Taksim’de bedenini tutuflturarak flehit düflen Sergül Albayrak, feda eylemini gerçeklefltirdi¤i yere iki kelimelik bir talep b›rakt›:
Tecrit kalks›n! Adalet
ISSN:
www.ekmekveadalet.net
info@ekmekveadalet.net
118 fiehit! Düflüncelerimizle yaflamak u¤runa, ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm idealimiz u¤runa
Tecrite karfl› direniflimiz sürüyor
Haftal›k Dergi / Say›: 141 / Tarih: 16 Ocak 2005 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000 / 75 YKr
www.ekmekveadalet.net Mail:info@ekmekveadalet.net
BU ÜLKE SAH‹PS‹Z DE⁄‹L! 17 Ocak’ta K›z›lay’da; AKP’nin ba¤›ml›l›¤› kutlad›¤› yerde, ba¤›ms›zl›k bayra¤› dalgalanacak!
118. flehit... ‹ki kelime: Ekmek ve
Adalet
Ekmek ve
1304687X 132
DEHAP; Gazi, Nurtepe ve Alibeyköy’de halka neden sald›rd›¤›n› aç›klamal›d›r!
GENÇLER‹M‹Z 1960’larda ilan etti ‘Ba¤›ms›z Türkiye’ iste¤ini; Mahirler’in, Denizler’in öncülü¤ünde ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› dalgaland›rd›lar. 1969 y›l›n›n Haziran ay›nda yap›lan FKF toplant›s› sonucunda haz›rlanan bildirge (mücadele program›) ülkesinin ba¤›ms›zl›¤›n›, halk›n sömürüden kurtuluflunu isteyen, bunun için kavga alanlar›na koflan gençli¤in sesiydi. 11 maddelik bildirgenin üç maddesinde flöyle deniliyordu: 1- Amerikan sömürgecileri, askerleri, askeri ve ekonomik teflkilatlar›, ikili antlaflmalar›, bütün kurumlar›m›za girmifl ajanlar› ve uflaklar›yla derhal yurdumuzdan kovulmal›d›rlar. 2- Amerikan somürgecili¤inin arac› olan NATO'dan derhal ç›k›lmal›, milli ordu ve onun temel flart› olan milli savafl sanayii kurulmal›d›r. 3- D›fl politika tam ba¤›ms›zl›k ilkesine dayand›r›lmal›, emperyalizme ve yerli iflbirlikçilerine karfl› savafl veren bütün geri kalm›fl ülke halklar›n›n yan›nda yer al›nmal›d›r.
GENÇLER‹M‹Z 1970’lerde yürüdü ‘Ba¤›ms›z Türkiye’ için; 1960’larda kald›r›lan ba¤›ms›zl›k bayra¤›, 1970’ler boyunca daha da yükseklerde dalgaland›r›ld›. Meydanlar ba¤›ms›zl›k sloganlar›yla inledi. Bu eylemlerden biri de 14 Mart 1970'te Ankara’dayd›. Gençlik, iflbirlikçili¤i protesto etmek için Demirel'in baflbakanl›¤›ndaki meclisi tan›mad›klar›n› ilan etti. Bunun için Ulusal Kurtulufl Savafl›’n›n meclisinin topland›¤›, ilk TBMM binas›na gidilip toplant› yap›ld›ktan sonra aç›klamalarda bulunulaca¤› karar› al›nd›. "Ba¤›ms›z Türkiye" sloganlar›yla Ulus'a koflan DEV-GENÇ’liler ilk mecliste yerlerini ald› ve ülke sorunlar›n› tart›flt›. "Ba¤›ms›zl›k Bildirisi" meclisin balkonundan Ulus Meydan›’n› dolduran binlerce insana duyuruldu: 1- Amerikan emperyalistleri, iflbirlikçileri ve toprak a¤alar› halk›m›z›n bafl düflman›d›rlar. 2- Halk›m›z›n ve gençli¤in hiçbir siyasi partiye güveni yoktur. 3- Tam ba¤›ms›z ve gerçekten demokratik Türkiye'yi kurmak için; ◆ Yurdumuz bütün Amerikan askeri üslerinden ve te-
✹R ÇA⁄ DUYU
I U
YAYIN Büyük direniflin Uflak cephesi:
Bafle¤meyen Kad›nlar ÇIKTI! Kitabevleri ve TAYAD’da
sislerinden, bütün Amerikan askerlerinden, bar›fl gönüllülerinden ve bütün Amerikan sivil uzmanlar›ndan temizlenmelidir. ◆ Yeralt› ve yerüstü servetlerimizi sömüren bütün yabanc› flirketlere ve yabanc›larla iflbirli¤i yapan zenginlerin mallar›na el konmal›d›r. ◆ Milli ç›karlar›m›z› zedeleyen bütün ikili anlaflmalar feshedilmeli, NATO ve CENTO'dan ç›k›lmal›d›r. ◆ Toprak a¤al›¤› ve tefecilik ortadan kald›r›lmal› ve a¤alar›n topraklar› yoksul köylülere da¤›t›lmal›d›r. ◆ Bütün milli s›n›f ve tabakalar›n, iflçilerin, köylülerin, memurlar›n, ö¤retmenlerin teflkilatlanmalar›n› ve demokratik mücadelesini engelleyen bütün k›s›tlamalar kald›r›lmal›d›r. ◆ Bütün .... e¤itim ve ö¤retim sistemimiz yabanc›lara de¤il, Türkiye halk›na hizmet eder duruma getirilmelidir. ◆ ‹stiklali tam Türkiye için mücadele, gerçek demokrasinin kurulmas› için mücadele devrimci görevimizdir. Bu u¤urda mücadeleye kat›lmak her yurtseverin hem hakk› hem de görevidir.
kahramanlar ölmez 15 Ocak- 21 Ocak fiehitlerimiz
Birtan ALTINBAfi 16 Ocak 1991 Gençli¤in devrimci mücadelesi içinde yeral›yordu. 9 Ocak’ta Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nün ç›k›fl›nda gözalt›na al›nd›. Ankara Emniyet Müdürlü¤ü DAL bölümünde iflkenceyle katledildi. 1967 Tekirda¤ Malkara ‹lçesi Sar›polat Köyü’nde do¤an Birtan, genç ömrünü ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm mücadelesine adayan bir DEV-GENÇ’liydi. Mehmet TEPE Ocak 1978 ‹stanbul Liseli DEVGENÇ’tendi. Kufltepe Lisesi’ndeyken mücadeleye kat›ld›. Bu lisedeki faflist iflgalin k›r›lmas›nda önemli rol oynad›. Faflistler taraf›ndan Mecidiyeköy’de katledildi.
GENÇLER‹M‹Z 2000’lerde yürüyor ‘Ba¤›ms›z Türkiye’ için; Ve bugün, DEV-GENÇ’in emperyalizme karfl› flanl› mücadele tarihinin mirasç›s› Gençlik Federasyonu, Ne Amerika Ne Avrupa, Ba¤›ms›z Türkiye! ‹flbirlikçili¤e Son! slogan›yla Ankara’ya yürüyor. Gençlik miras›na sahip ç›karak bu görev flimdi bizimdir.. diyor. “Bayrak flimdi bizlerin ellerinde.. Ba¤›mzl›k bayra¤›n› flimdi daha da yükseklere ç›kartma zaman›d›r. Ülkemizin emperyalizme peflkefl çekilmesine dur demek için ba¤›ms›zl›k fliar›n› yükseltmek için... 17 Ocak'ta Ankara'ya gidiyoruz. Bu yürüyüfl vatanseverlerin yürüyüflüdür...” fiAN OLSUN BU ÜLKEN‹N DEVR‹MC‹ GENÇL‹⁄‹NE!
VATANSEVER
Ercan ÖZÇEKEN 18 Ocak 1996 ‹zmir Buca’da kald›¤› evde katiller sürüsü taraf›ndan kuflat›ld›. Teslim olmama gelene¤ine yeni bir halka ekleyerek flehit düfltü. Ercan’›n ailesi Kars’tan gelerek ‹zmir Küçükçi¤li’ye yerleflmiflti. Kürt milliyetindendir. Bir süre Küçükçi¤li’de devrimci hareketin faaliyetleri içinde yeralm›fl, daha sonra silahl› bir ekipte görevlendirilmiflti. Bahri MUTLU Cemal KARAPINAR 19 Ocak 1980 Devrimci hareketin iflçi alan› örgütlülü¤ü içinde yer alan Bahri ve Cemal, Bas›n-‹fl grevinde grev nöbetini bitirdikten sonra ayr›l›rlarken, faflistler taraf›ndan kurulan bir pusuda katledildiler.
Amilcar CABRAL 20 Ocak 1973 Afrika halklar›n›n kurtulufl mücadelesinin önderlerindendi. Portekiz’in Lizbon flehrinde ö¤renciyken Afrika’n›n ulusal ba¤›ms›zl›¤› için mücadeleye kat›ld›. 1950’lerin ortas›nda Gine'nin Ulusal Kurtuluflu ‹çin Hareket (MING)'i kurdu. Fakat MING’nin yasall›kla s›n›rl› mücadelesi onlar› yeni bir örgütlenme ve mücadele biçimine yöneltti. 1956’da illegal olarak Gine ve Cabo Verde'nin Ba¤›ms›zl›¤› ‹çin Afrika Partisi (PAIGC)'nin kurulufluna önderlik yapt›. 1959’da silahl› mücadele karar› al›narak, 1962’de gerilla savafl›na baflland›. Gine da¤l›k alanlar›n fazla olmad›¤› bir ülkeydi; ama gerilla k›sa sürede geliflti, ülkenin üçte birini, daha sonra üçte ikisini ele geçirdi. Cabral “Che’den çok fley ö¤rendik... ama bizim ülkemizde da¤ yoktu. Biz de mücadele için gerekli da¤lar› halk›m›zla yapt›k" diyordu. Nihai zafere çok yak›nlafl›ld›¤› bir zamanda, Cabral, 20 Ocak 1973’te P‹DE (Portekiz ‹stihbarat Örgütü) ajanlar› taraf›ndan katledildi. Gine halk› ayn› y›l›n eylülünde ba¤›ms›zl›¤›na kavufltu.
DURUfiMAYA ÇA⁄RI Elaz›¤ Temel Haklar, kapatma davas›na ça¤›r›yor: “Biz açl›¤a, iflsizli¤e, yoksullu¤a karfl› ç›kt›k, ç›kmaya devam ediyoruz. Biz, insanlar köylerine dönebilsin, talepleri karfl›lans›n dedik, demeye devam ediyoruz. Biz tecrit iflkencedir karfl› ç›k›yoruz dedik, demeye devam ediyoruz. Halk›n hak ve özgürlükleri için mücadele etmek, halk› bilinçlendirmek meflrudur. Meflru olmayan bu ülke ve dünya tablosuna karfl› ç›kanlar›n susturulmaya çal›fl›lmas›, kurumlar›n kapat›lmak istenmesidir. Haklar ve özgürlüklerden, adaletten, hukuktan yana olan herkesi bu nedenle derne¤imize sahip ç›kmaya, kendi demokratik taleplerini savunmaya ça¤›r›yoruz. DURUfiMA GÜNÜ: 24 fiUBAT 2005 SAAT: 09.00 DURUfiMA YER‹: ELAZI⁄ 3. ASL‹YE CEZA MAHKEMES‹
Ekmek ve
Adalet
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.net
Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Pembe Özlem OLGUN Genel Yay›n Yönetmeni: Gülizar KES‹C‹ Adresi: ‹nebey Mahallesi Küçük Langa Caddesi No:29 C-26 Akflahin Pasaj› Aksaray-Fatih-‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks: 0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama ISSN: 1304 687X Fiyat›: 750 000 TL/75 YKr Fransa:3 Euro Avrupa: 3 Euro ‹sviçre:3 Euro Almanya:3 Euro Hollanda:3 Euro
‹ngiltere: £ 2.5 Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.net
Bürolar›m›z Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA Yap›verlag Venloerstr. 507-A 50825 Köln Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Tel-Faks:0 466 351 42 08 Faks:0049 221 280 90 84 ‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Konak Tel-Faks: 0 232 482 29 54 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 Adana- ‹nönü Cad. Örnekler Apt. No:5 Kat:5 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Tel-faks: 0 322 363 32 09 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Kat:1 No:43 Tel: 0 422 323 24 77 Tel-faks: 0 312 419 27 38 19 May›s Mah. Talimhane Cad. Albayrak ‹flhan› NO:24 SamsunAntakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: Kat:2 Daire:9 Tel-faks: 0 362 435 25 80 4 D: 6 Tel-faks: 0 326 223 87 18 Trabzon- Düzenli Ulusoy ‹fl merkezi Çömlekevi Yokuflu Bursa- Sakarya mah. Uluyol cad. Ayd›n ‹flhan›-2 No: 24 Kat: 2 Daire: 2 Osmangazi Tel-faks: 0 224 224 93 97 Tel-faks: 0 462 321 14 80 No: 42
Ekmek ve Adalet Say› 141 ‹çindekiler
Provokasyona İzin Vermeyelim! Saldıranlara soruyoruz: Emperyalizm ve oligarşi karşısında taşmayan sabrınız, devrimciler karşısında mı taşıyor?
3... 6... 11... 12... 14... 16... 19... 20... 23... 24... 26... 28... 30... 32... 35...
38... 41... 44... 45...
46... 48... 49... 50...
Provokasyona ‹zin Vermeyelim! Bu ülke sahipsiz de¤il Faflizme Karfl› Omuz Omuza “sol alternatif” ç›kar m›? ‹ki kelime: “TECR‹T KALKSIN” SALDIRIDAN DEHAP SORUMLUDUR! Devletin ‘Vatansever’ Mafyac›s› Çak›c›’n›n Devlete fiantajlar› Katliamc›l›k ve H›rs›zl›k Yanyanad›r Ebu Mazen Devlet Baflkan› Seçildi Askeri, Siyasi ‹nisiyatif Direniflin Elinde LEN‹N‹ZM BAYRA⁄INI YÜKSELT Kadrolaflma, Kitle Çal›flmas› ve E¤itim Fethullah, Bas›n›n ‘Star’› Emek Platformu ve ‘iflçici’ Avukatlar› Temel Haklar’dan SSK Hastanelerinin Devriyle ‹lgili Aç›klama Tecrit: Yaflayanlar anlat›yor: Ç›ld›r›yorum Sesleri Hala... Tutsaklardan mektuplar 19 Aral›k’tan Bu Yana... Anti-Emperyalist fiairlerden Direnen Tutsaklara Destek Karadeniz Temel Haklar ‘Örgütlü Mücadele’ Ça¤r›s›yla Aç›ld› “Düflünce Yasakç›l›¤›” Sadece Egemenlerle mi S›n›rl›? Halklar› as›l vuran emperyalizmdir Direniflçilerden Halklara Ça¤r› Topraks›zlar topra¤a kavufluyor
Pusu kurma, solu sindirme, devrimcilik, yurtseverlik değildir. Hiçbir sonuç da alamazsınız. Bu yöntemler dönüp saldıranları vurur. Uyarıyoruz; yol yakınken vazgeçin. Provokasyonu açığa çıkarın. Amaç halkın özgürlük mücadelesiyse, çatışmayı değil dostluğu, ayrılığı değil birlikte mücadeleyi geliştirelim! Gazi, Nurtepe ve Alibeyköy’de ayn› gün, ayn› saatte, ayn› sloganlarla HÖC’lülere ve halka sald›ranlar, büyük bir provokasyonun kap›s›n› aralad›lar. Devrimcilerin ve halk›n provokasyona geçit vermeyen tavr›yla kan dökülmedi. Ama flimdilik! Yar›n ne olacak? Ya bu provokasyon sald›r›lar›n› gerçeklefltirenler, provokatörleri a盤a ç›karacaklar, ya da bilece¤iz ki, pusuya yatm›fl yeni sald›r›lar için zemin ve zaman kollamaktad›rlar... Sorun birinci flekliyle çözülmelidir. Bunu sa¤layacak olan DEHAP’t›r. Devrimcilere karfl› ayn› gün, ayn› saatte, ayn› sloganlarla sald›ranlar “faili meçhuller” de¤ildir. Bunu Gazi’liler, Nurtepe’liler, Alibeyköy’lüler, bu semtlerdeki tüm devrimci gruplar iyi biliyor. Bu anlamda hiçbir manevraya, kaçamak yollara sap›lmadan sorumluluk üstlenilmeli ve provokasyona son verilmelidir. 8 Ocak akflam› ortaya ç›kan tablo, sol aç›s›ndan son derece kayg› verici, Kürt milliyetçi hareket aç›s›ndan ise utanç vericidir. Gazi’de onlarca cenaze kald›rd›k. Bir tanesine yüz kifli toplan›p gelmeyenler, kan›m›zla sulad›¤›m›z o sokaklarda bize sald›r› için topland›lar. Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin aç›klamas›nda görülece¤i gibi, bu sald›r›ya “bahane” bile olabilecek hiçbir olay sözkonusu de¤ildir. Devrimciler sindirilmek istenmifltir. Pusu kurma, sindirme, bunlar›n devrimcilikle, yurtseverlikle ilgisi yoktur. Emin olsunlar ki, hiçbir yarar›n› da görmeyeceklerdir. Dönüp kendilerini vurur. Hep böyle olmufltur, bundan sonra da böyle olacakt›r. Sald›rd›klar›nda, k›sa vadede “sonuç” ald›klar› da olmufltur belki; ama sonuçta yine vurulan kendileridir. Devrimciler nezdinde o “k›sa vadedeki!” sonucu da alamazlar. Bu yüzden sald›rd›klar›yla, isimlerini, tarihlerini lekeledikleriyle kal›rlar. HÖC’lülerin bu konuda tarihi ve ilkeleri aç›kt›r. 12 Eylül öncesinde “sol içi fliddetin” afla¤› yukar› herkesi içine çekti¤i bir ortamda, sol içi fliddeti engelleyen, provoke olmayan, yoldafllar›m›z katledildi¤inde dahi fliddetten önce teflhir ve tecrite baflvuran bir çizginin sahibiyiz. Her zaman gurur ve onurla söylüyoruz; elimiz devrimci kan›na bulaflmad›. Devrimciler, hiçbir zor karfl›s›nda düflüncelerinden vazgeçmeyeceklerdir. Bunun için gerekirse ölür, gerekirse devrimci fliddete de baflvurabilirler. Bu hiç zor de¤ildir. En kolay yoldur. Azdan az, çoktan çok gider. Ama sorun fludur: Halka, devrime ne kazand›r›r? fiiddete baflvurmak hiçbir zaman bizim tercihimiz olmad›; sald›rganlar›n tercihidir. Gazi’nin, Nurtepe’nin, Alibeyköy’ün, yani direnen emekçilerin, ayaklanmalar yaratm›fl bir halk›n ve devrimcilerin oldu¤u semtlerde at›lan slogana bak›n; “Cephe flafl›rma, sabr›m›z› tafl›rma!” Emperyalizm karfl›s›nda, oligarfli karfl›s›nda bir türlü taflmayan sabr›n›z, devrimciler karfl›s›nda m› tafl›yor? Oligarfli karfl›s›nda defalarca ateflkesleri uzat›rken, defalarca onlara “süre” tan›rken, devrimcilere karfl› bu acelecilik niye? Aç›klanmaya muhtaçt›r. DE-
HAP’l›lar›n derdi, sorunu neyse, devrimciler halk›n önünde tart›flmaya haz›rd›r. Neden rahats›zs›n›z, neden gençleri devrimci harekete karfl› k›flk›rt›yorsunuz? Gizli, sakl› hiçbir politikam›z yoktur. Ve devrimden baflka da hiçbir kayg›m›z yoktur. Biz emperyalizm ve oligarfli d›fl›nda kimseye düflmanl›k yapm›yoruz. Kimseye engel olmuyoruz. Kendi do¤rular›m›zla mücadele ediyoruz. Ancak kendi ideolojisinden, politikalar›ndan emin olmayanlar, korkarlar, pusulardan, provokasyonlardan medet umarlar. DEHAP politikas›z kalm›flt›r, neyi savundu¤u belli de¤ildir. fiöyle bir düflünün: “DEHAP neyi savunuyor?” sorusuna hiç düflünmeden bir anda kimse cevap veremez. Strateji iflas etmifltir, büyük taktikler diye sunduklar› politikalar iflas etmifltir. Üç ay, alt› ay, bir y›l diye vade biçtikleri her konuda yan›lm›fllard›r. Gelinen nokta tam bir açmazd›r. Günü birlik politika ve aç›klamalarla kitleleri karfl›s›nda durumu kurtarmaya çal›flmaktad›rlar. Do¤rular›m›zdan bu nedenle korkuyorlar. Bu sald›r›lar›n “gerekçesi” olarak aç›klayabilecekleri hiçbir sorun yoktur, tek sorun budur. Devrimcilere karfl› bu düflmanca sald›r›da baflka bir neden bulunamaz. Kürt milliyetçi hareketine tabi olunmamas›, f›rsatç›, faydac› davran›lmay›p Marksist-Leninist do¤rular›n savunulmas›, rahats›zl›¤›n ana kayna¤›d›r. Kürt sorunu ad›na PKK’n›n dizinin dibinden ayr›lmayanlar›n ak›beti ne oldu, hepimiz biliyoruz. Dönüp son yirmi y›ll›k tarihe bir baks›n herkes. PKK’yla uzun süreli ittifak yap›p da geliflen, güçlenen bir siyasi hareket yoktur bu tarihte. Kendine tabi k›lm›fl ve siyaseten de, örgütsel olarak da eritmifltir. Kendisine tabi olmayanlara da düflmanlaflm›flt›r. Mülkiyetçilik ve benmerkezcilik, Kürt milliyetçi hareketin sola karfl› sald›r›lar›n›n ideolojik kayna¤›d›r. Hep zora fliddete baflvurmufl, bu yolla yoketmeyi veya etkisizlefltirmeyi Emperyalizmin ve oligarflinin hedeflemifltir. Sol devrimcileri imha etmek için içi iliflkilerde demokrasiye bak›fl sald›r›lar›n› azg›nca sürdürdü¤ü, aç›s› bu olanlar›n bu sald›r› karfl›s›nda can bedeli kendi iç iliflkiledirenildi¤i bir süreçte, Türkiye rinde de mant›k soluna “sol içi fliddet”i dayatmay›, farkl› olmam›flt›r. provokasyon sald›r›lar› düzenlemeyi, Siz düzenle büemperyalizme ve oligarfliye hizmet tünlefliyorsunuz diye tüm solun sayar›z. Halka, devrimcilere karfl› da sizin peflinizbir nebze sorumluluk duyuluyorsa, den gelece¤ini mi provokasyon durdurulmal›, düflünüyorsunuz? a盤a ç›kar›lmal› ve Bunu mu istiyorgereken yap›lmal›d›r. sunuz? Bunu
sa¤lamay› kendi göreviniz mi say›yorsunuz? Öteden beri uzlaflmaz devrimci çizgiyi sorun olarak gördü¤ünüz s›r de¤il; bizzat Öcalan, “Onlar› Türkiye nas›l ›slah edecek flafl›yorum. Biz belki anlafl›r›z da. Bir tanesini (Dev-Sol’u) hizaya getirmek çok zor...” (7 Aral›k 1991, Sabah Öcalan röportaj›) diyordu. Evet, siz oligarfliyle anlaflabilirsiniz, bizimle fark›n›z› koymak için katledilmemizi seyredebilirsiniz, hizaya gelebilirsiniz. Biz gelmeyece¤iz. Marksist-Leninist do¤rular›m›zla mücadeleye devam edece¤iz. E¤er sorununuz buysa, buyrun halk›n önünde tart›flal›m... Bu tercih edilmeyip, provokasyon sald›r›s› tercih edilmifltir. ‹deolojik tart›flmadan hep kaçm›fllard›r. Korkakça sald›rm›fllard›r. Bu provokasyon sald›r›s›n› aç›kça yapamazlard›, aç›klayabilecekleri bir gerekçeleri yoktu. Varsa yapmal›d›rlar. Solun tarihinden habersiz, k›flk›rt›lm›fl yüz genci kullanarak, aldatarak bizi provoke edemezsiniz. (Ki o gençlerin baz›lar›n›n tinerci oldu¤unu, baz›lar›n›n uyuflturucu ifli yapt›¤›n› da biliyoruz.) Neden onca programa, karara ra¤men “Türkiyelileflemedik” diye hiç düflündünüz mü? Y›llarca sald›rmad›¤›n›z hiçbir grup kalmam›fl, “Türk solu” deyip afla¤›lam›fls›n›z, halka yönelik eylemleri savunmuflsunuz, bu kafayla nas›l Türkiyelileflebilirdiniz ki? Mavi Çarfl›’daki kültür, hiç özelefltirisi verilmedi¤i, muhasebesi yap›lmad›¤› için Gazi’de gelip halk›n dükkanlar›n›n camlar›n› indirmifltir. Anlay›fl farkl› de¤ildir. Ve sorun olan da bu anlay›fl›n devrimciler taraf›ndan mahkum edilmesidir. Mavi Çarfl› katliam›n›n tart›fl›ld›¤› dönemde de yaflanm›flt› benzer geliflmeler. ‹flte o gün yazd›¤›m›z flu sat›rlarda bugünkü provokasyon sald›r›s›n›n aç›klamas›n› da bulabilirsiniz: “Tekrar ediyoruz; Mavi Çarfl›, Carusel gibi eylemler, halka yönelik katliamlard›r ve devrimcilikle ilgisi yoktur. Bunlar› söylemek sizi rahats›z ediyor, biliyoruz. Ama söylemek zorunday›z. Aksi halde devrimcilik bunlarla özdeflleflecek. Bunlar› söyledi¤imiz için arkadafllar›m›z fiili sald›r›lara u¤rad›. Önemli de¤il. Söylemeye devam edece¤iz. ‹ster misiniz, her tarafta halk toplant›lar› yapal›m. Bütün siyasetler, ayd›nlar, halktan yana olan herkes kat›ls›n. Devrimci eylem nedir, yanl›fl olan nedir? Kim neyi neden yapar? ... Tart›flal›m. Yapmazs›n›z. Devlet yanl›s›, PKK’ye, Kürt halk›na karfl› deyip k›flk›rtmak daha kolay.” (Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi Yolunda Kurtulufl, 23 Nisan 1999, Say›: 27) Evet, k›flk›rtmak daha kolayd›r ve bugün yine o yap›lm›flt›r. Çünkü art›k kafalar›, o günden daha da fazla burjuvazinin düflünce ve yöntemle-
riyle doludur. Ba¤›ms›zl›¤a, demokrasiye, halk›n kurtulufluna ya gerçekten inan›l›r –ki bu burjuvaziden kopmakt›r– ya da inan›lmaz –ki bu burjuvazinin politika ve kültürünün esiri olmakt›r–. ‹kisinin aras›nda bir yer yoktur. Gelinen noktaya bak›n, ba¤›ms›zl›¤›n sözü bile edilmemektedir; demokrasi ise “AB’nin istedi¤i” kadard›r ve halk›n kurtuluflu gündemden ç›km›flt›r. Burjuvaziden beslenmeye bafllayan bu politikalar ve AB’ye, oligarfliye güven verme taktikleri, mülkiyetçili¤i, benmerkezcili¤i ve tarihleri boyunca baflvurduklar› sola karfl› fliddeti gündeme getirmifltir. DEHAP’l›lar, ö¤renmek zorundad›rlar; devrimcilik bu de¤ildir, yurtseverlik bu de¤ildir. Demokrasiyi savunmak bu de¤ildir. Bundan bir süre önce (2004 Temmuzunda da) Esenler Temel Haklar yine ayn› kesim taraf›ndan bas›lm›fl, orada bulunan iki kifli dövülmüfl, gösterilen tepki üzerine de DEHAP’l›lar “böyle bir olay› onaylam›yoruz, ama yaflanm›fl...” diyerek özür dilemifllerdi. Sald›r, haberim yok de, sald›r, özürle geçifltir; bu taktikler, manevralar daha fazla kullan›lamaz. Türkiye solu! Sol içi çat›flma konusunu ciddiye al›yoruz, duyarl›y›z diyenleri somut tutumlar›yla görmek istiyoruz. Bilinmeledir ki, görmezden gelinmesi, geçifltirilmesi, küçük hesap ve kayg›larla manevralar yap›lmas›, provokasyona ve provokatörlere hizmet eder. Kürt halk›! Türkiye solunu sana düflman olarak gösterenlere kuflkuyla bakmal›s›n. Türkiye solu, ony›llard›r Kürt ve Türk halk›n›n özgürlükleri için kan›n› döktü. fiehitler verdi. Hala da veriyor. Türkiye solu, milliyetler temelinde örgütlenmeyi, bölünüp parçalanmay› reddetmifltir. Kürt milliyetçi hareketinden temel fark› budur. fiimdi baflta Öcalan olmak üzere herkes “birlikte örgütlenmekten” sözediyor. Kurulacak partilerin “Kürt partisi” de¤il, “Türkiye partisi” olmas› gerekti¤ini belirtiyor. Biz 35 y›ld›r bunu söylüyor ve yap›yoruz. Mülkiyetçili¤e izin vermeyin, provokasyonlara izin vermeyin. Düflmanl›¤› de¤il, dostlu¤u büyütelim. Ayr›l›¤› de¤il, birlikte mücadeleyi gelifltirelim. Sonuç olarak; emperyalizmin ve oligarflinin devrimcileri imha etmek için sald›r›lar›n› azg›nca sürdürdü¤ü, bu sald›r› karfl›s›nda can bedeli direnildi¤i bir süreçte, Türkiye soluna “sol içi fliddet”i dayatmay›, provokasyon sald›r›lar› düzenlemeyi, emperyalizme ve oligarfliye hizmet sayar›z. Halka, devrimcilere karfl› bir nebze sorumluluk duyuluyorsa, provokasyon durdurulmal›, a盤a ç›kar›lmal› ve gereken yap›lmal›d›r.
Türkülerimiz BA⁄IMSIZ TÜRK‹YE ‹çin Gençlik Federasyonu, Kad›rga Kültür Merkezi’nde “Türkülerimiz Ba¤›ms›z Türkiye ‹çin” Gecesi Düzenledi 13 Ocak günü saat 15-20:00 aras› Kad›rga Kültür Merkezi’nde düzenlenen gecede ilk olarak bir aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Konuflmada; “Ba¤›ms›zl›k dedik, çünkü ba¤›ms›zl›k bir halk›n vazgeçilmez de¤eridir. Bu u¤urda nice insanlar hayat›n› yitirmifltir” denildi ve ard›ndan ba¤›ms›zl›k yolunda flehit düflenler için 1 dk’l›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sahneyi ilk olarak Ekrem Ataer ald›. Ataer, türkülerinin ard›ndan ‘yolunuz yolumuzdur’ diyerek sahneyi Nurettin Güleç’e b›rakt›. Güleç’in ilk söyledi¤i “Geçti Dost Kervan›”adl› türküyü ölüm orucu flehidi Nail Çavufl ve bütün ölüm orucu flehitlerine arma¤an etmesi gençli¤in coflkusuna coflku katt›. Güleç’in ard›ndan ‹brahim Karaca’da fliirlerini ba¤›ms›zl›k için okudu. Daha sonra sahneye ç›kan Mazlum Çimen ve Yasemin Göksu da gençli¤i her koflulda yürekten desteklediklerini belirterek türkülerini vatansever gençlik için söylediler. Program›n sonunda yap›lan konuflmada ; “Her yönüyle AB’ye endekslenmifl, Avrupa Birli¤i ne derse, ne isterse onu yapan Türkiye tablosu var karfl›m›zda. Buna karfl› bizler ne yapabiliriz neler yapmal›y›z. Bizler vatansever gençler olarak, 17 Ocak’ta Ankara’ya yürüyece¤iz. Ba¤›ms›zl›k fliar›m›z› Ankara sokaklar›nda hayk›raca¤›z. Bu hepimizin sorumlulu¤udur. Bu yürüyüfl vatanseverlerin ba¤›ms›zl›k yürüyüflüdür” denildi. Yap›lan konuflman›n ard›ndan sahne alan ve 19 y›ll›k tarihinde devrimci sanatç›l›¤›ndan bir kez olsun ödün vermemifl Grup Yorum, Gündo¤du marfl›yla bafllad›¤› dinletisinde coflkuyu zirveye tafl›d›. Gündo¤du marfl›n›n ard›ndan DEV-GENÇ marfl›n› hepbir a¤›zdan söyleyen gençlik, ba¤›ms›zl›k mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedi¤ini ve vazgeçmeyece¤ini hayk›rd›. Coflkulu çekilen halaylar›n ard›ndan ba¤›ms›zl›k için verilen mücadelede halklar›n daima kazanaca¤› vurgusu yap›larak Hakl›y›z Kazanaca¤›z marfl›yla gece sona erdi. Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› flenlik, kampanyan›n son eylemi olan ve 17 Ocak tarihinde K›z›lay’da ba¤›ms›zl›k fliar›n›n hayk›r›laca¤› bas›n aç›klamas›na yap›lan ça¤r› ile son buldu.
Gençlik Federasyonu ‘Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son’ Kampanyas›
‹STANBUL Avrupa Birli¤i Bilgi Merkezi Önünde Ba¤›ms›zl›k Sloganlar›
Dolmabahçe
Say› 141 6 16 Ocak 2005
Gençlik Federasyonu’nun örgütlü oldu¤u kentlerde yürüttü¤ü ba¤›ms›zl›k kampanyas›n›n haz›rl›k eylemleri sona geldi. Dergimiz elinize ulaflt›¤›nda, bu ülkenin vatansever devrimci gençli¤i, Ankara’da, iflbirlikçi iktidar›n ba¤›ml›l›k bayram› kutlad›¤› alanda (K›z›lay) ba¤›ms›zl›k fliar›n› hayk›rmak üzere yola ç›km›fl olacak. 17 Aral›k ülkemizin tarihine nas›l kara bir sayfa olarak geçmifl ve süreç içinde bu gerçe¤i herkes teslim etmek zorunda kalacaksa; 17 Ocak günü de bir o kadar ayd›nl›k bir tarih olarak kaydedilecek ve bu ülkenin gençli¤inin, halk›n›n emperyalizme baflkald›r› günleri aras›ndaki yerini alacak. Onlar bu ülkenin onuru, gelece¤i. Vatansever devrimci gençli¤imizle gurur duyuyoruz. Kampanyan›n haz›rl›k eylemlerine yer verirken, ba¤›ms›zl›k mücadelesinin bir iki kampanyayla s›n›rl› olmad›¤›n›, kavgan›n her aflamas›nda temel bir nokta oldu¤unu vurgulamak isteriz. Gençlik Federasyonu da bu bilinçle bu ülkenin sahipsiz olmad›¤›n› hayk›rmaya, ba¤›ms›zl›k türküleri söylemeye devam edecek.
“Gün do¤du hep uyand›k / siperlere dayand›k / ba¤›ms›zl›k u¤runa / al kanlara boyand›k”
Gençlik Federasyonu üyeleri 10 Ocak günü, ‹stanbul Taksim’de bulunan Avrupa Birli¤i Bilgi Merkezi önünde bir eylem yapt›. Halk›m›za AB’yi adeta bir cennet gibi anlatan, halk› ve bu ülkenin gençli¤ini aldatan, ajanlar devfliren kurumlardan biri olan AB Bilgi Merkezi önünde Avrupa Birli¤i bayra¤› yak›ld›. "Ne Amerika ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son" yaz›l› pankart ile Bilgi Merkezi önünde toplanan Gençlik Federasyonu üyeleri, Amerikan ve Avrupa emperyalizmini sloganlarla protesto ettiler. "17 Ocak'ta Ankara'day›z" sloganlar› atan Federasyon ad›na Halit Güdeno¤lu bir aç›klama yapt›. Kampanya hakk›nda bilgi veren Güdeno¤lu, AB ile ilgili olarak Avrupa Birli¤i’nden ç›kar› olan az›nl›k bir kesim taraf›ndan halk›n medya yay›nlar› ile yönlendirildi¤ine dikkat çekti. Güdeno¤lu, “AB'ye üyeli¤in, zaten ABD'ye ba¤›ml› oldu¤unu ifade etti¤imiz ülkemizi bir kat da Avrupal› emperyalistlere ba¤›ml› yapaca¤›n› söylüyoruz. Kampanyam›z› bu nedenle yap›yoruz” dedi. Amerika’n›n karfl›s›nda AB'ye girmeyi savunman›n gaflet oldu¤una vurgu yapan Güdeno¤lu, AB'ye üyelik konusunda Amerika’n›n en büyük deste¤i verdi¤ini hat›rlatt› ve “emperyalizme karfl› mücadeleyi hem AB'ye hem de ABD'ye karfl› mücadele olarak ele almak gerekir" fleklinde konufltu. Eylem, Avrupa Birli¤i bayra¤›n›n yak›lmas› ve sloganlarla sona erdi.
Gecekondu Halk› Gençli¤in Ça¤r›s›na Kat›ld› Ba¤c›lar Halk›, Gençlik Federasyonu'nun kampanyas›na 9 Ocak günü Ba¤c›lar Meydan›'nda düzenledi¤i eylemle destek verdi. Kampanya slogan›n›n oldu¤u ‘Ba¤c›lar Halk›’ imzal› pankart aç›larak yap›lan eylemde, ülkemizin emperyalizme peflkefl çekilmesine dur demek, ba¤›ms›zl›k fliar›n› yükseltmek için Gençlik Federasyonu’nun Ankara'da olaca¤› hat›rlat›ld› ve “biz de Ba¤c›lar halk› olarak bu yürüyüflü destekliyoruz” denildi. “Bu yürüyüfl vatan severlerin yürüyüflüdür sen de kat›l" ifadelerine yer verilen aç›klamada emperyalizmi lanetleyen sloganlar at›ld›. Yüzlerce çevik kuvvet polisinin alana y›¤›lmas› ise, iflbirlikçilerin vatanseverlerden duydu¤u korkunun ifadesiydi.
