DHIIIK16

Page 1

işçi-köylü DEMOKRAT‹K HALK ‹KT‹DARI ‹Ç‹N

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com

Say›: 16

*Y›l:4 *2-15 May›s 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1307-878X

Devlet terörde s›n›r tan›mad›!

Her yer 1 May›s alan›...

Sald›r›lara ra¤men Taksim iradesi... Özellefltirmeler, tüm halka yönelik ç›kart›lan ve haz›rl›klar› yap›lan sald›r› yasalar›, iflsizlik, geleceksizlik vb. birçok sorunla karfl› karfl›ya olan iflçi s›n›f› ve emekçiler aç›s›ndan birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s, coflku ve kararl›l›kla kutlan›rken, di¤er yandan önümüzdeki mücadele günlerinin çetin ve zorlu geçece¤ini de gösterdi. Sar›, bürokratik, reformist sendikalar›n etkisinin k›r›lmas› için yap›lacak çal›flmalar, ayn› zamanda gelece¤i örmede iflçi s›n›f›n›n önünü açacakt›r. Özellikle ‹stanbul-Taksim’de gerçeklefltirilen sald›r›lar, emekçilerin kararl›l›klar› ile karfl›land›. Tüm ülkenin emekçilerinin kalbi Taksim’de att›, her yer Taksim, her yer mücadele alan› oldu...



İşçi-köylü 3

2-15 Mayıs 2008

Politika gündem

Korku nafile, “ayaklar›n” kopartaca¤› “k›yamet”ten kurtulamazs›n›z! Egemen s›n›flar›n krizi derinlefltikçe, yaflanan geliflmelere de krizden ç›kma çabalar› ve bu “çabalar” s›ras›nda düfltükleri trajikomik durumlar damgas›n› vuruyor. Geçti¤imiz günlerde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM), AKP’ye aç›lan kapatma davas›na iliflkin, kapatma davas› aleyhine bir bildiri yay›mlama haz›rl›¤› içinde oldu¤u haberi düfltü kamuoyunun gündemine. Bu bildiri eksenli tart›flmalar ve de bir tak›m iddialar gecikmedi. Esasl› iddia ise, AKP’li vekillerin AKPM’den böyle bir bildiri kaleme almas›n› “rica” ettikleri yönlüydü. AKPM Baflkan› Maria De Puig’in aç›klamalar› da “Türk heyeti bizden böyle bir talepte bulundu” do¤rultusunda olunca, iddian›n da ötesinde bir durumla karfl› karfl›ya oldu¤umuz, anlafl›ld›. Takiyeci zihniyet, ABD emperyalizminin “cepte” olarak görülen deste¤ine, uzunca bir süredir AB deste¤ini de ekleme çabas›nda. Kapatma davas›yla birlikte “demokrasi havarili¤ine” soyunan, do¤as› gere¤i de, bunu sadece kendisi için isteyen bir anlay›fl var karfl›m›zda. 301. madde üzerindeki tart›flmalar›n, kapatma davas›n› takip eden günlerde daha yo¤un bir biçimde tart›fl›lmaya bafllamas› da yine bu demokrasiyi sadece kendisi için isteyen anlay›fl›n ürünüdür. Bafl›ndan beri dile getirdi¤imiz bu yaklafl›m›n ne kadar yerinde oldu¤unu ise, madde üzerinde yap›lmaya çal›fl›lan “de¤ifliklikler”in özüne bakt›¤›m›zda görmekteyiz.

De¤ifliklik de¤il, aldatmaca AB ile iliflkileri gelifltirme kapsam›nda, ancak esas olarak da kapatma davas› sürecinde ortaya at›lan “demokratikleflme paketi” içindeki 301. madde “de¤iflikli¤i”, AKP’nin kendi aç›klamas›nda da konuldu¤u gibi, egemen klikler aras›ndaki çat›flmalarda “siyasi tansiyonu düflürmek” için at›lan bir ad›m olma özelli¤i tafl›yor. Halka dönük yeni bir aldatmacadan öte bir anlam ifade etmeyen ve meclise sunulan, TCK’n›n 301. maddesine iliflkin “de¤ifliklik” önergesi, bu maddenin bafll›¤›n›, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlar›n› afla¤›lama” olarak de¤ifltirilmesini öngörüyor. Ayn› önerge yine maddede yer alan, “Türklü¤ü” tan›mlamas›n›n, “Türk Milleti”, “Cumhuriyeti” tan›mlamas›n›n ise “Türkiye Cumhuriyeti” olarak düzenlenmesini istiyor. Önergede ayr›ca, maddeye ayk›-

r› hareket edenlere verilecek cezan›n üst s›n›r› 3 y›ldan 2 y›la indiriliyor. TCK’n›n 301 ve 305’inci maddesine ayk›r› davran›fllarla ilgili soruflturma yap›labilmesini de, Cumhurbaflkan›’n›n iznine ba¤l›yor. Üzerinde onca yaygara kopar›lan tüm “de¤ifliklik” iflte bundan ibaret! ‹ncelendi¤inde, bu sözde “de¤iflikli¤in” ifade özgürlü¤ü önündeki hiçbir engeli kald›rmad›¤› da görülecektir.

Madde kalksa da, “önlemler” haz›r Maddenin özüne iliflkin hiçbir de¤iflikli¤in olmad›¤›, yap›lan›n sadece bir aldatmacadan ibaret oldu¤u, “adil yarg›lamay› etkilemeye teflebbüs”, “halk› askerlikten so¤utma”, “bas›n yoluyla kamu bar›fl›na karfl› ifllenen suçlar”, “halk› kin ve düflmanl›¤a tahrik”, “suçu ve suçluyu övme”, “temel milli yararlara karfl› faaliyette bulunmak için yarar sa¤lama” gibi bir dizi düzenlemenin aynen korunmas›ndan da ayr›ca anlafl›lmaktad›r. Zaten flunu da görmek gerekmekte ki, madde oldu¤u gibi kald›r›lsa bile, egemen s›n›flar baflka ve daha a¤›r denebilecek maddelerle egemenliklerini sürdürme yönlü “önlemler” alm›fl bulunmaktalar. Toplumla Mücadele Yasas›, geçti¤imiz y›l kapsam› geniflletilen Polis Vazife ve Salahiyet Yasas›, sansürcü Bas›n Yasas› ve daha bir dizi yasak ve bask› içeren yasa, bu “önlemler” dahilindedir. Yani 301 kalksa da baflka “önlemler” haz›r beklemektedir. Bunlar›n korunmas› ise egemenler aç›s›ndan neredeyse hayati önemdedir. Bunlar›n olmamas› “özgürlük” ve “demokrasi” anlam›na gelmektedir ki, bu iki kavram onlar›n en korkulu rüyas›d›r. Bu korku ise onlara ‹ttihatç› gelene¤in bir miras›d›r. Darbeci, komplocu ve de imha-inkarc› olan bu gelene¤in sürdürücüleri flunu biliyorlar ki, özgürlük ve demokrasi demek, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n, bir bütün olarak da ezilen halk›n, kendi gelece¤ini belirlemek üzere siyasi süreçlere dâhil olmas› demektir. ‹flte onlar› korkutan da budur. Halk›n siyasi süreçlere dâhil olmas› durumunda kaybedecekleri konumlar›d›r. Ya¤man›n, talan›n, sömürünün ve de emperyalizme göbekten ba¤›ml›l›¤›n genifl emekçi y›¤›nlar taraf›ndan sorgulanmaya bafllamas› ve tüm bunlara son vermek üzere aya¤a dikilme hamlelerine h›z vermeleridir. Bir ters-yüz

olufl yaratmalar›d›r. Tüm kurulu düzenlerinin tepe taklak olmas› ve z›tlar›n yerinin de¤iflmesidir. Ya da kendi deyimleriyle “ayaklar›n bafl olmas›!”

“Ayaklar” bafl olursa… Erdo¤an bu korkuyu geçti¤imiz günlerde oldukça “anlafl›l›r” bir dille gözler önüne serdi. Emperyalizme uflakl›k etmede s›n›r tan›mayanlar›n, ülkenin tüm de¤erlerini üreten-yaratanlar›na, bu de¤erlerin gerçek sahiplerine hangi gözle bakt›¤›n›, bundan daha aç›k bir dille anlatmak mümkün de¤ildir herhalde. 1 May›s’a günler kala grup toplant›s›nda flöyle diyordu Erdo¤an: “Ayaklar›n bafllar› yönetti¤i bir yerde k›yamet kopar.” ‹flçi-emekçi y›¤›nlar›n Taksim ›srar› özgülünde dile getirilen bu sözler, asl›nda k›yametin, sözlerin sahibinin de s›k s›k›ya sar›l›yor izlenimi yaratt›¤› din ö¤retisinden “farkl›” biçimde kopaca¤›n›n itiraf› oluyor. K›yametin bu kendi ifade etti¤i biçimine daha çok inand›¤›na ise hiç flüphe yoktur! Sözü edilen k›yamet, anlafl›laca¤› üzere, milyonlarca emekçinin, kan emici keneler gibi bedenlerine yap›flm›fl olan ezen-sömüren s›n›flar› alafla¤› etmek üzere harekete geçtiklerinde ortaya ç›kacak olan toplumsal alt-üst olufltur. Emperyalist efendilerine s›rtlar›n› dayayarak, ya¤ma ve talan› büyütenler aç›s›ndan k›yametin gerçek anlam› budur. Ve o “ayak” olarak tan›mlad›klar›n›n iktidar›nda neler olabilece¤inin, bafllar›na neler gelebilece¤inin oldukça fark›ndalar. Erdo¤an “ayaklar” diyerek küçümsedi¤i, özde ise korktu¤u toplumsal kesimlerin kimler oldu¤unu çok iyi bilerek söylüyor bunlar›. ‹flçiler, emekçiler, iflsizler-yoksullar, seçim dönemlerinde “Din kardefllerim” dedi¤i fakirler, kap›lar›na kadar gidip oy istedikleridir onlar. Ya da Frans›z Devrimi s›ras›nda Frans›z aristokrasisinin “alt tabaka” için kulland›¤› gibi, onlar “bald›r› ç›plaklar”d›r! Bu sözlerin, korktu¤u o kesimlerin birlik-dayan›flma-mücadele gününün arifesinde ve bu günün özüne uygun kutlanmas› ›srar› karfl›s›nda söylenmesi, daha da bir anlaml›d›r. Ve yüz binlerin, hatta milyonlar›n, hep birlikte soka¤a dökülerek, hak ve özgürlüklerini talep etmesi olas›l›¤› artt›kça, içine girilen panik havas›n›n d›flavurumudur.

Korku nafile, Bu panik havas› ise bugün sadece Erdo¤an’da de¤il, açl›k isyanlar›yla sars›lan ve hepsi de yine emperyalizme ba¤›ml› olan ülkelerin uflak-iflbirlikçi iktidarlar›nda da hâkimdir. En fazla panikleyenler ise, yeryüzündeki milyarlarca insan›n açl›¤›n›n ve açl›klara ba¤l›, ço¤unlu¤unu çocuklar›n oluflturdu¤u ölümlerin, iflgal savafllar›n›n, ya¤man›n, talan›n gerçek sorumlular› olan emperyalistlerdir. Onlar da ayn› uflaklar› gibi, “ayaklar bafl olursa k›yamet kopar” diye düflünmektedir. Bunun içindir ki, sistemin ekonomik-siyasal krizine paralel olarak ortaya ç›kan bu isyanlar›n birbirini tetikleyerek genifllemesi, pani¤in de artmas›na neden olmaktad›r. Erdo¤an’da dünyadaki “ayak tak›m›”n›n daha flimdiden rejimleri sarsan, hükümetleri düflüren kahredici gücünü görmekte ve bunun, kendisi ve temsil etti¤i kesimler aç›s›ndan ne anlama geldi¤ini/gelebilece¤ini iyi okumaktad›r. Okumakta ve korkmaktad›r. Ancak korku nafile, “ayaklar”›n koparaca¤› k›yametten kurtulamazs›n›z!


İşçi-köylü 4

Sınıfsal Yaklaşım

S›n›fsal Yaklaflfl››m “Nepal’de Maocular›n sürpriz zaferi” 10 Nisan seçimlerinin kesinleflmemifl sonuçlar› ile birlikte bafll›klara t›rmanan “Maocular›n zaferi”, Nepal’i son üç y›ld›r tafl›d›¤› dünya gündeminde yeniden ilgi oda¤› haline getirmifl bulunuyor. Seçim sonuçlar›na iliflkin uluslararas› paramedya organlar›n›n haber-yorumlar›nda NKP(Maoist)’in elde etti¤i baflar›n›n sürpriz oldu¤una dair ifadeler dikkat çekicidir. Ancak daha dikkat çekici olan, bu baflar›n›n Maoistler taraf›ndan da öngörülemedi¤ine dair yorumlard›r. ‹flte burada durmak ve yak›n sürece dair taktik politikalar›n stratejik yönelim ›fl›¤›nda nas›l yol ald›¤›n› hat›rlatmakta fayda bulunmaktad›r. Bundan önce bugüne nas›l gelindi¤ine dair k›sa bir özete ihtiyaç vard›r. Fiziki ve kültürel aç›dan dünyan›n en yoksul ikinci ülkesi olarak gösterilen 27 milyonluk Nepal’de nüfusun yüzde 70’i yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda yaflamakta, toplam gelirin yar›ya yak›n› en zengin yüzde 10’luk bir kesim taraf›ndan gasp edilmektedir. Okuma-yazma bilme oran› yüzde 40’› geçmeyen ülkede, k›rsaldaki nüfus oran› yüzde 90’d›r. ‹flgücü de buna göre yüzde 81 düzeyinde tar›mla ilgili istihdam edilmektedir. Köylülerin yüzde 80’i topraks›zd›r. Yüzde 10’u tamamen, yüzde 60’› k›smi düzeyde iflsiz bir nüfus vard›r. Bu nesnel gerçekli¤e kaynakl›k teflkil eden yar›-sömürge yar›-feodal sosyoekonomik yap›n›n temelleri, ‹ngiliz emperyalistlerinin güdümündeki Hindistan devletiyle Nepal hâkim s›n›flar›n›n iflbirli¤i neticesinde geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda at›lm›flt›r. Hindistan yay›lmac›l›¤›na 1950’lerden sonra baflta ABD olmak üzere di¤erlerinin de ifltirak etmesiyle, emperyalizmle ba¤›n› pekifltiren faflistotokratik Nepal devleti, 2.5 as›rl›k monarfliye yaslanmaktad›r. NKP(Maoist)’in Yeni Demokratik Devrim hedefiyle 13 fiubat 1996’da bafllatt›¤› Halk Savafl›; 10 y›l boyunca büyük muharebeler, çat›flma ve direnifllerle yürütüldü, büyük bedeller ödenerek stratejik savunma ve denge aflamalar› kat edildi ve nihayet baflkent Katmandu’nun kuflat›ld›¤› stratejik sald›r› aflamas›na tafl›nd›. Gelinen aflamada, k›rl›k bölgelerde ülkenin yüzde seksenlik bir bölümü karfl›-devrimin iktidar alan›ndan büyük ölçüde soyutlanabildi. NKP(Maoist) her fleyden önce MLM ideolojinin temel gereklerini baflar›yla yerine getirdi. Ülkesinin koflullar›n› bilimsel sosyalizmin metotlar›n› kullanarak analiz etti. Devrimin yolunu ve ihtiyaçlar›n› do¤ru biçimde belirledi. Asgari program›n› flekillendirdi, araçlar›n› oluflturdu ve yola koyuldu. Halk Savafl› yo-

lunda ilerlerken elbette ki “yükselifl ve inifl, dönüfl ve sapmalar” (Prachanda) da yaflad›. Ancak her seferinde MLM ideolojinin yol göstericili¤ine baflvurdu, onun bilimsel yöntemlerinden yararlanmay› bildi. Bu sayede, gerek parti içi iki çizgi mücadelesi, gerek iktidar yürüyüflünde proletaryan›n kazançl› ç›kmas› mümkün olabildi. Halk Savafl› 10. y›l›na girdi¤inde Nepal hâkim s›n›flar› tam manas›yla köfleye s›k›flt›, büyük bir acze düfltüler. Krall›k ile parlamento/hâkim s›n›f partileri aras›ndaki kriz derinleflti. ABD emperyalizminin deste¤iyle 1 fiubat 2005’te Kral taraf›ndan gelen darbe neticesinde parlamentonun feshi, partilerin kapat›lmas› ve liderlerinin tutuklanmas›na varan müdahale, atefle benzin dökülmesine yol açt›. Komünistler, bu kriz/f›rsat karfl›s›nda yapt›klar› durum de¤erlendirmesi sonucu Eylül 2005’te süreli ateflkes ilan ederek yüklenmeyi sürdürdüler. Katmandu baflta olmak üzere flehirlerde yeterli örgütlenme ve kitle deste¤i olmayan NKP(Maoist)’in amac›; öncelikle bu zafiyetini gideren bir çal›flma ortam› yakalayarak flehirlerde (di¤er halk s›n›flar› içerisinde) de belli bir güç toplamak, monarfliye son vermek ve düzen partilerini kurucu/anayasal meclis seçimlerine zorlamak idi. Hedef, bir bütün olarak inisiyatifi ele geçirmek, meflruiyeti ülke ve uluslararas› gündeme kendi araçlar›yla dayatmak, hâkim s›n›flar›n güçlerini ve kurumlar›n› parça parça tasfiye etmek fleklinde çizilmiflti. Kral›n kovulmas› ve seçimlerin yap›lmas› üzerinden (demokratik cumhuriyetin kurulmas› bafll›¤›yla 12 maddelik bir anlaflma) 22 Kas›m 2005’te 7 düzen partisi ile ittifak kuruldu. 2006 Nisan’›nda NKP(Maoist)’in ittifak güçlerini de yede¤ine alarak örgütledi¤i Halk Hareketi 2, anlaflman›n pratiklefltirilmesi yolunda ilk büyük hamle oldu. Parlamento aç›ld›, yeniden hükümet oluflturuldu ama kral›n kovulmas› konusunda gerici partiler sözlerinde durmad›lar. Politik tutsaklar›n sal›verilmesi, kay›plar›n bulunmas› vd. anlaflma maddelerine uyulmas› hususunda ad›mlar at›lmaya baflland› ancak seçimlerin örgütlenmesi konusunda ayak direme sürüyordu. Bar›fl görüflmeleri, nihai bir aflamaya ilk anlaflmadan ancak 1 y›l sonra ulaflt›r›labildi. ABD emperyalizminin ›srarl› bask›lar›na karfl›n, kitlelerin bas›nc›na dayanamayan düzen partileri Maoistlerle uzlaflma yoluna gittiler. 21 Kas›m 2006’da var›lan anlaflma sonras›nda NKP(Maoist) temsilcileri parlamento ve hükümette

görev almay› kabul ettiler. Nepal Hükümeti ile MLM’ler aras›nda ba¤›tlanan önceki bütün sözleflmelere referanslar› da içeren, ateflkesi nihai bar›fla dönüfltüren bu kapsaml› anlaflma, 2007 Haziran’›na kadar kurucu meclis seçimleri yap›lmas›n› teminat alt›na al›yordu. Hükümet, oyalama yoluyla ayak direme tutumunu, kâh seçim sistemi, kâh kral›n konumuna iliflkin bahanelerle sürdürüp seçimleri 22 Kas›m 2007’ye erteleyince, NKP(Maoist) Eylül 2007’de hükümetten çekilerek kitlelerin gücünü ateflledi ve bu resti görme flans› bulunmayan hâkim s›n›flar bir kez daha geri ad›m atmak zorunda kald›lar. 23 Aral›k 2007’de sa¤lanan yeni uzlaflman›n ard›ndan, parlamento ço¤unlu¤u karar›yla monarflik anayasa la¤vedildi -kral›n vesayetine ve s›fat›na son verildive ülkenin “Federal Demokratik Cumhuriyet” olarak adland›r›lmas› karar alt›na al›nd›. Dahas›, ertelenmemek üzere seçimlerin 10 Nisan’da yap›lmas› da kararlaflt›r›lm›fl oldu. Hâkim s›n›flar›n ayak oyunlar›na ve oyalama taktiklerine neden ihtiyaç duyduklar›, monarflinin gücüne niçin yasland›klar› ortadayd›. Bunun Nepal hakim s›n›flar› için elbette ki anlafl›l›r bir yan› vard› ve bunun en aç›k ispat› da 10 ay gecikmeyle yap›lan seçim sonuçlar› ile görülmüfl oldu. Daha 22 Kas›m 2005 tarihli 12 maddelik anlaflma sürecinden itibaren Maoistler flehirlerde yo¤un bir çal›flma yürütmeye; oralarda örgütlenmeye, gerici partileri (örne¤in UML-Nepal Komünist Partisi/Birleflik Marksist Leninist- gibi ülkenin üçüncü büyük partisi konumunda olup yüzünde “komünist” etiket tafl›yanlar›) daha s›k› teflhir edip eritmeye bafllad›lar. Tüm faflist, gerici düzen partilerinde çeflitli çap ve oranda bölünme, Maoistlere kat›lma ve da¤›lma süreci yafland›. MLM’lerin rehberlik etti¤i, “Demokratik Cumhuriyet” slogan› kitleleri büyük oranda birlefltirmeyi baflarm›flt›. Hâkim s›n›f klikleri ittifaklar halinde –Krall›k da dahil-, Halk Savafl›’n›n kaydetti¤i aflama karfl›s›nda MLM’lerin önünü kesmek amac›yla 2005’ten itibaren çeflitli taktik politika ve hamleler gelifltirdiler. Bunda bir bak›ma rejimin y›k›lmas›n› geciktirmek bak›m›ndan flu ana kadar “baflar›l›” olduklar› da söylenebilir. Di¤er yandan Maoistlerin yürüyüflünü, geliflip güçlenmesini ve nihayet seçimlerden zaferle ç›kmalar›n› engelleyemediler. Ancak devlet mekanizmas›n› ellerinde bulundurmaya, beyaz orduyu muhafaza etmeye, üretim iliflkilerine yön vermeye devam ediyorlar. fiimdi Nepal devriminde yeni bir safhaya geçilmifltir. NKP(Maoist) yeni toplanacak parlamentoda en güçlü parti konumuyla yüzde 40 dolay›nda bir güce sahip olacak ve buna paralel kurulacak hükümette de etkin bir durumda bulunacakt›r. NKP(Maoist) sözcülerinin aç›klamalar›na göre hâkim s›n›f partileriyle ittifak daha farkl› bir güç dengesi

2-15 Mayıs 2008 içerisinde olsa da sürecek ve yeni meclis kurucu/anayasal ifllevli olarak çal›flmaya bafllayacakt›r. Tam da bu aflamada, Yeni Demokratik Devrimin gerekleri bak›m›ndan, ekonomik, sosyal ve siyasal düzlemde mevcut rejimin temellerini sarsacak nitelikte ad›mlar›n at›lmas› mümkün olabilecek midir? Kritik soru(n) budur. NKP(Maoist)’li yoldafllar, çeflitli beyanlar›nda ittifak yapt›klar› 7 partiyi halk saflar›nda de¤erlendirmediklerini, bunlar›n Nepal’deki hâkim s›n›flar› temsil ettiklerini belirlemektedir. Bu ba¤lamda, bu partiler ile giriflilen önceki ittifaklar›n geçici olmas› gibi bundan sonra kurulacak ittifaklar›n da geçici olaca¤› tabiidir. Karfl›-devrimcilerle kurulacak hükümet ve meclislerden devrime yönelik tasarruflar›n üretilmesini beklemek de hayalcilik olacakt›r. NKP(Maoist) “demokratik cumhuriyet” olarak öngördü¤ü bu süreci, 3-8 A¤ustos 2007 tarihinde yap›lan MK geniflletilmifl 5. toplant›s›nda, “devlet iktidar›n›n kapsaml› bir yeniden yap›land›r›lmas›yla bu cumhuriyet; s›n›f, ulus, bölge ve cinsle ilgili sorunlar› çözecek birçok partili geçifl cumhuriyeti rolünü oynayacakt›r” fleklinde tan›mlad›¤› için kritik soru(n) devam etmektedir. O da iktidar›n kans›z el de¤ifltirip de¤ifltirmeyece¤i meselesidir. Marksist devlet teorisinin karfl›m›za ç›kard›¤› bu soru(n), tam da Halk Savafl› sayesinde devrimi bu noktaya tafl›yan, hâkim s›n›flar› gerileterek bu pozisyona zorlayan, seçimlerde kitlelerden bu deste¤i elde eden, devrimde fliddetin/zorun rolüyle ilgilidir. Ancak sorun Nepal özgülünde 10 y›ll›k Halk Savafl› mücadelesinin iktidar› almaya yeter bir potansiyel yarat›p yaratmad›¤›yla ilgili olarak da tart›fl›lmal›d›r. NKP(Maoist) 2005’ten bu yana üretti¤i politika ve gelifltirdi¤i taktiklerle bunu de¤erlendirmeye çal›flmaktad›r. Nepal özgülünde MLM ideolojiyi yarat›c› biçimde uygulayan, Halk Savafl› mücadelesine baflar›l› flekilde önderlik eden, “stratejide kat›l›k taktik anlay›flta esnekli¤i” prensip edinen NKP(Maoist)’in, bunu baflaramamas› için hiçbir neden yoktur. Dünyan›n ezilen halklar› ve uluslar›, Halk Savafl›’nda büyük baflar›lar elde eden, bunu seçim baflar›s› ile taçland›ran NKP(Maoist)’li komünistlerden, Nepal devrimini zafere do¤ru tafl›malar›n› bekliyor. Enternasyonal proletaryan›n umudu ve sembolü haline gelen Nepalli Maoistlerin omzundaki sorumluluk flimdi bir kat daha artm›fl bulunuyor. ‹nanc›m›z ve güvenimiz odur ki, MLM ideolojinin rehberli¤iyle yol alan Nepalli yoldafllar›m›z; ABD ve di¤er emperyalistler ile Hindistan devletinin bask› ve yay›lmac›l›¤›na, Nepal gericili¤inin sald›r› ve komplolar›na karfl› koymay› baflaracak, yeni demokratik devrimi mutlaka baflar›ya ulaflt›racak, Sosyalist Nepal’i kuracaklard›r!


İşçi-köylü 5

2-15 Mayıs 2008

İşçi/köylü

T e r s a n e i flflç ç i s i y l e d a y a n › flflm ma Ö¤renciler tersaneye yürüdü Bo¤aziçi, ODTÜ, Koç, Sabanc› ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde okuyan ö¤renciler “Türkiye Tuzla Olmas›n” fliar›yla, tersanelere bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. 19 Nisan’da, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yap›lan bir bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan toplu halde Haydarpafla’ya gelen ö¤renciler, buradan trenle Kartal’a hareket ettiler. ‹skele Meydan›’nda yap›lan aç›klamay›, ö¤renciler ad›na ‹smigül fiimflek yaparak “‹fl cinayetlerine ve kötü çal›flma koflullar›na karfl› yürüyoruz. Türkiye Tuzla olmas›n” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan, pankart ve sloganlar eflli¤inde yola ç›kan ö¤renciler, Haydarpafla Tren gar›na kadar yürüdündü ve burada bildiri da¤›t›ld›ktan sonra, topluca ücret ödemeden terene binildi. Kartal Tren ‹stasyonunda yürüyüfl kolunu Liseli Ö¤renci Birlikleri, E¤itimSen 5 Nolu fiube ve Emekli-Sen Kartal fiubesi karfl›lad›. Ö¤renciler buradan

Pendik’te Sahil yoluna indiler. Yürüyüfl esnas›nda gemi tersanelerinin önünden geçen ö¤renciler, iflçiler taraf›ndan selamland›. Ö¤rencilerin selamlamaya sloganlarla karfl›l›k verdiler. Yürüyüfle saat 10’da bafllayan ö¤rencilerin coflkusu yürüyüfl boyunca dinmedi. Verilen molalarda halaya duruldu, marfllar söylendi.

Ö¤renci-ifl flç çi el ele Ö¤renciler, toplam 12 km yürüyerek, saat 16.30’da Tuzla tersanelerine ulaflt›lar. Tersaneler bölgesinde ise Tuzla yürüyüflçüleri, Selah Tersanesi önünde Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri, üyeleri ve tersane iflçileri taraf›ndan karfl›land›. Yürüyüfl kolu buradan, ‹çmeler Tren ‹stasyonu’na do¤ru yol ald›. ‹çmeler Tren ‹stasyonu önünde ö¤renciler ad›na ‹smigül fiimflek, Tuzla Yürüyüfl metnini okudu. Limter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan vekili Hakk› Demiral da bir konuflma yaparak, Limter‹fl ad›na ö¤rencilere teflekkür etti. Üniversite ö¤rencilerinin ‘Büyük Tuzla Yürüyüflü’nün son dura¤›, Limter-

Emekçinin Gündemi Sar›-bürokratik sendikalar›n taktikleri 2007 y›l›nda Hava-‹fl’in grev oylamas› süreci ile bafllayan Telekom’la süren, 2008 y›l›nda SSGSS ile geniflleyen ve 14 Mart’ta son y›llar›n en genifl emekçi eylemini içeren süreç ile 6 Nisan’da tüm iflbirlikçilere ra¤men s›n›f›n ba¤›ms›z eyleminin tarihte yer ald›¤› bir süreci yaflad›k. Bu sürece etki eden nedenler ile süreci oluflturan koflullara ve bu koflullarda sendikalar›n ve bunun içinde Türk‹fl’in yerinin önemine tan›kl›k ettik. ‘89 ve ‘92 y›l›ndaki bahar eylemliklerindeki sendikalar›n süreçteki tutumu ile bugün sendikalarda yaflananlar aras›nda (toplumsal durum ayn› olmamakla beraber) sar› ve bürokrat sendikalar›n s›n›f karfl›t› politikalar› aç›s›ndan de¤ifliklik olmad›¤›n› görmekteyiz. S›n›f hareketindeki yükseliflte burjuvazinin mücadeleyi etkisizlefltirmede kulland›¤› metotlar›n da de¤iflmedi¤ini görmekteyiz. Özellikle s›n›f hareketinin ba¤›ms›z gelifliminden oldukça rahats›z olmalar› s›n›fsal niteliklerinin bir sonucudur. Bu nedenle ba¤›ms›z hareketleri engellemek ya da kendi rotalar›nda tutmak için s›n›f›n kendi kurumlar›n› iflbirlikçileri vas›tas›yla ele geçirmeyi ya da denetim alt›nda tutmay› oldukça önemsemektedirler. ‘80’li y›llar sonras› ise bunu fiili olarak günümüze kadar (özellikle de bugünkü Türk ‹fl ve

D‹SK’te) gerçeklefltirmifllerdir. S›n›f›n kendi örgütleri olan sendikal yap›lar›n burjuvazi taraf›ndan denetlenmesi ya da kontrol alt›nda tutulmas› sa¤lan›nca s›n›f hareketinin yürüttü¤ü mücadelede var›lacak nokta da önceden belli olmaktad›r. Bu durum s›n›f›n kendi kurumlar›na karfl› güvensizli¤i yaymakta ya da tam da böyle bir süreçte mücadele, içe yöneltilmektedir. Son dönemlerin kitlesel ve mücadeleci çizgisi, iflçi hareketinde önemli bir noktad›r. Baflta Türk-‹fl olmak üzere D‹SK ve KESK’in mücadele çizgilerini aflan bu hareketlerin kontrol alt›nda tutulmas› için birden bütün sendikac›lar “iflçi s›n›f›n dostlar›”, “devrimci” kesildiler ve s›n›f kavram›n› dillerinden düflürmemek için her konuyu vesile yapmaya bafllad›lar. Emekçilerin, 14 Mart’ta soka¤a ç›kma karar› olmamas›na ra¤men ç›kmalar› ve 6 Nisan’da Türk-‹fl’e ra¤men on binleri bulan kitlesel miting bu dönemde do¤ru alg›lanmal›d›r. Çünkü bu süreçler ayn› zamanda sendikalarda iç tart›flmalar›n yafland›¤› ya da yaflanaca¤› süreçler olarak görülmektedir. Baflta Türk-‹fl olmak üzere 14 Mart’ta Türk‹fl Genel Merkezine ra¤men eylemlere kat›lan flubeler ile 6 Nisan’da eyleme kimi sendikalar›n Genel Merkezleri-

‹fl Sendikas›’n›n ‹çmeler Dü¤ün Salonu’nda düzenledi¤i “Tersanelerde ölen iflçilerin aileleriyle dayan›flma” gecesi oldu.

“1 May›s’ta Taksim’deyiz”

haz›rlad›¤›, “Limanlar›n U¤ultusu” isimli belgesel film de gösterildi. Birol Topalo¤lu, Servet Kocakaya ve Grup Vardiya ise, ezgileriyle geceye renk katt›lar. Geceye, tersanelerde yaflam›n› yitiren iflçilerin aileleri de kat›larak, konuflmalar yapt›lar.

Gecede yap›lan konuflmalara Taksim’de 1 May›s ça¤r›s› damgas›n› vururken, gecenin aç›l›fl konuflmas›n› Limter‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Kanber Sayg›l› yapt›. Geceye kat›lan D‹SK Yönetim Kurulu Üyesi Ali R›za Küçükosmano¤lu da bir konuflma yaparak, üniversite gençli¤inin iflçi s›n›f› ile dayan›flmas›n›n önemli ve umut verici oldu¤unu belirtti. Geceye kat›lan DTP Diyarbak›r Milletvekili Ak›n Birdal, konuflmas›nda örgütlülü¤ün önemine vurgu yaparak, konuflmas›n› “sizlerin mücadelesi burada yaflanan ifl cinayetlerini a盤a ç›kard›, görünür k›ld›. Art›k gizleyemez hale geldiler. Yüzlerini çevirmek zorunda kald›lar. Bunu örgütlü gücünüzle sizler baflard›n›z” dedi. Gecede, Beksav Sinema Atölyesi’nin

Di¤er taraftan, Tuzla tersaneler ile ilgili Meclis’te oluflturulan komisyon, geçti¤imiz günlerde aç›klad›¤› raporunda, yaflanan ölümlü ifl kazalar›n›n sorumlusu olarak tafleron sistemini gösterdi. Meclis ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu’nun oluflturdu¤u alt komisyonun, Tuzla tersaneler bölgesinde iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i önlemlerinin yetersizli¤i ile ilgili araflt›rmas› tamamland›. Oluflturulan rapor komisyonda kabul edildi¤i, raporda ise sorunun kayna¤› olarak “tafleronluk sistemine” vurgu yap›ld›¤› ve ayr›ca tersanelerde yaflam›n› yitiren iflçilerin aileleriyle yap›lan görüflmelere de yer verildi¤i ö¤renildi. (Kartal)

nin de kat›lmas› Türk-‹fl yönetimini harekete geçirerek yeni bir hamle yapmaya zorlad›. Öncelikle Türk-‹fl Merkezine ra¤men ve ba¤›ms›z hareket edenlerin dizginlenmesi ya da hizaya çekilmesi süreci de ayn› zamanda bafllat›ld›. Bir yandan bunlar olurken di¤er yandan yükselen mücadelenin kendi kontrolleri d›fl›na ç›kmamas› için 2008 y›l› 1 May›s’›n› Taksim’de kutlama karar› al›nd›. Özellikle bu süreçte ilericiler için büyük önem arz eden ve bütün tart›flmalar› bir anda kesecek olan Taksim hedefi, ayn› zamanda tuzak olarak ortaya at›lan bir tutumdu. Yoksa baflta Türk-‹fl olmak üzere 2008 y›l› 1 May›s’›n›n Taksim’de, D‹SK ve KESK’le birlikte yap›lmas› çok olas› görülmüyordu. Çünkü 14 Mart sonras› SSGSS için Çal›flma Bakan›yla yap›lan görüflmelerde aralar›nda ç›kan uyuflmazl›k sonras› böyle bir birli¤in ve ortak hareketin yap›lmas› çok k›sa sürede mümkün de¤ildi. Ama 6 Nisan’da Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’e ra¤men ortak yarat›lan ve oldukça etkili olan eylem, 2008 1 May›s’›n› birlefltirdi. Ya da birleflmesinde etkili oldu. Ancak pek tabi ki, hükümetin sald›rgan tutumu karfl›s›nda Türk-‹fl’in tavr› da de¤iflmekte gecikmedi. Taksim karar›n› aç›klad›¤›ndan bu yana, ha bugün ha yar›n “çark edecek” beklentisi son gün gerçekli¤e dönüfltü. Bu durum, D‹SK ve KESK aç›s›ndan ise kitleyi polisin karfl›s›nda b›rakarak, 1 May›s günü “provokasyona” karfl›, “hayati tehlikelerinin” bulundu¤u gerekçeleriyle “Taksim’den vazgeçme” fleklinde yafland›.

Sendikalarda yaflanan ya da yaflat›lan iç tart›flmalar›n nedenleri ve sonuçlar› önemlidir. Bugün Türk-‹fl içinde bafllayan ve giderek artan huzursuzluk ve iç tart›flmalar› sonuçland›rmada 1 May›s Taksim hamlesi etkili olmas› muhtemeldir. Bu sayede bir yandan iç tart›flmalar azalt›l›rken di¤er yandan 1 May›s’›n özü ve önemi gözard› edilerek tart›flma sadece kutlama alan›na hapsedilmektedir. Bu tutum özellikle reformist D‹SK’in kulland›¤› bir yöntemdir. Biz ise esas olarak böyle süreçlerde bunlarla nas›l mücadele etmemiz gerekti¤i üzerinde durmal›y›z. Bunu do¤ru bir bak›fl aç›s› ile ele al›rsak bu sald›r› ya da tasfiye diye bilinen süreçleri s›n›f›n lehine kullanmam›z mümkün olur. Bunun için de böylesi dönemlerdeki e¤ilimlere ve buna neden olan koflullara do¤ru noktalardan bak›lmal›d›r. Bizler soruna böyle bakamazsak bu anlay›fllar›n s›n›f içindeki ikiyüzlü tutumlar›n› ve yaratacaklar› tehlikeleri göremeyiz. Bugün bu tehlike 1 May›s’›n özünün gözard› edilmesi/karart›lmas›d›r. Bu nedenle de bütün tart›flmalar, 1 May›s’›n Taksim’de kutlan›p kutlanmayaca¤›na kilitlendirilmifltir. Bu anlay›flla 1 May›s’›n üretimden gelen gücü, birleflik yönü ve bugünkü talepleri kaybedilmektedir. Bu flekilde 14 Mart ve 6 Nisan’da ba¤›ms›z geliflen, kitleselleflen s›n›f hareketinin yönü, rotas› kontrol alt›nda tutulmak ve rotadan ç›kar›lmak için tuza¤a düflürülmek istenmektedir. Bu takti¤in bundan sonraki sald›r›larda da karfl›m›za ç›kaca¤›n› görmeliyiz.

Raporlar “suçlu tafl fle eron” diyor


İşçi-köylü 6

İşçi/köylü

2-15 Mayıs 2008

Meclis’e faks ya¤muru “Oylar›n›zla gelece¤imizle oynad›¤›m›z›n fark›nda m›s›n›z? AKP, ç›kartmakta ›srar etti¤i halk›n gelece¤iyle oynayan 5510 Say›l› yasay› referanduma götürmelidir”

Bursa

Ülkenin dört bir yan›ndaki emekçiler yapt›klar› eylemlerle SSGSS Yasa Tasar›s›’na karfl› ç›kt›. Emekçiler Meclis’teki yasa oylamas› öncesi milletvekillerine faks göndererek, yasaya karfl› oy kullanmalar›n› istedi.

Ankara

1 Nisan günü Meclis Genel Kurulu’na getirilen kölelik yasa tasar›s›na karfl› ülkenin birçok yerinde oldu¤u gibi Bursa’da da D‹SK, KESK, TMMOB, TTB, TDB gibi kurumlar›n ça¤r›s› üzerine binlerce emekçi saat 12:30’da Alt›parmak Stadyumu önünde bir araya geldi. Buradan “IMF ufla¤› hükümet istifa”, “Mezarda emekli olmayaca¤›z”, “AKP yasan› al bafl›na çal” vb. sloganlar ve alk›fllarla Fomara Meydan›’na kadar yüründü. Fomara Meydan›’nda D‹SK Marmara Bölge Temsilcisi Ayban Ekinci ve SES fiube Baflkan› Dr. Candan Coflkun birer aç›klama yapt›lar. Eyleme Türk-‹fl’e ba¤l› Petrol-‹fl, TÜMT‹S, Tez Koop-‹fl flubeleri ve birçok devrimci ve demokratik kurum da destek verdi. Eylemin ard›ndan kurumlar›n toplad›klar› 17.500 imzay› sendika temsilcileri AKP il baflkan›na vermek için AKP il binas›na gittiler. (Bursa)

K›z›lay Postanesi önünde biraraya gelen çok say›da sendika üyesi ad›na aç›klama yapan, KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, yasan›n IMF ve Dünya Bankas› iste¤i ile yasan›n haz›rland›¤›n› dile getirdi. Kurum temsilcileri daha sonra K›z›lay Postanesi’ne geçerek, milletvekillerine “yasay› oylamay›n” fakslar› çekti.

