cmy k
Ekmek, bar›fl ve özgürlük için nice Ekimlere, nice devrimlere! Üzerinden 92 y›l geçen devrim hala uykular›n› kaç›r›yorsa birilerinin, TV’ler, gazeteler Rusya’da devrimi kutlayan “ihtiyarlar›” gösterip, meczup muamelesi yap›yorsa, hala Berlin Duvar›’na çekiç vuruluyorsa büyük bir zevkle, bunun nedeni devrimin güncelli¤idir Çarl›k Rusyas›'n›n Jülyen takvimine göre 24 Ekim 1917'de, miladi takvime göre ise Kas›m’›n 7’sinde ezilenlerin flenli¤i yaflan›yordu Rusya’n›n sokaklar›nda. 70 gün süren Paris Komünü’nden 36 y›l sonra “dünyay› yaratan eller” bir kez daha kendi bayraklar›yla iktidardayd›. Ezilenlerin flenli¤i, tüm Avrupa gericili¤inin korkulu rüyas› oluyordu. Çok derin analizleri geçelim, devrimin ilk kararlar› bile anlat›r bu korkunun nedenini. Devrim ne mi getirdi ilk olarak: büyük topraklar›n kamulaflt›r›lmas› ve küçük üreticinin korun-
mas›. Nas›l da korkar bundan GDO’cu tekeller, meclisin efendisi büyük toprak sahipleri, barajc›lar, HES’ciler, siyanürcüler… Cinsiyetçi yasalar›n kald›r›lmas› da devrimin ilk kararlar›ndand›. Üç çocukçular, Üzmezgiller, Turgutgiller, eflde¤er ifle k›rp›lm›fl ücret vermeyi yasa haline getiren patronlar ve onlar›n piyasas›, nas›l da panik olurlar Ekim deyince, devrim deyince… Devrimci iktidar›n di¤er karar› ise emperyalist savafllardan kay›ts›z flarts›z çekilme idi… Afganistan’da, Lübnan’da emperyalistlerin askeri olanla-
r›n kulaklar› ç›nlas›n. Ekim Devrimi’nin ilk kararlar› aras›nda, halklar hapishanesine dönmüfl Rusya’da tüm uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n›n tan›nmas› da vard›… Bu ilke bugünkü aç›l›m gevezeli¤ine karfl› halklar›n gönüllü birlikteli¤inin yegane koflulu hala… Her fleyin bafl›, “tüm iktidar Sovyetlere”, yani iflçi meclislerine. Yani iflyerlerimizde, mahallelerimizde, okullar›m›zda kurdu¤umuz mücadele örgütlerinin iflyerlerimizi, mahallelerimizi, okullar›m›z› ve nihayet ülkemizi yönetti¤i bir iktidar! Tay-
yip’in ifadesiyle “ayaklar›n bafl oldu¤u büyük felaket”, bizim dilimizde “mülksüzlefltirenleri mülksüzlefltiren proletarya diktatörlü¤ü”… Ve hala egemen s›n›flar›n en büyük felaketidir devrim. Tarihi nostaljilefltirerek pazarlamay› çok seven kapitalist giriflimci ruh, Ekim Devrimi’ni içeremiyorsa hala, bu devrim korkusundand›r. Öyleyse kutlu olsun bizlere... Dünyan›n dört bir yan›nda mücadele eden iflçilere, emekçilere, tüm ezilenlere…
15 Günlük Siyasi Gazete
Y›l 4 • Say› 93 • 12 Kas›m 2009 • 1 TL
Hak mücadeleleri 盤 gibi büyüyor I Yüzbinlerce Alevi Kad›köy’de ‘eflit yuttafll›k’ talep etti. Hastanelerin görmezden gelinen emekçileri, tafleron iflçiler Meclis’e yürüyüp “biz de var›z” dedi. Ö¤renciler AKP’nin ve YÖK’ün gerici piyasac› hesaplar›na karfl› alanlar› doldurdu. Bugüne kadar yok say›lanlar iktidar› sarsacak gerçek güç olduklar›n› gösteriyor
‹syan, maskeleri düflürüyor I Aleviler AKP’nin aç›l›m oyunlar›na kanmad›klar›n› gösterirken, AKP’nin ‹srail karfl›t› maskesini Trabzon’lu üniversiteliler yumurta darbeleriyle düflürdü. Üniversitelerde estirilen uzaklaflt›rma ve güvenlikçi terörü ise AKP’nin demokrasi maskesini y›rtt›
Görmeyenler görecek... fa3’te
Polisin kurdu¤u barikat “Göç Yasas›”n› protesto etmek için genel greve giden K›br›sl› emekçileri durdurmaya yetmedi
cmy k
Kamu emekçileri 25 Kas›m’da greve ç›k›yor Kamu emekçileri 25 Kas›m’da yapacaklar› uyar› greviyle, toplu sözleflme hakk› ve insanca koflullarda yaflam için hayat› durdurmaya haz›rlan›yor.
Anlamak için bir film Sayfa 5’de
Domuz gribi hakk›nda merak ettikleriniz Domuz Gribi korkusu, hükümetin de katk›lar›yla tüm toplumu terörize etmeye devam ediyor. Ak›l d›fl› bir korkuya kap›lmak yerine ak›lc› önlemlerle sa¤l›¤›m›z› korumak mümkün
Görünmez emek görünürse
K›br›s’ta emekçiler ayakta
Ar›zl›’da gerilim t›rman›yor Ar›zl›’da depremzedelerin oturdu¤u konutlardaki polis ablukas› sürüyor. Bar›nma hakk› için direnen depremzedeler son bir ayda defalarca sald›r›ya u¤rad›. Halkevcilerin bölgeye girmesi keyfi olarak engelleniyor. Fakat direnifl de destek eylemleri de kararl›l›kla sürüyor.
Art›k rejimin teminat› de¤iller
Duygu Hatipo¤lu
Sayfa 10’da
Barikat› aflmak
Ali Ergin Demirhan
Sayfa 9’da
Elma da bizi sever mi?
Münür Rahvanc›o¤lu
Sayfa 8’de
Ferda Koç
Sayfa 4’te
Say
Sayfa 3’te
Sayfa 8’de
K›br›s’›n kuzeyinde 27 sendika, “Göç Yasas›”, “Sendikas›zl›k Yasas›” olarak an›lan yasa tasar›s›n› protesto etmek için genel greve gitti. Ayn› gün bir miting gerçeklefltirmek için yürüyen emekçiler, Meclis ve Türkiye Cumhuriyeti (TC) elçili¤i önünde polis barikat› ile karfl›laflt›. Polis barikat›n› aflan K›br›sl› emekçiler, Meclis önünde coflkulu bir eylem gerçeklefltirdi. Mitingde yap›lan konuflmalarda haz›rlanan yasa tasar›s›yla
kamu çal›flanlar›n›n ve sendikalar›n sonunu getirece¤i ve K›br›sl›lar›n göç etmek zorunda b›rak›laca¤› belirtilirken, mitingde TC elçili¤i duvar›na as›lan “TC K›br›s Valili¤i” pankart› dikkat çekti. Di¤er yandan, miting sonras› aralar›nda Baraka aktivisti 2 kiflinin de bulundu¤u 19 eylemciye dava aç›ld›. Dava aç›lmas› üzerine aç›klama yapan sendikalar, K›br›s halk›n›n tarihin hiçbir evresinde bask›lara boyun e¤medi¤ini söyledi.
‹ki genç yönetmen, ilk görev yerine atanan Emre ö¤retmen ve onun tek kelime Türkçe bilmeyen ö¤rencilerinin bir y›l›n› ‹ki Dil Bir Bavul filmiyle anlat›-
yor. Film, Kürt sorununun s›kça tart›fl›ld›¤› bu günlerde ana dilini konuflmak istemenin ne anlama geldi¤i üzerine düflündürüyor.
Sayfa 11’de
12 Kas›m 25 Kas›m
2 GÜNDEM 6 Kas›m’›n ard›ndan Veli ‹nce Ö¤renci Kolektifleri
Her sene oldu¤u gibi bu sene de üniversiteliler 6 Kas›m günü meydanlar› doldurdu. Elbette “her sene” kelimesi sadece bir retorikten ibaret. Yoksa ne her sene üniversiteliler ayn› politik içerikle ve ayn› gündemlere dair söz söylüyor ne de YÖK kuruldu¤u günden itibaren hiç de¤iflmeden bu günlere geldi. Aksi halde tüm üniversite muhalefeti Marx’›n “ tarih bir kere tekerrür ederse trajik, ikincisinde ise komik olur” veciz sözü ile yüzleflmek zorunda kalabilirdi. 6 Kas›m gibi üniversite muhalefetinin önünde duran tarihsel eylem günleri, yak›ndan takip edenlerin çok daha iyi bilece¤i gibi, içinden geçilen dönemde hem üniversite hem de ülke gündemine üniversitelilerin söyledi¤i sözü yans›tmas› bak›m›ndan oldukça önemlidir. Bu yüzden 6 Kas›m günü gerçeklefltirilen eylemlerin ön plana ç›kan ana rengi ya da karakteri üniversite muhalefetinin de politik çizgisini de yans›t›r. Her fleyden önce belirtmek gerekir ki bu y›l düzenlenen 6 Kas›m eylemleri geçti¤imiz son birkaç y›ldakilere k›yasla oldukça yayg›n ve kitlesel olarak gerçekleflti. Ankara’dan Mersin’e ‹stanbul’dan Ni¤de’ye kadar ülkenin 40’dan fazla üniversitesinden (toplamda) binlerce ö¤renci, akademisyen ve üniversite çal›flan› meydanlara ç›kt›. Her ne kadar farkl› birlik ya da platform pankartlar› arkas›nda ayr›flmalar yaflanm›fl olsa da bu durum geçti¤imiz y›llarda yafland›¤› üzere ayn› günde onlarca eylem gibi trajikomik bir tablonun oluflmas›na neden olmad›. Ancak hala üniversitelilerin neden tek ses halinde bir araya gelemedi¤i sorusu önümüzde durmakta. Bu sorunun cevab›na geçmeden önce üniversitelilerin 6 Kas›m’a nas›l bir politik atmosferde ç›kt›¤›na k›saca de¤inmekte fayda var. Bu y›l üniversiteler hem ülkede yaflanan geliflmeler hem de üniversite gündeminin yo¤un politik gündemiyle yeni döneme merhaba dedi. Yaz aylar›nda üniversite harçlar›na %500’lere varan oranlarda zamlar yap›lmas› planlan›rken üniversitelilerin örgütledi¤i harç karfl›t› muhalefet çizgisi sonras› AKP iktidar› geri ad›m atmak zorunda kald›. Di¤er taraftan bu y›l üniversiteliler yeni döneme YÖK ya da üniversiteler üzerinde yo¤unlaflan bir iktidar mücadelesine tan›k ya da taraf olarak girmedi. Tam tersine, üniversiteler üzerinde iktidar›n› kurumsallaflt›ran, yönetsel kademelerde kadrolaflmas›n› önemli ölçüde tamamlayan AKP’nin gövde gösterisi yapma giriflimlerine tan›k oldu. Giriflim diyoruz çünkü üniversiteliler baflbakan›ndan bakanlar›na AKP temsilcilerine bu hazz› yaflatmad›. Üniversitelere arka kap›lardan, yo¤un güvenlik önlemleri alt›nda yap›lan girifller ya bofl salonlarda “sevgili ö¤renciler”le bafllayan konuflmalar›n yaflanmas› ile sonuçland› ya da Cemil Çiçek gibi salonun terk edilmesi ile sonuçland›. Di¤er yandan bugün aç›k bir flekilde görülüyor ki AKP üniversiter sisteme dönük taarruzunda yeni bir aflamaya geçmifl durumda. AKP bugün üniversitelerde akademik kadrolaflmas›n› h›zland›rm›fl, üniversitenin yaflamsal alg›s›ndan toplumsal konumuna kadar bir üniversite sistemini tümden gericilefltirme sürecini bafllatm›fl durumda. K›sacas› üniversiteliler bugün piyasac›-gerici üniversite modelinin yukar›dan afla¤›ya infla edilmesi süreci ile karfl› karfl›ya. 2009 y›l›nda üniversiteler, AKP’nin üniversite e¤itim müfredatlar›n›n dincilefltirilmesinden üniversiteye girifl sisteminin de¤ifltirilmesine, bask›c›-faflist uygulamalar›n giderek derinleflmesine kadar genifl çapta bir sald›r› dalgas›yla aç›ld›. Bu bak›mdan bu y›l 6 Kas›m eylemlerinde politik hedef son birkaç y›la oranla hiç olmad›¤› kadar netti: Üniversiteler AKP’ye teslim olmayacak! AKP ile YÖK aras›nda bir fark olmad›¤› gibi bugün üniversiter alanda yürütülen mücadele egemenler aras›nda bir iktidar çat›flmas› de¤il üniversiteyi sahiplenen tüm üniversite bileflenleri ile AKP ve onun piyasac›-gerici politikalar› aras›ndad›r. 6 Kas›m günü üniversiteliler bunu çok aç›k bir flekilde dile getirmifltir. 6 Kas›m günü yaflanan ayr›flmalar›n temelinde üniversite muhalefetinin çeflitli unsurlar›n›n bu gerçe¤i görememifl olmas› yatmaktad›r. Elbette bu durum oldukça genifl bir analizi hak ediyor. Ancak flunu söyleyelim ki üniversitelerde mücadele yürüten çeflitli gençlik örgütlenmelerinin alg›layamad›¤› bu durumun ‹slamc›lar taraf›ndan oldukça iyi anlafl›ld›¤› 6 Kas›m günü tescil edildi. Nerdeyse son on y›ld›r her sene görmeye al›flt›¤›m›z eylemler yaflanmad›. Cuma gününe denk gelmesine ra¤men ‹slamc› ö¤rencileri Beyaz›t Meydan›’nda göremedik. Türban eylemleri aniden kesildi. Eflitlik, demokrasi aray›fllar› son buldu. YÖK AKP’lileflirken ‹slamc›lar da YÖK’çü oluverdi. ‹slamc›larla sadece YÖK karfl›t› de¤il di¤er gündemlerde de ortaklaflma aray›fl›nda bulunan, ortak eylemler düzenleyen hatta bu durumu ayr›flma nedeni haline getiren “solcular›n” bir kez daha düflünmesi gerekmiyor mu? Bu sene 6 Kas›m adeta bir turnusol ka¤›d› ifllevi gördü. fiüphesiz ka¤›tta gördüklerimizi, a盤a ç›kan sonuçlar› daha ayr›nt›l› de¤erlendirmek gerekiyor. Ancak fluras› aç›k ki 6 Kas›m eylemlerinin karakterini piyasac›l›¤a ve gericili¤e karfl› mücadele slogan› belirlemifltir. Önümüzde duran sorumluluk ise bu slogan›n üniversitenin ortak sesi haline getirmek ve mümkün olan en genifl kitle ile buluflturabilmektir.
2009
Gençlik AKP’ye meydan okudu 6 Kas›m'da tüm Türkiye'de yap›lan YÖK eylemlerine coflkulu ve kitlesel kat›l›mlar ve “Üniversitelerimizi AKP'ye ve YÖK'e teslim etmeyece¤iz” slogan› damgas›n› vurdu Yüksek Ö¤retim Kurumu (YÖK) kuruluflunun 28. y›l›nda yine tüm Türkiye'de üniversiteliler taraf›ndan protesto edildi. Bu y›lki eylemlere “Üniversitelerimizi AKP'ye ve YÖK'e teslim etmeyece¤iz” slogan› damgas›n› vurdu. YÖK kuruldu¤u ilk günden bugüne kadar üniversiteleri bask› alt›na alma arac› oldu. Her dönem siyasi iktidarlar›n üniversitelere müdahale etmek için kulland›¤› YÖK, bugün de AKP iktidar› taraf›ndan kullan›lmakta ve AKP'nin yapmak istedi¤i piyasac›-gerici dönüflümü gerçeklefltirme görevini üstlenmifl durumda. AKP'nin üniversitelerde piyasac›l›¤› iyice t›rmand›rmas›yla birlikte gerici uygulamalar› ve kadrolaflma art›k üniversite yaflam›n›n gelece¤ini tehdit eder noktaya ulaflt›. Katsay› uygulamas›yla imam hatiplilerin önünü açan AKP, yeterli say›da yurt da açmayarak ö¤rencileri hem özel, paral› hem de cemaat yurtlar›na mahkum ediyor. 6 Kas›m'da da üniversiteliler tüm bunlara karfl› alandayd›. ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Trabzon, Samsun, Giresun, Adana, Mersin, Çanakkale, Konya, Bolu, Eskiflehir, Sivas, Bursa, Kocaeli ve Edirne' de kitlesel eylemler yap›ld›. ‹stanbul Beyaz›t Meydan›'nda 600 ö¤rencinin kat›l›m›yla yap›lan eylem oldukça çoflkuluydu. 3 koldan meydana gelen ö¤rencilerin birleflmesi ile sloganlar tek ses olarak yank›lanmaya bafllad›. Eylem s›ras›nda bir tiyatro oyunu oynand›. Bu oyun dakikalarca alk›flland›. Sonras›nda tekrar sloganlar ile yürüyüfle geçen ö¤renciler Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu kap›s›na geldiklerinde hep beraber yere oturdular. Burada ‹stanbul Üniversitesi'nde ceza alan ö¤rencilerden biri söz alarak, Yunus Söylet’in 5 Kas›m'da yapt›¤› aç›klamaya cevap verdi. Konuflman›n ard›ndan ‹lkay Akkaya ile birlikte flark›lar söy-
lendi. Ankara Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda topland›ktan sonra ç›kt›klar› caddede yolu tek tarafl› trafi¤e kapatarak yürüyüfle geçen yaklafl›k 1000 ö¤rencinin eylemi oldukça renkli ve kitleseldi. Yürüyüfl, halk›n alk›fll› deste¤i ve yoldan kat›l›mlarla birlikte daha da büyüdü. K›z›lay'a gelindi¤inde coflku daha da büyüdü. Ve orada bulunan dershanelerin camlar›nda bulunan ö¤renciler ve yoldan geçenlerle hep beraber “Çav Bella” marfl› söylendi. Ö¤renciler, amfilerde, kampuslarda mücadeleye devam etme sözü vererek eylemlerini bitirdiler.
‹zmir Üniversitelerinde eylemler yaparak yola ç›kan ö¤renciler AKP il binas›na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Polis bina önünde barikat kurarak bas›n aç›klamas›na engel olmak istedi. Ancak, ö¤rencilerin kararl› duruflu sonunda polis çekildi ve bas›n aç›klamas› okundu. Yaklafl›k 400 üniversitelinin kat›ld›¤› eylem son y›llar›n en coflkulu, en dinamik, en heyecanl› eylemi oldu. Trabzon Üniversite içerisinde yap›lan eylemde, 4 Kas›m günü ‹srail Büyükelçisi'nin üniversiteden kovulmas›n›n coflkusu vard›. Renkli dövizler
ve özel güvenlik birimi fliddetine vurgu yapan “ö¤renci kalkanlar›” dikkat çekiciydi. Adana Üniversite içerisinde yap›lan eylemde tepkiler YÖK'e ve AKP'ye yönelmiflti. S›k s›k halklar›n kardeflli¤ine vurgu yap›lan eylemde, AKP'nin sahte aç›l›mlar›na inanmad›klar›n› söyleyen üniversiteliler, Türkçe ve Kürtçe sloganlarla kardeflli¤in ülkesini kuracaklar›n› hayk›rd›lar. Eyleme yaklafl›k 300 üniversiteli kat›ld›. Samsun 6 Kas›m eyleminden bir gün önce ÖGB sald›r›s›na u¤rayan üniversiteliler okul içerisinde coflkulu bir eylem gerçeklefltirdiler. Akflam saatlerinde ise flehir merkezinde üniversitelilerin öncülü¤ünde bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Bu yürüyüflte coflkulu kalabal›k caddeyi kapatarak AKP il binas›na hesap sormaya yürüdü. Eylemlere yaklafl›k 150 üniversiteli kat›ld›. Bolu Okul içerisinde kantin önünde toplanan ö¤renciler kampus meydan›na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Eylem öncesi Acil Eylem Tiyatrosu’nun haz›rlada¤› skeç sergilendi. Eyleme yaklafl›k 100 ö¤renci kat›ld›.
KTÜ'de Ö¤renci Kolektifleri kampus içinde yapt›klar› eylemde ‹‹BF önünden Rektörlük Binas›'na kadar alk›fll›, sloganl› bir yürüyüfl yapt›. Kocaeli'nde s›nav dönemine denk gelmesine ra¤men yemekhane önünde toplanan yaklafl›k 300 ö¤renci buradan Rektörlü¤e yürüdü. Ankara’da yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› eylemde caddeye ç›kan üniversiteliler yolun tek fleritini trafi¤e kapatarak K›z›lay’a kadar yürüdü. Eskiflehir'de 300'ü aflk›n üniversiteli Yunusemre kampusu giriflinden Rektörlük binas› önüne kadar sloganlarla yürüdü. K o n ya'da birçok kurumun kat›l›m›yla gerçekleflen bir bas›n aç›klamas›yla YÖK ve AKP protesto edildi.
Mersin’de kampüs içinde bir eylem düzenleyen Ö¤renci Kolektifleri haz›rlad›klar› pankart› balonlara ba¤layarak uçurdular
Bursa'da Mediko'da toplanan Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri Rektörlü¤e kadar yürüdüler.
Samsun'da E¤itim Fakültesi’nin önünden Fen Edebiyat Fakültesinin önüne kadar yap›lan yürüyüflün ard›ndan bir bas›n aç›klamas› okundu.
Giresun'da Bulancak dura¤›nda biraraya gelen üniversiteliler bas›n aç›klamas› yapt›.
‹zmir'de Basmane Tren Gar›'ndan AKP il binas›na yürüyen yaklafl›k 400 ö¤renci YÖK’ü protesto etti
‹stanbul'da bas›n aç›klamalar›n›n ard›ndan tiyatro gösterimi ve müzik dinletileri yap›ld›.
Demokrasi için nöbet tuttular
Kolektifvari bir eylem daha
‹stanbul Üniversitesi'nde 14 y›l 9 aya varan cezalar verilen 54 ö¤renci üniversitelerini terk etmedi, Üniversite önüne açt›klar› çad›rda demokrasi nöbeti tuttu
KTÜ Ö¤renci Kolektifi, emeperyalist ülke temsilcilerini üniversitelerine sokmama ve bir daha gelirlerse yine hak ettikleri biçimde karfl›lama konusunda kararl›
Bu y›l okullar aç›ld›¤›nda, ‹stanbul Üniversitesi'nde 54 ö¤renci 14 y›l 9 aya varan ceza ald›¤›n› ö¤rendi. Verilen cezalar›n gerekçesi ise; afifl asmak, okula “zorla” girmek, faflistler taraf›ndan sald›r›ya u¤ray›p yaralanmak gibi sebepler. Ö¤rencilere sald›r›p yaralayan ülkücü faflistler ise sadece uyar› ve k›nama cezas› ald›. Rektörlü¤e yeni atanan AKP'li Söylet, "Ben üniversiteye demokrasi getirece¤im." vaadiyle gelmiflti. Verilen cezalar onun demokrasi anlay›fl›n› gösterdi. 14 y›l› aflan bu cezalar 54 ö¤rencilerin en temel hak olan e¤itimden mahrum kalmalar›na yol aç›yor. Bu cezalara karfl› ö¤renciler, ‹stanbul Üniversitesi anakap› önünde demokrasi nöbetine bafllad›. Okullar›n› terketmeyerek kap› önüne çad›r kuran ö¤rencilere Halkevleri, E¤itim-Sen, KESK, ‹stanbul Tabip Odas›, ÇAG gibi birçok kurum ve Ece Temelkuran, Gevende, Bandista, Grup Yenidem, Grup Gölgedekiler gibi ayd›n ve sanatç›lar des-
‹srail Büyükelçisi Gaby Levy, çeflitli ziyaretlerde bulunmak için gitti¤i Karadeniz turunun Trabzon aya¤›nda önce Valilik'te ard›ndan Belediye'de plaketlerle karfl›land›. Ayn› flekilde karfl›lanmak için geldi¤i Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ) ise onu bir sürpriz bekliyordu. KTÜ Ö¤renci Kolektifi Levy'yi yumurtalarla karfl›lad›. Levy'yi üniversitelerine sokmayan KTÜ Ö¤renci Kolektifi'ne önce özel güvenlik birimleri tekme tokat sald›rd› ard›ndan da polis 30 Kolektifçi'yi gözalt›na ald›. ‘Çocuk katili ‹srail’i üniversitemizde istemiyoruz’ slogan›n› atan Kolektifçilerin bu eylemleri tüm dünya bas›n›n gündemine otururken baflta Ahmet Davuto¤lu olmak üzere siyonist ‹srail'in birçok iflbirlikçisi taraf›ndan elefltirildi. ‹srail'den yap›lan aç›klamada yumurtal› protesto “Trabzonvari” bir eylem olarak nitelendirilerek, Trabzon'da yaflanan di¤er gerici ve mil-
te¤e geldi. 16 gün süren nöbet boyunca üniversitedeki birçok ö¤renci kap› önüne arkadafllar›n›n yan›ndayd›. Prof. Dr. ‹zzettin Önder ve Yrd. Doç. Dr. Sezai Temelli ile "Kap› önü dersleri" yap›ld›. Yarat›lan kamuoyundan rahats›z olan Söylet ise bir aç›klama yapmak zorunda kald›. Aç›klamas›nda ö¤rencileri "profesyonel mobil ö¤renci" olarak nitelendiren Söylet okul içinde ö¤rencilere sald›ranlara da ceza verdi¤ini yalan›n› söylemekten geri durmad›.
Aylin Kaplan(Ö¤renci) Ben geçen y›l 4 arkadafl›m›n sat›rla yaraland›¤› olaya kar›flmak gerekçesiyle 1 yar›y›l uzaklaflt›rma cezas› ald›m. Sald›y› gerçeklefltirip yaralayanlar ise uyar› ve k›nama cezas› ald›. AKP'li Söylet'in demokrasisi iflte tam budur. Cezalara karfl› 16 günlük tututu¤umuz demokrasi nöbeti bitti ancak cezalar çekilene kadar Söylet'in ensesindeyiz.
liyetçi eylemlerle özdefltirilmek istendi. ‹srail'in bu elefltirisine yine en güzel cevab› 8 Kas›m'da yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla KTÜ Ö¤renci Kolektifi verdi; yapt›klar› eylemin gericilerin zihninde yer tutan Yahudi düflmanl›¤›yla kar›flt›r›lmamas› gerekti¤ini vurgulayan Kolektifçiler, “hedefimiz ‹srail devletinin Filistin halk›na ony›llard›r kan kusturan katliam çizgisi, yay›lmac› politikalar› ve bütün emperyalistlerdir” dediler.
Zübeyde Makar (Eylemci) Büyükelçiye yönelik protesto yaln›zca Trabzonlular ad›na yap›lm›fl bir protesto de¤ildir. Trabzon’dan ya da dünyan›n herhangi bir köflesinden, Filistin halk›n›n ac›s›n› kendi yüre¤inde hissedenler ad›na, sömürgecili¤e karfl› duran herkes ad›na üniversite gençli¤inin onurlu bir direnifl sürdüren Filistin halk›na yollad›¤› bir selamd›r.
12 Kas›m 25 Kas›m
2009
GÜNDEM 3
I Erdost ölümünün 26. y›l›nda an›ld›
I Genç Umut’tan Çubukçu protestosu
I Hakkari’de liselilerden eylem
Polis taraf›ndan gözalt›nda dövülerek öldürülen Onur Yay›nlar›'n›n kurucusu ‹lhan Erdost, ölümünün 26. y›l›nda dostlar› ve sevenleri taraf›ndan an›ld›. Erdost, sahibi oldu¤u ‹lkyaz Bas›mevi'nde, yasak yay›n bulunduruldu¤u gerekçesiyle kardefli Muzaffer Erdost 'la birlikte gözalt›na al›nm›fl, 7 Kas›m 1980'de gözalt›ndayken yaflam›n› yitirmiflti.
Milli E¤itim Bakan› Nimet Çubukçu, 8 Kas›m günü ‹zmir’de kat›ld›¤› Ahmet Bac›o¤lu Ticaret Meslek Lisesi aç›l›fl›nda Liseli Genç Umut taraf›ndan protesto edildi. “AKP defol, liseler bizimdir” pankart› açan liseliler polis taraf›ndan dövülerek gözalt›na al›nd›. Çubukçu, protesto sebebiyle konuflmas›n› yar›m b›rakmak zorunda kald›.
Hakkari Yüksekova’daki Atatürk Lisesi ö¤rencileri, okul idaresinin kendilerine okul armal› kravatlar› 10 liraya satmas›n› protesto etti. Lise önünde toplanan ö¤renciler, ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü'ne kadar, “Müflteri de¤il ö¤renciyiz” slogan›yla yürüdü. Milli E¤itim yetkilileri kravat paras›n›n al›nmayaca¤›n› söyleyince ö¤renciler eylemlerine son verdi.
