Atefl k›v›lc›mdan ç›kar 3 ... Neden da¤larda elde silah dolafl›yoruz? Küçükten büyü¤e, zay›ftan kuvvetliye, düzensiz birliklerden düzenli birliklere do¤ru, silahl› mücadeleyle halk›n silahl› kuvvetlerini yani halk ordusunu örgütlemek için… Bunu yapmay› hedefleyenlerin yani halk ordusunu örgütleme iddias› tafl›yanla-
r›n halktan kopmas›n›n anlafl›l›r bir yan› olabilir mi? Elbette ki hay›r. “Halk ordusunu örgütleyece¤im ama halka gitmesem de olur” diyerek düflmüyoruz bu hataya. Mesele bu kadar basit de¤il elbette. Bu bir kavray›fl sorunu, bafllang›çta böyle düflünülmese de Halk Savafl›’n›n teorik alg›la-
n›fl›ndaki zay›fl›k, savafl›n özgünlüklerinin saptanamay›fl›, hangi kesime nas›l gidilece¤inin netleflmemesi, kitlelerin ancak onlar›n somut sorunlar› üzerinden örgütlenece¤i kavranmad›¤›ndan, kitlelerin devrimdeki, savafltaki rolü silikleflmeye bafll›yor. ❐Sayfa 16
işçi-köylü DEMOKRAT‹K HALK ‹KT‹DARI ‹Ç‹N
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com
Say›: 23
*Y›l:4 *8-21 A¤ustos 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1307-878X
Sald›r›lara karflfl›› barikat Sistemin çürümüfllü¤ü, ikiyüzlülü¤ü, yozlu¤u son süreçteki geliflmelerle birlikte bir kez daha kan›tlan›rken egemenlerden sorunlar›n çözümünü beklemek hayalden öte sistemin devam›n› sa¤lamaya onay vermektir.
Bat›’da rant, Do¤u’da operasyon;
Yanan bizim ormanlar›m›z... Kindar gözleri var bu faflizmin, öyle kindar ki, kan bürümüfl adeta. Kirli savafl taktiklerinden medet uman bu eli kanl› faflizm acizlik içinde, durduramayaca¤› gerilla savafl›n› ormanlar› atefle verme takti¤ini kullanarak bast›rmaya çal›fl›yor. Medya her zamanki gibi devletinin yan›nda saf tutmufl, hatta öyle ki, saflar her zaman oldu¤u gibi gayet s›k. ❐ Sayfa 8
Egemenler aras› dalaflta yeni bir aflamaya girildi¤i AKP’nin kapatma davas›ndaki geliflmelerle birlikte ortaya iyice ç›km›flt›r. Sistem, bu dalaflla birlikte kendini tekrar tekrar teflhir ederken, bizler esas gündemlerimiz olan yoksulluk, iflsizlik, geleceksizlik, demokratik haklar›m›z›n kazan›lmas› mücadelesine yo¤unlaflmal›y›z. Geçen say›m›zda dedi¤imiz gibi, halk›n kendi gündemleri vard›r. Öyleyse bizler bu gündemler do¤rultusunda hareket ederek sald›r›lara karfl› barikat olmal›y›z.
İşçi-köylü 2
8-21 Ağustos 2008
işçi-köylü’den Gerçek düflmanlar›m›z› görelim! Ülkemizde son bir ay içinde yaflanan geliflmeler tüm “demokratikleflme” söylemlerine ra¤men devletin niteli¤i, egemen klikler aras›ndaki çat›flmalar vb. konularla ilgili oldukça net verileri bizlere sunmaktad›r. Ergenekon Operasyonu ile bafllayarak AKP kapatma davas›n›n sonuçlanmas› ile devam eden ve geçen say›m›zda da dikkat çekti¤imiz gibi seviyesi düflürülen ve halka karfl› sald›r›larda ve emperyalizmin talimatlar› do¤rultusunda orta yolun bulundu¤u egemen klikler aras› dalafl›n gerçek hedefinin ne oldu¤unu da ortaya koyan geliflmelerdir bunlar. Nitekim AKP’nin kapat›lmayaca¤›n›n, sadece Hazine yard›m›n›n yar›s›n›n kesilece¤inin karara ba¤lanmas› ve Ergenekon iddianamesinin aç›klanmas›n›n ard›ndan emekçiler cephesinden yaflananlar bu belirlemelerimizi do¤rulamaktad›r. Egemenler cephesinde yaflanan bu kap›flmalar›n bugün gelinen aflamada daha düflük yo¤unluklu ele al›nacak olmas› bizler taraf›ndan do¤ru okunmal› ve do¤ru de¤erlendirilmelidir. AKP’nin kapat›lmamas›n› “demokrasinin zaferi” fleklinde aç›klamaya çal›flanlar oldu¤u gibi, “kapat›lsayd› ülke kaosa sürüklenirdi, flimdi en az›ndan sükûnetin sa¤lanmas› daha kolay olacak” vb. yorumlarla bilinç bulan›kl›¤› yaratmaya çal›flanlar da olmaktad›r/olacak-
t›r. Yine emekçi halk›m›z› kötünün içinden iyiyi seçmeye zorlama amaçl› pratikler sergilenmekte, taraf olmama ad›na egemen s›n›f kliklerine kan tafl›ma yolu seçilebilmektedir. Burada as›l sorun genifl emekçi kesimlerin kendi sorunlar› etraf›nda örgütlenmelerinin önünü açmak, bunun araçlar›n› yaratmak ve örgütlülüklerini oluflturmakt›r. Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi kapatma davas›n›n sonucunun kesinleflmesi ve Ergenekon iddianamesinin aç›klanmas›n›n ard›ndan do¤algaza yap›lan % 18’lik zam, Türkiye Kürdistan›’nda gerillaya karfl› operasyonlar›n orman yakmalarla birlikte geniflleyerek devam etmesi, tekrar s›n›r ötesi sald›r› planlar›n›n dillendirilmesi egemen kliklerin kendi aralar›ndaki dalafl hangi boyutta olursa olsun gerçek düflmanlar›n›n kim oldu¤unu asla unutmad›klar›n› ve her koflulda bu ezeli düflmana karfl› kol kola olacaklar›n› göstermektedir. Geçti¤imiz süreç boyunca ulafl›mdan, g›daya, elektrikten, do¤algaza kadar genifl bir yelpazede yap›lan zamlar›n önümüzdeki süreçte de devam edece¤inin sinyalleri de yine egemen s›n›f temsilcileri taraf›ndan aymazca verilmektedir. Adeta otomati¤e ba¤lanm›fl zamlar karfl›s›nda ezilenlerin yaflam koflullar› giderek daha da a¤›rlaflmaktad›r. Geliflmeler göstermektedir ki, tüm bu sorunlar›n afl›l-
‹LAN GAZETEM‹Z‹N ANKARA ‹RT‹BAT BÜROSU TAfiINMIfiTIR. YEN‹ ADRES: SIHHIYE MAH. SÜLEYMAN SIRRI SOK. YUNT AP. NO: 19/7 ÇANKAYA TEL NO: 430 67 65 Selma fiahin Ziraat Bankas› Aksaray fiube Euro hesap numaras›: 48209849-5001 Vak›flar Bankas› Aksaray fiube Euro hesap numaras›: 00158048000527074 ‹fl Bankas› Parmakkap› fiube Euro hesap numaras›: 1042 0175785
mas› kimi egemen s›n›f temsilcilerinin propaganda etti¤i gibi “kemer s›kmakla” mümkün de¤ildir. Çünkü her ne kadar kendi içlerinde göreceli bir “anlaflma” sürecinin start› verildiyse de dünyada ve ülkemizde yayg›nlaflarak geniflleyen kriz önümüzdeki sürecin egemenler aç›s›ndan hiç de istikrarl› geçmeyece¤inin, aksine buhran›n derinleflece¤inin ipuçlar›n› vermektedir. Uzun bir dönemdir kitle hareketlerinde devam eden yükselifli süreçteki geliflmelerle birlikte ele al›nd›¤›m›zda egemenlerin bu süreci istikrar içinde atlatamayacaklar› ortaya ç›kmaktad›r. Örne¤in T‹S görüflmeleri halen devam etmekte, önemli say›daki bir kitle görüflmelerin sonuçlar›n› beklemekte ve direnifllerine devam etmektedir. Birçok bölgede irili ufakl› direnifller sürmektedir. Kimi yerlerde y›k›m sald›r›s› karfl›s›nda örgütlenen halk, kolektif bir flekilde y›k›mlar karfl›s›nda durmakta ve devletin geri ad›m atmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu koflullar içinde bizlere düflen en önemli görev, genifl kitlelere kötünün iyisini seçmek zorunda olmad›¤›m›z› göstermek, alternatif oldu¤umuzu ve alternatiflerimizi ortaya koymak, gerçek düflmanlar›m›z› göstermek ve egemen s›n›flar›n oyunlar›n› bozmakt›r. Bizlerin, ezilen emekçi halk›m›z›n kendi gündemlerimiz bulunmaktad›r. Zamlar karfl›s›nda her gün yaflam› daha da zorlaflan, evi bafl›na y›k›lan, ormanlar› yak›lan, evlatlar› katledilen halk›m›z›n s›k›nt›s› bizim de s›k›nt›m›zd›r, ac›s› bizim de ac›m›zd›r. Öyleyse ac›lar›m›-
z› öfkeye dönüfltürme görevi emekçi halk›m›zla birlikte bizim de omuzlar›m›zdad›r. Egemenler aras› dalafl vesilesiyle sistemin teflhiri önemli bir yerde durmakla birlikte, esas halka olarak halk›n kendi gündemlerini ve kurtulufl mücadelesini almak konusunda yan›lg›ya/eksikli¤e düflmemek, rüzgar nerden esiyorsa o tarafa bükülmemek gerekir. Bugün bar›nma hakk› için, ekonomik ve sosyal haklar› için, insanca yaflama ve çal›flma koflullar›n›n sa¤lanmas› için direnen ve mücadele eden kitlelerin yan›nda olmal› ve onlardan ö¤renmeliyiz. Bir devrimci için bofl zaman diye bir fley olmad›¤› aç›kt›r. Bofl dedi¤imiz zamanlarda da halk›n içinde olmak, onlardan/onlar›n yaflamlar›ndan ö¤renmek bizler için vazgeçilmezdir. Sefaköy’de tek bafl›na direniflte olan Emine Arslan’›n yan›nda bir-iki saatimizi geçirmemizin ve ondan ö¤renmemizin önünde hiçbir engel yoktur. Ya da barikatlar kalkt›ktan sonra da Kuruçeflme halk›yla beraber olmak, barikat d›fl›nda da neler yaflad›klar›n› ö¤renmek flartt›r. Çukurova’da mevsimlik tar›m iflçileriyle birlikte bir akflam sohbeti yapman›n bize katacaklar› tart›flmas›zd›r. “Birbirimizle” geçirdi¤imiz zaman› kitlelerden ö¤renerek ve onlar›n yaflamlar› içinde yer alarak “harcamak” kitlelerden ö¤renmenin ilk ad›m› olabilir. Unutmayal›m, onlar olmaks›z›n, onlar› anlamaks›z›n ve onlardan ö¤renmeksizin devrimcilik yapabilece¤ini düflünen birey, ad›m ad›m intihara sürükleniyor demektir.
UMUT YAYIMCILIK’TAN 5 YEN‹ K‹TAP
8-21 Ağustos 2008
İşçi-köylü 3
Politika gündem
Egemenlerin halk düfl flm man› yüzü her vesileyle tefl flh hir olurken... “Teröre karfl› mücadele”nin yan› s›ra art›k AB do¤rultusunda ad›mlar›n h›zlanmas› gerekti¤ini, reformlar›n ç›kaca¤›n› aç›kça belirten sistemin temsilcilerine medya üzerinden yükselen “sivil anayasa” ça¤r›lar› da yeniden gündeme gelecektir. Bunun kitlelerde bir beklenti yaratmas› da muhtemeldir. Ülkemizde faflist sistemin ikiyüzlülü¤ünü, çürümüfllü¤ünü, yozlu¤unu ve ne kadar bozuk bir iflleyifle sahip oldu¤unu son süreçteki geliflmeler bizlere tekrar tekrar kan›tlamaktad›r. Bu düzenin sahiplerinin halk düflman› yüzünün yan› s›ra kendi içlerinde dahi ne kadar pervas›z olduklar›n› anlamak, düzenin iflleyiflinde en önemli ortak yönlerinin s›n›rs›z ya¤ma, talan ve soygun oldu¤u iyice ortaya ç›kmaktad›r. Derinleflen ekonomik ve siyasi kriz, sistemin sahipleri aç›s›ndan sürecin hiç de iyiye gitmedi¤ini bizlere göstermektedir. Ergenekon davas› ile ortaya saç›lan belgeler devletin tüm suçlar›n›, kirli ifllerini/iflleyiflini bir yandan daha net flekilde görmemizi sa¤larken bu belgelerle faflist sistemin tüm suçlar›n›n devlet içinde “devlete ra¤men güç kazanan” (!) bir avuç “kötü niyetli” (!) çeteye y›k›lmaya çal›fl›lmas› ayn› zamanda devletin temize ç›kar›lmas› amac›n› da içermektedir. Yo¤un bir bilgi kirlili¤i içinde sunulan belgelerle, binlerce sayfal›k delillerle, s›radan telefon konuflmalar›ndan “çok gizli” belgelere kadar her bilgi üst üste y›¤›larak kitlelerin bilinci buland›r›lmaya çal›fl›lmakta, do¤ruyu yanl›fltan ay›rt etmesi engellenmek istenmekte, böylece komplo teorilerine inanmam›z ve süreci de¤erlendirirken devlet gerçe¤ini es geçmemiz beklenmektedir. Bununla birlikte gerek ülke içinde gerekse de bölge genelinde TC’ye düflen görevlerin birikmesi ve etkili flekilde yerine getirilmesi ihtiyac› ve ekonomik krizin alarm zilleri çalmas› nedeniyle ABD ve AB emperyalistlerinin do¤rudan ve aç›ktan müdahalesiyle bu ç›kar dalafl›nda özellikle daha baflat rol oynayan ordu ile hükümet aras›nda geçici ve zoraki bir uzlaflma sa¤lanm›flt›r. Bu dalafl bir yandan devletin iflleyiflinde belirsizliklere yol açabilece¤i gibi çok fazla bilginin deflifre edilmesi sistemin meflruiyet sorununu da pekifltirecektir. Bu nedenle belirli bir aflamaya gelindikten sonra sürecin yavafl yavafl söndürülmesi gerekecektir. ‹flte bunun bir örne¤ini de Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) AKP’nin kapat›lmas› ile ilgili ald›¤› son kararda görmek mümkündür. Daha önceki süreçlerde de klikler çat›flmada önemli roller oynayan AYM, ald›¤› hukuki aç›dan skandal kararlarla ç›kar çat›flmas›n›n yönlendirilmesine hizmet etmifltir. AKP ile ilgili ald›¤› son karar da çok say›da tutars›zl›k tafl›mas›na ra¤men emperyalizmin tam da istedi¤i gibi bir orta yol bulunmas›n› sa¤lad›¤› için egemen s›n›flar aç›s›ndan kabul edilebilir bir karar olmufltur. AKP’nin “sadece” 1 oyla kapat›lmamas›, hazine yard›m›n›n yar›s›n›n kesilmesi ve “laiklik
karfl›t› odak” oldu¤unun kabul edilmesi ile AKP’nin hizaya gelmesi yolunda ciddi bir ihtar yap›ld›¤› aç›klan›rken hem Kemalist bürokratik kli¤in hem de AKP’nin temsil etti¤i kli¤in tam anlam›yla memnun olmad›¤› ancak kabul edilebilir sayd›¤›, tamam›yla siyasal bir karara imza at›lm›flt›r. AKP’nin “beklendi¤i” gibi kapanmamas› daha karar aç›klanmadan önce büyük medyan›n söylemlerinden ve finansal hareketlilikten anlafl›lmaktad›r. Bu bir yandan ülkemizde hukuki bir sistemin burjuva normlar dahilinde dahi var olmad›¤›n›, “hukukun üstünlü¤ü-ba¤›ms›zl›¤›” gibi kavramlar›n zaten birer palavradan ibaret oldu¤unu ve ülkemizde bunun biçimsel yönünün bile kotar›lamad›¤›n› bizlere gösterirken öte yandan karar›n aç›klanmas›n›n hemen ard›ndan, öncesinde haz›rlanan aç›klamalar›n ve ça¤r›lar›n pefli s›ra yap›lmas› da bu uzlaflman›n halka karfl› bir birliktelik oldu¤unu anlamam›z› sa¤lamaktad›r. Erdo¤an’›n “ulusa seslenifl” konuflmas›n› AYM karar›n› aç›klamadan 3 saat önce haz›rlam›fl olmas› bunun bir göstergesiyken özellikle Cumhurbaflkan› A. Gül’ün sistemin temsilcilerine birlik-beraberlik ça¤r›s› yaparak ortak hedef olarak “terörün ezilmesini” göstermesi uzlaflman›n hangi konularda oldu¤unu ilan etmektedir. ‹flte bu dönemde 26 Temmuz’da Güngören’de gerçekleflen 2 bombal› sald›r› sonucu 18 kiflinin yaflam›n› yitirmesi sistem taraf›ndan bu yönde de¤erlendirilen ve flovenist propagandaya malzeme edilen bir gündem olmufltur. Do¤rudan sivil halka yönelik gerçekleflen, kabul edilmesi mümkün olmayan bu sald›r›y› üstlenmedi¤ini PKK’nin net flekilde ifade etmesine ra¤men hükümetin ve medyan›n do¤rudan PKK’yi hedef almas›, faflist Baykal’›n ve medyan›n
Kürt ulusunu hedef göstererek “halk› aya¤a kalkmaya” ça¤›rmas› ve linçleri-faflist sald›r›lar› teflvik etmesi ve Kandil’e yönelik hava sald›r›lar›n›n yeniden yo¤unlaflmas› önümüzdeki dönemde sistemin Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›raca¤›n› bizlere göstermektedir. Bomban›n patlamas›n›n ard›ndan bombay› koyan kiflinin Emniyet’in arflivindeki 100 bini aflk›n “terörist” listesinde bulunamamas›, 3-4 gün sonra yakalanan ve bombac› olarak ilan edilen kifliler için de herhangi bir somut kan›t sunulamad›¤›ndan yaln›zca “örgüt üyesi” olma gerekçesiyle tutuklan›p bombalaman›n dava gerekçesi say›lmamas› meselenin bilinçli bir yönlendirme oldu¤unu bizlere göstermektedir. Bu sald›r›n›n köklerinin daha derinlerde oldu¤unu ise ayn› gün Kerkük’te seçimlerle ilgili protesto gösterisi yapan binlerce Kürt’e yönelik gerçeklefltirilen bombal› sald›r› sonucu 25 kiflinin öldü¤ü sald›r›dan da anlamak mümkündür. Sald›r›y› gerçeklefltirenlerin olay yerinde tespit edilmesi ve faillerin J‹TEM taraf›ndan kurulan, TC taraf›ndan desteklenen ve I. Kürdistan›’ndaki Türkmenler aras›nda hiçbir siyasal deste¤i olmayan mafyavari bir örgüt olan Irak Türkmen Cephesi üyeleri olmalar› da Kürt halk›na yönelik planlar›n ciddiyetini anlamam›z› sa¤lamaktad›r. Bu sald›r›lar flovenizmi yükseltmeyi ve Kürt ulusuna yönelik linççi-faflist sald›r›lar› teflvik etmekle beraber daha önemlisi TC’nin önümüzdeki dönemde imha-inkâr eksenli siyasetini TSK-AKP iflbirli¤i ve ABD-AB deste¤i ile sürdürece¤ini göstermektedir. Bunun muhtemel en önemli aya¤› ise hava harekâtlar›n› takiben sonbaharda I. Kürdistan›’na yönelik bir kara harekât›n›n gündeme gelmesidir. K›fl ay›nda
büyük bir gürültü ile I. Kürdistan›’na giren ordunun Zap’ta karfl›laflt›¤› muazzam ve kahramanca direniflin ard›ndan sessizce ve apar topar geriye dönmesi ve ilkbahar ve yaz sürecinde Bölgede yaflanan yo¤un çat›flmalar ve devletin gerillan›n baflar›l› taktik sald›r›lar› karfl›s›nda ald›¤› a¤›r kay›plar ordunun pervas›zl›¤›n› ve sald›rganl›¤›n› da art›rmaktad›r. Gerilla karfl›s›nda çaresizli¤ini ormanlar› yakmakta, halka yönelik iflkence ve bask›y› art›rmakta gören sistemin rövanfl› alma hedefiyle yeniden I. Kürdistan›’ndaki gerilla üslerini karadan da hedef almas› büyük bir ihtimaldir ve haz›rl›klar o yöndedir. “Teröre karfl› mücadele”nin yan› s›ra art›k AB do¤rultusunda ad›mlar›n h›zlanmas› gerekti¤ini, reformlar›n ç›kaca¤›n› aç›kça belirten sistemin temsilcilerine medya üzerinden yükselen “sivil anayasa” ça¤r›lar› da yeniden gündeme gelecektir. Bunun kitlelerde bir beklenti yaratmas› da muhtemeldir. Ancak sistemin gerek Kürt ulusuna yönelik imha-inkâr politikalar›ndaki ›srar› ve Kürt ulusunun direngen-dinamik kesimlerine yönelik tasfiye amaçl› sald›r›lar› gerekse de iflçilerin-emekçilerin taleplerine ve hareketlili¤ine yönelik sald›rgan tutumlar› bu “reform”, “demokratikleflme” ambalaj› ile sunulan yasalar›n yeni sald›r› paketleri olaca¤› ve a¤za çal›nan bir parça bal›n yan› s›ra a¤›r bedellere neden olaca¤› da sistemin gerçek yüzünü bilenler aç›s›ndan öngörülebilir olgulard›r. AB’ye uyum programlar›yla bir yandan kitlelerde bir beklenti yarat›lmak hedeflenirken öte yandan hem Kürt ulusuna hem de emekçilere yönelik sald›r›lar› onaylayan-destekleyen-meflrulaflt›ran AB emperyalizminin gerçekli¤ini ve gerici yüzünü aç›k etmektedir. Faflizmin tüm bask›lar›na maddi-manevi her türlü deste¤i sunan AB’nin ard›ndan “de¤iflim-demokrasi” talebine sahip olan kitlelerin önüne bunun öncüsü reklam› ile ç›kmas›, yine AKP’nin halka yönelik tüm tahammülsüzlü¤üne, sald›rganl›¤›na ra¤men liberal “ayd›n”larca ülkenin demokratikleflmesi yolunda süreci gö¤üsleyebilecek yegane parti olarak sunulmas› “imaj” ve “reklam ça¤›nda” belirli bir etki yaratabilecektir. Ancak imaj, ambalaj ve reklam ne kadar etkili olursa olsun gerçeklik tüm bunlar› silip süpürecektir. Bu anlamda aç›kt›r ki gerçeklerin savunucusu olan devrimci ve komünist güçler aç›s›ndan bu sahteli¤i deflifre etmek, ambalaj›n alt›ndaki köhneli¤i göstermek ve kitleleri kendi s›n›fsal ve ulusal talepleri do¤rultusunda demokratik devrim talebiyle harekete geçirmenin olanaklar› oldukça fazlad›r.
İşçi-köylü 4
Sınıfsal Yaklaşım
S›n›fsal Yaklaflfl››m Tahkimat, sald›r› ve barikat Hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmal› süreçte yeni bir aflamaya girildi¤i, Ergenekon iddianamesinin aç›klanma ve kabulünün ard›ndan, Anayasa Mahkemesi karar›yla kesinleflmifl bulunuyor. Bu aflaman›n, temel gündem/sorunlar etraf›nda birlik, kendi kap›flmalar›nda “düflük yo¤unluklu” ve daha uygun araç ve yöntemlerle mücadele olaca¤› da z›mni olarak belirlenmifl durumdad›r. Bir önceki yaz›m›zda, “iç hesaplaflmadan halkla hesaplaflmaya do¤ru” derken dikkat çekmeye çal›flt›¤›m›z husus, sürecin bu aflamaya do¤ru gidifliydi. ABD’nin Türkiye eski Büyükelçisi, flimdinin stratejik merkezler dan›flman›/ajan› Mark Parris’in yaklafl›k 3 hafta önceki Türkiye ziyaretinin ard›ndan yapt›¤› tahminlerin “flafl›rt›c›” biçimde do¤ru ç›kmas› (oylaman›n 6-5 sonuçlanaca¤›, AKP’nin kapat›lmayaca¤›, karar›n A¤ustos bafl›na kadar aç›klanaca¤›), komplo teorisyenlerinin ilgi alan›na girecek bir durum olsa gerektir! Bu durumda, olay›n “politik” boyutu ama özellikle de iflleyifline dair y›llar›n tecrübesine kulak vermek gerekecektir: “Kapatma görüflünü tafl›yanlar› do¤rulayan ama biraz daha ›l›ml› olunmas›n› isteyen, kamuoyundaki tepkileri de dindirmeye yönelik bir karar. Bu karar bir orta yoldur; siyasi uzlaflmad›r. Ben bir üyenin karar›n›n sonradan de¤ifltirildi¤ini ve 7 ço¤unlu¤unun 6’ya indirilerek kapatman›n ç›kmad›¤›n› düflünüyorum.” (Yekta Güngör Özden, Anayasa Mahkemesi eski Baflkan›, 30.07.08) Anayasa Mahkemesi’nin karar›, özellikle son haftalardaki geliflmeler dikkatle takip edilmiflse, sürpriz olarak de¤erlendirilmemelidir. Belli bir uzlaflman›n sa¤land›¤› ve taraflar›n süreci en az hasarla atlatmas› için pazarl›klar›n yap›lmakta oldu¤u a盤a ç›km›fl bulunuyordu. ABD ve AB’li emperyalistlerin ›srar› artm›fl, bunlara ait medyada yaz›lanlar, AKP’ye flartl› destek içeren bir havaya dönüflmüfl, dizginlemenin kapatma de¤il farkl› yollarla cezaland›rmadan geçti¤i ifade edilmeye bafllanm›flt›. Propaganda merkezleri, “kapatmama”ya gerekçe olarak istikrardan öte fliddet yanl›s› ‹slam› ülkede ve bölgede büyütmemeyi öncelemifllerdir. Nihayet ülke sath›nda da kesin kanaatçilerin oran› h›zla de¤iflmeye, AKP’ye bloke ederek flans tan›ma e¤iliminde olanlar›n say›s›nda art›fl görülmeye bafllam›flt›. Sürecin henüz bafllar›nda kendi içinde savunma yap›p yapmamay› dahi tart›flacak kadar umutsuz olan AKP; ABD ve AB’li emperyalistlerin aç›k-dolayl› desteklerine ve Ergenekon hamlesine
karfl›n bütünüyle rahatlayamam›fl olmal› ki, orgeneral (Eruygur ve Tolon) kozlar›n› (ilk iddianameye koymay›p, darbe senaryolar›na bulaflt›rmayarak) elde tutmay› tercih etmiflti. AKP süreci yönetirken, rahat ve kendinden emin bir görüntü vermeye çal›flsa da durumunun ne kadar kritik oldu¤u oylama sonucuyla da kan›tland›. Nitekim, karar›n aç›klanmas› sonras›nda baflta Tayyip Erdo¤an olmak üzere tüm parti ileri gelenlerinin verdi¤i “zafer” tepkisi, bu ruh halinin bir di¤er ispat› olarak okunabiliyordu. AKP ile ilgili karar her ne kadar mevcut hükümetin devam›, AKP-TSK iflbirli¤inin sürmesi, ABD ve AB’li emperyalistlerin iste¤i yönünde “istikrarl›” bir sürece onay anlam› tafl›yorsa da, di¤er yandan merkezi devlet yap›lanmas›nda belirli bir gücü elinde bulunduran Kemalist klik aç›s›ndan da ciddi bir güç ve a¤›rl›¤›n tescili anlam›na gelmektedir. AKP’yi s›n›rl› ve kontrollü biçimde hareket etmeye zorlayan, bunu mevcut yasalar uyar›nca belli bir yapt›r›m ve ihtarla, üstelik ezici bir ço¤unlukla karar alt›na alan bu sonuç, tek yanl› biçimde “AKP’nin zaferi” olarak okunamaz/okunmamal›d›r. AKP, emperyalistlerin tam (ama hiç kuflkusuz flartl›) deste¤i ile yol alman›n ve TSK ile iflbirli¤ini sürdürmenin avantajlar›na sahiptir. Ama hepsi o kadar. Oysa dünyan›n büyük metropollerinden akan ve ülke ekonomisini feci biçimde kuflatan (içerde giderek bozulan durum da cabas›) ekonomik krizle bafla ç›kmak durumundad›r. Kapat›lmama karar›n›n hemen ard›ndan do¤algaza ortalama yüzde 18’lik (son 7 ayda yüzde 35) zam yap›lm›flt›r. Bunun için ilk etapta bafllatt›¤› zam ya¤murlar› özellikle Eylül ay›nda daha derin sosyal çalkant›lara yol açacakt›r. Yerel seçimler için takvim ifllemeye bafllam›flt›r. Seçim ekonomisi ile krize iliflkin tedbirlerin birlikte kotar›lmas› büyük bir açmaz yaratacakt›r. Toplu sözleflmeler pefli s›ra gelmektedir. Bir bölümünde flimdiden t›kanma ve krizler bafl göstermifltir. Sendikal alana eskisi gibi hükmetme flanslar› olamayacakt›r. Ulusal soruna iliflkin giderek a¤›rlaflan gündemle bafla ç›kabilmek bir yana, yine yerel seçimlere yönelik faaliyetin bölgeye yönelik bir dizi hesab› gerektirmesi durumu iyice içinden ç›k›lmaz bir hale getirmifltir… Klik çat›flmas›n›n cisimlendi¤i davalardan Anayasa Mahkemesi’ndeki, iddiaya uygun/do¤rulayan biçimde ve ezici ço¤unlukla AKP’yi “s›n›rlayan”, “damgalayan” tarzda sonuçlanm›fl ne var ki di¤eri yeni bafllayan ve uzun süre-
ye yay›lacak bir pozisyonda, deyim yerindeyse AKP’nin kuca¤›nda kalm›flt›r. Ergenekon dosyas›, resmen aç›klanan (ve kabul edilen) iddianamesiyle daha aç›k biçimde görüldü¤ü üzere, TC tarihinin hukuk tekni¤i ve sistemati¤i aç›s›ndan belki de gelmifl geçmifl en pespaye davas› konumundad›r. Bunun temel sebebi, sadece halka karfl› ifllenen hemen hiçbir suçun iddianameye konu edilip edilmemesi de¤ildir. Ama bunun ötesinde, zaman ve mekan tan›maks›z›n, birbiriyle ilgili-ilgisiz bir y›¤›n kifli ve olay›n, binlerce hukuka ayk›r› delil ve spekülasyona da dayan›larak, çok çeflitli senaryolar alt›nda birbirine kat›larak ve kar›flt›r›larak, tam bir hengame ve keflmekefl içerisinde, ortak bir dava ve örgüt düzleminde sunulmas›d›r. Öyle ki baflsavc› iddianameyi bas›na duyurdu¤u s›rada “buradaki terör örgütü bildi¤imiz terör örgütü tan›mlar›na uymuyor” türünden ak›llara seza bir “hukuk” (suçta ve cezada kanunilik ilkesi, TCK md.2) d›fl› aç›klama yapmakta sak›nca görmemifltir. Dolay›s›yla yap›lan ifli, bir grup savc›n›n acemili¤i olarak düflünmek/yorumlamak safdilliktir. Bu kaos ve karmafla içerisinde, her türlü suçun ifllendi¤i ve ifllenebilece¤i bu batakl›kta, her türlü iflbirli¤inin gerçekleflebilece¤i görüntüsü alt›nda, devrimci ve yurtsever örgütlere de yer verme gayreti, durumun anlafl›lmas› için bizlere birinci ipucunu vermektedir. Bir di¤er ipucu, devlete ait bütün örgüt ve kurumlar bo¤az›na kadar her fleyleriyle bu rezilliklerin içerisindeyken, bu durum geçmiflten beri kendi rapor ve belgeleri ile dahi sabitken, iddianamede itinayla bunun aksinin söylenmifl olmas›d›r (“bu çete organizasyonunun ordu ve M‹T içine s›zmay› baflaramad›¤›”). Ve tabi bir di¤er önemli husus; halka, devrimcilere, yurtseverlere, komünistlere, ilerici ve demokratlara karfl› ifllenen binlerce suça iliflkin hiç ama hiçbir izin bu milyonlarca sayfal›k klasörlerde bulunmamas›d›r. Gazi katliam› gibi kimi sald›r› ve provokasyonlara iliflkin istisnai örnekler ise ellerindeki ajan ve itirafç›lar›n› de¤erlendirmek suretiyle olaylar› sapt›rmak, kafalar› buland›rmak ve devrimcilere karfl› afla¤›l›k senaryolar için an›lmak istenmifltir. Faflist diktatörlü¤ün her zaman için esas hedefinin s›n›f mücadelesi do¤rultusunda tahkimat oldu¤u do¤ru biçimde kavranmal›d›r. Gerçek düflmanlar›n›n, komünistler, devrimci ve yurtsever güçler, kendilerine karfl› savaflanlar, direnenler oldu¤u unutulmamal›d›r. Her f›rsat ve vesileyle bu yönde tezgah kurmaya, propaganda yürütmeye çal›flacaklar›, çeflitli senaryolar yazacaklar› ve provokasyonlar örgütleyecekleri iyi bilinmelidir. Bu yeminli halk düflmanlar›, s›n›flar›n› iyi temsil etmektedir. Birbirleriyle kap›fl›rken bile as›l düflmanlar›n›n kim oldu¤unu asla unutmazlar! Maddi gerçekleri gizlemek, olgular› karartmak ve sapt›rmak için ellerinden geleni yaparlar. Faflizmin yarg› sistemi bu fel-
8-21 Ağustos 2008 sefe üzerine kuruludur, bu gerçek ak›llardan ç›kar›lmamal›d›r! Ergenekon dosyas›nda “yarg›lanacak” olan kimi kontr-gerilla eskisi, mafya bozuntusu, k›z›l-elmac›, Kemalist kli¤in ak›l hocas› ve bilumum halk düflman›, faflistler tayfas›, t›pk› Susurluk davas›nda oldu¤u gibi “beraat” ve göstermelik “cezalar” ile aklanacakt›r. Bu dava, AKP’nin üzerine kalm›flt›r ve uzun süreye yay›larak “zaman ilac›” ile çözülecektir. Yap›lmas› gereken, daha önce de sözünü etti¤imiz gibi, davan›n aç›l›fl (operasyonun yürütülüfl) amac›n›, kurgusunu, ülkemizdeki kontr-gerilla gerçe¤ini teflhir etmek ancak halk›n as›l gündemine yo¤unlaflmak olmal›d›r. Mevcut dava üzerinden beklenti do¤uracak herhangi bir durufl sergilenmesine izin verilmemelidir. Susurluk sürecinde yürütülen kampanya ile koflullar farkl›d›r. ‹ddianame aç›klanm›fl, AKP-TSK’n›n davaya nas›l bir yön verece¤i belli olmufltur. Yürütülecek olan propaganda-teflhir faaliyetinde bu çerçeve korunmal›d›r. Bir k›s›m “sosyalist” etiketli liberal-reformist parti, grup ve çevrenin darbecili¤e karfl› olma, “tarafs›zl›¤a” tav›r ad›na, “AKP’ye de karfl›y›z” flerhiyle, mevcut davay› zorlama takti¤i, ince bir iflbirlikçilik hesab› içermiyorsa e¤er, büyük bir aymazl›kt›r. Bunlar›n kitleleri yanl›fl yönlendirmesine karfl› s›k› biçimde mücadele yürütülmelidir. Murat Belge’den Ömer Laçiner’e, Bask›n Oran’dan Ahmet Altan’a onlarca sosyalist eskisinin devrimci, ilerici, komünistlere de sürekli biçimde sataflarak yön verdi¤i bu çevrelere inat, Ergenekon davas›n›n karakutusu olarak ünlenen Tuncay Güney isimli ajan-provokatör; ABD’ye ç›kar›lmas›n›n ard›ndan hahaml›¤a s›¤›n›p kapa¤› att›¤› Kanada’dan son derece “yal›n ve aç›k” biçimde konuflmaktad›r: “Olan bitenler iki Mehmet’in kavgas›d›r. Ergenekon’un tümü çözülürse Türkiye’de sistem çöker. Çünkü sistemin kendisi Ergenekon’dur. Yak›nda iki taraf anlaflacak ve sistem devam edecek. fiimdiden anlaflmaya bafllam›fllard›r.” (TV Net, 26.07.08) Hakim s›n›flar›n as›l dert ve s›k›nt›s›n›n nerede bafllad›¤› ve bitti¤i çok aç›k biçimde görülebilmektedir. AY Mahkemesi karar› üzerine çeflitli bakanlar›n demeçleri ile kimi patron örgütlerinden gelen tepkiler, bu durumu ortaya koymaktad›r. “Ekonominin önünü açan bir karar”, “art›k iflimize bakal›m”, “nefes almam›za yol açt›” diyenler, bir yandan zam dü¤mesine yeniden basarken di¤er yandan Güngören katliam› için tezgahlad›klar› senaryoyu ilan etmekte gecikmemifllerdir. Bask› ve sald›r›lar›n hangi yönde geliflip yo¤unlaflaca¤› bellidir. Bu konuda hiç de flafl›rt›c› olmayan koalisyon, daha çat›flmalar›n›n harareti so¤umayan taraflar aras›nda kurulmufl, hatta rekabete dönüflmüfl durumdad›r. Bizim de ayn› h›z ve refleksle bu sald›r› ve manevralar› yan›tlayacak bir örgütlenme içerisinde barikat oluflturmam›z gerekmektedir.
İşçi-köylü 5
8-21 Ağustos 2008
Ambarl› iflçileri; “Kölelikten kurtulmak istiyoruz!” üyükçekmece’de bulunan Ambarl› Liman›’nda çal›flan iflçiler insanca çal›flma koflullar› için sendikaya üye oldu. Arkas Holding’e ba¤l› Arser ‹fl Makinalar› Servis ve Ticaret A.fi.’de çal›flan 406 iflçi 20 Haziran’da Liman-‹fl Sendikas›na üye olarak örgütledi. ‹flçilerin örgütlendi¤ini duyan Arkas patronu, üye iflçileri bir gecede internet üzerinden bir baflka kurulufllar› olan Marport Liman ‹flletmeleri Sanayi ve Ticaret A.fi.’ye geçirerek ayn› gün 5 iflçiyi, daha sonra da yani 15 Temmuz 2008 tarihinde ise 52 iflçiyi iflten ç›kard›. Patronun bu tutumunu protesto eden iflçiler sendikaya sahip ç›karak di-
B
renifle geçti. 16 Temmuz günü Ambarl› liman›nda toplanan iflçiler patronun hukuksuz uygulamalar›na karfl› sabaha kadar limanda bekleyerek eylem yapt›. Eylemde iflçiler ad›na konuflan Liman-‹fl Sendikas› Baflkan› Muzaffer Akp›nar, sendikan›n iflçilerin en demokratik hakk› oldu¤unu dile getirerek iflçilerin sendikalar›ndan vazgeçmeyeceklerini söyledi. 22 Temmuz günü Arkas Holding’in fiiflli Esentepe’de bulunan binas› önünde bir araya gelen iflçiler Arkas patronunu protesto etti. “Direne direne kazanaca¤›z”, “‹flimizi ve haklar›m›z› istiyoruz” pankart› açan iflçiler “Ölmek var dönmek yok”, “Sendika hakk›m›z
söke söke al›r›z” sloganlar›n› hayk›rarak öfkelerini dile getirdi. Eflleri ve çocuklar› ile birlikte eyleme kat›lan yaklafl›k 200 iflçi ad›na konuflan Liman-‹fl Baflkan› Muzaffer Akp›nar, Arkas Holding’in iflçileri, cep telefonlar›na mesaj atarak bir günde hukuksuz bir fleklide iflten ç›kar›ld›klar›n› söyledi. Eylem, iflçi efllerinin yapt›klar› konuflmalar ile sona erdi. Eylem sonras›nda holding iflçilerin ifl kurallar›na uymad›klar› gerekçesiyle iflten at›ld›klar›n› iddia eden bir aç›klama yapt›. Eylem s›ras›nda Arkas Holding görevlileri holding aleyhinde bir haber yap›l›p yap›lmad›¤›n› kontrol etmek için gazetecilerin iletiflim adreslerini istedi. (‹stanbul)
İşçi/köylü
Göztepe’de boykot Ücretsiz yemek haklar› ellerinden al›nmak istenen sa¤l›k emekçileri, gerçeklefltirdikleri bir dizi eylem ve etkinlikle, yemek haklar›n›n gasp edilmesini protesto etmeye devam ediyorlar. SES öncülü¤ünde gerçeklefltirilen eylemlerden biri de 24 Temmuz’da, Göztepe E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde yap›ld›. Burada yemek boykotuna bafllayan sa¤l›k emekçileri, acil servis önünde yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yla, yemek haklar›n›n ellerinden al›nmak istenmesine tepki gösterdiler. SES fiube Baflkan› Erdal Güzel taraf›ndan yap›lan aç›klamada, g›da maddeleri ile elektrik, su, akaryak›t gibi tüketim maddelerine yap›lan zamlar›n emekçilerin yaflam›n› çekilmez hale getirdi¤i vurguland› ve IMF güdümlü AKP ve Maliye Bakanl›¤›’n›n, yatakl› tedavi kurumlar›nda çal›flan emekçilerin yemeklerini dahi paral› hale getirdi¤i belirtildi. (Kartal)
Tersanelerde yeni bir ifl cinayeti Tersanelerdeki ifl cinayetlerinin ard› arkas› kesilmiyor. ‹fl cinayetlerine bir kurban da geçti¤imiz günlerde verildi ve böylece tersanelerde yaflanan ifl cinayetlerinde yaflam›n› yitirdi¤i tespit edilebilen iflçi say›s› 101 oldu. GEMSAN tersanesi ATLAS Gemi tafleron firmada bak›mc› olarak çal›flan ‹brahim Çelik adl› tersane iflçisi, 29 Temmuz Sal› günü kompresör dairesinde bak›m yaparken meydana gelen patlama
sonucu yaflam›n› kaybetti. Yaflanan bu son ifl cinayetinin ard›ndan kamuoyuna bir aç›klama yapan Limter-‹fl Sendikas›: “Tafleronluk sistemi tersanelerdeki en ciddi sorun olmay› sürdürmektedir, art›k kangrene dönüflmüfltür. Yine ayn› flekilde, yasa d›fl›l›k, kurals›zl›k üst seviyelerde seyir etmektedir. Bu koflullarda tersanelerde, ifl kazalar›n›n ve ifl cinayetlerinin devam etmesi bir s›r de¤ildir” dedi.
