DHIIIK15

Page 1

Nepal’de seçimlerinde Maoistlerin zaferi Nepal’de Kurucu Meclis seçimleri 10 Nisan’da gerçekleflti. Kat›l›m›n % 60’tan fazla oldu¤u seçimler genelde sorunsuz geçse de ülkenin belirli bölümlerinde sand›k kaç›rma olaylar› ve si-

lahl› çat›flmalar yafland›. Avrupa Birli¤i ve Japonya’dan gelen gözlemciler seçimlerin uluslararas› standartlarda oldu¤unu aç›klad›lar. Sayfa 14-15

işçi-köylü DEMOKRAT‹K HALK ‹KT‹DARI ‹Ç‹N

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com

Say›: 15

*Y›l:4 *18 Nisan-1 May›s 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1307-878X

1 May›s için seferberlik! Kuleleri, plazalar› kuflatal›m!

Birlik, Mücadele ve Dayan›flma

Egemenlerin ard› arkas› kesilmeyen sald›r› paketlerine karfl› mayalanan öfke 1 May›s’ta yüzeye ç›kmal›, kriz devrimci müdaheleyle derinlefltirilmelidir. 1 May›s’›n birlik, dayan›flma ve mücadele ruhu nun her geçen gün kitleleri daha s›k› sarmas›; kaleleri, kuleleri, plazalar› daha fazla kuflatmas› için çal›flmalar›m›z› h›zland›ral›m!

19. yüzy›ldan bu yana iflçi s›n›f› ve ezilen halk kitlelerinin “Birlik, Mücadele ve Dayan›flma” günü olarak kutlanan 1 May›s’› bu y›l derin bir ekonomik-siyasi kriz ve yükselenkeskinleflen s›n›f mücadelesiyle karfl›l›yoruz. Hakim s›n›flar›n aczine, sald›rganl›k ve zulmüne karfl› flimdi daha büyük flevkle 1 May›s için seferber olal›m!

‹flçi eylemleri halk isyan›na dönüfltü

Kahire yak›nlar›ndaki Mahalla kentinde bulunan bir tekstil fabrikas›nda çal›flan 25 bin iflçinin bafllatt›¤› grevin M›s›r Hükümeti taraf›ndan yasaklanamas›na karfl› tepkiler, ekmek vd. g›da maddelerine yap›lan zamlara karfl› yap›lan

eylemlerle birleflerek, tüm M›s›r’da hayat› felç etti. M›s›r polisinin eylemlere dönük azg›nca sald›r›lar gerçeklefltirmesi ve bu sald›r›larda 7 iflçinin hayat›n› kaybetmesi, ülkedeki tansiyonu daha da yükseltti. Mahallal› tekstil iflçileri, 6

Nisan’da ücretlerinin yükseltilmesi ve sa¤l›k hizmetlerinin iyilefltirilmesi için greve gitti. Ancak hükümet grevi yasa d›fl› ilan ederek, direniflteki iflçilere yönelik azg›nca bir sald›r› gerçeklefltirdi. Bu sald›r›, uzunca zamand›r grevlerle sars›lan ülkede büyük yank› uyand›rd›. Takip eden günlerde ise, Mahalla kentinin sokaklar›nda, iflçi ailelerinin ön saflarda oldu¤u kitlesel gösteriler gerçekleflti. Polisler bu eylemlere de sald›rarak, 7 iflçiyi katletti. Ayr›ca yüzlerce kifli yaraland›, yine yüzlerce eylemci de gözalt›na al›nd›. Sayfa 12

Paris sokaklar›nda ‘68 ruhu dolafl›yor! Fransa hükümetinin yaklafl›k 12 bin ifl alan›n› ortadan kald›rmay› planlamas›, ö¤rencileri bir kez daha sokaklara döktü. ‹fl alanlar›n›n tasfiyesiyle birlikte çok say›da ö¤retmenin iflsiz kalma olas›l›¤› ise ö¤rencilerin “Ö¤retmenlerimizi geri verin” sloganlar›yla yan›tland›. 1 May›s’a yaklaflt›¤› günlerde gerçekleflen kitlesel ö¤renci eylemlerine kat›l›m 10 binlerle ifade edilirken, Paris sokaklar›nda sanki ‘68 ruhu dolafl›yordu. Tüm dünyay› sarsan ‘68 atefli ilk kez, ö¤rencilerin 22 Mart’ta Sorbonne Üniversitesi’ni iflgal etmesiyle yak›lm›fl ve k›sa sürede dünyay› sarm›flt›. Sayfa 12

Bugünü kazanmak, tarihimizden ö¤renmeyi ve militanca mücadeleyi flart koflar! Baz› tarihi süreçler, s›n›f mücadelesi için ortaya iyi f›rsatlar ç›kar›r. Bu f›rsatlar do¤ru bir tarzda de¤erlendirildi¤inde devrimci mücadele aç›s›ndan olumlu geliflmelere yol açar. Do¤ru de¤erlendirmeden kast›m›z, hem yaflananlar›n bilimsel bir temelde analizi hem de bu analiz sonucunda ortaya ç›kar›lan devrimci sonuçlara uygun olarak militan bir prati¤in izlenmesidir. Birincinin varl›¤› ikinciyi tetikler-kolaylaflt›r›r, ikincinin yoklu¤u sonuç itibar›yla birinciyi anlams›zlaflt›r›r. Yani do¤ru analiz ve bu analize dayanan çok yönlü militanca pratik. Sayfa 22



İşçi-köylü 3

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Politika gündem

Perdenin y›rt›lmas› an meselesi! Perdenin y›rt›lmas›n› h›zland›rmak, er geç y›rt›lmas›n› sa¤lamak ise, ancak do¤ru hatta bir örgütlenmede ve de en önemlisi bu örgütlenmeye önderlik edebilmekte yatmaktad›r. Ülke egemen s›n›f klikleri aras›ndaki iktidar dalafl›, henüz durulmufl de¤il. En az›ndan flimdilik öyle kolay kolay durulaca¤a da benzemiyor. Egemen s›n›f kliklerinin, sistemin dünya ölçe¤inde girdi¤i ekonomik-siyasal krizin co¤rafyam›z özgülündeki yans›malar› olarak da okumak gereken bu çat›flmada uzlaflt›klar› tek nokta ise, bir kez daha, iflçi ve emekçilere dönük sald›r›lar› nas›l daha etkili ve yo¤un k›lacaklar›d›r. Tercümesi halk düflmanl›¤› olan bu uzlaflma, iktidar çat›flmas›n›n her iki kesiminin de hakim dili olmay› korumakta. AKP’nin içinden geçti¤i süreç, sad›k uflakl›¤›n›n karfl›l›¤› olarak emperyalistlerden ald›¤› destekle, sadece hükümet de¤il,

ayn› zamanda iktidar olma hevesine de soyunman›n faturas› olarak getirilmekte. ‹ktidar olman›n yolunun devletin tüm kurumlar›nda da ideolojik hakimiyetten geçti¤inin bilinciyle her alana sald›rmas›n›n karfl›l›¤›n› elbette almas› gerekiyordu! Dalafl›n di¤er taraf›nda oldu¤u gözlenen “en s›k›” Kemalistlerce kopar›lan “laiklik elden gidiyor” yaygaras›n› “zaferle” sonuçland›rma görevi, bu yaygaraya e-muht›ra ile öncülük etmeye soyunan faflist TSK’n›n, yap›lan pazarl›klar sonucu, türban gibi “en hassasiyet” gösterdikleri konularda bile “sessizli¤e” bürünmesiyle, CHP vd. sivil flahinlerin omzuna kald›. Bu kesimin son bir hamle olarak ortaya att›¤› varsay›lan kapatma davas›n›, Ergenokon’la cevaplayan AKP hükümeti, bu süreçte daha çok da kapatma davas›n›n ard›na s›¤›narak ma¤durlar› oynamay› ye¤liyor. Ancak bunu yaparken sadece kendine demokrat olma pozisyonundan kurtulam›yor. Daha do¤rusu bu noktadaki samimiyetsizli¤inin a盤a ç›kmas›n› engelleyemiyor.

Millete kapal› efendilere aç›k! Ülkemizde yaflanan bu geliflmeler kaç›n›lmaz olarak ABD ve AB emperyalistlerince de oldukça yak›ndan “takip alt›na” al›nm›fl bulunuyor. Her f›rsatta geliflmelerden ne kadar “kayg›” duyduklar›n› dile getirmekten geri durmuyorlar. Ancak esas olarak da bu çat›flmalar› kendi lehlerine nas›l sonuçland›racaklar›n›n hesaplar›n› yap›yorlar. Görülen o ki, emperyalist politikalar› bölgede hayata geçirmede ayak diremeyi b›rakal›m, var gücüyle “çal›flan” AKP ile henüz iflleri bitmifl de¤il. Emperyalist sermaye lehine yap›lan, özellefltirme ve daha bir dizi düzenlemenin

henüz bitmemifl olmas› da, AKP’yi onlar aç›s›ndan -en az›ndan flimdilik- vazgeçilmez yapan en önemli etkenlerin bafl›nda geliyor. AB Komisyonu Baflkan› Jose Manuel Barroso’nun geçti¤imiz günlerde yapt›¤› Türkiye ziyaretine de iflte bu yaklafl›m damgas›n› vurdu. Kapatma davas›yla birlikte ortaya ç›kan “d›fl destek” aray›fl› kapsam›nda, AB’ye üye olmaya giden yoldaki iliflkilerin de düzeltilmesi gündeme geldi denebilir. Barroso’nun ziyareti ayn› zamanda bu aray›fl çabalar› içinde de¤erlendirilmelidir. Gençli¤inde “Maocu”, sonraki y›llarda “›l›ml› solcu”, flimdilerde ise sa¤c› kimlikle siyaset sahnesinde bulundu¤u söylenen Barosso, TBMM’de a¤›rland› ve burada bir de konuflma yapt›. Bu konuflman›n içeri¤ine geçmeden önce, Barroso Meclis’e geldi¤inde yaflanan bir geliflmeyi aktaral›m. Eminiz çok kez yaflanm›fl olan, ancak bu ziyarette daha aleni bir hal alan bu geliflme, ayn› zamanda, dokunulmazl›¤›n kimlere dönük bir dokunulmazl›k oldu¤u nok-

tas›ndaki tüm kuflkular› ortadan kald›racak nitelikte. fiöyle ki: Barroso ile birlikte gelen yabanc› özel güvenlik personeli, TBMM’nin “normalde” girilemeyen her köflesinde ellerini kollar›n› sallayarak gezmifller ve dahas›, “dokunulamayan” milletvekillerinin odalar›na kadar girip, her tarafa “dokunarak” ince arama yapm›fllar! Milletin sözde “en üst iradesi” denilen, ancak millete kapal› olan Meclis ve buradaki vekillerin tüm özeli, emperyalist efendilerin güvenlikçileri taraf›ndan didik didik edilerek, Meclis, içindeki vekilleriyle birlikte, efendilerin “ayakç›lar›na” bile sonuna kadar aç›lm›fl!

Gerçek kayg› emek hareketinin yükselifline iliflkin Barroso Meclis’teki konuflmas›nda “yap›lan reformlar Türkiye’ye sermaye çekiyor. ‹fl imkanlar›, iliflkilerin ilerlemesi art›yor” diye buyurmufl! Ülkeye gelifl nedenini de özetleyen bu cümle, egemen s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmalar›n, AKP’nin yerli ve emperyalist sermayenin direktiflerini yerine getirme çabalar›n›n önünde engel oluflturmas›na dair duyulan kayg›n›n d›fla vurumudur ayn› zamanda. Beklenen fley, TEKEL, PETK‹M ve daha bir dizi özellefltirme ile birlikte genifl bir yay›lma alan› bulan emperyalist tekellerin önünü daha da açacak, ya¤ma ve talan› geniflletecek bir dizi plan-projenin hayata geçirilmeyi bekledi¤i bir dönemde ortaya ç›kan bu “istikras›z” durumun bir an evvel afl›lmas›d›r. Plan ve projelerin önündeki tüm engellerin kald›r›lmas›d›r istenen. Hem de vakit kaybetmeden! Ancak hem uflaklar hem de efendileri bilmekteler ki, bu plan ve projelerin önündeki engeller, ülkedeki iktidar çat›flmas›n›n taraflar› de¤ildir. Bu engelin kimler oldu¤unu Erdo¤an, Barosso’nun ziyaretinden birkaç gün önce aç›kça ifade ediyor: “bir dikili a¤ac› bile olmayan” solcular! Erdo¤an 5 Nisan’da Trabzon’da yapt›¤› konuflmada kendilerinin “sosyal devlet olman›n gere¤ini” yerine getirdiklerini ancak solcular›n SSGSS yasas›na karfl› ç›karak, iflçi ve emekçiden yana bir dertleri olmad›¤›n› söyledi özetle. Ülke tarihinin, iflçi emekçi y›¤›nlar›n sosyal güvencesini ortadan kald›rmaya dönük en kapsaml› sald›r›s› olarak adland›rmak gereken SSGSS sald›r›s›n›, “sosyal devlet olman›n gere¤i” olarak aç›klayan Erdo¤an, asl›nda ya¤ma ve talan›n önündeki gerçek engelin kimler oldu¤unu

da itiraf etmifl bulunuyor. Ülkedeki geliflmeleri yak›n takip alt›na alan ve flu süreçte birbiri ard›na ziyaretler gerçeklefltiren emperyalizmin temsilcileri de asl›nda benzer kayg›yla hareket etmekteler. Onlar› ilgilendiren de esas olarak, klikler aras› savafltan ziyade, emekçi y›¤›nlar›n giderek soka¤a taflan öfkesidir. Ve bu öfkenin ya¤ma ve talan önünde giderek afl›lamaz bir engel oluflturmas›ndan duyduklar› korkudur. Benzer süreçlerden geçen emperyalist ülkelerin temsilcilerinde, kendi iflçi-emekçi y›¤›nlar›n›n yaflam› felç eden grev ve direniflleri karfl›s›nda yaflad›klar› bocalamay›, ucuz emek gücü ve s›n›rs›z ya¤ma-talan için büyük f›rsat olarak gördükleri ba¤›ml› ülkelerde de yaflama kayg›s› giderek artmaktad›r. Son aylarda ülkemiz emek hareketinde yaflanan k›p›rdan›fl, say›lar› her gün artan grevler ve eylemler ve de bunlara kat›l›m›n giderek yükselmesi kayg›y› daha da büyütmektedir. Yak›n takibe ald›klar› da iflte budur: ‹flçi ve emekçi y›¤›nlar›n sald›r›lar karfl›s›ndaki aya¤a dikilme hamleleri! Barosso yap›lan “reformlardan” ve bunlar›n ülkeye sermaye çekmesinden bahsederken, ayn› zamanda bunlar›n emek hareketinin yükseliflinden dolay› yap›lamayacak noktaya gelmesi kayg›s›yla hareket etmekte ve asl›nda “bu yükselifli bir an evvel durdurun!” demektedir.

Perde er geç y›rt›lacak! Egemen s›n›flar›n, emekçi y›¤›nlar›n giderek büyüyen öfkesinin, bu öfkenin artan biçimde soka¤a taflmas›n›n ve Kürt halk›na dönük katliamlara varan sald›r›lar›n üzerine, kapatma davas›, Ergenekon vb. geliflmelerle perde çekme çabalar› nafile. Ayn› flekilde eme¤i temsil etme iddias›nda olup da, gerçekte emek ve s›n›f düflman› yüzleri bu süreçte iyice a盤a ç›kan sendika konfederasyonlar›n›n benzer çabalar› da. Çünkü iflçi ve emekçi y›¤›nlardaki sistem karfl›t› hoflnutsuzluk ve bunun d›fla vurumu öyle bir hal almaya bafllad› ki, bunun üzerini kapatmaya art›k hiçbir perdenin çap› yetmiyor. Emekçiler, üzerlerine çekilmek istenen perdenin alt›ndan kafalar›n› ç›kararak, perdeyi üzerlerinden atmaya dönük büyük bir gayret içerisindeler. Böyle giderse perdenin y›rt›lmas› an meselesidir. Perdenin y›rt›lmas›n› h›zland›rmak, er geç y›rt›lmas›n› sa¤lamak ise, ancak do¤ru hatta bir örgütlenmede ve de en önemlisi bu örgütlenmeye önderlik edebilmekte yatmaktad›r.


İşçi-köylü 4

Sınıfsal Yaklaşım

S›n›fsal Yaklafl›m Mücadeleyi büyütelim, krizleri büyüsün! Emperyalist sistemin merkez üssü ABD’den bafllayan ve gittikçe derinleflen mali krizin, bir büyük ekonomik bunal›m sürecine do¤ru aç›lmakta oldu¤unu, nihayet kendi ekonomistleri de itiraf etmeye bafllad›lar. Konut ve kredi piyasalar›nda meydana gelen çalkant›lar›n üzerine borsalardaki zincirleme çöküfl, öteden beri yap›lan “resesyon” ve “iktisadi durgunluk” tespitleriyle karfl›lanamaz oldu. Zira, yaflanmakta olan mali kriz, kimine göre 1930’lardan bu yana en y›k›c› sonuçlar do¤urmaktad›r. Öyle ki, geçen asr›n ikinci yar›s›na damgas›n› vuran “neo-liberal” politikalar›n sonuna iflaret eden vurgularla çizilen felaket senaryolar› eflli¤inde, “küreselleflme” sürecine de fatiha okunmaya baflland›. Bu durum, 11 Eylül ile aç›lan perdenin arka plan›n› okuyamayanlar aç›s›ndan, “küreselleflme” masallar›n› bir süre daha dinlemekten baflka bir fleye yaramam›fl, dünya halklar›na yönelik sald›r›n›n ekonomik ve askeri bütünlü¤ü gözlerden kaç›r›lm›flt›. Oysa baflta Fukuyama olmak üzere, emperyalizmin büyük ak›l hocalar›, “küreselleflmenin sonu”na dair fetvay› seneler önce vermek durumunda kalm›fl, devletin yeniden inflas› için kitap bile yay›mlam›fllard›. Yetkili ve etkili a¤›zlardan seferberlik ça¤r›lar› pefl pefle gelmektedir. Dünya Bankas› Baflkan› Robert Zoellic, emperyalist devletlere, “daha fazla insan›n açl›ktan ölmemesi için acilen küresel eylem” ça¤r›s› yapm›fl (05.03.08), George Soros’un yan› s›ra Deutsche Bank’›n yöneticisi Joseph Ackermann da, “meydana gelen ve gelecek zararlar› devletin karfl›lamas›” için aç›klamalarda bulunmufl (28.03.08), IMF Baflkan› Dominique Straus Kahn, “Kamu müdahalesi gere¤inin gittikçe daha aç›k hale geldi¤ini düflünüyorum. Kredi krizi sadece ABD’nin de¤il küresel bir krizdir.” (07.04.08) demifltir. Depremin merkez üssünde hararetli “devlet operasyonu” Merkez Bankas› FED arac›l›¤›yla yürütülmekte, 14 Mart 2008 müdahalesi ile batmakta olan Bear Stearns isimli yat›r›m bankas›n›n kurtar›lmas›ndan baflka Konut Kredileri bankalar›na, finans kurumlar›na destek ç›k›lmakta, bat›k

ipotekler devletlefltirilmektedir. Paralel bir ifllemin gerçeklefltirildi¤i ‹ngiltere’de ise bu süreçte Britanya Northern Rock isimli banka devletlefltirilmek suretiyle kurtar›lm›fl bulunuyor. Bugün Keynes’e geri dönüfl yapma aczine düflerek “devlet”i yard›ma ça¤›ranlar aç›s›ndan hiçbir fley eskisi kadar kolay olmayacakt›r. Bunun birinci nedeni, bilhassa son 30 y›l içinde baflta mali sistemler olmak üzere serbest piyasada yarat›lm›fl olan düzendir. Bu öyle bir düzendir ki, ABD emperyalizmini en büyük rakibi konumundaki emperyalistlerle iliflkisinde “ba¤›ml›” (ABD dolar› ve devlet tahvillerinin dolafl›mdaki oran›) konuma sokmufltur. Buna ba¤l› olarak ikinci nedeni, böyle bir müdahalede emperyalistler aras› iflbirli¤inin gereklili¤i hususu oluflturmaktad›r. Her ne kadar, uzman ve ak›l hocalar› düzeyinde giderek artan bir mutabakat oluflmaktaysa da, emperyalistler aras›nda krize müdahale noktas›nda -temelli bir yönelim de¤iflimi bak›m›ndan- ortak bir strateji oluflturulabilmesi, son geliflmeler (emperyalistler aras› çeflitli platformlardaki iliflkiler, örne¤in NATO Bükrefl Zirvesi) ›fl›¤›nda kolay gözükmemektedir. Geliflmeleri, “neoliberal politikalar›n iflas›”, “küreselleflmenin sonu” fleklinde ifade edenler elbette ki büsbütün yalan-yanl›fl konuflmufl olmuyorlar. Ancak eksik ve hatal› ifadeler kullan›yorlar. Dahas›, ne demek istediklerine bakt›¤›m›zda süreci iyi kavramad›klar› anlafl›l›yor. Bu politikalar›n daha önceleri iflasa sürüklenmeye bafllad›¤›n›, “küreselleflme” denilen sürecin nesnel gerçekliklerden öte emperyalist sald›r›ya (topyekun) karfl›l›k geldi¤ini, temel payandalar›nda yaflanan y›k›mlar› ve k›r›lma noktalar›n› unutmufl görünüyorlar. Yar›-sömürgeler aç›s›ndan ise “devlet” zaten hiçbir zaman devre d›fl› kalmam›fl, ülke ekonomilerini emperyalist sömürüye, s›n›rs›z talan ve ya¤maya alabildi¤ine açma ifllevi görmüfltür. Bu sayede “ulusal” karakterli bütün sektörel ba¤lant›lar zay›flam›fl, tar›mda iflas ve çökmeler olmufl, yerli-iflbirlikçi sermaye a¤›r kan kayb›na u¤ram›flt›r. Devletin bu durumdaki ekonomiye müdahalesi, elbette ki

emperyalistlerin yeni planlar› do¤rultusunda olacakt›r. Bunun için de flimdiden yeni reçeteler üzerinde tart›flma ve haz›rl›klar yürütülmektedir. Emperyalist-kapitalist sistemin içine yuvarland›¤› ekonomik bunal›m vesilesiyle imdada ça¤r›lan devletin, çok daha kritik “ifllerle” yüzleflece¤inin görülmesi için fazla beklenmesi gerekmemifltir. Zamlar› ve hayat pahal›l›¤›n› protesto için kitlesel isyan eylemleri patlamaya bafllad›. M›s›r, Haiti ve Tunus’ta günlerce süren gösteriler, ya¤maya, Baflkanl›k saraylar›n› kuflatmaya, silahl› çat›flmalara dönüfltü. Bunun iflareti, pirinç, bu¤day ve m›s›r gibi temel g›da maddelerine yap›lan yüzde 50’yi aflk›n zamlarla Mart ay› bafl›nda verilmifl bulunuyordu. Bangladefl’de pirinç karneyle sat›fla ba¤lan›rken, Filipinler, Endonezya, Kamboçya gibi ülkelerde ise s›n›rlamaya gidilmiflti. Durum ülkemiz tar›m› aç›s›ndan da farks›z bir görüntü sunmaktad›r. Tar›m sektöründeki “büyüme oran›”, 2007 y›l› boyunca eksi yüzde 7.3 olarak gerçekleflmifltir. Bu küçülme/daralma oran›, son çeyrekte yüzde 10’u aflmaktad›r. Bir önceki y›la göre tah›l ürünlerindeki azalma yüzde 15.5’a ulaflm›flt›r. Tar›mdaki bu çöküfl sürecinin, temel g›da maddelerindeki art›flla beraber hem genel olarak yoksullaflma üzerindeki tesiri hem de köylülere getirece¤i y›k›m›n sonuçlar› katlanarak artmaktad›r. Nüfusun yüzde 10’unun toplam gelirin yüzde 85’ine sahip oldu¤u bir dünya gerçekli¤inde, son yay›mlanan bir araflt›rma, 14 büyük tekelin 50 trilyon dolar ile tüm mali piyasalardaki ifllemlerin yüzde 95’ini denetleyen bir güç sahibi oldu¤unu ortaya koyuyor. (David Rothkopf, The Newsweek, 07.04.08) Di¤er yandan, bu tekellerin ço¤una sahip ABD’de dahi 28 milyon kifli temel g›da harcamalar›n› devletin verdi¤i “g›da karneleri” ile yapmak durumunda kal›yor. (The Independent, Nisan 2008) Ayn› durum elbette ki çarp›c› örneklerle ülkemizde de geçerli; TÜ‹K hormonlu rakamlarla büyüme h›z›n› 2007 için yüzde 4.5 olarak aç›klarken, gerçek enflasyon oran› ve iflsizli¤in yüzde 20’nin üzerine ç›kt›¤› koflullarda, iflçi ve memur ücretlerinde/maafllar›nda milimetrik “art›fllar” yap›l›r, asgari ücret yerinde sayd›r›l›rken, Koç Holding net faaliyet gelirlerinin yüzde 20 art›flla 3.5 milyar YTL, net kâr›n›n ise yüzde 309 art›flla 2.3 milyon YTL’ye yükseldi¤ini aç›klam›flt›r. (Nisan 2008) M›s›r, Haiti ve Tunus örnekleri ço¤alacakt›r. Avrupa’daki iflçi ve emekçi eylemlilikleri ivme kazana-

18 Nisan-1 Mayıs 2008 cakt›r. Krizin faturas›n› ödemek durumunda b›rak›lacak olan emekçiler ve ezilenlerin dünyan›n dört bir yan›ndaki öfke ve tepkisinin bir biçimde soka¤a ve eyleme yans›mas› kaç›n›lmazd›r. Sistem krizlerinin bu sonuçlar›ndan devrimler lehine kazan›mlar elde etmek, proletaryan›n an’a iliflkin tarihsel f›rsattan yararlanmas› bak›m›ndan hayati önemdedir. Ülkemiz aç›m›zdan emperyalistkapitalist sistemin yaflamakta oldu¤u krizin yans›malar› çok yak›ndan ve güçlü bir biçimde kendini göstermekte, özgünlü¤ümüzdeki sorunlarla harmanlanarak siyasi boyutlar almakta ve toplumu giderek daha fazla kuflatmaktad›r. Genel seçimlerin üzerinden bir y›l geçmemiflken, büyük bir hesaplaflmaya sahne olacak yerel seçimlere do¤ru gidildi¤i s›rada, hakim s›n›f klikleri aras›nda ciddi bir kap›flmay› da beraberinde tafl›yan ekonomik ve siyasi kriz; toplumsal muhalefetin ilerici, demokrat ve devrimci dinamiklerini uyarm›fl ve belli oranda harekete geçirmifltir. Daha önemlisi, Kürt ulusundan halk›m›z›n genifl y›¤›nlar› ile iflçi ve emekçi kitlelerinin hat›r› say›l›r bir bölümü, çeflitli hak talepleri ve protesto gösterileri içinde, sisteme karfl› durufl çerçevesinde, ak›flkanl›k gösteren bir eylem çizgisi izlemektedir. Emperyalist-kapitalist sistemin kendi krizine çözüm aray›fl›, “sürdürülebilirlik” formülü yaratmak üzerine kuruludur. Ülkemizdeki uzlafl›, sa¤duyu vb. çal›flmalar›n da vard›r›lmak istendi¤i nokta buras›d›r. Bölmek, yedeklemek ve mevcut gerilimi düflürerek, düzenlerinin krizine, sistemlerinin sorunlar›na ortak biçimde sahip ç›kmak derdinde olacaklar› tabiidir. Tam da bu noktada krizlerini daha da büyütmek, sistemi istikrars›zl›¤a sürüklemek, rejimi bunal›ma sokmak için s›n›f mücadelesine alabildi¤ine yüklenmek gerekmektedir. Bunun yolu, krizin faturas›n› y›kmak için bafllatt›klar› ve pefli s›ra devreye sokacaklar› ekonomik y›k›m sald›r›lar›na (SSGSS, k›dem tazminat›, özellefltirmeler vd.) karfl› yürütülmekte olan mücadeleyi güçlendirmekten geçiyor. Bunun yolu, Kürt ulusuna yönelik azg›nca sald›r› ve katliamlara karfl› koymak ve ulusal demokratik haklar talepli mücadeleyi yükseltmekten geçiyor. Bunun için flimdiki dura¤›m›z, büyük hesaplaflma alan›m›z olarak 1 May›s gelip çatm›flt›r. Bütün gücümüzle 1 May›s alanlar›na akmal›, en genifl kitleleri saflar›m›za katmal›, krizlerini, paniklerini, korkular›n› büyütmeliyiz!


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 5

İşçi/köylü

Tersanelerde iki ölüm daha! “Tersanelerde söz hükmünü yitirmifltir. Çünkü tersane patronlar›, hükümet devlet ve kamuoyu da biliyor ki ifl cinayetlerinin tek bir nedeni vard›r. O da kurals›zl›k, yasa d›fl›l›k, esnek çal›flma, örgütsüzlük ve tafleronluk sistemi. Dahas› üç kuruflluk ifl güvenlik malzemelerinin tersane iflçilerine çok görülmesidir.” Kurals›z çal›flman›n “kural” haline geldi¤i tersanelerde ölüm haberleri ard› ard›na gelmeye devam ediyor. 13 Mart sabah› Tuzla Gemi Tersanesi’nde Sinan Denizcilik tafleron firmas›nda raspac› olarak çal›flan 45 yafl›nda 5 çocuk babas› Yüksel Özdemir, 20 metreden düflerek a¤›r yaralanm›fl ve kald›r›ld›¤› hastanede, 27 Mart günü yaflam›n› yitirmiflti. Hemen 3 gün sonra tersanelerden bir ölüm haberi daha geldi. Bu defa Sedef Tersanesi’nde çal›flan Ali ‹hsan Çam adl› iflçi, 30 Mart Pazar günü, güvenlik önlemlerinin yetersizli¤i nedeniyle, yüksekten düflme sonucu yaflam›n› yitirmiflti. Bu son ölümle birlikte tersaneler, bir kez daha kamuoyunun gündemine oturdu ve çok say›da kurum, tersanelerde ya-

flanan ölümler özgülünde, buradaki sorunlara dikkat çekti. Ali ‹hsan Çam’›n ölümüyle birlikte bir aç›klama da Limter-‹fl taraf›ndan yap›ld›. “Çal›flma Bakan› istifa, sorumlular cezaland›r›ls›n” pankart›n›n aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›n›, Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç okudu ve “Tersanelerde söz hükmünü yitirmifltir. Çünkü tersane patronlar›, hükümet devlet ve kamuoyu da biliyor ki ifl cinayetlerinin tek bir nedeni vard›r. O da kurals›zl›k, yasa d›fl›l›k, esnek çal›flma, örgütsüzlük ve tafleronluk sistemi. Dahas› üç kuruflluk ifl güvenlik malzemelerinin tersane iflçilerine çok görülmesidir” dedi. Tersane patronlar›n› temsilen “Ölümler devam edecektir” aç›k-

Emekçinin Gündemi

Kitlesel ve militan bir 1 May›s için... 2008 y›l›nda SSGSS ile emekçilerin kazan›lm›fl haklar›na yönelik sald›r›lar yeni bir ivme ve boyut kazanm›flt›r. Sald›r› ivmesinin art›fl› beraberinde emekçiler taraf›ndan yürütülen mücadelenin yükselmesine neden olmufltur. 14 Mart’ta iki saatlik ifl b›rakma eyleminin gerçeklefltirilmesi, emekçilerin ortak mücadelesi aç›s›ndan önemli bir ç›k›fl ve umut verici rol oynam›flt›r. Uzun süredir ad›ndan söz edilmeyen Emek Platformu son zamanlarda ad›ndan söz ettirmeye bafllad›. Bu durum kuflkusuz kendili¤inden geliflmedi. ‹flçilerin bedellerle kazand›klar› haklar›n gasp›na yönelik sald›r›lar karfl›s›nda sessizlik ve tepkisizliklerini koruyan konfederasyonlara karfl› iflçilerin artan tepkisi Emek Platformunun kurulmas›na neden olan noktalardan biridir. Bir di¤eri ise özellikle Türk-‹fl’e ba¤l› muhalif sendikalar›n ‹stanbul fiubeler Platformu baflta olmak üzere di¤er bölgelerde sürecin örgütlenmesinde ortaya koyduklar› çizgi ve anlay›fl olmufltur. Yereller de dâhil olmak

üzere flubeler Türk-‹fl yönetimine ra¤men pratik süreci örgütlemeye bafllam›fl ve soka¤a az›msanmayacak bir kitle ç›karm›flt›. Bu, konfederasyon yönetimleri aç›s›ndan ciddi rahats›zl›k noktas› oluflturmaya bafllad›. Zira denetim d›fl›na ç›kan ve muhalif seslerini sokakta ifade eden önemli bir kesim karfl›lar›nda duruyordu. Hem bu gücün kontrol alt›na al›nmas› hem de kitleye tepkileri yat›flt›racak aç›klama ve eylemlerin yap›lmas› ihtiyac› Emek Platformunun yeniden oluflmas›na neden oldu. 13–14 Mart eylemleri Emek Platformunun karar›ym›fl gibi yans›t›ld›. Burada dikkat edilmesi gereken nokta fludur; bu eylem kararlar› aç›klan›rken, eylemlerin sokak aya¤› bilinçli olarak ortadan kald›r›lmak istenmifltir. Bunu da 13 Mart günü kitlesel bas›n aç›klamas› karar› ile yapmak istemifl, ancak bu hamle 14 Mart eyleminin kitleselli¤ini engelleyememifltir. Sosyal y›k›m sald›r›s›na karfl› devletle pazarl›kta anlaflan konfederasyonlar geliflen tepkiyi gö¤üsleme gücünü ve iradesini oluflturmaya cesaret edemeyerek, anlafl-

lamas›nda bulunan G‹SB‹R’in Baflkan› Murat Bayrak’›n yarg›lanmas›n›n da talep edildi¤i aç›klamada, çal›flma bakan› Fark Çelik’in istifas› istendi:

Tersanelerde tafleron sald›r›s› Tersanelerde yaflanan son ölümlere tepki gösterenlerden biri de Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i (T‹B-DER) oldu. Ancak T‹B-DER üyeleri, 1 Nisan’da yapacaklar› bas›n aç›klamas›n›n duyurusunu yapmak amac›yla bildiri da¤›t›m› yapt›klar› s›rada tafleronun sald›r›s›na u¤rad›lar. Sald›r›, bildiri da¤›t›m›n› bitirdikten

malar›ndan “vazgeçmifllerdir.” 6 Nisan’da örgütlenen tepkiden ç›kar›lmas› ve tart›fl›lmas› gereken flu iki nokta bulunmaktad›r. Birincisi; 6 Nisan’daki eylem konfederasyon yönetimlerine ra¤men geliflen bir hareketti ve dayanak noktas› s›n›f›n kendisiydi. Bu, eylemin etki gücünü de belirleyen yan oldu. Bugün baflta Türk-‹fl olmak üzere sendikalar›n saflaflmas›n›n zeminini güçlendirdi. ‹kincisi; Türk-‹fl gibi sar›-gerici bir yap›ya karfl›n mücadele esas al›nd›¤›nda ve yükseltildi¤inde esas gücün kitleler oldu¤unu, sorunun bu güce güvenmek ve organize etmekten geçti¤ini 6 Nisan bir kez daha göstermifltir. Bu sürecin içinde DDSB’lilerin tavr› oldukça önemli bir yer tutmaktad›r. Eylem süreçlerinin örgütlenmesinin yan› s›ra konfederasyon yönetimlerine tav›r al›nmas› konusunda da özel bir çaba ve emek ortaya konulmufltur. Bu tavr› ve ad›mlar› büyütmek ve daha ileri bir noktaya tafl›mak için önümüzde iflçi s›n›f›n›n mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s durmaktad›r. Taksim iradesinin oluflturulmas›nda konfederasyonlar›n fikir ve güç birli¤inin önümüzdeki dönemde ne yöne gidece¤ini önümüzdeki günlerde daha

sonra faaliyet alan›ndan ayr›lmaya çal›flan T‹B-DER üyelerine, o s›rada oradan geçmekte olan bir tafleronun arabayla çarpmas› sonucu gerçekleflti. Çarpman›n ard›ndan tehditkâr bir üslup tak›nan tafleron, b›çak çekerek, 20 civar›nda akrabas›yla birlikte T‹BDER’lilere sald›rd›. T‹B-DER üyelerinin karfl› koymas› ve olay›n sona ermesinin ard›ndan polis, ‹çmeler Tren ‹stasyonu’nda 3 T‹B-DER yöneticisini gözalt›na ald›. 31 Mart günü yaflanan bu geliflmenin ard›ndan, 1 Nisan günü olay›n yafland›¤› Tuzla Gemi Tersanesi önünde ve ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde aç›klama yapan T‹B-DER, yaflanan sald›r›y› protesto etti. (Kartal)

net olarak görece¤iz. Mevcut saflaflman›n gittikçe derinleflece¤i 1 May›s sürecinde tavr›m›z ve duruflumuzla s›n›f›n öncüsü olma iddia ve prati¤imizi gelifltirmek ve ortaya koymak durumunday›z. Bu anlamda da 6 Nisan’› 1 May›s’›n ön provas› olarak kabul etmeli ve enerjimizi bu noktadan yo¤unlaflt›rmal›y›z. Devletin 1 May›s’a yönelik gelifltirdi¤i terörü k›rmak için kitleselli¤in özellikle de iflçi sendikalar› aç›s›ndan sa¤lanmas› oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. S›n›f›n üretimden gelen gücünü kullanarak soka¤a ç›kmalar›n› sa¤lama görevi ile yüz yüzeyiz. Sadece üretimden gelen gücün kullan›lmas›yla s›n›rlamayarak, bunu sokak aya¤› ile mutlaka tamamlamal›y›z. Devletin ve konfederasyon yönetimlerinin her y›l devrimci güçleri kitleden yal›tma hamlelerinin bofla ç›kar›lmas› yönünde de DDSB’liler olarak çaba sarf etmeliyiz. 2008 y›l› 1 May›s› her aç›dan önemli geliflmelerin yaflanaca¤› bir dönem olacakt›r. ‹flçi s›n›f›na yönelik kapsaml› sald›r›lar›n gündemde oldu¤u bu dönemde, 1 May›s’› kitlesel, militan bir flekilde kutlamak için yüzümüzü ve gücümüzü s›n›fa dönelim.


İşçi-köylü 6

İşçi/köylü

Arçelik iflçisinin direnifli sürüyor D‹SK’e ba¤l› Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye Arçelik iflçilerinin ba¤l› olduklar› sendikalar›ndan ç›kart›l›p, TürkMetal Sendikas›’na geçirilmek istenmelerine karfl› bafllatt›klar› direnifl devam ediyor. Arçelik’te tafleron olarak çal›flan iflçilerin sözleflmeleri, Nakliyat-‹fl’e üye olmalar› ve toplu ifl sözleflmesi imzalanmas›n›n ard›ndan feshedilerek, iflçiler fabrika yönetimi taraf›ndan Türk Metal’e geçmeye zorlanm›fllard›. Arçelik iflçileri y›lbafl›ndan bu yana devam eden direniflleri süresince, Migros, Koçtafl, TÜS‹AD, Nakkafltepe önünde gerçeklefltirdikleri eylemlerini, 9 Nisan günü Arçelik’in Haliç Köprüsü alt›ndaki Genel Müdürlü¤ü’nün önüne tafl›d›lar. Sendika flamalar› ve dövizlerle Genel Müdürlük önüne gelen iflçiler, burada “Arçelik’te iflçi k›y›m›na son! Yaflas›n Arçelik direniflimiz” pankart›n› açt›lar. Genel Müdürlük önünde toplanan 100’e yak›n Arçelik iflçisi-

ne hitaben konuflan Nakliyat‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, 50 gündür direnifllerini sürdüren Arçelik iflçilerinin mücadelesinin meflru oldu¤unu belirtti ve her türlü mücadele yöntemini kullanabileceklerini vurgulad›. Ayr›ca Arçelik patronunun yasalar› tan›mad›¤›n› belirten Küçükosmano¤lu, Arçelik fabrikas›nda 200 iflçinin, patron taraf›ndan Türk Metal’e geçirilmek istendi¤ini, ancak Nakliyat-‹fl üyelerinin

buna karfl› direndi¤ini söyledi. Küçükosmano¤lu’nun konuflmas›n›n ard›ndan “Sar› sendika istemiyoruz!” slogan›n› atan iflçiler, Arçelik Genel Müdürü, sendika yöneticileriyle görüflene kadar Genel Müdürlük önünden ayr›lmayacaklar›n› söylediler. * Taksim Meydan›’nda bulunan Yap› Kredi Bankas› önünde de bir eylem yapan Arçelik çal›flanlar›, Koç Holding fiirketi’ni protesto etti. “Babalar iflsiz, çocuklar aç”, “Arçelik direnifli 130. gününde” yaz›l› dövizler tafl›yan iflçiler, “Gariban düflman› Koç Holding”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”, “Sar› sendika istemiyoruz” vb. sloganlar att›. Ali R›za Küçükosmano¤lu, Arçelik-Koç Holding’in bulundu¤u her alan›, eylem ve mücadele alan›na dönüfltürdüklerini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan oturma eylemi yapan sendika üyeleri ile polis aras›nda k›sa süreli gerginlik yafland›. (H. Merkezi/Kartal)

Konfederasyonlardan ortak 1 May›s aç›klamas› Sendika konfederasyonlar›n›n son y›llarda birlikte hareket etmeme tavr› bu y›l, 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas› yönünde ortak ald›klar› kararla bozuldu. Hat›rlanaca¤› üzere D‹SK ve KESK geçen y›l 1 May›s’ta Taksim’deyiz aç›klamas› yapm›fl ancak Türk-‹fl ald›¤› bafllang›çta ‹stanbul’da kutlama yapmama kararlar›n› da bir kenara b›rakarak Kad›köy’de bir miting düzenlemiflti. Bu y›l, Türk-‹fl’e ba¤l› ilerici sendikalar›n içinde yer ald›¤› ‹stanbul fiubeler Platformu’nun da bas›nc›yla Türk‹fl de D‹SK ve KESK’le birlikte Taksim’de olaca¤›n› aç›klad›. Buna karfl›n AKP’nin arka bahçesi olma tavr›n› de¤ifltirmeyen Hak-‹fl aç›klamaya kat›lmad›.