‹stanbul * D‹SK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri, TBMM Baflkanl›¤›’na “Oylar›n›zla gelece¤imizle oynad›¤›m›z›n fark›nda m›s›n›z? AKP, ç›kartmakta ›srar etti¤i halk›n gelece¤iyle oynayan 5510 Say›l› yasay› referanduma götürmelidir” bafll›kl› faks gönderdi. D‹SK Genel Merkezi’nden fiiflli Merkez Postanesi’ne kadar sloganlarla yürüyen kitle ad›na postane önünde k›sa bir aç›klama yapan D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, ç›kart›lmak istenen yasa tasar›s›n›n finans kurulufllar›na daha fazla kâr kazand›rmay› amaçlad›¤›n› söyledi. * Türkiye Sakatlar Derne¤i (TSD) Genel Baflkan› fiükrü Boyraz,

SSGSS’nin engelliler aç›s›ndan tafl›nmas› a¤›r yükler getirdi¤ini belirtti. *Taksim Gezi Park›’nda bir araya gelen ‹HD üyeleri “SSGSS yasa tasar›s› geri çekilsin”, “Mezarda emeklili¤e hay›r” pankartlar›n› tafl›yarak SSGSS’nin geri geçilmesini istedi.

Dersim Dersim’de postane önünde biraraya gelen KESK Tunceli fiubeler Platformu ad›na SES fiube Baflkan› Gürbüz Solmaz bir aç›klama yapt›. Gürbüz, “Kendilerine halk›n vekilli¤i payesini biçenler, e¤er IMF’nin de¤il halk›n taleplerini esas al›yorlarsa, içinde insan unsurunu bar›nd›rmayan, eme¤i, emekçileri ve halk› d›fllayan, sermayenin kâr›na kâr katarken halka yoksullu¤u ve sefaleti reva gören SSGSS yasa tasar›s›n› genel kuruldan derhal geri çekmeliler” dedi.

‹zmir * Ça¤dafl Avukatlar Grubu üyeleri, ‹zmir Adliyesi önünde aç›klama yapt›. Kitle ad›na konuflan Av. Mahmut Dikmen “AKP hükümeti, yasan›n yürürlü¤e girmesini beklemeden, yasada de¤ifliklik öngören yeni bir tasar›y› gündemine alm›flt›r bile. Hak kay›plar›n›n art›fl›na sebep olacak bu yasa de¤ifliklikleri pek tabi ki yine halk›n ve biz emekçilerin aleyhinedir” dedi. * KESK ‹zmir fiubeler Platformu da Konak Sümerbank önünde aç›klama yapt›. “Gelece¤imizi IMF kredisine sat-

‹fl flç çiler haklar›n› istiyor! ‹stanbul Üniversitesi, Çapa ve Cerrahpafla T›p Fakültelerinde iflçiler Toplu ‹fl Sözleflmesinin (T‹S) t›kanmas›n› ve iflten atmalar› protesto ederek bir eylem yapt›. Belediye ‹fl 5 No’lu fiube, üyelerine sahip ç›karak iflten atmalara karfl› 16 Nisan günü bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Tez Koop-‹fl Sendikas›’n›n da destek sundu¤u eylemde iflçiler, Cerrahpafla T›p Fakültesi önünde toplanarak sloganlarla Dekanl›k önüne yürüdü. Dekanl›k önünde bir konuflma yapan Belediye-‹fl 5 No’lu fiube Baflkan› Nihat Alatafl; Ülkemizde örgütlenme özgürlü¤ünün oldu¤u söyleminin aldatmacadan ibaret oldu¤unu, iflyerlerinde yaflananlar›n da bunu do¤rulad›¤›n› söyledi. ‹stanbul Üniversitesi Rektörlü¤ü okuma yazma bilmedi¤i ve 55 yafl›n› aflt›¤› gerekçesiyle temizlik iflçilerini iflten ç›karmakta. ‹flçiler ise okuma yazma bilmeyenlerin milletvekili olabildi¤ini ancak temizlik ifli yapamad›¤›n› dile getirerek çifte standart uyguland›¤›na dikkat çekiyorlar. (‹stanbul) t›rmayaca¤›z” yaz›l› pankart aç›lan eyleme D‹SK, TTB, TDB, TMMOB ve TEB üyeleri de destek verdi. Aç›klaman›n ard›ndan Konak Postanesi önüne kadar yürüyen emekçiler, “Oylar›m›zla gelece¤imizle oynad›¤›n›z›n fark›nda m›s›n›z?” bafll›kl› metinleri milletvekillerine gönderdi.

Diyarbak›r Diyarbak›r Merkez Postanesi önünde biraraya gelen Diyarbak›r KESK fiubeler Platformu üyeleri bas›n aç›klamas› yapt›. Diyarbak›r KESK fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Baki Ifl›ktafl, tasar›n›n toplumun genelinin sa¤l›k, e¤itim gibi haklar›n› t›rpanlad›¤›n› ifade etti.

Ankara

Samsun

E¤itim-Sen, kamusal haklar ve toplumsal mücadele için bafllatt›¤› bölge mitinglerinin sonuncusunu Ankara’da gerçeklefltirdi. 20’ye yak›n ilden 19 Nisan günü sabah saatlerinden itibaren gelen emekçiler oluflturulan kortejle S›hhiye Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. Mitingde ilk konuflan KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, e¤itim ve sa¤l›¤›n paral› hale getirildi¤ini ifade ederek, toplumun muhafazakârlaflt›r›ld›¤›n› söyledi. Mitingde e¤itim emekçilerine seslenen E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer ise, e¤itim alan›ndaki sorunlara de¤inerek, AKP’nin politikalar›n› elefltirdi. Beklenilenden daha az bir kat›l›m›n oldu¤u gözlenen E¤itim-Sen mitingi Grup K›z›l›rmak’›n müzik dinletisiyle sona erdi. (Ankara)

SSGSS’ye karfl› düzenlenen bölgesel mitinglerden biri de Samsun’da yap›ld›. Bu mitinge Sivas, Erzincan, Trabzon, Kastamonu vb. illerden kat›l›m oldu. Miting sald›r› yasalar›na karfl› emekçilerin öfkesine tan›kl›k etti. Yaklafl›k 5 bin kiflinin kat›ld›¤› eyleme YDG, DGH, SGD, Gençlik Kolektifleri, Gelece¤imizi ‹stiyoruz, Halkevleri, ÖDP, EMEP, TKP vb. kat›ld›. Alana giriflte YDG’li arkadafllar›m›z çeflitli gerekçeler gösterilerek polis taraf›ndan alana al›nmamaya çal›fl›ld›. E¤itim-Sen Samsun fiube Baflkan›n›n alana gelmesi ve müdahalesi ile YDG’li arkadafllar›m›z alana al›nd›. “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k”, “Zulüm yasas› SSGSS’ye hay›r” vb. sloganlar›n at›ld›¤› mitingde YDG’liler “Kahrolsun komprador patron a¤a devleti”, “Demokratik, bilimsel, anadilde e¤itim”, “A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z” sloganlar›n› att›lar. Halaylar›n çekildi¤i, horonlar›n tepildi¤i konserin ard›ndan miting sona erdi. (Sivas YDG)


İşçi-köylü 7

2-15 Mayıs 2008

İşçi/köylü

Sinan köylü leri topraklar› için mahkemede Sinan köylülerinin, a¤an›n topraklar›na el koymas›na karfl› Diyarbak›r’da açt›klar› dava Reflit Sinanl›’n›n iste¤i ile ‹stanbul’a al›nd›. Kad›köy Adliyesi’nde devam eden davan›n 15 Nisan’da görülen duruflmas›nda Reflit Sinanl› hâkim karfl›s›na ç›karak ifade verdi. Diyarbak›r’›n Bismil ilçesine ba¤l› Sinan köylülerinin topraklar›na el koyan a¤aya karfl› yürüttükleri hakl› mücadelenin hukuki aya¤› sürüyor. Hat›rlanaca¤› üzere Sinan köylüleri hile ile topraklar›na el koyan a¤aya karfl› toprak talebi ile mücadeleye bafllam›fl geçen 5 y›ll›k süre boyunca yapt›klar› eylem ve etkinliklerle seslerini kamuoyuna duyurmaya çal›flm›fllard›. Kadastroda yapt›¤› sahte ifllemler ile köylülerin topra¤›n› kendi ad›na geçiren Reflit Sinanl› bölgedeki iflbirlikçileri arac›l›¤› ile Sinan köylülerinin mücadelesini engellemeye çal›flm›flt›. Köylülerin yapt›¤› eylemlere sald›ran jandarma, Reflit Sinanl›’n›n ç›karlar›n› savunurken köylüleri öldürmekle tehdit etmifl bölgede topra¤› sürecek kimse bulmay›nca askerler a¤an›n tarlas›n› sürmüfltü. Sinan köylülerinin, a¤an›n topraklar›na el koymas›na karfl› Diyarbak›r’da aç-

Tar›m ifl flç çilerini tafl fl››yan traktör devrildi: 20 yaral›

t›klar› dava Reflit Sinanl›’n›n iste¤i ile ‹stanbul’a al›nd›. Kad›köy Adliyesi’nde devam eden davan›n 15 Nisan’da görülen duruflmas›nda Reflit Sinanl› hâkim karfl›s›na ç›karak ifade verdi. Polis taraf›ndan korunan Reflit Sinanl› verdi¤i ifadede topraklar›n yüzy›llard›r ailesine ait oldu¤unu, köylülerin de iflgalci oldu¤unu iddia etti. Oysa a¤a, Sinan köyüne 1950’li y›llarda yerleflmifl; ondan önce topraklar Sinan köylülerine ait. Sinan köylüleri Osmanl› döneminden kalma tapu evraklar›n› göstererek a¤an›n iddialar›n› da çürüttü. Mahkemeden sonra Kad›köy ‹skelesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapan Sinan köylüleri, yaflad›klar› sorunlar› dile getirdi. Sinan köylüleri ile mahkeme öncesinde yapt›¤›m›z sohbetlerde köylülerin mücadelede kararl› olduklar›na bir kez daha tan›k olduk. Sinan köylüleri flu anda ölülerini bile defnedecek bir yerleri

TAR‹fi fi’’te grev karar›! Türkiye Kooperatif ve Büro ‹flçileri Sendikas› (Koop-‹fl) TAR‹fi ile devam eden Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmelerinde bir sonuç al›namamas› üzerine grev karar› ast›. Koop-‹fl ‹zmir Bölge fiubesi ile TAR‹fi ‹ncir, Üzüm, Pamuk ve Ya¤l› Tohumlar Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birlikleri aras›nda süren görüflmelerde bir ilerleme sa¤lanamamas› üzerine 14 Nisan tarihinde grev karar› ast›. TAR‹fi Bölge Müdürlü¤ü önünde bir bas›n aç›klamas› yapan Koop-‹fl Sendikas›, iflçilerin yaflanabilir bir ücret istediklerini dile getirdi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹zmir Bölge Baflkan› Mehmet Karaaslano¤lu; 1980 y›l›ndan bu yana TAR‹fi’te örgütlü olduklar›n› söyleyerek iflçilerin ekonomik olarak zor durumda oldu¤unu ve taleplerinin makul oldu¤unu ifade etti. 154 iflçinin çal›flt›¤› TAR‹fi’te yasaya göre grev karar›n›n as›lmas›ndan 60 gün sonra bir anlaflma sa¤lanamaz ise sendika greve ç›kabilir. (H.Merkezi)

olmad›¤›n›, çünkü a¤an›n adamlar›n›n buna engel oldu¤unu dile getiriyorlar. Köylüler mücadele süreci içinde bilinçlenmifl. Jandarman›n sald›r›lar›n›, a¤an›n Vali taraf›ndan nas›l korundu¤unu ve mahkemeyi ‹stanbul’a alarak neyi hedeflediklerini anlat›yorlar. Sinan köylüleri mücadele boyunca birçok sendika, demokratik kitle örgütü ve ilerici ve devrimci kurumla da iletiflime geçmifl. Tüm bunlar köylülerin sürece daha bilinçli yaklaflmas›na neden oluyor. Daha önce birkaç kez büromuzu ziyaret eden Sinan köylüleri Diyarbak›r’a do¤ru yola ç›kmadan önce de büromuza u¤rad›. Sorunlar›n› ve buna dair yap›labilecekleri konufltu¤umuz Sinan köylüleri demokratik ve ilerici kamuoyunun daha fazla deste¤ini bekliyor. Bir sonraki mahkemeleri 7 Temmuz’da yap›lacak olan Sinan köylüleri bu duruflmaya daha haz›rl›kl› gelmeyi hedefliyor. (‹stanbul)

Yaz›n gelmesiyle birlikte tar›m iflçilerinin yolculuklar› da kazalarla bafllad›. Geçti¤imiz haftalarda hükümet yetkililerinin yapt›¤› “tar›m iflçilerinin kaza yapmamas› için her türlü tedbir al›n›yor” aç›klamas›n›n ard›ndan kazalar ard› ard›na gelmeye bafllad›. fianl›urfa’n›n Bozova ilçesinde tar›m iflçilerini tafl›yan traktörün devrilmesi sonucu, 2’si a¤›r, 20 kifli yaraland›. Al›nan bilgiye göre, Karacaören köyünün Karap›nar mezras›nda domates ekimi yapt›klar› tarladan köylerine dönen tar›m iflçilerini traktör, sulama kanal›n›n geçti¤i tarlan›n yak›n›nda devrildi. Kazada, traktörün römorkunda bulunan ve ço¤unlu¤unu genç kad›nlar›n oluflturdu¤u 32 kifliden, 20’si yaraland›. Köylülerin yard›m›yla Bozova Sa¤l›k Merkezi’ne götürülen yaral›lardan sürücü ‹smet Ç. ile Asiye Akgün (17), Saliha Kiraz (19), Hatun Çakmak (17), Cemile Poyraz (17), Naile Koç, Remziye Atmaca ve Melek Akgül ile adlar› henüz ö¤renilemeyen tar›m iflçileri, buradaki ilk müdahalenin ard›ndan ambulanslarla fianl›urfa’ya sevk edildi. Yaral›lardan 18’inin durumunun hafif, 2 kiflinin ise a¤›r oldu¤u ö¤renildi. (H. Merkezi)

Köylüler sadaka de¤il, haklar›n› istiyor! ‹flçi ve emekçilerin haklar› ve iflleri için sokaklar› daha fazla zorlad›¤› süreçte, köylülük de örgütlülü¤ü oran›nda topra¤›na, ürününe ve eme¤ine sahip ç›kman›n mücadelesini veriyor. Tasfiye sald›r›s›n›n hedefindeki köylüler, hükümetin tar›msal destekleme uygulamalar›n› Kahramanmarafl’ta bir miting yaparak protesto etti. 13 Nisan günü yap›lan mitingde bin befl yüzden fazla köylü alana ç›karak “Sadaka de¤il hakk›m›z› istiyoruz” dedi. Mitinge getirilen traktörlerin üzerindeyse “Dikkat hacizli araç”, “‹thalatç› de¤il, ihracatç› Türkiye”, “Çiftçi ezilirken, Avrupa Birli¤i olmaz” yaz›yordu. Köylülerin pankartlar›nda ise “Eme¤imizin karfl›l›¤›n› istiyoruz”, “Bu ülkede son sözü çiftçi söyler”, “Çiftçi kukla de¤il, milletin efendisidir”, “Sadaka de¤il, hakk›m›z› istiyoruz” ve “Anam›z evde yok, babam›zla geldik” yaz›l›yd›.

Mitingde konuflan Kahramanmarafl Ziraat Mühendisleri Odas› Baflkan› Yusuf Temizkan ve ZMO Genel Baflkan› Gökhan Günayd›n Türkiye köylüsünün yanl›fl politikalar nedeniyle giderek yoksullaflt›¤›n› söylediler. Son dönemde artan gübre ve mazot fiyatlar› yan›nda, tar›msal ürünlerin çiftçi fiyatlar›n›n düflmesi, buna karfl›l›k tüketici fiyatlar›n›n artmas›na iliflkin örnekler veren Günayd›n, bu düzenin üretici ve tüketici genifl halk kitleleri lehine de¤ifltirilmesi gerekti¤ini ifade etti. Ayr›ca özellefltirme uygulamalar›n›n Türkiye’yi üretimden kopard›¤›n› ve sektörü yabanc›laflt›rd›¤›n› da ifade eden Günayd›n, üreticinin yaln›zca destekleme sistemine de¤il, ülkenin do¤al kaynaklar›na, yönetim yap›s›na ve tüm geliflmelere de duyarl› olmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. (H. Merkezi)


İşçi-köylü 8

Dengê azadi

2-15 Mayıs 2008

Operasyonlar, bitirmek için... T. Kürdistan›’n›n her yerinde “gizli” bir OHAL uygulamas› oldu¤u birçok uygulamayla ortaya ç›k›yor. Ola¤an Üstü Hal’in (OHAL) uyguland›¤› alan ve bölgelerde her fley s›n›rl› bir flekilde verilmekte, kontrollerden geçirilmektedir. Bir kilo fleker, bir kilo un, bir paket sigara…ikinci bir kiloyu ya da paketi almak yasak. Sadece g›da ambargosu de¤il elbette halka uygulanan. Hava karard›ktan sonra soka¤a ç›kmak, belli alanlar›n d›fl›na ç›kmak, muhalif gazete ve kitaplar› okumak, muhalif müzikleri dinlemek de yasak. Ayr›ca flehrin, ilçenin girifl, ç›k›fllar›nda ya da karfl›n›za her an ç›kabilecek bir arama noktas›nda saatlerce GBT kontrolünden geçirilip, tutuklanabilir, kaybolabilirsiniz. OHAL’in y›llar önce kalkt›¤›n›, uygulanmad›¤›n› söyleyebilirsiniz. Evet ka¤›t üstünde OHAL’in kald›r›ld›¤› do¤ru. Ama gelin görün ki, durum hiçte görüldü¤ü gibi de¤ildir. Örne¤in Dersim’de 2001 y›l›nda OHAL’in kald›r›ld›¤› söylendi. Ka¤›t üzerindeki bu uygulamayla belki g›da ambargosu kald›r›ld›, ancak bunun d›fl›ndaki uygulamalar devam etmektedir. Sadece Dersim’le s›n›rl› olmayan bu durum Türkiye Kürdistan›’n›n birçok ilinde yaflanmaktad›r. Örne¤in Erzincan’daki köylere girifl ç›k›fllarda kontrol yapan jandarma, geçti¤imiz günlerde yeni bir uygulamayla köylülerin

çantalar›n› arayarak, belli bir miktardan fazla g›da götürenleri tehdit ederek, s›n›rlama getireceklerini bildirmifllerdir.

Devlet yaylalar› yasaklamak istiyor G›da ambargolar›yla, katliamlarla, bask›larla sindiremedi¤i, kontrol alt›na alamad›¤› halk› yerinden yurdundan etmek için her yolu denedi. Yaylalar› yasaklayarak köylünün hayvan yetifltirmesinin önüne geçmek istedi, bu da tutmay›nca bu sefer daha köklü bir çözüm buldu kendince; köyleri yakmak, boflaltmak. Zorla göç ettirilenlerden Dersim’e komflu illere yerleflen ar›c›l›k ve hayvanc›l›k yapan köylüler her yaz yaylalar›na, köylerine giderek, sonbahara kadar kalmaktad›r. Ancak köylülerin bu gidifli de devlet taraf›ndan engellenmek istenmektedir. Her y›l yayla zaman› köylüler ya jandarma komutanlar› ya da Kaymakam veya Valiler taraf›ndan ça¤r›larak telkinlerde bulunulmakta, “gitmeyeceksiniz” tehditleri aras›nda “giderseniz yaylan›za, köyünüze gelen gerillay› ihbar edeceksiniz” uyar›lar›yla köylüleri ihbarc›l›¤a, ispiyonculu¤a zorlamaktad›r. Bu y›l da yayla zaman› geldi¤i için benzer uygulamalar bafllam›fl durumda. Köylerine, yaylalara gitmek için baflvuran köylülerin bir k›sm›, operasyonlar var diyerek geri çevrilmekte.

D e r i n l e flfle en krizin Kürt a y a ¤ › n d a a z g › n l a flfla an devlet...

Son kara harekat›nda umdu¤unu bulamay›p üstüne de a¤›r kay›plar veren devletin ikinci kara harekat›na haz›rland›¤› son günlerde medyada yer almaktad›r. S›n›r noktalar›na yap›lan askeri sevkiyat, askeri inflaatlar, ‹ran’la yap›lan ikili görüflme ve savafl uçaklar›yla, toplarla yap›lan bombalamalar bunun iflaretleri olarak okunabilir. Bunun yan›s›ra son bir haftay› tarad›¤›-

m›zda bilhassa Kürt ulusal güçlerine sald›r›lar›n pervas›z bir hal ald›¤› görülecektir. Gabar, Bestler Dereler, Cudi, Dersim, Erzincan ve di¤er yerlerde operasyonlar s›klaflt›r›lm›fl durumda. Elbette, Newroz’un militan duruflunun, etkili gerilla sald›r›lar›n›n bunlar› getirece¤i beklenebilir bir fleydi. Tüm ülkede yayg›n olarak gerçeklefltirilen tutuklamalar›n yan›s›ra ‹stanbul-Sar›gazi DTP binas›n›n bas›lmas›, Suruç’ta yine

Operasyonlar bitmek bilmiyor Yay›nlar›m›zda s›k s›k haber olarak yer verdi¤imiz operasyonlar T. Kürdistan›’nda artarak devam etmektedir. Özellikle bahar ay›n›n gelmesiyle birlikte imha etmek için operasyonlar›n h›z› giderek art›r›ld›. Dersim’de yap›lan operasyonda yaflam›n› yitiren HPG’lilerin cenazeleri daha morgda bekletilirken, HPG taraf›ndan Dersim-Erzincan yolunun kesilmesi sonucu yeniden bafllat›lan operasyonlar, ayn› zamanda Ovac›k, Hozat k›rsal›na do¤ru çekilmifl durumda. Heron denilen insans›z uçaklarla yer tespitinin ard›ndan Kobra helikopterleri ve zaman zaman savafl uçaklar›yla da¤ tafl bombalanmaktad›r. On binlerce asker ve özel timin kat›ld›¤› operasyonlarda, operasyon bölgesinde bulunan köylere girilerek kimlik kontrolleri ve ev aramalar› bahanesiyle hakaretler, tehditlerle bask› yap›lmaktad›r.

Öcalan’›n do¤um gününe iliflkin 61 kifli hakk›nda arama karar› ç›kar›lmas›n›, Newroz kutlamalar›na yap›lan vahfli sald›r›lar›, Sakarya’da DTP’ye yönelik linç sald›r›s› vs. hesaba katt›¤›m›zda etekleri tutuflan faflizmin korku boyutunu fark edece¤iz. Burada bir ayr›nt›ya de¤inmekte fayda var. Özellikle, devletin fiemdinli’deki katliam girifliminde çuvallamas›yla, Susurluk’la aç›lan “derin devlet” tart›flmalar› sil bafltan sahneye ç›kar›lmak durumunda kalm›flt›. Devletten ba¤›ms›z “derin” bir devletten bahsediliyordu o dönem, iflte flimdiki süreç bütün ç›plakl›¤›yla gösteriyor: Devletin derin halleri vard›r. Devlet ayn› devlettir oysa. Ayar de¤iflikli¤i, bu halleri geri plana atmay› gerektirir. Son dönem gayet aç›ktan yap›l›yor her fley, legal yollar sonuna kadar aç›lm›fl durumda. Polisi, askeri legal yollarla gözalt›na al›yor, halka yasalar çerçevesinde atefl ediyor, yasalar çerçevesinde baflka bir ülkenin egemenli¤ine müdahale ediyor, yasal bombalar kullan›yor köyleri vurmak için. ‹flkence yasal, yaralamak yasal, öldürmek yasal... Son günlerde en çok çocuklar›n gözlerinde ezilmiflli¤in ac›s›n› duyumsad›k, bir kez daha kabard› kinimiz faflizme karfl›. Kolu k›r›lan o küçük çocu¤un gözyafllar› gözümüzden akt›. Görüyorsun ya, sevgili kardeflim Pippa, bar›fl temennisi insanl›¤›n ve nihai bar›fl için savaflmak laz›m gelir.

Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi resmi olarak ilan edilmifl olmasa da bugün bölgede OHAL’i aratmayacak uygulamalar yap›lmaktad›r. Malum OHAL ad› bile teflhir oldu¤u için bu kez bunu daha “yumuflak” bir ifadeyle uygulamak istemektedirler. Yeni isim ise “Geçici Güvenlik Bölgesi” (GGB) olmaktad›r. 2007 içinde T Kürdistan›’n›n birkaç ilinde uygulanan ve sonbahar aylar›ndan itibaren Dersim içinde tart›fl›lan GGB bugün yeniden gündemlefltirilerek tart›fl›lmaktad›r. Bölgede gerek psikolojik, gerekse de fiziki olarak yürütülen sald›r›lara karfl› bölge halk›n›n kararl› ve ›srarl› duruflu etkili olacak ve bu sald›r› dalgas› ancak böyle k›r›lacakt›r. GGB’lerin de, operasyonlar›n da, yayla yasaklar›n›n da tek amac› vard›r, bölgeyi insans›zlaflt›rarak gerilla mücadelesini bitirmek, devrimci, ilerici, demokrat güçleri yok etmektir. (Dersim)

Proletarya Partisi’nin 36. y›l› selamland› Elimize e-posta kanal›yla ulaflan bir habere göre ‹stanbul’un Gülsuyu Mahallesinde pankart ve yaz›lama eylemleri gerçeklefltirildi. ‹stanbul Semt Komitesi imzal› bildiride 25 Nisan günü, sabah 04.00 sular›nda Gülsuyu Mahallesinin merkezi olan Heykel’de “36. y›l›nda flan olsun Partimize TKP/ML T‹KKO” yaz›l› bomba süsü verilmifl pankart as›ld›¤› ifade edildi. Saat 10.00’a kadar as›l› kalan pankart›n düflman› oldukça hareketlendirdi¤i ve bomba imha ekibi getirilerek müdahale edildi¤i ö¤renildi. Yine ayn› bildiride ayn› gün 24 Nisan Proletarya Partisinin kuruluflunu ve iflçi s›n›f›n›n Birlik, Mücadele ve Dayan›flma Günü olan 1 May›s’› selamlayan yaz›lamalar›n yap›ld›¤› da ifade edilmekte. Yaz›lamalarda “36. y›l›nda flan olsun Partimize”, “Nisan güneflini selaml›yoruz”, “1 May›s k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Çeteleflmeye ve yozlaflmaya karfl› 1 May›s’a”, “Y›k›mlara karfl› 1 May›s’ta Taksim’e” vb. sloganlar yer ald›.


İşçi-köylü 9

2-15 Mayıs 2008

“Rüzgar ve günefl bize yeter!”

1986 y›l›nda yaflanan bir facia, dünya ölçe¤inde, hem insan yaflam›na hem de do¤aya, onar›lmas› mümkün olmayan bir y›k›m getirmiflti. 1986 y›l›n›n 26 Nisan günü, saat 01.24’te Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 numaral› reaktöründe meydana gelen patlama kelimenin tam anlam›yla “felakete” dönüfltü. Patlama sonucu, Hiroflima ve Nagazaki’ye at›lan atom bombalar›n›n 200 kat› kadar radyoaktif madde atmosfere sal›nd›. Çernobil’den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare

topra¤› kirletti. Binlerce kiflinin yaflam›na mal olan, öldürücü etkisi günümüze kadar devam eden Çernobil facias›nda en fazla etkilenen bölgelerden biri de Karadeniz Bölgesiydi. Bu bölgede sadece insanlar de¤il, do¤a ve dolay›s› ile bölgenin ekinleri de büyük zarar görmüfl, radyasyona bulanm›flt›. Çernobil’in etkilerinin hala sürdü¤ü, egemen s›n›flar›n ise, ya¤ma ve talan h›rs›yla, yeni nükleer santrallerdeki ›srarlar›n› korudu¤u bugünlerde, Çernobil 22. y›l›nda bir kez daha an›ld›. Bu vesileyle 26 Nisan’da Kad›köy’de yap›lan mitingde ayr›ca, günümüzdeki nükleer sorununa da dikkat çekildi. Küresel Eylem Grubu taraf›ndan organize edilen miting, saat 12.00’da Tepe Nautilius önünden Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüflle bafllad›. Mitinge, Munzur Çevre Derne¤i, Anti-Kapitalist, ‹stanbul Tabipler Odas›, DTP, EMEP, Yefliller, TUDEF-

R›za Çiçek hala tutuklu 7 ay önce Dersim’in Hozat ilçesinde odun toplamaya giden R›za Çiçek ve Bülent Karatafl’›n üzerine asker taraf›ndan atefl aç›lm›fl, aç›lan atefl sonucu Bülent Karatafl yaflam›n› yitirirken, R›za Çiçek de a¤›r yaralanm›fl, hastanede tedavisi yap›ld›ktan sonra “örgüt üyesi” oldu¤u gerekçesiyle tutuklanm›flt›. Haz›rlanan iddianameden tutal›m da, haz›rl›k soruflturmas›n›n yürütülüfl biçimi, delillerin yok edilmesi vb. birçok usulsüzlü¤e ve Malatya 3. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin savc›n›n iddianamesini ikinci kez “delil yok” diyerek iade etmesine ra¤men R›za Çiçek hala tutuklu bulunuyor. Malatya Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, olaydan 7 ay sonra yani 31 Mart’ta tutuklu yarg›lanan Çiçek ile ilgili iddianameyi haz›rlad›. Fakat iddianame de savc›, “örgüt üyesi oldu¤u” iddias›yla tutuklanan Çiçek’in örgüt üyesi olmad›¤›n›, “örgüte bilerek ve isteyerek yard›m etti¤ini” ileri sürdü. 11 Nisan’da haz›rlanan ve mahkemeye sunulan çeliflkilerle dolu iddianameyi inceleyen Malatya 3. A¤›r Ceza Mahkemesi de savc›n›n delil olarak gösterdi¤i belgelerde san›¤›n üzerine at›l› suçu iflledi¤ine dair bilgi bulunmad›¤›n› belirterek, savc›n›n dava aç›lma talebini ayn› gün reddetti. Bunun üzerine savc› 15 Nisan’da iddianameyi tekrar mahkemeye sundu. Mahkeme heyeti de iddianameyi tekrar görüflerek ikinci kez reddetti ve soruflturma dosyas›n› Diyarbak›r Nöbetçi A¤›r Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Diyarbak›r Nöbetçi A¤›r Ceza Mahkemesi’nin de ayn› yönde

karar vermesi durumunda, dosya tekrar savc›l›¤a gönderilecek ve savc›l›k ya iddianameyi tekrar haz›rlayacak ya da takipsizlik karar› verecek. Malatya Cumhuriyet Savc›s›’n›n mahkemeye sundu¤u delillerin ise Hozat Savc›l›¤› taraf›ndan imha edildi¤i ortaya ç›kt›. Mahkeme iddianameyi geri çevirmekte,

Munzur Koruma Kurulu, F›nd›kl› Dereleri Koruma Grubu, Tüketicileri Koruma Derne¤i ve çok say›da kurum kat›larak destek verdi. Munzur Çevre Derne¤i’nin, Munzur’u sembolize etmek amac›yla tafl›d›¤› ve üzerinde “Munzur Özgür Akacak” yazan, metrelerce uzunlu¤undaki bez, yo¤un ilgi çekti. Partizan okurlar› da mitinge Dernekle birlikte ve operasyonlar› protesto eden döviz ve sloganlar›yla kat›ld›. ‹skele Meydan›’na kadar devam eden yürüyüflün ard›ndan bafllayan mitingin aç›l›fl konuflmas›n›, Tertip Komitesi ad›na Umut fiahin yapt›. Munzur Çevre Derne¤i ad›na da bir konuflmac›n›n yer ald›¤› mitingdeki konuflmalarda a¤›rl›kl› olarak, Türkiye’nin temiz enerji kaynaklar›n›n bulundu¤una ve asl›nda nükleer santrallere ihtiyaç olmad›¤›na dikkat çekildi. Konuflmalar›n yan› s›ra, mitingde sahne alan, Ab-› Hayat ve Marsis Gruplar› da müzik dinletisi verdiler. (Kartal)

ancak R›za Çiçek’in tahliye edilmesi talebini de reddetmektedir. Kendi kendisiyle çeliflen mahkeme ayn› zamanda savc›n›n as›ls›z iddialar› ve delilleri yok etmesine de müdahale edip soruflturma açmamaktad›r. “Güvenilir”, “ba¤›ms›z” denilen yarg›n›n ne kadar güvenilir ve ba¤›ms›z oldu¤unu da ortaya koyan yeni bir davayla karfl› karfl›ya bulunulmaktad›r. (Erzincan)

Gebze Tuncelililer Derne¤i’nden Halk fi fiööleni ebze Tuncelililer Derne¤i 9. kurulufl y›ldönümü vesilesiyle 20 Nisan Pazar günü bir halk flöleni düzenledi. Geceye TUDEF Genel Sekreteri Yusuf Topçu, TUDEF yöneticisi Ali Y›ld›z, DTP Tunceli milletvekili fierafettin Halis, Gebze DTP ilçe baflkan›, Bursa Tuncelililer Derne¤i Baflkan› Özkan Arslan’›n da aralar›nda bulundu¤u birçok kurum ve baflkan› da kat›ld›. Etkinlik, Türkçe ve Zazaca yap›lan aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. “Ana dilde e¤itim insan hakk›d›r”, “Bar›fl ve Kardefllik için 1 May›s’a”, “Birlik mücadele dayan›flma”, “Köylerimize koflulsuz geri dönüfl sa¤lans›n” vb. yaz›l› döviz ve pankartlar salonun çeflitli yerlerine as›ld›¤› gecede aç›l›fl konuflmas›ndan sonra Grup Kardelen sahneye ç›karak Türkçe ve Zazaca eserler seslendirdi.

G

Gruptan sonra Dernek Baflkan› Hasan Gündo¤du Dernek ad›na bir konuflma yapt›. Konuflmas›nda ABD emperyalizminin iflgal ve talan politikas›na de¤inen Gündo¤du, devletin devrimci, demokrat ve yurtsever kurumlara linç kampanyalar› örgütledi¤ini, Kürt halk›na yönelik imha, inkâr ve operasyonlar›n sürdü¤ünü, Kürt halk›n›n kültür ve dilinin yok say›ld›¤›n› söyledi. Gecede TUDEF Genel Sekreteri ve fierafettin Halis de birer konuflma yapt›lar. Gece Mehmet Ekici, Sait Usta ve Mehmet Özcan’›n söyledi¤i ezgilerle ve çekilen halaylarla sona erdi. Gecede Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri stand açarak Tutsak Partizanlar›n yapt›¤› elifllerini sergiledi, standa ilgi oldukça iyi idi. Ayr›ca geceye Partizan, ‹flçi köylü, DTP vb. birçok kurum dayan›flma mesaj› gönderdi. (Gebze)

Dengê azadi

Sar›gazi’de halk toplant›s› Sar›gazi Partizan faaliyetçileri olarak 15 Nisan günü saat 19.30’da halk toplant›s› gerçeklefltirdik. Bölgemizde uyuflturucu kullan›m›, uyuflturucu trafi¤ini organize eden çete faaliyetleri son dönemde daha da yayg›nl›k kazanm›flt›r. Bu durum Sar›gazi halk›n› kayg›land›rmakta, gençlerin bu bata¤›n içine çekilmesi korkusu yaflanmaktad›r. Bu nedenle Sar›gazi halk›, bu soruna müdahale etmek iste¤iyle bir araya gelmek istemifltir. Toplant›da ilk olarak söz alan faaliyetçilerimiz semtlerde yayg›nl›k kazanan sorunlara de¤inerek sorunun çözümü noktas›nda halk›m›zda oluflan beklenti ve kimlerden nas›l bir çözüm istedi¤i konusu üzerinde durdu. Semtlerde yaflanan bu sorunun yayg›nl›k kazanmas›n›n nedeni halk›n örgütsüzlü¤ü, burjuva-feodal kültürün etkisinde kalmas›, devrimci de¤erlerden ve kültürden uzaklaflmas› ve sonuç olarak da yabanc›laflmas› tespiti yap›ld›. Sorunlara müdahale konusunda halk›m›z›n, çözümü kendi d›fl›nda aramas›, kurtar›c›lardan medet ummas› gibi bir tutumun gelifltirildi¤i belirtildi. Yap›lan tespitlerden sonra söz kitleye b›rak›ld›. Her konuflmac› yaflad›¤› sorunlar› ifade etti. Konuflmac›lar›n ço¤u çürümenin sistemden kaynakland›¤›nda hemfikir olmufl, ayn› zamanda kendi cephelerinden edilgenlik, tepkisizlik, örgütsüzlük gibi tespitlere de kat›lm›fllard›r. Yap›lan bu toplant›, halk›n yaflad›¤› sorunlar› somut bir biçimde tart›flmak, halkla birlikte soruna müdahale etmek anlam›nda ö¤retici oldu. Halk›n bizi dinlemesi, bizim sorunu nas›l tan›mlad›¤›m›z› görmesi anlam›nda ö¤retici ve bizlerin de halk› dinlemesi onlar›n düflünce ve önerilerini almas›, tepkilerini, beklentilerini gözlemlemesi aç›s›ndan iyi bir çal›flma oldu. Toplant›ya halk›n gösterdi¤i ilgi, kat›lan herkesin düflüncelerini ifade edip tart›flmas› oldukça olumluydu. Bu tarz faaliyetlerin devam›n›n sa¤lanmas›, farkl› konular ve gündemler etraf›nda toplant›lar, tart›flmalar örgütlenmesi, kitleyle ba¤lar›m›z› güçlendirecektir. Düflüncelerimizi, anlay›fl›m›z›, politikalar›m›z› kitleye tafl›mak, kitleyle tart›flmak faaliyetimizin temel olan kitlelerden kitlelere anlay›fl›n›n uygulanmas›n›n örnekleri olacakt›r. Sar›gazi ‹K okurlar›


İşçi-köylü 10

Halkın gündemi

Hapishanelerin d›fl güvenli¤i gardiyanlara devrediliyor! Son aylarda yap›lan aç›klamalara göre hapishanelerde d›fl güvenlikle ilgili yap›lacak de¤ifliklikle, 2009’dan bafllayarak 5 y›l içinde hapishanelerin d›fl güvenli¤inin jandarmadan al›n›p “infaz uzman›” diye tabir edilen gardiyanlara devredilmesi gündemde. Konuyla ilgili haz›rlanan ve 24 maddeden oluflan “Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasar›s›”na göre; hapishanelerde görev yapan 20 bin askerin yerini 6 bin “infaz uzman›”, yani gardiyan alacak. Ve gardiyanlar›n gerçeklefltirebilece¤i öldürme-yaralama-iflkence gibi durumlarda ezkaza yarg›lan›rlarsa avukat ücretini de Adalet Bakanl›¤› ödeyecek. Yine tutsaklara karfl› zor kullanman›n kademeli olaca¤›, “takdir” yetkisinin gardiyanlara b›rak›laca¤› ve “meflru savunma” halinde silah kullan›labilece¤i belirtiliyor. Hatta tutuklu ve hükümlülere

karfl› “kurumun d›fl›nda icra edilecek faaliyetlerde ‘teslim ol’ ça¤r›s›na uyulmamas› ve silah kullan›lmaya teflebbüs edilmesi halinde d›fl güvenlik görevlileri tehlikeyi etkisiz k›labilecek ölçü ve orant›da, do¤rudan ve duraksamadan hedefe karfl› silah kullanmaya yetkilidirler” denilmekte.

