lk2+little

Page 1

liseli k›v›lc›m

liseli gençlik gazetesi fiyat› 1 TL aral›k 2009

Tüm Bozk›R› teK biR K›v›Lc›M TutufituRacAk!

ON! AS SON! YA ASKIY EB BASKI NV VE D ‹ S ‹ P L ‹‹N E ⁄ ‹ T ‹ M , D‹S‹PL P A R A L I E⁄‹T‹M PARAL

GELECE⁄‹M‹Z B‹Z‹MD‹R! CAK K!! TILA ACA DA⁄IITIL UKA DA⁄ ABLUKA BU ABL BU


aral›k 2009 Merhaba, Liselilerin kendini ifade etme f›rsat› buldu¤u, sorunlar›n› ve hayat› yorumlay›fllar›n› bizzat kendilerinin kaleme ald›¤›, içinde bulundu¤umuz mekanizman›n ya da sistemin rengini almadan, özgürce kendi sözlerini söyledi¤i yeni bir Liseli K›v›lc›m Dergisi ile tekrar biraraday›z. Yine dopdolu bir say› olmas› için kolektif bir çal›flma göstererek dergimizi haz›rlad›k. Krizin derinleflti¤i ve her ad›mda bizi amans›z bir uçuruma sürükledi¤i bu günlerde ekme¤i aslan›n midesine inmeden nas›l yiyebiliriz sorusunu kendimize sormadan edemiyoruz. Okul, ifl, dershane, yaflamak para para para hepsi parayla... Bu sisteme karfl› biz liselilerin tepkisi yükseliyor. Tepkimizi örgtülenmemiz, mücadelemiz ve taleplerimizle gösteriyoruz. Bunun karfl›s›nda sistem de bofl durmuyor tabii, flimdi gündemde Okul Polisi uygulamas› var. Böylelikle bizi sindirmek ve kifliliksizlefltirmek istiyorlar. Bu konuda mücadele bafllad› bile... Katsay› meselesini bu say›m›zda ele ald›k, ama egemenlerin kay›kç› dövüflünde taraf olmadan kendi cephemizden olay› analiz etemeye ve sonuçlar›n›n neler olaca¤›n› görmeye çal›flt›k. Ayr›ca Meslek Liselilerin sorunlar›na ve orada yaflanan a¤›r sömürüye de yer ay›rd›k. Sistem özellikle bu alanlar› “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” slogan›yla, adeta köle pazar›a haline getirmeye çal›fl›yor. Tüm bu geliflmeler karfl›s›nda, göz yummayaca¤›z... Ve y›lmadan yolumuza devam edece¤iz! Liseli K›v›lc›m’›n 2. say›s›yla tüm liselilere

MERHABA!

2

liseli k›v›lc›m

NELER VAR NELER YOK! gençlik köreliyor k›v›lc›m ayd›nalat›yor SAYFA 3 haydi polisler okula! SAYFA 4 filler ve çimler... katsay›n›n perde arkas› SAYFA 5 s›nav de¤il halk için e¤itim istiyoruz SAYFA 6 kalifiye eleman de¤il ö¤renci olmak istiyoruz SAYFA 7

Ölürsem Sebebi Sensin SAYFA 8 kad›nalar vard›r, kad›nlar heryerde SAYFA 9 liseliler sömürüye geçit vermeyecek SAYFA 10 aç›l›m, aç›lamazken... SAYFA 11 liseli k›v›lc›m›n politik hatt›na dair SAYFA 12-13 liselerde örgütlü olmak SAYFA 14-15 yaflam›n› devrime ardam›fl bir önder: Dr. Hikmet K›v›lc›ml› SAYFA 16-17 grup k›v›lc›m bir direnifl senfonisi SAYFA 18 nükleer öldürür insanca yaflamak istiyoruz SAYFA 19 bir film: iki dil, bir bavul SAYFA 20-21 17 yafl›nda, idam sehpas›nda Erdal Eren SAYFA 22-23 liseli k›v›lc›m

Özgürlükçü Gençlik Gazetesi Kasım 2009 Özel Sayısı Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Emrah Arıkuşu

Muhakkithane sk. Yücer İşhanı No: 62-64/7 Kadıköy-İstanbul

BASKI: Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10 Çobançeşme Yenibosna-İST.

0212 452 23 02


şİAR- istanbul

aral›k 2009

GENÇL‹K KÖREL‹YOR L‹SEL‹ KIVILCIM AYDINLATIYOR “T

ürk” e¤itim sistemiyle lisede gençlik bilgiden, yarat›c›l›ktan yoksun, eflitsiz (zorunlu din dersi, paral› e¤itim, cinsiyetçi e¤itim) anti demokratik uygulamalarla, tek tip k›yafetle birer ordu mensubu asker gibi yetifltirilmeye çal›fl›l›yor. Bu e¤itim sistemiyle kendini bulmaya, yaflam›n› bu e¤itim sistemiyle var etmeyen liseli gençlik kendine alternatif yollar aramaya bafll›yor. Teknoloji'nin geliflmesiyle yayg›nlaflan, geliflen iletiflim araçlar› liseli gençli¤in yaflam›nda büyük yer kapl›yor. Televizyon karfl›s›nda, bilgisayar bafl›nda zaman›n› tüketerek körelmeye mahkûm b›rak›l›yor. Hatta bu bulma süreci bir çok liseli gençte farkl› sonuçlar yarat›yor. Kendisini uyuflturucuyla rahatlatmaya, çeteleflmeyle s›rt›n› bir yere

dayand›rma yoluna baflvurarak yaflam›n› güvence alt›na ald›¤›n› düflünüyor. Oysa biz biliyoruz ki; paral›, cinsiyetçi, ezberci e¤itimle yabanc›laflan, alternatifsiz b›rak›lan liseli gençli¤in kurtuluflu bu süreçlerden geçmeyecektir. Liseli gençlik varl›¤›n› ezberci e¤itime karfl› yarat›c›, üretici e¤itimle, adaletsizli¤e karfl› tam eflitlik isteyecek, yozlaflmaya karfl› kültürüne sahip ç›kacak, kitap okuyacak, düflünerek, tart›flarak, bilinçlenerek, örgütlenerek var olabilir, çürümeye karfl› durabilir. ‹flte Liseli K›v›lc›m'›n liselerde çakt›¤› özgürlük fliar›n›n dayand›¤› temel; yok edilmeye, çürümeye b›rak›lm›fl liseli gençli¤in alternatifi, öncüsü olmakt›r. Tüm liselerde bu bilinci örgütlemek, körelmifl zihinleri ayd›nl›¤a

Liseli gençlik varl›¤›n› ezberci e¤itime karfl› yarat›c›, üretici e¤itimle, adaletsizli¤e karfl› tam eflitlik isteyecek, yozlaflmaya karfl› kültürüne sahip ç›kacak, kitap okuyacak, düflünerek, tart›flarak, bilinçlenerek, örgütlenerek var olabilir, çürümeye karfl› durabilir. ‹flte Liseli K›v›lc›m'›n liselerde çakt›¤› özgürlük fliar›n›n dayand›¤› temel; yok edilmeye, çürümeye b›rak›lm›fl liseli gençli¤in alternatifi, öncüsü olmakt›r.

kavuflturmak her Liseli K›v›lc›m üyesinin görevidir.

liseli k›v›lc›m 3


tUĞÇE-izmir

aral›k 2009

HAYD‹ POL‹SLER OKULA! Görüyoruz ki, Emniyet Teflkilat›, yaflanan sorunlar›n çözümünü okula polis yerlefltirerek bulmay› umuyor. Bizler fliddet, terör vs. gibi bahanelerle icat edilmifl “Okul Polisi”nin, hiç de masum olmad›¤›n› biliyoruz. Bu bir çözüm de¤il, denetim arac›d›r.

O

kullardaki fliddet olaylar›n› önlemek amac›yla, Emniyet Genel Müdürlü¤ü, “Okul Polisi” uygulamas›n› bafllatt›. Üniversitelerden sonra polis liselere de girmek için u¤rafl›yor. Bu uygulama, bildi¤imiz üzere, polisi okullar›m›zda kal›c› hale getirmeye yöneliktir. Ö¤renciler hakk›nda hep duyar›z “Karfl›t görüfllü ö¤renciler yine huzuru bozdu”, “Okulda terör” vs. gibi bujuva bas›n taraf›ndan uydurulan sözleri. Sanki toplumun huzuru yerindeymifl, terörün kay-na¤› ö¤rencilermifl gibi, bu söylemleri uyduruyorlar. Okullarda fliddet var, diyorlar. Sanki fliddet olaylar›, sadece okullarda yaflan›yor. Toplumun giderek yoksullaflt›¤› bir dönemden geçiyoruz ve bu durumla beraber bozulmalar yaflan›yor, fliddet art›r›yor. Bu sistemi çökertmedikçe, çözüme ulaflmak pek mümkün görünmüyor. Ama görüyoruz ki, Emniyet Teflkilat›, yaflanan bu sorunlar›n çözümünü okula polis yerlefltirerek bulmay› umuyor. Ama bizler bu bahanelerle icat edilmifl “Okul Polis”inin, hiç de masum olmad›¤›n› biliyoruz. Bu bir çözüm de¤il, denetim arac›d›r.

Polis Liselerden Defol! Hat›rlarsan›z okul polisi uygulamas›, daha ilk haftas›nda gerçek yüzünü göstermiflti. Ankara Ayranc› Ticaret Meslek Lisesi 9.s›n›f ö¤rencisi Engin Gümüfl, okul bahçesinde görevli polis memuru taraf›ndan “yabanc›” oldu¤u gerekçesiyle dakikalarca dövülmüfltü. Bir de bu uygulama için,

polislerin “yaflanacak olas› olaylar”a müdahale edece¤i, ö¤rencilerin okula güvenli bir flekilde girifl ç›k›fllar›n› sa¤layacaklar› söylenmiflti. fianl›urfa’da da Suruç Emniyet Müdürlü¤ü, okullarda yaflanan fliddet olaylar›n› engellemek için “Her Okula Bir Polis” uygulamas› bafllatt›. Görüyoruz ki, liselere yerlefltirilen bu polisler, her zamanki gibi “görev”lerini yapmaktan geri durmam›fllar. Okullar› as›l terörize eden kim oluyor bu durumda?

Amaç Apolitik Lise Uygulamada esas amaç, liseli ö¤rencilerinin son zamanlarda giderek politikleflen hareketinin önüne geçmektir. Çünkü son dönemde liseler kendi güçlerinin fark›na varmya bafllam›fllard›r. Bu hareketlenmenin önünü kesmek istiyorlar. Fakat onlar bilmiyorlar ki, biz onlardan daha inatç›y›z, daha azimliyiz ve vazgeçmeyece¤iz! Okullarda yaflanan fliddet olaylar›n›n liselere polis yerlefltirilerek önüne geçilmesi mümkün de¤ildir. fiiddet, günümüz için toplumun her kademesini ele geçirmifl bir sorundur. Halk›n genelinde gözlemlenen fliddet e¤ilimini en alt seviyeye indirmek için yat›r›m yap›lmas› gereken fley e¤itimdir. Gençlere ilk e¤itimini elbette ailesinden sonra okulu, ö¤retmenleri verir. Ancak, devlet, e¤itim sisteminin durumunun fark›nda m›? Durum böyleyken, biz Liseli K›v›lc›m olarak; polis için de¤il, e¤itim için bütçe istiyoruz. Ve liseli gençlik, kendisini yozlaflt›rmak isteyen sisteme karfl›, bilinçli politik bir tutum alarak, polisleri liselerde istemedi¤ini hayk›racakt›r. Liseler bizimdir!