D‹YARBAKIR
Emperyalist bayraklar Dolmabahçe’den denize at›ld›
Kürt, Türk Halklar›n›n Kurtuluflu Avrupa Birlikçilikte De¤il, Birleflik Mücadelede Yap›lan anketlerin gösterdi¤i çok ç›plak bir gerçek var. Mevcut partiler aras›nda Avrupa Birlikçili¤in en yo¤un destek gördü¤ü Kürt milliyetçi DEHAP’›n kitlesi. Ki, bunun için özel ankete de gerek yok, kendileri de b›rak›n kendi tabanlar›n›, tüm ülkede Avrupa Birlikçili¤in geliflmesinde ne büyük katk›lar sunduklar›yla övünür duruma gelmifllerdir. Ama Diyarbak›r’dan ba¤›ms›zl›k sesleri de yükseliyor. Dicle Gençlik Derne¤i, Gençlik Federasyonu’nun kampanyas›na düzenledi¤i eylem ve etkinlikle aktif olarak kat›l›yor. 6 Ocak günü, dernek binas›nda düzenlenen bas›n toplant›s›nda dernek baflkan› ‹lker Bo¤a, kampanya Diyarbak›r hakk›nda bilgi verdi ve AB’nin, Türkiye’ye demokrasi getirece¤inin bofl bir hayal oldu¤unu söyledi. AB’nin Türkiye üzerindeki politikalar›na de¤inen ‹lker Bo¤a’n›n konuflmas›n›n ard›ndan bir söylefli düzenlendi. ABD ve AB’nin ülkemiz üzerindeki ç›kar politikalar› anlat›larak, kampanyan›n Diyarbak›r halk›na duyurulmas› için yap›lacak faaliyetler hakk›nda bilgiler verildi. Bu faaliyetler aras›nda kent merkezinde eylemler, afifller, Harb-‹fl Sendikas›’nda panel gibi etkinliklerin yer ald›¤› ö¤renildi. 9 Ocak günü ise, Ofis semtinde bildiri da¤›tan dernek üyelerine polis sald›rd›. Polisin, “‹zinsiz afifl ast›¤›” bahanesiyle Hüseyin Cahit Ercan'› gözalt›na almak istemesine karfl› geliflen sald›r› s›ras›nda, dernek üyelerinin Gündo¤du marfl›n› söylemesi, ba¤›ms›zl›k yürüyüflünün bask›larla engellenemeyece¤ini bir kez daha gösterdi. H. Cahit Ercan gözalt›na al›n›rken, Dicle Gençlik Derne¤i yapt›¤› aç›klama ile arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istedi.
TRABZON Gençlik Vatanseverlik Onuruna Sahip Ç›kt› K›sa süre önce kurularak Gençlik Federasyo-
Dolmabahçe’den Yükselen Ça¤r›: Bu Yürüyüfl Vatanseverlerin Yürüyüflüdür Türkiye devrimci gençli¤inin anti-emperyalist eylemlerinin en simgesel olanlar›ndan biri burada, Dolmabahçe’de gerçeklefltirilmiflti. Yankiler burada denize dökülmüfl, buradan karaya, topraklar›m›za ayak basmaya dahi cesaret edemeyerek kaçm›fllard›. Devrimci gençlik 8 Ocak günü yine Dolmabahçe’deydi. Gençlik Federasyonu üyeleri, "Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye, ‹flbirlikçili¤e Son" yaz›l› pankartla, federasyon bayraklar›yla, sloganlarla Dolmabahçe Saray›’ndan sahile kadar yürüdüler. Burada yap›lan aç›klamada, ö¤rencilerden Harika Y›lmaz, Avrupa Birli¤i’nin emperyalist yüzünü teflhir ettikten sonra, “Dün Amerikan askerlerini denize döken '68 kufla¤›, kendini bu u¤urda feda eden devrimciler, vatanseverler oldu¤u gibi bugün de ayn› inanç ve kararl›l›kla yaflananlara dur deme zaman›d›r." dedi. Aç›klaman›n ard›ndan "Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Yaflas›n Ba¤›ms›z Türkiye" sloganlar› at›ld›. Avrupa Birli¤i ve ABD bayraklar›n›n yak›lmas›n›n ard›ndan, dünkü yankiler gibi, bayraklar denize at›ld›.
Say› 141 7 16 Ocak 2005
nu’na kat›lan Trabzon Gençlik Derne¤i de kampanyaya, 9 Ocak günü Trabzon Meydan›’nda düzenledi¤i eylemle destek verdi. “Ne ABD Ne AB Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son” pankart› aç›lan eylemde, 17 Aral›k ihanet günü, “17 Aral›k’la ba¤›ml›l›k zincirlerine bir halka daha eklendi” sözleriyle de¤erlendirildi. Gençli¤in vatanseverlik onuruna sahip ç›kaca¤›, emperyalizmin ve iflbirlikçilerin karfl›s›na dikilece¤i dile getirilen aç›klaman›n ard›ndan, eylem sloganlarla Trabzon sona erdi.
KOCAEL‹
Avrupa Birli¤i Eme¤in Düflman›d›r
Kocaeli
‹zmit Cumhuriyet Park›'nda imza masas› açan, yerel Bizim Radyo'da kampanyaya iliflkin bir program yapan Kocaeli Gençlik Derne¤i, 9 Ocak günü ‹lkay Eser Tiyatrosu Yeni Meydan Sahnesi’nde ”Avrupa Birli¤i ve Ba¤›ms›z Türkiye” konulu bir panel düzenledi. Konuflmac› olarak; Genel-‹fl Sendikas› Örgütlenme Daire Baflkan› Erol Ekici, Sa¤l›k Emekçisi Süleyman Kaman ve Gençlik Derne¤i ad›na Ekin Günefl Sayg›l›’n›n kat›ld›¤› panel, Gençlik Derne¤i temsilcisinin yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. ‹lk konuflmay› yapan
MALATYA Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye
Say› 141 8 16 Ocak 2005
Malatya Gençlik Derne¤i, 8 Ocak günü postane önünde toplanarak "Ne Avrupa Ne Amerika Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son" dedi. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda, AB’nin emperyalist yüzü anlat›ld›ktan sonra kampanya hakk›nda bilgi verildi. Federasyon taraf›ndan yap›lacak Ankara yürüyüflüne ça¤r› yap›lan aç›klamada "halk›m›za dayat›lan onursuz bir yaflama karfl› bu ülkenin vatansever gençleri, biz Gençlik Federasyon’lular olarak buna izin vermeyece¤iz” denildi. Sosyalist Gençlik Derne¤i’nin de destek verdi¤i eylemde, "Kahrolsun AB Emperyalizmi, Ne ABD Ne AB, Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye" sloganlar› at›ld›.
ERZ‹NCAN Paneller, Bildiriler, Bas›n Aç›klamalar›yla Ba¤›ms›zl›k Ça¤r›s› Yay›l›yor Erzincan Gençlik Derne¤i de 6 Ocak günü önce Ordu Caddesi üzerinde bildiriler da¤›tt›. Üzerinde kampanya slogan›n›n yer ald›¤› önlükler giyen Gençlik Derne¤i üyeleri, daha sonra
Malatya
Kocaeli Erol Ekici, Avrupa Birli¤i’nin emekçilere, tüm halka daha fazla yoksulluk ve bask› getirece¤ini belirterek, halk güçleri olarak örgütlenmenin ve mücadele etmenin önemine de¤indi. Süleyman Kaman ise emekçiler ve sendikal mücadele aç›s›ndan Avrupa Birli¤i’ni de¤erlendirerek, Avrupa Birli¤i hakk›nda istatistiki veriler sundu. Ekin Günefl Sayg›l›’n›n konuflmas›nda ise Gençlik Federasyonu’nun kampanyas› ve gençli¤in anti-emperyalist mücadele gelene¤i vard›. 70 kiflinin kat›ld›¤› panel 2 saat sürdü. bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Yap›lan aç›klamada K›z›lay’a ça¤r› yap›l›rken, emperyalizmi lanetleyen sloganlar at›ld›. 7 Ocak günü Dost Radyo’da kampanyay› tan›tan bir programa kat›lan Gençlik Derne¤i 8 Ocak günü de E¤itim-Sen salonunda AB konulu bir panel düzenledi. 90 kiflinin kat›ld›¤› panelde, Dersim Temel Haklar Baflkan› Murat Kaymaz ve Erzincan Gençlik Derne¤i Baflkan› Ekrem Kaya konuflmac› olarak yer ald›. Emperyalist politikalar ve ba¤›ms›zl›k mücadelesinin anlat›ld›¤› konuflmalar›n ard›ndan derne¤in müzik grubu ‘Grup Selvi’ de bir dinleti verdi.
SAKARYA Vatansever Gençlik ve Emperyalizmin Polisi 9 Ocak günü Dar Sokak’ta bas›n aç›klamas› yapan Sakarya Gençlik Derne¤i, AB'ye üyelik tart›flmalar› ve medyan›n 17 Aral›k’› bayram ilan etmesi, tüm sorunlar›n AB ile çözülece¤i yalanlar›na de¤indi. Dernek üyesi Engin Göçmen, “1959'dan beri AB'ye girmek için halk›m›za dayat›lan politikalar, bizi daha ba¤›ml› ve yoksul hale getirdi. AB'nin ve ABD'nin tek amac› pazar, ucuz emek ve Türkiye'nin askeri gücünü kullanmak” dedi. Aç›klama esnas›nda, "Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son" yaz›l› önlükler giyen dernek üyeleri bildiri da¤›tmak istedi. ‹flbirlikçi polis gençli¤e ve eylemi izleyen halka müdahale ederek, emperyalizmin ç›karlar›n›n bekçili¤ini yapt›klar›n› bir kez daha gösterdi. Tüm engellemelere karfl›n dernek üyeleri cadde ve sokaklarda bildirilerini da¤›tarak Ankara’ya yap›lacak ba¤›ms›zl›k yürüyüflünü duyurdular.
SAMSUN
Bildiriler, afifller, kufllamalar, kahve ve pazar konuflmalar› halka gerçekleri ulaflt›r›yor
Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi Kahrolsun Avrupa Emperyalizmi Samsun Gençlik Derne¤i 10 Ocak günü yapt›¤› anti-emperyalist eylemle "Ba¤›ms›z Türkiye” fliar›n› hayk›rd›. Ö¤renciler, "Ne Amerika, Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son / Gençlik Federasyonu” yaz›l› önlükleri ile Gazi Caddesi’nde bildiri da¤›tarak Konak Sinemas› önüne geldiler. Burada dövizler açarak bas›n aç›klamas› yap›ld›. Avrupa emperyalizmine karfl› vatansever gençli¤in barikat olaca¤›n› belirten gençlik, 17 Ocak'ta Ankara'da yapacaklar› eyleme kat›l›m ça¤r›s›nda bulundular. Burada da bildiri da¤›tan ö¤renciler "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Kahrolsun Avrupa Emperyalizmi" sloganlar› att›lar.
ANTALYA Demokratikleflmenin Yolu AB’den De¤il Faflizme Karfl› Mücadeleden Geçiyor “Ne AB Ne ABD Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son” kampanyas› çerçevesinde panel düzenlenen yerlerden biri de Antalya’yd›. 9 Ocak günü E¤itimSen’de düzenlenen panelde Gençlik Derne¤i üyesi P›nar Duman panelist olarak yer ald›. AB üyeli¤inin ABD’ye ba¤›ml› Türkiye bir kat daha Avrupal› emperyalistlere ba¤›ml› hale getirece¤ini söyleyen Duman, “Türkiye, hiçbir emperyalist ülkeye s›rt›n› dayamadan özgür bir ülke olarak yaflayabilir. Teslimiyete hay›r demeliyiz.” dedi. AB için en çok AKP’nin çal›flt›¤›n›n alt›n› çizen Duman, “AKP, bunun için de muhalif olan ve olabilecek tüm güçleri bask›yla sindirmeye çal›fl›yor. AB’ye uyum maskesini kullanarak bask›lar›, yasaklar› ve sald›r›lar› meflru göstermeye u¤rafl›yor.” fleklinde konufltu. Demokratikleflmenin yolunun AB de¤il faflizme karfl› mücadeleden geçti¤i belirtilen konuflmada, AB’ye uyumun faflizmin yeni maskesi oldu¤u gerçe¤i dile getirildi. “Bu oyunu bozmak için harekete geçilmelidir. Çünkü, AB’ye uyum maskesini takm›fl bir faflizm, halka karfl› bask› ve zulümde daha pervas›z olacakt›r. ‹flte bu yüzden AB’ye karfl› mücadele faflizme karfl› mücadeleden ayr› düflünülmemelidir.” diye konuflan Duman AB’ci solcular› da elefltirdi. Panel, Gençlik Derne¤i grubu Grup Seslenifl’in, ba¤›ms›zl›k marfllar› ile Antalya son buldu.
‹ktidar, Medya, Tüm Avrupa Birlikçiler Yalanla Aldat›yor Halk Gerçekleri Yine Devrimcilerden Ö¤reniyor Avrupa Birlikçi medya ve iktidar halk› aldat›rken, vatansever devrimciler gerçekleri anlat›yor ve ba¤›ms›z Türkiye ça¤r›s› yap›yor. Gençlik Federasyonu Taksim’deki bildiri da¤›t›m›n›n ard›ndan, yine toplu flekilde Bak›rköy Meydan›’nda önlükler ve flapkalar›n› giyerek bildiri da¤›tt›. Gecekondu mahallelerinde de Avrupa Birli¤i gerçe¤i ve emperyalizme karfl› mücadele ça¤r›s› halka ulaflt›r›ld›. Okmeydan›’nda; meflalelerle yürünerek bildiriler da¤›t›ld›, tek tek bine yak›n ev dolafl›larak halka emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k ça¤r›s› ulaflt›r›ld›. Gazi Mahallesi’nde afifllemelerin yan›s›ra, semt pazar›nda önlüklerle bildiri da¤›t›ld›. Ayr›ca kahvelerde konuflmalar yap›ld› ve 5 binden fazla bildiri da¤›t›ld›. 1 May›s Mahallesi’nde; 3 bine yak›n bildiri halka ulaflt›r›l›rken, kahveler, köy dernekleri ve okullarda halka gençli¤in ça¤r›s› ulaflt›r›ld›. Ba¤c›lar’da; önlükler giyen gençlik sokaklarda, ev ev 3 bine yak›n bildiri da¤›t›m›, kahvelerde yap›lan konuflmalarla gecekondu halk›na Avrupa gerçe¤ini anlatt›. Nurtepe gecekondular›nda ise 3 bin bildiri halka da¤›t›l›rken, megafonlarla konuflmalar yap›ld›. Gebze Mudurnutepe’de ise 5 bin bildiri ile gecekondu halk›na Avrupa’n›n yoksullu¤umuza çare olamayaca¤› anlat›ld›. Emek Mahallesi’nde bildiri da¤›t›m› s›ras›nda iflbirlikçi polis HÖC’lüleri gözalt›na ald›. ‹kitelli de pazarlarda bildiri da¤›t›m› yap›lan yerler aras›ndayd›. Ayr›ca; ‹stanbul’un fiiflli, Mecidiyeköy, Taksim, Kad›köy ve Befliktafl gibi merkezi yerlerinde HÖC’lülerin bulundu¤u bütün gecekondu mahallerinde, 11-12-13 Ocak günlerinde kampanya slogan›n›n yer ald›¤› onbinlerce kufllama yap›ld›. Ayn› flekilde kampanya çal›flmas›n›n yap›ld›¤› bir çok kentte de benzeri propaganda faaliyetlerinin yap›ld›¤› ö¤renildi.
MERS‹N-BALIKES‹R Vatansever Gençlik ve Emperyalizmin Polisi Bal›kesir Gençlik Derne¤i, 8 Ocak günü dernek binas›nda Avrupa Birli¤i konulu 2 saat süren bir söylefli ve müzik dinletisi düzenledi. 12 Ocak günü ise Kurtdereli Meydan›’nda "Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son" pankart açarak bas›n aç›klamas› yapan gençlik, "Bu Vatan Bu Halk Sat›l›k De¤il" sloganlar› att›. SGD temsilcisinin de kat›ld›¤› eylemin ard›ndan, halka bildiriler da¤›t›ld›.
✍ Gençli¤in
Ba¤›ms›zl›k mücadelesi denildi¤inde en önde gençlik akla gelmifltir. Kurtulufl Savafl›’nda, 6070-80-90-2000'li y›llarda üniversite anfilerinde, lise koridorlar›nda, mahallelerde, 1 May›s alanlar›nda ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› en yükseklerde tafl›m›flt›r bedeller ödeyerek. Kâh vurulmufltur, kâh tutsak düflmüfltür, kâh iflkencehanelere tafl›nm›flt›r onar onar yüzer yüzer. Ama hepsinde de ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› en yükseklerde tafl›may› bilmifltir gençlik. 2004'ün son aylar›nda ülkemiz topraklar› sessizce, tabiri caizse ‘çakt›rmadan’ "Demokratiklefliyoruz, ekonomimiz düzeliyor, ça¤dafl dünyaya kabul ediliyoruz" teraneleriyle Avrupa emperyalizmine peflkefl çekiliyor, emperyalizmle ba¤›ml›l›k daha da derinlefltiriliyordu. ‹nsanlar›n gözünün içine baka baka yalanlar söylemekte ustalaflm›fl AKP iktidar›, Avrupa Birli¤i’ne tam destek için ç›rp›n›p duruyor, bir yandan da halka karfl› bask› uygulamaya devam ediyor. 17 Aral›k, ülkemizin Avrupa emperyalizmi taraf›ndan nas›l parsellenece¤inin tarihiydi ve Kurtulufl Savafl› y›llar›ndaki mandac›l›k bugün kendini Avrupa Birli¤i taraftarl›¤› ile gösteriyordu. Y›llardan beridir Amerikan Emperyalizmi taraf›ndan sürdürülen soyguna bugün Avrupa Birli¤i de ortak oluyordu. ‹flte tam bu noktada bu ülkenin onurlu, vatansever gençleri olarak vatan›m›z›n emperyalistler taraf›ndan sömürülmesine dur demek için bir kampanya bafllatt›k. "Ne Avrupa, Ne Amerika, Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçili¤e Son" kampanyas›. 17 Aral›k’ta müzakerelerin oldu¤u gün bir çok ilde AKP binalar› önünde ve ‹stanbul’da Avrupa Birli¤i bilgilendirme bürosu, ‹zmir'de ‹ngiltere Konsoloslu¤u önünde bas›n aç›klamalar›yla kampanyam›za bafllad›k. Kampanyam›z›n amac› Avrupa Birli¤i ile yutturulmaya çal›fl›lan emperyalizme tam teslimiyeti
Kaleminden
B‹Z VARIZ
Say› 141 10 16 Ocak 2005
Mersin’de ise, polisin kampanya eylemlerine karfl› tahammülsüzlü¤ü gözalt›larla ortaya ç›kt›. Ba¤›ms›zl›k isteyen Mersin Gençlik Derne¤i üyelerinden Cevahir Biber ve Mehmet Y›lmaz ‘17 Ocak'ta Ba¤›ms›z Türkiye için K›z›laya’ ça¤r›s›n›n yer ald›¤› afiflleri asarlarken gözalt›na al›nd›lar. Mersin Gençlik Derne¤i yapt›¤› aç›klamada, arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istedi ve “Ne gözalt›lar›n›z, ne bask›lar›n›z, bizlerin emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k mücadelesine, haklar ve özgürlükler mücadelemize engel olamayacakt›r.” dedi. gözler önüne sermek, halk›m›z›n önüne umut olarak sürülen Avrupa’n›n gerçek yüzünü göstermekti. Bafl hedefimiz bu oldu. Kampanya boyunca gördük ki Avrupa Birli¤i’ne girmek için insan haklar›, demokrasi nutuklar› atanlar hakl› sesimizi susturmak için yine bofl durmad›lar. ‹stanbul Nurtepe'den Gebze'ye, Sakarya'ya, Diyarbak›r'a Avrupa Birli¤i hukuksuzlu¤u devam etti. Vatanseverlerin ba¤›ms›zl›k fliar› ürküttü vatan sat›c›lar›n›. Yaln›z ‹ktidar›n bask›lar› de¤il SANSÜRden de nasibimizi ald›k. Her gün sayfalar›nda, ekranlar›nda her saniyede, her karede AB propagandas› yapanlar, ba¤›ms›zl›k için yükselen sesimizi yazmad›lar, göstermediler. Ne ifli vard› gençli¤in ba¤›ms›zl›kla; Avrupa hayalleriyle uyumal›, magazinle uyuflmal›yd›. Ama susmad›k. K›rm›z› önlüklerimiz, flapkalar›m›zla ‹stanbul'da ‹stiklal Caddesi’ni, Bak›rköy Özgürlük Meydan›’n›, Diyarbak›r'da Ofis semtini, Sakarya'da Dar Soka¤›, Nurtepe'de, Gebze'de, Okmeydan›’nda, Ba¤c›lar'da yoksul gecekondu sokaklar›n›, üniversiteleri, liseleri BA⁄IMSIZLIK ‹Ç‹N ad›mlad›k. Geceleri meflalelerimizle ayd›nlatt›k. Ve kampanyam›z›n sonuna geldik
Vatansever Gençlik 17 Ocak’ta Ankara’da Konuflacak Kampanyam›z›n belki de bizi heyecanland›ran en önemli aflamas›nday›z flimdi. Halk›m›z› yalanlarla avutup AB politikalar›yla daha da yoksullaflt›rmak isteyenleri uyarmak için, bu ülkede ba¤›ms›zl›k atefliyle yanan gençlerin var oldu¤unu göstermek için ANKARA'ya gidiyoruz. 17 Ocak'ta ANKARA'day›z. Bütün vatanseverler; bu yürüyüfl sizin yürüyüflünüzdür. Vatan›m›z›n emperyalist çizmeler alt›nda ezilmesine dur demeliyiz. Anadolu topraklar›n›n ya¤malanmas›na son demeliyiz. Tüm bu taleplerimizi hayk›rmak için 17 Ocak'ta Ankara'da olaca¤›z. 17 Ocak'ta Ba¤›ms›z Türkiye talebini hayk›rmak için tüm vatanseverleri Ankara'ya bekliyoruz.
Gençlik Federasyonu
Gençlik’den
Faflizme Karfl› Omuz O muza ‹stanbul’daki Faflist Sald›r›da Polis Fezlekesi ‹ddianame Oldu ‹stanbul Üniversitesi'nde yaflanan faflist sald›r›lar›n ard›ndan devrimci demokrat ö¤rencilerden alt›s› tutuklanm›fl, onlarcas›na da idari soruflturmalar aç›lm›flt›. fiimdi s›ra, gençli¤i hapis cezalar› ile y›ld›rmada. ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan haz›rlanan iddianame ile, 47 devrimci demokrat ve 14 faflist hakk›nda dava aç›ld›. Tamamen polisin hiçbir delile dayanmayan iddialar› ile haz›rland›¤› her sat›r›ndan belli olan iddianamede, faflistler hakk›nda 2 y›l 6 aydan 6 y›la kadar hapis cezas› istenirken, solcu ö¤renciler hakk›nda 15 ile 20 y›l 6 ay aras›nda ceza isteniyor. Faflist sald›r› da zaten polisin denetiminde ve deste¤iyle gerçeklefltirilmiflti. fiimdi yarg› aflamas› da yine polisin istedi¤i biçimde flekillendiriliyor. Amaç ise, gençli¤in politikleflmesini, örgütlenmesini engellemek. Fen Edebiyat Fakültesi'nde 2004-2005 ö¤retim y›l›n›n bafl›ndan itibaren yaflanan çat›flmalarda, gençlik faflist örgütlenmelere izin vermeyece¤ini göstermiflti.
Uflak’ta Faflist Sald›r›
Tutuklamalara Son! Faflist sald›r› ve tutuklamalar Bal›kesir gençli¤i taraf›ndan protesto edildi. 6 Ocak günü Bal›kesir Gençlik Derne¤i, SGD ve BAGEH’li ö¤rencilerin yapt›¤› eylemde "Tutuklamalara Son! Komplolar› Bofla Ç›karaca¤›z" pankart› tafl›nd›. ‹stanbul Üniversitesi’nde yaflanan sald›r› ve ard›ndan 7 ö¤rencinin tutuklanmas›n›n, devrimci yay›nlar›n bas›l›p çal›flanlar›n›n tutuklanmas›n›n protesto edildi¤i bir bas›n aç›klamas› okunan eylem sloganlarla sona erdi.
Türküler De Rahats›z Ediyor!
8 Ocak günü, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde okuyan demokrat bir üniversite ö¤rencisi, faflistlerin sald›r›s›na u¤rad› ve 3 günlük iflgöremez raporu ald›. Uflak Gençlik Derne¤i, dergimize verdi¤i bilgide olay› anlatt›ktan sonra, “F tiplerinden, üniversitelere tüm sald›r›lar devrimci demokrat insanlar› sindirmeye yöneliktir. Arkadafl›m›za sald›ran faflist grup ellerini kollar›n› sallayarak, gruplar halinde dolaflarak yeni bir sald›r› plan› yaparken, 8 Ocak günü saat 23:00 s›ralar›nda 3 demokrat ö¤renci kavgalara kat›ld›¤› gerekçesiyle sokaktan gözalt›na al›nd›lar. Sald›ran faflistler, gözalt›na al›nanlar ise sald›r›ya u¤rayanlar.” dedi. Gözalt›na al›nan 3 kifli ayn› gün serbest b›rak›ld›.
Malatya
lem yapan ö¤renciler, faflist sald›r›y› protesto ettiler. Uflak Gençlik Derne¤i’nin yan›s›ra, DHP, Emek Gençli¤i, ÖDP Gençli¤i, DEHAP Gençli¤i’nin yer ald›¤› eyleme 100 kifli kat›ld›. "Faflizme Karfl› Omuz Omuza", "Faflizmi Döktü¤ü Kanda Bo¤aca¤›z” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde aç›lan dövizlerle faflist sald›r›lara karfl› gençli¤in y›lmayaca¤› hayk›r›ld›. E¤itimSen de aç›klamaya destek verdi.
U fl a k Gençlik Derne¤i’nin ça¤r›s› üzerine 9 Ocak’ta ey-
Bal›kesir Üniversitesi devrimci-demokrat ö¤rencilerinin müzik dinletisi dahi faflistleri ve rektörlü¤ü rahats›z etti. 11 Ocak günü yap›lan etkinlikte faflizme karfl› türküler söyleyen ö¤renciler faflistlerin, toplanarak provokasyon giriflimi ile karfl›laflt›. Faflist-polis-idare iflbirli¤i burada da göze çarparken, fakülte sekreteri "siyasi türkü çalmay›n" diyerek ö¤rencileri uyard›. Ö¤renciler buna karfl›n dinletiye devam ettiler.
Ümit Cihan Tarho An›ld› 7 Ocak 1998’de "oruç tutmad›¤›" bahanesiyle Malatya’da faflistlerce b›çaklanarak katledilen Ümit Cihan Tarho an›ld›. 9 Ocak günü Malatya Gençlik Derne¤i, DEHAP ve Emek Gençli¤i ile SGD’nin Postane önünde düzenledi¤i anma eylemine çok say›da devrimci, demokrat, ilerici ö¤renci de kat›ld›. 100 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada, "Faflizme Karfl› Omuz Omuza, Ümit Cihan Tarho Ölümsüzdür" sloganlar› at›ld›. Daha sonra Ümit Cihan Tarho’nun ailesi ile birlikte mezar›na karanfiller b›rak›ld›. Babas›, o¤lunun mezar› bafl›nda bir konuflma yapt›.
Say› 141 11 16 Ocak 2005
Tüm faflist politikalar›n onaylay›c›s›
ABD’den icazetli politikas›z bir flovmen
IMF’ci Dervifl politikalar›n› uygulayacak sahte solcu lar›n çeflitli biçimlerde sürdü¤ü bir ülkede, halk›n tepkilerini kendi içinde eritebilecek bir “düzen içi muhalefet” olmazsa, “mazallah”(!) bu tepkiler devrimci bir kanala kay›verir, sosyal patlamalar olur...
Bu çürümüfllükten, bu iflbirlikçilikten
“sol alternatif” ç›kar m›? Herkes “CHP’yi aya¤a kald›rmak” için seferber olmufl durumda. Klasik “sosyal-demokratlar”dan gericili¤i, faflistli¤i tescilli burjuva yazarlar›na, TÜS‹AD’dan Genelkurmay’a hatta AB’ye kadar her kesim CHP’yi kendine dert edinmifl durumda. “Bu ülkeye CHP mutlaka laz›m” diyorlar. Ömrü sola ve bu arada CHP’ye muhalefetle geçmifl faflistlerin bile böyle dedi¤i noktada durup düflünmek laz›m. CHP niye bu kadar laz›m ve kime laz›m? Bunun cevab›n› vermek için, CHP’nin ve tüm düzen partilerinin mevcut sistem içindeki yerine k›saca bakmak gerek. “Partiler, demokrasinin vazgeçilmez kurumlar›d›r” deyifli, burjuva politikas›n›n amentülerinden biridir. Oysa, bir sistemin çok partili olmas›yla demokrasi aras›nda do¤rudan bir iliflki yoktur; meseSay› 141 le partilerin ve yönetimin niteli¤indedir. Çok parti12 li olmak, tek bafl›na “demokratiklik” için yeterliy16 Ocak se, ülkemiz 1950’lerden beri demokratiktir! Ama 2005 öyle olmad›¤›n›, bizzat düzenin sahipleri söylüyor. Habire “demokratikleflme” paketleri ç›kar›yorlar da yine yetmiyor. “Çok partili sistem”, oligarflinin demokrasicilik oyunu için vazgeçilmezdir. Çünkü “çok say›da” düzen partisi olmas›, hem faflizmi gizlemenin, hem de kitlelerin tepkilerini, hoflnutsuzluklar›n› düzen partileri içinde eritmenin bir arac›d›r. Ortada kitleleri kendine çekebilecek, kitleler için umut olabilecek bir “düzen içi muhalefet” olmal› Bütün oklar›n ki, kitleler “düzen d›fl› muhagösterdi¤i yollar, lefet”e, devrimcilere yönelAB’ye, ABD’ye ç›k›yor. mesinler. Bütün bu paslanm›fl CHP’nin veya çeflitli döoklar, halk›n s›rt›na nemlerde muhalefete soyunan tüm düzen partilerinin saplanan b›çaklara varl›¤›n›n as›l sebebi budur. dönüflüyor. Bu durum, düzenin her Halkç›l›k, devrimcilik, kesiminin niye CHP’yi “ayaba¤›ms›zl›kç›l›k için, ¤a kald›rmak” için seferber CHP’de de¤il, devrimci oldu¤unu da aç›kl›yor. saflarda birleflin! Açl›¤›n, iflsizli¤in bu boyutlara ulaflt›¤›, emperyalizme ba¤›ml›l›¤›n ülkemizi AB’nin ve ABD’nin bir eyaletine dönüfltürdü¤ü, iflkencenin, katliamlar›n, yasak-
CHP’nin solculu¤u bir aldatmaca, “CHP solculu¤u”nun halka tek sol alternatif olarak sunulmas› oligarflinin bir dayatmas›d›r Halk›m›z›n hala yüzde 15-20’lik bir bölümü, CHP’yi bir seçenek olarak görüyor. CHP’den “halktan yana”, “sol” bir tutum bekliyor, bunun mümkün olabilece¤ini düflünüyor. Burjuvazinin “CHP sorunu”nu ele al›fl› da bu yan›lg›y› pekifltirmeye yöneliktir. “Sol ne yapacak?”, “Solun aya¤a kalkmas›”, “Türkiye siyasetinin sol kanad›”... deyiflleriyle tart›fl›lan sadece ve sadece CHP’dir. Bütün bu yay›nlarla halka, e¤er “sol” bir seçenek istiyorsan›z, “sol CHP’dir, bundan baflka sol yok” düflüncesi empoze ediliyor. Düzenin dayatt›¤› “sol” reddedilmelidir. Sol, ilerici, demokrat kayg› tafl›yanlar, sol politikalardan umut bekleyenler, gözlerini CHP’ye de¤il, devrimcilere dikmelidir. “Solu aya¤a kald›rmak” isteyenler, çürümüfl, kokuflmufl bir düzen partisine de¤il, devrimci örgütlenmeye omuz vermelidirler. Bugün, ba¤›ms›zl›ktan, hak ve özgürlüklerden yana olmak anlam›nda sol olmak, devrimciliktir.
Emperyalizme tek kelime söyleyemeyen, faflizmin politikalar›n› tart›flamayan bu adaylar m› “sol”u aya¤a kald›racak? Baykal’› tarife gerek yok. CHP’nin bafl›nda bulundu¤u tüm dönemlerde, emperyalizmin ekonomik, siyasi dayatmalar›na direnmemifl, faflizmin halka karfl› tüm politikalar›na onay vermifl, halk›n açl›¤›n›, yoksullu¤unu kendine dert edinmemifltir. Sar›gül, ABD icazetiyle sahneye ç›kan, ayn› anda hem tekelci burjuvaziye hem halka, hem emperyalistlere hem ulusalc›lara, hem islamc›lara hem laiklere mavi boncuk da¤›tan ikiyüzlülü¤ü karakteri haline getirmifl bir burjuva politikac›d›r. Hiçbir konuda aç›klanm›fl politikas› yoktur. Herkese mavi boncuk da¤›tarak, dalkavukluk yaparak, Amerikan tarz› flovlarla iktidar koltu¤una oturmaktan baflka bir fley düflünmüyor. O koltu¤a oturduktan sonra, emperyalizmin merkezlerinden esen rüzgara göre politikalar uygulayacakt›r. Bir de Baykal ve Sar›gül’e karfl› daha sol görünümlü bir aday olarak sahneye ç›kar›lan Zülfü Li-
vaneli var. “Ulusalc›” Baykal var. “Amerikanc›” Sar›gül var; eh bu yar›fla bir de “özgürlükçü, solcu” bir aday laz›md›. Livaneli de bu bofllu¤u doldurdu. Livaneli, özgürlükçülükten, CHP’nin “tuzu kurular›n partisi”ne dönüfltü¤ünden, ezilenlerin sesi olmas› gerekti¤inden söz ederek bu sol görünüm üzerinden politika yap›yor. Ama bunun bir “imaj”dan baflka bir fley olmad›¤›n› da yine bafltan kendisi ortaya koydu. ‹smi bafltan IMF memuru Kemal Dervifl’in ismiyle özdeflleflerek gündeme geldi. Bu bir spekülasyon de¤il, gerçekti. Bir televizyon kanal›nda kendisine sorulan “Dervifl’in emanetçisi misiniz?” sorusuna hay›r dedi ama hemen arkas›ndan flunu ekledi: “Tabii de¤erli bir arkadafl›m›z, hükümetimizde yeralacak, ekonominin bafl›nda olacak...” Ekonominin bafl›na Dervifl’i koyacak, yani IMF talimatlar›n› harfiyen uygulamaya devam edecek bir CHP. ‹flte, seçilirse Livaneli’nin CHP’si de böyle olacak. Hem IMF’ci, hem solcu! Hem Dervifl’i ekonominin bafl›na getirecek, hem bu ekonomi politikalar›n›n ezdi¤i yoksullar› savunacak!!! Mümkün mü?.. Livaneli’li bir CHP; oligarflinin CHP üzerinden sürdürdü¤ü aldatmacay› daha da pekifltirecektir.
CHP tart›flmas›, “solun” tart›flmas› de¤il, düzenin istikrar› tart›flmas›d›r. Gerçek solcular, CHP’nin sahtekar solculu¤unu a盤a ç›karmal›d›r! CHP baflkanl›k yar›fl›nda, emperyalistlerden oligarfliye, CHP’nin temsilcisi oldu¤u çeflitli kesimlere kadar birçok kesimin hesaplar› var. CHP, siyasal misyonu itibariyle oligarflinin partisidir; fakat CHP bünyesinde orta burjuva, küçük-burjuva kesimler de vard›r ve bu kesimler de kendi talepleriyle, kadrolar›yla CHP içinde hakim olma kavgas› vermektedirler. Bu kavgan›n ba¤›ms›zl›kç›larla, Amerikanc›lar aras›nda geçti¤i bir aldatmacad›r; keza ayn› flekilde “sol” ad›na verilen bir kavga da yoktur baflkanl›k yar›fl›nda. Bu nedenle, hala CHP içinde olan yurtseverlerin, anti-faflistlerin önündeki görev, bu aldatmacaya prim vermek de¤il, sol ad›na oynanan sahtekarl›¤a tav›r almakt›r. Bu iflbirlikçilerin solu temsil edemeyece¤ini, bu politikalar›n halkç› politikalar olmad›¤›n› teflhir etmektir. Devrimcileri yoketmek, tecrit etmek için harcanan çabalar›n karfl›s›na dikilip, yurtsever, demokrat CHP’lileri devrimcilerle birlefltirmek için çaba sarfetmelidirler. Bu çürümüfllükten, faflist düzenin suç ortakl›¤›ndan, IMF iflbirlikçili¤inden “sol bir alternatif” ç›kmayaca¤›n› art›k herkes görmelidir.
