**2 1/9/56 9:22 Page 1
±CMYK 27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
2
1
Tezgah bafl›nda al›nteri ak›tan, topraktan yaflam ç›kartanlar›n candanl›¤›yla merhaba, Üretim faaliyeti, s›n›f mücadelesi prati¤i ve laboratuvar araflt›rmalar› bilginin kaynaklar›d›r. Yaflam ve bilgi, bilim buradan ç›kar, bu alanlarda insanla yeniden buluflur. Toplumda bilgi, bilim ve bilimsel geliflmeler; üretim aletleri kimin elindeyse onun hizmetine girer ve onun ç›kar›n› korur. Mülkiyetin kolektif oldu¤u ilkel komünal toplumda; herfley toplumun/insanl›¤›n ç›kar›na hizmet ederken; özel mülkiyetin geliflmesi ve egemenli¤i flartlar›nda özel mülk sahiplerinin hizmetine girmifltir. Köleci toplum, feodal toplum serüvenlerini yaflayan özel mülkiyet; kapitalist toplum sürecindeki serüvenini, kapitalizmin tekelci aflamaya geçifli ile yozlaflan, çürüyen ve soysuzlaflan bir tarzda sürdürüyor. Feodalizmden kapital-
izme kendi iç dinamikleriyle geçifl yapamayan ülkeler ise, emperyalizm taraf›ndan teslim al›narak azg›n sömürüye tabi tutuldular, tutuluyorlar. Ülkemiz de; Osmanl› döneminde emperyalizmin tuza¤›na düflerek ba¤›ml› bir ülke statüsüne sokuldu ve çeflitli milliyetlerden halklar›n derin ac›lar›na tan›kl›k ederek; birinci emperyalist paylafl›m savafl›nda kullan›ld›; bir k›sm› iflgal edildi.. “Kurtulufl savafl›” ile, ülkemizdeki aç›k iflgal kald›r›lm›fl olmas›na karfl›n; ekonomik, siyasi olarak ve dünya görüflü olarak emperyalizme ba¤›ml›l›¤›n› sürdürdü. Osmanl›dan kalan borçlar ve verilen imtiyazlar sürdürüldü. “Padiflahs›z padiflahl›k” sistemi sürdürüldü. Sonra bu iliflki daha da derinleflti ve emperyalizme ba¤›ml›l›k giderek pekiflti. Nato arac›l›¤›yla askeri iradeyi de emperyalistlere tamamen teslim eden bu sistem; borçlanma, faiz ödeme,ekonomik, askeri, kültürel ve siyasi iradesini tamamen yitirdi.
Sözde ba¤›ms›z gerçekte ise, ba¤›ml› hale geldi. Özellikle ABD emperyalizminin yörüngesinde ve ç›kar›na göre konumlanm›flt›r. Yar›sömürgelik olgusu, ayn› zamanda di¤er emperyalistlerin de pazar dalafl› yaflamas› anlam›na gelmektedir. Feodal mülkiyet ve üretim iliflkilerinin tasfiye edilmeyifli, feodal karakterdeki s›n›flar›n da iktidarda önemli söz sahibi olmas›n› getirmifltir. Emperyalizm, komprador kapitalizm ve feodalizm yani ülkemizdeki üç gerici, kaderlerini ortaklaflt›rm›fl olmaktad›r. Bu sistemin ezdi¤i, sömürdü¤ü s›n›f ve tabakalara bugüne kadar verdi¤inden farkl› olarak verece¤i birfley yoktur. En son 17. kez IMF anlaflmalar›yla yürütülen politikalar sonucu; egemen s›n›flar borç dilenmek zorunda kalm›fllard›r. Sistemin düfltü¤ü bu kriz ve ç›kmazda emekçilerin hiçbir rolü olmamas›na ve hatta bugüne kadar emekçilerin s›rt›ndan geçinmelerine ra¤men egemenler, yine krizin
yükünü iflçiye, köylüye, esnafa, kamu çal›flan›na, gençli¤e ve emekçi kad›na ç›kartma hesab› ve çabas› içindedirler. “‹flçi-köylü” nün ilk say›s›yla candan merhaba derken; bütün ülke ve dünya gerçeklerini aç›klama; ezilenlere kendi gerçeklerini, güçlerini, yapabileceklerini ve çözüm yolunu gösterme; iflçi s›n›f›n›n öncülü¤ünde emperyalizmin ve komprador patron-a¤alar›n nas›l yenilece¤ini ayd›nlatma, kitlelere ›fl›k olma ve hareketlerinin yan›nda olma görevimizi de lay›k›yla yapaca¤›m›z› ilan ediyoruz. ‹flçi-köylü’nün, eme¤in yarat›c›l›¤› ve kararl›l›¤›yla yeniden merhaba diyor, yeni say›m›zda buluflmak dile¤iyle, dostlukla kal›n diyoruz.
Nergiz K›z›
Ç›kt›¤›n günefle yolculu¤undan, Tan›yor halk›n seni. Sen, Dersim Gülistanl›¤›na bu baharda düflen ilk Nergiz Beyaz da¤ eteklerine sofray› kuran ilk k›z Söyle! seni ülkemin hangi topra¤›na ekeyim. Bu taptaze bahar sabah›nda Özgürlü¤e duran bu gidifl
halay bafl›ndaki bu hayk›r›fl Bu mendil sallamalar ‘dayan›n can yoldafllar’ diye mi! Duvarlardan ›s›tt›¤›n bu s›cak selam ‘bizimkine mi’ bilesin ki ›s›tt›lar duvarlar›n s›cakl›¤› yay›l›yor. 123. günle vadalaflan bedenin
bir mihenk daha döfledi yar›na. Cana can katan Nergiz k›z› Par›ldayan siperler Nergizlere bezendi. Ay ›fl›¤› utan›yor flimdi, daha önce yarmad› diye geceyi
dolapç› beygiri olduk kofl babam kofl ha... Yar›n›m›z ne olacak dedik Kocaman “Hiç”i gösterdiler yoksullu¤un iflsizli¤in girdab›nda gençli¤i gördük ça¤la yüre¤im ça¤la patla Patla Partizan Öfkesi yüre¤im çünkü sen eme¤i has›r edilen tütüncüyü tan›d›n Pamukta, üzümde, incirde, çayda, f›nd›kta bezirgan tak›m› parazitleri gördün Daha ne sayay›m yurdum güzelliklerimizi çald›lar Ahtapotlara yem ettiler “Hiç” edilen bizim al›nterimiz oldu Yafll› bedenlerimiz nas›rl› eller k›r›flan yüzler yüzy›llar›n ac›lar›n› tafl›d› yüre¤imiz kar›n toklu¤una dayan denildi. Ça¤la yüre¤im ça¤la patla Patla Partizan Öfkesi
yüre¤im Çünkü sen sevdalar› kufland›n da geldin saf temiz sevdalar›, sevinçleri, hüznü oyas›na, kilimine nak›fl nak›fl dokuyan k›zlar›m›z, kad›nlar›m›z gelece¤i ellerinden al›nanlar›m›z yani en çoklar›m›z köz alt›nda umutlar› kald› Tan›d›k da büyüdük ça¤la yüre¤im ça¤la patla Patla Partizan Öfkesi yüre¤im Topra¤›ndan sürülmüfl... ac›lar›n› kufland›n da geldin pelesenk vurulmufl dilleri tan›d›k yurdum. Kondulara s›k›flmak kar etmez art›k Gelece¤in atefl toplar› serh›ldanlar› do¤uyor iflte bu toprakta tohum analar›n rahimleri kurutulabilir bu kökleri söküp atabilir misiniz? ey zebaniler
ça¤la yüre¤im ça¤la patla Patla Partizan Öfkesi Yüre¤im Y›ld›zlar tutulabilir mi hiç betonlanabilir mi? “Hiç”lefltirilmek istenen yaflam›n k›y›s›nda yine zulmün kalelerini dövüyorum bir gün bile fazla yaflamak inatla... Y›ld›z›m›z›n UMUT iflçili¤i ile zebanilere inat bir gün bile fazla yaflamak ve bahara erece¤imiz günler de yak›n yüre¤im ça¤la Halk›m›z›n bayram› da gelecek bahar› da... Coflkun akan ›rmaklar gibi ça¤la yüre¤im ça¤la 27 Mart 2001 Yusuf Can Edirne F Tipi Hapishanesi Ölüm Orucu Direniflçisi
iflçi-köylü’den
Seni, halk›m›n örgütlenmifl öfkesinden, Da¤lar›n doruklar›nda Tohuma duruflundan tan›yorum. Düflman›n ci¤erini da¤larken bile Çelimsiz duran görünüflünden, Al band› beyninde kuflan›fl›ndan, “Kaç bayram geçti” dedi anam Yine mevsimi yedik biz yürüdük anarak erdik “Mil mi çekildi bu gözlere” der karalar bahara da Umut iflçisiyiz biz Ne yas ne gam ne tasa yak›flkmaz arad›m›z s›ra kar, boran f›rt›na, lodos sel ah›nda önüne katan› götüren hangi dilde hangi usta gördü bu günleri gören göz dayan›r bu yürek susar m›? Ac›lar› kufland›k da geldik. Y›rt›yorum “sessizli¤i” zebanilere inat Umut iflçili¤i ile yaflam›n k›y›s›nda ça¤la yüre¤im ça¤la patla patla Partizan Öfkesi yüre¤im Oku! dediler “Oku adam ol!” ne okul hakk›, ne okuma hakk› bize
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:23/2 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Genel Yay›n Yönetmeni: Memik HOROZ Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Bar›fl AÇIKEL Bask›: Serler Matbaas› Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN. 1303-0299
Hesap Numaralar›: Sema Gül Ziraat Bankas› Aksaray fib. Yurtiçi hesap no: 0751 0003 0003 1868 121 Yurtd›fl› DM hesap no: 301009-259546 Emlak Bankas› Atatürk Bulvar› fib. Fr. Fr. hesap no: 001 0423 Vak›fbank Valide Sultan fib. Avusturya fiilini hesap no: 3454012031
±CMYK
iflçi-köylü NOT: Teknik aksakl›klardan kaynakl› olarak gazetemiz yurtd›fl›nda bir süre daha tabloid boyda yay›nlanmaya devam edecektir.
11.04. 2001 Sakine Dönmez
Abone Koflullar›: 6 ayl›k: 10.200.000 1 y›ll›k: 20.400.000 Not: Posta ücretleri dahildir.
elektronik posta adresimiz: umutyayimcilik@superonline.com
**3 4 1/9/56 9:35 Page 1
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
3
Kim Dur Diyecek Bu Zulme! zellikle son 20 y›ld›r “Serbest Pazar”, “Liberal ekonomi”, “Globalleflme-Küreselleflme”, “Yeni Dünya Düzeni” gibi sözcükleri o kadar s›k duyduk ve o kadar çok övüldü ki; milyonlarca emekçi, bu politikalardan kendileri için iyi sonuçlar bekledi. Bu ekonomi-politikalara göre; bütün dünya ortak bir pazara dönüflecek, özellefltirme yoluyla biz de entegre olaca¤›z; yat›r›mlar artacak, iflsizlik azalacak, bizim yaflam›m›z da Amerika ve Avrupa gibi olacak; demokratik bir ortamda ve iyi koflullarda yaflayacakt›k. Vitrinlerde herfley bulunacakt› vs. vs... Bugünden geriye dönüp bakt›¤›m›zda; söylenenlerden “Vitrinlerde herfley olacak” sözü d›fl›nda hemen hepsinin bir yalandan ve kand›rmacadan ibaret oldu¤u a盤a ç›km›fl durumdad›r. Ki, o da, vitrindekileri kimin alabildi¤i sorusuyla irdelendi¤inde, gerçekte halk›n vitrin izleyicisi durumuna getirilmesinden anlafl›lacakt›r. Entegre olma meselesinde ise; eflitlikten de¤il, ba¤›ml›l›¤›n ve yar›-sömürgelik statüsünün güçlenmesinden söz edebiliriz. Avrupa’daki iflsizlik ve sokakta kalanlar›; Amerika’daki yoksullu¤u ve zencilerin durumunu burada sözkonusu etmiyoruz. Esas olarak Türkiye’de neler oldu¤u üzerinde durmak daha yararl› olacakt›r. O zamanlarda da yaz›p söyledi¤imiz gibi bizim için çok anlafl›lmaz de¤ildi bu politikalar. Toplumun ezen-ezilen, sömüren-sömürülen fleklinde ikiye bölündü¤ü ve birinin ç›kar›n›n di¤erinin zarar›na oldu¤u gerçe¤ini bilmek ve bundan hareketle politikalar› incelemek, gerçe¤i yakalamay› fazlas›yla kolaylaflt›rmaktad›r. Toplumlar tarihi ve s›n›flar mücadelesi bilimine sahip olmak bunun için yeterlidir. Ancak gerçe¤i bilmek yetmez, gerçe¤i ezilenler ve sömürülenler lehine de¤ifltirmek de gereklidir. O halde politikam›z› sadece gerçe¤i ifade etmeye ve göstermeye de¤il, hatta esas olarak yoksullar yarar›na de¤ifl-
Ö
tirme amac›na göre flekillendirmemiz gereklidir. Yoksullar›n ç›kar›n›; k›r›nt›lar kazanmayla s›n›rl› tutmak ise, bir baflka yolla yoksullar›n köleli¤e devam etmesine evet demek olacakt›r. Yoksullar›n ç›kar›; eme¤inin hakk›n› almas› ve yaflam› üreten olarak siyasi iktidarda da kendisinin olmas›d›r. Bir baflka deyiflle; yoksulluk bir ekonomi-politika sorunu oldu¤u, bu nedenle s›n›f iktidar›na ba¤l› bir sorun oldu¤u için; yoksullar›n ç›kar› ancak kendi iktidar›na sahip olmakla sa¤lanabilecektir. Özellefltirme ve “Yeniden yap›land›rma” politikas› nedir, ne getirmifltir? Süreci gözden geçirdi¤imizde; Türkiye ekonomisi zaten emperyalistlerin denetim ve yönlendirmesinde bir ekonomiydi; flimdi bu daha da boyutland› ve IMF, Ankara’ya büro açacak kadar ileriye tafl›nd›. “Serbest pazar” politikas› ve özellefltirmelerle; ülkenin geçmifl birikimleri emperyalistlere peflkefl çekildi, küçük üreticilerin ellerindeki olanaklar büyük kompradorlar›n ve emperyalistlerin ellerine geçti. Yat›r›m yap›lma yerine; elde edilen de¤erler patronlar›n ve emperyalist finans kurulufllar›n›n kasalar›na akt›, ülke d›fl›na ç›kt›. Hatta bu süreçte öylesine borçlan›ld› ki; 120 milyar dolara ç›kt› d›fl borç tutar›. Borcu borç alarak ödeme yoluyla borç ve faiz bata¤›na saplan›ld›. ‹flsizlik 盤 gibi büyüdü. Esnaf kepenk kapatt›, köylü üretemez ve üretti¤ini zarar›na satar hale getirildi, ülke tar›m› yok edildi. Yerel ve geleneksel kültür de¤erleri yozlaflt›r›ld› ve emperyalizmin kültür politikas›n›n ürünü olarak asalak ve yoz bir toplum yarat›ld›. Günden güne insan kimli¤i yok edildi. Sevgi-sayg›, dayan›flma içinde birlikte ve onurlu yaflama iste¤i bile öldürüldü; birbirinin kuyusunu kazma; di¤erinin omuzuna basarak, pazarlayarak ve aldatarak kendi ç›kar›n› yükseltme tutumlar› “örnek” tutumlar, yapanlar da becerikli olarak lanse edildi. Köfleyi dönmecilik “baflar›” olarak gösteril-
di. Demokratik ortam ise, zaten TC’nin kuruluflundan beri ülkemize u¤ramam›flt›. Önemli olan önce devletin (yani devlet kurumunun koruyup kollamakla görevli oldu¤u bu sistemin) korunmas›yd›. Güvenlik herfleyin bafl›yd› ve bu devlet-sistem korunmal›yd›... Bu sürece bak›ld›¤›nda, ülkede sanayi, tar›m, e¤itim, sa¤l›k, sosyal ve kültürel yaflam; insan iliflkileri, akrabal›k, komfluluk vb.. hemen herfley y›k›ld› ama iki fley güçlendirildi. Bunlardan birisi sistemi korusun diye oluflturulan ordu ve polis, di¤eri ise emperyalizmin yerli iflbirlikçileri olan soyguncu bir avuç hakim s›n›flar.. fiunu herkes görüyor ki, sistem bekçilerinin ekonomik ve sosyal koflullar› her zaman, çal›flan emekçilerin çok üzerinde oldu. Resmen bu kesimler, halka karfl› sald›rgan, vahfli ve ac›mas›z davrans›nlar diyerek parayla sat›n al›nd›. Patron-a¤alar ise, zaten üretim aletlerinin ve yönetim erkinin sahipleri olarak; ortaya ç›kan ürünü esas olarak kendi ve efendilerinin kasas›na tafl›d›lar. Halk yoksullaflt›kça onlar zenginleflti... Bu denklem zaten böyleydi; birisinin ç›kar› di¤erinin zarar›nayd›... Birisi az ald›kça di¤eri çok al›rd›... “Yeniden yap›land›rma” diye lanse edilen, devletin yeni duruma göre organize edilmesi, esas olarak bu soygun sisteminin yürümesi içindi. Tabi bunun yan›nda, g›rtla¤›na kadar borçlu oldu¤u ve kölece iradesini teslim etti¤i ABD ve di¤er emperyalistlerin bölgesel bazda faydalanaca¤› bir ülke olmak aç›s›ndan da devletin yeniden yap›land›r›lmas› flekillendirildi. Çünkü, bölgedeki sorunlarda emperyalistlerin maflas›, kanl› k›l›c› olmak Türkiye egemenlerine biraz daha borç ve ba¤›fl yap›lmas› anlam›na da geliyordu. Herfley gerilerken (üretim ve ücretler düfler, iflsizlikyoksulluk artar, köylü açl›¤a, esnaf iflasa sürüklenirken) ordunun ve polisin “ilerlemesi”, yani teknik ve insan gücüyle güçlendirilmesinin, maafllar›ndaki art›fl›n nedeni
böylece anlafl›lm›fl oluyor. Sadece anlafl›lm›fl olmuyor; hakk›n› isteyen herkesin bunlar taraf›ndan bast›r›lmas›; iflkenceye tabi tutulmas›, tutsak düflenlerin hücrelere at›lmas› için trilyonlara varan harcamalarla F tipi hücreler infla edilmesi bunlar›n gerçe¤ini de gösteriyor. Sistem, kendi bekçilerini, cehennem zebanilerini parayla sat›n al›yor ve halka karfl› kullan›yor. Yalan imparatorlu¤u Bugüne kadar bask› ve fliddet yan›nda halk› aldat›rken hep vaatlerde bulundular egemen s›n›flar. Hep hayal yayd›lar. Hep gerçe¤i çarp›tt›lar. Kimisini korkutarak kimisini de aldat›p inand›rarak sürdürdüler zalim sistemlerini. fiimdi. hapishanelerdeki halk›n evlatlar›n› da hücrelerde katlederken yalan söylüyorlar. Çeteler Türkiye hapishanelerinde yatmak için can at›yor. Çünkü, buras› onlar için çiftlik gibidir. Mafya-çete ifllerini rahatl›kla yürütür, içeriyi haraca keser, cep telefonu, silah ve kad›n ihtiyac›n› rahatl›kla sa¤lar. Ama sistem muhalifi olanlar; sürekli bask› alt›nda tutuldu¤u, defalarca topluca katliamlara u¤rat›ld›¤› yetmezmifl gibi, flimdi de hücrelerde insandan yal›t›lm›fl olarak tecrit edilmek ve teslim al›nmak, yozlaflt›r›lmak, k›sacas› bu sistemin birer piyonu flekline getirilmek isteniyor. Devrimci-komünist tutsaklar; bu zalim sald›r›ya karfl› bedenlerini kalkan yaparak direniyorlar. 180. günleri geçen Ölüm Orucu eylemini ve Süresiz Açl›k Grevini sürdürüyorlar. Hergün birkaç ölüm haberi geliyor zindanlardan... Sistemin bu katliam› ve teslim alma politikas› sadece tutsaklar› teslim almayla s›n›rl› de¤ildir. Bu esas olarak toplumun; ezilen emekçilerin teslim al›nmas›n›n bir parças›d›r. Önemli bir parças›d›r. Çünkü, sisteme karfl› ç›k›p kendi haklar›n› isteyenleri tutsak ald›¤›nda kiflilik olarak ezerse devlet, o zaman d›flar›da baflka isyan edecekleri de korkutmufl ve sindirmifl ola-
cakt›r. En ileri ç›kanlar› bunun için öncelikle teslim almak ve yok etmek istemektedir. Ölüm Orucu direniflinin bu aflamas›nda baz› yasal düzenleme yaparak sorunu çözece¤i hayali yaymaya çal›flan devlet, bir kez daha yalan söylüyor. Sözde tecriti ortadan kald›r›yor ve bunu yasal statüye kavuflturuyormufl gibi gösteriyor ama gerçek bu de¤ildir. Gerçek fludur: tecrit ve bask›yla davas›ndan vazgeçirece¤i insanlar› hala tecrit koflullar›nda tutmas›n›n gere¤i yoktur. Zira bu gibilere de ayn› direnenler gibi muamele yaparsa zamanla bunlar›n yeniden direnifle geçmemesinin bir nedeni olamaz. O nedenle teslim olanlar›n birbirleriyle görüflmesinde sak›nca bulmamakta görüflmelerine izin vermek istemektedir. Fakat “Terörle Mücadele Yasas›”n› olufltururken öylesine fanatik, faflist bir kat› zihniyetle oluflturmufllar ki, bu gibi teslim olan, davas›ndan vazgeçenleri bile birbirleriyle görüfltürmeyi düflünmemifllerdir. fiimdi TMY’nin 16. maddesini de¤ifltirerek bunu sa¤lamaya çal›fl›yorlar. Ama ayn› bildik ikiyüzlülükle sanki tecrit ve izolasyonu kald›r›yorlarm›fl gibi kitleleri kand›rmaya çal›fl›yorlar. Fakat devrimci-komünist tutsaklar bu oyunun fark›ndad›rlar ve gerçekten izolasyon-tecrit kalkana, yapt›r›mlardan vazgeçilene kadar direnifllerini sürdüreceklerdir. Çünkü, bu konuda kazan›lacak zaferin; toplumun hücrelefltirilmesine karfl› kazan›lm›fl bir zafer olaca¤›n›n bilincindedirler. Çünkü hücre sadece içerde de¤il, yaflam›m›z›n her alan›nda yarat›ld›, yayg›nlaflt›r›lmak ve kal›c› yap›lmak isteniyor.. Bu gerçe¤i görmek zorunday›z. E¤er bu gerçe¤i görürsek; hem tutsaklar›n direnifline sahip ç›kaca¤›z, hem de kendi özgürlü¤ümüz için mücadele etmifl olaca¤›z.
**3 4 1/9/56 9:35 Page 2
27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
4
1
Emperyalist haydutların krizine teslim olmayacağız H. Merkezi: Emek Platformu yaflanan ekonomik krizin ard›ndan aç›klad›¤› ayl›k program›n›å 14 Nisan 2001 tarihinde ülke çap›nda gerçeklefltirdi¤i mitingle sonuçland›rd›. ‹flçi ve emekçilere yönelik yo¤un sald›r›lar› içeren “Ulusal Ekonomik programa karfl› Emek Platformu taraf›ndan haz›rlanan alternatif program çerçevesinde binlerce iflçi emekçi alanlara ç›kt›. Ulusal dayan›flma sosyal uzlaflma ve fedakarl›k demoagojisiyle sunulan ulusal ekonomik programa karfl› esnaflar›n gerçeklefltirdi¤i eylemlerin tersine EP’nun organize etti¤i mitingler dayat›lan bu ekonomik sald›r›y› geri püskürtme kararl›l›¤›ndan uzakt›. Ülke çap›nda yap›lan mitinglerde hücre karfl›t› pankartlar öne ç›kt›. Mitinglerde sendika pankartlar›n›n yan›s›ra “Yaflam› savunal›m ölümlere izin vermeyelim”, “Tecrite izolasyona ve IMF tipi yaflama hay›r”, “IMF defol bu memleket bizim!” pankartlar› tafl›nd›. Dayat›lan ekonomik terör ve hücreleri protesto ederek “Hücrelere de¤il emekçiye bütçe!” “‹çerde d›flarda hücreleri parçala!” Zam zulüm iflkence iflte faflizm yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› mitinglerde “‹nsanl›k onuru hücreleri y›kacak”, “Suskun toplum olmuyoruz”, “Rantiyeye de¤il emekçiye bütçe “, “ Hükümet istifa!”, “Kurt kufl ar› iflte IMF iktidar› vb. sloganlar› at›ld›. Ankara, Kayseri, K›rflehir’deki mitinglerin Valilik taraf›ndan yasaklamas› üzerine yasaklamalar bas›n aç›klamalar›yla protesto edilerek mitingler iptal edildi. ‹STANBUL fiiflli Abide-i Hürriyet Meydan›’nda gerçeklefltirilen mitinge yaklafl›k 35 bin iflçi ve emekçi kat›ld›. Miting de eylem alan›na iki ayr› koldan kortejler fleklinde yüründü. Yürüyüflün fiiflli kolunda yeralan; Türk-‹fl’e ba¤l› Yol-‹fl, Harb-‹fl, Tez Koop‹fl, Tek G›da-‹fl, Belediye-‹fl, Tümtis, Kristal-‹fl Hava-‹fl Sendikalar›n›n yan› s›ra TMMOB, TTB, fiÖF- Der, Gazeteciler Meclisi, S‹P, ÖDP ve ‹P kat›ld›. Perpa kolunda ise; KESK, D‹SK, HADEP ve EMEP kortejlerini yan›s›ra devrimci çevreler ve tutsak yak›nlar› da yer ald›. HAK-‹fl’te sadece iki sendika eyleme kat›l›rken MemurSen ve Türk Kamu-Sen’in sadece pankartlar› yer ald›. TUYAB pankart› alt›nda yürüyen aileler kitleselli¤i ve coflkulu sloganlar›yla mitingte ilgi oda¤› oldu.
Tutsak aileleri miting boyunca att›klar› sloganlarla, tafl›d›klar› dövizlerle devrimci komünist tutsaklar›n direnifline omuz verirken, iflçi ve emekçileri direnifli desteklemeye ça¤›rd›lar. Saat 16:00’ya kadar süre al›nmas›na karfl›n mitingin bir saat önce bitirilmesi iflçi ve emekçilerin tepkisine neden olurken esnaflar›n mitinge kat›lmad›¤› gözlemledi. ANTEP Ülke çap›nda gerçekleflen mitinglerde kitleselli¤i bak›m›ndan en göze çarpan Antep’te yap›lan miting oldu. Antep’te iflçi, esnaf, memur ve ö¤rencilerden oluflan yaklafl›k 50 bin kifli istasyon raylar›ndaki miting alan›na akt›. Esnaflar kepenk kapatarak kat›l›m sa¤lad›¤› mitinge D‹SK/Tekstil, Harb-‹fl, Genel-‹fl, E¤itim-Sen, TÜM-T‹S Sendikalar› da kitlesel olarak kat›ld›. HADEP ve ÖDP’ninde yo¤un bir flekilde kat›ld›¤› mitingte tutsak yak›nlar› ve devrimci çevrelerde yer ald›. Yap›lan mitingin ard›ndan yap›lmak istenen yürüyüfle sald›ran polisle kitlear›s›nda ç›kan çat›flmada 100 kifli gözalt›na al›nd›. ANKARA Mitinge getirilen yasa¤› iflçi ve emekçiler Ankara’n›n dört ayr› yerinde yapt›klar› kitlesel bas›n aç›klamalar›yla protesto ettiler. ‹lk olarak Güven Park’ta biraraya gelen EP bileflenlerinin baflkanlar düzeyinde yapt›¤› bas›n aç›klamas›na TMMOB. TÜM-TIS ve SES’li emekçilerde kat›ld›. Emek Plataformu dönem sözcüsü Kaya Güvenç bir aç›klama yaparak halk›n sesinden korkan siyasilerin siyasi ömürlerinin uzun olmad›¤›n› söyledi. KESK’li emekçiler ise E¤itim-Sen 1 No’lu fiube önünde a¤›zlar›n› siyah bantla kapatarak yasa¤› protesto ettiler. Yaklafl›k bin kiflinin kat›ld› eylem reformist yöneticiler taraf›ndan erken bafllat›lark alelacele bitirildi. Eylemde KESK Genel Baflkan› Sami Evren’in konuflmas› s›ras›nda “Bir, iki, üç, daha fazla K›z›lay daha fazla direnifl,” “Analar›n öfkesi hücreleri parçalar”, sloganlar› at›ld›. Eylemde “Hücreler hepimize”, “F tipi cezaevleri kapat›ls›n” SES imzal› pankart aç›l›rken hücre karfl›t› dövizler tafl›nd›. Yüksel Caddesi’nde ise Harb-‹fl Sendikas› önünde yap›lan aç›klamada 500 iflçi Türk-‹fl ve hükümeti protesto ederken D‹SK’te örgütlü iflçiler de Genel-‹fl Sendikas› Çankaya fiubesi
önünde yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› bir aç›klamayla yasa¤› protesto ettiler. ‹ZM‹R Emek Platformu taraf›ndan tüm Türkiye’de “Yoksullu¤a ve yolsuzlu¤a” karfl› düzenlenen miting 14 Nisan tarihinde saat 14:00’de ‹zmir’de de yap›ld›. Sendikalar›, demokratik kitle örgütleri çeflitli noktalarda buluflarak Cumhuriyet Meydan›’na, oradan da arama noktalar›ndan geçerek Gündo¤du Meydan›’na yürüdü. Yürüyüfl s›ras›nda hapishanelerde katledilen devrimci tutsaklar›n resimlerini tafl›yan kitle s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Yaflas›n ölüm orucu direniflimiz”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Yeni ölümler istemiyoruz” sloganlar›n› att› ve Ölüm Orucunda flehit düflen tutsaklar›n isimleri okunarak “Ölümsüzdür” fliar› hayk›r›ld›. Kitlenin alana yerleflmesinin ard›ndan müzikle beraber halaylar çeken kitleye hitaben aç›klamay› TMMOB Oda Baflkan Yard›mc›s› ve Emek Platformu dönem sözcüsü Musa Çeçen yapt›. Çeçen aç›klamas›nda yap›lan uygulamalar sonun insanlar›n giderek yoksullaflt›¤›na, krizin faturas›n›n halka ç›kart›lmaya çal›fl›ld›¤›na de¤inerek. “Hükümet içinde bulundu¤umuz krizden ç›k›fl için IMF ve Dünya Bankas›’n›, ulus ötesi sermayeyi ikna etmek için u¤raflmaktan vazgeçmeli, yüzünü kendi toplumsal dinamiklerine çevirmelidir” dedi. Konuflma s›ras›nda ve ard›ndan tekrar sloganlarla buluflan kitle çekilen halaylar›n ard›ndan da¤›ld›. SAMSUN Emek Platformu taraf›ndan Samsun’da organize edilen “Yoksullu¤a ve Yolsuzlu¤a hay›r” mitingine 5000 kiflilik bir kitle kat›ld›. ‹stasyon Cadde-
si’nde saat 13:00’de düzenli kortejler fleklinde yürüyüfle geçen emekçiler tafl›d›klar› dövizler ve att›klar› sloganlarla Cumhuriyet Meydan›’na alk›fllar eflli¤inde vard›lar. Emekçi mitingine “IMF tipi yaflama hay›r!” pankart› alt›nda kat›l›m sa¤layan ‹flçi-Köylü, At›l›m, Hedef, Kald›raç ve Vatan okurlar›n›n sa¤lad›¤› birliktelik sonucu alana damgas›n› vuran devrimcilerin oluflturdu¤u kortej yerel bas›n ve halk›m›z›n ilgi oda¤› haline geldi. Halaylar›n çekildi¤i ve sürece uygun sloganlar›n coflkuyla at›ld›¤› mitinge kitlelere 1 May›s’da daha kitlesel ve coflkulu bir flekilde kat›l›m sa¤lama iste¤iyle alandan ayr›ld›lar. ESK‹fiEH‹R Odunpazar›’nda toplanan yaklafl›k 5 bin iflçi ve emekçi D‹SK, KESK, TMMOB, Türk‹fl ve Memur-Sen’e ba¤l› sendikalar›n pankartlar› alt›nda yürüdü. Eyleme Kütahya Tavflanl› Köylüleri de destek verdi. Tertip Komitesi; siyasi partilerin, üniversite gençli¤inin ve At›l›m okurlar›n›n pankart açmas›na izin vermedi. ADANA U¤ur Mumcu Meydan›’nda yap›lan mitinge yaklafl›k 20 bin kifli kat›ld›. Emek Platformu bileflenlerinden Hak-‹fl, KamuSen, Memur-Sen’in sadece pankartlar›yla kat›l›m sa¤lad›¤› mitingte Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’e ba¤l› sendikalar kitlesel bir flekilde yeral›rken, Dumlup›nar, fiakirpafla Meydan, Gülbahçesi Mahallelerinde esnaflar kepenk kapatarak eyleme destek verdiler. Çeflitli partiler ve devrimci çevreler mitingte yerlerini ald›lar. Antakya Cumhuriyet Meydan›’nda yap›lan eyleme ise 10 bini aflk›n bir kitle kat›ld›. MERS‹N Mersin’de ya¤an ya¤mura
ra¤men iflçi ve emekçiler alanda coflkulu bir flekilde yerlerini ald›lar. Yaklafl›k 15 bin kiflinin kat›ld›¤› mitingte iflçiler, emekçi memurlar, esnaf ve ö¤renciler, tutsak yak›nlar›, siyasi partiler düzenli kortejlerle sloganlar hayk›rarak, istasyon alan›ndan Cumhuriyet Meydan›’na kadar yürüdüler. Devrimciler ortak pankart alt›na, ayn› kortejde yürüyerek mitinge kat›ld›lar. MALATYA Emeksiz Üst Kavfla¤›’nda yap›lan eyleme di¤er illere göre kat›l›m düflüktü. Yaklafl›k 5 bin emekçinin kat›ld›¤› eyleme Türk-‹fl, Türk-Kamu-Sen, Hak‹fl ve D‹SK’e ba¤l› birçok sendika kat›ld›. KESK’e ba¤l› emekçi memurlar ve Tek G›da-‹fl ‘te örgütlü tekel iflçilerinin yo¤un kat›l›m sa¤lad›¤› gözlendi.BURSA Y›ld›r›m meydan›nda yap›lan eyleme yaklafl›k 3 bin kifli kat›ld›. Emek Platformu ad›na dönem sözcüsü TMMOB Bursa Sekreteri Mustafa Özçelik bir konuflma yapt›. Zamlar›n, özellefltirmelerin, iflsizli¤in protesto edildi¤i mitingte devrimci demokratik kurumlar pankartlar›yla yer al›rken “Ölümlere sesiz kalmayal›m”, “‹çeride d›flar›da hücreleri parçala” “Tutsaklara F tipi, emekçiye IMF tipi” vb sloganlar at›ld›. KOCAEL‹ An›t Park’ta yap›lan mitinge yaklafl›k 8 bin iflçi emekçi kat›ld›. TÜRK-‹fi, HAK-‹fi, KESK, Memur-Sen ve Kamu-Sen’de örgütlü iflçi ve emekçilerin yan›s›ra Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i’ne ba¤l› çiftçiler de traktörleriyle mitinge kat›ld›lar. Halkevleri, Kocaeli Üniversitesi ö¤rencileri, Tunceli Kültür ve Dayan›flma Derne¤i, S‹P, ÖDP, HADEP- EMEP ve Yaflam› Savunma ‹nisiyatifi pankart› alt›nda hücre karfl›tlar› mitinge kat›ld›lar.
**5 1/9/56 9:30 Page 1
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
5
“Halkımız ve hakkımız için yürüyoruz” Tokat/ Turhal: Emek Platformu Tokat fiubesi, 6 Nisan 2001 tarihinde Tokat postanesi önünde yapm›fl oldu¤u bas›n aç›klamas›yla emek platformu program›n› sunarak 14 Nisan’a kadar aç›k olacak Emek Platformu Stand›n› açt›. “‹flte reçete iflte program” pankart›n›n aç›ld›¤› aç›klamada, bas›n metnini dönem sözcüsü Ali Kasap yapt›. Kasap; Bugün yaflanan krizin uzun y›llard›r uluslararas› finans kurulufllar›n›n güdümünde uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar›n sonucu oldu¤unu, bu politikalar› dayatan IMF ve DB. ile ülkeyi yöneten hükümetlerin yaflanan krizlerin bafl sorumlusu oldu¤unu, Türkiye bütçesinin sosyal devlet ilkelerinin gereklerini yerine getirme anlay›fl›ndan tümüyle uzaklaflt›r›larak tamam›yla bir iç ve d›fl borç faizi ödeme idaresine indirgendi¤ini belirtti. Bu sürece karfl› oluflan tepkileri bast›rabilmek amac›yla antidemokratik uygulamalar›n insan haklar› ihlallerinin artt›¤›n› vurgulayan Kasap; “Hükümetlerin yapmas› gereken fley, baflar›s›zl›¤› kan›tlanm›fl ve toplumsal/siyasal deste¤i kalmam›fl ‹MF, DB politikalar›ndan vazgeçmektir. Çözüm Emek Platformu politikalar›n› hayata geçirmektir”
dedi. Emek Platformunun 14 Nisan’da Türkiye genelinde gerçeklefltirmifl oldu¤u “yolsuzlu¤a ve yoksullu¤a hay›r” mitingi Tokat’ta da coflkulu ve kalabal›k bir kitleyle gerçeklefltirildi. GOP Stadyumu önünde toplanan iflçiler, memurlar, emekçiler açt›klar› pankartlarla, tafl›d›klar› dövizlerle, att›klar› sloganlarla, her geçen gün daha da artan açl›¤a, yoksullu¤a, sefalete, yaflanan ekonomik krizlere karfl› tepkilerini, öfkelerini hayk›rd›lar. Tek G›da ‹fl Sen. Tokat fib., fieker-‹fl Sen Turhal fib. Belediye ‹fl, Türk-‹fl, Tes-‹fl, Kamu Emekçileri Sen. Tokat fib.ler Platformu, SES Turhal fib. E¤itimSen Tokat-Turhal-Zile fiubeleri pankartlar›n›n ve “hükümet zamm›n› al bafl›na çal”, “Çok uluslu tekeller elinizi TEKEL’imizden, Tokat’›m›zdan çekin yoksa Tokat’›m›z› yersiniz.”, “‹fl güvencesi hakk›m›z söke söke al›r›z”, “IMF defol bu memleket bizim”, “Yaflas›n ba¤›ms›z demokratik Türkiye”, “Afet yasas› tam bir afet” vb. pankartlar›n›n aç›ld›¤› mitingte özellefltirmelerle fabrikalar› sat›lan iflçiler, tütüne konan kota ile fiekere, tah›la, sebzeye,meyveye verilen düflük taban fiyatlar›yla,tohuma,gübreye,benzine
hergün yap›lan zamlarla yani tar›m›n tasfiyesi ile yaflayamaz hale getirilen köylüler ve tar›m iflçileri tafl›d›klar› dövizlerle ve sloganlarla sorunlar›n› dile getirdiler. “Tütünde kota kald›r›ls›n”, “Halk›m›z ve hakk›m›z için yürüyoruz”, “El ele verdiler hazineyi yediler”, “Fabrikalar bizimdir”, “Bankalar› hortumlayanlar› unutmayaca¤›z”, “Fabrika bacas› tütecek, güzel günler gelecek”, “IMF reçetelerine karfl›y›z”, “Direne direne kazanaca¤›z” vb. dövizleri tafl›nd›. Kitle “Ecevit flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “Çetelere de¤il çal›flana kaynak”, “Kahrolsun IMF
yaflas›n ba¤›ms›z demokratik Türkiye”, “Çal›flandan ald›lar, h›rs›zlara verdiler”, “‹flçi memur el ele genel greve”, “IMF’ye de¤il halka bütçe” vb. sloganlar ve alk›fllar eflli¤inde Cumhuriyet Meydan›na yürüdü. fiiirlerin okundu¤u, mitingin anlam ve amac›n›n anlat›ld›¤› mitingte; Memur-Sen, Türk-‹fl G›da Sen, KESK-E¤itim Sen, Türk E¤itim Sen, TMMOB ve Türk Tabipler Birli¤i temsilcileri birer konuflma yaparak devleti halk›n feryad›na duyarl› olmaya ça¤›rd›lar. Miting halaylar ve alk›fllarla sona erdirildi.
