ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2005-1
12
*Y›l:2 *31 Aral›k 2004-13 Ocak 2005 *Fiyat›: 750.000 TL-75 Kr ISSN:1303-9350
NE AB, NE ABD HALKLARIN DOSTUDUR
‹fiTE EMPERYAL‹ZM VE UfiAKLARI
2004-BERL‹N
2004-IRAK
YOK B‹RB‹RLER‹NDEN FARKLARI
19 Aral›k-TAKS‹M
Özellikle 11 Eylül’den sonra ezilen dünya halklar›n›n nezdinde çok daha büyük bir nefretle an›lmaya bafllam›flt›r ABD emperyalistleri. Ard›ndan Afganistan ve Irak’ta ekranlardan, gazetelerden yans›yan görüntüler ve karfl›s›ndaki direniflin gücü, anti-ABD’ci, anti-iflgalci bir dalga yaratm›flt›r. Bu dalga ABD’nin her hareketiyle daha da büyümektedir.
Baflta Irak’a sald›r›da ABD’ye destek vermeyen AB emperyalistleri ise gerçek amac›n›n Irak’ta-Ortado¤u’da daha fazla pay kapmak oldu¤unu, bunun sadece emperyalistler aras›ndaki bir ç›kar çat›flmas› oldu¤unu gizlemeye çal›flt›. Oysa Avrupa emperyalistlerinin de sömürüde, iflgalde, katliamda, ya¤mada ABD’den bir fark› yoktur. Ve özellikle bu iki örne¤i sü-
rekli halk›m›z›n gözüne sokmaya çal›flan; onlar›n “refah›ndan, demokrasisinden” bahseden ülkemiz uflaklar› da efendilerine hizmette kusur etmiyor. ABD’nin Irak’ta, Avrupa emperyalistlerinin Honduras’ta, Fildifli Sahilleri’nde uygulad›¤› “demokrasi”yi ülkemize ithal ediyor. Böylece birbirlerinden farkl› olmayanlar›n listesine dahil oluyor.
“HALA ÇI⁄LIKLARIMIZI ‹fi‹TM‹YOR MUSUNUZ?” 2004 y›l›n› geride b›rak›rken ülkemizde ve dünyada yaflanan geliflmeler tarihin yeni sayfalar›na kaydediliyor. Tarihin sayfalar›na önemli notlar›n düflüldü¤ü, zulmün ve vahfletin s›n›r tan›mazl›¤›na karfl›l›k direniflin her gün kendini büyüterek var etti¤i Irak, bu sayfalardaki yerini çoktan ald›. Geçirilen bir y›ll›k zaman zarf›nda, ABD ve iflbirlikçilerinin mazlum Irak halk›na tüm dünyan›n gözü önünde uygulad›¤› zulmün s›n›r tan›mazl›¤›na karfl›l›k, teslim al›namayan ve bafl e¤dirilemeyen direniflin dünya
ezilenleri nezdinde yaratt›¤› güç ve etki de ayn› oranda büyüdü. Yani dünyan›n egemenli¤ine soyunduklar›n› büyük bir gözü dönmüfllükle Irak’ta dünya halklar›na duyurmaya çal›flan emperyalist haydutlar, Irak’ta binlerce masum insan› katletmeye bafllad›klar› gün nas›l yenildiklerini bugünkü itiraflar›yla üstelik de inkar edilemeyecek düzeyde ortaya koydular. fiimdi tarih bu yenilgiyi yaz›yor. Üstelik gün gün verdirilen kay›plar, yap›lan sald›r›larla. Hat›rlanaca¤› gibi ABD k›sa bir
zaman önce ad›na “Hayalet Öfke” dedi¤i bir operasyon bafllatm›fl ve bütün Felluce kentini bombalam›flt›. Amaç her ne kadar “terörist av›” olarak lanse edilse de amac›n direniflin kalbi Felluce’yi ele geçirmek ve direnifli bu yöntemle teslim almak oldu¤u aç›kt›. Sayfa 3
n ü’de l y ö ‹flçi-k AB, EZ‹LENLERE KÖLEL‹K VE SEFALET DEMEKT‹R Sayfa 30
2
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
Ufuk Keskin’e F Tipi tedavi! F Tipi hapishanelerde sürdürülen tecritin tutsaklar üzerindeki bask›c› uygulamalar›na bir örnek de Kand›ra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden geldi. Burada tutuklu bulunan Ufuk Keskin’in fleker hastas› oldu¤u, ‹nsülin i¤nesi ile yaflam›n› sürdürebildi¤i ancak 17 Aral›k sabah› ailesinin o¤ullar›n›n hastaneye kald›r›ld›¤›n› ö¤rendikleri halde hiçbir kurumdan hiçbir bilgi edinemedikleri ö¤renildi. Konuyla ilgili 18 Aral›k’ta bir bas›n aç›klamas› yapan TAYAD’l› aileler flunlara dikkat çekti; “fiu ana kadar Ufuk Keskin’in sa¤l›k durumuyla
ilgili alabildi¤imiz tek bilgi revir doktorunun ‘fazla kan stili çubu¤u kullan›yorsun’ diyerek Ufuk Keskin ile tart›flt›¤› oldu. Bir doktorun kan flekerini düzenli olarak ölçmek ve günde dört kez kendisine insülin i¤nesi
vurmak zorunda olan bir hastayla böyle bir fleyi tart›flm›fl olmas› akla mant›¤a s›¤masa da, bugüne kadar 117 can alan tecrit uygulamalar›yla düflünüldü¤ünde inan›lmaz olmuyor.” TAYAD’l› aileler ayr›ca Ufuk Keskin’in hayat›ndan endifle ettiklerini belirttiler. Bilgi Edinme Yasas›’n›n ve fleffafl›¤›n s›kça dile getirildi¤i flu
günlerde Ufuk Keskin’in babas› Fahrettin Keskin’e ve ‹stanbul TAYAD’a tüm çabalar›na karfl›n ne hapishane idaresinden ne de Kocaeli Devlet Hastanesi Mahkum Ko¤uflu’ndan hiçbir bilgi verilmemesi tecritin boyutlar›n› ve devletin tutumunu bir kez daha gün yüzüne ç›karmaktad›r. Kendisine baflvurulan Cumhuriyet Savc›s›n›n da “hapishane yetkililerini arad›¤›n› ama kendisine de bilgi verilmedi¤ini” söylemesi tecritte devletin kendi hukuk kurallar›n› bile tan›mad›¤›n›n bir göstergesidir. (H. Merkezi)
Arjantin’de ayaklanma kutlamas›
Nikaragual› sa¤l›k iflçileri grevde
‹ngiltere’de “Anti-terör Yasas›”na tepki
Emperyalizmin Arjantin’de uygulad›¤› neo-liberal ekonomi politikalar›n›n iflas›ndan sonra 19-21 Aral›k 2001 tarihinde ayaklanan Arjantinli ezilenler bu ayaklanman›n 3. y›ldönümünü sokaklarda kutlad›. 20 Aral›k akflam› Buenos Aires’teki Kongre Binas› önünde toplanan onbinlerce Arjantinli yürüyüfl yaparak May›s Meydan›’nda gösteri düzenledi. Gösteride politik tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›, IMF’yle iliflkilerin kesilmesi gibi talepler dile getirildi. Ayaklanma s›ras›nda HSBC Bankas›’n›n binas› önünde öldürülen Gustevo Benedetto için anma yap›ld›. Gösteriler ‹flçi Partisi (PO), Devrimci Komünist Parti (PCR), Sosyalizm Hareketi (MAS), Sosyalist ‹flçi Hareketi (MST) gibi birçok siyasi grup taraf›ndan düzenlendi.
Nikaragua’da 20.000 sa¤l›k iflçisi 2005 bütçesi ile ilgili taleplerini Meclis’e kabul ettirebilmek için 13 Aral›k’ta ülke çap›nda greve bafllad›lar. Grev üç gün sürdü. Sa¤l›k ‹flçileri Federasyonu Festlaud’un Baflkan› Gustavo Porras, “Taleplerimizin görüflülece¤ine dair sadece söz verildi, kesin bir fley yok” dedi. Festlaud lideri, ilaç ve di¤er t›bbi gereçler için fon ayr›lmas›n›, doktorlar, hemflireler, hemflire asistanlar›, genel iflçiler ve hastane yöneticilerinin maafllar›na zam yap›lmas›n› talep ettiklerini ancak Porras hükümetinin bu talepleri kabul etmeye yanaflmad›¤›n› söyledi. FSLN (Sandinista Ulusal Özgürlük Cephesi) temsilcisi de, üç günlük grev boyunca acil servis hizmetlerinin ve yat›l› hastalar›n tedavilerinin devam edece¤ini ifade etmiflti.
‹ngiltere’de Tony Blair hükümetinin kabul etti¤i Anti-terör Yasas›’na tepkiler devam ediyor. Yasa Londra’da protesto edilirken ülkenin k›demli avukatlar›ndan biri görevi b›rakt›. ‹ngiltere’nin en k›demli avukatlar›ndan oIan Macdonald da Anti-terör yasas›n› protesto amac›yla mesle¤ini b›rakt›¤›n› aç›klad›. ‹ngiltere Yüksek Mahkemesi taraf›ndan da reddedilen yeni yasaya göre herhangi bir “terör” sald›r›s›nda yer almas›ndan flüphe edilen yabanc›lar, haklar›nda bir suçlama olmaks›z›n süresiz gözalt›nda tutulabilecekler. Yasan›n ‹ngiltere’de yaflayan yabanc›lar ve mültecilerin durumunu kötülefltirece¤i belirtiliyor. Blair hükümeti ise gelen tepkilere karfl›n yasay› flimdilik kald›rmay› düflünmedi¤ini aç›klad›. ‹ngiltere’de “Anti-terör yasas›” nedeniyle halen 11 kifli hapishanede bulunuyor.
TEKEL sigara yeniden sat›fla sunuluyor Tekel’in sat›lmas› için yeni strateji olarak “blok sat›fl›” yerine “varl›k sat›fl›n›” gündeme getiren Ö‹B, Tekel’in sigara sanayi iflletmeleri ve Ticareti Afi’ye ait tütün mamullerin üretimi ifliyle ilgili varl›klar›n özellefltirilmesine iliflkin ihale ilan› verdi. aç›lan ihaleye ITT’nin yan›s›ra British Amerika Tobacco da kat›lm›flt›. Tekel’in sat›lmas› için yeni strateji olarak “blok sat›fl›” yerine “varl›k sat›fl›n›” gündeme getiren Ö‹B, Tekel’in sigara sanayi iflletmeleri ve Ticareti Afi’ye ait tütün mamullerin üretimi ifliyle ilgili varl›klar›n özellefltirilmesine iliflkin ihale ilan› verdi. ‹haleden son teklif tarihi 18 fiubat 2005. ‹hale ilan›na göre; tütün mamulü markalar›, fabrikalar› ve ilgili varl›klar›yla Tekel’e ait idare stoku tütünlerin sa-
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Çal›flan binlerce iflçinin ve köylünün geçim kayna¤› olan TEKEL sigara sanayinin özellefltirilmesinin ihale yöntemleri emperyalist ç›karlar› gözetilerek, özellefltirme idaresi taraf›ndan birkaç y›ld›r de¤ifltiriliyor. Daha önce “blok sat›fl›” yöntemiyle aç›lan ihalede Japon Tobacco flirketi taraf›ndan 1, 1,5 milyar dolar tutar›nda teklif verilmiflti. Bu teklifin Ö‹B taraf›ndan belirlenen bedelden düflük olmas› nedeniyle ihale iptal edilmiflti. Bir y›l önce “blok sat›fl›” yöntemiyle
t›fl› gündeme getiriliyor. ‹stanbul sigara fabrikas›n›n kullan›m›nda bulunan tafl›nmazlar “mülkiyetin gayri ayni hak (infia) tesisi” yöntemiyle sat›fla sunuluyor. 4046 Say›l› Özellefltirme Yasas› hükümleri çerçevesinde bir bütün olarak gerçeklefltirilecek sat›fl ifllemlerinde sigara sanayi iflletmeleri ve Ticaret Afi’ye ait ayr›nt›lar› aç›klanan ihale flartnamesinde belirtilenler flunlard›r: Tütün mamülleri üretim ifli ile ilgili tütün mamulü markalar›, Adana, Ball›ca, Malatya, Tokat si-
6 AYLIK: 10.200.000
gara fabrikalar› ve ilgili sair varl›klar› ile Tekel’e ait ‹stanbul Sigara Fabrikas› ve bu fabrikan›n kullan›m›nda bulunan tafl›nmazlar sat›lacak. ‹hale kapal› zarf içerisinde teklif almak ve görüflmeler yap›larak “pazarl›k usulü” ile gerçeklefltirilecek ihaleye kat›labilmek için öncelikle gizlilik sözleflmesi imzalanmas› ve ihale konusu varl›klar hakk›nda haz›rlanan Tan›t›m Doküman› ile ihale flartnamesinin al›nmas› zorunlulu¤u bulunuyor. (Samsun)
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
Direnifl bedelleriyle büyürken; “HALA ÇI⁄LIKLARIMIZI ‹fi‹TM‹YOR MUSUNUZ?” Duymad›¤›m›z, kulaklar›m›z› t›kad›¤›m›z her 盤l›¤›n bedeli ise çok daha a¤›r. Bu anlamda yap›lan eylem ve etkinlikler karfl›s›nda ortaya konulan her duyars›z, bilinçsiz duruflta bu 盤l›klar› hat›rlayal›m. 2004 y›l›n› geride b›rak›rken ülkemizde ve dünyada yaflanan geliflmeler tarihin yeni sayfalar›na kaydediliyor. Tarihin sayfalar›na önemli notlar›n düflüldü¤ü, zulmün ve vahfletin s›n›r tan›mazl›¤›na karfl›l›k direniflin her gün kendini büyüterek var etti¤i Irak, bu sayfalardaki yerini çoktan ald›. Geçirilen bir y›ll›k zaman zarf›nda, ABD ve iflbirlikçilerinin mazlum Irak halk›na tüm dünyan›n gözü önünde uygulad›¤› zulmün s›n›r tan›mazl›¤›na karfl›l›k, teslim al›namayan ve bafl e¤dirilemeyen direniflin dünya ezilenleri nezdinde yaratt›¤› güç ve etki de ayn› oranda büyüdü. Yani dünyan›n egemenli¤ine soyunduklar›n› büyük bir gözü dönmüfllükle Irak’ta dünya halklar›na duyurmaya çal›flan emperyalist haydutlar, Irak’ta binlerce masum insan› katletmeye bafllad›klar› gün nas›l yenildiklerini bugünkü itiraflar›yla üstelik de inkar edilemeyecek düzeyde ortaya koydular. fiimdi tarih bu yenilgiyi yaz›yor. Üstelik gün gün verdirilen kay›plar, yap›lan sald›r›larla. Hat›rlanaca¤› gibi ABD k›sa bir zaman önce ad›na “Hayalet Öfke” dedi¤i bir operasyon bafllatm›fl ve bütün Felluce kentini bombalam›flt›. Amaç her ne kadar “terörist av›” olarak lanse edilse de amac›n direniflin kalbi Felluce’yi ele geçirmek ve direnifli bu yöntemle teslim almak oldu¤u aç›kt›. Ancak bu sald›r›n›n bofla ç›kmas› ve direniflin farkl› merkezlerde toplanarak devam etmesini bir kenara b›rakal›m, ABD askerleri oldukça kabar›k say›larda Irak’› terk ediyor. ABD art›k savaflt›racak asker bulmakta zorlan›rken öfke “kötü” bir biçimde kendisine yöneldi. Sald›r› esnas›nda kenti terk eden Felluceliler geri dönerken ABD askerlerinin bin bir çeflit uygulamalar›na maruz kal›yorlar. Retina taramas›ndan, parmak izinin al›nmas›na, herkese boyunlar›na asma zorunlulu¤u ile birlikte birer kimlik vs. Çaresizli¤in üretti¤i bu yöntemlerin tutmayaca¤›n› asl›nda onlar da çok iyi biliyorlar ama dünya kamuoyuna denetimin ele geçirildi¤i ve bölgede ne kadar güçlü olduklar›n› kan›tlamak zorunda olduklar›n› da biliyorlar. Felluce ve Necef’i ziyaret eden Guardian gazetesinden Hith AbdülAhad bu gerçe¤i flöyle ifade ediyor; “Felluce olmad›, Musul’a geçtiler. Bunun sonu yok. ‹syanc›lar›n seçimlerle ilgilendiklerini düflünmüyorum. ‹slami ya da ulusal gerekçelerle direnifli yürütüyorlar. Yani seçimler baflka bir boyut, direnifl baflka bir boyut.” ‹flgal ve sald›r› için dikilmifl kanl› elbise hergün bir yerden mutlaka patl›yor. Dünya halklar›n›n kan›yla boyanm›fl bu elbise, yine her gün biraz daha emperyalist haydutlar›n boynuna dolan›yor. Bu korkunun yaratt›¤› sald›rganl›k iflkence ve vahfleti de s›n›rs›zlaflt›r›yor. Bir kaç ay önce yine iflkencenin merkezi Ebu Gureyb Hapishanesi’ndeki bir kad›n tutsa¤›n yazd›¤› ve kamuoyuna yans›yan mektup yaflanan gerçe¤in aç›k bir foto¤raf›n› gözler önüne seriyordu. fiimdi ayn› hapishaneden Fatma isimli tutuklunun gönder-
di¤i mektup ayn› foto¤raf› unutmamak için bir kez daha hat›rlat›yor; “…Size neler anlatsam! Kar›nlar›m›z›n domuzlar›n ve maymunlar›n piçleri ile dolu oldu¤unu mu? Ben din kardefliniz (Fatma), bir günde bana 9 kez tecavüz ettiler, bu zilleti tahayul edebiliyor musunuz? Düflünün gözlerinizin önünde k›z kardeflinize tecavüz ediliyor! Niçin benim de sizin k›z kardefliniz oldu¤unuzu tasavvur etmiyorsunuz? Benimle birlikte bu kara zindanda evlenmemifl 13 kardefliniz daha bulunuyor. Hepimize bu kahpe duvarlar aras›nda tecavüz ediliyor! Hala 盤l›klar›m›z› iflitmiyor musunuz?.. Elbiselerimiz ç›kar›ld›. Giyinmemize müsaade edilmiyor. Buradaki k›z kardefllerinizden biri size bu mektubu yazd›¤›m günün birkaç gün öncesinde intihar etti. Bu k›z kardefliniz vahfli bir flekilde tecavüze u¤rad›ktan sonra dövüldü… Daha sonra inan›lmas› güç iflkenceden geçirdiler. Buna tahammül edemeyen bac›n›z bafl›n› zindan›n duvarlar›na vura vura öldü…” Bu zindan›n bu taraf›na yans›yan 盤l›k. Bu 盤l›¤a kendi “terörist” 盤l›¤›n› katanlar ve bu 盤l›k karfl›s›nda körleri ve sa¤›rlar› oynayanlar; Yaflayanlar unutur mu? Irak’ta Geliflen Direnifl ve Musul’da Yaflananlar ABD’nin Felluce bombard›man›n›n ard›ndan direnifl odaklar› Musul baflta olmak üzere ülkenin belli bölgelerinde toplanarak ve odaklanarak devam ediyor. ABD ordusunun yak›t ihtiyac›n› gidermede kilit flehir Musul’da sald›r›lar›n artmas› bu anlamda tesadüfi de¤il tam aksine oldukça bilinçli belirlenmiflti. Direniflçiler sadece 10-11 Kas›m tarihleri aras›nda Musul’da 9 polis karakolunu bast›. Ve bu eylemler üzerine flehirde bulunan 4 bin 500 polis flehri terk etti. Ancak bundan da önemlisi ve ABD’nin beyni durumundaki üsse yap›lan intihar sald›r›s› eylemcilerin ABD’ye vurduklar› son zamanlardaki en nitelikli ve can al›c› sald›r› oldu. 22 Aral›k günü Musul yak›nlar›ndaki Merez askeri kamp›na düzenlenen intihar sald›r›s› sonucu 18 Amerikan askeri öldü, 51 ABD askeri de yaraland›. Sald›r›n›n ard›ndan kentte soka¤a ç›kma yasa¤› ilan edildi. ABD askerleri tek tek evleri basarak “terörist” av›na ç›kt›. Bas›na yans›d›¤› kadar›yla ABD’nin, Felluce benzeri bir operasyonu
Musul için planlad›¤› öne sürülüyor. Bunlar yaflanmas› sürpriz geliflmeler de¤il kuflkusuz. Ancak ABD aç›s›ndan sonuç al›nmayacak yeni bir operasyon olacakt›r. Direniflçilerin son bir hafta içinde yapt›¤› eylemler bununla s›n›rl› de¤il. 21 Aral›k günü ülkenin kuzeyinde bir sald›r› daha düzenlendi. Bilindi¤i gibi bu sald›r›lar ABD ekonomisini derinden etkileyen eylemler. Yine Ba¤dat’›n kuzeyinde yol kenar›na yerlefltirilen bombalar›n patlamas› sonucu 5 ABD askeri öldürüldü. Bu sald›r›lar›n yan› s›ra direniflçiler iflbirlikçilere yönelik sald›r›lar›n› da art›rm›fl durumda. Bu sald›r›lar›n yafland›¤› günlerde ABD askeri güçleriyle iflbirli¤i içinde olduklar› için ülkenin farkl› bölgelerinde 14 kifli öldürüldü. Bunlar›n içinde Bakuba’da ABD iflbirlikçisi oldu¤u gerekçesiyle öldürülen bir yerel yönetici de var. Ayr›ca iflgalden k›sa zaman sonra Amerikal›lar taraf›ndan oluflturulan Irak polis kuvvetlerinden ölenlerin say›s› binin üzerinde. Bu sald›r›lar›n ard›ndan ardarda Irak’a ziyaret seferi bafllat›ld›. ABD D›fliflleri Bakan› Donald Rumsfeld t›pk› efendisi Bush gibi hiç kimseye, haber vermeden sabaha karfl› Irak’taki ABD üslerini ziyaret etti. Askerleriyle kahvalt› yapan Rumsfeld ne yaz›k ki iç aç›c› bir konuflma yapamad›. Aç›klamas›nda; “Yolumuz engellerle ve zorluklarla dolu. Kolay ve engelsiz bir patika de¤il, ters giden fleyler oluyor” dedi. Aylar öncesinden planlanan ve bilgisi hiç kimseye verilmeyen bu ziyaret hiç bir hoflnutluk yaratmadan ayn› gün sabah bafllad›¤› gibi bitti. Merez’deki askeri kampa yap›lan sald›r›n›n ard›ndan aç›klama yapan Bush tüm hiddetini kaybetmifl bir görüntüyle “yap›lan sald›r›lar›n etkisi yads›namaz” itiraf›nda bulundu. Ancak bunlara ra¤men Irak halk›n›n “iradesini yans›tacak” olan seçimlerin her koflulda yap›laca¤› nakarat› bir kez daha bu vesileyle tekrarland›. Benzer bir ziyaret de ‹ngiltere Baflbakan› Tony Blair taraf›ndan yap›ld›. Yap›lan “sürpriz” ziyarette aç›klama yapan Blair ziyaretinden bir kaç gün önce sokak ortas›nda direniflçiler taraf›ndan öldürülen seçim görevlilerini “kahraman” olarak nitelendirdi. Blair aç›klamas›nda; “Terörizmi Irak’ta yenersek, küresel teröre de büyük bir darbe vurmufl olaca¤›z. Irak’›n istikrarl› ve demokratik bir ülke haline gelmesi, Ortado¤u’nun yarar›na olacakt›r. Ortado¤u’nun yarar›na olan durum, ‹ngiltere de dahil tüm dünyan›n yarar›na olacakt›r” diyor. Ancak yukar›da da çizdi¤imiz tablodan anlafl›laca¤› üzere ABD ve iflbirlikçileri ikinci Vietnam› yaflarken bu aç›klamay› flöyle de yorumlayabiliriz; Irak’ta vurulan
her darbe verdirilen her kay›p, yaflat›lan her yenilgi bedeli ne olursa olsun emperyalizme vurulan önemli bir darbedir. Irak’ta direniflçilerin bugün ödenen tüm bedellerle birlikte büyüttükleri direnifl dünya halklar› aç›s›ndan önemli bir kazan›m olma gücünü korumaktad›r. Bu ziyaretler özellikle son dönem kamuoyuna art›k engellenemez biçimde yans›yan askerlerin yaflad›¤› sendromu engelleme ve savaflma gücü, moral verme amac› tafl›yor. Ancak mevcut tabloda baflta kendilerinin büyük bir karamsarl›k yaflad›¤› ve gerçe¤i itiraf ettikleri durumda askerlerin nas›l etkilendi¤i bilinmez! Ölümün kol gezdi¤i sokaklarda bu ziyaretlerden sonra iflgalci güçler kendilerini güvende mi hissedecek, yoksa korkunun yaratt›¤› sendrom iflgalin sürdü¤ü koflulda devam m› edecek görece¤iz. Bu geliflmelerle birlikte ülke kamuoyunu da geçti¤imiz hafta derinden etkileyen gündem Irak’ta öldürülen 5 özel tim görevlisi oldu. Timsah gözyafllar›n›n ak›t›ld›¤› cenaze töreninde yap›lan aç›klamalar hayli çarp›c›yd›. Geçmiflleri devlet erkan› taraf›ndan övgüyle söz edilen özel tim elemanlar›n›n Ba¤dat’taki ABD konsoloslu¤unu korumaya giderken öldürülmeleri ise olay›n baflka bir hazin taraf›! Yapt›¤› “sert” aç›klamalarla ABD’yi göreve ça¤›ran uflaklar korosuna yan›t olarak “bafl›n›z sa¤ olsun” mesaj› ve olay› tüm ayr›nt›lar›yla incelenece¤i güvencesi geldi. Kamuoyunun gözünü “flerefli” sözcüklerden oluflan tümcelerle dolduranlar olay›n baflka aç›lardan tart›fl›lmas›n›n önünü alma gayretini özellikle gösterdiler ve gösteriyorlar. Direnifl ‹fl Adamlar›n›n Bölgeye Giriflini Engelliyor ‹flgali kendileri için yeni bir pazar olarak de¤erlendiren birçok sektör “maalesef” direnifl çengeline tak›ld›. Yat›r›m için yar›flan sektörler flimdilerde ülkeyi terk etme yar›fl›nda. Kendilerinin ve çal›flanlar›n›n can güvenliklerini sa¤layamamalar›, direniflçilerin hedef tahtas› olmaktan korktuklar› için yap›lan yat›r›mlar teker teker geri çekiliyor. Bunun son örne¤i ABD firmalar›ndan birinde yafland›. Irak’taki 12 büyük ihaleden birini üstlenen Amerikan Contrack International flirketi güvenlik gerekçesini öne sürerek ülkeden çekilme karar› ald›. Irak’›n ulafl›m altyap›s›n›n yenilenmesine yönelik 325 milyon dolarl›k ihale alan flirket ülkeden çekilen en büyük flirket özelli¤ine sahip. Bu geliflmeyle birlikte ABD yönetimini yeni bir telafl ve korku daha alacak. fiirketin bu hamlesi di¤er flirketlerin de benzer hamleler yapma yolunu açm›fl olacak. Ülkede hedeflediklerini yapamad›klar›n› ve hayal k›r›kl›¤› yaflad›klar›n› aç›klayan flirket yöneticileri durumun düzelmedi¤i koflulda yap›lacak bir fley olmad›¤›n› aç›kl›yor. Bu durum ise ABD’yi ekonomik aç›dan zor durumda b›rakan önemli bir geliflme.