Domuz
Gribi
Bildiklerimiz bilmediklerimiz
Ölenleri gömmek ve yas›n› tutmak ne yaz›k ki o kadar kolay olmuyor. Halen yaflamakta oldu¤umuz domuz gribi salg›n›n› ve bu salg›n›n yol açt›¤› korkular› anlamak için geçmifle k›sa bir yolculuk yapmam›z gerekiyor. Oradan bugüne dönüp devam edece¤iz Grip salg›nlar›n›n anas›: “‹spanyol gribi” n 1918 ilkbahar ve yaz aylar›. I. Dünya Savafl› devam etmektedir. Hafif fliddette ola¤an grip vakalar› görülür ve kaybolur. Sonbahar gelip de havalar so¤uyunca bafllayan grip dalgas› çok fliddetli hastal›k yapar ve çok say›da ölüme neden olur. Son grip dalgas› ise 1919 bahar aylar›nda görülür. Bu süre boyunca dünya nüfusunun üçte biri hastalanm›flt›r. Ölümlerin 20 ila 50 milyon civar›nda oldu¤u hesaplan›r. Ölenlerin say›s› her durumda dünya savafl›nda ölenlerden büyüktür. Salg›n savaflla birlikte sona erer. Grip, ‹spanya’da bafllamad›¤› ve de oldukça geç ulaflt›¤› halde salg›na yol açan virüse ‹spanyol gribi ad› verilir. Çünkü ‹spanya savafla kat›lmam›flt›r ve de griple ilgili haberlere sansür uygulamamaktad›r. 1918 grip salg›n›n›n neden bu kadar ölümcül oldu¤u hala tam olarak çözülebilmifl de¤il. Virüse ba¤l› özelliklere ek olarak, savafl›n yol açt›¤› kötü beslenme, genç nüfusun savafl nedeniyle co¤rafi olarak yer
de¤ifltirmesi, savaflta kullan›lan gazlar gibi birçok etkenin ölümlere katk› yapt›¤› kabul görmektedir. Ancak bu pandeminin etkisi 1918–19 y›llar› ile s›n›rl› kalmaz. Bugüne kadar gerçekleflen tüm Influenza A pandemileri ve dünyadaki hemen tüm ‹nfluenza A vakalar› (H5N1 ve H7N7 kufl gripleri hariç) 1918 virüsünün soyundan gelmektedir. Buna küçük de¤iflim geçirmifl H1N1 virüsleri ve birden çok canl› türünden kaynaklanan H2N2 ve H3N2 virüsleri de dahil edilebilir. Domuz gribi tehlikeli ve öldürücü bir virüs müdür? n Dünya Sa¤l›k Örgütü verilerine göre Domuz Gribi nedeniyle dünyada flimdiye kadar 375.000’e yak›n vaka bildirildi, ölüm say›lar› ise 4500 civar›ndad›r. Oysa mevsimsel gripten dünyada her y›l 250.000 ile 500.000 aras›nda insan ölmektedir. Domuz gribi, bu haliyle mevsimsel gripten daha hafif bir hastal›k olarak de¤erlendirilmektedir. fiu anda dolafl›mda bulunan domuz gribi virüsü, de¤iflim geçirmedikçe, mevsimsel gribe göre daha hafif
Recepler niye birbirine düfltü? Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, önce kendisinin afl› olmayaca¤›n› sonra da ABD’deki afl›larla bize gelen afl›lar›n farkl› oldu¤unu söyleyerek, ›srarla afl›y› savunan Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤’la ters düfltü. Hatta Akda¤’› f›rçalad›. Bu tuhaf kavga, acaba Erdo¤an ileride malumumuz olabilecek bir kirli oyundan haberdar da, kendisini sa¤lama almaya m› çal›fl›yor sorusunu ak›llara getirdi.
hastal›k tablosu yaratmaktad›r. Bu kadar hafif ise neden bu gürültü kopuyor? n Domuz gribi ilk defa Meksika’da fark edildi¤inde hastalarda fliddetli solunum yolu hastal›klar› ve yüksek oranda ölüm saptanm›flt›. Bu durum akla hemen 1918 salg›n›n› getirdi. T›pk› o salg›na yol açan virüs gibi nüfusun hemen tümünün bu virüse karfl› kazan›lm›fl dirence sahip olmad›¤› düflünüldü. Kazan›lm›fl ba¤›fl›kl›¤›n olmad›¤› öldürücü bir virüsün gözleri korkutmas› anlafl›l›r bir durumdu. Peki, yani domuz gribi tehlikeli mi de¤il mi? n 2009 ilkbahar›ndan bafllayarak içinde bulundu¤umuz sonbahar aylar› boyunca domuz gribi hemen tüm ülkelere yay›ld›. Araya giren yaz aylar›ndan sonra sonbaharda daha fliddetli bir flekil alabilece¤inden korkuldu. Araya giren yazdan sonra grip mevsimine girdik ve domuz gribi hala hafif seyrediyor. Asl›nda en baflta korkuya neden olan 3 varsay›m da do¤rulanmad›. Virüsün yeni bir grip virüsü oldu¤u, nüfusun tamam›na yak›n›n›n savunmas›z oldu¤u ve öldürücü oldu¤u düflüncesi do¤ru ç›kmad›. Toplum bu virüse karfl› savunmas›z m›? n Domuz gribi Meksika d›fl›nda çok say›da ülkede salg›na yol açt›ktan sonra görüldü ki mevsim gribine k›yasla daha hafif seyreden hastal›k yapmaktad›r. Hatta k›fl mevsimini ve domuz gribini yaflayan güney yar›mküre ülkelerinde ölüm oranlar› da daha düflük bulundu. Ancak, gene de domuz gribi mevsim gribinin aksine oransal olarak gençlerde daha fazla ölüme yol açmaktad›r. Ayn› fley 1918 y›l›nda da olmufltu. Ve yafll›lar›n geçmiflte
benzer bir virüsle karfl›laflm›fl olabilecekleri ve bu nedenle de dirençli olduklar› düflünülmüfltü. Ancak son veriler toplumun bu virüse karfl› tamamen savunmas›z olmad›¤›n›, flöyle ya da böyle bu virüsün çeflitli bileflenleri ile tan›fl›k oldu¤unu gösterdi. E¤er bir virüs yeni ise ve kifli daha önce bu virüsle tan›flmam›flsa ba¤›fl›kl›k sa¤lamak için 2 doz afl› gereklidir. Domuz gribi afl›lar› ile yap›lan son araflt›rmalar›n sonucu bu nedenle flafl›rt›c› oldu. Çünkü domuz gribi için de t›pk› mevsimsel grip afl›s› gibi 10 yafl üzerindeki nüfusa tek doz afl›n›n yetece¤i saptand›. Bu veri toplumun bu virüsle veya baz› parçalar›yla daha önce bir flekilde karfl›laflm›fl oldu¤unu göstermektedir. Biz bu virüsü nereden tan›yoruz? n Araflt›rmac›lara göre, gençler bu virüsle do¤al yollarla ya da afl› yoluyla tan›flm›fl olabilirdi çünkü 1977’den beri H1N1 virüsünün dolafl›mda oldu¤u bilinmektedir ve rutin olarak da mevsimsel grip afl›lar›nda kullan›lmaktad›r. Sonuçta korkacak bir fley kalmad› diyebilir miyiz? n Bu virüsün ileride de¤iflim geçirip fliddetli gribe yol aç›p açmayaca¤›ndan tabii ki hala korkuluyor. Ancak, unutmamak laz›m ki, 1918 salg›n› gibi bir salg›n tekrarlanmad›. Arada gerçekleflen pandemiler de mevsimsel gribe benzer flekilde hastal›k fliddetine sahipti. Dolay›s›yla yap›lmas› gereken s›k› bir takiple virüsü izlemek olmal›d›r. Afl› yapt›rmal› m›y›m? n Afl› tart›flmas› flu anda afl›n›n yan etkileri ve denenmemifl olmas› gibi bafll›klarda yürüyor. Her iki konu-
da da bilim insanlar› genel olarak afl›y› savunmaktad›r. Bunun bir nedeni, t›bb›n elinde baflka bir silah›n bulunmamas›. Ancak afl›lama kampanyas› yap›lan ülkelerde sa¤l›k çal›flanlar› aras›nda afl› yapt›rmay› düflünmeyenlerin fazlal›¤› dikkat çekiyor. Asl›nda, grip afl›s›n›n yarar›n› sorgulayan tart›flmalar yeni de¤il. Yeni olan böyle bir tart›flman›n Türkiye’de de gerçekleflmesi. Bakanl›¤a güvensizli¤in kayna¤› nedir? n Sa¤l›k hizmetinin bir mal ve de insanlar›n müflteri olarak görüldü¤ü bir sistemde halk mal›n› satmaya çal›flan sat›c›ya neden güvensin ki? Her gün kelli¤e mucize çözüm sunan ya da yafll›l›¤a ba¤l› k›r›fl›kl›klar› düzeltti¤ini iddia eden reklamlarla karfl›laflan kifli nas›l davran›yorsa afl› konusunda da öyle davranmas› flafl›rt›c› m›d›r? Afl› üreten flirketlerin amac›n›n para kazanmaktan ibaret oldu¤u herkesin bildi¤i bir gerçek de¤il mi? Ancak, afl›y› savunan bir ülkenin bakan›ysa ve de ilk bak›flta bu iflten bir ç›kar› yok gibi görünüyorsa bu güvensizlik nedendir? Sa¤l›k hizmetlerini özel sektöre devretmek için y›rt›nan bakan da ayn› bakan. Yurttafllar› birer müflteri ve de sa¤l›k hizmetini mal haline getiren kararlar› savunan da gerçeklefltiren hükümette yer alan da kendisi. Hasta haklar›n› tüketici haklar› olarak tan›mlamay› savunan bir bakan›n ortaya ç›kan bu tablodan flikâ-
yet etmeye hakk› yoktur. Tüketici haklar›n›n temelinde güven de¤il güvensizlik yatar. Sa¤l›k bakan›n›n da seçenekleri s›n›rl› ve de ne yapaca¤›n› tahmin etmek zor de¤il. Stoklad›¤› mal elinde kalan tüccar gibi davranmak zorunda kalacak. Kas›m sonu Aral›k bafl›nda milyonlarca afl› gelsin hele. O zaman halk› afl› olmaya ikna etmek için nas›l da bir korku ortam› yaratacaklar hep birlikte görece¤iz. Bilimsel bilgi k›r›nt›lar› da arada kaynayacak. Ne yapmal›? n Baflta TTB ve sa¤l›k sendikalar› ve halk örgütleri olmak üzere, grip afl›s› üreten firmalarla bir ba¤lant›s› olmayan, halk›n sa¤l›kl› yaflamas›n›n ötesinde kiflisel bir yarar beklentisi bulunmayan örgütler bir araya gelip inand›r›c›, tüm sorulara aç›kl›k getiren ikna edici ve ortak bir politika belirlemedi¤i sürece bu tart›flma bitmeyecek. Daha da ötesi tüm bu tart›flmalar kamusal olarak kendi afl› üretme altyap›s› kurulana ve de grip afl›lar› piyasada mal olarak sat›ld›¤› sürece devam edecek. Hala anlamad›m, afl› yapt›rmal› m›y›m? n Domuz gribi afl›s› konusunda ne yapmam›z gerekti¤ini de gelecek say›m›zda ele alaca¤›z. Her gün yeni bir araflt›rman›n yay›nland›¤› ortamda en son bilgileri de ele al›p sizlerle paylaflaca¤›z.
Hem görecekler, hem duyacaklar… A
KP’nin “Kürt aç›l›m›”, Kürt halk›n›n sürece müdahil olma giriflimi karfl›s›nda “zorunlu” bir mola ald›. On binlerce Kürdün PKK militanlar›n› karfl›lamas›, “demokratik aç›l›m” ya da di¤er ad›yla “Kürt aç›l›m›” için en büyük tehlike olarak alg›land› ve alg›lat›ld›. Oysa onlar hem Kürttü hem de en demokratik yolla (temsili de¤il do¤rudan demokrasi) özlem ve taleplerini dile getiriyordu. Soka¤a ç›kt›klar› için “çözümü” istemeyen hatta bu süreci engelleyen ‘suçlu’lard› onlar. Ne yapmalar› isteniyordu? Evlerinde otursunlar, kendi gelecekleri için yap›lan planlar›n uygulanmas›n› seyretsinler ve sonucuna katlans›nlar. Bahfledilenlerle yetinsinler, fazlas›n› istemesinler. Mola 10 Kas›m’da bitiyor ve yeni bir bölüm bafll›yor. 10 Kas›m’›n tercih edilmesi göstermektedir ki AKP daha do¤rusu Erdo¤an, CHP ve MHP ile varolan gerginli¤i daha da artt›rma niyetinde. Bahçeli’nin ve “her türlü” u¤rafla ra¤men Baykal’›n bu sürece olumlu bir biçimde kat›lmayaca¤› netleflti. AKP taraf›ndan Atatürk’ün 20 Nisan 1931’de sarf etti¤i “yurtta sulh cihanda sulh” sözünü, 10 Kas›m’›n anlam ve önemi haline getirmesi sadece demagoji (Atatürk’ün ve onun ölüm tarihinin gericiler için anlam› zaten aflikar). Erdo¤an, AKP’ye oy veren kitlenin “Kürt aç›l›m›”na deste¤ini MHP ve CHP karfl›tl›¤› üzerinden sa¤lamaya çal›fl›yor. (Bu karfl›tl›k Kürtlere “hofl görünmek” için de ifle yarayabilir.) Ancak Kürt sorununun çözümü için; Kürtçe ö¤renim izninin, Kürtçe TV yay›nlar›n›n, yerleflim yerlerinin eski adlar›n›n (Tunceli yerine Dersim geçse bile) iadesinin, tafl att›¤› için y›llarca ceza alan çocuklar›n aff›n›n yetmeyece¤i aç›k. PKK militanlar›na af ve rahat bir yaflam vaadinin karfl›l›k bulaca¤›n› sanmak da safl›k olur ve asl›nda da¤dan inifl, af gibi bafll›klar asli de¤il tali sorunlard›r. Devlet ve AKP taraf›ndan bak›ld›¤›nda bile mutlaka ele al›nmas› ve hatta “s›n›rl›” da olsa ad›m at›lmas› kaç›n›lmaz asli ‘sorunlar’ belli: Kürtlerin ulusal kimli¤inin tan›nmas›, egemenlik paylafl›m›, Kürt bölgelerinde otonom ya da federatif yönetim modelleri, ana dilde e¤itim hakk›, ulusal-kültürel haklar v.b.
Hepsinden önemlisi ise süreç nas›l ifllerse ifllesin, Türklerle Kürtlerin yan yana ama ayr› yaflamay› de¤il (illeri-mahalleleri-iflyerleri ayr›, dillerikültürleri ayr›), bir arada ve beraberce yaflamas› için gerekli dönüflüm nas›l sa¤lanacak? Bunun sa¤lanmas› için Erdo¤an’›n hoyratl›¤›, AKP’nin kitlesi ve ABD’nin “garantörlü¤ü” yetmez. Hatta Kuzey Irak pazar›n›n Türkiye’nin ihracat›nda ilk befle girmesi ve “Türk giriflimcilerin” (MHP’liler baflta olmak üzere) ceplerinin dolmas› bile yetmez. Masa bafl› planlar en ince ayr›nt›s›na kadar yap›lsa bile, toplum mühendisli¤inin en geliflkin araçlar› kullan›lsa bile, süreç onlar›n istedi¤i gibi ifllemeyecek. Daha ilk ad›mda bile Kürt halk›n›n bir k›p›rdan›fl›, tüm kurgular› bozabilece¤ini gösterdi. Bundan sonra da ezber bozacak ilerici inisiyatifler ç›kacakt›r. Seyretmek ve analiz yapmakla yetinmeyen sol siyasal güçler için sürece müdahil olmak her zamankinden daha mümkündür. *** Kürt aç›l›m›na mola verilen süreci AKP hükümeti hiç de bofl geçirmedi. 2010 bütçesi, bir “gasp bütçesi” haline getirilip sunulmufl durumda. Ekonomik kriz bahanesine s›¤›nan AKP, bütçe harcamalar›n› azalt›rken, vergi gelirlerini ola¤anüstü artt›rd›. Vergi gelirlerinin artt›r›lmas›; gelir vergisi oran›n›n art›r›lmas› ya da lüks tüketim vergisinin artt›r›lmas›yla sa¤lanmayacak elbette, dolayl› vergilerin artt›r›lmas›yla sa¤lanacak. Yani e¤itimden ve sa¤l›ktan al›nan katk› paylar› artt›r›lacak, ulafl›m bedelleri artacak, benzinden-sigaradan al›nan vergi oranlar› artacak, hatta trafik cezalar› bile daha çok yaz›lacak v.b. K›sacas› çok kazanandan, zenginden de¤il, halk›n yaflamak için ihtiyaç duydu¤u her fleyden daha çok vergi al›nacak. AKP, yerel seçimleri kazanmak amac›yla pervas›zca harcad›¤› kaynaklar›, flimdi yerine koymak için 2010’da halktan gasp edeceklerine güveniyor. Elbette 2011’de yani seçim y›l›nda yapamayacaklar›n› da bu y›la s›¤d›rmak zorunda. AKP için 2010 y›l›; “Kürt sorunu”nda, “Ermeni sorunu”nda ve “K›br›s sorunu” nda ataca¤› ad›mlar için çok kritik oldu¤u kadar
“gasp ve talan y›l›” olacak. Sol siyasal muhalefet güçlerine düflen görev de 2011 için seçim kurgular› ve ittifak planlar› yapmak de¤il, antiemperyalist ve anti-kapitalist çizginin bu döneme denk düflen görevlerini yerine getirmek olmal›d›r. *** AKP’nin halk karfl›t›, emperyalist iflbirlikçisi misyonunun en çarp›c› örneklerinden ikisi de bu k›sa dönem içinde yafland›. Domuz gribi üzerinden oluflan gündem “afl› yapt›r›ls›n m›, yapt›r›lmas›n m›” ikilemine s›k›flm›fl durumda. Süreç ilk baflta afl›dan yana olanlar ya da olmayanlar, AKP’li olanlar ya da olmayanlara dönüfltü. AKP’liler içinde de afl›ya karfl› olanlar ç›kmaya bafllay›nca, Erdo¤an, iflin bütün sorumlulu¤undan s›yr›l›p kendi Sa¤l›k Bakan›’n› “sat›verdi”. Bu tart›flmalar, domuz gribi nedeniyle as›l yap›lmas› gereken tart›flmalar›n üzerini örtmekte. Sa¤l›k Bakanl›¤› domuz gribi afl›s›na milyonlarca dolar ödemifl durumda. ‹laç tekellerine olan bu ba¤›ml›l›kta sadece bu afl›da de¤il di¤er tüm ilaçlar için geçerli. Ülkede jenerik ilaç üretimi yani ayn› ilaç formülünün bir baflka üretim süreci izlenerek üretilmesi yasak. 1995’te GATS anlaflmas› kapsam›nda imzalanan ve tüm DTÖ üyesi ülkelerin en geç 2016 y›l›nda uygulamaya koymas› gereken TR‹PS (Fikri Mülkiyet Haklar› Anlaflmas›) ilaç flirketlerine, toplumlar› salg›n hastal›klarla ve ölümlerle bafl bafla b›rakma yetkisi tan›maktad›r. Bu durum birçok ülkede ilaçlar›n halk›n eriflemeyece¤i kadar pahal› olmas›na ve ülkeler aras›nda, formülleri ayn› olan ilaçlar söz konusu oldu¤unda dahi muazzam fiyat farkl›l›klar› oluflmas›na neden olabiliyor. Örne¤in Bayer firmas›n›n üretti¤i Ciprofloxacin isimli ilaç Mozambik'te 740 dolara sat›l›rken, ayn› ilaç Hindistan'da jenerik ilaç üretimi sayesinde 15 dolara sat›labiliyor. Çünkü Hindistan bu anlaflmaya imza atmam›fl durumda. Tahmin edilece¤i gibi Türkiye ilk imzalayanlardan. Ayr›ca yine, ilaç tekellerine milyonlarca dolar ödeyen hükümet ilk baflta çocuklara, ellerini sürekli temiz tutmay› ve s›k s›k y›kamay› öneriyor. Ama Mili E¤itim Bakanl›¤›’na ba¤l› okullar-
da su paras› ödenmedi¤i gerekçesiyle sular kesiliyor, tuvalet temizli¤i ve sabun ihtiyac› velilerden toplanacak paralara ba¤l›. Her okulun kap›s›na polis atayan bakanl›k, nedense her okula sa¤l›k personeli atamay› ak›l edemiyor. AKP’nin iflbirlikçili¤inin, kime hizmet etti¤inin bu dönemdeki ikinci çarp›c› örne¤i ise GDO’lu (geneti¤i de¤ifltirilmifl organizma) ürünler gündeminde a盤a ç›k›yor. Mersin Liman›'nda, içi GDO’lu soya ve m›s›r dolu olan, ABD, Arjantin ve Brezilya menfleli 15 gemi bekliyor. GDO’lar›n yem ve g›da olarak kullan›lmas›na izin veren yönetmelik 26 Ekim’de yürürlü¤e girdi. Geneti¤i de¤ifltirilmifl ürünleri tüketmek istemeyen tüketicilere seçme hakk› bile tan›mayan bu yönetmelik uyar›nca, tüketicilerin hangi üründe GDO oldu¤unu bilme olana¤› da tamamen ellerinden al›n›yor. GDO’suz ürün üreticilerinin ise ürünlerinin üzerinde GDO’suz oldu¤unu belirtmeleri yasaklan›yor. Erdo¤an ne diyordu son konuflmalar›ndan birinde “Milliyetçiyim diyenler, millet ve milliyet tasavvurundan yoksun, sosyal demokrat oldu¤unu iddia edenler dünya gerçe¤inden, sosyal demokrasinin fikri temelinden yoksun. Mukaddesatç›y›m diyenler manevi gelene¤in irfan ve hikmet anlay›fl›ndan yoksun”. Evet, Erdo¤an hakl›. Kendisi dahil hepsi GDO’lu. Hiçbiri bu topraklarda yaflayan halk›n, köylülerin, yoksullar›n ve iflçilerin ideolojisinin geneti¤ine sahip de¤il. Hepsinin geneti¤iyle oynanm›fl. GDO’lu ürünlerde dünya pazar›n›n %63’üne sahip ABD’nin, zaten geneti¤iyle oynad›¤› bu flah›slara kendi ürünlerini satt›rmakta, flafl›las› bir fley olmasa gerek. *** Di¤er yandan baflka gündemlerle baflka bir süreç seyretmekte. Egemenlerin belirledikleri gündemlerin bas›nc›na ra¤men yavafl yavafl kendini dayatan halk›n gündemleri öne ç›kmakta. Henüz bir siyasal eksende birleflip iktidar› sarsan bir özellik kazanmasa da dipten bir dalga gelmekte. 1 Ekim’de ülke çap›nda birinci y›l›n› dolduran GSS protestolar›n›n ard›ndan IMF protestolar› ile sol “yeni sezonu açt›”. 3 Ekim’de Ankara
Bar›nma Hakk› Forumu, 11 Ekim’de ‹stanbul Üçüncü köprü eylemi geldi… 18 Ekim’de baflta sa¤l›k meslek örgütleri olmak üzere toplumsal muhalefet güçleri ‹stanbul’da “Masal Bitti Halk›n Sa¤l›k Hakk› Var” mitingiyle AKP’nin sa¤l›kta dönüflüm program›na meydan okudu. 25 Ekim’de bar›nma hakk› mücadelesi verenler; kamusal, ücretsiz ve nitelikli e¤itim veren çocuk bak›m evleri ve krefl aç›lmas› için mücadele eden kad›nlar; üçüncü köprüye karfl› mücadele edenler; HES’lerin kurulufluna ve termik santrallere karfl› mücadele eden, f›nd›k ve çay üretiminde emeklerinin karfl›l›¤›n› almak isteyen, kansersiz bir hayat talep eden Karadenizliler; topraklar›n› savunan köylüler, güvenceli ifl talebiyle mücadele eden iflsizler, direniflteki iflçiler; tafleronlaflt›rma uygulamalar›na direnen sa¤l›k emekçileri yürüttükleri hak mücadelelerini Ankara’ya tafl›d›. Yoksul mahalleliler, engelliler, ö¤renciler, kamu emekçileri, mühendis-mimarlar hep birlikte hayk›rd›: “Ferman devletin haklar bizimdir” 28 Ekim’de Gebze Cumhuriyet ve Adem Yavuz mahallesi halk›, Ar›zl›ya polis sald›r›s›n›, yapt›klar› meflaleli yürüyüflle protesto edip bar›nma hakk›na sahip ç›kt›lar. 29 Ekim’de Ni¤de Uluk›flla Köylüleri, ifl makineleriyle bölgeye giden siyanürcü flirketin ifl makinelerine el koyup E-5 yolunu trafi¤e kapatarak topraklar›n› savundular. 30 Ekim’de ‹stanbul’daki “Bar›fla Köprü Ol” konserinde Türk ve Kürt gençleri hep bir a¤›zdan hayk›rd›: “Gençlik Bar›fla Köprü Olacak!” 4 Kas›m’da elini kolunu sallayarak Trabzon Valili¤i’ni ve Trabzon Belediyesi'ni ziyaret eden ‹srail Büyükelçisi Gaby Levy’i KTÜ Ö¤renci Kolektifi üniversitelerinden kovdu. 7 Kas›m’da Devrimci Sa¤l›k ‹flçileri Sendikas›’nda örgütlenen tafleron sa¤l›k iflçileri Ankara’da Meclis’sin önünde boy gösterdi. 8 Kas›m Alevilerin eflit yurttafll›k hakk› talep eden büyük buluflmalar› halk›n di¤er mücadele gündemleriyle müttefik bir eylem oldu. Gözleri olup görmeyenlere, kulaklar› olup duymayanlara… Hem görecekler, hem duyacaklar…
12 Kas›m 25 Kas›m
4 GÜNDEM EYÜP BAfi’I Y‹T‹RD‹K
ERGAN‹’DE KATL‹AM
AVCILAR’DA ÇATIfiMA
2009
EZ‹LENLER‹N SOSYAL‹ST PART‹S‹
78’L‹LERDEN TSK’YA TEPK‹
Halk›n omuzlar›nda u¤urland›
Korucular durmuyor
2 yaral› gözalt›nda
Solda bir parti daha
“Diziye bile tahammül yok”
Halk Cephesi temsilcisi Eyüp Bafl, yaklafl›k 2 ayd›r tedavi gördü¤ü Çapa T›p Fakültesi hastanesinde 9 Kas›m günü akflam saatlerinde yaflam›n› yitirdi. Bafl’›n ölümünün ard›ndan uzun y›llar mücadele yürüttü¤ü Küçükarmutlu’da anma yap›ld›. Eyüp Bafl, 10 Kas›m günü Küçükarmutlu Cemevi'nde düzenlenen törenin ard›ndan Gazi Mezarl›¤›'nda topra¤a verildi.
Dünyan›n en büyük paramiliter gücü oldu¤u ifade edilen korucular›n, devletin verdi¤i silahlarla iflledikleri a¤›r suçlara bir yenisi daha eklendi. Diyarbak›r’›n Ergani ilçesinde iki köy korucusu, 4 Kas›m günü özel bir otomobili kalaflnikof tüfeklerle kurflun ya¤muruna tutarak ayn› aileden 4 kifliyi öldürdü. ‹HD’nin yetkili mercilere önceden baflvuru yapmas›na ra¤men önlem al›nmad›¤› ö¤renildi.
Avc›lar Denizköflkler Mahallesi'nde 8 Kas›m günü “dur ihtar›na uymad›¤›” iddia edilen iki kifliyle polis aras›nda ç›kan çat›flmada biri polis 3 kifli yaraland›. Yaral› bir biçimde gözalt›na al›nan kifliler Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’ne götürülürken “Yaflas›n partimiz MLKP” slogan› att›lar. Yaral›lar›n ameliyata al›nd›klar›, sa¤l›k durumlar›n›n iyi oldu¤u bildirildi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Giriflimi, Taksim Hill Otel'de düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda partinin Kurulufl Deklarasyonu’nu ilan etti. Ekim Devrimi’nin y›ldönümü olan 7 Kas›m’daki etkinlikte konuflan Parti Giriflimi Sözcüsü Mukaddes Erdo¤du Çelik, ESP’nin kuruluflunun ‘senelerdir yürütülen devrimci mücadelenin yasal formda en üst örgütsel biçime kavuflturulmas›’ anlam›na geldi¤ini ifade etti.
Devrimci 78’liler Federasyonu TSK’n›n ‘Bu Kalp Seni Unutur mu?’ dizisiyle ilgili aç›klamalar›na tepki gösterdi. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler’in dizi ile ilgili olarak “TSK’ya uzun y›llar hizmet eden personele karfl› tek tarafl›, ak›ld›fl› iddialar” diyerek darbecileri korudu¤unu ifade eden Devrimci 78’liler, darbecilerin hesap verece¤ini söyledi.