Bu düzenlemenin nedeni.. Oysa tutsaklara yönelik hak gasplar›, sald›r› ve katliamlarda asker ve hapishane idarelerinin an›nda birleflti¤ine tan›¤›z. Yine asker ve hapishane idareleri aras›nda zaman zaman rekabet, gerginlik gibi durumlar yaflansa da bunlar›n dahi tutsaklar aleyhine kullan›ld›¤›n› bildi¤imiz için, esas nedenin “iki bafll›l›k” vs. olmad›¤› görülmektedir. Her fleyden önce yasal k›l›f› da oluflturularak gardiyanlara s›n›rs›z öldürme-

katletme-iflkence yapma yetkisi veren bu düzenlemeyi halka yönelik topyekün sald›r›n›n bir parças› olarak görmek gerekiyor. Bu durum toplumsal muhalefeti sindirmek, bast›rmak için ç›kar›lan Terörle Mücadele Yasas›, ve askere, polise s›n›rs›z yetkiler tan›yan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun devam› niteli¤indedir. Ç›kar›lan TMY ve PVSK’dan sonra artan yarg›s›z infazlar› düflündü¤ümüzde hapishane d›fl güvenli¤i ile ilgili ç›kar›lacak yasayla da hapishanelerde yaflanabilecekler oldukça aflikard›r.

Yeniden yap›land›rma... Emperyalizmin ve uflaklar›n›n ihtiyaçlar›na paralel birçok alanda yap›lan “yeniden yap›land›rma” sald›r›lar›n›n bir aya¤›n› da hapishanelerin “yeniden yap›land›r›lmas›” oluflturmaktad›r. Bunun ilk aya¤› olarak bahsi geçen, halka yönelik sald›r›lara karfl›, onlara öncülük edebilecek devrimci ve komünistlerin kitlelerden kopar›lmas›n› hedefleyen F Tipi tecrit hücreleri yaflama geçirildi. Ard›ndan adliler de buralara konulmaya baflland›. Devam›nda ise ad›na “kampüs” dedikleri birçok hapishaneyi içine alan, sa¤l›k merkezi, lojman›, kafeteryas› vs. bulunan alanlar oluflturulmaya baflland›/yer yer tamamland›. Bu “yap›land›rma”n›n ikinci aya¤› ise bir araya toplanan hapishanelerin emperyalist ülkelerdeki gibi özellefltirilmesi ve tutsaklar›n “ucuz” iflgücünü sermayenin ihtiyaçlar›na sunularak sömürülmesi hedefleri oluflturmakta. Bu çerçevede birçok hapishanede oluflturulan ifl yurtlar› ve kurulan atölyelerle küçük küçük ad›mlar at›lmaya bafllanm›flt›r. Buralarda çok düflük ücretlerle çal›flt›r›lan tutsaklar›n ürettikleri ürünler büyük kârlarla özel flirketlere sat›lmaktad›r. Hapishanelerin özellefltirilmesi ve tutuklular›n ucuz iflgücünün egemenler için öneminin daha iyi anlafl›lmas› aç›s›ndan Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan örne¤i inceleyebiliriz. Bu hapishanede 11 Ocak 2008 tarihinde Adalet Bakan› taraf›ndan tekstil ve

mant› atölyelerinin aç›l›fl› yap›lm›flt›r. Burada tekstil atölyesinde çal›flt›r›lan adli tutuklulara ayl›k 90-100 YTL verilirken diktikleri gömlek önlük gibi giysiler d›flar›dan anlaflma yap›lan özel flirketlere sat›lmaktad›r. Yine mant› atölyelerinde çal›flt›r›lan mahpuslara yapt›¤› mant› miktar›na göre kilo bafl›na 4 YTL’den ayl›k 60-90 YTL aras› ücret ödenirken bu ürünler çok daha büyük kârlarla büyük marketler zincirlerine sat›lmaktad›r. Egemenlerin derinleflen krizleriyle birlikte düflünüldü¤ünde böylesi önemli bir sömürü çark›n›n sorunsuz ifllemesi için güvenli¤in de daha sistemli ve profesyonelce ele al›nmas› ihtiyac› kendini dayat›yor. Yani asker gibi “geçici” ve zorunlu de¤il, bu ifli gönüllü, paral› ve devaml› bir meslek edinmifl, kendi alan›nda uzmanlaflm›fl birimlerle yapman›n daha güvenli oldu¤u düflünülmekte. Polis ve asker gibi gardiyanlar›n da öldürme vs. fleklinde özel yetkilerle donat›lmas› da bu çark›n ifllemesinde ç›kabilecek pürüzlerin ortadan kald›r›labilmesi, tutsaklar›n sindirilebilmesi için koruyucu bir z›rh olacak. Di¤er taraftan 20 bin askerin yerine 6 bin “infaz uzman›” gardiyana devredecek olmas› 14 bin gibi büyük bir askeri gücün bofla ç›kmas› anlam›na geliyor. Bu da 14 bin askerin, farkl› alanlara kayd›r›labilmesi demek. Önümüzdeki süreçte, ABD emperyalizmi taraf›ndan, Ortado¤u’nun yeniden yap›land›r›lmas› sürecinde TC’ye verdi¤i görevler, bölgedeki artan silahlanma yar›fllar›, Türkiye’nin enerji geçifl güzergâhlar›ndan kaynakl› önemi, baflta PKK olmak üzere silahl› mücadele ve gerilla savafllar›na karfl› verilen mücadele ve ülkede artan toplumsal muhalefetin bast›r›lmas› gibi fonksiyonunu da hesaba katt›¤›m›zda 14 bin askerin a盤a ç›kmas› oldukça önemli TC için. Son olarak; Türk Ceza Kanunu (TCK)’da yap›lan düzenlemelerle bir dizi konuda “ceza”lar›n art›r›lmas›, son ç›kart›lan Terörle Mücadele Yasas›, kolluk güçlerinin yetkilerini art›ran Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu gibi düzenlemelerin devam niteli¤indedir. Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl Güvenlik Hizmetleri Kanunu da bu sald›r›larla birlikte art›k hiç kimsenin basit bir gerekçeden dolay› tutuklanmayaca¤›n›n garantisi yoktur. O halde karfl› koyufl, bofla ç›kar›fl da çok daha genifl kesimleri kapsayacak, içerdeki ve d›flar›daki mücadelenin bütünlefltirilmesi ve devrimci dayan›flman›n daha da büyütülüp, güçlü birlikteliklerin yakalanabilmesi ile olacakt›r.

2-15 Mayıs 2008

YDG, fafl fliist yasalar› protesto etti “Her türden bask›n›n kendini en çok hissettirdi¤i yerlerden biri de yar› ayd›n genç kesimin kendini var etmeye çal›flt›¤› üniversiteler olmaktad›r.” 19 Nisan Cumartesi günü Galatasaray Postanesi önünde toplanan Yeni Demokrat Gençlik okurlar›, gençlik üzerindeki bask›lara ve sosyal y›k›m yasalar›na karfl› bas›n aç›klamas› yapt›. “Söz, Yetki, KararSöz, Eylem, Örgütlenme Hakk›m›z› ‹stiyoruz” yaz›l› pankart açan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Meral Özdemir okudu. Bas›n aç›klamas›nda, “Her türden bask›n›n kendini en çok hissettirdi¤i yerlerden biri de yar› ayd›n genç kesimin kendini var etmeye çal›flt›¤› üniversiteler olmaktad›r” denilerek ö¤rencilere yönelik politikalara dikkat çekildi. Bu faflist yasalar hayata geçirilmeye çal›fl›l›rken milliyetçi faflist bir dalga yarat›larak halk›n birbirine düflürülmeye çal›fl›ld›¤›na da dikkat çeken YDG’liler yaflanan gerginliklerin Türk-Kürt çat›flmas› gibi gösterilmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtti. Eylem s›ras›nda “Yaflas›n bilimsel, paras›z, anadilde e¤itim mücadeleniz”, “Yaflas›n özerk, demokratik e¤itim mücadelemiz”, “SSGSS Yasas› geri çekilsin” dövizleri tafl›yan kitle bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan eylemlerine devam edeceklerini belirterek da¤›ld›. (‹stanbul)

‹C‹ tutsaklar›n 1 May›s’›n› kutlad› ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi üyeleri devrimci tutsaklar›n 1 May›s’›n› kutlamak için haz›rlad›klar› kartlar› Konak Postanesi önünde yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile sahiplerine gönderdi. ‹C‹ ad›na okunan metinde,1 May›s’›n öngünlerinde iflçi-emekçilere, ezilen halklara dönük her türlü sald›r› politikas›n›n hapishanelerde yaflananlardan ba¤›ms›z olmad›¤›na, 120 y›ld›r birlik-mücadeledayan›flma günü olarak kutlanan 1 May›s’ta “içerde d›flar›da hücreleri parçala” yaklafl›m›n›n hayat bulmas›n›n bugün her fleyden daha önemli oldu¤una de¤inildi. “Yaflas›n 1 May›s-Biji Yek Gulan-Devrimci tutsaklar onurumuzdur” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde tutsak yak›nlar› haz›rlad›klar› kartlar› sahiplerine gönderdiler. (‹zmir)


İşçi-köylü 11

2-15 Mayıs 2008

1 May›s Mahallesi’nde Taksim ça¤r›s›

1 May›s Mahallesi halk› emperyalist sald›rganl›¤a ve yoksullu¤a karfl› 1 May›s’ta alanlarda buluflma ça¤r›s› yapt›. 27 Nisan günü Sima Dü¤ün Salonu’nda “Sömürüye yoksullu¤a zamlara karfl› 1 May›s’ta alanlara” fliar› ile Partizan taraf›ndan bir etkinlik gerçeklefltirildi. ‹brahim Kaypakkaya ve Baflkan Mao’nun resimleri ile süslenen salondaki etkinlik 1 May›s’›n tarihsel geliflimini anlatan sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Gösterimin ard›ndan kitle, devrim mücadelesinde topra¤a düflenler için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu. Partizan ad›na yap›lan konuflmada 1 May›s’a do¤ru giderken ç›kart›lan SSGSS yasas› ile genifl emekçi kesimlerin gelece¤inin ipotek alt›na al›nd›¤›na emekçi

semtlere dönük Kentsel Dönüflüm Projesi ile binlerce insan›n soka¤a at›lmak istendi¤ine dikkat çekilerek emekçilerin gelece¤ine sahip ç›kmak için 1 May›s’ta alanlardaki yerini almas› gerekti¤inin alt› çizildi. Konuflmadan sonra sahneye ç›kan mahalle sakinlerinden bir genç ba¤lamas› ile dinleyenlere müzik ziyafeti verdi. Kitlenin be¤enisini kazanan ve dakikalarca alk›fllanan dinletinin ard›ndan Hilmi Yaray›c› sahnedeki yerini ald›. Türkülerini ezgilerini kitle ile birlikte seslendiren Hilmi Yaray›c› “Hat›rla Sevgili” dizisine de¤inerek dizide Mahir Çayan’›n do¤ru bir flekilde yans›t›lmad›¤›n› ‹brahim Kaypakkaya’dan ise hiç söz edilmemesini elefltirdi. 13–14 Mart eylemleri ve 6 Nisan Kad›köy mitinginin örgütlenme-

Söz, eylem, karar ve örgütlenme hakk›m›z için...

Gençli¤i ilgilendiren gündemlerde söz söyleme, karar alma, gençli¤e karfl› gerçeklefltirilen sald›r›lara karfl› örgütlenme hakk›n›n önündeki engelleri teflhir etmek olarak ele ald›¤›m›z ‘Söz, yetki, karar ve örgütlenme hakk›m›z› istiyoruz’ kampanyam›z çerçevesinde ‹zmir YDG olarak 19 Nisan Cumartesi günü Özgür Yaflam Kooperatifi ile birlikte bir yürüyüfl örgütledik. Saat 15.00’de Konak Pier önünde toplan›ld›. Toplanma yerinden yürüyüfle geçen kitle s›k s›k, “Gençlik gelecek, gelecek ellerimizde”, “Söz, yetki, karar, örgütlenme hakk›m› istiyorum”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n att›. Yürüyüfl boyunca kitleye ve halka dönük ülkemizde iflçi,

köylü ve ö¤renci gençli¤e iliflkin yeni yasalar› teflhir eden konuflmalar yap›ld›. Sümerbank önüne gelindi¤inde kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› YDG’li bir arkadafl›m›z okudu. Bas›n aç›klamas›nda; Bologna projesi ve bu proje nezdinde ortaya ç›kan tüm sald›r› yasalar›n›n kald›r›lmas›, OKS, ÖSS, KPSS vb. eleme s›navlar›n›n kald›r›lmas›, gençli¤in örgütlenmesinin önündeki engellerin kald›r›lmas›, öz örgütlülüklerinin okul yönetimlerine kat›lmas›, paras›z bilimsel anadilde e¤itim hakk›n›n sa¤lanmas› vb. talepler okunduktan sonra bunlar›n gerçekleflmesi için mücadele etmenin ve örgütlenmenin gereklili¤inden bahsedildi. Aç›klama sonras› davul zurna eflli¤inde halay çeken kitle “birlik, mücadele, zafer” sloganlar› ile eylemi sonland›rd›. Genel anlam›yla coflkulu geçen eylem, çevreden ilgiyle izlendi ve en son çekilen halaya halktan insanlar da ilgi gösterdi. (‹zmir YDG)

sinde önemli bir rol oynan Türk-‹fl fiubeler Platformu ve bunun bir bilefleni olan Belediye-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm de söz alarak sendikal bürokrasiye karfl›, SSGSS eylemlerinde oldu¤u gibi alanlara ç›k›lmas›n›n anlaml› oldu¤unun alt›n› çizdi. Semah ekibinin gösteriminin ard›ndan Grup Vardiya ezgileri seslendirdi. ‹brahim yoldafl parças›n› Grup Vardiya ile birlikte ayakta söyleyen kitlenin coflkusu dikkat çekti. Etkinlik Nurettin Güleç’in türküleri ile sona erdi. Etkinlikte Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin de mesaj› okundu. Aileler açt›klar› stant ile tutsaklar›n yapt›klar› ürünleri satt›. (‹stanbul)

Polis felç ediyor, Bafl fl››büyük halk› y›lm›yor! ‹ki ay› aflk›n bir süredir Kentsel Dönüflüm Projesi’ne karfl› kurduklar› çad›rlarla direnen Bafl›büyük halk›, polisin azg›nca gerçeklefltirdi¤i sald›r›lara ra¤men pes etmiyor. Bu sald›r›larda onlarca kifli yaralansa da, en son yaflanan bir örnekte oldu¤u gibi, felç olma tehlikesi ortaya ç›ksa da, Bafl›büyüklüler “Y›lg›nl›k yok direnifl var!” diyor. Mahalle halk›ndan Sultan Tarakç›o¤lu, 13 fiubat günü gerçekleflen polis sald›r›s›nda yaralanm›flt›. Sald›r› s›ras›nda tansiyonu yükselen Tarakç›o¤lu felç kalma tehlikesi ile karfl› karfl›ya. Olaylar›n yafland›¤› gün götürüldü¤ü birçok hastane taraf›ndan geri çevrilen, bu nedenle durumu daha da a¤›rlaflan Tarakç›o¤lu flu an evinde yat›yor. Edindi¤imiz bilgilere göre özellikle bölgedeki hastaneler, son dönemde Bafl›büyük’teki sald›r›lar›n ard›ndan buralara gelenlere rapor vermemekte direniyormufl. Efli de hastanelerin bu tutumuna ve de polisin fliddetine oldukça öfkeli ve isyan ediyor. Mahalleli ise, son dönemde çok say›da insan›n sald›r›lar nedeniyle evde yatacak derecede yaraland›¤›na veya hastaland›¤›na dikkat çekiyor ve en son Tarakç›o¤lu’nun felç tehlikesiyle yüz yüze kalmas›na tepki gösteriyor. Ancak tüm bu yaflad›klar›na karfl›n, büyük ço¤unlu¤u yaklafl›k 40 y›ld›r mahallede yaflayan Bafl›büyüklüler hala, evlerine ve de böylelikle mahallelerine sahip ç›kmakta, y›k›ma karfl› direnmekte kararl›lar. Bu kararl›l›klar›n› ise, flantiye alan› olarak belirlenen yerin hemen karfl›s›na kurduklar› çad›rlarda, 24 saat dönüflümlü nöbet tutarak göstermeyi sürdürüyorlar. (Kartal)

Halkın gündemi

Van’da Bakan Çelik’e protesto

Van’da yaflanan Newroz olaylar›yla faflist yüzü iyice ortaya ç›kan kolluk güçleri, üniversitemize Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik’i gönderip yurt açt›rmak istemifltir, ama tüm hayalleri Ö¤renci Derne¤i’nin kararl› prati¤ine tak›lm›fl ve Çelik, konuflmak için ç›kt›¤› kürsüden konuflamadan inmek zorunda kalm›flt›r. AKP’nin Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik’in yurt aç›l›fl› yapmak için Yüzüncü Y›l Üniversitesi’ne gelece¤inin ö¤renilmesi üzerine YÖDER günler öncesinden Kürt halk›n›n katillerinin bu göz boyama hamlesini bofla ç›karmak için çal›flmalara bafllad› ve 24 Nisan günü yurt ö¤rencileri yurt içinde topland›. Yine di¤er ö¤renciler de Merkezi Kafetarya’da toplanarak slogan marfl ve halaylarla Çelik’in üniversiteye geliflini protesto etti. Üniversite yönetimi eyleme kat›l›m› engellemek için s›nav saatlerini eylem saatine ald› ve buna tepki olarak da merkezi yemekhane kantinine “S›navlarla bizi y›ld›ramazs›n›z” afifli as›ld›. Buradan kortej oluflturularak yurda do¤ru harekete geçildi. Yurdun giriflinde askerlerin engelleme çabalar›na karfl› yurttaki ö¤rencilerin ve kafetaryadan gelen ö¤rencilerin ortak kararl›l›¤› üzerine kitle yurda girdi ve oradan da aç›l›fl alan›na gidildi. Eylemci say›s›n›n aç›l›fla kat›landan fazla olmas› bakan Çelik’i üzmüfl olacak ki konuflmas›n› yar›da kesmifl ve sahneden ayr›lm›flt›r. Yaflananlar Kürt halk gençli¤inin kararl› tutumunun karfl›s›nda hiçbir gücün engel teflkil edemeyece¤ini göstermifl ve yine bu tutum tüm devrimci hareketlere sevinç ve moral vermifltir. Biz YDG’liler de eylemlere kat›ld›k. (Van YDG)


Dünya

İşçi-köylü 12

2-15 Mayıs 2008

A l M a h a l l a g r e v i n d e n t a n › k l › k l a r M›s›r Komünist Bu yaz›, M›s›r’da Mahalla tekstil iflçilerinin geçti¤imiz haftalarla gerçeklefltirdi¤i eylemlerle ilgili tan›kl›klar›d›r ve “Palesthine.blogspot.gr” sitesinden al›narak ‹flçiKöylü gazetesi için çevrilmifltir.

Grev öncesi 25.000 Al Mahalla iflçisi -Ortado¤u’nun en büyük tekstil fabrikas›- 6 Nisan’da, 350 M›s›r Liras› (yaklafl›k 60 Dolar) olan maafllar›n›n enflasyon oran›nda art›r›lmas› ve çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi talebiyle grev karar› ald›lar. Mahalla iflçilerinin grevi M›s›r iflçi s›n›f› ve halk› için, basit fakat önemli talepler içermekte. E¤er Mahalla iflçilerinin grevi gerçekleflir ve zaferle de sonuçlan›rsa, Mübarek rejimine karfl› çok önemli bir zafer kazan›lm›fl olacakt›r. Fakat, ba¤›ms›z sendika ve grev hareketinin öncülerinden olan Mahalla grevi, ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan yasad›fl› ilan edildi. Devletin güvenlik güçleri, resmi sendika (Sendikalar Genel Konfederasyonu) ve Çal›flma Bakanl›¤›, 6 Nisan grevinin engellenmesi için gerekli tüm önlemlerin al›naca¤›n› aç›klad›lar. Mahalla flehri, baflkent Kahire’ye iki saat mesafede ve 35.000 polis taraf›nda ablukaya al›nm›fl durumda. fiehre girifl de yasak. Kahire’de befl kifli bugün greve destek için bildiri da¤›t›rken gözalt›na al›nd›lar. Di¤er taraftan, iflçi önderleri gözalt›ndan ve di¤er sald›r›lardan korkmayarak mücadeleye devam ediyorlar. Ayn› zamanda, vergi memurlar›, ba¤›ms›z sendikal örgütler, Mahalla greviyle dayan›flmak için ayn› gün grev ve eylem karar› ald›lar. Mahalla ‹flçileri Dayan›flma Komitesi, tüm M›s›rl› iflçileri ve halk› grevle dayan›flmaya ça¤›rd›. Görünen o ki, neo-liberal ve teflhir olmufl Mübarek rejimi, 6 Nisan grevini bast›rmak için tüm araçlar› kullanacakt›r. Mahalla iflçileri, tüm emekçileri ve dünya iflçi s›n›f›n›, hakl› mücadelelerine destek vermeye ça¤›r›yor.

Grev sonras› Sevgili dostlar, Mahalla’dan döner

dönmez, sabah saat 08.30 gibi baz› M›s›rl› arkadafllarla birlikte flehirdeki fabrikaya ulaflt›k. Fabrikan›n etraf› polis taraf›ndan çevrilmiflti. Fakat buna ra¤men bir sendikac›yla konuflmay› baflarabildik. Sendikac› bizlere, sabah 07.00-07.30 gibi yani vardiyalar›n de¤iflimi s›ras›nda polisin daha fazla oldu¤unu, iflçileri tek tek alarak, 5.000 iflçinin grev yapmas›n› engellediklerini söyledi. Sonras›nda ise, bizleri bas›n mensubu olarak fabrikaya götürerek bizlere “iflçilerin çal›flt›¤›n›”, “grevin olmad›¤›n›” göstermeye çal›flt›lar. Bizleri götürdükleri bölümlerde sadece fabrika yönetiminden kifliler vard›, bizlerin iflçi-

lerle konuflmas›na izin vermediler ve fabrikan›n tamam›n› gezmemize de yetkili olmadan müsaade etmediler. Onlara bu oyunu daha fazla oynamak istemedi¤imizi ve d›flar› ç›kmak istedi¤imizi söyledik. Zaten egemen medya görüntüleri çekmifl ve bunlar› yay›mlayarak Mahalla’da bir fley olmad›¤› propagandas› yapmaktayd›. BBC ve bir haber ajans› d›fl›ndaki tüm gazeteciler flehri terk etmifllerdi. Saat 03.30’da, polis, vardiya de¤iflimi s›ras›nda kap›da bekleyen ve grevi bafllatmak isteyen iflçilere sald›rarak iki sendikac›y› gözalt›na ald›. fiehir kaynamaya bafllad›. Ço¤unlu¤unu iflsizlerin ve genç iflçilerin oluflturdu¤u binlerce kifli meydanda topland›. Bunun üzerine polis toplananlara gaz bombas› ve gerçek mermilerle sald›rmaya bafllad›. Polis bir taraftan çocuklar›n üzerine atefl ederken, di¤er taraftan da siviller yüzlerce insan› tahta coplarla döverek gözalt›na al›yordu. 4 ya da 7 kiflinin hayat›n› kaybetti¤i tahmin edilmekte. Yüzlercesi ise yaral› veya gözalt›nda. Tren istasyonu ve yollar yanarken, saat gece 11.00’de di¤er vardiyadan ç›kan iflçilerle birlikte direnifl büyüyerek devam etti. Bar›flç›l grev, polisin sald›rganl›¤› sonucu bir halk ayaklanmas›na ve flehir tam anlam›yla savafl alan›na dönmüfltü. Bulundu¤umuz binaya çok fazla gaz bombas› at›ld›¤› için buradan ve flehirden ayr›lmak zorunda kald›k. Göründü¤ü kadar›yla, direnifller sabaha kadar devam etti. Dayan›flma ad›na flimdilik bu kadar.

Bangladefl’te pirinç grevi Bangladefl’in Dhaka kentindeki yaklafl›k 12 tekstil fabrikas›n›n çal›flanlar› g›da maddelerinin fiyatlar›ndaki sürekli art›fl› protesto etmek ve daha yüksek ücret talebiyle greve gitti. Hükümet ise tekstil iflçilerinin eylemine karfl› özel polis birliklerini ve orduyu devreye soktu. Kolluk güçleri, gözyaflart›c› gaz, cop ve uyar› atefli yaparak gerçeklefltirdikleri sald›r›larla grevi bast›rmaya çal›flt›lar. Eylemci iflçiler ise tafl atarak ve barikatlar kurarak kendilerini korumaya çal›fl›rlarken, bu sald›r›larda en az 100 iflçi yaraland›. ‹flçilerin eylemi, Ordu’nun daha kapsaml› bir sald›r›ya giriflmesiyle birlikte da¤›t›ld›.

144 milyon nüfusu olan Bangladefl’te insanlar günde en fazla 1 Dolarla yaflamak zorunda. Buradaki tekstil iflçileri dünyan›n en düflük ücretle çal›flanlar›. Ortalama ayl›klar› 23.6 Dolar. Bangladefl’te 2 milyon kadar insan tekstilde çal›fl›yor. Bunlar›n ortalama % 85’i kad›n. Bir iflçi açl›ktan ölmemek için, sadece pirince, gelirinin yaklafl›k % 70’ini vermek zorunda. Tekstil iflçileri sendikas› baflkan›, 2006 y›l›nda asgari ücretin 25 Dolar olarak belirlendi¤ini, ancak bu süre içinde pirinç ve di¤er temel g›da maddelerinin fiyatlar›nda iki kat art›fl oldu¤unu söylüyor.

Partisi’nden dayan›flma ça¤r›s›* Sizlerden ricam›z, bu metni di¤er kardefl partilere de ulaflt›rarak dayan›flma göstermelerini rica ediyoruz. 7 Nisan 08, Sabah›n erken saatlerinden itibaren, baflkent Kahire’nin önemli meydanlar› ve caddeleri, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce kuflat›ld›. Kimi di¤er flehirlerde de, ‹skenderiye, Algarbiya gibi, insanlar sokaklarda ve meydanlarda polis ablukas›n›n tan›¤› olmufltur. Özellikle AL Mahalla flehri kitlesel eylemlerin merkeziydi. Yaklafl›k 200 eylemci, farkl› bölgelerde ve zamanlarda gözalt›na al›nm›flt›r. Belli say›da iflçi, tekstil fabrikas› Gazl Al Mahalla iflçileri ile dayan›flmak için grev yapmaktad›r. Grevin talepleri aras›nda, Al Mahalla iflçilerini oldu¤u gibi tüm emekçileri ilgilendiren ücret art›fllar›n›n, fiyat art›fllar›yla dengelenmesidir. Al Mahalla grevi, devasa bir gösteriye dönüflerek tüm flehri kaplad›. ‹flçiler, köylüler, yoksul insanlar yürüyüfllerin güvenli¤ini sa¤lad›lar. Yaklafl›k 30.000 kifli, pahal›l›¤a, tekelleflmelere ve Neo-liberalizme karfl› sloganlar att›. M›s›r merkezi güvenlik güçleri, gaz bombalar›, kauçuk mermileri, elektrofloklarla, gerçek mermilerle göstericilere sald›rarak yüzlercesinin yaralanmas›na sebep oldu. Polis, yaral›lar› ve gösterilere kat›lmayanlar› dahi gözalt›na al›p hala gözalt›nda tutmaktad›r. Al Mahalla’dan gelen haberler, biri 9 yafl›nda k›z çocu¤unun, di¤eri ise 20 yafl›nda bir erke¤in öldü¤ünü do¤rulamakta. M›s›r polisine ba¤l› özel bir birim olan “Kara güçler”, ma¤azalar›, trenleri, kamu binalar›n› ve araçlar› yakarak ve bunlar› da iflçilerin üzerine yükleyerek eylemlere kat›lanlar› suçlamaya çal›flmakta. Amaçlar›, polisin fliddetini kullanarak, son y›llarda fliddetlenen toplumsal muhalefeti ve iflçi s›n›f›n›n mücadelesini ezmektir. Sizlere ça¤r›m›z, Al Mahalla iflçilerinin hakl› taleplerini ve mücadele araçlar›n› (grev, eylem vb.) seçme hakk›n› desteklemenizdir. Biz komünistler, tüm demokratik ve toplumsal güçler olarak uyar›yoruz, bundan sonra polis devleti, genelde tüm iflçi s›n›f›na ve özel olarak da Al Mahalla iflçilerine karfl› çok büyük bir bask› kampanyas› bafllatacakt›r. Bu kayg›lar›m›z, polisin yapm›fl oldu¤u Vandalizm, iflçi önderlerine yönelik yapt›¤› düzmece suçlamalara dayanmaktad›r. Sayg›lar›m›zla. MISIR KOMÜN‹ST PART‹S‹ (*Bu ça¤r›, -Palesthine Blogs- Internet sayfas›ndan, ‹flçi-Köylü için çevrilmifltir.)

(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


İşçi-köylü 13

2-15 Mayıs 2008

Dünya

Filistin halk› tutsaklar›n› sahiplendi Siyonist ‹srail Devleti’nin Filistin halk›na dönük sald›r›lar› sürerken, iflgale karfl› Filistin direnifli de sald›r›lar› karfl› sald›r›larla cevapl›yor. Filistin halk› ayr›ca, Siyonist kuflatman›n bir parças› olarak Gazze’de hüküm süren g›da ve temel ihtiyaç maddeleri yoksunlu¤una, tüm Gazze’yi karanl›kta b›rakacak olan elektrik kesintisi eklense de, direniflte esir düflenleri de unutmuyor. FHKC ve Filistin halk›, 17 Nisan Tutsaklar Günü nedeniyle Khan, Younis, Gazze, Ramallah ve Lübnan’›n çeflitli yerlerinde çok say›da eylem ve etkinlik gerçeklefltirdi. Khan Younis’te yap›lan eyleme çok say›da FHKC üye ve yöneticisi kat›l›rken, FHKC Merkez Komite üyesi Wissam Fakawi taraf›ndan yap›lan aç›klamada, ‹srail hapishanelerinde tutulan Filistinli tutsaklar selamland› ve derhal serbest b›rak›lmalar› talep edildi. Eylemde, bir

delegasyon taraf›ndan K›l›zhaç’a, Filistin milletvekili ve FHKC’nin tutsak Genel Sekreteri Ahmad Sa’adat’a ve di¤er Filistinli tutsaklara ulaflt›r›lmak üzere mesajlar verildi.

saklar›n Filistin tarihinin bir parças› olarak, e¤itim amaçl› okullarda okutulmas› ça¤r›s›nda bulundu. ‹lerici Ö¤renciler Eylem Cephesi de, Al-Tirah Koleji’nde bir etkinlik gerçeklefltirdi.

Eylemlere sendikalar da kat›ld›

fiehit ve tutsak fie ailelerini sahiplenme ça¤r›s› yap›ld›

Genifl çapl› gerçekleflen eylemlere kat›lanlardan biri de, Sa¤l›k ‹flçileri Sendikas›’yd›. Sendika Gazze’de yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, tüm uluslararas› emek örgütlerine aralar›nda sendikac›lar›n ve sendika üyelerinin bulundu¤u tutsaklara ve özgürlük mücadelelerine destek verme ça¤r›s›nda bulundu. Eylemlere destek veren bir di¤er sendika ise, Lise Ö¤rencileri Sendikas› oldu. Sendika, Ramallah’ta gerçekleflen eyleme kat›lan sendika taraf›ndan, tut-

Evrensel Bak›fl Açlar›n devrimi... IMF, DB ve G-7 temsilcilerinin geçti¤imiz günlerde Washington’da gerçeklefltirdikleri toplant›, 1930 Büyük Buhran’›ndan bu yana ortaya ç›kan en büyük ekonomik krizin gölgesinde geçti. Tart›flmalar›n oda¤›nda da do¤al olarak, giderek derinleflen kredi krizi vard›. G-7 temsilcileri ekonomik krize yo¤unlafl›rken, IMF ve DB gibi küresel finans kurulufllar›n›n liderlerinin tüm dikkatleri, giderek artan g›da krizine odaklanm›flt›. Toplant›da bulunanlar› devasa bir açl›k facias› tehlikesine ve bunun getirece¤i politik istikrars›zl›¤a karfl› uyar›yorlard›. G-7’yi oluflturanlardan Japonya, Almanya, ‹ngiltere, ‹talya, Kanada ve Rusya ise, g›da krizinden hiç söz etmiyorlar, dikkatleri “yüksek benzin ve tüketim” fiyatlar›na çekmeye çal›fl›yorlard›. Ancak IMF ve DB temsilcileri, dünya ölçe¤inde büyüyen faciay› gündemlefltirmekte kararl›yd›lar. Çünkü her ikisi de emperyalist güçlerin en önemli araçlar› olan bu kurumlar, tüm dünyada milyonlarca insan›n açl›ktan ölme tehlikesi alt›nda oldu¤unun art›k gizlenemez boyutta oldu¤unu biliyorlard›. As›l korkular› ise, dünyan›n en yoksullar›n›n açl›k isyanlar›n›n, açlar›n devrimini tetiklemesi ve dünyan›n büyük bölümünde rejimleri yerle bir etmesiydi.

Örne¤in, Haiti’de, IMF ve DB toplant› yapt›¤› s›rada gerçekleflen açlar›n isyan›, hükümetin geri çekilmesini getirmiflti. Ve tüm dünyada bundan daha boyutlu ayaklanmalar›n gerçekleflmesi beklentisi giderek büyüyordu. ‹flte IMF ve DB yetkililerini korkutan buydu. Esas korkular› ise, daha çok da bu iki kurumun, emperyalizme ba¤›ml› ülkelere dayatt›¤› ekonomik politikalar›n bir sonucu olan g›da krizinin ortaya ç›kard›¤›, ço¤unlu¤u kendili¤inden geliflen bu açl›k isyanlar›n›n, kontrollerinden iyice ç›karak, örgütlü güce dönüflmesi ve dünya ölçe¤inde s›n›f mücadelelerini tetiklemesi ya da daha da üst boyutlara ç›karmas›yd›. ‹syanlar›n denetimden ç›kmas›na iliflkin kayg› IMF ve DB taraf›ndan yap›lan aç›klamalara da yans›yor, aç›klamalarda “sorunun sadece insani bir sorun olmad›¤›na, bu tür sorunlar›n demokrasiyi de tehdit ederek, savafllara götürebilece¤ine” dikkat çekiliyordu. Uluslararas› toplum, giderek büyüyen, en çok da kad›n ve çocuklar› vuran, her befl saniyede 10 yafl›n alt›nda bir çocu¤un ölümüne neden olan ve dünyada 854 milyon insan› açl›k s›n›r›n›n alt›na getiren bu krizin politik ve güvenlikle ilgili sonuçlar›n› engellemek üzere, acil önlem almaya ça¤r›l›yordu.

Eylemlerden biri de, Gazze’de, AlShawwa Kültür Merkezi’nin önünde gerçeklefltirildi. FHKC Merkez Komitesi üyesi Yousef al-Salibi, burada yapt›¤› konuflmada, aralar›nda Yousef Maraghah (Abu Jamal), Abdelkader Abdelfarim, Rasim Halawa, Ali al-Jaafari, Ibrahim al-Rai, Omar al-Kassim ve Mustafa al-Akkawi’nin bulundu¤u Filistin ulusal hareketi flehitlerini ile tutsaklar›n› and› ve ailelerini sahiplenme ça¤r›s› yapt›.

Hepsinden önemlisi de, emperyalizmin temsilcileri taraf›ndan ayaklanmalar›, çat›flmalar› ve denetlenemez bir istikrars›zl›¤› bar›nd›ran, yeni bir sürece giriyoruz tespitleri yap›l›yordu. Emperyalistler, nas›l bir korkuya kap›ld›klar›n›n çok net bir biçimde d›fla vurmas› olan bu tespitlere paralel olarak, acil “önlemlere” baflvurmaya bafllad›lar. Beyaz Saray ayn› günlerde 200 milyon Dolar g›da yard›m› yapaca¤›n› aç›klad›. Bu miktar, ABD emperyalizminin Irak iflgalinde bir günde harcad›¤› para kadar bile de¤il. Açl›k isyanlar›n›n, her gün yeni ülkeler eklenerek sürdü¤ü bugünlerde, emperyalist cephe de halklara dönük sald›r›lar›n› nas›l ve hangi yöntemlerle art›raca¤›n›n, halklar› nas›l teslim alaca¤›n›n hesaplar›n› yeniden gözden geçiriyor. Askeri sald›rganl›¤›n bafl› ABD emperyalizminin temsilcileri art›k teslim alma yöntemi olarak iflkenceyi resmen onaylad›klar›n›, bu yönlü toplant›lar al›p, sadece iflkenceyi de¤il, hangi “özel” iflkence yöntemlerinin kullan›laca¤›na karar verdiklerini gizlemeye bile gerek duymuyorlar. Askeri sald›rganl›kta ABD emperyalizmi ile yar›flan AB emperyalizmi ise, sadece bu yönlü sald›r›lar›n› de¤il, Avrupa iflçi s›n›f›n›n kazan›lm›fl haklar›na dönük sald›r›lar›n› da art›rm›fl bulunuyor. Bu sald›r›lar kapsam›nda, Avrupa Mahkemesi son dönemde pefl pefle ald›¤› kararlarla, iflçi s›n›f›n›n sermayenin sald›r›lar›n› geri püskürtmedeki en önemli silah› olan grev hakk›n›n önünü

Paraguay

Latin Amerika’da bir "sol" lider daha ABD’nin Latin Amerika’daki son kalelerinden biri olan Paraguay’da düzenlenen devlet baflkanl›¤› seçimlerini, De¤iflim ‹çin Yurtsever ‹ttifak’›n aday›, eski piskopos Fernando Lugo, oylar›n yaklafl›k yüzde 41’ini alarak kazand›. Lugo, Paraguay’a ba¤›ms›zl›k ve egemenlik vaat ediyor. 2.8 milyondan fazla Paraguayl› yeni devlet baflkan›n›, baflkan yard›mc›s›n› ve di¤er ulusal ve yerel yetkilileri seçmek için geçti¤imiz günlerde sand›k bafl›na gitti. Baflta reformistler olmak üzere, birçok kesim taraf›ndan eski bir rahip olan Lugo’ya da Latin Amerika’n›n birçok ülke liderine oldu¤u gibi, “solcu” yak›flt›rmas› yap›l›yor. Yeni “sol” baflkan›n ne kadar “solcu” oldu¤unu ise önümüzdeki süreçte sergileyece¤i pratik gösterecek.

kesmeye, iflçileri ücret tarifelerinin alt›nda, düflük ücretlere mahkum etmeye çal›fl›yor. AB’nin emperyalist karakterini iyice gözler önüne seren, aç›k aç›k mali sermayenin ç›karlar›n› koruyan bu kararlarla birlikte yap›lmaya çal›fl›lan ise esas olarak, Avrupa’daki iflçi-emekçi y›¤›nlar›n›n temel demokratik haklar›n›n ve sosyal kazan›mlar›n›n bütünüyle ortadan kald›r›lmak istenmesidir. Ancak son y›llarda sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n h›z›n› ve dozunu art›ran AB emperyalistleri, bu çabalar› s›ras›nda güçlü direnifllere çarpmay› sürdürüyorlar. Sosyal y›k›m sald›r›lar›na karfl›, sadece Avrupa’da de¤il, tüm emperyalist-kapitalist ülkelerde gerçekleflen bu direnifllere ise bugün art›k, dünyay› kas›p kavuran ve emperyalist-kapitalist sistemin çöküflünün bir ifadesi olan, açl›k isyanlar› efllik ediyor. Birbirinden ilham alarak yükselen isyan ve direnifllerin, emperyalistlerin bafll›ca korkusu olan örgütlü güce dönüflmesi, sistemi sürdürülemez hale getirmesi ise kaç›n›lmaz gibi görünüyor. Birçok ülkede kendili¤inden bafllayan, k›sa süre sonra örgütlü hale gelen açl›k isyanlar›n›n say›s› ise giderek art›yor. Bu isyanlar birçok ülkede, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n ekonomik ve demokratik taleplerle gerçeklefltirdi¤i grev vb. direnifllerle bütünleflmifl bulunuyor. Bunun da ötesinde bu isyanlar ço¤u yerde, do¤rudan ülkelerindeki rejimi hedef alan bir siyasi içeri¤e bürünüyor. Bu da emperyalistlerin özellikle de tespitlerinde ne kadar “hakl›” olduklar›n› gösteriyor. Evet, açl›k isyanlar› açlar›n devrimini tetikliyor!