☞
4
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
ABD ve di¤er emperyalist güçlerle dünya egemenli¤i için yürüttü¤ü mücadelede baflar›l› olabilmek amac›yla güç birli¤ine giden Almanya-Fransa eksenli AB emperyalist koalisyonu h›zla geliflip güçlenmek derdindedir. Geniflleme yolundaki entegrasyonu haliyle doku uyumu olan ülkelerle yapmak durumundad›r. Türkiye’yi bu sosyo-ekonomik gerçekli¤iyle bünyesine tam olarak katmas› mümkün de¤ildir. Bunu yapt›¤› takdirde onun için ayakba¤› olacakt›r. Demokratik devrimini yapamam›fl, ancak komprador nitelikte bir kapitalist “geliflme” sa¤layabilmifl yar›-feodal sistemin ekonomik yükünü tafl›mak AB’nin ifli olamaz. Kald› ki özellikle de GB (Gümrük Birli¤i) anlaflmas› sonras›nda bu sistemi sa¤ma konusunda oldukça iyi avantajlar da elde eden AB’nin bile bile bundan vazgeçmesi onun karakterine ayk›r› bir tercih olur. Stratejik konumu, kültürel, etnik yap›s› ve askeri gücü nedeniyle Türk devletinden büyük yararlar sa¤layaca¤› aç›kt›r. Bu durumda en ak›lc› yol, naylon üyelik statüsünde içine alarak, hem Türk hakim s›n›flar›n›n Türkiye halk›na tezgahlad›klar› oyuna yard›mc› olup s›n›f mücadelesine karfl› bu aldatmacayla saf tutmak, hem de Türk devletini AB bünyesinde çok yönlü kullanmakt›r. Bu noktada ç›karlar› Türk hakim s›n›flar› ile çak›flmaktad›r. Dan›fl›kl› dövüflün içyüzü budur. Sorun bu çerçevede ele al›n›p de¤erlendirilmeli, bu eksende tart›fl›lmal›d›r. Konuyu, bu kökenden, bu gerçeklikten kopararak tart›flanlar halka do¤rular› anlatmakta zorluk çekiyorlar. Hakim s›n›flardan her türden reformist ve revizyoniste kadar birçok çevrenin karfl› propagandas› ile mücadele etmekte zorlan›yorlar. Mesele, AB’ye üye olursak koflullar›m›zda ne gibi de¤ifliklikler olabilece¤ini tart›flmak de¤ildir. Bu durumda AB ülkelerinde de esasen flartlar›n hiç de anlat›ld›¤› gibi “cennetlik” olmad›¤›ndan istenildi¤i kadar bahsedilsin yeterince ikna edici olunamayacakt›r. Zira fluras› bir gerçektir ki, AB ülkelerindeki koflullar Türkiye’deki flartlardan her bak›mdan çok daha ileridedir. Aksi takdirde, ülkelerin sosyo-ekonomik yap›lar›, devlet biçimleri aras›ndaki farkl›l›klar bir önem arz etmezdi. Hepsine “ayn›” denir geçilirdi. Boflu bofluna oturup da tespitler yap›lmazd›. Ona göre devrim stratejileri, mücadele biçimleri ta-
yin edilmeye kalk›fl›lmazd›. Burjuva demokrasisi ile faflizmin her ikisinin de özünde burjuva diktatörlü¤ü oldu¤u bir gerçektir. Her ikisinin de kapitalist sisteme ait rejimler oldu¤u da do¤rudur. Ancak aralar›nda hiç de küçümsenmeyecek derecede yönetim/uygulama farkl›l›klar› bulundu¤u da unutulmamal›d›r. Bu yüzden AB ülkelerinin “demokratik” toplumlar gibi gösterilmesine karfl› mücadele yürütmekle beraber, ülkemizdeki rejimden farks›z oldu¤u yönlü yanl›fl ve abart›l› propaganda faaliyetine de kaç›lmamal›d›r. AB ülkelerinde özellikle 11 Eylül sonras›nda yönetsel aç›dan otoriter yap›lanman›n pekifltirilmeye çal›fl›ld›¤›; faflist yasalar›n devreye sokuldu¤u; ›rkç›l›¤›n ve flovenizmin devlet eliyle/korumas›yla palazland›¤›; temel hak ve özgürlüklerde k›s›tlamalara gidildi¤i; sosyal haklara, özellikle sosyal güvenli¤e ve çal›flma yaflam›na yönelik büyük çapl› ve kapsaml› sald›r›lara eflzamanl› bir biçimde giriflildi¤i; göçmenlere karfl› özel bir kampanya bafllat›ld›¤› bilinmektedir. Türkiye’ye göre burjuva demokrasisi ve ekonomik düzey bak›m›ndan daha ileri koflullara sahip AB ülke halklar›n›n hepsi bu durumu o ülkelerde geçmiflte yaflanan “demokratik devrimler” sonucu bizzat elde etmifllerdir. Kimse onlara bahfletmemifltir. “‹ç dinamikler” diye bolca sarf edilen sözün karfl›l›¤› budur. AB üyesi olunca kimseye ekstradan bu koflullar s›f›rdan sa¤lanmayacakt›r. AB’nin merkezindeki patron devletlerin de böyle bir zahmetle u¤raflmaya ne niyetleri, ne de vakti vard›r. Onlar yard›m etmek de¤il, baflkalar›ndan güç almak, baflkalar›n› kullanmak derdindedirler. Dünyan›n herhalde hiçbir ülkesinde olmad›¤› kadar pespaye bir burjuva medyas›na sahip oldu¤umuzu söyleyebiliriz. Elbette ki bütün ülkelerdeki hakim s›n›f medyalar› ayn› konum ve iflleve sahiptirler ama çirkefleflme ve i¤rençleflme dereceleri farkl›laflma gösteriyordur. Bunu defalarca kan›tlayan “bizim” para-medya son icraat›n› 17 Aral›k AB zirvesi nedeniyle sergiledi. Sürecin bafl›ndan itibaren büyük bir görev üstlenmifl oldu¤u gibi, görüflmeler esnas›nda ve hemen sonras›nda hem televizyonlar hem de gazeteler arac›l›¤›yla yo¤un bir çaba harcayarak gerçeklerin gizlenmesi ve çarp›t›lmas›na büyük hizmetler sundu. Kullan›lan manfletler, at›lan bafll›klar bir yana, 17 Aral›k zirvesi; sanki AB üyeli¤i ile sonuçlanm›fl olarak büyük bir zafer havas›yla lanse edilmifltir. CHP, MHP, DYP gibilerinin k›skançl›¤› hariç, devrimci gruplar d›fl›nda neredeyse bütün çevrelerin destekledi¤i AB seferi sonuçlar› bundan sonraki süreç aç›s›ndan hayaller yaymaya devam etmektedir. Daha üye
cak tenekenin zaman›n› biraz daha geciktirme telafl›yla meflguller flimdilik. Yap›lacak farkl› nitelikte bir aç›klamay›, yenilginin kabul edilmesi anlam›na geldi¤i için, flimdilik erteliyorlar, kamuoyunu ikna edecek bir gerekçe bulana kadar. Çocuklar› Irak’ta ölen ABD’li asker aileleri iflgalin son bulmas› için yeni giriflimler bafllatm›fl durumda. Yapt›klar› aç›klamalar ve giriflimlerle daha fazla tabut görmek istemediklerini ve çocuklar›n›n suç-
suz olduklar› her f›rsatta dile getiriyorlar. Ancak bunun bir bas›nç yaratmas› ve etkilemesi tüm dünya ezilenlerinin Irak’taki direnifle katacaklar› sesle orant›l› olacakt›r. ABD yaflad›¤› ç›kmaz›n faturas›n› ABD D›fliflleri Bakan›’n›n üzerine y›kma çabas› içinde. Rumsfeld’in görevden al›nmas› tart›flmalar›n› büyüterek kendi ç›kmazlar›n› ve suçlar›n› ört bas etmeye çal›fl›yorlar. Ülkemizde ve dünyada büyüyen direnifli sahiplenmek ve iflgalin her gün biraz daha
S›n›fsal Bak›fl B‹R AVRUPA MASALI: RÜYA VE R‹YA AB’ye üyelik masal›, veya rüyas›, veya aldatmacas›, veya kand›rmacas›, ne flekilde adland›r›rsak adland›ral›m, bu büyük tezgah; 17 Aral›k 2004 tarihinde bir viraj› daha dönerek yoluna devam etmektedir. Masal diyeceksek yeni bir bölüme, tiyatro benzetmesi yaparsak yeni bir perdeye geçilmifltir. Oyalanmaya, aldat›lmaya çal›fl›lan çeflitli milliyetlerden halk›m›za karfl›; bu oyunun içinde birlikte saf tutan Türk hakim s›n›flar› ile efendisi AB emperyalistleri, bu sürecin taraflar› konumundad›r. Her ne kadar AB devletleri ile faflist Türk devleti bir pazarl›k ve çekiflme içinde gözükmekteyse de bu yüzeysel ve biçimsel niteliktedir. Aralar›ndaki ba¤›ml›l›k iliflkisi ve s›n›fsal karakterleri gere¤i aksi bir durum eflyan›n do¤as›na ayk›r›d›r. Gerek ABD emperyalizminin ç›karlar›, gerek ülke içindeki dengeler, gerek AB içindeki emperyalist klikler aras› çekiflmelerin yans›malar› bir tak›m “sorun”lar›n (NATO, Kürt Sorunu, K›br›s’›n tan›nmas›) yaflanmas›n› gündeme getirse de bunlar›n afl›lmas› san›ld›¤› kadar zor olmamaktad›r. Bu durum en az›ndan art›k günümüzde böyle olmak durumundad›r. Kald› ki bu “sorun”lar›n büyük bir bölümü çok farkl› k›l›flara büründürülse de özünde ya toprak meselesine ya da ekonomik nedenlere dayanmaktad›r. Örne¤in Fransa’n›n “Ermeni soyk›r›m›” ile bu kadar ilgilenmesinin arka plan›nda o ülkedeki Ermeni nüfusunun ya da lobisinin rolünden öte, Türkiye’nin üyeli¤i halinde “tar›m” konusunda AB bünyesinde özellikle de Fransa’da yaflanabilecek çok ciddi s›k›nt›lar rol oynamaktad›r. Her fleyden önce, defalarca vurgulad›¤›m›z bir hususun alt›n› bir kez daha çizmeyi gerekli görüyoruz: Türk devletinin AB’ye üye olarak al›nmas› sosyo-ekonomik statüsü aç›s›ndan mümkün de¤ildir. Emperyalist-kapitalist bir koalisyona yar›-sömürge yar›-feodal bir ülke eflit statüde dahil edilemez. Bu yüzden önce yar›m a¤›zla dillendirilen ikinci s›n›f üyelik (imtiyazl› üyelik) art›k daha aç›k ifade edilir olmufltur. Ucu aç›k müzakere tarihi, serbest dolafl›m›n tan›nmamas›, tar›mda zaten var olan y›k›m sürecini tam bir çöküfle vard›racak yeni tedbirler dayat›lmas› ve di¤er derogasyonlar (k›s›tlamalar) flimdiye dek hiçbir aday devlete dayat›lmayan tümüyle 2. s›n›f (naylon) üyeli¤e mahsus uygulamalard›r.
Son dönem gittikçe yo¤unlaflan direniflin gücü bununla da s›n›rl› de¤il. Macaristan devleti yapt›¤› aç›klamada bölgede bulunan 300 kiflilik askeri gücünü geri çekece¤ini aç›klad›. ‹ngiltere ise “biz yüzüstü b›rak›p gidenlerden de¤iliz” aç›klamas› ile gerekirse 10 y›l daha bölgede kalacaklar›n› aç›klad›. Direniflin büyümesi ile birlikte iflgalcilerin biraz daha yaln›zlaflaca¤› ortada. Emperyalist haydutlar ise bu aç›klamalar› yapmak zorunda. Kuyruklar›na tak›la-
12 olunmadan, hatta müzakereler bile bafllamadan Türkiye’de her fleyin de¤iflti¤i, de¤iflmekte oldu¤u yolunda konuflulmakta, demeçler verilmekte, yaz›lar yaz›lmaktad›r. Bu konunun bayraktarl›¤›n› ise reformist partiler, insan haklar› kurulufllar›, baz› sendikalar,“solcu” eskileri, kimi ayd›nlar ve sanatç›lar yapmaktad›r. Ortaklafl›lan nokta, sürecin demokratik aç›l›mlar yarataca¤›, bu olanaklar sayesinde daha iyi geliflmeler gösterilece¤i, ilerlemeler sa¤lanaca¤› üzerinedir. Bu savlar›n isabetli olup olmad›¤›, 1999 y›l›ndaki baflvuru sonras›nda aday üyelik sürecine do¤ru ilerleyen Türkiye’nin Anayasa ve yasalarda de¤ifliklik amac›yla ç›kard›¤› 8 adet uyum paketine ve devam›nda bu do¤rultuda ç›kar›lan bütün yasalara bak›ld›¤›nda bütün ç›plakl›¤›yla ortaya serilmektedir. Bunlar›n hemen hiç birinde halk›n yarar›na not edilebilecek esasl› ya da ciddi manada bir de¤ifliklik ya da yenilik yoktur. Aksine çok daha beter hükümler getirilmifltir. ‹kincil ve önemsiz bir tak›m hususlarda makyaj niteli¤inde yap›lan tadilatlar bile fazla bir hacim tutmamaktad›r. Hal böyleyken AB’den ya da AB ile müzakere sürecinden bir tak›m olumlu beklentilere girmek aldatmaca faaliyetine kas›tl› olarak dahil olmak de¤ilse e¤er, büyük bir aymazl›kt›r. AB’nin esasa yönelik olumlu yönde bir de¤iflim talebi zaten yoktur/olamaz. AB Türkiye’deki faflist diktatörlü¤ün devam›ndan yanad›r. Azg›n sömürü, azami kar en iyi bu sistemle elde edilmektedir. AB emperyalistlerinin derdi, kaba ve afl›nm›fl bir tak›m yasa ve uygulamalar›n törpülenmesi, inceltilmesidir. S›n›f mücadelesini daha da keskinlefltiren bu tip sivrilikleri gidermek, teflhir olan uygulamalar› mümkünse farkl› yöntemlerle de¤ifltirmek klasik bir düzenleme takti¤idir. Bunlardan hareketle AB’ye ve bu ba¤lamda hükümete ilerici roller vermek ancak karfl›-devrimci bir yaklafl›m tarz› olabilir. AB masal›/aldatmacas› ile ilgili 17 Aral›k viraj› dönüldükten sonra bütün “her fley yolunda”, “tam gaz hedefe do¤ru gidiyoruz” propagandalar›na, zafer kutlamalar›na karfl›n tezgah›n a盤a ç›kmas›n›n flartlar› da h›zla oluflmaktad›r. Birincisi, sürecin uzamas› her fleye ra¤men hakim s›n›flar için dezavantajd›r. ‹kincisi, müzakere sürecinde bile AB ile iliflkilerin “nimetlerinden” yararlan›laca¤›ndan söz ediliyor olmas›n›n yarataca¤› beklentinin karfl›lanamamas› önemli bir sorun olacakt›r. Üçüncüsü, s›n›f mücadelesinin a¤lar›n› ördü¤ü gerçe¤i ülkemizde yak›c› bir biçimde kendini göstermektedir ve bu durumun keskinlefltirdi¤i kavga koflullar›nda, tiyatroda oyunlar de¤il gerçekler sahnelenecektir.
çatlayan yüzünü teflhir etmek için Ebu Gureyb Hapishanesi’nden daha kaç 盤l›k duymam›z ve daha kaç tabut görmemiz gerekiyor? Duymad›¤›m›z, kulaklar›m›z› t›kad›¤›m›z her 盤l›¤›n bedeli ise çok daha a¤›r. Bu anlamda yap›lan eylem ve etkinlikler karfl›s›nda ortaya konulan her duyars›z, bilinçsiz duruflta bu 盤l›klar› hat›rlayal›m. Çünkü bu 盤l›klar, her fley bir kenara insanl›¤›m›z› sorgulat›yor ve cevap istiyor...
5
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
IMF’nin direktiftleri yerine getirilmeye baflland›
Yeni sefalet (asgari) ücreti belirleniyor!
1 Ocak 2005 tarihinden itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin tespiti için Asgari Ücret Tespit Komisyonu taraf›ndan yap›lan çal›flmalar devam ediyor. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da bu çal›flmalar birçok kesimden yükselen tepkileri ve protestolar› da beraberinde getirdi. 17 Aral›k’ta AB Zirvesi’nden “olumlu” cevap alan AKP hükümeti, bu moralle halk›m›z› uyutmaya, yoksulluk ve sefalete mahkum edecek bir ücrete mecbur b›rakmaya çal›flmaktad›r. Geçti¤imiz günlerde IMF ile yap›lan ve 2007’ye kadar geçerli olacak anlaflmalarla ülkemiz emekçi kesimlerine yönelik yeni sald›r›lar gündeme gelmektedir. Ülke ekonomisinin dibe vurmas›n›n sebebi olarak emekçilere verilen yüksek ücretleri gösteren ve bu ücretlerin afla¤›ya çekilerek özellefltirmelere h›z verilmesini isteyen
emperyalistler oluflturduklar› IMF, DB vb. kurumlarla ufla¤› Türk hakim s›n›flar›na istedi¤ini yapt›rmaktad›r. AB ile demokratikleflece¤ini her gün defalarca dillendiren egemenler, halka reva gördükleri sefaletle kime “demokrasi” istediklerini, nas›l bir “demokrasi” getireceklerini göstermektedirler. Geçen y›l çok zam yap›ld›¤›n› ileri süren AKP hükümeti, bu y›l asgari ücrete %5 oran›nda zam yapmaya haz›rlan›yor. Geçen y›l fazla denilen ücrete bakt›¤›m›zda, açl›k s›n›r›n›n bile çok alt›nda olan 318 milyon oldu¤unu görürüz. Yap›lmas› düflünülen %5 zamla (bu oran 16 milyona denk düflmektedir) bu miktar net 334 milyon liraya ç›kacakt›r. Yoksulluk s›n›r›n›n 1.600 milyar, açl›k s›n›r›n›n ise 650 milyon oldu¤u ülkemizde, milyonlarca emekçiyi, iflçiyi adeta açl›¤a mah-
Emekçinin Gündemi EMPERYAL‹ST KÖLEL‹K Z‹NC‹R‹N‹ KIRALIM Emperyalistler taraf›ndan ülkemizde yaflat›lmaya çal›fl›lan “demokrasi” safsatas›, medyan›n da özel çabas›yla bir anda gündeme damgas›n› vurmufl durumda. Baflta kendilerini Kürt ulusunun temsilcisi gibi gören/gösteren ‹mral› çizgisinin temsilcileriyle birlikte tüm reformist ve revizyonist çevreler gözlerini ve kulaklar›n› 17 Aral›k 2004 tarihinde Brüksel’de yap›lan Zirve’ye diktiler. AB emperyalizminin bafl›n› çeken Almanya ve Fransa baflta olmak üzere kendi ç›karlar› için Türkiye’yle müzakerelerin bafllat›lmas›n› istemekle birlikte, üyeli¤in tam anlam›yla ne zaman gerçekleflebilece¤i konusunu da uzunca bir zamana yayarak (ki, müzakere bafllang›ç tarihi bile 3 Ekim 2005’tir) hem Türkiye ile olan yat›r›mlar›n› garantiye almak, hem de hem de bir taflla iki kufl vurmak istiyorlar. ABD ve AB emperyalizmi aras›nda görülmeye bafllanan çat›flma ve çeliflkilerin esas çerçevesini pazardan pay kapma pay› oluflturmaktad›r. Ülkemiz emperyalizmin yar› sömürgesi durumunda olan bir ülkedir. Dolay›s›yla da Türkiye’nin AB’ye al›n›p al›nmamas› hiçbirfleyi de¤ifltirmeyecektir. AB’nin emperyalist ülkelerin ç›karlar› üzerine kurulmufl olan bir birlik oldu¤unu, kurulufl süreci ve bugüne kadar üye veya aday üye olan
ülkelere uygulanan yapt›r›mlara bakt›¤›m›zda anlam›fl oluruz. Bugüne kadar hiçbir ülkeye uygulanmayan yapt›r›mlar sadece emperyalizme ba¤›ml› ve yar› sömürge (ülkemiz gibi) ülkelere uygulanmaktad›r. AB içerisindeki birçok ülkenin Türkiye’nin üyeli¤ine yaklafl›m›, emperyalist ülkelerin sözcülerinin yapt›¤› aç›klamalar, asl›nda bu konu hakk›nda yeterli sonucu da beraberinde getirmektedir. 17 Aral›k 2004’te Brüksel’den ç›kan karar›n ülkemiz aç›s›ndan “zafer” oldu¤unu, daha önceki tüm geliflmelerde oldu¤u gibi, “tüm gerçekli¤iyle” biz emekçilere sunan ve sahte zafer kutlamalar› yapan uflak AKP hükümeti bu konuda da emekçi halk›m›z› yalanlarla halk›m›z› kand›rmaya çal›flmaktad›r. Oysa 17 Aral›k 2004’te yap›lan Brüksel’deki zirveden ç›kan hiçbir sonucun biz emekçilere kazand›rd›¤›/kazand›raca¤› hiçbirfley yoktur. AB’nin dönem baflkanl›¤›n› yapan Hollanda’n›n D›fliflleri Bakan› Bernard Bot’un daha flimdiden “Türkiye kolay kolay AB’ye giremeyecek”, ‹sveç Baflbakan› Goran Person’un “flartl› üyeli¤i kabul eden Türkiye’nin ifli çok zor”, Frans›z lider Nicolas Sarkozy’nin “Türkiye’nin tam üyeli¤ine hay›r deriz” vb. demeleri ülkemiz üzerinde emperyalistlerin yapt›klar› hesaplar› ortaya
kum eden bir ücret belirlenmek istenmektedir. Bugün verilmesi düflünülen asgari ücrete göre bir iflçinin yaklafl›k iki y›l çal›flarak elde etti¤i gelir, bir milletvekilinin ayl›k maafl›na denk düflmektedir. Yine herhangi bir mankenin, televizyon sunucusunun, burjuva köfle yazar›n›n bir günlük harcamas› bir asgari ücretlinin bir kaç ayl›k maafl›na denk düflmektedir. Bugüne kadar gelmifl geçmifl baflbakanlar içinde en pervas›zlardan biri olan Tayyip Erdo¤an ve flürekas›, efendilerinin direktiflerinden bir ad›m daha d›flar› ç›kmak istememektedirler. Öyle ki Erdo¤an “Hastanelerde paras› olmad›¤› için kimse rehin kalmayacak” dedi¤i gün onlarca hastane rehinesi televizyonlarda, gazetelerde gösterildi. Yine son örnek olarak Eylem Erdem ad›nda bir kad›n›n 77 milyon hastane paras›n› veremedi¤i için ölüme terk edilmesi, paras› olmayana yaflam hakk› tan›nmad›¤›n› gözler önüne sermektedir. E¤itimin, sa¤l›¤›n, bar›nman›n paral› hale getirildi¤i, her geçen gün yüklenen yeni zamlarla insanlar›n her geçen gün daha da yoksullaflt›¤› günümüzde 334 milyonla yaflamak adeta “mucize”dir. Milyonlarca kifliyi etkileyecek olan asgari ücret tart›flmalar›na Devlet ‹statistik Enstitüsü (D‹E) net 422 milyon liral›k öneride bulundu. D‹E yapt›¤› araflt›rmada bir iflçinin günlük g›da harcamas› tutar›n›n 5 milyon 18 bin 112 lira; besin içi ve
sermektedir. AB içerisindeki Yunanistan Komünist Partisi’nin Genel Sekreteri Aleka Paperiga özellikle tar›m›n nas›l yokedildi¤ini flu sözcüklerle ifade ediyor: “AB’ye ilk girdi¤imizde, çiftçilere yard›m ad› alt›nda paralar verdiler, amaçlar› çiftçiler topraklar›n› eksinler diye, ama asla satmas›nlar diye.” Bu cümle bile asl›nda AB emperyalistlerinin amaçlar›n›n daha az ekim yap›l›p, tar›m›n tasfiye edelmesi gerekti¤ini göstermektedir. AB ile yap›lan anlaflmaya göre, Latin Amerika satt›¤› tar›m ürünleri karfl›l›¤›nda Almanya ve Fransa gibi AB’nin büyük ülkelerenden sanayi ürünleri almak zorunda. AB üyesi ülkeler de yap›lan bu anlaflman›n bir parças› olmay› bafltan kabul etmifl durumdad›rlar. Böylelikle Latin Amerika sanayide sürekli bir ba¤›ml›l›k yaflad›¤› için bizim gibi ülkelerde tar›m›n yokedildi¤i için hem büyük zararlar görecekler, hem de emperyalizme ba¤l›l›k/ba¤›ml›l›ktan kurtulamayacaklard›r. Ülkemiz bu süreçte yo¤un ve kapsaml› bir emperyalist sald›rganl›k ve talanla karfl› karfl›ya kalacakt›r. Özellefltirme furyas› son h›zla sürecek, baflta e¤itim ve sa¤l›k olmak üzere herfley ücretli hale gelecektir. Ülkemiz emekçilerinin en büyük sorunu olan iflsizlik ve yoksullu¤un AB kap›s›ndan içeriye girdi¤imizde bir anda sona erece¤i yalanlar› ortal›klarda daha flimdiden dolaflmaya bafllam›fl, emekçi halk›m›z› hayaller kurmaya, diflimizi biraz daha s›kal›m az kald› yalanlar›yla baflbafla b›rakm›fllard›r. Oysa b›rakal›m ülkemiz iflçi ve emekçileri-
besin d›fl› harcamalar›n›n tutar›n›n 13 milyon 786 bin 22 lira oldu¤unu bildirdi. Bu araflt›rmalar sonucunda 422 milyon lira önerilmesi hayli ilginç bir durum. Çünkü bunlar›n içinde e¤itim, sa¤l›k, ulafl›m, sosyal aktiviteler...vb. harcamalar yok, sadece bir insan›n açl›ktan ölmemesi için gerekli bir miktar. Bunun yan›nda Türk‹fl en düflük memur maafl› olan 509 milyon liraya ve D‹SK 800 milyon liraya ç›kar›lmas› için önerilerde bulundu. D‹E’nin önerisini görüflen heyet henüz cevap vermedi. Öte yandan patronlar ise zamm›n %2’yi geçmemesini, hatta s›f›r zam verilmesini önermektedir. Daha önce üç kez toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu görüflmelerden de bir sonuç ç›kmay›nca, 28 Aral›k’ta son kez toplanarak yeni asgari ücreti belirleyecek. Emperyalistler ve onlar›n yerli uflaklar› emekçilerin al›nteriyle kazand›klar›yla, emekçilerin s›rt›na yeni kamburlar yüklemeye devam ediyorlar. Bu sindirme ve bast›rma hareketine bir yerde dur denmedi¤i müddetçe sürüp gidecektir. Birileri saray dü¤ünleri yaparken birileri çöpten ekmek toplamaya devam edecektir. Bugün Türkiye emekçi halk› Irak’ta, Filistin’de zulme karfl› direnen halklar›n hakl› ve onurlu mücadelesinden feyiz almal›, ekme¤imize, afl›m›za, gelece¤imize göz koyanlar›n sömürü çarklar› k›r›larak, yerine eflit, özgür bir dünya kurulmal›d›r. Bunun yolu örgütlü mücadeleden geçmektedir. (Kartal) nin serbest dolafl›m›n› buna s›n›rlamalar getirilece¤i, zaten o “zafer” protokolünde vard›, ülkemize uygulanan vizenin bile devam edece¤i emperyalist ülkeler taraf›ndan söylenmektedir. Yalanlar söyleyerek, tüm kesimin hayallerle yaflamas›n› isteyen uflak AKP hükümeti Türkiye’nin büyük pazar olaca¤›n›, bu geliflmelerden de en fazla sermaye kesiminin kazançl› ç›kaca¤›n›, özellikle Türkiye’nin AB üyeli¤ine giriflinden sonra serbest dolafl›ma s›n›rlar getirilece¤ini, AB’nin genifllemesi ve Türkiye’nin AB’ye girmesiyle yeni ifl alanlar›n›n aç›lmayaca¤›n›, tersine ifl alanlar›n›n daralmas›na yol açaca¤›n›, iflçilerin durumunun ekonomik olarak daha da kötüleflece¤ini, örgütlenme konusunda ciddi zorluklar yaflanaca¤›n›, mal ve hizmetlerin fiyatlar› artarken, ücretlerin düflüce¤ini bunun ad›n›n dünyan›n her yerinde yoksullaflma oldu¤unu, AB ile müzakere sürecinin ülkemiz ekonomisinin en büyük sorunu olan boç yükünün s›k› mali politikalarla, özellikle de kat kat vergilerle biz emekçilere yüklenece¤ini anlatmad›lar, anlatm›yorlar, anlatmayacaklar. Bunlar› anlatmak, ülkemiz iflçi ve emekçilerini bilgilendirip, harekete geçirmek, sendikal birli¤imizi daha da gelifltirip güçlendirmek ertelenemez acil görevlerimizdendir. Tüm bunlar›n çözümü, emperyalist kölelik zincirinin k›r›l›p at›lmas› ve onlar›n uflaklar›n›n tarihin derinliklerine gömülmesinden geçer. Bunu er ya da geç çeflitli milliyetlerden Türkiye halk› öncünün yol göstericili¤inde gerçeklefltirecektir.
6
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
Köylü için bir sald›r› yasas› daha kabul edildi Ülkemizde ço¤unlu¤u küçük tar›m iflletmesine sahip köylümüzün yetifltirdi¤i ürünleri bir yandan kotalarla s›n›rland›rarak desteklemeden yoksun b›rakan emperyalist finans kuruluflu IMF dayatmas›yla, tar›msal faaliyet serbest piyasa koflullar›na terk edilirken di¤er yandan standart getirilen yasalar ç›kart›l›yor. IMF dayatmalar›yla tar›m› tasfiye eden egemenler köylüye üretmeyin derken, di¤er yandan AB’ye uyum yasalar› haz›rlayarak tar›mda emperyalistlerin ç›kar›na uygun standart belirlemeye çal›fl›l›yor. En son meclisten organik tar›m üretimi ve ticaretini belirleyen yasalarla, tohumculuk üretimi ve sertifikasyon yasas›n› geçirdikten sonra flimdi de “Tar›m Ürünleri Lisansl› Depoculuk Yasa Tasar›s›”na meclisten kabul oyu verdiler. Tasar›n›n amaçlar› “tar›m ürünlerinin ticaretini kolaylaflt›rmak, ürünlerin depolanmas› için sistem oluflturmak, ürün sahiplerinin mallar›n›n emniyetini sa¤lamak ve kalitesini korumak, ürünlerin s›n›f ve derecelerinin yetkili s›n›fland›r›c›lar taraf›ndan saptanmas›n› sa¤lamak, ürünlerin mülkiyetini temsil eden, finansman›n›, sat›fl›n› ve teslimini sa¤layan ürün senedi ç›karmak, standartlar› belirlenmifl tar›m ürünlerinin ticaretini gelifltirmek” olarak s›ralan›yor. Devletin denetimine iliflkin usul ve esaslar› düzenleyen yasan›n iflleyifli ise Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤› taraf›ndan yönetilecek. Ülkemizde ço¤unlu¤u küçük tar›m iflletmesine sahip köylümüzün yetifltirdi¤i ürünleri bir yandan kotalarla s›n›rland›rarak desteklemeden yoksun b›rakan emperyalist finans kuruluflu IMF dayatmas›yla tar›msal faaliyet serbest piyasa koflullar›na terk edilirken di¤er yandan standart getirilen yasalar ç›kart›l›yor. Tar›m ürünleri borsa-
c›l›k deneyimine sahip ve uzun y›llardan beri bu iflte gayet “baflar›l›” olan ABD emperyalizmi; lisansl› depoculu¤u ürünlerde stok tutma ve tar›m ürünlerinin desteklenmesinin bir parças› olarak sürdürmektedir. Buna karfl›l›k ayn› sistem, Dünya Bankas› arac›l›¤›yla, di¤er ülkelere kamu stoku tutma-tar›msal destekleme arac› olma ifllevlerinden s›yr›larak “pazarlanmaktad›r”. “Tar›m Ürünleri Lisansl› Depoculuk Kanunu Tasar›s›” da Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›’n›n çok uzun süredir Dünya Bankas› ile birlikte yürüttü¤ü “Ürün Borsalar›n›n Gelifltirilmesi Projesi” kapsam›nda haz›rlanm›fl bir yasa tasar›s›d›r. ABD’de tar›m ürünleri borsac›l›¤›n›n geliflmifl yap›s›, özellikle IMF taraf›ndan di¤er ülkelerin destekleme fiyatlar›n›n ABD borsa fiyatlar›na endekslenmesi söz konusuyken, bunda da Chicago ve Cansas borsalar› yönlendiricidir. ABD’de üretici fiyat düzeyinin korunmas›na yönelik çeflitli programlar çerçevesinde tar›m piyasalar›na müdahale edilerek al›m yap›lmakta ve oluflturulan kamu stoku lisansl› depolarda depolanmaktad›r. Türkiye’de ABD modeli sistemiyle kurdurulmaya çal›fl›lan lisansl› depoculuk sistemi, ülkenin özgün koflullar› ürün çeflitlili¤i, (bir üründe bile 20’den fazla çeflitlilik söz konusu), uygulanan tar›m politikalar›n›n IMF’ye ba¤›ml›l›¤›, sorunlu tar›m üretimi yap›ld›¤› ortadayken uygulat›lmaya çal›fl›lmakta-
FINDIK SEN’E KAPATMA DAVASI ‹çiflleri Bakanl›¤› üreticilerin sendika kuramayaca¤›n› gerekçe göstererek f›nd›k üreticileri sendikas›n›n kapat›lmas› için dava açt›. F›nd›k üretimiyle geçimini sa¤layan 2.5 milyon köylü ad›na kurulan ve merkezi Ordu’da bulunan F›nd›kSen’in Genel Baflkan› Kutsi Yaflar, üretici sendikalar›n›n hukuki dayanaklar›n› ulusal hukuk ve ulusal sözleflmelerden ald›¤›n› belirterek kapatma davas›ndaki esas amac›n üreticilerin örgütlenmesini engellemek oldu¤unu aç›klad›. Yaflar, “IMF, DB ve DTÖ’nün geri kalm›fl ve geliflmekte olan ülkelere dayatt›¤› programlarla o ülkelerin tar›m sektörü büyük darbeler alarak çökmektedir. Tar›m sektörü çökertilen ülkelerin insanlar› açl›k tehlikesiyle karfl› karfl›yad›r. Geliflmifl ülkeler bir yandan kendi üreticilerini alabildi¤ince desteklerken di¤er yandan geri kalm›fl ve geliflmekte olan ülkelerin üreticilerin desteklenmesini istememekte ve bu do¤rultuda iktidarlara yapt›r›mlar uygulamaktad›r. Böylelikle küreselleflme ad›n› verdi¤imiz azg›n canavar, kendi üreticilerini himaye etmenin bedelini dünyan›n yoksul üreticilerine ödetmektedir” dedi.Kapat›lma davas›n›n 31 Aral›k’ta görülece¤i aç›klamas› yap›ld›. (Samsun)
d›r. Haz›rlanan Lisansl› Depoculuk Yasa Tasar›s›na muhatap olacak tar›msal ürünler “hububat, bakliyat, pamuk, f›nd›k, tütün, ya¤l› tohumlar, bitkisel ya¤lar, rafine fleker gibi standardize edilebilen temel ve ifllenmifl tar›m ürünleri” olarak tan›mlanmakta oysa say›lan bu ürünlerde standardizasyon sistemi bulundu¤unu söyleyemeyiz. Örne¤in hububatta 100’ün üzerinde ekmeklik bu¤day çeflidi tohumluk materyal olarak kullan›lmakta. Bu durum kimyasal analiz olmaks›z›n fiziksel analiz ile ürün standard›n› olanaks›zlaflt›rmaktad›r. Tasar›da lisansl› depoculu¤un uygulanaca¤› ürünlerin neredeyse tümü, kamusal müdahale alanlar› d›fl›na ç›kart›lm›fl, ard›ndan her geçen y›l azalan al›m miktarlar› ile d›flar›dan sat›n al›r duruma geldi¤imiz ürünlerdir. Ülkemiz 10 y›l öncesinde üretimde dünya lideri oldu¤u bakliyat ürünlerinde d›fla ba¤›ml›, hububatta son y›llarda artan miktarlarda ithalat yapar hale getirilmifltir. Hububat ve bakliyatta TMO, müdahale al›m› ve piyasada fiyat dengelemesi görevinden tümüyle çekilmifl, adeta bir d›fl ticarette al›mlar yapan kuruma dönüflmüfltür. K›sacas› TMO, önce küçültülüp sonra özellefltirilmesi gerçekleflecek bir kurumdur. Bu da Türkiye’de hububat ve bakliyat sektöründe ve köylüler aç›s›ndan son derece sak›ncal› sonuçlar yaratacakt›r. Ülkemizde tar›msal alan› daraltan, serbest piyasada rekabete yö-
nelten IMF tar›m politikalar›n›n bir arac› olan bu yasa, ayn› di¤erleri gibi üretici yarar›na haz›rlanmam›flt›r. Tasar›ya hakim olan serbest piyasa koflullar›nda lisansl› depoculuk anlay›fl›, tar›mdan geçimini sa¤layan köylüye zarar getirecektir. (Samsun)
Devlet köylüyü görmek istemiyor! Patron-a¤a devletinin kuruldu¤u günden bugüne emekçi halk üzerindeki bask›lar her geçen gün artarak yo¤unlafl›yor. Ülkemizde bask› ve zulmün en çok uyguland›¤› kesimlerden biri olan köylüler her geçen gün daha da yoksullafl›yor. Son dönemlerde ise AB ile müzakere tarihinin tart›fl›lmas›yla tar›m›n tasfiyesi h›zland›r›lmaya çal›fl›l›yor. Zaten y›llard›r tasfiye edilen tar›m, AB’nin istekleri üzerine uflakl›kta s›n›r tan›mayan patrona¤an›n yeni politikalar›yla köylülük üretemez ve yaflayamaz hale getirilecek. Bu yüzdendir ki, yaflanan bu sald›r›lara karfl› onbinlerce köylü alanlara ç›k›p hayk›r›yor, her yerde yaflanan sald›r›lar› örgütsüz de olsa ç›kan sesleriyle protesto ediyor. Geçti¤imiz günlerde Ayd›n’da bunun büyük bir örne¤i gerçekleflti ve alanlar› dolduran onbinlerce köylü tar›m›n tasfiyesi ve AB emperyalizmine karfl› sloganlar›n› hayk›rd›.