Elma da bizi sever mi? Ferda Koç ferdakoc@hotmail.com
Kürtlerin 9 Ekim’deki etkileyici “Halk Grevi”ni, bir ay sonra 8 Kas›m’da Alevilerin yüzbinlerle kat›ld›¤› “Eflit Yurttafll›k Hakk›” mitingi izledi. Gündelik politika aç›s›ndan her iki hareket de elbette önemli sonuçlar do¤uracak, do¤uruyor. 9 Ekim’in üzerinden atlayarak, Kürtlerin “Bar›fl Elçileri”ne gösterdi¤i “teveccüh”ü anlamak olanakl› de¤il. Eflit Yurttafll›k Hakk› Mitingi’nin hangi somut politik geliflmeyi tetikleyece¤ini bugünden kestirebilmek kolay de¤il ama mutlaka bir sonuca yol açacakt›r. Bu iki olay, gündelik politikan›n ötesindeki bir geliflme çizgisine dikkat çekmemizi gerektiriyor: Kürtler’den baflka Aleviler de uzun bir süredir “özerk” bir politikleflme sürecine yöneldiler. Kürtler ve Aleviler, Türkiye toplumundaki en büyük (ve çok büyük) iki ezilen toplumsal unsur. Yaklafl›k 20’fler milyonluk iki büyük kitleyi oluflturuyorlar. Kesiflim kümesini (Kürt-Alevileri) dahi hesaba katt›¤›m›zda 30 milyona ulaflan bir nufus. “Az›nl›k” kavram›yla nitelenemeyecek bir “büyüklük”. Kürtler ve Aleviler maruz kald›klar› muamelelere karfl› isyanlar›n› “kimlik sorunu” olarak ortaya koyuyorlar. Kürtler de Aleviler de “kimlik sorunlar›”n›n çözümünü, “Demokratik Cumhuriyet” ve “Eflit Yurttafll›k” olarak tan›mlad›klar› “tan›nma” ve “kabul edilme”de ar›yorlar. Ezilen toplumsal gruplar›n ayr›mc›l›¤a, d›fllanmaya ve bast›r›lmaya karfl› mücadelelerinin ilerici-demokratik özü su götürmez. Sosyalistler bu mücadeleleri, tarihsel bir bak›fl aç›s›yla, “toplumsal devrim” sürecinin kaynaklar›, kurucu dinamikleri olarak ele al›rlar. Ama “sen elmay› seviyorsun diye, elman›n seni sevmesi flart m›?” Her iki hareketin önderliklerinin de “sol”da durmakta ›srarl› olmas›na karfl›l›k, Kürtlerin ve Alevilerin özerk politikleflme süreçleri, somut, gündelik politik mücadele alan›nda, bütün toplumu kucaklayan bir ilerici politik süreci henüz atefllemiyor. Bu özerk politikleflme süreçleri, “ayr›flm›fl ç›karlar› savunma” s›n›r›n›, henüz, “söylemin ötesinde” zorlayam›yorlar. “Söylem”i gerçe¤e nas›l dönüfltürece¤iz? Kürt özgürlük hareketini, (“devrimci yenilgicilik” d›fl›ndaki bir yolla) bütün Türkiye halklar› için özgürlefltirici bir sürecin kurucu unsuru haline nas›l getirece¤iz? Alevi “eflitlik” hareketini, Türkiye’deki bütün din ve mezhepler içerisinde kök salm›fl “sömürücü düzen” kal›p ve kurumlar›n› y›kan bir genel özgürleflme hareketiyle nas›l bütünlefltirece¤iz? Bunun için hem “Kürt özgürlük hareketinin”, hem de “Alevi eflitlik hareketinin” geliflme özelliklerinin dikkatle incelenmesi; bunlar içerisindeki “proleter hak hareketleri”ne özgü unsurlar›n ay›rt edilmesi ve di¤er hak mücadeleleriyle bu öz-nitelikler üzerinden yak›nsamalar›n yarat›lmas› ve kullan›lmas› gereken bafll›ca yöntem gibi görünüyor. Bu yöntemle elma da bizi sevebilir. Kürt özgürlük hareketinin bu bak›mdan tafl›d›¤› olanaklar› daha çok “ulusal bask› ve yeni iflçi s›n›f›n›n oluflumu” aras›ndaki iliflkilerin irdelenmesinden türetebiliriz. (Bu konuya bafllang›ç yapmay› gelecek say›ya b›rak›yorum). Alevi hareketinde böyle bir yönelimin egemen hale gelmesinin, bugünkü iktidar›n, “neoliberal ‹slamc›” ideolojisine karfl› geliflen toplumsal muhalefet hareketleri bak›m›ndan özel bir önem tafl›yaca¤› kan›s›nday›m. Örne¤in, Alevi eflitlik hareketini, mevcutlar gibi neoliberal yeni sömürge kapitalizmiyle kaynaflan bir baflka mezhep ve cemaat örgütlenmesini yaratma hareketi olarak de¤il, onun istedi¤i otoriter, hiyerarflik, istismarc› dinsel organizasyon flemalar›n› “kutsall›¤›n d›fl›na iten” ve hareketi ayn› zamanda neoliberal kapitalizme karfl› somut bir “moral direnifl” hareketi olarak gelifltirmeye çal›flmak bu alandaki sol siyasetin omurgas›n› oluflturmal›d›r. Bu noktada, “ücretli” bir “din adamlar› s›n›f›” yarat›lmas›na karfl› mücadele; toplumsal dayan›flma ihtiyac›n› “dilencilefltirici” biçimlerle de¤il, toplumsal hak mücadelelerini gelifltiren biçimlerle karfl›lamay› öngören mücadeleci bir dayan›flma anlay›fl›n›n gelifltirilmesi akl›ma gelen ilk örnekler.
Halkevleri çok oluyor
Halkevleri'nin AKP'nin neoliberal programlar›na karfl› yürüttü¤ü mücadele polis, mahkeme ve cezalar yoluyla engellenmek isteniyor. Halkevleri ise tüm bu bask›lar karfl›s›nda mücadelesine taviz vermeden devam ediyor AKP eliyle uygulamaya geçirilen neoliberal dönüflüm programlar›na karfl› halk›n haklar› mücadelesi yürüten Halkevleri’ne yönelik bask› ve sald›r›lar giderek art›yor. AKP'ye ve uygulamalar›na yönelik “Aklam›yoruz, hakl›yoruz”, “Halk›n flartlar› var” gibi kampanyalar örgütleyen Halkevleri “AKP karfl›t› odak” olarak nitelendirilmiflti. Halkevlerine yönelik bask›lar, flube kapat›lmas› davalar›ndan, flube üyelerine aç›lan davalara, keyfi denetlemeden para cezalar›na kadar genifl bir yelpaze oluflturuyor. Son olarak Halkevleri'nin ‹stanbul Kad›köy'de kurdu¤u halk kürsüsünde bir konuflma yapan Halkevleri üyesi Alper Atefl'e Baflbakan Tayyip Erdo¤an’a hakaretten iki y›la kadar hapis istemiyle dava aç›ld›. Alper Atefl “ben hakaret etmedim, sitemde bulundum” derken 3 Ocak 2009’da Kad›köy'de tutulan polis tutanaklar› bu sitemi hakaret olarak kabul etti.
Mersin Halkevi'ne yönelik 3 y›l önce aç›lan dava ise Halkevleri'nin beraatiyle sonuçland›. Bafl›ndan beri hukiki dayana¤› olmayan suçlamalarla haz›rlanm›fl iddianameye göre Mersin Halkevi'nin kapat›lmas› isteniyordu. Dava “AKP karfl›t› odak olma davas›” olarak gündeme gelmiflti. Kocaeli'nde ise Halkevlerine yönelik ilginç bir bask› uygulan›yor. Ar›zl›'da bulunan depremzedelerle dayan›flma içinde olan Halkevciler, Ar›zl› bölgesine sokulmuyor. Bununla da yetinmeyen polis, yerel bas›na as›ls›z haberler yapt›rarak Halkevlerinin bölgedeki etkisini azaltmaya ve kurumu yaln›zlaflt›rmaya çal›fl›yor. Geçen ay Ankara'da su zamlar›n› protesto edip imza toplamak isteyen Halkevciler sürekli abluka alt›na al›nm›fllard›. Her imza toplamaya ç›k›fllar›nda gözalt›na al›nan Halkevciler, inatla eylemlerini sürdürerek polise geri ad›m att›rm›fllard›.
Yine geçen ay Mersin'de afifl asarken gözalt›na al›nan ve sonradan ›ss›z bir yere götürülen Mersin Halkevi üyesi Metin fianl› polis taraf›ndan darp edilmiflti. Polisler fianl›'ya “Siz Halkevciler çok oldunuz. Bundan sonra size burada böyle rahat ifl yapt›rmayaca¤›z” diyerek çeflitli tehditler savurmufltu.
“Söyleyecek söz kalmad›” Hakk›nda Baflbakan Tayyip Erdo¤an'a hakaretten dolay› iki y›l hapis istemiyle dava aç›lan Alper Atefl ile görüfltük. Ülkemizde yaflanan ekonomik kriz sonras› Baflbakan›n krizle ilgili yapt›¤› çeflitli aç›klamalara tepki gösterdi¤ini söyleyen Atefl, “Her gün yeni bir zam haberiyle güne bafllamam, benim
aç›mdan o kürsüye ç›k›p iki laf etmem için gayet yeterli bir sebepti. Ben de yaflad›¤›m, s›k›nt›lar› anlatarak ve bunun sorumlusu olarak gördü¤üm Baflbakan için art›k söyleyecek sözün kalmad›¤›n› düflünerek ‘Allah belan› versin’ dedim” ifadeleriyle ‘Halk Kürsüsü’ndeki sözlerini savundu.
Güney’de aç›l›m, Kuzey’de tasfiye “Kürt Aç›l›m›” Türkiye cephesinde yerinde sayarken, Ortado¤u cephesinde “t›k›r t›k›r” ilerliyor 15 Ekim’de Ba¤dat’ta yap›lan Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik ‹flbirli¤i Konseyi toplant›s›, Tayyip Erdo¤an’›n da kat›ld›¤› bir “ortak bakanlar kurulu” havas›nda geçti. “Güvenlik ‹flbirli¤i Anlaflmas›” ile bir “Serbest Ticaret Anlaflmas›” da içinde olmak üzere 48 ayr› anlaflma için mutabakata var›ld›¤› aç›kland›. Ayn› günlerde Türkiye ile Suriye aras›nda vize uygulamas›n›n kald›r›ld›¤› aç›kland›. Suriye’den yap›lan aç›klamada, PKK’ye Suriye’den kat›lanlar›n silah b›rakarak ülkelerine dönmeleri halinde serbest b›rak›lacaklar› ve Türkiye’nin PKK’ye karfl› Suriye topraklar›nda s›cak
takip yapabilece¤i bildirildi. Suriye ayn› zamanda, Suriye-Irak s›n›r›n› Baas direniflçilerine kapal› tutaca¤›n› ve Irak hükümetiyle bu konuda iflbirli¤ine haz›r oldu¤unu da aç›klad›. Bu serinin son ad›m›, Cumhuriyet Bayram›’ndan bir gün sonra, 30 Ekim’de Ba¤dat’a giden D›fliflleri Bakan› Ahmet Davuto¤lu ile geldi. Davuto¤lu, 80 ifl adam› ve 20 gazeteciyle gitti¤i Irak’ta, Erbil’e üzerinde Türkiye ve Kürdistan bayraklar›n› tafl›yan bir minübüsle girdi ve Kürdistan Federe Yönetimi’nin baflkenti olan Erbil’de bir konsolosluk aç›laca¤›n› duyurdu. Davuto¤lu, ayr›ca Kürdistan’›n Türkiye
için Basra Körfezine aç›lan kap› oldu¤unu, buna karfl›l›k Türkiye’nin de Kürdistan’›n Avrupa Birli¤i’ne aç›lan kap›s› olaca¤›n› ileri sürdü. Ayn› bas›n toplant›s›nda konuflan Mesut Barzani ise, AKP hükümetinin “Demokratik Aç›l›m” sürecini etkin bir biçimde desteklediklerini ifade ederek, Mahmur ve Kandil’den “dönüflleri organize edeceklerini” söyledi. Barzani çeflitli gazetecilerle yapt›¤› görüflmelerde ise, “Kürdistan petrol ve do¤al gaz kaynaklar›ndaki ‘Türkiye Pay›’ndan” söz etmeye bafllad›. “Kürt Aç›l›m›”n›n Türkiye cephesinde ise ufukta, PKK’yi tasfiyeye yönelik
Güler Zere d›flarda, sorumlular koltukta
‘Kürt sorununa emekçi çözüm’ Adana’da emek ve demokrasi güçleri Kürt sorununda gerçek çözüm için eylem yapt›
Ölümün efli¤ine gelen Güler Zere serbest b›rak›l›rken, Zere’nin hastal›¤›n›n ilerlemesinin sorumlusu olan Adli T›p Kurumu yetkilileri hala koltuklar›nda oturuyor Ömür boyu hapis cezas› ile 14 y›ld›r Elbistan Cezaevi’nde tutuklu iken kansere yakalanan Güler Zere, tedavi görebilmesi için serbest b›rak›ld›. Serbest b›rak›lmas›n›n ard›ndan ‹stanbul’a getirilen Zere’nin tedavisine ‹stanbul’da devam edilece¤i bildirildi. Elbistan Cezaevi’ndeyken a¤›z kanseri oldu¤u ortaya ç›kan Zere, Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Balcal› Hastanesi Tutuklu Servisi’nde tedavi görüyordu. Güler Zere’nin avukat› Taylan Tanay cezan›n ertelenmesi için Adli T›p Kurulu’na 17 Temmuz’da baflvurduklar›n› ancak Adli
T›p Kurumu uzun bir süre olumlu veya olumsuz bir rapor vermedi¤ini söyledi. Tanay, Adli T›p Genel Kurulu’nun 42 üyesi hakk›nda suç duyurusunda bulunduklar›n› ifade ederek, Adli T›p Kurumu’nun Zere’nin hastal›¤›n›n ilerlemesine kasten göz yumdu¤unu belirtti. Adli T›p Genel Kurulu üyeleri hakk›nda “tamam›n›n cezaland›r›lmas›n› istiyoruz” diyen Taylan Tanay, Zere’nin “d›flar›da ölmesi için” serbest b›rak›ld›¤›n› söyledi. Türk Tabipler Birli¤i Kanser Dan›flma Kurulu’nun 26 A¤ustos’ta yay›nlanan raporunda Güler Zere için “serbest b›rak›lmazsa yaflam›n› yitirir” deniyordu. Kurulun 26 Ekim’de yay›nlad›¤› raporda, Zere’nin sa¤l›k durumunun geri dönülemez noktada oldu¤u belirtilerek serbest b›rak›lmas› istendi. TTB’nin iki rapor haz›rlad›¤› bu süre içerisinde Adli T›p Kurumu bir rapor dahi haz›rlayamam›flt›. Adalet iflkenceciye Aralar›nda Erol Zavar, Abdüssamet Çelik, Hediye Çekin, ‹nayet Mete, Memduh K›l›ç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli ve Gazi Da¤’›n da bulundu¤u hasta mahpuslar hala cezaevi koflullar›nda yaflam mücadelesi verirken, iflkenceciler Adli T›p’›n verdi¤i raporlarla birer birer tahliye ediliyor. Kontrgerilla flefi ‹brahim fiahin ve tacizci Hüseyin Üzmez’e verilen raporlar› tart›flma konusu olan Adli T›p Kurulu yetkilileri için hiçbir yasal ifllem bafllat›lmad›.
yayg›n bask›y› meflrulaflt›rmak için ortaya at›lacak “k›r›nt›lardan” öte bir fley görünmüyor. TBMM’ye getirilen “Demokratik Aç›l›m” paketinin ilk ad›m› olan Terörle Mücadele Yasas›’ndaki de¤iflikliklerin en “uç” s›n›r›, gösterilerde tutuklanan Kürt çocuklar›n›n A¤›r Ceza Mahkemeleri yerine Çocuk Mahkemelerinde yarg›lanmalar›ndan ibaret. “Silahlar›n susmas›n›” sa¤lamak için ise devlet hala “kay›ts›z flarts›z silah b›rakma” ve “örgütü da¤›tma” çizgisinden öteye geçebilmifl de¤il. Bunun karfl›l›¤›nda vaat etti¤i fley ise Mahmur’dan dönecek ailelere vaat edilen 5000 TL’lik bir “rüflvet”!
5 Ocak Meydan›'nda bir araya gelen Adanal›lar Kürt sorununda emekçi çözüm için ‹nönü Park›'na kadar yürüyüfl gerçeklefltirdi. D‹SK, KESK, TMMOB, ‹HD, PSAKD, Halkevleri, Ö¤renci Kolektifi, Genç Umut, Emek ve Özgürlük, Aka-Der, TÖP, ESP, T.Gerçe¤i, D‹P, SP, EMEP, DTP ve ÖDP’nin kat›ld›¤› 1 Kas›m’daki eylemde yaklafl›k 250 kifli bulufltu. KESK dönem sözcüsü Dr.
Mehmet Antmen’in eylemde okudu¤u aç›klamada Kürt sorununda demokratik ve eflit haklara dayal› çözümü için Türkiye’nin iflçilerine, emekçilerine ve sosyalistlerine önemli görevler düfltü¤ü vurguland›. Aç›klamada, emperyalizmin ve gericili¤in kurmak istedi¤i tahakkümü k›rmak için inisiyatif al›nmas› gerekti¤i vurgulan›rken emekten yana bir çözüm için flartlar s›raland›. Operasyonla-
r›n son bulmas›, Kürt halk› üzerindeki bask›lara son verilmesi, çözüm için halk›n temsilcilerinin muhatap kabul edilmesi, anadilde e¤itim ve kamu hizmetleri, savafl ayg›tlar›n›n da¤›t›lmas›, savafl ma¤durlar›n›n zararlar›n›n tazmin edilmesi, özgürlükçü ve emekten yana bir anayasa haz›rlanmas› gibi taleplerin s›raland›¤› aç›klamada savafl bütçesinin sa¤l›¤a ve e¤itime aktar›lmas› da istendi.
Müslümanlar adam öldürüyor dedirtemezsiniz Baflbakan Erdo¤an ad›n› Darfur’daki katliamlarla duyuran Sudan Devlet Baflkan› El Beflir’i, Demirel’e özenerek “Müslümanlar katliam yapmaz” diyerek savundu Baflbakan Erdo¤an, 1989 y›l›nda askeri bir darbe ile Sudan’›n bafl›na geçen Sudan Devlet Baflkan› El Beflir’i savundu. AKP ‹stanbul ‹l Baflkanl›¤›’n›n düzenledi¤i Dan›flma Meclisi’nde konuflan Erdo¤an, El Beflir’in ülkesinde iflledi¤i insanl›k suçlar›na ra¤men, Müslümanlar›n soyk›r›m yapmayaca¤›n› söyledi. Erdo¤an’›n sözleri Süleyman
Demirel’in “Bana sa¤c›lar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” sözlerini hat›rlatt›. Erdo¤an’›n iddias›n›n ak-
sine, Halepçe’de, Marafl’ta, Sivas’ta, Çorum’da katliam yapanlar da kendilerine Müslüman diyordu. Sudan devletinin destekledi¤i Cancevid milisleri ise 2003’ten beri Afrikal› Müslümanlar› katlediyor. Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün aç›klad›¤› rakamlara göre bölgedeki çat›flmalarda ölenlerin say›s› 300 bini buluyor.
12 Kas›m 25 Kas›m
2009
‹NSANCA YAfiAM 5
Ar›zl›’da polis ablukas› Ar›zl›’daki abluka devam ediyor. Konutlar› bürokratlar için cennete çevirme gayesindeki valilik, polis ve yerel bas›n, depremzedeler üzerinde terör estiriyor. Gebze halk› ve Kocaeli halk› ise “Ar›zl› halk› yaln›z de¤ildir” diyor Ar›zl› konutlar›nda yaflayan depremzedeler üzerindeki polis ve medya ablukas› sürüyor. Depremzedelerin, konutlardan ç›kart›l›p yerlerine bürokratlar›n yerlefltirilmesine karfl› Haziranda bafllatt›klar› direniflten bu yana, konutlar›n etraf›nda sürekli bir otobüs bulunduran polis, 26-27 Ekim’de depremzedelerin dayan›flma çad›r›na sald›r›p 12 kifliyi gözalt›na ald›ktan sonra Ar›zl›’ya y›¤›nak yapt›. Sivil polisler site içerisinde devriye geziyor. Site içinde 3 depremzedenin bir araya gelmesi polis için sald›r› gerekçesi oluyor. Polis, bürokratlar hariç siteye girmek isteyen herkese kimlik kontrolü yap›yor. Polisin bir di¤er icraat› depremzedelerin 5 ay boyunca her gün yapt›klar› yürüyüflü 1 Kas›m günü engellemeye çal›flmas› oldu. Yürüyüflün ard›ndan 2 kifliyi gözalt›na alan polis,
bir depremzedeye Kabahatler Kanunu’ndaki “çevrenin huzurunu bozmak” gerekçesiyle 62 lira para cezas› kesti. Polis terörü depremzedeleri psikolojik olarak y›pratmay› hedeflerken Vali de Halkevleri’ni tehdit ediyor. 31 Temmuz’da bir gazeteye verdi¤i röportajda konutlar›n depremzedelere hibe edilmesi ve kira al›nmamas› taleplerinin arkas›nda Halkevleri’nin oldu¤unu söylemifl, depremzedeleri ve yerel bas›n› “Halkevleri’ni aran›za almay›n” diyerek uyarm›flt›. Vali’nin bu telkinlerinin ard›ndan yerel bas›n da depremzedelere ve Halkevleri’ne yönelik karalama kampanyas›n› t›rmand›rarak sürdürüyor. 26-27 Ekim’deki polis sald›r›lar› karfl›s›nda 41 TV adl› yerel bir televizyon kanal›, gözalt›na al›nmayan 2 Halkevi üyesi hakk›nda isim ve soyisimleriyle birlikte “göz alt›na al›nd›” fleklinde haber yapt›. Polisin servis etti¤i bilgileri yay›nlamakta sak›nca görmeyen yerel bas›n, depremzedelerin s›k›nt›lar›n› dile getiren bas›n mensuplar›na da bask› uyguluyor. Bar›nma hakk› yoldafll›¤› Polis ve medyan›n sald›-
r›lar› sürerken, depremzedelere ilk destek, Gebzelilerden geldi. Kentsel dönüflüm projesi ma¤duru Adem Yavuz ve Cumhuriyet mahalleleri halk› 28 Ekim’de, Ar›zl›’ya yönelik sald›r›lar› meflaleli bir yürüyüflle protesto ederek “Ar›zl› halk› yaln›z de¤ildir” dedi. Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, depremzedeler için yürüdü. ‹nflaat Mühendisleri Odas›, “Deprem yetmedi AKP de vuruyor” bafll›kl› bir aç›klama yay›nlayarak, depremzedelerin yan›nda oldu¤unu kamuoyuna duyurdu.
‘Gücün yetiyorsa villalar› y›k!’ ‹stanbul’da Sancaktepe ve Sultanbeyli halk›, ‹SK‹’nin dere yata¤› gerekçesiyle bölgede bafllatt›¤› y›k›mlara karfl› 30 Ekim’de ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada dere yata¤›na bina yap›m›na izin veren AKP’li belediyelerin suç iflledi¤i hat›rlat›l›rken, konut hakk›n›n anayasal bir hak oldu¤u üzerinde duruldu. Aç›klaman›n ard›ndan mahalleliler söz ald›. Evlerinin kaçak olmad›¤›n› söyleyen mahalleliler Acarkent’teki kaçak
F›nd›kl›’da HES’çiye yumurta ya¤muru
‘Kaçak’ç› Gökçek yarg›lan›yor
Rize F›nd›kl› halk›, HES için bölgenin S‹T alan› statüsünden ç›kart›lmas› amac›yla aç›lan dava kapsam›nda incelemeye gelen heyeti yumurta ya¤muruna tuttu
Melih Gökçek’in kaçak villas›na aç›lan dava ertelense de Dikmen Vadisi halk› Gökçek’in kuyru¤unu b›rakm›yor Ankara Büyükflehir Belediyesi Baflkan› Melih Gökçek, milyon dolarl›k kaçak villas› yüzünden 4 Kas›m’da Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yarg›lanmaya bafllad›. Dava öncesinde Dikmen Vadisi ve Mamak Bar›nma Hakk› Bürolar› Gökçek’i protesto etti. D›flar›da eylem sürerken Bar›nma Hakk› Bürosu avukatlar› davay› takip etmek için salona girdiler. Gökçek ise davaya kat›lmad›. Dava 6 Nisan’a ertelendi.
Gökçek’in taht› tehlikede Gökçek’in, imar kirlili¤ine yol açt›¤› gerekçesiyle 5237 Say›l› Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinden 1 y›ldan 5 y›la kadar hapsi isteniyor. Savc›l›k Gökçek hakk›nda “belli haklardan yoksun b›rak›lma” güvenlik tedbirinin de uygulanmas›-
n› talep etti. Buna göre Gökçek suçlu bulunursa Belediye Baflkanl›¤› da düflecek. Olayla ilgili ilk adli soruflturma, Çankaya Belediyesi ‹mar ve fiehircilik Müdürlü¤ü’nün ihbar› üzerine 2007’de bafllad›, ancak Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› “kovuflturmaya yer olmad›¤›” karar› verip dosyay› kapatt›. Bunun üzerine Çankaya Belediyesi itiraz etti ve Sincan 2. A¤›r Ceza Mahkemesi de soruflturman›n devam›na karar verdi. Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, bu sefer de villan›n eski sahibi hakk›nda dava açt›. Bu davay› gören Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi Baflkanl›¤› da, olayda Gökçek’in sorumlu oldu¤unu tespit ederek yeni bir suç duyurusunda bulundu.
Keflif için gelen flirket yetkilileri ile birlikte 30 Ekim sabah› Ça¤layan Vadisi'ne gelen savc› ve bilirkifli heyeti, incelemelerde bulundu. Belirtilen saatten önce gelerek köylüleri atlatmaya çal›flan heyete köylüler aral›ks›z tepki gösterirken jandarma da köylülere engel olmaya çal›flt›. F›nd›kl› Dereleri Koruma Platformu avukat› da kendi çabalar›yla keflfe kat›ld›. Yap›lan keflfin ar-
d›ndan, jandarma eflli¤inde kaçmaya çal›flan flirket yetkililerinin arac›n›n önü kad›nlar ve gençler taraf›ndan kesilerek yumurta ya¤muruna tutuldu. “Bir daha buralara gelmeyin, derelerimizi size vermeyece¤iz” diyerek tepki gösteren köylüler, flirket yetkililerinin köyden kovulmas›n›n ard›ndan alk›fl ve sloganlarla derelerine sahip ç›kacaklar›n› belirttiler. fiirket sahipleri, hidroelektrik
santrali (HES) yap›lmas› planlanan Ça¤layan Vadisi'nin S‹T alan› statüsünü açt›¤› davayla de¤ifltirmeye çal›fl›yor. Yöre halk›n›n, Trabzon Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Bölge Kurulu’na yapt›klar› baflvuruyla, vadi 1. derece do¤al S‹T alan› olarak tescil edilmiflti. Böylece yap›m› planlanan Paflalar Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali'nin iptali gündeme gelmiflti.
Canlar›m›z sele gidiyor Ya¤mur yine felakete döndü. Seller Mardin, Siirt, fi›rnak ve Yalova’da 6 insan›m›z› aram›zdan ald›. Sebep altyap› eksikli¤i Ülke genelinde 1 Kas›m günü meydana gelen sellerde 6 kifli hayat›n› kaybetti. Eruh, Silopi, Dargeçit ve Derik’te sadece 2 saat etkisini gösteren ya¤›fllar altyap› eksiklikleriyle birleflince sele dönüfltü. Siirt Eruh’ta sözleflmeli ö¤retmen Arif Yaflar, okula gitti¤i minibüsün sel sular›na kap›lmas› sonucu hayat›n› kaybetti. fi›rnak Silopi’de Hüseyin Gül yönetiminde-
Kay›t paras› felç etti
villalar›n y›llard›r y›k›lmad›¤›na da dikkat çekti. Kal›p ustas› olan bir y›k›m ma¤duru, seçim sonras›nda belediyelerde görevli zab›talar›n bölge halk›ndan bin liraya varan rüflvetler ald›¤›n› ifade etti. Bir baflka ma¤dur ise ‹SK‹’nin iddia etti¤i derenin 20 y›ld›r kuru oldu¤unu dile getirdi. Bölgede 13-14 ve 22 Ekim tarihlerinde yaflanan y›k›mlarda polisin kulland›¤› gaz bombalar› yüzünden 1 kifli kalp krizi geçirerek hayat›n› kaybetmiflti.
ki kamyon sel sular›n›n sürüklemesiyle baraj gölüne uçtu. Mardin Dargeçit’te dere kenar›nda hayvanlar› otlatan 2, Derik’te dereye düflen 1 çocuk hayat›n› kaybetti. Yalova’da da köprünün y›k›lmas› sonucu babas›n›n elinden kayan 6 ayl›k bebek yaflam›n› yitirdi. Cizre ve Eruh’ta da çok say›da ev ve iflyerini su bast›. Halk kendi çabalar›yla suyun yönünü
‹zmir’de su zamm› durdu
de¤ifltererek evlerinindeki suyu boflaltt›. Siirt’te okullar bir gün tatil edilirken SiirtEruh karayolu bir süre trafi¤e kapand›. 2006 y›l›nda bölgede etkili olan ya¤›fllar sele neden olmufl, 23 kifli yaflam›n› yitirmiflti. 3 sene önceki selin ard›ndan AKP fi›rnak Milletvekili
Abdullah Veli Seyda bir aç›klama yaparak, altyap› eksikliklerinin giderilerek bir daha böylesi felaketlerin yaflanmas›n›n önlenece¤ini söylemiflti.