Esas amaç, liseli ö¤rencilerinin son zamanlarda giderek politikleflen hareketinin önüne geçmektir. Fakat onlar bilmiyorlar ki, biz onlardan daha inatç›y›z, daha azimliyiz ve vazgeçmeyece¤iz!


aral›k 2009

F‹LLER VE Ç‹MLER KATSAY I NIN PERDE ARKASI Katsay›n›n düflürülmesi karar›n›n arka plan›nda imam hatip ve meslek liseleri meselesi, bir yana, yine kâr güdüsü yatmakctad›r. Yani paral› hale getirilmifl olan yüksekö¤renime birçok kesimden yeni müflteriler kazan›lmak isteniyor.

K

atsay› uygulamas› ile ilgili karar›n YÖK, ÖSYM ve Dan›fltay aras›nda gidip gelmesi ile birçok liseli arkadafl›m›z›n önümüzdeki 1 y›la dair planlar› hasar görmüfl oldu. Egemen güçler bir süredir kendi aras›nda bir itifl kak›fl yafl›yorlar... Biz ise filler tepiflirken çimlerin ezilmesi gibi bir durumu yafl›yoruz. Kimse lise ö¤rencilerine ve ailelerine birfley sormuyor, dan›flm›yor... Yine de KATSAYI fark›n›n kald›r›lmas› karar›n›n tekrar yürürlü¤e girece¤inden kuflkumuz olmas›n. Bunu sizi sevindirmek yahut AKP’nin gücü karfl›s›nda hayret edin diye söylemiyoruz, sadece ortada her durumda bizim aleyhimize geliflen bir süreç var ve bizim bunun fark›na varmam›z, kimi ekonomik politik yönelimleri görüp müdahale etmemiz gerekiyor. Yoksa çimler gibi ezilmeye devam ederiz! ‹lk sebep, e¤itimin ticarileflmesi sürecinin büyük ölçüde tamamlanm›fl olmas›na ba¤lanabilir. Geçmiflle k›yaslad›¤›m›zda görüyoruzki art›k; özel e¤itim kurumlar›n›n aç›lmas› önünde hiçbir engel kalmad› ve kamusal e¤itim alan›nda da piyasa mant›¤›yla uyum içinde davranman›n koflullar› yarat›ld›. E¤itmdeki ticarileflmenin teflvik edildi¤i, yaklafl›k 15 y›ll›k ilk kurulufl dönemi farkl› bir karaktere yerini b›rakarak kapan›yor. Neydi bu dönemin karakteri, kaliteli e¤itimin al›n›p sat›lan bir meta oldu¤u ve bunu talep edenlerin bedelini ödemesi gerekti¤inin mufltulanmas›yd›. Ve bu e¤itim al›flveriflinin sonucu bireylere verilen ödül daha iyi üniversitelere girifl imkan›n› sa¤lamak için yüksek katsay› puanlar›na ulaflmakt›. Yani paran kadar bilgi sat›n al ve bir sonraki ad›m›n verece¤in para kadar büyük olsun.Dolay›s›yla, katsay› mutlak

eflitsizli¤in bir ifadesiydi. E¤itimin ticarileflmesi sürecinde iflleyifl oturmufl, bir doygunluk yaflanm›fl durumda. ‹kinci sebebe buradan var›yoruz yoksullu¤un ve iflsizli¤in üniversiteye devam etme idealini köreltmesine... Bu y›l bakt›¤›m›zda aç›lan birçok üniversitenin kontenjan›n›n bofl kald›¤›n› görebiliyoruz. Ayr›ca; yoksulluk, ifl bulma, hayata at›lma ve yüksek ö¤renimin pahal› bedelini ödeyememe olgusu liselinin okuma idealini köreltir. Liselerindeki e¤itimin düflük kalitesinin bilinçlerde yaratt›¤› hasar›n ve ekstra bir çal›flma ya da yard›m olmaks›z›n 4 y›ll›k bir üniversite okuma olana¤›n›n olmamas› yani yoksullu¤un sonucunda birçok liseli zaten üniversiteyi “hayal etmez”. Yani önceden ÖSS ve Katsay›n›n belirlemesiyle yapt›klar› elemeyi, flimdi ekonomik koflullar›n belirlemesi ve zorlamas›yla yap›yorlar.

Daha Baflka Neler Olabilir? ‹lk ve ortaö¤renim kurumlar›nda ve dersanelerde nas›l belli tekeller oluflmakta, ayn› fley yüksek ö¤renim sisteminde de yaflanacakt›r. “Vak›f üniversitesi” perdesi de kald›r›l›p “özel üniversitelerin” aç›lmas› e¤itim hizmetinde tekelleflmelerin daha belirgin karakter kazanaca¤›, daha sald›rgan, y›rt›c›, fliddet yüklü ve eflitsizliklerin kör gözün parma¤›na oldu¤u yeni bir dönem aç›lacakt›r, haz›rl›kl› olal›m. Bu dönem, biz mücadelede baflar›l› oldu¤umuz ölçüde direnifli örgütleyebiliriz ve kazan›mlar elde edebiliriz. Herfley yine bizim ellerimizde...

liseli k›v›lc›m 5


hAZAL-mersin

aral›k 2009

SINAV DE⁄‹L, HALK ‹Ç‹N E⁄‹T‹M ‹ST‹YORUZ

“Milli E¤itim” ve Devlet Okulu Gerçe¤i

Özel okullar, kolejler, dersaneler vs. ile devlet okullar› aras›ndaki fark, siyah ile beyaz kadar net. Paras›n› verip özel okullara giden ö¤renciler, ald›klar› e¤itim ile girdikleri s›navlar› do¤al olarak kazan›rken, biz emekçi ailelerin ö¤rencileri ayn› s›navlarda can çekifliyoruz.

E

¤itim bir meta haline geldi¤inden beri, rant aray›fllar› s›navlar› do¤urdu. Hayat›n her alan›nda karfl›m›za ç›kan bu s›navlar, dershaneleri, özel okullar› vb. de beraberinde getirdi. Böylece e¤itim kurumlar› gün geçtikçe özelleflti. Sözde çal›flanla çal›flmayan›n ayr›lmas›n› sa¤layan bu s›navlar, eflitli¤i sa¤l›yormufl. Oysa ki, s›navlara giren kiflilerin ald›klar› e¤itim, neyin ne oldu¤unu aç›kça gözler önüne seriyor. Özel okullar, kolejler, dersaneler vs. ile devlet okullar› aras›ndaki fark, siyah ile beyaz kadar net. Paras›n› verip özel okullara giden ö¤renciler, ald›klar› e¤itim ile girdikleri s›navlar› do¤al olarak kazan›rken, biz emekçi ailelerin ö¤rencileri ayn› s›navlarda can çekifliyoruz.

S›nav Eflitlik ‹çinmifl... Kimin Eflitli¤i? Bu s›navlarla eflitli¤i sa¤lad›klar›n› savunan, ayn›

6

liseli k›v›lc›m

zamanda bu s›navlar sayesinde mülklerine mülk katan kifliler, ÖSS'ye girip mucize yaratarak t›p fakültesini kazanan çoban›n hikâyesini günlerce medya ile gündemde tutuyor. ÖSS'yi herkes kazanabilirmiflçesine. Hem herkes yapabilir diye propaganda yap›yorlar hem de bu olay› topluma bir mucize olarak yans›tmaktan da geri durmuyorlar. Evet, asl›nda do¤ru dürüst okulu olmayan bir köyde, hayat›n› çoban olarak sürdürmek zorunda olan o gencin ÖSS'yi kazanmas› bir mucize. Ama ne yaz›k ki, bizim yaflad›¤›m›z bu co¤rafyada herkes böyle mucizeler yaratam›yor. Ailemizden bize kalacak fabrikalar, holdingler yok. Evden bir bo¤az eksilsin mant›¤›yla insanlar›n askere gitti¤i bir dönemde yafl›yoruz. Gitti¤imiz okullarda bir üçgenin iç aç›lar›n›n 180 derece oldu¤unu biliyor, fakat bu aç›lar›n varl›¤›n› sorgulamad›¤›m›z ezberci bir

Bu s›navlarla eflitli¤i sa¤lad›klar›n› savunanlar›n, ayn› zamanda bu s›navlar sayesinde mülklerine mülk katanlar oldu¤unu biliyoruz. Bizler e¤itimi ticarilefltirenlerin s›navlar›n› da, onlar›n bize dayatt›klar›n› da kabullenmiyoruz. e¤itim al›yoruz. Sonra da bu s›navlar›n eflitli¤i sa¤lad›¤› palavralar›n› dinliyoruz. Fakat bizler, sorumluluklar›n›n bilincinde, her fleyin fark›nda gençleriz. Bu yüzden “eflit, paras›z, bilimsel, ana dilde e¤itim” istiyoruz. Herkesle ayn› koflullarda, eflit f›rsatlarla yeteneklerimize göre e¤itim alabilece¤imiz okullara giderek, sevdi¤imiz, baflarabildi¤imiz iflleri yapmak istiyoruz. Bizler e¤itimi ticarilefltirenlerin s›navlar›n› da, onlar›n bize dayatt›klar›n› da kabullenmiyoruz. Susturmaya çal›flanlara inatla hayk›r›yoruz. Ticarethaneler, s›navlar de¤il; halk için e¤itim istiyoruz…


aral›k 2009

KAL‹F‹YE ELEMAN DE⁄‹L,

gİZEM-mersin

Ö⁄RENC‹ OLMAK ‹ST‹YORUZ! B

iz ö¤renciler, liselerde hep çeflitli sorunlar yaflar›z, yaflad›¤›m›z›n sorun oldu¤unun fark›na bile varmadan. Bu sorunlardan pek ço¤u da meslek liselerinde ç›k›yor karfl›m›za. Çevremizdeki insanlar, bizim meslek liselerinde okudu¤umuzu ö¤renince “hiç olmazsa elinde bir mesle¤in olur ve 2 y›ll›k üniversite okursun” derlerdi. Ama hepsi bofl. Çünkü YÖK'ün yeni karar›yla meslek liselerinden s›navs›z 2 y›ll›k üniversiteye geçifl kakt›. O da s›navla art›k... Zaten meslek liselerinde okuyup da, dershaneye gitmez veya özel ders almazsak ÖSS'yi kazanma flans›m›z yok denecek kadar düflük. Neden mi? Çünkü biz meslek liselerinde okuyan gençler, lise 1'de temel dersleri (matematik, fizik, kimya, biyoloji, edebiyat, dil ve anlat›m, tarih, co¤rafya, ingilizce) gördükten sonra, üst s›n›flara geçtikçe neredeyse temel dersleri hiç görmüyoruz. Git gide atölye saatleri yükselip, temel ders saatleri düflüyor. Peki, biz temel dersleri görmezsek, ÖSS'de nas›l baflar›l› olabiliriz? Okullarda yeterli e¤itim verilmiyor; sermaye ise bizlere “paran yoksa okuma” diyor!

Bir Tarafta Kapitalizm, Bir Tarafta Erkek Egemen Sistem Tabii sorunlar bu kadarla da kalm›yor. Bir de meslek liselerinde kad›n olman›n zorluklar› var. Meslek liselerinde erkek ö¤renci say›s›n›n

Ö¤renci staja bafllad›ktan sonra ö¤rencilik kavram› bitiyor; onun yerine yeni bir kavram geliyor: “‹flçi olmak ve sermaye taraf›ndan sömürülmek.” S›rf staj notu düflük gelmesin diye, patronun her dedi¤ini yapmak zorundas›n; hiçbir fleye sesini ç›karamazs›n, patrondan dayak yesen bile. kad›n ö¤renci say›s›ndan fazla olmas› nedeniyle biz kad›n ö¤renciler, çeflitli tacizlere maruz kalabiliyoruz. Hem sadece biz kad›n ö¤renciler de¤il; kad›n ö¤retmenlerimiz de bu tür tacizlere maruz kalabiliyorlar. Ö¤retmenlerin bu soruna yaklafl›m› ise ortada: erkek egemen bak›fl beyinlerine yerleflmifl durumda ve sanki erkeklerin yapt›¤› tacizin sorumlusu biz kad›n ö¤rencilermifliz gibi davran›yorlar. Ayr›ca kad›n ö¤renci olman›n zorluklar› yaln›z burada da bitmiyor. Gelelim meslek liselerinde bölüm seçmeye… Meslek liselerinde neredeyse bütün bölümler erkek ö¤rencilere uygun haz›rland›¤› için, çevremizdeki insanlar, meslek liselerini kad›n ö¤rencilere uygun bulmuyorlar. Biz bu tarz bir “cinsiyetçi e¤itim”istemiyoruz

Meslek Liselerinde Temel Sorun: STAJ SÖMÜRÜSÜ!!! Biz ö¤renciler, staj laf›n› duyunca eminim pek ço¤umuz “ne güzel hem bir fleyler ö¤renip hem çal›fl›p para kazanaca¤›z” diye düflünüyoruzdur. Ama asl›nda ne kadar da yan›l›yoruz.