Erdo¤anlar’›n Gerdanl›k Karfl›s›nda Eriyen Ahlak› Rusya’ya ziyarette bulunan Tayyip Erdo¤an, çarl›k hanedanl›¤›n›n elmaslar›n›n sergilendi¤i bölümü gezerken, “çok yaklaflmayay›m ahlak›m bozulur” sözlerini sarfediyor. Ertesi günü ise, bütün bas›n yay›n organlar›nda flu haber geçiyor: Ünlü bir kuyumcuya giden Emine Erdo¤an, kendisine hediye edilen 30 bin dolarl›k gerdanl›¤› ald›. Ancak gerdanl›¤›n bu kadar pahal› olmas› nedeniyle Türkiye’ye döndüklerinde geri iade etme karar› ald›lar... Demek ki, ahlak üzeri p›rlantalarla süslü 30 bin dolarl›k gerdanl›¤› görünce mum gibi erimifl. Tayyip Erdo¤an’›n içine sinmemifl. Haz›ms›zl›k yaratt› anlafl›lan. Moskova’da kabul et, Ankara’da iade etme karar› al! E¤er olay bas›na yans›masa, elefltirilmese hiçbir sorun olmayacakt›. Kimbilir kimlerden bu tür ne “hediyeler” al›p iç ettiler. Görgüsüzlük, ars›zl›k, rüflvete bu kadar aflinal›k, avantac›l›k art›k dip noktas›na ulaflt›. Bu kaç›nc› “hediye” rüflveti! Düflünün ki, bunlar müslüman, üstelik en “koyusundan”! Ama sicilleri kabar›k. Üstelik Emine Han›m, kendini hanedan›n sultan› zanneden bir han›mefendi! Özal hanedanl›¤›n›n islamc› k›l›f›na bürünmüfl halini sergiliyor Erdo¤anlar. Ne müslüman olabilirler, ne namuslu.
‘‹ndirim’ dedi¤iniz böyle olur! Petrolü rekabete açt›, art›k ucuzluk olacak propagandalar› sonucunda, hafta bafl›nda TÜPRAfi’›n rafineri ç›k›fl fiyatlar›nda yapt›¤› yüzde 4.6'l›k indirimin üzerinden bir hafta geçmeden, yüzde 11.6-12 oran›nda zam yap›ld›. ‹ki kurufl indirip befl kurufl bindirdiler k›saca. Ekonomi politikas›n› sahte bahar havalar› estirme üzerine oturtan iktidar, günübirlik durumu kurtarmaya çal›fl›yor. Yalan, en büyük silah› durumunda. Köylülerin karfl›s›nda, onlara nas›l yard›m yapt›klar›n› anlat›p, itiraz edenleri azarlayacak kadar ars›z bir iktidarla karfl› karfl›yay›z. Petrolde yaflanan, iktidar›n de¤iflik ürünlerde zaman zaman propagandas›n› yapt›¤› indiriminin ne menem bir fley oldu¤unu gösteriyor.
Say› 141 13 16 Ocak 2005
‹ki kelime: “TECR‹T KALKSIN!”
direniflimizin
5.
y›l›nday›z HÜCRELER‹ YIKACA⁄IZ!
Sakin ve kararl› ad›mlarla yürüdü kald›r›m›n hemen bitti¤i yerde bafllayan çimenlere do¤ru. E¤ildi, cebinden ç›kard›¤› katlanm›fl ka¤›d› aç›p tam köfleye koydu, üzerine de zarf› yerlefltirdi. Gözleri gayri ihtiyari ka¤›d›n üzerinde yaz›l› o iki kelimeyi okudu yeniden. Do¤ruldu ve meydan›n ortas›na do¤ru yürümeye bafllad›. Son kez bafl›n› çevirip geriye b›rakt›klar›na bakt› “acaba bir fley unuttum mu?” dercesine. Hay›r eksik bir fley yoktu. Her fley o iki kelimedeydi. Yürüdü. Meydan›n ortas›na yak›n bir yerde durup, h›zla yan›c› s›v›y› üzerine döktü ve ayn› h›zla çakma¤›n› ç›kar›p çakt›... Kimbilir, elindeki çakmak bir yoldafl›n›n arma¤an›yd› ona belki, son düflündü¤ü o yoldafl› olmufltu... Biraz sonra “olay yerine” gelen gazeteciler iki foto¤raf çektiler peflpefle. Önce yüzde sekseni yanm›fl bir bedenin ve sonra çimler üzerine b›rak›lm›fl bir ka¤›d›n foto¤raflar›n›. Külle kapl› bedenin kolu yana uzanm›flt› ve iki parma¤› zafer iflaretinde kilitli kalm›flt›. Ve toza bulanm›fl yeflil çimenlerin üzerine b›rak›lm›fl ka¤›tta iki kelime yaz›yordu:
TECR‹T KALKSIN!
118. flehit! ZULME BOYUN E⁄M‹YORUZ!
Direniflin bayra¤› DHKP/C Davas› Tutsaklar›
Sevgi ERDO⁄AN Ölüm Orucu Ekibi’nde Sevgi Erdo¤an Ekibi ilk flehidini verdi: Sergül Albayrak Sevgi’nin bayra¤›n› Taksim’in ortas›nda dalgaland›rarak ölümsüzleflti...
Bazen binlerce kelime yetmez anlatmaya; bazen iki kelime her fleyi anlat›r. Sergül Albayrak yoldafl›m›z fedaya haz›rlan›rken, bugüne kadar yap›lm›fl yüzlerce aç›klamay›, geride b›rakt›¤› mektuplar› iki kelimede özetlemiflti: TECR‹T KALKSIN! Bir dosya ka¤›d›na yaz›lm›flt› iki kelime. Büyükçe bir pankart da olabilirdi. O böyle tercih etmiflti. Her fley yal›n olmal›yd›. Elindeki çakma¤›n atefli kadar yal›n. Kendisiyle birlikte 118 devrimcinin ölümü göze al›fl› kadar, düflünceleri, inançlar› kadar yal›n... Yal›nd› her fley; 26 yafl›ndaki bir genç k›z›m›z›n düflünceleri, inançlar› u¤runa kendini feda edifli üzerinde tart›fl›lmaz bir gerçekti. “Ya düflünce de¤iflikli¤i, ya ölüm” diyen faflist politika, tart›fl›lmaz bir gerçekti. Bu faflist dayatmadan sonuç alabilmek için uygulanan TECR‹T aç›kt›. Sergüller’in, s›n›f mücadelesinin olanca keskinli¤i ve yal›nl›¤› içinde “Ya Zafer, Ya Ölüm!” diyerek bu politikan›n önünde 118 flehitle ördükleri barikat da tart›fl›lmaz bir gerçektir. Her fley Sergül’ün feda eylemindeki iki kare resim kadar nettir. Çok fley mi istiyordu Sergül? Bir aç›dan bakarsan›z hay›r! Bir baflka aç›dan bakarsan›z, evet! Hay›r; çünkü tek bir talep vard›r ortada: TECR‹T KALKSIN! ‹nsanl›ktan ç›kmam›fl hiç kimsenin savunamayaca¤› ve savunamad›¤› bir uygulamad›r tecrit. Kendinizi Nazilerle özdefllefltirmedikçe savunamazs›n›z da. Beyninin bir Nazi gibi çal›flt›¤›ndan çok emin
oldu¤umuz Adalet Bakan› Cemil Çiçek bile, halk›n karfl›s›nda savunam›yor tecriti. “Tecrit yok” diye inkara s›¤›n›yor. Tecrit kalks›n diyoruz; tecritin alt›nda olmad›¤›m›z insanca yaflam koflullar›n› talep ederek, en demokratik, en meflru hakk›m›z› istiyoruz. Ama bir baflka aç›dan bakarsan›z, bu iki kelimelik taleple “çok fley” de istiyoruz. Bunu söylerken, düflüncelerimizle, inançlar›m›zla yaflamak istedi¤imizi söylüyoruz. Savundu¤umuz, can›m›z pahas›na korudu¤umuz düflüncelerimiz, ki emperyalizmin ve oligarflinin yeryüzünden silmek istedi¤i düflüncelerdir. ‹ki kelime iflte bu noktada dünya çap›nda bir anlam kazan›yor; halklar›n yüzlerce y›ll›k mücadelesini kapsar hale geliyor. Tecrite karfl› direnirken, umudu yoketmek, devrimi silmek politikas›na karfl› direniyoruz. Tecrit üzerine kavga, 5 y›ld›r sürüyor. Biz daha kararl›, daha güçlüyüz bu kavgada. Çünkü Sergüller’imiz var. Tarihin en koyu sansürüne ra¤men, Sergül’ün “盤l›¤›” ulafl›yor kulaklara. ‹ki kelimelik ka¤›t, kaz›n›yor tarihe. Kimse görmezden gelemezdi, çünkü Sergül’ün bedeninden yükselen alevler ayd›nlat›yordu o iki sat›r›. Bir gece vakti da¤lar›n karanl›k doruklar›na alevlerden yaz›lm›fl bir yaz›yd› o. Parlakl›¤›n› Sergül’ün bedeninden ç›kan alevlerden alan fosforlu bir yaz›yd›... Alevleri görmemek için gözünü kapatanlar›n gözkapaklar›n› yakar, parlakl›¤› görmezden gelenin gözünü al›rd›... ‹stanbul’da yafl›yorsan›z e¤er, Taksim’den geçiflinizde Sergül’ün o ka¤›d› b›rakt›¤› yere bak›n; iki kelimenin oraya bir daha kaz›nmamak üzere nakfloldu¤unu göreceksiniz. Havada Sergül’ün bedeninden yay›lan yan›k kokusunu duyacaks›n›z. Kültür Merkezi’nin, büyük otellerin camlar›nda alevlerin flavk›n› fark edeceksiniz. Tarihe, topluma, co¤rafyaya, haf›zalara böylesine kaz›nan bir direniflin sesini hangi sansür bo¤abilir? Kanla, feda ateflleriyle, açl›kla yaz›lan bu tarihi kim silebilir? Katliam ve Tecrit Bakanl›¤›’n›n “hapishaneler huzur içinde” demagojileri, düzenin icazetinden milim d›flar› ç›kamayan siyasi korkaklar›n “gündemimiz de¤il” safsatalar›, direnifl kaçk›nlar›n›n “yenilgi” teorileri, hiçbiri “Ya zafer, ya ölüm” kararl›l›¤›yla yürüyen Sergüller’in önünde duramaz.
Oradalar ‘Duydunuz mu?’ sorusu hala orada 5. y›l›na giren direniflin kararl›l›¤›yla oradalar. O¤ullar›n›, k›zlar›n›, efllerini sahiplenme kararl›l›¤›yla oradalar. Polisin çad›rlar›n› sökmesine, battaniyelerine el koymas›na ra¤men oradalar. Geçen hafta yine oradayd› tecritin koruyucular›. TAYAD’l› Aileler’in parka yerlefltirmek için “Hapishanelerde 118 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?” yaz›l› bir döviz açmas› üzerine kalabal›k halde parka gelen sivil polisler aileleri gözalt›yla tehdit ettiler. Ailelerin de¤iflmeyen karal›l›¤› üzerine geri çekilmelerine ra¤men parktan ayr›lmayarak çevrelerinde taciz etmeye devam ettiler... Tecriti, zulmü ve direnifli anlatmaya devam eden TAYAD’l›lar hala oradalar. Say› 141
Öldürdükçe huzur bulanlar Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ankara’da tutuklular›n ürünlerinin sergilendi¤i bir sergide, Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’yla tecritin a¤›rlaflt›r›ld›¤› elefltirilerine “çok flükür uygulanan sistemle cezaevleri huzur bulmufltur” diye karfl›l›k vermifl. Sadece son dört y›l içinde 118 tabutun ç›kt›¤› hapishanelerden söz ediyor Adalet Bakan›. Öldürdükçe “huzur buluyor” anlafl›lan hapishaneler. 12 Eylül cuntas›n›n ad› da “huzur ve istikrar” harekat›yd›. ‹nfazlar, iflkenceler, kay›plar hep “huzur” içindi. Egemen s›n›flar›n huzurdan anlad›¤› bu. Halka, devrimcilere reva gördükleri huzur, iflkenceli ölüm hücreleridir. Bak›n o “huzur”u kendileri nas›l de¤erlendiriyor? Bir milletvekili Çiçek’e 9 metrekarelik odalar›n›n küçüklü¤ünden flikayet edip “F tipi cezaevlerinin büyüklü¤ü ne kadar?” diye soruyor. "40 metrekare" cevab›n› veren Çiçek bafll›yor F tipini anlatmaya... Milletvekili, F tipinin özelliklerini dinledikten sonra, "Aman say›n bakan›m. Oras› büyük olabilir ama Allah düflürmesin..." diyerek konuyu kapat›yor. (11 Ocak 2004, Yeni fiafak) Asl›nda tart›flt›klar› kendi huzurlar›d›r. Devrimciler tecrit hücrelerinde tutuldukça kendilerini huzurlu hissediyorlar. Hapishanelerin ne kadar “huzurlu” oldu¤u ayr› bir konu, ancak Cemil Çiçek’in kendisi asla huzurlu olamayacak. Sergül’ün b›rakt›¤› üzerinde “tecrit kalks›n” yaz›l› o ka¤›t bile Çiçek’in tüm gecelerinin ve gündüzlerinin huzurunu kaç›rmaya yetecektir.
15 16 Ocak 2005
Gazi'de, Nurtepe'de, Alibeyköy'de HÖC'lülere “merkezi olarak” sald›r›ld›!
SALDIRIDAN DEHAP SORUMLUDUR! DEHAP Sald›r›y› Üstlenecek mi? Yoksa Sald›r›y› Düzenleyen Provokatörleri Aç›klayacak m›? 8 Ocak’ta Gazi, Nurtepe ve Alibeyköy’de DEHAP’l›lar, HÖC’e karfl› sald›r›ya geçtiler.
Say› 141 16 16 Ocak 2005
Gazi halk› an›nda toplanarak provokasyon sald›r›s›n› durdurdu. Gazi halk›, “Cephe flafl›rma, sabr›m›z› tafl›rma” sloganlar›yla yürüyen k›flk›rt›lm›fl, esnaf›n camlar›n› k›r›p döken gençlerin karfl›s›na “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i, Yaflas›n Halk›n Adaleti” sloganlar›yla ç›kt›. Devrimciler, toplanan Gazi halk›na yapt›klar› konuflmada “fiiddetten yana olmad›klar›n›, ama devrimci fliddeti gerekirse kullanacaklar›n›, ancak bu yürüyüflün provokasyon amaçl› oldu¤unu, arkas›nda kimlerin oldu¤unun araflt›r›laca¤›n›” belirterek, provokatörlere karfl› öfke dolu halk›n evlerine çekilmesini istemifllerdir. Provokatörler, Nurtepe ve Ali-
beyköy’de de ayn› halk tavr›yla karfl›laflt›lar. Ayn› “sabr›m›z› tafl›rma” slogan›yla ortaya ç›kan grup, Nurtepe halk›n›n tepkileri üzerine geri çekilmifltir. Alibeyköy’de de Cengiz Topel Caddesi’nde toplanan DEHAP’l›lar›n provokasyonu üzerine, yaklafl›k 150 kifli an›nda toplanarak tepki göstermifl ve provokasyon sald›r›s›na izin vermemifllerdir. Ertesi gün DEHAP ‹l Yönetimi’nden birkaç kifli, Gazi’de esnaflar› dolafl›p “sald›ranlar›n bizimle ilgileri yok, araflt›r›yoruz, cezaland›raca¤›z” benzeri sözler sarfetmifllerdir. Sald›r›ya karfl› tepkilerini gelenlere de ifade eden esnaf›n “derne¤e gidip özür dilediniz mi?” sorusu üzerine ise, “bizi ayaklar›na ça¤›r›yorlar, o nedenle gitmedik” diyerek abes, sorumluluk ve ciddiyetten uzak bir cevap vermifllerdir.
HALKIMIZA 8 Ocak Pazar günü akflam saatlerinde kendilerine “yurtsever gençlik” diyen ve ço¤u Karayollar› semtinden gelmifl yaklafl›k yüz kiflilik bir grup, ‹stanbul Gazi Mahallesi’nde halka ve HÖC'lülere sald›rd›. “Gazi'de HÖC ve çevresinin ne kadar kurumu varsa basacaklar›n›” söyleyerek harekete geçen grup, Gazi caddelerinde “Yurtsever gençlik ayakland›... PKK burada Cephe nerede... Cephe flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma...” fleklinde sloganlar atarak önce bir pasaja girmifl, orada dükkanlar›n camlar›n› indirmifl, sonra da Gazi Temel Haklar Derne¤i'ne do¤ru
HÖC’lülerle görüflmekten ise kaç›nm›fllard›r. DEHAP’l›lar bir yandan halk›n tepkisi karfl›s›nda “bizle ilgileri yok, araflt›r›yoruz” derken, öte yandan gerçek anlamda sorumlulu¤u üstlenmekten kaçmaya çal›flan manevralara baflvurmaktad›r. Sald›r› merkezi ve çapl› bir sald›r›d›r. E¤er kan dökülmemiflse, bu HÖC’lülerin ve halk›n sa¤duyusuyla sa¤lanm›flt›r. Ciddi olunmal›d›r. Haklar ve Özgürlükler Cephesi, 13 Ocak’ta yapt›¤› “Sald›r›dan DEHAP Sorumludur” bafll›kl› 65 No’lu aç›klamas›yla geliflmeleri halka aç›klayarak, DEHAP yönetimini sorumlulu¤u üstlenmeye, provokatörleri a盤a ç›karmaya, cezaland›rmaya, halktan ve HÖC’ten özür dilemeye ça¤›rm›flt›r. Afla¤›da bu aç›klamay› sunuyoruz.
yürüyüfle geçmifllerdir. Kendilerini durdurmaya çal›flan esnafa küfür ve hakaretlerle karfl›l›k veren, ço¤u maskeli, silahl›, ellerinde döner b›çaklar› olan grup, Gazi halk›n›n kucaklar›nda çocuklar›yla, ifl önlükleriyle hemen toplan›p karfl›lar›na ç›kmas› üzerine sald›r›s›n› durdurmak zorunda kalm›flt›r. Ayn› gün, ayn› saatlerde, ayn› sloganlarla Nurtepe ve Alibeyköy'de de sald›r›lar yap›ld›.
Sald›r› merkezi, planl› ve organizedir! Üç ayr› semtte, ayn› saatte, ayn› sloganlarla
HÖC'lülere karfl› sald›r›ya geçilmifltir. “Karanl›k eller”, “meçhul kifliler” edebiyat› yapmayacak ve yapt›rmayaca¤›z. “Körebe” oynamayaca¤›z, oynanmas›na da izin vermeyece¤iz. Sald›ranlar DEHAP örgütlülü¤ü içindekilerdir. Sald›r›, Kürt milliyetçilerinin devrimcilere karfl› Yunanistan'›n Lavrion Kamp›’nda gerçeklefltirdi¤i sald›r›n›n devam›d›r. Sald›r›lardan DEHAP'› sorumlu tutuyoruz. DEHAP merkezi ve il-ilçe örgütleri, “hay›r biz yapmad›k” diyorlarsa, ‹stanbul'un semtlerini, yollar›n› dahi bilmeyen fi›rnak'tan, Hakkari'den gelmifl yurtsever Kürt gençlerine bu talimat› kim verdi, onlar› yalanlarla k›flk›rtarak HÖC'lülerin üzerine kim sald›rtt›? DEHAP bu provokatörleri Kürt ve Türk halk›na aç›klamak zorundad›r. “Ben yapt›m oldu” mant›¤›yla, “haberimiz yok”, “bakar›z, araflt›r›r›z”, “arkadafllar bizden habersiz yapm›fllar” diye karfl›m›za ç›kmas›n kimse. Oyuna son! Bu yöntemler bitti, t›kand› art›k. DEHAP'l›lar bunu görmelidir. Bizden ö¤renmeniz flart de¤il, yaflananlardan ö¤renin. Devrimcilere yönelik kaç sald›r› bu tür aç›klamalarla geçifltirildi? 1978'den beri sald›rmad›¤›n›z tek bir grup kalmam›flt›r. Bu sald›r›larda kaç kifli öldü, kaç kifli yaraland›, kaç yer bast›n›z... Onlarca m›, yüzlerce mi diyelim, biz bilmiyoruz. Peki sonuçta ne kazand›n›z? Yan›n›zdaki yörenizdeki herkesi kullanma mant›¤›yla hareket ettiniz, politikalar›n›za tabi olmayan herkesi ise, ajanl›kla, hainlikle suçlad›n›z. Bu kurnazl›kla çevrenizde kaç dostunuz kald›, bir bak›n! Biz devrimciyiz unutmay›n. Sald›r›p sindirdiklerinizle bizi kar›flt›rmay›n. Bu provokasyonlarla sonuç alamazs›n›z. Ortal›¤› kan gölüne de çevirseniz, sonuç alamazs›n›z. Do¤rular›m›z› her koflul alt›nda savunduk. Gazi'de, Alibeyköy'de, Nurtepe'de, Yunanistan'da sald›rd›n›z, “güç gösterdiniz”! Ne yapabilirsiniz baflka; bask›nlar m› yapars›n›z, yapabilirsiniz, öldürür müsünüz, evet, kan›m›z› da dökebilirsiniz. Ama biz devrimciyiz, devrimci düflüncelerimizi savunmaya devam ederiz. Sak›n ha! Üç befl y›l sonra, bu sald›r›lar için de “çeteler yapt›” demeyin. E¤er çetelerse, flimdi, bugün a盤a ç›kartacaks›n›z. Yar›n “geçmiflinizi” temizlemek için “çetelere” s›¤›nmak zorunda kalmay›n. Çeteler yapm›flsa DEHAP, bugün hemen bu çeteleri a盤a ç›kart›p, halk önüne ç›kartmal›d›r. Aksi halde DEHAP sald›r›n›n sorumlular›n› gizliyor olacakt›r. Bu provokasyonu DEHAP'›n yapt›¤› kesinleflecektir.
Sald›r› DEHAP taraf›ndan merkezi olarak m› gerçeklefltirilmifltir, yoksa içinizdeki provokatörler taraf›ndan m›? Bunun cevab›n› hemen halka aç›klamak zorundas›n›z. Bu aç›klanmad›¤› sürece, sald›r›n›n sorumlulu¤u DEHAP'›n üzerinde olacakt›r.
Provokasyon, provokatörlerin elinde kalm›flt›r! Gazi'yi tan›maz, Gazi'nin tarihini bilmez yüz kifli, Gazi'nin her soka¤›nda kan› olan devrimcilere karfl› sloganlar at›p yürüyor. fiu anlay›fla bak›n; nas›l aldat›lm›fl, nas›l k›flk›rt›lm›fllar, nas›l talimat verilmifl ki, bir pasaja girip dükkanlar›n camlar›n› k›r›yor... Daha k›r›p dökecek, ama... karfl›s›nda Gazi halk›n› buluyor. Sald›r›y› merkezi olarak planlam›fllar, ama oran›n Gazi oldu¤unu unutmufllar. Orada y›llard›r oligarflinin her türlü bask›s›na, zulmüne, provokasyonlar›na karfl› direnen, ayaklanmalar yarat›p bir ayaklanmada 17 flehit verdi¤ini, Gazi'nin mezarl›¤›n›n devrimcilerin mezarlar›yla dolu oldu¤unu unutmufllar. Sald›rd›n›z ve cevab›n›z› halktan ald›n›z. Birkaç dakika içinde 600'ü aflk›n Gazi’li topland› karfl›n›zda. Esnaflar kepenklerini kapat›p, kad›nlar ocaklar›nda yemeklerini b›rak›p, gençler sohbetlerini, ifllerini bölüp geldiler. Gazi halk› provokasyon için sald›ranlar›n karfl›s›na dikilip “GEÇEMEZS‹N‹Z!” dedi. Halk›n barikat›na çarpt›n›z. Gazi halk› ve HÖC'lüler bir kafl›k suda bo¤abilecekleri provokatörler karfl›s›nda sa¤duyulu davrand›lar. Çat›flmaya izin vermeyip, kovmakla yetindiler. DEHAP'›n (veya içindeki provokatörlerin) devrimcilerin üzerine sald›¤› gençler de geri çekildiler.
Neden sald›rd›lar? Bu sorunun Gazi'deki, Alibeyköy'deki, Nurtepe'deki veya Türkiye'nin veya Avrupa'n›n baflka herhangi bir yerindeki bir olayla, geliflmeyle ilgisi yoktur. Hiçbir yerde, bir çat›flmaya yolaçabilecek herhangi bir sorun yaflanmam›flt›r. DEHAP “var” diyorsa, bunu halka aç›klamal›d›r. Sözkonusu semtlerde halk› toplayal›m, DEHAP aç›klas›n. Desin ki, “HÖC'lüler, flu zamanda, flu yerde, flunu yapm›fllard›r... ondan dolay› sald›r›lm›flt›r...” Desinler ki, “HÖC'lüler, flu tarihte, flu yerde, bizim mücadelemize flöyle zarar vermifl, bizi flöyle engellemifllerdir...” Herhangi bir yerde bir sorun olmuflsa, bunun
Say› 141 17 16 Ocak 2005
çözüm yöntemi de üç semtte ayn› anda, ayn› sloganlarla, silahlarla, döner b›çaklar›yla sald›r›ya geçmek de¤ildir, ama bunu bir yana b›rak›yoruz, neden ve niçin sald›rd›klar› konusunda kurabilecekleri tek bir cümle varsa, onu dinlemeye haz›r›z. Ama yoktur. Bu, flu veya bu olaydan dolay› de¤il, bir anlay›fla yönelik sald›r›d›r. Bu nedenle flu veya bu semtle, flu veya bu olayla ilgisi olmay›p, merkezi olarak planlanm›fl bir provokasyon sald›r›s›d›r. Tek somut gerçek, devrimcilerin Kürt milliyetçi hareketinin çizgisine tabii olmamas›d›r. Devrimcilerin, devrim ve sosyalizmi temel alan elefltirileri onlar› rahats›z etmekte, dahas›, devrimci hareketi kendi politikalar›n›n önünde ideolojik bir engel olarak görmektedirler. Tek somut gerçek, Kürt milliyetçi hareketinin “oligarfliye güven verme” politikas› izledi¤idir. Bu ülkede kim oligarfliye güven vermeye çal›flm›flsa, devrimcilere sald›rm›fl, provokasyonlar düzenleyip devrimcilerle aras›ndaki mesafeyi büyütmüfltür. Say› 141 18 16 Ocak 2005
Hay›r, sald›r›n›n nedeni bu de¤il deniyorsa, o zaman “baflka bir neden” aç›klamal›d›rlar.
Halk ve devrimciler, provokasyonun önünde barikat olmal›d›rlar! Gazi halk›! Say›s›z sald›r›dan, provokasyondan aln›n›z›n ak›yla ç›kt›¤›n›z gibi, bu provokasyon sald›r›s›n› da durdurmay› bildiniz. Gazi'nin onuruna, devrimci gelene¤ine uygun davrand›n›z. Provokasyonu bozarak, bir çat›flmaya engel olarak tüm emekçi halk için bir kez daha örnek oldunuz. Halk›m›z, Gazi'yi örnek alarak, nerede olursa olsun, provokasyonlara izin vermemeliyiz. Provokatörlü¤ün önüne halk barikat› kurmal›y›z. Hiç kimse unutmas›n; 12 Eylül öncesi “sol içi” çat›flmalar da böyle bafllam›flt›r. Bu konuda duyarl› ve sorumlu olmas› gerekenlerin bafl›nda sol vard›r. Sorsunlar, araflt›rs›nlar, bu sald›r›lara “gerekçe” olarak gösterilebilecek tek bir neden ç›kmayacakt›r karfl›lar›na. Üç ayr› yerde, ayn› anda ortaya ç›kmad› herhalde sorun! Tarz ortadad›r. Bu tarz›n 1978'den bu yana hangi mant›¤›n ifadesi oldu¤u ortadad›r. Kürt milliyetçi hareketi hangi demokrasiden, hangi demokratl›ktan söz ediyor? Bu sald›r›s›yla, ben demokrasiden anlamam, ben demokrat de¤ilim, ben ‹stanbul'un yolunu dahi bilmeyen gençleri aldat›r, k›flk›rt›r ve despotik otoritemi böyle kurar›m demektedir. Bu tavr›n, devrimcilikle, demokratl›kla, demokrasi ile hiçbir ilgisi
yoktur. Bu tavr›n örneklerine 26 y›ld›r tan›k oluyoruz. Daha yak›n zamanda Dersim'de tan›k olduk. O halde tereddüte yer yoktur. Hiçbir hesaba, kitaba da yer yoktur. Tav›r net olmal›d›r. Solun üzerine düflen tarihi sorumluluk budur.
Bu sald›r›dan DEHAP merkezini, il örgütlerini sorumlu tutuyor ve aç›klama bekliyoruz. DEHAP'l›lara flunu bir kez daha hat›rlatmal›y›z; devrimcili¤i unuttu¤unuz, devrimcili¤in safl›¤›n› kaybetti¤iniz için, burjuvazi gibi düflünüyor, bu yöntemlere baflvuruyor, bir burjuva gibi sald›r›p sindiririz hesab› yap›yorsunuz. Hiçbir sald›r› bizi y›ld›ramaz. Teslim alamaz. Gazinin sokaklar›nda bizim kan›m›z vard›r. Düflüncelerimiz u¤runa çok öldük, yine ölürüz. Herkes bu gerçe¤i çok iyi bilir. Biz devrimciyiz ve bu safl›¤›m›z› hep koruyaca¤›z. Bu gençleri kim k›flk›rtt›, kim kullan›p üç mahallede birden sald›r›ya geçirdi? Bu cevaps›z kalmas› mümkün olamayacak bir sorudur. Bu cevab› DEHAP yönetimi verecektir. Sald›r›da kulland›¤›n›z o gençler de yar›n sizi suçlayacaklard›r. Gerçe¤i mutlaka göreceklerdir. Üzerine sald›rtt›¤›n›z HÖC'lülerin Gazi'nin her soka¤›nda kan izlerinin oldu¤unu, bu kan›n oligarfliyle savafl›rken döküldü¤ünü ö¤reneceklerdir. O gençleri aldatmay›n, k›flk›rtmay›n. E¤er bir fley yapacaksan›z, bafl›na kendiniz geçip yap›n. Bu sald›r›, gerekçesi aç›klanamayan, üstlenilemeyen korkakça bir sald›r›d›r. Tekrarl›yoruz, bizi suçlad›¤›n›z tek bir cümleniz varsa, gelin halka aç›klay›n. Varsa cesaretiniz gelin, halk önünde anlat›n sald›r› gerekçenizi. Ama “HÖC'lüler bize karfl› flurada, flu zaman flunu yapt›” diye kurabilece¤iniz tek bir cümle olmad›¤› için halk›n karfl›s›na da ç›kamazs›n›z. Korkakl›k buradad›r. Düflünce korkakl›¤›d›r bu; halk›n karfl›s›na ç›k›p neyi söyleyecek, neyi tart›flacaks›n›z? Biz yine de ça¤r›m›z› tekrarl›yoruz. Sonuç olarak; üç semtte birden halka ve devrimcilere karfl› gerçeklefltirilen bu provokasyon sald›r›s›ndan DEHAP'› sorumlu tutuyoruz, “hay›r biz yapmad›k” diyorsa, provokatörleri istiyoruz! Aç›klamal› ve cezaland›rmal›d›r. Ve buna ba¤l› olarak da Gazi, Alibeyköy ve Nurtepe halk›ndan ve Haklar ve Özgürlükler Cephesi'nden özür dilemelidir.
Haklar ve Özgürlükler Cephesi
Devletin ‘Vatansever’ Mafyac›s› Çak›c›’n›n Devlete fiantajlar› Devletin faflist mafyac› Alaattin Çak›c›’y› kullan›rken, onun da, s›rt›n› devlete yaslayarak ifllerini sürdürdü¤ü bilinir. “M‹T’in Çak›c›’ya görev verdi¤i” haberleri de, bu yasad›fl› kirli iliflkileri mazur göstermenin araçlar›d›r. 8 Ocak tarihli Vatan Gazetesi’nde yay›nlanan “Ben de Yarg›tay'a Dursun Karatafl golü ataca¤›m” bafll›kl› habere göre; Çak›c›’ya iliflkin soruflturmada ifade veren Nizamettin Özo¤ul adl› emekli polis de, Çak›c›’n›n bir telefon mesaj›ndan sözederek bu “görevin” alt›n› çiziyor. Buna göre; Çak›c› Yarg›tay’da cezas›n›n onanmas›n›n ard›ndan M‹T’çi Kaflif Kozino¤lu'na "intikam alaca¤›m" mesaj› geçerek, “10 gün sonra Dursun Karatafl ile ilgili gol at›yorum. Yarg›tay'da bana gol at›ld›. Ayn› gole cevap veriyorum” diyor (Kozino¤lu'nun “onda bir tak›m bilgiler vard›” sözleri de bu yalanlara dayan›yordu anlafl›lan). Yani Çak›c›, devlet beni gözden ç›kard› ama bak›n ben verdi¤iniz görevin bafl›nday›m, devlete hizmet ediyorum demek istiyor. Sümüklü Çak›c›’n›n, 1994 sonunda “DHKP-C önderi Dursun Karatafl'›n yerini tespit etmek... mümkünse öldürmek” görevini alarak Hollanda'ya gitti¤i bilinmektedir. Peki ne yapm›flt›r orada? Ald›¤› paralar, uyuflturucu iflinde sa¤lad›¤› koruma karfl›l›¤›nda nas›l hizmet etmifltir faflist devlete? 21 Temmuz 2004 tarihli Cephe aç›klamas›ndan aktaral›m: “Çak›c›, Hollanda'da bu dolarlarla tam mafyac›lara yak›fl›r flekilde yaflad›. Barlarda içip-s›z›p e¤lenerek Dursun Karatafl'›n peflinde kofluyordu.” Bu “milli görev” için bir faflist mafya ne yapacakt›? Kendisi gibi mafyac›lara baflvuracakt›. “Çak›c› da ‘tafleron’ bir mafyac› olarak baflka mafyac›lara havale etmiflti ifli.” Ve sonuç olarak, “Dursun Karatafl’› ar›yoruz” diyerek “hiçbir fley yapmadan ve yapamadan milyonlar› yiyip, kös kös dönmüfltür.” Kendi ç›karlar› için birbirlerine de flantaj yap›yor, aldat›yorlar. Böyle “milli görev” kisvesi alt›nda devleti soyup yüzbinlerce dolar al›yorlar. Elbette devleti tan›mayan, burjuvazinin yöntemlerini bilmeyen, beyni burjuva propagandalara aç›k olanlar, bu tür yalanlara “acaba gerçek mi” diye bakarlar. Oysa tüm mesele devletin, kapitalizmin kirlili¤indedir. Öyle bir sistem ki, Çak›c› gibi faflist mafyaya muhtaç, iliflkileri gayri-meflru. ‹fllerini yapt›r›p, karfl›l›¤›nda mafyay› besliyor, koruyor, uyuflturucudan, kara paraya kadar her türlü ifline göz yumuyor.
Konuflmaz, fiantaj Yap›yor! 11 Ocak günü ç›kt›¤› duruflmada Çak›c› kullan›ld›¤›n› itiraf etmekle birlikte devlete, M‹T’e flantaj› da sürdürdü. “Yurtd›fl›nda M‹T ad›na çal›fl›yordum” diyerek M‹T ipine sar›lan Çak›c›, “bugüne kadar konuflmad›¤›n›, devletini korudu¤unu, ama piyon olarak kullan›ld›¤›n›, bundan sonra konuflaca¤›n›” söyledi. Yalan! Konuflmaz! Kontra faaliyetlerini, bu düzenin faflist mafya ile birlikte halka karfl› nas›l savaflt›¤›n› itiraf etmez. Vatanseverli¤i de zaten eroinden, avantac›l›ktan ibarettir. “Mafyac›l›¤›na göz yuman herkesle iflbirli¤i yapar.” Faflist Çak›c› flantaj yap›yor, M‹T’e, devlete “konuflurum ha” diyerek, flu anki durumdan kurtulmaya çal›fl›yor. Tüm kullan›lanlar gibi, afl›r› deflifre olduklar› için tasfiye sürecine girdi ve bunun hezeyanlar›n› yafl›yor. Oligarflik devletin gerçe¤i budur; mafyac›lar, eroinciler, halka karfl› savaflta bu devletin has adamlar›d›r, kullan›r ve atar. fiimdi Çak›c›lar k›za¤a çekiliyor, ama yap› ayn›d›r, gerekti¤inde baflka Çak›c›lar kullan›lacakt›r. Ç›kar, flantaj, soygun, kontra düzeni baflka türlü yürümez. AB makyaj› ise bu kirli ifllerin ve iliflkilerin yüzündeki yeni perdeden baflka bir fley de¤ildir. ‹lginçtir; Çak›c› da AB’ci Ertu¤rul Özkök’ün, AB yasalar›n› yapan Cemil Çiçek’in söylediklerinin ayn›n› söylüyor. Her devletin “derin devlete ihtiyac› var, ama bizdekinin c›lk› ç›km›fl” diyor. Tüm mesele iflte burada! Çak›c›lar, Susurluk tetikçileri deflifre edilmemeliydi. Ama eroin, rant, kara para üzerine oturan iliflkilerin elbette “c›lk› ç›kar”. Susurluk belgelerine dönüp bak›n, her karesinde, vatan-millet edebiyat› ile devrimcileri, yurtseverleri katledenlerin, ayn› zamanda uyuflturucu baflta olmak üzere her türlü kirli iflin içinde olduklar›n› görürsünüz.
