4
ยฐยฑยถยฐ .&$-ยฐ4ยฐ 21 Mart 2011
#JSMFฤ JL .FUBM รฏฤ TFOEJLBTรฐOB ยปZF ZBLMBฤ รฐL CJO Jฤ ยฆJ UPQMBN GBCSJLBEB HSFWF HJEJZPS .BSUล UB &TLJฤ FIJS 4ยปTMFS %PSVL GBCSJLBTรฐOEB CBฤ MBNBL ยป[FSF CJS LBยฆ HยปO BSBMรฐLMB ZBLMBฤ รฐL CJS BZ JยฆFSJTJOEF UยปN GBCSJLBMBSEB ยปSFUJN EVSEVSVMNVฤ PMBDBL
.FUBM HSFWJ UยปN Jฤ ยฆJ TรฐOรฐGรฐOรฐO HSFWJEJS
2
°´µJ .FDMJTJ
Casper-Ontex-KDS elele… Casper Bilgisayar Sistemleri AŞ’nin üretim ve teknik bölümünde çalışan işçiler aylarca süren örgütlenme faaliyetinin ardından çoğunluk sağlanmasıyla birlikte DİSK Birleşik Metal-İş sendikasına üye oldular ve bakanlık 26 Ocak 2011 tarihinde sendikanın çoğunluk yetkisinin Birleşik Metal-İş’te olduğunu taraflara bildirdi. Patron ise her zaman ki yönteme başvurarak süreci mahkemeye taşımak için sendikanın yetki hakkına itirazda bulundu.
kaları ile de mücadele etmek zorunda kaldıklarından bahsettiler. KDS direnişinde örgütlenmenin daha tam olgunlaşmadan patron tarafından farkedilmesi ve işten çıkartılmaları en önemli sorun olmuş. Ontex işçileri ise TİS sürecinde kendi taleplerini masaya koymaya çalışmışlar. Yıllarca sendikanın işçilere sormadan imzaladığı TİS’e bu sefer işçiler kendi taleplerini koymaya çalışarak müdahale etmiş. Sendikanın işçilere rağmen imzaladığı TİS’in ardından 17 işçi kapı önüne konulmuş.
Üç hafta sonra, önce bir işçiyi daha sonra da bir işçiyi daha işten atıldı. Ardından ise işten çıkarmaların arkası geldi.
Direnişlerin temel sorunları ekonomik olarak güçsüz oluşları. Sendikalardan fazla maddi destek alamıyorlar. Mahkeme vs. ile de sürecin uzaması zora sokuyor işçileri.
Bunun tek bir anlamı olabilir:İşçilerin örgütlenerek sendikaya üye olması karşısında patronun saldırıya geçmesi. Bu saldırıya karşı işçileirn cevabı direniş oldu. Casper işçileri Ümraniye‘de bulunan Casper Plaza'nın önünde kurdular direniş çadırlarını. Casper Bilgisayar'da çalışan 350'den fazla işçiden 180'i Birleşik Metal-İş’in kapsamına giriyor. Sendikalar yasasında ki işkolu uygulaması işçileri kendi işyerlerinde bile birlikte örgütlenmesine izin vermiyor. Casper işçilerinden 120'si Birleşik Metal-İş üyesi olmuş durumdalar. Casper işçilerinin direniş çadırı da sürekli ziyaretçileri ağırlıyor. Direnişin 23. günü ise bu ziyaretlerden en anlamlısı gerçekleşti. Casper işçileri gibi direnişte olan KDS işçiler geldi ilk olarak çadıra ardından Ontex işçileri kısa bir yürüyüş ile geldi çadırın önüne. Çadır direnişlerin buluşma noktası oldu böylece. Merhabalaşmaların ardından sohbet başladı. Önce süren direnişlerden kısa bilgiler paylaşıldı. Nasıl başladı? Ne durumda? Hepsinin durumu birbirinden farklıydı. KDS ve Ontex işçileri Türk Metal ve Selulöz-İş sendi-
Örgütlenme çalışmaları ve direniş sürecinin ise kendilerini eğittiğini, şimdiye kadar işçilerin neden direndiklerini anlamadıkları ve pek de ilgilerini çekmediğini ama şimdi en ufak bir yazıyı, haberi bile fark ettiklerini belirtiyorlar. Üç direnişte de komite kurulmuş ve direniş süreci komite tarafından işletilmeye çalışılıyor. Sendikanın tek başına yetmeyeceği, tabandan da örgütlenmelerin devam etmesi gerektiği, böylece taban basıncının hissettirilmesi gerektiği söylüyorlar. Direnişlerin birlikte hareket etmesi ve birleşik mücadelenin önemi üzerine konuşuluyor. Yapacakları eylemlerde birbirlerine destek olmak eylemleri sahiplenmek gerekliliğinin altını çiziyorlar. KDS, Ontex ve Casper işçilerinin bu sohbeti ilerleyen saatten dolayı daha sonra devam etmek üzere sonlandırılıyor. Casper işçileri ziyaretçilerini "Yaşasın sınıf dayanışması!", "Birleşe birleşe kazanacağız!" sloganları, alkışlar ve ıslıklar ile uğurluyorlar.