Sebep mi? Sebep, ö¤renci staja bafllad›ktan sonra ö¤rencilik kavram› bitiyor; onun yerine yeni bir kavram geliyor: “‹flçi olmak ve sermaye taraf›ndan sömürülmek” Ve bu iflçi-ö¤rencinin normal iflçilerle hem benzerlikleri, hem de farkl›l›klar› var. Mesela, en fazla asgari ücretin üçte birini alabiliyoruz veya hiçbir ücret almadan çal›fl(t›r›l)›yoruz. Üstelik bu sistemin bizi nas›l sömürdü¤ünün fark›na bile varamadan. Bir yandan da bunlar yetmiyormufl gibi, okul yetkilileri ö¤rencilere d›flar›dan ifl getiriyorlar. Bu iflleri ö¤rencilere yapt›rarak, d›flar›da sat›p kendilerine gelir elde ediyorlar. Bu iflleri, ö¤renci not ald›¤› için eksiksiz yapmak zorundad›r. Fakat bu iflten ö¤renciye not d›fl›nda hiçbir kazanç gelmiyor. S›rf staj notu düflük gelmesin diye, patronun her dedi¤ini yapmak zorundas›n; hiçbir fleye sesini ç›karamazs›n, patrondan dayak yesen bile. Ama bizler, kalifiye eleman de¤il ö¤renciyiz ve bize ö¤renci gibi davran›lmas›n› istiyoruz. Yap›lan bu haks›zl›klara bir dur, diyerek mücadelemize devam ediyoruz.

liseli k›v›lc›m 7


aral›k 2009

Ö LÜRSEM S EBEB‹ S ENS‹N

Çal›fl›yoruz arkadafllar. Bu sistem yüzünden gece gündüz demeden çal›fl›yoruz. Ne e¤lenceye ne de dinlenmeye vakit ay›rabiliyoruz. Bu sistem resmen bizi robot gibi yaflamaya itip düflünmememizi sa¤l›yor.

sÜEDA-izmir

B

ugünlerde bafllayan bir telafl var sokaklarda. Nereye bakarsak bizim gibi bir ö¤renci görmek mümkün. Herkes biliyor ki binlerce ö¤renci gezmek için ç›km›yor soka¤a. Biz ö¤renciler ne yaz›k ki bizi yar›fl at› yapan, arkadafl› arkadafla düflüren rekabetçi bir sistemin parças›y›z. Ama biz asla bu sistemi kabul etmiyoruz, etmeyece¤iz!!! Nedir bu sistem? Bir zamanlar ÜSS (Üniversite Seçme S›nav›) ad› alt›nda yap›lan s›navda ö¤renciler gitmek istedikleri üniversiteyi rahatl›kla seçerken flimdi ise YGS (Yüksekö¤retime Geçifl S›nav›) ve LYS (Lisans Yerlefltirme S›nav›) ad› alt›nda yap›lacak olan s›navda üniversitenin bizimle alay eder gibi bizi seçece¤i biliniyor. Ne yaz›k ki görülen o ki sistem bizimle aç›kça dalga geçiyor. Arkadafllar, o kadar güzel bir e¤itim sistemimiz var ki, bu e¤itim sisteminden de öyle bir yararlanabiliyoruz ki, aram›zda flansl› olanlar dershanelerde buluyor kendilerini ve rekabetçi sistemde 1-0 önde bafll›yor yar›fla. Dershaneye gidemeyenlerimiz ise ço¤unlukla e¤itim sistemimizin içinde eriyip gidiyor. Dershaneler bizi mi düflünüyor? Asla arkadafllar. Bizi düflünmüyor-

8

liseli k›v›lc›m

lar. Dershaneler para babalar›n›n ç›kar kap›s›. Bizi sadece bir kazanç kayna¤› olarak görüyorlar. Bizim baflar›m›z demek onlara daha çok kazanç kayna¤› demek. Sadece bu yüzden üzerimize düflüyorlar. Sadece bu yüzden baflar›m›z› düflünüyorlar. Çal›fl›yoruz arkadafllar. Bu sistem yüzünden gece gündüz demeden çal›fl›yoruz. Ne e¤lenceye ne de dinlenmeye vakit ay›rabiliyoruz. Bu sistem resmen bizi robot gibi yaflamaya itip düflünmememizi sa¤l›yor. Böylece düflünemeyen, insanlarla iyi iliflkiler kuramayan bireyler haline geliyoruz. Peki ya çal›fl›yoruz da ne oluyor? Hiç. Evet, koca bir hiçten baflka bir fley oldu¤u yok.

Gençli¤imizin en güzel y›llar›n› yutan sistemin s›nav›na giriyoruz da ne oluyor? S›nav› kazansan bile bir belirsizlik bizi bekliyor. Diplomam›z bizi; “Acaba ifl bulabilecek miyim? D›flar›da binlerce genç iflsiz gezerken ben de iflsizler ordusuna m› eklenece¤im?” gibi sorularla karfl›l›yor. Bu sistem içinde eriyip gitmek yerine direnece¤iz arkadafllar. Sistemi düzeltene kadar sesimizi ç›karaca¤›z. Susmayaca¤›z. Asla pes etmek yok arkadafllar, istedi¤imizi elde edene kadar pes etmek yok. Daha iyi bir gelecek için, umutlu bir gelecek için hayk›r›p bu sistemi hep birlikte y›kaca¤›z...

Bu sistem içinde eriyip gitmek yerine direnece¤iz arkadafllar. Sistemi düzeltene kadar sesimizi ç›karaca¤›z. Susmayaca¤›z. Asla pes etmek yok arkadafllar, istedi¤imizi elde edene kadar pes etmek yok. Daha iyi bir gelecek için, umutlu bir gelecek için hayk›r›p bu sistemi hep birlikte y›kaca¤›z...


mELTEM-istanbul

aral›k 2009

Bir kad›n için toplumsal cinsiyet farkl›l›¤›, ilkokul s›ralar›ndan bafllar. Daha ilkokulda okumay› ö¤renmemiz için bize gösterilen fifllerde bile, Ali hep top oynar; Ayfle ise, ip atlar. Lise ça¤lar›na geldi¤imizde ise, durum pek de¤iflmemifl, aksine bask› daha da artm›fl, k›s›tlamalar her geçen gün dayan›lmaz bir durum alm›flt›r. Lise dönemleri, gençli¤in dolu dizgin yafland›¤›, en heyecanl› dönemleridir. Bir kad›n olarak, özgürlü¤ümüzün doruklar›n› yaflamam›z gereken yerde aile, arkadafl, toplum bask›s› yüzümüze çarpar.

KADINLAR VARDIR, KADINLAR HER YERDE! Y

›llar boyu kad›nlar yak›ld›, taflland›, diri diri gömüldü; lanetlendi, ötelendi, görmezden gelindi. Sadece di¤er cins olmaktan baflka farkl›l›¤› olmayan, kad›ndan üstün hiçbir özelli¤i olmayan erkek cinsinin kölesi oldu. Hep kocas›, babas›, erkek kardefli, o¤lu üzerinden tariflendi. Kimi zaman u¤runa devletler y›k›ld›, kimi zaman erkekte olmayan do¤urganl›k özelli¤inden ötürü kad›na tap›ld›, kimi zaman da töre cinayetlerine kurban verildi. 21.yy.a gelindi, ama durum tam anlam›yla da de¤iflmifl say›lm›yor. Hala günümüz “modern” toplumlar›nda bile, Patriyarkal (ataerkil) sistem devam ediyor. Kad›na ikinci s›n›f insan muamelesi yap›l›yor.

Kad›nlar Özgürleflemeden Büyütülüyor Bir kad›n için toplumsal cinsiyet farkl›l›¤›, ilkokul s›ralar›ndan bafllar. Daha ilkokulda okumay› ö¤renmemiz için bize gösterilen fifllerde bile, Ali hep top oynar; Ayfle ise, ip atlar; Elif eve hep erken gelmek zorundad›r. Ama hiçbir zaman Ali evi toplamaz, bulafl›klar› y›kamaz. “E¤itim-ö¤retim s›ralar›nda dahi kad›nlar, geri at›lmaya, toplumun yüklemifl oldu¤u görevlere mahkum edilir. Erkek kardeflimiz akflam geç vakitlerine kadar d›flar›da oyun oynar; ama biz kad›nlar, eve geç olmadan dönüp annemize yard›m etmek zorunda kal›r›z. Babam›z, abimiz bunlar› “Atam›z “ diye isimlendirmeli, onlar›n sözünden ç›kmamakla tehdit eder bizi. Evet, daha küçük bir çocukken özgürlü¤ümüze el koyulur.

Liseli Kad›nlar Özgürlük ‹stiyor! Lise ça¤lar›na geldi¤imizde ise, durum pek de¤iflmemifl, aksine bask› daha da artm›fl, k›s›tlamalar her geçen gün dayan›lmaz bir durum alm›flt›r. Lise dönemleri, gençli¤in dolu dizgin yafland›¤›, en heyecanl› dönemleridir. Bir kad›n olarak, özgürlü¤ümüzün doruklar›n› yaflamam›z gereken yerde aile, arkadafl, toplum bask›s› yüzümüze çarpar. Okulda ve evde k›yafet bask›s›, sosyal hayat›n k›s›tlanmas›, erkek arkadafllar›m›zla iliflkilerimizin yasaklanmas›, ailenin istedi¤i fleyleri yapmama durumunda yasaklar koymas›... Bunlar bir liseli kad›n›n kaç›n›lmaz sorunlar›d›r. Oysa ki, en verimli geçmesi gereken dönemimizdir. Söz hakk›m›z›n oladu¤unu, toplumda bir varl›k olarak yer tuttu¤umuzu hissetmemiz gereken ça¤›m›zd›r Lise Ça¤›. Ama bunlar›n aksine, toplumda geri itilmekle karfl› karfl›ya kal›r›z. Bu bask›lardan b›kan pek çok kad›n, evlenerek kurtulaca¤›n› zanneder. Ama malesef yan›l›r. Ömrünü çocuk bakmakla, ev ifli yapmakla, kocas›na hizmet etmekle geçirir. Hiçbir sosyal yaflam› yoktur. Adeta bir köle hayat› sürmeye bafllar. Ama biz kad›nlar bask› ve iflkencelere ra¤men, bu dünyada yaflam ve söz hakk›m›z oldu¤unu verdi¤imiz mücadeleler anlatmaya çal›flt›k. ‹lkel ça¤lardan günümüze kadar ifl yerinde, sokakta, evde, okulda, s›rada, bilimde, sanatta, teknolojide... Yaflam›n her alan›nda varl›¤›m›z› görünür k›lmak için mücadeleye devam edece¤iz. Her y›l 25 Kas›m’da erkek fliddetine karfl› isyan›m›z›, her 8 Mart’ta umudumuzu hayk›rmay› sürdürece¤iz. Liseli kad›nlar olarak da liselerde özgürlük mücadelesini yükseltmekten bir an bile ödün vermeyece¤iz.

liseli k›v›lc›m 9


mERTCAN-izmir

aral›k 2009

L‹SEL‹LER SÖMÜRÜYE GEÇ‹T VERM EYECEK

Biz liseliler de iflçiler ve emekçiler gibi -yani birço¤umuzun anne ve babas› gibi- sömürüye mahkum oluyoruz. Sömürüyü ortadan kald›rmak bizim de amac›m›zr ve bu mücadelede en ön safta yer almal›y›z.

