DYIK4

Page 1


±CMYK 08-21 Haziran 2001 Merhaba, 4. say›m›zda zengin bir içerikle karfl›n›zday›z. S›n›f mücadelesinin geliflmeye aç›k yönelimi; bunu karfl›lamaya ve sorunlara çözüm üreterek devrimci mücadeleyi ileri tafl›maya çaba gösteren yaklafl›m›m›zla yo¤un ve renkli, etkin içerikli bir say› sunuyoruz. ‹MF politikalar›n›n giderek daha fazla toplum kesimlerinin can›n› yakmas›yla beraber tepkilerde de art›fl gözleniyor. “Sustuk, s›ra bize geldi” söylemiyle daha s›k karfl›lafl›yoruz.. Bu söylem, sadece zaman›nda ileriye iflaret eden bizlerin hakl›l›¤›n› göstermiyor; bundan daha önemli

iflçi-köylü’den

iflçi-köylü

2 olarak, bu tepkilerin ortak bir potada toparlanmas› ve anti-emperyalist mücadeleye odaklanmas› görevimizi de acil ve can al›c› durumda dayat›yor. Emperyalist teslim alma politikas›na karfl› iflçi s›n›f›n›n, kamu emekçilerinin, köylülü¤ün ve gençli¤in da¤›n›k direnifllerini hem tecrit hücrelerinde direnen devrimcilerle hem halk savaflç›lar›yla hem de uluslararas› alanda birlefltirme göreviyle yüzyüzeyiz. Güncel ve tarihi görevimiz; mücadelenin çeflitli alan ve biçimlerinin gereklili¤inin kavramas›n›/birlefltirilmesini; Demokratik Halk Devrimi ve Sosyalizm için merkezi halkay› güçlendirici tarzda hayata geçir-

ilmesini emrediyor. Bu çerçevede; tütün üretiminin-üreticisinin imhas›n›, Tekel’in peflkefl çekilme çabalar›n›; kamu emekçilerinin ve iflçilerin çeflitli direnifllerini, devrimci-komünist tutsaklar›n direnifllerini ve uluslararas› alanda oluflturulan “Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi”ne iliflkin geliflmeleri ve Bürüksel Konferans›’na iliflkin bilgiyi bu say›m›zda bulabilirsiniz. Dünyadan çeflitli haberlerin yan›s›ra, “Lal Salam Comrades” (K›z›l selamlar yoldafllar) yaz› dizimiz de devam ediyor. Aylard›r öncelikli gündemimiz olmay› sürdüren zindan direniflleri, yeni Ölüm Orucu ekiplerinin ç›kmas›yla ve bu süreçte

4

direniflteki tüm tutsaklar›n taleplerde ortaklaflmas› nedeniyle; önemli bir evreye girmifl bulunuyor. Her alanda güçlerin ortaklaflt›r›lmas› ve faflist sald›rganl›¤a karfl› güçlü vurufllar gerçeklefltirilmesi beklenmektedir. Faflizmin ›srarl› duruflu kadar devrimci-komünist tutsaklar›n da duruflu kararl› ve ›srarl›d›r. Tecrit ve izolasyonun k›r›lmas› ve “Tretman”›n ortadan kald›r›lmas›na kadar da var olan direnifl sürecektir. Faflizmin teslim alma politikas›na karfl› duruflu ve özgürlük idealini yaflatmak ve muzaffer k›lmak kendi ellerimizdedir. Unutmamal›y›z mi; örgütlü halk yenilmez! Yeni say›m›zda buluflmak dile¤iyle...

D‹RENÇ Ç‹ÇEKLER‹N‹N SA⁄LIK DURUMLARI HASTANELER..... KARTAL DEVLET HASTANE-

sonucu k›smi haf›za kayb› ve görme bozuklu¤u var. Yürüyemiyor.

tedaviyi reddediyor, yürümede zorlan›yor.

HASEK‹ HASTANES‹ Nurhak Talay: ‹zmit Devlet hastanesinde zorla müdahale edildi. Yanl›fl kan verildi¤i için beyin felci geçirdi. Yürümekte güçlük çekiyor. Sevgi Ta¤aç: Mide kanamas› geçirdi. Kemik ve kas erimesi, yürümede zorlanma, sol tarafta uyuflma, ayaklarda kas›lma ve his kayb›, karaci¤er enzimlerinde h›zl› denge kayb›, afl›r› unutkanl›k, sol gözde görme kayb› var. 20 May›s’ta Bayrampafla’ya sevk edimiflti, iki gün sonra tekrar Haseki Hastanesi’ne getirildi. Ahmet Özdemir:Konuflmada güçlük çekiyor. Müdahale edildi. Atilla Selçuk: Zorla müdahale sonucu haf›za kayb› var. Düzgün Zengin: Zorla müdahale edildi. Yataktan kalkam›yor, Duygu Mutlu: Zorla müdahale edildi. Duygu Zengin: Yataktan kalkam›yor, bilinci aç›k, tedaviyi reddediyor. Ecevit Aliflan fianl›: Konuflmakta güçlük çekiyor, bilinci yerinde. Veli Günefl: Zorla müdahale edilmeye çal›fl›ld›, bilinci henüz yerinde.

ANKARA HASTANES‹ Küçük Hasan Çoban: Durumu kritik, Yata¤a ba¤›ml›. S›v› alam›yor, vücudunda ve yüzünde yaralar olufltu. A¤z›nda oluflan yaralar g›rtla¤a yay›ld›. Tuvalet ihtiyac›n› tek bafl›na karfl›layam›yor. Bilinci aç›k, tedaviyi kabul etmiyor. Mesut Deniz, Muharrem Kurflun, Ali Koç, Ali Y›ld›r›m, Ramazan Çiçek’e zorla müdahale edildi. Yine Ali Ekber Do¤an, Baki Budak, Burhan Gardafl, Cengiz Demirci, Erkan Çetin, Hamit Süren, Haydar Baran, Kemal Yarar, Mehmet Acettin, Mehmet Örnek, Ömer Kaya, Resul Ayaz, Yaflar Demircan, fiahin Çaml›, Tuna Do¤an da Ankara Hastanesi’nde bulunuyor.

S‹ Diren K›rkoç:Tedavi kabul etmiyor. Gözleri donuk, bulan›k görüyor. Ara ara kriz geçiriyor, bundan dolay› bilinci kapan›yor. K›smi felç geçirdi, sol taraf›n› hissetmiyor. Çok yo¤un bafl ve eklem a¤r›lar› var.Tansiyonu sürekli düflüyor. Bayrampafla’da kaloriferler yanmad›¤› için bronflit oldu, sürekli öksürüyor. fieker ve su al›m› çok düfltü, yürüyemiyor. Ganime Bozlu, Meral fiahin:Tedavi kabul etmiyorlar. Yerinden hiç kalkam›yorlar, doktor teflhisine göre vücut sular› hemen hemen hiç kalmam›fl, doktor, böyle giderse bilinçleri kapanmadan tekrar bir müdahale yap›labilece¤ini söylüyor. Deri dökülmesi var. Ganime’nin bir kula¤› duymuyor, tek gözünde de sorun var. Meral ise konuflmakta çok güçlük çekiyor. Hatice Köflker:18 May›s’ta Bayrampafla’dan Kartal Araflt›rma Hastanesi’ne getirildi. 20 May›s’ta zorla müdahale edildi. Bilinci gidip geliyor. Görme bozuklu¤u var, kulaklar› duymuyor. BAYRAMPAfiA HASTANES‹ Nezahat Turan: Bilinci aç›k tedavi kabul etmiyor. Ayakta durmakta ve konuflmakta güçlük çekiyor. Oya Açan: Bilinci aç›k, tedavi kabul etmiyor, uyumada güçlük çekiyor, fliddetli boyun s›rt ve kemik a¤r›lar› var. Melek Tokur: Tedaviyi kabul etmiyor. Bilinci aç›k, Afl›r› kilo kayb› ve dengesizlik var. Ayaklar›nda zaman zaman uyuflma var. Fatma Öztutan Acunbay: Haseki Hastanesi’nde zorla müdahale edildi. Oradan Bayrampafla Hastanesi’ne getirildi. Ölüm orucuna tekrar bafllad›. Erdal Do¤an: Zorla müdahale sonucu haf›za kayb› var. Servet Paksoy: Zorla müdahale

‹ZM‹T DEVLET HASTANES‹ Sinan Ergin, Nuri Ayd›n Küçük, Hüseyin fiahinol, Önder Saadet, Ali R›za Demir, Önder Da¤delen, Selçuk Ulu’ya zorla müdahale edildi. Bar›fl Albay, Fikret Kara, Çetin Can, Erkan Aygören, ‹nan Ulafl Gezici, Osman Osmano¤lu bilinçleri aç›k, tedaviyi kabul etmiyorlar. Orhan Budak: Bilincini kaybetti, bugüne ait hiçbirfleyi hat›rlam›yor. Muharrem Horoz: 3 Haziran tarihi itibariyle bilinci kapan›nca hastaneye kald›r›larak zorla müdahale edildi. Kendine geldi¤inde tedaviyi reddederek serumu att›. Durumu a¤›r. Ali R›za Dermanl›: Bilinci aç›k

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:23/2 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Genel Yay›n Yönetmeni: Memik HOROZ Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Bar›fl AÇIKEL Bask›: Serler Matbaas› Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN. 1303-0299

ANKARA NUMUNE HASTANES‹ Osman Kaan, Ersin Ero¤lu: Ayakta durmakta güçlük çekiyor, s›v› al›m›nda zorlan›yorlar. Safra ç›karmaya bafllad›lar. Osman Kaan hemeroid, kan geliyor, burnundan da kan geliyor. Ersin Ero¤lu’nun ise s›rt›nda flifllik meydana geldi.Ersin Ero¤lu’na 5 Haziran gecesi zürla müdahale edildi. Son 10 y›l›n› hat›rlam›yor. Savafl Kör: Yaklafl›k bir ay önce zorla müdahale edildi, son 5-6 y›l› hat›rlam›yor. Kuyruk kemi¤inde delinme var. Yürümekte ve konuflmakta zorlan›yor. Ali Osman Çöpel: 30 May›s’ta ast›m krizi geçirdi, Hava tüpü tak›l›. Kalp çarp›nt›s› var. fieker ve su al›m›nda zorlan›yor. Bülent Öner: Konuflabiliyor, bafl dönmesi, halsizlik, vücutta uyuflma, eklem ve bafl a¤r›s› var. Do¤an Karatafltan: Yürümekte zorlan›yor, safra ç›kar›yor, çift görüyor.

Hesap Numaralar›: Sema Gül Ziraat Bankas› Aksaray fib. Yurtiçi hesap no: 0751 0003 0003 1868 121 Yurtd›fl› DM hesap no: 301009-259546 Emlak Bankas› Atatürk Bulvar› fib. Fr. Fr. hesap no: 001 0423 Vak›fbank Valide Sultan fib. Avusturya fiilini hesap no: 3454012031

±CMYK

Halil Tiryaki: Kar›n bölgesi ve vücudunun çeflitli yerlerinde flifllikler var. Dönem dönem ishal oluyor. Hatun An: Yürüyemiyor. Ayaklar›nda flifllikler, gö¤üste a¤r› var, çift görüyor. A¤›zda yaralar oldu¤undan su ald›¤›nda köpük yap›yor. Zorla müdahale edildi, bilinci gidip geliyor. Havva Do¤an: Zorla müdahale edildi. Yürüyemiyor, düflünemiyor, a¤›zda dilde yaralar olufltu. Kendini geçmiflte zannediyor. Kulaklar›nda gözlerinde sorun var. Hiç tan›mad›¤› insanlar› anne baba zannediyor. ‹drar›n› tutam›yor, sonda tak›l›. Esma Aslanbo¤an: Kalp krizi geçirdi, Zorla müdahale edildi. fiu an yata¤a ba¤lanm›fl vaziyette, a¤z›nda yaralar olufltu, nefes almakta zorlan›yor. ‹lhan Demirel: 28 May›s’ta zorla müdahale edildi. Bilinci kapal›. Vücut fonksiyonlar›n› yitirdi. Gözleri fliflti, göremiyor, konuflmakta zorlan›yor. Murat Candar: Yo¤un ishali var. A¤z›nda yaralar var. Vücudunun çeflitli yerlerinde a¤r›lar var. fievki Levent Çöplü: Zorla müdahale edildi. Cümleleri birlefltirip konuflmakta zorlan›yor, kas a¤r›lar› var. Mehmet Acettin: Dönem dönem unutkanl›k ve gö¤üs kafesinde a¤r› var, organlar› yavafl çal›fl›yor. Ara ara ishal ve vücudunda kemiklerin batmas›ndan flikayetçi. Halil Tiryaki: Siroz teflhisi konuldu. Ayr›ca karaci¤er ve f›t›k rahats›zl›¤› da var. fievki Çetinkaya: Kanser teflhisi konuldu, Sincan Hapishanesi’ne götürüldü. Asiye Güden: Bilinci aç›k, tedaviyi reddediyor. Görme bozuklu¤u var. A¤z›nda mantar olufltu, bo¤az›na kadar indi, a¤z›ndan iltihap ak›yor. Mete Yalç›n: Bir kolu kesik ve özellikle bu kolda yo¤un a¤r›lar var. Bar›fl Kaya Mehmet fiahin, At›lcan Saday, Mahmut Mete, Mustafa

Abone Koflullar›: 6 ayl›k: 10.200.000 1 y›ll›k: 20.400.000 Not: Posta ücretleri dahildir.

elektronik posta adresimiz: umutyayimcilik@superonline.com


iflçi-köylü

4

08-21 Haziran 2001

3

Sahte sendika yasasını geri püskürtelim Ankara: Sahte sendika yasa tasar›s›n›n Meclis Plan Ve Bütçe Komisyonu’ndan onaylanarak Meclis Genel Kurulu’na gönderilmesinin üzerine KESK Genel Yürütme Kurulu (GYK) taraf›ndan bir dizi acil eylem kararlar› al›nd›. Ülke genelinde afiflleme çal›flmalar›, bas›n aç›klamalar› yap›l›rken 21 May›s 2001 Pazartesi günü K›z›lay ‹skele Meydan›’ndan bafllat›lan 300 kiflilik ‹stanbul-Ankara yürüyüflü 26 May›s 2001’de K›z›lay Meydan›’nda gerçeklefltirilen coflkulu mitingle son buldu. “Toplu Sözleflmeli grevli, özgürlükçü ve demokratik bir yasa istiyoruz” talebiyle bafllat›lan yürüyüfl barikatlarla, gaz bombalar›yla, dayaklarla engellenmeye çal›fl›ld›. Kamu emekçileri sahte sendika yasas›na karfl› yapt›klar› yürüyüfle tüm engellemelere karfl› gerçeklefltirdikleri mitinge ra¤men yasan›n Meclis Genel Kurulu’nda görüflülmesi durumunda eylemlerine h›z vereceklerini aç›klad›lar. 26 May›s’ta yasaklamalara, gözalt› terörüne, daya¤a ra¤men barikatlar› afla afla ülkenin dört bir yan›ndan Ankara’ya gelen emekçi memurlar K›z›lay’a ulaflarak sahte sendika yasas›na geçit vermeyeceklerini hayk›rd›lar. YÜRÜYÜfi STARTI KADIKÖY’DEN VER‹LD‹! 21 May›s 2001 tarihinde Sahte Sendika Yasas›’n›n geri çekilmesi için 300 kifliden oluflan kamu emekçisinin bafllatt›¤› ‹stanbul-Ankara yürüyüflünün start› verildi. Kad›köy ‹skele Meydan›’ndaki u¤urlamada KESK MYK ve GYK üyeleri, KESK’e ba¤l› sendikalar›n genel merkezleri ve flube yöneticilerinden oluflan yaklafl›k 1500 kifli biraraya geldi. U¤urlamaya HADEP, ÖDP, EMEP, ‹HD, TMMOB ve Halkevleri yöneticileriyle D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, DSP milletvekili R›dvan Budak’ta kat›larak destek verdi. Ankara yürüyüflçülerinin “Grevsiz Sendika olmaz”, “Sahte Sendika Yasas›’na geçit vermeyece¤iz”, “Susma, toplu sözleflme hakk›ndan vazgeçme”, “Sendikas›z demokrasi olmaz” yaz›l› önlükler giydikleri u¤urlamada KESK Genel Baflkan› Sami Evren bir konuflma yapt›. Evren’in konuflmas›n›n ard›ndan “Sahte Sendika Yasas›na hay›r” pankart›n›n arkas›nda Sö¤ütlü Çeflmeye do¤ru yürüyüfle geçen kamu emekçilerinin önü Kad›köy Belediyesi yan›nda polis barikat›yla kesildi. “Emekçiye de¤il IMF’ye barikat”, “Yürüyüfl hakk›m›z engellenemez” sloganlar›n› hayk›rarak yürümekteki kararl›l›¤›n› gösteren emekçiler polis barikat›n› zorlad›lar. Barikat› kald›rmak zorunda kalan polis bu sefer de “Ses arac› yürüyüfle kat›lamaz” dayatmas›n› getirince emekçiler olduklar› yere oturarak polisin bu tutumunu protesto ettiler. Yap›lan görüflmelerin ard›ndan kamu emekçileri Kartal’a kadar yürüyüfllerine kald›r›m-

gelen otobüsler ise Gölbafl›’nda durduruldu. Kamu emekçileri buradan da Ankara-Konya yolunu çift yönlü trafi¤e kapatt›lar.

dan devam etti. Saat 18:00 civar›nda Kartal’a ulaflan yürüyüflçüler burada e¤itim emekçileri ve gençlerden oluflan yaklafl›k 150 kiflilik bir grup taraf›ndan karfl›land›. Geceyi Kartal’da geçiren yürüyüflçüler 22 May›s 2001 tarihinde Kartal Meydan›’nda yapt›klar› kitlesel bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan yürüyüfllerine devam ettiler. Kartal Meydan›’ndan E-5 karayoluna kadar yürüyerek burada otobüslere binen kamu emekçileri u¤rad›klar› Kaynarca merkezinde de k›sa mesafeli bir yürüyüfl yapt›lar. Gebze’ye do¤ru tekrar hareket ettiler. Yürüyüfl korteji Gebze SSK Hastanesi önünde toplanan 100’ü aflk›n emekçi memur, çeflitli parti ve dernek temsilcileri taraf›ndan karfl›land›. Yürüyüflü sürdürmekte kararl› olan emekçiler kurulan barikatlar› aflarak Cumhuriyet Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Meydanda 800 kiflinin kat›ld›¤› bir bas›n aç›klamas› yap›larak o gece Gebze’de konakland›. 23 May›s Çarflamba günü Kocaeli’ne do¤ru yola ç›kan yürüyüfl kortejine KESK’e ba¤l› sendikalar›n Gebze flube yöneticilerinden oluflan 30 kiflilik bir grup daha kat›ld›. ‹zmit’te de ö¤retmen evi önünde coflkuyla karfl›lanan yürüyüfl kolu ‹zmit flehir merkezindeki Belediye ‹flhan› önüne kadar yürüyerek burada bir aç›klama yapt›lar. Bursa-Yalova yol ayr›m›nda (Dört yol) birkez daha polis barikat›yla karfl›laflan emekçi-memurlar 4 Mart K›z›lay direnifli ruhuyla sloganlar atarak ›sl›klarla ve oturarak polisin tutumunu protesto ettiler. Emekçilerin kararl›l›¤› karfl›s›nda tahammülsüzce sald›ran polis coplarla gaz bombalar›yla memurlar› da¤›tmak istedi. Sald›r›yla birlikte ç›kan çat›flmada 7 emekçi memur çeflitli yerlerinden yaralan›rken kararl›l›k bir kez daha polis barikat›n› yard›. Emekçiler; “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Barikat› y›kt›k s›ra yasada” sloganlar›n› hayk›rarak yürüyüfllerine devam ettiler. Sald›r›n›n ard›ndan bir aç›klama yapan Sami Evren; KESK’in mücadelesini hiçbir gücün engelleyemeyece¤ini söyleyerek “KESK Ankara’ya geliyor ve T‹S ma-

sas›na oturacak” dedi. Yalova yolu Demirtafl Organize Sanayi Bölgesi kavfla¤›ndaki Üç Y›ld›z Oto Kavçuk ve Sünger Afi’den sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lan ve fabrika önünde direnifllerini sürdüren iflçilere de destek ziyaretinde bulunan emekçi-memurlar iflçiler taraf›ndan sloganlarla karfl›land›. Petrol-‹fl Sendikas› Bursa fiube Baflkan› Nuri Han’la Sami Evren’nin yapt›klar› aç›klaman›n ard›ndan Bursa’ya geçen yürüyüfl korteji binlerce kamu emekçisi taraf›ndan karfl›land›. Burada konaklayarak geceyi Bursa’da geçiren kamu emekçileri 25 May›s sabah saatlerinden itibaren Orhangazi Park›nda tekrar topland›lar. “ZAFER D‹RENEN EMEKÇ‹N‹N OLACAK” 26 May›s’ta K›z›lay’da gerçeklefltirilecek mitinge kat›lmak üzere ülkenin birçok ilinden yola ç›kan binlerce kamu emekçisi sabah saatlerinden itibaren Ankara yak›nlar›ndaki Turnikeler, Polatl›, Elmada¤ ve Gölbafl› Spor Salonu önünde polis ve jandarma barikatlar›yla durduruldular. Ege illerinden, Eskiflehir ve Bursa’dan gelen otobüslerin de gelmesiyle Polatl›’daki Topçu Okulu önüne kurulan barikat zorlanmaya bafllad›. Yaflanan k›sa süreli çat›flmayla buradaki barikat afl›l›rken ç›kan çat›flmada 10 kamu emekçisi yaraland›. Barikat›n afl›lmas›n›n ard›ndan Eskiflehir Ankara yolu tek yönlü trafi¤e kapat›larak yaklafl›k 2,5 saat oturma eylemi yap›ld›. Bir süre sonra araçlar›n geçti¤i di¤er fleritin de trafi¤e kapat›lmas› üzerine jandarmayla yeni bir çat›flma daha yafland›. ‹stanbul, Kocaeli, Düzce, Bolu, Sakarya ve Trakya’dan gelen 4 bin kadar kamu emekçisi de Turnikelerde durduruldu. Bunun üzerine yolu trafi¤e kapatarak sloganlarla yürüyen kamu emekçilerinin önü burada da barikatla kesildi. Yaklafl›k 3 saat yolu trafi¤e kapatan kamu emekçileri K›z›lay’a girmekteki kararl›l›klar›n› “Barikat› aflal›m K›z›lay’a ç›kal›m” sloganlar›n› hayk›rarak gösterdiler. Kürt illerinden; Adana, Mersin, Hatay’dan

KIZILAY’DA GÖZALTI TERÖRÜ 26 May›s 2001 Cumartesi günü K›z›lay ve civar›na; Güvenpark, Sakarya, Ziya Gökalp ve Çankaya yönlerine panzerlerle gözalt› otobüsleriyle, Çevik Kuvvet ve atl› polislerle yo¤un bir y›¤›nak yap›larak sabah saatlerinden itibaren gözalt› terörüne baflland›. ‹nsanlar› tek tek ve gruplar halinde gözalt›na alan polis sendikalar›n önünde toplanarak “Sahte Sendika Yasas›’na hay›r”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”’ sloganlar›n› atan 50 kadar e¤itim emekçisini gözalt›na ald›. Enerji Yap› Yol-Sen’de toplanarak Mithat Pafla’dan K›z›lay’a do¤ru yürüyüfle geçen 200 emekçi memur polis barikat›yla durduruldu. Oturarak yasa¤› ve engellemeyi protesto eden emekçiler zorla gözalt›na al›nd›lar. Di¤er yandan sabah 09:00’dan itibaren Hipodrom’da toplanmaya bafllayarak Ankara d›fl›ndan gelecek olanlar› bekleyen KESK ve D‹SK’e ba¤l› sendikalara üye kamu emekçileri, TUYAB’l› aileler, destek vermek amaçl› orada bulunan kitle saat 10:00’dan itibaren gözalt›na al›nmaya baflland›. Hipodromda yaklafl›k 500 kifli gözalt›na al›nd›. EMEKÇ‹LER “YASAKLI” KIZILAY’I 4 MART D‹REN‹fi‹ RUHUYLA ZAPTETD‹ Hipodrom’un d›fl›nda kalarak gözalt›na alamayan bir grup, BTS pankart› arkas›nda S›hhiye’ye do¤ru yürüyüfle geçti. “Soka¤a, eyleme özgürleflmeye”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›n› hayk›rarak K›z›lay Meydan› yak›n›ndaki Zafer Çarfl›s› önünde toplanan yaklafl›k 1000 kiflilik kitleyle birlefltiler. Polisin tüm engelleme çabas›na ra¤men Ankara içinde ve d›fl›nda kamu emekçilerinin kararl›l›k göstererek sürdürdükleri eylemler devam etti. KESK yöneticilerini arayan polis amirlerinin Ankara Valili¤i taraf›ndan, K›z›lay’da yap›lacak eyleme izin verildi¤ini ve barikatlar›n kald›r›laca¤›n› iletmesi üzerine binlerce kamu emekçisi K›z›lay meydan›na akt›. Barikatlar›n kald›r›lmas› üzerine flehir girifllerindeki kamu emekçileri Ankara’ya girerek Hipodrom’da toplanmaya bafllad›. Yaflanan bu geliflmelerle birlikte K›z›lay Meydan› yak›n›ndaki Zafer Çarfl›s› önünde toplana kitle flehir d›fl›ndan gelenleri bekleyiflini sürdürdü. KESK’e ve D‹SK’e ba¤l› emekçilerin yan›s›ra HADEP, ÖDP, S‹P, EMEP, TMMOB, mitinge kat›l›rken; At›l›m, Al›nteri, Kald›raç pankartlar› aç›ld›. “Söz bitti ölüyorlar, seyretme yaflat” pankart› aras›nda yürüyen kitle ÖO’da flehit düflenlerin foto¤raflar›n› tafl›rken DETAK ve TAYAD’l› aileler de pan-


08-21 Haziran 2001 kartlar›yla, ellerinde flehit düflenlerin foto¤raflar›yla mitingde yerlerini ald›lar. Neredeyse tamam›na yak›n› hipodromdaki bekleyifl s›ras›nda gözalt›na al›nan TUYAB’l› aileler ise mitingin sonuna yetiflebildiler ancak. Saat 12:00’den itibaren Hipodromdan yürüyüfle geçen kamu emekçileri saat 14:00’de zafer Çarfl›s›’nda bekleyen emekçilerle birleflti. Büyük bir coflkunun yafland›¤› bu anda durmaks›z›n K›z›lay’a do¤ru yürüyüfle geçildi. En önde KESK pankart› tafl›n›rken Ankara yürüyüflçüleri kortejin en önünde yer ald›. K›z›lay Meydan›’na da koflarak ilk onlar girdi. Ard›ndan ç›kar›lmak istenen yeni yasayla kapat›lmak istenen Tüm Yarg› Sen ve Asim-Sen’e üye emekçiler pankartlar›yla alana girdiler. mitinge ülkenin dört bir yan›ndan gelen e¤itim emekçileri yo¤un kat›l›m sa¤lad›. Tüm kitlenin alana yerleflmesiyle birlikte yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan KESK Genel Baflkan› Sami Evren konuflma yapmak üzere kürsüye geldi. Sami Evren konuflmas›nda; Toplu sözleflme hakk› elinden al›nan, grev hakk› kullanamayan, bir sendikaya sendika denir mi? Yasaklar› güvence alt›na alan, örgütlülü¤ümüzü zay›flatmak isteyen bir yasaya sendika yasas› denir mi? Diyerek IMF’nin ve hükümetin sahte sendika yasas›yla amaçlad›klar›n› ortaya koyamaya çal›fl›rken “Biz taleplerimiz do¤rultusunda bir yasa istiyoruz. Biz toplu sözleflme ve grev hakk› içeren bir yasa istiyoruz. Biz özgürlükçü demokratik bir yasa istiyoruz. Biz yasaks›z bir yasa istiyoruz” fleklinde konufltu. Evren konuflmas›n›n devam›nda “Bugün bu alanda siyasi iktidara son bir uyar› yapmak üzere topland›k. Kararl›l›¤›m›z ve direncimiz her geçen gün daha da art›yor. Toplu sözleflme ve grev hakk›m›z› içeren özgürlükçü ve demokratik bir yasa talebimize yan›t verilmesi Ankara’y› sarsmaya devam edece¤iz.” dedi. Ard›ndan konuflma yapan Tüm yarg› sen Genel Baflkan› tekin y›ld›z ise “tüm Yarg› Sen’i kapatmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Sendikam›z Türkiye Cezaevlerine aç›lan demokratik bir penceredir” fleklinde konufltu. Sabah saatlerinden itibaren gözalt›na al›nan 1000’e yak›n kamu emekçisi de saat 15:00’tan itibaren b›rak›lmaya baflland›. Gözalt› süresince kamu emekçileri bulunduklar› yerlerde eylemlerine devam ettiler. Ankara Emniyet Müdürlü¤ü yan›ndaki spor salonunda gözalt›nda tutulan emekçilere de Çevik Kuvvet sald›rd›. Gözalt› ve sald›r›larda emekçiler bulunduklar› yerleri eylem alan›na çevirmesini engelleyemedi. Gözalt›lar s›ras›nda bir çok insan yaralan›rken Ramazan Y›lmaz isimli kamu emekçisin durumunun a¤›r oldu¤u ö¤renildi. Miting alan›nda ve yürüyüfl boyunca kamu emekçilerine yönelik yo¤un bildiri ve kufllamalar da¤›t›l›rken DDSB imzal› kufllamalarda yo¤un flekilde da¤›t›ld›. Sahte sendika yasa tasar›s›n› Meclis Genel Kurulu’nda görüflülmesinin 6-7 Haziran’a ertelenmesi üzerine KESK’li kamu emekçilerine yasan›n görüflülece¤i gün kitlesel bas›n aç›klamas› yapmaya devam edecekler.

iflçi-köylü

4

4

ANAL‹Z IMF programının siyasi ayağının oluşturulmasına yönelik yeni arayışlar mperyalizm taraf›ndan TC devletinin ekonomik, siyasi ve askeri alanda “yeniden yap›land›r›lmas›” büyük bir h›zla sürüyor. 1999 y›l› sonlar›nda IMF ile 17.’si imzalanan stand-by anlaflmas›n›n hemen hemen bütün maddelerinin hayata geçirilmeye çal›fl›lmas›na ra¤men, bu program› yetersiz bulan emperyalist haydutlar, ülkeyi iflas›n efli¤ine getiren Kas›m 2000 ve fiubat 2001 krizlerini de bahane ederek, çok a¤›r koflullar› içeren yeni “ekonomik paketi” devreye soktular. Bu paketin mevcut siyasi yap›lanmalar arac›l›¤›yla tam anlam›yla uygulanamayaca¤›n› düflünerek; kendileri taraf›ndan yetifltirilen ve Dünya Bankas›’nda uzun y›llar yöneticilik yapan Bay Kurtar›c›(!) Kemal Dervifl’i, program›n denetlenmesi ve en k›sa zamanda yaflam bulmas› için ülkemize gönderdiler. Komprador burjuvazinin a¤›r toplar›ndan Rahmi Koç’un ifade etti¤i gibi “adeta Kemal Dervifl’i memur” k›ld›lar. 21 fiubat 2001 ekonomik krizinin ard›ndan ipleri eline alan IMF heyeti; memuru olan Kemal Dervifl arac›l›¤›yla derhal yürürlü¤e girmesini iste¤i 15 yasaya karfl›l›k, kredi musluklar›n› aflabilece¤ini, aksi taktirde yard›m› beklemenin bofl bir hayal olaca¤›n› belirterek; “15 gün içerisinde 15 yasan›n derhal ç›kar›lmas›” emrini verdi. “IMF’nin emirlerini baflüstünde tutan TC Devletinin normal koflullarda “uyufluk” flekilde çal›flan parlamentosu; gecesini gündüzüne katarak bu yasalar›n (Telekom, fieker, Bankac›l›k vs.) büyük bir bölümünü yasallaflt›rarak devreye soktu. Di¤er kalan yasalar da meclisin gündemine ivedilikle al›narak yasallaflma s›ras›n› bekliyor. IMF”nin vermeyi kararlaflt›rd›¤› krediye karfl›l›k haz›rlanan 47 maddelik mektubun çok a¤›r koflullar içerdi¤ini söylemeye gerek bile duymuyoruz. Ülkemizin ekonomik yap›s›n›n tamamen “teslim edilmesi” anlam›na gelen son niyet mektubunun etkileri emperyalistlerce flimdiden görülmeye baflland›. Bunun en somut örne¤i bu¤day taban fiyat›n›n belirlenmesi ve T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi) görüflmelerinde yafland›. Emperyalizm taraf›ndan sunulan IMF program›n›n ekonomik aya¤›n›n jet h›z›yla uygulanmas› sürerken, ikinci önemli ayak olan siyasi yap›lanman›n “yeniden düzenlenmesi” ise bir baflka önemli olgu olarak gündemdeki yerine oturmufl gözüküyor. Zira; ekonomik aya¤›n oturtulmas›