ÇAKICI VE ‘DOSTLARI’ M‹T’in, Özel Tim’in en üst düzey yöneticileriyle kolkola bir faflist mafyac›! Çak›c› mahkemede Hiram Abbas, Yavuz Ataç, Korkut Eken ve Mehmet Eymür ile bir yolculu¤a ç›kt›klar›n› anlatt›.
Say› 141 19 16 Ocak 2005
Katliamc›l›k ve H›rs›zl›k Yanyanad›r Ordunun rüflvet bata¤›nda oldu¤u tart›flmas›zd›r. fiimdi ‘aç›kl›k’ yalan›yla üzeri örtülmek isteniyor. ‘Aç›kl›k’sa; Lockheedler’den bafllayarak tüm yolsuzluklar›n›z› aç›klay›n! ‘Aç›kl›k’sa; infazlar›, kay›plar›, toplu mezarlar› aç›klay›n!
Say› 141 20 16 Ocak 2005
Ordudaki yolsuzluk yine tart›flma konusu. Orta kademe subaylardan, en üst kademedeki kuvvet komutanlar›na, generallere kadar bu bata¤›n içinde olduklar› örnekleriyle görüldü. Hat›rlayal›m. Gölbafl›'ndaki Genelkurmay Özel Kuvvetler Tesisleri ihalesindeki yolsuzluktan dolay› aç›lan davaya 7 Ocak günü devam edildi. 11'i halen görevde, 9'u emekli 20 subay ile askeriyenin müteahhidi olarak bilinen Ali Osman Özmen'in de bulundu¤u 18 sivilin yarg›land›¤› davada, sözkonusu usulsüzlüklerin mali de¤eri 132 trilyonu buluyor. Üstelik Askeri Savc›l›k, Eski Jandarma Genel Komutan› Orgeneral fiener Eruygur ile Tu¤general Yaflar Öney ve Tümgeneral Kenzi Suner hakk›nda Genelkurmay'dan soruflturma izni isterken, eski MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer K›l›nç için ise suçun zamanafl›m›na u¤rad›¤›n› belirtti. Yani dört generalleri de bu davaya dahil edin. Bununla da bitmedi. 7 Ocak günkü duruflmada, Müteahhit Ali Osman Özmen, 'a¤abeyim' dedi¤i Org. Tuncer K›l›nç'a 150 bin dolar borç verdi¤ini söyledi. Vah vah! Oligarflinin "Paflas›”na emeklilik maafl› yetmemifl, ev almak için borç alacak, askeri inflaatlar›n ihalesini alan birini bul-
mufl demekki! Henüz borcunu ödemeyen K›l›nç, (avanta geri ödenmez çünkü) Özmen'den almas›n›n bir tesadüf oldu¤unu belirterek, “kime desem, 10 misli al›rd›m" dedi. Üniforma bu elbette, kimden istese al›rd› anl› flanl› “pafla”! Üstelik öyle bir üniforma ki, de¤eri 320 bin dolar olan daireyi indirimli olarak 175 bin dolara al›yor. Çocuklara masallar...
Katillerden Trilyonlar Esirgenir Mi Hiç! Org. Tuncer K›l›nç’›n “vatanseverlik” nutuklar›n› herkes hat›rlar. ‹flte böyle vatanseverdirler. Vatanseverlikleri katliamc›l›k ve soygunculuktur. Halk›n evlatlar›n› katleder, halk›n paras›n› yerler. Genelkurmay’›n Özel Kuvvetler’deki yolsuzluklar› aç›klamas›ndaki mant›k, her fleyi aç›kça gösteriyor. Özel Kuvvetler’in o dönem devletin en gözde kurumu oldu¤unu söyleyen Genelkurmay, onlar›n her istedi¤ine ‘evet’ denildi¤ini söylüyordu. Fransa’dan, ‹talya’dan mermerler, mobilyalar... da dahildi bu isteklere. Peki ‘o dönem’ hangi dönem? Özel Tim’in katliamlar›n›n, kulak kesmelerinin, cesetleri panzerlere ba¤lay›p sürüklemelerinin, infazlar›n›n, köy yakma ve boflaltmalar›n›n, toplu mezarlar›n en yo¤un oldu¤u dönem. ‹flte devletin “gözde” iflleri bunlar. Bu suçlar› iflleyen katil-
lerin her iste¤i yerine getirilirken, onlar da keselerini dolduruyordu. Hep yazd›k; katliamc›l›k ve soygunculuk kardefltir! ‹stanbul eski S›k›yönetim Komutan› Faik Türün de, ayn› dönemde ‹stanbul Emniyet Müdür Muavini olan fiükrü Balc›’n›n yolsuzluklar›n›n soruflturulmas›n› engellemeye çal›fl›yor ve “Balc›’n›n afl›r› sola karfl› çok darbe vurmufl bir kimse oldu¤unu, yolsuzluklar›n›n duyulmas› halinde bunun sol mihraklarca istismar edilebilece¤ini söylüyordu.” Balc›, 12 Eylül’cü paflalarla da içli d›fll›yd›. Onlar da bu rüflvet çark›ndan nasipleniyorlard›. (NOKTA Dergisi Özel Eki, aktaran Hakl›y›z Kazanaca¤›z) Mant›k ve iflleyifl hiç de¤iflmedi; dün de “terör” demagojisi h›rs›zl›klar›n, yolsuzluklar›n üzerini örtmenin arac›yd›, bugün de böyle.
“Aç›kl›k”sa Lockheed’i Soruflturabilir Misiniz? fiimdi Genelkurmay “aç›kl›k” havas› estirmek istiyor. Dünyada benzeri az bulunur flekilde holding sahibi olan ordunun, yolsuzluklar›n üzerine gitti¤i yalan› yay›l›yor. “Aç›kl›k”, çürümüfl ordunun en son sözünü edece¤i fley. ‹nfazlar›, kay›plar›, toplu mezarlar› aç›klayabilirler mi örne¤in? Katliamc›l›kta oldu¤u gibi, yolsuzluklar konusunda da asla “aç›k” olamazlar. Yolsuzluklar sözkonusu oldu¤unda dipsiz bir kuyudur ordu. “Vatan millet” edebiyat› arkas›na gizlenerek, terör demagojisi yaparak, her türlü yolsuzluk ony›llard›r yaflama geçirilmektedir. Dönemsel olarak da üç befl subay› yarg›lama numaras› ile gerçekler küllenmektedir. Daha geçti¤imiz y›l, Meclis Yolsuzlukları Arafltırma Ko-
misyonu, Türk Hava Kuvvetleri için 1,5 milyar dolarlık Havadan Erken Uyar› ve Kontrol Uça¤ı (AWACS) alımıyla ilgili belgeleri istedi¤inde bu belgeler, “yabancı uyruklu firmanın ticari sırrı” diye verilmedi. Saklad›klar› s›r, Amerikan Boeing Tekeli’nin s›rr›yd›. Ama fark etmezdi, Emperyalist tekellerin s›rr›, generallerin s›rr› say›l›rd›. Birlikte soyuyor, soygun düzeninin bekaas› için katlediyorlard›. “S›r”d›, çünkü o “s›rr›n” alt›nda bir kalem darbesiyle “götürülen” yar›m milyar dolarl›k bir servet vard›. Ordunun silah tekelleriyle ilgili tüm ihaleleri flaibelidir. Kimisi alenileflir, ço¤u gizli kal›r. Alenileflenlerin en ünlülerinden biri ise, uluslararas› düzeydeki Lockheed skandal›d›r. Türkiye’nin de oldu¤u birçok ülkede, Lockheed’den al›nan rüflvetlerle F-16 uçaklar›n›n sat›n al›nd›¤› ortaya ç›km›flt›. Baflta Tahsin fiAH‹NKAYA olmak üzere generallerin rüflvet yedikleri belgelerle sergilendi. fiahinkaya’y› hat›rlamayanlar için hat›rlatal›m. “Terör, anarfli” demagojileri ile 12 Eylül’de darbe yapan 5 generalden birisidir. Buna
Yarg›lanan generallerden biri de eski Deniz Kuvvetleri Komutan› ‹lhami Erdil. Kuzey Deniz Saha Komutanlı¤ı'n›n trilyonluk ihale yolsuzlu¤u nedeniyle Albay Bahri Mısırlı’n›n da yer ald›¤› askerler yarg›lan›rken, ‹lhami Erdil’in, 1999 ve Mayıs 2002 aras›nda yap›lan ihalelerin kızı ve emir subayının kardefline verilmesi için sürekli bask› yapt›¤› ortaya ç›kt›.
ra¤men hiçbir soruflturma yap›lmad›. Rüflvet uluslararas› düzeydeydi, bir çok ülkede soruflturuldu, hatta Japon baflbakan›n› bu yüzden intihara teflebbüs etti. Ve Türkiye, Lockheed skandal›n›n soruflturulmad›¤› iki ülkeden birisi olarak tarihe geçti. Ordu katletmeye ve soymaya devam etti. “Aç›kl›k”tan söz eden Genelkurmay samimiyse, iflte en büyük rüflvet olay›. Ama soruflturamaz. Bu düzenin daha onlarca komutan›n›n ad›yla an›lan yolsuzluk vard›r. Müteahhitten “borç” ad› alt›nda rüflvet al›p yüzbinlerce dolara lüks ev sat›n alan Org. Tuncer K›l›nç’›n "Al›rs›n mürekkebi, k⤛d›, basars›n paray›. Bizim elimizde olsa darphaneyi 24 saat çal›flt›r›r›z...” diyerek, karfl›l›ks›z para basmay› aleni savundu¤u bir ülke buras›. Kimse sormad› K›l›nç’a o zaman. Soramazd›. Çünkü 12 Eylül cuntas›n›n generallerinin 200 milyardan fazla karfl›l›ks›z para bast›¤› ve bunu kay›tlara geçirmedi¤i bir ülke buras›. Bizzat ÖZAL’›n cunta dönemi baflbakan› Bülent Ulusu’yu bu sahtekarl›kla suçlamas› da yarg›lanmalar›n› sa¤lamad›. Genelkurmay, hayali ihracatç›lar, kaçakç›larla sarmafl dolafl olan Necdet Üru¤lar’›, Marafl'› beyli¤i haline getirerek esnaf› haraca kesen Yusuf Haznedaro¤lular’› soruflturabilir mi? Kenan Evren’in lüks daireleri kira paras›na “sat›n ald›¤›” bilinirken, kim K›l›nç’a laf söyleyebilir ki! Bir y›lda o¤lunu armatör, kar›s›n› fabrikalara ortak yapan cunta üyeleri gelip geçmiflken, ‹lhami Erdil niye ayn› yolu tutmas›n ki! Bu ülkenin generalleri ‘dünyan›n en zengin generalleri’ listesine girme flerefine nail olurken, emekli olan bütün generallerin holdinglere kapa¤› atmas› “ordu terbiyesi” haline gelmiflken,
Lockheed ve Cuntac› General Lockheed olay›, oligarflinin “kendi uça¤›m›z› kendimiz yap›yoruz” dedi¤i F16’lar›n hikayesidir. F16'lar›n aksam› büyük ölçüde ABD'den geliyor. Ankara'daki TAI tesislerinde monte ediliyor. Uçaklar Türkiye’nin mi oluyor dersiniz böylece? Hay›r olmuyor. Uçak ka¤›t üzerinde TAl'den Lockheed'e oradan da yüzde 60 kârla ABD Hava Kuvvetleri'ne sat›lm›fl gösteriliyor. ABD Hava Kuvvetleri de yüzde 15 garanti pay›n› ekleyerek uça¤› Türkiye'ye sat›yor. Tabii uçak o s›rada TAl'n›n (Ankara) hangar›nda durup durmakta, kârlar ka¤›t üzerinde eklenip rakamlar ka¤›t üzerinde büyümekte... fiahinkaya’n›n ad›n›n geçti¤i bu büyük soygunda Türkiye her F-16 için ABD'ye kaç para ödüyordu dersiniz? Tam 30 milyon dolar... Hakk›nda daha baflka onlarca yolsuzluk iddias› bulunan ve Anayasan›n cuntac›lar› koruyan maddesi nedeniyle yarg›lanamayan fiahinkaya’n›n bu yolsuzlukta do¤rudan cebine indirdi¤i 1.4 milyon dolarl›k “komisyon” oldu¤u bilinmekte. hava kuvvetlerinin uçak hangarlar›nda tavukçuluk yapan cunta üyeleri el üstünde tutulurken, “aç›kl›k” yalanlar›na kimi inand›rabilirler?
OYAK Varken “Küçük” Yolsuzluklar ‘Hiç’tir! Sabanc› ve Koç gibi tekellerle boy ölçüflecek duruma gelen, bat›k bankalar› sat›n alan ve “art›k Türkiye’ye s›¤m›yoruz” diyen OYAK nas›l bu hale geldi? “Ordu mensuplar›n›n sosyal yard›mlaflma kurumu” olarak kurulup, nas›l en büyük tekeller aras›na girdi? Ony›llar boyu hiçbir denetimden geçmeyen, vergi muafiyetleri bulunan OYAK bile, or-
Evet! ‘Ahtapot Gibi’... Ve Bu Sizin DĂźzeniniz TercĂźman Gazetesi, att›¤› manetle, son bir haftada ortaya ç›kan yolsuzluklar› s›ralad›. CHP'deki rßvet tart›mas›, Tuncer K›l›nç, doland›r›c›l›ktan cezas› bulunan Milli Savunma Eski Bakan› Ercan Vuralhan’›n tutuklanmas›, hortumcu Murat Demirel’in Bulgaristan’a kaçarken yakalan›p bunu, "y›lba› kutluyorduk" diye yĂźzsĂźzce aç›klamas› bu olaylardan baz›lar›. AKP yalakas› TercĂźman, iktidar›n yolsuzluklarla mĂźcadele yalan›na destek için yay›nl›yor bunlar›. Oysa “ahtapot gibiâ€? manetinin alt›nda s›ralanmas› gereken bal›klardan biri de, AKP hĂźkĂźmetinin bakanlar›n›n, milletvekillerinin yolsuzluk san›¤› olmas› ve dokunulmazl›klara s›¤›nmalar›d›r. Kokumu dĂźzenin tablosudur bu. Ordusundan siyasetine, patronlar›ndan bĂźrokratlar›na, polisine kadar bu bata¤›n içindedirler.
Say› 141 22 16 Ocak 2005
dunun nas›l sermaye ile içli d›l› oldu¤unu gÜsterir. Sermaye ile içli d›l› olan, batakl›¤›n da içindedir. Kapitalizm vurgun-ç›kar-haks›z kazanç dßzenidir. Tßrkiye kapitalizmin çarp›k geliti¤i bir ßlke olarak vurgunun, ç›karc›l›¤›n, haks›z ka-
zanc›n, soygun ve talan›n çok daha kaba ve aleni olarak yap›ld›¤› bir ßlkedir. Emperyalist tekellerin yay›n› Financial Times Gazetesi’nin 10 Ekim 2001 tarihli nßshas›ndaki bir haberde, OYAK'› anlat›rken, "Tßrk Or-
‚laç Yolsuzlu¤u Yetmez Sisteme Bak›n! Paral› sa¤l›k en bßyßk yolsuzluk ve alçakl›kt›r
Maliye Bakanl›¤›, Neter davas› olarak bilinen yolsuzluk davas›na konu olan, sosyal gßvenlik kurulular›na malzeme al›m›nda, devletin 2 trilyon 382 milyar lira zarara u¤rat›ld›¤›n› tespit etti. Raporda, bir malzemenin normal de¤erinin on kat›na sat›ld›¤› belirtildi. SSK ite bÜyle zarar ettiriliyor. Sonra da pekee aç›l›yor. Çßrßyen dßzende sa¤lam tek yer yok! Kald› ki, en bßyßk yolsuzluk ve alçakl›k sa¤l›k hizmetlerinin paral› olmas›d›r. Bßtßn kapitalist ßlkelerde bÜyledir, ßlkemizde ise katmerlidir. Bir de, tek kuru para al›nmayan, halk›n sa¤l›¤›n›n her eyin ßzerinde tutuldu¤u sosyalizm var. Kßba sa¤l›k sistemi bunun Ürne¤idir. Kßba, imdi Venezuella’da bu sistemi inaa ederek milyonlarca yoksulun paras›z sa¤l›k hizmetine kavumas›n› sa¤l›yor. Tek tek yolsuzluklar› de¤il, ite bu gerçekleri tart››n!
dusu yaln›zca NATO'nun en bĂźyĂźk ikinci ordusuna de¤il, ayn› zamanda Ăźlkenin en baar›l› i imparatorluklar›ndan birine sahip" demekteydi. ďŹ ubat 2001'deki bĂźyĂźk ekonomik kriz dahi OYAK'› etkilemedi ve bĂźyĂźk tekellerle k›yasla en bĂźyĂźk kâr› onlar elde ettiler. Bu kriz sĂźrecinde Ăźstelik, hepsi el konulan bankalardan olan Etibank, SĂźmerbank, Egebank, Kentbank, Yurtbank, Yaarbank ve Bank Kapital, OYAK'›n eline geçti. BugĂźn TĂźrkiye’nin en bĂźyĂźk bankalar›ndan biri olan OYAK Bank bĂśyle ortaya ç›kt›. Kapitalizm, inceltilmi ya da en kaba halleriyle, yolsuzluk dĂźzenidir. BĂśyle bir sistemin bekaas› için katliamlar yapan, halk› dßman gĂśren bir ordu da elbette bu batakl›¤›n tam ortas›nda yer alacakt›r. SĂśzde yarg›lamalar bu pisli¤in Ăźzerini Ăśrtemez.
Kapitalizm Öldßrßyor Dilovas› halk›, insan› ve do¤ay› zehirleyen fabrikalara Üfkeli
Kocaeli'nin Gebze ‚lçesi Dilovas› Beldesi'nde, hava kirlili¤i yĂźzĂźnden kanser vakalar›n›n artmas› Ăźzerine, halk 9 Ocak gĂźnĂź bir eylem dĂźzenleyerek patronlar› ve hĂźkĂźmeti protesto etti. Belediye ĂśnĂźnde yap›lan mitinge kat›lan bin kii, "Kansersiz Bir Hayat", "Sa¤l›kl› Bir Yaam ‚stiyoruz" gibi pankartlar ta›d› ve beldeyi yaanamaz hale getiren sanayi kurulular›n› protesto etti. Hava kirlili¤i nedeniyle son on y›lda kanser olup hayat›n› kaybeden 476 kii an›l›rken, Tuncer K›lݍ isimli akci¤er kanseri bir kii, “durumumuz Avrupa Birli¤i'nden daha Ăśnemlidir. ÇßnkĂź burada bizlerin hayat› sĂśzkonusudur." diyerek iktidar›n çÜzĂźm bulmamas›n› eletirdi.
Kapitalizm Yoksullat›r›yor Halk yoksulla›yor tekeller bßyßyor
Tßrkiye Kamu-Sen aral›k ay›nda yoksulluk s›n›r›n› 1 milyar 759 milyon lira (bin 759 YTL), açl›k s›n›r›n› ise 658 milyon 399 bin lira (658 YTL) olarak aç›klad›. Buna gÜre, dÜrt kiilik bir ailenin asgari geçim haddi bir Ünceki aya gÜre yßzde 0.75 oran›nda artt›. Tekeller bßyßdßkçe halk yoksullamaya devam ediyor.
Ebu Mazen Devlet Baflkan› Seçildi Mahmud Abbas
FHKC savaflç›lar›
Emperyalizm ve Siyonizmin Dayatt›¤› “Bar›fl” Yolu Mu, ‹ntifada M›? 9 Ocak günü yap›lan Filistin Devlet Baflkanl›¤› seçimi sonucunda Mahmud Abbas'›n (Ebu Mazen), oylar›n yüzde 66.3'ünü ald›¤› aç›kland›. Abbas’›n karfl›s›ndaki en güçlü aday olan, ba¤›ms›z Mustafa Barguti ise yüzde 20’nin üzerinde oy ald›. Hamas ve FHKC’nin boykot etti¤i seçime yüzde 66 oran›nda kat›l›m sa¤land›. El Fetih’in kurucular› aras›nda yer alan Ebu Mazen, halen Filistin Kurtulufl Örgütü’nün (FKÖ) baflkanl›¤›n› sürdürüyordu.
mas›n›n yolunu mu, direnifl yolunu mu?
Abbas seçim zaferini ilan etti¤i konuflmas›nda, bu sonucu Yaser Arafat'›n an›s›na, Filistin halk›na, ‹srail ile çat›flmalarda ölenlere ve ‹srail hapishanelerindeki binlerce Filistinli’ye adad›¤›n› söyledi. Hamas Bat› fieria lideri fieyh Hasan Yusuf ise, Filistin halk›n›n seçimine sayg› duyduklar›n›, ancak Ebu Mazen'in ald›¤› oy ve seçime kat›l›m itibariyle Filistinliler’in yaklafl›k yüzde 35'inin deste¤ini sa¤lad›¤›n› söyledi.
Dayat›lan öyle bir “bar›fl” ki, Oslo’ya imza atan Arafat dahi Camp David’deki bu tuzaktan uzak durdu. Kald› ki, bunu direnen bir halka kabul ettirmesi de mümkün de¤ildi. Ebu Mazen için ise hiç mümkün de¤ildir. Buna ra¤men, Arafat’›n ölümünden önce zorla baflbakan yapt›klar› Ebu Mazen’i Filistin halk›na dayatt›lar.
Filistin halk›n›n direniflini tasfiye etmek için, teslimiyet anlam›na gelen bar›fl› dayatma manevralar› yapanlar ise, sevinen aç›klamalar yapt›lar. Seçim sürecinde de kan dökmeye devam eden, Barguti gibi adaylar› gözalt›na alan ‹srail, “Abbas’›n bar›fl ça¤›n› bafllatmas›n› umuyoruz” aç›klamas›n› yaparken, Bush sonucu “cesaret verici” buldu. Avrupa Birli¤i ad›na konuflan Javier Solana ise, “Bu tarihi bir an” dedi. Peki neden bu sevinç ve Ebu Mazen hangi yolu tutacak; Oslo’nun, Camp David teslimiyet dayat-
Emperyalistler ve siyonistler bu aç›klamalarla Arafat’›n “bar›fl›n önünde engel oldu¤u, bu engelin kalkt›¤›” havas›n› yaymak istiyorlar. Yani, ülkemizdeki burjuva bas›n›n da göstermek istedi¤i gibi, “çözümü t›kayan” Arafat’t›... Oysa bir dönem de Arafat’a bu misyon yüklenmifl, “fliddet yanl›lar›na karfl›” uzlaflmac› ilan edilmiflti. Hatta hat›rlan›r, “Nobel Bar›fl Ödülü”nü de emperyalistler vermiflti Arafat’a.
Emperyalistler ve siyonistlerin hesab› flu: Ebu Mazen’in teslimiyet bar›fl›n› kendi halk›na karfl› savaflmay› da göze alarak kabul etmesi. Bu olmad›¤›nda da, “bak›n biz bar›fltan yana olduk, Filistin kabul etmedi” propagandas› ile iflgali, terörü meflrulaflt›rmak. Ebu Mazen’in tavr›ndan öte, geliflmeleri belirleyecek olan, Filistin halk gerçe¤i ve intifada olacakt›r. Ebu Mazen’in hangi yolu tutaca¤›n› ise görece¤iz. Ancak flunu flimdiden belirtelim ki, Ebu Mazen’in de ‹ntifadaya, direnifl güçlerine ra¤men hareket etmesi, flu anki dengeler itibariyle mümkün görünmemektedir.
Koordinasyon’dan ‹srail Ziyaretine Protesto 8 Ocak günü Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, D›fliflleri Bakan› Gül’ün ‹srail ziyaretini AKP’nin ‹srail’e deste¤i olarak niteledi. Aralar›nda HÖC’ün de yer ald›¤› Koordinasyon bileflenleri, “‹srail’de El S›k›flanlar Ortado¤u’daki Katliam› Onayl›yor” pankart› açt›lar ve “Abdullah Gül ‹srail’de, Filistin’de katliamlar sürüyor” dövizleri tafl›d›lar.
Koordinasyon ad›na aç›klamay› okuyan Çetin Poyraz, “AKP hükümeti, ‹srail ile girdi¤i bu s›cak temasla, Filistin’de devam eden siyonist iflgalci katliama onay verdi¤ini bir kez daha aç›ktan ilan etmifl oldu” dedi. Türkiye’nin ABD ve ‹srail ile ortak bir askeri tatbikat gerçeklefltirece¤ini hat›rlatan Poyraz, “Bu tatbikat, stratejik suç ortakl›¤›n› aç›kça göstermektedir”
fleklinde konufltu. Eylem, “Kahrolsun ‹srail Siyonizmi, Kahrolsun ABD Emperyalizmi ve ‹flgale De¤il, Direnifle Destek” sloganlar›yla sona erdi.
Say› 141 23 16 Ocak 2005
Askeri, Siyasi ‹nisiyatif Direniflin Elinde
IRAK
Say› 141 24 16 Ocak 2005
Ne kontralar ne seçim bu gerçe¤i de¤ifltiremeyecek
‹flgalcilerin ve iflbirlikçilerinin 30 Ocak’ta yap›lmas›n› planlad›klar› seçim oyunu yaklafl›rken, direniflin fliddeti daha da artt›. Her gün gerçeklefltirilen yüzlerce sald›r›da onlarca iflgalci ve iflbirlikçi ordu-polis eleman› öldürülüyor. Direniflin en güçlü oldu¤u bölge olan El Anbar eyaletinde oldu¤u gibi, seçim için çal›flan komisyonun üyeleri istifa ederek saklanmak zorunda kal›yorlar. ‹flgale en çok asker veren ülkelerden biri olan Ukrayna Parlementosu, yedi askerinin öldürülmesinin ard›ndan Irak’ta bulunan askerlerin çekilmesi ça¤r›s›nda bulunuyor. Seçimi yap›p yapamayacaklar› konusunda hem iflgalciler, hem Irak’taki iflbirlikçileri, hem de Türkiye gibi “Irak d›fl›ndaki” iflibirlikçileri de kayg›l›. Bu nedenle, seçimleri boykot ederek direnifle aç›k destek sunan sünni partiyi ikna etmek için çaba harc›yorlar. Ortado¤u’ya Amerikan ç›karlar› için gezi yapan Abdullah Gül, AKP meclis grubundaki konuflmas›nda sünni müslümanlara "siyasi sürecin d›fl›nda bir kez kal›rsan›z sonra ilelebet böyle kal›rs›n›z” ça¤r›s› yapt›. Elbette bir iflbirlikçinin Kurtulufl Savafl›’n›, direniflin zaferini düflünmesi mümkün de¤il. O, her koflulda iflgalcinin kazanaca¤›na inanm›fl, tüm hesaplar›n› bunun üzerine yapm›fl ve direnenlere de “direnmeyin, siz de iflbirli¤i yap›n, koltuk kap›n” ça¤r›s› yap›yor. Ne onursuz bir beyin! Oysa, uzun süredir yaflanan ve son süreçte perçinlenen gerçe¤i herkes görüyor. Irak'ta inisiyatif, direnifl güçlerinin elinde. Amerikal› komutan›n Newsweek Dergisi’ne yapt›¤› aç›klamalar ve “Salvador Seçene¤i” diye ifade edilen kontra örgütlenmeler oluflturulmas›, iflgalcilerin nas›l bir ç›kmaz içinde olduklar›n›n da ifadesidir. ‹flgalciler kendi üslerini dahi koruyam›yor. Kukla valiler, emniyet müdürleri, üst düzey askerleri, siyasetçileri en tepeden darbeler yiyor. ‹ki y›ld›r ise kukla bir ordu, polis gücü dahi yaratamad›lar. Kurmaya çal›flt›klar› sözde Irak güvenlik gücü her gün büyük darbeler yiyor ve artan büyük korku ile birlikte firarlar, direnifl saflar›na kat›lmalar art›yor. ‹flgalcinin kay›plar› ise, resmi rakamlarla 1400’den fazla ölü, ço¤u savafla geri dönemeyecek flekilde 10 binden fazla yaral›y› bulmufl durumda. Düflünün ki, 150 bine yak›n bir güçle, “yenilmez, önüne geçilemez” ilan edilen devasa bir silah teknolojisiyle Irak’a giren dünyan›n süper gücü yafl›yor
bunlar›. ‹flte bu halklar›n gücüdür. As›l yenilmez olan bu güçtür. Ne pahas›na olursa olsun, üç befl sand›kta dahi olsa bir seçim yaparak, “iflte Irak'a demokrasi getirdik” yalan›na s›¤›nma hesaplar› yapan iflgalciler yan›ld›klar›n› görmeye devam edecekler. Ancak flu da bir gerçek ki, direnifl aç›s›ndan en tehlikeli durum olan Sünni Araplarla fiiiler aras›nda yaflanacak bir çat›flman›n zeminini de bu süreç olgunlaflt›racakt›r. Tüm hesaplar›n› seçim üzerine yapan fiiiler, bu nedenle iflgalcilerle iflbirli¤i halindedir. Emperyalizmin halklar› birbirine k›rd›rma takti¤ine gerekti¤inde baflvuraca¤›n› ise söylemeye gerek dahi yoktur.
Felluce Katliam› Geri Tepti fiimdi “Salvador Seçene¤i” Felluce katliam›, direnifle ve direnifle destek veren halka büyük bir gözda¤›yd›. Geri tepti. Bu gerçek iflgalciler taraf›ndan da bugün kabul edilmek zorunda kal›nm›flt›r. Bütün sansür duvarlar›na karfl›n Felluce sokaklar›ndan direniflçilerin silah sesleri dünyaya yay›l›rken, iflgalciler bir kez daha katletmekle tüketemeyeceklerini, bombalarla ba¤›ms›zl›k savafl›n› bo¤amayacaklar›n› anlamak zorunda kald›lar. Üstelik direnifl çok daha genifl bir alana yay›ld›. Aktif direniflçiler ve direnifle kat›lan, çeflitli biçimlerde destek verenlerin say›s›n›n 200 bine yükseldi¤ini yine iflgalciler aç›klamak zorunda kald›lar. Irak’ta en bilinen, en klasik sömürgeci emperyalist yöntemler birer birer devreye sokuluyor. Kontrgerilla örgütlenmeleri de bunlar›n bafl›nda yer al›yor. Amerikan Newsweek Dergisi’ne konuflan bir ABD ordu komutan› direniflçiler karfl›s›nda savunma durumunda olduklar›n› ve kaybettiklerini söyleyerek, “sald›r›ya geçmenin bir yolunu bulmam›z gerek.” fleklinde konufltu. Peki nedir bu yol? “Salvador Seçene¤i”! El Salvador’da devrimci gerillalara karfl› Amerikan emperyalizminin 1980’lerde yürüttü¤ü, kaç›rma, kaybetme, kitle katliamlar› yapma gibi yöntemlerin kullan›ld›¤› kontrgerilla taktiklerini kullanacak ölüm mangalar›. ABD taraf›ndan kurulan ve finanse edilen (‹rangate skandal›, nas›l finanse edildi¤ini de göstermiflti) ölüm mangalar› binlerce köylüyü katletmiflti. Ve bu kanl› katliamlar›n mi-
marlar› bugün Bush yönetiminin içinde bulunuyorlar. Hala anlamayanlara emperyalizm kendini anlatamaya devam ediyor ve tarihinin en kanl› ve kara sayfalar› aras›nda yer alan kontra örgütlenmelerini gündeme getiriyor. Newsweek haberine göre, Irak Büyükelçisi olan sömürge valisi John Negroponte, Pentagon, kukla Baflbakan ‹yad Allavi ölüm mangalar›n›n kurulmas›n› savunuyor. El Salvador’da “milliyetçi”lerden oluflturulan bu mangalar›n Irak’ta ise ABD Özel Kuvvetler’i öncülü¤ünde Kürtler ve fiiilerden oluflturulmas› yine haberde geçiyor. ‹flbirlikçili¤in ulaflabilece¤i son noktaya geliniyor. Benzeri ölüm mangalar›n› Honduras’ta örgütleyen ve binlerce insan›n ölümünden sorumlu olan Negroponte’nin bu konudaki tecrübesi aç›k ve Irak’a gönderilmesi de bu kanl› tecrübeye dayan›yor.
Irak Halk› Direniyor, ‹flbirlikçi AKP ‹flgalciyle Pazarl›k Masas›nda Irak’ta bunlar yaflan›rken, Amerika'n›n Irak'taki iflgal ordular› komutan› General Abizaid Türkiye'deydi. Ondan iki gün önce de Amerika'n›n Avrupa komutan› Jones gelmiflti. Orgeneral Abizaid, yan›nda kukla bir Irakl› yetkili ile geldi¤i ülkemizde, hükümetle ve Genelkurmay ile görüfltü. Oligarfli, Kuzey Irak’ta Kongra-Gel güçlerinin tasfiyesini isterken, ABD ‹ncirlik'i daha aktif kullanma yönünde bilinen ›srar›n› yineledi. Bu yans›yan gündemlerin d›fl›nda oligarfli hangi tavizleri verdi, iflgalciye hangi deste¤i sundu, bunlar henüz net de¤il. Ama flu bir gerçek ki, AKP iflbirlikçilik bata¤›ndad›r. Irak’ta dökülen her damla kandan sorumludurlar. Ama ne iflgalcinin ölüm mangalar›, seçim oyunu ve katliamlar›, ne de AKP’nin iflgalciye deste¤i, direnifli zay›flatamaz. Irak’›n, Ortado¤u’nun gelece¤ini direnifl belirleyecektir, masa bafl› hesaplar› de¤il...
“Irak büyük bir pazar vazgeçmeyiz” diyen iktidar›n katletti¤i emekçilerin analar›, eflleri, kardeflleri Ankara’dayd›... AKP’nin tekellerin rant› ve iflgalciye lojistik destek için ölüme gönderdi¤i floförlerin aileleri 10 Ocak’ta Ankara’dayd›. Halkevleri Genel Merkezi’nin ard›ndan "AKP Amerikan Tafleronlu¤una Son Ver" dövizleri ile meclise giden aileler, TBMM Baflkanvekili Ali Dinçer ile CHP Grup Baflkanvekili Haluk Koç'u ziyaret ettiler. Toplanan 20 bin imza meclise teslim edildi. AKP bu suçu asla unutturamayacak!
Fatimalar’›n Direnifli Yenilmez Ebu Garib iflkencelerini dünyaya duyurmak için yazd›¤› mektubu herkes hat›rlayaFatimalar, onur, namus ve cakt›r. Ebu Garib’de tecavüze u¤rayan ba¤›ms›zl›k savafl›n›n içinde genç k›zlar›n ve erkeklerin 盤l›¤›yd›. Önce Nur’dan sonra Fatima’dan yükselmiflti bu 盤l›klar. Yaflad›klar› zulmü, tecavüzleri anlatt›ktan sonra hayk›r›yordu Fatima: “Kardefllerim Allah r›zas› için nidam›za karfl›l›k verin ve bizi onlarla birlikte öldürün!” Çaresizlikten de¤il, iflgalciye duyulan büyük öfkedendi bu ça¤r›... 11 Ocak günü Fatima’n›n vatan› için flehit düfltü¤ü haberi geldi. Serbest b›rak›lan Fatima 4 direniflçi ile birlikte ABD askerlerine düzenledikleri sald›r›da yaflam›n› yitirdi. Direnifl neden bitmez, halk neden yenilmez, iflgalci neden baflar›l› olamaz, tüm bu sorular›n cevab› Fatima’dad›r. Ebu Garibler, bombard›manlar, katliamlar, afla¤›lamalar yer etmifltir halk›n belle¤inde. Büyük bir öfke birikmifltir her an iflgalcinin surat›na patlayan. Öfke vatanseverlikle buluflarak iflgale direnifl haline gelmifltir. ‹flte Fatima'n›n mektubundan bir bölüm: “Kardefllerim... Size neler anlatsam! Kar›nlar›m›z›n domuzlar›n ve maymunlar›n piçleri ile dolu oldu¤unu mu? Yoksa, onlar›n vücutlar›m›z› kirletti¤ini, yüzlerimize tükürdüklerini ve gö¤üslerimizdeki Kur'an'› paramparça ettiklerini mi anlatay›m! ‹çinde bulundu¤umuz durumu düflünebiliyor musunuz? Hakikaten bize hâlâ neler yap›ld›¤›n› bilmiyor musunuz? Bu zindanda hiçbir gece geçmiyor ki, bu domuz sürüsünün azg›n flehvetleri vücudumuzu y›pratmas›n. Bekaretimizi bozdular... Allah'tan korkun ve bizi bu canilerle birlikte öldürün... Onlarla birlikte duvarlar› üzerimize y›k›n... Bizden faydalanmalar›na ve tecavüz etmelerine imkân tan›may›n. Ben din kardefliniz Fatima, bir günde 9 kez bana tecavüz ettiler. Düflünün gözlerinizin önünde k›z kardeflinize tecavüz ediliyor! Niçin benim de sizin k›z kardefliniz oldu¤unuzu tasavvur etmiyorsunuz? Benimle birlikte bu kara zindanda evlenmemifl 13 k›z kardefliniz daha bulunuyor. Hepimize bu kahpe duvarlar aras›nda tecavüz ediliyor... Hâlâ 盤l›klar›m›z› iflitmiyor musunuz?.. Buradaki k›z kardefllerinizden (yaflad›klar›na) tahammül edemeyen bac›n›z bafl›n› zindan›n duvarlar›na vura vura öldü. Nidam›za karfl›l›k verin ve bizi onlarla birlikte öldürün!”