K

apitalist bir ülkede yafl›yoruz. Ve biz liseli ö¤renciler birçok alanda sermayenin arac› haline getiriliyoruz. Peki ama nas›l? ‹ki örnek vermemiz anlafl›lmas› için yeter...

“Meslek lisesi sömürü meselesi” Kapitalistler, emek-gücümüzü bizler daha lisedeyken ucuza kapatmaya çal›fl›r. Örne¤in; Meslek liselerinde, staj ad› alt›ndaki çal›flma zorunlulu¤umuz daha lise ça¤›ndayken bizleri ucuz çal›flmaya al›flt›rmak için yap›l›r. Bu zorunlu, staj ad›ndaki sömürü mekanizmas› sayesinde, patronlar, ö¤rencilerin emek-gücünü diledikleri sürece, diledikleri fiyata sat›n al›rlar. Düzen kurulmufltur, stajyer ö¤rencinin üretti¤i mallar üzerinden patronlar ciddi kârlar elde eder. fians› olan ö¤rencilere de insaf gösterip belki asgari ücretin bir k›sm› kadar “harçl›k” verilir. Ancak esas mesele ö¤rencilerin gelecek yaflamlar›nda

boynu bükük ve patrona itaatkâr hale getirilmesidir. Sermaye gözünü meslek liselerine dikmifltir. Patronlar “Meslek lisesi memleket meselesi” slogan›yla bu e¤itim kurumlar›n› kendi babas›n›n mal›ym›flças›na sömürmek istemektedir. Yüzbinlerce meslek lisesi ö¤rencisi üzerinden edilen kâr› var›n siz düflünün...

Sistem dersaneye mecbur ediyor! Bunun yan› üniversitye haz›rl›k sürecinde, nitelikli e¤itim almak ve gerekli haz›rl›¤› yapabilmek için dersanelere para vermeye zorlan›yoruz. Dersaneye gitmeyenlerin yar›fla geride bafllad›¤›; dersanelere gitmek zorunda kald›¤›m›z bir sistemdeyiz, “milli e¤itim” resmen beynimize flu sözcükleri kaz›makta, “Dersaneye gitmiyorsan; KAZANAMAZSIN”. Böylesine ac›mas›zca bir sistemin içinde s›k›fl›p kal›yoruz. Dersane sahibi, bizim

Düzen kurulmufltur, stajyer ö¤rencinin üretti¤i mallar üzerinden patronlar ciddi kârlar elde eder. fians› olan ö¤rencilere de insaf gösterip belki asgari ücretin bir k›sm› kadar “harçl›k” verilir.

10

liseli k›v›lc›m

gelece¤imiz için yat›r›m yapmaz. Bizim baflar›l› olmam›z, dersanenin reklam›n›n yap›lmas›n›; bu da daha fazla ö¤renci yani daha fazla sermaye demektir. Hayat›n, sistemin ac›mas›zl›¤› derken, okul-dersane-ev üçgeninde s›k›fl›p kal›yoruz. Asl›nda bu üçgen, sermayenin etkisi alt›nda dörtgen, beflgen, alt›gen olup her köfleden bizi s›k›flt›rmaya girifliyor. Ulafl›m pahal›l›¤›, yetersiz ve sa¤l›ks›z beslenme, bar›nma sorunu...vb. birçok fley resmen bizi çileden ç›kart›yor. Hayat›m›z›n hangi köflesine bakarsak bakal›m sistem taraf›ndan sermayelefltirildi¤imizi görüyoruz. Art›k buna son vermeliyiz. Kapitalisti kapitalist yapan sömürüdür. Bu sistemde iflçiler ve emekçiler gibi -yani birço¤umuzun annesi ve babas› gibi- biz liseli ö¤renciler de onlarla birlikte sömürüye mahkum oluyoruz. Sömürüyü ortadan kald›rmak biz liseli gençli¤in de amac›d›r ve bu mücadelede en ön safta yer almal›y›z.


bİRCAN-istanbul

aral›k 2009

AÇILIM, AÇILAMAZKEN...

Devlet, liselerde yürüttü¤ü politikalarla farkl› halklardan arkadafllar›m›z›, kendi geçmifllerinden ve kültürlerinden yal›tmak ve tek tiplefltirmek istiyor. Bunun için milliyetçili¤i ve flovenizmi, özellikle Kürt ve Arap ö¤rencilerin üzerinde bir bask› unsuru olarak kullan›yor. Ya istedi¤im gibi ol, ya da hiç olma, diyor. Ya sev, ya terk et dayatmas›d›r bu.

D

üflüncelerimiz, yaflay›fl›m›z, geleneklerimiz düzene ters gitmeye görsün; hemen ülkeyi bölen insan durumuna düfleriz ya da düflürülürüz. Ama yapt›¤›m›z tek fley haklar›m›z› ve özgürlü¤ümüzü istemekten baflka neyden ibarettir ki… Bu ülkede insanlar daha demokratik ve özgür bir yaflama olan özlemlerini hayk›rd›klar›nda onlara kara çalmak ve yapt›klar›n› hiçlefltirmek, bunu yapmak isteyen kötü niyetli insanlar için hiç de zor olmam›flt›r. Kürt kardefllerimizin bunca y›l savaflarak, bu u¤urda canlar›n› vererek istedikleri de iyi bir hayat ve kendi dillerinde özgürce yaflamak de¤il midir? Oysa bu talep bugüne kadar en a¤›r fliddet yöntemleriyle susturuldu. Bunun dillendiriliflinde kullan›labilecek her türlü yol, egemenler taraf›ndan kapat›ld›. Lakin, istedi¤ini alma konusunda kararl› mücadele

edenler, bugün sorunun çözümüne iliflkin çeflitli yollar açmay› baflarabildiler. Bugün hükümetin bafl›nda olan AKP’nin dillendirdi¤i “aç›l›m” bunun bir f›rsat› olabilir. Ancak mevcut haliyle AKP yönetiminin yapmak istedi¤inin, Kürt sorununda de¤il onurlu bir bar›fl› sa¤layaca¤›n›, ülkede var olan kargafla ortam›n› yat›flt›raca¤›n› düflünenler büyük bir yan›lg›ya düflerler. Kürt sorununun nas›l çözülece¤i bellidir; Kürt halk›n›n istekleri göz önüne al›nmal›d›r. Ancak bu flekilde bar›fl sa¤lan›r. Her davam›zda birlikte direndi¤imiz, eylemlerde yan yana sloganlar att›¤›m›z Kürt halk›n›n bu hakl› mücadelelerinde her zaman yanlar›nday›z.

Liselerde fiovenizme Geçit Vermeyece¤iz! Bu süreçte çeflitli provokatif güçler arac›l›¤›yla bar›fl›n sa¤lanmas›na dair var olan ihtimallerin önü kesilmek istenebilir. Bunun baz› örnekleri liselerde de karfl›m›za ç›kabilir. Her gün ayn› s›n›fta, ayn› s›rada, bir arada farkl› halklardan arkadafllar›m›zla

bir arada yafl›yoruz. Devlet, liselerde yürüttü¤ü politikalarla farkl› halklardan arkadafllar›m›z›, kendi geçmifllerinden ve kültürlerinden yal›tmak ve tek tiplefltirmek istiyor. Bunun için milliyetçili¤i ve flovenizmi, özellikle Kürt ve Arap ö¤rencilerin üzerinde bir bask› unsuru olarak kullan›yor. Ya istedi¤im gibi ol, ya da hiç olma, diyor. Ya sev, ya terk et dayatmas›d›r bu.

Yaflamak Bir Orman Gibi Kardeflçesine... Kürt kardefllerimize karfl› önyarg›l› olan bir bölüm insan›n zihnindeki olumsuz düflünceleri yok etmek, yine biz gençlerin elindedir. Biz Liseli K›v›lc›m olarak, sistemin s›kça ihtiyaç duydu¤u milliyetçili¤in yükseltilmesine karfl›l›k, “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i!” slogan›n› daha yüksek hayk›raca¤›z. Naz›m Hikmet’in de dedi¤i gibi “Yaflamak bir a¤aç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeflçesine”. Bunu baflarabildi¤imiz zaman eflit, özgür, kardeflçe bir dünyay› kurmufl olaca¤›z.

Biz Liseli K›v›lc›m olarak, sistemin s›kça ihtiyaç duydu¤u milliyetçili¤in yükseltilmesine karfl›l›k, “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i!” slogan›n› daha yüksek hayk›raca¤›z.

liseli k›v›lc›m 11


L‹SEL‹ KIVILCIM'IN POL‹T‹K HATTINA DA‹R Liseli K›v›lc›m örgütleme faaliyetinin sonuçlar› olarak yerellerde ve bölgelerde inisiyatifleflmeler sa¤land›; ete kemi¤e bürünmüfl, sonu gelmez hamlelerde bulunan ve bu hamlelerin içinde kendine nefes bulmaya bafllayan, somutlaflan örgütlenme tarz›m›z›, örgüt biçimimizi ve örgütsel iflleyiflimizi belirli yerellerde ve bölgelerde alana tafl›d›k ve k›v›lc›m› çakt›k.

L

iseli K›v›lc›m, birçok bölgeden gelen liseli ve üniversiteli gençlerin 2008 ÖGD yaz kamp›ndaki sunumlar ve tart›flmalar sonucunda kendini liseli gençlik içinde var etmek için kollar›n› s›vad›. O günden bugüne kadarki dönemde, yapt›¤› devrimci faaliyetin hem liseli gençli¤in geneli, hem de Liseli K›v›lc›mc›lar üzerinde yans›malar› oldu. Liseli K›v›lc›m örgütleme faaliyetinin sonuçlar› olarak yerellerde ve bölgelerde inisiyatifleflmeler sa¤land›; ete kemi¤e bürünmüfl ad›m ad›m omurgas›n› sa¤lamlaflt›ran sonu gelmez hamlelerde bulunan ve bu hamlelerin içinde kendine nefes bulmaya bafllayan, somutlaflan örgütlenme tarz›m›z›, örgüt biçimimizi ve örgütsel iflleyiflimizi belirli yerellerde ve bölgelerde alana tafl›d›k ve k›v›lc›m› çakt›k.

Sonuç olarak, Liseli K›v›lc›m'›n örgütlenme hatt›n› yavafl yavafl kurduk ve halen kurmaya devam ediyoruz. Örgütlenme hatt›m›z› kurarken, bilinçli -bilinçsiz, mücadelemizin ana eksenini oluflturan sisteme karfl› savafl açan engelleri y›kan, liseli gençli¤i devrimci saflara ça¤›ran politik hatt›m›z› da kendi içimizde oluflturuyoruz. Örgütlenme ve politik hatt›n et ve t›rnak gibi iç içe girmifl ve birbirinden ayr›lmayan, ayn› zamanda birbirini d›fllayan bir mekanizma içinde iflleyen bir hat oldu¤unun bilincindeyiz. Liseli K›v›lc›m olarak örgütlenme hatt›m›z› belirginlefltiren eylemler, kampanyalar, gazete, bildiri da¤›t›m›, e¤itim vb. farkl› mücadele tarz›n› ve arac›n› kullan›rken politik hatt›m›z› da somutlaflt›rarak kurmal›y›z ve

Liseli K›v›lc›m, kapitalizmin liseli gençli¤in özgürlük alanlar›n› bo¤azlamaya çal›fl›lmakta ve gençli¤in önüne anti-demokratik engeller koymakta oldu¤unu görerek, liseli gençli¤in özgürlük mücadelesini sisteme karfl› y›k›c› ve hak al›c› sald›r›lar düzenlemeye yöneltmeyi hedefler.