E

sürecinde egemen klikler aras›ndaki çeliflkilerin gittikçe keskinleflmesi; dayatt›klar› IMF program›n›n uygulamas›n› aksataca¤› endiflesiyle emperyalistleri yeni aray›fllara yöneltmek zorunda b›rakmaktad›r. Hiç kuflkusuz ülkemiz egemen s›n›flar› aras›ndaki çeliflkilerin derinleflmesi, emperyalistler aras›nda varolan ve giderek k›z›flan çeliflkilerden ba¤›ms›z olarak ele al›namaz. Özellikle ABD emperyalizmi ile AB emperyalizminin ülkemiz özgülünde egemenlik kurma mücadelesinin bir yans›mas› olarak da anlafl›lmal›d›r. ABD emperyalizmi IMF program›n›n detayl› bir flekilde uygulatmak için gönderdi¤i Kemal Dervifl’i, program› genifl halk kitlelerinin onay›na sunmas› için meydan›n da deste¤ini arkas›na ald›rtarak yurt gezilerine yollarken di¤er yandan merkez sol’da iyice y›pranan ve halk›n gözünden düflen DSP ve CHP’ye bir alternatif olarak ön plana ç›kartmak istemektedir. Ancak emperyalizmin hiçbir zaman “tek ata” oynamayaca¤› gerçe¤ini gözönüne al›rsak di¤er alternatif aray›fllar içerisinde oldu¤u da bir gerçekliktir. Öyle ki ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearsan taraf›ndan 20 May›s’ta elçilik binas›nda verilen bir davette; ABD’nin yaln›zca program›n baflar›s›n› Kemal Dervifl’te s›n›rl› tutmad›¤›n›, program›n baflar›yla hayata geçirilmesinde MHP’nin kilit rol oynad›¤›n›, bu nedenle MHP’nin “reform” olarak sunulan “teslimiyet” program›n› sahiplenmesi ve topluma benimsetmesi yönünde önemli misyonlar yüklenebilece¤i görüflleri dile getiriliyordu. Bu aç›dan y›pranm›fl ve iyice gözden düflmüfl bir DSP ile yolsuzluklara batm›fl bir ANAP’›n yerine MHP’nin ön planda tutulmas› süreç aç›s›ndan daha mant›kl› gözükmektedir. Bu süreçte ülkenin gerçek sahibi Genelkurmay ile MHP’nin birçok konuda ayn› paralelde hareket etmesi, yine MHP’nin merkez sa¤ yelpazede tek bafl›na liderlik hesaplar› yapmas›, ABD emperyalizminin gözard› edemeyece¤i önemli olgulard›r. Ayr›ca ABD emperyalizmi Ortado¤u Bölgesi’nde geliflecek olan ve halihaz›rda kendisi için önemli bir tehlike oluflturan ‘radikal islamc›’ durumlara karfl› Türkiye üzerinden de müdahale etmeye çal›fl›yor. Bu noktada Fazilet Partisi’nin statükocu yan›na alternatif olarak gündeme sokmaya çal›flt›¤› ve bafl›n› Recep Tayyip Erdo¤an’›n çekti¤i “Yeni Oluflum”a el alt›ndan yeflil ›fl›k yak›yor. Ayn› za-

manda geliflecek sol bir muhaletefi de “Kemalizm” flemsiyesi alt›nda “Yeni bir parti” kurmak üzere olan Mümtaz Soysal ve ‹nönü ile eritmeyi planl›yor. Özellikle ABD emperyalizmi taraf›ndan bu tür siyasi aray›fllar sürerken TÜS‹AD’›n May›s 2001’de “Türkiye’de Demokratikleflme Perspektifleri ve AB Kopenhag siyasal kriterleri” bafll›¤› ile yay›nlad›¤› 10 maddelik sözde “Demokrasi” paketinin zamanlamas› da flafl›rt›c› de¤ildir. Ayn› flekilde TOBB’un Genel Kurulu’nda Baflkan Fuat Miras’›n Kemal Dervifl’i a¤›r bir flekilde elefltirmesi de IMF program›ndan istedi¤ini almamas›na ba¤lanmal› ve objektif olarak ABD’ye yönelik hamle olarak de¤erlendirilmelidir. Bu aflamada emperyalistlerin yeni siyasi aray›fllar›n›n nas›l bir kanala evrilece¤i hakk›nda bir netlik koymak do¤ru olmaz. Ancak flunu söyleyebiliriz ki; IMF program›n›n bu siyasi yap›lanmayla uygulanmas› giderek zora girmifltir. 2 y›l›n› dolduran DSP-MHP-ANAP koalisyonu ömrünün son aflamas›na yaklaflm›flt›r.. Emperyalistler yeni aray›fllar› netleflir netleflmez bu koalisyonun alafla¤› edilece¤i aflikard›r. Nitekim son günlerde gazete, letevizyon ve radyolarda yap›ld›¤› söylenen anketlerde, halk›n büyük bir ço¤unlu¤unun art›k yeni oluflumlar istedi¤i b›kt›r›rcas›na yay›nlan›r olmufltur. Yeri gelmiflken TÜS‹AD’›n bu ç›k›fl›n› alk›fllayan kimi reformist sol ve yurtsever çevreler büyük yan›lg› içerisinde olduklar›n› görmelidir. Bu tip rapor ve ç›k›fllar› defalarca yay›nlayan patronlar kulübünden “demokrasi” beklemek ham hayaldir. Art›k bu ülkede basit bir demokratik hakk›n dahi bedel ödenerek al›naca¤›n› göremeyenlerin siyasi körlüklerini sorgulamas› gerekir. Bütün bu geliflmelerin ›fl›¤›nda komünist hareketin ortaya koydu¤u taktik politikalar›n önemini kavramak gerekiyor. IMF program›n›n içeri¤ini ve sonuçlar›n›n neler getirece¤ini hemen hemen bütün kesimler biliyor. Önemli olan varolan› tespit etmekle kendini s›n›rlamak de¤il, süreci devrimin ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirmek ve mücadele etmektir. Proletarya Partisi önderli¤inin bu geliflmeleri gözönünde bulundurarak sürece uygun üretti¤i “Kitle faaliyetinde yo¤unlafl, Parti ‹nflas›nda derinlefl” politikas›n› s›n›f mücadelesinin bütün alanlar›nda hakim hale getirmek için emin ad›mlarla ilerleyelim.


iflçi-köylü

4

08-21 Haziran 2001

5

Türk-İş’in ihanetine karşı sınıfın gücünü gösterelim Haber Merkezi: IMF ve Türk-‹fl aras›nda imzalanan Toplu ‹fl Sözleflmeleriyle 450 bin kamu iflçisine % 15’lik sefalet zamm› reva görüldü. ‹lk 6 içinde % 15 zam verilmesi, do¤an farklar›n ise 2002 fiubat ay›nda ödenecek olmas›n›n öngörülmesi 450 bin kamu iflçisinin 2001 Temmuz ay›na kadar ayn› ücretle çal›flmas› anlam›na geliyor. Anlaflmaya göre ayr›ca kinci 6 ayda gerçeklefltirecek ücret art›fl› da %15 olacak. E¤er gerçekleflen enflasyon %15’i geçerse bunun %80’i ücretlere yans›tacak. Üçüncü ve dördüncüsü 6 ayda ise ücretler %10 oran›nda art›r›lacak. Emperyalistlerin yaflad›klar› krizlerin yans›mas› olarak ülkemizde bafl gösteren krizlerin faturas› da iflçiye, emekçiye, yoksul köylüye ç›kar›l›yor. Emperyalistlerin dayatt›¤› istikrar paketleri ise görevlendirdikleri memurlar› “kurtar›c›” Kemal Dervifl taraf›ndan ad›m ad›m hayata geçiriliyor. Son yap›lan T‹S görüflmelerinde de Türk ‹fl’le IMF temsilcisi Kemal Dervifl aras›nda yap›lan anlaflmalarda bir kez daha 450 bin iflçiye emperyalistlerin yaflad›¤› kriz: sefalet zamm› olarak fatura edildi. Türk-‹fl’in, ihaneti derinlefltirerek egemen s›n›flar›n krizden kurtulmas›na el uzatmas› ise iflçiler cephesine iflbirlikçi ihanetçi sendikal bürokrasiye karfl› mücadelede yeni görevler yüklüyor. Tüm bu geliflmelerle birlikte IMF’nin yönlendiricili¤inde sonuçlanan T‹S görüflmelerine iliflkin Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan Yard›mc›s› Musa Servi’den Limter-‹fl Genel Baflkan› Kaz›m Bak›fl’tan ve Petrol -‹fl Sendikas› Samsun fiubesinde örgütlü iflçilerden ald›¤›m›z görüflleri sunuyoruz. IMF ve Türk -‹fl’ten 450 bin kamu iflçisine sefalet zamm› L‹MTER-‹fi GENEL BAfiKANI KAZIM BAKIfi 450 bin iflçiyi kapsayan Toplu ‹fl Sözleflmesi bildi¤iniz gibi ilk 6 ay, asl›nda her ne kadar % 15 zam verildi¤i iddia edilse de herfleyden önce bir zam de¤il, s›f›r zam dayatmas›n›n Türk-‹fl taraf›ndan kabullenildi¤inin aç›k göstergesi. Bu zamm›n her ne kadar al›n›p ertelendi denilse de özünde devletin kendi resmi kurumlar› taraf›ndan bu y›lki enflasyon oran›n›n % 60-70’lerde seyretti¤i söylenmesine ra¤men bir kere ilk 6 ay s›f›r zam verildi. ‹kinci 6 ay % 15. Yani bu flu anlama geliyor. ‹flçilerin al›m gücünde % 40- 50 oran›nda al›m gücünün düfltü¤ünün aç›k göstergesi. Kamu ifl kollar›nda ba¤›tlanan Toplu ‹fl Sözleflmesi sadece orada çal›flan 450 bin iflçiyi ve ailesini ilgilendirmiyor.Bu sözleflme Türki-

ye’de bundan sonra yap›lacak sözleflmelere emsal teflkil ediKaz›m Bak›fl yor. Nitekim bu sözleflmenin ba¤lanmas›ndan sonra bildi¤iniz gibi fiifle Cam ‹fl kolundaki iflçilere, imzalanan bu sözleflme örnek gösterilip ayn› koflullar dayat›lmaya çal›fl›ld›. Ve bu dayatmalar› kabul etmeyen iflçiler onurluca bir tav›r sergileyerek gerçekten bu dayatmaya, IMF’nin bu program›na, hükümetin bu teslimiyetçi, ihanet denilebilecek uygulamalar›na karfl› greve ç›karak iflçi s›n›f›na da önemli bir mesaj verdiler. T‹S’lerin bu flekilde bitmesi her fleyden önce herkesin de bildi¤i üzere hükümet ve IMF’nin bu önümüzdeki sürece iliflkin iflçi s›n›f›n›n ad›m ad›m tarihi kazan›mlar›n› ortadan kald›rmaya yönelik tavr›n›n teslim almaya yönelik bir parças›. Bu kapsamda bunu söylemek mümkün; özellikle kriz bahane edilerek bütün toplumsal kesimler özellikle de ezilenlerin iflçilerin, memurlar›n, emekçilerin, fluna r›za göstermesi isteniyor; Memlekette kriz var. Hepimiz ayn› gemideyiz. Bu krizi ortak fedakarl›kla aflmam›z gerekiyor. Bu ciddi bir yalan herfleyden önce. Bildi¤iniz gibi her kriz dönemi tekelci sermayenin kar›na kar katt›¤› dönemler olmufltur. Bir tane kriz yoktur ki büyük holdingler tekeller zararla ç›ks›n. Kriz dönemleri bunlar›n büyüme süreçleri oluyor. Her dönem oldu¤u gibi bu seferde iflçilere, emekçilere fatura etmek istiyorlar. ‹flverenlerin, siyasi iktidar›n ve sermayenin burun bükmesi ve buna yönelik bir kararl›l›k sergilemesi kendi s›n›fsal ç›karlar› aç›s›ndan oldukça do¤al. fiimdi biz iflçiler olarak flunu kesinlikle önümüze hedef olarak koymal›y›z. Art›k geri at›lacak ad›m kalmam›flt›r. Gidilecek geri ad›m bile yoktur. bir biçimde silkinip yeniden aya¤a kalkmak konusunda ciddi bir cesaret, irade ve kararl›l›k sergilememiz geriyor. Bugün Türkiye’de sendikalar›n tepiesine çöreklenmifl büyük ço¤unlukla sendikal bürokrasiye karfl› tabandan iflçiler olarak s›n›fsal ç›karlar›m›z, kendi gelece¤imiz için derlenip toparlanamazsak bu tip sal-

d›r›lar›n sonu gelmeyecektir. yar›nlarda bu günlerden çok daha kölü olacakt›r. Bir yandan sadece s›f›r zam dayatmalar› yok. Esnek üretim dayatmalar› var. Bütün ifl kollar›nda giderek yayg›nlaflt›r›lan tafleronluk uygulamalar› var. Uysal kölelik düzenin kabul etmeyece¤iz. Bu konuda en büyük sorumluluk her fleyden önce ileri iflçilere, s›n›f bilinçli iflçilere düflüyor. Sendika genel merkezleribüyük ço¤unlu¤unda de¤il- egemen olan anlay›fl ne yaz›k ki hükümet ve IMF politikalar›na teslim olmufl durumda. Onlar›n iflçi s›n›f› içerisindeki ayg›tlar› durumuna düflmüfller, önümüzdeki süreç daha da zor olacak. Kendi tarihinimizdeki mücadele geleneklerine yeniden sahip ç›kmak onlar› aflacak boyutta bir haz›rl›k içerisinde olmak zorunday›z. Görünen o ki bu T‹S yine tarihte çokça örne¤i görüldügü üzere Türk‹fl’in genel merkezi ve genel baflkan› taraf›ndan yeni bir, s›n›fa ihanet örne¤i oldu. ama fluna inan›yoruz ki, iflçi s›n›f› önümüzdeki süreçlerde bütün bu sald›r›lara karfl› cevaps›z kalmayacakt›r. Ancak bu kendili¤inden olmaz. hepimiz; ileri iflçiler,s›n›f bilinçli sendikac›lar olarak milatan mücadeleci bir çizgiyi esas olmal›y›z. Bize dayat›lan yollar›n› bulmak zorunday›z. Herfleyden önce sadece sendikal› iflçiler özellikle iflçiler ve emekçiler cephesinde ciddi rahats›zl›klar›n, hak gasplar›n›n yarat›¤› bir birikimin tepenin mayaland›¤›n› görmemiz gerekiyor. Ancak bu tepkilerin birlefltirilmesi bir sele dönüfltürülmeside bu konuda s›n›fsal sorumlulu¤u olan kiflilere düflüyor. Bugün memurlar›n yapt›¤› eylemler oldukça anlaml›d›r. fiifle Cam iflçilerinin grevleri bize bu konuda yol gösteriyor. 15-16 Haziran’lar gibi militan mücadeleci günler bizim rehber almam›z gereken, yürümemiz gereken yolu gösteriyor. Biz iflçilerin önümüzdeki günlerde daha bir mücadeleci sürece girece¤imizi bugünden görüyorum. ‹EP gibi oluflumlarda birleflik hareketin örgütlenmesinde oluflturulan araçlardan bir tanesidir. Bu araçlar› daha ifllevli daha etkin yaparak çekim merkezi haline getirmeliyiz. DER‹-‹fi SEND‹KASI GENEL BAfiKAN YARDIMCISI MUSA SERV‹ D›fla ba¤›ml› olan ülkemizde yaflanan ekonomik kriz nedeniyle IMF’nin dayatt›¤› reçeteler daha yo¤un bir flekilde uygulan›yor. IMF’nin iflçiye, emekçiye, köylülüye dayatt›¤› bu ekonomik politikalar gün geçtikçe daha da pervas›zlaflarak sürüyor. Bu

politikalarla iflçi emekçilerin için bulundu¤u ekonomik koflullar daha da güç hale getirilirken; s›n›f cephesinde ise, kimi sendikalar iflçi ve emekçilere yönelik bu sald›r› politikalar›n›n koltuk de¤nekleri durumunda. Yaflanan T‹S’lerinde geçmiflte de gönümüzle de s›n›f hareketiyle ba¤lant›s› var. Geçmifl Musa Servi y›llara bakt›¤›m›zda s›n›f hareketinin ivme kazanmas› T‹S görüflmelerine de yans›m›flt›. Sendika bürokratlar›, rahat bir flekilde kapal› kap›lar arkas›nda T‹S’leri imzalamaya cesaret edememifllerdi. Geçmiflte Türk-‹fl Toplu sözleflme görüflmelerini yapmak için bir Koordinasyon kurulu oluflturularak ondan sonra pazarl›¤a oturuluyorken, bugün ise Bayram Meral bir bafl›na görüflmeleri sürdürüyor. Kamu iflçileriyle di¤er ifl kollar›nda çal›flan iflçilerin ald›klar› ücretler aras›nda uçurumlar var. Di¤er ifl kollar›ndaki iflçiler sendikas›z, sigortas›z asgari ücrete talip ediyor. Patronlar buradan cesaret alarak ilk önce örgütlü kesime sald›r›yor. IMF program›n›n hayata geçirilmesinin yolu; örgütlü kesimi tasfiyeden bafllayarak hapishanelerde katliam yapmaktan geçiyor. ‹flçi ve emekçilerin üzerinde, toplumun üzerinde oluflturulan böyle bir bask› sürecinde Türk-ifl devletle s›n›f “ad›na” kap›l› kap›lar arkas›nda bir anlaflma yapt›. Sonradan bir kaç sendika bürokrat›n›n da imzas›n› alarak suçuna ortak etti. Bayram Meral’in aç›klamas› ise “Devlet, ülkemiz zor durumda. Bu zor durumdan ç›kabilmenin yolu da iflçilerin fedakarl›k yapmas›ndan geçiyor” fleklinde. Sendikalara karfl›, mücadeleci sendikac›l›¤a karfl› yo¤un bir bask› politikas› var. Hem patronlar taraf›ndan hem de sendikal bürokrasi taraf›ndan. Ama inan›yorum ki do¤ru bir durufl sergilendi¤i, do¤ru bir çizgi etraf›nda mücadele esas al›nd›¤› oranda s›n›f ad›na baflar›l› olaca¤›z. S›n›f mücadelesini ileriye tafl›yabilmenin yolu her türlü dayatmaya ve bask›ya karfl› durmaktan geçiyor. Bundan ötürü 450 bin kamu iflçisine dayat›lan y›k›m› iflçiler lehine, mücadelemiz lehine çevirebilmek için daha fazla emek ve çaba harcayal›m.


08-21 Haziran 2001

iflçi-köylü

6

4

İmzalanan IMF programına işçilerden yanıt “Bizim onayımız yok” Samsun: IMF’nin talimatlar› do¤rultusunda uygulad›klar› politikalarla ülkeyi y›k›m›n efli¤ine getiren egemenler; iflçi s›n›f›n› yak›ndan ilgilendiren bir T‹S sürecini daha noktalad›lar. Emekçilere s›f›r zam yerine eksi zamm› reva gören patronlar› ve Bayram Meral’in bu tasar›y› imzalamas›na iflçi kesiminden ve sendikalardan tepkiler gelmeye devam ediyor. Özellefltirme sald›r›s›, T‹S’leri ve ifl güvencesi yasas› ile ilgili Karadeniz’in en büyük fabrikalar›ndan biri olan (Petrol-‹fl’in örgütlü oldu¤u ve özellefltirilmeye çal›fl›lan) Samsun Gübre Fabrikas›nda (Azot) çal›flan iflçilerinin görüfllerini ald›k. ‹K: Elaz›¤’daki gübre fabrikas›n›n kapat›lmas› sonucunda Samsun’a gelerek burada çal›flmaya bafllad›n›z. Orada yaflad›¤›n›z süreci bize özetler misiniz?. 1. ‹flçi: Elaz›¤’da bizim fabrikam›zdaki özellefltirme çabalar› 1995 y›l›nda daha da h›zland›. Önce 150 kifli fabrikadan emekli edildi. Ondan sonra artan maliyetler bahane edilerek üretimi iyice yavafllatt›lar. Bizim fabrikam›za hammadde Samsun’dan, Foça’dan geliyordu. Bu kezde ham madde sorunu ç›kt›. Ve fabrika bir durma sürecine sokuldu. Bu süre içinde kapasite % 20’lere kadar düflürüldü. Mesela bir y›l içinde 3,4 ay çal›flt›rma politikas›n› izlediler. Di¤er zamanlar 2-3 ay bak›ma al›nd›¤› söylenerek çal›flt›r›lmad›. Kalan zamanlarda fabrika çürümeye terk edildi. Mesela ‘98-99 y›l›nda ham madde gönderilmedi¤i için hiç üretim yap›lmad›. Bizim fabrikam›z› zaten ilk baflta özellefltirme kapsam›na alm›fllard›. Özellikle ‘99 y›l›nda bu iyice h›zland›. Mesela sendikac›lar devreye girerek ham madde istediler “bizim fabrikam›z çal›fl›yor” diye. Paslanma durumunda olan fabrikay› bile üretim yapar hale getirdik. Normalde 350400 kifliyle çal›flan fabrikay› biz 120 kifliyle yine çal›flt›rd›k. Bilinçli olarak fabrikay› zarar etti göstererek özellefltirmeye çal›flt›lar. Mesela demiryolu ile gelen hammaddeyi karayoluyla getirerek maliyeti artt›rd›lar. Tüm bunlar›n sonucunda çal›flanlar›n bir k›sm› bizim gibi baflka yerlere gönderilerek, kimisi emekli edilerek iflten ç›kar›ld›. ‹K: Bu fabrikada da benzer fleyler yaflan›yor mu? 1. ‹flçi: Burada yaflananlar bizim yaflad›klar›m›z›n ilk aflamas› gibi. Ufak ufak ayn› olaylar tekrarlan›yor. ‹lk önce üretimin azalt›lmas›, mesailerin kald›r›lmas› vb. yöntemler uygulan›yor. Sendikay› y›pratmak içinde ellerinden geleni yap›yorlar. Buras› daha

öncede sat›lacakt›, sat›lamad›. fiimdi üretimi iyice düflürerek ya da gübreye çok pahal› fiyatlar isteyerek zarar etmifl gibi gösterip ya¤ma etmek istiyorlar. ‹K: Elaz›¤’da yaflad›¤›n›z o sürecin ard›ndan burada neler yapmay› düflünüyorsunuz? 1.‹flçi: Ben özellikle o süreçten sonra bu olaylara daha çok ilgi duymaya bafllad›m. Kendimi daha çok verdim. Orada bazen sessiz kal›yorduk. Diyelim ki ben A partisine oy vermiflim ve o parti de iktidarda. Sendika eylem karar› alm›fl. Ama ben o partiye oy verdi¤im için o eyleme kat›lm›yordum. Ne oluyor o zaman? Ben pasif kalm›fl, hakk›m› aramam›fl oluyorum. Ama ben s›rf o partiye oy verdi¤im için hakk›m› aramazken ayn› parti benim kuyumu kazmak için elinden geleni yap›yor. Önceden bana vaadetti¤i söylemlerine ra¤men beni mahvetmeye çal›fl›yor. Ben bunu ancak o süreci yaflad›ktan sonra anl›yorum. Buraya geldim. Dedim var gücümle çal›fl›p hakk›m› arayaca¤›m. Herkesde böyle yapmal›. Herkes hakk›n› arasa sorun kalmaz. Ama biz ne yap›yoruz? Kimisi diyor benim emeklili¤ime az kald›. Oysa böyle olmamal›. Sonuçta emekli olsan da ayn› y›k›m› yafl›yorsun. Ayn› politika devam ediyor. ‹nsanlar› bilinçlendirmek laz›m. Bizler bunun için e¤itim çal›flmalar›na a¤›rl›k veriyoruz. ‹K: Son yaflanan T‹S sürecini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? 1. ‹flçi: T‹S süreci gelmeden öncende bu sürece bir haz›rl›k yapt›lar. Mesela k›dem tazminatlar›n› ödememeyi, zorla emekliye ay›rmalar›, iflten ç›karmalar› devaml› gündeme getirerek kendi istedikleri oran› bize dayatt›lar. Bu görünen bir gerçeklik. Genelde de her dönemde böyle olur. Bu sefer k›dem tazminatlar›n›n bir fona aktar›lmas›n›, ifl güvencesi yasas›n›n ç›kmamas›, zorla emeklili¤i dayatarak iflçileri buna raz› etmeyi amaçlad›lar. Ve imza att›lar. Burada yap›lan bir zam de¤il zaten. Çünkü 3 ay öncesinde %8090’lara varan bir devalüasyon yaflad›k. Bizim kaynaklar›m›z da bu yüzdelere vard› neredeyse. fiimdi devlet bize %80-90 zam yapm›fl bile olsa asl›nda zam yapm›fl olmaz. S›f›r zam vermifl olur. fiu anda bize %15 vererek eski zam vermifl oluyorlar. Yani eksi %15-70 gibi bir zam ald›k biz. Bunun ad›na da zam denirse tabi. ‹K: Siz bu süreci nas›l de¤erlendiriyorsunuz? 2. ‹flçi: Bu Türk-‹fl’in ilk yapt›¤› fley de¤il. Bunlar tabana, yani iflçiye ayr› konuflur, oraya gidince ayr› konuflur.

Bugünün Türkiye’sinde bu verilen rakamlar gerçekten çok komik. Bizi en çok da iflçilerin bu kadar ucuza sat›lmas› üzdü. ‹flçi arkadafllar›n hepsi çok tepkili. Kimse bu kararlar› kabullenemiyor. Son dönemlerin en kötü toplu sözleflmesi bu. Bu kadar hortumlanan bankan›n yan›nda iflçiye böyle komik bir zam. Onlar IMF’nin dedi¤ini yap›yorlar sadece. Oysa tabandan bilgi al›nmadan, tabana dan›fl›lmadan yap›lan hiç bir olay› iflçi kabul etmez. Ancak onlar›n amaçlar› sadece koltuklar›n› kaybetmemek, iflçiyi, köylüyü seni, beni düflündükleri yok. Bunlara karfl› tepkimizi hep birlikte göstermemiz laz›m. ‹flçisi, esnaf›, köylüsü... hepsi tek yumruk olmal›. ‹.K: Sizler burada iflçilerinde görüfllerini alarak bir sözleflme tasla¤› haz›rlad›n›z. Bu çal›flmay› nas›l yapt›¤›n›z› anlat›r m›s›n›z? 3. ‹flçi: Her birimden 2-3 arkadafl buraya toplanarak bu tasla¤› haz›rlad›k. Bu gerçekten de tamamen iflçi arkadafllar›n kendi inisiyatifleri ile haz›rlad›¤› bir taslak oldu. Ancak Türk-ifl yine inan›lmaz bir fley yaparak ek talep yap›lmayacak diye bir madde koydu. Bizi tamamen s›f›ra indiren bir anlaflma oldu. Hakl› taleplerimizi dile getirmemizin zemini kalmad›. Fakat en son oturumda biz flunu çok net söyledik. Hükümet Türk-‹fl’le anlaflm›fl olabilir. Bu yasal geçerlili¤i olmayan bir anlaflmad›r. Konfederasyonlar böyle bir hakka zaten sahip de¤ildir. Ama Türk-‹fl’in imzas›n› birçok sendika kabul etti¤i için genel bir prensip anlaflmas› gibi oldu. “B‹Z‹M AÇIMIZDAN B‹R BA⁄LAYICILI⁄I YOK BUNUN” ‹K: Buna karfl› neler yapmay› düflünüyorsunuz? 3. ‹flçi: Kendi iflyerlerimizde biz flunu söylüyoruz. Bize zaten 6 ay zam yok. O zaman bu sözleflmeyi imzalamam›z›n da bir anlam› yok. O yüzden biz baz› maddelerde diretece¤iz.

Nas›l olsa bize bir hak vermedi¤i ve bizim görüflümüzü almad›¤› için biz de imzalam›yoruz. Bu imzalamama eylemini iki yönlü düflünüyoruz. Birinci yönü biz kendi taleplerimizde diretece¤iz. ‹kinci yönü de Türk-‹fl’in imzas›n›n alt›na imza atmayaca¤›m›z›n ilan›d›r. Biz bu tavr› yayg›nlaflt›rmak için di¤er sendikalara da ça¤r›da bulunaca¤›z. Ayr›ca bu toplu sözleflmeler T‹S süreçlerinide ayaklar alt›na ald›. fiimdiye kadar böyle bir anlaflma olmam›flt›. Herfley bir yana veresiye zam kabul edildi. Tüm bunlar Türk-‹fl’in s›n›f aç›s›ndan bakmamas›n›n sonucudur. Bizler s›n›f bak›fl aç›s›n› insanlarda oturtmal›y›z. E¤itimlerimiz iyi. Ancak genelde sadece e¤itimlerde kal›yor ya da insanlara sadece biraz daha direngen, hak al›c› olmay› anlat›yoruz. Oysa ülkeyi yönetmeye talip olacak iflçiler yaratmal›y›z. ‹K: Ç›kart›lmak istenen “‹fl güvencesi yasas›” hakk›nda neler söylemek istersiniz? 3. ‹flçi: Mevcut durumda 13-17. maddeden iflten at›yor. 13. maddeden iflten att›¤› zaman sadece fesih nedenini bildirme gereklili¤i var. Fesih nedeni nedir? Mesela “krizdeyim” gerekçesi. Yani sorgusuz sualsiz de¤il de bir gerekçe bularak. 17. maddede de suçlu iflten ç›kartmalar var. Yani tazminats›z iflten atmalar. Çal›flma Bakanl›¤› diyor ki; “17. maddeye göre yap›lan fesihlerde fesihin hakl› bir gerekçeye dayand›¤›n› ispatlamak yükümlülü¤ü iflverene aittir. Önceden iflten at›lan hakl›l›¤›n› ispatlard›. O zaman 13. maddeye göre at›yor. Yani iflveren iflten atmas›n›n hakl›l›¤›n› ispatlayamazsa bu sefer 13. maddeden at›yor. Tazminat veriyor. Ayr›ca sendikaya üye olmak iflten atmak için neden de¤ildir deniyor. Ama patron 13. madde ile “ ben krizdeyim ç›kartmak zorunday›m” dedi¤i zaman ne olacak. Yeni ifl güvencesi ile bir alakas› yok bu yasan›n.


iflçi-köylü

4

08-21 Haziran 2001

7

“Biz iflimizi geri istiyoruz” ‹zmir: Sümerbank Fabrikas› ve 160 dönümlük arazisi ‹zmir Ticaret Odas› Vakf›na (‹ZTOV) çok düflük bir ücretle peflkefl çekilmek isteniyor. ‹ZTOV bu özellefltirmeye gerekçe olarak araziye özel üniversite yap›laca¤›n› söylüyor. Buna karfl› iflçiler 16 May›s’tan itibaren iflyerini terk etmeme karar› ald›klar›n› belirterek iflgal eylemine bafllad›lar. 625 iflçinin ve 48 memurun bafllatt›¤› direnifle aileleri, dostlar›, Demokratik Kitle Örgütleri, ö¤renciler, çeflitli sendikalar, baz› siyasi partiler, di¤er ifl kollar›ndaki iflçilerde sürekli destek ziyaretlerinde bulunuyorlar. Direnifllerinde 13. günü tamamlayan Sümerbank iflçilerini ziyaret ettik. Direniflteki iflçiler ad›na gazetemizin sorular›n› yan›tlayan TEKS‹F Sendikas› ‹zmir fiube Baflkan› Hac› Bekir Yalç›nkaya’n›n görüfllerini yay›nl›yoruz. ‹K: Buran›n sat›lmas› aylar öncesinden bafllam›flt›. Daha öncede eylem yap›lm›flt›. Bugün gelinen süreci anlat›r m›s›n›z? H.B. Yalç›nkaya: Buran›n sat›lma karar› özellefltirme kurulu taraf›ndan geliyor. Onun bafl›nda Yüksel Yalova vard›. Buray› satamad›. Talibi ç›kmad›, ç›kana de¤erini vermedi. Yeri de¤erli oldu¤undan baz›lar›n› ifltah›n› kabartt›. Buray› ele geçirmek istediler. Dediler ki “üniversite kuraca¤›z”. Kursunlar, biz üniversiteye karfl› de¤iliz ama üniversitenin yeri buras› de¤il. Bunlar buray› “üniversite” ad› alt›nda alacaklar ve ileriki günlerde çok katl› ifl merkezlerine çevirip rant kazanacaklar. Bunu yapacak olanda ‹zmir Ticaret Odas›’n›n kurmufl oldu¤u vak›ft›r. Vak›f’ta 8-10 kifli var. Seçimi kaybetseler dahi yönetici art›k onlard›r.