8 Nisan günü Taksim Gezi Park›’nda biraraya gelen, KESK, D‹SK ve Türk‹fl üyesi sendikac›lar, 1 May›s kutlamas›n›n Taksim’de yap›laca¤›n› duyurdu. “1 May›s” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› ve “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”, “1 May›s’ta 1 May›s alan›nday›z” fleklinde sloganlar›n at›ld›¤› aç›klamada konuflan Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türker sosyal adalet, sosyal güvenlik, sosyal hak, insanca bir yaflam ve çal›flma hakk› isteyen milyonlar›n umudu olduklar›n› iddia etti. Türk-‹fl, D‹SK, KESK olarak, sosyal adalet, eflitlik ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için 1 May›s 2008’de Taksim Meydan›’nda omuz omuza ola-

caklar›n› belirten Türker, “1 May›s 2008’i, emekçilerin 12 Eylül 1980 darbesinden sonra en a¤›r sald›r›larla karfl› karfl›ya oldu¤u günlerde karfl›l›yoruz. Hükümet, sermayenin bir dedi¤ini iki etmezken emekçilerin kazan›lm›fl haklar› tek tek budan›yor. Hükümet, ülkemizi küresel sermayenin dikensiz gül bahçesi yapmak için elinden geleni yap›yor. SSGSS 12 Eylül’den bu yana iflçilerin, emekçilerin karfl›laflt›klar› en kapsaml› emek karfl›t› harekâtt›r. Amaç sosyal devleti ortadan kald›rmak, her fleyi özellefltirmektir. 19. yüzy›l›n vahfli kapitalizmine benzeyen çal›flma koflullar› yayg›nlafl›yor. Sömürü ve yoksulluk giderek art›yor” dedi. (‹stanbul)

18 Nisan-1 Mayıs 2008

‹flçilerin sabr› taflt› Samsun Çarflamba Belediyesi’nde geçen Aral›k’ta ifl akitleri feshedilen 126 iflçi, ifle iade davalar›n›n ertelenmesi üzerine bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klama s›ras›nda yaflanan gerginlikte baz› iflçiler ve yak›nlar› fenal›k geçirdi. Ekonomik gerekçeler gösterilerek iflten at›lan 126 iflçinin duruflmas› 28 May›s’a ertelenince iflçiler ve yak›nlar› bu duruma tepki gösterdi. Belediye-‹fl Sendikas› Genel Merkez Genel Mali Sekreteri Cahit Korkmaz ile Samsun fiube Baflkan› Mustafa Çift, iflçilerle birlikte mahkemenin sonucunu beklerken iflçilere seslendiler. Önemli olan›n hakl› ve demokratik mücadelenin lehte sonuçlanmas› oldu¤unu belirten sendika yetkilileri mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini söylediler.

Konuflmalar›n ard›ndan, davan›n ertelendi¤i haberinin al›nmas› üzerine, ortam bir anda gerilince, yaklafl›k dört aydan beri ifllerine geri dönmek umuduyla bekleyen baz› iflçiler, Belediye Baflkan› Hüseyin Dündar’a isyan ettiler. Baz› iflçiler ile yak›nlar› sinir krizleri geçirdi. Bir anda tansiyonun yükseldi¤i Adliye önünde, belediye binas› etraf› ve girifl kap›s› polis kordonu alt›na al›nd›. Samsun’dan takviye kuvvet istendi. Belediye’ye gitmek isteyen baz› iflçiler ise polis taraf›ndan engellendi. Çevrede olaylar› izleyen halk›n iflten ç›kart›lan iflçilere destek verdi¤i gözlendi. Baflkan Hüseyin Dündar’a sesleyen iflçiler, “Bizlere yaz›k, günah de¤il mi? Sende hiç mi vicdan yok. Dört aydan beri çoluk çocuk periflan›z. Bu kadar insan›n vebalini nas›l ödeyeceksin?” diye konufltular. (H. Merkezi)

‹flten at›lan Farplas ve Coster iflçileri direniyor A¤›r çal›flma koflullar›nda çal›flan ve bir süre önce Petrol-‹fl Sendikas›’nda örgütlenen, her ikisi de Gebze’de bulunan, Farplas ve Coster fabrikalar›n›n iflçileri iflten at›ld›lar. Ancak iki ayr› fabrikan›n iflçileri, patronlar›n›n orta hareket ederek, ayn› anda sendikal mücadelenin önünü kesme çabas›n› direniflle cevaplad›lar. Farplas ve Coster iflçilerinin direnifli sürüyor. Farplas fabrikas› iflçileri, ücretlerinin düflük oldu¤unu, sosyal haklar›n›n ise hiç olmad›¤›n› söylemekteler. ‹flyerinde kendi çal›flt›¤› bölümden baflka bölümlere girifl de kartl› hale getirilmifl. Farplas patronlar›n›n iflçiler üzerindeki bask›s› sadece bu kadarla s›n›rl› de¤il. Patron, tuvalet giriflleri de dâhil, fabrikan›n her yerine kamera yerlefltirmifl. Bunlara bir de a¤›r çal›flma koflullar› eklenince, çareyi örgütlenmede aram›fllar.

Örgütlenme amaçl› fabrika d›fl›nda yapt›klar› bir toplant› patronun kula¤›na gidince, iflten ç›kar›lmalar›na giden süreç de bafllam›fl. Ertesi gün kart bast›r›lmam›fl ve kimi iflçilere, kimlerin sendikal› oldu¤unu söylemesi karfl›l›¤›nda “avantajlar” vaat edilmifl. Sonuç olarak 70 iflçi iflten at›lm›fl. Coster’da çal›flan iflçiler de, hem çal›flma koflullar›n› ve bask›lar›, hem de iflten ç›kar›lma süreçlerini benzer biçimde yaflam›fllar. Sabah 8.00 gece 24.00 aras› bir çal›flma temposu hâkimmifl Coster’da. Fazla mesai ücretleri ise ödenmiyormufl. Çal›flanlar›n ço¤unlu¤unu oluflturan kad›nlar›n hamile kalmas› bile yasakm›fl! Her iki fabrikan›n iflçileri de, bir yandan iflten ç›karmaya karfl› fiili direnifl gerçeklefltirirken di¤er yandan da yasal haklar›n› kullanacaklar›n› ve patronlar›na dava açacaklar›n› söylüyorlar. (Kartal)


İşçi-köylü 7

18 Nisan-1 Mayıs 2008 2008 y›l›na daha girmeden, ülkemiz ekonomisinden sorumlu simalar taraf›ndan, 2008’in zor bir y›l olaca¤› dillendiriliyordu. Bu “öngörü” ekonomik krizin efli¤inde olundu¤unun bir ifadesi idi. Di¤er yandan ise ekonominin “iyiye do¤ru gitti¤i” rakamlarla birlikte, gazete ve televizyonlarda ard› arkas›na yay›mlan›yordu. Tüm bu fliflirmelerin, AB usulü hesaplamalarla yükseltilen ekonomi rakamlar›n›n ne kadar gerçek oldu¤unu yoksul emekçi halk›m›z çekti¤i s›k›nt›larla ve 2008’in ilk üç ay›nda yaflanan g›da fiyatlar›ndaki durdurulamayan art›fllarla görmektedir. 2008’in ilk üç ay›nda yaflanan g›da fiyatlar›ndaki art›fl kervan›ndan yoksul halk›m›z›n temel g›das› olan ekmek de nasibini alm›flt›r. Türkiye F›r›nc›lar Federasyonu bu¤day, un ve di¤er maliyetlerini “artmas›” bahanesi ile ekme¤e Mart ay›nda yüzde 25 zam yapt›. Baflta büyük kentler olmak üzere zam kervan›na Siirt-fi›rnak gibi küçük kentler de ekme¤e zam yap›laca¤›n› aç›klayarak kat›ld›lar. Türkiye’de kifli bafl› ekmek tüketiminin ortalama, günde yar›m kilo civar›nda oldu¤u, y›lda ise 172 kg oldu¤u belirtiliyor. Ekme¤in en çok yoksul emekçi halk›m›z taraf›ndan tüketildi¤i de bilinen bir gerçekliktir. Haliyle ekme¤e yap›lan yüzde 25’lik zam en çok yoksul emekçi halk›m›z› olumsuz etkileyecektir. Ekme¤e yap›lan zam, Türkiye F›r›nc›lar Federasyonu’nun da belirtti¤i gibi bu¤day fiyatlar›ndaki “yükseliflle” do¤rudan ilintilidir. Piyasaya müdahale etmesi gereken TMO’nun, piyasaya sürecek bu¤day› olmad›¤›ndan sesi solu¤u ç›kmamaktad›r. Ülkemizin verimli topraklar›n›n olmas›na, bu¤day›n ise hemen her bölgeye yetifltirilen bir ürün olmas›na ra¤men, bugün bu¤day stoklar›n›n bitmesi ve ekme¤e zam yap›lmas› oldukça düflündürücüdür. Bu aflamaya nas›l gelindi¤ine dönüp bakt›¤›m›zda ise AKP hükümetinin ekti¤ini biçmekte oldu¤unu görmek çok da zor olmamaktad›r. Her y›l›n Ocak-May›s ay› döneminde o y›l›n bu¤day rekoltesi belli olur. 2007 y›l› içinde Ocak-May›s döneminde bu¤day rekoltesinin düflük olaca¤› belli olmas›na ra¤men Tar›m Bakanl›¤› ve TMO gerekli önlemleri almam›flt›r. Hasat sonras› TMO bu¤day al›c›s› olmam›fl, tüm umudunu hasat sonras› elde edilen ürüne ba¤layan yoksul köylü bu¤day›n› mecburen tefeciye satm›flt›r. Daha sonra bu¤daya al›c› olan TMO bu¤day al›m fiyat›n› ton bafl›na 425 YTL gibi girdi maliyetlerinin alt›nda bir rakam aç›klam›flt›r. Buradaki amaç üreticiyi tefeciye teslim etmekten öte bir fley de¤ildir. Nitekim de öyle olmufl ve bu f›rsat› kaç›rmayan tefeci tüccar tak›m› bu¤day fiyat›n› ton bafl›na 600 YTL’ye ç›kararak köylünün elinde kalan bu¤daylar› da toplay›p stoklad›. TMO 2007 hasat›ndan ancak 102 bin ton bu¤day toplarken, “çiftçi bu¤day›n› bize getirmedi” demekten geri durmayarak

Bu¤day stoklar› eridi;

Ekmek bulamayan pasta yesin! kendini sütten ç›km›fl ak kafl›k ilan etti.

Suda özellefltirme ad›mlar› Buz da¤›n›n görünmeyen k›sm›nda ise emperyalist politikalar›n oldu¤u aç›k bir gerçekliktir. Bu¤day yukar›da de¤indi¤imiz gibi yayg›n ve kolay üretilebilen bir ürünken bugün dünyada bu¤day krizi yaflanmaktad›r. Kuflkusuz ki bunun esas nedeni küresel ›s›nma veya kurakl›k de¤ildir. Petrol fiyatlar›n›n artmas›, emperyalistleri daha ucuz olarak bilinen biyo yak›ta yöneltmektedir. Tah›llar›n (Bu¤day, m›s›r, soya fasulyesi vs.) yak›ta çevrilmesi ile elde edilen biyo yak›t üretimi her geçen gün artmaktad›r. Dolay›s› ile tah›llar›n sadece yiyecek olarak de¤il yak›t olarak da kullan›lmas›, tah›llar›n önemini ve de¤erini de art›rmaktad›r. Bu nedenledir ki emperyalistler, bizim gibi yar›-sömürge ülkelere “tar›msal üretimi daraltma politikas›” dayat›yorlar. Bir yandan tar›m›n tasfiyesi amaçlan›rken, di¤er yandan tar›msal üretimi kendi tekellerinde topluyorlar. Böylece hem as›l üretici hem de fiyatlar›n belirlenmesinde tek söz sahibi oluyor. Büyük kârlar yap›yorlar. Bugün ülkemizde yaflanan bu¤day s›k›nt›s› ve ekme¤e yap›lan zamlar da bu politikalardan ba¤›ms›z de¤ildir. Görülmesi gereken di¤er bir nokta ise emperyalizmin yaflad›¤› ekonomik krizin giderek derinleflti¤idir. Derinleflen ekonomik kriz dönemlerinde emperyalistlerin metalar› y›¤›l›r. Onlar› satacak pazarlar ise daral›r. Di¤er yandan bu dönemlerde halk›n al›m gücü de zay›flar, emperyalistler yaflad›klar› ekonomik krizi aflmak halk›n sat›n alabilece¤i ürünlere yönelirler. Bugün bu¤day ve su tüm insanlar›n özellikle yoksullar›n mecburi tüketmek zorunda oldu¤u temel g›da ve ih-

tiyaçlar›ndand›r. Küresel ›s›nma, kurakl›k vb. söylemlerle bu¤dayda dünya genelinde bir “k›tl›k” yaflat›lmaktad›r. Böylece bu¤day ulafl›lmaz k›l›narak bu¤day fiyatlar› art›r›lmakta, di¤er yandan da halk›n temel g›das› olan ekmek vb. ürünlere istedikleri zamm› yapmakta, halk› bu fiyatlara ekmek almaya mecbur b›rakmaktad›rlar. Ayn› flekilde suda da benzer politikalar izlenmektedir. Bir yandan temiz ve ulafl›labilir su kaynaklar› kirletilir veya kirletilmesine göz yumulurken di¤er yandan büyük ›rmaklar da dahil olmak üzere temiz su kaynaklar› emperyalist flirketlerin veya yerli özel flirketlerin denetimine sokulmaktad›r. Bu sayede aflamal› olarak birçok il ve ilçe merkezinin, zamanla tüm halk›n özel flirketlerden su sat›n almas›n›n yolu aç›lmaktad›r.

Tar›m, emperyalist tekellerin elinde! Ülkemizde daha Mart ay›na gelmeden bu¤day “stoklar›n›n” erimesi, ekme¤e yüzde 25 zam yap›lmas› tar›mda gelinen aflamay› aç›kça göstermektedir. AKP hükümetinin 5 y›ll›k dönemine bakt›¤›m›zda, emperyalist tekellerin tar›mdaki söz haklar›n›n daha bir art›r›ld›¤› görülmektedir. Bunun anlam› ise ülkemiz tar›m›n›n AKP hükümeti taraf›ndan kuzunun kurda teslim edilmesi misali emperyalist tekellerin eline b›rak›lmas›d›r. Daha dün bu¤day ambar› olarak nitelendirilen ülkemiz, bugün ekmek yapmak için bile bu¤day›n d›flar›dan gelmesini bekler hale getirilmifltir. Halk›n temel g›da maddeleri ve zorunlu ihtiyaçlar› üzerinde oynanan bu oyunlara bakt›¤›m›zda, neredeyse tüm dünyan›n “Afrikal›laflma” yolunda ilerletildi¤ini görürüz. Afrika halklar› dizginsiz

İşçi/köylü bir sömürünün k›skac›nda, insanl›¤›n ayaklar alt›na al›nd›¤› bir vahfleti yaflamaktad›r. Açl›k, temiz su kaynaklar›ndan yoksunluk ve salg›n hastal›klar Afrika’n›n “kaderi” haline getirilmifltir. Bu gerçe¤in di¤er yüzünde bitmek bilmeyen ulusal, etnik çat›flma ve soyk›r›mlar›n yaflanmas› ise emperyalist müdahalelerin karakteri gere¤idir. ‹flte bugün yar›-sömürgeler baflta olmak üzere, tüm dünyada bu¤day, su ve benzeri temel ihtiyaç maddelerinde yaflanan geliflmeler, emperyalist-kapitalist sistemin dünyay› tafl›d›¤› karanl›¤›n da habercisi durumundad›r. Tüm dünya halklar›n›n oldu¤u gibi ülkemiz halk›n›n gelece¤i de devrim mücadelelerine ba¤lanm›flt›r. Devrimci ve komünistler de bu sorumlulu¤un öncü güçleri olarak ciddi ve ertelenemez görevlerle karfl› karfl›yad›rlar. Kitlelerin devrim ihtiyac› bugün çok daha günceldir. Tüm geliflmeler bize bunu göstermektedir.

Mevsimlik facialar bafllad›…

Geçti¤imiz y›l, kamuoyunun gündemine ac›l› haberleriyle yans›yan mevsimlik iflçilerin yol çileleri ve dram›, bu y›l da sezonun aç›lmas›yla ilk facia haberiyle tekrarland›. fianl›urfa’dan Ege illerine giden mevsimlik tar›m iflçilerini tafl›yan kamyon Afyonkarahisar yak›nlar›nda devrildi. “Kazada” dokuz kifli öldü, 35 kifli yaraland›. Yaflam›n› kaybedenlerin yaflad›¤› Yeflildirek ve Karfl›yaka Mahalleleri geçti¤imiz y›l da 18 kay›p vermiflti ayn› yollarda. Bu cinayet gibi kaza mevsimlik tar›m iflçilerinin yaflamlar›n›n hiçbir de¤eri olmad›¤›n› ve önlem al›nmas› gibi söylemlerin de hikâyeden öteye gitmedi¤ini gösterdi. 25 YTL (kad›nlar için 15 YTL) yevmiye için 47 kifli, kamyonda insan tafl›man›n yasaklanmas›na ve sözde al›nan trafik önlemlerine karfl›n ölüm yolculu¤una ç›km›fllard›. Sabah›n karanl›¤›nda yola ç›kan tar›m iflçilerinin ço¤unun kaza s›ras›nda uyumakta olduklar› söylendi. Geçti¤imiz y›l da 50’den fazla tar›m iflçisi mevsimlik ifl yollar›nda yaflam›n› kaybetmiflti. (H. Merkezi)


Dengê azadi

İşçi-köylü 8

18 Nisan-1 Mayıs 2008

‹mhaya yönelik operasyonlar devam ediyor

TC devletinin kendisinden olmayan› imha ve inkar politikas›n›n derinleflti¤i ve somutland›¤› yerlerden biri de Dersim olmaktad›r. On y›llard›r sürdürülen bask›, yok etme sindirme politikas›n›, özellikle silahl› mücadele yürüten örgütlere karfl› ise giderek t›rmand›rmakta, pervas›zlaflmaktad›r. Bir taraftan demokrasi nutuklar› atan faflist sistem ve onun sözcüleri, bir taraftan da bildik tan›d›k söylem ve eylemleriyle, faflizmin en koyusunu uygulamaya devam etmektedirler. Sokakta iflçi, emekçi, köylü, ö¤renci dinlemeden hak alma mücadelesi veren herkese sald›ran devlet, bir yandan da devrimci, demokrat, ilerici güçleri imhan›n peflindedir. Dersim dünden bugüne muhalif, ilerici durufluyla egemen s›n›flar aç›s›ndan adeta ç›banbafl› olarak kabul edilmektedir. Buna bir de si-

lahl› mücadelenin önemli bir parças›n›n bu topraklarda yürütülmesi de eklenince, sistem taraf›ndan buraya ilginin artt›¤›, buna paralel olarak da zor ve fliddetin de artt›¤› bir kent olmaktad›r. Son iki y›ld›r Dersim’de k›fl aylar› da dahil gerillaya yönelik imha operasyonlar› hiç bitmedi. Çanak yalay›c› uflak medyan›n da, yanl›fl, yanl› haber ve yorumlar›yla gündemden hiç düflmedi. Sistem yapt›¤› operasyonlarda iddia etti¤i gibi, “yakalamak”, “cayd›rmak” gibi bir amac› bulunmad›¤›n› operasyonlarda kulland›¤› silahlar, kimyasal bombalar vb. yöntemlerle kan›tlam›flt›r. 2008 y›l›nda da bitmeyen operasyonlar h›z kazanarak devam etti. Geçti¤imiz haftalarda Ovac›k, Hozat, Çemiflgezek bölgesinde bafllat›lan ve yavafl yavafl Pülümür ve Naz›miye bölgesine kayd›r›lan operasyonlar sonucu, Naz›miye

ilçesinin Dokuzkayalar (Markasor) mevkiinde yaflanan çat›flmada 7 HPG gerillas› flehit düfltü. Ayn› çat›flmada Günefl Tekin isimli gerilla da yaral› olarak yakaland›. Devletin televizyon ve gazetelerden duyurdu¤u 11 ölü oldu¤uydu. Ancak flu ana kadar Tunceli Devlet Hastanesine getirilen cenaze say›s› 7’dir. Cenazelerin kimlik tespiti henüz yap›lm›fl durumda de¤ildir. Bu nedenle aileleri taraf›ndan al›namamaktad›rlar. Son olarak 14 Nisan günü Dersim’in Gökçe Köyü yak›nlar›nda çay kenar›nda, köylüler taraf›ndan kimli¤i belirsiz bir erkek cesedi bulundu. Cesedin Naz›miye k›rsal›nda ç›kan çat›flmada yaflam›n› yitiren HPG’lilerden birine ait olabilece¤i iddia edildi. Yap›lan operasyonlara karfl› Dersim’de bulunan siyasi parti, DKÖ’ler, devrimciler ve Dersim halk› tepki göstererek gerilla cenazelerini sahipleneceklerini aç›klad›lar. 11 Nisan günü Sanat Soka¤›’nda bir araya gelen DTP, Partizan, EMEP, ESP, DHP, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, KESK ve ba¤l› sendikalar, Dersim Kültür Derne¤i, Tunceli Dernekleri Federasyonu (TUDEF), Munzur Çevre Koruma Derne¤i, ‹HD, Baro, Tunceli Belediye Baflkan› Songül Erol Abdil, Tunceli Belediye ve ‹l Genel Meclis Üyeleri ile çok say›da vatandafl bir bas›n aç›klamas› yapt›. Siyah pankart üzerine yerlefltirilmifl yedi karanfilin tafl›nd›¤› aç›klamada s›k s›k “Katil Erdo¤an”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlar› at›ld›. Aç›klamada, DTP ‹l Baflkan› Murat Polat, bölgedeki operasyonlar›n derhal

son bulmas›n› istedi. Tunceli k›rsal›nda yaflam›n› yitiren HPG’lilerin ailelerine baflsa¤l›¤› dile¤inde bulunan Polat, “Çat›flmada yaflam›n› yitiren gerillalar›n ailesinin ve Kürt halk›n›n bafl› sa¤ olsun. Y›llard›r binlerce kez s›n›r içinde hem de s›n›r ötesinde de 25 operasyon yap›ld›. Fakat bu Kürt sorununu çözmedi” dedi. Çat›flmada yaflam›n› yitiren HPG’lilerin durumu ve Dersim’de yaflanan son geliflmeler için DTP taraf›ndan DTP Tunceli Milletvekili fierafettin Halis, Diyarbak›r Milletvekili Gülten K›flanak, MYK Üyesi Nursel Aydo¤an ve PM Ahmet Cengiz’in de içinde yer ald›¤› bir heyet oluflturuldu. Heyet 13 Nisan günü Dersim’e geldi. Karfl›laman›n ard›ndan heyet Dersim’de bulunan devrimci, demokrat, ilerici güçlerle bir araya gelerek durum de¤erlendirmesi yapt›. 14 Mart günü ise saat 12.15’te bir araya gelen heyet ve aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u birçok kurum; “fiehit nam›r›n”, “PKK halkt›r halk burada”, “Operasyonlar durdurulsun”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlarla Yeralt› Çarfl›s› üzerine yürüdü. Burada kitle ad›na DTP MYK Üyesi Nursel Aydo¤an bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aydo¤an aç›klamas›nda, bir an önce HPG’lilerin kimliklerinin tespit edilerek ailelerine teslim edilmeleri, yüzlerce ailenin merak ve ›zd›raptan kurtar›lmas› gerekti¤ini söyledi. Heyet ayn› gün Tunceli Valisi ve Cumhuriyet Savc›s›yla da konuyla ilgili bir görüflme yapt›. (Dersim)

Belê Hemdeci yüz kiloluk gerillalar binmifl! Yaz›m›z›n bafll›¤›n› böyle koyduk. Çünkü bu söz, ‹stanbul’dan Amara’ya (Amara: fianl›urfa-Halfeti ilçesine ba¤l› Ömerli köyünün Kürtçe/orijinal ad›. A.Öcalan’›n do¤um yeri) varmak için yola koyulan bir otobüsteki fliflman bir anan›n esprisi. Bitmek bilmeyen onlarca formalite, araç ve üst aramas›, kimlik kontrolünün verdi¤i b›kk›nl›k esnas›nda bütün engellemelere karfl› yap›lm›fl ince bir dokundurma. Devletin acizlik içinde sald›rmas›na çocuksu, sevimli bir “nanik”. Her y›l Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yard›mlaflma ve Dayan›flma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) taraf›ndan organize edilen bu yolculuk-yürüyüfle tahammül edilmiyordu. Yürüyüfl tek bafl›na Öcalan’›n do¤um gününün kutlanmas› de¤il. Bu vesileyle Öcalan’›n, PKK’nin sahiplenilmesidir. ‹flte tam da bu nedenle, kendisinden baflka bir insana dokunmas› yasaklanacak kadar tecrite tabi tutulan PKK liderinin sahiplenilmesi, hangi vesileyle olursa olsun faflizm taraf›ndan tahammül edilebilir olmamaktad›r. Yolculuk bafll›yor, Türkiye’nin çeflitli yerlerinden. Birbirinden farkl› de¤il uygulamalar. Mesela hemen ‹stanbul’dan sonra jandarma durduruyor otobüsü, 60 yafl›ndaki ana fiahiste Karabafl’› gözalt›na al›yor. Bununla kal›nm›yor tabii, mesela trafik kazalar›n›n büyük

ço¤unlu¤unda ihmali tespit edilen devlet kurumlar› iyi çal›fl›yor, rüflvetten meflhur trafikçiler giriyor devreye. Keflke devlet babalar›n›n

nun engellenmesine… Keyfi kaçm›yor yolcular›n. Bedel ödemifl/ödüyorlar ama günlerdir sokak sokak di-

gözleri direkt üzerlerinde olmasa da, cepler dolsa. Ama ne çare; araç ba¤lan›yor. Faflizm bu, istese gerekçe belirtmez. Hani belirtmese dahi olacak ama: araçta ceset torbas› bulunmad›¤›ndan bahisle arac›n ba¤lanmas›na… ‹kinci bir araç geliyor, saatlerce beklemeden sonra. ‹stanbul-Hatay aras› üç y›ld›r seyahat yapan bir otobüs getirtiliyor. Ancak onun da logosu kay›tl› olmad›¤›ndan bahisle yolculu¤u-

renifl örmüfl onlar. Hem de can ve kan pahas› bir direniflle sarm›fllar dört bir yan›. Mutlu olmamak, coflkuyu kaybetmek mümkün müdür bu durumda! Alk›fllar eflli¤inde türkülerle sürüyor yolculuk. Ankara giriflinde bir arama, bir kimlik kontrolü daha. Yolcular sinirli ama durum tan›d›k. “Sanki 25 gerilla var otobüste! Bu nedir ya!” sözleri bir uçtan di¤er uca yuvarlan›yor. En son, baflta belirtti¤imiz ana,

malum sebeplerle o bozuk ama flirin Türkçesiyle: “Belê hemdeci yüz kiloluk gerillalar binmifl!” diyerek ald›rm›yor hiçbir keyfi uygulamaya. Üstelik onun için gün, bir mutlu olma günü. Velhas›l, toplanma yeri Suruç’un Aligor Beldesi’dir. Tüm gelenler burada birleflerek Amara’ya yürüyüfle geçiyor. “Kolumuzu k›rabilirsiniz ama onurumuzu k›rd›rtmay›z” ve “Rojbuna te pirozbe” yaz›l› dövizlerle, “PKK halkt›r, halk burada”, “Biji Serok Apo”, “Katil Erdo¤an” vb. sloganlar eflli¤inde. Bir haftad›r haz›rl›k yap›yor asker, Amara çevresinde. Anay› hakl› ç›kar›rcas›na, ki ana hakl›d›r bir nevi, y›¤›nak yap›lm›fl. Kitle engelleniyor. Tepelere t›rman›yor insanlar barikatlar› y›kmak için. Panzerler sald›r›ya geçeyim derken tafl ya¤muruna tutuluyor. Çembere al›nd›¤›na ald›r›fl etmeden, korku egemenli¤ini payandalar›ndan yoksun k›larcas›na, inatla çat›fl›yor Newroz’un çocuklar›, genç-ihtiyar, kad›n-erkek. Biraz da, Newroz’un çocuklar› ö¤retiyor, bedel ödemenin gereklili¤ini, direnifli, çarp›flmay›, birleflen halk›n yenilmezli¤ini. Ve geriye, ileri ad›mlar atmak kal›yor y›lmadan, usanmadan. Newroz’un direngenli¤i, 1 May›s’›n k›z›ll›¤›na davet ediyor cümle âlemi.


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 9

Dengê azadi

Demokratikleflen Türkiye’de Esenler’de gazetecilere “demokratik” tutuklamalar Newroz 22 Mart’ta Van, Hakkari, Yüksekova, Siirt ve ‹zmir’de Newroz kutlamalar› s›ras›nda meydana gelen sald›r›lardan sonra Dicle Haber Ajans› muhabirleri dövülerek 4 muhabir gözalt›na al›nm›fl ve 3’ü tutuklanm›flt›. Polislerle birlikte bas›n aç›klamalar›n› izleyen D‹HA muhabirleri haberde “taraf” olduklar› gerekçesiyle tutukland›lar. Hakkari’de polislerin gözalt›na almaya çal›flt›klar› bir çocu¤un kolunu k›rmas›n› görüntüleyen D‹HA muhabirleri Newroz kutlamalar›na polis sald›r›s›n›n görüntülenmesinden rahats›z olan Emniyet Müdürlükleri’nin organize bir çal›flmas›yla Newroz sonras› ‹zmir, Siirt, Van, Hakkari, fi›rnak vd. illerde gözalt›na al›narak tutukland›. Yaklafl›k bir y›l önce D‹HA Mersin muhabirleri de ayn› gerekçelerle gözalt›na al›n›p tutuklu olarak yarg›lanmaya de-

vam ederken son tutuklamalarla birlikte D‹HA muhabirlerinden 9 kifli tutuklanm›fl oldu. Haydar Hayk›r, S›dd›k Güler, Mehmet Ali Ertafl, Murat Kolca, Ersin Çelik, Ali Bulufl, Behdin Tunç, Mehmet Karaaslan ve Faysal

Tunç adl› muhabirler haberde taraf olduklar› gerekçesiyle “yasad›fl› terör örgütüne bilerek ve isteyerek yard›m etmek”, “örgüt propagandas› yapmak” vb. nedenler ileri sürülerek yarg›lan›yorlar. (H. Merkezi)

Antalya’daki sald›r›lar ‹stanbul’da k›nand›

Bir süredir t›rmand›r›lan sivil faflist sald›r›lar son olarak Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde kullan›lan silahlar›n bas›na yans›mas› üzerine kamuoyunun gündemine de oturdu. ‹stanbul Üniversitesi (‹Ü) ö¤rencileri ise Antalya’da yaflanan olaya flafl›rmad›klar›n› belirterek, “Elleri sat›rl› ve silahl› sald›rganlar öyle gizlice herkesten habersiz girmiyorlar üniversitelere,

do¤rudan polisin bilgisi ve korumas› dâhilinde hareket ediyorlar” dedi. ‹stanbul Üniversitesi önünde toplanarak “Sa¤-sol çat›flmas› de¤il faflist sald›r›” pankart› açan ö¤renciler ad›na aç›klama yapan Göksen Çal, “Akdeniz Üniversitesi’nde olanlar münferit de¤il. Y›llard›r üniversitelerde do¤rudan rektörlerin bilgisi ve izni dâhilinde gerçekleflti bu türden sald›r›lar.

Özgür bas›na sald›r›lar sürüyor! ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› Yaflamda Demokrasi ve Öteki Bak›fl gazetelerine bir ay yay›n durdurma cezas› verdi. ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› haftal›k yay›mlanan Yaflamda Demokrasi Gazetesi’nin 24–30 Mart tarihli say›s›n›n 8. sayfas›nda yer alan “Newroz atefli Serhat’ta yak›ld›” bafll›kl› yaz›da “PKK propagandas›n›n yap›ld›¤›” iddias›yla 3713 say›l› kanunun 6/son maddelerini gerekçe göstererek gazetenin yay›m›n›n bir ay süreyle durdurulmas›na karar verdi. Yay›n hayat›na 31 Mart günü bafllayan haftal›k Öteki Bak›fl ga-

zetesi de 7. sayfas›nda yer alan “Newroz alanlar›ndan net mesaj” bafll›kl› yaz›da “PKK propagandas›” yap›ld›¤› gerekçesiyle bir ay yay›n durdurma cezas› ald›. *22 Mart’ta Van, Hakkari, Yüksekova, Siirt ve ‹zmir’de Newroz kutlamalar› s›ras›nda meydana gelen sald›r›lardan sonra Dicle Haber Ajans› muhabirleri dövülerek 4 muhabir gözalt›na al›nm›fl ve 3’ü tutuklanm›flt›. Polislerle birlikte bas›n aç›klamalar›n› izleyen D‹HA muhabirleri haberde “taraf” olduklar› gerekçesiyle tutukland›lar. Newroz’da kitleselli¤i ve coflkusu ile

Elleri sat›rl›, silahl› sald›rganlar öyle gizlice herkesten habersiz girmiyorlar üniversitelere, do¤rudan polisin bilgisi ve korumas› dâhilinde hareket ediyorlar. Sald›r›lar› birlikte planl›yorlar. Ülkü ocaklar›, polis, üniversite yönetimleri adeta ortak bir flebeke kurmufl birlikte çal›fl›yorlar” dedi. Yaflanan olaylardan polis ve üniversite idaresinin haberdar olmad›klar› yönündeki aç›klamalar›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› söyleyen Çal, Yusuf Ziya Özcan’›n özgür üniversiteden ne anlad›¤›n› her geçen gün daha iyi gördüklerini ifade etti. Akdeniz Üniversitesi’ndeki arkadafllar›n›n yan›nda olduklar›n› ve sald›r›lar› kendilerine yap›lm›fl olarak kabul ettiklerini belirten Çal, Akdeniz Üniversitesi Rektörü ile Antalya Emniyet Müdürü’nün görevden al›nmas›n› ve tutuklu arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. (‹stanbul)

alanlar› dolduran Kürt halk›na yönelik sald›r›lar›na artt›ran devlet, bine yak›n insan› gözalt›na alm›flt›. Bölgede yaflananlar› tüm dünyaya duyuran D‹HA muhabirlerini tehdit eden, gözalt›na alarak tutuklayan devlet, Kürt halk›na yönelik sald›r›lar›n› kitlelerden gizlemeye çal›fl›yor. Haftal›k Bak›fl ve Yaflamda Demokrasi gazetelerini kapatarak Newroz ruhunun genifl kesimlere ulaflmas›n› engellemeyi amaçl›yor. Ancak tüm engelleme giriflimlerine ra¤men özgür bas›n›n emekçileri, Kürt halk›n›n, ezilenlerin sesi olmaya devam edecek. (H. Merkezi)

pankart›

Elimize e-posta kanal›yla geçen bir habere göre ‹stanbul Esenler semti Turgut Reis Mahallesi’nde 19 Mart gecesi saat 3.00’te “Newroz k›z›ld›r, k›z›l kalacak TKP/ML” yaz›l› bomba süsü verilmifl pankart as›ld›¤› ö¤renildi. TKP/ML Semt Komitesi imzal› haberde flu ifadelere yer verildi: “Eylemimizin amac› yüzy›llar öncesi Demirci Kawa önderli¤inde köleci Asur ‹mparatoru zalim Dehaq’a karfl› Ortado¤u halklar›n›n 21 Mart gecesi bafllatt›¤› isyan› büyütmektir. ‹syan ve özgürlük günü olan Newroz’u günümüz zalim Dehaqlar›ndan hesap sorma gününe dönüfltürelim. Kawa’n›n yüzy›llar öncesi yakt›¤› atefli 2008 Newroz’unun atefliyle harland›rarak Türk, Kürt, Ermeni, Arap çeflitli milliyetlerden halk›m›z›n kurtuluflunun günü yapal›m. Partimiz saflar›nda birlik, dayan›flma ve mücadele ruhu içerisinde günümüz zalim Dehaqlar›ndan hesap soral›m.” Gönderilen haber “Biji Newroz” slogan›yla sona ererken, as›lan pankart›n sabah 10.00’a kadar as›l› kald›¤› ö¤renildi.

Yaflas›n devrimci dayan›flma!