Çevrecilerden kazan›m
Domuz gribi afl›s› olal›m m›? Fakirlik tamam da fakirlikten ölmek yok mu!… Bu ülkede 1,5 milyonu aflk›n özürlü çocuk var. Peki onlar için daha kaliteli yaflam koflullar›, onlara yönelik e¤itim alanlar›, ulaflabildikleri rehabilitasyon imkanlar› ya da eflit sa¤l›k koflullar› var m›, yok. Bu ülkede 5 yafl alt› çocuklarda %39'larla en s›k ölüm nedeni bulafl›c› hastal›klard›r. Verem, tifo, k›zam›k, hepatit, dizanteri, zatüre halen bafl belas› hastal›klard›r. Bu hastal›klar›n temel nedeni sa¤l›ks›z yaflam koflullar›d›r; yani dengeli beslenememe, temiz suya eriflememe, sa¤l›k hizmetine ulaflamama; k›sacas› bu hastal›klar fakir hastal›¤›d›r. Ve ülkemizde 20 milyon insan fakirlik düzeyinde yaflam sürmektedir. Bu arada k›r-kent, do¤ubat› eflitsizli¤ini dile getirmiyorum bile. Ama bir flunu söyleyeyim, do¤uda ve k›rsalda çocuk ölümleri, bat› ve kentlere göre ortalama 2 kat fazlad›r. Bir ülkenin geliflmiflli¤ini gösterir en önemli bilimsel veri bebek-çocuk ölümlerinin say›s›d›r ve neye ba¤l› öldükleridir. fiimdi tüm bunlar› bilimsel olarak okumaktan öte bizzat içinde yaflayarak bilen insanlara, halka neyi anlat›p, neye inand›rabilirsiniz ki? Domuz gribi afl›s›n›n yararlar›n› m›? Size neden güvenelim ki? Halk biliyor ki domuz gribinden çok daha vahim sa¤l›k sorunlar›, yaflam sorunlar› var bu ülkede, ne yaz›k ki sadece afl› kurtarmaz. Ne afl›, ne befl y›ld›zl› otel hastaneler ne sa¤l›k sektörüne ak›t›lan paralar›n artmas› ne o ne bu. De¤iflmesi gereken yaflam ve sa¤l›k hakk› alg›s›ndaki yanl›fllard›r. Herkese temiz su, herkese yeterli ve dengeli beslenme imkan›, herkese bar›nma, herkese sa¤l›k hizmeti, evet herkese afl›, iflte o zaman afl›. Çünkü inand›r›c›l›¤›n›z, samimiyetinizle do¤ru orant›l›d›r. Çünkü siz, özürlülerin hastanesini y›karken, sa¤l›ktaki katk› paylar›n› her gün art›r›rken, insanlara paras›z hiçbir fleye ulaflamayacaklar›n›, hastane hastane dolafl›p paralar› yoksa hastane kap›lar›nda öleceklerini gösterirken onlar›n sa¤l›¤› için iyi bir fleyler yap›yor oldu¤unuza inand›ramazs›n›z. Samimiyet televizyonlarda her gün kaç kiflinin domuz gribinden öldü¤ünün istatistiki bilgisi de¤il, samimiyet her y›l önlenebilen hastal›klardan ölen çocuklar›m›z›n hesab›n› verebilmek, bunu de¤ifltirebilme çabas›n› sergilemektir. Afl› yapt›rman›n zarar› yok ama… fiimdi gidin istiyorsan›z domuz gribi afl›s› olun, yarar zarar oran› düflünüldü¤ünde afl›n›n, faydas› olur zarar› olmaz. Ha afl› olmazsan›z ne olur, sa¤l›kl›ysan›z, iyi besleniyorsan›z, iyi koflullarda yafl›yorsan›z bir hafta yatak istirahat›. Ama bu yaflam koflullar›n›z yoksa o zaman domuz gribi de öldürür. Art›k bu kadar domuz gribi reklam›ndan sonra pek dikkate almad›¤›m›z, banal buldu¤umuz mevsimsel grip de öldürür. Zaten dünyada bir y›lda 500 bine yak›n insan mevsimsel gripten ölmektedir. Korkun, susanlar›n konuflmas›ndan korkun! ‹flte bu noktada insan bu kadar popülist, bu kadar sahte 'bak›n afl› getirdik, sa¤l›¤›n›z› koruyoruz' yaygaras›ndan da tiksinti duymuyor de¤il! Domuz gribine gösterilen bu duyarl›l›¤›n, özürlü çocuklar›m›z›n, yoksul halk›m›z›n sa¤l›k hakk›na da gösterilmesini beklemek bir hata m›? Yoksa bu ülkede gözden ç›kar›lan bir kesim mi var? Düflünüyorum tekerlekli sandalyedeki, naif, vakur çocu¤u, bak›fllar›n›, o bak›fllar›n anlatt›klar›n›... Hiç kimse gözden ç›kar›lamaz, yaflam hakk› herkesin, sa¤l›k herkesin, dünya herkesin. Merak etme çocuk, sizde merak etmeyin sa¤l›k sat›c›lar›, sa¤l›k pazarlamac›lar› bu ülkede flimdilik susanlar›n yerine konuflacaklar var. Susanlar konufltu¤unda zaten sizler olmayacaks›n›z. Süheyla E. Tezel
www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n
Diyarbak›r’›n Ç›nar ilçesi Yuvac›k köyünde çocuklar›n› anaokuluna yazd›ran Elif Sad›k’tan 20 lira kay›t paras› istendi. Sad›k’›n paray› ödeyemeyece¤ini söylemesi üzerine anas›n›f› ö¤retmenleri kendisine “Paran
yoksa okulun hal›lar› y›kars›n, ya da çocu¤un okula giremez” dedi. Ertesi gün hal›lar› y›karken damdan düflüp belini k›ran Sad›k’›n sakat kalma riski var. Müdür ise 12 y›ld›r hal›lar› velilere y›katt›klar›n› söyledi.
‹zmir 1. ‹dare Mahkemesi, kentte 1 Haziran'dan beri geçerli olan su zamm›n›n yürürlü¤ünü durdurdu. Avukat Arif Ali Cang› ve 27 arkadafl›n›n açt›¤› davada, zam karar›n›n Büyükflehir Belediye Meclisi yerine ‹Z-
SU Yönetim Kurulu taraf›ndan al›nmas›n› hukuka ayk›r› buldu. Buna göre belediye zam karar›n› tekrar görüflecek. 1 Haziran’dan Kas›m’a kadar al›nan fazla paralar indirimli flekilde faturalara yans›t›lacak.
Karadeniz Sahil Yolu'nun Rize'nin F›nd›kl›’daki Aksu Geçifli'nin iptaline yönelik 2001’de aç›lan dava 4 Kas›m günü çevrecilerin lehine sonuçland›. Aksu mahallesi muhtar› Musa Kaz›m Özçiçek bir aç›klama yaparak
“Karadeniz Sahil Yolu'na gereken yap›lmad›r. Mahkeme karar› gere¤i yol, proje, imar iptali var. Belediye baflkan› yolu kesmedi¤i takdirde Cumhuriyet S avc› l › ¤› na baflvuraca¤›m” dedi ve yetkilileri göreve ça¤›rd›.
Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n
Telefon-Faks 0 212 245 90 37 n
Adres Tomtom Mah. Örtmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n
Bas›ld›¤› Yer Taflbask› Matbaac›l›k Yay. ve Amb. San. Tic. Ltd. fiti. Bask› Tesisleri Kocaeli/‹zmit (0 262 335 45 29)
12 Kas›m 25 Kas›m
6 EMEK Krize çözüm kad›nlar m›? Fatma Genç 2009 Mart ay›nda Devlet Bakan› Mehmet fiimflek’in Eskiflehir Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i (ES‹AD) taraf›ndan düzenlenen "Küresel Mali Kriz ve Türkiye Ekonomisi" konferans›nda yapt›¤› konuflmada dikkat çekici bir nokta vard›. O da Türkiye’deki iflssizli¤in artmas›n›n nedenini kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m› olarak aç›klamas›yd›. 7 Kas›m 2009’da Referans gazetesinde yay›nlanan “Krizde kad›n cesaretiyle ifl arad›lar, umutsuz erkeklerin yerini ald›lar” bafll›kl› haber de benzer bir vurguyu tafl›yordu. ‹ki aç›klamada da dikkati çeken fley kriz dönemlerinde kad›n eme¤inin daha çok gündeme geliyor olufludur. Bu fiimflek’te rahats›zl›k yarat›yor olsa da patronlar için rahats›zl›k yaratmad›¤› aç›kt›r. Zira kad›n iflgücü ve istihdam› 1993 y›l›ndan itibaren her y›l belli miktarda ama özellikle kriz dönemlerinde h›zl› bir art›fl e¤ilimi göstermifltir. Peki nedir kriz dönemlerinde patronlar için kad›n eme¤ini daha da cazip k›lan? Kad›nlar sadece kriz dönemlerinde mi evlerinden ç›k›p ifl aramaktad›rlar? Son istatistikler de kad›nlar›n kriz dönemlerinde iflgücü olarak piyasaya daha çok ç›kt›klar›n› göstermektedir. Kriz dönemlerinde kad›n iflgücü daha fazla istihdam olana¤› buluyor. ‹flin di¤er bir ilginç yan› ise yine kriz dönemlerinde kad›nlar iflten ç›kar›lma listelerinde bafl› çekiyor olmas›. ‹statistiki veriler san›lan›n aksine kad›nlar›n daha fazla ifl kayb›na u¤rad›klar›n› da ortaya koyuyor. Daha fazla kad›n›n iflgücü piyasas›na girmesini anlayabilmek için kad›nlar›n istihdam olanaklar› ve çal›flma koflullar›n›n nas›l oldu¤una bakmak gerekir. Kad›nlar Türkiye’de göç dalgas›n›n bafllad›¤› 1950 y›l›na kadar yo¤unluklu olarak tar›m sektöründe ücretsiz aile iflçisi olarak çal›flm›fllard›r. K›rdan kente do¤ru yaflanan göçlerle birlikte kad›nlar kent yaflam›nda ev içinde yapt›klar› ifllerin uzant›s› biçiminde gündelikçilik, tekstil atölyeleri, eve parça bafl› ifl alma ve çocuk bak›m› gibi ifllerde çal›flmaya bafllam›fllard›r. Kad›n›n toplumsal olarak üzerinde olan bu ifller eme¤ini de¤ersizlefltirmekte ve daha da ucuzlatmaktad›r. Kad›n eme¤inin bu niteliklerinden kaynakl› olarak da enformel ifllerin bafll›ca iflgücü kayna¤› haline gelmifllerdir. Bu ifllerin ne kadar yap›ld›¤› say›lmad›¤› için kentlerdeki iflsizlik oranlar›nda sadece kay›tl› kesimde yer alan iflssizlik gözükmekte dolay›s›yla formel alan›n›n kayd› tutulamamaktad›r. Bu nedenlerden dolay› enformel alanda çal›flan kad›nlar›n say›s›na asla tam olarak ulafl›lamamaktad›r. Bu da kad›n eme¤inin ‘görünmez’ ve ‘karfl›l›ks›z’ olma özelliklerini de daha da pekifltirmektedir. Enformel ifller d›fl›nda devletin bütçesinde kamusal hizmetlere ayr›lan paylar›n k›s›lmas› da en çok kad›n› etkilemekte ve bak›m iflleri gibi ifller tamamiyle kad›n›n üstüne kalmaktad›r. Kriz dönemlerinde kad›nlar bir yandan evifllerine ve bak›m hizmetlerine emek harcarken bir yandan da iflsiz kalan erkeklerin yerine geçimi sa¤lamak için her türlü ifli kabul eder duruma gelmektedirler. Bugün ise krizden ç›k›fl›n çözümü olarak kad›nlar› görmektedirler. Nedeni çok aç›k: kad›n eme¤inin daha ucuz, güvencesiz çal›flma koflullar›na uygun, parçalanm›fl üretimin bir parças› olmalar›n›n daha kolay oluflu ve kapitalizmi besleyen erkek egemen sistemin kad›nlara biçti¤i roller. Görece daha yüksek bir maaflla ve sosyal güvenceyle çal›flan erkeklerin yerine daha kötü koflullara raz› olarak kad›nlar›n geçmeleri patronlar›n daha çok ifline gelecektir.
Tefeciye kazand›r›yor emekçiye vuruyor AKP hükümetinin krize karfl› uygulad›¤› politikalar bankalar›n karlar›n› yüzde 40 art›r›rken emekçilerin al›m gücünün yüzde 10’un üzerinde gerilemesine neden oldu Yaflanan ekonomik krizin faturas› her yönüyle emekçilere ç›kmaya devam ederken bankalar da kar rekorlar› k›rmay› sürdürüyor. ‹flçisi, iflsizi, emeklisi, memuru krizin bedelini do¤rudan ve dolayl› yollardan öderken patronlar krizi f›sata çevirerek zenginliklerine zenginlik kat›yorlar. Nas›l katmas›nlar; krize karfl› tedbir olarak hep onlara yönelik önlemler al›nd›. ÖTV ve KDV'de dönemsel indirimler uyguland›, baflta enerji olmak üzere baz› alanlarda teflvikler uyguland›, yüksek faizli borç al›nd› yetmedi sat›fl yaps›nlar diye kampanyalar düzenlendi. Emekçilerin pay›na ise gerçek ücretlerinin gerilemesi, iflsizli¤in ve kay›td›fl› çal›flman›n artmas›, çal›flma haklar›n›n gasp›, artan yoksulluk ve i¤neden ipli¤e yap›lan zamlar düfltü.
Bankac›l›k sektörü 2009 y›l› boyunca kar rekorlar›ndan yeni kar rekorlar›na do¤ru koflmaya devam etti. Bankac›l›k Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun Eylül ay›na yönelik yay›nlad›¤› Türk Bankac›l›k Sektörü Genel Görünümü Raporu’na göre bankalar dönem net karlar›n› geçen senenin ayn› dönemine göre yaklafl›k yüzde 42 art›rd›. Tabii ki bu art›fl›n kayna¤›nda çal›flanlar›n› daha fazla sömürme “baflar›s›” ve devlet kaynaklar›n› emme
“yetene¤i” var. Geçti¤imiz haftalarda k›rd›¤› kar rekorlar›yla dünyan›n önemli flirketleriyle boy ölçüflen Akbank, yüksek kar›n›n en önemli kaynaklar›ndan birinin “operasyonel verimlilikteki art›fl” oldu¤unu savunmufltu. Bu verimlili¤in nas›l artt›r›ld›¤›n› ise hat›rl›yoruz: Akbank krizi bahane ederek çal›flanlar›n bir k›sm›n› kap›ya koymufl, kalan›n› da kap›y› göstererek bask› alt›na alm›flt›. Bankac›l›k sektörüne yönelik aç›klanan veriler de tüm bankalar›n ayn› yolda oldu¤unu ortaya koydu. Bankalar
Eylül 2008-Eylül 2009 döneminde 246 yeni flube açarken çal›flan say›lar› ayn› dönemde azaltt›lar. Asl›nda bankalar kendi emekçilerini sömürdü¤ü gibi tüm emekçileri de kredi mekanizmas› yoluyla sömürüyor. Bu sömürü yaln›zca do¤rudan emekçilere verilen kredilerle de¤il ayn› zamanda patronlara verilen kredilerle de oluyor. Patron da ald›¤› krediyi ödeyebilmek için iflçiden el koydu¤u art› de¤erini kullan›yor. Kriz çal›flan› vurdu Bankalar karlar› art›r›rken emekçiler ise oldukça vahim durumdalar. Birleflmifl Milletler G›da ve Tar›m Örgütü dünyada yetersiz beslenen ve açl›k çeken insan say›s›n›n mevcut krizle 100 milyon art›fl göstererek bir milyar› aflt›¤›n› aç›klad›. Ülkemizde ise ‹stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas›'n›n raporu açl›k ve yoksulluk s›n›rlar›n›n alt›nda yaflayanlar›n say›s›n›n, iflsizli¤in, kay›td›fl› çal›flman›n her geçen gün daha da artt›¤›n›, gerçek ücretlerin ise geriledi¤ini ve 2006 y›l› seviyelerine düfltü¤ünü gösterdi. ‹stanbul Serbest Muhasebeciler ve
Mali Müflavirler Odas› (‹SMMMO) taraf›ndan haz›rlanarak aç›klanan “Kriz Çal›flan› Vurdu” bafll›kl› rapor ise zaten sokakta, mahallemizde, iflyerimizde her gün karfl› karfl›ya oldu¤umuz durumu istatistiksel verilerle de gözler önüne seriyor. Rapora göre kriz öncesinde 2.2 milyon olarak hesaplanan iflsiz say›s›, kriz gerekçesi ile iflten ç›kartmalar›n artmas› nedeniyle 4 milyon s›n›r›na ulaflt›. Krizin kay›t d›fl› çal›flma oran›n› yüzde 45’in üzerine ç›kard›¤›n› vurgulayan raporda, bir milyonu aflan say›da iflsizin ‹fl–Kur’a baflvurdu¤u belirtilirken, bir ifle yerlefltirilenlerin say›s›n›n ise sadece 97 bin 786’da kald›¤› belirtildi. Rapor ayr›ca çal›flan kesimin gerçek brüt ücretlerinin de azald›¤›n› gösterdi. Ayr› ayr› hesaplamalar yap›lan rapora göre al›m gücünün tar›m ve sanayi ücretlerinde yüzde 10'un üzerinde hizmet sektöründe ise yüzde 2 civar›nda geriledi¤i görüldü.
Bütçe kap›dan görünüyor zamlar bir bir patl›yor TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2010 Y›l› Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasar›s›’n›n tümü üzerinde görüflmeler bafllad›. Hükümet ad›na Bütçe'yi savunan Mehmet fiimflek, 2010 y›l›n›n adeta zam y›l› olaca¤›n›n müjdesini verir gibiydi Bütçe görüflmeleri yaklafl›k bir ay sürecek. Hükümet ad›na Bütçe'yi savunan Mehmet fiimflek, 2010 y›l›n›n adeta zam y›l› olaca¤›n›n müjdesini verir gibiydi. fiimflek, milletvekillerinin sorular›n› cevaplarken bütçede vergi gelirlerindeki art›fl›n kayna¤›n› ÖTV’de art›fl ve zamlarla aç›klad›. 2010 y›l›nda, vergi gelirlerinde 29,7 milyar liral›k bir art›fl öngören AKP hü-
“Gazetecilik ‹çin Aya¤a Kalk” Türkiye Gazeteciler Sendikas› “Uluslararas› Gazetecilik ‹çin Aya¤a Kalk” kampanyas› kapsam›nda 5 Kas›m’da Halk Tv’nin mali ve idari bak›mdan ba¤l› bulundu¤u CHP Genel Merkez binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak bas›n ifl kolundaki sendi-
2009
kas›zlaflt›rmalara dikkat çekti. Baflta Sabah-Atv, Bursa Olay ile Halk Tv olmak üzere, bas›n-yay›n kurulufllar›nda yaflanan sendika düflmanl›¤› protesto edildi. Eyleme sendika ve demokratik kitle örgütlerinden temsilcileri kat›larak destek verdi.
kümeti, sigarada ÖTV’nin, köprü ve otoyollarda ise ücretlerin artt›r›lmas›n› planl›yor. Bütçeyi savunan Bakan fiimflek küresel kriz nedeniyle dünyan›n ve Türkiye’nin belirsizliklerle karfl› karfl›ya oldu¤unu, bu durum karfl›s›nda vergiler ve harcamalarda düzenlemeler yapabileceklerini söyledi. Yaln›z fiimflek'in iflaret etti¤i düzenlemenin her nedense halk›n
GDO’ya Hay›r Bir canl›n›n gen dizliflinin de¤ifltirilmesi veya kendi do¤as›nda bulunmayan bambaflka bir karakter kazand›r›lmas› yoluyla elde edilen ürünlerin üretimine AKP hükümeti kap› aralad›. Tar›m Bakan› Mehdi Eker s›k› denetim yapaca¤›z diyerek yapt›klar›n› savunurken birçok kurum bu duruma tepki gösterdi.
Tekstil iflçileri direniflte Düzce’de kurulu bulunan yüzde 90 Alman Viessmann Kombi ortakl› Nema Makine Tekstil San. ve Tic. Ltd. fiti. iflyerinde çal›flan iflçiler, sendikalaflt›klar› için iflten at›ld›lar. fiirketin Müdürü Osman Taner Nakipo¤lu, 2 Kas › m günü de sendikalar›ndan
istifa etmeyi reddeden 32 iflçiyi iflten ç›kartt›. Nakipo¤lu, öncesinde iflçilere sendikalar›ndan istifa etmeleri yönünde bask› yap›yordu. ‹flten ç›kart›ld›ktan sonra direnifle geçen iflçiler haklar›n› alana kadar direnifllerini sürdüreceklerini söylediler.
a¤›rl›kla tüketti¤i maddelere yönelik zamlar olmas› dikkat çekti. fiimflek baflta tütün ürünlerine, petrol, restoran ve cep telefonlar›na yönelik yeni zam ve uygulamalar›n giderek bütçede 3.9 milyar dolarl›k bir art›fl sa¤layacaklar›n› söyledi. Vergilerde art›fl oran›n›n 7,9 olaca¤›n› söyleyen fiimflek, bütçede motorlu tafl›tlardan al›nan verginin yüksek tutuldu¤unu ise kabul etti.
‹lk elefltiri CHP’den Bütçeye yönelik ilk elefltiri CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi'den geldi. Hamzaçebi, haz›rlanan bütçenin anayasal aç›dan tart›flmal› oldu¤unu savundu., Hamzaçebi kat›l›m pay›n›n artt›r›lmas› karfl›s›nda memura refahtan pay verilmesi gerekti¤ini söyleyerek memur ücretlerine yap›lan zamm›n az oldu¤unu belirtti.
Yandafl için özellefltirmeye devam Elektri¤i özellefltirmek için kollar› s›vayan AKP’nin açt›¤› ihalelerden pis kokular yükseliyor, verilen teklifler flirketlerin de¤erlerinin çok alt›nda olurken, en yüksek teklifler hep yandafllardan geliyor AKP Orta Vadeli Program'da yer verdi¤i özellefltirmelere h›zl› bafllad›. Baflta elektrik ve fleker olmak üzere birçok devlete ait kurumu ve fabrikay› özellefltirme kapsam›na alan AKP, özellefltirilecek flirketleri yandafllar›na peflkefl çekiyor. Yapt›¤› programda özellefltirmenin amac›n› kaynak yaratmak olarak belirleyen AKP'nin flu ana kadar özellefltirme için izledi¤i yolun daha çok yandafl sermaye gruplar›n› zengin etmeye yönelik oldu-
¤u görüldü. AKP enerji alan› için alelecele ç›kard›¤› kararlarla 56 tane HES'in ve 21 tane elektrik da¤›t›m flirketinin özellefltirme sürecini bafllatt›. fieker fabrikalar›n›n sat›fl› için de h›zl› davranan AKP, Malatya, Erzincan, Elaz›¤ ve Elbistan fieker Fabrikalar›'n›n özellefltirme sürecini bafllatt›. Özellefltirme kapsam›nda ihaleye aç›lan Osmangazi, Yeflil›rmak ve Çoruh elektik da¤›t›m flirketleri için ilk teklifler topland›.
‹flçilere Baflbakan gözalt›s› D›fl hatlar›n aç›l›fl›n› yapmak için Sabiha Gökçen Havaalan›na gelen Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, sendikal› olduklar› için iflten at›lan iflçiler için adeta zulüm oldu. Baflbakan'la görüflerek sorunlar›n› iletmek isteyen iflçiler daha havaalan›na gi-
rer girmez sürek av›n› and›ran bir takiple tek tek gözalt›na al›nd›lar. ‹flçiler ilk olarak havaalan›na al›nmad›klar› için otoyolda beklerken polis müdahalesine u¤rad›. Burada 25 iflçi gözalt›na al›nd›. ‹çeri girmeyi baflaran alt› iflçi ise havalan›n›n de¤iflik yerlerinde gözalt›na al›nd›.
Toplanan teklifler de flirketlerin de¤erlerinin çok alt›nda belirlendi. Gelen en yüksek tekliflerin ise AKP iktidar› döneminde parlayan ve AKP'ye yak›nl›¤›yla bilinen Çal›k Holding, Aksa Holding ve Y›ld›zlar SSS Holding olmas› dikkat çekti. Daha önce ihalesi tamamlanan MEDAfi'ta ise ihaleyi alan Alsim Alarko'nun rakibi Cengiz ‹nflaat'la ihale sonras› Alcen isimli ortak bir flirket kurarak da¤›t›m› yapt›¤› ortaya ç›kt›.
Maden iflçileri eylem yapt› Zonguldak'ta özel bir iflletmede çal›flan maden iflçileri maafllar›n›n kesintili bir flekilde verilmesi nedeniyle Türkiye Taflkömürü Kurumu Kozlu Müessese Müdürlü¤ü önünde toplanarak bir eylem yapt›. 8 Kas›m'da yap›lan eyleme 270 iflçi kat›ld›.
Eyleme kamuda çal›flan iflçiler de kat›larak destek verdi. ‹flçiler yap›lan eylemde bir aç›klama yaparak “Sadaka de¤il hakk›m›z› istiyoruz” dediler. ‹flçilerin eylemi üzerine bir aç›klama yapan iflletme yetkilisi Hamit Koç ise iflçilerin alacaklar›n› inkar etti.
21 Kas›m’da krize karfl› ortak miting Ankara’da aralar›nda Türk-‹fl, KESK, D‹SK ve TMMOB’un da bulundu¤u çok say›da demokratik kitle örgütü ve siyasi parti 21 Kas›m günü yapacaklar› mitingle “Krize, ‹flsizli¤e, Açl›¤a, Yoksullaflt›rmaya, Zamlara Hay›r” diyecekler. 12 Kas›m 25 Kas›m
Ankara'da bir araya gelen çeflitli kurumlar 21 Kas›m'da bir miting düzenleyerek krize, iflsizli¤e, açl›¤a, yoksullaflt›rmaya ve zamlara tepkilerini gösterecekler. Ankara Mülkiyeliler Birli¤i'nde bir bas›n toplant›s› düzenleyen kurumlar miting ile ilgili bilgi verdiler. Ortak aç›klamay› okuyan KESK Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Tu¤rul Culfa, kapitalist sistemin tarihin en derin krizini yaflad›¤›na iflaret ederek, “Böylesi bir dönemde krizin faturas› zenginlere de¤il, zaten sefalet içinde olanlara, yoksullara, iflçilere ve emekçilere ödetilmekte” dedi. Krizin etkilerini en derinden yaflayan genifl halk kesimleriyle, iflsizlerle, yoksullarla alanlarda buluflacaklar›n› belirten Culfa, 21 Kas›m Cumartesi günü AKP iktidar›n› bir kez daha
uyaracaklar›n› dile getirdi. Baflbakan’›n “Kriz bizi te¤et geçecek” sözlerinin gerçe¤i yans›tmad›¤›n›n her geçen gün artan iflsizlik ve yoksullukla apaç›k ortaya ç›kt›¤›n› belirten Culfa, bir y›lda iflten at›lanlar›n say›s›n›n 1 milyona yaklaflt›¤›n›, iflten at›lmayanlar›n da kölelik koflullar›nda güvencesiz çal›flmaya mahkum edildi¤ini söyledi. AKP eliyle uygulanan neoliberal politikalar›n halk›n varoluflunu tehdit eder boyutlara ulaflt›¤›n› kaydeden Culfa, özellikle e¤itim ve sa¤l›k alan›ndaki dönüflüm program›n›n y›k›c› etkilerinin her geçen gün daha hissedilir hale geldi¤ini vurgulad›. Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) ile herkesin sigor-
tal› olaca¤› ve her türlü sa¤l›k hizmetinden yararlanaca¤› iddialar›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n›n uygulaman›n daha ilk y›l›nda görüldü¤üne dikkat çeken Culfa, ‹flsizlik Sigorta Fonu’nun sermayenin “yaralar›na merhem” olarak kullan›ld›¤›n› söyledi. Mitingde, “‹flten ç›karmalar›n durdurulmas›, çal›flma saatlerinin k›salt›larak fazla çal›flma uygulamas›n›n yasaklanmas›, kamu istihdam›n›n artt›r›lmas›, sosyal güvenlik hizmetlerinin paras›z ve kaliteli olarak kamu taraf›ndan sunulmas›, otomati¤e ba¤lanan zamlar›n geri al›nmas›, zenginleri kurtarma paketleri yerine emekçilerin ve yoksul halktan yana uygulamalar›n hayata geçirilmesi ve SSGSS yasas›n›n iptal edilmesi” talep edilecek.