Buda babadan o¤ula geçiyor. Yani hanedanl›klar› sürecek. Bizim a¤r›m›za giden devletin buna ilaveten Özel ‹dareye devretmesidir. Özel ‹dare’nin 3 ‹l Meclisi’nin komisyonundan 6 kifli 16 May›s’ta Fabrikay› gezmeye geldiler. Kap›dan girerken bizim bekçiler “Buras› resmi kurulufl belgeler olmadan içeri girilmez” dedi. Adamlarda “biz buran›n sahibiyiz” deyip bizim arkadafllarla tart›flm›fllar. ‹K: Buradaki iflçiler tasfiye edilmeye çal›fl›l›yor. Üretim tamamen durmufl durumda. San›r›m emeklili¤i yaklaflan iflçileri zorla emekli yapmaya çal›fl›yorlar. H.B. Yalç›nkaya: ‹l Genel Meclisi Komisyon Üyeleri’nin geldi¤i gün ayn› saatlerde Ankara Genel Müdürlükten bize faks geldi. Bizim Genel Müdürlü¤ün talimat›yla ç›kmay› taahhüt etmemizi üretimi durdurmam›z› istedi. Genel Müdürümüz de “ üretimi durdurmay›z, yaz›l› emir ver durduray›m” dedi. Bu arada bizde elimizdeki bezleri de¤erlendirmek istedik. Yavafl yavafl ham maddelerimizi ald›rmay› durdurdular. Pamu¤u, kimyevi maddeleri ve neye ihtiyac›m›z varsa yaz›l› emirle durdurdular. 16 May›s’ta yine faks gelmifl; “Pazartesi’den itibaren (21 May›s) süresiz ücretli izinlisiniz” fleklinde. Ne zaman ne olaca¤› belli de¤il. ‹K: Burada güzel bir direnifli halkas› yakalanm›fl. Bu direniflin sürdürebilmek için iflçiler aras›nda bir komite oluflturuldu mu? Eylem komitesi var m›? H.B. Yalç›nkaya: Komitemiz var. Her gün 2 defa toplan›yoruz. Baz› eksiklerimiz oluyor, onlar› a盤a ç›kar›p düzeltiyoruz. Burada biz birlik

ÖZGÜRCE Bulut Çiçek Emperyalizmin mezar›na bir kazma darbesi daha: International League of Peoples’ Struggle!

mperyalizm, çürüyen kapitalizmdir. Azg›n bir gericiliktir. Ça¤›m›z›n en gerici, en kanl› devlet biçimi olan Faflizmin kayna¤›d›r. Oysa feodalizme karfl› tarih sahnesine ç›kt›¤›nda kapitalizm ve burjuvazi ilerici bir rol oynam›fl; feodal sömürü, fliddet ve iktidar› yenmek için kanl› mücadeleler yürütmüfl-

E

tü. Üretici güçlerin (üretim aletleri ve üretici insan›n) geliflimi önünde en önemli pranga olan feodal üretim iliflkilerini de¤ifltirmek, kendi geliflimi ve pazarlar› birlefltirmesi önündeki engeli aflmak için kanl› ihtilallere baflvurmufltu. Kapitalizmde engelden kurtulan üretici güçler müthifl derecede geliflme göstermifl;

ve beraberli¤i yakal›yoruz. Bunu da baflard›¤›m›z› düflünüyorum. ‹nsanlara moral verdi¤imizi düflünüyorum. Bunu burada halaylar çekerek yap›yoruz, dinletiler veriyoruz. Sloganlar at›l›yor. Bu da insanlarda moral ve motivasyon yap›yor. ‹K: Sizin buradaki talepleriniz nelerdir? H.B. Yalç›nkaya: Bizler; fabrikam›z›n üretiminin devam etmesini istiyoruz. Tek amac›m›z çal›flmak. Fabrikam›z kapanmas›n iflimizin, afl›m›z›n bafl›na dönelim, en iyi flekilde çal›flal›m diyoruz. Keza flimdiye kadar yap›lan en iyi fleyde oydu. Bizim üretti¤imiz malda da hiç bir zaman bir hata bulamad›lar. Biz burada iki tane kalite belgesi ald›k. Bunu bize devlet bofluna vermedi. Biz Amerika’ya, ‹ngiltere’ye, Fransa’ya önceden de bu ürünleri yap›yorduk. Belki sizde giymiflinizdir. Ma¤azalar›m›zda sat›l›yor. Biz bu kaliteyi yakalam›flken, çok güzel üretim yaparken, birileri özellefltirme ad› alt›nda bu devlet sektörlerini bitirmeye çal›fl›yor. Yavafl yavafl bunu baflard›lar.

sanayi, sermaye ve üretim ola¤anüstü artm›flt›r. Fakat devasa kolektif üretime dayanan kapitalizmde özel mülkiyetin varl›¤› afl›r› eflitsiz paylafl›ma neden olmufl, burjuvazi ile proletarya aras›ndaki çeliflkiyi keskinlefltirmifltir. Bununla da kalmam›fl sanayi ve banka sermayesinin birleflmesiyle oluflan tekeller, sömürgelerinde de afl›r› kar h›rs›yla hareket etmifl ve ezilen-ba¤›ml› ülke halklar›na cehennemi yaflat›r olmufltur. Bu aflamaya gelifl sürecinde gericileflen kapitalizm ve burjuvazi ayn› zamanda üretici güçlerin gelifl-

Bu da bizim politikac›lar›m›z›n oyunu. Sata sata acaba nereye kadar gidecekler. Satt›¤›n fabrikadan para alam›yorsun. Özellefltirmenin ana tüzü¤ünde, fabrikay› alan 3 sene çal›flt›racak, diye yaz›yor. 10 fabrikadan ancak biri uyuyor. Alanlarda genelde kara para akl›yor. Tapusunu al›yor, adam ortadan kayboluyor. Kim ne yaparsa yaps›n bana ne diyor. Bu mant›kla Türkiye nas›l kalk›nacak. fiu anda bir dar bo¤azday›z. Dervifl’i ça¤›rm›fllar. Ama arkas›ndaki güçleri hepimiz biliyoruz. fiu andaki Türkiye’nin yapaca¤› fley; üretimi art›rarak, iflsizli¤i önleyerek flu zor durumdan aya¤a kalkmak, ama bizde tam tersi yap›l›yor, ver kurtul, kimin mal›n› kime veriyor. ‹K: Direniflteki iflçiler ad›na düflüncelerinizi gazetemiz arac›l›¤›yla okurlar›m›za aktard›¤›n›z için size teflekkürlerimizi sunuyor, direniflinizde baflar›l› olman›z› diliyoruz. H.B. Yalç›nkaya: ‹lginize teflekkür eder, çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim.

mesi önünde engel olmufl ve çürümeye bafllam›flt›r. fiimdi tarihin ak›fl› önünde engeldir! 1900’lerde, dünyadaki Pazar paylafl›m›n› tamamlayan emperyalistler, bu aflamadan sonra da yeniden pazar paylafl›m› mücadelesine devam etmifl, bunun için iki kez “dünya savafl›”na neden olmufllard›r. Bunlar gerçekte emperyalist “yeniden paylafl›m” savafllar›d›r. Ki, savafl sonras› Pazar da¤›l›mlar›n›n farkl›l›¤› da bunu kan›tlamaktad›r. Sosyalizm ise; (ezilen ba¤›ml› ülkelerde gündemde

olan Demokratik Halk ‹ktidarlar› da sosyalizmin bir alt evresi olarak kabul edilmektedir) emperyalizmden ba¤›ms›zl›¤›n ve özgürlü¤e yürüyüflün ifadesidir. Yani emperyalizmin alternatifidir. “Sosyal Demokrasi” emperyalizmin can›n› kurtarmak için baflvurdu¤u sahtekarl›kt›r. Emperyalistlerin kendi aralar›ndaki çeliflki ve çat›flmalar ise; it dalafl›ndan ve pastadan pay kapma yar›fl›ndan baflka bir fley de¤ildir. fiimdilerde çokça “küreselleflme”den söz ediliyor. 1990’lardan beri ortaya


08-21 Haziran 2001

iflçi-köylü

8

4

Zindan direniflinde ‹brahimleflmek en 90 gün direnirken/ 90 gün güller açt› hücrende/90 gün 90 kere utand› kollar›nda zincirler/ 90 gün 90 kere korktu hainler/ ve biz milyon kere/ 90 kez and içtik/ Tutkulu savaflç›lar misali ölece¤imize/ Ve ben mutlu olurum tutkulu savaflç›lar misali ölürken bile/ önüme düflenler her sar› yaprakta/ senin ard›ç yeflili gözlerini görünce/ Akacaksa kan›m›z yar›nlar için/ hayata kan k›rm›z› rengini verecekse/ Yürekten bir eyvallah/ Vars›n aks›n yüreklerimizde ne kadar kan varsa 18 May›s 2001 tarihinde Ankara Ulucanlar Hapishanesi’ndeki kad›n tutsaklar olarak Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’y› anma etkinli¤i düzenledik. Önderimiz ‹. Kaypakkaya’y› bu süreçte anmak umudumuzun ad›n›n yaz›ld›¤› da¤lar, da¤lar ve da¤lar›n görkemi kadar büyük olan

S

destans› direniflini bir kez daha yüre¤imizin derinliklerinde hissettik. Ve bu direnifli yaflayan ve yaflatanlar olarak böyle bilge, böyle ender komünist bir öndere sahip olman›n kararl›l›¤› ve coflkusuyla bir kez daha and içtik, yaflayanlar olarak bu direnifli yaflataca¤›m›za.

Tohum Kültür Merkezi’inde Kaypakkaya anmas› ‹mgelerin en ulafl›lmaz doru¤unda, Ey herfleye bitti diyenler. Korkunun sofras›nda y›lg›nl›k yiyenler Ne k›rlarda direnen çiçekler Ne kentlerde depreflen öfkeler Henüz elveda demediler Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek Yeryüzü aflk›n yüzü oluncaya dek Ankara: 26 May›s 2001 Ankara Tohum Kültür Merkezi’nde tüm bask› ve y›ld›rma politikalar›na inat bir etkinlik daha gerçeklefltirildi. Saat 14:00’de bafllayan etkinli¤e ‹flçi-köylü gazetesini kamu emekçilerine yönelik yap›lan sald›r›lar› ve ÖO’lar›n› seyreden zihniyeti teflhir eden aç›klamas› okunarak baflland›. Etkinli¤in ak›fl›na iliflkin bilgi verilmesinin ard›ndan TKM çal›flan› bir arkadafl; iflçi s›n›f›n›n uzun y›llar› kapsayan mücadele deneyimine vurgu yapt›ktan sonra Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n iflçi s›n›f› içerisinde yürüttü¤ü çal›flmalarla ilgili bilgi ver-

at›lan “Küreselleflme” kavram› bir yan›lsama yaratmaktan ibarettir. Çünkü emperyalizmin kendisi zaten yerel ya da bölgesel de¤il, küresel bir olgudur. Küresel hükümranl›kt›r. O nedenle de “Yeni Dünya Düzeni”, “Küreselleflme-globalleflme” vb. söylemler, emperyalizmin gerçekte dünyaya hükmetme ve halklar› azg›n sömürüye tabi tutma gerçekli¤ini gizleme araçlar›d›r. Ç›plak gerçek fludur ki; emperyalizmle ezilen halklar aras›nda keskin çeliflkiler vard›r ve dünya halklar› dört bir yanda emperyalizme karfl›

Saat 17:00’de hapishane havaland›rmas›nda bafllayan etkinli¤imize ilk olarak Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›k. Ard›ndan bir yoldafl›m›z taraf›ndan önder yoldafl›n yaflam› ve mücadelesini anlatan metin ve metinle birlikte ‹brahimleri, Ali Haydarlar›, Muharrem Çiçekleri ve ayn› zamanda direnifli, öfkeyi kararl›l›¤› anlatan fliir ve türküler okuduk.

di. Kaypakkaya’n›n mücadelesi ve yaflam› hakk›nda aç›klamalarda bulunarak “.... durum iyidir. Çünkü bize ›fl›k tutan teori ve stratejimizden güç olarak tüm yetmezliklerimizi aflaca¤›m›z› biliyoruz. Durum iyidir çünkü; Çözümsüzlü¤ün de¤il çözümün, da¤›lman›n de¤il birleflmenin, karamsarl›¤›n de¤il umudu yolunday›z” fleklinde aktar›mda bulunduktan sonra ‹. Kaypakkaya’n›n dostlar›na ve yoldafllar›na yazd›¤› son mektubundan al›nt›lar okudu. Konuflman›n ard›ndan Komünist Önder ‹. Kaypakkaya’n›n yaflam›n› ve mücadelesinin anlat›ld›¤› “K›rm›z› Gül Buz ‹çinde” belgeseli gösterildi. Daha sonra Ankara TKM’de çal›flmalar›n› yürüten Grup Asmin sahnede yerini ald›. Grup Asmin Anti-emperyalist anti-feodal halk kültürünün savunucusu ve uygulay›c›s› olan bizlerde “Komünist önder ‹. Kaypakkaya’n›n ›fl›kl› yolunu selaml›yoruz” diyerek ‹brahim Yoldafl adl› türküyle dinletiye bafllad›. fiiirler ve marfllar okuyan grup Asmin’den sonra Grup Dalga sahnede yerini ald›. Yaklafl›k üç saat süren etkinlik Diyarbak›r zindan› duvarlar›n› y›karak bilinçlere yerleflen, ellerde meflale olan Kaypakkaya’n›n direngenli¤ini bir kez daha yüreklere tafl›d›.

mücadele yürütmektedir. Emperyalizm küreseldir ve küresel alanda da sosyalizme ve halklara karfl› örgütlüdür. ‹flçi s›n›f›n›n ve halklar›n mücadelesi de küresel bazda olmak ve örgütlenmek zorundad›r. Bu konuda iflçi s›n›f› ve ezilen halklar›n tarihsel deneyim ve birikimleri de vard›r. Bugün oluflturulan Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi, demokratik ve anti-emperyalist mücadelenin birikimleri üzerinde flekillenen ve onun güçlerini birlefltiren bir oluflumdur. L‹G’e damgas›n› vuran

anlay›fl anti-emperyalizmdir. L‹G, anti-emperyalisttir; çünkü emperyalizm dünya halklar›n›n azg›n sömürü ve zalim uygulamalara tabi tutulmas›n›n sebebidir. Özgürlü¤ümüzün önündeki temel engeldir. L‹G, demokratiktir; çünkü L‹G hem kendi içinde demokratik bir oluflumdur, demokratik iflleyifle sahiptir hem de demokratik alanda mücadele yürütmektedir. Halklar›n anti-emperyalist mücadelesinin demokratik oda¤›d›r. Dünyan›n hem emperyalist-kapitalist ülkelerinden

Diyarbak›r iflkencehanelerinde ser verip s›r vermeyip 90 gün hücre hücre süren direnifliyle tohumunu att›¤› k›z›l direnme ruhunu bugün 2000-2001 ÖO direniflimizle taçland›r›yoruz. “Gelene¤inin sahipçileriyiz. Düflman›n tecrit politikalar› ve bunun için katletti¤i sakat b›rakt›¤›, zorla müdahale etti¤i yalanlar›yla halk› aldatmaya çal›flt›¤› bir dönemde biz mirasç›lar›n senden ald›¤›m›z bayra¤› dalgaland›rma kararl›l›¤›yla, bu alçakça sald›r›lar›n› da bofla ç›karaca¤›m›z› kararl›l›kla, bir kez daha dillendiriyoruz.” Etkinli¤imiz sonunda program›m›za mesajlar›yla kat›lan siperdafllar›m›zla birlikte sloganlar›m›z› atarak, türkülerimizi, marfllar›m›z› söyleyerek devrim halay›na durduk tecrit koflullar›nda. Ulucanlar Hapishanesi’nden tutsak partizanlar

Tarsus’ta bombal› pankartla ‹brahim Yoldafl selamland›!

Haber merkezi: Doksan gün iflkencehanelerde “ser verip s›r vermeyen” Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya katlediflinin 28. y›l›nda Tarsus’ta an›ld›. 18 May›s haftas› içerisinde Tarsus’un çeflitli mahallelerinde yaz›lamalar, afifllemeler yap›l›rken, bildirilerde da¤›t›ld›. Yeflil Mahallede yap›lan yaz›lamalar, faflizmi daha da tedir-

hem de ezilen ba¤›ml› ülkelerden anti-emperyalist demokratik güçlerin ortak buluflmas› da gösteriyor ki; emperyalizme karfl› mücadele bütün dünya halklar›n›n ortak sorunudur. Bunun bilincinde olan ve birbirine ulaflabilen 37 ülkeden 217 kitle örgütünün bir araya gelerek L‹G’i oluflturmalar› ve Kurulufl Kongresini baflar›yla sonuçland›rmalar› büyük ileri bir ad›md›r. Bunu daha da ileriye tafl›mal›y›z. fiimdi görevimiz: L‹G’i kavramak ve her ülkede yerel ayaklar›n› oluflturarak güçleri toparlamak/birlefltirmek ve

gin ederken “Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür” yaz›l› bomba süsü verilmifl pankartta mahallenin en ifllek caddesine as›lm›flt›r. Saatlerce pankart›n çevresinde çaresizlik içinde bekleyen polis çevrede toplanan insanlar› da¤›tsa da mahalle halk›n›n eylemi olumlu karfl›lad›¤› gözlemlendi.

anti-emperyalist demokratik mücadeleyi yükseltmektir. Toparlamak ve birlefltirmek! Bu, önemli bir görevdir. L‹G, kendisini anti-emperyalist cephede gören herkesin ilgi göstermesi gereken ciddi bir giriflimdir. Ancak sadece ilgi yetmez; ayn› zamanda devrimci duyarl›l›k, karfl›l›kl› sayg›, yo¤un emek ve do¤ruda ›srar da gereklidir. Emperyalist tahakkümden gerçekten kurtulmak istiyorsak, görevlerimize de bunun a¤›rl›¤› oran›nda ciddi sar›lmal›y›z.


iflçi-köylü

4

08-21 Haziran 2001

9

Bir direnç çiçe¤i daha ölümsüzlü¤e u¤urland› Haber Merkezi: Direnç çiçeklenin insanl›k yürüyüflü sürüyor. Devletin siyasi tutsaklar flahs›nda emekçi halk›m›za dayatmaya çal›flt›¤› “esaret zinciri”ni k›rmak için sürdürülen ölüm orucunun 23. flehidi olan U¤ur Türkmen; 28 May›s günü vasiyeti üzerine Mersin Tarsus’a ba¤l› Yenice Beldesinde; yaklafl›k 1000 kiflinin kat›l›m›yla son yolculu¤una u¤urland›. Direniflinin 204. gününde ölümsüzleflen U¤ur Türkmen; 5 Ocak 2001 tarihinde Sincan F tipi zindan›ndan flartl› tahliye edilmiflti. Tahliye öncesi bafllatt›¤› direniflini Tarsus’ta bulunan ablas›n›n

evinde sürdüren U¤ur Türkmen’in 27 May›s günü flehitler kervan›na kat›lmas›yla birlikte 19 Aral›k zindanlar operasyonu ve ölüm orucu sonucu flehit düflenlerin say›s› 54’e ulaflt›. 28 May›s günü ailesi, yoldafllar› ve siper dostlar› taraf›ndan Tarsus’ta bulunan ablas›n› evinden al›narak otobüslerle Yenice Beldesine götürülen U¤ur Türkmen’in

F tipi zindanlara karfl› mücadele boyutlanarak sürüyor Devletin siyasi tutsaklar flahs›nda tüm emekçi halk›m›z› teslim almaya yönelik bafllatt›¤› F tipi zindan sald›r›s›na karfl› 7 ay› aflk›n bir süredir cansiperane bir flekilde direnen devrimci-komünist tutsaklar›n mücadelesine d›flar›dan da destek veren tutsak yak›nlar› ve duyarl› kesimlerin eylemlilikleri artarak sürüyor. TUTUKLU YAKINLARINA POL‹S SALDIRISI F tipi zindanlara karfl› bafllat›lan ve flu ana kadar 54 flehidin verilmesiyle boyutlanarak süren sald›r›lara dikkat çekmek amac›yla 27 May›s 2001 tarihinde bir grup tutsak yak›n›n Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yapmak istedi¤i bas›n aç›klamas›na sald›ran polis, aralar›nda 5 Mart 99 tarihinde iflkencede katledilen sendikac› Süleyman Yeter’in efli Ayfle Yumli Yeter’in de bulundu¤u 5 kifliyi döverek gözalt›na ald›lar. Ayn› flekilde 31 May›s 2001 tarihinde Çemberlitafl’da tutsak ailelerinin yapmak iste¤i aç›klamaya da sald›ran polis, burada da 4 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›. Tutulu yak›nlar›n›n her Cumartesi günü ‹HD ‹stanbul fiubesi önünde yapt›klar› 5 dakikal›k oturma eylemine 25 May›s ve 2 Haziran günlerinde de devam edildi. Oturma eylemlerinde konuflan insan haklar› savunucular› ve tutsak yak›nlar›; hücreler kapat›l›ncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini duyurdular. TUYAB (Tutuklu Aileleri Yard›mlaflma Birli¤i) ise; 1 Haziran 2001 tarihinde ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda; devletin manevralar yaparak kitlelerde kafa karfl›l›¤› yaratmaya çal›flt›¤›n› ifade etti. Bu arada 30 May›s 2001 tarihinde Gülsuyu’nda biraya gelen devrimci güçler ortak bir eylem yapt›lar. Heykel dura¤›nda tecrit ve izolasyonu teflhir eden dövizler açan ve “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganlar› atan coflkulu kitle Çarflamba Pazar›na kadar yürüdü. Yo¤un polis ablukas›na ra¤-

cenazesine yöre halk›n› yo¤un deste¤i gözlerden kaçmad›. Belde giriflinde düzenli kortej oluflturularak “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” sloganlar› eflli¤inde mezarl›¤a kadar yüründü. U¤ur Türkmen flahs›nda Ölüm Orucu ve devrim mücadelesinde ölümsüzleflenlerin an›s›na yap›lan 1 dakikal›k sayg› duruflunu ard›ndan DHKP/C bayra¤›na sar›lan Türkmen’in ce-

nazesi günefle u¤urland›. Cenaze töreninin ard›ndan yeniden düzenli kortejler oluflturularak, alk›fllar ve sloganlar eflli¤inde cenaze evine kadar yüründü. U¤ur Türkmen’in son yolculu¤una aralar›nda ‹flçi-Köylü, At›l›m, Devrimci Demokrasi, Al›nterimiz okurlar› ve TAYAD’l›lar ile birlikte ‹HD Adana ve Mersin fiubeleriyle HADEP, ÖDP, KESK Adana ve Mersin flube yöneticileri de kat›l›m sa¤lad›lar. Bu arada U¤ur Türkmen’in flehit düflmesi üzerine ‹HD ve ÖDP ‹stanbul flubeleri önünde 28 May›s günü oturma eylemi yap›larak devletin tutumu protesto edildi.

Yaflam hakk›na sayg› istiyoruz ‹zmir: ‹zmir demokratik ve siyasi kurum temsilcileri taraf›ndan ölümlerin durdurulmas›, diyalo¤un bafllat›lmas› ve yaflam hakk›na sayg› gösterilmesi amac›yla 29 May›s 2001 tarihinde, saat 12:30’da Cumhuriyet Postanesi’nden Cumhurbaflkan›, Baflbakan ve Adalet Bakan›’na telgraf çekildi. Telgraf eyleminden sonra bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› ‹HD Yönetim Kurulu baflkan› Günseli Kaya okudu. Kaya “Türkiye aylard›r ölümü konufluyor. 19 Aral›k 2000 tarihinde 20 hapishanede yap›lan “Hayata Dönüfl Operasyonu” ad› verilen müdahale sonras›nda 32

kiflinin yaflam›n› yitirmesi ile bafllayan süreç bu güne kadar uzam›fl, müdahale ile bitirildi¤i iddia olunan ölüm oruçlar› ise artarak devam etmifltir. Bu gün yine buraday›z. Bugün bir kez daha ülke yöneticilerini sorunun çözülmesi için ça¤r›da bulunmaya geldik” dedi. EMEP, ÖDP, HADEP, Limter-‹fl, Pir Sultan Abdal Derne¤i, TH‹V, yöneticilerinin de destek verdi¤i eylemde kitle “Tecrit ölümdür istemiyoruz”, “Ölümleri durdurun, diyalo¤u bafllat›n” dövizleri tafl›d›lar. “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” sloganlar› efli¤inde eylem sona erdirildi.

Paris’te Cumartesi Anneleri... Paris’te, Cumartesi Anneleriyle Dayan›flma Komitesi taraf›ndan her ay›n ilk Cumartesi günü alt› y›ld›r sürdürülen eylemliliklerin biri daha 2 Haziran 2001 tarihinde Georger Pompideu merkezinde yap›ld›. Devrim ve Komünizm flehitleri için yap›lan sayg› duruflundan sonra yap›lan aç›klamada, faflist Türk devletinin tutsaklara yönelik yapm›fl oldu¤u 19 Aral›k katliam› anlat›larak, F tipi zindanlarda hala devam eden devrimci tutsaklar›n Ölüm Orucu eylemlerine de¤inildi. “Kahrolsun faflist Türk devleti”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Yaflas›n politik tutsaklar›n direnifli”, “Gözalt›nda kay›plara son” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylem boyunca, Kay›p ve Ölüm Oruçlar›nda flehit düflen devrimcilerin foto¤raflar›n›n bulundu¤u dövizler tafl›nd›. Yaklafl›k 70-80 civar›nda kitlenin kat›ld›¤› eylemde, Arjantin “Plaza de Mayo”da eylemler sürdüren annelerden biri yapt›¤› konuflmada kay›p politikas›n›n dünyan›n birçok ülkesinde egemen güçlere taraf›ndan uyguland›¤›n›, amaçlar›n›n toplumu y›ld›rmak, korkutmak ve mücadele edenleri pasifize etmek oldu¤unu belirten bask› ve zulme karfl› hep birlikte direnmemiz gerekti¤i ça¤r›s›n› yapt›. Konuflman›n sonunda hep bir a¤›zdan “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan› at›larak. Temmuz ay›n›n ilk Cumartesi yine ayn› yerde buluflma ça¤r›s› yap›larak bitirildi. Paris ‹.K okurlar›


08-21 Haziran 2001

iflçi-köylü

10

4

IMF politikalar›yla tekel çal›flanlar› tütün üreticisi de bitirilmek isteniyor

Malatya: Türkiye tar›m›, emperyalist politikalar ve bunun uygulay›c›lar› olan IMF ve DB gibi kurumlar› arac›l›¤›yla, bir devlet politikas› olarak yok ediliyor. Özellefltirmelerin jet h›z›yla ç›kt›¤› günümüzde bu politikalara uygun olarak tekelinde özellefltirilmesi için çal›flmalar son h›z›yla devam ediyor. Ülke ekonomisin göz bebe¤i olan Tekel’in y›llar öncesinden sürdürülen özllefltirme çal›flmalar›na, de¤inmeden ülke ekonomisindeki yerine k›saca de¤inmemiz yararl› olacakt›r. fiimdiki verilerle Tekel, y›lda 70 trilyon kar, vergi fon gibi getirileriyle birlikte devletin kasas›na 2 katrilyona yak›n yani günde 9 trilyon lira ak›tmaktad›r. ‹flte böylesine bir gelir kayna¤› ve pazar alan› olan Tekel çok uluslu flirketlerin ifltah›n› kabartmaktad›r. Yine Tekel, tütün ürünlerinin yan› s›ra, tuz, kibrit gibi sektörlerde de üretim ve pazarlama hizmeti vermektedir. 2001 Mali Y›l› Bütçe Kanununda Maliye Bakanl›¤› için ayr›lan bütçenin % 22,3’ünü, Milli Savunma Bakanl›¤›’n›n %42’sini, Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n % 64 fazlas›n›, ‹çiflleri bakanl›¤›, Emniyet Genel Müdürlü¤ü ve Jandarma Genel Komutanl›¤› bütçesinin toplam› (üçünün betçeden ald›¤› pay 1 katrilyon 831 trilyon) kadar bir bütçe yani kaynak yaratm›flt›r.

Yukar›da oranlar›n› verdi¤imiz kurumlar ülke bütçesinden aslan pay›n› alan kurumlar olmas›na ra¤men Tekel’in yaratt›¤› kayna¤›n önemi burada bir kez daha anlafl›l›yor. Tekelin 1999 y›l› Gayri Safi Milli Has›la içinde % 3; toplam vergi ve fonlar içinde % 5.2, tar›msal ürünler ihracat› içinde de %5’lik pay› bulunmaktad›r. Yine tahakkuk ettirilen vergi ve formlar›n miktar› 1999 y›l›nda 1 katrilyon 27 trilyon iken 2000 y›l›nda 1 katrilyon 745 trilyon olmufltur. Hazine pay› da göz önünde tutulursa Tekelin 2000 y›l› için fazladan üretti¤i de¤er 100 trilyonu bulmaktad›r. Ülke ekonomisinde böylesine yeri olan Tekel’in özellefltirilmesi çok uluslu flirketlere pazar yarat›rken ülke ekonomisine a¤›r bir darbedir. DÜNYA P‹YASASINDA TÜTÜN SEKTÖRÜ Dünya çap›nda tütün sektöründe isim yapm›fl 50’den fazla ülkede kendilerine ait ya da ortakl›k paylar› olan fabrikalara sahip üç dev flirket var. Dünyan›n en büyük tütün flirketi say›lan Philip Morris’in yan› s›ra R.J. Reynolds ve British-Amerikan Tobacco (BAT) d›r. Philip Morris dünya piyasas›n›n % 16’s›n› kontrol alt›nda tut-

maktad›r. bu flirket 1990’dan beri ABD’de ki sat›fllar›n› sadece %4.7 oran›nda art›rmas›na ra¤men yurtd›fl›nda %80’i bulmufltur. Yine bu üç dev flirket Amerika’da (ABD) uzun süre önce yasaklanan pazarlama ve reklamc›l›¤› sömürge ve yar›-sömürge ülkelerde yo¤unca uygulanmakta. Amerikan sigaralar›n›n ortaya ç›k›fl›ndan sonra gençler aras›nda sigara kullan›m› belirgin bir flekilde art›fl gösterdi. Tayvan’da %19.5’ten % 32.2’ye, Japonya’da %16’n›n üzerine ç›kt›. TEKEL BU DURUMA BEfi AfiAMA ‹LE GET‹R‹LD‹ ÇOK ULUSLU S‹GARA FABR‹KALARININ ÜLKEM‹ZDEK‹ 5 AfiAMALI STRATEJ‹S‹ Dünyan›n en büyük tütün üreticilerini bar›nd›ran ülkemizde tütün ve sigara pazarlar›n›n ele geçirilmesi için yaklafl›k 25 y›ld›r aktif çal›flmalar devam etmektedir. Türkiye tütüncülü¤ünün ve sigara pazar›n›n ele geçirilmesi için uygulanan befl aflamay› özetleyelim. 1-Sigara kaçakç›l›¤› ile pazara girilmesi 1970’li y›llar›n ortas›ndan itibaren ülkeye kaçak sigaralar›n sokulmas›yla baflland›. Binlerce ton sigara kara ve deniz yollar›yla ülkede sokaklarda tezgahlarda sat›ld›. Tekel’in üretim kapasitesinin düflürülmesiyle de desteklenen bu politika sonucu kara borsa ve kaçak sigara pazar›n›n kurumsallaflt›r›lmas›n›n önü aç›lm›fl oldu. 2-Sigara d›fl al›m›n›n serbest b›rak›lmas› D›fla aç›lmaya dayal› ekonomik politikalara ba¤l› olarak 1984 y›l›nda sigara d›fl al›m›na izin verildi. Çok geçmeden de

1986’da 1177 say›l› kanun de¤ifltirilerek tütünde devlet tekeli kald›r›ld›. Tekel’in etkisiz kalmas› için ak›lc› olmayan fiyat, al›m ve stok politikalar› yo¤un olarak uygulanmaya baflland›. 3-Tekel’in ekonomik etkinli¤inin darlaflt›r›lmas› 1990’l› y›llardan itibaren Tekelin yat›r›m ve destekleme politikalar› bilinçli flekilde programs›zl›k ortam›na itilirken; baz› fabrikalar›n teknolojik yenilenmeleri engellendi. Yine tütün stoklar›n›n fazlal›¤› ve Tekel’in piyasadan çekilmesi gerekti¤i propagandas› yo¤un bir flekilde yap›lmaya baflland›. 4-Tekelin özellefltirilmesi ve tütün destekleme al›mlar›n›n kald›rmas› (bugünkü aflamas›) ‹çinde bulunulan bu aflama tekelin özellefltirilece¤ine iliflkin IMF’ye verilen Ek niyet mektuplar›nda aç›klanm›flt›. 9 Aral›k 1999 tarihinde IMF ile imzalanan anlaflmada; Tekelin parçalanarak özellefltirilece¤i ve tütün destekleme al›mlar›n›n kald›r›laca¤› belirtilmiflti. Yine 2001 y›l› içinde yaflanan ekonomik krizden ç›k›fl›n tekelin özellefltirilmesiyle afl›laca¤› propagandas› yap›larak, Tekel’in emperyalistlere peflkefl çekilmesinin zemini yarat›lmaktad›r. 5-Çok uluslu flirketlerin Türkiye tütün ve sigara pazar›nda mutlak egemenliklerinin kurulmas›: Son aflamada olan bu durumda Türkiye’deki tütün ve sigara pazar› çok uluslu flirketlerin eline geçmifl olacakt›r. Milyarlarca dolar de¤erindeki fabrikalar, iflletmeler, tesisler ya¤malanacak onbinlerce iflçi memur iflsiz kalacak ve binlerce dönüm arazi ekilemeyecek, sonuçta milyonlarca insan daha da yoksullaflacak, iflsizler ordusu daha da büyüyecek. YOK ED‹LEN 3 M‹LYON ‹NSANIN GELECE⁄‹ 1999 y›l› verilerine göre Tür-


iflçi-köylü

4

pazarlanmas› Özellikle tar›mda kendi kendine yeten ülkelerden biri iken kendi ihtiyac›n› karfl›layamayacak durumuna getirilmek istemesidir. Bunun bafllang›c› 80’li y›llard›r. Özellikle de 24 Ocak kararlar›. Turgut Özal’›n gelifliyle birlikte ilk uygulamalar, özellefltirilen çimento fabrikalar›, Süt ürünleri, Et Bal›k Kurumu, Yem sanayisi gibi kurumlar oldu. Zaman›nda ciddi bir tepki gösterilmedi¤i için de bu özellefltirilmeler hayvanc›l›¤› yok etti. Dünyan›n birçok ülkesinden ne oldu¤u belli olmayan etler ülkeye sokuldu. Bunda siyasi iktidarlar›n yan› s›ra bizlerinde sorumlulu¤u vard›r. Hayvanc›l›k bitirildikten sonra flimdi s›ra tar›mda. Ülkede önemli görülen iki kurum vard›r. Birisi Tekel. Di¤eri de Petrol kimya sanayidir. Özellikle Petrol Ofisi, arkas›ndan Tüprafl benzeri BUGÜNKÜ KOfiULLAR kurulufllar›n bir k›sm› özellefltiOSMANLI’NIN rildi, bir k›sm›na da devam ediKAP‹TÜLASYONLARINyor. fiimdi özellikle Tekel’in yok DAN A⁄IR edilmesi için çirkin bir plan yap›yorlar, bunu y›llard›r yap›yor‹K: Ülkede ‘yeniden yap›lan- lar. Yabanc› flirketler TC hüküd›rma’ politikalar› do¤rultusun- meti baflbakan› ve di¤er yetkilida özellefltirilme sald›r›s›n›n leriyle yapt›klar› görüflmelerde artt›¤› bu süreçte, bir bütün ola- önce bu ülkede sigara üretim rak tar›m›n tasviyesini getiren izni ald›lar, arkas›ndan yavafl yasalar› de¤erlendirir misiniz? yavafl bu hale getirdiler. Bunu Mecit Amaç: (Tek G›da-‹fl nas›l yapt›lar, önce tekelin tekGüneydo¤u Anadolu Bölge fiunolojisinin yenilenmesini engelbesi Bölge Baflkan›): Türkiye’de lediler. Malrboro sigaras› son deyeniden yap›land›rma ad› alt›nda rece modern teknolojiyle piyasabir özellefltirme furyas› devam ya girdi. Tekelde kalitenin düflediyor. Bunun ad› yeniden yap›- mesini sa¤lad›lar. Bir yöntem land›rma da de¤il. Ulus ötesi ser- olarak da sigaraya karfl› kampanmayenin, IMF’nin DB’nin Türya var. kiye için haz›rlam›fl oldu¤u 20 Ortado¤u ve bizim gibi ülkey›ll›k bir program. Bu program›n lerde üretimin olmas›n› engelleas›l temelleri ülkede var olan ka- mek için her fleye bafl vuruyorlar mu kaynaklar›n›n, kamu kurulufl‹K: Tekel’in özellefltirilmelar›n›n uluslararas› sermayeye sindeki ülke ekonomisine verdi-

kiye’de 5001 köyde tütün ekimi yap›lmakta ve 575.796 ekici bulunmakta. Ekicilerin 303.054’ü Ege; 15.939’u Marmara; 93.442’si Karadeniz; 26.479’u Do¤u; 136.882’si Güneydo¤u bölgesinde bulunmaktad›r. Yine 1999 y›l› verilerine göre tütünün %49.6’s› Ege, %4.74si Marmara, %14.3’ü Karadeniz, %3.6’s› Do¤u ve %27.6’s› Güneydo¤u bölgelerinde üretilmektedir. Tekelin özellefltirilmesiyle yerli tütünden imal edilen sigaran›n piyasadan kalkmas›yla 40 bin ton tütün üretiminden vazgeçilmifl olunacak. 230.324 tütün ekici aile, ortalama 6 kifliden hesaplan›rsa 1 milyon 400 bin kifli olacakt›r. Yine Tekel’de 40 bin insan çal›flmaktad›r. Tütün üreticisi Tekel’e ba¤l› fabrikalarda çal›flan iflçi ve memuruyla bugün 3 milyon insan›n gelece¤i elinden al›nmak isteniyor. IMF’ye verilen söz gere¤ince, emperyalizme peflkefl çekilen tütün ve tütün üreticisinin, önümüzdeki süreçte büyük bir y›k›mla karfl›laflaca¤› ortada. Emperyalist politikalar sonucunda, bu peflkeflin bir ad›m› olan Tekelin özellefltirilmesi sald›r›s›n›n sürdü¤ü bu dönemde Tek G›da‹fl Malatya flubesinden Mecit Amaç ve üreticilerle yapt›¤›m›z röportaj› sunuyoruz

08-21 Haziran 2001

11 ¤i zarar› ve amaçlanan› anlat›r m›s›n›z? MA: Türkiye 10 y›l önce yaklafl›k 70 bin tütün mamulü tüketirken bugün bu rakam 115 bin tona ç›km›flt›r. Sigara tüketiminde bir art›fl olmas›na ra¤men bizim piyasadaki yabanc› firmalarla rekabet etme gücümüz hayli azalm›flt›r. Ancak buna ra¤men onlara karfl› hala birinci durumday›z. Tekelin ve

Bütün zarar ettirme çal›flmalar›na, vurgun ve talana ra¤men tekel bugün 80 trilyon kar etmifltir. E¤er Tekel den siyasiler ellerini çekerse tütünden milyarlarca kar edilece¤i bilinmektedir. Yaklafl›k olarak tekelden geçimini sa¤layan 600 bin üretici ailesi iflçisiyle toplam 4-4,5 milyon insan geçimini sa¤lamaktad›r. ‹flsizli¤in yo¤un oldu¤u bir süreçte e¤er tekelde ve tütünde istedikleri sonucu elde ederlerse iflsizler ordusuna milyonlarca iflsiz eklenecektir. ‹K: Bölgemizdeki tütün üreticilerini ve Tekel’in durumunu de¤erlendir misiniz? MA: Özellikle Do¤u ve Güneydo¤u’da yaklafl›k olarak 160 bin aile geçimini tütünle sa¤lamaktad›r. Bunlar›n baflka ürün ekme koflullar› da Türkiye’nin önemi burada ortaya yoktur. Topraklar›na ba¤l› olarak ç›k›yor. Onlar aç›s›ndan Türkiye ekemiyorlar. Hükümete ve IMF pazar› % 50, %60, sigara tüketi- fleflerine sesleniyoruz. Bölgede minin artt›¤› ve genç nüfusa sa20 y›ll›k bir savafl›n yafland›¤› hip oldu¤u için önemlidir. Türki- süreçte birçok belde ve yaklaye üzerinden Ortado¤u’ya Türki fl›k 4500 köy y›k›lm›flt›r. MilCumhuriyetlerine ve Önasyaya yonlarca insan flehir ve geceuzanabilmek için ABD Firmalar› kondularda iflsiz güçsüzdür. için Türkiye kaç›n›lmaz bir rant Güvenlik aç›s›ndan bir rahatlama merkezidir. Bize gelen sa¤l›kl› görülse de ekonomik aç›dan rakaynaklara göre Philip Morris hats›zd›r. Hükümet bugüne kadar firmas› Dünya Bankas› yetkilile- bölge için 20 tane paket aç›klarine flunu belirtmifltir. “Siz yap›- m›flt›r. Hiçbir taneside hayat bullacak protokolde, niyet mektu- mam›flt›r. E¤er vaad edilenler bunda Tekelin özellefltirilmesi- gerçeklefltirilmezse ülkenin banin yasalaflmas›n› sa¤lay›n, bu- r›fl ortam› yeniden bozulacak na karfl› biz size istedi¤iniz ve kaos ortam›na kendili¤inkrediyi açaca¤›z” demifltir. den girecektir. Böyle bir iliflki yuma¤› var. TürTütün ve pancar üreticileriyle kiye Cumhuriyetini sevk ve ida- ilgili alm›fl oldu¤u bu kararlarre eden hükümet, TC hükümeti, dan hükümet vazgeçmelidir. Tüolmaktan ç›km›flt›r. IMF’nin tünde de oldu¤u gibi fleker emir ve buyruklar›n› Dünya pancar› üreticileri de zor duBankas›n›n talimatlar› ve ABD rumdad›r. 2,5 milyon insan gebaflkan›n›n telefonlar›yla ülkede çimini fleker pancar›ndan sa¤l›icraat yapmaktad›r. Bu ülkemiz yor. fieker yasas› jet h›z›yla ç›kt›. ve halk›m›z ad›na utanç verici 3 tane yabanc› firma yat›r›m bir sonuçtur. Özellikle özellefltir- yapm›flt›r bu yasan›n kendilerini me yasalar›n›n mecliste bulundu- tatmin etmedi¤ini söylüyorlar. ¤u süreçteyiz. Biz y›llard›r OsYani fleker pancar› ekiminin kökten yasaklanmas›n› istiyorlar. manl› bizi Avrupa’ya muhtaç etti diye ba¤›rm›flt›k. Oysa bu- “Üreticinin solu¤unun kesilmesi onlar›n periflan olmas› bizi ilgigünkü koflullar Osmanl›’n›n kapitülasyonlar› koflullar›ndan lendirmiyor, bizi ilgilendiren ABD m›s›r üreticisidir” deniyor. çok daha a¤›r ve alt›ndan kal“Bu pazar› bize sunmal›s›n›z, k›lacak durumda de¤ildir.