Bu geliflmelere ra¤men devlet öncelerde de oldu¤u gibi yine köylüyü görmezden, duymazdan geliyor. Her fleyi kullanan devlet köylünün düflman› ve AB güdümlü politikalar›n savunucusu Prof. Dr. Mehmet Altan’a Tar›m Bakanl›¤› Toplant› Salonu’nda bir konferans verdirdi. Altan sözlerine köylüye sald›rarak bafllad›. “Bu adamlar oturuyor, hiçbirfley yapm›yor” diyen Altan “AB ve Türk Tar›m›” isimli konferansta yaklafl›k iki saat boyunca konufltu ve devletin AB güdümlü politikalar›n›n savunuculu¤unu yapt›. Tüm konuflmas› boyunca köylülü¤ün kesin olarak bitirilmesini savunan Altan devletin tar›m politikalar›n› elefltiren Ziraat Odalar›n›, sendikalar› ve pekçok DKÖ’yü rantç› olmakla suçlayacak kadar acizleflti. Aç›kça köylü düflman› oldu¤unu ortaya koyan Altan köylünün yan›nda olanlara da hakaret etmekten geri durmad›.
Altan, ilerleyen zaman içinde “Bu adamlar orada bofl bofl oturuyorlar. Kad›nlar›n da orada yaflam›n› karart›yorlar. Türkiye’deki kad›nlar›n %51’i k›rsalda. E¤er orada bofl bofl oturmazlarsa, o verimsiz parça parça toprak parçalar›nda oyalanmazlarsa daha iyi olur” gibi demagojilerle tar›m›n tasfiyesini savundu. Tar›m Bakanl›¤› personeline de ders vermekten geri durmayan Altan “tar›m›n nas›l azalt›laca¤›” sorusuna “modern iflletmelerin yarat›lmas›” fleklinde yan›t verdi. Bununla beraber yabanc› sermayenin ülkeye girmesini savunan Altan, tar›mda gerçekleflecek devrimin adresi olarak da Tar›m Bakanl›¤›’n› gösterdi. Ancak bu demagojilerin tamamen bir yan›ltmaca oldu¤u ise ortadad›r. Tar›m Bakanl›¤›’n›n yapaca¤› “tar›m devrimi” ile köylüler daha da yoksullaflacak, mecburi göçe zorlanarak, flehirlerde ucuz ifl gücü olarak açl›¤a mahkum edilecektir.
7
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
Toprak köylünün olmal›!
“Köylüler anlam›nda, ulusal anlamda, e¤itim anlam›nda faydalar›n›n koyulmas›na ra¤men Tür Köy Sen durduruluyor. A‹HM’e baflvurduk. Dava flu anda ‹nsan Haklar› Mahkemesinde. Ama sendikam›z kapanmadan önce de Ankara merkez olmak üzere flubelerimizi Tüm Köy Sen olarak de¤ifltiriyoruz.”
Köylünün yo¤un oldu¤u T. Kürdistan›’nda köylünün yaflad›¤› sorunlar ve s›k›nt›lar her geçen gün artarak devam etmekte. Urfa’da devlet borçlu köylülerin köylerini sat›l›¤a ç›kar›rken, Diyarbak›r Sinan köylüsünden sonra Marafl köylüsünün de topraklar› direkt devlet eliyle a¤aya sat›lmakta. Marafl’›n Pazarc›k ilçesi Nefsido¤anl› köyünde 50 y›ld›r üretim yapt›klar› Hazine arazilerinin toprak a¤as›na sat›lmas›na karfl› köylüler dava açt›lar. Dava sürerken topraklar›n› sürmek isteyen köylüler Sinan köylüleri gibi gözalt›na al›nd›. Patron-a¤a devleti bir yandan iflçinin eme¤ini di¤er yandan köylünün topra¤›n› aymazl›kla çalmaya devam ederken, hakk›n› arayan köylü coplanarak gözalt›na al›nmakta ve tutuklamalarla susturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Halk›n örgütlenmesinden, birlik olmas›ndan endifle ve korku duyan sömürücü devlet, geçti¤imiz aylarda da Tür Köy Sen’e keyfi uygulamalarla kapatma karar› ç›kartt›. Tüm bu uygulamalara karfl› mücadelesinde kararl› olan Tür Köy Sen, flubelerini Tüm Köy Sen olarak de¤ifltirerek kararl›l›klar›n› yapt›klar› kurultaylarla da köylüye duyuruyor. 17 Aral›k’ta Malatya Tek G›da-‹fl salonunda düzenlenen Tüm Köy Sen kurultay›na yüzlerce köylü kat›l›mlar›yla destek verdiler. Bu kurultay vesilesiyle Tüm Köy Sen Baflkan› fievki Konur’un bölgeye iliflkin düflüncelerini ald›k. -Son süreçte düzenledi¤iniz kurultaylarla amaçlad›klar›n›z nelerdir? Bildi¤iniz gibi bir süre önce Yarg›tay 9. Daire konusu olarak sendikam›za kapatma
davas› aç›ld›. Köylüler anlam›nda, ulusal anlamda, e¤itim anlam›nda faydalar›n›n koyulmas›na ra¤men Tür Köy Sen durduruluyor. A‹HM’e baflvurduk. Dava flu anda ‹nsan Haklar› Mahkemesinde. Ama sendikam›z kapanmadan önce de Ankara merkez olmak üzere flubelerimizi Tüm Köy Sen olarak de¤ifltiriyoruz. Ve bu nedenle bölgelerde flube kurultaylar›m›z› düzenleyerek bunlar› köylüye anlat›p onlar›n s›k›nt›lar›n› dinliyoruz. Ne yapmal›y›z, neler yap›labilir noktas›nda hep birlikte fikir al›flveriflleri yap›yoruz. Bu vesileyle flubemizin olmad›¤› yerlerde komiteler oluflturuyoruz. Mesela dün K. Marafl’tayd›k, Pazarc›k ilçesinin Narl› fiubesinde. Orada özel bir durum var. Pazarc›k ilçesinin Nefsido¤anl› köyünde 50 y›ldan bu yana bu topraklarda çal›flan köylüler bu topraklar›n kiras›n› ödemekte, evci olarak çal›flt›r›lmakta (anlaflmal› kirac› fleklinde). Bu durumdaki köylünün elinden topraklar al›n›yor, hazine arazilerini satma karar› ad› alt›nda, köylüye hiç haber verilmeden. Yöredeki binlerce topra¤a sahip olan a¤aya topraklar› satarak köylüleri topraklar›ndan at›yorlar. Ben üretici köylü sendikas› olarak valili¤e gittim ve böyle bir haklar› olmad›¤›n› söyledim. Bu uygulaman›n derhal durdurulmas› gerekti¤ini söyledim. Daha sonra Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›’na yaz›l› dilekçe göndererek bunun durdurulmas›n› söyledim. Bugün oraya geldi¤imde sendika olarak a¤aya bu uygulaman›n kanunsuz ve yanl›fl yap›ld›¤›na dair tapu iptal davas› açt›m. Köylüler bugün hala topraklar›n› ekmemifllerdi, 50 y›ld›r kendilerine ait olan topraklar› ekilmeden
duruyordu. Köylülerle konufltuk, bu topraklar› ekmeleri gerekti¤ini aksi takdirde bu durumu kabullenmifl olacaklar›n› anlatt›k. Ekmeye karar verdikleri takdirde onlar›n yan›nda olaca¤›m›z› söyledik. Ve 20 Aral›k günü topraklar› ifllemeye karar verdik. Jandarman›n, polisin engelleyebilece¤ini, buna ra¤men ekmekte kararl› olmam›z gerekti¤i noktas›nda ortaklaflt›k. -Malatya köylüsüne iliflkin ne düflünüyorsunuz? Biz bugün Malatya Tek G›da ‹fl salonunda kurultay›m›z› yapt›k ve istekli, kararl› köylülerle karfl›laflt›k. Malatya’daki köylünün di¤er illere göre farkl› bir yap›s› var. ‹l merkezinde % 90 oran›nda tar›mla u¤raflan, tar›mla geçinen köylü nüfusa sahip. Kay›s›, fleker pancar› bu insanlar›n tek geçim kayna¤›. Kültürüyle, köylüsüyle farkl› bir il. Malatya’da köylünün örgütlenmesi, örgütlülü¤ün hayat bulmas› daha kolay ve rahat. Ayr›ca co¤rafi olarak da merkezi bir ilimiz. -Bölgenin geneli hakk›nda ne söyleyebilirsiniz? Malatya, Ad›yaman, Tunceli, Gaziantep flubelerimiz var. Bölgenin di¤er illerinde de flube giriflimlerimiz mevcut. Malatya’y› merkez olarak düflünüyoruz. Bölge esas olarak tar›mla geçinmekte. Biliyorsunuz Diyarbak›r’da Sinan köylülerinin yaflad›klar› s›k›nt›lar var. Bölgede köylü s›k›nt›l›. Onlar›n bilinçlenmesi laz›m. Biz köylünün kendi ekti¤i tarlaya sahip olmas›ndan yanay›z. Ben ne olursa olsun köylünün yan›nday›m. Üreten birisi olarak tutuklansak da, gözalt›na al›nsak da birlikteyiz. (Malatya)
Ulusal Tar›m Kongresi: Siyasilerden flov, köylülerden protesto! Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i (TZD) taraf›ndan bu y›l dördüncüsü gerçeklefltirilen Ulusal Tar›m Kongresi’nde hükümet köylüler taraf›ndan protesto edildi. 21-22 Aral›k tarihleri aras›nda düzenlenen Kurultay’›n ilk gününde siyasiler flov yapt›. Sahneye ç›kan her konuflmac› köylünün sorunlar›n› bildi¤ini söylerken en iyi icraatlar› da kendisinin yapt›¤›n› iddia etti. 9. Cumhurbaflkan› Süleyman Demirel kendini savundu ve köylünün yan›nda oldu¤unu belirterek, “fiehirde ne varsa köyde de o olacak diyen benim” sözlerini kulland›. CHP Genel Baflkan› Deniz Baykal tar›m›n bitirilme aflamas›na geldi¤ini belirterek “Tabiat vurmufl bir de devlet vuruyor” dedi. Eski Tar›m Bakan› Yusuf Ziya Gökalp icraatlar›n›n hata oldu¤unu söyleyerek günah ç›kard›. Siyasiler tar›m›n geldi¤i noktay› yeniden keflfederken(!) Tütün Yasas›, fieker Yasas›, IMF anlaflmalar›n›n alt›nda imzalar› oldu¤unu ise söylemeyi unuttular(!) Konuflmalardan sonra salonu terk eden siyasiler, köylülerin sorunlar›na olan duyarl›l›klar›n› ve gerçek kimliklerini gösterdiler. ‹lk gün konuflan Ziraat Odalar› Baflkanlar›, tar›m›n içinde bulundu¤u durumu, köylülerin yaflad›¤› s›k›nt›lar› anlatt›lar. Ceyhan Ziraat Odas› Baflkan› Yavuz Tezcan, Türki-
ye tar›m›n›n Türkiye’den de¤il Washington’dan yönetildi¤ini söyledi. Ikinci gün söz alan Tarifl Baflkan› Cahit Çetin, AB ülkelerinde tar›m üretimi art›r›l›rken, ülkemizde üretimsizli¤in dayat›ld›¤›n›, Dünya Bankas›’n›n projeleriyle tar›m›n tamamen bitirilmek istendi¤ini belirtti. Tek G›da-‹fl Dan›flman› Tülay Özarman da, 2000 y›l›nda 220 bin ton olan tütün üretiminin Tütün Yasas›’n›n ard›ndan 2004’te 110 bin tona düfltü¤ünü ifade ederek Ege’de üretici say›s›n›n %46 azald›¤›n› söyledi. Özarman, konuflmas›n› “özellefltirme talan›na, soygununa karfl› dural›m” ça¤r›s› ile bitirdi. ÜRETMEK ‹ST‹YORUZ! “Biz Üretmek ‹stiyoruz” sloganlar›yla bafllayan kongrede köylüler görmezden gelindi. Kürsüye ç›kan TBMM Tar›m Orman ve Köy ‹flleri Komisyon Baflkan› Vahiç Kiriflçi protestolar yüzünden konuflmas›n› yar›m kesmek zorunda kald›. Kongrede konuflma yapacak olan Tar›m Bakan› da ayn› protestolarla karfl›laflt›. Kongreye pek çok siyasi parti ve tar›m örgütleri yönetimleri de kat›l›rken Suruç’tan
gelen köylüler açt›klar› dövizlerle hükümeti k›nad›lar. “Suruç Ovas› çöl oluyor”, “Suruç köylüsü su bekliyor” vb. dövizler açarak tepkilerini gösteren Suruç köylüleri
kongreye kat›lan milletvekilleri ve bakanlar taraf›ndan görmezden gelinirken, medyan›n ilgi oda¤› oldu. Rize’den yöresel k›yafetleri ve elinde de bir f›nd›k fidan› ile gelen bir köylü de devletin Karadeniz k›rsal›nda h›zland›rmaya çal›flt›¤› tar›m›n tasfiye politikalar›na tepki gösterdi. Kürsüye ç›karak konuflma yapan Vahiç Kiriflçi önceki hükümeti günah keçisi yerine
koyup “Bizim dönemimizde tar›m iyiye gidiyor” deyip “AB’nin isteklerinin neresi kötü?” deyince salondan tepkiler yükselmeye bafllad›. Küçük üreticinin yok edilece¤ini de çekinmeden söyleyen Kiriflçi, tepkiler yüzünden kürsüyü terk etti. “B‹ZE H‹KAYE OKUMA” ATO Baflkan› Sinan Aygün’ün de konuflma yapt›¤› kongrede ç›kan Tar›m Bakan› Sami Güçlü’nün konuflmas› da protestolarla karfl›land›. Farkl› bölgelerden konuflmac›lar›n ard›ndan konuflma yapan Güçlü, Türkiye’nin 10 y›l içinde tar›mda büyük at›l›mlar yapmas› gerekti¤ini savundu. Konuflmas›na fliir okuyarak devam eden Güçlü’ye köylülerden “Bize hikaye okuma, sudan, pamuktan bahset” diye tepkiler ya¤d›. Bakan’›n üreticilerin sözlerine vurdum duymaz tavr› üzerine ellerindeki dövizleri y›rt›p yere atarak salonu protestolarla terk eden Suruçlu köylüler salondan ç›k›nca Güçlü “Do¤ru konuflsunlar”(!) tehditleri ya¤d›rd›ktan sonra kürsüden indi. Aç›l›flta konuflmas›n› yapm›fl olan TZD Baflkan› ‹brahim Yetkin ise “Kimse hakl› olan üreticiye dil uzatmas›n” yan›t›n› verdi. (Ankara-‹zmir)
8
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
‹Ü faflizme mezar olacak: Zafer devrimcilerin olacak!
13 Aral›k Pazartesi günü ‹stanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ö¤rencilerinin sivil faflistlerce sald›r›ya u¤ramas› üzerine kendilerini soda flifleleri ve tafllarla koruyan devrimci, demokrat, yurtsever ö¤rencilere “profesör” Can Gökdo¤an’›n da onay› ile polis sald›rm›fl, göstermelik olarak sivil faflistlerden bir kifliyi gözalt›na alarak geri kalan bütün devrimci ö¤rencilere terör estirmiflti. Gözalt›na al›nan arkadafllar› için 14 Aral›k Sal› günü Sultanahmet Adliyesi önünde bas›n aç›klamas› yap›lmak istenirken “Dünkü çat›flmada tespit etti¤imiz 20 kifli var aran›zda” diyen polis, eyleme yine sald›rm›fl burada gözalt›na al›nan ö¤rencilerle beraber toplam gözalt›na al›nanlar 148 kifli olmufltu. 16 Aral›k günü ço¤u serbest b›rak›lan ö¤renciler tutuklanan 7 arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas› için ve üniversitelerdeki polis ve rektör destekli sivil faflist sald›r›lara karfl› eylem yapt›. Kampüs içinde sesli ça¤r›lar yapan ö¤renciler, kampüs kap›s›na do¤ru giderek saat 14:00’te yap›lacak olan E¤itim-Sen fiubeleri’nin bas›n aç›klamas› kitlesiyle birleflti. “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Beyaz›t faflizme mezar olacak”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› aras›nda E¤itim-Sen ad›na aç›klama yapan 5 No’lu fiube Baflkan›
Necdet Uygun ‹stanbul’da polisin sald›r›lar›n›n pervas›zca artt›¤›n›, 8 Aral›k’ta Kad›köy’deki emekçilere sald›r›l›rken bugünlerde ise Beyaz›t’ta kendine “ülkücü” diyen bir grubun sat›r ve zincirlerle ö¤rencilere sald›r›ld›¤›n›, polisin onlara destek oldu¤unu söyledi. Uygun, sa¤-sol çat›flmas› olarak lanse edilmeye çal›fl›lan bu duruma gerçekte polisin ortak oldu¤unu belirterek, üniversitelere bu sat›rl› sald›rganlar›n nas›l girdi¤ini ve bu sald›r›lar›n münferit mi yoksa sistematik mi oldu¤unu merak ettiklerini söyledi. Uygun’un konuflmas›n›n ard›ndan sözü alan ö¤renciler özelde ‹stanbul Üniversitesi genelde ise tüm ülkedeki üniversitelere sald›r›lar›n artt›¤›n› belirterek ülkede geri konuma düflen faflist MHP’nin flimdi siyaset arenas›na sokulmak istendi¤i için polis ve idare destekli/güdümlü bu sald›r›lar›n yafland›¤›n› anlatt›. Üniversiteye sald›r› s›ras›nda polisin önce faflistleri kampüsten ç›kararak onlar›n güvenli¤ini ald›¤›n› sonra ise gaz bombalar› ile üniversitede bulunan herkese sald›rd›¤›n› belirten konuflmac› polis fezlekesinde ise rektör Tankut Cansel ve rektör yard›mc›s› ve güvenlik dan›flman› Prof. Can Gökdo¤an’›n izni ile polisin okula girdi¤ini yazd›¤›n› söyledi. 14 Aral›k’ta davaya ç›kart›lan arkadafllar›n›n ve onlara destek için Sultanahmet adliyesi d›fl›nda toplanan 148 arkadafllar›n›n da polis sald›r›s›yla gözalt›na al›nd›¤›n› belirten konuflmac› “Arkadafllar›m›z›n tutuklanma sebebi e¤itim ve ö¤retim hakk›n› engellemektir. Oysa e¤itim hakk›m›z›, okula polis sokan yönetim, gaz bombalar›yla okulu talan eden polis engellemifltir” dedi. Durumu protesto etmek için sloganlar ve
za” sloganlar› ile bir araya gelen kitle ad›na bir ö¤renci bas›n metnini okudu. Konuflmac›, polisin, rektörlü¤ün ve MHP-Ülkü Ocaklar›n›n elele yapt›¤› bu sald›r›lar›n aç›kça üniversite gençli¤ini hedef ald›¤›n› ve Avrupa Birli¤i süreci diye Türkiye’de gizlenmeye çal›fl›lan gerçe¤in bu oldu¤unu vurgulad›. Daha sonras›nda tutuklanan ‹smail Karatepe ve Naz›m Soylu’nun babalar› Cafer Karatepe ve Mehmet Soylu konufltu. Cafer Karatepe ö¤rencilerin burada koyun gibi
güdülmek istendi¤ini ve insan de¤il köle olarak yetifltirilmek istendi¤ini belirterek “Çocuklar›m›z tutukland›ktan sonra ö¤rendik ki birçok ö¤renciye soruflturmalar aç›lm›fl. Biz buna karfl› örgütlenmeliyiz. Çocuklar›m›z geleceklerine sahip ç›kmak için örgütlenebiliyorsa biz de onlara sahip ç›kmak için örgütlenmeliyiz” dedi. Karatepe’den sonra konuflan Mehmet Soylu önce arkadafllar› için eylem yapan ö¤rencileri selamlayarak sözlerine bafllad›. Devrimci ö¤rencilerin “e¤itim hakk›n› engelleme ve okula silahla gelmek” bahanesiyle soruflturma ve tutuklama terörüne tutuldu¤unu anlatan Soylu “Faflistlerin elindeki sat›rlar›, sopalar›, zincirleri kim buraya soktu? Faflistlerdir, rektörlük ve polistir. Bu kadar ‘güvenlik’ önlemine ve metal aray›c›lar›na ra¤men faflistlerin tafl›d›¤› silahlar bu flekilde okula sokuldu. Siz kameraman arkadafllar, kameralar›n›z› b›rak›n ve flu hayata bak›n. Bu hayat devlet taraf›ndan sürekli bo¤ulmaya, öldürülmeye çal›fl›l›yor. Üniversitelerde, Dersim’de, Tokat’ta, F tiplerinde. Düflünen yaflam öldürülmek isteniyor. Buna karfl› biz de çocuklar›m›z›n meflru mücadelesinin yan›nday›z. Ve bunu sapt›rarak anlatanlar, tarihi sapt›ranlar ve bunun karfl›s›nda duranlar haysiyetsiz halk düflmanlar›d›r” dedi. Destek vermek için bas›n aç›klamas›nda bulunan TMMOB ad›na konuflma yapan Meftun Gürdallar ise geçmiflte de hep bunlar›n yafland›¤›n›, afifl asan ö¤rencilere bile sald›r›ld›¤›n› anlatarak “Art›k yeter. Buradaki polisin görevi ö¤rencileri korumak olmal›. Polis, okula ö¤rencilere sald›rmak için silah tafl›yanlar› sokmamal›, bunun tersi bu ülkeye ihanettir” dedi. “Katil polis iflbirlikçi idare”, “Katil polis üniversiteden defol” sloganlar›yla devam eden eylem ö¤renci ailelerinin tutuklamaya itiraz etmek için Sultanahmet Adliyesi’ne gidece¤ini aç›klamas›yla bitti. (‹stanbul)
fer’in bu yürüyüflün parçalar› oldu¤unu söyledi. Son olarak “biz Partizan okurlar› ve YDG’liler olarak Nepal halk›n›n devrim yürüyüflünü bir kez daha selaml›yoruz ve bu yürüyüflün destekçisiyiz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan flu an Hindistan’da tutsak olan Gajurel’e, toplanan “Nepal halk›n›n hakl› mücadelesini destekliyoruz. Devrimci selamlar” Türkçe ve ‹ngilizce yaz›l› kartlar yollan›rken eylemde halk savafl›n›n tüm h›z›yla sürdü¤ü de belirtildi. Eylemde s›k s›k
“Nepal, Filipinler, Peru, Hindistan, Türkiye Savafl›yor”, “Yaflas›n Halk Savafl›”, “fian olsun Nepal Halk Savafl›’na”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yoldafl Gajurel yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar at›ld›. Eylem alk›fllarla bitirilirken polisin yo¤un flekilde Eski Sümerbank’›n bulundu¤u cadde üzerinde ve Konak Meydan›’nda oldu¤u görüldü. Eyleme devrimci dayan›flman›n güzel örne¤ini sergileyen BDSP ve DHP’liler de kat›ld›. (‹zmir)
alk›fllarla bas›n aç›klamas›n› bitiren E¤itimSen üyeleri ve ö¤renciler da¤›l›rken sloganlar›yla faflizme hangi k›l›kta gelirse gelsin geçit vermeyeceklerini bir kez daha hayk›rd›lar. “YAfiAMI KATLEDEMEYECEKS‹N‹Z!” 13 Aral›k günü polis-rektör ve sivil faflistlerin ‹Ü Beyaz›t Kampüsü’nde yapt›¤› sald›r›da tutuklanan devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin serbest b›rak›lmas› için 23 Aral›k Perflembe günü ailelerle bir araya gelen devrimci demokrat ve yurtsever ö¤renciler saat 11:00’de Beyaz›t Meydan›’nda eylem yapt›lar. Kitlesel bir flekilde caddeden ve kampüsün içinden gelen kitle iki pankart eflli¤inde ‹Ü kap›s› önünde bulufltu. “Beyaz›t Faflizme mezar olacak”, “Sald›ran devlettir, seyretme yan›t ver” “Faflizme karfl› omuz omu-
fian olsun Nepal Halk Savafl›’na ‹zmir’de Partizan okurlar› ve ‹zmir Yeni Demokrat Gençlik 1996 y›l›nda bafllayan ve bugün stratejik sald›r› aflamas›yla süren Nepal Halk Savafl›’n› selamlamak, Hindistan yay›lmac›l›¤› taraf›ndan tutsak edilen Gajurel’le ve Nepal halk›yla dayan›flmak ve Nepal Monarflisine destekte bulunan ABD, ‹ngiltere, Hindistan gibi ülkeleri k›namak için 18 Aral›k 2004 tarihinde Konak-Eski Sümerbank önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Saat 13:30’da bir araya gelen Partizan ve YDG kitlesi alk›fllarla eylemi bafllatt›. Eylemde “fian olsun Nepal halk›n›n devrim yürüyüflüne” yaz›l› Partizan ve YDG imzal› pankart aç›ld›. Ayr›ca NKP (Maoist)’in Siyasi Büro Üyesi Gajurel’in resmi, Nepal halk›n›n Gajurel’le ilgili eylem resmi döviz olarak tafl›n›rken, YDG ve Partizan flamalar› da aç›ld›. “Nepal halk› yaln›z de¤ildir” slogan›yla bafllayan eylemde bas›n metnini Partizan dergisinden Gülseren Diken okudu. Diken, ABD’nin Ortado¤u’daki
sald›r›lar›na de¤inerek bu sald›r›lar›n tüm dünyada oldu¤unu vurgulad›. Halklar›n ise Irak’ta, Filistin’de, Türkiye’de, Nepal’de, Peru’da, Filipinler’de, Hindistan’da ve daha birçok ülkede bu sald›r›lara karfl› direndi¤ini anlatt›. Özellikle Nepal halk›n›n 1996’dan bugüne 8 y›ll›k flanl› yürüyüflüne vurgu yapan Diken, bu sald›r›lar sonucunda Nepal’de birçok devrimci ve komünistin flehit düfltü¤ünü bir o kadar›n›n da tutsak edildi¤ini, bunun en somut örne¤inin ise Gajurel oldu¤unu söyledi. Nepal’deki yürüyüflün stratejik sald›r›yla sürdü¤ünü, ABD’nin yaflanacak devrimle olas› bir iflgalinin gündeme gelebilece¤ini belirten Diken “Ancak unutmas›nlar Vietnam’›n yankeelere nas›l mezar oldu¤unu. Ayn› sonu Nepal’de de yaflayacaklard›r” dedi. Halk savafl› mücadelelerinin MarksizmLeninizm-Maoizm biliminin güzergah›nda Nepal, Filipinler, Hindistan ve Peru’da Gonzalo’nun savafl sloganlar›yla sürdü¤ünü belirten Diken bunun Türkiye aya¤›nda ise Muharrem, Aflk›n ve Ca-
9
12
ABD iflgaline “karfl›” eylem Bursa’da birçok kurumdan oluflan “Bursa Ortado¤u’da Savafla ‹flgale ve Katliamlara Karfl› Birlik” taraf›ndan 18 Aral›k Cumartesi saat 14:00’te Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamaya bafllamadan önce ‹stiklal Marfl›’n›n okundu¤u eylemde E¤itim-Sen fiube Baflkan› Saim Gültekin ve Bursa Mali Müflavirlik temsilcisi Özcan Pamuk birer konuflma yapt›lar. Kendilerine Bursa Ortado¤u’da Savafla, ‹flgale ve Katliamlara Karfl› Birlik (BSMMMO, TMMOB, ‹KK, Mimarlar, ‹nflaat Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odalar›, HAR-KAD, fiehir Planc›lar› Odas›, Eczac›lar, Elektrik Müh, Kimya Müh odalar›,
Türk-‹fl, D‹SK, KESK, T. KamuSen, Memur-Sen, ÇHD, ADD, CHP, SHP, ÖDP, EMEP, SP, SDP, DEHAP ve Mazlum-Der) diye adland›ranlar›n içinde CHP, ADD, T. Kamu-Sen, Memur-Sen gibi faflist kurumlar da bulunuyor. (Bursa) KAHROLSUN AB EMPERYAL‹ZM‹ Büyük gürültüyle halk›m›z›n yaflad›¤› sorunlardan kurtulufl olarak gösterilen Avrupa Birli¤i protesto edildi. 17 Aral›k günü Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n Brüksel’de sürdürdü¤ü görüflmeler s›ras›nda saat 18:00’de Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen Yeni Demokrat Gençlik, Ekim Gençli¤i, Kald›raç, Devrimci Mücadele Gençli¤i, Demokratik Gençlik Hareketi, Özgür E¤itim Platformu ve Devrimci Proleter Gençlik AB’nin sömürü ve açl›k oldu¤unu söylediler. “Kahrolsun AB emperyalizmi” sloganlar› atan eylemciler
“AB’nin emperyalistlerin ittifak› oldu¤unu, iflçilerin emekçilerin eme¤ini sömürdü¤ünü” belirttiler. (Ankara) ABD, ‹NG‹L‹Z VE ‹SRA‹L MALLARINA BOYKOT Memur-Sen Genel Merkezi, ABD, ‹ngiliz ve ‹srail mallar›n› boykot karar› ald›¤›n› aç›klad›. Memur-Sen Elaz›¤, Tunceli, Ad›yaman, Bingöl ile Malatya fiubeleri Bölge Baflkan› fiahin Kayaduman konuyla ilgili Evrensel gazetesine bir aç›klama yaparken boykot karar›n›n sadece kendileriyle s›n›rl› kalmamas›n› isteyerek, Ortado¤u’da yaflanan katliamlar›n sponsorlu¤unu üstlenen flirketlerin ve devletlerin tüm mallar›n›n herkes taraf›ndan boykot edilmesi gerekti¤ini söyledi. Kayaduman “emperyalizme karfl› bütün dünya halklar›n›n bir bütün olmas› gerekmektedir. Birleflmifl Milletler’in misyonu, ortal›¤› kan gölüne çevirmek olmamal›d›r. Türkiye’nin de içinde yer ald›¤› NATO kesinlikle da¤›t›lmal›d›r. Biz Memur-Sen olarak ‹srail ve Amerika gibi sald›rgan devletlerle bütün askeri ve ticari iliflkilerin kesilmesini istiyoruz” dedi. (Kartal)
Paran yoksa yaflama flans›n da yok! AB girifl sürecinde görüntüye oynayan faflist Kemalist TC devleti katliamlarda s›n›r tan›m›yor ve bundan sonraki zaman diliminde de katliamc› yan›n› frenleme gibi bir kayg› tafl›mayaca¤›n› emekçi halka bir kez daha göstermifltir/göstermeye de devam edecektir. U¤ur Kaymaz ve babas›n›n Mardin K›z›ltepe’de “terörist” olduklar› gerekçesiyle katledilmesinin üzerinden 15 gün geçmiflken, olay, yer farkl› olmas›na ra¤men zanl› ayn›yd›. Biri “terörist” oldu¤u gerekçesiyle faflizmin kurflunlar›na hedef olurken, di¤eri 77 milyonu olmad›¤› için tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmiflti. Yans›y›fl› bak›m›ndan iki olay fakl›l›klar arz etse de olaylar›n arkas›nda sistemin çürümüfl ve insana de¤er vermeme anlay›fl›n› kolayl›kla görebiliriz. Birincisinde direkt silah kullan›larak baba o¤ul katledilmifl, ikincisinde paras› olmad›¤› için bir kad›n katledilmifltir megaköy ‹stanbul’da. Bu da bir kez daha bizlere flunu göstermektedir ki, egemenlerin sözcülü¤ünü yapan AKP hükümetinin a¤z›na sak›z yapt›¤› demokrasi ve insan haklar› laftan öteye gitmemektedir. Onlar›n demokrasisi paras› olmayan›n okuma, tedavi olma hakk›n›n elinden al›nmas›d›r. Onlar›n demokrasisi kendine muhalif olan› ortadan kald›rma