3
°´µJ .FDMJTJ
Metal grevi t»N iĝ¦i sðnðGðnðn greviEir Metal sektöründe patronlar ve işçiler 2008 krizini nasıl geçirdiler? Metal patronları, tepesinde oturdukları burjuva devletle birlikte, bu krizi de fırsata çeviriverdi: Vergi muafiyeti, teşvik primleri, «istihdam giderlerini azaltıcı önlemler”, sömürünün önünün daha bir açılması… Biz işçiler için ise sıfır zam, sosyal haklarımızın gaspı, esnek çalışma, toplu işten çıkarmalar!.. Metal sektöründe TİS sürecine bu koşullarda girildi.
asgari ücret) hedefleyen Ulusal İstihdam Stratejisi’nden bağımsız ele alabilir miyiz? Mutaş işçilerinin fabrika işgali, işçilere yiyecek ve su verilmesini dahi engelleyen polis ablukasından, devlet teröründen bağımsız düşünülüp örgütlenebilir mi? Ve yine Mutaş işgali, direnişi duyar duymaz soluğu sınıf kardeşlerinin yanında alan Yücel Boru, Çel-Mer işçilerinden bağımsız düşünülebilinir mi? Grev, işgal, blokaj!
Metal sektörü tekelci burjuvazinin can damarlarından biridir. Bu yüzden MESS‘in TİS stratejisi her zaman burjuvazinin bir bütün olarak işçi sınıfına saldırı stratejisi olarak hazırlanır. Bunun, metal grup sözleşmesindeki somut ifadesi; güvencesizlik ve esnekleştirme, sıfır zam, ikramiyelerin çalışma günleri esasına göre belirlenmesi (yani ikramiye hakkının uçurulması da diyebiliriz) vb. vb…
Türkiye işçi sınıfı içerisinde mücadele birikimiyle önemli bir yere sahip metal işçilerinin her kazanımı emeğin korunması mücadelesini geliştirecek, sınıfa karşı sınıf duruşunu ilerletecektir. Metal Grup TİS’i dün de sadece Metal TİS’i değildi, ama artık hiç değil! Bugün ise metal grevi sadece metal işçisinin grevi değil tüm işçi sınıfının grevidir..!
Hiçbir TİS sadece ekonomik taleplerle, “ekmeğimiz için mücadele ederek”, kazanılamaz. Burjuvazi için ekonomi ve siyaset ayrı değildir. Neoliberal yeniden yapılandırma ekonomik olduğu kadar, siyasi, siyasi olduğu kadar toplumsal ve kültürel bir saldırıdır. MESS patronlarının dayattığı esnek çalışmayı İş Yasası’ndan, “istihdam giderlerini azaltmayı ve istihdamı artırma”yı (kısa zamanlı çalışma, telafi çalışma, işçi kiralama vb. gibi esneklikte sınır tanımayan uygulamaların yanısıra, bölgesel
Kahrolsun Ücretli kölelik düzeni! TİS komitelerimizi, işçi meclislerimizi kuralım, TİS sürecinin inisiyatifini elimize alalım! Kahrolsun Türk Metal ağaları! Grev, işgal, blokaj! 6 Saatlik işgünü, insanca yaşanacak ücret! İşten atılmalar yasaklansın! Kölece çalışmaya, kölece yaşamaya hayır! Birleşe birleşe kazanacağız!