Enternasyonal

İşçi-köylü 14

2-15 Mayıs 2008

Nepal’de seçim sonuçlar› netlefl fltti

Devrim hala devam ediyor. Seçimler devrimimizin bir parças›yd›lar. Devrim sadece silahl› mücadele de¤ildir. Devrim, toplumsal-ekonomik yap›n›n h›zl› ve radikal bir flekilde de¤iflmesidir, bu silahl› da silahs›z da olabilir. Bu seçimler, feodal monarflinin y›k›lmas› için devrimin bir parças›n› teflkil ediyordu. E¤er Halk Savafl›’n› bafllat›p devleti zay›flamam›fl ve halk› güçlendirmeseydik, monarflinin y›k›lma koflullar› tek bafl›na seçimlerle oluflmazd›. Sonuçta, seçimlere kat›lmak için silahlar› terk etti¤imiz do¤ru de¤ildir. Bu devrimde silahlar› da, seçimleri de kulland›k. Ne sadece silahlarla ne de sadece seçimlerle kazanamazs›n›z. Devrimimiz (Burjuva Demokratik Devrim kast ediliyor çn.) bu eflsiz biçimiyle tamamland›.

Nepal’de seçim sonuçlar›n›n aç›klanmas›yla birlikte NKP (Maoist)’in zaferi daha belirgin flekilde ortaya ç›kt›. Karma sistemin uyguland›¤› seçimlerde nispi sistemin sonucunda oylar›n % 30’unu alan NKP (Maoist) bu oy oran› ile nispi sistemle seçilen 335 koltu¤un 100’ünü kazand›. ‹kinci s›radaki Nepal Kongresi (NK) % 21 ile 73 koltuk, UML ise % 20 ile 70 koltuk elde edebildi. Güney Nepal’de yaflayan Madhasi halk›n›n ulusal 2 partisinden biri 22, di¤eri ise 11 koltuk ald›. Çok say›da parti ise 1’er parlamenter ile Kurucu Meclis’te temsil edilecek. Kurucu Meclis’in 240 koltu¤u ise her bölgeden aday olanlardan en çok oyu alanlar taraf›ndan paylafl›ld›. Buna göre NKP (Maoist) 120, NK 37, UML ise 33 koltuk kazand›. Buna göre seçilen 575 parlamenterin 220’si NKP (Maoist) üyesi parlamenterlerden oluflmaktad›r. Kurucu Meclis için 26 üye de yeni Bakanlar Kurulu taraf›ndan ülkenin önde gelen ayd›nlar› ve kanaat önderleri aras›ndan seçilecek. Seçimlerin ard›ndan aç›klama yapan NKP (Maoist) önderlerinden Gajurel yeni hükümetin Maoistlerin önderli¤inde kurulaca¤›n› ve temel bakanl›klar›n NKP (Maoist) üyelerinden oluflaca¤›n› belirtti. Yeni hükümetin geçici anayasa taraf›ndan belirlenen prosedüre uygun olarak kurulaca¤›n› belirten Gajurel daha önceki anlaflmalar›n devam›n›n sa¤lanmas›

aç›s›ndan tüm partilerin kat›laca¤› bir koalisyon hükümetinden yana olduklar›n› vurgulad› ve tüm partilere hükümete kat›lma ça¤r›s›nda bulundu. NKP (Maoist) Merkez Komitesi de yapt›¤› toplant›da tüm partilerin hükümete Maoistlerin önderli¤i alt›nda kat›lmas›n› savunduklar›n› ve yeni hükümeti 1 ay içinde kurmay› planlad›klar›n› duyurdular. NKP (Maoist) önderlerinden Sharma da 23 May›s’ta hükümetin kurulaca¤›n› ve Kurucu Meclis’in ilk oturumunun toplanaca¤›n› planlad›klar›n› aç›klad›. Sharma ayr›ca daha öncesinde Prachanda’n›n yapt›¤› ça¤r›ya benzer flekilde krala saray› sorun ç›karmadan, kan dökmekten terk etme ça¤r›s›nda bulundu. NKP (Maoist) önderlerinden Dev Gurung da yapt›¤› aç›klamada Nepal halk›n›n de¤iflim için oy verdi¤ini, devletin geleneksel, üniter, merkezi, feodalmonarflik sistemden cumhuriyetçi, kat›l›mc› ve federal-demokratik bir sisteme dönüfltürülece¤ini vurgulad›. Seçim zaferinin ard›ndan partilerle görüflen Prachanda, ülkedeki diplomatlarla ve ifl çevreleriyle de görüflmeler yapt›. Ticaret Odas›’ndaki toplant›da Prachanda hükümetin ekonomi politikas›n› belirlerken sanayicilerin görüfllerini de alacaklar›n›, özel sektörle çal›flmaya haz›r olduklar›n› aç›klad›. NKP (Maoist)’in seçim zaferinin ard›ndan aç›klama yapan Hindistanl› yetkililer Maoistlerin önderli¤indeki hükümete koflulsuz destek vereceklerini belirtirken

Hindistan medyas› bu zaferin ülke içindeki Maoist isyan› tetikleyece¤i uyar›s›nda bulunuyor. Bununla birlikte, Hindistan’daki çok say›da revizyonist, gerici partinin HKP (Maoist)’e yönelik Nepal’den ders ç›karma ve silahlar› b›rak›p seçimlere kat›lma ça¤r›s› yapmas› üzerine sert bir aç›klama yapan Hindistanl› Maoistler partilerinin silahl› devrimden vazgeçmesinin mümkün olmayaca¤›n› vurgulad›lar. HKP (Maoist) MK üyesi Srinivas yapt›¤› aç›klamada Nepal’deki Maoistlerin örne¤ini takip etmeyeceklerini ve seçimlere kat›lmayacaklar›n›, iktidar› silahl› mücadele yoluyla ele geçireceklerini belirtti. Yeni hükümet üzerine tart›flmalar›n bafllamas›na paralel seçimlerden bozgunla ayr›lan gerici partiler de ülkenin ileriye do¤ru gidiflini engellemek için çabalar›n› s›klaflt›rd›lar. Geçici hükümetin baflbakan› Koirala, Nepal Ordusunun generalleriyle buluflmas›n›n sonras›nda NK Baflkan Yard›mc›s› Shrestha’n›n Maoistler silahlar› b›rakmadan hükümetin önderli¤ini NKP (Maoist)’e b›rakmayacaklar› aç›klamas› yeni hükümetin kuruluflunda ciddi s›k›nt›larla karfl›lafl›laca¤›n› göstermektedir. Ayr›ca Terai’deki ulusal partilerin daha öncesinde NKP (Maoist)’in reddetti¤i belirli taleplerin kabul edilmesi halinde yeni hükümete destek vereceklerini aksi takdirde isyan edeceklerini duyurmalar› da tansiyonun yükselmesine sebep olmaktad›r.

aj Baburam Batara› ile röport Son on y›lda çarp›flmalardan dolay› yap› çok de¤iflti. Haklar›ndan yoksun b›rak›lm›fl ve s›n›rland›r›lm›fl Dalitler ve kad›nlar, büyük ac›lar çektiler ve flehirlerde yaflayan insanlar›n, bu ac›lar›n ne kadar büyük oldu¤unu anlayamazd›.

Seçimler devrimimizin bir parças›yd›* - Gorka köyünden bafllayan yaflam›n›z›n bu noktaya kadar ulaflmas› sonunda neler hissediyorsunuz? - Al›fl›ld›k bir köylü ailesinde do¤maktan kaynaklanan derin bir sorumluluk duygusu içindeyim. Annem okuma ve

yazma bilmiyor, babam ise çiftçi. Çocukken, hayvanlar› güder ve tarlada yard›m ederdim. Ortaokula gitti¤im zaman ise su tafl›y›p, yemek yapmal›yd›m. Bunlar› anlatmak ve di¤er yandan da iyi bir okula giderek e¤itim almak bir bak›ma çelikli ve çar-

p›c›d›r. Ancak flu an bulundu¤umuz bu yerde, ulusal öneme sahip sorunlar› çözmemiz gerekiyor. Çok fazla beklenti var, yap›lmas› gereken çok fley ve çok az zaman›m›z ve kredimiz var. Ne kadar›n› baflar›p baflaramayaca¤›m›z noktas›nda s›-


2-15 Mayıs 2008 k›nt›lar oluflmakta. Çok a¤›r geceler geçiriyoruz, sabah 3’te uyan›yor ve bir daha uyuyam›yoruz. - Kader duygunuz oldu mu? Yani bu noktaya varmak istemeniz noktas›nda? - Hay›r olmad›. Sizler flehirde do¤up büyüdünüz fakat benimki gibi bir köyden burada bulundu¤um yere var›labilece¤i tahmin bile edilemez. Eflimin de çevresi farkl›d›r, k›z›m›zla köyümüze gitti¤imiz zaman, karfl›laflt›klar› flartlar tuhaflar›na gitmekte. E¤er e¤itim alma imkan›m olmasayd›, hala orada olacakt›m. Köyümde ayr›mc›l›¤›, yoksullu¤u ve çeliflkileri görmek beni pek çok defa duygusal olarak etkilemifltir. Erken yafllarda ne yap›lmas› gerekti¤i ile ilgilendim. Bu durum, üniversitede mimarl›k bölümünü bitirip doktora yapmaya bafllad›¤›mda ve sorunlar› Marksist gözden araflt›rmaya bafllad›¤›mda daha da somutlaflt›. Marks, ihtiyaçlar›n ve f›rsatlar›n birlikteli¤inin her zaman varoldu¤unu söyler. Yoksullu¤un ve toplumun sosyal koflullar›n› kavrad›m. Feodal Monarflinin y›k›lmas› gerekti¤ini biliyordum. Ancak, bunun nas›l olaca¤›n›, nas›l uygulanaca¤›n› ve sahneye ç›k›p kimin önderlik edece¤ini bilmiyordum. - Bu hafta, sonuçlar ortaya ç›kmaya bafllay›nca sürpriz yaflamad›n›z m›? - Hay›r. Sizler bas›n›n içindesiniz ve analizler yap›yorsunuz, acaba k›rsaldaki gerçeklikle ilgili bir öngörünüz yok muydu? Son on y›lda çarp›flmalardan dolay› yap› çok de¤iflti. Haklar›ndan yoksun b›rak›lm›fl ve s›n›rland›r›lm›fl Dalitler ve kad›nlar, büyük ac›lar çektiler ve flehirlerde yaflayan insanlar bu ac›lar›n ne kadar büyük oldu¤unu anlayamazd›. Maocular›n terör ve ölüm saçt›klar› anlat›l›yordu, fakat bizler ülke içinde neler oldu¤unu anl›yorduk. Golpa’dan, Rolpa’ya gidip geliyorduk. Halk›n de¤iflim istedi¤ine inan›yorduk ve bizlerin onlara önderlik etmemize izin verece¤ini biliyorduk. En büyük parti olaca¤›m›z› biliyorduk fakat ne kadar milletvekilli¤i alaca¤›m›z› bilmiyorduk. Bas›n›n bize karfl› ç›k›fl› bizi flafl›rt›yordu. fiehirlerdeki elit tabaka ve orta s›n›f flok yaflad›, çünkü köylerde neler oldu¤unu kavram›yorlard›. Hepsi yanl›fl anl›yordu. Son haftada diplomatik çevrelerle görüflmelerimiz oldu ve bizlere istihbaratlar›nda zaafiyet oldu¤unu belirttiler. Biz savaflan insanlar için, bir dakikal›k veya bir metrelik hatta ölüm kal›m meselesidir. Bunun için üyelerimize seçimler için somut analizler yapmalar›n› söyledik. Gerçek anlamda bask› alt›nda olan Tmang ve Tatu gruplar› kitlesel olarak bizlere oy verdiler. Tamang bölgesinde, 27 sandalyeden 24’ünü, Taruvan’da ise 22 sandalyeden 20’sini kazand›k. Seçilen 24 kad›ndan 20’si Maocudur. Ve dahas› flehirlerdeki

İşçi-köylü 15 orta s›n›f›n (son anlarda karar verirler) % 20-30’u bizi destekledi. - Nepal halk› bedel ödeyecekse, devrim neye yarad›? - Devrim hala devam ediyor. Seçimler devrimimizin bir parças›yd›lar. Devrim sadece silahl› mücadele de¤ildir. Devrim, toplumsal-ekonomik yap›n›n h›zl› ve radikal bir flekilde de¤iflmesidir, bu silahl› da silahs›z da olabilir. Bu seçimler, feodal monarflinin y›k›lmas› için devrimin bir parças›n› teflkil ediyordu. E¤er Halk Savafl›’n› bafllat›p devleti zay›flatmam›fl ve halk› güçlendirmeseydik, monarflinin y›k›lma koflullar› tek bafl›na seçimlerle oluflmazd›. Sonuçta, seçimlere kat›lmak için silahlar› terk etti¤imiz do¤ru de¤ildir. Bu devrimde silahlar› da, seçimleri de kulland›k. Ne sadece silahlarla ne de sadece seçimlerle kazanamazs›n›z. Devrimimiz (Burjuva Demokratik Devrim kast ediliyor çn.) bu eflsiz biçimiyle tamamland›. - Dikkatinizi ne zaman ekonomiye çevireceksiniz? - Hedefimiz ekonomik kalk›nmad›r. Ekonomik devrimde baflar›ya ulaflmak için, öncelikle yeni bir anayasa düzenleyerek politik devrimde baflar›l› olmal›y›z. Acil yard›m›n yap›lmas› zorunluluktur. Savafl ma¤durlar›, enflasyondan ve yolsuzluktan dolay› s›k›nt› çekenler var. Bu sorunlara derhal müdahale edilmesi gerekir. Fakat ayn› zamanda, yeni bir ekonominin oluflturulmas› için yap›sal de¤iflim zemininin de yarat›lmas› gerekir. - Bu hedeflerinize iki y›l içinde ulaflabilir misiniz? Enflasyonla nas›l mücadele edeceksiniz? - E¤er yap›sal de¤iflimleri gerçeklefltiremezsek, görüntüsel müdahalelerin faydas› olmayacakt›r. K›sa vadede sorunun çözülmesi için yard›mlar ve sübvansiyonlar verilebilir fakat ülke nüfusunun 2/3’ünün tar›ma ba¤l› olmas›ndan kaynakl› ekonomik krizin köklerine inilmelidir. Bu, ekonomik kalk›nmay› sa¤lamayacakt›r. Ekonominin bütününde de¤iflime ihtiyaç vard›r. ‹kincisi, yeni istihdam alanlar› yarat›lmal›d›r. Bunun için de, hidroelektrik, turizm alanlar›nda verimli

sonuçlar al›nabilmesi için yat›r›mlara ihtiyaç duyulmakta. Bunlar uzun vadeli kalk›nman›n zeminini yaratacakt›r. - Seçim bildirgenizde tar›m reformundan bahsedilmekte. Nas›l bir tar›m reformudur bu? - Basitçe, topra¤›n üretenlere verilmesidir. Da¤lardaki alanlarda arazi sahipleri zaten üretiyorlar fakat ovalarda ve düzlüklerde pek çok toprak a¤as› gitmifl durumda ve üretim düflük düzeyde. Topra¤›n yeniden paylafl›m› ve üretim araçlar›n›n modernize edilmesi gerekiyor. - Fakat, Mao’nun kolektiflefltirmesi, Sovyetler Birli¤i’nin Kolhozlar› y›k›ma ve k›tl›¤a yol açt›. Bu s›namalara dayanabilecek misiniz? - Burada abart›l›yor. Çin’de ve Rusya’da kimi sorunlar olmufl olabilir fakat ü ç ü n c ü dünya ülkelerinde çal›flt›. E¤er Çin ve Rusya feodal yap›lar›n› y › k m a m › fl olsalard› flimdiki ekonomik kalk›nmalar›n› gerçeklefltiremezlerdi. Feodalizme son vermek istedi¤imiz söyledi¤imizde, özel mülkiyete son vermeyi kast etmiyoruz. Bizim dilimizde ekonomik kalk›nma, burjuva demokrasisi demektir. Baflka ifadeyle, kolektiflefltirme, toplumsallaflt›rma, millilefltirme bugünkü gündemimiz de¤ildir. Söylemek istedi¤imiz, bizim gibi zay›f ve geri kalm›fl bir ülkede devlet, düzenleyici ve kolaylaflt›r›c› bir rol oynamal›d›r. Para ve vergi politikalar› olmaks›z›n, yabanc› ç›karlar egemen rol oynayabilirler. Bundand›r ki, devlet, özel yerli sermayeyi ve serbest pazar› korumal›d›r. - Sermaye çevreleri, Maocular›n zaferinden dolay› çok da rahat hissetmemekteler. Bunlar› rahatlatmak için söyleyece¤iniz bir fleyler var m›? - Herkese, Maocular geldiklerinde (hükümete) yat›r›m havas›n›n daha esnek olaca¤› güvencesini vermek istiyoruz. Bununla ilgili anlaflmazl›klara neden yoktur. Koflullar›m›za iliflkin bas›ndaki bilgiler –sermayenin kaç›fl›na iliflkin-

Enternasyonal yanl›flt›r, böyle bir fley olmamal›. Di¤er yandan ise, politik istikrar sa¤land›¤› takdirde, giriflimcilik daha da geliflecektir. Ekonomik kalk›nma gündemimizin di¤er konusu ise yerli sermayeyi ve gelirleri harekete geçirerek özel yabanc› sermayeyi yat›r›mlar için ülkemize davet etmektir. fiu an zaten Nepal’de bulunan yabanc› sermayeye, giriflim ortam›n›n daha iyi olmas› için onlar› kabul edip ortak çal›flma yapaca¤›m›z noktas›nda güvence vermek istiyoruz. - S›ra, sözlerin yerine getirilmesine geldi. Büyük beklentiler var. - Bu gerçektir. Fakat as›l olan ulusal birli¤in korunmas›d›r. Politik rekabet olsa da, bundan sonraki 10-15 y›l için minimum ortak bir programda anlafl›p iflbirli¤i yapmal›y›z. Bu, bizlere siyasi istikrar getirecek, ulusal gelirlerimizi daha verimli kullanma imkan› sa¤layacak, yat›r›mlar›n olmas›n› ve yoksulluktan kurtulmam›z› sa¤layacakt›r. E¤er bunu k›sa zaman içinde baflarabilirsek, bu insanlar›n sab›rl› olmalar›n› ve devam›nda kalk›nman›n ilerlemesi için zemin sunacakt›r. - Bütün bunlar çok kritik bir noktada odaklanmakta. Çok büyük beklenti ve umutlar var. Halk›n acil de¤iflimler görmeye ihtiyac› var. - ‹lk olarak yapmak istedi¤imiz, yolsuzlu¤u ve ulusal gelirlerin baflka noktalara s›zmas›n› önlemek. Bu, tek bafl›na fazlas›yla halka yard›m edecektir. Marks’›n dedi¤i gibi “e¤er bütün insanlar kulübelerde yaflasayd› herkes memnun olurdu”. E¤er birisi kulübeler içinde bir köy infla ediyorsa o zaman beklentiler de olacakt›r. Halk›n temel ihtiyaçlar›n› yerine getirmemiz gerekiyor, bu bizim için önceliklidir. Ekonomik program›m›z, çal›flma alanlar›n›n yarat›lmas›n› içermekte. Alt yap›n›n oluflturulmas› gibi. Bu hem istihdam yarat›rken ayn› zamanda da ifl yap›lmakta. Çin ve Hindistan aras›nda bulunmam›z gerçe¤ini de¤erlendirmemiz gerekiyor. Bu iki ülke yükselen süper güçlerdir ve bizler de bunlar›n aras›nda bulunmaktay›z. Önceleri bizleri, tarafs›z, küçük bir ülke olarak görüyorlard›. fiimdi ise, onlar›n aras›nda canl› bir köprü olmal› ve karfl›laflt›rmal› üstünlüklerinden faydalanmal›y›z. *Dr. Bamburam Bharattai NKP(M)’in Siyasi Büro üyesidir. 2. Seçim bölgesinde rakibini aç›k farkla yenerek seçildi. Röportaj “Nepali Times” gazetesine verildi ve www.nepalitimes.com adresinde 16 Nisan 08 tarihinde yay›mland›. Türkçe’ye çevirisi YKP (M-L)’ in 19 Nisan 08 tarihli, “Proletarya Bayra¤›” gazetesinden yap›lm›flt›r. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


İşçi-köylü 16

Politik gündem

2-15 Mayıs 2008

Kapitalizmin gündemi kriz... Son zamanlarda dünya ekonomik krizi hakk›nda fazlas›yla yaz› yaz›ld›, tart›flma yap›ld›. Kuflkusuz bunlar›n büyük ço¤unlu¤u emperyalizmin, onun uzant›s› sistemlerin müptelas› “ayd›nlar”›n saçmal›klar›yla doluydu. Ancak gene de konu krizdi! Son dönem yaz›lar›, tart›flmalar› ciddi de¤iflimler içeriyor. Bundan k›sa bir süre önceye kadar “ayakta kalmay› baflarm›fl” tek tük “iyimser” de art›k dizlerinin üstüne çökmüfl durumda! ‹natla “piyasan›n kendi kendini düzeltebilece¤ini” savunma gafletine düflen bu aymazlar›n kaç›n›lmaz olana karfl› bu direniflleri, gerçekte vazifeleri gere¤iydi. Zira onlar prof, doktor olsalar da flimdiki “müflkül” durumlar›ndan kesinlikle rahats›z de¤ildirler. fieytan›n bu çirkin avukatlar›, dizleri üzerine çöktükleri halde suratlar›ndan riya eksik

dir… Zaten öyle de oluyor. Ne oldu beyler?

Düzen tersine mi döndü? Devletin s›n›flar üstü oldu¤u ve ekonomiye dair bir kategori olarak de¤erlendirilmemesi gerekti¤i iddialar› terk edildi. Özellefltirmenin teorik temeli, tuzla buz oldu. Ama Türkiye’de halen özellefltirmeyi sosyalizme karfl› savafl biçiminde lanse eden flarlatanlar var. Piyasa kendi kendini düzeltemez; bozuldu¤u durumda devlete ihtiyaç duyulur; bu durumda müdahale “haks›z rekabet” olarak kabul edilmez! Devletin ekonomiye müdahalesi sosyalizm kal›nt›s› de¤ildir, akl›n gere¤idir… Bu gibi “yeni” tezleri savunmak

“devlete ihtiyaç duymad›¤›” durumda sömürü ve talan›n s›n›rland›r›lmaks›z›n hüküm sürmesine devletler izin vermifltir. fiimdi büyük tekeller çarklar›n› döndüremez duruma geldiklerinde ise devlet müdahaleye ça¤r›lmaktad›r. fiimdiye kadar devletin piyasaya müdahalesini, ekonomik kurumlar›n ve süreçlerin “kamuya” ait olmas›n›, sosyalizmin kal›nt›s› propagandalar›n› de¤ifltirecekler. Ülkemizde de bir avuç kompradorun, bürokrat burjuvan›n sömürü arac› olan Kamu ‹ktisadi Teflebbüslerinin sosyalist zihniyetin ürünü oldu¤u, gerili¤in, geliflmemiflli¤in nedeninin de bu oldu¤u propaganda edildi. Sosyalizmle hiç alakas› olmayan bu kurulufllar›n yabanc› sermayeye, özel teflebbüse peflkefl çekilmesine zemin sunmay› amaçlayan bu i¤renç ve riyakâr propaganda günümüz krizinden ç›kan sonuçla

fiimdiye kadar ekonomik kalk›nman›n önündeki engellerin özellefltirmeyle kald›r›lmas›ndan ve yabanc› sermayenin topyekün ülkeyi istila etmesinden büyük sevinç ve k›vanç duyanlar, bundan sonra efendileri Bush’un mali piyasaya devletin müdahalesini onaylamas›yla beraber görüfllerini savunmakta zorlanmaya bafllayacaklard›r. olmamaktad›r. Bu aymazlar tak›m›n›n patronu kabul edebilece¤imiz IMF, art›k iyimser davranman›n gere¤inin kalmad›¤›n› nihayet aç›klad› ve tüm büyüme tahminlerini bir kez daha geri çekti. Krizin varl›¤›na dikkat çekti, uzun sürece¤ine de¤indi ve aymazlar tak›m›n› -“müflkül” halde- yeni görevleri konusunda bilgilendirmifl oldu. Art›k devletlerin piyasaya müdahalesi bir gereklilik olmufltur. Piyasan›n kendi kendini düzeltebilece¤i tezinden gayri vazgeçilmelidir. Büyük finans kurumlar› kurtar›lmal›, kredi musluklar›n›n akmas› için devlet teflvik edici olmal›d›r vs. fiimdi devletler, piyasaya müdahale politikalar›yla de¤erlendirilmelidir. ABD Baflkan› ve hükümeti sadece d›fl politikalardaki hatalar›yla de¤il, ayn› zamanda ve hatta daha çok ekonomi politikalar›yla, mali piyasaya müdahalesiyle de¤erlendirilmeli, elefltirilmeli-

art›k diz üstüne çökmüfl haldeki ne idü¤ü belli prof ve doktorlar›n yeni vazifesidir. Kapitalizmin kaç›n›lmaz krizi, devleti yeni görevlerine göre yeniden düzenlemeye mecbur ederken sosyalizme yap›lan sald›r›lara sessiz kalmak bizi huzursuz etmektedir. Devletin tam da ekonominin bir gere¤i olarak infla oldu¤u ve egemen s›n›f veya s›n›flar›n egemenlik arac› oldu¤u gerçe¤inin alt›n› daima çizdik. Tam da böyle oldu¤undan kapitalistler devletin ba¤›ms›zl›¤›ndan, s›n›flar üstü oldu¤undan bahisle ellerindeki bu sömürü arac›n› onu örgütleyerek kullanmay› seçtiler. Dünyadaki tüm devletleri mevcut rejimleri her fleyden önce egemenlikleri alt›ndaki halka karfl› korumakla yükümlüdür. Hiçbir devlet tüm ülke insanlar›n›n, vatandafllar›n arzusuna, ç›kar›na göre düzenlenmemifltir. O nedenle henüz piyasan›n

beraber tersine dönecek. Bu kez Keynes, bir peygamber olarak yeniden yeryüzüne indirilecek ve devlet “kamu” ad›na yaralar› sarmay› üstlenecek, a¤›r yükleri tafl›yacak. Geçmiflte yafland›¤› gibi, elbette ad›na “sosyalizm” denmeden! fiimdiye kadar ekonomik kalk›nman›n önündeki engellerin özellefltirmeyle kald›r›lmas›ndan ve yabanc› sermayenin topyekün ülkeyi istila etmesinden büyük sevinç ve k›vanç duyanlar, bundan sonra efendileri Bush’un mali piyasaya devletin müdahalesini onaylamas›yla beraber görüfllerini savunmakta zorlanmaya bafllayacaklard›r. Geçen y›llar dünyada likiditenin görece bol oldu¤u ve borç sarmal›nda talan çark›n›n dönebildi¤i y›llard›. Ülkeden sermaye transferinin gerçekleflmesini sa¤layan güçlü para ak›fl›n›n sonu gelmifltir. Ülkede özellefltirilecek “teflebbüs” epey azalm›fl ve bu sayede sa¤lanan paran›n, do-

lay›s›yla bütçe denkli¤inin de gerçekleflmesi hiç mümkün gözükmemektedir. Tar›m›n tasfiyesini içeren politikalar sayesinde d›fl güçlere, dev tekellere ba¤›ml›l›¤›n had safhaya ulaflt›¤› yerde geçen y›llardan daha beter bir gelecek önümüzde durmaktad›r. Belirtti¤imiz gibi bugün ve bundan sonra devletler ekonomiye müdahaledeki yetenekleriyle de¤erlendirilecekti. Güya ekonomi d›fl› bir kategori addedilen devlet, burjuvazinin talebi gere¤i sorumluluk yüklenmektedir. ABD Baflkan› G. W. Bush ve bu sorumlulu¤u nihayet omuzlamakla birçok finans kurumunu rahatlatt›… Art›k müdahalenin gere¤i kabul edildi. Bundan sonra bunun derecesi ve baflar›s› üzerinde durulacak! ABD’de tart›flmalar flimdiden Merkez Bankas›’n›n yetkilerinin geniflletilmesine kayd›r›lm›fl durumda. Kimse bu yetkilerin varl›¤›n› sorun etmiyor, ancak baflar›s›zl›k olas›l›¤›n›n yaratt›¤› tedirginlik herkesin içini kabartan sorun yuma¤›d›r. Merkez Bankas›’n›n yetkilerinin artmas›/art›r›lmas› asl›nda derinleflmekte olan krizin engellenmesini de¤il, yaflanacak hasar›n s›n›rl› kalmas›n›, daha do¤rusu belli kesimlerin bu süreçten daha az hasarl› ve hatta kârl› ç›kmas›n› amaçlamaktad›r. Devletin ald›¤› önlemler ve Merkez Bankas›’na bu kapsamda verilen yetkiler yoksullar›n ve orta tabakan›n esas›n›n de¤il, bunlar üzerindeki asalaklar›n iflas›n› engellemek için belirleniyor. Çünkü onlara göre ancak dev tekellerin, finans kurumlar›n›n iflaslar› engellenirse, azalt›l›rsa krizin hasar› azalt›lm›fl olacakt›r. Ellerindeki tüm tasarrufu flimdiden yitirmifl olanlar hiçbir yard›m görmezken büyük flirketler iflastan kurtar›lmaktad›r. Yoksullar gündeme geldi¤inde piyasaya müdahalenin “haks›z rekabet” olaca¤› teranesi okunmakta ve ahlakl› olman›n gere¤i savunulmakta, dev kurumlar gündeme geldi¤inde ise krize önlem al›nmakta! Oysa devlet herkesin devletiydi, de¤il mi?! Bu durumda yoksullar›n ve yoksullaflmakta olanlar›n kriz süreçlerinde “kaybeden”, daha do¤rusu “kaybettirilen”ler oldu¤unu söylemeliyiz. Kaybettirme apaç›k, do¤rudan uygulanmaktad›r. O “demokrasi” yöntemiyle infla edildi¤i ve tüm toplumun ç›karlar›n› düflünerek hareket etti¤i söylenen, iddia edilen DEVLET eliyle!

Ahlak da ideolojik ve s›n›fsal bir kavramd›r En son Bear Stearns, Merthorn Rock gibi bankalar›n kurtar›ld›¤›na tan›k olduk. Bu dev finans kurumlar›n›n kurtar›lmas› ekonomi için olmazsa olmaz kabul ediliyor. Ekonominin sahiplerinin, devletin ki-


İşçi-köylü 17

2-15 Mayıs 2008 min/kimlerin egemenlik arac› oldu¤unu düflündü¤ümüzde bu durum flüphesiz gerçektir; bu ekonominin gere¤i budur! Hâlihaz›rda Türkiye’de SSGSS yasas›n›n savunulmas›nda ortaya konan tezler de bunun ayn›d›r. Patrona destek olunmal› ki fabrika kurtulsun; iflçiler de o sayede kurtar›lm›fl olur zaten! Anlay›fl bundan ibarettir. Ne var ki bu zihniyetin uygulay›c›lar› ideolojiyi ça¤d›fl› ilan etmifllerdi, de¤il mi? fiimdi ise, neredeyse her seferinde s›n›fsal ayr›mlarla hareket ediyorlar. Ahlak, yoksullar karfl›s›nda baflka, Bearn Stearns karfl›s›nda baflka hallere bürünüyor! Zira bu dönemde ellerindeki tüm tasarrufu kaybeden yoksullara s›ra geldi¤inde “kurtarma”n›n ahlaki olmayaca¤› söylenirken dev flirketler “zorunlu” olarak kurtar›lmaktad›r. Halen ideolojik davranman›n ça¤d›fl› oldu¤unu iddia edenlerin ne tür sahtekârl›k yapt›klar› san›r›z kuflkusuz bir biçimde a盤a ç›kmaktad›r. Bunlar sadece proletarya ideolojisinin, ezilenlere kurtulufl perspektifi sunan ideolojinin, devrimci ideolojinin bitti¤ini iddia ediyorlar. Burjuva ideolojisini ise “sapasa¤lam” aya¤a dikiyorlar. Ancak bir fley, yok say›larak yok olmaz! ‹deoloji halen insanlara yön veren kategoridir. ABD Baflkan› ve flürekâs› ve de onlarla hareket edenler iflgallerle bunun do¤rulu¤unu apaç›k ortaya koydular. Ama iflgal, baflka ülkelerin halklar›yla savafl› getirdi¤inden birçok fley gibi burjuva-proleter ideolojik çat›flmas› da görmezden gelinebildi. fiimdi ise ekonomik kriz ABD içerisinde ideolojik çat›flmay› gündeme getirmektedir. ‹deolojik sald›r›ya maruz kalanlar bu kez apaç›k ABD halk›d›r… Bugün Türkiye’de uygulanan her politikan›n tüm “Türk toplumu”nun ç›kar›na göre uyguland›¤›n›, s›n›f ayr›m› gözetilmedi¤ini iddia edenlerin ve bunun bir devam› olarak hemen her durumda (Tuzla tersanesindeki oturma eylemi, SSGSS karfl›t› grev karar›…) halk›n ç›karlar›n› esas alanlar› farkl› düflünenleri “ideolojik yaklafl›yorlar” diyerek mahkûm etmeye yeltenenlerin gerçekte neye çal›flt›klar›n› anlamak için de¤indi¤imiz durum iyi bir örnektir. Bush da finans kurumlar›n› kurtar›rken ve yoksullara s›rt›n› dönerken ahlaktan, ideolojik davranmamaktan söz ediyor Erdo¤an da! Köylülerin üretemez hale geldi¤i, iflsizli¤in yükseliflini sürdürdü¤ü, borçlular›n borçlar›n› ödeyemez hale geldi¤i durumda mevcut devletler ahlaktan, piyasa ekonomisinden söz ededuruyorlar… Ancak büyük finans kurumlar›n›n kurtar›lmas›, desteklenmesi, önlerinin yasalarla aç›lmas›, çeflitli yükümlülüklerden ar›nd›r›lmalar› gere¤i olufltu¤unda “toplumsal ç›karlar” ve devletin koruyucu, düzenleyici, denetleyici hükümlülükleri an›msanm›yor! Demek ki krizler perdelenen gerçeklerin gizlenemez hale gelmesine neden oldu¤unda ahlaki de¤erler de yerle bir oluyor. “Ça¤›n gerisinde kalm›fl” ideolojik davran›fllar nüksediyor! Bu tabi durum kriz hakk›nda yaz›l›r, tar-

t›fl›l›rken de a盤a ç›kmaktad›r. Türlü manipülasyonlar yap›lmaktad›r…

Krizin gerçek nedeni gizleniyor Yaflanan kriz hakk›nda çeflitli otoritelerin türlü iddialar› var. Ç›karlar›ndan baflka bir fley düflünmeyen iflbilmez yöneticilerden, yeni ekonomi argümanlar›n›n henüz yeterince kavranamam›fl olmas›n›n neden oldu¤u aksakl›klardan, kimi devletlerin gerekti¤i kadar çal›flmad›¤›ndan, düzenlemelerin gecikmesinden, paran›n denetiminin sa¤lanmamas›ndan dolay› çok fazla boflluk olufltu¤undan vs. bahsediliyor. Her kriz onun özü hakk›nda, dolay›s›yla kapitalizmin çeliflkisi üzerinde durulmadan anlat›lmak istenir. fiimdi de öyle. Yak›n zamanda Türkiye’de büyümenin yavafllamas›n› tar›mdaki gerilemeye, bunu da kurakl›k sorununa ba¤layanlar›n da yapt›klar› ayn› fleydir. Meseleyi gerçekli¤inden, özünden uzaklaflt›rmaya çal›fl›yorlar. Ayn› durumu Türkiye Merkez Bankas›’n›n enflasyonun bir türlü hedefe yönelmemesi halinde yapt›¤› aç›klamalarda da görüyoruz. Çeflitli büyük otoriteler önce krizin varl›¤›n› tart›flt›lar. Ço¤unlu¤un inkâr etti¤i kriz derinlefltikçe bu kez derecesi gündeme geldi ve yer yer yaflanan sars›nt›larda da flirketlerin ve hatta yönetici veya çal›flanlar›n›n yeteneksizlikleri! Piyasan›n kendi kendini düzeltece¤i beklentileri yerini bulmad›kça tedirginlik artt›. Nihayet devletin devlet müdahalesinin gereklili¤inden, her fleyin piyasaya b›rak›lmas›n›n do¤ru olmad›¤›ndan söz ediyor ço¤u. Oysa bu ne

kadar söylenmek istenmese de kapitalizmin kaç›n›lmaz krizidir; afl›r› üretim ve arz-talep dengesinin bozulmas›ndan kaynaklanan krizdir. Dahas› yeni de¤il uzun zamand›r var olan, ancak çeflitli argümanlarla ötelenen, gizlenen ve bu nedenle de yarataca¤› sonuçlar bak›m›ndan boyutland›r›lan bir krizdir. Konut kredilerinin komutlar›n karfl›l›¤› olmaktan ç›kmas›yla, dolay›s›yla borçlar›n ödenemez hale gelmesiyle varl›¤› duyurulan, kabul edilen kriz, hâlihaz›rda ABD’de bu borcun miktar›n›n belirsizli¤inden ötürü kredi sorununa da yol açmaktad›r. Bankalar›n yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve kredi musluklar›n› açmalar› istenmekte, bu devletlerce teflvik edilmektedir. Zira talebin yarat›lmas› krizin çözümünü sa¤layacakt›r! Ne var ki kendi bataklar›n›n boyutu hakk›nda dahi belirsizlik yaflayanlar ve bunu aç›klamakta zorlananlar dönüflü olamayaca¤› pek muhtemel kredileri nas›l da¤›ts›nlar; bu kapitalist mant›¤a uyan bir öneri olamaz ki! ABD belki de halen dolar›n de¤erinin düflük olmas›ndan kaynaklanan bir ekonomik ifllerli¤e sahiptir. Bunun da sonucu, sorunlar›n di¤er ülkelere tafl›nmas›d›r. Böylece ABD krizi ister istemez tafl›rmakta ve derinlefltirmektedir. Bunun krizden ç›kma yöntemi olmad›¤›n› bilmemek mümkün de¤ildir, bu sadece krizin tahribat›n› yayarak ABD’deki etkisini mümkün oldu¤unca daraltmaktad›r. Emin olabiliriz ki flimdi hiçbir devlet ya da finans kurumu krize çare aramamaktad›r, sadece krizden kârl› ç›kman›n yollar›n› arayanlardan söz

Politik gündem edebiliriz. Çünkü krizler ayn› zamanda kapitalizmin yenilenmesidir. Ne pahas›na? K›tl›k, açl›k, iflsizlik, yoksulluk ve hatta savafllar pahas›na! Son günlerde çeflitli ülkelerde k›tl›ktan ileri gelen kitlesel baflkald›r›lar insanl›¤›n gelece¤i hakk›nda önemli ve kaç›n›lmaz bilgiler vermektedir. Bu yüzy›l›n “ayaklanmalar yüzy›l›” olaca¤›na dair kehanetlerde bulunulmufltu. “Bilgi ve teknoloji ça¤›”n›n “ayaklanmalar ça¤›”na dönüflmesi kapitalizmin çeliflkisinden kaynaklanmaktad›r. ‹nan›lmaz derecede üretim yo¤unlu¤u ve k›tl›¤a varan çaresizlik! M›s›r’da, Tunus’ta, Haiti’de, Bangladefl’te, Fildifli Sahilleri’nde yaflananlar bilgisayar üretiminin vard›¤› son muazzam teknik arac›l›¤›yla an›nda okunuyor, görülüyor, içsellefltiriliyor! Yan›bafl›m›zda yaflanan k›tl›¤a çaresizce bak›yoruz… Açl›¤a isyan edenlerin “terörüne” anti-terörde uzmanlaflan güvenlik kuvvetleri silahlarla karfl› koyuyorlar… Devletler “krize” iflte böyle de müdahale ediyorlar. Tayyip Erdo¤an yine “yabanc› düflmanl›¤›” yapanlar› komünistlikle suçlad›. Evet, komünistlerin ülkemize sömürü ve talan için gelen ve yerli üretimi tasfiye eden yabanc› sermayeye karfl›d›r. Tar›m›n, hayvanc›l›¤›n ve kendi dinamiklerine dayanan sanayinin tasfiyesine neden olan yabanc› sermayeye bel ba¤layan, onun sayesinde ülke borcunu çevirebilen ve bundan dolay› gayet hoflnut olan, hoflnutsuzlu¤unu da daima hesapbilir olmas›n› takdire zorlayan Baflbakan, Türkiye’yi tam da yabanc› sermayeye ba¤›ml›l›¤› nedeniyle içine çekmekte olan kriz karfl›s›nda henüz pek rahat davranmaktad›r. Ancak bilmeli ki, hiçbir hesap bilir yaflanmaya bafllayan tufan›n boyutlar›n› ölçebilecek kapasiteye sahip de¤ildir. G›da fiyatlar›n›n artmas› ülkenin gelece¤inin yabanc› sermayeye endekslenmesinin ne derecede bir ülke pazarlamas› oldu¤unu Erdo¤an’›n ve temsil etti¤i asalaklar›n yüzüne çarpacakt›r. Umutsuzluk için hiçbir neden yoktur. Kapitalizm kaç›n›lmaz olarak karfl›t›n› var etmekte, üretmekte. “Terör” umac›s›yla yaflanan kaos bir kez daha onu yaratanlar›n bafl›nda patlayacak. Bugün M›s›r, Haiti ve Pakistan’da yaflananlar› “terör” diye geçifltirilemeyecek. K›tl›k dolay›s›yla baflkald›ranlar katledilirken, suçlan›rken yar›n ayn› sorunun yo¤unlaflaca¤› herkes taraf›ndan bilinmelidir. Üstelik açl›¤›n, k›tl›¤›n nedeni kurakl›k, topra¤›n verimsizli¤i de¤il düpedüz kâra odakl› kapitalizmdir. Bir kez daha tar›m politikas›n›n gündeme getirilmesi ve insanl›¤› k›tl›¤a sürükleyenlerden hesap sorulmas› gerekir. Nihayet Türkiye’de ayn› politikalar uygulanmaktad›r. Türban, laiklik, derin-devlet, “terörizm” üzerine kap›flanlar halk›n yaflad›¤› ve daha derin yaflayaca¤› krizin sonuçlar›na haz›rlanmal›d›r. Bu kez ellerinde onlar› kollayacak yabanc› sermayenin gücü olmayacak. Karfl›lar›ndaki ekonomik y›k›m›n ma¤durlar› ise epey öfkeli olacakt›r.