Emekçinin Gündemi Grev ve direnifllerin toplu ifl sözleflmesindeki önemi ‹flçi s›n›f› hareketinde baz› dönemsel olaylar ve zamanlar hareketin de¤ifliminde ya da örgütlenmesinde oldukça önemli yer tutar/tutmaktad›r. Bugüne kadar s›n›f içerisindeki çal›flmalarda bu dönemsel süreçler görünmesine karfl›n ona uygun pratiklerin yaflama geçirilmedi¤ini de görmekteyiz. Bugün, 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren s›n›f hareketinde grev ve direnifllerin en yo¤un oldu¤u süreci yaflamaktay›z. Bu süreçte örgütlenmelerin giderek artt›¤›n›, buna karfl›l›k iflten at›lmalar›n yo¤unlaflt›¤›n›, bu nedenle direnifllerin yayg›nlaflt›¤›n› görüyoruz. Örnek alarak DESA, Unilever, Yörsan, Arçelik, Çapa Temizlik, Uzel, E-Kart vb. dire-
nifller verilebilir. Di¤er yandan toplu ifl sözleflmelerinde yeni haklar verilmedi¤i gibi mevcut haklar› da almak isteyen patronlara karfl› grevlerin artt›¤›n› görmekteyiz. Direnifl ve grevler, toplu sözleflme dönemlerinde egemenler ile iflçi s›n›f› aras›ndaki mücadelenin önemli ayaklar›ndan biridir. Bu anlamda bu süreçler oldukça önemlidir. Her sonuç, yeni bir sürecin ateflleyicisi ya da söndürücüsü rolü oynamaktad›r. Grev ve direnifllerde ve toplu ifl sözleflmelerde kazanabilmek için öncelikle karfl›lafl›lacak problemler konusunda iflçilerin bilinçlendirilmeleri, do¤ru bir önderlik ile örgütlenmeleri gerekmek-
Selah Tersanesi’nde kazan›m Tersanelerde yaflanan son ifl cinayetine genifl bir kesimden de tepkiler sürerken, Selah Tersanesi’nde çal›flan, ancak ücretlerini alamayan iflçiler direnifle geçti. Alacaklar›n› talep eden 33 iflçi, 1 A¤ustos akflam mesai bitiminden sonra tersane önünde toplanarak, tafleron patronla görüflmek istediler. Tafleronun tersanede bulunmad›¤›n› ö¤renen iflçiler,
tedir. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; bu süreçlere do¤ru önderlik edilirse ideolojik sapmalar da engellenir, iflçilerin sorun ve sald›r›lar› daha bütünlüklü görmesi sa¤lan›r. Bugün yaflanan ve yaflanacak olan grev, direnifl ve toplu sözleflmeleri bu eksende ele almal›y›z. Bu direnifller s›n›f›n yeni haklar almas›nda oldukça önemli bir yer tutmaktad›r. Direnifllerin son zamanlardaki küçük de olsa kazanmalar› daha büyük direniflleri yaratm›flt›r. Çok de¤il 2007 y›l›nda Petrol-‹fl Sendikas›’n›n örgütlendi¤i Novamed’de direniflin kazan›m› günümüzdeki di¤er direnifllerin uzun vadeli ve ›srarl› sürmesini, kazanmaya kilitlenmesini önemli derecede etkilemifltir. Yani s›n›f hareketinde direnifller, grevlerin bafllamas›nda tafl›y›c› rol oynamaktad›r. Ancak direnifllerin kazanmas› için de esas olarak oturaca¤› zemin önemlidir. Bazen tek kiflilik bir direnifl bile, oldukça önemli mesajlar vermektedir. Sefaköy’deki dire-
Limter-‹fl Sendikas›’na baflvurarak, sendika arac›l›¤› ile Selah Tersanesi patronu ile görüflmeye çal›flt›lar. Ancak görüflme girifliminden sonuç alamayan iflçiler, 2 A¤ustos sabah 7.30’dan itibaren Selah Tersanesi önünde direnifle geçtiler. 3 ayl›k maafllar›n› alamayan iflçiler, yap›lan görüflmeler ve maafllar›n›n ödenmeye bafllamas›yla birlikte, akflam saatlerine do¤ru eylemlerine son verdiler. (Kartal)
nifl bu anlamda önemli ve örnektir. Bir yandan direnifller devam ederken di¤er yandan on binlerce belediye iflçisi de grev aflamas›na gelmifl durumdad›r. Burada önemli olan iflçilerin kendi ç›karlar›n›n iflçi s›n›f›n›n bütününün ç›karlar› ile bir ve paralel oldu¤unu görmelerini sa¤lamakt›r. Bugün iflçilerin mevcut haklar›n›n korunmas›n› sa¤lamak için iflçilere karfl› bafllat›lan sald›r›lar› do¤ru anlamak gerekmektedir. Çünkü bu do¤ru anlafl›lmazsa grevlerden de baflar›l› ç›kmak mümkün de¤ildir. Grev süreçlerinin iflçilerin en politikleflti¤i süreç oldu¤u da unutulmamal›d›r. Bu nedenle direnifller, sözleflmeler ve grevler s›n›f›n okuludur. S›n›f›n siyasallaflaca¤› en önemli süreçlerdir. Biz DDSB’liler süreci bu bilinçle ele almal› ve ayn› zamanda sistemin teflhirini yapaca¤›m›z bir süreç olarak iflletmeliyiz. Bu nedenle bu süreçte s›n›f› örgütleme yönlü çabam›z› daha da art›rarak hareket etmeliyiz.
İşçi-köylü 6
İşçi/köylü
Yasalar iflçi ve emekçiden yana uygulanm›yor! Ankara ‹flçi-Köylü okurlar› olarak 30 Temmuz 2008 tarihinde, 175 gündür direniflte olan TEGA iflçilerini ziyaret amac› ile Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ne gittik. 12 saatlik vardiyalarla, ikifler kiflilik gruplar halinde nöbet tutan iflçilerle grev süreci ve yaflad›klar› s›k›nt›larla ilgili bir söylefli gerçeklefltirdik. ‹lk andan itibaren bizi s›cak bir ilgiyle karfl›layan iflçi arkadafllar›n yaflad›klar› tüm s›k›nt›lara ra¤men yürüttükleri onurlu mücadeleye dört elle sar›ld›klar›na ve bunu sürdürmekte ne kadar kararl› olduklar›na tan›kl›k ettik. Sohbetimize ilk olarak Engin Eldefl’le bafllad›k. Eldefl 4 y›l› aflk›n süredir bu ifl yerinde çal›fl›yor. Ondan grev sürecine kadar nas›l geldiklerini ve neler yaflad›klar›n› anlatmas›n› istiyoruz.
verilmesi, tuvalet ihtiyac›m›z›n karfl›lanmas› gerekiyor fakat içeriye al›nm›yoruz. D›flar›dan geliyor yemek (sendikadan bahsediyor). - Jandarma ve özel güvenlikçilerin size karfl› tutumu nedir? - Herkes iflverenden yana olmufl, 6 ayd›r buraday›m, bir gün gelip iflçinin yan›nda olan› görmedim ne jandarma, ne güvenlik… Buran›n güvenli¤i iflverenden yana zaten. Kalabal›¤› bile kabul etmiyorlar. 2 kifliden fazla olundu¤u zaman güvenlik geliyor, jandarma geliyor, da¤›l›n burada toplanmak yasak diyorlar. - fiu an fabrikadaki durum nedir?
edeceklerini ve haklar›n› alana kadar da mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Biz iflçilerle sohbete dalm›flken sendikadan iflçilerin ö¤len yemekleri geliyor. Böylelikle yemeklerini getiren Birleflik Metal-‹fl Anadolu fiube Baflkan› Rasim Gündal ile de sohbet etme imkan› buluyoruz ve geliflmeleri bizlere anlatmas›n› istiyoruz. “‹lk olarak bu iflyerinde örgütlendik ve yetkiyi ald›k. ‹flveren bu aflamada hiçbir problem ç›karmad›. Yasal süreçte sözleflme görüflmelerine bafllad›k. Fakat daha sonra farkl› hareket etti ve sendikay› kabul etmedi. ‹lk baflta flunu belirtmeliyim; buradaki grev sadece ücret talebiy-
Kanunlar paras› olanlar içindir “Çal›flma saatleri fazlayd›, 12 saat çal›fl›p 425 YTL al›yorduk. CumartesiPazar normal izin vard›, ama mesaiye kal›yorduk. Sonra sendikay› getirelim dedik. En az›ndan girdi¤imiz ç›kt›¤›m›z saat, maafl›m›z, iznimiz belli olsun diye. Baflta herkes onaylad› bu fikrimizi. Daha sonra, bu iste¤imizi patron duydu ve bizi engellemek için mesaileri kald›rd›, herkesi 425 YTL’ye mahkûm etti, zaten k›t kanat geçiniyorduk mesaiyi de kald›r›nca elimizi kolumuzu ba¤lad›. Daha önce maafl›m›z› ay›n 5’inde al›yorduk, sonra 15’ine kadar ç›kt›. Biz maafllar›m›z›n 575 YTL’ye ç›kar›lmas›n› talep ettik, yap›lan görüflmelerle bunu 550 YTL’ye kadar indirdik fakat bu da kabul edilmedi ve böylece 7 fiubat’a kadar gelindi. 120 kifli ç›kt›k greve, 15 kifli patronun iflbirlikçisi ç›kt›. Baz›lar› ise dayanamad›, kira bir yandan, borçlar bir yandan, ailelerin bask›s› bir yandan, bunun için çal›flmaya bafllad›lar. fiu anda 87 kifli grevde, bunun 75’i baflka yerlerde sigortal› olarak çal›flmaya bafllad›. Geriye kalan 12 kifli de nöbet tutuyor, çal›flan 75 kifli ise günlük nöbet paras› veriyor bize.” - Grevin ilk günlerinden bu yana neler yafland›? - Biz grev karar›n› ast›¤›m›z gün, patron Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan di¤er 16 fabrika sahibiyle bir toplant› yapt›. Di¤er patronlar ifl yeri sahibinin zarar›n› karfl›layacaklar›n› ancak sendikay› hiçbir flekilde fabrikaya sokmamas› gerekti¤ini söylemifller, destek olacaklar›na dair söz vermifller. Yasalara göre normalde bizlere fabrikadan yemek
- fiu an burada makinenin bafl›nda çal›flan 40 kifli var. Onlar da bizim sayemizde prim yap›yor. Eskiden 500 alanlar fluan bizim sayemizde 750-800 al›yor. Zaten bizim greve ç›kmam›z›n sebebi 575 YTL’yi vermemesiydi. Patron bizimle anlaflm›yor ama içerdeki iflçilere 800 milyon maafl veriyor, art› mesaisi de var. Zaten içerdeki iflçileri de böyle tutuyor. Bunlar›n hepsini sendikay› buraya sokmamak için yap›yor. - Greve bafllad›ktan sonra de¤iflen bir fley oldu mu hayat›n›zda? - Kanunlar› ö¤rendik, hakk›n oldu¤u halde hakk›n› alam›yorsun, kanun kaçak iflçi çal›flt›r›lamaz diyor ama iflveren çal›flt›r›yor. Kaçak iflçi de ödüyor üç befl kurufl, iflini bitiriyor. Bu ülkede kanunlar hep paras› olandan yana iflliyor. Yasalar bu ülkede iflçiden ve emekçiden yana uygulanm›yor. Zaten uygulan›yor olsa flu an burada ne iflimiz var.
Örgütlü çal›flmak istiyoruz Bu uzun sohbetin ard›ndan Bülent Gülel’le konuflmaya bafll›yoruz. fiu an beklemekten baflka yapacaklar› bir fley olmad›¤›n› ancak direnifle devam
le de¤il biz burada örgütlü mücadele yürütme talebi ile de greve ç›kt›k. Daha sonra iflveren yasal olmayan bir tak›m ifller yapt›. Grevin 2. günü kaçak iflçi çal›flt›rmaya bafllad›. Sonra özel güvenlikçiler grevdeki arkadafllara silah çekti, kald› ki hala gelen ziyaretçilerimizi bile buraya sokmamaya çal›fl›yorlar. Biz hem sendika olarak hem de iflçiler olarak gidebildi¤i son noktaya kadar direniflimizi sürdürmekte kararl›y›z.” Bu güzel söyleflinin ard›ndan iflçilerin yan›ndan ayr›lmaya haz›rlan›rken ekleyecekleri bir fley olup olmad›¤›n› soruyoruz ve diyorlar ki; “Sesini yükseltmezsen ve bir fleylerin mücadelesini vermezsen ömür boyu böyle gider, bizler bunu de¤ifltirmek için buraday›z…” Son olarak “Bir gece gelip sizinle burada nöbet tutsak sizin aç›n›zdan bir sak›nca olur mu?” diye bir soru yöneltiyoruz ve karfl›l›¤›nda; “Bir gün olmaz sürekli gelmeniz laz›m, bir gün olursa anlamazs›n›z, iki günde bir gelmelisiniz ki neler yaflad›¤›m›z› görmüfl, anlam›fl olursunuz” diyorlar. Gazetelerimizi verdikten sonra en k›sa zamanda tekrar ziyarete gelece¤imiz konusunda söz vererek oradan ayr›l›yoruz. (Ankara)
8-21 Ağustos 2008
Sendikalardan ziyaretler 19 Temmuz 2008 günü çeflitli flubelerden gelen sendikac›lar önce Hayat TV’yi ziyaret ettiler, daha sonra Ambarlar’da iflten at›lan iflçilerle bulufltular. Aralar›nda DDSB’lilerin de bulundu¤u ekip önce Hayat TV’yi ziyaret ederek kapatman›n süreç ile birlikte de¤erlendirilmesi gerekti¤ini dile getirdi. Ard›ndan liman iflçileri ziyaret edildi. Burada bir konuflma yapan Musa Servi, “Bugün size yap›lan bu sald›r› dün Çapa’da Cerrahpafla’da temizlik iflçilerinin; Desa’da deri iflçilerinin; Arçelik iflçilerinin; E-Kart’ta Bas›n-‹fl üyelerinin, Unilever ve Yörsan iflçilerinin örgütlenmesi ve grevlerinde de yap›lan iflçilerin örgütlenmesini engelleme sald›r›s›d›r” dedi. (H. Merkezi)
Desa iflçisi yaln›z de¤il! Yaklafl›k bir ayd›r Sefaköy’de bulunan Desa Deri Fabrikas› önünde direniflte olan Emine Arslan’a destek ziyareti gerçeklefltirildi. 26 Temmuz Cumartesi günü fabrika önünde toplanan Deri-‹fl Sendikas› “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›n› hayk›rd›. Desa patronunun sendika düflman› tutumunu protesto eden iflçiler sendikalaflmaktan vazgeçmeyeceklerini dile getirdiler. Fabrika önünde konuflan Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi, Desa direniflinin patron taraf›ndan k›r›lmak istendi¤ini ancak tüm bask›lara ra¤men direniflin devam etti¤ini söyledi. Eyleme Deri ‹fl Tuzla flube yöneticileri, belediye-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm, Türk-‹fl ‹stanbul fiubeler Platformu ve Metal-‹fl de destek verdi. (‹stanbul)
Belediye floförlerinin direnifli sürüyor 2 ay› aflk›n bir süredir TÜMT‹S’e üye olduklar› için iflten at›lan 133 belediye otobüsü floförü her gün Büyükflehir Belediye binas› önünde efl ve çocuklar› ile birlikte seslerini kamuoyuna ve iflçi düflmanl›¤›nda ›srar eden, kendi yandafllar›na rant sa¤layan ve bu ranttan nemalanan, kendi yasalar›n› ve hukukunu hiçe sayan Bursa Büyükflehir Belediye Baflkan› Hikmet fiahin’e duyurmak için bas›n aç›klamas› yap›yor. Eylemlerinde ajitasyon konuflmalar› ile çevreye bilgi verirken, çevreden de ›sl›k ve alk›fllarla eyleme destek verilmekte. 28 Temmuz günü bas›n aç›klamas›n› okuyan TÜMT‹S Genel Sekreteri Günel Y›lmaz “Y›llarca çok düflük ücretle zor koflullarda görev yapan üyelerimiz iki ay› aflk›nd›r iflsiz. Bu ne düflmanl›kt›r ki aileleriyle birlikte yüzlerce insan› açl›¤a mahkum ediyorsunuz?” dedi. (Bursa)
8-21 Ağustos 2008
İşçi-köylü 7
“Sendika benim do¤al hakk›m!” “Ben y›llard›r çal›fl›yorum, sendika benim do¤al hakk›m ve ben do¤al hakk›m› istiyorum. Biz hep ayak alt›nday›z, hep paspas›z, bayram›m›z yok, iznimiz yok.” Çapa T›p Fakültesi’nde çal›flan temizlik iflçileri çal›flma koflullar›n›n de¤ifltirilmesi ve insanca yaflanacak bir ücret için sendikalaflmaya karar verdiler. Belediye-‹fl Sendikas›na üye olan iflçiler çal›flt›klar› tafleron flirketle toplu sözleflme görüflmeleri sürdürürken iflten at›ld›. Firma, Seven Avrupa Grup olan ismini de¤ifltirerek sendikan›n yetkisini düflürmeye çal›fl›yor. Yaklafl›k bir ayd›r Çapa T›p Fakültesinin bahçesinde bekleyen iflçileri ziyaret ederek direnifle dair düflüncelerini sorduk. - Örgütlenme sürecinizi ö¤renebilir miyiz? Zeynep Tunç: Angarya ifller çoktu. Biz bunun fark›na vard›k, sen-
E-Kart’ta sendikal› say›s› art›yor Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet sürdüren E-Kart fabrikas›ndan ç›kar›lan iflçiler, ald›klar› grev karar›n› geceli-gündüzlü hayat geçirmeye devam ediyor. Direniflin 44. gününde bir kez daha görüfltü¤ümüz iflçiler, greve ç›karken 19 civar›nda olan sendikal› iflçi say›s›n›n, bugün 30’un üzerine ç›kt›¤›n› belirtmekteler. Ancak içerde çal›flanlar greve kat›lamad›klar› için, grevi yine bafllad›klar› say›yla, yani 15 kifliyle sürdürdüklerini söylemekteler. Ancak sendikal› say›s›n›n artmas›, içerdeki patron bask›s›nda da art›fl› getirmifl. Patronun bask›lar› ve görüflmeme tavr›ndaki ›srar›n› korumas› ise, grevci iflçileri y›ld›rmaya yetmiyor. Kamuoyunun ilgisinden de memnunlar. Kendileri de özellikle havzadaki direniflleri s›k s›k ziyaret ederek, ya da en son Belediye iflçilerinin eylemine kat›ld›klar› gibi, çeflitli yerlerdeki iflçi eylemlerine kat›larak, iliflkilerini, dayan›flmalar›n› gelifltiriyorlar. (Kartal)
dika geldi, hak hukukumuz olacak dedik. ‹lk önce biz dört arkadafl› hedef gösterdiler. Firma müdürü “bu iflin elebafl› sensin” dedi, iflten ç›kard›. 10 ay direndik, sonra geri döndük. Sendikay› baflarmak için gece gündüz çal›flt›k. Bir fleyler yaparsan toplum için yapacaks›n. Sendika ile iflçilerin tek yumruk olmas› laz›m. - Çal›flma koflullar›n›z nas›ld›? Saray Kaya: 55 yafl›nday›m. Ailemi geçindiriyorum. Çok ezildik, insan emekli olmak istiyor. Emekli olmaya iki y›l›m var. Kaç y›ld›r burada çal›fl›yorum. ‹fle girdi¤imde diplomam yoktu, o zaman beni ifle almasayd›n. Baflbakan 65 yafl›na kadar çal›fl›n diyor. ‹ki çocu¤um üniversitede okuyor. Beyim rahats›z. Ben y›llard›r çal›fl›yorum, sendika benim do¤al hakk›m ve ben do¤al hakk›m› istiyorum. Biz hep ayak alt›nday›z, hep paspas›z, bayram›m›z yok, iznimiz yok. 5 y›ld›r sadece bir kere izne ç›kt›m. ‹nsanlar›n haklar›n› onlar yiyor. Vuran vurana döken dökene. Kimin gücü kime yeterse. Biz iki kifli çal›fl›yoruz dört kifli görünüyor. 4 kiflinin iflini yap›yoruz, paray› onlar al›yor. Bizim s›rt›m›zdan para kazand›lar. fiimdi lavobaya girmemiz yasak. ‹çeri girmemiz yasak. Elbisem dolapta duruyor, gidip alam›yorum. Sen iflini b›rak git diyor. Bizden böyle bir fley istiyor. Sendikaya üye olduk çünkü biz de insan gibi yaflamak istiyoruz.
- Yaklafl›k bir ayd›r burada direnifltesiniz. Bu sürece nas›l gelindi? Erhan Tafl (Belediye-‹fl 5 No’lu fiube Çapa Bafl Temsilcisi); Biz tafleron firmada örgütlendik. T‹S’i imzalad›k, birkaç madde kald›. Yüksek Hakeme gitti. Karar ç›kt›, ard›ndan yeni bir firma geldi. O da siz eski firma ile T‹S imzalam›flt›n›z dedi. Biz daha çok hastane yönetiminin bunu istedi¤ini düflünüyoruz. Bu insanlar burada yeni de¤il ki. ‹lkokul mezunu olduklar›n› flimdi mi fark ettiler? 15 senedir buradalar. S›rf sendikay› yok etmek istedikleri için 80 iflçiyi iflten ç›kard›lar. ‹lk örgütlendi¤imizde iflçiler çok tedirgindi imza atarken, formlar› beraber dolduruyorduk. ‹lk bafllarda iflten at›lan arkadafllar› geri almay› baflard›k. T‹S görüflmeleri s›ras›nda geri döndüler. Bu, iflçiler üzerinde belli bir güven yaratt›. Biz Haseki Kardiyoloji, Cerrahpafla T›p Fakültesi, Çapa T›p Fakültesi’ni (Onkoloji ve Difl Hekimli¤i) de örgütledik. ‹çerde arkadafllar›m›z var. Toplamda 550–600 iflçi çal›fl›yor. Önemli bir k›sm›n› örgütledik. T‹S dekanl›klara, rektörlü¤e gönderildi. Sendikalaflma s›ras›nda hastanede “grev hakk›n›z yok suç iflliyorsunuz” dediler. fiu an içerdeki iflçilere bireysel sözleflmeyi dayat›yorlar. Bizim burada direnmemiz içerdeki iflçilere güven veriyor. ‹çerdeki iflçilerin sendikaya karfl› bir güvensizli¤i var. ‹flçiler çok bilinçsiz, iflçilerle sürekli konufluyoruz. fiu an iflten at›lan 80 iflçi var. (‹stanbul)
“Tafl oca¤› istemiyoruz!” Antalya’n›n Serik ilçesinde aç›lan tafl oca¤›n›n ormanl›k alan ve ürünlerine zarar verdi¤ini söyleyen köylüler oca¤›n kapat›lmas› talebiyle birçok eylem gerçeklefltirdi. Serik ilçesine ba¤l› Bü¤üfl, Z›rlankaya ve Etler köylerinin birleflme noktas›nda R. M. Madencilik Limited fiirketi taraf›ndan 3 bin dekar alana kurulan tafl oca¤› köylülerin tepkisini çekiyor. Köylüler flirketin maden arama bahanesiyle ruhsat ald›¤›n› ancak bu ruhsatla tafl oca¤› aç›ld›¤›n› dile getiriyor. 27 Temmuz günü oca¤›n çal›flmas›na karfl› ç›kan köylüler kendilerini ifl makinelerini önüne atarak eylem yapt›. Köylüler tafl oca¤› için genifl bir bölgede a¤açlar›n kesilece¤ini söylüyor. Köylülerin eylemine sald›ran jandarma dört kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar ayn› gün serbest b›rak›ld›. (H. Merkezi)
İşçi/köylü
Çay üreticileri öfkeli! Çay üreticileri çayda uygulanan kotay› protesto ederek haklar›n›n gasp edildi¤ini söyledi. Çay ‹flletmeleri (Çay-Kur)’un 2008 y›l› yafl çay al›m kampanyas›n›n ikinci sürgün döneminde uygulanan kotadan ma¤dur olan köylüler bu duruma tepki gösterdi. Çay-Kur’a ait Tafll›dere Çay Fabrikas› önüne yafl çaylar› ile gelen üreticiler Çay Kuru protesto etti. Eyleme kat›lan Çorapç›lar Mahallesi Muhtar› Sultan Topal, köylülerin kotalar›n› doldurmamas›na ra¤men al›mlar›n durduruldu¤unu, bu durumun üreticileri ma¤dur etti¤ini söyledi. Topal Çay-Kur Genel Müdürü Ekrem Yüce’nin köylülere aç›klama yapmas› gerekti¤ini söyledi. (H. Merkezi)
‹sraf ve verimsizli¤in faturas› 65 milyar YTL Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i (TZOB) Baflkan› fiemsi Bayraktar, Türkiye’de 6 milyon hektar kadar arazinin orman ve mera olarak kullan›lmas› gerekirken bu alanlarda tar›m yap›ld›¤›na dikkat çekerek, verimli tar›m arazilerinin de ‘tar›m d›fl› amaçlar’ için kullan›ld›¤›n›, israf ve verimsizli¤in Türkiye’ye faturas›n›n y›ll›k 65 milyar YTL oldu¤unu belirtti. Bayraktar, “Tar›m arazilerinin tar›m d›fl› kullan›m›n› engellemek için ülkesel arazi kullan›m plan›n›n yap›lmas› gerekir. Bunun yan› s›ra uygulanabilen bir ‘Toprak Kanunu’ gerekiyor. Tar›m arazilerinin tar›m d›fl› kullan›m› israftan ve vatana ihanetten baflka bir fley de¤il. Bu ülkede namuslu insanlar namussuz insanlar kadar cesaretli olmad›¤› sürece bunun önüne geçemeyiz” dedi. (H. Merkezi)
Uzel iflçileri haklar›n› istiyor! Edirnekap›’da bulunan Uzel Traktör Fabrikas›’nda çal›flan iflçiler alacaklar›n›n ödenmemesine tepkili. 5 ayd›r ücretleri ödenmeyen Uzel iflçileri haklar›n› almak için mücadele edeceklerini dile getirdi. 24 Temmuz günü ana kap› önünde toplanan iflçiler alacaklar›n›n ödenmesi talebiyle bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹flçiler ad›na konuflan Uzel iflçisi Halil Kahraman Uzel’in içinin boflalt›larak iflçilerin ma¤dur edildi¤ini, birçok iflçinin kredi kart› borçlar›n› ödeyemedi¤i için icral›k oldu¤unu söyledi. Konuflmalardan sonra bir süre daha fabrika önünde bekleyen iflçiler eylemlerine devam edeceklerini ve gerekirse Ankara’ya yürüyeceklerini söylediler. ‹flçiler fabrikada yetkili Türk Metal Sendikas›n› da protesto etti. Sendikan›n iflçilerle ilgilenmedi¤ini, iflçilerden imza alarak ifl akdinin 24. maddeye dayan›larak sonland›r›lmas›n› istedi¤ini dile getiren iflçiler eylemden sonra Türk Metal ‹stanbul fiubesine giderek k⤛tlar›n› geri ald›lar. (‹stanbul)
Dengê azadi
İşçi-köylü 8
Bat›’da rant, Do¤u’da operasyon;
Yanan bizim ormanlar›m›z... Son zamanlarda her aç›fl›m›zda muslu¤u akl›m›za küresel ›s›nma felaketi flöyle bir u¤ray›p geçiyor. Ne de olsa erkân›n devleti çare olarak, suyu tutumlu kullanmay› sal›k veriyor bizlere. Sonra cadde kenar› bir kald›r›mda yürürken ilifliveriyor gözlerimize TEMA Vakf›’n›n “Çöl olmas›n, Türkiye!” temal› bir billboard afifli. Afiflte kuru toprak, çatlak. Ama ald›r›fl etmiyoruz ço¤u zaman biz küçük bal›k, kar›nca, insan ço¤unlu¤u, halk. Belki de do¤rudan sorumlusu olmad›¤›m›z› düflünerek. Sonra, geçilebildi mi önüne Antalya’da yang›n›n? Seferber olundu tabii ki itfaiye tüm flehir, çevre flehirler teflkilat› bilumum. Ders almak düfler mi onlara, erkân-› devlete. Oysa henüz bir ay olmas›na ra¤men Mersin-Gülnar’›nda hafif bir rüzgar esintisinde yüzünüze kül düflmesi iflten bile de¤ildir. Art›k Gülnar’da TEMA afifllerine gerek yoktur herhalde. Küller afiflin gördü¤ü, görece¤i vazifeyi görmektedir.Yang›nda iki insan›m›z›n yaflam›n› yitirmesi ise Takdir-i ‹lahi denip unutturuldu bile. Kim inan›r bu seferberlik edalar›na devletin? Bak›n›z: Radikal gazetesinin 2007 Aral›k say›lar›ndan birinde Antalya sahillerinin iki kuflbak›fl› görüntüsü yer almaktayd› manflette. Görüntülerden biri 2005 y›l›na, di¤eri 2007’ye ait ve
Orman yang›nlar›na karfl› su kovalar› ile eylem! fi›rnak’›n Cizre ilçesinde halk ormanlar›n yak›lmas›na tepki göstermek amac›yla eylem yapt›. 28 Temmuz günü Belediye önünde toplanan kitle “Art›k yeter” pankart› açarak ellerindeki su kovalar› ile Cudi da¤›na do¤ru yürüdüler. “Cudi’ye uzanan eller k›r›ls›n” sloganlar› ile Cudi ve Gabar da¤lar›n›n kesiflti¤i Kasrik Bo¤az›na minibüslerle hareket etti. Kitle ellerindeki su kovalar› ile yürüyerek devlet taraf›ndan boflalt›lan Genda ve Baksa köylerine geldi. Burada bir konuflma yapan DTP Cizre ilçe baflkan› Yakup Budak, bölgede ormanlar›n askerler taraf›ndan bilinçli bir fleklide yak›ld›¤›n› söyledi. Kitle marfllar›n okunmas›n›n ard›ndan Cizre’ye geri döndü. (H. Merkezi)
gerçekten dâhiyane bir bafll›kla, “Aradaki 350.000 fark› bulun!” diyor gazete. Mesele flu ki, sadece Antalya’da golf turizmi için 350.000 a¤aç kesilmifltir ve sadece iki y›l içinde. Her fleyi anlatmaya yeten iki görüntü. Bununla kal›nsa iyi. Orman kaçakç›l›¤›ndan bizzat beslenen, rüflvetini yiyen bir mekanizma nas›l tedbirler als›nd› ki? Ceza kanununa a¤›r
Kindar gözleri var bu faflizmin, öyle kindar ki, kan bürümüfl adeta. Kirli savafl taktiklerinden medet uman bu eli kanl› faflizm acizlik içinde, durduramayaca¤› gerilla savafl›n› ormanlar› atefle verme takti¤ini kullanarak bast›rmaya çal›fl›yor.
müeyyideler koymakla olmazd› tabi ki, en büyük ve esas suçlu kendisiyken devletin. En genel yararlar›, ekolojik denge aç›s›ndan önemi bir tarafa; ormanlar bulunduklar› yerlerde halk›m›z›n geçim kayna¤› ayn› zamanda. Ama turizm patronlar›nca denizden s›k›lan e¤lence-dinlence çeflitlili¤i arayan sa¤l›kl› vücutlara farkl› bir seçenek sunmak, paraya para dememek için ormanlar yok ediliyor. Orman köylüleri ne mi yaps›n? Onlara kal›rsa, “canlar› cehenneme!”… Yine de Kürdistan’dan bak›nca bu tarafa; imrenebiliyor insan. Hani bat› yakas›nda ülkemizin, devlet kontrolünde yak›lsa da ormanlar, bir yerde “müdahale” ediliyor, de¤il mi? Geç kalsa da itfaiye bir yang›na, halk›m›z güç bela engellemeye çal›flabiliyor. Ama T. Kürdistan›’nda a¤açlar da “öteki”leniyor, ne de olsa? “öteki”nin a¤açlar›. Hem ötekiler da¤a dönmüfl yüzünü, ormanlar ki mühim s›¤›naklar› onlar›n. Güvenliksizli¤in alâs›n› sergileyen bir faflist iktidar yine güvenlik gerekçesiyle ha bire yak›yor Kürt’ün orman›n›. Kürt ormanlar korucu-bafllar›na prim olarak peflkefl çekiliyor fi›rnak’ta örne¤in. Bofl kamyonlar geliyor fi›rnak’a, Cizre’ye dolup dolup gidiyor baflka illere. Siirt’te, Batman’da, Van’da, Amed’te, Bingöl’de, Dersim’de bilcümle Kürt da¤lar›n›n bafl› dumanl›d›r ama devletin yakt›¤› ateflten. Kindar gözleri var bu faflizmin, öyle
kindar ki, kan bürümüfl adeta. Kirli savafl taktiklerinden medet uman bu eli kanl› faflizm acizlik içinde, durduramayaca¤› gerilla savafl›n› ormanlar› atefle verme takti¤ini kullanarak bast›rmaya çal›fl›yor. Medya her zamanki gibi devletinin yan›nda saf tutmufl, hatta öyle ki, saflar her zaman oldu¤u gibi gayet s›k. Medya bir taraftan Kürt co¤rafyas›ndaki yang›n› görmeyedursun, devlet yakt›¤› atefli tabii ki söndürme gayretini göstermiyor. Bu gayreti sergilemeye çal›flan halk da çal›flmakla kal›yor. Çünkü buralarda orman yang›n› söndürmek de “yassak!”. Gerekçe “güvenlik”. Güvenliksizlik kayna¤›n›n gerekçesi kendi güvenli¤i oluyor elbette. Sözün bitti¤i yere yak›n, yine akl›m›za tak›ld›, billboarddaki afifl. Ey patronlar ödene¤iyle yaflayan TEMA! Oradan nas›l görünüyor yurdumun ormanlar›, T. Kürdistan›’n›n da¤lar›? T. Kürdistan›’nda ordunun ekti¤i, ad›na hat›ra korulu¤u-orman› denen a¤açl›klar ne zaman boy verecek? Hem ordu niye dikiyor bu a¤açlar›? Türklefltirmek için mi do¤ay›? Yoksa dikti¤i bir a¤aca karfl›l›k 1000 a¤aç yakt›¤›n› rahat hesap edebilmek için mi? Biterken söz: Bizleri gözünü k›rpmadan, hapishanelerde üstelik yakan bir devlet, her fleyi yakmay› göze alabilir. Çünkü o her geçen gün sonu gelen bir canavard›r. Her geçen günün onun ömründen daha fazlas›n› almas› bizim ellerimizdedir yaln›z.
8-21 Ağustos 2008
Ormanlar›m›za dokunmay›n! Askeri operasyonlar s›ras›nda ormanlar›n yak›lmas› binlerce insan›n kat›ld›¤› bir mitingle protesto edildi. 28 Temmuz günü Cizre Newroz alan›nda biraraya gelen binlerce insan ormanlar›n yak›lmas›na karfl› “Art›k yeter, ormanlar›m›z yak›lmas›n” mitingi gerçeklefltirdi. D‹SK ve KESK’in de destek verdi¤i eyleme Bergama Köylüleri Çevre Hareketi sözcüsü Oktay Konyar da kat›ld›. Mitingde “Yeflile dokunma” ‘Yeflil’e dokun”, “Menderes’e uçak Cudi’ye yasak” pankartlar› aç›ld›. “Cudi’ye uzanan eller k›r›ls›n” sloganlar›n› hayk›ran kitleye seslenen Tertip Komitesi baflkan› ‹brahim Erkul; da¤lar›n tank ve toplarla bombalanarak yak›ld›¤›n› bu ateflin sorumlular› da yakaca¤›n› söyledi. DTP ‹l Baflkan› Halil ‹rmez de AKP’nin Kürt sorunu konusundaki politikalar›n› elefltirdi. Miting s›ras›nda Gabar da¤›ndan yükselen dumanlar kitlenin tepkisine neden olurken kitle s›k s›k “Katil Erdo¤an” sloganlar›n› hayk›rd›. (H. Merkezi)
Orman yang›nlar› sürüyor! Yo¤unlaflan askeri operasyonlarla birlikte orman yang›nlar›nda da art›fl yaflan›yor. Operasyonlar s›ras›nda yak›lan ormanlara herhangi bir müdahale yap›lmaz iken köylülerin bölgeye girifli de yasaklan›yor. Birçok bölgede ç›kan orman yang›nlar›na müdahale etmek için ekipler seferber olurken özellikle T. Kürdistan›’nda yak›lan ormanlar kaderine terk ediliyor. Son olarak Antalya’da yaflanan orman yang›n› bas›n yay›n organlar›nda s›kça ifllenirken aylard›r yanan ormanlar görmezden geliniyor. Hakkari’nin fiemdinli ilçesinde 3. Da¤ Komando Tabur Komutanl›¤› operasyon gerekçesiyle Golan Tepesindeki ormanlar› atefle verdi. fiemdinli Belediye baflkan› Hurflit Tekin, söndürme çal›flmalar›n›n ancak havadan yap›labilece¤ini, girifllerin engellendi¤ini söyledi. Öte yandan Dersim’in Mazgirt, Elaz›¤’›n Karakoçan, Bingöl’ün Yayladere, Yedisu ve Ki¤› ilçelerinde ormanl›k alanlar kobra helikopterleri ile atefle verildi. Köylülerin yang›n› söndürmesine de izin verilmiyor. (H. Merkezi)
8-21 Ağustos 2008
İşçi-köylü 9
Dengê azadi
Küçükçekmece’de insanl›k dram›! eçen aylarda kamuoyuna yans›yan mültecilere yönelik hak ihlalleri egemenlerin mültecilere yönelik politikalar›n› da su yüzüne vuruyor. Kamplar da tutulan mülteciler bask› görüyor, fliddete maruz kal›yor. Kumkap›’da mültecilerin kald›¤› yerlerde yaflanan ölümler devletin mültecilere bak›fl›n› da yans›t›yor.
G
Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çal›flan ve bu s›rada birçok insan›n hayat›n› kaybetti¤i umut yolculu¤unda yine bir insanl›k tradejisi yafland›. Her y›l binlerce mültecinin insan kaçakç›lar› arac›l›¤› ile ülkelerini terk ederek Avrupa’ya geçmek için ç›kt›¤› yolculuk yine bir ölüm yolculu¤una dönüfltü. Ço¤unlu Asya ve Afrika ülkelerinden binlerce mülteci insan kaçakç›lar›n›n a¤›na düflüyor. Mültecileri ülkelerinden alarak kaçak yollardan Avrupa’ya götürme sözü veren kaçakç›lar her y›l yüzlerce insan›n ölümüne neden oluyor. Kiminin çal›flmak, kiminin ülkelerindeki siyasal bask›lardan kurtulmak için ç›kt›¤› bu yolculukta insanl›k ayaklar alt›na al›n›yor. ‹nsanl›k d›fl› koflullarda seyahat ederek on binlerce kilometreyi kat eden mültecilerin özlemleri, hayalleri hüsranla sonuçlan›yor. Büyük umutlarla yola ç›kan mülteciler, kaçak yollardan ölümün efli¤inde yolculuk yap›yor. Emperyalistlerin ya¤ma ve talan› sonucu yoksullaflt›r›lan ülkelerden Avrupa’ya gitmeye çal›flan mülteciler egemenlerin insan hayat›na verdi¤i de¤eri de gösteriyor. Emperyalistler taraf›ndan geri b›rakt›r›lm›fl ülkelerden yola ç›kan mültecilerin yaflam› büyük bir çileye dönüflüyor. Ülkemizin Asya ile Avrupa’y› birbirine ba¤layan geçifl güzergâh› üzerinde köprü konumunda olmas›yla s›k s›k karfl›laflt›¤›m›z mülteci dram›na bir yenisi eklendi. Küçükçekmece’de 30 Temmuz günü bofl bir arazide mültecilere ait cesetler ortaya ç›kt›. Van’dan bir TIR’la yola ç›kan Pakistan ve Burma vatandafl› 80 göçmenin umut yolculu¤u Küçükçekmece’de ›ss›z bir alanda son buldu. 13 mülteci havas›zl›ktan bo¤ularak yaflam›n› yitirirken onlarcas› ekmek ve su bulabilmek için çevreye da¤›ld›. Bölgedeki insanlar›n haber vermesi üzerine yap›lan araflt›rmada di¤er 63 kaçak açl›k ve su-
suzluktan bay›lm›fl bir halde bulundular. TIR sürücüsünün pani¤e kap›l›p ormanl›k alana kaçaklar› b›rakmas› ile ortaya ç›kan bu tablo mültecilerin yaflad›klar›n› bir kez daha gözler önüne serdi. Uluslararas› insan kaçakç›lar› taraf›ndan büyük umutlarla kand›r›lan göçmenlerin bu yolculuklar›n›n birço¤u ölümle sonuçlan›yor. Kâr h›rs› ile dünya halklar›n› sömüren emperyalistler yoksullaflan, açl›k ve sefaletle bo¤uflan emekçilerin s›rt›ndan yine de kâr yapman›n hesaplar›n› yap›yor.
Yaflanan say›s›z insan hakk› ihlaline ra¤men “demokrasinin” ve “özgürlüklerin” befli¤i Avrupa’n›n sesi ç›kmamakta. Onlar›n demokrasisi burjuvazisinin kasalar›n› doldurmak içindir. Onlar›n özgürlü¤ü sömürü ve ya¤ma için her yolu kullanma özgürlü¤üdür. “Bu kadar özgürlük ve demokrasi” içinde dünya halklar›na emekçilere düflen isen insanl›k d›fl› koflullarda can vermek, okyanuslarda bo¤ulmak, savafllarda katledilmek olmaktad›r. Ülkemiz egemenlerin mültecilere yaklafl›m› olay›n hemen ard›ndan ekranlardan döktükleri timsah gözyafllar›n›n aksine efendilerinden farkl› de¤ildir. Geçen aylarda kamuoyuna yans›yan mültecilere yönelik hak ihlalleri egemenlerin mültecilere
yönelik politikalar›n› da su yüzüne vuruyor. Kamplarda tutulan mülteciler bask› görüyor, fliddete maruz kal›yor. Kumkap›’da mültecilerin kald›¤› yerlerde yaflanan ölümler devletin mültecilere bak›fl›n› da yans›t›yor. Papan›n Türkiye’yi ziyareti s›ras›nda mülteciler dövülerek zorla çal›flt›r›lm›fl ve yol boyunca s›ralanan demirler tafl›tt›r›lm›flt›. Beyo¤lu polis karakolunda polisler taraf›ndan öldürülen Festus Okey olay›nda ortaya ç›kt›¤› gibi devletin mültecilere yaklafl›m› düflmancad›r. Dünyan›n her yerinde bask› ve sömürü ile karfl› karfl›ya gelen emekçilerin insanca bir yaflam için mücadele etmek d›fl›nda bir kurtuluflu yoktur. Yaflananlar da bize bunu göstermektedir.