Anam›z amele s›n›f›d›r Yurdumuz bütün cihand›r bizim Haz›rland›k son kanl› kavgaya Baflta bayra¤›m›z
LEN‹N‹ZM BAYRA⁄INI YÜKSELT
Say› 141 26 16 Ocak 2005
Vladimir ‹lyiç Ulyanov veya herkesin bildi¤i k›sa ad›yla Lenin, 21 Ocak 1924'te öldü. Leninizm 80 y›ld›r devrimcilerin k›lavuzu olmaya devam ediyor. Baz›lar› Leninizmin de öldü¤ünü iddia ediyor. “Ölüm tarihi” konusunda ise iddialar muhtelif; kimileri, Lenin’le birlikte Leninizmin de öldü¤ünü söylüyor. Kimilerine göre ise Leninizmin ölüm tarihi Berlin duvar›n›n y›k›l›fl› veya SSCB’nin da¤›lmas›... Kim bu “kimileri” diyeceksiniz? “Kimileri”nin içinde burjuvazi de var, “sol” da. Burjuvazi, Lenin heykellerini y›karken, solun bir k›sm› da kendi beyinlerindeki Leninizmi y›kmakla meflguldü. Burjuvazi Lenin’in Kremlin’deki mozolesinden bile kald›r›lmas›na çal›fl›rken, onlar kitaplar›ndaki devlet ve devrim, proletarya diktatörlü¤ü teorilerini ay›kl›yor, yeni aç›l›mlar yap›yordu. Ayn› günlerde, ayn› geliflmelerin etkisi alt›nda... Ne diyebilirlerdi Lenin’e? Lenin’e söylenecek her fley, ya burjuvazinin, ya da dönek Kautskyler’in, revizyonist Bernsteinler’in cephaneli¤inden al›nacakt›. Öyle de yapt›lar. Sonuçta öyle bir noktaya geldiler ki, Lenin’in proletarya diktatörlü¤üyle, Hitler’in faflist diktatörlü¤ünü ayn› kefeye koydular. Neticede “o da diktatörlük, o da diktatörlük” de¤il miydi?! Bunu söylerken övgüler düzdükleri, zaferini ilan ettikleri burjuva demokrasisinin de özünde bir burjuva diktatörlü¤ü oldu¤unu görmezden geldiler. Leninizmin evrensel tezlerini unutunca böyle olmas› da kaç›n›lmazd›.
Leninizm nedir? En özet tan›m›yla; Leninizm, emperyalizm döneminin Marksizmidir. Leninizmin evrensel ilkeleri de, emperyalizm, devrim, parti ve devlet konular›na iliflkindir. Bu ilkelerin tarihsel hükmüne iliflkin Mahir Çayan flöyle der: “emperyalist dönemin Marksizmi olan Leni-
nizmin evrensel tezleri, emperyalizm bir sistem olarak çökene kadar geçerlidir.” Bundan dolay›d›r ki, Leninizmin evrensel ilkelerini inkar edenlerin yapt›¤› ilk ifl, emperyalizmin de¤iflti¤ini ileri sürmek olmufltur. Revizyonistlerin ve reformistlerin yapt›¤› genellikle budur. Emperyalizmin de¤iflti¤ine iliflkin tezleri, her seferinde bizzat emperyalizm taraf›ndan yalanlanm›flt›r ama onlar de¤iflik dönemlerde, de¤iflik tezlerle bu sapmay› sürdürmüfllerdir. Bundan 35 y›l önce, Mahir Çayan, soldaki revizyonizme karfl› “emperyalizmin özünün de¤iflmedi¤ini, bu bak›mdan Leninizmin evrensel tezlerinin geçerli oldu¤unu” anlat›yordu. 35 y›l sonra biz, reformizme ayn› fleyleri anlat›yoruz. ÖDP ve benzeri reformist kesimlere AB’nin özünde bir emperyalist oldu¤unu, Kürt milliyetçili¤ine ABD’nin Ortado¤u’ya müdahalesinin “demokratik” bir içerik tafl›yamayaca¤›n›, çünkü onun da bir emperyalist oldu¤unu ve emperyalizmin özde hiçbir biçimde de¤iflmedi¤ini hat›rlat›yoruz. Her dönemdeki Leninizm inkarc›lar›n›n ortak noktas› ise, bar›flç›l, pasifist cepheye yaz›lm›fl olmalar›d›r. Baflka deyiflle, devrimden vazgeçen, emperyalizme ve oligarfliye karfl› savafltan yan çizen, Leninizmden de vazgeçiyor. Sadece revizyonizmin, reformizmin de¤il, soldaki oportünizmin ortaya ç›k›fl›nda da Leninizmin yanl›fl de¤erlendirilmesi vard›r. Soldaki oportünizm de Lenin’in bütün görüfllerini “evrensel ilkeler” olarak ele al›r ve onu flablonlaflt›r›r. Oportünizm bu çarp›k Leninizm kavray›fl›yla y›llarca silahl› mücadelenin temel al›nmas›na karfl› ç›km›flt›r. Niye? Çünkü Lenin’de böyle bir temel mücadele biçimi yoktur. Oportünizm de, emperyalizmin, özü de¤iflmemekle birlikte, iliflki ve sömürü biçimlerindeki de¤ifliklikleri görmez.
Lenin’in ilkeleri ve büyük eseri Lenin, 10 Nisan 1870'de Rusya'n›n Simbirsk eyaletinde do¤du. Lenin'in a¤abeyi Aleksandr, Çarl›k yönetimine karfl› savaflan Narodnikler’in üyesiydi ve eylemlerinden dolay› idam edilmifl-
ti. Lenin’in devrimcileflmesinde bunun önemli bir rolü olmufltur. Ama Lenin bir Narodnik olmad›. Kitlevi bir karakter tafl›mayan Narodnikler’in tarz› yerine, o, Marksizmi ça¤›na uyarlayan, iflçi s›n›f›n› ve köylülü¤ü örgütlemeyi esas alan bir devrimci olacakt›. Hukuk Fakültesi birinci s›n›f›ndayken bir eylem nedeniyle gözalt›na al›nan Lenin, sorgusunu yapan polis flefinin, “karfl›n›zda bir duvar varken ayaklan›yorsunuz” sözleri karfl›s›nda flu cevab› vermiflti: “Çürük bir duvar, bir itelerseniz, yerle bir olur.” Bundan sonraki tüm çabas›, o duvar› iteleyecek örgütü yaratmaya yönelikti. Bugün Leninizmin evrensel ilkelerinden biri olarak kabul etti¤imiz düflüncesi oydu ki; “Proletaryan›n siyasi partisi olmadan proletarya devrimi olamaz.” Rus Sosyal-Demokrat ‹flçi Partisi (RSD‹P) veya daha tan›nm›fl k›sa ad›yla Bolflevik Partisi iflte onun bu düflüncesinin ürünüydü. K›ran k›rana bir mücadele içindeki devrimci bir partinin ilkeleri ve iflleyifli de Bolflevik Partisi’yle flekillendi. 1917 Ekim Devrimi’ne kadar yenilgilerden, ihanetlerden geçen bir yol, Lenin önderli¤inde katedildi. Emperyalizm döneminde burjuvazinin ilerici niteli¤ini kaybetti¤i, bu yüzden proletaryan›n ikili devrimci görevle karfl› karfl›ya oldu¤unu ortaya koyarak, Kesintisiz Devrim’i formüle etti. Devlet ve devrim iliflkisinde, devrimin mevcut devlet cihaz›n› parçalamaks›z›n mümkün olamayaca¤›n› aç›kl›¤a kavuflturdu. Halk için en genifl demokrasi demek olan Sosyalist devletin, ayn› zamanda karfl›-devrime karfl› bir proletarya diktatörlü¤ü olmas› gerekti¤ini ortaya koydu. 1917 Ekim Devrimi, sosyalizmi teoriden, umut ve hayalden gerçe¤e dönüfltüren ve onun öngörülerini görkemli biçimde kan›tlayan büyük eseridir.
Sosyalizm için, kurtulufl için, Leninizm bayra¤›n› yükseltmeliyiz! Lenin’in evrensel tezleri, yaln›z 1917 Devrimi içinde de¤il, 1900’lü y›llar›n 2000’li y›llara ak›fl›nda da, her dönemeç noktas›nda yeniden kan›tland›. 1916’da yazd›¤› “Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek Aflamas›” adl› eseri, hala emperyalizm üzerine en temel aç›klay›c› metinlerden biridir. Mevcut devlet mekanizmas›n›n parçalanmad›¤› hiçbir durumda kurtulufla ulafl›lamad›¤› defalarca kan›tland›. “Tek yol devrim” slogan›nda somutlan›yor Leninizm. Leninizmin ilkelerine daha s›k› sar›l›nmal›d›r. Fakat burada Leninizmin yaflat›lmas› konusunda bir di¤er noktan›n alt›n› çizmek istiyoruz;
‘Ölüler bizi uyarıyor’ Karl Liebnecht ve Rosa Luksemburg ölümlerinin 89. y›ldönümünde 9 Ocak’ta Berlin'de yap›lan büyük bir gösteriyle an›ld›. Karl ve Rosa’n›n, üzerinde “Ölüler bizi uyarıyor” yaz›l› an›t mezar›n›n bafl›nda dünyan›n birçok ülkesinden devrimci örgütlerin temsilcileri ve onbinlerce Alman topland›. “Ölüler uyar›yor”du; burjuvazinin “sosyal-demokrat” maskelisinin bile ne kadar katliamc› oldu¤unu hat›rlat›yordu Rosa ve Karl. “Ölüler uyar›yor”du; sosyalizmden baflka kurtulufl olmad›¤›n› ve sosyalizm için tek yolun savaflmak oldu¤unu anlat›yorlard›. Yaklafl›k 20 bin kiflinin kat›ld›¤› gösteride, Alman emperyalizminin “sosyal reform” ad› alt›nda emekçilere yönelik sald›r›lar›na karfl› protestolar öne ç›kt›. Almanya’n›n çeflitli flehirlerinde örgütlü bulunan Anadolu Federasyonu da “Demokratik Haklar›m›z ‹çin Mücadele Edece¤iz” ve “Türkiye Hapishanelerinde Tecrite Karfl› Mücadelede 118 Kifli Öldü, Bunun Sorumlusu Avrupa’d›r” yaz›l› pankartlar› ve k›z›l bayraklar›yla anmaya kat›ld›. Rosa ve Karl için yap›lan konuflmalarda Anadolu Federasyonu sözcüsünün “Sizi Türkiye hapishanelerinde 5 y›ld›r direnen tutsaklar ad›na selaml›yoruz” sözleri alk›fl ve sloganlarla kesildi. 1916'da kurulan Spartaküs Birli¤i'nin ve 1918 Alman devriminin önderleri Rosa ve Karl’›n baflucunda de¤iflik ülkelerle birlikte Grup Yorum’un müzikleri de çal›n›rken, dünyan›n dört bir yan›ndan devrim rüzgarlar› tafl›nd› an›t mezara. Stalin, Lenin’i anlat›rken onun “taktik konular›ndaki sloganlar›n›n flafl›rt›c› aç›kl›¤›”ndan, “devrimci planlar›n›n 'soluk kesici' cüreti”nden söz eder. Dünyan›n devrimcilerinin ihtiyac› olan üslup ve tarz iflte budur. Aç›kl›k ve cüret. Solun birçok kesiminin bugün ne dedi¤i belli de¤ildir. Ve cüret solun birçok kesimini terketmifltir. Hedefte net, hedefe ulaflmak için savaflta cüretli olanlar sürdürüyor devrim iddias›n›. Leninistlik, Marksist-Leninist teoriyi bu netlik ve cüretle birlefltirenlerde somutlan›yor. Leninizm bayra¤›, Leninizmi inkar eden revizyonistlerin ve Lenin’i flablonlaflt›ran oportünizmin de¤il, Marksist-Leninistler’in elinde dalgalan›yor.
Say› 141 27 16 Ocak 2005
Kadrolaflma, Kitle Çal›flmas› ve E¤itim Geçen say›dan devam Yaz›m›z›n geçen haftaki bölümünde kadrolaflma ve kitle çal›flmas›n› ele alm›flt›k. Devrimci Sol Dergisi’nin Temmuz 2004 tarihli 19. say›s›ndan yararlan›larak haz›rlad›¤›m›z yaz›ya kald›¤›m›z yerden devam ediyoruz.
EĞİTİM Her devrimci için, kendini ve ayn› zamanda baflkalar›n› e¤itmek, gelifltirmek sürekli bir görevdir. Bunun için her zaman periyodik toplant›lar› beklemek, düzenli çal›flma yap›lacak kurumlar aramak, e¤itimi savsaklaman›n örtülü biçimidir.
Say› 141 28 16 Ocak 2005
E¤itimimiz Marksizm-Leninizm üzerine flekillenmelidir. Reformizmin, küçük-burjuva devrimcili¤inin, Avrupa-burjuva demokrasisini savunan anlay›fllar›n, bireycilik kültürünün bu kadar yayg›n ve etkin oldu¤u bir dönemde, Marksizm-Leninizmle kendini e¤itmeyen bir kadro, ideolojik sald›r›lar karfl›s›nda yeterince güçlü olamaz. Fark›nda olmadan çok fley al›r onlardan, beyni flu veya bu olayda reformistler gibi çal›flmaya bafllar. Biz devrimciyiz, biz Marksist-Leninistiz, biz Cepheliyiz. Dolay›s›yla bizim her konuda belli bir düflünce tarz›m›z vard›r. Olaylara, olgulara bizi tan›mlayan ideolojinin, stratejinin ve kültürün ›fl›¤›nda bakar›z. E¤itim çal›flmas›, öncelikle bu “biz”in içini doldurmal›d›r. Herhangi bir insan›m›z, flu veya bu geliflme karfl›s›nda yanl›fl bir düflünce gelifltirmifl, eksik, çarp›k bir tahlil yapm›flsa, oradaki sorun e¤itim eksikli¤i sorunudur. Böyle bir durumda “ne yapay›m, ben böyle düflünüyorum” kolayc›l›¤›na ve bireyci düflünceye düflmeden, peki ben neden Parti gibi, Cephe gibi düflünmedim sorusunun cevab›n› aramal›d›r. Öyle düflüne-
bilmek için ideolojimize, stratejik bak›fl aç›m›za, kültürümüze, tarihimize, geleneklerimize dönerek kendini e¤itmelidir. E¤itimin amac›, oligarfli karfl›s›nda, solun çarp›kl›klar› karfl›s›nda her bak›mdan donan›ml› insanlar yetifltirmektir. E¤itimimiz hep vurgulad›¤›m›z gibi, soyut düflünceyi de¤il, devrimin sorunlar›n› çözebilecek bir düflünce tarz›n› edinmeyi amaçlamal›d›r. Kendini böyle donatan insanlar›m›z hayat›n karfl›lar›na ç›kard›¤› örgütlenmeye, eyleme iliflkin di¤er sorunlar› da çözebileceklerdir. E¤itim denilince, sadece örgütlü iliflkilerimiz içindeki insanlar›n e¤itim çal›flmalar› anlafl›lmamal›. Kitlelerin e¤itimi de bunun bir parças›d›r. Sabahtan akflama kadar yalan, demagoji sa¤ana¤› alt›nda yaflayan kitlelere, gerçekleri gösteremezsek, onlar› örgütlemeyi nas›l baflarabiliriz? Çok çeflitli kurumlar›n faflizmi, emperyalizmi teflhir eden günlük aç›klamalar›n› ev ev, iflyeri iflyeri da¤›tmak her alan›n görevlerinden biridir. Bu konuda “mail”lerle yetinemeyiz; bizim ulaflmam›z gereken kitlelerin önemli bir k›sm› böyle bir imkandan yoksundur. Kald› ki, bir bildiriyi, aç›klamay›, ev ev da¤›tman›n yerini hiçbir fley tutamaz. Çünkü ev ev da¤›tmak, salt bir bildiri da¤›t›m› de¤il, ayn› zamanda kitle çal›flmas›d›r. Çal›flma yapt›¤›m›z alandaki kitle çal›flmas›nda nas›l bir e¤itim yöntemi izlemeliyiz? Bu e¤itimin içeri¤i ne olmal›? Bunun hiçbir s›n›r› yoktur. Faflizmi teflhir etmek, düzenin asli niteli¤ini göstermek, Avrupa emperyalizminin ne oldu¤unu anlatmak, sosyalizmi anlatmak, her fley bu e¤itim çal›flmas›n›n içine girer. Burada düflülmemesi gereken bir yanl›fl, sadece
teflhirle yetinmektir. Teflhir ederek gerçekleri gösterebiliriz, bu çal›flmay› yürüttü¤ümüz insanlarda büyük bir öfke yaratabiliriz, ama yine de bu onlar› devrimci mücadeleye çekmek için yetmez. Kitle e¤itimimiz, ayn› zamanda onlarda umut yaratmal›, inanç vermeli, bizde u¤runa bedeller ödenebilecek idealler görmeli. Oligarflinin ideolojisi, propagandas›, alttan altta kitleleri güçsüz ve çaresiz oldu¤una inand›rmak ister. Bu düflünceyi sadece faflizmin teflhiriyle k›ramay›z. Umudu ve coflkuyu yaratmal›y›z onlarda. “‹nsan› e¤itmek demek onda yepyeni bir heves uyand›rmak, var olan umutlar› yeflertmek, onlar› ifle koflmak demektir, yavafl yavafl daha anlaml›, daha de¤erli istekler yaratmak demektir.” Kitle çal›flmas› yapan hemen her devrimci flu sözlerle karfl›laflm›flt›r: “Hakl›s›n›z ama ne yapabilirsiniz ki?” ‹flte bu söylemin önümüze ç›kard›¤› engeli, ancak bu tarz bir e¤itimle aflabiliriz. Teoriyle, gerçeklerle birlikte umudu, inanc›, azmi, onuru diriltmeyi amaçlayan bir e¤itim, ayn› amaçlara yönelik bir propaganda söylemimiz olmal›d›r. Böyle bir ruh halini kitlelere tafl›yabilmek için kuflkusuz kadrosundan taraftar›na kadar bu çal›flmay› yürütenler bu ruh halinde olmal›d›rlar. Her insan›m›z 24 saat devrimci faaliyet yürütüyor olmayabilir. Ama her insan›m›z her koflulda 24 saat devrimci gibi düflünüyor olmal›, her insan›m›z›n 24 saatini devrimci coflkuyla, umutla doldurabilmeliyiz. Kitleleri e¤itirken halka inanaca¤›z, halka güvenece¤iz. Bu güvene sahip olmayan birinin kitle çal›flmas› için gitti¤i insanlara güven vermesi mümkün de¤ildir. ‹nsanlar karfl›s›ndaki-
nin kendisine güvenmedi¤ini, kendisini afla¤›lad›¤›n› bir biçimde hisseder. Birincisinde hissetmezse, sonraki gidifllerde hisseder. Halk›n y›llard›r süren ideolojik, kültürel sald›r›lar alt›nda, terörün yaratt›¤› korkuyla, ahlak›nda, onur, yurtseverlik gibi duygular›nda, paylafl›mc›l›¤›nda büyük tahribatlar›n yafland›¤› aç›kt›r. Ama bunlar geçici, konjonktürel sonuçlard›r; ayn› halk, çok büyük kahramanl›klar da yaratabilir, yaratacakt›r da. Halka inanc›n, güvenin ölçüsü, dönemsel olarak halk›n kültüründe, geleneklerinde yaflanan geliflmeler de¤il, halk›n tarihsel rolündedir. Castro, Che’nin halka güvenini anlat›rken flu benzetmeleri yap›yordu: “Che insana inan›rd›. ‹nsana inanmayan, insan› ancak önüne ot ya da havuç konuldu¤unda veya sopayla cezaland›r›ld›¤›nda ilerleme yetene¤ine sahip, yola getirilemez küçük bir hayvan olarak gören, böyle düflünen, buna inanan biri devrimci olamaz. Böyle düflünen, buna inanan biri asla sosyalist olamaz. Böyle düflünen, buna inanan biri asla komünist olamaz.” (8 Ekim 1987’de, Che’nin 20. Ölüm Y›ldönümü nedeniyle düzenlenen miting konuflmas›.) Halka inanan, güvenen, olumsuzluklar karfl›s›nda y›lmaz, e¤itmeye, bilinçlendirmeye devam eder, ta ki örgütleyinceye kadar. Halk› e¤itmek, soyutluktan uzak durmay›, somut, güncel olmay› gerektirir. Aç›klamalar, bildiriler, yay›nlar, sadece kitle çal›flmas› aç›s›ndan de¤il, iflte bu noktada kadrolar›n, militanlar›n kendini e¤itip gelifltirmesi aç›s›ndan da mutlaka de¤erlendirilmelidir. Somut gündemler üzerinde flekillenmeyen hiçbir e¤itim kadroyu hayat›n sorunlar›n› çözecek bir donan›ma götürmez. Lenin “... Komünizmi anlatan eserlerde yaz›lanlar›n ki-
Eğitimimiz Marksizm-Leninizm üzerine şekillenmelidir. Reformizmin, küçük-burjuva devrimciliğinin, Avrupa-burjuva demokrasisini savunan anlayışların, bireycilik kültürünün bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, Marksizm-Leninizm’le kendini eğitmeyen bir kadro, ideolojik saldırılar karşısında yeterince güçlü olamaz. tabi özümlenmesiyle yetinmek son derece yanl›flt›r. Bugün konuflma ve makalelerimiz evvelce komünizm üzerine söylenenlerin bir tekrar› de¤ildir. Çünkü hergünkü çok yönlü çal›flmalara ba¤l›d›r bu söylenenler. Bu çal›flma olmaks›z›n, mücadele olmaks›z›n komünist eserler ve broflürlerdeki derin kitabi bilgilerin hiçbir de¤eri yoktur.(...) Teori ile pratik aras›ndaki kopuklu¤u sürdürmekten baflka bir ifle yaramayacakt›r.” (Lenin, Proletarya Kültürü, Sayfa:60-61) derken, buna dikkat çeker. Aç›klamalar, bildiriler, dergi yaz›lar› karfl›s›nda zaman zaman “bunlar zaten bizim bildi¤imiz fleyler” yaklafl›m› s›k s›k görülür. Oysa olay o kadar basit de¤ildir. Her aç›klama, bildiri, güncel anlamda yaflan›lan olaylar›n bir de¤erlendirmesini verir, geliflmelerin propaganda ve ajitasyon aç›s›ndan nas›l ele al›naca¤›n› gösterir. Siyaset yapmay› ö¤retir. Bu anlamda eline geçen bildiriyi, dergiyi, kabaca göz at›p esas olarak “kitlelere da¤›taca¤›” bir fley olarak gören kadro, militan eksiklik içindedir.
Kitleleri veya baflka yoldafllar›n› e¤itmekle görevli olan herkes, yani asl›nda tüm devrimciler (çünkü her devrimci bu konuda do¤al olarak görevlidir) önce kendilerini e¤itmek durumundad›r. Kendini e¤itmeyen baflkas›n› e¤itemez. Kendi kadrolaflmas›n› sürdürmeyen, gelifltirmeyen, baflkas›n› kadrolaflt›ramaz: "‹nsanla ilgili, devrimi ilgilendiren, ülkesi ve dünya ile ilgili her fley önem derecelerine göre bir yöneticiyi ilgilendirmek zorundad›r. Okumayan, araflt›rmayan, izlemeyen bir yönetici düflünemez veya yanl›fl ve çarp›k düflünür. Okumamak, izlememek veya çarp›k, yanl›fl düflünüp bu yanl›fllar› baflkalar›na tafl›mak, baflkalar›na yanl›fl yapt›rmak demektir. Devrimi yanl›fl yöne kanalize etmektir. Hedef sapt›rmakt›r. Enerjimizi ve olanaklar›m›z› bofla kullanmak demektir. ‹nsanlar› de¤erlendirememektir." Kendini e¤itmeyen bir kadronun alt›ndakini de e¤itmedi¤ini tahmin etmek için ve e¤itimin olmad›¤› yerde geliflmenin olmayaca¤›n› söylemek için kahin olmak gerekmez.
Say› 141 29 16 Ocak 2005
Fethullah, Bas›n›n ‘Star’› Tiraj, ‘Il›ml› islam’, AKP yalakal›¤›...
Burjuva bas›n›n ç›karlar› için girmeyece¤i k›l›k yoktur
Say› 141 30 16 Ocak 2005
Burjuva bas›nda bir Fethullah aflk›d›r gidiyor. Zaman, Vakit, Yeni fiafak gibi gazetelerde rastlanan köfle yaz›lar›, yaz› dizileri, röportajlar, flimdi burjuva, liberal gazetelerde çarflaf çarflaf yer al›yor. Sabah Gazetesi’nin tam 26 gün süren “Saidi Nursi'den Fethullah Gülen'e Nur Cemaati” yaz› dizisinin ard›ndan, Milliyet Fethullah Gülen ile röportaj yapt›. “Sorulmayanlar› sorduk” spotuyla anons ederek günler öncesinden okuruna duyurdu Do¤an Medya’n›n gazetesi Milliyet. Sabah ve Milliyet gazetecilik mi yap›yordu? Dertleri sadece tiraj kayg›s› m›yd›? Ya da, burjuvazinin tüm dünyada estirdi¤i gericilik rüzgarlar›n›n bir yans›mas› m›yd›? Elbette tiraj, yani kâr, gericilik rüzgarlar› da bu yaz› dizilerinde, röportajlarda etkindir. Evangelist tarikat›n›n Bush nezdinde yüceltildi¤i, dini dogmatizmin, felsefi idealizmin burjuvazi taraf›ndan körüklen-
di¤i bir süreci yafl›yoruz. Gericilik y›llar›nda liberallerin, hatta küçük-burjuva ayd›nlar›n felsefi idealizme yönelimleri bilinir. Yay›nlar›n felsefi, ideolojik temelinde elbette bunlar da birer etkendir. Burjuvazi ç›karlar› gerektirdi¤inde “din düflman›” olabilece¤i gibi, gerektirdi¤inde de en koyu din propagandas›n› yapar. Ama tüm bunlar da yay›nlar›n arka plan›n› aç›klamakta yeterli de¤ildir. Politik, ekonomik ç›karlar çok daha ön plandad›r. Nedir bu ç›karlar?
AKP Yalakal›¤› ve Fethullah ‘Aflk›’ ‹çiçedir Birincisi; AKP iktidar›na, yani “islamc›” bir iktidara yalakal›k ve bu yalakal›ktan elde edilecek ç›karlar söz konusudur. Bu gazeteler, 28 fiubat günlerinin en ateflli savunucular›d›r. Sözde “laik” bir tutum içindedirler. Ama nas›l AKP’ye siyasi, ekonomik ç›karlar› nedeniyle büyük destek verdiler-
Fethullah Ne Anlat›yor? Röportajlara bak›ld›¤›nda din adam› de¤il, bu kisveye bürünmüfl bir emperyalist ajan, bir flarlatan› görürsünüz.
✔
ABD’nin Irak’taki zulmüne tek kelime söyle-
mez. Milliyet röportaj› bu yan›yla çarp›c›d›r. ‹flgale herfleyiyle Amerikan cephesinden bakmakta, baflar›s›zl›¤›n nedenlerine iliflkin iflgalciye yol göstermektedir. Bir din adam› de¤il, Amerikan “tink tank”lar›nda tekellere hizmet eden biri ne söylüyorsa, onu söylüyor. Irak halk›n›n ac›lar›na, katliamlara iliflkin tek bir kelime dahi bulamazs›n›z. ‹lgilendirmez halklar O’nu. ‹flte bir örnek: “Amerika flimdiye kadar demokrasiyle tan›n›yordu. (yalana bak›n!) Kredisini Irak’ta ucuza har-
se, flimdi yine ayn› nedenlerle Fethullah ya¤c›l›¤› yapmaktad›rlar.
Her fiey Amerikan ‘Il›ml› ‹slam’ Projesi ‹çin ‹kincisi; tüm bu yay›nlar Amerikan “›l›ml› islam” projesinin bir parças›d›r. Ülkemizde, Do¤an Medya baflta olmak üzere, egemen burjuva medya esas itibariyle Amerikanc›d›r. ‹ç politikadan, d›fl politikaya, islamc›lara kadar her konuda bu çerçeveden müdahil olurlar. Amerikan “›l›ml› islam” projesinde AKP iktidar›na “idari” rol düflüyorsa, Fethullah Gülen’e düflen de ideolojik yan›d›r. Fethullah, “›l›ml› islam›n” inflaas› için, islamc› kesimin beynini zehirleme, iflbirlikçilefltirme görevini üstlenmifltir. Röportajlar›, yaz›lar›, mesajlar› hep bu çerçevededir. Asla Amerikan emperyalizmine laf söylemez, elefltirmez. Ne Filistin, ne Felluce vahfleti ne de ifl-
camamal›yd›. (Emperyalistin itibar› ‘müslüman din adam›n›’ niye ilgilendiriyor?) Keflke mesele Saddam’› devirmeye matuf olsayd›. Sünni, fiii, Kürt ve Türkmen bir araya getirilerek o birlik korunsayd›. Öyle yumuflak bir idareyle, itibar› haleldar olmazd›, gerçekten de demokrasi havarisi gibi Ortado¤u’da tan›n›r ve sempati kazan›rd›.” (Tüm Amerikanc›lar’dan, iflgal destekçilerinden duyabilirsiniz bunlar›. Direnifl olmasa tam da istedi¤i olacakt›!!!)
✔
Büyük adamd›r flu Fethullah, stratejik ifllerle
meflguldür beyni! Nedir bu beynin k›vr›mlar›nda dolaflan derseniz, ona yüklenen misyonu görürsünüz. O misyon, Amerikan “›l›ml› islam›”ndaki rolüdür. Ortado¤u ve Kuzey Afrika ülkelerini egemenlik alt›na alma projesi olan BOP’a da
gal ilgilendirir onu. Aksine direnenlerin yok olmas›n› ister, taraftarlar›n› bu vahflete tepki göstermemeleri için dizginler. Burjuva medya ile Fethullah Amerikanc›l›k potas›nda birleflmektedirler. Amerika sadece ülkemizde de¤il, bütün müslüman ülkelerde Tayyip ve Fethullah gibi iflbirlikçiler bulma, devflirme, öne ç›karma çabas› içindedir. Emperyalist medyan›n bu tür unsurlar› parlatan yay›nlar› bilinmektedir. Bu potan›n harc› ise BOP’tur, “›l›ml› islam”d›r. Bu pota içinde sadece Amerikanc›lar yoktur, Avrupac›lar da ayn› pota içindedirler. Ki, Amerikanc›l›k ve Avrupa Birlikçilik özü itibariyle ayn› fleydir.
Avrupa Birlikçiler’den Fethullah’a Destek Fethullah Gülen Avrupa Birli¤i’ne deste¤ini, Abant Platformu’nu Brüksel’de yaparak ve oraya gönderdi¤i mesajda bu deste¤i aç›kça dile getirerek göstermiflti. AB’cilerin sözcülerinden M. Ali Birand da, bas›ndaki Fethullah övgülerine Avrupac› cepheden kat›larak “Fethullah Gülen bizi neden korkutuyor?” diye sordu ve kendi cevap verdi: “Art›k Fethullah Gülen'in yakas›n› b›rakal›m. Türkiye Avrupa Birli¤i sürecine do¤-
ru yürürken...” (Posta, 11 Ocak) Gerçekten Birand’›n anlatt›¤› gibi, “Avrupa Birli¤i’ne kat›lmak demek, size ne kadar ters düflerse düflsün bütün görüfllerin söylenebilmesi demek” midir? Yani sözkonusu olan demokratl›k m›, yoksa, Birand da Avrupa paralelinde mi Gülen’i parlatmaktad›r? Öncelikle belirtelim ki, Avrupa, sistemi için risk olan hiçbir düflünceye yaflam hakk› tan›maz. ‘Terör’ k›l›f›na sokarak yok etmeye çal›fl›r. Avrupa’y› demokrasi befli¤i göstermenin bu güzelleme yalanlar› bir yana, Birand’da esas olarak Avrupa’n›n iste¤ini dillendiriyor. Avrupa da “›l›ml› islam”›n gelifltirilmesinden yanad›r, bu konuda Amerika’dan farkl› bir tutumu yoktur. Tek fark›, AB’nin de kendi “›l›ml› islamc›lar›n›” devflirmesidir. O da Fethullah gibi unsurlar› kullanma hesab› içindedir.
‹slamc›lar, müslüman halk›m›z; Bu flarlatanlara, iflbirlikçilere inanmay›n, inançlar›n›z› sömürtmeyin. Fethullah aflk›n›n Amerikan aflk› oldu¤unu, o Amerika’n›n Irak’ta, Filistin’de halklara korkunç ac›lar yaflatan, ülkemizdeki yoksulluk ve zulmün sorumlusu emperyalist Amerika oldu¤unu unutmay›n.
karfl› ç›kmaz. Mesela, halklar kendi kaderlerini tayin edebilir, emperyalistler elini çekmelidir demez. BOP’a destek konusunda Türkiye iktidar›na da ak›l verir: “Ortado¤u’daki di¤er ülkelere de bu maledilmeli. Türkiye flayet projeye tamamen kapan›rsa oyun aleyhte neticelenir.”
✔ Bir gün “Cemevleri aç›ls›n” der, ertesi gün fiiilerin Ortado¤u’da güç olmalar›ndan söz ederek “tehlikeye” dikkat çeker. Mezhepçili¤ini tüm takiyyecili¤ine ra¤men gizleyemez.
✔ Ortado¤u’daki emperyalist ç›karlara darbe vuran ‹ran devrimine karfl›d›r. “Zararl› oldu” der. Ama bunu din kisvesi alt›nda yapar. Devrimin “bütün müslümanlar› töhmet alt›nda (acaba bunlar›n da m› böyle bir niyeti var diye) b›rakt›¤›n›” söyler. Oysa, zinhar böyle bir amac› yoktur. O, Humeyni gibi “ezberden konuflanlardan” de¤ildir, ABD ile iliflki içinde iflini yürütür. O zaten ABD’ye de kaçmam›flt›r!
✔ Asla orduya, devlete tek kelime etmez. Tersine, 28 fiubat’›n sorumlulu¤unu Erbakan iktidar›na yükler, orduyu över.
‘‹nsanca Ulafl›m Yürüyüflü’ Eskiflehir halk›n›n, aral›k ay›n›n sonunda tramvaylar›n çal›flmaya bafllamas›yla devreye sokulan yeni ulafl›m uygulamalar›na karfl› eylemleri sürüyor. 6 Ocak günü "‹nsanca Ulafl›m" yürüyüflü yap›ld›. Tramvay›n çal›flmaya bafllad›¤› ilk gün, yaflanan rezalet karfl›s›nda kendili¤inden Belediye’ye yürüyen ve polisin sald›r›s›na u¤rayan halk›n talepleri flimdi devrimciler taraf›ndan dile getiriliyor. Zamlara ve ulafl›m sorununa karfl› toplanan 12 bin imza, yürüyüflün ard›ndan Belediye’ye teslim edildi.
Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z Ar› Sinemas› önünde biraraya gelen yaklafl›k 150 kifli, "Ulaflam›yoruz!!!" pankart› arkas›nda yürüdü. "Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z, ‹nsanca Ulafl›m ‹stiyoruz, Ulafl›m Hakk›m›z Engellenemez, Tramvaya De¤il Zama Karfl›y›z" sloganlar›yla belediye önüne gelen kitle, burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹mzalar›n verildi¤i s›rada kitle, sloganlarla d›flar›da bekledi. Eskiflehir Gençlik Derne¤i, Sosyalist Demokrasi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Platformu, Halkevi, Emekçi Hareket Partisi ve Demokratik Halk Partisi’nin organize etti¤i yürüyüflte, "Taleplerimiz kabul edilinceye kadar mücadelemizi sürdürece¤iz" duyurusundan sonra eylem bitirildi.
Say› 141 31 16 Ocak 2005
Emek Platformu ve ‘‹flçici’ Avukatlar› ◗ Emek Platformu “emekçileri temsil” platformu de¤il, TESL‹M‹YET platformudur!
◗ EP, icazetçi reformizmin pasifizmini gizleme s›¤›na¤›d›r
◗ Halka sald›r›lar› durdurmak için EP’ye bel ba¤lamak, yenilmeyi bafltan kabul etmektir.