4
°´µJ .FDMJTJ
#V Cir sðnðG LavgasðEðrƊ Birleşik Metal-İş sendikasına üye yaklaşık 15 bin işçi toplam 21 fabrikada greve gidiyor. 22 Mart’ta Eskişehir Süsler Doruk fabrikasında başlamak üzere, bir kaç gün aralıkla yaklaşık bir ay içerisinde tüm fabrikalarda üretim durdurulmuş olacak. Birleşik Metal-İş sendikasına üye yaklaşık 15 bin işçi toplam 21 fabrikada greve gidiyor. Toplu sözleşmede uyuşmazlık zaptı tutuldu, ardından sendikal hazırlık süreci tamamlandı ve greve başlangıç tarihleri ilan edildi, 22 Mart’ta Eskişehir Süsler Doruk fabrikasında başlamak üzere, bir kaç gün aralıkla yaklaşık bir ay içerisinde tüm fabrikalarda üretim durdurulmuş olacak. Toplu sözleşmeler, emeğin korunması için verilen mücadelenin bir parçasıdır. Toplu sözleşmelerle sömürü ortadan kaldırılamaz, ancak sınırlandırılabilir. Kapitalist sistemde işçi sınıfının yaşam ve çalışma koşullarının kötülüğü sömürünün, sömürü ise üretim araçlarının özel mülkiyetinin sonucudur. Nedenler ortadan kaldırılmadan sonuçlarda düzeltmeler pek kısmi ve geçici olur. Öte yandan işçi sınıfı mücadelede deneyim kazanmaksızın, kapitalist sömürü sisteminin yıkılmasına da önderlik edemez. Toplusözleşme ve grev hakkı sömürünün sınırlandırılması için gereklidir ve bu haktan sonuna kadar yararlanılmalıdır.
Metal işçisi 21 yıldır greve çıkmıyor. Yıllardır MESS, işbirlikçi Türk Metal sendikası ile düzenli ihanet sözleşmeleri imzalıyor, bu sene de aynısı oldu. Biz ne istersek isteyelim, Birleşik Metal de yine yıllardır Türk-Metal’in imzaladığı ihanet sözleşmelerini sonuç olarak kabul ediyor, toplusözleşmelerde sınıfın temel kozu olan grev silahını kullanmıyordu. Bu yıl tarihler belirlendi. Şimdi grev zamanındayız. Metal işçileri hep birlikte bir hak elde etmenin, bu hakkı patronlardan koparmanın mücadele hazzını yaşayacak, mücadele okulunda öğrenerek birlikte bir deneyim kazanacak. Grev okulu, grev üniversitesinin zili çaldı, kayıtları da yaptırdık, ders başladı! Bu derste bizler ilk olarak tek başımıza bir hiç iken, böyle hisseder ve yaşarken, birleşme halinde neler yapabileceğimizi, kendimizin de nasıl farklılaştığımızı göreceğiz. Tek tek işçiler kapitalistlerle karşı karşıya geldiğinde, kapitalist ona istediği gibi davranabilir. Onun fabrika örgütlenmesi, onun patron olduğu bir iş örgütlenmesi vardır sonuçta, patron odur, onun sözü geçmektedir. Ama bir grevde ise işler farklılaşır.
