6Ă—QĂ—IVDO YH WRSOXPVDO VDĂšOĂ—N UHoHWHVL Tekellerin azami sĂśmĂźrĂźsĂź ve egemenliÄ&#x;inin olduÄ&#x;u yerde saÄ&#x;lÄąklÄą kalabilen bir iĹ&#x;çiden, saÄ&#x;lÄąklÄą bir toplum ve birey yapÄąsÄąndan sĂśz edilemez. BugĂźn saÄ&#x;lÄąk iĹ&#x;çilerinde -ve iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn diÄ&#x;er kesimlerinde- "KĂśle deÄ&#x;iliz" sloganÄą sÄąnÄąfsal bir Ăśfke ve tepkiyle dile geliyorsa, bu sÄąnÄąfÄąn içerisinde bulunduÄ&#x;u çalÄąĹ&#x;ma ve yaĹ&#x;am koĹ&#x;ullarÄąndan doÄ&#x;maktadÄąr • 8
dHOLN LQ dHOLNQD] LOH • 14 HYOLOLÚL YH 0DUW
\DĂDVĂœQ
sosyalist 6D\Ăœ 1LVDQ 7/
En bĂźyĂźk ihtiyacÄąmÄąz:
%LUOLN 'D\DQĂ—ĂźPD YH 0Â FDGHOH
LĂĂ L GHmokrasisi (VHQ\XUW NDWOLDPĂ— YH QHROLEHUDO LĂźoL VL\DVHWL
Sermaye birikimi yeni bir dĂźzeye çĹkarken emeÄ&#x;in de buna gĂśre yeniden yapÄąlandÄąrÄąlmasÄą ile birlikte, burjuva biçimsel korunmasÄąna dĂśnĂźk kaçĹnÄąlmaz bir eÄ&#x;ilim de ortaya çĹkar. Kapitalizmin yeni birikim dĂźzeyine geçiĹ&#x;inin zorunlu kÄąldÄąÄ&#x;Äą bu kaçĹnÄąlmaz eÄ&#x;ilim, burjuvazinin korkunç emek tahribatÄą karĹ&#x;ÄąsÄąnda "vicdanÄąnÄąn sÄązlamasÄą"ndan filan kaynaklanmaz. • 11
úßoL KDUHNHWLQLQ DEF VL úßoL NRPLWH YH PHFOLVOHUL
1 MayÄąs, dĂźnya proletaryasÄąnÄąn birlik, dayanÄąĹ&#x;ma ve mĂźcadele gĂźnĂźdĂźr. Biz iĹ&#x;çiler, kadÄąn iĹ&#x;çiler, KĂźrt iĹ&#x;çiler, emekçiler 1 MayÄąs gĂźnĂź bunun için alanlarda olacaÄ&#x;Äąz. Olmakla kalmayacak, alanlara sÄąÄ&#x;mayacaÄ&#x;Äąz. 1 MayÄąs'ta tekelci burjuvaziye en sert mesajÄą vermek için, onun yeni saldÄąrÄąlara giriĹ&#x;me cesaretini kÄąrmak için ĂśrgĂźtlenmeye hÄąz verelim. 1 MayÄąs'Äą tek bir ordu gibi, iki dilde, TĂźrkçe ve KĂźrtçe, ve tek ses, tek yĂźrek kutlayalÄąm!
.DGĂ—Q ROPDN ]RU PDVDOODUGD ELOH Pamuk prenses, yedi cĂźcelerin hayatÄąna adÄąmÄąnÄą atar atmaz evin temizliÄ&#x;i, yedi cĂźcelerin elbiselerinin yÄąkanmasÄą, yemeklerinin yapÄąlmasÄą iĹ&#x;lerini yĂźklenir. Madende çalÄąĹ&#x;an yedi cĂźcelerin emeÄ&#x;inin yeniden Ăźretimi iĹ&#x;ini yaparak kendisini kabul ettirir ve yedi cĂźcelerin hayatÄąnda ancak bĂśyle var olabilir. BaĹ&#x;ka tĂźrlĂź onun o evde iĹ&#x;i yoktur! Zehirli elmayÄą yiyip ĂślĂźm uykusuna dalÄąnca da ancak prensin ĂśpĂźcĂźÄ&#x;Ăź ile hayata dĂśner. •2
Yeni iĹ&#x;çileĹ&#x;me dalgalarÄąyla ne kadar geniĹ&#x;liyorsa, derinleĹ&#x;en iĹ&#x;bĂślĂźmĂźyle ne kadar çeĹ&#x;itli kesimlere ayrÄąĹ&#x;Äąyorsa o kadar toplumsallaĹ&#x;an proletarya hareketi, ancak buna uygun çoklu ve çok biçimli, esnek ve dinamik, kapsayÄącÄą ve harekete geçirici yeni ĂśrgĂźtlenme • 13 biçimleri içinde geliĹ&#x;ebilir.
2
NƌN RJHQNXN
Pamuk prenses, yedi cĂźcelerin hayatÄąna adÄąmÄąnÄą atar atmaz evin temizliÄ&#x;i, yedi cĂźcelerin elbiselerinin yÄąkanmasÄą, yemeklerinin yapÄąlmasÄą iĹ&#x;lerini yĂźklenir. Madende çalÄąĹ&#x;an yedi cĂźcelerin emeÄ&#x;inin yeniden Ăźretimi iĹ&#x;ini yaparak kendisini kabul ettirir ve yedi cĂźcelerin hayatÄąnda ancak bĂśyle var olabilir.
.DGĂœQ ROPDN ]RU PDVDOODUGD ELOHe KadÄąnlÄąk zor zanaat
Biri kurbaÄ&#x;a Ăśper, biri yĂźzyÄąllarca uyur, biri 7 cĂźceyle yaĹ&#x;ar, biri kuleye kapatÄąlÄąr. Bir masal prensesi olsan bile kadÄąnlÄąk zor. Turgut UYAR Pamuk prenses, yedi cĂźcelerin hayatÄąna adÄąmÄąnÄą atar atmaz evin temizliÄ&#x;i, yedi cĂźcelerin elbiselerinin yÄąkanmasÄą, yemeklerinin yapÄąlmasÄą iĹ&#x;lerini yĂźklenir. Madende çalÄąĹ&#x;an yedi cĂźcelerin emeÄ&#x;inin yeniden Ăźretimi iĹ&#x;ini yaparak kendisini kabul ettirir ve yedi cĂźcelerin hayatÄąnda ancak bĂśyle var olabilir. BaĹ&#x;ka tĂźrlĂź onun o evde iĹ&#x;i yoktur! Zehirli elmayÄą yiyip ĂślĂźm uykusuna dalÄąnca da ancak prensin ĂśpĂźcĂźÄ&#x;Ăź ile hayata dĂśner. Sonraki hayatÄą da haz nesnesi ve krallÄąÄ&#x;Äąn devamÄą için çocuk doÄ&#x;urmaktan ibarettir. "Onlar ermiĹ&#x; muradÄąna biz çĹkalÄąm kerevetine‌" diye sonlanan her masaldan sonra ufacÄąk çocuk dahi evdeki toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnden, televizyondan, internetten, okuldan, daha Ăśnceki masallardan, ‌ ĂśÄ&#x;rendikleriyle, Ĺ&#x;uncacÄąk yaĹ&#x;amÄąnda deneyimledikleriyle o "murat"tan hep kadÄąnÄąn payÄąna dĂźĹ&#x;enin erkeÄ&#x;i dolayÄąmÄąyla yaĹ&#x;ayacaÄ&#x;Äą bir mutluluk olduÄ&#x;unu bilir. ErkeÄ&#x;in gĂźcĂźyle, savaĹ&#x;çĹlÄąÄ&#x;Äąyla, zenginliÄ&#x;iyle, kral oluĹ&#x;uyla vb. vb. gĂśnenen kadÄąn‌ "Bir masal prensesi olsan bile kadÄąnlÄąk zor", çßnkĂź masallar, bu dĂźnyanÄąn (kapitalist sistemin) deÄ&#x;erler sisteminin bilinçlere -daha aÄ&#x;aç yaĹ&#x;ken- nakĹ&#x;edilmesinin araçlarÄądÄąr. Bir çocuÄ&#x;un içine doÄ&#x;duÄ&#x;u toplumsal Ăźretim iliĹ&#x;kilerini (elbette gßçlĂź bir idealizasyonla birlikte) içselleĹ&#x;tirebilmesini, duygu-dĂźĹ&#x;Ăźnce sĂźreçlerinin bu evren içerisinde biçimlenmesini saÄ&#x;lar. Yani masallar var olan toplumsal Ăźretim iliĹ&#x;kilerinin çocuk aklÄąna uygun resmedilmesidir. Ä°yi-kĂśtĂź algÄąsÄąnÄą, doÄ&#x;ru-yanlÄąĹ&#x; ayrÄąmÄąnÄą, gĂźzel-çirkin tercihini belirlememizde‌, bir bĂźtĂźn olarak karakter oluĹ&#x;umumuzda, çocukluÄ&#x;umuzda hayal dĂźnyamÄązÄą sĂźsleyen, rĂźyalarÄąmÄąza giren masallarÄąn/masal kahramanlarÄąnÄąn etkisini hangimiz yadsÄąyabiliriz. KÄąz çocuÄ&#x;uysak pamuk prensesle, erkek çocuÄ&#x;uysak prensle hemen ĂśzdeĹ&#x;leĹ&#x;ivermiĹ&#x;izdir. Bir insanÄąn, sÄąnÄąfÄąn, toplumun hayal dĂźnyalarÄą, rĂźyalarÄą Ăźzerinde
hegemonya kurmak aynÄą zamanda o insanÄąn, sÄąnÄąfÄąn, toplumun bugĂźnĂź ve inĹ&#x;a edeceÄ&#x;i geleceÄ&#x;i Ăźzerinde hegemonya kurmaktÄąr.
MasallarÄąn kadÄąn/erkek sorunundaki en bĂźyĂźk "gĂźnahÄą" ise, kapitalizmin toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂź rollerini mutlaklayarak çocuklara zerk ettiÄ&#x;i yerde baĹ&#x;lar. Masal, "bir varmÄąĹ&#x; bir yokmuĹ&#x;" diye baĹ&#x;lar ve toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnĂź bilinçlere kazÄąr: hep ezenle-ezilen, yĂśnetenle-yĂśnetilen, zenginle-fakir (modern zamanÄąn masallarÄąna gelirsek bunun sÄąnÄąfsal karĹ&#x;ÄąlÄąklarÄą; patronla-iĹ&#x;çi) vardÄąr. Bir savaĹ&#x;Äą kazanan, bir Ăźlkeyi-krallÄąÄ&#x;ÄąĹ&#x;atoyu-topraklarÄą-kadÄąnÄą (kadÄąnÄąn yeri bu dizgede tam da burasÄądÄąr) kurtaran daima erkektir. KadÄąn eÄ&#x;er soylu-zengin deÄ&#x;ilse emeÄ&#x;in yeniden Ăźretimini yĂźklenir, erkeÄ&#x;in yaratÄącÄą etkinliÄ&#x;inde yardÄąmcÄą eleman olarak yer alÄąr; soylu veya zenginse de davetlerin, Ĺ&#x;atolarÄąn, villalarÄąn sĂźs bebeÄ&#x;i, erkeÄ&#x;in haz nesnesi, soyunun devamÄąnÄą saÄ&#x;layandÄąr. Turgut Uyar haklÄądÄąr, toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnĂźn, Ăśzel mĂźlkiyetin, ailenin var olduÄ&#x;u her masalda inceltilmiĹ&#x;
veya en kaba haliyle, ama rumda, her durumda, kadÄąn olmak zor Äąr! SÄąnÄąfsalzanaattÄąr! ulusal sĂśmĂźrĂź ve ezilmenin cinsel-ulusal ya bĂśyle realize edildiÄ&#x;i her Ăśyle veya masal çocuklarÄąn da, bĂźyĂźklerin de ĂźnyalarÄąnÄą çÜlleĹ&#x;tiriyor. Biz, hayal dĂźnyalarÄąnÄą zilen ulusun, pasaportlarÄąn, ezen-ezilen Äąn kavram setimizde yer alsÄąnÄąrlarÄąn aÄ&#x;Äą; kimsenin cinsiyetinden, mayacaÄ&#x;Äą; cinsel kimlik ve yĂśneliminden dolayÄą ayrĹĹ bir kategoriyi oluĹ&#x;turmayaaskÄąya maruz kalmadÄąÄ&#x;Äą gibi caÄ&#x;Äą, baskÄąya calÄąÄ&#x;a da sahip olmayacaÄ&#x;Äą; bir ayrÄącalÄąÄ&#x;a sÄąnÄąflar ve sÄąnÄąf ayrÄąmlarÄąnÄąn, toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnĂźn, yĂśneten etilenin artÄąk kendive yĂśnetilenin sine yerr bulamayacaÄ&#x;Äą ar yazmadÄąkça masallar -toplumsal-bisÄąnÄąfsal-toplumsal-bireysel kurtuluĹ&#x; ve Ăśzme mĂźcadelesi gĂźrleĹ&#x;me dikçe de kadÄąnlÄąk vermedikçe aat olacak! zor zanaat eclisi okuru Ä°Ĺ&#x;çi Meclisi
6LQFDQ ) 7LSL QGHQ 0DUW NXWODPDVĂ— Merhabalar, Marx bir yerde, insandan insana en doÄ&#x;al iliĹ&#x;kinin kadÄąn ile erkek arasÄąnda olduÄ&#x;unu, olmasÄą gerektiÄ&#x;ini sĂśylemiĹ&#x;ti. Bu doÄ&#x;al, olmasÄą gereken iliĹ&#x;ki biçimi binlerce yÄąl Ăśnceki ilk iĹ&#x;bĂślĂźmĂźyle yerini egemenlik ve sĂśmĂźrĂź iliĹ&#x;kilerine bÄąraktÄą. Toplumsal kĂźltĂźrel birikimimiz artmasÄąna, Ăźretici gßçlerimiz doÄ&#x;anÄąn ĂśnĂźmĂźze koyduÄ&#x;u sÄąnÄąrlarÄą birer birer yÄąkmasÄąna, kadÄąn ile erkek emeÄ&#x;inin ayrÄąmÄąna dayanan o ilk iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnĂźn zorunluluÄ&#x;u ortadan kalkmasÄąna raÄ&#x;men erkeÄ&#x;in kadÄąn Ăźzerindeki egemenliÄ&#x;i ve sĂśmĂźrĂźsĂź sona ermedi. Geçen zaman kadÄąnÄąn Ăźzerindeki kĂślelik boyunduruklarÄąnÄą çeĹ&#x;itlendirdi sadece. SÄąnÄąflÄą toplumlarÄąn sĂśmĂźrĂź iliĹ&#x;kileri
Ăźzerine kurulu olmasÄą kadÄąnÄąn bedeni ve emeÄ&#x;i Ăźzerindeki sĂśmĂźrĂźnĂźn de sĂśnmesinin maddi zeminini hep var etti. Bu maddi zemin, sĂśmĂźrĂź iliĹ&#x;kileri var oldukça da, tarihi kadÄąn sorunu çaÄ&#x;Äąna uyum saÄ&#x;layarak sĂźrecektir. Cins olarak kadÄąnÄąn kurtuluĹ&#x;unun yolunun bĂźtĂźn bu iliĹ&#x;kileri yadsÄąyan, eĹ&#x;it ve ĂśzgĂźr bireyler toplumu olan, tarihin derinliklerinde kaybedilen doÄ&#x;al iliĹ&#x;kilerin doÄ&#x;al gĂśnĂźllĂź birliktelikler Ĺ&#x;eklinde sÄąnÄąrsÄązca yaĹ&#x;anacaÄ&#x;Äą komĂźnizm ve ona ulaĹ&#x;ma mĂźcadelesinden geçtiÄ&#x;i artÄąk çok daha aĹ&#x;ikâr.
evsimleri "GĂźnleri ve mgĂśre DĂźĹ&#x;lerimize tacaÄ&#x;Äąz" Yeniden yara Eluard lerle l yĂśnetilebilir Ăś til bili h hale l getirmeye ti çalÄąĹ&#x;an burjuvazinin karĹ&#x;ÄąsÄąna, bedenine ve emeÄ&#x;ine sahip çĹkan, komĂźnist ideoloji ile donanmÄąĹ&#x; emekçi kadÄąn çĹkmalÄą ve tarihsel rolĂźnĂź ezen cins olmayÄą pratiÄ&#x;inde de reddetmiĹ&#x; erkek sÄąnÄąf kardeĹ&#x;leriyle birlikte oynamalÄądÄąr. GĂśÄ&#x;Ăźn yarÄąsÄą, kavganÄąn yarÄąsÄą, gelecek toplumunun kurucu ve yĂśnetici yarÄąsÄą olan, olacak olan emekçi kadÄąnlarÄąn 8 Mart'ÄąnÄą kutluyor; 8 Mart'Äą yaratan proleter kadÄąnlarÄą saygÄą ile anÄąyoruz. Selam ve sevgilerimi gĂśnderiyor, hepinizi coĹ&#x;kuyla kucaklÄąyorum. Sevgilerimle,
Var olan haliyle hiç de sßrdßrßlemez bir hale gelen kadĹn sorununu neoliberal demokratik dßzenleme-
Ercan AkpÄąnar Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi
Ä°Ĺ&#x;çi Meclisi - Yerel SĂźreli Siyasi Dergi - SayÄą:20- Fiyat: 1 TL Pina BasÄąm YayÄąm San. ve Tic. Ltd. Ĺžti. adÄąna sahibi HĂźseyin Kezik Sorumlu YazÄą Ä°Ĺ&#x;leri MĂźdĂźrĂź: Ali Filizler Adres: Bereketzade Mah. BĂźyĂźkhendek Cad. Portakal Sok. No: 2/11 BeyoÄ&#x;lu/Ä°stanbul Tel: 0 212 251 20 89 Hesap No: Ä°Ĺ&#x; BankasÄą Koca MustafapaĹ&#x;a Ĺžubesi 1105 0792812 BaskÄą: Ă–zdemir MatbaasÄą Adres: DavutpaĹ&#x;a Cad. GĂźven Sanayii Sitesi C Blok No:242 TopkapÄą/Ä°stanbul Tel: 0212 577 54 92
3
NƦN RJHQNXN
0D\ÜV WD DODQODUD VÜðPD\DOÜP Isınmalıydı, ısınacaktı, ısındı… 1 Mayıs menzile girdi. İşçi sınıfı gitgide amansızlaşan çalışma ve yaşam koşullarıyla geçen 1 yılın ardından bu 1 Mayıs'ta sınıf düşmanından hesap sormak için alanlarda buluşmaya hazırlanıyor.
1 Mayıs, dünya proletaryasının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Birlik, tekelci burjuvaziye karşı birliktir. Dayanışma, rekabete karşı sınıf dayanışmasıdır. Mücadele, burjuva demokrasisine karşı işçi sınıfının sosyalist demokrasisini kurma mücadelesidir.