2009
EMEK 7
Hayat duracak
Kürtsüz Kürt aç›l›m›
25 Kas›m’d a
25 Kas›m'da bir günlük uyar› grevi yapmaya haz›rlanan kamu çal›flanlar› hayat› durdurmay› hedef- grevdeyiz liyor; uçak, tren ve vapurlar çal›flmayacak, okullar›n e¤itim vermeyecek, vergi toplanmayacak Geçti¤imiz A¤ustos ay›nda 8. kez oturduklar› Toplu Görüflme masas›ndan bir sonuç alamayan kamu emekçileri sendikalar› 25 Kas›m'da bir uyar› grevi yapmaya haz›rlan›yor. May›s ay›ndan itibaren “T‹S yoksa grev var” slogan›yla hükümetle yap›lacak görüflmeler öncesi haz›rl›klara bafllayan Kamu Emekçileri Sendikalar› Konfederasyonu (KESK) 25 Kas›m'da bir günlü¤üne uyar› grevi yapacaklar›n› duyurdu. Türkiye Kamu Çal›flanlar› Sendikalar› Konfederasyonu da (Kamu-Sen) KESK ile birlikte 25 Kas›m’da greve gidecek. 25 Kas›m'da yap›lacak olan grev bir uyar› grevi niteli¤i tafl›yor ve bir günlü¤üne do¤rudan ifl b›rakma biçiminde yap›lacak. Yani greve giden memurlar hiçbir flekilde vizite, sevk ve rapor alma gibi yollara baflvurmayacaklar. Sendikalar taraf›ndan yap›lan aç›klamada grev kapsam›nda uçak, tren ve vapurlar›n çal›flmayaca¤›, okullar›n e¤itim vermeyece¤i, vergi toplanmayaca¤› belirtilerek, “K›sacas›, kamunun vermifl oldu¤u tüm hizmetler durdurulacak” denildi. Yap›lacak grevle ilgili konuflan KESK Genel Baflkan› Sami Ev-
Haz›rl›k eylemleri sürüyor
KESK, D‹SK, TMMOB ve TTB, AKP hükümetinin Genel Sa¤l›k Sigortas› (SSGSS) katk› paylar› ve güvencesizlik politikalar›na tepki göstererek, 4 Kas›m'da Ankara, Diyarbak›r, Batman, Van, Mersin, ‹zmir ve Hatay'da eylem düzenledi. Ankara’da "Sosyal güvencesizlik düzenine hay›r, Herkese ücretsiz katk› pays›z nitelikli sa¤l›k hizmeti" pankart›n›n aç›ld›¤› eylemle katk› paylar› protesto edildi.
ren, “‹nsanca yaflayabilecek bir ücret istiyoruz. Say›n Baflbakan, IMF toplant›lar› s›ras›nda, ‘IMF ve Dünya Bankas›’n› protesto edenlere kulak verilmesini istemiflti. Ama kendi hükümeti y›llard›r kamu çal›flanlar›n›n taleplerine kulak vermiyor” diye konufltu.
Grev örgütlemek için kollar› s›vayan KESK yöneticileri il il dolaflarak yap›lacak greve kat›l›m› art›rmay› amaçl›yorlar. Türkiye'nin dört bir taraf›nda da grev öncesinde kamu emekçileri yapt›klar› toplant›lar, eylemler, ça¤r›larla grevin daha etkili geçebilmesi için
25 Kas›m'da yap›lacak grev öncesi KESK'in haz›rl›klar› sürüyor. KESK yöneticileri il il gezerek grev ça¤r›lar›n› büyütüyorlar. ‹ller de yap›lan yerel eylemlerle 25 Kas›m'da grev ça¤r›s› yap›l›yor. Baflta ‹stanbul ve Ankara olmak üzere Adana, Mersin, Kocaeli'nde KESK yöneticileri çeflitli kurumlar› ziyaret ederek destek istediler. Geçti¤imiz hafta ‹stanbul'da 25 Kas›m ça¤r›s› için birçok dernek, sendika, oda ve siyasi partiyle görüflen KESK'li yöneticiler okullarda, hastanelerde iflyeri toplant›lar› düzenleyerek üyeleriyle grevi konufltular. KESK'li yöneticiler çeflitli televizyon programlar›na konuk olman›n yan›s›ra grevdeki Esenyurt Belediyesi iflçilerini, Okmeydan›’nda direnen Dev
çaba harc›yor. Yap›lacak grevin, krizin etkisi alt›nda olan ezilen halk kesimlerinin ve ma¤durlar›n talepleriyle birlefltirildi¤i zaman daha etkili olaca¤›n›n fark›nda olan kamu emekçileri, grev öncesi çeflitli demokratik kitle örgütleri ve siyasi partileri ziyaret ede-
Sa¤l›k-‹fl üyesi iflçileri ve polis fliddetine ugrayan Güney Tuna'n›n ailesini ziyaret ettiler. Ankara'da ise SES Ankara fiubesi Ankara Üniversitesi Rektörlü¤ü önünde yapt›¤› eylemlerle hem "Eflit ifle eflit ücret" taleblerini yinelediler hem de 25 Kas›m ça¤r›s› yapt›lar. AÜTF Hastanesi'nde, 4 ayd›r eksik ödenen ve 4/B'lilere ödenmeyen döner sermayelerle ilgili hafta içi hastane içinde uyar› eylemleri yapan SES, 6 Kas›m'da da yaklafl›k 300 sa¤l›k emekçisinin kat›l›m›yla bir yürüyüfl düzenledi. 4 Kas›m'da ise Ankara, Diyarbak›r, Batman, Van, Mersin, ‹zmir ve Hatay'da AKP hükümetinin Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›, katk› paylar› ve güvencesizlik politikalar›na tepki göstermek için protesto eylemleri yap›ld›.
rek destek istiyor, okullar›nda veli toplant›lar›, mahallelerinde kahve toplant›lar› yap›yorlar. ‹flyerlerinde çal›flan, iflçi, sözleflmeli, tafleron, geçici iflçilerle de toplant›lar yapan kamu çal›flanlar› onlar›n da greve kat›l›m göstermesi için çaba sarf ediyorlar.
Tafleron iflçi k›y›m› devam ediyor Belediyelerde çal›flan tafleron iflçiler her seçim dönemini iflten at›lma korkusuyla beklemeye bafllad›. Her yeni gelen belediye ilk olarak tafleron iflçileri gözden ç›kart›yor. ‹flçiler ise iflten at›lmalar› karfl›s›nda sessiz kalm›yor, direnifller örgütleyerek çal›flma haklar›n›n ellerinden al›nmas›na karfl› mücadele yürütüyorlar Son günlerde baflta hastanelerde ve belediyelerde olmak üzere birçok iflyerinde tafleron iflçilerin iflten at›lma haberleri oldukça artt›. Güvencesiz çal›flma biçiminin en önemli örneklerinden biri olan tafleron çal›flt›rma biçimi, iflçilerin tek tek ve toplu biçimde iflten at›lmalar›n› kolaylaflt›r›yor. At›lan iflçiler ise birçok iflyerinde bafllatt›klar› direnifllerle haklar›n› aramaya devam ediyor. ‹flçilerin hak arama mücadeleri yeni direnifl deneyimleri yarat›rken iflçilerin kararl› tav›rlar› bazen sendikalar›n›n da önüne geçiyor. Yaklafl›k 6 ayd›r direnen Kent A.fi. iflçileri adeta tafleron direnifllerinin simgesi olmufltu. ‹zmir'den yürüyerek geldikleri Ankara'da umduklar›n› bulama-
yan Kent A.fi. iflçileri ‹zmir'e geri döndüler. 3 Kas›m'da Ankara'daki eylemlerini bitiren iflçiler ad›na sendikalar› Genel-‹fl'ten bir aç›klama yap›larak destek veren tüm kurumlara teflekkür edildi. Genel-‹fl taraf›ndan yap›lan aç›klamada Genel-‹fl'in bundan sonra da özellefltirme, tafleronlaflt›rma ve norm kadro politikalar›na karfl› mücadelesini artan bir kararl›-
Afyon’da 182 iflçi at›ld› Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nin temizlik ihalesini alan Okyanus fiirketi bünyesinde çal›flan 182 iflçinin, Devlet Hastanesi ile söz konusu flirket aras›ndaki sözleflme tarihinin sona ermesiyle birlikte iflten ç›kar›lmas›na karfl›n iflçiler hastane önünde toplanarak durumu protesto etti. ‹flten ç›kar›lmak istemediklerini vurgulayan iflçiler, sloganlar atarak ifllerine geri dönmek istediklerini dile getirdiler.
‹flçiler ad›na bir konuflma yapan Emine Kurtulmufl, iflsizli¤in kol gezdi¤i bir ortamda neden iflten ç›kar›ld›klar›n› sordu. ‹fllerini kaybetmek istemeyen iflçilerin ortak tepkisi ayn› oldu: “‹flimizi geri istiyoruz.”
l›kla sürdürece¤i belirtildi. Esenyurt’ta dayan›flma büyüyor Kent A.fi. iflçileri direnifllerinin Ankara aya¤›n› sonland›r›rken Esenyurt Belediyesi'nden at›lan iflçilerin direnifli ise dayan›flma ile büyüyor. Daha önce Yakuplu Belediyesi'nde çal›fl›rken yetkili sendika olan Belediye-‹fl Sendikas›’na üye olan 39 iflçi 29
Mart yerel seçimleri öncesi yap›lan düzenlemeler sonucu Esenyurt Belediyesi'ne ba¤l› hale geldiler. Esenyurt Belediyesi ise iflçilerden sendikalar›ndan vazgeçmelerini istedi. Bu iste¤i kabul etmeyen iflçileri mevcut görevlerinin d›fl›nda ifllere gönderen belediye daha sonra da iflçilerin 16's›n› iflten att›. Yaklafl›k 90 gündür direnifllerini sürdüren iflçileri çeflitli kurumlar hergün ziyaret ederek destek sunuyor. Batman’da açl›k grevi var Batman’da Befliri Belediyesi’nde iflten ç›kar›lan ve mahkemenin ifle iade karar›na ra¤men ifllerine geri al›nmayan iflçiler aileleriyle birlikte çad›r kurarak oturma eylemi bafllatt›. 32 iflçi, dönüflümlü olarak açl›k grevi eylemi yap›yor.
Al›c›lar› fabrikaya kilitlediler Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤› taraf›ndan sat›fla ç›kar›lan Sorgun fieker Fabrikas›'na talip olan Suudi Arabistanl› flirket yetkililerini iflçiler fabrikaya kilitledi. ‹flçiler, fabrika önünde toplanarak önce flirket yetkililerinin yolunu kestiler. Arkas›ndan da, içeri girmelerine izin verdikleri flirket yetkililerini tesisin kap›lar›n› kilitleyerek fabrika binas›na hapsettiler. Yaklafl›k bir saat fabrikada mahsur
kalan flirket yetkilileri fabrikadan ç›kmaya çal›fl›rlarken, iflçilerin yo¤un protestosu ile karfl›laflt›lar. Yaklafl›k 2 saat süren eyleme jandarma müdahale etti.
Cem Dinç’e sald›r› Torgem Tersanesi Yet Denizcilik tafleron flirketinde çal›flan 25 iflçinin 4 ayl›k alacaklar› için görüflmeye giden D‹SK/Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç, tersane sahibi Kenan Torlak ve korumalar›n›n küfür, hakaret ve fiziki sald›r›s›na u¤rad›. Dinç ile yaln›z görüfleceklerini bildiren tersane sahipleri Dinç'i tersane içine alarak sald›rd›. Dinç'e yap›lan sald›r› 10 Kas›m'da Torgem Tersanesi önünde
yap›lan bas›n aç›klamas› ile k›nand›. Cem Dinç'e yönelik patron sald›r›s›n› k›nayan tersane iflçileri, ücretleri ödenene kadar direnifli sürdüreceklerini ilan etti.
Tufan Sertlek Dev Sa¤l›k-‹fl Genel Sekreteri
Hükümet “Demokratik Aç›l›m” konusunda ne diyor? Benim anlad›¤›m bugüne kadar söyledi¤i en önemli fley : Daha fazla kan dökülmesin, daha fazla analar a¤lamas›n. Kuflkusuz insani bir yaklafl›m olmas› hasebiyle önemsenmeyecek bir yaklafl›m de¤il. Ancak can s›k›c› bir durum var ki, bafl›ndan beri gerek AKP sözcülerinin a¤z›ndan gerek Baflbakan’›n a¤z›ndan bir kez olsun farkl› bir fley duymad›m. Hepsi “Analar daha fazla a¤lamas›n, daha fazla kan dökülmesin.” dedikten hemen sonra bahsettikleri analar›n flehit analar›, dökülmesinden üzüntü duyduklar› kan›n ise güvenlik kuvvetlerine ait oldu¤unu ifade etmek gere¤ini duyuyor. CHP ve MHP’nin zaten böyle bir derdi olmas›n› beklemek hayal. Üstelik CHP sözcüsü Onur Öymen daha ileri giderek “Çanakkale savafl›nda, Sakarya’da binlerce flehit verdi¤imizde kimse yaz›k bu ölenlere dedi mi, kimse ölmesin diye mücadeleden vazgeçildi mi?” diye sorarak AKP’yi s›k›flt›rmaya çal›fl›yor. Devlet Bahçeli ise halen Kuzey Irak’taki federe devlete “Kürt devleti” diyemiyor, “Peflmerge devleti” diyor. Kürt laf›n› a¤z›na almaktan bile nefret ediyor belli… AKP ve/veya müttefikleri neyi nereye kadar götürmeye hedefliyorlar tam olarak bilmek mümkün de¤il. Ancak Habur’dan giren PKK’l› ve Kürtleri karfl›lama gösterilerindeki coflku Türklerin gururunu incitmifl görünüyor ya da öyle olmas› isteniyor. Öyle olmas› isteniyor diyorum çünkü “safkan” Türklerin yaflad›¤› varsay›lan Orta Anadolu illerinden halen ciddi bir tepki gelmedi. Daha çok Kürt göçü alm›fl metropolitan illerden yükselen “ulusalc›”, “milliyetçi” tepkileri gördük bugüne kadar. Ancak flunu söylemek mümkün: E¤er hükümet ve müttefikleri bu sorunun üzerine gidecek ve bir nebze olsun iyileflme sa¤lanacaksa bu; Türklerin gururunu incitmemeye gösterilen özen kadar Kürtlerin de gururunu da incitmemeye özen göstermekle mümkün olacakt›r. E¤er bu ülkenin hükümeti dökülen bunca Kürt kan›ndan ve analar›n›n gözyafl›ndan herhangi bir rahats›zl›k duymuyorsa bu sorunu eflitlikçi bir yaklafl›mla nas›l çözecektir? Bu savaflta yitirilen 35 bine yak›n insan›m›zdan 25 bine yak›n› devlet taraf›ndan öldürülmüfl olsa gerek. Hükümet ne zaman bu savaflta öldürülen PKK’liler için duydu¤u üzüntüden bahsedecektir, ne zaman cesetleri getirilip kap› önlerine f›rlat›lan çocuklar›n da bir anas› oldu¤u kabul edilecektir? Bu yap›lmadan, bu en basit en insani yaklafl›m› göstermeyi baflaramadan koskoca 80 y›ll›k Kürt sorunu nas›l çözülecektir? Çat›flmalarda kaybedilen asker cenazeleri vatandafllar›n da kat›ld›¤› görkemli devlet törenleriyle kald›r›ld›. Evlat ac›s›n› ne kadar hafifletir bilinmez ama analar, babalar biraz olsun onore edildi. Peki ya öldürülen PKK’liler ve onlar›n analar›. Ço¤unun cenazesi ailesine bile verilmedi, ya kurda kufla teslim edildi ya habersizce gömüldü. Aileleri gidip bir çiçek koyacak, anma yapacak mezara bile sahip de¤iller. Onur Öymen, AKP’yi PKK’ye taviz vermekle elefltiriyor ve görüflmenin 10 Kas›m’da yap›lmas› nedeniyle Atatürk’ü örnek veriyor: “Atatürk fieyh Sait isyan›nda ne yapm›flt›, Dersim isyan›nda ne yapm›flt›” diye soruyor. Sosyal Faflizm böyle mi oluyor diye soras› geliyor insan›n. O isyanlarda çok k›sa sürelerde say›lar› on binlerle ifade edilen Kürt öldürülmüfltü. Bir tarafta Kürtlerin gönlünü almaktan bile imtina eden bir çözüm mercii di¤er taraftan hala utanmadan Kürtleri, Türk milletinin bir alt kültürü olarak gördüklerini söylemekten b›kmayan “ulusalc›”, “milliyetçi” meclis muhalefeti. Kürt sorunu demokratik sokak muhalefetini bekliyor; Kürtlerin Türklerle eflit haklara sahip oldu¤u bir Türkiye için. Analar›m›z›n gözyafllar› da gençlerimizin dökülen kanlar› da ancak o zaman sonsuza kadar kesilir.
12 Kas›m 25 Kas›m
8 DÜNYA
Barikat› Aflmak Münür Rahvanc›o¤lu Baraka Aktivisti
K›br›s’ta son befl y›l›n en kitlesel, en militan ve en coflkulu eylemi 28 Ekim günü gerçekleflti. Eyleme coflku katan temel olgunun KTÖS’ün kararl› inisiyatifi ile polis barikat›n›n üzerine yürünmesi ve yirmi yedi sendikaya üye binlerce emekçinin birleflik gücü sonunda barikat›n afl›lmas› oldu¤u kuflku görütürmez bir gerçek. ‹nsanlar sokaklarda, gençler okullar›nda ve emekçiler ifl yerlerinde hala bu eylemi ve barikat›n afl›lmas›n› konufluyorlar. Gerek eylemi yaratan koflullar gerekse de bu eylemle birlikte ortaya ç›kacak olas› durumlar çok daha uzun de¤erlendirmelerin konusu olabilir. Ancak biz burada d›flardan bakan gözlere ilginç gelebilecek olan bir konuyu; s›radan bir barikat aflma olgusunun nas›l olup da tüm bir halk› coflku sarmal›na sürükleyebildi¤ini tart›flmaya çal›flaca¤›z. K›br›sl› Türkler mücadeleci, kararl› ve hatta zaman zaman anlams›z derecede inatç› insanlard›rlar. Ancak 1974 sonras› yaflanan bir dizi geliflme K›br›sl› Türklerin kendilerine olan güvenini ciddi ölçüde erozyona u¤ratm›flt›r. 1974 sonras› yaflanan travma sadece d›flar›dan gelen ve karfl›s›nda direnmenin oldukça güç oldu¤u bir güce boyun e¤mek ve bunun yaratt›¤› moral bozuklu¤u olarak anlafl›lamaz. Tam aksine K›br›sl› Türklerin yaflad›¤› hayal k›r›kl›¤› sürekli bir flekilde ihanete u¤rama duygusu ile ba¤lant›l›d›r. Halk›m›z kendine olan güvenini kaybetmifltir çünkü sistematik bir flekilde kendinden sayd›klar› taraf›ndan aldat›lm›fl, yar› yolda b›rak›lm›fl ve ihanete u¤ram›flt›r. 1981 genel seçimlerinde UBP karfl›s›nda halk›n oylar› ile ço¤unlu¤u sa¤layan sol partilerin kendi içinde yaflanan ihanet ve istifalar bu süreci bafllatan halka de¤ilse bile en çok bilineni ve ilk hat›rlanan›d›r. Bu istifalar sayesinde UBP az›nl›k hükümeti kurabilmifl, 1983 y›l›nda halk›n büyük ço¤unlu¤unun karfl› oldu¤u bir darbe sonucunda KKTC ilan edilebilmifltir. Bugünkü Cumhurbaflkan› M.A. Talat, bir gün öncesine kadar keskin bir karfl› duruflu olan partisi CTP’nin son gece yap›lan toplant›s›nda KKTC’nin ilan›n› destekleme karar› almas›n› Erdal Güven’in kitab›nda “o gece a¤lad›m” diye anlatmaktad›r. O gece a¤layan sadece Talat de¤ildir. “KKTC’ye hay›r” bildirileri da¤›tan, mitinglere kat›lan, eylemlerde tutuklanan yüzlerce insan ve TKP’li olsun CTP’li olsun, partilerinin bu darbeye onurlu bir flekilde “hay›r” diyece¤ini düflünen on binlerce onurlu K›br›sl› Türk a¤lam›flt›r o gece. Ard›ndan gelen 1986 UBP-TKP hükümeti ve TKP’nin UBP’leflmesi; sonras›nda yaflanan 1993 DP-CTP hükümeti ve CTP’nin DP’leflmesi küçümsenemeyecek birer travmad›r. Bunlar›n eksiksiz bir listesini yapmak için yerimiz çok dar ancak son darbenin CTP’nin son hükümeti döneminde vuruldu¤unu; kendi kaderini çizmek isteyen onbinlerce K›br›sl› Türk’ün aylar süren mücadelesi sonucunda büyük ortak olarak hükümet kuran CTP’nin Türkiye’deki AKP hükümetinin bir flubesi gibi davranmas›n›n yaratt›¤› ruh halini mutlaka belirtmemiz gerekiyor. Tüm yaflananlar halk›m›z›n gerek kendi gücüne ve yapabileceklerine gerekse de örgütlü solun inand›r›c›l›¤›na ciddi bir kuflku ile bakmas›na neden olmufltur. Baflta da söyledi¤imiz gibi K›br›sl› Türkler mücadeleci ve kararl› insanlard›rlar. Ancak kendi içlerinden ç›kan, kendilerinden sayd›klar› ve onlarla ayn› söylemlere sahip odaklar›n ihaneti bu kararl›l›¤› ciddi oranda törpülemifltir. Son befl y›ld›r hiçbir sosyal hak arama eylemi (1 May›s gösterilerini istisna kabul edersek) bin kifliden fazlas›n› toplayam›yorken, 28 Ekim tarihinde 3000 emekçiyi (baz› gazetelere göre 5000) bir araya getiren olgu nedir? Bunun bizce iki tart›flmas›z nedeni vard›r. Birincisi CTP döneminde kuvvetlenerek ilerleyen ve flimdi “Göç Yasas›” “Sendikas›zlaflma Yasas›” olarak önümüze dikilen neo-liberal uygulamalar zincirinin bireysel kurtuluflu imkans›z k›ld›¤›n›n net olarak anlafl›lmas›d›r. ‹kincisi ve bizce en önemlisi; CTP döneminde de karfl›m›za dikilen bu yasalara kendini UBP’den ayr›flt›rarak karfl› ç›kt›¤› gibi, flimdi UBP döneminde ortaya konan bask›larla da kendini CTP’den ayr›flt›rarak mücadele eden bir muhalefet oda¤›n›n varl›¤›d›r. Böylece K›br›sl› Türkler, CTP’nin veya UBP’nin hükümetçilik oyunlar›na alet olmad›klar›n› bilerek, gönül rahatl›¤› ile protestolara kat›labilmektedirler. Son aylarda eylemlere kapat›lm›fl olan Meclis ve TC Elçili¤i önünden geçen yolun, barikat aflan militan bir mücadele sonucunda halk›n kendi elleri ile aç›lmas›, üstelik bundan hem UBP’nin hem de CTP’nin eflit oranda rahats›z olmas› K›br›sl› Türklerdeki coflkunun ana kayna¤›d›r. K›br›sl› Türkler, ihanetlerle geçen 30 y›l›n sonunda hala irade gösterebilmenin coflkusunu yaflamaktad›rlar. Ancak halk›m›z›n bu coflkusunu paylaflmakla beraber, biz devrimcilere düflen görev; önümüzde daha çok uzun bir yol oldu¤unu bilmek, halk›m›z›n gerçek örgütünü infla etmek üzere daha s›k› bir çal›flma içine girmektir. Çünkü egemenler 28 Ekim tarihini k›rm›z› kalemle iflaretlemifltir ve bu eflik afl›ld›ktan sonra mücadelenin gelece¤i daha zorlu bir aflamaya girmifltir.
2009
Genel grev barikat› aflt› K›br›sl› Türk emekçiler, genel greve giderek “Göç Yasas›” ad›yla an›lan yasa tasar›s›n› protesto etti. Polis barikat›n› aflarak Meclis önünde miting yapan K›br›sl›lar, “Göç etmek istemiyoruz, Ankara elini yakam›zdan çek” dedi K›br›s’›n kuzeyinde 27 sendika, “Göç Yasas›”, “Sendikas›zl›k Yasas›” olarak an›lan ve Meclis’in gündeminde bulunan “Kamu Çal›flanlar›n›n Ayl›k Maafl, Ücret ve Di¤er Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasa Tasar›s›”na karfl› 28 Ekim Çarflamba günü genel greve gitti. Ayn› gün bir miting gerçeklefltirmek üzere yürüyüfle geçen K›br›sl› Türk emekçiler, Meclis ve Türkiye Cumhuriyeti (TC) elçili¤i önünde polis barikat› ile karfl›laflt›. Barikat› aflan emekçiler, Meclis önünde coflkulu bir eylem gerçeklefltirdi. Barikat afl›ld› Aralar›nda ö¤retmen, memur, iflçi, doktor, hemflire ve akademisyenlerin de bulundu¤u yaklafl›k 2 bin emekçi, 10.30’dan itibaren Meclis’in arka soka¤›nda toplanmaya bafllad›. Polisin TC elçili¤i ve Meclis önünde eylem yap›lmas›n› engellemek için caddenin bafl›na kurdu¤u barikatla karfl›laflan emekçilerin barikat› aflmak istemesi üzerine polis iflçilere sald›rd›. Ç›kan çat›flmada az say›da eylemci ile birkaç polis hafif yaralan›rken, barikat› aflan emekçiler coflkulu bir biçimde Meclis önüne yürüdü. ‘Ankara elini yakam›zdan çek’ Meclis önünde miting düzenleyen K›br›sl› Türk iflçiler, “Birlik, mücadele, dayan›flma”, “Uflaklar d›flar›, halk iktidara”, “fieriatç› AKP, ifl-
Miting nedeniyle 19 iflçiye dava aç›lmas›n› protesto için yap›lan eyleme Baraka Kültür Merkezi, “Umutlar›n Kuflat›lmas›n Bu Abluka Da¤›t›lacak” pankart› ile kat›ld›
birlikçi UBP” ve “Ankara elini yakam›zdan çek” sloganlar› att›. Sendika temsilcilerinin ve ö¤rencilerin konuflma yapt›¤› miting yaklafl›k bir saat sürerken, eylemciler ellerinde “Türkiye Gepetto, Hükümet Pinokyo”, “Hedef belli: yüzde 50 asimilasyon, yüzde 50 göç”, “Halk düflman› UBP’ye geçit yok” dövizleri tafl›d›. Baz› eylemcilerin, TC elçili¤i duvar›na as›lan “TC K›br›s Valili¤i” pankart› dikkat çekti. 19 iflçiye dava Meclis önünde düzenlenen miting nedeniyle aralar›nda K›br›s Türk Amme Memurlar› Sendikas› (KTAMS) üyesi ve Baraka aktivisti olan 2 kiflinin de bulundu¤u 19 eylemciye dava aç›ld›. Eylemcilerin suçu “polisi darp” fleklinde aç›klan›rken, sendikalar polise tepki gösterdi. Lefkofla Polis
Müdürlü¤ü önünde eylem yapan sendikalar, “bunun ad› faflizan bask›, mücadeleye devam edece¤iz, bask›lar bizi y›ld›ramaz” dedi. KTÖS Genel Sekreteri fiener Elcil, yap›lan mitingin demokratik kurallar çerçevesinde oldu¤unu; fakat polis ve hükümetin, TC Lefkofla Büyükelçili¤i’nden ald›¤› talimatlar› uygulayan bir mekanizma oldu¤unu ifade etti.
KTAMS Genel Baflkan› Ahmet Kaptan ise K›br›s Türkü’nün tarihin hiçbir evresinde hiçbir bask›ya boyun e¤medi¤ini söyledi. ‘K›br›sl› göç etmek zorunda kalacak’ Mitingi düzenleyen 27 sendika ülke genelinde da¤›t›lan ortak imzal› bildirisinde “Bu yasa göç yasas›d›r. Göç etmek istemiyorsan direnelim” ifadesi kullan›ld›. Sen-
dikalar, “Kamu Çal›flanlar›n›n Ayl›k Maafl, Ücret ve Di¤er Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasa Tasar›s›”n›n kamu çal›flanlar›n›n ve sendikalar›n sonunu getirecek düzenlemeleri bar›nd›rd›¤›n› belirterek karfl› ç›k›yor. Sendikalar, yasan›n geçmesi halinde maafllar›n asgari ücrete çekilece¤ini, çal›flanlar›n bayram ikramiyesi, k›dem tazminat› gibi ek ödeneklerinin
tarihe kar›flaca¤›n› ve sendikalar›n etkisizlefltirilmesi ile toplu ifl sözleflmesi gibi kazan›mlar›n yok edilece¤ini ifade ediyor. Genç nüfusun bu koflullar alt›nda K›br›s’ta yaflayamayaca¤›n› belirten sendikalar, bunun ucuz ve de¤iflken bir iflgücü yaratmay› amaçlad›¤›n› ve gençlerin göç etmek zorunda kalmas› ile sonuçlanaca¤›n› vurguluyor.