Dersim onurdur, onuruna sahip ç›k! Dersim co¤rafyas›n›n kuflat›lmas›na, insans›zlaflt›r›lmas›na ve bu ba¤lamda da, operasyonlara, koruculaflt›rmaya ve de siyanürlü alt›n aranmas›na karfl› ç›kma fliarlar›n›n öne ç›kt›¤› 8. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali’ni örgütleme çabalar› kapsam›nda gerçeklefltirilen bir dizi faaliyetten biri de 27 Temmuz tarihinde Kad›köy’de yap›lan bas›n aç›klamas› oldu. Bursa, Gemlik, Kocaeli, Gebze, ‹zmir, Manisa Tunceliler Dernekleri’nin yan›s›ra, Munzur Çevre Derne¤i, Ziyaret Köyü Derne¤i, Karatafl Köyü Derne¤i gibi, daha bir dizi dernek taraf›ndan gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›, saat 13.00’te Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yap›ld›. Aç›klamay› organize eden dernek yöneticileri ve kat›lan kitle, üzerlerinde “Barajlara, siyanürle alt›n aramac›l›¤›na, orman yakmalara, ope-
rasyonlara, koruculaflt›rma ve anti-demokratik uygulamalara karfl› 8. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali’nde Buluflal›m” ve “Munzur’da-Bergama’da- Kazda¤lar›’nda Siyanürlü Alt›n ‹flletmecili¤ine Ha-
y›r!” fliarlar›n›n bulundu¤u iki pankart açarak sloganlar eflli¤inde, Haldun Taner Tiyatrosu önünden, ‹skele Meydan›’na kadar bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. ‹skele Meydan›’nda kitle ad›na yap›lan aç›klamada, Dersim’de 2001’den bu yana, yasal dayanaklar› da oluflturulmaya çal›fl›larak, alt›n aramas› yap›ld›¤›na
ve Dersimin çok yak›n bir zamanda zehir soluyaca¤›na, dikkat çekilerek, do¤a ve insan›n yok edilmek istendi¤i vurguland›. Yeralt› zenginliklerinin ya¤malanmas›na dönük bu çabalara karfl› ortak bir tav›r alman›n zorunlulu¤una da de¤inilen aç›klamada ayr›ca, süren operasyonlara, koruculuk dayatmas›na da yer verildi. Aç›klaman›n devam›nda, Dersim halk›na on y›llard›r sürgün ve göçün dayat›ld›¤›, belirtilerek, mevcut uygulamalar›n, Dersim halk›n›n birli¤ini parçalamay› hedefledi¤i, bölgenin insans›zlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› de dile getirildi. 70 y›l önce Dersim’i kana bo¤an bir katliam yafland›¤›na, ancak Seyit R›za’lar›n, Alifler’lerin ve tüm Dersim halk›n›n katliama karfl› amans›z bir direnifl verdi¤ine, bu direnifl gelene¤inin ise bugün hala bölgedeki mücadeleye ilham oldu¤una da vurgu yap›lan aç›klama, bugün Dersim’de hayata geçirilen politikalara karfl›, birlik ve dayan›flmay› büyütmek üzere festivale kat›lma ça¤r›s›yla sona erdi. (Kartal)
Halkın gündemi
İşçi-köylü 10
8-21 Ağustos 2008
Kuruçeflme’de direnifl kazand› Kuruçeflme Dere Mahallesi’ne 18 Temmuz günü gelen y›k›m ekipleri, örgütlü mahalle halk› ile karfl›laflt›klar› için y›k›m› 4 A¤ustos’a ertelemifllerdi. Bu süre zarf›nda mahalleli ve devrimciler hemen bir toplant› alarak sürecin de¤erlendirmesini yapm›fl, eksiklikler ve olumluluklar tart›fl›lm›flt›. Toplant›lardan 4 A¤ustos’ta gelece¤i düflünülen y›k›m ekiplerine karfl› daha örgütlü bir durufl sergilemek için ‹zmir’deki DKÖ’ler ve sendikalar gezilerek destek ça¤r›s› isteme karar› ç›km›flt›. Kolektif bir flekilde bizler ve Halk ‹nisiyatifinin eksiklikleri ortaya konulmufl, elefltiri ve özelefltiri yap›lm›flt›. Hemen sonras›nda ÇHD mahalleye gelerek hukuki süreci bafllatm›fl, dilekçeler verilmifl ve fiehir Planlamac›lar Odas›’ndan gelen arkadafllar mahalleliyi bilgilendirmiflti. Bu süreç içerisinde gazetemizi mahalleliye götürerek, da¤›t›m örgütledik. Ve uzun uzun yapt›¤›m›z sohbetlerde direnifl ve kararl›l›k gördük. Bunlar›n yan›nda mahallede 11 ev Belediye ile anlaflarak 1 y›ll›k kira bedeli karfl›s›nda evlerini boflalt›p y›kt›rm›fllard›r. Dire-
‹flte TC adaleti! Ferhat’a 15, vuranlara 9 y›l Yenibosna Mahallesi’nde Yürüyüfl Dergisi da¤›t›rken polisin silahl› sald›r›s› sonucu yaralanarak felç olan 17 yafl›ndaki Ferhat Gerçek’i vuran polisler hakk›nda dokuz ay sonra iddianame haz›rland›. Gerçek hakk›nda dört ayr› “suçtan” 15 y›l hapis cezas› isteniyor. Bak›rköy Cumhuriyet Baflsavc›s› Rahmi Tan taraf›ndan haz›rlanan iddianameye göre Gerçek hakk›nda “toplant› ve gösteri yasas›na muhalefet, görevi yapt›rmamak için direnme, kamu görevlisine hakaret ve nitelikli mala zarar vermek” gerekçeleriyle dava aç›ld›. Gerçek’i s›rt›ndan vuran polis memurlar› hakk›nda ise “zor kullanma yetkisini aflarak kasten yaralama suçundan” dokuz y›l hapis cezas› istenen iddianamede Bahçelievler’de görevli 7 polis “ma¤dur san›k” olarak yer ald›. (H. Merkezi)
Keyfi uygulamalar sürüyor ekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde yaflanan hak ihlallerini mektupla bildiren Tutsak Partizanlar Haziran ay› içinde yaflanan s›k›nt›lar›n boyutunu ortaya serdiler. Mektupta k›saca flu bilgiler yer al›yor; * 20 Haziran 2008 tarihinde yap›lan genel aramada gazete sayfalar›ndan yapt›¤›m›z raf ve sehpalara idare taraf›ndan el konuldu. Ayr›ca kimi hücrelerde bulduklar› boya kalemlerine -keçeli kalem- el koydular. * A Blok’ta kalan Cihat K›z›lzambak adl› arkadafl›m›za hastane-mahkeme dönüflü jandarma sald›rd›. * Fesih Nardan üç ayd›r yer de¤iflikli¤i talebine ra¤men zorla hücrede tutulmaktad›r. Arkadafllar›n›n ve kendisinin yapt›¤› giriflimlerine hiçbir cevap verilmemektedir. * 12 Haziran günü savc›l›¤a giden arkadafllar›m›z Nezir Ad›yaman, Tekin Beyhan ve A. Kadir Uçar’ a dönüflte soyunmalar› dayat›lm›flt›r. Soyunmay› kabul etmeyip direnen arkadafllar›m›z sald›r›ya u¤ram›fllard›r. Ve bu uygulaman›n sürece¤i söylenmifltir. Nezir Ad›yaman’a görevlilere mukavemetten dolay› soruflturma aç›lm›flt›r. Yaflanan sald›r› nedeniyle suç duyurusunda bulunulmufltur. Henüz bir cevap gelmemifltir. * PKK’li tüm tutsaklar 2 günlük açl›k grevi nedeniyle 3 ay ziyaretten men ve mükerrer olmayanlara 2 ay sosyal alanlardan men cezas› verildi. Bu karara ‹nfaz Hakimli¤ine itiraz edildi. Henüz bir cevap gelmedi. * Süleyman Y›lmaz Bulduruç’a posta yoluyla gelen Teori ve Politika adl› derginin 45. say›s›nda ve yine ayn› say›n›n›n fotokopi çekilerek gönderilen ‘71 devrimcili¤inin tarih yaz›m›-2’ bafll›kl› yaz›da yaflad›fl› örgüt propagandas›n›n yap›ld›¤› iddia edilerek verilmedi. * Cihat Özdemir’e ziyaretçisi taraf›ndan 11 Haziran 2008’de yat›r›lan ‘Y›k›lan köylerden bir kesit’ isimli kitap e¤itim kurulu taraf›ndan kitab›n genelinde yasad›fl› örgüt propagandas› yap›ld›¤›, TC devletini küçük düflürücü ve afla¤›lay›c› yaz›lar içerdi¤i gerekçesiyle verilmedi. * Ulvi Yalç›n, Nihat Konak, Turgut Kaya ve Murat Özçelik adl› arkadafllar›m›z›n adlar›na yat›r›lan “Devrimci e¤itim ve çal›flma üzerine” isimli kitaptaki yaz›lar›n “militan bir kiflilik yaratmaya” dönük oldu¤u gerekçesi ile e¤itim kurulu kitap hakk›nda herhangi bir toplatma karar› bulunmamas›na ra¤men kitaba el koymufltur. * “Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri Bülteni” isimli derginin 2, 3, 4 ve 10 sayfalar›nda örgüt üyelerini destekleyici, övücü yaz›lar içermesi, 18. sayfalar›nda bafllayarak 26. sayfaya kadar örgütlü mücadeleye omuz verelim, birlik ve dayan›flmay› yükseltelim yaz›lar› içermesi nedeniyle dergi ‹smail Y›lmaz, Murat Özçelik ve Ulvi Yalç›n’a verilmeyerek el konuldu.
T
nen di¤er evler bu olaya tepkilerini “bizler y›kt›rmayaca¤›z ve direnece¤iz” diyerek göstermifllerdir. Y›k›lan 11 ev ile mahalledeki direnifli k›rmak için at›lan bu ad›m geri püskürtülmüfltür ve y›k›m da hukuki ifllemlerle beraber dolay›s›yla durdurulmufl, Kuruçeflme halk› kazanm›flt›r. Bizler bu süreç içerisinde bundan sonra da her zaman orada olaca¤›z. Halk›n yaflad›¤› sorunlardan sadece biri olan bu y›k›m bizlere bir-
çok deneyim kazand›rm›flt›r. Ayn› flekilde evleri y›k›lacak olan halka gerçek düflman› gösterme olana¤› sa¤lam›flt›r. Tarihimizde birçok y›k›ma karfl› direnifle önderlik eden kültürümüz bizlerin deneyimlerine bir yenisini daha eklemifltir. Ve flunu bir kez daha gördük ki dipten gelen dalga kitlelerin bilinciyle bütünleflince y›k›lmayacak hiçbir engel yoktur ve bir kez daha yineliyoruz örgütlü halk yenilmez. (‹zmir ‹K okurlar›)
Demokratik kitle örgütleri, siyasi parti ve platformlar, ‹stanbul, Ankara ve Antep’te yapt›klar› bas›n aç›klamalar›yla darbecilerin yarg›lanmas›n›, faili meçhul cinayetlerin ayd›nlat›lmas›n› istedi. 27 Temmuz 2008 tarihinde Ankara’da Yüksel Caddesi’nde yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla “darbecilerden hesap sorulmas›” talebi dile getirildi. 78’liler Giriflimi, Ankara 78’liler Birlik ve Dayan›flma Derne¤i, EMEP, ÖDP, DTP, SDP, E S P , P S A K D , ‹HD, Anti kapitalistler ve Mustafa Suphi Kültür Merkezi’nin düzenledi¤i eylemde Partizan ve Al›nteri destekleyici kurumlar olarak yerini ald›. “Ya darbecilerle hesaplaflaca¤›z, ya darbe üzerine darbe yiyece¤iz” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde aç›klamay› 78’liler Giriflimi’nden Ali Özkan okudu. Özkan yapt›¤› aç›klamada; Ergenekon operasyonu kapsam›nda toplumun taraf olmaya zorland›¤›n›, “Ergenekon yarg›lans›n” ta-
lebinin yeterli olmad›¤›n› dile getirdi. Özkan, ABD deste¤iyle yap›lan 12 Eylül darbesi ile Kenan Evren’in, Diyarbak›r Hapishanesi’nde yaflanan ölümlerin mimar› oldu¤u öne sürülen Kemal Yamak’›n da yarg›lanmas›n› istedi. Özkan “Sadece bugünün darbe haz›rl›klar›n› de¤il; dünün darbe haz›rl›klar› olan 1 May›s 1977, Çorum, Marafl ve Sivas katliamlar›n› da yarg›layal›m. Sadece Dan›fltay cinayetini de¤il; Do¤an Öz, Kemal Türkler, Musa Anter, Vedat Ayd›n, Hrant Dink ve tüm faili meçhul cinayetleri de çözelim. Kendi darbecilerimizi yarg›lama, kendi geçmiflimizle hesaplaflma, bir kardeflleflme ve özgürleflme prati¤i olarak demokrasinin önünü açma onurunu biz de yaflayal›m. Bunu acil olarak yapal›m. Çünkü darbecilerle hesaplaflmaya giremeyen bir toplum, darbe üzerine darbe yemeye mahkûmdur” dedi. Eylemde s›k s›k “Darbeciler halka hesap verecek” ve “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. (Ankara)
Ne takunya, ne postal…
İşçi-köylü 11
8-21 Ağustos 2008
Ali Çekin’i yetkililerin ihmali öldürdü! Siirt Kapal› Hapishanesi’nde karaci¤er kanseri oldu¤u için yaflam›n› yitiren 77 yafl›ndaki Ali Çekin’in ölümünde yetkililerin ihmali oldu¤unu belirten ‹HD ‹zmir fiubesi, hapishanelerde a¤›r sa¤l›k sorunlar› bulunan di¤er tutuklu ve hükümlülerin ölümünün önlenmesini istedi. ‹HD ‹zmir fiubesi 31 Temmuz günü saat 13.30’da Siirt Kapal› Hapishanesi’nde 2006’dan bu yana tutuklu bulunan ve karaci¤er kanseri olan 77 yafl›ndaki Ali Çekin’in ‹. Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi’nde hayat›n› kaybetmesi ile ilgili Konak Eski Sümerbank önünde bas›n aç›klamas› yapt›. “77 yafl›ndayd› ve kanser hastas›yd›. Cezaevinden tahliye edilmeyerek öldürüldü. Hasta tutuklulara özgürlük” pankart› açan ‹HD üyeleri “Ali Çekin’i unutmayaca¤›z”, “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak” sloganlar›n› att›. Grup ad›na aç›klama yapan Dr. Alp Ayan, Ali Çekin ile ilgili 10 Temmuz’da Türkiye’nin her yerinde Bafl-
“Bugünkü ça¤r›m›z cezaevlerinde art›k hiçbir yaflam›n solmamas› için seslerimizi birlefltirip dayan›flmam›z› yükseltmemiz gerekti¤ine dairdir!” bakan ve Adalet Bakanl›¤›’na mektup gönderdiklerini hat›rlatt›. Yap›lan onca eyleme ra¤men, en kutsal hak olan yaflam hakk›n›n, devletin gözetim ve sorumlulu¤unda olan hapishanelerde, bir kez daha ve yeni-
den Ali Çekin örne¤inde de yok say›ld›¤›n› belirten Ayan, “Bugünkü ça¤r›m›z cezaevlerinde art›k hiçbir yaflam›n solmamas› için seslerimizi birlefltirip dayan›flmam›z› yükseltmemiz gerekti¤ine dairdir!” dedi. (‹zmir)
12 k›z›l karanfil unutulmad› Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) 25 Temmuz günü ’96 Ölüm Orucu ve Süresiz Açl›k Grevlerinde yitirdi¤imiz 12 k›z›l karanfili anmak amac›yla Karacaahmet Mezarl›¤›’nda biraraya geldi. Saat 13.00’te Mezarl›k içinde kortej oluflturan TUYAB’l›lar buradan sloganlarla Hüseyin Demircio¤lu’nun mezar›na yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda “96 Ölüm Orucu ve Süresiz Açl›k Grevi flehitleri ölümsüzdürTUYAB” pankart› açan kitle ellerinde 12 k›z›l karanfilin foto¤raflar›n› tafl›d›. Hüseyin Demircio¤lu’nun mezar› bafl›nda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan fliirler okundu ve onun sevdi¤i “K›rm›z› Gül” türküsü hep bir a¤›zdan söylendi. TUYAB ad›na ‹smail Karagöz’ün yapt›¤› aç›klamada: “Bilincimizde ve ‹zmir yüre¤imizde k›z›l birer meflale gibi yanan flehitlerimiz, direniflleriyle tarihin flanl› sayfalar›nda yerlerini ald›lar. Onlar sonsuzlu¤a u¤urland›lar. Bizim flehitlerimize sözümüz var. Onlardan devrald›¤›m›z bayraklar› daha da yukar›lara tafl›yaca¤›z” dedi. Karagöz sözlerini “bugün ayn› siperde direnifli büyüten ’96 ÖO ve SAG flehitlerini anmak, onlara devrim sözümüzü yinelemek ve tecrit karfl›t› mücadeleyi büyütmek demektir. Bu bilinç ve ba¤l›l›kla bir kez daha an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyoruz” fleklinde tamamlad›. Anmada konuflma yapan Hüseyin Demircio¤lu’nun kardefli Muharrem Demircio¤lu, abisi ve yoldafl› olan Hüseyin Demircio¤lu’nun mücadele yaflam›ndan kesitler sundu. Anma at›lan sloganlar›n ard›ndan sona ererken TUYAB’l›lar günümüzde sürmekte olan tecrit karfl›t› mücadeleyi yükseltecekleri vurgusu yapt›lar. (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri)
‹stanbul
Al›nteri, ESP, Kald›raç, Köz, Mücadele Birli¤i Platformu, Halk Cephesi, BDSP ve Partizan 12 k›z›l karanfili anmak üzere Müjdat Yanat ve Tahsin Y›lmaz’›n mezarlar› bafl›nda anma etkinli¤i düzenledi. Bornova Mezarl›¤› giriflinde toplanan kitle buradan sloganlarla Tahsin Y›lmaz’›n mezar›na kadar yürüdü. Sayg› duruflu ile bafllayan etkinlikte kurumlar ad›na Yurdagül Gümüfl aç›klama yapt›. 1996 y›l›nda 1500 devrimci tutsa¤›n Eskiflehir tabutluklar›na karfl› Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucu eylemine bafllad›¤›n› söyleyen Gümüfl, flehit düflen 12 devrimcinin ard› ard›na ölümsüzleflerek egemenleri beyninden vurdu¤unu belirtti. Kurumlar anma etkinli¤ini Buca Yeni Mezarl›k’ta bulunan Müjdat Yanat’›n mezar› bafl›nda sürdürdü. Mezarl›k giriflinde toplanan kitle Müjdat Yanat’›n mezar›na kadar sloganlar eflli¤inde yürüdü. Burada da yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan Yanat’›n yaflam›n›n anlat›ld›¤› bir konuflma yap›ld›. Etkinlik marfllar›n söylenmesinin ard›ndan sona erdi. Kurumlar anma etkinliklerinin ard›ndan farkl› zamanlarda flehit düflen devrimcilerin mezarlar›n› ziyaret etti. Ümit Da¤l›o¤lu, Cem Ergüldü, Mahmut Gökhan Özocak, Gürsel Akmaz, Hatice Yürekli ve Binali Güler’in mezarlar›na yap›lan ziyaretlerde sayg› duruflu yap›ld›, fliirler okundu. Cem Ergüldü yoldafl›n mezar› bafl›nda Partizan ad›na bir aç›klama yap›ld›. Hayat›n› ve mücadelesini anlatan aç›klamadan sonra kitle “Cem Ergüldü yoldafl ölümsüzdür” slogan›n› att›ktan sonra di¤er mezarlar ziyaret edildi. Ayr›ca 21 Temmuz Pazartesi günü saat 18.00’de Kemeralt› giriflinde yine ayn› kurumlar›n kat›ld›¤› bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. (‹zmir)
‹zmir
Halkın gündemi
Sincan’da telefon görüflü için önce tekmil! Hapishane idaresinin tutsaklara yönelik keyfi uygulamalar› s›n›r tan›m›yor. Sincan Kad›n Hapishanesi’nde idare tutsaklar›n telefonla görüflme hakk›n› gasp etmek için “yarat›c›” bir yöntem buldu. ‹dare, telefon görüflmesi yapmak için kabine gelen tutsaklardan tekmil vermesini istiyor. Ad›n›, soyad›n› ve arad›¤› numaray› karfl› taraf telefonu açt›¤›nda yüksek sesle söyleyerek tekmil vermeleri istenen kad›n tutsaklar bunu reddediyor. F tipi hapishanelerde tutsaklar› siyasi kimli¤inden düflüncelerinden uzaklaflt›rmak için her türlü yöntemi uygulayan devlet hapishaneleri k›fllaya dönüfltürmek istiyor. Sincan Kad›n Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Deniz Tepeli ve Sema Gül 18 Haziran’da, Deniz Tepeli, Resmiye Vatansever ve Münevver fieker’in 1 Temmuz’da yapmak istedikleri telefon görüflmeleri tekmil vermedikleri gerekçesiyle kapat›larak engellendi. (H. Merkezi)
Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n! 29 Temmuz 2008 tarihinde Partizan, ‹HD Ankara fiubesi, ATO, T‹HV, Dev Maden-Sen, THAY-DER, DHP, DTP, Odak, ESP ve Erol Zavar’ Yaflama Hakk› Koordinasyonu taraf›ndan düzenlenen bas›n aç›klamas›nda hasta tutsaklara yaflama hakk› iste¤i tekrar dile getirildi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹HD fiube yöneticisi Serpil Köksal, “Tecrit ve tredman hapishanelerde can almaya devam ediyor. 42 tutsak, kanser ve çeflitli hastal›¤a karfl› yaflam mücadelesi veriyor” dedi. Devletin çifte standard›na da de¤inilen aç›klamada, darbe teflebbüsünden gözalt›na al›nan veya tutuklanan kiflilere farkl› davran›ld›¤›n›, kimilerinin hastal›¤› ve yafll›l›¤› gerekçe gösterilerek b›rak›ld›¤›n› vurgulad›. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan oluflturulan bir heyet, hapishanelerde bulunan hasta tutsaklarla ilgili haz›rlanan raporu Meclis Adalet Komisyonu ve DTP milletvekili Ak›n Birdal’a vermek için Meclis’e girdi. (Ankara)
Hayat TV’nin kapat›lmas› protesto edildi Egemen sistem kendine yönelik ve aleyhine geliflen her sesi k›smak, yasaklamak, bask› ve fliddetle sindirmek istemektedir. Sansürün sözde kald›r›l›fl›n›n 100. y›l›nda halen sansür ve yasaklamalar devam ediyor. Hayat Televizyonu’nun da bu sansürcü zihniyet sonucu kapat›lmas› 24 Temmuz günü Osmangazi Metrosu önünde EMEP taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Aç›klamay› okuyan Haki Tali; “sansürün 100 y›l önce kald›r›lm›fl olmas›n›n bugün yaflananlar karfl›s›nda hiçbir anlam› kalmam›flt›r” dedi. Aç›klamaya Partizan, ESP, DTP, SDP, Halkevi, TKP, KESK ve Birleflik Metal-‹fl de destek verdi. (Bursa)
İşçi-köylü 12
Dünya
Sosyal y›k›m sald›r›lar› artarken, emekçilerin direniflleri de art›yor AB emperyalizmi, askeri sald›rganl›k politikalar›nda da ABD’den geri kalmama gayretini sürdürüyor. Avrupa Ordusu projesini ad›m ad›m hayata geçiren AB emperyalistleri, Ortado¤u’daki iflgallerde de daha aktif askeri pozisyonlara talip olduklar›n› ilan etmekten geri durmuyorlar. Özellikle de Afganistan iflgaline gönderilen, baflta Alman olmak üzere, Avrupal› asker say›s› art›r›l›yor, görev süreleri uzat›l›yor. Askeri sald›rganl›¤a paralel olarak, sosyal y›k›m sald›r›lar› da olanca h›z›yla sürüyor. AB emperyalistleri kendi emekçilerine dönük sosyal y›k›m sald›r›lar›n› çeflitli projelerle hayata geçiriyor. Bu projelerden biri de Hratz-IV ad› alt›ndaki kapsaml› sosyal y›k›m projesidir. Hartz-IV politikas› sözde iflsiz say›s›n› azaltacakt›. Ancak program›n hayata geçirilmesiyle birlikte Avrupa’da yoksulluk ve sefalet artt›. Özellikle de çocuklar yoksulluktan en fazla etkilenenler oldu. Sa¤l›k hizmetlerine ulafl›m ise s›n›rland›, çok say›da insan, sigortal›lara uygulanan katk› paylar›ndan dolay› neredeyse sa¤l›k hizmeti alamaz hale geldi. Yine Hartz-IV projesiyle birlikte, ifl mahkemeleri gibi, sosyal mahkemelerdeki dava say›s›nda da patlama yafland›. Sadece geçen y›l görülen davalar 100 binin üzerinde. Bu da bu mahkemelerde görülen ve Hartz-IV ma¤durlar›n› kapsayan davalarda % 40’l›k bir art›fl gerçekleflti¤i anlam›na geliyor. AB ülkelerindeki iflsizlik oran› ise her geçen gün art›yor. Resmi rakamlardaki iflsiz say›s›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›, verilen rakamlar›n neredeyse iki kat› bir iflsizlik
‹talya hükümeti, güney sahillerindeki mülteci ak›n›n› engellemek için acil durum ça¤r›s› yapt›. Ülkenin her yerinde, polis ve ordu güçlerine takviyeler yap›ld›. S›n›r d›fl› kamplar›na yenileri eklendi, “illegal” yollardan ülkeye girenlere dönük cezalar kat›laflt›r›ld›. Tüm bu önlemler için gösterilen “gerekçe” ise “terörle mücadele”! Mültecilere dönük bu uygulamalar sadece ‹talya’da hayata geçirilmiyor. Örne¤in Almanya ve Fransa gibi ülkelerde de mültecilere dönük askeri ve polisiye yöntemler flu s›ralar yo¤un olarak hayata geçiriliyor. Mültecilere dönük uygulamalar sadece bunlarla da s›n›rl› kalm›yor. Mültecilerin bindikleri tekneler, uluslararas› sularda takip alt›na al›n›yor ve geri dönmeye zorlan›yorlar. Bu takipler sonucu
sorunu oldu¤u biliniyor. Ekonomik krizi bahane ederek, çok say›da iflyerinin tasfiyesi gündeme gelmeye devam ediyor. Ancak emekçilerin iflsizli¤i yoksullu¤u artarken, ayn› süreçte tekellerin kârlar›nda önemli bir yükselifl oldu¤u gözleniyor.
Renault’tan Avrupa çap›nda iflyeri tasfiyesi Zarar ediyor gerekçesiyle tasfiye edilen iflyerlerine her gün yenileri ekleniyor. Bunun en son örne¤i, otomobil üreticisi Renault’un, tüm Avrupa çap›nda 5 bin iflyerini tasfiye edece¤ini aç›klamas›. Firma tasfiye nedenini, Fransa hariç, bat› Avrupa’daki otomobil sat›fl oran›n›n % 4.6 oran›nda düflmesi, artan hammadde fiyatlar› ve ekonomi piyasalar›ndaki kriz olarak aç›kl›yor. Bu aç›klamaya karfl›n Renault sat›fllar›n›n dünya çap›nda % 4.3, elde edilen kâr›n ise % 37 artt›¤› biliniyor. Avrupal› emekçiler ise bu sald›r›lar› grev ve direnifllerle cevaplamay› sürdürüyor. ‹flte bu grev ve direnifllerden birkaç›.
çok say›da tekne bat›yor ve çok say›da mülteci hayat›n› kaybediyor. 1988-2007 y›llar› aras›nda, bu takiplerden dolay› Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’nda yaflam›n› yitiren mülteci say›s› 8 binin üzerinde. Bunlar›n 2500’ü Sicilya Kanal›’nda, 885’i ise Ege Denizi’nde yaflam›n› yitirdi. AB ülkelerinin, mülteci ak›n›n› engellemek için Libya ve Senegal gibi ülkelere yapt›¤› “yard›m” ise tam bir ikiyüzlülük. Çünkü bu “yard›m” dikenli tel, silah ve polislerin e¤itilmesinin yan› s›ra, bin adet ceset torbas›ndan olufluyor! Emperyalistlerin giderek artan ya¤ma ve talan h›rs›ndan ve bu h›rs›n yaratt›¤› savafllardan, açl›k ve yoksulluktan kaynakl› ülkesini terk etmek zorunda kalanlar›n say›s› günümüzde 67 milyona ulaflm›fl bulunmakta.
e karfl› r e il c e lt ü m Berlusconi uluyor g y u › r la a s a OHAL y
Almanya Lufthansa çal›flanlar› süresiz greve ç›kt› Almanya’n›n en büyük havayolu flirketi Lufthansa’n›n yer ve kabin çal›flanlar›, ücret konusunda anlaflmaya var›lamay›nca, 27 Temmuz’da süresiz greve bafllad›lar. Lufthansa’da 13 y›ldan bu yana yaflanan bu ilk grev Almanya’n›n en büyük 10 havaliman›n› etkiledi. Grevi örgütleyen kamu sendikas› taraf›ndan yap›lan aç›klamada, grev karar›n›n, üyelerin % 90.7’sinin onay› ile al›nd›¤› belirtilmekte. Lufthansa da di¤er havayolu flirketleri gibi, yükselen yak›t fiyatlar›ndan olumsuz etkileniyor. 52 bin çal›flan› temsil eden sendika, ifl b›rakma eylemlerinin aflamal› olarak bafllat›laca¤›n›, böylece flirketin sorunlar› çözmek için önceden plan yapamayaca¤›n› belirtti. Çal›flanlar›n ücret art›fl› talebi, Almanya’da enflasyonun giderek yükselmesi üzerine gündeme geldi.
‹ngiltere Demiryolu iflçileri greve gitti ‹ngiltere’deki demiryolu çal›flanlar› 27 Temmuz’da 18 saatlik bir grev gerçeklefltirdiler. 12 bin demiryolu çal›flan›n›n kat›ld›¤› grev, onar›m çal›flmalar›n› kapsamaktayd›. ‹flçiler daha yüksek ücret ve daha iyi çal›flma koflullar› talep etmekteler.
Yunanistan Limandaki patlama genifl protesto getirdi Yunanistan’›n Pire kentinde bak›m onar›m çal›flmalar› yap›lan bir tankerde, 24 Temmuz günü meydana gelen ve 8 kiflinin yaflam›n› yitirmesine yol açan kazay› protesto eden liman çal›flanlar› ile polis aras›nda çat›flma yafland›. Çat›flmalarda 13 kifli yaraland›. Bakanl›k önünde yo¤un güvenlik önlemleri alan polis, binaya girmeye çal›flan iflçilere göz yaflart›c› gazla sald›rd›. Eylemci iflçiler de bunun üzerine polislere tafl ve ellerine geçirdikleri çeflitli araç-gereçlerle karfl›l›k verdi. Ç›kan çat›flmada befl liman güvenlik görevlisi ve 8 polis yaraland›.
8-21 Ağustos 2008 ❏ ENDONEZYA * Endonezya adas› Bantam’daki PT Asiatic tersanesinde çal›flan 2 bin tersane iflçisi greve ç›kt›. Tersane iflçilerinin öncelikli talebi, ifl güvenli¤i. ‹flçilerin büyük bölümü kadrolu de¤il ve genelde yevmiyeyle çal›flmaktalar. Ayr›ca iflçilere ne ifl ayakkab›s› ne de baret verilmekte. Di¤er talep ise, sosyal sigorta kesintilerinin kamuya ait sigorta kurumuna yat›r›lmas›. * Endonezya’n›n Bali Adas›’ndaki bir tekstil fabrikas›nda çal›flan kad›n iflçiler, eyalet parlamentosu önünde eylem yaparak, fabrika yönetiminin ücretlerini düflürmesini protesto etti. Eyleme kat›lan çok say›da kad›n, çocuklar›n› da beraberinde getirmiflti. Kad›nlar ayr›ca k›sa süreli ifl sözleflmesine ve tafleronlaflt›rmaya da karfl› ç›kmaktalar.
❏ KOLOMB‹YA Kolombiya’n›n kuzeyinde bulunan Pribbenow tafl kömürü madeninde çal›flan 3.500 madenci, 17 Temmuz’da bafllatt›klar› grevi alt› gün sonra, kazan›mla sona erdirdiler. Patronla yap›lan anlaflma kapsam›nda, iflçiler iki y›ll›k ifl sözleflmesinin yan› s›ra, % 9.1 daha fazla ücret ve y›lda 1.109 Dolar prim alacaklar. Maden oca¤› ABD’li Drummond maden flirketine ait ve madenden ayda 2 milyon ton kömür ç›kar›lmakta.
❏ GÜNEY AFR‹KA Sendikalar Birli¤i Cosatu’nun ça¤r›s›na uyan 25 bini aflk›n insan, 25 Temmuz’da Johannesburg’da bir araya gelerek, elektrik fiyatlar›na peflpefle yap›lan zamlar› protesto etti. Elektri¤e en son % 27.5 zam yap›lm›flt›. Güney Afrika’da son bir y›lda g›da fiyatlar›na bir y›lda %16.8, yak›ta ise % 35.6 zam gelmifl bulunmakta. Çeflitli madenlerde ve VW’nin otomobil atölyelerinde çal›flan iflçiler de yine fiyat art›fllar›na karfl› 24 Temmuz’da greve ç›kt›lar.
❏ KENYA Kenya’n›n Mombasa kentindeki liman iflçileri Temmuz’un son haftas› greve ç›kt›lar. Grevin bafll›ca nedeni, iflçilerin 7 günlük yeni vardiya sistemine karfl› ç›kmalar› ve fazla mesai saatlerinin ödenmek istenmemesini protesto etmeleri. Grev nedeniyle limanda yük boflaltmas› gerçeklefltirilemezken, liman yetkilileri grevdeki iflçileri iflten ç›karmakla tehdit ediyorlar.
İşçi-köylü 13
8-21 Ağustos 2008 Nepal’de devlet baflkanl›¤›, baflkan yard›mc›l›¤› ve meclis baflkanl›¤› seçimlerinin hemen öncesinde Maoistlere karfl› ittifak kuran UML (Birleflik Marksist-Leninist), NC (Nepal Kongresi) ve MJF (Az›nl›k Madhesilerin oluflturdu¤u parti) Maoist adaylar›n kazanmas›n› engellemifl ve devlet baflkanl›¤›na Nepal Kongresi’nden Dr. Yadav getirilmiflti. Bu ittifak› fleytani ve gerici bir ittifak olarak gördü¤ünü ilan eden NKP(Maoist) gerici ve statükocu güçlerin d›fl güçlerin gizli çal›flmalar›na paralel flekilde toplumun ileriye do¤ru gidifline engel ç›karmak için çabalar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› ve karfl›-devrim tehlikesinin öne ç›kt›¤› uyar›s›nda bulunmufltu. NKP(Maoist) federal demokratik cumhuriyetin halen emperyalist dünya sistemine dahil olan yar›-feodal yar›-sömürge bir toplum yap›s›na sahip oldu¤unu, NKP(Maoist)’in öncülü¤ünü yapt›¤› proletaryan›n önderlik etmedi¤ini ancak yeni demokratik devrim sürecinde partinin merkezi rol oynad›¤› bir süreç oldu¤unu belirtmekte ve bunun stratejik sald›r› döneminde bir aflama olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini vurgulamaktad›r. Kurucu Meclis, monarflinin tasfiyesi ve federal demokratik cumhuriyetin ilan› ile feodal kurumlar›n tasfiye oldu¤unu, feodalizme karfl› mücadele devam etse de Hindistan taraf›ndan yönlendirilen komprador burjuvazi-
nin karfl›-devrim saflar›nda öne ç›kt›¤›n›, Hindistan’›n do¤rudan müdahalesinin de gündemde oldu¤unu aç›klayarak devrimde ulusal yönün öne ç›kt›¤›n› ve tüm ilerici, devrimci, yurtsever güçlerin devrimin nihai zaferi için birleflik cephede toplanmas› gerekti¤i ça¤r›s›nda bulunmufltu. Baflkanl›¤›n kaybedilmesi üzerine
Maoistler yeni hükümeti kuruyor
NKP(Maoist) baflkanl›k seçiminin ertesi günü meclisteki en büyük parti olmalar›na karfl›n bu gerici ittifak nedeniyle hükümeti kurma görevini üstlenmeyeceklerini, muhalefette kalacaklar›n› ve anayasan›n
Evrensel Bak›fl Uflaklar›n-piyonlar›n de¤iflmez sonu... Avrupa topraklar›nda 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan bu yana gerçekleflen ve yüz binlerce insan›n yaflam›n› yitirdi¤i en kanl› savafl hiç kuflkusuz, Yugoslavya’n›n parçalanma sürecinde yaflanand›r. RSE’nin 90’lar›n bafl›ndaki çöküflüyle birlikte, ortaya yeni ya¤ma ve talan alanlar› ç›km›fl ve bu durum bat›l› emperyalistlerin ifltah›n› kabartm›flt›. Yugoslavya’n›n parçalanma süreci de yine ayn› dönemde, emperyalistlerin, özellikle de Alman emperyalizminin ayn› topraklarda yüz y›llard›r kardeflçe yaflayan halklar› birbirine karfl› k›flk›rt›lmas›yla bafllat›lm›flt›. K›flk›rtmalar›n merkezi, S›rp-H›rvat-Boflnak baflta olmak üzere, çeflitli milliyetlerin bir arada yaflad›¤› Bosna-Hersek’ti. Emperyalist projeler kapsam›nda ›rkç›-faflist partilerin önü aç›lm›fl ve yine ayn› projeler dahilinde en faflist kiflilikler bu partilerin bafl›na getirilmiflti. Radovan Karadziç de bu ›rkç›-faflist liderlerden biri olarak, Bosna-Hersek’teki Ulusal Demokratik Parti’nin baflkanl›¤›n› yürütüyordu. 1991’in sonlar›na do¤ru, AB’nin en büyük emperyalist güçlerinden Almanya’n›n Kohl hükümeti taraf›ndan teflvik edilen Slovenya ve H›rvatistan’›n kuruluflu ilan edildi¤inde, çok uluslu ülke-
yaz›l›fl sürecinde yap›c› bir rol oynayacaklar›n› ilan etmiflti. Ancak bu karar›n aç›klanmas›n›n ard›ndan ülkede faaliyet yürüten 24 parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ile toplant›lar alan Maoistlere hem bu toplant›larda hem de kamuoyuna yap›lan aç›klamalarla kararlar›ndan vazgeçmeleri ve hükümeti kurma ça¤r›s›nda
deki ayr›flma da had safhaya ulaflm›fl ve savafl çanlar› çalmaya bafllam›flt›. Ve çok sürmemifl, emperyalist k›flk›rtmalar meyvesini vermifl, kardefl halklar aras›nda, yüz binlerce insan›n yaflam›na mal olan kanl› iç savafl ç›km›flt›. ‹ktidarda oldu¤u ’90’l› y›llarda, bat›l› emperyalistlerin himayesinde olan ve yine onlar›n bilgisi, daha do¤rusu bölgeye dönük projeleri kapsam›nda, kardefl halklara dönük çok say›da katliam›n alt›na bizzat imza atan Karadziç, emperyalistlerden ald›¤› güçle “S›rp Cumhuriyetini” BosnaHersek’ten ay›rma ve büyük S›rp Devletini kurma hayalleri kuruyordu. Bu “hayaller” çerçevesinde, Bosnal› S›rplardan oluflan askeri birlikler köylere ve flehirlere dönük vahfli sald›r›lar düzenliyor, “etnik temizlik” ad›na, tecavüzler, katliamlar gerçeklefltiriyor, toplama kamplar› oluflturuyordu. Ancak Bosna-Hersek merkezli bu savafl›n giderek emperyalistlerin denetiminden ç›kmas›, emperyalistlerin do¤rudan müdahalesini de getirmiflti. A¤ustos 1995’te ülkeye giren 60 bin NATO askeri ülkeyi iflgal etmiflti. Karadziç Temmuz 1996’da Bosnal› S›rplar›n liderli¤inden geri çekildikten sonra, Srebrenica’da 8 bin Bosnal› Müs-
bulunuldu. Toplumun farkl› kesimlerinden gelen ça¤r›lar üzerine 30 Temmuz’da toplanan NKP(Maoist) Merkez Komitesi Sekretaryas› partileri-
lüman› toplu olarak katletmek suçundan aran›r duruma düflecek, yeralt›na çekilecekti. Gerçekte ise13 y›l boyunca üst düzey politikac›lar›n, askerlerin ve gizli servislerin, ayn› zamanda da emperyalistlerin korumas›nda saklanacakt›. Eski Yugoslavya’n›n parçalanma süreci, geçti¤imiz aylarda Kosova’n›n ayr›l›¤› ile tamamlanm›fl, ancak bu ayr›l›k AB’ye üyeli¤i noktas›nda “pürüzler” bulunan S›rp kesiminde ciddi sorunlar› ortaya ç›karm›flt›. Ancak bu sorunlar geçti¤imiz günlerde ifl bafl›na gelen yeni S›rp hükümeti ile birlikte afl›lma sinyalleri verdi bile! Önüne en önemli hedef olarak, S›rbistan’›n AB’ye üyeli¤ini koyan yeni S›rp hükümeti, iflbafl›na geliflinin daha ikinci haftas›nda, 21 Temmuz’da Radovan Karadziç’i “yakalayarak” tutuklad›¤›n› aç›klad›. Karadziç 6 ay daha “yakalanmasayd›” iflledi¤i suçlar zaman afl›m›na girecek, yarg›lanmas› da mümkün olmayacakt›! Karadziç “arand›¤›” dönemde, Den Haag’daki emperyalist BM Savafl Suçlar› Mahkemesi’nin arad›¤› kifliler listesinde, en üst s›ralarda yer almakta, S›rp hükümetinden Karadziç’i teslim etmesi talep edilmekteydi. Ancak ABD ve AB emperyalistleri taraf›ndan getirilen bu talep, emperyalist güçlerin ikiyüzlülü¤ünden baflka bir anlam ifade etmiyordu. Emperyalistlerin, Karadziç üzerinden yürüttükleri bu propagandayla amaçlad›klar›, bu kanl› savafltaki sorumluluklar›n›n üzerini örtmek ve S›rplar› bu sava-
Dünya nin yeni hükümetin oluflturulmas›nda gerekli inisiyatifi üstlenece¤ini aç›klad›. Ancak yeni geliflmeler nedeniyle hükümetin daha sa¤l›kl› flekilde oluflturulmas› amac›yla Asgari Ortak Program (AOP) ad› alt›nda 24 maddelik bir belgeyi aç›klayan Maoistler toplumun tüm kesimlerinin bu metin üzerinde tart›fl›p anlaflmas› halinde hükümeti kuracaklar›n› ilan etti. Bu metinde devletin federalizme uygun flekilde yeniden yap›land›r›lmas›n›, yeni anayasan›n 2 y›l içinde yaz›lmas›n›, çat›flmalardan zarar görenlere ve yoksullara yönelik acil yard›m paketlerinin haz›rlanmas›n›, Bar›fl Anlaflmas›na uygun flekilde Halk Kurtulufl Ordusu ile Nepal Ordusunun 3 ay içinde birlefltirilmesini, federal sisteme uygun flekilde bürokrasinin yeniden oluflturulmas›n›, Karnali bölgesi için özel kalk›nma program›n›n planlanmas›n›, fuel ve benzin arz›n›n normallefltirilmesini, ücret kontrolünün sa¤lanmas›n› ve gençli¤e ifl imkanlar›n›n yarat›lmas›n› flart koflmaktad›r. NKP(Maoist) bu program temelinde partilerle ve kitle örgütleri ile görüflmeleri sürdürürken bas›nda NKP(Maoist) ile UML’nin yeni hükümeti kurma konusunda yak›n zamanda anlaflaca¤› yaz›lmaktad›r. Belge üzerine aç›klama yapan NC liderleri ise partilerinin Maoistlerin 2 y›l hükümette kalmas›n› garanti edemeyece¤ini belirtmektedir.
fl›n tek sorumlusu ilan etmektir. Böylece de, eski Yugoslavya topraklar›nda yaflanan insanl›k dram›n›, iyilerle-kötüler aras›ndaki bir savafl olarak göstermektir. Bir di¤er önemli ve asl›nda esas neden ise, emperyalistlerin kendi iflgal savafllar›n› hakl› gösterme çabalar›d›r. Ancak bu çabalar daha Karadziç’in ç›kar›ld›¤› ilk duruflmada teflhir olmufl gibi görünmekte. Karadziç, ilk duruflmada ABD’nin ihanetine u¤rad›¤›n› söyleyerek, bir gerçekli¤in alt›n› çizdi asl›nda. Bu ihaneti ise, ABD’nin kendine ortaya ç›kmas› durumunda yarg›lanmama garantisi vermesi ve sözünde durmamas› olarak aç›klad›. Oysa olan fluydu ki, Karadziç de t›pk› benzerleri gibi, efendilerini yeterince “tan›yamam›fl” ve tüm uflaklar›npiyonlar›n ak›betine u¤ram›fl, kullan›l›p at›lm›flt›. Yaflanan fley asl›nda tüm uflaklar›n-piyonlar›n de¤iflmez sonuydu! Halklara dönük insanl›k suçu iflleyen, halklar› katleden benzerleri gibi, elbette Karadziç de yapt›klar›n›n hesab›n› vermek zorundad›r. Ancak bu hesab› soracak olanlar, ifllenen insanl›k suçlar›n›n ve halklara dönük katliamlar›n gerçek sorumlusu olan emperyalistler ve onlar›n mahkemeleri de¤ildir. Halk düflman› katillerden ve ilk baflta da bu katilleri yaratan emperyalistlerden hesap soracak olan yegane güç, ezilen halklar ve onlar›n giderek yükselen mücadelelerinin zaferle sonuçlanmas›yla birlikte kurulacak olan, halk mahkemeleridir!