En büyük ihtiyacımız olan "birlik, dayanışma ve mücadele" buluşmasında işçi sınıfının tekelci burjuvaziye mesajı ne olmalı? Sınıf düşmanı: Sınıf düşmanımız dünya ve Türkiye tekelci burjuvazisidir. Hepimiz ardı ardına sınıf düşmanı yasalar çıkaran, günümüzü ve geleceğimizi kilitleyen AKP hükümetine karşı öfke doluyuz. AKP hükümeti işçi hareketini darmadağın eden 2001 krizinin ardından işbaşına geldi. Krize, işsizliğe, özgürlük yoksunluğuna, general apoletlerine karşı öfkemizi "demokrasi, özgürlük, güçlü ekonomi, komşularla sıfır sorun, bölge ve dünya ölçeğinde yatırım" sözleriyle kendisine çekti. 12 Eylül rejimini kapatacağını ilan etti. Generallerin karizmasını çizdi. Öyle ki, burjuva demokrasisini, burjuvalar için demokrasiyi "herkes için demokrasi" gibi gösterdi. Fakat elma şekeri çabuk bitti. Yıllarca sıfır zamla, 12 saat çalışarak, hiçbir iş güvenliği önlemi alınmayan yerlerde her gün 5 sınıf kardeşimizi mezara göndererek, örgütsüzlüğümüzden aldıkları güçle aşağılanarak, 10 yılı geride bıraktık. Doğal olarak öfkemiz hükümete yöneldi. Fakat 1 Mayıs sadece hükümete karşı bir tepki ve protesto günü olarak kalırsa bu çok eksik kalır. Mademki burjuva demokrasisinin hangi sınıf için demokrasi olduğunu görmeye başladık, öfkemizi bir bütün olarak tekelci burjuvaziye, her yerde aynı işçi düşmanı telden ses veren dünya tekelci burjuvazisine yöneltmeliyiz. Türkiye kapitalizminin bölgesel güç oluşunda bizim çıkarımız yok, aksine bu bizi ve diğer bölge emekçi halklarını eze eze gerçekleşiyor demeliyiz! Birlik: En büyük düşmanımız bölünmüşlüğümüz, iç rekabetimiz, birbirimize olan güvensizliğimizdir. Bir işe girebilmek, işyerinde kalabilmek, toplu işten çıkarmalarda listede yer almamak bütün kaygımız artık budur. Sınıf kardeşimize de bu gözle bakıyoruz. Kendimizi geliştirmek, yeni yetenek ve beceriler edinmek gibi son derece doğal isteklerimizin bile arkasında sınıf kardeşimizi ekarte edebilmek, CV'leri kabartmak var. Sürekli sınanıyor, elenme korkusu yaşıyor, "Senden daha genci, daha yeteneklisi, daha düşük ücrete çalışmaya razı olanı var"la tehdit ediliyoruz. Kürt ile Türk işçiyi, az sayıdaki sendikalı ile sendikasızı, yerli işçi ile göçmen işçiyi, genç ile yaşlıyı, yeni mezunla eski mezunu, kadın ile erkek işçiyi… birbirine karşı ölümüne rekabetle karşı karşıya getiren tekelci kapitalizmin karşısına 1 Mayıs'ta
Biz işçiler, kadın işçiler, Kürt işçiler, emekçiler 1 Mayıs günü bunun için alanlarda olacağız. Olmakla kalmayacak, alanlara sığmayacağız. 1 Mayıs'ta tekelci burjuvaziye en sert mesajı vermek için, onun yeni saldırılara girişme cesaretini kırmak için örgütlenmeye hız verelim. İşyerlerimizde, semtlerimizde, okullarımızda hazırlık çalışmalarımızı güçlendirelim. 1 Mayıs'ı tek bir ordu gibi, iki dilde, Türkçe ve Kürtçe, ve tek ses, tek yürek kutlayalım! sınıfın birliği mesajıyla çıkmalıyız! Dayanışma: İşten atılmalara sessiz kalmayı geçtik, can bedeli işçi katliamları karşısında bile sınıf dayanışması silahını kuşanamamız tekelci burjuvazi için yeryüzü cenneti! Bütün kolektif tarihsel haklarımızı birer birer yitiriyoruz. Ulusal İstihdam Stratejisi ile esnek, güvencesiz bir kapitalist çalışma rejimine geçiliyor. Bu rejime karşı, herkesin kendi bacağından asılacağı Genel Sağlık Sigortası'na karşı tek başımıza bir hiç'iz. Ancak sınıf dayanışması ile, tek bir ordu gibi davranarak, "Kurtuluş yok tek başına!" diye haykırarak 1 Mayıs'ı 1 Mayıs gibi kutlayabiliriz! Mücadele: Artık burjuva demokrasisinin hangi sınıf için demokrasi olduğunu görmeye başladık. Dahası,vaadedilen demokrasinin de ne kadar güdük biçimleneceğini, hazırlanan yeni anayasada işçi sınıfının, Kürt halkının, emekçi kadınların, gençlerin yok sayıldığını da görmeye başlıyoruz. Tekelci burjuva sınıf düşmanı için işçi sınıfı yok. Eşit, özgür, kendi kaderini tayin eden bir Kürt halkı yok. Eşit, özgür bir kadın yok. Geleceği umut edebilen bir gençlik yok. Onun yerine güvencesiz, kaderi danya çapındaki sermaye hareketine bağlı, bireylere kadar çözündürülmüş bir işçi sınıfı var. Onun yerine iki kat ezilecek, en fazla yerel yönetimlerle idare etmesi dayatılan, bunun için sadece son 1 yılda 7 bin siyasetçisi zindanlara doldurulan bir Kürt halkı var. 50 lira için kaçağa giden, tepesine Roboski'de ibret olsun diye bombalar yağdırılan, Van depreminden sonra yardımların ulaşması engellenen, ulusal bayramı Newroz'u kutla-
masına gaz bombaları ile saldırılan Kürt işçileri, kır ve kent yoksulları var. Mahkumiyeti ağırlaştırılmış müebbetten denetimli serbestliğe çevrilen, hem evde hem işte, güvencesiz çalıştırılacak ve erkeğin kölesi olmaktan çıkmayacak emekçi kadınlar var. "4+4+4" sistemiyle daha ilköğretimden itibaren elenerek ücretli köleliğe hazırlanacak bir gençlik var. Tekelci kapitalist ücretli kölelik ve çalışma rejiminde onların demokrasisi, onların özgürlüğü var! Biz 1 Mayıs'ta işte bu rejime karşı mücadele saflarını doldurmalıyız. İşçi sınıfının, Kürt işçi ve emekçilerinin, emekçi kadınların, gençliğin özlemleri sizin burjuva demokrasinize sığmaz diye haykırmalıyız. Türkiye tekelci burjuvazisi, bizi de arkasına alarak, olmadı bastırıp susturarak bölge gücü konumuna yükseldi. Bunun için dünyanın her yerinde yatırımlara girişti. Siyasaldiplomatik-kültürel ilişkiler kurdu. Bir burjuvalar sürüsüyle birlikte hükümet bakanlarının zamanının yarısı yurtdışı temaslarda geçti. "One minute" şovlarıyla faşist, gerici diktatörlük rejimleri altında ezilen bölge halklarına "Sizin modeliniz biziz" mesajları verildi. Bunun için din, bunun için Türk okulları, bunun için "insani yardım" şovları kullanıldı. Ama emperyalist kapitalizmle bağımlılık ilişkisi içinde yürütülen bu ilişkiler aynı zamanda Türkiye'nin "en iyi ihraç malı" denilen ordusuyla burnunu savaşlara sokmadan sürdürülemezdi. İşçi sınıfı yüksek sesle haykırmalıdır: Türkiye'nin Somali'de, Afganistan'da, Bosna'da… ne işi
var? Bundan bizim bir çıkarımız olamaz! Bizi ölesiye sömüren, parıltılı binaları işçi mezarlarının üzerinde yükselten, çatlayana kadar çalıştıran, genç yaşta yaşlandıran, en verimli çağlarımızda alıklaştıran tekelci burjuva sınıfla ortak çıkarımız yoktur! Önce Libya'ya sonra da Suriye'ye sözde "demokrasi ihracı" için hazırlanan savaşa, hem de çok daha kanlı bölgesel savaşların ancak açılışı olacak bir savaşta bizim yerimiz yoktur! 1 Mayıs, dünya proletaryasının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Birlik, tekelci burjuvaziye karşı birliktir. Dayanışma, rekabete karşı sınıf dayanışmasıdır. Mücadele, burjuva demokrasisine karşı işçi sınıfının sosyalist demokrasisini kurma mücadelesidir. Emperyalist kapitalizmin ve Türkiye tekelci burjuvazisinin sınıf düşmanı, bölge halklarının düşmanı politikalarına karşı "işçilerin birliği, halkların kardeşliği" ruhuyla mücadeledir. Ücretli köleliğe, işsizliğe, ulusal ve cinsel baskıya, yaşamlarımızın sermaye hareketleri, bölgesel hegemonya mücadeleleri ile belirlenmesine son vermek için mücadeledir. Biz işçiler, kadın işçiler, Kürt işçiler, emekçiler 1 Mayıs günü bunun için alanlarda olacağız. Olmakla kalmayacak, alanlara sığmayacağız. 1 Mayıs'ta tekelci burjuvaziye en sert mesajı vermek için, onun yeni saldırılara girişme cesaretini kırmak için örgütlenmeye hız verelim. İşyerlerimizde, semtlerimizde, okullarımızda hazırlık çalışmalarımızı güçlendirelim. 1 Mayıs'ı tek bir ordu gibi, iki dilde, Türkçe ve Kürtçe, ve tek ses, tek yürek kutlayalım!
4
NƌN RJHQNXN
%RVFK LĂĂ LOHUL %LUOHĂLN 0HWDO ùà WH
BirleĹ&#x;ik Metal Ä°Ĺ&#x; sendikasÄą, Bursa Bosch fabrikasÄą be Bosch REXROTH iĹ&#x;çilerinin dĂśrtte ßçßnĂźn TĂźrk Metal'den istifa ederek BirleĹ&#x;ik Metal Ä°Ĺ&#x;'e Ăźye olduÄ&#x;unu açĹkladÄą. Sendika tarafÄąndan yapÄąlan açĹklamada faĹ&#x;ist TĂźrk Metal yĂśneticilerinin fabrikada yapmak istedikleri toplantÄąyÄą iĹ&#x;çilerin toplu olarak terkettiÄ&#x;i, iĹ&#x;çilerin BirleĹ&#x;ik Metal'e zorla Ăźye yapÄąldÄąÄ&#x;Äą, paralarÄąnÄąn bittiÄ&#x;i gibi sĂśylentilerin boĹ&#x;a çĹkartÄąldÄąÄ&#x;Äą belirtildi. BirleĹ&#x;ik Metal Ăźyelerinin kendilerine "ParanÄąz bitse de durmayÄąn. Her bir BirleĹ&#x;ik Metal-Ä°Ĺ&#x; Ăźyesi 2 yeni Ăźyenin noter masraflarÄąnÄą karĹ&#x;Äąlamaya hazÄąrdÄąr" dedikleri belirtilen açĹklamada, sendikanÄąn baĹ&#x;arÄąsÄąnÄąn baĹ&#x;ta Bosch iĹ&#x;çilerine, Bosch iĹ&#x;çilerini desteklemek için Bursa'ya gelen sÄąnÄąf dostlarÄąna ve tĂźm dĂźnyadaki Bosch iĹ&#x;çilerinin oluĹ&#x;turduÄ&#x;u iĹ&#x;çi konseylerine ait olduÄ&#x;u vurgulandÄą. VardiyalarÄąndan çĹkan iĹ&#x;çilerin Orhangazi Emek KĂźltĂźr merkezine gelerek noter eĹ&#x;liÄ&#x;inde BirleĹ&#x;ik Metal Ä°Ĺ&#x;'e Ăźye olma iĹ&#x;lemleri coĹ&#x;kulu bir Ĺ&#x;ekilde gerçekleĹ&#x;ti. AynÄą hareketlilik her vardiyanÄąn çĹkÄąĹ&#x;Äąnda tekrarlandÄą.
Ăœyelik için gelen iĹ&#x;çileri daha Ăśnce Ăźye olan metal iĹ&#x;çileri ve farklÄą fabrikalarda çalÄąĹ&#x;an BirleĹ&#x;ik Metal Ăźyeleri sloganlar ve alkÄąĹ&#x;larla karĹ&#x;ÄąladÄąlar. Gelen iĹ&#x;çilerin de karĹ&#x;ÄąlÄąk vermesiyle coĹ&#x;ku doruÄ&#x;a çĹktÄą. Ä°Ĺ&#x;çiler salonda ve yeni Ăźye olmaya gelen arkadaĹ&#x;larÄąnÄą karĹ&#x;Äąlarken "Biz biz biz Bosch iĹ&#x;çisiyiz, sarÄą sendikayÄą gĂśndereceÄ&#x;iz", "Ä°nadÄąna sendika, inadÄąna DÄ°SK", "KurtuluĹ&#x; yok tek baĹ&#x;Äąna ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganlarÄąnÄą gĂźr bir Ĺ&#x;ekilde attÄąlar.
lanmak için ertesi sabah saat 5.00'e kadar çalÄąĹ&#x;sÄąn.
Taner YÄąldÄąz, kamudaki mesai dĂźzenlemesiyle ilgili daha Ăśnce ortaya attÄąÄ&#x;Äą Ăśneriye Bakanlar Kurulu'na getiriyor‌
Mum paralarÄąnÄą da iĹ&#x;çiler versin.
Konunun bu ay içerisinde Bakanlar Kurulu'na gelmesi bekleniyor. Sonuç: Kapitalistler ne ister? Ä°Ĺ&#x;çiler gĂźn ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąndan daha fazla yararlanmak için sabah saat 6.00'da iĹ&#x;baĹ&#x;Äą yapsÄąn, ay ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąndan da yarar-
Hey Tekstil ĂśnĂźnde kurduklarÄą çadÄąrda toplanan iĹ&#x;çiler, buradan Li Fung FirmasÄą ĂśnĂźne geldiler. Li Fung firmasÄą ĂśnĂźnde açĹklama yapan iĹ&#x;çiler, iĹ&#x;ten atÄąldÄąktan sonra verilmeyen Ăźcret ve tazminatlarÄąnÄą istediler.
Hey Tekstil Ünßne kurduklarĹ çadĹrda mßcadelelerini sßrdßrdßklerini belirten SÜnmez, bundan sonra her sabah Li Fung Ünßnde olacaklarĹnĹ ifade etti.
Daha Ăśnce, "enerji tasarrufu" demogojisiyle 15-16 saat çalÄąĹ&#x;ma ve kamuda da cumartesi gĂźnleri çalÄąĹ&#x;ma beyanatlarÄąyla infial yaratan Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanÄą Taner YÄąldÄąz, yine sahnede!
1980'li yÄąllarda cumartesi gĂźnĂź de çalÄąĹ&#x;ÄąldÄąÄ&#x;ÄąnÄą hatÄąrlatan Bakan YÄąldÄąz, "O gĂźnlerden sonra refahÄąmÄązÄą çok mu artÄąrdÄąk, Avrupa'dan daha mÄą zenginiz?" diye sordu.
Ăœcret ve tazminat alacaklarÄą için direnen Hey Tekstil iĹ&#x;çileir Li Fung FirmasÄą ĂśnĂźne çadÄąr kurdu. Hey Tekstil iĹ&#x;çilerinin direniĹ&#x;i Ĺ&#x;imdi burada devam ediyor.
Ä°Ĺ&#x;çiler adÄąna açĹklama yapan Melek SĂśnmez, direniĹ&#x; baĹ&#x;ladÄąÄ&#x;Äąndan beri taleplerinin deÄ&#x;iĹ&#x;mediÄ&#x;ine dikkat çekerek, "Ancak taleplerimize hiçbir zaman karĹ&#x;ÄąlÄąk verilmedi" dedi.
Ä°Ĺ&#x;çilerin BirleĹ&#x;ik Metal Ä°Ĺ&#x;'e Ăźye olmalarÄąnÄą Bosch yĂśnetiminin ve TĂźrk Metal'in engelleme çabalarÄą nafile kaldÄą. TĂźrk Metal Ăźyesi kßçßk bir grup Ăźyelik iĹ&#x;lemlerinin yapÄąldÄąÄ&#x;Äą salonun yakÄąnÄąnda "Ĺžehitler Ăślmez, vatan bĂślĂźnmez" diye slogan atÄąp Ä°stiklal MarĹ&#x;Äą okudu. Bosch iĹ&#x;çilerinin çok bĂźyĂźk bir çoÄ&#x;unluÄ&#x;u BirleĹ&#x;ik Metal-Ä°Ĺ&#x; SendikasÄą'na Ăźye olmuĹ&#x; durumda ve TĂźrk Metal'in yetkisi sona erdi.
%DNDQ <Ă&#x2014;OGĂ&#x2014;] dDOĂ&#x2014;ĂźĂ&#x2014;Q oDOĂ&#x2014;ĂźĂ&#x2014;Q
Teklifin yasalaĹ&#x;masÄą durumunda kamuda gĂśrevli personel, bundan bĂśyle 07.00-16.00 arasÄąnda çalÄąĹ&#x;acak. Teklifle, cumartesi gĂźnĂź yarÄąm gĂźn çalÄąĹ&#x;ÄąlmasÄą da ĂśngĂśrĂźlĂźyor.
+H\ 7HNVWLO LĂźoLOHUL oDGĂ&#x2014;U NXUGX
GĂźnlerdir televizyonlarda, gazetelerde haberleri çĹktÄąÄ&#x;ÄąnÄą vurgulayan SĂśnmez, taleplerinin kimse tarafÄąndan duyulmadÄąÄ&#x;ÄąnÄą aktardÄą. Ä°Ĺ&#x;çilerin eve ekmek gĂśtĂźrmek, çocuklarÄąnÄą okutabilmek için çalÄąĹ&#x;tÄąÄ&#x;ÄąnÄą ifade eden SĂśnmez sĂśzlerini Ĺ&#x;u Ĺ&#x;ekilde sĂźrdĂźrdĂź: "Patronlar 420 iĹ&#x;çiyi iĹ&#x;ten atarken hiçbir yasanÄąn, hiçbir sĂśzleĹ&#x;menin bizleri korumadÄąÄ&#x;ÄąnÄą anladÄąk. Madem Hey Tekstil ile Li Fung birlikte iĹ&#x; yapÄąp karar alÄąyorlardÄą, Ĺ&#x;imdi de birlikte karar alsÄąnlar. Biz hakkÄąmÄązÄą alana kadar hiçbir yere gitmiyoruz. Gururumuzdan ĂśdĂźn vermeden mĂźcadelemize devam edeceÄ&#x;iz." Ä°Ĺ&#x;çiler, kurduklarÄą çadÄąrÄąn ĂśnĂźnde halay çekerek direniĹ&#x;lerine devam etti.
'LUHQLĂź NDEDKDW
Ay ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;ÄąnÄąn olmadÄąÄ&#x;Äą gecelerde iĹ&#x;çiler enerji tasarrufu için mum ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąnda çalÄąĹ&#x;sÄąn. Adana'da Toros Elektrik DaÄ&#x;ÄątÄąm Ĺ&#x17E;irketi ĂśnĂźnde 2 Mart'tan beri direniĹ&#x;teki iĹ&#x;çilere polis saldÄąrdÄą. Ä°Ĺ&#x;çilerin direniĹ&#x; çadÄąrÄąnÄą yÄąkan polis, direnen 25 iĹ&#x;çiyi "kaldÄąrÄąmÄą iĹ&#x;gal etmek" ve "Kabahatler Kanunu'na muhalefet etmek" iddiasÄąyla gĂśzaltÄąna aldÄą.
Kalan 1 saatte de iĹ&#x;çiler, "patron sana canÄąm feda" diye marĹ&#x; sĂśylesin ve patronlarÄąn ayakkabÄąlarÄąnÄą boyasÄąn. Ä°Ĺ&#x;çiler çalÄąĹ&#x;Äąrken oksijen tasarrufu yapmak için nefes almasÄąn.
Toros EDAĹ&#x17E;'ta taĹ&#x;eron firmaya baÄ&#x;lÄą sayaç açma kapama iĹ&#x;inde çalÄąĹ&#x;an 48 iĹ&#x;çi 3 aydÄąr Ăźcretlerinin Ăśdenmemesine tepki gĂśsterince iĹ&#x;ten atÄąldÄąlar.
BĂźtĂźn yemek, çay, tuvalet molalarÄą kaldÄąrÄąlsÄąn. Hafta 8 gĂźne çĹkarÄąlsÄąn, hepsi çalÄąĹ&#x;ma gĂźnĂź olsun. Ä°Ĺ&#x;çiler çalÄąĹ&#x;Äąrken gĂźn ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąndan daha fazla yararlanmak için gĂśzlerini de kÄąrpmasÄąn, gĂśz kapaklarÄą arasÄąna kibrit çÜpĂź yerleĹ&#x;tirilsin. Enerji BakanÄąnÄąn açĹklamasÄą, hĂźkĂźmetin "TĂźrkiye'nin Avrasya'nÄąn Ăźretim ĂźssĂź" yani yeni Ă&#x2021;in'i olmasÄąnÄą ĂśngĂśren Sanayi Stratejisi Belgesinin gereklerinin ve iĹ&#x;çilere ne getireceÄ&#x;i-
nin bir ifadesidir. Kamuda 7:00'de iĹ&#x;e baĹ&#x;lama ve cumartesi de çalÄąĹ&#x;ma tasarÄąsÄą Bakanlar Kurulu'nda ise kamu iĹ&#x;çisine ayaÄ&#x;a kalkmak dĂźĹ&#x;er! KalkÄąp kapitalist iĹ&#x;in sĂśzde memuriyet gĂźvencesine sarÄąlarak iĹ&#x;e mi gideceÄ&#x;iz, yoksa Avrupa'daki sÄąnÄąf kardeĹ&#x;lerimizin direniĹ&#x; yolunu mu izleyeceÄ&#x;iz. Karar bizim!
Aileleriyle birlikte ValiliÄ&#x;e yĂźrĂźme gibi eylemler yapan iĹ&#x;çiler, Vali yardÄąmcÄąsÄą ile gĂśrĂźĹ&#x;meden bir sonuç alamayÄąnca, EDAĹ&#x17E; ĂśnĂźnde direniĹ&#x; çadÄąrÄą kurdular. Daha Ăśnce iĹ&#x;çilerin "taĹ&#x;eron iĹ&#x;çisi kĂśle deÄ&#x;ildir" pankartÄąna ve yĂźrĂźyĂźĹ&#x;lerine mĂźdahale eden polis, bu sabah direniĹ&#x; çadÄąrÄąnÄą "yasa dÄąĹ&#x;Äą" ilan edip yÄąktÄą ve direnen iĹ&#x;çileri "kabahat"lÄą bularak gĂśzaltÄąna aldÄą.
5
NƦN RJHQNXN
&H\KDQ GDQ ELU \ÜNÜP Ð\NÖVÖ Ceyhan'da Akdeniz un fabrikası işçileri ile söyleştik. Yaptığımız söyleşilerde 700 TL maaş alan makine ustası bir işçi özellikle dikkatimizi çekti. Sermayenin ailesi ve kendisine getirdiği son yıkımlarından bahseden fabrika işçisi, ailesinin yıkıldığını ve sebebinin yoksulluktan kaynaklandığını kaydetti.
Ailesi dağılan usta işçi, çocuklarına her koşulda bakmaya devam edeceğini söylerken, işçiyi açlıkla terbiye eden ve tehdit eden patron düzeninin korkusunu son cümlelerindeki titrek sesle hissettirdi. Usta işçi sözlerini "Fabrikaya beni tanıdığınızı söylemeyin söylerseniz hemen vezneye gönderirler, sonra da işime son verirler" diye tamamladı. Görülüyor ki sermaye düzeni artık bizleri halinden memnun köleler haline getirmeye çalışıyor, usta işçileri, çocuk işçileri birer burjuva proleterler yapmak istiyor, sonra kendi yarattıkları işsizlik ordusuyla biz işçileri tehdit ederek suyumuzu daha fazla sıkıp içmek istiyor. Kapitalizm biz işçileri emekçileri birbirimize yaban-
Adana'nın Seyhan ilçesinde Emine Akçay cebindeki son 6 lirayı alıp yakındaki oduncuya gitti ve yakacak almak istedi. Oduncu "Bacım bu paraya odun mu olur?" deyip, Emine Akçay'ın ısrarı üzerine 10 kilo odunu çuvala doldurup, parasını almadan gönderdi. Sırtladığı çuvalla ev gelen Emine Akçay, aldığı odunlar yağmur nedeniyle ıslak olduğu için sobayı yakamadı.