08-21 Haziran 2001 sunmazsan›z her 2-3 y›lda bir ülkenizde kriz yarat›r ve ekonominizi dibe vurdururuz” diyorlar. Nitekim Kas›m’dan bafllay›p fiubat’ta sonuçlanan krizin sebebi uluslararas› tekeller IMF ve Dünya Bankas›d›r. ‹K: Tütün Platformunda sendikan›z da var. Platform bileflenlerini ve çal›flmalar›n› de¤erlendir misiniz? MA: Tütün platformu çerçevesinde y›llardan beri mücadelemiz var. Özellikle son 10 ayd›r, yo¤un çal›flmalar›m›z var. Platformda Tek G›da-‹fl, Tütün Eksperleri Derne¤i, Ziraat Mühendisleri Odas›, Kigem, Sigara Sa¤l›k Komitesi var. Kendilerini direkt ilgilendirmelerine ra¤men Ziraat Odalar›, Platformda yer alm›yor. Birde Sigara Sa¤l›k Komitesi sigara karfl›t› olmas›na ra¤men platformdalar. Onlar›n aç›klamalar›nda yabanc› sigaralar›n daha zararl› oldu¤u yönünde tespitleri var. Katk› maddelerinin ba¤›ml›l›k yapan özelli¤inin yo¤un oldu¤unu belirtiyorlar. E¤er üretilecek ve tüketilecekse yerli sigaray› belirtiyorlar. Bölgelerde toplant›lar yap›yor ve üreticileri bilinçlendirmeye çal›fl›yoruz. Genel olarak bir de¤erlendirme yapmak gerekirse Türkiye’de nüfusun yar›s›na yak›n› tar›mdan geçimini sa¤l›yor. Daha önce kendine yeten bir ülkeyken, flimdi bütün tar›m ürünlerinde onbinlerce ton hububat ithal etmekteyiz. Ülkemizin kaynaklar›n› yabanc› ülkelere peflkefl çekmifller. Ekonomik ve siyasi ba¤›ms›zl›¤› elden gitmifl ve ülke bat›r›lm›fl durumda. ‹K: Bütünlüklü olan bu sald›r›lara karfl› ne yap›lmal› sizce? MA: Türkiye toplumunun bir hastal›¤› var ki o da toplumsal olaylara duyars›zl›k. Bu ekonomik krizi halk son derece sakin karfl›layabilmekte. Bir ay içinde akaryak›ta %110 kadar zam geliyor. Halk ve toplumsal kurulufllar bir sükunet içinde karfl›lamaktad›r. Elbet bu sükunet ülke ç›kar›na de¤il yabanc› sermayenin ç›kar›nad›r. Bugün ülkemizde özellefltirilmeye karfl› ç›kanlar ihanetçi gösterilmektedir. Bunun için bir kampanya yü-

12 rütülmektedir. Oysa ki yurtsever olman›n ölçütü siyasi ve ekonomik ba¤›ms›zl›¤› savunmakt›r. Ekonomik ba¤›ms›zl›¤› olmayan bir ülkenin siyasi ba¤›ms›zl›ktan bahsetmesi mümkün de¤ildir. Toplum olarak aya¤a kalkmak gerekir. Herkesin muhalefeti birleflmelidir. Kaderimizdir deyip peflinen kabullenirsek bu anlay›fl kurumlar›m›z›n teker teker yabanc› sermayeye peflkefl çekilmesine yard›mc› olmufl olacakt›r. Güçlü bir ülke olmak istiyorsak toplumsal mücadele gelene¤i yaratmam›z ve mücadele bayra¤›n› yükseltmemiz flart. ‹K: Son olarak; çiftçiyi destekleme (sübvansiyon) al›mlar›na son verilece¤i ve tütünlerin sat›fl merkezlerinde aç›k artt›rmayla sat›lmas›n› ön gören maddelerle ilgili düflüncelerinizi ö¤renebilir miyiz? MA: Tütün yasas›nda desteklemeleri kald›raca¤›z deniyor. Tar›m ürünleri zahmetli ve maliyeti çok olan ürünlerdir. E¤er tar›mla u¤raflanlar; gübre, ilaç sulama vb. desteklenmezlerse çiftçi üretim yapamaz. Dünyan›n her yerinde tar›ma destek vard›r. Bu desteklemeler, ABD’de kifli bafl›na 2.507 dolar Avrupa birli¤inde kifli bafl›na 4500 dolard›r. Türkiye’de ise bu 115 dolard›r. Örne¤in geliflmifl Avrupa teknolojisiyle üretim yapan üretici y›lda 4500 dolar destekleme al›yor, bizde 115 dolar destek al›yor. Aradaki bu uçuruma ra¤men bu da çok görülüyor. Desteklemenin kökten kald›r›lmas› ve ça¤d›fl› oldu¤u söyleniyor. Biz de bunun do¤ru olamad›¤›n› söylüyoruz. Bir de ülkede serbest piyasada tütün ofisi kurulacak. Üretici ürününü getirecek piyasada pazarl›k sistemiyle sat›lacak. Bu sistem ortaça¤dan kalma bir sistem. Üretici ürününü satamay›nca de¤ifl tokufla baflvuracak, yani bu¤day verip tütün alacak. Tütün verip meyve sebze alacak. Bu gerçekleflmesi imkans›z bir yaklafl›m. Son olarak ülkemizde milliyetçi yurtsever demokrat olduklar›n› söyleyen hükümet iktidarda. Yurtseverlikte ve milliyetçilikte kimseye söz b›rakm›yorlar. Bu gidifle birinin son demesi

laz›m. Çünkü onlar bizi iyi pazarlay›p iyi de sat›yorlar. ‹K: Çok teflekkür ederiz. MA: Ben teflekkür ederim. ‹yi çal›flmalar

iflçi-köylü

4

Yine Malatya merkezde yaflayan ve tütün üreten Ad›yaman’dan göç eden üreticilerden konuyla ilgili düflüncelerini sorduk. BU ÜLKEDE YAfiAMAK ‹K: Aslen nerelisiniz. Neden ‹STEM‹YORUM göç ettiniz ve tütün yasas›yla ilgili düflüncelerinizi ö¤renebilir Ad›yaman’l› iki kardefl, köymiyiz? lerinde yaflad›klar› olumsuz bir Üretici ‹smail: Ad›yaman, taolay sonucu Akçada¤ Ya¤murlu r›m ve hayvanc›l›kla geçimimizi köyüne tafl›n›p orada yaflamaya sa¤lad›¤›m›z bir yerdi. Tar›mda çal›flmaktalar. Tarlalar› dahi olda sadece tütün vard›. Tütün kamayan Mehmet ve Mahmut çak olarak sat›l›rken (Özal’›n köÖdev kardefller yar›ya ald›klar› fleyi dön politikas› dönemi) haltarlalarda tütün ekme çabas›nda- k›n geçim durumu iyiydi. Ama lar. Kotan›n kald›r›lmas›yla tütü- kota uygulamalar› bafllay›nca nünüde satamayan Mahmut üretim düfltü ve köylüler geçineÖdev evini ve tütününü yakacak mez duruma geldi. Baflka alterkadar bunal›ma girdi. fiu an Yenatif, olmay›nca da gurbetçilik, flilyurt hapishanesinde tutuklu göç bafllad›. Biz de buraya geçibulunan Mahmut Ödev’in abimimizi sa¤lamak amac›yla göçtük. Tekelin özellefltirme çal›flsinden tütün yasas›yla ilgili düflüncelerini sorduk. malar› kota sistemi ve kredilerin Mehmet Ödev: Tütünle ida- yüksek faizli olmas› tütün üretire ediyorduk, neydece¤imizi fla- mini engeller hale geldi. Tütün fl›rd›k. Bu hükümet çiftçiyi iyice yetifltirmek için önceden para öldürdü. Evvel ekiyorduk, ekme- yat›r›m› yapmak gerekir. Üretilen tütünler de elimizde kal›nca ¤e de hasret kalaca¤›z. Dervifl tütüne yapt›¤›m›z yat›r›mlarda denen kifli herfleye kota koydu. bofla gitti. Benim tarlam dahi yok. Kol eme¤imizi de ald›lar kardeflime ‹K: Devletin tütün politikas›kota vermediler. Tütününü satan› de¤erlendir misiniz? mad›. O da bunal›ma girdi ve Baflka bir üretici: Türkiye evini tütünün yakt›. ‹fl yok, güç son zamanlarda AB’ye girme çayok. Bu insan ne yaps›n. Türkibas›yla yo¤un sömürüye maruz yeli olmaktan flimdiye kadar gu- kal›yor. fiekerle, kay›s›ya da kota rur duyuyordum. Bundan sonra getirildi. Herfley kotaya u¤rad›. bu ülkede yaflamak istemiyorum. Tütün halk›n elinde çürütülÇünkü ac›mdan ölüyorum. meye b›rak›ld›. %50’lik kesintiye karfl› yap›‹K: Devletin tütün politikas›lan eylem k›sa süreli kazan›ml› n› de¤erlendirir misiniz? oldu ama bu oran daha da yükseMÖ: Hangi devlet kap›s›na gitsek ayn›, herkes periflan Tütün lerek geri geldi. Sadece tütün üreticisi de¤il tüm halk bu konudiktim ama ne yapaca¤›m. Beya duyarl› olmal›d›r. nim ekti¤imin ayn›s›n› bu ülke d›flar›dan getiriyor. ‹K: Üretici olarak sorunlara D›fl devletler seni düflünmez. karfl› ne yap›lmal›d›r? Devlet de batt› biz de batt›k. Üretici: Yumurta kap›ya daAmerika’dan heyet geliyor heryanana kadar kimse sesini ç›karfleyi elimizden al›p gidiyorlar, maz diye bir laf vard›r. fiimdiye çiftçiyi düflünen yok. %100’e kadar sömürülen esnaflar iflas kredi veriyor. Bizimkinin alm›edene kadar seslerini ç›karmad›yor. O sene ine¤imi sat›p ödedim lar. En sonunda soka¤a döküldükredi faizini. Ne yapacak bu inler. Burada biz eylem yapt›k. sanlar ya h›rs›zl›k yapacak ya da Ama gerisi gelmedi, çünkü bir soyacak. Devletin içinde daha iyi öncünün olmas› laz›m. Burada yap›yorlar bu ifli. Halk› da al›flt›- bu ifl genç nesile düflüyor. Köylü racaklar soygunculu¤a. gençleri sorunlar›na sahip ç›kmal›d›r. ‹nsanlar duyarl›laflt›r›lKÖYLÜ GENÇL‹K SORUNmal› ve herkes eme¤ine sahip LARINA SAH‹P ÇIKMALI ç›kmal›d›r.


iflçi-köylü

4

08-21 Haziran 2001

13

Tekel yasas›ndaki gecikme Bakan Yalova’y› koltu¤undan etti birlikte yasalar bi- Köylünün yan›ndaym›fl gibi rer birer meclisten görünmek için kendini zorlageçiriliyor. Ancak yan Hüsnü Yusuf Gökalp bu durum her se- TZOB’(nin kongresinde üreferinde egemenler ticiler taraf›ndan yuhalan›nca aç›s›ndan trajiko- “kendini köylünün bakan›, mik olaylar› da Dervifl’i IMF’nin adam›” ortaya seriyor. ilan etti. Protestolar karfl›s›nHepsi, bir yandan da flaflk›na dönen bakan can IMF’nin en sad›k havliyle “yanl›fl bakan› yuhaYüksel Yalova ufla¤› olabilmek, l›yorsunuz. Ben üreticinin gözüne girebil- yan›nday›m” 盤l›klar›n› att›. mek için birbiriy- Ve ard›ndan da yine ayn› lusal Program ad› verilen y›- le yar›fl›rken; bir yandan da “Köylü bakan›” üreticiyi yok k›m program›- IMF politikalar›n› daha iyi olman›n efli¤ine getiren, sabn›n uygulanma- uygulayabilmek için halk›n r›n› tafl›ran bu¤day taban fiya çal›fl›lmas› gözündeki imajlar›n› koru- yat›n›n alt›na imzas›n› att›. ve “15 günde 15 yasa” diye maya çal›flarak birbirlerini fiimdi de fedakarl›k yapmak diretilerek ekonomik yard›- “IMF’nin adam›” olmakla ad›na ortada bir fiyat bulduk. m›n ancak bu flekilde sa¤la- suçluyorlar. Önce T. Teleko- Bizim muhalefetimiz sonucu naca¤› ve krizden ancak böy- mun özellefltirilmesinde Enis taban fiyat› artt›. Diyerek bir le ç›k›laca¤› propagandas› ile Öksüz ve Kemal Dervifl ara- krize daha yol açmamak için s›ndaki bir gö- maliyetin alt›ndaki bu fiyat› Yata¤an halk› rüfl ayr›l›¤› ola- savunuyor. Sözde birbirlerirak gösterilen T. ne muhalefet ederek ya içlezehir soluyor T e l e k o m u n rinden birisi aklamaya çal›fl›özellefltirilmesi yorlar, ya da “bunlar Haber Merkezi: Mu¤la-Yata¤an’da krizi yafland›. IMF’nin dayatmalar› de¤il. kurulu bulunan Termik Santral’in yöre Ard›ndan Hüs- Biz tart›fl›yoruz, karar verihalk›na verdi¤i zarar endifleli bir hal alnü Yusuf Gö- yoruz” görüflünü yayg›nlaflmaya bafllad›. 25 May›s günü 502 kükalp ile yine t›rmaya çal›fl›yorlar. Son kürtdioksit oran›n›n 3000 metreküp miKemal Dervifl aç›klanan taban fiyatlar›yla ligram seviyesine ç›kmas› üzerine beledi- aras›nda bu¤- sözde köylü bakan› Göye’den yap›lan duyurularla özellikle yafll› day taban fiyat- kalp’in ve ithal bakan Derve çocuklar›n soka¤a ç›kmamalar› isten- lar› tart›flmalar› vifl’in köylü düflman› yüzünü di. bas›na yans›d›. aç›kça gördü. Devletin santralde hava kirlili¤ini en alt seviyeye düflürecek “ar›tma tesisleri” Kaplumba¤alar›n ni faaliyete sokmamas› yöre halk›ndan ölümünden sorumlu olan tepki al›nca göstermelik olarak 24 Nisan ve 15 May›s tarihlerinde devreye sokuKromsan Afi. kapat›ls›n! lmufltu. Ünitelerin tam kapasite çal›flt›r›lMersin’e ba¤l› Kozanl› Beldesi’nde faalimamas›; yata¤an halk›n›n hergün zehir yette bulunan fiifle Cam ‹flletmelerine ait solumas›na yol aç›yor. Ayr›ca tar›msal üretimin yo¤un oldu¤u bölgede ürünlerde Kromsan Afi’nin çevreye verdi¤i zarar had her geçen y›l büyük oranda verim düflük- safhaya ulaflt›. Yöreye özgü olan ve koruma alt›nda bulunmas› gereken yeflil deniz kaplü¤ü olufluyor. Bütün bu geliflmelerin yan›s›ra santra- lumba¤alar›ndan 8 tanesinin 27 Nisan günü lin “özellefltirme” kapsam›na al›narak ölümü yöre halk›n›n yo¤un bir tepkisiyle karçok ucuza emperyalist tekellere peflkefl fl›laflt›. çekilmesi de gündemdeki önemini koruYaflanan geliflmeler üzerine bas›na bir yor. Santrala talip olan tekeller; aç›klamada bulunan Kozanl› Belediye BaflkaKükürtdioksit gaz›n›n etkilerini minin› Kenan Y›ld›r›m; Kromsan fiirketinin dermum seviyeye indirecek teknik donan›m› hal kapat›lmas›n› istedi. pahal› oldu¤u için devreye sokamayacakBilimin her zaman do¤ruyu söyledi¤ini lar›n› belirtirken; santralin bir an önce elifade eden Y›ld›r›m zararl› at›klarla bölgede den ç›kart›lmas› için uflaklar› olan devleinsanl›k suçu ifllendi¤ini sözlerine ekledi. 27 te bask›lar›n› da yo¤unlaflt›rd›lar. Nisan günü sahilde ölüm bulunan kaplumbaBu yaflananlar bile devletin Yata¤an halk›n›n yan›nda olmay›p emperyalist te- ¤alar›n yap›lan otopsilerinde Kromsan’›n ç›kellerin emrinde oldu¤unun aç›k bir gös- kartt›¤› at›klar sonucu öldükleri tespit edilmifltir. tergedir.

U

MHP’li bakanlar›n rolü milliyetçili¤i art›k sadece ad›nda, vatanseverli¤i lafta kalan partilerini süreçten temiz ç›karmaya, halk›n bu yönlü güvenini kaybetmemeye çal›flmak olurken Kemal Dervifl’inki de efliyle yapt›¤› yurt gezilerinden arta kalan zamanlar›nda emekçilere gözda¤› vermek, tehdit etmek oluyor. T‹S görüflmelerinde ya da taban fiyat tart›flmalar›nda sürekli “15 yasa ç›kmazsa yard›m alamay›z” , “yeni bir kriz ç›kar” sözleriyle insanlar›n emeklerinin karfl›l›klar›n›, ürettiklerinin bedellerini bile almalar›na karfl› gelen Dervifl IMF program›n›n harfiyen uygulanmas› için elinden geleni ard›na koymuyor. Bir taraftan efliyle kol kola yurt gezilerinde sahte gülücüklerle flirin görünmeye çal›fl›rken, di¤er yandan da IMF’nin tehditlerini savurmaktan geri durmuyor. Son olarak Tütün yasas›n›n haz›rl›klar› için yapt›¤› görüflme kapsam›nda TZOB’ni ziyaret eden özellefltirmeden sorumlu Devlet Bakan› Yüksel Yalova’n›n burada yapt›¤› bir aç›klama “kriz” yaratt›. Öyle ki Bülent Ecevit, Mesut Y›lmaz ve Roma’da bulunan Kemal Dervifl hemen birer aç›klama yaparak Yalova’ya haddini bildirdiler. Kendinden çok emin bir flekilde “hiç kimse niyet mektubu, asker mektubu, bilmem ne mektubu gibi kavramlarla haddini aflamas›n, say›s› 600 bini bulan bir kesimle ilgili oturupda May›s ay›na söz verdik diye çalakalem kanunu haz›rlanmaz. Bu konuda niyet mektubunu kim yazd› ve kim imzalad› ise sorumlulu¤unu o tafl›r.” diyen Yalova bu haddini aflan aç›klaman›n sadece birkaç saat sonras›nda yine televizyon ekranlar›nda söylediklerinin yanl›fl anlafl›ld›¤›n› savundu“Tütün kanunu ilk bakanlar kuruluna yetiflecek” diyerek ay›b›n› örtmeye çal›flan Yalova, Bülent Ecevit’in “talihsizlik” de¤erlendirmesinden ve istifa davetinden kur-

tulamad›. Ve kendi deyimiyle bir devlet adam›n›n sorumlulu¤unu yerine getirerek istifa etti. Yüksel Yalova’n›n böyle bir ç›k›fl yapmas› kuflkusuz ki tütün üreticilerini, halk›n› düflündü¤ü anlam›na gelmiyor. As›l neden IMF program› karfl›s›nda “direniyor” gözükerek, y›k›ma u¤rayan köylülü¤e ben sizin yan›n›zdayd›m mesaj›n› vermek olarak anlafl›lmal›d›r. Popülist bir söylem olan bu yaklafl›m Yalova’n›n tamamen kendi ç›karlar›n› düflündü¤ünü ve bunun için de karfl› bir görüntü vermesinde ifadesini buluyor. Çünkü bahsini etti¤i niyet mektubuna hükümetin bir bakan› olarak kendisi de imza atm›flt›. Olay IMF’nin kula¤›na gitmeden örtbas etme telafl›nda bulunanlar›n aras›nda olan Mesut Y›lmaz olayla ilgili “zannediyorum maksad›n› aflan bir aç›klama” derken Kemal Dervifl Roma’dan olaya müdahale ederek “program›n asla delinmeyece¤inin” mesaj›n› verdi. Programda en ufak aksamaya dahi tahammülü olmayan ve IMF’nin k›l›c›n› bo¤az›nda hisseden Ecevit’de tekrar bir aç›klama yaparak hassas bir süreçten geçildi¤ini, herkesin sözlerinde de çok dikkatli olmas› gerekti¤ini savundu ve “Ekonomimiz bu yüzden sars›nt› geçirmifltir. Yalova istifa ederek bu sars›nt›n›n giderilmesine katk›da bulunmufltur” dedi. Sonuçta her ne amaçla olursa olsun IMF’nin direktiflerine muhalefet etmenin, geciktirmenin, b›rak›n bunlar› laf etmenin bile bedelinin ne oldu¤u herkese gösterildi. Ve sadece 8 saatlik bu kargaflan›n hazineye 5 katrilyonluk bir yük getirdi¤i söyleniyor. Birden hareketlenen borsa, dövizlerin art›fl› ve bu arada buharlaflan 5 katrilyon. fiimdi sorun, onlar›n aç›s›ndan sadece bu 5 katrilyon miktar›ndaki paray› emekçilerin cebinden nas›l çalacaklar› olmal›.


08-21 Haziran 2001

iflçi-köylü

14

4

Bir kez daha diyalog ça¤r›s› reddedildi. Devlet sesizli¤ini sürdürerek katletmeye devam ediyor Ankara: HADEP, EMEP, S‹P, ÖDP, DBP, ÇHD, ‹HD, D‹SK, KESK, TMMOB, Türkiye ve Ortado¤u Vakf›, 68’liler Birli¤i Vakf›, Halkevleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, Ayd›n ve Sanatç› Giriflimi ve TUYAB ve TAYAD’dan oluflan bir grup, devlete ölüm oruçlar›n›n bitirilmesi noktas›nda diyalog ça¤r›s›nda bulunmak üzere iki otobüsle ‹stanbul’dan Ankara’ya hareket ettiler. Temsilciler 23 May›s 2001 tarihinde saat 21:00’de ‹stanbul TÜYAP kitap fuar› önünden yaklafl›k 1000 kiflilik kitlesel bir u¤urlamayla yola ç›kan ç›kt›lar. U¤urlama s›ras›nda ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin Ankara’ya ÖO’lar›nda bir diyalog sa¤lanmas› için gittiklerini aç›klad›. 24 May›s Cuma günü ise temsilciler Ankara giriflindeki turnikelerde durduruldu. Yaklafl›k 2 saat turnikelerde bekletilerek kimlik kontrolünden geçirilen temsilciler saat 12:30’da K›z›lay’a ulaflabildiler. Ankara’daki devrimci demokratik kurumlar›n temsilcileri, tutsak aileleri, ö¤renciler, 11:30’dan itibaren K›z›lay’daki Yüksel Caddesi’nde toplanmaya bafllad›. “Tecrit kald›r›ls›n, ölümler durdurulsun” “içerde d›flarda hücreleri parçala”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Hücreler ölümdür izin vermeyece¤iz” sloganlar›n›n hayk›r›ld›¤›, alk›fl ve z›lg›tlar›n yükseldi¤i bekleyifl s›ras›nda Mehmet Özer’in okudu¤u fliirler coflkuyu ve öfkeyi daha da artt›rd›. Zindanlarda flehit düflenlerin foto¤raflar›n›n da tafl›nd›¤› eyleme gençlerin kat›l›m› yo¤undu. Sanatç› Efkan fieflen’in söyledi¤i flark›lara bekleyifl s›ras›nda hep birlikte efllik edildi. ‹stanbul’dan

gelen kurum temsilcilerinin K›z›lay’a ulaflt›¤› haberi gelince bekleyiflteki coflku daha da artt›. “Yaflam hakk›na sayg›, ölümleri durdurun” pankart›yla birlikte Yüksel Caddesi’ne ulaflan temsilciler “Devrimci tutsaklar teslim al›namaz” sloganlar›yla karfl›land›. ‹stanbul’dan beklenen temsilcilerin de gelmesiyle bafllayan eylemde, ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü Öndül yapt›¤› konuflmada diyalog ça¤r›s›n› yineledi. Ayd›n ve sanatç› giriflimi ad›na konuflan Haluk Gerger ise “Art›k tabutlar kald›r›lmal›d›r. Art›k vicdan›m›z bu ölümleri kald›ram›yor. Tutuklularla görüflülmesini istiyoruz” dedi. Tutsak yak›nlar› ad›na konuflan Berran Y›ld›r›m ise; “Devlet; çocuklar›m›z›, gençlerimizi ortadan kald›rmak için F tipi gibi hapishaneleri yapt›” diyerek flu ana kadar 51 flehidin verildi¤ini, 100’ün üzerinde tutsa¤›n sakat vaziyette oldu¤unu vurgulad›. TUYAB, TAYAD olarak di¤er kurumlarla da bir araya geldiklerini belirten Y›ld›r›m; devletin yeniden tutsaklarla görüflmelere bafllamas›n› istedi. D›flar›da sürdürülen ÖO’da yaflam›n› yitiren Canan Kulaks›z’›n babas› Ahmet Kulaks›z da konuflmas›nda, tutsaklar›n taleplerinin kabul edilemez talepler olmad›¤›na vurgu yapt›. Konuflmalar›n ard›ndan, Cumhurbaflkanl›¤›’na, TBMM Baflkanl›¤›na, Adalet Bakanl›¤›na gidecek olan heyetler oluflturuldu. Cumhurbaflkanl›¤›’na ‹HD Genel Baflkan›, Hüsnü Öndül baflkanl›¤›nda; Sinan Tutal, Ali R›za Yurtsever, ‹brahim Akkaya, Ahmet Kulaks›z, Berran Y›ld›r›m, Güzel flahin, Makbule Bek-

31 bin üreticiye icra darbesi Samsun: Köylü düflman› hükümet üreticinin kan›n› emmeye devam ediyor. Alelacele ç›kart›lan fleker yasas› ve halen tart›fl›lan tütün yasas› ile gelece¤i yok edilmek istenen üreticiler, geçti¤imiz hafta bu¤day taban fiyat›n›n belirlenmesi için yap›lan toplant›lar ve maliyetin alt›nda belirlenen fiyatla bir kez daha y›k›ma u¤rad›. Bir yandan Ziraat Bankas›’n›n flubelerinin kapat›lmas› ve kooperatiflere ayr›lan ödenekle-

tafl ve Efkan fieflen’den oluflan heyet gönderildi. Heyetin Cumhurbaflkanl›¤›’yla görüflmek için istedi¤i randevu talebi reddedildi. TBMM baflkanl›¤›na ise; TMMOB Baflkas› Kaya Güvenç baflkanl›¤›nda Abdullah Ayd›n, Haydar ‹lker, Kiraz Biçici, Haydar Kaya, Fatma Aslan, fieyho Demir ve Özlem Kütük’ten oluflan heyet gönderildi. Heyetin TBMM Baflkan› ve vekilleriyle görüflme iste¤i de reddedildi. TBMM baflkan› ve vekillerinden görüflme talebi “Müsait de¤iliz” fleklinde yan›tlan›nca heyet üyeleri daha sonra Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu Saflkan› Hüseyin Akgül’le görüfltü. Görüflmede ÖO’lar›n›n Türkiye’nin gündeminde oldu¤u kadar dünyan›n da gündemini meflgul etti¤ini ifade eden Akgül çözüm için Cumhurbaflkanl›¤›’na daha önce de konuyu ilettiklerini söyledi. Adalet Bakanl›¤›’na gönderilen heyette ise; Haluk Gerger baflkanl›¤›nda Kaz›m Bak›fl, Eren Keskin, Y›ld›r›m Kaya, Metin Acar, Oya Gökbayrak, ‹brahim Seyit Cemalo¤lu ve Zerrin Taflp›-

rin durdurulmas› ile bo¤uflan köylü bir yandan da ödeyemedi¤i borçlar› yüzünden icrayla bo¤ufluyor. Köylüyü art›k üretemez, yetifltiremez ve kazanç sa¤layamaz duruma getirenler, bununla yetinmeyip üreticinin elindekine göz diktiler. Önce Malatya’da ödeyemedikleri borçlar› yüzünden icraya verilen köylüler flimdi de Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya’da icral›k oldu. Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya illerinin ba¤l› oldu¤u Tar›m Kredi Kooperatifi Samsun Bölge Birli¤i; kendilerinden kredi alan, ancak kredi borçlar›n› geri ödeyemeyen 31 bin üretici-

nar yer ald›. Heyetin görüfl talebi kabul edilmedi. Devletin, devrimci komünist tutsaklar›n talepleri karfl›s›ndaki sessizli¤i ve katliam› devam ettirme politikas› sürüyor. Devrimci demokratik kurumlar›n, tutsak ailelerinin görüflmelerin bafllat›lmas› yönündeki tüm giriflimleri ise sonuçsuz kal›yor. Ayn› akflam devletin kurumlar› taraf›ndan kabul edilmeyen görüflme taleplerinin sonuçlar›na iliflkin de bir aç›klama yap›ld›. Saat 18:00’de Yüksel Caddesi’nde yap›lan aç›klamada bir kez daha devletin suskunlu¤u protesto edildi. Aç›klamada konuflan Hüsnü Öndül, görüflme taleplerini yineleyeceklerini, diyaloglar›n bafllat›ld›¤› ana kadar etkinliklerin sürece¤ini bildirdi. Ertesi gün (25 May›s 2001 tarihnde) tutsak aileleri devletin kurumlar›yla görüflme giriflimlerini sürdürdüler. Yine Cumhurbaflkanl›¤›, Adalet Bakanl›¤›, TBMM, DSP vb. kurumlardan hiçbir yan›t alamayan aileler ‹HD Genel Merkezi’nde bir bas›n aç›klamas› yaparak devletin tutmunu protesto ettiler.

yi mahkemeye verdi. Kredilerini kanuni günü geçmesine ra¤men ödeyemeyen köylülerin kooperatife olan toplam borçlar› 67,9 trilyon lira. Bu miktar› ödeyemeyen üretici say›s› ise 31 bin. Köylüler bu borçlar›n› ödeyemedikleri için bu y›l da kredi alam›yor ve üretim yapam›yorlar. Üstelik yeni uygulamalara göre kooperatiften kredi alan köylülerin faiz oranlar› %50’den, 120’ye yükseltildi. Bu flartlarda borcunu zaman›nda ödeyemeyen üretici cezal› duruma düflerek %170 oran›nda faiz ödemek zorunda kalacak.


iflçi-köylü

4

Tüm alanlara; De¤erli arkadafllar Merkezi DETUDAK 28 May›s 2001 tarihinde toplanarak hapishanelerindeki son geliflmeleri de¤erlendirip yeni sürecin yurtd›fl›na yükledi¤i sorumluluklar› ve görevleri tart›flm›fl ve bir dizi kararlar alm›flt›r. Merkezi DETUDAK hapishanelerdeki iradenin birlefltirilmesinin tarihi bir sorumluluk oldu¤unu tespit ederek bu geliflmeyi selamlad›¤›n› tüm kamuoyuna ilan eder. ‹radenin birlefltirilmesi düflman›n manevralar›n› bofla ç›karmada son derece önemli bir geliflmedir. Ve bunun kitlelerde yarataca¤› moral düflünüldü¤ünde gelinen aflaman›n önemini daha iyi kavrayabiliriz. ‹radenin birlefltirildi¤i ve bunun uzun bir zamand›r beklendi¤i bir aflamada “Kurulufl”un 28 May›s 2001DETUDAK toplant›s›nda “Bir süre DETUDAK toplant›lar›na ve eylemliliklerine kalmayacaklar›n›” aç›klayarak çekilmesine DETUDAK birleflenleri ikna olmufl de¤ildir. Sürecin daha güçlü eylem birlikleri oluflturularak karfl›lanmas›n›n tart›fl›ld›¤› bir ortamda Kurtulufl’un çekilmesini ciddi olarak elefltiren DETUDAK birleflenleri olarak bu tutumu olumlamak mümkün de¤ildir. DETUDAK bu geliflmenin tüm bölgeler taraf›ndan bilinmesini istemektedir.