Politik gündem

İşçi-köylü 18

i s i r t s ü d n E e n Hapisha

Hapishane özellefltirmeleri, herhangi bir kamu sektörünün özellefltirilmesinden farkl›d›r: Özellefltirmelerle, mahpuslar da özel flirketlere devredilmekte, adeta onlar da özellefltirilmekte, devletin kontrol alan›ndan ç›k›p flirketin egemenli¤i alt›na girmektedir. Yeni liberal politikalar›n özellefltirme aya¤›n›n en çarp›c› örne¤i de budur, çünkü mahpuslar›n özel hapishane flirketlerinin egemenli¤i alt›na girmeleri, kölelikten baflka bir fleyi ça¤r›flt›rmamaktad›r.

Emperyalist-kapitalist sistemin doymak bilmeyen kâr h›rs› hapishanelerde de en a¤›r sömürü koflullar›n› yaratm›flt›r. Mahkum eme¤inin kullan›m› ve mahkumlar›n “modern köleler” haline getirilmesi uygulamalar› hapishanelerin özellefltirilmesi ile daha yayg›n bir hale gelmifltir. Bu konuda en yayg›n uygulama ABD’dedir. “Hapishane endüstrisi, 80’lerden itibaren en h›zl› biçimde ABD’de geliflme göstermifl ve bugün multi milyar dolarl›k bir kapasiteye eriflmifltir. ABD’de hapishane endüstrisi, günümüzde silah, petrol, bilgisayar endüstrilerinden daha fazla kâr getirmektedir. Bir yandan devlet, geçmiflte e¤itim, sa¤l›k gibi alanlara ay›rd›¤› kaynaklar› art›k hapishane bütçesine aktar›rken, di¤er yandan özel sektörün hapishaneleri mantar gibi ço¤almaktad›r. Son 20 y›l içinde ABD’de 1.000’den fazla yeni hapishane infla edilmifltir. Yaln›z 1995’te 150 yeni hapishane yap›lm›fl, 170 mevcut hapishane geniflletilmifltir. Bu yüzy›l›n ilk üç çeyre¤inde her 100.000 ABD vatandafl›na 110 hapishane düflerken, Haziran 1996’da bu say› 615’e yükselmifltir. Devlet hapishane sistemine 1975’te 4 milyar dolar ay›r›rken, bu rakam 1994’te 30 milyara yükselmifltir. Hapishane endüstrisinin tek oyuncusu devlet de¤ildir, özel sektör de bu alana girmifltir. Özel sektörün yat›r›mlar› da dâhil edildi¤inde, ceza sistemine ayr›lan pay ABD’de y›ll›k yaklafl›k 80 milyar dolar civar›ndad›r. Hapishane endüstrisi, yeni özel cezaland›rma flirketlerini de ortaya ç›karm›flt›r ve bu flirketler, çok k›sa süre içinde dünyadaki en büyük flirketler aras›na girmifltir. Çokuluslu cezaland›rma flirketlerinin en büyükleri ABD kökenli olanlard›r, onlar› ‹ngiliz flirketleri izlemektedir. Bu flirketler, yeni hapishaneler kurmakta, iletmekte ve giderek uluslararas› alana aç›lmaktad›rlar.

Hapishane endüstrisi, ayr›ca inflaat, mimarl›k, sa¤l›k, yemek, nakliye, telefon, güvenlik teknolojisi gibi alanlardaki yan sektörleri de beslemektedir. Bugün ABD’de 500’den fazla flirket bu piyasaya girmifl durumdad›r. Yat›r›m bankalar›, güvenlik flirketleri, hizmet flirketleri bu endüstrinin içindedir. Hapishaneler, ekonomisi krize girmifl baz› ABD flehirlerinde ana iflveren konumuna gelmifltir. Pasta yeterince büyüktür ve mahpuslar ideal tüketicidirler: Telefon hizmetini tekeline alm›fl flirketler, d›flar›dakinden yaklafl›k 6 kat›na mahpuslara telefon hizmeti satmaktad›r. Yemek ve kantin fiyatlar› afl›r› pahal›d›r. Silah üreticileri, flimdi elektrikli kelepçe, ok silahlar›, güvenlik kameralar› gibi hapishaneleri savunma teknolojileri üretmektedir. Yaln›z mahpuslar›n nakliyesinden ülke çap›nda büyüyen flirketler vard›r. Wall Street yat›r›m bankalar› hapishane sektörüne yat›r›m yapmaktad›r. Cezaland›rma flirketlerinin Wall Street borsas›ndaki k⤛tlar› da en de¤erli ka¤›tlar aras›na girmifltir. ABD’de yaln›z 15 y›ll›k bir tarihi olan bu sektörün büyümesinde aslan pay› ise devlete aittir. FBI, CIA gibi kurumlardan gelen kifliler, bugün önde gelen çokuluslu cezaland›rma flirketlerinin sahipleri ve yöneticileridir. Hapishane endüstrisi, bizzat ABD devleti eliyle yarat›lm›fl ve beslenmifltir. 90’l› y›llarda hapishane endüstrisinin geliflmesinin en önemli sonucu, mahpus say›s›ndaki patlamad›r. 1970’te ABD’de yaklafl›k 200.000 kifli hapiste iken, bugün bu say› 2 milyonu aflm›fl bulunmaktad›r. fiartl› tahliye edilenler ve gözetim alt›ndakiler de dahil edildi¤inde, do¤rudan ceza sisteminin nezareti alt›nda tutulanlar›n say›s› 5.5 milyonu bulmaktad›r. Özgür Amerika’n›n gerçek yüzünü de bu rakamlar ortaya koymaktad›r. Bugün dünyada en fazla mahpus say›s› ABD’dedir. Öte yandan ceza politikalar›nda ABD’yi izleyen ülkeler de kendi çapla-

2-15 Mayıs 2008 r›nda k›rd›klar› rekorlarla ABD’ye efllik etmektedir. Bunlar›n en baflta gelenlerinden biri olan ‹ngiltere, modern tarihinin en yüksek mahkûm say›s›na son birkaç y›lda ulaflm›flt›r. Hapishane endüstrisinin kârl› olabilmesi için yeni hapishaneler aç›lmas› ve bu hapishanelerin mahkûmlarla doldurulmas› gerekmektedir. Bu amaçla, ABD’de yine haz›rl›klar› 70’li y›llara dayanan yeni ceza yasalar› yürürlü¤e konulmufltur. Cezaland›rma stratejisinin temel hedefi, mahkûm say›s›n›n art›r›lmas›d›r, ancak bir hedef mahkûm kitlesi de belirlenmifltir: Bu kitle, yoksul siyah, Latin, göçmen genç erkeklerdir. Hapishane özellefltirmeleri, herhangi bir kamu sektörünün özellefltirilmesinden farkl›d›r: Özellefltirmelerle, mahpuslar da özel flirketlere devredilmekte, adeta onlar da özellefltirilmekte, devletin kontrol alan›ndan ç›k›p flirketin egemenli¤i alt›na girmektedir. Yeni liberal politikalar›n özellefltirme aya¤›n›n en çarp›c› örne¤i de budur, çünkü mahpuslar›n özel hapishane flirketlerinin egemenli¤i alt›na girmeleri, kölelikten baflka bir fleyi ça¤r›flt›rmamaktad›r. Nitekim XIX. yüzy›l›n kiral›k hapishaneleri, ABD’de kölelikten de ucuz ve etkin bir emek sömürü sistemi kurulmufltur. Köleli¤in kald›r›lmaya baflland›¤› XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan sonra, hapishane eme¤i köklerini esas olarak kölelikte bulmufl, mahkûm eme¤i köle eme¤ini ikame eden biçimlerden biri olmufltur. ABD’nin kiral›k hapishanelerindeki mahkûmlar, azat edildikten sonra basit h›rs›zl›k suçlar›ndan mahkûm edilmifl kölelerdir, hapishane çiftlikleri ise köle plantasyonlar›na benzemektedir.

Parmakl›kl› fabrikalar Hapishaneleri parmakl›kl› fabrikalara dönüfltürmeyi amaçlayan yeni cezaland›rma stratejisi, hapishanelerdeki meslek say›s›n› art›rmay›, böylece d›flar›daki mal ve hizmet üretimini mümkün oldu¤u ölçüde içeriye tafl›may› hedeflemektedir. ABD’de 1993’te kabul edilen bir yasayla hapishanelerde y›lda 300 meslek yarat›lmas› öngörülmüfltür. 1999’da ise, ülke çap›ndaki hapishanelerde mahkûm mesle¤i say›s› 2600’e yükselmifltir. Bugün, ABD’de yaln›z bir devlet flirketi (Unicor), saatte 23 cent karfl›l›¤›nda, 20.000 mahkûmu haftada 40 saat mobilya üretiminde çal›flt›rmaktad›r. Fabrikadan tek fark›, iflçilerin gardiyan nezaretinde çal›flt›r›lmalar›d›r. Çal›flmayanlara sunulan seçenek, geçmiflte oldu¤u gibi kamç› de¤ilse de onun ka-


2-15 Mayıs 2008 dar vahimdir: Hücrelere kapat›lma. Mahkûmlar› çal›flmaya zorlayan yeni disiplin kurallar› da yürürlü¤e girmifltir. Çal›flmay› reddeden mahkûmlara hücre cezas› gibi a¤›r disiplin cezalar› genel olarak uygulanmaktad›r, ancak Kaliforniya gibi baz› ABD eyaletlerinde çal›flmadan geçirilen günler, hapis süresinden de düflülmemektedir. ‹ngiltere’de ise 1999 y›l›nda ç›kar›lan Hapishane Kurallar›, mahkûmlar›n günde 10 saate kadar çal›flt›r›lmas›na izin vermektedir.”

ABD suçlu yaratarak kâr ediyor! “Hapishane endüstrisinde kâr etmek, hücrelerin insanlarla dolu olmas›na ba¤l›. Bu yüzden cezaevlerine düzenli bir mahkûm ak›fl› gerekiyor. Özel cezaevi iflletmeleri kâr edebilmek için yüzde 90-95 doluluk oran›n› tutturmak zorundad›r. Cezaevlerinin özellefltirilmesi hakk›nda Texas’ta Aral›k 1996 y›l›nda yap›lan bir konferans›n broflüründe flunlar yaz›yordu: ‘Tutuklamalar ve mahkûmiyetler sürekli artarken kazan›labilecek kârlar var - suçlardan kazan›lacak kârlar bunlar. Siz de patlama yapan bu endüstride flimdiden yerinizi al›n’. Deniz afl›r› ülkelerde az ücretlerle sa¤l›ks›z koflullarda iflyerleri açmaktansa, yurt içindeki mahkûm insanlar›n eme¤ini kullanmak hem daha kolay hem daha ucuz. Cezaevlerindeki tutuklu insanlar›n saati 45 centten günde 9 saat çal›flt›r›lmalar› yayg›n bir uygulama. Bu yolla üretim yapan flirketler flimdi ürünlerine övünerek ‘Amerikan Mal›’ etiketini de takabilmektedirler. Özel flirketlerin maliyetleri düflürmede daha güçlü ç›karlar› oldu¤undan, içerdeki insanlara kötü davranmalar› ve onlar› kötü yaflam koflullar›na mahkûm etmeleri daha yüksek bir olas›l›k. Personel, mesleki e¤itim, sa¤l›k, e¤itim ve rehabilitasyon programlar› ve hatta yiyecek ile ilgili harcamalar› azaltmaya giriflebilirler. Hem Uluslararas› Af Örgütü hem de ‹nsan Haklar› ‹zleme Örgütü özel cezaevlerinde mahkûmlara fiziksel eziyet uyguland›¤›n› belgelemifl durumdalar.

F Tipi ifl flv veren tipi! 16 Nisan’da Özellefltirme ‹daresi 2007 y›l›n›n ard›ndan kamu hizmetlerinde özellefltirmelere bafllayacaklar›n› söylerken hapishaneleri de özellefltirme kapsam›ndaki ‘hizmetler’ aras›nda say›yordu. Türkiye’de son 10 y›lda hapishaneye giren insan say›s› üçe katlanm›fl durumda. Son dönemde meclis gündeminde olan bir soru önergesine göre, geçen fiubat ay›nda her saat bafl› 4.5 kifli cezaevine girdi. H›zla artan ihtiyaca karfl›l›k cezaevlerine yeterli bütçenin ayr›lmay›p kapasitenin sa¤l›kl› koflullarda yarat›lmamas› da di¤er özellefltirme giriflimlerinde

İşçi-köylü 19 oldu¤u üzere ‘madem devlet beceremiyor b›rakal›m giriflimci ruh halletsin’ söylemine çanak tutuyor. Cezaevlerinde üretim yap›l›yor olmas› da yeni de¤il elbet. fiu anda Türkiye’de Adalet Bakanl›¤›’na ba¤l› ‹flyurtlar› Kurumu’nda mahkûmlar mobilyadan, f›r›nc›l›¤a kadar 40’a yak›n alanda mal ve hizmet üretimi yap›yor. fiirketlerin neden cezaevi eme¤ini tercih etti¤ine gelince: Hem korumas›z hem ucuz! Mahkûmlar›n bu koflullarda çal›flmay› reddetmesi ise mümkün de¤il. Ceza indiriminin cezaevi yönetimin iki duda¤›n›n aras›nda olmas›n›n yan› s›ra, karfl› ç›kmalar› halinde tecrit edilmeleri, televizyon, gazete gibi haklar›n›n ellerinden al›nmas› s›kça rastlan a n

Yeni ceza politikalar›n›n yaratt›¤› en önemli toplumsal sonuç daha fazla emekçinin hapishanelere gönderilmesidir. Mahkum eme¤inin sömürüsü, hapsetmeye endeksli yeni ceza politikalar›n› belirleyen bafll›ca uzun vadeli ekonomik dinamiklerden biridir. Yeni ceza politikalar›n›n ‘daha fazla mahkum’ istikameti, ayn› zamanda d›flar›dakinden çok daha az bir ücretle çal›flacak ve gardiyan bask›s› alt›nda çal›flma süreleri maksimilize edecek mahkum-iflçi ordusunu geniflletmeye yönelmifltir.

olaylar. Velhas›l cezaevi-endüstri kompleksi, özelleflen cezaevlerinin de yard›m›yla köle eme¤ine dönüfltürdü¤ü mahkûmlar sayesinde geliflip palazlan›rken, cezaevi yönetimi de maliyeti s›f›rlaman›n imkân›n› bulmufl oluyor.” ‹flçi ve emekçilerin emperyalist-kapitalist sistem taraf›ndan yok say›ld›¤›, eme¤in özgürleflme mücadelesinin tasfiyesi için her türlü sald›r› planlar›n›n devreye sokuldu¤u bir süreçte muhaliflerindevrimcilerin hapishanelerde ö¤ütülmesi ve sömürü çark›n›n kendisine tehdit olarak gördüklerinin seslerinin k›s›lmas› amac›yla “hayata dönüfl” ad› alt›nda katliam yap›lm›fl, tecrit hapishaneleri devreye sokularak

içerde mahkumlar›n yaln›zlaflt›r›lmas›, örgütsüzlefltirilmesi yönünde temeller at›lm›flt›r. Hapishanelerin “tek tip” insan yaratmas› için her gün yükseltilen tecrit duvarlar› uzun vadede mahkum eme¤inin sömürülmesi, zorla çal›flt›rma ve hapishanelerin özellefltirilmesi uygulamalar›n›n ad›m ad›m hayata geçirilmesi yönündeki çabalar›n da bir parças›d›r.

Mahkum ifl flç çi ordusu! “Yeni ceza politikalar› t›pk› 19. yy.da yayg›n biçimde uyguland›¤› gibi mahkum eme¤inin en ucuz ve disipline edilmifl emek gücü olarak kullan›lmas›na yönelmektedir. Neredeyse ücretsiz köle yap›lmak istenmektedir. ‹kinci ekonomik etken ise, özel sektörün de hapishanelere yat›r›m yapmaya bafllamas›d›r. Böylece cezaland›rman›n bir ‘endüstri’ olarak do¤mas› ve sermayenin kârl› bir yat›r›m alan›na dönüflmesi sa¤lanm›flt›r.

Politik gündem Yeni cezaland›rma politikalar›n› yönlendiren bu iki ekonomik etken de cezadan kâr sa¤lamay› amaçlayan bir sürece girildi¤inin iflaretleridir. Bu süreçte özel hapishanelerin gündeme gelerek, özel sektöre cezaland›rma yetkisinin tan›nmas› ise cezaland›rma gibi kamusal bir erkin özellefltirilmesi yolunu açm›flt›r. Bu anlamda kamu sektörünün tasfiye program›n›n günümüzdeki son halkas›n› güvenli¤in, cezaland›rman›n, hapishanelerin, mahkeme hizmetlerinin sermayelefltirilmesi oluflturmaktad›r. Yeni ceza politikalar›n›n yaratt›¤› en önemli toplumsal sonuç daha fazla emekçinin hapishanelere gönderilmesidir. Mahkum eme¤inin sömürüsü, hapsetmeye endeksli yeni ceza politikalar›n› belirleyen bafll›ca uzun vadeli ekonomik dinamiklerden biridir. Yeni ceza politikalar›n›n ‘daha fazla mahkum’ istikameti, ayn› zamanda d›flar›dakinden çok daha az bir ücretle çal›flacak ve gardiyan bask›s› alt›nda çal›flma süreleri maksimilize edecek mahkum-iflçi ordusunu geniflletmeye yönelmifltir. Üstelik, yap›lan ifl çeflidinin giderek artt›r›lmas› da hedeflerden biridir. Bu durum ise, d›flar›daki pek çok iflletmenin kapat›larak üretimin daha ucuza mal oldu¤u hapishanelere tafl›nmas›na yol açacak ve d›flar›daki iflsiz kitlesini geniflletecektir. ‹flsizlerin ise hapishanelere gönderilme olas›l›¤› büyüktür. Hapishanelerin özellefltirilmesi, mahkumlar›n ‘bir meslek ve sanat ö¤renmeleri’, ‘yararl› etkinliklere kat›lmalar›’, ‘masraflar›n›n kendilerince karfl›lanmas›’ gibi topluma ‘meflru’ görünen amaçlarla yürürlü¤e konulmaktad›r. Ancak, mahpuslar›n çok ucuz iflgücü olarak kullan›laca¤› gözlerden gizlenecektir. Hapishane eme¤i, örgütlenme, sendikalaflma, direnifl gücü ve benzeri mücadele araçlar›ndan da yoksun oldu¤u için sömürü fliddeti daha da artacakt›r. Bu yolla: ‹çeride ve d›flar›da ücretli kölelik birbirini besleyip büyütecektir. Bu durumda daha önce çokça bahsedilen ‘hücre tipi cezaevi-hücre tipi yaflam’ ba¤›nt›s› elle tutulur kadar gerçek haline gelmifltir. Cezaevleri sorunu art›k, flüphe götürmez biçimde s›n›f mücadelesinin ‘esas’ gündemidir.” 12 Eylül’lerle umutlar›m›z›n-çocuklu¤umuzun çal›nmak istendi¤i bu ülkede yar›nlar›m›za yine ambargo konmas› yönünde kollar s›vanmaktad›r. Hapishanelerden yükselen onurlu seslere kendi seslerimizi katman›n tam da vaktidir. Kaynakça: *Engin Arda-Atak dergi *Melissa Barthelemy-Cumhuriyet Dergi *Arma¤an Gezici-Birgün *DPG


Gö¤ün yar›s›

‹flflççi-köylü 20

2-15 Mayıs 2008

Sistemin yans›mas›: Pippa Bacca cinayeti Sanat dünyas›nda Pippa Bacca olarak tan›nan ‹talyan sanatç› Giuseppina Pasqualino di Marineo ve arkadafl› Moro “dünya bar›fl›na sanatsal bir etkinlikle” katk› sunmak için Milano’dan “Beraberimizde yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlerle birlikte götürece¤imiz tek elbise beyaz gelinlik olacak” söylemiyle yola ç›km›flt›. 8 Mart 2008’de Milano’dan bafllayan yolculuklar›n› Slovenya, H›rvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye, Lübnan, Filistin ve ‹srail güzergah›ndan Tel-Aviv’de noktalamayi planl›yorlard›.

cavüz, fliddet gün geçtikçe artmaktad›r. Cinselli¤in tabulaflt›r›lmas› nedeniyle bast›r›lm›fl duygular sistemin bir ürünü olarak kendini bu tip olaylarda d›fla vurmaktad›r. Türkiye’de 2002–2005 y›llar› aras›nda istatistiklere göre 21 bin 111 çocuk cinsel taciz ve tecavüz ma¤duru olmufltur ve araflt›rmac›lar flikayetlerin en az 10-15 kat› kadar fazla olay›n gerçekleflti¤ini savunmaktad›r. Bugün dünyadaki her üç kad›ndan birisi fliddet, taciz veya tecavüz ma¤duru olmaktad›r. Uluslararas› Af Örgütü’ne, Türkiye’de gözalt›nda bulunan

‹ki ‹talyan sanatç›n›n amac›, “tehlikeli” görülen ülkelerden otostopla geçerek insanlara güvenilebilece¤ini kan›tlamakt› fakat Pippa Bacca Türkiye’yi geçemedi. Arkadafl› Moro ile daha sonra buluflmak için ayr›lmas›ndan bir süre sonra ortadan kaybolan Pippa Bacca, kendisini arac›na alan kamyon floförü taraf›ndan Gebze’de tecavüz edilip ard›ndan bo¤ularak öldürüldü. Yaflanan bu olay medya taraf›ndan yaln›zca sap›k bir katilin suçu olarak yans›t›lmaya çal›fl›ld›. Türkiye’nin pek çok yerinden hem kurumsal hem de bireysel olarak ‹talyan halk›ndan ve sanatç›n›n ailesinden “Türk Milleti ad›na” özürler dilendi. Bu flekilde, tüm bu yaflananlar›n -taciz, tecavüz, fliddet, cinayet- sistemin birer ürünü oldu¤u göz ard› edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Oysaki as›l vurgulanmas› gereken nokta bu yaflananlar›n sistematik bir sorun oldu¤udur. Sistemin en küçük yap› tafl› olan ailede bafllayan, okul döneminde artarak devam eden kad›n üzerindeki yoz, ataerkil anlay›fl, yaflam›n her alan›nda kendini göstermektedir. Küçük yafllardan itibaren kad›n bir cinsel obje olarak görülmekte ve metalaflt›r›lmaktad›r. Bu metalaflt›rman›n ikili bir yönü vard›r. Birincisi bekâretin fetifllefltirilmesiyle toplumda namus cinayetleri yaflanmakta; di¤er yandan kad›nlara yönelik taciz, te-

kiflilere cinsel sald›r› yap›ld›¤› yönünde bilgiler gelmeye devam etmektedir. 2000 y›l›nda yay›mlanan bir çal›flmada, a¤›rl›kl› olarak T. Kürdistan›’nda kad›nlar›n % 2’sinin kolluk güçlerinin cinsel sald›r›s›na maruz kald›¤› bildirilmifltir. Gözalt›ndaki, hapishanelerdeki kad›nlara yönelik böylesi fiziksel, psikolojik, cinsel tacizler, tecavüzler ve fliddet de devletin kad›na bak›fl›n›n dolays›z yans›mas›d›r.

BM Nüfus Fonu raporuna göre; “Türkiye’de her 3 kad›ndan biri genellikle bir aile ferdi ya da tan›d›¤› biri taraf›ndan dövülmekte, cinsel iliflkiye zorlanmakta ya da istismara u¤ramaktad›r. fiiddet 14-44 yafl grubundaki kad›nlarda kanserin sebep oldu¤u kadar ölüme ve sakatlanmaya sebep olmaktad›r.” ATO’nun araflt›rmas›na göre Türkiye’de her 350 kad›ndan biri fuhufl tehlikesiyle karfl› karfl›ya kalmakta ve kad›nlar›n % 30’unu kocas› “satmaktad›r”! Bu noktada kad›nlar› bedenlerini pazarlama noktas›na getiren yoksullu¤a, sefalete ve yozlaflmaya dikkat çekmek gerekir. Kad›nlar›n % 34’ü de ifl yerinde tacize u¤ramaktad›r. Çal›flan kad›nlar ifl yerlerinde de fiziksel ve psikolojik tacize maruz kalarak yine metalaflt›r›lma ve ikincillefltirilme gerçekli¤inden d›flar› taflamamaktad›r. Kad›n istihdam›n›n her geçen gün düfltü¤ü, çal›flma koflullar›n›n elveriflsiz ve a¤›r oldu¤u bir ülkede mevcut düzen içinde bu sonuçlar›n önüne geçilmesini beklemek hayalperestliktir. Tüm bunlar›n alt›nda yatan sebepse ataerkilli¤in hakim oldu¤u yar›feodal yap› olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Bunun sonucu ise sadece kad›n-erkek aras›ndaki eflitsizlik, erke¤in kad›n üzerindeki bask› ve denetimi de¤il her türlü bask› ve zulmün meflrulaflt›¤› bir zihniyettir. Örne¤in, her gün pek çok kad›n günlük hayat içerisinde (toplu tafl›ma araçlar›nda, sokaklarda, evde, okulda) tacize maruz kal›rken bu zihniyetten kaynakl› sesini ç›karamamaktad›r. Tepkisini ortaya koyan kad›nlar ise karfl›l›¤›n› bula-

mamakta hatta kad›n olmas›ndan ötürü suçlu olarak kendisi gösterilmekte, “tacizi meflrulaflt›rabilecek bir sebebin” olup olmad›¤›na bak›lmaktad›r. Y›lbafl›nda Taksim’de yaflanan taciz olaylar› ve tacizcilerin 57 YTL gibi komik bir rakamla cezaland›r›lmalar› buna en aç›k örneklerden biridir ve her gün bunun gibi pek çok olay yaflanmaktad›r. Pippa Bacca cinayetinin ard›ndan Denizli Valisi Canpolat’›n “Gerçekten çok üzgünüz. Pippa Bacca’n›n öldürülmesi Türk turizmine zarar verdi” fleklindeki aç›klamas› da kad›n›n toplum içinde nas›l ikincillefltirildi¤inin, nas›l metalaflt›r›ld›¤›n›n somut bir örne¤idir. Egemenlerin yapt›¤› aç›klamalarsa olay›n sistematik temellerini aç›klamaktan öte kendi propagandalar›n› yapmaktan ibaret olarak kald›. Bu yaflananlarda da görüldü¤ü gibi halk›n kayg›lar› ile hâkim s›n›flar›n kayg›lar›n›n ne kadar farkl›laflt›¤› ortadad›r. Ayn› flekilde, yaflanan bu ve benzeri olaylar hâkim s›n›flar›n yans›tmaya çal›flt›¤› gibi sadece sap›k bir katilin eseri de¤il yar›-sömürge, yar›-feodal düzenin sonucudur ve tüm ülke çap›nda milyonlarca kad›n› etkileyen sistematik bir fliddetin, bask›n›n somuttaki yans›mas›d›r. Yaflananlar kimse taraf›ndan flafl›rt›c› bulunmamaktad›r. Öyle ki sanatç›n›n kayboldu¤unun aç›klanmas›n›n ard›ndan medyada “korkulan›n Picca’n›n bafl›na gelmemifl olaca¤›n›n umuldu¤u” aç›kça ifade edilmifltir. Toplumun kad›na bak›fl›ndaki bu çarp›k fikirler, ancak özgürlük sorunu olan her toplumsal kesiminin (etnik/ulusal az›nl›klar, kad›n), her türlü sömürü biçiminin, ezme-ezilme iliflkisinin ortadan kald›r›laca¤› bir toplumsal eflitlik için mücadele etmesiyle afl›labilece¤i aç›kt›r. Bunun ülkemizdeki karfl›l›¤› ise ülkemizde ataerkilli¤in en önemli kayna¤› olan yar›feodal düzeni y›kacak olan Yeni Demokratik Devrim mücadelesine kat›lmakt›r.

Bacca’n›n katili protesto edildi Pippa Bacca’n›n “Bar›fl Yolculu¤u”nun Türkiye aya¤›nda tecavüze u¤rayarak, hunharca katledilmesine dönük tepkiler devam ediyor. 17 Nisan’da Kartal Meydan›’nda bir aç›klama yapan EKD’li kad›nlar “Bacca’n›n katili erkek egemen sistemdir” dediler. EKD ad›na Tu¤ba Gümüfl taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Bacca’n›n tecavüze u¤rayarak katledilmesi lanetledi.

Gebzeli kad›nlar “Hepimiz Bacca’y›z” Bir di¤er eylem ise, Emekçi Kad›n Platformu taraf›ndan gerçeklefltirildi. Platform, Gebze’de yaflanan iki tecavüz sald›r›s›na karfl› bir yürüyüfl düzenledi. Kad›nlar, tecavüz edilerek katledilen Picca Bacca’n›n resimlerini tafl›yarak, “Hepimiz Pippa’y›z” dedi. Eylemde ayr›ca bir polisin tecavüz sald›r›s›na maruz kalan A.G.S de gündemlefltirildi.

Aç›klamada ayr›ca: “Bu katliam baflka ülkelerde de olabilirdi. Ancak bu co¤rafyada tecavüzleri koruyup kollayan yasalar var” denildi. (Kartal)


2-15 Mayıs 2008

‹flflççi-köylü 21

Gö¤ün yar›s›

Emekçi kad›nlarla ilgili Bir Uslu Yorum Kaç çocuk do¤urulaca¤›na Baflbakan›n karar verdi¤i bir ülkede, kad›n›n kaç kez evlenebilece¤ine de bir sendika konfederasyonu baflkan›n›n karar vermesini ola¤an m› karfl›lamak laz›m acaba? Baflbakan Erdo¤an bir süre önce yapt›¤› aç›klamayla kad›nlara üç çocuk do¤urmalar›n› “sal›k vermifl” ve bunu da ülkesini, vatan›n›, milletini sevmenin bir ölçütü olarak ortaya koymufltu. Ka-

Tasar›s› gibi bir yasay› savunmas› gereken en son kiflilerden biri olarak Konfederasyon Baflkan› s›fat›yla Salim Uslu, yasa gere¤ince evlenen kad›nlar için öngörülen 12 ayl›k tutar›ndaki evlenme yard›m›n›n “sadece ilk kez evlenecek kad›nlara, 12 ay yerine 24 ay tutar›nda” verilmesine destek ç›kt›.

“Dul kad›n ilk evlili¤inde zaten evlenme yard›m› alm›flt›r. ‹lk kez evlenip yuva kuracak, halk deyifliyle kuru yere atefl yakacak, genç k›za verilsin istedik.”

d›nlar› “kuluçka makinesi” yerine koyan bu anlay›fl, birçok tepki almas›na karfl›n Erdo¤an, aç›klamas›n› tekrar ederek, “sözünün eri” oldu¤unu göstermiflti. Kad›nlar konusunda bir yorum da Hak-‹fl Baflkan› Salim Uslu’dan geldi. Üstelik, temsil etti¤ini iddia etti¤i emekçi kad›nlarla ilgiliydi söyledikleri. Toplumun önemli bir kesimi taraf›ndan protesto edilen ve de iflçi ve emekçilerin kazan›lm›fl tüm haklar›na yönelik en büyük sald›r›lardan biri olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa

m? › l a y u k o Ne

Salim Uslu bir yandan bu uygulamay› savunurken di¤er yandan konuya iliflkin yapt›¤› yorumla da dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›. ‹flte Uslu yorumu: “Dul kad›n ilk evlili¤inde zaten evlenme yard›m› alm›flt›r. ‹lk kez evlenip yuva kuracak, halk deyifliyle kuru yere atefl yakacak, genç k›za verilsin istedik.” SSGSS Yasas›’n›n en önemli sald›r› hedeflerinden birinin emekçi kad›nlar olmas›n›n sendikalar›n gündemine özel olarak girmedi¤i zaten bu süreçte özel

Karakalpakistan, Özbekistan’da özerk bir cumhuriyettir. Feodal iliflkilerin ve dinin bask›s›n›n çok yo¤un oldu¤u bir bölge… Bu bask›lar en çok kad›nlar› ezer. Bir yandan feodal beylerin bask› ve sömürüleri, di¤er yandan ikinci cins durumuna itilmiflli¤in say›s›z ac›s›n›, bask›s›n› yaflar kad›nlar. Cumagül de yoksul Karakalpak kad›nlar›ndan biridir. Ac›, dayak ve afla¤›lanmalarla dolu geçen annesinin hayat›na benzer bir hayat onu beklemektedir. Evlili¤i bundan kurtulufl olarak umut etse de durum hiç de böyle olmaz. Aksine evlili¤iyle birlikte dayan›lmaz bask› ve fliddet o derece artar ki Cumagül intihar giriflimine kadar sürüklenir. Bunlar sadece onun de¤il, yoksul Karakalpak köyünde yaflayan tüm kad›nlar›n birbirine benzeyen al›nyaz›lar›d›r. 1917 Ekim Devrimi ile birlikte yoksul Karakalpak köylülerinin yaflamlar›yla birlikte kad›nlar›n yaflam›n›n da nas›l de¤iflti¤ine tan›kl›k ederiz. Art›k “de¤iflmez” de-

olarak dikkatlerden kaçmayan bir olguydu. Kad›nlara yönelik sald›r›lar yasaya karfl› ç›k›flta bir bafll›ktan öteye gitmezken, sendikalar›n kad›n kollar› ve çeflitli kad›n kurumlar›n›n çal›flmalar› d›fl›nda önemli bir tepki örgütlenemedi. Bu durumda, sendikalar›n yönetimlerindeki kad›n say›s›n›n azl›¤›n›n da etkisini görmezden gelmek mümkün de¤il. Uslu’nun baflkanl›¤›n› yapt›¤› Hak-‹fl’te hiç kad›n yönetici bulunmazken, bu say› di¤er konfederasyonlar aç›s›ndan da parlak de¤il. D‹SK’e ba¤l› sadece iki sendikan›n baflkan› (Bank-Sen ve Dev Sa¤l›k‹fl), KESK’e ba¤l› ise bir sendika (Tüm-Bel Sen) baflkan› kad›n. Sendikalar›n yönetimlerinin erkek ya da kad›n olmas›n›n, emekçi kad›nlar›n haklar›n›n savunulmas› aç›s›ndan bir öneminin olmad›¤› iddia edilebilir. Ancak tek bafl›na kad›n emekçilere sendika yönetimlerinde yer verilmezken, iflyerlerindeki haklar›n›n savunusunun da nas›l yap›laca¤› merak edilebilir. Salim Uslu’ya dönecek olursak, kendisinin evlilik yard›m›n›n amac›n› bilmemesi mümkün de¤ildir. Mümkün olmayan di¤er bir nokta da kad›n›n birinci veya ikinci kez evleniyor oluflunun ne gibi bir de¤ifliklik yarataca¤›d›r. Belki Konfederasyon Baflkan› olarak Salim Uslu, biz emekçi kad›nlara bunu da aç›klar. Bekliyoruz...

Yorumsuz...