11 Nisan 2008 tarihinde Konak Kemeralt› giriflinde bir araya gelen Partizan, ESP, DTP, DHP, ‹C‹, KÖZ, BDSP, Kald›raç, SDP, ‹HD ve çeflitli kurumlar ESP, SGD ve TekstilSen üyesi olan 10 tutuklunun serbest b›rak›lmas› için bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kurumlar aç›klamada 16 Nisan 2008 günü Bayrakl› Adliyesinde görülecek davada dayan›flma amac›yla bulunacaklar›n› bildirdiler. “Sosyalistler de¤il, çeteler yarg›lans›n! 16 Nisan’da Bayrakl› Adliyesindeyiz!” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda s›k s›k “Söz, eylem, örgütlenme hakk›m›z engellenemez!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›. (‹zmir)


Halkın gündemi

İşçi-köylü 10

18 Nisan-1 Mayıs 2008

fiehit ve tutsak aileleri, PfiTA’n›n kahvalt›s›nda bulufltu “Umutlar›m›z› ço¤altmak ac›lar›m›z› paylaflmak, birli¤imizi ve dayan›flmam›z› büyütmek için…” diye ça¤r›da bulundu¤umuz aile kahvalt›m›z› 6 Nisan tarihinde gerçeklefltirdik. Bir süreç olarak önümüze koydu¤umuz faaliyetler dizisinin bir parças›n› teflkil eden aile kahvalt›m›z, flehit ve tutsak ailelerinin örgütlü mücadelesini pekifltirme hedefi tafl›maktayd›. PfiTA büyük bir ailedir. Ve bu ailenin çeflitli vesilelerle biraraya gelmesi elbette önemlidir. Kahvalt›n›n esas amac›n› da bu oluflturmaktayd›. Yani biraraya gelerek sorunlar›m›za dair ortak bir düflünüfl sa¤lamak ve önümüzdeki süreçte ailelerimizin daha aktif birer kavga bilefleni olmalar›n› nas›l sa¤layaca¤›m›z› tart›flmak… Genel olarak sürecimizin en önemli vurgusunu da hiç kuflku yok ki bu oluflturmaktad›r. fiehit ve tutsak aileleri örgütlülü¤ü kendine has özellikler tafl›yan özgün bir örgütlenmedir. Bizler de bu özgünlükleri dikkate alarak bir hareket tarz› belirlemeye çal›fl›yoruz. Girdi¤imiz yönelime paralel att›¤›m›z ad›mlar›n da verimini almaya bafllad›¤›m›z› söyleyebiliriz. Geçmifli de¤erlendirdi¤imizde çok önemli mücadele süreçleri geçiren aile birli¤imizin dönem dönem örgütlenme yönünde önemli ad›mlar atan, ailelerimizi biraraya getiren pratiklerinin yan›nda eksik kalan yönlerini de görürüz. Önemli olan bu eksiklikle-

ri bu tür buluflmalarda dile getirip, tart›fl›p, kolektif bir flekilde kafa yorup ileriye do¤ru daha büyük ad›mlar atabilmektir. Bugün yaln›zlaflma ve yabanc›laflma ailelerimizin en önemli sorunudur. Büyük oranda kendi günlük yaflam›na hapsolmufl, bo¤ulmufl ve gün geçtikçe büyük bedellerle kazand›¤› de¤erlerine yabanc›laflan bir aile gerçekli¤iyle karfl› karfl›yay›z. O halde çözüm daha kuvvetli bir birlik, dayan›flma ve mücadeledir. Ailelerimiz yabanc›laflmay› ve yaln›zlaflmay› ancak eylem ve etkinliklere daha yo¤un kat›l›m sa¤layarak, daha da ötesinde PfiTA’y› kuvvetlendirerek aflabilirler. 6 Nisan kahvalt›s› da bu anlamda süreklilik kazand›rmaya çal›flt›¤›m›z aile toplant›lar›na bir örnek teflkil etmekte-

dir. Daha s›k bir araya gelinmesi gereklili¤i ortadad›r. Bunun için bugün bir kahvalt› vesile oluyorsa yar›n baflka vesileler yaratmal› ve zamanla da bunlar› düzenli hale getirmeliyiz. Ailelerimizin kahvalt›ya kendi evlerinde haz›rlad›klar› yiyecekleri getirmeleri, ayn› semtte oturanlar›n sabahtan buluflarak kahvalt›n›n yap›laca¤› yere birlikte gelmeleri, kahvalt›n›n haz›rlanmas›nda, da¤›t›lmas›nda ve temizli¤in yap›lmas›nda tam bir iflbirli¤inin ve koordinasyonun sa¤lanabilmifl olmas› mütevaz› olmakla birlikte anlaml› örneklerdir diye düflünüyoruz. Kahvalt›n›n bitiminin ard›ndan k›sa bir sohbet yap›ld›. Sohbette özellikle flehit ve tutsak ailelerinin örgütlü mücadelesinin ne için gerekli oldu¤u ve

PfiTA’n›n ne tür bir örgütlenme olmas› gereklili¤i sorunu üzerinde duruldu. Ailelerimizin en çok vurgulad›klar›n›n daha önce de defalarca kez karfl›laflt›¤›m›z gibi yaln›zl›k ve sahipsiz kalma hissi oldu¤unu gördük. Sohbet esnas›nda bunu nas›l k›rabilece¤imize dair de örnekler verildi. Özellikle ailelerimizin yaflam alanlar›nda çocuklar›n›n davalar›n›n savunmalar›n›n önemine vurgu yap›ld› ve buna dair örnekler verildi. Her birimizin mücadelemiz için birçok fley yapabilece¤imiz çocuklar›m›z›n-sevdiklerimizin mücadelesine omuz vererek ve gö¤sümüzü gere gere onlar› savunarak bu düzenin bizlere yaflatt›¤› ac›lar› en aza indirebilece¤imiz anlat›ld›. Kahvalt›m›za flehit bir yoldafl›m›z›n kardeflinin verdi¤i müzik dinletisiyle son verilirken, ailelerimiz bir dahaki sefere buluflmak umuduyla kucaklaflarak ayr›ld›lar. Kahvalt›n›n ard›ndan bir grubumuz 7 Nisan 2006 tarihinde Ordu’da flehit düflen Dilek Polat’›n mezar› bafl›na gurbetten gelen ailesiyle buluflarak bir ziyaret gerçeklefltirdi. Kimi ailelerimiz ise SSGSS yasas›na karfl› düzenlenen mitinge kat›l›m sa¤lad›lar. Miting tarihi belirlenmeden önce belirledi¤imiz ve çal›flmalar›na bafllad›¤›m›z kahvalt›n›n miting ile çak›flmas› kat›l›m› düflürücü bir etken olmuflsa da kendi gerçekli¤imiz içinde iyi bir kat›l›m sa¤land›. (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri)

Hrant Dink davas›nda san›klar hâkim korumas›nda!

Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesi davas›nda ortaya ç›kan yeni bilgiler cinayetin devlet eliyle ifllendi¤ini bir kez daha kan›tl›yor. Trabzon’da 1. A¤›r Ceza Mahkemesi Üyesi hâkim fievki Uluçam, Sulh Ceza Mahkemesi’ne atand›. Uluçam, daha önce Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi Yasin Hayal’i Mc Donalds’›n bombalanmas› davas›nda delillere ra¤men serbest b›rakm›flt›. Hâkim Uluçam, Albay Ali Öz’ün komisyona

ifade verip vermeyece¤ine karar verecek olan Sulh Ceza Mahkemesi’ne atand›. Uluçam’›n daha önce verdi¤i kararlar ve Yasin Hayal’e sahip ç›kmas›, Ali Öz için de benzer tutum tak›naca¤›n› gösteriyor. Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra kurulan “Hrant Dink Cinayetini Araflt›rma Komisyonu”nun Trabzon Jandarma Komutan› Albay Ali Öz’ün ifadesine baflvurma karar› almas›na ra¤men Öz, ifade vermedi.

Hrant Dink’in öldürülmesi davas›nda ihmalleri oldu¤u iddias› ile ifadeleri al›nan astsubay Okan fiimflek ve jandarma uzman çavufl Veysel fiahin cinayetin ifllenece¤ini önceden bildirdiklerini söylemifllerdi. Bunun üzerine ifadesi al›nmak istenen Ali Öz’e ‹çiflleri Bakanl›¤› sahip ç›karak bu giriflimi engelledi. ‹çiflleri Bakanl›¤›’na ba¤l› Jandarma Genel Komutanl›¤› Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne yaz› göndererek Albay Ali Öz’ün Komisyon taraf›ndan dinlenmesinin Anayasa’n›n 138. maddesine uygun olmad›¤›n› iddia etti. Buna dayanarak Ali Öz de komisyona bilgi vermedi. Bu son geliflme kurulan komisyonun ciddiyeti ve samimiyeti konusunda da bir ipucu veriyor. Devlet taraf›ndan örgütlenen cinayetin yine devletin bir kurumu taraf›ndan oluflturulan bir komisyonun çal›flmalar› ile a盤a ç›kar›lmas› gerçekçi görünmüyor. fiu ana kadar komisyonun yapt›klar› da bunu do¤ruluyor. Komisyon tepkilerin, dikkatlerin Meclise çekilmesi ve bu kanaldan pasifize edilmesi görevini yerine getiriyor. Mahkeme, Dink’in katledilmesi ile ilgili

bu kadar çok kan›t varken flu ana kadar hiçbir ilerleme sa¤layamad›. Cinayeti iflleyen san›klar›n mahkemedeki tutumlar› ve mahkemenin buna karfl›l›k gösterdi¤i tepki düflünüldü¤ünde mahkemenin sonucu flimdiden görülebiliyor. Mahkeme Dink’i öldüren san›klar› suçlamak yerine öldürülen Hrant Dink’i san›k sandalyesine koyuyor. Bu durum bile mahkemenin cinayeti iflleyenlerle ayn› zihniyete sahip oldu¤unu gösteriyor. Öte yandan Dink ailesinin 17 Ocak 2008’de ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve di¤er emniyet görevlileri hakk›nda görevi ihmal gerekçesiyle ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›’na yapt›¤› suç duyurusu “görevsizlik karar›” verilerek Fatih Savc›l›¤›’na gönderildi. 4 Nisan günü biraraya gelen Hrant Dink ve Malatya katliam› davalar›n›n avukatlar› iki olay›n da ayn› zihniyetin ürünü oldu¤unu söyledi. Avukatlar, Dink ve Malatya davalar›nda tetikçilerin belli oldu¤unu anacak azmettirici ve cinayetleri planlayanlar›n a盤a ç›kar›lmak istenmedi¤ini dile getirdi. (‹stanbul)


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 11

F Tiplerinde her uygulama tercitin bir parças› F tiplerinde yaflanan tecrit iflkencesi çeflitli biçimlerle sürüyor. Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde TKP/ML davas› tutsa¤› Hüseyin Uzunda¤, yazd›¤› mektubunda bu sald›r›lar› flu flekilde s›ral›yor:* Telefon görüflmelerinde Kürtçe konuflturulmamaya devam ediliyor, Kürtçe konuflanlar›n telefon görüflmesi kesiliyor. * Kürtçe yay›nlarla birlikte art›k ‹ngilizce vb. yay›nlar da tercüme yap›lamad›¤› gerekçesiyle verilmiyor. Daha önce Agos Gazetesinin Ermenice sayfalar›n›n verilmemesi üzerine yap›lan itirazlar sonucunda ‹nfaz Hâkimli¤i’nin tutsaklar›n lehinde karar vermesine ra¤men hala uygulama sürüyor. * Bir-iki y›l öncesine kadar tutsaklar “iç posta” kullanmaya teflvik edilmifl, kullanmad›klar›nda “elefltirilmifllerdi”. Ancak tutsaklar›n iç postay› kullanmaya bafllamalar›yla birlikte zaman zaman kimi gerekçelerle engellenen iç posta kullan›m› tamamen yasaklanm›flt›r. * Birçok dilekçemiz iflleme konulmamaktad›r. Hapishane idaresince verilen disiplin cezalar›na karfl› ‹nfaz Hâkimli¤i’ne yapt›¤›m›z baflvurular›n sonucu takipsizlik karar› geldi¤inde Tekirda¤ A¤›r Ceza Mahkemesi’ne itiraz hakk›-

m›z bulunmas›na karfl›n dilekçelerimiz ya “kaybediliyor” ya da iflleme konulmayarak itiraz süreleri bilinçli olarak dolduruluyor. * Birçok mektubumuz keyfi gerekçelerle engellenmekte. Bunlar için yapt›¤›m›z itirazlar›n bir k›sm› lehimize sonuçlanm›flt›r. Ancak tam da burada Cumhuriyet Savc›s› Metin Arda devreye girerek olumlu kararlara itiraz etmektedir. Savc›n›n yapt›¤› itiraz sonu-

cunda lehimizde verilen kararla A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan bozularak aleyhe çevrilmektedir. Savc›n›n bu performans› tamamen bir tahammülsüzlü¤ün göstergesi olman›n ötesinde tecriti koyulaflt›rman›n çabas›d›r. Tecritin daha da derinleflmesi sa¤lanarak tretmandan verim elde edilmek istenmesinin göstergesidir. * Daha önceden ay sonu aç›k görüfllerine kardefller, kardefllerin eflleri ve çocuklar› al›n›rken getirilen k›s›tlama ile art›k al›nmamaktad›r. Ziyaret ile ilgili bir di¤er uygulama ise ay sonunda aç›k görüfl haftas› diye kapal› görüfl yapt›r›lmamas›d›r. * Menderes Leyla isimli tutsa¤›n kald›¤› tekli hücrenin havaland›rma kap›s› hiçbir gerekçe gösterilmeden aç›lmam›fl, tutsa¤›n bu keyfi uygulaman›n gerekçesini ö¤renme ›srar› ise gardiyanlar›n hücresini basmas›yla, sözlü-fiziki sald›r› ve hakaretleriyle karfl›l›k bulmufltur. Yaflananlar› Müdür’e iletmesine ra¤men Müdür bu durum karfl›s›nda sessiz kalarak uygulamay› onaylam›flt›r. * Nihat Konak adl› tutsak hiçbir talebi bulunmamas›na ra¤men kald›¤› hücreden zorla al›narak baflka hücreye götürülmüfltür.

“Yak›nlar›m›z›n hayat›ndan endifleliyiz!” Bolu ve Tekirda¤ F Tipi Hapishanelerinde bulunan tutsaklar›n aileleri bir aç›klama yaparak yak›nlar›n›n hayatlar›ndan endifleli olduklar›n› söylediler. Aileler görüfl s›ras›nda iç çamafl›rlar›n›n bile arand›¤›n› belirterek, bask›lar›n artt›¤›n› da sözlerine eklediler. Üç ay önce tutuklanarak Tekirda¤ F Tipi Kapal› Hapishanesi’ne gönderilen Nedim Balko’nun annesi Mevlüde Balko, o¤lunun hapishanede gardiyanlar ve jandarma taraf›ndan insanl›k d›fl› davran›fllara maruz kald›¤›n› söyledi. Görüfl gününü “›zd›rap günü” olarak niteleyen Balko, “Görüfle gitti¤imizde kad›n gardiyanlar her yerimizi ar›yorlar. ‹ç çamafl›rlar›m›z bile aran›yor. Biz art›k b›kt›k, böylesi uygulamalardan son bulmas›n› istiyoruz” dedi. Bolu F Tipi Hapishanesi’nde hükümlü bulunan Nesim Özkamp’›n sara hastas› olmas›ndan kaynakl› rahats›zl›k yaflad›¤›n› ve bu rahats›zl›k için tedavi edilmesi gerekti¤ini vurgulayan efli Sevgi Özkamp ise: “Eflim uzun dönemdir sara hastas› ve ameliyat olmas› gerekiyor. Ancak flimdiye kadar ameliyat olmad›. Her saniye onun aleyhine iflliyor. Bir an önce yetkililerin

bu konu için bir fleyler yapmas› gerekiyor. Adalet Bakanl›¤›’ndan yaz› gelse bile 2 milyar yol ücreti ve gider ücretlerinin karfl›lanmas› gerekti¤ini bana söylediler. Ben o kadar paray› nereden getireyim. Benim hiçbir gelirim yok” dedi. Tekirda¤ F Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan ve kalp hastas› olan Faysal

Karademir’in efli Sadet Karademir de eflinin tedavi edilmedi¤ini söyleyerek, “eflim 4 ayd›r hapishanede ve bu zaman içinde 3 defa kalp anjiyo oldu. Hastal›¤›ndan dolay› kapal› bir yerde kalmamal›. Ancak b›rak›n bunu ilaçlar› bile verilmiyor. Eflimin hayat›ndan endifleliyim” diye konufltu. (H. Merkezi)

K›r›klar Hapishanesi’nde “sohbet hakk›” protestosu F tipi hapishanelerde devletin kendi ç›kard›¤› genelgelere dahi uymad›¤› art›k bilinen bir gerçekken, bu durumun en bariz örne¤i saatlik sohbet hakk› meselesinde yaflan›yor. Son olarak K›r›klar 1 Nolu Hapishanesi’nde tutsaklar benzer bir uygulamayla karfl› karfl›ya kald›. K›r›klar Hapishanesinde kalan tutsaklar bu hak gasp›n› protesto etmek için görüfle ç›kmama karar› ald›. Buca K›r›klar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ndeki tutsaklar, aileleri ara-

c›l›¤› ile yapt›klar› aç›klamada, Adalet Bakanl›¤›’n›n geçen y›l Ocak ay›nda yay›mlanan genelgesinde yer alan haftada 10 saatlik sohbet hakk›n›n hapishane yönetimi taraf›ndan engellendi¤ini belirtti. Tutsaklar daha önce de uygulamadan vazgeçilmesi talebiyle Adalet Bakanl›¤›’na, TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu’na ve Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na dilekçe ile baflvuruda bulunmufllard›. (H. Merkezi)

Halkın gündemi

Nergiz Gülmez mezar› bafl›nda an›ld› Proletarya Partisi’nin ilk kad›n Ölüm Orucu flehidi Nergiz Gülmez ölümsüzlü¤e u¤urlan›fl›n›n 7. y›l›nda ailesi ve yoldafllar› taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›. 11 Nisan tarihinde gerçekleflen anmada ilk önce Nergiz Gülmez flahs›nda, Proletarya Partisi’nin, tüm devrim ve komünizm flehitlerinin an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan, duygu yüklü bir konuflma yapan Gülmez ana, “7. bahar geçmifl üzerinden bak k›z›m, yine yeflil ve biz sana geldik. Her taraf yeflil, mezar›nda papatya çiçekleri ve güller açm›fl. ‹flte bir bahar daha geçti, bizler onurlu mücadelenin ard›nda devam ediyoruz. Seni dünmüfl gibi yâd ediyoruz” dedi. Genç bir yoldafl› da Nergiz Gülmez’in mücadele yaflam›n› anlatan k›sa bir konuflma yaparak, sözlerini “Bayra¤› b›rakt›¤›n yerden biz tafl›yaca¤›z” diyerek noktalad›. Anmaya kat›lan ailelerden biri de, kendi yazd›¤› iki m›sral›k bir fliirini okudu. Anma, Proletarya Partisi’nin di¤er flehitlerinin mezarlar›na yap›lan ziyaretle son buldu. An›lar› mücadelemizde yaflayacak! (Kartal)

‹HD’ye yönelik bask› ve tutuklamalara protesto Bursa’da ve ülke genelinde ‹HD ve yöneticilerine yönelik yaflanan anti-demokratik uygulamalar, bask› ve tutuklamalar 8 Nisan günü Ulu Cami Postanesi önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Tutuklu ‹HD yöneticilerine kart gönderilen eylemde konuflan ‹HD Bursa fiube Baflkan› Abdullah Aziz Akyol, 21 y›ld›r ‹HD’nin merkez ve flubelerinin devlet güçleri taraf›ndan bas›ld›¤›n›, birçok üye ve yöneticisinin tutukland›¤›n› ve birçok üye ve yöneticisinin de faili belli güçler taraf›ndan katledildi¤ini söyledi. Akyol, “Mücadele ve yol arkadafllar›m›z Hasan O¤uz, Ethem Aç›kal›n, Mehmet Kanalp ve R›dvan K›zg›n’› cezaevini hapsederek ihlallerin karanl›kta kalaca¤›na inan›yorsan›z büyük bir yan›lg› içindesiniz. Herkes çok iyi bilmeli ki, insan haklar› savunucular› yaflad›¤› her zemini insan haklar› mücadelesi alan›na dönüfltürecektir” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan tutuklu ‹HD yöneticilerine dayan›flma kartlar› gönderildi. (Bursa)


İşçi-köylü 12

Dünya

‹flçi eylemleri halk isyan›na dönüfltü Kahire yak›nlar›ndaki Mahalla kentinde bulunan bir tekstil fabrikas›nda çal›flan 25 bin iflçinin bafllatt›¤› grevin M›s›r Hükümeti taraf›ndan yasaklanamas›na karfl› tepkiler, ekmek vd. g›da maddelerine yap›lan zamlara karfl› yap›lan eylemlerle birleflerek, tüm M›s›r’da hayat› felç etti. M›s›r polisinin eylemlere dönük azg›nca sald›r›lar gerçeklefltirmesi ve bu sald›r›larda 7 iflçinin hayat›n› kaybetmesi, ülkedeki tansiyonu daha da yükseltti. Mahallal› tekstil iflçileri, 6 Nisan’da ücretlerinin yükseltilmesi ve sa¤l›k hizmetlerinin iyilefltirilmesi için greve gitti. Ancak hükümet grevi yasa d›fl› ilan ederek, direniflteki iflçilere yönelik azg›nca bir sald›r› gerçeklefltirdi. Bu sald›r›, uzunca zamand›r grevlerle sars›lan ülkede büyük yank› uyand›rd›. Takip eden günlerde ise, Mahalla kentinin sokaklar›nda, iflçi ailelerinin ön saflarda oldu¤u kitlesel gösteriler gerçekleflti. Polisler bu eylemlere de sald›rarak, 7 iflçiyi katletti. Ayr›ca yüzlerce kifli yaraland›, yine yüzlerce eylemci de gözalt›na al›nd›. Mahalla’ya bas›n mensuplar› da dâhil, girifl ç›k›fllar yasakland›. Fiili ola¤anüstü hal uygulamalar›yla iflçi direniflini k›rmaya çal›flan M›s›r devletinin sald›r›lar›na ra¤men, Mahalla iflçilerinin eylemleri destek eylemleriyle sürüyor. Mahalla ‹flçileriyle Dayan›flma Komitesi M›s›r halk›n› ve iflçilerini Mahalla iflçilerinin eylemini desteklemeye ça¤›rd›. Devlet bask›s›na ra¤men birçok kifli ifle ve okullara gitmiyor. Mahalla iflçilerinin grevi vergi toplama memurlar›, hukukçular örgütü ve birçok fabrikadaki taban örgütlenmesi taraf›ndan da destekleniyor.

Eylemler keskinleflen s›n›f çeliflkilerinin ürünü Mahalla’da, tekstil iflçilerinin greviyle bafllayan, yükselen fiyat art›fllar›n› da protesto etmeyi de kapsayarak geniflleyen eylemlerin, tüm M›s›r’› kapsayacak bir greve dönüflme ihtimalinden söz ediliyor. ‹çiflleri Bakan› ise, her türden sivil itaatsizli¤in cezaland›r›laca¤› yönlü aç›klamalar yap›yor. M›s›r’daki s›n›f çeliflkileri aylard›r giderek keskinleflmekte. Bu çeliflkiler, Mahalla’daki tekstil fabrikas›nda çal›flan iflçileri özgülünde, devlet destekli sendikan›n uzunca zamand›r süren grev k›r›c› bir tutumuyla giderek daha fazla d›fla vurmaya bafllad›. ‹flçiler fabrikada bir “yetkili komite” oluflturdular. Bu komite, sendikan›n fabrikadaki resmi komitesi ile, taban aras›ndaki iliflkiyi sa¤layacakt›. Ancak, sendika grevi frenleme giriflimlerini sürdürdü. Ve bu durum iflçileri giderek sendikadan uzaklaflt›rd›. Sendikan›n grev k›r›c› tutumuna ra¤men grev yapmadaki kararl›l›klar›n› koruyan iflçiler taleplerini flöyle s›ralamaktalar: 1- Tüm tekstil iflçilerinin yaflam standartlar›n›n, h›zl› bir yükselifle

geçen temel ihtiyaç maddeleri oran›nda art›r›lmas›. 2- Ek ücret ödemelerine en az % 20 zam yap›lmas›. 3- ‹fl garantisi. 4- ‹flyerinin eski ve yeni idarecilerinin yarg›lanmas›. 5- ‹flyerine ait hastaneye gerekli donan›m›n sa¤lanmas› ve sa¤l›k personelinin art›r›lmas›. Mahalla’daki eylemlerin tüm M›s›r’› kapsamaya bafllad›¤›n›n iflaretleri de al›nmaya baflland›. Birçok kentte iflçiler taraf›ndan gerçekleflen destek eylemleri söz konusu. Kahire ve Helvan’da üniversite ö¤rencileri protesto eylemleri örgütlüyor. M›s›rl› emekçiler, yine ayn› günlerde dünya iflçi s›n›f›na flu mesaj› iletiyorlar: “Tüm dünyadaki yoldafllar›m›z. Gözlerinizi Mahalla’dan ay›rmay›n. Önümüzdeki kavga, öncekinden daha sert olacak. Sendikalar, ö¤renciler, insan haklar› kurulufllar› ve tüm iflçiemekçi örgütleri, sizlerin dayan›flmas›na ihtiyac›m›z var.”

Göçmenler de sokaklarda Fransa’da yaflayan göçmenler de ayn› günlerde hükümetin göçmen politikas›n› protesto etmek için sokaklara ç›kt›. En büyük eylem Paris’te gerçekleflti. ‹talya Meydan›’ndan bafllayan yürüyüfle 20 binden fazla kifli kat›l›rken, yürüyüfl Göçmen Bakanl›¤› önüne kadar devam etti. Demokratik göçmen kurumlar›n›n ça¤r›-

Vietnam Vietnam’›n Long Eyaleti’nde faaliyet gösteren Chin Luh Ayakkab› Fabrikas›’nda çal›flan 20 iflçi ücretlerinin art›r›lmas› için 1 Nisan’da greve gittiler. Grevci iflçiler ücret art›fl›n›n yan› s›ra, kantindeki yemeklerin de iyilefltirilmesini talep etmekteler. Tayvanl›lara ait olan fabrika ABD’li spor malzemesi üreticisi Nike’a ayakkab› üretiyor.

Polonya ABD’nin Do¤u Avrupa’da kurmaya çal›flt›¤› roket üsleri, Polonya’n›n kuzeyinde bulunan Slupsk kentinde yap›lan eylemle protesto edildi. Büyük ço¤unlu¤unu gençlerin oluflturdu¤u yaklafl›k bin kifli kent merkezinde gerçeklefltirdikleri bir yürüyüflle roket üssü projesine karfl› ç›kt›.

Romanya

Paris sokaklar›nda ‘68 ruhu dolafl›yor! Fransa hükümetinin yaklafl›k 12 bin ifl alan›n› ortadan kald›rmay› planlamas›, ö¤rencileri bir kez daha sokaklara döktü. ‹fl alanlar›n›n tasfiyesiyle birlikte çok say›da ö¤retmenin iflsiz kalma olas›l›¤› ise ö¤rencilerin “Ö¤retmenlerimizi geri verin” sloganlar›yla yan›tland›. 1 May›s’a yaklaflt›¤› günlerde gerçekleflen kitlesel ö¤renci eylemlerine kat›l›m 10 binlerle ifade edilirken, Paris sokaklar›nda sanki ‘68 ruhu dolafl›yordu. Tüm dünyay› sarsan ‘68 atefli ilk kez, ö¤rencilerin 22 Mart’ta Sorbonne Üniversitesi’ni iflgal etmesiyle yak›lm›fl ve k›sa sürede dünyay› sarm›flt›.

18 Nisan-1 Mayıs 2008

s›yla sokaklara ç›kan binlerce göçmen, hükümetin politikalar›n› protesto etti. Göçmenler, hükümetten tüm göçmenlere oturum izni verilmesini istediler ve yürüyüflte s›k s›k “Buraday›m, burada kal›yorum, gitmeyece¤im”, “K⤛ts›zlar tehlikede” ve “Umurumuzda de¤il, biz bu-

rada evimizdeyiz” vb. sloganlar att›lar. Ayn› günlerde (5 Nisan) bir eylemde engelliler, hasta ve sakatlar taraf›ndan gerçeklefltirildi. Yaklafl›k 30 bin kifli, kendilerine ödenen ayl›k 628 Euro’nun yaflamak için yetmedi¤ini ve insanca yaflayacak bir ödeme yap›lmas›n› talep ettiler.

Romanya’n›n güneyinde bulunan Mioveni kentinde eylem yapan 8 bin emekçi, Dacia Fabrikas›nda çal›flan iflçilerin, maafllar›na ayda 150 Euro zam yap›lmas› için gerçeklefltirdikleri greve destek verdiler. Flamalar ve trampetlerle yürüyüfle geçen eylemciler, üretimdeki art›fltan iflçiye pay vermeyen, Dacia’n›n sahibi Renault yönetimini “h›rs›z” olarak adland›ran sloganlar att›lar. Eyleme Fransa’dan sendika temsilcileri de kat›larak, Romanyal› s›n›fdafllar›n›n mücadelesini desteklediklerini ilan ettiler.

Sa¤l›k emekçileri göçmenler için eylemde ‹sveçli sa¤l›k emekçileri, göçmenlerin sa¤l›k hakk›ndan adil yararlanabilmesi için bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Stockholm’da yap›lan yürüyüfle t›p ö¤rencileri de destek verdi. Göçmenlere de sa¤l›k hakk› tan›nmas›n› talep eden sa¤l›kç›lar, taleplerini hükümete duyurmaya çal›flt›lar. Doktorlar›n, hemflirelerin vd. sa¤l›k çal›flanlar›n beyaz önlüklerle kat›ld›¤› eylem, Sergelstorg Meydan›’ndan bafllad› ve Mynt Torget Meydan›’na kadar sürdü. Yürüyüfle çevrede bulunan halk da büyük bir ilgi

gösterirken, sa¤l›k emekçileri yürüyüfl s›ras›nda halka bildiriler da¤›tt›lar. Eyleme K›z›lhaç, S›n›rötesi Doktorlar, Doktorlar Sendikas› gibi sendika ve kurular da destek verdiler. Yürüyüfl sonras› yap›lan aç›klamada “‹nsan haklar› bir lüks de¤ildir ve bu hakk› elde etmek belli bir etnik gruba ait olmak ya da ifl sahibi olmay›, vergi vermeyi gerektirmez. Bugün ‹sveç’te ‘evraks›z, kay›ts›z’ denen binlerce insan, resmi kurumlardan izinsiz yaflamaktad›r. En temel insan hakk› olan sa¤l›k bak›m› ise

verilmiyor. ‹sveç’te kay›ts›z isen, yaln›zca acil yard›m hakk›n var. Bunda ise bütün paray› ödemek zorundas›n, bu da sadece doktor muayenesinin bile 2 bin Kron (210 Euro) tutmas› demektir. Biz sa¤l›k personelleri olarak, mesleki eti¤imize göre, herkese yard›m etme durumunday›z. Bu, herkesin güvenli¤i için” denildi. Eylemde “Sa¤l›k bak›m›, insani bir hakt›r”, “Sa¤l›¤› reddetmeyi reddediyoruz”, “Evraks›zlara sa¤l›k hakk›”, “Ayn› flartlarda sa¤l›k”, “Herkes için sa¤l›k” yaz›l› pankartlar tafl›nd›.


İşçi-köylü 13

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Dünya

Siyonistlerden ikiyüzlü manevra Siyonistlerin Filistin halk›na dönük sald›r›lar›, bundan birkaç ay önce gerçekleflen Annapolis Zirvesi’nden bu yana en az üç kat› artm›fl bulunmakta. ‹srail, Filistin’i kan gölüne çevirmeyi sürdürürken, dünya halklar› da geçti¤imiz günlerde Filistin halk›yla dayan›flma temelinde dünya genelinde eylemler gerçeklefltirdiler. Siyonist devlet ise ayn› günlerde, bir kez daha ABD emperyalizminden ald›¤› s›n›rs›z destekle, ikiyüzlü bir politikay› hayata geçirmekle meflguldü. ‹srail hükümeti, ellerini baflta Ortado¤u olmak üzere, dünya halklar›n›n kan›yla y›kamay› sürdüren ABD D›fliflleri Bakan› Rice’›n, bölgeye yapt›¤› son ziyaretin ard›ndan Bat› fieria’da oluflturdu¤u 10 kadar noktas›n› kald›rd›¤›n› ilan etti. Gerçekte ise, arama noktalar› daha

birkaç ay önce 521’ken, kilit önemde olmayan yerlere de arama noktalar› kurularak, 580’e ç›kar›lm›flt›. Bugün dünya kamuoyuna kald›r›ld›¤› ilan edilen arama noktalar› ise iflte bu “önemsiz” olarak görülenler ve bugün gerçekleflen flov amac›yla kurulmufl olanlar. Di¤er taraftan ise Filistinli direnifl gruplar› biraraya gelerek, siyonist kuflatmay› yarmaya ve iç bölünmeyi ortadan kald›rmaya dönük görüflmeler gerçeklefltirdiler. FHKC, FDKC ve HAMAS 6 Nisan’da bu amaçla bir toplant› yapt›. Filistin Halk Kurtulufl Cephesi, Filistin Demokratik Kurtulufl Cephesi ve HAMAS aras›nda 6 Nisan Pazar günü gerçeklefltirilen toplant›da Gazze’de halka dayat›lan kuflatma koflullar›na karfl›

Evrensel Bak›fl Dünyan›n yoksullar› ayaklan›yor, emperyalistlerin korkusu büyüyor ABD iflgal güçlerinin Irak’taki komutan› David Petraeus, geçti¤imiz günlerde ABD Senatosunu nafile bir çabayla, Irak’taki güvenlik konusundaki “geliflmeler”e iliflkin ikna etmeye çal›fl›yordu. Ancak ikna olmak bir yana, ABD iflgal birliklerinin en az›ndan bir bölümünün derhal geri çekilmesi talebi yükseliyordu senatodan. Bu geliflmenin yafland›¤› saatlerde ise ABD iflgal birlikleri Ba¤dat’ta yeni bir sald›r›y› hayata geçirme planlar› yap›yordu. Çünkü Ba¤dat son dönemde Mukteda El-Sadr ile ABD destekli Maliki hükümetine ba¤l› güçler aras›ndaki çat›flmalar›n merkezi haline gelmiflti. Yani direniflin merkezi! El Sadr, Ba¤dat’›n 9 Nisan 2003’te düflmesinin y›ldönümünde, iflgal güçlerine karfl› büyük bir eylem gerçeklefltirme ça¤r›s› yapt›. Maliki ise bu ça¤r›n›n hemen ard›ndan Sadr-Kenti’ne ve fiii nüfusun ço¤unlukta oldu¤u birkaç bölgeye girifl-ç›k›fllar›n yasakland›¤›n› ilan etti. ABD iflgal güçleri Mart ay›ndan bu yana El Sadr hareketinin güçlü oldu¤u Güney bölgelerine dönük sald›r›lar›n› art›rm›fl bulunmaktalar. Bunun nedeni ise, bölgedeki petrol kaynaklar›n›n denetiminin, sonbaharda yap›lacak olan seçimlerde El Sadr’a geçmesini önlemek ve böylece ABD petrol tekellerinin bölgedeki ucuz petrole engelsiz ulafl›m›n› sa¤lamak. Ancak iflgal güçlerinin geçti¤imiz günlerde Basra’da a¤›r bir yenilgi almas›, bu planlar› suya düflürdü. ABD iflgal güçlerinin Ba¤dat’›n düflmesinin y›ldönümünde, on-

larca insan›n yaflam›n› yitirmesine neden olan fliddetli sald›r›lar gerçeklefltirmesinin nedeni de iflte bu yenilgi psikolojisidir. Bunun içindir ki, iflgal komutan›, gerçekte kendisinin bile inanmad›¤› “geliflmeler” aktarmay› sürdürse de, iflgalin yenilgiyle sonuçland›¤› fikri, en son senatonun tutumunda oldu¤u gibi, giderek güçleniyor. Bu fikri güçlendiren nedenlerin bafl›nda elbette ki, giderek tüm dünyay› saran, ancak en çok da ABD’de hissedilen ekonomik/siyasal kriz gelmekte. Emperyalist sald›rganl›¤›n öncü gücü ABD, iflgallerde girdi¤i batakla birlikte büyüyen krizini, bir yandan seçimlerle di¤er yandan ise dünyan›n di¤er bölgelerine dönük sald›r› hedefli konufllanmalarla sürdürme e¤ilimini güçlendirirken, emperyalistler aras› çeliflkiler de bu süreçte iyice su yüzüne ç›k›yor. Çünkü kriz sadece ABD emperyalizmini de¤il, tüm emperyalist güçleri vurmufl bulunuyor. K›sacas› sistemin krizi giderek derinlefliyor. Geçti¤imiz günlerde, 2-4 Nisan aras› gerçekleflen NATO Zirvesi de emperyalistler aras› çeliflkilerin giderek daha net biçimde d›fla vurdu¤u bir zirve olarak adland›r›lmakta. Bu 59. NATO zirvesinde bir araya gelen 26 üye ülkenin temsilcileri, zirvede 3 gün boyunca esas olarak askeri ittifaklar›n do¤uya do¤ru geniflletilmesini tart›flt›lar. Yine bu kapsamda Afganistan’daki askeri yönelimin artarak sürmesi ele al›nd›. Ancak zirvenin en önemli konusunu, ABD’nin Çek Cumhuri-

hangi yollarla mücadele edilebilece¤i, Bat› fieria ve Gazze fieridi’nde Filistin halk›na yönelik sald›r›lara karfl› neler yap›labilece¤i ve ayr›ca M›s›r ile Refah geçifline dair diyalog gelifltirilmesi tart›fl›ld›. Üç örgüt ayr›ca El-Fetih ile HAMAS aras›ndaki bölünmenin sona erdirilmesine yönelik diyalog çabalar›n›n art›r›lmas› konusunda da görüfl birli¤ine vard›. yeti’ne ve Polonya’ya kurmak istedi¤i füze kalkan› projesi ve bunun üzerinden yürütülen tart›flmalar oluflturdu. AB emperyalistlerinin, füze kalkan› projesine tam destek vererek, Rusya karfl›t› tav›rlar›n› net bir biçimde ortaya sermesi, ancak yine AB emperyalistlerinin, Arnavutluk ve H›rvatistan’›n NATO üyeli¤ini kabul ederken, ABD’nin Gürcistan ve Ukrayna’y› üye yapma çabalar›n›n önünü kesmesi, dünya emperyalist güçleri aras›ndaki çeliflkilerin ne boyutta bir seyir izledi¤ini de net bir biçimde ortaya ç›kard›. AB’nin, Ukrayna ve Gürcistan özgülünde ABD’nin çabalar›n› frenleme girifliminin özünde çok aç›k ki, dünya halklar›na karfl› sald›r›larda müttefik olan bu iki emperyalist güç aras›ndaki rekabetin giderek büyümesi yatmakta. Ancak AB’nin bu iki ülkenin NATO üyeli¤ine ayak diremesinin bir baflka nedeni daha var: Her iki ülkede de NATO üyeli¤ine dönük çok yo¤un bir karfl› koyufl var. En son fiubat ay›nda Ukrayna’da gerçekleflen genifl ittifakl› kitlesel eylemler bunun en somut göstergesi olmufltur. Ve AB emperyalistleri, buradaki karfl› koyuflun, zaten son aylarda iflçi-emekçi y›¤›nlar›n grevleriyle sars›lan AB ülkelerinde daha büyük bir istikrars›zl›¤a yol açabilece¤ini düflünüyorlar. Zirveye iliflkin yap›lan resmi aç›klamalarda dile getirilmeyen önemli bir di¤er konu da, yeni NATO Stratejisine iliflkin haz›rl›klar. Bu strateji, öncü emperyalist güçlerin askeri güçlerinden oluflan özel birlikleri tek bir komuta alt›nda toplamay› amaçl›yor. Bu yeni askeri strateji kapsam›nda ise özetle, “Dünya Güvenlik Konseyi’nin, uluslararas› hukuka ba¤l› kalmaks›z›n, atom silah› kullanmak da dâhil olmak üzere, askeri iflgaller gerçeklefltirebilmesinin” propaganda edilmesi öngörülüyor. Tarihin en büyük NATO Zirvesi olarak

Bu görüflmelerin d›fl›nda, bir aç›klama yapan FHKC, Abbas-Olmert “müzakereleri”nin hemen sona erdirilmesini istedi. Aç›klamada ayr›ca, sözde müzakerelerin sonuçsuz ve anlams›z oldu¤u ve gerçekte iflgal ve süregiden sald›r›lar için bir k›l›f sa¤lad›¤› belirtildi. FHKC askeri kanad› da sözde “ateflkes”i reddetti¤ini ilan etti. adland›r›lan bu son zirve, Romanya’n›n baflkenti Bükrefl’te gerçeklefltirildi. Yine ola¤anüstü güvenlik önlemleri alt›nda geçen zirve öncesi Bükrefl’te büyük bir “temizlik” yap›ld›! Romanya polisi, kanalizasyon ve sulama kanallar›nda yaflayan yüzlerce evsizi toplayarak, kentten “sürdü”, kentin kanalizasyon kapaklar› olas› sald›r›lara karfl› mühürlendi! Bu “temizlik” ise, atom, biyolojik, kimyasal vb. her türden geliflmifl silahlara sahip olanlar›n, bir kez daha yoksullar›n öfkesinden korktu¤una iflaret etmekte. Kendilerini güvende hissetmek için tüm güçlerini ve de olanaklar›n› seferber etseler de, hiçbir önlem korkular›n› gidermeye yetmedi. Gözlerini-kulaklar›n› günler öncesinden bafllayan NATO karfl›t› eylemlerden ay›ramad›lar ve korkular› büyüdü. Eylemlere özel birliklerle sald›rarak, çok say›da eylemciyi ve hatta gazeteciyi gözalt›na almalar›, gerek gözalt›na al›rken gerekse karakollarda iflkenceden geçirmeleri de korkular›n› hafifletemedi. Çünkü zirveye karfl› gerçekleflen eylemler ve bu eylemlerde, emperyalistlere ve onlar›n halk düflman› politikalar›na karfl› hayk›r›lan fliarlar gücünü, M›s›r, Haiti, Dominik Cumhuriyeti halklar›n›n açl›¤a-yoksullu¤a karfl› isyanlar›ndan, Afganistan, Filistin, Irak halklar›n›n iflgal karfl›t› direnifllerinden, emperyalist ülkelerin iflçi s›n›f›n›n yaflam› felç eden grevlerinden, özcesi Ortado¤u’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya, dünyan›n dört bir yan›nda aya¤a dikilen emekçi halklar›n direnifllerinden al›yordu. ‹flte emperyalistleri, kendi aralar›ndaki çeliflkiler derinleflmesine karfl›n, halklara karfl› sald›r›larda giderek daha fazla ortaklaflmaya ve yeni strateji aray›fllar›na girmeye iten bafll›ca neden de budur: Dünyan›n yoksullar›n›n, ezilenlerinin, giderek büyüyen öfkesinden duyduklar› korku!