Enternasyonal/Söyleşi
İşçi-köylü 14
8-21 Ağustos 2008
Obama’n›n ifli muhalefeti bölmek... Afla¤›daki röportaj 18-20 Haziran tarihlerinde Hong Kong’da gerçeklefltirilen Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi’nin (ILPS) 3. Kongresi’ne ABD’den kat›lan ve ABD’li siyah hareketi içinde önemli bir yere sahip olan Malcolm X Taban Hareketi’nden Kali Aquno Williams’la yap›lm›flt›r. Kali Aquno Williams - ABD seçimleri hakk›nda görüfllerinizi almak istiyoruz. Malum ABD seçimleri sadece ABD halk›n› de¤il tüm dünyay› etkiliyor. Özellikle ülkemizde de Barack Obama’n›n adayl›¤› oldukça ilgi çekmekte. Bu nedenle ABD’deki mücadeleci kitlelerin yaklafl›m›n› merak ediyoruz. - Bu seçimler gerçekten çok önemli. Bizim görüflümüzce bu seçimler ABD emperyalizminin önümüzdeki 20 y›l boyunca izleyece¤i hatt›n belirlenmesinde etkili olacakt›r. 2 seçenek var. McCain ve Obama. Seçim Bush döneminin temel siyasi hatt›n›n tercih edilip edilmemesiyle ilgilidir. - Mc Cain’in seçilmesi halinde Bush’un 3. dönemi olaca¤› iddia ediliyor. - Do¤rudur. Burjuvazinin bu kesimi halen atmalar› gereken ad›mlar oldu¤unu düflünüyor ve önemli bir güce sahipler. Bu kesimin sadece d›fl politikada de¤il iç politikada da e¤itim ve sa¤l›k hakk› veya kürtaj gibi konularda kapsaml› projeleri bulunmaktad›r. Bu yönde Yüksek Mahkemenin tersi baz› kararlar›na ra¤men ad›m ad›m ilerlemeyi tercih ediyorlar. Önümüzdeki 20 y›l içinde ABD’de sars›c› de¤iflimler olaca¤›n› öngörmekte ve bu do¤rultuda ülke içinde ulusal güvenlik devletini oluflturma yönlü ad›mlar at›lmaktad›r. Bu asl›nda yeni bir fley de¤il. 50’li y›llardan bu yana uygulanmaktad›r. Ama bu dönemde daha aç›k, daha faflizan flekilde hayata geçiriyorlar. Bu, ülke içinde beyaz üstünlü¤ünü korumaya ve gelifltirmeye dönük bir çabay› da içermektedir ve oldukça tehlikelidir, çünkü bu politika ayn› zamanda beyaz iflçi s›n›f›n›n da yanlar›na çekilmesi hedefini içermektedir. McCain’in seçilmesi bu anlamda bu politikan›n derinleflmesini sa¤layacakt›r. Obama ise temel olarak emperyalizmin temsilcisidir ve ulusla-
raras› aç›dan ele al›rsak örne¤in ‹ran’a, Filistin’e yönelik politikas› McCain’den çok da farkl› de¤ildir. Obama’n›n etkisi ABD içinde toplumsal hareket içinde kafa kar›fl›kl›¤› yaratmas›d›r. Örne¤in ABD’de savafl karfl›t› hareket içinde flimdiden bölünmeler görülmektedir. Hareket içinde Obama’ya zaman tan›ma yönlü fikirler öne sürülmektedir. Çok uzun bir tarih boyunca bask› gören bir etnik temelden gelmesinin bu yönlü olumlu ad›m atmas›n› sa¤layabilece¤ini iddia ediyorlar. Obama da bunu bildi¤i için halk›n duymak istediklerine uygun, daha sempatik gelecek konuflmalar yapmaktad›r. Temel politikalarda Obama’n›n bir de¤ifliklik getirmesi mümkün de¤ildir. Ancak Obama ile McCain aras›nda hiçbir fark›n olmad›¤› da iddia edilemez. Ancak bu fark genellikle iç meselelerde görülmektedir. Örne¤in McCain yönetimine nazaran Obama yönetimi alt›nda iç politikada demokratik alan›n görece daha fazla olaca¤›n› öngörmek mümkündür. Ulusal güvenlik devleti oluflturma konusunda da McCain’e nazaran daha uzun bir yol izleyecektir. Benim gözlemim Obama’n›n özellikle toplumsal hareket içinde ve halk aras›nda di¤er baflkanl›k seçimindeki adaylara nazaran çok daha büyük bir etki yaratt›¤› ve farkl› kesimlerin ilgisini çekti¤idir. Bana göre Obama daha öncesinde Kara Panterler Partisinin da¤›lmas›yla sonuçlanan politikalar› uygulayacakt›r. Örne¤in siyahlar üzerinde ayr›mc›l›¤› bir nebze kald›rarak ve siyah burjuvaziyi destekleyerek siyah hareketini bölmeye, da¤›tmaya çal›flacakt›r. Çünkü deste¤ini korumas› gereken ve üzerinden yükselece¤i bir siyah toplulu¤u olmak zorundad›r.
fiunu da aç›k olarak söylemeliyiz ki Obama’n›n özellikle siyah haklar› konusunda hiçbir program› yoktur, söyledi¤i somut tek bir söz bulunmamaktad›r. Ayn› zamanda belirli konulardaki görüfllerinin sa¤c› bir ›rkç›dan fark› bulunmamaktad›r. - Üniversitelerde ö¤renciler, gençler aras›nda Obama’n›n büyük bir coflku ile karfl›land›¤›n› okuyoruz. Yine tüm toplant›lar›nda her yerde “De¤iflim” slogan›n› görüyo-
ruz. De¤iflim iste¤i ve coflkuyu göz önüne ald›¤›m›zda devrimciler aç›s›ndan koflullar›n geliflti¤i fakat bir devrimci önderlik sorununun kendisini gösterdi¤i fikri oluflmakta bizde. Bu konuda sizin yorumunuz nedir?
Demokrat Partinin bu yönelimi sömürmesini, yaratt›¤› yan›lsamay› nas›l engelleyeceksiniz? - Obama’n›n seçim kampanyas›n›n büyük bir etki yaratt›¤› aç›kt›r, bu göz ard› edilemez. Reformistler Obama konusunda kitlelerde büyük bir umut oluflmas›na neden oldular. Özellikle Obama’n›n Irak savafl›na karfl› oy kullanmas› bu yan›lsamalar›n yay›lmas›na sebep oldu. Önemli oldu¤unu düflündü¤üm nokta Obama’n›n kampanyas›n›n etraf›nda ortaya ç›kan bu büyük enerjinin devrimci güçler taraf›ndan do¤ru okunmas› gerekti¤idir. Bu seçimi Bush yönetiminin politikalar› aç›s›ndan bir referandum havas›na sokmaktad›r. Yaln›zca Irak ve Afganistan gibi uluslararas› konularda de¤il ayn› zamanda çok say›da iç meseledeki politikalar nedeniyle bir referandum olarak alg›lanmaktad›r. Bunun yarataca¤› bir di¤er tehlike ise y›llard›r toplumun sistem taraf›ndan ezilen kesimlerinin temel bir de¤ifliklik talebinin bu seçim kampanyas› do¤rultusunda kullan›lmas›d›r. Bu da sistem içi yan›lsamalar› beslemektedir. Bu yan›lsama yarat›l›rken bir yandan ABD’nin “büyük” “flanl›” günlerine dönüfl fikri de afl›lanmaktad›r. Bunun tehlikesi ise kitlelerde ABD’nin dünyay› yönetme hakk›n›n oldu¤unun kabul edilmesidir. Bunun sonucunda 50’li y›llarda görülen güvenli¤in art›r›lmas› yönlü beklentiler pekifltirilmektedir ve muhalefet ABD emperyalizminin ç›kar› do¤rultusunda yönlendirilmek istenmektedir.
İşçi-köylü 15
8-21 Ağustos 2008 2 çeflit de¤iflim vard›r. Biri temel de¤iflimdir ve bu devrimdir. Di¤er de¤iflim ise “geçmiflin flanl›” günlerine, eski güce sahip olmakt›r. Devrimci perspektiften bakt›¤›mda Obama’n›n baflkanl›¤›n›n çok da kötü olaca¤›n› düflünmüyorum. Hatta söz konusu yan›lsamalar›n anlafl›lmas›n› sa¤layaca¤›n› düflünüyorum. Bush’un 8 y›ll›k döneminde muhalefet güç kaybetti ve bizim devrimci bir projeyle bu süreci tersine çevirmemiz gerekmektedir.
lerin kiflisel özelliklerinde de¤il sistemin içinde olmalar›nda, düflman saf›nda olmas›ndad›r. Bu nedenle Obama’n›n baflkanl›¤›n›n ABD’de ulusal sorunu olumsuz etkileyece¤i fikri bizde oluflmakta. - Bu zaten onun ifli. Onun görevi ABD’de ulusal talepleri tasfiye etmektir. - ‹nsanlar çözüm beklerken sorunlar›n daha da derinleflti¤ini görecek-
Ancak McCain’in yafll› olmas› gençlerin ve orta yafllardaki insanlar›n deste¤ini almas›n› zorlamakta. Ayn› düflünceleri, sosyal taban›, dünya bak›fl›n› paylaflmalar› mümkün de¤il. Amerika’n›n toplumsal anlay›fl› 1940’lardaki 50’lerdeki gibi de¤ildir.
ad›m att›k. Do¤rudan Obama’ya oy vermeme ça¤r›s›nda bulunmuyoruz. Bu kitlelerle ba¤›m›z›, sosyal taban›m›z› zay›flatacak ve tecrit olmam›za neden olacakt›r. Daha çok e¤itime ve esas ç›karlar›m›z› anlatmaya, temel sorunlar›n çözümünü aktarmaya yo¤unlafl›yoruz. Obama baflkan olduktan sonra temel taleplerimizi kabul etmeyecek. Biz de o zaman “ne bekliyordunuz zaten” sorusunu soraca¤›z. Bak›n diyece¤iz Filistin’de ne yap›yor, Irak’ta ne yap›yor. Çünkü s›n›fsal program› bizim taleplerimize karfl›tt›r. ‹nsanlara gitti¤i-
Bu aç›lardan ele ald›¤›mda flayet Obama ordunun deste¤ini almazsa bir nevi askeri darbenin gerçekleflece¤ini öngörebiliriz. - Obama’n›n siyahlarda büyük coflku yaratt›¤›n› biliyoruz. Ancak ülkemizde de deneyimlerimizden biliyoruz ki Kürt ulusal mücadelesine karfl› en yo¤un sald›r›lar› düzenleyenler-bunlara ifltirak edenler aras›nda Kürt kökenlileri görüyoruz veya Alevilere yönelik katliamlarda Alevilerin oy verdi¤i sözde sosyal demokratlar›n hükümette oldu¤unu biliyoruz. Kendisinden oldu¤unu düflündü¤ü insanlar›n hükümetteyken kendisini koruyaca¤›na inanan kitlelerin bu sald›r›lara maruz kald›klar›nda direnmekten öte bu yöneticilerden beklentiye girebildi¤ini biliyoruz. Yani sorun esas›nda yönetici-
Enternasyonal/Söyleşi
mizde, ler… -
Örgütümüz Obama’n›n adayl›¤› konusunda ortaya ç›kan beklentiye elefltirel yaklaflmaktad›r. Örgütümüz Obama’n›n adayl›¤›n›n ilk döneminde aç›ktan karfl› ç›k›yordu, Obama emperyalisttir ve yan›lsamalara kap›lmamal›y›z diyorduk ancak adayl›¤› kesinlefltikten sonra kitlelerde ortaya ç›kan coflku ve beklenti nedeniyle taktiksel olarak geri
“tamam, sana oy verme demiyoruz ama niçin veriyorsun, ne bekliyorsun, nas›l bir çözüm istiyorsun” diye soruyor, netleflmeye çal›fl›yoruz. J. F. Kennedy dönemine benzetiyorum Obama’n›n adayl›¤›n›. JFK Eisenhower’›n baflkanl›¤›n›n ard›ndan McCarty döneminden sonra gelmiflti ve kitlelerde büyük beklentiler vard›, keskin sol söylemlerde bulunuyordu. Ve iktidara geldi¤inde ilk ifli muhalefeti bölmek
oldu. Zaten onun görevi de buydu. JFK nas›l ABD’de devrimci solu tasfiye ettiyse Obama da benzer bir görevle muhalefeti parçalamaya çal›flacakt›r. Bizlerin tarihi anlayarak ayn› hatalara düflmememiz gerekmektedir. Bu nedenle Malcolm X Taban Hareketi olarak mümkün olan tüm kesimlerle ittifaklar kurarak emperyalizme karfl› ç›k›yoruz. McCain bafla gelirse iflimiz daha kolay olacakt›r çünkü böyle oldu¤unda düflman daha net görülecektir. Obama’da bu daha zor olacakt›r çünkü halkla iliflkilerini iyi kullan›yor. - Gazetemiz arac›l›¤›yla okurlar›m›za iletmek istedi¤iniz mesaj var m›? - Türkiye bizim için ilginç bir ülke, ülkenizi incelemeye çal›fl›yoruz. Bir yandan AB’ye üyelik çabas› di¤er yandan ABD’nin bölgede askeri ittifak yapt›¤› ‹srail’le birlikte en önemli ülke olmas› ilgimizi çekiyor. Do¤all›¤›nda emperyalizmin önümüzdeki dönemki politikalar›nda Türkiye’nin yeri daha da önemli hale gelecektir. ABD’nin Ortado¤u politikalar›nda Türk egemen s›n›flar› da daha fazla rol almak isteyeceklerdir. Bu, ülkenizde anti-emperyalist devrimci güçlere önemli görevler düfltü¤ünü bize göstermektedir. Ayn› zamanda her iki ülkedeki devrimci güçlerin birbirinden daha fazla ö¤renmesini, deneyim paylaflmas›n›, dayan›flmas›n› ve birbirine daha fazla yak›nlaflmas›n› sa¤lamal›d›r. - Bize zaman ay›rd›¤›n›z için teflekkür ederiz. - Ben de teflekkür ederim.
Obama’n›n iç politikada en ciddi sorunu ulusal soruna yaklafl›m› bakt›¤›m›zda McCain’in flans›n› sürdürdü¤ünü, Obama’n›n zaferi garanti edebilecek bir fark› yaratamad›¤›n› görmekteyiz. Siz bu durumu nas›l yorumluyorsunuz ve McCain’in baflkanl›¤› elde etme flans›na sahip oldu¤unu düflünüyor musunuz?
- 8 y›ll›k Bush döneminin ard›ndan hem ABD’de hem de dünya genelinde ABD hükümetinin teflhir oldu¤unu görmekteyiz. Sorunlar›n büyüdü¤ü böylesi bir ortamda muhalefet partisinin iktidar› daha rahat elde edebilmesini beklemek mümkündür. Ancak seçim tahminlerine
- McCain’in baflkanl›k için flans›n›n oldukça ciddi oldu¤unu düflünüyorum. Obama’n›n iç politikada en ciddi sorununun ulusal soruna yaklafl›m› oldu¤unu düflünüyorum. Siyahlar›n, Hispaniklerin (Latin Amerikal›lar) taleplerinin yan› s›ra beyaz iflçi s›n›f›n›n taleplerini birlefltirmesi gerekir. Yeterince e¤itim görmemifl, koz-
mopolit olmayan ve beyaz üstünlü¤üne inanan beyaz iflçi s›n›f›n›n Obama’y› desteklemesi zor. Ama beyaz iflçi s›n›f›n›n, Avrupa kökenlilerin yo¤unluk kazand›¤› Iowa eyaletinde Obama’n›n Hillary Clinton’u geçmesi, dürüst olmak gerekirse beni flafl›rtm›flt› ve bu onun burjuvazinin belirli bölümlerinin deste¤ini ald›¤›n›, adayl›k flans›n›n yüksek oldu¤unu anlamam› sa¤lam›flt›. Burjuvaziden ciddi bir destek ve yard›m ald›¤› ortadad›r. Ancak California’y›, New York’u ve Pensilvanya’y› kazanamad›. Bu üç eyalet de seçimde tüm oylar›n beflte ikisini oluflturmaktad›r. California ve New York’u alan›n seçimi kazanma flans›n›n yüksek oldu¤u s›kça vurgulan›r. Bu nedenle McCain bu iki eyaleti alabilirse Obama’n›n flans› olmayacakt›r. Obama’n›n California’y› alabilece¤i-
ni düflünüyorum ama New York için emin de¤ilim. fiu an net bir tahminde bulunmak kolay de¤il. Bu konuda önümüzdeki aylarda ekonominin durumu da etkili olacakt›r. McCain ordudan destek alm›fl durumda. Obama’n›n finans kapital çevresinden deste¤i garantilemesi gerekmektedir. Obama’n›n Irak’ta asker say›s›n› giderek azaltma ve askeri üslerle iflgali sürdürme fikrine karfl› McCain Obama’ya Irak’a beraber gitme teklifinde bulundu ve böylece kendi deneyimini göstermeye çal›flt›. Çünkü McCain ayn› zamanda Vietnam’da savafl esiri oldu¤u için bu konuda kendine güveniyor. Bu nedenle Obama’n›n McCain’in meflruiyetine karfl› gelmesi çok güç. ABD baflkan›n›n orduyla iyi iliflkiler kurmas› ve ordunun deste¤ini almas› flartt›r.
İşçi-köylü 16
Gerilladan
8-21 Ağustos 2008
TKP/ML T‹KKO gerillalar›yla söylefli...
Atefl k›v›lc›mdan ç›kar... -3-
ATEfi KIVILCIMDAN ÇIKAR...-3Aç›klama; Elimize e-posta kanal›yla gelen yaz›y› güncelli¤inden ve haber de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yaz› dizisi halinde yay›ml›yoruz.
Önce keflfedecek sonra fethedece¤iz! - TKP/ML 8. Konferans›n› yapt›. Bu konferans›n gerilla alan›nda nas›l karfl›land›¤›n› anlat›r m›s›n›z? - Siyasi Komiser: TKP/ML’nin 8. Konferans›’n›n alanlarda, özel olarak da gerilla alan›ndaki etkisini ve yans›mas›n› anlatmak için Konferans›n hangi koflullarda yap›ld›¤› ve örgütün hangi ihtiyaçlar›na yan›t olmay› hedefledi¤i, hangi gündemler üzerinden topland›¤›ndan da bahsetmek gerekecektir. Tabi bu meselenin politik beklenti ve etkisini ifade ederken fluna da de¤inmek gerekir; kongre ve konferanslar devrimci ve komünist partiler aç›s›ndan devasa bir öneme sahiptir. Parti içinde demokrasinin en doruk noktada iflletildi¤i, sorunlar›n ve çözümlerin tart›fl›ld›¤› önemli bir platformdur bu toplant›lar. Partimizin içinde bulundu¤u gerçeklik, s›n›f mücadelesinin sorunlar› ve bunlar karfl›s›ndaki duruflumuzla birlikte 8. Konferans›n anlam› daha da derinleflmektedir. Parti taban›m›z ve örgütlü kitlemiz de bu gerçekli¤in uza¤›nda olmad›¤› için Konferans›m›zdan ciddi bir beklenti içindeydi. Burada flunu da ifade edelim, devlet ülkedeki muhalefeti bast›rmada, geliflimini engellemede, onu örgütsüz ve özelde de önderliksiz b›rakman›n ne derece etkili oldu¤unu bilmektedir. Örgütsüz ve önderliksiz bir “güç” güç de¤ildir! Önderlik olmadan örgüt olunmaz. Bu noktay› referans alan devlet, son birkaç y›ld›r devrimci örgütlerin özellikle önderliklerine yönelip, örgütlerin önderliklerindeki devrimcileri katletmifl ya da tutsak alm›flt›r. Tüm bunlar› tesadüfi sald›r›lar olarak alg›layamay›z. Tam da böylesi sald›r›lar›n oldu¤u bir süreçte Partimiz kay›p vermeden Konferans›n› baflar›yla gerçeklefltirmifltir. Tüm bunlar dikkatlerin konferansa çekilmesini anlafl›l›r k›lmaktad›r. Konferans›m›z›n Halk Savafl› temel gündemli olmas› ise gerillada daha ayr› bir etki yaratm›flt›r. Elbette Halk Savafl›’n› bunun en temel ve özgün biçimi olan gerilla savafl›n› gelifltirme, yayg›nlaflt›rma konusunda yetersizliklerimiz bulunmaktad›r. Halk Savafl›’n›n kavranmas› ve özgünlefltirilmesi, bunun içinde bu savafl› Halk Savafl› k›lan kitleler ve kitlelerden uzakl›¤›m›z, Partiyi yeterince örgütleyemeyiflimiz, savaflta ustalaflamay›fl›m›z gerilla savafl›n› gelifltirememedeki temel açmazlar›m›zd›r. Konferans›m›z›n fliar› da buradan hareketle “Kitleye Güven, Savafla Kitlen,
Partiyle Kazanaca¤›z”d›r. Konferans›m›z tüm bunlara köklü bir bak›fl ve de¤erlendirmeyi hedeflemekteydi. Bunun az önce dedi¤im gibi gerillada daha ayr› bir beklenti, coflku yaratmas›n› beklemek olukça anlafl›l›r olmal›d›r. Bahsini etti¤imiz ilk andaki etkidir, bundan sonra as›l tart›fl›lmas›, anlat›lmas› gereken etki ise Konferans kararlar›m›z ve bu kararlar do¤rultusunda at›lacak ad›mlar›n etkisidir.
Keza do¤ru yere, do¤ru biçimde bakmayanlar gerçe¤i göremezler. Do¤ru bakamad›¤›m›z, göremedi¤imiz, öremedi¤imiz kesin. Do¤ru bakmay› da savaflarak yani bizzat savafl›n içinde ö¤renece¤imizi söylüyoruz. Buras› do¤ru anlafl›lmal›d›r.
- 8. Konferans›n gerilla mücadelesine dair yapt›¤› somut vurgular ve ortaya koydu¤u politikalar nelerdir?
Örne¤in; gerilla savafl› bilinen en klasik tan›m›yla “kendinden güçlü bir düflmana karfl›, vur-kaç yöntemiyle hareket ederek, f›rsat kollay›p güç biriktirerek, zaman›nda vurup geri çekilerek, düflman›n› parça parça zay›flatmaya ve tüketmeye çal›flan bir savaflt›r.” Buraya kadar bir sorun yok ancak esasta bundan sonra yap›lan vurgu çok önemlidir: “Gerilla savafl› sadece y›k›c› de¤il ayn› zamanda yap›c›, sadece bozucu de¤il yan› s›ra kurucu, sadece da¤›t›c› de¤il di¤er yandan örgütleyicidir”. Yani gerilla sadece savaflan de¤il, ayn› zamanda ajitasyon-propaganda faaliyeti yürüten, örgütlenme çal›flmas› yapan, parti örgütlenmesini geliflti-
- Konferans›m›z Halk Savafl› konusunda esas sorunun bu savafl›n kavran›fl›nda oldu¤unu söylemektedir. Meseleyi teorik olarak ortaya koymada genel olarak bir sorun yaflad›¤›m›z› söyleyemeyiz. Önce do¤rulu¤u ve uygulanabilirli¤i konusunda net oldu¤umuza göre teorimizle prati¤imiz aras›ndaki iliflkiyi sorgulayarak bafllayaca¤›z ifle. Konferans›m›z bunun birincil ve merkezi görevimiz oldu¤unu söylemektedir. Bunu nas›l m› yapaca¤›z? Önce ülke koflullar›m›z›n kavranmas› konusunda somut ad›mlar atarak, hata-
Biraz daha açmak gerekirse; Konferans›m›z gerilla savafl›n›n bilinen ama yeterince kavranmayan genel gerilla savafl› tan›mlar›n› yineleyerek bir noktaya iflaret ediyor.
ka gitmesem de olur” diyerek düflmüyoruz bu hataya. Mesele bu kadar basit de¤il elbette. Bu bir kavray›fl sorunu, bafllang›çta böyle düflünülmese de Halk Savafl›’n›n teorik alg›lan›fl›ndaki zay›fl›k, savafl›n özgünlüklerinin saptanamay›fl›, hangi kesime nas›l gidilece¤inin netleflmemesi, kitlelerin ancak onlar›n somut sorunlar› üzerinden örgütlenece¤i kavranmad›¤›ndan, kitlelerin devrimdeki, savafltaki rolü silikleflmeye bafll›yor. Oysa bahsini etti¤imiz geliflmeyi, kitlelerle birlikte, onlar›n taleplerine sürekli ve do¤ru bir biçimde yan›t olarak baflarabiliriz. Gerilla savafl› konusunda Konferans›m›z›n bir di¤er vurgusu da fludur; somut koflullar›n tahlili noktas›ndaki yetersizliklerimiz baflar›s›zl›klar›m›z›n bir di¤er kayna¤›d›r. Çok ciddi bir deneyime sahip oldu¤umuz halde bilgilerimiz oldukça yetersiz oldu¤u ve güncellenmedi¤i için somut politika belirlemede de sorun yaflamaktay›z. Belirlenen politikalar ise ihtiyaçlar› karfl›lamakta oldukça yetersiz ve yüzeysel kalmaktad›r. Önümüzdeki süreçte bu konuda somut ad›mlar ataca¤›m›z› söylüyoruz. Bunun yegane yolunun da yine kitlelerden geçti¤ini bugün çok daha net görüyoruz. Çünkü bilginin kayna¤› kitlelerdir. Yani bulmak istedi¤imiz her fleyi savafl›n ve kitlelerin içinde aramal›y›z. Bu soruya verdi¤imiz yan›t› Baflkan Mao’nun bir sözüyle bitirmek anlaml› olacakt›r; “Tarih bize, do¤ru siyasi ve askeri çizgilerin kendili¤inden ve sakin bir flekilde de¤il, ancak mücadele içinde ortaya ç›k›p gelifltiklerini gösterir.”
lar›m›zdan ar›narak ve de di¤er komünist partilerin ve devrimci örgütlerin savafl deneyimlerinden ö¤renmesini bilerek... Halk Savafl› veren kardefl partilerin baflar›s›n› da konferans›m›z özgünlüklerin yakalanmas›nda görmektedir. Meselenin önemli bir yan›n› da buras› oluflturmaktad›r. fiimdi bu çerçevede gerilla savafl› konusunda Konferans›m›z baflka neler demifltir, bunu açal›m; Gerilla savafl›n› gelifltiremeyiflimizin nedenlerini alan, kadro ve kitle faaliyetinde arayaca¤›z. Yani flimdiye kadarki faaliyetimizi bu noktalardan sorgulamal›y›z. Çünkü geçmiflini görmeyen, gelece¤ini de öremez. Biz bahsini etti¤imiz geçmifli görmek için ayn› zamanda nereye ve nas›l bakt›¤›m›z› da sorgulayaca¤›z.
ren bir güçtür. Bu çok önemli bir noktad›r. Bugüne kadar bu konuda ciddi hatalara düfltük. Savafl› sadece düflmana vurmakla s›n›rlad›k, kitleye yeterince gitmedik, gitti¤imizi de örgütleyemedik. Ki burada flunu söylemek gerekir, kitleden kopuk bir “gerilla” zaten savaflamaz, düflmana vuramaz. Neden da¤larda elde silah dolafl›yoruz? Küçükten büyü¤e, zay›ftan kuvvetliye, düzensiz birliklerden düzenli birliklere do¤ru, silahl› mücadeleyle halk›n silahl› kuvvetlerini yani halk ordusunu örgütlemek için… Bunu yapmay› hedefleyenlerin yani halk ordusunu örgütleme iddias› tafl›yanlar›n halktan kopmas›n›n anlafl›l›r bir yan› olabilir mi? Elbette ki hay›r. “Halk ordusunu örgütleyece¤im ama hal-
- Dersim’de yarat›lan bir Partizan gelene¤i var. T‹KKO’nun darbecilik ve sonras›nda yaflanan sorunlardan kaynakl› uzun y›llar bu alanda faaliyeti kesintiye u¤rad›. fiimdi yeniden faaliyeti bafllatt›n›z. Bu, Dersim halk› taraf›ndan nas›l karfl›land›? - Asl›nda sorunuz tam da kendimizi anlatmak istedi¤imiz bir konuya dair bir fleyler söylememize vesile oldu. Yan›lg›ya düflülen bir ayr›nt› var, bunu düzelterek geçelim. Partimizin Dersim’deki gerilla faaliyetinin tarihi eskidir. ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n ’73 Ocak ay›nda tutsak düflüp, 18 May›s’ta katlediliflinden sonra bir süre kesintiye u¤rayan gerilla faaliyetimiz, 1980’ler gibi oldukça sanc›l› bir süreçte tekrar bafllat›lm›flt›r. Ki bu süreç Parti tarihimizde Ali Haydar Y›ld›z ve Kaypakkaya yoldafllar›n katledilmesi ve tut-
8-21 Ağustos 2008 sakl›klar›n yaflanmas›yla Partimizin birinci yenilgi olarak de¤erlendirdi¤i sürecin ard›ndan yaflanan zorunlu bir kopukluktur. Yani o dönem “gerilla faaliyetine ara verelim, sonra devam ederiz” gibi bir karar ya da yaklafl›m yoktur. Subjektif gücün ald›¤› darbe ile yaflanan bir kesintidir bahsi geçen… fiimdi gelelim daha sonra yaflanan kopuklu¤a; ’94 y›l›nda sizin de ifade etti¤iniz gibi Partimize örgütsel anlamda da ciddi zararlar veren darbe ve sonras›ndaki tasfiyeci ç›k›fllar›n etkisi ile gerillada belimiz bir kez daha bükülmüfl oldu. Bu süreçlere yaklafl›mlar›m›zda eksik b›rakt›¤›m›z tutumlar›n, daha fazla etkilenmemizde pay› oldu¤unu söylemek gerekiyor. Bölgede bulunan önderlik, bahsini etti¤imiz geliflmelere do¤ru bir politik tav›r gelifltiremedi. ‹flte bu dönem Dersim’de gerilla gücümüz oldukça geriledi. Ve en son noktada gerilla gücümüz objektif olarak tasfiye oldu. 1999 y›l›nda Yusuf Ayata, Fikret Vural, Hasan Akyol, Fehiman Bozgurt, Mustafa Toptafl ve Zeynel Erdo¤an yoldafllar bölgeye gelmifltir. Dersim da¤lar›, çilekefl Dersim halk› Partizanlar›yla yeniden buluflmufltu ki, yoldafllar Nisan 2000’de Mercan Vadisi’nde ç›kan bir çat›flma sonucu flehit düfltüler. Yar›m kalan bayrak Aflk›n’a, Muharrem’e, Cafer’e devredildi. Ve Dersim… ‹brahimlerden, M. fiefik Karaa¤açlardan, Hayrettin Bak›fllardan, Ünal Küçükbayraklardan, Perihan Çolaklardan, Barbaralardan, Demirda¤lardan, Ayatalardan, Aflk›nlardan bugün bize uzanan uzun bir destana mekan olan co¤rafya. Evet, yoldafllar›m›z›n b›rakt›¤› bayrak bugün ellerimizde ve tafl›yoruz, sonuna dek de tafl›yaca¤›z. Burada düzeltmek istedi¤imiz nokta, Partimizin hiçbir zaman Dersim ve Dersim’de gerilla faaliyetinden vazgeçmesi, ara vermesi, ask›ya almas› gibi bir yaklafl›m›n›n olmad›¤›d›r. Tam tersine tarihimiz bu tip anlay›fllara karfl› ideolojik mücadelelerin tarihidir de. Bu konuda yan›lg›l› yorumlarla karfl›laflmaktay›z. Bu do¤ru de¤ildir. Burada olamad›¤›m›z süreçler incelendi¤inde yüzümüzün hep buraya dönük oldu¤u ve Karadeniz’in yan› s›ra Dersim’de de olma çabam›z›n-çal›flmam›z›n oldu¤u görülecektir. Bugün burada oluflumuz da bunun göstergesidir. Burada oluflumuz elbette dostlar›m›z ve halk›m›z taraf›ndan coflkuyla karfl›land›. Düflmanlar›m›zsa pek hoflnut de¤il tabi. Dersim halk›n›n gerillaya özelde de T‹KKO gerillalar›na karfl› duruflu ayr›d›r. Belli gerilemeler, k›r›lmalar yaflansa da Dersim’de gerilla deyince, Partizanc›lar deyince yine halk›m›z›n deyimiyle akan sular durur. Geçti¤imiz süre içinde burada olamay›fl›m›z›n ve oldu¤umuz süreçteki hatalar›m›z›n yaratt›¤› belli sorunlarla, halk›m›z›n sitemleriyle karfl›lafl›yoruz. ‹lk geldi¤imiz dönemler köylerde ya da arazide köylülerle karfl›laflt›¤›m›zda tan›k oldu¤umuz tepkiler oldukça duyguland›rm›flt› bizi. Anlafl›lmas› aç›s›ndan birini anlatay›m;
İşçi-köylü 17 Uzun y›llar gerillas›na hasret kalm›fl bir köye do¤ru ilerliyoruz. Bizdeki heyecan, merak iç içe. Ve köye giriyoruz. Birçok köyde oldu¤u gibi burada da yo¤un bir göç olmufl. Daha çok yafll›lar var. Yüzlerindeki çizgide tarih, gözlerinde özlem ve hala topraklar›nda kal›yor oluflun ma¤rur ve gururlu bak›fl›. Karanl›kta bir anayla karfl›lafl›yoruz. Önce bizi baflka dost bir örgütten san›yor. Yaramazl›k yapan evlad›na k›zan bir annenin sevecenlikle yo¤rulmufl tatl› öfkesiyle k›z›yor. Sesine öfke yak›yor ama tutmuyor. “Ne oldu, yine mi geldiniz, yaz›kt›r yafl›n›za, boyunuza posunuza, vururlar
Gerilladan
de¤indi¤imiz bu konuya burada tekrar vurgu yapmak bizce de anlaml› olacakt›r. Tam da sizin dedi¤iniz gibi kitleden kopuk bir gerilla mücadelesi prati¤i var. Bu sadece Partimizin ve ordumuzun yaflad›¤› bir sorun de¤ildir. Bu, biz de dahil tüm devrimci hareketin bir sorunudur. Mücadelemiz birçok alanda kitleler için ama kitlelere ra¤men sürmekte. Kitleler bir yerde, devrimciler bir yerde. ‹flçi s›n›f›ndan kopuk bir sendikal faaliyet, kitleden kopuk bir yay›n faaliyeti, kitleden kopuk bir kültür-sanat faaliyeti, kitleden kopuk bir dernek faaliyeti, kitleden kopuk askeri faali-
sorun yaflanmakta. Tüm bunlar›n sonucunda gerillan›n hareket kabiliyeti darlaflmaktad›r. Bu süreci yaflayan bir gücün kitlelere güveni daha da zay›flamakta, zay›f olan ba¤› daha da erimektedir. Bu noktada düflülen en dip nokta ise “kitlelerin devrime uzakl›¤›, devletle bar›fl›kl›¤›, kap›lar›n› devrimcilere kapatm›fll›¤›, adam olmazl›¤›”d›r. Oysa Lenin yoldafl ne kadar da yal›n bir flekilde ifade etmifltir “Kap›lar› çal›n aç›lacakt›r!” Biz diyoruz ki; kap›lar› çalaca¤›z ve kap›lar›m›z› kitlelerle açaca¤›z, çünkü tüm kap›lar› açacak olan kitlelerdir. Burada Stalin yoldafltan da bir al›nt› okumak çok yerinde olacakt›r.
Gerilla sizi”, devam›nda Zazaca bir m›r›ldanma “S›mare, guneka cencina s›ma yes nene venca”* sonra “kamo” diyor. “Partizanc›y›z” diyoruz. Burada gerilla T‹KKO’cudan çok Partizanc› olarak an›lmakta. Ana inanm›yor. “Yalan söylüyorsunuz” diyor yine öfkeyle. ‹nanmak isteyip de inanamaman›n karars›z ve öfkeli sesi, nas›l da buluflmufltu bizdeki heyecanla. Sonra tekrar soruyor; “bak›n do¤ru söyleyin yoksa…” Sözünü bitirmeden önce etraf›n› gözleriyle kolaçan edip, kaflla göz aras›nda bizi kap›dan içeri sokuyor. Ve bafll›yor özlemlerin kucaklaflmaya, duygu ve düflüncenin bir sele evirildi¤i an. Ana “durun flöyle ›fl›kta bakay›m, ben Partizanc›lar› tan›r›m, oy ben size kurban olam! Nerdesiniz siz?” Evet, ilk defa karfl›lafl›yorduk ama ana bizi, biz anay› tan›m›flt›k, tan›fl›kl›¤›m›z çok eskiydi. Sonra dolan gözler, dü¤ümlenen bo¤azlar ve bizi tek tek kucaklayan koca bir yürek, t›pk› anam›z gibi… fiunu söyleyebilirim; Dersim halk›n›n silahl› mücadeleye ve gerillaya bak›fl›nda belli bir gerileme var. Yani gerillay› kurtuluflu olarak görmüyor ama onsuz da yaflam›nda bir fleyleri eksik görüyor. Tüm bunlara karfl›n Dersim halk› bizi yine ba¤r›na bast› demek hiç de abart› olmayacakt›r. Bu gerileme birden bire olmad› elbette. Biz bu gerçekli¤i tersine çevirece¤iz. Bu da zaman alacak bunu da biliyoruz ancak do¤ru yaklaflt›¤›m›zda bunun hiç de zor olmayaca¤›n› biliyoruz. - Kitle ve gerilla mücadelesi birbirinden kopar›larak ele al›n›r ya da alg›lan›r. Bu konuda gerillan›n kitle faaliyetine bak›fl› ve ele al›fl› nas›ld›r? - Asl›nda az önce de belli yönleriyle
Gece güne de vrildi¤inde sabah›n beflind e cellatlara inat yine kalkt› ay a¤a gerilla upuzun bitm ek bilmeyen patikalarda heybetlice se laml›yor geçit vermez sarp kayalar halk› için düflm üfl kavgaya gün gelir pusu da flehit düfler ça t›flmada a¤lamay› bilm ez gerilla düflen yoldafl› için bir kurflun fazl a s›kar düflman a gün boyu düflm ana kan kustur an halklar›n silah› elinde yine düflman› bekl iyor gerilla düflünmüyor ölümü gerilla ey zalim düze n tan› bizi tan› bizleri bizler ‹brahim ’in yolunda proletarya gü zergah›nda T‹KKO saflar› nda s›ra neferiyiz… . Savafl
yet, kitleden kopuk illegal faaliyet, kitleden kopuk ajitasyon propaganda… Oysa kitleden kopuk devrim olmaz! Böyle bir “faaliyet” varl›k nedeniyle çeliflen bir faaliyettir. Biz gerillaya dönecek olursak; kitle çizgisinin do¤ru kavranmay›fl›yla ve uygulanmay›fl›yla da ilgisi olan bu durum neticesinde halktan soyutlanan gerilla gücü, esas görevini yapmamakla kalmaz, suda bal›k olamad›¤› için, düflman sald›r›lar› karfl›s›nda da yaln›zlafl›r. Kitlelerden savafla kat›l›m konusunda yeterli bir ad›m›n at›lamad›¤› gibi kitlelerin deste¤ini almakta da
“Eski Yunan mitolojisinde ünlü bir kahraman olan Anteus, efsaneye göre, denizler tanr›s› Posiedon’in ve yeryüzü tanr›ças› Gea’n›n o¤luydu. Anteus, kendisini do¤uran, emziren, yetifltiren anas›na pek çok ba¤l›yd›. Bu Anteus’un yenmedi¤i tek kahraman yoktu. O yenilmez bir kahraman olarak kabul ediliyordu. Onun gücü nerede yat›yordu? Onun gücü, dö¤üfl s›ras›nda ne zaman hasm› taraf›ndan s›k›flt›r›lsa, topra¤a, kendisini do¤urup besleyen anaya dokunmas›nda ve bunun ona yeni güç katmas›nda yat›yordu. Ne var ki, onun bir zay›f yan› -flu ya da bu biçimde yerle ba¤›n›n kopar›lmas› tehlikesi- vard›. Düflmanlar› onun bu zaaf›n›n fark›ndayd›lar ve f›rsat kolluyorlard›. Bir gün bu zaaf›ndan yararlanan bir düflman ç›kt› ve Anteus’u yendi. Bu Herkül’dü. Herkül, Anteus’u nas›l yendi? Onun yerden aya¤›n› kesti, kald›rd›, havada tuttu, topra¤a dokunmas›na imkân vermedi ve sonunda onu bo¤du.” (Stalin-Eserler, cilt 15, sf. 410) Anteus’a güç veren, onu do¤uran besleyen toprakken, gerillay› do¤uran besleyen de kitlelerdir. Yani gerilla, gücünü halktan almaktad›r. Bunun için savafl›n bafl›ndan itibaren halk kitlelerine dayanmak zorundad›r. Bu durum savafl›n haz›rlanmas› kadar gelifltirilmesi aç›s›ndan da kritik bir yer tutmaktad›r. Gerilla savafl›n›n amac›n› flöyle koyuyor Konferans›m›z: “Kitlelerin ad›m ad›m giderek artan bir flekilde iktidar mücadelesine her düzeyde kat›l›m›n›n sa¤lanmas›.” Bunun için kitlelere gidecek, onlardan ö¤renecek, onlardan ald›¤›m›z bilgileri derleyip toplay›p MLM süzgeçten geçirerek sistemlefltirecek ve yine onlara dönece¤iz. Yani kitlelerden kitlelere… Bugün Dersim kitlesini örgütlemek için buraday›z. Ne yapmam›z gerek? Önce Dersim kitlesinin bugünkü gerçekli¤ini; ekonomik, sosyal, kültürel gerçekli¤ini vs. ö¤renmek durumunday›z. Düflman›n durumu, kitleler üzerindeki etkisi, devrimci ve komünistlere bak›fl›, özelde de gerilla savafl›na bak›fl›, gerilladan beklentileri, elefltirileri… Bunu bilmeliyiz ki, sorunlar›n›, taleplerini do¤ru görelim. Do¤ru görelim ve buna göre politik ve örgütsel bir hat çizelim. Bahsini etti¤imiz genel politik örgütsel fleyler de¤il, an›n, günün ihtiyaçlar›na yan›t olacak fleyler. Kendi gördüklerimiz, görmek istediklerimiz de¤il yani.