◗ Tüm devrimci, ilerici, demokrat iflçiler ve sendikalar, teslimiyete karfl› direnifl hatt›n› örmelidir! Say› 141 32 16 Ocak 2005
Emek Platformu, y›llard›r tekrarlad›¤› bir tavr›, SSK’n›n devrinde de gösterdi. Hükümete meydan okudu, büyük eylemler yapar›z, üretimden gelen gücümüzü kullan›r›z dedi. “Yasa meclise geldi¤i gün genel grev” karar› ald›. Hükümet, 5 yafl›ndaki çocuklar› bile kand›rmayacak bir manevrayla yasa tasar›s›n› geri çekti. Emek Platformu, nas›l olsa geri çektiler deyip yan gelip yatt› ve hükümet bir gün yasay› meclise getiriverdi. Ve tabii Emek Platformu daha yatt›¤› yerden do¤rulamadan yasa meclisten geçti. Siz bu tabloda, b›rak›n “s›n›f tavr›”n›, b›rak›n devrimci, demokrat bir sendikac›l›k anlay›fl›n›, bir gram ciddiyet, bir gram sorumluluk duygusu görüyor musunuz? Yoktur. Olmad›¤› için de, s›n›flar mücadelesi alan›nda, iflçilere, memurlara, köylülere karfl› oynanan alçakça bir oyunun figüranlar› olman›n d›fl›nda hiçbir rolleri yoktur. ‹flçileri, memurlar›, köylüleri aldat›yor ve oyal›yorlar. Emek Platformu ad› verilen yap›n›n haldeki durumda tek ifllevi budur. Üç befl sendikac› bunun fark›nda olmayabilir. Ama Emek Platformu yönetimi bunun fark›ndad›r. Bu da, onlar›n yapt›¤› fleyin ad›n› yanl›fl, hata olmakla b›rakmay›p, düpedüz emekçi düflmanl›¤›na dönüfltürmektedir.
Emek Platformu’nun oynad›¤› rol, sadece sendikalar›n ne kadar düzeniçileflti¤inin de¤il, ayn› zamanda bu sendikalar›n bir k›sm›n›n politikalar›n› belirleyen reformizmin de ne hale düfltü¤ünün göstergesidir. Oynad›¤› rol iyice deflifre olan Emek Platformu, bugün KESK taraf›ndan, baflta EMEP olmak üzere reformist kesimler taraf›ndan da elefltirilmektedir. Fakat onlar›n bu elefltirileri yapmadan önce, halka vermeleri gereken bir özelefltiri yok mu?
EP, milyonlar› TEMS‹L eden de¤il, TESL‹M eden bir platformdur Emek Platformu, 1999’da kuruldu. Kimileri büyük roller yüklediler bu platforma. Bunun üzerine büyük beklentiler içine girdiler. 5 y›l› aflk›n prati¤in sonucunda geldi¤i nokta, yüklenen bu rollerin, beklentilerin ne kadar isabetsiz oldu¤unun aç›k göstergesidir. Emek Platformu, ka¤›t üstünde milyonlarca iflçiyi, emekçiyi temsil ediyor. Üyeleri aras›nda Türk-‹fl, Hak-‹fl, KESK, D‹SK, Türkiye KamuSen, Memur-Sen, TTB, TMMOB gibi ülkemizin tüm büyük sendikalar›, odalar› yer al›yor. Tabii bir de buna platformun destekçisi reformist sol partileri eklemek gerek. AKP iktidar›n›n SSK’lar›n devri konusunda Emek Platformu’nu kaale almamas›, AKP’nin oldu¤u kadar, bu kurumlar›n da ay›b›d›r. Emek Platformu, “gövdesi”yle hiç orant›l› olmayan bir itibars›zl›k içindedir bugün. Aç›klamalar›, s›radan bir derne¤inki kadar yank› uyand›rmamaktad›r. Çünkü aç›klamalar›n›n arkas›n›n kof oldu¤unu herkes biliyor. Tabiri caizse, Emek Platfformu bugün “aya¤a düflmüfl” bir platformdur. Platformun aya¤a düflmesi yeni de¤ildir; kaç›n›lmaz bir sonuçtur. Üç y›l önce devrimciler flöyle uyarm›flt› EP’yi: “Düzen tüm muhalif kesimlere çeflitli biçimlerde vurmaya devam ediyor... D‹SK’i, KESK’i, Emek Platformu’ndaki di¤er güçler, bu süreçte, iktidarla çat›flmay› göze alan, bir kaç günlük de¤il, süresiz bir genel grev karar› almazlarsa, yok olacak, iyice aya¤a düfleceklerdir.” (Yaflad›¤›m›z Vatan, 19 Kas›m 2001, s: 115) Süreç de bu yönde geliflmifltir. DSP-MHP-ANAP iktidar›ndan AKP iktidar›na halka yönelik tüm sald›r›larda EP yöneticilerinin
s›zlanmalar› ayn›d›r: “hükümet iflçinin, memurun taleplerini duymazdan geliyor...” Duymazdan geliyorsa duyur. Duymazdan gelemeyece¤i flekilde yükselt sesini. Bunu yapamam›fllard›r. Tersine “hükümet bu duyars›zl›¤›n› sürdürürse... büyük eylemler yapaca¤›z, üretimden gelen gücümüzü kullanaca¤›z” deyip dediklerini de yerine getirmemifllerdir. Hat›rlay›n, bunlar, F tiplerine karfl› direniflte de iktidar ad›na “ölüm orucunu b›rakt›rmaya” giriflmifl, “takipçisi olaca¤›z” sözü vermifllerdi. Kendi sözünün, kendi alan›ndaki sorunlar›n takipçisi olmayanlar, emperyalizmle gö¤üs gö¤üse çat›fl›lan F tiplerinin mi takipçisi olacakt›?!!
Ad›nda “Emek” varsa, o iyidir! Emek Platformu, bafltan icazete, yasall›¤a, iktidarlarla uzlaflmaya aç›k do¤mufltur. “En genifl kesimleri kapsamak” ad›na, mücadeleci bir birlik tercihi yap›lmam›flt›r. D‹SK, KESK ve Türk-‹fl yönetimindeki ÖDP, EMEP, HADEP reformizmi tam destek vermifllerdir bu politikaya. Kitle hareketinin yükseldi¤i ve gerici sendikalar›n bile bu hareketin d›fl›nda kalamad›¤› bir süreçte, onlar› da yönlendirmek için gerici sendikalar›n da içinde yerald›¤› böylesi birlikler kurulabilir elbette. Fakat EP’nin böyle kurulmad›¤› da, böyle geliflmedi¤i de aç›kt›r. Buna ra¤men EP’ye çok büyük misyonlar yüklenmifltir. Bunu yükleyenler de “sol”dur. fiayet Türk-‹fl Baflkan› ç›k›p emekçilerin hakk›n› flöyle savunaca¤›z, iktidar›n karfl›s›nda böyle direnece¤iz deseydi, kuflkusuz ki hiçbir inand›r›c›l›¤› olmazd›. Ama bu propaganday› esas olarak sol sendikac›lar ve legal sol partiler yapm›flt›r. Emek Platformu’nun 2001 fiubat krizi sonras›nda haz›rlad›¤› “Emek Program›” üzerine EMEP’li yazarlar›n kaleminden ç›kan flu sat›rlar› aktarmak yeterli olacakt›r. “Program, protestocu tarzdan, hedefsiz eylemlerden s›n›f› kurtaracak bir k›lavuz ifllevi görecektir... Ve en önemlisi de sermayenin hegemonyas›n›n zay›flad›¤› bir anda, iflçi s›n›f›n›n kendi hegemonyas›n› kurmas›n›n... yolu aç›lm›fl oluyor.” (Bahad›r Özgür, 10 Nisan 2001, Evrensel) O zaman da söylemifltik; “sanki Komünist Manifesto’dan söz ediyorlard›.” Emek Platformu’nun “›fl›lt›s›yla” gözleri görmez olmufltu adeta. Oysa, o platformda yeralan güçlerin niteli¤inde hiçbir de¤ifliklik yoktu. ‹nsan›n böyle bir platformun program›na böyle ifllevler yükleyebilmesi için bu sendikalar›n, odalar›n Türkiye’deki tarihinden hiç mi hiç haberdar olmamas› gerekirdi.
Peki EMEP’liler bilmiyor muydu bu tarihi? Biliyorlard› elbette. Ama politikalar›na damgas›n› vuran uvriyerizm (iflçicilik) hastal›¤›, iflin içine “emek Gündemlerinde iflkenceler, infazlar, örgütleri” girince, F tipleri yoktur. Güya emekçilerin böyle pusulay› fla- sorunlar›, emekçilere sald›r› yasalar› fl›rmalar›na yolaç›- vard›r. Ama o sald›r›lar karfl›s›nda da yordu. yokturlar... Aldat›r, oyalar, satar‹flçicilik, reviz- lar... EP’nin “büyük rolü” bundan yonist, reformist ibarettir! solun en eski ve en vahim hastal›¤›d›r. “‹flçi s›n›f›” der baflka bir fley demezler. Ne var ki, iflçi s›n›f›yla yat›p kalkan bu kesim, ony›llard›r ayn› zamanda iflçi s›n›f› içinde hiçbir güç olamam›flt›r. Bu nedenle her dönem sendikac›lar›n peflinde sürüklenmifllerdir. Bu da sendikalar ne yaparsa, komünistler, devrimciler, herkes onlar› desteklemelidir diyen uvriyerist mant›¤a uygunSay› 141 dur. 33 Bu siyaset sonuçta onlar› düzen içi sendikac›16 Ocak l›¤a ve düzen politikalar›na tabi k›lm›flt›r. 2005
EP, pasifistlerin, icazetçilerin, direniflten kaç›fl›n s›¤›na¤›d›r Aç›k olan flu ki, gerici Türk-‹fl’in, KamuSen’in, Memur-Sen’in EP arac›l›¤›yla oynad›klar› rol, kendi tabiatlar›na ayk›r› de¤ildir. Onlar kendi bafllar›na oynad›klar› rolü, flimdi EP olarak oynuyorlar. As›l sorun bu yap› içindeki ilerici, demokrat oldu¤u iddias›ndaki kesimlerdedir. Onlar bu yap›y› neden sürdürüyorlar? Bu politikaya neden ortak oluyorlar? EP’nin ne oldu¤u, ne yapt›¤› ve ne yapabilece¤i art›k üzerinde tart›fl›lamayacak kadar aç›kt›r. Sorun fludur; D‹SK, KESK ve odalar ve bunlar›n yönetimindeki reformizm, EP’yi gerekçe gösterip kendi pasifizmlerini gizliyorlar. D‹SK ve KESK, y›llard›r gereken direnifli gösteremedikleri her durumda, sorumlulu¤u, suçu EP’nin üstüne y›k›yorlar; asl›nda biz direniflten yanayd›k, genel grevden yanayd›k, ama onlar kabul etmedi. Bu, D‹SK ve KESK yönetiminin taban karfl›s›nda kendini aklama manevras›d›r. Sami Evren, Emek Platformu’nun emekçilere karfl› son ihanetinden sonra bir yaz›s›nda flunlar› söylüyor: “E¤er, Platformu oluflturan örgütlerin bütünü, ortak tutum gelifltirmede zorlan›r ve tereddüt yaflarsa; hiç istenilmese de olacaklar bel-
‹flçicilik (Uvriyerizm), öyle bir fleydir ki, ‘komünisti’, iflbirlikçinin pefline takar... Öyle bir fleydir ki, “devrimci” sendikac›y›, sar› sendikac›ya mahkum eder. “Genel Grev”i, sihirli bir de¤nek san›r; dokununca her fleyin de¤iflece¤ini sanar. Uvriyerist, iflçi s›n›f› üzerine tüm lafazanl›¤›na karfl›n, teorideki iflçi s›n›f›yla, iflçi s›n›f›n›n mevcut durumundaki ayr›m› bir türlü kavrayamaz. “‹flçi” sorunlar› en birinci gündemidir. Ama o gündemde de bir mücadelesi yoktur. Düzen sendikac›lar›n›n a¤z›na bakar...
Say› 141 34 16 Ocak 2005
lidir. Ortak tutum gelifltirenler, ortak mücadeleye devam eder...” Yani Evren k›saca diyor ki, “ayr›l›r›z!”... Bu da EP’nin “hükümet uyar›lar›m›z› dinlemezse...” t ü r ü n d e n “blöf”lerinin bir baflka versiyonudur. Evren bu tür sözleri ilk kez söylemiyor. Rahats›z; ama kopmuyor. Kopam›yor. Bütün mesele de burada. Militan bir direniflten kaç; sorumlulu¤u EP’ye y›k! Reformizmin ucuz oyununun esas› budur. Reformizm, hem pratik, hem politik olarak kaç›yor ayr›flmadan. Pratik olarak militanlaflacak, radikalleflecek bir mücadele çizgisinden kaçarken, politik olarak da IMF program›na karfl› bayrak açarak emperyalistlerle difle difl bir mücadeleden kaç›yor. Bu noktada Türk-‹fl’le ayn›lafl›yorlar asl›nda. Ne olursa olsun, yap›lacak eylem düzen içi, yasal, icazetli olacak. Reformizmin çizgisi iflte budur. Bu çizgi için Türk-‹fl’in kuyru¤undan ayr›lmamaktan daha büyük bir güvence olabilir mi?.. Bu icazetçi çizgi, 2001 Nisan’›ndaki esnaf eylemlerinde net olarak ortaya ç›km›flt›r. Meydanlarda direnen, polisle çat›flan esnafa “serinkanl› olun, bizim 14 Nisan’daki yasal mitinglerimizi” bekleyin ça¤r›s› yapm›flt›r EP yöneticileri ve reformizm. EP, emekçilerin militan direniflleri karfl›s›ndad›r. Eylemlerinden önce “d›fltakilerin kat›lmas›na izin vermeyece¤iz” aç›klamas› yapan EP’nin bu “barikat›”n›n devrimcilere karfl› oldu¤u da aç›kt›r. “F tipleri, ölüm oruçlar› gündemimiz de¤il” deme noktas›nda da EP ile reformist sol aras›nda fark yoktur. Hal buyken, EP’de ayr›flma ve saflaflmay› ve direniflçi bir çizgiyi savunmamak, bu politikalara, EP aldatmacas›na onay vermeyi sürdürmektir. “Komünistler”, sosyalistler, devrimciler, 5 y›ll›k bu prati¤e, bu aleni direnifl ve s›n›f düflmanl›¤›na ra¤men hala EP üzerine politika yapamazlar. EP’nin da¤›lmas› iflçi s›n›f› mücadelesi için kötü de¤il, iyidir. Mazeretleri ortadan kald›rmak ve daha ileri birlikler için bu gereklidir. “‹flçici” kafayla
“EP’nin birli¤ini” savunmak, gerici bir politikad›r.
EP, ayn› zamanda iflçicili¤in iflas›d›r Baflta da dedi¤imiz gibi EP’yi allay›p pullayanlar›n da bir özelefltiri borcu var emekçilere. EP’nin “proletaryan›n hegemonyas›n›n önünü açaca¤›n›” söyleyen reformist iflçiciler de, EP’nin her mitinginden sonra “iflçi s›n›f› barikatlar› afl›yor, s›n›f hareketi gelifliyor” diye tahliller yapan oportünist iflçiciler de özelefltiri borçludur. Tabii KESK, D‹SK, “kendi güçleriyle” hareket edemez duruma getirildiler. Bunlar›n yönetimlerini ele geçiren reformizm, iflçiye, memura gitmez, e¤itim yapmaz, militan direnifller örgütlemez... O iflçi s›n›f› iflçi s›n›f› der ama, iflçi s›n›f›ndan anlad›¤› asl›nda “sendikac›”lard›r. Üç befl sendikac›y› kafalamaktan baflka bir fley düflünmez. Sendikalara, iflçi s›n›f›na yönelik tüm politikalar› gibi, EP politikas› da iflas etmifltir. ‹flas›n nedenleri buralardad›r. Düzeniçi, icazetçi çizgileri nedeniyle “ekonomist” bir sendikac›l›¤›n bile gereklerini yerine getiremez noktaya savrulmufllard›r. Gerçekçilikten de, ülke gerçe¤ini kavramaktan da uzakt›rlar. Bunun sonucudur ki, 40 y›ld›r “iflçi s›n›f›” söylemine ra¤men tek bir fabrikay› örgütleyememifl, tek bir direnifle önderlik etmemifllerdir. Legal particili¤e savrulan›ndan hala illegal örgütlenmeyi savunan iflçicilere kadar, bu kesim, ony›llara yay›lan iflçicilikten ne ders ç›karm›fllard›r? ‹flçi s›n›f› üzerine kitaplar tutacak yan›lg›lar›ndan, yanl›fl taktikler peflinde sürüklenmelerinden bir sonuç ç›karm›fllar m›d›r? ‹flte bugün bir k›sm› birkaç sendikac›yla iflçi s›n›f› içinde “varl›k” olmaya sar›lm›fl, bir di¤er k›sm› ise, o kadar›n› da yapamay›p, devrimcilerin yok olmas› üzerine hesaplarla varl›klar›n› sürdürmeye çal›flmaktad›rlar. Kimi EP’ye öncülükle, kimi sonradan bir muhabirini gönderdi¤i küçük direniflcilerin öncüsü gibi görünmekle “s›n›f politikas›” yapt›¤›n› san›yor. Bu kafa yap›s› iflçileri örgütleyebilir mi? Bu kafa yap›s›yla düzen sendikac›l›¤› afl›l›p mücadeleci bir iflçi hareketi gelifltirilebilir mi? ‹flçi s›n›f› içinde devrimci bir çal›flma tarz›n› hakim k›lmal›y›z. Büyük hedefler koymadan önce, bunun zemini yarat›lmal›d›r. ‹flçicili¤in sonuçta düzen sendikac›l›¤›na hapsolan çal›flma tarz›yla bugüne kadar hiçbir fley yarat›lamam›flt›r, bundan sonra da yarat›lamaz. Emekçilerin IMF sald›r›lar›na karfl› direnifli de, devrime kanalize edilmesi de EP gibi örgütlenmeler de¤il, devrimci iflçi, memur, esnaf, iflsiz örgütlenmeleri arac›l›¤la mümkün olacakt›r.
Emekçiler’den Temel Haklar’dan SSK Hastanelerinin Devriyle ‹lgili Aç›klama
IMF VE DÜNYA BANKASI ‹STED‹, AKP B‹AT ETT‹! SSK hastaneleri baflta olmak üzere kamu kurum ve kurulufllar›na ait sa¤l›k birimlerinin, Sa¤l›k Bakanl›¤›'na devrini öngören tasar› TBMM'den geçti. Sosyal güvenlik kurumlar› "yaratt›¤› aç›klar sonucunda ekonomik istikrars›zl›¤a yol açarak yoksullu¤u artt›rmakta" demagojisiyle halk›n gündemine sokuldu. Önce TV'lerden uzun kuyruklar gösterildi, hastanelerin kötü koflullar›ndan tutun, sa¤l›k personeliyle halk›n karfl› karfl›ya getirilmesine kadar yüzlerce haber yap›ld›. Son darbeyi vurmak ise iflbirlikçilikte s›n›r tan›mayan AKP iktidar›na düfltü. Yap›lan, IMF ve Dünya Bankas› politikalar›n›n uygulanmas› sürecinin tamamlanmas›d›r. Kamu güvenlik sisteminin tasfiyesinin tamamlanmas›d›r. Özellefltirme uygulamalar›n›n devam›d›r.
Sosyal Güvenlik Reformu Neler Getiriyor? - Sat›n al›nan sa¤l›k hizmetinin maliyeti daha yüksek olacak ancak kuyruklar sona ermeyecek, sa¤l›k hizmetinin kalitesi artmayacakt›r. - Kaliteli sa¤l›k hizmeti halk›n cebinden ödeyece¤i ilave parayla mümkün olacakt›r. - Sa¤l›k yard›mlar›n›n kapsam› daralt›larak sa¤l›k hizmetinin bedeli çal›flanlara yüklenecektir. - Sa¤l›k hizmeti alabilmek için Emekli Sand›¤›, SSK ve Ba¤-Kur'a ba¤l› olanlar ücretlerinin %12,5'i oran›nda prim ödeyecektir. - Sa¤l›k hizmetinden yararlanan herkes ilaç paras›n›n bir bölümünü cebinden ödeyecektir.
- Emeklilik yafl› 68'e, prim ödeme gün say›s› 9000'e yükseltilecektir. - Emekli ayl›¤› kademeli olarak düflürülecektir. K›sacas› devlet sa¤l›k hizmeti vermeyecek, parayla sa¤l›k hizmeti satacakt›r! 58 y›ll›k primlerimizle, al›nterimizle, eme¤imizle oluflturdu¤umuz SSK'lar, katk› pay› ad› alt›nda yoksullara de¤il özel flirketlere, Koçlar’a, Sabanc›lar’a, yani tekellere akacakt›r. Bugüne kadar hükümetlerden bizim yarar›m›za bir yasa ç›kmad›. Önceden kemerlerimizi s›k›yorduk flimdi s›kacak kemer de kalmad›. Bir ilerleme, yenileme getirmesi beklenen reformlar eme¤i ile geçinenlerin, yoksullar›n üzerine bir felaket olarak gelmektedir. Biliyoruz sansür var. Biliyoruz gerçekleri örtecek koskoca medya var. Biz her zaman oldu¤u gibi gerçekleri anlatmaya ve do¤rular için mücadele etmeye devam edece¤iz. Hak ve özgürlüklerimize sahip ç›kaca¤›z. Bu yasa karfl›s›nda söylenmesi gereken bizim olan ve eme¤imizle yaratt›¤›m›z SSK'lara sahip ç›k›lmas› ve sa¤l›k hizmetinin ücretsiz verilmesi için bulundu¤umuz her yerde sesimizi yükseltmek olmal›d›r. Herkesi sahip ç›kmaya ça¤›r›yoruz. SSK HALKINDIR SATILAMAZ! SOSYAL GÜVENCEM‹ZE SAH‹P ÇIKALIM!
‹stanbul Temel Haklar
SEKA iflçisinden kapatmaya karfl› miting
Fabrikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› eylemler yapan SEKA iflçileri, 8 Ocak günü de, düzenledikleri mitingle direnecekleri me-
saj›n› verdiler. Kocaeli SEKA Fabrikas› içinde toplanan binlerce iflçi, eflleri, çocuklar› ve çeflitli sendikalara ba¤l› iflçilerle birlikte Merkez Bankas›’na yürüyüfle geçti. “SEKA Kapat›lmaz” pankart› aç›lan yürüyüflte, “SEKA ‹flçisi Yaln›z De¤ildir, Ferman IMF’ninse Fabrikalar Bizimdir” sloganlar› at›ld›. Burada di¤er kentlerden gelen iflçilerle birleflen SEKA iflçilerine, Türk-‹fl, KESK ve D‹SK’e ba¤l›
çok say›da sendika ve demokratik kitle örgütü destek verdi. Zonguldak’tan maden iflçilerinin de s›n›f kardefllerinin yan›nda yer almas› dikkat çekerken, iflçilerin esnaflara sloganlarla ça¤r› yapmas›n›n ard›ndan, Kocaeli esnaf› da kepenklerini kapatarak iflçilere destek verdi. Türk-‹fl, Selüloz-‹fl, Kocaeli Emek Platformu ve D‹SK ad›na yap›lan konuflmalarda, kapatmaya karfl› direnmeye devam edilece¤i vurgusu yap›ld›.
Say› 141 35 16 Ocak 2005
Tekstilde Grev Karar› Yüzde 70’e yak›n› asgari ücretle çal›flan tekstil iflkolunda TEKS‹F, Tekstil ve Öz ‹plik-‹fl Sendikalar› greve ç›kmaya haz›rlan›yor. Patronlar›n kazan›lm›fl haklar›n gasp›n› da içeren dayatmalar› karfl›s›nda al›nan grev kararlar› iki aflama halinde uygulanacak. Buna göre; ilk grup 26 Ocak günü greve ç›kacak. Alt›ny›ld›z, Vakko, Bahariye, Atlas Hal›, Ak›n Tekstil, Saray Hal›, Lewis, Yünsa ve Kordsa’da bafllayacak grevleri, 4 fiubat’ta di¤er fabrikalar izleyecek.
Say› 141 36 16 Ocak 2005
Türk-‹fl’e ba¤l› TEKS‹F, D‹SK’e ba¤l› Tekstil ve Hak-‹fl’e ba¤l› Öz ‹plik-‹fl flu ana kadar mücadele konusunda birlik sa¤layamazken, ayr› ayr› grev haz›rl›klar›n› iflçilerle toplant›larla sürdürüyorlar. Toplu ifl sözleflmelerinin t›kanmas›nda temel maddelerden birinin, y›lda dört kez ödenen iflçi ikramiyelerinin 1’e indirilmesi oldu¤u ö¤renildi.
Metro Grossmarket’te grev Al›nan grev karar›n›n uygulanmas›n›n beklendi¤i yerlerden biri de D‹SK Sosyal-‹fl Sendikas›’na ba¤l› iflçilerin çal›flt›¤› Metro Grossmarket. ‹stanbul Metro Grossmarket önüne grev karar› as›l›rken, iflçiler ad›na konuflan Sosyal-‹fl Genel Yönetim Kurulu Üyesi Ali Canc›, toplu sözleflmelerde ücret konusunda anlaflma sa¤lanamad›¤›n› belirterek, “17 Ocak’a kadar anlaflma olmad›¤› taktirde greve ç›kaca¤›z” dedi.
AKP ‹ktidar›nda ‹flçi K›y›m› Doludizgin
Seyyar Sat›c›lar:
Baflta AKP’li belediyeler olmak üzere, iflçi k›y›m› h›zla sürüyor.
Yerleri ellerinden al›narak açl›¤a mahkum edilen Eminönü seyyar sat›c›lar› 8 Ocak günü Vak›fbank önünde eylem yapt›. Uzun süredir örgütlü bulunduklar› Eminönü Seyyar Sat›c›lar Derne¤i'nin eylemleri ile haklar›n› arayan emekçiler, açt›klar› dövizler ve att›klar› sloganlarla "Çal›flma hakk›m›z engellenemez” dediler. Dernek Bas›n Sözcüsü ‹kbal Ifl›k, devletin ifl vermesi durumunda seyyar sat›c›l›¤› b›rakacaklar›n› belirterek, “hepimiz çal›flmaya haz›r›z. Eminönü'nde yoksul dostlu¤u d›fl›nda herfley serbesttir. Eroin satsan, esrar satsan serbesttir, ama tezgah açamazs›n" dedi. Seyyar sat›c›lar, "Çal›flma hakk›m›z engellenemez. Ailemize bakmak zorunday›z. Çocuklar›m›z› okutmak zorunday›z. Sat›fla uygun yerler istiyoruz." gibi taleplerinin yer ald›¤› dövizler tafl›d›lar ve alk›fl ve ›sl›klarla geldikleri M›s›r Çarfl›s› önünde 5 dakikal›k oturma eylemi yapt›lar.
Mersin’de 200 iflçi at›ld› Mersin Akdeniz Belediyesi'nin temizlik ve park hizmetlerini yürüten Ceynak/Ceysan ve Ça¤r› isimli tafleron firmalar›, 200 iflçiyi iflten ç›kard›. ‹flten ç›kar›lanlar›n büyük bölümünü Genel-‹fl üyeleri olufltururken, Genel-‹fl Mersin fiubesi’nde 7 Ocak günü bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. fiube Baflkan› Hüseyin Cömert, sendika olarak her türlü mücadeleyi vereceklerini belirtti ve iflten ç›kartmalar›n sürece¤ini hat›rlatarak “çözüm bir bütün olarak özellefltirme politikalar›na karfl› mücadeleden geçiyor” dedi. Aç›klamada, “‹flçiyiz, Hakl›y›z, Kazanaca¤›z” slogan› at›ld›. BES Mersin fiubesi de 11 Ocak günü düzenledi¤i bir eylemle iflten ç›karmalar› protesto etti.
Isparta’da 35 iflçi ekmeksiz Isparta’n›n Gönen ‹lçe Belediyesi 35 iflçinin ifline son verdi. Belediye-‹fl Isparta fiube Baflkan› Cemal Kurt, 6 Ocak günü bas›n toplant›s› düzenledi. Belediyenin 35 iflçinin ifline son verirken, sigortas›z ve vergi ödemeden yevmiyeli iflçi çal›flt›rd›¤›n› belirten Kurt, bunun kabul edilemez oldu¤unu söyledi.
Samsun’da 144 iflçi eylemde Samsun'un 160 bin nüfuslu Gazi Belde Belediyesi'nin, 25 mahalleyi ilgilendiren temizlik ifllerini 1.7 milyon YTL'ye tafleron firma Çevre Temizlik Firmas›'na ihale etmesi ve ard›ndan 144 geçici iflçinin ç›k›fl›n› vermesi, iflçiler taraf›ndan protesto edildi. 2-6 Ocak tarihleri aras›nda her gün belediye önünde aileleri ile birlikte toplanan 144 iflçi Gazi Belediye Baflkan› Süleyman Kald›r›m'› protesto etti. KESK de iflçilere destek verirken, Belediye-‹fl Sendikas› Baflkan› Mustafa Çift, iflçilerin haklar›n› mahkemelerde arayacaklar›n› söyledi.
Ailemize Bakmak Zorunday›z
TEKEL’in Özellefltirilmesine Karfl› Eylemler TEKEL’in özellefltirilmesi çal›flmalar›na karfl› iflçilerin eylemleri sürüyor. Diyarbak›r’da iflçiler fabrika önünde eylem yaparken, Samsun’da özellefltirmeye karfl› sessiz kalan sendika binas› iflçiler taraf›ndan bas›ld›.
TEKEL Yabanc› Sermayeye Yem Yap›lacak Tekg›da-‹fl Sendikas› Diyarbak›r fiubesi üyeleri, TEKEL'in özellefltirilmesine karfl› 6 Ocak günü bir eylem yapt›lar. fiube Baflkan› Cemal Do¤rul’un, TEKEL'in özellefltirilme yoluyla yabanc› iflletmelere yem edilmek istendi¤ini belirtti¤i eyleme, 250 sendika üyesi kat›ld›. Hükümetin, 13 Aral›k 2004 tarihli gazetelerde ç›kan ihale ilanlar›yla yeni bir imha plan›na
baflvurdu¤unu hat›rlatan Do¤rul, TEKEL'in özellefltirilmesinin, tütün yetifltiricilerini de açl›¤a ve yabanc› flirketlerin köleli¤ine terk edece¤ini belirtti. Diyarbak›r Tütün Fabrikas› önünde yap›lan eylem alk›fllarla sona erdi.
Samsun’da TEKEL iflçileri sendika bast› Özellefltirmelerin, iflten at›lmalar›n h›zla sürdü¤ü günlerde, emekçinin hakk›n› savunma amaçl› varolan sendikalar›n uzlaflmac›l›klar› iflçilerin tepkilerine neden oluyor. Çeflitli eylemlerle sloganl› protestolar yaflan›rken, Samsun’da TEKEL iflçileri 9 Ocak günü Tek G›da-‹fl Sendikas› Bölge fiubesi'ni bast›. Ball›ca Sigara Fabrikas›’nda çal›flan 150 iflçi, sendikay› özellefltirmelere sessiz ve hareketsiz kalmakla suçlayarak, sendika binas›nda yöneticilerle tart›flt›lar ve özellefltirme karfl›t› eylemlere Samsun'dan da ses verilmesini istediler.
AKP 40 Bin Patates Üreticisini Çaresiz B›rakt› Nevflehir’in Derinkuyu ‹lçesi ve köylerinden 40 bin köylünün aç›z feryad› yükseliyor Nevflehir’e ba¤l› Derinkuyu ‹lçesi ve ba¤l› köy ve kasabalarda patates üreten köylüleri, devlet çaresiz b›rakm›fl durumda.
Kanserin Nedeni Yabanc› Tohum 18 Ekim 2004’de yap›lan bir araflt›rman›n ard›ndan, toprakta kanser oldu¤u tespit edilmifl, bunun patates tohumu satan firmalar›n ithal etti¤i tohumlardan oldu¤u ortaya ç›km›flt›. Türkiye’de iki tane olan ve Sa¤l›k, Tar›m ve Orman Bakanl›klar› taraf›ndan denetlenen bu flirketler, bölgeyi terk etmifl durumda. Devletin bu geliflmeler karfl›s›nda yapt›¤› ise, topra¤›n ekimini süresiz olarak yasaklamak olmufltur. Yasa¤›n ard›ndan, 2004 y›l›nda üretilen 260 bin ton patatesin 70 bin tonu sat›lm›fl, 190 bin tonu ise depolarda bekletilmekte.
Hiçbir Çözüm Bulmadan Yasakla! Devletin somut hiçbir çözüm üretmemesi karfl›s›nda tamamen çaresiz b›rak›lan köylüler, borç, icra k›skac› aras›nda kalm›fl durumda. Patatesten geçimini sa¤layanlar›n %80’lik bir kesimi, yani yaklafl›k 40.000 kifliyi oluflturdu¤u ö¤renilirken, okurlar›m›z, toprakta yap›lan bu araflt›rma sonuçlar›n›n 2002 y›l›na dayand›¤›n› belirtiyorlar.
‹ktidar›n, 2002 y›l›nda 200 dekarl›k bir alanda görülen ve “ilerlemez” raporu verdi¤i hastal›k, sonraki y›l yap›lan ölçümlerde 600 dekarl›k alan› kaplad›. Buna ra¤men hiçbir tedbir al›nmadan ayn› kafa yine “bir fley olmaz” diyerek köylüyü kaderine terk etti. 2004 y›l›ndaki son araflt›rmada ise bu alan 2000 dekara ç›km›fl durumda. Bu durumda iktidar›n buldu¤u çözüm ise yasaklay›p iflin içinden ç›kmak oldu.
2400 Çiftçi ‹cral›k Oldu fiu an bölge köylüsü açl›¤a itilmifl durumda. Bu durumun ortaya ç›kmas›ndan önce de, bir çok üründe, ülkenin her yerinde oldu¤u gibi, üretti¤inin karfl›l›¤›n› alam›yordu. 165 bin liraya maletti¤i patatesi 90 ila 150 bin lira aras›nda satmaya zorlanan köylü, elektrik, kredi borçlar›n› ödemeyerek ancak karn›n› doyurmaya çal›fl›yordu. Köylünün sorununu çözmeyen, tar›m› IMF’nin, emperyalist tar›m tekellerinin insaf›na terk eden iktidar, bu borçlar› almak için köylüleri icraya vermekte hiç tereddüt etmedi. Halen 2400 aile icral›k durumda. AKP, IMF ile anlaflma yaparken, Derinkuyu ve köylerinden binlerce insan›n açl›k feryad› yükseliyor. UMURUNDA MI?!!
Say› 141 37 16 Ocak 2005
çal›fl›yorlard›. Böylelikle duygular›m›z parçalanmak isteniyordu.