Enternasyonal

İşçi-köylü 14

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Nepal seçimlerinde Maoistlerin zaferi Nepal’de Kurucu Meclis seçimleri 10 Nisan’da gerçekleflti. Kat›l›m›n % 60’tan fazla oldu¤u seçimler genelde sorunsuz geçse de ülkenin belirli bölümlerinde sand›k kaç›rma olaylar› ve silahl› çat›flmalar yafland›. Avrupa Birli¤i ve Japonya’dan gelen gözlemciler seçimlerin uluslararas› standartlarda oldu¤unu aç›klad›lar. 1996’da NKP(Maoist) önderli¤inde bafllayan Halk Savafl›’yla birlikte gerici devlet yap›s› giderek çözülürken Nepal halk› kitlesel flekilde Yeni Demokratik Devrim saflar›na kat›lmaya bafllam›flt›. Halk Savafl›’n›n yükselmesi karfl›s›nda kral taraf›ndan yap›lan darbe de ifle yaramam›fl ve Maoistlerin parlamenter partilerle yapt›¤› ittifak sayesinde sokaklara dökülen binlerce Nepalli büyük bir halk hareketi ile kral› geri ad›m atmaya zorlam›flt›. Bu sürecin ard›ndan parlamenter partiler, ABD emperyalizminin ve Hindistan yay›lmac›l›¤›n›n da deste¤i ile süreci tersine çevirmek ve devrimci mücadeleyi düzen s›n›rlar› içinde bo¤arak statükoyu korumak istese de NKP(Maoist)’in uyar› ve müdahaleleri sonucunda Kurucu Meclis seçimleri 2 kez ertelendikten sonra nihayet baflar›yla gerçekleflti. Kurucu Meclis, yeni Nepal Devletinin düzenini ve iflleyiflini netlefltirecek olan anayasay› haz›rlayacak ve yeni devletin inflas›na paralel ilk genel seçimleri örgütleyerek ülkenin yönetimini bu seçimi kazanan partiye b›rakacakt›r. Seçim öncesindeki kampanyas›nda alternatif programlar›yla Nepal halk›n›n gerçek taleplerini dillendiren NKP(Maoist) feodal üniter yap›n›n yerine, ülkedeki farkl› ulusal az›nl›klar›n eflit flekilde temsil edilece¤i federal demokratik bir devlet kurulaca¤›n› aç›klam›flt›r. Köklü de¤iflimler için güçlü bir önderli¤e ihtiyaç oldu¤unu vurgulayarak Baflkanl›k Sistemini savunmufltur. Monarflinin derhal kald›r›lmas›n›, gerici Nepal ordusunun la¤vedilerek yeni bir ulusal ordunun kurulmas›n›, feodalizmin tasfiye edilerek toprak reformunun yap›lmas›n› program›na alm›flt›r. Emperyalistlerin imzalatt›¤› tüm eflitsiz anlaflmalar›n iptal edilmesini ve bir arada, bar›flç›l ve eflit flekilde yaflama ilkesini d›fl politikada uygulayaca¤›n› ilan etmifltir. Bunun gibi çok say›da temel konuda Maoistlerin sundu¤u devrimci çözümler halk tara-

f›ndan coflkuyla sahiplenilmifl ve bu sahiplenme seçim sonuçlar›na da yans›m›flt›r. Kurucu Meclis seçimi karma sistemle yap›ld›. Her seçim bölgesinde seçmenler önce bölgelerindeki adaylardan birini seçtiler, ard›ndan da partilere oy verdiler. Böylece hem bölgeden bir aday gönderilmekte hem de partiler ald›klar› oy oran›na göre listelerinden gösterdikleri adaylarla mecliste temsil edilmekteler. Seçimler 10 Nisan’da sona erse de say›m ifllemleri zaman almaktad›r. Özellikle k›rsal bölgelerden seçim sand›klar›n›n önemli bir k›sm› 13 Nisan tarihinde flehir merkezlerine ulafl-

Prachanda, Baburam, Mahara, Hsila Yami, Ananta, Dev Gurung’›n aralar›nda bulundu¤u Maoist önderler seçim bölgelerinde en yüksek oyu alarak Kurucu Meclis’e seçildiler. Özellikle Prachanda ve Baburam’›n seçim bölgelerinde oylar›n büyük ço¤unlu¤unu, rakiplerinden aç›k ara farkla elde etti¤i görülmektedir. Gericili¤in en güçlü oldu¤u, Maoistlerin ise görece daha yeni örgütlenmeye bafllad›¤› büyük flehirlerde Maoistlerin flu ana kadar ald›klar› oy burjuva medyada dahi baflar› olarak kabul edilmektedir. Katmandu’da 10 seçim bölgesinin 4’ünü NKP (Maoist) kazan›rken, 6’s›n› NK elde etti. Büyük flehirlerden Lalitpur’da Maoistler 3

mas›yla birlikte halkla birlikte kutlamak amac›yla bir toplant› düzenleyen Prachanda partilerle ve uluslararas› toplulukla çal›flmaya devam etmek istediklerini vurgulad›. Partilerinin ulus çap›nda zafer kazand›¤›n› belirten Prachanda, tüm gözlerin kendilerinde oldu¤unu, halk›n kendilerine gösterdi¤i güvene lay›k olacaklar›n› aç›klad›. Uluslararas› toplulukla ve özellikle Çin ve Hindistan’la iyi iliflkiler kurmak istediklerini vurgulad›. Seçim sonuçlar›n›n aç›klanmas›yla birlikte Hindistan devletinin yetkilileri de bir aç›klama yaparak Maoistlerle çal›flmaya haz›r olduklar›n› duyurdular. Seçimlere gözlemci olarak kat›lmak üzere gelen ABD Eski Baflkan›

Gericilerin beklentilerinin üzerinde oy alarak seçimden zaferle ç›kan NKP(Maoist)’in Kurucu Meclis’te ço¤unlu¤u elde etmesi beklenmektedir. Bu sayede Maoistlerin yeni anayasay› daha uygun flartlarda yazaca¤› anlafl›lmaktad›r. mad›¤›ndan bu bölgelerin sand›klar›n›n say›m› bafllamad›. Dolay›s›yla Maoistlerin güçlü oldu¤u ve Halk Savafl›’n›n temellerinin at›ld›¤› Rolpa, Rakum gibi bölgelerin oylar› daha hesaba kat›lmad›. Bu sand›klar›n aç›lmas›yla Maoistlere olan deste¤in artaca¤› bekleniyor. Kesin seçim sonuçlar›n›n 3 hafta içinde ilan edilece¤i beklenmektedir. Ancak flehir ve kasabalarda 13 Nisan itibariyle kesinleflen seçim sonuçlar› NKP(Maoist)’in seçim baflar›s›n› ortaya sermektedir. Say›m›n sona erdi¤i 123 seçim bölgesinin 68’inde Maoistlerin adaylar› kazan›rken NK (Nepal Kongresi) 19 koltuk, UML (Birleflik Marksist-Leninist) ise 20 koltuk elde edebildi.

seçim bölgesinden de zaferle ç›kt›. Bat› illerinde ise NK’n›n geleneksel olarak güçlü oldu¤u flehirlerde Maoistlerin zafer kazanmas› da gericiler aç›s›ndan sürpriz oldu. Bardiya’daki 4 seçim bölgesinin ve Dang’daki 5 seçim bölgesinin hepsini Maoistler kazand›. Bu bölgede UML’nin ve NK’n›n üst düzey liderleri Maoist adaylar karfl›s›nda yenilgiyle karfl›laflt›. Burjuva bas›nda Maoistlerin topraklara el koymas›na karfl›n halk›n deste¤ini kazanmalar›n›n flafl›rt›c› oldu¤u vurgusu dikkat çekicidir.

“Halk›m›z›n güvenine lay›k olaca¤›z!” Seçim zaferinin netleflmeye baflla-

Jimmy Carter ise Kurucu Meclis seçimlerinin halk›n gerçek taleplerini yans›tt›¤›n›, seçimlerin dünyaya örnek oldu¤unu ve art›k ABD’nin Maoistlerin seçim zaferini tan›mas› gerekti¤ini aç›klad›. Seçim sonuçlar›n›n aç›klanmas›yla birlikte UML lideri Kumar, Nepal ve Nepal Kongresi lideri Sushil Koirala da parti baflkanl›¤›ndan istifa ettiklerini aç›klad›lar. Gericilerin beklentilerinin üzerinde oy alarak seçimden zaferle ç›kan NKP(Maoist)’in Kurucu Meclis’te ço¤unlu¤u elde etmesi beklenmektedir. Bu sayede Maoistlerin yeni anayasay› daha uygun flartlarda yazaca¤› anlafl›lmaktad›r.


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 15

Enternasyonal

K›br›s’a bar›fl› ancak K›br›sl›lar getirebilir! K›br›s’a müdahale hakk›nda k›sa bir süre önce ortaya ç›kan “bilgiler” düne kadar söylenen yalanlar› deflifre etti¤i gibi, oynanmakta olan oyunu da görmeye, göstermeye olanak sa¤lad›. Tam olarak aç›lmayan konu hakk›ndaki gizli arflivdeki bilgiler, Türkiye’nin K›br›s’a müdahalesinin ABD’nin ve ‹ngiltere’nin onay›yla ya da hiç de¤ilse göz yummas›yla gerçeklefltirdi¤ini gösterdi. Y›llard›r TC’ye ambargo, KKTC’ye ambargo, emperyalizme ra¤men bar›fl harekat› denilen fleylerin gerçe¤in üzerinin s›k› s›k›ya örtülmesi demek oldu¤unu görmüfl olduk. Tuhaf olan fley konunun tümüyle geçifltirilmesiydi. Yunanistan sald›r›s›n›n engellenmesi, meselenin esas› olmad›¤› halde sadece ona de¤en yorumlar yap›ld›! Oysa bundan daha önemli olan fley, TC müdahalesinin ABD ve ‹ngiliz onay›na/göz yummas›na dayanmas›d›r. Genelde çekiflmenin ‹ngiltere, Yunanistan ve TC aras›nda oldu¤u iddia edilir, oysa gerçekte çekiflme emperyalistlerle, özellikle de K›br›s’ta üssü ve “egemenlik” hakk› bulunan ‹ngiltere ile K›br›s halk› aras›ndayd›. K›br›s’taki darbe, “iç savafl” ve Türkiye iflgali bu çekiflmenin ‹ngiltere’nin varl›¤›n› ve umdu¤u ölçüde egemenli¤ini korumaya yarad›, baflka da bir fleye yaramad›. fiimdi herkes çok daha iyi biliyor ki, ba¤›ml› ülkelerdeki ya da bu ülkeler arac›l›¤›yla gerçekleflen baflka ülkelerdeki iç kargaflal›klar›n arkas›nda emperyalizm bulunmaktad›r. K›br›s da bunlardan biridir. Konu hakk›nda Kenan Evren’in verdi¤i demeçler bile yenilir yutulur gibi de¤ildi. Basbaya¤› pervas›zl›k derecesinde aç›klamalar yap›ld› O’nun taraf›ndan! Hat›rlanaca¤› gibi CNN Türk’te bir programa kat›lan 7. Cumhurbaflkan› Kenan Evren, "K›br›s’ta çözüm için toprak konusunda kat› bir görüfl benimsemedi¤ini", 1974 y›l›nda K›br›s harekât› yap›ld›¤› zaman Kara Kuvvetleri Kurmay Baflkan› oldu¤unu, ç›karma kuvvetlerinin önceden saptanan s›n›rdan daha ileri gitti¤ini belirtmiflti. Evren ayr›ca ‘‘Hatta bizim plan›m›zda Marafl yoktu, ama Marafl da boflalm›fl bir vaziyetteydi. ‘Ne yapal›m Marafl’›?’ dediler. ‘Girin’ dendi. Hatta yanl›fll›kla ‹ngilizlerin üssüne de girdiler, sonra geri çekildiler’’ demiflti. Bu aç›klamalar üzerine ise Emekli Büyükelçi Yal›m Eralp da, Evren’in K›br›s konusunda söylediklerinin do¤ru oldu¤unu belirtmifl, uluslararas› iliflkiler uzman› Doç. Dr. Emin Gürses ise, "E¤er Kenan Evren bu sözleri söylemiflse ona biraz daha para verelim, rahat etmesini sa¤layal›m da yeter ki sussun" diyebilmiflti.

O can al›c› aç›klamalar dahi lay›¤›nca gündem olamad›. Emperyalizmin perde arkas›ndan yönetti¤i bir iflgal var K›br›s’ta. Bu iflgal sözde K›br›s’taki Türklerin korunmas› ad›na gerçekleflti. Oysa hiçbir koruma iflgali aç›klayamaz. Korumaya neden olan tehlikenin varl›¤›ndan halen bahsedilebilir mi? Hay›r, bundan bahsedebilecek olanlar›n Yunanistan’da Cunta’n›n devrildi¤inden, onun omuz verdi¤i Makaryos’un yenildi¤inden, faflist ak›m›n yok olmasa da, yok say›lacak seviyeye geldi¤inden bihaber olmalar› gerekir. Ki bunlar›n asla iflgalin gerekçeleri, as›l gerekçeleri olmayaca¤›n› biliyoruz. Buna karfl›n sözde gerekçelerin de bir geçerlili¤i yoktur. K›br›s’ta baflka devletlerin askeri güç bulundurmas›na, buna ‹ngiltere de dahil, uygun, yeterli sebep ancak uydurulabilir, bunun d›fl›nda geçerli de¤ildir. K›br›s’ta K›br›sl›lar›n egemenli¤i için u¤rafl›lmal›d›r. Bu da tüm inisiyatifin K›br›sl›larda olmas› anlam›na gelir. Oysa mevcut durumda, tüm “taraf”lar (kendini taraf addedenler) öncelikle bu temel ilkeyi ihlal ediyorlar, karar gücü emperyalistler ve kendini garantör ilan edenler oluyor. Bu sayede K›br›s halk›n›n inisiyatifi yok say›l›yor. Dönüp yeniden bak›ld›¤›nda gizli arflivdeki belgelere TC iflgalinin ABD’nin, dolay›s›yla ‹ngiltere’nin nas›l ifline geldi¤i ve o nedenle buna göz yumdu¤u anlafl›lacakt›r. ‹ngiltere’nin Ada’daki varl›¤›n› riske sokan ba¤›ms›z K›br›s, iflgal sayesinde ‹ngiltere’ye ve de ABD’ye boyun e¤en K›br›s haline gelmifltir. TC iflgali özellikle K›br›s Türklerinin ç›kar›na de¤il, zarar›na bir sonuç do¤urmufltur. Salt Türklere dönük sald›r›lar›n durmas› amaçlanm›fl olsayd› Kenan Evren’in iffla etti¤i gibi “gere¤inden fazla” alan istila edilmezdi. Son dönemde Hristofyas’›n Cumhurbaflkan› olmas›yla emperyazim güdümlü “bar›fl” planlar› yeniden gündeme sokuldu. Kuflkusuz K›br›s’›n birleflmesini içeren bir çal›flman›n gerçekleflmesi gerekmektedir. Her ne olursa olsun bu yöndeki geliflme, mevcut durumdan ileri olmaya adayd›r. Ancak Annan Plan›’n›n reddine dair politikalar sorguland›¤›nda K›br›sl›lar›n büyük ço¤unlu¤unun birleflmeye de¤il, emperyalizmin inisiyatifine hay›r dedi¤ini görürüz. Bu çok önemlidir. Türkiye’de egemen s›n›flar medyas› bu gerçek yerine K›br›s Elenlerinin Türklere tan›nan haklara karfl› olduklar›n› ve birleflmeye hay›r dediklerini iddia ediyor. Bu bir çarp›tmad›r. En az›ndan Tasos Papadopulos’un seçimleri kaybetmifl olmas›

bile bu propagandan›n maddi olgulara dayanmad›¤›n› göstermifltir. Denilebilir ki, Annan Plan›’na hay›r diyen K›br›sl›lar daha onurlu davranm›fl, emperyalizmin inisiyatifini tan›mam›fllard›r. Bununla beraber bu onurlu tavra imza atanlar, birleflik bir K›br›s’› da istemektedir. Dolay›s›yla bar›fl› emperyalizmin flemsiyesi alt›nda arayanlarla, mevcut statükoyu sürdürme arzusunda olanlarla genifl K›br›s halk›n›n esasen bir ortakl›¤› bulunmamaktad›r. Aksine K›br›sl›lar bu iki güce karfl›d›r. Genel Kurmay Baflkan› Büyükan›t’›n K›br›s ziyareti hem zamanlama aç›s›ndan hem de oradaki demeçleri bak›m›ndan K›br›s halk›n›n ço¤unlukla karfl› durdu¤u bu iki gücü, ak›m› da içermektedir. Cumhurbaflkan› Mehmet Ali Talat, seçimleri Denktafl’a karfl› kazand›¤›nda Türk egemenleri özellikle de generaller muazzam derecede rahats›z oldular. Bunu aç›k etmekte hiçbir beis görmediler. Rauf Denktafl ile olan gönül iliflkilerini had safhaya ç›kard›lar. O yüzden sözü geçen ziyarette Talat’›n “geç oldu ama güç olmad›” serzenifli pek anlaml› olmufltur. Ama elbette öze dair bu hiçbir fleydir. Gerçekte yaflanmakta olan Türk ordusunun inisiyatifinin uluorta, her fleye ra¤men K›br›s halk›ndan üstün bulundu¤unun propagandas›d›r. Hristofyas ile yap›lan görüflmeden sonra Büyükan›t’›n bu “gecikmifl” ziyareti gerçeklefltirmesi görüflmelere direkt müdahaleden baflka hiçbir anlam tafl›m›yor. Böylece bir kez daha iflgal dayat›l›yor, iflgalin K›br›s halk›n›n ve hatta mevcut egemenlerinin inisiyatifine ra¤men varl›¤› teyit ediliyor. Gene de “kal›c› bar›fl” yalan›na sar›l›yor iflgalciler. Apaç›k mevcut inisiyatife kota konuluyor ve güya bu, kal›c› bar›fl ad›na yap›l›yor! Genelkurmay Baflkan›’n›n K›br›s’ta gerçeklefltirdi¤i fley, tahammül edilemez bir egemenlik ihlalidir. “Rahats›zl›k duyanlar var. Ben bundan da memnunum” diyecek kadar ileri giden Büyükan›t, gerçekte ABD ve ‹ngiltere inisiyatifini temsil etmektedir; ne Türkiye halk›n›n ne de K›br›sl› Türklerin inisiyatifini Türk ordusu temsil edebilir. K›b-

r›s’taki tüm konuflmalar› bunu apaç›k ortaya koymufltur. Kendini ne mevcut hükümetin ne de K›br›s halk›n›n iradesine endeksleyen Büyükan›t, ancak bekledikleri normlar gerçekleflirse iflgale son verebilece¤ini iddia etme cüretini göstermifltir. Oysa Adan›n ba¤›ms›zl›¤›ndan dem vuranlar da kendileridir. Büyükan›t, Türkiye’deki demokrasi anlay›fl›n› aynen K›br›s’ta da uygulamaktad›r; gelecek hakk›nda karar› biz veririz, buna uymak demokrasidir, uymamak suçtur, (kendi tabiriyle) ihanettir! ‹flte K›br›s’ta da beyan edilen budur. “Bizim belirledi¤imiz d›fl›nda hiçbir fley bar›fl olarak adland›r›lamaz; bu yüzden bize ra¤men ad›m at›lamaz. At›lacak her ad›m ben olmad›¤›mda küçüktür ve baflar›s›zl›¤a mahkumdur.” ‹flte K›br›s’a sadece akan kan› durdurmak için gittiklerini iddia edenlerin duruflu budur. K›br›s halk›na reva görülen bu uygulaman›n teflhisi çok önemlidir. ABD’nin Irak iflgaline karfl› ç›kan ABD halk›n›n duruflunu örnek almak gerekir. Nas›l bu duruflu göstermeyip ABD ordusunu alk›fllayanlara nefret duyuyorsak burada da ayn› özellik geçerli olmal›d›r. Büyükan›t’›n konuflmalar›n› Bush ayn› içerikte Irak’ta defalarca yapm›flt›r! Özellikle vurgulamal›y›z, K›br›s’a bar›fl› ancak K›br›sl›lar getirecektir. Çünkü K›br›s’a savafl› ve bölünmeyi emperyalistler ve garantörler getirdi. K›br›s’taki tüm yabanc› güçler ülkeyi koflulsuz terk etmelidir! Hiçbir “bar›fl” dayat›lmadan, K›br›sl›lar›n kendi gelece¤ini tayin etmesine olanak verilmelidir. K›br›s üzerindeki yabanc›lar›n tüm inisiyatifi ve söz hakk› yok say›lmal›d›r. K›br›s’› iflgal etmifl bulunan ülkenin vatandafllar› olarak bunlar› savunmak ve bunlar›n gerçekleflmesi için çal›flmak herkesten önce bizim görevimiz olmal›d›r. “K›br›s’ta yaflananlar K›br›s halk›n›n sorunudur” demek ve iflgal gücünün varl›¤›na karfl› durmamak sosyal flovenizmin uç biçimlerinden biridir. Asla tafl›nmamal›d›r.


Politik gündem Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›n›n Meclis’te görüflüldü¤ü bugünlerde IMF’nin gözden geçirme ziyaretleri de sürüyor. Milyonlarca insan›n gelece¤ini ilgilendiren SSGSS yasa tasar›s›n›n bir an önce ç›kmas› için bask› uygulayan ve borç olarak verece¤i kredi dilimini buna ba¤layan IMF, AKP hükümetinin icraatlar›ndan memnun görünüyor. Uluslararas› Para Fonu IMF’nin D›fl ‹liflkiler Direktörü Mesud Ahmed, Türkiye’nin ekonomik performans›n›n iyi olmay› sürdürdü¤ünü tespit ederek, hem uygulanan disiplinli ekonomik politikalar›, hem de bankac›l›k, vergi reformu ve özellefltirme gibi yap›sal alanlarda sa¤lanan ilerlemeleri övdü. “IMF destekli programa iliflkin Türkiye’nin performans› iyi olmay› sürdürüyor. Disiplinli mali politikalar ve özellikle yüksek faiz d›fl› bütçe fazlas›, genelde enflasyon ve kamu borcu oranlar›ndaki düflmenin yan› s›ra güçlü bir büyüme sa¤lad›. Bankac›l›k, vergi reformu ve özellefltirme alanlar›nda da önemli yap›sal ilerlemeler elde edildi” fleklinde süreci yorumlayan Ahmed, AKP’nin IMF’nin talimatlar›n› harfiyen yerine getirmesinden hoflnut. IMF’nin Türkiye hakk›ndaki olumlu düflünceleri AKP hükümetinin IMF uflakl›¤›n›n da bir portresi ayn› zamanda. Ülkemizde egemen s›n›flar IMF’nin ve DB’nin direktifleri do¤rultusunda yeralt› ve yer üstü kaynaklar›n› emperyalistlerin talan›na açarken emekçilerin kazan›lm›fl haklar›na da sald›rmakta. Sosyal Güvenlik sistemini de¤ifltirerek bu alan› çok uluslu flirketlerin yani emperyalistlerin kâr alan› haline getirmekte. IMF Türkiye’de ifllerin yolunda gitti¤ini savunuyor. Kriz 盤l›klar›n›n daha yüksek perdeden dillendirilmeye baflland›¤› bugünlerde ifllerin kimin için iyi gitti¤i bir soru iflareti olarak duruyor. Esnaf›n kan a¤lad›¤› haberleri sayfalar› doldururken, devletin resmi aç›klamalar›nda bile enflasyon oranlar› beklenenin çok üstünde seyrederken, enflasyon yüzde 9’lara ulafl›rken ifllerin yolunda oldu¤unu iddia etmek aymazl›ktan baflka ne olabilir? Sadece bu veri bile emekçilerin yaflam›ndaki yoksullaflman›n boyutlar›n› gösteriyor. AKP için tüm bunlara ra¤men her fley yolunda. Çünkü emekçiler her gün biraz daha yoksullafl›rken hakim s›n›flar daha da palazlan›yor. Servetlerine servet kat›yor.

AKP’liler zengin, halk yoksul AKP hükümeti milyonlarca iflçi emekçiye açl›k ve sefalet getirecek kararlar›n alt›na imza atarak IMF’nin takdirini al›rken temsil etti¤i sermaye çevreleri de h›zla zenginlefliyor.

İşçi-köylü 16

IMF AKP’den memnun!

AKP hükümeti döneminde büyümesiyle gurur duyulan emekçilerin bütçesi de¤il, bu sermaye kesimleri oldu. AKP kendi zenginini yaratt› ve siyasal nüfuzunu finans iliflki a¤lar›yla ördü. AKP’nin hükümette oldu¤u süre içinde zenginlerin say›s› giderek artarken, emekçiler daha fazla yoksullaflt›. Halk› yoksullaflt›r›p ard›ndan sosyal yard›mlarla kendine muhtaç hale getirmeye çal›flan AKP, ‘mikro kredi’ uygulamas›yla bu politikas›n› derinlefltiriyor. Örne¤in AKP hükümeti döneminde önemli bir s›çrama yapan Albayraklar Grubu, 2001’de 150 milyon dolar olan cirosunu 2007’de art›rarak 750 milyon dolar seviyesine yükseltti. Holdinge dönüflen Albayraklar Grubu, inflaattan traktör sanayine, tekstilden filoculu¤a kadar 20’den fazla flirketi bünyesinde bulunduruyor. Albayraklar, ordu ihalelerini bile alabiliyor. Ordunun askeri k›yafetleri Ere¤li Tekstil’de dikiliyor. Ere¤li Tekstil iflletmesini Albayraklar, Sümer Holding’den sat›n alm›flt›. Albayraklar Grubu’nun ‹cra Kurulu Baflkan› Mustafa Albayrak, ayn› zamanda Baflbakan Erdo¤an’›n yak›n arkadafl›. AKP hükümeti döneminde y›ld›z› parlayan bir di¤er isim Ahmet Çal›k. En son Sabah ve ATV ihalesini alan Çal›k, birkaç y›l öncesine kadar çok fazla ad›ndan söz ettiren bir isim de¤ildi. Son y›llarda kat›ld›¤› kamu ihalelerini pefl pefle alan Çal›k’›n sahibi oldu¤u Çal›k Holding 2.5 milyar dolarl›k ciroyu kontrol ediyor. Tekstil, enerji, inflaat, bankac›l›k ve pazarlama gibi sektörlerde faaliyet gösteren Çal›k Grubu’nun bu denli büyümesinde AKP hükümetiyle olan yak›n iliflkisi önemli yer tutuyor. Çal›k

Grubu, Ceyhan-‹srail boru hatt› fizibilite çal›flmalar› için ‹srail’de kulis yürütmüfltü. GAP Güneydo¤u Tekstil, Çal›k Grubu’na ait. Baflbakan Erdo¤an’›n damad› Berat Albayrak, Çal›k Holding’de Genel Müdür. Ahmet Çal›k’›n bir di¤er özelli¤i ise, Fethullah Gülen cemaatiyle olan iliflkisi. Çal›k, bir süre önce Türkmenistan’da beflinci elektrik santralinin aç›l›fl›n› yapt›. Türkmen bürokrasisindeki Gülen etkinli¤i Çal›k’›n ifl ba¤lant›lar›nda önemli rol oynuyor. AKP döneminde büyüyen bir di¤er isim de Koza ‹pek Davetiyeleri’nin veSancak-RTL Grubu’nun sahibi Ak›n ‹pek. 50 y›ld›r matbaa sektöründe faaliyet gösteren ‹pek, ifl sahas›n› daveti-

yecilikten madencili¤e kadar geniflletti. ‹pek, 41,2 milyon dolarl›k Eti-Gümüfl ihalesine ortak olarak ç›k›fl yapt›. Ard›ndan büyüdü ve Bergama’da madencili¤e geçti. ‹pek ayn› zamanda AKP’ye

18 Nisan-1 Mayıs 2008 yak›nl›¤›yla bilinen Bugün Gazetesi’nin de sahibi. AKP hükümetinin omuz verdi¤i bir baflka isim ise Taflyap› ‹nflaat’›n sahibi Emrullah Turanl›. Turizm, enerji inflaat sektöründe faaliyet gösteren Taflyap›’n›n 250 milyon dolar ciroyu yönetti¤i belirtiliyor. Turanl› Türkiye’nin en zenginleri aras›nda 34’üncü s›rada bulunuyor. ‹stanbul Mecidiyeköy’deki ikiz kule inflaat›n›n sahibi yine Turanl›. Taflyap› ‹nflaat’›n yat›r›m faaliyetlerinin uzand›¤› bir baflka adres de Irak Kürdistan›… Son y›llarda yükseliflinden en fazla söz ettiren bir di¤er isim ise, Rixos Grubu’nun sahibi Fettah Tamince. Vanl› Tamince’nin bugün 500 milyon dolarl›k bir ciroya ulaflt›¤› kaydediliyor. Turizm ve inflaattaki h›zl› büyümesiyle dikkat çeken Rixos Grubu, H›rvatistan, Kazakistan ve Dubai’de milyar dolarl›k projeler yürütüyor AKP döneminde büyüyen bir baflka iflveren Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer. fiirketin cirosunun 2000-2007 aras›nda 10 kat artt›¤› belirtiliyor. Kamer, kuyumculu¤un yan› s›ra gayrimenkul ve sivil havac›l›k gibi ifl sahalar›na son olarak inflaat sektörünü de ekledi. Aziz Torun, Torunlar fiirketler Grubu’nun sahibi. Ayn› zamanda Baflbakan Erdo¤an’›n yak›n arkadafl›. Toptanc›l›ktan ithalata geçti. Hububat alan›ndaki yat›r›mlar›n›n ard›ndan, kat›ld›¤› TMSF ihaleleri ve özellefltirmelerle boy gösterdi. AKP’nin T. Kürdistan›’nda da¤›tt›¤› makarna, un, fleker gibi temel g›da maddeleri Torunlar G›da’dan temin ediliyor. Çay ve fleker fabrikalar›n›n yan› s›ra flimdi de inflaat, k⤛t iflletme tesisi, konut ve al›flverifl merkezi yat›r›mlar›na aç›lan Torunlar fiirketler Grubu’nun 2004’te 100 milyon dolar olan cirosunun flimdilerde 250 milyon dolar seviyesinde oldu¤u tahmin ediliyor. Örneklerden de görülece¤i üzere AKP bir yandan halk düflman› yasalar› ç›kar›rken di¤er yandan temsil etti¤i sermaye kesimini palazland›r›yor. Zira IMF’den ald›¤› talimatlar bunu gerektiriyor. Bugün emekçilerin gelece¤ine sahip ç›kmak için alanlar› doldurmas› AKP’nin gerçek yüzünün daha fazla teflhir olmas›na neden oldu. Egemenlerin sözcüsü AKP, öncekiler gibi IMF talimatlar› ile emperyalistlerin güdümünde halk düflmanl›¤›na devam edecek. Önüne koydu¤u yeni yol haritas› da sürecin böyle iflleyece¤ine iflaret ediyor. Buna karfl›l›k emekçiler sesini meydanlarda gür bir flekilde hayk›racakt›r. T›pk› 6 Nisan’da yapt›klar› gibi... * Veriler ozgurgundem.org sitesinden al›nm›flt›r.


İşçi-köylü 17

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Politik gündem

“‹stihdam Paketi”nin faturas› iflçi s›n›f› ve yoksul emekçi halka ç›kart›l›yor Emperyalizm, yar›-sömürge ülkelere “yeniden yap›land›rma” ad› alt›nda dayatt›¤› talan politikalar›n› “reform paketleri”, “dönüflüm paketleri”, “istihdam paketleri” ad› alt›nda hayata geçirmeye devam ediyor. Bu yöntemlerle yar›-sömürge ülkelerin pazarlar›n› kendi ç›kar› ekseninde yeniden yap›land›r›yor. Bu konuda en büyük yard›m› da yerli iflbirlikçi ve uflaklar›ndan al›yor. AKP, hükümet oldu¤u günden bugüne emperyalizmin bu politikalar›n› hayata geçirmek için elindeki tüm olanaklar› seferber etmifltir. Yapt›¤› özellefltirmelerle hem emperyalizme ciddi kaynaklar aktarm›fl hem de özellefltirmelerin gerçekleflti¤i alanlarda sömürünün azg›nca gerçekleflmesi için yeni düzenlemelere de imza atm›flt›r. Tar›m›n tasfiyesi ile ülke tar›m›n›n emperyalizmin istedi¤i flekilde yeniden düzenlemesinde önemli ad›mlar atarken bafllam›fl hem de bu alanlarda üretimden kopan milyonlarca yoksul köylü büyük flehirlere göç edip iflsizler ordusuna kat›lm›flt›r. AKP’nin gerçeklefltirmeye çal›flt›¤› “Sa¤l›kta dönüflüm”, “kentsel dönüflüm” paketleri, Sosyal Güvenlik Yasas› vb. çal›flmalar›n hepsi bu bütünün birer parças›d›r. AKP hükümeti uzun süredir gündemde tuttu¤u ve gelinen aflamada belli bir olgunlu¤a getirdi¤i, kamuoyunda istihdam paketi olarak bilinen “‹fl Kanunu ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› Tasla¤›”n› da bu politikalar kapsam›nda hayata geçirecektir. Ama her zaman yapt›klar› gibi bu paketin as›l amaç ve hedeflerini yalan ve aldatmayla gizlemeye çal›flacaklard›r. AKP, hükümeti boyunca ekonomide her fleyin yolunda gitti¤ini, her geçen gün daha da zenginleflildi¤inin propagandas›n› yapt›. Bu “geliflme” ve “zenginleflme”ye ra¤men iflsizler ordusunun 盤 gibi büyüyor oluflunu, yoksullar›n her geçen gün daha da yoksullafl›p çöpten toplad›¤› yiyeceklerle hayatta kalmaya çal›flmas›n›, kapkaç, h›rs›zl›k gibi olaylar›n artmas›n› birileri mutlaka aç›klamal›! Gelinen aflamada yaflananlar AKP’yi iflsizlik sorunun çözmede baflar›s›z oldu¤unu itiraf etmek zorunda b›rakm›flt›r. Devam›nda bu sorunun çözümü için radikal ve kal›c› ad›mlar atacaklar›n› belirtip istihdam paketi haz›rl›klar›na bafllad›lar. Yani bu paketle milyonlarca iflsizin sorunlar›n› çözeceklerini ilan ettiler. Ama ne hikmetse milyonlarca iflsizin derdine deva olaca¤› söylenen bu yasa, bu kesimlerden s›r gibi saklanarak haz›rlan›yor, hiçbir doyurucu aç›klama yap›lm›yor, bilgi verilmiyor. TÜS‹AD bu paketin bir an önce yasalafl›p hayata geçirilmesi gerekti¤ini birçok platformda ilan etti. AKP’nin bu konuda elini çabuk tutmas› için bask›lar›n› art›rd›. ‹flçilerin ve emekçilerin ç›karlar› ile burjuvazinin ç›karlar› s›n›f karakterleri gere¤i taban tabana z›tt›r. Bu paketin TÜS‹AD taraf›ndan desteklenmesi ve bir an önce ç›kar›lmas›n›n isten-

mesinin yan›nda milyonlarca iflçi ve emekçiden s›r gibi gizlenerek haz›rlanmas› paket ile hedeflenenin iflçi ve emekçileri daha çok sömürmek ve emperyalizme yeni kâr alanlar› açmak oldu¤u göstermektedir. Kapitalizmin temelinin kâr elde etmek oldu¤unu bunu da ifl gücünü sömürerek elde etti¤ini biliyoruz. Kâr›na kâr katmak ve daha da zenginleflmek için sat›n ald›¤› ifl gücüne en az ücreti-maafl› ödeyip ifl gücünü sat›n ald›¤› süre zarf›nda en çok ifli yapt›rmay› hedefler. Yani ifl gücünün maliyetini alabildi¤ince azaltmaya çal›fl›r. Ülkemizde de kapitalistler a¤›zlar›n› ilk açt›klar›nda devaml› ifl gücü maliyetinin çok yüksek oldu¤unu, bu yüzden yeni yat›r›mlar yapamad›klar›n› söylüyordu. Devam›nda yeni yat›r›mlar yapabilmeleri için ifl gücü maliyetinin düflürülmesi gerekti¤ini, aksi takdirde yat›r›mlar› ifl

gücü maliyetinin daha ucuz oldu¤u ülkelere kayd›racaklar›n› söylüyorlar. Oysa yapmak istedikleri fley ifl güvencesini ortadan kald›rmak ve ifl gücü maliyetlerini düflürmektir.

Patronlar yüklerinden kurtulmak istiyor Kapitalistler ödedikleri SSK primlerinin, vergilerin çok yüksek oldu¤unu bunlar›n kald›r›lmas›, azalt›lmas› gerekti¤ini ifade ediyorlar. Yine k›dem tazminat› uygulamas›n›n mevcut haliyle kendileri için yük oldu¤unu, bunun da yeniden düzenlenmesi gerekti¤ini söylüyorlar. Di¤er bir önemli talepleri de ifl güvencesini ortadan kald›ran esnek çal›flma önündeki engellerin kald›r›lmas›d›r. Bu taleplerin hepsi iflçi ve emekçilerin aleyhinedir. AKP’nin kapal› kap›lar ard›nda haz›rlad›¤› taslaktan kamuoyuna yans›yanlara bakt›¤›m›zda, AKP’nin patronlar›n bu taleplerini yerine getirmek için canla baflla çal›flt›¤› görülecektir. Patronlar›n ödemesi gereken SSK primlerinden 5 puan indirim yap›laca¤› uzun zamand›r ifade ediliyor. Yine genç iflsizlere ifl olana¤› yaratma ad› alt›nda 18-29 yafl aras› gençleri çal›flt›ranlar›n SSK primlerinin ödenmesinde 5 y›l süreyle kolayl›klar sa¤lanacakt›r. 18-29 yafl aras› gençlerin tercih edilmesi rastlant› de¤ildir. Yaflamlar›n›n en verimli ça¤›nda kapitalistlerin

azg›n sömürüsüne terk edilerek daha fazla art›de¤er üretmeleri sa¤lanacakt›r. Yine pratikte uygulanmayan, denetlenmeyen çocuk eme¤inin sömürülmesi ile ilgili göstermelik yasal engeller de gevfletilmektedir. 16 yafl›ndan küçük çocuklar› a¤›r ve tehlikeli ifllerde çal›flt›ranlara verilen para cezas›n›n 904 YTL’den 100 YTL’ye indirilmesi hedefleniyor. Yine kiral›k iflçi uygulamas›ndan, büyük iflyerlerindeki krefllerin kapat›lmas›na, doktor bulundurma zorunlulu¤unun kald›r›lmas›na kadar birçok yeni sald›r› bu paketle birlikte yasallaflt›r›lmak isteniyor.