12

liseli k›v›lc›m

yap›m›z›n omurgas›n› ad›m ad›m sa¤lamlaflt›rmal›y›z.

Eflit, Paras›z, Bilimsel, Anadilde E¤itim ‹çin... 1970'lerde kapitalizm, içine girdi¤i krizi çözmek için bar›nma, e¤itim ve sa¤l›k gibi kamusal alanlar› tasfiye ederek neo-liberal politikalarla bu alanlar› sermayenin metas› haline getirmifltir. Özel okullar, dershaneler, siteler, villalar, özel sa¤l›k merkezleri paras› olan için bulunmaz hint kumafl› haline sokuldu. Sözde e¤itimin niteliklefltirmek için devlet birçok kamusal alanda cebimizde gezen bir el gibi durmandan çald›. Tanka, tüfe¤e, bombaya, silaha, operasyonlara ayr›lan bütçe e¤itime, sa¤l›¤a, bar›nmaya ayr›lan bütçenin yan›nda gökdelenlerin yan›ndaki gecekondular gibi b›rak›ld›. Ve bununla beraber, ülkede 12 Eylül darbesini yapan faflist devletin gelifltirdi¤i politikalar›n hepsi, dünyan›n birçok bölgesinde yürütülen emperyalizme karfl›


aral›k 2009 sosyalizm mücadelesinin Türkiye'deki aya¤›n› k›rmak ve sermayenin neo-liberal politik hamlelerinin önünü açmakt›r. Ve bu politikalar›n sonucu olarak, e¤itim Türk-‹slam sentezli bir havaya sokulmufltur. Di¤er ulustan, di¤er mezhepten olan bütün unsurlar yok say›lm›flt›r. Liseli gençlik tek tiplefltirilmifl, anadili yasaklanm›fl, meslek liseleri patronlara uzman iflçi üretmeye tabi k›l›nm›fl; e¤itim, bilimsellikten uzak bireysel bir özne haline sokulmufl; gençlik çeteleflmeye, yozlaflmaya, uyuflturucuya ba¤›ml› k›l›nm›flt›r. Ve bunlar›n yan›nda ÖSS denen s›nav, s›n›fsal bir eleme s›nav› olarak önümüze koyulmufl ve yaflam›m›z›n üzerinde bir kara bulut haline getirilmifltir. Bu politikalar› hayata geçirmek için devlet, Türkiye'deki sosyalizm mücadelesi veren emekçi ve yoksul halk›n demokrasi ve özgürlük hamlelerini cezaevleri, iflkenceler, idamlar, bombalar ve faili meçhullerle önünü kesmifl, bo¤azlam›flt›r. Özgürlük bayra¤›n›n dikildi¤i her mevziye tanklarla tüfeklerle sald›r›lar düzenlenmifltir.

Liseliler, Eyleme, Mücedeleye, Örgütlenmeye! Tüm bu nedenlerden ötürü, Liseli K›v›lc›m, kapitalizmin liseli gençli¤in özgürlük alanlar›n› bo¤azlamaya çal›fl›lmakta ve gençli¤in önüne anti-demokratik engeller koymakta oldu¤unu görerek, liseli gençli¤in özgürlük mücadelesini sisteme karfl› y›k›c› ve hak al›c› sald›r›lar düzenlemeye yöneltmeyi hedefler. Liseli K›v›lc›m, gençli¤i tek

tiplefltiren, anadili yasaklanan, uzman iflçiler haline sokulan, bilimi e¤itim d›fl›nda tutan, bireysellefltiren, yozlaflt›ran ve ÖSS'yi bafl›m›za bela eden, daha 17 yafl›ndaki gençleri idam eden, bombalayan, katleden bu sistemi temelden reddeder ve bu sistemi, gençli¤e dayatan neo-liberal politikalara karfl› okulda, s›rada, sokakta, da¤da nefes ald›¤› her yerde, liseli gençli¤i Liseli K›v›lc›m saflar›na ça¤›r›r.

Liseli K›v›lc›m olarak örgütlenme hatt›m›z› belirginlefltiren eylemler, kampanyalar, gazete, bildiri da¤›t›m›, e¤itim vb. farkl› mücadele tarz›n› ve arac›n› kullan›rken politik hatt›m›z› da somutlaflt›rarak kurmal›y›z ve yap›m›z›n omurgas›n› ad›m ad›m sa¤lamlaflt›rmal›y›z.

liseli k›v›lc›m 13


aral›k 2009

L‹SELERDE ÖRGÜTLÜ OLMAK sERCAN-istanbul

Türkiye'de örgütlü olmak ne demektir? Neden örgütlenmeliyiz? Liseli gençler için örgütlenmenin gereklili¤i neden çok önemlidir? Örgütlenme üzerine bu sorular› daha da art›rabiliriz; peki ya cevaplar›... Sermayenin Gücü, Örgütlülü¤ü Sermaye, sadece birikmifl para anlam›na gelmemektedir. ‹nsanl›¤› dört bir taraf›ndan sarm›fl, devasa bir mekanizmad›r. O kadar büyüktür ki bu mekanizma, insanl›¤› sadece somut olaylar halinde de¤il; soyut olarak da, gerek düflüncelerimiz, gerekse duygular›m›za var›ncaya kadar kontrol alt›na alm›fl ve s›n›rland›rm›flt›r. Peki sermaye kimdir? Sermaye bizzat patron, banka ve bundan öte iflçi s›n›f›n›n içinde bulundu¤u derin mekanizmad›r. Yani kapitalizmi oluflturan zümre ve s›n›flard›r. Sermaye, dedi¤imiz fleyin oluflumunda en büyük rol üretenlerindir. Üretenler ise, dünya nüfusunun büyük bir k›sm›n› oluflturmaktad›r; bunlar iflçilerdir. Ve iflçileri elinde bulundurup

14

liseli k›v›lc›m

kendi ç›karlar› için kullananlara ise, burjuva s›n›f› denir. Bunlar içinde banka mensuplar›, patronlar vs. bulunur. Bunlar toplumun çok ama çok küçük bir k›sm›n› oluflturmaktad›r. Sürekli ve amans›z bir çat›flma içerisindedir bu iki s›n›f. Para, dedi¤imiz metan›n düflüncelerimize ve davran›fllar›m›za etkisi ortadad›r. Buradan yola ç›karsak, sermayenin bizim üzerimizdeki etkisi ve gücünün ne kadar ürkütücü oldu¤unu kavrayabiliriz. Peki paray›, dolay›s›yla, sermayeyi bu kadar güçlü ve önemli hale getiren nedir? Biz iflçi ve emekçiler, gerek bilinçli olarak, gerekse bilinçsiz sürekli bir özgürleflme çabas› harcar›z ve sermaye dedi¤imiz hegemonyan›n kollar›ndan kurtulmaya çal›fl›r›z. Bu bazen zam isteyerek, bazen az çal›flmak isteyerek, bazen iyi e¤itim flartlar›, sa¤l›k flartlar› ve daha birçok yaflam›

insanca k›lacak ihtiyaçlar› isteriz. Peki, sadece isteyerek kim özgürlü¤üne kavuflturulabilir? Üstelik tek bafl›na bunu sa¤laman›n yolu var m›? Asl›nda bunlar›n cevab› ortada. Sistem gücünü bu örgütlü duruflundan almaktad›r. Bizim de bir araya gelerek direnmemiz gerekiyor.

Örgütlenmek Liseliler ‹çin ‹htiyaç ‹flte sistemin bu denli sa¤lam iflliyor ve bizlere sald›r›yor olmas›na verilecek yegane cevap örgütlü durufltur. Ancak örgütlü olarak bu sistemin karfl›s›nda durabiliriz. Örgütlenmek, bütün bu durumun fark›nda olduktan sonra yapaca¤›m›z fleylerin bafl›nda gelir. Durum çok aç›kt›r. Biz iflçi ve emekçi s›n›f›n›n mensuplar› veya onlar›n yerine geçecek olan ayn› hayat›, ayn› esareti yaflayacak ve


aral›k 2009

Gördü¤ümüz gibi, biz ö¤renciler üzerimizde kurulu bu mekanizmay› y›kmak için, özgür bireyler olabilmek ve tarihin ak›fl›na katk›da bulunabilmek için, zincirlerimizi k›rmal›; bize karfl› amans›z sald›r› içinde olan vahfli kapitalist sistemi, örgütlenmek flart›yla y›kmal›y›z. afla¤› yukar› ayn› flekilde ölecek olan iflçi ve emekçi çocuklar›, yani bir süre sonraki iflçi ve emekçileriz. ‹çinde bulundu¤umuz yafl gere¤i en çok sordu¤umuz, sorgulad›¤›m›z ça¤larday›z. Bildi¤imiz gibi ergen bir birey olmaya yak›n oldu¤umuz en önemli dönem lise y›llar›d›r. Sorunlar›m›za tam tan› koyabildi¤imiz, kolektif olabilmeyi ve toplumsal olarak hareket etmeyi daha çok ö¤rendi¤imiz yafllard›r lise y›llar›. Bu dönem, ayn› zamanda devletin, sistemin, sermayenin biz ö¤rencileri bask› alt›na almaya, denetlemeye açl›flt›¤› dönemlerdir. Bizler, gençlik coflkusuyla otomatik olarak, bunu reddetme iste¤i duyaca¤›z. ‹flte tam da bu noktada, bak›n devlet ya da ser-

maye neler yapacak? Öncelikle okullarda bask›y› daha da art›racak; kurallar› daha çok dayatacak ve bizleri tek tip kiflilikler haline getirmek için u¤raflacak. Kurallar dayatacaklar ve kurallar›n› korumak ve iflletmek için muhaf›zlar›n› da yaratacaklar. Örne¤in okul içinde polis, fliddet uygulay›c› e¤itim görevlileri, disiplin cezalar›... Ne yapaca¤›z? Ne yapabiliriz ki? Bu sorular›n cevab› gayet basit ve aç›k. Evet örgütlenmeliyiz. Tek güç olmal›y›z. Gördü¤ümüz gibi, biz ö¤renciler üzerimizde kurulu bu mekanizmay› y›kmak için, özgür bireyler olabilmek ve tarihin ak›fl›na katk›da bulunabilmek için, zincirlerimizi k›rmal›; bize karfl› amans›z sald›r› içinde olan vahfli kapitalist sistemi, örgütlenmek flart›yla y›kmal›y›z.

fiairin dedi¤i gibi: “Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak; Nas›l ç›kar karanl›klar ayd›nl›¤a” (Naz›m Hikmet)

Kurallar dayatacaklar ve kurallar›n› korumak ve iflletmek için muhaf›zlar›n› da yaratacaklar. Örne¤in okul içinde polis, fliddet uygulay›c› e¤itim görevlileri, disiplin cezalar›... Ne yapaca¤›z? Ne yapabiliriz ki? Bu sorular›n cevab› gayet basit ve aç›k. Evet örgütlenmeliyiz. Tek güç olmal›y›z.

liseli k›v›lc›m 15


aSUMAN-istanbul

aral›k 2009

Y A fifiAA M I N I D E V R ‹ M E A D A M I fi B ‹ R Ö N D E R :

DR. H‹KMET KIVILCIMLI Doktor Hikmet K›v›lc›ml›, yaflam›n› sosyalist mücadeleye adam›fl, bunun 22,5 y›l›n› hapiste geçirmifl, onlarca kez gözalt›na al›n›p iflkencelere direnmifl, örgütlü mücadelede kararl›l›¤›n simgesi olmufl bir devrimci önderdir.

D

evrimci önderlerimizin hepsini birbirinden ay›ran, onlar› daha belirgin k›lan belli bafll› özellikleri vard›r. Hikmet K›v›lc›ml›’n›n bu özgün yönlerini vurgulamak, onun Türkiye Devrimci Hareketi tarihindeki yerini ve önemini daha iyi kavramam›z› sa¤layacakt›r.