Sivas’ta 11 köy satılık Haber Merkezi: Tar›m›n tasfiyesiyle yok edilmeye çal›fl›lan köylüler girdi fiyatlar›n›n çok yüksek olmas› ve bunun karfl›l›¤›nda da ürün sat›fl fiyatlar›n› düflük tutulmas›yla Ba¤-Kur borçlar›n› ödeyemedikleri gibi mazota-gübreye de ay›racak para da bulam›yorlar. Köylüler ektikleri ürünlerinden yaflanacak-kar›nlar›n› doyuracak kadar para alamad›klar›ndan dolay› tarlalar›n›n ekmeyip bofl b›rak›yorlar. Hele bir de devletin Pancar Kooperatifleri Birli¤i (Pankobirlik) kurumlar›n›n Ankara Polatl› ilçesine ba¤l› Çokören köyü çiftçilerine, 50 kiloluk torbalar içerisinde gübre yerine deniz kuHaber merkezi: Emperyalizme ba¤›ml›l›k ve bu ba¤›ml›l›¤›n sonuçlar› bütün halk kesimleri taraf›ndan hissedilmeye baflland›. IMF ile yap›lan anlaflmalar sonucu idam sehpas›na yat›r›lan ülke tar›m›n›n ipi çekiliyor. Dünyada kendi kendine yetebilen az say›da ülkelerden birisi olan Türkiye; “tar›m›n tasfiye” edilmesi sürecine sokulmas›yla yak›n bir gelecekte nüfusunu besyelemez duruma gelme tehlikesiyle karfl› karfl›ya kalabilir. IMF politikalar›n ana hedefine oturtulan iflçi s›n›f› ve köylülük gün geçtikçe daha fazla yoksullaflmakta ve açl›kla yüzyüze kalmaktad›r. 21 fiubat kriziyle birlikte bu süreç daha
mu göndermesi köylülü¤ün içler ac›s› durumunu ortaya ç›kar›yor. Son günlerde yaflanan ekonomik krizden etkilenen iflçilerden ve memurlardan sonra esnaflarda sokaklar›n yak›c› gerçekli¤ini ö¤renirken köylülerde, dertlerinin anlatabilmek için traktörleriyle yollar› iflgal edip ürünlerini dökerek s›k›nt›lar›n› duyurmaya çal›flt›lar. Sivas Köylüleri de köylerini sat›l›¤a ç›kararak seslerini duyurmaya çal›fl›yorlar. Köylüler köylerini girifline “sat›l›k köy” yaz›l› bir tabela asarlarken baflka bir tabela üstünde “köylüler kan a¤l›yor, kufl bu¤daylar›, kurt koyunlar ar›da çiftçiyi zehirler, Tar›m Kredi Kooperatifi-
ne ba¤l› 11 köy” yazd›lar. Köylüler Çall› köyünde bir araya geldiler. Toplam borçlar›n›n 15 trilyonu buldu¤unu, köy bafl›nada 1,5 trilyon lira düfltü¤ünün aç›klayan Çall› köyü Azas› Ahmet Erdo¤an “faiz borçlar› yüzünden köylerini sat›l›¤a ç›kard›klar›n›” anlat›rken köylüler k›sa bir süre içinde borçlar›n›n ödemezlerse devletin köylülerin tüm mallar›n›, i¤neden-ipli¤e icraya verilece¤ini de belirtti. Kredi borçlar› yüzünden beli bükülen köylüler “icra geldi¤inde ya çad›ra ç›kacaklar›n› ya da baflka ülkelere gideceklerini” belirttiler.
Köylüler alanlar› zaptediyor da h›zlanmaflt›r. Bütün bu geliflmeler emekçilerin tepki ve öfkelerini almaktan da geri kalm›yor. Toplumun en da¤›n›k ve örgütsüz kesimi olan köylülük de art›k alanlara koflmaya bafllad›. 12 Nisan’da Bursa-M. Kemalpafla’da düzenlenen mitinden bir hafta sonra bu kez Bal›kesir köylüsü IMF politikalar›na ve onun diplomal› memuru olan Bay kurtar›c›(!) Dervifl’in paket program›na karfl› alanlar› zeptederek tepkilerin hayk›rd›lar. Bal›kesir Ziraat Odalar› Koordinasyon Kurulu’nun düzenledi¤i ve 10 bine yak›n üreticimizin kat›ld›¤›
miting ilginç görüntülere sahne oldu. Tarihinde ilk kez bir çiftçi mitingine ev sahipli¤i yapan Bal›kesir’de stadyum önünden bafllayan yürüyüfl üreticilerin coflkulu bir flekilde att›klar› sloganlar ve alk›fllarla kent merkezinde sona erdi. GELECE⁄‹M‹Z ‹POTEK ALTINDA ‹lginç sahnelerin yafland›¤› mitingde “Masal de¤il çözüm istiyoruz” “IMF’ye ipotekli Türkiye istemiyoruz” gibi somut talepler için dövizler tafl›yan köylülerimizin, bir kamyone-
tin üzerine yükledikleri ine¤in üstüne “160 bir lira bana yetmiyor, sahibim ne yaps›n” yaz›l› pankart tüm kitlenin dikkatini çekerken; kolluk güçlerini üzerinde “köylünün mercedes’i” yaz›l› eflekle “model 1918” yaz›l› ka¤n›n›n miting alan›na girmesine engel olmas› tepkiyle karfl›land›. Mitingde konuflma yapan Bal›kesir Ziraat Odalar› ‹l Koordinasyon Kurulu Baflkan› Sami Sözot; hükümetin IMF politikalar› do¤rultusunda, iflçi ve memurlarla birlikte çiftçilerin de “ipini çekti¤ini” diye getirdi. Sendika, dernek ve siyasi parti kortejlerinin al›nmad›¤› mitinge esnaf›n yo¤un bir destekte bulunmas› köylülere büyük moral kayna¤› oldu.
*6 7
1/9/56 10:11 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
6
1
Canım Oğluma D›flar›da Ölüm Orucu’nun 147. günü yaflam›n› yitiren Gülsüman Dönmez’in 11 yafl›ndaki o¤lu Sinan’a yazd›¤› mektubudurMerhaba Sinan Can›m o¤lum. Seni çok seviyorum. Yeryüzündeki bütün insanlar› sevdi¤im gibi. Sinan’›n sevgisi baflkad›r benim için. Yani evlat sevgisi baflkad›r o¤lum. Seni can›mdan çok seviyorum. Bunun için ölüm orucunday›m ya. Seni çok sevdi¤im için okuman› istiyorum. fiimdi sana zor geliyor okula gitmek. Çok küçük oldu¤un için anlayam›yorsun. Neden annem okula gitmemi istiyor diyorsun. Beni yan›nda istiyorsun can›m o¤lum. Ben senin yan›nda olmak istemem mi? Anne olmak sadece sana bak›p senin yan›nda olmak de¤ildir. Bana k›z›yorsun küçü¤üm, “neden yan›mda de¤il de Ölüm Orucu’nda”
diye Neden burada oldu¤umu büyüyünce anlayacaks›n. Biz devrimci abilerle, ablalarla içiçe yaflad›k her zaman. Fikret Amcan› (Muharrem Karakufl) düflünsene onunla oyunlar oynar onu çok severdin. “Bende büyüyünce senin gibi olaca¤›m” derdin Fikret Amcana. O flimdi flehit düfltü. Ama sen onu küçükken tan›mana ra¤men hala unutmad›n. Senin sevdi¤in kadar bende seviyorum flehitlerimizi. Hele tan›d›klar›m›z bizim için daha farkl›yd›. Birço¤u flehit düfltü sevdiklerimizin, birço¤u da tutsak düfltü. Latif amcan›, Eyüp abini, Yüksel abini çok seviyordun. fiimdi onlar tutsak ve o sevdiklerini hücrelere koymak istiyorlar. Can›m yavrum bizde onlar› hücrelere koydurmamak için Ölüm Orucu’na hem içerde hem d›flarda bafllad›k. fiimdi benden uzaktas›n ama yaln›z
F Tiplerine karfl› ç›kan, ölümleri engellemek isteyen herkese F tipleri zulme karfl› bafllat›lan Ölüm Orucu eylemi bu gün son derece kritik bir noktaya gelmifltir. Ölümlerin say›s› her geçen gün artaraken yülerce tutuklu ve d›flar›daki tuklu yak›nlar› ölüm s›n›r›n› çotan aflm›flt›r. Durum bu noktadayken devlet sorunu çözmek yerine “ ortak yaflam alanlar› “ gibi esasta tecriti kaldrmayan aldatmacalarla kamuoyunu oyalamakta ve yan›ltmaktad›r. Oysa çözüm basittir ve mümkündür. Ça¤r›m›zd›r: 1- F Tipi IMF’nin hapishaneleridir, tecrit ve izolasyona yöneliktir. Tecrit ve izolasyon kabul edilemiz, derhal son verilmelidir. 2- Tutuklular›n talepleri insani ve demokratiktir, kabul edilemez de¤ildir. Bu anlamda sorunun çözümü için devlet derhal tutuklu temsilcileriyle görüflmelere
ÖZGÜRCE
Bulut Çiçek Yanlış anlama abi, ben kastamonuluyum Esnaf›n Ankara meydan muharebesi henüz gerçekleflmemiflti. “Allah kimseyi düflürmesin” denilen devlet kap›s›nda karfl›laflt›k onunla. Kaymakaml›kta bir ifli olan yak›n›n› getirmiflti. Arabas›n› çekmesinler diye yan›nda beklerken tan›flt›k ve ilk konumuz; trafik polislerinin nas›l zalim ve rüflvetçi bir uygulama içinde oldu¤uyla ilgiliydi. Konuflma ilerledikçe, bir yandan devletin kurumlar›n› bir bir elefltiriyor, ama her elefltirisinin arkas›ndan da “yanl›fl anlama abi, ben Kastamonuluyum” sözüyle sakl› bir flekilde,
de¤ilsin. (...) Ben seni yoldafllar›ma emanet ediyorum. Yani çok sevdi¤im Partime, yoldafllar›ma, halk›ma emanet ediyorum (...) (...) Senin annen güçlü bir anad›r. Sana istedi¤in her fley vermeye çal›flt›m. Bütün çabalar›m iyi bir insan olarak yetiflmendi. Sana devrimci ol diyemem. Ama benim gönlüm ister ki: Bütün flehitlerimiz gibi abilerin ve ablalar›n gibi devrimci ol. Devrimci olmasanda iyi bir insan olman› isterim. Ben partime-flehitlerimize-halk›m›za ba¤l› oldu¤um için Ölüm Orucu gönüllüsü oldum. Bu onurlu göreve kabul edildi¤in için ben çok mutluyum. Kendi iste¤imle bu eylemde yer ald›m. Sevincimi nas›l anlatay›m bilemiyorum. Ancak bu duygular› Ölüm Orucu’na yatanlar bilir. Ben ölüme gülerek gidiyorum yavrum. Bu ölüm bir gün olacakt›. O zamda annesiz kalacakt›n. Ama yaflam›n onurlu bir
bafllamal›d›r. 3- Tutuklular Ölüm Orucu’na bafllarken tedavi kabul etmeyeceklerini beyan etmifllerdir. Bilincin kapal› veya aç›k oldu¤u durumlarda zorla müdahaleye son verilip insanlar›n sakat b›rak›lmas› engellenmelidir. Zorla müdahale ile insanlar› sakat b›rakmak insanl›k suçudur. Müdahale de direniflçinin bilinç kayb›ndan önceki beyan› esas al›nmal›d›r. Sorunu çözmek ve ölümleri engellemek tamamen devletin sorumlulu¤undad›r. Ölüm Orucu’ndaki tüm tutuklu ve hükümlülerin aileleri BASINA VE KAMUOYUNA Bir süre önce “Ölüm Orucundaki tüm Tutuklu ve Hükümlülerin Aileleri” imzas›yla yay›nlanan ve üç maddeden oluflan aç›klamay› destekliyor ve savunuyoruz.
devlete karfl› olmad›¤›n› anlatmaya çal›fl›yordu. Devlete karfl› de¤ildi ama devletin her kurumuna ve her uygulamas›na iliflkin elefltiri yap›yor, tepkisini dile getiriyordu. Sezer de bofl ç›km›flt›. Birfleyler söylüyordu ama Kastamonulu gibi emeklilerin ve flu anda eme¤iyle geçinenlerin hiç bir derdine çare bulmuyordu. Öyle k›rm›z› ›fl›kta durmalarla, bofl konuflmalarla birfley çözemezdi. Dervifl’in de yeni birfley söyledi¤i yoktu. Ona da güvenmiyordu. E¤er ‹MF’nin politikalar› çare olsayd› zaten Dervifl’e gerek de kalmazd›. ‹MF, krizdeki ekonomiye el atm›fl ama daha fazla krize sokmufltu. fiimdi ifller daha kötüye gidiyordu. Partiler mi? Onlar›n hepsini de denemifl ve yan›lm›flt›k... Yani çaresizdik!!. Fakat yine de, önümüzdeki günlerde sokaklar› dolduracaklard› ve haklar›n› isteyeceklerdi... Öyle elefltiriler yap›yorduki; konu-
yan› vard›r. Ölürken de bu onuru tafl›mak gerekiyor. 96 y›l›n› hat›rl›yorsun de¤il mi o¤lum. ‹lginç abini, Berdan abini, Yemo abini hat›rl›yorsun de¤il mi? Onlarda seni için, senin gibi binlerce çocuk iyi yaflas›n diye flehit düfltüler. Sen 7 yafl›ndayd›n o zamanlar. Onlar› çok sevdi¤in için 15 gün hiçbirfley yedirememifltim sana. Sen o yüre¤ine devrimcilerin sevgisini çoktan katt›n. Bana yazd›¤›n mektuptaki gibi “Anne neden orada oldu¤unu biliyorum ve seninle gurur duyuyorum” demifltin. ben flehit düfltü¤ümde yine gurur duyacaks›n, duymal›s›n. As›l annelik görevini o zaman yerine getirece¤im. Seni çok seviyorum. Hasretle öpüyorum can›m o¤lum. Beni anlayaca¤›n› umut ediyorum. Hoflçakal. Annen Gülsüman Dönmez
Bir kez daha yineliyoruz. Tutuklular›n talepleri insan› ve demokratiktir. Adalet Bakanl›¤›’n›n yeni olarak sundu¤u 16. Madde’deki de¤ifliklik ve yasa önerileri tutuklular›n talepleriyle çeliflmektedir. Adalet Bakanl›¤› bir kez daha kamuoyunu yan›ltmakta ve oyalamaktad›r. Ulusal ve uluslararas› kamuoyunu , partileri ayd›n ve santç›lar›, demokratik kitle örgütlerini, sendikalar› ve insan haklar› savunucular›n› afla¤›daki metni sahiplenmye ve bu eksen etraf›nda birleflmeye ve ortak hareket etmeye ça¤›r›yoruz. Özgürlük ‹çin Mücadele Platformu Demokratik Mücadele Platformu Devrimci Demokrasi Gazetesi Partizan Dergisi Direnifl Gazetesi K›z›l Bayrak Barikat Odak
yu, böyle elefltiri yapanlara ve soka¤a ç›kanlara devletin “terörist-anarflist” dedi¤ine ve flimdide F Tipi hücrelere koydu¤una getirdim. “Sak›n sen de onlardan olmayas›n?” diye sordum. Hayret ve telaflla, yine Kastamonulu oldu¤una vurgu yapt›ktan sonra; “abi flu Gazidekiler varya, biz onlar› hiç anlamam›fl›z.. Hiç derdi olmayan insan soka¤a ç›kar da ba¤›r›r m›? Hiç kulak vermedik onlara. Devlet ne dediyse ona inand›k. Bak abi yanl›fl anlama, ben Kastamonuluyum, ama adamlar hep ‘susma, sustukça s›ra sana gelecek’ diye ba¤›r›yorlard› da biz hiç oral› olmuyor, üstelik de onlara k›z›yorduk. Demekki onlar›n da derdi varm›fl ki ba¤›r›yorlarm›fl..” Araya girip biraz daha defltim; “böyle diyenler flimdi F tiplerinde, anlafl›lan yak›nda sizleri de orada görece¤iz”. Bu soruma ra¤men hiç de telafllan›r bir hali yoktu. Onlar çok azd› abi, azken harekete geçtiler, biz ço¤uz, bize birfley yapamazlar diye kati
bir ses tonuyla karfl›lad› yaklafl›m›m›. Arkadafllar› gelip de gitmeye haz›rland›klar›nda, birbirimize epey ›s›nm›fl ve “tan›fl” olmufltuk. S›cak bir gülümsemeyle el sallad›lar giderken; “sokaklarda görüflürüz” der gibiydi!.. Kastamonulunun fikirleri bölük pörçüktü. Bir dedi¤i di¤erini bütünlemiyor, daldan dala atlayarak konufluyordu. Halk›m›z›n geneli gibi ‹MF’ye karfl›yd› ama ABD ile iflbirli¤i yapmaktan baflka çare de göremiyordu... Gazidekileri anlamam›fl, k›zm›fllard› ama yanl›fl anlamamal›yd›m, o, Kastamonuluydu!.. Partilerin hepsi de ayn›yd›, birbirlerinden fark› yoktu ama çözüm de yoktu... Meclis TV’yi yak›ndan takip ediyor ve o Pez...lerin ne yapt›klar›n› görüyordu ama ne yapabilirdi ki?.. Kime güvenebilirdi?.. Her gelen soyuyor, umut veriyor ve kand›r›yordu ama ülkenin düze ç›kaca¤›n› bilse bir ay aç kal›p bütün gelirini devlete verebilirdi... Biliyordu bu paray› da hortumcular alacakt› ama
☞
*6 7
1/9/56 10:11 Page 2
iflçi-köylü
1
Bergama köylülerinden anlaml› plaket töreni Haber Merkezi: 10 y›ld›r emperyalist flirket Eurogold’un topraklar›m›z›da siyanürle alt›n aramas›na karfl› durarak onurlu bir mücadele sürdüren Bergama köylüleri; mücadele ve direnifllerinin 10. y›ldönümünü törenlerle kutlad›lar. Yaln›zca ülkemizdeki ezilenler aç›s›ndan de¤il ayn› zamanda tüm dünya emekçilerinin örnek olmas› gereken direnifl gelene¤inin yarat›c›s› olan köylülerimiz, organize ettikleri törende kendilerine direnifl süreçleri boyunca destek sunan sendika, dernek, bas›n kurulufllar› ve özel kiflilere plaket verdiler. Plaket töreninde söz alan Bergama Çevre Yürütme Kurulu Baflkan› Oktay Konyar; bur türkü yazd›klar›n› ve bu türkünün hep söylenece¤ini dile
Bingöl’de çat›flma: 9 PKK gerillas› flehit düfltü Haber merkezi: “Demokratik Cumhuriyet” ve “bar›fl” politikalar çerçevesinde kendisini ideolojik olarak tasfiye sürecine giren PKK, askeri olarakta kendisini tasfiye sürecine girmifl olmas›na ra¤men devletin operasyonlar›n›n hedefi oluyor. Askeri gücünü savaflman›n gücü de¤ilde bar›fl politikalar›n uygulanmas›nda bir tehdit unsuru olarak tutan PKK; devletin gözünde ihaneti daha da boyutland›rmad›¤› sürece hedef tahtas›na oturtulmaya devam edecek. Irak Kürdistan’›nda gerçeklefltirilen operasyonlar›n ard›ndan son olarak Bingöl k›sal›nda bafllat›lan operasyonlarda 9 PKK gerillas› ç›kan çal›flmalarda flehit düfltü. OHAL Valili¤i taraf›ndan yap›lan aç›klamada operasyon bafllat›lan bölgede PKK gerillalar›yla s›cak temas sa¤land›¤› bildirilirken ç›kan çat›flmalarda 5 asker ve 9 PKK’li yaflam›n yitirdi, 2 asker ise yaraland›. Ölem askerler için Elaz›¤’da yap›lan cenaze töreninde, gazetecilerin görüntü almas›na izin verilmedi. bu s›k›nt›y› aflmak için birfleyler bulmaya çal›fl›yor ve hepimizin batmamas› için geminin batmamas›na çare ar›yordu. Fakat, batacak olan›n gemi/ülke de¤il de bu sistem oldu¤unu birtürlü ay›rtedemiyordu. Hep içimde bir s›k›nt› oluflturmufltur bu konu. Bu düzen de¤iflsin dedi¤imizde neden geminin bataca¤›, ülkenin yok olaca¤›n› zannediyordu insanlar? F›rt›nalar ortas›nda yol alan gemiyi, kendi ç›kar›na ve sefahat›na dald›¤› ve insanlar›n mutlulu¤unu düflünmedi¤i, kölelefltirdi¤i, efendisinin ç›kar›na do¤ru hareket etti¤i için batmaya sürükleyen“kaptan›” alafla¤› edip, zaten gerçekte gemiyi yürütenlerin dümene geçmesi neden geminin batm›fll›¤›yla efllefltiriliyor ve endifle ediliyordu? Tam da bu noktalarda emperyalizmin ve uflaklar› bir avuç para babas›yla büyük toprak a¤alar›n›n halk› ne kadar derinden etkilediklerini kabul etmemiz gerekiyor. Bir yandan ülke-
27 Nisan-10 Mayıs 2001
7 getirerek; “ya¤mur-çamur demeden her yere giden bu köylüleri Yunanistan parlamentosu bile duydu. Ancak, bizim politikac›lar›m›z duymad›. Hala onlara derdimizi anlatamad›k. Bergama köylüleri Eurogold gitmeden evine dönmeyecek” diye konufltu. Bu arada tören süresince kamuoyunda “Hopdediks” olarak tan›nan ve Bergama köylülerinin direnifl önderlerinin biri olarak k›sa süre önce kaybetti¤imiz Bayram Kuzu’nun pijamas› da sergilendi. Bergama köylülerinin uzun ve onurlu yürüyüflleri gelinen noktada açl›¤a ve üretim ya-
pamaz duruma getirilen genifl emekçi köylülerimiz üzerinde olumlu yans›malar bulmaktad›r. Son aylarda üreticilerin alanlara daha bir cesaretle ç›kma e¤ilimleri bunun bir göstergesidir. Bergama köylüsünün açt›¤› direnifl hatt›nda her ezilen köylünün yürümesi önemli bir ad›m olacakt›r.
Ezilen Kad›nlar›m›z Kad›nlar›m›z, sürekli ezilen, ikinci s›n›f görülen, eve hapsedilen, yaflam›n her alan›nda ayr›mc› uygulamalara maruz kalan kad›nlar›m›z... ‹ran’da gayr› meflru iliflki yaflad›¤› iddias›yla recm (yar› beline kadar topra¤a gömülüp tafllanarak öldürme) cezas›na çarpt›r›lan Meryem Ayoobi’nin idam edilmemesi ve idam›n genel hukuk sisteminden kald›r›lmas› için ‹HD ‹stanbul fiubesi 17 Nisan 20001 tarihinde ‹HD fiubesi’nde saat 12:30’da bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Aç›klamay› ‹HD ‹stanbul fiubesi Yönetim Kurulu Üyesi Leman Yurtsever yapt›. Yurtsever, konuflmas›nda kad›nlar›n yaflam›n her alan›nda erkek egemen anlay›fl›n bir sonucu olarak
nin ç›kar›yla kendi ç›karlar›n› ayn›ym›fl gibi gösteriyor ama s›k›flt›klar›nda Amerika’ya veya Avrupa’ya kaç›yorlard›. Ço¤unun da zaten oralarda evleri ve yat›r›mlar› vard›, aç›ktan yada gizli olarak çifte pasaport tafl›yorlard›. ABD vatandafl› olanlar da ayr› bir konu... Buna ra¤men kendi ç›karlar›n› ülkenin ç›karlar› olarak gösterebiliyorlard›. Halka, ulusa ihanet edenler, ülkeyi-vatan› emperyalistlerin çiftli¤ine çevirenler, bir yandan da vatan-millet edebiyat› yapabiliyorlard›. ‹flin kötüsü önemli oranda halk da buna inan›yordu. Geçen aylarda, Toktam›fl Atefl hoca bir yaz›s›nda ayn› bizim Kastamonulu vatandafl›m›z gibi; bir yandan sistemin ç›kmaz›n› iflaret ediyor, haks›zl›klara ve kand›rmacalara dikkat çekiyor fakat di¤er yandan da teslimiyet teorisine sar›l›yordu. “Asl›nda, benim içimde de isyan duygular› kabar›yor. A¤z›m› ‘kötüye açsam’ sanki atefl ç›kacak. Ama kime ne faydas›
cinsel kimliklerinden ötürü fliddete maruz kald›¤›n›, bask›c› devletler taraf›ndan da özel fliddet türlerinin hedefi oldu¤unu belirterek bu ülkelerden birinin de ‹ran oldu¤unu, islam mahkemelerinde yarg›layarak ilkel, ça¤d›fl› yöntemlerle öldürmekten vazgeçerek Meryem Ayoobi’ye yönelik insanl›k d›fl› uygulamalardan Meryem Ayoobi’nin serbest b›rak›lmas›n› istedi. ‹dam›n devlet eliyle ifllenen bir cinayet oldu¤unu ve insanl›k suç
olacak? ‘Nas›lsa yenilmifliz bir kere’, flimdi önümüze ne getirseler kabullenmek durumunday›z” diyor hoca. Buna sebep olarak halk›n aymazl›¤›na iflaret eti¤i yerde ise; gerçekten de önemli bir noktaya parmak bas›yor: “Öyle hain tuzaklar kuruyorlar ki halk›m›z da flaflk›na dönüyor; iyi kötü mürekkep yalam›fl olan bizler de flaflk›na dönüyoruz” diyor. Gerçekten de, emperyalistler ve uflaklar› her türlü olana¤› sömürüyü azg›nlaflt›rmak, ya¤may› ço¤altmak ve emekçileri (azçok mürekkep yalam›fllar›m›z› da!) uyutmak için kullan›yor. .. Fakat diyalektik materyalizm bize; gerçekleri do¤ru yorumlama ve de¤ifltirme silah›n› da veriyor. Bu anlam›yla umutsuzluk bizim yolumuz de¤ildir. Devrim, “umutsuz”lar›n umudu, “çaresiz”lerin çaresidir. Gerçekte umutsuz ve çaresiz olanlar ise ya¤maya, talana, sömürü ve zulme gelece¤ini ba¤lam›fl olanlard›r. “Yanl›fl anlama, Kastamonulu-
oldu¤unu vurgulayan Yurtsever, insan haklar› savunucular› kad›nlar olarak dünyadaki kad›n kurtuluflu ve özgürlü¤ü ad›na mücadele eden kad›nlara ve insanlara seslendiklerini söyleyerek, recm cezas›n›n kald›r›lmas›n›, dünyadaki zulüm gören kad›nlar›n ad›na isteyelim diyerek bas›n aç›klamas›na son verdi.
yum” diyen vatandafl›n da, hain tuzaklar› farkeden ayd›nlar›m›z›n da cesaretle sorunun köküne inmeleri ve köktenci çözümlere sar›lmalar› gerekir. E¤er sorunun kayna¤› bu sistem, sistemin efendileri ve zor arac› olan devletse, buna karfl› ç›kmaktan korkmak nas›l onurlu bir insan olmakla ba¤dafl›r? E¤er çözüm; yaflam› üreten emekçi halk›n iktidar›ndaysa, Demokratik Halk ‹ktidar›’ndan yana olmamak nas›l onurlu bir ayd›n olmakla ba¤dafl›r? Evet; “Susma, sustukça s›ra sana gelecek” slo¤an›n› tüm ezilenler ve ayd›nlar›m›z derinden kavramal›d›r; s›ra kendisine gelmeden önce!... “Kastamonulu olmay›” da bu zalim devletten yana olmaktan ç›kartmak zorunday›z. Gelece¤imizin özgürleflmesi için bu gerekiyor. “Kastamonuluyum; hakl›dan, iyiden, güzelden yanay›m” diyebilmeliyiz onurla ve gururla!...
**8 9 1/9/56 9:28 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
“Milletin efendisi” İsyan bayrağını çekmeye başladı Haber Merkezi:Y›llarca “köylü milletin efendisidir” yalan›yla üretici köylülerimizi aldatarak yoksullu¤un bata¤›na itmeye çal›flan devletin IMF ve DB’nin direktifi do¤rultusunda ön plana ald›¤› “Tar›m› tasfiye” etme projeleri h›z kazanmaya bafllad›. Uluslararas› Tar›m Tekellerinin ç›karlar› eksenin de ülkemiz tar›m›n› bitirmeye karar veren bu anlay›fl çerçevesinde fieker ve Tütün üretimi ve sanayisi y›k›ma u¤rat›lmaya çal›fl›l›yor. Yaflanan 21 fiubat ekonomik kriziyle birlikte iyice su yüzüne ç›kan IMF politikalar›n›n gerçekli¤i bütün halk kesimleri taraf›ndan görülmeye baflland›. TC tarihinde ilk kez çok genifl çapta kepenkleri kapatarak alanlara inen küçük iflletme sahipleri ve esnaflar›n tepkileri sürerken, üretim yapamaz hale getirilen, hatta ald›¤› tar›msal kredileri ödeyemedikleri için icra kap›lar›nda süründürülen ve birço¤u da hapishaneleri boylayan emekçi köylülerimiz de seslerini yükseltme bafllad›lar. Ülke genelinde artarak devam eden IMF karfl›t› eylemlilikler zincirine 12 Nisan günü Bursa ve çevre illere ba¤l› üretici köylülerimizin Bursa’n›n Mustafa Kemal Pafla ilçesinde gerçeklefltirdikleri görkemli protesto mitingi de eklendi. Mustafa Kemalpafla Ziraat Odas›’n›n organize etti¤i mitinge traktörleriyle birlikte kat›lan çiftçiler; Tatkavakl› Beldesi’nde toplanarak ilçe merkezine do¤ru yürüyüfle geçtiler. Yo¤un polis ablukas›na ald›rmayan köylülerimiz, “Vur vur inlesin Ankara dinlesin”, “Hortumculardan hesap sorulsun”, “Mark, dolar uzaya, çiftçi, köylü mezara” sloganlar›n› hayk›rarak Bursa-‹zmir yolunu trafi¤e kapat›p alk›fllar eflli¤inde ilçe merkezine yöneldiler. Mitingte söz alan ‹lçe Ziraat Odas› Baflkan› Mehmet Cevher devletin yanl›fl tar›m politikalar› yüzünden çiftçilerin yok olma tehlikesiyle karfl› karfl›ya kald›¤›n› belirterek “Y›llard›r sustuk. Hükümetin iki y›l önce bafllatt›¤› ekonomik program›na destek verdik ve bir kez daha kemerlerimizi s›kt›k. Ama sonuçta ne oldu? Koca bir
iflçi-köylü
8
hiç. Traktörlerimize mazot koyamaz, üretti¤imiz ürünün bedelini alamaz olduk” fleklinde konufltu. Süt üretici-
lerinin de yaklafl›k iki y›ld›r ayn› fiyattan ürün satt›¤›na de¤inen Cevher; “Sütafl sütün fiyat›na zam yapmak yerine 30 bin lira daha ucuza al›yor. TAT salça fabrikas› aylarca üreticinin paras›n› ödemedi. Sonuçta üretici üç kurufla muhtaç hale geldi” dedi. Bursa ve Bal›kesir Ziraat Odalar› ile Bursa Emek Platformu’nun destekledi¤i eyleme kat›l›m›n yo¤unlu¤u dikkat çekerken, mitingte hükümete yönelik yo¤un protestonun yaflanmas›, köylülerimizin süreç içerisinde alanlar› daha da ›s›taca¤› izlenimi uyand›rd›. 21 fiubat 2001’de patlak veren TC tarihinin en büyük ekonomik krizi ile bafllayan ve tüm halk kesimlerinin soka¤a dökülmesi süreciyle h›zlanan IMF ve hükümet karfl›t› öfke ve tepkilerin do¤ru hedeflere kanalize edilmesi gerekiyor. Eylemlerde görüldü¤ü üzere ön plana ç›kan olgular emperyalizmin mali kurumlar› olan IMF ve DB’n›n gerçekli¤inin genifl halk y›¤›nlar› taraf›ndan daha anlafl›l›r bir durum almas›d›r. Bunun yan› s›ra eylemlerin hedef tahtas›nda IMF d›fl›nda iflbirlikçi hükümetin de yer almas› olumlu bir durum olmas›na karfl›n bir yönüyle de eksik bir durumu da içeriyor. Zira; y›llard›r ifl bafl›na gelen TC hükümetlerinin istisnas›z hepsi emperyalistlerin bu politikalar›n› en ince detaylar›na kadar uygulam›fllard›r. Bu nedenle IMF politikalar›n›n uygulanmas› yaln›z bafl›na hükümetin de¤il esasta devletin karar›d›r. Bu aç›dan tepkilerin de bu kanala do¤ru h›zl› bir flekilde ak›t›lmas› yararl› olacakt›r. E¤er var olan bu hakl› ve meflru tepkileri iyi analiz etmez ve gerekli müdahale araç ve yöntemlerini yaratamazsak, devletin bu krizi hafifleterek atlatmas› imkan dahilindedir. Buna f›rsat vermeyelim.
1
Tokat’ta baskı her geçen gün daha da şiddetleniyor Tokat: “Buras› hassas bir bölge” devletin resmi rakamlar›n›n ifadesiyle Tokat “hassas bir bölge” ve bunu bahane ederek devlet bölgede terör estirmekte. Köylere operasyonlar düzenlemekte, tedirgin etmekte. Halk Ordusu gerillalar›na yard›m etti¤i gerekçesi ile hayvanc›l›k yapan köylüye yayla yasaklar› getirmekte, can çekiflen hayvanc›l›¤› tamamen öldürmekte. Köylerin konumlar›na ve durumlar›na göre bask›n›n, fliddetin boyutu daha da artt›r›larak köylere karakol kurma ve koruculuk dayatmalar› getirmekte. Bizde gazetemizin bundan sonraki say›lar›nda bu çerçevede de¤iflik köylerden insanlarla röportajlar yapmaya çal›flaca¤›z. Bölgedeki halk›n sorunlar›n›, devletin halka uygulad›¤› zulmü, vahfleti anlatmaya çal›flaca¤›z. Röportaj yapmak için gitti¤imiz K›z›ldere Köyünde devletin halk› tedirgin etmek, sindirmek amaçl› keyfi gerekçelerle köye gelip gövde gösterisi yapmas›na tan›k olduk. Köyde kavga vb. birfley olmad›¤› halde, “kavga olmufl” bahanesiyle asker panzerler ve askeri araçlarla köye gelip, bir süre köyde bekleyip kimlik kontrolü yaparak köylüler üzerinde terör estirdiler. fiimdi siz okurlar›m›za bölgedeki geliflmeler hakk›nda bilgi verece¤ini düflünerek yapt›¤›m›z röportaj› sunuyoruz. ‹K: Devletin köyünüz ve bölge üzerinde ne gibi bask› ve dayatmalar› mevcut. Bu bask›lar köylüyü nas›l etkiliyor? -Devlet köyümüze, ‘72’de Mahir Çayanlar’›n burada öldürülmesiyle ve Alevi kimli¤i tafl›mas›nda dolayl› bir bask› uygulanmaktad›r. fiu anki süreçte de devlet 10 y›ld›r burada bir psikolojik savafl uygulamaktad›r. Köylerde köylerin geçifllerine, merkezlerine karakol kurma çal›flmalar› vard›r. fiu an o çal›flmalar› devlet zaten yürütüyor. Ar›p›nar’la bizim köyün aras›nda bir yayla sorunu vard›. Ar›p›nar’da gençler silah alma zorunlulu¤u hissettiler, burada yanl›fl yoldalar. Devletin askerinin, polisin gücü bitti, sivil halk›n gücüne mi kald›. Onca insan, onca asker y›¤›yor bu paralar nerden gidiyor onca kumanya tükeniyor, onca maafl al›n›yor ve bu paralar nereden al›n›yor. Çal›fl-
m›yorlar, tafl› tafl üstüne koymuyorlar. Geliyorlar koruculuk dayatmas›nda bulunuyorlar. Koruculuk dayatmas›nda buluduklar› zamanda halk rahats›z oluyor. Buradaki insanlar mevsimlik iflçilik yap›yor. Adam kar›s›n› b›rak›yor d›flar› gidiyor. fiuradaki karakolun ne yarar› olacak köye? Ya da burada ne var, ne varda karakol kuruyorlar? Bankalar› soyanlardan, faili meçhul cinayet iflleyenlerden hesap sormuyor da, k›rsal kesimdeki köye niçin karakol kuruyorlar pek anlam›yorum. Sene ‘74’te Ecevit’in dayatmalar›yla merkezi köy projeleri haz›rlanm›flt›r. Köy projelerinde devletin sa¤layaca¤› sosyal yaflam, insanlar›n okumas› için okul, sa¤l›k oca¤› vb. fleyler vard›, bunlar baflar›l› olamam›flt›r. Halk istedi¤ini yapamam›flt›r. Buradaki psikolojik savafl herkesi ister istemez etkiliyor. Çevre köyleri mezra konumuna geçirdiler. Askerin korkusundan kad›nlar tarlaya gidemez oldu, kad›nlar odun getiremez oldu. Yani insanlar tedirgin olmaya bafllad›. Göç olay›na sebep oluyor böyle fleyler. ‹K: Zorla göç mü? Nas›l bir göç bu? -fiimdi ben çal›flmaya gitti¤im zaman ailem tarlada, ba¤da, bahçede asker gördü¤ü zaman tedirgin oluyor. ‹nsanlar korkuyor. Terörist var diyorlar. Teröristler mecliste. Burada operasyon çekmeler. Bunlar bilmem kaç liraya mal oluyor. Terörist önce kendilerine demeleri laz›m. Buradaki köylünün suçu, kabahati ne? ‹nsan olmalar› m›? Ali day›n›n, Hüseyin day›n›n, Mehmet day›n›n alevi olmas› m›? ‹K: Köyde karakol kurma çal›flmalar›, koruculuk dayatmalar› gibi uygulamalar var m›? -Devletin karakol kurma çal›flmalar› ve dayatmalar› var. Koruculuk dayatmalar› flimdilik yok ancak gizli yürüyorsa ondan haberim yok. Ama karakol çal›flmas› var. ‹K: Köylü karakol kurulmas›n› kabul ediyor mu? -Belediye ekonomik olarak devlete dayal› oldu¤u için ne belediye baflkan›n ne köylünün raz›l›¤› yok. Bugün örne¤in çevre köylerde kurulmufltur. Çamiçi’nin Özalan mevkiinde ☞
**8 9 1/9/56 9:28 Page 2
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
9
köyün içindedir karakol. Sporunu, bilmem neyini köyün içinde yap›yor. ‹nsanlar bundan tedirgin oluyor. Karakol köyün d›fl›nda olmas› gerekiyor. Köyün içerisinde halk› tedirgin etmemesi laz›m. Her fleyden önce merkezi bir köy de¤il veya flehir merkezi de¤il. Karakol kurulmas› neden yani, böyle birfley görülmemifl. ‹K: Bunlar›n d›fl›nda ne gibi uygulamalar var? Biraz önce operasyonlardan bahsettiniz, nas›l operasyonlar oluyor? -En az 40-50 araba geliyor, çola-çocu¤a sorular soruyorlar: “Burada terör var m›?” diye. Ekmek istiyorlar. Birisinde asker benden ekmek istedi bende dedim “daha bakkalda var”, “yok” dedi ben köylü ekme¤i istiyorum” dedi. “Pafla gönlün bilir” dedim. Buradaki devletin gidip geldi¤inden kaynakl› de¤il. Toplumla ilgili. Birisi karakoldan istense 40-50 araba geliyor. ‹nsan›n vicdan› s›zl›yor. Bu arabalar›n yak›t› nereden, bu insanlar›n yiyecek masraf› nereden diye. Bunun yan› s›ra insanlar mutlaka tedirgin, iflsiz, güçsüz. Koruculuk dayatmas› da olabilir, devlet yapar bunu. Bu kaç›n›lmaz yani. Hele hele Tokat bölgesinde çevre köylerin az görünmesi, mezra denilecek kadar az olmas›ndan kaynakl›. B›rak›p gidecek bir yeri yok .
‹K: Köyden bir kifliyi karakola ça¤›rd›klar›nda 40-50 araçla geliyorlar dedin. Bunun nedeni tedirgin etmek mi? Amaç sindirmektir. Mesela telefon da edebilir. Örne¤in adam›n bir arazi mahkemesi var, 40-50 arabay› buraya y›¤›yor. Amaç halk› tedirgin etmek, sindirmek. ‹K: Köyden yaylaya ç›k›l›yor mu? Yayla yasa¤› vb. uygulamalar var m›? -Geçen y›l ç›k›ld› bu y›l yayla yasa¤› konaca¤› söyleniyor. Daha önceki y›llarda yasak konuldu, yaylaya ç›k›lmad›. ‹nsanlar›n elinde bulunan mal telef oldu. Bu y›l yasak konulaca¤› söyleniyor. May›s aylar›n›n sonlar›na do¤ru yaylaya ç›k›l›yor. “E¤er yaylaya ç›kacaksan›z karakola gelip bir imza at›p öyle ç›kacaks›n›z” diye bir dayatma tuturmufllar. Karakola imzal› ka¤›t b›rakacaks›n›z, ölürseniz filan, bizim her hangi bir fleyden sorumlu olmayaca¤›m›za dair. ‹K: Köylü kabul ediyormu böyle bir fleyi? -Köylü böyle bir fleyi kabul etmez. Neden imza ats›n. Bir sürü fley yaz›yor orada.Ölürseniz her hangi birfleyden ben sorumlu de¤ilim” diye. Zaten oraya ç›kan insanlar ailecek gitmiyor 3-5 çocu¤unu al›p, amaçl› gidiyor, pikni¤e filan gitmiyor.
