AdaletWeb132

Page 1

Irak’ta öldürülen floförlerimizin katili

Adalet

Ekmek ve

iflgalciyle iflbirli¤i yapan AKP’dir!

Haftal›k Dergi / Say›: 132 / Tarih: 14 Kas›m 2004 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000

www.ekmekveadalet.net Mail:info@ekmekveadalet.net

Dev-Genç gelene¤i sürüyor

fioförler Irak’a Gitmeyin! ‹flgale Ortak Olmay›n! Felluce Felluce ezilenlerin ezilenlerin vatan›d›r vatan›d›r Emperyalizm, ölüm ekti¤i topraklarda ölümünü bulacak! Ekmek ve

Adalet

ISSN:

www.ekmekveadalet.com

Oligarfli K›z›lay direniflini hazmedemedi; Devrimci Gençlik Dergisi teknik bürosu bas›ld›, 19 kifli gözalt›nda!

info@ekmekveadalet.com

1304687X 132

YAfiASIN KIZILAY D‹REN‹fi‹M‹Z


‹nsanl›¤› siz öldürüyorsunuz! Kocaeli Üniversitesi ‹flletme Fakültesi 1. s›n›f ö¤rencisi 18 yafl›ndaki Ahmet Hakan Can›demir, 4 Kas›m’da K›z›ltoprak'ta trende kapkaçç›lar taraf›ndan telefonu gasbedilerek trenden afla¤› at›ld›. Can›demir, k›sa süre sonra da yaflam›n› kaybetti ve ailesi taraf›ndan organlar› ba¤›flland›. Bu olay, bir kaç gün boyunca gazetelerin manfletini doldurdu. Bir yandan “kapkaç” olaylar›n›n ulaflt›¤› boyut, bir yandan da organ ba¤›fl› üzerine yaflanan geliflmeler tart›fl›ld›. Can›demir, trende kapkaçç›larla bo¤uflmufl ve kimse müdahale etmemiflti; burjuva bas›n ertesi gün “insanl›k ölmüfl!” diye yazd›. Can›demir’in organlar›ndan yararlanma hakk› olan bir yafll› kad›n, daha genç birisi için bu hakk›ndan feragat etti. Ertesi gün burjuva bas›n bu kez “insanl›k ölmemifl” diye yazd›. Onlar›n derdi, olaylar›n nedenlerini niçinlerini ortaya koymak olmad›¤› için, k›sa yoldan hüküm ç›kar›rlar her konuda. ‹nsanl›k ölmüfl mü, ölmemifl mi, tekil olaylardan tüm toplumu kapsayacak genellemeler ç›kar›lamaz. Evet, halk›m›z›n dayan›flma, yard›mlaflma de¤erlerinin zay›flad›¤› bir gerçektir. Fakat, burjuvazinin tüm ideolojik sald›r›lar›na, yoz kültür kuflatmas›na ra¤men, halk›m›z›n kendi de¤er-

✹R ÇA⁄ DUYU

I U

lerini tümüyle terketmedi¤i de bir baflka gerçektir. Burada sorulmas› gereken soru; halk›n baz› kesimlerinde insanl›k öldüyse, kim, nas›l öldürdü sorusudur. E¤er bu topraklar boyuna kapkaçç› üretiyorsa, e¤er o gencimiz kapkaçç›larla bo¤uflurken kimse müdahale etmediyse, bu tablo, oligarflinin ve onun medyas›n›n eseridir. Burjuva medya, insanl›k ölmüfl mü, ölmemifl mi manfletleri yerine “‹fiTE ESER‹M‹Z!” diye manflet atmal›yd›. ‹nsanl›¤› kim öldürdü? Kendinizi düflünün, köfleyi dönün diyen siz de¤il miydiniz? Birey olun, kendinizi kurtarmaya bak›n diye ö¤üt veren siz de¤il misiniz? “Baflkalar›n› kurtarmak size mi kald›?” diye sorgulayan siz de¤il misiniz? Baflkalar› için risk almaya de¤mez teorisini yapan siz de¤il misiniz? Gecekondu semtlerinin iflsiz gençleri devrimci olmas›n da mafyac›, uyuflturucu ba¤›ml›s› olsun diye polis terörü estiren, semtlerde barlar›, çeteleri teflvik eden sizin düzeninizin polisi de¤il mi?

tehlikeye atmam›fllar. Burjuva medya, trendeki “duyars›z” yolcular› elefltirmek yerine, “bizim köfle yazarlar›m›z›n ö¤ütlerine uydu¤unuz için aferin” demeliydi.

“Kapkaç terörü” adland›rmas›ndaki ikiyüzlülükleri ise meselenin öteki boyutu. Benzer her konuda oldu¤u gibi, oligarflinin akl›na yine cezalar› a¤›rlaflt›rmaktan baflka bir fley gelmemektedir. Oysa daha k›sa süre önce, “kapkaç›n, fliddet kullan›lmas› halinde mahkemeler taraf›ndan ‘gasp’ olarak cezaland›r›lmas›” uygulamas› bafllat›lm›flt›. Polis “kapkaç terörü azald›” diye demeçler veriyordu.

K›llar›n› k›p›rdatmad›lar. Bu son olayda da polis önce “trenden düfltü” diye zab›t tutup örtbas etmek istedi. Acaba niye? Bakanlar Kurulu da “Kapkaç olay›n› araflt›rmak için” komisyon kurmufl. Günayd›n! Yar›n unuturlar.

‹flte kapkaçç›lar, iflsizli¤in, yoksullu¤un çaresizli¤i alt›nda, gerçek h›rs›zlara, soygunculara yönelip haklar›n› arayacaklar›na, kolay yoldan yaflamay› seçiyorlar. ‹flte trendeki “duyars›z” vatandafllar; baflkalar› için kendilerini

Baflka bir önlem öneren, bofl konuflur.

SSK’n›n Devredilmesine Karfl› Emek Platformu taraf›ndan düzenlenen eylemler sürecek:

D 18 Kas›m’da Baflbakanl›k Binas›’na siyah çelenk koyma ve Meclis’e yürüyüfl

D 20 Kas›m Ankara’da merkezi miting

YAYIN Tav›r Dergisi Adalet ‹stiyoruz Özel Say›s› Ç›kt›!

‹mdat Bulut (DHKP-C)

Büyük d ireniflte ölümsüzlefltiler

Kocaeli Üniversitesi Rektörlü¤ü sözkonusu tren hatt›ndaki kapkaç, tecavüz olaylar›na iliflkin daha önce polise defalarca baflvurmufl, önlem al›nmas›n› istemiflti.

Çünkü h›rs›zl›¤›, yankesicili¤i besleyen kayna¤› kurutacak bir politikalar›, kararlar› yok. Olmayacak da. Göstermelik önlemlerle, cezalarla sorunun çözülmeyece¤ini herkes biliyor. Ama iktidar, halk› yoksullaflt›ran, iflsizlefltiren, h›rs›zl›¤›, fuhuflu besleyen politikalar› sürdürüyor. Çözüm bu politikalar› durdurmak, bu iktidarlardan kurtulmakt›r.

EYLEM

kahramanlar ölmez

Enver Gökçe 19 Kas›m 1981 Ömrü hapisliklerle, sürgünlerle geçen devrimci flairimiz, 1920'de Erzincan'›n Kemaliye ilçesinde do¤du. Ankara Üniversitesi, Türk dili ve Edebiyat Bölümü ö¤rencisiyken 13 Kas›m- 19 Kas›m fiehitlerimiz devrimci düflüncelerle tan›flt›. Halkevinin ç›kard›¤› "Ülkü" Dergisi’nde, ard›ndan 1945'de sosyalist sanat› güçlendirmek için ç›kard›klar› "Ant" Dergisi’nde yazd›. 1948'de anti-faflist gençK›ymet HANO⁄LU ler "Türkiye Gençler Derne¤i"nin kuruluflunda yerald›. 1948'de komü13 Kas›m 1993 nizm propagandas› suçuyla tutukland›. 1951'deki büyük tevkifiyatta yiDevrimci Memurlar örgütlenmesinde yer ne tutuklananlar aras›ndayd›. Mahkemede Marksizmi savundu. 7 senealan K›ymet Hano¤lu, ye mahkum edildi. Gökçe, faflizmin zulmü alt›nda geçen ömrünü 19 Kas›m 1981'de tamamlad›. ‹stanbul Kartal’da geE. Gökçe'nin, " Dost dost ile kavga" ve "Panzerler Üstüne Kalkar" çirdi¤i bir trafik kazafliir kitaplar›n›n yan›s›ra çevirileri vard›r. s›nda yaflam›n› yitirdi. Seyyid R›za 18 Kas›m 1937 Eyüp Belediyesi’nde Dersim isyan›n›n önderlerindendi. ‹ktidar anlaflma vaadiyle Semühendis olarak çal›yyid R›za’ya elçi gönderir. Erzincan’a görüflmeye gider ve tutuklan›r. flan Hano¤lu, BEMTarih 18 Kas›m 1937, yer Elaz›¤ Bu¤day Meydan›, içlerinde o¤luSEN örgütlülü¤ü içinnun ve kardeflinin de bulundu¤u 11 yoldafl›yla birlikte idam edilir. Seyde memurlar›n hak alyid R›za’n›n cesedi teflhir edildikten sonra yak›l›r. R›za’n›n külü havaya ma mücadelesinin nesavrulur ama mahkemedeki son sözleri bugüne kal›r: “75 yafl›nday›m. ferlerinden biriydi. Kürdistan flehitlerine kavufluyorum. Kürt gençleri intikam›m›z› alacaklard›r. Yaflas›n Kürtlük ve Kürdistan!”

Tülay Korkmaz (DHKP-C) 19 Kas›m 2001 Tülay Korkmaz, 24 Eylül 1976’da Hatay'›n ‹skenderun ilçesinde do¤du. Burjuva, küçük-burjuva bir çevrede büyüdü. Ama içinde oldu¤u burjuva yaflam tarz›n›, iliflkilerini benimsemedi. Liseye bafllad›¤› y›llarda, devrimcilerle tan›flt›. Adaletsizliklerden, yoksulluklardan ve sosyalizmden haberdar oldu. 95 1 May›s’›nda Adana'da 1 May›s’ta devrimci hareketle tan›flt›. Devrimci tercihleri özellikle 96 Ölüm Orucu’yla netleflti. Ayn› y›l kazand›¤› Çukurova Üniversitesi Hemflirelik Bölümü’nde gençlik örgütlenmesinde yerald›. Merkezi koordinasyonda görevler üstlendi. H›zla geliflti¤i bu süreçte bir sonraki görevi, Akdeniz gençlik sorumlulu¤uydu. Gözalt›lar yaflad›, iflkenceden geçirildi. 1998 ortalar›nda ‹stanbul'da illegal alanda görevlendirildi. 1999 17 Kas›m’›nda gözalt›na al›nd›. ‹flkencecilere ifade vermedi. Tutuklanarak Ümraniye Hapishanesi’ne konuldu. Hücre sald›r›s› gündeme geldi¤inde, o her zamanki gibi, görev üstlenmeye haz›rd›. 2001’in 11 May›s’›nda, 4. Ölüm Orucu Ekibi’nde, gençli¤in ve kad›nlar›n temsilcisi olarak k›z›l bant›n› kufland›. Anadolu kad›n›n›n sabr›yla, kararl›l›¤›yla zulmün üstüne yürüyerek ölüm orucunun 193. gününde ölümsüzleflti.

Ekmek ve

Adalet

‹mdat Bulut, 19-22 Aral›k katliam› s›ras›nda Ümraniye Hapishanesi’ndeydi. Kurflunlar, bombalar alt›nda üç gün geçirdi. Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde hücreye at›ld›. Boyun e¤medi. 3 Haziran 2001’de 5. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarak direnifl bayra¤›n› devralarak ölümsüzlü¤e kadar tafl›d›. ‹mdat Bulut, 1966 y›l›nda Kars-Akyaka’da do¤du. Terekeme milliyetindedir. Sömürenleri, zulmedenleri köyünde tan›d›. Düzene karfl› öfkeli oldu¤u ama henüz bu öfkenin bilince dönüflmedi¤i koflullarda, düzenin ordusunda askerlik yapt›. Askerlik sonras› 1994’te devrimci hareketle tan›flt›. Köyünde çevresinde art›k devrimci düflüncelerin propagandas›n› yapan, dergi da¤›tan bir devrimciydi. Ama bununla yetinmeyecekti; bir süre sonra harekete gerilla olma iste¤ini iletti. Sonras›nda Karadeniz da¤lar›nda bir gerillayd› art›k. Özgür bir ülke düflüyle da¤larda mücadele etti. 2000 Mart’›nda tutsak düfltü. Düflüncelerini ve düfllerini hapishanelerde yaflatacak, savunacakt› art›k. Bunun için ölüme yatt›.

INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.net

Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Pembe Özlem OLGUN Genel Yay›n Yönetmeni: Gülizar Kesici Adresi: ‹nebey Mahallesi Küçük Langa Caddesi No:29 C-26 Akflahin Pasaj› Aksaray-Fatih-‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks: 0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama ISSN: 1304 687X Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro

19 Kas›m 2002

Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro

‹ngiltere: £ 2.5

Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro

E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.net

Bürolar›m›z Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA Yap›verlag Venloerstr. 507-A 50825 Köln Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Tel-Faks:0 466 351 42 08 ‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi Faks:0049 221 280 90 84 Konak/‹zmir Tel-Faks: 0 232 482 29 54 E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 Adana- ‹nönü Cad. Örnekler Apt. No:5 Kat:5 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Tel-faks: 0 322 363 32 09 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Kat:1 No:43 Tel: 0 422 323 24 77 Tel-faks: 0 312 419 27 38 Mersin- Bahçe Mah. 4604 Sk. Tütüncü Apt. Kat: 1/6 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: Samsun- 19 May›s Mah. Talimhane Cad. Albayrak ‹flhan› NO:24 4 D: 6 Tel-faks: 0 326 223 87 18 Kat:2 Daire:9 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Bursa- Sakarya mah. Uluyol cad. Ayd›n ‹flhan›-2 No: 24 Kat: 2 Trabzon- Düzenli Ulusoy ‹fl merkezi Çömlekevi Yokuflu Daire: 2 Osmangazi/Bursa No: 42 Trabzon Tel-faks: 0 224 224 93 97 Tel-faks: 0 462 321 14 80


Ekmek ve Adalet Say› 132 ‹çindekiler

3... 5... 6... 10... 14... 16... 19... 21... 22... 24... 26... 28...

30... 33... 34... 37... 38... 40... 43... 46... 48... 49... 50...

Dev-Genç’ten Bugüne Gelene¤imiz Sürüyor 1 Nisan Davas›nda Karar Yaflas›n K›z›lay Direniflimiz YÖK, ‹flgal ve Tecrit Her Yerde Protesto Edildi Arafat halkt›r ve halk ölmez! Kampanya eylemleri sürüyor... Sevgi Erdo¤an Ölüm Orucu Ekibi Direniflçilerinden Sonunda Kazanan ‘‹nsanl›k Onuru’ Olacakt›r Yalanlar›n belgesini aç›kl›yoruz Peflkefl Çektirmeyece¤iz! Irak’a Gitmeyin! ‹flgale Ortak Olmay›n! Aydos Birleflti, Direndi Bütün Kondulular Birleflecek, Direnecek! ‘Devlet S›rr›’na S›¤›nmaya Devam Amasya Polisi Dizginlerinden Boflald›! Kürt Milliyetçi Önderli¤in ‹deolojik Savruluflu Faflistlerin ipi çözüldü! Oligarfli 6 Kas›m K›z›lay Direniflini Hazmedemedi Felluce: Ezilenlerin Vatan›! Kim ne dedi - Siyasi Hareketler Ayn›lar ayn› yerde ayr›lar ayr› yerde Sinan Bozkurt Açl›k Grevinde “Demokrat” Avrupa Katliam› Armutlu’da Anma: ‘Ya¤murlu flehitleri ölümsüzdür’

Dev-Genç’ten Bugüne Gelene¤imiz Sürüyor 6 Kas›m’da K›z›lay Meydan›’ndayd› gençlerimiz. Üniversitelerdeki YÖK düzenine karfl› halk için bilim, halk için e¤itim istediler. Ö¤renci olarak hakl› talepleriydi. Gündemleri sadece “kendi” sorunlar›yla s›n›rl› de¤ildi. Irak’ta iflgale karfl› ç›kt›lar. Topraklar› iflgal edilen, katledilen bir halk›n ac›lar›n› paylafl›yorlard›. F tipi hapishanelerde 117 insan›m›z›n can›n› alan tecrite karfl› ç›kt›lar. Bu ülkenin ba¤›ms›zl›¤›n›, demokrasiyi, sosyalizmi savunan beyinlerin F tiplerinde çürütülmesine ve yokedilmesine sessiz kalamazlard›... Gündemleri bunlard›. Bu konularda düflüncelerini aç›klay›p da¤›lacaklard›. Polis sald›rarak engel oldu buna. Faflist terör karfl›s›nda da y›lmad› bizim gençlerimiz; haklar›n› kullanmakta, düflüncelerini aç›klamakta ›srarl› oldular. En demokratik haklar›n› gasbeden, onlar› susturmaya çal›flan zulme karfl› direndiler. Gurur duyduk bu gençlerimizle. Kendi sorunlar› karfl›s›nda duyarl›yd›lar. Ülkelerine ve halklar›na karfl› sorumluluk duygusu içindeydiler. Emperyalizme, faflizme meydan okuyacak kadar cüretliydiler. Burjuvazinin “birey olun” dayatmas›na karfl› örgütlüydüler. Onlar DEV-GENÇ gelene¤inden geliyorlard›. Bütün bu hasletler, bu gelene¤in onlarca y›l nak›fl nak›fl iflledi¤i hasletlerdi. Oligarflinin bitmek bilmeyen terörü alt›nda yaflat›ld› bu gelenek. 1969’da DEV-GENÇ’in kuruluflundan bugüne sürdürüldü. Onlardan sözedilmeden bu ülkenin son 35 y›ll›k tarihi yaz›lamaz. Onlardan sözetmeden hiçbir mücadele gelene¤i anlat›lamaz. Önce kendileri ayd›nland›lar. Sonra bu ›fl›¤› Anadolu’nun dört bir yan›na yayd›lar. Amerikal›lar› denize döken onlard›. Okullar›ndaki eflitsizliklere, haks›zl›klara, polis terörüne karfl› militanca direnen, fabrikalar› iflgal eden iflçilerle, toprak iflgali yapan köylülerle omuz omuza olan onlard›. 12 Eylül sonras›nda statükolar› y›kan, gençli¤in örgütlenmesinin yolunu açan yine bu gelenektir. 6 Kas›m gelene¤i de iflte bu gelene¤in gücüyle yarat›ld›. 6 Kas›m büyük bedeller ödenerek yerleflmifl bir gelenektir. 6 Kas›m’lar›, YÖK’e karfl› mücadelenin en kitlesel ve militan boyutlar›yla yükseltildi¤i bir güne dönüfltürmek için ödenen bedeller bilinmeden 6 Kas›m, K›z›lay üzerine konuflmak mümkün de¤ildir. YÖK’ün kurulufl tarihi olan 6 Kas›m’›, gençli¤in YÖK’e ve düzene karfl› taleplerinin manifesto halinde ortaya konuldu¤u bir gün haline getirebilmek için onlarca, yüzlerce de¤il, binlerce ö¤renci okuldan at›ld›, iflkencelerden geçirildi, hapishanelere konuldu. Gençli¤in ve gençlik örgütlenmelerinin koflullar›na göre çok çeflitli mücadele ve örgütlenme biçimleri arac›l›¤›yla sürdürüldü 6 Kas›m mücadelesi. Onbinlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› boykotlar yap›ld›. Çok say›da komiteler kuruldu. Oligarfli sald›r›s›n› art›rd›kça militan direnifller gerçeklefltirildi. K›z›lay’daki merkezi gösteriler de bu geliflim içinde gündeme geldi. Türkiye’nin dört bir yan›ndan gençlik örgütleri, baflkentte toplanarak taleplerini en güçlü bir biçimde dile getirmeyi geleneksellefltirdiler. K›z›lay art›k bir gelenektir... Faflist terörün, emperyalist yoz kültürün, bencilli¤in, sorumsuzlu¤un teslim alamad›¤› gençlerimiz, tüm gençli¤in öncüsü olarak mücadele ediyor. K›z›lay’daki cüret, statükolara, iktidara, kuflatmaya meydan okuyan bir anlay›fl› temsil ediyor. Bugün 1 milyonu aflk›n üniversite ö¤rencisi, çok çeflitli biçimlerde mücadeleden, örgütlenmelerden uzaklaflt›r›lm›flt›r. Gençli¤in öncüsü olan örgüt-


lenmelerin as›l görevi, misyonu, oligarflinin düzene çekti¤i bu gençli¤i ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm mücadelesine kazanmakt›r. 6 Kas›m gelene¤inin, K›z›lay gibi direnifllerin önemi ve rolü de buradad›r. Üniversitelerdeki ve üniversiteler d›fl›ndaki gençli¤imizi, emperyalizmin ve faflizmin etki alan›ndan ç›karmak, ancak, militan bir mücadele çizgisiyle birlefltirilmifl kitle çal›flmas›yla mümkündür. “Kitleleri ürkütmeyelim” edebiyat›yla, oligarflinin sald›r›lar›na, polis terörüne direnmeyerek, hakl›l›¤›ndan, meflrulu¤undan tavizler vererek gençli¤e öncülük yap›lamaz. Genifl bir gençlik kitlesi zaten faflizmin terörüyle ürkütülmüfltür, burjuvazinin “hiçbir fley için ölmeye, bedel ödemeye de¤mez” kültürüyle sorumsuzlaflt›r›lm›fl, bireycilefltirilmifl, halk›na, ülkesine yabanc›laflt›r›lm›flt›r. Bu tabloyu de¤ifltirmek, faflizmin terörüne cüretle karfl› ç›kan, bedel ödemeyi göze alabilen, burjuvazinin empoze etti¤i kültürün d›fl›nda devrimci bir kültür, devrimci bir yaflam oldu¤unu gösteren bir çizgiyle mümkündür. Kitleye güven verecek, onlar›n dumura u¤rat›lm›fl beyinlerinde sorular uyand›racak olan budur. Eylem de, kitle çal›flmas› da, ajitasyon propaganda da bu anlay›flla flekillenmelidir. K›z›lay direniflini elefltirenler, K›z›lay’dan uzak duranlar, y›llard›r “kitle edebiyat›” yapan ama kitleleri örgütledikleri, harekete geçirdikleri de bir türlü görülmeyen anlay›fllard›r. “K›z›lay’a ç›kmayal›m, üniversitelerde kitleleri örgütleyelim” demek bir politika de¤ildir. Üniversitelerde kitleleri örgütlemek 6 Kas›m’la m› s›n›rl›? Y›l›n 364 günü örgütle! Bunlar oligarflinin icazetinin d›fl›na ç›kmaktan kaç›fl gerekçeleridir. Evet, K›z›lay eylemi, oligarflinin icazetinin d›fl›nda bir eylemdir. Biz ›srarl›, kararl› oldu¤umuzda, polisin sald›r›lar›n›n püskürtüldü¤ü, gençli¤in sözünü rahatça söyleyebildi¤i bir mevziye de dönüflecektir. Bu ülkede kazan›lan her mevzi böyle kazan›lm›flt›r. Ama tüm siyasi tarihlerinde flu mevziyi biz kazand›k, flu gelene¤i biz yaratt›k diyebilecekleri tek bir örnek olmayanlar, elbette ... Onlar DEV-GENÇ gelene¤inden K›z›lay’› anlamaz, K›z›geliyorlard›. Bütün bu hasletler, lay’da olmazlar.

bu gelene¤in onlarca y›l nak›fl nak›fl iflledi¤i hasletlerdi. Oligarflinin bitmek bilmeyen terörü alt›nda yaflat›ld› bu gelenek. 1969’da DEV-GENÇ’in kuruluflundan bugüne sürdürüldü. Onlardan sözedilmeden bu ülkenin son 35 y›ll›k tarihi yaz›lamaz.

YÖK sürdü¤ü müddetçe, gençli¤in söyleyecek sözü oldu¤u müddetçe, K›z›lay’da direnifl de olacakt›r. fiiddetle, zorbal›kla gençlik susturulamaz, y›ld›r›lamaz. Baflken-

tin K›z›lay Meydan›’n› gençli¤in sözünü söyleyece¤i bir kürsü yapabilmek için mücadeleyi sürdürece¤iz. Bedel ödenmeden, gerekti¤inde direnmeden, çat›flmadan hiçbir mücadele biçimi, hiçbir örgütlenme, meflrulaflt›r›lmam›flt›r. B›rak›n K›z›lay’›, kampüs içlerinde paneller, yürüyüfller yapmak bugün yer yer kazan›lm›fl bir mevziyse, bu da büyük direnifllerle elde edildi. Kald› ki, mesele eylemlerin K›z›lay veya kampüs içinde yap›l›p yap›lmamas› de¤ildir; oligarfli, tüm gücüyle, terörüyle gençli¤i susturmak, örgütsüzlefltirmek istiyor. Gençli¤in beyniyle düzen d›fl›na ç›kmas›n› engellemeye çal›fl›yor. Bunun için gerekti¤inde kampüs içlerinde de vahflice sald›rm›yor mu? K›z›lay’a gelmeyen anlay›fl, kampüs içinde de direnmeyecektir; peki böyle bir anlay›fl, terörün, burjuva bireycili¤in susturdu¤u gençli¤e hangi kap›lar› açabilir, hangi güveni verebilir? DEV-GENÇ gelene¤i, gençlik mücadelesinde militanl›¤›n da, kitleselli¤in de ad›d›r. DEV-GENÇ’in bu ülkenin üniversitelerinde, liselerinde yaratt›¤› kitleselli¤i yaratan baflka hiçbir anlay›fl yoktur. Bu yüzden DEVGENÇ gelene¤ine karfl› “kitle” edebiyat› yapmak, kendini bilmezliktir. 6 Kas›m gelene¤i, bafl›ndan bugüne DEVGENÇ’in ›srar ve kararl›l›¤›n›n bir sonucudur. K›z›lay da ayn› ›srar ve kararl›l›kla bir gelene¤e dönüflmektedir. Kimileri bundan rahats›zd›r. Bir çok siyasi hareket, 1990’daki ilk 6 Kas›m boykotundan bu yana zaman zaman çeflitli vesilelerle 6 Kas›m eylemlerinin d›fl›nda kald›lar. Bir y›l kat›l›p, bir y›l kat›lmama gibi istikrars›z bir çizgide oldular. Hatta kimi zaman boykot k›r›c›l›¤› yapt›lar. Bunun tek bir nedeni vard›, grupçuluk, rekabetçilik. Tart›flma konusu yapt›klar› bu mücadelenin do¤rulu¤u, yanl›fll›¤› de¤ildi. K›z›lay’da da bugün ayn› fley olmufltur. K›z›lay’a ç›kmak, kararl›l›k göstermek do¤ru ve gerekliydi. Polisin dayatmalar›yla eylem ve mücadele biçimi de¤ifltirmenin sonu yoktur, sonunda eylem yapacak yeriniz de, kitle çal›flmas› yapacak derman›n›z da kalmaz. Bunu belki herkes görüyordu ama grupçu, rekabetçi duygularla DEVGENÇ’in öncülü¤ü onlar› rahats›z ediyordu. Önceki y›l›n keskin K›z›lay savunucular›, di¤er gençlik örgütlerine ra¤men orada ç›k›fllar yapanlar, bu y›l kampüs içini, flenlikleri savundular. Fakat gelenekler öyledir ki, bunlar› siler ve tarihe yaln›z gelenekler kal›r. 6 Kas›m böyle olmufltur, K›z›lay da böyle olacakt›r. DEV-GENÇ gelene¤i, faflist terörü, kaçk›nl›klar›, küçük hesaplar› aflarak gençli¤in mücadelesinin öncüsü olmaya devam edecektir.


1 Nisan Davas›nda Karar

Adaletsizlik sürüyor 25 Ekim’de bafllayan 1 Nisan duruflmalar›n›n karar› 5 Kas›m’da aç›kland›. “Yarg›lanan” devrimcilerin haz›r bulundu¤u duruflmada aç›klanan karar, adaletsizli¤in, sahte belgelerle özgürlük gasb›n›n sürdürülmesi oldu. 7 ayd›r tutuklu olan 42 kifliden 19’u tahliye edilirken, 23’ünün hukuksuz bir flekilde esaretinin sürdürülmesine karar verildi. Tahliye olanlar flöyle; Ferhat Özdemir, Hasibe Çoban, Seval Yaprak, Serkan Onur Y›lmaz, Yeliz Türkmen, Yalç›n Akar, Alp Yarbafl, Y›lmaz Kaya, Eylül ‹flcan, Çayan Güner, Gülsen Salman, Necla Can, Fadik Ad›yaman, Ali Çimen, Murat Yücel, Bülent Solgun, Feridun Osmana¤ao¤lu, Sezai Demirtafl, Sevda Kurban.

Tutsaklara Destek ‹lk duruflmadan itibaren tutsaklar› yaln›z b›rakmayan HÖC’lüler yine mahkeme önündeydiler. Dava boyunca çeflitli kurumlar›n ve birçok Avrupa ülkesinde uluslararas› heyetlerin deste¤i görülürken, o gün, BES 2 No'lu fiube Baflkan› Mustafa Aktafl, Genel-‹fl Örgütlenme Daire Baflkan› Erol Ekici ile, pankart ve dövizleri ile ‘Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’ ve Mücadele Birli¤i kat›ld›lar. ‘Sahte Belgelerle Tutuklananlar Serbest B›rak›ls›n’ dövizlerinin, ‘Adalet ‹stiyoruz’ pankart›n›n tafl›nd›¤› destek aç›klamas›na 150 kifli kat›ld›. Aç›klama öncesinde polisin engelleme ve provake etme çabalar›, gaz maskeleri ve kasklarla sald›r›ya haz›r vaziyette bekleyerek tedirginlik yaratma

giriflimleri, kararl›l›k karfl›s›nda bofla ç›kar›ld›. K›sa bir süre yaflanan arbedenin ard›ndan yap›lan aç›klamada, sahte belgeler gerçe¤i yeniden vurguland›.

Komplo Mahkemesinde Mant›k Art›k Daha Net: Ne Kadar Yat›r›rsak Kârd›r ‹lk duruflma tam 7 ay sonra yap›ld›. Yaz›l› yasalar›n bile aç›k bir ihlali olan bu durum, bugün tahliye edilen 19 insan›n neye dayanarak tutuklu kald›klar› sorusunu sordurmaktad›r. Ancak sorun bununla da bitmiyor. Çünkü hala 23 insan›n, H‹ÇB‹R DEL‹L‹N OLMADI⁄I bir dosya kapsam›nda tutuklulu¤u sürüyor. Sahte belgelerin delil olmayaca¤›, geçen haftaki dergimizde de s›ralad›¤›m›z gibi, mahkeme kararlar›yla dahi sabit hale gelmifltir. ‹stanbul 12. ACM (DGM) bu gerçe¤i dikkate almayarak adaletsizli¤i sürdürme karar› alm›flt›r. Üstelik davay› tam 3,5 ay ileri tarihe, 11 fiubat 2005’e erteleyerek, nas›l bir mant›kla hareket etti¤ini de daha net hale getirmifltir. ‹lk duruflman›n kendi yasalar›na ayk›r› olarak 7 ayda yap›lmas›nda oldu¤u gibi, hareket mant›¤›, “ne kadar yat›r›rsak kâr” fleklindedir. Bu bile, mahkemenin, “elimizde hiçbir delil yok, keyfi flekilde yat›rmaya devam ediyoruz” itiraf›d›r.

Yeni CMUK, ‘Adli Kolluk’ ve 1 Nisan Hukuksuzlu¤u Hak ve özgürlükler mücadelesine yönelik bask›n›n, yasaklar›n, hukuksuzluklar›n daha kolay sürdürülmesinin yolu, tersine bir hava yaratmaktan geçiyor. AB yasalar› tam da buna hizmet ediyor. Demokratikleflme havas› estirilip, daha önce benzeri hiç yaflanmam›fl bir hukuksuzluk ve komplo

operasyonu yap›l›yor ve davas› keyfi flekilde sürdürülüyor. Davan›n görüldü¤ü günlerde, CMUK’ta düzenlemeler vard› ve mahkemelere ba¤l› çal›flacak “Adli Kolluk” kurma karar› al›nd›. Güya art›k polis “sorgu” yapmayacak. ‹zleyin verilmek istenen havan›n tersine süreç devam edecektir. En baflta, bu “Kolluk”lara ne kadar iflkenceci varsa doldurulacak. Sonra bu makyaj›n alt›nda iflkenceli sorgular, polis komplolar› tüm h›z›yla sürecektir. DGM’lerin ACM yap›l›p, DGM hukukunun sürdürülmesi ve ayn› kadronun ACM’ye atanmas›nda oldu¤u gibi. Yeni CMUK’ta, “hakimin, yeterli delile dayanmayan iddianameyi savc›ya iade etmesi; yarg›laman›n en k›sa sürede bitirilmesi” düzenlemeleri de var. 1 Nisan dosyas› “yeterli”yi b›rak›n, hiçbir delile dayanmayan, her sat›r› sahte belgelere yaslanan bir dosyad›r. Onlarca insan b›rak›n “en k›sa süre”yi, bilinçli bir flekilde en uzun süre nas›l yat›r›r›z hesab›yla F tiplerinde tutulmaktad›r. “Hukuk devleti” k›l›f›ndaki hukuksuzluk, milyonlar›n gözü önünde iflte böyle sürdürülüyor.

Adalet ‹stemeyi, Komployu Teflhir Etmeyi Sürdürece¤iz Adaletsizlik sürüyor, Avrupa emperyalizminin deste¤iyle haz›rlanan komplo devam ediyor. AKP, “AB yasalar›” ile demokratikleflme maskesini cilalarken, tarihe geçecek bir komplo davas›nda ›srar ediyor. Bu ülkede yaflayan, hukuktan, adaletten yana oldu¤unu söyleyen herkesin davas› olan, tarihi 1 Nisan komplosunda, en büyük savafl gerçek ile yalan aras›ndad›r. Biz gerçe¤in sesi olmay›, tüm dünyaya duyurmay› sürdürece¤iz.

Say› 132 5 14 Kas›m 2004


Yaflas›n K›z›lay Direniflimiz 6 KASIM KIZILAY ARTIK B‹R GELENEKT‹R! YÖK durdukça her 6 Kas›m’da K›z›lay’da direnifl de olacak. Gençlik zorbal›k ve fliddetle susturulamaz.

Say› 132 6 14 Kas›m 2004

Gençlik Federasyonu’nun en kitlesel grup olarak yer ald›¤› K›z›lay Direnifli, gençli¤in teslim al›namayaca¤›n›n göstergesidir. Gençlik Federasyonu, DEV-GENÇ’in faflizme karfl› direnifl gelene¤ini K›z›lay Meydan›’na tafl›yarak, gelene¤i sürdürüyor. Gençli¤e bombalar ya¤d›ran, üzerine binlerce polisini sald›rtan, panzerlerle sindirmek isteyen AKP iktidar›, YÖK’e karfl› olmad›¤› gibi, tüm gençli¤in düflman› oldu¤unu göstermifltir.

6 Kas›m 1981’den bugüne; YÖK arac›l›¤›yla 23 y›ld›r gençli¤i susturmak isteyenler bir kez daha baflar›s›zl›klar›na tan›k oldular K›z›lay’da. Boyun e¤en gençlik istediler. Ama tüm gençli¤e boyun e¤diremediler. Çünkü; bu ülkenin dev yürekli gençleri vard›. Çünkü; bu ülkenin tarihine ve gelece¤ine sahip ç›kan gençleri vard›. Çünkü; gençli¤in mücadele

ve direnme kültürü vard›. Gençlik bir kez daha K›z›lay'dayd›. YÖK'e, iflgale, tecrite karfl› akademik-demokratik üniversite, halk için bilim halk için e¤itim taleplerini hayk›rmak için, Anadolu'nun dört bir yan›ndan Ankara'ya geldiler. Kararl›l›klar›yla, coflkular›yla, faflizmin karfl›s›na dikilme cüretini gösterdiler. “K›z›lay meydan› meflru hakk›m›zd›r” diyerek yürüdüler. Bombalara, panzerlere, tazyikli suya tafllarla, molotoflarla karfl›l›k verdiler. Gençli¤i sindirmek, kuflat›lm›fl alanlara hapsedip halktan tecrit etmek isteyenlere karfl› en meflru direnifl haklar›n› sonuna kadar kulland›lar. 6 Kas›m bir kez daha gençli¤in YÖK’e karfl› isyan›na sahne olurken, AKP’nin binlerce polisinin terörüne tan›k olundu.