Teori ve Prati¤in Bütünlü¤ü Hikmet K›v›lc›ml›, 1902 y›l›nda Osmanl› Makedonyas›’nda (Prifltine’de), dünyan›n Balkan Savafllar›, 1. Dünya Savafl›, Ekim Devrimi olaylar›yla çalkaland›¤› bir zamanda dünyaya geldi. ‹stanbul’da Vefa Lisesi’nde okuyan K›v›lc›ml›, sosyalist mücadeleyle ‹stanbul T›p Fakültesi’ndeki ö¤renim y›llar›nda tan›flt›. 1925’de henüz 23 yafl›ndayken, TKP’nin 2. Kongresi’nde merkez komite üyesi seçildi ve gençlik sorumlusu oldu. fieyh Sait ‹syan› nedeniyle ç›kar›lan “Takrir-i Sükûn Yasas›”

16

liseli k›v›lc›m

nedeniyle, K›v›lc›ml› da tutukland› ve 10 y›l kürek cezas› ald›. 1927 y›l› sonlar›nda genel sekreter Vedat Nedim Tör ve dönek Kemalistlerin TKP arflivini polise teslim etmeleri sonucu, di¤er parti üyeleriyle birlikte tutukland›. 1929 May›s ay›nda ç›kan olaylar sonucunda aranmaya bafllayan K›v›lc›ml›, ‹stanbul’da yakaland› ve 4,5 y›l hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Bu davada yarg›lan›rken savc›ya “4 y›l k›z›l bir profesör olmak için yeterli bir zamand›r” demiflti. Lenin’in ç›kartt›¤› Iskra (K›v›lc›m) dergisinin ismini kendine soyad› kabul eden K›v›lc›ml›, 1935 y›l›nda, Marksizm Bibliyote¤i ve Emekçiler Kütüphanesi’ni kurdu. Bu dönemde çeviriler yapt›, kitaplar yazd› ve gençlerin Marksizm ile tan›flmas›na arac›l›k etti. Eserlerinin yay›nlanmas›yla birlikte bask›lar durmad›. 1938 y›l›nda Donanma Davas›’ndan tekrar tutuklanan K›v›lc›ml› için, hakk›nda delil olmad›¤› söylendi¤inde, savc› flunu söylemifltir: “Biz Dr. Hikmet için delil arayacak kadar saf de¤iliz!”. K›v›lc›ml›’ya 15 y›l

hapis cezas› verilir. Ard›ndan 1954’te Vatan Partisi’ni kurdu. Vatan Partisi 1957’de seçimlere kat›ld› ve ‹stanbul’da 10-15 yerde mitingler düzenledi. ‹lgi uyand›ran seçim mitinglerinden rahats›z olan Menderes Hükümetinin emri üzerine parti kapat›ld›. Parti yöneticileri, iflkenceye maruz kald› ve tutukland›. K›v›lc›ml›, 1965’de Tarihsel Maddecilik Yay›nlar›’n› kurmufltur Yine, 19 May›s 1968’de ‹flsizlik ve Pahal›l›kla Savafl Derne¤i (‹PSD) kurulmas›na öncülük etmifltir.1971 muht›ras›na kadar ‹PSD mücadeleyi sürdürmüfltür. Bu dönemde, s›k›yönetim mahkemesince, K›v›lc›ml› hakk›nda idam istemiyle dava aç›ld›. Ölümüne kadar yazmay› sürdüren K›v›lc›ml›’ya yap›lan üçüncü ameliyat da fayda etmedi ve Türkiye Sosyalist Hareketinin önemli düflünce ve eylem adamlar›ndan Hikmet K›v›lc›ml›, kanser hastal›¤›ndan kurtulamayarak 11 Ekim 1971’de Belgrad’da öldü.


aral›k 2009

Direniflfliin ve Kararl›l›¤›n Simgesi K›sa biyografisinden de görebilece¤imiz gibi, K›v›lc›ml›, 69 y›ll›k ömrünü büyük bir h›z ve üretkenlik içerisinde geçirmifltir. K›v›lc›ml›’n›n yaflam›, adeta Deniz Gezmifl’in son mektubunda ifade etti¤i: “Önemli olan çok yaflamak de¤il; yaflad›¤› süre içinde, fazla fleyler yapabilmektir.” cümlesinin somut bir örne¤idir. Dr. Hikmet K›v›lc›ml›, yaflam›n› sosyalist mücadeleye adam›fl, bunun 22,5 y›l›n› hapiste geçirmifl, onlarca kez gözalt›na al›n›p iflkencelere direnmifl, örgütlü mücadelenin ve kararl›l›¤›n simgesi olmufl bir devrimci önderdir. Türkiye sosyalist hareketinde en uzun hapis yatan militanlardan biridir. Hapiste kald›¤› süre boyunca yazm›fl, üretmifl ve bu flekilde tutuklu kald›¤› y›llar› yine Türkiye komünist hareketine katk›da bulunarak geçirmifltir. Dr. Hikmet K›v›lc›ml›, siyasal yaflam›n›n pratik yan›nda oldu¤u kadar, teorik yan›nda da, ard›nda devrimci bir miras b›rakm›flt›r. K›v›lc›ml›’n›n çal›flmalar›ndaki derinlik ve ürettiklerinin gerçek yaflamla olan ba¤›, biz genç

devrimcilere örnek al›nmas› gerekli bir çal›flma ve okuma azmini ifade eder. Ayr›ca bu çal›flmalar, insan›n ömrünün sonuna kadar vazgeçmeden, yorulmadan mücadele içinde kalmas›n›n güzel bir örne¤ini sunar. Diyalektikten emperyalizme, Osmanl› tarihinden 27 May›s’a kadar çok genifl alanlarda yazm›flt›r. Arkas›nda önemli bir yaz›l› birikim b›rakm›flt›r. Türkiye ‹flçi S›n›f›n›n Sosyal Varl›¤›, Emperyalizm: Geberen Kapitalizm, Marks-Engels Hayatlar›, Tarih, Devlet, Sosyalizm, Oportünizm Nedir?, Halk Savafl›n›n Planlar›, Devrim Zortlamas›, Yol Serisi isimlerini tafl›yan kitaplar, yazd›klar›n›n sadece bir k›sm›d›r. Bu üretkenli¤inin yan› s›ra asla pratikten ödün vermemifl bir eylemci militand›r.

K›v›lc›ml› Yafl›yor, Gençlik Savafl›yor! Türkiye sosyalist hareketinin en özgün ve üretken önderlerinden biri olan Dr. Hikmet K›v›lc›ml›,

Dr. Hikmet K›v›lc›ml›, siyasal yaflam›n›n pratik yan›nda oldu¤u kadar teorik yan›nda da, ard›nda devrimci bir miras b›rakm›flt›r. K›v›lc›ml›’n›n çal›flmalar›ndaki derinlik ve ürettiklerinin gerçek yaflamla olan ba¤›, biz genç devrimcilere örnek al›nmas› gerekli bir çal›flma ve okuma azmini ifade eder. Ayr›ca bu çal›flmalar, insan›n ömrünün sonuna kadar vazgeçmeden, yorulmadan mücadele içinde kalmas›n›n güzel bir örne¤ini sunar.

örgütlü mücadele kararl›l›¤› ile bugün de sosyalizm mücadelesine ›fl›k tutmaya devam etmektedir. Biz de, elbette onun tuttu¤u meflaleyi tafl›maya devam edece¤iz. Bunun için “KIVILCIM”› çakmay› sürdürüyoruz.

liseli k›v›lc›m 17


oNUR-adana

aral›k 2009

GRUP KIVILCIM: D‹REN‹fi SENFON‹S‹

Kapitalizmde sanat› sermaye ile yapars›n, sanat›n› sermayenin seçti¤i kurallara göre yapars›n. Biz buna uymayaca¤›z! Biz kapitalizmin oyunlar›na gelmeyece¤iz, sermayenin sanat›m›za mermi gibi s›kt›¤› paraya kendimizi köle etmeyce¤iz. Biz sanat›m›z› liseliler için, gençlik için k›sacas› halk›m›z için yapaca¤›z!!!

G

rup K›v›lc›m, gençlere dayat›lan yozlaflmaya, arabeske ve popüler kültüre karfl› müzikal bir isyan›n k›v›lc›m›d›r. Grup K›v›lc›m, Adana Liseli K›v›lc›m'›n oluflturdu¤u müzik grubudur. Bünyesinde ilkleri bar›nd›ran Grup K›v›lc›m, Türkiye çap›nda ilk örgütlü liseli müzik grubudur.

Nas›l Bir Müzik? ‹çinde etnik kökenlerin müzi¤ini bar›nd›ran özgün ve halk müzi¤ini kapsayan ezgiler dillendirilecektir. Yapaca¤› müzik ile liselerde çeteleflmeye, tek tiplefltirilmeye, cinsiyetçi, anti-demokratik e¤itime dur demeyi hedefleyen Grup K›v›lc›m, okullarda ve alanlarda demokratik, eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim fliar›n›

melodilefltirerek hayk›racakt›r. Grupta çal›nan enstrümanlar: çello, klavye, gitar, ba¤lama, flüt, perküsyon, darbuka, bateri, bendir ve davuldur.

Neden Grup K›v›lc›m? Müzik eski ça¤lardan beri, ta ki s›n›f savafllar›na kadar, insanlar aras›nda e¤lence mekanizmas› olarak kullan›l›yordu. Ancak kapitalizmin geliflmesiyle, bu yerini tamamen ticarete, paraya dönüfltürdü. Kapitalizmle ortaya ç›kan her s›n›f, kendi tarz›n› benimseyip, ona göre müzik dinleyip onu yaflamlar›na uyarlad›lar. Kültürler, var olabilmek için kendilerini popülist kültürle ba¤daflt›rd›. Günümüzde Müslüm deyince akla jilet, Tarkan deyince de dans

Kapitalizmin geliflmedi¤i zamanda, insanlar kendi yeteneklerine göre müzik aleti çal›yorlard›. fiimdi ise, köylüsün paran yok kaval çalars›n, zenginsin paran var piyano çalars›n.

18

liseli k›v›lc›m

geliyorsa bunlar›n temel nedeni; 1-) Kapitalizmin her fleyi ticarete dönüfltürmesi, 2-) Popülist kültürün ortaya ç›kmas›d›r. Bu uçurumun ortadan kalkmas› tabii ki de zordur. Çünkü zengin ile fakir aras›ndaki fark, uçurum yarat›yor ve bu durum da, bu fark›n getirdi¤i bir fleydir. Buna örnek verecek olursak, kapitalizmin geliflmedi¤i zamanda, insanlar kendi yeteneklerine göre müzik aleti çal›yorlard›. fiimdi ise, köylüsün paran yok kaval çalars›n, zenginsin paran var piyano çalars›n. Anlafl›lmas› gereken en önemli nokta, kapitalizmde sanat› sermaye ile yapars›n, sanat›n› sermayenin seçti¤i kurallara göre yapars›n. Biz buna uymayaca¤›z! Biz kapitalizmin oyunlar›na geelmeyce¤iz, sermayenin sanat›m›za mermi gibi s›kt›¤› paraya kendimizi köle etmeyece¤iz. Biz sanat›m›z› liseliler için, gençlik için k›sacas› halk›m›z için yapaca¤›z!!!


aral›k 2009

NÜKLEER ÖLDÜRÜR! ‹ N S A N C A Y A fifiAA M A K ‹ST‹YORUZ!