Sürecin getirdi¤i sorumluluklar çerçevesinde DETUDAK afla¤›daki kararlar› alm›fl-

t›r. Buna göre; 1) Legal kitle örgütlerinin açt›¤› imza kampanyas› sonuçland›r›lm›fl bulunuyor. Hapishanelerde devam eden Ölüm Orucunu destekleyen kurumlar›n imzalar› kamuoyuna aç›klanacakt›r. Politika ve Evrensel gazetesinden bunun bir ilan fleklinde yay›nlanmas› istenecektir. Paras›z yay›nlanmas› kabul edilmedi¤inde ise ücreti ödenerek Politika gazetesine iki günlük bir ilan›n verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Görev bölümü; Politika gazetesiyle görüflme Devrimci Demokrasi, Evrensel’le At›l›m, ayn› ilan›n Türkiye’de de uygun iki gazetede verilmesi görevi Partizan. Ve istisnas›z tüm sosyalist bas›nda bu ilan›n yay›nlanmas›. 2) Ayn› imza metninin tüm Avrupa bas›n›na fakslanmas›. Bu görev bölümü flöyle yap›lm›flt›r. Almanya bas›n› Al›nterimiz, Fransa bas›n› K›z›l Bayrak, ‹ngiltere At›l›m, Avusturya Partizan, ‹sviçre Devrimci Demokrasi 3) Yap›lar›n YD temsilcilikleri ad›na yeni bir bildirinin ç›kar›lmas›. 4) 2 May›s 2001 tarihinde olanaklar›n oldu¤u tüm alanlarda standlar›n aç›lmas›, standlarda görselli¤e önem verilmesi ve son aç›klamalar›n yayg›n bir flekilde da¤›t›lmas›.

Cam iflçileri grev önlü¤ünü takt› ‹stanbul/Lüleburgaz: Kristal‹fl’e ba¤l› cam iflçileri 5 Aral›k 2000 tarihinden beri süren toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinden sonuç al›namamas› üzerine greve ç›kt›lar. 24 May›s 2001 tarihinde Trakya, Paflabahçe, Anadolu, Çay›rova, Mersin ve Lüleburgaz’da greve ç›kan 6000 iflçi ad›na gazetemize bir aç›klamada bulanan Kristal-‹fl Sendikas› Topkap› fiube Baflkan› Münür Dinler; patrona 1 ay önce sendikalar›n›n olumlu taleplerini belirttiklerini, ancak Türk-‹fl’in kamu sözleflmelerinde uzlafl›c› tav›r sergilemesi üzerine, patronlar›n anlaflabilecek metinden vaz-

08-21 Haziran 2001

15

geçtiklerini belirterek, çal›flanlar›n greve de¤il kavgaya girdiklerini, bu kavgan›n sonunda açl›¤a kadar gideceklerini, baflkada çarelerinin olmad›¤›n› vurgulad›. Ayn› flekilde Lüleburgaz do¤al muhabirimizin gazetemize gönderdi¤i haberde, K›rklareli Can, Oto Cam ve Trakya Cam’da çal›flan 2000 bin iflçinin grev önlü¤ü giydi¤i ve eyleme Lüleburgaz halk›n›n da yo¤un bir destek verdi¤i belirtiliyor.

Standlarda ortak pankart olarak “Türkiye Hapishanelerinde katliamlar devam ediyor sessiz kalma” yaz›lacakt›r. Bu pankart Türkçe ve de¤iflik dillerde olacakt›r. 5) 19 Aral›k’tan bu yana katliamda ve Ölüm Orucu’nda hayat›n› kaybedenlerin yer ald›¤› yeni bir afifl ç›kar›lacakt›r. 6) Almanya, Fransa, ‹sviçre, Avusturya, ‹ngiltere’de anti-faflist gruplar üzerinden bir ça¤r› yapt›r›larak ad› geçen ülkelerde bir yürüyüflün yap›lma olanaklar›n›n yarat›lmas›. fiimdiye kadar tüm yürüyüfller hep bizlerin düzenledi¤i yürüyüfller oldu. Yerli halk› bu alana çekmek ve özellikle de turizm boykotunun bafllat›ld›¤› bir süreçte bu etkinlik çok daha anlaml› olacakt›r. Bunun için tüm yerlerde DEDUDAK Komiteleri bu durumu ciddi olarak tart›fl›p hangi anti-faflist grup üzerinden böyle bir ça¤r› yapt›racaklar›n› kararlafl-

t›r›p harekete geçeceklerdir. Merkezi DETUDAK tüm ülkelerde merkezi bir toplant›y› 9 Haziran 2001’de uygun bulmaktad›r. Almanya da¤›n›k oldu¤undan yerel DETUDAK’lar bölgelerindeki anti-faflist gruplarla hemen iliflkiye geçmelidirler. Almanya’daki toplant› Frankfurt’da yap›lacakt›r. Adres en k›sa zamanda tüm bölgelere gönderilecektir. 7) 16 Haziran da ‹sveç’in Goteburg flehrinde yap›lacak olan G7 zirvesinde tüm dünya bas›n›n›n orada bulunaca¤› düflünülerek Hamburg DETUDAK’a buraya kat›l›m sa¤lamas› için görev verilmifltir. Gerekli alt çal›flmalar ve materyaller haz›rlanarak kat›l›m için olanaklar›n haz›rlanmas›na giriflilmelidir. Gidilecek alanda daha rahat hareket için At›l›m’›n oradaki iliflkileri üzerinden gerekli yard›m istenecektir. DETUDAK (Devrimci Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi)

Kamu sözleflmelerine inat cam iflçileri grevde Lüleburgaz-Do¤al Muhabir: Kristal-ifl sendikas› Lüleburgaz flubesine ba¤l› K›rklareli Cam, Trakya Cam ve Oto Cam fabrikalar›nda çal›flan 2 bin iflçi; 5 Aral›k 200’den beri devam eden görüflmelerden sonra anlaflma sa¤lanmamas› üzerine greve ç›kt›. Grev; 24 May›s 2001 Perflembe günü saat 11:00’de iflçilerin tezgah bafl›ndan ayr›lmas›yla bafllad›. Daha sonra her üç fabrikan›n iflçileri büyük bir coflkuyla yürüyüfle geçtiler. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Yaflas›n iflçilerin birli¤i”, “Geliyor geliyor

cam iflçisi geliyor”, “‹flçiyiz hakl›y›z, kazanca¤›z”, “Kahrolsun IMF Ba¤›ms›z Türkiye”, “‹flçi memur el ele genel greve!” sloganlar› at›ld›. Fabrikalardan ç›k›p yürüyerek geldikleri Tekirda¤ yol sapa¤›nda Kristal ‹fl Lüleburgaz fiube Baflkan› Ahmet Aksungur ve Genel Mali Sekreter Hasan Bilgiç T‹S’ler ve grev hakk›nda birer konuflma yapt›lar. Konuflmalardan sonra Büyük Kar›flt›ran kasabas›na düzenli bir flekilde yürüyüfle devam eden iflçilere di¤er fabrikalar›n iflçileri de alk›fllar›yla destek verdi.




±CMYK 08-21 Haziran 2001

18

iflçi-köylü

4

Bergama Köylüsü: Ölene kadar direnece¤iz!

‹zmir: Emperyalist haydutlar tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de sald›r›lar›n› tüm azg›nl›¤›yla ve kokuflmufl politikalar›yla sürdürmekteler. ‹flçi s›n›f›n› sefalet ücret art›fllar›yla kölelefltirmeye, köylülü¤ü “tar›m›n tasfiyesi” ile yok etmeye, kamu emekçilerini “Sahte Sendika Yasas›”yla kap›kulu olmaya, ö¤renci gençli¤i “paral› e¤itim” dayatmas›yla sömürmeye, zindanlardaki devrimci-komünist tutsaklar› “F” tipi tecrit terörü ile imha etmeye çal›flan emperyalizm ve onlar›n yerli uflaklar› kirli oyunlar› ve politikalar›n› yo¤unlaflt›rarak devam ettirmeye çal›fl›yorlar. Bu politikalar›n bir aya¤› da 12 y›ld›r Bergama köylüsü üzerinde oynan›yor. Eurogold’a karfl› 12 y›ld›r Bergama köylüsünün inançla sürdürdü¤ü “Siyanürlü alt›na hay›r” mücadelesini yine kendilerine özgü kirli ve kokuflmufl politikalarla k›rmak istiyorlar. Yak›n bir tarihte Eurogold’un orta¤› Normanday isimli flirket tüm hisseleri alarak Eurogold’un iflletmeyi yeniden Normandy Madencilik A.fi ad› alt›nda faaliyete geçirmeye çal›fl›yor. Normandy isimli flirketin yetkilileri verdikleri ilanlarla; yapt›klar› iflin yasal oldu¤unu, siyanür kullanman›n hiçbir ülkede yasak olmad›¤›n›, ülkemizin yeralt› zenginliklerinin de¤erlendirilmedi¤ini, bu madenlerin de¤erlendirilmesi durumunda ülkemizde kesinlikle hiçbir eko-

nomik krizin yaflanmayaca¤›n› belirtiyorlar. fiirketlerinin birçok ülkede 17 madende iflletmeci oldu¤unu, Bergama halk›na da iflletmenin aç›lmas› halinde yüksek maafll› ifl imkan› sa¤layaca¤›n› ve iflletmenin çevre teknolojisiyle iflleyip çevreye kesinlikle zarar vermeyece¤ini söyleyerek halk›m›z›n gözünde hay›rsever yat›r›mlarla ülkemizi düflünen flirin bir flirket gibi görünmeye çal›fl›yorlar. Her ne kadar ismi de¤iflse de Eurogold’un zihniyetini devam ettirece¤i aç›kça ortadad›r. ‹flletmede hiçbir yap›sal de¤iflikli¤e gidilmemifltir. Eurogold olan ismini Normandy Madencilik A.fi olarak de¤ifltirerek kamuoyu önünde teflhir olmufl olan yüzünü gizlemeye çal›flan flirketin, yeniden siyanür yöntemiyle üretime bafllamas› Bergama köylüsünü aya¤a kald›rd›. 27 May›s sabah› Bergama Çevre Yürütme Kurulu Baflkan› Oktay Konyar önderli¤inde Ovac›k’ta bulunan maden sahas›n› iflgal eden köylüler; üzerlerine benzin dökerek kendilerini “yakma” tehdidinde bulundular. Burada bir konuflma yapan Konyar; “Biz davam›zda hakl›y›z. Çocuklar›m›z›n sakat büyümesini, topraklar›m›z›n zehirlenmesini istemiyoruz” diyerek sonuna kadar direneceklerini söyledi. Daha sonra ‹zmir-Çanakkale yolunu trafi¤e kapatarak eylemlerini sürdüren köylülere sald›ran jandarma güç-

leri kimin taraf›nda oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu. Jandarma sald›r›s›n› tafllar ve sopalarla karfl›l›k vererek püskürtmeye çal›flan köylüleri k›flk›rtmakla suçlanan Oktay Konyar’›n gözalt›na al›nmas› üzerine tepkilerini daha da sertlefltiren köylüler; iki astsubay› yakalayarak üzerlerine benzin döküp yakma tehdidinde bulundular. Bu kararl›l›k karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kalan jandarma subay› Metin Öztürk Konyar’› serbest b›rakmak zorunda kald›. Bunun üzerine eylemlerine son veren köylüler; bu maden buradan sökülüp at›lana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayarak maden alan›ndan ayr›ld›lar. Bergama’daki son geliflmeleri yerinde incelemek ve siz okurlar›m›za mücadele içerisindeki köylülerimizin kendi a¤›zlar›ndan daha detayl› bilgilere ulaflt›rmak amac›yla yola koyuluyoruz. Bergama’ya vard›¤›m›zda bizleri Ovac›k ve Narl›ca köylerine götürecek olan taksiye biniyoruz. ‹lk önce taksi floförüne ve daha sonra görüfltü¤ümüz köylülerle bafll›yoruz son geliflmelerle ilgili sohbetimize köylülerle yapt›¤›m›z röportaj› okurlar›m›za sunuyoruz. ‹flçi-köylü: Bildi¤imiz üzere Eurogold flirketi ismini Normandy Madencilik A.fi olarak de¤ifltirdi. Sizce flirket böyle bir de¤iflikli¤e neden baflvurmak zorunda kald›? Taksi floförü: ‹sim de¤iflikli¤inde çok amaç var. Herfley bafltan Eurogold ad›n› halka unutturmaya çal›flarak “Ovac›k 2000 Alt›n›” ismiyle getirmeye çal›flt›lar. O isimle o zaman flirketin ‹ngiliz ve Kanada’l› ortaklar› vard›. Onlar da çevrecilerin bask›s›yla ortakl›ktan ayr›l›nca Avustralya’l› sahibi Normandy Madencilik ad› alt›nda tek bafl›na kald›. Yani bu-

±CMYK

radaki amaç flu Eurogold üzerindeki kötü imaj› yok etmek. Yeni isimle halka kabullendirmek, tahkim yasas›yla teslim almak. Buradaki mahkeme kararlar›n› hiçe say›p çal›flmalar›na yeniden bafllamak ve yeni bir kadroyla gelmek. Eurogold’u kald›r›p Normandy Madencilik ismiyle gelmesi buradaki 10 y›ll›k mücadeleyi hiçe say›p yeniden ayn› süreci bafllatacak. Burada amaç isim üzerinde de¤il, isim ne olursa olsun para kazanmak. ‹.K: Peki bu iflçi al›mlar›nda ne yap›yorlar? Taksi fioförü: ‹flçi al›mlar›ndaBergama’dan, Soma’dan, K›n›k’tan, Edremit’ten, Manisa’dan gelenler var. fiimdi onlar halktan okuma yazmas› olmayanlara hatta akli dengesi yerinde olmayanlara bile form da¤›tm›fllar. Bunlar toplam 8500 kifli. Sonra Alia¤a ve Bergama Kamyoncular Kooperatifi’ne müraacat etmifller. Müracaatlar oraya yap›l›yordu, hiç kimse gitmemifl, sonra bu yalan› uyduruyorlar. Birkaç köylü müracaat ediyor ama bunlar topra¤› olmayan köylüler. Çevre köylerden iflçi alacaklar›n› söylüyorlar, niye baflka illere form gönderiyorlar ve gazetelere ilan veriyorlar. Üretime bafllad›k, bafllayaca¤›z diyerek insanlar› kand›r›yorlar. Bu güveni ifli olmayan insanlara veriyorlar. Ekonomik krizden, iflsizlikten faydalanarak eylemimizi k›r›yor. Bizim karfl›m›za baz› güçleri ç›kar›yor. Bizmi 12 y›ll›k mücadelemiz boyunca güvenlik kuvvetleriyle bir sorunumuz olmad›. Ama dün bir Astsubay›n küfür etmesiyle ve sosyal demokrat›m diyen bir belediye baflkan›n›n emriyle, itfaiyenin halk›n üstüne su s›kmas› insanlar› tahrik etti. Verilmifl mahkeme kararlar›na ra¤men siyanürcü flirketin gazetelere ilan vermesi insanlar› tahrik etti. Nas›l bir tahrik ve provokasyon ortam› yarat›rlarsa yarats›nlar buradaki mücadele devam edecek. Bu flirket buradan gidinceye kadar. ‹nsanlar “ölmeye geldik” diye ba¤›r›yorlard›. Bu kararl›l›k demektir. ☞


iflçi-köylü

4

19

08-21 Haziran 2001

Munzur Vadisi’ne sahip ç›kal›m Haber Merkezi: Emperyalistlerin ve onlar›n uflaklar›n›n bitmek bilmez kar h›rs›n›n yerküreyi yaflanmaz hale getirdi¤i ortada olan bir gerçektir. Bu h›rs ve talan nedeniyle yerküreye çok büyük tahribat verilirken, yaflayan canl›lar içinse tehlike her geçen gün daha da art›yor. Üç-befl emperyalistin emirlerinden ç›kmayan Türkiye’deki egemenler, Bergama’da siyanürle alt›n ç›kart›yor. Akkuyu’ya nükleer santral kurmaya çal›fl›yor. Sinop’ta efendilerinin zehirli bidonlar›n› sakl›yor, ender rastlanan bitki türleri ve soyu tükenmekte olan hayvan türleri ile, koruma alt›ndaki Munzur Vadisi’ni yok edecek projeler haz›rl›yor. Ad›na “Munzur Barajlar Projesi” dedikleri asl›nda “Murzur Vadisini Yok Etme Projesi” olarak gündeme getirilen proje karfl› ve vadinin sular alt›nda kalmamas› için Tunceli’ler Derne¤i, Galatasaray Postanesi’nden Cumhurbaflkanl›¤›’na faks çekme eylemi yapt›. Eyleme y›llard›r mücadeleleriyle direniflin simgesi haline gelen Bergama’l›lar ‹nsan Haklar› Savunucular› ve Yefliller Vakf›’da destek verdi. “Munzur Vadisi’nde baraja hay›r!”, “Munzur Vadisi sular alt›nda kalmas›n!” vb. dövizler ve Munzur Vadisini’nin resimlerini tafl›yan kitle 5 Haziran sal› günü, saat 13:30’da postane önünde topland›. Eylemde konuflma yapan Tunceli’ler Derne¤i Baflkan› Nimet Tanr›kulu, tüm güzellikleriyle Tunceli’nin birçok köyü boflalt›lm›fl, arazisi may›nlanm›fl, do¤as› tahrip edilmifl, ormanlar›n›n yak›lm›fl oldu¤unu belirtti. “Munzur Barajlar› Projesi” olarak ifa-

Greenpeace üyelerinden 33 saatlik eylem

Haber Merkezi: Emperyalist sistem; daha fazla sömürü, daha fazla kar h›rs› u¤runa yaln›zca insan ve insani de¤erleri yok etmekle kalm›yor, ayn› zamanda do¤ay› ve çevreyi tahrip ederek, dünyam›z› gün geçtikçe yaflanmaz hale getiriyor. Do¤a ve çevrenin daha fazla kirletilerek yok olmaya yüz tutmas›n› engellemek amac›yla dünyan›n bütün ülkelerinde faaliyet sürdüren Greenpeace üyelerinin eylemlilikleri ülkemizde de sürüyor. Greenpeace üyeleri 22 May›s günü; ‹zmit- Alikahya Beldesinde kurulu ‹ZAYDAfi (‹zmit At›k ve Art›klar› Ar›tma- Yakma ve De¤erlendirme Afi)a ait tesislerin önüne koyduklar› konteynere kendilerini zincirleyerek zehirli at›k ve art›klar›n yak›larak çevrenin kirletilmesini protesto ettiler. Eylemi gerçeklefltiren grubun göz alt›na al›nmas› üzerine tesislerin 65 metre yüksekli¤inde bulunan bacas›n› 33 saat iflgal eden “Toksit Maddeler Kampanyas›” Türkiye sorumlusu Banu Dökmecibafl› ve Ziya Zobano¤lu’nun eylemine ‹zmit halk›n›n destek vermesi gözlerden kaçmad›. Eylem sonras› Greenpeace ad›na bir aç›klama yapan Eroj Scott, Çevre Bakanl›¤›’n›n ‹ZAYDAfi Afi’nin çevreye zarar verdi¤ini ve bu nedenle tesisin gözlem alt›nda tutulaca¤› yönlü aç›klama yapmas› üzerine eyleme son verdiklerini söyledi. Gözalt›na al›nan eylemciler ise sorgular› tamamland›ktan sonra ç›kar›ld›klar› savc›l›k da serbest b›rak›ld›lar. Bu arada emperyalizmin çevre düflmanl›¤›n›n boyutlanmas› üzerine gerek Greenpeace gerekse di¤er, do¤a ve çevre kurulufllar› ile anti-emperyalist güçlerin eylemlilikleri sonucu ‹sveç’in Baflkenti Stockholm’de bir ara-

‹.K: Gazetelerde Eurogold’un çal›flamaya bafllamaya bafllad›¤› ilanlar› vard› sizce Eurogold ya da Normandy buradaki madeni çal›flt›rabilecek mi? Köylü: fiu anda tam bafllam›fl de¤il. Halk›n tepkisini ölçüyorlar. Bafllasak ne olur diye. Biz bu mücadeleye devam edece¤iz madeni açt›rmayaca¤›z. ‹.K: Bundan sonraki eylemlilikleriniz nas›l olacak? Köylü: O maden kapanmad›kça ölüm bile olsa sonuna kadar devam edece¤iz. Kanuni yollardan eylemlerimizi yapaca¤›z. Utan-

maz belediye baflkan› itfaiyeyi gönderip halk›n üzerine su s›kt›r›yor. Sadece Bergama de¤il di¤er ilçeler de var, silah› çekip bize küfrediyordu. ‹.K: Peki jandarma size niye küfredip cop vuruyor? Köylü: Direndi¤imiz için, Alevi köyü oldu¤umuz için. Gazeteye bak›n (Gözcü) ne yazm›fl. Bergama köylüsü asker yak›yor. Biz neden asker yakal›m. Burada siyanürle alt›n ç›kar›yorlar, devlet karar›, mahkeme karar› olmas›na ra¤men yine de siyanürle alt›n ç›kar›yorlar.

de edilen 8 adet baraj ve hidroelektrik santralinin yap›m› ile 85 km uzunlu¤undaki Munzur Vadisinin sular alt›nda b›rak›larak yok edilmek istendi¤ini aktaran Tanr›kulu, “Tüm insanl›¤› bu insani mücadeleye destek vermeye ça¤›r›yoruz” dedi. Eylemde söz olan Bergamal› direniflçilerden Oktay Konyar; “Do¤an›n gerçek sahipleri bizleriz” diyerek köyleri sahip ç›kmaya ça¤›rd›. Daha sonra postaneye giren temsilciler faks çektikten sonra kitle da¤›ld›.

ya gelen 100 den fazla ülkenin çevre yetkilisi çok zehirli olarak bilinen ve “kirli düzine” ad› verilen 12 maddenin yasaklanmas›nda anlaflt›. Türkiye’nin de imza koydu¤u anlaflman›n ard›ndan bir aç›klamada bulunun Greenpeace örgütlü sözcüsü Kevin Stairs; “imza ifllemi bir bafllang›çt›r. As›l ifl anlaflman›n bir an önce yürürlü¤e girmesi ve ‘kirli düzine’ye daha fazla maddenin eklenmesidir” fleklinde konufltu. Özellikle bizim gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ve sömürge ülkelerde çok kullan›lan bu 12 madde; sakat do¤um ve kanser gibi sorunlara yol aç›yor. Ayr›ca bu maddeler hava yoluyla çok uzaklara yay›labiliyor. Görüldü¤ü üzere emperyalizm yaflamsal alanlar›m›z› gün geçtikçe daralt›yor. Bu duruma son vermek ve bu sistemi tarihin çöplü¤üne atmak için tutarl› ve kararl› anti-emperyalist mücadele yürütmekten baflka çaremiz yok. Bu onurlu davaya tüm gücümüzle kat›l›p, destek verelim. Unutmayal›m çocuklar›m›za mutlu bir gelecek ve sa¤l›kl› bir ortam, ancak bu kavgan›n zaferle sonuçlanmas›yla mümkün olacakt›r.

‹.K: Ama o izni ona devlet veriyor? Köylü: Bu belay› devlet sard› bizim bafl›m›za. Bu siyanürle çal›flacak insanlar ölecek. Bafltakiler bunu bilmiyor muydu? Devlet satt› bu topraklar›. fiimdide yeni bir oyuna baflvuruyorlar. ‹nsanlar› kand›r›p 14 bin kifliye form verdi bu 14 bin iflçiyi nerede çal›flt›racak. Öldükten sonra çal›flman›n ne anlam› var. Dün biz bunu söyledik diye asker yafll› bir anaya küfür ediyor. ‹.K: Sizin askerinizse, size niye küfür edip cop vuruyor? As-

kerler sizi mi koruyor yoksa Eurogold’u mu koruyor? Köylü: Bizim olsa bizi korurdu ama y›llard›r oldu¤u gibi dün de Eurogold’u korudu. Eurogold’un askeri ama onun bafl›ndaki emir veriyor yoksa asker senin benim çocu¤um. Kendi topraklar›n› savunmuyor ki? Bize yard›mc› olaca¤› yerde bize küfür edip coplad›? Zaman›nda askeri koruduk ama hiçbir fley olmad›. Hatta madeni koruyorlar. ‹ster Eurogold olsun ister Normandy. Bu maden kapan›ncaya kadar eylemlerimiz devam edecek. Biz kazanaca¤›z


±CMYK 08-21 Haziran 2001

20

iflçi-köylü

4

Mücadele ettikçe güzelleflen kad›nlaryolumuza ›fl›k tutuyor e yapaca¤›n› bilmek, yap›lacak iflin baflar›yla sonuçlanmas›n›n garantisidir. Olaylar›, olgular› tarihsel geliflimi, somut koflullar› ve tüm etkileyenleriyle birlikte ele almak ve bunu bilimsel tarzda çözümleyerek sonuçlara ulaflmak da baflar›y› garantileyen bir di¤er etkendir. Hangi alanda, hangi konuda olursa olsun öncelikle, yap›lacaklar›n kavranmas› ve bunun bilince ç›kar›lmas› zorunludur. Mücadelenin farkl› alanlar›nda ve farkl› konularda uzmanlaflmak ve bunun için o konuda derinleflebilmek gereklidir. Derinleflme sorununun halledilmesi yüzeysel, günlük düflünen ve hareket eden, geçifltirmeci tarza indirilecek bir darbe olacakt›r. Bir konunun önemini anlay›p anlamad›¤›m›z, konuyu tüm yönleriyle ele al›p, çok boyutlu de¤erlendirmemizde ve kavrayabildi¤imiz oranda bunu mücadeleye aktarabilmemizde belirginleflir. Devrimcilerin en büyük sorumluluklar›ndan biri; gerçeklerin kavranmas›, kavrat›lmas› ve aktar›lmas›d›r. Bu nedenle konular› ele al›rken o konu üzerinde yo¤unlafl›labilmeli, derinlemesine incelenebilmeli ve çözüm yollar› da yo¤unlaflma sonucu elde edilen verilerle üretilebilmelidir. Olaylar› salt kuru ajitasyonla geçifltirmek devrimcilerin tarz› olamaz, olmamal›d›r. Kad›n sorunuda özellikle öneminden kaynakl› bafll› bafl›na incelenmesi, araflt›r›lmas› ve çözümler üretilmesi gereken bir konudur. Kad›n›n toplumsal konumunun etkileyenleri, kad›n›n kad›n olarak karfl›laflt›¤› her türlü problem, kad›n›n s›n›f mücadelesindeki yeri ve s›n›f mücadelesinin kad›n›n özgürleflmesi yolundaki önemi ayr› ayr› konu bafll›klar› olarak yo¤unlafl›larak incelenebilir. Kad›n sorunu önemli görülmesine ra¤men üzerinde çok fazla yo¤unlafl›lamayan talihsiz bir konu olagelmifltir. O nedenle kad›n sorunu üzerinde uzmanlaflmaya ve somut politikalar üretmeye ihtiyac›m›z var.

‹lkel komünal toplumlarda ziraatla u¤raflan kabilelerin ekonomisinde kad›n: Tar›m ürünlerinin üretilmesinin ö¤renilmesi ekonomide yeni bir dönem açm›flt›r. Ancak tar›m ürünlerinin ilk baflta yetersiz derecede üretilmesi avc›l›¤a da devam edilmesi sonucunu do¤urmufltur. Bu do¤al iflbölümü kad›n ve erke¤in farkl› alanlarda yo¤unlaflmas› sonucunu do¤urmufltur. Kad›nlar ziraatla u¤rafl›rken, erkekler de avc›l›k, savafl, talan vs. ile u¤raflm›fllard›r. Bu ekonomik sistem içerisinde ziraatla elde edilen ürünlerin daha de¤erli olmas› do¤all›¤›nda tar›mla u¤raflan kad›na klan›n sayg› göstermesi ve onun eme¤ine büyük de¤er biçmesi sonucunu do¤urmufltur. Bu toplumlarda kad›n›n otoritesini, sürekli olarak büyütmüfltür. Gelenek ve göreneklerin garantisi olan kad›n en önemli yasa koyucu konumuna gelmifltir. Ziraatla u¤raflman›n avc›l›ktan daha yarat›c›, üretici olmas› ve kad›n›n bu ekonomik alanda yeniyi üretme ve keflfetme yönündeki zekas› klan içerisinde kad›n›n konumunun oluflmas›nda etkili olmufltur. O dönemde kad›n›n gelenek ve göreneklere (yasaya) göre konumuna birkaç örnek verecek olursak: “‹htiyar heyetinde temsil ediliyor, boflanmay› yaln›zca kad›n talep edebiliyor ve çocuklar kad›na kal›yor, erkek çok önemsiz bir iflte çal›flmak için dahi üçüncü kiflilere karfl› yükümlülük alt›na girece¤i durumlarda eflinden izin almak zorunda, kad›nlar söz dinlemeyen kocalar›n›, iptal tokatla ya da yemek vermeyerek cezaland›rabiliyor.”