K›z›lay Bizimdir Gençlik Federasyonu üyeleri, Ankara giriflinde jandarma ve polis taraf›ndan durdurularak otobüslerde arama ve kimlik kontrolü yap›ld›. ‹stanbul ve Anadolu’dan gelen gruplar Kurtulufl Park›’nda topland›lar. 6 Kas›m öncesinde Gençlik Federasyonu’nun önerisinin sonucunda, K›z›lay eylemine Gençlik Federasyonu’nun yan›s›ra, Yeni Demokrat Gençlik, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Demokratik Üniversite Komiteleri, Devrimci Parti Güçleri, Devrimci Proleter

Gençlik, Genç Direniflçi kat›l›rken, eyleme GMK Bulvar›’ndan K›z›lay'a yürüyerek kat›laca¤›n› aç›klayan SDP Gençli¤i'nden 50 kifli toplanma yerinden gözalt›na al›nd›. Gençlik Federasyonu’nun yan›s›ra Yeni Demokrat Gençlik ve Devrimci Proleter Gençlik’in merkezi, di¤erlerinin yerel olarak kat›ld›klar› eylemde, 800 kiflilik kitle Kurtulufl Park›’ndan Ziya Gökalp Caddesi’ni çift tarafl› trafi¤e kapatarak, iki koldan K›z›lay do¤ru yürüyüfle geçtiler. Mithat Pafla Köprüsü’ne geldiklerinde binlerce polisle kurulan barikat onlar› bekliyordu. Gençlik, demokratik hakk›n›n engellenmesi karfl›s›nda kararl›yd›.

Gençlik Direnifle Haz›r 400 kiflilik kitlesiyle Gençlik Federasyonu barikat ve sald›r› karfl›s›nda direnifle haz›rd›. Demokratik hakk›n ancak direnilerek kazan›laca¤› bir ülkede yaflad›¤›m›z›n bilincindeydiler. Polis flefleri ile gençlik temsilcilerinin görüflmesi sürerken, kitle K›z›lay’a izin verilmemesi durumunda direneceklerini sloganlar›yla gösteriyordu. Polis, hak arayan bütün kesimlere oldu¤u gibi, dayatmalarda bulundu. “Aç›klaman›z› burda yap›p da¤›l›n... Terör örgütleri olay ç›karacak..” gibi dayatma ve demagojilere baflvuran polis, “yasa biziz, de-


mokratik hakk›n s›n›rlar›n› biz belirleriz” diyordu. Gençlik bu dayatmaya, bu pervas›zl›¤a taviz veremezdi. Yüzlerce kifli k›z›l fularlar›n› ba¤layarak, az sonra bafllayaca¤› aleni hale gelen sald›r›ya karfl› kald›r›m tafllar›n› sökmeye bafllad›lar. Gençlik Federasyonlu bir direniflçi ö¤rencinin belirtti¤i gibi, “K›z›lay’a ç›kmak bizim en muflru hakk›m›zd›r ve biz bu hakk›m›z› sonuna kadar savunacakt›k. K›z›lay’› halka kapatamazlard›.”

Yüzlerce Gençlik Federasyonlu Direniyor Gençlik temsilcileri ile polis aras›ndaki diyalog uzun sürmedi. Polisin gaz maskelerini takarak, coplar›n› çekerek sald›r› haz›rl›¤›n› gören kitle, direnifle geçti. Onlarca panzer ve binlerce polisin sald›r›s›na karfl› K›z›lay’a ç›kan cadde direnifl alan›na dönüfltü. Polis çok yo¤un biber gaz› s›kmaya, gaz bombalar› atmaya bafllad›. Panzerlerin gençli¤in üzerine yürümesi üzerine, geri çekilen kitle, molotoflarla panzerlerin önünü kesti. Bu arada yol kenar›ndaki demirler sökülerek barikat kuruldu. Gençlik üzerlerine yürüyen panzerlere karfl› kendini savunmak, K›z›lay hakk›n› almak için inançla, DEV-GENÇ tarihinden ald›klar› güçle direniyordu. K›rm›z› fularl› Gençlik Federasyonlular molotoflar› panzerlere f›rlat›rken, baz› panzerlerin tutufltu¤u görüldü. At›lan yüzlerce molotof, bir kitle direniflinin nas›l olmas› gerekti¤ini gösteriyordu. Demokratik hakk› engellenen tüm gençlik gruplar›, direniflin dayan›flma ruhuyla, molotoflar ve tafllarla meflru direnme haklar›n› sonuna kadar kullanmakta kararl›yd›lar.

Her Cadde Direnifl Yeri Burjuva bas›n›n “halka za-

rar verdiler” diyerek karalama kampanyas› bafllatt›¤› bu görüntülere iliflkin, yine direniflin en ön saflar›ndaki bir Gençlik Federasyonlu flöyle diyordu: “Söktü¤ümüz demirler halk›n mal› de¤ildi. Halka esnaflarlara zarar veren biz de¤il, polisti. Hiçbir esnaf› tafllamad›k, polis dükkanlar›n içine biber gaz› s›kt›. Kitlesel olarak çat›fla çat›fla Kurtulufl Park›’na do¤ru çekildik.” Parka çekilen kitle polis taraf›ndan sar›lmaya baflland›. Bunu gören ö¤renciler, direnifli çok daha genifl bir alana yaymaya bafllad›. Park›n arka taraf›ndan ç›k›p molotoflarla yolu trafi¤e kapat›ld›. Bu s›rada polis yo¤un bir flekilde gaz bombalar› at›yor, K›z›lay çevresindeki tüm halk› terörize ediyordu. Tekrar K›z›lay’a girmek için Mithat Pafla Köprüsü’ne do¤ru yönelen kitle, burada da yo¤un polis y›¤›na¤›na karfl› yeniden geri çekildi. Kitlenin bir k›sm› köprünün bir yan›nda kal›rken, bir k›sm› da Cebeci yönüne, bir baflka grup da Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsü’ne do¤ru yöneldi. Cebeci’den ayr›lan grup Dikimevine do¤ru yürüyüfle geçti¤inde, art›k her yer direnifl alan› olmufltu. Gençlik Federasyonlular›n “Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, YÖK'e Hay›r, Mahir Hüseyin Ulafl Kurtulufla Kadar Savafl” sloganlar› her yerde yank›lan›yor, K›z›lay direnerek zorlan›yordu.

Faflistler Sald›rd›, Direnifl Barikatlarda Sürdü Dikimevine giden grup, ön-

ceden polis taraf›ndan organize edilen faflistlerin b›çakl› ve sat›rl› sald›r›s›na u¤rad›. “Bir arkadafl›m›z a¤›r yaralanarak hastaneye yo¤un bak›ma kald›r›ld›. Cebeci’ye yönelen grup ise barikat kurup yaklafl›k bir saat burada çat›flt›. Hacettepe’deki grup, Cebecinin haberini al›nca oraya do¤ru yöneldi.” Cebeci’ye arkadafllar›na destek için gitmeye çal›flan grubun önü de polis taraf›ndan kesildi. Bunun üzerine gençlik burada da çat›flmaya karar verdi. “Madem K›z›lay’a alm›yorlard›; o saaten sonra her yer bizim için çat›flma alan›, her yer K›z›lay’d›.” Yollar› kesip sloganlar atarak çat›flmay› sürdüren Gençlik Federasyonlular bir yandan da çevrede bulunan kahvelere, esnaflara giderek neden Ankara’ya geldiklerini, YÖK’ün ne oldu¤unu anlatt›lar. Bir süre devam eden çat›flmalar daha

Say› 132 7 14 Kas›m 2004


sonra iradi olarak bitirildi. K›z›lay direnifli s›ras›nda, oradaki gençlik gruplar›n›n her zaman eylemlerde açt›klar› bayraklar›n d›fl›nda bir bayra¤›n “kitlenin içinde dolaflt›r›lmas›” ise, gençli¤in “çok ilgisini” çekti. Yer-zaman gözetmeksizin dolaflt›r›lan bayra¤a, “neymifl bu bayrak” diyerek bakt›lar!!! Daha sonra bir yay›n organ› bunun ‘GKÖ bayra¤›’ oldu¤unu yazd›.

K›z›lay Her 6 Kas›m’da Direnifl Yeridir Direniflçi bir Gençlik Federasyonlu, medyada ç›kan haberleri ve K›z›lay’a girememifl olmalar›n› ise flu sözlerle de¤erlendirdi: “K›z›lay’a ç›kmak için sadece medyan›n gösterdi¤i kadar de¤il, bütün gün sokaklarda çat›flt›k. Her taraftan K›z›lay’› zorlad›k. Hakk›m›z olan› istedik. Evet molotof da, sapan da, tafl da kulland›k. Biber gazlar›na, aç›lan atefllere karfl› kendimizi korumak en meflru hakk›m›zd›r. Onlar nas›l sald›rd›ysa biz de kendi silah›m›zla cevap verdik. Burjuva bas›n›n gösterdi¤i gibi biz halka zarar vermedik, zaten halk çocu¤u olan Say› 132 8 14 Kas›m 2004

bizler, haklar›m›z› talep etmek için ordayd›k. Halka zarar veren, dükanlar› talan eden, panzerleri üzerimize sürüp tazyikli su s›kan, gaz bombalar›yla biber gazlar›yla bize sald›ran polistir. Ayr›ca Kanal D’de haber saatinde ç›k›p aç›klama yapan psikolo¤un anlat›¤› gibi psikolojik sorun yaflam›yoruz, onun dedi¤i gibi biz üç befl kiflinin peflinden koflmad›k. As›l psikolojileri bozuk olanlar hakl› mücadelemizi karalayanlard›r. Onlardan anlay›fl beklemiyoruz. YÖK’ü, tecriti ve iflgali onaylay›p, karalama yapanlar›n anlay›fl› bellidir. Bugün K›z›lay’a ç›kamam›fl olabiliriz, ama vazgeçmeyece¤iz. K›z›lay’› bize yasaklayalara dar edece¤iz, K›z›lay hedefimiz. Her 6 Kas›m K›z›lay’da direnifl olacak. Biz olaca¤›z, DEV-GENÇlilere alanlar›n yasaklanamayaca¤›n› herkes anlayacak.”

Sald›r› Protesto Edildi Sokak sokak çat›flan, direnen gençlik iradi olarak son verdi¤i eylemin ard›ndan akflam saatlerinde Yüksel Caddesi’nde toplanarak yaflanan sald›r›y› protesto ettiler ve K›z›lay’a ç›kman›n meflru

Gaz Bombalar›n›, Coplar› Savunan Tayyip Demokrasiden Anlar M›? Tayyip Erdo¤an 6 Kas›m eylemlerini demokratik bulmad›¤›” söyleyerek flöyle dedi: “Kalk›p cam çerçeveyi indireceksin, kald›r›m tafllar›n› sökeceksin ve araçlar›n üzerine atacaks›n, polisi molotofkokteyliyle, flununla bununla taciz edeceksin... Emniyet teflkilat›m›z›n sabr›n› gördünüz. Polisin sabr› da bir yere kadar.” “Polisin sabr› da bir yere kadar” sözü bile, polise hak arayana karfl› her türlü terörü uygulama yetkisi verildi¤inin kan›t›d›r. Polisin herhangi bir eylemde, her

Tayyip bu güruhu, gençli¤in demokratik hakk›na sayg› için mi y›¤d›?

zaman “sabr› tükenir”, asl›nda hiç yoktur. Kald› ki, mesele “cam çerçeve” de de¤ildir. Ayn› gün ‹stanbul’da bunlar›n hiçbiri yoktu, Beyaz›t Meydan› gaz bombas›na bo¤uldu. Erdo¤an’›n daha önce “demokratik bulmad›¤›”, “terör” dedi¤i memur eylemlerinde de kimse molotofkokteyli atmam›flt›. 9 Kas›m’da SSK’y› protesto eden sendikac›lar da “cam çerçeve” indirdikleri için mi bafllar›na gaz bombalar› ya¤d›r›ld›? Erdo¤an demagoji yap›yor, polis vahfletini hakl› göstermek istiyor. Demokratik gösteri dedi¤i flu: “dur dedi¤im yerde dur, konufl dedi¤im yerde konufl, ben taleplerine kulaklar›m› t›kayay›m, demokratiklik oyunuma alet ol! ‹radeni dayatma, isyan etme! Uymazsan, polisin sabr› tükenir!” Erdo¤an’›n demokratik eylemi hak aramamad›r, vitrinliktir. Böyle olursa iktidar kimseyi kaale almamada rahat edecektir. O demokrasiden anlamaz, bilmez hak ve özgürlük nedir, nas›l aran›r. Gençli¤in karfl›s›na bir ordu diken baflba-

kan demokrasiden ne anlar? Bast›rmay›, susturmay›, sindirmeyi bilir sadece. Gençlik elbette bu oyunu bozacak, direnecek, YÖK’e isyan edecek, susmayacak. Gençli¤in, kuruluflundan bu yana YÖK’e karfl› isyan› bilinir ve cuntan›n kurdu¤u YÖK’e isyan etmek kadar demokratik hiçbir hak olamaz. Bugün YÖK’ü kimse savunam›yorsa, bunda gençli¤in yer yer tafll› sopal›, molotoflu, kimi zaman açl›k grevli eylemleri sayesindedir. Gençlik K›z›lay’a da bu hakk›n› kullanmak için ç›kt›. Ama, önü binlerce polis, panzerler, köpekler, gaz bombal› robocoplarca kesildi. Böyle bir donan›m›n ve sald›r›n›n hemen öncesinde “ne mutlu Türküm diyene” ba¤›r›fllar› ile sald›rganlar›n motive edilmesinin gençli¤in demokratik hakk›na sayg› için yap›lmad›¤› aç›kt›r. AKP gençli¤i susturmak istiyor. Hak arayan, zulme isyan eden, YÖK’e boyun e¤meyen, örgütlenen gençlik istemiyor. Sald›r› bunun içindi. Erdo¤an bunu dayat›yor.


haklar› oldu¤unu yeniden hayk›rd›lar. Çeflitli gençlik gruplar›ndan 250 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Gözalt›lar Serbest B›rak›ls›n, Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm” sloganlar› at›ld›. ‹ktidar ve burjuva medya gençli¤e karfl› sald›r› kampanyas› yürütürken, çeflitli kurumlar taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamalarla polis sald›r›s› protesto edildi. Gençlik Federasyonu yapt›¤› aç›klamada, tüm halk kesimlerine sald›ran AKP iktidar›n›n bask›c› yüzünü bu sefer de Ankara’da gösterdi¤ine dikkat çekerek, “Bugün Ankara sokaklar›nda yaflanan bu sald›r›, bu ülkenin onurlu, vatansever, namuslu gençleriyle, ‹flbirlikçi AKP iktidar›n›n iflkenceci polisi aras›nda yaflanan ve daha çok karfl›laflaca¤›m›z bir manzarad›r. Çünkü; bu ülkede ABD ‹flbirlikçileri var. Çünkü; bu ülkede 117 insan›n ölümüne sebep olan tecrit var. Çünkü; Bu ülkede ö¤renci gençli¤in üzerin-

de karabasan gibi duran YÖK var. Çünkü; Bu ülkede açl›k, sefalet, yozlaflma, hukuksuzluk had safhada. ‹flte bunlar için alanlara ç›kmaya devam edece¤iz. Ve yine karfl›m›zda iflgal ortakl›¤›n›n, tecritin ve YÖK'ün savunucular› olacak.” denildi. KESK ve E¤itim-Sen ise, gençli¤in, YÖK’e karfl› bilim özgürlü¤ünü, paras›z demokratik ve anadilde e¤itimi hakk›n› savundu¤u belirti ve “alanlara ç›kan ö¤renciler ülkenin özgür gelece¤inin mücadelesini yürütmektedirler” denildi. Türkiye Barolar Birli¤i de, polisin ö¤rencilere sald›rmas›n› ve Baflbakan Erdo¤an’›n polisleri savunmas›n› elefltirdi.

Felluce Önünde ‘Gladyatör’lü Motivasyon, K›z›lay’da ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’... Binlerce polis yürüyor Ankara’n›n orta yerinde. Rap rap ayaklar›n› yere vurarak, bafllar› dik (sanki kutsal ve onurlu bir göreve gider gibi) ve gözlerindeki kin asfalta dökülerek bir savafla haz›rlan›yorlar. Evet, kimse aksini iddia edemez, bu bir savafl haz›rl›¤›. Bu ‘piyade birlikleri’ne takviye olarak, tepesinde duman› tüten panzerler dizi dizi homurtularla bekliyor. Kalkanlar haz›r, coplar çekilmifl, eller gaz bombalar›nda. Küçü¤ü yetmez diye düflünülüp itfaiye tüpleriyle getirilmifl biber gazlar›, az sonra yakalad›klar› düflman›n›n burnunun içine sokarak s›kman›n antrenman›n› kimbilir kaç kez yapt›lar, deneyimleri yerinde. Topraklar›n›n ba¤›ms›zl›¤› için direnenler kuflat›lm›fl. Felluce önlerinde iflgal askerlerini motive ediyor komutanlar›. "Kudüs'ü kurtarmaya giden Haçl›lar gibi" dualar ediyor, Tanr›'dan yard›m isteyip, ‹ncil’den ayetleriyle motivasyonlar›n› güçlendiriyorlar. ‹mparatorluk kurmaya ç›k›p da tarihin en

görkemli (sonu malum da olsa) imparatorlu¤unu hat›rlamamak olur mu? Roma imparatorlu¤u Felluce önlerinde "Gladyatör"ü canland›r›yor, Roma'n›n ünlü iki tekerlekli savafl arabalar› yar›fl›yor yanm›fl y›k›lm›fl kentin önünde. Togal›, mi¤ferli ABD Deniz Piyadaleri gürzlerini, üç çatall› m›zraklar›n› ve çivili sopalar›n› havalarda sall›yorlar. “Cesaret ve intikam ruhu” bileniyor. Togalar, mi¤ferler, k›l›çlar, kutsal ya¤lar, dualar, vaftiz havuzlar›, heavy metal dini müzikler... Her fley haz›r her fley tamam... YÖK’e isyan eden, Irak’ta iflgale son diyen, tecriti kald›r›n ölümleri durdurun diye hayk›ran gençli¤e karfl› “Ne mutlu Türküm diyene...” ba¤›r›fl›lar› ile sald›r›ya haz›rlananlarla, Felluce önlerindeki iflgal askerleri ayn› soydan, ayn› ruhu tafl›yor, ayn› amaca hizmet ediyorlar. Emperyalist sisteme, sömürüye, zorbal›¤a, zulme direnenler, Amerikanc› dünya düzenine ve onun iflbirlikçilerine isyan edenler yok olmal›. Hedef bu. “Ne mutlu

Say› 132 9 14 Kas›m 2004

‹flgalciler Felluce katliam›na Roma imparatorlu¤u motivasyonlar› ile haz›rland› AKP’nin polisi gençli¤e karfl› sald›r›ya ‘ne mutlu Türküm diyene’ ba¤›r›fllar›yla motive edildi Türküm” demiyenin tepesine coplar indi, bafllar›na bombalar ya¤d›. ABD Irak’a ne kadar demokrasi götürdüyse, AKP iktidar› da Türkiye’yi o kadar demokratiklefltirdi. K›z›lay ve Felluce önleri bunun resmidir. Polisini bu ülkenin gençli¤ine sald›r›lmas› için böyle motive eden bir iktidar sadece zulümden anlar.


‹stanbul-5 Kas›m

YÖK, ‹flgal ve Tecrit Her Yerde Protesto Edildi YÖK tüm Türkiye’de protesto edildi... 6 Kas›m’da K›z›lay’da emperyalizme ve oligarfliye karfl› direnifl gelene¤ini sürdüren Gençlik Federasyonu, 5 Kas›m ve öncesinde de Anadolu’nun birçok kentinde eylemdeydi.

◆ Adana -

Say› 132 10 14 Kas›m 2004

Çukurova Üni-

versitesi'nde, 3 Kas›m günü 100 ö¤rencinin kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlendi. Gençlik Derne¤i’nin de bulundu¤u ö¤renciler, “Herkese Paras›z, Bilimsel, Anadilde E¤itim” pankartlar› ve ''Ö¤renciyiz, Hakl›y›z, Kazanaca¤›z, F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz'' yaz›l› dövizler tafl›d›lar. “YÖK'e, Tecrite ve Emperyalist ‹flgale Geçit Yok” slogan›yla rektörlü¤e yürüyen ö¤renciler, burada bir aç›klama yapt›. Aç›klamada, Irak ve Filistin iflgallerine, F tiplerindeki tecrite ve YÖK’e karfl› gençli¤in mücadele etmeye devam edece¤i vurguland›. Eylem, Çav Bella ve Beyaz›t Marfllar› söylenerek bitirildi. 6 Kas›m’da ise tiyatro önünden U¤ur Mumcu Meydan›’a bir yürüyüfl yap›ld›.

◆ Ankara - 6 Kas›m K›z›lay direnifline kat›lmayarak ‘miting’ yapma karar› alan gençlik gruplar›, KESK, TMMOB, E¤it-Der, E¤itim-Sen’in de destekledi¤i bir yürüyüfl düzenlediler. Cebeci’den Sakarya Caddesine yürüyen kitle, “YÖK'e Hay›r” sloganlar› att›lar. Yürüyüflün ard›ndan gruplar Sakarya Caddesi’nde bir aç›klama yapt›lar. E¤itim-

Adana-3 Kas›m

Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer de bir konuflma yapt›.

◆ Burdur - Burdur Gençlik Derne¤i ve Devrimci Demokrasi Güçleri 5 Kas›m günü Cumhuriyet Meydan›’nda bir eylem yapt›. "YÖK, Polis, Medya Bu Abluka Da¤›t›lacak" "F Tipi üniversite istemiyoruz", "Sermaye Defol Üniversiteler Bizimdir", "Halk ‹çin Bilim, Halk ‹çin E¤itim" sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde bas›n aç›klamas› okunarak, YÖK’ün gençli¤i teslim almak amac›yla kuruldu¤u dile getirildi.

◆ Erzincan -

Erzincan

Gençlik Derne¤i’nin 3 Kas›m günü E¤itim Fakültesi’nde yapt›¤› eylemde, “YÖK’e Tecrite, ‹flgale Karfl› 6 Kas›m’da Ankara’day›z” yaz›l› pankart aç›ld›. 6 Kas›m’da Ankara’da buluflma ça¤r›s›n›n yap›ld›¤› eylemde, “YÖK’e Hay›r, F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz, Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Gençlik Derne¤i, bu eylemin öncesinde de dernek binas›nda, Gençlik Derne¤i Müzik Grubu, “Grup Selvi”nin türküler söyledi¤i bir etkinlik düzenlemiflti.

◆ Eskiflehir - Gençlik Derne¤i’nin de oldu¤u ö¤renciler, Yunus Emre Kampüsü içinde yapt›klar› yürüyüflle YÖK’ü protesto ettiler. 5 Kas›m’da yap›lan eylemde, “Üniversiteler bizimdir terketmeyece¤iz!” yaz›l› pankart ve ayn› slogan›n yaz›l› oldu¤u

k›z›l bayraklarla rektörlü¤e yürüyen ö¤renciler, YÖK'ü temsilen bir tabut tafl›d›lar. "F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz, Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun, Irak Halk› Yaln›z De¤ildir" sloganlar› atan 200 ö¤renci, soruflturma, gözalt› ve tutuklama terörüne karfl› y›lmayacaklar› mesaj›n› verdiler. Rektörlük önündeki aç›klama, polisin yapt›¤› kamera çekimini nedeniyle bir süre yap›lamad›. Kitlenin içine giren bir sivil polisin provokasyon giriflimi, ö¤rencilerin polislerin üzerine yürümesi ve polislerin apar topar kaçmas›yla engellendi. Ayn› anda "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Katil Polis Üniversiteden Defol" sloganlar› at›ld›. Ö¤renciler YÖK karfl›t› bir aç›klama yaparken, eylem öncesinde okulundan ç›kmakta olan bir Gençlik Derne¤i üyesi ise polislerce gözalt›na al›nd›. Gençlik Derne¤i, bu eylem öncesinde de 6 Kas›m’a çeflitli etkinliklerle haz›rland›. Anadolu ve Osmangazi Üniversitelerinde yo¤un bildiri da¤›t›m›, afiflleme, kufllama ve kantin, s›n›f konuflmalar›n›n yan›s›ra, 2 Kas›m’da genifl kat›l›ml› bir müzik dinletisi gerçeklefltirildi. 3 Kas›m günü de Anadolu Üniversitesinde, YÖK'ün tart›fl›ld›¤› toplant› yap›l›rken, polis ve ÖGB’ler gençli¤in eylemlerini engellemeye çal›flt›lar.

◆ Hatay Diyarbak›r

2 Kas›m günü


Erzincan

Eskiflehir

Ulus Meydan›'nda YÖK Karfl›t› Gençlik Platformu taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Gençlik Federasyonlu ö¤rencilerin dövizleriyle kat›ld›¤› aç›klamada “Halk ‹çin Bilim, Halk ‹çin E¤itim” sloganlar› at›ld›.

◆ Isparta - YÖK Süleyman Demirel Üniversitesi’nde de 5 Kas›m’da protesto edildi. Gençlik Derne¤i’nin yan›s›ra, SDP, DGH, SGD ve DEHAP Gençli¤inin kat›ld›¤› eylemde polisin tehditlerine ra¤men sloganlarla gençli¤in YÖK’e isyan› hayk›r›ld›.

◆ ‹stanbul -

5 Kas›m gü-

nü, Beyaz›t Meydan›’nda iki ayr› eylem yap›ld›. ‹lk olarak Özgür-Der’in de yer ald›¤› islamc› gruplar yapt›klar› aç›klamayla YÖK’ü protesto ettiler. Bu eylemin ard›ndan, Merkez Kampus ile Fen-Edebiyat Fakültesi'nden olmak üzere iki koldan Beyaz›t Meydan›'na yürüyen devrimci demokrat ö¤renciler, "Ticarethane De¤il, Üniversite ‹stiyoruz, F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz” sloganlar›yla meydanda topland›lar. Edebiyat Fakültesi’nden “E¤itim Hakk›m›z Sat›lamaz, Üniversiteler Bizimdir” pankart›yla yolu trafi¤e kapatarak gelen ö¤rencilerin, merkez kampüsten ç›kan ö¤rencilerle birleflmesinin ard›ndan, ortak aç›klama okundu. Gençlik Federasyonu’nun da kitlesel olarak yer ald›¤› eyleme, 1000’in üzerinde ö¤renci kat›ld›.

Kocaeli

‹stanbul’daki di¤er üniversitelerden gelen ö¤rencilerin de ayr› ayr› konuflmalar yapt›¤› eylemde okunan ortak aç›klamada, “Üniversitenin gerçek sahipleri ve ülkenin gelece¤i olarak, üniversitelerimizi ne YÖK'e ne sermayeye ne de AKP'ye terk edece¤iz. Sermaye üniversitemizden defolmad›kça, emperyalizm halklar› katletmeye devam ettikçe ve halk›m›z yoksullu¤a mahkûm b›rak›ld›kça bu meydan hiç bofl kalmayacak” denildi. Tecrite ve Irak iflgaline karfl› mücadelenin içinde yer almaya devam edeceklerini belirten gençlik, ‹TÜ’nün, sermayenin hizmetine sunmak amac›yla ‘teknokent’ yapmak için Armutlu’daki yoksul halk›n evini y›kmay› amaçlamas›n› protesto etti. Aç›klaman›n ard›ndan “Sermaye Defol, YÖK'e Hay›r, F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz” sloganlar› at›ld›. ‘Üniversite Ö¤rencileri’ imzal› pankart›n tafl›nd›¤› eylem, halay ve marfllarla sona erdi. Beyaz›t Meydan›’nda 6 Kas›m günü de bir eylem gerçeklefltirildi. Bir gün önceki eylemde yer almayan gruplar›n düzenledi¤i gösteriye sald›ran polis gaz bombal› terör estirdi. AKP, gençli¤e düflmanl›¤›n› burada da vahflet sergileyerek gösterirken, TKP de ‘AB’ye ve YÖK’e geçit yok’ ad›yla Kad›köy’de eylem yapt›.

◆ ‹zmir - ‹zmir Gençlik Derne¤i, K›z›lay direnifline eylem ve etkinliklerle haz›rland›. 1 Kas›m’da; "Neden Ankara’ya Gidiyoruz” konulu bir panelin ard›ndan, 2 Kas›m’da E.Ü. E¤itim Fakültesi’nde slayt gösterimi yap›ld›. 3 Kas›m günü, ertesi günü yap›lacak boykot için "4 Kas›m’da Boykottay›z", "YÖK'e ‹flgale Tecrite Hay›r" yaz›l› ve Dev-Genç logolu, Gençlik Federasyonu imzal› pankartlar

as›ld›. "Boykottay›z" önlükleri giyen ö¤renciler okul içinde duyurular yap›p bildiriler da¤›tt›lar. Yaz›lamalar›n da yap›ld›¤› çal›flmada, Grup Harmanyeli de bir dinleti sundu. Davul zurna ile halaylar çeken ö¤renciler "YÖK Polis Medya Bu Abluka Da¤›t›lacak" sloganlar› att›lar. Akflam saatlerinde haz›rl›k bölümünde boykot çad›r› kuran ö¤renciler, sabaha kadar türküler ve halaylarla coflkuyu doru¤a tafl›d›lar. Ertesi günü çad›r kald›r›lmayarak, boykot yap›ld›. Boykot s›ras›nda Gençlik Derne¤i üyeleri YÖK, tecrit ve iflgal karfl›t› konuflmalar yaparken, Grup Harmanyeli de Ege Üniversitesi ö¤rencilerine bir dinleti sundu.

◆ Kastamonu - G.Ü. Kastamonu E¤itim Fakültesi ö¤rencileri, YÖK’ü Aksakall› Meydan›'nda yapt›klar› eylemle protesto ettiler. Bas›n aç›klamas› yap›ld›. Gençlik Derne¤i giriflimininden ö¤rencilerin de yer ald›¤› eylemde, “Halk ‹çin E¤itim Halk ‹çin Bilim” dövizleri tafl›nd›.

◆ Kayseri -

Say› 132 11 14 Kas›m 2004

Gençlik Der-

ne¤i’nin de bulundu¤u devrimci demokrat ö¤renciler Hunat Meydan›’nda “YÖK'e Ve Emperyalist ‹flgale Hay›r” pankart› açarak bas›n aç›klamas› yapt›lar. 5. y›l›na giren ölüm orucu direnifline de de¤inilen eylemde “YÖK Kalkacak Polis Gidecek”, “F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz” sloganlar› at›ld›.

◆ Kocaeli -

Gençlik Der-

‹zmir


ne¤i’nin de bulundu¤u gençlik örgütlenmelerinin oluflturdu¤u YÖK Karfl›t› Ö¤renci Platformu, 5 Kas›m günü bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Belediye ‹fl Han› önünde toplanan kitle 'YÖK'e Hay›r Paras›z Bilimsel Demokratik Anadilde E¤itim ‹stiyoruz” pankart› açt›. 160 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Halk ‹çin Bilim Halk ‹çin E¤itim” sloganlar›yla Merkez Kampüsü yüründü. Burada bir bas›n aç›klamas› yap›l›rken, Kocaeli Gençlik Derne¤i eyleme, “YÖK'e ‹flgali Tecrite Son” pankart› ve büyük boy Mahir Çayan resmi ile Gençlik Federasyonu flamalar›yla kat›ld›.

◆ Mersin - Mersin Gençlik Say› 132

Derne¤i ve Yeni Demokrat Gençlik 3 Kas›m’da DEHAP ‹lçe

binas›nda YÖK, ‹flgal ve Tecrit konulu bir panel düzenledi. Panele konuflmac› olarak her iki gençlik örgütlenmesinden temsilciler kat›l›rken, 6 Kas›m’da Ankara’da olunaca¤› belirtildi. Ölüm orucu flehidi U¤ur Türkmen'in ablas› Gülbeyaz Karaer ise söz alarak tecrit ve YÖK karfl›t› mücadelenin birlikteli¤ine de¤indi.

◆ Samsun -

Samsun

Gençlik Derne¤i 5 Kas›m günü düzenledi¤i bas›n toplant›s› ile, “6 Kas›m'da K›z›lay'day›z" dedi. Ayn› gün kampüsteki eylemde ise, çeflitli taleplerin yan›s›ra, YÖK’ü protesto eden pankart ve dövizler tafl›nd›.

◆ Zonguldak -

Gençlik

Derneklilerin de bulundu¤u YÖK Karfl›t› Ö¤renci Platformu’nun 5 Kas›m’da yapt›¤› ey-

lemde “YÖK’e Hay›r, Eflit Paras›z Anadilde E¤itim” sloganlar› büyük bir coflkuyla at›ld›. YÖK’ün teflhir edildi¤i aç›klama okunduktan sonra halay çeken ö¤renciler Gündo¤du marfl›yla eyleme son verdiler.

◆ Di¤er Eylemler -

Ayr›-

ca, Ordu Ünye’de Temel Haklar’›n da içinde yer ald›¤› gruplar YÖK’ü düzenledikleri eylemle protesto ettiler. Bursa’da ise, "YÖK'e Hay›r Yaflas›n Demokratik Üniversite" pankart› aç›larak Fevzi Çakmak Bulvar›'ndan Osmangazi Metro istasyonu'na yüründü. Kars’ta Gençlik Federasyonlular›n da bulundu¤u ö¤renciler YÖK’ü eylemle protesto etti. Çanakkale, Manisa, Diyarbak›r, Sivas ve daha bir çok kentteki üniversitelerde YÖK eylemlerle protesto edildi.