‹K: Yayla yasa¤› getirmeleri için gösterdikleri gerekçe nedir? -“Terör var, terörü besliyorsunuz”, bunun gibi gerekçeler gösteriyorlar. ‹K: Buna köylünün tepkisi ne oluyor? -Sadece bu köy de¤il di¤er köylerde toplan›p yaylaya ç›kmalar› laz›m. Daha do¤rusu burada bir örgütlülük gerekiyor. Yani kendi iflleri için, örgütlülük. Toplum olup gitmeleri için. Halk›n mutlaka tepkisi oluyor. ‹K: Bu tepkilerini dile getiremiyorlar m›? -Korkuyorlar, getiremiyorlar. Çünkü buradaki bask› biraz daha fazla. ‹K: Bu yayla yasaklar› hayvanc›l›k yapan köylüyü nas›l etkiliyor? -Hayvanc›l›k yapan köylüyü etkiliyor. Buras› kalabal›k bir köy; kalabal›k köylerin de mal› fazla olur. ‹nsanlar istedi¤i fleyi yapam›yorlar. Çökelekten peynire vb. yapam›yor. Bunlar› sat›n al›yor. Di¤er köylerde de öyle. ‹nsanlar kredi al›yor. Hayvana yat›r›yor. Devlet yayla yasa¤› koydu¤u zaman da ne oluyor hayvanlar› telef oldu¤u, bofla gitti¤i için borçlan›yor. Bu da ister istemez de bunal›m, s›k›nt› yarat›yor.
Esnafın öfkesi polis barikatını aştı Ankara: Yaflad›klar› ekonomik bunal›m›n sab›r tafllar›n› çatlatmas›yla kendi do¤all›klar›nda geliflen esnaf eylemliliklerini önlemek, öfkelerini kendi çizdikleri çerçeve d›fl›na ç›kartmamak isteyen gerek esnaf odalar› birli¤i baflkanlar› gerekse hükümet olsun; esnaf›n öfkesini iyi hesaplamam›fl olmal› ki 11 Nisan’da çizilen çerçeve tuzla buz oldu. Günler öncesinden kameralar karfl›s›na ç›karak “yapt›¤›m›z yasad›fl›d›r, 11 Nisan’da miting yapaca¤›z flimdilik evinizde oturun” diye seslenen odalar birli¤i yöneticileri; 11 Nisan’da alanlar› dolduran esnafça “yuh”land›, tafla tutuldu, kürsüden indirilerek istifaya zorland›. Sabah 9:30’da kepenklerini kapatarak Siteler, Ostim Sanayi Sitesi, demirciler ve Atasanay›’den yola ç›kan binlerce iflçi-esnaf miting yeri olarak belirlenen Hipodrom’a do¤ru yürüyüfle geçti. Polis Hipodrom’dan An›tkabir ve K›z›lay’a do¤ru giden yollar› kapat›rken, panzer ve helikopterlerle alan› ablukaya ald›. Ellerinde “mezarda emeklili¤e hay›r”, “Çetelerden hesap sorulsun”, “Kahrolsun IMF”, “Hükümet istifa”..vb. dövizlerle alan› dolduran esnaflar tafl›d›klar› kukla hükümet maketini de yakt›lar. Alanda ise konuflmak isteyen birçok oda baflkan›n›n sözleri sloganlarla kesilirken; tafl, sopa, pet su flifleleri kürsüye f›rlat›ld›. Kürsüde durum böyle devam ederken, esnaflar›n büyük bir bölümü meclise yönelmek istedi. Polis barikat›yla karfl›laflan esnaf, oda baflkanlar›n›n da itiraz›yla
bir süreli¤ine de olsa gidiflini durdururken daha sonra yeniden barikata yüklenmeye bafllad›. Bu arada kürsüyü ele geçiren esnaftan kifliler, kitleye seslenerek bir konuflma yapt›.. yürümekte kararl› oldu¤unu, çat›flma olursa korkmayaca¤›n› gösteren esnaf›n polis barikat›n› zorlamas› üzerine, üzerlerine panzerlerle su s›k›larak da¤›lmalar› sa¤lanmaya çal›fl›ld› ama nafile... Kaybedecek baflka hiçbir fleyi olmad›¤›n› geçte olsa anlayarak suskunluk cenderesin k›rmay› çal›flan esnaflar barikatlara yüklenmekten vazgeçmediler. Eline geçirdikleri sopalar› ve kald›r›m tafllar›n› sökerek polise f›rlatan esnaf, polisin kendilerine sald›rmas› üzerinde “Buras› ‹srail de¤il”, “Sizin için yürüyoruz”, “H›rs›z devlet”, “Sat›lm›fl polisler” sloganlar›yla çat›flarak cevap verdi. Barikat› zorlamakta kararl› olan bir grup esnaf ise, bulunan bir kamyona dolarak polislerin üzerine do¤ru gidildi. Polis, kamyona tazyikli su s›karak ilerlemesini engellemek istedi. Fakat esnaf›n önüne geçmede baflar›l› olamad›. Yaklafl›k 1 saat süren barikat› zorlama ifllemi s›ras›nda yedek askerler de getirilirken, tafllar›n havalarda uçufltu¤u dakikalar boyunca birçok polis a¤›r yaraland›, bir çevik amirinin kafatas› yar›ld›, çok say›da gazeteci haberini yapamaz durumda yaralar ald›. Polisin sald›r›s› sonucunda esnaflar bir müddet geri çekilirken, ortaya sadece kan, yerde yatan yaral›lar v at›lan tafllarla süslenmifl gibi meydan kald›. kitlenin yeniden karfl›
sald›r›ya geçmesi üzerine ise polis yeniden bafllad›¤› noktaya geri çekildi. Sonra, polisin yeniledi¤i sald›r› ile esnaflar Ulus’ta bulunan tren gar›na do¤ru çekildi. Görüntü adeta bir meydan muharebesini and›r›r gibiydi. Polisin sald›r›s›na karfl› vurup kaçan ve yeniden karfl› sald›r›ya geçen esnaf çat›flmas› böyle yaklafl›k 4 saat sürdü. Kimi polisler dayanamay›p “bu ne biçim ifl” diyerek görevini yar›da b›rak›rken, kimi kalkanlar›n ifle yaramaz ve say›lar›n›n azl›¤› nedeniyle isyan etmeye bafllad›. Bir elinde tafl, di¤erinde kitlenin üzerine silah›n› do¤rultan polis görüntüleri hayli ilginç, bir o kadar da bize uzak olmayan görüntülerdi. Yaklafl›k 4 saatlik süren çat›flman›n sonunda ise birçok kurum ve daireleri tafllanm›fl vaziyetteydi. S›hh›ye’den giden gruplar stad içindeki karakolu, polis otolar›n›, ASK‹ binas›n›, Maltepe yönündeki eylemciler birçok banka camlar›n› k›rarken, Celal Bayar Köprüsü alt›ndaki bir grup esnaf›n K›z›lay’a yönelme-
siyle de Ziya Gökalp Caddesi’ndeki Baflbakanl›k Ek Binas› taflland›. Ayr›ca, S›hhiye’de bulunan Türk Hava Yollar› ile Ankara Radyosu’da kitle taraf›ndan tafllan›rken, aralar›nda eylemlere kat›lmayanlar›nda bulundu¤u yaklafl›k 200 kifli gözalt›na al›nd›. Zaman zaman at›lan “ya Allah Bismillah” sloganlar›yla flovenizm ve dini kesimin ço¤unlu¤u kendini hissettirir gibi gözüksede her kesimden esnaf çat›flma içinde yeralm›flt›. Hatta olaylar›n bitti¤i gün “terör örgütlerinin provokasyonu” gibi manfletler at›larak esnaf›n öfkesi kayd›r›lmak istendi. Gözalt›na al›nanlar 3 gün Emniyet Müdürlü¤ü’nde tutulurken, kimileri için 5 günlük ek süre al›narak “terör örgütleriyle ba¤lant›lar›” aranmaya çal›fl›ld›. Mahkemeye ç›kart›lanlardan 9’u tutuklanarak hapishaneye gönderilirken yoldan geçerken gözalt›na al›nanlar aras›nda bulunan Tohum Kültür Merkezi çal›flan› Servet Ç›rac›o¤lu 5 günlük gözalt› süresinden sonra serbest b›rak›ld›.
**10-11 1/9/56 10:33 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
10
1
Arhoğ şehitlerinin anısına-1 ava kararmak üzereydi. Art›k daha serbest hareket edebilir, tarlalardan aç›kl›klardan geçebilirlerdi. Ama tedbiri bofllamadan tarla s›n›rlar›ndan yolun k›y›s›na do¤ru süzüldüler. Üç Partizan farkl› yerleri denetleyebilecek flekilde mevzilendiler. Buras› randevu noktas›yd›. Etraf› denetimde tutarak beklemeye bafllad›lar. Gözlerini gö¤e çevirdi bir Partizan. Bütün gün bat›dan do¤uya do¤ru grup grup Seyit Külekçi gelip geçen karabulutlar yine toplanm›flt› köyün üstüne. “Ya¤masa iyi olacak. Zaten uzun olan dönüfl yolu iz kalmas›n diye daha da uzayacak” diye düflündü. Sonra vazgeçti bu düflünceden. Ya¤mur ya¤s›n ki yapraklar daha çabuk açs›nd›. Hem halk›m›z da bu ya¤murlar› bekliyordu; mal›, davar› olanlar çay›rlar büyüsün diye tarlas›-bahçesi olanlar ürünleri için. Alt tarafta mevzilenmifl olan Partizan köyü gözetliyordu. Geldiklerinden beri bir köpek sürekli havl›yordu. Pek susaca¤a da benzemiyordu. Gerillalara havl›yor olamazd›. Çünkü rüzgar köy taraf›ndan esiyordu, köpe¤in gerillar›n kokusunu almas› imkans›zd›. Ne kadar küçük görünüyor bu köy, oysa 80 haneli” diye geçirdi içinden. ‹çiçe geçmifl ev ve ah›rlar; köye da¤›n›k, düzensiz bir görüntü veriyordu. Rüzgar, bofl evlerin kap›lar›n› ve pencerelerini çarp›p
H
duruyor, bu ses terk edilmiflli¤i, yok- köy içinde dikkat çekici birfley yoksullu¤u, göçü an›msat›yordu. Halk›tu. m›z›n “Sivri Tepe” dedi¤i dimdik teDüflman, köyün üst taraf›na keppe de epeyce ileri de duruyordu. Oy- çelerle boydan boya mevziler kazsa uzaktan dürbünle bak›ld›¤›nda m›flt›. Köyün girifl ç›k›fllar›n›, içini sanki köy bu tepenin dibindeymifl gi- denetleyebilen, çok stratejik bir yer biydi. Bunlar› düflünürken üst taraolan burada pusuya yat›yordu düflf›nda mevzilenmifl yoldafl›n›n sesiyle man. Alaca karanl›k çökünce s›zarak düflüncelerinden s›yr›ld›. girdiler, yerlefltiler düflman -“Üst sa¤dan yürüme mevzilerine. E¤er düflman sesleri geliyor,” diyerek gelirse sald›racak, onlar› gözlerini k›st›. “Tam sekendi mevzilerinde pusuya çilmiyor, iki kifli... hay›r düflürecekti gerillalar. hay›r üç kifliler” dedi ********* Partizan, komutana YeHava kapal›yd›. Ara ara rinden hiç k›p›rdamadan sönük y›ld›zlar görünüp ve dikkatini azaltmadan. kayboluyordu. Rüzgar da -Bunlar bizim yoldafliyiden iyiye esmeye bafllaFikret Vural lar olmal›, diye cevap m›flt›. Bulunduklar› yer teverdi komutan. pe oldu¤u için rüzgar› keAma köylüler ya da düflman da ser bir yerde yoktu. Mevzi d›fl›nda olabilirdi gelenler. Sessiz ve hareket- kalan bafllar› ve dürbün tutan elleri siz mevzilendikleri yerden geçenleri üflümüfl burun ve kulaklar› so¤uktan gözlediler. Hava kararm›flt›, kim ols›zlamaya bafllam›flt›. Ama bunlar› duklar› anlafl›lm›yordu. Biraz sonra düflünen yoktu. Kuvvetli rüzgar ve karfl›l›kl› iflaretleflerek bulufltu T‹Kzifiri karanl›k duymalar›n› ve görmeKO gerillalar›. Gelen üç kifli yoldafl- lerini zorlaflt›r›yordu. Gözlerini düflt›. man›n gelece¤i istikamete dikmifl, ********* kulaklar›n› radar hassasiyetiyle açÜç yoldafl, akflam yemeklerini ge- m›flt›. Birimin komutan› olan Halo rilla birli¤inden daha önce yiyip erdüflman› erken farketmeliydi ki en kenden ç›km›fllard› yola. Öncü birli- uygun anda ilk atefli o etsindi; etsin¤i hava kararmadan köyü denetleyip di ki Ba¤deresi flehitlerinin hesab› gözetleyecekti. Büyükçe bir dereden sorulsundu. geçtiler. Boyu di¤erlerine göre k›sa fiehit yoldafllar› düflündü; Emiolan birim komutan› paçalar›n› yuka- ne’yi, Meral’i, Polat’›. Emine’nin r› s›y›rmas›na ra¤men pantolonu ›sgülen gözleri, ilkeler ve kurallardaki land›. Ama o ald›rmad›, ›slak paçala- tavizsizli¤ini, Maral’in yoldafllara r›n› düzeltti rüzgarda kururdu nas›l olan derin sevgisini, ufak-tefek, çeolsa. H›zl› h›zl› yola devam ettiler. limsiz vücuduna ra¤men iflkencelerfiif denilen ince, s›k a¤açlar›n aralade, açl›k grevlerinde hele de yeni olr›ndan orman k›y›lar›ndan usulca ya- du¤u gerilla alan›nda kar üstünde ve naflt›lar köyün yak›nlar›na. Uzun düflman›n sürekli pefllerinde oldu¤u uzad›ya gözlediler köyü. Çevrede ve zor koflullarda bafle¤meyiflini, kendi-
ni aflma, uyum sa¤lama çabas›n› yani u¤runa savaflt›¤› do¤rular, idealler noktas›ndaki berrak ve net duruflunu; Polat’›n gencecik yafl›na ra¤men mücadeleye at›l›fl›n›, 97’de k›fl› kar üstünde geçiren grup içinde yer al›p da bu süreçten daha da çelikleflmifl, geliflmifl olarak ç›k›fl›n›, 98 k›fl›nda da yine kar üstünde olup bu olanaks›zl›klara ra¤men ideolojik, siyasal ve askeri olarak kendini gelifltirme çabas›n› Cem Ergüldü an›msad›. Bir kez daha kinle doldu içi. -”Hesab›n›z› çok yak›nda soraca¤›z yoldafllar, çok yak›nda” diye m›r›ldand› s›k›l› diflleri aras›ndan. Halo’nun 4-5 metre sol taraf›ndan Orhan mevzilenmiflti. O da ayn› yönü gözetliyordu. Boyu uzun oldu¤undan daha fazla e¤ilmek zorunda kalm›fl, bundan dolay› da beli a¤r›m›flt›. Duruflunu de¤ifltiriyor ama bu da pek fayda etmiyor biraz sonra yine rahats›zl›k duyuyordu, k›zd› kendi kendine, daha fazla k›p›rdamamaya karar verdi. Di¤er yoldafllara bir göz att›... Halo ile gerillaya yurt d›fl›ndan kat›lm›fl olan Memo istihbarat toplamak için 3-4 gün ardarda akflam üzeri konaklama yerinden ç›k›yor, sabaha do¤ru yorgun, uykusuz ve ya¤murdan ›slanm›fl bir vaziyette geliyorlar, yeterince dinlenmeden ertesi gün yine göreve gidiyorlard›. Bu iki yoldafl›n›n yorgunlu¤a, uykusuzlu¤a, ›slanm›fll›¤a ald›rmadan ve hiç
‹çinde bulundu¤umuz tarihseltoplumsal sistem gerici, sömürücü bir sistemdir. Özel mülkiyet üzerinde yükselen ve özel mülkiyeti korumay› amaç edinen, bunun gereklerine uygun flekillenen bir sistemdir. Ve do¤ald›r ki, kendi niteli¤ine uygun bir kiflilik flekillendirir. Bireyci, bencil, sorumsuz, tembel, uyufluk, asalak vb. bir kiflilik sistemin hedefledi¤i kifliliktir. Zira etraf›na karfl› duyarl› olan, toplumsal sorunlara, toplumsal olaylara duyarl› olan, çözüm arayan bir insan sistem için zararl›d›r. Bu nedenle duyars›zlaflm›fl, kendi dar-bireysel dünyas›na hapsolmufl, kendini yaflayan, toplumsal olaylara ve sorunlara umars›z yaklaflan, sorumsuz vb. bir insan tipini yetifltirmeye çal›fl›r. Gerek ailede, gerek okulda, ge-
rek iflyerinde; k›sacas› yaflam›n her an›nda ve her alan›nda bunu yapar. Böylece kiflinin beynini, ruhunu, duygular›n› paramparça eder. Vicdan›n› kirletir. Düflkünlefltirir. Böylesi bir kiflilik, do¤ald›r ki de¤er bilmezdir. ‹nsanlar›n de¤erini bilmez, üretilenin de¤erini bilmez. Eme¤in de¤erini bilmez. Onlar› koruma, sahiplenme, gelifltirme bilincinden uzakt›r. Kendini onda, onu da kendinde yaflatmaz. Yaflad›¤› ortama, yapt›¤› ifle, çal›flt›¤› insanlara, arkadafllar›na, annesine, kardefline, efline, sevgilisine vb. karfl› en ufak bir sorumluluk hissetmez. Bir fleyler yapar, bir fleyler söyler, bir fleyler düflünür, ama yapt›¤›n›n ne oldu¤unu, nelere yol açaca¤›n› düflünmeden, öngörmeden, tasas›zca hareket eder. Sadece söyler. Ama pratikte söylediklerinin tam ☞
mazsan hiçbir zaman gitmek istedi¤in yere ulaflamazs›n. Burada karfl›m›za sorumluDevrimci sorumluluk; yaşamın, luk ç›k›yor. Sorumlu amacın hizmetine sokulmasıdır davranmayan bir insan hiçbir zaman ir insan, birfley yapmak iste- bunlar› yapamaz. ve do¤ald›r ki di¤inde, yapmak istedi¤i fle- hiçbir zaman da gitmek istedi¤i yeye uygun bir haz›rl›k içine re gidemez. O halde sorumluluk girmeli, bu fleyi kazanmaya uygun son derece önemli bir olgudur. davranmal›d›r. Onun gereklerini Nedir sorumluluk? Sözlükteki yerine getirmelidir. Aksi durumda anlam›, kiflinin kendi davran›fllar›n› yapmak istedi¤i fleyi yapamaz. Di- veya kendi etki alan›na giren heryelim ki bir yerden bir yere gidehangi bir olay›n sonuçlar›n› üstlenceksin veya gitmek istiyorsun. Ön- mesidir. Sorumluluk duygusu birecelikle gitmen için gerekli olan fle- yin toplumsal geliflmesinin, kiflilikyi belirlemeli, sonra onu yaratmal›, sel flekillenmesinin bir parças›, sonra harekete geçmelisin/gitmelionun bir ürünüdür. Bunun geliflimi sin. Ama sen gitmek istedi¤in halise öncelikle ailede, toplumda, de ihtiyaçlar›n› belirlemezsen, onu okulda, toplumsal geliflmenin çeflityaratmazsan ve yaratt›¤›n› kullanli aflamalar›nda sa¤lan›r.
K KO OL LE EK KT T‹ ‹F F Sidar Umut
B
☞
**10-11 1/9/56 10:33 Page 2
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
11
m›zm›zlanmadan görevden göreve koflmalar›na sayg› duydu ve elefltirdi kendini. Oysa kendi vücudu da çok y›pranm›flt›. Onca iflkenceyi y›llarca süren zindan koflullar›n› yaflam›fl 96’da zaferle sonuçlanan Ölüm Orucu direniflinde bedenini açl›¤a yat›rm›flt›. Bu koflullar, O’nda gözle görülür bir rahats›zl›k yaratmasa da içte çokça tahribat› olmufltu. Bütün bunlara ra¤men O k›fl› kar üstünde geçirmifl, bunun yan›nda so¤uktan çabuk etkilense de yoldafllara ideolojik ve siyasal e¤itim çal›flmas› Umut ‹l yapt›rmaktan geri durmam›flt›. “Bu a¤r› neki bizim için”dedi kendi kendine ve çevreye daha duyarl› olmaya çal›flt›. ********* Saatine bakt› Halo. Zaman epeyce ilerlemifl, düflman gelmemiflti. Ç›kt›lar mevzilerinden karanl›¤a kar›fl›p yol ald›lar. Randevu yerine geldiklerinde iflaretleflerek bulufltular arkadan gelen grupla. Komutan yard›mc›s› olan Halo, gurup komutan›na durum hakk›nda bilgi verdi. K›sa bir durum de¤erlendirmesi yapt›ktan sonra hareket ettiler, köye gireceklerdi. Girmeyi düflündükleri evin ›fl›klar› yanm›yordu. Ev sahibinin traktörü kap›n›n önündeydi. Köylüler, flehirde yaflayanlar›n aksine daha erken saatte yatarlard› ama yine de yatmak için erken bir vakitti. fiüphe verici bir durum oldu¤undan önden üç kifli eve yanaflt›. Öncü merdivenleri ç›k›pta evin etraf›n› kontrol etti¤inden evde hiçbir lamban›n yanmad›¤›n› gördü; buna ra¤men geldi ka-
p›y› çald›, cevap veren olmad›. teröristtir, insanlar› amaçs›zca, ac›“Kimse yok” diye düflündü. Geri çe- madan öldürür, mal›na el koyar, takilirken ilerideki evlerden birini ayn› lan eder, kad›na-k›za tecavüz eder, anda iki lambas›n›n birden söndü¤ü- çocuklar› dahi öldürür, din-iman tanü gördüler. n›mayan gözü dönmüfl caniler, cana-Hücre pususu olabilir, dikkatli varlard›r bunlar” olun dedi Halo. Evde kimsenin ol-Neden korkuyorsun amca? Bak mamas› dikkat çekiciydi. biz de senin gibi insanlar›z. Geriden gelen grup onlara yetiflti. -Vallahi sizi böyle anlat›yorlar Köyde baflka bir eve girip bilgi alkorkumuz bundand›r. maya karar verdiler. Halo ve kad›n -Bunlar devletin yalanlar›d›r. Y›lyoldafl› savunmada kald›lard›r Karadeniz da¤lar›ndalar. y›z, hiçbir fley duydunuz -Bugün köyde olmamu? Yaflad›n›z m›? Hay›r! l›yd›lar, traktörleri de Biz hiçbir masum insan› evin önünde, ama kendiöldürmeyiz. Bizim, sizin leri yoklar. Kad›n, çoluk, namusunuzda gözümüz çocuk, yafll›lar topluca yoktur. Analar analar›m›z, nereye giderlerdi ki? bac›lar bac›lar›m›zd›r. hal-Belki komflulara gitmiflk›n mal›na zarar vermeyiz; lerdi ama bu kadar kalaaksine biz halk için yaflaMustafa Toptafl bal›k giderler mi? Haym›m›z› ortaya koymufluz, vanlar› da b›rak›p, trakcan›m›z namlunun ucundatörsüz ailece Turhal’a gitmezler, ya d›r. Bizi size kötü göstermek için, komflular›ndad›rlar ya da korkular›n- görünce ihbar ederseniz, korkup desdan köyü terk etmifllerdi, kaçm›fllartek vermeyesiniz diye anlat›yor bu d›r. yalanlar› devlet. Kendisi bizimle bafl Biraz sonra savunmaya geçmek edemiyor ama halk da destek vermeiçin bir yoldafl geldi. sin diye olmad›k yalanlar kara çal-Hadi sizi ça¤›r›yorlar. Daha önce malarla sizi korkutuyor. Bunlara hiç bizi tan›mayan bir eve girdik, de- inanmay›n. Ama e¤er ki bizi ihbar di. Beraber eve gittiler. eden birisi olsun cezas› ölümdür. ‹sBilgi almak için girdikleri bu ter kad›n ister erkek, ister genç, ister evin kap›s›n› yafll› bir ana açt›. Biryafll›, Alevi ya da sünni, Kürt, Türk den bire karfl›s›nda gerillalar› görün- ya da baflka milliyetten olsun hiç farce flafl›rd›, korktu, yüzünün rengi de- ketmez. Gözünün yafl›na bakmaz öl¤iflti. Gerillalar içeri girdiler. Anadan dürürüz. Her gitti¤imiz yerde ihbarbaflka evde 50-60 yafllar›nda iki ihti- c›l›¤› anlat›yoruz bak›n, iyi dinleyin yar adam, iki de genç erkek vard›. size de anlat›yoruz. Sak›n ola ki korOnlar da korktular. Daha önce hiç kudan ya da baflka bir nedenle böyle gerilla görmemifllerdi. Fakat çokça bir yanl›fl yapmayas›n›z. Ama bunun duymufllard›. Kendileri aç›kça söyle- d›fl›nda bizimle tart›fl›n, düflüncelerimeseler de devletin gerilla hakk›nda nizi söyleyin, buna bir fley demeyiz. anlatt›¤› yalanlardan, anti-propagan- Bizim gibi düflünmüyorsunuz diye dalardan çokça etkilenmifllerdi. Kor- size bir fley yapmay›z. kular›n›n nedenleri de bunlard›. TopAmaçlar›n›, ihbarc›l›¤›, korucululant› yapan vali ve alay komutan› da ¤u, Partinin avc›l›k politikas›n›, devayn› fleyleri anlat›yorlard›: “bunlar letin ve düzenin pisliklerini, yap›lan
eylemleri köylülerin anlayaca¤› dilde anlatt›lar gerillalar. Köylülerin sorunlar›n› dinlediler, düflmana, araziye, köye iliflkin bilgiler ald›lar. Onlar›n sorular›n› cevaplad›lar. Ortam yumuflam›fl, köylülerin korkular› dinmifl flaflk›nl›klar› geçmiflti. “Kimi kad›n, kimi erkek, kimi genç, kimi daha yafll› olan bu insanlar hiç de caniye benzemiyorlar. Anlatt›klar›n›n hepsi de do¤ru. Ama nas›l böyle yafl›yorlar; yazk›fl, so¤uks›cak demeden ailelerini okullar›n›, varl›klar›n›, rahatl›klar›n› nas›l b›rak›r Do¤an Altun insanlar? Nas›l canlar›ndan vazgeçerler baflkalar› için? “ diye düflündü yafll› köylülerden biri, bir türlü ak›l erdiremedi bu ifle. -Amca, Sad›k köyde mi? Gördünüz mü bugün? Evinde yoktu. -Vallahi bugün köyün içinde gördüm. Evde yoksa olsa olsa Has›n’›n evindedir. En çok oraya gider. -Hasan’›n evi nerededir? -Tekkenin alt taraf›nda. Gidecekseniz, isterseniz sizi götürürüm dedi köylü. Biraz önce korkudan titreyen bu adam›n flimdi yard›m etme iste¤i sevindirdi gerillalar›. Etkilemifllerdi köylüleri, önyarg›lar›n› etkisizlefltirmifl, sempatilerini kazanm›fllard›. Biraz sonra köylü önde Memo, Halo, Orhan arkada ç›kt›lar evden. Sokak lambalar›n›n alt›ndan, silahlar›n› vücutlar›na paralel tutarak parlamamas› ve görünmemesini sa¤layarak dald›lar Arho¤’un ›ss›z sokaklar›na. Devam edecek
z›dd›d›r. Zarar verebilece¤ini görmez. Görse bile önemsemez. Çünkü onun vicdan› kirletilmifltir. Devrimci olarak böylesi bir toplumun içinden ç›kt›k. Ama ç›kt›¤›m›z andan itibaren tertemiz bir yaflama bafllad›k. Daha tam bir ifadeyle devrimci olduk diye, tamamen de¤ifltik diyemeyiz ve diyemiyoruz da. Sistemden bir kopufl yaflad›k. Devrimci saflarda, parti saflar›nday›z. Sisteme karfl› savafl›yoruz. Direniyoruz. Ama fluras› bir gerçektir ki, yaflad›¤›m›z sistemden, ahlakikültürel, ideolojik-siyasal kopuflu yeterince gerçeklefltirmek uzun zaman al›yor. Bir devrimci ideallerinin, ideolojisinin gerektirdi¤i sorumlulu¤a sahip olmal›d›r. Sorumluluk duygusuna sahip olmayan bir devrimci
ideallerinden, ideolojisinden uzaklafl›r. ‹deallerinden ve ideolojisinden uzaklaflt›¤› oranda da sisteme, düflmana entegre olur. Sistemden; üretmedi¤imiz, emek harcamad›¤›m›z, s›n›f mücadelesininsorunlar›na kafa yormad›¤›m›z, kitlelere gitmedi¤imiz, kendimizi ve yoldafllar›m›z de¤ifltirme mücadelesi vermedi¤imiz durdumda ciddi bir kopuflu gerçeklefltirmifl olmay›z. Bu durumda de¤erlerimize karfl› sorumluluk duygusunu yitirir ve yabanc›laflmaya bafllar›z. Burada yabanc›laflmaya önemle vurgu yapmak gerekir. Yabanc›laflma özel mülkiyetin ürünüdür. “Kapitalist ça¤da ise insan iliflkilerinin meta karakterine bürünmesi yabanc›laflmay› en üst boyuta ç›kar›r. Toplumsal zenginlik para biçimini al›nca insan iliflki-
sama, yanl›fl, zaafl› bir durumla karfl›laflt›¤›nda kiflinin yaflanan›n parti, devrim aç›s›ndan zararl› oldu¤unu, mutlaka düzeltilmesi gerekti¤ini düflünmesi ve hemen aksayan, zaafl›, yanl›fl olana müdahalede bulunmas›d›r. Böyle olmay›nca geliflim olmuyor, ilerleme olmuyor. Ya da yapmam›z gereken ifller var. Bunlar partinin geliflimi, devrimin geliflimi aç›s›ndan gerekli olan ifller. Devrim irili ufakl› görevlerin, ifllerin yap›lmas›yla gerçekleflir. Bizim bu iflleri/görevleri zaman›nda yapmam›z, olmas› gereken biçimde yapmam›z son derece önemlidir. Aksi halde, partinin devrimin geliflimini engellemifl oluruz. Geliflimin, ilerlemeni önünü t›kam›fl oluruz.