Gerilladan - Gerilla mücadelesinin istenilen düzeyde olmamas›n›n nedenleri nelerdir? - Devrimin stratejisini Halk Savafl› olarak belirleyen Partimiz, kuruldu¤u günden bu güne, kesintisiz bir mücadele hatt› oluflturma çabas›nda olmufltur. 35 y›ll›k zaman dilimi içerisinde belli süreçleri yönetip baflar›l› pratiklere imza att›k. Büyük fedakarl›klar sergileyip, nice flehitler verdik ancak buna karfl›n, savafl› gelifltirme ve süreklilefltirme konusunda baflar›l› bir ivme gösteremedik. Bunu de¤erlendirirken Halk Savafl›’n›n kavran›fl›ndan bafllad›k tart›flmaya. “Bir teorinin do¤ru biçimde kavranamad›¤› koflullarda, ne özgünlefltirilebilmesinden ne de pratikte yol gösterici ifllevinden söz edilebilir” diyor Konferans›m›z. ‹flte bizim Halk Savafl› içinde gerilla savafl›n› gelifltiremeyiflimizin dayand›¤› temel nokta da buras›d›r. Süreklili¤i sa¤lanm›fl bir gerilla savafl›, gerilla bölgesinde Partiyi -önderli¤ini ve alt örgütlerini- örgütlemek zorundad›r. Bundan flunu anlayal›m; partiyi ordu içinde ve kitleler içinde örgütleme. Ve tabi yerel faaliyet, gerilla bölgesinde gerilla savafl›n› destekleyen temel bir faaliyettir. Bizim flimdiye kadar süreklilefltiremedi¤imiz noktalar buralard›r. Partinin yön vermedi¤i bir ordu, kitleler içinde örgütsüz olan bir parti savafl› gelifltiremez. Az önce kitleleri örgütlemedeki çarp›c› gerçekli¤imizden bahsettik. Tekrar tekrar vurgulama ihtiyac› görüyoruz, çünkü bu sorun di¤er sorunlar›n içinde daha özel bir yerde. Kitlelere gitmedik, gitmedikçe s›n›f mücadelesinin sorunlar›na yabanc›laflt›k, yer yer sekterizme, yer yer bürokratizme düfltük. Yenilenemedik, yenileyemedik, geliflmedik, gelifltiremedik… Tüm bunlar›n sonucunda savafl› gelifltirip, süreklilefltirme sorunu yaflad›k. Gücümüzün nicel boyutunun yan›t› budur. Bu olumsuzlu¤un ortas›nda olumlu bir fleyden bahsetmek gerekiyor ki, o da savafl ve savafltaki ›srar›m›z! Bunu asla yitirmedik. Partimizin tüm yetmezliklerine karfl›n dayand›¤› temel dayanak budur. Dünyada ve ülkemizde silahlara vedan›n en revaçta oldu¤u dönemlerde silah›m›z› b›rakmad›k elimizden! Biz en güçlü silah›n sa¤lam bir dünya görüflü ve iktidar›n namlunun ucunda oldu¤unu ’72 24 Nisan’›nda keflfettik. Bugün s›k› s›k›ya tutundu¤umuz bu gerçeklik, bizim niceli¤imizi ve niteli¤imizi ileriye tafl›yacak en temel noktad›r. - Gerillan›n ideolojik-politik e¤itimi konusunda neler yap›yorsunuz? - Gerillan›n e¤itimi konusunda neler yapt›¤›m›za de¤inmeden önce e¤itime nas›l bakt›¤›m›z› özetlersek daha anlafl›l›r olacakt›r. Yaflad›¤›m›z teorik ve politik gerilik, bugün bu çal›flmalar›n önemini daha da
İşçi-köylü 18 art›rmaktad›r. Devrimimizin bizlere yükledi¤i görevleri yapman›n birincil yolu sa¤lam bir dünya görüflüne sahip olmakt›r. Bunu kuflanman›n birincil yolu da önce teorik olarak bilmek ve devam›nda kavramaktan geçer. Yaflad›¤›m›z önderlik soru-
nu, kitleleri ve Partiyi örgütleme sorunu buralarda yakalanacak teorik derinlikle daha kolay çözümlenecektir. Az öce bahsettik, önümüzde çok ciddi görevler durmakta. Konferans›m›z gerçekli¤imizi aflan görevler koymam›flt›r önümüze. “Yak›na ancak ileriye.” fiiar›m›z bu, mütevaz› bir hedef ve fliar. Mütevaz›l›k zaten gerçekli¤ini bilmektir. Burada baflar›l› olman›n yolu da sa¤lam bir ideolojik, politik durufltan geçer. Biz bu duruflu politik e¤itim çal›flmalar›yla ve kitleler içinde olgunlaflarak yakalayaca¤›m›z› söylüyoruz. Görevlerimizin baflar›lmas›nda, politik çal›flma tüm çal›flmalar›n can damar›d›r. ‹çinde bulundu¤umuz dönemde bizi bekleyen görevler bu tezin ruhunun kavranmas›n› gerektirmektedir. ‹çinde bulundu¤umuz dönemden kast›m›z›n bir yan› ideolojik, politik geriliklerimizdir. Bunlar› giderdi¤imiz oranda kendimizden daha emin bir flekilde yürüyece¤iz. Politik çal›flmalar›n öneminin kavranamamas›n›n bir sonucu olarak gerillan›n politik çal›flmalar› ço¤u kez pratik sürecin sonuna b›rakt›¤› olmufltur. Oysa politik çal›flma ne pratik çal›flman›n önüne konmal› ne de pratik çal›flman›n sonuna ertelenmelidir. Yani pratikle iç içe ve sürekli e¤itim… Gerillada yaflam›n içindeki her prati¤in e¤itici bir yan›n›n oldu¤unu unutmamak gerekir. Mesela her köye gidifl bir deneyim yarat›r, her köylüyle yap›lan sohbet bir fleyler ö¤retir. Neler yapt›¤›m›za gelecek olursak; Gerillan›n e¤itiminin daha sistemli yap›ld›¤› ve yo¤unlaflt›¤› dönem k›fl›n bar›nak süreçleridir. Bu dönemlerdeki e¤itimler
8-21 Ağustos 2008
teorik boyutuyla iki temelde ele al›nmakta. Biri teorik-politik çal›flmalar di¤eri teorik askeri çal›flmalar. Teorik-politik çal›flmalarda konular›m›z her bir yoldafl›n teorik-politik seviyesi göz önüne al›narak ve bu seviyeyi ileri tafl›may› hedefleyen, alan›n ve Partinin gündemleri paralelinde belirlenmekte. Örne¤in bu y›l yo¤un bir program ç›kard›k. Temel konular› güncellefltirerek ifllemek e¤itimi anlafl›l›r k›lman›n olmazsa olmaz›d›r. Mesela devlet konusu… Devlet gerçe¤inin kavranmad›¤› yerde devrim asla kavranamaz. Biz bu y›l devleti anlat›rken TC devletini de iflledik. Parlamentosuyla, ordusuyla, polisiyle, M‹T’iyle, e¤itim kurumlar›yla, STÖ’leriyle, devlet nas›l bir devlettir? 85 y›ll›k kara bir tarihi olan TC devletinin bugünkü gerçekli¤i nedir? Bunlar kavranmadan ne kitleleri örgütleyebilir ne de düflmana karfl› savaflabiliriz. Bu y›l çal›flmalar›m›zdaki temel konular›n bafl›nda 8. Konferans›m›z›n gündemine paralel Halk Savafl›-gerilla savafl› ve kitleler meselesini ald›k. S›n›f mücadelesinde partinin önemi, partimiz ve ordumuz aras›ndaki iliflki, SBKP, ÇKP ve TKP/ML tarihi, partimizin programatik görüflleri, Maoizm ve daha bir dizi konu teorik-politik çal›flmalar›m›z›n konular›yd›. Bu arada bu y›l çal›flmalar›m›zda tasfiyecilik ve üzerimizdeki etkileri üzerine de tart›flmalar yürüttük. Dünyada ve ülkemizde devrimin, silahl› mücadelenin üzerinde fliddetli tasfiyecilik rüzgarlar› estirildi¤i bir süreç yaflanmakta. Partimiz esasta buna karfl› diri durmay› baflarm›flt›r. Ancak en anlafl›l›r basit tan›m›yla burjuvazinin üzerimizdeki etkisi olarak tan›mlayaca¤›m›z tasfiyecili¤in bizde de baz› konularda etkisinden bahsetti¤imiz yerde bu konular› da e¤itimimiz kapsam›na ald›k. Gerilla yaflam›nda günceli takip etme olanaklar› k›s›tl›d›r. Bu da çok ciddi dezavantajlar yarat›r. Kitlelerin gündeminden kopan, düflman›n›n gündemini takip edemeyen bir gerillan›n neye karfl› ve kimin için savaflaca¤› bilinci silikleflir. Biz bu konuda gündemi takip etmeye önem veriyoruz. Radyocu yoldafl daha detayl› anlatacakt›r. Sadece geliflmelerden haberdar olmak de¤il yorumlamak da gereklidir. K›fl sürecinde günlük geliflmelerin takip edilip yorumlamas› için hemen tüm yoldafllar görev almakta ve birli¤e sunmaktad›r.
turmaktad›r. Eylem birliklerine bak›fl›m›z en son olarak Partimizin 7. Konferans›nda yeniden karar alt›na al›nm›flt›r. Buna neden ihtiyaç duyduk; çünkü önemsiyoruz, do¤ru bir anlay›fl›m›z da var. Bu daha kal›c› olmal› ki bir gelenek olarak yar›na tafl›ns›n. Biz ilkelerimize ters düflmedi¤i koflullarda, A/P’da serbestlik ilkesi koflulu ile birçok gündem üzerine dostlar›m›zla ifl yapmaya çabalar, var olan çabalar› da bu temelde ele al›r›z. Bundan herkesle ifl yapmaya aç›k oldu¤umuz anlafl›lmamal›, ayn› zamanda seçici davran›r›z ve bunun gerekli oldu¤unu düflünürüz. Bunu belirleyen de yine devrim anlay›fl›m›z ve ilkelerimizdir. Bu konuda Partimizin de¤il ama di¤er örgütlerin baz› hatal› tutumlar› olmufltur. Bunun s›k›nt›s›n› yaflayanlar da yine kitleler olmufltur.
- Dersim’de di¤er devrimci ve ilerici yap›larla iliflkileriniz nas›ld›r?
- Dersim halk›na diyece¤imiz çok asl›nda. Çünkü Dersim halk›na borcumuz çok. Yi¤it k›zlar›n› o¤ullar›n› verdi kavgam›za, kap›s›n› açt›, kuru ekme¤ini, tora¤›n› paylaflt›. Ama biz onlar› kavgan›n sahibi yapamad›k. Yani örgütleyemedik, savaflt›ramad›k. Onlarla onlar›n sorunlar›n› de¤il onlardan kopard›¤›m›z “kendi” sorunlar›m›z› konufltuk. Ama art›k bu konularda susaca¤›z, önce onlar› dinleyecek, sonra konuflaca¤›z. Uzun y›llard›r süren savafl›m›z›n dayana¤›, üzerinden yükseldi¤imiz zemin; onurlu, yi¤it, çilekefl Dersim halk› bilmelidir ki bu savafl onlar›n kurtulufl savafl›d›r, t›pk› ’38 gibi. Çok kay›p verdi Dersim ’38’de, çok bedel ödedi. Teslim olmad› ama yenildi. Biz de bugün savafl›yor ve
- Partimiz tarihine az çok vak›f olanlar, Partimizi tan›yanlar bilir ki; Partimiz devrimci örgütlerle iliflkilerinde hep örnek tutumlar sergilemifltir. Onlardan ö¤renmesini bildi¤i gibi deneyimlerini tafl›ma, ortak ifl yapmada olgunlu¤unu elinden b›rakmam›flt›r. B›rakal›m sorun yaflamay› d›fl›ndaki örgütlerin yaflad›¤› sorunlarda bile çözümü zorlayan, birlefltiren bir gelene¤e sahiptir. Bu gerilla için de böyledir. Gerilla bölgelerinde bu iliflkiler daha bir önem arz etmektedir. Di¤er örgütlerle iliflkilerde eylem birlikleri, meselenin önemli bir yan›n› olufl-
Bölgede bizim d›fl›m›zda PKK ve MKP’nin de gerilla faaliyeti var. Arkadafllarla dönem dönem karfl›lafl›yoruz. ‹liflkilerimiz devrimci dayan›flman›n gere¤i olarak oldukça olumludur. Dostlar›m›zla iliflkimizin düzeyini, seyrini belirleyen devrim kayg›s› oldu¤u sürece dar grupçu kayg›larla hareket edilmez. Bugün PKK’yi tan›mak Kürt ulusunu tan›makt›r, PKK’yi anlamak Kürt ulusunu anlamakt›r. Ve biz buna ihtiyaç duyuyoruz. Onlar›n savafl deneyiminden ö¤renmek bir zorunluluktur. Arkadafllar gerilla mücadelesi konusunda özellikle taktiksel olarak ülkemiz da¤lar›nda iyi bir s›nav vermekteler. Bunu küçümsemek, görmezden gelmek savafl› anlamamakt›r. Böyle bak›ld›¤› yerde de sorun yaflanaca¤›n› sanm›yoruz. Biz d›fl›m›zdaki örgütlerin gerçekli¤ini gördükçe, çözümledikçe kendi olumluluklar›m›zla, hatalar›m›zla da yüzlefliyoruz. MKP’li arkadafllar aç›s›ndan da yaklafl›m›m›z budur. Onlar›n da do¤rular›ndan ö¤renmeye, hatalar›ndan ders ç›karmaya çal›fl›yoruz. Bölgedeki hiçbir örgütü d›fl›m›zda olgular olarak görmüyoruz, bölge halk›n› ilgilendiren, bölge halk›yla iliflkilenen her fley bizi yak›ndan ilgilendirir. Yan› s›ra düflman›m›za silah do¤rultanlar›n neden ve nas›l do¤rulttu¤una bakar ve bu duruflunu sahipleniriz. - Dersim halk›na bir mesaj›n›z var m›?
8-21 Ağustos 2008 bedel ödüyoruz. Teslim olmad›k, olmayaca¤›z ve bu savafl›n galibi biz olaca¤›z. Bu zaferin sahipli¤inde ortakl›k edece¤iz Dersim halk›na. Halay›n›, z›lg›t›n› beraber çekece¤iz. Ali Bo¤az›’nda, Mercan’da, Kutu Deresi’nde… Yani onlar› önce keflfedecek sonra fethedece¤iz!
Da¤lar, hasretin de ad›d›r! - Uzun bir süre hapishanede kalm›fl ve bir süre önce gerillaya kat›lm›fl biri olarak sizi hapishaneden da¤lara getiren rüzgar› anlat›r m›s›n›z? Neden da¤lar? Sidar: Partimiz TKP/ML’nin politik çizgisi herkesçe bilinmektedir. Halk Savafl› ve bunun içinde gerilla mücadelesi devrim yürüyüflümüzün esas halkas›n› oluflturmaktad›r. Bugün için s›n›f savafl›m›n›n ihtiyaçlar›na yan›t olmak Partimizin 8. Konferans› ile yapt›¤› ça¤r›ya ses vermek her Partizan›n omuzlar›ndad›r. Bilindi¤i gibi 19 Aral›k 2000’deki zindanlar katliam› ile birlikte komünist ve devrimci tutsaklar F tipi hücrelere at›ld›lar. Yedi y›l› aflk›n bir süredir tutsaklar bu hücrelerde direnmektedirler. Uzunca bir süre ben de ad›na tecrit, tretman dedikleri özünde politik tutsaklar› kimli¤inden ar›nd›r›p düzenin istedi¤i tipte kiflilikler haline getirmeyi hedefleyen uygulamalara maruz kald›m. Bask›n›n, sömürünün hala pervas›zca sürdürüldü¤ü dünyada devrim ve devrimcilik bir zorunluluktur. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu, dahas› insanlaflman›n yolu devrimcileflmekten geçmektedir. Ülkemizde açl›k ve cehalet, yoksulluk ve zulüm kolkola yürümektedir. Bunlara karfl› durmak her fleyden önce tutarl› bir devrimci çizgiyi gerektirmektedir. Bizim için de onun yolu esas olarak da¤larda gerilla mücadelesinden geçer. Ben de uzunca bir tutsakl›¤›n ard›ndan devrimcili¤in, s›n›f mücadelesinin gereklerini yerine getirmek için da¤lara geldim. - Tutsakl›k sürecinizde tutsak gerillalarla kald›n›z m›? Kald›ysan›z gerilladan gelen bir haberin tutsak gerilla üzerindeki etkisini anlatabilir misiniz? - Da¤lar ve zindanlar birbirine uzak ama öte yandan birbirine yak›n kavramlar. Zindanlar bizim için bedenen tutsakl›k yaflad›¤›m›z mekanlarken, öte yandan bizi yaflama ba¤layan ideallerimiz ve özgürlük tutkumuz var. ‹flte bu özgürlük tutkusudur tutsaklar› direngen ve bafl e¤mez k›lan. Ve da¤lar benim için daha anlaml› ve ayr› yerde durmaktad›r. Kald›¤›m zindanda gerilla tutsaklar vard›. Bu yoldafllar› buradan, yani da¤lardan selamlamak istiyorum. Tutsak gerilla yoldafllar için da¤lar hasretin ad›d›r. Gerillaya dair sohbetin yeri apayr›d›r o yoldafllar için, gerilladan gelen bir ses ayr›ca heyecanland›r›r onlar›. Gazetelerin sayfalar› gerillay› arayan gözlerle çevrilir. Gerilla onlar için gelecektir.
İşçi-köylü 19 Belki bedenleri tecrit hücrelerinde tutsak olabilir. fiunu çok iyi biliyorum ki bilinçleri, yürekleri hep bizimle, burada yürüyüfl kolumuzda, konaklama yerimizde, düflmanla çat›flmalar›m›zda yan› bafl›m›zdalar. Soluklar›n›, heyecanlar›n›, düflmana olan kinlerini bizimle birlikte yaflat›yorlar. Biz de onlarla birlikteyiz. Zindanlar ve da¤lar birbirine uzak olsa da içerde bizimkilerle buradaki bizimkiler yan yanad›rlar. Yoldafl olmakt›r bizi özgür k›lan. Partidir bizi birlefltiren, hedefimizidir önümüzü ayd›nlatan. - Eski bir tutsak yeni bir gerilla olarak flu an tutsak olan yoldafllar›n›za ve dostlar›n›za bir mesaj›n›z var m›? - Öncelikle tecrit ve tredman zincirinin henüz k›r›lamad›¤› gerçekli¤iyle tüm tutsaklar flunu bilmelidir ki; sekiz y›ld›r sürdürdükleri onurlu direnifl anlams›z ve bofluna de¤ildir. Bizler devrim mücadelesini yükseltti¤imiz oranda tecrit ve tredman zinciri parçalanacakt›r. Düflmana s›kt›¤›m›z her kurflunda, indirdi¤imiz her darbede onlar›n direnifllerinden de güç al›yor, coflkulan›yoruz. Zindanlar katliam›nda ve tecrite karfl› mücadelede flehit düflen her devrimcinin hesab›n› soraca¤›z. Bedel ödeyen tüm yoldafllar›m›z ve dostlar›m›z iyi bilsin ki, elimizde tuttu¤umuz silahlar bu da¤larda yank›land›¤› sürece gelecek bizimdir. Nergiz Gülmez ve Muharrem Horoz yoldafllar›m›z ölümsüzleflirken sözümüzü verdik onlara, o yoldafllar bizim susmayan namlular›m›zda yaflamaktad›r. Bunu dost ve düflman bilmelidir.
Karadeniz’den Dersim’e... Bütün diyarlarda savaflmaya devam edece¤iz! - Karadenizli bir gerilla olarak buradas›n›z. Sizi Karadeniz’den Dersim’e getiren etkenler nelerdir? Savafl: Karadeniz’den gelen bir gerilla olarak bu soruya de¤iflik flekillerde cevaplar verilebilir. Benim için en önemli nedenlerden biri, Partimiz için Dersim’in önemli bir yeri olmas›d›r. Deyim yerindeyse Partimiz Dersim’de do¤mufl, bu topraklarda geliflmifltir. Bu anlamda Dersim’in anlam› benim için de bambaflkad›r. 1938’lerden beri katliamlara u¤rayan, köyleri yak›lan bir co¤rafya buras›. Tarihi ac›larla, sürgünlerle dolu. Halk›m›z›n yaflad›¤› ac›lar› dindirmek, hepimizin kardefl oldu¤unu göstermek için buraday›m. Bu konuda Kaz›m Koyuncu’nun çok güzel bir
sözü var; “Da¤lar›n ve denizlerin çocuklar› kardefltir” diyor. Koyuncu’nun bu sözü her fleyi anlat›yor. Asl›nda benim için çok önemli bir sözdür bu. fiunu tüm içtenli¤imle söylüyorum, ben Karadenizli biri olarak Kürt halk›n›n içinde, yani Dersim’de gerilla mücadelesi içerinde yer almaktan onur duyuyorum. Buna benzer duygular› di¤er Karadenizli halk çocuklar›n›n da tafl›d›¤›na inan›yorum. Ayn› flekilde Karadeniz’de mücadele içerisinde olup da flehit düflen Dersimli ya da Kürt yoldafllar›m›z var. Bu yoldafllar›m›z›n varl›¤› birçok fleyi aç›kl›yor. Bizim mücadelemiz Karadeniz’de, Dersim’de dahas› ülkemizin bütün topraklar›nda büyüyecek; biz bütün diyarlarda savaflmaya devam edece¤iz. - TKP/ML y›llard›r Karadeniz böl-
gesinde gerilla mücadelesi veren bir örgüt… Bunun hem siz hem de Karadeniz halk› üzerinde ne gibi etkileri oldu? Bölge halk›n›n gerillaya bak›fl aç›s› nedir? - Partimizin y›llard›r Karadeniz’de faaliyet göstermesi benim mücadele içerisinde olmamda ve hem de flu anda gerilla olmamda çok büyük bir etkendir. Yoldafllar›m›z›n Karadeniz’de gösterdikleri onurlu mücadele beni kavgaya ba¤layan fleylerin bafl›nda gelir. Partimiz, verdi¤i Halk Savafl›yla faflizme ve bizi sömüren düzene karfl› bizleri ayd›nlatt›. Ben o zamanlar örgütlü biri de¤ildim. Köyümüze gelen gerillalar› anlamaya, söyledikleri fleyleri kavramaya çal›flt›m. Bizim sorunlar›m›za iliflkin fleyler söylüyorlard›. Karadeniz halk› üzerinde TC’nin yaratt›¤› korkular vard›. Gerillay› çok fazla tan›m›yorlard›. Genel olarak devrimcileri tan›m›yorlard›. Bu da do¤al olarak düflman›n yapt›¤› manipülasyonlar›n halk› etkilemesini do¤uruyor. Düflman “onlar terörist, onlar sizi öldürür” gibi fleyler söylüyordu. Gerillalar köye geldi¤inde insanlarda bir panik havas›, sa¤a sola kaç›flmalar olurdu, ama bu korkular›n›n yersiz oldu¤unu gerillay› tan›y›nca anlad›lar. Yoldafllar›n anlatt›klar› fleylerin do¤ru fleyler oldu¤unu gördüler. Yoldafllar, devletin ormanlar› nas›l talan etti¤ini, bu talan sonucunda orman köylüsünü
Gerilladan nas›l sömürdü¤ünü somut örnekleriyle anlat›yor ve halk nezdinde bir güven uyand›r›yordu. Art›k köylüler yoldafllara “bizim çocuklar” demeye bafllad›lar. Onlar anl›yor ki faflizmin anlatt›¤› fleyler tamamen yalan. Düflman korktu¤u için bu yalanlar› söylüyor. Yani k›sacas› benim örgütlenmemde ve de gerillaya kat›l›fl›mda yoldafllar›n Karadeniz’deki faaliyeti belirleyicidir. Karadeniz halk›n›n düflüncelerinde de büyük de¤ifliklikler oldu. Gerillan›n niçin da¤larda oldu¤unu, amaçlar›n› biliyorlar art›k. - Dersim halk›n›n gerillaya yaklafl›m›n› nas›l buldunuz? - Bir Karadenizli olarak al›fl›k olmad›¤›m bir co¤rafyaya geldim. Bizler de ezilen bir toplumdan geliyoruz. Baz› konularda hem yaflamlar›m›z hem de yaflad›klar›m›z birbiriyle benzerlikler tafl›yor. Benzer ac›lar yaflat›lm›fl bizlere. Dersim halk›n›n s›cakkanl›l›¤›, içtenli¤i ve gerillaya bak›fl› noktas›nda Karadeniz halk›na nazaran ileri bir durumu var. Bunda belirleyici etken de sistemle yaflad›klar› çeliflkilerin daha derin olmas› ve devrimcilerle özelde de Partimizle tan›fl›kl›klar›n›n eskiye dayanmas›d›r. Ve devrimcilik, gerilla halk›n bir parças› olmufl. TC’nin bask›lar›na, katliamlar›na ra¤men gerillaya olan sevgileri-sayg›lar› bitmiyor. Bu anlamda benim nazar›mda Dersim’in yeri bambaflkad›r. Ben Dersim’de yeni biriyim ama k›sa zamanda yaflad›klar›m, gördüklerim bunlar› söylememe yetiyor. Dersim halk›n›n ezilmiflli¤ini, hor görülmüfllü¤ünü anlamak ve onlar› sahiplenmek için Dersim topraklar›nda, T‹KKO saflar›nda mücadele vermekten onur duyuyorum. - Siz ayn› zamanda güzel fliir de yaz›yorsunuz. Gerillada olmak duygu dünyan›z› zenginlefltirmifl olmal›... - Asl›nda güzel fliir yazmaktan daha önemlisi yaflananlar› yazmaya çal›yorum. Bu harika bölgede yazmamak olur mu? Bu benim için gerçekten bir etken. Da¤lar›, ovalar›, yaylalar›, k›rlar› olan Dersim’de bir de gerilla isen tüm bunlar›n birleflmesi ilham kayna¤› oluyor. K›fl›n yeflil arazi bembeyaza bürünür, kayalar isyan ediyor k›fla, gerilla bahar› bekliyor diye hayk›r›yor. Ben fliir yazmaya burada bafllamad›m, ama buraya geldi¤imde isyan›m, kavgaya olan güvenim, düflmana olan h›nc›m, bana fliir yazmamda yol gösteriyor. Bunlar bana mücadelede ›fl›k tutacak. Bunun için bizler iyi birer savaflç› olaca¤›z. Ama ayn› zamanda iyi okuyan, yazan politik gerillalar da olaca¤›z. Savaflarak kazanaca¤›z, savaflarak y›kaca¤›z zulmün duvarlar›n›, bizler kazanaca¤›z! Yaflas›n Halk Savafl›! *(Size yaz›kt›r, gençli¤inizi yakacaklar yine!) (Devam edecek)
‹flflççi-köylü 20
Gö¤ün yar›s›
Taciz suçunda flikayete gerek olmayacak Yaflamda ne kadar yer bulacak, uygulamada neler yaflanacak önümüzdeki süreçte görece¤iz. Ancak kad›nlar lehine yeni bir düzenleme yap›l›yor. Meclis’e “cinsel taciz”in, flikayete ba¤l› bir suç olmaktan ç›kart›lmas› için kanun teklifi verildi. Teklif, verilecek cezan›n
art›r›lmas›n› da öngörüyor. TCK’n›n flu an yürürlükte olan “cinsel taciz” bafll›kl› 105. maddesi flöyle: * Bir kimseyi cinsel amaçl› olarak taciz eden kifli hakk›nda, ma¤durun flikâyeti üzerine, üç aydan iki y›la ka-
dar hapis cezas›na veya adlî para cezas›na hükmolunur. * Bu fiiller, hiyerarfli veya hizmet iliflkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullan›lmak suretiyle ya da ayn› iflyerinde çal›flman›n sa¤lad›¤› kolayl›ktan yararlan›larak ifllendi¤i takdirde, yukar›daki f›kraya göre verilecek ceza yar› oran›nda art›r›l›r. Bu fiil nedeniyle ma¤dur ifli terk etmek mecburiyetinde kalm›fl ise, verilecek ceza bir y›ldan az olamaz.
8-21 Ağustos 2008
Yasadaki “ma¤durun flikayeti üzerine” ifadesinin kald›r›lmas› teklifi, zaten taciz, tecavüz gibi suçlar›n ma¤durlar›n›n, içine girdikleri/sokulduklar› “suçlu psikolojisi” ile flikayette bulunmad›¤› düflünüldü¤ünde önemli bir ad›m. Ancak sistemin yasalardaki de¤iflikliklerine güven duymamam›z için binlerce örnek bulunup ç›kart›labilir. Bu nedenle bu k›r›nt›lar› iyi de¤erlendirmek ve takipçisi olmak kad›nlar için büyük önemdedir. (H. Merkezi)
Örgütlenme hakk› için tek bafl›na direnen bir kad›n›n öyküsü...
Emine Arslan, bir ay› aflk›n bir süredir Sefaköy’deki Desa fabrikas›n›n önünde oturarak sendika hakk› için direnen bir kad›n. 8 y›l boyunca emek verdi¤i, gece-gündüz, hafta sonu demeden al›nterini ak›tt›¤› fabrika tam da emeklili¤ine bir ay kala Arslan’› iflten att›. Gerekçe, tam da kendilerine yak›fl›r tarzdayd›: Performans›nda düflüfl ve iflte hatalar›n›n artmas›. Bu düflüfl ve hatalar sendikal örgütlenmenin bafllamas›yla gündeme gelmifl olacak ki, daha önceleri Arslan’a “sensiz ifller yürümüyor” diyorlarm›fl. Arslan, emeklili¤ine bir ay kala iflsiz kalmas›ndan çok örgütlenme hakk› için direndi¤ini söylüyor. Bir kad›n olarak çevresinden özel bir bask› görmedi¤ini duymak sevindiriyor bizi bir kad›n olarak. Örgütlenme hakk› için direnen ve patronun adamlar› taraf›ndan sürekli bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›lan Emine Arslan’a b›rakal›m sözü ve kad›nlar›n direnince yaflam› nas›l da güzellefltirdi¤ine tan›k olal›m beraber... - Kaç y›ld›r bu fabrikada çal›fl›yordunuz? Çal›flma koflullar›n›z nas›ld›? - Ben 8 y›ld›r bu fabrikada çal›fl›yorum. Çal›flma koflullar›m›z çok kötüydü.
Mesailerimiz çok yo¤undu. Günde 12–16 saat çal›flt›¤›m›z olurdu. Hatta Pazar günü evimde misafirim varken bile eve telefon gelirdi, iflyerinde bana ihtiyaç oldu¤unu, bensiz ifllerin yürümedi¤ini söylerlerdi. Ben de evdeki misafiri b›rak›p ifle gitmek zorunda kal›yordum. - Peki, sendikada örgütlenme süreciniz nas›l bafllad›? O süreçten bahsedebilir misiniz? - Benim daha önceki çal›flt›¤›m iflyerlerinde sendika deneyimim vard› zaten. Buradaki çal›flma koflullar›ndan kaynakl› sendikal› olarak bunlara dur diyece¤imizi düflündük. Bir tan›d›¤›m›z›n vas›tas›yla sendikayla görüflmeye ve çal›flmalar› bafllatmaya karar verdik. Sendikadaki arkadafllarla tan›flt›ktan sonra iflyerindeki arkadafllar›m›zla da tan›flt›rmaya bafllad›k. Evlerde toplant›lar almaya bafllad›k. - ‹flyerinde sendika çal›flmas› yaparken iflçilerden nas›l tepkiler al›yordunuz? - Onlara sendikan›n ne oldu¤unu, sendikal› olunca çal›flma koflullar›nda olacak iyileflmeyi anlatt›m. Bu kadar mesai yap›lmayaca¤›n› anlatt›m. Çabuk ikna olanlar da oluyordu, zor ikna olanlar da. Aralar›nda sendikan›n yasad›fl› oldu¤unu düflünenler bile vard›. Anayasal bir hakk›m›z›n oldu¤unu ö¤rendikten sonra geriye sadece iflten at›lma korkusu kal›yordu. Bizim taleplerimiz patronun hofluna gitmeyecekti elbette ve bu yüzden sendikal› olmaktan korkan arkadafllar da vard› ama onlar›n mecbur olduklar› çal›flma koflullar› ve emeklerinin karfl›l›¤›n› alam›yor olmalar›, korkudan bask›n geldi ve böylece yavafl yavafl sendika örgütlenmeye bafllad›. - Sendika çal›flmalar› boyunca iflverenlerin tepkilerini anlatabilir misiniz? - Bizim sendika çal›flmalar›n› yürüttü¤ümüzü ö¤rendikten sonra zaten uzun süre geçmedi. Beni hemen ça¤›r›p performans›m›n düfltü¤ünü söylediler. Bu yüzden iflte hata yapt›¤›m›, böylece iflime son verilece¤i söylendi. Tabi bu onlar›n
tutanaklar›nda böyle. 8 senedir iflte hata yapmad›m, performans›m da düflük de¤ildi. Bensiz ifller yürümüyordu da sendikal› oldu¤umuzu ö¤rendikten sonra m› de¤iflti performans›m? Buna kesinlikle inanm›yoruz zaten. Bizim anayasal hakk›m›z olan sendika onlar›n ifline gelmedi, bahanesi de bu oldu. - ‹flten kovulduktan sonra burada, fabrikan›n önünde direnifle geçtiniz. Buna nas›l karar verdiniz ve ifl arkadafllar›n›zdan nas›l tepkiler al›yorsunuz? - Direnifle sendikamla beraber karar verdik zaten. Her koflulda beni destekleyeceklerini biliyorum. Onlarla beraber buraya her ifl günü sabah ifl bafllang›ç saatinde geliyoruz, akflam mesai bitiminde eve dönüyoruz. Burada bizim ifl arkadafllar›m›zla görüflmemiz zor oluyor. ‹flçi giriflleri fabrikan›n di¤er kap›s›ndan oluyor ve bizim oturdu¤umuz köflenin yak›n›nda olan fabrika bahçesinin baz› k›s›mlar›nda da baz› görevlendirilenler dolafl›yor. ‹flçiler buraya yaklaflt›r›lm›yor. ‹fl ç›k›fl›nda, yolda da görüflmemiz zor oluyor. Çeflitli yollarla gözetleniyoruz. Takip ediliyoruz. Benim evimin çevresinde dolafl›yorlar, evimi gözetliyorlar. Eve giderken de takip ediliyoruz. Buna ra¤men arkadafllar›m›n tepkisi iyi. Zaten sendikal› arkadafllar›m›z da var fabrikada. Destekliyorlar bizi. - Peki, bu mücadeleye bafllarken ve flu an itibariyle de devam ederken, kad›n olman›n getirdi¤i zorluklar nelerdir ve bunlar hakk›nda neler düflünüyorsunuz? - Benim ailem olumsuz tepki vermedi zaten direnifle bafllarken. Herkes destekledi beni. Benim çocuklar›m benim s›cak yeme¤imi yiyemediler flimdiye kadar, k›z›m›n saçlar›n› bir gün olsun öremedim okula giderken. Çal›fl›yordum ama aileme hasret kal›yordum. Evimle ilgilenemiyordum. Ailem bütün bunlar› görüyordu ve biliyordu. Bu yüzden sen kad›ns›n nas›l olur demediler. Sadece bazen komflular, tan›d›klar kad›n oldu¤umdan kaynakl› burada bu flekilde direnifli nas›l sürdürece¤im konusunda soru soruyorlar ama
bunda kad›n olmam bir fley de¤ifltirmiyor. Kad›nlar daha çekingen oluyorlar tabi ama bu bir fley de¤ifltirmiyor. Ben hakk›m›z› savunuyorum sendikamla birlikte. - Direnifle bafllad›¤›n›zdan beri evinizi bir tek eflinizin geliriyle geçindiriyorsunuz. Ekonomik durumunuzdan bize biraz bahsedebilir misiniz? - Ekonomimiz iyi de¤il. Eflimin ald›¤› maafl yeterli olmuyor. Benim de iflten at›ld›¤›mda emeklili¤ime 1 ay kalm›flt›. Yani emekli de olamad›m. Okullar tatilde flu an ek okul gideri yok flu an ancak faturalar› ödeyemiyoruz. Evimiz de kira. fiu an do¤algaz›m›z kesildi. Kredi borcumuz vard› onu ödeyemiyoruz. Maddi s›k›nt›m›z çok. Ben çal›fl›rken de çok iyi de¤ildi zaten ama flimdi daha zor oluyor tabi. Ama ailem aç›s›ndan sorun olmuyor. Eflim evde oldu¤unda yemek yap›yor, çocuklarla ilgileniyor. Zaten s›k s›k yan›ma geliyorlar. - Yak›nlar›n›zdan ve halktan size gelen deste¤i nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Bu direniflle ilgili di¤er iflçi arkadafllar›n›za ve halk›m›za neler söylemek istersiniz? - Hemen hemen her gün beni destekleyenler ziyaretime geliyorlar, yaln›z kalm›yorum. Tan›d›¤›m tan›mad›¤›m birçok insan geliyor. Di¤er örgütlerden toplu gelenler de var. Gazeteciler geliyor, ben yaln›z oldu¤umu düflünmüyorum. Kime nas›l duyuracaks›n diyenlere de hemen yan›mda olan gazetecileri gösteriyorum. Ben sesimi duyurabiliyorum. Duymak istemeyenler varsa onlara bir fley yapamam zaten. Duymak isteyen duyuyor. Sendikam›n arkamda oldu¤unu biliyorum. Korkmuyorum. Gözalt›lar da oluyor, cezalar da. Ben yasad›fl› bir fley yapmad›m. Yasad›fl› davrananlar beni iflten atanlar ve bizi sürekli gözalt›na alanlar. Ben anayasaya karfl› gelmiyorum onlar geliyorlar. Sadece kald›r›m› iflgal etti¤im gerekçesiyle ceza yazabiliyorlar. Bir de flu an oturdu¤um yerin üstüne mobesse kamera takt›lar. Kimin gelip gitti¤ini görebilmek için. Bundan da korkmuyorum. Korkan onlar belli ki. Bana destek veren herkese çok teflekkür ederim.
8-21 Ağustos 2008
‹flflççi-köylü 21
‹stanbul’da yaflayan kad›nlar taciz tehdidi alt›nda! Kuflkusuz taciz olaylar› ne sadece ‹stanbul’da yaflayan kad›nlar›n sorunu ne de ‹stanbul’un tek sorunu… Ancak yine de ‹stanbul Ticaret Odas›’n›n ‹stanbul’un 32 ilçesinde 2 bin 150 kifli, 105 hükümlü ve 50 sokak çocu¤uyla yapt›rd›¤›, 24 Temmuz’da da kamuoyuna aç›klad›¤› “‹stanbul’da fliddet ve fliddetin sosyolojik arka plan›
araflt›rmas›”n›n sonuçlar› konunun önemine dikkat çekiyor. Araflt›rma sonuçlar›nda en çok dikkat çeken sonuç ise ‹stanbul’da yaflayan kad›nlar›n yüzde 14’ünün taciz ma¤duru olmas›! 2020 y›l›nda Avrupa’n›n en kalabal›k flehri olaca¤› tahmin edilen ‹stanbul için di¤er rakamlar da çarp›c›. Üçte iki-
Ne okuyal›m?