Goldstone Raporu BMGK’de onayland› ‹srail ve Hamas’› Gazze’de savafl suçu ifllemekle suçlayan Goldstone Raporu, Birleflmifl Milletler ‹nsan Haklar› Konseyi’nin ard›ndan Birleflmifl Milletler Genel Kurulu’nda da onayland›. Bat›l› ülkelerin ço¤u ret ya da çekimser oy kulland› Birleflmifl Milletler Genel Kurulu, ‹srail’in Gazze’de gerçeklefltirdi¤i kanl› operasyon s›ras›nda ‹srail devletini ve Hamas’› savafl suçu ifllemekle suçlayan Goldstone Raporu’nu onaylad›. Karar 114 ülkenin oyuyla kabul edilirken, oylamada aralar›nda ABD, ‹srail, Kanada ve Almanya’n›n da bulundu¤u 18 ülke “hay›r”, 44 ülke ise “çekimser” oy kulland›. Çekimserlerin aras›nda ‹ngiltere, Fransa ve Rusya da bulunuyor. BMGK’n›n Goldstone Raporu’nu onaylamas› ile ilgili konuflan
‹srail Baflbakan› Benjamin Netanyahu, BM’yi ciddiyetsizlikle suçlad›. Netanyahu bir gün BM’nin “dünyan›n düz oldu¤u” yönünde bir karar alabilece¤ini söylerken, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon raporun en k›sa sürede Güvenlik Konseyi’ne gönderilece¤ini aç›klad›. Goldstone Raporu’nun ertelenmesini talep etmesi ile gündeme gelen Filistin Devlet Baflkan› Mahmud Abbas, Ocak ay›nda yap›lacak seçimlerde aday olmayaca¤›n› aç›klad›. Abbas’›n aç›klamas›n›n ard›n-
dan aç›klama yapan Netanyahu, Abbas’›n aday olmamas›n›n ‹srail’i kayg›land›rd›¤›n› ifade ederek, bunun bar›fl görüflmelerini aksataca¤›n› belirtti. Netanyahu, sorunun çözülmesi için Filistin’in bafl›na Irak’›n eski lideri Saddam Hüseyin gibi bir liderin gerekli oldu¤unu öne sürdü. ‹srail Cumhurbaflkan› fiimon Peres’in ise Abbas’› arayarak karar›ndan vazgeçirmeye çal›flt›¤› iddia edildi. Öte yandan ‹srail D›fliflleri Bakan› Avigdor Lieberman, resmi temaslarda bulunmak üzere Danimar-
Zelaya: ‘Anlaflma geçersiz’
Tahran’da çifte protesto: 109 gözalt›
Honduras’ta Zelaya ile darbe hükümetinin uzlaflma sa¤lamas› üzerine hafifleyen siyasi kriz, Zelaya’n›n anlaflman›n geçersiz oldu¤unu aç›klamas› üzerine yeniden alevlendi Honduras’ta dört ay önce yaflanan askeri darbe sonras›nda süren siyasi kriz, darbeci hükümet ile meflru Devlet Baflkan› Manuel Zelaya’n›n geçici uzlaflma sa¤lamas› ile hafiflemiflti. Ancak Zelaya’n›n antlaflman›n flartlar›n›n yerine getirilmedi¤ini ve antlaflman›n geçersiz oldu¤unu ilan etmesiyle kriz yeniden alevlendi. Brezilya Büyükelçili¤i’nde bas›na konuflan Zelaya, yeniden devlet baflkan› olmas›na iliflkin meclis oyla-
mas›n›n yap›lmad›¤›n›, antlaflma gere¤ince 5 Kas›m’a kadar karma bir hükümetin kurulmas› gerekti¤ini ve bun u n
için hiçbir giriflimde bulunulmad›¤›n› belirterek "anlaflma art›k ölü bir k⤛t parças›d›r. Hükümlerinin yerine getirilmemesi bu anlaflmay› geçersiz k›lm›flt›r" dedi. Darbeci hükümetin yapt›¤› ufak de¤iflikliklerin hiçbir anlam ifade etmedi¤ini belirten Zelaya, darbeci hükümetin kamuoyunu 29 Kas›m seçimlerine kadar oyalamay› ve seçimlerde de yolsuzluk yaparak kendisini tasfiye etmeyi amaçlad›¤›n› iddia etti.
ka ve Hollanda’ya gitti. Lieberman’›n temaslar› s›ras›nda “teröre karfl› savafl” bahanesini kullanarak Goldstone raporuna karfl› tav›r sergilenmesi konusuna a¤›rl›k verece¤i ifade ediliyor. Di¤er yandan, ‹srail Baflbakan› Benjamin Netanyahu’nun, ABD Baflkan› Barack Obama ile görüflmek üzere Washington’a gitti¤i bildirildi. Netanyahu’nun Obama ile görüflmesinin ard›ndan Paris’e geçerek Fransa Cumhurbaflkan› Nicholas Sarkozy ile görüflece¤i belirtildi.
ABD Tahran Büyükelçili¤i’nin ‹ranl› ö¤rencilerce bas›lmas›n›n y›ldönümünde yap›lan törenler, bu y›l hükümet karfl›tlar›n›n protestolar›na sahne oldu. “Diktatöre ölüm” sloganlar› atan Mir Hüseyin Musevi yandafllar›n›n düzenledi¤i gösterilere güvenlik güçlerinin sald›rmas› üzerine ç›kan çat›flmalar sonucu 109 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› bildirildi. Polisin göstericiler üzerine atefl açt›¤› ileri sürüldü.
Chavez: ‘Savafla haz›r olun’
ABD’de askeri üsse sald›r›
GM vazgeçti, 10 bin kifli iflsiz
Lübnan’da yeni hükümet
n Venezüella lideri Hugo Chavez, Kolombiya ile yaflanan diplomatik gerilime yan›t olarak Venezüella ordusuna “savafla haz›r olun” talimat› verdi. Haftal›k televizyon program›nda aç›klama yapan Chavez, “Savafltan korunman›n en iyi yolu ona haz›rlanmakt›r. Bir gün bile kaybetmeden ifle koyulal›m. Savafla haz›r olal›m, çünkü bu hepimizin sorumlulu¤udur” dedi. Yedi yeni ABD üssüne ev sahipli¤i yapmaya haz›rlanan Kolombiya Devlet Baflkan› Alvaro Uribe ise Birleflmifl Milletler Güvenlik Konseyi ve Amerikan Devletleri Örgütü’nden yard›m talep ederek, “Kolombiya herhangi bir savaflç› hamlede bulunmaktan kaç›nacakt›r” dedi. Venezüella geçen hafta, Kolombiyal› kontrgerillalar›n yürüttü¤ü faaliyetlere karfl›, Kolombiya s›n›r›nda 15 bin kiflilik bir kuvvet konuflland›rm›flt›.
n ABD’nin Teksas eyaletinde bir askeri üsse düzenlenen sald›r›da 12 kiflinin öldü¤ü, 30 kiflinin de yaraland›¤› bildirildi. Fort Hood flehrinde bulunan bir askeri üste meydana gelen sald›r›n›n Ürdün as›ll› bir ABD’li olan Binbafl› Malik Nidal Hasan taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i ifade ediliyor. Binbafl› Hasan’›n orduda psikiyatr doktor olarak görev yapt›¤›, Irak ve Afganistan’dan dönükten sonra psikolojik sorunlar yaflayan askerlere hizmet verdi¤i belirtiliyor. Irak’a yollanmak üzere olan Hasan’›n bölgeye gitmek istemedi¤i kaydedildi. Malik Nidal Hasan’›n herhangi bir terör örgütü ile iliflkisi bulunmad›¤› ifade edildi. Hasan’›n, katliam› travma nedeniyle yapt›¤› kan›tlanamazsa ald›¤› kurflun yaralar› nedeniyle felç olan Hasan, idam cezas›na çarpt›r›lacak.
n ABD’li otomotiv devi General Motors’un (GM) sat›fl›na günler kala Opel’i satmaktan vazgeçmesiyle Almanya’da yükselen tansiyon, 6 Kas›m günü 10 bin Opel iflçisinin iflten ç›kar›laca¤›n›n aç›klanmas›yla yükseldi. Almanya’da binlerce Opel çal›flan› soka¤a dökülürken, sendikalar protesto eylemlerini Avrupa genelinde gerçeklefltirmeyi planl›yor. Opel’in Almanya’daki dört fabrikas› Rüsselsheim, Bochum, Kaiserslautern ve Eisenach’ta fabrika içinde ve önünde düzenlenen protesto eylemlerine binlerce iflçi kat›ld›. GM Baflkan Yard›mc›s› John Smith, Opel’in Avrupa biriminden iflçi ç›kar›larak giderleri yüzde 30 azaltmay› düflündüklerini ifade etti. GM, Opel’i Kanadal› Magna ve Rus Sherbank ortakl›¤›na satmay› planl›yordu ancak GM sat›fla birkaç gün kala vazgeçti¤ini aç›klam›flt›.
n Lübnan’da seçimlerden 4 ay sonra hükümet nihayet kuruldu. Saad Hariri’nin Baflbakanl›¤›’nda kurulan "Ulusal Birlik Hükümeti" Cumhurbaflkan› Miflel Süleyman taraf›ndan onayland›. Saad Hariri'nin Cumhurbaflkan›’na sundu¤u 30 kiflilik "ulusal birlik hükümeti" kabinesinde ikisi Hizbullah olmak üzere muhalefetten 10 isim yer al›yor. Hariri'nin seçim koalisyonundan ise 15 isim bulunuyor. Kalan 5 isim ise savunma ve içiflleri bakanl›klar›n› da içerecek flekilde, Cumhurbaflkan› Süleyman taraf›ndan belirlendi. Hükümette Hizbullah ad›na Tar›m Bakan› Hüseyin El Hacc ve ‹dari Kalk›nma Bakan› Muhammed Fineifl yer al›yor. Seçimlerin ard›ndan 4 ay süre geçmesine ra¤men hükümetin kurulamas› nedeniyle siyasi kriz yaflanan Lübnan’da, seçimlerden birinci ç›kan Hariri’nin hükümeti kurmak için 5 ay süresi bulunuyordu.
12 Kas›m 25 Kas›m
2009
DOSYA 9
‘Düzen Alevisi olmayaca¤›z’
Ali Ergin DEM‹RHAN
Toplumsal muhalefet tarihinin en kitlesel mitinglerinden birini gerçeklefltiren Aleviler, AKP iktidar› karfl›s›nda rejimi savunan statükocu bir duruflla de¤il sistem karfl›t› talep ve söylemlerle alandayd›. Mitinge CHP’den DTP’ye, sosyalistlerden sendikalara genifl bir yelpaze kat›ld› Alevi Bektafli Federasyonu (ABF) öncülü¤ünde Kad›köy’de düzenlenen 'Ayr›mc›l›¤a karfl› Eflit Yurttafll›k Hakk›' mitingine yüz binlerce kifli kat›ld›. AKP hükümetinin Alevi haklar› konusunda att›¤› ad›mlar› samimiyetsiz olarak niteleyen Aleviler, eflit yurttafll›k taleplerini dile getirdi. Pek çok demokratik kitle örgütü ve sol partinin de destek verdi¤i, milletvekillerinin ve sendika temsilcilerinin kat›ld›¤› miting son y›llar›n en kitlesel eylemlerinden biri olarak kayda geçti. Türkiye’nin dört bir yan›ndan gelerek Kad›köy’de buluflan Aleviler, ‘zorunlu din dersinin kald›r›lmas›n›’, ‘Diyanet ‹flleri’nin la¤vedilmesini’ ‘33 ayd›n›n yak›larak katledildi¤i Sivas'taki Mad›mak Oteli'nin müze olmas›n›’, ‘cemevlerinin ibadethane say›lmas›n›’, ‘Alevi köylerine cami yap›lmas› ve imam gönderilmesi politikas›n›n terk edilmesini’, ‘nüfus cüzdanlar›ndaki din hanesinin kald›r›lmas›n›’ istedi. Haydarpafla Numune Hastanesi, Tepe Natilius
al›flverifl merkezi yönleri ve Sal› Pazar› olmak üzere üç noktada buluflan yüz binlerce kifli sloganlarla Kad›köy Meydan›’na yürüdü. Kalabal›k yollara s›¤may›nca kortejler gerilere do¤ru uzad›. “Devletin Alevi’si olmayaca¤›z” AKP iktidar› ile birlikte Alevi örgütleri içinde yaflanan ilerici bir kopufl ve ayr›flman›n devam› niteli¤indeki mitinge AKP karfl›tl›¤› damgas›n› vurmakla birlikte, bu devletçilikten, statükoculuktan çok sistem karfl›t› bir zeminde ifade edildi. Gerek at›lan sloganlar, gerek pankartlarla ifade edilen taleplerde yans›mas›n› bulan bu de¤iflim, bugüne kadar sürekli rejimin haz›r destekçisi olarak kabul edilen Alevi kitle içinde mutlak bir kopufla denk düflmese de muhalefet aç›s›ndan olumlu e¤ilimlerin güçlendi¤i bir manzara a盤a ç›kard›. Mitinge kat›lanlar›n kayda de¤er bir bölümü Cumhuriyet Mitingleri’nin simgesi haline gelmifl Türk bayraklar› tafl›d› ancak daha önceki mitinglere k›yasla, bu
kat›l›m biçiminin zay›flad›¤› görülüyordu. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” fleklinde sloganlarla yürüyen kortejler, toplam kitle içinde marjinal kald›. “Türkiye laiktir laik kalacak” fleklindeki sloganlar ise, kimileri att›rmaya çal›flsa da, kortejlerden bir karfl›-
l›k almad›. Aksine “100 bin imaml› laik devlet olmaz”, “Türkiye laik de¤ildir laik olacak” fleklinde sloganlar öne ç›kt›. Mitingde toplumsal muhalefetin di¤er talepleri de yayg›n biçimde dile getirildi. “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k” slogan› pek çok kortejde s›k s›k at›l›rken, Dersim’de baraj projelerine karfl› Munzur Vadisi’ni korumak için yürütülen mücadelenin talepleri de pankart, döviz ve sloganlara yans›d›. Orta s›n›flara nazaran yoksullar›n kat›l›m›n›n belirgin olarak öne ç›kt›¤› miting, toplumsal muhalefetin olduk-
ça genifl bir yelpazesinin yan yana geldi¤i, bir ölçüde birbiriyle kaynaflt›¤› bir manzara a盤a ç›kard›. Miting Sivas Katliam›’nda hayat›n› kaybedenler için sayg› durufluyla bafllad›. Daha sonra Hac› Bektafli Veli Dernekleri Genel Baflkan› Tekin Özdil, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Genel Baflkan› Fevzi Gümüfl, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Sekreteri ve ABF Baflkan› Ali Balk›z birer konuflma yapt›lar. Alevi örgütlerinin temsilcileri, AKP’nin Alevi politikalar›n› samimiyetsizlikle elefltirdiler ve Alevilerin, taleplerini sa-
ali@sendika.org
vunmak için kararl›l›kla mücadeleyi sürdürece¤ini, gerekirse do¤rudan eyleme geçece¤ini vurgulad›lar. “Bizler hak aramas›n› Pir Sultan’›m›zdan ö¤rendik” diyen Ali Balk›z, “Bizi çocuklar›m›z› din derslerine göndermeyerek boykot etmeye, dergahlar›n kira kontratlar›n› y›rtmaya mecbur etmeyin” diyerek, Alevilerin talepleri karfl›lanmad›¤› takdirde do¤rudan eyleme geçebilece¤inin sinyalini verdi. Aleviler bu mitingle, AKP’nin ikiyüzlü aç›l›m siyaseti ile sindirileyemecek diri bir muhalefet potansiyeli a盤a ç›karm›fl oldular.
Fevzi Gümüfl: ‘Statükonun Alevilere faydas› yok’ Alevilerin tarihsel olarak ezilenden yana oydu¤unu söyleyen Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Baflkan› Fevzi Gümüfl, mitingin Alevilerin di¤er hak mücadelelerinde birincil roller almas› için gereken özgüveni besledi¤ini söylüyor Halkevleri’nden kitlesel kat›l›m: Eflit Yurttafll›k Hakk› mitingine Halkevleri de kitlesel biçimde kat›ld›. Çukurova, Antalya, ‹zmir, Ankara, Eskiflehir ve Marmara bölgesinden Halkevcilerin yan›s›ra Avc›lar Parseller halk›, Sivas Y›ld›zeli Aslando¤an Köylüleri ve Okmeydan› Cemevi de Halkevleri kortejinde yer ald›. “Gericili¤e, ayr›mc›l›¤a, AKP’ye karfl› haklar›m›z için birlefliyoruz” yaz›l› bir pankart tafl›yan Halkevcileri, zorunlu din derslerini ve AKP’nin üniversitedeki tahakkümünü protesto eden Genç Umut ve Kolektifler izledi.
Ali Balk›z: ‘Biz hak aramay› Pir Sultan›m›zdan ö¤rendik’ Alevi Bektafli Federasyonu Genel Baflkan› Ali Balk›z, Alevilerin sorunlar›n›n kayna¤›nda bizzat sistemin bulundu¤unu ve düzeni rahats›z etmeden bir fley yapman›n mümkün olmad›¤› anlafl›ld›¤› için soka¤a ç›k›ld›¤›n› söylüyor Alevi örgütleri içinde AKP döneminde yaflanan hareketlili¤i, ilerici bir kopufl ve ayr›flma diye niteleyebilir miyiz? Alevi hareketinin örgütsel niteli¤inin geliflmesi, nitel ve nicel yeni bir karakter kazanmas› söz konusu. Dilekçelerle, görüflmelerle bir fleyin elde edilemeyece¤inin görülmesi Alevilere soka¤› iflaret etti. Bu da yürümek demek, buna göre örgütlenmek demek. Bu da devrimci bir bak›flla olur. Soka¤a ç›kmadan, düzeni rahats›z etmeden bir fleyler yapal›m diyenlerin, sa¤da olanlar›n, hükümetten, devletten nemalananlar›n Alevileri soka¤a davet edecek hali yoktu. Alevileri bilen, Pir Sultan’› iyi tan›yan, o devrimci damar› tafl›yan insanlar›n baflta olmas› gerekiyordu. Cem Vakf› ve güdümündeki birkaç dernek, yöneticiler düzeyinde ça¤-
ABF Baflkan› Ali Balk›z
r›m›za kat›lmasa da bu örgütlerin taban› daha cesur ç›kt›, mitingimize kat›ld›. Bu örgütler kendi sonlar›n› getirdi. Alevilere “Siz evinizden ç›kmay›n, ben görüflmeler yapar, hakk›n›z› arar›m. Siz cem yap›n, kurban kesin” diyenler sonlar›n› getirdiler. Alevilerin tepkisini tan›mlamak gerekirse, AKP karfl›t› m›, sistem karfl›t› m›, uygun tan›mlama nedir? Bizim sorunlar›m›z›n kayna¤› sistem. Bu AKP’yle, DYP’yle, ANAP’la bafllam›fl de¤il. Bugün AKP’ye isabet etti. AKP iktidar›, “Ben çok demokrat›m, eflitlikçiyim” diyordu. “Hadi buyur” dedi Aleviler de. Peki AKP Alevilerin sorunlar›n› çözmek istiyor mu? Öyle olsayd› mahkeme kararlar›n› uygulard›. Dan›fltay›n, A‹HM’nin kararlar› var. ‹lginçtir, televizyonda Diyanet ‹flleri’nden biriyle tart›fl›yorduk, flöyle bir fley dedi: “Bu talepler Sünnileri rahats›z eder.” Böyle alg›l›yorlar. AKP’nin bu anlay›fl› nedeniyle bunu gerçeklefltirmesi gerçekten zor. Talepleriniz karfl›lanmazsa boykot vs. gibi do¤rudan eylemler söz konusu olacak m›? Bunlar› tart›fl›r›z, ciddi ciddi konufluruz. Biz istiyoruz ki buna mecbur kalmadan taleplerimiz karfl›lans›n. Ama taleplerimiz karfl›lanmazsa “Ne yapal›m, istedik, yapam›yorlar” deyip evimizde oturmay›z. Art›k boykot mu gelir, hendek mi gelir, da¤, tepe mi gelir bilemeyiz.
Mitingde çok genifl bir toplumsal yelpazenin kat›lmas›n› neye ba¤l›yorsunuz? Alevi ö¤retisinin ayd›nlanmac› bir bak›fl aç›s› olmas›n›n bunda önemli bir rolü var. Hiç flüphesiz Alevi hareketinin Türkiye’nin demokratikleflmesine iliflkin vurgular›, daha eflitlikçi, özgürlükçü, adaletli bir Türkiye’den yana duruflu önemli rol oynam›flt›r. Alevilerin tarihsel olarak tafl›d›¤› damar, genel olarak haktan, hakl›dan, ezilenden yana bir damard›r. Mitinge kat›lnalar›n bir k›sm› Cumhuriyet Mitinglerine kat›lan insanlard›. Demek ki Alevilerin taleplerini do¤ru biçimde ifade edince, eflitlikçi, özgürlükçü bir söylemle bir araya getirince böylesi olumlu bir tablo yarat›labiliyor. Soka¤›n gerçekli¤ini, dilini kavrayabilen do¤ru önderli¤in rolünü de yads›mamak gerekiyor. Alevi hareketinin sol yelpazenin çeflitli aktörleri ile iliflkisi konusunda neler düflünüyorsunuz? Bu enerji birikiminin, kapasitenin mutlaka Türkiye’nin demokratikleflmesi sürecine aktar›lmas› gerekir. Gereken, bir Alevi partisi de¤il. Tek bafl›na Alevi hareketi de yetmez. Sol birikimle birlikte bir toplumsal
fiaklaban aç›l›m› Alevilere yak›n geçmiflte flaklaban diyen AKP kadrolar›n›n aç›l›m flovlar› ifle yaram›yor
muhalefet hareketinin yarat›lmas› gerekir. Var olan statükonun korunmas›n›n Alevi toplumuna bir faydas› yok. Aleviler solla beraber yürümeye, hak taleplerini soka¤a yans›tmaya devam etmeli, aya¤› sokakta olmal›. Aleviler ikincil rollere al›flm›fl PSAKD bir topluluk. BirinBaflkan› cil rollere giriflebilFevzi mesi için, özgüGümüfl venlerini art›rmak gerekiyor. Alevileri her türlü hak talebinin yan›nda olabilecek bir toplum haline getirmek laz›m.
Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün Tunceli gezisinde bir cemevini ziyaret etmesi ile yeniden gündeme getirilen Alevi aç›l›m› tart›flmalar› karfl›s›nda, Alevi örgütleri, AKP’ye güvenmediklerini belirtti. Eflit Yurttafll›k Hakk› mitinginde konuflan PSAKD Genel Baflkan› Fevzi Gümüfl, AKP’nin aç›l›m›ra dair flunlar› söyledi: “Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, Tunceli’de cemevini ziyaret etti. Onun ayakkab› ç›kara-
Art›k rejimin teminat› de¤iller
rak cemevine girmesi, kimi çevrelerce alk›flland›. Say›n Cumhurbaflkan› ayakkab› ç›kararak cemevine girdiyse elbette do¤rusunu yapm›flt›r. Ama Cumhurbaflkan› bilmelidir ki, cemevine sayg›n›n ilk koflulu Alevilerin ibadet yerini tan›makt›r. Ayakkab› ç›karmak yetmez. E¤er bunu yapmazsan›z, gün gelir, o ayakkab›n›z kap›n›n önüne konulur. Sevgili yarenler, yoldafllar; AKP’nin Alevi aç›l›m›n›n arka plan›nda devlet Alevili¤i yaratma plan› vard›r. AKP, güya Alevi çal›fltaylar› ile göz boyamaya çal›flmaktad›r ve Alevilerin sorunlar›n› çözece¤i gibi bir aldatmaca yaratmaktad›r. Biz bu Muaviye oyunlar›n› tarihten beri iyi biliriz, tuzaklara düflmeyiz. Mayas›nda özgürlük, eflitlik, adalet olmayan bir iktidar Alevilere özgürlük getiremez.”
8 Kas›m’da muhalefet tarihinin en kitlesel eylemlerinden birini gerçeklefltiren Alevilerin, AKP’ye karfl› neyi savunduklar›n›n sosyalistler taraf›ndan iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Alevilerin bugünkü AKP karfl›tl›¤›, AKP’nin tasfiye etti¤i “de¤erleri” savunan statükocu bir muhalefet de¤il, ne AKP’de ne de tasfiye edilende var olan “eflit yurttafll›k hakk›n›” savunan sistem karfl›t› bir muhalefettir. Bu tespit, Aleviler aras›nda statükocu e¤ilimlerin bulunmad›¤› anlam›na gelmemektedir. Söz konusu olan, statükocu e¤ilimlerin giderek yerini ilerici e¤ilimlere terk etmekte oluflu ve her iki e¤ilimi de bar›nd›ran bu genifl toplumsal kesimin yüzünün art›k geçmifle de¤il gelece¤e döndü¤üdür. ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganlar›n›n art›k duyulmaz olup, yerini ‘laik de¤ildir laik olacak’ sloganlar›na terk etmesi; Cumhuriyet Mitinglerinden kalma bayraklarla yürüyenlerin, pek yabanc›l›k hissetmeden devrimci gruplar›n kortejlerine, sloganlar›na efllik etmesi; kürsüye sistemin eskisini de yenisini de sorgulayan, elden gideni de¤il elde hiç olmayan› talep eden konuflmalar›n hakim olmas› bu de¤iflimin bariz yans›malar› olarak de¤erlendirilebilir. Diyanet la¤vedilsin, zorunlu din dersi kald›r›ls›n, cemevleri ibadethane olarak kabul edilsin, Alevi köylerine cami yap›lmas›n gibi talepler dönüfltürülmekte olan eski cumhuriyeti yeniden ça¤›ran de¤il, yeni bir cumhuriyet aray›fl›n› ifade eden taleplerdir. Ne var ki, Aleviler hâlâ rejimin, devletin, cumhuriyetin teminat› olarak tan›mlanabilmektedir. CHP’nin bu yaklafl›ma sahip olmas›nda bir tuhafl›k yoktur. Aleviler üzerinde etki sahibi olan her siyasi güç, Aleviler içinde var olan e¤ilimlerden hangisini kendi siyasi projesine uygun görüyorsa onu güçlendirmeyi, öne ç›karmay› tercih edecektir. Tuhaf olan sosyalistler içinde Alevileri “Cumhuriyetin teminat›” olarak tan›mlayanlar›n, statükocu e¤ilimi olumlayanlar›n yer almas›d›r. TKP’nin, 8 Kas›m mitinginde tafl›d›¤› ‘Yeniden Cumhuriyet, Mutlaka Sosyalizm’ pankart›na ve sol.org.tr haberlerindeki “Cumhuriyetin teminat›y›z” vurgular›na da yans›yan bu tutumu, uzunca bir süredir izledi¤i “Cumhuriyetin kazan›mlar›n› koruma” siyasetinin anlafl›l›r bir sonucu olsa da, genel anlam›yla sosyalist siyaset aç›s›ndan pek de anlafl›l›r de¤ildir. TKP, Aleviler içinde giderek belirginleflmekte olan ilerici e¤ilimi güçlendirmektense, zay›flamakta olan statükocu e¤ilimi sahiplenip buna ilerici bir maya çalabilece¤ini sanmaktad›r. Burada TKP’nin tutumundan çok, bu tutuma da çanak tutan ve sola hakim olan yanl›fl bir alg›n›n, Alevilerin devletçi oldu¤u alg›s›n›n sorgulanmas› gerekmektedir. ‹flin do¤rusu, Alevilerin devletçili¤i tart›flmal›d›r. Yaflamlar›n›, kültürlerini, geleceklerini sürekli tehdit alt›nda hisseden; ve siyasal tutumlar›n›n temelinde de dinsel ya da kültürel pozisyonlar›yla iç içe geçmifl bu tehdit ve d›fllanma alg›s› yatan bir toplumsal kesimin tarihsel deneyimlerinin kaç›n›lmaz sonucudur bu. Cumhuriyet sonras›, devlete ve devletin partisine sunduklar› güçlü destek, rejimi mutlak olarak onaylad›klar› ya da rejimle bütünlefltikleri için de¤il, eldeki kuflu yani k›smi kazan›mlar›n› kaybetmek istemedikleri içindi. O nedenle de Cumhuriyet dönemi boyunca, Cumhuriyetin ordusu ve partisinin aç›k katk›lar›yla maruz kald›klar› ayr›mc›l›¤a, fifllenmeye, d›fllanmaya, katliamlara ra¤men devleti kolay kolay terk edemediler. Problemli de olsa bir laikli¤inin hat›r›na Cumhuriyeti desteklediler. Çünkü Cumhuriyetle geride b›rak›lan Osmanl›, gayrimüslümlere karfl› ‘hoflgörülüyken’ Alevilere horgörülüydü. Ancak Alevilerin sa¤lamc› yaklafl›mlar› nedeniyle bundan önce b›rakmak istemedikleri bu dal art›k çat›rd›yor. 28 fiubat’ta “gönülleri fetheden” ordu, AKP iktidar› ile birlikte Alevilerin umutlar›n› k›rd›. Bafla geldi¤inde “hükümet olduk ama iktidar olamad›k” diyen AKP’nin art›k iktidar oldu¤u, devlet oldu¤u görüldü. Alevileri soka¤a indiren, güvenilen da¤lara kar ya¤mas›, art›k iflin bafla düflmesiydi. Art›k sokakta, emekçi a¤›rl›kl›, sistem karfl›t› vurgular› giderek belirginleflen ve toplumsal muhalefetin di¤er taleplerini de sahiplenen bir Alevi hareketi yer almakta, en az›ndan etkili bir toplumsal hareketin sinyallerini vermektedir. Ancak Alevilerin bu potansiyelini sürükleyebilecek ve CHP’den kopartacak bir önderli¤i ya da alternatif bir sol hareket bulunmamaktad›r. Mevcut önderlik Aleviler içinde ilerici bir kopufl ve ayr›flmay› baflarm›flsa da, henüz Alevileri ezen iktidarla köklü bir hesaplaflmaya girmifl de¤ildir. Cumhuriyetin kazan›mlar›n› savunarak Alevilerin gönlünü fethedeceklerini sananlar›n da, Alevileri do¤ufltan solcu sananlar›n da, ‹slamc›lar›n k›flk›rt›lm›fl taleplerini ‘demokrasi’nin ve insan haklar›n›n unsurlar› olarak görüp onlarla ittifak kuran ve Alevi hareketini kimlik siyaseti çerçevesinden gözleyen liberal solun da CHP karfl›s›nda hiçbir flans› yoktur. Sol, Alevi hareketinin ilerici e¤ilimlerini, sistem karfl›tl›¤›n›, emekçi karakterini, toplumsal muhalefetin di¤er unsurlar›yla kaynaflma e¤ilimlerini güçlendirmelidir. Siyasal iddialar›n› savunmak için bedel ödemekten kaç›nmayan güven verici bir mücadele çizgisi ortaya koymal›d›r. Bu büyük potansiyelle ancak bu flekilde anlaml› bir iliflki kurabilir. Yoksa, Aleviler rejimin teminat› olmad›¤› gibi, solun çantada keklik kitlesi de de¤ildir.