leri yoksullafl›r. Hiçbir insani de¤er tan›maz olur” Kendisinden, insanlardan uzaklafl›r. Emek harcamaz. Paylaflmaz. Emek harcamad›¤›, paylaflmad›¤› zaman iyice uzaklafl›r. Sevmez. Yard›m etmez. Onu y›kmaya, parçalamaya, ezmeye yönelir. Çünkü o, karfl›s›ndakini kendisinin gizli düflman›, rakibi olarak görüyor. Yabanc›laflma; de¤ifltirme-dönüfltürmeden uzaklaflmay›, onu bir kenara atmay›, paylafl›m› s›n›rlamay›, do¤uruyor. Yabanc›laflmay› yaflayan bir insan, halk›n›, yoldafllar›n›, partisini koruma, sahiplenme bilincinden, kendini onlarda, onlar› da kendinde yaflatmaktan uzakt›r. Dolay›s›yla onlara karfl› herhangi bir sorumluluk duymaz. Davran›fllar›nda, k›r›c›, y›k›c› kaybedicidir. Sorumlu yaklafl›m, bir yerde ak-
**12-13 1/9/56 9:08 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
12
iflçi-köylü
1
Ifl›¤› al, her tarafa yay! Emperyalist talana, yabanc›laflmaya ve yozlaflmaya karfl› “iflçi-köylü” yü yücelt! azetemizin, Genel Yay›n Yönetmeni Memik Horoz’la yeni ürünümüz üzerine gerçeklefltirdi¤imiz söyleflide, içinde bulundu¤umuz süreci, dünya ve ülkemiz konjonktüründe de¤erlendirmesini istedik. ‹flçi-Köylü- Bu ay yeni bir gazeteyle, yeni bir yay›n dönemine giriyorsunuz, bu gazetenin hangi ihtiyaçlar›n bir ürünü olarak yaflama geçti¤ini sormadan önce, içinde bulundu¤umuz süreci hem dünya, hem ülkemiz konjonktüründe de¤erlerdirirmisiniz? Memik Horoz: Özellikle 1990 sonras›nda Rusya’da modern revizyonist iktidar›n y›k›lmas›yla uluslararas› pazar dalafl›nda Amerika birincil olarak yaln›z kald›. Ve bunu f›rsat bilerek sosyalizmin y›k›ld›¤›n›, ideolojilerin öldü¤ünü, art›k emperyalist kapitalist sistemin dünya hakimiyetini ilan etti¤ini, buna karfl› ç›kman›n beyhude oldu¤unu propaganda ederek, insanlar› emperyalizmin yenilmez, kadiri mutlak oldu¤una flartland›rd›. Bu büyük bir ideolojik sald›r›yd›. Ve yine bu y›llarda Yeni dünya düzeni, neoliberal politikalar vb. söylemlerle pazarlar› emperyalistler aç›s›ndan daha kolay sömürülebilir hale getirmek için gümrük vergilerinin düflürülerek d›fl ticaretini daha rahat yapabilmesi, ülkelerin yeralt› ve üstü kaynaklar›n›n, ifl gücünden tut madenlere kadar her türlü kayna¤›n emperyalistler taraf›ndan tamamen denetime al›nmas› h›z kazand›. Ba¤›ml› ülkelere a¤›r bir teslimiyet dayat›ld›. Uluslararas› sermayenin pazarlara sorunsuzca girebilmesi yani küreselleflme politikalar› h›z kazand›. Tüm emperyalist propagandalar›n etkisine karfl›n süreç dünya halklar›nda da bir birikime yol açt›. Bu birikim kimi zaman Davos’ta Dünya Ticaret Örgütüne (WTO) karfl›. Ciddi bir güçle, protesto olarak a盤a ç›kt›, kimi zaman Washington’da IMF ve DB toplant›lar›na karfl› gösterilere dönüfltü, kimi zaman da emperyalizmin do¤a karfl›t› talan politikar›n›n karfl›s›nda çevreci protestolarda gösterdi kendi. Meksika’da Zapatist tepkiyle, Peru, Nepa, Türkiye, Hindistan ve Filipinler’de Maoist gerilla savafllar›yla iktidar› hedefleyen savafllarla gösterdi kendini. Emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizmin ufla¤› konumundaki Türkiye’de de bu politikalar, baflta iflçi ve kamu emekçilerini iflsizlefltiren, açl›¤a mahkum eden özellefltirme ve köylüyü topra¤›ndan eden, iyice yoksullaflt›ran tar›m›n tasfiyesi politikalar› olarak ve tüm halk kesimlerine küçük üreticisinden esnafa, ö¤rencisinden memuruna kadar her kesimi kapsayan sald›r›lar h›z kazand›. Kufl-
G
kusuz ki bu sald›r›lar›n ilk ad›m› olarak ve burada kazanaca¤› (!) zaferle tüm halk› teslim alaca¤›n› planlad›¤› devrimci-komünist tutsaklar›n yaflam›n› hücrelefltirerek teslim alma politikalar› bir kez daha gündeme geldi. Tüm bu sald›r›lar yoksul emekçi halk›m›zda müthifl bir birikim yaratt›. Toplum patlamaya haz›r bir bomba haline getirildi ve bugün de gerek devrimci komünist tutsaklar›n görkemli direniflleriyle gerek iflçilerin özellefltirme ve IMF politikalar›na karfl› tepkiyle, esnaf›n soka¤a dökülmesiyle, ö¤rencilerin militan eylemlikleriyle ve nihayet köylünün üretti¤ini yakacak, dökecek kadar can›na tak etti¤inin gösteren mitingleriyle ülkede kendili¤inden gelen bir hareket mevcut. önümüzdeki süreçte halk›n çok daha büyük birikimleri ve tepkileri soka¤a yans›yacakt›r, tarlalara yans›yacakt›r, fabrikalara, okullara yans›yacakt›r, da¤lara yans›yacakt›r. ‹K- Buna karfl›n bugün devletin kendini “yeniden yap›land›rma” politikalar› güttü¤ünü görüyoruz. Bu nas›l yans›yor yaflamlar›m›za? M.H: Asl›nda bu, bu politika genel hatlar›yla bugün çoktan iflas etmifl durumdad›r. Hiç bir “yeni” politikan›n bu düzen s›n›rlar› içerisinde halk›n yaflam›na olumlu bir katk› sunmas› mümkün de¤ildir. Egemenler yeniden yap›land›rmay› ekonomik ve örgütsel olarak iki yönlü düflünüyordu ama ekonominin durumu ortadayken ve siyasi olarak da art›k b›rakal›m kendini yenilemeyi makyaj bile yapamazken yeniden yap›land›rmadan söz etmek çocuklar› dahi güldürür. Bugün bu politikayla yapabildi¤i en iyi (!) fley polis ve ordu güçlerinin yani militarizmi güçlendirmektir. “Yeniden yap›land›rma”n›n tek “baflar›l›” oldu¤u alan buras›d›r. Çünkü gelinen süreçte tek tutunabildi¤i dallar bunlard›r ama halk›n gelece¤ini eline almaya karar verdi¤i gün bu dallar›n da çürüklü¤ü ortaya ç›kacakt›r. ‹K- Ve siz bu sürece ‹flçi-Köylü ile müdahale etmeyi tasarl›yorsunuz? Bize biraz ‹flçi-Köylü’nün içeri¤inden, neler tasarlad›¤›n›zdan ÖG’yle farkl›l›¤›ndan söz eder misiniz? M.H: Biz bu sürecin gerçeklerini kitlelere daha iyi tafl›yabilmek için, bu sürecin nedenlerini niçinlerini daha iyi gösterebilmek için ve bu süreci daha genifl kitlelerin kavray›p, harekete geçirilmesinde bir ›fl›k olabilmek için bu yeni yay›n› ç›karma ihtiyac› duyduk. Daha önce (9 y›ld›r) ç›kartt›¤›m›z Özgür Gelecek gazetesi haber yorum a¤›rl›kl› olmayan bir gazeteydi daha çok de¤erlendirme, inceleme, araflt›rma içerikliydi; dolay›s›yla da çok daha
genifl kitlelerle ba¤ kurma yerine daha duyarl›, daha ileriye ç›km›fl, mücadelenin gereklerini asgari düzeyde kavram›fl ve yürüten insanlar›n ihtiyaçlar›n› gideren, onlar› doyuran ve onlara ›fl›k olmaya çal›flan bir düzeyi vard›. Oysa genifl kitlelerin ayd›nlanmaya ihtiyac› var, genifl kitlelerin hareket geçirilmeye ihtiyac› var ve onlar›n harekete geçirilmesinde bir yay›na ihtiyac› var. Kuflkusuz harekete geçiricilerinde mutlaka e¤itime, g›da almaya, ideolojik, siyasi olarak beslenmeye ihtiyac› vard›r. Mutlaka bu da gazetemizde belli oranda yer bulacakt›r. Ama esas olan kitlelerin harekete geçirilmesi, kitlelerin ayd›nlat›lmas›d›r, bu yüzden biz yeni süreci içerik olarak kitlelerle daha bütünleflen, onlar›n sorunlar›n› daha çok telaffuz eden, tafl›yan, u¤raflan, çözüm üreten, ajitasyon propaganda ve harekete geçirme anlam›yla kitlelerin do¤rudan sorunlar›na e¤ilen bir gazete ç›karman›n ihtiyac›n› tespit ettik. Bu durumda zaten mücadelenin gereklerini yerine getiren ve ortaya ç›kacak olan kesimlerin ihtiyac›n› karfl›layacak Partizan ve gençli¤e yönelik Yeni Demokrat Gençlik dergileriyle de bütünlük içerisinde ç›kmas›n› sa¤layarak bu ihtiyaçlara çözüm olaca¤›z. Bu durumda ‹flçi-Köylü daha çok iflçilerin, köylülerin, ö¤rencilerin, esnaf›n, memurun, kad›nlar›n güncel-pratik sorunlar›n› iflleyen, bu sorunlara do¤ru politikalarla çözüm getiren, onlar›n alg›layabilece¤i dil ve flekilleri kullanan bir gazete olacak. Bu nokta da çok önemli bizim aç›m›zdan, kime gerçe¤i göstermek istiyorsan onun anlayaca¤› dilden o gerçe¤i göstereceksin. Biz de genifl halk kitleleriyle bütünleflmenin bir arac› haline getirebilmek amac›yla Devrim Yolunda ‹flçi-Köylü gazetesini ç›karmaya karar verdik. ‹K- Bu noktada sormak istiyorum. Bu gazete de darlaflma riski tafl›yor mu? MH: Esas risk ayd›nlat›c›lar›n uy-
gun araçlar›yla ayd›nlat›lmamas›yla oluflacakt›r. Bununla birlikte politik insanlar›n, kitlelere politika tafl›mak aç›s›ndan g›dalar›n›n almalar›n› düflündü¤ümüz Partizan’›n ç›kmay›fl› durumunda bütün yükü tek bir gazetenin üzerine y›k›l›rsa darlaflma da gündeme gelebilir. Bunun için Partizan’› düzenli olarak (ayda bir) ç›kartmay› hedefliyoruz. Bu konu birde da¤›t›mla ilgili, biz gazetemizi her ne kadar genifl halk kesimlerine yönelik ç›karsak da, kitlelerle buluflmuyorsa, bütünleflmiyorsa, ne kadar do¤ru politikalarla ç›karm›fl olsan da, içeri¤ini en do¤ru tesbitlerle doldursan, biçimini çekici yapsan da hedefine ulaflmaz. Bu anlamda YAYSAT’›n d›fl›nda sa¤lam bir da¤›t›m zinciri oluflturmam›z ve bunu okurlar›m›zla elele yapmam›z flart. ‹K- Gazetenin ad›n›n ‹flçi-Köylü olmas›n›n nedeni nedir? MH: Biz yeni süreci çok do¤ru alg›lamay›, do¤ru çözümlemeye ve do¤ru araçlarla kitleye gitmeyi önemsiyoruz. Türkiye’de feodalizmin tasfiye edilmemiflli¤ine, iflaret ediyor, feodalizmle bir baflka deyimle yar›-feodal sistemle kompradorlar›n ve emperyalistelerin oluflturdu¤u üçlü sac aya¤›n› hedef tahtas›na çiviliyoruz ülkemiz gerçekli¤inde içerisinde bulundu¤umuz devrim aflamas›nda halk s›n›f ve tabakalar›n› iflçiler, köylüler, küçük burjuvazi ve milli (ulusal) burjuvazinin sol kesimi oluflturuyor. Devrimden ç›kar› olan kesimlerin halk› oluflturmas› bir gerçeklik ama bizim için flu daha önemli, kapitalizmin ortaya ç›kmas›yla küçük mülk sahiplerinin büyüyenleri ilerleyecek, büyümeyenler tasfiye edilecek noktas›ndaki geliflmiflli¤i, giderek tekellerin oluflmas›, sadece ve sadece kendi ana karfl›t› olarak iflçi s›n›f›n› merkezilefltirmifl, büyütmüfl ve yayg›nlaflt›rm›flt›r ve iflçi s›n›f›n›n siyasal biliminin ortaya ç›kmas›yla ☞ Marx ve Engels taraf›ndan iflçi s›n›f› bu aflamadan sonra var olan tarih-
**12-13 1/9/56 9:08 Page 2
iflçi-köylü
1
teki yerini ve rolünü görmeye bafllam›flt›r. Tarihte esas olarak var olan› de¤ifltirmeye önderlik edecek var olan› çözümleyen güç iflçi s›n›f› ve onun bilimi MLM’dir. ‹flçi s›n›f›n›n bizim aç›m›zdan böyle tarihsel bir önemi var. Yani devrimin ideolojik, politik, örgütsel önderi olmas›ndand›r verdi¤imiz önem. Köylülük ise ülkemizdeki yar›feodal sistemin bir ürünü olarak çok büyük bir yer tutmaktad›r. Oran olarak belki do¤al bir ak›flla, komprador kapitalizmin geliflmesi, emperyalist pazar hegemonyas›n› daha bir pervas›zlaflmas›, yer yer ucuz ifl gücü oldu¤u için emperyalistlerin yeni üretim alanlar›n› buralarda kurmas› vb. nedenlerle köylülük nüfusunun giderek flehirlere ak›yor olmas› (önemli oranda iflçileflemeyip iflsiz kalmas›) baflka bir fley ama, yar›-feodal sömürü sisteminin devam ediyor oluflu baflka bir fleydir ve hala Türkiye’de k›rsal kesimde yaflayan ve tar›msal üretimde bulunanlar nüfusun %50’sinden fazlas›n› oluflturuyor. Bu yüzden köylülük zaten toprak devriminin tamamlanmam›fl olmas›ndan kaynakl› önemli oranda topraks›z, az toprakl› köylü statüsündedir. Türkiye’de iflçi s›n›f›n›n öncülü¤ü ve köyülü¤ün temel güç olmas› olgusu devrimde de bunlar›n temel ittifak›n› gerektirir. Demokratik Halk Devrimi ve sosyalizme geçifl aç›s›ndan bu gereklidir. Bu yüzden ikisini ifade etmenin önemli oldu¤unu düflündük. ‹K- Tüm halk s›n›f ve katmanlar›n›, yani devrimden ç›kar› olan tüm s›n›f ve tabakalar› ifade eden bir yay›n ismi olamazm›yd›? MH: Hali haz›rda iflçi s›n›f› kendini P.P arac›l›¤›yla politik arenada zaten ifade ediyor, köylülük zaten kendisini savafl gücü olarak ifade ediyor. Örgütlenme aç›s›ndan bak›ld›¤›nda di¤er halk s›n›f ve katmanlar› da iflçi köylü temel ittifak› etraf›nda bir cephe anlay›fl› ile örgütlenecek siyasal aç›dan bugünden bir cephe siyaseti yürütmelidir, do¤rudur. Yani onlar›n da güvenini kazanacak, onlar›n da sorunlar›n›n çözümünün buradan geçti¤ini gösterecek bir ajitasyon, propaganda ve çal›flmaya ihtiyaç vard›r. Ama günümüzde bugün için pratik bir cephe sorunu henüz yoktur. Devrimin belirli aflamalar›nda olabilecek bir somut olgudur. Ancak gazete bunu yine de bafll›¤›nda (isminde) nas›l ifade edebilirdi? Alternatif olarak tüm halk kesimlerini tek tek saymak mümkün olmayaca¤›na göre içinde “halk” kavram› geçen bir isim düflünülebilirdi. Bunu da düflündük. Fakat burada da iflçi ve köylünün özel önemine vurgu yapma ihtiyac›n› karfl›layam›yorduk. ‹çinden geçti¤imiz dejenerasyon ve yabanc›laflma sürecinde iflçi s›n›f›n›n ideolojik, politik, örgütsel önderli¤ini vurgulayabilmek için daha genifl bir ifade olsa bile halk kavram› yerine temel ve öncü gü-
27 Nisan-10 Mayıs 2001
13 cü vurgulayan bir kavram›n daha iyi olaca¤›n› düflündük. bu anlam›yla isimlendirme tümünü kapsamada eksikler tafl›yabilir, ama içerikte bunu dolduracakt›r. ‹flçi-köylü, kolektif örgütleyici bir gazete olaca¤› için kolektif bilinç tafl›y›c› olacak, çözüm üretmeye ve kitlelere sunmaya hizmet edecektir. Daha önce ÖG’de de kulland›¤›m›z “Biz Halk›z Gelecek Ellerimizdedir” slogan›m›z vad›r. Bunu ‹K’da da kullan›yoruz. Çünkü yaflam› üreten emektir, halk›n güce, emekçilerin gücü tüm dünya egemenlerini gücünden fazlad›r ve gelece¤i de kendi ellerindedir. Kölece yaflamak onurlu yaflamakta, insanca yaflamak da kendi iradesine ba¤l›d›r. ‹K- Yine de gazetenin ismine karfl›, bu içeri¤in d›fl›nda da farkl› tepkiler gelece¤ini düflünmüflsünüzdür san›r›m MH: Tabi kuflkusuz, örne¤in gazetenin ad›n› “afl›r› uçta”, “sol” bulanlar olabilece¤i gibi “halkç›” anlam›nda ya da “modern” bulmama anlam›nda sa¤ bulanlarda olabilir. ‹lkinden bafllarsak, emperyalizmin yarat›¤› tabloyu gözümüzün önüne getirelim yine. Ne vard› bu tabloda? ‹deolojiler; u¤runda ölünecek de¤erler yitip gitmifl deniyordu. As›l söylenen ise iflçi s›n›f›n›n ideolojisinin öldü¤üydü, art›k devrim olmaz deniyordu, yani halk özgürleflemez diyorlard› vb vb. Topluma öyle bir yozlaflma dayat›l›yor ki, maalesef büyük oranda da yaflam bulmufl durumdaegemenler Türklükten bahsediyor örne¤in ama bunlar›n kendisi gerçek anlamda Türk düflman›, ülke düflman›, vatan düflman›d›r. Uzatmayal›m, böyle bir tablo içerisinde, “sosyalizm öldü” diye bas bas ba¤›r›ld›¤› yerde “sosyalizm çözümdür” demek; “ideolojiler kalmad› “ diyenlerin yan›nda “u¤runda ölmeyi göze alacak de¤erleri göstermek, iflçiden, köylüden, devrim ve sosyalizmden söz etmek gerçektende afl›r› uç, tehlikeli, kitlelerden kopuk görülebilir. Teslim al›nm›fl bir yerde isyan eden, afl›r› uç görülebilir; art› hakim s›n›flar isyanc›y› katlettiklerinde de ilk isyan etmenin tehlikesi de ç›kar. Ama do¤ru tektir ve ileriye do¤rudur, devrimcidir. Bunun yan›nda ça¤d›fl›, halkç› modern de¤il türü yaklafl›mlar› da düflündük. Ama bunlarda yine yabanc›laflman›n, insan›n kendi de¤erlerine, geldi¤i kökene, eme¤ine yabanc›laflmas›n›n ürünüdür. Bilimsel bak›ld›¤›nda görülecektir ki iflçi s›n›f› en ilerici, en modern s›n›ft›r. Yar›nki özgür yaflam› yaratman›n öncüsü yar›nki yaflam›n yöneticisi olan s›n›ft›r. Evet, üzerinde en önemle durulmas› gereken “yabanc›laflma”d›r. “iflçi-köylü”, bizim temel görüfllerimizin ve buna ba¤l› devrimin olmazsa olmaz› temel ittifak›n›n özlü bir ifadesidir. Tarihi yaratan halkt›r. Oysa günümüzde yabanc›laflt›rma gibi ideolojik sald›r›lar emperyalizm taraf›ndan öylesine yo¤un propa-
ganda edilmektedir ki bu devrimci, ilerici çevrelerde de etkili olmakta ve “post-modern” kavramlar yaflam›m›z› ifade eder hale gelmektedir. ‹flçi-köylü haklar›n› savunmak da, hatta gazetenin ad›n› böyle koymak da ça¤d›fl›, geri kalm›fl, tutucu hatta dinozorluk, ortodoksluk olarak yans›t›labilmektedir. Tüm dejenerasyona karfl› yaflam›n dili aç›kt›r, nettir; Namussuza namussuz, h›rs›za h›rs›z diyecek kadar, yada Dimitrov’un dedi¤i gibi “eflyaya ad›yla hitap etmek adetimizdir” Bizler as›l ça¤d›fl› olan›n kapitalizm, emperyalizm oldu¤unu her zaman gösterece¤iz. ‹K- Gazetenin içeri¤i bu olacak. Sizi ayn› zamanda ÖG’den farkl› olarak biçimde de bir tak›m de¤ifliklikler yapmay› tasarl›yorsunuz. Bunlar› da mant›¤›yla beraber açar m›s›n›z? MH: Biliyorsunuz, ÖG tabloit boyda ç›k›yordu. Biz ‹K’y› hedefledi¤imiz içerik aç›s›ndan kitlelerin ilgisini çekecek Türkiye’de biçim olarak alg›lan›fl aç›s›ndan da boyutlar›n› günlük gazete boyutlar›na ç›kard›k. Gerçekte yaflam›n h›zl›l›¤›, hareketlili¤i, yo¤unlu¤u içerisinde gazetenin kolay okunmas› aç›s›ndan ÖG boyutlar› daha uygundur. Ancak yerleflmifl bir gazete ebat› olarak kabul edilen ve böylelikle insanlar›n daha çok gazete olarak alg›lad›klar› boyut var. Biz de böyle ç›karmay› uygun bulduk. Ayr›ca Türkiye’de geçmiflten gelen bir olgu var, devrimci, sosyalistlerin ç›kard›¤› yay›nlara genel bir kavray›flla dergi deniliyor. Bizler bugüne kadar ÖG’de içerikte de istedi¤imiz posizyonu tutturamam›fl olsak da biçimsel olarak da böyle alg›lan›yordu, bizim iste¤imizin aksine. ‹K’y› dar olarak sadece siyasal düzlemde benimseyenlerin okuyaca¤› bir gazete olarak s›n›rl› düflünmüyoruz. ‹flçi-Köylü gerçekten de duyarl› kitlelerden daha geri kitlelere, flehirdeki iflçiye, k›rdaki köylüye, iflsize, esnafa, emekçi kad›na... her milliyetten genifl halk kitlelerine ulaflabilir bir gazete olsun istiyoruz. ‹K- 15 günlük periyotta ç›kman›z›n nedeni nedir? MH: Ülke ve dünya gerçekli¤i içerisinde çok s›k periyotlarla bir yay›na ihtiyaç oldu¤u aç›k, toplamdaki o birikim, flu veya bu flekilde her an patlamaya haz›r, gece kondularda, fabrikalarda, k›rlarda, patlamaya haz›r, sokaklarda iflsizlerin patlamaya haz›r oldu¤u bir gerçeklik var. Bu anlam›yla ülke ve dünya gerçekli¤i ülkemizdeki devrim ve kitle mücadelesinin gerçekli¤i çok daha s›k periyodlar› gerektiriyor. Bir de bunu yan›nda bizim gerçeklik var. Bu ise flu anda 15 günlük periyodlarla ç›karmay› olabilir k›l›yor. Fakat çok k›sa bir zamanda (3-4 ayl›k biz zaman olarak tasarl›yoruz) haftal›¤a çevirmeyi planl›yoruz. Bunun için alt yap›da eksik gördü¤ümüz baz› yan-
lar var, bunlar› tamamlay›p, haftal›¤a geçece¤iz. Aksi durumda içerik olarak hedeflenen politika ne kadar do¤ru, emek ne kadar yo¤un olursa olsun zaman aç›s›ndan gecikti¤imizde yine müdahale edebilmek, kitlelerle bütünleflebilmek aç›s›ndan da bir dezavantaj oluflturacakt›r bize. ‹K- ‹flçi-köylünün siyah-beyaz ç›kmas›n›n nedeni nedir? MH: Renkli deyince tabi yaflam›n oldu¤u gibi yay›n›n da renkli olmas› güzel ancak biz flu anda Türkiye’deki kendi gerçekli¤iniz içerisinde meseleleri çok ciddiye ald›¤›m›z›, kitlelerinde meseleyi ciddiye almas› gerekti¤ini daha önemli görüyoruz. Bu anlam›yla renkli mi de¤il mi çok önem arz etmiyor. Ama biz gazeteyi siyah beyaz ç›kartmay› düflünüyoruz, sadece tek renk olarak kapaklarda k›rm›z›y› kullanaca¤›z. ‹K- Sayfa say›s›n› 16 olarak belirlediniz, art›rmay› düflünüyor musunuz? MH: fiu haliyle 16 sayfa tasarl›yoruz. Geliflmeler, ihtiyaca göre artabilirde. ‹K- Teflekkür ediyor ve bu yeni yay›n döneminde ‹flçi-Köylü ile hedeflerinize ulaflman›z› diliyoruz. Sizin son olarak eklemek istedi¤iniz bir fley var m›? MH: Bizim ÖG’nin ç›k›fl›nda da bir tarih belirlemesi vard›. ÖG’de 1 Nisan’da yay›n hayat›na bafllam›flt›. Bizim için Nisan ay› gerçekten de önemli bir ay. Yay›n yolumuzu ayd›nlatan bir ›fl›ksa, Nisan ay› da dünyam›z› ayd›nlatan bir ›fl›kt›r. O nedenle biz 27 Nisan’da bayilerde olaca¤›z demifltim. Nisan ay› bahar ay›d›r, do¤ay› canland›ran; çiçekler, a¤açlard›r, günefltir. Bahar›n k›fl uykusuna yatm›fllar› uyand›ran, uyufluklar› canland›ran bir misyonu var. Biz Türkiye’de toplumsal boyutuyla da Mustafa Suphiler’in katlediliflinden sonra do¤ru bir çizgi de Türkiye’yi ayd›nlatan siyasal anlay›fllar›n geliflmedi¤ini, devrim mücadelesinin sekteye u¤rad›¤› 50 y›ll›k bir suskunluk dönemi olarak tesbit ediyoruz. 50 y›l sonra yine bir Nisan ay›nda, yine bir bahar ay›nda emperyalizme, faflizme, komrador kapitalizme, feodalizme ve her türden gericili¤e karfl› bir ›fl›k ülkemizi ayd›nlatt›, biz o Nisan ay›n›n ayd›nlatt›¤› ›fl›¤› önemsiyoruz. Bu 50 y›ll›k suskunluktan sonra dünyay› de¤ifltirecek olan yeniden bir 盤l›kt›! Biz bu 盤l›¤a güç veriyoruz, bu 盤l›¤› yayg›nlaflt›rmak istiyoruz. Bu 盤l›¤› Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Azeri, Ermeni, Boflnak, Rum... her milliyetten iflçilere, köylülere, emekçilere tafl›mak istiyoruz. Bu aç›dan Nisan ay›n›n bizim ‹K’m›z›n da sahneye ç›k›fl, mücadele arenas›na ç›k›fl, halkla buluflma ay› olmas›n› özellikle istedik.
**14-15 1/9/56 9:14 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
14
iflçi-köylü
1
İnsanlığımız ve dostluğumuzdur sınanan fkenin, inanc›n, onurun ve umudun harmanlad›¤› yürekler olarak TUYAB’ta bir araya geldik. fiehit ailelerini dolaflaca¤›z ve d›flar›da ölüm orucunu sürdüren TAYAD’l› aileleri ziyaret edece¤iz, program›m›z bu. Dernekte herkes gelmek istiyor. Yaflam›n›n her an›nda, her saniyesinde flehitleri, flehit ailelerini ve direnenleri yüre¤inde yaflatan bu insanlar flu günlerde flehit ailelerine çok daha yak›n olmak istiyorlar. Ama arabam›z küçük, 10 kiflilik arabaya 20 kifli s›¤d›rmaya çal›fl›yoruz. Kimimiz k›p›rdamadan oturuyoruz, kimimizde ayakta k›p›rdamadan duruyoruz. Uyuflan bacaklar›m›z ve nefes almada zorland›¤›m›z ortamda yolculuk yap›yoruz. Ço¤u yafll› ve yorgun olan bu bedenler bir kez daha zorluklarla mücadele ediyor “Evlatlar›m›z onca zulüm alt›ndayken bizim çektiklerimiz nedir ki” diyerek büyük bir inançla direniyor ve evlatlar›na/yak›nlar›na lay›k olabilmenin kararl›l›¤›yla yaflamlar›n› sürdürüyorlar. Onuru, insanl›¤› ayakta tutan bu bedenler yaflamlar›n›n her an›nda bir bedel ödüyorlar bin bir zorlukla bo¤ufluyorlar. Açl›¤a, hastal›¤a, yorgunluklara meydan okuyorlar. Yorgunluktan bitse de bedenleri “yorulmaya hakk›m›z yok” diyorlar. Bencilli¤in, bireycili¤in, sinmenin ayyuka ç›kt›¤› bu ortamda umudun direnç çiçekleri olarak sürdürüyorlar yaflamlar›n›.
Ö
“31 YAfiINDAK‹ B‹R GENÇ ‹HT‹YAR OLUR MU?” ‹lk dura¤›m›z› Gülmez Analar›n evi. O direngen,O yi¤it o düflmana karfl› tepeden t›rna¤a öfkeye kesilen ve asla boyun e¤meyen direnifl abidesi anam›z. Bizi kap›n›n önünde karfl›l›yor ve hepimizi s›ms›k› kucakl›yor. Y›llard›r birlikte mücadele etmifl ve ayn› ac›lar› paylaflm›fl analar›, babalar› k›z›n›n-o¤lunun yoldafllar›n› kucaklad›kça göz yafllar›na hakim olam›yor. Düflman karfl›s›nda Nergiz’ini bir bayark gibi giysisinde tafl›yan ve onlar kafl›s›nda tek damla göz yafl› dökmeyen anam›z, sel gibi boflanan göz yafllar›na engel olmak istemiyor. Çünkü o flimdi dostlar›n›n aras›nda. A¤lamas› çeresizlikten de¤il. Kab›na s›¤mayana duygular›n gözyafllar›nda somutlanmas›d›r. Kenetleniyor yafll› can dostlar›yla. Ayn› ac›lar› paylaflan hapishanedeyken yakaland›¤› kanser hastal›¤› sonucu flehit düflen Murat Dil’in anas›na sar›l›yor. Öfkesini a¤›tlara döküyor. Y›ld›zlara, günefli aya sordum/ söyleyin 31 yafl›ndaki bir genç ihtiyar olur mu diye?/ Biz bilmeyiz ana/ onu zalimlere sor dediler) Benim Nergizim gencecik bir fi-
dand›. Ama flehit düfltü¤ünde çökmüfl avurtlar›, d›flar› f›rlam›fl kemikleriyle ihtiyar olmufltu. Bu gözler nice vahflete tan›k oldu. Yak›lan, iflkence edilen kurfluna dizilen bedenleri gördüler, faflizm öylesine zulüm ediyor ki bu vahfleti görenlerin korkudan beyni da¤›ls›n, eli aya¤› ifl tutmas›n istiyor. Çünkü; saltanat›n› sürdürmesinin 2 temel dayana¤› var. Birincisi: Fiziksel olarak en vahfli flekilde imha etmek, ikincisi; ideolojik olarak sald›rarak insanlar› insanl›k de¤erlerine yabanc›laflt›rmak. Ve bu iki fliddete karfl› direnen bir avuç yürek bugünümüzü ve yar›n›m›z› ayd›nlat›yor. Umudumuzun kök salmas›na ön ayak oluyor. Bu toplum, bu insanl›k bunlara çok fley borçlu oldu¤unu asla unutmamaml›d›r. “B‹Z ÖLÜMÜ GÖZE ALDIK K‹, B‹ZDEN SONRAK‹LER RAHAT ETS‹N D‹YE” Gülmez anam›z›da yan›m›za al›p bu defa ÖO direniflçisi olarak flehit düflen TKP(ML) dava tutsa¤› Endercan Y›ld›z’›n ailesine gidiyoruz. Aile, Endercan mezar›n› ziyarete gitti¤i için evde onlar›n dönüflünü bekliyoruz. Bu arada 2 o¤lu tutsak olan 2 o¤lundan biride Ölüm Orucu’nda (Ali Bulut) olan Süleyman Amca ile sohbet ediyoruz. Emek ve ac›n›n hamanland›¤› bir yürek. Sonsuz emek vermek ve bir okadarda ac› çekmekle geçen bir yaflam. Gündüz gece demeden çal›flan evlatlar›na kol kanat olan, onca yoksulluk için okumalar› için ç›rp›nan bir baba. “Okuttukta çare olmad›. Gene ifl bulamad›lar ve yurt d›fl›na ç›kmak zorunda kald›lar. Bu yafll› günlerimizde evlatlar›m›za, torunlar›m›za hasret yaflayoruz” deyip faflizmin bölüp pançalad›¤›, herbirini bir diyara atan zulmünden söz ediyor. Ve söz dönüp dolafl›p devletin bugün yaflatt›¤› vahflete geliyor. Bunca insan›n ölümüne nas›l seyirci kal›nabilir diye isyan›n› dile getiriyor. Endercan Y›ld›z’›n ailesi ve dostlar› geliyor. Ayn› yürek yang›n›yla sar›l›yoruz birbirimize. Art›k sözün hükmü bitmifltir. S›ms›k› kucaklaflmalar›m›zla anlatmak istiyoruz duygular›m›z›. Ablas› “topra¤a verdik Endercan›m›z›” diyor. Onlar toprakta tohumdur, bugün en kadar karanl›¤›n zebanileri yeflermelerini engellemeye çal›flsada gün gelecek betonu delen beton gülleri gibi f›flk›racaklar. Buna olan inanc›m›z› asla yitirmememeliyiz diye yan›t veriyoruz. Ve kardefli dillendiri-
yor duygular›n› “onlar yel de¤irmenlerine karfl› savafl açm›fl olan Don Kiflotlar, ama karfl›lar›ndaki canavarlar Makinalardan oluflmufl kalpsiz varl›klard›r.” diyor ve halk›n korkudan sahiplenmeyifline birkez daha kahrediyor. Ve Hanife Anam›z geliyor. Yafll› bedeni ve art›k kendini tafl›makta zorlanan dizleriyle yavafl yavafl yürüyerek geliyor. O Anaki 80 y›l›ndan beri zindan kap›lar›nda zalimlere karfl› mücadele eden ve yüre¤inde her geçen y›l biraz daha öfke biriktiren bir ana. O¤luyla gurur duyuyor. “O direnifli tercih etti bizlere sayg› duymak düfler” diyor. Ve Endercan›n son nefesine kadar hep kendisinden sonrakileri düflündü¤ünü söylüyor. “Ana görüyorsun devletin zulmünü. Biz ölüyoruz ki bizden sonrakiler rahat etsin diye” ‹nsanl›¤›n kurtulufluna adanm›fl bir yürek ancak böylesine soylu düflünebilir. Ac›s›n› bir yumruk gibi yüre¤inde saklayan Gülmez Anam›z Hanife Ana’y› tesilli ediyor. “Ac›m›z derin ama vicdan›m›z rahat. Çünkü biz evlatlar›m›z› asla yaln›z b›rakmad›k son nefeslerine kadar onlar›n yan›nda olduk ve onlarla gurur duyduk. Evlatlar›na sahip ç›kmayanlar utans›n” diyerek bir kez daha korkunun, bencilli¤in, insanl›ktan ç›kmalar›n›n yüreklerini felç etti¤i insanlara duydu¤u öfkeyi dile getirdi. TAYAD’l› aileleri ziyaret etmek için haz›rlan›yorduk ki TAYAD’l› ailelerden fienay Hano¤lu fiehit oldu¤u haberi geldi. Toplu olarak oraya gittik. Küçük Armutlu’nun emekçi halk› cenaze evindeydi. Anl› k›z›l bantl›, k›z›l karanfillerle bezenmifl fienay Hano¤lu aln›ndan öpülerek son yolculu¤una u¤urlan›yordu. Efli hapishanede olan fienay henüz 32 sinde ve arkada 2 evlat b›rakarak, çocuklar›n ac› çekmeyece¤i bir dünyan›n özlemiyle faflizme yan›t oldu. Cenaze evine biriken 3000’i aflk›n kifli, biriken öfkeninde habercisiydi. Yüreklerde öfke, ellerde meflale, omuzlarda fienay›n tabutu ertesi gün
topra¤a verilmek üzere Cemevine götürüldü. Onca yo¤unluk ve yorgunlu¤a ra¤men o günün görevi henüz tamamanmam›flt›. Geç saatlerde de olsa Salih Baba’ya gitmeliydik. bir o¤lu flehit olan (Tuncay Günel- T‹KB) bir o¤luda (TKP/ML- Tunay Günel) ölüm orucu direniflçisi olan Salih Baban›n gözleri yoldayd›. Can dostlar›n› bekliyordu. Ac›, öfke ve umudun harmanland›¤› yüre¤iyle sar›ld› herbirimize. “10 gündür gelip gidenlerin yo¤unlu¤undan dolay› eylemlerden uzak kald›m” art›k yar›ndan sonra benim yerim yine sokaklard›n yine zulüm karfl›s›nda pes etmeyenlerin yan›d›r” diyerek gitti¤i yolun do¤rulu¤unu bir kez daha dile getirdi. Zulme boyun e¤memek, insanca yaflam istemek nede çok bedel istiyor, dahada isteyece¤inden gayri. Ve her geçen gün flehitlerimizi o güzel insanlar gidifli ço¤al›yor. Her ödenen bedel ödetilecek bedelinide habercisidir. Tarih sayfalar› böyle yazar, Türkiye devrim tarihinde böyle yazd›, bundan sonrada böyle yazacakt›r. Salih Baba’n›n evinde bir baflka flehidimizin annesiyle karfl›lafl›yoruz. Bahattin Günel’in annesi. “Tam 3 y›ld›r Bahattin’imin resmini asmad›m evime, bakt›¤›mda dayanamam diye ama flimdi ye¤enim Tuncay Günel ili birlikte asaca¤›m. Ve herkese onlar› anlataca¤›m. Ne güzel insanlar oldu¤unu bilsin herkes” diye düflüncelerini dile getiriyor. 3 flehit ailesini dolaflmay› programlad›¤›m›z bugünde 3 flehit haberi daha ald›k. (Sibel Sürücü, fienay Hano¤lu, Hatice Yürekli) Nas›l bir süreçten geçti¤imiz ve bizleri nas›l bir sorumlulu¤un bekledi¤ini bir kez daha, bir kez daha derinden düflünelim. Yar›n tarih karfl›s›nda hesap veren de¤ilde, hesap soran olmak istiyorsak insanl›¤›m›z› kuflan›p zulme karfl› dural›m. Ölümün göze al›nd›¤› yerde, zulüm asla sonsuz olamaz! Zalimler kaybedecek, direnenler kazanacak!
**14-15 1/9/56 9:14 Page 2
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
15
İsviçre (DETUDAK) Birleşmiş Milletler Genel Merkezini işgal etti ‹sviçre: 17 Nisan çarflamba günü saat 14: 30’da DETUDAK Cenevre’de bulunan Birleflmifl Milletler Genel Merkezinin 70 kiflilik bir kitle ile iflgal etti. Giriflte bulunan koruma polislerinin müdahale edip kitleyi içeri sokmamam yönlü giriflimleri sonuçsuz kald›, çünkü her geçen gün ölümlerin artt›¤›, kitlenin öfkeli oldu¤u bir dönemde böylesi bir çaba elbette sonuçsuz kalacakt›. Karfl›l›kl› itifl kak›fllardan sonra kitle içeri girdi ve salonu iflgal etti, sloganlar at›ld›. “Yaflas›n enternasyonal Dayan›flma”, Politik Tutsaklara Özgürlük, “‹zolasyona Hay›r”, “‹zolasyon ölümdür!”, “Katil Türk Devleti” vb. sloganlar at›ld›. Daha sonra yetkililer gelip sorunlar› dinlediler. Oluflturulan komite yetkililerle görüfltü, fakat esas hedef, yap›lmakta olan Birleflmifl milletler 57. Dönem ‹nsan Haklar› Komisyonu Baflkan› ile görüflme yapmakt›. Kitle kararl› idi, görüflme yap›lana kadar alan terk edilmeyecekti. Ve de öyle oldu sonunda BM. 57. Dönem insan haklar› komisyonu Baflkan› M. Leandro Despouy geldi ve komite ile görüflme gerçekleflti, talepler ve son durum anlat›ld›, ölen
insanlar ve kalanlar›n durumu anlat›ld›. DETUDAK’›n son durumu anlatan Frans›z’ca bildirisi verildi. Baflkan ald›¤› bildiriyi sürmekte olan toplant›da okuyaca¤›na dair söz verdi. Ayr›ca eylem günü akflam› ya da bir sonraki gün sabah mutlaka ve yine BM d›fl›nda bulunan insan Haklar› Merkezi Baflkan› Mery Robinson ile mutlaka görüflece¤ini ve sorunlar› anlataca¤›na ve müdahale edeceklerine dair söz verdi ve bu jestin karfl›l›¤› olarak kart›n› imzalayarak komiteye iletti. Daha sonra karfl›l›kl› yap›lan görüflme kitleye aktar›ld› ondan sonra ayr›lma karar› al›nd› ve alan terkedildi. Eylem yaklafl›k olarak iki saat sürdü. Gözalt›na al›nan olmad›. Bu eyleme medya yer verdi, hem televizyon hem de gazeteler Türkiye’deki hapishanelerdeki duruma iliflkin bir iflgal oldu¤unu belirttiler. Tepkiler olumlu. GÖTT‹NGEN NDR BÜROSU ‹fiGAL ED‹LD‹. Göttingen’de Devrimci Tutsaklarla Dayan›flma komitesi, Türkiye’de devam eden Ölüm Oruçlar› ve Süresiz Açl›k Grevleriyle dayan›flmak ve
Türkiye devletinin protesto etmek amac›yla 18 Nisan Çarflamba günün NDR’in Göttingen stüdyosunu iflgal ettiler. Eylemciler yapt›klar› aç›klamada; Halen sürmekte olan Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucun’da; Ölüm Orucundaki tutsaklar›n say›s›n›n 399, Süresiz Açl›k Grevindeki tutsaklar›n say›s›n›n 500 olarak devam etti¤i söylendi. Ayr›ca flu ana kadar 11 siyasi tutsa¤›n ve 2 d›flardan Ölüm Orucu sürdüren aile yak›nlar›ndan ölümlerin olmas›yla birlikte ölüm Oruçlar›nda yaflamlar›n› yitirenlerin 13’e yükseldi¤i bildirildi. Eylemciler NDR’den ve kamuoyundan bu konuda duyarl› olmalar›n› isteyerek, haber ajanslar›na ve bakanl›klara fax çekerek Türkiye devletinin tutumunu protesto ettiler. Türkiye’de f tipi hapishanelerde devam eden SAG ve ÖO ile ilgili Hollanda’da yap›lan eylemlilikler -Hollanda’n›n Den. Haag flehrinde 17 Nisan 2001 tarihinde DETUDAK (Özgür gelecek, Devrimci Demokrasi, Kurtulufl, At›l›m) taraf›ndan parla-
mento binas› iflgal edildi. Parlamentonun girifli zincirleme eylemi yapan eylemciler taraf›ndan kapat›ld›. ‹flgal eylemine 20 kifli kat›ld›. D›flar›da da kalabal›k bir grup taraf›ndan sloganlarla destek verildi. Faflist Türk Devletinin 19 Aral›k’ta hapishanelere yönelik katliam ve f tipi hapishanelerde devam eden SAG ve ÖO ile ilgili devrimci komünist tutsaklar›n taleplerinin içeren bir dosya verildi. Parlamento oturumunda gündeme al›naca¤› sözünü alan eylemciler eyleme son verdiler. - Hollanda’n›n Amsterdam flehrinde 18 Nisan 2001 tarihinde özgür gelecek ve Devrimci Demokrasi okurlar› taraf›ndan hükümetin büyük orta¤› PVDA (‹flçi partisi ) n›n merkez binas› iflgal edildi. ‹flgal eylemi, bina önünde bildiri da¤›t›larak slogan at›larak desteklendi. 3 saate yak›n süren iflgal süresince PVDA yetkililerinin olumsuz tav›rlar› nedeniyle eyleme polis müdahale etti. 11 eylemci gözalt›na al›nd›. Bu yaz›n›n bas›na gönderildi¤i s›rada içerdekilerin gözalt› olay› devam ediyordu.
‹HD önünde oturma eylemi
Sendikalar Adalet Bakan›’n› verdi¤i sözleri tutmaya ça¤›rd›
‹stanbul: ‹nsan Haklar› Derne¤i f tipi hapishanelere (tecrite, izolasyona) karfl›, her hafta saat 13.00’de yapt›klar› “sessiz, siyah tepki” oturma eylemini 13 Nisan 2001 tarihinde de sürdürdü. ‹nsan haklar› savunucular› ve tutsak aileleri 5 dakikal›k oturma eylemini ‹HD binas› önünde gerçeklefltirdiler. “Sessiz, siyah, tepki” oturma eyleminde konuflan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yat›ranlar›n eylemlerine devam ettiklerini söyledi. keskin, “F tipi cezaevlerine sadece siyasiler konulmayacak, flu anda adli tutuklularda ayn› muameleye tabi tutulmaktad›rlar” dedi. keskin, F tiplerine bir gün herkesin konulaca¤›n› söyleyerek kamuoyunu sessiz kalmamaya duyarl› olmaya ça¤›rd›. Eylem z›lg›tlar ve alk›fllarla bitirildi.
‹stanbul: Devrimci tutsaklar›n insani taleplerine destek vermek ve yaflanan ölümlerin durdurulmas› için çeflitli sendikalar biraraya gelerek 17 Nisan 2001 tarihinde saat 11:30’da Genel-‹fl Sendikas›’nda bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Kitleye hitaben bas›n metnini Genel-‹fl 2 Nolu Bölge Baflkan› Mehmet Karagöz okudu. Karagöz; Adalet Bakan›’n›n “ölmezler”, “tek bir ölüm olursa istifa ederim” dedi¤i, ÖO’da 11 kiflinin ve d›flar›da da 2 kiflinin ÖO’na hayat›n› kaybetti¤ini belirterek kitlesel ölümlerin her an yaflanabilece¤ini söyledi. “Hayata dönüfl” operasyonunda 28 kiflinin hayat›n› kaybetti¤ini, buna neden olan Adalet Bakan›’n›n hala F tiplerinde ›srar etti¤ine de¤i-
nerek, siyasi iktidar›n sözcüsü Adalet Bakan›’n›n tüm kamuoyu önünde verdi¤i sözleri hat›rlad›klar›n› ve verilen sözlerin tutulmas›n›, tutsaklar›n taleplerinin kabul edilebilir talepler oldu¤unu belirtti. Karagöz konuflmas›n› devam›nda sendikac›lar olarak ama herfleyden önce insan olarak insanlara seslendiklerini, herkesin insanl›k s›nav›ndan geçilecek günleri yaflad›¤›n› belirterek bu sorunun ekmekten de, ücretlerin yükseltilmesinden de daha önemli oldu¤unu belirtip yükseltilmesinden daha önemli oldu¤unu belirtip, tutuklular›n taleplerinin kabul edilip ölümlerin durdurulmas›n› istedi. Aç›klamadan sonra “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” slogan› at›ld› ve kitle da¤›ld›.
ÇHD’li Avukatlar Adalet Bakanl›¤›’na yürüdü! Ankara: 24 Nisan 2001 tarihinde Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i Üyesi avukatlar ölümlerin peflpefle s›ralanmas›na karfl›n hiçbir çözücü ad›m atmayan devleti ve kurumlar›n› harekete geçirmek amaçl› cüppeli bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Saat 12:30’da Ankara Adliyesi önünde toplanarak Adalet Bakanl›¤›’na do¤ru cüppelerini giyerek yürüyüfle geçen avukatlar ÖO’n›n bitirilmesi amaçl› Adalet Bakanl›¤›’n›n yeniden görüflmeleri bafllatmas›n› istediler. Avukatlardan oluflan 7 kiflilik bir heyet Adalet Bakan› H. Sami Türk’le bir görüflme gerçeklefltirdi. Görüflmenin ard›ndan Güven Park’ta yap›lan bas›n aç›klamas›nda görüflmeyle ilgili bilgi veren ÇHD Genel Baflkan› Ali Ersin Gür görüflmelerin “sa¤›rlar diyalo¤u-
na” döndü¤ünü belirterek “Aylar önce ne konufltuysak bu gün de onun konufltuk” dedi. TMY’n›n 16. maddesi ile üçlü protokol kald›r›ls›n diye konuflan Gür, “Görüflmeler olumlu geçmedi. Vicdan›m›z yaral›. Bakan hiç fley söylemiyor” dedi. 17 insan›n yaflam›n›n yitirmesine ve yaklafl›k 100 kiflininde ölüm s›n›r›nda olmas›na karfl›n bakanl›¤›n zihniyetininde de¤iflmedi¤inin ifade etti. “Bakan istifa ölümleri durdurun, hücreleri kapat›n” fleklinde slogan atan avukatlara polis, slogan atarsan›z gözalt›na al›r›z tehdidiyle Güvenpark’ta bir süre oturma eylemi yapan avukatlar eylemlerini sonland›rd›.