Hedefte k›dem tazminat›... Haz›rlanan bu pakette k›dem tazminat› uygulamas› da önemli bir yer tutmaktad›r. Mevcut haliyle bile birçok eksi¤i, haks›z uygulamay› içinde bar›nd›rmas›na ra¤men k›dem tazminat› da sald›r›lar›n hedefindedir. Mevcut durumda k›dem tazminat›n› patron ödemek zorunda oldu¤u için belli bir süre çal›flt›rd›¤› iflçiyi keyfi bir biçimde iflten atmadan önce en az›ndan biraz düflünmek durumunda kalabiliyordu. Sendika örgütlenmesinin olmad›¤› yerlerde bu durum objektif olarak belli ölçülerde iflçilere ifl güvencesi sa¤layabiliyordu. Patronlar›n k›dem tazminat›n› ödememek için iflten att›¤› iflçiler hakk›nda yalan ve as›ls›z gerekçeler uydurdu¤u da bilinen bir gerçek. fiimdi bu paketle birlikte patronlar bu “yük”ten de kurtuluyorlar. Böylece patronlara hiçbir engelle karfl›laflmadan iflçileri soka¤a atma imkân› yarat›l›yor. Paketteki bir di¤er önemli düzenleme patronlar taraf›ndan ödenmesi gereken k›dem tazminat›n›n özel k›dem tazminat› fonlar›na devredilmesidir. Yani patronlar k›dem tazminat› primlerini kendi seçecekleri özel sigorta flirketlerine ait k›dem tazminat› fonlar›na yat›racak ve iflçiler k›dem tazminat›n› almaya hak kazand›klar›nda paralar›n› bu fonlardan alacaklar. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu fonlar›n kurulmas›n›n temel nedeni emperyalist flirketlere kaynak aktarmakt›r. Bu yolla milyarlarca dolar bu flirketlere aktar›lacakt›r. Bunun yan›nda bu fonlara aktar›lacak paralar›n denetlenme mekanizmas› sa¤l›kl› ve somut bir flekilde oluflturulmad›¤› için patron taraf›ndan yat›r›lmas› gereken primlerin hiç yat›r›lmad›¤› ya da eksik yat›r›ld›¤› durumlarda iflçilerin paralar›, birikimleri gasp edilmifl olacakt›r. Yani önüne ç›kar›lan tüm engelleri aflarak emekli olan bir iflçi, k›dem tazminat›n› almak istedi¤inde hak etti¤i tazminat›n› hiç alamamak ya da eksik almak gibi durumlarla karfl›laflabilecektir. Sorun sadece k›dem tazminat›n›n özel fonlara devredilmesi de¤ildir. Ayn› zamanda k›dem tazminat›n› alma koflullar› da de¤ifltiriliyor. Bu sayede k›dem tazminat›n›n al›nmas› neredeyse imkâns›z hale getiriliyor. Yap›lmas› düflünülen yeni düzenleme ile iflçiler k›dem tazminatlar›n› ya emekli olduklar›nda alacaklar ya da öldüklerinde varisleri alacak. Tabi istenen koflullar› yerine getirmifl-

lerse. SSGSS yasas› ile emeklilik yafl›n›n 65’e ç›kar›laca¤› düflünüldü¤ünde durum daha iyi anlafl›lacakt›r. Bu kapsamda daha önce 9000 gün olaca¤› aç›klanan prim gün ödeme say›s›n›n sendikalarla dan›fl›kl› dövüfl sonras› 7200 günü indirilmesi de sorunun özünü de¤ifltirmemektedir. Çünkü 20 yafl›nda çal›flmaya bafllayan biri 7220 gün prim ödese de 65 yafl›na gelmeden ne emekli maafl› alabilecektir ne de k›dem tazminat›n›. 7200 gün prim ödeyen 45-50 yafl›ndaki bir iflçi bu haklar›na ulaflmak için 15-20 y›l daha beklemek zorunda kalacakt›r. AKP 65 yafl›nda emeklili¤in hemen uygulanmayaca¤›n›, bu uygulaman›n ancak yasa yürürlü¤e girdikten sonra ilk kez çal›flmaya bafllayanlar› kapsad›¤›n› belirtip tepkileri ortadan kald›rmaya çal›fl›yor. Bu flekilde bugünden gelece¤imizi emperyalistlere ve yerli uflaklar›na peflkefl çekti¤ini gizlemeye çal›fl›yor.

K›dem tazminatlar› flirketlerin kâr arac› K›dem tazminat›n›n al›nmas›n›n zorlaflt›r›lmas›n›n temel nedeni bu primlerin yat›r›ld›¤› flirketlerin bu paralar› çok uzun süre kullanmas›n›n önünü açmakt›r. Ülkemizde bu alanda faaliyet yürüten 10 civar›nda flirketin var oldu¤u düflünüldü¤ünde bu büyük kayna¤›n yarataca¤› kâr daha iyi anlafl›lacakt›r. Bu flirketlerin ço¤u emperyalist çok uluslu flirketlerin Türkiye’de faaliyet yürüten flubeleridir. Bir k›sm› da yanlar›na ald›klar› komprador burjuvazi ile birlikte faaliyet yürütmektedir. Bu flirketler kendilerine aktar›lan paralar› 40-45 y›l gibi uzun bir süre hiçbir engelle karfl›laflmadan kullanma imkan›na kavuflacakt›r. Bu 10 civar›ndaki flirket milyarlarca dolar› 100 de¤iflik fonda kullanacak. Bu fonlar›n nas›l denetlenece¤i belli de¤il. Bu durum çok genel ifadelerle geçifltiriliyor. Ayr›ca bu fonlara hiçbir devlet güvencesi verilmedi¤i için flirketlerin “zarar etmesi” ya da “iflas etmesi” durumunda milyonlarca iflçinin gelece¤i yok edilmifl olacakt›r. Emperyalist-kapitalizm dünyada bir bütün olarak halklara sald›rmakta her türlü hak gasp›n› pervas›zca art›rarak sürdürmektedir. Emperyalist ülkelerde de iflçi s›n›f›n›n daha önce birçok bedel ödeyerek kazand›¤› sosyal haklar› gasp ediyor. Bizim gibi yar›-sömürge ülkelerde iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin hiçbir sosyal hakk› olmad›¤› için yap›lan bu sald›r›larla bu kesimlerin insani yaflam koflullar›-olanaklar› gasp ediliyor. AKP’nin devaml› olarak vaaz etti¤i ekonominin geliflti¤i ve güçlendi¤i söylemi emekçiler ve yoksul halk için bir aldatmacad›r ve yaland›r. Emperyalistler ve yerli uflaklar› için do¤rudur. Geçen süre zarf›nda bu kesimler kârlar›na kâr katm›fl, milyarlarca dolar› kasalar›na indirmifllerdir. Bunun devam› için de her türlü yeni düzenlemeyi yapt›rmaktan geri durmuyorlar. Bu sald›r›lara karfl› durabilmek için tüm öfkemizle kitlelerin içinde olmal› ve onlarla birlikte yürümeliyiz.


Politik gündem

İşçi-köylü 18

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Kurultay›m›zdan ç›karaca¤›m›z derslerle sürece yüklenelim!

“‹flsizli¤e ‹syan Et Örgütlü Mücadeleyi Gelifltir” fliar›yla gerçeklefltirdi¤imiz Kurultay, zamanlamas› ve yap›ld›¤› dönem itibar›yla iflçi s›n›f› aç›s›ndan yukar›da belli oranda yans›tmaya çal›flt›¤›m›z bir döneme denk geldi. Bu anlam›yla da gerek Kurultay’a kat›l›m, gerekse de tart›fl›lan sorunlar›n ard›ndan ortaya konulan perspektif ve yönelim oldukça önemliydi. Yap›lan bu ve buna benzer etkinliklerin niteli¤i, örgütlülü¤ün niteli¤inden ba¤›ms›z ve kopuk de¤ildir. Hem etkinli¤e kat›lan kitle profili, hem temel meseleleri tart›flma, sonuçlar ç›karma ve en önemlisi de çözüm noktas›nda anlay›fl ortaya koyabilmek yine sözünü etti¤imiz nitelikle ilintili bir durumdur.

Hava-‹fl greviyle bafllayan, Telekom iflçilerinin 40 günlük grev eylemleriyle k›p›rdanmaya bafllayan süreç Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s›’na karfl› eylemlerle bir dalgalanma yaratm›fl durumda. Bu dalgalanman›n geliflti¤i zemin, hareketin mevcut niteli¤i ve en önemlisi de önderli¤i de¤erlendirilmeli, mutlaka sonuçlar ç›kar›lmal›d›r. Zira önümüzdeki dönem, bu dalgalanman›n benzer biçimde devam edece¤inin ciddi verilerini sunmaktad›r. Hali haz›rda devam eden Arçelik iflçilerinin, Yörsan, Tega, Tekel iflçilerinin direniflleri sürece yay›larak devam etmektedir. Ülke gündemi ve emek hareketi aç›s›ndan gündemde hak ettikleri yeri bulmasa da bu direnifller özünde, s›n›fa yönelen sald›r›lar karfl›s›nda bir duruflu ifade etmektedir. Bugün aç›s›ndan olamasa bile, bu direnifller önümüzdeki dönem geliflecek hareketin birikimleri olarak de¤erlendirilmeli ve görülmelidir. Sürecin kendisini de¤erlendirirken sosyal y›k›m yasalar›na karfl› örgütlenen mücadeleyi ayr›ca de¤er-

lendirmek ve üzerinde durmak gerekir. Eylemselliklerin yafland›¤› bu süreçte, kitlelerin mevcut sürece müdahaledeki canl›l›klar›, sendikal bürokrasiye ra¤men özellikle ‹stanbul’da yaflanan süreç üzerinde durulmal›, de¤erlendirilmeli. Türk-‹fl’in içinde Belediye-‹fl, Deri-‹fl gibi flubelerin bulundu¤u fiubeler Platformunun süreçte oynad›¤› özel rol üzerinde ayr›ca durmak ve de¤erlendirmek gerekir. SSGSS yasas›na karfl› devrimci, ilerici güçlerin bir araya gelerek oluflturdu¤u platform içerisinde de hat›r› say›l›r bir yere sahip olan fiubeler Platformu’nun bu durumunu sadece iflçi sendikalar› olmalar› durumu ile aç›klarsak eksik ve yanl›fl sonuçlara var›r›z. Türk-‹fl’in mevcut önderlik niteli¤i ile ilgili dillere pelesenk olmufl saptamalar› burada yenilemenin bir gere¤i esas olarak bulunmamaktad›r. Y›k›m sald›r›s› yasas› ile ilgili devletle yap›lan görüflmeler ve ard›ndan yap›lan aç›klamalar bu tespitlerin hakl›l›¤›n› bir kez daha göstermifltir. Bu anlamda burada de¤erlendirilmesi gereken mevcut konfederasyonlar›n niteli¤i de¤il, bu niteli¤e ve gerçe¤e ra¤men “s›n›rl›” bir say›yla da olsa ortaya konulan irade ve pratiklerdir. En “devrimcisi” D‹SK dahi Çal›flma Bakan› Faruk Çelik ile birlikte ortak aç›klamay› yaparken bu niteliklerinin tart›fl›lmaz oluflunu da bir kez daha kan›tlam›fl oldu/oldular. Devletle yap›lan pazarl›ktaki mutabakat›n ertesi gün feshedilmesi ise tesadüf de¤il, tamamen kitleden gelen bas›nc›n gö¤üslenememesidir. Sald›r›n›n boyutu ve kitlelerin kabul edilemezlik noktas›nda ortaya koydu¤u tepki bu bas›nca kaynakl›k eden zemindir. Türk-‹fl yönetimine ra¤men sürecin bafl›ndan itibaren ileri bir tutum tak›nan fiubeler Platformu, 14 Mart, 1 Nisan, 6 Nisan eylemlerinin yan› s›ra bir dizi eylem ve mücadele hatt›n›n belirlenmesinde gücünü ortaya koyma çabas› içerisinde olmufltur. 14 Mart’ta ifl b›rakan Belediye ‹fl ve Tuzla Deri-‹fl kazan›mlar›m›z› ve yarat›lmak isteneni anlamak aç›s›ndan önemlidir. Türk-‹fl’in 14 Mart eyleminin etki gücünü zay›flatmak amaçl› 13 Mart’ta eylem karar› almas›na ve hat›r› say›l›r iflçiyi Taksim’de yürütmesine ra¤men 14 Mart eyleminin kitleselli¤ine gölge düflürmeyi baflaramam›flt›r. 6 Nisan ‹stanbul Kad›köy mitingi öncesi yine Türk-‹fl’e ba¤l›

sendikalar›n, genel merkezleri düzeyinde yapt›klar› aç›klama ve eyleme 10 bin olarak ifade edilen bir say›yla kat›lmalar› bu süreçte öne ç›kar›lmas› gereken yanlard›r. Nedeni ise bahsini etti¤imiz bu pratiklerin kendisine yön veren anlay›flt›r. Gerek ‹stanbul fiubeler Platformu, gerekse de 6 Nisan’da yap›lanlar›n kendisine yön veren, buralara yönelimi sa¤layan s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›m›zd›r. Bu süreçleri kendili¤inden geliflen dönemler olarak okur ve anlarsak anlay›fl›m›za ve mevcut pratik yönelimimize haks›zl›k yapm›fl oluruz.

Kurultay’›n sonuçlar›n› de¤erlendirelim! ‹flçi s›n›f›n›n sorunlar› ve gündemlerine yabanc›l›k, geliflen süreci analiz etme ve kavramadaki gerilik, iflçi s›n›f› içindeki örgütlülü¤ümüzün zay›fl›¤› gelifltirilen bu sürecin örgütlü bir kazan›ma dönüflmesinin önündeki en büyük engelimizdir. Bu engelin kald›r›lmas› ve at›lan ad›mlar›n büyütülmesi ise ancak faaliyetin gelifltirilmesi ve büyütülmesi ile olacakt›r. Bu anlamda 30 Mart’ta yapt›¤›m›z iflçi kurultay›ndan sa¤l›kl› dersler ve sonuçlar ç›karmak önemlidir. Bulundu¤umuz mevzilerden att›¤›m›z ad›mlar›n gelifltirilmesi ve büyütülmesi, bu müdahalelerin ciddi kazan›mlara dönüfltürülmesi ve iflçi s›n›f›n›n örgütlenmesi, mevcut örgütlülüklerimizin niteli¤inin artmas› ancak pratiklerimizden do¤ru sonuçlar ç›kararak yürümekle mümkün olacakt›r. “‹flsizli¤e ‹syan Et Örgütlü Mücadeleyi Gelifltir” fliar›yla gerçeklefltirdi¤imiz Kurultay, zamanlamas› ve yap›ld›¤› dönem itibar›yla iflçi s›n›f› aç›s›ndan yukar›da belli oranda yans›tmaya çal›flt›¤›m›z bir döneme denk geldi. Bu anlam›yla da gerek Kurultay’a kat›l›m, gerekse de tart›fl›lan sorunlar›n ard›ndan ortaya konulan perspektif ve yönelim oldukça önemliydi. Yap›lan bu ve buna benzer etkinliklerin niteli¤i, örgütlülü¤ün niteli¤inden ba¤›ms›z ve kopuk de¤ildir. Hem etkinli¤e kat›lan kitle profili, hem temel meseleleri tart›flma, sonuçlar ç›karma ve en önemlisi de çözüm noktas›nda anlay›fl ortaya koyabilmek yine sözünü etti¤imiz nitelikle ilintili bir durumdur. Çal›flmalar›m›zdaki hedefin çok genifl ve büyük tutulmamas›n›n nedeni de yine bu temel noktad›r. ‹flçi s›n›f› ve genifl


18 Nisan-1 Mayıs 2008 ken örgütlülü¤ümüzün genel olarak yaflad›¤› daralma ve güç kayb›n› bu alan›m›zda da görmek mümkün. Nüfuz etti¤imiz kitle gücünün daralmas›, mevcutlar›m›z›n, bulunduklar› alanlar›n sorunlar›na yabanc›l›¤›, siyasal ve politik gerili¤imiz gibi genel olarak ifade edebilece¤imiz yetersizliklerimizin bu pratik sürecimizde kendini çok daha aç›k ve net gösterdi¤i bilinmelidir. Bulundu¤umuz alanlardan Kurultay’a kat›l›m sa¤lama noktas›ndaki yetersizli¤e neden olan olgu da budur. Kitlelerle özel anlamda da iflçi kitlesiyle kurdu¤umuz ba¤›n zay›f olmas›, kurulu olan ba¤lar›n da niteli¤inin gerili¤i, iflçilerin ya da üretimde bulunan en yak›n›m›zdakilerin etkinli¤e tafl›namamas›na da neden olmaktad›r. Gerek içinden geçti¤imiz dönemde öne ç›kan sald›r›lar›, gerekse de gelecek dönem aç›s›ndan gündemde olan sald›r›lar› politik ajitasyon ve propagandan›n, sistemi teflhirin birer arac› haline getiremiyoruz. Bunun gerçekleflebilmesi içinse öncelikle kendimizin bu noktalara ilgi duymas›, okumas›, araflt›rmas› ve kafa yormas› gerekir. Politikaya uzakl›¤›m›z y›llard›r bu alanlarda bulunmam›za, pratik tecrübe ve deneyimi biriktirmemize ra¤men kitleleri örgütleme ve harekete geçirmeye yetmemektedir.

İşçi-köylü 19 Genel anlamda alanlar›m›zdaki da¤›n›kl›k ve insan gücü anlam›ndaki zay›flama gerçekli¤imizi aflma noktas›nda gerçeklefltirilen bu tarz pratiklerimizi bir araç olarak de¤erlendirme yan›n› daha fazla öne ç›karmal›y›z. Çünkü kitleye ulaflabilecek sa¤lam bir kadronun yarat›lmas›n› öncelikli görevimiz olarak kabul etmeliyiz. Bunun yarat›lmas› ise ancak s›n›f mücadelesinin gündemlerine müdahale ile birlikte politik yaklafl›m›m›z›n kavranmas›yla mümkün olacakt›r. Kurultay›m›za direniflte bulunan iflçilerden kat›l›m›n sa¤lanmas›, kürsüden kendi süreçlerini anlatmalar› olumluluklardan biriydi. Bu konuflmalar içerisinde T. Kürdistan’›ndan gelen Aky›l tekstil iflçilerinin yaflad›¤› süreç, Sinanl› köylülerinin deneyimlerinin aktar›lmas› bölgenin politik atmosferinin kitleye yans›t›lmas› anlam›nda oldukça önemli ve anlaml›yd›. Devletin Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar›n›n anlat›lmas›, gerek bölgede yaflayan halk›n sorunlar›n› gerekse de bu süreçten ne kadar uzak oldu¤umuzun görülmesi aç›s›ndan da önemliydi.

DDSB Program›yla ileri ad›m atal›m! Kurultay›m›z DDSB program›n›n

6 Nisan’›n ö¤rettikleri....

SSGSS Yasa tasar›s›na karfl› gelifltirilen karfl› koyuflta 13-14 Mart eylemleri ve 6 Nisan Kad›köy eylemi önemli ç›k›fllar› ifade ediyor. Bunlardan 13-14 eylemleri iflçi s›n›f› ve emekçilerin iki saatlik de olsa üretimden gelen gücü kullan›lmas› anlam›nda öne ç›kmaktayken, 6 Nisan mitingi ise Taksim hedefli 1 May›s öncesinde prova niteli¤inde olmas›yla kendi çal›flmalar›m›z aç›s›ndan özel olarak de¤erlendirmeyi hak ediyor. 6 Nisan Kad›köy mitingi genel anlamda kitleselli¤i ve kitlenin canl›l›¤› ile dikkat çekiciydi. ‹flçi kitlesinin kat›l›m›ndaki yo¤unluk ve bunlar içinde Deri‹fl’in hem kitleselli¤i hem de canl›l›¤›

üzerinden atlan›lmamas› gereken bir durumdu. Türk-‹fl’e ba¤l› flubelerin kortejlerinden iflbirlikçi sendika a¤alar›na yönelik tepkinin s›kl›kla ifade edilmesi yine önemsenmesi gereken bir noktad›r. Bizler aç›s›ndan ise önümüzdeki döneme de ›fl›k tutmas› anlam›nda de¤erlendirilmesi gereken yanlar bulunmaktad›r. Son dönem kitle eylemlerindeki canl›l›¤›m›z ve kitleselli¤imiz bu mitingde de kendini göstermifltir. Özellikle de kitlemizin politik gerili¤inden kaynakl› güncel geliflmelere ilgisizli¤ini düflündü¤ümüzde kat›l›m›m›z› önemsemek gerekir. Bu canl›l›¤› yürüttü¤ümüz çal›flmala-

ilan edilmesi anlam›nda önemlidir. Uzun zamana yay›lan program tart›flmalar›m›z bu dönem içerisinde sonland›r›larak, deklare edilmifltir. Önemli olan ise bundan sonraki dönem aç›s›ndan program›m›z› nas›l ele alaca¤›m›z ve kitleye mal edece¤imizdir. Daha önce de ifade etti¤imiz gibi program›m›z aç›s›ndan tart›flmalar›m›z›n noktaland›¤›n› düflünmemek gerekir. Her bir bafll›k ve belirlenen konular› kavramak ve derinlefltirmek önümüzde durmakta olan görevler olarak alg›lanmal› ve de¤erlendirilmelidir. Demokratik kitle örgütü

r›n ve sürece yönelik ›srarl› müdahalemizin bir sonucu olarak görmek ve de¤erlendirmek gerekir. Bu ›srar› ve çabay› büyüttü¤ümüzde ve sistemli bir hale getirdi¤imizde alaca¤›m›z sonuçlar›n da ayn› oranda büyüyece¤ini görmek gerekir. Ancak bu olumluluklar›n yan›nda olumsuzluklar›m›z› görmek ve bu yanlar›m›za müdahaleyi daha da önemsemek gerekir. Kitle çizgimizi kavray›fltaki eksiklerimiz devam etmektedir. Emekçilere yönelik hak gasplar›n› ifade eden sloganlara kat›l›m›m›zla, anlay›fl›m›z› ifade eden sloganlar›n at›lmas›ndaki farkl›l›k, illegal sloganlar›n at›lmas›n› bir zorunluluk olarak görme anlay›fl›m›z kendini hala korumaktad›r. Kuflkusuz bu sorun ne keskin müdahalelerle afl›lacak, ne de k›sa zamanda ortadan kalkacakt›r. Bu kendimizi e¤itmekle, kitle çizgimizin ne olmas› gerekti¤ini kavramakla ve s›n›f mücadelesinin ihtiyaçlar›n› anlamakla esas olarak afl›lacakt›r. 6 Nisan’da yaflad›¤›m›z sorunun temelini burada aramak ve somutlamak gerekir. Kitlelerin talepleri ve sorunlar›yla buluflmayan, bu taleplerin çözümü noktas›nda do¤ru adresler göstermeyen soyut anlamdaki bizi ifade ediflin kitleler nezdinde bir hükmü olmad›¤›n› görmemiz gerekir. Bu ne bizim ihtiyaç duydu¤umuz ne de

Politik gündem

anlay›fl›m›z›, örgütlenme perspektifimizi, s›n›f›n temel sorunlar›na yaklafl›m›m›z ve bak›fl aç›m›z› netlefltirmek ve derinlefltirmek zorunday›z. Bu tart›flmalar›m›z› ise an›n sorunlar› ve görevleriyle birlefltirmeli, yaflad›¤›m›z t›kanmalara çözüm bulmak amac›yla tart›flmal› ve tart›flmalar›m›z› prati¤imize yön vermesi gerçekli¤i do¤rultusunda kavramal›y›z. En önemlisi de kitleye mal edilmesi gereken bu tart›flma süreci hem politikleflmemizi sa¤layacak hem de s›n›fla zay›f olan ba¤lar›m›z›n güçlenmesine vesile olacakt›r.

kitlelerin ihtiyaç duydu¤u bir yaklafl›md›r. Bu yaklafl›m›m›z ve kavray›fl›m›z kendisini sadece kitle eylemlerinde de¤il, ayn› zamanda kitlelere yaklafl›m ve örgütleme tarz›nda da kendini göstermektedir. Siyasal teflhir ve propaganda faaliyetimizi belirleyen ya “kendi” gündemlerimiz, ya da “dostane” sohbetlerimiz olmaktad›r. Çal›flmalara yaklafl›m›m›z böyle olunca ne eylemine geldi¤ini dahi bilmeyen bir kitle gerçe¤iyle yüzleflmek durumunda kalabiliyoruz. Bu mitinge katt›¤›m›z kitle gücünden ba¤›ms›z olarak, bu gücün ne kadar kof oldu¤unu da bize göstermekte ve ona göre de tedbirler almam›z› gerektirmek zorundad›r. Bu olumluluk ve olumsuzluklar›m›zla 1 May›s’› karfl›lamaya haz›rlan›yoruz. Sendika bürokrasisinin yapt›¤› pazarl›k ve görüflmeler ne olursa olsun biz yüzümüzü iflçi ve emekçilere çevirmek ve onlar›n kat›l›m›n› sa¤lamak, son dönem yaflanan dalgalanman›n ivmesini art›rmaya yönelmek zorunday›z. Devletin alaca¤› her türlü tutumu öngörerek haz›rl›klar›m›za flimdiden bafllamal›y›z. Tüm gücümüzü ve enerjimizi bu noktada yo¤unlaflt›rarak, daralan zaman›n her dakikas›n› en iyi flekilde de¤erlendirerek sürece yüklenelim!


Gö¤ün yar›s›

‹flçi-köylü 20

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Kad›nlar›n kölelik zincirinde tarihi bir halka: D‹N

Din kad›nlar› nas›l esaretine ald›?

Kad›n ve erke¤in toplumlar tarihinde konumlar› itibar›yla geliflim ve de¤iflim süreçlerinin efsanelerle bafllayan çarp›t›lmas›, insanl›¤›n geliflim aflamas›nda kad›n›n rolünün yads›nmas› ataerkil sistemlerin kad›n›n ve kad›nla birlikte insanl›¤›n kölelefltirilifliydi. Üretim araçlar›n›n ve üretim biçimlerinin geliflimi içerisinde avantajl› rolü erke¤in üstlenmesi, toplum yaflant›s›nda kad›n›n ikincil plana itilmesine ve eve hapsolmas›na neden oldu. Kad›n›n ev içi yaflamdaki s›n›rlar›n›, erkekle olan iliflkilerini ve bir bütün yaflamdaki yerini; erke¤in egemenli¤ine dayal› olarak, bilge ve insanl›¤›n “yarat›c›s›” olan tanr› düzenliyordu. Kad›n art›k sadece uyum sa¤lamakla mükellefti. Din, Latince Religan kelimesinden türetilmifl olup, “yükümlülük” ya da “ba¤” anlamlar›na geliyor. ‹nsanlar›n daha çok da kad›n cinsinin Tanr›’ya; egemen erke¤e ve s›n›fa ba¤lanmalar›, kutsalla iliflkili olan bir inanç ve pratikler dizisidir. ‹nsanlar›n yerine getirmekle sorumlu oldu¤u “yükümlülükleri” özel mülkiyetle birlikte Tanr›sal bir güç eflli¤inde egemen s›n›flara karfl› bir yükümlülüktü. Tanr› ve din egemen s›n›f›n ç›karlar›na oldu¤u kadar, kad›n karfl›s›nda erke¤in ç›karlar›na da hizmet ediyordu. Tanr›n›n gücü her türlü itaati zorunlu k›larken, Tanr›’ya ibadet süreci yönetici mekanizmalar›n-devletin ilgi oda¤›yd›. ‹nsanlar üzerinde ekonomik ve siyasi otorite kurman›n ve zamanla bunu daha da pekifltirmenin bir arac› ibadetti. Din art›k devletin kontrolünde ve aile kurumu üzerinde bir bask› arac›yd›. Kad›nlar›n dinin etkisiyle de üretim süreçlerinden kopuflu ve çifte sömürüye tabi kal›fl› onu çok daha ‘de¤ersiz’ bir hale getirmiflti. ‹nsanl›¤›n ilk toplumsal üretiminde kad›n için ayr›cal›k teflkil eden fizyolojik ve biyolojik özellikleri, s›n›fl› toplumla birlikte bir dezavantaj haline gelecek, zamanla daha da afla¤›lanmas›-

na, “kötülü¤ün timsali” ilan edilmesine neden olacakt›. Bu noktada din adamlar› kad›n›n egemen sisteme “uyum” sürecinde önemli roller üstlendiler. Esasta ise devlet, kad›nlar›n beyinlerini ve düflünüfl biçimlerini dumura u¤ratmada dini alabildi¤ine kulland›.

Günlük yaflamda dinin etkisi kad›nlara nas›l yans›d›? Din, kad›nlar›n ev içi yaflam›nda her ad›m›n› erke¤e itaat üzerine belirledi. Dinin, de¤iflen zamana karfl› daimili¤i, de¤iflmezlik özelli¤i, kad›n özgülünde de¤iflmeyen bask› ve uyuflturman›n da di¤er ad›yd›. Ailede ve toplumdaki kat› “fleref”, “namus” anlay›fl›, kad›n üzerinde kurulan tahakkümün ac›mas›zl›¤›yla birlikte yol al›yordu. fieref ve namus, erke¤in tekelinde oldu¤u için onu koruma görevi de erke¤e aitti. Cinsel ahlak, bütün toplumlarda oldu¤u gibi kad›nlar›n bedensel denetimi üzerine kurulmufltur. Bu kurallar bütünü nas›l yorumlan›rsa yorumlans›n kad›n›n köleli¤inin devam›n› öngörür. Günlük yaflam bu kölelik üzerine kuruludur. Sadece evde de¤il çal›flma yaflam›nda, e¤itimde, sokakta nas›l davranaca¤›, hangi k›yafeti giyece¤i de bu kurallar bütünü içerisine girer. Evde, mutfakta, yatakta ve çocuk bak›m›nda üstlenmesi zorunlu hizmetleri de bu kurallar belirler. S›n›rlar› din ve geleneklerle belirlenen bu buyruklara, kad›n ve erkekler kendi rolleri bak›m›ndan uygun davranmay› ihmal edemezler. Kad›nlar›n bedensel özelliklerinden kaynakl› “do¤al, de¤ifltirilemez” bir farkl›l›klar›, efllik ve annelik gibi “özel görevleri” onlar›n “hak s›n›rlar›n›” da belirler. Çizilen “hak s›n›rlar›” yine Kuran’daki ayetlerle kal›c›l›k kazanm›fl olur. Bakara süresinde Allah’›n, Adem’i kendi özelliklerinden yola ç›karak, kendi olmas›n› istedi¤i gibi biçimlendirdi¤i belirtilerek insana has olan biyolojik yap›lanmalar da Allah olarak

çizilir. Ve Allah’›n Adem’i “kendi suretinden” yaratt›¤›na yer verilir. Demek ki insan yaflam›nda Allah, Adem olarak erkek suretindedir. Yine Bakara süresi “erkeklerin dereceleri kad›nlardan üstündür” ya da kad›nlar›n baflkald›rma olas›l›¤›na karfl› Nisa Suresi “Onlar› (o kad›nlar›) DÖVÜN” diye, Allah nezdinde aç›kça kad›nlara fliddeti onaylar. Dini kurallarla birlikte de kad›na fliddetin onaylanmas›, kad›n›n her türlü baflkald›r›s›nda erke¤in uygulayaca¤› fliddet, dini bir vazife hatta “sevap” olarak da ortaya ç›kar›yor. Böylece sistem din arac›l›¤›yla kad›n›n bedensel ezilmesini ve afla¤›lanmas›n› öne ç›kart›p kiflili¤inin geliflimini de sekteye u¤rat›yor. Kendine güvensiz, her yönüyle eksik ve yetersiz olduklar›n› kan›ksam›fl kad›nlar yarat›l›yor. Ailede erkekte cisimleflen bu bask› mekanizmas›n›n toplumdaki hamisi ise devlettir. Bu çifte sömürünün, devlet yan›nda önemli bir ifllevini dini kurulufllar ve din

adamlar› yerine getirirler. Halk yoksullu¤a mahkûm edilirken, halk› bu durum karfl›s›nda sabretmeye-katlanmaya teflvik eden de onlard›r. Gösterilen sabr›n karfl›l›¤› bu dünyada yoksulluk ve her türlü horlanma olsa da cennette bir mutluluk vaadi vard›r ne de olsa. Halk için geçerli tüm bu etkenler, kad›nlar söz konusu oldu¤unda çok daha fazla bir etkiye sahiptirler. Ayn› do¤rultuda bugün burjuva medyan›n rolü de tart›flmas›zd›r. Sistemin ideolojik bak›fl aç›s›

alabildi¤ine genifl kitlelere empoze edilir ve bundan en zararl› ç›kanlar yine kad›nlar olurlar. Ayn› dili konuflan, ayn› ac›lar› yaflayan kad›n ve erkeklerin birbirine yabanc›laflt›r›l›p daha tali sorunlar içerisinde bo¤ulmas› sa¤lan›r. Kad›nlar›n gerçek yaflamdan kopuklu¤unu, baflta din olmak üzere ba¤›ml›l›k yaratan ideolojilerden etkilenmiflli¤ini anlamak için baz› verilere bakmak yeterli olacakt›r. Kimi araflt›rmalara göre kad›nlar›n % 44’ü büyüye, % 81.2’si nazara, % 40.5’i u¤ura, % 26.5’i fala, % 16.7’si y›ld›z fal›na, % 47.2’si ruhlara ve % 14.2’si uzayl›lara (ufolara) inan›rken % 50.9’u da öldükten sonra yeniden hayata gelmeye inand›klar›n› belirtmektedir. Ortaya konan rakamlar›n, gerçe¤i tam olarak yans›tmas› beklenemez ama bu veriler kad›nlar özgülünde a¤›rl›kl› gerçe¤in anlafl›lmas› bak›m›ndan önemlidir. Ve tüm bunlar›n oluflumunda dinin ve oradan türeyen inan›fllar›n rolü belirleyici durumdad›r. Burjuva medya da sürekli olarak bu temel üzerinde, kad›nlara yönelik ideolojik ve kültürel tahakkümü hayata geçirebilmektedir. Ülkemiz kad›nlar›n›n % 70’inin “ev kad›n›” oldu¤unu düflündü¤ümüzde din dahil tüm idealist görüfllerin etkisinde kal›fl›n› daha iyi anlar›z. Kad›nlar siyasete uzak, anti-entellektüel, magazin izleyicisi ve fliddet ma¤duru olarak bir toplumsal kimlik kazanm›fllard›r. Marksizm’in çokça tart›flmaya yol açan “Din halk›n afyonudur” fleklindeki özlü tan›m›, insanl›¤›n ideolojik ba¤›ml›l›klar›na iflaret etmektedir. Lenin de ayn› paralelde “Din, halk› uyutmak için afyon niteli¤indedir. Din sermaye kölelerinin insanc›l düfllerini, insana yaraflan bir yaflam istekleri içinde bo¤ulduklar› bir çeflit ruhsal içkidir” der. Dinin kitleleri uyutan veya uyuflturan niteli¤i tart›flmas›zd›r. Fakat ne Marks ne de Lenin’in din olgusuna yaklafl›m› “uyutma” veya “uyuflturma” kelimelerinin tafl›d›¤› darl›kla s›n›rl›d›r. Dinin kitleler üzerindeki rolünde, onlar›n eflit, insanc›l bir gelecek düfllerinin yans›mas›d›r da din. Fakat tüm egemen kültürde oldu¤u gibi din de hâkim s›n›flar›n kontrolü alt›ndad›r. Bu nedenledir ki, kitlelerin eflitlik ideallerine ideolojik bir kimlik kazand›rd›klar› din, tersinden yine onlar›n ba¤›ml›laflt›r›lmalar›n›n güçlü bir arac›d›r.


‹flçi-köylü 21

18 Nisan-1 Mayıs 2008 Toplumsal boyutta durum buyken kad›nlar nezdinde dinin kelimenin tam anlam›nda “uyutma” ve “uyuflturma” ifllevi gördü¤ünü söylemek mümdündür. Keza tarihten bugüne din ezilen kitle hareketlerinin ideolojik önderli¤ini üstlendi¤i durumda da kad›n cinsi için herhangi bir kurtulufl umudu tafl›mam›flt›r. Din kisveli birçok toplumsal devrim kad›nlar›n u¤rad›¤› fliddeti, azaltsa da ciddi bir de¤ifliklik yaflanmam›flt›r. En önemlisi bu da yine erkek egemenli¤indeki yeni toplumsal yap›n›n bir gere¤i olarak yaflam bulmufltu. Tüm bunlar aç›k bir gerçe¤e iflaret etmektedir ki; kad›nlar söz konusu oldu¤unda din, hiç de “masum” say›labilecek bir niteli¤e sahip de¤ildir. Çünkü ataerkil s›n›fl› toplumlar›n bir ya-

rat›s› olarak temel bir özelli¤ini kad›n cinsinin ezilmesinden almaktad›r. Kad›nlar› ilgilendirdi¤i boyutuyla din olgusuna iliflkin ortaya koyduklar›m›z, kad›nlar›n toplumsal mücadelesinde yönelmeleri gereken bir soruna da iflaret etmektedir. Kad›nlar, özellikle emekçi kad›nlar dinin, gerici töre ve geleneklerin etkisinden kurtulmak zorundad›r. Onlar s›n›fsal mücadelelerinde, daha bu mücadeleye at›lmadan önce de bu geri ideoloji ve kültürlere karfl› zafer kazanmak durumundad›rlar. Kad›nlar›n egemen sisteme baflkald›rd›klar› her yerde ataerkil düflünce y›¤›nlar›yla, baflta da din, töre ve namus anlay›fllar›yla karfl›laflmas› kaç›n›lmazd›r. Dinin, gerici töre ve namus anlay›fllar›n›n kabu¤unu k›rd›¤› oranda kad›n kendisi olmaya ve ger-

çekten toplumsal bir mücadelenin öznesi olmaya bafllayacakt›r. Kad›nlar›n bugününü ve gelecek hayallerini çalan, onlar› uyuflturan ve kölece itaate zolalayan “içkinin” etkisinden kurtulup örgütlü mücadelelere kat›l›m› dine karfl› oldu¤u kadar ataerkil sisteme karfl› da bir mücadeledir. Kad›nlar, gelecek düfllerini gerçeklerden koparan fal›, nazar›, büyüyü, ayetleri ve her türlü idealist görüflü bir kenara f›rlatmal›d›r. Yaflam›n gerçek gücü; ona kan› ve can› tafl›yanlar kad›nlar ise kendi güçlerini kolektif k›ld›klar›, mücadelede birlefltirebildikleri oranda gelece¤i belirleyenler de onlar olacakt›r. Kad›nlar›n kurtulufl yolu en baflta ataerkil sistemin pisliklerine, ba¤›ml›l›klar› kadar din ve gerici geleneklere karfl› mücadeleden geçecektir.

Copla tecavüz davas›nda polislere beraat Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde 2002 y›l›nda gözalt›nda tutuldu¤u ‹l Emniyet Müdürlü¤ü’nde iflkenceye u¤rayan Hamdiye Aslan’›n hukuk aray›fl› sonuçsuz kald›. ‹flkence iddias›yla 5 polis memuru hakk›nda dava açan Mardin 2. A¤›r Ceza Mahkemesi, Aslan’›n ifadelerini çeliflkili ve soyut bularak polis memurlar›na beraat verdi. Aslan ifadesinde iflkenceyi “Emniyet’in kap›s›ndan girer girmez beni kald›¤›m›z nezarethaneye tekmeleyerek götürdüler. Nezarethaneye girince beni tekmeleyerek götürdüler. Bez bir torbay› bafl›ma geçirdiler. Bütün elbiselerimi üzerimden ç›kard›lar. Bu s›rada bana tazyikli su s›k›yorlard›. Kocam Abdulkadir Aslan’› getirdiler, yan›ma koydular. Onu da benim gibi ç›r›lç›plak soymufllard›. Sonra beni baflka bir odaya götürdüler. Copla vücudumun neresine denk gelirse vuruyorlard›. S›rt›ma ve vücudumun de¤iflik yerlerine vurduktan sonra makat›ma cop sokmaya çal›fl›yorlard›, bu s›rada bay›lm›fl›m” sözleriyle anlatt›. Aslan’›n ifadelerine ra¤men Mardin Devlet Hastanesi’nde görevli Dr. Ayhan Özden taraf›ndan düzenlenen “darp ve cebir izi yoktur” fleklindeki rapor Savc›l›¤a götürüldü. Ancak Aslan’›n vücudundaki izleri fark eden savc› Salih K›l›çda¤› yeniden muayeneye gönderdi. Dr. Ata Hitay’›n düzenledi¤i ikinci muayenede de ayn› yönde rapor verildi. Aslan, “örgüte yard›m ve yatakl›k” suçundan tutuklanarak Mardin Hapishanesi’ne gönderilirken, hapishane giriflinde yetkililer, Aslan’›n iflkence gördü¤ünü fark edip, aç›lacak bir davada sorumluluk kabul etmemek için Aslan’› yeniden muayeneye gönderdi. Ayn› gün üçüncü kez Devlet Hastanesi’ne götürülen Aslan’la ilgili, Dr. Metin Ç›lg›n’›n düzenledi¤i raporda, iflkence bulgular›na yer verildi.