°´µJ .FDMJTJ
5
Greve katılan işçi, birlikten güç doğduğunu, birleşen işçilerin bir işyerinde, bir iş kolunda, ülkede ve giderek tüm dünyada kapitalist sömürü ile mücadele edebileceğini kavramaya başlar. Tek yürek, tek yumruk olmanın bilincine varır, gücünü fark eder. İkinci olarak kapitalistlerin gerçek yüzü -görmeyene de- görünür olacak. Patronun “işveren” değil, “lütuf sahibi bir insan”, “hayırsever bir şirket vb.” hiç olmadığı görülecek. Kapitalistin aslında bir sömürgen olduğu, işçiler olmaksızın artı-değerin de olamayacağı, kapitalistin sermayesi olarak, serveti için çalıştırılan emeğin gücü olmaksızın, kocaman fabrikaların hiçbir değer taşımadığı, bunu bilen kapitalistin dönen çarklar dönmez olunca sömürü çarkının tekrar işlemesi için barbarca saldırıya geçeceği görülecek. Bu sistemde yasaların, lokavtın, polisin, jandarmanın grevi engellemek ve yenilgiye uğratmak için var olduğu görülecek. Kuzu postunun ardındaki kurt açığa çıkacak. Yasal bir grevde bile olmadık baskı ve saldırıları göğüslemek zorunda kalacağız. Hazır olalım! Ve son olarak, şimdiden söyleyelim, dost ile düşman içimizde de belli olacak. Sendikanın bir kurum olarak işçilerin basıncı ve kararlılığı olmaksızın grevi bağlayabileceği, sosyal haklar olmaksızın, hatta greve çıkmaksızın Türk-Metal’den birkaç kuruş farkla TİS’i bağıtlamaya eğilimli olmasına şahit olabiliriz. Buna dikkat etmeli, izin vermemeliyiz. “Tarih yazma” sözünün arka kapısı olmaz; sendikanın bütçesi, tüm olanakları ve bağlantıları seferber edilmelidir, bunun takipçisi olmalıyız.
Grev ateşi işçilerin kurduğu bölgesel, sektörel yüz yüze örgütlenmelerle, komitelerle sıcak tutulur, bütüne taşınabilir. Bu yüzden işçi meclislerinde bir araya gelmeli, işyeri komitelerinin yanında bölgesel işçi komitelerini oluşturmalı, var olan yerlerde bunları canlandırarak güçlendirmeli, grevi –patronların değil-, işçinin demokrasisinin nasıl olacağını gösterecek şekilde biz yönetmeliyiz.
Metal sektörümüz birbiriyle bağlantılı, iç içe bir üretim sistemine sahiptir. Metaldeki grevin başarısı, grevdeki işletmelere bağlı fabrikaların, bölgedeki diğer üretim yerlerinin greve katılması ve destek vermesinden geçer. Yaklaşan grevi sadece kendi fabrikamızla sınırlı düşünürsek hata yaparız. Bu bizi grev sırasında diğer fabrikalardan, işletmelerden yalıtık bir hale düşürebilir. Bu yüzden şimdiden öncü işçiler olarak sektördeki ve bölgemizdeki diğer fabrikalardan işçilerle –bunlarda Türk Metal ihanet sözleşmesini imzalamış olsa bile, diğer işçiler sendikasız olsalar bile- tabandan bir araya gelmeliyiz. Bir grev, grev öncesindeki hazırlıkla kazanılır. Bu hazırlık da, sadece sendikaya bırakılamaz. İşçinin işçiyle yüz yüze iletişimi ve etkisi gerekir. Grev ateşi işçilerin kurduğu bölgesel, sektörel yüz yüze örgütlenmelerle, komitelerle sıcak tutulur, bütüne taşınabilir. Bu yüzden işçi meclislerinde bir araya gelmeli, işyeri komitelerinin yanında bölgesel işçi komitelerini oluşturmalı, var olan yerlerde bunları canlandırarak güçlendirmeli, grevi –patronların değil-, işçinin demokrasisinin nasıl olacağını gösterecek şekilde biz yönetmeliyiz.
nin can damarındayız. Bizim grevimizin başarısının da, başarısızlığının da kendimizle ve sektörümüzle sınırlı olmayan, etkisi tüm işçi sınıfına yansıyacak sonuçları olacaktır. Biz bütün işçi sınıfı için mücadele ediyoruz. Bu yüzden işçi sınıfının değişik kesimlerinin grevden haberdar olmasını sağlayacak eylemler yapmalıyız. Toplumun gündemi olacak şekilde bu grevi yürütmeliyiz. Her fabrikadaki işçi komiteleri, grev komiteleri açık fikirli olmalı, eylem biçimleri ve çeşitleri yönüyle geriye çekici etkilere kulak asmadan, olabilecek en geniş kitlesellikle gündem oluşturacak eylemler yapmalıyız. Hiçbir grev sadece üretimi durdurarak, fabrikaya bir pankart asıp akşamları sendika binasında oturmakla kazanılamaz. Grevi kazandıracak esas şey patronların, MESS’in yüreğine korku salmaktan, daha fazlasını yapabileceğimizi onlara göstermekten, kararlılığımızı, birlikten gelen gücümüzü onları bizim lehimize bir sözleşmeye mecbur bıraktıracak şekilde göstermekten geçer. Bu bir sınıf kavgasıdır.