◆
Ç›ld›r›yorum Sesleri Hala Kulaklar›mda SÜLEYMAN ACAR:
Say› 141 38 16 Ocak 2005
Son 4 y›l› Tekirda¤ 1 No'lu F Tipi tecrit hücrelerinde olmak üzere 10 sene hapishane yaflant›m oldu. 4 y›l önce F tiplerini açanlar “mahkumlar›n can güvenli¤i için” demifllerdi. Fakat tecrit koflullar› hala can almaya devam ediyor. Tecritin, etkilerinin kal›c› izler b›rakt›¤› kesin. Örne¤in hemen yan›mdaki bir hücrede intihar etmifl olan bir tutuklunun, yaflam›na son vermeden 5 dakika öncesinde havaland›rmas›nda avaz avaz “ç›ld›r›yorum” diye onlarca kez ba¤›rmas› hala kulaklar›mdad›r. Bulundu¤um süre zarf›nda insanl›k d›fl› uygulamalar›n yüzlerce çeflidine maruz kald›m. Tan›k oldu¤um en çarp›c› fley F tiplerinde ecelle ölümün olmad›¤›yd›. Çünkü insanlar en s›radan bir sa¤l›k sorununda dahi ilgilenilmedi¤inden yaflamlar›n› yitirdiler. Tüm tutuklu ve hükümlüler gibi ben de denetlenmek, gözetlenmek, dinlenmek istemedim. Hapishane idaresi müdürleri, gardiyanlar her an fiili, sözlü ac›mas›zca sald›r› yöntemleriyle insanlar› a¤latmaya, yalvartmaya, minnet ettirmeye, zay›f düflürmeye
Mazgaldan f›rlat›larak yere at›lan gazetelerimiz, binbir güçlükle getirtebildi¤im ilaçlar›m, ziyaretçilerimin getirdi¤i elbiseler… insan›n kendisini posas› ç›k›p bir kenara at›lm›fl hissine kapt›rmas›… Zira gardiyanlar›n say›m ve aramalarda pusu atar gibi gelmeleri, zorla hizaya geçirmek istemeleri sonucu en küçük bir fleyin dahi sald›r› bahanesi yap›lmas› bunlar›n neticesinde insani de¤erlerin ne kadar gereksiz oldu¤unu düflündürtmek istemeleri… Bu do¤rultuda yapt›klar› “buras› F tipi ya adam olun ya da…” telkinleri… Mektup yasaklar›, ziyaret yasaklar› sonucu d›flar›daki ailelerimizle ba¤ kuramama… onlar›n sesinden, bir sat›r selam›ndan, yüzünü görebilmekten uzak yaflaman›n verdi¤i ac›y› hissediyordum. Hücrede hep ayn› sesleri duyma, ayn› yüzleri görme sonucu kulak ve gözlerde bafllayan rahats›zl›klar›m›n yan› s›ra yaflan›lan duyars›zlaflma… Hücreye daha önceden tan›d›¤›m bir arkadafl getirilmiflti. Sesini ilk kez duyuyormuflças›na “garip” bir his belirdi, bir süre anlams›zca bakt›m yüzüne. Tan›makta zorluk çektim. Oysa ayr›lal› daha birkaç ay bile olmam›flt›. Yine yaz aylar›yd›, havaland›rmadan gelen la¤›m kokusu, a¤z›m›za, burnumuza doluflan bulut kümesi gibi gelen sinekler, bir el büyüklü¤ündeki fareler, k›sacas› havaland›rma adeta bir “hayvanat bahçesi” gibiydi. Sular sürekli kesik, günde 1 saat ya akar, ya akmazd›, keza s›cak sular haftada bir saati bulmazd›. Yemeklerin üzerine doluflan sineklerden ve de
banyo yapamamaktan kaynakl› sürekli kafl›nmam›z… yaflad›¤›m›z tiksinti…yemedi¤imiz yemekler… Her geçen gün hastal›klar› art›racak koflullar h›zland›r›l›yordu. Ancak revir doktorlar›, psikologlar “ifllerinin ehli” say›l›rd›, çünkü utanmadan bakanl›k talimat›yla genel bulafl›c› hastal›k muayenesi için anons yapt›r›p revire ça¤›r›rlard›. Bu nedenle tecriti tamamlayan revire “morg” ad›n› takm›flt›k. Çünkü ayn› doktorlar›n bilinçli geciktirmesi sonucu insanlar ölmüfltü. Devlet politikas› ‘sa¤l›k’ ad›na uygulan›yordu. Son olarak söylemek istedi¤im, tecrit kalkmad›kça ölümler, intiharlar devam edecek, ruhsal, fiziksel, psikolojik rahats›zl›klar artacakt›r. ◆
Resim Yapma Suçu BAYRAM ‹ÇLEK: Yaklafl›k 10 y›l tutuklu kald›m. Bunun 4 y›l›n› F tipi tecrit hücrelerinde geçirdim. Birkaç örnekle tecrit zulmünü anlatmaya çal›flaca¤›m. Ben Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi’nde kalmaktayken 2001 y›l› yaz›nda, direniflte flehit düflen Gülsüman Dönmez ve Canan Kulaks›z arkadafllar›m›z›n resimlerini ayakkab› boyas› ile tiflörtüme yapt›m. Bir aramada bu tiflörtleri buldular. Ve bana bu yüzden 2 ay görüfl, 1 ay mektup cezas› verdiler. Resimleri benim yapt›¤›m› söylememe ra¤men, sevdi¤imiz bu iki insan›n resmini yapman›n suç olmad›¤›n› savunan Hac› An›l ve Yusuf Kutlu adl› arkadafllar›ma da 1 ay görüfl, 1 ay mektup cezas› verdiler. Ve bu s›rada Yusuf Kutlu ölüm orucundayd›. Yani ölüme giden bir insan›n ailesini görmeyi, s›rf sevdiklerimizin resmini yapmam›z› savundu¤u için, yasakla-
Art›k o kadar dayanad›lar. ‹flte tecrit bu! Sevdiklerimizin resmini bile yapamamak ve cezaland›r›lmak. Bir baflka örnek... 16 Eylül 2002'de babam vefat etti. Kardeflim tam 3 kez mektup yazarak bana haber vermek istiyor. Fakat mektup cezam oldu¤u için vermediler. 1 ayl›k cezay› fiili olarak 2 ay uygulad›lar. Israrlar›m sonucu mektuplar›m› alabildim. Ve babam›n vefat›n› ancak 2 ay sonra ö¤rendim. Hemen aileme mektup yaz›p baflsa¤l›¤› dilemek istedim. Mektup toplama günleri Sal› ve Çarflamba idi. Görevliyi ça¤›r›p durumu anlatt›m. Yazaca¤›m faks› alaca¤›n› söyledi. Lakin faks› yazd›¤›mda gelen baflka bir gardiyand› ve durumu anlatt›¤›m da 'bana ne lan' diye cevap verdi. ◆
Aziz’in Öyküsü Tecritin Öyküsüdür ZEK‹ DO⁄AN: 5 Kas›m 2001 Armutlu katliam operasyonunda tutukland›m. 3 y›l bir ay tecritte kald›m. Tecriti anlaman›z için ayn› hücrede kald›¤›m Aziz Do¤an'› ve her uygulamas›yla tecrit politikas›n›n bir insana ne büyük ac›lar çektirdi¤ini anlatmak istiyorum. Aziz ile yaklafl›k 8 ay beraber kald›m. ‹çine kapan›k, çok saf temiz bir insand›. Evli ve iki çocuk babas›d›r. 2002'de san›r›m 18 Nisan tarihiydi. Görüfl gününde gardiyanlar sorun ç›kar›nca görüflünü yar›da kesiyor. (Böyle keyfi uygulamalar sürekli oluyordu.) Hücreye geldi¤inde morali altüst olmufltu. Anlatt› ama, tam olarak paylaflm›yordu. Böyle böyle sürekli sorun yaflad›. Sorunlar sadece görüfllerde de¤il, giderken bile ayakab› ç›kar›lmas› dayat-
mayacak duruma gelmas›, onur k›r›c› uygulamalar vb... miflti ki 'beni öldürün, Aziz Do¤an arbeni öldürün' diyordu. t›k öyle bir duru- Tecrit politikas› her yöma gelmiflti ki bir nü ile biz tutsaklar›n gün patlad›. A¤l›onurunu ve umudunu yor, ba¤›r›yor, çayok etmeye odaklan¤›r›yordu. Bulunm›flt›. Onuru k›r›lan, du¤umuz koflullaumudu yok olan insara, tecrite ve basn›n iradesi de çöküyork›lara art›k dayanam›yordu. Ta- du. ‹radenin çöküflü ise; mamen kendine o koflullarda her gün güvenini kaybetti. her an iflkence demekti. Bir süre sonra da tamamen kontrozarar vermeye çal›fl›yordu. Bu lünü kaybetti. Ve art›k tepkisi yüzden hücrede geceleri nöbize, bana da yönelmeye baflbetlefle uyumaya bafllam›flt›k. lad›. Kendisini kontrol edemiDüflünün ki, 24 saat beraber yordu. Kafas›nda bir olay kurkal›yorsun, hücre d›fl›na, hiçbir guluyor yan›ndaki arkadafllar›yere hiçbir biçimde ç›kma dun› düflman ilan ediyordu. Teprumunuz yok. Ve y›llarca bu kisi bize olmad›¤› zaman kendi flekilde kalaca¤›n›z› düflünükendisine oluyordu. Hücrenin yorsunuz. ‹flte bu da bizim üzeüst kat›ndan merdiven bofllurimizde büyük bir bask› olufltu¤una 2-3 defa yatak çarflaf›yla ruyordu. Tam 3 y›l oldu Aziz kendisini asmaya çal›flt›. Di¤er Do¤an ayn› s›k›nt›lar› ac›lar› hücre arkadafl›m Metin Do¤an yaflamaya devam ediyor. abi ile zorlukla zaptediyorduk. fiu an beni en çok etkileyen Böyle durumlarda elini aya¤›n› olay fluydu. Bir keresinde art›k tutuyorduk hücredeki zil’e bao kadar dayanamayacak durus›yorduk. Gardiyanlar bazen ma gelmiflti ki 'beni öldürün, gelmiyordu. Zili aradan kapat›beni öldürün' diyordu. Tecrit yorlard›. O zaman biz hücre politikas› her yönü ile fluna kap›s›n› tekmeliyorduk. Ki anodaklanm›flt›. Biz tutsaklar›n cak o zaman iflin ciddi oldu¤uonurunu ve umudunu yok etnu anlay›p geliyorlard›. Aziz’i mek. Onuru k›r›lan, umudu hemen revire götürüyorlard›. O yok olan insan›n iradesi de çöinsana revirde yapt›klar› tek küyordu. ‹radenin çöküflü ise; o fley ise uyuflturucu i¤ne yapkoflullarda her gün her an iflmakt›. Tekrar hücreye getirildikence demekti. Bence Aziz Do¤inde kendinden geçmifl vazi¤an’›n öyküsü, tecritin de öyyette oluyordu. Gözleri aç›k, küsüdür. ayakta ama sarhofl gibiydi. Gülümserdi... 'Kendimi sanki uçu◆ yor gibi hissediyorum' derdi. Aziz Do¤an gece uyuyamaz d›. Anlat›rd› s›k›nt›s›n› bazen. 'Yatt›¤›mda ayaklar›mdan bo¤az›ma kadar uyufluyor, uyuHASAN TO⁄AN: yam›yorum' diyordu. Hücrede 17 A¤ustos 2001’den 2 Katecrit koflullar›n› unuttu¤u uyku s›m 2004’e kadar tutuklu kalhali bile art›k yoktu. Sabaha d›m. kadar dolafl›r volta atard›. En zor yan› da ne zaman ne yapaTekirda¤ F Tipi Hapishaneca¤› belli olmuyordu. Bize de si’nde 10. Ölüm Orucu Ekibi’n-
Tahammülsüzlük Gelifliyor
Say› 141 39 16 Ocak 2005
de yer alan Selami Kurnaz ile hastaneye kaç›r›lana kadar beraberdik. D›flar›dan tan›fl›yoruz, iliflkimiz çok iyiydi. Ama tecrit öyle bir hale getiriyor ki insan›, en sevdi¤in insan› dahi k›rabiliyorsun. Tahammülsüzlük gelifliyor. Dar alan ve tecritin yo¤un olmas›, ayn› insanlarla yüz yüze olman dönemsel olarak küçücük sorunlar›n büyük sorunlar olmas›na neden oluyor. 1 y›l kadar iki kifli kald›k. Zaman ilerledikçe yapt›¤›m›z davran›fllar veya normal zamanda sorun edilmeyecek fleyler sorun olmaya bafll›yor. Yemek yenmesinden konuflma tarz›na, hücrenin düzeninden hücredeki eflyalar›n kullan›m›na kadar.
Say› 141 40 16 Ocak 2005
Hücrede sportif faaliyet yapabilece¤imiz hiçbir olana¤›m›z yok. Kendimiz var ediyo-
ÇHD Ceza ‹nfaz Yasas›’n›n ‹ptal Edilmesini ‹stedi Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i 10 Ocak günü ‹stanbul Sultanahmet Adliyesi önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’n›n iptal edilmesini istedi. Yap›lan aç›klamada, yasan›n kamuoyuna ça¤dafl, insanc›l s›fatlar› ile sunuldu¤u hat›rlat›larak, “bilakis topluma, savunma ve yaflama hakk›na, temel hak ve özgürlüklere yeni bir sald›r› duyurusudur” denildi. Ölüme, hastal›¤a, tecrite, piflmanl›¤a ve ayr›mc›l›¤a dayanan, siyasi tutsaklara iyilefltirilmesi gereken kiflilikler olarak bakan, insan onurunu yok sayan hiçbir infaz rejimini kabul edilmez görüyoruz diyen ÇHD’liler, yasa tüm sonuçlar›yla birlikte kald›r›lana kadar mücadele edeceklerini belirttiler.
ruz. Örne¤in top oynayabilmek için yast›k elyaflar›ndan küçük bir top yapm›flt›k. Gardiyanlar top oynarken e¤er denk gelirlerse “topu” al›yorlard›. Oysa onlar›n mant›¤›yla bile bir “güvenlik sorunu” yaratacak bir fley de¤il. Amaç tamamen tecrit etmek olunca her türlü faaliyet k›s›tlan›yor. F tipi hücrelerde beni en çok etkileyen olaylardan ikisini aktarmak istiyorum. Erzurum Hapishanesi’nden Tekirda¤ F Tipi’ne sevk oldum. ‹lk flaflk›nl›¤›m› giriflte yaflad›m, eflyalar› ve üzerimi normal arad›ktan sonra soyunmam› istediler. Oysa hapishaneden geliyorum zaten. Ama önemli olan onurunun zedelenmesi. Tecritin ilk giriflte hissettirilmesi. Karfl› ç›kt›¤›mda orada kaç tane gardiyan varsa üzerime çulland›lar
ve zorla ç›kard›lar. Aramalar hücreye gidinceye kadar üç dört kez tekrar ediliyor. Yine buna ek olarak hücrede, hücre kap›s›n›n hiç aç›lmad›¤›n› gördüm. Kap›lardan ufak bir mazgal var, bütün ihtiyaçlar bu mazgaldan karfl›lan›yor. ‹kinci olarak beni en çok etkileyen Selami Kurnaz'›n flehit düflmesi oldu. Her an haberini bekliyorsun, ama haber gelince duygular anlat›lmaz oluyor. Kelimeler bo¤aza dü¤ümleniyor. fiehit haberi geldi¤inde art›k dünya ile ba¤lant›m kesilmiflti. Hiçbir fley duymuyor, hiçbir fley konuflam›yordum. Kin ve öfkemi bir yerlerden ç›karmak istiyordum. Duvarlar› parçalamak istiyordum. Hücre benim için art›k küçücük bir kafes olmufltu.
Susma Hakk› ‘Örgüt Tavr›’ Olmaya Devam Ediyor
46 ESP’liye Hukuksuz Ceza Talebi Ankara Cumhuriyet Savc›s› fiemsettin Özcan, ESP'nin 7 Aral›k 2004'te düzenledi¤i eyleme iliflkin 11. ACM’de dava açt›. 46 kifli hakk›nda aç›lan davada, demokratik eylem hakk›n› kullanan ESP’lilere, TCK'n›n örgüt üyeli¤i ve TMY’nin 2. maddesine muhalefetten 22.5 y›la kadar hapis isteniyor. ‹ddianamede, gösteri ve toplant› yürüyüflleri örgüt üyeli¤inin kan›t› yap›l›rken, ESP de, örne¤i defalarca görüldü¤ü üzere, yasad›fl› örgütün yan kuruluflu olarak ilan edildi. Kan›t m›? Gerek yoktu, savc›ya göre; “ESP’nin kuruldu¤u günden
itibaren yapt›¤› etkinlik ve eylemlerin, MLKP'nin eylemleri ile örtüflmesi, ayn› temalar› kullanmalar›” yetiyordu. Anayasal hak olan susma hakk› ve yaflanan hukuksuzlu¤u protesto etmek için açl›k grevi yapmak da, resmen iddianamede “örgüt tavr›” olarak ifade ediliyor. Örgüt üyeli¤inin alt›n› doldurabilmek için ne “kan›tlar” sunulmam›fl ki; molotof, sapan, cam bilye atmak, kald›r›m tafllar›n› sökmek gibi... Avrupa Birlikçiler “demokratik devrimi” alk›fllarken, muhalifleri a¤›r cezalarla susturma politikas› sürüyor.
‹zmir Barosu’nun ‹craatlar› sürüyor
r›n› sürdüren grubun odas›na girerek 535 iflkence ma¤durunun dosyas›n› bilinmeyen bir yere götürüp, grubun kap›s›na kilit vurdu. ÇHD fiube Baflkan› ve Grubun üyesi Bahattin Özdemir, nereye götürüldü¤ü belirsiz olan dosyalar›n 120’si hakk›nda dava aç›lm›fl ve halen devam etti¤ini söyledi ve “bu hukuksuzluk de¤il mi” dedi.
‹zmir Barosu’nun, solculu¤u AB’cilikle özdefllefltirenlere karfl›, “ulusalc›l›k” kisvesi alt›nda iflkence savunuculu¤u sürüyor. ‹flkenceyi Önleme Grubu'nu kapatma karar› veren baronun yeni yönetimi, bu kez de, ba¤›ms›z olarak çal›flmala-
arkadafllar›m›n birlikte kalmak için dilekçe vermelerine ra¤men “red” denildi¤ini belirttim... Ercan’› yan›ma getirirlerse iyi olacak. 19 Aral›k 2000’den bu yana tek kifliliklerde tutuyorlar.
19 Aral›k’tan Bu Yana Tek Kifliliklerdeyim 10 Aral›k tarihli mektubunu ald›m. Senin mektuplar›n› al›rken, gönderilmeyen mektuplar›m› ö¤rendim. 22 Aral›k’ta Oral Çal›fllar’›n 19 Aral›k’la ilgili yazd›¤› yaz›ya cevaben yazd›¤›m mektubu göndermemifller. Gerekçesini “karar”› ilettiklerinde ö¤renirim art›k. Sizler de okumuflsunuzdur. Haddi olmayan fleyler söyleyip, terbiye s›n›rlar›n› da aflarak özelefltiriye davet etmifl... Art›k yeter mi?... Ne hakla böyle bir fley yapabilmiflse?... “Ben bafllamay›n dedim” vb. de diyor. Sanki görüflü sorulacak, dikkate al›nacak biriymifl gibi... Örgüt ve örgütlü mücadeleye düflmanl›kta en baflta gelenlerden... Sözün k›sas› üzüldüm. ‹flte tutsakl›¤›n kötü yanlar›ndan biri de bu. Pek çok kendini bilmez, halka has›m kifliler keyiflerince hakaret ederler. Bizler cevap yaz›nca göndermemek için binbir türlü gerekçe bulunur... 20 Aral›k’ta Ercan’la birlikte kalmak istedi¤ime dair dilekçe yazd›m. Cemil Çiçek “disiplin cezas› olmayanlar d›fl›nda tek kalan yok” demifl ya... Ben de 4 y›ld›r tek tutuldu¤umu, avukatlar›m›n rahats›zl›¤›m nedeniyle yan›ma birinin verilmesi talebiyle ve yeni
Bu arada Ufuk Çizgisi 4. say›s› geldi. Sizler de okumuflsunuzdur. ... Selim yine tüm kinini döktürmüfl, bol bol hakaret etmifl. Utanmadan bir de üçüncü sayfada “komünist” arkadafllar›na satafl›ld›¤›n› söylemifller. Gerçekten de ö¤renmesini, yaflananlardan ders ç›karmas›n› bilmeyen megolaman bir kiflilik. Oligarflinin a¤z›yla sald›rm›fl. Aynen islamc›lar gibi oligarfliden akredite bekliyorlar. Nas›l da düflmanlaflm›fllar öyle. (3. sayfada itiraf da ediyorlar, “düflmanlaflt›rd›n›z” diyerek) Onlar da oligarfli gibi beklediler; 4 y›ld›r da ölüm orucuna ömür biçip duruyorlard›. Resmen temsilcilerimize ve arkadafllar›m›za hakaret etmifl. Bilmedi¤i konularda da kesin ifadeler belirtmifl... Son say›da At›l›m’›n hakettikleri yaz›lm›fl, pek de güzel olmufl. Çok fleyi hakediyorlar. Yalanla, abart›yla politika yap›yorlar... 2005’in bizler için, halk›m›z için ve dünya halklar› için ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde ileri mevzilerin kazan›ld›¤› bir y›l olmas› dile¤iyle, yeni y›l›n›z› kutluyorum. 26 Aral›k 2004 Ali Osman Köse
✍✍✍
Daha Üstün ‹rade Yok! ... Evet Sevgili Kaan, 20 Ekim 2000 dün gibi ve yaflanan her fley canl›. Bizim belle¤imiz de san›r›m nelerin taze tutulaca¤›n› seçiyor. Bizim ailemizin gücü sevgili Kaan. Bu iradeden daha üstün irade var m› ki? Önceden do-
¤an›n en güçlü varl›klar›yla ifade ederdik kendimizi, kimimiz ‘aslan’, kimimiz ‘canavar’ olurdu. fiimdi kendimiz ‘ailemiz’ olduk. Öz a盤a ç›kt›. fiimdi nas›ls›n diye sordu¤unuzda “Parti Cepheli gibiyim” deniyor. TAYAD’›n sergisini duyduk. Burada bir faaliyet yok, Uflak’l›lar yo¤un çal›fl›yormufl, onlar yetenekli zaten. Buradan daha çok yaz› ürünleri ç›k›yor. Kucak dolusu sevgilerimle. Ölüm Orucu Direniflçisi Fehim Horasan Sincan F Tipi
✍✍✍
Onlar Güçlüler Ama Biz De Direniyoruz (Sanatç› Leman Sam taraf›ndan tutsaklara yaz›lm›flt›r) Sevgili Taylan, Güzel kart›n› flimdi ald›m. Ben her gün yaklafl›k 10 ila 12 mektup al›yorum. Bana hayran mektubu gelmez. Bu ülkede olan bitene hassasiyetle yaklaflan bir insan için, mek-
Gece flafa¤› karfl›lamaya haz›rlan›yor... Yüre¤imin derinliklerinde Bir yanarda¤ Püskürmekte Ac›lar›m›z Her geçen gün Katmerleflip Büyüyen Ac›lar›m›z Ya beynim Yüre¤ime emrediyor Ne olur çekinme söyle Seni böyle yanarda¤ Haline getiren Ac›lar m›d›r yoksa??? Muharrem Karademir
Say› 141 41 16 Ocak 2005
tuplar yaray› bir kez daha deflmek gibi bir fley. Beni en çok üzen ölüme yatmalar ve Korsakoff hastalar›. Bilmiyorum, belki baflka bir çare yok, ama bu da de¤il. Medya da aktrist olarak gördüklerine de ben flahsen çok inanm›yorum. Ço¤unu tan›yorum. Çok az› samimi. Her ölümde can›m yan›yor. Canl› yay›nda konuflma flans› var, beni pek ç›kartm›yorlar. Bant olunca dediklerimi kesiyorlar ne yaz›k ki. Aral›k 19’da Ankara’da olaca¤›m. Bir de¤ifliklik olursa Bayrampafla’day›m. Köfle yazarlar›na gelince, çok az› hassas davran›yor. Di¤erlerine geSay› 141 42 16 Ocak 2005
Bu Vahflet Yaflan›rken Sen Neredeydin? “Biz özgür tutsaklar›n kaleminden Ceza ‹nfaz Kanunu de¤erlendirmesi...” bafll›kl› çal›flman›n G‹R‹fi bölümüdür Te c r i t e karfl› direnifl 5. y›l›na girdi. 117 (118) flehit verdik. 500’ü aflk›n tutsak sakat b›rak›ld›. Dünyan›n en uzun soluklu hapishaneler direnifli sürüyor. Sürdürece¤iz... Tecrite karfl› direnirken, bunu asla sadece devrimci tutsaklar›n direnifli olarak görmedik. Emperyalizmin dünya halklar›na, oligarflinin ülkemiz halklar›na yönelik kapsaml› sald›r›s›ndan ba¤›ms›z de¤il yaflananlar. 1960’l› y›llardan günümüze
lince kimlerin borular›n› öttürdükleri malum. Çok karamsar yazd›m, affet! Sizler oradayken benim çok keyifli olmama imkan yok. Temin olman› isterim, gücüm kadar elimden geleni yap›yorum, ama bu sadece bu ülkeye ait bir s›k›nt› de¤il, eminim biliyorsundur; dünya art›k böyle. S›k›nt› çok. Onlar güçlüler ama biz de direniyoruz. Elbet bir gün ayd›nl›k bizlerin de üzerine düfler. Gözlerinden öperim. Ankara’da konserim olacak, kâbil oldu¤u kadar çok kifliye iletece¤im hepinizin dileklerini mikrofondan. Leman Sam
ülkemizde sürdürülen muhalefetin, mücadelenin en dinamik gücü devrimcilerdir. Ve devrimci mücadelenin kesintisiz sürdü¤ü alanlardan biri de hapishaneler oldu. T›pk› iflkenceler gibi, hapishaneler de irade çat›flmas›n›n aç›ktan ve en yo¤un yafland›¤› yerlerdir. Bu nedenle özgür tutsaklar olarak hapishaneleri hiçbir zaman yat›l›p ç›k›lacak yerler olarak görmedik. Zulmün her türlü dayatmas› karfl›s›nda kimli¤imizi korumak ve dört duvar aras›nda olsak dahi düflüncelerimizle yaflayabilmek için mücadele ettik. Devrimcilere karfl› flartland›r›lmam›fl, önyarg›s›z her insan hapishanelerden ç›kan cans›z bedenlerimizin foto¤raflar›na bakt›¤›nda gerçe¤i görecektir. Kafalar›m›z›n parçalan›p beyinlerimizin ak›t›ld›¤›n›, kemiklerimizin onlarca yerinden k›r›ld›¤›n› gösteren foto¤raflar var. Delik deflik edilmifl bedenlerimizin foto¤raflar› var. Bir deri bir kemik kalm›fl, Nazi kamplar›ndaki esirleri an-
✍✍✍
Bunlar Da Hücrede Kalman›n Etkileri .... Hücrede kalmak nas›l bir fley diye sormuflsun... Biz üç kiflilik hücrede üç arkadafl kal›yoruz. Hücrede kalmak sese ve ›fl›¤a karfl› duyarl›l›¤›m› art›rd›. Normal zamana göre kayda al›nmayacak sesler bile insanda rahats›z edici bir etki yaratabiliyor. Ifl›k da yine ayn› flekilde. Bir de hücre d›fl›na ç›kmad›¤›m›z için etkilerini tam ölçme durumu olmuyor. Örne¤in, geçen y›l bir ay kadar tek kiflilik hücrede kalm›flt›m. Yalatan foto¤raflar›m›z var. Kimyasal tozlarla yak›lm›fl, kömürleflmifl bedenlerimizin foto¤raflar› var. F tipleriyle beraber ülkemiz hapishanelerinde hücre sistemine geçildi. fiimdi bu foto¤raflara “sessiz ölüm”den kareler ekleniyor. Cans›z bedenler, ömrü çal›nm›fl sakatlar bu karelerin de¤iflmeyen gerçe¤i. Haz›rlanan Ceza ‹nfaz Kanunu da hücre sistemine geçiflin yasal ifadesidir. Oligarfli yasal zemini de haz›rlayarak katliamc›l›¤›n› meflrulaflt›rmaya, daha fazla katletmeye haz›rlan›yor. Ancak flimdiden ölülerimizin bedenleri afl›lmaz da¤lar gibi yükseldi. Hücrelerde siyasi kimli¤imizi koruyabilmek, tecrit iflkencesini kald›rabilmek u¤runa birer, üçer, befler öne at›l›yor en yi¤itlerimiz. Hücrelerden yükselen sesimiz ölülerimizin yaratt›¤› sars›nt› er ya da geç herkesin vicdan›na ulaflacak. Ve tarih önünde sorulacak; BU VAHfiET YAfiANIRKEN SEN NEREDEYD‹N?
ta¤›n bir yan› duvara dayal› idi. Uyand›¤›m zaman iki yan› da duvara dayal› zannediyordum. Düflünüyordum, nas›l ç›kaca¤›m diye. Sonra elimi uzat›yordum, elimin duvara de¤medi¤i yöndeki duvar›n geride oldu¤unu anl›yordum. Uyan›k olmama ve gözlerimin de aç›k olmas›na ra¤men böyle görüyordum. Yine hücre içinde yürürken zorlanma olmuyor, gerek görme aç›s›ndan gerekse denge aç›s›ndan. Ama d›flar› hastane, mahkeme gibi yerlere gidildi¤i zaman görmekte, yürümekte sorun oluyor. Bunlar da san›r›m hücrede kalman›n etkileri. 30 Aral›k 2004 Ali Teke, Kand›ra F Tipi.
✍✍✍
Hem Günay, Hem Sevgi Abla Oldu Sergül tahliye olurken yine, “sizi çook seviyorum” diyerek gitmiflti. S›kça kulland›¤› cümle, tam da O’nu tan›ml›yordu. ‹nanc›yla, ba¤l›l›¤›yla, güveniyle, iddias›yla... besledi Sevgi’sini ve hep büyüttü, gelifltirdi. Ve kendi atefliyle çeliklefltirdi. Üç hafta önce u¤urlam›flt›k Sergül’ümüzü. Sevgi ve selamlar›n› Günayca ald›k bu kez, “gidersem Sevgi Abla, kal›rsam Günay olaca¤›m” diyordu. Hem Günay, hem Sevgi Abla oldu flimdi. O büyük, o sars›lmaz ve yenilmez Sevgi’sini b›rakt› bize. Daha da güçlendik, daha da güçlenece¤iz. Ayd›nl›¤› her zaman yolumuzda olacak. Sayg›yla e¤iliyoruz önünde... Filiz Gencer Uflak Hapishanesi
✍✍✍
“Adlilerden ‹ki Psikopat Kendini Yakm›fl!..” Sergül’ümüzün kahramanl›¤›yla yeni y›l›n›z› kutluyoruz. ... Size akflam say›m›ndan sonra yaz›yorum. Biraz önce Sergül’ümüz için sloganlar att›k. Yar›n anma yapaca¤›z. Sergül de tarihi direniflimize bir ilki kazand›rd›. Kararl›l›¤›n, hedefe kilitlenmenin, sadeli¤in, yal›nl›¤›n ve mütevazili¤in ad› olacak. Bugün Sergül’den gelen mektuplar› tekrar okudum. Sayd›¤›m özellikleri onu tarif ediyor. An›s› önünde sayg›yla e¤iliyorum. ... Bugün bir de 19-22 Aral›k flehitlerimizden Umut Gedik’in babas›ndan kart ald›k. Onlara size gönderdi¤imiz hediyelerden göndermifltik. Gönderdi¤imiz hediyelerde flehitlerimizin resimleri yap›flt›r›lm›flt›. ‹dare bu resimleri sökmüfl. Ancak oran›n resim için ayr›lm›fl bir yer oldu¤u belli oluyor. Babam›z da Umut’un resmini yap›flt›rm›fl. Sökülen resimler için
suç duyurusunda bulundum. ... F tipi tecrit hücreleri insanlar› ç›ld›rtmaya devam ediyor. Bugün gün boyu ya¤mur ya¤d›. Akflam henüz kap›lar kapanmam›flt›. 16:00 civar›nda karfl› hücrelerimizin havaland›rmas›ndan yo¤un bir duman ve koku yükseldi. C Blok 93 No’lu hücredeki iki adli tutuklu hücrelerini yakm›fllar. Gardiyanlar geldi¤inde çok s›radan bir olay› anlat›r gibi “adlilerden iki psikopat kendini yakm›fl” diye olay› anlatt›. (ayr›nt›y› ö¤rendik) Yaflad›klar› psikolojik sorunlardan dolay› kriz geçirmifller ve yataklar›n› atefle vermifller. Sorun yaflamalar›nda neden ise tecrit politikas›. Sürekli ald›klar› mektup, görüfl ve hücre gibi cezalar psikolojik olarak tamamen hasta yapm›fl. Ve sonuçta gardiyanlar›n ifadelerine göre “psikopat” olmufllar. ‹flte F tipi gerçe¤i. Cemil Çiçek’in “konuk evleri”! 29 Aral›k 2004 Ercan Göko¤lu
tutsaklar›n çizgilerinden
Say› 141 43 16 Ocak 2005
Anti-emperyalist fiairlerden Direnen Tutsaklara Destek Biz, Sandino'nun, Che'nin ve Allende'nin çocuklar›y›z. Biz, Amerikan halklar›n›n zaptedilemeyen kan›y›z ve bugün, kardefllik bilincimizle, sesimizi Türkiyeli teslim olmayan ve özgürlüklerine mutlaka kavuflacak olan kahraman devrimcilerle birlefltiriyoruz.
Say› 141 44 16 Ocak 2005
Kuzey ve Güney Amerikal› anti emperyalist flairler taraf›ndan oluflturulmufl olan Anti-emperyalist Amerikan fiairler Editörlü¤ü (www.poetas.com), Uluslararas› Tecritle Mücadele Platformu’na gönderdi¤i mesajda “sesimizi kahraman devrimcilerle birlefltiriyoruz” dediler. Ölüm orucu ile dayan›flmak amac›yla ‹spanyolca yay›n yapan www.presos.com isimli bir site ile de dayan›flmalar›n› somutlayan, anti-emperyalist flairlerin mesaj›n› k›saltarak yay›nl›yoruz. *** De¤erli dostlar, yoldafllar, Bizler Amerikan k›tas›ndan 84 flair olarak size büyük bir mutlulukla flu mesaj› yolluyoruz: Amerikan k›tas›n›n dört bir yan›nda bulunan Anti-Emperyalist Amerikal› fiairler Editörlü¤ü flairleri olarak, bizim tarihsel sorumlulu¤umuz, kurtuluflunu yaflayan halklar› takip etmek ve gözetlemektir. Kültürüne sahip ç›kan, direnifl ve kahramanl›k örne¤ine dönüflen Türkiye halk› karfl›s›nda sayg›yla e¤iliyoruz. Biz, Sandino'nun, Che'nin, ve Salvador Allende'nin çocuklar›y›z. Biz, Amerikan halklar›n›n zaptedilemeyen kan›y›z ve bugün, kardefllik bilincimizle, sesimizi Türkiyeli teslim olmayan ve özgürlüklerine mutlaka kavuflacak olan kahraman devrimcilerle birlefltiriyoruz. Türkiye zindanlar›, bu kardefl ulusta ifllenen vahfletin ac› tan›klar›d›r. Ancak orada, Avrupal› ve Bat›c› cellat çaresizlik içinde, kahraman bir halk›n kültürüne çarp›p duruyor. Kurtulufl hayallerinde ›srarc› davranan bu topra¤›n özgür insanlar› ve cesur halk›, ancak Pinochet gibi ç›lg›n bir diktatörün uygulayabilece¤i en ac›mas›z zulüm karfl›s›nda dimdik durmaktad›r.
Madeni açl›¤›yla, Hücrenin yorgunlu¤uyla, Gölgeme bitkin düflse de, Yine baflka kalabal›klar›n türkülerinde Türkiye'yi uyand›rmaya gelece¤im, Ve orada, yeni bir vatan›n gö¤sünde Bir meydan okuyufl gibi dans edece¤im
Bugün, Latin Amerika'n›n asi topraklar›ndaki ayd›n, sanatç› ve militanlar olarak, Türkiye halk›n›n mücadelesi karfl›s›nda sorumlulu¤umuzun fark›nday›z. Sizin mücadelenizi bizim mücaledemiz olarak say›yor, direniflinizi kucakl›yoruz ve adalet ve umut hayallerini paylafl›yoruz. Türkiye devletinin kulland›¤› hangi legal araç olursa olsun, soygun düzeninin ç›karlar›n› savunmak için adalet ilkelerine ayk›r› olarak dikte ettirilmektedir. Neo-liberal haydutlar›n oyunlar›na ve sivil toplumcu manevralar›na yedeklenmemeliyiz. Kutuplaflmay› körüklemeliyiz. Son imparatorluk (ABD) zulüm içgüdüsüyle hareket etmekte, bar›fl savaflç›lar›n› sindirmek için de hiçbir vahfletten kaç›nmamaktad›r. Bu ülke kapitalist, neo-liberal ve bat› kültürünün 'laik' niteli¤ine sahip olmad›¤› halde, sermaye düzeni, özgür bir devlet olarak varl›¤›na müsaade etmeyecektir. K›sacas›, ABD'nin gözalt›ndaki Türkiye kendi kültürel, siyasi varl›¤›n› inkar etmeye zorlan›yor. Amerikan k›tas›ndan tüm uluslar›n flairleri olarak, Türkiye halk›n›n savafl cephesinde yeral›yoruz. Ve onun huzurunda, kardefllik minnettarl›¤›m›z› ifade eder, Grup Yorum'un sesine sesimizi kat›p, Naz›m Hikmet'in çocuklar› olan savaflan kahramanlar›yla birlikte türkü söylemek isteriz. Daha önce de söylemifltik ve söylemeye devam edece¤iz: Türkiye hapishanelerindeki devrimci kad›n ve erkeklerin flarts›z olarak derhal özgürlüklerine kavuflmalar›n› talep ediyoruz. Biz hakl› ve do¤ru olan bir fleyin d›fl›nda hiçbir fley istemiyoruz. fiarts›z özgürlük ve Türkiye halk›na karfl› suç iflleyenlere ceza! 'Gönüllü veya güçle'. Bugün ne yaz›k ki, Amerikan topraklar›ndan, Türkiye hapishanelerine bakt›¤›m›zda d›fl müdahalelerden kurtar›lm›fl, siyasi ve sosyal gereksinimlerine uygun bir yol seçme hürriyetine sahip, ba¤›ms›z bir ülke hayal Grup Yorum'un sesine ettikleri nedeniyle tutuklanm›fl bir sesimizi kat›p, Naz›m insan seli görmekteyiz. Amerikan Hikmet'in çocuklar› k›tas›ndan bakt›¤›m›zda ayn› zamanda bizim mücadelemizi onur- olan savaflan kahraland›ran, dövüflken ve cesur bir manlar›yla birlikte türkü söylemek isteriz. Türkiye halk› görmekteyiz. Sosyal ayr›m›n kurumlaflt›r›ld›¤› Sosyal ayr›m›n kurumve devleti besleyen halk›n devlete laflt›r›ld›¤› ve halk›n bir tehdit unsuruna dönüfltü¤ü yer- devlete bir tehdit unde, fliir sanat›, bir mücadele ve kursuruna dönüfltü¤ü yertulufl arac›na dönüflür. Bu durumda baflka türlü bir flair olma olana¤› da de, fliir sanat›, bir mücadele ve kurtulufl ortadan kalkar. Bizler, ancak birleflirsek kazan›- arac›na dönüflür. Bu r›z. Zaptedilmeyen Amerikan k›ta- durumda, baflka türlü s›ndan Türkiye halk›n› kucaklar, bir flair olma olana¤› mücadelesine katk›lar›m›z› sunar›z. da ortadan kalkar.
Karadeniz Temel Haklar â€˜Ă–rgĂźtlĂź MĂźcadele’ Ça¤r›s›yla Aç›ld› 6 Ocak gĂźnĂź kuruluunu tamamlayan Karadeniz Temel Haklar, 9 Ocak gĂźnĂź dernek binas› ĂśnĂźnde yapt›¤› bir aç›klama ile kuruluunu duyurdu.