**16-17
1/9/56 9:25 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
16
iflçi-köylü
Çektiklerimizin sorumlusu emperyalizm ve uşaklarıdır mperyalist sistem ‘80’lerden bu yana gerek kendi içerisinde, gerekse de dünya genelinde serbest piyasa ekonomisini daha iyi oturtmak, bu sürecin özü olan sermayenin s›n›rs›z dolafl›m›n› sa¤lamak için tüm sömürge, yar›-sömürge, yar›-feodal ülkeleri “yeniden yap›land›rma, reform paketleri, yeni ekonomik programlar” vb. adland›rmalarla bu sürece (kendi deyimleriyle “küresel ekonomiye entegrasyonu) uydurmaya çal›flmaktad›rlar. Ancak bugün aç›s›ndan uygulanan tüm programlar› irdeledi¤imizde bu programlar›n özünde bu ülkelerin (Türkiye de dahil) ekonomilerini gelifltirmelerini, üretimi canland›rmalar›n› amaçlamad›¤›, tam tersine ülke ekonomilerini tam anlam›yla çöküfle sürükledi¤ini görebilmekteyiz. Emperyalist sistemin yaflad›¤› kriz özü itibar›yla afl›r› üretim fazlas›ndan, bu fazlal›¤› emerek bir al›m gücünün olmamas›ndan, bundan dolay› da bu emperyalist ülkeler aç›s›ndan üretimin yavafllamas› dolay›s›yla da ekonomik büyümenin yavafllamas›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu durum da, emperyalist sistemi paradan para kazanma, yani borç verme bunun karfl›l›¤›n› faizlerle birlikte fazlas›yla alma, borsa, kredi veren büyük kurumlar vb. üretken olmayan, tamamen spekülatif yani asalak bir tarza yöneltmektedir. Bu ba¤lamda emperyalizmin bizim gibi ülkelere dayatt›¤› ve komprador s›n›f taraf›ndan uygulanan tüm ekonomik programlar borç ödemeye/ödetmeye, yani emperyalist sistemin krizini atlatmaya yarayacak flekilde ayarlanmaktad›r. Bu konuda Ergin Y›ld›zo¤lu’nun kitab›ndan bir al›nt› yapmak, konuyu kavramak aç›s›ndan yerinde olacakt›r. “Borç krizi merkez ülkeler (emperyalist ülkeler) kapitalizm aç›s›ndan iki yeni sorun yaratt›. Birincisi, az geliflmifl ülkelere* yönelik borç piyasas› kuruyunca, dolafl›mda s›k›flm›fl spekülatif banka sermayesinin yat›r›m alan› h›zla darald›. ‹kincisi az geliflmifl ülkelere yat›r›m yapm›fl olan ÇUfi (Çok Uluslu fiirketler) yerel pazarlar›n›n daralmaya bafllad›¤›n› gördüler. Bu durumda, geliflmifl ülkelerdeki sanayi yat›r›m olanaklar›n›n yeniden canland›r›lmas›, kar oranlar›n›n iyilefltirilmesi büyük önem kazand›. Hem sermayenin uluslararas› dolafl›m› kolaylaflt›r›lacak, az geliflmifl ülkelerin piyasalar› tekrar kullan›l›r hale getirilerek mali sermayenin yeni yat›r›m alanlar›na, mali piyasalara ulaflmas› sa¤lanmal›yd›. Bu, merkez ülkelerde emek piyasalar›n›n esneklefltirilmesi, yeni
E
teknolojilerin üretime gitmesinin h›zlanmas›, bilgisayar devrimi, devlet iflletmelerinin tasfiyesi, borsalarda denetimlerin kalkmas›, ifllemlerin elektroniklefltirilmesi (örne¤in internetle ticaret vb.) olarak yafland›. Az geliflmifl ülkeler ise ekonomilerini, özellefltirme, serbestlefltirme denetimlerin kald›r›lmas›yla d›fla aç›yor, ülkelerin tüm kaynaklar› borç ödemeye, yani uluslararas› mali sermayeyi kurtarmaya ayr›l›yordu.” Bu durumda ülkemizde uygulanan ekonomik programlar ekonomiyi canland›rma, üretimi artt›rma, sanayiyi gelifltirme amaçl› de¤il, sadece borç ödemeye endekslenerek; üretimi artt›rma, sanayiyi gelifltirme yerine tüm kaynaklar›n› ÇUfi’lere peflkefl çekilmesiyle sanayide, tar›mda d›flar›ya daha da ba¤›ml› hale getirilecek flekilde uygulan›yor. ÜRET‹M ‹MHA ED‹L‹YOR, SOYGUN ARTIYOR Daha somut örnekler üzerinden gidersek, konuyu daha iyi kavrayabiliriz. Örne¤in ülkemizdeki tar›m›n tasfiye edilmesi, hayvanc›l›¤›n öldürülmesi bu uygulamalar bizzat emperyalist politikalar›n sonucudur. Emperyalist ülkelerde tar›msal ürünlerin fazlal›¤›, tar›msal üretimin geliflen bir teknolojiyle yap›lmas› ve bunun birkaç ÇUfi’in elinde olmas› bizim gibi ekonomisinin büyük bölümünü tar›msal üretimin oluflturdu¤u ülkelerde tar›m›n tamam›yla çökertilmesini ve d›flar›ya ba¤›ml› hale gelmesini sa¤layacakt›r. Bu da ÇUfi’lar›n karlar›na kar katmas›, daha da büyümesidir. Dev flirketlerin köylüleri nas›l yoksullaflt›rd›¤›na, ülkelerin bu flirketlerin tuza¤›na nas›l düflürüldü¤üne çarp›c› bir örnek: “Biyoteknoloji firmalar› köylünün elinden, kendi tohumunu saklama ve gelifltirme hakk›n› almay› amaçl›yor. Dev flirketler bugüne kadar tohum verdikleri köylülerle yapt›klar› anlaflmalar yoluyla, genetik olarak de¤ifltirilmifl tohumlar› bir hasattan fazla kullanmay› yasakl›yordu. fiimdi biyoteknoloji yoluyla gelifltirilen ‘intihar eden tohumlar’ bu, denetim gerektirdi¤i için masrafl› uygulamaya kesin bir çözüm getirecek. Genetik olarak de¤ifltirilmifl tohumlar›n içine flimdi, ek bir gen daha ekleniyor. Patenti Monsanto’ya ait bu gen, genetik olarak de¤ifltirilmifl bitkinin tohum vermesini engelliyor. Bitki bir hasad›n sonunda intihar ediyor. Tohum olarak saklan›p ekildi¤inde ürün vermiyor”. (Ergin Y›ld›zo¤lu, Kötü Sonsuzda Gezintiler) ‹flte bu türden birçok ör-
nekle daha ÇUfi’lar›n ellerindeki teknolojiyle egemenliklerini insan, do¤a, toplum üzerinde artt›rd›klar›n› görmekteyiz. Emperyalist devletler ülkemizin tar›msal ürün ihtiyaçlar›n› kendilerinden karfl›lamam›z› istemektedirler ve bunun için de ülkemizdeki tar›m›n yok edilmesini dayatmaktad›rlar. Bunun gibi, yine ülkemizdeki kar getiren birçok kurulufl özellefltirilerek ÇUfi’lara peflkefl çekilmekte, ÇUfi’lar buralar› istedikleri flekilde kullanmakta, ucuz iflgücünden, hammaddeden vb. avantajlardan yararlanarak zenginleflmekte, sözde verimlili¤i artt›rmak için iflçi ç›kartmakta, sosyal haklar› tamamen kald›rmakta, iflçi s›n›f›n›n hak alma arac› olan sendikalar› yok etmeye çal›flmaktad›r. Örne¤in son dönemde gündeme gelen bor madenlerinin özellefltirilmesi de bu kapsamda ele al›nmal›d›r. Bor madeni rezervinin %70’ine Türkiye sahip ve bu maden yaklafl›k 250 sektörün hammaddesini oluflturmaktad›r. Özellikle bilgisayar, elektronik sistemlerin önemli bir bileflimini oluflturmas›, emperyalistlerin ifltah›n› kabartmaktad›r. Ülkemizdeki egemenler bunun bugün aç›s›ndan stratejik önemine vurgu yaparak özellefltirmek istememektedirle. Ancak bu durumu onlar›n emperyalist politikalara karfl› ç›kt›¤› anlam›nda ele almamak gerekiyor. Birincisi emperyalistlerin bu istekleri kesinlikle gerçeklefltirilecektir. Ancak bunun karfl›s›nda önemli bir muhalif kesim var. ‹kincisi bunu kendi uzun vadeli ç›kar planlar›n›n bir parças› olarak da görmek gerekiyor. Yani devlet bu kadar önemli bir alan› flu an için kendi denetimi alt›nda tutmak istiyor. “SERBEST P‹YASA”; SERBEST SÖMÜRÜ, SERBEST TALAN DEMEKT‹R Emperyalist sistem serbest piyasa ekonomisini çok çeflitli isimlerle ifadelendirmekte ve bu kavramlar› bütün kitlelerin bilincin yerlefltirmeye çal›flmaktad›r. Sömürünün daha da artarak devam etti¤i flu koflullarda “Yeni Dünya Düzeni” diyor, “küreselleflme, globalizm” diyor, “bilgi ça¤› ve bilgi toplumu” diyor. Teknolojinin s›n›rs›z ve ola¤anüstü gelifli-
1
minden ve bunun tüm s›n›rlar› ortadan kald›rd›¤›ndan her insan›n istedi¤i bilgiye istedi¤i flekilde sahip olabilece¤inden, özgürlükten dem vuruyor. Ancak bu durum ezilenler aç›s›ndan bu kadar iyimser ve pembe tablolar oluflturmuyor. Küreselleflmenin tüm s›n›rlar› ve uluslar› sildi¤i ve insanlar› bütünlefltirdi¤i söyleniyor. Ancak küreselleflmenin kendisinin bafll› bafl›na emperyalist bir devlet olan ABD’nin ulusal ç›kar› ve politikas› oldu¤u gizleniyor. ‹nsanlar› bütünlefltirmeyi de¤il, tüm insanl›¤a ve topluma egemen olan emperyalist kültürü, yaflam biçimini ve ahlak›n› dayat›yor. Bilgisayar›n, internetin bir devrim oldu¤undan ve insanl›k için önemli bir ilerleme oldu¤undan söz ediliyor. Ancak Microsoft’un kendi yapt›¤› araflt›rmalara göre, ABD nüfusunun %43’ü hayatlar›nda hiç bilgisayar kullanmam›fl, yani buradan anlayaca¤›n›z teknolojiye emperyalistler sahip ve onlar diledikleri gibi kullan›yor, özgürlük onlar için var. Örne¤in internetin ana bileflenlerini masaüstü bilgisayarlar›, bunlar› birbirine ba¤layan telefon hatlar› ve fiber kablo a¤lar›, bilgisayar› a¤a ba¤layan modern ve nihayet bu bilgisayar a¤›n›n içindeki bilgi bankalar›n› oluflturuyor. Teknolojik devrimin parças› olmak için bireylerin, kurumlar›n ve bölgelerin mutlaka bu bileflenlerin hepsine birden ulaflmalar› gerekir. E¤er bunlar›n tümüne sahipseniz teknolojinin bir parças›y›z. Peki biz ülke olarak bunlara sahip miyiz? Hay›r de¤iliz, olamay›z da. Çünkü bilgi ve teknoloji transferi tümü ile bunu üreten geliflmifl ☞
**16-17
1/9/56 9:25 Page 2
iflçi-köylü
1
ülkelerin kontrolünde kalacakt›r. Araflt›rma ve gelifltirme harcamalar›na paras› yetmeyen ülkelerin ba¤›ml› konumu sürmeye devam edecektir. Demek ki internet “mucizesi” bizlere ve de özellikle internet kafelere gidip saatlerce (çet) chat yapan, pornografik sitelere giren, oyunlar oynayan gençlere anlat›ld›¤› gibi s›n›rs›z bir özgürlük de¤il. S›n›rl›, paral› bir özgürlüktür. Paras› olan, emperyalistlerin çizdi¤i çerçevede özgür, olmayan; özgür de¤ildir. Emperyalist sistem bu sömürü içerisinde ideolojik sald›r› ayg›tlar›n› çok daha sistemli bir flekilde kullanarak, kitleleri teslim almaya, bilinçlerini buland›rmaya çal›flmaktad›r. B‹REYC‹LEfiT‹R, B‹REY‹ GÜÇSÜZ DÜfiÜR VE TESL‹M AL Burjuvazi, geliflen teknolojiyle birlikte bireye birçok olanak sunuyor. Bireyin tüketici ve bencil yönünü daha fazla gelifltiriyor. “Herkes kendisinden sorumludur, herkes sorununu kendisi çözer, baflkalar›na güvenme, baflkalar›ndan bekleme, insan insan›n kurdudur” anlay›fllar›n› kafalarda hakim hale getiriyor. Bu flekilde örgütsüzlefltirmeyi, yabanc›laflt›rmay› hedefliyorr. Birçok ortak sorunu yaflayan insan› bu flekilde birbirinden kopart›yor. Bireyin kurtuluflundan kastedilen de birey olarak emperyalist nimetlerden yararlanma “becerisini gösterebilmek”, “akl›n› kullanabilmek” “kriz yaflanacak, akl›n› kullan, önceden kestir ve önlemini al, böylece kendini kurtarm›fl olursun ve ekonomik kriz seni etkilemez”. Post-modernizm dedi¤imiz ideolojik sald›r›yla, bireyi edilgen ve zay›f, de¤ifltiremeyen, dönüfltürmeyen sadece var olan duruma ayak uydurmakla yükümlü bir nesne haline getiriyor, “`‹nsan de¤ifltiremez, hepimiz kaderimize raz› olmal›y›z, tüm insanl›k için ortak bir nokta yoktur” türünden anlay›fllar dayat›l›yor. Emperyalizmin dayatt›¤› bu kiflilik tipi ve yaflam biçimi tamamen insanl›¤a, do¤aya, topluma yabanc›laflm›fl, küçücük dünyas›nda bunal›mlar yaflayan bir kifliliktir. Hepimizin haberlerde çok s›k rastlad›¤›, özellikle ABD’de yaflanan bireysel fliddet olaylar›n› bu ba¤lamda ele almak gerekmektedir. Bu konuyla ilgili flu örnek verilebilir: “Balton, borsada 400.000 dolar kaybetmesinin ard›ndan, iflledi¤i cinayetlerden sonra intihar etti. Günlerini bir odada tek bafl›na bir ekran karfl›s›nda, borsa indeksini izleyerek geçiren Bolton, arkas›nda b›rakt›¤› notta “Geceleri korkuyla, dehflet içinde uyan›yorum, uyan›kken bu kadar korkmuyorum, sonunda bu yaflamdan ve sistemden nefret ettim. Tüm umudumu yitir-
27 Nisan-10 Mayıs 2001
17 dim” diye yaz›yordu”. (Ergin Y›ld›zo¤lu, Kötü Sonsuzda Gezintiler) ‹flte bunlar gibi s›ralanacak birçok örnek ve ülkemizde yaflanan birçok örnek burjuvazinin insan› nas›l bir noktaya sürükledi¤ini gözler önüne sermektedir. ÇÖZÜM, EMPERYAL‹ZME VE UfiAKLARINA KARfiI SAVAfiTA Emperyalist sistemin; insan›, toplumu ve do¤ay› kar h›rs›yla daha fazla sömürmesi, emekçi kitleler taraf›ndan büyük bir tepkiyle karfl›lanmaktad›r. Emperyalizmin politikalar›yla yoksullaflan iflçiler, köylüler, k›sacas› tüm ezilenler, çizilen iyimser tablolar›n, bu iyimser söylemlerin hiç birisine inanmamaktad›r. Ezilen kitleler emperyalizmin gerçekli¤ini bugün çok daha iyi görmekte ve muazzam bir anti-kapitalist, anti-emperyalist dalga geliflmektedir. Seattle, Davos ve Prag’dan sonra Napoli’de, Güney Kore’de ve dünyan›n birçok yerinde emperyalist efendilerin toplan›p daha fazla kar ve sömürü için kararlar ald›klar› zirvelere tepkiler büyüyor ve halk polisle çat›fl›yor. Yine ülkemizde köylü mitingleri, (örne¤in Samsun Bafra’da 12 Eylül’den bu yana hiçbir eylemin yap›lmad›¤› yerde köylülerin miting yapmas›), geneli milliyetçi ak›mdan etkilenen kesim olmas›na ra¤men. Elaz›¤’da esnaflar›n binlerce kiflilik eylemi, memurlar›n K›z›lay direnifli ve polisle çat›flmas›, ö¤renci eylemleri, Kürt ulusuna karfl› yürütülen inkar ve imha politikas›n›n bir sonucu olarak Ayd›n’da bir inflaat iflçisinin evini aratmad›¤› gerekçesiyle öldürülmesinin sonucunda halk›m›z›n polise karfl› gösterdi¤i direngen tav›r, halk›n patron-a¤a devletine duydu¤u tepkiyi anlat›yor. Bu geliflen dalga için de tarihe alt›n harflerle yaz›lacak olan zindanlardaki büyük direniflin iflçi ve emekçilerin bu sömürü politikalar›na sessiz kalmayaca¤›n› öfkenin 盤 gibi büyüdü¤ünü apaç›k göstermektedir bize. Bu gerçeklik, emperyalizme, onun ülkemizdeki ufla¤›, olan bir avuç sömürücü, komprador patron-a¤aya bel ba¤layan ayn› zamanda kitlelere, devrime olan inanc›n› kaybetmifl, ideolojik olarak savrulmufl tüm kesimlere, asl›nda hiç birfleyin bitmedi¤ini, aksine dünya halklar›n›n, ezilenlerin s›n›fs›z, sömürüsüz bir dünya istediklerini ve bu isteklerini bugün daha cesur ve kararl› bir flekilde ifade ettiklerini göstermektedir. Emperyalist sistem asalaklaflt›kça, sömürüsünü azg›nlaflt›rd›kça dünyada kopacak f›rt›nay› da yaklaflt›rmaktad›r. Marks’›n ifade etti¤i gibi burjuvazi tarih sahnesine ç›kmas›yla birlikte, ayn› zamanda kendi mezar kaz›c›s› olan proletarya-
y› da beraberinde yaratm›flt›r. KEMAL DEVRV‹fi UMUT DE⁄‹L, UMUT HALKIN GÜCÜNDE Ülkemizde son dönemde geliflen eylemlerin, hareketlili¤in niteli¤ini de¤erlendirdi¤imizde, halk›n büyük bir hoflnutsuzluk içinde oldu¤unu, yaflam koflullar›n›n her geçen gün daha da kötüleflti¤ini, bunun büyük bir tepki toplad›¤›n› ve bunun halk› sokaklara yöneltti¤ini görmekteyiz. Bu eylemlerde göze çarpan en önemli özellik, tüm eylemlerin antiemperyalist bir yan tafl›mas›, halkta anti-emperyalist yan›n giderek geliflti¤idir. Tüm eylemlerin hedefinde IMF ve politikalar›n› uygulayan hükümet var. Bunun sistem gerçekli¤ini ve çözümünü görenler taraf›ndan daha da büyütülmesi önemlidir. Sistem halk›n bu anti-emperyalist yan›n› sahte milliyetçi ak›mlar ve kurumlar arac›l›¤›yla çarp›tmaya ve eritmeye çal›flmaktad›r. Devlet kendi hesab›nca bu tepkileri tamamen yok edemeyece¤ini bildi¤inden, en az›ndan bunu kontrol edece¤i bir noktada tutup, içini boflalt›p sadece hükümeti, flu ya da bu partiyi hedefleyen tarza getirip eritmeye çabal›yor. Halk›n anti-emperyalist yan› gelifliyorsa, sistem antiemperyalistli¤in gerçek özünü boflalt›p, “vatan-millet-Sakarya” anlay›fl›yla sadece IMF heyetine ya da ülkemizdeki birkaç bürokrata yönelmesini sa¤l›yor, bu flekilde kendini yeniden sa¤lama alm›fl oluyor. Bu noktada kapitalist ülkelerin durumuna bakt›¤›m›zda, çok da farkl› olmayan bir tablo karfl›m›za ç›k›yor. Buralarda iflsiz olan, sokaklarda yaflayan binlerce insan sorunun özünde bir sistem sorunu oldu¤unu göremedi¤inden, sürekli olarak yanl›fl hedeflere yöneliyor. Avrupa’da ›rkç›l›k ciddi anlamda boyutlan›yor. Buradaki yerli halktan ›rkç›-milliyetçi anlay›fl›n etkisi alt›na girenler, sorunun yabanc›lardan, göçmenlerden kaynakland›¤›n› düflünerek bu kesime yönelik fliddet eylemleri gerçeklefltiriyor, yabanc›lar›, iflsiz olufllar›n›n sebebi olarak görüyorlar. Bu da sistem taraf›ndan gelifltiren bir politika, tepkinin sisteme yönelmesi yerine yine kendileri gibi yaflayan halka yönelmesini sa¤layarak, halklar› birbirine düflürüyorlar. Emperyalizme ve sömürücülere yönelme yerine halklara yönelen bireysel terör eylemleri, halklar aras›nda güçlü bir anti-emperyalist dalgan›n geliflmesini engelleyecek tarzda gittikçe büyüyebilir. Oysa genel olarak ve de özel olarak ülkemizde, emperyalizmin gerçek niteli¤ini, yaflanan topyekün sald›r›y›, bunun bir avuç uflak egemenler taraf›ndan uyguland›¤›n›, bizim ülkemizde gerçek anti-emperya-
listli¤in emperyalist sisteme ve onun ülkemizdeki ufla¤› olan komprador s›n›fa tümden bir karfl› koyuflla ve gerçek kurtuluflun Demokratik Halk Devrimi’yle olaca¤›n› anlamal› ve halka anlatmal›y›z. GÜÇLÜ B‹R ANT‹-EMPERYAL‹ST HAREKET YARATMALIYIZ Tüm bu tehlikeleri görüp, halk›n bu tepkisini iyi örgütlememiz ve güçlü bir anti-emperyalist hareketi yaratmam›z gerekmektedir. Bu hareketlili¤in kendili¤inden yan›n› göz ard› etmemek gerekmektedir. Yani flu anki eylemleri tam olarak örgütlü ve iktidar› hedefleyen güçlü bir hareketlilik olarak de¤erlendirmek, ayaklar› havada bir de¤erlendirme olur. Bunun gerçekleflmesi, devrimci ve komünistlerin halk›n gücünü örgütlemesine ba¤l›d›r. Bu yap›lmad›¤› taktirde, sistem ve ak›l hocalar›, kitleleri bir flekilde yine kendisine yedeklemeye çal›flacakt›r. Sürekli olarak sahte yeni umutlar yaratmaya ve halk›n sistemden halen birfleyler beklemesini sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Örne¤in yaflanan krizden sonra sanki krizin nedeni birkaç bürokratm›fl gibi bir-iki kiflinin görevden al›nmas› ve Kemal Dervifl’in kurtar›c› ilan edilmesiyle halk›n yeniden sistemden umut beklemesini amaçlamaktad›rlar. Halk›n öncülerinin flu an geliflen ve daha da büyüyecek olan tepki ve hareketlilikten uzak durmamas› bunu besleyip gelifltirecek tarzda etkin olmas› gerekmektedir. Kitlenin oldu¤u her yerde olmal›, her alan›n kendisine özgü sorunlar›n› tespit ederek ve bunlar›n çözümlerini ortaya koyarak ve en önemlisi sistemin her yönlü ideolojik sald›r›lar›na karfl› iflçi s›n›f›n›n ideolojisi olan ve tüm ezilenleri özgürlü¤e tafl›yacak olan Marksizm-Leninizm-Maoizm’i kitlelere anlatarak, kitleleri bilinçlendirerek karfl› koymal›y›z. Dipnot: “Az geliflmifl ülke” sözü, ülkelerin özgür bir ortamda geliflme yar›fl›nda geri kald›¤›, az geliflti¤i yani kendi beceriksizli¤i old›u¤u anlay›fl›n› tafl›yor. Oysa emperyalizmin müdahale etmedi¤i ve kendi ç›kar›na göre flekillendirmedi¤i ülke kalmam›flt›r. Hiçbir ülke özgür de¤ildir. (Emperyalizme karfl› savaflarak ba¤›ms›zl›¤›n› kazanm›fl, ülke içinde halk iktidar›n› ya da sosyalizmi kurmufl ülkeler hariç.) Emperyalizm, bütün dünya ülkelerini kendi ç›kar›na göre flekillendirmifltir. O nedenle bu gibi ülkeleri “geri b›rakt›r›lm›fl ba¤›ml›, yar›-sömürge, yar› feodal vb.”terimlerle, ifade etmek do¤uru olacakt›r. (‹.K)
**18 19 1/9/56 9:23 Page 1
±CMYK 27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
18
1
Yeni Dünya Düzeni kuflatma alt›nda mperyalizmin 1990’l› y›llar›n bafl›nda gündeme soktu¤u ve ad›na “Yeni Dünya Düzeni-Küreselleflme” dedikleri süreçleri zor günlerden geçiyor. Emekçi dünya halklar›n›n beyinlerini uyuflturmaya yönelik olarak bafllatt›klar› ideolojik sald›r›lar›n kilit tafl› olan bu politikalara karfl› yükselen sesler giderek ço¤almaya bafllad›. Küreselleflmenin nimetleri olarak paylar›na eflitsizlik, sömürü ve adaletsizlik düfltü¤ünü gören dünya halklar›; emperyalistlerin son iki y›ld›r çeflitli bölgelerde düzenledikleri zirveleri parçalamaya devam ediyor. Son olarak Kanada’n›n Quebec kentinde bir araya gelen ve 800 milyon nüfuslu Amerika k›tas›n› tekellerin ç›karlar› do¤rultusunda tek bir blok halinde birlefltirecek olan FTAA(Amerikal›lar Serbest Ticaret Alan› Anlaflmas›) görüflmeleri, onbinlerce küreselleflme karfl›t›n›n protestolar›na sahne oldu. Kanada polisi ve özel askeri birliklerin azg›n terör sald›r›lar›na karfl› eylemlerini barikatlar› ve engelleri aflarak sürdüren göstericiler zirvenin bafllamas›n› uzun bir süre geciktirdiler. Bu arada Kanada’da protestolar sürerken bir baflka küreselleflme karfl›t›
E
grup; Ekvador’un baflkenti Quito’deki Kanada’n›n büyükelçili¤ini basarak bir süre iflgal ettiler. Zirvede yap›lan görüflmeleri desteklemediklerini ifade eden küreselleflme karfl›tlar›na Küba Devlet Baflkan› Fidel Castro’nun da destek sunmas› gözlerden kaçmad›. FTAA NAFTA’NIN GEN‹fiLEM‹fi HAL‹ ABD’nin bir önceki baflkan› Clinton döneminde bafllayan FTAA görüflmelerinin 2005 y›l› sonuna kadar bitirilmesi düflünülüyor. Halihaz›rda ABD, Kanada ve Meksika aras›nda imzalanan ve yürümekte bulunan NAFTA’n›n genifllemifl hali olarak tan›mlanan FTAA (Amerikal›lar Serbest Ticaret Alan› Anlaflmas›) Küba d›fl›nda 34 ülkeyi kaps›yor. 2005 y›l›na kadar kurulmas› düflünülen Serbest Ticaret Bölgesi’nin 800 milyonu geçen nüfusu ve y›ll›k toplam milli geliri 11 trilyon dolar› aflmas› ile dünyan›n en büyük ticaret blokunu oluflturaca¤› söyleniyor. Ancak üye ülkeler aras›nda gümrük duvarlar›n›n kald›r›lmas›n› ve ticaretin azami oranda serbestlefltirilmesini amaçlayan FTAA; “eflitlerin evlili¤i” olmayacak. Zira 270 milyonluk
ABD tek bafl›na di¤er 33 ülkenin milli gelirinin toplam›n›n üç kat›na, dünya ticaret hacminin ise beflte birine sahip. ABD’de kifli bafl›na milli gelir 33 bin dolar› bulurken Honduras, Haiti ve Guetamala gibi ülkelerde bu rakam 2 bin dolar›n alt›na düflüyor. Görüldü¤ü üzere imzalanacak anlaflman›n ABD’nin ç›karlar›na hizmet edece¤i, tüm Amerika k›tas›n› ABD’nin kolonisi haline dönüfltürece¤i ve dolay›s›yla var olan yoksulluk ve eflitsizlikleri
daha da derinlefltirece¤i aflikard›r. FTAA ile NAFTA’y› Kuzey Amerika’n›n d›fl›na, tüm bat› küreye do¤ru geniflletmeyi tasarlayan ABD’nin neyi amaçlad›¤›n› kavramak için NAFTA’ya bakmak yeterli olacakt›r. fiöyle ki; NAFTA uyar›nca bir Kanadal› flirket, California’n›n bir benzin katk› maddesini yasaklama karar›na meydan okuyor. Bu madde, Tohoe Gölü ve birkaç flehrin içme suyu kaynaklar›n› zehirledi bi- ☞
FTAA zirvesi sona erdi anada’n›n Quebec kentinde gerçeklefltirilen ve Latin Amerika ülkelerini ABD ve Kanada için birer “serbest pazar” durumuna getiren, Latin Amerika ülkelerinin daha kolay sömürülmesinin alt yap›s›n› oluflturan Amerikal›lar Serbest Ticaret Bölgesi Anlaflmas›(FTAA) sona erdi. Üç gün süren ve 34 devlet temsilcisinin imzalad›¤› deklarasyonda; “Yar›-kürede; ortak sorumluluk, kapsaml› ve dengeli bir yaklafl›m ve karfl›l›kl› bir iflbirli¤i ilkelerine dayanan antiuyuflturucu stratejisinin tam olarak uygulanmas›na deste¤imizi yineliyoruz. Yasad›fl› ekimin sona erdirilmesini hedefleyen et-
K
kili alternatif kalk›nma programlar›n› destekliyoruz. Bu programlar›n ürünlerini piyasaya sunmak için çaba harcayaca¤›z.” yine “Amerika Devletleri Örgütü, Amerika Zirvelerinin kararlar›n›n uygulanmas›nda merkezi bir role sahip olacakt›r.” gibi önemli pasajlar bulunmakta. Emperyalizmin ve özelde de ABD emperyalizminin, Latin Amerika ülkelerini arka bahçesi olarak gördü¤ü düflünüldü¤ünde bu kararlar›n içeri¤i ve önemi bir kat daha artmaktad›r. Özellikle ABD emperyalizmi Latin Amerika ülkelerine müdahale etmek istedi¤inde ve kukla rejimler kurma giriflimlerinde s›kl›kla bu propagan-
±CMYK
daya yani uyuflturucuyla mücadele yalan›na baflvurmaktad›r. Nitekim Peru’da Peru Komünist Partisi Önderli¤inde sürdürülen Halk Savafl›’na karfl› Yanki emperyalizmi bu yalan› gerekçe göstererek, Peru rejimine askeri kadro ve lojistik destek sunmufl, Peru halk›n›n yi¤it k›zlar›n› ve o¤ullar›n› katletmifltir. Yine Kolombiya’da sürdürülen gerilla savafl›na karfl› da ayn› yalan propagandalar dillendirilmektedir. Zirve’de al›nan bu kararlar›n emperyalistler aç›s›ndan yasal birer dayanak oldu¤u düflünüldü¤ünde ve son dönemde ABD emperyalizminin “Yeni Gerçekçilik” politikas› gözönüne al›nd›¤›nda bu ka- ☞
**18 19 1/9/56 9:23 Page 2
±CMYK iflçi-köylü
1
le. New York Times’e göre; Methanex flirketi, flüpheli bir kansorejen olan MTBE adl› bu maddenin yasaklanmas› üzerine “tahmini kar kayb›” olarak 970 milyon dolar› California yönetiminden talep ediyor. Bu tip davalar ulusal mahkemelerde de¤il, sadece ticaret kanununu dikkate alan özel NAFTA mahkemelerinde görülüyor. Bu mahkemelerde vatandafllar temsil edilmiyor, ama tarihte ilk kez, flirketler devletleri do¤rudan dava edebiliyorlar. fiirketler baz› davalar› kazand›lar bile. Örne¤in; Kanada devleti, bir nörotoksin olan MMT’yi yasaklad› diye, ABD’li Ethyl Corpa’ adl› flirkete 13 milyon dolar ödüyor. SD. Meyers flirketi ise; yine Kanada’n›n baz› zehirli maddeleri ABD’ye ihraç etmesini engellemesi nedeniyle 30-40 milyon dolar tazminat bekliyor. Bunun gibi birçok örne¤i s›ralamak mümkün. FTAA ile bu tehdit e¤itim gibi alanlara kayd›r›l›yor. Onbinlerce insan›n Quebec’te olmas›n›n nedeni iflte bunlard›r. Son geliflmeyle birlikte emperyalizmin Yeni Dünya Düzeni projeleri suya düflmektedir. On y›ld›r ellerinde bulundu¤u kitlesel iletiflim araçlar› sayesinde büyük bir ideolojik bombard›mana tuttuklar› emekçi dünya halklar› gerçekleri, yaflad›klar› ac›lar› yüreklerinde hissetmeye bafllad›lar ve yavafl yavafl dumura u¤-
19 rat›lan beyinleri uyanmaya ve düflünmeye bafllad›. Yavafl yavafl aya¤a kalkmaya bafllad›lar ve yürümeye çal›fl›yorlar. Her ne kadar iki y›ld›r çeflitli kentlerde (Seattle, Prag, Washington vs.) yo¤un gösteriler düzenleyerek IMF, DB, WTO gibi emperyalist mali ve ekonomik kurumlar›n zirvelerini kabusa dönüfltüren küreselleflme karfl›tlar›n›n eylemliliklerinin niteli¤i emperyalist sistemin nedenlerinden ziyade daha çok sonuçlar›na yönelik bir hat izliyorsa da gelecek aç›s›ndan çok büyük umutlar içermektedir. Yap›lan etkinliklerde devrimci-komünistlerin varl›klar›n›n gün geçtikçe artmalar›nda önemli bir geliflme olarak görülmelidir. Bu geliflmenin süreklileflmesi ve müdahalenin daha net bir hatta yürütülmesiyle anti-emperyalist mücadelenin daha da boyutlanaca¤›n› söylemek yanl›fl olmaz. Dünyadaki bu geliflmelerin ülkemiz üzerine yans›malar› da daha hissedilir bir biçim almaktad›r. Bu durum ülkemizdeki antiemperyalist mücadeleyi gelifltirecek etkiye ve potansiyele sahiptir. Tüm gücümüzle bu savafl›ma omuz verelim.Kanada’n›n Quebec kentinde gerçeklefltirilen ve Latin Amerika ülkelerini ABD ve Kanada için birer “serbest pazar” durumuna getiren, Latin Amerika ülkelerinin daha kolay sömürülmesinin alt yap›s›n› oluflturan Ameri-
rarlar›n bölge ve dünya halklar›na nas›l yans›yaca¤›n› bilmek için kahin olmaya gerek yok. Ancak emperyalistlerin bütün bu politikalar›na yönelik dünya halklar›n›n, ilericidevrimci-komünistlerin gelifltirdikleri mücadeleler ve tepkilerde büyümekte. Bu tepkilerin en sonuncusu da Zirve’nin yap›ld›¤› yerde gerçekleflti. Çok say›da iflçi sendikas›, kitle örgütü, çevreci gruplar ve çeflitli siyasi örgütlerin aralar›nda bulundu¤u “küreselleflme” karfl›tlar›, kendi alternatif zirvelerini yapt›lar. Yar›mküre Toplumsal ‹ttifak›(HSA) ad› alt›nda toplanan yüzlerce örgüt, yapt›klar› ortak aç›klamada “Piyasay›, yaflamlar›m›z› kontrol eden bir tanr› olarak kabul etmeyi reddediyoruz” ifa-
kal›lar Serbest Ticaret Bölgesi Anlaflmas›(FTAA) sona erdi. Üç gün süren ve 34 devlet temsilcisinin imzalad›¤› deklarasyonda; “Yar›-kürede; ortak sorumluluk, kapsaml› ve dengeli bir yaklafl›m ve karfl›l›kl› bir iflbirli¤i ilkelerine dayanan antiuyuflturucu stratejisinin tam olarak uygulanmas›na deste¤imizi yineliyoruz. Yasad›fl› ekimin sona erdirilmesini hedefleyen etkili alternatif kalk›nma programlar›n› destekliyoruz. Bu programlar›n ürünlerini piyasaya sunmak için çaba harcayaca¤›z.” yine “Amerika Devletleri Örgütü, Amerika Zirvelerinin kararlar›n›n uygulanmas›nda merkezi bir role sahip olacakt›r.” gibi önemli pasajlar bulunmakta. Emperyalizmin ve özelde de ABD emperyalizminin, Latin Amerika ülkelerini arka bahçesi olarak gördü¤ü düflünüldü¤ünde bu kararlar›n içeri¤i ve önemi bir kat daha artmaktad›r. Özellikle ABD emperyalizmi Latin Amerika ülkelerine müdahale etmek istedi¤inde ve kukla rejimler kurma giriflimlerinde s›kl›kla bu propagandaya yani uyuflturucuyla mücadele yalan›na baflvurmaktad›r. Nitekim Peru’da Peru Komünist Partisi Önderli¤inde sürdürülen Halk Savafl›’na karfl› Yanki emperyalizmi bu yalan› gerekçe göstererek, Peru rejimine askeri kadro ve lojistik destek sunmufl, Peru halk›n›n yi¤it
delerine baflvurarak yay›nlad›klar› sonuç deklarasyonunda “Dünya nüfusunun yar›dan ço¤unu kalk›nmadan mahrum b›rakan bir küreselleflme modelinin kaç›n›lmazl›¤›n› kabul etmiyoruz” denildi.
±CMYK
27 Nisan-10 Mayıs 2001
k›zlar›n› ve o¤ullar›n› katletmifltir. Yine Kolombiya’da sürdürülen gerilla savafl›na karfl› da ayn› yalan propagandalar dillendirilmektedir. Zirve’de al›nan bu kararlar›n emperyalistler aç›s›ndan yasal birer dayanak oldu¤u düflünüldü¤ünde ve son dönemde ABD emperyalizminin “Yeni Gerçekçilik” politikas› gözönüne al›nd›¤›nda bu kararlar›n bölge ve dünya halklar›na nas›l yans›yaca¤›n› bilmek için kahin olmaya gerek yok. Ancak emperyalistlerin bütün bu politikalar›na yönelik dünya halklar›n›n, ilerici-devrimci-komünistlerin gelifltirdikleri mücadeleler ve tepkilerde büyümekte. Bu tepkilerin en sonuncusu da Zirve’nin yap›ld›¤› yerde gerçekleflti. Çok say›da iflçi sendikas›, kitle örgütü, çevreci gruplar ve çeflitli siyasi örgütlerin aralar›nda bulundu¤u “küreselleflme” karfl›tlar›, kendi alternatif zirvelerini yapt›lar. Yar›mküre Toplumsal ‹ttifak›(HSA) ad› alt›nda toplanan yüzlerce örgüt, yapt›klar› ortak aç›klamada “Piyasay›, yaflamlar›m›z› kontrol eden bir tanr› olarak kabul etmeyi reddediyoruz” ifadelerine baflvurarak yay›nlad›klar› sonuç deklarasyonunda “Dünya nüfusunun yar›dan ço¤unu kalk›nmadan mahrum b›rakan bir küreselleflme modelinin kaç›n›lmazl›¤›n› kabul etmiyoruz” denildi.
**20 21 1/9/56 9:20 Page 1
±CMYK 27 Nisan-10 Mayıs 2001
20
iflçi-köylü
1
Direnç çiçekleri Nisan güneşiyle uğurlanıyor ‹nsan onurunu ayakta tutmak ve insanca yaflam› hakim k›lmak hep bedel istemifltir tarih boyunca. Çünkü zulmün zebanileri kanl› saltanatlar›n› ancak hep sömürü ve zorbal›k üzerine iflna ediyorlar. Bedel ödemeyi göze almadan ve zalimden hesap sormadan insan onurunu, insanca yaflam› savunmak ve hakim k›lmak asla mümkün de¤ildir. Kimki aksini düflünüyorsa ya cahilli¤in gidab›nda kulaç at›yor ya da bile bile önce kendini sonrada çevresindekileri aldatmaya çal›fl›yor. Dün yaflananlar bu gerçe¤i ispattaki bugün yaflananlar bu gerçe¤in yüzümüze vurmas›d›r. Zulüm ortadan kald›r›lmad›kça yar›n yaflanacaklarda böyle olacakt›r. Bugün ödenen bedelleri anlams›z bulanlar büyük bir yan›lg› içindedirler. Ödenen bu bedeller karanl›¤a meydan okumad›r. Teslimiyete hay›r demektir, zalime ödetilecek bedeller için ça¤r›d›r, insanca yaflam›n hakim k›l›nmas› için döflenen kilometre tafllar›d›r. Düflen her can›m›z yüre¤imizde öfke olup ço¤al›rken insan bedenleriyle kazan›lacak zaferinde müjdecisi oluyor. 12 Nisan 2001 Tuncay Günel (T‹KB) Ölüm Orucu’nun 124. gününde bedeniyle tecriti parçalyarak ölümsüzleflen T‹KB davas› tutsa¤› Tuncay Günel zaferin yak›nlaflt›¤›n› Edirne zindanlar›ndan müjdeledi. Karfl›-devrimin geliflmifl teknolojilerini devrimci-komünist iradeyle yerle bir eden ufalm›fl bedenler, bedenleriyle kopar›p ald›klar› özgürlü¤ün, görkemli günleri do¤uraca¤›n›n da teminat›n› veriyor. 13 Nisan Cuma günü Firüzköy’deki evinden al›narak Sonevler
Cemevine getirilen Günel, yoldafllar› ve dostlar›n›n omuzlar›nda z›lg›tlarla, sloganlarla günefle u¤urland›. Cemevinde yap›lan törenin ard›ndan mezarl›¤a do¤ru yürüyen kitle jandarma taraf›ndan engellenmek istendi. Kitlelerin kararl› durufluyla engel afl›ld›. Mezar bafl›nda devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflunda kalkan yumruk ve zafer iflaretleri bedele bedel ödetilece¤inin resmini çiziyordu. TUYAB ad›na konuflma yapan Güzel Ana ve Fatma Ana duygular›n› dile getirerek devrimcilerin cenazelerine nas›l sahip ç›k›lmas› gerekti¤ine dikkat çektiler; onlar›n halk için, halk›n gelece¤i için bedenlerini topra¤a verdiklerini halk›n ölüm orucu direniflçilerine sahip ç›kmalar›n› istediler. Duyarl› insanlar› tutsak ailelerinin mücadelesine destek vermeye ça¤›ran TUYAB’l› analar, genç yüreklerin dinmeyen öfkesi oldu. Edirne F tipi zindan›ndan gelen ve yoldafllar›n›n Tuncay Günel’i anlatan yaz›lar›n›n okunmas›n›n ard›ndan marfl ve türkülerle t›pk› kendisinde önceki siperdafllar› gibi günefle u¤urland›. Tokat’›n-Almus ilçesine ba¤l› Dadukta (Çamb›ulak) köyü nüfusuna kay›tl› Tuncay Günel’in kardefli Tunay Günel de Ermenek Hapishanesi’nde Ölüm Orucu’nu sürdürüyor...
rek mezarl›¤a götürüldü. Mezarl›k giriflinde arama yapmay› dayatan polis flehitlerin foto¤raflar›n›n bulundu¤u dövizlere el koydu. Kitlenin sald›r›ya karfl› direnmesi üzerine polis iki kifliyi gözalt›na ald›. Kitlenin sald›r›ya sloganlarla yan›t vermesi üzerine polis gözalt›na ald›¤› insanlar› serbest b›rakmak zorunda kald›. Kitle “Yaflas›n ÖO direniflimiz”, “Abdullah Bozda¤ ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma sloganlar›n› hayk›rarak mezarl›¤a do¤ru yürüyüfle geçti. DHKP/C bayra¤›na sar›larak topra¤a verilen Bozda¤ flahs›nda sayg› duruflunda bulunulmas›n›n ard›ndan yap›lan konuflmalarla, söylenen marfllarla, sloganlarla cenaze töreni bitirildi. 1975 Adana do¤umlu olan Abdullah Bozda¤, 1996 y›l›nda tutsak düflmüfltü.
bask›lar›na ra¤men 15 nisan sabah saatlerinde köylünün kat›l›m›yla topra¤a verildi. 14 Nisan’da cenazeyi izlemek için Çambulak köyüne giden gazetemizin Turhal temsilcisi Fadime Özkan’›n haber izlemesi engellenerek asker taraf›ndan gözalt›na al›nm›flt›r. Gözalt›na al›n›p Almus Karakoluna getirilen temsilcimiz burada 3-4 saat keyfi bir flekilde tutulduktan sonra serbest b›rak›ld›.