12 14 Kas›m 2004

Bu dil, kimin dili? ‘Kesin çizgiler’ kime karfl›? 7 Kas›m’da Evrensel Gazetesi’ni okuyanlar, YÖK haberinin verilifli karfl›s›nda ihtimal büyük bir flaflk›nl›k yaflam›fllard›r. 6 Kas›m’da devrimci, demokrat gençli¤in YÖK’e, iflgale ve tecrite karfl› yapt›¤› eylemlerin ana bafll›¤› ve spotu flöyleydi Evrensel’de: “YÖK protestosu göstericili¤e kurban gitti YÖK kuruluflunun 23’üncü yılında ülkenin dört bir tarafında protesto edilirken, Ankaradaki eylemde ö¤rencilerin amacı YÖK’ü protestoyu aflarak, flova dönüfltü.” Bu bafll›¤› yazan anlay›fl›n provokasyon teorilerini, icazet ve yasall›k d›fl›na ç›kmayan mücadele çizgisini bildi¤imiz için flafl›rmad›k, ama yine de beklemedi¤imizi ve yak›flt›ramad›¤›m›z› belirtelim.(*) Burjuva medyada bile, gençli¤in hakl›, meflru eylemini böylesine do¤rudan mahkum eden bir bafll›k yoktu o gün. K›z›lay direnifli, mücadele taktiklerine iliflkin farkl› bir anlay›fl nedeniyle de¤il, çok karakteristik bir burjuva söylemiyle mahkum edilmiflti hem de; “Ö¤rencilerin amacı YÖK’ü protestoyu afla-

rak, flova dönüfltü.” deyifliyle, “Onlar›n amac› YÖK’ü protesto etmek de¤il, olay ç›karmakt›r!” diyen burjuva terör söylemi aras›nda ne fark var? Bu anarfli, terör söylemi, halk›n hangi kesimine karfl› kullan›lmad› ki? Evrensel’in söyleminin K›z›lay’da memurlar›n hakl› gösterilerine karfl› da AKP’lilerin “maafllar bahane, iktidara karfl› güç gösterisi yap›yorlar” aç›klamas›ndan ne fark› var? Oligarfliyi yarg›layaca¤›na devrimcileri yarg›l›yor. Sald›ran polisi teflhir edece¤ine direnen devrimcileri mahkum ediyor. * Bu bafll›klar, ertesi gün Evrensel’de Kamil Tekin Sürek imzas›yla yay›nlanan yaz›yla tamamland›. Tekin Sürek, yaz›s›nda YÖK’e karfl› mücadelenin tarihinden dem vuruyor ve flöyle diyor: “... bir grup genç, özerk-demokratik üniversite, paras›z bilimsel e¤itim mücadelesini üniversitelerde yayg›nlaflt›rmaya çal›flt›. Ama, üniversite gençli¤inin içinde bir baflka grup da 6 Kas›m tarihini fetifllefltirerek bugünü ‘polisle çat›flma


günü’ ilan etti. Önceleri boykotlar, paneller, okul içinde gösteriler fleklinde yap›lan 6 Kas›m YÖK protestolar›, baz› gruplar›n kent merkezlerinde polisle çat›flt›¤› günlere dönüfltü.” (9 Kas›m 2004) Elbette K›z›lay direniflini, 6 Kas›m gelene¤ini çeflitli aç›lardan de¤erlendirebilirsiniz. Ama bir Evrensel yazar›n›n, bir EMEP’linin bundan önce bir aç›klama borcu vard›r: Siz niye yoksunuz bu mücadelenin içinde? Evet do¤rudur, K›z›lay’dan önce, say›s›z kez boykotlar yap›lm›flt›r 6 Kas›mlarda; peki o boykotlar yap›l›rken, 6 Kas›m gelene¤i yarat›l›rken, K›z›lay’a ç›k›l›rken EMEP Gençli¤i neredeydi? Hep bir kenarda durdular. Evet, 1981’den bu yana YÖK’e karfl› mücadele bizim önderli¤imizde flekillendi. YÖK’e karfl› dilekçe eylemi örgütleyen de, boykot yapan da, K›z›lay’da çat›flan da bizdik; ve her bir mücadele biçimi o günün koflullar›na uygun oland›. Baflkalar›n›n yapt›¤›n› be¤enmiyor musunuz, alay m› ediyorsunuz, siz yap›n, sizin peflinizden gelsin herkes. Peki siz bu çizginin karfl›s›na hangi eylemleri koydunuz, YÖK’e karfl› mücadelede hangi büyük kitlesellikleri, eylemleri yaratt›n›z? Cevap yoktur. * Hadi bunu cevaplayam›yorsun, o zaman en az›ndan elefltirdi¤in çizgiyi ÇARPITMA! Ne demek bir k›s›m ö¤renciler 6 Kas›m’› “polisle çat›flma günü ilan ettiler”?! Bunu Hürriyet’ten, Tercüman’dan biri yazsa anlar›z ama Kamil Tekin Sürek’i anlamakta güçlük çekeriz. Ne demek “kent gerillac›lar›”?! Evrensel yazar› K›z›lay’daki direniflin flehir gerilla mücadelesiyle ilgisi olmad›¤›n› bilmiyor mu? Bilir, bile bile çarp›tmas› ise söylemin vehametini daha da art›r›yor. E¤er mesele karikatürize etmekse, bunu herkes yapabillir, çok da kolay bir ifltir. EMEP’in taktikleri üzerine de baflkalar› baflka benzetmeler yapar. Ama bu bizim tart›flma üslubumuz de¤ildir. Bu dil baflkalar›ndan çal›nmad›r. Devrimcili¤i, Marksizm-Leninizm’i, Stalin’i, devrimci zoru savunmay›, kaba, dogmatiklik, ilkellik, keskin devrimcilik olarak görenlerin dilidir. “Birey” olmay› savunan ÖDP’li sosyalistler kullan›yor örne¤in bu dili. Bir ad›m ötesinde ise Hadi Uluenginlerin, Engin Ard›çlar›n her türlü direnmeyi, mücadeleyi, s›n›fsall›¤› afla¤›layan, alaya alan diline dönüflüyor. Bu tür çarp›tmalarla 6 Kas›m’da K›z›lay’da neden olmad›¤›n›z› aç›klayamazs›n›z, kimseyi ikna edemezsiniz. Belki YÖK’e karfl› mücadelenin

tarihini bilmeyen baz› insanlar› geçici olarak “ikna” edebilirsiniz ama onlar da er geç bu tarihi ö¤renirler. Gerçe¤e dönün. Bu tarz kaba, karikatürize yaklafl›mlarla mücadele taktikleri üzerine bir tart›flma da yürütülemez. EMEP gençli¤i yok ortada, bunun sanc›lar› var. Kendi yoklu¤unuzu, direnenleri karalayarak örtemezsiniz. Bu y›lki 6 Kas›m öncesinde bir çok kesim, K›z›lay’a çeflitli gerekçelerle karfl› ç›k›p, flenlik düzenlemeye soyundu, yerelliklerde eylem önerdi, kitle edebiyat› yapt›. Bunlar›n herbiri yap›labilirdi ama hiçbiri 6 Kas›m’da K›z›lay’da olmaya alternatif de¤ildi. Bunlar› K›z›lay’a alternatif olarak getirmek, bir kaç›fl›n ifadesiydi. Ama bunlar› söyleyenlere yine de soral›m. Siz, K›z›lay’a gelmeyip “yerellerde” kalarak YÖK’e karfl› mücadeleye hangi kitleleri katt›n›z? Onu da yaz›n. Yaz›p anlatacaklar› birfley olmad›¤› için sadece kendi d›fllar›nda yap›lanlar› çarp›tmakla meflguller. Çarp›tma ise bir ad›m ötesinde, “fark” koymaya dönüflüyor. fiöyle diyor Sürek: “Yüzü maskeli ‘kent gerillac›’lar› ile aras›na kesin bir çizgi çekerek; ilerici, demokrat gençler üniversitelerde yeniden özgürlüklerin savunucusu ana mihrak haline gelmek için mücadele etmelidir.” Kimle aran›za “kesin çizgiler” çekiyorsunuz, fark›nda m›s›n›z? Bunlar bir siyasi hareket için tehlikeli sözlerdir. Devrimcilerle aras›na “kesin çizgiler” koyanlar›n, kimlerle aralar›ndaki s›n›rlar› kald›raca¤› bellidir. Hala Marksist-Leninist oldu¤unu iddia eden bir örgüt, bunu yapmamal›. Bu “kesin çizgiler” EMEP’i baflka yerlere sürükler. Önerimiz, 6 Kas›m’a illiflkin bu üslup ve tesbitlerin gözden geçirilmesidir. Bunu, bu söylemler sizi bir yerlere yuvarlamadan yapmal›s›n›z. (*) 6 Kas›m’a iliflkin “do¤al” olmayan bir haber de Özgür Politika’dayd›. Özgür Politika’ya göre, Gençlik Federasyonu’ndan ö¤renciler o gün K›z›lay’da yoktu. 6 Kas›m’a damgas›n› vuran K›z›lay direniflidir ve K›z›lay’daki kitlenin yar›s› da Gençlik Federasyonu’nun kitlesidir. Ama buna ra¤men Özgür Politika’n›n haberinde Gençlik Federasyonu yok. Anlafl›lan sol bas›nda geniflçe yer almak için de onlar›n politikalar›na angaje olmak gerekiyor. Gazetenin siyasi çizgisine angaje oldu¤unuzda, sayfalar size cömertçe aç›l›yor. Devrimci, demokrat bir gazetecilik anlay›fl› bu olamaz herhalde. Çünkü bu düpedüz kapitalist bir bak›fl aç›s›d›r. Ancak böyle bir anlay›fl, o haberden Gençlik Federasyonu’nun ismini ç›kar›r.

Say› 132 13 14 Kas›m 2004


binlerce, onbinlerce çocuk, Ammar Arafat ad›n› alacak. “Arafat'la birlikte kahramanlar dönemi yavafl yavafl kapan›yor”, “son efsanelerden biri de öldü” diyorlar: Demek istedikleri, sadece kiflisel bir fley de¤ildir; kapanmas›n› istedikleri dönem, halk kurtulufl savafllar› dönemidir. Ama burada yan›l›yorlar. Bu dönem, sömürgeler ba¤›ms›zlaflmad›kça, halklar özgürleflmedikçe kapanmayacakt›r. Kapanmayaca¤› için de halklar›n savafllar› ve o savafllar›n önderleri de tarih sahnesinde yer al-

Arafat halkt›r ve halk ölmez! Say› 132 14 14 Kas›m 2004

Son nefesine kadar üzerinden askeri üniformas›n› ç›karmam›fl yar›m as›rl›k bir ba¤›ms›zl›k savaflç›s›n›n önünde selam duruyoruz. Dünya halklar› emperyalizmin ve siyonizmin s›rt›n› yere getiremedi¤i bu direnifl ustas›n›n önünde selam duruyor. Ebu Ammar için a¤l›yor Filistin. Asla öne e¤ilmeyen, onurlu, gururlu bafllardan süzülüyor gözyafllar›. Elinde Arafat’›n posteriyle Filistinli bir kad›n tüm dünyaya hayk›r›yor; “Arafat halkt›r ve halk ölmez!” Ebu Ammar’›n ölümü bu cümlede özetleniyor. Arafat 11 Kas›m sabaha karfl› 4.30’da öldü. Yar›m as›rl›k ba¤›ms›zl›k savaflç›s›, El Fetih'in ve FKÖ'nün lideri, Filistin halk›n›n Ebu Ammar'›, dünya halklar›n›n önderlerinden biri, Yaser Arafat'› kaybettik. Filistin halk›n›n ve tüm dünya halklar›n›n bafl› sa¤olsun. Dört y›ld›r Ramallah’taki karargah›nda kuflatma alt›nda tutsak yafl›yordu Arafat. Savafl içinde, illegalite koflullar›nda ve kuflatmada geçirdi¤i onlarca y›l, fiziki olarak sarsm›flt› onu. Ama iradesi ve ba¤›ms›zl›k inanc› sars›lmad›; kuflatma alt›ndaki karargah›ndan emperyalizme ve siyonizme karfl› öfkeyle, hakl›l›¤›n ve meflrulu¤un gücüyle dopdulu demeçleri, tüm ezilenler ad›na bir meydan okuyufltu. Yoldafllar› aras›ndaki ad›yla “ihtiyar”, dipdiri mesajlar yolluyordu dünya halklar›na. Halk›n›n, halklar›n yüre¤ini inançla, umutlu dolduruyordu. O yürekler flimdi “hepimiz birer Arafat›z” diye hayk›r›yor Filistin sokaklar›nda. Çocuklar duvarlara Ebu Ammar’›n resimlerini çiziyorlar. Bu y›l do¤acak

maya devam edecektir. Arafat'lar, Castrolar “bir dönemin son temsilcileri” de¤il, kendilerinden sonraki dönemlere örnek olan önderlerdir. Halklar savaflt›kça, yüzlerce, binlerce Arafat, Castro ç›karmaya devam edecektir.

O, yaln›z Filistin halk›n›n de¤il, dünya halklar›n›n önderlerinden biriydi Cephe taraf›ndan Arafat’›n ölümü üzerine yap›lan aç›klama “Dünya Halklar› Bir Önderini Kaybetti” bafll›¤›n› tafl›yordu. Dünya halklar›n›n önderlerindendi, çünkü: “O bir ba¤›ms›zl›k savaflç›s›yd›. Son an›na kadar bir ba¤›ms›zl›k savaflç›s› olarak yaflad›. Yar›m as›rd›r emperyalizmle dünya halklar› aras›ndaki savaflta, o en önemli mevzilerimizden birinin komutan› olarak tarih sahnesindeydi. Zaman zaman elefltirdik onu, izledi¤i politikalar› do¤ru bulmad›k; fakat biliyorduk ki, o hep halklar›n saf›ndayd›. Dünya halklar›n›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin dostuydu. Bizdendi. Arafat'›n tarihi rolü, yaln›z Filistin için de¤il, tüm dünya halklar› için önemliydi. Yaln›z Filistin halk›na de¤il, bütün dünya halklar›na ba¤›ms›zl›k bilincini tafl›d›. Onun önderli¤inde tarih sahnesine ç›kan Filistin Kurtulufl Hareketi, dünyan›n tüm sömürge halklar› için esin kayna¤› oldu, maddi ve moral güç verdi onlara. Dünya halklar›n›n enternasyonal dayan›flmas› Filistin'de odaklafl›rken, Filistin kamplar› Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Asya'ya kadar tüm ülkelerin halk kurtulufl savaflç›lar› için enter-


nasyonal bir dayan›flma merkezi oldu.”

“Da¤ Rüzgarla Savrulmaz” Hayat› boyunca onlarca kez suikasta maruz kald›. Ony›llarca ayn› yatakta iki gece yatmadan yaflad›. Kuflatmalarda kald›. Yaln›z bu kadar de¤il; Filistin kurtulufl hareketinin tarihi boyunca, düflman›n ucu yalanlara, karalamalarla bat›r›lm›fl zehirli oklar›n›n da hedefi oldu. Hasta yata¤›ndayken, tüm emperyalist medyan›n ve ülkemizdeki burjuva medyan›n sütunlar›n› Arafat’›n ‘paralar›’ üzerine spekülasyonlar doldurdu. Onu öldürmek, yoketmek isteyenler, Arafat nezdinde ba¤›ms›zl›k düflüncesini öldürmek istiyorlard›. Arafat, emperyalizme, iflgale, Siyonist ‹srail gibi katliamc›lara ra¤men, son nefesine kadar ba¤›ms›zl›k savaflç›s› olarak kal›nabilece¤ini gösterdi herkese. S›rt›ndan ç›karmad›¤› askeri üniformas›, sadece bir üniforma de¤il, ba¤›ms›zl›¤a, özgürlü¤e kadar savafl fliar›n›n ifadesiydi. Üniformas›ndan bu nedenle hiç hofllanmad› emperyalistler. Diplomasiyi de kulland›, hatta bazen afl›r› angaje oldu diplomatik çözümlere; ama o masada da emperyalist, siyonist dayatmalara teslim olmad›, ba¤›ms›zl›ktan vazgeçmedi. Yaklafl›k 55 y›ll›k bir direnifl ve savafl yaflam›ndan sözediyoruz. Bu 55 y›lda neler yaflamad› ki! Güç karfl›s›nda boyun e¤medi, suikastlere, katliamlara, ihanetlere boyun e¤medi. ‹ttifak yapt›¤› güçler halk›n› katletti. Sosyalist sistem y›k›ld›. Yine de üniformas›n› s›rt›ndan ç›karmad›. Arafat demek, son nefesine kadar kavga adam› olmak demektir. Ve iflte bu yüzden emperyalizm için, iflbirlikçileri için yokedilmesi, yokedilemiyorsa y›prat›lmas› gereken bir örnektir. Arafatlar ölmez, yokolmaz. Çünkü Arafat’›n dedi¤i gibi, “da¤ rüzgarla savrulmaz”. Ve o emperyalizmin, siyonizmin rüzgarlar›n›n savuramad›¤› bir da¤d›r.

Filistin'de ve dünyan›n dört bir yan›nda ba¤›ms›zl›k ateflleri yand›¤› müddetçe Arafat yafl›yor ve savafl›yor olacak! Yaser Arafat’›n 75 y›ll›k ömrünün özeti halk›n›n ona lay›k gördü¤ü “Ebu Ammar” ad›nda özetlenmifltir. Ebu Ammar, KURUCU demektir. O, FKÖ’yü kuran, topraklar› iflgal edilmifl bir halk› kuflatma alt›nda varedendir. Yar›m as›rl›k ba¤›ms›zl›k yürüyü-

“THAWRA HATT Ten NASR” flüyle, Arap ordular›n›n gelip kendilerini kurtarmas›n› bekleyen bir halktan, ba¤›ms›zl›¤› için dö¤üflen, dünyan›n en direniflçi halk›n› yaratt›. ‹flte bunun için halk›yla bu kadar özdeflleflmifl bir önderdir o. Cephe’nin Arafat’la ilgili aç›klamas›nda flöyle deniyor: “Filistin Davas›'n›n Ebu Ammar'›ndan iki miras devral›yoruz; bunlardan biri ba¤›ms›zl›k düflüncesidir. ‹kincisi son nefesine kadar bir dava adam› olarak yaflamakt›r.” Arafat'› 55 y›l boyunca yokedemediler. Bundan sonra da yokedemeyecekler. Filistin sokaklar› Arafatlarla dolu. Nepal’in da¤lar›ndan ülkemizin gecekondular›n›n sokaklar›na kadar dünyan›n dört bir yan›nda ba¤›ms›zl›k düflüyle savaflanlar dolu. Dünyan›n dört bir yan›nda emperyalizme ve iflbirlikçilerine karfl› ba¤›ms›zl›k için savaflanlar var oldukça Arafat da yaflayacakt›r. Kahire’deki cenaze töreninde, içlerinde Tayyip Erdo¤an ve Abdullah Gül’ün de yeralaca¤› iflbirlikçiler, riyakarlar, Arafat’› bir daha hat›rlanmamacas›na gömmek isteyecekler. Ama onun kürsülerde onlarca kez tekrarlad›¤› “Thawra Hatt Ten Nasr” (Zafere kadar devrim) sözü, tüm dünyada yank›lanmaya devam edecek. A¤la Filistin. Gözyafllar›n Filistin topra¤›na dökülen kan kadar kutsald›r flimdi. Ba¤›ms›zl›k düflüncesini asla terketmeyen yafll› savaflç› önünde selam dur ey dünya. Ve yüre¤inin en derininden gelen sesle hayk›r gökyüzüne: Thawra Hatt Ten Nasr... Thawra Hatt Ten Nasr... Thawra Hatt Ten Nasr!

Say› 132 15 14 Kas›m 2004


kampanya eylemleri sürüyor... Ankara AB Merkezi önü: Bu Kan Sizi Bo¤acak! Ankara ve ‹stanbul’da Avrupa Birli¤i Bilgi Merkezleri önünde yap›lan eylemlerle bir kez daha AB’nin 117 ölüme ve tecrite deste¤i hayk›r›ld›.

Say› 132 16 14 Kas›m 2004

8 Kasım günü Ankara’daki AB Temsilcili¤i önünde toplanan HÖC’lüler “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Yılında Hücreleri Yıkalım” pankart› açt›lar. HÖC adına açıklamayı yapan Nurcan Temel, neden buraya geldiklerini, “F tipleri ve tecrit politikası AB’ye, Avrupa emperyalistlerine aittir. AB, F tiplerinde sürdürülen katliamın suç orta¤ıdır. 117 ölümün bafl sorumlularından biri olan AB, bundan sonra da akacak her damla kanın sorumlulu¤unu taflıyacaktır” sözleriyle anlatt›. F tiplerinin ‘AB standartlarına uygun’ denilerek katliam›n sürdürüldü¤ünü belirten Temel, 117 insanın ölümüne ve yüzlerce insanın sakat kalmasına yol açan tecrit uygulamasın› “insana yapılabilecek en büyük iflkence” olarak niteledi ve herkesi mücadele etmeye ça¤›rd›. Eylemde AB’nin suç ortakl›¤›n›, direniflin sürdü¤ünü ifade eden dövizler tafl›n›rken, “Kahramanlar Ölmez

Ankara

Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” slogan›yla bafllatt›¤› kampanya eylemlerini sürdürüyor. Halka direniflin sesini ulaflt›rmay› hedefleyen HÖC’lüler, ‹stanbul’da; Esenler, Esenyurt, Ba¤c›lar, ‹kitelli, Zeytinburnu, Sefaköy, Ka¤›thane, Alibeyköy, Ça¤layan, Okmeydan›, Gültepe, Taksim-Beyo¤lu, Gümüflsuyu, Tarabyaüstü, Gazi Mahallesi ve daha bir çok bölgede, Anadolu kentlerinde kampanya slogan›n›n yer ald›¤› yaz›lamalar yapt›lar. 117 insan›m›z›n katledilmesinin ve tecritin suç orta¤› AB’nin bilgi merkezleri ile AKP binalar› önünde ise, döktükleri kan suratlar›na f›rlat›ld›. 4 Kas›m günü Dersim’de as›lan ve 2 saat kalan pankart›n Cumhuriyet Lisesi civar›na as›lmas› s›ras›nda ö¤rencilerin “Tecrite karfl› omuz omuza” slogan›n› atmalar› ise, gençli¤in kimi sol partilerden çok daha duyarl› oldu¤unun bir iflaretiydi. Halk Yenilmez, Çözün Tecriti Kaldırın, Yaflasın Ölüm Örucu Direniflimiz” sloganları atıldı. Açıklamanın ardından 117 insanın kanını sembolize eden kırmızı boyalar temsilcilik önüne fırlatılarak,"Bu kan 117 insanı öldürenlerin elindeki kandır. Bu kan sizi bo¤acak" denildi.

‹stanbul AB Merkezi önü: 117 ‹nsan›n Katilleri Gözlerinin Önündeki ‹flkenceyi De ‹zledi ‹stanbul’da ise 9 Kas›m günü, Taksim'de bulunan Avrupa Birli¤i Bilgi Bürosu önünde aç›klama yapmak ve tecrite verilen deste¤i kesmelerini isteyen dilekçe vermek için toplanan HÖC’lüler, polisin azg›n sald›r›s›na u¤rad›. Yüzlerce polis, ö¤le saatlerinden itibaren Gezi Park›, AB Bilgi Merkezi, Frans›z Konsoloslu¤u ve The Marmara Hotel önlerinde büyük bir y›¤›nak yaparak, civarda bulunan ve kendince “flüpehelendi¤i” kiflileri tek tek yasad›fl› bir flekilde kamerayla görüntüledi. AKM önünde biraraya gelen HÖC üyeleri “Büyük Direnifl 5. Yılında Hücreleri Yıkalım” pankart› açarak "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz" slogan›yla yürüyüfle geçtikleri s›rada kitlenin önü çevik kuvvet taraf›ndan kesildi. Tart›flmalar sonucu yürüyüfle devam eden kitle yolu yar›lad›¤› s›rada AB Bilgi Merkezi'nin içinden ç›kan bir grup,

"Tecrite Karfl› Büyük Direniflte 5. Y›l Hücreleri Y›kal›m" pankart› açarak binan›n önüne kan› temsil eden boyalar› döktü. Yüzlerce polis ayn› anda hem kitleye, hem AB’nin kanl› yüzünü teflhir edenlere sald›rd›. Sald›r› sonucunda 33 kifli cop darbeleri ve biber gazlar›yla dövülerek gözalt›na al›nd›. Birçok kifli yaralan›rken, sald›r› çevik kuvvet otobüsleri içinde de sürdü. Türkiye halk›na AB üyeli¤iyle demokrasi gelecek, özgürlükler olacak masallar› anlatanlar›n gözleri önünde onlarca insan iflkenceden geçiriliyordu. Bu s›rada bir baflka HÖC’lü grup, polisin bu vahfletine tafllarla karfl›l›k verdi ve AB önüne gelerek kanl› flifleleri döktü. AB’nin, yalanlarla parlat›lm›fl vitrini oldu¤u gibi kana buland›. Bilgi Merkezi’nin cam›ndaki kan, gerçek yüzüydü.

D‹KKAT! Kafan›z› Gözünüzü Patlatan Coplar ‘Kamu Mal›’! Gözalt›na al›nanlar iflkenceye götürülürken, HÖC’lüler Taksim Gezi Park›'nda yeniden toplanmaya bafllad› ve The Marmara Hotel'in önündeki çevik otobüsünün camlar›n› tafllayarak ‘Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz’ sloganlar›yla uzaklaflt›. Bu s›rada sivil polislerin uzaklaflan grubun üzerine ve havaya atefl açt›¤› görüldü. Gruptan Hüseyin Aldemir isimli kifli, onlarca polis taraf›ndan cop darbeleriyle azg›nca dövülerek a¤›r yaral› ve bayg›n bir flekilde gözalt›na al›nd›.


AB Merkezi önünden gözalt›na al›nanlar›n Emniyet Müdürlü¤ü’nde uzun süre otobüsten inmeyerek, demokratik eyleme sald›ran polise karfl› direnme haklar›n› kulland›klar› ö¤renildi. Ancak, halk›n bask›ya karfl› direnme hakk›n› tan›mayan oligarflinin yarg›s›, sald›ranlar hakk›nda dava açmak yerine, Zafer BEYAZDO⁄AN ve Engin CEBER’i “kamu mal›na zarar vermek”ten tutuklad›. Gözalt›na al›nan di¤er HÖC’lüler serbest b›rak›ld›lar. Peki bu iki kiflinin “zarar verdi¤i”, “kamu mallar›” neydi? Polisin kask ve coplar›! Yanl›fl okumad›n›z! Hak arayan herkesin kafas›n› gözünü patlatan coplara dikkat edin, sak›n “zarar gelmesin”, hatta kafan›z› gönüllü uzat›n k›rmalar› için, cop k›r›laca¤›na kafan›z k›r›ls›n!!! Demokrasi oyun olunca, onun yarg›s›, polisi de böyle olur! AKP demokrasisi bu, Cemil Çiçek’in hukuku! Asl›nda “verilen zarar” AB ile katmerleflen demokrasicilik oyununa! HÖC’lüler polisin “kask›na” de¤il, AKP-AB ittifak›n›n maskesine darbeler indiriyorlar....

Tepkiler: “AB+AKP = TECR‹T, HAK GASPI, ‹fiKENCE”dir Bas›n aç›klamas› yapmak, dilekçe vermek bile suçtu bu ülkede. “Demokratik eylem” dersi vermeye kalk›flan Erdo¤an’›n coplar› inip kalkt› insanlar›n üzerinde, onlarca insan AB’cilerin önünde yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›nd›. Sald›r› bir çok kurum taraf›ndan yap›lan aç›klamalarla pro-

testo edildi. “‹fiTE AB VE ‹fiTE AKP!” diyen Gençlik Feder a s y o n u , “AB+AKP=TECR‹T, HAK GASPI, ‹fiKENCE’dir” formülasyonu ile de, Türkiye gerçe¤ini ve AB’cilik oyununu özetledi. “AB 117 ÖLÜMÜN SORUMLUSUDUR!” bafll›kl› bir aç›klama yay›nlayan TAYAD’l› Aileler ise, AKP iktidar›n›n böyle demokratik bir eyleme dahi tahammül edemedi¤ini belirtti. AB’nin tecritten ve 117 ölümden sorumlu oldu¤unu hat›rlatan TAYAD’l›lar, “AB tecritin orta¤› olarak dökülen her damla kan›n sorumlusudur. Bu sorumluluktan ve kap›lar›na tabutlar›m›z› b›rakmam›zdan, döktükleri kan› yüzlerine f›rlatmam›zdan kurtulamazlar. Her an sorumlular›n karfl›s›na ç›k›p hayk›rmaya, tecrite karfl› direniflimizi büyütmeye devam edece¤iz.” dediler. HHB ise, polisin sald›r›s›n› “AB’ye uygun sald›r›!!!” olarak niteledi ve “yaflananlar bir kez daha göstermifltir ki; hak ve özgürlükler AB’nin lütfu olmayacak, halk›n örgütlü gücüyle kazan›lacakt›r.” dedi.

AKP Kanl› ‹ktidard›r AKP Binalar› Kana Boyand› HÖC’lüler, ‹stanbul ve Ankara’da AB Bilgi Merkezleri önünde eylemler yaparken, Anadolu kentlerinde de, emperyalizmin tecrit politikas›n› sürdüren ve iktidara gelir gelmez ilk ifli önceki iktidar›n katliam›na madalya takmak olan AKP binalar› önünde eylemler gerçeklefltirildi. Bu eylemlerde de kanl› iktidar, suratlar›n f›rlat›lan 117 insan›n

Hatay

‹stanbul temsili kan› ile protesto edildi. Hatay HÖC üyeleri de, 8 Kas›m günü “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Yılında Hücreleri Yıkalım” pankart› ve k›z›l bayraklar açarak AKP ‹l binas› önünde topland›lar. AKP iktidar›n›n kanl› bir iktidar oldu¤unu dile getiren HÖC’lüler ad›na Deniz Özçelik bir aç›klama yapt›. “AKP Halklar›n kan›ndan beslenmektedir. ölümlerin sorumlusu AKP hükümeti ve Avrupa Birli¤i’dir” diyen Özçelik, aç›klaman›n ard›ndan, kan› temsil eden k›rm›z› boya dolu pofleti AKP binas› girifline boflaltmak isteyince, polis engel olmak istedi. Yaflanan ar-

Say› 132 17 14 Kas›m 2004

Bu gerçek tarihe yaz›ld›! 117 ölüm Avrupa emperyalizminin ‘kara kitab›’ndaki en kanl› sayfalardan biridir. Kimse unutturamayacak!


‘Üretmek Direnmektir’ F tipi hücrelerinde, tecritteki tutsaklar, ölümüne bir direnifli sürdürürken yaflama en kopmaz ba¤larla ba¤lanarak üretmeye ve olanaks›zl›klar içinde paylaflmaya devam ediyorlar. Bu ürünler, d›flar›da eylemleri ve Abdi ‹pekçi’de sürdürdükleri direniflleriyle tutsaklar›n sesi olan TAYAD taraf›ndan TMMOB'da sergilendikten sonra ikinci kez Büro Emekçileri Sendikas› (BES) 2 No'lu fiube'de sergilendi. ‘Üreterek Direnen, Direnerek Üretenler’ slogan›yla 2 Kas›m’da aç›lan sergi, 9 Kas›m'a kadar aç›k kald›. Sergiye halk›n ve özellikle emekçilerin ilgisi yo¤undu. Serginin aç›l›fl konuflmas›n› yapan TAYAD üyesi Serap Boyo¤lu, tecrite karfl› sürdürülen ölüm orucu eyleminin 5. Y›l›na girdi¤ini hat›rlatarak, el eme¤i ürünlerin dört duvar aras›ndaki yak›nlar›n›n, her fleyin yasak oldu¤u koflullardaki yarat›c›l›klar›n›n bir parças› oldu¤unu söyledi.

Say› 132 18 14 Kas›m 2004

bedeye ra¤men, AKP binas› kana boyand›. Akl›evvel yalaka polisin, efendisinin kanl› yüzünün teflhir edilmesine karfl› gösterdi¤i canh›rafl çaba, katillerin telafl›n›n bir yans›mas›yd›. ESP'nin de destek verdi¤i eylem “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” slogan›yla bitirildi. Malatya HÖC üyeleri, 9 Kas›m günü AKP ‹l binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Ölümlerin sorumlusu olan iktidar›n suskunlu¤unu sürdürdü¤ünü belirten HÖC’lüler, daha sonra k›rm›z› boyalar› AKP önüne döktüler. Adana HÖC’lüler de ayn› gün AKP önündeydi. Pankart ve bayraklar› ile bina önünde toplanan HÖC’lüler ad›na Karip Polat bir aç›klama yapt›. DSP-MHPANAP hükümeti ile bafllayan katliam› AKP’nin sürdürdü¤ünü belirten Polat, dünyan›n her yerinde düflünceleri, inançlar›, ül-

ADANA

kelerinin ba¤›ms›zl›¤› için kendilerini feda eden halk kahramanlar› oldu¤unu hat›rlatt›. Daha sonra 117 insan›n kan›n› sembolize eden k›rm›z› boyalar bina önüne f›rlat›ld›. Mersin HÖC’lülerin bayrak ve pankartlar›n› açarak Mersin AKP ‹l Binas› önünde toplanmas›n›n ard›ndan , grup ad›na Levent Eker konufltu. "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” sloganlar› at›lan eylemde, san-

süre ve iktidar›n katliam› bu sansür sayesinde sürdürdü¤üne dikkat çekildi. Halk›n ilgiyle izledi¤i aç›klamadan sonra il binas›n›n girifl kap›s› önüne temsili kan döküldü. Dersim AKP il binas›n›n önündeki eylem ise, 9 Kas›m günü yap›ld›. “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Yılında Hücreleri Yıkalım” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde HÖC’lüler ad›na aç›klamay› okuyan Ali Demir, Ölüm orucunun, zulme karfl› nas›l direnilece¤inin göstergesi oldu¤unu söyledi. Demir, bina önüne kan dökülürken de, “iflte bu kan halk›m›z›n, çocuklar›m›z›n kan›d›r, bu kan tecritin sonucudur” dedi. Eylem “Yaflas›n ölüm orucu direniflimiz” sloganlar›yla sona erdi. Dergimiz yay›na haz›rlan›rken, elimize ulaflan eylemlerden biri de Samsun’dayd›. AKP merkez ilçe binas› önünde biraraya gelen HÖC’lülere SDP de destek verdi. “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde k›z›lbayraklar ve temsili tabutlar tafl›nd›. Aç›klaman›n ard›ndan, bina önüne, 117 insan›n kan›n› temsilen k›rm›z› boya döküldü.

Direnifl Yunan Sendikalar›n Gündeminde

Ya Türkiye’dekilerin? Daha önce de örnekleri yaflanm›flt›. Bu kez Atina ‹nflaat ‹flçileri Sendikas›'ndan anlaml› bir dayan›flma sesi yükseldi. Sendikan›n ça¤r›s›yla ifl b›rakan binlerce emekçi 10 Kas›m günü bir miting gerçeklefltirdi. "Olimpiyatlara kurban edilen" iflçilerin de an›ld›¤› eylemde, bir çok sendika temsilcisi konufltu. Son sözü alan ‹nflaat ‹flçileri Sendikas› genel sekreteri Yorgos Thehodoru, hem bir sendikal demokrasi örne¤i verdi, hem de direnenlerle dayan›flma. Thehodoru, genel kurul kararlar›n› okuyup binlerce kiflinin onay›n› istedi. Tüm kitle taraf›ndan onaylanan kararlardan biri de: "Sendikam›z, yedi ayd›r tutsak bulundu¤u cezaevinde açl›k grevine bafllayan Sinan BOZKURT ve Türkiye'nin F tipi cezaevlerindeki ölüm orucu direniflçileriyle dayan›flma içerisindedir". fleklindeydi. Peki Türkiye’deki iflçi, memur sendikalar›n›, “burunlar›n›n dibindeki” direnifl, neden binlerce kilometre uzaktaki Yunanl› emekçiler kadar ilgilendirmiyor? ‹lgilendiriyorsa, bunun pratik karfl›l›¤› nedir acaba???


Sevgi Erdo¤an Ölüm Orucu Ekibi Direniflçilerinden direniflimizin

5.

y›l›nday›z HÜCRELER‹ YIKACA⁄IZ!

Sevgi'yle örülü band› kufland›m Al üstüne sar› y›ld›z› koydum Yüre¤imde Sevgi'yle yola koyuldum En güzel halay› omuzlad›m 25 Temmuz 2004’te ölüm orucuna bafllayan Sevgi Erdo¤an Ölüm Orucu Ekibi direniflçileri, 14 Kas›m itibar›yla direniflin 113. günündeler. Açl›¤›n koynundaki yürüyüflte 3,5 ay› geçtiler. Bu say›m›zda “Hücreleri Y›kaca¤›z!” köflemizi onlar›n seslenifllerine ay›r›yoruz.

“Yata¤›na oturmufl nehir misali yol al›yoruz.”

117 flehit, 600 sakat verdik; TESL‹M OLMADIK! Devrald›¤›m›z bayrak, flimdi bizim omuzlar›m›zda:

DHKP/C Davas› Tutsaklar›

Sevgi ERDO⁄AN Ölüm Orucu Ekibi Fehim Horasan Vedat Çelik M. Kemal Eren M. ‹nan Ifl›k H. Sergül Albayrak TKEP/L Davas›’ndan Remzi Ayd›n

Bant takma törenimde kendi kendime hiç heyecan falan yapmayaca¤›m diyordum. Fakat s›ra bant› tak›p da konuflmam› okumaya gelince, daha ilk kelimelerde dilim doland›, sol yan›mdaki cevahir konuflmam bitene kadar deli gibi çarp›p durdu. fiimdi heyecan›n yerini huzur ve sonsuz bir güven ald›. Yata¤›na oturmufl nehir misali yol al›yoruz. Yolumuz uzun ve zorlu. Ne çare ki bu uzunluk ve zorlu¤u ad›m›z gibi aflaca¤›z. Sevgi Ablam›z›n inanc›, kararl›l›¤›, gücü var. 4 A¤ustos 04, Vedat Çelik

“SEVG‹M zaferim olacak.” Ölüm orucuna bafllad›ktan bir gün sonra Süleyman ve Bülent'in yan›ndan zorla al›p flu an kald›¤›m yere getirdiler. Sanki tek koyunca bir fley de¤iflecekmifl gibi. Zaten tek olan kim? Adam›zda kimler yok ki, Sevgi Abla baflucumda, Apo, Gökhan Abi, Gürsel Abi, Bahri hep sohbette. Siz can yoldafllar›m yüre¤imde, bilincimde. (...) Yürüyüflümüz, tecriti, yalanlar›, zorla müdahaleyi,

bask› yasalar›n›, tüm sald›r›lar› yara yara sürüyor, sürecek de. Kararl›l›¤›m›z›, inanc›m›z› dost-düflman herkes gördü, görüyor. Has›m ise çaresiz ve aciz. Bu acizlikle yeni sald›r› yasalar›na giriflti. Bundan önce oldu¤u gibi bundan sonraki tüm sald›r›lar› da, yasalar› da direniflimize çarpacak. Ve hiç sonuç elde edemeyecek. (...) Mektup yasa¤›m›z bu ay›n ortas›nda bitti. fiimdi bana sen çok yorulmuflsundur deyip bir ay ziyaret yasa¤› verdiler... Bu tür fleylerle y›ld›racaklar›n› düflünüyorlar ama öfkemizi art›rmaktan, F tiplerindeki zulmü kan›tlamaktan baflka bir fley yapm›yor bu tür uygulamalar. Dört y›ld›r nice sald›r›lara, bask›lara ra¤men bir destan yaratm›fl›z, onlar hala bu tip küçük fleylerden medet umuyorlar. Nafile çabalar. Sevgi Ablam›z›n ad›yla yola koyulduk. Yoldafllar›m›, halk›m›, çok seviyorum. Büyük ailemizi, yol göstericimiz önderimizi çok seviyorum. U¤runa ölecek, zulmü yakacak, duvarlar› parçalayacak kadar çok seviyorum. SEVG‹M zaferim olacak. Onbirinci Ekiplerimiz duvarlar› parçalayacak. Son nefesime kadar SEVG‹M‹Z‹N gücü, gözlerinin ›fl›lt›s› akacak damarlar›mda. 1 A¤ustos 04, ‹nan Ifl›k

“Güç beyinde, güç yürekte.” (...) Diyorum ki kendi kendime, iyi ki gözlerim aç›lm›fl. Sahte yaflamlar, sahte mutluluklar, sahte kültürler, bencil, yoz bir yaflamda yaflamak, insan›n insanl›¤›n›n ölmesidir. Hele görüp bilip de yapmamak, onursuzlu¤un kendisidir. Ne mutlu ki bu ailenin içindeyim. Ve flimdi


bana emek veren, beni ben yapan, gözlerimi aç›p gerçekleri gösteren aileme lay›k olmak için yolculuktay›m. (...) Ne mutlu ki, onlarca, yüzlerce gönüllümüz var. Zafere sevdal› nice canlar›m›z var. Ve hasm›m›z›n korkusundan baflka hiçbir fleyi yok. Korkusu halk, korkusu biziz. Her geçen gün sars›yoruz iktidar›n›, bafledemiyor, yenemiyor. Tankla, topla, askerle, tecritle, zulümle güç olmuyor, olunmuyor. Güç beyinde, güç yürekte. Güç sapasa¤lam ideolojide, inançta, kararl›l›kta. 8 A¤ustos 04, ‹nan Ifl›k

“Bu örnek halklara yol gösterecek.” Sergül Merhaba! Tarihler oldu¤u yerde kal›yor, içinin nas›l doldu¤unu sonrakiler keflfediyor. '96 öyle bir süreçti iflte. Bak flimdi seninle yürümek varm›fl kaderde. Ayr› bir tarihte, farkl› bir sayfa açmak varm›fl. (...) Sevgili Sergül, biz serüvencileriz. Önden gidenler çok oldu. Gururumuzun mayas› onlar. Enerjimizin kayna¤› onlar›n gözlerinde as›l› kalan ›fl›lt›lar. Çak›ll› dikenli yolu onlar düzlediler. Bu iflin sanat›n› yapmay› ö¤rendik. Günü gelecek bu örnek halklara yol gösterecek. Tarih bilimse e¤er, ki öyle oldu¤u söylenir, son sözü bizimkiler söyleyecek. Bu süreci biraz Paris Komünü zaman›na benzetebilirim. Tereddütsüz can›n› verenler ve sonra ölülerin savaflmas›. Adnan Yücel o destans› fliirinde der ya; ‘yaflayan kimdir gerçekte ölen kim?’, cevab› yaflam›n özünde sakl›.