Usta işçinin anlatımı şöyleydi: "Patron evine 5 tane tavuk alıyor, istediği ihtiyacını karşılıyor sonra tüm meyve sebzelerle arabasının bagajını dolduruyor gidiyor fabrika önünden. Rahat bir hayatı var. Karım ise bana her gün pilav yemekten bıktığını söylüyor. Bense evime en fazla yarım kilo tavuk alabiliyorum, oysa o da her zaman değil. Karım ‘Artık bana yaşattığın bu yoksulluktan bıktım' diyerek sitem etti. Karımın üzerinde benimle ayrılmaması için ailesinin baskıları vardı, zaten en son dayanamadı intihar etti, hastaneye zor yetiştirdim neyse ki kurtardık. Bir de hastane masrafları yüzünden borçlandım. Ne yapayım, hayatım o fabrikada çalışmakla ve borçlanmakla geçti. Patrona yalvardım biraz da olsun maaşıma zam yap dedim; ama yapmadı. Her ay elime kredi kartı borcu kesintisinden dolayı net geçen para 90 TL, eee karım haklıydı ayrılmakta. Çamaşır makinesi bozuldu ne yapayım ona borçlandım, almasa mıydım? Karım son zamanlarda ‘Umutsuz Ev Kadınları' dizisini izliyordu, en son olarak onun da büyük etkisi olduğunu düşünüyorum üstünde. 20 yıl ben bu aileyi bu şartlarda geçindirdim, karımı bir gün koluma takıp çarşıda gezdiremedim, ona yüzüktü, bilezikti, giysiydi alamadım. Bayramlarda bile 200 TL verebildiğim oldu, o parayla çocuklarla kendisine birer kot pantolondan başka bir şey alamadılar. İçkim yok, kumarım yok hiçbir şeyim yok. Ama ne yaptıysam olmadı, parayı gazinolarda da harcamadım. 3800 lira borcum vardı, bundan dolayı bankalara gittim yalvardım 5000 TL kredi istedim vermediler. Patrona gittim 20 yıldır yanında çalıştığım adam beni dinlemek bile istemedi. ‘Bana 3800 TL ver maaşımı sen al her ay, maaşımdan sen kes' dedim patrona sonra yalvardım kabul etmedi. Tüm bu sorunlar ve evde üzerimde karımın baskısı, iş koşulları, patronun talepleri beni çok üzdü, artık son 2 ayda ata ata içime 15 gün önce kalp krizi geçirdim, günlük yatış ücreti 200 TL olan bir hastaneye götürdüler beni. Şimdi borcum bu hastane masrafları ile daha da çoğaldı."
+kOEXNL QH NDGDU KDN HWPLüOHUGL \DüDPD\׫
cılaştırıyor, bölüp parçalıyor sonra da sömürüp yönetiyor. Kapitalistler sadece karlarını değil, bizlerin birliğini bozacak çalışmalar da yapıyor. Gözlerimizi kendi medyasıyla buğuluyor, burjuva ahlakını bize kanalize etmeye çalışıyor sonra apolitikleştiriyor. Hem bizlerin emekleri üzerinden saltanat sürüyorlar, keyif çatıyorlar hem de o saltanatlarını eğlencelerini bizlere televizyonlarında izlettiriyorlar. Çünkü burjuva düzenini ayakta tutan sadece ekonomik eşitsizlik veya sermaye değil, bizzat onların kültürleri ve babadan oğula geçen toplumsal varlıkları yani yaydıkları içimize giren iğrenç burjuva ahlaklarıdır. Sadece onların ekonomik düzenine karşı bizler bir ekonomik düzen alternatifiyle değil, onların burjuva ahlaklarına karşı bizler komünist ahlak anlayışını içimizde yaymalı ve kitlesel olarak birleştirmeliyiz. Sınıfsal taleplerimizle burjuva sınıf iktidarının karşısına bu şekilde çıkarmalıyız. Diğer yönden aileye gelince, dünyada aile kurumu miyadını doldurmuştur. Aile kurumunun toplumsal bir sorun haline geldiği örnek olarak bizim gibi ülkelerde, mesela İngiltere'de artık bu kurumları korumak için burjuva meclislerinde vekillerince hazırladıkları önergeleriyle 5 yıllık kısıtlı evlilik süresi olarak yasalaştırma çalışmaları başlamıştır. Yani (5 yılı dolan evlilikler düşsün, isteyen başvurup uzatsın) şeklinde oluyor. Özel mülkiyet anlayışıyla gelen aile kurumunun bu denli çatırdaması, bizim gibi hala erkek egemenliğinin yüksek olduğu ülkelerde bazı serbestlik alanlarının dar oluşundan dolayı cinnetlerle sonuçlanarak yıkımlarla ortaya çıkması, evlilik kurumlarının bir toplumsal sorun halinde miadını doldurmuş olmasıyla kapitalizmin yok oluşunun belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. Artık bu kadarı yeter! İşsiz işçiler, yoksul işçiler, işçi öğrenciler ve emekçiler hep beraber birleşmeli, burjuvazinin örgütlü kokuşmuş sömürüsüne örgütlü cevap vermeli, mücadele etmek için sokaklara çıkmalı, kapitalizmin işçileri yok etmesini beklemeden kapitalizmi tarihin en pis köşesine göndermelidirler. Ceyhan'dan İşçi Meclisi okuru
Sobanın yanında eski kamyon lastiğini de parçalanıp yakmaya çalıştı, ancak beceremedi. Emine Akçay, çocuklarının üşüdüğünü görünce, saç kurutma makinesini çalıştırıp, oğlu İsa'nın eline tutturdu. Daha sonra diğer odaya gidip, tavandaki salıncak demirine ip bağlayarak, kendini astı. Genç kadının komşuları, kaynak ustası olan Hüseyin Akçay'ın işyerinin bir yıl önce kapandığını, Emine Akçay'ın ise tarım işçiliği yaparak evi geçin-
dirmeye çalıştığını anlattı. Komşular, Emine Akçay'ın 7 ay önce Kardelen adını verdiklerin ikinci çocuğunu doğurduğunu, hamilelik ve doğum nedeniyle çalışamadığını anlattı. Genç kadının eşi Hüseyin Akçay'ın 2 ay önce Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde bir şantiyede iş bulup, çalışmaya gittiğini belirten komşular, biriken borçlarını ödemeye öncelik verince eve yeterince harçlık gönderemediğini, üç gündür de evde yemek pişiremeyen Emine Akçay'ın çocuklarıyla birlikte sefalet içinde yaşamaya çalıştığını ifade ettiler. Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde İngilizce öğretmenliği yapan F.E.Ç (30) 5 katlı apartmanın çatı katına çıkarak kendisini aşağıya bıraktı. Ağır yaralı olarak Alaşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırılan genç öğretmen, ilk müdahalesinin yapılmasından sonra sevk edildiği Salihli Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
(/7$ LüoLOHULQGHQ RWXUPD H\OHPL
Zam istedikleri için işten atılan ELTA Gemi elektrik işçileri, direnişlerini Taksim'e taşıdı. "Tersane işçisi köle değildir", "Direne direne kazanacağız" slogaanlarıyla Galatasaray Lisesine yürüyen. işçiler, burada oturma eylemi yaparak, seslerini duyurmaya çalıştı. İşçiler adına açıklama yapan Murat Akırmak, ücretlerine insanca yaşayabilecekleri bir zam yapılmaması üzerine patronla görüşmek istediklerini ancak görüşme sonunda kendilerine istifa dilekçelerinin zorla imzalatılmaya çalışıldığını belirtti. Akır-
mak, bu dayatmaya karşı çıktıkları için 10 Mart'ta tersaneye giriş kartlarının iptal edildiğini ve işten atıldıklarını söyledi. Buna karşın 14 Mart Çarşamba günü taşeron olarak çalıştıkları RMK Tersanesi önünde direnişe başladıklarını belirten Akırmak, "Taşeron sisteminin yarattığı çalışma koşullarına karşı yürüttüğümüz mücadelede tüm emekten yana duyarlı kamuoyunu bu haklı mücadelemize sahip çıkmaya, bizlere destek olmaya çağırıyoruz" dedi. İşçilerin eylemine Esenyurt'ta işten atıldıkları için direnişe başlayan MEPA işçileri destek verdi.
6
NĂ&#x2020;ÂŚN RJHQNXN
7Ă&#x2013;UNL\H %Ă&#x2013;\Ă&#x2013;N 6DĂ°OĂ&#x153;N +DNNĂ&#x153; 0HFOLVL NXUXOGX
dDSD GD GLUHQLĂź VÂ UÂ \RU
TĂźrkiye BĂźyĂźk SaÄ&#x;lÄąk HakkÄą Meclisi Ankara'da Ahmet Taner KÄąĹ&#x;lalÄą spor salonunda yapÄąlan açĹlÄąĹ&#x; toplantÄąsÄąnda çeĹ&#x;itli illerden yaklaĹ&#x;Äąk 1000 kiĹ&#x;inin katÄąlÄąmÄą ile kuruldu. ToplantÄąnÄąn Sonuç Bildirgesi'nde Ĺ&#x;u Ăśneriler yer aldÄą:
â&#x20AC;&#x201D;SaÄ&#x;lÄąk bĂźtĂźn insanlarÄąn doÄ&#x;uĹ&#x;tan kazandÄąÄ&#x;Äą temel bir haktÄąr. SaÄ&#x;lÄąk herkes için eĹ&#x;it, ulaĹ&#x;Äąlabilir ve parasÄąz olmalÄądÄąr. â&#x20AC;&#x201D;SaÄ&#x;lÄąk giderleri vatandaĹ&#x;tan deÄ&#x;il, genel giderlerden karĹ&#x;ÄąlanmalÄądÄąr. â&#x20AC;&#x201D;OdaÄ&#x;Äąnda kar deÄ&#x;il, toplumsal yarar olan bir saÄ&#x;lÄąk hizmeti istiyoruz. â&#x20AC;&#x201D;Koruyucu saÄ&#x;lÄąk hizmetlerine Ăśncelik verilmeli. â&#x20AC;&#x201D;SaÄ&#x;lÄąkta taĹ&#x;eron mutlaka yasaklanmalÄądÄąr. â&#x20AC;&#x201D;SaÄ&#x;lÄąk emekçileri gĂźvenceli istihdam edilmeli, sendika ve grev haklarÄą olmalÄą. â&#x20AC;&#x201D;Ä°Ĺ&#x;çi saÄ&#x;lÄąÄ&#x;Äą ve iĹ&#x; gĂźvenliÄ&#x;i, kurallarÄąna uygun bir biçimde çalÄąĹ&#x;tÄąrÄąlmalÄą. Sonuç bildirgesinde ayrÄąca Ä°l SaÄ&#x;lÄąk Meclislerinin kuruluĹ&#x;una hÄąz verilmesi kararÄą da alÄąnÄąrken, "HalkÄąn bilgilendirilmesi için etkin bir faaliyet yĂźrĂźtĂźlmesine, maÄ&#x;duriyetlerin raporlandÄąrÄąlarak kamuoyuyla paylaĹ&#x;ÄąlmasÄąna, imza kampanyalarÄą, mitingler, referandum, grevler dahil yerel ve merkezi eylemler yapÄąlmasÄąna karar verilmiĹ&#x;tir" denildi. SaÄ&#x;lÄąk HakkÄą Meclisleri, TĂźrkiye iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn aÄ&#x;Äąr bir durgunluk yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą, geleneksel iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą kesimlerinin ve dar, tekçi, tek biçimli ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadele araçlarÄąnÄąn gerilediÄ&#x;i ve etkisizleĹ&#x;tiÄ&#x;i, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn muazzam geniĹ&#x;lemiĹ&#x; ve çeĹ&#x;itlenmiĹ&#x; yeni bileĹ&#x;iminin ve yeni iĹ&#x;çileĹ&#x;me sĂźrecinde olan kesimlerin ise henĂźz kendi yeni ĂśrgĂźtlenme biçimle-
rini, mĂźcadele kanal ve araçlarÄąnÄą yaratamamÄąĹ&#x; olduÄ&#x;u sĂźreçte, çok Ăśnemli bir geçiĹ&#x; sĂźreci ve tarihsel giriĹ&#x;imin ifadesidir. Kendi içinde hem geçmiĹ&#x;in sÄąnÄąrlÄąlÄąk ve iç engellerini, hem de yeninin, geleceÄ&#x;in belirimlerini taĹ&#x;ÄąmaktadÄąr. Hareketin sorun ve zayÄąflÄąklarÄą, mĂźcadele içinde aĹ&#x;Äąlmak içindir. Ancak onda Ăśncelikle gĂśrĂźlmesi gereken ise geleceÄ&#x;in, yeni bir iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketinin oluĹ&#x;um ve belirimleridir. SaÄ&#x;lÄąkçĹlar hareketi, geniĹ&#x;leyen sÄąnÄąfsal-toplumsal bir temelden, yeni ĂśrgĂźtlenme, mĂźcadele biçim ve yĂśntemleri doÄ&#x;rultusundaki arayÄąĹ&#x; ve eÄ&#x;ilimiyle, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketinin daha geliĹ&#x;kin bir temelden yeniden oluĹ&#x;um sĂźrecinde tarihsel bir deneyimdir. Ä°lerlemesi ve baĹ&#x;arÄąlarÄą ĂślçßsĂźnde esinleyici ve Ăśn açĹcÄą bir dinamik de olacaktÄąr. Onun baĹ&#x;arÄąsÄą da, uzun soluklu, fiili, gĂśvdesel bir savaĹ&#x;ÄąmÄą gerektiren somut kazanÄąmlarÄą kadar iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketinin daha Ăźst temel-
den yeniden oluĹ&#x;um sĂźrecindeki, yeni bilinç, ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadele araç ve biçimlerini etkinleĹ&#x;tirmesi ve yaygÄąnlaĹ&#x;tÄąrmasÄąyla baÄ&#x;lantÄąlÄą olacaktÄąr. Ve asÄąl bu geleceÄ&#x;e dĂśnĂźk yĂźzĂźyle, geri ve geriye dĂśnĂźk yanlarÄą ve zayÄąflÄąklarÄą ne olursa olsun, hele ki iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketinin aÄ&#x;Äąr bir durgunluk yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą bir kesitte, tarihsel bir Ăśneme sahiptir. Bu hareketle iliĹ&#x;ki kuruĹ&#x;umuz da buna uygun bir solukluluk, katkÄą, derinleĹ&#x;me ve emekle olmalÄądÄąr. Kßçßk burjuva devrimciliÄ&#x;inde geleneksel olan dÄąĹ&#x;sal destekçilik, ĂśÄ&#x;ĂźtçßlĂźk, ĂśvgĂźcĂźlĂźk veya dar ve el çabukluÄ&#x;uyla "ne alÄąrÄąm" kafasÄąyla deÄ&#x;il, asÄąl içerdenleĹ&#x;en, etkin ve fiili bir bileĹ&#x;eni olarak, geleceÄ&#x;e dĂśnĂźk yeni açĹlÄąm ve dinamiklerinin geliĹ&#x;imi, fiilileĹ&#x;mesi ve baĹ&#x;arÄąsÄą için ne katabilirim yaklaĹ&#x;ÄąmÄąyla, soluklu bir teorik, siyasal, ĂśrgĂźtsel ve pratik çaba ve emekle olacaktÄąr. Meclislerin gerçek bir kitlesel taban katÄąlÄąmÄą ve Ăśz mĂźcadele inisiyatifi Ăźzerinde yĂźkselmesi ve yeni bir saÄ&#x;lÄąk ve yaĹ&#x;am ihtiyacÄą ile buluĹ&#x;masÄą buna baÄ&#x;lÄądÄąr.
1 ayÄą aĹ&#x;kÄąn bir sĂźredir taĹ&#x;eron iĹ&#x;çi çalÄąĹ&#x;tÄąrÄąlmasÄąna son verilmesi için Ä°stanbul Ă&#x153;niversitersi bahçesinde Bilgilendirme ve UyarÄą Ă&#x2021;adÄąrÄą kuran iĹ&#x;ciler mahkeme kararÄąnÄą uygulatmak için direnmeye devam ediyor. Ä°Ĺ&#x;cilerin bir aydÄąr sĂźren mĂźcadelesini RektĂśrlĂźk duymazlÄąktan geliyor. Muvazaa raporlarÄąnÄą ve mahkeme kararlarÄąnÄą keyfi biçimde gĂśrmezden geliyor, suç iĹ&#x;liyor. Ă&#x2021;apa iĹ&#x;cileri: "TaĹ&#x;eron iĹ&#x;çisi deÄ&#x;il, kadrolu gĂźvenceli iĹ&#x;çi olmak için, gĂśrĂźnmez olan emeÄ&#x;imizi gĂśrĂźnĂźr kÄąlmak için, yok sayÄąlan benliÄ&#x;imizi, kiĹ&#x;iliÄ&#x;imizi, bugĂźnĂźmĂźzĂź yarÄąnÄąmÄązÄą var etmek için mĂźcadele ediyoruz! ArtÄąk yeter." diyor. Ă&#x2021;apa Ä°Ĺ&#x;çileri Ä°stanbul TÄąp FakĂźltesi (Ă&#x2021;apa Hastanesi)'nde kurduÄ&#x;u Ă&#x2021;apa KampĂźs Meclisi ile ĂśÄ&#x;rencisi, çalÄąĹ&#x;anÄą, ĂśÄ&#x;retim gĂśrevlisi taĹ&#x;eron iĹ&#x;çisi olarak yan yana geliyor ve ortak çalÄąĹ&#x;malar yapÄąyor. Ä°Ĺ&#x;çiler iĹ&#x;ten çĹkartmalarÄą kabul etmediÄ&#x;ini ifade etmek ve 31 Mart'ta iĹ&#x;ten çĹkartÄąlacaÄ&#x;Äą sĂśylenen arkadaĹ&#x;larÄąna sahip çĹkmak için kararlÄąlÄąkla direniĹ&#x;e devam ediyorlar
WULO\RQOXN ĂźLUNHW W P G Q\DQĂ&#x2014;Q NDVDVĂ&#x2014;QD EHGHO Teknoloji devi Apple piyasa deÄ&#x;erini 506 milyar dolara çĹkararak dĂźnyanÄąn 21'inci bĂźyĂźk ekonomisi olan Polonya'nÄąn gayri safi milli hâsÄąlasÄąnÄą geride bÄąraktÄą. 60 bin çalÄąĹ&#x;anÄą bulunan Apple'a karĹ&#x;ÄąlÄąk 38 milyon nĂźfuslu Polonya'nÄąn gayri safi milli hâsÄąlasÄą 497 milyar dolar. Apple, son yĂźzyÄąlda dĂźnya liderliÄ&#x;ine soyunan Ĺ&#x;irketlerin sadece bir tanesi. Ĺ&#x17E;irketler dĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk devletlerini sadece zenginlik açĹsÄąndan deÄ&#x;il, dĂźnya siyasetindeki etkileri ile de geride bÄąrakÄąyor. Son yÄąllarda zengin Ăźlkeler bĂźrokrasi, bĂźtçe krizleri, halklarÄąn hĂźkĂźmetlerine olan gĂźvenlerinin azalmasÄą ile boÄ&#x;uĹ&#x;urken dev Ĺ&#x;irketler krizlerden etkilenmiyor. Ulus devletler sÄąnÄąrlarÄąna takÄąlÄąrken çokuluslu Ĺ&#x;irketler dĂźnyayÄą bir bĂźtĂźn halinde gĂśrĂźyor. DĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk Ĺ&#x;irketi Wall Mart Stores A.Ĺ&#x17E;.'nin satÄąĹ&#x;larÄą ilk 25 Ăźlke dÄąĹ&#x;Äąnda
tĂźm dĂźnyanÄąn gayri safi hâsÄąlasÄąnÄą geride bÄąrakÄąyor. Wall Mart 2,1 milyon çalÄąĹ&#x;anÄą ile yaklaĹ&#x;Äąk 100 Ăźlkenin nĂźfusunu aĹ&#x;Äąyor. Exxon siyasi aktĂśr DĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk yatÄąrÄąm yĂśnetimi Ĺ&#x;irketi New York merkezli BlackRock 3,5 trilyon dolarlÄąk bir varlÄąÄ&#x;Äą yĂśnetiyor, bu rakam tĂźm Ăźlkelerin sahip olduÄ&#x;u ulusal rezervlerden fazla. 2010'da Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in vakfÄą 33,5 milyar dolar baÄ&#x;ÄąĹ&#x; yaparak DĂźnya SaÄ&#x;lÄąk Ă&#x2013;rgĂźtĂź'nĂźn yÄąllÄąk bĂźtçesini aĹ&#x;tÄą. YatÄąrÄąm bankasÄą Goldman Sachs 2011 yÄąlÄą itibariyle 937 milyar dolar varlÄąÄ&#x;a sahip oldu. Avrupa Merkez BankasÄą'nÄąn ise rezervi 878 milyar dolar. 2011'de 350 milyar dolar deÄ&#x;ere ulaĹ&#x;an Exxon Mobil, Ä°sveç'in elçiliklerinin sayÄąsÄąnÄąn iki
katÄą kadar Ăźlkede faaliyet gĂśsteriyor. Enerji devi Exxon, Kuzey Irak'taki faaliyetleri ile dĂźnyanÄąn en kritik bĂślgelerinden birinde siyasi aktĂśre dĂśnĂźĹ&#x;tĂź, KĂźrt bĂślgesinin BaÄ&#x;dat'a karĹ&#x;Äą ĂśzerkliÄ&#x;ini vurguladÄą. International Paper Ĺ&#x;irketi sahip olduÄ&#x;u 77 bin kilometrekarelik topraklar ile Panama'nÄąn yĂźz ĂślçßmĂźnĂź geçiyor. DĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk 1000'inci Ĺ&#x;irketi Owens-Illinois'in bile yÄąllÄąk satÄąĹ&#x;larÄą 57 Ăźlkenin gayri safi milli hâsÄąlasÄąnÄą aĹ&#x;Äąyor. Cam Ĺ&#x;iĹ&#x;eler Ăźreten Ĺ&#x;irket 7 milyar dolarlÄąk satÄąĹ&#x; geliri ile Haiti, Kosova, Monaco, Nijer, Tacikistan, Ruanda, Moldova ve daha birçok Ăźlkeyi geride bÄąrakÄąyor.(Kaynak: Milliyet-DÄąĹ&#x; Haberler Servisi) Ĺ&#x17E;irketlerin çalÄąĹ&#x;anlarÄąnÄąn sayÄąsÄą Ăźlke-
lerin nĂźfuslarÄą ile yarÄąĹ&#x;Äąyor. ABD'nin en bĂźyĂźk 25 Ĺ&#x;irketinin deÄ&#x;eri, Ăźlkelerin gayri safi milli hâsÄąlalarÄą ile baĹ&#x;a baĹ&#x; gidiyor.