* ‹stanbul Ka¤›thane’de bir kad›n, oturdu¤u apartman›n 6. kat›ndan atlayarak intihar etti. 22 yafl›ndaki kad›n, çevredekiler taraf›ndan Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’ne kald›r›l›rken yolda hayat›n› kaybetti. * Van’›n Gevafl ilçesinde ekmek piflirmek isteyen bir kad›n, tand›ra düflme sonu yanarak yaflam›n› yitirdi. Edinilen bilgiye göre, 44 yafl›ndaki kad›n, ekmek piflirirken dengesini kaybederek tand›ra düfltü. Çevrede bulunanlar›n yard›m› ile düfltü¤ü yerden ç›kar›lan S.A., yanarak hayat›n› kaybetti. * ‹zmir’in bir ilçesinde 5 ay önce mandalina bahçesinde mevsimlik iflçi olarak çal›fl›rken H.A. taraf›ndan tecavüze u¤rad›¤›n› iddia eden R.A., ailesinden ve tecavüzcüsünden ölüm tehdidi ald›¤›n› belirterek, ‹HD ‹zmir fiubesine baflvurdu. * 3 y›ld›r imam nikahl› olarak yaflad›¤› H.T’den fliddet gören ve bu nedenle de defalarca evden kaçarak ayr›lmak istedi¤ini belirten 6 ayl›k hamile B.Y. (29), eflinin ailesini ve kendisini ölümle tehdit etti¤ini söyleyerek, kad›n haklar›n› savunan sivil toplum kurulufllar›ndan yard›m talep etti.

nilen kad›nlar›n yaflam› ciddi de¤iflikliklere u¤rar. Sovyet iktidar› ile Karakalpak kad›nlar› birçok haklara ve özgürlü¤e kavuflur… Kölelik sona ermifltir, kad›nlar eflitli¤e kavuflmufltur… Bundand›r ki kendilerine çok fley kazand›ran devrime, sosyalist inflaya da canla-baflla,

› z › K k a p l Karaka fedakarca sahip ç›kar, savunur, korurlar kad›nlar. Art›k bir mal de¤il, aktif öznedirler… Elbette bu o kadar kolay olmaz. Feodal bask› ve din bir pranga olmaya devam eder. Sovyet iktidar› ayd›nlanma, dönüflüm, infla çal›flmalar›nda ve feodal-gerici güçleri bertaraf etmede ileriye ad›mlar att›kça, bu prangalar da bir bir k›r›l›r. Emekçi kad›nlar için devrimin ayd›nl›k, eflit bir hayat›n ad› oldu¤unu görürüz romanda. Karakalpak K›z›, kad›n sorununa dair yaz›lm›fl ender, gerçekçi romanlar-

dan biridir. Sosyalizmin kad›nlar›n hayat›n› nas›l de¤ifltirdi¤ini, kad›nlar›n kurtuluflunun sosyalizmle mümkün oldu¤unu anlatmakla kalmaz yazar; ayn› zamanda feodal beylerin dini de kullanarak yoksul köylüleri iliklerine kadar sömürmelerine, bu karfl›-devrimcilerin iktidarlar›n› kaybetmemek için her türlü bask›, korku yaratma, sabotaj, katliam ve benzeri yöntemleri nas›l vahflice kullanarak direndiklerine ve halk›n kendi kendini yönetmesiyle sömürünün son bulmas›na ve halk›n maddi ve manevi aç›dan refaha kavuflmalar›na da tan›kl›k ediyoruz. Ezilenlerin de ezileni olan kad›nlar›n al›nyaz›lar›n›n de¤iflmez olmad›¤›n›, bu yaz›y› kendilerinin tüm emekçilerle birlikte yeni bafltan yazabilece¤ini görmek, kaderlerini de¤ifltirmek için cesaretlendirici, de¤ifltirilebilirli¤ine inanc› güçlendirici olacakt›r. Tulepbergen Kaipbergenov’un Karakalpak K›z› roman› Evrensel Bas›m Yay›n taraf›ndan bas›lm›fl ve 504 sayfadan olufluyor. Bir ‹K okuru


Tarihten sayfalar

İşçi-köylü 22

2-15 Mayıs 2008

9 May›s 1945 Emek Kahramanlar› unutulmayacak!

Gerçek kahramanlar kitlelerdir! 22 Haziran 1941 Bu tarih, Hitler faflizminin, proletaryan›n iktidar›na, Sovyetler Birli¤i’ne sald›r› tarihidir. II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›, daha önce emperyalizm taraf›ndan paylafl›lm›fl dünya pazarlar›n›n ve maddi zenginliklerinin yeniden paylafl›lmas› amac›yla bafllat›ld›. Baflta Alman emperyalistleri olmak üzere di¤er emperyalistler yaflad›klar› yap›sal ve dönemsel krizden kurtulman›n ç›k›fl yolu olarak baflvurduklar› bu savafla girerken, tarihlerinin ikinci büyük affedilmez hatas›na düfltüklerini düflünemiyorlard›. Bu savaflta Alman emperyalistlerinin karfl›s›nda, hesaba katmad›klar›, “unuttuk”lar›, her yönüyle örgütlenmifl büyük emek gücü ve Sovyet iktidar› vard›. Sovyetler Birli¤i’nin varl›¤›n› ve gücünü hesaba katmayan Alman emperyalistleri, tarihlerinin en büyük hatas›n› ifllediler. Alman emperyalizminin en sald›rgan, en gerici ve en ba¤naz kesiminin iktidar gücü olan Hitler faflizmi, Sovyetler Birli¤i’ne sald›r› karar›n› ald›¤›nda, kendi sonunun da bafllang›ç karar›n› al›yordu. Savafl›n bafllamas›yla Alman faflizmi, sadece iktidar›n› kaybetmedi, ayn› zamanda daha önce hükmetti¤i, nüfuz alt›nda tuttu¤u topraklar›n büyük bir bölümünü de kaybetti. Alman emperyalizminin ald›¤› kay›plarla birlikte, dünya kapitalist sistemi de büyük bir darbe ve kay›p ald›. Bunun karfl›s›nda sosyalizm, büyük bir üstünlük ve sayg›nl›k elde etti. Dünyan›n birçok ülkesinde demokratik halk iktidarlar› ve sosyalist iktidarlar kuruldu. Halk demokrasisinin, eme¤in, proletaryan›n bayra¤› bir dizi ülkede dalgaland›. Kapitalist-emperyalist sistemin, yaflad›¤› yap›sal ve dönemsel krizden ç›k›fl yolu olarak baflvurdu¤u emperyalist savafl politikas› kendisine fazlas›yla pahal›ya mal oldu. Onlar›n koltuk de¤nekleri olan sosyal-floven “sosyal demokratlar›n” proletarya ve ezilen dünya halklar›na ihaneti bile emperyalistleri yenilgiden ve proletaryan›n darbelerinden kurtaramad›. ‹flçi s›n›f› ve ezilen dünya halklar› için her yönüyle avantajl› bir dönem bafll›yordu. Ekim Devrimi ve ard›ndan II. Emperyalist Dünya Savafl›’n›n zaferi, ezilen dünya halklar›n›n kurtuluflu için büyük olanaklar sa¤lad› ve kurtulufla giden yollar› açt›, büyük kazan›mlar elde ederek, yeni bir devrimler cephesi yaratt›. Alman faflizminin sald›r›s› ve iflgaline kadar, Sovyetler Birli¤i, dünya bar›fl›n›n tutarl› bir savunucusu, koruyucusu ve sahibi durumundayd›. Ekim Devrimi’nden sonra, uzun bir dönem boyunca Sovyetler Birli-

¤i’nin d›fl politikas›n›n temelini tutarl› bir proletarya enternasyonalizmi oluflturdu. SSCB’nin tutarl› d›fl politikas›, baflta ezilen dünya halklar› olmak üzere kapitalist-emperyalist ülkelerin iflçi s›n›f›n›n destek ve sempatisini kazand›. Kendisini Almanya’n›n ve Avrupa’n›n kurtar›c›s› (Mesih’i) ilan eden Hitler komutas›ndaki faflist Alman ordusu, 22 Haziran 1941 tarihinde, Sovyet anavatan›na sald›r› bafllatm›flt›r. O gün “görevimiz Avrupa k›tas›n›, ölüm getiren Bolflevik tehlikesinden korumakt›r. Tanr›, bu önemli kavgada bize yard›m etsin” diyerek “Do¤u’ya yönelik tarihi

ordular› Sovyetler Birli¤ine karfl› hiçbir ihtarda bulunmadan, savafl ilan etti¤ini duyurmadan, ülkemize sald›rd›. SSCB hükümeti, kahraman ordumuzun ve filomuzun, Sovyet havac›l›¤›n›n gözü pek flahinlerinin yüklendi¤i görevi yerine getireceklerine ve sald›rgana y›k›c› darbeyi indireceklerine sars›lmaz bir güven besledi¤ini belirtir... K›z›l Ordu ve bütün Sovyet halk›, yurt için, namus için, özgürlük için bafllayan Anayurt Savunmas›n› bir ça¤r›ya, bir parolaya dönüfltürecektir.” Eflsiz komutan, büyük komünist Sta-

yürüyüflü” bafllatt›¤›n› ilan eden Hitler, kendi sonunu getirecek sald›r› çan›n› beraberinde çalm›flt›r. O gün Hitlerin savafl bildirisini duyan Sovyet emekçi halklar›, bu sald›r›n›n ülkelerinde nas›l bir y›k›m ve tahribat yarataca¤›n› ve nas›l sonuçlar do¤uraca¤›n› kesin olarak kestirememekle birlikte, bu faflist sald›r›n›n Sovyet halklar›na iyi fleyler getirmeyece¤ini, çok fleylerini kaybedeceklerini biliyorlard›. Bu büyük faflist tehlike, Sovyet halk› üzerinde patlamaya haz›r bir öfke, unutulmayacak bir kin yaratt›. Bar›flsever Sovyet halk›, tarihin yeniden kendilerini büyük ac›lar içine ataca¤›n› yüreklerinde hissetmeye bafllad›lar. Bu alçakça sald›r› karfl›s›nda suskun kalmayan Sovyet halk›n›n önderlerinden, dönemin D›fliflleri Bakan› V. Molotov yoldafl›n sesi radyolarda yank›lanmakta gecikmedi: “Sovyetler Birli¤i yurttafllar›! Bugün sabahleyin saat dörtte Alman

lin yoldafl önderli¤inde, Sovyet halklar› için büyük Anayurt Savunmas› bafllam›flt›. Ekim Devrimi’nin, sosyalizmin kazan›mlar›n› kanla canla savunma zaman›yd› flimdi. Alman halk›n› ve bütün dünyay› büyük felakete iten, ç›k›fl› olmayan emperyalist dünya savafl›na sürükleyen Hitler, k›sa bir süre önce sald›rmazl›k anlaflmas› imzalad›¤›n› “unutarak”, Sovyetler Birli¤i’ne sald›rd›. Ancak, kafas›n› Sovyet Devrimi’nin muzaffer duvar›na çarp›p, yok olufltan kurtulamad›. Sovyet halk› ve dünya insanl›k tarihi, Alman faflizminin SSCB’ye karfl› bafllatt›¤› bu sald›r›n›n yan›t›n› vererek, onu hak etti¤i yenilgiye u¤ratmaktan, çöplü¤üne yollamaktan çekinmedi. Milyonlarca Sovyet emekçisinin kan› can› pahas›na faflist sald›rganl›¤a karfl› verdi¤i hakl› savafl ile sosyalist anavatan›n› korumufl, kaderlerini kendi ellerine alarak, özgürlüklerini ve geleceklerini belirlemifl, Hitler faflizmini mezara gömmüfltür.

Anayurt Savunmas›, Alman halk› dahil olmak üzere, bütün dünya halklar›n›n ve ilerici insanl›¤›n sempati ve deste¤ini kazand›. Sovyet iflçi ve köylüleri bu hakl› savafl› sadece kendi özgürlükleri ve gelecekleri için de¤il, Hitler faflizminin azg›n sald›r›s›ndan ac› çeken, bask› ve zulüm alt›nda yaflayan bütün dünya halklar›n›n özgürlü¤ü ve gelece¤i için de veriyordu. Sovyet halk› haks›z, ya¤mac›, emperyalist savafl karfl›s›nda bir an bile tereddüde ve karars›zl›¤a düflmeden proleter devrimci duruflu göstererek, anavatanlar›n› korkusuzca savunup, faflist iflgalcileri bozguna u¤ratm›flt›r. Stalin gibi, korkusuz ve bilge bir komutan›n bafl›nda oldu¤u Sovyet halk›yla bütünleflmifl kahraman bir K›z›l Ordu; Stalin gibi devrimin ve sosyalizmin kurucusu bir komünistin önderli¤indeki SBKP ve sosyalizme inanan, bu u¤urda can›n› düflünmeden feda eden Sovyet halk› varken büyük ve say›s›z kay›plar pahas›na zafer elde edilmesi kaç›n›lmazd›. K›z›l Ordu ve Sovyet halk›, SBKP’nin Sovyet Devrimi’ni ve sosyalizmi savunan, onu korumay› amaçlayan, Sovyet halk›n›n ç›karlar›yla bütünleflen savafl politikas›na güveniyor ve inan›yordu ve gözünü bile k›rpmadan bu politikay› destekledi. Sovyet halk› ve K›z›l Ordu askerleri, bafl›nda Stalin gibi bir eflsiz devrimci savafl kurmay›n›n oldu¤unu ve onun önderli¤inde SBKP gibi büyük bir proletarya partisinin oldu¤unu biliyor ve ona güveniyordu. Çünkü onlar biliyordu ki Bolfleviklerin politikas› do¤rudur, s›n›f bilinci ve dayan›flmas› yüksek, çelikten bir disipline sahiptir. Ortak dava u¤runa hiçbir fedakârl›ktan çekinmeyecek milyonlar› örgütleme ve yönetme yetene¤ine sahip, en zor koflullarda bile yönünü bulmakta baflar›l› bir partidir. Bu sonsuz güvendir ki baflta Stalingrad savunmas› olmak üzere, askeri savafl sanat›nda büyük direnifl kahramanl›klar› gösterdi, sonsuz feda ruhunun örneklerini direnifl ve savafl alanlar›nda dosta ve düflmana gösterdi Anavatan Savunmas› sadece Sovyet halk›n›n eflsiz ve s›n›rs›z destek ve güvenini kazanmad›, ayn› zamanda baflta proletarya olmak üzere ezilen dünya halklar›n›n destek ve dayan›flmas›n›, özgüvenini kazand›. Enternasyonalizm bilincinin doruk noktas› yafland›. Halklar›n kardeflli¤i bilinci somut ve gerçek haline geldi. Temeli kanla-canla sonsuz fedakârl›kla yarat›lan Sov-


İşçi-köylü 23

2-15 Mayıs 2008 yet Anavatan Savunmas› bilinci, halklara kurtulufl ve direnifl yolunu gösterdi ve somutluk kazand›rd›. Stalin, Molotov, Kalinin, Kirov, Orjonikidze, Jerjinski, Kaganoviç, Migoyan, Yaroslavski gibi de¤erli komünist önderlerinin ve denenmifl, s›nanm›fl, güvenilir eflsiz savafl uzmanlar›n›n yan› s›ra, yeni tipte genç yetenekli ve becerikli askeri önderler ve komutanlar›n bafl›nda bulundu¤u K›z›l Ordu, milyonlarca ads›z kahramanla Anavatan Savunmas›n› gerçeklefltirdi. Öncüsüyle bu denli sars›lmaz güvenle bütünleflen Sovyet halk›, ve halk›yla bu denli güçlü bütünleflen öncü SBKP, milyonlarca emekçi can› ve kan› pahas›na en güzel ve en bilinçli örneklerini

sundular iflçi s›n›f›na ve ezilen dünya halklar›na. Birçok zengin deneyim ve derslerle dolu olan bu süreçten ö¤renilmesi ve uygulanmas› gereken çok fley vard›r. Yak›n devrim tarihimize yol gösteren Ekim Devrimi, SBKP tarihi, K›z›l Ordu’nun savafl pratikleri bir devrim laboratuar›d›r. Bu zengin devrim laboratuar›ndan ö¤renilmesi gereken, kavran›p bilince ç›kar›larak uygulanmas› gereken bir hazine de¤erinde ö¤reti ve deneyim vard›r. 9 May›s 1945, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n bitifl, Sovyet Anavatan Savunmas›’n›n zafer tarihidir. Son y›llarda Moskova yönetimi taraf›ndan kutlama amac›yla örgütlenen etkinliklere ve kat›l›mc›lar›-

na bakt›¤›m›zda 9 May›s’›n geçmifline ait görüntülerin d›fl›nda, onun özünden ve ruhundan hiçbir fley b›rak›lmad›¤›n›, içinin boflalt›lmaya çal›fl›ld›¤›n› görmekteyiz. 9 May›s’tan geriye sadece nostaljik görüntülerin b›rak›lmas›, kapitalist-emperyalist dünya aç›s›ndan çok da anlafl›lmaz bir durum de¤ildir. Çünkü Sovyet Devrimi’ne, sosyalizm de¤erlerine karfl› ç›kan Rus egemen burjuvalar› elbette ki, geçmifli özüne ve ruhuna uygun tarzda anmayacakt›r. Onlar 9 May›s etkinli¤ini diplomatik, politik ç›kar amaçl› bir gösteriye dönüfltürmek isterler ve öyle de yap›yorlar. Bir dizi ülkenin devlet adam› ve hükümet baflkanlar›n›n gösteride yer almas›, kapitalistemperyalist dünyan›n “gücünün, üstün-

Tarihten sayfalar lü¤ünün” gösterilmesi aç›s›ndan önemli bir f›rsatt›. Anavatan Savunmas›’ndan, faflizme karfl› zafer direniflinden geriye sadece geçmifl görüntülerin kalmas›, 9 May›s etkinli¤inin hangi amaçla niçin örgütlendi¤inin de yan›t›n› vermektedir. 9 May›s’› Rus egemenleri politik ve diplomatik s›n›f ç›karlar›na hizmet amac›na dönüfltürmeye çal›flsa da sosyalizmi ve Anavatan Savunmas›’n› yaflayan Sovyet halk› baflta olmak üzere dünya halklar› 9 May›s’› unutmayacak ve onun devrimci özünü ve ruhunu asla bilincinden ç›kartmayacakt›r. 9 May›s Sovyet halk› baflta olmak üzere dünya halklar›n›n devrimci zafer günüdür!

‹lkbahar’› Sonbahar’a çevirdi 6 May›s... 60’l› y›llar›n sonlar›nda egemenlerin yaflad›¤› kriz, egemenlere karfl› mücadele yürütenlerin büyüyen çeliflkilerini daha da keskinlefltirmiflti. Bu duruma dünyan›n de¤iflik bölgelerinden yükselen ulusal kurtulufl mücadeleleri efllik ediyordu. ABD’de Vietnam’daki iflgallere karfl› duyulan tepki, ›rkç›l›¤a karfl› büyüyen siyah hareket ile toplumsal muhalefeti yükseltiyordu. Yüz binlerce kiflinin kat›l›m›yla Fransa’da, Almanya’da eylemler yap›l›yor, üniversitelerde iflgaller oluyor, okul boykotlar›, sokak direniflleri ve iflçi grevleri yap›l›yordu. Tüm dünyay› sarsan Büyük Proleter Kültür Devrimi Çin’de tüm s›cakl›¤›yla ve yo¤un kitle kat›l›m›yla devam ediyordu. Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ulusal kurtulufl savafllar› önemli bir gündem oluflturuyor, dünya halklar›n›n deste¤ini kazan›yordu. Hindistan’da komünist önder Çaru Mazumdar’›n önderli¤indeki Naksalbari isyan›n›n etkileri ülkemizde de karfl›l›¤›n› al›yordu. Dünyada esen bu rüzgâr›n etkisi Türkiye’de de kendini göstermiflti. Ülkemizde de iflçilerin köylülerin mücadelesi ivme kazan›yordu. Üniversite ö¤rencileri de araflt›rma, okuma, tart›flma faaliyeti içine girmifl; kendisini ve bilincini gelifltirebildi¤i oranda emekçilerden ve ezilenlerden yana saf tutmaya bafllam›flt›. Tüm bu geliflmeler karfl›s›nda TC de bofl durmam›fl ve ezilen emekçi kesim üzerindeki bask›s›n› daha azg›nca uygulamaya bafllam›flt›. 12 Mart darbesiyle bafllayan dönem Türkiye üstündeki karanl›¤› daha da yo¤unlaflt›rm›flt›. S›k›yönetim mahkemeleri kurulmufl; tutuklamalar, iflkenceler, cinayetler günlük, s›radan olaylarm›fl gibi konuflulmaya bafllanm›flt›. San›klar›n birço¤u idam istemiyle yarg›lan›yordu ve idam da s›radanlaflm›flt›.

Deniz Gezmifl 24 fiubat 1947’de Ankara’da do¤du. Ö¤retmen bir ailenin çocu¤u olan

Deniz, henüz lise ö¤rencisiyken sol düflünceyle tan›flt› ve dönemin eylemleri içinde bulundu. 1966’da ‹stanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi. T‹P’le ba¤lant›ya geçti ve birçok kez gözalt›na al›n›p serbest b›rak›ld›. T‹P içinde yo¤unlaflarak, ayr›l›klara ve tart›flmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüflünü benimsedi ve bu görüflün özellikle de ö¤renciler aras›nda yayg›nlaflmas›nda etkili oldu. Birçok ö¤renci eylemliliklerine kat›ld›. Daha sonra mücadelesini de¤iflik alanlarda sürdürmeyi planlad›. Sinan Cemgil ve Hüseyin ‹nan’la birlikte THKO’yu kurdu. 1971’de THKO ad›na Ankara ‹fl Bankas› Emek fiubesi’nin kamulaflt›rmas›n› gerçeklefltirenler aras›nda yer ald›. 4 Mart 1971’de dört ABD’li erin Balgat’taki Tuslog Tesisleri’nden kaç›r›lmas› eyleminde de bulunan Gezmifl, erlerin serbest b›rak›lmas›ndan sonra Sivas’›n Sark›flla ilçesinin Gemerek bölgesinde Yusuf Aslan’la birlikte yakaland›. 16 Temmuz 1971’de bafllayan THKO-1 Davas›’nda TC’nin 146. maddesini ihlal etti¤i gerekçesiyle, 9 Ekim 1971’de idam cezas›na çarpt›r›ld›.

Yusuf Aslan 1947’de Yozgat’›n bir köyünde do¤du. Ortaö¤renimini feodal önyarg›lar›n güçlü oldu¤u bir çevrede tamamlad›. 1966’da ODTÜ Mühendislik Fakültesi’ne kay›t yapt›rd›. Burada sosyalist fikirleri benimseyip Sosyalist Fikir Kulübü ve Dev-Genç içinde çal›flmaya bafllad›. ODTÜ’de patlak veren ö¤renci hareketlerinin ve okul iflgallerinin öncülerinden oldu. ‹lk yarg›land›¤› eylem, CIA

ajan›, Amerikan Büyükelçisi Commer’in arabas›n›n yak›lmas›yd›. 1969 y›l›nda arkadafllar›yla birlikte Filistin’e gitti. Burada helikopter ve uçak pilotlu¤unu ö¤rendi. Traktörden helikoptere kadar her türlü arac› büyük bir ustal›kla kullan›yordu. 1970 y›l›nda kurulan THKO’nun kurucusu ve önderlerinden olan Yusuf Aslan, Deniz Gezmifl’le birlikte Nurhak’a gerilla grubuna kat›lmaya giderken, Sivas fiark›flla’da yaral› olarak yakaland›.

Hüseyin ‹nan 1949’da Kayseri’nin bir köyünde do¤du. 1966’da ODTÜ ‹dari Bilimler Fakülte-

si’ne kay›t oldu. Sosyalist Fikir Kulübü (SFK) ve bu derne¤in ba¤l› oldu¤u DevGenç’e üye oldu. Bu arada T‹P’e kat›larak bu partinin etkinliklerinde yer ald›. Sonras›nda bu parti içindeki ayr›l›klarda, giderek belirginleflen gizli ve dar örgüt fikri do¤rultusunda çekirdek bir grup oluflturup, k›r gerillas› yoluyla anti-emperyalist mücadele verme düflüncesini gelifltirmeye çal›flt›. Ayn› y›l ‹dari Bilimler Fakültesi’nden ç›kar›lan Hüseyin ‹nan, ODTÜ yurtlar›nda kalmaya devam etti. 14 Ekim 1969’da, grubun önemli bir kesimiyle birlikte Suriye üzerinden Ürdün’e, Filistin Kurtulufl

Örgütü (FKÖ)’nün as›l gücünü oluflturan El Fetih kamplar›na gitti. Burada FKÖ’nün yan›nda ‹srail’e karfl› savaflt›. ‹srail içlerindeki karakol bask›nlar›nda bizzat yer ald›. fiubat 1970’de Türkiye’ye geri döndü¤ünde, Diyarbak›r-Antep yolunda bir otobüste yakaland›. Diyarbak›r’da devam eden yarg›lama sonunda, Ekim 1970’te tahliye oldu. Hüseyin ‹nan Ankara’ya döndü¤ünde kafas›ndaki k›r gerillas› fikri iyice berraklaflm›flt›. Benzeri düflünceler tafl›yan ve ayn› eylem çizgisini benimseyen, bafllar›nda Deniz Gezmifl’in yer ald›¤› ‹stanbul grubuyla bir araya gelerek THKO’yu kurdu. 1 Ocak 1971’de Türkiye ‹fl Bankas› Emek fiubesi kamulaflt›rmas›, Amerikan askeri tesislerinin bas›larak bir Amerikal›n›n kaç›r›lmas› ve daha sonra dört Amerikal›n›n kaç›r›lmas› eylemlerinde gösterdi¤i gözü pek tavr› ve kararl›l›¤›yla THKO’nun varl›¤›nda büyük etken oldu. 24 Mart 1971’de Kayseri’nin P›narbafl› ilçesinde yakalanarak, Deniz Gezmifl ve Yusuf Aslan’la birlikte Ankara 1 No’lu S›k›yönetim Askeri Mahkemesi taraf›ndan 9 Kas›m 1971’de idama mahkûm oldu. ‹damlar›n önlenmesi için gerek Meclis’te, gerek kamuoyunda ve gerekse örgüt arkadafllar› taraf›ndan çeflitli giriflimlerde bulunuldu. Askerî mahkemeden 18 idam karar› ç›kt›. Deniz, Yusuf, Hüseyin Mamak Askeri Hapishanesi’ndeki ön hücrelere ayr› ayr› kondu ve intihar etmesinler diye hücrelerindeki lambalar koridora al›nd›. ‹damla yarg›land›klar› halde, ölüme devrimin fliar›yla giden bu üç devrimci, 6 May›s 1972’de idam edilmek üzere dara¤ac›na götürüldü. Son sözleri yaflamlar›n› feda ettikleri kavgaya ba¤l›l›klar›n› özetler nitelikteydi...


Kavga okulu

İşçi-köylü 24

Köylülerin sevgisini, düflflm man›n kinini kazanan bir komünist: ARMENAK Bu ülkede Ermeni olmak zordur. Daha haf›zalar›m›zda tüm s›cakl›¤›yla durmaktad›r 1915 Ermeni Soyk›r›m›. Henüz birinci y›l›n› yeni doldurdu, Ermeni olmas›na ra¤men bu co¤rafyay› u¤runa ölmeyi göze alacak kadar çok seven Hrant’›n haince katledilmesi. Bu ülkede devrimci olmak da zordur. S›radan bir demokrat insan›n bile her türlü bask›ya maruz kalabildi¤i bir ülkede devrimci olmak ve öyle yaflamak. Toplumun “Tek dil, tek millet, tek bayrak” anlay›fl›yla asimile edilmeye çal›fl›ld›¤›, karfl› durufllar›n büyük bedeller ödedi¤i bir ülkede Ermeni kimli¤iyle komünist olmak zordur. ‹flte Armenak Bak›r (Orhan Bak›r) böyle bir ülkede Ermeni kimli¤iyle insanl›¤›n kurtulufl mücadelesinde yerini alm›fl ve yaflam›n› Türk, Kürt, Ermeni çeflitli milliyetlerden ve az›nl›k uluslardan emekçi Türkiye halk› için feda etmifl bir komünisttir. Ezilen emekçi bir Ermeni ne anlam ifade ediyorsa O’nun yaflam›nda, emekçi bir Kürt, bir Arap, bir Türk, Boflnak, Çerkez de ayn› fleyi ifade ediyordu. Çünkü O, insanlar› mensup oldu¤u milliyetlere göre de¤il, ezenle ezilenin oldu¤u bir dünyada, dahil oldu¤u s›n›fa göre de¤erlendiriyordu. Bunun için Proletarya Partisi saflar›nda çeflitli milliyetlerden yoldafllar›yla omuz omuza faaliyet sürdürüyordu. Bu anlamda onu en iyi, bir dönem Proletarya Partisi saflar›nda birlikte faaliyet sürdürdü¤ü Hrant Dink’in “O, tertemiz bembeyaz bir sayfaya halklar›n kardeflli¤ini yazd›” sözü anlat›yordu. 1953 y›l›nda Diyarbak›r’da do¤an Armenak Bak›r, ilkokulu bitirdikten sonra ‹stanbul’da Surp Harç Lisesi’ne kaydedilir. Daha sonra ‹stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ni kazan›r. Devrimci düflüncelerle burada tan›fl›r. Nubar Yal›myan, Hrant Dink, Manuel Demir ve daha baflkalar›yla Proletarya Partisi saflar›nda örgütlenir. Bu durum egemenler taraf›ndan pek hofl karfl›lanmaz. Bu yüzden TKP/ML saflar›nda Ermenilerin faaliyet sürdürmelerini her zaman bir sald›r› arac› olarak kullanm›fllard›r. Kimi dönem TKP/ML onlar için bir “Ermeni örgütü” olmufltur, kimi dönem “ASALA’yla iflbirli¤i” içinde. Bunlar›n hiçbiri kuflkusuz gerçe¤i ifade etmemektedir. Gerçek olan bir fley vard›r ki o da TKP/ML’nin çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n yegane kurtulufl yolunu iflaret etti¤idir. ‹flte Armenak da bu gerçe¤i görerek Proletarya Partisi saflar›nda örgütlenmifltir. ‹lginçtir; Orhan ismini babas›n›n bir arkadafl› koymufltur. ‹smini ald›¤› kifli gözü pek bir fedaiymifl. (Fedai, Ermeni gruplar›n oluflturdu¤u direniflçi Partizan gruplar›n›n ad›) Ablas›n›n deyimiyle “Ad›n› onurla tafl›d› ve o da iyi bir devrimci oldu.” Ermeni Soyk›r›m› sonras› bölgede sa¤ kalan ancak varl›¤›n› “gizlemek” zorunda kalan pek çok Ermeni aile, onunla bafllayan bir uyan›fl içerisinde bulur kendini.

O her fleyden önce partisinin ç›karlar›n› düflünen bir militan, bir görev adam›d›r. O Proletarya Partisi’nin bir üyesi ve kadrosudur. O, kimi zaman Tarifl ‹plik Fabrikas›’n›n direniflinin örgütlenmesinde, kimi zaman askeri bir eylemdedir. O’nun yaflam›n› en yal›n haliyle ifade etmek gerekirse yi¤it bir Komünist, kararl›, sevilen ve unutulmayan bir kiflilik diyebiliriz. Faaliyet yürüttü¤ü bölgenin Ali A¤a’s› olan Armenak, insanlar›n gönlünde yer etmifl bir kifliliktir. Öyle ki köylüler flehit düfltükten sonra yatt›¤› yata¤a kimseyi yat›rmayacak kadar çok sevmifllerdir Armenak’›. Öyle ki yafll› bir köylü “Ero sen ölece¤ine, benim o¤lum öleydi” diyecek kadar, evlatlar›ndan çok sevmifltir Armenak’›. Kuflkusuz bu sevgide Armenak’›n kitlelerle kurdu¤u diyalogun etkisi tart›fl›lmazd›r. Dürüst, s›cakkanl›, atik, insan sever bir kiflili¤inin yan›s›ra bölge halk›n›n sorunlar›yla da ilgilenmesi devletin köylüler üzerinde uygulad›¤› bask›lara karfl› tav›r koyan ve hesap sorucu özelli¤i de kitlelerle k›sa sürede kaynaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu konuda o dönem birlikte faaliyet yürüttü¤ü bir yoldafl›n›n anlatt›¤› bir olay ve o olay karfl›s›ndaki tavr› köylülerin Armenak’a olan sevgisinin en büyük kan›t›d›r asl›nda. “O dönemlerde Nazimiye Yüzbafl›’s› Ramazan K›l›ç’›n korkulu rüyas›yd›. Mazgirt’te Kulakkesen’in, Karakoçan’da Komiser Remzi’nin korkulu rüyas›yd›. Orhan Bak›r’›n ad›n› Dersim’de, Elaz›¤’da, Bingöl’de duyan iflbirlikçi hainler, faflist yöneticiler art›k bir gün bile yaflamay› kâr say›yorlard›. Çünkü bu ela gözlü çocuk halktan gelen flikâyetlerle huzursuz olmufltu. Orhan Bak›r bir gün halktan bir flikâyet daha duyar, Yüzbafl› Nazimiye’ye ba¤l› Dall›bahçe köyüne gider, köyde dü¤ün var. Gelini ata bindirmifller, dü¤ün baflka bir köye gidiyor. Ramazan Yüzbafl› emir verir, indirin bu at›n üstündekini. Kim bu? Dü¤ün sahibi korkarak Ramazan Yüzbafl›n›n yan›na gider, ‘bey bu benim gelinim, ben o¤lumu evlendiriyorum’ der. Yüzbafl› ‘benim niye haberim yok, çabuk indir, aç›n yüzünü, kimli¤ini verin belki teröristtir bu.’ Dü¤ün sahibi ne kadar yalvarm›flsa yine de kabul etmemifl Ra-

mazan Yüzbafl›. Gelini attan indirip gelinle dans etmifl. “‹flte böyle, bak o da¤dakiler gelsin b›rakmas›n o zaman. Siz ekmek verin besleyin, bak biz var›z onlar burada yok.” Orhan Bak›r ani bir kararla yan›na K›v›rc›k ve kel Ferit kod adl› 2 arkadafl›n› al›r, do¤ruca Naz›miye’ye gider. Orada 3 gün kald›ktan sonra 2 fiubat 1979 gecesi Yüzbafl›n›n evinin bulundu¤u lojmana gider, kap›da 2 asker kafalar›na kapüflonu çekmifller sohbet ediyorlar, çok kuvvetli bir f›rt›na var. Bu f›rt›na sayesinde herkes içerde, nöbetçiye silah› dayayarak “biz size bir fley yapmayaca¤›z, siz kap›y› açt›r›n iki laf söyleyip gideriz” der Orhan Bak›r. Nöbetçi kap›y› vurur usul usul, han›m› “Ramazan yat›yor kim o?” diye seslenir. “Benim arkadafl›m fenalaflt›, aç›n kap›y›” der asker. Kap› aç›ld›, kel Ferit hemen içeriye dald› ve “ana biz bir fley yapmay›z, sen kad›ns›n, kocana iki laf söyleyip gideriz” dedi. Kel Ferit kad›nla konuflurken Ramazan göründü yatak odas›n›n kap›s›ndan. Orhan Bak›r “Ramazan hiç telafl etme, bize ekmek getir, biz gidiyoruz.” Ramazan kar›s›na dönerek “ne istiyorlarsa ver gitsinler.” O arada Kel Ferit der ki; “anam sen dur o ekme¤i kendi eliyle versin ki, bir daha gidip köylerde kimseye iflkence etmesin. Yüzbafl› bak biz geldik senin evine ve sen bize ekmek verdin. Bir daha bir köylüye hakaret edersen bir daha ki geliflte seni vururuz. Tamam m›?” Evden ç›k›ld›¤›nda yüzbafl›y› bahçe duvar›na kadar beraber getirip serbest b›rak›rlar, güvenlik nedeniyle. Yüzbafl› Ramazan 7 Nisan ya da 7 Mart ay›nda istifa ederek ortadan kaybolur. (Bir yoldafl›)” Armenak kitlelerle ba¤›n›n yan›nda Partinin militan kiflili¤ine de verilecek en önemli örneklerden bir tanesidir. Yaflam›n› Partiye adam›fl, Partiyle atan bir yüre¤in alt›ndan kalkamayaca¤› bir zorluk yoktur. Bir eylem için gitti¤i ‹zmir’de tutsak düflen Armenak, Partinin böylesi de¤erli bir komünisti zindanlarda b›rakmama karar›ndan sonra difl a¤r›s› bahanesiyle gitti¤i hastaneden yoldafllar›n›n yard›m›yla firar etmifltir. Armenak, devlete askeri eylemlerle vurdu¤u darbenin yan› s›ra kendini en güçlü hissetti¤i hapishanelerinden de firar ederek onlar› düflürdü¤ü küçük durum nedeniyle daha özel bir nefretini ve kinini kazanm›flt›r. Firar sonras› eylemin büyük yank› uyand›rmas›ndan kaynakl› Parti O’nu Türkiye Kürdistan›’nda görevlendirir.13 May›s 1980’de Kaypakkaya’n›n ölüm y›ldönümünde parti karar› gere¤i bir polis komiserinin cezaland›r›lmas› eylemi s›ras›nda Elaz›¤ Karakoçan’da girdi¤i çat›flmada silah elde topra¤a düflmüfltür. Devlet O’na olan kinini cenazesinde dahi göstermifltir. Cenazesini kimsesizler mezarl›¤›na gömen devlet, daha sonra köylüler ve TKP/ML militanlar› taraf›ndan kaç›r›larak Naz›miye’nin Xarig (Yukar› Oduca) köyüne gömülen Armenak’tan intikam almak için kemiklerini ç›kartt›r›p Gole X›z›r’a (Peri Çay›) atm›flt›r.

2-15 Mayıs 2008

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfi fiE ENLER Haydar Çakmak: Proletarya Partisi sempatizan›, Halk Ordusu Savaflç›s› olan Haydar Çakmak Mazgirt-Dilano¤lu do¤umludur. 11 May›s 1981 tarihinde Bak›l A¤a adl› bir muhbirin ihbar› sonucu Pag yöresinde ç›kan çak›flmada flehit düfltü. ‹hbarc›s› olan Bak›l A¤a, Halk Ordusu taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›. A¤a fiimflek: 1962 y›l›nda Erzincan Tercan Zager köyünde do¤du. Y›lmaz, Zeki, Kara kod adlar›n› kullanan A¤a fiimflek, mücadeleye ‘80 öncesi kat›ld›. fiehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin üyesi ve Halk Ordusu komutanlar›ndand›. Kenan Bozkurt: 1963 y›l›nda Dersim Hozat-Derik köyünde do¤du. !980 öncesi mücadeleye ‘84’te de gerillaya kat›ld›. fiehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin sempatizan›, Halk Ordusu’nun savaflç›s›yd›. Gürsel Çelebi: 1972 Dersim Mazgirt- Yukar› Oyumca köyünde do¤an Gürsel Çelebi, okumak için gitti¤i Tokat’ta daha önce ilgisinin oldu¤u Proletarya Partisi’nin düflüncelerini daha da bir benimser. Bu dönemde TMLGB ile ba¤lant› kurmufltur. Bu dönem Karadeniz’de gerillaya kat›laca¤›n› duyan babas› onu Tokat’tan Dersim’e götürür. Ancak bu çabas› onun gerillaya kat›lma arzusunu engelleyemez ve Dersim’de gerilla faaliyetine kat›l›r. 12 May›s 1992’de Sekerman’da ölümsüzleflti¤inde Proletarya Partisi’nin ileri sempatizan›yd›. Gülseren A¤gül: 1972 Dersim Ovac›k Karatafl köyünde do¤du. Eylül 1990’da mücadeleye bafllayan Gülseren A¤gül, Proletarya Partisi’nin sempatizan› olarak 12 May›s 1992’de Gürsel Çelebi ile birlikte ölümsüzler kervan›na kat›ld›. Mehmet Yaflar: 1968 Diyarbak›r Dicle do¤umlu olan Mehmet Yaflar 1989 y›l›nda kat›ld›¤› Halk Ordusu saflar›nda 14 May›s 1992 y›l›nda flehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin sempatizan› ve Halk Ordusu’nun komutan›yd›. Eyüp Güllen: 11 May›s 1994 y›l›nda Mazgirt Dinar köprüsünde bir kaza kurflunu sonucu flehit düflen Eyüp Güllen Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle Eskiflehir üniversitesinde tan›fl›r. Bir dönem Eskiflehir’de TMLGB sorumlulu¤u yapan Eyüp Güllen, 1993 yaz›nda gerillaya kat›lm›flt›r. ‹brahim Bozkurt: Duisburg Türkiyeli ‹flçiler Derne¤i’nin kurucular›ndan olan ‹brahim Bozkurt (Çermo Day›) yakaland›¤› hastal›k sonucu 5 May›s 1998 tarihinde yaflam›n› yitirdi.