12 Kas›m 25 Kas›m
10 K‹BELE Görünmez emek görünür olursa... Duygu Hatipo¤lu
Haklar›m›z için
Avukat
PORTRE: MIRABAL KARDEfiLER
Bu y›l›n bafl›nda yine bu köflede, kad›nlar›n ev içi eme¤inin yok say›ld›¤› bir karar› paylaflm›flt›k. “Anayasa Mahkemesi, 1.1.2002 tarihinden önce evlenen yaklafl›k 17 milyon kad›n› ilgilendiren karar›n› geçti¤imiz günlerde verdi ve düzenlemelerin Anayasa'y› ihlal etmedi¤ini hüküm alt›na ald›. Bunun anlam›, evlilikte kad›nlar›n ev içi ve ev d›fl› emeklerinin yok say›lmas› ve evlilikte yap›lan katk›n›n karfl›l›¤›n›n “flekli” olarak korundu¤udur. Asl›nda bu pek de sürpriz bir karar de¤il. Çünkü geçen sene Yarg›tay, “Kad›n›n yemek, temizlik yapmas› ve çocuklar›n bak›m›n› üstlenmesi, mal edinimine katk› say›lamaz" kararlar›yla, çal›flmayan kad›nlar›n evlilikte edinilen mallar üzerinde hak sahibi olmas›n› engelleyecek bir karar alm›flt›” diye yazm›flt›k. Bu kez, geçenlerde Radikal gazetesinde haber olan ancak tarihi pek de yeni olmayan bir karardan bahsetmek istiyoruz. Yarg›tay Hukuk Genel Kurulu'nun Esas: 2007/2-787 , Karar: 2007/766 say›l› ve 24.10.2007 tarihli karar›nda “Olayda, koca; kendi kusuruyla yol açmad›¤› boflanma yüzünden, evlilik düzeni bozulmufl, en az›ndan evin bak›m›, temizli¤i gibi kad›n›n ev ifllerine eme¤iyle sa¤lad›¤› katk›dan yoksun kalm›flt›r. Koca, bozulan bu düzenini ilerde yeniden kurmak ve elde etmek için maddi külfet yapmak zorunda kalacakt›r. Çal›flmayan ve hiç bir geliri olmayan kad›n›n edinilmifl mallarda katk› pay› isteyebilece¤ini kabul eden Türk Medeni Kanunu sisteminde, maddi tazminat ile sorumlu tutulamayaca¤›n› önceden kabul etmek imkans›zd›r” demifltir. Bu kararla, boflanma sonras›nda kocan›n kar›s›ndan, evlilik birli¤i içinde ald›¤›, boflanma ile birlikte yoksun kalaca¤› ve ancak maddi külfet vererek karfl›layabilece¤i ev içi hizmetler karfl›l›¤› tazminat alabilece¤ini hüküm alt›na alm›flt›r. Demek ki neymifl, ev içinde temizlik, yemek, çocuk bak›m›, ütü, çamafl›r gibi ifller kad›n›n “ifli”ymifl, evlilik birli¤i d›fl›nda bir erke¤in bu “iflleri” yapt›rabilmesi için “maddi külfet” yapmas› gerekliymifl, boflanma durumunda da, kad›ndan, kocan›n bu hizmetlere karfl›l›k harcayaca¤› maddi karfl›l›¤› tazminat olarak istemesi mümkünmüfl. Demek ki, kad›nlar›n ev içinde, evlilik birli¤i içinde ya da annelik rolüyle yapageldi¤i, toplumun “kad›n ifli” olarak kad›nlara zorunlu tuttu¤u temizlik, ütü, çamafl›r, yemek, çocuk ve yafll› bak›m› gibi fleyler asl›nda maddi karfl›l›¤a sahip, art›-de¤er üreten faaliyetlermifl. Peki bunun karfl›l›¤› neymifl? Farkl› Yarg›tay kararlar›nda ya da Anayasa Mahkemesi kararlar›nda bahsedildi¤i gibi, “ev han›ml›¤›” “ifl”inde “çal›flan” kad›nlar, bu çal›flmalar›n›n karfl›l›¤› edinilmifl mallara kat›lamazlarken, bunlardan mahrum kalan kocalara tazminat ödemek zorunda kal›rlam›fl.. Ama biz bu karfl›l›klar› kabul etmiyoruz. Kad›n hareketinin önemli sloganlar›ndan olan “görünmeyen emek sesini yükselt” y›llard›r sokaklarda yank›lan›yor. Yükselen sesimizle bir kez daha belirtelim, bofland›¤›m›z kocalar›m›za tazminat ödemeyece¤iz, ev içinde yapageldi¤imiz ve maddi karfl›l›¤› oldu¤u hukuken de tescillenen temizlik, çamafl›r, ütü, yemek, yafll› ve çocuk bak›m› gibi ifllerin karfl›l›¤›nda maafl istiyoruz. Erkek akl› ile kurulan ve hükümler veren hukuk sisteminde, emeklerimizin karfl›l›¤›n› ifl, sosyal güvence ve özgürlük olarak istiyoruz, alaca¤›z... NOT: 9 Kas›m sabah› bir e-posta ald›m. “Hani çok sevmem asl›nda böyle duygusal halleri alenen paylaflmay›. Ama bu seferki baflka... Bu sefer anlatmazsam, zehirleyecek beni bu ac›.” diye bafll›yordu. Ço¤umuz için bir 3. sayfa haberinin konusuydu Demet ö¤retmen. Sevgilisi oldu¤u iddia edilen ama bir insan› sevmekten aciz bir adam›n 10 b›çak darbesiyle öldürülmüfltü. E-postay› gönderen arkadafl›m Demet'i tan›yordu, seviyordu ve ölümü hiçbir flekilde hak etmedi¤ini söylüyordu. “Kad›nlar›n eceliyle öldü¤ü bir dünya istiyorum”diye bitirmiflti a¤›d›n›.. Ac›m›z ortak, ac›m›z tüm kad›nlar›n ac›s›.. Kad›nlar›n fliddete kurban gitmedi¤i bir dünyay› yine biz kad›nlar kendi ellerimizle kuraca¤›z..
fiimdi kelebekler zaman›...
2009
Bir ad›m öne
25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele Günü bu y›l krizin sars›nt›lar›yla beraber ele al›n›yor. Artan kad›n cinayetleri, intihar vakalar› ve krizin yaratt›¤› toplumsal y›k›ma karfl› kad›nlar bir ad›m öne ç›karak ‘mücadele’ diyor 25 Kas›m 1960’ta Dominik’te Trujillo diktatörlü¤ü taraf›ndan katledilen 3 k›z kardefl Patria, Minerva ve Maria Terasa’n›n ölüm y›ldönümleri, her y›l Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele Günü olarak an›l›yor. Kad›n mücadelesinin “kelebekleri” olarak hat›rlanan üç kad›n›n flahs›nda tüm dünyada fiziksel, ekonomik ya da psikolojik fliddet gören kad›nlar için mücadele güçlendirilerek büyütülüyor. Talepler çeflitlenecek Ekonomik krizin yaratt›¤› etkiyle bütün toplumsal sorunlar kad›nlar›n üzerine y›k›l›rken 25 Kas›m’da fliddet sorununun çok boyutlu ele al›nmas› gerekiyor. Bu y›l 25 Kas›m’da kad›nlar sokaklara ç›karken, kad›n cinayetlerinin, intiharlar›n, iflsiz b›rakma ya da iflsiz b›rakma tehdidiyle yaflanan hak gasplar›n›n, yoksulluk nedeniyle ulafl›lamayan temel ihtiyaçlar yüzünden yaflanan kay›plar›n hesab›n› da sormaya, “haklar›m›z var” demeye haz›rlan›yor. Kad›na yönelik fliddet t ü m
dünyada yayg›n ve yüzlerce y›l öncesine dayanan kökleri var. Dünya Sa¤l›k Örgütü’ne göre yeryüzünde her befl kad›ndan birisi fliddete maruz kal›yor. Üstelik fliddete u¤rayan kad›nlar›n yar›s›ndan ço¤u yak›nlar› olan bir erkek taraf›ndan fliddete maruz b›rak›l›yor. Türkiye aç›s›ndan da durum çok farkl› de¤il. Kad›n›n Statüsü Genel Müdürlü¤ü’nün 2008 y›l›nda yapt›¤› araflt›rma Türkiye’de kad›nlar›n %41.9’unun yaflamlar›nda en az bir defa fliddete u¤rad›¤›n› gösterdi. Özgürlük yoksa fliddet vard›r Dünya Sa¤l›k Örgütü’ne göre kad›na yönelik fliddet, “Cinsiyete dayanan, kad›n› inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olas›l›¤› bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaflam›nda ona bask› uygulanmas› ve özgürlüklerinin keyfi olarak k›s›tlanmas›na neden olan her türlü davran›flt›r”. S›¤›nmaevi flart Krizin yaratt›¤› toplumsal öfke ve yozlaflman›n kad›n bedenine dönük tehlikeleri artt›rd›¤› ülkemizde, her 5 kad›ndan ikisi koca, baba, kar-
defl, aile d›fl› bir erkek ya da devlet fliddetine maruz b›rak›l›yor. Bu oran›n flimdiden iyimser kaçt›¤› Türkiye’de sadece 52 s›¤›nmaevi bulunuyor. Aile içi fliddetten kaçmak isteyen fakat gidecek yeri olmayan kad›nlar›n, psikolojik, hukuki dan›flma hizmetleri veren tam ve eksiksiz, güvenlikli s›¤›nma evlerine her zamankinden daha çok ihtiyac› var. Bu nedenle s›¤›nmaevi talebinin her dönemkinden daha güçlü dile getirilmesi, gerekiyor. Hükümetin kad›na karfl› fliddet sorununa polisiye önlemleri artt›rarak çözmeye çal›flt›¤› biliniyor. Kad›nlar›n flidete karfl› mücadelesini güçlendirmek ve taleplerini görünür k›lmak için flimdi bir ad›m öne ç›kma zaman›.
fiiddete karfl› mücadele için bulufluyoruz 25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele Günü öncesi kad›nlar, Halkevi flubelerinde düzenlenen etkinliklerde buluflacak.
‹STANBUL
ANKARA
Bahçelievler Halkevi - 25 Kas›m Çarflamba, Kad›n buluflmas› Sefaköy Halkevi - 21 Kas›m Cumartesi, Forum Tiyatro Avc›lar Halkevi - 21 Kas›m Cumartesi, ‘Tüm gün kad›nlar›n’ saat: 12.00-20.00 Sar›yer Halkevi - 14 Kas›m Cumartesi, Forum Tiyatro Kartal Halkevi - 21 Kas›m Cumartesi, Medya, fliddet ve kad›n söyleflisi saat: 16.00
Ankara Kad›n Platformu Program› 17 Kas›m Belediyelere faks çekiyoruz Toplanma: 12.30- YKM önü, Bas›n aç›klams›: 13:00- PTT 25 Kas›m Mitingi Toplanma: 12.00- YKM önü, Bas›n Aç›klamas›: 13:00 Yüksel Caddesi Halkevci Kad›nlar›n Program› Dikmen Vadisi - 21 Kas›m Cumartesi Film gösterimi ve söylefli Dikmen Halkevi - 22 Kas›m Pazar Film gösterimi ve söylefli Bat›kent Halkevi - 23 Kas›m Pazartesi Film gösterimi ve söylefli Mamak Halkevi - 24 Kas›m Sal› Film gösterimi ve söylefli
BURSA Bursa Halkevi - 15 Kas›m Pazar Kahvalt›, saat 11.00, film gösterimi saat 17.30
ADANA Adana Kad›n Platformu program› 25 Kas›m Çarflamba 13.30 Adana Eczac›lar Odas› Kad›n buluflmas›, 16.30 meflaleli yürüyüfl. Toplanma belediye önü
Bu sefer fazla oldun Serdar Akflam gazetesinin ‘ars›zl›¤›yla övünen’ yazar› Serdar Turgut, Kürt aç›l›m›yla ilgili kaleme ald›¤› yaz›yla çizmeyi aflt›. Turgut’un ›rkç›l›k ve cinsiyetçilik kokan yaz›s› kad›n örgütlerini aya¤a kald›rd›. Turgut özür dilese de bu zihniyete öfke dinmeyecek Akflam gazetesinin müstehcen yaz›lar›yla övünen yazar› Serdar Turgut, 24 Ekim günü yay›nlad›¤› yaz›yla baltay› tafla vurdu. Aç›l›m sürecini kendi meflrebince de¤erlendirmeye giriflen yazar “PKK teröristi olsayd›m Rojin’i da¤a kald›r›p seks kölem yapard›m” ifadesini kullan›nca ›rkç›l›¤a ve cinsiyetçili¤e karfl› ç›kan herkes aya¤a kalkt›. Kad›n örgütleri farkl› kentlerde yapt›klar› eylemlerle Serdar Turgut’u özür dilemeye ça¤›rd›. Akflam Gazetesi ve Turgut gelen yo¤un tepkiler üzerine yaz›n›n yay›nlanmas›ndan iki gün sonra ayr› ayr› özür diledi. Fakat Serdar Turgut’un özrü, ‘özrü kabahatinden büyük’ dedirtecek cinstendi.
Kendisinin söz konusu yaz›da mizah yapt›¤›n› ileri süren Turgut “Rojin’i zeki sanm›flt›m” sözlerini sarf etti. Farkl› kentlerde kad›n örgütleri eylemlerle Turgut’u istifaya ça¤›rd›.
Ankaral› kad›n örgütleri 29 Ekim’de Akflam gazetesi önünde “Çüfl” diyerek Turgut’u protesto etti. ‹stanbul, ‹zmir ve Samsun’da kad›nlar 31 Ekim günü yap›lan ortak eylemlerle Turgut’u istifaya ça¤›rd›. Eskiflehir’de Halkevci kad›nlar bir bas›n toplant›s› düzenledi ve Turgut’u istifaya ça¤›rd›. ‹stanbul’da Halkevci ve Ö¤renci Kolektifleri’nden kad›nlar Akflam gazetesi önünde eylem yapt›. Ayn› gün TÜYAP Kitap Fuar›’nda bir etkinli¤e kat›laca¤› önceden duyurulan Turgut, kendisine yönelik tepkiler nedeniyle bu etkinli¤e kat›lmazken kad›nlar fuar alan›nda Turgut’u protesto eden bir eylem gerçeklefltirdi.
‹TÜ’de güvenlikçi tacizine karfl› eylem ‹stanbul Teknik Üniversitesi’nde yaflanan özel güvenlikçi tacizine üniversiteli kad›nlar sessiz kalmad›. Özel Güvenlik Birimi önünde flemsiyeler ve yumurtalar tacizciyi okuldan uzaklaflt›rmak için havadayd›
Patria Mercedes Mirabal, María Argentina Minerva Mirabal, Antonia María Teresa Mirabal ve Bélgica Adela "Dedé" Mirabal, yani k›sacacas› Mirabal k›zkardefller. Mirabal k›zkardefller kad›nlar›n eflitlik ve özgürlük mücadelesindeki en önemli isimlerdendir. Dominik Cumhuri-
‹stanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampusu’nda bir güvenlik görevlisi 5 Kas›m günü Ö¤renci Kolektifleri’nden bir kad›na sözlü tacizde bulundu. Olay›n ertesi günü di¤er güvenlik görevlileri bir yanl›fl anlafl›lma oldu¤unu söyyetinde yaflayan dört k›zkardefl. Patria, Maria ve Teresa, Rafael Trujillo diktatörlü¤ünce öldürülmüfllerdi. Mirabal kardefller iyi ekonomik flartlarda yetiflmifl ve evlenmifllerdi. Babalar› baflar›l› bir ifladam› olarak tan›n›yordu. Fakat Trujillo’nun iktidara gelmesiyle beraber ülkelerinin tüm varl›¤›n› yitirecek bir kaosun efli¤inde olduklar›n› anlad›lar. Amcas›ndan da etkilenen Minerva Mirabal anti-Trujillo hareketinin bir militan› haline geldi. Minerva’y› takip eden k›zkardeflleri 14 Haziran Hareketi olarak bilinen Trujillo karfl›tlar›n›n mücadelesinin kurucular› oldular. Hareket içerisinde Kelebekler olarak bilindiler. Asl›nda bunun sebebi Minerva’ n›n kod ad›n›n kelebek olmas›yd›. K›zkardefllerden ikisi María Argentina Minerva
leyerek olay› örtbas etmeye çal›flt›. Fakat üniversiteli kad›nlar tacize sessiz kalmad›. 9 Kas›m günü kad›nlar, sabah›n erken saatlerinde flemsiyeleriyle güvenlik kulübesi önünde toplan›p teflhir konuflmalar› yapt›lar. Orada
Mirabal ve Antonia María Teresa Mirabal tutukland›lar ve hapsedildikleri süre boyunca iflkence gördüler. Kardefllerden üçünün kocas› da tutukland›¤›nda Trujillo Diktatörlü¤ü gerçek yüzünü de saklayamaz olmufltu. Mirabal K›zkardefller onlarca kez hapsedilmelerine, iflkencelere ve tehditlere ra¤men Trujillo Diktatörlü¤ünü sonland›rma kararl›l›¤›n› ve cüretini asla yitirmediler. Trujillo ise k›zkardeflleri ölümleri pahas›na susturmakta kararl›yd›.. 25 Kas›m 1960’da, yani tam 49 y›l önce Trujillo diktatörlü¤ü hapsiteki efllerini ziyaretten dönen k›zkardeflleri kaç›rtt› ve bir fleker kam›fl› tarlas›nda tecavüz edildikten sonra idam ettirdi. Trujillo, Mirabal K›zkardeflleri öldürterek üstesinden gelmeyi düflündü¤ü muhalefete asl›nda yeni bir zafer da-
SAMSUN Samsun Halkevi - 21 Kas›m Cumartesi Film gösterimi ve söylefli
oldu¤u bilinen tacizci güvenlik görevlisi konuflmalar›n ard›ndan ortadan kayboldu. Daha sonra 12.30’da birçok ö¤rencinin de deste¤i ile bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan kad›nlar kulübeyi yumurta ya¤muruna tuttu.
ha hediye etmifl oldu. Çünkü bu onurlu kad›nlar›n bafllar›na gelenler, ülkedeki demokrasi talebinin ve eflitlik özgürlük mücadelecilerinin sesini daha da yükseltmifl oldu. Yükselen mücadele sadece alt› ay sonra Trujillo’nun da öldürülmesine sebep olacakt›. K›zkardefllerden sadece Dede hayatta kald›, tüm dünya kad›nlar› için k›zkardefllerinin an›s›n› ve örnek mücadelesini onlar›n evini müzaye çevirerek yaflatmaya çal›flt›. Mirabal K›zkardefller an›s›na 25 Kas›m tarihi, 1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kad›n kurultay›nda; "Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele ve Uluslararas› Dayan›flma Günü" olarak kabul edildi. Bugün de ‘Kelebeklerin’ an›lar› kad›n mücadelesiyle yaflamaya devam ediyor.
ESK‹fiEH‹R Eskiflehir Halkevi - 21 Kas›m Cumartesi Kadin, kriz ve fliddet söyleflisi, Yer: KESK Salonu
KESK’li kad›nlar›n davas› bafll›yor KESK’e yönelik operasyonlar sonucu tutuklanan kamu emekçisi kad›nlar›n davas› 19-20 Kas›m’da bafll›yor. Kamu Emekçileri Sendikalar› Konfederasyonu’nda (KESK) baflta sendikalar›n ve flubelerinin kad›n sekreterli¤i olmak üzere çeflitli kademelerinde görev alan 12 kad›n alt› ay› aflk›n bir süredir tutuklu. Aralar›nda KESK Kad›n Sekreteri Songül Morsümbül, E¤itim-Sen
Kad›n Sekreteri Gülçin ‹sbert’in de bulundu¤u 12 sendikac› kad›n, yürüttükleri demokratik mücadele ve meflru eylemleri delil olarak gösterilerek yarg›lan›yor. Dava öncesi KESK’in ça¤r›s›yla çok say›da kentte eylemler yap›lacak. Mahkeme günü ise kamu çal›flanlar› ve k›zkardeflleri KESK’li kad›nlar› yaln›z b›rakmamak üzere ‹zmir Adliyesi’nde olacak.