15 Nisan 2001 Canan Kulaks›z (TAYAD): D›flardan hücrelerin parçalanmas›n› tutuklu aileleri bedenlerini açl›¤a yat›rarak ço¤alt›yor. Küçükarmutlu’daki evlerinde ölüm orucuna yatan TAYAD’l› ailelerden Canan Kulaks›z da ÖO’nun 137. gününde ölümsüzleflti. Yaflam›n içerided›flar›da hücrelefltirilmesine bedeniyle set örenlerden olan Canan Kulaks›z 19 yafl›nda genç öfkesiyle tutuflturdu¤u yüre¤ini izolasyonu, yaflana13 Nisan 2001 cak güzel günlerin inanc›yla Erol Evcil (DHKP/C): parçalad› izolasyonu. Canan Tokat/Turhal: Bart›n HapisKulaks›z Ege Üniversitesi Fenhanesi’nden 19 Aral›k katliam› sonucu Sincan F tipine getirilen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 2. s›n›f ö¤rencisiydi. Sar›Ölüm Orucu direniflçisi yer Cemevinde yap›lan anma tö12 Nisan 2001 reninden sonra cenazesi memleAbdullah Bozda¤ Erol keti olan Rize’ye u¤urland›. (DHKP/C) Evcil, Samsun iflçi-köylü, Vatan, HeKartal: ÖO direniflinin 175. durudef, At›l›m ve Genç Kurtulufl gününde Abdullah Bozda¤ 12 munun Nisan 2001 tarihinde kald›r›ld›¤› a¤›rlafl- okurlar› Rize’ye giderek cenazeyi sahiplendi. Devrimcilerin ce‹zmir Yeflilyurt Devlet Hastanemas› nazelerinin sahiplenilmesini si’nde flehit düfltü. DHKP/C saüzerine gehazmedemeyen devlet; Kulakvaflç›s› Abdullah Bozda¤’›n cetirildi¤i Ankara s›z’›n akrabalar›ndan bir kad›n› nazesi 13 Nisan günü ‹stanbul’a Numune hastanesinde 13 Nisan k›flk›rtarak sald›rtt›. Mezar bafl›getirilerek Büyükbakkalköy Me- 2001 tarihinde ölümsüzleflti. 14 na karanfil b›rakarak anma yazarl›¤›’nda topra¤a verildi. Boz- Nisan’da ailesi taraf›ndan adli pan kitle sayg› duruflunda buda¤’›n cenazesi ilk olarak Kartal t›p kurumu morgundan al›nan lundu. So¤anl›k Mahallesi’nde oturan Evcil’in cenazesi Tokat/Almus Canan Kulaks›z’›n kardefli ailesinin evine getirilerek buraÇambulak Köyü’ne getirildi. da yap›lan törenin ard›ndan aile- Yüzlerce askerin ablukas› alt›n- Zehra Kulaks›z da d›flar›da si, yoldafllar› ve devrimci dostda köye getirilen Evcil’in cena- ÖO’nu sürdürüyor. Amcalar› Mehmet Kulaks›z’›n da lar› taraf›ndan otobüslere binile- zesi askerin gece gömülmesi ☞
**20 21 1/9/56 9:20 Page 2
±CMYK iflçi-köylü
1
21
‹stanbul Sar›gazi Cemevine getirilerek burada yap›lan bir anma töreni ile Sar›ga16 Nisan 2001 Sedat Gürsel zi meAkmaz (DHKP/C) zarl›¤›Ölüm Orucunun 158. gününde na gömülen güneflin sofras›na ulaflan Y›ld›z; sar› y›ld›zla süslü k›z›l DHKP/C dava tutsa¤› Sedat bayra¤a sar›larak defnedildi. Gürsel 20 Nisan 2001 günü “Devrim Akmaz 41 ya- flehitleri ölümsüzdür”, “Endercan Y›ld›z Ölümsüzdür”.. vb. fl›nday- at›lan sloganlar ve okunan marfllar›n ard›ndan, toplanan kitleye d›. seslenen Gülmez Ana; Ölüm 19 Ara- Orucunda olan gencecik bedenl›k lerin eridi¤ini, ölümsüzleflenlekatlirin fleref ve onuruyla öldü¤ünü am›n›n belirterek “peki flerefsizler nas›l ard›ndan Buca ölecek bakal›m” dedi. Önde anaHapishanesinden Atatürk E¤itim lar›n yüre¤i, arkada öfkeli kalave Araflt›rma Hastanesi mahkum bal›kla bir müddet cemevi bahko¤ufluna götürülen Akmaz; çesinde bekletilen Y›ld›z; daha Ölüm Orucuna burada da devam sonra mezarl›¤a do¤ru hareket etti. Denizli Ac›payam nüfusuna edilerek konvoylar eflli¤inde gökay›tl› olan Akmaz, Buca’da to- türüldü. Mezarl›¤a giriflte “Enrpa¤a verildi. Cenaze töreni s›ra- dercan Y›ld›z Ölümsüzdür” s›nda müdahale etmek isteyen Devrimci Demokrasi imzal› jandarmaya Akmaz ailesi kararl› pankart aç›larak yüründü. Mebir tutum göstererek töreni o¤ul- zarl›kta “Ölüm Orucu fiehitleri lar›n›n istedi¤i gibi yapt›. Tören Ölümsüzdür” yaz›l› pankart›n s›ras›nda konuflan babas› Ömer aç›lmas›n›n yan›s›ra, yoldafl› Ali Akmaz “O¤lum onurlu bir fle- Ayata’n›n yan›na gömülen Y›lkilde ölmüfltür, o¤lumla gurur d›z için mezar› bafl›nda mücadeduyuyorum. inand›¤› de¤erler le tarihi anlat›l›rken edilen yemin ve söylenen marfllardan için can›n› seve seve verdi. O sadece demokratik bir ülkede sonra tören sona erdirildi. yaflamak istiyordu, halk›n› se22 Nisan 2001 viyordu” diye konufltu. K›z›l Sibel Sürücü (TKEP/L) ‹stanbul: bantl› al›nlar›yla günefli zaptetme hedefine kilitlenerek karanl›Hergün, ¤a ›fl›k olmak isteyenlerin sürher sadürdü¤ü mücadele tüm görkeat, miyle sürüyor. her saniye 19 Nisan 2001 inEndercan Y›ld›z [(TKP(ML)] sanÖlüm Orucunun 181. gününl›¤›de elindeki bayra¤› yoldafllar›na m›z›n ve siperdafllar›na devreden sorgulanTKP(ML) dava tutsa¤› 1. ekip d›¤› önemli bir Ölüm Orucu direniflçisi Endercan Y›ld›z Ankara Hastanesinde s›navdan geçiyoruz. Art›k bu s›nav› kazanmaktan baflka çareyaflam›n› yitirerek flehitler kermiz yok. Mevsimleri aflarak tavan›na kat›ld›. Ankara’da yap›rihsel bir destan yaratan Ölüm lan u¤urlama töreninden sonra Edirne zindan›nda tutsak olmas› Kulaks›z ailesinin devrimcilere yak›nl›¤›n› gösteriyor. Bir yak›n›n›n tepki göstermesi ailenin devrimcilere öfke duydu¤unu aç›klayamaz. Devlet medyay› da kullanarak katliamc› yüzünü kitlelerden gizlemek istiyor.
Orucu direniflinin ölümsüzleflen k›z›l gülleri aras›na 22 Nisan 2001 tarihinde TKEP/L dava tutsa¤› Sibel Sürücü de eklendi. 23 Nisan günü Adli T›p Morgundan al›nan siper dostumuz Sibel’in cenazesi yoldafllar› ve dostlar› taraf›ndan ‹kitelli’de topra¤a verildi. TKEP/L bayra¤›n›n aç›ld›¤› ve devrim flehitleri için 1 dakikal›k sayg› duruflunun yap›ld›¤› cenaze töreninde Sibel’in son yazd›¤› mektubu okundu. Sibel; “ideallerim için yaflamla ideallerim için ölmek aras›nda çok fark oldu¤unu düflünmüyorum” diyerek onurlu bir yaflam için gerekirse ölünebilece¤ini insan olan herkese göstertdi. Mektubun okunmas›n›n ard›ndan slogan ve marfllar eflli¤inde Sibel ölümsüzlü¤e u¤urland›. 22 Nisan 2001 fienay Hano¤lu (TAYAD): F tipi zindanlar›n gündeme gelmesiyle hücrelere karfl› mücadelede en ön saflarda yer alan Hano¤lu zindanlarda ölüm orucu direniflinin bafllamas›yla kendisi de ölüme yatt›. fienay Hano¤lu, 30 yafl›nda, iki çocuk annesiydi. Kücükarmutlu’da Ölüm Orucu sürdürdü¤ü grevden 23 Nisan Pazartesi al›nan fienay Hano¤lu Küçükarmutlu Cemevine götürüldü. Daha sonra da Cerrahpafla’daki Adli T›p Kurumuna götürüldü. Adli t›ptaki ifllemlerin bitmesi üzerine de saat 14.30’a do¤ru gazi cemevine götürüldü. Gazi Cemevinin önünde cenazeyi bekleyen TAYAD’l› ailelere TUYAB’l› ailelerden de destek geldi. ‹kitelli’deki ölüm orucu direniflçisi Sibel Sürücü’nün cenazesi gömüldükten hemen sonra Gazi’ye gelen TUYAB’l› ailelerin otobüslerden inmesiyle “Bedel ödedik bedel ödetece-
±CMYK
27 Nisan-10 Mayıs 2001
¤iz”, “Yaflas›n Ölüm orucu direniflimiz”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar› at›ld›. Uzun bir bekleyiflten sonra fienay Hano¤lu karanfillerle donat›lm›fl tabuta kondu. Cemevi d›fl›nda bekleyen 1000’in üzerindeki kitle omuzlarda fienay Hano¤lu’nun cenazesinin ç›kmas›n› sloganlarla karfl›lad›. Gazi ç›k›fl›na kadar yap›lan yürüyüflün en önünde fienay Hano¤lu’nun iki çocu¤u annesinin foto¤raflar›n› tafl›rken sol yumruklar›da s›k›l›yd›. Cebeci mezarl›¤›nda Gülsüman Ada Dönmez’in yan›na gömülen fienay Hano¤lu sloganlar ve türkülerle u¤urland›. 22 Nisan 2001 Hatice Yürekli (TK‹P): TK‹P’in kurucu önderlerinden olan Hatici Yürekli ÖO direniflinin 182. gününde ölümsüzleflti. 1968 Tokat/Almus do¤umlu olan Yürekli 1990 y›l›ndan beri Mücadele saflar›nda yerini ald›. Polis sorgusunda direnme gelene¤ini sürdürerek devrime ba¤l›l›¤›n› bir kez daha kan›tlad›. Ulucanlar katliam›n›nda tan›¤› olan Yürekli “Ölece¤iz ama asla teslim olmayaca¤›z” fliar›yla insan›¤›n kurtuluflu u¤runa ölümü göze almaktan çekinmedi. Cenazesi 25 Nisan günüo ‹zmir’de topra¤a verilecek. 25 Nisan 2001 günü flehit düflen Erdo¤an Güler (TAYAD), Sedat Karakurt (DHKP/C) tecrit ve izolasyon sald›r›lar›n› parçalad›lar. 2o Nisan 2001 tarihin Kaz›m Gülbag Almanya’da faflist katliamlar› protesto etmek ve Ölüm Oruççular›n› desteklemek amac›yla Re¤ersburg Mahkemesi önünde kendini yakt›. Kaz›m Gülba¤ 23 Nisanda günefle u¤urland›.
*22, 23 1/9/56 10:49 Page 1
±CMYK 27 Nisan-10 Mayıs 2001
‹ngiliz toplama kamplar›nda açan bir direnç çiçe¤i; Boby Sands... “Eskiye oranla iskelete dönmüfltüm ama önemli de¤ildi. Çözülmemekten baflka hiçbir fley önemli de¤ildi...Direncimizi k›rmay› baflaramayacaklar...Kar battaniyenin üzerine ya¤›yordu, “Tiocfaidh or la” dedim kendi kendime. “Tiocfaidh or la” (Bizim de günümüz gelecek) Yaflamay› ya da ölmeyi anlaml› k›lan idealleri için ölümsüzleflmeden önce hücresinin duvarlar›na bunlar› yazd› Boby Sands. ‹ngiliz sömürgecili¤i yenilgiye u¤ram›flt›r Sands’›n hücresinde. O IRA’l› bir militan olarak, önce kendi onuru için sonra da halk› için boyun e¤memifltir ‹ngiliz emperyalizmine. Boby Sands hücresindeyken iflkenceyi paylaflm›flt›r yoldafllar›yla, açl›¤› paylaflm›flt›r ve de direnifli... Boby Sands ve yoldafllar› hapishane koflullar›n› protesto etmek için açl›k grevine bafllam›flt›r, ölümüne de olsa teslim olmama kararl›l›¤›yla. Sands açl›k grevinin 66. gününde 5 May›s 1981’de, 9 yoldafl›ysa sonraki 4 ay içinde ölümsüzleflti. Sands’in cenaze töreni 7 May›s 1981’de Belfast’da düzenlenen görkemli bir cenaze töreniyle ‹rlanda ve Ira geleneklerine göre yap›ld›. Törene yüzbinlerce insan kat›ld›. Sands “Son selam” atefliyle ölümsüzlü¤e u¤urland›.
iflçi-köylü
22
1
V‹ETNAM’DA ZAFER KANLA SULANDI Emperyalizme karfl› yürütülen halk savafl›n›n zaferinin co¤rafyas›; Vietnam... Emperyalist sald›r›n›n da devrimci direniflinde en uç noktalarda yafland›¤› ülke. Vietnam halk› 1946’da Frans›z Sefer Birliklerinin yenilgi u¤ram›flt›. Bu savafl 1954’e kadar sürmüfltü. Kuzey ve Güney olarak ikiye bölünmüfl bir durumda olan Vietnam’da Kuzeyde Ho Chi Minh önderli¤inde devrimci iktidar hüküm sürerken güneyde ise ABD iflbirli¤inde Thiev hükümeti ifl bafl›ndayd›. 26 Nisan 21 temmuz 1954 tarihleri aras›nda yap›lan Cenevre Konferans›nda iki y›l içinde bu iki bölgenin birleflmesi için seçim yap›lmas› ve iki ülkeden hiç birinin uluslararas› bir ittifak yapmalar› askeri yard›m almalar› yasaklanm›flt›. Buna karfl›n ABD ve Fransa devrimci Vietnam iktidar›n› y›kmak için SEATO (Güney Asya ‹ttifak Örgütü)’nü kurdu. Ülkedeki komünist ve devrimci örgütler da¤›t›ld›. Daha sonras›nda 1959’da bafllayan savafl›n sonunda ABD iflgalcileri yenilgi alm›fl, tüm Vietnam birlefltirilmifl Saygon ele geçirilmiflti. Y›l 1978’di. Bu ikinci emperyalist talan Vietnam halk›n›n Ulusal Kurtulufl Cephesi önderli¤inde yürütülen gerilla savafl›yla da¤›lm›flt›. Zulme, vahflete karfl› direnifl gelifliyordu Vietnam’da. Direnifl Ulusal Kurtulufl Cephesi gerillalar›yla gün be gün büyüyordu... ABD gerillayla halk›n ba¤lar›n› koparmak için halk›n üzerindeki bask›y› artt›r›yor, köylere bask›nlar düzenliyordu.
Ulusal Kurtulufl Cephesine mensup oldu¤undan flüphelendi¤i köylülere ve onlara yard›m edenlere iflkenceler yap›yor, öldürüyordu. Kad›n-erkek, genç ihtiyar demeden uygulanan bu bask› ABD’ye karfl› nefret ve kini daha da art›r›rken ba¤›ms›zl›k savafl›na kat›lanlar›n say›s›da ço¤al›yordu. Vietnam Halk Savafl› tüm dünyada genifl yank›lar uyand›r›yordu. Londra’dan Paris’e, Moskova’dan Washington’a kadar bir çok yerde binlerce kifli savafl› protesto ediyor, ABD’ye karfl› savaflan Vietnam’l›lar yan›nda yer al›yordu. Ho Chi Minh’in 3 Eylül 1969’da ölmesi savafl› sekteye u¤ratmam›flt›. 29 Nisan 1975’te “Ho Chi Minh Hareketi” ad› verilen hareketi Kuzey Vietnam’l› gerillalar Saygon’a yönelirken halkta ayaklan›p stratejik noktalar› ele geçirmifltir. Ve nihayet 30 Nisan’da zulmün kalelerinden Saygon düflürülmüfltü. Çok büyük kay›plar›n verildi¤i büyük ac›lar›n yafland›¤› Vietnam zaferi 83 bin sakat, 30 bin kör, 10 bin sa¤›r halk› ve 13 milyon 460 bin ölüsü yaral›s› ile tarihin en kanl› zaferlerindendir. Vietnam halk›n›n bu flanl› direnifli yüzlerce romana konu olup günümüze ›fl›k tutarken, emperyalizmin ka¤›ttan kaplan oluflunun yaflamdaki en canl› örne¤i olarak devrimci komünistler ve tüm dünya emekçi halk› için umut olurken emperyalizm ve onun yerli uflaklar› için ac› bir yenilgidir.
30 YILIN ARDINDAN...HAP‹SHANE DEFTERLER‹
Dünyaya ›fl›k saçan adam; E‹NSTE‹N...
27 Nisan 1937’de ‹talyan faflizmi taraf›ndan hapishanede katledilen Antonio Gramsci uluslararas› sosyalist hareketin faflizme karfl› savaflta yitirdi¤i ulusal önderlerden biri olarak tarihte yerini al›rken ‹talyan halk›na b›rakt›¤› de¤erler onun ölümünden tam 30 y›l sonra gün yüzüne ç›km›flt›r. Gramsci hapsediliflinin 19. y›l›nda öldü¤ünde Quderni olarak bilinen “Hapishane Defteri” adl› eseriyle Baflta ‹talyan sosyalistleri olmak üzere tüm dünya Marksistlerinin de dikkatini çekmifltir. Gramsci’nin Hapishane Defterin’ de üzerinde durdu¤u ve tart›flmalar›n merkezine koydu¤u bir meselede devletle ilgili de¤erlendirmeleridir. Gerek burjuva devletlerin gerekse onun yerini alacak olan proletarya devletinin yaln›zca devletin zor ayg›tlar›yla aç›klamas› mümkün olmayan bir egemenlik sistemi oldu¤una dayal› bir tarihsel blok teorisi gelifltirerek, Marx’tan beri daha ileri götürülememifl olan temel ve üst yap› iliflkisini çözümlemeye çal›flm›flt›r. Partisinin Torino örgütünün bütün önderlerini tutuklanmas› gibi kötü bir geliflme üzerine Gramsci yeralt› faaliyetlerini düzenleyen “geçici komite”ye al›nmas›n›n yan›s›ra yasal olarak ç›kmaya devam eden Grido del Popolo’nun yay›n yönetmenli¤ini de üstlenmifltir. Nisan 1919’da Gramsci, Tasca, Terraciri ve Tglratti taraf›ndan ç›kart›lan haftal›k sosyalist kültür dergisi “Yeni Düzen” dergisi k›sa bir süre sonra ‹talya’da Sovyetlerin karfl›l›¤› olan fabrika Konseyleri’nin kurulmas›n›n savunucusu olarak ayaklanmalara yönlendirici etkilerde bulunmufltur. ‹flçi s›n›f›n›n devrimci hareketinin yenilgisinin ard›ndan ‹talya egemen s›n›flar›n›n onay›yla 1922’de iktidara gelen Mussolini’nin faflist çeteleri 1928’de Gramsci’yi uzun y›llar hapse mahkum ederek onu s›n›f mücadeleleri tarihinden sileceklerini düflünürken Gramsci bugün insanl›¤a katt›¤› büyük de¤erlerle güzelliklerle, daha çok an›l›r olmufltur. O zaten bozuk olan sa¤l›¤›n›n her geçen gün daha da kötüye gitti¤i 19 y›ll›k tutsakl›¤› döneminde bedeni ne kadar zay›flasa da beyninin bütün gücüyle ‹talyan iflçi s›n›f ve sosyalistleri için muazzam bir çal›flma performans› göstermifltir.
Bilimsel araflt›rmalar›yla insanl›¤a büyük katk›lar sunan bilim adamlar› ve onlar›n kuramlar› egemenlerce kendi iktidarlar›n›n devam›na hizmet etmeye zorlanmaktad›r. Albert Einstein da çal›flmalar›yla insanl›¤a hizmetinin önü kesilmeye çal›fl›lan onlarca bilim adam›ndan biridir. Yahudi as›ll› olan Einstein Almanya’n›n Ulm kentinde dünyaya gelmifltir. Bu ilginçitir ki bunca baflar›l› bilimsel çal›flman›n, buluflun alt›na imzas›n› atan Einstein okula bafllad›¤› y›llarda zeka seviyesinin normalin alt›nda oldu¤u düflü-
nünldü¤ünde yafl›tlar›ndan alt s›n›flarda devam etmifltir okuluna bir dönem. Ünlü fizikçinin en baflar›s›z oldu¤u dersse Matematik’ti. Einstein baflar›l› çal›flmalar›n› Bern’de yürütürken 1908 y›l›nda Bern Üniversitesinde doçent olarak ders vermeye bafllam›flt›r. Einstein denince akla önce onun “izafiyet kuram›” gelir. 1915’de aç›klad›¤› bu kuram›n bugün geçerlili¤ini iddia edenler bunun alt›n› yeterince dolduramazken bu iddian›n alt›nda Einstein’in diyalekti¤in yasalar›ndan yararlanarak gelifltirdi¤i tezleri
fiANGHAY’DA B‹R PART‹ZAN KADIN Çin’de açl›k yoksulluk diz boyu...Çin’de zulüm vahflet diz boyu...Çin’de direnifl ve kavga da diz boyudur 1928’lerde. 15 Temmuz 1927’de Guomindang’›n, komünistleri ve ÇKP’yi yasa d›fl› ilan edip, her türlü katliam› meflru görüp Çin’in yoksul köylülerine sald›rd›¤› bir dönemde Çin’li bir kad›n, iflçi kad›nlar› örgütlemektedir fiangay’da. Xiang Jingyu fiangay’daki bir fabrikada iflçi kad›nlar› örgütlemesinin yan›s›ra kararl› bir militand›r da. O, feodal kültürün özellikle kad›nlar› saran zincirlerini k›rm›fl ve özgürlük rüzgar›n› derinden soluyarak, Çin halk›n›n kurtuluflunu nak›fl nak›fl ifllemifltir yoldafllar›yla. O Guomindang’›n pervas›z sald›r›lar›n›n ortas›nda baflar›l› bir devrimci olmay› bilmiflti. Xiang Jingyu faaliyet yürüttü¤ü Hanou’da Frans›z imtiyaz bölgesinde yakaland›ktan sonra tutuklanm›flt›r. Çin’li partizan Jingyu art›k Çin Hapishaneleri-
±CMYK
çürütmek amac›n›n oldu¤u da ak›llara gelmektedir. Ki Einstein’in kuramlar› Almanya’da Nazi faflizmi taraf›ndan kendisi yahudi oldu¤u için reddedilmifltir. Tüm bunlar Einstein’in 1921’de Nobel Fizik ödülünü almas›na engel olamam›flt›r. Yaflam› boyunca bir bilim adam›n›n haketti¤i yaflam koflullar›ndan mahrum b›rak›lan Einstein Hitler’in iktidara gelmesinden sonra ülkesine dönememenin hüznüne karfl›n çal›flmalar›n› baflta Alman olmak üzere tüm dünya halklar›na adam›flt›r.
nin direnç çiçe¤idir...Tutsak düfltü¤ünde açl›k grevine girmesinin ard›ndan, Guomindang polisine teslim edilen Jingyu 1 May›s 1928’de idam edilmifltir. Jingyu’nun hapishanede bedenini açl›¤a yat›rarak bafllatt›¤› direnifl atefli k›talar› aflarak bugün Nergiz’lerce, Canan’larca, Sibel’lerce, Gülsüman’larca, Fatma’larca, Hatice’lerce, fienay’larca sarm›flt›r Türkiye zindanlar›n›...
*22, 23 1/9/56 10:49 Page 2
±CMYK iflçi-köylü
1
1 MAYIS fiEH‹TLER‹ BEDENLER‹YLE, ‹NANÇLARIYLA ZULME ‹SYANDIR 1 May›s, 1 May›s! ‹flçinin emekçinin bayram› Devrimin flanl› yolunda ilerleyen halklar›n bayram› 1 May›s kanla, direniflle yaz›lan bir tarih. Dünyan›n dört bir yan›nda ezilenlerin bask›ya, zulme, sömürüye karfl› birlik, mücadele ve dayan›flma günüdür. Dünyan›n nabz›n›n, dünya iflçi s›n›f›nda att›¤› gündür. Devrimin flanl› yolunda ilerleyen halklar›n günüdür. Devlet bu içeri¤ini boflalt›p ”bahar bayram›”na çevirmeye çal›flsa da devrimci özünden kapatamayacakt›r. Bunun için azg›nca sald›rmakta, iflçi s›n›f›n›n öncülerini katletmektedir. Onlar 1 May›s’› kanlar›yla k›z›llaflt›r›rken yolumuzu ayd›nlat›yorlar. MEHMET KOCADA⁄ Kocada¤›m da¤lar bizim Da¤larda iktidar bizim iflçi köylü ordusuyuz Önderimiz ‹bo bizim Türkiye’nin ilk 1 May›s flehidi olma onuruna eriflen Mehmet Kocada¤ 1976 1 May›s’›nda eylem bitiminde kontr-gerilla ve M‹T taraf›ndan kaç›r›larak Kas›mpafla’da katledildi. TKP/ML üyesi olan Mehmet Kocada¤, TKP/ML ile Gislavet fabrikas›nda çal›fl›rken tan›flt› ve bir süre sonra profesyonel faaliyet yürütmeye bafllad›. Devrimci yaflam tarz› dürüstlü¤ü alçak gönüllülü¤ü ve çal›flkanl›¤› ile dünya proletaryas›n›n yüre¤inde yafl›yor-yaflat›l›yor. Y›l 1977. Unutulmaz y›l›n ad›. 500 bin emekçinin kat›ld›¤› 1 May›s mitinginde, polisin açt›¤› ateflli sald›r› sonucu Taksim meydan› 36 emekçinin kanlar›yla k›z›la boyand›. 1977 1 May›s’›nda ölümsüzleflenler; Bayram Eyi, Aleka Kuntes, Ahmet Gözükara, Ali Yeflilgül, Bayram Ç›tak, Bayram Sürücü, Divan Nergis, Ercüment Günkurt, Hasan Y›ld›r›m, Hikmet Özkürzü, Hüseyin K›rk›n, Hacer ‹pek, Saman, Hamdi Toka, Hülya Emecan, Jale Yeflim, Kahraman Alsancak, Kenan Çatak, K›ymet Duman, Karabet Akyan, Kadir Balc›, Ceyda Alt›parmak, M. Atilla Özbelen, Mustafa Elmas, Meral Özakal, M. Ali Genç, Mustafa Ertan, Niyazi Dar›, Nazmi Ar›, Hasan Ünald›, Ömer Narman, Özcan Gürkan, Rasim Elmas, Sibel Aç›kal›n, Tevfik Beysey, Yücel Elbistanl›, Ziya Baki.
27 Nisan-10 Mayıs 2001
23 MEHMET AK‹F DALCI Y›l 1989. Bu kez 1 May›s’› Mehmet Akif Dalc› kan›yla k›z›llaflt›r›yor. DEVSOL militan› olan Dalc›, May›s sabah› Taksim’e yürümek isteyen emekçiler aras›ndayd›. fiiflhane’deki çat›flmada devletin kolluk güçleri taraf›ndan katledildi. Y›l 1990. 12 Eylül’den sonra 1 May›s’lar›n en coflkulusu flan›na uygun olarak gerçekleflti. Polis yine pervas›zca sald›rm›fl, Gülay Beceren bu sald›r›da ald›¤› kurflun yaralar›yla felç olurken, aralar›nda Önder Mehmet Demirda¤’›nda oldu¤u onlarca insan gözalt›na al›nm›flt›r. DURSUN ADABAfi, HASAN ALBAYRAK, LEVENT YALÇIN Y›l 1996, onbinlerce iflçi-emekçi 1 May›s’›n direnifl ve baflkald›r› ruhuyla alanlar› doldurmufltu. Yine 3 karanfilin kanlar›yla boyanm›flt› 1 May›s alanlar› TKP/ML taraftar› olarak günefle gömülen Dursun Adabafl 1977 y›l›nda Giresun’da do¤du. ‹stanbul’da abisinin yan›nda inflaatlarda elektrik döfleme ifli yaparken TKP/ML ile tan›flt›. 1 May›s’a ilk kez kat›lan Dursun Adabafl partizan kitlesinin en önünde kahramanca çat›fl›rken flehit düfltü. HASAN ALBAYRAK fiehit düfltü¤ünde TKP(ML) taraftar›yd›. Seramik iflçisi olan Albayrak Sö¤ütlüçeflme’deki ilk çat›flmada ölümsüzleflti.
LEVENT YALÇIN Sa¤malc›lar Hapishanesi’nde gardiyanl›k yapan bir kamu emekçisiydi. Kad›köy ‹skele Meydan›’nda ifl bankas›n›n bulundu¤u yüksek binan›n çat›s›ndan özel timin açt›¤› atefl sonucu flehit düfltü. 1 May›s flehitleri yolumuzu ayd›nlat›rken, her y›l 1 May›s alanlar›nda iflçiye, emekçiye birlik mücadele ve dayan›flma ça¤r›s› olarak ellerimizde meflale oluyorlar.
6 MAYIS SAFA⁄INDA GÜNEfiE YOLCULUK 6 May›s 1972’de THKO’nun 3 yi¤it önderi, zifiri kar›nl›¤›n gö¤süne saplanan 3 meflale olup tutuflturdu geceyi. “... Yaflas›n tam ba¤›ms›z Türkiye! Yaflas›n iflçiler, köylüler, kahrolsun emperyalizm!..” fliarlar›yla ülkenin ba¤›ms›zl›¤› ve kurtuluflu için tereddütsüzce ölüme giden Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan ‘68’de esen devrimci bir f›rt›nayd›.
A⁄A fi‹MfiEK VE KENAN BOZKURT TKP/ML- T‹KKO saflar›nda mücadele yürütürken 9 May›s 1985’te Dersim da¤lar›nda düflmanla girdikleri çat›flmada flehit düfltüler. Devrettikleri bayrak flimdi Karadeniz da¤lar›nda dalgalan›rken “yeni yeni zirvelerle hedefe” fliar›yla Karadeniz’lerden Munzur da¤lar›na uzan›fl›n ard›ndan dalgaland›r›lacakt›r yoldafllar› taraf›ndan... EL‹F ATAKLI Sevdal›s› oldu¤u TKP/ML’nin bir sempatizan› iken 26 Nisan 1981’de yurtd›fl›nda geçirdi¤i talihsiz bir trafik kazas›nda yaflam›n› yitirerek flehitler kervan›na kat›ld›. MEHMET BEYHAN TKP/ML saflar›nda mücadele ederken 1981 Nisan’›nda yakalanarak Siverek iflkencehanelerinde katledildi. O Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’dan devrald›¤› “ser verip s›r vermeme” gelene¤ine bütün benli¤iyle sar›ld›. Çaresizlikten acizleflen düflman çareyi onu katletmekte buldu. fiimdi bu gelenek faflizmin zindanlar›nda direnç çiçeklerinin görkemli direnifliyle daha da büyüyor. BAHAR YILDIZ 1963 y›l›nda Dersim’in Nazimiye ilçesinde dünyaya gelen Bahar Y›ld›z flehit düfltü¤ünde TKP/ML’nin fedakar kararl› ve kendisini halk demokrasisi ve ba¤›ms›zl›k kavgas›na adam›fl bir sempatizan›yd›. Polisin kendisini takip edip gözalt›na almak istedi¤ini farkeden Bahar yoldafl bulundu¤u bölgeden uzaklaflarak takibi atlatmak ister. Ancak polisin otomatik silahlarla taramas› üzerine 1 May›s 1982’de flehitler kervan›na kat›l›r. 1 May›s k›z›ll›¤›nda Bahar yoldafl› selamlarken devretti¤i onurlu bayrak her zaman dalgaland›r›lacakt›r. TURAN EMEKSIZ Ö¤renci gençli¤in faflizme karfl› mücadelesinde ilk flehiti olan ‹stanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ö¤rencisi Turan Emeksiz 1960’larda Demokrat Partinin kurdu¤u Soruflturma Komisyonun gazete ve dergileri kapatma ve her türlü toplant›y› yasaklama yetkisi veren yasa tasar›s›n› protesto etmek için ‹stanbul Üniversitesi’ni iflgal etmifllerdir. Polisin açt›¤› atefl sonucunda Turan Emeksiz flehit düflmüfltür.
±CMYK
**24 25 1/9/56 10:36 Page 1
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
24
Tecrit iflkencedir kald›r›lmal›d›r
“Sözün bitti¤i yerdeyiz”
‹stanbul: Zindanlarda ölümlerin ço¤almas›yla sendikalar çeflitli DKÖ’ler ve çeflitli siyasi partiler yeniden harekete geçti. 20 Nisan 2001 tarihinde fiiflli’deki D‹SK binas›nda bir araya gelen bu kurumlar taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Saat 14:00’te yap›lan aç›klamada bas›n metnini ‹HD ‹stanbul fiubesi Baflkan› Eren Keskin okudu. Keskin; 19 Aral›k katliam›na de¤inerek, F tipi hapishanelerin tecrit oldu¤unu, tecritinde bir iflkence yöntemi oldu¤ununu dile getirerek, ölüme karfl› yaflam› savunduklar›n› söyledi. Katliam sorumlular›n›n cezaland›r›lmas›n›n isteyen Keskin, yaflanan ölümlerin durdurulmas›n› ve tutsaklarla anlaflma yap›lmas›n›n zorunlu oldu¤unu vurgulad›. Hergün birer ikifler tutsa¤›n yaflam›n› yitirdi¤ine dikkat çeken Keskin, “yöneticileri vicdanlar›yla baflbafla b›rak›yorum” dedi. Ayn› gün içerisinde aralar›nda Hava-‹fl Genel Merkezi, Limter-‹fl Genel Merkezi, Deri-‹fli Sendika Genel Baflkan vekili Musa Servi, Genel-‹fl, Tüm Bel Sen flubelerininde bulundu¤u 16 sendika Adalet Bakanl›¤›’na birere faks gönderdi. Saat 12:00’de Sirkeci Postanesi’nden çektikleri fakslarda tutsaklarla görüflmelerin bafllat›lmas›, taleplerin kabul edilmesi ve ölümlerin durdurulmas› istendi.
Aç›l›m Hukuk Bürosu; sürdürülen Ölüm Oruçlar› ve sürece iliflkin bir aç›klama yapt›. Aç›klamada: “Kelimelerin tükendi¤i yerdeyiz... ‹nsanlar›m›z› topra¤a vermekle u¤rafl›yoruz. Mesle¤imizi adliyelerde de¤il, hastanelerde, morglarda ve mezarl›klarda icra ediyoruz. Bize say› saymas›n›, ölenlerimizle ö¤retiyorlar. F tipi imha projesinin 4 ayl›k bilançosu 40’›n üzerinde can›m›za mal oldu. Yüzlerce yaral›m›z, felç ve sakat olan›m›z var. Yüzlercesi ise bu tablonun a¤›r travmas› alt›nda Baflta F tipleri olmak üzere hücrelefltirilen bütün hapishanelerde, binlerce siyasi mahpus, tecritten hak gasp›na, fiili sald›r›lardan, her türden yapt›r›ma kadar, iflkence, onur k›r›c› ve kötü muamele alt›nda. Davalar aç›l›yor, katliama, sald›r› ve iflkenceye u¤rayan müvekkillerimiz aleyhine. Takipsizlik kararlar› veriliyor bütün suç duyurular›m›za. Geri çevriliyor bütün dilekçelerimiz. Dikkate al›nm›yor taleplerimiz. Bütün yasal yollar t›kan›yor, bütün kap›lar kapan›yor üstümüze. Ne siyasi mahpuslar› dinleyen var, ne de vekilleri olarak bizleri. Ne de bizim gibi düflünen kurulufllar› ve kiflileri... Onlar ölüyor ve ölümleri bize seyrettiriliyor. Onlar ölüyor, bize topra¤a vermek düflüyor. Kelimelerin tükendi¤i yerdeyiz... Art›k kimseye ça¤r› yapmak gelmiyor içimizden. Bu koflullarda “insan olana ça¤r› yapmak, ona hakarettir” diye düflünüyoruz. “Ça¤r›ya muhtaç olan ise, insan de¤ildir” görüflündeyiz. Devlete de ça¤r›da bulunmuyoruz. “Görüflmeler bafllas›n”, “Talepler dikkate al›ns›n”, “Sorun çözülsün”, “Bu katliam, bu vahflet dursun” da demiyoruz. Çünkü bunlar› aylarca söyledik ve hiç bir yarar› olmad›. Çünkü olan biten herfleyin bilerek ve isteyerek, yani kasten yap›ld›¤› bir kez daha kan›tland›. fiimdi sadece bekliyoruz. Daha kaç kiflinin ölmesinin, akl›n› yitirmesinin, sakat kalmas›n›n istendi¤ini bilmiyoruz. Kaç can almakla doyacaklar›n› bilmiyoruz. Ama bildi¤imiz bir fley var; inand›¤›m›z bir fley var: O da sorumlular›n mutlaka hesap verecekleri, insanl›k tarihinin bu cinayetlerin, bu iflkence ve vahfletin hesab›n› mutlaka soraca¤›d›r. Olanlar›n kimsenin yan›na b›rak›lmayaca¤›n› iyi biliyoruz. Hukukun ifllevsiz kald›¤›, sözün bitti¤i yerdeyiz...” denildi.