Kad›n kad›na tecavüz olmaz! Aslan kendisine yönelik tecavüz giriflimini ancak 2 ay sonra dile getirebildi ve gözalt›nda bir kad›n polis taraf›ndan coplu tecavüze maruz kald›¤›n› avukatlar›na aktard›. Can havliyle elini kolunu sallad›¤›-

n›, bu s›rada tecavüzcünün gö¤üslerine dokundu¤unu ve kad›n oldu¤unu anlad›¤›n› anlatt›. Bunun üzerine Aslan’a, 21 May›s 2002’de Devlet Hastanesi’nde muayene yap›ld›. Düzenlenen raporda, Aslan’›n iddialar›n› do¤rulayan bulgulara yer verilerek, “Ancak yaran›n oluflumunun copla tecavüz mü yoksa kab›zl›k nedeniyle mi oldu¤u üzerinden zaman geçmesi nedeniyle tespit edilememektedir” fleklinde rapor verildi. Mardin Emniyet Müdürlü¤ü’nde görevli Hanife fi., hakk›nda aç›lan soruflturma da, “Bir kad›n›n di¤er bir kad›n›n ›rz›na geçmesinin ceza hukuku anlam›nda mümkün olmad›¤›” gerekçesiyle takipsiz karar› verildi. Aslan’a iflkence yapan polisler hakk›nda 2003 y›l›nda 765 Say›l› TCK’nin 64/1 Maddesi uyar›nca iflkence iddias›yla dava aç›ld›. Copla tecavüze takipsizlik karar› veren yarg›, polislere de beraat verdi. (H. Merkezi)

“Kad›n ve fliddet” Diyarbak›r’da tart›fl›ld› Diyarbak›r Yerel Gündem 21 Gençlik Meclisi taraf›ndan organize edilen “Kad›n ve fiiddet” konulu panele Yerel Gündem 21 Kad›n Meclisi üyesi Mülkiye Birtane, Bahçeflehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nilüfer Narl›, Yerel Gündem 21 Kad›n Meclisi Üyesi Yasemin fiafak ve Fransa Solidaritê Et Libertê Derne¤i yöneticisi Annick Samoulian kat›ld›. ‹lk olarak dünya genelinde fliddete maruz kalan kad›nlar›n foto¤raflar›ndan oluflan slayt gösterimi sunuldu. Ard›ndan k›sa bir konuflma yapan Birtane, kad›n cinayetlerine dikkat çekti. Ard›ndan söz hakk› alan Narl›, kad›na yönelik fliddetin en yayg›n ve s›k olarak rastlanan kad›n insan haklar› ihlallerinden oldu¤unu kaydetti. Kad›na yönelik fliddetin

birçok bafll›k alt›nda toplanabilece¤ine de¤inen Narl›, “bunlardan en çok karfl›lafl›lan fiziksel fliddettir. Bunun içine her türlü fiziki bask› ve uygulama girer. Sözel fliddet, ekonomik fliddet, cinsel fliddet gibi. Bir erke¤in eflinin bir yere ç›kmas›na izin vermemesi de sosyal fliddet bafll›¤› alt›nda gösterilebilir. Ancak uygulanan bu fliddet bizim toplumumuzda kan›ksanm›fl durumdad›r. 2005 y›l›na göre 2006 y›l›nda fliddete maruz kalan kad›n say›s› önceki y›la göre yüzde 76 oran›nda artm›fl durumdad›r. Cinsel fliddete u¤rayan kad›nlar›n çok önemli bölümü 18 yafl›n›n alt›nda ve kendi akrabalar› taraf›ndan cinsel fliddete u¤ramaktad›rlar. Türkiye’de fliddetin çok olmas›ndan kaynakl› kad›n intiharlar› da çok yüksektir” diye konufltu. (H. Merkezi)

Gö¤ün yar›s›

Yorumsuz...

* Beykoz’ da, haklar›nda dedikodu yapt›¤› öne sürülen bir kad›n› 40 yerinden b›çaklay›p cesedini parçalayarak çöpe att›klar› iddia edilen bir kad›n ile kocas›n›n da aralar›nda bulundu¤u dört kifli yakaland›. Ölen kad›n›n, dört çocuk annesi Melek Güren oldu¤u belirlendi. * Keçiören’de 12 yafl›ndaki k›z çocu¤una bir y›ld›r tecavüz etti¤i iddias›yla gözalt›na al›nan T.B. tutuklanarak cezaevine gönderildi. T.B., bald›z›n›n k›z› olan C.G.’yi bir y›l önce sigara içerken yakalad›. Bunun üzerine C.G.’yi babas›na flikayet etmekle tehdit eden T.B., küçük k›za bir y›l boyunca tecavüz etti. K›zlar›n›n son zamanlardaki farkl› davran›fllar›ndan flüphelenen aile ise tüm s›k›flt›rmalar›na ra¤men C.G.’nin a¤z›ndan laf alamad›. Anne G., tesadüfen eve erken geldi¤i bir gün T.B.’yi k›z›na tecavüz ederken suçüstü yakalad›. T.B. olay yerine ça¤r›lan jandarma taraf›ndan gözalt›na al›nd›. * Kars, yetifltirme yurdunda kalan lise ö¤rencisi k›za tecavüz olay›yla çalkalan›yor. ‹ddiaya göre, Halime Arslan Y›ld›z Çocuk Yuvas› ve K›z Yetifltirme Yurdu’na, Trabzon’un Vakf›kebir ‹lçesi’nden koruma amaçl› olarak gönderilen 16 yafl›ndaki lise ö¤rencisi N.K.’ye, aralar›nda siyasetçi yak›nlar›, gazeteci ve askerlerin de bulundu¤u 10 kifli 8 ay boyunca tecavüz etti. Genç k›z›n dayanamayarak durumu ö¤retmenlerine anlatmas› sonucu polis taraf›ndan yakalanan zanl›lardan 8’i ç›kar›ld›klar› mahkemece tutukland›. * Adana’da kendisine tecavüz edip eve hapsetti¤i iddias›yla birlikte yaflad›¤› Ahmet Tamer’in (28) yüzüne 2 y›l önce k›zg›n ya¤ döktü¤ü iddias›yla yarg›lanan Hatice Durdu’nun (27) davas› sonuçland›. Mahkeme heyeti, 2 çocuk annesi Durdu’yu, yaralama suçundan 6 y›l hapse mahkûm etti. Olay›n kimin taraf›ndan ve neden bafllat›ld›¤›n›n saptanamamas› ve duruflmadaki iyi hali nedeniyle Durdu’nun cezas› 3 y›l 9 aya indirildi. Ayn› dosyada, Durdu’ya “cinsel sald›r›da bulundu¤u ve hürriyetini yoksun b›rakt›¤›” iddias›yla 17 y›la kadar hapsi istenen Ahmet Tamer ise inand›r›c› delil bulunamad›¤›ndan beraat etti.


Tarihten sayfalar

İşçi-köylü 22

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Bugünü kazanmak, tarihimizden ö¤renmeyi ve militanca mücadeleyi flart koflar! Baz› tarihi süreçler, s›n›f mücadelesi için ortaya iyi f›rsatlar ç›kar›r. Bu f›rsatlar do¤ru bir tarzda de¤erlendirildi¤inde devrimci mücadele aç›s›ndan olumlu geliflmelere yol açar. Do¤ru de¤erlendirmeden kast›m›z, hem yaflananlar›n bilimsel bir temelde analizi hem de bu analiz sonucunda ortaya ç›kar›lan devrimci sonuçlara uygun olarak militan bir prati¤in izlenmesidir. Birincinin varl›¤› ikinciyi tetiklerkolaylaflt›r›r, ikincinin yoklu¤u sonuç itibar›yla birinciyi anlams›zlaflt›r›r. Yani do¤ru analiz ve bu analize dayanan çok yönlü militanca pratik. Son süreçte Türk egemen klikleri aras›nda yaflanan “Laik”-“anti-Laik” tart›flmas› buna en iyi örnektir. Baz› kesimler taraf›ndan yaflanan bu iç çat›flman›n nedeni iyi kavranmad›¤›ndan dolay› “Laikli¤i savunma” ad› alt›nda egemenlerin bir kli¤ine karfl› daha hoflgörülü, daha ehven-i fler (kötünün iyisi) bir tutum tak›n›lmaktad›r. Veya özgürlükleri savunma, ona sahip ç›kma ad›na türban sorununda taraf olmaktad›rlar. fiu aç›k ki, ilericilik-devrimcilik ad›na bu ve benzeri tutumlar›n tak›n›lmas› s›n›f mücadelesine hiçbir katk› sunmaz. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda egemen s›n›f klikleri aras›nda süren bu iç çat›flmadan yararlanmak yolu her fleyden önce her türlü pragmatist tutumdan uzak, s›n›f bak›fl aç›s›na uygun bir tutum tak›nmakla mümkündür. Bu da bugün bizim önümüze flu görevleri koymaktad›r. Birincisi; yaflanan bu çat›flman›n arka plan›nda “laiklik” ve “özgürlü¤ün” olmad›¤›, olan tek fleyin kimin iktidara daha fazla sahip olaca¤› gerçe¤ini genifl y›¤›nlara anlatmak. ‹kincisi, egemen s›n›flar›n tümü sömürü ve zulüm özgürlü¤ünden yanad›rlar. Ezilenlerin, emekçilerin, Kürt ulusunun en s›radan demokratik talepli istemlerine karfl› ise ayn› saftalar. Örne¤in, onlar Ankara’da coplanan emekçiler, Newroz’da Kürt halk›na reva görülen zulüm karfl›s›nda “özgürlükler” ad›na ne yapt›lar? Tabi ki sustular. Çünkü bu tablo kendi eserleridir. Böylesi süreçlerde genifl y›¤›nlar› ayd›nlatmak için ajitasyon-propaganda faaliyetlerine h›z vermenin ve yine devrimci saflarda var olan yanl›fl bak›fl aç›lar›na karfl› ideolojik mücadele yürütmenin çok yönlü bir geliflmeye hizmet edece¤i aç›kt›r. Bu bak›fl aç›s›yla son süreçteki geliflmeleri ele ald›¤›m›zda yukar›da ifade etti¤imiz gibi devrimci ve komünist güçlerin bu süreçten yeteri kadar yararland›klar›n› söylemek abart›l› bir yaklafl›m olur. Çünkü; böylesi kriz süreçlerini derinlefltirmek güçlü bir kitle hareketini ve militanca bir mücadeleyi flart koflar. Oysa bugün ne güçlü bir kitle hareketinden ne de güçlü bir devrimci at›l›mdan söz edemeyiz. Buna ra¤men son süreçte iflçi ve emekçilere dönük yürütülen çok yönlü sald›r›lara karfl› afla¤›dan yukar›ya do¤ru tepkilerin-k›p›rdan›fllar›n iflaretlerini gör-

mek mümkündür. Sömürü ve soygun yasas›ndan baflka bir anlam ifade etmeyen Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›’na karfl› birçok ilde ortaya konulan tepkiler bunun en somut örne¤idir. Hiç flüphesiz Newroz’da yap›lan y›¤›nsal ve militanca kutlamalar da genel olarak bu süreci olumlu yönde etkileyecektir. Her ne kadar faflist Kemalist diktatörlü¤ün iflçi ve emekçilere dönük yürüttü¤ü kapsaml› sald›r›lara karfl› Kürt illerinde genifl bir tepkinin örgütlenmesine vesile olmasa da, Newroz’da Kürt halk›n›n sergiledi¤i militanca durufl tüm ilerici ve duyarl› güçlerin üzerinde olumlu bir etki yaratm›flt›r. Özellikle kitle hareketlerinin geriledi¤i, ›rkç› ve floven sald›r›lar›n ayyuka ç›kt›¤› böylesi bir süreçte yüz binlerin alanlar› zapt etmesi, egemen s›n›flar›n “dikensiz gül bahçesi” yaratma hayallerini y›kt›. Bir kez daha egemenleri Kürt ulusal sorunu gerçe¤i ile yüzlefltirdi. Bu gerçek ve yine egemen s›n›flar›n yaflad›klar› ekonomik ve siyasi kriz (ki bu kriz dünyada yaflanan ekonomik krizden ba¤›ms›z de¤ildir) ve tüm bu geliflmeler egemen s›n›flar›n önümüzdeki süreçte Kürt ulusunun, iflçi ve emekçilerin ekonomik, demokratik istemli taleplerine karfl› izledi¤i devlet terörü politikas›na h›z kazand›raca¤› gerçe¤ini gösteriyor. Kameralar eflli¤inde k›r›lan kollar, kurflunlanan bedenler, coplanan iflçi ve emekçi görüntüleri bunun en son ve somut iflaretleridir. Bu gerçe¤i görerek buna göre hareket etmek baflta komünistler olmak üzere tüm ilericidevrimci ve yurtsever güçlerin görevidir. Yaflanan son devrimci pratiklere bakt›¤›m›zda devrimci ve komünist güçlerin saflar›nda belli bir hareketlenmenin oldu¤unu görmek mümkündür. Bizlerin basitten karmafl›¤a do¤ru bu hareketlili¤e ivme kazand›rmak için somut durumu kavrayarak hareket etmemiz flartt›r. Peki somut durum nedir? Birincisi; faflist Kemalist diktatörlü¤ün imha ve inkar siyaseti Kürt illerinde çat›flmay› daha da fliddetlendirecektir. Dolay›s›yla ileri kitlelerde silahl› mücadeleye karfl› var olan sempatiyi daha da art›racakt›r. Bu da bize bu alanda var olan güçlerimizin nicel say›s›n› art›rma, nitel gücünü daha da gelifltirerek aktif bir konuma getirme görevini dayat›yor. Burada sa¤layaca¤›m›z her baflar› di¤er alanlardaki çal›flmalar›m›za olumlu katk› sunacakt›r. ‹kincisi; iflçi ve emekçiler cephesinde yaflanan son geliflmeler, önümüzdeki sürecin daha da hareketli geçece¤i mesaj›n› vermektedir. Önemli oranda ekonomik talepli olan ve kendili¤inden geliflen bu hareketler içinde güç olmak, öncelikle bu alanlarda var olan güçlerimizin örgütlenmesiyle mümkündür. Bu anlam›yla iflçi s›n›f› cephesinde sorunlar›n nedenini ve çözümünü içeren son pratik çabalar› önemsemek gerekir. Daha do¤rusu ifl-

çilerin, ö¤renci gençli¤in, köylülü¤ün vb. tüm emekçilerin somut sorunlar› üzerinde örgütlenmeye, zay›flayan kitle ba¤lar›n› güçlendirmeye hizmet eden pratik ad›mlar› atmada ›srarl› olmal›y›z. Da¤›n›k ve hareketsiz olan her iliflkiye müdahale etmek, yani örgütlenerek örgütlemek, çal›flmalar›m›zda temel prensibimiz olmal›d›r.

24 Nisan 1972 tarihi bilinciyle kuflanal›m! 24 Nisan Proletarya Partisi’nin 36. kurulufl y›ldönümüdür. Proletarya Partisi’nin kuruluflunu selamlamak ve o felsefeye uygun olarak yaflamak flu olgular› asla ak›ldan ç›karmamak anlam›na gelir. Birincisi; Her türlü geleneksel burjuva ve küçük burjuva bak›fl aç›lar›na karfl› Marksizm-Leninizm-Maoizm

silah›yla savaflmak. Çünkü Proletarya Partisi’nin kurucu önderi Kaypakkaya yoldafl›n baflta Kemalizm, Kürt ulusal sorunu olmak üzere birçok temel sorunda ortaya koydu¤u perspektifler bu anlay›fl›n ürünüdür. Demek ki 24 Nisan tarihi ayn› zamanda yaflad›¤›m›z topraklarda tabu olarak görülen anti-MLM anlay›fllara karfl› tereddütsüz bir savafl›m›n ifadesidir. ‹kincisi; güçlerin azl›¤›na bakmadan bir avuç komünist öncünün emperyalistler ve uflaklar›na karfl› tereddütsüzce bir savafl›m içine girmeleri gerçe¤idir. Çünkü onlar gücünü hakl› ve meflru olufllar›ndan, kitlelere duyduklar› güvenden al›yordu. Bundan dolay› da, tüm imkâns›zl›klara, s›n›rl› olanaklara ra¤men özveride, fedakârl›kta ve kavgada ›srarc›l›kta hiçbir s›n›r tan›mad›lar. Bizler bu çizginin sürdürücüleri olarak bugün tarihi tecrübeler ›fl›¤›nda yaflanan tüm de¤iflimleri de göz ard› etmeyerek ayn› kararl›l›kla bu tarihsel yürüyüflteki görevlerimizi yerine getirmeyle yüz yüzeyiz. Her fleyden önce devrimci saflarda yaflanan ideolojik k›-

r›lmalar, yine reformist çözümlere kilitlenme bak›m›ndan bugün yaflananlar, dünden daha yo¤un ve karmafl›k bir boyuttad›r. Dolay›s›yla ideolojik alandaki mücadele görevimiz daha bir önem kazanm›flt›r. Yani, Proletarya Partisi’nin kuruluflu döneminde Kaypakkaya yoldafl›n bu konuda ortaya koydu¤u ilkeli ve ›srarc› tutumu sürdürmek zorunday›z. Çünkü kurulufl felsefesine ba¤l›l›k, MLM ilkeler ›fl›¤›nda her türlü tutucu bak›fl aç›s›ndan uzak, de¤iflime aç›k ve demokrasi, ba¤›ms›zl›k, sosyalizm mücadelesinde ›srar demektir. De¤iflime ve geliflmelere aç›k olmak, Demokratik Halk Devrimi perspektifini yitirmeden, ama devrimin zaferi için yaflanan de¤iflimleri de göz ard› etmeden siyasal iktidar mücadelesine kilitlenmek anlam›na gelir. Di¤er bir anlat›mla sorgulamada ›srarc›l›k, ö¤renmede s›n›r tan›mazl›k, uygulamada yarat›c›l›k yaflam ve mücadele felsefemiz olmal›d›r. Tüm bu meziyetleri önder Kaypakkaya yoldafl›n flahs›nda görmek mümkündür. Dolay›s›yla bu çizgide ›srar, bu bak›fl aç›s›yla olaylar› olgular› ele almay› içerir. Bu bak›fl aç›s›n› yads›yan her tutum bu çizginin özünü kavramaktan uzakt›r. Nitekim tarihimize bakt›¤›m›zda bu dar ve s›¤ bak›fl aç›s› sahiplerinin düflünüfl ve yürüyüfl tempomuza verdi¤i zarar hiç de hafife al›nacak boyutta olmam›flt›r. Di¤er bir anlat›mla Kaypakkaya çizgisini sa¤da ve solda yorumlayanlar sonuç itibar›yla MLM zeminden uzaklaflm›fllard›r. Bugün Proletarya Partisi’nin kuruluflunu selamlamak ve o felsefeye uygun olarak yaflamak, geçici yol arkadafllar›n›n yaratt›klar› ideolojik kirliliklerden etkilenmeden, kurucu önderimizin T‹‹KP burjuvalar›na karfl› yürüttü¤ü çok yönlü ve kapsaml› mücadele kararl›l›¤›n› kendimize ilke edinmektir. Daha da önemlisi zorluklar karfl›s›nda yak›nmadan s›zlanmadan emperyalistlerin ve uflaklar›n›n yürüttükleri kapsaml› sald›r›lara karfl› direnifl çizgisinde sebat etmektir. Çünkü Proletarya Partisi oportünizme, revizyonizme ve her türden gericili¤e karfl› savafl›m içinde kuruldu. Bu demektir ki, iktidar yürüyüflünde yol almam›z için bu bak›fl aç›s›nda ›srar etmemiz gerekir. Kaypakkaya’n›n görüfllerinin genifl y›¤›nlar içinde maddi bir güce dönüflmesi için ideolojik netli¤e, teoride derinli¤e ve Bolflevik örgütlülü¤e ihtiyaç vard›r. Tüm bunlar›n s›n›f mücadelesi prati¤i içinde kazan›laca¤› bilinciyle hareket etmeliyiz. S›n›f mücadelesinin prati¤i içinde kurulan bir parti, ancak pratik içinde infla edilerek çeliklefltirilir. Bunun için de proletarya partilerine has olan militanl›¤›, bilimsel sorgulay›c›l›¤› ve zorluklarla mücadele etme ›srar›n›, sabr›n› yakalamak gerekir. Kazanmak için bu konudaki eksikliklerimizi, yetersizliklerimizi gidermek göreviyle yüz yüzeyiz. Zor ve sanc›l› da olsa bunu baflaraca¤›z!


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 23

Tarihten sayfalar

Emekçilerin özgür bir dünya talebinin simgeleflti¤i gün: 1 May›s 1880’li y›llarda, yar›m milyon iflçiyi temsilen kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu’nun, 8 saatlik ifl günü talebiyle bafllatt›¤› mücadele Amerika’da yüz binlerce iflçinin kat›ld›¤› bir genel grevle yükseltilmeye baflland›. 1 May›s 1886’da fiikago’daki 40 bin tekstil iflçisinin yürüyüflü polisin silahl› sald›r›s›yla kanl› çat›flmaya dönüfltü. 4 iflçi önderi, Albert Persons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies, 1 May›s 1886 tarihinde 8 saatlik ifl günü mücadelesine öncülük ettikleri için idam edildiler. Bu sald›r›lar iflçi s›n›f›n› y›ld›rmak bir yana tam tersine isyan›n›n daha da büyümesine neden oldu. Patronlar iflçi mücadelesini k›rmak için sokak çeteleriyle iflbirli¤i yapmaktan da geri durmad›. Grevci iflçilerle sokak çeteleri aras›nda ç›kan kavga s›ras›nda, polisin iflçilerin üzerine atefl açmas› sonucu 4 iflçi yaflam›n› yitirdi. 1889’da toplanan II. Enternasyonal Kongresi, 1 May›s 1890’da uluslararas› alanda- ortak bir gösteri düzenlemeye karar verdi. Bu geliflme büyük yank› buldu. 1891’de toplanan II. Enternasyonel II. Kongresi’nde bu gösterilerin -yine uluslararas› alandaher y›l ayn› gün tekrarlanmas› karar› al›nd›. 1 May›s, iflçi bayram› olarak, “Uluslararas› Birlik, Mücadele ve Dayan›flma Günü” olarak ilan edildi. 1 May›s, halklar›n devrimci mücadelesinin içinde “Bütün ülkelerin iflçileri birlefliniz!” fliar›n›n “Bütün ülkelerin iflçileri ve ezilen halklar› birleflin!” fliar›na dönüflüne tan›k oldu.

Türkiye’de 1 May›s! Türkiye’de 1 May›s ilk olarak 1912’de ‹stanbul’da, 1922’de de birçok flehirde kutland›. 1923’de toplanan ‹zmir ‹ktisat Kongresi’nde emperyalizme uflakl›¤›n› dolays›z flekilde ifade eden komprador patronlar ve büyük toprak a¤alar›, ‹stanbul Uluslararas› ‹flçi Birli¤i’ni kapatt› ve ard›ndan iflçi s›n›f›na yönelik bask›lar›n› artt›rarak her türlü gösteriyi yasaklad›. 1 May›s’la ilgili bildiri da¤›tan birçok iflçi tutukland›. Bu dönemlerde 1 May›s ancak izinsiz kutlanabildi. 1935 y›l›nda “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakk›nda Kanun” ad›yla ç›kar›lan düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayram›” olarak genel tatil günlerine dâhil edildi. Direniflle, kanla k›z›la bo-

yanan 1 May›s’›n yozlaflt›r›lma çabalar›na karfl› hakim s›n›flar hedeflerine ulaflamad›. Yeniden canlanma 1976 1 May›s’›nda 300 bini aflk›n kiflinin kat›ld›¤› büyük kitlesel gösteriyle yafland›. Bu y›lki 1 May›s kutlamas› sonunda Türkiye ilk 1 May›s flehidini verdi. Mehmet Kocada¤ yoldafl eylemden dönerken M‹T taraf›ndan sinsice bir takip sonucu kaç›r›larak katledildi. 1977’de 500 bini aflk›n emekçiyle coflkuyla kutlanan 1 May›s; CIA, M‹T, Kontrgerilla arac›l›¤›yla tezgâhlanan faflist katliamda 36 emekçi katledilerek kana buland›. 1979’a gelindi¤inde Marafl Katliam› bahane edilerek s›k›yönetim ilan eden fa-

lerinin t›rman›fla geçen muhalif sesi, 1 May›s eyleminde yükseldi. Bu eylemde faflizmin sald›r›s› devrimci direniflle cevapland› ve aç›lan ateflle Dursun Adabafl, Hasan Albayrak ve Levent Yalç›n katledildiler. Uzun bir aradan sonra geçti¤imiz y›l çeflitli sendikalar, demokratik kitle örgütleri 1 May›s’› Taksim’de kutlama karar› almalar›na karfl›n kolluk güçleri taraf›ndan ‹stanbul’da adeta s›k›yönetim ilan edilerek eylem engellenmeye çal›fl›lm›flt›r. fiehir çap›ndaki yo¤un ablukaya karfl›n 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›n› engellemeye kolluk güçlerinin gücü yetmemifltir. fiehrin farkl› bölgelerinde binlerce kifli coflkuyla ve

flist Ecevit hükümetinin tüm çabalar›na ra¤men flehirlerde 1 May›s yaflat›ld›. 12 Eylül Askeri Faflist Cunta’s›ndan ötürü 1 May›s direnifli kesintiye u¤rad›. 1989’da 1 May›s’ta alanlara dolan kitle say›s›n›n 100 bini aflk›n olmas›ndan ziyadesiyle rahats›z olan faflist düzen, M. Akif Dalc›’y› katlederek 1 May›s’› tekrar kana bulad›. 1990’da devrimciler, 1977 1 May›s’›nda dökülen kanlar› direniflin gücü haline getirmek için Taksim’i zorlad›lar. Direnifl karfl›s›nda hâkim güçler helikopterlerden otomatik silahlarla kitleyi tarad›lar. Gülay Beceren bu sald›r› esnas›nda yaralanarak felç oldu. Gözalt›na al›nanlar›n bir k›sm› tutukland›. 1980 sonras› kat›l›m›n en yo¤un oldu¤u 1 May›s eylemi 1996 y›l›nda gerçeklefltirildi. 1990 sonras› yakalanan devrimci ç›k›fl, toplumun çeflitli kesim-

militanca 1 May›s’› coflkuyla kutlam›fl, devrimci fliarlar› hayk›rm›flt›r. 1 May›s’›n tarihçesi ülkemizdeki iflçilerin, emekçilerin ve devrimcilerin mücadelesinin genel iz düflümünü göstermektedir. ‹flçiler toplumsal muhalefetle paralel olarak, kimi zaman azalan, kimi zaman ço¤alan kat›l›mlar›yla istem ve taleplerini dile getirmifl, üretimden gelen güçlerini kullanm›fl ve bunun karfl›s›nda en küçük talep ve istemlere karfl› bile pervas›z sald›r›larda bulunan faflist TC’nin kolluk güçleri ile karfl› karfl›ya gelmifltir. Devlet kimi zaman katliamlara baflvurarak kimi zaman 1 May›s’› yasaklayarak, kimi zaman ise eylem alanlar›n› yasaklamaya çal›flarak faflist yüzünü göstermifl ve toplumsal muhalefeti engellemeye çal›flm›flt›r. Günümüzde de gündemdeki

SSGSS gibi yasalarla, özellefltirmelerle, tar›mda uygulanan kotalarla, gerillaya dönük düzenlenen s›n›r içi-s›n›r d›fl› askeri operasyonlarla, gençli¤e yönelik e¤itim ve mesleki hak gasplar›yla toplumun tüm kesimleri sistemin sald›r›lar›na maruz kalmakta, kazan›lm›fl haklar› dahi geri al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. Ancak emperyalizmin ufla¤› olan hakim sisteme karfl› halk›m›z›n tepkisi de yükselmektedir. Sald›r›lar cevaps›z b›rak›lmamaktad›r. Kürt ulusu gerek s›n›r-ötesi operasyon döneminde gerekse de son Newroz kutlamalar›nda oldu¤u gibi faflizmin imha ve inkar politikalar›na karfl› boyun e¤memekte, can bedeli direnifller örgütlemektedir. Mücadelenin en keskin bölgesi olan gerilla alan›nda tüm askeri donan›m›na karfl›n ordu büyük yenilgiler almaktad›r. S›n›r ötesi operasyonda gerillan›n direnifli karfl›s›nda büyük kay›plarla geri çekilen ordu, s›n›r içinde operasyonlara a¤›rl›k vermekte ancak gerillay› bitirmek bir yana kay›plar almaya devam etmektedir. ‹flçiler, kamu emekçileri özellefltirmeye ve sendikas›zlaflt›rmaya karfl› grevlerle beraber özellikle Mart ay›ndan bu yana SSGSS’ye karfl› yapt›klar› ifl b›rakma eylemleri ve kitlesel, coflkulu yürüyüfllerle kölelik yasalar›na boyun e¤meyeceklerini ilan etmekteler. Ö¤renci gençli¤e yönelik son dönemde artan sivil-resmi faflist sald›r›lara karfl› devrimci ve demokrat ö¤renciler sindirilmek istenmekte, ancak planlar tutmamaktad›r. Emperyalizmin dünya çap›ndaki krizine karfl› halklar›n muhalefeti geliflmektedir. M›s›r’da, Haiti’de zamlara ve yoksullu¤a karfl› ç›kan isyanlar, Filipinler’de Arroyo hükümetine karfl› gerçeklefltirilen büyük eylemler, Nepal’de Maoistlerin Kurucu Meclis seçimlerini büyük bir halk deste¤i ile kazanmas›, Irak’ta, Filistin’de iflgale karfl› direniflin ivme kazanarak emperyalistleri zor durumda b›rakmas› önümüzdeki süreçte halklar›n mücadele hanesine yeni deneyimlerin eklenece¤ini bizlere göstermektedir. Ülkemizde 2008 1 May›s’›nda iflçiler, emekçiler, Kürtler, gençler, toplumun ezilen-d›fllanan her kesimi geleceklerine sahip ç›kacaklar›n›, sald›r›lara boyun e¤meyeceklerini ilan etmeye, özgür bir gelecek ve demokratik, ba¤›ms›z bir ülke taleplerini dile getirmeye devam edecekler.


Kavga okulu

İşçi-köylü 24

“Umudun öyküsünü yazmak bize düfltü…” 1968 y›l›nda Çorum’un Mecitözü ilçesine ba¤l› Da¤saray köyünde Alevi ve yoksul bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelen Erol Özel örgütlü faaliyetine 1989 y›l›nda Amasya Meslek Yüksek Okulunda okudu¤u dönemde Gençlik Birli¤i bünyesinde bafllad›. Özgür Güler ile birlikte 21 Nisan 1999’da Tokat Serkiz’de flehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin ‹leri Sempatizan›yd›. Sizlere yoldafl›m›z› (Erol Özel’i) anlatmaya nereden bafllasam kayg›s› ile karars›zl›k yaflarken, an›lar denizi içerisinde can simidi oluyor onunla Nevflehir Hapishanesi’ndeki vedalaflmam›z. Gitmeden onunla vedalafl›p, onu görmeye gelemeyece¤imi, mektup yazamayaca¤›m› bir flekilde anlatacak olman›n sorumlulu¤u ile biniyorum Nevflehir otobüsüne. Oraya vard›¤›m›zda di¤er dostlarla tan›fl›yoruz. Hapishanede bir dostun nikah flahitli¤ini yapmak için gidiyorum Nevflehir’e. Hep birlikte bizi hapishaneye götürecek minibüse biniyoruz. Dibinde, kenar›nda, uzunca uzanan düzlerinde bir çal›s› bile olmayan Nevflehir Hapishanesi’nin Tiyatro Salonu’nda buluyoruz kendimizi. Girer girmez dostlarla sarmafl dolafl oluyoruz. Heyecan, özlem dilimizdeki sözcükleri bir yerlere sakl›yor. Tutuk acemi bak›fllara b›rak›yor kendini, evlenecek dostlar›n nikah› k›y›ld›ktan sonra türküler eflli¤inde halaylar çekiyoruz. Yorgunlu¤umuzu dost soh-

Özgür Güler

nesi’nden firarlar oluyor. Deliler gibi seviniyoruz. Halaylar çekiyoruz, birbirimize sar›l›yoruz. Böylesi coflkulu bir dönemde benim s›ram geliyor. Do¤up büyüdü¤üm flehri geride b›rak›p düflüyorum yollara… Yolculuk boyu hiç konuflmuyoruz. Her yan› ormanl›k olan Karadeniz’e do¤ru gitti¤imizi anl›yorum sonra… Yolculu¤umuzun bitti¤i yerde yoldafllar›mla tan›fl›yorum. Akflam oldu¤unda yoldafllar›m›zla yeni mekan›m›za yolculu¤umuz bafll›yor. Arabay› kullanan yoldafl birçok konuda bize bilgiler anlat›yor. Bozuk bir yola giriyoruz. fioför ara ara arac›n farlar›n› belli aral›klarla aç›p kapat›yor. Karfl› tepeden de bir ›fl›k yan›p sönüyor. “Geldik” diyor yoldafl, bir süre sonra gerillalar bizleri karfl›l›yor. Gerillan›n karargah›na do¤ru ilerliyoruz. Uzun bir süre yürüdükten sonra, öncü yoldafl “Kamo loo” diyor. Karfl› taraf; “S›mê kamo lo, maymê metersi” diyor ve a¤açlar›n içlerinden nöbetçi ile selamlafl›p konaklama ye-

Erol Özel

Yitirdiklerimiz umutlar›n›, inançlar›n› ve deneyimlerini geride kalanlara, yoldafllar›na, bizlere b›rakm›flt›r. Gidiflleri can›m›z› çok yaksa da b›rakt›klar› umudu hala yaflat›yor olmakt›r bizi rahatlatan. betlerinde dinlendirip içerinin tutuk havas›na heyecan›, d›flar›y› tafl›yoruz. Nihayet yaln›z kal›yoruz. Gidece¤imi, bir daha görüflemeyece¤imizi söylüyorum. Yine muzipçe “yaa demek öyle” diyor. Sorular›na yan›t vermeyece¤imi bildi¤inden sormuyor, nereye diye. “‹yi düflündün mü?” diyor, “evet” diyorum. “Görüflece¤iz, yak›nda” diyor, gülümsüyorum. Ard›ndan vedalafl›yoruz. … Zaman h›zl›c› ak›p gidiyor. Gruplar halinde gerilla bölgelerine yolculuklar bafll›yor. Hüznüm yoldafllar›mdan ayr›l›yor olmam. Heyecanl›y›m, ne zaman bana s›ra gelece¤inin sab›rs›zl›¤›n› tafl›yorum. Ben yolculuk an›m› sab›rs›zca beklerken Bayrampafla Hapishanesi’nden, Nevflehir Hapisha-

rine do¤ru heyecanla ilerliyoruz. … E¤itim sürecini tamamlad›ktan sonra faaliyet gruplar›n›n ayr›laca¤›n› ö¤reniyorum. Görevde bulunan bir gerilla birli¤i geliyor. En son Nevflehir’de b›rakt›¤›m muzip gülümsemeyle karfl›lafl›yorum. “Sen gelmeden biz çoktan geldik. Gördü¤ün gibi görevlere gidiyoruz” diyor. Cevap vermeyi düflünemiyorum bile, flaflk›n ve heyecanl›y›m. Kod ad›n›n Ak›n oldu¤unu ö¤reniyorum Erol’un. Mücadele yaflam›nda böyle “ilginç” tesadüfler de oluyor. Tesadüfler ayn› yönde atan yüreklerin, an›n gereklili¤ini anlama çabas› ile birleflince bir daha hiç göremeyece¤imizi düflündü¤ümüz yoldafllar› tekrar görebilme f›rsatlar›n› yarat›yor. Yaylalar›nda bir süre daha

“misafir” olup düflüyoruz yollara… Ak›n yoldafl grubun öncüsü; arazi bilgisi, düflman›n hareket tarz›n› anlama çabas› her geçen gün art›yor. Karadeniz’de gerilla savafl›n› yayg›nlaflt›rabilmek için araziyi kavrayan, düflman›n hareketini çözümleyen komutanlara ihtiyaç duydu¤umuz bir anda Ak›n yoldafl bunlardan biri oluyor. Faaliyet alan›m›zda Ak›n yoldaflla birlikte bizi tan›y›p sahiplenen; … köyüne girifl yap›yoruz. Amac›m›z köy toplant›s› yapmak. Gerilla birli¤imiz kalabal›k, komutan yoldafl gerilla birli¤ini birkaç gruba ay›r›yor. Savunma grubunu stratejik bir tepeye mevzilendirdikten sonra köye yaklafl›yoruz. Köyde dü¤ün haz›rl›klar› olmas› nedeni ile kalabal›k ve ayr› bir canl›l›k var. Sokakta köylülerle ayaküstü sohbet ediyor. Biz de köylülerle sohbet ediyoruz. Geçmiflte devrimcileri tan›sa da halk, devletin anti-propagandalar›n›n etkisiyle bizi görmeden “Anarflistler geldi” diyebiliyordu. ‹liflkilerin ilerlemesi sonucunda ise kendi anlat›yordu köylü; “Anarflist de¤ilmifl bunlar, buran›n çocuklar›…” diye. Gerilla devletin anti-propagandalar›n› bofla ç›kar›yordu. Ak›n yoldafl›n köylülerle iliflkisi görülmeye de¤erdi. D›fl görünümü ile Kürtlere benzedi¤i için baz› köylüler; “Aho bu arkadafl›n›z demez ama Kürt’tür” deseler de Ak›n yoldafl› tan›kça; “De bak›m neredensin sen?” derlerdi. Bölge halk›n›n yaflam biçimini, sorunlar›n› iyi bildi¤inden onlar›n dile ile anlat›rd› çözümleri de. Halk bizlere karfl› güven ve sevgisini kolayca kazan›rd›. Gözlere ve ellere bakard› halk, gözlerimizdeki atefl, ellerimizdeki nas›r yak›nlaflmam›z› kolaylaflt›r›rd›. Bize yak›nl›¤› ile tan›nm›fl köylülerden birinin evindeyiz yine, Ak›n yoldafl, konuflulacak belli konular› konufltuktan sonra sofray› toplayan evin han›m›na dönüp; - Bu güzel güzel konufluyor da, sana evde yard›m eder mi, döver mi seni? Kad›n siniyi b›rakt› ekmek tahtas›n›n üzerine; - Ak›n kardafl›m, bu böyle deyo eme siz var›ken böyle. Yokken bir iflin ucundan tutmaz.” Adam biraz da utanarak; - Hir insan›n bir kusuru olur. Adam› duymam›fl gibi Ak›n yoldafl kad›na; - Ayaklar›n› y›kat›r m› sana? - Hee… dedi kad›n. - Bunca ifli yapt›r›rs›n, bir de ayaklar›n› y›kat›rs›n. “Söz ayak filan neyim y›katmam, yard›m da ederim” diyor adam en son. … Gerilla yaflam›nda bizler kocaman bir aile idik. Birinin t›rna¤› incinse hepimizin can›

18 Nisan-1 Mayıs 2008 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Mercan vadisi flehitleri 25 Nisan 2000 tarihinde Dersim-Ovac›k Mercan Vadisi’nde TKP/ML T‹KKO gerillalar› ile TC güçleri aras›nda ç›kan çat›flmada pusuya düflen ve son mermilerine kadar savaflarak flehit düflen Yusuf Ayata, Fehiman Bozgurt, Umut ‹l, Zeynel Erdo¤an, Fikret Vural, Hasan Akyol, Mustafa Toptafl birer direnifl abidesi olarak tarih sayfalar›nda yerlerini ald›lar. Yusuf Ayata; 1972 dersim do¤umlu Yusuf Ayata, çocuk yafllardan beri Proletarya Partisi’ni tan›yan ve 1988 y›l›nda örgütlenen bir yoldaflt›r. Bu dönemde de gerilla bölgelerinde faaliyet sürdürmüfl, bir çat›flmada ald›¤› yaradan dolay› bir süre tedavi görmüfl, ayr›ca Bekaa Kamp›’nda da e¤itim alm›fl yoldafllardan biridir. 1992 y›l›nda Dersim’e giden gerilla birli¤i içinde yer alm›fl ve Parti Aday Üyesi iken ç›kan çat›flmada flehitler kervan›na kat›lm›flt›r. Hasan Akyol; 1978 do¤umlu olan yoldafl, Proletarya Partisi’ni tan›yarak büyüdü. ‹stanbul’da kald›¤› dönemde TMLGB saflar›nda örgütlendi. 1996 y›l›nda GB’nin ça¤r›s› do¤rultusunda gerillaya kat›ld›. Karadeniz Bölgesi’nde birçok çat›flmaya kat›ld› ve olumlu bir pratik sergiledi. fiehit düfltü¤ünde TKP/ML Aday Üyesi’ydi. Fehiman Bozgurt; 1974 do¤umlu olan Fehiman yoldafl, Proletarya Partisi’nin düflünceleri ile Mersin’de lisede okurken tan›flt›. 1993 y›l›nda fiehir Askeri Komitesinde örgütlendi. Bir süre Özgür Gelecek gazetesinin yaz›iflleri müdürlü¤ünü yapt›. Ard›ndan Karadeniz da¤lar›na ç›kt›. fiehit düfltü¤ünde Dersim bölge Komutanl›¤› üyesiydi. Umut ‹l; 1975 y›l›nda Dersim’de do¤an yoldafl, Eskiflehir’de okurken Proletarya Partisi’nin düflünceleri ile tan›flt›. Sorumlusu Eyüp Güllen’in gerillaya kat›lmas› onun gelifliminin önemli dönüm noktalar›ndan biri olmufltur. Gerillaya kat›ld›¤›nda gerilla birli¤inin doktorudur art›k O. Ese yurdunda yoldafllar›n› kurtarmak için düflman çemberinde kalanlar›n aras›nda O da vard›r. Zeynel Erdo¤an; 1972 y›l›nda Sivas’ta dünyaya gelen Erdo¤an, 1997 y›l›nda TMLGB saflar›nda örgütlendi. Çeflitli bombalama eylemlerinin ard›ndan 1999 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Birçok çat›flmada rol ayd› ve kitlelerle iliflki yönünde örnek bir tav›r sergiledi. Fikret Vural;1971 y›l›nda do¤an Fikret Vural, üniversite y›llar›nda Proletarya Partisi’nin düflünceleri ile tan›flt›. K›sa sürede örgütlendi ve önemli görevler ald›. Yap›lan gerillaya katl›m ça¤r›s›na ilk yan›t verenlerden biri olan Fikret yoldafl, hatalar karfl›s›ndaki durufl anlam›nda da örnek bir pratik sergiledi. Mustafa Toptafl; 1996 y›l›nda TKP/ML Semt Komitesinde örgütlenen Toptafl, bir eylemde yakalanarak k›sa bir süre hapishanede kald›. Bu süreçten sonra ise solu¤u Karadeniz da¤lar›nda ald›.