Metal işçisi mücadele deneyimine sahip bir işçidir. Biz kritik bir sektörde çalışıyoruz, kapitalist ekonomi-
Biz Kazanacağız, Metal İşçisi Kazanacak, İşçi Sınıfı Kazanacak!
6
°´µJ .FDMJTJ
Direniĝ ateĝleri ZanðZPr Casper Bilgisayar Sistemleri AŞ’nin üretim ve teknik bölümünde çalışan işçiler aylarca süren örgütlenme faaliyetinin ardından çoğunluk sağlanmasının ardından DİSK Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldular. Sonrası bildik hikaye tutuşan patron hemen mahkemeye başvurdu “yetkili sendika değüldür” diye. Arkasınıda öncü işçileri kapı önüne koyarak getirdi. Ümraniye’de bulunan Casper Plaza’da 350'den fazla işçi çalışıyor. 180'i Birleşik Metal-İş’in kapsamına giriyor. Sendikalar yasasında ki işkolu uygulaması işçileri kendi işyerlerinde bile birlikte örgütlenmesine izin vermiyor. Şuan Casper işçilerinden 120'si Birleşik Metal-İş üyesi olmuş durumdalar. Casper işçilerinin sendikal yetki ile ilgili mahkemeleri 12 Nisan’da yapılacak. Direniş devam ediyor ve işçiler Casper patronunun korkularını gerçek kılmak için gün sayıyor. Casper işçileri direnişlerini sadece Caper Plaza önüne sıkıştırmıyorlar. Bir çok yerde eylemler yaparak direnişlerinin sesini yükselterek yaymaya çalışıyorlar. Ayrıca “İşçi düşmanı Caper Bilgisayar almayın!” adlı bir boykotuda örmeye başlamışlar. Casper direnişi Ümraniye Çakmak‘ta bulunan Casper Plaza önünde devam ediyor. Direnişte ki işçiler 8-6 direniş çadırındalar. Çaylar ziyaretçiler için her zaman taze tutuluyor.
“Canbebe’ye boykot EJSFOJĝF EFTUFLƊŞ Canbebe, Canped, Helen Harper ürünlerin üreticisi Ontex’in Türkiye’deki fabrikasında işten atılan Selüloz-İş üyesi işçilerin direnişi sürüyor. Ontex işçilerinin direnişleri sadece fabrika önünde sürmüyor. Çeşitli eylemlerle direnişlerinin sesini ve gücünü yükselmeye çalışan işçiler Ontex Türkiye yönetimini ve Belçika’da bulunan Ontex Genel Merkezi’ni e-posta yağmuruna tutuyor. İşçiler eylemlerinde Ontex’in de sahibi olan Goldman Sachs Capital Partners ve Texas Pacific Group bünyesindeki firmaları hedef alıyorlar. Direnişleri Selüloz-İş yönetimi tarafından sahiplenilmeyen işçiler eylemlerinde ayrıca sendikal bürokrasiyi hedef alıyorlar. İşçiler Carrefour mağazasına girerek mağazada bulunan tüm kasaları Canbebe, Canped ve Helen Harper ürünleriyle doldurduktan sonra da direnişlerini ve boykot
çağrılarını anlatan konuşmalarla mağazadaki müşterilere seslendiler, bildirileri dağıttılar. İşçiler her cumartesi Ontex’in de sahibi Texas Pacific Group bünyesindeki Burger King’in Taksim Meydanı’ndaki şubesinin önüne yürüyerek burada eylemlerini yapıyorlar.