İşçi-köylü 25

2-15 Mayıs 2008

Kavga okulu

And olsun ki Emel yoldafl intikam›n› alaca¤›z! 15 May›s 2003 tarihinde Tokat’›n Almus ilçesinde TC güçleriyle Halk Ordusu gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada flehit düflen Emel K›l›nç 1979 Dersim Ovac›k do¤umluydu. Erzincan’da hemflirelik bölümünü okurken faaliyete bafllayan Emel K›l›nç bu süreçte tutuklanarak Erzurum Hapishanesi’nde üç ay kal›r. Daha sonra okulunu Ankara’da tamamlayan Emel yoldafl 2000 y›l›n›n yaz aylar›nda kat›ld›¤› Halk Ordusu saflar›nda gerilla birli¤inin sa¤l›kç›s› olarak Karadeniz da¤lar›nda yerini al›r. Gerillada kald›-

¤› üç y›l boyuncu sa¤l›kç›l›k görevini baflar›yla sürdüren yoldafl 2001 y›l›nda Özgür Gelecek gazetesinde ç›kan TKP/ML T‹KKO gerillalar›yla röportajda dostlar›na ve yoldafllar›na flöyle sesleniyordu; “Tüm dostlara ve yoldafllara buradan merhaba diyorum. Faflist diktatörlük bize her alanda sald›r›yor. Biz de her alanda buna karfl›l›k verece¤iz, sonuna kadar savaflacak ve direne direne kazanaca¤›z. ... Tesadüfî olarak 7 flehidimizin oldu¤u bir dönemde gelmifltim. Ben Umut ‹l

PUSULA Militan durufl zorluklarla savaflmay› içerir Proletaryan›n kahraman ö¤retmeni Marks Paris’te komünarlar›n savafl› sürerken flöyle hayk›r›yordu: “Komün yok edilecekse, mücadele sadece gecikmifl olabilir. Komünün ilkeleri ölümsüzdür ve yok edilemezdir...” (Paris Komünü Üzerine) Tarih Marks yoldafl›n öngörülerinin gerçekleflmesine tan›kl›k yapmakta gecikmedi. Yani Ekim Devrimi komünarlar›n düfllerini gerçe¤e dönüfltürdü. Neydi gerçe¤e dönüflen? Gerçe¤e dönüflen; Bolflevikler önderli¤inde devrimci fliddetle çarl›k otokrasisinin yerle bir edilerek, proletarya diktatörlü¤ünün kurulmas›yd›. Ve Ekim Devrimi’ni birçok ülkede yeni devrimler izledi. Baflkan Mao’nun önderli¤indeki ÇKP’nin zaferi dünyada esen sosyalizm rüzgar›n› güçlü bir f›rt›naya dönüfltürdü. Bu f›rt›na beraberinde içte ve d›flta büyük muharebelerin yaflanmas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤unu da gösterdi. Özcesi “Komünün ilkeleri ölümsüzdür ve yok edilemezdir” diyen Marks yoldafl›n hakl›l›¤› yaflanan devrimlerle bir kez daha ispatland›. Ama s›n›f savafl›m› bütün fliddetiyle sürüyordu. Marksizm-Leninizm ilkelerine dayanarak zafer kazanan partilerin içinden ç›kan yeni bürokrat burjuvalar iflçi s›n›f›n›n davas›na ihanet ediyorlard›. Elbette ki bu engeller karfl›s›nda umutsuzlu¤a düflüp teslim bayra¤›n› çekenler de oldu. Ama s›n›f savafl›m›n›n bilimsel yasalar›na inananlar ve insanl›¤›n tarihi yürüyüflünün yengi ve yenilgilerle iç içe oldu¤u gerçe¤ini kavrayanlar “durmak yok” fliar›yla ilerlediler. Sosyalizmde s›n›flar ve s›n›f mücadelesi olgusuna baflta s›n›f bilinçli proletarya olmak üzere tüm ezilenlerin dikkatini döne döne çektiler. Baflkan Mao’nun “döne döne devrim” veya Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin hemen arifesinde “hala kimin kazanaca¤› belli de¤il” saptamalar› süren kesintisiz savafl›ma yap›lan vurguy-

du. Bu vurgu ayn› zamanda Marks’›n Komün’e dair yapm›fl oldu¤u de¤erlendirmeleri içeren anlay›fltan ba¤›ms›z de¤ildi. Ve nitekim ayn› yenilgi ÇKP prati¤inde de yafland›. Ama o ölümsüz ilkeler yok edilemedi-edilemez de. MLM’lerin sahip olduklar› bu bilimsel kavray›fl ve öngörü günümüzün karmafl›k sorunlar›n› çözmeye, zorluklarla savaflmaya ›fl›k tutuyor. MLM’lerin sosyalist maskeli bürokrat burjuva diktatörlüklerin y›k›lmas›yla birlikte dünyada estirilen sosyalizm karfl›t› ihanet rüzgâr›ndan daha az etkilenmeleri tam da yukar›da alt›n› çizdi¤imiz do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmalar›ndan kaynaklan›yor. Dün “s›n›f mücadelesinin” tarihe kar›flt›¤›n› ve “tarihin sonunun yaklaflt›¤›n›” ilan edenler, bugün durmadan tarihin tokad›n› yiyorlar. Gerçeklerle oynan›lamayaca¤›n›, masa bafl›nda uyduruk teorilerle tarihin ak›fl›n›n, yönünün de¤ifltirilemeyece¤ini bu burjuva kalemflorlar› ve tarih çarp›t›c›lar› bir kez daha gördüler. Bugün dünyada yaflanan ekonomik ve siyasi krizin iflaretleri baz› ülkelerde somut çat›flmalara dönüflmüfl durumdad›r. “Küreselleflen” açl›k, sefalet ve yoksulluk “küresel” çapta ezilenlerin öfke ve tepkisini büyütüyor. Bu iyi bir durumdur. Ama her fley de¤ildir. fiöyle ki; emperyalistler ve uflaklar›n›n genifl emekçi y›¤›nlar› uyutmak için uydurduklar› tüm yalanlar›n, çizdikleri pembe tablolar›n gerçe¤in duvar›na çarparak parçalanmas› ve bu durumun genifl y›¤›nlar taraf›ndan daha iyi görülmesi, devrimciler ve komünistler için büyük bir avantajd›r. Bu avantaj›n ezilenlerin kurtulufluna hizmet edecek bir sürece evrilmesi kesinlikle çok yönlü ve kapsaml› bir müdahaleyi flart koflar. Daha sade bir dille ifade edecek olursak, her kriz s›n›f mücadelesi için yeni olanaklar a盤a ç›kar›r. E¤er devrimci ve komünist güçler bu olanaklar› kullanma kudretine sahiplerse orada pro-

yoldafl› anlatmak istiyorum. Umut ‹l yoldafl, gerilla birli¤inin sa¤l›kç›s›yd›. Ben onun b›rakt›¤› sa¤l›kç›l›k görevini üstlendim. Umut ‹l yoldafl, görevini son derece iyi yap›yor ve bunu iyi bir propaganda arac› olarak kullan›yormufl. Gerilla birli¤ine ve gitti¤i kitle iliflkilerine halk sa¤l›¤›n›n ne demek oldu¤unu iyi bir flekilde anlatm›fl. Ben Umut ‹l’in görevi devretti¤i yerden sürdürece¤im ve onun intikam›n› alaca¤›z, söz veriyoruz” (Emel K›l›nç)

letarya lehine büyük kazan›mlar›n elde edilmesi kaç›n›lmazd›r. Ama e¤er böyle bir güce sahip de¤illerse, egemenler ya fliddetle ya da ürettikleri yeni yalanlarla genifl y›¤›nlar›n öfke ve tepkilerini sistem içinde eritirler. Tüm mesele bu tarihi f›rsatlar› büyük tarihsel eylemlere dönüfltürecek s›n›f bilinçli proletaryan›n örgütlülü¤ü ve genifl y›¤›nlar› etkileme, harekete geçirme, önderlik etme kapasitesinde kilitleniyor. Bu görevler baflar›lmad›kça, emperyalistler ve iflbirlikçileri geçici de olsa yaflad›klar› bu krizleri flu veya bu flekilde atlatarak, ömürlerini daha da uzatabilirler. Bundan dolay› da partinin döne döne alt›n› çizdi¤i “kitlelere gidin, kitlelerin somut sorunlar›n›, çeliflkilerini do¤ru analiz ederek orada pratik hareket yarat›n” söylemi bofl bir söylem de¤ildir. Çünkü büyük f›rt›nalar ancak genifl y›¤›nlar› parti çizgisi etraf›nda birlefltirip harekete geçirmekle yarat›l›r. Dünyada yaflanan ekonomik ve siyasi krizin etkileri yaflad›¤›m›z co¤rafyada da kendini hissettirmektedir. Son süreçte emekçilere dayat›lan y›k›m yasalar›, kazan›lm›fl haklara dönük sald›r›lar yaflanan bu krizin ürünüdür. Yani, emperyalistler ve uflaklar› yaflanan krizlerin faturas›n› emekçilere yükleme çabas› içindeler. Buna karfl› iflçi ve emekçiler cephesindeki tepkiler yavafl yavafl sokaklarda yank›s›n› bulmaktad›r. ‹flte bu hoflnutsuzluklar› büyütüp örgütlü bir güce dönüfltürme göreviyle yüz yüze oldu¤umuz tart›fl›lmazd›r. Böylesi süreçler kitlelerle ba¤ kurmak, onlar›n siyasi bilincini yükseltmek bak›m›ndan oldukça elverifllidir. Bu elveriflli ortamda, da¤›n›k güçlerimizi, örgütlemek, örgütlü güçlerimizle kitle çal›flmas›nda tam bir seferberlik ruhuyla hareket etmek ertelenemez bir görevdir. Somut durumu kavramak ve an›n görevlerini yüklenmenin anlam› da budur. Bu süreçte Proletarya Partisi’nin tüm militanlar› Nisan 2008 Partinin kuruluflu vesilesiyle yay›mlanan bildiride ortaya konulan flu anlay›fl do¤rultusunda hareket etme sorumlulu¤unu tafl›mal›d›rlar. “‹flte bu yüzden, bu yolda ›srar, bu u¤urda feda, bu kavgada cesaret, bu mücadelede azim, bu savaflta kahramanl›k, bu direniflte özveri hep daha iyi, daha faz-

la, daha yüksek, daha ileri olmak zorundad›r. Bunu sergileme görevi, devrim mücadelesine hangi düzeyde katk› sunarsa sunsun herkese düflmektedir. Ve bu görevin yükü ve sorumlulu¤u her geçen gün daha da artmaktad›r.” ‹çinden geçti¤imiz sürecin zorluklar› bize kavgada ›srar› ve direngenli¤i dayat›yor. Bu ›srarc›l›k s›n›f mücadelesi aç›s›ndan ortaya ç›kan imkanlar› en do¤ru tarzda de¤erlendirmeyi ve gücümüzü rasyonel bir tarzda kullanmay› da içeriyor. Yani, dört bir yana yumruk sallamak yerine, olmas› gereken öncelikli yerde olmal›y›z. Sadece olmak yetmez, an›n görevlerine yan›t olmak, süreci bir bütün olarak çözümlemek için militanca düflünme, militanca çal›flma temel prensibimiz olmal›d›r. Militanca düflünme, tali sorunlarla de¤il, ana sorunlarla u¤raflmay› ve geneli somuta uygulamada yarat›c›l›¤› zorunlu k›lar. Militanca düflünme, hakl› ve meflru zeminde geliflen hareketlere kay›ts›z kalmamay› ve mutlaka sürece iradi bir müdahalede bulunmay› öngörür. Militanca çal›flma, zorluklar› iflinin bir parças› olarak alg›lamay› ve görevlerin yerine getirilmesini de varl›k gerekçesi olarak kavramay› emreder. Militanca çal›flma, görevleri ertelemeyi, disiplinsizli¤i, bedel ödemede tereddüte düflmeyi reddeder. Militanca çal›flma, yürütülen tüm çal›flmalar›n merkezine partiyi ve parti politikalar›n› genifl y›¤›nlara ulaflt›rma hedefini asla gözden kaç›rmaz. Dahas›, militanca çal›flma kitlelerden kopuk, kitle çal›flmas›na hizmet etmeyen her türlü hareketten kaç›n›r. Sürece ve sorunlara bu bak›fl aç›s›yla yaklaflmak tüm örgütlü güçlerimizin görevidir. Yap›lmas› gerekenin en iyisini yapma sorumlulu¤uyla görevlerimize yaklaflmal›y›z. Süreci tersine çevirmek, yürüyüfl temposunu daha da h›zland›rmak için alan fark› gözetmeden hepimiz yüzümüzü s›n›f mücadelesinin teorik ve pratik sorunlar›na dönmeliyiz. Sorunlar›n bir parças› de¤il, çözücüsü olmal›y›z. Devrimci heyecan›, devrimci coflkuyu ancak böylesi bir pratikle kazanabiliriz. Kaypakkaya çizgisinde ›srar, Kaypakkaya yoldafll›¤›, zorluklarla savaflmay› ve kazanmay› öngörür. Ve gün, bunun gereklerini yerine getirme günüdür.


İşçi-köylü 26

2-15 Mayıs 2008

Ad›m›z isyan, soyad›m›z serh›ldan!.. Yaflas›n 1 May›s, Biji Yek Gulan!.. Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki yaz›y› konunun güncelli¤inden dolay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz.

Türk, Kürt, Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›za;

Zalimler için takvim yapraklar›ndan bir an önce kopar›lmas› gereken en önemli gün geldi çatt›! Zorbalar›n nefretle and›¤› korkulu gün için flafak sökmek üzeredir! Sermayenin mezara gömülece¤ini iliklerinde hissetti¤i gün için geriye say›m bafllad›! 1 May›s, eme¤e düflman olanlar, sömürü, bask› ve zulümden yana olanlar, halklar›n katili olanlar için lanetli bir gündür! 1 May›s, emperyalistlerin, faflistlerin, gericilerin, iflbirlikçi kan emicilerin, iflkencecilerin kabusudur! 1 May›s, krallar, sultanlar, diktatörler, paflalar, papalar, din bezirganlar›, patronlar, a¤alar için kapkara bir gündür! 1 May›s’› sermaye dünyas›n›n korkulu günü haline getiren ezilenlerin gücü ve öfkesidir! Milyonlarla ifade edilebilecek bir az›nl›¤›n, vahfli biçimde ezdi¤i ve sömürdü¤ü milyarlarca insana hükmedebildi¤i emperyalist-kapitalist sistem; her türlü yalan, aldatma, yönlendirme, bask› ve zorbal›kla, ve fakat zorlukla ayakta durmaktad›r. Saltanatlar›, zevk ve sefa içerisinde hüküm sürdükleri düzenleri sonsuz de¤ildir. Sistemleri her geçen gün daha da kötüye gidiyor, onarmakta, yamamakta güçlük çekiyor, bellerini do¤rultmakta tümden aciz duruma düflüyorlar. ABD emperyalizminden bafllayarak

tüm ittifaklar›, iflbirlikçi ve uflaklar›na yay›lan son krizle bafllar› fena halde derttedir. ‹flgal ettikleri ülkelerin tümünde ezilen halklar›n tokad›n› yiyenler, flimdi kendi dertleriyle bafla ç›kamad›klar› gibi, dünyan›n dört bir yan›ndaki açl›¤a isyan eylemlerine çare bulmaya çal›fl›yorlar. 1 May›s, kriz içerisinde debelenen Türk egemenlerinin üstüne karabulut gibi çökecektir! AKP’si, CHP’si, MHP’si, ordusu, yarg›s›, YÖK’ü, TÜS‹AD’›, medyas› ve di¤er belli bafll› kurumlar› ile birbirine düflen; ama özünde halka karfl› olmakta, sömürü, bask› ve zulüm uygulamakta büyük bir mutabakat ve iflbirli¤i sergileyen Türk hakim s›n›flar› bunal›mdad›r. Bu öyle bir bunal›md›r ki, enflasyon ve iflsizlik yüzde 20’leri aflmada birbiriyle yar›flmaktad›r. Ekonomideki kriz, tar›mdaki çöküfl, g›da maddeleri sat›fl›nda kuyruklara yol açmaktad›r. Öyle bir bunal›md›r ki, sosyal güvenlik sistemi ve sa¤l›k alan›nda k›r›nt› düzeyindeki haklara sald›r›lmaktad›r. Yoksullukta s›n›r tan›nmamakta, k›dem tazminat›na dahi göz dikilmektedir. Bu öyle bir bunal›md›r ki, Kürt ulusuna yönelik imha ve inkar politikas›nda azg›nlafl›lmakta, demokratik hak taleplerine, demokratik eylem biçimlerine en vahfli yöntemlerle ve en pervas›z

tutumla yaklafl›lmaktad›r. ‹flte tam da bunun için: 1 May›s, zalimlerin korkusunu büyüttü¤ümüz gün olmal›d›r. 1 May›s, egemenlerin krizini derinlefltirdi¤imiz gün olmal›d›r. 1 May›s, iflçi ve emekçilerin, ezilen halk ve uluslar›n birlik ve dayan›flmas›n› güçlendirdi¤imiz gün olmal›d›r. 1 May›s, proletaryan›n k›z›l bayra¤›n› yükseklerde dalgaland›rd›¤›m›z gün olmal›d›r. 1 May›s, halk demokrasisi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinde ad›mlar›m›z› s›klaflt›rd›¤›m›z gün olmal›d›r. 1 May›s, faflizmin kalelerini kuflatt›¤›m›z gün olmal›d›r! 1 May›s, iflçi s›n›f› ve ezilen halklar›n gövde gösterisine sahne olmal›d›r! ‹SYAN ATEfi‹N‹ KÖRÜKLEMEK ‹Ç‹N ALANLARI ZAPTEDEL‹M! PROLETARYANIN KIZIL BAYRA⁄INI DALGALANDIRMAK ‹Ç‹N ‹LER‹! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! YAfiASIN 1 MAYIS!, B‹J‹ YEK GULAN! TKP/ML Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Nisan 2008

“1 May›s, eme¤e düflman olanlar, sömürü, bask› ve zulümden yana olanlar, halklar›n katili olanlar için lanetli bir gündür! 1 May›s, emperyalistlerin, faflistlerin, gericilerin, iflbirlikçi kan emicilerin, iflkencecilerin kabusudur! 1 May›s, krallar, sultanlar, diktatörler, paflalar, papalar, din bezirganlar›, patronlar, a¤alar için kapkara bir gündür!”


2-15 Mayıs 2008

İşçi-köylü 27

Okur

Dr. Haidar Eid ile Filistin üzerine... Röportaj Anna Weekes taraf›ndan, Dr. Haidar Eid ile yap›lm›flt›r.* Anna Weekes: Gazze fieridinde flu an ki durum nedir? Haidar Eid: Hiç kimsenin Gazze’de yaflananlarla ilgili olarak hayal k›r›kl›¤› yaflamamas› olanakl› de¤il. Burada yaflananlar tüm dünyan›n gözleri önünde, bir halk›n jenositle karfl› karfl›ya kalmas›d›r. Gazze’nin kuflat›lmas› ve ‹srail taraf›ndan uzun zamand›r süren toplu cezaland›rman›n sonucu, g›da fiyatlar›n›n art›fl›d›r. Pek çok g›da ürünü, ilaçlar, di¤er mallar ve inflaat malzemeleri bulunmamaktad›r. Hastanelerde, sinir, kanser, IV glikoz ve uzun süreli hastal›klar için ilaç bulunamamaktad›r. Çocuklarda ishal vakalar› artmakta ve yak›n zamanda tifo ve hepatit hastal›klar›nda patlama durumuyla karfl› karfl›yad›r. Kuflatma sonucu, onlarca Filistinli ihtiyac› olan tedaviler için ‹srail’e veya M›s›r’a geçmelerini engelledi¤i için hayatlar›n› kaybetmifltir. Ayr›ca, onlarca Filistinlinin ‹srail’e, M›s›r’a, Bat› fieria’ya veya Ürdün’e geçiflleri engellenerek tedavileri de engellenmektedir. Bu hastalardan 38’i -ki aralar›nda çocuklarda bulunmakta- son iki hafta içinde hayatlar›n› kaybetti. Akaryak›t ürünleri tükenmekte ve oldukça da pahal›. Fabrikalar›n kapanmas› sonucu, yaklafl›k 80.000 iflçi iflinden olmufl durumda. Bütün bunlara ra¤men, ‹srail Gazze’ye hava ve kara sald›r›lar›na devam etmekte, sald›r›lar›n hedefinde ise genellikle çocuklar ve masum halk yer almakta. - ‹ki devletli bir çözüm imkan› hala mevcut mu? - Hay›r. E¤er izin verirseniz sizlere, Eylül 2001 y›l›nda G.Afrika’n›n Durban flehrinde yap›lan Uluslararas› Irkç›l›¤a Karfl› Zirve Toplant›s›n›n oylamas›n› hat›rlatmak istiyorum. Burada çok aç›k bir flekilde ‹srail, insanl›k d›fl› uygulamalar›ndan, Filistinlilerin kendi topraklar›nda seyahat özgürlü¤ünün k›s›tlanmas›ndan, kendi topraklar›na geri dönme haklar›n›n sürekli engellenmesinden, insanlar›n topraklar›ndan kovulmas›ndan, tecritten ve parçalanmadan dolay›, ›rkç›-aparthayt devleti olarak nitelenmektedir. 67 S›n›rlar› içinde yeni bir Filistin devletinin kurulmas› olanakl› de¤ildir. Bantustan sistemi (G. Afrika’da, sadece siyahlar›n yaflamas› için oluflturulan tecrit bölgeleri) olarak bilinen bir sistemin varl›¤› ile kal›c› bir bar›fl güvencesi yoktur. Ve G. Afrika’da aparthayt hiçbir zaman baflar›ya ulaflmad›. Bu ironi ile, tarihi Filistin topraklar›n›n % 22’de ba¤›ms›z bir devlet kurulaca¤› hayali, 1993 y›l›nda taraflar› Oslo Anlaflmas›’na götürdü. Zaten ‹srail, Ku-

düs’ü iflgal edip, onu Yahudi halk›n›n baflkenti ilan ederek yeni bir durum yaratm›flt›. Yani Kudüs, gelecekteki Filistin devletin baflkenti olmayacakt›r. Bat› fieria’daki Yahudi nüfusu 500.000’den fazla artm›flt›r. Gene B. fieria’da, ‹srail taraf›ndan infla edilen tecrit duvar› sonucu bu bölgenin % 20-30’u gasp edilmifltir. Oslo Anlaflmas›’n›n hiçbir yerinde ba¤›ms›z Filistin devletinden bahsedilmemektedir. Bu sorun, bölge güçlerinin alaca¤› dengeye b›rak›lm›flt›r. Ve bu denge de ‹srail lehinedir. Hangi koflullarda olursa olsun, ba¤›ms›z Filistin devletinin kurulmas›, Filistin sorununun çözümü olmayacakt›r. Bu yeni devlet, ne diyasporada yaflayan 6 Milyon Filistinlinin ne de ‹srail’de yaflayan ve üçüncü s›n›f muamelesi gören 1.3 milyonluk Filistinlinin sorununu çözebilir.

listinliler üzerimde uygulanan siyasi soyk›r›m› sona erdirmek içindir. Bu tür fliddet içerikli olmayan eylemlerin, ‹srail, Filistin halk›n›n kendi kaderini tayin etme hakk›n› tan›yana ve tüm yurttafllar için tek-ba¤›ms›z demokratik devletin kurulmas›na kadar devam etmesi gerekmekte. - Bize, ‹srail-Filistin “çat›flmas›na” son vermek için yap›lan Annapolis Buluflmas› ile ilgili görüfllerinizi de aktar›r m›s›n›z. - Annapolis Buluflmas› bir flamatayd›. ‹tibar› zaten yeterince düflük olan Bush, bununla dönemini “bar›fl insan›” olarak tamamlamak istedi. Bu anlaflma, Filistinliler aç›s›ndan can al›c› konulara hiç de¤inmedi yani, ‹srail güçlerinin 67 s›n›rlar› gerisine çekilmesi, geri dönüfl hakk›

- Bizlerin G. Afrika hükümetinden istedi¤imiz, pek çok ortak noktam›z›n oldu¤u flu noktada, mücadelemizi daha fazla anlamas›d›r. Dün ülkenizde yaflanan Aparthayta karfl› uluslararas› kamuoyunun yapt›¤› boykot gibi, ‹srail ile olan tüm diplomatik iliflkilerini kesmelidir. G. Afrika’n›n önemli insanlar›, Desmont Tutu, Roni Kasrils, ve Con Dugart ve dahas› ABD eski baflkan› Jimi Karter dahi ‹srail devletini aparthayt devleti olarak nitelemifllerdir. Ülkenizde aparthayt nas›l ortadan katl›? Elbette, Pretor›a’da elçilikler bulundurarak ve ekonomik iliflkileri vb. muhafaza ederek de¤il. - Buradaki insanlar Filistin mücadelesini desteklemek için neler yapabilirler? - BM, AB, ABD ve uluslararas› kurumlar taraf›ndan hayal k›r›kl›¤›na u¤rad›¤›m›z flu anda, ‹srail savafl suçlar›n› ve

BM, AB, ABD ve uluslararas› kurumlar taraf›ndan hayal k›r›kl›¤›na u¤rad›¤›m›z flu anda, ‹srail savafl suçlar›n› ve soyk›r›m›n› k›nayacak, nerede ve ne boyutta olura olsun halklar›n Filistin mücadelesine verdikleri destekleri önemsiyoruz. Ülkelerindeki hükümetlere bask› oluflturarak, ‹srail’in uluslararas› hukuk içinde hareket etmesini sa¤layabilirler. - Peki Filistinliler tek devlet için neler yap›yorlar? - Frakl› görüfllere sahip pek çok Filistinli aktivist, Ortado¤u’da bar›fl ve adalet hedefi ile One Demokratic State Group (Demokratik Tek Devlet ‹çin Grup) oluflumunu kurmufltur. Tek devlet amac›n›n, Ortado¤u’da kal›c› bar›fl için tek çözüm oldu¤una inan›yoruz. Tarihi Filistin topraklar› içinde, demokratik, laik, din, dil fark› gözetmeyen ve göçmen Filistinlilerinde geri döndü¤ü tek devletin Ortado¤u’daki çat›flmalar› sonland›raca¤›na inan›yoruz. G. Afrika ve ‹rlanda’da oldu¤u gibi. Dini-ulusal zeminde hiçbir kuflatma olmaks›z›n. Ulusdevletlerin ulusal, dini ve ›rk temelinde kurulmas› ayr›ma yol açmakta. Bizler ayn› zamanda Filistin taraf›ndan ‹srail’e ve ürünlerine karfl› bafllat›lan boykot kampanyas›na da aktif olarak kat›l›yoruz. Bütün bu çal›flmalar, G. Afrika’da da gördü¤ümüz gibi, Fi-

ve Kudüs. ABD Filistin halk›n›n temel haklar›na iliflkin ‹srail yanl›s› bir politika izledi. Filistinliler aç›s›ndan en tehlikeli unsur Bush’un konuflmas›nda tespit edilmekte. Bush konuflmas›nda, ‹srail devletinin “Yahudi karakterini” in alt›n› çizmektedir. Ve burada karfl›laflt›¤›m›z, apaç›k bir ›rkç›l›kt›r, G. Afrika’da oldu¤u gibi. Bizlerden ve uluslararas› kamuoyundan, dünyan›n her taraf›na da¤›lm›fl olan yaklafl›k 6 milyon Filistinli mülteciyi unutmay›, ‹srail içinde yaflayan 1.3 milyon Filistinlinin kültürel ve ulusal haklar›ndan bahsetmemizi istiyorlar. Filistinliler, onlar için, Gazze’de ve B. fieria’da yaflayanlard›r. Filistin meselesi, gerek Filistin içinde gerekse d›fl›nda yaflayan mültecilerin vatanlar›na geri dönmesidir. Bu sorun çözülmeden, Ortado¤u’da en ufak bir bar›fl dahi olanakl› de¤ildir. - Örgütünüz G. Afrika hükümetinden ne bekliyor?

soyk›r›m›n› k›nayacak, nerede ve ne boyutta olura olsun halklar›n Filistin mücadelesine verdikleri destekleri önemsiyoruz. Ülkelerindeki hükümetlere bask› oluflturarak, ‹srail’in uluslararas› hukuk içinde hareket etmesini sa¤layabilirler. Ama, G. Afrika insanlar›ndan çok daha fazlas›n› bekliyoruz, çünkü birçok ortak noktam›z bulunmakta. Bizlerin G Afrika ›rkç›lar›na davranmam›z› istedi¤iniz gibi, sizlerinde ‹srail ›rkç›l›¤›na öyle davranman›z› bekliyoruz. *Anna Weekes, G. Afrikal› sendikac› ve Savafl Karfl›t› Hareket’in bir üyesi. Dr. Haidar Eid, El-Aksa üniversitesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› bölümü profesörü ve tek devletli çözüm verilen mücadelenin de aktivistlerinden. Bu yaz› 12 Mart 2008 tarihinde “ The Electron›c Intifada” sitesinde yay›nlanm›flt›r. Çevirisi, Yunanca’dan “Palestin Blog” sitesinden al›narak yap›lm›flt›r. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


İşçi-köylü 28

Okur

2-15 Mayıs 2008

Filistin Halk Kurtulufl Cephesi milletvekili KAL‹NDA CARAR ile Takis Politi’nin röportaj›* - Sizden Kudüs’te bir ‹srail okuluna yönelik gerçeklefltirilen sald›r› hakk›nda görüfllerinizi almak istiyorum. Baflkan Abbas, sald›r›y› k›nad›. Siz nas›l bir tutum al›yorsunuz? - Bizler bu tarz sald›r›lar›n karfl›s›nda de¤iliz ve k›nam›yoruz. Belki bilmiyorsunuz ama sald›r›n›n gerçeklefltirildi¤i okul bildi¤imiz okullardan de¤il. Dini bir okul ve burada Siyonizm afl›lanmakta, yerleflimciler lehine çal›flmakta ve gelecekteki yerleflimcilerin liderleri yetifltirilmekte. ‹srail bas›n›nda verildi¤i gibi masum insanlar ölmedi, Filistin topraklar›n›n yar›nki iflgalcileri öldü. B. fieria’da, ‹srailli yerleflimciler sürekli olarak artmakta. Bugün Filistin’deki sorun, örgütlerin f›rlatt›klar› roketler de¤ildir. Direnifl bizde kalan tek silaht›r. Bizler savafl sevdal›s› de¤iliz. ‹flgalcilerle, iflgal edilenlerin, uluslar aras› kamuoyu taraf›ndan ayn› ölçüde de¤erlendirilmesi olanakl› de¤ildir. ‹srail sald›rganl›¤› artt›¤› sürece, iflgal sürdükçe bizler de hangi biçimde ve silahla yapabilirsek ve dahas› vücutlar›m›zla direnmeye devam edece¤iz. - Annapolis Anlaflmas›’ndan sonra, bar›fl sürecine iliflkin görüflünüz nedir? - Anlaflma sonras›nda, ‹srail politikas›nda de¤iflen hiçbir fley olmad›. Bu anlaflma Filistin sorununu çözüme götürmez. Tam tersine Filistinliler üzerinde bask›y› daha da artt›rmakta ve bölgede Amerikan politikas›n› ileri sürmektedir. Annapolis anlaflmas› sonras› bafllayan müzakerelerle birlikte, Filistinlilerin haklar›na iliflkin durum daha da kötüleflmifl, Gazze’deki abluka daha da a¤›rlaflm›flt›r. B. fieria’daki yer-

leflim alanlar› artmakta. Korkar›m ki, ‹srail taraf›ndan uygulanan planla, B. fieria’da iflgalci olarak kalmay› ve Filistin’i ise Gazze’ye hapsetmeyi istemekte. Tabii öncesinden bu devletin de ortadan kald›r›lmas›na bakacakt›r. Annapolis Anlaflmas›’nda sonra B. fieria’da kontrol noktalar› ve yol kapatmala % 10 artarak 662’ye ç›km›flt›r. Sadece son bir ayda, B. fieria’da ‹srail atefli sonucu 40 Filistinli hayat›n› kaybetti. Ayn› zamanda, 11.500 Filistinli ‹srail hapishanelerinde tutulmaya devam ediliyor. Bunlardan 450’i 18 yafl›n alt›ndaki çocuklarken, 1402’si ise kad›nd›r. ‹srail politikas›, ‹srail’in askeri gücüne dayanmaktad›r. - Son zamanlarda Filistin iç politikas›nda önemli bir kriz mevcut. Hamas ve El Fetih s›k s›k kendi aralar›nda çat›flmakta. Partiniz bu krizi nas›l karfl›l›yor? - Öncelikle söylemek isteyece¤im fludur ki, partimiz, ne bugün ne de yar›n hiçbir Filistinliye karfl› silah kullanmayacakt›r. Krizin afl›labilmesi için iki taraf›nda iyi niyetle ad›mlar atmas› gerekir. Hamas, Gazze’de ele geçirdi¤i iktidar› tek bafl›na yürütmeye son vermeli, di¤er yandan da El Fetih, B. fieria’daki bask›c› yönetimine son vermelidir. Filistin Devlet baflkan› Mahmut Abbas taraf›ndan, Filistinlilerin çi¤nene politik haklar›ndan bahsediyorum. Örne¤in, eylem hakk›, Abbas taraf›ndan s›n›rlanm›fl durumda. Yasada önceden bildirilmesi gerekti¤i yaz›lmakta, izin al›nmas› de¤il ama pek çok defa eylemler yasaklanmaktad›r. Gerek Abbas-Olmert (Annapolis) gerekse Bush’un bölge ziyareti s›ras›nda yap›lan protesto gösterileri ya-

sakland› ve Abbas’›n güvenlik güçleri taraf›ndan sald›r›ld›. Sald›r›larda, Hervona flehrinde 17 yafl›nda bir çocuk öldü. Filistin atefliyle B. fieria’da ki tek ölümüz bu de¤il, Ramallah, Nablus ve Cenin’de de ölülerimiz oldu. Sonuçta herkes anlamal› ki, iç birli¤imiz olmadan mücadelede de umutlar›m›z olmayacakt›r. - Di¤er sol partilerle iflbirli¤i yap›yorsunuz. Birçok alanda Hamas ile de iflbirli¤iniz var ve pek çok kifli sizin onlara yak›n oldu¤unuzu ileri sürüyor. - Evet bütün sol partilerle iflbirli¤i yap›yoruz. Demokratik Cephe ile Halk›n Partisi ile Mustafa Barguti giriflimi ile. Ve Hamas ile de iflbirli¤i yap›yoruz ve elbette politik düzeyde oldukça yak›n›z, ‹srail karfl›s›nda silahl› direnifli savunan partiler olarak güçlerimizi birlefltiriyoruz. Hamas ile pek çok nokta da ayr›l›yoruz, sosyal alanda, sosyal programlarda. Pek çok defa sert bir biçimde Hamas’› elefltiriyoruz. Örne¤in Mekke Anlaflmas›’na dönük elefltirilerimiz oldukça sertti. - Partiniz genel olarak Filistin solunun en güçlü partisi fakat solun genel durumu iyi olarak nitelenemez. Krizi neye ba¤l›yorsunuz? - Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas› bu krizin en önemli faktörüdür. Ancak Filistin’deki gerçekli¤i de göz ard› edemeyiz. Maalesef baz› Filistinli sol partiler, ald›klar› yer itibari ile El Fetih ile ayn›laflmaktalar. ‹nsanlar bunu görüyor ve anl›yorlar, sonuçta ise genel de sola güvensizlik duymakta. Di¤er Filistinli sol örgütlerin neden oldu¤u y›pranmadan, FHKC’de kendi

pay›na düfleni almaktad›r. -‹srailli sol partilerle iliflkileriniz var m›? - 2. ‹ntifadaya kadar, küçük sol partilerle, Micado, Matispan gibi Filistinli mültecilerin geri dönmesini savunan partilerle iyi iliflkilerimiz vard›. Fakat ‹sraillilerle esas sorunumuz ‹srail’in Siyonist bir devlet olmas›d›r. Bizler Yahudi karfl›t› de¤iliz, Siyonist ‹srail devletine karfl›y›z. Bizler, tarihi Filistin topraklar›nda tek, yeni, demokratik -dini de¤il tabii- bir devletin kurulmas›ndan yanay›z. Burada bütün herkes dininden ba¤›ms›z -ister Müslüman, ister Yahudi, ister H›ristiyan olsun- bar›fl içinde yaflayacak. - Mücadelenizin desteklenmesi anlam›nda uluslararas› kamuoyundan neler bekliyorsunuz? - Uluslararas› kamu oyu, uzun süreli ve örgütlü ‹srail karfl›t› bir boykotla (G. Afrika’da oldu¤u gibi) Filistin davas›na fazlas›yla yard›mc› olabilirdi. Böylesi bir mücadele ‹srail’i tutumunu de¤ifltirmede zorlay›c› olabilirdi. Ancak çok iyi biliyoruz ki, ‹srail karfl›t› böylesi bir boykot o kadar da kolay de¤il. Takis Politis POSDEP (Üniversite Ö¤retim Üyeleri Federasyonu) özel sekreteri. Röportaj üniversiteler aras› iflbirli¤i çerçevesinde Filistin’e yap›lan seyahat çerçevesinde yap›lm›flt›r. Röportaj, “Palesthine.blogspot” sitesinde yay›nlanm›flt›r. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)

Sosyal kurtulufl flu un yeni paradigmas› olarak;

Nepal halk›n›n seçim zaferini kutluyoruz! Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K) olarak; NKP(Maoist) önderli¤inde Nepal halk›n›n seçim zeferini büyük bir coflku ve sevinçle selaml›yoruz. Kurtulufl mücadedelesini büyüten Nepal’deki bütün devrimci halk güçlerine enternasyonal dayan›flmac› kutlama mesaj›m›z› iletiyoruz. Emperyalist ba¤›ml›l›k ve monarflik otokrasiden kurtuluflun 21. yüzy›ldaki ilk zafer paradigmas› olarak elde edilen 10 Nisan Seçim Zaferi, seçimlerden sonra da devrimin yeni zaferler kazanarak emin ad›mlarla ilerleme kapasitesini belgeler niteliktedir. Bundan hiç kimsenin kuflkusu olmamal›d›r. Dünya’n›n tepesi Nepal’de, ‘devrimci silahlar›n gölgesinde, namlu-

lardaki halk›n öfkesinde, menzildeki zaferde’ emperyalist boyunduruktan ve monarflik uflakl›ktan kurtulufl savafl›m›n›n tarihi yaz›l›yor. Bu k›v›lc›m›n, baflka ülkelerde de, bozk›rlar›n tutuflturulmas›na vesile olmas›n› diliyoruz. Gerçek bir demokratik cumhuriyet ve devrim mücadelesi u¤runa kazan›lan bu yeni zafer; ‘teröre karfl› savafl konsepti’ ad› alt›nda sürdürülen emperyalist devlet teörüne, yay›lmac›l›k ve talanc›l›¤a karfl› da elde edilen tarihsel bir kazan›m olarak alg›lanmal›d›r. Emperyalizmin ufla¤› Nepal Monarflik Otokrasisi ve iflbirlikçileri, bu seçimde, kesin olarak yenilmifl ve Nepal halk› kazanm›flt›r. Monarflik-

Otokratik gericilik bir daha geri gelemeyecek flekilde tarih çöplü¤ünde lay›k olduklar› yerlerini alacaklard›r. Bu anlamda, 10 Nisan seçim kazan›m›, emperyalist sömürgeli¤e, feodalizme ve her türden gericile karfl›, nice bedel ödenerek kazan›lan, tarihsel bir zaferdir. Nepal halk› bu zaferle bir kez daha ispatlam›flt›r ki; imkanlar› s›n›rl›da olsa halk›n do¤ru bir önderlik alt›nda birleflmifl örgütlü gücünün aflamayaca¤› hiç bir engel yoktur. Gerçek kurtuluflun yegane garantisi, halk›n devrim için birleflik örgütlü gücü ve do¤ru bir önderler örgütünün yarat›lmas›d›r. Bu seçimlerde Geçici Kurucu Meclis’in büyük ço¤unlu¤unu elde eden NKP(M) ve adaylar›, devrimci kurutu-

lufltan yana flimdiye kadar yeterince ikna olmam›fl genifl halk kesimlerinide saflar›na kazanm›fl görünüyorlar ki; bu müthifl seçim zaferini ilan edebiliyorlar. Demokratik bir flekilde seçilmifl, halk›n devrimci parlamenter temsilcilerine üstün baflar›lar ve kazan›mlar›n›n devam›n› diliyoruz. Dünya çap›nda, bütün ilerici kitle hareketlerini ve devrimci-demokratik örgütlenmeleri, Nepal devrimine daha fazla katk› sunmaya ve enternasyonal dayan›flmay› büyütmeye ça¤›r›yoruz. Yaflas›n Nepal Halk›n›n 10 Nisan Seçim Zaferi! Yaflas›n Enternasyonal Dayan›flma!

AT‹K


2-15 Mayıs 2008

İşçi-köylü 29

Yaşamın içinden

TEKEL’in özellefltirilmesi süreci, TEKEL iflçisinin ciddi bir karfl› koyuflunu da beraberinde getirdi.

TEKEL iflflççileri “beklemeye” al›nm›flfl!! Özellefltirme sald›r›s›n›n en boyutlu yafland›¤› K‹T’lerden biri olan TEKEL, geçti¤imiz aylarda emperyalist sigara tekellerinden BAT’a sat›ld›. Bu “sat›fl” da yine ya¤ma-talan zihniyetiyle, K‹T’lerin yok pahas›na elden ç›kar›lma zihniyetiyle hayata geçirildi. Sat›fl geçti¤imiz günlerde onaylanarak, resmileflti. Ancak bilindi¤i gibi TEKEL’in özellefltirilmesi süreci, TEKEL iflçisinin ciddi bir karfl› koyuflunu da beraberinde getirdi. TEKEL iflçisi aylar süren eylemlerle sat›fl› durdurmaya çal›flt›. ‹flçilerin, ihalenin yap›ld›¤› 18 fiubat günü Özellefltirme ‹daresi önünde gerçeklefltirdi¤i direnifl ve polisin bu direnifle dönük azg›nca sald›r›s› hala haf›zalardaki tazeli¤ini korumaktad›r. Tazeli¤ini koruyan bir di¤er önemli nokta da, iflçilerin sendika ön-

derlerinin “eylem bitmifltir, kalanlar iflçi de¤ildir” aç›klamas›yla, iflçiyi polisle “bafl bafla” b›rakarak, eylem alan›n› terk etmesiydi.

s›nlar” denildi. Bunun nedenini ise, “kompresör odas›” diye adland›r›lan odada, gözlerden uzak yapt›¤›m›z söylefli s›ras›nda ö¤renecektik.

Ancak TEKEL iflçisi direnmekte kararl› görünüyordu. Sat›fl›n onay›n› durdurana kadar kendilerini fabrikaya kapatma kararlar› var. Bu süreci takip eden ilk günlerde TEKEL iflçisinin direnifline dair eskisinden daha c›l›z da olsa, kamuoyuna yans›yan geliflmeler olsa da, bunu takip eden günlerde ciddi bir sessizli¤e büründü TEKEL iflçisi.

Kompresör odas›nda, önce ‹brahim Yetkin ard›ndan da Mehmet Gökçe adl› iflçilerle görüfltük. Yetkin 9 y›ll›k TEKEL iflçisi. Dokuz y›l önce hükümlü kadrosundan girmifl ifle. Mehmet Gökçe ise 20 y›ll›k TEKEL iflçisi. Sohbete ‹brahimYetkin’le bafll›yoruz.