7
NƦN RJHQNXN
%L]LP EHOOHðLPL]GH
]DPDQDíÜPÜ ROPD] 2 Temmuz 1993‘te Madımak Oteli'nde 33 aydın ve sanatçının yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı'na ilişkin davada zamanaşımı kararı çıktı. "Katliamı unutturmadık, unutmayacağız" Mahkeme günü adliye önünde Pir Sultan Kültür ve Dayanışma Derneği'nin çağrısı ile siyasi partiler, dernek ve sendikalar "Katliamı unutturmadık, unutmayacağız" pankartı ile toplandı. Grup, "Zamanaşımına hayır, adalet istiyoruz", "Sivas'ın ışığı sönmeyecek", "Davamız mahşere kalmayacak" sloganları atarak bekledi. Davada zamanaşımı kararı verilmesi üzerine binlerce kişi Ankara sokaklarında eyleme geçti. Polisin gaz bombaları ve coplarla saldırdığı gösteriler iki saat devam etti.
Mahkeme kararının açıklanması üzerine birçok ilde eylemler oldu. Binlerce kişi Taksim'de eylem yaptı. Sivas katliamının bu şekilde hasıraltı edilmesine izin verilmeyeceği haykırıldı. Başbakan: Hayırlı olsun AKP Sivas davasında alınan zamanaşımı kararına sahip çıktı. Grup toplantısından çıkışta gazetecilerin Sivas davasında zamanaşımı kararı ile ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Zaten onlar da söylüyorlar… Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı. Bilemiyorum tabii onlar da var…" dedi.
Aynı ifadeyi Sivas katliamı sonrasında dönemin Başbakanı Tansu Çiller de kullanmış ve "otelin dışındaki vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır"
Ne olmuştu? Sivas'ta düzenlenen şenlikler esnasında Cumhuriyet tarihinin en büyük kıyamlarından biri devlet ve dinci-gerici faşist güçler ortaklığıyla gerçekleştirilmişti. "Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta yıkılacak", "Kahrolsun laiklik" vb. sloganlar atan binlerce kişi, solcu aydın ve sanatçıların ve Alevi gençlerin kaldıkları otelin önünde toplanarak oteli ateşe vermiş,
diyerek memnuniyetini dile getirmişti. Erdoğan, halkın acılarına gülen burjuva siyasetçiler içerisinde nefretle anılmak üzere katliamı "hayırlara vesile" ilan etti. Emekçilerin eli katillerin yakasında olacak Sivas katilleri 1993'ten devlet koruması altında yaşıyorlar! Bırakalım en küçük bir siyasal soruşturma-
içeridekilerin dumandan boğularak ölümüne sebep olmuştu. Katliam faşist devlet güçlerinin yönlendirmesi altında gerçekleşmişti. Dönemin Sabah, Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Meydan gibi yüksek tirajlı gazetelerinde, "olaylara Aziz Nesin'in yaptığı lüzumsuz konuşmanın neden olduğu" bahanesi yükseltildi. İzleyen dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan yakanların, katliamı gerçekleştirenlerin yanında duruşmalara katılmıştı. Sivas katliamı, tarihsel açıdan Kürt hareketine dönük operasyonlardan Sabahattin Ali'ye, Mustafa Suphi'lerden Hrant Dink'e kadar uzanan siyasi cinayetlerde önemli bir köşe taşı oldu. Sivas katliamı sonrası, ‘80'lerin sonlarından başlayıp ‘90'ların ortalarına kadar ivmesini devam ettirerek yükselen işçi ve gençlik hareketlerinin yanı sıra, kent yoksulları mücadelesinin bir parçası olarak Alevi emekçi kitlesinin de mücadeleye atıldığı görüldü.
yı, kira, elektrik borcu için bile emekçiler takibat altına alınırken, Alevileri bir otele sıkıştırıp yakarak katledenler, devlet koruması altında yaşadılar, evlendiler, askere gittiler, iş kurdular, hatta kendilerini "ölü" göstermeyi bile başardılar. Ne yaparlarsa yapsınlar Sivas katliamı ne zamanaşımına uğratılabilir, ne de halkın katilleri yakalarını öfkemizden kurtarabilir! Unutmayın: Bizim belleğimizde zamanaşımı olmaz!
$OHYLOHULQ HYOHUL LüDUHWOHQL\RU Adıyaman merkezde Alevilerin yoğun oturduğu Karapınar Mahallesinde 45 civarında evin kapısına işaret konulmasının ardından, İzmir Buca'da ve Antep'te Alevi'lerin evleri işaretlendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Mahmut Yapıcı, bazı çevrelerin daha önce Maraş ve Sivas'ta yaptıklarını Adıyaman'da yapmak istediğine dikkat çekti. Buna izin vermeyeceklerini anlatan Yapıcı, "Bu provokasyonu bir iki kişi yapmıyor. Bunu bir zihniyet yapıyor. Bunu sadece belirli Sünni veya bir düşünceye vb. çevrelere mal etmek doğru değil. Böyle bir provokasyonda sadece Aleviler değil hem Sünniler hem Aleviler bundan zarar görür." dedi. İzmir'de işaretlenen evlerin bulunduğu mahallede yaşayanlar "23.00'da kapıda herhangi bir işaret bulunmuyordu. İşaretler fark edildiğinde saat 00.30'du. İşaretlemelerin bu saatler arasında yapılmış olduğuna dikkat çekerek devlete önden bir uyarı yaptılar: "Çocuklar bu saatlerde yataklarında olur. Bu işaretleri gece yarısı, çocuklar yapmış olamaz." dediler.
Antep'in Şahinbey İlçesi'ne bağlı Ulaş, Kıbrıs ve Onur mahallelerinde ikamet eden Alevilerin yaşadığı sokakların başına ve bazı evlere kırmızı boya ile işaretler konuldu. Mahallede yaşayanlardan Ali Azman, yapılan işaretlerin aynı mahallede ikamet eden Sünnilerin yaşadığı sokaklara yapılmadığına dikkat çekti. Evlere kırmızı boya ile yapılan işaretin kendilerinde "Kızılbaşa Ölüm" anlamını taşıdığını, bu olay karşısında tüm Alevi'lerin sessiz kalmamasını ve demokratik tepkilerini dile getirmeye çağırdı. Sivas davasında zamanaşımı kararından sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Hayırlı olsun" açıklaması ve Adıyaman'daki saldırı üzerine İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "Çocuklar yapmış olabilir" yorumu nedeniyle tedirgin. Son yaşananlar akla 19 Aralık ile 26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş'ta yaşanan katliam öncesini getirdi. Resmi verilere göre 100'ü aşkın insanın katledildiği katliam öncesi Alevi ve devrimcilerin yaşadığı evler işaretlenmişti.
8
NƦN RJHQNXN
6ÜQÜIVDO YH WRSOXPVDO VDðOÜN UHÁHWHVL Tekelci kapitalistler, işçinin sadece fizik gücünü değil beynini ve ruhunu da sömürmekte, ezip çiğnemekte, yaşam sürelerinin uzamasını emeklilik yaşının 70'e çıkartılmasının -mezara gidinceye kadar sömürmenin- gerekçesi yapmaktadırlar. Bu durumda, işçi sınıfının, kent ve kır yoksullarının önünde tek yol kalmaktadır: Sadece sağlıklı bir yaşam, güvenceli bir gelecek için dahi kapitalizmi yıkarak ondan kurtulmak! 2011 Aralık ayında Türkiye'de "Sağlık çalışanları köle değildir", "Sağlık haktır satılamaz" pankartları taşındı. Ocak başında Yunanistan'da sağlık emekçileri ve eczacılar 24 saatlik genel greve gitti. Ocak ortasında Romanya'da halkın öfkesi sokaklara taştı. Arabalar ateşe verildi, çatışmalar oldu. SMURD'un (acil kurtarma hizmeti) özelleştirilmesine karşı eylemlerde "Hırsızlığa son, bize yalan söylediniz" sloganları atıldı. 11 Mart'ta toplanan Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi de "Sağlık haktır" temel sloganıyla sağlıkta yaşanan yıkım politikalarına karşı mücadele kararı aldı. 1980'lerden itibaren tekelci sermayenin birikim kanallarını genişletmek için geliştirilen politika ve saldırılardan birisi de öncesinde artıdeğer üretiminin sınırlı ve dolayımlı olduğu sağlık ve eğitim alanlarının artan ölçüde metalaştırılması, tekelci sermayenin dolaysız artıdeğer üretimi ve kar alanı haline getirilmesi oldu. İnsan sağlığıyla ilgili her alan ve konu tekelleştirildi. Öncesinde makine ve ilaç alanındaki tekelleşmeye hastaneler, sigorta sistemi dâhil edildi. Önceki hastane ve sosyal sigorta sistemi de çökertildi. Sağlık alanı mali sermaye oligarşisinin banka-sanayi-sigortacılık sisteminin bir parçası olarak yeniden örgütlendi. Dev sermayeli hastane zincirleri, mahalle aralarına kadar açılan özel hastaneler, özelleştirilen hastaneler, döner sermayeli üniversite hastaneleri, SPA merkezleri, çocuk ve yaşlı bakım evleri… Bununla iç içe, profesör, doktor, hemşire, hastabakıcı hepsi kitlesel olarak işçileştirildi. Üretimin ve emeğin örgütlenmesi değişime uğratıldı. İşin temposu ve yoğunluğu arttı. Çalışma esnekleştirildi. Hastalar müşterileştirildi. Ticarileştirilen hastanelerle sağlık alanında tekelci rekabet arttı. (Bu rekabete üniversite hastaneleri, insan sağlığını hiçe sayarak dört kol, dört bacak, iki kafa ameliyatlarıyla "dünyada ilk defa"yı jeneriklere çekerek girdiler.) Sağlık sektörü, büyük miktarlarda artıdeğer ve kar üretilen alanlardan birisi haline geldi. Bugün, IMF ve DB'nın sağlıkla ilgili her şeyi metalaştıran, giderek pahalılaştıran Reform Pandemisi denilen neoliberal sağlık reformları politikası uygulanıyor. Bu sistem, doktoru da, hemşireyi de, hastabakıcıyı da işçileştirip kendi içerisinde bölüp parçalayıp atomize ederek bireye doğru çözer, aralarındaki rekabeti artırır, artıdeğer sömürüsünü azamileştirirken, tanı, tedavi, ameliyat, bakım, ilaç vb. ile ortaya çıkan ürünün fiyatını da tekelcileştiriyor. Bütünüyle kar odaklı hale getiriyor. Azami kara çeviriyor. Sağlıktaki tüm alanları kapsayan ve yeniden örgütleyen tekelci dönüşüm, sanıldığı ya da ileri sürüldüğü gibi sadece sosyal sigorta sisteminin
çökertilmesiyle ortaya çıkmış değildir. Asıl köklü değişim, gelişen yeni üretim teknolojileriyle birlikte sağlık alanının tekelci sermayenin azami artıdeğer ve kar üretimi alanlarından biri olarak hastanelerin ihtisaslaşmış, özel nitelikli ve fabrika-süpermarket biçimiyle yeniden yapılandırılmasıdır. Ekmek, araba, bardak, sandalye gibi elle tutulur maddi ürün meta biçimiyle üretilen ürünler dışında eğitim, sağlık gibi alanlarda "faydalı sonuç" yaratma niteliğine sahip olan emeğin artıdeğer üretebilme özelliği, mali sermayenin yeni büyük ölçekli birikim, sömürü ve kar alanı haline getirilmiştir. Daha önce ilaç, ameliyat makineleri vb. yapan, birkaç büyük hastaneye sahip olan tekeller sağlık alanına sermayenin yeni ve hızlı birikim alanı olarak geniş ölçüde el attılar. Sağlık alanından başlayan ve hızla büyüyen hastane zincirlerine sahip tekeller ortaya çıktı. Nispi ve mutlak artıdeğer sömürüsünü yoğunlaştıracak kitlesel bir yeni işçileştirme, işçileştirilenlerin daha yoğun sömürülmesi gerçekleştirildi.
işçinin sadece ücretlerinin düşmesine değil çalışma koşullarının ağırlaşmasına da yol açıyor. Geriye doğru eşitleyerek sınıf içerisindeki ayrımları siliyor. Onlara "ya rekabetçi yozlaşma, ya mücadele" dışında bir yol bırakmıyor. İşçileşen hemşirenin, doktorun, hastabakıcının, profesörün, intörnlerin, tüm sağlık çalışanlarının her kesiminden yükselen "Köle değiliz" isyanı sağlık da içerisinde olmak üzere çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşmasına karşı gelişmekte olan tepkidir. Sarsılan ve yıkılan önceki sınıf -küçük burjuva, ara sınıf- konumuyla yeni sınıf konumu bilinç sarsılmalarıyla, alt üst oluşlarıyla, eskisini geri getirme nafile çabalarıyla yeni sınıf konumu içerisinden düşünme ve hareket etmeye başlamayla, giderek ikincisinin ağır basacağı biçimde gelişiyor. "Köle değiliz" sloganı emekçi sınıfların öz yaşam koşullarının, çalışma koşullarının açık ifadesi haline geliyor.
İşçi sınıfının durumu
Sağlık alanında yararlı etki sağlayan emek gücünün ve emek ürününün artan ölçüde metalaştırılması, büyük ölçekli sermaye birikimine, tekel karına araç kılınması, her birimizin sağlığında büyüyen bir tehdit ve tehlike haline geliyor. Azami artıdeğer sömürüsü ile kapitalist pazarın genişletilerek ve derinleştirilerek karın kitlesel büyütülmesi, sağlıkla ilgili her şeyin artı değer ve kar üretiminin konusu haline getirilmesi iç içe geçmiştir. Ki bu ikisi birbirine bağlıdır. Sağlıkta muayene, tanı, tedavi, ameliyat, bakım, iyileşme olarak ortaya çıkan "faydalı sonuç" oluşturan bir ürün olarak da ürünler meta biçimiyle ve azami kar sağlayacak biçimde, tekel fiyatıyla satılıyor. Üstelik emek gücünün fiyatının düşürülmesi ile çok daha ucuza da mal edilmişken!
Bu gelişim, dün işçi olmayan, ya da gizil işçi durumundaki profesörü, doktoru, hemşireyi de önceki konumunu tümden sarsıp yıkarak kitlesel olarak işçileştirmekte; artıdeğer sömürüsünün nispi ve mutlak biçimleriyle azamileştirilmesiyle, sınıfsaltoplumsal konum kaybı, rekabetçi yozlaşma daha büyük sarsıntılarla ve şiddetli olarak yaşanmaktadır. Profesörün, doktorun, hemşirenin, hastabakıcının önceki nispeten güvenceli durumunu ortadan kaldırmakta, daha ağır koşullarda ve daha düşük ücretlerle daha çok çalışmaya zorunlu bırakılmakta. Sınıfsal ve toplumsal konumlarını bütünüyle değiştirmektedir. Bir hemşirenin, doktorun, hastabakıcının yapabileceğinden çok daha fazla işi yapması istenmekte, işiyle ilgisi olmayan, angarya niteliğindeki işleri yapmaya zorlanmakta ve mecbur bırakılmaktadırlar. Hem nispi hem mutlak artıdeğer biçimiyle azamileştirilen artıdeğer sömürüsü,
SPA merkezleri oluşturulurken emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşulları ağırlaştırılmakta, hasta olduklarında da sürünerek yaşama noktasına itilmektedirler. Muayene, tedavi, ameliyat, bakım, ilaç fiyatları pahalandırılmıştır. Bireysel sağlık sigorta sistemiyle, sigorta-banka tekellerinin önüne yem olarak atılmaktadırlar. Ki genel sağlık sigortası dahi yeterli olmayacaktır; tamamlayıcı ikinci bir sigorta zorunlu hale gelmektedir. İş kazaları, iş cinayetleri, daha uzun süre çalışmanın, daha tempolu ve riskli çalışmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın yıkıcılıkları arttığı gibi, emek gücünün toplumsal bakımdan yeniden üretilebilirliğinin koşulları gitgide zorlaşmakta, işçiler fiziksel, düşünsel ve ruhsal olarak kısa sürede yıpratılıp tüketilmekte, yeni meslek hastalıkları, stres eklenmekte, kilit konumdaki çok sınırlı çekirdek bir işçi grubu dışında esnek çalıştırmayla işçi sağlığı ve iş güvenliğini hiçe sayan "Kullan at, attığın sürünsün, sağlıklı olan yenisini al" politikası uygulanmaktadır. Bunu olanaklı kılan taşeronluk sistemine, şimdi de köle işçi ticareti büroları sistemi eklenmektedir. Bulunulan kriz koşulları, emek gücü fiyatının düşürülmesi saldırısını derinleştirmekte, kapitalistler için sigorta maliyetleri tümden ortadan kaldırılmaya girişildiği gibi, kullanılan emek gücü kısa sürede işe yaramaz hale getirilerek kâğıt mendiller gibi sokağa atılmaktadır.
Hastanın müşterileştirilmesi, paran kadar sağlık
Sağlıkta dönüşüm politikasıyla muayene, tedavi ve bakımda sınıf ayrımı derinleşmektedir. Burjuvazi için özelin de özeli, ihtisaslaşmış çok özel hastaneler, hastalığı önleyici sağlık-
Bu gelişim, dün işçi olmayan, ya da gizil işçi durumundaki profesörü, doktoru, hemşireyi de önceki konumunu tümden sarsıp yıkarak kitlesel olarak işçileştirmekte; artıdeğer sömürüsünün nispi ve mutlak biçimleriyle azamileştirilmesiyle -göreli ayrıcalıkları ve sosyal haklarından da hızla yoksun bırakılmaları ve birbirleriyle rekabete dayalı prim sistemiylesınıfsal-toplumsal konum kaybı, rekabetçi yozlaşma daha büyük sarsıntılarla ve şiddetli olarak yaşanmaktadır.
9
NƦN RJHQNXN
Toplumsal sağlık
Çalışma ve yaşam koşulları ağırlaştıkça ücretli kölelikten kurtulma özlem ve isteği doğuyor, gizli gizli büyüyor, sağlık, eğitim gibi yaşamsal ihtiyaçların dahi azami ölçüde metalaştırılması ve tekel karlarıyla satılmasıyla da eğitimin, sağlık ürünlerinin paralı olmaktan çıkartılması -parasız muayene, tedavi, ameliyat, bakım, ilaç- özlem ve isteği gelişiyor. İkisi birleşiyor. İşte "Köle değiliz", "Sağlık haktır satılamaz" sloganları birbirini bütünleyen slogan ve istemler olarak tam da buradan, tekelci kapitalist sömürünün azamileştirilmesinden doğuyor.
Sağlık sorunu, sadece tek tek bireylerin sağlık durumlarıyla ilgili bir sorun olmaktan da çıkmakta, büyüyerek toplumsallaşmakta, sağlıklı ve güvenli yaşam, toplumsal sağlığın kazanılması sorunu ve mücadelesi olarak ortaya çıkmaktadır. 10–12–14 saati bulan çalışma süreleri, işin temposunun artırılması, ücretlerin bastırılması, en yaşamsal ihtiyaçların karşılanmasının dahi zorlaşması, robotlaşma, yalnızlaşma, rekabet savaşları, gelecek güvensizliği, amaçsızlaşma ile strese dayalı hastalıkların, intiharların artması, büyüyen toplumsal sağlık sorunlarını göstermektedir. Birleşik mücadele dinamikleri Sağlık alanındaki tekelleşme, işçi sınıfını birbirine yakınlaştırmakta; sınıf mücadelesini birleşik geliştirebilmenin, hastabakıcı, temizlik işçisi, hemşire, intörn, doktor, profesörün aynı zeminde, aynı doğrultuda birlikte hareketi ve eyleminin olanaklarını artırmaktadır. Bunun karşısında ise, kapitalist üretim ve emek organizasyonlarıyla, sınıf parçalanmışlığı içerisinden gelişen rekabet, işsizlikle terbiye etme, prim, kardan pay, konum ve ayrıcalık teşvikleri yer almaktadır. Profesörler, doktorlar, hemşireler, kapitalist işletme niteliğindeki hastaneler arasındaki rekabetin birer parçası haline gelmektedirler. Bununla birlikte eğilim sınıf birliğinin ve sınıfın birleşik mücadelesinin -işkolu düzeyinde, iç içe geçmiş işkolları arasında- gelişmesi yönündedir. Kriz iki eğilimi daha açık bir şekilde karşı karşıya getirecek, sınıfın birleşik mücadele eğilimini güçlendirecektir. Sağlık alanındaki tekelleşme, işçileri, kent ve kır yoksullarını, küçük burjuvaziyi bu politikalara karşı yönde birleştiriyor. Sağlıkta daha açık olarak ortaya çıkmış olan bu ilişki, proletaryanın kurtuluşu sorunu ile genel toplumsal kurtuluş ve özgürleşmenin iç içe hale geldiğini ve toplumsallaşan sağlık sorununun proletaryanın kurtuluşu sorununa bağlı hale geldiğini gösteriyor. İşçi sınıfının -sağlık işçilerinin- istemleriyle ucuz ve parasız tedavi isteyen toplumun -işçiler, kent, kır yoksulları ve küçük burjuvazi- mücadelelerinin birleşme noktasını -diğer birçok konu gibi- oluşturuyor. Çalışma ve yaşam koşulları ağırlaştıkça ücretli kölelikten kurtulma özlem ve isteği doğuyor, gizli gizli büyüyor, sağlık, eğitim gibi yaşamsal ihtiyaçların dahi azami ölçüde metalaştırılması ve tekel karlarıyla satılmasıyla da eğitimin, sağlık ürünlerinin paralı olmaktan çıkartılması -parasız muayene, tedavi, ameliyat, bakım, ilaç- özlem ve isteği gelişiyor. İkisi birleşiyor. İşte "Köle değiliz", "Sağlık haktır satılamaz" sloganları birbirini bütünleyen slogan ve istemler olarak tam da buradan, tekelci kapitalist sömürünün azamileştirilmesinden doğuyor. Emek gücünün yeniden üretiminin kapitalist toplumsallaştırılması, neoliberal toplumsal yıkım politikaları, işçinin sınıf olarak bireye doğru çözülmesi, işçiyi çalışma ve yaşam koşullarında daha fazla köleleştirdiği; güvencesiz, uzun süre ve yoğun tempoyla riskli
ve sağlıksız çalışmaya mahkûm ettiği, yalnızlaştırdığı, nesneleştirdiği, hiçleştirdiği, alıklaştırdığı, sınıf kardeşleriyle rekabete soktuğu, yozlaştırdığı, düşkünleştirdiği gibi, hasta olanın tedavi olamamasına, ameliyat olması gerekenin ameliyat olamamasına, ilaç parası bulamamasına, dökük dişlerini yaptıramamasına, borç harç bulduğu hastane ilaç paralarını ömrü boyunca ödemek zorunda kalmasına, birkaç dakikaya sığdırılan tanı ve tedavilerle geçiştirilmesine… bir dizi yıkıcı sonuca yol açıyor. İnsanın sağlıklı, güvenli ve mutlu yaşam hakkı tümüyle elinden alınıyor, sermayenin tekelci karlarına bağlı ve bağımlı kılınıyor. Doktorun, sağlıkçının, hastabakıcının yararlı etki sağlayıcı emeğinin emek gücü olarak dahi karşılığı ödenmediği gibi, bu emeğin sahibi olarak da onu yetkin, üretken, yararlı olacak biçimde uygulamaları da önleniyor, gün içinde 100'ü aşkın hastaya bakmak, tanı ve tedavilerini gerçekleştirmekle, hatta meslekleriyle ilgili olmayan angarya işleri yapmakla karşı karşıya bırakılıyorlar. Hakarete, saldırıya uğruyorlar. Can güvenlikleri tehdit ediliyor. Emek gücü fiyatının daha düşük olduğu ülkelerden doktor ve hemşire, çocuk ve yaşlı bakıcıları getirilerek birbirleriyle rekabet içerisine sokuluyorlar. Taşeronlaştırılarak, şimdi de köle işçi ticaretiyle sosyal sigorta, tatil, emeklilik haklarından tümüyle yoksun bırakıldıkları, ücretler aşağıya çekildiği, güvencesizliğe mahkûm edildikleri gibi işin niteliği de düşüyor. İnsan sağlığı gibi yaşamsal bir alandaki çok değerli bir emek türü, tekelci sömürünün, artı değer ve değer yasasının saldırısıyla değersizleştiriliyor, işçiyi yaptığı işle ilişkisinde nesneleştirerek, robotlaştırdığı, yabancılaştırdığı gibi, işçiyi de işini hem yapamaz hem de ondan nefret eder hale getiriyor. Emeğin ücretli emek biçimiyle tekelci kapitalist kullanımıyla, tekelci sermayenin azami artıdeğer sömürüsü ve azami kar odaklı oluşuyla işçinin emeğini artan ölçüde değersizleştirip kendisini gerçekleştirmekten bütünüyle uzaklaştırıyor. Sadece bu dahi, işçi sınıfı mücadelesinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile sınırlı kalamayacağını ve kalmaması gerektiğini, artıdeğer sömürüsünü sonlandırma ve bütünüyle ücretli emek olmaktan kurtulma mücadelesi olması gerektiğini gösteriyor.