Etiyopya Devriminde Kad›nlarMarta Okulu Etiyopya, 1800’lü y›llar›n ikinci yar›s›ndan sonra ‹ngiliz, Frans›z ve ‹talyan emperyalistlerinin sömürge ve ç›kar çat›flmalar›n›n alan› olan, yoksul Afrika ülkelerinden biridir. Bitki çeflitlili¤i bak›m›ndan dünyan›n say›l› mekanlar›ndan biridir ancak buna ra¤men k›tl›k ve açl›kla yüz yüze kalm›flt›r. Bunlar›n nedeni, esasta kurakl›k gibi do¤al olaylar de¤il, emperyalizme ba¤›ml›l›k, emperyalist politikalar, feodalizm ve savafllard›r. ‹lkel bir yaflant› süren ve büyük bir yoksulluk içinde yaflayan Etiyopya halk›n›n tamam›na yak›n› yoksul ve topraks›z köylülerden oluflmaktad›r. Birçok az›nl›k milliyet ve ezilen ulus mevcuttur ve sistemli asimilasyona, bask›ya, ›rkç› sald›r›lara maruz kalmaktad›r… Farkl› dini inançlara sahip insanlara da ayr›mc›l›k ve bask› uygulanmaktad›r. Bu kadar çok çeliflki nedeniyle halk, büyük sömürü, zulüm ve adaletsizlik alt›nda yaflar, kad›nlar ise çok daha fazla ezilmektedir. Tigre, Etiyopya’n›n eyaletlerinden biridir. 1975’te Tigre Halk Kurtulufl Cephesi (TPLF) silahl› mücadeleye bafllar. Ve 1991 May›s’›nda devrim baflar›ya ulafl›r. Mücadele ve devrim halk›n, özellikle de kad›nlar›n hayat›nda büyük de¤iflim ve ilerlemelere neden olur. Devrim öncesi Etiyopya’da kad›nlar, yar›-insan olarak görülüyordu. Hem tarlada hem de evde, ilkel koflul-
lar nedeniyle çok daha zor, y›prat›c›, sa¤l›klar›n› bozan ve erken yaflta ölmelerine neden olan çal›flma koflullar›nda yafl›yorlard›. Toprak/mülk edinme, e¤itim görme, sa¤l›k kurumlar›ndan yararlanmay› geçelim; toplum içinde söz söyleme, kendi hayat› ve çocuklar› hakk›nda karar verme haklar› dahi yoktu. Büyük ço¤unlu¤u kendi fikri al›nmadan 8-12 ve hatta 5-6 yafllar›nda babalar›dedeleri yafl›ndaki erkeklerle evlendiriliyorlard›. Drahoma denilen, kad›n›n evlenece¤i erke¤e götürmek zorunda oldu¤u yüklü miktardaki çeyiz nedeniyle, k›z çocuklar› istenmeyen evlatt›. Aile d›fl›ndaki bir erkekle konuflmas› suçtu. Kad›n sünneti ve cinsel organ›n›n dikilmesi gibi uygulamalar çok yayg›nd›. Tecavüz bir suç de¤ildi, aksine tecavüz ma¤duru kad›n afla¤›lan›yordu. Kad›nlar›n evlenmek ya da fahifle olmak d›fl›nda bir seçenekleri yoktu… K›sacas› kad›nlar sömürü sistemi, feodalizm ve ilkel yaflam koflullar› ile örülmüfl toplumda ikinci cins olmay› en a¤›r flekilde yafl›yorlard›. TPLF’nin silahl› mücadeleye bafllamas› ile birlikte kad›nlar›n durumlar› de¤iflmeye bafll›yor ve devrim ile birlikte e¤itim, kültür, özel politikalar, yasal düzenlemeler vb. bu de¤iflimler yo¤unlaflt›r›l›p büyütülüyor. Toprak reformu ve kimi teknik geliflmeler sonucunda yükleri k›smen azalm›fl olsa da as›l ve
si kendini güvende hissetmeyen ‹stanbul’da yaflayan insanlar›n her 5 kifliden biri de fliddete maruz kalm›fl. Kad›nlarda bu oran yüzde 80’e ç›k›yor. Bu rakamlar›n ne kadar ciddi oldu¤unu kendi yaflamlar›m›zdan görebiliriz asl›nda. Hangimiz “kad›n bafl›m›za” belli bir saatten sonra sokakta rahat rahat yürüyoruz? Yan›m›zda, sanki bizi koruyabilecekmifl gibi bir çocuk dahi olsa daha rahat etmiyor muyuz? Kaç›m›z karfl›dan bir erkek geldi¤inde kendimizi sak›nmak zorunda hissetmiyo-
büyük geliflim toplumsal ve siyasal yaflamlar›nda oluyor. Kad›nlar kurtulufllar›n› mücadele ve devrimde görüyorlar. Ak›n ak›n TPLF saflar›na kat›l›yorlar ki, bir ara TPLF savaflç› al›mlar›n› durdurmak zorunda kal›yor. Ayr›özel kad›n dernekleri-örgütleri oluflturan TPLF, kad›nlar için okullar da aç›yor. Marta ve 8 Mart Okullar›, kad›nlar›n a¤›r günlük ifllerini hafifletme, tar›mda yenilikler, sa¤l›k, okuma-yazma, cinsel bilgi ve en önemlisi politik e¤itim ile kad›nlar›n yaflant›lar›ndaki tüm sorunlarda onlar› e¤itiyor… Bu e¤itimden geçen kad›nlar ö¤rendiklerini köylerinde di¤er kad›nlara ö¤retiyor. Genifl bir e¤itim a¤› olufluyor böylece. Devrim öncesi toplumda hiçbir hakk› olmayan kad›nlar›n durumu göz önünde bulunduruldu¤unda, bu mücadelenin ve okullar›n kad›nlarda yaratt›¤› muazzam de¤iflim daha iyi anlafl›lacakt›r. Marta, savafla kat›lan ve flehit düflen ilk kad›nd›r. Kad›nlara, söz söylemesinin dahi yasak oldu¤u bu toplumda Marta’n›n yapt›¤›n›n ve okula onun ad›n›n verilmesinin, kad›nlar›n özgürleflmesi ve eflitli¤i aç›s›ndan büyük bir önemi vard›r. ‹ngiliz yazar Jenny Hammond, 1987 ve 1989 y›llar›nda Tigre’ye gidip bizzat incelemeler yaparak ve savaflç›larla birlikte yaflayarak haz›rlam›fl bu kitab›. Kitab›n büyük bir bölümü devrime kat›lan kad›nlar›n kendi anlat›mlar›ndan olufluyor. Yine Sudan, Avrupa ve ABD’de göçer olarak yaflayan ve TPLF ad›na çal›flan kad›nlar›n görüfllerine de yer veren yazar, ayr›ca Etiyopya tarihi, kültürü, az›nl›klara dair de bilgiler veriyor… “Devrimin tad› bal gibi” diyen Etiyopyal› kad›nlar›n devrim öncesi yaflamlar›n›, devrime büyük bir coflkuyla kat›l›fllar›n› ve kazan›mlar›n› inceleyerek de¤iflik ülkelerin kad›n ve mücadele deneyimleri hakk›nda bilgi edinmek isteyenlerin keyifle ve ilgiyle okuyaca¤› bir kitap Marta Okulu… Devrimin kad›nlar için, kad›nlar›n devrim için önemini, kad›n sorununun güncel ve
Gö¤ün yar›s›
ruz? Evden ç›kmad›¤›m›z sürece bir sorun yok mu diyoruz? Ancak evlerin kal›n duvarlar› ard›nda kaç kad›n ayn› flekilde tacize u¤ruyor, fliddet görüyor, hatta öldürülüyor? Bizler için “güvenli” bir yer var m› bu sistem içinde? Pek ço¤umuzun verece¤i yan›t hay›r ise, biz kad›nlara sömürü, fliddet, taciz ve tecavüzden baflka bir fley sunmayan sistemden kurtulmaktan öte bize yol kalm›yor o zaman… (‹stanbul’dan bir ‹K okuru)
Yorumsuz...
* Yarg›tay 2. Hukuk Dairesi, eve geç saatlerde gelmeyi ortak hayat› temelinden sarsacak bir geçimsizlik oldu¤una ve eve geç gelen efl aleyhine aç›lan boflanma davas›n›n kabul edilmesi gerekti¤ine karar verdi. * Suudi Arabistan’da yasal olan 4 eflinden 2 fazlas›n› efl olarak alan 56 yafl›ndaki adam, polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Bu kiflinin fleriat kanunlar›na uyulmas›ndan sorumlu dini polis teflkilat› olan Mutava’n›n bir üyesi oldu¤u da kaydedildi. * A¤r›’n›n Diyadin ‹lçesi’ne ba¤l› Yeniçad›r Köyü’nde babas› taraf›ndan zorla evlendirilmek istenen Zozan Aslan’›n (16) 30 Temmuz günü sabah saatlerinde babas›na ait tüfekle intihar etti¤i iddia edildi. * ‹zmir’de geçti¤imiz günlerde boflanmak istedi¤i efli ile yapt›¤› görüflmede ç›kan tart›flman›n ard›ndan P›nar Özdemir adl› kad›n›n 15 yerinden b›çaklanarak öldürülmesini protesto eden kad›nlar, denize karanfil att›. genel ele al›n›fl›, bu sorunu çözmeye çal›fl›rken karfl›lafl›lan güçlükler ve farkl› yaklafl›mlar› gözlemlemek de mümkün. Ceylan Yay›nlar› taraf›ndan yay›mlanan Etiyopya Devriminde Kad›nlar-Marta Okulu, 308 sayfa.
Tarihten Sayfalar
İşçi-köylü 23
8-21 Ağustos 2008
Sermayenin dini, dili, ›rk› yoktur! Sevgili beyaz adam, Do¤ar›m, siyah›m büyürüm, siyah›m günefllenirim, siyah›m üflürüm, siyah›m korkar›m, siyah›m hastalan›r›m siyah›m ve ölürüm, hala siyah›m. Ve sen beyaz adam, do¤ars›n, pembesin büyürsün, beyazs›n günefllenirsin, k›zar›rs›n korkars›n, sarar›rs›n hastalan›rs›n, yeflilsin ve ölürsün, grisin ve hala utanmadan bana renkli dersin... Irkç›l›¤a dayal› faflist yöntemler, sistemin her krize girdi¤i dönemde, egemen s›n›flar taraf›ndan, ezilen halk y›¤›nlar›na dönük daha fazla bask›, zulüm ve her türden insanl›k d›fl› uygulaman›n arac› olagelmifltir. Egemen s›n›flar›n ›rkç› politikalara baflvurmas›n›n tarihi çok eskilere dayanmas›na karfl›n, yak›n tarihimizin en ciddi ›rkç› örgütlenmelerinden biri de yine, halklara dönük emperyalist sald›rganl›¤›n bafl›n› çeken ABD’de, 1800’lü y›llar›n ikinci yar›s›nda ortaya ç›km›flt›r. Bu y›llar ayn› zamanda, Avrupa iflçi s›n›f›n›n yan› s›ra, Amerikan iflçi s›n›f›n›n da 8 saatlik ifl günü mücadelesinin yükselifle geçti¤i y›llard›r. Çünkü iflçi s›n›f› üzerindeki sömürü de yine bu y›llarda had safhaya ç›km›fl, emekçi kesimlerin yoksullu¤u, sefaleti artm›flt›. Amerika’da katmerli bir sömürüye maruz kalan bir kesim daha vard›. Bunlar Afrika kökenli, kölelerdi. Yani siyahlar. ABD’de kölelik ‹ç Savafltan (1861-1865) sonra yasaklanm›fl, ancak siyahlar henüz köle sahiplerinden tam olarak ba¤›ms›zlaflamam›fllard›. Köle ticareti ve kölelik 1890’lara kadar devam edecekti. Kölelik yasal olarak kalkm›flt›, ancak siyahlar› “afla¤› bir ›rk” olarak gören egemen ideoloji sürüyordu. Her ›rkç› ideolojide oldu¤u gibi, bu ideoloji de, “beyaz ›rk›n evrim basama¤›nda en üstte yer alan ›rk oldu¤una, di¤er ›rklar›n daha afla¤›larda yer ald›¤›na ve bunun için de zulmü, bask›y›, vahfleti içeren, her türden kötü muameleyi hak etti¤i” görüflüne dayan›yordu.
Köleli¤in resmî olarak kalkmas›na karfl›n, siyahlara karfl› düflmanl›¤›n aç›kça görüldü¤ü 1860’l› y›llarda ortaya ç›kan Ku Klux Klan adl›, siyah düflman› örgütlenme de iflte bu görüfle dayal›yd›. Ku Klux Klan, kuruluflunun hemen ard›ndan siyahlara karfl› katliamlara giriflti. Çok k›sa sürede yaklafl›k 4 bin siyah, Ku Klux Klan taraf›ndan, derisini yüzme, hamile kad›nlar›n karn›n› yarma, asma, atlara ba¤layarak parçalama veya yakma gibi, vahfli yöntemlerle katledildi. ‹lk Ku Klux Klan örgütü, 1880’lere do¤ru o dönem ç›kar›lan yasalar›n akabinde kendini geri çekti. Tekrar “uyan›fl›” ise 20. yüzy›l›n bafllar›nda gerçekleflti. 20. yüzy›l›n bafl›, ayn› zamanda dünyan›n dört bir yan›ndan, özellikle de Avrupa’dan çok say›da göçmenin gemilerle, çal›flmak üzere “f›rsatlar ülkesi” Amerika’ya ak›n etti¤i y›llard›. Ancak, gemilerden inenleri, arad›klar› f›rsatlar de¤il karanl›k fabrikalar, köhne evler, yo¤un sömürü koflullar› beklemekteydi. Bu azg›nca sömürü ortam›nda en dipte yer alanlar, okyanuslar› afl›p Amerika’ya gelen göçmen iflçiler ve de Amerika’n›n eski köleleri, yani siyahlard›. Bu kesimler en a¤›r ifllerde, en düflük ücretlerle çal›flt›r›l›yorlard›. Tüm bunlara karfl›n, yoksullu¤a ve sömürüye karfl› sesler yükseliyordu. Bu y›llarda gerçeklefltirilen grevlere milyonlarca iflçi kat›lm›flt›. ‹flçi s›n›f› hareketindeki bu yükseliflin önünü kesmek amac›yla, ayn› dönemde anti-komünist dalga t›rmand›r›ld›. Yine ayn› dönemde, sokaklarda maskeler takarak, sadece siyahlara de¤il,
tüm emekçi kesimlere dönük terör estiren Klu Klux Klan üyelerinin say›s› hayli artt›. Çünkü egemen s›n›flar taraf›ndan yap›lan propagandalar sonucu Ku Klux Klan art›k “vatansever” bir örgüttü. Bu “vatansever örgüt”, art›k sadece siyahlar› de¤il, Yahudileri, çingeneleri, alkolikleri, “ahlaks›z” kad›nlar›, yerlileri, bir bütün olarak da yoksul emekçi kesimleri hedef al›yor, grevci iflçilere ve sendikac›lara dönük sald›r›lar gerçeklefltiriyordu. Çok say›da insan bu süreçte Klan’lar taraf›ndan kaç›r›ld›, iflkence edildi veya hunharca katledildi. 1921 y›l›nda izlenen egemen politikalar sonucu, Ku Klux Klan’lara büyük bir üye ak›m› bafllad›. 1924 y›l›nda yükselifli zirveye ulaflt›, üye say›s› ise 5 milyonu bulmufltu. Egemen s›n›flar›n deste¤ini alarak büyüyen örgüt, 8 A¤ustos 1925 tarihinde ilk kongresini gerçeklefltirdi. Ancak ayn› y›llarda yükselen s›n›f hareketi ayn› zamanda Ku Klux Klan’›n katliamlar›na, ›rkç› vahfletine karfl› da mücadele yürütmeye bafllam›flt›. Örgütün kendi içinde de çat›flmalar›n ortaya ç›kmas›yla birlikte, Ku Klux Klan h›zla taraftar kaybetmeye bafllad›. 1929’lara gelindi¤inde, önceki y›llarda milyonlarla ifade edilen üye say›s›, sadece birkaç bine gerilemiflti. Ayn› zamanda “Büyük Buhran” y›llar› olan bu y›llardaki faaliyetlerinde yine siyahlara dönük sald›r›lar gerçeklefltirse de, sald›r›lar›n hedefinde a¤›rl›kl› olarak sendikal faaliyet yürütenler vard›. 1940 y›l›nda ise, Almanya’n›n nasyo-
nal sosyalist hükümeti taraf›ndan, yani Nazi hükümeti taraf›ndan finanse edilen, Alman-Amerikan Birli¤i ile ortak bir örgütlenme oluflturdu. ABD’nin savafla kat›lmas›yla birlikte, eylemlerini geçici olarak s›n›rlad›. Ku Klux Klan’› ortaya ç›karan siyah düflmanl›¤› ve siyahlara dönük vahfli sald›r›lar›, savafl sonras› y›llarda da sürdü. Bu sald›r›lar›n zeminini ise daha bafl›ndan beri ABD yasalar›ndaki siyah-beyaz ayr›mc›l›¤› oluflturdu. Siyahlar›n; beyazlar›n gitti¤i okullara gidememesinden, beyazlar›n bindikleri otobüse binememesi veya ancak arka s›ralar›nda oturabilmesi gibi yasalar, birkaç on y›l öncesine kadar geçerlili¤ini korudu. Siyahlar›n Martin Luther King gibi önderlerle, 1800’lerin sonundan itibaren bafllayan mücadelesi ise tüm bu süreçler boyunca devam etti. Bu mücadeleler sonucu belli kazan›mlar elde edilse de, ›rkç› yasalarda geri ad›m at›lsa da, siyahlara dönük ikinci s›n›f insan muamelesi ABD emperyalizminin faflist yönetimlerince sürdürüldü/sürdürülmekte. Bunun en somut kan›tlar›ndan biri ise, bugün ABD hapishanelerindeki, say›lar› milyonlarla ifade edilen tutsaklar›n en az dörtte üçünü siyahlar›n oluflturmas›d›r. Obama’n›n ABD’nin ilk siyahi baflkan› olma ihtimalinin giderek yükseldi¤i günümüzde de bu gerçeklik de¤iflmifl de¤ildir. Çünkü Obama da t›pk› Rice gibi ezilen, horlanan, afla¤›lanan siyahlar›n, bir bütün olarak da ezilen emekçi kesimlerin de¤il sermayenin temsilcisidir. Sermayenin ise, dini, dili, ›rk› yoktur!
8-21 Ağustos 2008
İşçi-köylü 23
Kültür Sanat
Sanata bak›flfl››m›z, sanat›n iflflllevi ya da devrimci bir eleflflttiri olarak sanat -2* Y›kma ve yapma eyleminde en zor olan insan›n kafas›ndaki eskiyi y›k›p yeniyi kurmakt›r. Lenin, 17 Ekim Devrimi’nin hemen ard›ndan, Çarl›¤›n y›k›l›fl›n›n kolay oldu¤una ama as›l zor devrimi milyonlarca insan›n beyinlerinde gerçeklefltirmek gerekti¤ine iflaret ederken ne kadar da hakl›yd›. Eski ile yeni, geri ile ileri aras›ndaki çat›flman›n en fliddetli oldu¤u yerdir insan beyni. Yüzlerce y›ll›k al›flkanl›klar›n birikimini karakter olarak tafl›y›p, yaflam›n› bu karakterle ve iliflkide oldu¤u toplumun di¤er kesimleriyle birlikte yaz›l› olan veya yaz›l› olmayan yasalarla, gelenek, görenek, töre, kanun vb. flekillendirmifl insan›n bir ç›rp›da bütün bunlardan vazgeçip kendini yenilemesi ne kadar kolay olabilir ki? Ama buna mecburuz. Bizler devrimciyiz, ister zihinlerde, ister gündelik yaflamda olsun eskinin üzerine bir fleyler koyarak de¤il eskiyi y›k›p yeniyi kurarak ilerleyebiliriz. Karfl› karfl›ya oldu¤umuz f›rt›nan›n gözü kitlelerin bilincidir. O bilinç yeniyle tan›flt›¤›nda art›k kendisini devrime tafl›yacak f›rt›na da ipini koparm›fl demektir. Fakat flu anda öyle bir durumda de¤ildir. O f›rt›nay› yaratman›n pek çok anahtar› var ve bunlardan biri de sanatt›r. Biz ne istedi¤imizin fark›nda olarak yola ç›kt›k. Bizim istedi¤imiz fley eskinin elefltirisi olarak proleter kültürdür. Bu kültür, halk›m›z›n ihtiyac› olan ve kendi elleriyle kuraca¤› Yeni Demokratik Devrim’e hizmet edecektir. Sanat›m›z, edebiyat›m›z bu devrimci kültürü yaratacakt›r. Buradan hareketle denilebilir ki: * Her kültür, belli bir toplumun siyaset ve ekonomisinin ideolojik yans›mas›d›r. Ülkemizde gerici iktidar›n destek ve çabas›yla t›rmanan emperyalist bir kültür vard›r. Bu kültür emperyalizmin ülkemizdeki siyasi ve ekonomik hâkimiyetinin bir yans›mas› olarak bulunur. Bu kültür, devletin bütün kurumlar› ve onun iletiflim ayg›tlar›yla ve iflbirlikçi soysuzlaflm›fl medya arac›l›¤›yla yoz, s›¤, bilinç buland›ran, gerçe¤i perdeleyen sanat-edebiyatla da kitlelere kanalize edilmektedir. Bununla birlikte, ülkemizde yar›-feodal siyaset ve ekonomisinin yans›mas› olarak yar›-feodal kültür de vard›r. Bu kültür köylülü¤e dayanan, kökleri geleneksel norma ba¤l›, kapal› ahlak anlay›fl›ndan, dinsel, afliretsel çerçeveye oturtulmufl erkek egemen bir kültürdür. Emperyalist kültür ve yar›-feodal kültür “yap›fl›k kardefltirler”. Emperyalizm girdi¤i her ülkede gericileri desteklemifl gerici kültürleri yayg›nlaflt›rmak için imkânlar›n› sunmufltur. Gerici nitelikteki bu iki kültür de ortadan kald›r›lmal›d›r. Bu anlam›yla y›kmay› hedefledi¤imiz kültürler-
dir. Kurmay› amaçlad›¤›m›z yeni demokratik kültürün karfl›s›ndad›rlar. Yeni demokratik kültürün yayg›nlaflt›r›lmas› için Yeni Demokratik Devrimi beklemek ahmakça olur ve devrimi imkâns›zlaflt›r›r. Yeni demokratik kültür eskinin ba¤r›nda yeflerecekse proleter bilincin bugünden kitlelerin beyninde yer etmesi gerekmektedir. Bugün aç›s›ndan proletaryan›n bize emretti¤i fley anti-emperyalist anti-feodal kültürle, proletarya ideolojisinin ›fl›¤›yla kitlelerin bilincine ulaflmakt›r. Sanat›m›zedebiyat›m›zda yol gösterici olacak olan bu ideoloji, ulaflt›¤› her bilinçte kuflkusuz yeni yeni tüneller açacak, düflman kalesinde gedikler oluflturacakt›r. Elbette burada bir e¤itim sürecinden bahsediyoruz. Fakat sadece kitlelerin e¤itiminden bahsetmiyoruz. Ayn› zamanda kendi e¤itimimizden de bahsediyoruz. Komünist ideolojinin halk›m›z aras›nda yayg›nlaflmas›n› isterken bunu mekanik olarak empoze etmek fleklinde anlamak yanl›fl
b›kk›n semirmifl bir avuç az›nl›¤a de¤il, ülkenin gözbebe¤i gücü ve gelece¤i olan milyonlarca ve on milyonlarca emekçiye hizmet edecektir. Özgür bir edebiyat olacakt›r. Çünkü insanl›¤›n devrimci düflüncesinin son sözünü sosyalist proletaryan›n tecrübesi ve canl› eseriyle zenginlefltirecek, geçmiflin tecrübesi (ilkel, hayalci biçimlerden bafllayarak sosyalizmin gelifliminin tamamlanmas› olan bilimsel sosyalizm) ile günümüzün tecrübesi (iflçi yoldafllar›n flimdiki mücadelesi) aras›nda karfl›l›kl› bir iliflki yaratacakt›r.” Özgür olan, do¤ru, iyi, güzel olansa, flüphe yok ki, bu özgür ruh, halk›m›z› sömürenlere hizmet eden sanat de¤il, komünist ideolojinin ruhunu tafl›yan proleter sanatt›r. Bu sanat›n yarataca¤› bilinç flekillenmesi devrimci çal›flmalar›n di¤er alanlar›na da hizmet edecektir. Mao, düflman›n alt edilmesi için bir ordunun flart oldu¤unu söylerken, bunun kendi bafl›na yeterli olmayaca¤›n› bununla birlikte bir kültür ordusunun da gerekli oldu¤unu ›srarla vurgular. Hem devrimci sanat ve edebiyat›n
olur. Kitlelerle bizi buluflturmaz, onlardan tecrit eder. Mao’nun kitlelerle olan iliflki biçimini tarif ederken söyledi¤i formülasyon hep hat›rlanmal›d›r: “Kitlelerin ö¤rencisi olmak, kitlelerin ö¤retmeni olmak.” * fiimdi bu noktada dural›m, daha somuta inip sanat›m›z, biçim ve öz olarak ne ifade etmeli, nas›l yap›lmal› sorular›n›n cevaplar›n› arayal›m. Lenin “Sanat ve Edebiyat” yaz›lar›nda flöyle der: “Bu özgür bir edebiyat olacakt›r. Çünkü bu edebiyat›n saflar›na yepyeni güçler katan fley, bencillik ve mevki düflkünlü¤ü de¤il, sosyalizm düflüncesi ve emekçi halka duyulan yak›nl›k olacakt›r. Bu özgür bir edebiyat olacakt›r. Çünkü bezgin bir han›mefendiye ya da
hem de devrimci s›cak savafl›n ayn› genel do¤rultuda ilerleyece¤inin vurgusunu da yapar. Bu ikisi pratik çal›flmada birbirine ba¤l› olmamakla beraber “kardefl ordular”d›r. Olas› yanl›fl anlamalar›n önüne geçmek için, belirtilen devrimci sanat ve edebiyat›n, di¤er devrimci pratiklerden ba¤›ms›z olmas› demek, hedef ve amac›n›n farkl› oldu¤u anlam›na gelmez. Devrimci sanat ve edebiyat tüm devrimci makinenin bir parças›d›r. Parçalardan biri eksik olacak olursa ya makine durur ya da a¤›r aksak bir ifllev görür. Bütün di¤er devrimci prati¤e yans›yan ruh, sanat ve edebiyat›m›za da yans›yacakt›r. Bu parti ruhudur. Bu proleter s›n›f tutumudur. Ateflli silah›m›z nas›l ki halk›m›z› koruyor onun mora-
lini yükseltiyorsa, nas›l ki düflman kalelerini vuruyorsa, sanat ve edebiyat›m›z, halk›m›z›, düflman›n bütün sahtekârl›¤› karfl›s›nda korumal›, bunu ilerici tüm de¤erleri överek ve düflmana sald›rarak yapmal›d›r. Bu konudaki baflar›m›z, sanatç›lar›m›z›n proleter bilincinin donan›ml›l›¤›na, halk› anlayabilme becerisine, onlar›n dilinikültürünü iyi bilmesine, kendi duygu ve düflüncelerini, halk›n duygu ve düflünceleriyle kaynaflt›rabilmesine ba¤l›d›r. Bu konuda sanatç›n›n kalemine, f›rças›na, notas›na vs. kumanda eden fley “gerçek” olacakt›r. “Bir sorunu tart›fl›rken ifle tan›mlamalardan de¤il, gerçeklerden bafllamal›y›z. Önce kitaplardan sanat ve edebiyat tan›mlamalar› bulup ç›kar›r, ondan sonra bugünkü sanat ve edebiyat hareketine yol gösterecek ilkeleri saptamak için bu tan›mlardan yararlan›r ve buralarda bugün ortaya ç›kan görüfl ve anlaflmazl›klar üzerinde bir yarg›ya var›rsak yanl›fl bir yöntem kullanm›fl oluruz… Biz Marksist’iz… Nesnel olgulardan yola ç›kmal›y›z; bize yol gösteren ilke, siyaset ve önlemlerimizi bu olgular›n tahlilinden ç›karmam›z gerekiyor.” (Mao) Kitabi bilgilerin içeri¤i ne olursa olsun, ne kadar anlafl›l›r ve aç›klay›c› olursa olsun, gerçek hayat›n canl›l›¤›, çeliflmelerin insan› do¤rudan etkileyifli bizi somut koflullara yönlendirmelidir. Bu durum bize somut koflullar›n (canl› gerçek yaflam›n) çeliflmelerinin bizden müdahale bekledi¤ini gösterir. Elbette bu söyleyifl, sanat-edebiyat›n ihtiyaç d›fl› oldu¤u anlam›na kesinlikle gelmez. Sanat ve edebiyat›m›z›n gerçe¤i yans›t›fl›, pek çok di¤er yönelim biçimleriyle beraber toplumsal yaflam›n çeliflmelerine bir müdahaledir. Bu nokta üzerine iki ustadan al›nt›y› yapman›n yarar› var. Gerçek yaflamla sanat-edebiyat karfl›laflt›rmas›nda Mao flöyle der: “…Her ikisi de güzel olmakla beraber sanat edebiyat eserlerinde yans›d›¤› biçimiyle hayat daha yüksek düzeyde, daha derin ve daha yo¤un, daha tipik, ideale daha yak›n, dolay›s›yla da gerçek günlük hayattan daha evrensel olabilir ve olmal›d›r da. Devrimci sanat ve edebiyat gerçek hayattan ç›kar›lm›fl kifliler yaratmal› ve kitlelerin yeni tarihi yaratmalar›na yard›mc› olmal›d›r.” Sanat›n gerçekle ba¤› konusunda Marks da flöyle der: “Dünyan›n yaln›zca aç›klanmas› de¤il, ayn› zamanda dönüflüme u¤rat›lmas›; yani sanat›n da toplumun yeniden örgütlendirilifli mücadelesinde yer al›fl› ve insano¤lunun sanatsal geliflmesi ile estetik e¤itiminin yeni bir toplumsal sistem kurulmas› ç›karlar›yla tutarl› hale getirilmesi…” (Devam edecek)
İşçi-köylü 24
Kavga okulu Her toplumun belirli bir kültürel, ahlaki ve ideolojik flekillenifli vard›r. Bu durum toplumu flekillendiren temel organ olan devlet iktidar›n›n kimin elinde oldu¤una göre farkl›l›k gösterir. ‹ktidar›n toplumun büyük bir ço¤unlu¤unun eme¤ine, al›nterine el koyan bir s›n›f›n elinde oldu¤u bir toplumsal sistemde kuflkusuz toplumun bu s›n›f›n de¤er yarg›lar›na göre flekil almas› kaç›n›lmazd›r. Tarih boyunca iktidar› ele geçiren s›n›flar bunun süreklili¤ini sa¤lamak amac›yla toplumu kal›ba döken temel yasalar› kendi ç›karlar›na göre koymufltur. Egemenler kendi iktidarlar›n›n meflrulu¤unu sa¤lamak için toplumun tüm hücrelerine nüfuz eden bir de¤erler sistemi yarat›r. Bu ilkel toplumdan, köleci topluma, feodal toplumdan kapitalist topluma kadar böyle olmufltur. Kuflkusuz sosyalist toplumda da böyle olmas› kaç›n›lmazd›r, ancak burada fark iktidar›n iflçi s›n›f› ve emekçilerin elinde olmas›d›r. Devletin ideolojisi alt›nda biçimlenen toplumda yetiflen bireyler de bu kültüre göre flekillenir. Bugün bu kültürün temelinde ise bireycilik ve bencillik vard›r. Kendinden ve ç›karlar›ndan baflka hiçbir fley düflünmeyen, bunun için do¤ay› ve insan› yok etmekten geri durmayan bir avuç asala¤›n kültürü toplumun bütününe yay›lm›flt›r. Bencillik, bireycilik ve özel mülkiyet bu toplumsal sistemin ideolojik temel tafllar›n› oluflturur. “Gemisini kurtaran kaptan”, “Bana dokunmayan y›lan bin y›l yaflas›n” anlay›fl› topluma hâkim k›l›nmaya çal›fl›l›r. Çünkü ancak bu flekilde egemenlerin iktidar› insanlar için anlafl›l›r bir durum olabilir. Bu ruh ve duygu dünyas› ile büyüyen birey için dünyan›n merkezinde sadece kendi ihtiyaçlar› vard›r. Tüm bunlarla birlikte genel de¤er yarg›lar›n›n aksine yüre¤i halk›n ac›lar› ve özlemleri ile çarpanlar da eksik olmaz. ‹flte devrimcililerin rolü tam da burada ortaya ç›kar. Yaflam›n›n önemli bir bölümünü bu kültür alt›nda geçiren birey ancak buna karfl› savafl verdikçe kirletilmiflli¤inden ar›n›r, yeni bir kültür, yeni bir kiflilik edinir, devrimcileflir. Bu elbette çok sanc›l›, insana ac› veren bir geliflimdir. Çünkü on y›llar›n yaratt›¤› flekillenifli k›rmak gerçekten de zordur. Bunun için büyük bir cesarete, inanca, kararl›l›¤a ve en önemlisi de bilince sahip olmak zorunludur. Yüre¤ini yakan kavga atefli alazland›kça toplumun kirlerinden ar›n›rs›n. Hâkim s›n›flar›n sundu¤u bencil yaflam› reddetmek, düflüncelerine uygun bir yaflam örmek büyük bir çaba gerektirir. Devrimci de¤erleri kazanmak bunun için emek harcamaktan ve bedel ödemekten geçer. Emek harcand›kça, köz harland›kça yeni bir de¤erler bütünü oluflur.
8-21 Ağustos 2008
“E¤er harcanan bir emek yoksa yarat›lan bir de¤er de yoktur” Yaflamdaki her tavr›m›z, duruflumuz say›s›z yoldafl›m›z›n ödedi¤i nice bedeller ile yarat›lm›flt›r. Her de¤erimiz bir eme¤i, bir mücadeleyi yans›t›r. Bu de¤erlerimizi korumak ve ondan da önemlisi büyütmek bizim görevimiz olmal›. Bir insan için en büyük zorluklardan biri kendi içindeki savafl›d›r. Çeliflkilerle dolu olan yaflam ancak sürekli bir mücadele içinde ileriye do¤ru bir de¤iflim ve dönüflüm sa¤layabilir. Bu de¤iflim ve dönüflümün, s›çraman›n tarihimizde say›s›z örnekleri vard›r. Bu de¤iflimin en önemli unsuru ise, geçmifli bir kenara koymak, yaflam›ndaki onlarca fleyden vazgeçmektir. Bu vazgeçiflin ad› kimi zaman Hakan Karabulut, Bar›fl Aslan ya da Cafer Kara yoldafllar›nki gibi yaflam›n kimi rahatl›klar› olur, kimi zaman Leyla Karatafl’›nki gibi çocuklar›n› geride b›rakmak olur. Ya da Cemil Oka yoldafl gibi babadan gelen mevki dolu bir burjuva yaflam… Ama hepsinde ortak nokta zor olan› seçmek ve bunun tüm halk›n mutlulu¤u için oldu¤unun bilincinde olmakt›r.
Da¤lara sevdal› yüre¤in sonsuzlu¤a yolculu¤u Bal›kesir Bigadiç’te dünyaya gelen ve maddi zorluklar nedeniyle Almanya’ya gitmek zorunda kalan Hakan Karabulut yoldafl birçok olana¤› arkas›nda b›rakarak kendini tüm insanl›¤›n kurtulufl davas›na adad›. Emperyalist metropollerin yoz dünyas›ndan ç›karak devrim ve sosyalizm kavgas›na at›ld›. Devrimci düflünceler ile tan›flt›¤› andan itibaren kendi içinde sürekli bir çat›flma yaflayarak eskiyi at›p yeniyi infla etti. Proletaryaya ait de¤erleri bu çat›flma içinde giderek daha fazla kufland›. Düflünceleri ve eylemi aras›ndaki aç› giderek kapand›. Milyonlarca
emekçinin kurtulufl kavgas›n›n bir neferi olarak yap›ya bir tu¤la oldu. Gerillayla buluflmas›n› yeni bir yaflam›n ad›m› olarak gören Hakan Karabulut yoldafl art›k dünyan›n en mutlu insan›d›r. “Bugün niflanl›mla bulufltum, dü¤ün gününü kararlaflt›rd›k” cümleleri ile duygular›n› yans›tan Hakan yoldafl cephe gerisinden kavgam›za kan tafl›yarak mücadeleyi büyüttü. O, insan olma kavgas›n›n bedelini can›n› ortaya koyarak ödedi. Hiçbir de¤erin emek olmadan yarat›lamayaca¤› bilinci ile hareket etti. Dünyay› kendinden menkul gören, kendi hayat› ve duygular› d›fl›nda hiçbir fley görmeyip dünyan›n kendi çevresinde döndü¤ünü sananlara inat onuru ve erdemi kufland›. Tan›mad›¤› insanlar›n ac›s›n› hissetti ve bunun için bedel ödemekten kaç›nmad›. “Bu ülkede analar her gün ‘bugün çocuklar›m›n önüne ne piflirip koyaca¤›m’ diye düflünüyorsa, bugün çocuklar çöplerden ekmek topluyorsa, bugün çocuklar gözleri önünde analar›n›n öldürüflüne tan›kl›k ediyorsa, bugün devletin yarg›s›z infazlar›n›n kurban› olacak hale gelmiflse… Sadece kendi çocuklar›m› düflünme bencilli¤ine nas›l düflebilirim...” diyen Leyla Karatafl gibi Hakan yoldafl da tüm emekçilerin, ezilenlerin ç›karlar›n› yaflam›n›n temel hareket noktas› olarak gördü. Babas› faflist M‹T generali olan Cemil Oka’n›n yapt›¤› gibi birçok olana¤a ra¤men saf›n› halktan, devrimden yana belirledi. Cemil Oka’n›n militan, örnek yafla-
âkim s›n›flar›n sundu¤u bencil yaflam› reddetmek, düflüncelerine uygun bir yaflam örmek büyük bir çaba gerektirir. Devrimci de¤erleri kazanmak bunun için emek harcamaktan ve bedel ödemekten geçer.
H
m›nda oldu¤u gibi inand›¤› dava u¤runa hayat›n› ortaya koyarak faaliyet yürüttü. Her yoldafl›m›z›n mücadelesinden yaflam›ndan ö¤reneceklerimiz vard›r. Kimi yoldafllar›m›z›n düflman karfl›s›ndaki militanl›¤› öne ç›karken kimi yoldafllar›m›z halka ba¤l›l›¤›, Partiye sonsuz inanc› öne ç›kar… Cemil Oka da yetiflti¤i aile ortam›na, çevresine ra¤men bunlar› reddederek devrimci yaflamdaki kararl›l›¤› ve kendi içindeki de¤iflim ve dönüflümü ile öne ç›km›flt›r. Kendisini yakalamak için pefline düflen Elaz›¤, Malatya, Bingöl, Tunceli ve Mufl illeri s›k›yönetim komutan› babas›na ra¤men kararl›l›¤›ndan son nefesine kadar taviz vermemifltir. Yaflamdaki her tavr›m›z, duruflumuz say›s›z yoldafl›m›z›n ödedi¤i nice bedeller ile yarat›lm›flt›r. Her de¤erimiz bir eme¤i, bir mücadeleyi yans›t›r. Bu de¤erlerimizi korumak ve ondan da önemlisi büyütmek bizim görevimiz olmal›d›r. Bireycili¤e, bencilli¤e, özel mülkiyete karfl› toplumun ba¤r›nda yakt›¤›m›z bu k›v›lc›m iktidar›n ele geçirilmesi ile tüm toplumu ayd›nlatacak. Emekçilerin iktidara gelmesi ile bu k›v›lc›m tüm toplumu yak›p kavuran ve eski toplumun tüm kirlerinden ar›nd›ran bir meflaleye dönüflecek. Hakan Karabulut yoldafl›n mücadeledeki tereddütsüz tavr› bize yol gösteriyor. Yaflam›, insan› ve de¤erlerini u¤runa ölecek kadar sevmek, onlar› her an yeniden üretmek için sürekli bir mücadeleyi ve bedel ödemeyi gerektirir. Hakan yoldafl bize, kararl› olduktan sonra tüm engellerin afl›labilece¤ini gösterdi. Hakan yoldafl›n bizlere devretti¤i bu bayra¤› asla yere düflürmeyece¤iz.
İşçi-köylü 25
8-21 Ağustos 2008 Kavgada ölümsüzleflenler! Kepir çat›flmas›; 23 A¤ustos 1992 10 kiflilik Halk Ordusu birli¤i Ovac›k’›n Kepir yaylas› mevkiinde bir ihbar sonucu pusuya düfler. Çat›flma 12 saat sürer. Çat›flma s›ras›nda Halk Ordusu savaflç›lar› Y›ld›z Ayr›ç, ‹mam Cem ‹flitmez, Ak›n Uzun ve komutan Dursun Erkul flehit düfler. Meral Gezer ise yaral› ele geçirilerek iflkencede katledilir. Dursun Erkul; 1957 Çorum do¤umlu olan Dursun Erkul 1980 öncesi mücadeleye, 1990’da da gerillaya kat›ld›. Dursun Erkul gençlik y›llar›n› Ankara Keçiören Kuflca¤›z Mahallesi’nde, yoksul gecekondu mahallelerinde geçirdi. Halk taraf›ndan çok sevilen Dursun Erkul daha sonra solu¤u Karadeniz da¤lar›nda ald›. T›pk› Ankara’da oldu¤u gibi fiavflat halk›n›n da gönlünde taht kurdu. Tecrübeli ve militan özellikleri ile dikkat çeken Dursun Erkul, flehit düfltü¤ünde Parti Üyesiydi.