Fehim Horasan

Vedat Çelik

M. Kemal Eren

M. ‹nan Ifl›k

Sergül Albayrak

Sevgi Erdo¤an Ölüm Orucu Ekibi Direniflçileri 25 Temmuz’dan bu yana açl›¤a, zamana ve zulme direniyorlar feda etmesini, Çukurluöz'ün tahliyesine 1 ay kala kendini feda etmesini, yine ayn› flekilde Günay'› zor anl›yor insanlar. Ama biz biliyoruz, hücrelerimizde hissediyoruz. Kiflili¤imizin en küçük yap›s›na kadar s›z›yor. Kendimize sorular soruyoruz durmadan. Geçen hafta ‘Topra¤›m›z›n Kokusu’ diye bir kitap okudum. Filistin'i anlat›yordu. Çocuklar›n tek hayali feda eylemcisi olmak. Bir araflt›rma yap›lm›fl, direnifle kat›lan, tafl atmaya giden çocuklar›n ruhsal sa¤l›¤› di¤erlerine göre daha sa¤l›kl›ym›fl, daha rahat uyuyorlarm›fl. ‹nsan›n yap›tafllar› bile içgüdülere de¤il, direnifle programlanm›fl. Daha nice örne¤i vard›r. Son ana kadar üretmek gerekiyor. Sevgi Abla da öyleydi ya, son ana kadar ö¤renmifl, üretmifl, kaç kifliyi etkiledi, kaç insan örgütledi o haliyle. Sevgili Sergül, biz boran çocuklar›y›z. F›rt›nalarda süzülüp geçen, mevsimden mevsime, y›ldan y›la gezen... hep gül... Giderken gülmek de bize has. Selma, Günay ya da Sevgi Abla gibi... 10 A¤ustos 2004 Fehim Horasan

kucakl›yorum. 9 Eylül 2004, M. Kemal Eren

Gökyüzü y›ld›zs›z kal›r m›? (11. Ekip Direniflçisi Sergül Albayrak’›n 10. Ekip’ten flehit düflen Selami Kurnaz için yazd›¤› yaz›dan) Y›ld›z›n kay›fl›n› izleyenlere ‘bir dilek tut’ derler. Ama biz tutmad›k. Kayaca¤›n› biliyorduk... O an› bekliyorduk sadece. O an geldi¤inde ise z›lg›tlar yükselir diyar diyar Anadolu'da. Sonra bafllar yay›lmaya ülke ülke... Anadolu hiç z›lg›ts›z kalmad› dört y›ld›r. Dört y›ld›r y›ld›z sa¤ana¤›ndad›r Anadolu... Bilir Anadolu, basar ba¤r›na y›ld›zlar›n›. Her y›ld›z umut olup kayar gökyüzünden. Hüzün düfler elbet yüreklere. Hüzün gidenedir. Her u¤urlamada bir parça hüzün yok mudur zaten? Ama her hüznün öfkesi yoktur elbette. Bizim hüznümüzün öfkesi a¤›r basar... Ve kayan her y›ld›z, gönlümüze ak›p önce isyan› büyütür içimizde. Ve toprakla buluflur y›ld›z, umuda dönüflür. Gökyüzü y›ld›zs›z kal›r m›?

fiuna hep inand›m; sak›nmadan yürüdü¤ünde hep kazan›yorsun. Bafl›n hep ileride oldu¤unda sen galip geliyorsun.

(...) Ve iflte çocuk safl›¤›, kavgac›l›¤›, pervas›zl›¤›, umut ve coflkusuyla yürüyoruz 117 can›m›zla. Onlar›n ayd›nlatt›¤› yolda en saf en umutlu olanlar›m›zla... Ne safl›¤›m›z› kirletebildiler B‹Z’im, ne milyonlar›n umutlar›n› yokedebildiler.

Anadolu dört y›ld›r y›ld›zs›z kalmad›. Dört y›ld›r kayan y›ld›zlar öpüyor aln›ndan yolculu¤a haz›rlananlar›. Bir devirdir gerçekleflen... Bir y›ld›z kayar ama y›ld›zlar hiç bitmez. Umut büyür her kayan y›ld›zla. Bunu bilerek yola koyulur yolcular. Umutla beslenerek yürürler. Umutla beslenerek kayarlar gökyüzünden, yeni umutlar yaratmaya...

(...) Bir Canan'›n o yafl›nda özgürlük koflullar›nda yaflam›n›

Sizleri bu coflkuyla, Sevgi’mizin inanç ve kararl›l›¤›yla

A¤ustos 2004 Sergül Albayrak

Safl›¤›m›z› kirletemediler


Bas›ndan

Sonunda Kazanan '‹nsanl›k Onuru' Olacakt›r Nurettin fi‹R‹N ‹slam, bizlere zulüm ve haks›zl›klar›n her türlüsüne karfl› yüreklice direnmemizi emrederken ‹slami olarak tan›mlanan kifli, çevre ve kurumlar›n hapishanelerden 117 insan›n tabutu ç›kt›¤› halde hala utanç verici bir sessizlik içinde olmalar› ‘‹slam’ ad›na ‘Kur'an’ ve ‘Rasulullah’ ad›na kan›m›za dokunmakta ve her an içimizi kanatmaktad›r. ‹nsanl›k d›fl› katliamlarla gerçeklefltirilen ‘Hayata Dönüfl’ (!) operasyonlar›n›n ard›ndan TC yarg›-‹nfaz sisteminin devreye soktu¤u F tipi hapishaneleri tüm a¤›rl›¤›nca insanl›k onurunu çi¤nemeye devam ederken ne yaz›k ki bu ülkenin özgür ve duyarl› insanlar›ndan beklenen insani tepkinin yoklu¤u da varl›¤›n› devam ettirmektedir. TAYAD gibi kurulufllar›n kararl› ve onurlu bir flekilde sürdürdükleri direniflin binde birini ne yaz›k ki ‹slami camiadan göremedik. Bu konuda camiam›z›n ayd›nlar›, yazarlar›, sivil toplum örgütleri, insan haklar› kurulufllar› insanl›k onuruna yarafl›r bir tepki ortaya koyamad›. Ben kendi ad›ma söyleyeyim ki, bu hususta bafl›m öne e¤iktir. F tipi zulmüne karfl› ölüm orucuna yatan bir mahpusun hemen yan›bafl›ndaki bir hücrede bulunmufl olman›n verdi¤i dayan›lmaz ac›y› isterdim ki camiam›z›n duyarl› ve sorumlu insanlar›yla da paylaflabileyim. Adalet ve özgürlü¤ün insanca bir yaflam›n güvencesi oldu¤una inand›¤›m›z ‹slam, bizlere her zaman ve her koflul alt›nda zulüm ve haks›zl›klar›n her türlüsüne karfl› yüreklice direnmemizi emrederken ‹slami olarak tan›mlanan kifli, çevre ve kurumlar›n bu hapishanelerden 117 insan›n tabutu ç›kt›¤› halde hala daha utanç verici bir sessizlik içinde olmalar› "‹slam" ad›na "Kur'an" ve "Rasulullah" ad›na kan›m›za dokunmakta ve her an içimizi kanatmaktad›r. fiehit Seyyid Kutup'un "Din Budur" adl› kitab›ndan esinle "‹slam bu de¤ildir!" diyerek en yüksek sesle hayk›rmak, örselenmemifl vicdanlara ulafl›r ümidiyle feveran etmek istiyorum; feveran› iflitecek kimselerin pek de olmad›¤›n› bildi¤im halde. Kur'an-› Kerim bafltan sona adaleti öngörmekte, adil olmay› emretmekte iken bu Kur'an'› kendilerine rehber edinen Müslümanlar›m›z F tipi hapishanelerindeki "tecrit iflkencesi"ne karfl› ç›kman›n bu ilahi beyan›n bir gere¤i oldu¤unu ne zaman anlayacaklar; insanl›k onurunu ayaklar alt›na alan F tipi dayatmalar›-

n›n karfl›s›nda onurluca bir ses yükseltip ne zaman tan›kl›kta bulunacaklar? Sözüm ona ‹slami bir siyasi gelenekten gelenlerin ve ad›nda "adalet" yaz›l› bir partinin hükümette oldu¤u bir dönemde F tipi dayatmas›n›n tam bir aymazl›kla sürdürülmesi bir yana, askeri cuntalar›n infaz sistemlerini mahpuslara dayatma giriflimleri hükümetin ilgili bakanl›¤›n›n bürokratlar›nca planlanmaktad›r. Öyle ya, TC sistemi içinde Amerikanc› bir ‹slam'›n "adalet"i olsa olsa ancak bu kadar olabilirdi! "Tecrit" yaras›n›n üzerine "yeni bir infaz sistemi" ile tuz biber ekmek de bu hükümete yak›fl›rd›. Führer'in "Kavgam"› ya da Makyevelli'nin "Hükümdar"› hükümetin esin kayna¤› oldukça 117 can›n üzerine bir 117 can da az gelir. Adam Simith, "B›rak›n yaps›nlar, b›rak›n gitsinler!" diyordu kapitalizmin felsefesini ortaya koyarken. F tipi hapishanelerine hükmeden egemenler de “B›rak›n ölsünler, b›rak›n tabutlara konsunlar!” demektedir; "adalet" anlay›fllar› gere¤i. Bu arada yüz k›zart›c› iki yüzlülüklere tan›k olmak da di¤er bir ac›. Emperyalist Amerika'n›n Ebu Gureyb'de yapt›klar›na tan›k oldu¤umuzda feveran edenler, siyonistlerin Filistinli tutsaklara reva gördükleri insanl›k d›fl› muameleler karfl›s›nda seslerini yükseltenler, nedense ülkemizdeki F tipi uygulamalar›n›n bunlardan hiç de farkl› olmad›¤›n› göz ard› etmektedirler. Ebu Gureyb'de ç›r›lç›plak soyulan tutsaklar› TV ekranlar›ndan gördü¤ümde bizzat kendimin karfl›laflt›¤› onur k›r›c› muameleleri hat›rlad›m. Bu sadece benim karfl›laflt›¤›m bir durum ya da sadece bir F tipi hapishanesinde münferit bir vak›a de¤ildi. Ç›r›lç›plak soyulup afla¤›land›¤›m›zda tek bafl›nayd›m sadece, befl alt› gardiyan›n aras›nda. Üst üste konulmam›flt›k ama tüm kiflilik ve onurumuzun pervas›zca çi¤nenmesi karfl›s›nda F tipinin tüm a¤›rl›¤›n› hissetmifltik s›rt›m›zda, utanç duygular› içinde. Peki ad›nda "adalet" yaz›l› hükümet ne yapt›? Bu onur k›r›c›, yüz k›zart›c›, utanç verici uygulamalar› unutturdu mu bize? Hay›r! ‹lgililere "Elinize sa¤l›k!" dedi ve onlar› "fleref madalyas›" ile onurland›rd›. Hiç kimse duymasa dahi mustazaflar›n rabbi olan Allah subhanehu ve teala duymaktad›r bizi. O, azizdir, muntakimdir, hesab›n› h›zl› görendir. Bakal›m Allah'›n adaletinden kurtulacak m›, "adalet" etiketini yakalar›na takanlar? Ak Partinin baz› milletvekilleri, makam sahipleri bizim bu feveran›m›z› daha iyi anlamal›lar. Zaman› gelince bunun tan›kl›¤›n› da yapaca¤›m; bugün onlar, yukar›larda durduklar›n› san›yorlar. Ama bafllar› çok afla¤› e¤ilecektir. F tipi "tecrit"ine karfl› direnerek bedel ödeyen ve bu hususta duyarl›l›k gösteren herkesi yürekten selamlayarak "Kahrolsun ben iflah olmaz bir iyimserim" dedi¤i gibi kazanan›n er geç "insanl›k onuru" oldu¤una dair inanc›m› yinelemek istiyorum. (Haksöz Dergisi, Say› 163)

Say› 132 21 14 Kas›m 2004


Yalanlar›n›n belgesini aç›kl›yoruz:

AKP, DÜNYAYA VE HALKIMIZA

YALAN SÖYLÜYOR Yalanla, riyayla iktidar oldular, yalanla, riyayla iktidarlar›n› sürdürüyorlar. AB ‹lerleme Raporu'nda ne yaz›p yazmad›¤› üzerine haftalard›r tart›flmalar sürüyor. Bu tart›flman›n kayna¤› da ayn›d›r: ‹ktidar›n yalanlardan, sansürden medet ummas›. Gerçekler, belgeler, halka tüm ç›plakl›¤›yla aç›klanmamaktad›r. TAYAD olarak AB ‹lerleme Raporu'nun hapishanelerle ilgili bölümünün çevirisini yapt›¤›m›zda, karfl›m›za yine iktidar›n yalanlar› ç›kt›.

1- AKP, “Ölüm Orucu Yok” diyerek DÜNYAYA YALAN SÖYLÜYOR Say› 132 22 14 Kas›m 2004

AB ‹lerleme Raporu, AKP hükümetinin Avrupa Birli¤i organlar›na alenen ve resmen yalan söyledi¤ini belgeliyor. Rapor, AKP hükümetinin ve Adalet Bakanl›¤›'n›n “ölüm orucunda hiçbir tutuklu yok” fleklinde resmi bir bilgi verdi¤ini söylüyor. ‹flte AKP'nin Avrupa Birli¤i organlar›na yalan söyledi¤inin belgesi:

“Resmi kaynaklara göre, Aral›k 2003'te, ceza ve tutuk evlerinde toplam 64 296 kifli vard›. Bunlar›n 37 056'si hükümlü, 27 240'i de tutukluydu. Ayn› kaynaklara göre, flu anda "Ölüm orucunda" hiçbir tutuklu yokken, baz› sivil toplum örgütleri belli say›da tutuklunun hala bu tür açl›k grevini sürdürdüklerine dikkat çekiyorlar.” (AB ‹lerleme Raporu) F tipi hapishaneleri açmak için gerçeklefltirilen katliamda ve F tiplerinde halen sürdürülen tecrit sonucu 117 tutuklu ve hükümlü öldü. Bunlar›n 20'si, AKP iktidar› döneminde öldü. Son olarak 12 A¤ustos'ta, yani henüz 2,5 ay önce, Tekirda¤ F Tipi'nde ölüm orucundaki Selami Kurnaz flehit düfltü. Rapordan anlafl›l›yor ki, Selami Kurnaz ölüm orucunda flehit düflerken, AKP iktidar› “ölüm orucu yok” diye rapor veriyordu AB'ye. AKP yalanc›d›r. AKP'nin Adalet Bakanl›¤› sözcüleri, bürokratlar› yalanc›d›r.

Halen hapishanelerde 6 tutuklu ve hükümlü, ölüm orucundad›r. Ölüm orucunu halen sürdüren tutuklular›n isimleri ve bulunduklar› hapishaneler flunlard›r: - Vedat Çelik (Tekirda¤ 1 Nolu F tipi) - M. Kemal Eren (Kand›ra 1 Nolu F Tipi) - M. ‹nan Ifl›k (K›r›klar 1 Nolu F Tipi) - H. Sergül Albayrak (Uflak E Tipi) - Fehim Horasan (Sincan 1 Nolu F Tipi) - Remzi Ayd›n (Tekirda¤ F tipi) Yalan, bu direniflin bafl›ndan bu yana, DSPMHP-ANAP iktidar›n›n da, AKP’nin de s›k s›k baflvurdu¤u bir araç olmufltur. Pervas›zca, ço¤u kiflinin ‘bu kadar› da olmaz’ diye düflünece¤i yalanlar söylediler hep. 19 Aral›k 2000 katliam›n›n ertesi günü “sahte oruç”, “ölüm orucunda kimse yok” diye demeçler verdi bu ülkenin bakanlar›. Düflünün ki, o yalan›n ard›ndan bugüne kadar ölüm orucunda yüze yak›n insan öldü. Bu ülke nas›l yönetiliyor sorusunun aç›k cevab› bu yalanlardad›r. Yalanla, terörle, sansürle

“Bizim F tipinde, disiplin suçu yoksa, üç kifli bir arada kal›yor.”

(4 Kas›m 2004 günü TBMM çat›s› alt›nda söylenmifltir...)

YALAN!

Sadece bir kaç örnek vererek (ki daha fazla tutsak tek kiflilik hücrededir) Cemil Çiçek’e soruyoruz. Ümit ‹LTER, fiadi ÖZPOLAT, Ercan KARTAL, Ali Osman KÖSE, Mehmet ‹nan IfiIK, M. Kemal EREN hangi disiplin cezas›na göre, hangi mahkemenin karar›yla TEK K‹fi‹L‹K HÜCRELERDE TUTULUYORLAR? TBMM’deki, ülkesiyle ilgisiz cahillere rahatça yalan söyleyen Çiçek, 4 y›ld›r bitmeyen bu “disiplin cezalar›n›” Türkiye halk›na hangi yalanla aç›klayacak, merak ediyoruz...


3- BELGE: AB ‹lerleme Raporu'nda Hapishaneler, F Tipleri ve Tecritle ilgili bölümün tamam›:

yönetiyorlar.

2- AKP ‹ktidar›n›n Adalet Bakan›, “AB raporunda F tipi yok” diyerek TBMM ÇATISI ALTINDA YALAN SÖYLÜYOR Daha dört gün önce, 4 Kas›m'da CHP'li milletvekili Hasan Ayd›n'›n TBMM'de F tipi hapishanelerle ilgili elefltirilerine cevap veren Adalet Bakan› Cemil Çiçek, flunlar› söylemiflti: “AB'nin ‹lerleme Raporu'nda F tipi yok... Cezaevleriyle ilgili iyilefltirmeler olmasa, bu hususlar ‹lerleme Raporu'nda yer al›rd›... F tipleri darac›k falan da de¤il, devlet konukevi gibi." ‹flte Cemil Çiçek'in AB ‹lerleme Raporu'nda yok dedi¤i F tipinin AB ‹lerleme Raporu’nda geçti¤inin kan›t›:

“F tipi cezaevlerindeki flu anki tutukluluk koflullar› da, yüksek düzeydedir, ancak tutuklular›n tecriti hala vahim bir sorun olarak devam etmektedir.” AB ‹lerleme Raporu'nda TECR‹T'in VAH‹M B‹R SORUN olarak de¤erlendirildi¤ini gizlemeye çal›flacak kadar yalanc› ve acizdir Cemil Çiçek. Çünkü, F tiplerindeki katliam› savunmak için bugüne kadar hep kulland›¤› “AB de uygulamalar›m›z› destekliyor” sav›, bu raporla çökmüfltür. S›rt›n› AB'ye yaslayan Çiçek, AB raporundan TECR‹T KATL‹AMINA umdu¤u deste¤i bulamam›flt›r. Avrupa'n›n hapishaneler katliam›ndaki ve F tiplerinin yap›lmas›ndaki rolünü biz iyi biliyoruz. AB de 117 ölümden sorumludur. Fakat bu Cemil Çiçek'in AB üzerinden yalan söyledi¤i gerçe¤ini de¤ifltirmiyor. Cemil Çiçek katliam›n› savunam›yor. Tecriti savunam›yor. Bunun yerine “AB raporunda F tipleri yok”, “ölüm orucu yok” diyerek tüm dünyadan, TBMM'den, halk›m›zdan gerçekleri gizleyerek, burjuva medyada yo¤un bir sansür uygulayarak, F tiplerinin tecrit hücrelerinde katliam›n› sürdürmek istiyor. YALANCILIKLARI bir kez daha a盤a ç›km›flt›r. 9 Kas›m 2004

TAYAD'l› Aileler

“Cezaevi sistemi konusunda, 1999'tan beri oldukça önemli iyileflmeler yap›ld›. Bir yandan Ceza ‹nfaz Hakimleri ve Kontrol Komiteleri gibi kurumlar oluflturuldu, di¤er yandan CPT'nin birçok tavsiyesi uygulanmaya baflland›. Resmi kaynaklara göre, Aral›k 2003'te, ceza ve tutuk evlerinde toplam 64 296 kifli vard›. Bunlar›n 37 056'si hükümlü, 27 240'‹ de tutukluydu. Ayn› kaynaklara göre, flu anda "Ölüm orucunda" hiçbir tutuklu yokken, baz› sivil toplum örgütleri belli say›da tutuklunun hala bu tür açl›k grevini sürdürdüklerine dikkat çekiyorlar. Eylül 2004'te, uzun bir "Ölüm Orucu" nedeniyle rahats›zlanan 50 kadar tutuklunun baflvurusu üzerine, beraberlerinde uzman doktorlar›n da oldu¤u, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'nin hakimlerinden oluflan bir heyet Türkiye'ye giderek bir gözlemci misyonunu gerçeklefltirdi. Buca Cezaevi’nde, çocuklara yönelik sistematik iflkence suçlamalar› sonucu, ‹zmir Savc›l›k hizmetleri bu günlerde bir soruflturma yürütmektedir. Aral›k 2000'de yap›lan F tipi isimli yeni cezaevlerine sevk operasyonu davas› hakk›nda ise, Mart 2004'te bir mahkeme, operasyon s›ras›nda meydana gelen bir tutuklunun ölümü kapsam›nda Devlet'in bir yanl›fll›k yapt›¤›na karar verdi. Mahkeme'ye göre, bu operasyon iyi planlanmam›flt› ve güç kullan›m› afl›r›ya kaçt›. F tipi cezaevlerindeki flu anki tutukluluk koflullar› da, yüksek düzeydedir, ancak tutuklular›n tecriti hala vahim bir sorun olarak devam etmektedir. Bugün say›lar› 131'i bulan kontrol komiteleri, teftifllerine devam etmektedirler. Çal›flmalar›n›, özellikle yaflam koflullar›, sa¤l›k, beslenme, e¤itim ve tutuklular›n topluma kazand›r›lmas› üzerinde yo¤unlaflt›rd›lar. Ocak ve A¤ustos 2004 tarihleri aras›nda, kontrol komiteleri 1.193 tavsiyede bulundular. Bu tavsiyelerin 451'i fiilen sonuçland›. Bugün bu komiteler yüksek bir sivil toplum örgüt temsilci say›s› bar›nd›rmamaktad›r ve raporlar› halen gizli tutulmaktad›r. May›s 2004'te, bu sistemin kuruldu¤u 2001 y›l›ndan bu yana 140 Ceza ‹nfaz Hakimi’ne, tutuklu ve hükümlülerine yönelik uygulamalar hakk›nda toplam 11 923 flikayet dilekçesi sunuldu. Bu flikayetlerin 3 659'u kabul edilip sonuçlan›rken, 319'u k›smen kabul edildi. 7.945'i de, Ceza ‹nfaz Hakimleri taraf›ndan reddedildi. Bu flikayetlerden önemli bir k›sm› (5 554) disiplin cezalar›yla ilgiliydi. Aral›k 2003'te, Adalet Bakan›, flikayet dilekçeleri aras›nda önceden bir tasnif yap›lmaks›z›n Ceza ‹nfaz Hakimleri’ne teslim edilmesi gerekti¤ini belirten bir genelge yay›nlad›. Bugüne kadar, bu hakimler henüz uygun bir e¤itimden yararlanamam›fllard›r. Baz› sivil toplum örgütleri, avukatlar ve ziyaretçiler, tutuklularla görüfle gittiklerinde zaman zaman sorunlar yaflad›klar›n› belirtiyorlar. Di¤er yandan gözda¤› amaçl› aramalar durdu. Haziran 2004'te yürürlü¤e konulan bir genelge jandarman›n cezaevlerinde avukatlar› aramak için sadece metallere hassas cihazlar› kullanabildi¤ini ve bu aramalar kiflinin haysiyetine sayg›l› olarak yapabilece¤ini hat›rlat›r. Baflka raporlarda da, baz› tutuklular›n gerekli t›bbi tedavi görmediklerine iflaret ediliyor.”

Say› 132 23 14 Kas›m 2004


Emekçiler’den

Peflkefl Çektirmeyece¤iz! SSK’n›n peflkefl çekilmesine karfl› eylemler yapan emekçiler kararl›. Peki, ayn› kararl›l›¤› iflçimemur sendikalar›n›n yöneticileri tafl›yor mu? TÜS‹AD, kamunun sa¤l›k hizmetlerini sat›n almay› öngören rapor haz›rlarken, SSK’n›n Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devriyle bafllay›p, emekçilerin “sosyal güvencesi”nin özel sektöre devrine uzanacak düzenlemeye iliflkin tepkiler sürüyor.

EP’den Eylem Karar›

Say› 132 24 14 Kas›m 2004

SSK’n›n devrine karfl› toplanan Emek Platformu (EP), bir dizi eylem karar› ald›. Eylem kararlar› flöyle: 9 Kas›m’da konfederasyon baflkan› ve sendika yöneticilerinin kat›ld›¤› bir yürüyüflle Güvenpark’ta Eylem Koordinasyon Merkezi kurulmas›. 11 Kas›m’da kentlerde ‘SSK’ya sahip ç›kal›m’ ad› alt›nda SSK Hastaneleri’nde eylemler. 18 Kas›m’da Baflbakanl›k binas›na siyah çelenk b›rak›l›p Meclis’e yürüyüfl. 20 Kas›m’da ise Ankara’da tüm Türkiye’den kat›l›mla miting. Bu eylemlere ra¤men hükümet geri ad›m atmaz ise, tasar›lar›n komisyonlarda görüflülmesi s›ras›nda EP bileflenleri Türkiye çap›nda bir saat iflb›rakacak.

dinasyon Merkezi kurmak için yürüyüfle geçen D‹SK, TÜRK‹fi, KESK, BASK, KAMU-SEN ile ba¤l› sendikalar›n baflkanlar›n›n önü polis barikat›yla kesildi. Yaflanan tart›flman›n ard›ndan, polisin gaz bombal› sald›r›s› geldi. Gençli¤in “molotof att›¤› için gaz bombalar›na, fliddete maruz kald›¤›n›” düflünenler, bir kez daha sorunun AKP iktidar›n›n muhalif tüm güçleri terörize ederek susturmak oldu¤unu gördüler. ‹ktidar, sermayenin ç›kar›na olan bütün düzenlemelerde emekçilere karfl› bütün sald›r› silahlar›n› kullanmaya devam edecektir. Sorun, emekçilerin de buna karfl› kararl›l›¤›n› ve hatta gerekti¤inde kendi meflru fliddetini dayatmas›ndad›r.

EP’nin takvimine göre ilk eylem 9 Kas›m günü yap›ld›.

Peki orada görülen manzara ne olmufltur? Polisin dayatmas› ile Güvenpark’a dahi gitmekten vazgeçilmifl, Ankara polisinin, muhalefeti s›k›flt›rmak, tecrit etmek istedi¤i bir yer olan Yüksel Caddesi kabul edilmifltir. Yani pazarl›k dahi yoktur! Elbette sorun yer sorunu da de¤ildir. Sorun; böyle bir durumda dahi kararl›l›¤›n› gösteremiyorsan, iradeni kabul ettiremiyorsan SSK gibi bir sald›r›y› nas›l engelleyeceksin?

Güvenpark’ta Eylem Koor-

Yüzbinlerce üyeli konfede-

Gençli¤in Kararll›¤› Sendikac›larda Neden Yok?

Sa¤l›k Bakan›’n›n Akçal› ‹flleri SES Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, 8 Kas›m’da düzenledi¤i bas›n toplant›s› ile, Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤'dan, Ac›badem Hastaneler Grubu ile olan iliflkileri için aç›klama istedi. Bakanl›¤›n resmi dergisinde, özel hastane ve ilaç rek-

lamlar› ve özellikle Özel Ac›badem Hastaneleri’nin reklamlar› oldu¤unu hat›rlat›latan Tombul, "Bu tablo ‘sa¤l›kta dönüflümün’ kimin için oldu¤unu gözler önüne seriyor" dedi. Tombul, bakan›n cevaplamas› için Ac›badem ve özel sa¤l›k kurulufllar› ile bakanl›¤›n iliflkilerini deflifre eden sorular sordu.

rasyonlar, iktidar›n sald›r›s›n› geri püskürtmek istiyorsa, asgari, 6 Kas›m’da gençli¤in gösterdi¤i kararl›l›¤› göstermeli, onlar› örnek almal›d›r. “Gösterifl merakl›s› olmayan” kimi solcular, belki koca koca sendikac›lar›n radikal direniflini, gerekirse çat›flmas›n› “marjinal grup ifli” de görebilir. Mesele tam da burada. Bu, ‘olgun solculuk, olgun sendikac›l›k’ ya da ‘ça¤dafl sendikac›l›k’ reddedilerek militan sendikac›l›k yolu seçilmelidir. Bu sendikac›l›k, Tayyip’in meydan okuyuflunun karfl›s›na, “SSK’ya biz talibiz, bize sat›n” (D‹SK ve Türk-‹fl) diye ç›k›p, komiklik yap›yor. Devletin sorumlulu¤u olan bir “yük”ten kurtulmas›na talip olmak sendikac›lar›n m› ifli? Bu saçmal›klara son verilmelidir. Göstermelik bas›n aç›klamalar›, bir iki mitingin çözüm olmad›¤›, daha önceki sald›r› yasalar›nda görülmüfltür. Bu ülkede emekçilerin yaflad›¤›n›n, direnece¤inin dayat›lmas›na ihtiyaç vard›r. Radikal, militan mücadeleye, iflçi s›n›f›n›n gücünü göstermeye ihtiyaç var.

Meydanlarda Öfke Var? D‹SK’in SSK Hastaneleri’nde çad›r kurup nöbet tutma eylemleri sürerken, EP’nin karar› ile 11 Kas›m günü ülke genelinde eylemler yap›ld›. Alanlara ç›kan emekçiler, yasan›n Meclis'ten çekilmesine kadar mücadele edecekleri kararl›l›¤›n› ifade ederken, eylemlerde s›k s›k “‹flçi Memur Elele Genel Greve” sloganlar› at›ld›. Emekçiler kararl›l›¤›n› gösteriyorlar, ya sendikac›lar direniflte kararl› olabilecek mi?


Pamuk Köylüsü Meydanlarda Beyo¤lu’nda Anlaflma Diyarbak›r’›n Bismil ‹lçesi'nde pamuk üreticilerinin ard › n d a n , Egeli pamuk üreticileri de ‹zmir'in Torbal› ‹lçesi’nde meydanlara ç›kt›. 4 Kas›m günü binlerce çiftçinin kat›ld›¤› eylemde, AKP'nin tar›m politikalar›n› protesto eden pankartlar tafl›nd›, sloganlar at›ld›. IMF program›n› destekleyen, IMF’ci Dervifl’i partiye alan burjuva partisi CHP’nin, köylünün oyunu almak için organize etti¤i mitingde Deniz Baykal da bir konuflma yapt›. AKP'nin 35 mil-

Köy Hizmetleri Kapat›lamaz Kamu-Sen’e ba¤l› Türk ‹marSen’de örgütlü Köy Hizmetleri çal›flanlar›, 5 Kas›m günü yapt›klar› eylemle, Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas› karar›na karfl› ç›kacaklar›n› dile getirdiler. Köy Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü

yon üreticiyi kaderine terk etti¤ini ve bu kesimi ülkenin s›rt›nda bir yük olarak gösterdi¤ini söyleyen Baykal, geçen y›l pamu¤un kilogram›n› 1 milyon liradan satan üreticinin, bu y›l ayn› ürünü 850 bin liradan vermek zorunda kald›¤›n› vurgulad›. Prim ödemelerinin çok düflük oldu¤una dikkat çeken Baykal, Akdeniz, Çukurova ve Ege'de pamuk üretiminin yüzde 30'un üzerinde bir azalma gösterdi¤ini söyledi. ‹ki bin köylünün kat›ld›¤› eylemde, pamuk, üzüm, incir üreticileri “Efendiydik Köle Olduk” gibi dövizlerle düzenin köylüyü öldürdü¤ünü ifade ettiler ve temsili cenaze namaz›n› k›ld›lar. önünde düzenlenen ve “‹flçi Memur Elele Genel Greve” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan Türk ‹mar-Sen Genel Baflkan› Necati Alsancak, AKP ‹ktidar›n›n “Köy Hizmetleri’nin misyonunu tamamlad›¤›” yönündeki aç›klamalar›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› söyledi.

An›l Tekstil ‹flçileri Eylemde ‹stanbul - 29 Ekim Cumhuriyet Bayram›'nda ifle gitmedikleri gerekçesiyle iflten at›lan An›l Tekstil Fabrikas› iflçilerinin eylemleri sürüyor. O günden bu yana fabrika önünde bekleyen iflçiler, son olarak 9 Kas›m günü yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda "Sigortas›z Çal›flan Milyonlar AKP'nin Umrunda de¤il, Biz Sessiz Kalmayaca¤›z", "‹flçi K›y›m›na Karfl› Direniflteyiz", "2821-22'ye Hay›r, 12 Eylül Yasalar› Kald›r›ls›n" yaz›l› dövizleri tafl›d›lar. "Yaflas›n An›l Tekstil Direniflimiz", "‹flçiyiz, Hakl›y›z, Tekstil-Sen'le Güçlüyüz" sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde iflçiler ad›na yap›lan aç›klamada, direnifl kararl›l›¤› vur guland› ve “hakk›m›z› alaca¤›z." denildi.

Yap› Yol-Sen: Kararl›y›z Ankara - KESK’e ba¤l› Yap› Yol-Sen üyeleri, ücretlerinin iyilefltirilmesi talebiyle Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› önünde eylem yapt›lar. 8 Kas›m günü yap›lan eylemde konuflan Yap›-Yol Sen Genel Baflkan› Cengiz Faydal›, yapt›klar› eylemlere ra¤men taleplerine cevap alamad›klar›n› hat›rlatarak, “Bu k›fl karla mücadele çal›flmas› yapmayacak ve hak ediflleri imzalamayaca¤›z. Bunda kararl›y›z” dedi.

‹stanbul - D‹SK Genel-‹fl Sendikas›’na üye ‹stanbul Beyo¤lu Belediyesi iflçilerinin grevi sonuç verdi. Ücret baflta olmak üzere bir çok maddede anlaflma sa¤lanamamas› üzerine 26 Ekim'de bafllat›lan grev, 9. günde “yüzde 21.5 oran›nda zam” konusunda anlaflmaya var›lmas› üzerine eylemlerine son verdiler. Büyükflehir Belediye Baflkan› Kadir Topbafl, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, Genel-‹fl Genel Baflkan› Mahmut Seren, Genel-‹fl 3 No'lu fib. Baflkan› Mevsim Gürlevik’in kat›ld›¤› görüflmelerde, ücret d›fl›nda, iflçilerin Cumartesi ve Pazar tatili gibi konular›n da aras›nda yer ald›¤› 36 maddelik talep listesi belediyece kabul edildi. Mevsim Gürlevik, birçok konuda amaçlar›na ulaflt›klar›n› belirtti.

‘Tafleronlaflt›rmaya ‹zin Vermeyece¤iz’ Ankara - Genel-‹fl Sendikas›’na üye 400 iflçi, 8 Kas›m günü düzenledikleri eylemle Çankaya Belediyesi Temizlik ‹flleri’nin özellefltirilmesini protesto ettiler. Belediye Binas› önünde yap›lan eylemde, sendika pankart›n›n yan›s›ra, “Özellefltirme ve Tafleronlaflt›rmaya Hay›r”, “Çankaya’da Özellefltirmeye Geçit Yok” dövizleri tafl›nd›. “Direne, Direne Kazanaca¤›z” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan Genel-‹fl Genel Baflkan› Mahmut Seren, CHP’li belediye baflkan›n›n seçimde “Biz özellefltirmeye karfl›y›z” diyerek oy ald›¤›n› hat›rlatarak, Çankaya Belediyesi’nde tafleronlaflt›rmaya izin vermeyece¤iz dedi.

Say› 132 25 14 Kas›m 2004


Bu gidifl, iflgalciye destektir Bu gidifl, iflbirlikçilerin politikas›d›r

Irak’a Gitmeyin! ‹flgale Ortak Olmay›n!