Sağlık işçisi köle değildir Kahrolsun ücretli kölelik düzeni Tekellerin azami sömürüsü ve egemenliğinin olduğu yerde sağlıklı kalabilen bir işçiden, sağlıklı bir toplum ve birey yapısından söz edilemez. İşçinin sağlığı, iş güvenliği, çalışma ve yaşam koşullarının iyileşmesi, tekelci kapitalist egemenliğin yıkılmasına, bir bütün olarak kapitalizmin yıkılmasına ve kapitalizmden kurtulunmasına bağlı hale gelmektedir. Bugün sağlık işçilerinde- ve işçi sınıfının diğer kesimlerinde- "Köle değiliz" sloganı sınıfsal bir öfke ve tepkiyle dile geliyorsa, bu sınıfın içerisinde bulunduğu çalışma ve yaşam koşullarından doğmaktadır. "Kahrolsun ücretli kölelik düzeni" dediklerinde dahi az sayıdaki bilinçli öncü işçi dışında bu slogan sisteme açık karşıtlık ve onu yıkma bilincinden değil, içerisinde bulundukları durumdan kurtulma özlem ve isteği olarak atılmaktadır. Komünistlerin görevi bu özlem ve isteğin sistem karşıtlığı bilincine, kapitalist sistemi yıkma istek ve mücadelesine çevrilmesidir. Sağlık işçisi köle değildir/Kahrolsun ücretli kölelik düzeni. Hasta: Kapitalizm Tedavi: Sosyalizm Emeğin korunması Sağlık alanında tekelci egemenlik arttıkça, işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları kötüleşmekte, iş güvenliği ve işçi sağlığı sorunları büyümektedir. Emeğin değersizleştirilmesi ve çürütülmesine karşı emeğin ücretli emek olmaktan kurtulmasını da içerecek, niteliği ve kapsamıyla her bakımdan kendisini gerçekleştirme ve geliştirme etkinliğine dönüşeceği; işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarıyla ilgili her konu ve saldırıyı bir mücadele konusu ve hedefi haline getiren bir emeğin korunması mücadelesi. Hak gasplarıyla, taşeronlaştırmayla, esnek çalışmayla, son olarak da köle işçi ticareti bürolarının açılmasıyla sigortasız çalıştırmanın tümüyle hâkim kılınmasına karşı öncü işçi kurulları, işyeri meclisleri ve sendikalar, "tam güvenli sosyal sigorta hakkı" mücadelesini yükseltmelidirler. Bireysel sağlık sigorta sistemi, "Ancak paran kadar tedavi olabilirsin, paran yoksa sürün ve öl" demektir. Fabrika ve işyerlerinde iş cinayetleri, kötü ve ağır çalışma koşulları, mesleki hastalıklar, güvencesizliğe karşı "işçi sağlığı ve iş güvenliği" mücadelesi. İşyeri
komite ve meclislerinin bu nitelikteki her sorunun üzerine üzerine gitmesi, mücadele konusu haline getirmesi, fiili kontrol ve denetimi. İş cinayetlerini gerçekleştirenlerin teşhiri ve cezalandırılması. Sağlık işçilerine emek niteliklerine uygun ücret, güvenli çalışma ve gelecek güvencesini sağlayan çalışma koşulları. Doktorun, hemşirenin, hastabakıcının yüz hastaya bakmak zorunda kalmaktan, angarya işler yapmaktan kurtulması için mücadele. Sadece emek gücünün fiyatının düşürülmesine ve güvencesiz çalışmaya yol açmayan, işin niteliğini de düşürerek hastanın sağlığını da tehdit eden Taşeron sistemi yasaklanmalıdır. Muayene ve tedavide katkı-katılım paylarının artırılmasına karşı "Sağlıkta katkı-katılım payının artırılmasına hayır/Silahlanmaya, savaşa, diyanete ayrılan bütçe sağlık ve eğitime!" Bu konuyu burjuva partilerin dini politikalaştırmalarına ve Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşa karşı mücadeleyle iç içe geçirmeliyiz. Ağırlıklı olarak Kürt halkının, özellikle de Kürt yoksullarının, emekçi kadınlarının yararlandığı "yeşil kart" uygulamasının kaldırılarak GSS primi ödemek zorunda bırakılmaları, Kürt halkının anadilde sağlık hizmeti alması da kesinkes mücadelemizin konusu olmalıdır. Sağlıklı yaşam haktır, satılamaz Bu koşullarda bir özlem ve istem olarak doğan, sağlığın alınıp satılamayacağı, ücretli ve fahiş ücretlere dayanan sağlık politikalarının sona erdirilmesi yönlü istemler de sağlık gibi yaşamsal bir alanda ürünün metalaştırılmasına karşı bir tepki olarak gelişmektedir. Tekellerin metalaştırma saldırısının sağlık alanında en basit toplumsal ve insani ahlaki değerleri dahi hiçe sayan yıkıcılığına karşı sağlığa eşit, parasız erişim hakkı istem ve özlemi şekillenmektedir. Tekelci kapitalizm koşullarında, kapitalist meta üretim biçimi ve ilişkilerinin sadece sömürücü niteliğiyle kalmayıp yıkıcı, çürütücü, hiçe sayıcı, ezici niteliğiyle açığa çıkması, sağlıkta ve diğer yaşamsal ihtiyaç alanlarından başlayarak meta üretim düzenine, her şeyin satılıp alınmasına karşı bunlardan kurtulma isteğini de ortaya çıkartıyor. Sosyalist propagandanın üzerinde yükseleceği temellerden birisi de budur. Sermaye egemenliği yıkılarak, kapitalist özel mülkiyet toplumsallaştırılarak emek gücü meta ol-
10
NƦN RJHQNXN
maktan kurtulma sürecine girmedikçe, ürünler de meta olmaktan kurtulamaz. Kapitalist tekeller toplumsal sağlığın düşmanıdırlar. Sağlıklı yaşam haktır, satılamaz. Herkesin ücretsiz sağlığa erişim hakkı. Doktora gitme, tanı, tedavi, bakım, ilaç, ameliyat, hastalık sonrası bakım, önleyici tedavi, çocukların gelişimi ve yaşlıların bakımının güvence altına alınması. Tam güvenceli bir sosyal sigorta sistemi. Hastane, sigorta, sanayi ve banka tekelleri, sağlık alanından elinizi çekin! Sağlık alanında ortaya çıkmakta olan sağlık işçi meclisleri, girdikleri yolda ilerlemeli, sadece kendi sınıfsal hakları için değil bir bütün olarak toplumun "Sağlıklı yaşam ve güvenceli gelecek hakkı"nın savunucusu olmalı, mücadelesini yükseltmelidirler. Katkı, katılım payının artırılması adı altında artırılan muayene, tedavi, ameliyat, bakım, ilaç paralarına karşı ödememe kampanyaları, fiili blokajlar gerçekleştirilmelidir. Sosyal sigorta sistemi, sağlığa parasız erişim, sağlıklı yaşam ve güvenceli gelecek hakkı Anayasa düzeyinde de bir hak olarak kabul edilmelidir. Birleşik mücadelenin sağlık işçisiyle hasta işçi ve emekçilerin birliğini gerçekleştirerek gelişmesi, sağlık işçilerinin tecridine karşı en etkili yol olduğu gibi, işçi sınıfının diğer emekçi sınıfları bilinçlendirerek ve birleşik eylemle önderlik etmesinin örneği de olacaktır. Sağlık işçi meclisleri, sağlık alanındaki tekelleşmenin yıkıcı toplumsal sonuçlarını gösteren etkili bir teşhir ve mücadele geliştirmeliler. Fahiş karları, insanlık dışı uygulamaları, muayene, tedavi ve bakımdaki sınıfsal ayrımlaşmayı açıklamalıdırlar. İnsan sağlığı alanının ar-
tan ölçüde meta üretimi ve azami kar alanı haline getirilmesi, meta üretim düzeninin yıkılması sorununu işçi sınıfının ve tüm emekçi sınıfların önüne yakıcı bir sorun olarak koymaktadır. Sınıfsal ve toplumsal sağlığın güvencesi sosyalizmdir. Sağlıklı yaşam ve güvenceli gelecek ancak sosyalizmle olanaklıdır. Sağlık alanındaki –ve her alandaki- tekelci kapitalist sermaye toplumsallaştırılmalıdır. Sağlıklı bir yaşam, güvenceli bir gelecek sosyalizmde! Toplumsal emek üretkenliğindeki gelişme, bilimin yeni bulgularıyla üretim teknolojilerinin gelişmesi, genetik tedavi imkânları sağlık alanında sadece hastaların iyileştirilmesini değil hastalıkların olmasını, ortaya çıkmasını önleme, etkisizleştirme, kontrol altına alma imkânlarını muazzam ölçüde geliştirmiştir. Bilim ve teknolojinin ve toplumsal emek üretkenliğinin sıçramalı biçimde geliştiği alanlardan birisidir sağlık alanı. Ölüme yol açan birçok hastalık ölüm nedeni olmaktan çıkmıştır. Hastalıkların genetik düzeyde tedavi edilmesi imkânlarına ulaşılmıştır. En karmaşık ameliyatlar yapılabilir hale gelmiştir. Çok sayıda yeni ilaç bulunmuş, üretilmiştir. Beslenme, barınma, yaşam koşulları itibariyle gerçekleşen toplumsal emek birikimiyle ve gelişkin bileşik toplumsal emekle kimsenin aç ve açıkta kalmaması, açlıktan ölmemesinin koşulları fazlasıyla olduğu gibi yaşam süresini uzatmanın koşulları ve olanakları da vardır. Ve yaşamı her bakımdan mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamanın, emeğin ücretli
kölelikten kurtulması ve çalışmanın zorunluluk olmaktan çıkarak kendisini gerçekleştirme ve geliştirme etkinliğine dönüşmesiyle de yaşamın yepyeni bir temelde örgütlenmesinin olanakları bulunmaktadır. Ki bu ilk elde işçinin emeğinin sömürülür olmaktan kurtulmasıyla, çalışma sürelerinin azaltılmasıyla, üretim ve emek organizasyonlarının kökten değişimiyle başlayarak gerçekleşecektir. Ne aç ve açıkta kalma, ne işsizlik korkusu, ne uzun süre çalışmanın, yoğun çalışmanın ve stresin oluşturduğu yıkımlar, intiharlar olacaktır. Ne de gelecek güvensizliği. Toplumun ve bireylerin yaşamla kurdukları ilişki kökten değişecektir. Bunlar bugün olanaklıdır. Bunlar bugün olanaklıyken tekelci kapitalistlerin hastane, banka, sanayi, sigorta zincirlerinin artı değeri ve karı azamileştirme politikaları işçi sınıfının ve toplumun sağlığında büyüyen bir tehdit oluşturmaktadır. Tekelci kapitalistler, işçinin sadece fizik gücünü değil beynini ve ruhunu da sömürmekte,
Tekelci kapitalistler, işçinin sadece fizik gücünü değil beynini ve ruhunu da sömürmekte, ezip çiğnemekte, yaşam sürelerinin uzamasını emeklilik yaşının 70'e çıkartılmasının -mezara gidinceye kadar sömürmeningerekçesi yapmaktadırlar. Bu durumda, işçi sınıfının, kent ve kır yoksullarının önünde tek yol kalmaktadır: Sadece sağlıklı bir yaşam, güvenceli bir gelecek için dahi kapitalizmi yıkarak ondan kurtulmak! ezip çiğnemekte, yaşam sürelerinin uzamasını emeklilik yaşının 70'e çıkartılmasının -mezara gidinceye kadar sömürmenin- gerekçesi yapmaktadırlar. Bu durumda, işçi sınıfının, kent ve kır yoksullarının önünde tek yol kalmaktadır: Sadece sağlıklı bir yaşam, güvenceli bir gelecek için dahi kapitalizmi yıkarak ondan kurtulmak!
%DüEDNDQ×Q HùLWLPH LOLüNLQ Do×NODPDV×Q×Q WHUF PHVL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Güney Kore'ye giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Eğitim konusuna dair gazetelerde de manşetlere çıkan önemli açıklamalar yapıyor. Başbakan'a eğitim ile ilgili sorulan ilk soru şu: 12 yıl zorunlu eğitim konusunda ısrarınız neden? 4+4+4 ile ne amaçlıyorsunuz? Cevap: Öncelikle teknik eğitim Avrupa'da yüzde 65–70. Bizde tam tersi. Bunu düzeltmeliyiz. Sonra aileleri endüstri meslek, ticaret, Anadolu veya imam hatip arasında tercih kullanma noktasında serbest bırakıyoruz. Ama 12 yıl zorunlu eğitime de sevk ediyoruz. Özellikle Güneydoğu'da ergen olan kız çocuklarını aileler okula göndermiyor. Açık lise bunu için. Ev okul sisteminin önü açılacak. Bir de organize sanayi bölgelerinin meslek okulları açmasına fırsat sağlıyoruz. Çocuk hem okuyacak, hem de staj yapacak. Belki para da kazanacak. Endüstride çok ihtiyaç duyduğu "ara elamanı" da sektörün ihtiyaçlarına göre kendisi yetiştirecek. Tercümesi: Daha önce birçok sermayedarın da ağzından duyduğumuz
"meslek lisesi memleket meselesi" konusunun tasarının en can alıcı noktası olduğu gerçeği, başbakanın ağzından açıklanıyor. Başbakan açıkça kapitalizmin ihtiyaçları doğrultusunda yeni işçi kuşaklarının yetiştirilmesinin amaçlandığını belirtiyor. Eğitimi esnekleştiriyoruz, isteyen istediği mesleği seçer yeter ki nitelikli, işi bilen işçiler yetiştirebilelim. Ha, bu arada okul devam ederken de sömürünün önünü açıyoruz. Sermayedarlarımız kendi okullarını kurabilecekler. 13 yaşından itibaren işçi çocukların istedikleri gibi posalarını çıkarabilecekler, bunu yasal statüye kavuşturuyoruz. Daha ne istersin burjuvazi. Al hem yetiştir hem sömür, sonra gene sömür. Üstüne bir de zaten dinine-imanına saygı adı altında işçileri haşa ayaklanmadan uzak tutacağız zaten. İkinci soru: Özel okullar ders kitapları ve bedava tablet uygulamalarının dışında bırakılmaktan şikâyetçi. Onları da kapsayacak bir uygulama mümkün mü? Cevap: Değerlendirebiliriz. Ancak özel okullara yeni imkânlar doğacak. 4+4+4 sistemi nedeniyle yeni binalara ihtiyaç olacak. Okul yapma konusunda büyük bir fatura
var. Özel okullardan hizmet alam noktasındayız. Danıştay bozmuştu. Yeniden çalışma yürütüyoruz. Bunu da ilk kez açıklıyorum. Üniversite giriş sınavlarını da üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecekler ya da kapanacaklar. Çünkü insanların ellerindeki son imkânları bu alanda kullanmalarını istemiyoruz. Bazı büyük dershanelerle konuştum. Kendileri bizde bu yola girmeyi düşünüyoruz dediler. Tercümesi: Eğitim alanından para kazanan sermaye sahipleri canlarını sıkmasınlar. Onlara yeni pazar alanları açıyoruz. Sıkıntıya girmek yerine ellerini ovuşturarak beklemeleri daha iyi olur. Biz dershaneleri kapatabiliriz, ama onları daha
karlı ve sisteme elverişli özel okullara çevireceğiz. Zaten büyük patronlarla konuşuldu onlar zaten hazır, ha bu arada bazı küçük sermayedarlar zarar görebilir, ama ne yapalım bu da kapitalizmin kuralı. (Bu arada yasa taslağı hazırlanırken kimlerin görüşlerine başvurulduğunu da öğreniveriyoruz.) Aslında tercümeye gerek var mıydı bilmiyoruz. Yeni yasa tasarısının burjuvazi için, burjuvazi adına çıkarıldığı ve dini muhafazakârlıkla beyni küçük yaştan başlayarak eğitilmiş, sömürüyü kabullenmiş kuşaklar yetiştirmenin amaçlandığı net bir biçimde ortada.
11
NƦN RJHQNXN
(VHQ\XUW NDWOLDPÜ YH QHROLEHUDO LíÁL VL\DVHWL Esenyurt'taki işçi katliamına "kader" diyen Çalışma Bakanı Faruk Çelik, "İş Sağlığı Güvenliği Yasa Tasarısının çok yakın bir zamanda çıkacağını" söyledi. 8 aydır "ilgili taraflarla" çalıştıkları Yasa Tasarısı'nın yüzde yüz mutabakat sağlanamadığı için uzadığını söyleyen Çelik, "Mükemmele çok yakın İş Sağlığı Güvenliği ("İşçi katliamı kaderdir"-bn) Yasası'nı artık tüm çalışanlarımız için yürürlüğe koymamız gerekiyor.Şu anda 50 artı için geçerli olan bu düzenlemeyi müstakil bir yasa olarak tüm çalışanlar için hazırlayacağız. Bunun, bu dönemde bitmesi gerekiyor. Nisan ayında almamamız için bir neden yok" diye konuştu.
Evet, Türkiye'nin küresel tekelci kapitalizmin bölge merkezi olarak reorganizasyonu kapsamındaki isterlerinden biri olarak "İş (işçi bile değil, "iş", yani sermaye) sağlığı ve güvenliği yasa tasarısı" uzun süredir hükümetin gündeminde. Her büyük işçi katliamı ile yeniden gündeme geliyor. "İlgili taraflar"dan Türk-İş "hükümetimiz bize bunu bahşettiğin için çok yaşa" derken, asıl sermaye örgütleri bu tasarıya bile kuşkuyla baktığı ve daha fazla budanmasını istediği için "uzuyor". Ancak üst üste yığılan işçi cesetleriyle işçi sınıfının nabzının da giderek yükseldiğini biliyorlar. Epey bir daha budayarak, çıkışını hızlandıracaklar. Bu yasa tasarısının, arka planını görelim: Neoliberal işçi siyaseti İşçi sınıfının en geniş ve güvencesiz kesimleri dâhil neoliberal "sosyal içerme" politikalarına da hız verilmektedir. Genel Sağlık Sigortası, "İş Sağlığı ve Güvencesi" yasa tasarısı, kamudaki taşeronluk sistemine dönük liberal düzenleme tasarısı hazırlığı, enformel çalışmanın kayıt altına alınmasına dönük girişimler, madenler, tersaneler, kot taşlama, mevsimlik tarım işçiliği gibi en ölümcül iş kollarına dair kimi liberal yönetmelikler, yıkım içindeki emek yoğun sektörlerden işsiz kalan vasıfsız işçilere meslek edindirme kursları vb, bunlar arasındadır. Sermaye birikimi yeni bir düzeye çıkarken emeğin de buna göre yeniden yapılandırılması ile birlikte, burjuva biçimsel korunmasına dönük kaçınılmaz bir eğilim de ortaya çıkar. (Marx, Kapital Cilt 1, s. 514) Kapitalizmin yeni birikim düzeyine geçişinin zorunlu kıldığı bu kaçınılmaz eğilim, burjuvazinin korkunç
Türkiye'nin küresel tekelci kapitalizmin bölge merkezi olarak reorganizasyonu kapsamındaki isterlerinden biri olarak "İş (işçi bile değil, "iş", yani sermaye) sağlığı ve güvenliği yasa tasarısı" uzun süredir hükümetin gündeminde. Her büyük işçi katliamı ile yeniden gündeme geliyor. "İlgili taraflar"dan Türk-İş "hükümetimiz bize bunu bahşettiğin için çok yaşa" derken, asıl sermaye örgütleri bu tasarıya bile kuşkuyla baktığı ve daha fazla budanmasını istediği için "uzuyor". emek tahribatı karşısında "vicdanının sızlaması"ndan filan kaynaklanmaz. Sermayenin önceki ve geçiş halindeki birikim organizasyonunun yeni sömürü düzeyinin engeli haline gelmesinden kaynaklanır.
ile ev sanayilerini ortadan kaldırmakla, ‘fazla nüfus'un son sığınağını da yıkmış oluyor ve onunla birlikte tüm toplumsal mekanizmanın geriye kalan tek güvenlik supabını da yok ediyordu." (Marx, age, s.514)
Yukarıda bazı güncel örneklerini verdiğimiz çeşitli yasa tasarısı ve yönetmelik örneklerinde olduğu gibi, bunlar çeşitli sermaye kesimlerinin direnciyle uzun bir döneme yayılır. Çıkartılırken büsbütün budanır. Sayısız yapbozla çelişkilerle dolu hale gelir. Çıkartıldıktan sonra da uygulanmaması için her şey yapılır. Sermaye için çok çeşitli telafi veya ihlal olanakları bırakılır. Fakat her şeye karşın, bu eğilim giderek güçlenerek işlemeye devam eder ve kaçınılmaz olarak kendi yolunu açar.