7
°´µJ .FDMJTJ
ïML ś» EFWJSEJL
(eleDeL ślere Ia[ðrð[Ɗ Çorlu Grup Suni Deri’de direniş 100. gününde. 100 gün önce sendikalı oldukları için işten atılan 15 işçi fabrika önüne kurdukları çadırlarıyla direnişlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Defalarca kez belediye ve jandarma tarafından çadırları yıkılan işçiler en son 7. çadırlarını kurmuşlar ve jandarmaya direnerek bu kez çadırlarını yıktırmamışlardı. İşçiler direnişlerinin 100. gününü bir etkinlik ile kutladılar. Direnişleri 120’li günlere varan Polyplex işçileri de Grup Suni Deri işçilerini yalnız bırakmadı. Eyleme Polyplex işçilerinin yanı sıra Birleşik Metal-İş Trakya Şube Başkanı Hazır Duvan, Petrol-İş Trakya Şube Başkanı Turgut Düşova, Belediye-İş Trakya Şube Başkanı Aziz Aktay da destek verdi. Kısa bir açıklama yapan Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi baskıların direnişi sonlandıramayacağına, patronun itirazlarının bir işe yaramayacağına ve direnişin devam edeceğine vurgu yaptı. Eylemden sonra kesilen pastanın ardından müzik dinletisi ve çekilen halaylarla 100. Gün etkinliği sonlandırıldı. Eylemden sonra kesilen pastanın ardından müzik dinletisi ve çekilen halaylarla 100. Gün etkinliği sonlandırıldı.
,FTUFM 0SHBOJ[F 4BOBZJ #µMHFTJ OEF CJS JML Bursa Kestel’de bulunan TECASA fabrikası İspanyol sermayeli ve merkezi İspanya’da bulunan beyaz eşyalar için kılcal devreli elektrikli termostat üretimi yapan bir fabrika. Kılcal devreli elektrikli termostatı Türkiye’de ilk kez üretmekle kalmayıp bu ürünün Türkiye’den yurt dışına ilk kez satışını gerçekleştiren firma. Ancak TECASA’da çalışan işçiler; fabrikanın kurulduğu günden bu yana asgari ücretle çalışmakta, kriz zamanlarında sıfır zam almakta, fazla mesaiye bırakılmakta, sosyal haklarından yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadırlar. En son ikramiyelerinin de kesilmesi ile artık buna bir dur demek gerektiğini düşünmeye başlayan işçiler örgütlenmeye karar verirler ve fabrikada çalışan yaklaşık
100 işçiden 76'sı Birleşik Metal-İş sendikasına üye olur. Daha sonra bu sayıya yeni üyeler eklenir ve üye işçi sayısı 83'e ulaşır. Fabrikada çoğunluğu sağlayarak sendikalaşmayı başaran Tecasa işçileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki başvurusu yaparlar, yetkiyi alırlar ve toplu sözleşme için gün saymaya başlarlar. İşçilerin örgütlülüğüne karşı kendi sınıf çıkarları doğrultusunda davranan fabrika patronu işçilerin sendikaya üye olmalarından bir hafta sonra teknolojik gelişmeler neticesinde işçiye ihtiyacı olmadığını bahane ederek 3 işçiyi işten çıkarır. Patronun bu tavrına karşı işçilerin cevabı direniş olur ve fabrika önüne çadır kurarlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verdiği yetkiye itiraz eden fabrika yönetiminin açtığı davanın sonucunu ve 3 işçinin açtığı işe iade davasının sonuçlanmasını bekleyen işçiler, fabrikanın önüne kurdukları çadırlarda direnişlerini devam ettiriyorlar.
)aZEi GaCriLalara EesteÞe Eskişehir Doruk Süsler Organize Sanayi Bölgesi 8. Cadde Eskişehir
Bekaert Alikahya Mevki Kocaeli
Süsler markasına sahip Doruk Ev Gereçleri 1947 yılında kurulmuştur. 2006 yılında toplam 535.000 adet ocak, tam boy fırın, gaz sobası, elektrikli su ısıtıcısı, radyatör ve katı yakıtlı soba üretmiştir.
Firma Sabancı Holding ve Belçikalı N.V. Bekaert ortaklığıyla kurulmuştur. N.V. Bekaert 2008 yılında Sabancı Holding'in elindeki hisseleri devralmış.
Firma 2007 yılı başında Avrupa’nın büyük sermaye gruplarından olan Candy Grup tarafından satın alınarak Avrupa’da fırın ve ocak grubu üretim üssü haline dönüştürülmüştür. Candy Grup İtalya Milano merkezli olup Avrupa’nın beyaz eşya üreten en büyük sermayesidir.