Biz bu sessizli¤i merak ettik ve Cevizli TEKEL’e giderek, iflçilerle görüfltük. Akflam 20:00’ye do¤ru vard›¤›m›z fabrikada, önceden görüfltü¤ümüz ve içeri girmemizi sa¤layacak TEKEL iflçisi arkadafl›n yan›na gittik. Kendisi yemekhanenin önünde karfl›lad› bizi ve birlikte yemekhaneye gittik. Yemekhane dolu. ‹flçiler masalarda yemeklerini yiyorlar, bir yandan da sohbet ediyorlar. Hemen ifle koyulmak için, yemekhanedeki iflçilerin resimlerini çekmek ve sohbet etmek istedik. Ancak bunun mümkün olmad›¤›n› ö¤rendik. “Aman resim falan çekmeyin, gazeteci oldu¤unuzu anlama-

“Sendika-patron kol kola” Öncelikle, yemekhanede resim çekilmesinin istenmemesinin ve “iflçiler gazeteci geldi¤ini bilmesin” yönlü yaklafl›m›n nedenini ö¤renmek istiyoruz. Ayr›ca uzunca zamand›r fabrikaya gelmeye ve içerde iflçilerle görüflmeye çal›flt›¤›m›z›, ancak birkaç kez de sendika arac›l›¤› ile girmeye çal›flsak da, sendikan›n ilgilenmedi¤ini, kap›dan da içeri al›nmad›¤›m›z› söylüyoruz. Yetkin “sendika ile iflveren kol kola çal›fl›yor, onlar buraya, özellikle de devrimci bas›n›n gelmesini istemiyorlar” diyor. ‹flçilerin resim çektirmeme ve gazetecilerle görüflme-

“T‹S görüflmeleri s›ras›nda eylem örgütleyeceklerine, iflçiye bahçede voleybol oynatt›lar. Bu da yetmedi, ‘ülke ekonomisi kötü’ diyerek, iflçiye gönüllü olarak bir saat fazla çal›flmay› dayatt›lar.”

me nedenini ise “insanlar göze batmak, öne ç›kmak istemiyorlar, korkuyorlar” sözleriyle aç›klamaya çal›fl›yor. Meselenin ayr›nt›s›n› ise sohbetin ilerleyen bölümünde ö¤reniyoruz. Sohbete, TEKEL’in özellefltirilmesinden sonra, ifl yerlerini terk etmeme karar›yla devam ediyoruz. Ve TEKEL iflçilerinden uzunca zamand›r ses ç›kmad›¤›n› belirterek, iflyerini terk etmeme eyleminin hala sürüp sürmedi¤ini ö¤renmek istiyoruz. ‹flyerini terk etmeme eylemine ilk bafllarda tüm bölümler destek vermifl. Sonraki günlerde ise a¤›rl›kl› olarak ambalaj bölümünde devam etmifl. Ancak ambalaj bölümü flu an özellefltirme kapsam›nda olmad›¤› için, bir süre sonra buradaki iflçiler de “nas›l olsa bize dokunan bir fley yok” demeye bafllam›fl ve eylem burada da k›r›lm›fl. K›sacas› iflyeri terk etmeme eylemi flu an hayata geçirilmiyor. Eylemin bir bütün olarak k›r›lmas›n›n esas nedenine gelince, Yetkin bunu flu sözlerle aç›kl›yor: “Eylem, bir yandan sendikan›n bir yandan da iflverenin bask›s›yla bitti. Sat›fl›n yap›ld›¤› gün ‘üretimi tamamen durduraca¤›z’ diyerek geldik. fiube Baflkan› da böyle diyordu bize. Ancak ayn› günlerde Genel Merkez’den bir yaz› geldi. Yaz›da üretimi art›rmam›z isteniyordu. Ba¤l› oldu¤umuz flube bu yaz› üzerine sadece üretime bafllama de¤il, ayr›ca üretimi art›rma karar› ald›. Sendika iflverenle kafa kol iliflkisi içinde, ne etliye-ne sütlüye dokunmuyor.”


Yaşamın içinden

İşçi-köylü 30

yormufl. ‹flçinin kafas› iyice kar›flm›fl. Hangisine inanacaklar›n› bilemez duruma gelmifller. Yaprak bölümüne gönderildikleri takdirde, en fazla iki y›l çal›flabileceklermifl. Çünkü sigara üretilmedi¤inde, yaprak bölümü bofla ç›k›yormufl. Yet-

lar› e¤itecek sendikal örgütlülük de olmam›fl karfl›lar›nda.” Özellefltirmelerin özellikle de AKP döneminde h›zlanmas›na dair düflüncesini ise “IMF ve DB AKP’ye epey yedirdi” fleklinde aç›kl›yor ve “Özellefl-

Öyle görünüyor ki, TEKEL iflçisi sendika taraf›ndan beklemeye al›nm›fl! Bu bekleyiflin ne kadar sürece¤ini ise onlar da bilmiyor. Kesin olan bir fley var ki, o da sendikal ihanetin bu kez de TEKEL iflçisi özgülünde hayata geçirildi¤i. Eylemi bitirmede, fabrikada kalan iflçilerin, sendika taraf›ndan üçe bölünmesi de etkili olmufl. Zaten kalanlar da a¤›rl›kl› olarak, emekten, ekme¤inden yana olan, flu veya bu oranda duyarl› iflçilermifl. Geçti¤imiz günlerde yaflanan bir olay eylemin bitti¤ini ilan etmek için bahane olmufl sendikac›lara. Gece vardiyas›nda bir iflçi bir kavga s›ras›nda birini b›çaklam›fl. ‹flin ilginci, sendikac›lara yak›n olarak bilinen bu kifli, sarhofl bir vaziyette gelmifl, elinde b›çakla sendikac›lar› sormufl, baflka biri de müdahale edince, bo¤uflma s›ras›nda yaralanma meydana gelmifl. Bu olay› da tam olarak anlayamam›fllar zaten. Eylemi bitirmek için tezgah m›yd› acaba düflüncesi bile oluflmufl iflçilerde. Tek G›da-‹fl 2 Nolu fiube Baflkan› Yunus Durdu’nun geçti¤imiz günlerde bir gazeteye “eylemlere ara verdik, daha güçlü eylemler yapaca¤›z” türünden bir aç›klama yapt›¤›n›, gerçekten böyle bir plan›n olup olmad›¤›n› soruyoruz. Kendilerine “2. bir karara (o da uygun koflullar olursa) kadar eylemler durduruldu” aç›klamas› yap›lm›fl.

“Sendika oyal›yor!” Ancak sendikan›n bir daha etkin bir eylem karar› alaca¤›na inanm›yorlar. “Sendika bizi oyalay›p duruyor” diyor Yetkin ve devam ediyor “b›rakal›m tekrar eylem yapmay›, bizim sürecimizde SSGSS eylemleri oldu, ancak ‘bizi ilgilendirmiyor, nas›l olsa kamu çal›flan›y›z’ mant›¤› hakim oldu¤u için bu sürece dahil olmad›k. Bu da sendikadan kaynakl› yine, onlar hiç eylem olmas›n istiyor.” Sendikan›n oyalama meselesine gelince, sendika iflçiye “iflsiz kalmayacaks›n›z, sizi yaprak bölümlerine veya baflmüdürlüklere gönderecekler” diyormufl, Bakanl›k ise “baflka kamu kurulufllar›na gönderece¤iz” aç›klamas› yap›-

kin son olarak flöyle diyor: “Biz bafltan beri flunu söyledik: Tek tek kurumlar›n özellefltirilmesine de¤il, bir bütün olarak özellefltirme politikas›na karfl› ç›kmak gerekiyor. Oysa hep fabrika baz›nda gerçeklefltirildi direnifller. Örne¤in PETK‹M, TÜPRAfi ve daha sonra biz. Sendikalar art›k tamamen hükümetin arka bahçesi. Bizim ruh halimize gelince, hepimizde korkulu bir ruh hali hakim. Ne olaca¤›z diye bekliyoruz.”

“K‹T’lere darbe kültürüyle yetiflmifl iflçi al›nd›” Yetkin ifli oldu¤u için acil ç›k›yor ve Mehmet Gökçe ile devam ediyoruz sohbete. “Özellefltirme art›k bir devlet politikas›” sözleriyle bafll›yor Gökçe ve devam ediyor: “Bunu global bir bak›fl aç›s›yla de¤erlendirmek gerekir. Bunlar sermayenin, gücü elinde tutmaya dönük, özellefltirme sald›r›lar›d›r. Kamu mallar›n› ortadan kald›rmaya ve özel sektöre vermeye dönük. Özal döneminde bafllad›, Çiller ve bugün de AKP ile devam ediyor. Emperyalist sermaye ya¤ma ve talan› kiminle daha rahat hayata geçirecekse, onlar› ifl bafl›na getiriyor.” ‹flçilerin bu noktadaki at›l tutumlar›n› ise flöyle aç›kl›yor: “Darbe kültürüyle yetiflmifl yeni iflçiler dahil ettiler kamu kurulufllar›na. Bu arkadafllar s›n›f bilincinden yoksun. On-

tirmeler, K‹T’ler zarar ediyor vb. propagandalar eflli¤inde, önce toplum nezdinde meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›. Yat›r›m yap›lmayarak, çal›flan say›s›n› azaltarak, at›l hale getirmeye çal›flt›lar” sözleriyle devam ediyor. Sohbet dönüp dolafl›p, fabrikadaki direniflin sonlanmas›na ve nedenlerine geliyor bir kez daha. “‹fl yerini b›rakmama eylemi bafllarda genifl kat›l›ml›yd›. Ancak içi doldurulamad›, iflçiye bilinç tafl›nmad›. Örne¤in iflyerine kapan›ld›¤› günlerde, getirip, iflçi eylem ve etkinliklerini içeren belgeseller izlettirilebilirdi. ‹flçiler de giderek, sadece yemekhaneyi bekleyen bir ruh hali olufltu.”

“‹steseler Türkiye’yi aya¤a kald›r›rlar” TEKEL eylemini kamuoyuna duyurmada da giderek eksiklikler ortaya ç›km›fl ve bu da sendikan›n tutumundan kaynaklanm›fl yine. “SSGSS vd. eylemlere, yanlar›na bir avuç kendilerine yak›n olan insanlar› alarak gittiler. Di¤er iflçilere jurnalci gözüyle bakt›lar. Geriye kalan iflçiler, bunlar›n bukalemun gibi ikiyüzlülü¤ünü görünce, durumdan b›kt› ve onlar›n oyunlar›na alet olmamak için suskunlu¤a büründü.” Sendikac›lar›n T‹S dönemindeki bir tutumunu örnek veriyor, flu anki durumun daha iyi anlafl›lmas› için.

“‹fl yerini b›rakmama eylemi bafllarda genifl kat›l›ml›yd›. Ancak içi doldurulamad›, iflçiye bilinç tafl›nmad›. Örne¤in iflyerine kapan›ld›¤› günlerde, getirip, iflçi eylem ve etkinliklerini içeren belgeseller izlettirilebilirdi.”

2-15 Mayıs 2008

“T‹S görüflmeleri s›ras›nda eylem örgütleyeceklerine, iflçiye bahçede voleybol oynatt›lar. Bu da yetmedi, ‘ülke ekonomisi kötü’ diyerek, iflçiye gönüllü olarak bir saat fazla çal›flmay› dayatt›lar.” Gökçe iflçinin üretimden gelen gücünün ne kadar önemli ve yapt›r›m gücü oldu¤u noktas›nda ise flöyle diyor: “15 bin iflçi var, bunlar› harekete geçirmek isteseler Türkiye’yi aya¤a kald›r›rlar.” Sendika kendi aleyhlerinde yaz› ç›ks›n istemiyormufl. ‹flçilerin konuflmas›n› da bu yüzden istemiyorlarm›fl. Devrimci bas›n› içeri almama noktas›ndaki tav›r da yine esas olarak onlar›n yaklafl›m›ndan kaynakl› bir durummufl. Kendileriyle ilgili olumsuz tan›mlamalarda bulunan devrimci bir bas›n› (isim vererek) tehdit ettiklerini söylüyor. Çünkü diyor, devrimci bas›n›n iflçileri uyand›rmas›n› istemiyorlar. “‹flçi uyan›rsa eylemlerin dozunu art›rmak zorunda kalacaklar” diyor. Mehmet Gökçe TEKEL eylemlerini gerici bir içeri¤e büründürme çabalar›na da de¤iniyor ve sohbeti flu sözlerle bitiriyor: “Eylemlere iflçi önderlerinin de¤il, Fatih Sultan Mehmet’in resimlerini getirip, iflçiye tafl›tt›r›yorlar. Sanki Fatih Sultan iflçi önderi. Ben bu adda bir iflçi önderi duymad›m. Biz iflçi s›n›f›n›n önderi denince, Marks, Lenin, Mao, bunlar›n isimlerini duyduk. Bunu yaparak kime ne mesaj vermeye çal›fl›yorlar acaba? Kimlere dalkavukluk yap›yorlard›, bunu da gelsin kendileri aç›klas›n.” Öyle görünüyor ki, TEKEL iflçisi sendika taraf›ndan beklemeye al›nm›fl! Bu bekleyiflin ne kadar sürece¤ini ise onlar da bilmiyor. Kesin olan bir fley var ki, o da sendikal ihanetin bu kez de TEKEL iflçisi özgülünde hayata geçirildi¤i. (Kartal)


31

2-15 Mayıs 2008

işçi-köylü’den Ayaklar bafl olursa... 1 May›s’›n coflkusunu gazetemize yetifltirebilmek için birkaç gün gecikmeli olarak yay›ma haz›rlad›¤›m›z gazetemizin geçti¤imiz say›s›ndaki manfleti “1 May›s için seferberlik”ti. Alanlar›m›zda gerçeklefltirilen çal›flmalar›n de¤erlendirmesi kuflkusuz alanlarda yap›lacakt›r. Biz ise, daha çok 1 May›s öncesi sürece ve 1 May›s günü yaflananlara k›saca bakmakla yetinece¤iz. Kuflkusuz bu y›l, birçok il ve ilçelerdeki kutlamalar›n yan› s›ra 1 May›s’a damgas›n› vuran Taksim hedefi oldu. Bilindi¤i gibi, 1977 y›l›nda Taksim’de yaflanan devlet terörü ve onlarca iflçinin katledilmesiyle Taksim Meydan› 1 May›s’la özdeflleflmifl, daha sonraki y›l da ayn› alanda kutlamalar›n yap›lmas›n›n ard›ndan 1980 Askeri Faflist Cunta ile birlikte Taksim Meydan› emekçi kitlelere s›k› s›k›ya kapat›lm›flt›. Daha sonraki y›llarda da Taksim, baflta devrimciler olmak üzere emekçilerin 1 May›s için hedefi olmuflsa da, özellikle de son 4 y›ld›r, Taksim hedefine giden yol, devrimcilerin ortak çabas›yla daha somut olarak ad›mlanmaya bafllanm›flt›r. Bu noktada özellikle D‹SK’in aç›klamalar›n›n, ald›¤› kararlar›n etkisini görmezden gelmek mümkün de¤ildir. Ancak Taksim’i gerçekten kazanacak olan, taban›ndan büyük ölçüde kopmufl olan D‹SK vd. konfederasyonlar de¤il, devrimcilerle bütünleflmifl genifl iflçi ve emekçi kitleler olacakt›r. 1 May›s’› de¤erlendirirken, s›n›f hareketinin ve toplumsal muhalefetin son sürecine bakmak durumunday›z. Son aylarda s›n›f hare-

ketinin ba¤›ms›z tav›r gelifltirmeye bafllam›fl olmas› hem devleti hem de sar›, bürokrat ve reformist sendikal anlay›fllar› zorlamaya bafllam›flt›r. Ki (SSGSS, ‹stihdam Yasas› vb.) sald›r›lar›n boyutu düflünüldü¤ünde bu hareketin yükselifl gösterece¤ini de tahmin etmek onlar (ve de bizler) aç›s›ndan zor de¤ildir. ‹flte böylesi bir süreçte Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’in Taksim karar› almas›n›n ard›ndan devlet cephesinden alan üzerinden estirilen korku, fliddet ve teröre ra¤men oldukça yüksek bir kat›l›m›n sa¤land›¤› bir 1 May›s yaflad›k. Üretimi durduran sendikalar ise baflta Türk-‹fl Merkezi’nin Taksim’den vazgeçmesine ra¤men bu konfederasyona ba¤l› Deri-‹fl, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, Yol ‹fl 1 No’lu fiube ve Tümtis’e üye iflçiler, D‹SK’e ba¤l› Genel ‹fl’in 2 fiubesi 1 May›s’a yo¤un kat›l›m sa¤lad›lar. Bütün teröre ve yarat›lmak istenen korkuya ra¤men 1 May›s’ta Taksim’e yürümek için gelen iflçi ve emekçilerin bu yönlü tavr›, büyütülmesi ve gelifltirilmesi gereken bir noktad›r. Bu 1 May›s’ta üretimi durduran tüm sendikalar alana da kitle tafl›yanlar olmufltu 1 May›s öncesinde ‹stanbul’da Taksim üzerinden aylar öncesinden bafllayan tart›flmalarda Devrimci 1 May›s Platformu ve Platformda yer almayan di¤er devrimci yap›lar tav›rlar›n› net olarak belirlemifl, bu noktada karars›z ya da “bekle-gör” tavr›na girenler ise en nihayetinde Konfederasyonlar›n ortaklaflmalar› sonucunda Taksim diyebilmifltir.

Bu süreçle birlikte devlet cephesinden Baflbakan Erdo¤an’dan gelen “ayaklar›n bafllar› yönetti¤i bir yerde k›yamet kopar” aç›klamas› ve ‹stanbul Valisi Muammer Güler’in sadece Taksim’e gelmek isteyen kitleleri de¤il, tüm ‹stanbul halk›n› terörize etmeyi amaçlayan aç›klamalar›na yan›t› ise 1 May›s’ta Taksim’e girmek için biraraya gelen/gelmeye çal›flan binler taraf›ndan verilmifltir. Bir ülkede Baflbakan ve Vali s›fat›yla görev yapan kiflilerin a¤z›ndan “devlet terörü”nün itiraf›d›r söylenenler. Devlettir, tehdit eder, terör uygular, emekçi halka sald›r›r (!) Peki ya, emek örgütlerinin bu aç›klamalar karfl›s›ndaki tavr› ne olmufltur. En kolay› Türk-‹fl’ten bafllarsak, son gün kendinden bekleneni yapan Türk-‹fl Merkezi, Taksim’e çelenk koymakla yetineceklerini ifade ederek, hükümetin arka bahçesi tan›mlamas›n› hak etti¤ini bir kez daha göstermifltir. D‹SK ve KESK ise süreç boyunca “demokratiklik” görünümüne halel getirmeksizin kendi ald›klar› kararlar› dikte ettirme çabas› içinde olmufltur. Oldukça genifl kat›l›ml› al›nan toplant›lara ra¤men son gün daha önceden devletle yapt›klar› görüflmelerde pazarl›k unsuru yapt›¤› konular›, yeni bir fleymifl gibi “öneri” olarak getirmeye çal›flm›flt›r. Bu “yeni” tart›flmalardan baz›lar› 2008 1 May›s’›n hassasl›¤› dikkate al›narak kabul edilse de (üç kol duyurusu yap›lmas›na ra¤men tüm kitlenin “güvenlik” gerekçesi ile tek kolda toplanmas› gibi) kimi “öneriler” de kabul edilmeyece¤i bilinmesine ra¤men ve ço¤unluk karar›na ra¤men bas›na aç›klanm›flt›r. Bunlardan bir tanesi de kimsenin kendini ifade etmedi¤i, pankartlar›n yasakland›¤› anlay›flt›r. Devrimciler için eylem birli¤inin temeli olan ajitasyon/propagandada serbestlik ilkesinin ne kadar önem-

li oldu¤u herkes taraf›ndan bilinir. Bu nedenle son dakikada D‹SK, tek pankart dayatmas›n› yine “öneri” ad› alt›nda getirmeye çal›flm›flt›r. Ancak bu “önerileri” kabul edilmemifl olmas›na karfl›n, yar›m saat sonra Türk-‹fl’te yap›lan toplant›da bir kez daha gündeme getirilerek karar olarak aç›klanm›flt›r. 1 May›s günü ise yine de bu konfederasyonlar›n Taksim’i dillendirmeleri, D‹SK binas›nda olumlu bir direnifl göstermelerine karfl›n ö¤len saatlerinde (CHP’li milletvekillerinin de telkinleriyle) “can güvenlikleri tehdit alt›nda” oldu¤u gerekçesiyle Taksim’den vazgeçildi¤i aç›klanm›flt›r. Oysa ayn› dakikalarda fiiflli, Osmanbey, Pangalt› vd. bölgelerde polisin emekçilere azg›n sald›r›s› ve çat›flmalar sürmektedir. Konfederasyonlar “da¤›l›n” ça¤r›s› yaparak provokasyonlar› engelledi¤ini iddia etseler de, devlet terörü karfl›s›ndaki kitleleri orada b›rakarak daha büyük provokasyonlar›n önünü açm›fl, tek pankartla ç›k›laca¤› ortaklafl›lm›fl bir karar olmamas›na ra¤men kamuoyuna açarak devletin “bizim sorunumuz sendikalarla de¤il, baz› provokatörlerle” aç›klamas›na kendi cephelerinden destek sunmufllard›r. Nitekim sald›r›lar sonras›nda burjuva-feodal bas›nda yap›lan tüm haberlerde bunun yans›malar›n› görmek mümkündür. Ancak yaz›m›z›n en bafl›na belirtti¤imiz gibi bahsi geçen kurumlar›n bu yaklafl›mlar› karfl›s›nda flafl›rmamak gerekir. Süreci özetlerken alt›n› çizdi¤imiz bir tak›m eylemliliklerden de yak›ndan tan›d›¤›m›z bu dayatmalar elbette ki daha önce de karfl›lafl›lan ve gerekli yan›tlarla karfl›lanan pratiklerdir. Yine baflta dedi¤imiz gibi Taksim’de dahil olmak üzere iflçi s›n›f›na kapal› olan tüm alanlar› açacak olan bu konfederasyonlar de¤il, devrimcilerle bütünleflmifl genifl iflçi ve emekçi kitleler olacakt›r.

1 May›s’ta kararl›l›k ve militanl›k... “Ayaklar” ayakland›! 2008 1 May›s’› s›k›yönetim dönemlerini aratmayan görüntüler ve her fleye ra¤men Taksim’e ç›kmak isteyen emekçilerin karal›l›¤› ile haf›zalara kaz›nd›. Vapur seferlerinin iptal edildi¤i, otobüslerin çal›flmad›¤› ve Taksim’e ç›kan hemen her yolun, ara soka¤›n polis ablukas›na al›nd›¤›, fiiflli yolu boyunca kurulan yüzlerce polis barikat› ile adeta savafl alan›na dönen ‹stanbul, emekçilerin Taksim isyan›na tan›k oldu. 1 May›s’a bir gün kala devlet ile sendikalar aras›nda yap›lan görüflmelerden sonra çeflitli illerden bir araya gelen iflçi-emekçiler halaylar çekerek coflkulu bir flekilde sabaha kadar D‹SK binas›nda nöbet tuttu. DDSB, YDG ve ‹brahim flamalar› ile D‹SK önünde buluflan Partizan kitlesi de geç saatlere kadar halaylar çekti, sloganlara efllik etti. Emekçiler sabah 6.30’da polisin D‹SK binas›n› kuflatmas› ile güne bafllad›. Devlet, kitlenin D‹SK binas› önünde bekleyerek “Gösteri ve yürüyüfl kanununa muhalefet” etti¤ini iddia ederek tazyikli su ile sald›rd›. Kitlenin binan›n içine çekilmesine ra¤men sald›r›s›n› sürdüren polis bina içine de su s›kt›, gaz bombas› att›, içeri girmeye çal›flt›. “Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadelemiz” sloganlar› ile sald›r›y› protesto eden kitle, sald›r›ya ra¤men yeniden d›flar› ç›karak 1 May›s’ta Taksim’deyiz kararl›l›¤›n› hayk›rd›. Polis aral›klarla kitleye sald›rarak ortam› terörize etti. Bina önünde duran kalaba-

l›¤› gözalt›na almaya çal›flt›, binay› ablukaya ald›. Binaya gelmek isteyen emekçileri engelledi, birçok yerde pankartlar›n› açarak yürüyen kitleye gaz bombalar› ile sald›rd›. D‹SK binas›n› tecrit ederek kitlenin buradan yürümesini engelleme hedefiyle yana yana gelen herkese sald›rd›. Polis sald›r›s› ile D‹SK üyesi 4 emekçi hastaneye kald›r›ld›. Polis binan›n pencerelerden geliflmeleri takip etmeye çal›flan emekçileri sürekli taciz etti. fiiflli Meydan› polis taraf›ndan iflgal edildi. ‹nsanlar›n ifline gitmesini, hastalar›n› hastaneye ulaflt›rmas›n› engelledi. Al›nan önlemlere ra¤men aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u birçok devrimci ve ilerici kurum pankartlar› ile binaya ulaflmaya çal›flt›. Saat 10.00 olarak planlanan toplanma saatinin yaklaflmas› ile fiiflli’nin her yan›ndan slogan sesleri yank›lanmaya bafllad›. Kurulan barikatlardan dolay› küçük gruplar halinde buluflabilen kitle an›nda gaz bombalar› ve tazyikli su ile karfl›laflt›. Buna ra¤men fiiflli’nin ara sokaklar›, ana caddesi birer eylem alan›na döndü. Eylemler fiiflli Etfal Hastanesi’ne kadar yay›l›rken polis hastanenin içine de gaz bombalar› att›. Türk-‹fl’in son gün yapt›¤› aç›klamaya ra¤men bu Konfederasyona ba¤l› kimi sendikalar›n tüm sald›r›lara ra¤men bir araya gelme kararl›l›¤› önemlidir. Bu flubelerden biri de kat›l›mdaki kitleselli¤iyle Belediye-‹fl 2 No’lu fiube oldu. Ö¤len saatlerinde ise D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi “can güvenliklerinin olmad›¤›” gerekçesiyle sendikalar›n Taksim’e yürümekten vazgeçti¤ini aç›klad›. Sendi-

ka baflkanlar›n›n eylemin sona erdi¤ini aç›klad›klar› s›rada kitlenin “Kahrolsun sendika a¤alar›” sloganlar›n› atmas› dikkat çekti. Emekçiler Cihangir, ‹stiklal Caddesi ve Tarlabafl›’nda biraraya gelerek Taksim Meydan›’nda yürüyüfle geçti. Uzun süre polisle çat›flt›. Dolmabahçe, fiiflhane ve fiiflli olarak düflünülen yürüyüfl kollar›n›n birlefltirilerek D‹SK Genel Merkezinden tek kola düflürülmesi, Valinin birkaç gün öncesinde yapt›¤› tehdit aç›klamalar› ve 1 May›s’ta yaflanan polis ablukas› emekçilerin kat›l›m›n› olumsuz etkiledi. 1 May›s eylemlerinde dikkat çeken esas nokta kitlenin Taksim ›srar› ve birçok yerde ortaya koydu¤u direnifl oldu.

Ankara 1 May›s kutlamas› Ankara’da da faflist sald›r›yla karfl› karfl›ya kald›. Ö¤leden sonra Opera’da toplanmaya bafllayan binlerce emekçi emperyalist-faflist sald›r›lara, inkâr ve imha politikalar›na, tar›m›n tasfiyesine, sosyal y›k›m yasalar›na vb. karfl› sloganlar ve z›lg›tlarla karfl› durdu. Sendikalar, dernekler, devrimciler ve siyasi partiler olarak s›ralanan kortejler içerisinde Devrimci 1 May›s Platformu bileflenleri Al›nteri, BDSP, DHD ve Partizan coflkusu ve disipliniyle 1 May›s alan›nda görkemli bir durufla sahiptiler. “Yükselen Sald›r›lara Karfl› Yaflas›n Halk Savafl›” pankart› açan Partizanlar temsili

olarak iflçi tulumlar› ve köylü k›yafetleriyle 36. y›l›n coflkusunu 1 May›s alan›na tafl›d›lar. Ankara’da Taksim’deki kutlamaya izin vermeyen faflist TC’nin azg›n sald›r›s› ve sald›r› karfl›s›nda direnen emekçilerin coflkulu kutlamalar› anbean duyurularak sloganlarla karfl›land›. S›hhiye Meydan›’nda kurulan arama noktas›nda ÖDP’ye sald›ran çevik kuvvet polislerine devrimci ve ilericiler h›zl› bir yan›t vererek sald›r›y› geri püskürttüler. Taksim Meydan›’n›n öfkesinin ve coflkusunun hâkim oldu¤u kitle polisin gaz bombalar›na karfl› tafllar ve sopalarla karfl›l›k vererek bütün kortejlerin alana girmesini sa¤lad›. Sald›r› büyümeden sonlan›rken “Her yer Taksim her yer direnifl”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› S›hhiye Meydan›’n› doldurdu. Alanda 1 May›s Tertip Komitesi ad›na yap›lan konuflman›n ard›ndan kutlamalar müzik dinletisi eflli¤inde çekilen halaylarla son buldu.


Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com

s › y a M 1 a d ’ a p Avru

BÜROLAR ➧ KARTAL: ‹STASYON CADDES‹. DÖRTLER APARTMANI NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 446 78 07 ➧ MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ MERS‹N: S‹L‹FKE CADDES‹ ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT:3 NO:118 MERS‹N Cep: 0 545 685 25 27 ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELERSTR. 93, 47169 DU‹SBURG, TEL: 0049-203-40 60 958, FAX: 0049-203-40 60 959

Nürnberg Almanya genelinde DGB taraf›ndan düzenlenen yürüyüfllere 416.000 kiflinin kat›l›m sa¤land›¤› aç›klan›rken, Nürnberg’de ise geçen y›llarda oldu¤u gibi iki ayr› yürüyüfl yap›ld›. Sendikalar›n düzenledi¤i yürüyüfle yaklafl›k 4000 civar›nda bir katilim oldu. Bu yürüyüflte AT‹K ve ILPS kitlesi de yer ald›lar. Yürüyüfle DGB, IGM gibi Alman sendikalar›n›n yan›nda MLPD de kat›ld›. Türkiyeli ve T. Kürdistanli örgütlerden bu yürüyüflte MLKP, Kurtulufl Cephesi, DIDF, YEK-KOM, AABF, kortejleri de yer ald›.

kartlar ve Parti bayraklar› tafl›nd›. Kutlaman›n bitiminden sonra Umut Kültür Merkezi’nde Türkiye’deki geliflmeler seyredildi.

Erfurt 1 May›s Almanya’n›n Erfurt kentinde de coflkuyla kutland›. Sabah 9.30 sular›nda toplanan bine yakin kitle pankartlar›, afisleri ve günün önemine iliflkin dövizleriyle yürüyüfle bafllad›. Biz AT‹K taraftarlar› 30 ki-

Nazilere geçit yok! Hannover Bölgemizde gerçeklefltirilen yürüyüflte Partizan okurlar› olarak kavga ve mücadele fliarlar›m›z› hayk›rd›k. Görece kat›l›m›n düflük oldu¤u bu y›lki 1 May›s yürüyüflünde önde 5 ustan›n resimlerinin oldu¤u pankartla ve ‹brahim resimlerinin oldu¤u k›z›l bayraklarla yerimizi ald›k. DGB ve benzeri sar› sendikalar›n yürüyüflü sessiz bitirme anlay›fl›na karfl› sloganlar›m›z› hayk›rarak yo¤un bir ajitasyon/propaganda çal›flmas› yürüttük. Proletarya Partisi MK-SB’nin günün anlam ve önemine yönelik yazd›¤› bildiriler yol boyunca okundu. 1 May›s yürüyüflünü coflkuyla ve gelece¤e olan umutlar›m›zla bitirdik. Yürüyüflte ayr›ca 24 May›s’ta gerçeklefltirece¤imiz ‹brahim Kaypakkaya yoldafl› anma etkinli¤imize dostlar›m›z› katma çal›flmas› yapt›k. (Hannover Partizan okurlar›)

Stuttgart Bu y›l Stuttgart’ta geçen y›llara nazaran 1 May›s’a kat›l›mda art›fl vard›. Ayr›ca bu y›l Stuttgart’ta polis, Türk polisini aratmayacak flekilde kitle üzerinden provokasyon yaratmaya çal›flt›. Alana gelen kitleyi her koldan aramalarla alana ald›. Aramalar s›ras›nda TKP/ML’nin 1 May›s bildirilerine el konuldu. Birçok insana kimlik kontrolü yap›ld›. Bu sene de Partizan korteji büyük ilgi çekti. En önde aç›lan ve üzerinde befl ustan›n resimleri bulunan pankart›m›z Almanlar›n da ilgi oda¤›yd›. Arkas›nda TKP/ML’nin pankart› ve AT‹K ve ILPS bayraklar› ile kitle çeflitli sloganlar att›. Mitingde gençler en önde k›rm›z› tiflört ve k›z›l bayraklarla yürüdüler.

yüfle 1000’e yak›n kitle kat›ld›. Ezici ço¤unlu¤unu Türkiyeli devrimci kurumlar›n oluflturdu¤u yürüyüfl, bu sene resmi tatil gününe denk gelmesi sebebiyle ö¤len saatlerinde yap›ld›. TKP/ML, PKK, MKP, MLKP, HÖC gibi örgütlerin yan› s›ra, birçok demokratik kitle örgütleri de eylemdeki yerini ald›. Yürüyüfl boyunca 1 May›s temal› sloganlar›n yan› s›ra, s›k s›k TKP/ML-T‹KKO lehine sloganlar da at›ld›. Yürüyüflün sonlanmas›na do¤ru Türkiyeli faflist bir gencin, ülkücülü¤ü temsilen yapm›fl oldu¤u iflaret, ortal›¤›n kar›flmas›na sebep oldu. Olay›n oldu¤u esnada PKK kortejinden gençler, faflit gencin üzerine yürümek istedi. Olay yerinde bulunan di¤er bir Türkiyeli güvenlik görevlisinin küfür ederek PKK’li gençlere tükürmesi ise barda¤›n taflmas›na yetti. Türkiyeli devrimci kurumlar›n da durarak olay› protesto etmesi üzerine polis kiteleye coplar ve biber gaz›yla sald›rd›. Bir kiflinin gözalt›na al›nd›¤› olayda, devrimci kurumlar “Kürdistan faflizme mezar olacak” sloganlar›yla durumu protesto etti. Ard›ndan yürüyüflün bitti¤i meydana gelinerek halaylar ve konuflmalarla yürüyüfl sonland›r›ld›.

1 May›s’ta Nazilerin düzenledi¤i yürüyüflü protesto eden Devrimci 1 May›s Blokunun yürüyüflüne yaklafl›k 9000 kifli kat›ld›. Bu yürüyüfl Alman anti-Faflist otonom gruplar›n›n yan› s›ra HÖC, ADHK, AGIF, YEKKOM, AT‹F kat›larak anti- faflist sloganlar› hayk›rd›lar. Alman polisinin Nazileri koruyan tutumunu ve polisin cop kullanarak birçok göstericiyi yaralamas›n› protesto ettiler. SPD ve sendikalar da yaz›l› aç›klama yaprak NPD adl› Nazi yanl›s› partinin yasaklanmas›n› istediler.

Linz-Avusturya Linz’de 1 May›s coflkulu geçti. Kutlamada iflçi s›n›f›n›n taleplerini öne ç›karan dövizler tafl›nd›. AT‹GF korteji 1 May›s’›n flan›na yak›fl›r flekilde yürüdü. 1 May›s’ta, bir buçuk ay önce kurulan Eylem Birli¤i Platformu fleklinde faaliyetler yürütüldü. AT‹GF kortejinin içinde gençli¤in demokratik hak, harçs›z e¤itim talepleri, sosyal y›k›m, sa¤l›¤›n paral› hale gelmesine karfl›, iltica hakk› ve özellefltirmelere karfl› pankartlar tafl›nd›. Yürüyüflte Proletarya Partisinin önder kadrolar›, befl ustan›n resimlerinin oldu¤u pan-

grubunun müzik dinletisi eflli¤inde çekilen halaylar ile miting sonland›r›ld›. Miting öncesinden kolluk güçleri savc›l›klardan ald›klar› arama izinleriyle il ve ilçe girifl-ç›k›fllar›nda üst aramas› da dâhil dakikalarca arama ve kimlik kontrolleri yaparak mitinge kat›l›m› engellemeye çal›flt›lar.

Duisburg Almanya’da sosyal haklar›n k›s›tland›¤›, ›rkç›l›¤›n yükseltildi¤i, yoksullaflman›n yak›c›laflt›¤›, grev say›s›n›n ve sektörlere da¤›l›m›n›n artt›¤› bir süreçte Partizanlar her sene oldu¤u gibi Duisburg’da Hamborn Belediyesi’nin önündeki 1 May›s yürüyüflüne kat›ld›. Almanca ve Türkçe TKP/ML imzal› “Yaflas›n Enternasyonal dayan›flma” pankart›n›n ve TKP/ML bayraklar›n›n tafl›nd›¤› yürüyüflte çeflitli sloganlar att›k. Yürüyüfle sendikalar d›fl›nda Türkiyeli devrimci, demokratik kurumlardan AT‹K, AT‹F, YDG, Yeni Kad›n, DIDIF, YEKKOM, AG‹F, PKK, HÖC, MLKP, MKP vd. kat›ld›.

Hollanda Rotterdam flehrinde düzenlenen 1 May›s yürüyüflü, saat 14.00’de bafllad›. Geçti¤imiz y›la oranla daha fazla kat›l›m›n oldu¤u yürü-

Dersim Dersim’de KESK, D‹SK, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar ile aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u devrimci, demokratik ve ilerici güçler taraf›ndan ortak örgütlenen 1 May›s kutlamalar› kortejlerin oluflturulmas›yla bafllad›. Belediye önünden yürüyüfle bafllayan kortejler K›flla Meydan›’nda biraraya geldi. Meydanda topland›ktan sonra demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirenler an›s›na sayg› duruflu ile miting bafllad›. S›ras› ile Tertip Komitesi ve sendikalar ad›na yap›lan konuflmalar›n ard›ndan AKP politikalar›n› teflhir eden bir skeç gösterildi. Ard›ndan müzik

Bursa BAT‹S, Partizan, ESP, DHP, DTP, BDSP, EMEP, SODAP, Bursa Tuncelililer Derne¤i ve ‹flsiz E¤itimciler Örgütleme Giriflimi taraf›ndan oluflturulan Tertip Komitesi el ilanlar› ve araçla sesli anonsla emekçi semtleri ve organize sanayi bölgelerini gezerek iflçi ve emekçileri 1 May›s’a davet etti. 1 May›s günü Fomara Meydan›’nda toplanan kurumlar buradan kortejler oluflturarak yürüyüfle geçti. Partizan kitlesi önde “Emperyalist talana, ›rkç› sald›r›lara ve kölelik yasalar›na karfl› yaflas›n 1

flilik kitlemizle kortej oluflturup yürüyüflte yer ald›k. “Biji yek gulan, Yaflasin 1 Mayis, Es lebe 1. Mai” yaz›l› pankart›m›zla yürüyüflü sonland›rd›k. Güzel bir bahar havas› eflli¤inde iflçi bayram›m›z› kutlad›k. (Erfurt ‹K okurlar›) May›s, Biji Yek Gulan”, “Biz halk›z gelecek ellerimizdedir” yaz›l› pankartla, YDG ise “Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k” pankart›yla mitinge kat›ld›. Gökdere Meydan›’nda 1 May›s flehitleri ad›na sayg› duruflu ile bafllayan etkinlik, konuflmalar›n ard›ndan Tuncelililer Derne¤i müzik grubunun söyledi¤i marfllar ve davul zurna eflli¤inde kitle halaya durarak eylem sonland›r›ld›.

Mersin 1 May›s Mersin’de yaklafl›k 5000 kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Polisin sald›r›lar›na karfl›n geri ad›m atmayan emekçi halk›m›z coflkulu bir flekilde alandaki yerlerini ald›lar. Miting Mersin Devlet Hastanesi önünden Metropol miting alan›na kadar yürüyüfl eflli¤inde yap›ld›. Partizan kortejine polis müdahale ederek, tafl›nan pankart ve flamalara el koymak istedi. Bir arkadafl›n kimlik bilgileri polis taraf›ndan al›narak “suç ve suçluyu övme” iddias›yla dava aç›laca¤› söylenilerek korkutulmaya ve y›ld›r›lmaya çal›fl›ld›. Fakat Partizan bu tutumun keyfiyetini teflhir ederek alana pankart ve flamalar›yla girdi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.