Türkiye kapitalizminin geçiş yaptığı orta-ileri gelişme düzeyi, emek yoğun sektörlerden geçiş yapmaya başladığı sermaye yoğun ve orta, orta-ileri teknolojili üretim düzeyi, bölgesel ve küresel temelden birikim düzeyine geçiş sorunu, emperyalist kapitalizm ve küresel tekellerin alt bölge merkezi olarak yeniden örgütlenmesinin bir gereği olarak tam da olan budur.
"Fabrika yönetmeliğinin, işçi sınıfının hem kafasını ve hem de bedenini korumak amacıyla bütün işkollarına uygulanması kaçınılmaz duruma gelirken, öte yandan daha önce değindiğimiz gibi, bu gelişme, sayısız tek başına küçük sanayilerin, büyük ölçüde yürütülen birkaç birleştirilmiş sanayiye dönüşmesini hızlandırmakta ve böylece de sermayenin yoğunlaşmasını ve fabrika sisteminin tam egemenliğini çabuklaştırmaktadır. Bu durum, sermayenin egemenliğinin kısmen arkasında saklı bulunduğu, hem eski ve hem de geçiş şekillerini ortadan kaldırmakta ve bunların yerine sermayenin doğrudan ve açık egemenliğini koymaktadır; ama böylece de, bu egemenliğe karşı direnmeyi de genelleştirmiştir. Ayrıca, her bireysel işyerinde, birliği, düzeni, intizamı ve tasarrufu zorunlu hale getirirken, bir yandan da işgününün sınırlandırılmasını ve düzenlenmesinin sonucu olarak, teknik gelişmelerin kazandığı büyük hız, kapitalist üretimin yol açtığı anarşi ve yıkımları artırmış, iş yoğunluğunun ve makinenin, işçiyle olan rekabetini şiddetlendirmiştir. Küçük işletmeler
Burjuva devlet, bir yandan kamu supabını ortadan kaldırırken, diğer yandan kobi sisteminde, taşeron sisteminde, enformel sektörde, tarımda, hatta çoğu büyük şirkette içten içe halen varlığını sürdüren geri kapitalizm ve eklektik ara geçiş biçimlerinin kalıntılarını tasfiye etmeye yönelmektedir. Geleneksel üretim ve emek organizasyonu biçimlerini bu yeni birikim ve egemenlik temelinden (en titrek adımlarla) yeniden düzenlemeye çabalamaktadır. Çünkü bu önceki biçimler ve geçiş biçimlerinin eklektizm ve kaotikliği, sermayenin bir üst düzeyden yoğunlaşmasını ve merkezileşmesini yavaşlatmaktadır. Küresel temelden tekelci kapitalizmin ve mali oligarşik egemenliğin tam tesisini sınırlamaktadır. Geleneksel vasıfsız çalışma ve yönetim alışkanlıkları ile artıdeğer üretkenliğindeki artışı frenlemekte, yaygın iş kazaları, organizasyon ve entegrasyon sorunları ile tekelci sermayeye de pahalıya patlamaktadır. Neoliberal "sosyal içerme" politikaları
düzeydeki iş cinayetlerinde ölen, sakat kalan binlerce işçi burjuvazi ve devletinin zerre kadar umurunda değildir. Fakat bu nedenle "kaybedilen iş günleri", sermaye birikimin aksaması, iki de bir havaya uçan fabrikalar, yanan silo ve AVM'ler, çöken iş hanları, sermayenin maliyetlerini artırdığı gibi bölge merkezi olarak "marka ve imaj değeri"ni de düşürmektedir. Seri iş cinayetleri sermayeye de zarar vermeye başlayınca, tekelci kapitalistlerin, devletin, sendika patronlarının katılımıyla uluslar arası işçi sağlığı ve iş güvenliği sempozyumları ve fuarları düzenlenir, "iş sağlığı ve güvenliği" yasa tasarıları hazırlanır, bu da bir azami kar alanı olarak düzenlenir. Örneğin kamu işçileri açısından büyük bir hak gaspı olan, ancak sigorta kapsamına aldığı çok geniş bir işçi emekçi kesimi için kendi durumlarında bir iyileşme olarak görünen (ve AKP'yi desteklemelerinde önemli bir etken olduğu bilinen) GSS'yi alalım. Kapsama alınan bu dev çaplı kitle şimdi -hızla artacak "katkı payları", sigorta primleri ile- özel sağlık şirketlerine yönlendirilmektedir. Neoliberal jargonda buna azami kar için "talep yaratmak" denilmektedir! Örneğin enformel çalışanları ve işyerlerini "kayıt altına" alma istek ve eğilimini alalım. Kayıt altına alınma bunlar açısından kaçınılmaz olarak yeni birleşme, yutulma, yoğunlaşma eğilimini hızlandıracak; küresel tekelci kapitalizmin (DB, AB vd) istediği KOBİ düzenlemelerini hızlandıracaktır. Ayrıca kayıtlı her yeni işyeri ve sigortalı işçi, aşırı sermaye birikimine yeni bir kredi müşterisi, sağlık piyasası müşterisi, tekeller için yeni üretim organizasyonu olanakları vb demektir!
Güncel örnekler: Örneğin şu "İş Sağlığı ve Güvenliği" yasa tasarısını ele alalım. Korkunç
Örneğin mevsimlik tarım işçilerine dönük tuvalet, su, duş, prefabrik konut, çocuklarına okul vb içeren
12
NƦN RJHQNXN
yönetmeliği ele alalım. Mevsimlik tarım işçileri geleneksel küçük, orta köylülüğe çalıştıkları sürece, eskisi gibi tuvaletsiz, susuz kalmalarında hiçbir sorun yoktu! Fakat şimdi onların yerini almaya başlayan (AB vb.nin de kredi verdiği, sanayi tekelleri ile kaynaşan) tarım kapitalistlerine çalışacaksalar, ayrıca su, tuvalet, çadır, çocuk vb.yle uğraşmamalılar, tüm güç ve enerjilerini işte yoğunlaştırmalılar! Örneğin taşeron işçilerine dönük yasa tasarısı hazırlığını ele alalım. Kamudaki taşeronluk sistemi artan sayıda işçi direnişiyle, sendikalaşmayla, güvenceli çalışma isteminin yaygınlaşmasıyla alarm vermeye başlayınca, bu alanda da biçimsel ve güdük bazı liberal düzenlemeler yapılır. Taşeron patronlar da en düşük sermaye ile işçileri en ilkel ve üretkenliği düşük koşullarda çalıştırarak rantiyelik yapmaktan çıkmalılar, birleşip yoğunlaşmalılar, geleneksel taşeronların da yerini büyük özel istihdam tekelleri almalı! Örneğin şu deprem ve konut yasa tasarısını alalım. Depremden sonra, yıkılan, hasar gören ya da depreme dayanıksız evler "peşine" sayılarak depremzedelere krediyle ev değiştirme zorunluluğu getirilir. Deprem küresel tekelci kentsel dönüşümün hızlandırılmasının, tekelci inşaat sektöründe yoğunlaşmanın ve merkezileşmenin ve onlara dev çaplı yeni bir azami kar alanı açmanın aracı haline getirilir. Tamamı emek tahribatını ve sosyal yıkımları kaldırmanın değil bir nebze kitle basıncını alarak sürdürebilir kıl-
manın mekanizmalarıdır. Neoliberal "sosyal içerme" düzenlemeleri, burjuva sınıf egemenliği ve sömürüsünün toplumsal temellerini genişleterek yeniden üretmenin araçlarıdır. Türkiye kapitalizmini de küresel tekelci kapitalizmin alt bölge merkezi olarak yeniden örgütlenmesinin; neoliberal demokrasi ve onun bir bileşeni olan neoliberal "sosyal içerme"ci işçi siyaseti açısından bir ifadesidir. Kaldı ki, Türkiye'de nüfusun yüzde 70'inden fazlasının şehirlerde yoğunlaştığı, kırsal nüfusun yüzde 15'e indirilme hedefine hızla yaklaşıldığı, daha 30 yaşına gelmeden tahrip edilme hız ve şiddetinin son derece arttığı canlı emeğin kırdan taze kanla takviye olanaklarının da bir sınıra dayanmaya başladığı koşullardaevet, bu koşullarda, emeğin sermaye temelinde ve sermaye için yeniden üretilmesine ve burjuva biçimsel korunmasına dönük bazı düzenlemeler yapmaması düşünülemez. Erdoğan'ın "3 çocuk" teşvik ve ısrarı da, "ulusal istihdam stratejisi"nin özellikle ezilen cins ve ezilen ulustan emekçileri esnek kölelik çarkları içine çekmeyi gözetmesi de, emek yoğun sektörlerden açığa çıkan vasıfsız işsizlere "meslek edindirme kursları" vb bu minvaldedir. Buna karşın çalışma ve yaşam koşullarının en ölümcül olduğu sektör ve alanlarda dahi bu liberal düzenlemeler ancak artan işçi hoşnutsuzluğu sonucunda, o da en geri ve biçimsel düzeyde yapılmaktadır. Tıpkı neoliberal demokrasi de olduğu gibi, neoliberal "sosyal içerme" siyasetinde de sistem, büyük çaplı ve sistemi tehdit edici sınıf mücadeleleri olmadıkça (AB, İLO vb sözleşmelerinin öngördüğü) en geri
ve biçimsel düzenlemeleri bile azami sündürerek, büsbütün içini boşaltarak, bir eliyle verir göründüğünü diğeriyle geri alarak, en göstermelik ve çarpıtılmış biçimde "gerçekleştirmektedir". Emeğin burjuva biçimsel korunmasına karşı fiili, öz korunması mücadelesi! Sermayenin bölgesel ve küresel tekelci birikim düzeyine geçişiyle kaçınılmaz bir eğilim olarak ortaya çıkan emeğin burjuva biçimsel "korunması" düzenlemeleri, gerçekte bir üst sömürü ve egemenlik organizasyonunun yaygınlaştırılmasının kesin bir aracıdır. Emeğin korunmasını da bir nebze gözetirmiş gibi görünen bu yasa ve düzenlemeler, gerçekte sermayenin küresel temelden hâkimiyetinin pekişmesini, bu yeni düzlemden tekelci yoğunlaşmasını ve merkezileşmesini; önceki ve geçiş biçimlerinin (işçi sınıfının da geleneksel kesimlerini) tasfiyesini öngörmektedir. İşçilerin teknolojik, organizasyonal artıdeğer üretkenliğini ve çalışma yoğunluğunu hızlandıracaktır. Fakat tam da bu sermaye yoğunlaşması ve emeğin toplumsal üretkenlik artışı sermayenin krizlerini ve yol açtığı yıkımları da hızlandıracaktır. İşçilerin çalışma yoğunluğunu ve teknoloji ile rekabetini şiddetlendirip işsizliği de büyütecektir. Esnek kölece çalışma biçimlerini yaygınlaştıracaktır. Zaten emeğin burjuva biçimsel korunması düzenlemeleri, bunları kolaylaştırma ve perdelemeye dönüktür.
Emeğin geri düzeyde burjuva biçimsel korunması, emeğin korunması sorununu ortadan kaldırmaz. Tam tersine, şiddetlendirir. On yılların emek tahribatı ve yıkımları, üst üste işçi katliamlarının endişe ve öfkesi içindeki işçi kitlelerinin güvence istem ve özlemlerini canlandıracak, ancak hayal kırıklıklarıyla yeni mücadele dinamiklerini de ortaya çıkaracaktır. Emeğin korunması sorununda, neoliberal burjuva "sosyal içerme"ci işçi ve yoksul siyasetinin, neoliberal burjuva demokrasisinin içinde erimeye karşı bağımsız sınıf mücadelesinin tek yolu, emeğin korunması mücadelesini, işçi sınıfının sosyalist devrimci kurtuluşu ve nihai komünizm amacı ekseninden ele almak, bu ekseni güncel mücadele talep ve taktiklerine de içerili hale getirmektir. Emeğin metazori burjuva biçimsel korunması eğilimi, toplumsal-maddi koşulları yüksek düzeyden gelişen yeni bir yaşam ekseninden sınıfsal-toplumsal çelişki ve karşıtlıkları da yoğunlaştırmaktadır. Dayanılmaz hale gelen çalışma koşulları, üst üst işçi katliamlarıyla birlikte bu yasa tasarısı da işçi sağlığı ve güvenliğini geniş işçi kitleleri içinde gündemleştirecektir. Burjuvazi ve devletinin "işçi katliamları kaderdir, yalnız sermayemizi de yakmasın" yasa tasarısından hiçbir beklentiye kapılmadan, emeğinin sermayeye karşı mücadele içinde kendi kaderini kendi ellerine almaya başlaması için, kapitalizme karşı işçi sınıfının gerçek, fiili, öz savunması ve saldırıya hazırlanması için mücadeleyi büyütmenin zamanıdır!…
(VHQ\XUW WD LüoL NDWOHGLOGL 3DU×OW×O× ELQDODU×Q DUNDV×QGD ELQOHUFH |O LüoL YDU Son toplu iş cinayetiyle ilgili bileşeni olduğumuz İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin açıklamasına yer veriyoruz: 11 Mart Pazar günü saat 22.00 civarında, Esenyurt'ta bir AVM inşaatının şantiyesinde işçilerin yatakhane olarak kullandıkları 3 çadırda yangın çıktı. 11 işçi yanarak hayatını kaybetti. AKP iktidarının ve sermayenin ekonominin lokomotifi dedikleri inşaat sektörünün, işçilerin kanıyla büyüdüğü gözler önüne serildi… İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak soruyoruz: İstanbul'un göbeğinde 10 Aralık 2011'de yaşanan Park Otel yangınında işçilerin hangi koşullarda barındığı gözler önüne serilmişti ve işçilerin soğuk havalarda nasıl ısındığı sorusu sorulmuştu? Ülkemizdeki
hemen hiçbir inşaatta sağlanmayan barınma koşulları dolayısıyla işçiler her an sağlık sorunları ve hayati risk altında çalıştığı belirtilmişti. 4 Aralık 1973 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile çıkan ve hala yürürlükte olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ‘İşçilere ait yatıp kalkma yerlerinde ve diğer müştemilatında bulunması gereken sağlık şartları ve güvenlik tedbirleri' ikinci bölümü işçilerin barınma koşullarının nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Buna göre: Madde 47 – İşçi konutları; bekar işçiler için müşterek koğuşları bulunan binalar halinde, aileleri ile birlikte oturan işçiler için ayrı evler veya apartmanlar şeklinde olacak ve bir konut için gerekli tesisat tertibat ve müştemilatı bulunacak, güneş ve hava alacak ve dış etkilere karşı korunmuş olacak, sağlık ve teknik şartlara uygun bir şekilde inşa edile-
cek ve bunlar, işyerlerinin gürültüsü, pisliği ve hava kirletici etkilerinden korunmuş olacaktır. Madde 48 – Bekar işçilere özgü binalardaki koğuşların tabanı, her gün kolaylıkla temizlenecek ve gerektiğinde yıkanacak nitelikte, duvar ve tavanların yüzleri de kolayca sıvanıp boyanacak veya badana edilecek şekilde yapılmış ve açık renk bir boya ile boyanmış veya badana edilmiş olacak ve her yıl badana yapılacaktır. Koğuşların pencerelerinin üst kısımları, her zaman açılıp kapanacak şekilde (vasistaslı) olacak… yataklar, tabanla bağlantısı kesilecek surette karyola ve somyalar üzerine yayılacak, aralarında en az 80 santimetrelik bir açıklık bulunacak, başuçlarına, özel eşyaların konması için, küçük etejer veya komodinler konacak, iki katlı karyola ranza kullanıldığı hallerde, katlar arasındaki yükseklik ile karyola somyaların genişliği 80 santimetreden az olma-
yacaktır. Koğuşların, soğuk mevsimlerde sağlığa uygun bir şekilde ısıtılması gerekir. Isıtmak için soba kullanıldığında, duman, gaz ve yangın tehlikesine karşı gerekli tedbirler alınacaktır. Madde 54 – İşyerlerinde işçilerin, içinde çalıştıkları yerler ile depo ve ambar gibi yerlerin, aynı zamanda işçi konutu olarak kullanılması ve buralarda işçi yatırılması yasaktır. Esenyurt'ta 11 işçi arkadaşımızın yanarak hayatını kaybettiği inşaatta, yukarıda belirtilen önlemlere uyulmuş, sağlıklı ve güvenli barınma koşulları sağlanmış mıdır? Emek örgütlerini yaşanan iş cinayetlerine karşı işçilerin can güvenliği mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz… İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
13
NƦN RJHQNXN Ʀ
ñíÁL KDUHNHWLQLQ DEF VL ñíÁL NRPLWH YH PHFOLVOHUL İşçi kitlelerinin öz mücadele kararlılığı ve inisiyatifini harekete geçiren işçi komiteleri ve meclisleri, işçi kurulları, işçi konseyleri tarzı dinamik kitle örgütlenmeleri, Türkiye işçi sınıfı hareketinin zayıf olduğu yönlerden biridir.
En son 20 yıl önce, 1989–91 bahar eylemleri dalgası sırasında işçi komiteleri ve meclisleri, bölgesel, sektörel işçi platformları oluşmuş, devrimci hareketin de gündemine girerek bir miktar tartışılmış, sonra sendikal bürokrasinin yenilenmesi ve işçi hareketindeki gerilemeyle birlikte unutulmuştur. Tekel gibi aylara yayılan kitlesel bir işçi direnişinde bile, bir dizi girişime karşın, işçi komitesi ve meclislerinin oluşturulamaması, direnişin sonuca gidememesinin en önemli nedenlerinden biri olmuştur. Birçok işçi direnişinde işçi komiteleri ortaya çıkmakla birlikte, bunlar kendiliğindenlikle, sendika bürokrasisinin bir uzantısına dönüşmektedir. Ya da sol veya devrimci siyasetlerin çabasıyla oluşturulduğunda, direnişlerin kitle temelini genişletecek ve dinamize edecek işçi meclislerinin yokluğunda genellikle çok dar kalmaktadır. Türkiye işçi sınıfı, uzun bir aradan sonra, yeniden işçi meclisleri girişimleri ile tanışmaya başladı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisleri ve Sağlıkçı Meclisleri/Sağlık Hakkı Meclisi bunun ifadesidir. Önceki dönemlerde çeşitli sol ve devrimci siyasetler tarafından işçi meclisleri gündemleştirildi ve kimi girişimlerde bulunuldu ama bunlar kendi dar işçi çeperleriyle sınırlı, kesitsel, biçimsel olmaktan öteye gitmedi. İSİG ve Sağlıkçı Meclisleri ise, henüz güçlü bir "yığınsal" dinamizm ve "aşağıdan" inisiyatife dayanmamakla birlikte, bu yöndeki kaçınılmaz tarihsel eğilimin birer ifadesidir. Bu açıdan işçi sınıfı hareketinin bir üst düzeyden yeniden oluşum sürecinin önemli bir dinamiği ve kaldıracı olabilecek işçi meclislerinin gündemleşmesi, pratik olduğu kadar teorik, örgütsel olduğu kadar siyasal bir odaklanmayı da, fazlasıyla hak etmektedirler. Burjuva demokrasisi ve Proleter demokrasi Öncelikle altı kalın kalın çizilmesi gereken şudur: Genel geçer demokrasi diye bir şey yoktur. Demokrasiden bahsederken, ilk ve en temel ölçüt, "hangi sınıf için, hangi sınıfa karşı demokrasi?" sorusudur. Burjuva demokrasisi, sermaye için,
İSİG ve Sağlıkçı Meclisleri ise, henüz güçlü bir "yığınsal" dinamizm ve "aşağıdan" inisiyatife dayanmamakla birlikte, bu yöndeki kaçınılmaz tarihsel eğilimin birer ifadesidir. Bu açıdan işçi sınıfı hareketinin bir üst düzeyden yeniden oluşum sürecinin önemli bir dinamiği ve kaldıracı olabilecek işçi meclislerinin gündemleşmesi, pratik olduğu kadar teorik, örgütsel olduğu kadar siyasal bir odaklanmayı da, fazlasıyla hak etmektedirler. sermaye temelinde demokrasidir. Burjuvazinin proletarya üzerinde mali oligarşik diktatörlüğün bir biçimidir. Amacı, burjuvazinin kitleler üzerindeki sınıf boyunduruğunu, kitlelerin de rızasını alarak ve mücadelelerini sistem içine çekip eriterek, pekiştirmektir. Proleter demokrasi, burjuva sınıf boyunduruğunu kırıp atarak, kitlelerin toplumsal üretkenlik ve yaşamları üzerinde gerçek-fiili karar ve yönetim yetisini kendi ellerine aldıkları işçi konseyleri demokrasisidir. Kapitalizm koşullarında proleter demokrasi, işçi kitlelerin sermaye egemenliğine karşı ve onu yıkmak için savaşımına dayanan demokrasidir. Bu savaşım temelinde gelişen ve bu savaşımı tabandan örgütleyen, öz savaşım organları, işçi komite ve meclisleri, işçi platformları, işçi konseyleri…)demokrasisidir. Öyleyse, meclisler söz konusu olduğunda, ilk ve en temel ayrım: Hangi sınıf için, hangi sınıfa karşı meclis? İşçi meclisleri, biçimsel değil gerçek, temsili değil fiili, kitlelere dışsal değil kitlelerin öz mücadele dinamiklerinin içinden, yabancılaşmış değil öz savaşım organlarıdır.