Altyap› iliflkilerinde kad›n›n belirleyici rolü, üstyap›da, o dönemin yasalar› niteli¤inde olan gelenek ve göreneklerde olanca belirginli¤iyle kendini göstermifltir. Bunun d›fl›nda ziraatla u¤rafl›lan toplumlarda iflçiye gereksinimin yüksek olmas›, kad›na yeni bir önem, yani yeni iflgüçleri, çocuk üreten bir önem kazand›rm›flt›r. ‹ki üretken kaynak; yani toprak ve kad›n, o dönemin toplumlar›n›n en de¤erli varl›klar›d›r. Kad›n›n do¤urma yetene¤i ve annelik dinsel olarak yüceltilmiflti. Dönemin en büyük tanr›lar›, difli tanr›lard›r. Bu örnek anaerkil toplumlarda kad›n›n konumunu göstermesi aç›s›ndan önemlidir. Daha sonraki aflamalarda özel mülkiyetin ortaya ç›kmas›, miras›n ve soyun erke¤e göre belirlenmesi kad›n›n ikinci s›n›f insan konumuna gelmesi sonucunu do¤urmufltur. Tarih içerisinde s›n›fl› toplumlar›n ortaya ç›kmas›ndan sonra ikinci s›n›f konumu hiç de¤iflmeyen kad›n kapitalizmin ortaya ç›k›fl aflamas›nda ve yine geliflmifl kapitalist toplumlarda kad›n›n bu konumu de¤iflmemifltir. fiöyle ki; Manifaktür döneminden aflama aflama geliflen sermaye ça¤› kad›n›n toplumsal gelifliminin, düzeltilmesinin de¤il, kad›n eme¤inin sermaye taraf›ndan ücretli kölelik biçiminde bask› alt›na al›nmas› ça¤›d›r. Kapitalizmin geliflim süreçleri içerisinde yine erkek ailenin reisi konumundad›r. Daha do¤ru ifade edilecek olursa özel mülkiyetin ortaya ç›kmas›, soyun ve miras›n erke¤e göre belirlenmesi sonucunu do¤urmufl ve s›n›fl› toplumlarda erkek hep ailenin reisi konumunda olmufltur. Kapitalist toplumun ilk geliflim aflamalar›nda ücretin hesaplanmas›nda erke¤in toplumsal konumundan kaynakl› ailesini geçindirme yükümlülü¤ü göz önünde bulundurulsa da kad›n için bu söz konusu olmam›flt›r. Bu eflitsizlik kad›n iflçilerin ücretlerinin düflük olmas›n›n nedenlerindendir. Kapitalist

toplum iflçi s›n›f›n›n sömürüsü ve emek yiyicili¤i üzerinden beslendi¤inden, erkek iflçi de ailesini asgari olarak geçindiremez durumdad›r. Bu nedenle de kad›nlar›n ve çocuklar›n (çok düflük ücretle de olsa) ücretli eme¤e zorlanmas› sonucunu do¤urmufltur. Nispeten daha düflük ücretle çal›flt›r›lan kad›n iflçiler patronlar taraf›ndan daha çok tercih edilir duruma gelmifltir. Ve bu döngü içerisinde erkekler iflten uzaklaflt›r›ld›kça kad›n iflçi say›s› günden güne artm›flt›r. (ilk olarak 19. yy. sonu 20.yy bafl›nda daha çok kapitalist ülkelerde, iflçilerin örgütlü ve direngen karfl› koyufllar›yla kad›n iflçilerin ücretleri denklefltirilmeye çal›fl›ld›.) Kapitalist sistemin geliflmesiyle üretimde önemli yere gelen kad›n eme¤i kad›n›n toplumsal sistemdeki yeri aç›s›ndan ana hatta -erkek egemen sistem- bir de¤ifliklik olmamakla birlikte, kad›n›n üretimden gelen gücünü kullanabilme imkan› özgür kad›n› yaratma mücadelesinin koflullar›n› oluflturmufltur. Kad›n›n her yönü-

her türlü fiziksel ve ideolojik sald›r›UYUMLU ÇALIfiMA da bulunmak. Rosa Lüxsemburg derki” biz Fiziksel imha yada tutsak düflerek devrimciler az emekle çok verim devrim için verilen eme¤i s›n›rlanalabilece¤imiz bir çal›flma tarz› d›rman›n yan›nda özellikle MLM’i oluflturmak zorunday›z.” yeterince kavrayamama ve do¤ru Sömürücü egemenlerin biz bir çal›flma tarz›n›n oturtulmamas› emekcilerin, emekleri üzerinde oysonucunda da verdi¤imiz eme¤i nad›¤› 2 önemli politika vard›r. Biüretken kullanamama durumuna rincisi; eme¤imizi, al›nterimizi en düfltü¤ümüzde olabiliyor. yo¤un flekilde sömürmek, ikincisi; Dar pratikçi, sekter, liberal, kariiflçilerin, emekçilerin tüm ezilenleyerist, ben merkezci, vb. vb. davrarin hakl› davas›n›n savunucusu olan n›fllar eme¤i verimsiz k›lman›n bafl biz devrimcilerin devrim için verdi- mimarlar› ve burjuvazinin içimizdeki ajanlar› olarak bizleri k›s›r döngü ¤i eme¤in üretken olmamas› için

içine sokabiliyor. Tüm bunlar ya yeterince emek vermemeyi, yada gelifltirici, üretken ,emek vermemeyi beraberinde getiriyior. Sonuçta ileriye tafl›namayan her mücadele kiflide tatminsizlik duygusuda yarat›yor. Ve ideolojik olarak sallant›ya sokar. Bir yandan devrimcili¤in uzun soluklu mücadele oldu¤u düflünülürken bu sabr› ve kararl›l›¤› gösterirken di¤er yandan azar azarda olsa eme¤inin karfl›l›¤›n›, toplumu ileriye götürmede görmek ister. ‹ktidar› almak o stratejik aflamada bizim için final olmakla birlikte, hergün, hery›l yada her on y›lda yaflad›¤›m›z ileriye at›l›mlarda devrimi o boyutuyla yaflam›m›z›n bir parças› olarak duyumsamal›, baflkalar›nada duyumsatmal›y›z. Faaliyet içinde devrimi ileriye tafl›man›n 2 önemli anahtar› vard›r

birincisi; kollektif çal›flma, ikincisi; bu kollektif çal›flma içerisinde uyumlu çal›flmay› becerebilmektir. Böylesi bir tarz çoflkun ve üretken bir çal›flma koflulu yarat›rki bundan verim almakta do¤al sonuç olur. ‹deolojik olarak hesaplaflmam›z gereken en önemli noktalardan biride budur. Biz kollektif çal›flmay› ne kadar içsellefltirdik, bu çal›flmada ne kadar uyumluyuz. Bir devrimcinin sürekli kendine sormas› ve yan›t›n› do¤ru vermesi gereken soru budur. Emperyalist kültürün bireyselli¤i ve bireycili¤i kutsad›¤› ve bunu toplumun tüm hücrelerine yaymak için dört bir yandan kuflatt›¤› günümüzde bunu bilince ç›karmak her zamankinden dahada çok önem kazanm›flt›r. S›n›f bilinciyle örgütlenmifl kolllektif bir çal›flmay› varl›¤›-

N

Kad›n›n bu günkü konumunu anlayabilmek için tarihsel geliflim içerisinde toplumsal sistemlere göre kad›n›n konumundaki farkl›l›klar› çeflitli örnekler vererek irdelemek gerekir. EKONOM‹K S‹STEMLER‹N KADININ KONUMUNDAK‹ ETK‹S‹

YAfiAMIN D‹L‹ NERG‹Z SELV‹ GÜZEL


±CMYK iflçi-köylü

4

21

nü metalaflt›ran ve cinsel tema olarak her f›rsatta kullanmay› ihmal etmeyen kapitalizm bir yönüyle bunu yaparken di¤er yönüyle de kad›n›n toplumsal konumunu kökünden de¤ifltirecek toplumsal dinamikleri kendi bünyesinde yaratmaktad›r. Her sistem kendi ideolojisini ve bu ideolojinin flekillendirdi¤i kiflilikleri yaratmaktad›r. Kad›n kiflili¤inin oluflumu da sistemlerden ba¤›ms›z ele al›namaz. Emperyalist-kapitalist sistem ve buna ba¤›ml› komprador sistemlerde, kendi kad›n prototipini yaratm›flt›r. Bu kad›n›n temel özelliklerini flöyle s›ralayabiliriz; herfleyden önce cinsel yönünü öne ç›karan, erke¤in güdümünde ve onun egemenli¤inde bir yaflama görüntüde olamasa da özündes›k› s›k›ya ihtiyaç duyan, kendi bafl›na birey olamayan, eme¤i, üretkenli¤i, yarat›c›l›¤› vs. yerine fiziksel görünümünü gelifltirmeye ve düzeltmeye çal›flan, bir yönüyle ba¤›ms›z gibi görünüp esasta mutfa¤a, efline, çocuklar›na s›k› s›k›ya ba¤›ml› olan, yeni aç›l›mlar yapmakta cesaretsiz, kiflili¤ine güven duymayan, yani özgüvensiz vs. k›sacas› yeni köle kad›n tipidir. Kapitalizm, özgürlü¤ün özünü çarp›tarak; kad›n› metalaflt›rmay›, kad›n›n özgürlefltirilmesi gibi yans›t›r. Kad›n eme¤inin ve kimli¤inin özgürleflmesi çerçevesinden uzak olan bu sözde “özgürlük” anlay›fl› kad›n›n, emek-cinsellik sömürüsü k›skaçlar›yla en a¤›r flekilde kölelefltirilmifl halinin ifadesidir. Kad›n›n özgürlü¤ü, ancak özgürlükleri s›n›rlayan veya ortadan kald›ran s›n›fl› toplumlar›n ortadan kald›r›lmas› ile mümkün olacakt›r. Çünkü yukar›da da belirtti¤imiz gibi anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçiflin nedeni yeni ifl bölümlerinin, özel mülkiyetin ve s›n›flar›n ortaya ç›kmas›d›r. Do¤al olarak da s›n›fl› toplumlar devam etti¤i sürece kad›n da özgür olamayacakt›r. Her fleyden önce eme¤i özgür olamayan bir bireyin özgür olmas› mümkün de¤ildir. Toplum içerisinde geliflimi, yetiflmesi için koflullar sa¤lanmayan, mutfa¤a ve aileye ba¤›ml› kad›n özgür olamaz. Bu nedenle kad›n›n özgürlü¤ünün ifadesi olan sosyalist toplumda, kapitalizmin sahte özgürlük 盤›rtkanl›klar›n›n aksine özgürlü¤ün ve eflitli¤in tüm yönleriy-

le sa¤lanabilmesi için koflullar yarat›l›r, yarat›lm›flt›r. Sosyalizmde esas olan altyap›daki de¤iflimlere paralel olarak üstyap›da toplumsal kültür ve yeni insan›n yaralt›lmas›n›n koflullar›n›n oluflturulmas›d›r. Kad›n her alanda olanaklar açan ve e¤itim sistemiyle, kültürüyle, sanat›yla bunu bütünlefltiren sosyalizm, kad›n› evaile çemberinden kurtararak toplum içerisinde üretici, yarat›c› bir konuma getirir. Kad›na kendini ifade etmesinin ve yeteneklerini, gelifltirip özgürce topluma sunabilmesinin imkanlar› yarat›ld›¤› ölçüde kad›n zincirlerini k›racakt›r. Sosyalist sistemde her yönüyle de¤iflimler bafllat›l›rken, komünal hayat›n, kad›n›n yaflam›nda nas›l etkili oldu¤unu somutlamak aç›s›ndan Sovyetler Birli¤i’nde yap›lan birkaç teknik düzenlenmeden örnekler sunmak faydal› olacakt›r. “Sovyetler Birli¤i’nde kad›nlar›n saatlerce mutfakta zaman geçirmesini engellemek, daha yararl›, ekonomik, iflgücü aç›s›ndan kazan›ml› vs. bir yöntem olan halk kantinleri oluflturuluyor. Böylece birçok insan›n ortak beslenebildi¤i ve belki de yüzlerce kad›n›n, ayr› ayr› mutfaklar›nda saatlerce harcayaca¤› çok büyük bir eme¤en karfl› belki birkaç kiflinin harcayaca¤› emekle ayakta duran kantinlar kad›n›n ailesel iliflki içerisinde mutfaktan ç›kmas›na ve evlilik iliflkisi içerisinde mutfakla kad›n›n eflde¤er tutulmamas›na ve üstün bir iflgücü tasarrufuna neden olmufltur. K›sacas› mutfak ile evlilik ayr›lm›flt›r. Yine kolektif ev komünleri ve aile yurtlar› oluflturulmas› eve hapsolmufl kad›nda önemli de¤iflikliklere neden olmufltur.” Yine sosyalist toplumda, kad›n erkek aras›ndaki fiziki fark gözetilerek, kad›n emek sürecine bu do¤rultuda yönlendirilir. Kad›n-erkek eflitli¤ini, fiziki eflitlik vs. gibi k›s›r ve yüzeysel kavrayan salt eflitlikçi anlay›fllar, hatta bu anlay›fllar›n en keskini feministlerin aksine sosyalistler yetene¤e, yapabilme koflullar›na göre ve yine kad›n›n kendi do¤all›¤›ndan kaynaklanan (do¤um, gebelik vs.) koflullar› uygun olarak kad›n› emek sürecine sokar. Gerçek anlamda özgürlük ise budur.

na son verecek bir tehlike olarak gören egemenler birincisi ;halk lehine olan örgütlüklere sald›r›yorlar,onunlada yetinmeyip çal›flma tarz›n› dejenere etmek için ideolojik kuflatmaya baflvuruyor. Uyumlu çal›flman›n temel ilkesi; yanl›flla asla uzlaflmadan, mücadeleyi ileriye tafl›yan bir mekanizman›n oluflturulmas›na yürekten caba harcamakt›r. Uyumlu çal›flma asla liberal, adam sendeci yada pragmatist bir çal›flma tarz› de¤ildir. Bu da siyasi uyan›kl›¤›, birikimli olmay› , olgun davran›fl› ve karfl›l›kl› güveni zorunlu k›lan bir yöntemdir. Che derki “en iyi dostluklar kavgal› dostluklard›r” Bizler bir taraftan birbirimizin yanl›fllar›na karfl› ac›mas›z olurken di¤er yandan ayn› idealleri paylaflan ortak sevinç ve

08-21 Haziran 2001 geldi¤inde bir iflçi önderi, yeri geldi¤inde barikatlarda savaflan bir militan ve yeri geldi¤inde da¤lar›n zirvesinde bir komutan olmufltur. Kad›n›n özgürleflebilmesi ancak ve ancak s›n›f mücadelesi içerisinde kad›nlar›n ›srarl› bir flekilde bulunmalar›yla mümkündür. Yaz›n›n önceki bölümlerinde kapitalist-emperyalist sistemin yaratt›¤› kad›n tipinin belirgin özelliklerini s›ralam›flt›k. Emperyalist ideolojik bombard›man sonucu yaflanan, kifliliklerdeki dejenerasyon, yoz ve geri yaflam tarz› kendi z›dd›n› yaratmak zorundad›r ve yarat›yor da. Köle kad›na karfl› özgür kad›n ve alternatif kiflili¤e ulaflm›fl ve bu flekilde yaflayan kad›n› yaratmak ancak iflçi s›n›f›n›n ideolojisiyle donanm›fl ve mücadele eden kad›nlar›n eseri olacakt›r. Emperyalizmin dünyaya yaymaya çal›flt›¤› güzellik anlay›fl›n›n aksine güzel kad›n mücadele eden kad›nd›r. Emperyalist -feodal sistemin yaratt›¤› ve yaratmaya çal›flt›¤› köle kad›n›n güzelleflmesi, ancak mücadele içerisinde bulunma ve geliflip, de¤iflme koflullar›yla mümkündür. Mücadele ettikçe güzelleflen kad›nlar›n, özverili, tavizsiz, cesur ve atak yaflamlar› güzelleflmek isteyen kad›nlar›n en güzel malzemeleri olacakt›r. Clara’lar›n, Roza’lar›n, Meral’lerin, Barbara’lar›n, Ayfer’lerin, yani mücadele ettikçe güzelleflen ve güzelleflmenin yöntem ve formüllerini, tarihsel bir miras olarak dünyan›n bütün kad›nlar›na b›rakan militan kad›nlar›m›z›n yaflamlar›, kad›n›n eflitli¤i ve özgürleflmesi mücadelesi yoluna ›fl›k tutuyor.

SONUÇ OLARAK S›n›fl› toplumlarda kad›n›n çifte sö-

mürü alt›ndaki kuflat›lm›fll›¤›; kad›n kimli¤inin kaybolmas› ve yerine bazen tarlaya sürdü¤ümüz öküzden daha de¤ersiz, bazen haremlerde ismi belir siz bir zevk arac›, bazen sermayenin mallar›n› tan›tan bir reklam arac› olan, kiflili¤i ve düflünceleri de¤ersiz metalara b›rakm›flt›r. Kad›n›n özgül durumu: Bu özgül durumun yaratt›¤› koflullara göre konumland›r›lmas›n› gerektirirken egemen s›n›f ideolojileri bu özgül durumu sömürüsünün bir ayg›t› olarak kullanm›flt›r. Kapitalizm ve güdümündeki ba¤›ml› sistemler, bir taraftan sömürü düzeninin devam› için önemli bir ayg›t olarak kad›n›n cinselli¤ini öne ç›kar›p, kad›n› cinsel meta haline getirirken di¤er taraftan, yine kad›n›n cinsel özelliklerinden kaynaklanan gebelik, do¤um, annelik özelliklerinin çal›flma hayat›ndaki etkilerini ve kad›n›n sa¤l›kl› bir flekilde yaflayabilme koflullar›n›n sa¤lanmas› gereklili¤ini görmezlikten gelmektedir. (Hamilelik kad›n›n iflten at›lma nedenlerinden olabilmektedir ve yine sa¤l›ks›z ifl ve yaflam flartlar› nedeniyle Uluslararas› Nüfus Eylemi Örgüt (UNE)’nün belirtti¤ine göre do¤um s›ras›nda veya gebelikten kaynaklanan nedenlerle her y›l 515 bin kad›n ve dakikada 1 kad›n hayat›n› kaybetmektedir. Türkiye’de ise hamile kad›nlar›n yüzde 64’ü hamilelikleri esnas›nda doktora gidememekte ve yine bu kad›nlar›n her y›l 2500’ü do¤um esnas›nda ölmektedir.) Yukar›da belirtti¤imiz gerçeklikler nedeniyledir ki kad›n›n her zamankinden daha çok kimli¤ine sahip ç›kma, eflitlik ve özgürlük mücadelesine ihtiyac› vard›r. Tarihte her sistem kendi mezar kaz›c›lar›n› bünyesinde yaratm›flt›r. Her toplumsal de¤iflim eski toplumun ezilen, sömürülen kesimlerinin eseri olmufltur. Ve kad›n tarihin her döneminde tahmin edece¤imizden çok daha büyük oranda bu mücadeleler içerisinde yer alm›flt›r. Dünya devrimleri tarihi iyi de¤erlendirildi¤inde görülecektir ki kad›n, yeri

ac›larla yo¤rulan insanlar olman›n gerçekli¤iyle birbirimize s›ms›k› sarrlan varl›klar olabilmeliyiz. Ve bu gerceklik asla akl›m›zdan c›kmamal›d›r. Bu bize karfl›m›zdakini anlama ve onunla birlikte kendini ileriye tafl›man›n sorumlulu¤nuda yükler. Su sorumlulu¤u kavray›flt›r bizleri ileriye tafl›yan. Tersi durumda da birbirimize ve eme¤imize karfl› yabanc›laflmak zorunda kal›r›z. Uyumlu çal›flmada dikkat edilecek en önemli nokta uyum ad›na liberalizme, adam kay›rmac›l›¤a yada ba¤›ml› olmaya düflmemekdir. Bu tür yaklafl›mlar devrimci, bolflevik bir tarz de¤il. Mücadaleyi geri götüren oportünist bir çal›flma tarz›d›r. Biz devrimciler asla böyle bir uyumdan söz edemeyiz. ‹deolojik olarak bu tür anlay›fllara karfl›y›z.

Günümüzde s›k›nt›s›n› çekti¤imiz en büyük pratiklerden biride uyumsuz çal›flmalard›r. Bu kollektif düflünmeyi, kollektif çözüm üretmeyi ve eme¤i ürekten k›lmay› engelleyen bir davran›fl olarak kendini dayat›r. Bireyseli¤i ön plana ç›kar›r. Düflman›n hücrelefltirme politikalar›n›n biride burada kendine yaflam flans› bulur. Bizler kifli olarak ne kadar yektin olsakta e¤er bu yetkinli¤i kollektif çal›flman›n bir parcas› olarak yaflam buldurmuyorsak, sonuçta burjuva kayg›lar› olan bir bireyden baflkas› de¤ilizdir. Kollektif, uyumlu çal›flman›n önündeki en büyük engelleri flöyle özetleyebiliriz. Birincisi; kollektif çal›flma bilincimizin yetersiz olmas›ndan ‹kincisi; oturmufl bir kiflili¤imi-

zin olmamas›ndan Ücünçüsü; siyasal yetersizlikten dördüncüsü; ideolojik olarak çeflitli zaaflar tafl›mam›zdan

±CMYK

Sonuç olarak vurgulamak gerekirki; kendiyle bar›fl›k olmayan, süreci ileriye tafl›ma kayg›s› gütmeyen, devrim iddias› olmayan ve kiflili¤ini ve siyasal birikimini yetkinlefltirme tavr›n› benimsemeyen biri uyumsuz çal›flman›n da sürdürücüsü olur. Devrimci yaflam ve devrim iddias›; do¤ru temelde muhalefet eden devrimi ve öncüyü gelifltirmeyi hedefleyen uyumlu ve çoflkun bir çal›flma tarz› üzerinde infla olur. Eme¤imizin karfl›l›¤›n› almak istiyorsak bu çal›flma tarz›n› yaflama geçirmekten baflkada alternetifimiz yok.


±CMYK 08-21 Haziran 2001

22

iflçi-köylü

4

Aymasan Ayakkab› Fabrikas›’ndan kriz bahanesiyle 246 iflçisi soka¤a at›ld›

Tuzla’n›n direnifl ruhuyla kazanaca¤›z Kartal: Krizler bahane edilerek yüzlerce iflçi biranda patronlar taraf›ndan soka¤a at›l›yor. ‹flçilerin kan›n› emercesine sömürmesine, eme¤ini gasp etmesine ra¤men “Zarar ediyorum” gerekçesiyle fabrika kapatan patronlar›n esas yapmak istedikleri ise iflçilerin örgütlülü¤ünü da¤›tmak. Sendikalaflm›fl, örgütlü hareket eden iflçilerin hak alma mücadelesinin önünü kesmek, iflsizli¤in; özellefltirme sald›r›s›yla, tar›m›n tasfiyesiyle, zorla göçle t›rmand›¤› ülkemizde patronlar istedikleri anda ucuz ifl gücü bulabildikleri için çal›flt›rd›klar› iflçileri soka¤a atmakta pervas›z davran›yorlar. Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’nin örgütlü bulundu¤u Aymasan Ayakkab› Fabrikas›’nda yaflananlarda bunun bir örne¤i. 31 May›s’ta krizi bahane ederek zarar etti¤ini öne süren Aymasan Patronu taraf›ndan 246 iflçi fabrika kapat›larak soka¤a at›ld›. 6 ayd›r da ücretleri düzenli ödenmeyen iflçiler fabrika önüne çad›rlar kurarak direnifle geçtiler. Patrona yapt›klar› ve yapacaklar› görüflmelerden de olumlu bir sonuç beklemeyen Aymasan iflçisi; “Kap›lar aç›ls›n üretim yap›ls›n”, “‹flveren flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” sloganlar›n› hayk›rarak direnifllerini sürdürüyorlar. Daha öncede Aymasan patronunun ve devletin bask›s›na karfl› bir direnifl örgütleyen Aymasan iflçisi fabrikay› açt›rana ve üretim yapt›rana kadar “direnifle devam” ediyor. Direniflin bafllamas›ndan birgün sonra direniflteki iflçilere destek ziyaretinde bulunan Deri-‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya, Genel Baflkan Yrd. Musa Servi’de aç›klamalarda bulundular. Haberimiz yay›na haz›rland›¤› günlerde direniflte bulunan iflçilere iflçi ve emekçilerden yo¤un destek ziyaretleri yap›lmaktayd›. AYMASAN ‹fiÇ‹S‹: “KIR‹Z BAHANE, AMAÇ ÖRGÜTLÜLÜ⁄Ü DA⁄ITMAK” Direnifli do¤uran nedenler ve direniflin yönelimine iliflkin Aymasan iflyeri temsilcilerinden Sevgül

O¤uz’la yapt›¤›m›z k›sa röportaj› yay›nl›yoruz. ‹K: Bize yaflad›¤›n›z süreci özetler misiniz? Sevgül O¤uz: Bizim iflyerindeki sorunlar öncelikle iflverenin yapmas› gereken ödemelerin aksamas› ile gündeme geldi. Sürekli yaflanan krizi bahane ederek ödemeleri yapmamaya bafllad›. Ödemeleri ne zaman yapaca¤›n› sordu¤umuzda gerekçeler öne sürdü, ard›ndan sözler vermeye bafllad›. Daha sonrada verdi¤i bu sözleri tutmamaya bafllad›. Verdi¤i tarihlerde yapaca¤› ödemeleri yapmad›. Son aflamada her hafta sonu taksit taksit ödeme yapaca¤›n› söyledi. ‹flçilerde kriz var, iflvereni de çok s›k›flt›rmayal›m, müdahale edelim, bu iflyerini ayakta tutal›m düflüncesiyle çok fazla üstüne gitmediler. ‹flçi arkadafllar›n ekonomik s›k›nt›lar› gündeme geldi ama yine de fedakarl›k ve özveride bulundular. fiu ana kadar ki çabalar›m›z› iflyerine ayakta tutma umuduyla sergiledik. Dönem dönem iflten ç›karmalar öne sürdü¤ünde biz ara çözümler arama yoluna gittik. Ücretsiz izinler kullan›ld›. Yine ödemelerin gecikmesi devam etti. Son aflamada iflveren “Ben bu flekilde yapam›yorum art›k. Sizde beni çok s›k›flt›r›yorsunuz. Ben art›k fabrikay› kapatmay› düflünüyorum” dedi. Daha sonra görüflmelerimiz devam etti. Biz kendisine iflten ç›kartmalar›nda, kapatmalar›nda çözüm olamayaca¤›n› söyledik. Farkl› çözümler üretmemiz gerekti¤ini belirttik. ‹flverende çok net olarak kapataca¤›n› söylememiflti bugüne kadar. Ard›ndan son olarak çarflamba günü bir görüflmemiz oldu. Tekrar ayn› sorunlar› dile getirdik. Kapatmayla ç›k›fl d›fl›nda çeflitli öneriler getirebilece¤ini, bunu de¤erlendirebilece¤imizi söyledik. Onlar sonuç olarak bize Cuma günü yeni bir randevu verdiler. Bizler cuma gününe yani çözüm önerileriyle geleceklerini düflünürken görüflmeden bir gün sonra perflembe günü sabah› geldi¤imizde kap›lar›n kapand›¤›n› ve bir yaz› ast›klar›n› gördük.

As›lan yaz›da patronun ‘98 y›l›ndan beri sürekli bir kriz içerisinde oldu¤u, ekonomik s›k›nt› içerisinde, zarar etti¤i, borçland›¤›, ifli durdurdu¤u ve iflçilerin ifl hakk›n› fesh etti¤i; yapaca¤› ödemeler içinse (ihbar ve k›dem tazminatlar›) kaynak araflt›rd›¤› yaz›l›yd›. Direniflimiz de o günden itibaren bafllad›. Perflembe günü bafllad›k, bugün direniflimizin üçüncü günü. Cuma günü yapaca¤›m›z görüflmeye ise iflveren rahats›zl›¤› oldu¤unu bahane edip gelmedi. fiu an tekrar Pazartesi gününe bir randevu al›nd›. ‹flverenle yapaca¤›m›z yeni görüflmeden de umutlu de¤iliz. fiu an direniflimiz devam ediyor. ‹K: Patron taraf›ndan kapatma ve iflçilerin soka¤a konulmas› niye gündeme geldi. Biliyoruz ki krizler her dönem patronlar taraf›ndan iflçileri iflten atamak için bir gerekçe haline getirilir. Yaflad›¤›n›z bu sonucu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sevgül O¤uz: ‹flyerimizin üretimi geçmifl y›llarda daha fazlayd› bunu kabul ediyoruz. Ama krizin kendisini iflçileri kap›ya koyacak kadar etkiledi¤ini düflünmüyoruz. Krizler patronlardan çok biz iflçileri etkiliyor. Krizleri bahane ediyorlar, iflçiler ve emekçiler üzerine yo¤un sald›r›larla geliyorlar. Biz bu bahaneyi kabul etmiyoruz. Bu kriz bahanesi bizim için çok fazla geçerli de¤il. Çünkü böyle olmas› halinde bile gerekeni yapt›k. Özverilerde bulunduk. Kriz bize göre bahane amaç örgütlülü¤ü da¤›tmak.

±CMYK

Sigortas›z, sendikas›z iflçi çal›flt›rmak. Tafleronlaflt›rmak. Genel iflçi ve emekçilerin yaflad›¤› sald›r›lardan birini yafl›yoruz flu an. Geçmiflte de Aymasan patronlar›n›n iflçiler üzerinde örgütlülü¤ü da¤›tma amac›yla sald›r›lar yafland›. Bu aflamada yaflad›klar›m›z› da onlardan biri olarak görüyoruz. O yüzden krizden ya da iflverenin gerçekten ekonomik s›k›nt›s›ndan kaynakl› de¤il, çünkü biz gereken çabay› sarfettik. Sorun sadece bu olsayd› çözülürdü. ‹K: Direniflin gidiflat› nas›l? Sevgül O¤uz: Direniflin üçüncü günündeyiz zaten. fiu anda moraller iyi. Arkadafllar›m›z çok fazla direnifle al›fl›k de¤iller. Birçok arkadafl›m›z ilk defa böyle birfleyle karfl›lafl›yor. Zaman zaman ufak tefek eksikliklerimiz olsa da moraller iyi, arkadafllar›m›z kararl› görünüyorlar. ‹K: Fabrika açt›rabilecek mi? Sevgül O¤uz: Tabi. Amac›m›z zaten fabrikay› açt›rmak. Sadece iflverenin yapmas› gereken ödemeleri almak, tazminat›m›z›, ç›k›fl›m›z› al›p gitmek de¤il. Amac›m›z buray› ayakta tutmak. Biz Aymasan iflçileri olarak bir dönem yaflad›k. Bir süreç yaflad›k. Çevremizdeki insanlar da bizleri tan›d›. Örgütlü bir iflyeri oldu¤umuzu düflünüyorlar. Bu flekilde kabul edildi. Bizde ona yak›fl›r flekilde davranaca¤›z. ‹K: Direniflinizde baflar›lar dileriz. Sevgül O¤uz: Teflekkür ederiz.


±CMYK iflçi-köylü

4

23

08-21 Haziran 2001

Emperyalist savafl stratejilerinde iki nokta: AGSK ve Füze savunma Kalkan› ; AGSK (Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimli¤i) ile hem Avrupa savunmas› NATO’dan yani NATO’nun iplerini elinde tutan ABD’den ba¤›ms›zlaflt›rmay›, hem de 2003’e kadar oluflturmay› planlad›¤› “acil müdahale gücü” için, askeri kimlik çerçevesinde NATO’nun özellikle istihbarat ve yüksek teknoloji alanlar›ndaki imkan ve yeteneklerini kullanmaya planlanl›yor. Bu oluflumun, 60 gün içinde olas› bir müdahaleye haz›r hale getirilmesi ve en az 1 y›l görev sürdürebilecek yetenekte olmas› hedefleniyor. AB, AGSK çerçevesinde AB’ne üye olmayan NATO müttefiklerini operasyon sürecinin karar mekanizmas›ndan d›fllamak politikas›n› sürdürürken, TC’ de NATO’dan karar›n ç›kmas›n› engellenmek üzere Veto kart›n› cebinde tutuyor. AB’nin bu politikas›na karfl› TC, NATO olanaklar›n›n kullan›laca¤› operasyonlar›n tüm aflamalar›nda yer almak istiyor; AB’nin ittifak olanaklar›n›n otomatik olarak de¤il, her olay için ayr› al›nacak izinlerle gerçekleflmesi gerekti¤ini savunuyor ve NATO ve AB üyesi 23 ülkenin kat›laca¤› ortak savunma planlama sürecini öneriyor. ‹flte bu noktalarda yaflanan çeliflki AB ile (özellikle de bu konularda ›srarl› olan Fransa ve Almanya ile) TC’yi karfl› karfl›ya getiriyor. Fransa Savunma Bakan› Alain Richard 15 May›s’ta yapt›¤› aç›klamada “Türkiye’nin AGSK konusunda tavr› de¤iflmelidir. Bu tav›r Ankara’n›n AB’ye kat›l›m hedefine ters düflüyor” diyerek AB kart›n› oynuyor. Hiç bir karar›n› yaln›z bafl›na al›p savunamayacak bir konumda olan Türkiye’nin böylesine, birdenbire ‘ulusal ç›karlar›na’ düflkün bir tav›r tak›nmas›, hatta AB’ye girifl, hayallerine gölge düflürmeyi daha göze almas› akla bu vetonun arkas›nda ABD’nin oldu¤unu düflündürüyor. Bu görüfl D›fliflleri Bakan› ‹smail Cem taraf›ndan yalanlan›rken Yunan Savunma Bakan›n›n “Avrupa Savunmas›n› veto eden Türkiye mi zannediyorsunuz? Bunun arkas›nda ABD var” sözleri, gözlerimizi nereye çevirmemiz gerekti¤ini gösteriyor. Peki AB-NATO iflbirli¤ine ABD neden karfl› olabilir? Asl›nda bu tavra direkt “karfl›” de¤erlendirmesi yapmak çok da do¤ru de¤il. Esas›nda ABD ipler kendi ya da Türkiye gibi yar›-sömürgeleri arac›l›¤›yla elinde olduktan sonra hiçbir olufluma karfl› de¤ildir. Ancak baflta Fransa’n›n karar mekanizmas›na yaln›zca AB üyesi 15 ülkeyi dahil etme ›srar› gerçekleflirse, Avrupa’dan askeri varl›¤›n› çekmeyi / en az›ndan azaltmay› planlayan ABD’nin etki gücü de azalm›fl olacak. (Baflta da söyledi¤imiz gibi AB’nin en büyük dile¤i de budur zaten, NATO’nun askeri yetene¤ini kullanmak bunu ABD’nin d›fl›nda yapmak) AB-NATO iliflkilerinde bunlar yaflan›rken ABD de “yeni” bir projeyle ç›k›yor silahlanma sahnesine. Asl›nda bu proje hiç de yeni de¤il, temelleri 1970’lerin sonlar›nda ABD Baflkan› olan Carter döneminde at›l›p; Ronald Reagon döneminde yeniden gündeme gelmifltir. Ve George W. Bush 1 May›s’ta Ulusal Savunma Üniversitesinde yapt›¤› konuflmada, 1972’de imzalanan Antibalistik Füze Anlaflmas› (ABM)’nin de¤iflen dünya flartlar›na göre yeterli olamad›¤› için “Füze Savunma kalkan›” (NMD) kuraca¤›n› aç›klayarak eski bir düflü yaflama geçirmenin haz›rl›klar›na bafllad›klar›n› ilan ettiler. Öncelikle neydi bu de¤iflen dünya flartlar›? 1972’de So¤uk Savafl döneminin kapanmas›, Rusya’n›n ise art›k düflman olarak alg›lanmamas› bafltan potansiyel “has›m” olarak ilan edilen K. Kore, Libya, ‹ran, Irak gibi ülkelerin nükleer çal›flmalar›, de¤iflen

AB

dünya flartlar› olarak ortaya konuyor. “Has›m” ülkelerin nükleer çal›flmalar›na bak›ld›¤›nda savunma için bunca milyar dolar harcamaya hiç de gerek olmayacak düzeyde oldu¤u görülüyor. Örne¤in ABD’nin konuflland›r›lm›fl 7 bin 200 savafl bafll›¤›, ‹srail’in 20 füze ve 300 savafl bafll›¤› varken “has›m”ülkelerden ‘Irak’›n balistik füzeler üzerinde çal›flt›¤›ndan kuflkulan›l›yor(!) ve 2010’da savafl bafll›klar›na sahip olaca¤› tahmin ediliyor(!), ‹ran’›n gizlice nükleer silah gelifltirmeye çal›flt›¤› san›l›yor(!)- Kuzey Kore birkaç bafll›k üretmesini sa¤layacak platonyuma sahip ancak elindeki füzeler ABD’yi vuracak kapasitede de¤il. Durum buyken, dünyadaki de¤iflme, karfl› sald›r›lara karfl› bir sistem iddias› bugün için en az›ndan bu büyük projeyi karfl›layacak sebepler olarak görünmüyor, tek bafl›na. ABD’nin as›l amac›na geçmeden önce bu sitemin ne menem bir fley oldu¤una bakmakta yarar var. Öncelikle bu kalkanla ABD yaln›zca kendi ülke topraklar›n› de¤il müttefiklerini de bir sald›r›ya karfl› korumay› (!) planl›yor. Hatta yaln›zca NATO müttefikleriyle de de¤il Rusya ve Çin gibi “dostlar›yla” da uzlafl› çabas›nda oldu¤u vurgulan›yor. NMD (Füze Savunma Kalkan›) tüm dünyay› yerden ve uzaydan tamamen denetim alt›na alacak biçimde gelifltirecek. Projenin uzaydan denetim bölümünde V‹S‹ON 2020 gibi “düflman”lara uzay› kapatmay› amaçlayan, örne¤in uydulara, personele karfl› kör edici, hareketsizlefltirci vb. ve elektronik sistemleri çal›flmaz hale getiren lazerler, düflük verimli, zemin delici mini nükleer bafll›kl› roketler gibi- yeni silah sistemleri yer al›yor. Yerden ise balistik füzeleri, ilk yükselifl aflamas›nda vuracak sistemler oluflturulacak. Yani amaç yerden ve uzaydan dünyay› demir yumru¤u içine almak. ABD’nin NMD ile amac›n›n esas›n› “stratejik üstünlü¤ünü” korumak oluflturuyor. So¤uk savafl boyunca Bat› ülkeleri ABD’nin askeri-nükleer flemsiyesi alt›nda, iç çeliflkilerini ikinci plana atarak Do¤u’ya karfl› bir blok oluflturmufl ve ABD liderli¤i alt›nda davran›yorlard›. Do¤u Bloku tehdidi ortadan kalk›nca ABD’nin askeri-nükleer flemsiyesi de önemini yitirdi ve aralar›ndaki çeliflkiler de artarak ABD’ye alternatif olma çabalar›na dönüfltü. ‹flte ABD’nin kayg›s› bundand›r. Özellikle AB’nin AGSK projesi NATO içinde söz sahibi ABD’yi de içine alma ancak karar mekanizmas›n›n d›fl›nda tutma planlar› bu kayg›y› art›r›yor. AB içinde özellikle Fransa ve Almanya bu hakimiyete karfl› alternatif olmaya çal›fl›yor. Fransa flimdiden bayrak açm›fl durumdayken, Almanya da Rusya ‹le yak›nlaflmaya çal›fl›yor. Asya’da ise Çin, Rusya ve Japonya liderli¤inde tek kutba karfl› politikalar gelifltirilmekte. Tüm bunlar dünya üzerinde ipleri elinde tutan ABD’nin saltanat›n› sarsacak geliflmeler. Bu proje gerçekleflirse “Füze savunma kalkan›” n›n içinde ve d›fl›nda yer alanlar olarak dünya iki kutba ayr›l›r ve daha uzunca bir süre için çok kutupluluk çabalar› k›r›larak ABD merkezli yap› devam eder. Tüm bu askeri stratejinin bir de ekonomik aya¤› vard›r ki bunu es geçmek olanaks›z. Zira bu proje 100 milyar dolarl›k bir harcamay› gerektiriyor. Son y›llarda ABD ekonomisinde yaflanan durgunlu¤a yeni bir nefes getirecek olan bu proje di¤er ülkelerin ekonomilerine

±CMYK

de ek bir yük getirecektir. Yani savafl silah firmalar›na gün do¤acak bu kalkanla. ABD’nin füze kalkan› ›srar›na karfl› müttefik ülkelerde temkinli yaklafl›yorlar. Asl›nda Avrupa üzerinden ABD hakimiyetini k›rma çabalar›yla tam z›tl›k içindeki bu projeye karfl› olmakla birlikte Fransa d›fl›nda hiç bir AB ülkesi bugünkü ABD merkezli dünyada bu kalkan›n d›fl›nda kalmak da istemez. “Dost” tabir edilen Rusya, Çin ve Kanada 30 y›ll›k silahs›zlanmay› karara ba¤layan 1972 tarihli (yani önümüzdeki y›l anlaflma sona eriyor) Antibalistik Füze Anlaflmas›na (ABM) ayk›r› oldu¤unu belirterek yeni bir silahlanma yar›fl›n› do¤uracak olan FSK’ya karfl› ç›k›yorlar. Özellikle Çin için kritik önemi olan Tayvan ile iliflkisi sorunlar›, kabul etmesini de imkans›zlaflt›r›yor. Hindistan, ‹srail ve Avustralya hemen ABD’nin yan›nda yer alarak kalkan› destekleyen ülkeler. Karfl› ç›kan ülkeler aras›nda yeni yak›nlaflmalar da olabilece¤i varsay›mlar aras›nda, ABD’nin kozu ile 2002’de süresi dolacak ABM anlaflmas›ndan tek tarafl› olarak çekilmek. Türkiye de bu projeden birebir etkilenecek ülkelerden biri. Zira “has›m” ülkelere(‹ran, Irak, Suriye) co¤rafi yak›nl›¤›, topraklar› üzerinde vurucu sistemlerin, dinleme istasyonlar›n›n, gözetleme sistemlerin kurulmas› projesinin yaflama geçirilmesi aç›s›ndan önemli bir özellik. ABD de TC ile görüflmelere geçti¤imiz günlerde bafllad›. Zaten TC 1999’da yap›lan tatbikatlara kat›lm›fl, D›fliflleri ve Genelkurmay yetkilileri, ABD askeri yetkilileriyle oluflturulan çal›flma gruplar›nda yer alm›fllard›. fiimdi ortaya koyduklar› tek sorun 100 milyar dolarl›k bu kalkan›n üzerine düflen pay›n› nas›l ödeyece¤i konusu. Bu sorunun cevab›n› ABD’den almaya gerek yok. Zira ABD’nin söyleyece¤i fleyde ayn› olacakt›r. Özellefltirmelerle, yeni vergilerle s›f›r zamlarla halk›m›z›n s›rt›na bir yük daha bindirerek, daha çok borçlanarak ABD emperyalizminin hakimiyetinin devam›n› sa¤lamada üzerlerine düfleni yapacakt›r TC. Ve ülke topraklar›m›z› kurulacak sistemlerle vurulacak olanlar da “has›m” ülkelerin yüzlerini hiç görmedi¤imiz, seslerini duymad›¤›m›z, dillerini bilmedi¤imiz emekçi halklar› olacak. ‹ncirlik hava üssüne iyice yerleflen, Irak bombalamalar›nda T. Kürdistan›’nda antibalistik Patroit füzeleri yerlefltiren Washington için TC’nin d›fl politikalar› da bu süreçte birlikte de¤iflmez olarak kalacak ve ABD d›fl›ndaki herhangi bir d›fl yak›nlaflman›n da önüne geçecek. ABD emperyalizmi halklar›n eme¤iyle “Y›ld›z savafllar›” oyununu oynamak için herfleyi yapmay› göze al›yor. Bu oyunu bozabilecek tek fley ise di¤er kapitalist-emperyalist ülkelerin karfl› duruflu de¤il halklar›n anti-emperyalist mücadelesi olabilir ancak.