“özgürlü¤ünü” ellerinde bulundurmalar›d›r. 6 Aral›k 2004 tarihinde pazarda fenalaflan ve bunun üzerine evine getirilen Eylem Erdem evde daha fazla kötüleflince saat 11:30’da Kartal Devlet Hastanesine kald›r›lm›flt›r. Burada hastane yönetiminin ihmalkarl›¤› ve vurdumduymazl›¤› sonucunda hastan›n tedavisi geciktirilmifltir. 77 milyon tomografi ücreti bulununcaya kadar hasta ac›lara mahkum edilmifltir. Beyin kanamas› geçiren Eylem Erdem’e hastaneye getirildi¤i andan saat 16:00’a kadar gerekli müdahale yap›lmam›fl ve 16:30’da yap›lan ameliyat olumlu sonuç vermemifltir. Ve Eylem, yo¤un bak›m için kald›r›ld›¤› Özel ‹sviçre Hastanesi’nde beyin ölümü teflhisiyle 7 Aral›k tarihinde yaflam›n› yitirmifltir. Eylem Erdem’in yaflam›n› yitirmesinden sonra ailesi olay›n peflini b›rakmam›fl ve hukuksal anlamda haklar›n› aramaya devam etmifllerdir. Bunun için 9 Aral›k tarihinde Kartal Devlet Hastanesi Acil Servis giriflinde bas›n aç›klamas› yaparak suçlular›n cezaland›r›lmas›n› istemifller ve devletin sa¤l›k anlay›fl›n› protesto etmifllerdi. Son olarak 17 Aral›k 2004 tarihinde Kartal Adliyesi önünde toplanan Eylem Erdem’in ailesi ve dostlar› bas›n aç›klamas› yap›p suç
duyurusunda bulundular. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda; “Baflbakana ve Sa¤l›k Bakan›na buradan bir kez daha sesleniyoruz; yalanc›s›n›z, riyakars›n›z çünkü ‘‹nsanlar hastanelerde rehin kalmayacak’ diyen sizlersiniz. Evet, bir yerde do¤ru söylüyorsunuz rehin alm›yor, hastalar›m›z› öldürüp bize teslim ediyorsunuz. Eylem’in ölümünün üzerinden bir hafta zaman geçti, tüm medyada genifl yer ald›. hükümet olarak ne yapt›n›z, ne dediniz? Soruyoruz; susarak katillerin arkas›nda m› duruyorsunuz? ‹l sa¤l›k müdürüne soruyoruz ‘Eyleme gereken müdahale yap›lm›flt›r’ derken kimlerden bilgi alm›flt›r?” denildi. Yap›lan bas›n aç›klamas› at›lan “Herkese ücretsiz sa¤l›k herkese ücretsiz e¤itim istiyoruz” sloganlar›yla sona erdi. (Kartal)
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 ✔ ÜMRAN‹YE’DE YAZILAMA Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde TKP/ML TMLGB militanlar› taraf›ndan yaz›lama eylemleri gerçeklefltirildi. Konuyla ilgili posta kanal›yla gönderilen aç›klamada flöyle denildi; “Emperyalizmin tasfiyeci-reformist sald›r›lar›na karfl› Proletarya Partisi’nin yi¤it savaflç›lar› Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara’n›n belinde mermisi, elinde keleflleriyle düflmana att›klar› bombalar tasfiyeci çizgiyi parçalam›fl ve silahl› mücadelede halk savafl›n›n ›srarc›s› olduklar›n› yeniden kan›tlam›flt›r. Yi¤it yoldafllar›m›z›n düflmana karfl› verdikleri savafl›mda flehit düflmeleri biz Komsomolculara üzüntü ve kederden çok Marksizm-Leninizm-Maoizm’de sebat etme mesaj› vermifltir. Bizler de bu mesaj› halk›m›za tafl›mak amac›yla Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde 21 Aral›k’ta yaz›lama eylemleri gerçeklefltirdik. “fian olsun halk için ölenlere, silah elinde düflenlere”, “Dersim flehitleri yafl›yor T‹KKO savafl›yor”, “Ya k›z›l kan›m›z yere akacak, ya k›z›l bayra¤›m›z doruklarda dalgalanacak”, “‹brahim’den Mehmet’e yaflas›n partimiz TKP/ML”, “K›z›l kanlar› topra¤a akanlar› k›z›l namlularda yaflataca¤›z”, “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “Nepal, Filipinler, Türkiye MLM ile ilerle”, “Emperyalizme karfl› halk savafl›”, “Yaflas›n halk savafl›”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, Komünist Gençlik Örgütü TMLGB” sloganlar› yaz›lm›fl ayn› zamanda yo¤un flekilde TKP/ML T‹KKO ve TKP/ML TMLGB imzalar› at›lm›fl ve eylem baflar›yla gerçeklefltirilmifltir.” (H. Merkezi) ✔ ULAfiIM ÜCRETLER‹ DÜfiÜRÜLSÜN Daha önce toplad›klar› imzalar› Büyük fiehir Belediyesi ve fioförler Odas›’na vererek flehir içi ulafl›m ücretlerinin düflürülmesini isteyen M.Ü ö¤rencileri 15 Aral›k Çarflamba günü yapt›klar› bir eylemle yüksek ücretleri protesto etti. Rektörlük önünde Cumhuriyet Alan›’nda toplanan ö¤renciler burada kendi yapt›klar› temsili bir dolmuflla “Ucuz ulafl›m istiyoruz”, “Yol ücretleri düflürülsün” sloganlar› atarak üniversite giriflindeki otobüs dura¤›na kadar yürüdü. Burada bir aç›klama yapt›ktan sonra Meslek Yüksek Okulu içerisine dönerken üniversiteye gelen sivil polislerin kendilerini kameraya çekmesini ve okul içerisine girmesini engellemek isteyen ö¤rencilere polis sald›rd›. Ö¤rencilerden sald›r›ya u¤rayan Tolgahan Y›ld›r›m “Bilim üretmesi gereken bir üniversitede bunlar yaflan›yorsa biz can güvenli¤imizden endifle duyuyoruz” dedi. (Mersin) ✔ TRAF‹K TERÖRÜNÜN SORUMLUSU DEVLETT‹R Tarsus’ta hiçbir önlem al›nmayan hemzemin geçidinde yaflanan trafik kazalar› protesto edildi. Hiçbir levhas›, koruyucu bariyerleri olmad›¤›ndan kaynakl› yaflanan tren kazas› sonucu 4 kiflinin öldü¤ü, 4 kiflinin de yaraland›¤› hemzemin geçitte bas›n aç›klamas› yap›ld›. Kavakl› Mahallesi Yavuz Sultan Selim Bulvar›’ndaki hemzemin geçite gelen Al›nteri, ÇKM, Meydan Halkevi’nin yapt›¤› aç›klamada “Trafik terörünün sorumlusu devlettir”, “Trafik terörü can al›yor devlet susuyor”, “Sorumlular bulunsun hesap sorulsun” sloganlar› at›l›p dövizler tafl›nd›. Aç›klamay› okuyan Cem Çepe “biz buna cinayet diyoruz, çünkü kaza yerinde uyar› levhas› yok. Koruyucu bariyer yok. Devlet demiryollar› bu konuda bir önlem alm›yor” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan hemzemin geçidine karanfil b›rak›ld›. (Mersin)
10
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
“Ceza ‹nfaz Yasas› iptal edilsin”
Yeni ‹nfaz Yasas›’n›n Meclis’ten geçirilmesiyle beraber tecrit karfl›tlar›n›n sesini k›saca¤›na inananlar 26 Aral›k Pazar günü ne kadar yan›ld›klar›n› anlad›lar. Tecrit ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› Karfl›t› Birlik ad›n› Tecrit ve Yeni ‹nfaz Yasas› Karfl›t› Birlik olarak de¤ifltirerek tecrit bitmeden mücadelelerinin bitmeyece¤ini bir kez daha ortaya koydu. Saat 12:00’de Galatasaray Li-
sesi önünde toplanan kitle alk›fllar› ve “Ceza ‹nfaz Yasas› iptal edilsin” sloganlar› ile eylemlerini bafllatt›. Birlik ad›na bas›n metnini okuyan Kader Özdemir yeni yasayla beraber içerdeki ve d›flardaki muhalefeti bast›rman›n düflünüldü¤ünü, yasa geçmeden önce iki ay boyunca Kand›ra F tipi Hapishanesi’ndeki uygulamalar›n yasan›n zaten içeri¤ini ve amac›n› belli etti¤ini söyledi. 7 Aral›k günü ESP’nin Ankara’da yapt›¤› tecrit karfl›t› eyleme olan sald›r›y› k›nad›klar›n› aç›klayan Özdemir, tutuklanan ESP’lilere iflkence yap›ld›¤›n› ve görevlerini yaparken tutuklanan 7 At›l›m ga-
zetesi muhabirinin de devrimci kad›n kimliklerinden dolay› iflkence ve cinsel tacize maruz b›rak›ld›¤›n› söyledi. Özdemir yaflanan bunca sald›r›ya ra¤men y›lmayacaklar›n› ve devrimci dayan›flman›n en güzel örneklerinden biri olan 19 Aral›k mitinginin tüm zorluklara ra¤men yap›ld›¤›n› tekrardan hat›rlatarak “Bir kez daha buradan hayk›r›yoruz ki; devrimci irade teslim al›namaz. Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” dedi. Kitlenin yo¤un flekilde “Ceza ‹nfaz Yasas› ‹ptal Edilsin”, “Devrimci Tutsaklar Yaln›z De¤ildir”, “Devrimci ‹rade Teslim Al›namaz” sloganlar›n› att›¤› aç›klaman›n ard›ndan 5 dakikal›k oturma eylemlerine geçildi. Çaw Bella marfl›n›n okundu¤u oturma eyleminin ard›ndan yine sloganlar›yla kalkan kitle bas›n aç›klamas›n› bitirdi. (‹stanbul)
‹zmir’de ‹nsan Haklar› Haftas› etkinlikleri ‹zmir ‹HD, karakollarda broflür da¤›tt› ‹nsan Haklar› Haftas› dolay›s›yla ‹zmir’deki 4 polis karakolunu ziyaret eden ‹HD ‹zmir fiubesi’nden bir heyet, ilk ziyaret etti¤i karakolda gözalt›nda bulunanlara “Haklar›n›z› biliyor musunuz?” broflürünü verdi. Heyet öncelikle 15 Aral›k günü Alsancak Polis Karakolu’nu ziyaret etti. Karakol amiri
ile görüflmek isteyen heyet, amirin yerinde olmamas› nedeniyle görüflemedi. Heyet ard›ndan gözalt›nda bulunanlarla görüflerek “Haklar›n›z› biliyor musunuz?” broflürlerini verdi. Karakol ziyaretinin ard›ndan aç›klama yapan ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas, “‹flkencenin denetlenmesi gerekir.
E¤er iflkence önlenecekse tarih, saat ve zaman göstermeksizin gözalt› birimleri her an ba¤›ms›z ve sivil denetleme kurullar›na aç›k olmal›d›r” dedi. Öncelikle kendilerine yo¤un flikayetlerin geldi¤i karakollar› ziyaret ettiklerini belirten Rollas, ziyaretlerinin sürece¤ini belirtti. (‹zmir)
‹C‹’den ‹nsan Haklar› Haftas›’nda Buca Hapishanesi önünde aç›klama ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi, ‹nsan Haklar› Haftas› dolay›s›yla 15 Aral›k günü “hapishanelerde insani düzenlemeler istiyoruz” diyerek Buca Hapishanesi önünde bir aç›klama yapt›. ‹C‹ üyeleri ve insan haklar› savunucular›n›n kat›ld›¤› ey-
lemde ‹C‹ ad›na yap›lan aç›klamada insan haklar› haftas›nda özellikle hapishanelerde tecrit alt›nda kalan tutsaklara insani düzenlemelerle gidilmesi gerekti¤inin alt› çizildi. Yeni ‹nfaz Yasas›’nda ise böylesi insani düzenlemeler olmad›¤› belirtilerek ‹nfaz Yasa-
s›’n›n geri çekilmesi istendi. Aç›klaman›n ard›ndan kafeste bulunan bir kufl uçurularak, tutsaklara özgürlük istendi. Eylem at›lan “Zindanlar boflals›n, tutsaklara özgürlük”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlarla sonland›.
fiemsettin Kurt serbest b›rak›ls›n! “KONGRA-GEL üyeli¤i” iddias›yla tutuklu bulundu¤u Bayrampafla Hapishanesi'nde kanser hastal›¤›na yakalanan fiemsettin Kurt'un serbest b›rak›lmas›n› isteyen Kurt'un efli fiemsihan Kurt, avukat› ‹lhami Sayan, ‹HD ‹stanbul fiubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hürriyet fiener, Tutuklu Aileleri ile Dayan›flma Derne¤i (TUAD) üyesi Abdullah Aydil ile
Kurt'un yak›nlar› ‹nsan Haklar› Derne¤i (‹HD) ‹stanbul fiubesi'nde 21 Aral›k’ta bir araya geldi.
“Hastal›¤› her geçen gün art›yor” Av. ‹lhami Sayan, müvekkili Kurt'un 10 Ekim 2003 tarihinde “KONGRA-GEL'e üye oldu¤u” gerekçesiyle ‹stanbul DGM taraf›ndan tutuk-
land›¤›n› belirtti. Müvekkilinin ölümcül akci¤er hastas› oldu¤u halde Bayrampafla Hapishanesi'nde hastane ko¤uflunda tutuldu¤una dikkat çeken Sayan, hastane ko¤uflunun, hastal›¤›n tedavisi için gerekli koflullar› tafl›mad›¤›n›, bu yüzden Kurt'un hastal›¤›n›n her geçen gün art›¤›n› söyledi. (H. Merkezi)
12
Ölümünün 7. y›l›nda Serkan Ero¤lu aram›zda!
7 y›l önce, 24 Aral›k 1997 tarihinde Ege Üniversitesi’nde katledilen devrimci ö¤renci Serkan Ero¤lu yap›lan etkinliklerle an›ld›. 23 Aral›k 2004 tarihinde aralar›nda YDG’lilerin de bulundu¤u bir grup ö¤renci Edebiyat Fakültesi önünde alk›fllarla eylemlerini bafllatt›. Burada açt›klar› “Ali Serkan Ero¤lu’nu unutmad›k unutturmayaca¤›z; Polis-idare iflbirli¤ine son” yaz›l› “Serkan Ero¤lu’nu Yaflatma Komitesi” imzal› pankartla yürüyen ö¤renciler, kantinlere u¤rayarak sesli ajitasyonla kitleyi eyleme ça¤›rd›. Ard›ndan Edebiyat Fakültesi önüne geri dönen ö¤renciler, burada bulunan Dekanl›¤a, flehit düflen devrimci ö¤rencilerin resimlerini b›rakt›. Müzik dinletisinin ard›ndan biten anmada s›k s›k “Serkan Ero¤lu aram›zda”, “F Tipi üniversite istemiyoruz”, “Katil polis hesap verecek”, “YÖK polis medya bu abluka da¤›t›lacak” sloganlar› at›ld›. 24 Aral›k tarihinde baflka bir eylem de EÜ rektörlü¤ü önünde yap›ld›. YDG, DPG, SGD ve Ö¤renci Koordinasyonu’nun birlikte yapt›¤› eylemde “Serkan Ero¤lu kavgam›zda yafl›yor; polis idare iflbirli¤ine son” yaz›l› pankart aç›ld›. YDG’lilerin de “Irak, Filistin, Nepal, Türkiye Savafl›yor, Savaflanlara Bin Selam”, “Serkan Ero¤lu Ölümsüzdür” yaz›l› dövizleriyle kat›ld›¤› eylemde flehit düflen devrimci ö¤rencilerin resimleri tafl›nd›. Eylemde yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan bas›n metni okundu. Okunan metinde Serkan Ero¤lu’nun katillerinin polis-idare iflbirli¤i oldu¤u belirtilerek mücadelenin sürece¤i vurguland›. S›k s›k “Katil polis üniversiteden defol”, “Polis-idare iflbirli¤ine son”, “Serkan Ero¤lu aram›zda yafl›yor” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylem alk›fllarla bitirildi. Eylemde panzerleri, çevikleri ve daha birçok kolluk gücüyle haz›r bulunan polis, her ne kadar psikolojik üstünlük kurmaya çal›flsa da baflar›s›z oldu. EÜ girifline do¤ru yürüyen ö¤renciler girifle geldiklerinde pankart ve dövizlerini tekrar açarak sloganlarla Edebiyat Fakültesi önüne kadar yürüyüfl yaparak eylemlerini bitirdi. (‹zmir)
11
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
Bask›lar ve gözalt›lar bizleri y›ld›ramayacak! 7 Aral›k tarihinde Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n› protesto etmek için bir araya gelen ve polisin sald›r›s› ile tutuklanan ESP’lilere yap›lan bask› ve iflkence uygulamalar› çeflitli bas›n aç›klamalar›yla protesto edildi. *21 Aral›k Sal› günü Galatasaray Postanesi önünde ESP taraf›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›. Polis sald›r›s› ile gözalt›na al›nan ve sonra tutuklanan 46 kiflinin iflkence gördü¤ünü ve bu durumun tutsaklar› görmeye giden aileleri de olmasa ö¤renilemeyece¤ini belirten temsilci, pek çok arkadafllar›n›n yüzlerinin morluklar içinde oldu¤unu ve bir arkadafllar›n›n da yap›lan iflkenceden ötürü rahats›zland›¤›nda “revire götürüyoruz” denerek tekrar iflkenceye götürüldü¤ünü belirtti. ESP’liler tüm kamuoyunu ve duyarl› devrimci-demokrat kesimleri de destek olmaya ça¤›rd›. Eylem “Tutuklular serbest b›rak›ls›n” sloganlar› eflli¤inde son buldu. *22 Aral›k günü Yüksel Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas› yapan ESP’liler, eylemden sonra burjuva bas›n taraf›ndan hedef gösterilen Deniz Bak›r’›n Sincan F Tipi Hapishanesi’nde iflkenceye u¤rad›¤›n› belirtti. ESP’liler ayr›ca ayn› tarihlerde Yusuf Bayraktar’›n avukat›yla görüfltükten sonra sald›r›ya u¤rad›¤›n›, Kadir Ak-
tafl, Mesut K›l›ç ve Mustafa Boran’›n da benzer sald›r›larla karfl›laflt›¤›n› aç›klad›. ‹flkence yapanlar›n gardiyan elbisesi giyen ancak tutuklular taraf›ndan daha önceden tan›nmayan kifliler oldu¤unun da ifade edildi¤i aç›klama sloganlarla son buldu. (‹stanbul-Ankara) ESP VE PART‹ZAN’DAN TUTUKLAMALARA PROTESTO 22 Aral›k günü ‹zmir Kemeralt› Girifli’nde bir araya gelen Partizan ve ESP, Ankara’da eylem yapan 46 kiflinin önce gözalt›na al›n›p ard›ndan tutuklanmas›n› protesto etti. Eyleme BDSP de destek ver-
di. Saat 13:00’de “Tutuklamalar, bask›lar, komplolar bizi y›ld›ramaz” pankart›yla toplanan Partizan ve ESP kitlesi ad›na bas›n aç›klamas›n› ESP’den Asl› Bingöl okudu. Bingöl “17 Aral›k öncesi Meclis’ten h›zla geçirilen Ceza ‹nfaz Yasas›, içeri¤i ile AB demokrasisinin ne oldu¤unu gözler önüne sermektedir. AB patentli F tipi hapishanelere nakiller için yap›lan 19 Aral›k katliam› da ‘Hayata Dönüfl’ ad› alt›nda gerçeklefltirilen bir vahfletle 28 devrimcinin katledilmesiyle sonuçland›. Ceza ‹nfaz Yasas› da AB’ye gi-
“Ben bu yasaya sayg› duymam”
‹nsan Haklar› Haftas› dolay›s›yla Bursa Barosu ‹nsan Haklar› Komisyonu taraf›ndan düzenlenen “‹nfaz uygulamalar› ve iflkencenin önlenmesi” konulu panel 17 Aral›k günü Bursa Barosu Staj E¤itim Merkezi’nde yap›ld›. Adli T›p Uzman› Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc›, ‹stanbul Barosu Eski Baflkan› Yücel Sayman ve ‹zmir Barosu ‹flkenceyi Önleme Grubu
Üyesi Arif Koçer’in panelist olarak kat›ld›¤› paneli Bursa Barosu ‹nsan Haklar› Komisyonu Baflkan› Ayfle Batumlu yönetti. Panelistlerden fiebnem Korur Fincanc› konuflmas›nda iflkence gibi suçlar› iflleyenin resmi kurumlar oldu¤una dikkat çekerek “fliddet bir halk sa¤l›¤› sorunudur. Sorunu do¤ru tan›mlamak sonradan sorunun çözümü için önemlidir. Bu nedenle insan haklar› ihlallerinin saptan›p belirlenmesinin resmi kurumlarca yap›lmamas› gerekir” dedi. Yücel Sayman ise Ceza ‹nfaz Yasas›’n›n insan sa¤l›¤›na karfl› ifllenmifl bir suç oldu¤unu, düflüncenin hala bir suç olarak kald›¤›n› vurgulayarak “ben bu yasaya sayg› duymam ve sayg› duymay› reddediyorum” dedi. Yasan›n mahkumlar› tek tip kifliler haline getirmeyi amaçlad›¤›na dikkat çeken Sayman “Amaç insan›n insan olma özünü yok etmektir” dedi. Mehmet Arif Koçer de iflkencenin sistemli bir hareket oldu¤una dikkat çekerek iflkenceye karfl› sistemli önleyici çal›flmalar yap›lmas› gerekti¤ini söyledi. (Bursa)
rifl sürecinde Adalet Bakanl›¤›’n›n hapishaneleri ‘konukevi’ olarak ilan edip, 17 Aral›k’ta ‘aln›m›z aç›k tarih önünde’ aç›klamalar› aras›nda meclisten geçirildi” dedi. Bingöl, faflist zihniyetin dün oldu¤u gibi bugün de toplumun ilerici ve mücadeleci kesimlerini y›ld›rmaya çal›flt›¤›n› belirterek 19 Aral›k günü protesto eyleminde DETAK’l›lara yap›lan sald›r›y› ve Nisan ay›nda komplocu anlay›flla tutuklanan HÖC’lüleri hat›rlatarak komplocu zihniyetin AB demokrasisi “›fl›¤›nda” sald›r›lar›n› sürdürdü¤ünü belirtti. Ceza ‹nfaz Yasas›’na hay›r diyerek yasan›n Meclis’ten geçirilece¤i günlerde meflru bir eylem yapan 46 ESP’linin gözalt›na al›n›p sonra da tutuklanmas› ve götürüldükleri hapishanede At›l›m gazetesi muhabirlerinin cinsel taciz ve iflkenceye maruz kalmas›n›n da komplolar›n bir sonucu oldu¤unu vurgulad›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Konak Postanesi’ne do¤ru yürüyüfle geçen kitle “Ceza ‹nfaz Yasas› iptal edilsin”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlar›n› att›. Yürüyüfl s›ras›nda eylemi durdurmak isteyen kolluk güçleriyle yaflanan k›sa bir arbededen sonra eylemine devam eden kitle postaneden tutsak ESP’lilere kart atarak eylemlerini ›sl›klar ve alk›fllarla sona erdirdi. (‹zmir)
Bask›lar bizi y›ld›ramaz 19 Aral›k günü Kad›köy’de yap›lan miting öncesinde ve sonras›nda polis çeflitli bahanelerle kat›l›mc›lara sald›rd›. Bu sald›r›larla ilgili Tecrit ve Ceza ‹nfaz Yasas› Karfl›t› Birlik, 24 Aral›k’ta ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir aç›klama yapt›. Birlik ad›na aç›klama yapan Semiha K›rkoç; “Bütün uygulamalar bize gösteriyor ki AB ile birlikte gelifltirilen ‘demokratiklefliyoruz’ masal› bir yaland›r. ‹flçiler, emekçiler, ezilenler bir masalla kand›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bizler tecrit ve yeni ceza infaz yasas› karfl›t› birlik olarak polisin floförleri dövmesini ve insan-
✔ Katliama zaman afl›m›
✔ Liste operasyonlar›
Devletin hapishanelerde yapt›¤› katliamlardan biri olan Diyarbak›r katliam›n›n duruflmas› devam ediyor. 10 tutsa¤›n ölümüyle 23 tutsa¤›n yaralanmas›yla sonuçlanan katliam›n üzerinden y›llar geçmesine ra¤men sonuç al›namayan mahkemede, savc›l›k 72 san›ktan baz›lar› için zaman afl›m› nedeniyle suçlamalar›n kald›r›lmas›n› talep etti. 15 Aral›k’ta görülen mahkemeye polis ve askerlerden oluflan 65 güvenlik görevlisi, biri hapishane doktoru ve 6 hapishane görevlisi olan 72 san›¤›n hiçbi-
Devletin hapishanelerde yapt›¤› katliamlardan biri olan Diyarbak›r katliam›n›n duruflmas› devam ediyor. 10 tutsa¤›n ölümüyle 23 tutsa¤›n yaralanmas›yla sonuçlanan katliam›n üzerinden y›llar geçmesine ra¤men sonuç al›namayan mahkemede, savc›l›k 72 san›ktan baz›lar› için zaman afl›m› nedeniyle suçlamalar›n kald›r›lmas›n› talep etti. 15 Aral›k’ta görülen mahkemeye polis ve askerlerden oluflan 65 güvenlik görevlisi, biri hapishane doktoru ve 6 hapishane görevlisi olan 72 sa-
ri kat›lmad›. Katliama maruz kalanlar ad›na da mahkemeye Diyarbak›r Baro Baflkan› Av. Sezgin Tanr›kulu, Selahattin Acar ve Av. Mesut Befltafl kat›ld›. Duruflmaya kat›lan müdahil avukatlar› ayr›nt›l› görüfl için süre isterken san›k polislerin avukat› ise müvekkillerinin olay sonras›nda ça¤›r›ld›klar›n›, olayla ba¤lant›lar›n›n bulunmad›¤›n› belirterek mütaalay› reddetti. Duruflma müdahil avukatlar›n süre talebi istemiyle 26 Ocak 2005 tarihine ertelendi. (Mersin)
lar› tehdit etmesini, keyfi gerekçelerle gözalt›na al›nmas›n› k›n›yoruz. Bu türden bask›lar›n tecrite karfl› mücadelemizi engelle-
yemeyece¤ini bir kez daha hayk›r›yoruz. Tüm duyarl› kamuoyunu bu hakl› mücadelede birlikte olmaya ça¤›r›yoruz” dedi. (‹stanbul)
n›¤›n hiçbiri kat›lmad›. Katliama maruz kalanlar ad›na da mahkemeye Diyarbak›r Baro Baflkan› Av. Sezgin Tanr›kulu, Selahattin Acar ve Av. Mesut Befltafl kat›ld›. Duruflmaya kat›lan müdahil avukatlar› ayr›nt›l› görüfl için süre isterken san›k polislerin avukat› ise müvekkillerinin olay sonras›nda ça¤›r›ld›klar›n›, olayla ba¤lant›lar›n›n bulunmad›¤›n› belirterek mütaalay› reddetti. Duruflma müdahil avukatlar›n süre talebi istemiyle 26 Ocak 2005 tarihine ertelendi. (Mersin)
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
12
ILPS 2. Kongre tan›t›m panelleri düzenlendi
ÇUKUROVA’DA ILPS PANEL‹ ILPS’nin “Emperyalist savafla ve ya¤maya karfl› halklar›n dayan›flmas›n› ve demokrasi ve özgürlük mücadelesini gelifltir” slogan›yla 10-14 Kas›m tarihlerinde yapt›¤› 2. Kongresi Tarsus ve Mersin’de yap›lan panellerle tan›t›ld›. 24 Aral›k Cuma günü E¤itim-Sen Tarsus fiubesi’nde, 25 Aral›k Cumartesi günü ise E¤itim-Sen Mersin fiubesi’nde yap›lan tan›t›m toplant›lar›na ILPS Türkiye Seksiyonu’ndan Elisabeth Brunner, Belediye-‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm ve YDG ad›na Eren Korkmaz panelist olarak kat›ld›. Kuruluflundan bugüne kadar yap›lan ILPS çal›flmalar›n›n tan›t›lmas›yla bafllayan paneller 2. Kongre öncesi yap›lan çal›flmalar›n anlat›lmas› ile devam etti. Kongre’ye “‹flçi s›n›f› ve çal›flanlar›na yönelik sald›r›lar ve göçmen iflçiler” ad› alt›ndaki çal›flmas› ile kat›lan ILPS Uluslararas› Koordinasyon Komitesi Üyesi Hasan Gülüm izlenimlerini anlatt›ktan sonra sözü Elisabeth Brunner ald›. Brunner kat›ld›¤› 1. Çal›flma Grubu olan “ulusal ve sosyal kurtulufl mücadeleleri” konusunda bilgilendirme yaparken Günseli Kaya’n›n Kad›n Sorunu ile ilgili haz›rlad›¤› ve 2. Çal›flma Grubu’nda sundu¤u konuyu aktard›. Son olarak sözü alan ve YDG ad›na kat›lan Eren Korkmaz, ILPS Gençlik Komisyonu’nun çal›flmalar›n› anlatt›. Daha sonra hapishanelerle ilgili çal›flma grubunun tan›t›lmas›n›n ard›ndan soru cevap bölümüne geçildi. ILPS Kongresine kat›lmak için vize isteyen ancak baflvurular› kabul edilmeyen, aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u ülkelerin teflhiri yap›ld›ktan sonra paneller sona erdi. Panellere ‹HD, E¤i-