İşçi demokrasisi, burjuva demokrasisinin muhalif bir bileşeni değil, tam karşıtıdır. İşçi sınıfının öz organları olarak işçi meclisleri de, burjuva temsili ve biçimsel demokrasisinin muhalif bir uzantısı olarak değil, onunla çatışma içinde ve onun sınırlarını fiilen çiğneyerek gelişebilir.
İşçi demokrasisi, burjuva demokrasisinin muhalif bir bileşeni değil, tam karşıtıdır. İşçi sınıfının öz organları olarak işçi meclisleri de, burjuva temsili ve biçimsel demokrasisinin muhalif bir uzantısı olarak değil, onunla çatışma içinde ve onun sınırlarını fiilen çiğneyerek gelişebilir. Yeni işçileşme dalgalarıyla ne kadar genişliyorsa, derinleşen işbölümüyle ne kadar çeşitli kesimlere ayrışıyorsa o kadar toplumsallaşan proletarya hareketi, ancak buna uygun çoklu ve çok biçimli, esnek ve dinamik, kapsayıcı ve harekete geçirici yeni örgütlenme biçimleri içinde gelişebilir. Grev ve eylem komiteleri, bilgilendirme, basın, ajitasyon- propaganda, eğitim, kültür-sanat komisyonları, kadın ve Kürt işçi komiteleri, farklı sınıf ve toplum kesimlerinden dayanışma komite ve platformları, hepsinin bir üst düzeyde toplandığı yerel işçi temsilcisi meclisleri, genel delege meclisleri… Kurumsal olduğu kadar hareket tarzı, yukarıdan olduğu kadar aşağıdan, merkezi olduğu kadar ağ tarzı yayılan, ayrı ayrı olduğu kadar birbirine geçişli ve içerili, özgül ihtiyaç ve dinamikler kadar hepsini ortak istem ve amaçlarda toplayıp bir üst toplumsal-bileşik işçi mücadelesi kapasitesine çıkaran, ileri
mücadele dinamiklerini etkinleşen taban katılımı içinden genişleyen biçimde yeniden üreten, hareketin ağırlık merkezini daha ileri ve dinamik kesimlere doğru yaklaştıran, hareketin her evresinde farklılaşan ihtiyaçlara uygun geçişleri daha esnek ve dinamik biçimde yapabilen, hareketi basitten karmaşığa ayrıksıdan birleşiğe yerelden genele doğru yükselten, durmaksızın yeni faaliyet ve eylem biçimleri, karar ve inisiyatif alanları açan, hareketin bütünsel istem ve hedeflerini de her bir parçasına içerili hale getiren, daha geniş işçi ve dayanışmacı kesimleri mücadele ve faaliyete katan, mücadele içinde eğiten ve etkinleştiren, çok organlı, çoklu-bileşik inisiyatifli bir hareket… Ancak böylelikle Türkiye işçi sınıfı tarihinde sayısız örneğini bildiğimiz, hiçbir hazırlığın, öncesi ve sonrasının olmadığı salt yukarıdan çağrıyla yapılan, kitlenin basit katılımcısı olduğu statik ve yasak savıcı grevler eşiği aşılabilir. İşçi kitlelerin öz mücadele güç ve inisiyatifini harekete geçiren, kitleleri hareket tarzı örgütleyip etkinleştiren ve bizzat kolektif iç dinamizmi artan kitlelerce örgütlenip yürütülen, yaptırım gücü çok daha yüksek, fiili eylem ve grev biçimleri olanaklı hale gelir.
14
NĂ&#x2020;ÂŚN RJHQNXN
ÂĄHOLN LQ ÂĄHOLNQD] LOH HYOLOLĂ°L YH 0DUW Sinan Ă&#x2021;etin, TĂźrkiye burjuvazisinin soldan dĂśnme reklâmcÄąlÄąk duayenidir. BĂźyĂźk burjuvazinin ihtiyaç duyduÄ&#x;u meta egemenlik iliĹ&#x;kisi biçimlerini, kitleler için yaĹ&#x;am tarzÄą haline getirecek biçimde damardan enjekte etmenin ustasÄądÄąr. Arçelik robotu Ă&#x2021;elik de, onun icadÄądÄąr. Ä°lk Ă&#x2021;elik reklâmÄąnda, Arçelik fabrikasÄąndaki gece bekçisinin Ă&#x2021;elik ile karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;masÄą anlatÄąlÄąyordu. Gece bekçisi, cahil ve aptal yerine konulup nesneleĹ&#x;tirilen iĹ&#x;çileri, Ă&#x2021;elik ise son derece zeki, muzip fakat mĂźĹ&#x;fik ve insan canlÄąsÄą olarak lanse edilen Arçelik teknolojisini, yani sermayeyi simgeleĹ&#x;tiriyordu! Tipik bir "metalar dĂźnyasÄą bĂźyĂźrken insanlar dĂźnyasÄą kßçßlĂźr" durumu! Ă&#x2021;elik de, insanlar metalaĹ&#x;Äąrken metalarÄąn insanlaĹ&#x;masÄąnÄą temsil ediyordu. Ă&#x2021;elik hep, insanlardan daha zeki, becerikli, muzip ama kendini Ĺ&#x;u "aptal ve beceriksiz" insanlarÄąn, Ăśzellikle de kadÄąnlarÄąn ev yaĹ&#x;am ve iĹ&#x;lerini kolaylaĹ&#x;tÄąrmaya, yaĹ&#x;am standartlarÄąnÄą yĂźkseltmeye adamÄąĹ&#x;, aynÄą zamanda kadÄąnlarÄąn Ĺ&#x;efkatli dostu ve koruyucusu, çocuklarÄąn oyun arkadaĹ&#x;Äą olarak resmedildi. Ă&#x2021;elik, kuĹ&#x;kusuz ki kitlelerin, Ăśzellikle de kadÄąnlarÄąn yaĹ&#x;amlarÄąnÄą kolaylaĹ&#x;tÄąrÄąp modernize etme, yaĹ&#x;am standartlarÄąnÄą yĂźkseltme, evcil kĂśleliÄ&#x;i kaldÄąrma, Ĺ&#x;eylere yaptÄąracaklarÄą angarya ev iĹ&#x;lerini kendileri yapmama, serbest ve kendilerine ayÄąracaklarÄą zamanlarÄą artÄąrma Ăśzlemine damardan hitap ediyordu. Sinan Ă&#x2021;etin, Ĺ&#x;imdi de karĹ&#x;ÄąmÄąza, Arçelik'in reklâm robotu Ă&#x2021;elik'i bir "kadÄąn robot" olan Ă&#x2021;eliknaz ile evlendirme cin fikri ile çĹktÄą! Arçelik'in bu yeni reklâm kampanyasÄąnÄąn mesajÄą da "teknolojinin tasarÄąm ve zarafet ile evliliÄ&#x;i" diye sunuluyor. Ă&#x2021;etin'in insanlar metalaĹ&#x;Äąrken metalarÄą insanlaĹ&#x;tÄąrmakla kalmadÄąÄ&#x;Äą, Ĺ&#x;imdi de robotlarÄą "evlendirdiÄ&#x;i" yeni reklâm kampanyasÄąnÄąn arka planÄąnda ise, TĂźrkiye kapitalizminin yeni trendine, "muhafazakâr demokrasi" ve çÜzĂźlen aileyi restore etme nafile çabasÄą ile "gßçlĂź aile" konseptine hÄązlÄą bir geçiĹ&#x; var. Ä°Ĺ&#x;in ironisi o ki, aile kurumunu çÜzen, kapitalist Ăźretim ve meta egemenlik iliĹ&#x;kilerinin alabildiÄ&#x;ine geniĹ&#x;lemesi. Elektronik ev ve mutfak eĹ&#x;yalarÄąnda
Ă&#x2021;elik ile Ă&#x2021;eliknaz'Äąn evliliÄ&#x;inde tabii ki "3 robot çocuk" olacaktÄąr! Ă&#x2021;elik ile Ă&#x2021;eliknaz "evlenerek", aileyi kurtarmaya çalÄąĹ&#x;Äąyorlar! Bu "teknolojiyle tasarÄąm ve zarafetin evliliÄ&#x;i" filan deÄ&#x;il, sermayenin bir yandan altÄąnÄą oyduÄ&#x;u ve ortadan kaldÄąrÄąlmasÄąnÄąn koĹ&#x;ullarÄąnÄą yarattÄąÄ&#x;Äą milliyetçilik, din ve aileyle zoraki yeniden evliliÄ&#x;idir!
hÄązlÄą teknolojik geliĹ&#x;imle saÄ&#x;lanan Ăźretkenlik artÄąĹ&#x;Äą ve gĂśrece ucuzlamayla, bunlar, borç harç, taksit, tĂźketici kredisi vb ile daha yaygÄąn ve yoÄ&#x;un biçimde iĹ&#x;çi ve emekçilerin yaĹ&#x;amÄąna giriyor. Bunlar kadÄąnlarÄąn ev kĂśleciliÄ&#x;ini ve ev iĹ&#x;lerine harcadÄąÄ&#x;Äą zamanÄą bir nebze azaltÄąyor, ancak kapitalizmin kadÄąnlarÄą daha ucuz iĹ&#x;gĂźcĂź olarak Ăźcretli kĂśleliÄ&#x;e daha yÄąÄ&#x;Äąnsal biçimde çekmesini saÄ&#x;lÄąyor.
Emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretiminin meta toplumsallaĹ&#x;masÄą, kadÄąn emeÄ&#x;inin de daha yÄąÄ&#x;Äąnsal olarak metalaĹ&#x;masÄąnÄąn en temel dinamiklerinden biridir. KadÄąn-erkek arasÄąndaki geleneksel erkek egemen iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnde, emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretilmesi kadÄąnÄąn Ăśzel uzmanlÄąk ve ĂśzgĂźl emek konusudur. BugĂźn ise emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretilmesinin meta biçimiyle de olsa toplumsallaĹ&#x;masÄą, kadÄąnÄąn daha yÄąÄ&#x;Äąnsal olarak Ăźcretli emekçi olmaya çekilmesi, bezdirici ev iĹ&#x;leri ve çocuk bakÄąmÄą dâhil emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretiminde kadÄąn emeÄ&#x;i "uzmanlÄąÄ&#x;Äą"nÄąn gereksizleĹ&#x;mesi, aile kurumu içindeki geleneksel iĹ&#x;bĂślĂźmĂź ve egemenlik iliĹ&#x;kileri çeliĹ&#x;kisini Ĺ&#x;iddetlendiren ve aile kurumunu içinden sarsÄąp çÜzen en temel etkenlerden biridir. Ă&#x2021;ĂźnkĂź kadÄąnÄąn Ăźcretli emekçi olarak erkekten ekonomik ĂśzerkliÄ&#x;ini kazanmasÄą ve emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretiminin toplumsallaĹ&#x;masÄąyla kadÄąnÄąn ev iĹ&#x;leri ve çocuk bakÄąmÄąndaki Ăśzel ve ĂśzgĂźl emeÄ&#x;inin gereksizleĹ&#x;mesi, erkeÄ&#x;in kadÄąn Ăźzerindeki egemenliÄ&#x;ine dayanan geleneksel iĹ&#x;bĂślĂźmĂźnĂź de sarsÄąyor ve gereksizleĹ&#x;tiriyor. Ekonomik, teknik, toplumsal, iĹ&#x;bĂślĂźmsel, hatta siyasal dayanaklarÄą bĂźyĂźk Ăślçßde ayaÄ&#x;ÄąnÄąn altÄąndan kayan erkeklerin kadÄąnlarÄą eskisi gibi yĂśnetemez hale gelmesi, kadÄąnlarÄąn ise erkekler tarafÄąndan eskisi yĂśnetilmek ve kĂśleleĹ&#x;tirilmek istememesi, bugĂźn geleneksel iĹ&#x;bĂślĂźmĂź ve erkek egemenliÄ&#x;inin, aile kurumunun ancak artan bir zora ve Ĺ&#x;iddete dayalÄą olarak sĂźrdĂźrĂźlebildiÄ&#x;i, binlerce kadÄąnÄąn ĂśldĂźrĂźldĂźÄ&#x;Ăź, yĂźz binlercesinin taciz ve tecavĂźze uÄ&#x;radÄąÄ&#x;Äą, milyonlarcasÄąnÄąn aÄ&#x;Äąr iĹ&#x;kence, Ĺ&#x;iddet gĂśrdĂźÄ&#x;Ăź, adeta bir iç savaĹ&#x; biçiminde yaĹ&#x;anÄąyor. Aile kurumunu çÜzen, Ăźretimin, emeÄ&#x;in, emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretiminin bir Ăźst dĂźzeyde, artÄąk kĂźresel temelden toplumsallaĹ&#x;masÄądÄąr. AynÄą zamanda neoliberalizmin tĂźm katÄą, içe kapalÄą kurumlarÄą daha fazla sermaye ve meta egemenliÄ&#x;ine açmak için, dÄąĹ&#x;a açmasÄą, neoliberal demokratik Ăśzerkçi aidiyet iliĹ&#x;kilerinin yaygÄąnlaĹ&#x;masÄądÄąr. Ă&#x2013;nceki biçimiyle aile kurumu, tÄąpkÄą Ăśnceki biçimleriyle ulus gibi, din gibi, geleneksel iĹ&#x;bĂślĂźmĂź gibi, geleneksel eÄ&#x;itim sistemi gibi, Ăźretimin toplumsal gßçlerinin geliĹ&#x;iminin, sermayenin bir Ăźst dĂźzeyden geliĹ&#x;iminin bir engeli haline gelmiĹ&#x;tir ve sarsÄąntÄąlarla çÜzĂźlmektedir. Kapitalist Ăźretim ve egemenlik iliĹ&#x;kilerinin sĂźrdĂźÄ&#x;Ăź yerde, ne aile, ne ulus, ne din, ne toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂź
Sinan Ă&#x2021;etin, Ĺ&#x;imdi de karĹ&#x;ÄąmÄąza, Arçelik'in reklâm robotu Ă&#x2021;elik'i bir "kadÄąn robot" olan Ă&#x2021;eliknaz ile evlendirme cin fikri ile çĹktÄą!
Ă&#x2021;etin'in insanlar metalaĹ&#x;Äąrken metalarÄą insanlaĹ&#x;tÄąrmakla kalmadÄąÄ&#x;Äą, Ĺ&#x;imdi de robotlarÄą "evlendirdiÄ&#x;i" yeni reklâm kampanyasÄąnÄąn arka planÄąnda ise, TĂźrkiye kapitalizminin yeni trendine, "muhafazakâr demokrasi" ve çÜzĂźlen aileyi restore etme nafile çabasÄą ile "gßçlĂź aile" konseptine hÄązlÄą bir geçiĹ&#x; var. ortadan kalkabilir. KadÄąnlarÄąn ikincil cins kÄąlÄąnmasÄą ve ezilmesi, iki kat sĂśmĂźrĂźlmesi, kapitalist egemenlik sisteminin tĂźm biçimlerinin ayrÄąlmaz ve vazgeçilmezidir. GĂźnĂźmĂźz kapitalizmi de, kadÄąnlarÄąn daha ucuz Ăźcretli emeÄ&#x;i, emek gĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretiminin ucuzlatÄąlmasÄą, yeni ve daha derin sĂśmĂźrĂźcĂź esnek emek organizasyonlarÄąnÄąn Ăśnemli bir bĂślĂźmĂźnĂźn aile kurumuna dayanmasÄą, tĂźm sosyal hak ve gĂźvenceleri tasfiye edildiÄ&#x;i yerde ailenin sistem açĹsÄąndan temel bir istikrar ve gĂźvenlik sĂźbabÄą olmasÄą, hem de sosyal gericilik birikiminin korunmasÄą ve yeniden Ăźretilmesi, Ăśzel mĂźlkiyet ve soya dayalÄąlÄąÄ&#x;Äąn, toplumsal iĹ&#x;bĂślĂźmĂź ve erkek egemenliÄ&#x;inin temel egemenlik araçlarÄą ve biçimlerinden olmasÄą gibi bir dizi nedenle, çÜzĂźlmesi artÄąk herkesin gĂśrdĂźÄ&#x;Ăź kadar belirginleĹ&#x;en ve derinleĹ&#x;en aile ve evlilik kurumunu da bin bir payandayla "sĂźrdĂźrĂźlebilir" kÄąlmaya, restore etmeye çalÄąĹ&#x;maktadÄąr. Bir Ăźst dĂźzeyden sermaye birikiminin engeli haline gelen aileyi, onun bir geliĹ&#x;tiricisi ve gĂźvencesi olarak neoliberal muhafazakârlÄąkla "sĂźrdĂźrĂźlebilir" hale getirmeye çalÄąĹ&#x;maktadÄąr. Kapitalizmin bir eliyle yÄąktÄąÄ&#x;ÄąnÄą, diÄ&#x;er eliyle restore etmeye çalÄąĹ&#x;masÄą, aile konusunda da, onun iç baÄ&#x;daĹ&#x;mazlÄąÄ&#x;ÄąnÄąn, Ăźretimin toplumsal gßçlerinin geliĹ&#x;imi ile kapitalist Ăźretim ve egemenlik iliĹ&#x;kilerinin Ĺ&#x;iddetlenen baÄ&#x;daĹ&#x;mazlÄąÄ&#x;ÄąnÄąn açĹk bir ifadesidir. Aile BakanÄą Fatma Ĺ&#x17E;ahin'in sĂśzleri, reklâm robotlarÄąnÄą "evlendirme" cin fikrinin de nereden çĹktÄąÄ&#x;ÄąnÄą gĂźzel ifade ediyor: "Gençler bilgi sahibi, gßçlĂź, dirençli olacak ve kendine gĂźvenecek. BĂśyle olduÄ&#x;u zaman yĂźksek ahlak ve yĂźksek teknolojiyi ĂśzĂźmsemiĹ&#x; olarak TĂźrkiye Cumhuriyeti'nin gençleri olarak yĂźksek vizyonla 2023 hedefine kitleneceksiniz. GßçlĂź toplum, gßçlĂź birey, gßçlĂź aile ve gßçlĂź millettir. â&#x20AC;&#x2DC;Ailenin gßçlenmesi kadÄąnÄą zayÄąflatÄąr' anlayÄąĹ&#x;ÄąnÄą kesinlikle kabul etmiyoruz. GßçlĂź aile, gßçlĂź kadÄąn, gßçlĂź çocuk, gßçlĂź erkektir. Bu nedenle en temel deÄ&#x;erimiz olan aile deÄ&#x;erini koru-
mak ve kollamak, onlarÄąn sorunlarÄąnÄą çÜzmek için yanÄąnda olmak bakanlÄąk olarak en bĂźyĂźk gĂśrevimizdir. Aile deÄ&#x;erlerimizi koruyacaÄ&#x;Äąz, bizi biz yapan deÄ&#x;erlerimize sahip çĹkacaÄ&#x;Äąz, yĂźksek ahlakla, yĂźksek bilgi ve teknolojiyi kullanacaÄ&#x;Äąz ondan sonra bizi tutana aĹ&#x;k olsun." Ă&#x2021;elik ile Ă&#x2021;eliknaz'Äąn evliliÄ&#x;inde tabii ki "3 robot çocuk" olacaktÄąr! Ă&#x2021;elik ile Ă&#x2021;eliknaz "evlenerek", aileyi kurtarmaya çalÄąĹ&#x;Äąyorlar! Bu "teknolojiyle tasarÄąm ve zarafetin evliliÄ&#x;i" filan deÄ&#x;il, sermayenin bir yandan altÄąnÄą oyduÄ&#x;u ve ortadan kaldÄąrÄąlmasÄąnÄąn koĹ&#x;ullarÄąnÄą yarattÄąÄ&#x;Äą milliyetçilik, din ve aileyle zoraki yeniden evliliÄ&#x;idir! Fakat nafile çaba! Ă&#x2021;elik'in meta fetiĹ&#x;izmi ĂśrtĂźsĂź altÄąnda asÄąl temsil ettiÄ&#x;i Ăźretimin, emeÄ&#x;in toplumsal gßçlerinin geliĹ&#x;imidir ve aile, ulus, din ile ve onlarÄąn da temelindeki kapitalist Ăźretim ve meta egemenlik iliĹ&#x;kileriyle baÄ&#x;daĹ&#x;maz olan da budur. Ă&#x153;retimin toplumsal gßçleri ile kapitalist Ăźretim ve meta egemenlik iliĹ&#x;kilerini ve bunlarÄąn temel bir direÄ&#x;i olan aileyi "evlendirmek", uzlaĹ&#x;tÄąrmak mĂźmkĂźn deÄ&#x;ildir. Ă&#x2021;elik ve Ă&#x2021;eliknaz "evliliÄ&#x;inin" tabii ki reklâm filmine çekilmeyecek gerçek yaĹ&#x;amdaki karĹ&#x;ÄąlÄąÄ&#x;Äą Ĺ&#x;udur: Ă&#x2021;eliknaz çalÄąĹ&#x;mak ister, fakat çocuk isteyen Ă&#x2021;elik'ten dayak yer. Sonra Ă&#x2021;eliknaz gßç bela çalÄąĹ&#x;ma hakkÄąnÄą kazanÄąr ve çalÄąĹ&#x;maya baĹ&#x;lar, fakat Ĺ&#x;imdi her taraf kßçßk robotlarla dolu olduÄ&#x;u halde onlarÄąn da bakÄąmÄą dâhil, ev ve mutfak iĹ&#x;lerini yine kendisinin yapÄąyor olmasÄąna isyan eder ve yine Ă&#x2021;elik'ten dayak yer. Ă&#x2021;eliknaz en sonunda, Ă&#x2021;elik'ten ayrÄąlmak ister ve Ă&#x2021;elik tarafÄąndan ĂśldĂźrĂźlĂźr! Ve mutlu son: "KadÄąn robotlarÄą Ĺ&#x;iddetten koruma yasasÄą" adÄą altÄąnda, Ă&#x2021;elik'e, yani Arçelik'e, yani Koç Holding'e "yĂźksek ahlak ile yĂźksek teknolojiyi evlendirerek" karlarÄąnÄą katlamakla kalmadÄąÄ&#x;Äą, iĹ&#x;çiler kadar kadÄąnlarÄąn ezilmesine ve "muhafazakar demokrasi"ye katkÄąlarÄąndan ĂśtĂźrĂź, "yeni vizyon" ĂśdĂźlĂź verilir!â&#x20AC;Ś
15
NƦN RJHQNXN
$YUXSD GD YH $PHULND GD ÁDOÜíDQODU LíVL]OLN NÜVNDFÜQGD
ABD'de başlayıp tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz şu ana kadar yüzbinlerce işçinin işten atılmasına neden olurken, birbiri ardı sıra açıklamalar yapan pek çok şirket yeni çıkarmaları duyurdular. ABD'de başlayıp tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz şu ana kadar yüzbinlerce işçinin işten atılmasına neden olurken, birbiri ardı sıra açıklamalar yapan pek çok şirket yeni çıkarmaları duyurdular. İngiliz bankası Royal Bank of Scotland 3 bin 500 çalışanını işten çıkarıyor. Belçikalı süpermarket zinciri Delhaize 5 bin kişiyle yollarını ayırırken enerji şirketi Vestas da 2.300 işçiyi çıkarmak zorunda kalacağını duyurdu.