Say› 132 26 14 Kas›m 2004

Irak’ta öldürülen Türkiye vatandafl› floförlerin say›s› kaç oldu? Irak’ta öldürülen Amerikan askerlerinin bilançosunu bile tutan burjuva medya, floförlerin bilançosunu tutmuyor. Devlet resmi, kesin bir rakam aç›klam›yor. Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n geçen hafta ABD’li yetkililerle görüflürken telaffuz etti¤i rakam 60’t›r. Bu rakam›n gerçe¤i yans›tt›¤› flüphelidir ama bu bile büyük bir rakamd›r. Birkaç ay içinde 60 cenaze kalkt› bu ülkeden. 60 fioför, “bir lokma ekmek” peflinde ölüme gönderildi. Onlar›n ölümü nedeniyle ne onlar›n patronlar› üzüldü, ne AKP iktidar›. Onlar ölen floförün yerine bir yenisini bulup “ticarete” devam ettiler. Atefl, floför emekçilerin evlerini yakt›.

Irak’ta “‹fi” yapmak “‹fiGALE” ortak olmakt›r! Irak’taki iflgalin bugün en büyük destekçilerinden biri, Türkiye oligarflisidir. ‹flgalci güçlerin lojistik ihtiyaçlar›n›n çok büyük bir bölümü Türkiye oligarflisi taraf›ndan karfl›lanmaktad›r. Tekelci burjuvazi, tüccarlar, iflbirlikçilik suçlar›na baflta floförler olmak üzere çal›flanlar›n› ortak etmekte; daha do¤ru bir deyiflle onlar› kullanmaktad›rlar. ‹flbirlikçili¤in kazanc›n› kendileri al›rken, faturas›n› da çal›flanlar›na ödettirmektedirler. Kamyonlarla iflgalciye verilen destek çok önemli boyutlardad›r. Irak’a sadece Habur S›n›r Kap›s›’ndan günde 1800 kamyon giriyor. Yaklafl›k ayn› say›da kamyon da geri dönüfl yap›yor. Kuveyt firmalar› ad›na çal›flan yaklafl›k 1000 Türk kamyonu var. Bunlar da Kuveyt’ten Irak’a mal, yak›t tafl›yorlar. Gerçek flu ki, Irak’taki kamyon trafi¤inin çok büyük bölümü Türkiye plakal› kamyonlardan olufluyor. Binlerce kamyon floförü iflgale bilerek veya bilmeyerek en büyük lojistik deste¤i veren

bir güç durumundad›r. ‹flgalciler, bu lojistik destek sayesinde daha rahat davran›yor Irak’ta. Bu lojistik destekle katlediyor Irak halk›n›.

‹nsan hayat› AKP’nin umurunda de¤ildir; onlar›n tek derdi ç›karlar›d›r Baflbakan Tayyip Erdo¤an, “Firmalar kendisi gidiyor, insanlar›n güvenliklerini de onlar sa¤las›n” diyerek sorumlulu¤u üzerinden atmaya çal›fl›yor. Irak’taki iflgalcilerle ve kukla hükümetle, iflbirlikçilerle anlaflmalar yapan AKP hükümetidir. ‹fladamlar›n›n ba¤lant›lar›na arac›l›k eden de kendileridir. Halka karfl› sorumluluk duyan bir hükümetin bu kadar ölüm karfl›s›nda yapmas› gereken Türkiye vatandafllar›n› ölüme atmamak, bunun için Irak’la ticareti kesmektir. Ama AKP hükümeti iflte tam bu noktada “Irak büyük bir Pazar, ç›karlar›m›zdan vazgeçemeyiz” diyor. Firmalar kendisi gidiyorsa, Irak’tan elde edilen kazançla kendilerinin hiç bir ilgisi yoksa, bu sözler ne manaya geliyor? AKP’nin ç›karlar›, tekelcilerin, tüccarlar›n ç›karlar›d›r. AKP’nin ç›karlar› ABD’nin ç›karlar›d›r. Baflka bir aç›dan; AKP’nin “ç›karlar›”yla, halk›n ç›karlar› ayn› de¤ildir. AKP kazan›rken, emekçi floförler, can›n› kaybediyor.

Irak halk›n›n iflgalcilere ve iflbirlikçilere karfl› eylemleri meflrudur Irak’ta floförlerimizin öldürülmesi karfl›s›nda gündeme getirilmesi gereken talep “AKP floförlerin güvenli¤ini sa¤las›n!” talebi de¤ildir. AKP’nin ve hatta ABD’nin Irak’ta bunu yap›p yapamayaca¤› bir yana, “floförlerin güvenil¤i sa¤lans›n!” demek, iflbirlikçili¤i, iflgale deste¤in sürdürülmesi demektir. Mesele, iflbirlikçili¤e ortak olmamakt›r. Irak halk›n›n direnifli hakl› ve meflrudur. Irak’ta direniflçiler defalarca iflbirlikçili¤e ortak olunmamas› ça¤r›s› yapm›fllar, uyar› görevlerini yerine getirmifllerdir. Irak halk› Amerikan iflgalcili¤ine karfl› ulusal kurtulufl savafl› veriyor. ‹flgalciye oldu¤u kadar, iflbirlikçilere karfl› da mücadele edecektir. HÖC taraf›ndan 4 Eylül 2004’te bu konuda yap›lan aç›klamada belirtildi¤i gibi; “Irak'ta her türlü siyasi, ekonomik faaliyet, iflgalcilere yard›m demektir. ‘Ticaret’ ad›na, iflgal birliklerine, kukla hükümete sa¤lanan her türlü lojistik destek, iflgalciyle iflbirli¤i anlam›na gelir. Bu anlamda Irak'taki her türlü iflbirlikçi ekonomik faaliyet Irak halk›na karfl› düflmanca bir faaliyettir.”


fioförler, mühendisler, teknisyenler, iflçiler! ‹flgale ve iflbirlikçili¤e ortak olmay› reddedin! Unutmay›n ki, “bir lokma ekmek” ad›na Irak’a tafl›nan mallar, iflgalciye destek oluyor! ‹flgalci ve iflbirlikçiler kazan›rken iflçiler ölüyor! AKP, Amerikan iflgal güçlerine verdi¤i destek karfl›s›nda emperyalistlerden krediler al›yor; floförleri kullanan tekelci burjuvalar, tüccarlar, zenginliklerine zenginlik kat›yorlar. Ve floförler, emekçiler ölüyor! Güvenli¤inizi flöyle sa¤layaca¤›z, rehin al›n›rsan›z mutlaka kurtar›r›z vaatlerine kanmay›n. Bugüne kadar seyir halindeyken veya rehin al›n›p öldürülen floförlerin say›s›, bu vaatlerin do¤ru olamayaca¤›n› göstermektedir zaten. Fakat, bunun da ötesinde “can güvenli¤iniz” olsa dahi, yapt›¤›n›z do¤ru bir ifl de¤ildir. Evet, iflsiz olabilirsiniz, borçlar›n›z olabilir, ama bunlar›n hiçbiri Irak’a gitmeyi hakl› ve mazur gösteremez. Sizin kendiniz için “kazanç” gördü¤ünüz”, Irak halk›n›n ölümüdür, esaretidir, topraklar›n›n iflgal edilmesidir. Baflka halklar›n kan›, can› üzerinden, iflgal sayesinde para kazanmak, emekçilere yak›flmaz. Vatanseverli¤e s›¤maz. ‹nsanl›¤a s›¤maz. Irak’a giden araçlarda “uluslararası taflıma yetki belgesine sahip olma flartı” aranm›yor; neden? ABD ve AKP iflgale destek olacak bir floför bulmuflken, yetki belgesi umurlar›nda m›?

Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu “Irak’a Gitme!” kampanyas› bafllat›yor Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, 20 Kas›m’da, baflta floförler olmak üzere her meslekten insanlar›m›za seslenerek “Irak’a Gitmeyin!” kampanyas› bafllat›yor. ABD’nin Irak’a sald›r› haz›rl›klar› bafllad›¤›ndan bu yana, halk›m›z›n iflgale karfl› ç›k›fl›n›n sözcülerinden biri olan Koordinasyon, bugün iflbirlikçili¤e halk nezdinde dur demek için, ABD’nin ve AKP’nin hesaplar›n› bozmak için “Irak’a gitmeyin” kampanyas›n› bafllat›yor. Binlerce emekçinin flu veya bu nedenle iflgale ortak durumuna düflmesi, halk›m›z için bir utançt›r. Bunu önlemek, tüm halk›n, halktan yana tüm örgütlerin görevidir. Tüm emekçiler, halktan yana herkes, Koordinasyon’un ça¤r›s›na olumlu cevap vermelidir; bu ça¤r›ya olumlu cevap vermek, tek onurlu davran›fl olacakt›r. Vatanseverli¤in gere¤i budur. Amerikan emperyalizmine flu veya bu biçimde destek verenler, vatansever, demokrat, halktan yana oldu¤unu ileri süremez. AKP, Irak'ta ‹fiGAL ORTA⁄I'd›r; suçuna tüm Türkiye'yi ortak etmek istiyor! Bunun için emekçilerin iflsizli¤ini, yoksullu¤unu kullan›yor. Emekçiler, buna izin vermeyin! Kendinizi kulland›rtmay›n! Tekelciler, tüccarlar için ne kendi can›n›z› tehlikeye at›n ne Irak’›n iflgaline ortak olun. Onurunuz için, aileniz için, halklar›n kardeflli¤i için Irak’a gitmeyin!

Temel Haklar: “Bir lokma ekmek için de olsa... Irak’a gitme!” fiakirpafla Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, 5 Kas›m’da Adana ‹nönü Park›’nda yapt›¤› eylemle, Hatay Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi de 4 Kas›m’da Ulus Meydan›’ndaki aç›klamas›yla, floförlere Irak’a gitmeyin ça¤r›s› yapt›lar. Her iki yerde de Temel Haklar üyelerinin “Bir lokma ekmek her yerde bulunur” yaz›l› bir pankart tafl›d›¤› eylemlerde, “Irak’a gitme, iflgale ortak olma!” sloganlar› at›larak, ABD ve AKP lanetlendi. fiakirpafla Temel Haklar ad›na aç›klamay› okuyan Sema Peynirci, insan hayat›n›n iflbirlikçi AKP’nin umurunda olmad›¤›n›, her alanda katliamlar›n sürdü¤ünü belirterek mevcut durumda “‹flgalci iflgaline, iflbirlikçi iflbirli¤ine devam ederken olan yine halka oluyor" dedi.

Say› 132 27 14 Kas›m 2004


Aydos Birleflti, Direndi Bütün Kondulular Birleflecek, Direnecek! ‹stanbul’un Küçükarmutlu, Fatih Sultan Mehmet, Baltalimanı ve Reflitpafla bölgesindeki y›k›m plan›, en az 60 bin kifliyi, Maltepe’ye ba¤l› Gülsuyu, Gülensu, Baflıbüyük, Zümrütevler, Fındıklı, Aydınevler ve Girne’ye yönelik y›k›m plan› ise yaklafl›k 100 bin kifliyi evsiz b›rakacak.

Say› 132 28 14 Kas›m 2004

Y›k›m plan›, sadece ‹stanbul’la da s›n›rl› de¤il elbette. Geçen hafta Bursa Y›ld›r›m’da, Antakya Saraykent’te y›k›mlar devam etti. Yar›n s›ran›n kime gelece¤ini, sald›r›n›n ne kadar boyutlanarak sürece¤ini ise, halk›n direnifli, halk›n örgütlülü¤ü belirleyecek. Bursa’da gecekondular› y›k›lan yoksullar, jandarmaya, y›k›m ekiplerine tafllarla, sopalarla direndiler. Ama güçlü bir direnifl ortaya koyamad›lar. Çünkü azd›lar, çünkü yanlar›nda baflka gecekondulular yoktu. ‹ktidar her yerde bu takti¤i izleyecek. Binlerce evi birden y›kmak yerine, 20, 30, 40 evi hedefleyip y›kmay› deneyecek. E¤er tüm halk birleflmezse, bu sald›r› durdurulamaz. Hem tek tek her semtte, hem semtler aras›nda halk›n birli¤ini ve örgütlülü¤ünü sa¤lamal›y›z. Böylesine hayati bir sorunda halk birleflmeye haz›rd›r. Halk›n içindeki çeliflkiler derin çeliflkiler de¤ildir. Aydos direnifli, çok farkl› kesimlerden halk›n birlikte direnebilece¤inin en taze örne¤i olmufltur. Geçen hafta yapt›¤›m›z Aydos röportajlar›ndan kimisi yay›nlanm›fl kimisi yay›nlanma-

m›fl baz› bölümlere dikkat çekmek istiyoruz burada.

Direnifl, “kendili¤inden” örgütlenmez, iradi çal›flma flartt›r “Direniflte devrimcilerin insiyatifinin flekillenmesi 4 ay öncesine dayan›yor. Y›k›m meselesi daha o zaman gündeme geldi¤inde ilk olarak halktan komiteler oluflturuldu. Halkla polis korkular›n› yenmeleri için sürekli konufluldu. 1.5 ay boyunca mahallede barikat kuruldu. Bu çal›flmalar›m›zdan olumlu sonuçlar ald›k...” “Örgütlenme noktas›nda ilk etapta kendili¤indenci bir hareket söz konusuydu. Daha sonra direnifl haz›rl›klar› s›ras›nda, gerek barikatlar›n kuruluflu, gerekse çat›flma haz›rl›klar› s›ras›nda bu durum k›r›ld›.” “Daha sonra mahalle halk›n›n kendi iste¤iyle herhangi bir çat›flma, direnifl esnas›nda insiyatif olarak kabul edildik. Sald›r› an›nda bizi geri plana at›p kendileri çat›flmak istediler.” Her y›k›m sald›r›s›nda halk›n az ya da çok kendili¤inden bir tepkisi olur. Ancak devrimciler, bu kendili¤inden tepkiyi bekleyen, o zaman insiyatif koyar, önderlik ederiz diye düflünen bir konumda olamazlar. Bugünden her boyutuyla direnifli örgütlemeliyiz. Komiteler kurmak, polis korkusuna, burjuvazinin demagojilerine karfl› halk› e¤itmek, y›k›m sald›r›s›n›n tüm boyutlar›n› kav-

ratmak, gecekondu semtlerindeki devrimcilerin ihmal edemeyece¤i, yar›na öbürgüne b›rakamayaca¤› çal›flmalard›r.

Sa¤c› solcu, türbanl› türbans›z, yafll› genç, kad›n erkek, tüm halk› birlefltirmeliyiz “Barikatlarda gece befl-beflbuçukta sald›r› oldu¤u zaman, etrafa bakt›¤›mda 5-6 tane bayan görmüfltüm türbanl›, yüzleri fularl›... Barikat malzemesi tafl›yorlard›.” “Halk toplant›s›nda barikat karar› al›nd›ktan sonra, gençlerle konuflup onlara barikatlar›n nas›l yap›lmas› gerekti¤ini anlatt›k. Ve heryerde oluflturulan barikatlarda beklemeye bafllad›k. Daha sonra ise molotof kokteyli yap›m›na bafllad›k. ‹lk sald›r› olduktan sonra biz sald›r›y› geri püskürtünce, halk da barikatlar›n bafl›na gelerek tafl, sopa ve molotoflarla beklemeye bafllad›. Y›k›lan barikatlar›n yeniden yap›lmas›na özellikle mahallede yaflayan türbanl› bayanlar çok yard›m etti. Direnifl o kadar geniflti ki molotof haz›rlamak için yard›m istedi¤imiz gençlerden baz›lar› tinercilerdi. Bunlar ellerindeki tinerleri molotof malzemesi olarak bize getirdiler.” “Burada direnifl s›ras›nda biber gazlar› at›ld›¤›nda, balkonlardan yere sirkeler ya¤›yordu, limonlar ya¤›yordu üstümüze ki hani o¤lum al›n bunlar› yüzünüze sar›n, bak›n bu sirkeler iyi geliyormufl biz haberlerde duyduk. Gelin bak›n bu sirkeyi yüzünüze sürün, bunun gibi birçok fleyler. Sokakta bizi evlerine almak isteyenler, birçok insan vard›...” Aydos’taki tablo çok aç›kt›r. Her kesimden, her yafltan halk direniflin bir biçimiyle içindedir. Birinin solcu, birinin islamc›, hatta bir di¤erinin MHP’li olmas› bile, bu tür durumlarda


birlikte direnmenin önünde engel de¤ildir. Tersine, kitlelerin yaflamsal sorunlar› temelindeki mücadeleleri, düzenin gerçek yüzünü tan›yaca¤› zeminlerdir. Bu nedenle, y›k›ma karfl› halk örgütlülüklerini sa¤lamaya çal›fl›rken, hiçbir ön yarg›yla, halk›n hiçbir kesimini d›flta b›rakmamal›y›z. As›l uyan›k olmam›z gereken kesimler, bugünkü iktidarla aç›k iflbirli¤i içinde olanlard›r; onlar direnifli nötralize etmek, “AKP sorunu çözecek” beklentisi yaymak için ellerinden geleni yapacaklard›r. Onlar teflhir edilerek etkisizlefltirilmelidir. Halk›n iradesini ortaya ç›karmak, yarat›c›l›¤›n› harekete geçirmek esast›r! Direnifl öncesi önderli¤in anlam› da bunu sa¤lamakt›r. “Barikat için malzeme temin etmemiz gerekiyordu. Bunun için halka ça¤r›lar yap›ld›. Halk da lastikler, çöp tenekeleri, elektirik direkleri vs. ne bulursa getirdi ve birlikte barikatlar› kurduk.” “Sabah, belki ilk defa belki Ramazan davulcular› yürüyüfl için ça¤r› yapt›lar, yürüyüfl için mani okudular. Böyle ilginç olaylar da yafland›.” Tinerci de, Ramazan davulcusu da direniflin bir parças› haline gelebiliyor. Tinercinin kendini uyuflturmak için kulland›¤› tiner de, ibadet araçlar› da bir anda direniflin araçlar› haline dönüflebiliyor. Halk› örgütlemek, sadece biçimsel halk komiteleri oluflturmak de¤ildir. Bunlar gerçekten de “taban örgütlülükleri” esprisine uygun olmal›d›r. O komitelerde halk›n söz, karar hakk› olmal›, onun iradesi belirlemelidir. Halk direnifli kendi karar› olarak gördü¤ünde, onun tüm yarat›c›l›¤›, dinamizmi harekete geçecek, direnifli sahiplenecektir.

Gecekondular Direniflte Kararl› Y›k›mlar›n hedefi olan gecekondu halk› düzenledikleri eylemlerle direneceklerini ilan etmeye devam ediyorlar. Panzerlere direnen Aydoslular, kentin merkezine binlerle yürüyen Armutlu halk›ndan sonra, Maltepe ilçesinde 7 mahallede 100 bin insan› evsiz b›rakacak olan "Naz›m ‹mar Plan›"n›n hedefinde olan gecekondulardan halk, 8 Kas›m’da Büyükflehir Belediyesi önündeydi. Gülensu, Gülsuyu, Bafl›büyük, Zümrütevler, Girne ve Ayd›nl›kevler Mahalleleri'nin eyleminde direniflçi Aydoslular da pankartlar›yla yer ald›lar. Bu kavga tüm gecekondular›n kavgas›yd›. Ve gecekondular›n direnifli denildi¤inde devrimciler mutlaka orada, halk›n içindeydiler. Gecekondulardan gelen HÖC’lüler de eylemde yerlerini ald›lar. Plan›n, “naz›m” de¤il talan plan› oldu¤unu belirten halk, toplanan 10 bin imzay› belediyeye teslim etti. "Evlerimizi Y›kt›rmayaca¤›z, Y›k›ma Karfl› Direnece¤iz / Y›k›ma Karfl› Halk Platormu" pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde, tafl›nan dövizlerde AKP iktidar›na yoksullar›n öfkesi vard›. ‹mzalar›n verilmesi s›ras›nda d›flar›da bekleyen 500 kifli, "AKP Elini Yuvam›zdan Çek, Kurtulufl Yok Tek Bafl›na, Gecekondular Faflizme Mezar Olacak, Direne Direne Kazanaca¤›z, Y›k›ma Karfl› Direnece¤iz" sloganlar› att›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda iktidar›n gecekondular› y›k›p zenginlere rant yaratmak istedi¤i dile getirilirken, hedefin giderek bütün gecekondular olaca¤›n›n alt› çizildi. Görüflmeye giden heyet, dönüflte yapt›¤› aç›klamada, “y›k›m olmayaca¤›n›n söylendi¤ini” duyurdu. Halk› bölüp parçalamak, direnme kararl›l›¤›n› zay›flatmak için çok söylendi bu yalanlar. Eyleme Gülsuyu’ndan kat›lan yafll› bir kad›n›n hayk›rd›¤› gibi; “Diflimiz, t›rna¤›m›zla yapt›k bu evleri, y›kt›r›r m›y›z? Yiyecek ekme¤imiz bile yok ama sesimiz var. Direnecek, evimi y›kt›rmayaca¤›m". Bu ses tüm gecekondu halk›n›nd›r. Bir baflka eylem de 7 Kas›m günü Gülsuyu-Gülensu’da yap›ld›. Gülensu Park›'ndan yürüyüfle geçen halk Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i önüne gelerek burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. HÖC ve Partizan okurlar› imzas›yla yap›lan aç›klamada, “zaferin direnen gecekondu halk›n›n olaca¤›” vurguland›.

Küçükarmutlu Y›k›m Plan› Yasad›fl› fiehir Plancıları Odası ‹stanbul fiube Sekreteri Ali Rıza Nurhan, yapt›¤› aç›klamada, mevcut yasalara göre, Küçükarmutlu'daki söz konusu bölgeye ancak konut yapılabilece¤ini belirtti. Nurhan, ‹TÜ Teknokent Plan›’n›n 2960 sayılı Bo¤aziçi Yasası'na açık bir flekilde aykırı oldu¤unu, S‹T alanında bulunan Bo¤aziçi'nin, tarihi ve do¤al dokusu nedeniyle kesinlikle sanayi bölgesi yapılamayaca¤ını belirtti¤i aç›klamas›nda, kendilerinin de bir komisyon oluflturarak haz›rlad›klar› Küçükarmutlu y›k›m plan›na itiraz raporunu, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi'ne ilettiklerini vurgulad›.

Say› 132 29 14 Kas›m 2004


‘Devlet S›rr›’na S›¤›nmaya Devam

Say› 132 30 14 Kas›m 2004

AKP iktidar› bu kanl› tarihe ihtiyaç duyuldu¤unda yeni sayfalar ekleme, kontrgerilla faaliyetlerini sürdürme kararl›l›¤›n› “devlet s›rr›” maskesini sahiplenerek de göstermifl oldu.

bugün Susurluk politikalar›n› sürdürüyor. Sömürü sisteminin bekaas› için gerekti¤inde her türlü yola baflvurup, ‘devlet s›rr›’ diye halktan gizlemekte hepsi hemfikirdir. Bu yüzden AB’nin Susurluk üzerine tek bir elefltirisi olmam›flt›r.

Geçen haftaki Ekmek ve Adalet’te, ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu’nun, TBMM’deki bir soru üzerine, Çatl›, Çak›c›, Oral Çelik ve Haluk K›rc›'n›n M‹T taraf›ndan kullan›lmas›n› “devlet s›rr›” olarak nitelendirdi¤ini belirtmifltik. ‹ktidar›n CMUK’taki düzenlemelerinden birini de “devlet s›rr›”n›n bundan sonra mahkemelerde geçerli olmayaca¤›, istedikleri belgelerin verilmesinin zorunlu olaca¤› fleklindeydi. M‹T, polis, Genelkurmay’›n itiraz› ile bu madde tasar›dan ç›kar›ld›. “Demokrasicilik oyununda o kadar da ileri gitmeyin” dedi oligarflinin katliamc› güçleri. Devletin istihbarat ve silahl› güçleri, yani Susurluk katliamlar›n›n, kay›plar›n›n, iflkence ve infazlar›n›n alt›nda imzas› olanlar, “biz bu iflleri sürdürece¤iz, ‘devlet s›rr›’ kalkan›na her zaman ihtiyac›m›z var.” diyor aç›kças›. Faflizmle yönetilen ülkemizin do¤al gerçe¤idir bu. Devletin yasad›fl› ifllerinin, iflkence, infaz, kaybetme politikalar›n›n deflifre edildi¤i yerde, halka karfl› savafl›n› sürdürmesi zorlafl›r. Kimse, ne AKP iktidar›n›n ne de AB’nin bu konuda ›srarc› olaca¤›n› düflünmesin. NATO’ya ba¤l› kontrgerilla örgütlenmelerinin anavatan› Avrupa’d›r, AKP ise

Mahkemelere yans›yan çeflitli katliam, infaz davalar›nda ‘devlet s›rr›’ kalkan›na s›kça baflvuruldu¤unu belirtmifltik. Bunlardan birkaç›n› hat›rlayal›m. 1978'de haz›rlad›¤› kontrgerillay› deflifre eden raporu nedeniyle katledilen Ankara Cumhuriyet Savc› Yard›mc›s› Do¤an Öz davas› bunlardan biridir. Öz’ün katledilmesinden yarg›lanan faflist ‹brahim Çiftçi'nin avukat›n›n mahkemede, "Müvekkilimin Milli Savunma'da dosyas› var" sözleri, kontrgerilla merkezinin de adresini gösteriyordu. Ama hep ‘devlet s›rr›’ olarak kald›. Ve Do¤an Öz’ün efli, Cumhuriyet Gazetesi’ne verdi¤i demeçte, "Efllerimizin, evlatlar›m›z›n öldürülmesiyle korunmak istenen s›r neydi?" diyerek bu duruma isyan ediyordu. 16 Mart 1978 katliam› da devlet s›rlar›ndan biriydi. Kontrgerilla taraf›ndan örgütlenen bir katliam oldu¤u konusunda kimsenin kuflkusu olmad›¤› katliam›n davas›n›n önce üzeri örtüldü. Hukukçular›n giriflimiyle 1997’de dava yeniden görülmeye baflland›. Bu kez Emniyet Genel Müdürlü¤ü mahkemenin sordu¤u sorular› çarp›t›rken, M‹T’ten istenen belge ve bilgiler “devlet s›rr›” gerekçesiyle mahkemeye iletilmedi. Susurlukla ilgili oluflturulan TBMM Komisyonu’nun karfl›s›na da sürekli olarak bu kavram ç›kt›; devlet s›rr›! Baflbakanl›k Susurluk Raporu’nun en kilit önemdeki bölümleri bizzat dönemin iktidar› taraf›ndan “devlet s›rr›” gerekçesiyle kamuoyuna aç›klanmazken, TBMM Komisyonu, bilgisine baflvurmak için ça¤›rd›¤› generallerden hep ayn› cevab› ald›. Teoman Koman baflta olmak üzere katliamc› generaller “devlet s›rr›” gerekçesiyle TBMM Komisyonu’na ifade vermediler. O s›rlarda neler oldu¤u ise, s›r de¤ildi; Susurluk’ta bir k›sm› ortaya ç›kan binlerce operasyon, katliamlar, iflkenceler, kaybetmeler, devletin zirvesinde al›nan kararlard›... AKP iktidar› bu kanl› tarihe ihtiyaç duyuldu¤unda yeni sayfalar ekleme, kontrgerilla faaliyetlerini sürdürme kararl›l›¤›n› “devlet s›rr›” maskesini sahiplenerek de göstermifl oldu.

16 Mart katliam› protestosu - 1997

Oligarfli halka karfl› iflledi¤i suçlar› ‘devlet s›rr›’ diye gizlemeye çal›flt›, devrimciler gerçe¤in sesi oldu. Devrimcilerin ony›llard›r halka aç›klad›¤› bu gerçekler Susurluk’ta günyüzüne ç›kt›

Devletin ‘S›r’lar›!


Dersim Temel Haklar: Bask›lar, Mersin’de Bask›lar polisinin okurlar›m›za ve dergi✔mizeMersin Komplolar Bizi Y›ld›ramaz yönelik bask›lar› sürüyor. Dersim ve Elaz›¤ Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üzerindeki bask›lar aral›ks›z sürüyor. 28 Ekim günü üyeleri tutuklanan her iki derne¤in baflkan› da 3 Kas›m günü tutukland›lar. Bir ifade için savc›l›¤a giden Dersim Temel Haklar Baflkan› Murat Kaymaz al›konulup jandarmaya teslim edildi. Ayn› gün Elaz›¤ Temel Haklar Baflkan› Mehmet Dolas da polis taraf›ndan gözalt›na al›n›p Tunceli Jandarmas›’na teslim edildi. Her ikisi de ‘üzerinize ifade var’ denilerek, ‘da¤a adam ç›karmak’ iddialar›yla ayn› gün tutuklanarak Tunceli Hapishanesi’ne konuldular. Dersim Temel Haklar, bu iddialar›n gerçek d›fl› oldu¤unu, dernek baflkanlar›n›n demokratik mücadele içinde defalarca gözalt›na al›n›p tehdit edildikleri ancak gerçe¤i ve do¤ruyu savunmaktan vazgeçmediklerini belirtti. Demokratik Haklar Platformu’nun da destek verdi¤i bir protesto eylemi gerçeklefltiren Dersim Temel Haklar, “Adalet ‹stiyoruz! Komplolar Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” pankart› açt›. 4 Kas›m günü Yeralt› Çarfl›s›’nda yap›lan eylemde, “yalanlarla, komplolarla, sahte belgelerle insanlar› tutuklatt›rmak devletin, polisin iflidir. Bizler her koflulda do¤ruyu, hakl›y›, halktan yana olan› savunmaya devam edece¤iz” denildi. Murat Kaymaz ve Mehmet Dolas, avukatlar›n›n itiraz› üzerine 5 Kas›m günü serbest b›rak›ld›lar.

g› yar e z v s› ›m disi e¤i ¤ a e b rç komuk ge k hu Kara Kuvvetleri Komutan› Yaflar Büyükan›t'›n Cum-

Genelkurmay Emretti, Savc› Dava Açt›

huriyet Resepsiyonu'nda “Öcalan'›n avukatlar› arac›l›¤›yla örgütü yönetti¤i” fleklindeki ifadelerinin hemen ertesinde ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›, Öcalan'›n avukatlar›ndan Do¤an Erbafl, Aysel Tu¤luk, Okan Y›ld›z, Bekir Kaya, Devrim Bar›fl Baran ve Ayfle Batumlu hakk›nda dava açt›. Savc› Nazmi Okumufl, avukatlar› 'kuryelikle' suçlayan iddianamesini de hemen haz›rlam›flt›. Öcalan'›n avukatlar› resmen ve dünyan›n gözleri önünde Genelkurmay taraf›ndan verilen emirle “örgüt üyeli¤i, sözcülü¤ü, savunuculu¤u yapmak”tan, 10 y›ldan az olmamak üzere a¤›r hapis cezas› istemiyle yarg›lanacak. Türkiye’yi kim yönetiyor, böyle bir ülkede hukuktan, adaletten, “ba¤›ms›z yarg›”dan ne anlamak gerekir; iflte size somut bir örnek. Bir de bas›n önünde aç›kça yap›lmayan konuflmalarla ya da yaz›l› talimatlarla Genelkurmay’›n muhalif güçlere karfl› açt›rd›¤› davalar› düflünün! Yarg›ç cüppeleri esas olarak generallerin üzerindedir.

Okurumuz Bülent Cebe, oturdu¤u Demirtafl Mahallesi’nde yolda “kimlik kontrolü” bahanesiyle durduruldu. Polisin hakaretlerine, "‹nsanl›k Onuru ‹flkenceyi Yenecek" sloganlar› ile cevap veren okurumuz tekme tokat gözalt›na al›nd›. Bir süre karakolda tutularak tehdit edilen Cebe’nin, gözlü¤ü k›r›ld› ve elbiseleri parçaland›. Bir süre önce gözalt›na al›n›p serbest b›rak›lan muhabirimiz Mehmet Tafl, savc›n›n itiraz›yla 3 Kas›m günü sabaha karfl› evi bas›l›p gözalt›na al›nd› ve tutukland›.

Mazlum-Der ‹hlaller Raporu

Mazlum-Der Genel Baflkan› Ayhan ✔ Bilgen, Ekim ay› hak ihlallerini aç›klad›. ‹hlallerden çeflitli örneklerin yer ald›¤› aç›klamada, F tiplerindeki ihlaller, Anadolu’nun Sesi Radyosu’na verilen RTÜK cezas› ve sahte belge davas› da yer ald›. “Terörle mücadele ad›na korucu terörüne göz yumulmas› Ekim ay›nda da 3 kiflinin hayat›n› kaybetmesine sebep olmufltur" ifadelerinin de yer ald›¤› aç›klamada, bir diskette isimleri geçti¤i için tutuklanan 42 kifliden 16's›n›n ancak 7 ay sonra hakim karfl›s›na ç›kar›labildi¤ine dikkat çekildi.

‹flkence Gördü, Hakk›nda Dava Aç›ld›

Tunceli’de geçen y›l, sivil giyimli ✔ J‹TEM’ciler taraf›ndan kaç›r›l›p, Nazimiye ‹lçe Jandarma Karakolu’nda iflkence gören, tehdit edilen ve “kim seni 6 Kas›m'a götürdü”, “bu kiflileri tan›yor musun” gibi sorgulamalara maruz kalan Özcan DUTA⁄ACI, savc›l›¤a suç duyurusunda bulunmufltu. Suç duyurusunda yaflad›klar›n› anlatan Duta¤ac›’n›n baflvurusu, savc›l›k taraf›ndan “yeterli delil olmad›¤›” gerekçesiyle reddedildi. Ancak yarg›n›n iflkencecileri sahiplenmesi bununla s›n›rl› kalmad›. Savc› 22 Ekim'de jandarmaya iftira atmaktan Duta¤ac› hakk›nda soruflturma açt›. Söylenen flu; bu ülkede hiç kimse katillerden, iflkencecilerden flikayetçi olamaz, olursa bafl›na gelmedik kalmaz!

Say› 132 31 14 Kas›m 2004


Topraklar›m›zdan Toplu Mezarlar, Bafllar› Kesilmifl Cesetler F›flk›r›yor Oligarfli, Do¤u ve Güneydo¤u’da iflledi¤i katliam, iflkence, infaz, kaybetme, köy boflalt›p yakma, köylülere d›flk› yedirme ve daha say›lamayacak suçlar›n› “bir dönemin ürünüydü, geçti” diyerek unutturmak, üzerini küllemek, halk› adaletsiz b›rakmak istiyor. A‹HM de “ver paray› kurtul” adaletsizli¤i ile bu oyunun parças› olmaya devam ediyor. Ancak topraklar›m›z öyle ac›l›, adalete öyle susam›fl ki, bafllar› kesilmifl gerilla cesetle-

✔ ‹flkenceciler Yine Beraat Ettirildi Say› 132 32 14 Kas›m 2004

27 fiubat 2002 tarihinde Diyarbak›r Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiubesi taraf›ndan gözalt›na al›nan Remziye Dafll›k’a iflkence yapan polisler beraat etti. Polisler ‹smail ‹çen ile Mustafa Yücel hakk›nda “gözalt›nda zanl›ya iflkence, kötü muamele ve onur k›r›c› davran›flta bulunma” suçundan aç›lan dava, Diyarbak›r 3. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, iflkence nedeniyle travma geçirdi¤i, vücudunda çeflitli rahats›zl›klar olufltu¤u raporlarda belirtilen Dafll›k’›n, bu rahats›zl›klar›n›n iflkenceden kaynakl› olmad›¤›na hükmetti. Mahkemeye göre, psikolojik travman›n kayna¤› “Dafll›k’›n gösteri ve yürüyüfllere kat›lmas›!” “‹flkenceye s›f›r tolerans”, yasalar, gerçe¤i de¤ifltirmiyor. ‹flkence devletin bütün kademelerinde sahiplenilmeye devam ediyor. Oligarfli, bir yandan yalanlar üzerine kurulu oyun oynarken, öte yandan iflkenceler sürüyor, iflkenceciler aklan›yor. “Sorun pratikte uygulama sorunu” diyerek halk› aldatanlar da, bu oyuna ortak olmaktad›rlar.

rini, bir sabah vakti köyünden al›n›p bir daha geri dönmeyen köylülerimizin kemiklerini yeryüzüne f›rlat›yor. Kimyasal silahlarla insanlar› ve ormanlar› yak›lan toprak ‘adalet’ diye hayk›r›yor, katilleri gösteriyor. Diyarbak›r ve Bitlis’te ortaya ç›kar›lan iki toplu mezar da, unutturulmak istenen katliamlar› yeniden hat›rlatt›.

Alacaköylüler 11 y›l önce askerlerce götürülen ve bir daha haber alamad›klar› yak›nlar›n› elbiselerinden teflhis etti

Tatvan’da Bafllar› Kesik 25 Gerilla Cesedi Bitlis'in Tatvan ilçesi Kender Da¤›'nda, PKK gerillalar›na ait oldu¤u düflünülen ve bir süre önce ortaya ç›kan toplu mezardaki 25 cesedin bafllar›n›n kesik oldu¤u anlafl›ld›. Cesetlerden birinin kardefli Sabri Arvas'a ait oldu¤unu belirten Nazime Avras’›n Bitlis Cumhuriyet Savc›l›¤›'na baflvurusu sonras›nda DNA tespiti için mezar›n aç›lmas›yla bu gerçek anlafl›ld›. Avukat Zeki Yüksel, savc›n›n kendilerine cesetlerin kafatas› kemi¤inin bulunmad›¤›n› söyledi¤ini aktard› ve “demek ki öldürüldükten sonra kafalar› kesilmifl. O dönemde iddia edilen 'Kelle bafl›na para' olay›n› da do¤rulamaktad›r." dedi. Tatvan halk›, dönemin Tatvan 6. Z›rhl› Tugay Komutan› Tu¤general Korkmaz Ta¤ma'ya bu nedenle "Kelleci komutan" ad›n› vermiflti ve bas›na da gerilla kafas›n› kesip poz veren özel timcilerin resimleri bir çok kez yans›m›flt›.