25 May›s- 07 Haziran 2001

TZOB Genel Kurul yap›ld› Haber Merkezi: TZOB (Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i) Genel kurulu 25-27 May›s tarihleri aras›nda Ankara’da yap›ld›. Bu¤day taban fiyatlar›n›n aç›klanmak üzere oldu¤u bir süreçte gerçeklefltirilen Genel Kurul gergin bafllad›. Genel Kurul’da konuflma yapmak için kürsüye gelen MHP’li Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan› Hüsnü Yusuf Gökalp uzun süre delegeler taraf›ndan konuflturulmad›. Bakan Gökalp’in konuflmas›n› s›k s›k “çiftçiyi dinleyen yok, içimiz kan a¤l›yor, çiftçiyi de¤il siyaseti konufluyorlar, nereye yürüyelim, meclise mi?” gibi müdahalelerde bulundu. Divan Baflkan›’n›n uyar›s› üzerine de köylü dostuymufl gibi görünmek isteyen faflist Bakan Gökalp; “dinleyecek halleri mi kald›. 30 y›ld›r analar› a¤lad›. Kredi borçlar›n› bile ödeyemiyorlar” diye karfl›l›k vererek flov yapmaya kalkt›, ancak köylülerden prim göremedi. Türkiye genelinde 720 il ve ilçe Ziraat Odas›ndan, 210 delegenin kat›ld›¤› ve üç gün süren Genel Kurul sonunda yap›lan seçimlerde Faruk Yücel yeniden Genel Baflkanl›¤a seçildi.

Kaplumba¤alar›n ölümünden sorumlu olan Kromsan Afi. kapat›ls›n! Mersin’e ba¤l› Kozanl› Beldesi’nde faaliyette bulunan fiifle Cam ‹flletmelerine ait Kromsan Afi’nin çevreye verdi¤i zarar had safhaya ulaflt›. Yöreye özgü olan ve koruma alt›nda bulunmas› gereken yeflil deniz kaplumba¤alar›ndan 8 tanesinin 27 Nisan günü ölümü yöre halk›n›n yo¤un bir tepkisiyle karfl›laflt›. Yaflanan geliflmeler üzerine bas›na bir aç›klamada bulunan Kozanl› Belediye Baflkan› Kenan Y›ld›r›m; Kromsan fiirketinin derhal kapat›lmas›n› istedi. Bilimin her zaman do¤ruyu söyledi¤ini ifade eden Y›ld›r›m zararl› at›klarla bölgede insanl›k suçu ifllendi¤ini sözlerine ekledi. 27 Nisan günü sahilde ölüm bulunan kaplumba¤alar›n yap›lan otopsilerinde Kromsan’›n ç›kartt›¤› at›klar sonucu öldükleri tespit edilmifltir.

iflçi-köylü

26

3

Yata¤an halk› zehir soluyor Haber Merkezi: Mu¤la-Yata¤an’da kurulu bulunan Termik Santral’in yöre halk›na verdi¤i zarar endifleli bir hal almaya bafllad›. 25 May›s günü 502 kükürtdioksit oran›n›n 3000 metreküp miligram seviyesine ç›kmas› üzerine belediye’den yap›lan duyurularla özellikle yafll› ve çocuklar›n soka¤a ç›kmamalar› istendi. Devletin santralde hava kirlili¤ini en alt seviyeye düflürecek “ar›tma tesisleri” ni faaliyete sokmamas› yöre halk›ndan tepki al›nca göstermelik

Akçay’da köylü mitingi Haber Merkezi: Antalya’n›n Elmal› ilçesine ba¤l› Akçay Beldesi’nde köylüler Ziraat Bankas›n›n flubesinin kapat›lacak olmas›n› 29 May›s 2001 tarihinde yapt›klar› mitingle protesto ettiler. Akçay meydan›nda toplanan köylüler; “Bankalar›m›z› geri istiyoruz” yaz›l› pankartlar› tafl›rken köylülü¤ü temsil eden bir tabutu kepçeyle aç›lan çukura gömdüler. Köylüler Akçay-Elmal› karayolunu trafi¤e kapatmak isteyince jandarma taraf›ndan engellendi. Üç saat süren miting köylülerin coflkulu bir flekilde alandan ayr›lmas›yla son buldu.

olarak 24 Nisan ve 15 May›s tarihlerinde devreye sokulmufltu. Ünitelerin tam kapasite çal›flt›r›lmamas›; yata¤an halk›n›n hergün zehir solumas›na yol aç›yor. Ayr›ca tar›msal üretimin yo¤un oldu¤u bölgede ürünlerde her geçen y›l büyük oranda verim düflüklü¤ü olufluyor. Bütün bu geliflmelerin yan›s›ra santralin “özellefltirme” kapsam›na al›narak çok ucuza emperyalist tekellere peflkefl çekilmesi de gündemdeki önemini koruyor. Santrala talip olan

tekeller; Kükürtdioksit gaz›n›n etkilerini minimum seviyeye indirecek teknik donan›m› pahal› oldu¤u için devreye sokamayacaklar›n› belirtirken; santralin bir an önce elden ç›kart›lmas› için uflaklar› olan devlete bask›lar›n› da yo¤unlaflt›rd›lar. Bu yaflananlar bile devletin Yata¤an halk›n›n yan›nda olmay›p emperyalist tekellerin emrinde oldu¤unun aç›k bir göstergedir.

Uflak-Eflme halk› Bergama yolunda Haber merkezi: 10 y›l› aflk›n bir süredir topraklar›nda siyanür yöntemiyle alt›n aramaya kalkan Eurogold flirketine karfl› onurlu mücadelelerini sürdüren Bergama köylülerinin yan›na yeni direniflçiler ekleniyor. Bergama köylüsünün açt›¤› ›fl›kl› yolu örnek alan Uflak-Eflme köylüleri; “halk düflmanl›¤›” tescil olmufl ve bu yüzden Tokat halk›na yapt›¤› zulüm nedeniyle Çank›r› Valisi olarak görev yapt›¤› bir dönemde; emekçi halk›m›z›n öncü gücü olan TKP/ML’ye ba¤l› Halk Ordusu (T‹KKO) taraf›ndan cezaland›r›lan Vali Ayhan Çevik’in tüm engellemelerine karfl›n, 27 May›s günü gerçeklefltirdikleri protesto eyle-

minde; Bergama’da oldu¤u gibi Eflme’de de Siyanür’e geçit vermeyeceklerini hayk›rd›lar. Turistik Kilim-Kültür ve Sanat Festivaline kat›lan köylülerden bir bölümü gaz maskeleriyle yürüdü. Ayn› zamanda K›fllada¤› Çevre ve Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i üyesi olan köylüler; gaz maskelerinin yan› s›ra ameliyat maskesi, yeflil a¤aç, kurumufl a¤aç dallar›, mevsimin ilk kuzular› ve kufllar›yla “Ölüm ve yaflam” mizanseni ile izleyenlere mesaj verdiler. Slogan atmalar›na izin verilmeyen köylüler hiç bir flekilde topraklar›n› terk etmeyeceklerini, Eflme’yi yeni Bergama yapacaklar›n› söyleyerek eylemlerine son verdiler.

‹zleyecek miyiz birer ikifler ölümleri? Bursa: TC Hapishanelerinde, devrimci tutsaklara yaflat›lan vahfleti ve katliam› durdurmak amac›yla çeflitli kurumlardan oluflan “Yaflama hakk›na sayg›, ölümleri durdurun” fliar›yla bir araya gelen platform bileflenlerinin ald›¤› kararlar do¤rultusunda Bursa’da da faks eylemi yap›ld› 29 May›s 2001 tarihinde bir araya gelen Bursa’da ki Siyasi Parti, DKÖ’ler ve devrimci sosyalist bas›n okurlar›, Cumhurbaflkan›, Baflbakan, Adalet Bakanl›-

¤›’na faks çektiler. Eylemde Av. Ayfle Batumlu bir aç›klama yapt›. Batumlu “Bugün 23. Yar›n 33, 53 daha sonra 103 ve kim bilir daha kaç yüz olacak, peki nereye kadar. Bedenlerini ölüme yat›ranlar›n say›s› gün geçtikçe artmakta, izleyecek miyiz birer ikifler kiflilerin ölmesini, ölümlere seyirci kalman›n dayan›lmaz a¤›rl›¤›yla yaflayan birer ölüye dönmek istemiyorum” diye belirtti. Kitle alk›fllara aç›klamaya destek verdi.

Tüm Yarg›-Sen F tipi k›skac›nda Haber Merkezi: Tüm Yarg›-Sen Genel Baflkan› Tekin Y›ld›z ile 16 Sendikac› hakk›nda Ankara 1 Nolu DGM’de aç›lan davaya 24 May›s 2001 tarihinde devam edildi. Davaya 11 sendikac› ve avukatlar› kat›ld›. Tüm Yarg›-Sen yöneticilerinin F tipi hapishanelerini protesto eylemlerine kat›ld›klar› ve örgütlere yard›m ettiklerin iddia eden Savc› Hakan K›z›laslan; sendikac›lar›n 5 y›l 6 ay ile 7 y›l 6 ay aras›nda de¤iflen hapis cezalar›yla cezaland›r›lmalar›n› isterken, mahkeme baflkan› Mehmet Orhan Karadeniz; esas hakk›ndaki savunmalar›n haz›rlanmas› için duruflmay› ileri bir tarihe erteledi.


iflçi-köylü

3

15-16 HAZ‹RAN 1968 ‹flçi s›n›f›n›n kendili¤inden gelme mücadelelerinden biri olan 15-16 Haziran Büyük ‹flçi direnifli Türkiye devrim tarihinde tart›fl›lmaz önemde bir yere sahiptir. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n da de¤erlendirdi¤i üzere 1516 Haziran direnifli, devrimin fliddetle olaca¤›n› ve bunun kaç›n›lmaz yol oldu¤unu göstermifltir. Bu direniflle iflçi hareketi, burjuva devlet teorilerine a¤›r darbeler vurmufltur. Devrimin kitlelerin eseri oldu¤u gerçe¤i 1516 Haziran direnifliyle bir kez daha görülmüfltür.

25 May›s- 07 Haziran 2001

27 Sonuç olarak bast›r›lan bu direnifl devrimin önce flehirlerden örülemeyece¤ini, bu tür ayaklanmalar›n k›rlardan flehirlere yönelecek olan mücadeleyi besleyece¤ini de göstermifltir. O döneme kadar esen sa¤c› ve teslimiyetçi rüzgar›n, revizyonist bir rüzgar oldu¤u gün ›fl›¤›na ç›km›flt› 15-16 Haziran direnifliyle. Yine önemli bir ayr›nt›d›r ki direniflten sonra gelen s›k›yönetim koflullar›nda mücadelenin sürebilece¤i, gelifltirilebilece¤i gibi önemli bir konu kavran›rken, umutsuzluk tohumlar› ekenler yan›lm›flt›r. ‹flte böylesine büyük öneme sahip olan 15-16 Haziran direniflinin seyri flöyledir: Yo¤un iflten atmalar›n

ve hak gasplar›n›n oldu¤u o dönemde geliflen eyleme 15 Haziran günü sadece ‹stanbul ve ‹zmit’ten 113 iflyerinden 70 bin iflçi kat›lm›flt›r. D‹SK ve TÜRK-‹fi’e üye onca iflçi estirilen tehditlere ra¤men kat›lm›flt›r eyleme. Zaman zaman yaflanan gözalt›lar isçilerin ›srarl› direnifliyle sona erdirilmifl ve görkemli kortejler sokaklar› inletmifltir ilk gün. 16 haziran günüyse 150 bine yak›n iflçi yine yürüyüfle geçmifltir ‹zmit ve ‹stanbul’da. Topkap›’dan, Beyaz›t’a, Ca¤alo¤lu’na, Eminönü’ne gelen iflçilerle Levent ve Mecidiyeköy’den gelen iflçilerin birleflmesini engellemek isteyen polis Haliç köprüsünü açt›rm›fl ve geçifli

köy yaflam›n› tan›m›fl yoksul köylülerle birlikte büyümüfltür. Ö¤retmenli¤e ilgi duyan Clara, araflt›rmac› incelemeci özellikleriyle Marks ve Engels’in eserleriyle tan›flm›flt›r. Almanya’da devrimci mücadelenin geliflip yükselmesinden korkuya yap›lan Prusya krall›¤› 1878 y›l›nda karfl› devrimci ve anti-sosyalist yasalar› yürürlü¤e sokar. Clara bu dönemde Sosyalist Parti’nin varl›¤›n› korumak için ülkeyi terk etmek zorunda kal›r. Almanya’da anti-sosyalist yasan›n gevflemesiyle tekrar ülkesine dönen Clara daha bilinçli ve donan›ml› bir devrimci olarak görevlerine yeniden sar›l›r. Sosyalist Parti’nin bir üyesi olarak toplumun yar›s› olan kad›nlar›n örgütlenmesi sorununa yo¤unlafl›r ve 1882 y›l›nda “Kad›n ‹flçi” adl› gazetenin yaz› kurulunda görev al›r ve yöneticili¤ini üstlenir. Clara’n›n kad›n sorunu konusunda üzerinde en çok durdu¤u noktalardan baz›lar›; Kad›nlar›n kendi ezilmiflliklerine karfl› mücadelesi, s›n›f mücadelesiyle birlefltirilmeden, kad›nlar›n devrimci hareket için yer almas›na önem verilmeden, genifl proleter ve emekçi kad›n kitlesi devrime kat›lamaz. Clara Zetkin’inde dedi¤i gibi kad›nlar erkek yoldafllar›yla birlikte örgütlenmeli, mücadele etmelidir aksi bir tarz egemenlere karfl› mücadeleyi gelifltirmekten

engellemifltir. Eminönü’ndeki iflçiler kay›klarla karfl›ya geçerken Levent’ten gelen iflçiler polis ve jandarma barikat›yla karfl›laflm›flt›r. Ve çat›flmalar bu andan sonra bafllam›flt›r. Kad›köy’deki en büyük çat›flma da iflçilerin direk üzerine atefl açm›flt›r polisler. Bu esnada Yaflar Y›ld›r›m, Masrafa Bayram, Mehmet G›dak adl› iflçiler flehit olmufltur. Direniflin ‹stanbul cephesinde yaflananlar daha olayl› geçmifltir. Kad›köy Kaymakaml›k binas›nda yang›n ç›km›fl, baz› polis arabalar› yak›lm›fl ve yine baz› parti binalar› tahrip edilmifltir. Bir polis bir esnafta ölürken toplam 200’e yak›n kiflide yaralanm›flt›r. 16 Haziran akflam› ‹s-

tanbul ve Kocaeli’de s›k›yönetim ilan edilmifltir. Birçok sendikac›, iflçi gözalt›na al›nm›fl iflkenceli sorgulardan geçirilmifltir. Bu yetmiyormufl gibi birçok dernek, sendika vb. kurulufllara bask›nlar düzenlenmifl ve kapat›lm›flt›r. ‹flte bunca bask› ve zulme karfl›n s›k›yönetimle kontrol alt›na al›nan iflçiler birçok yerde, çal›flmama ve ifl yavafllatma gibi eylemler yapm›flt›r. Bir hafta boyunca asker kuflatmas›na al›nan fabrikalardan yine pek çok iflçi temsilcisi gözalt›na al›nm›flt›r. 3 ay süren s›k› yönetimin ard›ndan 5 bine yak›n iflçi iflten at›lm›fl, 130 iflçi ve sendikac›ya da dava aç›lm›flt›r.

ziya- 1920’den sonra Sovyetler Birli¤i’ne gitmifltir. SBKP taraf›ndan ç›de kart›lan “Kad›n Komünist” adl› zagazete de çal›fl›r bir dönem. Clara afa u¤ratacak, kad›n›n kurtulufl yolu- 20 haziran 1933 y›l›nda 76 yafl›nda iken yaflama veda eder. Onu nu kapatacakt›r. Parti içinde kad›n komisyonla- ölümünün 68. y›l dönümünde sayg›yla an›yoruz. r›n›n oluflturulmas›n› da savunan Clara, kad›n sorununun ayn› zamanda bir erkek Yoksulsorunu oldu¤una emekçi da dikkat çekmifl Türkiye bunu egemen s›halk›na inn›flar›n dayatt›¤› al›flkanl›klar›n y›sanca yaflak›lmas›, yerine ye- n›l›r bir dünya yaratmak için devrimi kendini insan›n yarat›l- ne yol eyleyenler bugün oldu¤u gibi 12 Eymas› sorunu oldu- lüllerde de s›nanm›flt›r cellatlarca. ¤unu belirtmifltir. Öyle ki devletin devrimci-komünistleri ce1907 Stutgart zaland›rmak(!) ad›na zindanlara atmas› yetKongresinde Almiyormufl gibi, iflkencelerini de sürdürmüflman Sosyal Detür oralarda. Yap›lan onca iflkencede onlar› mokratlar›n›n kad›n gazetesi “Eflit- insanl›¤›ndan-ideallerinde vazgeçirtemeyince bu sefer farkl› yöntemler denemifllerdir. lik” uluslararas› yay›n olarak tesbit Amaçlar› teslim almak, kimliksizlefltirmektir devrimcileri. Ve bugün nas›lsa o zamanda edilmiflti. Gazeteörülmüfltür teslim olmaman›n duvar›. nin Uluslararas› O dönem dayat›lan tek tip elbise ve bir Kad›n Sekreteri olarak da Clara dizi hak gasp›na karfl› hapishanelerde fiili Zetkin seçilmifltir. direnifllerin yan›s›ra açl›k grevleri de yap›l8 Mart 1910’da m›flt›r. Devrimci-Sol ve T‹KB tutsaklar› AçKophenhag’da l›k Grevi ve Ölüm Orucu silahlar›yla kuflantoplanan Uluslara- m›flt›r karanl›k yüzlere karfl› . ras› Kad›n KonfeVe bu flanl› direniflin 14-17 Haziran 1984 rans› Clara’n›n tarihleri aras›nda M. Fatih Öktülmüfl, Abönerisiyle birleflik dullah Meral, Hasan Telci, Haydar Baflba¤ uluslararas›, eylem ölümsüzleflmifltir. günü, emekçi kaOnlar›n yakt›¤› o direnifl atefli bugün daha d›nlar›n mücadele da harlanarak yanmaya devam etiyor, hapisgünü olarak kabul hanelerimizde... edilmifltir. Clara Zetkin

Clara Zetkin

Kad›n›n özgürleflme mücadelesinde ad›ndan bahsedece¤imiz devrimci kad›n önderlerdendir Clara Zetkin. O kad›n sorununun yeni yeni tart›fl›l›r oldu¤u ve bu anlamda bir çok devrimci parti ve örgütün bu konuya duyars›z kald›¤› koflullarda, bin bir türlü engele gö¤üs germifltir. 1870’lerde feminizmin yayg›nlaflma ve devrimci kad›n hareketini bask›lamaya bafllad›¤› dönemde Clara erkek yoldafllar›n› da bu konuda yo¤unlaflmaya teflvik etmifltir. Onun; kad›nlar›n kurtuluflu sorununun özel mülkiyet düzenine karfl›, devrim ve sosyalizm savafl›m›n›n gelifltirilip yükseltilmesi sorunu oldu¤unu ortaya koymas› Komünist Parti kad›n politikas›n›n belirlenmesinde mihenk tafl› olmufltur. 1857 y›l›nda Almanya’da do¤an Clara Zetkin’in babas› köy ö¤retmeni olmas›ndan kaynakl›

Apo, Fatih, Hasan, Haydar


iflçi-köylü

3

Bulgaristan hükümeti onu 18 Aral›k 1918’de serbest b›rakm›flt›r. 1923 Eylül’ünde gerçekleflen baflar›s›z bir ayaklanman›n özelefltirisini flöyle vermifltir Dimitrov; “Partimizin ve kendimizin gerçek ihtilalcili¤i henüz kavramam›fl bulundu¤umuza pek üzgünüm. Proletaryan›n önderli¤inde halk›n o tarihi çapta ayaklanmas›n› bundan ötürüdür ki, gere¤i gibi örgütleyemedik ve yönetemedik. Politikam›z ve takti¤imiz ihtilalci deneyenlerden yoksunlu¤umuz, özellikle bencil ve sözüm ona yan tutmayan davran›fllar›m›z, askerlere dayanan hükümet darbesinde Bulgar halk›n›n katillerine ve cellatlar›na, y›¤›nlar›na yaklanmas›n› ezmek için pek çok yard›m etmifltir” ‹flte bu yenilginin ard›nda Demitrov 50’ye yak›n arkadafl›yla yurtd›fl›na geçip oralar›n belli olanaklar› ve deneyimleriyle partinin yeniden inflas›n›n ad›mlar›n› atm›flt›r. Dimitrov 1929 y›l›nda yay›nlad›¤› Faflizme Karraporda ise ünlü yap›t›”F

fl› Birleflik Cephe” nin de¤indi¤i konular üzerinde durmufltur. Ve flöyle demifltir. “Faflizmle mücadele savafl tehlikesiyle mücadeleyle birlikte yürütülmelidir. Bu mücadelenin baflar›ya ulaflmas›n›n ön flart›, iflçiler, köylüler, bask› alt›ndaki milletler ve milli az›nl›klar›n birleflik cephe kurup bunu gelifltirmeleridir.” Faflizme karfl› duruflun ve mücadelenin ad› Dimitrov; Komünist Enternasyonal’in 7. Kongresine, faflizme karfl› birleflik cephe sorunlar›n› konu alan bir de rapor haz›rlam›flt›. Raporuna faflizmi tan›mlarken flöyle demifltir. “Faflizmin iflbafl›na gelmesi, büyük sermayenin en sömürücü, en floven, en gerici unsurlar›n›n apaç›k ve terörcü diktatörlü¤ü demektir” Baflta Bulgaristan olmak üzere tüm dünya ülkeleri proletaryas› ve ezilen halklar›na büyük miraslar b›rakan Dimitrov’un önderli¤indeki Bulgaristan Komünist Partisi daha da yetkinleflmifltir. Sovyetler Birli¤i K›z›l Ordusu’nun da yard›m›yla 9 Eylül 1944 ‘da Bulgaristan için büyük bir gün olmufltur. Bu gün fafliz-

lislik yapm›flt›r. Milislik görevinden sonra ise bir da¤ kartal› olarak alm›flt›r yerini gerillan›n yan›nda. Halk›n›n ac›lar›na yabanc› olmayan ‹smail Bulut erken at›ld›¤› kavgada çabuk geliflmifl ve 1984 y›l›nda TKP/ML üyesi olmufltur. 1986 y›l›nda TKP/ML’nin 7 delegesinin flehit düflmesinin ard›ndan ‹smail Bulut asil delegeli¤e seçilmifltir. 3. Konferans›n yap›laca¤› dönem TKP/ML saflar›ndan ayr›lan DABK hizbi saflar›nda yer alan ‹smail Bulut orada MK sekreterli¤ine seçilmifltir. 1992 y›l›na gelindi¤inde DABK ve TKP/ML’nin gerçeklefltirdi¤i birlik sonras›nda yine MK üyesi ve Askeri Komisyon sekreterli¤ine getirilmifltir. Gerilla savafl›n› gelifltirmek üzere de¤iflik illerde görev alm›flt›r. Gerillan›n kardelen misali kar› delip güneflle açmas›yd› Dersim’de

gerillan›n yakt›¤› atefl. ‹smail Bulut ‘92 y›l›nda yine bir kardelen misali, bir dönem Dersim’de kalm›flt›r. Gerillan›n Karadeniz’e uzanan yürüyüflünde Artvin Birli¤i’nde yer alm›flt›r daha sonra. ‹hanetin çirkin yüzü yine ç›k›nca sahneye, vurulmufltur Artvin’in Kinem’i, Y›ld›z Çiçek. 1 Haziran 1992’dir tarih. Kinem’in yoldafl yüre¤i veda etmifltir sevdal›s› yari ‹smail’e ve di¤er yoldafllar›na. Kay›plar veren gerilla eksiklerini tamamlay›p, yoluna devam etmek üzere haz›rl›k yapar. 21 Haziran 1992 tarihinde cephanelerini tamamlamak için haz›rl›k yapan Do ¤an Karada¤ elinde bomban›n patlamas› sonucu flehit düflmüfltür. ‹smail Bulut’sa yaral› olarak ele geçmifltir. Yaral›d›r ‹smail Bulut ama yine de iflkence edilir ona. Ve iflkencede ölümsüzleflmifltir cellatlar›ndan daha fazla yaflamak üzere. Da¤lar›n Do¤an’›Hani kalem

tutmak nasip olmad› ama o yi¤it yüre¤i öyle bir sevdaya tutuldu ki onun kalem tutamayan eli mavzer tuttu. 1962 Dersim do¤umlu olan Do¤an Karada¤ yoksul bir Dersim köylüsünün çocu¤u olarak büyümüfltür. Okula gidememifl, okuma yazmay› ö¤renememifltir. Yüre¤i devrimci de¤erlerle tan›flt›ktan sonra okuma-yazmay›, ö¤renmekle kalmam›fl Marksizm bilimini kavrayarak beslemifltir s›n›f kinini. Do¤an Karada¤ 12 Eylül 1980’li y›llardan sonra TKP/ML’de örgütlenerek T‹KKO’nun gerilla birliklerinden birine kat›lm›flt›r. Yoldafllar›n›n ve halk›n derin sevgi besledi¤i Aliflar olarak k›sa zamanda geliflmifl, gerilla içinde öncü konumlarda yer alm›flt›r. Zorluklar› altetme, savafltan geri kalmama çabas›yla cephanenin eksikliklerini kontrol ederken elinde patlayan bombayla yaflam›n› kaybetmifltir Do¤an Karada¤. 21 Haziran 1992’de bir yi¤it daha ölümsüzleflmifltir Onun gidifliyle.

mün kurflunlar›yla düflenlere mezar olmak ne de zordur bir o bilir. 19 Haziran 1982 sabah› yine kana bulanm›flt›r Beyaz Da¤. Dört bir yan› sar›lm›flt›r Beyaz Da¤›n. Uzun bir yürüyüflün ard›ndan dinlenmek üzere konaklanan gerilla birli¤i sar›lm›flt›r, halk›n ac›lar›yla beslenen onlarca cellatla. Savafl telafi edilmez bedeller al›r, hesaps›z hatalar sonucunda. O gün nöbetçinin dikkatsizli¤iyle fark edememifltir gerilla düflman›. Konaklamay yerinde uyku tulumunun kullan›lm›fl olmas› daha da zorlam›flt›r gerillay›. Faflizmin kurflunlar› atefl ald›-

¤›nda silah›na sar›lan gerillalar asla geri durmam›flt›r teti¤e basmaktan. Savafl ta baz› bedeller kaç›n›lmazd›r; Önce Hüseyin Gözlü yaflar bu kaç›n›lmaz hedeli ve flehit düfler orac›kta. Gerilla birli¤i onca tersli¤e ra¤men k›rar çemberi. Yaral› durumda olan M. fiefik Kara¤aç’sa onu vuranlar›n yüzüne hayk›r›r, faflizmin kahpe kurflunlar›na T‹KKO’cular›n nas›l direndi¤ini. Ve tahammül edemez kahpe kurflunlar› s›kanlar ve onun o yi¤it yüre¤ini süngüyle da¤larlar. Dersim’li olan M. fiefik, Hozat ‹ncirli köyünde do¤mufltur. Ortaokulu Hozat’ta okumufl ve lise y›llar›nda tan›flm›flt›r TKP/ML

ile. TKP/ML ileri sempatizan› olan M. fiefik davas›na ba¤l› azimli, kararl›, dürüst ve fedakar bir gerilla olarak ölümsüzleflmifltir. Hüseyin Gözlü’de Dersim’in b›çk›n yüreklerindendir. Rayberler köyünden orta halli bir köylü çocu¤udur. Ekonomik koflullar›ndan liseyi bitirememifl ve ailesine yard›mc› olmufltur köyünde. Bir dönem T‹KKO’nun kuryeli¤ini yapan Hüseyin Gözlü daha sonra savaflç› olarak yer alm›flt›r T‹KKO’da. TKP/ML orta sempatizan› olan Hüseyin T‹KKO m›nt›ka komutanl›¤› da yapm›flt›r. O mütevazili¤i ve davas›na ba¤l›l›¤› ile yerini alm›flt›r devrim kervan›n›n ölümsüzleflenleri aras›nda.

George Dimitrov George Dimitrov, 18 Haziran 1882 tarihinde yoksul bir köylü çocu¤u iken gençli¤ini Sofya’da geçirmifltir. Ailesinin ekonomik koflullar›n›n kötüleflmesi üzerine ö¤renimini yar›da b›rak›p çal›flmaya bafllam›flt›r. Okumaya ve kitaplara olan ilgisi bir matbaada çal›flma kofluluyla birleflince Dimitrov politikaya ilgili bir ç›rak olarak olur. K›sa zamanda yetkinlefltikten, proletarya ve ezilen halklar›n davas›na gönül verdikten sonra 1902 y›l›nda 20 yafl›nda iken parti üyeli¤ine seçilir. Bulgaristan halk›n›n yi¤it evlad› Dimitrov 1918’de gelen ayaklanma döneminde 19 A¤ustos’ta gözalt›na al›n›r. Halk›n›n yüre¤inde taht kuran Dimitrov’u 3 y›ll›k tutuklama karar›ndan kurtaran, halk›na duydu¤u sevgiyle yaratt›¤› sahiplenifltir. Kitlelerin Dimitrov’un serbest b›rak›lmas› yönündeki istem ve bask›lar› sonucu

Artvin’de esen Bulut F›rt›nas›. . 1963 y›l›nda Dersim/Hozat Zenkinek köyünde do¤mufltur ‹smail Bulut. Çocukluk y›llar›nda tan›flm›flt›r ‹smail Bulut, mücadelenin k›zg›n ateflinde harlanan yüreklilerle. Ortaokul dönemindeyken çeflitli ö¤renci eylemlerine kat›lm›flt›r. O dönemde TKP/ML’ye ba¤l› T‹KKO gerillalar›na birçok konuda yard›mc› olmufl, bir dönem de mi-

Süngülere, kurflunlara direnenler, M. fiefik ve Hüseyin... Dersim Hozat’ta koskoca bir da¤, Beyaz da¤. Hani ad› doruklar›nda konuk etti¤i kardan m› beyazd›r bilinmez ama bu Beyaz da¤ çok yi¤idin kan›yla sulanm›flt›r. Kim bilir kaç yüre¤e patikalar açt›, zirvesine uzanan. Kimbilir kaç partizan bast› ba¤r›na. Belki de silinsin diye ayak izleri daha da beyazlaflt›, kar› ya¤maya ikna ederek. Ya da sindiremedi¤i yi¤it kanlar›n› gizlemek istemesindendir hep beyaz kal›fl›. Bu kahpe zul-

25 May›s- 07 Haziran 2001

28

min iflbirlikçileri iktidardan düflürülmüfl ve Bulgaristan faflizmin iflgalinden kurtulmufltur. Yaflam› devrim davas›yla dolu pratiklerle geçen Dimitrov 7 Mart 1949’da hastal›¤›n›n tedavisi için Moskova’ya gitmifltir. Ancak tedavisi olumlu bir sonuç vermeyince 2 Temmuz 1949’da yaflama veda etmifltir. Onu do¤umunun 119. y›l dönümünde sayg›yla an›yoruz.


iflçi-köylü

3

‹zmir’de gözalt› ve tutuklamalar ‹zmir: ‹zmir’de 1-2 Haziran tercihlerinde siyasi fiube taraf›ndan muhtelif semtlerde yap›lan bask›nlarda gözalt›na al›nan 8 kifliden 3’ü DGM taraf›ndan tutukland›. TKP/ML - TMLGB üyesi olduklar› iddias›yla tutuklanan Kaz›m Tu¤, F›rat fiimflek ve ‹lhan Do¤an Buca Hapishanesi’ne gönderildiler.