İşçi-köylü 25

18 Nisan-1 Mayıs 2008 yanard›. Uzun y›llar birlikte savaflt›¤›m›z yoldafllar›m›z oldu¤unda ise duygular daha yo¤un olurdu. Olumlu ve olumsuz yönleri ile bir bütün olan Ak›n yoldafl, dönem dönem düfltü¤ü hatalar› karfl›s›nda yenilmedi. Yaflama ve mücadeleye dört elle sar›ld›. Hatalar› aflman›n Partiye aç›k olmakla, samimi ve dürüst davranmakla olaca¤›n› bir kez daha göstermifl oldu. O bu durufluyla da hepimize örnek oldu. Ak›n yoldafl, mücadele denilen okyanusta sadece bir damlayd›. O, yaflad›klar›n› paylaflarak ilerleme ve gerileme denilen olgunun düz bir seyir izlemedi¤ini bir kez daha gösteriyordu. O’nun için parti kültürüne, de¤erlerine s›k›ca tutunan biri için geliflmek hiç de zor olmayacakt›. Geliflimine, de-

¤iflimine verdi¤i eme¤i onu daha yararl› olabilece¤i bir anda yaflam›yla mücadeleye yeniden hayat veren oldu. Grup öncüsü olarak Serkiz köyüne girifl yapan yoldafllar hücre pususu sonucu saatlerce düflmanla çat›flt›lar. ‹lerde mevzilenen yoldafllar›n deste¤i ile çat›flma uzun süre devam etti. Düflman›n hainli¤i içimizdeki öfkeyi daha art›r›rken, Erol Özel ve Özgür Güler yoldafllar›m›z omuzlad›klar› yüzü bizlere b›rakt›. Bizlerin de yoldafllar›m›za, de¤erlerimize lay›k olma bilinciyle… “K›r›lacak dal de¤iliz kara yelde Savrulacak yaprak de¤il Köksüz gövdeyiz ölümsüz ‹zimizden gelenlerle…” (Bir yoldafl›n›z)

PUSULA ‹deolojide netlik kazanman›n ön kofluludur! Bugün baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm ezilen emekçilerin, Kürt ulusunun ve di¤er az›nl›k milliyetlerin karfl› karfl›ya kald›klar› sorunlar›n yarat›c›lar› ayn› burjuva ideolojik çöplükten beslenen emperyalistler, iflbirlikçileri ve uflaklar›d›r. Haks›z savafllar›n, iflgallerin, iflsizlik ve yoksullu¤un, asimilasyon ve ›rkç›l›¤›n yarat›c›lar›n›n da bu hainler oldu¤u tarihi belgelerle ortadad›r. Ama ne yaz›k ki, bu gerçekleri göremeyen gözler, görüp sessiz kalan y›¤›nlar vard›r. Göremeyen gözlerin görmesi sa¤lanmad›kça, sessiz kalan y›¤›nlar›n sessizli¤i bozulmad›kça, sömürü ve zulüm düzeni devam eder. O halde genifl y›¤›nlar nezdinde gerçeklerin görülmesini sa¤lamak, sesiz y›¤›nlar›n sessizli¤ini bozmak temel bir sorundur. Tarihin çark›n›n ileriye do¤ru dönmesi hep kararl› ad›mlar›n at›lmas›yla sa¤lanm›flt›r. Ama bu hiç de kolay olmam›flt›r. Bunun için s›n›rs›z emek verilmifl, bedeller ödenmifltir. Yenilgiler, iç ihanetler ve daha da kötüsü uzun tarihi dönemler sömürü ve zulme karfl› tam bir çöl sessizli¤i yaflanm›flt›r. Böylesi süreçlerde, ezilenlerin umudu, de¤iflime olan inançlar› önemli oranda tükenmifl ve zulüm düzeni içinde kendilerine yer bulma bencilli¤i, bireycili¤i tek geçer akçe haline gelmifltir. Bu da toplumda çürümeye, yozlaflmaya yol açm›flt›r. Fakat, bencilli¤in, bireycili¤in ve çürümenin en yo¤un yafland›¤› dönemlerde dahi, buna karfl› bir direncin, yeniden bir umudun yeflerdi¤ine de tarih tan›kt›r. Her fleyin karfl›t›yla birlikte var olmas› bilimsel bak›fl aç›s›n›n pratik karfl›l›¤› da budur. Ve tarihin ilerleyifli de bu z›tlar›n savafl›m› sonucudur. Bu demektir ki, zalimlerin varl›¤›, ezilenlerin varl›¤›n› kaç›-

n›lmaz k›lar. Kaç›n›lmaz olan di¤er bir fley ise; en sessiz, en hareketsiz san›ld›¤› dönemlerde dahi ezen ve ezilenler aras›nda süren savafl›m›n varl›¤›d›r. Bu savafl›m bazen içte biriken bir öfke ve nefret biçimine bürünür, bazen ise, bu öfke büyük direnifllere ve tarihsel eylemlere dönüflür. Burada baz› gerçeklerin alt›n› çizmekte yarar görüyoruz. Birincisi, sessizlik veya mücadelenin geri düzeyde olmas›, hiç kimseye ezilenlerin büyük tarihsel baflkald›r›lar› hakk›nda tereddüde düflme hakk›n› vermez. ‹kincisi, tarihsel büyük de¤iflimler kendili¤inden olmaz. Bunun için öncü, öncünün bayra¤› alt›nda toplanan y›¤›nlar›n varl›¤› olmazsa olmazd›r. Proleter ideolojik netlik zorluklara karfl› aç›lm›fl bir savafl ve karanl›klara tutulmufl bir ›fl›kt›r. Proleter ideolojik netlik, ezilen y›¤›nlara duyulan güven, zaferin kaç›n›lmazl›¤›na olan inançt›r. Bu netli¤in olmad›¤› yerde, y›k›m, umutsuzluk ve geleceksizlik bir kader haline gelir. Bu anlam›yla kadro ve ileri militanlar› sürekli ideolojik bir e¤itime tabi tutmak ve bu yönlü silahland›rmak s›n›f savafl›m› için temel bir sorundur. Özellikle zor koflullarda, zorluklarla savaflma, t›kan›kl›klar› aflmak için ileri militanlar›n ideolojik ve politik çal›flmaya öncelik vermesi mevcut sorunlar›n çözümü içinde gerekli ve zorunludur. Dünyada ve ülkemizde içinden geçti¤imiz süreçte devrim ve karfl› devrim güçlerin analizi, geçici de olsa mevcut durumun devrim ve sosyalizm mücadelesi aleyhine yaratm›fl oldu¤u tabloyu do¤ru bir temelde çözümlemek için bu gereklidir. Unutmamak gerekir ki, örgütlü güçlerimiz bu konularda ne kadar derinleflip kavray›fl düzeyleri geliflirse genifl y›¤›nlar›

Kavga okulu

Ustalardanmücadelemize ›fl›k tutan sözler * Direnme savafl›m›z bir halk savafl›yd›, çünkü siyasi hedefleri, milli ba¤›ms›zl›¤› yeniden kazanmak için emperyalist boyunduru¤unu ezmek, köylülere toprak vermek için feodal toprak a¤al›¤›na son vermek; baflka bir deyiflle, Vietnam toplumundaki iki temel çeliflkiyi –bir yanda, ulus ve emperyalizm aras›ndaki çeliflme; öte yanda, halk ile özellikle köylülerle feodal toprak a¤alar› aras›ndaki çeliflme- radikal bir flekilde çözümlemek ve Vietnam devrimi için sosyalizme giden yolu açmakt›. (Halk Savafl›, Halk Ordusu- Vo Nguyen Giap- Sol Yay›nlar›- Sf 37)

ikna etme, onlar›n kafas›nda var olan sorulara yan›t verme pratikleri de o denli güçlü hale gelir. Ama bu yönlü tafl›nan her zaafl› duruflun ikna gücü de zay›f olur. Çok yal›n bir dille ifade edecek olursak, ikna etmek için ikna, inand›rmak için inanm›fl olmak laz›m. E¤er bu silahlar› kullanma inanc› ve yetene¤i zay›flam›fl ya da geri bir düzeydeyse, kafalardaki sorulara yan›t, umutsuzluklara umut, karanl›klara ›fl›k olunamaz. Bunu baflaramad›¤›m›z zaman da sorunun ya da sorunlar›n çözücüsü de¤il, onun bir parças› haline gelmemiz kaç›n›lmaz olur. Bunun böyle oldu¤u tarihi tecrübelerle ortadad›r. Dolay›s›yla yaflad›¤›m›z ça¤da devrimci ve sosyalist fikirler genifl y›¤›nlara tafl›nmad›¤› sürece ileriye do¤ru bir hamlenin olmas› düflünülemez. Oysa proleter ideolojinin ve devrimci teorinin özellikle yirminci yüzy›lda oynad›¤› tarihsel rol bütün ç›plakl›¤›yla orta yerde duruyor. D›fl nesnel koflullar›n olgunlaflmas› ve olgunlaflan bu koflullar üzerinde proleter ideolojide ve teoride derinleflen tüm partilerin çözümleme gücü artm›fl, savaflma iradesi ve inanc› büyük zaferlere imza atm›flt›r. fiu aç›k ki, güçlü bir devrimci hareketin geliflmesi proleter ideolojinin derinleflmesi ve geliflmesiyle mümkündür. Dolay›s›yla proleterleflmede, proleter ideolojiyi savunmada yaflanan her zay›fl›k, bu ideolojinin genifl kesimlere tafl›nmas›n› da zay›flat›r. Tüm bu zay›fl›klar genifl y›¤›nlara ulaflmay› engeller, yürüyüfl temposunu geriletir, teorik derinleflmeyi, analiz gücünü ve pratik hücumu sakatlar. Devrimci çal›flmada baflar›n›n yolu do¤ru bir ideolojik bak›flla ifle bafllamaktan geçer. Tabi ki bu her fley de¤il, ilk olmas› gereken ön kofluldur. Çünkü do¤ru ideoloji, bu ideolojinin yön verdi¤i tüm kararlar ancak bunun gereklili¤ine inanan ileri militanlarla, kadrolarla hayata geçirilir. E¤er bu kadrolar›n niteliksel ve niceliksel gücünde bir zay›fl›k varsa, kararlar›n ve ça¤r›lar›n kitlelere ulaflmas›, kitlelerin do¤ru bir ideoloji etraf›nda harekete geçirilmesi zordur. Özellikle burjuvazinin

* Her türlü feodal boyunduru¤u k›rmak, uluslara karfl› her türlü bask›ya, uluslardan biri ya da dillerden biri için her türlü ayr›cal›¤a karfl› ç›kmak, demokratik bir güç olarak proletaryan›n mutlak görevidir, ulusal kavgalarla karart›lan ve geciktirilen proleter s›n›f›n›n savafl›m›n›n mutlak ç›kar›nad›r. Ama kesin olarak s›n›rland›r›lm›fl olan ve s›n›rlar› belli tarihsel bir alana yerlefltirilmifl bulunan çerçevenin ötesinde burjuva milliyetçili¤ine yard›m etmek, proletaryaya ihanet ve burjuvazinin saflar›na geçmek olur. (Uluslar›n kaderlerini tayin hakk›- Sol Yay›nlar›6. Bask›- Syf 33-Lenin)

kapsaml› ideolojik sald›r›lar›n›n oldu¤u bir dönemde daha genifl ve yayg›n bir ideolojik hesaplaflma olmas› gerekirken, varolan objektif tablodan dolay› daha geri bir düzeyde olunmas› yarat›lan tahribatlar›n daha da derinleflmesine yol aç›yor. Bu gerçekleri görmek, s›n›f mücadelesi prati¤i içinde sürece yan›t olabilecek, yeteri kadar ideolojik donan›m ve teorik derinli¤e sahip yeni ileri militanlar›n a盤a ç›kar›lmas› hedefine kilitlenmektir. E¤iterek e¤itilmek, denetleyerek denetime aç›k olmak, pratik sorunlar›n çözümü için incelemek, yeni fikirlere aç›k olmak prensibimiz olmal›d›r. Bu yolda ilerlemek, kolektif akl›n egemenli¤ine hizmet eder. Karar almakla, talimat ve genelgelerle her fleyin çözülemeyece¤ini görmek, uygulamada yol gösterici-e¤itici bir pratik tutum içine girmeyi zorunlu k›lar. Dahas› her çal›flmay›, her siyasi kampanyay› ideolojik bir bak›fl aç›s›yla ele alarak e¤itim arac›na dönüfltürür. Çünkü; her pratik, ayn› zamanda ideolojik duruflumuzun testi niteli¤indedir. Prati¤in ayr›flt›r›c›l›¤›, prati¤in gerçeklere ayna tutmas›n›n anlam› da burada yat›yor. E¤er pratik baflar›s›zl›klar varsa, bunun ideolojik boyutlar› üzerinde durmak, sorgulamay› önce buradan bafllatmak tedavi için uygulanmas› gereken en do¤ru yoldur. Stalin yoldafl›n flu belirlemelerini mekanik olarak de¤il, günümüz gerçekli¤ine ›fl›k tutacak bir tarzda döne döne irdelemeliyiz; “Kabul edilmelidir ki, devlet ya da parti çal›flmas›n›n herhangi bir dal›nda olan iflçilerin politik bilinç düzeyleri ve Marksizm-Leninizm bilgileri ne kadar yüksek olursa, çal›flman›n kendisinin daha iyi daha verimli ve sonuçlar› daha etkili olaca¤› kesin bir gerçektir. Tersine, iflçilerin bilinç düzeyleri ne kadar düflük ve Marksizm-Leninizm bilgileri ne kadar az olursa, çal›flmada bozukluklar›n ve baflar›s›zl›klar›n ortaya ç›kmas›, iflçilerin kendilerinin s›¤laflmas› ve miskinleflmesi, tamamen yozlaflmas› olas›l›¤› da o kadar artacakt›r.”


İşçi-köylü 26

18 Nisan-1 Mayıs 2008

“24 N‹SAN’DA 1972’DE, KOMÜN‹ZM MEfiALES‹N‹N ÜLKEM‹ZDE YEN‹DEN TUTUfiTURULMASININ ADIDIR PART‹M‹Z!” Elimize e-mail yoluyla ulaflan afla¤›daki yaz›y› haber de¤eri tafl›d›¤› için oldu¤u gibi yay›ml›yoruz. Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›za, Partimiz TKP/ML 36. Kurulufl y›ldönümünde; kurucu-önderi ‹brahim Kaypakkaya ve yoldafllar›n›n ilk günkü coflku ve heyecan›yla, azmi ve direnciyle, savaflkanl›¤› ve umuduyla kavgas›n› sürdürüyor… Partimiz TKP/ML 36. y›l›nda; Türkiye’nin fedakar ve kahraman emekçilerini, yoksul ve çilekefl köylülerini, kavga ve direnifl oda¤› halk gençli¤ini, Zaptedilemeyen ve y›ld›r›lamayan Kürt ulusunun yi¤it halk›n› selamlar. Partimiz TKP/ML 36. y›l›nda; yüzünü faflizme dönen ilerici ve ayd›nlar›, anti-emperyalist, anti-faflist mücadelede saf tutan bütün yurtsever ve demokratlar› selamlar. Partimiz TKP/ML 36. y›l›nda; ‘71 ihtilalci gelene¤ini sürdürme ad›na mücadele yürüten ve devrimden yana tutum belirleyen bütün parti ve hareketleri selamlar. Partimiz TKP/ML 36. y›l›nda; faflizmin zindanlar›nda tecrit zulmü ve iflkencesine karfl› büyük bedeller pahas›na direnifllerini sürdüren devrimci tutsaklar› selamlar. Partimiz TKP/ML 36. y›l›nda; da¤lardan fabrikalara, tarlalardan semtlere, üniversitelerden kitle örgütlerine, her yerde, her cephede büyük bir özveriyle kavgay› omuzlayan bütün Parti militanlar› ve taraftarlar›n› selamlar. Partimiz TKP/ML 36. Kurulufl y›ldönümünde; kurucu-önderi ‹brahim Kaypakkaya ve yoldafllar›n›n ilk günkü coflku ve heyecan›yla, azmi ve direnciyle, savaflkanl›¤› ve umuduyla kavgas›n› sürdürüyor… Bu kavga, önder yoldafllar›m›z ‹brahim Kaypakkaya’dan Mehmet Demirda¤’a Marksizm-Leninizm-Maoizm’in yol göstericili¤inde yürütüldü. Bu kavga, Ali Haydar Y›ld›z’dan Dilek Polat’a yüzlerce flehit yoldafl›m›z›n omuzlar›nda, silahlar›m›z elden

ele geçerek, silah elde topra¤a düflerek bugünlere tafl›nd›. Bu kavga, yengi ve yenilgilerle, at›l›m ve ihanetlerle, ilerleme ve darbelerle sürdürüldü. Kavgam›z bir kuflaktan di¤erine uzand›, yaratt›¤› gelenekle yeni bir nesli kucaklad›. Binlerin, onbinlerin eme¤iyle, nice muharebeler, direnifl ve eylemlerle yo¤rulan mücadelemiz, büyük deneyim ve dersler biriktirdi. ‹leriye güvenle bakmam›z›, yolumuzu emin ad›mlarla kat etmemizi sa¤layan geçmiflimizi, Marksist-Leninist-Maoist ideolojiyi rehber almam›za borçluyuz. ‹nanc›m›z› pekifltiren, umudumuzu büyüten ve yolumuzu daha da ayd›nlatan tarihi sürecimiz, görev ve sorumluluklar›m›z› da bir o kadar art›rd›. Partimiz TKP/ML 36. Kurulufl y›ldönümünde; kurucu-önderi ‹brahim Kaypakkaya ve yoldafllar›n›n ilk günkü coflku ve heyecan›yla, azmi ve direnciyle, savaflkanl›¤› ve umuduyla kavgas›n› sürdürüyor… Coflku ve heyecan›m›z› yitirmedik, çünkü; s›n›fs›z topluma yol alacak insanl›k kervan›na Türkiye katar›n›n eklenmesi davas›, biz Türkiyeli komünistlerde inan›lmaz bir heyecan ve sab›rs›zl›k yaratmaya devam ediyor! Azim ve direncimizi üst seviyede tutmaya devam ediyoruz, çünkü; dünya deneyleri ile yaflad›klar›m›z ö¤retti ve ö¤retmeye devam ediyor ki, düflmanlar›m›z›n gücü ve bizi her yönüyle kuflatan sistemlerinin bütün zorluklar› ve engelleriyle ancak büyük bir sab›r ve ›srarla, güçlü bir direngenlik ve azimle bafla ç›kabiliriz. Savaflç›l›¤›m›z hiç kuflkusuz belirleyici karakterimiz olmaya devam ediyor, hep de öyle olacak! Çünkü, gerek askeri planda gerekse de di¤er direnifl alanlar›nda düflmana yönelirken, kendimizi savunur ya da haklar›m›z için dövüflürken savaflç› bir kimlik sahibi olmak, ideolojik anlamda

amaç ve hedeflerle do¤rudan orant›l› bir durufla karfl›l›k gelmektedir. Elbette ki umudumuz, hava kadar, su kadar, günefl kadar somut bir gerçekli¤e karfl›l›k gelecek biçimde ellerimizin içinde, s›ms›k› kavrad›¤›m›z bir meflale gibi duruyor. Umut adl› meflaleyi bir daha sönmemek üzere bu topraklarda yeniden yakan Partimiz, 36. Kurulufl y›ldönümüne umudu büyüten ad›mlarla giriyor.

Partimiz TKP/ML 36. Kurulufl y›ldönümünde; kurucu-önderi ‹brahim Kaypakkaya ve yoldafllar›n›n ilk günkü coflku ve heyecan›yla, azmi ve direnciyle, savaflkanl›¤› ve umuduyla kavgas›n› sürdürüyor… Umut, bilimsel gerçekler üzerinden yükselirse umuttur. Umudun inanc› besleyebilmesi ve güven do¤urabilmesi söz ve eylem bütünlü¤ünü gerektirir. Umudumuzun en büyük kayna¤› ideolojimizdir. Dünyadaki öncellerimiz ve kardefl komünist partiler gibi, tarihi hakl›l›¤›m›za temel olacak biçimde; emek-sermaye çeliflkisi ekseninde, s›n›flar mücadelesi, devrimler, sosyalizm, iflçi s›n›f›n›n rolü, kitlelerin gücü, halk savafl› gibi kan›tlanm›fl gerçeklikler üzerinden yü-

rüyoruz. Yürüyüflümüz, Türkiye devrimini muzaffer k›lma yolunda köklü bir gelenek yaratm›fl, önemli ders ve deneyimlerin birikimini kuflanm›flt›r. Savaflarak, direnerek, mücadele ederek geldi¤imiz bugünkü aflamada, ileriye daha da güvenle bakabilmemizi sa¤layan hamlemiz, 2007 y›l›nda baflar›yla sonuçlanan 8. Parti Konferans›m›z›n eseridir. Durmadan, duraksamadan mücadeleyi sürdürerek, Demokratik Halk Devrimini Halk Savafl› yoluyla baflar›ya ulaflt›rarak, çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n kurtulufl kavgas›n› zafere tafl›yaca¤›z. Bunun uzun süreli, zorlu ve büyük bedeller isteyen bir savaflla gerçekleflece¤i iyi bilinmelidir. ‹flte bu yüzden, bu yolda ›srar, bu u¤urda feda, bu kavgada cesaret, bu mücadelede azim, bu savaflta kahramanl›k, bu direniflte özveri hep daha iyi, daha fazla, daha yüksek, daha ileri olmak zorundad›r. Bunu sergileme görevi, devrim mücadelesine hangi düzeyde katk› sunarsa sunsun herkese düflmektedir. Ve bu görevin yükü ve sorumlulu¤u her geçen gün daha da artmaktad›r! 36. YAfiINDA KOMÜN‹ZM‹N SÖNMEYEN MEfiALES‹D‹R PART‹M‹Z! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML ve ÖNDERL‹⁄‹NDEK‹ T‹KKO, TMLGB! KOMPRADOR PATRONA⁄A DEVLET‹N‹ YIKACA⁄IZ, HALK ‹KT‹DARI KURACA⁄IZ! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! YAfiASIN DEMOKRAT‹K HALK DEVR‹M‹! YAfiASIN HALK SAVAfiI! Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komitesi Siyasi Büro Nisan 2008


18 Nisan-1 Mayıs 2008

İşçi-köylü 27

Gazete/okur

Gaziosmanpafla Tuncelililer Derne¤i Ola¤an Kongresi’ne k›sa bir de¤ini Derneklerin yaflam›nda ola¤an süreçler olabilece¤i gibi ola¤anüstü süreçlerin geliflmesi de do¤al, kimi zaman da kaç›n›lmazd›r. Ola¤anüstü süreçleri flartlayan nedenler güncelleflti¤i ve t›kanma noktas› yaratan sorunlar›n afl›lmas› kendisini dayatt›¤› oranda, bu kaç›n›lmazl›k kendisini pratiklefltirmek durumunda kal›r. Demokratik kitle örgütlerinin kurulufl amaçlar›yla uyumlu yol alabilmeleri, amaçlar›ndan uzaklaflmadan bir faaliyet süreci gelifltirebilmeleri her fleyden önce düflünsel ve pratik olarak ayn› kayg›lar etraf›nda birleflmifl insanlar›n varl›¤›na ba¤l›d›r. Ortak akl› ve iradeyi oluflturmaya önem veren, sa¤l›kl› bir iflleyiflin ve çal›flman›n gelifltirilmesi için çaba gösteren, kurulmas›na neden olan sorunlara duyarl›l›k tafl›yan ve bunun etkin bir flekilde mücadelesini veren insanlar›n sürece kat›l›m›na ve yönetici kurullarda görev almas›na ba¤l›d›r. Derne¤imiz aç›s›ndan çizdi¤imiz bu tablonun yeterince hayat bulmad›¤› bir gerçekliktir. Kolektif çaban›n, irade birli¤inin yeterince gelifltirilemedi¤i, bireysel koflturman›n ve müdahalelerin öne ç›kt›¤› bir faaliyet tarz› esas olarak süreç boyunca yans›yan bir görünüm oluflturmufltur. Tablonun içerdi¤i bu yetersizliklerin sorgulanmas› ve afl›lmas› hedefinin yan› s›ra yönetimin içerisinde bulunan ve demokratik alan mücadelesi aç›s›ndan tüketici zeminde yol alan, uyumsuzluk ve niyet okuyuculu¤uyla sicilini bozmufl, yönetimlerde yer almay› amaçlaflt›rm›fl anlay›fl sahibi insanlardan ar›nma hedefini de içermektedir. Dersim dernekleri özgülünde derne¤imizin sorunlar›n›n irdelenmesi kapsaml› bir de¤erlendirmeyi içermekle birlikte kitlelerin özlem ve talepleri do¤rultusunda oluflmufl derneklerin kurulufl amac›ndan uzaklaflt›¤› oranda geliflen dejerasyonun bünyesini kirletmeye bafllad›¤›n› söylemek yerinde olacakt›r. Derne¤imiz de benzer sorunlardan muzdariptir. Dersim’in yüz yüze bulundu¤u kapsaml› sorunlara müdahil olunmas› ve Gazi Mahallesi’nde yaflayan Dersimlilerin birli¤inin ve dayan›flmas›n›n gelifltirilmesi için gerekli çal›flmalar›n gündemlefltirilmesinde bugüne kadar yeterli bir düzeyin yakalanamad›¤› bir gerçekliktir. Bu çal›flmalar›n yetersizli¤i kitlenin kurumumuza ilgisinin azalmas›na, gücünün ve enerjisinin a盤a ç›kar›lamamas›na, birli¤inin ve dayan›flmas›n›n zay›flamas›na, örgütsüz bir yaflama mah-

kûm edilmesine neden olmaktad›r. Bu tablonun oluflumuna neden olan sorunlar›n irdelenmesi ve çözümünü içerecek biçimde kitleyle birlikte tart›fl›lmas› mevcut tablonun da ters yüz edilmesini beraberinde getirecektir.

Ola¤anüstü Kongre haz›rl›k çal›flmalar› ve yans›yanlar Kongre tarihi devrimci bir siyasetin merkezi bir etkinli¤i olmas› nedeniyle ertelenmifl, bu tarz durumlarda hassasiyet gösterilmesi gerekti¤i anlay›fl›yla hareket edilmifl ve geliflebilecek kimi gereksiz tart›flmalar›n da önü böylelikle al›nmak istenmifltir. Sürecin demokratik bir tarzda gelifltirilmesi ve ilerletilmesi ad›na bütün bir süreç boyunca sorumlu-

lukla hareket edilmifltir. Yönetimi amaçlaflt›ran bir anlay›fl kesin bir flekilde reddedilmifl, kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› temel yaklafl›m›yla hareket edilmek istenmifltir. Herkesin malumu daha önce tüketici anlay›fl sahiplerinin baflvurdu¤u ahlaki olmayan yöntemlere (ki 85 üye kayd› çeflitli gerekçelerle daha önce silinmifltir) baflvurulmam›fl üyelerin iradesine ipotek konulmam›flt›r. DHP’nin destekledi¤i listenin çal›flmas›n› yürütenler üyelerin kap›s›n› “afl›nd›r›rken” aba alt›ndan sopa göstermeyi de ihmal etmemifltir. Partizan’›n destekledi¤i listede yer alan insanlar bütün bu süreç boyunca hedef al›nm›fl, karalay›c›, provokatif yaklafl›mlar sergilenmifl, bu listede yer alacak insanlar›n iradeleri “... insanlar listede aday olmayacak, buna izin vermeyiz” söylemleriyle geriletilmek istenmifltir. Bu tür yaklafl›mlar›n ve pratiklerin esin kayna¤› neresidir? Derne¤i mülk olarak gören, onu belirlemesi gerekenlerin iradelerini ipotek alt›na almaya ça-

l›flan, demokratik bir yar›fl içerisinde olanlara aba alt›ndan sopa gösteren anlay›fl sahipleri halk›n kültürel ve ahlaki de¤erleri aras›nda bar›namayacak yol ve yöntemlere neden baflvuruyorlar? Bunun irdelenmesi, tart›fl›lmas› ve düzeltilmesi; “yönetimin” kazan›lmas›n›n yan›nda kaybedilenlerin fark›ndal›¤›n›n ortaya konulmas› ve düzeltilmesi gerekmektedir.

Kongre an›… Kongre, öncesini aratmayacak yalan ve karalamalar›n sahnelendi¤i tarafl› durufluyla bu yalan ve karalama kampanyas›n› tescilleyen divan›n anti-demokratik uygulamalarla dolu bir atmosferde gerçekleflti. Belirlenmifl gündemleri iflletmekle

sorumlu bulunan divan›n keyfiyeti kongreye damgas›n› vuran, efline az rastlan›r bir pratik oluflturmufltur. Mevcut yönetimin pratiklerinin sonuçlar›na dönük getirilen elefltirilerin yan›tlanmas› için yönetimden bir kifliye söz verilmesinin ötesinde Partizan’›n destekledi¤i listede yer alan insanlar› hedefleyen sald›r›lar›n yan›tlanmas› için konuflma f›rsat› tan›nmayarak, talebi oylamaya sunarak divan keyfiyetini iflah olmaz bir noktaya tafl›m›flt›r. Yine Divan Baflkan› s›fat›yla Zülfü Do¤an’›n katt›¤› bir yenilik de Partizan’›n destekledi¤i listenin kongrede üyelere sunmak üzere haz›rlad›¤› önümüzdeki süreçte yapacaklar›n› içeren Çal›flma Program›’n›n okunup okunmamas›n›n oylanmas› oldu. Kitleye çal›flma program› üzerinden neler yap›laca¤›n›n anlat›lmas› engellenmifl, karfl› listenin haz›rl›ks›zl›¤› nedeniyle bir kez daha demokrasi oyunu oynanm›flt›r. Di¤er “yenilik” ise iki listenin yar›flt›¤› flartlarda kongre ilan›nda belirtilen saatten 20 dakika önce kongreyi bitirmifl olmas›d›r. Çal›flma program›n›, yaratt›¤›

kaos ortam›nda kimin niçin oy kulland›¤›n› bile yeterince ay›rt edemeden oylamaya sunan Zülfü Do¤an, kongrenin erken bitirilmesini oylatmay› akla getirememifltir. Söylemek gerekir ki; divan›n kongre boyunca sergiledi¤i anti-demokratik tarz ve yöntemler onun meflruiyetini ve temsiliyetini tart›fl›l›r hale getirmifltir. Sonuç olarak; Yaflanan kongre süreci ve ortaya ç›kard›¤› pratikler göstermifltir ki kendisini yönetime tafl›yan liste, halk›m›za ait olmayan yöntemleri kullanarak; tüketmenin, de¤erlerimizi afl›nd›rman›n, irademize ipotek koyman›n, yönetimde olmay› amaçlaflt›rman›n prati¤ini sergilemifltir. Kongrenin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar bak›m›ndan söyleyeceklerimizin bir k›sm›d›r bunlar. Ortada duran baflar›s›zl›k kuflkusuz destek sundu¤umuz listenin çal›flmalar›ndaki yetersizlikten kaynaklanmaktad›r ve esas nedeni burada aranmal›d›r. Rehavetin, kendine afl›r› güvenin, çal›flmalar› bu yaklafl›m üzerinden zay›f b›rakman›n tarihin hiçbir döneminde yarar›n› gören olmam›flt›r. Dersim’in ve semtimizde yaflayan Dersimlilerin sürecine müdahaleyi içerecek kesitte kongre; eksikliklerimiz ve yetersizliklerimiz nedeniyle baflar›l› geçmemifltir. Bu sorgulay›flla geride b›rakt›¤›m›z sürecin pratiklerinden ö¤renme, dersler ç›karma, eksikliklerimizi ve yetersizliklerimizi düzeltme ad›na bu süreci tüm Dersimlilerle paylaflmaya ihtiyaç duydu¤umuzun bilinmesini istiyoruz. (Dersim Derneklerinden Partizan okurlar›)

Bunlar› biliyor muydunuz? - 2000 y›l›nda Kenya’da bulunan ve öncü insan Orronin Tugunensis’e ait kemi¤in son analizlerinden anlafl›ld›¤› üzere atalar›m›z en az 6 milyon y›l önce Afrika savanlar›nda iki ayak üzerine yürümeye bafllam›fllar. - Satrançta ilk 10 aç›l›fl hamlesi için 170.000.000.000.000.000.000.000.000 olanak var. - Michael Jordan’›n bir senede Nike reklamlar›ndan kazand›¤› para, Malezya’daki Nike fabrikas›nda çal›flan tüm personelin ald›¤› senelik maafltan daha fazlad›r.


Gazete/okur

İşçi-köylü 28

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Halka flahin, patronlara serçe Emperyalizme derin ba¤larla ba¤l› olan uflaklar›, dünya çap›nda yükselen ekonomik krizin ac›s›n›; sömürdü¤ü iflçi ve emekçiler üzerinde ç›karmaya çal›fl›yor. Her alanda yap›lan zamlar ve buna karfl›l›k, iflçi s›n›f›n›n ald›¤› ücretlerin gün be gün erimesi, yoksullu¤un art›k çekilmez boyutlara ulaflmas›na ve gelecek günlerde ço¤unlu¤u kendili¤inden hareketler olmak üzere iflçi s›n›f›, grev gibi demokratik hak alma mücadelesini direniflçi ve savaflç› bir flekilde yükseltecektir. ‹flçi s›n›f› ve ça¤›na denk bir mücadele ile bu krizleri derinlefltirerek iktidar›na gidecek yolu açacak birikime sahiptir.

Merhaba, Ben Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde okuyan bir örgenciyim. Biliyorsunuz ki, geçen günlerde üniversitemizde baz› olaylar yafland›. Yaflanan olaylara birebir flahit oldu¤um için sizlerle paylaflmak istiyorum. Bu olaylar›n bafllang›c›ndan önce, üniversitenin yurdunda biz sol görüfllülere dönük büyük bir bask› vard› ve bu bask›larla bizi y›ld›racaklar›n› zanneden baz› faflist gruplar, emellerine ulaflamad›lar. Çünkü biz hiçbir zaman y›lmad›k ve y›lmayaca¤›z da. Devrimci hareketlerin temelinde de bu yatar zaten. Faflistler sald›r›lar›na 04.04.2008 Cuma günü akflam saatlerinde bafllad›lar. Arkadafllar›m›zdan birinin yurt kap›s› önünde tartakland›¤› haberini

Özellikle bu y›l hat safhaya ç›kan halk›m›z› açl›k s›n›r›n›n çok afla¤›lar›nda yaflamaya zorlayan ekonomik krizin tek sorumlusu ABD emperyalizmi ve onun uflaklar›d›r. Halk›m›z›n kurtuluflu ancak bu gerici sistemin y›k›lmas›yla mümkündür. Bizlerin tekstil iflçileri olarak bu devletten ve onun gerici hükümetlerinden hiçbir beklentimiz yoktur. Özellikle AKP hükümeti arac›l›¤›yla devlet, ABD emperyalizminin iste¤i-emrine BOP stratejisi gere¤i ›l›ml› ‹slam modeline geçifle h›z vermifltir. Ekonomik krizin yan› s›ra AKP’nin gerici politikalar› halk›

tam bir buhran içerisine soktu. Devletin-sistemin içine girdi¤i kriz, ayn› zamanda Kürt ulusal sorununun derinleflmesiyle daha da büyümüfltür. Devlet kendi açmaz›n› (ekonomik, politik), halka uygulad›¤› a¤›r zamlarla ve politik sald›r›larla gidermeye çal›fl›yor. Halka flahin patronlara serçe durumunda tekstildeki ekonomik gerileme de ne yaz›k ki fatura biz iflçilere biçiliyor. Bunun karfl›s›nda genelde ortaya ç›kan örgütsüz olma durumu özelimizde de mevcut. ‹flçi birlikteli¤inin, dayan›flmas›n›n, kardefllik anlay›fl›n›n, iflyerimizde örgütlü bir hale getirilememesi, iflyeri sorun-

lar›m›z›n afl›lmas› önünde engeldir. ‹flyerimizde öncelikli sorunumuz örgütlenebilme sorunudur. ‹flçiler aras›nda kardefllik duygusunun, birlikte ortak talepler etraf›nda mücadele etme bilincinin gelifltirilmesi, dayan›flma içinde bir fleyler yapmama sorunudur. Bu konuda iflçi s›n›f›n›n saflar›na kat›l›mdaki zay›fl›l›kt›r. Türkiye halk›n› ileriki süreçte çok zorlu ekonomik günler bekliyor. Bu duruma karfl›l›k birlikte mücadele etmek, grevler eylemliklerle derinlefltirmek, özellikle biz iflçilerin görevi durumundad›r. (Esenler’de tekstilde çal›flan ‹K okurlar›)

ald›k ve k›sa süre içinde yurt kap›s› önünde toplanarak küçük çapl› bir eylem gerçeklefltirdik. Yurt yönetimi ve polis bizi yurda sokmamakta kararl›yd›, ama onlar bizi içeri almad›klar› sürece eylemlerimiz sürdü ve sloganlar›m›z kampüste yank›land›. Arkadafllar›m›z›n yurt içine al›nmalar› karfl›l›¤›nda eylemimizi sona erdirdik. Arkadafllar›m›z›n ço¤u o gece yurda al›nd› ve da¤›ld›k. Fakat 06.04.2008 Pazar günü sa¤ görüfllü, beyinleri fliddetten baflka hiçbir fleye çal›flmayan bir grup faflist, iki arkadafl›m›z› yurt giriflinde polislerin güzü önünde b›çaklayarak a¤›r yaralanmalar›na sebep olmufllar. Haber bize geldi¤i zaman arkadafl›m›z›n acile kald›r›ld›¤›n› ve faflistlerin orada da rahat b›rakmad›¤›n› duyduk. Toplu bir flekilde acilin önüne yürüdük. Polis bizden önce orada adeta etten

duvar örmüfltü ve arkadafl›m›z› görmemize izin vermedi. Biz de bunun üzerine sloganlar›m›zla yurt kap›s› önüne do¤ru yürüdük. Yurdun önüne geldi¤imizde bir grup sa¤ görüfllü, insanl›ktan nasibini almam›fl bir grup faflistin bize do¤ru yürüdü¤ünü gördük ve içlerinde biri belinden ç›kard›¤› tabancayla üstümüze atefl açmaya bafllad›. Bir anda grup da¤›ld› ve çevik kuvvetin de üstümüze koflmas›yla, birçok arkadafl›m›z yaraland›. Polisin elinden arkadafllar›m›z› kurtarmak için u¤rafllar›m›z sürüyordu, ama say›ca bizden çoklard› ve polisin d›fl›nda sivil faflistler de arkadafllar›m›z› polisin önünde sopalarla dövüyorlard›. Polislerin say›s› giderek ço¤ald›. Bir süre sonra bulundu¤umuz yerden uzaklaflmaya çal›flt›k. ‹lerledi¤imizde, silahl› adam›n elini kolunu sallayarak

polislerin önünden geçti¤ini gördük ve hiçbir müdahale yap›lmad›. Ayr›ld›¤›m›z s›rada sloganlar›m›z sürüyordu ve arkam›zdan panzerler boyal› su s›k›yordu. En sonunda kampüsün duvarlar›ndan atlayarak d›flar› ç›kt›k. Tekrar topland›¤›m›zda arkadafllar›m›z›n birço¤u kay›pt›, haber alamad›k. Bu sefer de ne oldu¤unu anlamadan motorlu polisler geldi, havaya atefl açarak grubu da¤›tt›. Bir arkadafl›mla birlikte evin birine s›¤›nd›k ve bir süre sakland›ktan sonra d›flar›s› durgunlaflt› ve oradan ayr›ld›k, yak›nlardaki bir arkadafl›m›z›n evine giderek geceyi orada geçirdik. Biz YDG’liler olarak, gerek bize gerekse devrimci dostlar›m›za dönük sald›r›lara karfl› durmaya devam edece¤iz ve mücadelemiz bitmeyecek! (Akdeniz Üniversitesi’nden bir YDG’li )

ÇIKTI Alman ve uluslararas› iflçi hareketinin 1 May›s deneyimlerinin yer ald›¤› “1 May›s’›n k›sa tarihçesi ve Sultan Karabulut’un kaleme ald›¤› “Zulümden ötesini yaflamak” isimli kitaplar›m›z› be¤eninize sunuyoruz...