Ayd›nlardan ölümlere hay›r mesaj› ‹stanbul: Ölümlerin yaflamas›ndan huzursuz olan sanatç›lar, ayd›nlar, avukatlar ve mühendisler ölümlerin durdurulmas› ve tutsaklar›n taleplerinin kabul edilmesi için 14 Nisan 2001 tarihinde saat 11:00’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Bas›n aç›klamas›n›n Emin Karaca yapt›. Karaca toplam 147 sanatç› ve ayd›n›n tutsaklar›n insani taleplerini kendi talepleri olarak gördüklerini, bu taleplerin kabul edilebilir talepler YAfiAMIN D‹L‹
Nergiz Selvi Güzel
Emeğine sahip çıkıyorsan, seviyorsun Yaflam›n her alan›n› ve her an›n› ilgilendiren çok önemli, çok tarihsel günler yafl›yoruz. Dostluk ve düflmanl›k, yi¤itlik ve korkakl›k, fedakarl›k ve bencillik, sevgi ve sevgisizlik daha net yaflan›yor, daha iyi gözlemleniyor. Sözcüklere sar›larak, gerekçelerin arkas›na s›¤›narak gerçekleri alt üst etmek art›k onca da mümkün olmuyor. Yaflam›n dili akla karay› her zamankinden çok daha net ortaya seriyor. Bunun en somut iki göstergesi; genel krizin toplumun ezici ço¤unlu¤unda yaratt›¤› tahribat ve buna karfl› gösterilen tepkilerle, faflizmin dayatt›¤› hücre politikas›na karfl› insanlar›n durufludur. Bu duruflun en çarp›c› yan›
oldu¤unu söyledi. Konuflmas›n›n devam›nda 11 tutsa¤›n›n ÖO’da yaflam›n› yitirdi¤ini, di¤er tutuklular›nda felç, bellek yitimi ve kilo kayb›yla günden güne ölüme yaklafl›ld›¤›n› belirterek içeride ve d›flar›daki tüm hücrelere “hay›r” dedi. Emin Karaca’dan sonra sözü sinema oyuncucu Yusuf Çetin ald›. Çetin’de 14 Nisan’›n ulusal ve uluslar aras› ‹stanbul Film Festivali oldu¤unu söyleyerek hapishanelerde yaflanan ölümlerin çok ac› oldu¤unu ekonominin s›f›rland›¤›, durumun gittikçe kötüye gitti¤ini yelkenleri bir
da ailelerin zindanlardaki evlatlar›na, yak›nlar›na karfl› tak›nd›klar› tav›rda görülmektedir. Gerçek anal›k-babal›k duygusuyla, evlad›n› ve eme¤ini gerçek sahipleniflle gerçek olmayanlar ayr›flt›, ayr›flmaya da devam ediyor. Nedir sevgi? Yaflam boyu bedel ödemeyi de göze alarak emek vermek ve verilen eme¤e sahip ç›kmakt›r. Peki evlat sevgisi sadece dünyaya getirmek ve belli yafla kadar okutup büyütmek midir? Elbette de¤il. Gerçek evlat sevgisi öncelikle onurlu, eme¤iyle geçinmeyi ilke edinen, haks›zl›k karfl›s›nda susmayan, insanl›¤›n kurtulufluna omuz veren, sayg›n, özverili insan yetifltirmek de¤il midir? E¤er toplumsal statü için evlat sahibi oluyorsak ya da yaflland›¤›m›zda bize bakacak birileri olsun diye evlat istiyorsak; kendi ç›karlar›m›za uygun dü-
türlü güzelli¤e do¤ru açamad›klar›n› belirtti. Çetin’den sonra bir konuflmada yazar Hasan Basri Ayd›n yapt›. Ayd›n “devlet mal› deniz, yemeyen keriz” diyerek devrimcilerin bunu yapmad›¤›n›, yap›lan haks›zl›klara karfl› ç›kt›klar› içinde hücrelerde olduklar›n› söyledi. Konuflmas›n›n devam›nda hiç kimsenin devrimciler kadar dürüst ve onurlu olmad›¤›n›, devrimcilerin mücadelesi karfl›s›nda sayg›yla e¤ildi¤ini ve ölenlere rahmet diledi¤ini belirterek, “memleket, bir gemi gibidir. Batarsa hepimiz batar›z” diye konufltu.
flünen, buna göre evlenen, meslek sahibi olan birilerini yetifltirmek istiyorsak; bu iyi bir anne-baba olma de¤il, olsa olsa tüccar mant›¤›yla evlada yaklaflmak olur. Ve bu sistem, bu sömürü ve zulüm düzeni tam da böylesi bir aile iliflkisi, aile ba¤lar› istiyor. Çünkü bu zulüm, çark›n› ancak böylesi yaflam felsefeleri üzerine infla ediyor. Emekçi kesimde olan ana-babalar evlatlar›na emek vermiyorlar m›, elbette veriyorlar. Ama ezici ço¤unluk yukar›da anlatt›¤›m›z tüccar mant›¤›yla veriyor. Evlad›n› gelece¤inin sigortas› olarak görüyor. Kendi düflünceleri d›fl›na ç›kmas›n istiyor. Ya da evlad› yüzünden bafl› derde girmesin istiyor. Bafl›na dert açann›n asl›nda bu sistem oldu¤unu, her türlü zulmün, zorbal›¤›n alt›nda bu sömürü sisteminin yatt›¤›n› göremiyor, görse de bafla ç›-
kamayaca¤›n› düflünerek boyun e¤meyi ye¤liyor. Zulmün fliddeti alt›nda evlad›na bile sahip ç›km›yor-ç›kam›yor. Çözüm olarak da evlatlar›na boyun e¤meyi, sadece kendisini ve ailesinin dar ç›kar›n› düflünmeyi dayat›yorlar. Ki, bu bile o ailenin ç›kar›na de¤ildir. Böylelikle anne baba sevgisiyle yaklaflt›klar›n›, onun için her fleyden uzak tutmaya çal›flt›klar›n› söyleyerek kendilerini hakl› göstermeye çal›fl›yorlar. Sonuçta da milyonlarca anan›n, baban›n nas›l ac› çektiklerini, bu zulüm düzeninde çocuklar›n›n nas›l heder edildi¤ini görmezlikten geliyorlar. Soral›m bu ailelere; mücadelede bulunan evlatlar› insanl›¤›n kurtuluflu için savaflm›yor mu? Bunlar kötü, bencil, ahlaks›z m›d›rlar? Hay›r, binlerce kez hay›r. Peki neden yanlar›nda de¤iliz? Neden onlar› zulmün
☞
**24 25 1/9/56 10:36 Page 2
27 Nisan-10 Mayıs 2001
iflçi-köylü
25
1
NERGİZ GÜLMEZ YOLDAŞ’IN ANISINA ‹sviçre-Basel: 12 Nisan 2001’de flehit olan Nergiz Gülmez yoldafl direniflinin 123. gününde fiziken aram›zdan ayr›ld›. Düflünceleri, idealleri beynimizde, yüre¤imizde yaflayacak. Onlar›n ideallerini yok edemeyecekler. Nergiz Gülmez yoldafl›n flehit oldu¤unun duyulmas› üzerine ‹sviçre TKP/ML taraftarlar› bir anma düzenledi. 12 Nisan akflam› saat 20:00’de Basel’de yap›lan anmaya 100 kiflilik bir kat›l›m sa¤land›. Nergiz Gülmez flahs›nda son süreçte flehit düflen 8 devrimci an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Daha sonra sunucular anmaya iliflkin bilgi verdiler. Nergiz Gülmez yoldafl›n yaflam› hakk›nda verilen bilgilerden sonra ayn› gün Avrupa Özgür Politika’da ç›kan ve Selvi Ana’n›n yapt›¤› görüflme ve teyzesinin anlat›lar› aktar›ld›. Yoldafl›n vasiyeti gere¤i Sar›gazi’ye TKP/ML flehit mezarl›¤›na defnedilmek istedi¤i anlat›ld›. Bu anlat›m bölümleri duygunun doru¤a ç›kt› anlard›. Daha sonra Devrimci Demokrasi okuru kendi mesaj›n› okudu ve devam›nda TKP/ML-YDB’nin Nergiz Gülmez için yazd›¤› bildiri okundu. Gülmez yoldafl›n TKP/ML üyesi oldu¤u ve partisine ve halk›na ba¤l› bir insan oldu¤u vurguland›, hapishane yaflam›na iliflkin bölüm okundu. Bildiri bitiminden sonra sahneyi Ozan Munzur ald› ve devrimci marfllar söyledi. Daha sonra ‹sviçre AUFAO (Yeniden ‹nfla) örgütü temsilcileri söz hakk› alarak duygular›n› dile getirdiler. Üzgün olduklar›n› ve yan›m›zda olduklar›n› dile getirdiler. Daha sonra kitle içinde konuflmak isteyenlere söz hakk› verildi. Konuflanlar “mutlaka üzerimize düfleni yapmal›y›z” fleklinde düflünce belirttiler ve en son Nergiz Gülmez’i çok yak›ndan tan›yan bir yoldafl söz hakk› ald›. Güçlükle konuflabildi, böylesi durumlarda konuflman›n çok zor oldu¤unu, hele de bildi¤in, tan›d›¤›n birileri için konuflman›n ne kadar zor oldu¤unu vurgulad›. Yoldafl›n yaflam› ve partiye yapt›¤› katk›lar, ülkemizde ve dünyadaki durum kitleye anlat›ld›. En son Partizan and› ile anma saat 21:30’da sona erdi. DETUDAK’TAN KORSAN YÜRÜYÜfi ‹sviçre/ Zürih: 14 Nisan Cumartesi günü saat 15:00’te Helvetia Plats’ta bafllayan ve Zürih Türk Konsoloslu¤u önünde biten bir korsan yürüyüfl düzenlendi. Saat 17:00’de sona eren yürüyüfle yaklafl›k olarak 500 kifli kat›ld›. Yürüyüfl için izin al›nmamas›na karfl›n Zürih polisi Türkiyeliler’in tüm engellemelerine ra¤men yürüyece¤ini bildi¤i için yürüyüfl güzergah›nda gerekli önlemleri alarak yolu açt›. Yürüyüfl boyunca “izolasyona hay›r”, “izolasyon ölümdür”, “içerde d›flarda hücreleri parçala”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” “Devrim flehitleri ölümsüzdür” ve bol miktarda DETUDAK’›n Almanca bildirisi da¤›t›ld›. Yan› s›ra kitleye TKP/ML-YDB’nin Nergiz Gülmez için ç›kard›¤› Türkçe bildiri da¤›t›ld›. Türk Konsoloslu¤u önünde sloganlar at›ld›, tabi ki ‹sviçre polisi çok önceden yollar› kapam›fl ve konsoloslu¤un önünü demirlerle kapatm›flt›. Yar›m saatlik bir bekleyiflten sonra bas›n aç›klamas› okunup sayg› duruflundan sonra yürüyüfl sona erdi. Daha sonra kitle toplu halde da¤›ld›, Zürih Halk Evi’ne gelen iflçi-köylü okurlar› burada Zürih Halk Evi taraf›ndan düzenlenen Nergiz Gülmez için yap›lan anmaya kat›ld›lar. Anmada zindan gerçe¤i ve Ölüm Oruçlar› ile ilgili gerçekler anlat›ld›. Daha sonra kitleye söz hakk› verildi. Kitle hem Ölüm Oruçlar›’na iliflkin hem de DETUDAK taraf›ndan yap›lan genel yürüyüflleri de¤erlendirdi. Esasen bu saatten sonra bu gibi yürüyüfller yerine daha mant›kl› ve kamuoyu yaratacak eylemlilikler yapmak gerekti¤ini vurgulad›lar. Yan› s›ra iflgaller vb. eylemleri olmapençesinde yaln›z b›rak›yoruz? Verilecek tek dürüst cevap: “Evet onlar iyi insanlar ama ben zalime karfl› ç›kma gücünü kendimde bulam›yorum. Yak›nlar›mdan dolay› devletin beni de cezaland›rmas›n› istemiyorum” demeleri gerekirken, kraldan çok kralc› kesilerek devlete karfl› bir muhalefetlerinin olmad›¤›n›, evlatlar›n›n yanl›fl yapt›klar›n› yüksek sesle söylüyorlar. Bu tür ailelerin ikinci s›¤›nd›klar› gerekçe de “Bu halka güvenilmez, bu halk için bedel ödemek gerekmez” anlay›fllar›d›r. Asl›nda bunu söyleyen herkesin öncelikle kendisi güvenilmezdir. ‹kincisi, verilen mücadele sadece “d›fl›m›zdaki” halk için de¤il halk›n bir parças› olan kiflinin kendi onuru, kendi eme¤inin hakk›n› almas› içindir de. Evet, yaflad›¤›m›z bu süreç gerçek ana-babal›¤›n gerçek insanl›¤›n s›nan-
d›¤› bir dönem oldu, olmaya da devam ediyor. Analara, babalara tan›k olduk. Evlad›n›n onurlu yolunu kendi yolu bilip onlara kol kanat gerenler. Ana babalar gördük halk›m›za zulüm eden zalimlere karfl› direnen. Ana babalar gördük eme¤imi, evlad›m› faflizme yem etmeyece¤im diye ç›rp›nan; k›fl›n so¤u¤unda, yaz›n kavurucu s›ca¤›nda zindan kap›lar›n› mesken eyleyen. Bütün direnenler evlad›md›r diyerek onlar› da gerçek ana baba s›cakl›¤›yla saran yüreklere flahit olduk. Ve ayn› süreçlerde baflka ana babalar da gördük. Zor geliyor diye zindan kap›lar›na gitmeyen. Hatta devletle bafl›n› derde soktu diye düflünerek evlatlar›n› red eden ana babalar gördük. Ve bir parça beynini çal›flt›r›p ‘ben hiç bir fleyle u¤raflmad›¤›m halde devlet beni bile cezaland›r›yor’ diye tepki
s› gerekti¤ini söylediler. ‹sveç Konsoloslu¤u iflgal edildi 17 Nisan sal› günü sabahtan itibaren Almanya’n›n Düseldorf kentiyle Berlin, Stutgart’taki ‹sveç konsolosluklar› iflgal edildi. ‹flgal eylemi “Tutsak Yak›nlar› ‹nisiyatifi” taraf›ndan yap›ld›. ‹sveç Konsolosluklar›n›n iflgal edilmesinin nedeni de ‹sveç hükümetinin hücrelere karfl› oldu¤unu belirtip ölümlerinin durdurulmas›n› istemesi ve ‹sveç’in Avrupa Parlamentosu Dönem Sözcüsü olmas› nedeniyle, Türkiye’de süren Ölüm Oruçlar› konusunda arabulucu olmas›n› isteyen eylemciler Konsoloslu¤un Türkiye’deki bakanl›klara mektup yaz›lmas›n› talep ettiklerini bildirmifllerdir. Tutsak Yak›nlar› ‹nisiyatifi bas›na aç›klama yapmak istediklerini talep ettiklerini, Türkiye’deki F tipi ölüm hücrelerindeki tutsaklar›n insani taleplerinin kabul edilip Ölüm Oruçlar› bitene kadar iflgal eylemlerini bitirmeyeceklerini söyleyen eylemciler kendilerine yap›lacak bir müdahale sonras› kendilerini yakacaklar›n› bildirmifllerdir. Konsolosluk ise aç›klaman›n bir an önce bitirilip eylemin sona erdirilmesini istiyorlar.
‹SPANYA’DA PCE(r) VE GRAPO TUTSAKLARI TÜRK‹YE’DEK‹ ÖLÜM ORUÇLARI VE AÇLIK GREVLER‹YLE DAYANIfiMAK ‹Ç‹N AÇLIK GREV‹’NE BAfiLIYOR 23 Nisan – 29 Nisan aras› Sevilla Hapishanesi, 30 Nisan – 6 May›s aras› Herrera de la Mancha Hapishanesi 7 May›s - 13 May›s aras› Brieva Hapishanesi 14 May›s - 20 May›s aras› Topas ve Soto Hapishanesi 15 May›s - 27 May›s aras› Puerto, Badajoz, Ocana ve Valdemoro Hapishaneleri’nde Açl›k Grevi yap›lacak. PCE(r) ve GRAPO Tutsaklar› ayr›ca Latin Amerika’daki tüm politik tutsaklar›, Türkiye’de Ölüm Oruçlar› ve Açl›k Grevlerinde bulunan siyasi tutsaklarla dayan›flmak için Açl›k Grevi’ne ça¤›rd›. duyma cesaretini bile göstermediler. Zalime karfl› duramad›klar› için mazlumun hakk›n› savunanlar› elefltirmeyi ye¤lediler. “Güçleri bunlara yetti!” Ve hatta , hatta evlatlar›n› red edenleri gördük. Evlad› hücre hücre erirken “kendi seçti bu yolu, kendi çeksin” diye bafl›n› s›¤›na¤›ndan ç›karmayan analar babalar gördük. Bir ana gördük Selvi Gülmez; emekle, onurla büyüttü evlatlar›n›. Zulme karfl› isyanlar›nda hep evlatlar›n›n yan›nda oldu. Bir k›z gördük Nergiz Gülmez; insan hamurunu anas›ndan ald›. Onu bilimle taçland›r›p insanl›¤›n kurtulufluna adad› yaflam›n›. Bir ana gördük Semiha K›rkoç; yoksullukla büyüttü evlatlar›n›. ‹nsanl›k kavgas›na, yüre¤ini koydu. Bütün direnenler evlad›md›r diyerek zulme bayrak açt›.
Bir k›z gördük Diren K›rkoç ; daha 18’inde Ölüm Orucu direniflçisi, gencecik yafl›na ra¤men tarih yazanlar›n saf›nda ald› yerini. Bir ana gördük Gülizar Turan ve k›z› Nezahat ve o¤lu Serdar ve damad› Kaz›m Gündo¤an... Elif Ana ve k›z› Fatma Öztutan, Gülflah Ana ve Mehmet Baba ve k›zlar› Sevgi Ta¤aç, Güzel Ana ve o¤ullar› Fedai, Zeki fiahin. Fadime Ana, ‹brahim Baba ve o¤ullar› Aliflan Y›lmaz. Salih Baba ve o¤ullar› Tuncay, Tünay Günel. Halil Baba, Bese Ana ve o¤ullar› Haydar Ceylan. Gülnaz Ana, Celal Baba ve o¤ullar›, gelinleri Can Ali ve Petek Türkmen...’i gördük, tan›d›k. Gerçek sevgiyi, gerçek insanl›¤› gördük bu gül yüzlü insanlarda. Bunlardan insanl›¤› ö¤renelim, bilmeyenlere ö¤retelim.
**26, 27 1/9/56 9:36 Page 1
30 Mart-12 Nisan 2001
iflçi-köylü
26
1
Hapishanelerde, hastanelerde tüm işkencelere karşı ÖO direnişi sürüyor Sa¤l›k durumlar›ndan bilgi ald›¤›m›z ÖO direniflçileri ve sa¤l›k durumlar› Hapishanelerde, hastanelerde soluk solu¤a, hücre hücre süren Ölüm Orucu ve Süresiz Açl›k Grevi direnifli 6. ay›n› geride b›rak›rken tarihin sayfalar›na yaz›lan Ölüm Orucu flehitleri, Cengiz Soydafl, Adil Kaplan, Bülent Çoban, Gülsüman Dönmez, Nergiz Gülmez, Fatma Ersoy, Tuncay Günel, Abdulah Bozda¤, Celal Alpay, Erol Evcil, Murat Çoban, Canan kulaks›z, Sedat Gürel Akmaz, Endercan Y›ld›z, Sibel Sürücü, fienay Hano¤lu, Hatice Yürekli zaferin meflaleleri olarak yüreklerde, ellerde bayraklafl›yorlar. Zorla tedaviye karfl› direnen tutsaklara iflkence yap›l›yor. Ölüm Orucu direnifli 139 ve 189. günleri geride b›rak›rken direnç çiçeklerini sa¤l›k durumlar› ciddiyetini koruyor. Gelinen bu aflamada bir çok tutsakta kal›c› hastal›klar meydana gelirken yine onlarca tutsak da haf›zas›n›n kaybetti. Her an ölümlerin oldu¤u bu günlerde Ölüm Orucu direfliçilerinden baz›lar›n›n sa¤l›k durumlar› flöyle: Kand›ra hapishanesi Muharrem Horoz: Ziyaret yerinde dengesini kaybederek düflmüfl, kafas›ndan yaral›nm›fl. Durumu a¤›rlaflt›¤› zorla müdahale etmeye çal›flm›fllar. Kabul etmedi¤i için iflkence yaparak tekrar hücreye at›lm›fl. Sait Oral Uyan: bulant› ve kusma var. Tüm vücut fonksiyonlar›nda azalma var. Ayakta duram›yor. Gözleri iyi görmüyor. Hüseyin fiahin ve Sinan Ergin: Ayakta duram›yor. Sürekli bulant›s› var. kusuyor. Haf›za ve bilinç kayb› var. Ali Akyüz, Nuhak Talay: YürüHalk›m›z›n karanfil kokulu çocuklar› Can dostlar›m; Merhaba Sizi, zirveleri hedefleyen zorlu yürüyüflümüzün coflkusu; ölümsüzleflen canlar›m›z›n kararl›l›¤›; sevgi ve özlemle yüre¤ime sar›yor/ yüre¤inizden öperek selaml›yorum. Söz, aln› bantl› “halk›m›z›n karanfil kokulu çocuklar›” Cengiz, Adil, Bülent, Fatma, Nergiz, Tuncay, Abdullah, Celal...’in ZAFER, ZAFER, ZAFER naralar› dört bir yandan yank›lan›yor. Bu koroya d›flardan kat›lan Gülsüman da onurlu yerini ald›. Bize düflen ise, seslerine ses katmak, yolu ç›karken yürüyüflümüzün bedellerinin
yemiyorlar, ayakta durmakta güçlük çekiyorlar. Sürekli bulant› ve kusma var. Bilinçleri ve haf›zalar› gelip gidiyor... En son al›nan bilgiye göre Ali Akyüz durumu a¤›rlaflnca ‹zmit Devlet hastanesine kald›r›ld›. Tekirda¤ Hapishanesi Mehmet Çömüt: Yürüyemiyor. Durumu a¤›rlafl›nca revire kald›r›lm›fl. Vücudu su, fleker, tuz kabul etmiyor. 3 gün revirde kald›ktan sonra tekrar hücreye götürülmüfl. fiu anda beyinde uyuflma hissediyor. Gözlerinde karart› hissediyor. Vücut dengesini sa¤layam›yor yaz› yazam›yor. Fedai fiahin: Yürüyemiyor, sürekli bulant› ve kusma var. K›smi haf›za ve bilinç kayb› var. Edirne Hapishanesi Yusuf Can: Bilinç ve haf›za kayb› var. Zorla müdahale için hastaneleye kald›r›ld›. Bilinci kapan›nca serim tak›lm›fl. Kendine gelince serimi atm›fl. Ne kadar hastanede kald›¤›n› hat›rlam›yor. Tedaviyi kabul etmedi¤i için hücreye tekrara konuldu. Zülfikar Kufl: fieker ve su al›m›nda zorlan›yor. Ayakta durmakta güçlük çekiyor. Muzaffer Acunbay: Konuflmas› çok a¤›r. Halsizlik var. Gözlerinde kayma var. Hüsnü Turan: Yürüyemiyor, ayakta durmakta güçlük çekiyor, fliddetli bafl a¤r›lar› var. Sürekli bulant› ve kusma var. Bilinci gelip gidiyor. Bunlar›n d›fl›nda Edirne T›p ve Devlet Hastanesine 20 kifli kald›r›ld›. Bu kifliler hem ayaklar›ndan hemde kollar›ndan yata¤a zincirlenmifl durumda Ganime Bozlu ve Meral fiahin: Durumlar› çok a¤›r. Bilinçleri kapand›¤›nda serum tak›l›yor. Kendilerine
a¤›r olaca¤› bilincinde olsak da, yüre¤imizin çocuk yan› laf dinlemiyor. Onurlu yaflamlar› ve onurlu ölümleri ise yeni yaflam›n ad› ve tesellimiz bu. Nergiz can’›n Sar›gazi mezarl›¤›na gömülmesi ve di¤er yfl. larla buluflmas› ayr› bir tesellim. Biz flimdi; öfkemiz daha bilenmifl, kararl›l›¤›m›z artm›fl olarak yürüyüflümüze devam ediyoruz. Sizi, zafer s›cakl›¤›nda kucakl›yorum. Yafl›yor olsak da, olmasak da zafer halaylar›nda var olaca¤›z. Daima bizimlesiniz, daima sizinleyiz. Sizi, tüm aln› bantl›lar ad›na selaml›yorum. Sevgiyle, umutla kal›n. Nezahat
geldiklerinde her kifli de serumu at›yor. Tedavi kabul etmiyorlar. Haseki Acil Servis Fatma Öztutan: Tansiyonu 5-2. Beyninde kimi felç geçirme durumu var, doktorlar›n söyledi¤ine göre; Tüm vücutta fliddetli a¤r›lar var. Yürüyemiyorlar, ayakta duram›yor. fiekerli su alam›yor. 24 kiloya düflmüfl. Bilinci ara ara kapan›yor. Gebze Hapishanesi Bedia Ergün: bilinci kapal›, haf›za sorunu yafl›yor. fiu anda Gebze SSK’da kal›yor. Suzan Baran: Haf›zas›n› kaybetmesinin ard›ndan hastaneye kald›r›ld›, bilincinin kapanmas› üzerine serum tak›ld›, serumu reddetti. Durumu a¤›r. Bilinci ara ara kap›n›yor. Son ald›¤›m›z bilgiye göre bilinci tekrar kapand›. Nil P›nar Ar›n: Birden bire anlams›z konuflmalara bafll›yor. Haf›za kayb› oldu¤u düflünülüyor. Durumu a¤›r. Sürekli kusma ve bulant› var. Konya Hapishanesi Alhas Do¤an: Afl›r› zay›flama, yürüyemiyor. Halsizlik var Kronik ishal’i var. Durumu a¤›r, tansiyonu düflük. Deniz Bak›r: Alg›lamada güçlük çekiyor. Görme bozuklu¤u var. B1 hiç alamad›¤› için bilinci çok zay›f denge problemi var. Abbas Kahraman: Kronik ishal. Tunay Günel: Ermenek hapishanesinden durumu kötüleflti¤i için Konya hapishanesine götürüldü. Sevk için verilen ambulanstan indirilerek ring arabas›nda Konya’ya dövülerek götürüldü. Konya’da kald›¤› hücrenin koflullar› çok kötü. Havaland›rmas› yok. Hiç günefl alm›yor. Durumu
a¤›r. Ankara Hastanesi Mesut Deniz: Su alam›yor. Aya¤a kalkam›yor. Konuflam›yor. Sürekli bulant› ve kusma var. Dengesini sa¤lamad›¤› için düflerek kafas›ndan yaral›nm›fl. Küçük Hasan Çoban: Su alam›yor. Yürüyemiyor. Sürekli kusma ve bulant› var. Durumu a¤›r. Numune Hastanesi Savafl Kör: Vücudunda yaralar oluflmufl. Yürüyemiyor. su al›m›nda zorlan›yor. Ayr›ca isimleri henüz tespit edilemeyen 3 kifli daha durumlar› a¤›rlaflarak Numune Acil servise kald›r›ld›. Sincan Hapishanesi Mahmut Mete: Bilincini kaybetti. Ökkefl Karao¤lu: Bilincini kaybetti. Hastaneye kald›r›ld›. Gönül Karagöz: Bilinci aç›k. Konuflmada zorlan›yor. Ayakta durmakta zorluk çekiyor. Afl›r› halsizlik var. Mehmet Do¤an: Bilinci tamamen kapand›. ‹zmit Devlet hastanesine kald›r›ld›. Hamit Vayiç: Gebze SSK’ya kald›r›ld›. Nebahat Polat ve Yadigar Bayar: Bilinci kapand›. Gebze SKK’ya kald›r›ld›. Nevflehir Devlet Hastanesi Fehmi Küçükaslan: Kald›¤› tecrit hücresinin koflullar›n›nda etkisiyle durumu a¤›rlafl›nca hastaneye kald›r›ld›.
Tutsak yak›nlar› duyars›zl›¤› ve görmezli¤i protesto etti! Her direniflin, ‹stanbul: Savafl›n par›ldayan fethetti¤in yüre¤imizi dolduran siperlerindeki devrimcisevgi selinin bentlerini komünist tutsaklar›n ölüm hücrelerindeki onurlu parçal›yor. Bir kere daha dize getirdi¤inde direnifllerini ayn› kararl›l›k ve cüretle d›flarda da sürdüren hasm›n› aileler, faflist devletin sald›r›s›na ve tutuklamalar›na ra¤men bir ça¤layan coflkunlu¤uyla sokaklar› yine de zaptediyorlar. Senin için yeniden yazaca¤›z Ölümlerin pefl pefle gelmesine en güzel kahramanl›k türkülerini ra¤men toplumsal duyars›zl›¤› parçalamak ve devletin tutsaklar›n ölümlerindeki katilli¤ini Y›ld›zs›z geceleri teflhir etmek amac›yla kayboldu¤um her denizden TUYAB’l› ve TAYAD’l› aileler sen ç›kard›n beni k›y›lara 15 Nisan Pazar günü ‹stiklal fiimdi Caddesi Mis sokak’ta ortak Sevgi, direnç ve umutla bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n doldurarak yelkenlerimi aç›klamas›nda tutsaklar›n insani talepleri kabul edilene kadar Par›ldayan hücrene direnifllerine devam edecekleri çevirmiflim yönümü ifade edilerek bas›n aç›klamas›nda Ölüm Orucu’nun
Muharrem Horoz’a
Bir yoldafl›n
137. gününde flehit düflen Canan Kulaks›z’la ilgili aç›klama yap›ld›ktan sonra alk›fllar eflli¤inde “Yaflas›n Ölüm Orucu direniflimiz!” slogan at›larak bas›n aç›klamas› bitirildi. Yine Mis Sokak’ta 17 Nisan Sal› günü saat 13:00’de TUYAB’l› ve TAYAD’l› aileler taraf›ndan ortak bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Oya Gökbayrak, F tiplerinin hücre oldu¤unu, insanlar›n orada yaflamayacaklar›n› kamuoyuna anlatmaya çal›flt›klar›n› belirterek, Adalet Bakanl›¤›’n›n verdi¤i sözü tutmas›n› istedi. Oya Gökbayrak, son bir kifli kalana kadar mücadele ye devam edeceklerini söyledi. Bas›n aç›klamas›n›n bitiminde “Hücre ölümdür karfl› ç›kal›m”, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” sloganlar› at›ld›.