İngiliz bankası Royal Bank of Scotland (RBS), yatırım bankacılığı birimini daraltma ve yeniden yapılanma planı kapsamında yatırım bankacılığı biriminin İngiltere ve uluslararası bürolarında çalışan 3 bin 500 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Yüzde 85'i İngiliz hükümetine ait RBS daha önce de 2 bin çalışanını işten çıkaracağını açıklamıştı. Belçikalı süpermarket zinciri Delhaize, çoğu ABD'de olmak üzere 5 bin çalışanını işten çıkarmayı planlıyor. Şirket ABD ve Güneydoğu Avrupa'da 146 mağazasını kapatacak. Şirketten yapılan açıklamaya göre, ABD'de 4 bin 900, Avrupa'da da yaklaşık 100 kişiyi kapsayan işten çıkarmalar bu yılın ilk çeyreğinde yapılacak. Çin'de maden cinayetleri bitmiyor Dünyada en fazla maden cinayetinin yaşandığı Çin'de, bir kömür madeninde yaşanan grizu patlamasında yine işçiler öldü. PEKİN- Çin'in kuzeyindeki
İsviçreli ilaç şirketi Novartis, ABD'de yaklaşık 2 bin çalışanını işten çıkartacak. Şirketten yapılan açıklamada, ABD'deki eczacılıkla ilgili faaliyetlerinin yeniden yapılandırılması kapsamında bin 960 çalışanın işine son verileceğini bildirdi. Açıklamada, bu çerçevede işten çıkarılacaklar arasında bin 630 kişinin satış bölümünden, 330 kişininse New Jersey'deki şirketin merkezinden olacağı belirtildi. Vestas: Gelirleri açısından dünyanın en büyük rüzgâr türbini üreticisi Danimarkalı Vestas yaptığı açıklamada, küresel krizin talebin daralmasına yol açtığı için büyük bölümü Danimarka'da olmak üzere dünya çapında 2 bin 300 kişiyi işten çıkaracağını duyurdu.
Liyaoning eyaletinde bir kömür madeninde meydana gelen grizu patlamasında 5 kişi öldü, 17 kişi de madende mahsur kaldı. Ülkenin resmi haber ajansı, patlama sırasında madende 23 işçinin çalıştığını belirtti. Madende halen yüksek oran-
da gaz olduğu nedeniyle kurtarma ekiplerinin çalışmaya başlayamadığı kaydedildi. Madenin güvenlik kontrolleri nedeniyle çalışmayı durdurması gerektiği ancak maden sahibinin yasa dışı olarak madeni çalıştırmayı sürdürdüğü bildirildi.
+ROODQGD GD |ùUHWPHQOHU JUHYGH\GL Hollanda'da eğitimciler, hükümetin eğitim alanındaki kısıtlama planını tarihlerinin en büyük grev gösterisiyle protesto etti. 50 bin eğitimcinin katıldığı grevde kısıtlama planından vazgeçilmesi istendi. Hollanda'da hükümetin ilan ettiği eğitim alanındaki kısıtlamalara karşı greve giden eğitimciler başkent Amsterdam'da tarihlerinin en büyük gösterisini düzenledi. Hollanda Genel Eğitim Sendikası'nın (AOb) çağrısı üzerinde Ajax futol kulübü stadyumu Arena'da düzenlenen gösteriye 50 bin eğitimci katıldı. Eğitimciler, eğitim alanında yapılmak istenen kısıtlamalara tepkilerini, "Uygun, ama kimin için?" yazılı pankart ve dövizlerle dile getirdi. AOb Başkanı Walter Dressher, stadyumu dolduran eğitmencilere hitaben yaptığı konuşmada, Eğitim Bakanı Marja van Bijsterveld'in kısıtlama planı için, "Bu kötü bir plandır ve kısıtlamalar gereksizdir. Siyasetçileri bundan vazgeçmeye çağırıyorum" dedi. Dressher, yapılmak istenen ağır kısıtlamalara karşı yeterince alternatiflerin bulunduğunu sözlerine ekledi.
Ülkenin en büyük sendikası CNV Eğitim başkanı Michel Rog ise, "Her çocuğun iyi öğrenim hakkı vardır. Eğitim alanında kısıtlama yapmamalıyız" diye konuştu. Grev nedeniyle ülke çapında 1700 okulda bugün eğitim yapılmadı. Ülke tarihinde eğitimcilerin gerçekleştirmiş oldukları en büyük gösteriye 23 bin eğitimci sendikalar tarafından ayarlanan otobüslerle, binlercesi ise tren ile gelerek katıldı. Eğitimciler, koalisyon hükümetinin eğitim alanında yapmak istediği kısıtlamalardan vazgeçilmesini istiyor. Hükümet, toplam bütçesi 2.2 milyar Euro olan eğitim alanında 300 milyon Euro kısıtlama yapmak istiyor. Söz konusu kısıtlamalara Ağustos 2012'de başlatılmak isteniyordu, ancak bu plan değiştirilerek aşamalı kısıtlamaya dönüştürüldü. 2013 yılında başlayarak 2015 yılına kadar her yıl 100 milyon Euro kısıtlama yapılacak. Hükümet kısıtlamalara gerekçe olarak, sorunlu ve özürlü çocukların eğitiminde giderlerin son 6 yılda yüzde 15 artışını gerekçe gösteriyor. Buna karşı çıkan sendikalar ise, bu durumun en az 6 bin eğitimcinin işinden olmasına yol açacağını söylüyor.
3RUWHNL] GH LüoLOHU KD\DW× GXUGXUGX
úVSDQ\D GD NLUDO×N PH\GDQ
Yunanistan'ın ardından Portekiz de kapitalizmin krizini daha şiddetli yaşamaya başladı. Hükümetin AB ve IMF ile birlikte İsci haklarına dönük kapsamlı saldırıya karşı bugün ülkede genel grev var.
Dereleri, ormanları ve devlet arazilerini satılığa çıkaran neoliberal politikalar, kendisine yeni rant alanları yaratıyor. Sıra meydanların kiralanmasında
Portekiz'de bugün genel grev var. Portekiz Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (CGTP) tarafından düzenlenen genel greve büyük bir katılım olduğu, ülkede metro, trev ve otobüslerin çalışmadığı, limanlarda da grevin etkili olduğu, birçok fabrikada da üretimin durdurulduğu, hastanelerin sadece acil servislerinin çalıştığı bildirildi. Kamu sektöründe grevin daha etkili olduğu belirtiliyor. Portekiz hükümetinin, tıpkı Yunanistan'da olduğu gibi AB ve IMF ile yaptığı borç anlaşması kapsamında emekçilerin haklarına dönük ciddi saldırılar içerek yeni çalışma yasalarını gündeme getirmesine karşı işçiler greve gitti. İşçiler, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması ve işten atılmanın kolaylaştırılması gibi işçi sınıfına dönük ciddi saldırılar içeren yeni ça-
lışma yasası paketine karşı tepkilerini ortaya koydular. Portekiz'de ekonominin bu yıl yüzde 3.3 oranında küçülmesi bekleniyor. Ülkede resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 14,4 oranına ulaşmış durumda. Gençler arasında bu oran yüzde 30'un üzerinde. Avrupa Birliği üyesi olan ve geçen yıl ekonomisi yüzde 1,6 oranında küçülen Portekiz'de son 10 yılın ekonomik büyüme ortalaması ise yüzde 1. Bazı yerlerde polisin işçilere müdahale ettiği ifade edildi.
Neoliberalizmin rantta sınır tanımıyor. Dereleri HES projelerine, devlet arazilerini kentsel dönüşümlere, ormanları sermayenin rant sevdasına, hatta sokak ve caddeleri de park işletmelerine kurban eden neoliberal politikalar gözünü meydanlara dikti. İspanya'nın başkenti Madrid'in ünlü meydanı "Puerta Del Sol", bir aylığına Samsung firmasına kiralandı. Firma, yeni ürününün adını meydana verdi ve meydanın adı "Sol Galaxy
Note" oldu. Meydanın yeni adını almasının ardından metro istasyonlarındaki ifadeler de değiştirildi. Yerel yönetim ile firma arasında imzalanan anlaşmaya göre meydanın adı 1 ay boyunca "Sol Galaxy Note" olarak kullanılacak. İspanya hükümet yetkilileri, günde 70 bin kişinin kullandığı metro istasyonlarının da satılığa çıkarılabileceğini, adlarının kiralanabileceğini, böylelikle sermayeye yeni sponsorluk kapılarının aralanabileceğini ifade etti. Times gazetesi ise hükümetin açıklamalarının ardından Coca Cola, Pepsi gibi pek çok firmanın sponsorluklar için şimdiden teklif verdiğini iddia etti.
Suriye'ye "tampon bĂślge" adÄą altÄąnda askeri harekat, ilhak ve savaĹ&#x;a hayÄąr!
6XUL\H LOH VDYDĂ .Ă&#x2013;UW KDONĂ&#x153;QD NDUĂĂ&#x153; \HQL NDWOLDPODU NDSĂ&#x153;GD e TĂźrkiye devleti Suriye topraklarÄą içinde tampon bĂślge oluĹ&#x;turma kÄąlÄąfÄą adÄą altÄąnda Suriye'ye askeri mĂźdahale ve savaĹ&#x; hazÄąrlÄąÄ&#x;Äąna geçti.
DiÄ&#x;er taraftan "tampon bĂślge" adÄą altÄąndaki askeri harekatla, aynÄą zamanda Suriye'yedeki kilit Ĺ&#x;ehir olarak gĂśsterilen Ä°dlip Ăźzerinden, Esad rejimine karĹ&#x;Äą TĂźrkiye tarafÄąndan silahlandÄąrÄąlacak muhaliflerin saldÄąrÄąsÄąnÄą baĹ&#x;latmak planlanÄąyor.
ErdoÄ&#x;an'Äąn Obama ile gĂśrĂźĹ&#x;mesinde "mĂźdahale Ĺ&#x;art" diye konuĹ&#x;ulduÄ&#x;u medyaya ayan beyan yansÄądÄą.
Tampon BĂślge 20 km Olacak
ABD medyasÄą, bu gĂśrĂźĹ&#x;menin ardÄąndan, "TĂźrkiye'de bĂślge (Suriye-Ä°ran) ve KĂźrt sorunu açĹsÄąndan ĂśnĂźmĂźzdeki birkaç ayda çok kritik geliĹ&#x;meler yaĹ&#x;anacak" haberlerini geçti. AKP HĂźkĂźmeti'ne yakÄąn haber ajanslarÄą ve gazeteler, TĂźrk ordusunun yaklaĹ&#x;Äąk 500 askeri personel ile, Suriye'nin 20 kilometre içinde oluĹ&#x;turulacak "gĂźvenli bĂślge" için arazi incelemesi yaptÄąÄ&#x;ÄąnÄą duyurdu. Medyada, "tampon bĂślge"nin, yani askeri harekat ve ilhakÄąn, Suriye'de geliĹ&#x;meler Ăźzerine Ăśzerklik isteminin gĂźndemleĹ&#x;tiÄ&#x;i Suriye Kurdistan'Äą ve Suriye'deki KĂźrt halkÄąnÄą bastÄąrmayÄą ve bĂślgede faaliyetlerini artÄąrdÄąÄ&#x;Äą ileri sĂźrĂźlen PKK'yi vurmayÄą hedeflediÄ&#x;i açĹkça dillendiriliyor.
"Esad yĂśnetiminin Suriye'de imza attÄąÄ&#x;Äą katliamlar nedeniyle yaĹ&#x;anacak yoÄ&#x;un gÜçleri sÄąnÄąr Ăśtesinde karĹ&#x;Äąlamak ve bĂślgede PKK'nÄąn desteÄ&#x;i ile oluĹ&#x;turulmaya çalÄąĹ&#x;Äąlan â&#x20AC;&#x2DC;KĂźrt Ăśzerk bĂślgesi'nin ĂśnĂźne geçmek için Ankara harekete geçti. Ă&#x153;st dĂźzey komutanlarÄąn Hatay'Äą ziyaretinin ardÄąndan yaklaĹ&#x;Äąk 500 asker â&#x20AC;&#x2DC;tampon bĂślge' ile ilgili sÄąnÄąr bĂślgesinde incelemelerde bulundu. Suriye sÄąnÄąrÄąndaki Ăśnemli noktalarda arazi koĹ&#x;ullarÄąnÄą inceleyen ekibin 1 Nisan'da Ä°stanbul'da yapÄąlacak kritik â&#x20AC;&#x2DC;Suriye'nin DostlarÄą Grubu' toplantÄąsÄąndan Ăśnce
TĂźrk devletinin, "mĂźlteci akÄąnÄą", "insanÄą yardÄąm" kÄąlÄąfÄą altÄąnda hazÄąrlandÄąÄ&#x;Äą askeri harekat, Ăśncelikle KĂźrt halkÄąnÄąn Ăśzerklik istem ve mĂźcadelesini bastÄąrmaya odaklÄą ve yeni Robosvki katliamlarÄąnÄą ĂśngĂśrĂźyor. çalÄąĹ&#x;malarÄąnÄą tamamlayacaÄ&#x;Äą ĂśÄ&#x;renildi. Ă&#x2021;alÄąĹ&#x;ma kapsamÄąnda silahlÄą ve siyasi hâkimiyet alanlarÄą oluĹ&#x;turmaya çalÄąĹ&#x;an PKK'nÄąn faaliyetleri de mercek altÄąna alÄąndÄą. PKK'nÄąn manevra alanÄą oluĹ&#x;turma çabasÄą içinde olduÄ&#x;u bazÄą stratejik alanlar da 20 kilometrelik tampon bĂślge içerisine alÄąnacak. BĂśylece Suriye lideri BeĹ&#x;Ĺ&#x;ar Esed desteÄ&#x;indeki Dr. Bahoz kod adlÄą Fehman HĂźseyin'in â&#x20AC;&#x2DC;PKK nĂźfuz alanÄą' kurma giriĹ&#x;iminin de ĂśnleneceÄ&#x;i belirtildiâ&#x20AC;Ś Ankara'nÄąn ise Suriye'den yaĹ&#x;anacak mĂźlteci gÜçßne karĹ&#x;Äą oluĹ&#x;turacaÄ&#x;Äą tampon bĂślgeyi, PKK'nÄąn faaliyet gĂśsterdiÄ&#x;i bĂślgelere gĂśre Ĺ&#x;ekillendireceÄ&#x;i belirtildi. 1 Nisan'da Ä°stanbul'da yapÄąlacak ve Ĺ&#x17E;am yĂśnetimine karĹ&#x;Äą Ăśnemli kararlarÄąn alanacaÄ&#x;Äą â&#x20AC;&#x2DC;Suriye'nin DostlarÄą' toplantÄąsÄąnda masaya yatÄąrÄąlacak â&#x20AC;&#x2DC;gĂźvenli bĂślge' için BM GĂźvenlik Konseyi'ne çaÄ&#x;rÄą yapÄąlacaÄ&#x;Äą ĂśÄ&#x;renildi. Ă&#x2021;aÄ&#x;rÄąya olumlu
cevap verilmemesi halinde bile â&#x20AC;&#x2DC;gĂźvenli bĂślge' seçeneÄ&#x;i gĂźndeme alacak. TĂźrkiye'nin, bĂśylece bĂźyĂźk gÜç dalgasÄąnÄą Ăśncelikle Suriye topraklarÄąnda karĹ&#x;ÄąlamayÄą amaçladÄąÄ&#x;Äą kaydediliyor. BaĹ&#x;bakan ErdoÄ&#x;an, daha Ăśnce gĂźvenli bĂślge seçeneÄ&#x;inin masada olduÄ&#x;unu açĹklamÄąĹ&#x;tÄą." (Yeni Ĺ&#x17E;afak) TĂźrk devletinin, "mĂźlteci akÄąnÄą", "insanÄą yardÄąm" kÄąlÄąfÄą altÄąnda hazÄąrlandÄąÄ&#x;Äą askeri harekat, Ăśncelikle KĂźrt halkÄąnÄąn Ăśzerklik istem ve mĂźcadelesini bastÄąrmaya odaklÄą ve yeni Robosvki katliamlarÄąnÄą ĂśngĂśrĂźyor. Nitekim AKP HĂźkĂźmeti'nin himaye ettiÄ&#x;i Suriyeli muhalif subay ve gruplarla yaptÄąÄ&#x;Äą gĂśrĂźĹ&#x;melerde, muhalefete askeri ve siyasi destek vermeye devam etmek için Suriye KĂźrdistan'Äąna Ăśzerklik verilmemesi ve KĂźrt halkÄąnÄąn Ăśzerklik isteminin bastÄąrÄąlmasÄą Ĺ&#x;artÄąnÄą koĹ&#x;tuÄ&#x;u ve bu yĂśnde yaptÄąÄ&#x;Äą anlaĹ&#x;malar Ocak ayÄą baĹ&#x;Äąnda internete yansÄąmÄąĹ&#x;tÄą.
.DQDGDOĂ&#x2014; |ĂšUHQFLOHU KDUoODUD NDUĂźĂ&#x2014; VRNDNWD Kanada'da Ăźnivesite ĂśÄ&#x;rencileri, hĂźkĂźmetin harçlara yaptÄąÄ&#x;Äą yĂźzde 75'lik zamlara karĹ&#x;Äą Quebec bĂślgesinde eylem yaptÄą.
Ă&#x2013;Ä&#x;renciler, hĂźkĂźmet eÄ&#x;er bu zamlarÄą durdurmak Ăźzere harekete geçmezse eylemlerinin sertleĹ&#x;erek devam edeceÄ&#x;ini sĂśyledi.
OTTAWA- Kanada'nÄąn Quebec bĂślgesinde bir araya gelen binlerce Ăźniversite ĂśÄ&#x;rencisi, harç zamlarÄąna karĹ&#x;Äą bĂźyĂźk bir eylem gerçekleĹ&#x;tirdi.
Eylemlerini sĂźrdĂźren gençlere polis saldÄąrdÄą. SaldÄąrÄąda polisin attÄąÄ&#x;Äą gaz bombasÄąndan dolayÄą bir çok kiĹ&#x;inin yaralandÄąÄ&#x;Äą belirtildi.
YakÄąn zamanda kararÄą alÄąnan yÄąllÄąk 325 dolarlÄąk harç artÄąĹ&#x;larÄąyla bu yÄąlÄąn harç miktarÄą 1625 dolara çĹkmÄąĹ&#x; oldu. Ă&#x2013;Ä&#x;rencilerin zamlarÄąn uygulanmamasÄą yĂśnĂźndeki talepleri ise 2 gĂźn Ăśnce baĹ&#x;bakan tarafÄąndan reddedilmiĹ&#x;ti. KanadalÄą ĂśÄ&#x;rencilerin eylemleri bir kaç haftadÄąr devam ediyor.
1 Nisan'da Suriye'nin dostlarÄą toplantÄąsÄąnda tampon bĂślge kararÄą alÄąndÄąÄ&#x;Äą takdirde, TĂźrkiye kendi gĂźvenlik perspektifini de dikkate alarak, 20 km'lik bir gĂźvenli alan ya da tampon bĂślge oluĹ&#x;turacak. Bu gĂźvenlik bĂślgede; Ä°blid, Halep'in kuzeyi, Rakka ve Haseki kentlerinin yer almasÄą bekleniyor. SĂśz konusu bĂślgelerde yoÄ&#x;un olarak, Sunni Araplar, KĂźrtler ve TĂźrkmenler yaĹ&#x;Äąyor. (OrtadoÄ&#x;u Stratejik AraĹ&#x;tÄąrmalar Merkezi) TĂźrkiye burjuva hĂźkĂźmeti ve devleti, tekelci kapitalist bĂślge gĂźcĂź rĂźĹ&#x;tĂźnĂź, Suriye ve Suriye KĂźrdistan'Äą Ăźzerinde savaĹ&#x;, ilhak ve yeni katliamlarla ispatlamaya, Suriye'deki kanÄą durdurma adÄą altÄąnda tĂźm bĂślgeyi kan gĂślĂźne çevirmeye, emperyalist kapitalizm ve gerici rejimlerin halklar hapisanesini ortadan kaldÄąrmaya deÄ&#x;il daha fazla pekiĹ&#x;terecek kanlÄą bir bĂślge gardiyanlÄąÄ&#x;Äą harekatÄąna hazÄąrlanÄąyor. - Suriye'ye "tampon bĂślge" adÄą altÄąnda askeri harekat, ilhak ve savaĹ&#x;a hayÄąr! - KĂźrt halkÄąna karĹ&#x;Äą Ĺ&#x;imdi Suriye KĂźrdistan'ÄąnÄąna da geniĹ&#x;letilmek istenen savaĹ&#x;, ilhak ve katliamlara hayÄąr! - Emperyalist ve bĂślgesel tekelci savaĹ&#x;a, kapitalist sĂśmĂźrĂźye hayÄąr! - YaĹ&#x;asÄąn iĹ&#x;çilerin birliÄ&#x;i halklarÄąn kardeĹ&#x;liÄ&#x;i!