Y›ld›z Ayr›ç; 1968 Dersim Merkez Çerme köyünde dünyaya geldi. Y›ld›z Ayr›ç (Eylem) flehit düfltü¤ünde parti ileri sempatizan› ve Halk Ordusu savaflç›s›yd›. Dersim’in Birma köyünde topra¤a verilen Y›ld›z Ayr›ç’›n cenaze töreni s›ras›nda Dersim, Mazgirt, Hozat ve köylerinde bir günlük kepenk ve kontak kapatma eylemleri gerçeklefltirildi. Ak›n Uzun; Rize do¤umlu olan Ak›n Uzun, emekçi bir ailenin çocu¤u olarak büyüdü. Önce Gençlik Birli¤i’nde örgütlenen Ak›n Uzun TC ordusunda askerlik yaparken firar ederek Halk Ordusu saflar›na kat›ld›. ‹mam Cem ‹flitmez; 1973 Elaz›¤ do¤umlu olan Cem ‹flitmez (Mete) 1992 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Aslen Dersim Ovac›kl› olan Cem ‹flitmez’in cenazesi Ovac›k halk›n›n coflkulu kat›l›m› ile topra¤a verildi. fiehit düfltü¤ünde parti ileri sempatizan› ve Halk Ordusu savaflç›s›yd›. Meral Gezer; 1971 y›l›nda Dersim Ovac›k Burnak köyünde dünyaya gelen
PUSULA Devrimci rolün ve misyonun kavranmas› Devrimci rolünü sorgulatan ve tart›flt›ran devrimci, görev ve sorumluluklar›n› lay›k›yla yerine getiremez ve devrimci otorite olamaz. Devrimci durufl ve kültürün örgüt yaflam›nda egemen k›l›nmas›, devrimci rolün ve misyonun lay›k›yla kavranmas› ve bu kavray›fl›n her yeni koflulda gelifltirilip, zenginlefltirilmesi ancak proleter ideolojiye güçlü flekilde sahip olunarak baflar›l›r. S›n›f bilinçli proleterler dünya ve toplum hakk›nda toplumun geliflim yasalar›, s›n›f savafl›m›n›n hareketi ve tarihsel rolleri hakk›nda ortak bir proleter bilince, ortak bir proleter ideolojiye sahip olarak kendi rolünü oynayabilir. S›n›f bilinçli proleterler insanl›¤›, sermayenin boyunduru¤undan ve haks›z savafllardan kurtarma mücadelesini yürüterek tarihsel görevlerini yerine getirerek rolünü oynar. Bugün bu görev tarihsel olarak proletaryan›n ve onun ülkemizdeki temsilcileri olan Partizanlar›n omuzlar›ndad›r. Proletaryan›n ideolojisidir ki burjuvaziye ve onun farkl› biçim ve görüngülerde ortaya ç›kan ideolojilerine karfl› sonuna dek kararl› ve tutarl› bir flekilde savafl›m verebilir. Proleter ideolojinin d›fl›ndaki di¤er tüm burjuva ideoloji ve düflünce ak›mlar›, proletaryay› kurtulufla götüren ideoloji olamayaca¤› gibi burjuvaziye karfl› en fazla direnifli de örgütleyemez. Proleter
ideoloji burjuvaziye karfl› sonuna dek direnifl ideolojisidir. Ve g›das›n› burjuvaziden alan tüm ideolojiler iflçileri emekçileri içinde bulunduklar› yoksulluk ve sefalet durumundan kurtaramaz. Haks›zl›k, eflitsizlik, adaletsizlik dolu toplumsal kötülüklere karfl› savafl›m veremez. Bundan dolay›d›r ki proleter ideolojiyle donanmak devrimci rolün do¤ru tarzda oynanmas› için gereklidir. Ancak proleter ideolojiyle donanan s›n›f bilinçli proleterler devrimci misyonunu oynayabilir. S›n›f bilinciyle devrimci rol ve misyon aras›nda güçlü diyalektik ba¤ mevcuttur. Proleter ideolojiden beslenen s›n›f bilinci en ileri düzeyde kavran›p benimsendi¤i oranda devrimci rol lay›k›yla oynan›r, ortaya ç›kan zorluklar ve engeller afl›l›r, örgütlü yaflam süreklilik gösterir. ‹natç› ve yorulmak bilmeyen devrimci mücadele örgütlenir. S›n›f savafl›m›n›n bugün buna fazlas›yla ihtiyac› vard›r. S›n›f savafl›m›n›n iflçiler, emekçiler lehine örgütlenmesi için fazlas›yla proleter ideolojiye ihtiyaç vard›r. Süreklili¤i sa¤lanmayan çaba ve emek ne kitleleri ne Proletarya Partisi’ni örgütleyebilir ne de faaliyet alanlar›nda sa¤lam komiteler infla edebilir. Eme¤in ve çaban›n bilinçli ve sürekli hale gelmesi ancak güçlü ve sa¤lam bir proleter ideolojik dayana¤a sahip olunarak baflar›l›r. Örgütlü çaba ve eme¤in sürekli hale gelmesi için sa¤lam
Meral Gezer (Y›ld›z) çat›flmada yaral› olarak düflman›n eline düfltü ve iflkencede katledildi. fiehit düfltü¤ünde Halk Ordusu savaflç›s›yd›. Düzgün Öztürk; 1937 Dersim Geçimli köyünde dünyaya gelen Düzgün Öztürk, ailesi ile birlikte 1938 sürgününde Afyon’a göç ettirilir.1965 y›l›nda çal›flmak için Almanya’ya gider.1978 y›l›nda Proletarya Partisi’nin düflünceleri ile tan›flan Düzgün Öztürk, AT‹F ve Ulm Halk Oca¤› içinde faaliyet yürüttü. Ulm Tohum Kültür Merkezi kurucular› aras›nda yer alan Düzgün Öztürk 1999’da yakaland›¤› kanser hastal›¤› sonucu yaflam›n› yitirdi. Katip Saltan; Almanya’da iflçi olarak çal›flan Katip Saltan, burada Proletarya Partisi saflar›na kat›l›r. ‹flçiler içinde Demokratik Halk Devriminin propagandas›n› yaparak faaliyet yürüten Katip Saltan faflistler taraf›ndan onlarca b›çak darbesi ile katledilir. Cenazesi Acshen kentinde yap›lan görkemli bir yürüyüflle memleketine u¤urlan›r.
bir parti bilincine sahip olmak laz›md›r. Proleter devrimciler proleter ideolojiye sahip ç›karak sürecin geliflimi içinde ortaya ç›kan bütün hareketlere do¤ru yön verebilecek olan süreklili¤i sa¤lanm›fl sa¤lam bir örgüt yaratabilir. Bu yarat›lmad›¤›nda sürecin, geliflimin gerisinde kal›naca¤› bilinmelidir. Do¤ru bir proleter anlay›fla ulaflma ve dünyay› de¤ifltirme sorumlulu¤una sahip olma mücadelesi karanl›klar var oldukça sürecektir. ‹nsanl›¤› karanl›ktan kurtarma, ayd›nl›klar› yaratma savafl›m› nesnel dünyay› ve ayn› zamanda öznel dünyay› de¤ifltirmekle birlikte yürür. D›fl›m›zdaki dünyay› ve bireylere ait düflünsel-duygu (öznel) dünyay› de¤ifltirme ifli tamamlanmam›flt›r. Bu süreç bütün zorluklar› ve a¤›r görevleriyle birlikte devam etmektedir. De¤ifltirilecek olan nesnel dünya de¤iflikli¤in bütün düflmanlar›yla proletaryan›n karfl›s›nda durmaktad›r. Gönüllü ve bilinçli olarak de¤ifltirme ve de¤iflme mücadelesi, bütün insanl›¤›n kendisini ve dünyay› bilinçli ve gönüllü olarak de¤ifltirece¤i aflamaya kadar sürecektir. S›n›f savafl›m›n›n prati¤i örgütlenerek, pratik içinde do¤rular bulunacak ve yorulmadan tekrar edilen pratik yoluyla do¤rular s›nan›p, gelifltirilecek ve zenginleflecektir. Devrimci savafl (gerilla savafl›) prati¤i zenginleflip derinlefltikçe devrimci bilgi de zenginleflip derinleflecektir. Ve bu yo¤un karmafl›k mücadele içinde s›n›fl› toplumun izlerini üzerinde tafl›yan proleter devrimcilerin öznel düflünce ve duygu dünyas› de¤iflime ve devrimcileflmeye u¤rayacakt›r. Öznel dünyan›n devrimcileflme ad›mlar› gerçeklefltikçe nesnel dünyay› yeni bir
Kavga okulu
Hüseyin Do¤an; 1944 y›l›nda Dersim’in Pülümür ilçesinde dünya gelen Hüseyin Do¤an, 1972 y›l›nda Almanya’ya iflçi olarak gider.1976 y›l›nda AT‹F içinde örgütlenir. Ulm Halk Oca¤›’n›n kurucular›ndan olan Hüseyin Do¤an di¤er devrimci anlay›fllarla ve halktan insanlarla iliflkilerinde alabildi¤ine alçakgönüllü ve sayg›l›d›r. Hüseyin K›l›¤; 1964 y›l›nda Dersim’in Za¤ge köyünde dünyaya gelen Hüseyin K›l›¤ yoksulluk nedeniyle ancak ilkokulu bitirebildi. Örgütlü bir sempatizan olarak 1983 y›l›nda bir gerilla birli¤i ile birlikte Pülümür’de faaliyet yürütürken kaza sonucu yaralan›r. Pülümür Sa¤l›k Oca¤›’na götürülen Hüseyin K›l›¤ ihbar sonucu tutsak düfler. ‹flkencede katledilir. Hasan Ataç; 1960 y›l›nda Dersim’de dünyaya gelen Hasan Ataç, çok genç yafllarda devrimci düflüncelerle tan›flt›. Tutsak düfltü¤ünde “ser verip s›r vermeme” gelene¤ine ba¤l› kalarak iflkencecilere kök söktürdü. 1985 y›l›nda ‹stanbul’da çat›flmada topra¤a düfltü.
kal›ba dökmek için yürütülen mücadelede daha fazla bilinç ve cesaret kazan›lacakt›r. Devrimci pratik sonsuz oldu¤una göre devrimci bilgi de sonsuzdur. Süreklilik ve devaml›l›k isteyen, uzun soluk gerektiren bu mücadeleyi (gerçe¤e ulaflma ve gerçe¤i de¤ifltirme) sonsuza dek götürecek olan proletaryan›n devrimci ideolojisidir. Bu görev yerine getirildikçe ad›na lay›k bir devrimci rol oynan›r. Bundand›r ki uzun soluklu olamayan, süreklilik ve devaml›l›k gösteremeyen küçük burjuva temsilcileri Proletarya Partisinin her zorlu engeli aflma sürecinde ve de¤iflim dönemlerinde Proletarya Partisini terk eder. Çünkü sürecin de¤iflimine aç›kl›k getiremeyen küçük burjuva ideolojisidir. Onun küçük burjuva k›sa soluklu prati¤ine yön veren de küçük burjuva ideolojisidir. Oysa proleter ideoloji ancak her zorlu ve tehlikeli süreci ve yaflanan de¤iflimi do¤ru tarzda aç›klad›¤› gibi süreci de¤ifltirme sorumlulu¤unu ve cesareti ancak proleter devrimciler gösterir. Ancak s›n›f bilinçli proleterler söz ve hareketiyle tutarl›l›k gösterebilir. Ancak onlar bütün kalpleriyle halka ve partiye hizmeti esas al›r. Ancak onlar “kitlelerden kitlelere” ilkesini uygulayarak, kitlelerin iyi ö¤rencileri olmay› ö¤renerek, önderlik yönteminde ustal›k gösterebilir. Ancak onlar kibirli de¤il alçakgönüllü olmay› bilir, hatalar›n› ve yetersizliklerini düzeltme cesaretini göstererek özelefltiri ruhuyla halk› örgütlemek için çal›fl›r, kendilerini bilinçli olarak yeniden flekillendirmekten bir an olsun vazgeçmezler. Ancak onlar kendi misyonunu, sorumlulu¤unu halk›n ve partinin ç›karlar›n›n önünde tutmaz.
İşçi-köylü 26 “‹nsan beyni üretici yetene¤ini kazanabilmek için pek çok fleyin gereksinimini duyar. Bu do¤rudur. Ama hepsinden önce “yöntemin” gereksinimini duyar. Bilimsel yöntem olmad›kça, insan beyni tüm bilgilerle donat›lsa da, ayakl› kitap olmaktan öte bir fley olamaz. Salt depolar üretemez… Bugüne de¤in çevremizde gördü¤ümüz pek çoklar› gibi…” (Davran›fllar›m›z›n KökeniSerol Teber sf. 9) Diyalektik materyalist bilimsel yöntemi, düflünüfl tarz›n› genel düflünüfl tarz› haline getiremedi¤imizde ya da bu düflünüfl tarz›n› kazanamad›kça bizlerin de ayakl› kitapl›k olmayaca¤›m›z kuflkuludur. Dünyay› bilmek ve kavramakla yetinmek gibi bir anlay›fl›m›zda olmad›¤›ndan (en az›ndan s›n›f bilinçli proleterlerin) gerçekli¤i de¤ifltirmek gibi bir gayemiz oldu¤undan, diyalektik materyalist dünya görüflü bize sadece tüm bilgilerle donanmay› de¤il bilimsel yönteme sahip olunmas› gerekti¤ini de ö¤retmektedir. Düflünüfl tarz› olarak bugün kendi prati¤imizi sorgulad›¤›m›zda; savundu¤umuz düflünüfl tarz› ile ortada var olan aras›ndaki fark› rahatça görebiliriz. Yetiflti¤imiz ortam (aile, çevre, arkadafl) ald›¤›m›z e¤itim ve empoze edilen burjuva-feodal kültür bizlerde idealist düflünüfl tarz›n› oluflturmufltur. ‹dealist düflünüfl tarz›n› y›k›p, diyalektikmateryalist düflünüfl tarz›n› infla etmek belli bir süreci gerektirir. Bugün bizlerin çabas› da diyalektik materyalist dünya görüflünü, düflünüfl tarz›n› infla etmektir. Bu noktada, kitap okumak, araflt›rmak önemli ise bilgilerimizin depoland›¤› belle¤imizi gelifltirmekte o kadar önemlidir. De¤indi¤imiz dolayl›-dolays›z, olumlu-olumsuz tüm bilgilerimiz bellekte kodlanmakta ve ihtiyac›m›z oldu¤unda kullanmaktay›z. Peki, bu kadar önemli olan bellek nedir? Nas›l hat›rlar›z? Bu soru; Harvard T›p Okulu’nun “Belle¤imizi nas›l güçlendirebiliriz?” k›lavuzunda: “Bellek dedi¤imizde, yaln›z tüm hat›rlad›klar›m›z› de¤il hat›rlama kapasitemizi de kast ederiz.” fleklinde cevaplan›yor. Genel olarak denilebilir ki, bellek, bilgilerimizin, an›lar›m›z›n depoland›¤› merkezdir. Ancak bir bilgisayar disketi gibi de de¤ildir. E¤er öyle olsayd›; yaflad›¤›m›z bütün an›lar, tarih-zaman, yer olarak belle¤imizde toplan›r ve karmakar›fl›k olurdu. An›lar›n kal›c› olmas›, hat›rlanmas›, depolanmas›nda beyin bölümlerinin farkl› iflleyifllerindendir. Günlük yaflant›m›zda belle¤imize o kadar ç ok bilgi ak›n eder ki; sinir hücreleri bunlar› beyne tafl›maktan telef olur adeta. Akflam olup yatt›¤›m›zda, birçok fleyi hat›rlamad›¤›m›z olmufltur. Hat›rlad›¤›m›z da çok fley vard›r tabi. Bu beynimizin uzun süre iflimize yarayacak bilgileri depolamas›, ifle yaramayacak olanlar› ise depolamamas›ndan dolay›d›r. Beyin bu ifllevini, k›sa süreli-uzun süreli bellek, flafl bellek-bildirimsel-yöntemsel bellek gibi bölümler arac›l›¤› ile yerine getirir. Düflünün ki bir ma¤azada kasiyersiniz. Ürünlerin kodlar›n› kasaya yaz›yoruz. Akflama kadar yüzlerce ürün kodu yazar›z kasaya. Eve gelip koltu¤umuza uzand›¤›m›zda hiçbir ürün kodunu haz›rlamay›z, isteseniz de hat›rlayamazs›n›z. Bu sadece günün yo¤unlu¤undan dolay› de¤ildir. Beyin ürün kodlar›n› uzun süreli ihtiyac› olmad›¤›ndan depolamaz. K›sa süreli bellek burada devreye girer. K›sa süreli bellek “birkaç saniye ya da birkaç dakikal›¤›na hat›rlamaya ihtiyaç duydu¤umuz bilgidir. K›sa süreli bellek daha karmafl›k olan iflleri çal›flan belle¤e devreder. Çal›flan bellek “belli seçenekleri gözönüne al›p karar vermek zorunda kald›¤›nda devreye girer”. (Age, sf 28) Çünkü ifllevsel olarak k›sa süreli bellek birkaç dakikadan uzun sürecek olan iflle yerine getiremez. Mesela piknik için otobüs kiralayaca¤›z. Birçok firma oldu¤undan fiyatlar› da farkl›d›r. Daha ucuz olan firmay› kiralamak için hepsinin fiyat›n› ö¤renip karfl›laflt›r›r ve karar verip bir firma ile anlafl›r›z. Beynimiz, bu ifllev için çal›flan belle¤i aktif hale getirir. Bilgi, k›sa süreli beklete de çal›flan bellekte de kullan›ld›ktan sonra, yerini yeni bilgiye b›rak›r. Uzun süreli bellekte bunlar yoktur. Beynimizin birkaç dakikadan daha uzun bir süre ihtiyac› oldu¤u bilgileri depolad›¤› ve geri ça¤›rd›¤› (an›msad›¤›) bellektir. Baflka bir deyiflle bildiklerimizin toplam›d›r. Okuduklar›m›z›n hepsini ayr›nt›l› olarak hat›rlamasak da, büyük bölümü belle¤imize depolan›r. Bir tart›flmada veya sohbette konu özgülünde birçok örnekler veririz. Al›nt›lar yapar›z. Bu an›msad›klar›m›z, uzun süreli belle¤e depolanan bilgilerimizin ta kendisidir. Uzun süreli bellekte an›lar hep ayn› kalmazlar, sürekli yeniden biçimlenirler. Uzun süreli bellekte di¤er bir önemli nokta ise gözlem ve bak›fl aç›s›d›r. Geçmifl bir olay› de¤erlendirirken birçok fikir ve ayr›nt›-
lar ortaya ç›kar. Çünkü, olay› de¤erlendiren her bir kiflinin, o anki, bak›fl aç›s›, yorumlamas›, düflüncesi farkl›d›r. Öne ç›kard›¤› yönler farkl›d›r. Uzun süreli bellek iki kategoriye ayr›lmaktad›r. Bir bildirimsel bellek, iki yöntemsel bellek. Bildirimsel bellek, genel olarak zaman ve mekan› hat›rlar. An›msamak için belli bir çaba gösterilmesi gereken bilgileri içerir. Mesela, ders saatleri, randevu tarihleri-yeri vb. bildirimsel bellek iki bölümden oluflur. Bir, episodik bellek (olaysal bellek) özgül zamanlarda ve özgül yerlerde ortaya ç›kan olaylarla ilgilidir. Mesela kat›ld›¤›m›z konser, tiyatro, episodik an›lard›r. ‹kincisi semantik (anlamsal bellek) ö¤renilen bilgidir. Ad›m›z, dünya görüflümüzün temel bilgileri vb. Yöntemsel bellek ise an›msamak için belli bir çaba istemeyen bilgi içerir. Sadece yöntemlerle ilgilidir. Günlük yaflam›m›zda, sürekli olarak yapt›¤›m›z rutin ifllerle ilgilidir. Ayakkab› giyme, yürümek vb. Flafl bellek ad› verilen belle¤in bu bölümü, yan›lan bir olayla ilgili derin anlaml› ve heyecan bak›m›ndan etkili olan küçük ayr›nt›lar› içerme e¤ilimi tafl›r. Olay›n yafland›¤› güne de¤il, birçok an›y›, ay-
bir süre sonra uzun olacakt›r. An›lar›n geri getirilmesi, bilgiyi ilk edindi¤imiz andaki gibi ayn› nitelikte olmaz. Çünkü beynimiz sürekli bir çal›flma temposundad›r. Yeni bilgiler almakta, ay›rtlamakta, düflünmektedir. Mesela, siyasal olarak sömürü ne oldu¤unu az çok bilirken, zamanla daha derin kavrar›z. Sömürü ile ilgili bilgilerimiz ilk zamanlardaki gibi olmaktan ç›km›fl boyutlanm›flt›r. Yani de¤iflmifltir. Beynimizin belle¤i ifllevli hale getiren hat›rlamam›zda etkisi olan ve do¤rulu¤u kabul edilen genel görüfllerdir. ‹nsan belle¤i kuflkusuz ki, sadece bunlarla aç›klamak ve genel bir yarg›ya varmak do¤ru de¤ildir. Biyolojik ve psikolojik etkenlerle, d›fl dünyay› alg›lay›fl›m›z, kiflilik yap›m›z ve daha sayabilece¤imiz birçok etkenin belle¤imiz aç›klamada da genel yarg› oluflturulmada, irdelenmesi gerektiren bir araflt›rmay› kapsar. Belle¤imiz yaflad›¤›m›z sürece dolayl› dolays›z, olumlu ve olumsuz birçok olaydan etkilenir. Belle¤imizi korumak, zay›flamas›n› önlemek için hastane hastane dolaflmak yerine, bilime baflvurmak kafi olacakt›r. Bugüne dek nöroloji ve psikoloji uzmanlar› yapt›klar› birçok, gözlem, d e -
8-21 Ağustos 2008 “Bilginin kümelefltirilmesi” belle¤in daha derli toplu olmas›n› sa¤lar diyebiliriz. Alt bafll›klar alt›nda yaz›lan bir yaz›y› ya da birçok konuyu aktaran bir yaz›y› konular›na göre ayr›flt›rmak, kümelefltirmek hem anlamam›z› kolaylaflt›r›r hem de bafl›m›z fliflmez. Böylece bilgiler da¤›lmam›fl olur. Mesela, toplumlar tarihini anlatan bir kitab› ekonomi-kültür-siyaset bafll›klar› alt›nda kümelefltirip okumak daha kal›c› bir etki b›rak›r. Son olarak ise “‹SOAT yöntemi” yani “‹ZLE-SOROKU-ANLAT-TEKRARLA yöntemi” bu yöntem edinilecek, daha çok okunulacak bilginin bellekte kal›c›laflmas›n›, belle¤in güçlenmesini daha etkin k›lar. Bu etkin olufl ise edinilecek, okunacak bilgi öncesini ve sonras›n› takip eden bir tak›m ifllevleri içermektedir. Bunlara de¤inecek olursak; ‹ZLE (GÖZ AT): Okunacak ya da ö¤renilecek konu hakk›nda materyalin ana hatlar› ile incelenmesidir. Bafll›k, ana bafll›k, paragraflar, ilk cümleler vs. yaz›ya k›saca bir göz atmakt›r. SOR: göz att›¤›m›z materyal hakk›nda, edindi¤imiz bilgi do¤rultusunda, ilginç ve k›flk›rt›c› sorular sormakt›r. Sordu¤umuz sorular çerçevesinde, okudu¤umuz yaz› dikkat çekici olacakt›r. Sorular okunacak materyal hakk›nda olmal›d›r. OKU: Metnin anlatmak istedi¤ine yo¤unlaflarak okumal›. Mümkün oldukça kesintiyi aflmal›y›z. Not almak, cümle alt› çizmek, dikkati da¤›taca¤›ndan anlamay› olumsuz etkileyebilir. ANLAT: Metni okuduktan sonra, birine anlatmak veya tart›flmak yaz›y› anlafl›l›r k›larken, konuflma yetene¤imizi ve di¤er bilgilerle ba¤lant› kurmam›z› da kolaylaflt›racakt›r. TEKRARLA: Metni okuduktan 2-3 gün sonra tekrarlamak ve sorduklar›m›za, cevap verip veremedi¤imize bakal›m. Daha önceki bilgilerimizi tamamlay›p tamamlad›¤›n› bakmak daha verimli olacakt›r. Belle¤i güçlendirmek ve korumak salt bunlarla ilintili de¤ildir. Ki belle¤in, nitelik ve nicelik durumuna göre de, yöntem de¤iflecektir. Normal bir belle¤in, güçlendirilmesi, belle¤i tan›mak, ifllevini bilmekle bafllad›¤› do¤ru bir yaklafl›m olsa gerek. Bu nedenledir ki, do¤ru yöntem uygulanabilir. ‹nsan belle¤i, yaflam›n önemli bir parças› oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz, sadece hat›rlamak (yaflananlar› hat›rlamak) de¤ildir görevi. Ve de böyle alg›lanmamal›d›r. Yaflamda bir bütün olarak, edinilen, bilgi, yaflanan olaylar›n belli bellek ifllevleri sonucu beyne kodlanmas›d›r ve bunlar›n an›msanmas›d›r bellekten alg›lanmas› gereken. ‹nsan belle¤i, yaflam›ndan ba¤›ms›z ele al›naca¤›n› savunmak tabi ki de do¤ru olmayacakt›r. Yaflam›n önemli bir parças› olan bellek d›fl dünya ile kurulan bilgi a¤›n›n baflat›d›r. Bilgilerimizin kodland›¤› yer olan bellek, diyalektik materyalist bilgi teorisini edinmemizden, kavramam›zdan da ba¤›ms›z ele al›namayacakt›r. Çünkü, diyalektik materyalizm bir dünya görüflürüdür. Düflünüfl tarz›d›r. Düflüncenin kayna¤› ise bilgidir. Ve bilgi bellekte kodlanmaktad›r. Bilgi edinmeden diyalektik materyalist bilimsel yöntemi ö¤renemeyiz. Ö¤renme çabas›nda sarf edilen emekte, belle¤in rolü küçümsenmeyecek derecededir. Belle¤imiz ne kadar güçlü olursa hat›rlama kapasitemiz o kadar güçlü olur. Bu güçlülük, bilgilerin kal›c›l›¤›n› sa¤larken, bilgiler aras› ba¤lant› kurma (düflünce) yetene¤imizi de sa¤lam›fl olur. Gelifltirecektir. Diyalektik materyalist bilgi teorisi bilgilenme sürecinin pratikten bafllad›¤›n› alg›sal bilgilerin yeteri düzeye geldi¤inde ussal (kavramsal-mant›ksal) bilgiye dönüfltü¤ünü, her seferinde bunun helezonik bir flekilde geniflledi¤ini savunur. Alg›sal bilgi yukar›da anlatt›¤›m›z gibi bellekte depolanmakta-kodlanmaktad›r. Burada belle¤in oynad›¤› rol, daha iyi anlafl›lmaktad›r. Diyalektik materyalist bilimsel yöntemi, belle¤imizin güçlenmesi ile daha iyi kavrayaca¤›m›za salt buna ba¤lam›yoruz. Belle¤in buradaki rolüne dikkat çekmek istiyoruz. Bellek ne kadar güçlü olursa olsun e¤er diyalektik materyalist bilimsel yönteme sahip de¤ilsek dünyay› yorumlamaktan öte, ayakl› kitapl›k olmaktan öte ad›m atamay›z. Diyalektik materyalist bilgi teorisini edinirken, onun bilimsel yönteminden de faydalan›r›z. Tam da bu noktada, edinme noktas›nda belle¤imizi de¤erlendirmek yerinde olacakt›r.
im in ¤ e d ir b a ›s k e Bellek üzerin r›nt›y› an›msama mümkündür. Mesela, kavga etti¤imiz günü an›msarken ayr›nt›lar hala belle¤imizdedir. Flafl bellek, ifllevi gere¤i yaflan›lan olay›n ve bilginin uzun süreli belle¤e kaz›nmas›nda yard›mc› olmaktad›r. Gördü¤ümüz gibi bellek kendi içinde dahi bir ifl bölümü ve ahenk içinde çal›flmakta ve d›fl dünya hakk›nda bildiklerimizi depolamaktad›r. Befl farkl› bölümün kendi iflleyifli içinde edindi¤imiz bilgileri yaflad›¤›m›z olaylar› daha kullan›fll› hale getirmektedirler. Belle¤in bütün an›lar› depolama merkezi olmad›¤›n› söylemifltik. Bu noktada, beyin sinir hücrelerinin ayr›-ayr› görevlerinin oldu¤unu da belirtmifltik. Bir bilgi edinildi¤inde beyin, o bilginin niteli¤ine göre bilgiyi bileflenlerine ay›r›r. Beynin o bilgiyi ifllemekte geliflmifl olan bölümüne gönderir. Mesela, görsel biçimlerle ilgili ise Art Kafa Lobuna, tat alma ile ilgili ise ‹nsula ve Amigdalardaki tat alma korteksine kodlan›r. Bilgi an›msanmak istendi¤inde tüm bölgeler aktif hale getirilir. Ve biz an›msad›¤›m›z her ne ise onunla ilgili tüm bildiklerimizi s›ralar. Bellek, günlük yaflamda edinilen bilgi ve an›lar› üç aflamal› bir flekilde dosyalamaktad›r. ‹lk olarak edinme aflamas›n› aç›mlarsak; bir fleyi an›msamak bilmek için an›msanacak olan bilgi ile hakk›nda bir edinimin olmas› gerektir. Yoksa an›msama olmaz. Edinme ilk olarak beynin nöron (sinir hücresi) aktivasyonu ile gerçekleflir. Yani beynin kodlama ifllevidir. Yeni bilgiyi eksiksiz tam olarak edinmek, kodlayabilmek dikkat ve konsantrasyonla ilintilidir. Ne kadar çok dikkatle dinliyor veya okuyorsak edinmemiz de o derecede yüksek olur. Daha sonra, edindi¤imiz bilgiyi an›msamakta da zorluk çekmeyiz. Siyasal tart›flmalardan ve okumalardan sonra çok kez bir fley an›msamad›¤›m›z olmufltur. Bu genelde anlamad›¤›m›zdand›r. Fakat anlamamam›z›n ço¤u da dikkat ve konsantre ile ilgilidir. Dikkat ve konsantre bu gibi çal›flmalarda edimini kolaylaflt›rmak için önemli bir paya sahiptir. ‹lk edinimin edinmenin sa¤l›kl› olmas› için çal›flmalarda, okumalarda beynimizi meflgul eden duygu, düflünce vb. tüm sorunlardan, etkilerden ar›nd›rma becerisini gösterebilmek, an›msamay› daha da kolaylaflt›racakt›r. ‹kinci aflama ise pekifltir aflamas›d›r. Bilginin uzun süreli belle¤e güvenli bir flekilde al›nmas› ifllevidir. Edinme aflamas›n›n güçlendirilmesidir. Bu güçlendirme sürecine pekifltirme denir. Edinilen bilginin karmafl›kl›¤›na göre pekifltirme süreci k›sa ya da uzun olur. Pekifltirme süreci. Yeni sinir kavflaklar›n›n oluflmas›na yol açar. Böylece gelen yeni bilgiler di¤er bilgilerimizin y›k›c› müdahalesinden kurtulur. Yani unutmaz, uzun süre an›msar›z. Pekifltirme sürecinde edinilen bilginin daha önce var olan bilgilerimizle bir iliflkisi varsa, yeni bilginin pekiflmesi daha kolay ve k›sa olur. Son aflama ise geri getirme aflamas›d›r. Beynin bellekte var olan bilgiyi an›y› an›msamas›d›r. An›msanacak olan bilgi ile ilgili sinir hücreleri beyin taraf›ndan hemen aktiflefltirilir. Saniyenin beflte biri kadar bir sürede an›msama gerçekleflir. An›msama süresi bilgi parçac›klar›n› ne kadar süreyle an›msad›¤›m›zla ve yafl›m›zla ilintilidir. E¤er belle¤imizdeki bilgileri dönemsel olarak an›msam›yorsak, geri getirme süresi uzun olacakt›r. Yafl›m›zla ilgili ise yaflland›¤›m›z›n ifadesidir. Mesela türkü sözlerini (bildi¤imiz) dönemsel olarak tekrarlam›yorsak geri getirmemiz belli
ney, araflt›rmalar yaparak, belle¤in, d›fl ve iç etkilerden korunmas›n› güçlenmesini sa¤layacak birçok tedavi yöntemleri ve stratejiler bulmufllard›r. Belle¤in daha, t›bbi bir müdahale gerektirmeden güçlendirilebilece¤ini bu stratejiler ile kan›tlam›fllard›r. Etkin ö¤renmek ve etkin bir bellek sa¤layan davran›fllar saptanm›fl ve pratikte somutland›r›larak do¤rulu¤u geçerlili¤i kan›tlanm›flt›r. Etkin bir bellek ve etkin ö¤renmek için, birçok yöntem bulunmaktad›r. Bu yöntemleri bilmek ve uygulamak gayet normal olan belle¤i daha bir güçlendirecektir. Bu yöntemleri sadece hastalar›n kulland›¤›n›, kullanaca¤›n› düflünmek do¤ru bir yaklafl›m olmayacakt›r. Belle¤in etkinleflmesinde “odaklanman›n” rolünü bilmeyenimiz yoktur. Burada ise okudu¤umuz, dinledi¤imiz her ne ise, ona yo¤unlaflman›n ifadesidir odaklanma. Anlamay› güçlendirirken, bilginin kal›c›l›¤›n› da sa¤lamaktad›r. E¤er okudu¤umuzu ve anlat›lan› anlamam›flsak, yeniden okumal› ve anlamad›¤›m›z yer sorulmal›d›r. Odaklanma esnas›nda bizi al›koyan farkl› duygu ve düflünceler de, d›fl etkilerden oldukça uzaklaflmal›y›z. Baz› kavramlar, matematik problemleri, tart›flmalar, anlamam›z› zorlaflt›rabilir. Ve anlamam›fl olabiliriz. Bu gibi zor karmafl›k olgular karfl›m›za ç›kt›¤›nda “anlad›¤›m›zdan emin olmak” için, o konu hakk›nda soru sormak, konu hakk›nda tart›flmak, birine anlatmak hem anlamam›z› sa¤larken, hem de bilginin kal›c›l›¤›n› sa¤lar. Anlamad›m diye utanmak ve geri çekilmek, sonra anlar›m demek do¤ru bir yaklafl›m olmaz. Bilginin kodlanmas› ve uzun süreli belle¤e yerleflmesi, kal›c›laflmas› için, ö¤rendi¤imiz bilginin tekrar›, beynin içini kolaylaflt›racakt›r. Aksini düflünürsek uçup gidecektir. E¤itim çal›flmalar›ndan veya kitap okuduktan sonra, edindi¤imiz bilgileri “tekrar etmek”, uçup gitmesini engellemek anlam›na gelir. Tekrar, hem bellek için hem kavray›fl›m›z için önemli bir role sahiptir. “Tekrar edilmeyen” her yeni bilgi, uzun belle¤e kodlanmas›nda, pekifltirilmesinde daha bir zorlan›r›z bu nedenle, bir kavramla birçok kez karfl›lafl›r›z ama yeni ö¤renmifl gibi oluruz. Oysaki daha önce o kavram› anlad›¤›m›z sanm›flt›k. “Not almak” klasik bir yöntemdir. Ama belle¤inde yard›mc›s›d›r. Önemli ifl ve randevular›m›z› not al›r›z. ‹lgimizi çeken yaz›lar› not al›r›z. Bir konu hakk›nda yaz› yazacaksak not al›r›z. Ve de do¤ru olan› yapar, belle¤imize yard›mc› oluruz. Not almada di¤er bir hususta, bir ifl yaparken, u¤rafl›rken, okurken akl›m›za gelen bir fikri mutlaka not almakt›r. Çünkü daha sonra hiçbir zaman hat›rlamayabiliriz. Zamana yay›lm›fl ö¤renme edinilen bilginin 2-3 gün sonra tekrar edilmesidir. Sürekli tekrar etmek, bilgiye yo¤un olarak yüklenmek (s›nava haz›rlan›r gibi) (Age 201) do¤ru bir yöntem de¤ildir. Aral›kl› tekrar etmek, bilgiyi tekrar gündemimize almak, belle¤imizi güçlendirirken, edindi¤imiz bilginin derinleflmesine de yard›mc› olacakt›r. Buna aral›kl› tekrar ad› verilmektedir. Yeni bilginin eski bilgiyle veya herhangi bir fleyle iliflkilendirilmesine “ba¤lant› kurma” ad› verilir. Mesela feodalizmle halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflkiyi yeni ö¤rendik diyelim. Bunu Kibar Feyzo filmiyle iliflkilendirdi¤imizde belle¤imizde bir kal›c›l›k oluflacakt›r. Bu filmin bahsi geçti¤i her yerde ö¤rendi¤imiz bilgiyi an›msam›fl olaca¤›z.
Not; Bellek üzerine yaz›m›zda ayr›nt›l› bilgi edinmeleri için HARVART TIP OKULUNUN KILAVUZLUGUNDA BELLE⁄‹M‹Z‹ NASIL GÜÇLEND‹REB‹L‹R‹Z? (Dr. Aaron P. Nelson-Susan Gilber Ac›badem Sa¤l›k Grubu ve Optimist yay›nlar›)
İşçi-köylü 27
8-21 Ağustos 2008
Yaflama ›fl›k tutan sözler... * ‹stemek, istiyorum demek de¤il, harekete geçmektir. (A. Maurrois) * ‹nsan yenilince tükenmez, pes edince tükenir. (Nion) * Ustalaflt›¤›m›z fleylerin ötesinde bir fleylere yönelmedikçe asla büyüyemezsiniz. (Ronald E. Osborn) * Do¤du¤unda sen a¤lam›flt›n, herkes bayram etmiflti. Öyle bir hayat›n
olsun ki, öldü¤ünde herkes a¤las›n, sen bayram et. (K›z›lderili atasözü)
Okur
* Yapmad›¤›n›z at›fllar›n % 100’ünü ›skalars›n›z. (Wayne Gretzky) * Kurba¤a gökyüzünü kuyunun a¤z› kadar san›r. (Çin atasözü)
* Hiç düfl k›r›kl›¤›na u¤ramam›fl olanlar, hiç hayal kurmam›fl demektir. (Bernard Shaw)
* Kufl bak›fl› bakmak güzeldir, fakat kufl gibi bakmamak flart›yla… (fieyh Sadi)
* K›y›y› gözden kaybetmeyi göze alamayan insan yeni okyanuslar keflfedemez. (Andre Gide)
* Herkes ayn› fleyi düflünüyorsa hiç kimse bir fley düflünmüyor demektir. (Anonim)
Gerilla alan›nda baz› sorunlar ve çözümleri
Genel anlamda yaflad›¤›m›z sa¤lam bir önderlik yaratma ve Bolflevik tarzda bir örgüt olma özelliklerini kazanma sorunu gerilla faaliyet alan› için de geçerlidir. Alan›m›z›n kendi iç örgütlenmesinde ve kitleleri örgütleme konusunda yaflad›¤› sorunlar›n temelinde de önderlik sorunu gelmektedir. Gerilla alan›nda sa¤lam bir parti örgütlenmesi yarat›lamamas› sorunu, onun kendi iç örgütlenmesini ve kitlelerle devrimci ba¤ kurmas›n› da engellemektedir. Yaflanan sorunlar›n çözümünde at›lacak en etkili ad›m, öncelikle sa¤lam bir parti bilincinin egemen k›l›nmas›d›r. Yetersiz ve eksik parti bilinciyle ya da parti önderli¤ine karfl› güvensizlik besleyen düflüncelerle sa¤lam bir parti önderli¤i yarat›lamayaca¤› aç›kt›r. Bugün yaflanan ve çözüm aranan konular›n bafl›nda sa¤lam bir parti bilinciyle donanm›fl ve parti önderli¤iyle birlikte yürüme kararl›l›¤›n› gösteren bir önderlik yarat›lmas› gelmektedir. Bunun ikili çözüm ad›m› vard›r. Bir yandan parti ve önderlik bilincinin gerilla faaliyet alan›n›n bütününe egemen k›l›nmas› yönünde yo¤un ve etkili bir çaba örgütlenirken di¤er yandan yeni insanlarla alanlar›n beslenmesi gibi bir yönü vard›r. Bu ikili görev devrimci tarzda birbirini bütünleyen ve tamamlayan tarzda yerine getirilmeden sa¤lam ve baflar›l› bir önderlik yarat›lamaz. Bugün her iki temel görevin yerine getirilmesi konusunda ileri do¤ru devrimci
ad›mlar at›ld›¤› ve belli mesafe kaydedildi¤i görülmektedir. Teori ve pratik, söz ve eylem, parti ve ordu, komite ve kadro, politika kadro, politika savaflç› aras›ndaki ba¤›n diyalektik bütünlü¤ü kavran›p bu kavray›fla uygun prati¤in örgütlenmesi yarat›lamadan ileri do¤ru ad›mlar at›lamaz ve nitelikli bir devrimci de¤iflimin yarat›lmas› sa¤lanamaz. Bugüne kadar eksik ve yetersiz kalan, tamamlan›p sonuçlanmayan konular›n bafl›nda ikili görevin birlikte ele al›n›p örgütlenememesi gelmektedir. Do¤ru devrimci politika ancak
Teori ve pratik, söz ve eylem, parti ve ordu, komite ve kadro, politika kadro, politika savaflç› aras›ndaki ba¤›n diyalektik bütünlü¤ü kavran›p bu kavray›fla uygun prati¤in örgütlenmesi yarat›lamadan ileri do¤ru ad›m at›lamaz ve nitelikli bir devrimci de¤iflimin yarat›lmas› sa¤lanamaz.
bu politikay› benimseyen belirlenen politikan›n do¤rulu¤una inanan, uygulamas›nda yarat›c› ve ortaya ç›kan sonuçlar›nda tahlilci kadrolar olmadan devrimci politikan›n yaflamda somutluk kazanmas› mümkün de¤ildir. Gerek 8. Konferansta gerekse 7. Konferansta bütüne ve alana iliflkin belirlenen do¤ru devrimci politikan›n yaflamda somutluk bulamamas›n›n temel nedeni kadrolar›n eksikli¤idir. Bugün s›n›rl› say›da kadroyla sürecin örgütlenece¤i bir gerçektir. S›n›rl› say›da kadrolar devrimin esas faali-
yet alan›nda konumlanarak bir yanda devrimin temel görevleri olan halk› örgütleme prati¤ini örgütlerken di¤er yandan sürecin kadrolar›n› e¤itme, yetifltirme ve haz›rlama görevini baflarmak zorundad›r. S›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na ve ihtiyaçlar›na yan›t olacak kadrolar›n yetifltirilip, haz›rlanmas›, sürecin devrimci tarzda örülmesi kadar önemlidir. Devrimin ve partinin ihtiyaçlar› karfl›lan›p haz›rlanmadan devrimci kararlar›n ve politik yönelimin yaflam bulmas› mümkün de¤ildir. Bugün istenilen düzeyde yeterli bir geliflim ve ilerleme sa¤lanam›yorsa sürecin ihtiyac› olan kadrolar›n eksikli¤i ve yetersizli¤indendir. Kadrolar›n yetifltirilip, haz›rlanmas› faaliyetin bafl›na konamayaca¤› gibi sonuna da ertelenemez. Devrimci teoriyle pratik aras›ndaki ba¤ görev ve sorumluluk gibi pratik görevle kadrolar›n e¤itimi birlikte ele al›nmal› ve hiçbir erteleme ve gevflekli¤e yer b›rakmadan ciddiyetle ve dikkatle üzerinde durulmal›d›r. Ancak bu gerçeklik tersine çevrilerek kapsaml› bir de¤iflim ve düzelme faaliyeti gerçekleflebilir. Devrimci flekillenme ve yap›lanma do¤ru politikan›n ve devrimci yönelimin salt belirlenmesiyle baflar›lamaz, bunun kadar önemli olan devrimci kadrolar›n e¤itilip yetifltirilmesi görevi baflar›ld›kça ad›mlar yak›na ancak ileriye do¤ru at›l›r. (‹K okuru bir T‹KKO gerillas›)
İşçi-köylü 28
Okur
Sincan Kapal› Kad›n Hapishanesi’nden tutsak Partizanlar gazetemizi de¤erlendirdi Merhaba sevgili Umut Yay›mc›l›k emekçileri Sizlere Sincan Kapal› Kad›n Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlar olarak coflku dolu selamlar›m›z› iletiyoruz. Hepinizin iyi olmas›n› diliyor, ifllerinizde kolayl›klar ve baflar›lar diliyoruz... ... Belli aral›klarla düzenli olarak yay›nlar›m›z› de¤erlendirme karar› ald›k. Mümkün mertebe düflüncelerimizi sizlerle paylaflmaya çal›flaca¤›z. Bu de¤erlendirmeleri yaparken ayn› zamanda yay›nlar›m›z› daha dikkatli takip etme durumu olaca¤› için karfl›l›kl› katk›ya ihtiyaç duyaca¤›z. Özelde kendi yay›nlar›m›za, genelde de devrimci bas›na dair neredeyse standart hale elmifl baz› elefltiriler vard›r. Ne kadar do¤ru olurlarsa olsunlar bu elefltirilerin ortadan kalkma zemini oluflturulmad›¤›nda bunlar›n tekrarlanmas›n›n çok da yararl› ol-
natç›larla tan›flt›r›lmas› noktas›nda dergi olanaklar› biraz daha zorlanabilir diye düflünüyoruz. Gençlere ortak bir be¤eni kazand›rmak aç›s›ndan dergi içinde ufak de¤ifliklik ve çabalarla bu daha fazla verilebilir. Derginin kapa¤› oldukça kaliteli ve dikkat çekici. Bu kapak fleklinin olanaklar›ndan zaman zaman yararlan›labilir. Örne¤in zaman zaman arka kapakta devrimci-ilerici özellikler tafl›yan resim, foto¤raf ve afifllere yer verilebilir. Bunlar seçilirken ayn› zamanda e¤itim malzemesi de oldu¤u unutulmadan hareket edilmelidir. Bu eserin ismi ve sanatç›s› da alta küçük harflerle yaz›labilir. Derginin en son sayfas›n› da bu eserle ve sahibiyle ilgili k›sa, aç›klay›c› bilgiler tafl›yan bir bölüm yer al›r. Örne¤in 8 Mart ile ilgili bir çal›flma yap›lacaksa, arka kapa¤a bu konuyla ilgili dönemine damgas›n› vurmufl, ortak bir ruh oluflturmufl eserlerin yer ald›¤› bir dizayn yap›labilir. Ayn› fley resim ve foto¤raflar için de geçerlidir. Bu, dergi içinde ufak tefek düzenlemelerle hayata
oluflturacak bir görünümde olmal›. Az çok ne arad›¤›n› bilen okurlar aç›s›ndan bak›ld›¤›nda kayda de¤er nitelik ve çeflitlilikte yaz›lar bulmak mümkün. Elbette çok daha iyi olabilir, ancak bu zamanla gerçekleflecek bir hedef. ‹K ile ilgili olarak da son sürecin olumlu oldu¤unun alt›n› çizmeliyiz. Uzun bir zamand›r daha dolu dolu bir gazete ile karfl›lafl›yoruz. Özellikle yönelimin belirledi¤i hedefler noktas›nda güzel yaz›lar ç›kt›. Son birkaç say›d›r Pusula köflesinde ç›kan yaz›lar› saymazsak, düflündüren, sorgulatan ve rutin bir ifade ve dil tafl›mayan yaz›lar ç›kt›. Son say›larda nispeten bu özellik azald›. Devrimci kiflilik, parti kültürü, yozlaflma ve dejenerasyonun etkileri ve bunlar›n kaynaklar›na iliflkin bolca yaz› okumak istiyoruz. Bu tip yaz›larda kullan›lacak dil de monotonluktan uzak ve devrimci ve parti ruhunu besleyecek nitelikte olmal›. ‹kinci sayfada yer alan iflçi ve emekçilerin yaflamlar›na dair haberleri, gecekondu y›k›mlar› ile ilgili haberleri ilgi ve be¤eni ile okuyoruz. Gazetenin 15 günlük periyotta da olsa gün-
ençli¤e yönelik bu derginin d›fl görünüflü, sayfa düzeni ve ilk ele al›nd›¤›nda dikkat çegeçi- ken bölümleri dergiyle ilk kez tan›flacak karars›z bir seyir izleyen kesimlere yönelik olmal›d›r. Sayfalar› kar›flt›r›rken bir yaz› ilgisini çekmiyorsa bir fliir, söz, m›sra çekebilir.