ILPS’nin 2. Kongresine dair de 33 ülkeden 246 delege ve 39 gözlemci kat›ld›¤›n› belirterek bu Kongere’de ILPS’nin 18 maddesi üzerinden oluflturulan çal›flma gruplar›n›n çal›flmalar›ndan, tart›flmalar›ndan bahsetti. Zengin kendisinin de içinde yer ald›¤› Hapishaneler sorununa dair çal›flma grubunda siyasi tutsaklar›n yaflad›klar›n› nas›l gündemlefltirebilecekleri üzerinden tart›flt›klar›n› ve 2005 May›s’›nda Türkiye’de gerçeklefltirilmesi düflünülen uluslararas› kapsamda hapishaneler sorununu iflleyen Mersin sempozyumun duyurusunu yapt›. Zengin’in ard›ndan söz alan Günseli Kaya Kongreye gözlemci-misatim-Sen, DEHAP, SDP, Devrimci Demokrasi, HÖC ve ÖDP gibi ku- fir olarak kat›ld›¤›n› belirterek orada yaflad›¤› enternasyonal duygular›n rumlar temsili olarak kat›ld›. coflkusunu kat›l›mc›larla paylaflt›. (Mersin) Kaya, içerisinde yer ald›¤› Kad›n sorunu çal›flma grubunda sürdürdükleri ‹ZM‹R’DE ILPS VE 2. KONGRE TANITIM PANEL‹ çal›flmalardan bahsederek ILPS’nin 26 Aral›k Pazar günü ‹zmir De- insan haklar› mücadelesinin ve kad›n ri-‹fl Sendikas›’nda ILPS’nin 10-14 sorununa dönük çözümün sisteme, Kas›m tarihleri aras›nda “Emperya- onu temsil eden siyasi iktidarlara list savafla ve ya¤maya karfl› halk- karfl› verilen mücadeleden ba¤›ms›z ele almad›¤›n› vurgulad›. Kad›n solar›n dayan›flmas›n› ve demokrasi rununun ise özel mülkiyet ve kölelik ve özgürlük mücadelesini gelifltir” dönemlerinde ortaya ç›kt›¤›n› belirfliar›yla gerçeklefltirdi¤i 2. ILPS terek kad›n›n kurtuluflunun eme¤in Kongresi’nin tan›t›m paneli yap›ld›. kurtuluflu ve s›n›flar›n yok olufluyla Saat 14:00’de bafllayan panelin alakal› oldu¤unu belirterek sözlerine konuflmac›lar›; ILPS Türkiye Seksison verdi. yonu’ndan Suzan Zengin, Deri-‹fl Günseli Kaya’n›n ard›ndan söz Sendikas› Genel Baflkan Vekili ve alan Musa Servi ise ILPS’nin 2001 ILPS UKK üyesi Musa Servi ve in- y›l›ndan bu yana verdi¤i mücadelesan Haklar› aktivisti Günseli Kaya sinden bahsederek sözlerine bafllad›. oldu. 2004 y›l›ndaki 2. kongresinin ise emPanelde ilk konuflmay› yapan Su- peryalizmin sald›r›lar›n›n özellikle zan Zengin ilk olarak daha önce ‹z- iflçi ve emekçiler üzerindeki art›fl›n›n mir’de ILPS’nin tan›t›m›na yönelik yo¤un oldu¤u bir süreçte gerçeklefltiböylesi bir çal›flman›n olmamas› ne- ¤ini belirtti. Kendisinin ise Sendikal deniyle ILPS’yi, ILPS’nin 18 mad- çal›flma grubunda yer ald›¤›n› belirdesini anlatarak ILPS’nin hangi ihti- ten Servi; ülkemizde iflçi s›n›f›n›n yac›n ürünü olarak ortaya ç›kt›¤› üze- yaflad›¤› iflsizlik, sendikal haklar›na rinde durduktan sonra ILPS’nin 2001 sald›r› sorununun dünyan›n di¤er üly›l›ndaki ilk kongresinin ard›ndan kelerinde de benzer oldu¤unu bu yapt›¤› 2003 Selanik Direnifli, Ocak yüzden sürdürülecek direniflin de or2004 Mumbai Direnifli ve Türkiye’de tak oldu¤unu vurgulad›. Servi son yer al›nan Irak’ta Savafla Hay›r Ko- olarak ülkemizde sendikalar›n tek ordinasyonu’nun içerisindeki faali- sorununun 2 y›lda bir Toplu Sözleflyetlerinden bahsetti. Zengin me yapmak, onun d›fl›nda insan haklar›, kad›n sorunu, tutsaklar›n yaflad›¤› tecritin onlar› ilgilendirmiyormufl gibi gösterildi¤ini söyleyerek Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi etraf›nda iflçi emekçilerin, sendikalar›n birleflerek mücadele etmeleri gerekti¤ini belirtti. Panelistlerin konuflmalar›n›n ard›ndan kat›l›mc›lar›n Panelistlere sordu¤u sorular›n cevaplanmas›yla pa‹zmir nel sonland›. (‹zmir)
“TECR‹T KALKSIN, TECR‹TE HAYIR” Sergül Albayrak adl› bir kifli, Yeni Ceza ‹nfaz Yasas› ve hapishanelerdeki tecrit uygulamalar›n› protesto etmek amac›yla Taksim AKM önünde üzerine benzin dökerek kendisini yakt›. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde, “Tecrit kalks›n, tecride hay›r” yaz›l› dövizi açan Albayrak, üzerine benzin dökerek kendini yakt›. AKM görevlilerinin yang›n tüpüyle müdahale etmesi sonucu söndürülen Sergül Albayrak, sa¤l›k ekiplerinin müdahalesi sonucu ambulansla, Taksim ‹lkyard›m Hastanesi’ne kald›r›ld›. Albayrak’›n durumunun a¤›r oldu¤u ö¤renildi. Emniyet yetkilileri, Sergül Albayrak’›n DHKP/C’li oldu¤unu ve daha önce Uflak Hapishanesi’nde kald›¤›n› bildirdi. 26 yafl›ndaki Albayrak’›n, “Beni Serpil’in yan›na gömün” yaz›l› bir mektup b›rakt›¤› ö¤renildi. (D‹HA)
SEFALET ÜCRET‹ ‹STEM‹YORUZ Baflbakanl›k’a ba¤l› Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na iflçiler ad›na baflvuru yaparak iflçileri temsil etmek üzere orada bulunmak isteyen D‹SK, baflvurusunun reddedilmesi ve temsili olarak bile iflçilerin komisyonda bulunmas›na izin verilmemesi üzerine 21 Aral›k günü Türkiye’nin pekçok ilinde efl zamanl› olarak Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› ‹l Müdürlükleri önünde bas›n aç›klamas› yapt›. ‹stanbul’da D‹SK mensubu emekçiler, Bakanl›k ‹l Müdürlü¤ü binas›n›n önüne yürüdü. Sloganlarla binan›n önüne gelen emekçiler ad›na aç›klama yapan D‹SK Genel Baflkan› Sami Evren, baflvurular›n› ve devletten buna karfl›l›k gelen cevab› anlatarak, iflçiyi do¤rudan ilgilendiren bir komisyona iflçi ve iflçi temsilcilerinin al›nmamas›na iyi niyetli hiçbir anlam veremediklerini söyleyerek “Asgari ücretin sa¤l›k, giyim, ulafl›m gibi giderleri karfl›lamas› bir yana, g›da harcamas›n› bile karfl›lamad›¤› ortadad›r. Asgari ücret yoksulluk s›n›r›n›n kat kat alt›ndad›r” dedi. Kitle, aç›klamay› “Genel Grev Genel Direnifl” sloganlar›yla bitirdi. (‹stanbul)
13
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
Irak’ta al›nan her ihale yoksullar› ölüme yolluyor
Irak’taki iflgali kâr kap›s› olarak gören Alarko, STFA, Polat ‹nflaat, Vinsan, OYAK, Çukurova, Petrol Ofisi, Hayat Su, Akfen Holding, Ulusoy, Tepe Grubu vb. flirketlerin AKP’nin ABD yanl›s› politikalar›n› desteklemesini ve AKP’nin de iflgale
destek çizgisinde ›srar etmesini protesto eden Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, 25 Aral›k’ta TÜS‹AD önünde toplanarak bas›n aç›klamas› yapt›. “‹flgal yönetimi ile tüm ticari iliflkiler kesilmelidir. Irak’ta direnifl
Sar›gazi’de 19 Aral›k anmas›
26 Aral›k 2004 tarihinde Sar›gazi’de Partizan, DHP, ESP ve ODAK taraf›ndan “Geçmiflten Günümüze Hapishaneler Sorunu ve 19 Aral›k Katliam›” bafll›¤› alt›nda bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik devrim ve komünizm flehitleri ad›na yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan BEKSAV Sanat Atölyesi’nin haz›rlam›fl oldu¤u “Kelepçe” adl› hapishanelerde devrimci tutsaklar›n yaflam›fl olduklar› sorunlar› anlatan belgesel filmin gösterimi yap›ld›. Etkinlikte yap›lan panele TUYAB’tan ‹smail Karagöz, Devrimci Demokrasi gazetesinden Demirel Yi¤italp ve Aç›l›m Hukuk Bürosundan Av. Ümit Sisligün kat›ld›lar. Yap›lan konuflmalarda 19 Aral›k 2000 tarihinde hapishanelerde “Hayata Dönüfl” ad› alt›nda yap›lan katliama de¤inildi ve hapishanelerde devrimci tutsaklara yap›lan uygulamalardan bahsedilerek F, D, L Tipi hapishaneler kimlerin icad›d›r. Bütün bu uygulamalar›n arkas›nda yatan güç ABD ve AB emperyalistleridir. AB’den medet beklemek demek yeni sald›r›lara davetiye ç›karmak demektir. Faflizmden korkmayal›m ve cüretli bir flekilde faflizmin üzerine gidelim emin olun ki biz kazanaca¤›z dünya haklar› kazanacak” denildi. Panelin ard›ndan yap›lan fliir dinletisinde devrimci tutsaklar›n tecrit koflullar›nda yazm›fl olduklar› fliirler okundu. Son olarak TKM Müzik Grubu sahne ald› ve etkinlik halaylarla son buldu. (Kartal)
kazanacak” pankart› aç›larak ‘Ald›¤›n›z her ihale yoksullar› ölüme yolluyor”, “Ald›¤›n›z her ihale iflçilerin ölümüdür”, “Ald›¤›n›z her ihale yetim kalan çocuklard›r” dövizleri tafl›narak yap›lan aç›klamada iflgalcilere ticaret yapan flirketlerin faaliyetlerinin durdurulmas› ve Irak’taki kanl› ticarete son verilmesi istendi. Koordinasyon ad›na aç›klamay› yapan Ümit Efe, Irak’a yap›lan sald›r› öncesinde yaflanan tart›flmalarda boyal› bas›n›n kalemlerinin Türkiye’nin stratejik konumunun öneminden, Irak pazar›na girme f›rsatlar›ndan bahsederek savafla destek vermelerini önerdiklerini ve verilen bu deste¤in karfl›l›¤›nda ise iflgal alt›ndaki Irak halk›n›n kan›na girmenin onursuzlu¤u ve onlarca emekçinin can› oldu¤unu belirtti. “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “‹flgale de¤il direnifle destek”, “Irak halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde devam
eden aç›klamada Efe, “Bugün g›daya, suya ve her türlü hizmete ihtiyac› olan iflgalcilerin askeri üsleri de¤il, Felluce’dir, Ramadi’dir. ‹flgal ve zulüm alt›nda inleyen di¤er halklard›r. Ancak gözlerini para bürümüfl flirketler elbetteki ihtiyaca göre de¤il karlar›na göre hareket etmektedirler. Bizler Irakta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu olarak kamyon flöförlerini, iflgalcilere mal tafl›may› ve iflçileri de Irak’ta çal›flmay› reddetmeye ça¤›r›yoruz. Kamyonculara ve iflçilere yap›lan dayatmalar hukuksuz ve gayri meflrudur. Bu uygulamalar› yapan flirketler yarg›lanmal› ve cezaland›r›lmal›d›r. Tüm halk›m›z› bir kez daha iflgale karfl› ç›kmaya ve direnifli desteklemeye ça¤›r›yoruz” dedi. Aç›klama sloganlarla sona ererken Koordinasyonun Irak halk›yla dayan›flmak için bafllatt›klar› kampanyan›n duyurusu yap›ld›. (‹stanbul)
Art›k emekli ikramiyesi olmayacak Yeni Sosyal Güvenlik Reformu ile emeklilik sistemi de¤ifliyor. Sistemi düzenleyecek olan “Emeklilik Sigortas› Kanun” tasar›s› ise tart›flmaya aç›k oldu¤u gibi kamu emekçilerinin haklar› elinden al›nacak. Taslak yürürlü¤e girdikten sonra sisteme yeni girecek olan emekçilere ikramiye ödemesi uygulamas›ndan vazgeçilecek. Mevcut çal›flanlar›n ikramiyesi ödenmeye devam edilecek. SSK, Emekli Sand›¤› ve Ba¤Kur kanunlar›n› ortadan kald›racak yeni tasar› tasla¤›, sisteme yeni girecek emekçilerin ikramiye almas›n› önleyecek. 5434 say›l› Emekli Sand›¤› Kanunu’nda “ikramiyeler” bafll›¤› alt›nda emekli ikramiyesini düzenleyen hükümler yeni taslakta bulunmuyor. Mevcut yasada yer alan maddede “Emekli, malüllük veya vazife malüllü¤ü ayl›¤› ilk defa ba¤lananlardan ba¤lanmas› s›ras›nda emeklilik ikramiyesi ad›yla esas tutulan vazife ayl›k veya ücretlerinin bir y›ll›k tutar› ödenir. Fiili hizmet müddetleri 25 y›l veya daha fazla olan ve 30 y›ldan eksik olanlar›n kurumlar›nca resen veya istekleri üzerine emeklili¤e ayr›lmalar› halinde bunlara 30 y›l› dolduranlar için verilecek ikramiye miktar›n›n 25 sene veya daha fazla seneye isabet eden nispetteki miktar› verilir. 25 yafl›n› doldurup görevde ölenlerin ay-
l›¤› ve ikramiyesi müstahak dul ve yetimlere verilir” deniliyor. Ancak yeni taslakta mevcut yasadaki ikramiyelerle ilgili maddeler yer alm›yor. Yetkililer, sisteme yeni girecek devlet memurlar› için “ikramiye” ödenmesini kald›rd›¤›n› belirtirken, flu anda çal›flan kiflilerin bu maddeden etkilenmemeleri için geçici madde ile düzenleme yap›ld›¤›n› belirtiyorlar. Geçici madde, emeklilik ikramiyelerinin
Emekçilerin oluflturdu¤u örgütlenmelerin geri ad›m att›r›c› bir irade oluflturamamalar›, sald›r› yasalar›n›n daha rahat uygulanmas›n› beraberinde getiriyor. Sald›r›lar› püskürtmenin tek yolu kararl›, planl› bir mücadele oluflturmaktan geçiyor. kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir y›l süreyle, kurulacak Emeklilik Sigortalar› Kurumu taraf›ndan ödenece¤ini, bir y›ldan sonra ise emeklilik ikramiyesinin
memurun son çal›flt›¤› kurum taraf›ndan, kurumun özellefltirilmesi durumunda ise Özellefltirme ‹daresi taraf›ndan ödenece¤ini hükme ba¤l›yor. Yetkililer, düzenlemenin SSK’ya ba¤l› çal›flanlar› ilgilendirmedi¤ini, iflçilerin k›dem tazminat› uygulamas›n›n sürece¤ini belirttiler. Tasla¤›n 2005 y›l›nda yasalaflmas› gündemde. Taslak yasalaflt›¤›nda emeklilik haklar› çal›flanlar›n ellerinden al›nacak. fiimdi çal›flanlar›n emekliliklerinden hiçbir hak kaybetmedi¤i söyleniyor. Sistemin sözcükleri bu söylemleriyle “Bak›n sizin haklar›n›z› elinizden alm›yoruz” diyerek memurlar›n yasaya karfl› ç›kmas›n› engellemek istemektedir. Ancak sessiz sedas›z yasay› ç›karmay› hedefleyen egemenler t›kanan sistemlerine ekonomik soluklanma getirecek emekçileri daha fazla bask› alt›nda tutup yönetebilece¤i bir zemin yaratmaya çal›fl›yor. Son y›llarda tüm dünyada uygulanan sosyal haklar›n gasp› yar›-feodal, yar›-sömürge ülkemizde ABD, AB gibi emperyalist ülkelerde sindirerek kademeli de¤il, flok kararlarla yaflama geçiriliyor. Emekçilerin oluflturdu¤u örgütlenmelerin geri ad›m att›r›c› bir irade oluflturamamalar›, sald›r› yasalar›n›n daha rahat uygulanmas›n› beraberinde getiriyor. Sald›r›lar› püskürtmenin tek yolu kararl›, planl› bir mücadele oluflturmaktan geçiyor. (Kartal)
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
14
12
ILPS 2. ULUSLARARASI KONGRE SONUÇ DEKLARASYONU “Emperyalist ya¤ma ve savafla karfl› halklar›n kurtulufl ve demokrasi mücadelesini ve dayan›flmas›n› gelifltir”
Günümüzdeki temel mücadele, genifl halk kitlelerinin emperyalizme ve tüm gericili¤e karfl› ulusal ve sosyal kurtulufl talepleri ve mücadeleleridir. Ulusal ve sosyal kurtulufl için silahl› devrimci mücadele ve kitle eylemleri ile emperyalist güçlere karfl› halklar direnmektedir. Revizyonistlerin sosyalizme ihanetine, faflizmin, ›rkç›l›¤›n, cinsiyetçili¤in ve afl›r› milliyetçili¤in yükselifline ba¤l› olarak tekelci kapitalizmin zafer kazanm›fl gibi görünmesine ra¤men emperyalizmin genel krizi giderek kötüleflmektedir. Afl›r› üretim krizleri, mali çöküfller, faflizmin ve sald›rganl›k savafllar›n›n artmas› krizi ilan etmektedir. Artan bask›ya ve sömürüye ra¤men, iflçi s›n›f› ve dünyan›n ezilen halklar› emperyalizme karfl› demokrasi ve kurtulufl için her türlü direnifli sergilemektedir. ILPS’nin ç›k›fl› halklar›n direniflinde önemli bir geliflmedir. ILPS’nin 2001 y›l›ndaki ilk kongresinden bu yana, dünyadaki yeni durum ABD emperyalizminin militaristleflmede ve savaflta att›¤› pervas›z ad›mlarla, son on y›ldaki koflullar›n keskinleflmesiyle, dünya kapitalist sisteminin giderek derinleflen kriziyle birlikte emperyalist bask› ve sömürünün fliddetlenmesiyle ve halklar›n dünya çap›nda yükselen direnifliyle kendisini göstermektedir. Emperyalizm can çekiflen kapitalizmdir. Emperyalizm halklar› protestoya ve devrime yöneltmektedir. Görevlerimizi dünya halk›n›n anti-emperyalist ve demokratik mücadelesinin genel çizgisine uygun flekilde güncellefltirmeliyiz. Bu nedenle ILPS’nin 2. Uluslararas› Kongresi, tüm dünya halk›n› emperyalist ya¤ma ve savafla karfl› kurtulufl ve demokrasi mücadelesini ve dayan›flmay› gelifltirmeye ça¤›rmak için bu deklarasyonu yay›nlamaktad›r. YEN‹ DURUM Borsan›n 2000’in ilk yar›s›ndaki çöküflü ve ayn› y›l›n ikinci yar›s›nda ABD’de sanayi üretimindeki ani düflüfl, dünya kapitalist sistemin krizinin içine ABD ekonomisini de çekmifl ve
bu durum tüm emperyalist ülkeler, tahakküm alt›ndaki ülkeler ve dünyan›n tüm ezilen halklar› için daha da kötü bir hale gelmifltir. ABD taraf›ndan 1980’den bu yana dayat›lan “serbest piyasa”n›n küreselleflmesi politikas›n›n tamamen iflas etti¤i kan›tlanm›flt›r. Bu da aflar› üretim krizini fliddetlendirip derinlefltirmekte ve mali erimeleri son derece y›k›c› hale getirmektedir. Üretici ve mali sermayenin ABD’de merkezileflmesi ve odaklanmas› nedeniyle ABD ekonomisindeki kriz dünyan›n kalan›n› da mahvetmektedir. Kriz s›ras›nda, 11 Eylül 2001 sald›r›lar›n› kullanarak savafl histerisini tahrik ederek ve ABD’de ve dünya çap›nda anti-terörizm ad› alt›nda bask› uygulayarak halklara karfl› sald›rganl›¤› ve provokasyonu h›zland›rm›flt›r. Ulusal kurtulufl hareketlerini anti-emperyalist güçleri ve ilerici liderleri terörist olarak göstermektedir. Oysa ki, emperyalizmin ya¤mac› ve sald›rgan karakterinden dolay› ABD, dünyan›n terörist güçlerinden biridir. So¤uk Savafl döneminde k›flk›rt›p kulland›¤› afl›r› islamc›l›¤› kullanmay› sürdürerek flovenizmi, ›rkç›l›¤›, dini yobazl›¤›, faflizmi ve sald›rganl›k savafl›n› meflrulaflt›rmaya çal›flmaktad›r. Günümüzde, uygarl›k savafl› ad› alt›nda, Ortado¤u’da ve di¤er yerlerde halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelesine karfl› ‹slam’› günah keçisi olarak kullanarak ABD’nin askeri iflgalini ve sald›rganl›¤›n› meflrulaflt›rmaya çal›flmaktad›r. ABD, tekelci firmalar›n vergilerinde kesintiye giderek ve onlar›, askeri üretimi art›rarak sald›rganl›k savafl›nda görevlendirmeyi, eski askeri envanterleri kullanmay› ve yeni yüksek teknolojili silahlar› depolamay›
hedefleyerek ekonomisini yeniden canland›rmay› planlamaktad›r. ABD stratejisini planlayanlara, özellikle de kendilerini yeni-muhafazakarlar olarak adland›ranlara göre, yeni yüzy›lda ABD’nin benzersiz küresel hegemonyas›n›n sa¤lanmas›n› hedeflemeli, bunun için de kendisine meydan okuyan veya kendisini tehdit eden devletlere karfl› yüksek teknolojili kitle imha silahlar›n› kullanmal›; böylece petrol ve di¤er hammadde kaynaklar›n›, piyasay›, yat›r›m bölgelerini, etki alanlar›n›, ABD askeri üslerini dünya çap›nda geniflletmelidir. Clinton dönemindeki ABD’nin politikas› Bush rejiminde de devam etmektedir. BM Güvenlik Konseyini, NATO’yu ve ikili askeri anlaflmalar› kullanarak veya di¤er emperyalist müttefiklerinden ba¤›ms›z olarak inisiyatif koyarak, Ortado¤u, Balkanlar ve Orta Asya’da sald›rganl›k savafl›n› kullanarak petrol ve gaz kaynaklar›yla bunlar›n arz›n›n sa¤land›¤› rotalar› kontrol etmektedir. ABD’nin stratejik plan› Avrupa, Do¤u Asya, Güney Asya ve dünyan›n geri kalan›n›, enerji kaynaklar›n› kontrol ederek, kendine ba¤›ml› k›lmakt›r. ABD, cruise füzelerini kullanarak uzaktaki belirli yap›lar› imha edebildi¤i için halk›n güçlü deste¤i olmadan hükümetleri alafla¤› edebilmekte, ya¤ma savafl›na uygun olarak askeri, bürokratik ve ticaret personelini zorla buralara yerlefltirmektedir. Personelleri ve onlar›n faaliyetleri halklar›n silahl› direnifliyle engellenebilmektedir. Bu nedenle ABD, Irak, Afganistan ve di¤er ülkelerde batakl›¤a saplanm›flt›r. Bunun yan›nda, Avrupa ve Japon emperyalistleri yeni-sömürgeleri üzerindeki hakimiyetlerini pekifltirmektedir. Avrupa, Asya ve Afrika’daki ye-
ni-sömürgelerle serbest ticaret anlaflmalar›n› art›rarak etkisini geniflletmektedir. Japonya ve Almanya askeri kapasitelerini art›rmakta, Asya ve Afrika’da askeri üsler kurarak, askerlerini buralara yerlefltirmektedir. ABD ve di¤er emperyalistler ve onlar›n uflaklar›nca Asya, Afrika, Latin Amerika ve eski revizyonist ülkelerdeki ezilen halklar›n ve uluslar›n üzerinde artan sömürü ve bask›ya karfl› tepki de giderek yükselmektedir. Günümüzdeki temel mücadele, genifl halk kitlelerinin emperyalizme ve tüm gericili¤e karfl› ulusal ve sosyal kurtulufl talepleri ve mücadeleleridir. Ulusal ve sosyal kurtulufl için silahl› devrimci mücadele ve kitle eylemleri ile emperyalist güçlere karfl› halklar direnmektedir. Emperyalist güçlerin ülkelere ve hükümetlere karfl› bask›, tehdit ve süren sald›rganl›k savafllar› genifl halk kitlelerinin daha fazla bask› ve sömürü için aç›k hedefler oldu¤unu göstermektedir. ABD, ulusal ba¤›ms›zl›k hakk›n› korumaya çal›flan ülke ve hükümetlere karfl› çeflitli düzeyde sald›r›lar›n› art›rmaktad›r. Baz› ülkeler sald›rganl›k savafl› için aç›kça hedef gösterilmiflken, di¤er ülkeler de tehdit edilmektedir. Bu ülkelerin baz›lar› emperyalist tehdit ve sald›rganl›¤a karfl› direnmektedir. 11 Eylül 2001 sald›r›s›yla ABD, Afganistan ve Irak’a savafl ilan etmifl ve bu ülkeleri iflgal etmifltir. Bu durum Siyonist ‹srail’i Filistin halk›na sald›r›lar›n› fliddetlendirmede cesaretlendirmifltir. Günümüzde Irak ve Filistin halk› ABD emperyalizmine ve onun uflaklar›na karfl› direnifli kahramanca yükseltmekte ve zaferler kazanmaktad›r.
12 ABD ve di¤er emperyalist güçler proletarya ve dünya halklar›na karfl› birleflmelerine ra¤men kendi aralar›nda ekonomik, siyasi, askeri sorunlardan vd. ç›karlardan kaynakl› çeliflkiler bulunmaktad›r. Emperyalistler aras› çeliflkiler keskinleflmektedir. Almanya, Fransa ve Rusya ABD’nin sald›rganl›k savafl›na ve ABD tekellerine Irak savafl›nda yapt›¤› ya¤maya karfl› ç›kmaktad›r. Dünya Ticaret Örgütü’nde emperyalist güçler aç›s›ndan daha fazla mal ve sermaye çeliflki nedeni olmaktad›r. Küresel kapitalizmin bütün merkezleri fliddetli bir kriz içerisindedir ve dünyan›n yeniden paylafl›m› üzerine anlaflmazl›k artmaktad›r. Bu politik hegemonya ve ekonomik bölge mücadelesidir. Dünya kapitalist sisteminin e¤ilimi daha fazla bozulma ve çürümedir. Emperyalist çeliflkiler keskinleflmekte ve derinleflmektedir. ABD ile Avrupa Birli¤i aras›ndaki çeliflkiler geliflmektedir. Bu iki emperyalist gücün çeliflkileri bütün temel bölgelerde çarp›flmaktad›r ve bu çeliflkiler Rusya ve Japonya gibi di¤er emperyalist güçler daha fazla inisiyatif koydukça genelleflecek ve emperyalist güçler aras›nda denge bozulacakt›r. Bizler 21. yüzy›ldaki daha büyük ayaklanmalar ve mücadelelerin arifesindeyiz. Emperyalist ülkelerdeki proletarya ve di¤er ezilenler, tekelci burjuvazinin neo-liberal politikalar› ve hükümetlerin demokratik haklara ve sosyal refaha yönelik sald›r›lar›yla daha da kötüleflmektedir. Kitlesel iflsizli¤e, sosyal hak gasplar›na, artan sömürüye, bask›ya, ›rkç›l›¤a, cinsiyetçili¤e ve sald›rganl›k savafllar›na karfl› kitlesel protestolar ve grevler düzenlenmektedir. Bu noktada halklar›n en büyük karfl› ç›k›fl›, ABD’nin sald›rganl›k
15 savafl›na haz›rland›¤› 2002’nin son çeyre¤iyle, 2003’ün ilk çeyre¤inde görülmüfltür. Küresel depresyondan kaynakl› savafl ve faflizm tehlikesini genifl kitleler fark etmektedir. Emperyalist güçler aras›nda keskinleflen çeliflkiler dünya savafl› tehlikesini ortaya ç›karmaktad›r. Dünya için en büyük tehlike, pefli s›ra ülke iflgal eden ABD’nin yaratt›¤› bu durumun yeni bir dünya savafl›na yol açmas›d›r. Fakat halklar devrimci mücadeleyi ve savafl karfl›t› hareketi yükselterek emperyalist savafl› durdurmaya çal›flacaklar ve durduramazlarsa bu savafl› 1. ve 2. Dünya Savafllar›nda oldu¤u gibi devrimci iç savafla dönüfltüreceklerdir. Anti-emperyalist ve demokratik mücadelenin genel çizgisine uygun olarak ILPS afla¤›daki sorunlar için mücadele etmektedir: 1-Emperyalizme ve tüm gericili¤e karfl› ulusal kurtulufl, demokrasi ve sosyal kurtulufl davas›. 2-Ezilen ve sömürülen ülke ve uluslar için sosyo-ekonomik kalk›nma ve tüm çal›flanlar için sosyal eflitlik. 3-Kolektif ve bireysel düzeyde, sivil, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda insan haklar›n› savunmak. 4-Nükleer, biyolojik, kimyasal ve di¤er kitle ve soyk›r›m silahlar›na, karfl›-devrimci ve sald›rganl›k savafllar›na karfl› mücadele ve adaletli bar›fl› savunmak. 5-Eme¤in sömürüsünü art›r›c›, iflçi s›n›f› örgütlerini da¤›tmaya yönelik
her türlü sald›r›ya karfl› iflçi s›n›f›n›n sendikal ve di¤er demokratik haklar› geliflme, ücret ve yaflam koflullar›n› düzeltmek. 6-Toprak reformu ve köylülerin, tar›m iflçilerinin, bal›kç›lar›n feodal, yar›-feodal ve kapitalist sömürü ve
bask›ya karfl› haklar›n› korumak. 7-Kad›n›n kurtuluflunu ve cinsel ayr›mc›l›¤a, sömürüye ve fliddete karfl› kad›n haklar›n› savunmak. 8-Gençli¤in e¤itim ve çal›flma haklar›n› savunmak. 9-Çocuk eme¤ine, cinsel tacize ve her türlü sömürüye karfl› çocuk hakla-
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 r›n› savunmak. 10-Yerlilerin, ezilen uluslar›n, ulusal az›nl›klar›n, sömürgecili¤e karfl› ve uluslar›n kendi kaderini tayin hakk› için ayr›mc›l›¤›, kastç›l›¤› ve ulusal bask›y› sa¤layan emperyalizme yerli uflaklar›na karfl› mücadele etmek. 11-Ö¤retmenlerin, araflt›rmac›lar›n ve di¤er e¤itim personelinin haklar›n› savunma, insanl›¤a karfl› düflünce araflt›rmalara karfl› mücadele etmek. 12-Halk›n sa¤l›k hakk›n› ve sa¤l›k emekçilerinin haklar›n› savunmak. 13-Halk için bilim ve teknoloji, çevrenin korunmas› ve sa¤l›kl› g›da ve su hakk›n› savunmak. 14-Sanat, kültür ve bilginin halka serbest ak›fl›n› sa¤lama ve sanatç›lar›n, yarat›c› yazarlar›n, gazetecilerin vd. kültür emekçilerinin haklar›n› savunmak. 15-Siyasi tutsaklara ve savafl esirlerine özgürlük, insan haklar› ma¤durlar› için adaleti savunmak. 16-Emperyalizmin sonucu olan evsizlerin, göçmenlerin, göçmen iflçilerin haklar› ve refah› için mücadele etmek. 17-Yafll›lar›n itibarlar›n› ve güven içinde yaflama hakk›n› savunmak. 18-Lezbiyenlerin, geylerin, biseksüllerin ve cinsiyet de¤ifltirenlerin ayr›mc›l›¤a, hoflgörüsüzlü¤e ve homofobilere karfl› haklar›n› savunmak.