S

ürekli ülkelerin birbiri ile rekabet eden bir sistemin içerisindeyiz. Bu rekabet sonucu ortaya ç›kan olaylar insanl›¤› tehdit etmektedir. Buna örnek verecek olursak: 6 A¤ustos 1945'te Amerika'n›n Japonya'ya atom bombas› atmas›. Bu olaya flahit olanlar orada o anda buharlaflan masum bedenler. Hiroflima bat› Japonya'n›n Çugoku bölgesinde bulunan bir flehir. Dünya tarihine nükleer sald›r›ya maruz kalan ilk flehir olarak geçmifltir. Japonya'ya at›lan atom bombas› ve ard›ndaki kay›plar asl›nda nükleer silahlanman›n ne kadar kötü bir fley oldu¤unu tüm ç›plakl›¤›yla ortaya koyuyor. Daha fazla rant elde edebilmek için kurulan nükleer santraller bir çok olumsuzluklarla karfl›m›za ç›kmaktad›r. Örnek verecek olursak nükleer santralde s›z›nt›

mÜGE-adana

Daha fazla rant elde edebilmek için kurulan nükleer santraller bir çok olumsuzluklarla karfl›m›za ç›kmaktad›r. Nükleer santralde en küçük bir s›z›nt› oluflmas› genifl çevredeki birçok canl›lar›n yaflam›na mal olabilir...

oluflmas› demek, çok genifl bir bölgedeki tüm canl›lar›n radyoaktif serpintiye maruz kalmas›, insanlar›n ölmesi, ölümcül hastal›klara yakalanmalar›, ekosistemlerin yok olmas› anlam›na gelir. Teknolojide ve denetimde en geliflmifl olan ülkeler de bile s›k s›k nükleer kazalar, s›z›nt›lar meydana gelmektedir. Üstelik Türkiye bir deprem ülkesidir. En s›k bulunan tip olan bir hafif su reaktöründe yaflanabilecek herhangi bir kaza, Çernobil'de a盤a ç›kan›n çok üzerinde, bir atom bombas›n›n ise 1000 kat üzerinde radyoaktif madde a盤a ç›karacak potansiyele sahiptir. ‹nsanl›¤› bu kadar tehdit eden nükleer santrallere karfl› sunabilece¤imiz çeflitli alternatifler vard›r. Dünyada enerji ihtiyac›na cevap verebilmek için rüzgar ve günefl enerjisinden yararlanmak ekonomik ve ekolojik aç›dan

önemsenmesi gereken unsurlard›r. Özellikle tüm dünyay› etkileyen ve olumsuz etkileri günümüze kadar süren Çernobil gibi bir faciay› bile bile Akkuyu'da, Sinop'ta, Bergama'da, Pazarc›k'ta ve Türkiye'nin birçok yerinde nükleer santral kurulmas› için birçok giriflimde bulunulmufltu. Nükleer santraller kurma girifliminde bulunulan Türkiye'de hem rüzgar ve hem de günefl enerjisi üretmek için oldukça elveriflli bir co¤rafi konumdad›r Yani buda demek oluyor ki bu kadar do¤al kaynak varken yeni bir enerji politikas› üzerinde düflünmek yersiz. Her ne kadar liselilerin e¤itim gördü¤ü kitaplarda ekolojik aç›dan bir bilinç verilmese de Liseli K›v›lc›m ekoloji konusunda duyars›z kalmayacak yaflam›n her alan›nda mücadeleyi sürdürecektir.

liseli k›v›lc›m 19


aral›k 2009

B‹R F‹LM: ‹ K ‹ D ‹ L , B ‹ R B A V U L Çözümün olmazsa olmaz›, bu çocuklar›n kendi anadillerinde e¤itim görmeleridir. Aksi takdirde bu adaletsizli¤i ve çat›flma ortam›n› çözmek mümkün de¤ildir.

Ö

nemli bir süreçten geçiyoruz. Toplumsal demokrasi talebiyle, emekçiler, yoksullar, ezilen Kürt halk›, kad›nlar, gençler, 85 y›ll›k mevcut bask› rejimini sorguluyor. Demokratik aç›l›m ad›yla Cumhuriyet'in tabu sayd›¤› kimi noktalar üzerinde, egemenler aras›nda tart›flmalar yürütülüyor. “Tek dil, tek kültür” anlay›fl›, “kültür mozayi¤i”ne karfl› “mermer”ci zihniyet, kitlelerin demokrasi talebinin zorlamas›yla geri ad›m atmak zorunda kal›yor. Türkçe d›fl›ndaki dillere getirlen yasaklar kalkarken, esas yok say›lmak istenen Kürtçe için k›smi yasal de¤ifliklikler yap›l›yor. Devlet, Kürtçe televizyon kanal› açarken ve üniversitelerde “Yaflayan Diller Enstitüsü” yahut Kürt Dili Bölümlerini açmay› tart›fl›rken, her zaman oldu¤u gibi esas çözümün çok uza¤›ndad›r. Bize göre, co¤rafyam›zda yaflayan tüm halklar›n anadillerinde e¤itim görme hakk›n›n tan›nmas› ve bunun hayata geçirilmesi önündeki her türlü engelin kald›r›lmas› gerekir. Anadilde e¤itim sorunu, e¤itim sistemi içinde çözülmeyi bekleyen en önemli meselelerden biridir. Bizler de liselerde anadilde

e¤itim mücadelesi içinde yer al›yoruz. Böyle bir dönemde bu filmi bizlerle paylaflt›n›z, Liseli K›v›lc›m olarak size çok teflekkür ediyoruz. Öncelikle, filmin ismini merak ediyoruz; ismi neden “‹ki Dil Bir Bavul”? fiimdi, ö¤retmen elinde bir bavulla, kendi ülkesinde bir köye gidiyor ve bir bak›yor ki köyde baflka bir dil konufluluyor. Bu aç›dan düz bir anlam› var. Di¤er taraftan bavul, ülkeyi temsil ediyor. fiimdiye kadar “tek bavul, tek dil” olarak ifade edilen gerçek, art›k gizlenemez hale geldi. Bu bavulda birçok dil var ve ‹ki Dil Bir Bavul da bu dillerden ikisini ele al›yor. Sizi bu filmi çekmeye yönelten etkenlerden bahseder misiniz biraz? Filmin ilk fikri 2003 y›l›nda ortaya ç›kt›. Fikir aflamas›ndan itibaren tart›flt›¤›m›z fley fluydu: bugün çok büyük boyutlara ulaflan Kürt sorunu asl›nda bu s›n›f›n içinde bafll›yor. Ö¤retmen çocuklar›, çocuklar da

Bizim sinemaya yaklafl›m›m›z Y›lmaz Güney'inkine yak›n. Onun yapt›¤› gibi, ülke sorunlar›n› ele alan, insana yaklaflan, onu anlamaya çabalayan filmler yapmak için çabal›yoruz. Burada mühim olan hayattaki duruflunuzun yapt›¤›n›z filmlerle örtüflmesi.

20

liseli k›v›lc›m

ö¤retmeni anlam›yorlar. Sonras›nda bu iletiflimsizlik hali büyük önyarg›lara ve çat›flmalara neden oluyor. ‹stedik ki sorunun bafllad›¤› yere bir ayna tutal›m. Amac›m›z hem çocuklar›n, hem de ö¤retmenlerin bu sistemin kurbanlar› oldu¤una vurgu yapmakt›. 86 y›ld›r tekrar eden bir saçmal›k var ve bu sistemin art›k de¤iflmesi gerekiyor. Anadilde e¤itim göremeyen ö¤renciler, ortaokul ve lise ça¤lar›nda çeflitli sorunlarla karfl›laflabiliyor. Mesela dersi anlamada zorlan›yor, ö¤retmenlerle ya da arkadafllar›yla kurdu¤u iliflkilerde problem yafl›yor, ifade güçlü¤ü çekiyor ve en nihayetinde baflar›s›z olabiliyor. Siz de filmde bu sorunlara yer veriyorsunuz. Peki senaryonun yaz›m› ve filmin yap›m aflamalar›nda, çözüme dair flekillenen somut önerileriniz oldu mu? Çözüm için ne yapmal› sizce? Çözümün olmazsa olmaz›, bu çocuklar›n kendi anadillerinde e¤itim görmeleridir. Aksi takdirde bu adaletsizli¤i ve çat›flma ortam›n› çözmek mümkün de¤ildir. Devlet ‹statistik Kurumu'nun verilerine göre anadili Türkçe olmayan çocuklar›n %46's› ilkokul mezunu olam›yorlar, çok büyük bir adaletsizlik var ortada. Bu


aral›k 2009

Ö¤retmen elinde bir bavulla, kendi ülkesinde bir köye gidiyor ve bir bak›yor ki köyde baflka bir dil konufluluyor. Bu aç›dan düz bir anlam› var. Di¤er taraftan bavul, ülkeyi temsil ediyor. fiimdiye mez hale geldi. Bu bavulda birçok dil var ve ‹ki Dil Bir Bavul da bu dillerden ikisini ele al›yor. çocuklar kendi anadillerinde e¤itim görseler, kendilerini daha rahat ifade edebilecekler, daha iyi bir e¤itim alabilecekler. Di¤er taraftan ö¤retmenler aç›s›ndan da durum vahim. Bat›da bir okulda 4 ayda ö¤retebilece¤iniz müfredat› burada 5 y›lda ancak verebiliyorsunuz. Müthifl bir emek sarfiyat›. ‹ki Dil Bir Bavul belgesel format›nda bir film... Çekim aflamas›nda neler yaflad›n›z? Ö¤retmen Emre'yle nas›l iletiflime geçtiniz, halk›n tepkileri nas›l oldu? Biz bafl›ndan beri belgesel çekiyoruz. Film çekerken de bizim için önemli olan insanlar›n bize inanmalar› ve güvenmeleri. Filmin konusunu Emre'ye anlatt›k ve o da sa¤olsun bize güvendi. Biz her fleyden önce iyi arkadaflt›k. Bu durum köylüler için de geçerli. Hiçbir zaman hemen kameray› kurup çekim yapm›yoruz, onlara uzun uzun yapaca¤›m›z ifli anlat›yor, onlarla zaman geçiriyoruz. Çocuklarla film çekmek nas›l bir duygu? Zorluklar› oldu mu? Çocuklarla bir zorluk yaflamad›k. Okulda onlar için önemli olan Emre ö¤retmendi. Sürekli onun gözünün

içine bakt›klar›ndan bizi yok sayd›lar. D›flar›da ise, bir süre kameraya bak›p daha sonra kendi ifllerine dönüyorlard›. ‹flin en güzel taraf› tüm o karakterlere duygusal olarak ba¤lanman›z, onlardan biri gibi olman›z. 6- Film festivallerden çok olumlu tepkiler ald›, Sinema Yazarlar› Derne¤i En ‹yi Film Ödülü, Y›lmaz Güney Özel Ödülü, En ‹yi Genç Yönetmen, Saraybosna'da EDN Talent, En ‹yi ‹lk Film Ödülü gibi… Bu kadar iyi bir girifl yapm›fl olmak bundan sonraki projelerinizi nas›l etkileyecek, hedefleriniz neler, s›rada yeni bir film haz›rl›¤› var m›? Tüm bu ödüller ad›n›z›n bilinir olmas›n› sa¤l›yor. Dolay›s›yla sonraki projelerde önünüzü aç›yor. Art›k kendinizi tan›tman›z, ispatlaman›z gerekmiyor. fiu anda senaryosu üzerinde çal›flt›¤›m›z bir projemiz var. 2010'da çekilecek. Bu memleketin temel dertlerine dair filmler yapmaya devam edece¤iz. ‹ki yönetmen bir film… Sineman›n sanattan ziyade endüstriyel bir karakter kazand›¤›, piyasa koflullar›na uyum sa¤lad›¤› ve alabildi¤ine rekabetçi ortam›n yarat›ld›¤› günümüzde, sizse kolektif bir üretimi baflard›n›z. Bu nas›l

oldu? Uzun y›llard›r beraberiz, birbirimizi çok iyi tamaml›yoruz. Hayata bak›fl›m›z ayn› olunca beraber çal›flmak çok kolay ve hatta olumlu oluyor. Birinin göremedi¤ini di¤eri tamaml›yor. Ço¤u zaman anlaflmak için bir bak›fl yeterli oluyor. Daha önce de Kürt meselesine de¤inen filmler yap›ld›. Büyük Adam Küçük Aflk buna benzer konudayd›. Kürt meselesi üzerinden yap›lan aç›l›ma nas›l bak›yorsunuz? Bu film bugün yürütülen “Aç›l›m” tart›flmalar›nda nereye oturuyor? Devlet bu ifli çözmeye karar vermifl durumda, aç›l›mdan umutluyuz. Bu süreç AKP'yi aflan daha temel bir yerden yürütülüyor. Film bu sürece tesadüfen denk geldi. Olumlu yan›, insanlar›n kafas› bu kadar kar›fl›kken, onlara konuya çok vicdani bir yerden yaklaflabilecekleri bir malzeme sunuyoruz. Olumsuz yan› ise, sanki süreç için film yap›yormufluz gibi alg›lanmas›. Son dönem alternatif sinema anlay›fl›yla çekilen tüm filmlerin yönetmenlerine bir Y›lmaz Güney yak›flt›rmas› yap›l›yor. Mahsun K›rm›z›gül bile burjuva bas›n taraf›ndan bu tart›flmada muhatap edildi. Siz bu meseleyi nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Bizim sinemaya yaklafl›m›m›z Y›lmaz Güney'inkine yak›n. Onun yapt›¤› gibi, ülke sorunlar›n› ele alan, insana yaklaflan, onu anlamaya çabalayan filmler yapmak için çabal›yoruz. Burada mühim olan hayattaki duruflunuzun yapt›¤›n›z filmlerle örtüflmesi.