Standart Depo Mahmutpaşa Mevkii Kullar Köyü Başiskele / Kocaeli Depolama Sistemleri konusunda sektöründeki en eski kuruluştur. Şirkette 150 işçi çalışmaktadır. Üretilen raf sistemleri ile Türkiye pazarına %60 oranda hakim durumda.
Kroman Çelik Osmangazi Mah. Aşiroğlu Cad. No:175 Çayırova/Gebze
Bekaert İzmit, lastik endüstrisi için takviye malzemesi olarak temel girdi teşkil eden çelik kordun yanı sıra, topuk teli, hortum takviye teli ve dramix üretmektedir. Şirket üretimin dışında bazı Bekaert ürünlerinin ithalatı ve satışını da yapmaktadır. Satışlar ağırlıklı olarak Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türk Cumhuriyetleri yapılmakta.
Bosal Mimaysan Pelitli Köyü Defne Sok. No:6 Gebze Firma 1965 kuruldu. 1997 yılı başında, susturucu, egzoz ve muhtelif otomotiv parçaları üreticilerinden BOSAL Holding B.V. , MIMAYSAN A.Ş.’ye ortak oldu. Şirketin ismi BOSAL-MIMAYSAN A.Ş. olarak değiştirildi. Oyak Renault, Ford Otosan'a iş yapan firma da 300'den fazla işçi çalışıyor.
Çimsetaş Mersin Tarsus Karayolu 11. Km.
Demir-çelik sektörünün güçlü firmalarından Kocaelili Kroman Çelik’in, Anadolu 500 araştırması’nda iki yıl üst üste ilk sırada yer aldı.
Çukurova Holding’e bağlı olan Çimsataş, sıcak dövme, çelik ve sfero döküm parçaları ham ve işlenmiş (bitmiş) olarak üreterek otomotiv ve demiryolu sektörüne yan sanayi üretmekte.
Ortadoğu, Afrika, Amerika, İngiltere ve Güney Asya ülkelerine ihracat yapan firma 2011 yılında 2 milyar dolar ciro, 750 milyon dolar ihracata ulaştırmayı hedefliyor diyor.
Liebherr, ZF Zahnradfabrik, Daimler, Evobus,Knorr Bremse, Valeo, Atlas Copco, CNH, BMC, Mercedes Benz-Türk, Otoyol, Oyak Renault, Uzel, Akkardan, Hema, firmanın müşterileri arasındadır.
Firmada toplam 968 işçi çalışıyor.
Çimsetaş’ta 557 işçi çalışmaktadır.
Areva T&D Barış Mh. E-5 Altı 1801. Sokak No:104 Gebze
ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Dudullu Fabrikası: Organize Sanayi Bölgesi 2.Cadde No.16
Areva T&D 43 ülkede endüstriyel varlığı ve 100'den fazla ülkedeki satış ağıyla nükleer enerji üretimi ve elektriğin iletimi ve dağıtımı işini yapan firma dünya genelinde 71 binden fazla işçi çalıştırıyor. Areva T&D Türkiye’de ise bugün bin 600 işçi çalışıyor. Firma Türkiye’nin en büyük 500 şirketi sıralamasında 2007 rakamlarına göre 83'üncü durumda.
Kartal Fabrikası: Esentepe Mahallesi Milangaz Caddesi No.52
Arfesan Arkan Fren Gebze Organize San. Böl. 300.Sokak No: 304
Rsa Teknik Metal Kartal Cad. No: 71 Yakacık Yeni Mh. Kartal
Fren Körükleri ve çeşitli valf üreten firma da 230 isçi çalışıyor. Arfesan 32 farklı ülkede bulunan firmalarla iş yapmaktadır
Fotoselli Kapılar başta olmak üzere otomatik kapılar üreten firma birçok firmanın distribütörlüğünüde yapmaktadır.
Güç ve otomasyon teknolojilerinde üretim yapan ABB yüzden fazla ülkede 120,000 işçi çalıştırmakta. Firma yılda 34,3 milyar dolar sipariş toplamına ulaşıyor.