Kulp’ta Da Toplu Mezar Oligarflinin vahfletinin bir baflka kan›t› da, boflalt›lan binlerce köyden birisi olan Diyar-

bak›r'›n Kulp ilçesine ba¤l› Alacaköy’de ortaya ç›kt›. Kepre Mezras›'nda ortaya ç›kan toplu mezarda 11 kifliye ait kemikler bulundu. Cesetlerin, 11 Ekim 1993 tarihinde Alacaköy'e bask›n düzenleyen Kulp Jandarma Komutanl›¤›'na ba¤l› askerlerce gözalt›na al›n›p kendilerinden bir daha haber al›namayan; Mehmet fiah Atala, Nusrettin Yerlikaya, Turan Demir, Behçet Tutufl, Bahri fiimflek, fierif ve Hasan Avar, M. Salih Akdeniz, Celil Aydo¤du, Ümit Tafl ve Abdi Yamuk adl› 11 köylüye ait oldu¤u belirtiliyor. 4 Kas›m günü bir heyetle bölgeye giden köylüler, yak›nlar›n› elbiselerinden teflhis ettiler. 2001 y›l›na kadar yasakl› bölge ilan edilen köy, bu katliam›n ard›ndan boflalt›lm›fl ve oligarfli A‹HM’de bu dava nedeniyle köylülere para ödemeye mahkum olmufltu. fiimdi köylüler DNA testi sonuçlar›n› bekliyorlar. Katliamlar›n en yo¤un yafland›¤› günler “geçmifl” de¤ildir. “Bar›fl” ad›na, bu vahfletin, bu katliamlar›n unutturulmas›na kimse hizmet etmemelidir. Bask›n›n, zulmün, cesetlere iflkencenin bugün hala sürüyor olmas› bir yana, katliamc›lar halka hesap vermedikçe hiçbir suç unutulamaz.


Amasya Polisi Dizginlerinden Boflald›! ‹flkence, yalanc› tan›k, ‘da¤a kald›r›p tecavüz etme’ tehdidi, savunma avukat›na gözda¤›, evinin önünde bomba patlatma... Gün geçmiyor ki, Amasya polisinin Gençlik Derne¤i yönetici ve üyelerine yönelik yasad›fl› bask›lar›na, terörüne dair bir haber ulaflmas›n elimize. fiu aç›k ki, Amasya’da hiçbir yasan›n geçerlili¤i yok, polis istedi¤i gibi hareket ediyor, tehditler, gözalt›lar, iflkenceler pervas›zca sürüyor. Son örnek 7 Kas›m günü yafland›.

‹flkence Sokakta Bafllad› Gözalt›nda Sürdü Amasya Gençlik Derne¤i Baflkan› Senem Koca, Amasya Terörle Mücadele fiubesi (TMfi) taraf›ndan, 7 Kas›m günü, sokak ortas›nda tekme tokat dövülerek gözalt›na al›nd›. Gözalt›nda iflkence gören Koca, 9 Kas›m günü dernek binas›nda yapt›¤› aç›klama ile, gördü¤ü iflkenceleri ve polisin yasad›fl›l›klar›n› anlatt›. ‹flkence ile gözalt›na al›nd›¤›n› belirten Senem Koca, Saat 23:00 s›ralar›nda evine giderken E¤itim Kavfla¤›’nda tan›mad›¤› birinin sald›r›s›na u¤rad›¤›n› söyledi ve anlat›m›n› flöyle sürdürdü: “Ne oldu¤unu anlamadan sap›k sand›¤›m polisten tekme tokat dayak yedim. Say›lar› artan polisler saç›mdan sürükleyerek polis arabas›na götürdüler. Direnmem üzerine yere at›p kafam› kald›r›ma vurup ellerimi kelepçelediler. Araca bindirilirken ‘‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek’ slogan› att›m. Polisler ayn› tutumlar›n› karakola götürülürken ve gözalt› süresince küfür, dayak, taciz, psikolojik iflkence ve ›slatmak suretiyle devam ettirdiler.” Koca, ertesi gün savc›l›¤a

ç›kar›ld›¤›nda, büyük suçunun, yasal bir el ilan›n›, "Tecrite karfl› büyük direnifl beflinci y›l›nda hücreleri y›kal›m!" yaz›l› el ilanlar› da¤›tmak oldu¤unu ö¤rendi. Sansür polis zoruyla sürdürülmek isteniyordu.

Tecavüz Tehdidi ‹flkence ve tehdit sadece Senem Koca ile s›n›rl› kalmad›. Ailesi ve çevresindeki insanlar da bundan nasibini ald›. Emniyete k›z›n› sormak için giden annesine polislerin cevab›; "K›z›n› yaln›z buldu¤umuz anda bir dakika içinde da¤a kald›r›p tecavüz ederiz. Hiçbir fley ispat edemezsiniz" fleklinde oldu. Yine adliyede savunmas›n› üstlenen baro avukat›na, "bu suçluyu neden hep sen koruyorsun?" denilerek gözda¤› verildi.

‹flkencecili¤i Belgelenen Polisten Yalanc› Tan›k Polisin sahte belgeler düzenlemekte usta oldu¤unu hat›rlatan Koca, Amasya polisinin de, iki yalanc› tan›k bularak örgüt slogan› att›¤› ve yerlere kendini atarak vücuduna zarar verdi¤i yönünde ifade ald›¤›n› belirtti. Neden ihtiyaç duymufltu böyle bir tan›¤a? Çünkü Senem Koca’n›n iflkence gördü¤ü, ald›¤› “Befl günlük ifl göremez raporu” ile de belgelenmifl ve iflkenceciler hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltu. Polisin s›kça baflvurdu¤u bir oyundur bu; iflkence yapar, sonra da “bize sald›rd›lar” diyerek suç duyurusunda bulunur. Tek bafl›na bir bayan için böyle bir senaryonun komik-

ten de öte olaca¤›n› düflünmüfl olacak ki, bu kez de “kendini yerlere at›p yaralad›” diyecek yalanc› tan›kla ayn› oyunu sürdürüyor.

Komplocu Polisin Son Marifeti, Evinin Önünde Bomba Patlatmak Oldu Senem Koca’y› sindirmek, suç duyurusunda vazgeçirmek için komplocu polis ayn› gün harekete geçti. Bu kez oyun, serbest b›rak›ld›ktan birkaç saat sonra Senem Koca’n›n evinin önünde, “flüpheli paket var” denilerek bomba patlamak ve silah s›kmak oldu. Farkl› beklentileri olanlara soruyoruz; bu polis hukuktan, yasadan anlar m›, e¤itilebilir mi? “Sorun uygulamada”ym›fl! Acaba Amasya polisi AKP iktidar›ndan ba¤›ms›z m› hareket ediyor? Polis bu pervas›zl›¤› AKP iktidar›ndan al›yor. Ülkenin meydanlar›nda estirilen gaz bombal›, coplu polis terörünün emri nas›l bizzat iktidar taraf›ndan veriliyorsa, Amasya polisi de iktidardan emir al›yor. Hepsinin amac›, özelde gençli¤i, genelde tüm muhalif güçleri, hak ve özgürlükler mücadelesini sindirmek. Ancak AKP iktidar›n›n polisine en net cevab›, yine Senem Koca ve Gençlik Dernekliler veriyorlar; “‹flkenceyle bask›yla komployla bizleri y›ld›rmaya çal›fl›yorlar; ancak bizler her fleye ra¤men haklar ve özgürlükler mücadelesi vermeye devam edece¤iz.”

Say› 132 33 14 Kas›m 2004


Kürt Milliyetçi Önderli¤in ‹deolojik Savruluflu Bölüm 2

Say› 132 34 14 Kas›m 2004

Abdullah Öcalan’›n görüfllerinin ele al›nd›¤› yaz› dizimizin birinci bölümünün son altbafll›¤› “Öcalan’›n ça¤ tesbiti” idi. Yaz› dizimize bu bafll›kta kald›¤›m›z yerden devam ediyoruz. Ancak dizinin devam›na geçmeden bir noktaya daha dikkat çekmek istiyoruz. Birinci bölümde “Öcalan’›n teorilerinin neden hayat bulamad›¤›” aç›klan›yordu. Öcalan’›n ve Kürt milliyetçili¤inin teori ve politikalar›nda o kadar büyük bir kaos ve karmafla var ki, hayat bulmas› mümkün de¤il. Kürt milliyetçi kurum ve kifliler taraf›ndan geçen hafta yap›lan dört aç›klama, bu kaosu çok iyi yans›t›yordu. Öcalan geçen haftaki son aç›klamas›nda yine “savafl kap›da” dedi. Kongra-Gel, ABD’nin Irak’a müdahalesinin Kürtler için “avantaj” oldu¤unu aç›klad›. Leyla Zanalar, kontrgerilla flefi Mehmet A¤ar’la randevu istedi, DEHAP, AB sürecini izlemek, desteklemek için komisyon kurdu. ABD ve AB’ye destek verilirken, düzen güçleriyle yak›nlafl›l›rken, ‘kap›daki savafl’ neye kime karfl›? ABD, AB, ‘Kürtleri tam teslimiyete zorluyor’ derken, hala ABD’ye, AB’ye bu destek niye? Tam bir tutars›zl›k de¤il mi! Tutars›zl›klar her geçen gün ço¤al›yor, derinlefliyor ve bu yaz› dizisinde yaz›lanlar› do¤ruluyor. Diziye kald›¤›m›z yerden devam ediyoruz. Kapitalizmi övgüler içinde onaylayan Öcalan, “Kürt sorunu”nun çözümünü de kapitalizm içinde görüyor tabii. Kapitalizm içinde dil serbestli¤i; iflte AB’ye uyumla yap›lan (henüz yetersiz de olsa) budur. Avrupa kapitalizm içinde olabilece¤i yapt›r›yor ve ondan sonra diyor ki; daha fazlas›n› istersen teröristsin! Tam zaferini ilan etmifl burjuva demokrasisinin kabul etmedi¤i silahl› mücadele gibi yöntemlere baflvurursan teröristtin! Öcalan’›n gerçekte PKK’ya, KADEK’e terör örgütü denilmesine bir itiraz›n›n olmamas› gerekir. Çünkü övgüler ya¤d›rd›¤›, zaten kendisi yeterince “özgürlefltirici” olan burjuva demokrasisinde halklar›n silahl› mücadelesine yer yok! Öcalan’›n “zafer burjuva demokrasisinindir” diyerek onaylad›¤›, emperyalizmden baflkas› de¤ildir. Her teorinin karfl›l›¤› olan politikalar vard›r. Öcalan’›n ‹mral›’da yapt›¤› “zafer burjuva demokrasisinindir” fleklindeki ça¤ tesbiti, do¤al olarak emperyalizmin belirleyici güçleri ABD ve AB önünde de tam teslimiyet politikalar›n› getirmifltir:

“Geçen on yıl bu anlamda bir de¤iflim süreciydi. Bunu yürüten, buna hakim olan ABD, buna ‘Yeni Dünya Düzeni’ dedi ve dünya ölçüsünde gelinen noktada, bu konuda da önemli bir düzey tutturuldu. Bunu görmek, anlamak ve kabul etmemiz gerekiyor.” (Serxwebun, A¤ustos 1999, Sayı: 212) Kongra-Gel’i, ateflkese son verme karar›yla “AB’ye uyumu tehlikeyi soktu¤u” gerekçesiyle suçlayanlara Kongra-Gel yöneticisi Murat Karay›lan cevap veriyor: “Türkiye’yi 1999 y›l›ndan AB’ye aday oldu¤u bugüne kadar destekliyoruz ve stratejimiz de¤iflmemifltir. AB üyeli¤ine karfl› de¤iliz ve bunun demokratik aç›l›mlar sa¤layaca¤› inanc›nday›z”. (29 Haziran 2004, Ülkede Özgür Gündem) ABD’ye bir itiraz yok. AB’nin tam sömürgesi olmak can› gönülden isteniyor. Çünkü “ça¤›m›z emperyalizm ça¤›”. Bu ça¤da devrimler yok! Murat Karay›lan, yukar›daki sözlerini flöyle sürdürüyor: “Türkiye inkarcı, statükocu, fliddet anlayıflından medet uman tutumu de¤ifltirmelidir. Yeryüzünde bütün gerilla hareketleriyle ilgili devletler sorunlarını çözdüler. Eskide ısrar var ve bu oldu¤u müddetçe sorunlar tekrar ediyor.” Karay›lan, “ça¤›m›z emperyalizm ve devrimler ça¤›d›r” tesbitini bofla ç›karmak, art›k emperyalizmin istemedi¤i hiçbir politik gücün kalmad›¤›n› kan›tlamak için gerçekleri de pervas›zca çarp›t›yor. “Yeryüzünde bütün gerilla hareketleriyle ilgili devletler sorunlar›n› çözdüler” demek çarp›tmad›r. Bir kere kimi ülkelerde gerilla sorununu “çözen” devletler de¤ildir. Bu çözümler, El Salvador, Guatemala örneklerinde oldu¤u gibi gerillan›n “çözülmesi” sonucu ortaya ç›km›flt›r. PKK da ideolojik, politik anlamda çözülmüfl, ancak ülkemizin orjinalitesi içinde oligarfli henüz bu çözülmeyi yeterli bulmamaktad›r. Karay›lan’›n sözlerinden sanki art›k yeryüzünde PKK d›fl›nda gerilla kalmam›fl anlam› ç›k›yor. Kolombiya’da, Nepal’da sosyalizm hedefiyle, halk›n iktidar› hedefiyle çarp›flanlar gerilla de¤il mi? Hindistan’da, Peru’da, Türkiye’de da¤larda, flehirlerde düflmana darbeler vuran,


Ça¤ tahlili, emperyalizm tahlili, bulunulan ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›n›n tahlili, herhangi bir siyasi hareketin politikalar›n›n temelini oluflturur. Bu üç konuda yanl›fl tahliller yapanlar›n bunun üzerine do¤ru politikalar infla etmesi mümkün de¤ildir. Abdullah Öcalan, üç noktada da yan›lg› içindedir... flehit düflen gerillalar gerilla de¤il mi? ‹flgal alt›ndaki Afganistan ve Irak’taki gerillalar, gerilla de¤il mi? Günümüz dünyas›na ve emperyalizme iliflkin çarp›k tesbitlerini hakl› ç›karmak için, halklar›n varolan direnifllerini yok sayan bir mant›kt›r bu. Ve emperyalistler kadar bile bilimsel, gerçekçi de¤ildir. Bütün gerilla hareketleriyle ilgili sorunlar çözülmüfl de, emperyalizmin yay›nlad›¤› “terör listeleri” neyi ifade ediyor? Öcalan’›n ça¤ tesbitine ba¤l› olarak gelifltirdi¤i politikalar›n içinde “zorun zaman›n› doldurdu¤u”, devrim’lerin gündemden kalkt›¤›, art›k geliflmenin “evrimci” bir yol izleyece¤i tesbitleri de vard›r. Dünya gerçe¤i bu tesbitlerle çelifliyorsa, gerçe¤i yok sayars›n›z, olur biter.

Öcalan’›n iktidars›zl›k teorisi... Evet, Öcalan da zaten, burjuva demokrasisinin ölçüleri içinde düflünmekte ve halklar›n “zor”a, silaha baflvurmas›n› mahkum etmektedir. Bununla da kalmay›p, halklar›n bu “mükemmel” burjuva demokrasisini bozmamak için burjuvazinin iktidar›na zinhar dokunmamas› gerekti¤ini söylemektedir: “Daha önce de söyledim. Bende devlet anlay›fl› klasik sosyalizmdeki gibi de¤ildir. Devlet ezilenlerin ve iflçilerin ellerinde burjuvaziye karfl› kullan›lmas› gereken bir araç olarak görülüyordu. Bence bu reel sosyalizmi baflar›s›z yapan sebeplerden en önemlisidir. Bana göre iflçilerin, ezilenlerin amac› devleti ele geçirmek olmamal›. Bunun yerine herkes bulundu¤u yeri demokratik bir yap›ya kavuflturmal›. Ezilenlerin devlet olma gibi bir sorunlar› olmamal›d›r. Üçüncü alan ile sivil toplum kurulufllar›n›n arac›l›¤›yla mücadeleler yürütülmeli.” (Abdullah Öcalan, 16 Kas›m 2002, Özgür Politika) Avrupa emperyalizmi pekala bu sözleri çerçeveletip, tüm muhalif kurulufllar›n binalar›na asabilir. Bu sat›rlar, Öcalan’›n yüzlerce, binlerce

sayfal›k teorilerinin ‘politik özü’nü ortaya koyuyor. Bu öz, Avrupa burjuvazisinin teorisini yapt›¤› ve dayatt›¤› muhalefet anlay›fl›n›n ta kendisidir. Öcalan çok net söylüyor; iflçilerin, ezilenlerin amac› devleti ele geçirmek olmamal›. Yani, iktidar flu anki sahiplerinde, yani burjuvazide kalmal›. Peki ne yapmal› ezilenler? Onun da cevab› flöyle Öcalan’da: “Herkes bulundu¤u yeri demokratik bir yap›ya kavuflturmal›. Üçüncü alan ile sivil toplum kurulufllar›n›n arac›l›¤›yla mücadeleler yürütülmeli.” Burada herhangi bir yoruma gerek yok. Herhangi bir dolayl›, örtük ima yok. Yerel demokrasiler gelifltirilsin, mücadele sivil toplum kurulufllar› arac›l›¤›yla yap›ls›n... Bunu burjuvazi söylüyor, Öcalan sadece tekrarl›yor. Öcalan, burjuva demokrasisinin tam zaferini ilan etti¤ini, Türkiye’nin de zaten esas olarak demokratik oldu¤unu düflündü¤ü için, Kürt halk›na da diyor ki, “bulundu¤unuz yeri demokratik yap›ya kavuflturun...” Bulundu¤u yeri demokratiklefltirmeye çal›flan iflçiler at›l›yor, yüksek ö¤renim gençli¤i iflkencelerden geçirilip tutuklan›yor, gecekondularda dernekler bas›l›yor, haklar ve özgürlükler mücadelesi verenler her türlü hukuksuzlukla tasfiye ediliyor... Öcalan’›n tarif etti¤i mücadelenin Avrupa’da bile ne kadar mümkün olabilece¤i tart›fl›l›r, ama Türkiye gerçe¤ine hiç mi hiç uymad›¤› kesindir. (Ki bu durum ayn› zamanda yukar›da ele ald›¤›m›z “Öcalan’›n teorileri neden hayat bulmuyor” sorusunun da cevab›yd›.) Öcalan’›n teorisi, emperyalizmin egemen, burjuvazinin iktidar oldu¤u bir düzende yaflamay› kabul etmenin teorisidir. ‹deolojik tercihini sosyalizmden de¤il, kapitalizmden, halk iktidar›ndan de¤il, burjuva iktidar›ndan yana yapm›flt›r. Bunun d›fl›nda özgürlük vb. üzerine söyledikleri sadece bu ç›plak gerçe¤i süslemeye, biraz perdelemeye yöneliktir. Marks “sosyalizmi gerçeklefltirmek için proletaryan›n mutlaka iktidar› ele geçirmek zorunda” oldu¤unu söyler. Öcalan sosyalizmden vazgeçti¤i için iktidar sorunu da kalmam›flt›r. fiimdi bulundu¤u yerden, tüm devrimcileri iktidar savafl›ndan, hedefinden vazgeçmeye ça¤›rmaktad›r. Kongra-Gel içinde ç›kan son sorunlar› de¤erlendirirken yapt›¤› ça¤r› flöyleydi: “Ben bu olaylar› ilk duydu¤umda ‘siz iktidarc›l›k oyunculu¤u yap›yorsunuz’ dedim. Ben iktidar› çözdüm. Lenin bile iktidar› çözememiflti.

Say› 132 35 14 Kas›m 2004


Say› 132 36 14 Kas›m 2004

Son savunmalar›mda var. Ben iktidar› ele geçirmek de¤il, iktidar› söndürmek istiyorum. ‹ktidarc›l›k yerine, demokratik çizgi diyorum. ... Burada önemli olan iktidar› ele geçirmek de¤il, halk› yetkinlefltirmektir. ... Bir yerde okumufltum bir polis müdürü Dev-Solcu’ya diyor ki 'sizin bütün derdiniz bizi devirip yerimize geçmekti'. ‹yi çözmüfl. Bizdeki klasik sol iktidarı hedefliyor. Klasik solun çizgisi bu. ... Devlet, zulüm, eflitsizlik, despotizm, baskı hep iktidar olgusuna ba¤lı olarak gelifliyor. Boockhin'in bile iktidar konusunda kafası karıflık. Benim son on-onbefl yıllık ideolojik krizim buydu; ben iktidar olgusunu çözdüm, ideolojik krizi afltım, bu konuda netlefltim.” (29 May›s 2004, Özgür Politika)(1) Buradaki iktidar çözümlemeleri son derece s›¤d›r. S›¤l›k daha, Devrimci Sol’un iktidar hedefini bir polisin a¤z›ndan çözümlemeye kalkmas›yla ortaya ç›k›yor. Devrimci haraketin iktidar› hedefledi¤i s›r de¤ildir, gizlenmifl bir hedef de¤ildir. Öcalan o polisin sözlerine baflvurmadan da bunu görebilir ve gösterebilirdi. Lenin’den farkl›l›¤›n›n ve Lenin’i aflt›¤›n›n kan›t› olarak sundu¤u “iktidar› söndürmek” meselesine gelince; Marks ve Lenin’deki “devletin sönümlendirilmesi”nden yap›lm›fl bir uyarlamad›r. Marks ve Lenin’in “devletin sönümlendirilmesi” olarak ifade ettikleri amaç, do¤al olarak bugün kullan›lan anlam›yla iktidar›n sönümlendirilmesini de içermektedir. Yani k›sacas›, devletin veya iktidar›n sönümlendirilmesini amaçlaman›n bir özgünlü¤ü yoktur, mesele bunun nas›l, hangi yoldan yap›laca¤›d›r. Marks ve Lenin’de devletin ortadan kald›r›lmas› (sönümlendirilmesi) için önce devletin ele geçirilmesi flartt›r. Peki Öcalan iktidar› nas›l söndürecek? ‹ktidar› ele geçirmeye karfl› oldu¤una göre, iktidar burjuvazinin elinde olaca¤›na göre, burjuvaziyi “iktidar› sönümlendirmeye ikna ederek mi?” yapacak bunu? “‹ktidar”› her türlü kötülü¤ün kayna¤› olarak gösteriyor Öcalan. Tarih ve toplum bilime göre, iktidar›n kötülük mü, iyilik mi getirece¤i iktidarda kimin oldu¤una ba¤l›d›r. Öcalan sorunu bundan kopar›p “anti-otoriter” bir söylem gelifltiriyor; bu söylem de tarihsel olarak yabanc›m›z de¤ildir. Bir yan› burjuvazinin “hümanist, antiotoriter” söyleminden, bir yan› anarflizmin “anti-otoriterli¤inden” al›nm›flt›r. Otorite (iktidar) karfl›t› bu söylemlere zaman›nda Engels’in verdi¤i bir cevab› hat›rlamakta yarar var: “... Anti-otoriteciler (...) toplumsal devrimin ilk iflinin; otoritenin ortadan kald›r›lmas› olmas›n› istiyorlar. Bu baylar hiç, bir devrim

Avrupa emperyalizmi pekala bu sözleri çerçeveletip, tüm muhalif kurulufllar›n binalar›na asabilir... Öcalan’›n yüzlerce, binlerce sayfal›k teorilerinin politik özü... Avrupa burjuvazisinin teorisini yapt›¤› ve dayatt›¤› muhalefet anlay›fl›n›n ta kendisidir. Öcalan çok net söylüyor; iflçilerin, ezilenlerin amac› devleti ele geçirmek olmamal›. Yani, iktidar flu anki sahiplerinde, yani burjuvazide kalmal›. görmüfller midir? Devrim, elbette ki, en otoriter olan fleydir; bu, nüfusun bir bölümünün kendi iradesini, nüfusun öteki bölümüne tüfeklerle, süngülerle ve toplarla -akla gelebilecek bütün otoriter araçlarla- dayatt›¤› bir eylemdir ve e¤er muzaffer olan taraf yok yere yenik düflmek istemiyorsa, bu egemenli¤ini, silahlar›n›n gericiler üzerinde yaratt›¤› terör ile sürdürmelidir. Paris Komünü, silahl› halk›n otoritesini burjuvaziye karfl› kullanmam›fl olsayd›, bir gün olsun dayanabilir miydi? Tersine, Paris Komününü bundan yeterince serbest bir biçimde yararlanmam›fl olmakla suçlamam›z gerekmiyor mu?” (F. Engels, “Otorite Üzerine”, Seçme Yap›tlar, Cilt II, Sol Yay›nlar›) Anarflizm “devletin yeni bir toplumu kurmak için kullan›lamayaca¤›n›” söyler, Öcalan da “devletsiz, iktidars›z” demokratik bir toplum kurman›n teorisini yap›yor. Anarflizm, görünürdeki tüm reddiyecili¤ine karfl›n küçük özel mülkiyeti savunur. Bu yan›yla bir orta s›n›f-küçükburjuva s›n›fsal temele sahiptir. Günümüz anarflizmi ise burjuva bireycili¤inden çok daha köklü bir flekilde etkilenmifltir. Öcalan’›n savundu¤u teori de, iktidar› reddeden, mevcut devlet mekanizmas›n›n afla¤›dan yukar›ya parçalan›p yeni tipte bir devletin oluflturulmas›n› reddeden, üçüncü alan gibi söylemlerle burjuva demokrasisi içinde tarif edilen örgütlenmeleri öngören yanlar›yla, tipik bir küçük-burjuva, orta s›n›f ideolojisine denk düflmektedir. Kimse Öcalan’›n öngördü¤ü toplum modelinin burjuvaziyi tasfiye edip yoksullar›, iflçi s›n›f›n› egemen k›lmay› öngördü¤ünü söyleyemez zaten. Öcalan’›n kendisi de söylemiyor. - sürecek Önümüzdeki say›: Marks’›, Lenin’i “Aflma” iddias› ve “Apoculuk”


Faflist örgütlenme ve sald›r›lar, gençli¤in mücadelesinin önünde her zaman engel olagelmifltir. Oligarflinin gerekti¤inde devreye soktu¤u faflistler, gençli¤in akademik, demokratik mücadelesini engellemekten kan dökmeye kadar varan her türlü yolla bu hizmetlerini yerine getirdiler. Gençlik geçen hafta yaflanan sald›r›lar karfl›s›nda gereken tavr› bir çok yerde göstermifl olsa da, çok daha kitlesel, militan karfl› koyufllar ve giderek faflistlere okullarda örgütlenme hakk› tan›mayan bir çizgi tutturulmak durumundad›r. Gençli¤in mücadelesi gelifltikçe, K›z›lay’da bir kez daha ortaya ç›kan radikalizmi oligarfli için korkulu hale geldikçe, daha fazla devreye sokulacaklard›r. Devrimci Gençli¤in faflist sald›r›lara karfl› örgütlenmesi, haz›r olmas› yeterli de¤ildir. Bu, zaten onun görevidir. Tüm gençlik bu konuda bilinçlendirilmeli ve örgütlenmelidir. Faflist sald›r›lar›n hedefi sadece devrimci, ilerici gençlik gibi görülse de, hedefleri tüm gençli¤i sindirmek, terörize ederek tahakküm kurmakt›r. Hedefleri s›radan demokrat bir ö¤renci de olabilir, hatta en apolitik bir genç dahi olabilir. Ki, gençli¤e korku salmak için en s›radan unsurlar›n seçildi¤inin onlarca örne¤i vard›r. Faflist örgütlenme ve sald›r›lar tüm gençlik için can güvenli¤i sorunudur. Bu gerçekler tüm gençlik kitlesine anlat›labilmeli, gençlik bu konuda bilinçlendirilerek örgütlenmelidir. Bu görev en baflta Gençlik Federasyonlu ö¤rencilerindir. ‹ster bulunulan yerde bir faflist sald›r› olsun ya da olmas›n, potansiyel olarak böyle bir durumun varl›¤› yeterli olmal›d›r.

Faflistlerin ipi çözüldü! Â Bursa

- Faflistler 8 Kas›m günü, Bursa Gençlik Derne¤i üyesi Ümit Yaflar Öztürk’ü b›çakla yaralad›. Hastaneye kald›r›lan Öztürk’ün durumu halen ciddiyetini koruyor.

 Ankara - Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi (DTCF) 4 Kas›m günü faflistlerce bas›ld›. Federasyonlu ö¤rencilerin de oldu¤u gençlik sald›r›ya karfl› direnifle geçerken, çeflitli okullardan ö¤renciler de DTCF önünde topland›lar. Her an okul çevresinde bulunan polislerin sald›r› s›ras›nda ortal›kta olmad›klar›, faflistlerin iplerinin kimin elinde oldu¤unu gösteriyordu. Devrimci demokrat ö¤renciler sald›r›y› püskürttükten sonra, faflistler polisin nezaretinde okuldan ç›kart›ld›. Daha sonra 500 kifli, “Dil Tarih Faflizme Mezar Olacak”, “Türkeflin ‹tleri Y›ld›ramaz Bizleri” sloganlar›yla Yüksel Caddesi’ne yürüdü ve burada bir bas›n aç›klamas› yaparak, sald›r›n›n planl› oldu¤unun alt›n çizdiler. Faflistler 8 Kas›m günü yeniden DTCF’ye sald›rmaya kalk›flt›lar. Ço¤u okul d›fl›ndan olan faflistlere gençli¤in cevab› yine net oldu, tafllarla karfl›l›k verdi. Bir süre devam eden çat›flman›n ard›ndan, okula giren polis, beklendi¤i gibi önce devrimci ö¤rencilere gaz bombalar›yla sald›rd›. Faflistler ise, okul d›fl›na yine polisin nazik daveti ile ç›kar›ld›lar. Polis sald›r›s›na da tafllarla direnen ö¤renciler akflam saatlerinde okuldan toplu olarak ç›kt›lar. Yürüyüfle geçen ö¤renciler, TAYAD’l› ailelerin de bulundu¤u Abdi ‹pekçi Park›'na u¤rad›ktan sonra Yüksel Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Bu olaylar›n ard›ndan DTCF bir gün tatil edildi.

 ‹zmir

- Bornova Küçük Park'ta M.A. adl› ö¤renci faflist-

lerin sald›r›s›na u¤rayarak a¤›r yaraland›. Olay› duyan ö¤renciler 3 Kas›m günü, faflistlerin kald›¤› yurda girdi. Gençlik Dernekli ö¤rencilerin de bulundu¤u 200 kiflilik kitle yurttaki sald›rgan faflistleri döverek cezaland›rd›lar. Ard›ndan okul içinde iki faflist Gençlik Derneklilerce cezaland›r›ld›. Kampüste bunlar yaflan›rken Bornova’da demokrat ö¤rencilerin gitti¤i kafeyi basan faflistler bir ö¤renciyi b›çaklad›lar, bir ço¤unu yaralad›lar. Ertesi gün toplanan 350 ö¤renci kampüsten sald›r›n›n oldu¤u yere yürüdü. Gencçlik Derne¤i’nin de oldu¤u kitle "Faflizme Karfl› Omuz Omuza, Ege Faflizme Mezar Olacak, Ö¤renciyiz Hakl›y›z kazanaca¤›z" sloganlar› att›lar.

 ‹stanbul

- M.Ü. Göztepe Yerleflkesi önünde elleri sopal› faflistler, YÖK’ü ve faflist sald›r›lar› protesto eden ö¤rencilere sald›rd›. Ö¤renciler faflistlere direnerek çat›flt›. Polisin korumas›nda olduklar› aç›kça görülen sald›r›da bir k›z ö¤renci yaralan›rken, sald›r›ya u¤rayan ö¤rencilerden ikisi gözalt›na al›nd›.

 Kocaeli - Kocaeli Üniversitesi ö¤rencileri, E¤itim-Sen Kocaeli fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yaparak, Yeniköy Meslek Lisesi’nde okuyan Metin Çeflmeci’nin faflistler taraf›ndan 5 Kas›m günü kaç›r›larak, okuldaki demokrat ö¤renci ve ö¤retim üyelerine iliflkin sorguland›¤›n›, iflkence yap›ld›¤n› belirttiler.

Say› 132 37 14 Kas›m 2004


Oligarfli 6 Kas›m K›z›lay Direniflini Hazmedemedi

Say› 132 38 14 Kas›m 2004

10 Kas›m günü, Gençlik Gelecektir Dergisi’nin teknik ifllerinin yap›ld›¤› Yeniden Özlem Yay›nc›l›k, ‹stanbul Gençlik Derne¤i ve Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun bulundu¤u bina, sabah saat 06.00 sular›nda yüzlerce polis taraf›ndan kuflat›ld›. Gaz bombal›, ellerinde balyozlar, tam otomatik silahlarla kuflanm›fl polisin bask›n› nedeniyle Okmeydan› halk› terörle uyand› güne.

Gençlik Direndi K›z›lay’› hazmedememifl, gençli¤i sindirmek için gelmifllerdi. Ancak devrimci gençlik, K›z›lay direnifli ruhuyla kurumlar›n› savunmak için direnifle geçti. Bir yandan pencereden megafonla halka konuflmalar yapan Gençlik Federasyonlu ö¤renciler, bir yandan da “Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Bask›n›n bafllamas›ndan bir süre sonra bina çevresinde toplanmaya bafllayan Okmeydan› halk› ise, yar›m saat boyunca sloganlar atarak polisi protesto etti ve gençlerine sahip ç›kt›. ‹çeri girmekte zorlanan AKP iktidar›n›n polisi, yasad›fl› bir flekilde gelmiflti, direniflle karfl›lan-

d›. Bu ülkenin polisi, özellikle de ‹stanbul polisi hiçbir zaman yasal derneklere, dergilere hukuka uygun bir flekilde gelmemifltir. Ona bu yetkiyi veren AKP iktidar›d›r, isim de¤iflitirip ACM olan DGM’dir. Yine ACM’den al›nm›fl bir “arama karar›” oldu¤unu söylüyorlard›. “18 yafl›ndan küçük bir genç bulunuyordu orada ve babas› flikayette bulunmufl” idi. Bu tür bask›nlarda gerekçe bulmak hiçbir zaman sorun olmad› polis için. Bask›n›n saati, yüzlerce çevik kuvvet polisi ile kuflat›lmas› bile bu “arama karar›”n›n, terörün k›l›f› oldu¤unun göstergesiydi. Hukuki olan belli say›da polisin kimliklerini ibraz etmek suretiyle ne için geldi¤ini, ne aramak istedi¤ini bildirmesi iken; polis her zamanki gibi matkaplarla, balyozlarla kap›lar› k›rarak, gaz bombalar› atarak içeri girdi. Sözde bir kifliyi ar›yordu, 19 kifliyi gözalt›na ald›. Sözde arama karar› gerekçesi bir gençti, 3 bilgisayar kasas›, kitaplar, film, müzik ve arfliv CD'leri ile kap›da bulunan güvenlik kameras› götürüldü.

Gençli¤in Sesi Susmaz Bask›n s›ras›nda telefonla görüflülen Meryem Özçelik, “Daha önce 1 Nisan operasyonunda da bir bask›n yaflam›flt›k. Büromuzda yeni tahliye olan arkadafllar›m›z var. Daha önceki bask›nlarda oldu¤u gibi, sabah saatlerinde kap›lar›m›z k›r›larak bizi gözalt›na almak istiyorlar. Yine iflkencelerden geçirecekler bizleri, biz de buradan soruyoruz; ‘Bu mu AKP’nin adaleti? AB’nin demokrasisi bu mu?” dedi. Bir baflka büro çal›flan› ‹bra-

him Gökçek ise, “Bizler bu bask›lar karfl›s›nda y›lmayaca¤›z. Gençli¤in sesini her yerde duyurmaya devam edece¤iz. 1 Nisan komplolar›n› da yaflad›k. Bu komployu da bofla ç›kartaca¤›z” diyerek, gençli¤in kararl›l›¤›n› ifade etti. Balyozlu, bombal› bask›nda, Burcu Taner, Ferhat Özdemir, Meryem Özçelik, Yeter Gönül, Derya Güler, Emel Y›ld›r›m, Sevda Kurban, Özgür Karakaya, Halit Güdeno¤lu, ‹smail Temiz, Hasibe Çoban, Murat Aktafl, ‹brahim Gökçek, Serkan Onur Y›lmaz, Ebru Benek, Gökhan Türker, Alev fieker, Ali Haydar Talip fieker isimli ö¤renciler gözalt›na al›nd›. Halk›n Hukuk Bürosu'ndan ve ayn› zamanda Özlem Yay›nc›l›k avukat› olan Av. Behiç Aflç›, yapt›¤› aç›klamada, bask›n›n hukuksuzlu¤unu dile getirdi ve “Polis eline geçen her f›rsat› hak ve özgürlükleri için mücadele eden, üreten, düflünen, karfl› ç›kan bir gençli¤i teslim almak ve yok etmek için kullanmay› al›flkanl›k haline getirmifl olacak ki bu al›flkanl›kla avukat›n gözü önünde bilgisayar klavyesini oradaki gençlerden birinin kafas›na vurmay› da ihmal etmedi. Yerlerde sürükledi, coplad›, tekmeledi...” fleklinde yaflananlar› ifade etti. Ayr›ca ‹stanbul Temel Haklar, TAYAD, Demokratik Halklar Platformu, Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, ‹stanbul’un çeflitli semtlerinde kurulu Temel Haklar Dernekleri, Genel-‹fl Örgütlenme Daire Baflkan› Erol Ekici, ‹dil Kültür Merkezi, Grup Yorum, Özgürlük Türküsü, Tav›r ve FOSEM, Gençlik Dernekleri


Federasyonu yapt›klar› aç›klamalarla kameralar önünde estirilen terörü k›nad›lar.