‘Uyumuyoruz herfleyin fark›nday›z’ Kocaman bir aile. Babaanne, gelin, o¤ul, torunlar. Büyük bir mutluluk tablosu. Ne güzel bir tablo de¤il mi? Buraya kadar güzel de bu mutlulu¤un kayna¤› çok ilginç: bir televizyon kanal› paketi. Ailedekiler e¤lenirken hiç kimse birbirine bakm›yor, hepsinin bak›fllar› televizyona çevrili. Sorsan›z, adam eflinin nelerden mutlu oldu¤unu, nelere k›zd›¤›n› bilmez. Sorsan›z, çocu¤un derslerinin ne durumda oldu¤unu ya da bak›ma muhtaç annesinin ihtiyaçlar›n›n nas›l giderildi¤ini bilmez. Zaten bunlar› bilmenin ne önemi var ki; ailenin mutlulu¤u için konmufl önlerine bir kutu kanallardan kanal be¤en. Hatta o kanal paketi olmasaym›fl ailesinin hayat› karar›rm›fl. Eve bol bol televizyon al›n, baba maç izlesin, anne Aflk-› Memnu, çocuklar da bilgisayarda. Oh ne güzel aile. Ama hayat›n gerçe¤ine gelince durum baflka. Yemek yap›lacak, çocuklar okula haz›rlanacak,yafll›lar›n bak›m› olacak, pazara gidilecek, çamafl›r, bulafl›k… Bu arada sa¤l›k sorunlar› varsa gasp edilen haklar›m›za ra¤men hastanelerde çözüm aranacak. Çocu¤unun okuluna gitti¤inde e¤itim sistemiyle ilgili çarp›klarla yüzleflilecek. Durmadan suya elektri¤e, do¤algaza zam gelecek. O da yetmedi, çal›fl›yorsa iflte, çal›flm›yorsa gitti¤i pazarda ya da sokakta her an taciz, tecavüz ve fliddetle karfl›laflma korkusu yaflayacak. Daha da yetmedi nereden geldi¤i bir türlü belli olamayan bombalarla çocuklar›n›n bedenleri parçalanacak. Bütün bunlar› düflünmek niye ki? O kanal paketini al, gözlerine perde çek herfleyi unut. Sadece sistemin sana dayatt›¤› fleyleri gör yeter. Reklamla, reklamda anlat›lan TV kanallar›yla bizlere sunulan hayat iflte bu: Gün içerisinde kendi cehennemlerimizi yaflay›p akflam sat›n ald›¤›m›z TV paketini izlemek üzere ekran›n karfl›s›na geçince bizi hülyalara dald›ran diziler ve filmlerle avunmak. ‹zleyebildi¤imiz ama asla yaflayamayaca¤›m›z lüks içinde hayatlara tan›kl›k etmek. Sat›lan ürünleri alarak hayat›m›z›n de¤iflece¤ine veya kolaylaflaca¤›na inanmak ya da özlemini çekti¤imiz hayat› ancak izledi¤imiz dizilerle yaflayabilmek. Televizyon ekranlar›ndan biz yoksul kad›nlar›n pay›na düflen her bir tutam hayal ve azla kanaat etmemiz gerekti¤ini anlamak oluyor. Neyse ki bu ülkenin uyumayan, gerçeklerin fark›nda olan, hayal dünyas›na inat gerçe¤i yaflayan ve insanca yaflam› sahiplenen onurlu kad›nlar› ve erkekleri var. Biz uyumuyoruz herfleyin fark›nday›z. Haz›rlayan: Filiz Aktafl
cmy k
Festival’in yeni dura¤› Batman 1 May›s’ta ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir’de eflzamanl› olarak bafllayan 4. Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali Anadolu yolculu¤una devam ediyor 12 Kas›m 25 Kas›m
Eme¤in öyküsünü anlatan filimler Kas›m ve Aral›k ay›nda Batman, Zonguldak, Eskiflehir, Mersin, Adana, Antakya ve Antalya’da olacak. 4. Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali Anadolu turuna devam ediyor. 1 May›s günü ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir’de eflzamanl› olarak bafllat›lan ve her y›l Anadolu’nun farkl› kentlerine u¤rayan Festival'in bundan sonraki ilk dura¤› Batman. Batman’da 20-24 Kas›m tarih-
leri aras›nda gerçeklefltirilen Festival’i Tek G›da- ‹fl, TMMOB ‹KK, Eczac› Odas›, Petrol-‹fl, Genel-‹fl, E¤itim-Sen Batman örgütlülükleri, Kadraj Kültür Sanat Derne¤i, Batman Tabip Odas› ve Dev Sa¤l›k-‹fl bölge temsilcili¤i düzenliyor. Festival’in Anadolu turunda Kas›m ve Aral›k ay› için yer alan Zonguldak, Batman, Eskiflehir, Mersin, Adana, Antakya ve Antalya’n›n flimdilik kesinleflen festival takvimi flöyle: Mersin 4-5-6 Aral›k 2009,
Adana 11-12-13 Aral›k 2009, Antakya 8-19-20 Aral›k 2009 Eskiflehir 19-26 Aral›k 2009
Yeni festival için haz›rl›klar sürüyor ‹flçi Filmleri Festivali Aradolu yollar›nda dolafl›rken haz›rl›k komitesi de bu y›l beflincisi gerçekleflecek olan Festial için çal›flmalar›n› sürdürüyor. 2010 y›l› için gösterimleri yap›lacak filmlerin belirlenmesine bafllan›ld›. Festival’e iliflkin daha detayl› bilgi için: www.festival.sendika.org
2009
KÜLTÜR/SANAT 11
T
Her çocu¤un oyunlar›n› oynad›¤›, derdini, masal›n› anlatt›¤› ve hatta a¤lad›¤› bir dili vard›r. O dilden kopart›lan her çocuk çekingen büyür, ürkek bakar. “‹ki Dil Bir Bavul” kardeflli¤e giden yolda ‘taraflar›n’ bunu anlamas›n› sa¤l›yor “‹ki Dil Bir Bavul” yok say›lmak istenenleri anlamak üzerine bir film. ‹ki genç yönetmen taraf›ndan çekilen ve 16. Alt›n Koza Film Festivali ve 46. Alt›n Portakal Film Festivali’nden ödülle dönen bu filmi Kürt sorunun s›kça düflündü¤ümüz bugünlerde izlemek anlaml›. Yönetmenler Orhan Eskiköy ve Özgür Do¤an kendi hikeyelerini anlatmak için ö¤retmen aray›fl›na girerler ve birkaç baflar›s›z denemeden sonra Siverek’e gelirler. Kafalar›ndaki hikayeye uygun, Kürt köyüne atanan bir bat›l› ö¤retmen aramaktad›rlar. Ö¤retmen atamalar› yap›lm›flt›r ve her yeni atanan ö¤retmenin ilkin ö¤retmen evine gelece¤ini düflünerek Siverek ö¤retmen evinde beklemeye koyulurlar. Derken Emre Ayd›n ile tan›fl›r, projelerini anlat›r, kabul görünce de
birlikte haritalarda bile ad› geçmeyen Demirci köyüne giderler. Yeni mezun ö¤retmenimizin bu ilk deneyimini bir y›l boyunca paylaflacak ve kayda alacaklard›r. Hiç bir fley yok, ama hiçbirfley... Filmde Emre ö¤retmenin ilk flokuna flahit oluruz. Al›fl›k oldu¤u de¤erler sisteminden uzakta, Emre ö¤retmene göre hiçbir fleyin olmad›¤› bozk›r›n ortas›nda bir köye gelmifltir. fiaflk›nl›¤›n› çabuk atlatacak, okulu açacak ve ö¤rencisi olmayan okula ö¤renci bulmaya koyulacak-
t›r. Köyü ev ev gezerek birlefltirilmifl bir s›n›f oluflturacak yani birden befle kadar tüm ö¤rencileri ayn› dersli¤e toplayarak e¤itim verecektir. Lakin e¤itimin olabilmesi için olmazsa olmaz›m›z “dil” ortak de¤ildir. Dedi¤imden hiçbir fley anlam›yonuz demi... fiivesinden de anlad›¤›m›z gibi Denizlili ö¤retmenimiz dilini bilmedi¤i çocuklara önce Türkçeyi ö¤retmeye koyulur. Sebebini dinleyen ama anlamayan gözlere ‘8 sene e¤itim göreceksiniz ve bu hep Türkçe olacak o
Zehra’n›n türküsü: “Sareri hovin Dilek mernem” Ersoy Bir köy avlusunun uçuruma bakan ya- görmemiflim/ Görenin gözüne öleyim/ mac›nda, pür dikkat Zehra’n›n yan›k sesini Zehra’n›n söyledi¤i bu türkünün bir Erdinliyoruz. Zehra gözlerini kapatm›fl, “ Tur- meni türküsü oldu¤unu ö¤rendi¤imde nam gidersen Mardin’e/ Turnam yare se- türkünün anlam› bir kat daha artacakt› belam söyle” diyor. Öyle yan›k ki sesi, öyle iç- nim için. Bir türkü iki kardefl dilde ve tek bir ten söylüyor ki hasretini. ezgide birleflecekti art›k. Her türkü, yarat›c›s›n›n yükledi¤i anlaErmeni as›ll› ‹ranl› müzisyen Hovannes m›n› veya an›lar zincirini, Badalyan, türküyü sakl› bir varsa hikayesini yazar. Bir “Sareri Hovin Mer- hazineyken gün ›fl›¤›na ç›de bizim için ayr› bir hikakarm›fl, notaya alm›fl ve ye oluflturur. Çok sevdi¤i- nem” bir Ermeni tür- halk aras›nda çokça söylemiz eski bir arkadafl›m›z›n küsü. Ama biz onu nir hale gelmesini sa¤lam›fl. büyülü sesini f›s›ldar. O an Türküye baflka dillerde de neredeysek her fley de¤iflir “Turnam Yare Selam söz yaz›lm›fl ve hangi milleve biz bir köy avlusunun Söyle” olarak da bili- te ait oldu¤u s›kça tart›fl›luçuruma bakan yamac›na m›fl. gider, Zehra gözümüzün yoruz. ‹ki kardefl halk Pakrat Estukyan›n dediönünde, onun yan›k sesini tek ezgide birlefliyor. ¤i gibi “Hindistan’dan geldinleriz. medi ya bu türkü! “Her iki Halklar›n kardeflli¤i, dilde de hasreti, aflk› anlatBir baflkas›n›n haf›zas›nda alçak bir katliam›n mu? Bunlar kardefl onlar›n birbirinden m›yor izlerini tafl›r bazen bir türiki halk de¤il mi? Elbette ki kü. Ninelerin a¤›tlar› ve ço- kopamayaca¤›, birbi- etkileflim yaflayacaklar, elcuklar›n flaflk›n bak›fllar›yla ki türküleri iç içe gerinden etkilenmeden bette u¤urlan›r ölüler. fiehrin tafl çecek, hatta bazen kime ait evlerine çarpar, yank›lan›r yaflayamayaca¤› tür- olduklar› kar›flacak. 盤l›klar. Bir daha dönmeTürküler kimsenin de¤il yece¤ini bilmenin çaresizli- küleriyle kan›tlan›yor. ki! Onlar› tutmak, zincire ¤i yakar yürekleri... “Hem vurup “sen benim esirimkavime hem kardafla/ Turnam yare selam sin“ demek ne mümkün. söyle...” fiimdi gözlerimi kapat›yorum. Herfley Ya da bir y›ld›r görmemifltir sevdal›s›n› de¤ifliyor ve ben bir köy avlusunun uçurubir Ermeni genci ve onun u¤runa ölümü ma bakan yamac›na gidiyorum. Gözümün bile hiçe sayar, onu gören gözlere hayat›n› önünde Zehra, onun yan›k sesini dinliyoadar. Nas›l bir sevdad›r ki bu can›ndan vaz- rum. geçirebilir insan›. “Da¤lar›n rüzgar›na öleTurnam gidersen Mardin’e yim/ Yarimin boyuna öleyim/ Bir y›ld›r ki Turnam yare selam söyle... cmy k
yüzden Kürtçe konuflman›z› istemiyorum’ diye aç›klar. Evet bu haritada bile ad› geçmeyen köyde çocuklar e¤itime bafllayabilmek için önce yeni bir dil ö¤renmeye koyulurlar. Onlara göre bir yabanc› dili Türkçeyi! Bu ne? Kulak! Temel kelimeleri ö¤retmeye bafllar Emre Ö¤retmen. Lakin iflinin kolay olmayaca¤›n›, burnunu göstererek ‘Bu ne?’ diye sorup, ‘Kulak’ cevab›n› almas›ndan anlar›z. Neyse ki üst s›n›flar biraz da televizyonun hat›r›na Türkçe bilmektedirler. Ö¤retmenin s›k›flt›¤› noktalarda ona çevirmenlik yaparak yard›mc› olacaklard›r. Fakat veli toplant›s›nda da anlar›z ki sadece çocuklar de¤il, kimi veliler de Türkçe bilmemektedir. Bir veli evindeki sohbete tan›k
oluruz bir zaman sonra. Doldurdu¤u forma anadil Kürtçe, yabanc› dil Türkçe yazmas› üzerine kendisiyle dalga geçen sekreter k›z› anlat›r velimiz. A¤r›s›n› biz de hissederiz düflüncelere dalarak. Derken ‘and›m›z’ ile uyan›r›z. Kürt olan ama Türküm diyen ve varl›¤›n› Türk varl›¤›na bile hediye edemeyecek kadar Türkçe bilmeyen k›z›m›z›n sesi ile dehflete düfleriz. Belgeselin farkl› dili ve devrimcili¤i, yerinde bir tercih olarak müzi¤in kullan›lmay›fl›, görüntülerin güzelli¤i ile film biterken, o s›ralarda oturanlar ile özdeflleflmifl bu ülkede iki de¤il onlarca dil için bir bavulun yetmeyece¤ini düflünmek iflten bile de¤il. ‹ki Dil Bir Bavul, s›kça hoflgörü tart›fl›lan bugünlerde birbirimizi anlamak için izlenilemesi gereken bir film...
Bu köprü bar›fl getirecek Y›k›lan Devrimci Gençlik Köprüsü’nün Hakkari Zapsuyu’na yeniden kurulmas› için düzenlenen Bar›fla Köprü Ol konseri büyük bir coflkuyla gerçekleflti. 30 Ekim akflam› ‹stanbul Bostanc› Gösteri Merkezi’nde binlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflen gecede Haluk Çetin, Emin ‹güs, Çiçek Yeflilbafl, Rojda, Edip Akbayram, Mo¤ollar, ‹lkay Akkaya, Diyar ve Ferhat Tunç
sahne ald›. Gecede Hakkarili gençler, Örenci Kolektifleri ve Bar›fla Köprü Ol çal›flmas› fikrinin sahibi Cezmi Ersöz birer konuflma yapt›lar. Ö¤renci Kolektifleri ad›na yap›lan konuflmada Ko-
lektiflerin 68 gençli¤inin takipçisi olduklar›, onlar›n yolunda bar›fla köprü olmak için bu konseri düzenledikleri ve Hakkari’ye köprüyü yapmaya en güçlü biçimde gidecekleri ifade edildi. Cezmi Ersöz ise Kürt sorunun bugünlerde s›kl›kla tart›fl›ld›¤›na dikkat çekerek “Meydan› faflizme b›rakmayaca¤›z, o köprüyü yapaca¤›z” dedi. Gece kardefllik halaylar›yla sona erdi.
ürkçe rapin temelleri Almanya’da yaflayan Türkler taraf›ndan at›ld›. 90’l› y›llar›n bafl›nda Berlin’de ‹ngilizce rap yaparak birçok konsere ç›kan ve Almanya’daki az›nl›¤›n sesi olan Islamic Force, bugünkü Türkçe rap sounduna yak›n çal›flmalar yap›yordu. Yavafl yavafl Türkçe rap art›k popülerleflmeye bafllam›flt› ki Cartel ‘bombas›’ patlad›.1995 y›l›nda Berlin’de Cartel’in temelleri at›ld›. Almanya’n›n Kiel kentinden eski bir breakdance grubu olan DCP (Cinayi fiebeke), Nürnberg’den Türkçe rap ustalar› Karakan ve Berlin’den Erci E. devrim yaratacak proje için bir araya geldi.. Kapüflonlu k›zg›n bakan ‘kan kardefl’ gençler ilk anda yad›rgansa da bir anda medyan›n gözdesi haline geldi. Milyona yak›n bir sat›fl grafi¤i çizen Cartel bir anda Türkiye’nin y›ld›z› oldu. Gazete köflelerine kadar ulaflan yorumlara sebep oldu. Her ne kadar yer yer milliyetçi bir tav›r sergileseler de Almanya'da Türk olmay› Türkiye'deki insanlara yans›tmay› baflarm›fllard›. Bu anlam›yla Türkçe rapde ilk siyasal sözleri de Cartel yazd›: “Almanya'da Türk Türkiye'de Almanc› olmak.” 1999'a kadar Türkiye'de Cartel'den sonra çok say›da yeni rap albümü ç›kt› ama hiç biri Yeralt› Operasyonu'nun etkisini yaratmad›. Yeralt› Operasyonu Türkçe rapde bir milat oldu. ‹stanbul’dan Statik, Nefret (Ceza&Fuchs) ve Silahs›z Kuvvet (Sagopa Kajmer), ‹zmir’den Yener ve Susturucu. Almanya-Frankfurt’tan Ses grubu albüme parçalar› ile kat›ld›lar. Bu albüm asl›nda Türkçe rapin bugünki versiyonu aç›s›ndan öncü niteli¤indedir. Nefret grubunda Ceza, eski ad›yla Silahs›z Kuvvet flimdiki ad›yla Sagopa Kajmer bu albümle isimlerini duyurdular. Ceza'n›n Medcezir, Rapstar, Yerli Plaka albümleri, Sagopa Kajmer'in de Bir Pesimistin Gözyafllar› ve Romantizma albümleri kitlelerin rap müzikle ikibinli y›llardan sonra bulufltu¤u en iyi albümler aras›nda yer ald›. Tabii bir de Fuat var. Türkçe sözlü rapin belki de en iyi temsilcisi olarak kabul ediliyor baz› kesimlerce. Onun Cartel'den önceye dayanan bir geçmifli olsa da ilk albümünü geçti¤imiz senelerde piyasaya sürdü. Birkaç ay önce de yeni albüm 'Kalbüm' raflardaki yerini ald›. Klipler, reklâm ve film müzikleri gençli¤in çok “tuttu¤u” rap müzi¤i kullanmaya bafllay›nca bu müzik türü birden çok yayg›nlaflt›. Pop müzik sanatç›lar›yla yap›lan düetlerden, dizi müziklerine kadar her alanda benimsendi. Gelecek say›: Türkiye’de politik Rap
Yaflan›las› bir dünya için tiyatro 14. Uluslararas› Ankara Tiyatro Festivali bafll›yor. 53 ayr› tiyatro gösteriminin yap›laca¤› ve birbirinden farkl› tiyatro ak›mlar›ndan oyunlar›n sergilenece¤i
festival 13-23 Kas›m tarihleri aras›nda Ankara’da gerçekleflecek. TAKSAV-Toplumsal Araflt›rmalar Kültür ve Sanat için Vak›f taraf›ndan düzenlenen festi-
val Devlet Tiyatrolar› sahneleri baflta olmak üzere Ankara’daki çok say›da kurumun sahne ve etkinlik salonlar›nda gerçekleflecek. Profesyonel tiyatro gruplar›ndan, ba¤›ms›z tiyatro topluluklar›na kadar zengin bir oyuncular yelpazesi tiyatro seyircilerini bekliyor. Festivalin uluslararas› konuklar› da bulunuyor. 10 gün boyunca sürecek festivalin galas› 13 Kas›m akflam DT Büyük Tiyatro’da yap›lacak. Gecede, yönetmen Ifl›l Kasapo¤lu’na “Onur
Ödülü”, Hüsamettin Erarslan’a “Emek Ödülü” sunulacak. Ödül töreninin ard›ndan Shahalin State Puppet Theatre, "Lines of Destiny (Kaderin Çizgileri)" adl› oyunu sergileyecek. Festivalde tiyatrolar›n örgütlenmesi gündemiyle Türkiye Tiyatro Kurultay› Ankara Toplant›s› da gerçekleflecek. Dostlar Tiyatrosu’nun Sivas 93’ü, Semaver Kumpanya’n›n Lursin Soka¤› Cinayeti’ni, Can fienli¤i Oyuncular›’n›n Laz Marks’›, sergileyece¤i festivalin program›n›n tamam›na ulaflmak için www.taksav.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
Tafleron iflçi baflhekimin kap›s›na dayand› Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde Dev Sa¤l›k-‹fl sendikas›na üye olduklar› için iflten at›lan tafleron sa¤l›k iflçilerinin direnifli sürüyor. Emekçiler direnifllerinin 32. gününde dayan›flmayla güçlenen bir eylem yapt›. Emekçiler kendilerini muhatap almayan ve sorunun çözümü için ad›m atmayan Baflhekim’den hesap sormak
üzere Hastanenin kap›s›na dayand›. Eyleme Halkevleri ve sa¤l›k örgütleri destek verdi. Sa¤l›k emekçileri 32 gün boyunca kendilerini yok sayan Hastane yönetimini örgütlü mücadele ve kararl›l›klar› sayesinde kendilerine kulak vermesini sa¤lad›. Baflhekimlik önüne gelerek içeri girmek isteyen Dev Sa¤l›k-‹fl üyele-
ri ›srarl› davran›nca hastane yönetimi sendika baflkan› Arzu Çerkezo¤lu’ya görüfltü. Görüflme s›ras›nda hastane binas›na üzerinde “Sendika hakt›r” yazan dev bir pankart as›ld›.
‘Bizimki ekmek davas›’ Esma ‹ncedere: ‹stanbul Kartal’dan geliyorum. Bugün buraya ekmek davas›m›z için geldim. Ben ev kad›n›y›m. Eflim Kartal Kofluyolu hastanesinde tafleron iflçi olarak çal›fl›yor. Biz bugün buraya çocuklar›mla beraber geldik. Eflim temizlik personeli. Biz geçinemiyoruz (Esma ‹ncedere ile konuflurken yan›nda bulunan ve çocuklar›n›n elinden tutar halde yürüyen efli Ziya da söze girerek “Aç›z aç, kan a¤l›yoruz, mitinge bu nedenle kat›l›yoruz” dedi.)
‘Birlikteyiz’
Dev Sa¤l›k-‹fl’te örgütlenen sa¤l›k emekçileri “Tafleron çal›flt›rma yasaklans›n” talebini duyurmak için Ankara’da buluflup Meclis’e yürüdü
Sa¤l›k alan›nda piyasalaflt›rman›n en önemli haklar›ndan birisi olan tafleron çal›flt›rmaya karfl› sa¤l›k emekçisi örgütlenerek sesini yükseltmeye bafllad›. D‹SK’e ba¤l› Dev Sa¤l›k-‹fl sendikas› uzun süredir genç, militan bir sendikal kadroyla Anadolu’yu kar›fl kar›fl dolaflarak güvenceli gelecek ve insanca yaflam talebinin mücadelesini veriyor. Dev Sa¤l›k-‹fl 7 Kas›m günü tüm ülkeden tafleron iflçilerin kat›ld›¤› bir mitingle yok say›lan tafleron iflçisinin sesini TBMM’ye tafl›d›, “Tafleron çal›flt›rma yasaklans›n” mitingi yapt›. Meclise yürüdüler Sa¤l›kta tafleronlaflmaya, piyasalaflmaya, güvencesiz çal›flt›rmaya, iflten ç›karmalara ve bask›lara karfl› yürüyen yaklafl›k 1500 sa¤l›k ve sosyal hizmet emekçisi 7 Kas›m sabah› Ankara Kurtulufl Park›’nda buluflarak buradan TBMM’ye yürüdü. ‹flçiler sloganlar›yla baflta güvenceli çal›flma olmak üzere insanca yaflam,
e¤itim, sa¤l›k, bar›nma hakk› taleplerini dile getirdi. ‘Tafleron çal›flma yasaklans›n’ Sa¤l›k emekçilerinin Meclis yürüyüflü’ne, Kocaeli, ‹stanbul, Adana, Mersin, Diyarbak›r, Samsun, Bursu ve Antalya'dan gelen tafleron sa¤l›k iflçileri taleplerini yans›tan pankartlar›yla kat›ld›lar. Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› (SES) üyeleri de pankartlar›yla ‘ekip arkadafllar›na’ destek verdi. 'Güvenceli ifl için kad›nlar bir ad›m öne' pankart›yla yürüyen Halkevci Kad›nlar ve "Tafleron iflçiler yaln›z de¤ildir" diyen Ö¤renci Kolektifleri de yürüyüfle kat›larak güvenceli yaflam isteyen emekçilere destek verdi. ‘Sa¤l›k politik bir sorundur’ Yürüyüfl kolunun TBMM’nin karfl›s›nda bulunan Akay Kavfla¤›’na ulaflmas›n›n ard›ndan burada fiili bir miting yap›ld›. Sendika temsilcileri ise Meclis’e giderek tafleron çal›flt›rma
dosyas›n› iletti. Devrimci Sa¤l›k ‹flçileri Sendikas› Genel Baflkan› Arzu Çerkezo¤lu, kurulan kürsüden emekçilere seslenerek "sa¤l›k politik bir sorundur" mesaj›n› verdi. Mitingde D‹SK Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali Canc›, SES Genel Baflkan› Bedriye Yorgun ve TTB Merkez Konsey Üyesi Altan Ayaz da birer konuflma yaparak sa¤l›k alan›nda uygulanan neoliberal politikalara karfl› omuz omuza mücadele yürüttükleri tafleron sa¤l›k iflçilerinin onurlu mücadelesinin yan›nda olduklar›n› dile getirdiler.
‘Hakl› oldu¤umuzu anlataca¤›z’
‘Güvenli bir gelecek için’
Nurcan Gencan: Çukurova Üniversitesi Balcal› T›p Fakültesi Hastanesi’nden geldim. Hastanede tafleron firmaya ba¤l› büro eleman› olarak çal›fl›yorum. Bugün buraya ‘sa¤l›kta tafleron olmaz› anlatabilmek için’ geldik. Ald›¤›m›z ücretlerin ne kadar kötü oldu¤unu gösterebilmek için geldik. Kalifiye eleman olarak görünmüyoruz ama y›llard›r orada biz de emek veriyoruz. Yap›lan çok fazla haks›zl›klar var. Sesimizi duyurabilmek ad›na geldik. Bugün taleplerimizde hakl› oldu¤umuzu Meclis’e anlatmaya geldik.
Fikret Sar›gül: Bursa Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nden geliyorum. Alt› y›ld›r tafleronda hasta bak›c› olarak çal›fl›yorum. Tafleron çal›flt›rma hayat›m›z› oldukça olumsuz biçimlerde etkiliyor. Kendimize çocuklar›m›za güvenli bir gelecek sunam›yoruz. Buna karfl› mücadele ediyoruz. ‹ki buçuk y›ld›r sendikaya üyeyim. Sendikaya hakk›m›z› aramak için üye olduk. Ben ayn› zamanda iflyeri temsilcisiyim. Sesimizi duyurmak için gerçeklefltirdi¤imiz bu mitinge tüm arkadafllar›m›z› ça¤›rarak geldik.
Kofluyolunda engellere inat eylem ‹stanbul Kartal Kofluyolu Yüksek ‹htisas E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde çal›flan Dev Sa¤l›k-‹fl üyesi iflçiler 5 Kas›m günü yapt›klar› eylemle 7 Kas›m mitingini iflyerlerinden bafllatt›lar. Yüzü aflk›n iflçi ö¤len saatinde Acil Servis önünde buluflarak “Güvenceli ifl, güvenceli gelecek için tafleron çal›flt›rma yasaklans›n” dedi. Dev Sa¤l›k-‹fl E¤itim ve Örgütlenme Uzman› Kamil Kartal ve Marmara Bölge Temsilcisi Derya Öztürk’ün de kat›ld›¤› eylemde bas›n aç›klamas›n› Dev Sa¤l›k-‹fl Kofluyolu ‹flyeri temsilcisi Ziya ‹ncedere okudu. ‹ncedere aç›klamas›nda, ‘Domuz gribinin de¤il yoksullu¤un ve güvencesiz çal›fl-
man›n tafleron sa¤l›k iflçilerini vurdu¤unu’ söyledi, mücadelelerini daha da güçlendirmek için 7 Kas›m Cumartesi günü Ankara’da gerçeklefltirecek olan mitinge kat›lacaklar›n› ifade etti ve bütün iflçileri mitinge kat›lmaya ça¤›rd›. Acil Servis önünde gerçekleflen eylem öncesinde hastane yönetimi ve tafleron flirket yetkilileri eylemin gerçekleflmesini engellemeye çabalad›. ‹flçilerin eylem için d›flar› ç›kmas›n› engellemek için flirket yetkililerinin kap›lar› kilitledi¤i belirtilirken iflçiler engelleri aflarak coflkulu bir biçimde eylemlerini yapt›.
Adana: ‘Tafleronu süpürece¤iz’ Adana Çukurova Üniversitesi Balcal› Hastanesi’nde Dev Sa¤l›k-‹fl üyesi tafleron sa¤l›k iflçileri 4 Kas›m günü bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Eyleme sendikan›n genel baflkan› Arzu Çerkezo¤lu da kat›ld›. “Sa¤l›kta tafleronu süpürece¤iz!” slogan›yla bir araya gelen yüzü aflk›n emekçi, hastanede bulunan bütün
sa¤l›k çal›flanlar›na ve hasta yak›nlar›na çeflitli konuflmalar yaparak gerçeklefltirilecek olan eyleme destek vermeleri için ça¤r› yapt›lar. Eylemde konuflan Dev Sa¤l›k-‹fl Çukurova fiube Baflkan› Mustafa Hotlar, ifl güvenceleri ve sendika haklar› için 7 Kas›m’da tüm Türkiye’den gelecek sa¤l›k emekçileriyle Ankara’da buluflup Meclis’e seslerini duyurmak için yürüyeceklerini ifade etti. Hotlar’›n ard›ndan söz alan Arzu Çerkezo¤lu da düzenleyecekleri mitingin amac›n› anlatarak 7 Kas›m’da Adanal› sa¤l›k emekçileriyle buluflmak üzere sözleflti.
Y›lmaz Bozkurt: Mersin’den geliyorum. Ben Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› (SES) Mersin flube baflkan›y›m. Bugün buraya tafleronda çal›flan sa¤l›k emekçilerinin örgütlü mücadelesine katk› sunmak için geldim. Onlarla iflyerlerinde beraber oldu¤umuz gibi alanlarda da birlikte olmam›z gerekiyor. Biz SES olarak ortak örgütlenmeden yanay›z. Toros Devlet ve Üniversite Hastanesi’nde birlikte çal›fl›yor, birlikte örgütleniyoruz. Bugün de birlikte geldik. ‹nsanlar güvencesiz çok az ücretlerle çal›flt›r›l›yorlar. Bunu sa¤l›kta kabul etmemiz mümkün de¤il. Bizim taleplerimiz var. Hastanede çal›flan tüm emekçilerin güvenceli kadrolu bir ifle sahip olmas› gerekiyor. Ben bu eylemin ses getirece¤ine inan›yorum.
Kad›nlar güvenceli ifl istiyor Naime K›pçak: Eskiflehir’den geliyorum. Bugün bu mitinge biz Halkevci Kad›nlar olarak kat›ld›k. Kad›nlar›n güvenceli ifl talebini göstermek için geldik. Kriz döneminde kad›nlar›n iflsiz kald›¤›n› bildi¤imiz ya da çal›flt›klar› ifllerde kötü koflullara mahkum edildiklerini bildi¤imiz için geldik. Kad›nlar›n haklar› oldu¤unu söylemek için geldik. Kad›nlar›n krefl, s›¤›nmaevi, bar›nma hakk› var demek için buraya geldik. Türkiyenin çok farkl› kentlerinden yola ç›karak bu alana ulaflt›k. Krizle beraber ifller de kötüye gidiyor.
Direnifl kazanacak Birsen Sevgi: Ben Diyarbak›r Dicle Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nden geliyorum. On bir y›ld›r hastanede çal›fl›yorum, üç y›ld›r sendikal›y›m. Sendikayla beraber haklar›m›z›n büyük bir bölümünü kazand›k . Sendikal› olmak çal›flma koflullar›m›z› iyilefltirdi. fiu anda da çok iyi gidiyoruz. Bugün buraya haklar›m›z için geldik. Arkadafllar›n sloganlarda dedi¤i gibi ‘direne direne kazanaca¤›z.’
Antalya’da dayan›flma vard› Dev Sa¤l›k-‹fl Antalya Bölge fiubesi, 4 Kas›m’da Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla ‘güvenceli, kadrolu çal›flma hakk› için’ tüm sa¤l›k emekçilerini 7 Kas›m’da Ankara’ya ça¤›rd›. Sa¤l›k emekçilerinin yaklafl›k bir saat süren eyleminde s›k s›k, ‘güvenceli ifl güvenceli gelecek’, ‘tafleron gidecek güvence gelecek’, ‘Tayyip sen yafla 500 liraya’ sloganlar› at›ld›. Tafleron iflçilerin eylemine SES Antalya fiubesi yöneticileri ve üyeleri ile üniversite ö¤rencileri ve ö¤retim görevlileri de destek verdi. Eylemde Akdeniz Üniversitesi Ö¤retim Elemanlar› Derne¤i Bafl-
kan› Prof. Dr. Necati Dedeo¤lu ve Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› iflyeri temsilcisi Umut Aras birer konuflma yaparken Dev Sa¤l›k-‹fl ad›na Antalya Bölge fiube baflkan› Bekir Çivi bir aç›klama yapt› ve taflerona karfl› mücadeleyi yükseltmek için Ankara’ya gittiklerini ifade etti, tüm sa¤l›k emekçilerini mitinge davet etti.
Bursa’da tafleron iflçiye afl› eylemi Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi'nde örgütlü Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas› üyeleri 4 Kas›m günü yapt›klar› eylemle domuz gribi afl›s› olmak istedi. Yo¤un ya¤›fl alt›nda yap›lan eyleme çok say›da iflçi ve vatandafl kat›ld›. ‹flçiler takt›klar› maskelerle domuz gribi nedeniyle yaflanan tafleron iflçi ölümlerini protesto etti. Uluda¤ Üniversitesi'nde hastabak›c›, temizlik iflçisi ve teknisyen olarak çal›flanlar
ad›na yap›lan aç›klamada U¤ur Pamtal, doktor ve hemflirelere domuz giribi afl›s› yap›l›rken tafleron sa¤l›k emekçilerinin risk alt›nda olmalar›na ra¤men afl› d›fl›nda b›rak›lmalar›na tepki gösterdi. Eylemde, tafleron iflçilerin domuz gribinde ilk kurbanlar olmas›na ra¤men yok say›lmas›n› protesto eden iflçiler, “Biz de var›z demek için” 7 Kas›m’da tafleron çal›flt›rmaya karfl› Ankara’da yap›lacak Meclis yürüyüflüne kat›lacaklar›n› duyurdular, tafleron çal›flt›rman›n yasaklanmas› için haz›rlad›klar› dosyalar› vekillere sunacaklar›n› aç›klad›lar.