Polis efllerine susun ve iyi kad›n olun ö¤üdü! ‹zmir’de Polis Teflkilat›’n›n 163. kurulufl y›ldönümü kutlamalar› çerçevesinde polis efllerine, ‘Aile içi ‹letiflim’ semineri verildi. Sabanc› Kültür Merkezi’nde Emniyet Teflkilat› Mensuplar› Han›mlar› Yard›mlaflma Derne¤i ‹zmir fiubesi’nin düzenlendi¤i seminerde konuflan Ege Üniversitesi Ö¤retim Görevlilerinden Doç. Dr. Azmi Varan, çocuklar›n birey olmas› için ailede sözlerini söyleme hakk› oldu¤unu savunurken, polis efllerine ise “Eflleriniz stresli bir meslekte sizde onlar› daha fazla streslendirmemek için yeri geldi¤inde susun” uyar› yapt›.


İşçi-köylü 29

18 Nisan-1 Mayıs 2008

Yaşamın içinden

D

evlet için askerin ölüsü, milliyetçi flovenist propaganda malzemesi olaca¤›ndan dirisinden daha önemlidir. Böylece ölümler üzerinden gerçekte olmayan bir kahramanl›k kültü de yarat›labilmektedir.

“Kaza kurflunu” ile yaflam›n› kaybeden, intihar eden ya da psikolojik nedenlerle askeri hastanelere baflvuran gençlerin say›s›ndaki art›fl dikkatleri çekiyor.

En büyük asker ölü asker! “Kaza kurflunu” ile yaflam›n› kaybeden, intihar eden ya da psikolojik nedenlerle askeri hastanelere baflvuran gençlerin say›s›ndaki art›fl dikkatleri çekiyor. Mersin Newroz’unda Türk bayra¤›n›n yere at›lmas› ile start› verilen milliyetçi-floven dalga s›n›r ötesi operasyonla birlikte bir hayli yol ald›. Yarat›lan bu atmosfer ile birlikte güçlendirilen Kürt düflman›, flovenist duygular en çok halk gençli¤inin zorla götürüldü¤ü TC ordusunda can al›yor. Bas›n-yay›n organlar›ndan her gün saatlerce tekrarlanan propaganda ile halk›m›z aras›na nefret tohumlar› ekmeye çal›fl›l›yor. Özellikle Kutlar Vadisi vb. diziler ile devrimciler ve ilericiler hedef tahtas›na konularak karalan›yor. Toplumun, devletin resmi ideolojisi do¤rultusunda flekillendirilmesinde çok önemli bir misyon oynayan ordu da bu süreçte yine üzerine düfleni yapt›. Emperyalistlerin ihtiyaçlar›na göre toplumu yeniden flekillendirmek için yol haritas› haz›rlayan TSK, bunu yaflama geçirirken hiçbir s›n›r tan›m›yor. TSK, cumhuriyetin kuruluflundan bu yana zorunlu askerlik uygulamas› ile toplumun gelece¤i olan gençleri birer köle haline getirme hedefinde.

Ordu ne ifle yarar? Dünyan›n en büyük ordular›ndan biri olan TSK, tamamen militarist ve faflist bir yap›lanma olarak infla edilmifltir. Askerli¤in “kutsal, vatani görev” olarak telakki edildi¤i/ettirildi¤i ülkemizde halk gençli¤i yaflam›n›n en önemli dönüm noktalar›nda faflist ideoloji ile zehirlenmektedir. 20 yafl›na kadar okullarda her zerresine Kemalist ideolojinin nüfuz etti¤i e¤itimi gören gençler, askerlikte bu ideolojinin daha etkili yapt›r›mlar›na maruz kalmaktad›r. Ordu, devletin temel organ›n› olufltururken ayn› zamanda dokunulmaz da oland›r. Ordu, ülkemizde her türlü milliyet farkl›l›¤›ndan uzak, siyaset üstü bir kurum olarak halk›m›za sunulmaktad›r. “Vatan›n savunulmas›” propagandas› ile bilinçlerde yer edinen ordu, her gencin “zorunlu” duraklar›ndan biri olagelmifltir. “Vatani görevin” icra edilmesi toplumsal yaflamda önemli dönemeçlerden birini oluflturmaktad›r. Öyle ki gençlerin askerlik öncesi ve sonras› toplumda edindikleri prestij bile farkl› olmaktad›r. Ordu halk gençli¤inin devletine sad›k, itaat eden birer kul olarak flekillenmesinde çok önemli bir faktördür. Askerde tek kural emre itaattir. Soru sorulmaz, düflünmek yasakt›r. Verilen her görev an›nda yerine ge-

tirilir. Görevin ne oldu¤unun ise hiçbir önemi yoktur. Orduda emir komuta zinciri, rütbesi en büyük olan›n daima hakl› olmas›, bireyin kiflili¤ini yok saymay› hedefler. Üst, alt›ndakine istedi¤ini yapma ve yapt›rma hakk›na sahiptir. Buna her karfl› ç›k›fl askeri mahkemede yarg›lanmay› gerektirir. Gençler askerden “devletin büyüklü¤ü, gücü” karfl›s›nda büyülenmifl bir flekilde sivil yaflamlar›na döner. Böylece kutsal devlete ve onun ordusuna yönelik her türlü radikal düflünceye kuflkulu yaklafl›r. Devletin y›k›lmazl›¤› ve ordunun yenilmezli¤i afl›lan›r. Bireyin düzenin içinde sadece küçük bir diflli oldu¤u ve ak›fla ayak uydurmak d›fl›nda bir seçene¤inin olmad›¤› enjekte edilir. Askere gönderilen halk gençli¤ine Kemalizm’in temelleri ö¤retilir, milliyetçi duygular› körüklenerek vatan savunuculu¤u propaganda edilir.

Ordu siyaset yapmaz ne kadar do¤ru? Kendini dünyevi her türlü olaydan uzak tutan ve vatan›n savunulmas›na adad›¤› söylenen ordunun gerçek durumu hiç de öyle de¤ildir. Özellikle Nokta dergisinde yay›mlanan darbe günlükleri ile generallerin toplumsal yaflam› yeniden dizayn etme hevesleri bunun böyle olmad›¤›n› gösteriyor. Cumhuriyet mitingleri ile aktif siyasete kat›lan,

ülke gündemi ile ilgili her konuda süreci etkileyecek aç›klamalarda bulunan ordunun, siyaset d›fl› oldu¤u bir masal olarak anlat›lagelmifltir. Kosova’dan Lübnan’a, Afganistan’dan Irak’a kadar dünyan›n birçok ülkesinde asker bulunduran TSK’n›n vatan›n savunulmas› iddialar› da karfl›l›¤›n› bulmuyor. Dünya halklar›n›n düflman› ABD emperyalizminin emrinde kardefl halklar› bo¤azlayan bir ordu kendi halk›na farkl› yaklaflabilir mi? Ülkemiz tarihinde yaflanan darbeler, özellikle T. Kürdistan›’nda gerçeklefltirilen katliamlar ordunun kime hizmet etti¤ine de iflaret ediyor. Darbelerden sonra yaflanan ekonomik çöküfller ve emperyalist talan “siyaset yapmayan” ordunun siyasetini de yans›t›yor. Baflta OYAK Renault, OYAK Sigorta olmak üzere birçok alanda ekonomik faaliyet gösteren, vergilerden muaf tutulan, hesaplar› denetlenemeyen ve muazzam bir ciroya ulaflan ordu, elbette sermayenin ç›karlar›n› savunmaktad›r. Çünkü kendisi de ayn› zamanda en büyük sermayedarlardan biridir. Bütün bunlardan sonra ülkemizdeki bir avuç asala¤›n ç›karlar›n› ve iktidar›n› savunan, bunu ortaya koydu¤u kanl› prati¤i ile ispatlayan ordunun, vatan›n bekçili¤ine soyunmas› ancak kötü bir espiri ola-


Yaşamın içinden bilir. Milliyeti ne olursa olsun tüm vatandafllar›na eflit davrand›¤›n› iddia eden ordunun Kürt gençli¤ine yönelik düflmanca tutumlar› bu söylemin gerçek olmad›¤›n› gösteriyor. Son birkaç y›l içinde yüzlerce Kürt genci askerde e¤itim zayiat›, kaza kurflunu veya intihar gibi iddialarla yaflam›n› yitirdi.

Askerlik gençleri bunal›ma sokuyor! Psikologlara göre özellikle savafl›n yo¤un oldu¤u T. Kürdistan›’nda her on askerden 7’si travma yafl›yor. 1990–2000 aras›nda 35 bin asker bunal›ma girdi¤i gerekçesiyle çeflitli hastane veya rehabilitasyon merkezlerine baflvuruda bulunmufl. Bu durumda olanlar›n 4–5 kat fazlas› hiç baflvuru yapmam›fl. ‹flte bir örnek; Ni¤deli Serdar Akçe, Mardin’in Midyat ilçesinde askerlik flubesi önünde nöbetteydi. Her gün kula¤›na çat›flma sesleri geliyor, operasyondan dönen askerlerin dehflet dolu anlat›mlar›na tan›k oluyordu. Sonunda dayanamad› ve bunal›ma girdi. Bir gece flube önünde nöbet tutarken, 31 Aral›k 2007’de Saat 03.45’i gösterdi¤inde çenesinin alt›na dayad›¤› G 3’le intihar etti. TSK içindeki intihar vakalar› dünya ortalamas›n›n da üzerinde. “Güneydo¤u’da Görev Yapan Askeri Popülâsyonda Görülen Travma Sonras› Stres Bozuklu¤u Üzerine Bir Çal›flma” bafll›kl› araflt›rmaya göre 1992’den önceki son üç y›lda, T. Kürdistan›’nda görev yapan askerlerde “Travma Sonras› Stres Bozuklu¤u”nun görülme s›kl›¤› di¤er bölgelere göre 3 kat daha fazla. GATA’da 1995 y›l›nda yap›lan bir baflka araflt›rmaya göre ise, T. Kürdistan›’nda görev yapan askerlerde travma sonras› stres bozuklu¤u belirtilerine yüzde 27.8 oran›nda rastlanm›fl. Psikolojik bozukluklar çat›flmaya kat›lan askerlerden çok, çat›flmaya kat›lmam›fl askerler aras›nda görülmekte. Gülhane Askeri T›p Akademisi Komutanl›¤› Karargah›’na ba¤l› TSK Rehabilitasyon ve Bak›m Servisi Merkezi bünyesindeki Psikolojik ve Sosyal Hizmetler Dan›flmanl›k Bölümü’nün sonuçlar›na göre her 10 askerden 7’si travma yafl›yor. 2006 y›l›nda Gata’da 2 bin askeri tedavi görmüfl.

İşçi-köylü 30 Y›ll›k ortalama 3 bin kiflinin baflvuru yapt›¤›, ancak befl yüz ile yedi yüz aras›nda bir say›n›n kabul edildi¤i belirtiliyor.

E¤itim zayiat›, kaza kurflunu, flimflek çarpt›… 2007 y›l› içinde bas›na 12 “kaza” sonucu asker ölümü yans›d›. Son iki ay içinde T. Kürdistan›’nda görev yapan 7 asker “kaza” kurflunu, flimflek ya da elektrik çarpmas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Askerde hayat›n› kaybedenlere birkaç ör-

2007’de Van’›n Özalp ilçesinde bulunan Harabek›flla 6. Hudut Tak›m Komutanl›¤›’nda görevli tankç› er 21 yafl›ndaki Ökkefl Onayl›, akflam s›n›r bölgesinde keflif ve gözetleme faaliyeti s›ras›nda bir arkadafl›n›n tüfe¤inden ç›kan kaza kurflunuyla yaflam›n› yitirdi. 24 Haziran 2007’de Kayseri 12. Askeri Hava Üssü’nde askerlik yapan Ali Mayda, nöbet sonras›nda silah›n› teslim etmek için di¤er nöbetçi askerlerle birlikte askeri araca bindi. Silah› dinlenmek

TSK içindeki intihar vakalar› dünya ortalamas›n›n da üzerinde. “Güneydo¤u’da Görev Yapan Askeri Popülâsyonda Görülen Travma Sonras› Stres Bozuklu¤u Üzerine Bir Çal›flma” bafll›kl› araflt›rmaya göre 1992’den önceki son üç y›lda, T. Kürdistan›’nda görev yapan askerlerde “Travma Sonras› Stres Bozuklu¤u”nun görülme s›kl›¤› di¤er bölgelere göre 3 kat daha fazla. nek; 18 May›s 2007’de Ankara’n›n fiereflikoçhisar ilçesinde, askeri tatbikat s›ras›nda elektrik çarpmas› sonucu Piyade Çavufl Mustafa Sülüko¤lu, 25 May›s

için iki baca¤›n›n aras›na ald›. Silah› atefl al›nca Mayda hayat›n› kaybetti. Askeri Savc›l›k, her iki koflulda da ölümün Mayda’n›n kusurundan kaynakland›¤› görüflüyle dosyay› kapat›rken, ölüme neden olan

18 Nisan-1 Mayıs 2008 kurflunun paras›n›n tahsilinin gerekti¤ine hükmetti. 24 Temmuz 2007’de tezkeresine 1 ay kalan Mehmet Meral, Diyarbak›r’a cephane getirmek için gitti. Göreve 8 araçla konvoy eflli¤inde gidilirken, görev dönüflünde, Bitlis’in Ahlat ilçesinde bindikleri arac›n lasti¤i patlad›. Araç komutan› ve floför lasti¤i de¤ifltirirken Mehmet Meral de di¤er silah arkadafllar›yla cephane dolu arac›n etraf›nda nöbet tutuyorlard›. O esnada asker arkadafllar›ndan birinin silah› kaza ile patlad› ve kurflun Meral’e isabet etti. Meral olay yerinde öldü. Ölümlerin önemli bir bölümünde kas›t ihmali çok yüksek olmas›na ra¤men herhangi bir adli soruflturma yap›lamad›¤› için bu cinayetler kamuoyuna yans›m›yor. Özellikle Alevi ya da Kürt kökenli, düzene muhalif ve siyasi bir geçmifli bulunan gençlere yönelik tecrit etme, psikolojik bask› kurma kiflili¤ini ezme gibi uygulamalar›n yafland›¤› herkes taraf›ndan bilinmekte. Yaflanan ölümler de bu özelliklere sahip gençlerin oran› çok yüksek. Çocuklar›n› devlete emanet eden aileler, bir süre sonra çocuklar›n›n cenazesi ile karfl›laflmakta ve bunun hesab›n› soramamaktad›r. Hakkâri Da¤l›ca’da yaflanan çat›flmadan sonra esir al›nan askerlere yönelik aç›klamalar ordunun devletin askerine nas›l bir rol biçti¤ini genifl kesimlere de göstermifl oldu. Devlet için askerin ölüsü, milliyetçi flovenist propaganda malzemesi olaca¤›ndan dirisinden daha önemlidir. Böylece ölümler üzerinden gerçekte olmayan bir kahramanl›k kültü de yarat›labilmektedir.

Askere giden gençlerin psikolojisi bozuluyor Vatan borcu, namus borcu, flehitlik edebiyat›yla askere al›nan gençlerin psikolojilerinin son günlerde ne durumda oldu¤unu tahmin etmek zor de¤il. Bu konuda hemen her gün çeflitli haberlere tan›k oluyoruz. Tabi tan›k olduklar›m›z yaln›zca burjuva medyaya yans›yanlar. Bir de medyaya yans›mayanlar var ki bunlar faflist Türk devletinin insanlara ve kendi kurdu¤u ordu içindeki askere verdi¤i önemi aç›kça ortaya koyuyor.

Faflist diktatörlük kendi ömrünü biraz daha uzatmak için bir yandan halka sald›r›p katliamlar yapacak insanlar yetifltiriyor. Bunu da askeri, polisi, özel timi vb. katiller sürüsüyle gerçeklefltiriyor. Ancak faflist TC ordusunun ifline geldi¤i gibi kullanmas› gençlerin üzerinde ciddi psikolojik sorunlar yarat›yor. Bunun son örne¤i Celal Dervifl’tir. Celal Dervifl, askerde bask›c› uygulamalara maruz kal›yor. S›rf etnik kimli¤i ve düflünce kültürü nedeniyle

bask›larla karfl›lafl›r. Da¤›t›m iznine geldi¤inde ciddi psikolojik bunal›ma düfltü¤ü fark edilir. Celal, devrimci kiflili¤ine ters olan bu durumdan rahats›z olur. Çözüm olarak askere gitmemek için kendi bedenini atefle verir. Ve yap›lan tüm müdahaleler sonucunda hayat›n› kaybeder. Celal arkadafl›m›z›n an›lar› mücadelemizde yaflayacakt›r. Gençleri askere gitmemeye, Halk Savafl›’na kat›lmaya ça¤›r›yoruz. Esenler Partizan


31

18 Nisan-1 Mayıs 2008

işçi-köylü’den 1 May›s için seferberlik! 1 May›s tarihi, 1890’l› y›llardan itibaren iflçi s›n›f› ve ezilenlerin egemenlerle yaflad›¤› en büyük kap›flma alanlar›ndan biri olagelmifltir. Aradan geçen yüzy›ldan fazla zamana karfl›n bu gerçeklik de¤iflmeden ama kimi zaman keskinleflerek, kimi zaman durgunlaflarak süregelmifltir. Ancak revizyonist-reformist inkara, salonlara kapat›lmaya, hakim s›n›flar›n içini boflaltma ç›rp›n›fllar›yla “Bahar Bayram›” ilan etmesine karfl›n varl›¤›n› hep sürdürmüfltür. Tarihin itici gücü olan s›n›flar mücadelesinin çetin dönemeçleri olarak 1 May›s’lar, uluslararas› proletaryan›n ve ezilen halklar›n›n “Birlik, mücadele ve dayan›flma” günü olarak önemsenmesi gereken bir tarihtir. Enternasyonal proletaryan›n Türkiye kolunun kurulufl y›ldönümünün hemen ard›ndan kutlanacak olan 1 May›s’ta s›n›f mücadelesinin olmazsa olmas› öncünün kuruluflunun verdi¤i coflkuyla, azim ve kararl›l›kla 1 May›s’a dönük çal›flmalar›m›z› ele almak h›z›m›z› ve yo¤unlaflmam›z› katbekat art›racak, örgütlenmenin önündeki -özellikle bize dair- engelleri aflmam›zda yol gösterecektir. 1 May›s’lar kitleselli¤iyle, coflkusuyla, mücadele ruhuyla egemenlere karfl› meydan okuman›n, dosta güven vermenin en önemli tarihsel günüdür. Bu y›l da baflta ‹stanbul olmak

üzere birçok ilde tart›flmalar ve toplant›lar uzun bir zamand›r devam ediyor. ‹stanbul’da Partizan’›n da içinde yer ald›¤› Devrimci 1 May›s Platformu’nun “yer tart›flmas›” k›s›r döngüsüne girmeksizin devrimci, militan ve kitlesel bir 1 May›s için hedefi Taksim olarak belirlemesi devrimci iradi müdahale anlam›nda çok de¤erlidir. Bunun yan›nda (kuflkusuz çok ilerici, devrimci olduklar› için de¤il, tamamen taban›n özellikle son süreçteki bask›lar› sonucu) 3 Konfederasyonun (Türk-‹fl, D‹SK ve KESK) 1 May›s’› Taksim’de kutlama karar›n› aç›klamas› ve bunun için yasal prosedürleri de¤il meflruluk zeminini esas almalar› s›n›f mücadelesinin dipten yüzeye do¤ru ç›kma yönelimi olarak kavranmal›d›r. Gazetemizin manfletini “1 May›s için seferberlik” fleklinde atmam›z›n elbette bir anlam› vard›r. Kulland›¤›m›z fliarlar ve sloganlar yapt›¤›m›z/yapaca¤›m›z çal›flmalar›n ve çal›flmay› nas›l ele ald›¤›m›z›n/alaca¤›m›z›n bir özetidir. 1 May›s’a kadarki süreci tüm güçlerimizle bir seferberlik düzeninde ve yo¤unlu¤unda haz›rlanmak için geçirmek anlam›na geliyor bu bafll›k. Ezilenlere, emekçilere birebir yaflad›klar› sömürü, bask› ve zulüm üzerinden çözüm yollar›yla birlikte anlataca¤›m›z, sistemin teflhirini yapabilece¤imiz ve alternatiflerini

gösterebilece¤imiz örnekler inan›lmaz derecede çoktur. Tüm bunlar› öncünün kuruluflu ve 1 May›s çal›flmas› ile birlefltirdi¤imiz oranda çal›flmalar›m›z›n “seferberlik” düzeninde gerçekleflti¤ine tan›k olacak ve örgütlenme faaliyetimizde att›¤›m›z ad›mlar›m›z h›zlanacakt›r. 1 May›s çal›flmalar›na de¤in, 8 Mart, Newroz, SSGSS Yasa Tasar›s›’na karfl› örgütlenen miting ve eylemler vb. yo¤un bir süreci geride b›rakt›k. K›saca bu sürece bakt›¤›m›zda önemli geliflmeler kaydetti¤imiz, kitlemizi toparlamada ve harekete geçirmede küçümsenmeyecek ad›mlar att›¤›m›z aç›k ve net olarak görülmekte. Politik gerili¤imizin de bir sonucu oldu¤unu düflündü¤ümüz; emekçilerin, ezilenlerin gündemlerine yeterince vak›f olmama ve çal›flmalar›m›zda bu gündemleri baflköfleye oturtamama sorunumuz belli oranlarda varsa da, bunlar› da yapt›¤›m›z/yapaca¤›m›z bilinçli çal›flmalarla gidermek mümkün ve gereklidir. Çal›flmalar›m›z›n ve yönelimimizin sonuçlar›n› bu tür kitle eylemlerinde görmek çal›flma azmimizi yükseltiyor, kendimize olan güvenimizi art›r›yor. fiimdi bunu 24 Nisan ve 1 May›s gündemleriyle örgütlülü¤e ve ufak bir rüzgârda da¤›lmayacak güce dönüfltürmenin zaman›d›r. Yap›lan her faaliyet, devrim mücadelesine katt›klar›yla bir anlam kazan›r. Günübirlik ç›karlara odaklanan anlay›fllar›n, yar›n› hedeflemeyen hareketlerin devrim mücadelesine kataca¤› bir fley olamaz. Sab›rla, ilmek ilmek dokunan, her ad›m›n› hesaplayan ve bir sonraki ad›m›n önceli olarak kabul eden düflünüfl tarz› ile hareket etmek

Fikri Köse’nin “bafl› büyük” dertte

Gecekondu y›k›mlar›yla s›k s›k gündeme gelen Bafl›büyük Mahallesi’nde hareketlilik devam ediyor. 5 Nisan 2008 tarihinde Gülsuyu Gülensu Mahallesi Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i bir ziyaret gerçeklefltirdi. Bafl›büyük halk›n›n yo¤un ilgisi ve s›cak karfl›lamalar›yla sorunlar›n›n sorunlar›m›z oldu¤unu ve mücadelenin ortak oldu¤unu çok daha net gördük. Bafl›büyük Mahallesi son durakta biraraya gelen kad›nlar›n sloganlarla yürüyüfle geçmesi bir anda ortal›¤› harekete geçirdi. ‹flgal çad›r› ad›n› verdikleri ça-

d›r›n önünde kad›n-erkek genç yafll› ortak yürüyüfle geçen halk›n, özellikle polislere gösterdi¤i tepki, bariz bir flekilde görülüyordu. Özellikle kad›nlar›n ve gençlerin tepkileri çok daha sert ve görülmeye de¤erdi. Sloganlar atan halk, yürüyerek mahallenin alt›ndaki ana caddeye inmek istedi, ancak polis barikat›yla karfl›laflt›. Polisin izin vermemesi üzere yolunu de¤ifltirip mahallenin sokaklar›nda sloganlar›n› s›klaflt›r›p halk› yürüyüfle ça¤›rd›. Farkl› bir yoldan caddeye inen halk, muhtar›n evinin önüne gelindi¤inde yu-

halayarak ve “Sat›l›k muhtar istemiyoruz” sloganlar› atarak yolu trafi¤e kapad›. Bu arada araçlar›yla korna çalarak halka destek veren floförler de Bafl›büyük halk› taraf›ndan alk›flland›. Mahallenin ara sokaklar›ndan tekrar son dura¤a yürüyen halk, s›k s›k Fikri Köse aleyhinde slogan atarak mahalle halk›n› yürüyüfle katarak son dura¤a gelindi. Burada da polis ablukas›yla karfl›laflan kitle art›k yeter dercesine polislerin flantiyeyi korumak için çevreledi¤i barikatlara sald›rarak birço¤unu y›kt›lar. Tekrar iflgal çad›r› önünde toplanan halka hitaben bir konuflma yapan Gülsuyu Gülensu Güzellefltirme Derne¤i Baflkan Yard›mc›s› Erdo¤an Y›ld›z Bafl›büyük halk›n›n her daim yan›nda olduklar›n› vurgulayarak “Bugün Bafl›büyük, yar›n Gülsuyu, yar›n bir baflka yer. Hepimiz ayn› oyunun k›skac›nday›z” dedi. Bu arada s›k s›k “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” slogan›n›n at›ld›¤› görüldü. Bizlerde bir kez daha buradan Gülsuyu Gülensu ‹flçi-köylü okurlar› olarak Bafl›büyük Mahallesi’ni bu onurlu mücadelesinde yaln›z b›rakmayaca¤›m›z› bildiriyoruz. Yaflas›n Bafl›büyük halk›n›n y›k›m karfl›t› direnifli. (Gülsuyu ‹K okurlar›)

zorunday›z. 1 May›s’a yönelik çal›flmalar için de bu yöntem geçerlidir. Gücümüzü ve zaman›m›z› son s›n›r›na kadar kullanmam›z gereken bir çal›flma yöntemidir bu. Bulundu¤umuz yerlerde çal›nmad›k kap› b›rakmayarak, konufltu¤umuz her konuyu bu çal›flmayla ba¤layarak, elimizdeki araçlar› en verimli flekillerde kullanarak ve yeni araçlar bularak/haz›rlayarak seferberlik ruhuna uygun bir çal›flmaya imza atmal›y›z. Son olarak tüm gücümüzle 1 May›s için seferberlik ilan ederken gücümüzü nereden alaca¤›m›z sorusu kal›yor. Bu çal›flmalar için gücü, ezilen iflçi ve emekçi kitlelerden alaca¤›z. Bu gücü, on y›llard›r say›s›z bedel ödeyen ve daha fazlas›n› ödemeye haz›r olan, bunu en aç›k bir biçimde 2008 Newroz’unda gösteren Kürt halk›ndan alaca¤›z. Bu gücü, halk gençli¤inin direngen ve bafle¤mez tutumundan alaca¤›z. Bu gücü, y›k›mlara karfl› yaflama hakk›n› savunan emekçi semtlerde yaflayan halk›m›zdan alaca¤›z. Bu gücü, sistemin kendisine dayatt›¤› ikinci s›n›f mevkiyi kabul etmeyen ve baflkald›ran emekçi kad›nlar›m›zdan alaca¤›z. Bu gücü, hapishanelerde tecrit ve kifliliksizlefltirme sald›r›s›na karfl› devrimci kimli¤ini ve düflüncelerini savunan ve direnen devrimci, komünist tutsaklardan alaca¤›z. Ve en nihayetinde bu gücü, devrime ve öncüye olan inanc›m›zdan, güvenimizden; öncünün etraf›nda birleflmifl militan yüreklerden alaca¤›z. Öyleyse bir kez daha “1 May›s için seferberlik!”

Mamak halk› Kentsel Dönüflüm’e karfl› yürüdü! Mamak halk›, 3 Nisan günü Kentsel Y›k›m Projesi’nin hayata geçirilme çabalar›n› bir eylemle protesto etti. Halk projeyi hayata geçirmek için mahallelerinde kurulan ve halk›n y›k›m› kabul eden sözleflmelere imza atmas› için çal›flan Belediye’ye ait Bilgi Bürosu’na yürüdü. Ö¤len saatlerinde Dostlar Mahallesi’nde bulunan Bar›nma Hakk› Bürosu önünde biraraya gelen kitle yürüyüflün ard›ndan bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada, bu tür projelerin uyguland›¤› Yenimahalle, Havaalan› Yolu, Dikmen, Bent Deresi ve Gülveren’de yaflayanlar›n evlerine kavuflamad›¤› belirtilerek, söz konusu projelerin “yaflam alanlar›na sald›r›” anlam›na geldi¤i ifade edildi. Haz›rlanan sözleflmelerin hak sahiplerine imzalatt›r›lmas› için “ikna bürolar›” kuruldu¤u belirtilen aç›klamada, sözleflmelerin hukuki olmad›¤›, tek tarafl› ve eksik oldu¤u öne sürülerek, imzalanmamas› istendi. Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada büroda imzalat›lan sözleflmelerin Mamak halk›n› ma¤dur edecek ve haklar›n› ellerinden alacak nitelikte oldu¤u belirtilerek imza atmama ça¤r›s› yap›ld›. Eylem yap›lan aç›klaman›n ard›ndan alk›fllarla sona erdi. (Ankara)


işçi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com

BÜROLAR ➧ KARTAL: ‹STASYON CADDES‹. DÖRTLER APARTMANI NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 446 78 07 ➧ MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ MERS‹N: S‹L‹FKE CADDES‹ ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT:3 NO:118 MERS‹N Cep: 0 545 685 25 27 ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELERSTR. 93, 47169 DU‹SBURG, TEL: 0049-203-40 60 958, FAX: 0049-203-40 60 959

On binlerce emekçi “uzlaflma yok, mücadele var” dedi! SSGSS yasa tasar›s›n›n maddeleri Meclis’te görüflüldü¤ü s›ralarda, emekçi y›¤›nlar da tasar›y› geri püskürtme yönlü kararl›l›klar›n› ilan etmeyi sürdürmekteler. Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun karar›yla, gerek 1 Nisan’da gerçekleflen ifl b›rakma eylemi gerekse 6 Nisan’da Kad›köy’de yap›lan miting, bu kararl›l›¤›n giderek en genifl kesimleri kapsad›¤›na iflaret etmekte. Bürokrat-sar› sendikac›l›k, iflçi s›n›f›na ihanet anlam›na gelen, “uzlaflmac›”, “mutabakatç›” tutumundaki ›srar›n› korusa da, emekçiler meydanlar da aç›k ve net bir biçimde “Uzlaflma yok, mücadele var” mesaj›n› vermekteler.

Kad›köy ve Kartal’da 1 Nisan eylemi ‹stanbul’da emekçiler, AKP il binas› önü, Kad›köy ‹skele Meydan› ve Kartal Meydan› olmak üzere üç yerde eylem yapt›. Kad›köy’de Numune Hastanesi’nde biraraya gelen emekçiler, buradan ‹skele Meydan›’na yürüdü. Türk-‹fl’e ba¤l› Petrol‹fl, Yol-‹fl, TÜMT‹S, Tez Koop-‹fl, Deri-‹fl, Harb-‹fl ve Bas›n-‹fl üyeleri eyleme kendi pankartlar›yla kat›l›rken, Türk-‹fl üyelerinin s›k s›k “‹flçi burada Türk-‹fl nerede?” slogan›n› atarak tepkilerini dile getirdikleri gözlendi. Kartal Belediyesi’nde çal›flan Genel-‹fl üyesi iflçiler ve BES 3 No’lu fiube üyesi vergi daireleri çal›flanlar›, Kartal Meydan›’nda eylem yapt›. Eyleme çok say›da devrimci, demokratik kurumun yan› s›ra, TEKEL iflçilerini temsilen, Tek G›da-‹fl yöneticileri de kat›ld›.

On binler 6 Nisan’da “uzlaflma yok” dedi! 14 Mart ve 1 Nisan eylemlerinden sonra yap›lan en kitlesel eylem ise 6 Nisan Kad›köy mitingi oldu. Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun düzenledi¤i mitinge on binlerce iflçi ve emekçi kat›ld›. 14 Mart

ve 1 Nisan’la birlikte oluflan toplumsal duyarl›l›¤› daha da üst seviyelere ç›karan 6 Nisan mitingi ayn› zamanda 1 May›s’›n ön provas› oldu.

Kad›köy’de insan seli 6 Nisan mitingine kat›lan kitle, biri Numune Hastanesi önü di¤eri ise Tepe Nautilius olmak üzere, iki ayr› koldan ‹skele Meydan’na yürüdü. Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu bileflenleri Tepe Naitulus önünden yürürken, en önde Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun pankart› yer ald›. Platform pankart›n›n hemen arkas›nda ise, D‹SK, KESK ile ESP, Halkevleri, HÖC, SDP ve EMEP’in de aralar›nda bulundu¤u

lerden biri de, haftalard›r polis ablukas› ve yo¤un polis sald›r›s› alt›nda y›k›ma karfl› direnifllerini sürdüren ve mitinge, açt›klar› “Evlerimizi Y›kt›rmayaca¤›z, Sa¤l›m›z› Satt›rmayaca¤›z” pankart›yla kat›lan, Bafl›büyük halk›yd›.

‹flçiler Türk-‹fl yönetimine “ihanet” etti! Mitinge yo¤un bir kat›l›m sa¤layan kesimlerden biri de Türk-‹fl’e ba¤l› kimi sendika flubeleriydi. Türk-‹fl’in merkezi olarak eyleme kat›lmama karar›na

zafer”, “Kahrolsun sendika a¤alar›” vb. sloganlar› hayk›rd›¤› gözlendi.

Kitle alana s›¤mad› Mitinge yo¤un bir kat›l›m›n olmas›, Kad›köy ‹skele Meydan›’n›n kitleye “dar” gelmesini de beraberinde getirdi. Mitingin ilk konuflmas›n›, Herkese Sa¤l›k ve Güvenli Gelecek Platformu ad›na TTB Genel Sekreteri Ali Çerkezo¤lu yapt›. Çerkezo¤lu, tasar› geri çekilene kadar sokaklarda olunaca¤›n›n alt›n› çizdi. Mitingde söz alanlardan biri de TTB Merkez Konseyi Baflkan› Gençay Gürsoy’du. Gürsoy, Erdo¤an’›n “Tasar›ya solcular karfl› ç›k›yor” sözlerine gönderme yaparak, “Evet solcular karfl› ç›k›yor. Çünkü solculuk demek, emekten, emekçiden yana politika yapmak, emekten yana politikalar› desteklemek demektir” dedi.

Taban rahats›z!

siyasi parti ve platform ile demokratik kurumlar yer ald›. Partizan kitlesi de mitinge, Devrimci 1 May›s Platformu bileflenleri ile birlikte, üzerinde “Kölelik Yasalar› Geri Çekilsin” fliar›n›n yer ald›¤›, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) pankart›, döviz ve flamayla kat›ld›. Haydarpafla Numune Hastanesi önünden bafllayan kolda ise, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar, TMMOB, Difl Hekimleri ve Eczac› Odalar› yer ald›. Bu koldan yürüyüfle geçen-

karfl›n, ‹stanbul fiubeler Platformu bileflenleri mitinge kitlesel bir kat›l›m sa¤lad›. Mitinge kat›lan, Belediye-‹fl, Deri-‹fl, Hava-‹fl, Yol-‹fl, Petrol-‹fl ve Harb-‹fl, Tez Koop-‹fl üyesi iflçiler s›k s›k att›klar›, “Türk-‹fl uyuma iflçine sahip ç›k”, “Kahrolsun sendika a¤alar›” sloganlar›yla, Türk-‹fl yönetimine tepkilerini dile getirdiler. DDSB pankart›yla yürüyüfle kat›lan Partizan kitlesinin “‹flçi memur el ele, demokratik devrime”, “Birlik-mücadele-

Türk-‹fl ‹stanbul fiubeler Platformu bileflenleri ad›na söz alan Harb-‹fl Anadolu Yakas› fiube Baflkan› Hüseyin Över ise, bir kez daha Türk-‹fl yönetimini elefltirerek, yönetimin “taban›m›z rahats›z de¤il” aç›klamas›n›n do¤ru olmad›¤›n›, bunun göstergesinin ise, bugün taban›n gerçeklefltirdi¤i yo¤un kat›l›m oldu¤unu söyledi. Över’in ard›ndan, E¤itim Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer de bir konuflma yaparak, tasar›n›n geri çekilmesini istediklerini belirtti. Saat 18.00 civar›nda sona eren mitingde ayr›ca, polisin arama noktas›nda pankart sopas› nedeniyle, Emekli-Sen üyelerini gözalt›na almaya çal›flt›¤› ve k›sa bir arbede yafland›¤› ö¤renilirken, mitingin sürdü¤ü s›ralarda da birkaç kifliyi gözalt›na alan polis, kitlenin müdahalesiyle bu kiflileri serbest b›rakmak zorunda kald›. (Kartal/H. Merkezi)

Ankara’da sendika a¤alar›na 1 Nisan flakas›! SSGSS karfl›t› eylemlerin biri de 1 Nisan’da Ankara’da gerçekleflti. Saat 13.00’de YKM önünde toplanan kitle, sloganlarla Meclis’e yürümek istedi. Yo¤un “güvenlik” önlemleri alan polis, kitlenin yürümesine izin vermedi. Yaklafl›k 2.5 saat süren gerginlik polisin k›flk›rtmas›yla artt›. Daha fazla beklemek istemeyen iflçi ve emekçiler, sendika a¤alar›n›n kitleyi pasifize etmeye çal›flmalar›na ra¤men, barikata yüklenerek 7 y›l sonra ilk defa K›z›lay’a girmeyi baflard›lar. K›z›lay Meydan›’n› iflgal eden 3 bine yak›n kifli, “K›z›lay’› zapt ettik, s›ra Meclis’te” diye hayk›rd›. Meydan’da toplanan

kitle, polisle çat›flarak K›z›lay Meydan›’n› terk etmeyeceklerini gösterdi. Partizan’›n da aralar›nda bulundu¤u kurumlar›n destek verdi¤i eylemde devrimcilerin ve iflçilerin iradesi alanlar› zapt etti. Ayr›ca Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi ö¤rencileri okuldan toplu ç›k›fl yaparak kitle ile bulufltu. D‹SK, ATO ve di¤er eylem alanlar›ndan da alana yap›lan girifllerin ard›ndan say›s› 4 bini bulan emekçiler K›z›lay Meydan›’nda fiili bir miting gerçeklefltirdiler. Polisin s›k s›k yapt›¤› “da¤›l›n” uyar›s›na “‹flte K›z›lay iflte direnifl” slogan› ile karfl›l›k veren binlerce kifli SSGSS’ye karfl› yürüttükleri kararl› mücade-

lenin dinamizmi ile bir yasa¤› parçalarken “Bu yasa sokakta parçalanacak” slogan› ile Meclis’e seslerini duyurmaya çal›flt›. Polisin geri ad›m atmak zorunda kald›¤› eylemde aç›klamalar, K›z›lay Meydan›’nda yap›ld›. Biz de Partizan flamalar› ve dövizleriyle alanda kararl› duruflumuzu sergilerken sendika a¤alar›n›n polise de¤il de bize karfl› sert müdahalesiyle karfl›laflt›k. Militanlaflan kitleyi pasifize etmeye çal›flan sendika a¤alar›, flamalar›m›z› indirmemizi ve alandan geriye çekilmemizi istedi. Kararl› duruflumuz karfl›s›nda bir fley elde edemeyen sendikac›lar, kitlenin de bize

destek vermesiyle sergiledikleri tav›rdan vazgeçmek zorunda kald›lar. Sendikal bürokrasinin tüm çabalar›na ra¤men kitlenin kararl› durufluyla, alan› terk etmeyifliyle eylem saat 16.00’ya kadar sürdü. Eylemin bitirilmesi üzerine emekçiler ile sendika yöneticileri aras›nda tart›flmalar yafland›. Eylem alan›n› sendikalar› yerine devrimcilerle terk etmeyi seçen kitle sendikal bürokrasiye karfl› büyük bir öfke ile alan› sloganlarla terk etti. Eylem bir saat daha devam etseydi iflten ç›kan emekçilerin de K›z›lay’a gelerek eyleme kat›lmas› ile eylem farkl› bir boyut kazanabilirdi. (Ankara)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.