Bir Bask›n ve Polisin, Medyan›n Yalanlar› Haklar ve Özgürlükler Cephesi taraf›ndan yap›lan “Okmeydan›'nda Bir Bask›n ve Polisin, Medyan›n Yalanlar›” bafll›kl› aç›klamada ise, polisin ve medyan›n nas›l bir yasad›fl›l›k ve yalan bata¤› içinde oldu¤u gözler önüne serildi. 10 Kas›m akflam›, televizyonlar›n ana haber bültenlerini izleyenler, ‹stanbul Okmeydan›'nda bir “hücre evi”nin bas›ld›¤› haberini izlediler. Tüm gazete ve televizyonlar›n muhabirleri oradayd›. Tümü bas›lan yerlerin yasal demokratik kurumlar oldu¤unu biliyordu. Tümü, bask›n s›ras›nda pencereden ö¤rencilerin yapt›klar› konuflmalar› dinlemiflti. Ama bildiklerini, duyduklar›n› haberlerinde yans›tmad›lar, gizlediler. “Hücre evi bas›ld›” diye bafllad›lar habere ve “hücre evi”nden 19 “yasad›fl› örgüt militan›”n›n gözalt›na al›nd›¤›yla bitirdiler. Oysa bas›lan yerde üç yasal, demokratik kurum vard›. POL‹S, dernek ve yay›nc›l›k bürosu bast›¤›n› gizliyor. Bast›¤› yeri “hücre evi” olarak gösteriyor. Bas›lan yerlerin gençlik derne¤i ve bir yay›nc›l›k bürosu oldu¤unu MEDYA biliyor; ancak o da bas›lan yerleri “hücre evi” olarak gösteriyor. Buras› öyle bir “hücre evi” ki, bu evde çal›flma yürütenler, ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü Bas›n Masas›'na kald›klar› evin adresini götürüp bizzat teslim etmifller ve biz burada flu flu ifli yap›yoruz diye beyanatta bulunmufllar. Yasa uygulamakla görevli polis, yasad›fl›l›¤›n› gizliyor; Halka gerçe¤i duyurmakla görevli medya, yalan yaz›yor. Peki neden böyle yap›yor polis ve medya?

‘Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz’ Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, bileflenlerini ve herkesi bas›lan büro yak›n›ndaki Sibel Yalç›n Direnifl Park›’nda protesto eylemine ça¤›r›rken, Gençlik, bask›n›n ertesi günü bina önünde bir aç›klama yapt›. Gençlik Federasyonlu ö¤renciler, demokratik kurulufllardan insanlar›n kat›ld›¤› aç›klamada "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz" sloganlar› at›ld›. Medyan›n bask›n› “hücreevi” diye göstermesine tepki gösteren Gençlik Gelecektir Dergisi çal›flanlar›, aç›klaman›n ard›ndan bas›n› büroya davet ederek, polisin “aramas›”n›n sonuçlar›n› gösterdi. Hak ve özgürlük için, ba¤›ms›zl›k için mücadele veren gençli¤e karfl› psikolojik savafl yürütülüyor; psikolojik savafl›n ana malzemesi ise yaland›r. Hakl›, meflru bir mücadele veren gençlik, polis terörüyle sindirilmek isteniyor. Bask›n›n hedefi Gençlik Federasyonu'dur. Gençlik Federasyonu, YÖK'e karfl› mücadelenin kararl› bir öncüsüdür. 6 Kas›m'da K›z›lay'da hakl›, meflru taleplerini dile getirmifllerdir. Gençlik Federasyonu, bu ülkenin emperyalizme boyun e¤meyen, emperyalizmin bireycilik kültürüne, ahlaks›zl›¤a, yozlaflmaya teslim olmayan gençlerinin örgütlenmesidir. Polis, 6 Kas›m'daki direnifle, devrimci, vatansever gençli¤in tüm gençli¤e önderlik etmesine tahammülsüzlü¤ünü, yasad›fl› operasyonlar düzenleyerek gösteriyor.

Yasad›fl› Bask›n Emrini Tayyip Erdo¤an Verdi Sald›r› emrini Tayyip Erdo¤an vermifltir. 6 Kas›m sonras› gençli¤in meflru direniflini “demokratik bulmuyorum” dedikten sonra, “polisin de bir sabr› vard›r” sözleriyle polis copunu, panzerini, gaz bombalar›n› savunmas› bu emrin kan›t›d›r. Bu sözler sald›rganl›¤›, yasad›fl›l›¤› ve her türlü polis terörünü teflviktir, talimatt›r. Polis de bombalarla, balyozlarla, kap›lar› k›rarak, yasal kurumlar› yasad›fl› göstererek emri yerine getirmifltir. Bu ülkenin baflbakan› yasad›fl›l›¤›n bafl›ndaki kiflidir.

Say› 132 39 14 Kas›m 2004

Buras› bir derginin teknik ifllerini yapan büronun kap›s›. Neredesiniz düflünce ve ifade özgürlü¤ü savunucular›?

Polis terörüyle, milyonlarca gencimize “bak›n örgütlenirseniz, halk›, vatan› savunursan›z, böyle yapar›z” diyerek gözda¤› veriliyor. Bireyci, uyuflturucu ba¤›ml›s›, yozlaflm›fl, sinmifl bir gençlik yaratmak, iktidar›n politikas› oldu¤u için, bu polis terörü bizzat iktidar taraf›ndan örgütleniyor.


Felluce: Ezilenlerin Vatan›! Felluce’ye sald›r› dünya halklar›na sald›r›d›r Felluce direnifli, hepimizin direniflidir Felluce, uzakta de¤il, yan›bafl›nda de¤il, yaflad›¤›n yerdedir. Felluce emperyalizmin sömürüsü alt›nda yaflayan tüm ezilenlerin vatan›d›r. Felluce atefller içinde. Felluce bombalar alt›nda. Felluce direniyor. Felluce “uluslararas› toplumu müdahaleye” de¤il, halklar› direnmeye ça¤›r›yor! Say› 132 40 14 Kas›m 2004

Umm Kasrlarla, Fellucelerle yaz›l›yor Irak’›n destan›. ‹mparatorlu¤un planlar› Ramadilerle, Bakubalarla bozuluyor. Ve tarihe bir kez daha kanlar›yla yaz›yorlar: Direnenler asla yenilmez! Direnen halklar kazanacak! ‹flgalci Amerika’n›n uzun süredir haz›rl›¤›n› sürdürdü¤ü Felluce sald›r›s› 8 Kas›m’da bafllad›. Büyük sald›r› öncesinde de Felluce haftalard›r havadan bombalan›yor, direnifl güçlerinin iradesi ve maddi gücü k›r›lmaya çal›fl›l›yordu. 20 bini aflk›n Amerikan askeri ve binlerce iflbirlikçi Irak ordusu askeri, 8 Kas›m’da sald›r›ya geçti. ‹lk sald›rd›klar› yer bir klinik oldu; içinde tek bir direniflçinin olmad›¤› klinikte 38 direniflçinin öldürüldü¤ü aç›kland›. Katliam burada bafllad›. Sald›r›n›n dördüncü gününde katledilen Fellucelilerin say›s› 600 olarak aç›kland›. Ki bu say›n›n çok daha büyük oldu¤u kesindir. Felluce’den gelen bilgiler katliam›n boyutunu ortaya koyuyor. Sokaklarda çok say›da ceset var. fiehri keskin bir ceset kokusu sard›. A¤›r bombard›man sonucu y›k›lan evlerin enkaz› alt›ndaki yaral› ve ölüler ç›kar›lam›yor. Günlerdir elektirik ve su kesik. ilaç yok. Hastaneler, klinikler içindeki hasta ve yaral›larla birlikte bombaland›¤›, ambulanslar çal›flt›r›lmad›¤› için yaral›lar sokaklar-

da kan kayb›ndan ölüyor... Uluslararas› hukuka göre yasak olan Misket bombalar› at›l›yor. Silahs›z insanlar›n s›¤›nd›¤› belirtilen bir cami kimyasal silahla vuruluyor. Ölçüsüz fliddet, kirli savafl yöntemleri, nükleer silahlar her fley mübah bu imparatorluk savafl›nda.

“Hayalet öfke” halklar›n öfkesine dönüflecek Amerika bu sald›r›ya “Hayalet Öfke” operasyonu ad› verdi¤ini aç›klad›. ‹flgalciler bununla neyi kastediyorlar çok belli de¤ildir; ama Felluce’ye sald›r›, bundan böyle “halklar›n öfkesi” olarak an›lacakt›r. Sokakta kalan cesetleri evlerinin bahçesine gömmek zorunda kalan Irak halk›, bu ac›lar›, bu vahfleti asla unutmayacak. Ölüm ekilen bu topraklar, iflgalcilere mezar olacak. Felluce yokedilerek direnifl k›r›lmak isteniyor. Bir kenti tümden yak›p y›kabilirsiniz. Ama gerilla savafl›n›n böyle yokedilebildi¤i görülmemifltir. ‹flgalciler de büyük bir vahflet sergileleyerek tüm Irak halk›na gözda¤› vermek, direnifle kat›l›rsan›z kentlerinizi y›kar›z demek istiyor. Dergimiz yay›na haz›rland›¤› s›rada, sald›r› ve direnifl tüm fliddetiyle sürüyordu. ‹flgalciler, Felluce’nin yüzde 70’ine girdiklerini aç›klarken, direniflçiler onlar› yalanlad›. Sonuçta Felluce’yi “ele geçirebilirler”. Belirleyici olan bu de¤ildir. Umr Kasr direnifli nas›l Felluce’yi yaratt›ysa, Felluce de binlerce Felluce’yi çoktan yaratm›flt›r. Felluce Ortado¤u halklar›na kurtuluflun yolunu gösteriyor. Ortado¤u’nun demokratikleflmesi bu yoldan geçiyor. ‹flgalcilere ve yerli iflbirlikçilerine karfl› ba¤›ms›zl›¤›n, özgürlü¤ün yolu Felluce gibi direnmekten geçiyor. Bu tohum art›k tüm Ortado¤u topraklar›na at›lm›flt›r...

Direniflin karfl› sald›r›s› Felluce operasyonunun ilk gününden bafllayarak Irak’›n bir çok flehrinde karfl› sald›r› bafllatt›lar. Sald›r›n›n ilk gününde direniflçiler Ramadi’nin kontrolünü ele geçirdiler. 24 saat süren çat›flmalar›n ard›ndan iflgal güçleri kenti terk etmek zorunda kald›lar. Kentten iflgalcileri kovan


direniflçiler ve halk sevinç gösterileri yapt›lar. Karfl› sald›r›n›n yo¤unlaflt›¤› kentlerden biri de Bakuba oldu, 3 polis karakolu bas›ld›, 45 iflbirlikçi polis cezaland›r›ld›. Ertesi gün ise direniflçilerin Musul’daki karfl› sald›r›lar› yo¤unlaflt›. Birçok karakol silahs›zland›r›larak atefle verildi. Sald›r›lar›n ikinci gününde iflgal kuvvetleri flehirde denetimi sürdüremez hale geldi. Irak’›n 3. büyük kenti olan Musul’un Valisi “flehir kontrolden ç›kt›” aç›klamas›n› yapmak zorunda kald›. 10 Kas›m’da Kerbela’da bir karakola sald›r› düzenlendi. Ba¤dat’ta ABD konvoyuna kurulan pusuda bir iflgalci cezaland›r›ld›. Ba¤dat’›n çeflitli semtlerinde sürekli çat›flmalar yafland›. Haditha, Haklaniye, Latifiye, Baladruz gibi bir çok kentte iflgalcilere karfl› eylemler yap›ld›. Irak direnifli, sömürgeci iflgallere karfl› direnifl tarihinde efli görülmedik boyutlarda sürüyor. Direnifl Felluce’ye sald›r›ld›¤› gün, ülke cap›nda cevap verebilen bir askeri kurmayl›kla sürdürülüyor.

Felluce’ye sald›r› iflgalcinin yenilgisidir Dünya imparatorlu¤u kurmaya ç›km›fl emperyalist bir ordu, küçük bir kent karfl›s›nda, birkaç bin direniflçi karfl›s›nda çaresiz. ‹flgal edilen bir ülkenin bir kentini bir kez daa iflgal etmek için böyle büyük bir operasyona ihtiyaç duyulmas› dahi iflgalcilerin yenilgisidir. ‹flgalle esir al›nm›fl bir ülkenin halk›na yeniden “teslim olun” ça¤r›s› yap›l›yor; 19 Aral›k’ta zaten hapishanelerde esir olan devrimcilere “teslim olun” ça¤r›s› yap›ld›¤› gibi. Ama 450 bin nüfuslu Felluce’de “teslim olan” birkaç yüz kifli bile bulam›yorlar. Sald›r›n›n dördüncü gününde Amerikanc› medyada ç›kan flu haber, iflgalcinin aczi ve yenilgisinin kan›t›ndan baflka nedir ki: “Aralar›nda kad›n ve çocuklar›n da bulundu¤u yaklafl›k 100 Felluceli Amerikal›lara teslim oldu” (11 Kas›m, Hürriyet) Onbinlerce askerle kuflatm›fllar, gökten uçaklarla, yerden tanklarla bombalar ya¤d›r›yorlar. Sokaklar ceset dolu ve yüzbinlerce Felluceli’den kad›n çocuk bir avuç insan›n kendilerine s›¤›nmas›n› “Amerikal›lara teslim oldular” diye baflar› olarak yaz›yorlar.

100 bin Irak’l›, “Irak’ta istikrar” ad›na katledildi! AKP, istikrar›n bafldestekçisi ‹flgal sald›r›s›ndan bu yana kaç Irakl› katledildi? Bu sorunun cevab› belirsizdi. Geçen hafta yay›nlanan bir araflt›rma sonucu, katliam›n boyutlar› konusunda tam olmasa da art›k yaklafl›k bir fikir veriyor. ABD'den John Hopkins ve Columbia Üniversiteleri ile Irak'tan El Mustans›riye Üniversitesi' görevlileri taraf›ndan düzenlenen araflt›rman›n sonucuna göre, son 17 ayda Irak’ta 100 bin kifli katledildi. Irak’ta istikrar ad›na, 100 bin ölü. Ve AKP, “Umar›z operasyonlar bir an önce biter ve seçim süreci bafllar... Tabii ki, bir an önce Irak’›n istikrara kavuflmas›n› isteyenlerin bafl›nda biz var›z...” diyerek Felluce sald›r›s›n› destekliyor. (Abdullah Gül’ün aç›klamas›) Kurtulufl savafl› vermifl bir ülkenin yöneticileri, bir halk›n kurtulufl savafl›n›n katliamla bo¤ulmas›n› en çok isteyen ülke konumunda... AKP’nin katliam ve iflgal ortakl›¤›, AKP yalakalar› taraf›ndan aklanmaya çal›fl›l›yor; 9 Kas›m tarihli Yeni fiafak, hükümetin Felluce konusundaki tavr›n› flu bafll›kla yans›t›yor: “Erdo¤an, Bush'u aradı ve Irak konusunda yine uyardı.” Erdo¤an kim, Bush’u uyarmak kim? ‹flte uyar›s› kaale al›nmad›. Felluce’de halk katlediliyor. Sokaklar ceset dolu. Ne yap›yor Erdo¤an? Irak’ta istikrar›n iflgali sürdürmek ve katletmek anlam›na geldi¤ini art›k herkes biliyor. Felluce direniflinin ezilmesini “istikrar›n sa¤lanmas›” olarak gören ve gösterenlerin eli Irak halk›n›n kan›na bulaflm›flt›r.

Bu, kaybetmifl bir iflgalcili¤in resmidir.

‹flgalcinin yan›ndaki fiiiler ve Kürtler Irak halk›n›n bir bölümü, yi¤itçe, fedakarca, vatanseverlikle direnirken, iki kesim var ki, halklar›n tarihine utanc›n ve kendi halk›na iha-

netin sayfalar›n› ekliyorlar. Bunlardan biri Kürt milliyetçileri, di¤eri ise Sistani önderli¤indeki fiiiler. Felluce sald›r›s›na Kürtler'in en e¤itimli askeri birli¤i olan 36. Taburun ve Sistani’ye ba¤l› fiiilerin de kat›ld›¤› belirtiliyor.

Say› 132 41 14 Kas›m 2004


Sald›r›ya do¤rudan kat›lmalar› belki spekülatif de olabilir; ama politik olarak iflgalcinin yan›nda olduklar›, kendi halklar›n›n bo¤azlanmas›n›n onaylay›c›s› durumda olduklar› aç›kt›r. Amerika onlar› yan›na almakla, hem direnifli daraltm›fl oluyor, hem de fiii-sünni, Kürt-Arap çat›flmas›n›n tohumlar›n› ekiyor. Irak direniflini bu noktada önümüzdeki dönemde zorlu s›navlar bekliyor. Öte yandan sald›r› iflbirlikçilerin saflar›nda çatlamalar da yaratt›. Bugüne kadar kukla hükümet içinde yer alan Sunni Irak ‹slam Partisi, Felluce sald›r›s›n› protesto etmek için hükümetten çekildi.

Katliamc›lar yalanc›, sansürcüdür

Say› 132 42 14 Kas›m 2004

Felluce aylard›r fliddetli bir flekilde bombalan›yordu; ve hat›rlanacakt›r, Felluce’ye at›lan her bomba sonras› “Zerkavi’nin kulland›¤› yerler vuruldu” aç›klamas› yap›l›yordu. Felluce’ye sald›r› da ayn› gerekçeyle bafllat›ld›. Ülkemizdeki Amerikanc› bas›n, Felluce sald›r›s›n› utanmadan, Bush yönetiminin yalan söyledi¤ini bile bile “hedef Zerkavi” bafll›¤›yla yans›tt›. Ve Irak'taki askeri operasyonlar›n sorumlusu

Müslümanlar! Yan›bafl›n›zda, mübarek bir ayda halk katledilirken, sizi soka¤a ç›kmaktan al›koyan kimler? Onlar› iyi tan›y›n. Onlar Amerikan iflbirlikçileridir. Onlar kasalar›ndan baflka hiç bir fley düflünmeyen din bezirganlar›d›r. Onlar için müslümanl›k sadece kasalar›n› doldurmaya yarayan bir fleydir. Irak halk›, sahurda yemek yerine bombalar yiyor. ‹ftar topu de¤il, ABD toplar› patl›yor orada. Yan›bafl›nda müslümanlar›n Ramazan’› kana bo¤ulurken, siz burada türbeleri, camileri, iftar çad›rlar›n› doldurmuflsunuz, ne k›ymeti var? Müslümanl›¤›n, islami düflünceyi savunman›n gere¤ini yerine getirmifl mi oluyorsunuz böylece? Egemenler de böyle istiyor; siz türbeleri doldurun, ama meydanlar› doldurmay›n. Mesele kutsal yerlere, ibadet yerlerine sahip ç›kmak m›? Felluce’te tam 61 cami, Amerikan bombalar›yla vuruldu. Müslümanl›k, islamc›l›k camileri savunmak de¤ilse nedir? “Kutsal emanetler” önünde uzun kuyruklar oluflturup, kutsal

Korgeneral Thomas Metz, ikinci gün Zerkavi'nin art›k bu kentte bulunmad›¤›n› aç›klad›. Yalanda, talanda, katliamda s›n›r yok. Felluce’nin sokaklar›ndaki cesetleri göremiyoruz. Hastaneler bombaland›¤› için, ölü say›s› ö¤renilemiyor. Sadece ABD güçlerinin yan›ndaki “embedded”lerin geçti¤i haberler ulafl›yor dünyaya. Onlar›n geçti¤i de “haber” de¤il, sadece iflgalcinin göstermek istediklerinden ibaret. Kukla hükümet, bütün bunlarla yetinmeyerek, Felluce sald›r›s›n›n bafllad›¤› gün, Kürtlerin yaflad›¤› Kuzey Irak hariç, Irak’›n di¤er bölgelerinde ola¤anüstü hal ve s›k›yönetim ilan etti. ‹flgalci ve iflbirlikçi acizdir. Direnifli bir ölçüde de olsa geriletip seçim yaparak iflgale ve kukla iktidara meflruiyet kazand›rmay› hedefliyorlar. Fakat direnifl daha iflgalin ilk gününden bu oyunu bozmufltur. Felluce’yi kan ve atefl içinde bo¤salar da, seçim üstüne seçim yapsalar da, yanlar›na birkaç Barzani, Talabani, Sistani daha bulsalar da, bu iflgali meflrulaflt›ramazlar. Irak direniflini bitiremezler. Felluceler direnmeye devam edecek. fiimdi Felluceleri ço¤altmak zaman›d›r. Ezilen halklar›n vatan› Felluce’nin, Fellucelerin direnifline tüm halklar kendi Fellucelerini yaratarak kat›lmal›d›rlar. Amerikan imparatorlu¤u tarihin ak›fl›n› de¤ifltiremeyecek; Sonuçta direnen, savaflan halklar kazanacak. ibadet yerlerinin bombalarla yak›l›p y›k›lmas›n› görmemifl, duymam›fl gibi yapmak, riyakarl›k de¤il mi? “Komflusu açken tok yatan bizden de¤ildir” diyen bir anlay›fl, “komflusu katledilirken hiç oral› olmayan›” müslüman sayar m›? Suudi Arabistan'da 21 dini lider Irak'taki mücadelenin bir ba¤›ms›zl›k savafl› ve cihad oldu¤unu, bu direnifl savafl›n› desteklemenin bir hak ve yükümlülük oldu¤unu aç›klad›lar. Irak Ulema fiurası, Iraklılar'ın, ABD saflarında Felluce saldırısına katılmasını yasaklayarak "Irak güçlerinin, iflgalcilerin Felluce ya da Irak'ın di¤er Müslüman kentlerine saldırıya katılması Allah'ın gazabını çekecek büyük bir günahtır” fetvas›n› yay›nlad›lar. Sorun bakal›m; ülkemizin dini liderleri, Mercedeslerden inmeyen tarikat önderleri ne düflünüyor bu konuda? Onlar›n yeflil sermayeli holdingler kurup y›kmaktan, düzen partileri aras›nda manevralar yapmaktan baflka gündemi yok mu? Irak’ta dökülen müslüman kan› onlar› ilgilendirmiyor mu? Sorgulay›n, kimlere müritlik yap›yorsunuz!


rö po rta jla r

Direniflin 5. Y›l›nda

Kim Ne Dedi?

Siyasi Hareketler Sendikac›lar, demokratik kitle örgütleri, siyasi hareketler, ayd›nlar, sanatç›lar, gazeteciler, islamc›lar, hukukçular... direniflin 5. Y›l›n› de¤erlendiriyor... Röportaj sorular›: 1-) F tiplerinde sürmekte olan ölüm orucu direniflinin 5. Y›l›na girmesini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? 2-) Bu süreçte toplumsal muhalefeti ve kurumunuzu yapt›klar›yla ve yapmad›klar›yla nas›l de¤erlendiriyorsunuz? ‹çeride ve d›flar›da 4 y›ld›r uygulanan tecrit politikas› nas›l etkisizlefltirilecek?

Emekçi Hareket Partisi: Sol Yeterli ve Do¤ru Bir Tutum Gelifltiremedi 1-) Çok uzun soluklu bir mücadele yürütülmekte. Efline az rastlan›r zorlukta ve bugüne kadar yürütülmemifl uzunlukta bir ölüm orucu. Bunu sadece solcular aras›nda de¤erlendirilmedi¤i bir boyuta tafl›mam›z gerekiyor. Ve bunu egemenler bize çok kötü hissettirdi. Bu kadar insan ölmesine ra¤men, bu kadar insan›n ›srar›na, insanca yaflam koflullar› talep ediyor olmas›na ra¤men, bir eylemde yafll› bir anam›z›n dedi¤i gibi; "so¤uk demir, vur vur hiç ses ç›km›yor". Cezaevindeki insanlar›, devrimcileri ölüme terk ediyorlar. Egemenlerin tutumu devrimciler, solcular aç›s›ndan aflikard›r. Devrimcilerin seslenmesi gereken halk›m›zd›r, emekçi s›n›flard›r. Yoksa egemenlerle bu ifli çözecek bir iliflki biçimi gelifltirilememifltir. Bunun da çok somut nedenleri vard›r. Toplumun itiraz eden, hak talebinde bulunan kesimlerine yönelik ciddi sald›r›lar›n meydana gelmesi, AB ile bütünleflme sürecinin bir parças› idi. Cezaevlerine yönelik sad›r›lar›, emekçilerin kazan›mlar›n›n t›rpanlanmas›, Kürt halk›na yönelik sald›r›lar, di¤er kesimlere yap›lan müdahalelerden ayr› düflünemeyiz. 2-) Sol yap›lar veya di¤er DKÖ ve partiler bu sü-

reçle ilgili yeterli ve do¤ru bir tutum gelifltiremediler. F tipleri gündeme geldikten, ölüm oruçlar› bafllad›ktan sonra bir dönem, egemenlerin bask›lar› daha az iken, ses yükseltilebiliyordu. Fakat bask›n›n artt›¤› zamanlarda, 19 Aral›k sonras›nda geriledi. Sol burada da genel olarak hata yapt›, cezaevlerindeki direnifli d›flarda dile getirmeye çal›flan baz› aktif sol kesimler d›fl›nda. Yaflanan sorunlar sadece orada yatanlar›n sorunu gibi görülmeye baflland›. Oysa ki biz, bütünlüklü bir sorunla karfl› karfl›ya oldu¤umuzu düflünüyoruz. Türkiye'de bütün muhalefet odaklar› susturulmaya çal›fl›l›yor. Önce bunu görmemiz laz›m. Gücümüz oran›nda yapabileceklerimizi yapmaya çal›flt›k ve çal›fl›yoruz. Solun bu mücadeleyi birlik temeline oturtmas› gerekiyor.

DEHAP: Ölüm Orucu ‹nsanl›k Tarihindeki En Kutsal Direnifl Biçimidir 1-) Kuflkusuz vahim bir durum. Cezaevlerine karfl› sistemli bir sald›r› var. Ve her geçen gün biraz daha tecrit politikas›n› hayata geçirmek için F tipleri politikas›n› gündeme getiriyorlar. Ölüm oruçlar› kuflkusuz anlaml› ve kutsal bir direnifltir. ‹nsanl›k tarihindeki en kutsal direnifl, eylem biçimidir. Kendi iradeleri ile verdikleri bir mücadeledir. Temel amaç, insanca bir yaflam ortam› yarat›lmas›d›r. Ancak mevcut rejim her geçen gün biraz daha kat›laflmaktad›r. Türkiye devrimci-demokratik mücadelesinde örnek al›nmas› gereken bir eylem. Ancak flöyle bir gerçeklik de var; devlet zihniyeti de¤iflmeden F tipinden geri ad›m ataca¤›n› düflünmüyoruz. Toplumun bu konuda bir duyarl›l›¤› yok, gündeminde de yok. 2-) Kuflkusuz her siyasal yap›n›n kendine özgü bir politikas›, duruflu vard›r ve bu do¤ald›r. Bir hareket eylem yap›yorsa di¤eri de salt desteklemek mahiyetinde kal›yorsa bu flu anlama gelmiyordur; bu hareket devlet politikalar›na uyum sa¤lam›fl, F tiplerine karfl› de¤il, F tiplerini onayl›yor. Her hareketin öncelikleri, amaçlar› da biraz farkl›d›r. Bizim tecrite yaklafl›m›m›z daha çok Kürt halk› ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikalar› üzerinden flekillenir. Onun koflullar› ile F tipi koflullar›n› bir araya getirdi¤imizde F tipleri daha rahat kal›r. F tiplerinde koflullar rahatt›r demek istemiyoruz... Bu süreçte toplumsal anlamda bir muhalefetin oldu¤unu düflünmüyoruz. Sol kurumlar›n tepkileri var, yeterli de¤il. Demokratik, sosyalist kurumlar, eylemler, etkinlikler için bir araya gelebilmelerine ra¤men, toplumun tüm kesimlerini katacak bir muhalefete dönüflmedi. Bu zamana kadar ölüm orucu eylemleri gerçeklefltirildi ve koflullar› bir nebze iyilefltirdi. Ama flu an 117 insanla bedel ödenmeye devam edilmesine ra¤men flartlar daha da a¤›rlaflt›r›l›yor. Sebebi de

Say› 132 43 14 Kas›m 2004


cezaevlerinde direnifl olmamas› de¤il, d›flar›da buna denk düflen eylemliliklerle desteklenmemesi. Ölüm oruçlar› geri dönülmeyecek noktada de¤ildir. F tiplerinin y›k›laca¤›na inanm›yoruz ama yaflam koflular›n›n iyilefltirilmesine yönelik eylemler yap›lmas› gerekiyor. 2000 y›l› bafllar›nda bas›n aç›klamalar› yap›l›yordu, DEHAP da bunlar›n içindeydi. Biz, ‹mral›'daki tecrit koflullar›na karfl› eylem yaparken asl›nda genel anlamda tecrit politikas›na karfl› eylemler yapt›k. F tiplerini gölgede b›rak›yor gibi görünse de asl›nda durum böyle de¤il. Tecritin nas›l etkisizlefltirilece¤inde ise, tüm toplumsal muhalefeti oluflturan kesimleri biraraya getirmek gerekiyor. Böyle durumlarda ne zaman birlik olunsa her hareket kendi önceli¤ini ortaya koyuyor ve amaçtan uzaklafl›l›yor. Tecrit bir ülke sorunu, demokratikleflme sorunudur. Sadece cezaevinde yatanlar›n sorunu de¤ildir.

Mücadele Birli¤i: Baflka Alternatif Yok!

Say› 132 44 14 Kas›m 2004

1-) 5 y›ld›r süren ölüm orucu büyük bir kahramanl›k örne¤i. Mücadele Birli¤i olarak ilk anda ölüm orucuna bafllayan gruplar aras›nda de¤iliz. F tipi sürecinden sonra bafllad›k. Bunun çeflitli nedenleri var, tart›flmalardan biliniyor. Ama, ölüm orucuna önce bafllayan siyasetlere karfl› herhangi bir önyarg›yla yaklaflmad›k. fiunu biliyorduk, bu süreç 96'dan çok farkl›... O dönemde AB'den gelecek aç›klamalar› gözeten baz› siyasi yap›lar vard›. Ama daha sert bir süreç olaca¤›n› öngörmek gerekiyordu. Çünkü Avrupa bu sorunla, çözmek için de¤il, tersine Türkiye'de bir devrim hareketinin önünü kesmek için ilgileniyordu. 96'da elimizde CMK gibi önemli bir örgütlülük vard›. 3 devrimci siyasetin ölüm orucuna bafllamalar› sonuçta CMK içinde bir bölünme yaratm›fl oldu. Biz ölüm orucu erkendi de¤ildi türü tart›flmalar yapan siyasetlerden de¤iliz. Ciddi fiili eylemlerle sürecin karfl›lanmas›n› söylüyorduk. Süreç bafllad›. Fakat art›k F tipi zindanlarda ölüm orucundan baflka bir alternatif kalmad›. Ve arkadafllar›m›z sürece dahil oldu. fiu anda Remzi Ayd›n 494. gününde. 5 y›ld›r devam etmesinin alt›nda yatan temel neden devletin devrimcilere karfl› bafllatt›¤› sald›r› politikas›d›r. 2-) Ölüm oruçlar›n›n sesini duyurabilmek için, DETAK ile beraber elimizden geleni yapt›k, yapmaya çal›fl›yoruz. Bedel ödemeyi göze al›yoruz. Yapt›klar›m›z yeterli de¤il, biliyoruz. fiunu da biliyoruz, bu güçle ilgili birfley ve bu güç devrimcilerde var. Yeterki biz bir araya getirebilelim. B›rakan siyasi yap›lar ‘bayra¤› d›flar› devrettik’ dediler. Ama sonraki sürece bakt›¤›m›zda d›flar›da da çok fazla elle tutulur birfley olmad›¤›n› görüyoruz. ‹çeride yaflam›n› ortaya koyan insanlar bizim yoldafllar›m›z, si-

per yoldafllar›m›z. Kazanacaklar›na inan›yorlar. Ayn› zamanda çok büyük mesajlar veriyorlar. Gülnihal Y›lmaz'›n bir sözü vard›r; ‘E¤er biz devrim için hergün ölmesini biliyorsak, d›flar›daki yoldafllar›m›z da hergün devrim için yaflamas›n› bilmelidir’. Tüm gücümüzle onlara sahip ç›kmak zorunday›z. Tarihin yarg›s› çok güçlüdür ve kimse kaçamaz. Büyük bir sorumluluktur. S›rt›nda yumurta küfesi tafl›mayanlar, tarih karfl›s›nda kendilerini yeterince sorumlu hissetmeyenler bize duyarl›l›k ad› alt›nda ‘b›rak›n’ diyor. Ama flu bir gerçek, ölüm orucundan baflka bir alternatif, eylem biçimi, direnifl yok.

EMEP: Demokrasi Program› Temelinde Mücadele ‹le Geriletilebilir Kamil Tekin Sürek (‹stanbul ‹l Bflk.) 1-) F tipi gündeme geldi¤inde partimizin de bulundu¤u çok say›da parti, kitle örgütü vb. birlik oluflturdu. Pek çok eylem yapt›k. Bu süreçte ‹stanbul Barosu (baflta Yücel Sayman), ‹stanbul Tabip Odas› ve Mimarlar Odas› çok iyi ifller yapt›. Baro iki kez büyük gazetelerin demokrat, duyarl› denilebilecek yazarlar›n› toplad›. Güçlü bir kamuoyu olufltu. Adalet Bakan›, ‹stanbul Barosu, TTB, Mimarlar Odas›'n›n önerece¤i çözümü beklemek üzere F tipi cezaevlerini ertelediklerini söyledi. Ad› geçen kurulufllar alt› hücrenin birbiriyle sabahtan akflama kadar irtibat kurabilece¤i bir proje üzerinde çal›fl›yordu. Ölüm orucuna bafllayan arkadafllar bu öneriyi kabul etmedi. (Daha sonra ‘Üç Kap› Üç Kilit Projesi’ ile bundan daha geri bir durum kabul edildi). Tam bu s›rada silahl› eylemler yap›ld›. Siyasi iktidar bu eylemleri bahane ederek karfl› bir rüzgar estirdi. Operasyon bafllat›ld›. Bizce Adalet Bakan›'n›n aç›klamas› üzerine dört kuruluflun haz›rlayaca¤› proje beklenmeli idi. Elbette samimi de¤ildi ve bir taktik olarak geri ad›m atar gibi yapm›fl olabilirdi. Ama, bizim de bu takti¤e karfl› en genifl kitle deste¤ini arkam›zda tutmak ve iktidar›n politikalar›n› bofla ç›karmak için taktik ad›mlar›m›z olmal› idi. Projeyi beklemek bize en az›ndan 4-5 ay kazand›racak, bu süreçte sürekli F tipi cezaevleri tart›fl›lacakt›. Operasyondan sonra tekrar en genifl halk kesimini politikalar›m›z etraf›nda birlefltirme olana¤› vard›. De¤erlendiremedik. 2-) Biz politik taktiklerimizi ne kadar emekçi y›¤›nlara ulaflt›rabilir, kavratabilir ve bu politikalar etraf›nda emekçileri birlefltirebilirsek baflar›l› olabilece¤imizi düflünüyoruz. Tarihi kahramanlar de¤il, kitleler yapar. Kitlelerden koptu¤umuz an yenilgi kaç›n›lmaz olacakt›r. Maalesef, özellikle ölüm orucu eyleminde ›srar eden arkadafllarla izlenmesi gereken politik taktikler konusunda anlaflamad›k. Yitirdi¤imiz ve sakat kalan arkadafllar›m›z için çok üzüldük. Onlar bir davaya inanc›n, fedakarl›¤›n ve kararl›l›¤›n örnekleri oldular. Ama parti olarak için-


de bulundu¤umuz siyasi koflullarda ölüm orucunun do¤ru bir eylem biçimi olmad›¤›na inan›yoruz. Birleflebilecek en genifl emekçi kesimleri ve bunlar›n örgütlerini birlefltirerek bir demokrasi program› temelinde yürütülecek mücadele ile zindanc› anlay›fl› geriletebilece¤imizi ve di¤er demokrasi taleplerimizi de elde edebilece¤imizi düflünüyoruz.