liseli k›v›lc›m 21


oNUR-manisa

aral›k 2009

17 YAfiINDA, ‹DAM SEHPASINDA ERDAL EREN

Erdal Eren, idam edildi¤inde biz liselilerin yafl›ndayd›. 12 Eylül faflist cuntas›, onu yok etmek için kendi koydu¤u dâhil, tüm kurallar› ihlal etti. Bugün bize çocuk muamelesi yapanlar geçmiflten günümüze yapt›klar›yla ne kadar ikiyüzlü olduklar›n› göstermeye devam etmektedirler. Biz liseliler kendi tarihimize ve gelece¤imize sahip ç›karak, d›fl›na itilmeye zorland›¤›m›z devrimci de¤erleri yüceltmeli ve yaflatmay› sürdürmeliyiz.

S

adece Türkiye tarihine de¤il, dünya tarihine de kara bir leke olarak geçen 12 Eylül askeri cuntas› 13 Aral›k 1980 günü, 17 yafl›nda bir genci idam sehpas›na yollar. Oysa o genç, TC yasalar›na göre henüz çocuk yafl›ndad›r; daha yaflayacak hayalleri, umutlar› ve sevdalar› olan. Askeri cunta için bunlar›n hiçbirinin bir önemi yoktu. As›l önemli olan, kendi gerçeklefltirmek istedikleri amaçlar›yd› ve onu en h›zl› flekliyle hayata geçirdi. Erdal Eren, 25 Eylül 1964 y›l›nda fiebinkarahisar’da (Giresun) dünyaya geldi. 13 Aral›k 1980 y›l›nda, 12 Eylül faflist cuntas› taraf›ndan as›larak idam edildi.

12 Eylül Faflizmi Erdal Eren’i idam sehpas›na kadar götüren süreç, Yurtsever Devrimci Gençlik Derne¤i (YDGD) üyesi ODTÜ ö¤rencisi Sinan Suner’in, 30 Ocak 1980’de katledilmesiyle bafllad›. Ankara’n›n Yukar› Ayranc› semtinde yaz›lama yapan Sinan Suner, MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in korumas›

22

liseli k›v›lc›m

Süleyman Ezendemir’in kurflunlar›yla öldürüldü. Suner’i vurmakla yetinmeyen Ezendemir, arabaya ald›¤› Suner’i baflkent sokaklar›nda dolaflt›rd›; iflkence etti. Öldü¤üne emin olunca da hastane kap›s›na att› Suner’in cesedini. Olay›n duyulmas›n›n ard›ndan, 2 fiubat 1980’de, Sinan Suner’in öldürüldü¤ü yerde protesto gösterisi yap›ld›. Gösteriye müdahale eden askerlerle göstericiler aras›nda ç›kan çat›flmada er Zekeriya Önge ölürken, Erdal Eren’le birlikte 24 kifli gözalt›na al›nd›. Eren, Zekeriya Önge’yi öldürdü¤ü iddias›yla tutukland›.

“Asmayal›m da Besleyelim mi?” 2 fiubat’ta gözalt›na al›nan Erdal Eren, tarihin en h›zl› yarg›lamas›n›n ard›ndan, 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi. Henüz 17 yafl›ndayd› Erdal Eren. Ne yafl›na bak›ld›, ne avukatlar›n›n sundu¤u delil ve tan›klara. Dünyan›n dört bir taraf›nda idama karfl› tepkiler yükseldi, imzalar topland›. Ancak karar mahkeme öncesinde verildi¤inden, yarg›çlara sadece emri uygulamak düfltü.

Askeri Yarg›tay 3. Dairesi’nin, önce ‘delillerin noksanl›¤›’ nedeniyle esastan, ard›ndan da, idam›n müebbet hapse çevrilmesini gerektiren ‘TCK’n›n 59’uncu maddesinin uygulanmamas›’ nedeniyle usulden bozmas›na ra¤men, Daireler Kurulu iki karar› da reddetti. Red kararlar›yla yarg›laman›n yeniden yap›lmas›n›n yolu kapat›l›rken, Eren’in avukat› Nihat Toktay, karar›, ‘Yarg›tay içinde bitirildi’ diye de¤erlendirdi. Güvenlik Konseyi taraf›ndan onaylanan karar, dünya çap›nda yürütülen ‘‹dam› engelleyelim-Erdal Eren idam edilemez’ kampanyas›na ra¤men 13 Aral›k 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde infaz edilirken, faflist cuntan›n bafl› Kenan Evren’in, “Asmayal›m da besleyelim mi?”sözleri zihniyetlerini özetlemifl oldu.

Bitmedi Sürüyor O Kavga ve Sürecek... 12 Eylül askeri cuntas›, dönemin yükselen devrimci gençlik hareketinin intikam›n› Erdal Eren’den almak için hiç zaman kaybetmemifltir. 12 Eylül, sadece devrimcilere sald›rmam›flt›r; iflçilere,

F


aral›k 2009

Erdal Eren’in Son Mektubu

F

Sevgili annem, babam ve kardefllerim; Sizlere bugüne kadar pek sa¤l›kl› mektup yazamad›m. Ayr›ca konuflma olana¤›m›z ve görüflmemizde olmad›. Zaten d›flar›dayken de birbirimizi anlayacak flekilde konuflamad›k.(Bu konuda sizlere karfl› büyük oranda hatal› davrand›m. Ancak bunu size karfl› sayg› duymad›¤›m, bu nedenle böyle davrand›¤›m fleklinde yorumlamaman›z› dilerim) Bu nedenle sizlere anlataca¤›m, konuflaca¤›m çok fley var. Ancak olanak yok. Dü›üncelerimi bu mektupla anlatmaya çal›flaca¤›m. fiu anda ne durumda olaca¤›n›z› tahmin ediyorum. Ama çok aç›kl›kla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu iflin ölümle sonuçlanaca¤›n› çok iyi biliyorum. Buna ra›men korkuya, y›lg›nl›¤a, karamsarl›¤a kap›lm›yorum ve devrimci oldu¤um, mücadeleye kat›ld›¤›m için onur duyuyorum. Böyle düflünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inanc›mdan gelmektedir. ôlümden korkmad›››m› söylemem, ya›amak istemedi›im, yaflamaktan b›kt›¤›m ›eklinde anlafl›lmamal›. Elbette ki hayatta olmay› ve mücadele etmeyi arzular›m. Ancak karfl›ma ölüm ç›km›flsa, bundan korkmamam, cesaretle karfl›lamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza iflledi›im iddia edilen suçtan verilmedi. As›l amaçlanan böyle bir olayla gözda¤› vermek ve mücadeleyi engellemek

hedefine dayal›d›r. Bu nedenle sizinde bildi¤iniz gibi, kendi hukuk kurallar›n› çi¤neyerek bu cezay› verdiler. Cezaevinde yap›lan (Neler oldu¤unu ayr›nt›l› bir biçimde ö¤renirsiniz san›r›m) insanl›k d›fl› zulüm alt›nda inletildik. O kadar afla¤›l›k, o kadar canice fleyler gördüm ki, bugünlerde yaflamak bir iflkence haline geldi. ‹flte bu durumda ölüm korkulacak bir fley de¤il, fliddetle arzulanan bir olay, bir kurtulufl haline geldi. Böyle bir durumda insan›n intihar ederek yaflam›na son vermesi iflten bile de¤ildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahas›na olursa olsun yaflam›m› sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürülece¤imi bile bile. Sizlere bunlar› anlatmam›n nedeni yaflamaktan b›kt›¤›m yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramad›¤›m gibi yanl›fl bir düflünceye kap›lmaman›z içindir. Bütün bu yap›lanlar,bafl›mdan geçenler, kinimi binlerce kez daha artt›rd› ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inanc›m› yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir flekilde yürütmek ve yükseltmekten baflka amac›m yoktur. Mesele benim aç›mdan k›saca böyle. Ancak sizin aç›n›zdan daha farkl›, daha zor oldu¤unu biliyorum. Anne, baba ve evlat aras›ndaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat ac›s›n›n da sizin için ne derece etkili olaca¤›n› biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir

ayd›nlara, örgütlü tüm kesimlere ve en önemlisi fikirlere toptan bir sald›r›d›r. Tüm farkl›l›klar› ortadan kald›rarak, tek tip kiflilikler yaratmak için gerekli tüm hamleleri ad›m ad›m uygulam›fllard›r. Ancak ne devrimcileri, ne de devrimci fikirleri yok edememifllerdir. Erdal

Eren, idam edildi¤inde biz liselilerin yafl›ndayd›. 12 Eylül faflist cuntas›, onu yok etmek için kendi koydu¤u dâhil, tüm kurallar› ihlal etti. Bugün bize çocuk muamelesi yapanlar geçmiflten günümüze yapt›klar›yla ne kadar ikiyüzlü olduklar›n› göstermeye devam etmektedirler. Biz

kenara b›rakman›z› istiyorum. fiunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evlad›n›z var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaflamlar›n› yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlar›nda yaflayacaklar. Sizlerden istedi›im bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavall› ve çaresiz biriymifl gibi ard›mdan a¤laman›z beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursan›z, beni o kadar mutlu edersiniz. Hepinize özgür ve mutlu yaflam dilerim. Devrimci selamlar O¤lunuz Erdal

liseliler kendi tarihimize ve gelece¤imize sahip ç›karak, d›fl›na itilmeye zorland›¤›m›z devrimci de¤erleri yüceltmeli ve yaflatmay› sürdürmeliyiz.

liseli k›v›lc›m 23


DERS‹M MARAfi

CEYLAN ve U⁄UR

GAZ‹ MAHALLES‹

S‹VAS Yokufl Yol'a güllerin bedeninden dikenlerini teker teker kopar›rsan dikenleri kopard›¤›n yerler teker teker kanar

19 ARALIK CEZAEVLER‹

dikenleri kopard›¤›n yerleri bir bahar filân san›rsan Kürdistan'da ve Mufl-Tatvan yolunda bir yer kanar Mufl - Tatvan yolunda güllere ve devlete inan›rsan eflk›yalar kanar kötü donat›ml› askerler kanar sen bir yaz güzelisin, yapraklar›n ekfli, suda y›kan›rsan portakal incinir, tütün utan›r, incirler kanar bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usan›rsan padiflahlar ve Mufllar kanar, darülbedayiler kanar Mufl - Tatvan yolunda bir gün senin akflam›n ne ki orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar el ele gitti¤imiz bir yolda sen gitgide büyürsen benim içimde çok beklemifl, çok eski bir yer kanar Turgut Uyar

DEVLET fi‹DDET‹N‹ ve FAfi‹ST SALDIRILARI MAHKUM EDEL‹M!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.