**26, 27 1/9/56 9:37 Page 2
iflçi-köylü
1
30 Mart-12 Nisan 2001
27
Sevgili ablacığım, canım, merhaba Seni s›ms›cak bir merhabayla selamlamak istedim. Özlem dolu, yürek dolu sevgi ve umut dolu bir merhaba... Duygular›n en ç›kars›z, hasretlerin en dorukta ve sevgilerin en rafine edilmifl haliyle yüklü bir merhaba... Tek bir sözcük tüm s›n›rlar› ortadan kald›ran, tüm ayr›l›klar› birlefltiren tüm yabanc›laflmalara “yeter” diyen bir merhaba... E...; mektubun bugün ancak elime ulaflt›. Yani 28 gün sonra. Al›nca nas›l sevindim anlatamam. Me¤er ne çok özlemiflim seni. Dedi¤in gibi 5 y›l geçti aradan ve bu sürede az fley yaflan›lmad›, az ac›lara katlan›lmad›, az hasretler çekilmedi, az sanc›l› ve zorlu günler yaflan›lmad›. Kuflkusuz bunun yan›nda, güzel günlerimiz de oldu, coflkuland›¤›m›z, umutlar›m›za umutlar›n kat›ld›¤›, birleflti¤imiz sevdaland›¤›m›z neflelendi¤imiz... Yaflam›n diyalekti¤i bu de¤il mi zaten. ‹yisiz-kötü, güzelsiz-çirkin, aks›z-kara, tasas›z-sevinç, a¤lamaks›z-gülmek, Ölümsüz-yaflam... olurmu hiç! Sosyal yaflam›n ve do¤an›n gerçekli¤i, bilimin tarihin prati¤inde s›nanm›fl ispat› buna izin verir mi?... ‹flte böyle sevgili kardefl. Senin mektubun da, bendeki hasreti, sevgiyi bir kez daha alevlendirirken, ayn› zamanda sevincime sevinç, “yaln›zl›¤›ma” ortak oldu, beni eski günlere götürdü. Özellikle böylesi koflullarda-mekanlarda, “üç kiflilik bir yaflam”a mahkum edilmeye, dünyam›z›n ufkumuzun daralt›lmaya-küçültülmeye çal›fl›ld›¤› bir atmosferde, bize ulaflan her farkl› ses, her güzel haber, her dost selam›-s›cakl›¤› daha özel ve özgül bir anlam tafl›yor, bizde daha yo¤un duygular›n ça¤r›fl›m›na yol aç›yor. Bu anlafl›labilir bir durumdur san›r›m. Elbette sonuçta her fley bireyin iradesinde, beyninde bitiyor. Tüm bunlardan yoksun kal›nsa bile “tek kiflilik bir yaflama” mahkum edilmeye çal›fl›lsa bile, kafadaki duvarlar-s›n›rlar y›k›ld›ktan, içimizdeki “mahpus”u öldürdükten sonra, fiziki olarak flu kadar veya bu kadarl›k bir an’la s›n›rlanm›fl›z, hiç önemli de¤il. V›z geliyor hepsi. Yani anlayaca¤›n önemli olan, içerde vaya d›flarda nerede olursak olal›m beynimizi, yüre¤imiz, hislerimizi kuflatan ve adeta bir ahtapot gibi saran o duvarlardan-o s›n›rlanm›fllardan o kuflat›lm›fll›klardan kendimizi ar›nd›rabilmemizdir, hepsini kald›r›p çöpe atabilmektir ve özgürleflmenin insanileflmenin zirvelerine yürüyebilmektir.bu baflar›ld›¤› oranda, en dayan›lmaz zannedilen ac›lara da katlan›l›yor, en yürek yakan hasretlerde çekiliyor, en insanl›k d›fl› mekanlarda koflullarda yaflanabi-
liyor. Yani mutlulu¤un nas›l tan›mland›¤›, nas›l yaflan›lmak istendi¤i ve yaflama bak›flla ilintili bir durum Bizimkiler her hafta ziyaretime geliyorlar. Sürecin özgünlü¤ünden kaynakl› oldukça tedirgin ve üzüntü içerisindeler. Her geldiklerinde ayn› fleyleri tekrarlay›p duruyorlar. Yani görüflmelerimizde en çok kulland›klar› cümle “b›rak art›k flu....” oluyor. Kendilerine sürekli anlat›yorum, ama pek anlad›klar›n› sanm›yorum. Ben onlar› anl›yorum, ama onlar beni-bizi bir türlü anlamad›lar, kolay kolay anlayaca¤› da benzemiyor aç›kças›. Ailelerin geneli böyle bilirsin. Hep duygusal temelde ve “benim çocu¤uma, bir fley olmas›n” düflüncesi hakim oluyor. Biraz daha genel ve bilimsel yaklaflabilseler sorun kalmayacak asl›nda. Neyse, umar›m sende onlar gibi yaklaflm›yor, beni-bizi anlamaya çal›fl›yorsundur. Unutma bizler bilimsel insanlar› ve tüm olgular› olaylar› bilimin felsefenin yol göstericili¤inde ele al›p yorumlamam›z gerekir. Aram›zdaki iliflkinin-paylafl›m›n abla-kardefl iliflkisinin s›n›rlar›n› çoktan aflt›¤›n› düflündü¤ümde böyle yorumlamayaca¤›n› ve beni anlayaca¤›n› biliyorum asl›na. Birbirimize abla-kardefle diye hitap etmemiz çok önemli de¤il, sadece biçimsel bir durumdur. ‹stersen sana biraz, en çok merak etti¤ini düflündü¤üm koflullar›m›zdan, durumumuzdan bahsedeyim. Belli boyutlar›yla biliyorsundur zaten. Ne zamand›r tan›t›m› ilan› TV’lerde her gün reklam› yap›lan “ça¤dafl oda”lara t›k›lm›fl bulunuyoruz. Ve yaklafl›k 70 gündür de bu “ça¤dafl oda” lar›n “keyfini” ç›kar›yoruz. Gerek getirilmeden önce yaflad›¤›m›z o dört gün gerek buraya “getiriliflimiz” ve burada “karfl›lan›fl›m›z” ve gerekse de burada geçen zaman yaflad›klar›m›z öyle kolay-kolay unutacak türden de¤il. Bunun yaflayan her bireyin düflüncesinde-ruhunda derin izler b›rakt›¤› kesin. Oldukça ac›l› ve zorlu bir süreç yaflad›¤›m›z, bunu birebir yaflayanlar›n ve buna tan›k olanlar›n, bunu takip edenlerin haf›zas›nda ve bilincindedir. “Zaman her fleyin ilac›d›r” derler ya, iflte bizde zamanla ac›lar›m›z› dindirdik, yaralar›m›z sard›k ve kendimizi yeniden onarman›n aya¤a do¤rultman›n çabas› içine girdik. Ve süreç flimdi
baflka boyut ve biçim alarak sürüyor ve sürece¤e de benzer. Zira ne “kabul ettirilmeye çal›fl›lanlar” ne de “kabul etmesi beklenenler” öyle uzlaflmaz çeliflkilerle dolu ki... Birinden birinin nakavt› zorunlu yani. Evet, koflullar›m›z ve durumumuz diyordum de¤il mi? Genelde 3 kiflilik “oda”lar, bunun yan›nda teklilerde mevcut. Ben 3 kiflilikteyim. Yan›mda bir At›l›m okuru ve birde Vatan okuru arkadafl var. Oldukça iyi arkadafllar. Günlerimiz genelde gazete okuyarak, sohbet ederek, mektup yazarak ve befle-on havaland›rmada volta atarak geçiyor, tabii bunun yan›nda günlük u¤rafllar. Vatanc› arkadafl yaklafl›k 1 ayd›r hastanede olu¤u için 2 kifliyiz flu an. ‹çeriye günlük bas›n al›n›yor. Geliflmeleri oradan takip ediyoruz. Yavafl-yavafl baz› s›radan kitaplarda al›nmaya bafllanm›fl san›r›m. D›flar›dan bunlar›n belli say›daki elbiselerin d›fl›nda birfley al›nm›yor. Günlük ihtiyaçlar kantinden karfl›lan›yor. Di¤er arkadafllarla yüzyüze görüflme olana¤›n yok. Bazen mahkeme, hastane gidifllerinde ringlerde karfl›laflma olana¤›n oluyor. Bu anlam›yla izolasyona tabii tutuldu¤umuz aç›k. Çay ve s›cak su için bir ›s›t›c›m›z var. Bir de paras›n› ödeyene TV alma imkan›. Benim durumuma gelince; su ve flekerle sürdürülen yaflam›m bugün 83. gününü doldurdu. Genel olarak iyiyim diyebilirim. En belirgin olarak afl›r› kilo kayb› sözkonusu. fiu an 45 kilo civar›nday›m. Yani yaklafl›k 20 kilo kay›p var. Bunun d›fl›nda özellikle okurken ve yazarken gözlerde a¤r› oluyor. Tansiyon düflüklü¤ü ve halsizlik ola¤an fleyler zaten. Do¤rusu bu kadar gidebilece¤imi ben bile hayatta tahmin edemezdim. Merak etme ablas›, her ne kadar fiziki olarak güçten düflmüfl ve hafiflemifl olsam da, umutlar›mla-özlemlerimle-coflkumla halen dimdik ayaktay›m, güçlüyüm. Öyle kolay kolay da y›k›laca¤›m› zannetmem. Elbette bu iflin sonunda “düflmek” de var. Ve hatta bu durum bizler aç›s›ndan çok uza¤›m›zda olan bir hal olmaktan ç›km›flt›r. Her geçen gün hücre hücre eriyen bedenlerimizle yürüyoruz ölümün üstüne, küçültüyoruz onu. Yaflamay› ve yaflatmay› (ama insanca olan›n›) en çok seven ve ona en çok ba¤l› olan bizler, iflte böylesi bir du-
rumda, yani insanca yaflama iste¤imiz prangalanmak-kölelefltirilmek istendi¤inde, bunu kabul etmeyece¤imizi ve böyle bir yaflamdansa ölümü seve seve göze alabilece¤imizi cümle aleme ilan etmifl bulunuyoruz. Ve ölüm art›k korkulan ürperti veren bir durum olmaktan ç›km›flt›r. Sevgili E...; sana ölümden bahsetmem belki seni üzecekti. Ama ben bunun senin üzülmemen ve bu gerçekli¤in fark›nda olman için yazd›m. Unutma ki, bizler her zaman gerçeklerden hareket ederiz, ona göre yönümüzü-yolumuzu belirleriz. Yani sende bu gerçekli¤i bilmeli ve kendini ona göre haz›rlamal›s›n. Ölüme gülerek gidenleri, sende gülerek-coflkuyla u¤urlamal›s›n. Ve ölüm karfl›s›ndaki tutumun anlatt›¤›m gibi olmal›. Unutma ki en az yaflam kadar do¤ald›r ölüm. Yaflam›n diyalekti¤inin kopmaz bir parças› ve tamamlayan›d›r. Bu nedenle üzülme-a¤lama-kahrolma yok. Gönlünü ve yüre¤ini sürekli ferah tut. Neflen-coflkun hiç eksik olmas›n. Yüzündeki gülücükler etrafa yaflam saçs›n. Unutma iflimiz yaflamd›r bizim. Hem bak senin üzülmen benimde üzülmemden baflka bir ifle yaramayacakt›r. Böyle bir fleyde istemezsin de¤il mi? Haydi neflelen biraz ve en uygun zamanda sevdi¤in bir arkadafl›nla, benim için Londra’n›n en güzel yerlerinin gezmek için bir randevu ayarla ve oradan bana bir kaç tane flöyle güzel do¤a resimleri bulunan kartpostallardan al, postala. Bir de tabii benim yerime güzel bir yerde oturup bir nescafe içebilirsiniz. Asl›nda ben olsayd›m daha neler yapard›m ama neyse. Senin o gününü dopdolucanl› ve nefleli geçirmeni istiyorum, benim kartlar› unutmadan ama... merak etme bir gün kavuflacak, tüm bu ayr› kal›nan zamanlar›n, çekilen hasretlerin ac›s›n› ç›kartaca¤›z. Sen ne dersin? Tüm dostlara-soranlara selamlar›m› iletirsin. Burada sonlarken seni içten duygular›mla s›ms›k› kucakl›yor ve yanaklar›ndan öpüyorum. Yüzünde gülücükler, yüre¤inde nefle ve coflku hiç eksik olmas›n! unutmadan; 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günün Kutlu Olsun.. Sana birde el çizimi bir resim gönderiyorum. be¤enece¤ini umuyorum. Yok, ben henüz o kadar yetenekli olmad›m çizim konusunda. Bak daha yaz›m› bile düzeltemedim. Tüm dostlara selam-sevgiler Hoflçakal Nurhak Talay 4 Mart 2001 Kand›ra
**28 29 30 31 1/9/56 10:39 Page 1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
Bafltaraf› 32’de Nüfusuyla % 17, kaplad›¤› alanla % 2.4, ekonomik gücüyle %1. 3’tür dünyada! Ülkenin toplam yüz-ölçüm 3 milyon 287 bin km karedir. Bir yar›m adad›r. Kuzeyinde; Nepal, Çin ve Butan. Do¤usunda; Mynmar ve Bangladefl. Bat›s›nda; Pakistan ve Afganistan. Güneyinde: Sri Lanka vard›r. Do¤usunda Bengal körfezi, bat›s›nda Arap denizi, güneyinde ise Hint okyanusu vard›r. dünyada okyanusa isim olmufl tek ülkedir. Hint Okyanusu! Hindistan’›n kuzey do¤usu ve kuzey bat›s›nda Himalaya s›ra da¤lar› var. Buralar çok yüksek ve so¤uktur. Güney bat›s›nda Türkçe’de Bat› S›rada¤lar› veya da¤ geçitleri olan Western Ghats, güney do¤usunda da Eastern Ghats denilen Do¤u S›rada¤lar› vard›r. Bu Ghats’lar›n ezici bölümü hem da¤l›k ve tepelik hem de s›k ormanlarla kapl›d›r. Dolay›s›yla silahl› mücadeleye çok uygun alanlard›r. Ülkenin büyük k›sm› genel olarak deniz seviyesi ile bin metre aras›ndad›r. Platolar yayg›nd›r. yan›s›ra Rajastan ve Gujarat eyaletlerini kapsayan büyük Thar çölü vard›r. En büyük ve önemli ›rmaklar›; Ganj, Godavari, Narmada, Kriflna ve ‹ndus’un da küçük bir k›sm›. Ganj ›rma¤›n›n çevresi (ülkeni en bat›s›ndan en do¤usuna) ad›na Büyük Ganj Düzlü¤ü denilinalan ile kapl›-
iflçi-köylü
28 d›r. Bu bilge (Penjap, Haryana, Delhi, Uttar Pradefl, Bihar ve Bat› Bengal eyaletleri) Hindistan’›n en kalabal›k bölgesidir. Günümüzde burada en az 380 milyon insan yaflar. ‹klim olarak, çok farl›l›k gösterir. 55 dereceden -45 dereceye kadar. Ayn› bölgenin gündüz ile gece aras›ndaki ›s› farkl›l›¤› baz› yerde korkunç düzeyde. Örne¤in Thar çölünde gündüzleri ›s› + 50 derece iken, geçeleri 0 (s›f›r) dereceye kadar inebiliyor. Kar sadece Himalayanlara ya¤›yor. di¤er bölgeler (çöl bölgesi hariç) bolca ya¤mur al›yor. Ülkede iklim say›s› ve zamanlar› da farkl›d›r. Genel olarak sadece yaz ve k›fl iklimleri vard›r. Yaz iklimi Mart ile Eylül aras›d›r. K›fl ise tersidir. Yani Eylül ile Mart aras›. Bu iki genel iklim befl alt iklime ayr›fl›yor. Bu ayr›flmas› derecesine, ya¤›fl oran›na, rüzgar biçimine... göre oluyor. ‹klimin bu denli farkl› olmas›n›n esas nedenleri; tropikal bir bölge olmas›, Muson rüzgarlar› ve ya¤murlar›, Himalaya s›rada¤lar›, yüksekli¤in hem deniz seviyesine çok yak›n hem de çok yüksek oluflu... say›labilir. Hindistan Rusya, Kanada, Çin, ABD, Brezilya ve Avustralya’dan sonra, dünyan›n en büyük yedinci ülkesidir. Kuzey yar›m-kürede yer al›r. Kuzey ile güney aras›ndaki mesafe: 3214 km. Do¤u ile bat› aras› ise 2933 km’dir. Dünyadaki toplam kara içindeki pay› sa-
EVRENSEL BAKIfi
Acar Ça¤layan
“küresel sorunlar” ve güncel görevlerimiz Günümüzde neredeyse dünyan›n her parças›nda emperyalist devletlere, tekellere, onlar›n tekli veya çoklu kurumlar›na, bunlar›n yapt›r›mlar›na ve de sonuçlar›na yönelik ciddi protestolar yaflan›yor. Bunlar her geçen gün say› olarak ço¤almakta, daha fazla ülkeye yay›larak radikalleflmektedir. Buna, yirmi y›l› aflk›nd›r k›fl uykusuna yat›r›lanlar›n uyan›fl›, veya son yirmi y›l›n en geliflkin anti-emperyalist öfke ve bilincin geliflmesi de denebilir. ‹flte bu makalede, özellikle son on y›lda; dünyam›zda “küreselleflen” bir kaç sorunu; “küreselleflme”, “özellefltirme” ve sahipleri olan “IMF-WB-WTO”ya de¤inece¤im. Bize yeni diye yutturulmaya çal›fl›lanlar›n hiç biri de yeni de¤ildir. Kimisinin yüz y›ll›k, kimisinin 50 y›ll›k bir tarihi var. Bu bak›mdan yapt›r›mlar›,
dece % 2.4’tür. Nüfus bak›m›ndan Çin’den sonra dünyan›n en kalabal›k ikinci ülkesidir. 1991’deki say›ma göre 846 milyon 302 bindir. En son nüfus say›m› 2001 y›l›n›n ilk aylar›nda yap›ld›. Tam kesin olmayan sonuçlara göre, 1 milyar çoktan afl›lm›fl. Bu durumuyla toplam dünya nüfusu içindeki pay›, yaklafl›k olarak %17’dir. 1991 say›m›na göre nüfusun %74. 4 k›rsal alanda; %26. 6’s› flehirlerde yaflamaktayd›. Bugün bu oran en fazla, k›rsal alan›n lehine%70, %30’dur. fiehirleflmenin en fazla oldu¤u eyaletler (e¤er eyalet statüsündeki Delhi flehrini saymazsak): Maharastra % 31, Tamil Nadu %30, Gujrat % 28. fiehirleflme oran›n›n en düflük oldu¤u eyaletler ise; Assam %5, Himachal Pradefl %7, Orissa %8’dir. (Bu rakamlara ilçe nüfuslara dahil de¤ildir). Okur yazar oran› bugün en fazla %54’tür. Bu oran›n›n en yüksek oldu¤u eyalet %90 ile Kerala’d›r. En düflük oldu¤u eyalet ise %26’yla Jammu ve Keflmir’dir. Bu oran kad›nlar aras›nda çok daha düflüktür. Ekonomik gücü bak›m›ndan, y›ll›k 357 milyar dolar GSMH’s›yla dünyan›n en büyük 15. ekonomik gücünü oluflturur. Kifli bafl›na 270 dolar y›ll›k geliriyle dünyan›n en yoksul ülkeleri aras›nda yer al›r. Dünyan›n toplam ekonomik gücü içindeki pay›, yaln›zca %1.3’tür. 357 milyar dolar›n sektörel
etkileri ve sonuçlar› da yeni de¤il. Ancak dünkü yapt›r›mlar› ve de sonuçlar›, günümüzde ki gibi, toplumun bu kadar›n› etkileyen, karfl›s›na alan düzeyde de de¤ildi. Sonu gelmeyen ideolojik sald›r› ve manipülasyonlarla, deyim yerindeyse toplumun ezici bölümü hem “k›fl uykusu”na yat›r›ld›, hemde bu sald›r›lar›n güçlü bir toplumsal taban› haline getirildi. Ülke ve toplum h›zla kalk›nacak, zenginleflecek, refaha kavuflacak dediler. ‹flsizlik ve yoksulluk son bulacak, herkese demokrasi ve f›rsat eflitli¤i gelecek dediler. Büyük s›n›f farkl›l›klar›, çeliflkileri kalmayacak, herkes eflit olacak dediler. Ve onlara göre bu, “tarihin ve s›n›flar›n sonuydu”. Biraz karikatürüze ettiysem de, durum böyleydi. O zamanlar, bunun önünde durmak, elefltirmek fena halde zor, mangal gibi yürek isterdi. ‹deolojik dirayetin en fazla gerekti¤i dönemlerdi! Devrimci saflar ciddi flekilde sars›ld›, çarp›ld›. Sonunda bir ço¤u emperyalist burjuvazinin “küresel demokrasi” ve “insan haklar›” oltas›na tak›larak, secdeye ve buyruklar›na amade
da¤›l›m› flöyledir; %43 hizmet sektöründen, %29 endüstriden (her çeflit) %28’zi ise tar›mdan gelir. Toplam çal›flan insan gücünün sektörel da¤›l›m› ise %64’dü tar›mda, %20’si hizmet, %16’s› ise endüstride çal›fl›r. fiu anda 100 milyar dolar› aflk›n d›fl borcu vard›r. Yar›-sömürge, yar›-feodal bir ekonomik-toplumsal yap›ya sahiptir. Ekonomik-siyasal krizleri bak›m›ndan ülkemizle benzerlikleri çoktur. YARI-SÖMÜRGE STATÜSÜNE GEÇ‹fi VE GÜNÜMÜZÜN ‹DAR‹ fiEKL‹; Özellikle ‹ngiliz’lerin sömürgesi oldu¤u dönemlerde, hem ‹ngiliz’lere ve ufla¤› feodal güçlere karfl› birçok eyalette çok say›da silahl› köylü ayaklanmalar› gerçekleflir. Bu silahl› isyanlar›n en önemlileri 1857 ilk ba¤›ms›zl›k savafl›. 1875 Bengal Indiga isyan›. 1885 Santal Ayaklanmas›, 1921 Moptah ayaklanmas› 1931 Maharaytra Pindari ve sholapur ayaklanmas› 1943 Kayyur ayaklanmas›, 1946-49 Maharastra Warli isyan›. 194651 Telangana köylü ayaklanmas›... O dönemler gerici Hindular›n, Hindistan Ulusal Kongresi; Müslümanlar›n ise Müslüman Ligi denilen örgütlenmeleri vard›. Bu iki güç de Hindistan’›n komprador burjuvazisini ve büyük toprak a¤alar› s›n›flar›n› temsil ediyordu. Bir ikisi de Çin’deki geliflmenin etkisiyle, Hindistan iflçi s›n›f›
duruma geldi. Ama bugün! Dün bunlardan övgüyle bahsedenler ve toplumsal taban› haline gelenler bugün, bunlar için y›k›ls›n, da¤›ls›n, gitsin diyor. Peki nas›l oldu bu? En kestirmeden bu, gerçeklerin devrimci olmas›ndan geliyor. En güçlü ideolojik silahlar› “küreselleflme” idi. ‹letiflim araçlar›, medyas›, ideologlar›, üniversiteleri, paral› hocalar›-uflaklar› ve ideolojik ajanlar› sayesinde hem toplumun hem de bir çok eski devrimcinin beyinleri dumura u¤rat›lm›fl, allak-bullak edilmiflti. Çok sinsi ve bilinçliydi.“Ne kapitalizm ne sosyalizm. Ne komünizm ne faflizm...” dedi. Bunlar› da ustaca kulland›. “Yeni bir dünyada, yeni bir düzen gelecek”ti. Görünüflte “tüm eski düzen ve ideolojilere karfl›”yd› ama gerçekte, sadece kendisine, dikensiz gül bahçesi istiyordu. Kozlar› çok, taktikleri güçlüydü. Çünkü s›n›f bilinci bullanm›fl, tarih bilinci sars›lm›fl, insan› insan yapan toplumsal de¤erler ise “modas› çoktan geçti” denerek, ayaklar alt›na al›nm›flt›. Onurlu ç›k›fllar, bafl-kald›r›lar yok de¤ildi fakat, yükselen “yeni de¤erler”in
1
ve yoksul köylülerin gerçek ulusal ba¤›ms›zl›k mücadelesinden korkuyordu. Bunun bilincinde hareket eden sömürgeci ‹ngiliz’ler ile, uflaklar› durumundaki Hint kompradorlar› ve büyük toprak a¤alar› anlaflt›lar. Bununla emperyalizmin ve feodalizmin ç›karlar› her yönüyle korunmaya al›nd›. Ve böylelikle Hindistan’›n ba¤›ms›zl›¤› önlenmifl, sömürge statüsü yerine, dönemin yeni tarz› olan yar›-sömürge statüsüne geçildi. HKP’nin s›n›f ifl-birlikçi politikas› sonucu, devrime çok elveriflli durum, devrimin aleyhine geliflti. fiimdi Hindistan, sömürücü egemenlerin ad›na “anayasalparlamenter demokrasi” dedikleri federal cumhuriyetler flekliyle yönetiliyor. Bunun kabul edilifli 1947, yürürlü¤e girmesi ise Ocak 1950’dir. Ülke yönetimi merkeze ile eyaletler aras›nda paylafl›lm›flt›r. Baflkanl›k sistemi vard›r. Fakat baflkan›n ciddi bir otoritesi yoktur. Devleti en üste düzeyde o temsil eder. Ekonomik-siyasal-askeri konularda öne ç›kan baflbakand›r. Merkez düzeyde iki tür meclis vard›r. LOK SABHA: Alt veya halk meclisi anlam›ndad›r. 550 üyelidir. Seçimleri befl y›lda bir yapt›lar. Üyelerini eyalet baz›nda halk seçer. Üye say›s› eyaletlerin nüfusuna göredir. En fazla üyeye sahip eyaletler, Uttar Pradefl 85, Bihar 54, Maharastra 48. RAJYA SABHA: ☞
burjuva okyanusunda, çok etkisiz kal›yordu. Böylelikle en faflist, en ›rkç›, en floven ideolojiden daha tehlikeli ve kapsaml› olan “küreselleflme” ideolojisine, “ilericilik” rolü üstlendi. Eski tüfekler en aktif görevleri üstlendirildi. Öyle ya “küreselleflme” ile demokrasi, bolluk, eflitlik, refah gelecek, yeni bir düzen kurulacakt›! Dolay›s›yla, bir ço¤u bu ‘yeni’ düzende kendisine tez elden bir yer bulmak için, sanki yar›fla girmiflti! Bir yar›flt› ki bu, sormay›n! Yitip gitmenin ve insan› insan yapan toplumsal varl›¤›ndan uzaklaflman›n yar›fl›yd›! En büyük kozlar›ndan biri de “internet” idi. Çünkü ba¤lant›s› olan herkes onunla heryere(!), her fleye(!) ulafl›yordu. Madem bilgisayar dünyas›nda herkes her yere(!) ve herfleye(!) ulafl›yor, o halde bu dünyada olan herkese de eflitlik ve bolluk ulaflacakt›. Öyle ya “internet” bunu kan›tlam›flt›. Dünyaya sanal bir dünyadan bakt›klar›ndan, herfleyi de sanallaflt›rm›fllard›. Fakat bunu, bizlere sanal de¤il, “gerçek” diye yutturmaya çal›flt›lar. Üretmeden tüketimin olamaya- ☞
**28 29 30 31 1/9/56 10:39 Page 2
iflçi-köylü Üst meclis veya eyaletler konsülü anlam›ndad›r. 250 üyelidir. Seçimleri alt› y›lda bir yap›l›r. Daha çok dan›flma kurulu mahiyetindedir. 250 üyenin 13”çünü devlet baflkan› atar. Bu kifliler bilim, sanat, edebiyat ve sosyal hizmetlerde yetkin kifliler aras›ndan seçilir. En fazla üyeye sahip eyaletler; Uttar Pradefl 34, Bihar 22, Mharastra 19. Eyaletlerde en yüksek konuma sahip kifli, merkezdeki baflkan taraf›ndan atanan validir. Atama befl y›lda bir yap›l›r. Nas›l ki baflkan tüm eyaletlerinin birleflik baflkan› ise, vali de tek eyaletin baflkan› statüsündedir. Baz› eyaletlerde (örne¤in andra Pradefl, Tamil Nadu, Bihar vb.) iki meclis, di¤erlerinde ise tek (Vidhan Sabha) meclis vard›r. Bunlar; Vidhan Sabha: Yasam meclisi veya alt meclis Vidhan Par›shad: Yasama konsülü veya üst meclis. Devam edecek.
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
29
14. AT‹K Kongresi baflar›yla gerçeklefltirildi Üç federasyon ve üç ülke komitesini temsilen 105 delegenin ka- mas› tart›flmalar›n›n Avusturya’dan farkl› olmad›¤›n› söyleyerek t›l›m›yla gerçeklefltirilen AT‹K 14. Kongresinin Türkiye zindanlaköklü de¤iflikli ve önlem al›nmad›kça ›rkç›lar sald›rmaya devam r›nda F tipi hücre uygulamas›na karfl› direnerek edecekler diye konufltu. Emperyalistler aras› pazar dalafl›na paralel flehit düflen devrimci tutsaklar›n an›s›na yaolarak artan yerel savafllarda emperyalizmin parma¤› oldu¤una da p›lan sayg› durufluyla baflland›. Delege tes- dikkat çekilen konuflman›n sonunda emperyalizmin her türlü hesap pitinin ard›ndan AT‹K Baflkan› yapt›¤› oyunlar› Tohumun topra¤a kök salmas›yla filizlendi¤i ve meyve aç›l›fl konuflmas›nda; Türkiye’deki gelifl- vermeye bafllad›¤› belirtildi. mele- Uluslararas› Acil Komite’nin 7. Delegasyonu Peru’dayd› rin 1980’den beri Halk Savafl›’n› baflar›yla sür- ¤ifliklik olaca¤›na inanm›yor” fleklinde aç›klaemma yapt›. düren Peru Komünist Partisi (PKP) Baflkan› peryaGörüflmelerin ard›ndan 29 Mart’ta 7. IEC list politi- Dr. Abimael Guzman (Baflkan Gonzalo) 12 Eykalardan ayr› düflünülemeyece- lül 1992’de Lima’da yakalanmas›n›n ard›ndan, Delegasyonu bir bas›n toplant›s› yapt›. Bas›n toplant›s›nda delegeler ‘Peru halk›na Mesaj” da ¤ine vurgu yaparak; F tipi zin- 7 Ekim’de El Collao’da yeralt›nda özel olarak danlardaki direniflin en canl› ge- yap›lm›fl bir hücreye konuldu ve 8 y›l› aflk›n bir okudular. Mesajda: “IEC’nin 7. Delegasyonu, daha öncekiler gibi çok önemli bir görev üstleliflme oldu¤unu söyledi. Türki- süredir bu insanl›k d›fl› ve Peru yasalar›na bile ye’de yeniden yap›lanma deni- ayk›r› bir biçimde izolasyona tabi tutularak en niyor: E) Callao Hapishanesi’ndeki Dr.Abimael len; özellefltirme, emperyalist yak›n aile fertlerinden, avukatlar›na kadar kim- Guzman Reinosa ve di¤er politik tutsaklar üzetekelleri ba¤lamayan yasalar›n seyle görüfltürülmüyor. Ayn› flekilde 1999’da rinde uygulanan ciddi izolasyon durumuna son ç›kar›lmas›n›n AB aldatmacavermek, Ayn› zamanda Peru Hapishanelerindetutuklanan PKP önderlerinden Oscar Ramirez s›yla hayata geçirildi¤ini ifade Durand (Yoldafl Feliciano) ve 4 bini aflk›n poli- ki tüm politik tutsaklara yönelik uygulamalareden AT‹K baflkan›; Avrupa’ya tik tutsak ve savafl esiri de tecrit koflullar›nda dan son derece endifleliyiz. Dünyan›n bütün göçün 40. y›l›na girilen bir sü- ve zulüm alt›nda yaflamlar›n› sürdürüyorlar. bölgelerinde, birçok insan bu delegasyonun ne reçte göçmenlerin hala ayr›mc›yapt›¤›n› izliyor; ayr›ca Dr. Guzman ve di¤er IEC(Dr. Abimael Guzman’›n yaflam›n› sal›¤a tabi tutuldu¤unu, serbest vunmak için Uluslararas› Acil Komite) Gonza- 4000 politik tutsaklar›n kaderine derinden ilgi dolafl›m hakk›na sahip olmad›k- lo’nun yakalanmas›n›n ard›ndan oluflturuldu ve gösteriyor.” lar›n› gençlerin meslek e¤itiDelegeler, Gonzalo’nun sa¤l›k ve refah›ntüm k›talardaki birçok ülkede uluslararas› kamminde karfl›laflt›¤› zorluklar, dan emin olmak için Guzman’la görüflmek için panya örgütledi. 1992’den 1995’e kadar IEC, e¤itimdeki eflitsizlik vb. kayna- bu yasad›fl› ve insanl›¤a ayk›r› izolasyona son sivil ve askeri yetkililere de gittiklerin aktard›¤›n›n yabanc›lar yasas› oldu¤u- verilmesi ve katledilmesini engellemek için Pe- lar. Fujimori-Montesinos diktatörlü¤ü, onun nun söyledi. ad›na konuflma iste¤i ile izolasyonu kullanmakru’ya bir uluslararas› delegasyon gönderdi. Bu Halk›n öfkesini yat›flt›rmak delegasyonlardan 7.si 25 Mart’ta Lima’ya ulafl- tad›r. Dr. Guzman direkt kendisi kitlesel medya için Avusturya’ya bir dizi yapt›- t›. 26 Mart’ta Peru hükümetinin Baflkan Gonda ve hiçbir bask› olmadan yapmadan hiçbir r›m kararlar› alan sosyal dedeklerasyon kabul edilemezdir. Hiçbir hükümet zaloyu ziyaret etmelerine izin vermesi için mokratlar›n çok geçmeden ›rkç› Adalet Bakanl›¤› ile görüfltüler. IEC delegasyo- politik tutsaklar ad›na konuflma yapma yetkisimilletvekillerini ve bakanlar›n› nunun Peru ziyareti 8 Nisan seçimlerini hemen ne sahip de¤ildir ve tabiki hükümetin Gonzalo kendi ülkelerinde törenlerle karüzerindeki uygulamay› de¤ifltirdi¤i iddialar›n öncesinde gerçekleflti ve seçimler konusunda fl›lad›klar›n› belirten Baflkan; ispatlamas›n›n tek yolu, bizzat Dr. Guzman’›n “IEC, kimin seçildi¤i önemli olmadan, USA Almanya’da ›rkç› parti ve çevkendisinin aç›klama yapabilmesidir” denildi. kontrolündeki Peru rejiminde hiçbir temel derelerin faaliyetlerinin yasaklan-
ca¤›n› ve üretim araçlar›n›n kimlerin mülkiyeti ve tekeli alt›nda oldu¤unu ise bilinçlice unutmufllard›. “Emperyalizm art›k yoktu, ki olsa bile, niteli¤i de¤iflmiflti”! Bunun ekonomik temelini ise neoliberal politikalar üzerine kurmufllard›. Yani emperyalist sermaye önünde en ufak bir engel ve s›n›rlaman›n olmamas›n› ve herfleyin serbest pazara uygun flekilde (serbest piyasa ekonomisi) yeniden yap›lanmas›n›, liberalleflmesini emrediyordu efendiler. Bunun için tüm kamu iflletmelerinin h›zla özellefltirilip kendilerine bir an önce peflkefl çekilmesini dayatt›lar. Fakat yetinmediler, doymad›lar. Yenilerini dayatt›lar. Ad›na kamu hizmeti denilen; sa¤l›k-sosyal-kültürel-e¤itim gibi hizmetlerin de özelleflmesini buyurdular. Sonuçta; daha önce hiç bir dönemde görülmeyen düzeyde açl›k, sefalet ve yoksullukla karfl› karfl›ya getirdiler insano¤lunu! Ve insan bir kez daha uyand›! Ürkek ve titrekçe de olsa, sallant›l› ve tereddütlü de olsa bujuvazinin zifiri karanl›k dünyas›ndan, proletaryan›n ay-
d›nl›k dünyas›na do¤ru yürümeye kalkt›. Ama uyutulurken pek çok de¤erinden olmufltu. Büyük vurgunlar yemifl, çok a¤›r tahribatlar alm›flt›. Ama olsun, yürüyor! Sars›ld›kça sarsmay› bir kez daha ö¤renecek! ‹flte günümüz dünyas›nda, pek çok ülkede bu sald›r›lara (küreselleflme, özellefltirme) ve de bu sald›r›lar›n haz›rland›¤› kurumlara Uluslararas› Para Fonu(IMF), Dünya Bankas› (WB) ve Dünya Ticaret Örgütüne (WTO) karfl› giderek radikalleflen, kitleselleflen protestolar var. Üstelik bunun daha da geliflece¤i, güçlenece¤i, bilinçli ve örgütlü bir karakter kazanaca¤› potansiyeli de var. Bunu ülkemizde ki geliflmelerden de görebiliriz. Daha düne kadar, en iyi durumda, bu politika ve sald›r›lara karfl› toplumda genel bir sesizlik varken bugün, öfke ve tepkiler sokaklara, meydanlara ak›yor. Bu geliflmeler sadece ülkemizde de¤il, dünyan›n dörtbir-yan›nda yaflan›yor. ‹flte tam da bu noktada; “küreselleflen sorunlar›” ekonomizme düflmeden, kitle kuyrukçulu¤u yapmadan, politik
iktidar hedefiyle, halk savafl› stratejisine kilitleyerek ele almak durumday›z. Bunun somutlanm›fl taktik politikalar›, yol ve yöntemleri üzerinde özel yo¤unlaflma sa¤lamal›y›z. Zaten Proletarya Partisi’nin güncel takti¤i, tam da bu geliflmeler kafl›s›nda, somutlanm›fl görevlerimizin ne oldu¤unu gösteriyor. Ayn› flekilde, enternasyonal alanda kurulufl çal›flmalar› yürütülen anti-emperyalist nitelikli “Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi”, böylesi sorunlara daha bilinçli, koordineli, örgütlü ve güçlü flekilde müdahele etmemize olanak sa¤l›yor. fiimdi görev; asla stratejiden sapmadan, stratejik ç›karlar› bir an olsun unutmadan güncel görevlere somut olarak yo¤unlaflma zaman›. Unutulmamal›d›r ki, kitlelerin kavga meydanlar›na ç›kmas› her zaman iyidir. Çünkü mücadele alanlar› en geri, en tutucu ve devletçi olanlar› bile sarsar. Kuflkusuz bu sadece bir bafllang›c› ifade eder. Bunu daha ileri mevzilere çekmek, bilinçlendirmek, örgütlemek ise komünistlerin görevidir. Dolays›yla, bugüne kadar tutucu ve
devletçi yönleriyle tan›nm›fl köylü, küçük üretici ve esnaflar›n en geri flekliyle de olsa, sokaklara ç›k›p devleti ve emperyalist kurumlar› protesto etmesi, ülkemiz somutunda kesinlikle az bir fley de¤ildir. Özellikle ülkemizde, devrimin objektif koflullar› bir hayli iyi, hatta mükkemmel. Fakat devrim için bunun yeterli olamayaca¤›n› da hepimiz iyi biliyoruz. fiimdi görev, bu mükkemmel devrimci koflullar› devrim lehine kullanacak, devrim ›rma¤›na kanalize edecek subjektif güçlerdedir. Yani top bizde! Bu, Proletarya Partisi’nin stratejiyi taktiklere, teoriyi siyasete ne denli ustaca uygulad›¤›na ve bunda ne kadar yarat›c› oldu¤una ba¤l›d›r. Komünistlerin bilinçli-hedefli-yarat›c›-örgütçü politikalar› ve pratikleri tayin edicidir. Ulusal ve ulusararas› alanda antiemperyalist mücadeleye daha büyük ivmeler kazand›rmak, ona güç ve bilinç katmak en baflta, dünya komünistlerinin-Maoistlerinin görevidir. Bunun önemini kavrayarak, daha büyük at›lamlara girelim!
**28 29 30 31 1/9/56 10:39 Page 3
27 Nisan-10 Mayıs 2001
NEH‹R /
Zeki Ayd›n
Söz hükmünü yitirdiği yerde...! nlar, hücre hücre ölüyorlar. Onlar, birer birer katlediliyor. Ve onlar, yani komünist ve devrimciler; insano¤lunun en do¤al demokratik haklar›n› elde etmek için ölüyorlar. Onlar, insanl›¤›n yaflam›n›n s›n›rlar›n› geniflletmek ve biraz daha özgürlefltirmek için ölüyorlar. Onlar, ölümü kutsam›yorlar. Tersine, halk›n yaflam›n› ve gelece¤ini çalanlar› ve onlar› ölüme mahkum eden insan müsvetelerinin surat›na, hücre hücre tükürüyorlar. Komünist ve devrimciler, insan yaflam›n› yaflan›r k›lmak için hücre hücre ölümsüzlefliyorlar. Ve onlar; “E¤er insanl›¤›n ço¤unlu¤u için etkili olabilece¤imiz yeri seçmiflsek; hiç bir yük bizi kamburlaflt›ramaz. Çünkü o art›k herkes ad›na ödenecek bir bedeldir; art›k tad›na vard›¤›m›z fley yoksul, k›s›tl›, bencilce bir sevinç de¤ildir, mutlulu¤umuz milyonlara aittir.” (Marks) diyerek, kaybedecekleri hiç bir fleyin olmad›¤›n›, ama kazanacaklar› bir dünya oldu¤unun bilincinde olarak bu mücadeleye at›ld›lar. Ve hücre hücre ölmenin sonucu ne olursa olsun kazanacak olan onlard›r. Bu bir var olman›n, devrimci umudu yükseltmenin ve gelece¤i kazanman›n destan›d›r. Ama asla tükeniflin destan› olmayacakt›r. Onlar, iflçi s›n›f› ve halklar›n elinde, büyük insanl›¤› tüketmeye çal›flanlar›n hücre hücre tükenifllerinin, sembolleri olarak kalacaklard›r. Çünkü onlar, gelece¤i hücre hücre örüyorlar. Faflizmin yok etme ve sindirme politikas›na karfl›, ölüme meydan okudular ve okuyorlar. Gelece¤i olmayanlar, umutsuzlar, tükenifle omuz verenler, umudun yan›nda olmayanlar, zalimin zulümüne direnemezler. Ama o kahramanlar, zulümün sahibi zalime isyan, umuda selam diyerek direnifle geçtiler. Bu kahredici ve yarat›c› direnifl destan›ndan, dost da düflman da pay›na düfleni alacakt›r. Tarih, bu kahramanca mücadeleye at›lanlar› asla unutmayacak ve bu kahramanl›k destan›, bundan sonra mücadeleye at›lacak olanlar›n yüre¤inde hep, terdütsüz ileriye f›rlayacak ve gelece¤in yarat›c›s› birer mermi olarak duracakt›r.
O
iflçi-köylü
30 ren, hapishanelerindeki komünist ve devrimcilerin katledilmesinin bir numaral› sorumlusu olarak hesab›n› verecektir. Kitleleri kand›rmaya çal›flmas› ve oyalamas› da onu kurtaramayacak. Hücre hücre ölüme mahkum etti¤i insanlar›n çektikleri ac›lar› o da bir gün tadacak ve ancak o zaman insan olman›n erdemli¤inin de¤erini anlayabilecektir. Zindanlarda hücre hücre ölüme mahkum edilen insanlar›n analar›n›n, efllerinin, çocuklar›n›n çektikleri ›zd›raplar›n› ve insanl›k aleminin yüz ak› bu insanlar›n coplanmalar›, saçlar›nda tutulup yerlerde sürünmelerinin; insan onuruyla ba¤daflmad›¤›n›, o zaman, ancak ve ancak o zaman anlayabilecektir. Halk ve halk›n ilerici evlatlar› onu, bu erdeme mutlaka ulaflt›racakt›r. ‹nsan müsvetelerine insanl›¤› ö¤retmek gerekiyor. Onlar›n, insanl›¤› daha fazla kirletmelerine izin verilmesi, büyük insanl›¤›n daha fazla ac› çekmesi anlam›na geliyor. Ama, bu insan müsveteleri, insanl›¤›, asla kendili¤inden ö¤renemeyecektir. Bu nedenle, insanl›¤a sahip ç›kan ve onu temsil eden iflçi s›n›f› ve tüm ezilen emekçiler, çürümüfl faflist düzeni y›k›p kendi siyasal iktidarlar›n› kurduklar›nda, gerçek hesab› sormufl olacaklard›r. Fakat, o güneflli güne kadar, tek tek hesap sormaktanda geri durulmas› s›n›f mücadelesinin en do¤al yasalar›na ve halk›n hakl› istemlerine ve adaletine terstir. Halk›n adaleti er ya da geç yerine gelecektir. Sanmay›n ki, insanl›k erdemiyle yo¤rulmufl her yanan hücre, bofluna yand› ve yan›yor. O hücreler, onlar› yakanlar›n kanl› saltanatlar›na birer mermi olarak geri dönmesini de bilecektir.
Bu kahramanlar üzerine çok fleyler yaz›lacak ve konuflulacakt›r. Dünyan›n gelecekteki ayd›nl›¤›n bir parças› da, onlar›n hücrelerini birer birer yakarak oluflmas›n›n ürünü oldu¤u, kuflaklar boyunca söylenecektir. Ve siz lefl kargalar›; Hiç biriniz hesap vermekten kaçamayacaks›n›z. Er ya da geç, dökülen kanlar›n hesab›n› vereceksiniz. O kahredici ve yarat›c› gün geldi¤inde, halk›n ayaklar› alt›nda ezilmekten kurtulamayacaks›n›z. Ve inan›n, ak›t›¤›n›z kan denizinde bo¤ulacaks›n›z. Gelece¤i olmayanlar, gelece¤i karartmak için zulüme bafl vurur. G›das›n› zulümden al›r. Gelece¤i kurtarmak ve kazanmak isteyenler ise, zulüme karfl› direnirler ve zulümün sahibi zalimi, gece uykusunda bile rahat b›rakmaz. ‹nsanl›k tarihi boyunca, tarih böyle yaz›lm›flt›r. Baflta, yeminli halk, devrimci ve komünist düflman› Ecevit, mezarda da olsa mutlaka hesab› sorulacak. O, asla mezar›nda rahat uyuyamayacak. Elini devrimci ve komünist kan›yla y›kayan bozkurtlar› da D. Bahçeli faflistini kurtaramayacak. Hitler ve Mussolini ve daha nice halk düflman› faflistler gibi, o da, halk›n ve halk›n yetifltirdi¤i devrimci ve komünistlerin gazab›na u¤rayacakt›r. Dökülen bunca kan, yak›lan evler, söndürülen ocaklar, hücre hücre katledilen devrimci ve komünistlerin ateflleri, o ve onun gibilerini mutla‹lan ka yakacakt›r. Burjuvazinin kirli siyasetini, vurgunculuk ve soygunculukla beslemeyi meslek edinen, halk›n kan›n› bir vampir gibi emerek, onlar› açl›¤a mahkum eden, komünist ve devrimcilerin katliam›na onay veren faflizmin liberal yüzü M. Y›l8 fiubat 2001 tarihinde Erzincanmaz’da hesap vermekten kurtulamayacak. Dereköy m›nt›kas›nda faflist TC güçFaflizmin adaletinin leriyle girdi¤i çat›flmada temsilcisi, günefl görme- ölümsüzleflerek flehit düflen SELDA mifl ölü yüzlü H. Sami CAMKIRAN’› sayg›yla an›yor, Türk asla hesap vermekCamk›ran ailesine baflsa¤l›¤› diliyoten kaçamayacak. O, profesör yaftas›n› ç›ka- rum. r›p, “katil” yaftas›n› boynuna ast›¤› günden itibaViyana’dan Pala
1
Bazan sözün hükmünü yitirdi¤i anlar olur. Bugün böylesi bir süreci yafl›yoruz. Kan emici vampirlerin sözden anlamad›¤› yerde, halk›m›z›n ünlü deyifliyle, “kötek” bafllar. Bir baflka söylemle; s›n›f›n de¤iflik mücadele biçimleri ve araçlar› devreye sokulur. Faflist Türk egemen s›n›flar›, kanl› diktatörlüklerini bu denli pervas›zca yürütmeleri, onlar›n güçlü oluflundan de¤il, komünist ve devrimci güçlerin zay›fl›¤›ndan güç al›yorlar. Bu nedenle, ortak noktalarda güçleri birlefltirmenin ve kitleleri ortak hareket ettirmenin kaç›n›lmazl›¤› aç›kt›r. Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinde dahi bölünmüfllük, bizlere kaybettiriyor. Ortak noktalarda güçleri birlefltirmesini bilenler, daha genifl kitleleri kucaklamas›n› ve onlarla derinlemesine iliflki kurmas›n› da becerecektir. Güçler birlefltirilmeli ve daha güçlü kitlesel hareketleri gerçeklefltirebilmeliyiz. Ortak noktalarda birlik, karfl›l›kl› tavizleri vermeyi de zorunlu k›lar. ‹lkesel olmayan noktalarda taviz vermeyenler, genifl y›¤›nlarla birleflemez ve devrim saf›na akacak genifl y›¤›nlar›n birli¤ini bir mücadele potas›nda toparlayamaz. S›n›f bilinçli öncü, kitlelerdeki k›p›rdan›fl› iyi de¤erlendirmeli, derlenip toparlanmal› ve derinlemesine örgütsel a¤lar yaratmal›d›r. Türk egemen s›n›flar›n›n sanc›lar› asla birtmeyecek ve önümüzdeki günler, yer yer güçlü kitlesel depremlere gebedir. Disiplinli, ilkeli örgütlenme ve çal›flma tarz›n›n yan› s›ra, kitleler içinde derinlemesine örgütlenme, meyvelerini er geç verecektir.
‹lan 24 Ocak 1988 tarihinde ‹stanbul’da polis taraf›ndan katledilen devrimci Manuel Demir’in babas› Hac› Demir, Hollanda da yaflam›n› yitirdi. 12 Eylül’ün zindan kap›lar›nda ter döken 1915’lerde k›y›ma u¤rat›lan halk›n›n ac›s›n› yüre¤inde s›z› olarak tafl›yan Hac› Demir’i sayg›yla an›yoruz. iflçi-köylü gazetesi
**28 29 30 31 1/9/56 10:39 Page 4
iflçi-köylü
1
27 Nisan-10 Mayıs 2001
31
Yeni bin y›lda Onunla Doruklara Katlediliflinin 28. y›l›nda Kaypakkaya’y› anma gecesinde buluflal›m!
Program *Suavi ve Grubu *Tolga Sa¤ *Emre Salt›k *Ekrem Ataer ve Grubu *Yasemin Aksu ve Grubu *Partizan Ozanlar *Siyamed Sinevizyon Halk Oyunlar› Delegasyonlar Konuflmalar
‹lan “S›radaki saflara Çapraz fiflek kuflan›p Elde mavzer Yürekte sevda K›z›l bayra¤›n gölgesinde iflçi-köylü ordusuna” Amasya’n›n Dersim’li çocu¤u Özgür Güler ant olsun ki sözümüz var gö¤ün mavisine-topra¤›n karas›na ve çocuklar›n gözlerine. Devrime kadar savaflaca¤›, yeminimiz olsun bütün insanl›¤a. Bir yoldafl›n
‹lan
Tarih: 12 May›s 2001 Saat: 16:00 Yer: Friedrich-Ebert Halle Sternstr./Erzbergstr. 89 Friesenheim-Ludwigshafen
Gece Tertip Komitesi
‹lan AT‹K internet’te Adresimiz: www.atik-online.org E-Mail: atik1986@compurserve.de -Haz›rlad›¤›m›z sayfa düzenine iliflkin arkadafllardan öneriler bekliyoruz! -Günlük aç›klamalar, bildiriler ve haberler sayfam›zda okunabilinir! -Mücadele gazetesine bölgelerinizdeki haberleri, yorumlar›, resimleri vs. E-Mail adresimize yollayabilirsiniz! -Tüm bölgelerimiz kendi E-Mail adreslerini AT‹K’in E-Mail adresine yollas›nlar!
un! t u k O ! n u uy k o a ak l t u M
Gül kokuyorsun gül Amans›z kokuyorsun Ve ac› ve yi¤it ve nas›l gerekiyorsa öyle... Bu koku dünyay› tutacak Neredeyse Gül diye ba¤›racak Çocuklar bütün herkes Hep bir a¤›zdan .....
TKP/ML Dava Tutsa¤› Nil P›nar Ar›n Gebze Hapishanesi Ölüm Orucu Direniflçisi