Al›nteri: Ölüm Orucu Yenilginin Ad›d›r Kendi Cephemizden Bu Dönemi Kapatt›k Cihan Sedefo¤lu: Ölüm orucu direnifli, Türkiye ve dünya mücadele tarihinde benzersiz bir eylem olarak yerini alm›fl bulunuyor. Ölüm orucu, yaln›zca devrimci tutsaklar›n öz gücü ile tan›mlanamaz. O, özellikle ilk dönemlerinde, bafle¤mezli¤i ve giderek daha genifl bir temele oturmas›yla kitleler için umut kayna¤› oldu. Ortaya koyulan devrimci eme¤e, s›n›rs›z bedellere ra¤men, ölüm orucu, devrim tarihimizde ayn› zamanda bir yenilginin ad›, daha da önemlisi bu yenilgiyle birlikte bir dönemin kapan›fl›na koyulan iri bir nokta olmufltur. Nedeni, direnifle bafllang›c›ndan bugünkü sürdürülüflüne dek hakim olan sol tasfiyeci taktik ve onun giderek a¤›rlaflan politik moral sonuçlar›d›r. Sol tasfiyeci takti¤in mücadeleye verdi¤i zararlar direnifli zay›flatmakla kalmam›fl; 1984 ve 1996...’dan farkl› olarak liberal tasfiyeci ak›ma kan tafl›m›flt›r. Ölüm orucu, F tipi sald›r›s›na karfl› temel mücadele biçimiydi. Bu yönden devrimci güçler aras›nda bir mutabakat oluflturulmufltu. 20 Ekim 2000'de üç örgüt taraf›ndan ilan› ise, yaln›z bu mutabakata karfl› bir sorumsuzluk olmakla kalmad›; mücadelenin daha sonraki seyrini de etkileyici, bölücü bir rol oynad›. Ölüm orucu ilan›, gösterilmek istendi¤i gibi, devrimci bir insiyatif de¤il, "Cezaevleri hareketlenmeden d›flar›s› hareketlenmiyor" biçimindeki, olgucu ve o kesitteki politik geliflmeleri de¤erlendirme gücünden yoksun bir anlay›fl›n ifadesiydi. Sol tasfiyecilik, yaln›zca ölüm orucu bafllang›c› itibariyle de¤il, görüflmeler sürecinde de bu mücadeleyi yönetmedeki yetersizli¤ini ortaya koymakla kalmad›; emekçi kitlelerin, demokratik kamuoyunun, bizzat kendi çevre güçlerinin devrimci hareketin önderlik kapasitesi konusunda a¤›r bir güvensizli¤in do¤mas›na yol açt›. 19 Aral›k öncesi nispeten elveriflli koflullar›n yaratt›¤› olanaklar görüflmeler sürecinde de¤erlendirilmedi. Görüflmelerde ortaya koyulan politik diplomatik basiretsizliklerin, ciddiyetsizliklerin, tutars›zl›klar›n ve bunun sonuçlar›n›n tüm sorumlulu¤u, ‘Üçlü Blok’un omuzlar›ndad›r. Sol tasfiyecilik, F tiplerine geçildikten sonrada kendini ‘devrimci tutarl›l›k’ ad› alt›nda meflrulaflt›rmaya çal›flt›¤› bir donukluk ve pasif beklemecilikten öte hiçbir taktik üretememifltir. Komünistlerin içeride ve d›flarda yeni koflullara uygun olarak gelifltir-

dikleri taktik öneriler, gözle görülür mesafe kaydedilen çözüm düzlemleri, her defas›nda “devrimci lafazanl›k” taraf›ndan bofla ç›kar›ld›. Sol tasfiyeci taktik, komünistlerin devrimci hareketin bütününe karfl› derin bir sorumluluk bilinci ve duygusuyla gelifltirdikleri önerilere, devrimci diplomasinin etkin kullan›m›na, kitlelere dönük yeni aç›l›m çabalar›na karfl›, direnifli ve devrimci hareketi imha ve tasfiyeyi hedefleyen politikay› güçlendirmifl; yarat›lan mevzi ve olanaklar ak›l almaz bir sorumsuzlukla heba edilmifltir. Sol tasfiyecilik, direniflin yeni kitlesel güçlere ulaflmas›, onlarla sarmalanmas› flöyle dursun; varolan kitle desteklerini aç›kça baltalay›c› rol oynam›flt›r. En yak›n destek güçleri dahil neredeyse "terörize" edilmifl, içerikten üsluba hiçbir devrimcinin onaylamayaca¤› bir sald›r› ile direniflin çevresinden uzaklaflt›r›lm›flt›r. Komünistlerin direnifli kitlelere yeniden tafl›maya yönelik tüm çabalar›nda, sol tasfiyecili¤in bu tutumu, temel bir gündem olarak önlerine ç›kar›lm›flt›r. Komünist ve devrimci tutsaklar›n ço¤unlu¤u, direniflin pasif bir beklemecilik havas› içerisinde devrimciler için giderek daha da elveriflsiz ve tüketici bir biçimde ifllemesi karfl›s›nda tecrit karfl›t› mücadeleyi yeni araç ve yöntemlerle sürdürmek üzere 2002'de sonland›rd›lar. Sol tasfiyeci takti¤in, 4 y›ll›k bir "dönemsel politika" olarak neden sürdürdükleri bizim için bir soru de¤ildir. Biz burada bir takti¤in bir örgütü teslim almas›n› görüyoruz. Devrimci hareketin 'dip noktas›'na geliflindeki sorumlulu¤un hesab›n› veremeyecek oluflu görüyoruz. Direnifl özelinde ise nispeten daha s›n›rl› bedellerle somut kazan›mlar›n elde edilebilece¤i düzlemlerin bofla ç›kar›lmas›n› özelefltirel bir tarzda ele almaktan kaç›fl› görüyoruz. Bir siyaset tarz›, liderlik tarz› bitmifltir. Bir dönem kapanm›flt›r. Komünistler olarak bu süreçten ald›¤›m›z en büyük ders bu oldu¤u gibi, ölüm orucu flehitlerine ba¤l›l›¤›m›z›n en anlaml› göstergesi, devrimci komünizmin ›fl›¤›nda kendi cephemizden de bu dönemi kapatmak olacakt›r. - Sürecek -

Halk›m›z›n bayram›n› kutluyoruz Ac›lar yafl›yoruz dünyan›n dört bir yan›nda, eziliyoruz, sömürülüyoruz, zulüm alt›nda tutuluyoruz ülkemiz topraklar›nda. Bayramlar›m›z zehir ediliyor. Irak’ta, Filistin’de, Türkiye’nin F tipi hapishanelerinde zulümle ‘terbiye edilmek’, inançlar›m›zdan, ba¤›ms›zl›¤›m›zdan vazgeçirilmek isteniyoruz. Bu Ramazan bayram›n›, dünyan›n dört bir yan›nda zulme direnenleri selamlayarak, ac›lar›n› paylaflarak, kurtulufllar›na omuz vererek karfl›layal›m. Bask›n›n, zulmün olmad›¤› bir dünyay› mücadele ederek kazanaca¤›m›z› hat›rlatarak tüm halk›m›z›n bayram›n› kutluyoruz...

Say› 132 45 14 Kas›m 2004


A yn› S afta

Say› 132 46 14 Kas›m 2004

Aynılar aynı yerde ayrılar ayrı yerde

K›z›lay’da devrimciler vard›. Benzeri tüm eylem ve direnifllerde oldu¤u gibi sadece devrimciler. Çeflitli siyasi hareketler, farkl› kayg› ve hesaplarla merkezi olarak kat›lmam›fl, kimi devrimci gruplar hiç gelmemifl olsalar da, netice olarak K›z›lay’da devrimciler vard›. Ve reformistler yoktu. Ülkemizdeki mücadelenin son bir y›l›na bak›n, biraz daha geriye gidin, son befl y›l›na bak›n ve isterseniz daha da geriye gidin; benzer tüm eylem ve direnifllerde devrimciler vard›r, reformizm yoktur. Reformizm, düzenin yasall›¤›n›n, oligarflinin icazetinin d›fl›na ç›kmamaya yeminlidir adeta. Hatta polis terörüyle, bask› yasak ve soruflturmalarla karfl›laflt›klar›nda, yasal haklar›n› kullanma çizgisinden de geriye gitmifller, polis keyfiyetinin s›n›rlar›na hapsolmufllard›r. K›z›lay direniflinden önce NATO’ya karfl› Okmeydan› direniflinde, öncesinde 1 May›s’ta da tekrar tekrar görülmüfltür ki, Türkiye solunda reformizmle, devrimcilik aras›ndaki bu ayr›flma, fiilen, pratik olarak gerçekleflmifltir. Ama ideolojik, politik ayr›flma henüz beyinlerde gerçekleflmedi¤i için, reformizme özenen taktik ve politikalar hala kimi gruplar için revaçta oldu¤undan, devrimci bir birlik oluflturulamamaktad›r. K›z›lay’da devrimci bir ruhla direnildi, çat›fl›ld›. Gençli¤in YÖK’e karfl› gösteri ve düflüncelerini ifade etme hakk›, olmas› gerekti¤i gibi, çat›fl›larak savunuldu. Esas olarak legal sol partilerde örgütlenmifl durumdaki reformizm, hak ve özgürlükler mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin militan, devrimci yolunu terketmifltir. Faflizme karfl› mücadelede yokturlar. Bir k›sm› ba¤›ms›zl›k mücadelesinde de yoktur; çünkü ya AB’ye, ya ABD’ye endeksli politikalar› savunmaktad›rlar. Gecekondu halk›n›n direnifllerinde de yoktur onlar. Eskaza sald›r›ya u¤rayan yerde varsalar, barikatlarda olmazlar. Barikatlar, molotoflar, hatta polis gözalt›na al›rken direnmek gibi tav›rlar da art›k onlar›n kültüründen ç›km›flt›r. K›z›lay direniflinin önemi iflte buradad›r. K›z›lay direnifli, devrimcili¤in temsilcisidir. fiimdi kimileri yine en kaba demagojilere baflvurup “ne yani, devrimcilik molotof atmak m›?” diyebilir. Evet, devrimcilik gerekti¤inde molotof atmak, gerekti¤inde kurflun s›kmak, gerekti¤inde barikat kurmakt›r. Emperyalizme, faflizme karfl› devrim için savafl›yorsan, devrimcili¤in bunlar›

içermeyen bir tarifi yap›lamaz. Devrimcilikten, direnmekten ne anlafl›ld›¤›, 90’l› y›llar boyunca giderek farkl›laflm›flt›r. Reformizm, 80 öncesi reformizm ve revizyonizmden farkl› olarak emperyalizm, faflizm, iktidar, devlet gibi Marksist-Leninist literatürün en temel kavramlar›n› da art›k farkl› anlamlarda kullanmakta, ya da hiç kullanmamaktad›r. Bu pratik ve teorik ayr›flma, art›k kendisini birliklerde de bulmak durumundad›r. Bu noktada, devrimci bir merkez oluflturmak, hem sürecin ihtiyaçlar›na cevap veren bir örgütlenmeye gitmek, hem de mevcut durumun, mevcut ayr›flman›n ad›n› koymak olacakt›r. S›n›flar mücadelesinin do¤as› gere¤idir; ayn›lar ayn› yerde, ayr›lar ayr› yerde olacakt›r. Fakat devrimci yap›lar›n bir bölümü, statükoculuk, rekabetçilik, kendine güvensizlik, reformizmden ideolojik etkilenmeler gibi çeflitli nedenlerle bu kopuflu yaflamaktan kaçmaktad›r. Ayr›flmaya adeta direnilmektedir. Bu ise, Türkiye solunun teori ve prati¤ini, reformizm devrimcilik ayr›flmas›n› gölgeleyen bir sonuç yaratmaktad›r. Bir; yukar›da tasvir etmeye çal›flt›¤›m›z pratik tabloya ra¤men, kimi gruplar halen reformizmle yanyana olmad›k ittifak ve programlar peflindedir. ‹ki; hangi biçimde olursa olsun, mandac›l›k, flu veya bu emperyalist ülkenin desteklenmesi solda yol ayr›m› yap›lmas› gereken bir konudur. Bundan da ›srarla kaç›n›lmaktad›r. Adeta bu konu yok say›lmaktad›r. Öyle ki, ABD’nin Irak’a müdahalesini olumlu karfl›layan bir anlay›flla hala “demokrasi” için blok oluflturulmaya çal›fl›l›yor; ne için, nas›l bir demokrasi istendi¤i tart›flmas›n›n üstü kapat›larak. ABD müdahalesi destekçileriyle, AB’cilerle “anti-emperyalist” cephe sözleri ediliyor. Baflka örnek; AB’cili¤i, devrimci mücadelenin, halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl savafllar›n›n her türlüsüne karfl› ç›kan bir ‹HD’den bile kopulamamaktad›r. K›sacas›, iflte tam bu noktada çok garip bir ruh hali egemendir sola. Hak ve özgürlükler temelindeki güncel ittifaklarla, uzun vadeli ve politik ittifaklar› birbirine kar›flt›ranlar, stratejiyi, takti¤i, bafl çeliflkiyi hiç anlamam›fllar demektir. Devrimci bir merkez


tart›flmas›, sadece pratik bir durum tart›flmas› de¤il, ideolojik, politik bir tart›flmad›r. Ama sadece pratik aç›s›ndan bakt›¤›m›zda bile ayr›flman›n ve yeni bir birli¤in zorunlulu¤u aç›kt›r. ‹flte K›z›lay prati¤i; devrimciler var, reformizm yok. K›z›lay benzeri tüm pratiklerde ayn› durum. Gençli¤in devrimci ruhuyla, dinamizmiyle, bize gösterdi¤i birliktelikle devrimci bir merkezi yaratmal›y›z. Devrimci siyasi hareketler, ideolojik, politik, pratik hangi aç›dan bakarlarsa baks›nlar, böyle bir oluflumun zorunlulu¤uyla karfl› karfl›ya kalacaklard›r. Böyle bir merkez, solun reformist ve di¤er kesimleriyle asgari birlikleri yads›maz. Tersine bunu daha fazla zorlay›c› hale de gelebilir. Hat›rlanaca¤› gibi, 1 May›s’ta devrimci siyasi hareketlerin varl›¤›yla Abide-i Hürriyet’i reddedip Saraçhane’ye ç›kma cüreti göstermifltir kimi reformist kesimler. Yine NATO sürecinde devrimcilerin kararl› politikalar›, genellikle reformizm cenah›nda hareket eden kimi gruplar›n da devrimcilerle birlikte olmas›n› getirmifltir. Devrimci bir merkez oluflturulamad›¤› noktada, Türkiye devrimci hareketinin üzerindeki reformizm gölgesini silmek daha uzun vadeye yay›lacakt›r. Bu gölge, halk nezdinde solun prestijini zedelemekte, devrimcilerin neyi savunup savunmad›¤›n› bulan›klaflt›rmaktad›r. Türkiye ve dünya halklar›n›n gözünde anti-emperyalist gelene¤iyle flekillenmifl bir tarihe sahip olan sol, bugün “emperyalizme karfl› ç›kmayan” bir sol imaj› vermekte, anti-emperyalistlik, vatanseverlik sahte milliyetçilere kalmaktad›r. Bu sonuçta, reformist gölgenin etkisi yads›nabilir mi? Peki devrimci hareketler, ne zamana kadar reformizmin bu politikalar›n› görmezden gelmeye devam edecekler? Fabrikalarda, sendikalarda kitleleri güvensizlefltiren bir pratik de “solun prati¤i” olarak alg›lanmakta ve reformizmin günahlar› sola güvensizlik olarak hanemize yaz›lmaktad›r. Benzeri olgular› ço¤altabiliriz. Devrimci bir merkez oluflturmaya karfl› ç›kanlar, sonuç olarak soldaki bu bulan›kl›¤›n sürmesine hizmet etmifl olacaklard›r. Devrimci bir birlik bu durumu elbette bir günde de¤ifltirmeyecektir; ancak güçlerin birlefltirilmesinin sa¤layaca¤› avantajla, birli¤in geliflmesiyle bu sürece müdahale edilmifl olacakt›r. ‹ddial› olmal›y›z, iddial› olmak büyük düflünmektir, küçük hesap ve kayg›lar› bir yana b›rakmakt›r. Bunlar› bir yana b›rak›p iddiam›z› somut örgütlenmelere dönüfltürmeliyiz.

“Demokratikleflme” Yalan ‹flkence, Polis Terörü Gerçek ✔ Beklenen oldu; iflkencede katledilen Süleyman Yeter davas›nda iflkenceci polislerin davas› zaman afl›m›na u¤rad›. 7.5 y›lda bitirilmeyen dava, “iflkenceye s›f›r tolerans” yalan›n› da bir kez daha tekzib etmifl oldu.

HÖC'ün Tunceli Adliyesi önünde yapt›¤› ve

adli hiçbir soruflturmaya tabi tutulmayan demokratik eylemine kat›ld›klar› gerekçesiyle bir çok lise ö¤rencisi okul idareleri taraf›ndan tehdit edildi. Okula bu bilgileri veren ise, ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n “kamera çekimi yap›lmayacak” genelgesinin oyundan ibaret oldu¤unu göstererek, eylemi kameraya kaydeden polisti.

✔ Sivas’ta “komplolarla tutuklananlar serbest b›rak›ls›n” yaz›l› el ilanlar›n›n da¤›t›lmas› polis terörüyla karfl›land›. Önce Alibaba Mahallesi'nde terör estirildi. Ard›ndan Gençlik Derne¤i üyesi Ali Ekber Kalender evinin önünden gözalt›na al›nd› ve ailesi tehdit edildi. Ayn› s›ralarda bir baflka Gençlik Derne¤i üyesi Dursun Y›ld›z, mahalleden bisikletle geçerken, silah çekip “teslim ol” diye üzerine atlayan polislerce yakapaça gözalt›na al›nd›. Gözalt›nda ise fiziki ve psikolojik iflkence ve tehditler pervas›zca uyguland›. Ali Ekber Kalender “bize isim ver” denilerek, “yoksa okuldan att›r›r›z” tehditlerine maruz kald›. Halen, bir çok Gençlik Derne¤i üyesinin evlerinin önünde polis gözda¤› nöbetleri tutuyor... Bir tek yasal bir el ilan›na karfl› polisin gelifltirdi¤i bu terör, Türkiye gerçe¤inin de aynas› gibidir.

Samsun muhabirimiz Hüseyin Aktafl, TA-

YAD’›n ölüm orucu kampanyas›nda halka gerçekleri duyurdu¤u için cezaland›r›ld›. Sansür en büyük suçken, “yasak bildiri da¤›tmak, yüksek sesle ba¤›rarak halk› rahats›z etmek”ten iki ayr› olmak üzere toplam 222.800.000 "para cezas›" verildi muhabirimize. ‹flkencecileri aklayan hukuka bak›n!

✔ Ünye’de

5 Kas›m akflam› yap›lan HÖC imzal›

“Tecrite Karfl› Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m”yaz›l› kufllamalar polisi harekete geçirdi. 1 Nisan disket komplosuyla tutuklanan Ordu Temel Haklar Yönetim Kurulu Üyesi ‹lker Keskin’i hedef olarak seçen polis, yasal el ilanlar›na “suçlu” yaratmaya giriflti. ‹lçeye binlerce da¤›t›lan kufllamalardan “arac›n›n çevresinde üç tane bulundu¤u” gibi komik bir “kan›tla” gözalt›na al›nan Keskin, savc›l›ktan serbest b›rak›ld›.

Say› 132 47 14 Kas›m 2004


Yurtd›fl›ndan

Sinan Bozkurt Açl›k Grevinde Yunanistan - 7 ayd›r tutuklu bulunan Sinan Bozkurt yarg›tay›n “Almanya’ya iade” karar›n› protesto etmek için 3 Kas›m’dan itibaren Komontini Hapishanesi’nde açl›k grevine bafllad›. Sinan Bozkurt ile Dayan›flma Komitesi de Atina’n›n en merkezi meydanlar›ndan biri olan Propilia Meydan›’nda çad›r kurarak protesto açl›k grevine bafllad›. ‹ade konusundaki son karar› Yunanistan Adalet Bakanl›¤› verecek. 3 Kas›m günü Atina Barosu’nda yap›lan bas›n toplant›s›nda, kampanyan›n, yürüyüfl, konser ve çeflitli etkinliklerle sürdürülece¤i ve bu y›lki Politeknik anmalar›n›n temel konular›ndan birinin Bozkurt’un iade sorunu olaca¤› vurguland›. Bugüne kadar, içinde Avrupa Milletvekillerinin de oldu¤u 43 milletvekili ve ikiyüzü aflk›n sendika, federasyon, konfederasyon ve DKÖ kampanyaya destek verdiklerini aç›klad›lar. Toplant›da söz alan DKÖ temsilcileri, Türkiyeli devrimci Sinan Bozkurt’un Almanya’ya iade edilmek istenmesini, Avrupa terör yasas›yla birlikte tüm anti-emperyalist, anti-faflist kifli ve örgütlere yönelik bafllat›lan sald›r›lar›n bir parças› olarak görmek gerekti¤ini vurgulad›lar.

Say› 132 48 14 Kas›m 2004

Ölüm orucu direnifli ve direnifli bugüne tafl›yan kahramanlar, kitaplarda, tiyatro oyunlar›nda, türkü ve marfllarda yafl›yor. Duyarl› yazar, flair, sanatç›lar onlar› anlat›yorlar. Bunlardan biri de Selda Ba¤can oldu. “Deniz’lerin dalgas›y›m” isimli albüm, yoksulluktan ac›lara, umutlar›ndan kahramanlar›na halk›, bu ülkeyi anlat›yor. “Ben halk›m›n kavgas›y›m, yar›nlar›n sevdas›y›m... Ben ölmedim ki!” diyen Selda, “hiçbir fley için ölmeye de¤mez” diyenlere de böyle cevap oluyor. Bu ülkenin türkülerini söyleyip de 117 insan›n ölümsüzleflti¤i direnifli görmemek mümkün mü? Selda da bu konuda duyarl›l›¤›n› göstererek, albümde “düflen canlara” ithaf› ile “SELAM SANA” isimli türküyü ölüm orucu flehitleri için söylüyor. Söz ve müzi¤i Banu K›rba¤’a ait olan türkü, en yal›n haliyle direniflin anlam›n› anlatmakla kalm›yor, duyars›zl›klara kahrediyor, ac›lara yüre¤i yan›yor, ayd›nl›k günler için direnifl yan›n› selaml›yor. “Bofluna ölünüyor” diyenlere inat, Selda, yürekten hissederek seslendirdi¤i türküde, Büyük Direniflin kahramanlar›n›n halk›n yüre¤indeki yerini iflaret ediyor. Yüre¤ine sa¤l›k... Türküler, romanlar, oyunlar, fliirler onlar› anlatmaya devam edecek... Çünkü Büyük Direnifl halk›n direniflidir, halk direniflini ve kahramanlar›n› ölümsüzlefltirecektir.

Selda’n›n Sesinden Ölüm Orucu fiehitleri Selam sana, ölümlerin yolcusu Bu yolda da gül kokuyor nefesin Selam sana, ayd›nl›¤›n tutsa¤› Döfle¤inde bile, gürlüyor sesin Aç kald›n, susuz kald›n Gelecek günler için, Bedenini adad›n ‹nsanca yaflam için An›lacak, türkülerle, fiiirlerle o sesin An›lacak, sevgilerle Yüreklerde hep ismin Ah ne ac›, bu ne keder Bu ne büyük yaln›zl›k Ölüm bile a¤l›yor, Yollar bize karanl›k Ah ne ac›, bu ne keder Bu ne insafs›z engerek Dünyaym›fl me¤er

1500 Kifli BOZKURT ‹çin Yürüdü 9 Kas›m günü, "Sinan Bozkurt ile Dayan›flma Komitesi" Atina merkezinde bir gösteri düzenledi. Gösteriye büyük ço¤unlu¤u Yunanl› 1.500 kifli kat›ld›. Yap›lan konuflmalarda, sald›r›n›n, tüm dünyada halklara ve devrimcilere yönelik sald›r›lar›n bir parças› oldu¤u vurguland›. Hafta bafl›nda Adalet Bakanl›¤› ile yap›lan ve milletvekilleri, sendika ve konfederasyon temsilcilerinin de kat›ld›¤› görüflme hakk›nda bilgi verildikten sonra, “iade durduruluncaya kadar mücadelenin sürdürülece¤i” vurguland›. Konuflmalar›n ard›ndan yürüyüfle geçen kitle, sloganlar ve aç›lan onlarca pankart ile Sinan Bozkurt'un yaln›z olmad›¤›n›, hayk›rd›. Yürüyüfl boyunca "TERÖR‹ST, DEVR‹MC‹LER DE⁄‹L EMPERYAL‹STLERD‹R!", "S‹NAN BOZKURT'A ÖZGÜRLÜK!" ve "DAYANIfiMA HALKLARIN S‹LAHIDIR. KAHROLSUN EMPER‹YAL‹ST YEN‹ DÜNYA DÜZEN‹" sloganlar› at›ld›.

30 Bin Km. Uzakta 5. Y›l Eylemi Avustralya - Ölüm Orucu eylemi, bu topraklar›m›zdan 30 bin km uzaktan ses veriyor. 6 Kas›m günü Sydney TAYAD Komite, direniflin 5. Y›l› kampanyas› çerçevesinde bir eylem düzenledi. Auburn semtinde yap›lan eylemde ingilizce "Türkiye F-Tipi hapishanelerinde 117 ‹nsan Öldu Duydunuz mu?" yaz›l› pankart aç›ld› ve TAYAD Komite ad›na bir aç›klama yap›ld›. Bildirilerin de da¤›t›ld›¤› eylemde Avustralya halk›na seslenildi.


Dünya’dan

“Demokrat” Avrupa Katliam› Fildifli Sahili - Eski Frans›z sömürgesi olan Fildifli Sahili’nde, 7 Kas›m günü, hükümet güçlerinin, isyanc› grubun elinde bulunan Bouake kentine düzenledi¤i hava sald›r›s›nda 9 Frans›z askeri ve 1 Amerikan vatandafl› öldü, 23 Frans›z askeri de yaraland›. Chirac’›n emriyle sald›r›ya geçen Frans›z birlikleri, baflkent Yamoussoukro'daki üssü bombalad› ve iki uçak ile bir helikopteri imha etti. Fransa, bölgedeki askeri varl›¤›n› da art›rd›. Geliflmeler üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi Fransa'y› destekledi¤ini aç›klad›. Bir halk›n topraklar›n› iflgal eden Fransa’n›n “kentini savunmak için gerekeni yapaca¤›” karar› al›nd›. AB Ortak Savunma ve Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana da Fransa’ya destek aç›klamas› yapt›. Fildifli Sahilleri Devlet Baflkan› Laurent Gbagbo ise, Fransa'ya teslim olmayacaklar›n› ve sonuna kadar direneceklerini söyleyerek halk›n› direnifle ça¤›rd› ve “Fildifli, Fransa için Vietnam'dan daha beter olacakt›r” dedi. Ça¤r›ya uyan halk sömürgecilik y›llar›n›n katliamlar›n›n, azg›n sömürünün de öfkesiyle soka¤a ç›kt› ve Frans›zlara ait 50 evi ve 4 okulu da atefle verdi. Frans›z askerleri ise katliam yaparak 30 Fildifliliyi katletti, 100'den fazlas›n› da yaralad›. Halk›n öfkesi ve gösteriler 9 Kas›m günü de sürdü. Gbagbo’yu destekleyen halk, Frans›zlar›n kald›¤› otelin önünde toplant›. Halka atefl açan Frans›z ordusu 10 kifliyi katletti, yüzlercesini yaralad›. 2002 y›l›nda yaflanan iç savafl›n ard›ndan, emperyalizmin böl-parçala-yönet politikas› hayata geçirilmifl ve ülke ikiye bölünmüfltü. Emperyalistler bu f›rsat› de¤erlendirerek, oluflturulan tampon bölgeye 4 bini Frans›z olmak üzere 10 bin BM iflgal gücü göndermifllerdi. Fransa, bu vesileyle eski sömürgesini bir kez daha askeri iflgal alt›nda tutmaya bafllam›flt›. BM k›l›f› alt›nda bir iflgal yaflan›yor. Halk›n öfkesi ise tarihseldir. Halk, Frans›z lejyonerlerinin 15 günde 30 bin kifliyi katletti¤i günleri, ›rk ayr›m›, zorla çal›flt›rma gibi sömürgeci uygulamalar› unutmad›. Ve bugün Afrika toprakalar›ndaki Frans›z sömürgecili¤i biçim de¤ifltirerek sürdürülüyor.

K›z›lmeydan’da Ekim Devrimi Coflkusu Rusya - Büyük Ekim Devrimi'nin 87. y›ldönümü, Moskova baflta olmak üzere Rusya'n›n birçok kentinde gösterilerle kutland›. Eski takvime göre devrimin y›ldönümü olan 7 Kas›m’da düzenlenen gösterilerde devrim marfllar› coflkuyla söylendi. Moskova'da büyük bir yürüyüfl düzenleyen Komünist Parti üyeleri, orak çekiçli k›z›l bayraklar dalgaland›rarak Lenin posterleri tafl›d›lar. Geçen y›la göre daha kitlesel bir kat›l›m›n oldu¤u gözlenen gösteride konuflan Komünist Parti lideri Gennadi Zyuganov, “Büyük Sovyetler Birli¤i'ni yeniden infla etmeliyiz” fleklinde konufltu. Binlerce emekçi, Sovyetler Birli¤i döneminde iflsizlik gibi sorunlar›n›n olmad›¤›n›, bugün yafland›¤› gibi toplumsal bir kargaflan›n hiç olmad›¤›n› dile getiren konuflmalar yapt›lar.

Avrupa Emekçileri Sald›r›lara Direniyor ‹talya-‹ngiltere-Almanya

- ‹talyan Fiat otomobil fabrikas› iflçileri 7 Kas›m günü 4 saat süreyle greve gitti. Fiat patronunun, Avrupa tekellerinin son dönemde gündeme getirdikleri gibi fabrikay› ucuz emek cenneti olan bölgelere tafl›ma karar› almas› emekçilerin öfkesiyle karfl›land›. Torino ve Sicilya'daki fabrikalarda binlerce iflçi, tafl›ma karar›na karfl› ç›kan dört sendikan›n ça¤r›s› ile eyleme ç›karken, sendikalar, ay sonunda ülke genelinde genifl çapl› bir grevin de gündemlerinde oldu¤unu aç›klad›. ‹ngiltere'de yüz binlerce memur, 5 Kas›m günü greve ç›kt›. Hükümetin memur say›s›n› 100 bin civar›nda azaltma karar›n› protesto eden Kamu Hizmetleri Sendikas›'n›n ça¤r›s› ile yap›lan eyleme, 160 kurumdan 260 bin memur kat›ld›. Grevin, 1993'ten bu yana memurlar›n yapt›¤› en büyük eylem kabul ediliyor. Almanya’da iflsizlik yard›m› ile sosyal yard›m› birlefltiren ve 1 Ocak 2005’te yürürlü¤e girecek Hartz IV Yasas› 10 bin kifli taraf›ndan protesto edildi. Hafta sonunda Nürnberg’de, Nürnberg Sosyal Forumu’nun ça¤r›s› ile düzenlenen eyleme Opel iflçilerinin yan›s›ra, iflsizler, göçmenler kat›ld›. Opel iflyeri temsilcisi yapt›¤› konuflmada, sald›r›n›n sadece iflsizlere de¤il, iflçilere yönelik oldu¤unu da gördüklerini söyledi.

Nükleer Karfl›t› Eylemci Katledildi Fransa - Fransa’dan Almanya’ya nükleer at›k götüren bir treni protesto etmek için raylara oturan eylemcilerden biri, 8 Kas›m günü durdurmak istedi¤i tren taraf›ndan ezilerek katledildi. 1977’den bu yana tafl›nan nükleer art›klar, çevrecilerin protestolar›na neden oluyor. Buna ra¤men Almanya ve Fransa eylemcilere karfl› fliddete de baflvurarak at›klar› tafl›may› sürdürüyorlar.

Say› 132 49 14 Kas›m 2004


Armutlu’da Anma: ‘Ya¤murlu fiehitleri Ölümsüzdür’ Ya¤murlu flehitleri 40. günde Armutlu’da an›ld›. ‘Kurtulufl kavgada, Zafer Cephede’ sloganlar›n›n at›ld›¤› anmada, flehit gerilla Devrim A¤›rman’›n babas› Niyazi A¤›rman “Bir gerillan›n babas› olmaktan onur duyuyorum” dedi.

Say› 132 50 14 Kas›m 2004

Tokat'›n Ya¤murlu beldesinde, son mermilerine kadar çat›flarak flehit düflen Sebahattin Yavuz, Songül Koçyi¤it, Mustafa ‹fleri, Devrim A¤›rman ile Salih Ç›nar'›n 40 yeme¤i Armutlu Cemevi'nde yap›ld›. 7 Kas›m günü yap›lan anma, Ya¤murlu flehitleri ve tüm devrim flehitleri için sayg› durufluyla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan bir konuflma yapan, flehitlerden Devrim A¤›rman'›n babas› Niyazi A¤›rman, TÜS‹AD’›n düzenine karfl› binlerce insan›n yaflam›n› yitirdi¤ini, binlercesinin hapishanelerde oldu¤unu belirttikten sonra, “bir gerillan›n babas› olmaktan onur duyuyorum” dedi. A¤›rman’›n, “Bu mücadelede daha

Cephe fiehitleri Ölümsüzdür Mersin - DHKP kurucu üyesi Bedii Cengiz Kazanl›'daki mezar› bafl›nda an›ld›. Mezar› çiçeklerle süslendikten sonra sayg› duruflu yap›ld› ve kavga dolu hayat› anlat›ld›. Umudun ad›n› büyütüp dalga dalga yay›lmas› için nas›l ölümle kucaklaflt›¤›, partisine, vatan›na, halk›na ba¤l›l›¤›, kiflili¤i, dile getirilirdi. Anma “Bedii Cengiz Ölümsüzdür, Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” sloganlar›n›n ard›ndan fliirler ve marfllarla sona erdi. 26 Ekim 1994’de Mersin'in Arpaç-Bahflifl Köyü’nde, Ahmet Öztürk ile birlikte flehit düflen Zeynep Gültekin, 10. y›l›nda Mersin'de mezar› bafl›nda yoldafllar› taraf›ndan an›ld›. Yoldafllar› mezar› çiçeklerle süsledikten sonra sayg› duruflunda bulundular. Zeynep’in hayat›n›n ve mücadelesinin anlat›ld›¤› konuflmalarda, partisine ve yoldafllar›na ba¤l›l›¤›n›n alt› çizildi ve “onlar bu kavgaya hiçbir karfl›l›k gözetmeksizin halk›n kurtuluflu ve vatan›n ba¤›ms›zl›¤› için canlar›n› kanlar›n› bilinçlerini ve tüm yeteneklerini sunmufllard›r, önlerinde sayg›yla e¤iliyoruz. An›lar›n› mücadelemizde yaflataca¤›z." denildi. Zeynep’in foto¤raf›n›n tafl›nd›¤› anmada sloganlar› at›ld› ve marfllar ve fliirler okundu. 5 Kas›m 2001 tarihinde ‹stanbul Küçükarmutlu’da flehit düflen 4 kifliden biri olan Bülent DURGAÇ, 7 Kas›m günü Mersin Akbelen mezarl›¤›nda yoldafllar› taraf›ndan an›ld›. Mezar› bafl›na yürüyüflle gelen yoldafllar›, Durgaç'›n foto¤raflar› ve k›z›lbayraklar tafl›d›lar. “Armutlu fiehitleri Ölümsüzdür, Bülent Durgaç Ölümsüzdür, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” sloganlar› at›lan anmada, mezar karanfillerle süslendi ve Bülent’in fedakar ve mücadeleci yaflam› anlat›ld›. Anma Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez ve Bize Ölüm Yok marfllar› ile bitirildi.

çok düflen o l a c a k t › r, ama eninde sonunda mutlaka zafer kazan›lacak. Bu zafer devrimcilerin kan› ile kazan›lacak" sözleri alk›fllarla ve “Ya¤murlu fiehitleri Ölümsüzdür”, “Kurtulufl Kavgada, Zafer Cephede”, “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez" sloganlar› ile karfl›land›. Yap›lan anman›n ard›ndan flehitler için 40 yeme¤i verildi. Anma ve yeme¤e yaklafl›k 500 kifli kat›ld›.

T‹KKO gerillalar› Ölümsüzdür Dersim - Dersim’de iki ayr› çat›flmada üç TKP/ML T‹KKO gerillas› flehit düfltü. Ordu güçleri ile TKP/ML T‹KKO gerillalar› aras›nda, 2 Kas›m günü Dersim Merkez’e ba¤l› Çiçekli Nahiyesi k›rsal›nda meydana gelen çat›flmada, TKP/ML-T‹KKO gerillas› Muharrem Yi¤itsoy flehit düfltü. Konuya iliflkin Partizan Dergisi taraf›ndan yap›lan aç›klamada, "Bilinmelidir ki, ne operasyonlar, ne gerilla cesetlerine yap›lan iflkenceler, Demokratik Halk ‹ktidar› mücadelesinin önünü kesemeyecek. Aksine flehitlerden devral›nan bayrak en yükseklere tafl›nacakt›r." denildi. 9 Kas›m günü ise Merkez Aktuluk Köyü’nde ç›kan çat›flmada, bir astsubay ölürken, iki TKP/ML-T‹KKO gerillas› flehit düfltü. Gerillalar›n daha önceki çat›flmada yaral› ve tedavi için orada bulunduklar› belirtilirken, Partizan Dergisi taraf›ndan yap›lan aç›klamada flehitlerin, Aflk›n Günel ve Elbistan do¤umlu Bülent kod adl› gerilla oldu¤u diMuharrem Yi¤itsoy le getirildi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.