ÖDP’de F tipi tasfiye Haber Merkezi: 24 May›s 2001 tarihinde ÖDP’de baflta MYK üyelerinin ve PM üyeleri ihraç edilmesi ya da de¤iflik sürelerle partilerinden uzaklaflt›r›lmalar›yla ilgili bir grup ÖDP MYK ve PM üyeleri “Özgürlük ve Dayan›flma Partisinde Tasfiye” ad›nda bir bas›n bildirisi yay›nlad›lar. Yap›lan aç›klamada “Ölüm Oruçlar› sürerken F tipi hücrelere karfl› eylem yapt›klar› için ÖDP Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclis Üyelerinin partiden ihraç edildi¤i, verilen bu disiplin cezalar›n›n nedeninin MYK ve PM üyelerini F tipi hücrelere karfl› mücadeleyi sürdürmeleri ve ölüm orucu yapan devrimcilerle dayan›flma amac›yla iki günlük açl›k grevi yapm›fl olmalar›ndan kaynakl› cezaland›r›ld›klar› aç›klanan bas›n bildirisinde “bu çabalar› tüm ÖDP’nin sosyalist hareketin tasviyesine yönelik oldu¤u ve sosyalizmden umudunu yitirenler siyasette kendilerine yeni bir yer ve “yeni yol arkadafllar›” arad›klar› ve bu grubun ÖDP’nin sol kanad›n› tasfiye ettikten sonra CHP’den ayr›lanlar›n iç çat›flmalar›ndan yararlan›p kendilerini “geleneksel soldan” kopmufl “uygar, ça¤dafl, sol” olarak tan›tarak bu çevrelerde kendilerine güçlü bir yer edinmeye çal›fl›ld›¤› belirtiliyor.

25 May›s- 07 Haziran 2001

29

20 PKK gerillas› flehit düfltü Haber Merkezi: Bingöl k›rsal›nda 21 May›s’tan itibaren devlet güçlerinin bafllatt›¤› operasyonlarda PKK gerillalar›yla ç›kan çat›flmalarda 6’s› kad›n olmak üzere 20 gerilla flehit düfltü. 10 gün önce “Kaz›m” kod adl› “Hamili Y›ld›r›m’›n 7 kiflilik gerilla grubuyla Bingöl k›rsal›nda görüldü¤ü ihbar› gerekçe gösterilerek bafllat›lan operasyonlar üç gün sürdü. Bingöl’ün Yedisu ilçesi, fieytan Da¤lar› mevkiindeki Sarn›ç Geçidinde yaflanan çat›flmalarda Erzurum Eyalet Komutan› ‹smail Kod adl› Özgen Bingöl’ünde aralar›nda bulundu¤u 20 PKK gerillas› ç›kan çat›flmalarda ölümsüzleflti. Komutas›nda 70 kiflilik bir gerilla grubunun oldu¤u söylenen Özgen Bingöl’ün PKK’nin 7. Kongresinde Parti Meclisi Üyeli¤ine seçildi¤i Baflkanl›k Konseyi tara-

f›ndan bir y›l önce Bingöl k›rsal›na gönderilerek Erzurum Eyalet komutan› olarak atand›¤› bildirildi.

Gazi Mahallesi katillerine devletten fleref madalyas› Haber Merkezi: 12 Mart 1995 tarihinde, ‹stanbulGazi Mahallesi’nde devletin gerçeklefltirdi¤i katliam›n ard›ndan, kamuyonunun bask›s› sonucu aç›lan davada; 20 polisin yarg›lanmas›na bafllanm›fl, süreç içerisinde 18 polis beraat ettirilmifl, 2 polis ise göstermelik olarak tutuklanm›flt›. Davan›n yerini Gazi halk›n›n tepkisinden çekinerek Trabzon’a tafl›yan devlet; 31 celse süren dava sonucunda; san›k polislerden Adem Albayrak’›, 4 kifliyi öldürmekten 6 y›l 8 ay hapis cezas› ile 4-5 ay kamu hizmetinden mahrum etme cezas›na; san›k polis Mehmet Gündo¤an’› ise; iki kifliyi öldürmekten 3 y›l 9 ay hapis ile 2 ay 15 gün kamu hizmetlerinden men cezas›na çarpt›rm›flt›. Devletin “ödül” gibi cezas›n› olumlu bulmayan(!) Yarg›tay 1. Ceza mahkemesi; olaylar s›ras›nda göstericilerin, polislere tafll›-sopal› sald›r›larda bulunmas›n› öne sürerek; Trabzon 1. A¤›r Ceza mahkemesinin karar›n› bozarak, “Gazi” katillerine fleref madalyas› takt›. Yarg›tay’›n bozma gerekçesinde; “yetkili mercilerden verilen emirler do¤rultusunda kanunun tan›d›¤› yetkiyi kullanan kiflilerin ceza alamayaca¤›” görüfllerine yer verildi. Zaten görüntü olarak yarg›lanan san›klarda mahkeme süreçleri boyunca; “Devlet bize ceza de¤il, madalya vermelidir” yönlü benzer düflünceler ileri sürüyorlard›. Yarg›tay karar› san›klar›n bu düflüncelerini do¤rulam›fl oldu. Bütün bu yaflananlardan sonra devletin katliamc› yü-

HADEP’e yönelik bask›lar devam ediyor Haber Merkezi: HADEP’e yönelik bask›lar artarak devam ediyor. Ankara’da HADEP’e yönelik gerçeklefltirilen operasyonlarda 43 kiflinin gözalt›na al›nmas› ve 27 kiflinin tutuklanmas›ndan sonra flimdi de Adana’da HADEP ‹l ve iki belde binas› bas›ld›. HADEP bask›nlar›da 52 HADEP’li gözalt›na al›nd›. Adana DGM’nin talimat›yla HADEP binalar›nda yap›lan aramalar›nard›ndan gözalt›na al›nanlar Adana Emniyet Müdürlü¤ü Siyasi fiube’ye götürüldüler. Haberimiz yay›na haz›rland›¤› süreçte gözalt› al›nanlar halen Siyasi fiube’de tutulmaktayd›lar.

zünü en aç›k flekilde Gazi’de gören emekçi halk›m›z; devletin adaletinin de kimlerden yana iflledi¤ini bir kez daha bu karar sayesinde görmüfl oldu. Görünen ve yaflam bulmas› için fazla zaman olmayacak olan bir gerçeklik ise; halk düflmanl›¤› yapanlardan hesab›n mutlaka sorulaca¤›d›r.

“Bu gün unutmufl güzelliklerin özlemi Vuracak ›fl›kl› gözlerine döneceksin! Uzatt›¤›n elleri s›k›ca tutaca¤›m Ve sevinçli yang›nlar ortas›na Götürece¤im seni” Gülhan fiahin Do¤um 16. 11. 1975 19. 9. 2000 ‹sviçre. ZH “Her istek kendine bir yol bulur” diye yazm›flt› hapishaneden bir yoldafl sana yazd›¤› son mektubunda. Ve bir çok hapishaneden gelen mektup

da insan iradesinin, inanman›n, istemenin, umudun rolü vurgulan›yordu ›srarla. Sen de ›srarl›yd›n. Gözlerini kapatan hastal›¤›na inat, ›srarla aç›yordun gözlerini. Ziyaretçilerinle daha fazla kalabilmek için ›srarla sohbet etmeye çal›fl›yordun kuruyan dudaklar›na ra¤men. Ve zafer iflareti yaparak selaml›yordun partinin eylemlerini özgür gelece¤e olan inanc›nla! Yaflama ›srar›n›, umudunu ve özgür gelece¤e inanc›n› selaml›yoruz ‹sviçre ‹flçi-köylü okurlar› ad›na Cemil


25 May›s- 07 Haziran 2001

HIDIR DO⁄AN

Zor ölümler mevsimindeyiz flimdi kirvem, Güneflle de randevumuz var gelen günlerde, Güneflle randevumuz... Günefli içece¤iz be kirvem, belki de Haziran’da ölece¤iz Hani zor derler Haziran’da ölmek, sen de bilirsin. Ama güneflle randevumuz var gelen günlerde Zor olsada Haziran’da da ölmesini bilece¤iz , senin gibi... Hele bir y›kal›m hücremizin duvar›n› ‹flte o zaman kirvem Sen da¤lardan ben zindandan Günefli içece¤iz...

Dersim’in yi¤it evlad›, kavga dostum, umudunu ömrüne yol eyleyenim, amcam; Zulmün kara kurflunlar›n›n seni pusats›zca aram›zdan al›fl›n›n dokuzuncu y›l dönümünde, kavgaya, sevdaya dair nefesimi zindandan solurken ve de önde Direnç Çiçekleri günefle uzan›rken seni sayg›yla an›yorum.

Tekirda¤ Hapishanesinden Ye¤eni Ali Haydar Do¤an söz konusudur. Yani, Marksizm-Leninizm-Maoizm’e olan güvensizlik... Baflta iflçi s›n›f› olmak üzere kitlelere olan güvensizlik... ‹flçi s›n›f›n›n s›n›f temsilcisi örgütüne S›n›f Mücadelesinde KP’nin ve kitlelerin örgütlenmesine olan güvensizlik... Kitlelerin Olmazsa Olmazl›¤›... örgütlü mücadelesine olan güvensizlik... Militan devBurjuvazi ve burjuvaziye detek verrimci mücadeleye karfl› olmak, düzen içi mekten geri durmayan reformizm ve remücadeleyi esas almak... Yani, faflist vizyonizm, iflçi s›n›f›n› ve onun öncü ördevletin yasalar›n›n öngördü¤ü s›n›rlar gütünü yok saymaya ve bunu kitlelere içinde kalarak, s›n›f uzlaflmac›l›¤›n› ve empoze etmeye çal›flmaktad›r. Özellikle esasta ise, burjuvazinin egemenli¤ini kakendilerine “postmodernist” diyen, embullenmek... peryalist burjuva postcular›, art›k gelinen Ülkemizde de, bu yenilgi süreci afl›laflamada iflçi s›n›f›ndan umudun kesilmem›fl de¤il, özellikle, küçük-burjuva kesinin propagandas›n› yap›yorlar. Elbette, simlerin önemli bir kesimi, iflçi s›n›f›n›n bu burjuva sahtekarlar›, iflçi s›n›f› ve s›n›f mücadelesini reddettikleri gibi, emekçilerin köle olarak kalmalar› için, onun MLM bilimiyle donanm›fl örgütüne bunu hep yapacaklard›r. karfl› da savafl açm›fllard›r. K›sacas›, kü‹çinde bulundu¤umuz koflullar, s›n›f çük-burjuva döneklerin savunduklar› mücadelesinin konumu dikkate al›nd›¤›nMarksizm, revize edilmifl ve burjuvazida, yenilgi döneminin koflullar›d›r. Burjunin tam da istedi¤i gibi ehlilefltirilmifl vazi ile proletarya ars›ndaki s›n›f savafl›Marksizm’dir. Yani, Lenin belirtti¤i “mim›nda -dünya konjonktüründe soruna litan materyalizm” yerine, burjuva ideyaklafl›ld›¤›nda- iflçi s›n›f›n›n mücadelesi, alizmini, kitlelere “güler yüzlü sosyason 30 y›l›n en geri sürecini yaflamaktalizm” olarak yutturmaya çal›fl›yorlar. Ve d›r. Bunun nedenlerinin bafl›nda hiç kuflasl›nda onlar›n direkt söylemeyip, ama kusuz; -baz›lar›n›n ileri sürdü¤ü gibi, “Marksizm” cilas›yla süsleyerek, vermek emperyalist burjuvazi kendi sorunlar›n› istedikleri fley ise; emperyalist tekellerin çözdü¤ünden de¤il- sosyalist devletlerin ç›karlar›n› savunan bir demokrasidir. Bu y›k›lmas›n›n getirdi¤i bir güven bunal›m› demokrasinin içinde, iflçi ve emekçilere sorunu yaflanmaktad›r. Burjuvazi de bunu yer yoktur. kendi lehine kullan›p, iflçi s›n›f›n›n ideBurjuvazi ile iflçi s›n›f› aras›ndaki ikolojisinin “yenildi¤i” propagandas›n› yatidar mücadelesinde, iflçi s›n›f›n›n parak, küçük burjuva ayd›n kesimleri de KP’den baflka silah› yoktur. Kapitalizmin yan›na çekmeyi baflarm›flt›r. En az›ndan vahfli dünyas›nda yoksullaflt›r›lm›fl, alçaldaha önce bu kesimlerde MLM’ye olan t›lm›fl, bireysellefltirilmifl ve zorla sömürü güveni sarsm›fl ve burjuva ideolojisi lealt›na al›nm›fl milyonlarca iflçi ve emekhinde ideolojik bir kaos ortam› yaratm›flçinin, devlet iktidar›n› elinde bulunduran t›r. Bugünkü süreçte Uluslararas› Komüburjuvaziye karfl› savafl›m verebilmesi nist Hareket (UKH)’in durumu da, 1905için, MLM silah› ile donanm›fl KP’ye ge1916 aras› yaflanan duruma benzemektereksinimi vard›r. Bu olmadan, iflçi s›n›f› dir. Bu süreç II. Enternasyonalin oportüne kendini ne de di¤er emekçileri örgütnizme sapt›¤› ve Marksizmi revize etmeleyip burjuvaziye karfl› savaflt›ramaz ve ye çal›flt›¤› bir süreçti. Ancak, 1917 Ekim burjuvaziden iktidar› alamaz. Devrimiyle, oportünizmin egemenli¤ine Günümüz küçük-burjuvalar›, son verilerek, toplumsal devrimler aç›MLM’de s›n›f ad›na, ihtilal ad›na, milis›ndan yeni bir tarihi süreç bafllat›ld›. tan devrimcilik ad›na ne varsa unutturYani, proleter devrimler süreci bafllad›. maya ve bu niteliklere sahip bir iflçi s›n›f› Bu süreç, yenilgi ve duraksamalara karörgütünün varl›¤›n› kabullenemiyorlar fl›n, devam etmektedir. bu “modas› geçmifl” sald›r›s›yla, burjuvaHer yenilginin, yenilen tarafa bir fazinin kanl› iktidar›n› kutsuyorlar. Küçükturas› olacakt›r. TDH’ne de 12 Eylül yeburjuva ayd›nlar›n, burjuva liberal savlanilgisinin a¤›r bir faturas› oldu. Bu fatur›, emperyalizmin “küreselleflme” ideoloran›n içinde öncelikle ideolojik erozyon

NEH‹R Zeki Ayd›n

iflçi-köylü

30

3

Faflizme, emperyalizme, feodalizme, flovenizme ve her türden gericili¤e karfl› 37. say› ç›k›yor! PART‹ZAN

Umut Yay›mc›l›k Bürolar›nda

jik sald›r›yla bütünlefltirilerek, burjuvazi ile iflçi s›n›f› ve emekçilerin “bar›fl” içinde yaflamalar›n› ö¤ütlerken, burjuvazinin daha da güçlendirilmesi ve ezilen kitlelerin ise kölelik zincirlerine yenilerinin eklenmesi oldu¤unu unutturmaya çal›fl›yorlar. Bugün, emperyalist burjuvazi ve gericilik için en büyük avantaj, iflçi s›n›f› önderli¤indeki devrimlerde duraksama yaflanmas›d›r. Bu genel görünüm, iflçi s›n›f› ve ezilen halklar için bir yenilgi sürecidir ve bu süreç hala devam etmektedir. Komünistler, bu sürecin bilincinde olarak hareket etti¤inde, yenilginin getirdi¤i olumsuzluklar› atacak taktikler gelifltirebileceklerdir. Hiçbir fley olmam›fl gibi ya da, devrim an› gibi yaklafl›mlar, kaç›n›lmaz olarak yenilginin getirdi¤i olumsuzluklar› ve y›k›mlar› art›racak ve mücadeleyi daha gerilere çekecektir. Burjuvazinin, iflçi s›n›f›na ve onun en ileri temsilcisi öncü örgütüne karfl› yayd›¤› güvensizlik, KP içinde yer alan ileri militanlar ve kadrolar üzerinde de olumsuz etki yaratmaktad›r. S›n›f mücadelesinin gerili¤i ya da Parti’nin s›n›f mücadelesinde oynamas› gereken rolü oynayamamas›, kitleler ile genifl ba¤lar kuramamas›, ileri unsurlarda Parti olgusuna karfl› güvensizlik yaratmaktad›r. Bu güvensizlik, devrime olan güvensizli¤e kadar var›yor. Bu nedenle, iflçi s›n›f›n›n militanlar›, burjuvazinin ve revizyonizmin, iflçi s›n›f›n› öncüsüz b›rakma anlay›fllar›na karfl› mücadele etmelidir. ‹flçi s›n›f› ideolojisine ve onu ete kemi¤e büründüren öncüsü partilere karfl› burjuva sald›r›lar›n›n yo¤unlaflt›¤› günümüzde, iflçi s›n›f› örgütlenmesinin savunulmas› ve gelifltirilmesi daha bir önem kazanmaktad›r. Burjuvazi, kitleleri örgütsüzlefltirmeyi hedeflemifltir. Toplumsal katmanlar›n en küçü¤üne kadar örgütsüzlü¤ü körükleyen ve kitlelerin örgütlenmesini engellemek için yo¤un bask› uygulayan burjuvazi, elinde bulundurdu¤u devlet ile kendi örgütlülü¤ünü en iyi bir flekilde sa¤alama alm›flt›r. Burjuvazi, kendi örgütlü gücü karfl›s›nda bir baflka örgütlü gücün bulunmas›n› asla kabullenemez. Çünkü burjuvazi, iflçi s›n›f› ve emekçilerin örgütlü mücadelesini bast›rd›¤› ve zaafa u¤ratt›¤› ölçüde kendi iktidar›n› sa¤lama alabilecektir. S›n›flar mücadelesinde, bir s›n›f›n zay›flamas›, di¤er s›n›f›n güçlenmesini do¤urur.

Elbette, iflçi s›n›f› partisinin de yerine getirmesi gereken görevler vard›r. Yine, o, bu gerici sald›r›lar›, s›n›f› ve ezilen kitleleri örgütleyerek berataraf edip, s›n›f savafl›m›n› iflçi s›n›f› lehin de daha ileri götürecektir. Bundan hareketle; KP, önüne koydu¤u k›sa ve uzun vadeli görevlerin yerine getirilmesi için teori ve prati¤in birli¤i sa¤layarak kitlelerin güvenini kazanamazsa, parti içinde kaç›n›lmaz olarak, partiye karfl› güvensizli¤in tohumlar› geliflir. Kitleler ile organik ba¤lar›n s›k› bir flekilde gelifltirilmesi, öncünün siyasal iktidar mücadelesindeki önderlik görevini daha üst aflamalara ulaflt›racak ve kitlelerin örgütlü mücadele içine çekilmesinin güçlü zeminlerini haz›rlayacakt›r. Kitlesiz öncü olmayaca¤› gibi, iflçi s›n›f› öncülü¤ünden yoksun kitlelerin mücadelesi de burjuvaziyi y›kma hedefine yönelemeyecektir. Öncünün, kitlelerden kopmamak için “do¤ru bir siyasal çizgi izlemesi gerekir” demek; genel anlamda yetse de, esasta sorun daha derinlemesine ifllenmesi gerekiyor. Genelleme sorunun soyut yan›n› ortaya koyabilir. Öncü, sorunlar› somut olarak ele almak durumundad›r. Salt genel söylemlerden hareketle ülke sorunlar›n› ya da Parti içi sorunlar› çözme yöntemini izleme yerine, MLM bilimsel çözümlerine dayanarak çeliflmelerin ana kayna¤›na inerek, d›fl etkileniflimlerini de bir yana atmadan ele almal›d›r. S›n›f mücadeleleri tarihinde, bazan gerilemeler ve bazan ise duraklamalar yaflanm›flt›r. Bugün yaflad›¤›m›z durumda bundan baflkas› de¤ildir. Bu nedenle, yenilginin karamsarl›¤›n› tafl›ma yerine, mücadeleyi ileriye götürmenin teori ve parati¤ini gelifltirmeliyiz. ‹çinden geçti¤imiz sürecin olumsuz yanlar›n›n yan›nda olumlu yanlar› da var. Emperyalist burjuvazinin “Yeni Dünya Düzeni” çat›rdamaya çoktan bafllam›flt›r. Emperyalist kutuplaflmalar giderek sertleflmektedir. Ve bir çok ülkede iflçi ve emekçiler, emperyalist kölelik zincirine karfl› aya¤a kalkm›flt›r. Önümüzdeki süreç, bu durumun daha genifl bir alana yay›lmas›na gebedir. Son yazd›rma Bu yaz›daki KP’lerden kast›m›z, burjuva sömürü sistemini kutsayan ve ehlilefltirilmifl bir KP de¤il, tamamen MLM silah› ile donanm›fl iflçi s›n›f›n›n gerçek öncüleridir.


±CMYK iflçi-köylü

4

Genç, Atilla Selçuk, Hasan Çepe, Hakan Baran, Sinan Gül, Y›lmaz Karakafl’a zorla müdahale sonucu korsakoff tan›s› konuldu. Ahmet Y›lmaz, Ayfle Bafltemur, Erdal Do¤an, Erol Alt›okka, Fehmi Ali Çopan, Hakan Y›ld›z, Levent Çöplü, Mesut Canber, Süleyman Alt›no¤lu, Zeynel Y›ld›z, ‹brahim Bozay, Fehmi Küçükaslan isimli tutsaklar da hala Numune Hastanesi’nde tutuluyorlar. ‹ZM‹R YEfi‹LYURT HASTANES‹ Yalç›n Hafç›, Turan Ustabafl’a zorla müdahale edildi. Ölüm orucu direniflçilerinden Bar›fl Y›ld›r›m, Ümit Kanl›, Mesut Avc›, Serhat Karadumanl›, Gökhan Özocak, Kenan Korkankorkmaz, Tamer Çad›rc›, Özgür K›l›ç, Y›lmaz Babatümgöz, Ulafl Göktafl, Sevgi Erdo¤an ve Kemal Denli CMUK(Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu)’un 399.maddesine göre 31 May›s 2001 tarihinde cezalar› 6 ay süre ile ertelenerek tahliye edildiler. Sevgi Erdo¤an, Gökhan Özocak, Serhat Karadumanl›, Mesut Avc›, Kenan Korkankorkmaz ÖO’a devam ediyorlar. Sevgi Erdo¤an ile Gökhan Özocak’›n bilinci yerinde, di¤er ÖO direniflçilerinden haber al›namad›. 12 tutsa¤›n ard›ndan 3 tutsak daha tahliye edildi. Berna Ünsal Sayg›l›, Ayfle Eren, ve Nazan Y›lmaz hakk›nda da da CMUK 399’a göre 6 ay erteleme karar› al›nd›. Ayfle Eren ile Berna Ünsal doktorlar›n izin vermemesi üzerine tutuksuz olarak hastanede kalacaklar. Nazan Y›lmaz ise 5 Haziran 2001 tarihinde hastaneden tahliye edilecek. TEK‹RDA⁄ HASTANES‹ Mehmet Çömüt, müdahale edildi. Bunun üzerine 3 kilo verdi. Okan Külekçi, ErdinçYücel, Ahmet Turan durumlar› a¤›rlafl›nca hastaneye kald›r›ld›.

08-21 Haziran 2001

31 GEBZE SSK Baflak Otlu: 30 Nisan’da Ni¤de Devlet Hastanesi’ne kald›r›ld›. Zorla müdahale edildi. Bilinç kayb› var. 9 May›s’ta Ankara’ya kald›r›ld›. 30 May›s itibariyle de Gebze’ye götürüldü. Bedia Ergün, Gülnaz Kuruçay, Hamit Vayiç, Suzan Baran’a zorla müdahale sonucu korsakoff tan›s› konuldu. Bedia Ergün bunun üzerine kahliye edildi. Ayfer Aç›l, Gönül Karagöz, Nil P›nar Ar›n, Mehmet Do¤an, Nebahat Polat Neriman Candan, fiad›man Mutlu, Serdar Kaygusuz, Yadigar Bayar’a müdahale edildi. Nebahat Polat ve Gülnaz Kuruçay’›n cezalar› da CMUK 399’a göre 6 ay süreyle ertelendi.

Muzaffer Acunbay: 96’da da ÖO direniflçisiydi. Görüfle sandalyede geldi, Gözlerinde problem var, su ve fleker alabiliyor, ayakta durmakta güçlük çekiyor. ‹smet S›na¤, Erkan Erdem, Hasan P›nar, Murat Acar, Kadir Kaya, Özgür Çelik, Ökkefl Karao¤lu isimli tutsaklara da zorla müdahale edidi, bir süre hastanede kald›ktan sonra tekrar hapishaneye getirildiler. ‹smet Ünver: Hapishane revirinde tutuluyor. Haf›za kayb› var, yürümekte zorlan›yor. Mustafa Karaa¤aç: Zorla müdahale sonucu haf›za kayb› var. Arslan Karsl›: Yeni ekip ÖO direniflçisi 11 May›s’ta bafllad›. Savafl Dilek: Yeni ekip ÖO direniflçisi 11 May›s’ta bafllad›.

ED‹RNE TIP FAKÜLTES‹ Ali fianl›, Erdal Göko¤lu, Nam›k Kemal Bektafl, Murat Acar, Ozan Ak›n, Veli Korkulu, Zeynel Sarar’a zorla müdahale edildi.

KANDIRA Z‹NDANI Sait Oral Uyan: Durumu a¤›rlafl›nca müdahale edilmek üzere revire kald›r›l›yor, tedaviyi reddedince tekrar hücreye götürülüyor. Durumu a¤›r. Yalç›n Özbek: Zorla müdahale edildi, haf›za kayb› var. Ayhan Engin, Birol Pafla: Yürümede zorluk çekiyor Mehmet Ali Eser, Vural ‹lker Düzgün: Yeni ekip Ölüm Orucu direniflçileri. 20 May›s’ta bafllad›lar. Sinan Rakip, Kenan Camekan: Yeni ekip ÖO direniflçileri. 3 Haziran’da bafllad›lar.

ED‹RNE DEVLET HASTANES‹ Sad›k Y›lmaz, Nihat Göktafl, Turan Çil, Mehmet Kerem, Ömer Ünal’a zorla müdahale edildi. HAP‹SHANELER.... ED‹RNE Z‹NDANI Hüsnü Turan: Üç hafta fleker ve tuz alamad›. 24 May›s’ta görüfl s›ras›nda bir iki kelime konufltuktan sonra bay›larak düfltü. Kafas›n› çarpt›. Hemen kabine gelen Hapishane müdürü, doktor, gardiyanlar taraf›ndan zorla müdahale edilmek istendi. Yar› bayg›n durumda olan Hüsnü Turan tedaviyi reddetti. fiu anda yürüyemiyor, konuflmakta güçlük çekiyor, fleker almaya tekrar bafllad›. Yusuf Can: Bir kere zorla müdahale edildi. Yaklafl›k bir hafta fluuru kapal› bir flekilde hastanede kald›ktan sonra kendine gelince serumu att› ve bunun üzerine tekrar hapishaneye götürüldü. fiu anda yürüyemiyor, denge problemi oldu¤unu söylüyor.

TEK‹RDA⁄ Z‹NDANI Fedai fiahin: Yataktan kalkam›yor Seyit Ali U¤ur, Nabi K›mran: Ayakta durmakta zorluk çekiyor, halsizlik var. Sinan Do¤an,Taylan Balatac›: Yeni ekip ÖO direniflçileri. 20 May›s’ta bafllad›lar. S‹NCAN Z‹NDANI Ali fiahmo, ‹lhan Emrah, Ercan Uçuk: Yeni ekip ÖO direniflçileri. 3 Haziran’da bafllad›lar. KONYA HAP‹SHANES‹ 8 direniflçi Ermenek Hapishane-

si’nden getirildi. Revirde tutuluyorlar. Dörder kifli bulunduklar› revir oldukça sa¤l›ks›z. Tuvalete yak›n bir yerde ve havas›z olan revirde bulunan tutsaklar özellikle mide bulant›s› yafl›yor. Serkan A¤gündüz: 34 Kiloya düfltü. Konuflmada güçlük çekiyor, Eklem a¤r›lar› var. 1.5-2 litre su alabiliyor. Abbas Kahraman, Alhas Do¤an: Afl›r› zay›flama, halsizlik ve a¤r›lar var. Deniz Bak›r: 40 kiloya düfltü. Böbrek ve ci¤erlerde a¤r›lar var. fieker al›m›nda zorlan›yor. Eklem a¤r›lar› ve mide ekflimesi var. Haydar Özbilgin: Çift görüyor. Eklemlerde, midede yo¤un a¤r›lar var. Su ve fleker al›m›nda zorlan›yor. Ertu¤rul Kaya: Birkaç kez bayg›nl›k geçirdi. Bilinci aç›k, a¤r›lar› var. BUCA Z‹NDANI Ayfle Cabadak(Devrimci Çizgi Savaflç›s›): 20 May›s’ta ölüm orucuna bafllad›. A¤›r ast›m› var. Meral Kofloturacak(Devrimci Çizgi Savaflç›s›): 25 May›s’ta ölüm orucuna bafllad›. Tuncay Y›ld›r›m : 22 May›s’ta ölüm orucuna bafllad›. Ali Çamyar : SAG direniflçisi olan Ali Çamyar direniflini ÖO’na çevirdi N‹⁄DE Z‹NDANI Fatime Akal›n, Yeliz Türkmen: Ankara Numune hastanesinde zorla tedavi edildikten sonra apar topar Ni¤de hapishanesine götürüldüler. UfiAK Z‹NDANI Nergiz ‹zci: Zorla müdahale edildi. Serumu att›, durumu a¤›r. ‹nayet Kandemir: Kalpte a¤r›lar var. Bilinci aç›k, gözlerinde problem var. Nuray Özçelik: Yer yer vücutta a¤r›lar, özellikle gözlerde problem var. Makbule Akdeniz: Kans›zl›k var, elleri su topluyor. Partizan fiehit Ve Tutsak Aileleri

Ölüm Orucu direnifli yeni ekiplerle büyüyerek devam ediyor Haber Merkezi: 20 Ekim 2000 tarihinde DHKP-C, TKP(ML), TK‹P ve 9 Aral›k 2000 tarihinde TKP/ML, T‹KB, MLKP, THKP-C/MLSPB, TDP, Direnifl Hareketi, DY davalar›ndaki tutsaklar›n baflta F tipi hapishanelerin kapat›lmas› olmak üzere de¤iflik demokratik taleplerle bafllatt›klar› Ölüm Orucu direnifli, yeni Ölüm Orucu ekiplerinin kat›l›m›yla büyüyerek devam ediyor. 11-15 -20 ve 27 May›s ve 3 Haziran 2001 tarihlerinde yeni Ölüm Orucu ekipleri ç›kartarak direnifllerini sürdüren devrimci-komünist tutsaklar; ya F tipi hücre sisteminin tecrit, izolasyon

ve siyasal, sosyal, yaflamsal hak gasplar›n›n, insanl›k d›fl› koflullar› son bulacak, yada tabutlar›m›z ç›kmaya devam edecektir kararl›l›¤›yla “Taleplerimiz kabul edilene kadar Ölüm Orucu direniflimizi sürdürece¤iz” diyerek yapt›klar› aç›klamada “Adalet Bakanl›¤› Ölüm Orucu direniflimiz karfl›s›nda acz içerisindedir. Ölüm Orucu direniflinin kendili¤inden bitece¤i üzerine hesaplar yapmaktad›r. Bu bofluna bir bektentidir” ..., “Adalet Bakanl›¤›’n›n Ölüm Orucu direniflimiz karfl›s›nda kamuoyunu aldatmaya yönelik ‘Terörle Mücadele Yasas›’n›n 16. maddesinde yapm›fl oldu¤u de¤iflik-

likler tecrit ve izolasyon uygulamalar›na son veren de¤il, aksine tecrit ve izolasyon politika ve uygulamalar›n›, hak gasplar›n› pekifltiren ve yasallaflt›ran de¤iflikliklerdir. ‹nfaz Hakimli¤i ve ‹zleme Kurullar›, lehimize yasal bir düzenleme de¤il, haklar›m›z›n gasp edilmesini meflrulaflt›ran, bununla birlikte düflüncelerimizi teslim almaya yönelik yasal düzenlemelerdir. Çeflitli siyasi davalardan tüm tutuklu ve hükümlüler olarak, taleplerimiz kabul edilene kadar Ölüm Orucu direniflimizi sürdürece¤imizi ilan ederiz” anlay›fl›yla bir kez daha Ölüm Orucu direniflindeki kararl›l›klar›n›

±CMYK

aç›klad›lar. Tutsaklar taleplerini; 1- Tecrit, izolasyona, siyasi, sosyal ve yaflamsal hak gasplar›na son verilerek, 1 ve 3 kiflilik hücre uygulamalar›na son verilmelidir. 2- Düflüncelerimiz ve düflüncelerimizden dolay› bizlerin teslim al›nmas›na yönelik tüm uygulamalara koflulsuz son verilmelidir 3- Taleplerimiz son derece demokratik ve yaflamsal taleplerdir, kabul edilmelidir. 4- Zorla hastahanelere götürülüp zorla müdahalelerle sakat b›rakma politikas›na derhal son verilmelidir fleklinde s›ralad›lar.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.