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
16
12
AB sürecinde Türkiye’ye biçilen rol nedir? DEMOKRAS‹ EMPERYAL‹STLER‹N LÜTUFLARIYLA DE⁄‹L
KEND‹ ELLER‹M‹ZLE KURACA⁄IMIZ ‹KT‹DARLA GERÇEKLEfiECEKT‹R! 6 Ekim 2004 tarihinde “Türkiye ‹lerleme Raporu”nun aç›klanmas›n›n ard›ndan hem Türkiye hem de emperyalistler cephesinde bir tart›flma devam ediyor. Emperyalist cephede birçok ülke -Almanya baflta olmak üzere- kendi ç›karlar› flimdilik öyle gerektirdi¤i için Türkiye ile müzakerelerin bafllat›lmas›ndan yana bir tav›r koymakla birlikte, Türkiye’nin ne zaman tam üye yap›laca¤› konusunu zamana b›rakarak kendince bir taflla iki kufl vurmak istiyor. Genel olarak bak›ld›¤›nda Avrupa Birli¤i’nin, emperyalist tekellerin kendi ç›karlar› üzerine kurulu bir ekonomik birlik oldu¤u aç›kt›r. Almanya Baflbakan›’n›n Avrupa Birli¤i’ne dahil olan 10 yeni üyenin al›m›ndan sonra Alman halk›na yapt›¤› bir konuflmada kulland›¤› “korkmaya gerek yok, Avrupa Birli¤i’ne her yeni üye bizim için yeni bir pazard›r” ifadesi tam da söyledi¤imizin kan›t›d›r. ABD ise bu birli¤in d›fl›nda olmas›na ra¤men, dönem dönem kendi ç›karlar›n› dile getiren aç›klamalar yapmaktan ve öneriler sunmaktan geri kalmamaktad›r. ABD’nin gelinen aflamada Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne girmesinden yana tav›r gelifltirmesinin alt›nda yatan as›l neden ise AB içinde kendine yak›n ülkeleri, aleyhine geliflecek politikalarda harekete geçirmek istemesidir. Brüksel Zirvesi’nin ard›ndan flaaflal› kutlamalar, aç›klamalar, “kazand›k” manfletleri ile birlikte görülmesi gereken asl›nda hiçbir fleyin de¤iflmedi¤idir. Zirve dönüflü Ankara K›z›lay’da gövde gösterisi yapan Erdo¤an da ve onun emperyalist efendileri de bu gerçe¤in fark›ndad›r. Avrupa Birli¤i ‹flçi S›n›f› ve Avrupa Emekçilerinin Birli¤i mi? Yoksa Avrupal› Emperyalist Tekellerin Birli¤i mi? AB’nin emperyalist bir birlik oldu¤unu yukar›da ortaya koyduk. AB’nin Avrupal› tekellerin çeflitli nedenlerle çeliflmeli bir birli¤inin somut varl›¤› oldu¤unu kabul etmemek, bunun bafl›nda da, bu birli¤i dayatan nesnel gerçekli¤i emperyalizmin genel e¤ilimini yads›mak anlam›na gelir. Emperyalist tekeller, birbirleri ile mücadelede kaç›n›lmaz olarak saflafl›rlar. ‹flte AB de emperyalist cepheyi temsil etmektedir. Bu cephe, baflta ABD ve Japon emperyalist tekellerine rakip olarak ortaya ç›km›flt›r ve iflçi s›n›f›, ezilen halklar ve ezilen uluslar karfl›s›nda yer alan bir cephedir. Baflta, Avrupa iflçi s›n›f› ve halklar›na karfl› oluflturulmufl
emperyalist bir birliktir. Çünkü Avrupal› emperyalistlerin, sömürü ve egemenlik alanlar›n› geniflletmek ve di¤er emperyalistlere karfl› daha güçlü bir konumda olmak ve kendi sömürücü ve egemenlik sistemlerini sürdürebilmek için, baflta Avrupa iflçi s›n›f›n› susturmalar›, onlar›n mücadelesini çeflitli araçlarla engellemeleri ya da zay›flatmalar› gerekiyor. Bunun bafl›nda da Avrupa iflçi s›n›f›n›n birli¤ini, birlikte mücadelesini engellemeleri, onlar›n ortak örgütlenmesi önünde çeflitli engeller ç›karmalar› gerekiyor. Özellikle son on y›ld›r emperyalizmin “ulusal devletleri” kald›rd›¤› ya da böyle bir e¤ilim içinde oldu¤u vurgulansa da, emperyalizmin yapt›¤›, ulusal devletleri kald›rmak bir yana, onlar› korumaya, ama emperyalist tekellere bütünüyle s›n›rlar›n› açt›rmaya yöneliktir. Avrupa’da gümrük s›n›rlar›n›n kalkmas›, ulus devletlerin s›n›rlar›n›n kalkt›¤› anlam›na gelmez. Tersine, ulusal devletin s›n›rlar› s›k› s›k›ya korunmaktad›r. Öte yandan her ülkenin tekelci burjuvazisi, di¤er ülkeler karfl›s›nda güçlü olmas›n› da dayat›yor. Örne¤in Alman tekelleri, “Güçlü Avrupa için güçlü Almanya” fliar›n› ileri sürerken, Frans›z ya da ‹ngiliz burjuvazisi Alman burjuvazisinden farkl› bir tutum tak›nm›yor. AB içinde, en güçlü olma yar›fl› da, özellikle ad› geçen bu üç ülke aras›nda geçmektedir. Özellikle son y›llarda büyük tekellerin, küçük tekelleri yutmas› (fusion) veya karfl›l›kl› kontrat ve antlaflmalarla yap›lan birleflmelerin sonucunda, tekelci sermaye daha da yo¤unlaflarak genifllemifl ve fliflmifltir. Tekelci sermayenin böylesine yo¤unlaflmas›na ve fliflmesine paralel olarak, iflçi ve emekçi kesiminin yoksullaflmas› da had safhaya ulaflm›flt›r. Üretimin her alan›nda geçmifl y›llara nazaran kat kat artmas›na karfl›n gerçekleflen bu birleflmeler neticesinde büyük bir iflsizler ordusu yarat›lm›flt›r. Di¤er yandan tekellerin birbirini yutmas› sonucunda küçük ve orta halli üretim alanlar›, bu dev tekeller karfl›s›nda iflas etmifl, di¤er kesimler ise ya üretimine son vermifl veya büyük tekeller taraf›ndan yutulmufltur. Bilim adamlar›n›n ve ekonomistlerin araflt›rmalar›na göre: 1994-1998 y›llar› aras›nda gerçekleflen birleflmeler eski y›llara nazaran dört kat daha artm›fl ve 1999’un bafllar›nda inan›lmaz bir mebla¤a, yani 2.815.135 milyar dolara ulaflm›flt›r. Tekellerin birbirlerini yutma ya da birleflme (fusion) ifllerine devletler direkt kat›l›yor. ‹ngiliz iletiflim tekeli Vodafone, Alman tekeli Mannesmann’› sat›n almak istedi¤inde, Almanya hemen devreye gi-
rebiliyor ve Mannesmann’›n yutulmas›na göz yummuyor. Buna benzer daha birçok örnekler mevcut. Bu iki aç›dan önemli, birincisi, burjuvazi “serbest rekabet” anlay›fl›n› özellikle yar›-sömürge ülkelerin kap›lar›n› kendilerine açmalar› için kullan›rken, kendi ç›karlar›na ters düfltü¤ünde, bu ilkeyi bir kenara atabiliyor. ‹kincisi ise, çok uluslu tekeller gerçe¤inin, her tekelin bir ülkeye ba¤l› oldu¤unu ve öncelikle de kendi emperyalist ülkesinin ç›karlar›n› ön plana ald›¤›n›n bir göstergesi olarak karfl›m›za ç›k›yor. AB içinde gümrük duvarlar›n›n varl›¤›, Avrupal› tekellerin ifline yaramad›¤› gibi, sermayenin ve metan›n dolafl›m›nda ciddi s›k›nt›lar yarat›yordu. Süreç içinde de gümrük duvarlar›n›n kald›r›lmas› ihtiyac› do¤du. Buna karfl›n, AB d›fl›ndan gelen birçok ithal mala kota kondu¤u da bilinen bir gerçek. Yani, emperyalistler, özellikle yar›-sömürge ülkelerin s›n›rlar›n› bütünüyle emperyalist tekellere koflulsuz olarak açmalar›n› dayat›rlarken, kendi iç pazarlar›n› koruma alt›na al›yorlar. “Çok Tarafl› Yat›r›m Anlaflmas›” (Multilateral Agreement on InvestmentsMAI) bu dayatmalardan birisidir. Ama, di¤er yandan ABD, Fransa’n›n parfümünü kendi pazar›na sokmaya yanaflmazken, AB de ABD’nin tar›m tekellerine karfl› kendi tar›m sanayini koruma alt›na al›yor vb... Ya da AB, Boeing’in McDonnell Douglas tekelini yutmas›na ve sermaye gücünü art›rmas›na çok sert tepki gösterip mahkemeye verirken, Boeing karfl›s›nda kendi tekeli Airbus’› finanse etmesine ise ABD tepki göstermifltir. Oysa Boeing ve Airbus “çok uluslu tekeller” olarak adland›r›lmas›na karfl›n, esasta ise belli emperyalist ülkelerin tekelleridir. Yani, tekellerin sahip oldu¤u devletler vard›r. Ve emperyalist ülkeler kendi tekellerini, di¤er tekellere karfl› korumaktad›r. Bu örnek, özellikle “küreselleflme” argüman› arkas›ndaki gerçe¤i görmek istemeyenler için çarp›c› bir veridir. “Küreselleflme”, hiç de emperyalist ideologlar›n dedi¤i gibi, emperyalist tekeller aras›ndaki çeliflkiyi ortadan kald›rmad›¤› gibi, ulus-devlet ötesi bir geliflme de yaratma e¤ilimi içinde de¤ildir. Tersine, “küreselleflme”, emperyalist tekellerin yar›-sömürge ülkeleri ili¤ine kadar sömürmesi ve yar›-sömürge ülke devletlerinin, tekellerin ç›kar›n› en iyi bir flekilde korumas› ve onun halka karfl› jandarmal›¤›n› yapmas›d›r. Bu yeni bir geliflme olmad›¤› gibi, yar›-sömürge egemen s›n›flar› varolduklar› günden beri bu göreve lay›k olmaya çal›fl›yorlar. Bugün bu görevi, düne oranla daha aflikar bir flekilde yerine getiriyorlar.
AB, emperyalist tekellerin birli¤i oldu¤una göre, buna karfl› tavr›m›z ne olmal›d›r? Böyle bir birlik desteklenmeli mi yoksa karfl› m› ç›k›lmal›? AB görünüflte Avrupal› halklar›n birli¤i gibi bir görüntü sergiliyorlarsa da bu do¤ru de¤ildir. AB devletlerin birli¤i ve bir devlet çat›s› alt›nda birleflmesi de¤ildir. Biz halklar›n birleflmesine ve eflit flartlarda bir arada yaflamas›na karfl› de¤iliz. Ancak bugün gerçeklefltirilen bu de¤ildir. Olan bir tek fley vard›r. Avrupa pazarlar›, bugün tekellerin daha çok yararlanmas›, bu pazardan daha fazla kâr sa¤lanmas› ve bu co¤rafyada bulunan devletlerin, bir ekonomik ve siyasi güç olarak di¤er büyük ülkelere (ABD-Japonya gibi) karfl› güçlü durmay› ve rahat rekabet etmeyi hedeflemifltir. Ekonomik olarak güçsüz hatta baz›lar› ba¤›ml› olan Yunanistan, Polonya gibi ülkelerin birli¤e dahil edilmesi ekonomik ve siyasi olarak tam bir denetime al›nmas›ndan öteye gitmemektedir. Dolay›s›yla bu birli¤in iflçi s›n›f›na getirdi¤i bir avantaj yoktur. AB, bir Pazar birleflimi olmas›n›n yan›nda bütünüyle ulusal pazarlar›n tek bir ekonomik birli¤i anlam›n› tafl›m›yor. Para birli¤inin sa¤lanmas›na karfl›n, AB içinde yer alan ekonomilerin tek bir merkezi birleflimi olmad›¤› gibi, AB içinde politik bir birlik de söz konusu de¤ildir. Olan, emperyalizm karfl›s›nda ulusal devletlerin düne oranla daha zay›flamas›d›r. Ama bu geliflmeler dünden nitelik olarak farkl› olmay›p nicel geliflmelerdir. Ulusal devletler, daha do¤rusu yar›-sömürge devletler, halka karfl› daha da güçlenmekte ve kitlelerin en küçük demokratik hareketini zor kullanarak bast›rmaktan kaç›nmamaktad›r. Emperyalizmin sömürüsünün devam› aç›s›ndan da ulusal devletlerin halka karfl› ayakta tutulmas›n›n zorunlulu¤u vard›r. Yar›-sömürge devletler güçlü k›l›n›rken, emperyalist devletler ortadan m› kalk›yor? Hay›r! Emperyalist devletlerin varl›¤›, di¤erini flart koflar. Ve emperyalist tekellerin egemenlik yar›fl›nda öne geçmesi için de emperyalist devletlerin güçlü olmas›n› zorunlu k›lar. AB’nin ve onun Euro’sunun ayakta kalmas›n›n koflullar›, emperyalizmin “istikrar›na” ba¤l›d›r. Emperyalistlerin içinde bulundu¤u derin kriz, emperyalistler aras› çeliflmeleri keskinlefltirecek ve önceki birliklerin yerine bir baflka birliktelikleri gündeme getirecektir. Ya da Alman hegemonyas›n›n, AB içinde tart›fl›lmaz üstünlük sa¤lamas›yla, süreç uzayabilir. Bunun da olas›l›¤› çok fazla de¤ildir. Çünkü, AB içindeki di¤er güçlü emperyalist ülkeler daha flimdiden bunun pazarl›klar›n› yap›yor ve önlemlerini al-
12 maya çal›fl›yorlar. AB’yi, “ulusal devletlerin ortadan kalkmas›na” örnek olarak verenler, emperyalizmin eflitsiz geliflim ve egemenlik karakterini unutturmaya çal›flt›klar› gibi, daha bugünden AB içinde faflist milliyetçi ak›mlar›n güçlendi¤ini de görmezden geliyorlar. Oysa, milliyetçilik h›zla geliflirken, ulusal hükümetler de milliyetçili¤in geliflmesine el alt›ndan destek veriyor. Almanya’da yap›lan yerel seçimlerde faflist partilerin yerel yönetimlerde yer almalar› gibi. Emperyalist Köleli¤in Yeni Ad›; AB Aday Üyeli¤i ve Türkiye Türk egemen s›n›flar›, 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› ABD’nin “Marshall Plan›” ile yüksek refah› yakalay›p “küçük Amerika” olaca¤›z diyerek uzun y›llar çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n› oyalamaya çal›flt›lar ve bu yard›mlar›n ve NATO’ya girmenin bedeli olarak ABD’nin iste¤i do¤rultusunda Kore’ye asker gönderdiler. Ve binlerce iflçi ve emekçi orada, ne için ve ne u¤runa savaflt›¤›n› bilmeden k›r›ld›. Ve ayn› Türk egemen s›n›flar› 40 y›l› aflk›nd›r, 1992’de “AB” ad›n› alan AET’nin kap›s›n› sürekli çalmaya bafllad›. Ve halka ne kadar zulüm yap›l›yorsa, AB’ye, yani, emperyalistlerin deyimiyle “medeniyete”, “refaha”, “demokrasiye” ulaflmak için yap›lmaya baflland›. Bu, büyük bir aldatmaca oldu¤u gibi, halk› oyalaman›n bir gerekçesi olarak gündemde tutulmaya çal›fl›l›yor. “Bat› medeniyetini yakalayaca¤›z” ad› alt›nda, TC’nin kuruluflundan bu yana, yani son 80 y›ld›r halk›, “k›rk kat›r, k›rk sat›r” seçene¤i ile karfl› karfl›ya b›rakm›fllard›r. Halk›n yaratt›¤› de¤erlerin önemli bir k›sm› emperyalistlerin cebine giderken, bir k›sm› da yerli egemen s›n›flar›n cebine akm›flt›r. Bu süreç içinde ise, halk›m›z›n demokratik hak ve özgürlükler için verdi¤i mücadele ve Kürt ulusunun mücadelesi kanl› bir flekilde bast›r›lm›flt›r. ABD ve AB’li emperyalistler ise, “Türkiye do¤ru yolda” diyerek, halka yap›lan her türlü zulmü, sömürüyü ve a¤›r yaflam koflullar›n› desteklemifllerdir. Türk egemen s›n›flar›n›n AB’ye girmesinde ç›karlar› fazlas›yla mevcuttur. Ancak, çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n bunda ç›kar› olmad›¤› gibi, ülkenin emperyalizme fazlas›yla ba¤lanmas›, emperyalist sömürü ve bask› a¤›n›n oldu¤undan daha da a¤›rlaflmas› anlam›na geliyor. “AB’ye girersek, insan haklar›nda iyileflme, sosyal haklarda geliflme olur” vb. propagandalar, AB emperyalist burjuvazisinin halklara kendini flirin gösterme gayretlerinden baflka bir fley olmad›¤› gibi, emperyalist tekellerin sömürü ve egemenlik alanlar›n› geniflletmesini gizleme argümanlar›d›r. Türk egemen s›n›flar›n›n AB içinde yer almak istemesinin kendi aç›lar›ndan çok yönlü ç›karlar› oldu¤u bir gerçek. Baflta, yar›-sömürge ülke burjuvazisinin ve iktidara ortak olan di¤er feodal s›n›flar›n, emperyalizmin deste¤i olmadan iktidarda kalmalar› söz konusu de¤ildir.
17 Onlar, varl›klar›n› emperyalizmin deste¤ine borçludurlar. Çünkü onlar›n ba¤›ms›zl›kç› bir karakterleri olmad›¤› için, halka karfl› iktidarlar›n› sürdürmeleri, ancak ve ancak emperyalizmin deste¤i ile olanakl›d›r. Emperyalizmin ise, onlara gereksinimi vard›r. Onlar, yar›-sömürgelerde halka ve iflçi s›n›f›na karfl›, emperyalizmin en güvenilir sömürü ve egemenlik araçlar›d›r. Yar›-sömürge egemen s›n›flar›n›n komprador karakteri de buradan gelir. Emperyalistlerin yar›-sömürge iktidarlar›n› s›k› bir flekilde kontrol alt›nda tutmalar›, hatta büyük ölçüde iktidara kimlerin gelece¤ini belirlemeleri, gerekti¤inde askeri darbeleri gündeme sokmalar›, yar›-sömür-
geler olmadan emperyalizmin ayakta kalamayaca¤›ndand›r. Çünkü, emperyalist sermaye bu ülkelerin sömürüsü üzerinde gelifliyor, büyüyor ve egemenlik kuruyor. Daha aç›kças›, emperyalizm, yar›-sömürgelere sahip olmadan yaflayamaz. Türk egemen s›n›flar› kendi s›rtlar›n› y›llard›r ABD ve Bat›l› emperyalistlere dayayarak, halka karfl› iktidarda kald›lar. AB gibi emperyalist bir blo¤un içine girdiklerinde ise kendilerini güvencede hissedeceklerdir. Özellikle de komprador burjuvazi, emperyalist sermayenin ülkeye girmesini ve emperyalist tekelci sermayeden kolay kredi alabilmenin olanaklar›n› yarataca¤›n› düflündü¤ü için, AB’ye girilmesini en çok savunan kesimler olmufltur. AB aç›s›ndan Türkiye’nin denetim alt›na al›nmas›n›n çok yönlü yararlar› mevcut. Bugün Türk egemen s›n›flar› esasta ABD emperyalizminin ekonomik, siyasi ve askeri denetimi alt›ndad›r. Avrupa, Ortado¤u ve Orta Asya’n›n kesiflti¤i üçgende yer alan Türkiye’nin jeo-politik, jeo-stratejik konumu ve güçlü askeri yap›s› dikkate al›nd›¤›nda, AB ile ABD aras›nda Türkiye üzerindeki egemenlik çat›flmas› önemli bir yer tutmaktad›r. ABD, AB’nin (özellikle Almanya’n›n) tüm çabalar›na karfl›n Türkiye üzerindeki egemenli¤inin zay›flamas›na karfl› ç›k›yor. Çünkü Türkiye, ABD için, Ortado¤u ve Kafkaslar aç›s›ndan ileri bir karakoldur. ABD, bu ileri karakolu üzerindeki denetimini, yani egemenli¤ini yitirmek istemiyor. Ayr›ca, Balkanlarda sular daha durulmad› ve yeni bir paylafl›m için do¤um sanc›lar› çekmektedir. Almanya ve Fransa ise Türkiye’yi ABD’nin kontrolünden ç›kar›p bütünüyle kendi egemenlikleri alt›na almak isti-
yorlar. Türkiye, AB’nin üyelik kriterlerinden bütünüyle uzak ve k›sa süre içinde oraya gelmesinin olana¤› da yok. Baflta ekonomik ve bununla beraber siyasal ve sosyal bir yap› olarak, AB’nin “üyelik” için öne sürdü¤ü koflullara uygun de¤il. Ancak, AB aç›s›ndan sorun, “demokrasi” kriterleri de¤il, emperyalist ç›karlar her zaman a¤›rl›ktad›r. ABD’nin Türkiye’nin AB’ye girmesini desteklemesi, sorunun bir baflka yönünü oluflturmaktad›r. ABD, AB içinde kendini destekleyecek üye ülkelerin olmas›n› istiyor. Böylece AB içinde hem kar›fl›kl›k ç›kartacak hem de kendi ç›karlar›n› zedeleyecek kararlar›n al›nmas›n› zorlaflt›racakt›r. Ayr›ca ABD, Türkiye ile en az 25 y›ll›k stratejik bir anlaflma imzalam›flt›r. Bu anlaflma, Türkiye’yi daha uzun bir süre -emperyalistler aras›ndaki denge de¤iflmedi¤i sürece- ABD’ye ba¤›ml› k›lacakt›r. Türk devletinin silahland›r›lmas›n›n ve silahlar›n sat›fl› konusunda sadece ABD ile Almanya aras›nda bir yar›fl olmay›p, Almanya, Fransa, ‹ngiltere ve di¤er emperyalistler aras›nda da büyük bir mücadele vard›r. Ayr›ca, Türk devletinin yaklafl›k bir milyon kiflilik bir orduya sahip olmas›, hem iyi bir silah pazar› olmas›n›n yan›nda, emperyalizmin bölgedeki ç›karlar›n› korumas› aç›s›ndan da önem tafl›maktad›r. Alman hükümetinin “silah sat›fl›nda insan haklar› esas al›nacak” demesi ise, ikiyüzlülükten baflka bir fley de¤ildir. Silah al›c›lar›n›n yar›-sömürge ülkeler oldu¤u bir gerçekken, bu tür ülkelerin ezici ço¤unlu¤unda “insan haklar›”ndan söz etmek, “silahlar insan öldürmez” demek kadar saçmad›r. NATO içinde ABD’den sonra en faz-
la askere sahip ülke Türkiye’dir ve nüfusuna oranla çok yüksek say›da askere sahiptir. Dünyada nüfusuna oranla bu denli say›sal olarak güçlü bir orduya sahip ülke yok denebilir. Türkiye, Rusya, ABD ve Çin’den sonra dördüncü s›ray› almaktad›r. Türk egemen s›n›flar›, bu kadar kalabal›k bir orduyu kendi s›n›rlar›n› korumak için beslemiyor, esas olarak bölgede, ABD ve Bat›l› emperyalistlerin ç›karlar›n› korumaya yöneliktir. Türk ordusunun say›s›, Türkiye’nin NATO’ya girmesinden sonra, ABD’nin istekleri do¤rultusunda art›r›lm›flt›r. Bu nedenle de ABD her y›l, “askeri yard›m” ad› alt›nda 300 milyon dolar› aflk›n miktarlarda “hibe” yapmaktad›r. AB’li emperyalistlerin Türkiye’deki insan haklar› ile ilgilendiklerini ya da bu-
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 na önem verdiklerini söylemek, emperyalizmin gerçek yüzünü görmemek anlam›na gelir. Emperyalistler, kendi kamuoyunu oyalaman›n telafl› yan›nda, “insan haklar›” savunusu görüntüsü alt›nda daha a¤›r sömürü koflullar›n› dayatmaktad›r. Oysa, bugün dünyada “insan haklar›”n›n en çok ihlal edildi¤i yerler, emperyalistlerin denetimindeki yar›-sömürgelerde olmaktad›r. Emperyalizmin ç›karlar› ile “insan haklar›” yan yana bir arada duramaz. Biri varsa di¤eri olamaz. Emperyalist burjuvazi, “küreselleflme” ya da “Yeni Dünya Düzeni” ad› alt›nda emperyalist ideoloji ve siyasetini kendi ç›karlar› için daha fazla sömürü ve egemenlik kurmak için öne sürerken, “insan haklar›” ise sadece bir göz boyama söylemi olarak dile getiriliyor. Türk egemen s›n›flar› kitleleri kand›rmak için AB’ye üyelik sorununu, kendi bask›lar›n› gizlemek için bir araç olarak kullanmaktad›r. Yeni vergiler ve sosyal haklar›n daha da k›s›tlanmas› AB’ye girmenin diyeti olarak aç›klanacakt›r. ‹dam cezas›n›n kald›r›lmas› ise, “demokratik haklar›n geniflletilmesi” olarak kitlelere yutturulmaya çal›fl›l›yor.. Oysa, Türk egemen s›n›flar› zaten en az 20 y›ldan bu yana idam cezas›n› uygulam›yor. Ama, sokaklarda insanlar sorgusuz-sualsiz infaz ediliyor, kaybediliyor. Sonuç olarak, AB’ye üyelik Türkiye’ye, daha do¤rusu halka getirece¤i olumlu yeni bir fley olmayaca¤› gibi, emperyalizmin sömürü ve bask›s›n› art›racakt›r. Di¤er yandan demokratik ve sosyal haklarda bir de¤ifliklik olmayacak, tersine belki de bugünkü durumdan daha a¤›r koflullarla, halk karfl› karfl›ya kalacakt›r. ‹flsizlik artacakt›r. Küçük ve orta ölçekli iflyerlerinin kapanmas› daha da h›zlanacakt›r. AB’ye üye olan ülkelerin, üye olduktan sonra ülkede h›zla iflsizli¤in artmas› tesadüfi bir olay de¤il, emperyalist tekellerin istihdam politikas›n›n yürürlü¤e konmas›d›r. Tahkim yasas›n›n kabul edilmesi, IMF ile stand-by (haz›r ol) anlaflmas›n›n yap›lmas›, “sosyal güvenlik reformu” ad› alt›nda çal›flanlar›n haklar›n›n daha gerilere götürülmesi, Türkiye’de halk›n refah düzeyini de¤il, emperyalist tekellerin ve yerli uflaklar›n kârlar›n› art›rma garantisi sa¤layacakt›r. K›sacas› emperyalist kölelik zincirinin a¤›rlaflmas›ndan baflka bir yenilik olmayacakt›r. Bunun tersini düflünmek, emperyalizme ilericilik yüklemek olur ki, bugün gericili¤in emperyalizm oldu¤u kitlelerden gizlenmifl olur. Sonuç olarak, Türkiye’nin AB’ye girmesi, çeflitli milliyetlerden Türkiye iflçi s›n›f› ve halk›n›n zarar›na geliflecek ve emperyalist kölelik zincirinin daha da a¤›rlaflmas›n› beraberinde getirecektir. Türk egemen s›n›flar› bir kaç dolar kredi alma pahas›na ülkeyi emperyalizmin güçlü bir ileri karakolu haline getirmek istiyorlar.