“M›s›r Ekme¤i, Hamsi ve Umudun Ad› Ak›naâ€? Samsun’da kurulan Karadeniz Temel Haklar Ăźyeleri, dernek binas› ĂśnĂźnde toplanarak, "Yaas›n Ă–rgĂźtlĂź MĂźcadalemiz" pankart› ve k›z›l bayraklar açt›lar. "M›s›r Ekme¤i, Hamsi ve Umudun Ad› Ak›na" bal›¤› ta›yan aç›klamada, h›rç›n Karadeniz dalgalar›n›n cokusuyla Samsun halk›na ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadele etme ça¤r›s› yap›ld›. â€œĂ–fkeliyiz çßnkĂź; durmadan yeni setler çekiliyor ĂśnĂźmĂźze ve durmadan iliyor sĂśmĂźrĂźnĂźn çarklar›. Fabrikalarda, tarlalarda, ocaklarda çal›an bizken, sĂśmĂźrĂźlen aç ka-
lan da biz oluyoruz. Al›nterimiz yok pahas›na sat›l›yor. Okullarda, dersliklerde y›llarca dirsek çßrßten bizken, e¤itim gÜrmek için haraç Üdeyen de biz oluyoruz.� ifadelerine yer verilen aç›klama, emperyalizm vurgusu ile devam etti. Felluce’de, Ba¤dat’ta, Filistin’de Ülen biziz diyen Temel Haklar ßyeleri aç›klamalar›n› Üyle sßrdßrdßler:
Ă–rgĂźtlenme Ça¤r›s› “SĂśmĂźrĂź, igal, istila varsa, direnenler de vard›r. Bu nedenle, burada, asla yok edilemeyece¤imizi bir kez daha gĂśsteriyor, bir kez daha hayk›r›yoruz; B‚Z HALKIZ! Karadeniz Temel Haklar ve Ă–zgĂźrlĂźkler Derne¤i olarak; halk›m›z› haklar›m›z ve ĂśzgĂźrlĂźklerimiz etraf›nda ĂśrgĂźtlenmeye ça¤›r›yoruz. Ça¤r›m›z; insanca yaam Ăśz-
Hapishanesi’nde Malatya Ziyaretçiler Fileniyor Malatya Hapishanesi'nde keyfi uygulamalar›n, bask›lar›n ard› arkas› kesilmiyor. Bu uygulamalara sadece tutsaklar da maruz kalm›yor, ayn› zamanda gĂśrße giden aileler de ya›yorlar. Dersim Temel Haklar yĂśneticilerinden Derya Ula¤'›n annesinin yaad›klar› bunun son Ăśrne¤i oldu. K›z›n›n gĂśrßßne giden anne Ula¤’›n kolu ne oldu¤u belirsiz bir mĂźhĂźrle mĂźhĂźrlenmekle kalmad›, ayn› zamanda foto¤raf› çekilerek filendi. Bu hukukd›› uygulama, idare taraf›ndan “gĂźvenlikâ€? gerekçesiyle savunulurken, Derya Ula¤ da, hapishaneye ilk geliinde ç›r›lç›plak soyularak onursuz arama yap›lmas›na kar› ç›kt›¤› için bir hafta hĂźcre cezas› ald›. Bask›lar bununla da s›n›rl› de¤il. Ayn› dosyadan yarg›lanan HĂźseyin Çelik, Ziya Kulbak, Kaan ‚nanç, Ă–zcan Do¤an'›n Derya Ula¤'la mektuplamas› da yasaklanarak, savunma hakk› fiili olarak yok edilmi durumda. BĂźtĂźn uygulamalar› teslim almaya dĂśnĂźk olan hapishanede, Ăśn ilekleme gibi dayatmalar da yap›l›yor.
lemi duyanlarad›r. HALKIMIZ; ßlkemizde haklar ve Üzgßrlßkler mßcadelesi ba¤›ms›zl›k mßcadelesinden ayr› dßßnßlemez. Ça¤r›m›z; ba¤›ms›z Tßrkiye Üzlemi duyanlarad›r.� "Vard›k Var›z Varolaca¤›z, Kahrolsun Faizm Yaas›n Mßcadelemiz� sloganlar›n›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda, cokulu bir ekilde "Hakl›y›z Kazanaca¤›z" mar› sÜylendi. Daha sonra pankart dernek balkonuna as›ld›.
Haklar YĂśneticisi Temel GĂźlsen Salman GĂśzalt›na Al›nd› Gençlik Federasyonu’nun ba¤›ms›zl›k ça¤r›s› yay›ld›kça, ibirlikçiler de rahats›z olmaya balad›lar. Ăœlkemizde Gençlik Gelecektir Dergisi’nin ç›kartt›¤› Ăśzel say›lar› da¤›tan Temel Haklar yĂśneticisi GĂźlsen Salman ve Murat Do¤an, 11 Ocak gĂźnĂź gĂśzalt›na al›nd›lar. GĂśzalt›larla ilgili ‚stanbul Temel Haklar bir aç›klama yaparak derhal serbest b›rak›lmalar›n› istedi. GĂśzalt› nedeni olan bildirilerde ‘Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›z TĂźrkiye’ yazd›¤› hat›rlat›lan aç›klamada, “‚stanbul polisi y›llard›r yapt›¤›n› tekrarlam›, Ăźlkesinin ba¤›ms›zl›¤›n› savunan, bunun için mĂźcadele eden insanlar› gĂśzalt›na alm›t›râ€? denildi. Bask›lara kar›n, halka gerçekleri anlatmaya devam edeceklerini belirten ‚stanbul Temel Haklar, keyfi gĂśzalt›lara son verilmesini istedi. Bu arada bir baka gĂśzalt› haberi de, ayn› gĂźn Ba¤c›lar’dan geldi. Karanfiller KĂźltĂźr Merkezi çal›an› ‚skender GÜçebe Ba¤c›lar'da gĂśzalt›na al›nd›.
Say› 141 45 16 Ocak 2005
A yn› S afta
“Düflünce Yasakç›l›¤›” Sadece Egemenlerle Mi S›n›rl›?
rüp gelen bir “ayd›n yasakç›l›¤›”d›r. Devrimcilerin düflünceleri, tezleri, onlar›n köflelerinde ve kitaplar›nda yeralmaz. Sosyalist bas›n› ne kadar okuduklar› flüphelidir. Aras›ra okusalar bile, o düflüncelere flu veya bu konudaki tart›flman›n bir taraf› olarak yer vermeyi asla düflünmezler. Güncel bir örnek AB konusudur. Tüm medya, AB’ye karfl› ç›kanlar› Susurlukçu Vural Savafllar’dan, ihbarc› Perinçekler’den ibaretmifl gibi göstermekte hemfikirdir. Burjuva, faflist yazarlar da böyle yap›yor, ilerici, demokrat sol köfle yazarlar› da. Demokrasiyi, düflünce özgürlü¤ünü savunmak, bir ayd›n›n karakteristik özelli¤idir. TeoriKarfl›lar›na kolayca mahkum edebilecekleri de, gazetelerdeki köflelerinde gerçekten de böybir “anti AB’cili¤i” al›p, onun üzerinden kendi ledirler. Demokratl›klar› ve düflünce özgürlü¤ü AB’ciliklerini savunuyorlar. AB üzerine yaz›lar›nsavunuculuklar›, AB’ciliklerinin de en temel geda “savunanlar flöyle savunuyor, karfl› ç›kanlar rekçesi durumundad›r. flöyle karfl› ç›k›yor” derken, zinhar devrimcileri anm›yorlar bile. Gelin görün ki, pratikleri tutars›zl›klarla doludur. Pratikte ço¤u zaman elefltirdikleri oligarfli Hani düflünce özgürlü¤ünden yanayd›n›z? gibi düflünce yasakç›s›d›rlar. Sansürcüdürler. Bunun anlam› fludur: Biz “AB’yi savunanlara düflünce özgürlü¤ünden yanay›z!” Bu da düGençlik Federasyonu’ndan ö¤rencilerin karflünce özgürlü¤ü tarifinin hilkat garibesine döfl›laflt›klar› tav›rlar, bu yasakç›l›¤›n, sansürcülünüfltürülmesidir. Ayn› egemen s›n›f gibi. ¤ün çok küçük bir parças›d›r. Bu, ony›llard›r süSavundu¤u ve uygulad›¤› düflünce özgürlü¤ünün s›n›rlar›, AB’nin ve oligarflinin belirledi¤i çerçevenin ötesine geçmeyen ayd›n›n “düflünce özgürlü¤ü” savunusu ne kadar tutarl›d›r? Onun muhalifli¤i nereye kadard›r? “Ba¤›ms›z Türkiye” diyen ö¤rencilerin görüfllerini Emperyalizm veya oligariletmek istediklerinden biri de SKY TV’de “Söylenfli flu düflünceler zararl›, flu meyenler” adl› bir program yapan Rüstem Batum’du. düflünceler YOK SAYILMALI Batum, devrimci gençlere “yard›mc› olamayaca¤›n›”, çünkü “onlara kat›ldiyor. Ve o da yok say›yor. mad›¤›n›” söyledi. Ne demokratl›k ama? Tav›rlar›n›n sadece bu boTam bir tutars›zl›k! Program›n›n ad› da çok iddial›; “Söylenmeyenleri” yutu bile “demokratl›k”lar›n›n söylüyor o. Konuflturulmayanlar› konuflturuyor! Hat›rl›yoruz, bir program›n“s›n›rl›” bir demokratl›k olduda BAK’›n bir eylemine ça¤r› yapm›fl ve ard›ndan eklemiflti: “Baflka eylem¤unu gösteriyor. Emperyalizler varsa, iletin yay›nlayal›m”. min ve oligarflinin izin verdi¤i Demek ki, o hak ve özgürlükleri gasbedilen, söz hakk› k›s›tlanan tüm sokadar bir demokratl›k! la seslenmiyormufl; sadece “kendisinin uygun buldu¤u” eylemlere ve göSay›s›z iflkence, infaz, rüfllereymifl ça¤r›s›... Peki o zaman program›n›n ad› niye “söylenmeyenler”? katliam olay›nda, bunlar› Düzenin medyas›nda AB’cili¤i savunma konusunda “söylenmebizzat yaflayanlar olarak geryen” hiçbir fley yok. Mesele, AB’ye karfl› ç›kan devrimci görüfl söylenebiçekleri devrimciler ortaya liyor mu? Elbette AB’ye karfl› ç›kan devrimci görüfle kat›lmayabilirsin, ama e¤er demokratsan ve program›nda söylenmeyenleri söyletme gibi bir iddian koymufltur. Belgeler, tan›kvarsa, o zaman o görüfle program›n› açmak zorundas›n. De¤ilse solcu, del›klar yay›nlam›fllard›r. Ama mokrat Rüstem Batum’un ne fark› kal›yor burjuvazinin sansürcülü¤ünden? burjuvazi bunlar› görmedi¤i Gençlik Federasyonu’na üye ö¤renciler, “Ne Amerika, Ne Avrupa! Ba¤›ms›z Türkiye!” fliar›yla yürüttükleri kampanya çerçevesinde kampanyalar›n› duyurmak, düflüncelerini anlatmak için pek çok ayd›n›n da kap›s›n› çald›lar. Son derece ilginç yaklafl›mlarla karfl›laflt›lar; örne¤in gazetelerde bir köfle sahibi veya televizyonlarda bir program yap›mc›s› olanlar›n baz›lar›, “görüfllerinize yer veremeyiz, kampanyan›z› yans›tmay›z, çünkü biz AB’den yanay›z!” havas›ndayd›lar.
Say› 141 46 16 Ocak 2005
‘Söylenmeyenler’de Rüstem Batum’un Söyletmedikleri
sürece ilerici, sosyalist, sol ayd›nlar da görmezden gelir. Ne zaman ki, burjuvazi gündeme getirir bunlar› veya AB dile getirir, icazet ç›km›flt›r art›k, onlar da sözedebilirler. Fakat yine bu gerçeklerin devrimciler taraf›ndan daha önce yaz›ld›¤›n› asla anmadan ve an›msatmadan. Pratik veya teorik bir konuda, köflelerinde, kitaplar›nda, konuflmalar›nda sosyalist bas›ndan söz etmekten, al›nt› yapmaktan korkarlar; ya oligarfli onlarla aras›nda bir ba¤ oldu¤unu san›rsa?! Ya oligarfli “falan terör örgütünün legal yay›n organ›”ndan söz etti¤i için kendisi hakk›nda bir mim koyarsa?! Demokratik bir talebi dile getirirken bile tekrar tekrar “devrimcilerle ayn› düflünmedi¤ini” belirtme gere¤i duyan ürkek ve statükocu ayd›n gelene¤i, düflünce özgürlü¤ünün cesur savunucusu olamam›flt›r. Tersine; bu korku ve kayg›larla, tam bir düflünce yasakç›s› kesilir, devrimcilerin görüflleri, aç›klamalar› üzerine uygulanan sansüre onlar da kat›l›rlar. Elbette düflünce özgürlü¤ünü savunmak, gerçekten hayat›n her alan›nda ve her an›nda demokrat olmak kolay de¤ildir, bedel ödemeyi, riskleri, statükolar›n› kaybetmeyi göze almay› gerektirir. K›sacas› tutarl› demokratl›k ve düflünce özgürlü¤ü savunucusu olmak da cüret gerektirir. Ayd›nlar›n uygulad›¤› düflünce yasakç›l›¤›n›n bir çok alanda yans›mas›n› görebiliriz. Örne¤in gündemde do¤rudan devrimci örgütleri ilgilendiren, onlar üzerine geliflen konular olur. Herkesin dedikleri yer bulur medyada, konunun do¤rudan muhatab› olan devrimcilerin görüflleri ise sansürlenir. Bu sansür, belirtti¤imiz gibi, burjuva medyan›n haber merkezleriyle s›n›rl› de¤ildir. O konuda yazan ilerici, sosyalist, demokrat s›fatl› ayd›n›n köflesinde de ayn› sansür geçerlidir. Burjuvazinin kalemflörlerinin böyle yapmas› son derece anlafl›l›rd›r; ama kendilerini devrimci, sosyalist gören ayd›nlar›n böyle yapmas› kabul edilemez. Bir baflka örnek; kendilerine bir sorunu iletmek için gidilir. “Ama siz bizi o kadar elefltiriyorsunuz!” derler. Bu cevapta demokratl›k var m›? Bu cevab› veren bir ayd›n düflünce özgürlü¤üne inan›yor mudur gerçekten? Demek ki onun farkl› düflünceleri köflesinde yans›tmas› için hiç elefltirilmemesi gerekiyor! Demokratl›ktan, düflünce özgürlü¤ünden bunu anlayan, her türlü elefltiriden muaf olmak isteyen, elefltirildi¤inde “küsen” biri, ayd›n s›fat›n› kullanmay› ne kadar hak edebilir? Hani nerede kald› “senin düflüncelerine kat›lm›yorum ama düflüncelerini ifade edebilmen için ölümü göze al›r›m” diyen ayd›n namusu ve tutarl›l›¤›?
Güler Korkulu Özgürlü¤üne Kavufltu 9 Aral›k 2004’ten bu yana, Hollanda’da tutsak olan Türkiyeli devrimci Güler Korkulu 11 Ocak günü özgürlü¤üne kavufltu. Korkulu’ya Özgürlük Komitesi yapt›¤› aç›klamada, Korkulu’nun tutuklulu¤unun sona erdi¤ini ancak hukuki sürecin henüz bitmedi¤ini belirtti. Komite, bu hukuksuzlu¤a son verilerek Türkiye’ye iade tehtidinin tamamen ortadan kald›r›lmas› gerekti¤ini söyledi. Aç›klamada flu ifadelere yer verildi: “Devrimcilerin tutuklanmas›, iadesinin tart›fl›lmas› meflru de¤ildir. Hele de bunu isteyenlerin elinde 118 insan›m›z›n kan› varken. Bilerek ve isteyerek devrimcilerin iadelerini düflünmek, faflist Türkiye devletine suç ortakl›¤› yapmak demektir. Tekellerin ç›karlar› u¤runa hiçbir hukuksuzlu¤a, yasad›fl›l›¤a ve gayrimeflrulu¤a izin veremeyiz.”
Belçika'da Irkç› Sald›r› Üç Türkiyeli Yanarak Öldü Avrupa topraklar›ndaki ›rkç› sald›r›lara bir yenisi daha eklendi. Belçika'da, Saint Nicolas'da 12 Ocak günü ç›kan yang›nda 3 Türkiyeli emekçinin yaflam›n› yitirmesinin ertesi günü, bunun bir ›rkç› sald›r› oldu¤u ortaya ç›kt›. Irkç› bir Belçikal› taraf›ndan evin kundakland›¤› Belçikal› yetkililerce aç›klan›rken, sözkonusu kiflinin yakaland›¤› belirtildi. Kundaklamada 36 yafl›ndaki Süleyman fiahin ile 14 ve 8 yafllar›ndaki iki çocu¤u Deniz ve Hakan fiahin yanarak can verdi.
fiehitlerin Hesab› Sorulacak! 4 Ocak günü Malatya’n›n Çavuflo¤lu, Paflaköflkü ve Cemal Gürsel Mahalleleri'nde yap›lan HÖC imzal› yaz›lamalarla Sergül Albayrak selamland›. "Ölüm Orucu fiehitleri Ölümsüzdür, Ölüm Orucu fiehitlerinin Hesab› Sorulacakt›r, Hapishanelerde 118. ‹nsan Öldü Tecrite Son” sloganlar› yaz›l›rken, 6 Ocak günü de Paflaköflkü Mahallesi’nde "SERGÜL ALBAYRAK ÖLÜMSÜZDÜR TECR‹TE SON" yaz›l› pankart as›ld› ve kufllamalar yap›ld›.
Say› 141 47 16 Ocak 2005
Halklar› as›l vuran
yoktu, tuvalet yoktu, yeterli yiyecek yoktu, yeterli ilaç yoktu binlerce kiflinin kald›¤› bu kamplarda. Ve “uluslararas›” yard›m kampanyalar› bir türlü ulaflam›yordu oralara. Çünkü “uluslararas› topluluk” da HALKLAR ‹Ç‹N örgütlenmemiflti. BM’nin her yere askeri olarak müdahale edebilecek güçleri ve organizasyonu vard›. ABD’nin, Almanya’n›n, ‹ngiltere’nin iki saatte binlerce askeri ve tonlarca cephaneyi dünyan›n öteki ucuna sevkedecek organizasyonlar› vard›. Avrupa Birli¤i, baflka yerlere “an›nda” müdahale edebilmek için “Avrupa ordusu” kurma çabas› içindeydi. Ama halklar›n ihtiyaçlar› için bir organizasyon yoktu. Varolanlar, 6 milyarl›k dünya nüfusu ve yoksulluk içinde yaflamaya mahkum edilen 4 milyar insan karfl›s›nda “göstermelik” olmaktan öteye gitmiyordu. Öyle oldu¤u da tsunami dalgalar›yla birlikte a盤a ç›kt› zaten.
emperyalizmdir
Emperyalist medya, ondan fazla ülkeyi, milyonlarca yoksulu vuran tsunaminin ard›ndan ilk günlerde sadece tatil beldelerinden görüntüler getirdi dünyan›n önüne. Önce oralara yolland› kameraman ve muhabirler. Çünkü zenginler, ünlüler oralardayd›. Türkiye halk›, ilk iki-üç gün boyunca felaketin görüntülerinden çok bir futbolcuyla manken sevgilisini izlemedi mi?.. Say› 141 48 16 Ocak 2005
Dünyan›n da bir “vitrini” var; o vitrinden kapitalizmin zenginlikleri görünüyor sadece. Yoksullar, normal koflullar alt›nda da, felaketlerde de vitrinin gerisindedir. Tsunamiden sonra dünya vitrininin arka plan›nda kalanlardan çok az haber al›nabildi. Vicdan›n› kaybetmemifl birkaç kalemin, birkaç kameraman›n görüntülerinden yans›d› felaketin boyutu. Ve görüldü ki, sözkonusu olan yaln›zca bir “felaket” de¤ildi. Tsunami felaketinin ve ezeli sefaletin üst üste bindi¤i bir tabloydu bu. Tatil beldelerindekilerin aksine, deniz k›y›s›nda kurulmufl kasabalarda yafl›yorlard› ama yoksuldu onlar. Evleri derme çatmayd›. “Normal” koflullar alt›nda bile hep hastal›klarla, açl›kla bo¤ufluyorlard›. Çünkü oralar› tsunamiden önce emperyalizm vurmufltu. Bugün kimilerinin “küreselleflme” dedikleri emperyalist politikalar, topraklar›n› ekilemez, denizlerini avlanamaz hale getirmifl, IMF politikalar›, emperyalist sömürgeciler, onlar› her türlü e¤itim, sa¤l›k, konut hizmetlerinden yoksun b›rakm›flt›. Dünyan›n en yoksullar›n›n bir k›sm›yd› onlar. Sömürgeci dayatm›fl, iflbirlikçi iktidarlar, her türlü hizmetten, sosyal güvenlikten mahrum b›rakm›flt› onlar›. Ülkelerinde hiçbir fley HALK ‹Ç‹N düflünülmemiflti. Faflist devletlerinin, derme çatma evleri y›k›ld›¤›nda verebilece¤i bir çad›r bile yoktu... ‹flte bu yüzden, televizyon kameralar›n›n önünde, evsiz kalanlar›n topland›¤› naylon çad›r kamplar› uzan›yordu göz alabildi¤ince. ‹çme suyu
“Küreselleflme” ça¤›n›n dünya örgütlenmesinin tablosu iflte buydu. Tan›k oldu¤unuz emperyalist dünya düzeninin tablosudur. Tatil beldelerinde, tatil kald›¤› yerden devam ediyor; ekranlar›n göstermedi¤i yerlerdeyse, adaletsizlik ve sefalet... Oralar hala dünyaya çok uzak... “Dünya art›k global bir köy” diyen küreselleflme propagandistlerinin sahtekarl›¤›n› ve alçakl›¤›n› anlat›yor bu tablo. Küreselleflme ça¤›nda “bilgi ve refah s›n›rs›zca tüm dünyaya yay›lacak” diyenlerin alçakl›¤›n› anlat›yor. Ne dünya “global bir köy”, ne s›n›flar tarihe kar›flm›fl. Bak›n; Hindistan'da kast sistemi sonucu toplumun en alt katman›n› oluflturan Dalitlere hiçbir yard›m ulaflm›yor. Felaket sonralar›n›n de¤iflmez kural› de¤il mi; yard›mlar her yerde adaletsiz da¤›t›l›r. Ve o adaletsizli¤in ölçüsü de, en yoksul kesimlere gittikçe büyür... Belki tsunaminin flöyle bir sonucu olacak; dünyan›n gidiflat›na dair aldat›c› hayallerden kurtulacak insanlar. ABD’nin, Japonya’n›n “yard›m” ad› alt›nda pazar alanlar› için savafl vermesi, Endonezya devletinin güçlerini yard›ma seferber etme yerine muhalif güçlere karfl› operasyonlar yapmas›, s›n›f savafl› gerçe¤i konusunda gözleri açar... Tüm dünya halklar› büyük bir adaletsizlik içinde yaflamaktad›r ve azg›n, pervas›z, insanl›k d›fl› bir emperyalist sald›rganl›k karfl›s›ndad›r. Do¤al felaketler, emperyalizmin halklar› mahkum etti¤i koflullar nedeniyle katliamlara dönüflüyor. Tsunamilerin, depremlerin de¤il, emperyalizmin y›k›m›n› yafl›yor halklar...
Direniflçilerden Halklara Ça¤r› Irak direniflinde yer alan ‹slami Cihad Ordusu'nun halklara seslendi¤i aç›klamas›ndan bir bölümü DHKC Enternasyonal’in (dhkc@post.com) çevirisi ile yay›nl›yoruz. *** “Dünya halklar›! Bu ça¤r›, ABD ve ‹ngiliz câni rejimlerin yapt›r›mlar›ndan sa¤ kalanlardan geliyor. Biz korku yerine ilkeleri tercih eden s›radan insanlar›z. Biz katliamlardan ve yapt›r›mlardan ac› çektik, ki bize göre bunlar birer kitle imha silah›d›r. Y›llarca, lanetli Birleflmifl Milletler, dünyan›n istikrar› ve bar›fl› ad›na, petrolümüzle geçinirken, bizler ›zd›raplar ve umutsuzluklarla yaflad›k. Ifl›¤› beklerken 2 milyondan fazla masum insan öldü. Ve nihayetinde bu tünel ülkemizin iflgali ve yeralt›-yerüstü kaynaklar›m›z›n talan›yla bitti. ABD ve ‹ngiliz hükümetlerinin Irak’ta iflledikleri suçlar›n sonucu olarak, gelece¤imize sahip ç›kmaya karar verdik. Bu gelecek, insanl›k tarihindeki tüm direnenlerin gelece¤idir. ‹flgalci güçleri ülkemizden kovmak bizim görevimiz, bizim hakk›m›zd›r. Biz, ne ‹ngiltere’yi ne ABD’yi iflgal etmek için denizleri, okyanuslar› aflt›k, ne de 11 Eylül olay›ndan sorumluyuz. Bunlar sadece, h›zl› geliflen Çin ve güçlenen Avrupa karfl›s›nda, dünya enerji kaynaklar›n› ele
geçirme planlar›n› örtbas etmek için cânilerin uydurduklar› birer yaland›r. Bu çok ironiktir ki t›rmanmakta olan bu çat›flmalar›n faturas› uyuyan bu dünya ad›na Irak’l›lara ç›kar›lmaktad›r. ‹ngiltere ve ABD’de dahil, savafla ve globalleflmeye karfl› eylemler yapan herkese teflekkür ediyoruz. Bugün, size tekrar sesleniyoruz. Sizden ne silah, ne savaflç› istiyoruz. Bizde bunlardan çok var. Sizden iste¤imiz, savafla ve yapt›r›mlara karfl› genifl bir cephe kurman›zd›r. Bilgelik ve bilinçle yönetilen bir cephe. Amerikan dolar› kullanmay›n! ‹ngiliz ve ABD ürünleri tüketimini azalt›n, durdurun. Siyonizm dünyaya son vermeden önce, siyonizme son verin. Bu savafl›n gerçek özü konusunda kuflku duyanlar› e¤itin ve kabul ettiklerinden çok daha fazla kay›p verenlerin medyalar›na inanmay›n. Gerçek hezimetlerini dünyaya göstermek için daha çok kamera olmas›n› ne kadar isterdik. Düflman adeta kaçacak delik ar›yor. Göremedikleri ve öngöremedikleri direniflten korkuyorlar. Nerede, ne zaman ve nas›l vuraca¤›m›za biz karar veriyoruz. Ve nas›l ki atalar›m›z, medeniyetin ilk k›v›lc›mlar›n› çakt›, dünya “fethini” yeniden yazaca¤›z. Bugün flehir gerilla savafl› sanat›nda yeni sayfalar yaz›yoruz. Bi-
‘Irak'a Gitme’ Paneli Hatay Temel Haklar “Irak’a Gitme ‹flgale Ortak Olma Bir Lokma Ekmek Her Yerde Bulunur” kampanyas› çerçevesinde SES’le ortak bir panel düzenledi. 9 Ocak’taki panele, SES Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ahmet Aras, Temel Haklar’dan Hasan Kutlu ile Irak’a giden floförlerden Cemil Aksu ve Mehmet Akkurt kat›ld›lar. Dr. Ahmet Aras’›n panelin amac›n› ve Irak iflgalini anlatan konuflmas›yla bafllayan panelde, Hasan Kutlu Akdeniz Bölgesi’nde Adana, Mersin ve Hatay Temel Haklar olarak yapt›klar› “Irak’a gitme...” kampanyas›ndan söz etti. Panelin soru-cevap bölümünde ise, iki floförün anlat›mlar› çaresizli¤i gözler önüne seriyordu. Cemil Aksu, firman›n “size 100 bin dolarl›k araba teslim ediyoruz” diyerek senet imzalatt›klar›n› belirterek, floförlerin istedikleri zaman Irak’tan dönemeyeceklerini, senetlerin flantaj olarak kullan›ld›¤›n› söyledi. Birkaç arka-
lin ki, Irak halk›n› desteklerken, yar›n ayn› y›k›mlar› siz yaflamayas›n›z diye kendinize yard›m etmifl oluyorsunuz. Amerikal›larla baflka yerlerde antlaflmalar yapmak Irak halk›na yard›m etmek anlam›na gelmez. Stratejilerini tecrit etmeye devam etmelisiniz. Bu savafl›n art›k hiçbir bölgesel yan› kalmam›flt›r. Dünya halklar›, Amerikan halk›n›n›n bitmeyen ve sürekli tazelenen korkusunun esiri olarak yaflayamaz art›k. Onlar› Irak’ta öyle oyalayaca¤›z ki, tüm kaynaklar›n›, insan güçlerini ve savafl azimlerini buraya ak›taca¤›z. Amerikan askerlerine sesleniyoruz: Zulme karfl› siz de bizimle birlikte savaflabilirsiniz. Silah›n›z› b›rak›n. Gelin, camilerimize, kiliselerimize, evlerimize s›¤›n›n. Sizi koruyaca¤›z. Ve daha önce baz›lar›na yapt›¤›m›z gibi, Irak’›n d›fl›na ç›kartaca¤›z. Evlerinize, ailelerinize geri dönün. Bu savafl, sizin savafl›n›z de¤ildir. Irak’ta, onurlu bir dava için de savaflm›yorsunuz. Ve George W. Bush’a sesleniyoruz; Bize “ç›k›n meydana” demifltin. Nitekim öyle yapt›k. Hem de hiç beklemedi¤in kadar. Baflka bir iste¤in var m›?
dafl›n›n bu durumu yaflad›¤›n› söyleyen Aksu, iflgali “uzaktan biri gelip evin reisini katletmesi gibi” sözleriyle de¤erlendirdi. Buna ra¤men gitmesini ise, “ABD’ye destek için gitti¤imizi söylemiyorlar. Irakl›lar’a yard›m tafl›yacaks›n›z diyorlar, ne tafl›d›¤›m›z› söylemezler” sözleriyle aç›klad›. Mehmet Akkurt ise, ülkemizde böyle bir fley olsa, ayn› Irakl›lar gibi direnece¤ini söylerken, yoksullu¤undan söz ederek mecbur oldu¤unu, yine gidece¤ini belirtti. Ölen arkadafllar›n›n ailelerine yard›m edilmedi¤ini, Koyuno¤lu’ndan ölenlerin ailesinden örnek vererek anlatan Akkurt, bir arkadafl› öldürüldü¤ünde, öldüren kim olursa olsun, “tepkimiz Amerika’ya oluyor.” dedi. Son olarak Cemil Aksu Irak’a gitmeyin ça¤r›s›nda bulunurken, Hasan Kutlu, “as›l bizleri ahlaks›zl›¤a zorlayanlara karfl› mücadele etmek gerekir. As›l ekme¤imiz orada” diyerek birlikte mücadele ça¤r›s› yapt›. Dr. Ahmet Aras ise emperyalizmin halklar› yoksullaflt›r›p birbirine karfl› kulland›¤›n›n alt›n› çizerek, “Bizim kurtuluflumuz emperyalizme yard›m etmekte de¤il O’na karfl› örgütlenerek mücadele etmekte.” dedi. Panel Irak’ta yaflanan ABD vahfletini ve halk›n direniflini anlatan bir kasetin izlenmesiyle son buldu.
Dünya’dan
Topraks›zlar topra¤a kavufluyor Yoksullar Yine Ayakta Venezuella
- Venezuella Devlet Baflkan› Hugo Chavez, bask›lar ve karfl›-devrimci güçlerin komplolar› nedeniyle bugüne kadar uygulayamad›¤› toprak reformunu uygulamaya bafllad›. Bolivarc› Devrim Hareketi’ni yaymaya çal›flan Chavez, uygulama için komisyon oluflturulmas›na dair karar›, binlerce yoksulun huzurunda imzalad›. “Büyük toprak sahiplerine karfl› savafl bafllat›yoruz. Bu tarihi bir gün. ‹flleyenler için toprak! Çiftliklerde adalet!” diyen Chavez, amac›n büyük toprak sahipli¤ini tedricen ortadan kald›rmak oldu¤unu vurgulad›. Avrupal›lar›n da bulundu¤u az›nl›k bir kesim (% 5) ülke topraklar›n›n yüzde 80’lik k›sm›na sahipken milyonlarca topraks›z köylü bulunuyor. Yasaya göre, topraklar›n› yasal yolla elde ettiklerini ispatlamayan büyük toprak sahiplerinin topraklar›na el konulacak. ‹lk olarak da bir ‹ngiliz'in Venezüuella halk›na ait olan topraklar›na el konuldu. Büyük toprak sahiplerinin örgütlendi¤i dernek ise, Chavez'i yüksek mahkemeye vermekle tehdit ettiler.
Say› 141 50 16 Ocak 2005
Kolombiya Oligarflisi ve Amerika, FARC’›n Savafl›n› Durduramayacak! Venezuella / Kolombiya - ‹flbirlikçi oligarfliye ve emperyalizme karfl› savaflan FARC’›n liderlerinden Rodrigo Granda’n›n, Kolombiya güçleri taraf›ndan esir al›narak ABD’ye teslim edildi¤i duyuruldu. FARC’›n uluslararas› iliflkiler temsilcisi olan Granda’n›n nas›l yakaland›¤› ise Venezuella ve faflist Kolombiya hükümeti aras›nda krize neden oldu. FARC taraf›ndan yap›lan aç›klamada, 8-9 Aral›k tarihlerinde ‹kinci Bolivarc› Halk Kongresi’ne kat›lmak üzere Venezuella’n›n baflkenti Caracas’ta bulundu¤u ve 13 Aral›k’ta burada tutukland›¤› belirtildi. Kolombiya Ulusal Polis fiefi Jorge Daniel Castro ise, Venezuella’dan döndükten sonra Kolombiya topraklar›nda yakaland›¤›n› aç›klad›. Avrupa ve Amerikal› bir grup ayd›n ve yazar Venezuella Devlet Baflkan› Hugo Chavez’e ça¤r› yaparak aç›klama istedi. Olay›n araflt›r›lmas›n›n ard›ndan bizzat aç›klama yapan Chavez, Kolombiya güvenlik güçlerinin Granda'y› yaflad›¤› Caracas'tan Venezulla yetkililerinin bilgisi d›fl›nda kaç›rd›klar›na dair ellerinde delil oldu¤unu söyledi. Böylece, Granda’n›n, yakaland›ktan sonra kendisinin 13 Aral›k tarihinde Karakas'ta kaç›r›ld›¤› fleklindeki aç›klamas› Chavez taraf›ndan da teyid edilmifl oldu. Delilleri aç›klad›ktan sonra Kolombiya polisini yalanc›l›kla suçlayan Chavez, olay› Venezuella'n›n ulusal egemenli¤inin ihlali olarak de¤erlendirdi.
Bolivya - Hükümetleri deviren Bolivya halk› bu kez de Devlet Baflkan› Carlos Mesa’n›n benzin sübvansiyonlar›n› kesme karar›na karfl› soka¤a döküldü. 11 Ocak günü ‹ki büyük kentte kitlesel gösteriler düzenlenirken, Santa Cruz ve El Alto kentlerinde halk yollar› kapatarak ulafl›m› durdurdu. 2003 sonunda yaflanan ayaklanmada, eski devlet baflkan› emperyalizmin ufla¤› De Lozada ülkeden kaçmak zorunda kalm›fl ve özellikle reformist sol partilerin iktidara yürümek yerine Carlos Mesa’y› desteklemeleri ile halk bekleyifle geçmiflti. “Düzen” elbette de¤iflmedi. O zaman da El Alto’daki katliam ayaklanmay› atefllemiflti, flimdi El Alto yine ayakta, Santa Cruz’daki eyleme ise onbinlerce kifli kat›l›yor. ‹flyerleri kapat›lm›fl durumda. Mesa ise, halk› suçlayarak, IMF’ci iktidarlarla fark› olmad›¤›n› gösterdi.
‹flbirlikçi bir iktidar›n sefaleti Faflist devlet baflkan› Uribe, aç›k bir flekilde Amerikan emperyalizminin deste¤iyle iktidara geldi. Tek amac› vard›; Kolombiya halk kurtulufl savafl›n› bo¤mak. ABD deste¤iyle sürdürüyor bu savafl›. Ve iflbirlikçi bir iktidar›n nas›l sefilleflece¤inin örne¤ini sunuyor bugün. Kendi ülkesinin vatandafl› durumundaki birini ABD’ye teslim etmek, iflbirlikçili¤in varaca¤› son noktalardan biridir. Benim mahkemelerim yok demek de¤ildir sadece, ayn› zamanda ABD’ye ‘bu savafl asl›nda senin savafl›n’ demektir. Ki do¤rudur.
O F›rt›nay› Engelleyemeyeceksiniz ABD ‘Kolombiya Plan’ ad› verilen devrimi yoketme plan›na büyük kaynaklar ay›rd›, askeri uzmanlar›n› Kolombiya’ya göndererek kontra taktiklerini uygulatt›, paramiliter kontralar› destekledi. Her fley, Latin Amerika topraklar›nda bir gerilla haraketinin zaferinin yarataca¤› büyük f›rt›nay› engellemek içindi. Bofl bir çaba! Devrim için savaflanlar› zafer yolundan döndürecek hiçbir emperyalist plan ve güç yoktur!
Kolombiya Devrimci Silahl› Güçleri (FARC) 40 y›ld›r ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm için savafl›yor