G
mayaca¤› görüflündeyiz. Bu tip elefltirilerden uzak durabildi¤imiz oranda yeni fleyler ortaya ç›karma noktas›nda daha baflar›l› olunacakt›r kan›s›nday›z. YDG’den bafllamak istiyoruz. Yeni halini hepimiz be¤endik. Albenisi, tafl›nma ve okuma kolayl›¤›, içeri¤i vb. anlayabildi¤imiz kadar›yla yaz› s›k›nt›s› çekilmiyor. Oldukça dolu ve doyurucu denilebilir. Daha baflka neler yap›labilir diye düflündü¤ümüzde kendi s›n›rl›l›¤› içinde küçük de olsa önerilerimiz olabilir. Bilindi¤i gibi genele hakim olan bir flekilde kültür sanata, edebiyata ilgisizlik yaflan›yor. Özellikle yeni neslin ilerici-devrimci sanat eserleri ve sa-
rilebilir. Fakat derginin içindeki çal›flmalar›n görsel de¤il yaz›nsal olmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. Özellikle uzun ve s›k›c› olabilece¤ini düflündü¤ümüz yaz›lar›n girifllerinde, ara bafll›klar›nda ya da uygun görülebilecek baflka yerlerde küçük m›sralar, dörtlükler, özlü sözler veya sloganlarla çekici hale getirilebilir. Yine seçilecek bu eserlerin kaba ve salt ajitatif olmamas›na dikkat edilmelidir. Ustalardan Ö¤renelim bölümünde kad›nlarla ilgili yaz›lar da ç›kmal› bizce. Gençli¤e yönelik bu derginin d›fl görünüflü, sayfa düzeni ve ilk ele al›nd›¤›nda dikkat çeken bölümleri dergiyle ilk kez tan›flacak karars›z bir seyir izleyen kesimlere yönelik olmal›d›r. Sayfalar› kar›flt›r›rken bir yaz› ilgisini çekmiyorsa bir fliir, söz, m›sra çekebilir. ‹nceleme ve merak duygusu
celi takip etme noktas›nda baflar›l› oldu¤unu düflünüyoruz. Özellikle gündemin h›zl› de¤iflti¤i böylesi bir süreçte yakalanan bu baflar›y› dile getirmek gerekiyor. S›k s›k dile getirilen elefltirileri tekrarlamayaca¤›m›z› dile getirmifltik, ancak flunu belirtmek istiyoruz. Yaz›lar›n oldukça uzun olmas› s›k›nt›s› devam ediyor. Özellikle de orta sayfalarda bu durum fazla.... Elbette bir yaz› ele al›n›rken uzun ya da k›sa olmas› üzerinden de¤erlendirilmez. Ancak yaz›lar› daha genifl kitlelere okutmak hedefi göz önüne al›nd›¤›nda uzun yaz›lar sorun oluyor. Umut Yay›mc›l›k’tan ç›kan kitaplar›n sadece ilan› de¤il tan›t›m›n›n da yap›lmas› etkili olur bizce. Elbette ‹K ile ilgili de söylenecek çok fazla fley var. Bunlar› daha sonraki de¤erlendirmelerimizde sizlerle paylaflmak istiyoruz.
8-21 Ağustos 2008 Merhaba;
Biz bir süredir oturdu¤umuz bölgede ‹flçi-Köylü da¤›t›m› yapmaktay›z. Bu bizim bir semtte yapt›¤›m›z ilk gazete çal›flmas› oluyor ayn› zamanda. ‹lk deneyimimizi, Kartal Meydan›’nda gazete da¤›t›m› yaparak elde ettik. Semtimizde gazete da¤›t›m›na ç›kt›¤›m›z ilk gün, önce nereden bafllayabilece¤imizi tart›flt›k ve ilerici düflünceye sahip emekçilerin oturdu¤u yerlerden bafllamam›z›n daha uygun olaca¤›n› düflündük. Bölgeyi zaten bildi¤imiz için, bunda zorlanmayaca¤›m›z› da biliyorduk. fiunu da hemen belirtelim ki, zaten oturdu¤umuz bölge yo¤un olarak emekçilerin oturdu¤u bir semt. Böylece dört kifli ilk da¤›t›m›m›z için gazeteleri ald›k ve mahalleye geldik. Önce esnaftan bafllad›k. Bölgede daha önceleri gazete da¤›t›m› yap›lmamas›na karfl›n, bize yak›n insanlar›n bulundu¤unu biliyorduk. Bunun içindir ki, gitti¤imiz esnaf bizi genelde çok s›cak karfl›lad›. Bu ilk semt da¤›t›m›m›z s›ras›nda güzel ve bizi coflkuland›ran durumlar da yaflad›k. Bir bakkala girmifltik. ‹çerde birkaç kifli oturuyordu. Biz “‹flçi-Köylü okur musunuz?” diye sorduk. Bakkalda oturanlar almak istemediklerini söylediler. Tam bakkaldan ç›kacakt›k ki, içlerinden biri, yafll› bir amca: “Bu gazete kime ait” dedi. (Hangi gelenek anlam›nda) Biz de gazetemizin ‹brahim Kaypakkaya gelene¤inden geldi¤ini söyledik. Bunun üzerine amca: “Öyle desenize, verin bir tane” dedi ve bir gazete ald›. Bu bizi çok mutlu etti, sevindik, yüre¤imiz kab›na s›¤mad›. Çünkü ‹brahim Kaypakkaya’n›n kitleler içinde nas›l kök sald›¤›n› bir kez daha görmüfltük. Ve bu durum bizi daha çok umutland›rd›. fiu an semtimizde düzenli bir da¤›t›m yapma çabas›nday›z. Yeni yeni insanlara gitmeye çal›fl›yoruz. Tabii ki insanlara sadece gazete verip gitmenin yeterli olmad›¤›n› da biliyoruz. Bugün gazeteyle gitti¤imiz insanlar›, yar›n kendimize daha çok yak›nlaflt›rma ve örgütleme gibi bir hedef asli hedef olmal›d›r. Böyle bir hedefle hareket etmek zorunday›z. Da¤›t›ma iliflkin bu yaz›y› yazd›¤›m›z flu s›rada, yeni bir da¤›t›m›n da haz›rl›¤›n› yapmakla meflgulüz. Birazdan yeni say›n›n da¤›t›m›n› yapmak üzere semtimize gidece¤iz. Yeni bir da¤›t›ma ç›kman›n coflkusuyla, devrimci ve yoldaflça duygularla selamlar›m›z› iletiyoruz. (Anadolu Yakas›ndan ‹K okurlar›)
İşçi-köylü 29
8-21 Ağustos 2008
Yaşamın içinden
Emekçiler ölüyor, sa¤l›k sistemi tekellerin cebini dolduruyor! a¤l›k uzmanlar›, kenelerin sadece, halsizlik, atefl, kas a¤r›s›, bafl a¤r›s›, bo¤az a¤r›s›, bulant›, kusma, ishal, ani bafllayan afl›r› halsizlik, yorgunluk, eklem ve kas a¤r›s› ve de kar›n a¤r›s› gibi belirtilerle ortaya ç›kan KKKA hastal›¤›n› de¤il, örne¤in romatizma benzeri flikayetlerle kendisini gösteren “Lyme” ve daha birçok enfeksiyona da neden oldu¤unu söylemekteler.
S
SSGSS Yasas› ile birlikte h›z kazanan sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n yans›malar›, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n, çal›flma, emeklilik ve sa¤l›k baflta olmak üzere, tüm yaflam alanlar›nda kendini hissettiriyor. Mezarda emeklilik reva görülen, özellefltirme, tafleronlaflt›rma ile ifl güvenceleri ortadan kald›r›lan, iflsizli¤e mahkum edilen emekçilerin sa¤l›k haklar› ise, “paran kadar sa¤l›k, paran kadar yafla” fleklinde özetlenebilecek biçimde gasp ediliyor. Sistem sahipleri, ya¤ma, talan ve de daha fazla kâr h›rs› u¤runa, genifl y›¤›nlar›n yaflama hakk›n› ellerinden almaya çal›fl›yor. Özellikle de sa¤l›k alan›ndaki insan yaflam›n› hiçe sayan uygulamalarla, çok say›da yoksul emekçinin yaflam hakk› ortadan kald›r›l›yor. Ülkemizde son y›llarda ortaya ç›kan kene vakalar›na ba¤l›, K›r›m Kongo Kanamal› Atefli (KKKA) sonucu ölümleri de, yaflam hakk›na dönük sald›r›lardan biri olarak görmek, çok da yanl›fl bir yaklafl›m olmayacak. Çünkü kenelerden bulaflan KKKA’nden yaflam›n› yitirenlerin say›s› her geçen artarken, ortaya ç›kt›¤› bölge say›s› da giderek geniflliyor.
Son dönemdeki birçok vakada da görüldü¤ü gibi, KKKA keneye ba¤l› hastal›klar›n en ölümcülü durumundayken, Lyme hastal›¤›n›n antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastal›k oldu¤u söyleniyor.
Dr. R›dvan Turan
Sa¤l›k uzmanlar›, kenelerin sadece, halsizlik, atefl, kas a¤r›s›, bafl a¤r›s›, bo¤az a¤r›s›, bulant›, kusma, ishal, ani bafllayan afl›r› halsizlik, yorgunluk, eklem ve kas a¤r›s› ve de kar›n a¤r›s› gibi belirtilerle ortaya ç›kan KKKA hastal›¤›n›
de¤il, örne¤in romatizma benzeri flikayetlerle kendisini gösteren “Lyme” ve daha birçok enfeksiyona da neden oldu¤unu söylemekteler. Son dönemdeki birçok vakada da görüldü¤ü gibi, KKKA keneye ba¤l› hastal›klar›n en ölümcülü durumundayken, Lyme hastal›¤›n›n antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastal›k oldu¤u söyleniyor. Sa¤l›k uzmanlar›, yine kene ›s›rmas›yla bulaflan bu hastal›¤›n üç aflamas› oldu¤unu söylemekteler. Birinci aflamada ›s›r›¤›n çevresinde deri döküntüleri ve k›zar›kl›klar olufluyor, ikinci aflamada artrit, yani romatizmaya benzer semptomlar görülüyor, üçüncü aflamada ise organlar etkileniyormufl. Ancak Lyme hastal›¤›n›n, kronik oldu¤u ve hastalar›n basit bir antibiyotik tedavisiyle iyileflebildi¤i belirtiliyor. Bu hastal›¤›n Avrupa’da da yayg›n olarak görüldü¤ü biliniyor. Ülkemizde ise son aylarda ard arda yaflanan ölümlerden de anlafl›laca¤› üzere, KKKA hastal›¤›n› yayan kenelerin halk sa¤l›¤›n›, onun da ötesinde yaflam›n› tehdit eden ciddi bir sorun olarak karfl›m›za ç›kt›¤›n› görmekteyiz. Ve halk›n ç›karlar›n› ilgilendiren tüm konularda oldu¤u gibi, devlet-hükümet yetkililerinin bu soruna karfl› de¤il ciddi, neredeyse hiçbir önlem almad›¤›na flahit olmaktay›z. Sorunun birinci dereceden muhatab› olan Sa¤l›k Bakanl›¤› ise, en küçük bir ciddiyet tafl›mayan, “paçalar›n›z› çoraplar›n›z›n içine
Yaşamın içinden sokun” yönlü “önlem” önerisini sürdürüyor.
Keneye ba¤l› KKKA yoksullar› vuruyor! Kenelere ba¤l›, halk sa¤l›¤›n› ciddi biçimde tehdit eden bu durumu ve de genel olarak sa¤l›k sisteminde gelinen noktay›, Sar›gazi’de bulunan Bar›fl Poliklini¤i’nin doktorlar›ndan Dr. R›dvan Turan ile görüfltük. R›dvan Turan’la sohbete; “Keneler uzunca y›llard›r bilinmesine karfl›n, KKKA denilen bu hastal›k pek bilinmiyordu. Bu mikrobu tafl›yan keneler neden son y›llarda ço¤ald›?” yönlü bir soruyla bafll›yoruz ve flu yan›t› al›yoruz. “Bu vakayla ilgili henüz ciddi bir araflt›rma yap›lm›fl de¤il. Bu virüs eskiden de vard›, ancak bu kadar yayg›n de¤ildi. Ekolojik dengenin bozulmas›yla birlikte ekolojik sistemde ciddi sorunlar yaflan›yor. Do¤al zincir bozulmufl durumda. Örne¤in keneleri yiyen çok say›da canl› yok oluyor, popülasyon azal›yor, bu da kene say›s›nda art›fl› getiriyor” diyor ve ekliyor: “Do¤an›n dengesini bozan, emperyalist-kapitalist sistemdir. Bugün birçok fleyin dengesi bozulmufltur. Do¤aya bu kadar müdahale edilmese, bugün böyle bir sorun da olmazd› belki. ” Dr. Turan, KKKA’nin kimyasal, biyolojik sald›r› vb. nedenlerle aç›klanmaya çal›fl›lmas›n› ise, çok somut verilere dayanmad›¤› için do¤ru bulmuyor ve “bilimsel tezlerden hareket etmek gerekiyor” diyor. Yetkililerin, özellikle de Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n konuya iliflkin yaklafl›m›na iliflkin ise “Sa¤l›k Bakan› sorunun üzerinde durmuyor. Hatta ‘medya niye haber yap›yor?’ diye de elefltiriyor. Sa¤l›¤›n bafl›ndakiler böyle yaklafl›rsa, sorunun bu boyuta gelmesi elbette kaç›n›lmaz oluyor” sözleriyle aç›kl›yor.
“Elinde çekiç olan her fleyi çivi olarak görür” Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bir bütün olarak da hükümet ve devlet yetkililerinin, soruna karfl› duyars›zl›¤›n›n alt›nda ise, söz konusu olan›n halk sa¤l›¤› olmas›-
İşçi-köylü 30 n›n yatt›¤›n› belirtiyor ve “Keneye ba¤l› ölümler a¤›rl›kl› olarak, tar›m emekçilerini ya da pikni¤e giden yoksul emekçi kesimleri vuruyor. Yani emekçiler ölüyor. Bunun içindir ki, sorun flu an egemen s›n›flar aç›s›ndan çok da yak›c› bir hal alm›fl de¤il. Oysa en az›ndan bilinçlendirme kampanyalar›, korunmaya dönük önlemlerin yayg›n olarak halka anlat›lmas› vb. giriflimler de bulunulabilir. Bugün aç›s›ndan yap›labilecekler bunlar olarak görünüyor bana. Çünkü kesin çözüme dönük henüz somut bir araflt›rma, herhangi bir ad›m yok. Mesela flu an piyasada olan losyon vb. ilaçlar›n etkisi flüpheli. Afl› olabilir mi diye sorulacak olursa; flu an böyle bir afl› yok ve egemenlerin mevcut tutumuna bak›ld›¤›nda, k›sa vadede olaca¤›na da inanm›yorum” diyor. Dr. Turan, son dönemde s›kça yap›ld›¤› söylenen ilaçlaman›n da çözüm olmaktan uzak oldu¤unu belirtiyor. Hatta durumu daha da a¤›rlaflt›rd›¤›n› söylüyor. “Çünkü ilaçlama çözüm olmad›¤› gibi, keneleri yiyen baflka canl›lar› da öldürdü¤ü için, kene vakalar›n›n daha da yayg›nlaflmas›na hizmet ediyor. K›sacas› hükümet
meyi amaçlad›¤›n› belirtiyor ve “çünkü tedavi daha masrafl›. Bu da ilaç tekellerinin daha fazla kâr etmesi anlam›na geliyor” diyor. Dr. Turan tüm bunlar›n da yine emperyalist-kapitalist sistemin sonucu oldu¤una inan›yor. Sohbetimiz böylece, kenelerden bir bütün olarak sa¤l›k sistemindeki çarp›kl›klara, halk›n sa¤l›k hakk›na dönük sald›r›lara ve de bu ba¤lamda SSGSS ad› alt›ndaki sosyal y›k›m sald›r›s›na geliyor. Turan bu noktada flunlar› söylüyor: “SSGSS ile birlikte yüzlerce y›ll›k s›n›f mücadelesi kazan›mlar› elden al›nmaya çal›fl›l›yor. Ancak bu politikalar bugün ortaya ç›kmad›. Daha ’80’lerin bafl›ndan itibaren, dönemin hükümetleri taraf›ndan hayata geçirilmeye dönük ad›mlar at›ld›. Ad› neoliberal politikalar olan bu politikalar, AKP ile birlikte iyice ayyuka ç›kt›. Ayr›ca zaten TC hiçbir zaman sosyal devlet olmam›flt›r. Sa¤l›k ve e¤itim bugün sermaye aç›s›ndan çok kârl› alanlar olarak görülmekte. SSGSS ile birlikte art›k ‘paran varsa sa¤l›k da var’ denilmekte.”
8-21 Ağustos 2008 flöyle ifade ediyor: “Asl›nda sa¤l›¤a para ayr›ld›, ancak ayr›lan bu para hastane tekellerinin cebine girdi. Habire özel hastane aç›yorlar ve bu hastaneler fatura gönderiyor ve devlet de sa¤l›¤a ayr›lan paray› bu faturalar için harc›yor. Yani asl›nda sa¤l›¤a harcama oluyor, ancak sa¤l›k sistemini iyilefltirmeye dönük de¤il, hastane tekellerinin cebini doldurmaya dönük oluyor. Asl›nda sa¤l›k hizmetlerine ulafl›m yok. Ve bu durum SSGSS yasas› ile birlikte daha da artacak. Ayr›ca SSGSS sadece bir semboldür. Sa¤l›¤›n tamamen tekellefltirilmesinin sembolüdür. ” Dr. R›dvan Turan ile, keneden bafllay›p, SSGSS’ye varan sohbetimize, iflçiemekçilere dönük ve de yine neo-liberal politikalar›n ürünü olan, genel sald›r›larla devam ediyoruz. Ve oradan da bu sald›r›lar›n nas›l geri püskürtülebilece¤ine geliyoruz. Bu noktada mücadelenin önemi gündeme geliyor. Hem de ciddi bir mücadelenin gereklili¤i. Bu ciddi mücadelenin nas›l olmas› gerekti¤ini ise, flu sözlerle ifade ediyor: “Emekçi kesimlere karfl› yükseltilen neo-liberal dalga, emekçilerin mücadeleyi yükseltmesini zorunlu k›l›yor. Bu dalga ancak ciddi bir direniflle geri püskürtülebilir. Böyle ciddi bir direnifl olursa, kazan›m da olur” diyor ve ekliyor: “Kimse bize lütufta bulunmayacak. Haklar›m›z› mücadele ederek kazanmak durumunday›z.” (Kartal)
tüm sorunlara nas›l yaklafl›yorsa, bu soruna da öyle yaklafl›yor” diye de ekliyor ve “elinde çekiç olan her fleyi çivi olarak görür” benzetmesini yap›yor. Kene sorununda izlenen politikan›n ise “bekle gör” politikas› oldu¤unun alt›n› çiziyor ve zaten bir bütün olarak, ciddi bir halk sa¤l›¤› problemi yafland›¤›n›, mevcut sistemin hastal›klar› önlemeyi de¤il, tedavi et-
“Kimse bize lütufta bulunmayacak!” Sigorta hastanelerinin d›fl›ndaki hastanelerden al›nan sa¤l›k hizmetlerinin ise, sa¤l›¤›n sosyal bir hak olmaktan ç›kar›lmas›na dönük giriflimlerin ürünü oldu¤unu söylüyor. Sa¤l›k hizmetlerine getirilen k›s›tlamalarda getirilen “kasada para yok” gerekçesinin de gerçe¤i yans›tmad›¤›n› düflünüyor ve bunu da
“Asl›nda sa¤l›¤a para ayr›ld›, ancak ayr›lan bu para hastane tekellerinin cebine girdi. Habire özel hastane aç›yorlar ve bu hastaneler fatura gönderiyor ve devlet de sa¤l›¤a ayr›lan paray› bu faturalar için harc›yor. Yani asl›nda sa¤l›¤a harcama oluyor, ancak sa¤l›k sistemini iyilefltirmeye dönük de¤il, hastane tekellerinin cebini doldurmaya dönük oluyor. Asl›nda sa¤l›k hizmetlerine ulafl›m yok. Ve bu durum SSGSS yasas› ile birlikte daha da artacak. Ayr›ca SSGSS sadece bir semboldür. Sa¤l›¤›n tamamen tekellefltirilmesinin sembolüdür.
31
8-21 Ağustos 2008
S›n›rl› bir yaflflaam› s›n›rs›z bir davaya adayanlar ölümsüzdür! Onurlu duruflu, bafle¤mezli¤i ve isyanc› gelene¤i devletin tahammül s›n›rlar›n› aflmas›ndand›r hala a¤›r bask›lar› yaflamas›n›n nedeni. Yo¤un çeliflkilerin yafland›¤› topraklar olmas›ndand›r gerillan›n anayurdu görevini üstlenmesi. ‹flkencelerle, katliamlarla dolu olan Dersim ayn› zamanda isyanlar›n, direniflin ve devrimci mücadelenin de simgesi durumunda olan bir co¤rafyad›r. Onurlu duruflu, bafle¤mezli¤i ve isyanc› gelene¤i nedeniyle devletin tahammül s›n›rlar›n› aflmas›ndand›r hala a¤›r bask›lar› yaflamas›n›n nedeni. Yo¤un çeliflkilerin yafland›¤› topraklar olmas›ndand›r gerillan›n anayurdu görevini üstlenmesi. Ve yine bundand›r evlatlar›n› hesaps›zca direnifllerin çetin yollar›na sürmesi. Özgürlük, kurtulufl ve ba¤›ms›zl›k için s›k›lan ilk kurflunun, yak›lan ilk ateflin mekan› heybetli Dersim Da¤lar›nda, Ali Haydar, ‹brahim ve yoldafllar› büyük bedeller ödemeksizin büyük kavgalarda zaferin elde edilemeyece¤i bilinciyle 36 y›l önce s›rtlar›n› Munzurlara yaslayarak silahlar›n› kufland›lar. O günden bu yana Dersim da¤lar› nice büyük çarp›flmaya sahne oldu. Süregiden bu çarp›flma iki s›n›f aras›ndaki çarp›flman›n savafl arenas›ndaki yans›mas› oldu. Bir yanda sömüren, yok eden, katleden, sömürücü az›nl›k s›n›flar, di¤er yanda ezilen, sömürülen, ac›lara mahkum edilmek istenen milyonlar. Bir yanda zifiri karanl›k, di¤er yanda cüretle, inatla alev alev yanan ayd›nl›k. Ve yürekleri, bilinçleri bu ayd›nl›kla tutuflmufl Partizanlar. Bu kutsal görev için ölüm de dahil hiçbir bedeli ödemekten çekinmeksizin birer adanm›fll›k simgesi olmufllard›r. Yüzlerce yoldafl›m›z›n do¤du¤u, onlarcas›n›n kanlar›yla sulad›¤› Dersim’de bu y›l 8.si düzenlenen Munzur Kültür ve Do¤a Festiva-
li’nde flehit yoldafllar›m›z›n mezarlar›n› ve ailelerini ziyaret ettik. Hozat’a ba¤l› Zankirek köyünde 17’lerle birlikte flehit düflen MKP gerillas› Gülnaz Y›ld›z’›n ailesiyle köylerine geri dönüflleri, askerin köylüler üzerinden uygulad›¤› bask›lar, geçim s›k›nt›s› üzerine sohbetler ettikten sonra mezarl›¤a giderek önce Gülnaz Y›ld›z’›n mezar› bafl›nda Partizan ve Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri olarak k›sa bir anma yap›ld›. Ard›ndan yine ayn› köyden olan 1987’de Hozat’ta 11 yoldafl›yla birlikte katledilen Fecire Y›ld›r›m’›n mezar›nda bir anma yap›ld›. Yine festival öncesinde Hozat’›n Taner köyünde mezar› bulunan 1994 y›l›nda gerillada katledilen Özgül Kader K›l›ç’›n ailesiyle uzun sohbet ettikten sonra ailesiyle birlikte mezar›n› ziyaret ettik. MKP flehidi olan amcas›n›n k›z› Solmaz K›l›ç’la yan yana yatan Özgül Kader K›l›ç’›n mezar› bafl›nda k›sa bir anma yap›ld›. Festivalden önce Dersim’de köy köy dolaflarak yapt›¤›m›z çal›flmalarda Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin, mezar› yap›lmam›fl flehitlerimizin mezarlar›n› yapt›rmak için bafllatt›¤› kampanyay› anlatarak festivalin ikinci günü mezar›n› yapt›rd›¤›m›z flehitlerimizin mezar› bafl›nda yapaca¤›m›z anmaya kat›l›m ça¤r›s› yapt›k. Köylülerin
olumlu karfl›lad›¤› kampanya çerçevesinde ikinci gün Hozat’a ba¤l› Ç›¤›rl› (Zmex) köyünde bulunan ve 1995 y›l›nda flehit düflen Fevzi Koç yoldafl›m›z›n mezar› bafl›nda yapt›¤›m›z anmaya köylerden kat›l›m oldu. Fevzi Koç’un ailesiyle birlikte PfiTA’n›n yapm›fl oldu¤u anmaya yaklafl›k 100 kifli kat›ld›. Devrim ve komünizm mücadelesinde flehit düflenler için sayg› duruflunun yap›ld›¤› anmada, ezen ve ezilen s›n›flar aras›ndaki savafl›mda milyonlarca emekçiye, ezilene umudu tafl›mak için da¤lar› mesken eyleyen Partizanlar›n onurlu mücadeleleri k›saca anlat›ld›. PfiTA ad›na yap›lan aç›klamada da düflenlerimizi Dersim’de anman›n ayn› zamanda devrim mücadelesine olan ba¤l›l›¤› hayk›rmak, onlardan devral›nan bayra¤a leke sürmeksizin daha da yukar›lara kald›r›laca¤›n›n and›n› tekrar içmek oldu¤u ifade edildi. Anmada s›k s›k “Gerillalar ölmez yaflas›n halk savafl›” vb. sloganlar at›d› ve marfllarla sona erdi.
Umut yeflerten Dersim... Köy köy dolaflt›¤›m›z Dersim’de halkla oldukça ö¤retici ayn› zamanda heyecanl› tart›flmalar yürüttük. Yap›lan etkinliklere kat›lamayacak olan köylere özellikle giderek hem gazetemizi ulaflt›rmay› hedefledik, hem festivale iliflkin fikirlerini ald›k hem de bölge özgülündeki birçok geliflmeye iliflkin düflüncelerini paylaflt›k. 1994’te evleri yak›larak, hayvanlar› telef edilen, açl›¤a ve sefalete sürülerek topraklar›ndan uzaklaflmak zorunda kalan köylülerin bir k›sm› emeklilik paras›yla evlerini yaparak köyüne geri dönmüfl, kimi virane olmufl evlerinin kal›nt›lar›n› toparlayarak yaflan›labilir hale getirmifl ancak yazlar› köyüne geliyor sadece. Kimi ise Merkez’de oturup ba¤ bostan ekmek için köyüne geri gelebiliyor. Geriye dönüfller için ç›kart›lan yasalar›n ka¤›t üzerinde kald›¤›n›n en yak›n tan›¤› köylüler. Evlerini yapt›rabilmek için ödenek verilmiyor, verilse de ödenekler zararlar›n› karfl›lam›yor. S›k s›k yayla yasa¤› uyguland›¤› için hayvanlar›n› beslemekte maddi olarak s›k›nt› yafl›yorlar. Birçok köye haftada bir kere bile toplu ulafl›m araçlar› u¤ram›yor. Bundan dolay› e¤itim gören çocuklar resmi ideolojinin kuflatmas› alt›nda Y‹BO’larda okumak zorunda kal›yor ya da okula gidemiyor hala. Özellikle da¤ köyleri askerin fiziki ve psikolojik olarak a¤›r bask›s›yla karfl› karfl›ya. Bunlarla birlikte orman yakmalar, operasyonlar, kültürel yozlaflma, yoksulluk, gelifltirilen ajan-iflbirlikçi a¤›, asimilasyon politikalar› yo¤un biçimde devam ediyor. Tüm bunlar Dersim halk›n›n y›llard›r yaflad›¤› sorunlar. Bu sorunlara ek olarak Dersim’de 1400 köylünün korucu yap›lmak istenmesi insanlar› daha çok düflündürtüyor bu aralar. Böyle bir onursuzlu¤u asla kabul etmeyeceklerini, kabul edenlere de selam dahi vermeyeceklerini söylerken karfl›lar›na koruculuk ç›kt›¤›nda köylerini terk etmekten baflka bir çarelerinin olmad›¤›n› da ekliyorlar. Baflka bir çaremiz yok derken ayn› zamanda dikkat çektikleri bir yan var ki o da devrimcilere ve özelde Partizanlara duyulan güveni ve ihtiyac› çok net bir biçimde gösteriyor bizlere. "Daha önceki seneler gibi birlik olsayd› hepimiz birlikte hareket etseydik her gün yeni bir fley ç›kartamazlard› karfl›m›za" derken bahsettikleri seneler Partizanlar›n Dersim’den çekilmesinden önceki y›llar. Özlemle anlat›yorlar o y›llar›. Çünkü yaflad›klar› her s›k›nt›y› aflmalar›n› sa¤layan, devletin halka yönelik yapt›¤› her sald›r›n›n intikam›n› alan Partizanlar› bilmifl Dersim halk›. Hala halk›n umudu olmaya devam etmesine ra¤men güçlü bir ç›k›fl beklediklerini de belli ediyorlar. Dersim’de halk›n gönlüne taht kurmufl ve bugün birço¤u flehit olmufl "Partizanlar bugün olsalard› buralar bu hale gelmezdi" derken koruculuk gibi bir dayatman›n ancak gerillayla birlikte tüm köylerin ortak hareket etmesiyle bofla ç›kart›labilece¤ini bilince ç›kartm›fl durumda olduklar›n› da gösteriyorlar bizlere. Bizler de gazetemiz ‹flçi Köylü’nün ulaflt›rm›fl oldu¤umuz say›s›n›n orta sayfas›n› gösteriyoruz hemen. Umutlu bir bak›fltan sonra an›larla devam ediyor sohbetlerimiz. Sorunlar›na ortak olup, elefltirilerini ve önerilerini ald›ktan sonra umudu büyütecek geliflmelerden bahsediyoruz karfl›l›kl› olarak. ‹çimizde doru¤a ç›kan bambaflka duygularla ayr›l›yoruz her bir köyden, yeniden gelece¤imize dair söz vererek.
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: ‹STASYON CADDES‹. DÖRTLER APARTMANI NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ➧ ANKARA: SIHHIYE MAH. SÜLEYMAN SIRRI SOK. YUNT AP. NO: 19/7 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 446 78 07 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ MERS‹N: S‹L‹FKE CADDES‹ ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT:3 NO:118 MERS‹N Cep: 0 545 685 25 27 ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELERSTR. 93, 47169 DU‹SBURG, TEL: 0049-203-40 60 958, FAX: 0049-203-40 60 959
8. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali coflflkkuyla kutland› Bu y›l 8.si düzenlenen Munzur Kültür ve Do¤a Festivali 31 Temmuz’da bafllad›. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da festival yo¤un polis ve jandarma kontrolleri, orman yang›nlar› ve gerillaya yönelik yap›lan askeri operasyonlar›n gölgesinde kutland›. Festivalin 1. günü Pertek Feribot ‹skelesi ve Seyitli Köprüsü’nde Festival Tertip Komitesi’nin karfl›lad›¤› misafirler jandarma taraf›ndan kimlik kontrolünden geçirildi. Uzun uzad›ya GBT yaparak festivale kat›lanlarda tedirginlik yaratmay› hedefleyen jandarma, aranmas› oldu¤u gerekçesiyle gazetemiz okuru Süleyman fiahin’i gözalt›na ald›. fiahin akflam saatlerinde tutuklanarak Elaz›¤ Hapishanesi’ne götürüldü. Merkez’de de Tunceli Valili¤i taraf›ndan Palavra Meydan›’nda as›l› olan Seyit R›za posterinin yasak denilerek indirilmesini protesto eden onlarca Dersimli posteri indirildi¤i yere yeniden ast›. Pertek, Mazgirt, Hozat ve Ovac›k ilçelerinde kutlanan festival süresince paneller, sergiler, halk oyunlar›, tiyatro gösterileri ve konserler yap›ld›. 1 A¤ustos’ta Pertek ve Mazgirt’te yap›lan etkinliklerde yerel sanatç›lar›n yan› s›ra Mustafa Özarslan, Ali Asker, Seyfi Do¤anay, Sabahat Akkiraz, fievin, Y›lmaz Çelik, Kibar Aslan, Yusuf Turan vb. sanatç›lar söyledikleri türkülerle kitleyi coflturdular. Pertek’te düzenlenen Çevre Sorunlar› ve Kentleflme konulu panelde Pertek Belediye Baflkan› Kenan Çetin, Pertek Belediyesi’nin önünde 22 proje oldu¤unu, bu projeler içerisinde yozlaflma, istihdam alanlar›n›n yarat›lmas› gibi konular›n yer ald›¤›n› söyledi. Tüm halka belediyenin bu projelerine destek verme ça¤r›s› yapan Belediye Baflkan›’n›n ard›ndan sözü Almanya Sol Parti Federal Milletvekili Hüseyin Kenan Ayd›n ald›. Ayd›n, dünyada 850 milyon insan›n aç kald›¤›n› ve dünyada her gün 45 bin insan›n açl›ktan öldü¤ünü söyledi. Halk› kendi geleneklerini korumaya ça¤›ran Ayd›n’dan sonra sözü Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi’nde ö¤retim görevlisi olan Prof. Dr. ‹lyas Y›lmazer ald›. Y›lmazer 1924 Zürih Anlaflmas›’nda savafl an›nda bile tarihi eserlere dokunmama karar› al›nd›¤›n› fakat tarihi yok etmek için u¤rafl verildi¤ini söyledi. Hasankeyf baflta olmak üzere barajlarla birçok tarihi bölgenin yok edilmeye çal›fl›ld›¤›na ve bunun nedenleri aras›nda enerji kâr› elde etmek olmad›¤›na dikkat çekti. Son olarak sözü alan Jeoloji Mühendisi Cemalettin Küçük siyanürlü alt›n araman›n Türkiye’nin birçok yerinde yaflanan bir sorun oldu¤unu söyledi. Panelden sonra fielale Çay Bahçesi’nde geç saatlere kadar süren etkinlikler halaylarla sona erdi.
Tohumun filizlendi¤i topraklar 2 A¤ustos günü Hozat’ta yap›lan etkinlikler festival boyunca en yüksek kat›l›m› sa¤lad›. Sabah saatlerinde Belediye Çay Bahçesinde yap›lan kahvalt›n›n ard›ndan Varvara Halk Danslar› ekibi cirit oyununu simgeleyen gösterisini sundu. Ozan Berbati’nin fliir dinletisi ve yerel gruplar›n türküleriyle coflturdu¤u kitle Belediye Dü¤ün Salonu’nda ‹dil Tiyatro Atölyesi’nin oyununu izledi. Yine çay bahçesinde Dersim Tarihi ve Sorunlar› konulu yap›lan panelde Hozat Belediye Baflkan› Cevdet Konak Hozat Belediyesi’nin çal›flmalar›n› ve belediye olarak önlerinde duran sorunlar› anlatt›. DTP Milletvekili fierafettin Halis, Araflt›rmac› Yazar Necati fiahin ve Ali Kaya, Araflt›rmac› Turabi Salt›k ve Tunceli Ba¤›ms›z Milletvekili Kamer Genç’in kat›ld›¤› panelde Kamer Genç’in her zaman oldu¤u gibi yine Dersim kültürü ve tarihiyle ba¤daflmayacak konuflmalarda bulunmas› gerginlik yaratt›. Devlet mant›¤›yla hareket eden, Dersim halk›n›n Kemalist ideolojiye sahip ç›kmas› gerekti¤ini iddia eden, Dersim’in geliflmesinin önünde afl›lmas› gereken en büyük sorunlardan biri olarak sistemin yaratt›¤› teröre dokunmadan devrimcileri kastederek “terör”ü koyan Genç’e paneli dinlemeye gelen kat›l›mc›lardan kendisini k›nayan ve protesto eden cevaplar gelmesiyle sald›r›ya geçen Genç bir süre sonra susmak zorunda kald›. Akflam saatlerinde Cumhuriyet Caddesi’nde Gökçen Kahraman ve Grubu, Hüseyin Günefl, Enver Çelik, Ali Haydar Can, Seyfi Yerlikaya, Mehmet Ekinci, fievin, Mustafa Özarslan, Sabahat Akkiraz ve Emekçi sahne ald›. Hozat’ta h›nca h›nç dolu olan konser alan›nda coflkulu bir flekilde e¤lenen kitle Partizanlar›n bafl›n› çekti¤i halaylara efllik etti. Emekçi’nin sahneye ç›karak ‹brahim’e A¤›t türküsüne
bafllamas›yla “Önderimiz ‹brahim ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar›n› atarak uzun süre alk›fllad›lar. Dersim topraklar›nda Partizan’›n ve ‹brahim Kaypakkaya’n›n ayr›cal›kl› yeri Hozat’taki etkinliklerde önemli ölçüde görüldü. Tohumun filizlendi¤i topraklara verilen eme¤in, yarat›lan de¤erlerin uzunca bir süreden sonra yeniden ayn› topraklarda ayn› sahipleniflle korundu¤unu görmek herkeste ayr› bir coflku yaratt›. Festival’in son günü Ovac›k’ta etkinlikler yap›ld›. Ovac›k’ta ilk olarak yap›lacak olan Cemevi’nin temeli at›ld›. Buradan otobüslerle hareket edilerek Munzur Gözeleri’ne ve siyanürlü alt›n ç›kar›lan Cevizlidere Köyü’ne gidildi. Ovac›k Belediye Dü¤ün Salonu’nda Barajlar Sorunu-Siyanürle Alt›n Ç›karma-Göç ve Yoksulluk konulu panelde Cemalettin Küçük, ‹lyas Y›lmazer, Ovac›kl›lar Kültür Derne¤i’nden ‹lyas Ayd›n ve TUDEF ad›na Fevzi Konak kat›ld›. Panelde genel olarak 94’ten bu yana devletin zorla göç ettirme politikas›, siyanürlü alt›n aranmas› ve bölgede yap›lacak olan barajlar›n Dersim do¤as›na ve insan›na verece¤i zararlar anlat›ld›. Ovac›k’ta da akflam saatlerinde Hükümet Kona¤› önünde yap›lan konser öncesi daha önce CHP’den milletvekili olan Sinan Yerlikaya bir konuflma yapt›. Konuflmas›nda CHP ve Kemalizm propagandas› yapan Yerlikaya ›sl›klar, alk›fllar, yuhlamalar ve “Dersim onurdur onuruna sahip ç›k” sloganlar›yla protesto edilirken sözünü daha fazla uzatamad›. Hemen ard›ndan konuflma yapan Ali R›za Bilir de Yerlikaya’n›n konuflmas›n› protesto ederek CHP’nin katliamc› yüzüne dikkat çekti. Konuflmalar›n ard›ndan Serap, Burhan Berken, Grup S›lam, Zeynel Dede-H›d›r A¤gül, Grup Harman, Cevdet Ba¤ca, Servet Kocakaya, Grup Cemre, Serdar Hay›r ve Grup Harmanyeli sahne ald›.
Dersim halk› festivalden tam olarak memnun de¤il Bu y›lki festivale Dersim halk›n›n kat›l›m›n›n baz› ilçelerde önceki y›llara oranla düflük oldu¤u gözlerden kaçmad›. Genel olarak bölge halk›n›n festival için sadece konser oldu¤u, kültürel olarak festivalin yeterli olmad›¤›, kimlik sorununu irdelemedi¤i, bölgeye özgü sorunlar›n çözümünde bir araç olarak kullan›lamad›¤› yönündeki elefltirileri son y›llarda daha fazla dile getirildi. Ancak Festival Tertip Komitesi’nin devrimci kurumlar d›fl›ndaki temsilcilerinin bu sorunlar› görmezden gelerek hareket etmesine yönelik bir tepki olufltu¤unu söylemek mümkün. Özellikle Ovac›k halk›n›n ilçede yap›lacak olan etkinliklerin Munzur Gözeleri’ne ya da siyanürlü alt›n ç›kart›lan Cevizlidere Köyü’ne tafl›nmas› isteminin ›srarla reddedilmesi kat›l›m›n düflük olmas› itibariyle bir tepkiye dönüfltü¤ünü gösterdi. Ovac›k’ta festival öncesi yap›lan ve Ovac›k halk›n›n da kat›ld›¤› toplant›larda, ayn› biçimde devam etti¤i takdirde Ovac›k’ta festival düzenlemenin anlams›z oldu¤u yönündeki ifadeleriyle birlikte etkinliklerin iptal edilmesinin de tart›fl›lmas› genel olarak festivalin Dersim halk›n›n dahil olmad›¤› bir etkinlik toplam› oldu¤unu da gösteriyor. Devrimci ve demokratik kurumlar›n stant açt›¤› K›flla Meydan›’nda Partizan olarak açt›¤›m›z kitap stand›na Dersim halk›n›n yan› s›ra yurtd›fl› ve il d›fl›ndan gelen insanlar da ilgi gösterdi. Gerek Merkez’de yap›lan etkinliklerde gerekse ilçelerde yap›lan etkinliklerde açt›¤›m›z kitap standlar›nda yapt›¤›m›z sohbetler, gazete da¤›t›mlar›nda karfl›laflt›¤›m›z ilgi hem faaliyetçilerimiz hem de bölge halk› üzerinde olumlu etkiler yaratt›. Güçlü bir kat›l›mla festival süresince yo¤un bir faaliyet süreci ören Partizanlar “neredesiniz” diyen Dersim halk›yla özlemle bulufltu.