18
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
Emperyalist iflgal ve Kürtler Kürt önderlikleri iflgalcilere karfl› tav›r alma yerine iflgalcilerin yan›nda yer alma iflgale ilerici, de¤ifltirici bir misyon yüklemeyi daha anlaml› ve gerekli gördüler. Emperyalist iflgalcilerin “ya bizden yanas›n›z ya da düflmandan” veya “iyi ve kötünün savafl›nda ‘iyiden mi, kötüden mi’ yanas›n›z” söylemine karfl› Irak halk› esas olarak tercihini emperyalizme düflmanl›ktan yana; Kürt önderlikleri ise iflgalcilerden yana yapt›. Di¤er bir anlat›mla, emperyalistlerin ç›karlar› u¤runa onlardan akaca¤›na inand›klar› k›r›nt›lar u¤runa ezilen bir halk›n hakl› ve meflru mücadelesini objektif olarak bölge halk›n›n karfl›s›na oturttular. Devrimci ve komünist güçler bafltan itibaren emperyalist iflgalcilerin yürüttükleri tüm katliamlara ve ürettikleri s›n›rs›z yalanlara ra¤men Irak’ta baflar›l› olamayacaklar› gerçe¤inin alt›n› çizdiler. Bu net ifade edifl, bu net tan›mlama gücünü tarihi tecrübelerden, yalanlar›n gerçeklerin gücü karfl›s›nda yenik düflece¤ine ve gerçeklerin bütün ç›plakl›¤›yla a盤a ç›kaca¤›na olan güvenden al›yorlard›. Bu durumu hakl› ve meflru olan, kitlelere dayanan bir direnifli baflar›yla sonuçlanaca¤›na olan inanç temelinde yorumlamak mümkündür. ‹flte tüm bu faktörler, farkl› dinsel, mezhepsel, ulusal güçlere dayanan, yani kendi içlerinde bir örgütsel bütünlü¤ü olmayan ve ortaklaflt›klar› tek nokta iflgale son vermek olan direniflçilerin baflar›s›n› getirecektir. Bu direnifl, sürece yay›ld› ve daha de yay›lacak. Felluce’deki katliam, yerle bir edilen kent direniflin bitti¤inin de¤il daha daha da yay›laca¤›n›n habercisidir. Uzayan direnifl gerçek ile yalan›, hakl› ile haks›z olan› ayr›flt›rmaya devam ediyor/edecektir de. Nitekim direnifl uzad›kça, alt›n› çizdi¤imiz noktalar somut birer olgu haline geldi. Irak sokaklar›nda yükselen direniflin yank›lar›, Irak s›n›rlar›n› çoktan aflt›. fiüphesiz yaflanan bunca a¤›r vahflete ra¤men gösterilen tepkinin henüz yeterli oldu¤u söylenemez. Ama flunu rahatl›kla söyleyebiliriz, direnifl, iflgalcileri kara kara düflündürmeye ve uluslararas› planda yaln›zlaflt›rmaya devam ediyor. Ancak bu yaln›zlaflma iflgalcileri durduram›yor tam aksine daha da sald›rganlaflt›r›yor. ABD’de seçimleri yeniden kazanan Bush, Felluce üzerine bombalar
ya¤d›rmaya devam etti. Di¤er bir ifadeyle Irak’taki tüm direnifl mevzileri, kentler katil Bush’un yok etme plan› dahilindedir. Felluce’nin ard›ndan direniflin yeni oda¤› olan Musul da flimdi yeni hedefler aras›nda. Eylemcilerin son bir hafta içinde baflta ABD askeri üsleri olmak üzere, karakol ve iflbirlikçilere yönelik gerçeklefltirdikleri eylemler Musul’un hedef tahtas›na oturmas›na neden oldu. Bu sald›r›lar, kamuoyuna yans›yan iflkence foto¤raflar› ve katliamlar›yla dünya kamuoyunda itibar› sars›lan Bush tek “çözüm”ü yeni sald›r› hedefleri belirlemekte ar›yor. ABD emperyalizminin izledi¤i bu sald›r›lara karfl› tepkiler ise daha da derinleflmektedir. Irak direnifli bu tepkileri objektif olarak derinlefltirmeye devam edecektir. Irak’taki direnifl Vietnam’daki devrimci direniflin oynad›¤› tarihsel rolü tabi ki oynayamaz. Burada bunun nedenleri üzerinde durmayaca¤›z. Sadece flu kadar›n› söylemekle yetinece¤iz: bir direnifl hakk›ndaki de¤erlendirmeyi ona yön veren güçlerin çizgisinden soyutlayarak yapamay›z. Bu elbetteki direniflin objektif olarak oynad›¤› tarihsel misyonu gözden kaç›rmam›z› gerektirmez. Tüm bunlar›n yan› s›ra Irak’ta büyüyen direnifl, Filistin’de Siyonizme ve ABD emperyalizmine karfl› süren mücadele, ABD kamuoyundaki iç tart›flma, uluslararas› planda anti-iflgalci, ABD karfl›t› bir dalgan›n daha da büyüyüp geliflmesine yol açar. Bu geliflmeler uluslararas› planda anti-emperyalist bir mücadele dalgas›n›n yarat›lmas›na, enternasyonalist bir dayan›flma bilincinin yeniden yükselmesine hizmet ediyor. Bu eksenli somut im-
kanlar sunuyor. Bu imkanlardan yararlanma görevi en baflta MLM’ler olmak üzere tüm ilerici ve devrimci güçlerin önünde durmaktad›r. ‹flgalcilerin mi Ezilen Halklar›n m› Dostlu¤u? Kürt önderlikleri iflgalcilere karfl› tav›r alma yerine iflgalcilerin yan›nda yer alma iflgale ilerici, de¤ifltirici bir misyon yüklemeyi daha anlaml› ve gerekli gördüler. Emperyalist iflgalcilerin “ya bizden yanas›n›z ya da düflmandan” veya “iyi ve kötünün savafl›nda ‘iyiden mi, kötüden mi’ yanas›n›z” söylemine karfl› Irak halk› esas olarak tercihini emperyalizme düflmanl›ktan yana; Kürt önderlikleri ise iflgalcilerden yana yapt›. Di¤er bir anlat›mla, emperyalistlerin ç›karlar› u¤runa onlardan akaca¤›na inand›klar› k›r›nt›lar u¤runa ezilen bir halk›n hakl› ve meflru mücadelesini objektif olarak bölge halk›n›n karfl›s›na oturttular. Ve direnifl büyüdükçe iflgalcilerin Kürt önderliklerine, Kürt önderliklerinin de iflgalcilere olan ihtiyac› giderek art›yor. Ve hiç flüphesiz burada esas olarak kaybeden Kürtler oluyor. Çünkü Kürtlerin kurtuluflu iflgalcilerin dostlu¤unu kazanmaktan de¤il, bölge halk›n›n dostlu¤unu kazanmaktan ve birlikte iflgalcilere karfl› mücadeleyi yükseltmekten geçiyor. Ama ba¤›ms›z düflünme, ba¤›ms›z hareket etme gücüne ve iradesine sahip olmayan burjuva-feodal Kürt önderlikleri yüzlerini Ortado¤u halklar›na çevirmek yerine emperyalist kap›lara çevirme politikas›n› ›srarla sürdürmeye devam ediyorlar. Her dönemin, her rolün adam› olmay› baflaran ya da baflard›¤›n› sa-
nan Talabani, Felluce’de iflgalcilerin yürüttü¤ü katliam› “terörizme karfl› mücadele” olarak de¤erlendirebiliyor. Oysa Felluce sokaklar›nda cans›z yatan çocuk, genç, yafll› bedenler t›pk› y›llar öncesi emperyalizmin kuklas› Saddam diktatörünün Halepçe’de yaratt›¤› katliamlar› and›r›yor. Dünün ma¤durlar›, dün katliama u¤rayanlar bugün katliama u¤rayan ve ma¤dur duruma düflenlerin yan›nda yer almal›yken, katliamc›lar›n ve zalimlerin yan›nda yer almay› kurtulufl yolu san›yorlar. Hiç flüphesiz bu tabloda Kürt halk›n›n hiçbir rolü yoktur. Aksine, Kürt halk› kurtuluflu emperyalistlerin ve iflbirlikçilerinin sunaca¤› k›r›nt›larda arayan burjuva-feodal milliyetçi önderliklerin yürüttü¤ü iflbirlikçi politikalar›n ma¤duru durumundad›r. Ve Kürt halk› bu önderliklerden kurtulmay› baflaramad›kça kendisi için de¤il, baflkalar› için dövüflerek ma¤dur olmaya devam edecektir. Kürt halk›n›n tarihi bu konuda ac› tecrübelerle doludur. ‹flgalcilere yaklafl›mda ve iflgale karfl› ç›kan, iflgalcilerle savaflan güçleri de¤erlendirmekte problemli olan yaln›zca Talabani ve Barzani önderlikli partiler de¤ildir. Bu konuda baflta Kongra-Gel olmak üzere birçok Kürt parti ve örgüt ve çevrenin yaklafl›m› problemlidir. Hepsinin yüzü AB’ye dönüktür. Hepsi, hala Irak iflgalinin Kürtler lehine tarihi f›rsatlar yaratt›¤›n› ve Kürtlerin bugünkü as›l görevini de iflgalcilerle birlikte hareket ederek; sunulan bu tarihi f›rsatlar› en iyi flekilde de¤erlendirmek oldu¤unu savunuyor.
12 Yani emperyalistlerin tarihsel olarak Kürt halk›n›n bafl›na açt›¤› tüm felaketler unutuldu. Anti-emperyalist mücadele, ulusal ve sosyal kurtulufl savafllar›, ezilen halklar›n kardeflli¤i, birlikte savafl›m “Yeni Dünya Düzeni”nin sundu¤u “nimetlerin” alt›nda kald›. Di¤er bir ifadeyle, bu güçlere göre hepsi tarih oldu. Ezilen ve ezenlerin savafl›m›n›n yok oldu¤unu, yoksa Kürt önderliklerinin yine bir tarihsel yan›lg›yla m› yüz yüze olduklar›n› tarih k›sa sürede gösterecektir. Asl›nda bu tarihi yan›lg›n›n iflaretleri gün geçtikçe art›yor. Ezilenler ezenlere karfl› seslerini giderek daha da yükseltmeye bafllad›. Yükselen bu seslerin ilk hedefi de Kürt önderliklerinin dost gördü¤ü, Ortado¤u’daki “gerici statükolar›” parçalad›¤›n› öne sürdükleri ABD emperyalizmidir. Bu konuda Kongra-Gel’in genel yaklafl›m›n›n di¤erlerinden pek farkl› olmad›¤›n› yukar›da ifade etmifltik. Sorunun daha iyi anlafl›lmas› için Kongra-Gel belgelerinden uzun al›nt›lar yapma gere¤i duyuyoruz. “ABD ve ‹ngiltere’nin Irak flahs›nda Ortado¤u’ya yönelik gerçeklefltirdikleri müdahale, bu geliflim sürecinin en önemli halkas›n› oluflturmaktad›r. Tarihi kökleri çok derin olan Ortado¤u’daki teokratik, oligarflik ve otokratik rejimler, dar milliyetçi, dini fanatik zihniyeti ve oluflumlar, halklar›n demokratik özgür geliflmesi önünde büyük engeller teflkil ettikleri gibi, hakimiyet aç›s›ndan da afl›lmas› zorunlu engeller durumundad›r. ‹ç dinamikleri ile demokratik Ortado¤u rejimleri, d›fl dinamiklerin müdahalesi ile bölge bir sürece girmifltir. Bu müdahalenin sonuçlar› dünya çap›nda etkili olacak yeni bir dönem bafllat›rken demokratik güçlerin ve geliflmenin de yolunu açm›flt›r.”
19 “Yeni durum bölgede de¤iflimden yana olan güçlerle statükoyu korumaya çal›flan güçler aras›nda kapsaml› ve yo¤un bir mücadele ortaya ç›karm›flt›r.” (Kongra-Gel belgelerinden) Söylenenleri toparlarsak, “emperyalistler ve uluslararas› sermaye hem kendi önlerini hem de demokratik güçlerin geliflim yolunu açmak için Ortado¤u’daki gerici, oligarflik rejimleri y›k›yorlar.” Böyle bir alg›lay›fl, böyle bir kavray›fl do¤al olarak emperyalistlerin iflgalini de meflrulaflt›r›yor. Dahas› “bu müdahale bölgede statükoyu korumaya çal›flan güçlerle, de¤iflimden yana olan güçler aras›ndaki mücadeleyi de a盤a ç›karmaya vesile olmufltur vb.” deniyor. Bölgede Saddam gibi diktatörlüklerin Suudi krallar›n, fieyh yönetimlerin oldu¤u ne kadar do¤ru ise, bunlar›n yarat›c›lar› ve koruyucular›n›n da emperyalistler ve uluslararas› sermaye oldu¤u da o kadar do¤rudur. Bölgedeki petrol flirketlerinin ortaklar›na bakan herkes uluslararas› sermayenin kimden yana oldu¤unu, nerede durdu¤unu daha da rahatl›kla görebilir. Her fleyden önce emperyalistler girdikleri her ülkede en gerici s›n›flarla ba¤ kurmufllard›r/karakterleri gere¤i bunu kaç›n›lmaz olarak yaparlar. Ve bu s›n›flar da her zaman emperyalistlerin o ülkedeki sosyal dayanaklar›, ç›karlar›n› korumakla yükümlü olan iflbirlikçileri, uflaklar›d›r. Ortado¤u haritas›na bakal›m. ‹stisnas›z yönetimi elinde bulunduran tüm güçlerin gö¤üslerinde iflbirlikçi tabelas› vard›r. Feodal bey, kral ya da fleyh olmalar› bu gerçe¤i de¤ifltirmiyor. Bu bir. ‹kincisi, emperyalistlerin amac› ç›karlar›n› rahat koruyabilecek ve daha da gelifltirecek uflak yönetimlerin süreklili¤ini sa¤lamak ve korumakt›r. E¤er uflak yönetimler bu ihtiyaca ye-
teri kadar yan›t veremiyorlarsa ya da uflak yönetimlere kitlelerin tepkileri varsa, emperyalistler “demokrasi”, “özgürlük” demagojileri eflli¤inde gereken de¤iflikli¤i yapmaya yönelirler. Bazen askeri, bazen komplolara dayanan sivil darbelerle bu ifli çözerler/çözmeye çal›fl›rlar. Tabi ki, her zaman, her fley onlar›n istedi¤i gibi gitmez. T›pk› bugün Irak’ta oldu¤u gibi. Tüm bunlar› emperyalistlerin niteli¤i ve amac›/amaçlar› çerçevesinde ele al›rsak, asl›nda anlafl›lmayan hiçbir fley yok. Bilakis, her fley yerli yerine oturuyor. Ama, tüm bu geliflmeleri emperyalistlerin niteli¤inden ba¤›ms›z ele alarak, onlara “gerici statükolar›” parçalama misyonu yüklemeye kalk›fl›l›rsa, iflte o zaman “yaflas›n emperyalizm” demek kaç›n›lmaz hale gelir. Ve Irak iflgalini, ne ad›na olursa olsun meflrulaflt›rmaya çal›flan her çevrenin objektif olarak yapt›¤› hatta yapmaya çal›flt›¤› budur. Emperyalistlere yapt›klar› tüm itirazlar bu iflgalde, iflgalcilerin kendilerini hesaba katmamalar›n› içeren noktalar›na dönüktür. Yani itirazlar anti-emperyalist, anti-iflgalci bir zeminde de¤il, tam aksine iflgalde dikkate al›nmamalar›na duyulan sitemdir. E¤er dikkate al›narak, kendilerine bir misyon biçilmifl olunsayd›, o zaman söylem düzeyindeki bu sitemlere de rastlamak mümkün olmayacakt›. Osman Öcalan ve arkadafllar›n›n bu konudaki aç›klamalar› öteden beri düflünülen ve hayata geçmesi beklenen bir politikan›n yüksek sesle dile getirilmesinin somut bir ifadesidir. De¤iflim ve dönüflümü hedefleyen ilerici iç dinamiklerin önündeki en büyük engel emperyalistlerdir. Bütün bir 20. yüzy›l boyunca ve hatta içinde yer ald›¤›m›z yüzy›l›n ilk zamanlar›nda ister s›n›fsal niteli¤i isterse objektif olarak oynad›¤› rol gere¤i ilerici ve
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 devrimci olan tüm hareketlerin karfl›s›nda emperyalistlerin olmas› tesadüfi de¤ildir. Aksine, emperyalizmin niteli¤i gere¤i tersinin gerçekleflmesi mümkün de¤ildir. ‹ran flahlar›n›n, Ziya Ül-Hak’lar›n, Suudi krall›¤›n›n efendileri olan emperyalistleri, de¤iflimin d›fl dinamikleri olara de¤erlendirenler uzlaflmac›l›¤›n/çaresizli¤in teorisini yap›yorlar. Sonuç olarak, ABD’nin Irak iflgalini Ortado¤u’daki “ça¤d›fl› stotüko”lar› aflma eylemi olarak gören anti-emperyalist Kürt güçler Felluce’de ifllenen “ça¤dafl” cinayetlerin tarihsel anlam›n› umar›z görmüfllerdir. Felluce sokaklar›nda canl›/cans›z hedeflere ya¤an bombalar, silahs›z, savunmas›z insanlar›n bedenlerine s›k›lan kurflunlar›n, Amerikan “demokrasi”sinin gerçek resmi oldu¤unu anlam›fllard›r. Hala bu katliamlar›n Kürtler ad›na tarihi f›rsatlar yaratt›¤›n› iddia edenler varsa, e¤er iflbirlikçi, feodal-afliret beyi de¤iller ise, böyle bir beylik için çal›flm›yorlarsa, ya bunlar›n tarihi bilgileri çarp›kt›r, nesnellikten çok uzakt›r ya da bunlar tarihi, iflgalcilerin Irak’a girmesi ile bafllatarak büyük bir cehalet örne¤i sergiliyorlar. Yani iflgalcilerin Irak’a girmesini tarihteki ilk iflgalmifl gibi alg›l›yorlar. Yani tarihi haf›zalar› sadece bu süreç ile s›n›rl›d›r. Çünkü, tarih ezilen halklar›n kurtuluflunu emperyalizmin may›nl› kollar›nda arayan herkesin kand›¤› tek fleyin uflakl›k oldu¤unu, patlayan may›nlar›n yaratt›¤› düflünsel, zihinsel, bedensel ac›lardan ve tahribatlardan ibaret oldu¤unu defalarca, çok keskin ve net bir biçimde göstermifltir. Öyle ya! Tarih yaflanand›r. Yaflanan her fley nesneldir. Bu nesnelli¤i okumakta, yorumlamakta zorluk çekenler, ters yüz etme cüretini gösterenler yan›lg›lar› ile yüz yüze kalmaya ve yenilmeye mahkumdurlar.
Felluce’deki katliam, yerle bir edilen kent direniflin bitti¤inin de¤il daha daha da yay›laca¤›n›n habercisidir. Uzayan direnifl gerçek ile yalan›, hakl› ile haks›z olan› ayr›flt›rmaya devam ediyor/edecektir de. Nitekim direnifl uzad›kça, alt›n› çizdi¤imiz noktalar somut birer olgu haline geldi. Irak sokaklar›nda yükselen direniflin yank›lar›, Irak s›n›rlar›n› çoktan aflt›.
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
20
12
Kitleleri, devrimi ve Partiyi örgütleme görevlerimizi kavrayal›m! Egemenler her alanda, her cephede örgütlenmesini, sermayenin egemenli¤ini, serbestçe dolafl›m›n› kolaylaflt›rmak, güçlendirmek için yaparken, toplumsal ve siyasal örgütlenmesini de bu temel üzerinde infla ediyor, ihtiyaç duydu¤u yap›sal düzenlemeyi ve de¤ifliklikleri bu ihtiyaca uygun yap›yor. Egemenler eme¤in köleli¤i üzerinde iflçi s›n›f› ve emekçilerin yoksullaflmas›, y›k›m› ve parçalanmas› üzerinde varl›klar›n› devam ettirmeye çal›fl›rken, iflçi s›n›f› ve emekçiler ancak proletaryan›n kurtulufl bilimiyle donand›kça, örgütleme bilimini ustaca prati¤e uygulad›kça s›n›fsal ve sosyal kurtuluflunu gerçeklefltirebilir. Örgütleme biliminde ideolojik birli¤in önemi kadar, örgütsel birlik, kitlelerle bütünleflme sorunu da bir o kadar önemlidir. Günümüz koflullar›nda en büyük sorun, devrimin ilke ve yasalar›na karfl› yaflanan k›r›lmalar›n ve sars›lmalar›n yaratt›¤› bilinç bulan›kl›¤›, yanl›fl ve yetersiz kavray›fllar›n devrim ve parti saflar›ndaki etkisidir. Bu etki boyutu ve bilinç gerili¤i kitleleri örgütleme gücünü zay›flat›r, sürecin h›z›n› düflürür. Bu gerçeklik görülüp kavranmal› ve bu kavray›fla uygun çal›flmalar yeniden örgütlenip, düzenlenmelidir. Yaflanan güvensizlikler, devrimin temel tezlerine, “devrim kitlelerin eseridir”, ilkesine ve “proletaryan›n elinde iktidar savafl›nda örgütten baflka silah yoktur” bilincine karfl› gelifltirilen yanl›fl bak›fl aç›s› ve bunun sonucu tafl›nan güvensizliklerdir. Proletarya Partisi tasfiyecilik üzerine yapt›¤› de¤erlendirmede flöyle demektedir; “Genel olarak yaflanan tasfiyecilik Partimizin bu sürecinde önemli derecede etkili olmufltur. Devrimci saflarda ve partimizde tasfiyecilik, emperyalizmin dünya çap›nda baflvurdu¤u çok yönlü sald›r›lar ve bu do¤rultuda Türk hakim s›n›flar›n›n sald›r›lar›n›n bas›nc› alt›nda umutsuzlu¤a, y›k›ma kap›lan, küçük burjuva ayd›n karars›zl›¤› olarak ortaya ç›kt›. Küçük burjuva tabakalardan Partimize gelen ve parti taraf›ndan yeterince dönüfltürülemeyen unsurlar ideolojik, siyasi tasfiyecilikle, parti ve örgüt tasfiyecili¤ine savruldular. Tasfiyecili¤in etkisiyle devrimci düflüncelere karfl› artan güvensizli¤in, devrimin kitlelerin eseri olaca¤›na iliflkin Marksist-Leninist-Maoist tezin, somut koflullar›n somut tahlili olarak formüle edilen inceleme ve çal›flma tarz›n›n kavranmamas›nda da kendini göstermifltir.” Bugün tasfiyecili¤e karfl› bütünlüklü MLM bir tahlil gelifltirmek, bu dönemin can al›c› sorunudur. Kitlelerin ve partinin örgütlenmesinde üzerinde durulmas› gereken en can al›c› konu; tasfiyecili¤in ideolojik sald›r›lar›n›n temellerini a盤a ç›kar›p, buna karfl›, devrimci bilincin güçlendirilmesidir. MLM’nin temel tezleri hakk›nda ileri bir bilince sahip olunmadan tasfiyecili¤e karfl› do¤ru temelde güçlü bir mücadele yürütülemez. Tasfiyecilik, devrimci bilincin zay›flamas›ndan ortaya ç›kan çatlaklardan s›zar ve Proletarya Partisi’nin en temel tezlerini manipüle etmeye, de¤iflime u¤ratmaya çal›fl›r, onun ar›l›¤›n›, safl›¤›n› bozar, onu içten içe çürüterek bitirmeye çal›fl›r. Bu yaz›m›zda kitlelerin, devrimin temel tezleri ve onu gerçeklefltirecek olan proletarya partisi hakk›nda yanl›fl düflüncelere, e¤ilimleri vurgu yapt›¤› konular hakk›nda MLM düflüncelerin neler oldu¤u konusunda aç›k anlafl›l›r belirlemelerde bu-
lunmaya çal›flaca¤›z. Bugün Proletarya Partisi’nin öncü oldu¤unu söylemekle, kitleler taraf›ndan kabullenilmifl bir öncü oldu¤umuzu söyleyemeyiz. Bu konuda Proletarya Partisi’nin önünde duran görev ve sorumluluklar› a¤›r ve ertelenemez durumdad›r. Proletarya Partisi baflta en ileri kitleleri örgütleme göreviyle karfl› karfl›yad›r. Bu görev uzun y›llar pahas›na tamamlanamam›flt›r. Bu nas›l gerçekleflecektir? En ileri olandan, yak›n olandan, en fazla de¤iflim talebi tafl›yan kesimlerin örgütlenmesinden bafllayarak, içten d›fla do¤ru ad›m ad›m baflar›lacakt›r. Bu kolay olmayacakt›r. Ve k›sa bir zaman dilimi içinde de gerçekleflmeyecektir. Bunun için do¤ru bir bak›fl aç›s›na ve do¤ru bir kitle çizgisine sahip olmak kadar bunu baflaracak kadrolara da ihtiyaç vard›r. Kitlelerin devrimdeki rolü, önemi kavranmadan, buna uygun hareket, davran›fl ve örgütleme anlay›fl› oluflturulmadan do¤ru bir kitle çizgisi elde edilemez.
En ileri kitle deyip, dar s›n›rl› bir devrimci çevreyi anlayan, kitle deyip, sadece örgüt çeperini anlayan bunun d›fl›ndaki kesimleri kitle kavram› d›fl›nda tutan, anlay›fllar›n, yaklafl›mlar›n tümü yanl›fl ve zararl›d›r. Dar bir bölge halk›n› “kitle” kavram› içine al›p, kolay örgütlenebilen kesimi “kitle” kabul edip, kafam›zda flekillendirdi¤imiz yanl›fl “kitle” kavram› d›fl›nda kalanlar›n örgütlenmesine çal›fl›lmad›¤› sürece “devrim kitlelerin eseri” olamaz. Küçük burjuvazinin kitlelere yaklafl›m›ndaki sekter, y›k›c›, küçümseyici, onlar› inand›r›p ikna etmeden, e¤itmeden zorla “devrime ve örgüte” hizmetle yükümlü gören anlay›fl ve yaklafl›mlar›n benzerleri darbeci tasfiyeci süreçte Proletarya Partisi’nde geri düzeyde de olsa etkili oldu. Devrimin en temel konular›ndaki küçük burjuva kolayc› ve rahatç› anlay›fl “kitlelere bak›fl ve kitleleri örgütleme anlay›fl›” sorunlar›nda kendisini aç›k ve etkili bir flekilde ortaya koydu. Örgütün önderi, öncüsü olmakla kitleler taraf›ndan kabullenilmifl öncü olmak aras›ndaki çeliflkinin kavray›fls›zl›¤› devrim saflar›nda baflka bir savrulmay› ve yabanc›laflmay› ortaya ç›kar›r. Proleterleflemeyen kesimin bu konudaki kavray›fls›zl›¤›, kendisine oldu¤undan fazla misyon biçme, kendisini farkl› yere koyarak, yoldafllar›n› ve kitleleri küçümsemeye vard›r›r. Bu kesimin bak›fl aç›s›nda, yoldafllar›na ve kitlelere üstten bakma, onlar› kendilerine itaat eden, yönetilmeye muhtaç kesim olarak görme vard›r. Örgüt içindeki mevcut yoldafllar›ndan bir iki ad›m önde olma özellikleri tafl›malar› onlar› “üstünlük kaprisleri, üstün olma iddialar›”na götürür. Bu güçsüzleflen zeminde, ben-merkezci ve parti üstü anlay›fl, kendisine ayr›cal›kl› haklar tan›ma, oldu¤undan fazla misyon biçme özellikleri ortaya ç›kar. Bu küçük burjuva bak›fl aç›s›ndan kaynaklanan ayr›cal›k-farkl›l›k ol-
gusu belirgin bir flekilde kendisini parti içinde var etmeye çal›fl›r. “Seçkin insan”, “ayr›cal›kl› kadro”, tiplemesi partinin en temel konular›nda kendisini dayat›r. Özellikle demokratik merkeziyetçilik anlay›fl›nda, disiplin ve özgürlük anlay›fl›nda, haklar ve sorumluluklar anlay›fl›nda küçük burjuva anlay›fl parti içinde üstünlük ve ayr›cal›k sa¤lamaya çal›fl›r. En genifl ayr›cal›kl› demokrasi haklar›n› kendisine kullan›rken merkeziyetçilik akl›na gelmez. Oysa bilinir ki proleter demokrasi üzerinde yükselen merkeziyetçilik alt›nda irade ve eylem birli¤i maddi güce dönüflür. “Bu aflamada bulunuyor oluflumuzda teorik, ideolojik, politik seviyemizin yetersizli¤i, siyasal deneyimsizli¤imiz belirleyici rol oynam›flt›r. Bu, teorik-ideolojik seviyemizin yetersiz oldu¤unu ve elbette Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminde, bu temel ö¤retinin kavray›fl›ndaki yetersizli¤imizi de göstermektedir. Yetersizli¤imizin kayna¤›n› bilincimizde; gerçe¤i kavrayamayan ve gerçe¤e hükmedemeyen bilincimizde aramak gerekir.” Bugün Proletarya Partisi’nin yapt›¤› bu tespit, do¤rulu¤unu ve geçerlili¤ini önemli ölçüde koruyor. Yetmezlikler sonucu mücadelenin zorlu¤u alt›nda ezilip gerileyenler oldu¤u gibi, öne ç›kan genç yeni yoldafllar› da görmekteyiz. Genç ve tecrübesiz olmak ideolojik, politik seviyenin yetersizli¤ini, politik deneyimsizli¤i ve örgütsel tecrübesizli¤i de beraberinde getirmektedir. Bunun ilk baflta böyle olmas› do¤al ve anlafl›l›r bir durumdur. Ancak bu yetersizlik ve tecrübesizlik k›sa sürede giderilmek zorundad›r. Aksi durum “bu aflamada bulunuyor oluflumuz” sürecini uzat›r. H›zla ideolojik politik seviyemizin yükseltilmesi, örgütsel tecrübesizli¤inin giderilmesi için çal›fl›lmal›d›r. Bunu gidermek için her alanda devrimci mücadeleye kat›lmak ve devrimci e¤itime a¤›rl›k vermek gerekir. “Devrimci teori olmadan tarihsel bilgi ve somut hareketin bir kavran›fl› olmadan büyük bir devrimci hareketi zafere götürmek olanaks›zd›r.” Teorik çal›flman›n ihmal etti¤i pratik kadar, pratik çal›flmay› erteleyen bir teorik çal›flma da yanl›fl ve sakatt›r. Bir bütün içinde birbirini ayd›nlatan, önünü açan, çözüm gücü olan, teori ve prati¤i bir halkan›n iki zinciri gibi ele alarak örgütleyen, de¤ifltiren, savaflan bir güç durumuna gelir. “Burada sosyal demokratlar›n teorik çal›flmas›n›n gereklili¤ini, önemini ve tafl›d›¤› büyük anlam› belirtirken, bu çal›flman›n birinci plana, pratik çal›flman›n önüne konmas› gerekti¤ini asla söylemek istemiyorum, ikincisinin birincisi bitinceye kadar rafa kald›r›lmas›n› ise hiç söylemek istemiyorum.” (Lenin) Lenin yoldafl özellikle iflçi s›n›f› içinde çal›flan s›n›f bilinçli proleterler için muazzam de¤erde ders ve tecrübe dolu sözlerle yap›lmas› gerekenleri aç›k ve anlafl›l›r bir flekilde söylemektedir. “Gerek teoriysen ve propagandac› olarak, gerek ajitatör ve örgütçü olarak ‘nüfusun tüm s›n›flar›n›n aras›na gitmek’ zorunday›z. Sosyal demokratlar›n teorik çal›flmas›n›n her s›n›f›n ayr› ayr› toplumsal ve siyasal durumun bütün özelliklerini incelemeye yönelmesi gerekti¤inden kimsenin kuflkusu yoktur. Ama bu yolda içtenlikle yap›lmas› gereken fley azd›r. Fabrika yaflam›n›n özelliklerinin incelenmesine bile kendini veren kimselere rastlanabilir. Ama örgütlerin üyelerinin toplumsal ve siyasal yafla-
m›m›z›n halk›n baflka katmanlar›nda sosyal demokrat bir çal›flma yapmas›na, herhangi bir çal›flma yapmas›na f›rsat verebilecek herhangi bir güncel sorun üzerinde malzeme toplamakla özel biçimde u¤raflt›klar›na iliflkin hemen hiçbir örnek verilemez. ‹flçi hareketinin bugünkü önderlerinin ço¤unun düflük düzeyde bir e¤itimden geçtiklerinden söz ederlerse, bu konudaki e¤itimin de belirtilmesi gerekir.” Elbette as›l konu halk›n tüm katmanlar› aras›nda propaganda ve ajitasyondur. Eksik b›rak›lan budur. Yeterince propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n›n yap›lmad›¤›n› görmek zorunday›z. Oysa “inceleme, propaganda, örgütleme” ilkesine uygun olarak, her faaliyet alan›nda inceleme sonucu propaganda çal›flmas›na mutlaka yo¤unlaflmak gerekir. Propaganda silah›n›n etkili, anlafl›l›r ve sürekli kullan›m›, örgütlemenin baflar›s› için vazgeçilmez bir ön kofluldur. Örgütleme biliminde “inceleme, propaganda, örgütleme” vazgeçilmez bir ilkedir. Bu ilkeyi bilincimize silinmez bir flekilde ifllemek zorunday›z. Bugün her alanda, her cephede “Bizim görevimiz partimizin sa¤laml›¤›n›, dayan›kl›l›¤›n›, ar›l›¤›n›” güçlendirmek ve bunu korumakt›r. Güvensizli¤in, gerili¤in oldu¤u bir süreçte “Bir parti üyesinin ad›n› ve sayg›nl›¤›n› yükseltmek durmadan yükseltmek” zorunday›z. Bu baflar›lamadan güvensizlik ve gerilik tersine çevrilemez. H›zla ideolojik, politik olarak donanmak, en ileri kesimle politik ba¤lar› güçlendirmek vazgeçilmez görevdir. Bunlar baflar›ld›¤› oranda güvensizlikler güvene, güçsüzlük güce dönüflür. Politik ve manevi sayg›nl›¤›n zedelendi¤i süreçte etkili ve inand›r›c› olmadan örgütleme ve güce dönüflüm sa¤lanamaz. Çünkü inand›r›c›l›¤›n zay›flad›¤› yerde etkili olunamaz. Her alanda daha fazla özveri, fedakarl›k ve yüksek düzeyde devrimci bilinçle zorluklar afl›l›r. Devrimin bilgisiyle, devrim tarihinin bilgisiyle, devrimci hareketin yasalar›n›n bilgisiyle ve bu bilgiye uygun kiflisel özelliklerine sahip devrimin militanlar›n› yetifltirerek, sürecin zorluklar› afl›l›r ve özne olunur. Bugün sadece “Bu aflamada bulunuyor oluflumuzda teorik, ideolojik, politik seviyemizin yetersizli¤i, siyasal deneyimsizli¤imizin belirleyicili¤i rol oynam›”yor. Teorik ideolojik seviyemizin yetersiz oldu¤u bir gerçek ancak bu gerçeklikten daha önemli bir konunun daha alt›n› çizmekten korkmamal›y›z. Devrim iddias› tafl›d›¤›n› ifade eden bir kesimin önemli oranda manevi ve politik sayg›nl›klar›n› kaybetmesidir. Bir k›s›m devrimcinin de yaflanan olumsuzluklardan önemli oranda etkilendiklerini, bu tasfiyecili¤in bozucu havas›ndan nasibini ald›klar›n› görmek zorunday›z. Partinin ve devrimci savafl›n en temel konular›ndaki savrulmada bu bozulmay› yabanc›laflmay› görmek mümkündür. Bu ac› gerçek kolay kabul edilemeyebilir, kabulünde zorlan›labilinir, ancak hiçbir düflünce ve yarg› bu gerçekli¤i ortadan kald›rmaz. Öyleyse ne yapmak laz›m? “DAHA AZ AMA DAHA ‹Y‹” LEN‹N yoldafl›n fliar› buydu. “Her parti üyesi, parti için sorumlu oldu¤unu ve partinin her üye için sorumluluk tafl›d›¤›n› unutmamal›d›r.” Bu ilke örgütleme biliminde, parça bütün iliflkisinde uygulanmas› gereken bir ilkedir. ‹flçi s›n›f› içinde faaliyet yürüten s›n›f bilinçli proleterler, devrimci yay›n, devrimci savafl, semt, enternasyonal faaliyet vb. tümünden sorumludur. Bu faaliyetlerin geliflimi, ileriye tafl›nmas› için kendi faaliyet alan›nda da bu faaliyetlerin örgütlenmesini gerçeklefltirmek zorundad›r. Bu olmak zorundad›r. Bu olmadan her faaliyet alan› kendi bafl›na kal›r, örgütlenmek istenen faaliyet güdük ve yetersiz kal›r. Bu konudaki bilinç bulan›kl›¤› gerilikler h›zla giderilmelidir.
21
12 Devrimci gazetenin da¤›t›m›n› (ki bunun propaganda ve ajitasyon faaliyetinin güçlü bir arac› oldu¤unu unutmadan) sadece o alanda faaliyet yürüten s›n›f bilinçli proleterlerin görevi olarak görmek ve bu bak›fl aç›s›na göre davranmak her fleyden önce devrimci yay›n›n rolü ve misyonunu kabul etmemek demektir. Devrimci gazetenin da¤›t›m›n› ve onun geliflip güçlenmesi yönünde sunulacak katk›lar›n sorumlulu¤unu sadece bir faaliyet alan›n›n s›n›rlar› içinde görmemek gerekir. Bu görevin bütün faaliyet alan›nda sorumlu olan s›n›f bilinçli proleterlerin görevi oldu¤unu kavramak gerekir. Bu konuda yaflanan kavray›fls›zl›klar giderilmelidir. DEVR‹MC‹ FAAL‹YETLER VE GÖREVLER SINIRLARA HAPSED‹LEMEZ Proletarya Partisi’nin yaflad›¤› sorunlara karfl› gösterilen duyarl›l›k devrime karfl› gösterilen duyarl›l›kt›r. Bu duyarl›l›k yaflanan sorunlara çözüm bulmaya yönelindi¤inde gerçek anlamda “Her parti üyesinin parti için sorumlu oldu¤u” ilkesi kavranm›fl olur. Bu örnekleri ço¤altmak mümkündür. ‹flçi, semt, DKÖ, gençlik, enternasyonal, gerilla, vb. alanlar›nda yaflanan sorunlar›n bütün faaliyet alanlar›n›n sorunu oldu¤u bilincini kuflanmak zorunluluktur. Parça bütün, birey kolektif iliflkisinde yaflanan diya-
lektik ba¤ ne kadar güçlü ise, her s›n›f bilinçli proleterin partinin bütününde yaflanan sorunlara karfl› sorumlu oldu¤u gerçe¤i de o kadar gerçektir. Bu bilinçle hareket edildi¤i sürece ideolojik birlik maddi birli¤e dönüflür. Kolektifin iradesi, etki ve örgütleme gücü, irade ve eylem birli¤i gücü, y›k›lmaz olur. Bugün baz› faaliyet alanlar›nda bir geniflleme ve yay›lma olurken, faaliyet alanlar›nda önderlik yetersizli¤i ve örgütleme sorununun çözümsüzlü¤ü devam etmektedir. Bugün yaflanan olumsuzlu¤un kökeninde önderlik sorunundaki gerilik gelmektedir. Bu durum kaç›n›lmaz olarak tüm partiyi önderlik ve örgütleme sorununun çözümüne yönlendirir. ‹deolojik, politik önderli¤in esas oldu¤u, örgütsel ve pratik önderli¤in bunun üzerinde yükselmesi gerekti¤i bilinci kavranarak, önderlik bilinci ad›m ad›m güce dönüflür. Önderli¤in yetersizlik yaflad›¤› bir süreçte kolektif akl›n ve enerjinin ortaya ç›kar›lmas› ile yaflanan gerilik, afla¤›ya çekilerek, olas› yanl›fll›klar›n önü al›nm›fl olunur. Ancak kolektif düflünme, dan›flma, tart›flma ve bunun sonucu ortak düflünceyi gelifltirme yöntemi, var olan yetmezli¤i aflar. Kolektif düflünme, dan›flman›n kolektif enerjiyi ortaya ç›karman›n zay›fl›¤›nda dar pratik çal›flma tarz› “her ifle koflma” geliflir, önderlik s›radanlafl›r. Önderlik ve örgütleme sorununda yafla-
PUSULA CÜRETL‹ ADIMLARI ATMAK ‹Ç‹N HATALARIMIZIN ÜZER‹NE CESURCA YÜRÜYEL‹M Ülkemizde ve dünyada baflta emperyalist haydutlar olmak üzere yerli iflbirlikçilerine, uflaklar›na karfl› kitlelerin geliflen tepki ve öfkesi yads›namaz biçimde geliflmifl durumdad›r. Bu tepki akacak zemin buldu¤unda ise kitleselli¤i ile gözleri dolduran bir flekilde kendisini göstermektedir. Ülkemizde son dönem yap›lan mitinglerdeki kitlesellik ve kitlelerin maruz kald›klar› sald›r›lar› ifade eden sloganlar bunun en bariz örne¤idir. Ancak burada tart›flmam›z ya da üzerinde durmam›z gereken nokta bu hareketlerin gelifliminin tahlil edilmesinden ziyade bu hareketleri do¤ru anlamak, anlamland›rmak ve en önemlisi de bu hareketlili¤in içinde kendimizi nas›l konumland›rd›¤›m›zd›r. Ülke ve dünya gündemini takip ederek bunlar› do¤ru bir flekilde tahlil etmek, bu gündemlere yap›lacak müdahalelerle Proletarya Partisi’nin daha yayg›n ve sa¤lam örgütlenece¤i ba¤›n› kurmak ve kavramak, üzerinde tart›fl›lmas› ve düflünülmesi gereken temel noktalar› teflkil etmektedir. Kitle hareketlerine yaklafl›m ve bunlar›n do¤ru bir flekilde de¤erlendirilmesi üzerine ortaya konulan do¤ru yaklafl›m›n kavranmas› ve en önemlisi de bunun somut geliflmelerle bütünlefltirilerek ele al›nmas› bizler aç›s›ndan oldukça önemlidir. fiu bir gerçektir ki genel do¤rular›n çokça tekrar› bir kazan›m sa¤laman›n ötesinde zamanla pratikteki hükmünün de kaybolmas›n› beraberinde getirmektedir. Bu anlamda genel do¤rular›n tekrar› ya da vurgulanmas›ndan ziyade bu do¤rular›n pratikte yaflam bulmas›n›n koflullar›n›n ve örgütlenmesinin yarat›lmas› bizler için esas al›nmas› gereken noktad›r.
Bu konuda Lenin yoldafl temel yap›tlar›ndan biri olan Ne Yapmal› adl› eserinde; “Günümüzde, ancak bütün halk›n önünde gerçek teflhirler örgütleyen bir parti, devrimci güçlerin öncü müfrezesi olabilir. Bu ‘bütün halk›n önünde’ sözünün çok büyük bir içeri¤i vard›r. ‹flçi s›n›f›ndan gelmeyen (ama öncü müfreze olabilmek için tam da di¤er s›n›flar› çekmeliyiz) teflhircilerin büyük ço¤unlu¤u, akl› bafl›nda politikac›lar ve serinkanl› pratik adamlard›r. ‘Her fleye kadir’ Rus hükümeti bir yana, küçük bir memurdan ‘flikayetçi’ olman›n bile pek tehlikesiz olmad›¤›n› çok iyi bilirler. Bu nedenle de, flikayetleriyle bize, ancak flikayetlerinin etkili oldu¤unu gördüklerinde, bizim politik bir güç oluflturdu¤umuzu gördüklerinde baflvuracaklard›r. D›fl›m›zdakilerin gözünde böyle bir güç olabilmek için bilincimizi, inisiyatifimizi ve enerjimizi yükseltmek amac›yla çok ve inatla çal›flmak zorunday›z; bunun için, bir artç› teorisi ve prati¤inin üzerine ‘öncü’ etiketi yap›flt›rmak yetmez.” (Lenin Ne Yapmal›, Sayfa 98) Lenin yoldafl›n o gün ortaya koydu¤u bu gerçek bugün için de hiçbir tart›flmaya yer b›rakmayacak kadar aç›k ve somuttur. Ancak sorun bu gerçe¤i kendi prati¤imizde somutlamak ve anlam kazand›rmakt›r. Örne¤in emperyalist sald›rganl›k özellikle de Irak sald›r›s›ndan bu yana gündemde olan temel konular aras›nda. Buna karfl› geliflen tepki ve örgütlenmelerin içinde yer almak ve bu hareketin bir parças› de¤il örgütleyicisi olmak görevimizi yeterli bir flekilde yerine getirdi¤imizi söylemek gerçekçi olmayacakt›r. Belli bir dönem yap›lan eylem ve etkinliklere kat›l›m sa¤lamak bu konuda görevin yeri-
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
nan di¤er önemli bir zaafiyetin oluflmas›na neden olan, tafl›nan önderlik misyonunun kavranmamas› ve gerekli inisiyatifin gösterilememesi, bunun sonucu edilgen kal›nmas›, gerekli müdahalelerin yerinde ve zaman›nda yap›lmamas›d›r. Sürekli “yukar›dan beklenen” müdahale ve bunun sonucu yap›lmas› gerekenlerin yap›lamamas›d›r. Oysa bilinir ki olmas› gereken örgütleme biliminde önderli¤in de¤ifltirici, dönüfltürücü gücünün örgütlenmesinde devrimci inisiyatifin ortaya ç›kar›lmas›d›r. “Komünist partinin örgütlenmesi proletarya devriminde komünist önderli¤in örgütlenmesidir. ” Önderlik bilincinin zay›fl›¤› ve yetersizli¤i kolektif enerjinin zay›flamas›n› ve sonuç al›c› ürünlerin niteli¤ini düflürür. “Her ifle koflma” prati¤i yerine, örgütlenmesi gereken faaliyetlerin, eldeki faaliyet yürüten yoldafllar›n yetenek ve kapasitelerine uygun olarak planlama yap›p, ifllerin örgütlemesine çal›flmakt›r. Do¤ru olan çal›flma tarz› budur. ‹yi bir planlama iflin yar›s›n› baflarmak demektir. Komitelerin ifllevli hale getirilmesine çal›flmak ayn› zamanda komiteler aras›nda koordinenin ve ifl bölümünün sa¤lanmas›n› baflarmakt›r. Tüm komiteleri ilgilendiren faaliyetlerin örgütlenmesinde bilinçli bir koordinenin ve do¤ru bir ifl bölümünün örgütlenmesi, baflar›n›n vazgeçilmez ön kofluludur.
Bugün her alanda önümüzde duran temel görev parti komitelerinin sa¤lamlaflt›r›lmas›d›r. Önderlik rolünün kavranmas› bu kavray›fla uygun bilincin ve inisiyatifin devrimcileflmesi, bu bilincin içsellefltirilmesidir. En ileri alandan, bölgeden bafllayarak, en ileri, en yoksul kitlenin, devrime ihtiyaç duyan kesimin örgütlenmesiyle örgüt sa¤lamlafl›r. Bu kesimler içinde yo¤un ve sürekli propaganda çal›flmas›n›n yap›lmas›yla parti komitelerinin sa¤lamlaflmas›n›n zemini yarat›l›r. Kitleler örgütlenmeden, en ileri devrim bilinciyle donanmadan komiteler sa¤lamlaflamaz. Kitlelerden, düflmandan ve partiden ö¤renmesini bilerek, komitelerin sa¤lamlaflmas› gerçekleflir. “Baflar›l› bir önderlik, mutlaka proleter kitlelerle en yak›n birli¤i gerektirir. Böyle bir birlik olmadan önderlik kitlelerin bafl›n› çekemeyecek, olsa olsa pefline tak›lacakt›r.” Partiye hükmedemeyen bir önderlik, onun s›radan bir parças› olmaya da mahkum olur. Partiye hükmedebilmek için önderlik rolünü içsellefltirmek, onu çözümlemek, önderlik fonksiyonunu yerine getirerek partiye hakim olmak ve partiden ö¤renmesini bilmek gerekir. Kitleler taraf›ndan kabullenilmifl bir öncü olmak için ATILGAN AMA SAK‹N KAFA ile YO⁄UN ama DÜZENL‹ olarak çal›flal›m. Fedakarl›k ve özveriden kaç›nmayal›m.
ne getirildi¤i gibi bir düflünceyi kesinlikle yaratmamal›. Irak’ta iflgal ve direnifl her gün yeni bir boyut kazanarak ve kendi içinde geliflim göstererek ilerliyor. Yap›lan katliam, iflkence ve infazlar bizler için mücadelenin ileri bir mevziye tafl›nmas›n›n, anti-emperyalist mücadelenin gelifltirilmesinin neden ve araçlar› olmal›d›r. Bunlar› de¤erlendirmek yani emperyalizmi bu vesileyle en genifl kitleye teflhir etmek ve direnifli ülkemiz topraklar›nda somutlamak ve gelifltirmek ancak bu gündeme yap›lacak do¤ru müdahalelerle olacakt›r. Anti-emperyalist bilincin kitlelere tafl›nmas› ve mücadelenin bu noktadaki ivmesinin art›r›lmas› ancak bu tarz somut gündemlerin yarat›lmas› ve bunlara müdahale edilmesi ile sa¤lanacakt›r. En önemlisi de örgütlenmenin ve örgütlemenin ancak böyle geliflece¤ini bilince ç›karmakt›r. Mevcut örgütlü kitlenin e¤itilmesi, milyonlara sesimizin ulaflt›r›lmas›n›n yolu da buradan geçmektedir. Yayg›n kitle gösterileri ve bunun yan›nda irili ufakl› daha bir dizi eyleme kat›lan kitle, sorunu gündemine daha fazla alacakt›r. Ve di¤er önemli noktalardan biri ise kitlenin bu yöndeki bilincinin geliflmesidir ancak bu da pratiklerin içinde olacakt›r. Müdahalede gecikti¤imiz her gündemde, kat›lmad›¤›m›z her kitle gösterisinde örgütlenme noktas›nda yürüttü¤ümüz çal›flmalar›n bir aya¤›n›n eksik kald›¤›n› kavramak durumunday›z. Prati¤in içinde e¤itilen ve flekillenen kitlenin politikleflmesi ve örgütle bütünleflmesinin yolu dar anlamda “kendi gündemlerimizle” baflar›lacak bir durum de¤ildir. E¤itim-Sen’li kamu emekçileriyle, Ayd›n’da köylülerle, Irak ve Filistin direniflini bütün alanlarda ve sokaklarda hayk›rarak, yani kitlelerle birlikte, onlar›n talepleri u¤runa verdikleri mücadelenin içinde bizzat yer alarak örgütlenece¤iz ve örgütleyece¤iz. Bu noktalarda sergilenen yetersiz ve eksikli¤in mazereti ise hiçbir flekilde
“mevcut durum” ve “gerçekli¤imiz” gibi ifadelerle aç›klanacak bir durum de¤ildir. Bu yaklafl›m Lenin yoldafl›n “adam yok” deme gafletini gösterenlerle yürüttü¤ü polemi¤i hat›rlatmal›d›r. Sürecin beklentilerini yerine getirmek ve müdahale etmek kuflkusuz güçle ilintili bir durumdur. Ancak görevlerin yerine getirilemedi¤i koflulda arkas›na s›¤›n›lacak bir gerekçe kesinlikle de¤ildir. Bunlar› hedef olarak belirlemek, yani gündeme almak, kitlemizi bu tarz bir flekillenifl içine koymakla alakal› bir durum. Gündemimize ald›¤›m›zda, kitlemizi bu tarz bir flekillenifl içine koydu¤umuzda bir dizi fleyi gerçeklefltirdi¤imiz bugüne kadar birçok pratikle kan›tlanm›flt›r. O zaman soruna bu noktadan bakmak ve ele almak durumunday›z. Mücadelenin dar pratik sorunlar› içine s›k›flmak ve kendimizi burada ifade etmek bugünden yar›na önümüze koydu¤umuz hedeflerin de yerine getirilmemesini beraberinde getirecektir. Belli bir zaman için de olsa yap›lan müdahalelerden sonuç alabiliriz ancak bunlar›n kal›c› bir hal almas› mümkün olmayacakt›r. S›n›f mücadelesinin gündemleri/kendi gündemlerimiz gibi bir yaklafl›mla sorunlara bakmak kesinlikle kazand›r›c› olmayacakt›r. Yaflanan eksik ve yetersizliklerin ancak s›n›f mücadelesinin prati¤i içinde afl›laca¤›n› ve üstesinden gelinece¤ini bilince ç›karmak durumunday›z. Enerji ve çabam›z›n bu yöne kanalize edilmesi ve rotan›n bu yönde belirlenmesi ise bizlerin elinde. Geride b›rakt›¤›m›z bir y›l içerisinde ülke ve dünyada önemli geliflmeler oldu. Bu geliflmeleri do¤ru de¤erlendirebildi¤imiz oranda kazan›mlar elde edildi. Bu kazan›mlar› büyütmek ve ileri tafl›mak için hatalar›m›zdan ve eksikliklerimizden ders ç›karmak ve bunlar›n üzerine gitmek önümüzde duran görevlerimizden biri. Yeni bir y›l›n Proletarya Partisinin görkemli ad›mlar› ve yürüyüflüne sahne olabilmesi için cüretli ad›mlar› kuflanarak yürüyelim.
22
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
Hindistan’da Maoistlerin yürüyüflüne sald›r›
Gazetemizde daha önce yer verdi¤imiz gibi Hindistan’da, Hindistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) (Halk Savafl›) ile Maoist Komünist Merkez birleflti¤ini aç›klayarak Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in kuruldu¤unu ilan etmiflti. Maoistler bu birli¤i ve kurduklar› HKP(M)’yi selamlamak üzere 5 Aral›k günü Patna’da Halk›n Mücadelesi Birli¤i Dayan›flma Komitesi taraf›ndan bir yürüyüfl ve miting düzenlemek istedi. Ancak daha önce yürüyüfl ve mitinge izin veren polisin, bir gün önce (4 Aral›k) yürüyüflü engellemek için vahflice sald›rd›¤› ö¤renildi. Maoist güçlerin birli¤ini kutlamak için yap›lan ça¤r› halk› öylesine etkilemiflti ki,
yüz binlerce kifli yürüyüfle kat›lmak için Patna’ya ak›n etmifltir. Bihar hükümeti ise bundan ürkerek yürüyüflleri durdurmak için bir gün önce sald›r›lar›na bafllad›. Gandi Meydan›’nda 4 Aral›k günü toplanan kad›n, erkek, çocuk on binlerce kiflinin etraf› gece polis taraf›ndan çevrilerek aniden coplarla sald›r›ya u¤rad›lar. Onlarca aktivist ve kat›l›mc› bu ani sald›r›da yaraland›. Jharkand Kültür Grubundan bir aktivist olan Jectan Merondi de bafl›n›n birçok yerinden yaralanarak di¤erleriyle birlikte hastaneye kald›r›ld›. Polis ayn› zamanda meydanda kurulu çad›rlar› da söktü. Gandi Meydan›’ndaki sald›r›n›n yan›nda ayn› anda yine devrimci aktivistlerin
Yunanistan’da Tecrit Karfl›t› Birlik ve çal›flmalar› Yeni ceza infaz yasas›yla beraber uygulamaya çal›fl›lan faflist ruhlu egemen politikalarla tutsaklara tecrit içinde tecrit uygulamaya çal›fl›lmaktad›r. Pek tabii bu geliflme de tutsaklarca ve demokratik kamuoyunca tepkiyle karfl›lanm›flt›r. Bu tepkinin soka¤a yans›mas› sonucunda yasadaki kimi bölümler geri çekilmek zorunda kal›nm›flt›r. Bugün aç›s›ndan yasa her ne kadar meclisten geçirilmifl olsa da, flundan eminiz ki mücadelemiz duraksamadan devam edecektir. Bu amaçla hem Türkiye’deki mücadeleye destek olmak için hem de Avrupa’da kamuoyu oluflturarak yasan›n geri çekilmesi hedefiyle oluflturulan komiteye paralel Yunanistan’da “Uluslararas› Politik Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi” kurulmufltur. 15 Aral›k’ta Partizan, At›l›m, Devrimci Demokrasi ve Hedef okurlar›n›n kat›l›m›yla faaliyetlerine bafllam›flt›r. ‹lk olarak Yunanca bildiriler haz›rlan›p eylemlerde ve çeflitli toplant›larda da¤›t›lm›flt›r. Bununla beraber bir temsilci heyeti oluflturulmufl, bu komite çeflitli örgüt ve kurumlara giderek uygulamaya çal›fl›lan Ceza ve ‹nfaz Yasas› anlat›larak destek talebinde bulunulmufltur. Gidilen örgüt
ve kurumlar da bu noktada her türlü deste¤i vereceklerini ifade etmifllerdir. Yunanistan’da y›lbafl› haz›rl›klar› dolay›s›yla az bir sürenin kalmas› Komite için en büyük handikap olmaktad›r. Bu k›sa zaman dilimi içerisinde bir bas›n ve imza metni haz›rlanarak, bütün gazete ve kurulufllara
gönderilerek bilgilendirme faaliyetlerine a¤›rl›k verilecektir. Bu çerçevede toplanacak imzalar da merkezi komiteye gönderilecektir. Y›lbafl› sonras› ise Komite, olanak ve imkanlar dahilinde daha farkl› eylem biçimleriyle çal›flmalar›na devam edecek. (Yunanistan)
kald›¤› kamp da sald›r›ya u¤rad› ve aktivistler dövülerek gözalt›na al›nd›. Bu sald›r›lar sadece Patna’da de¤il Bihar ve Jharkand eyaletinin her yerinde efl zamanl› olarak gerçeklefltirildi. Tüm bölgede yüzlerce insan tren, otobüs ve kamyonlardan sürüklenerek indirildi ve dövüldü. Ancak halk, polis güçleri taraf›ndan durdurulduklar› her yerde yollara oturarak kültürel programlar›na bafllad›lar, konuflmalar yapt›lar ve HKP (M)’nin kuruluflunu selamlayan sloganlar att›lar. Yine gözalt›na al›nanlar da tutulduklar› hapishaneyi bir kutlama yerine çevirdiler. Tutuklanan 180 aktivistin aras›nda Raj Kishor, Tara Singh, Ramadhar Singh, Aorti Prasad gibi liderler de bulunuyor. Bunlar›n aras›ndan 23’ü ise 1908 y›l›nda, kongre karfl›t› toplant›lar› yasad›fl› ilan etmek için yürürlü¤e giren yasa ile yarg›lan›yorlar. Bu sald›r›da bir baflka önemli nokta da ayn› genifl çaptaki tutuklamalar›n 25 Kas›m günü de Delhi polisince gerçeklefltirilmesidir. 150’den fazla kifli yine ülkede devam eden devrimci mücadeleyi desteklemek için yap›lacak olan gösteriyi engellemek için gözalt›na al›nm›fl ve ayn› akflam serbest b›rak›lm›flt›. 15 gün öncesinden yap›laca¤› duyurulan ve izin verilen böylesi görkemli bir yürüyüfle sald›rmak kuflkusuz sadece Bihar
ve Jharkand eyaletlerinin hükümetlerinin karar› de¤ildir. Bu karar gerçekte bir süre önce Delhi’de 13 eyaletin baflkanlar› ve polis yetkililerinin yapt›¤› toplant›dan sonra merkezi devletin verdi¤i karard›r. Ancak yukar›da da anlat›ld›¤› gibi tüm bu sald›r›lara karfl›l›k Maoistler ve kitleler HKP (M)’nin kuruluflunu coflkuyla selamlam›fllar ve bulunduklar› her yeri miting alan›na çevirmifllerdir. Özellikle götürüldükleri polis karakolunun bahçesinde k›z›lbayrak denizi oluflturulmufl, sloganlar hayk›r›lm›fl, devrimci konuflmalar ve marfllar her yan› doldurmufltur. Tutsaklar ayn› zamanda Nepal’de süren devrimi de selamlay›p Hindistan’daki devrimci ve ulusal kurtulufl hareketlerine yönelik polis bask›s›n› k›nad›lar. Karakoldaki kutlamada devrimci flair Varavara Rao’nun mesaj› da okundu. Tüm ülkede gözalt›na al›nanlar içinde Kuzey Hindistan’›n çeflitli yerlerinden gelen 250 Nepalli yoldafl da vard›. 25 Kas›m’da Delhi’de ve 5 Aral›k’ta Bihar ve Jharkand eyaletlerinde yaflanan bu sald›r› ve gözalt›lar, 10 Aral›k Uluslararas› Demokrasi ve ‹nsan Haklar› Günü’nde protesto gösterileriyle karfl›land›. Devlet güçlerinin bu anti-demokratik uygulamalar› birçok halk toplant›lar› ve mitinglerle lanetlendi. Devletin radyo yay›nlar›yla yapt›¤› tehditlere karfl›n halk bu eylemlere büyük bir coflkuyla kat›ld›.
Berlin’de 19 Aral›k ve Yeni ‹nfaz Yasas› protestosu Burjuva-feodal devlet, 19 Aral›k 2000’de 20 hapishaneye sald›rarak 28 devrimci tutsa¤› katletti. Yüzlerce devrimci tutsa¤› sakat b›rakt›. Bugüne kadar, en dar ve s›n›rl› koflullarda da olsa, devrimci tutsaklar açl›k grevleri, ölüm oruçlar› ve daha bir çok mücadele biçimleriyle bedenlerini faflizme karfl› siper ederek kahramanl›k destanlar› yazd›lar tarihe. Bu mücadeleler sonucu 117 devrimci tut-
sak flehit düfltü. fiimdilerde ise 128 maddeyi kapsayan Ceza ‹nfaz Yasas› ile sald›r›lar daha kapsaml› hale getiriliyor. ABD ve Avrupa Birli¤i gibi emperyalist ülkelerin deste¤i de al›narak uygulananlar yasallaflt›r›l›yor. Gerek 19 Aral›k vahfletini lanetlemek, gerek kahramanl›k abidelerinin direniflini selamlamak, gerekse Yeni ‹nfaz Yasas› olarak adland›r›lan yeni sald›r› furyas›n› protesto et-
mek amac›yla Berlin’de miting yap›ld›. Miting Avrupa’da merkezi olarak oluflturulan “Tecrit ve Yeni ‹nfaz Yasas›na Karfl› Birlik-Avrupa” inisiyatifinin Berlin Komitesi önderli¤inde gerçekleflti. Mitingin bir kaç hafta öncesinde flehrin kalabal›k alanlar›nda merkezi bildiri ve mitinge ça¤r›lar da¤›t›ld›. Yaz›l› ve sözlü Ajitasyon/Propaganda araçlar›yla kitlelere ulafl›lmaya çal›fl›ld›. Devrim flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile bafllayan etkinlik, çeflitli Almanca, Türkçe konuflmalarla devam etti. Müzikler çal›nd›, sloganlar gür bir flekilde hayk›r›ld›. Göçmenlerin yo¤unlukta yaflad›¤› Kreuzberg semtinde gerçeklefltirilen miting, faaliyetlerin devam edece¤inin belirtilmesi ve mücadelede baflar› dile¤i konuflmas›yla son buldu. (Berlin) LONDRA 19 Aral›k’›n y›ldönümü vesilesiyle, Londra da bir dizi etkinlik düzenledi. ‹lk olarak yap›lan oturma eylemiydi, yüzlerce bildiri da¤›t›ld›. Daha sonra 18 Aral›k günü ortak bir etkinlik yap›ld›. Etkinlikte TKM Nergizcan Halkoyunlar› Ekibi, TKM fiiir Grubu, Enver Çelik, H›d›r Kutan ve Grup Nehir yer ald›. Programda ayr›ca Dünya Halklar› Direnifl Hareketi’nden bir temsilci Nepal’de bulunan politik tutsaklarla ilgili genel bir bilgilendirme yapt›. 19 Aral›k Pazar günü ise bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. ‹ngilizce ve Türkçe sloganlar›n at›ld›¤›, bildirilerin da¤›t›ld›¤›, bu yürüyüflte ‹ngilizce aç›klamalarla, yap›lan katliam ve buna karfl› gösterilen direnifl kitlelere duyuruldu.
23
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
‹srail, Han Yunus’ta katliam yapt›
Siyonist ‹srail ordusunun Gazze fieridi’ndeki Han Yunus mülteci kamp›na düzenledi¤i katliam sald›r›s› 19
Aral›k günü sona erdi. 2 gün süren operasyonda 11 Filistinli katledilirken, 35 kifli yaraland›.
Evrensel Bak›fl ILPS 2. KONGREDEN B‹R KEZ DAHA GÜÇLENEREK ÇIKTI ILPS 2. Kongresini de¤erlendirmek tüm kat›l›mc›lar ve ILPS üyesi kurumlar aç›s›ndan büyük bir önem tafl›maktad›r. Kongre’nin Ev Sahibi Komitesi içinde yer alan AT‹K de, ILPS 2. Kongresini de¤erlendirerek flu sonuçlara varm›flt›r. 1) ILPS 2. Kongresi uluslararas› alanda önemli geliflmelerin yafland›¤› bir süreçte topland›. Baflta ABD emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalistler dünya halklar›na sald›r›lar›n› kapitalist-emperyalist sistemin ekonomik krizi derinlefltikçe art›rmaktad›r. Emperyalist sistem tek bir hedefe sald›rm›yor, sald›r› her alanda ve birçok cephede sürmektedir. ABD emperyalizmi, 11 Eylül’den sonra, önce di¤er emperyalist ve iflbirlikçi devletleri arkas›na alarak Afganistan’a sald›rd›; daha sonra da, kimi emperyalist devletlerin muhalefetine ra¤men sald›rarak Irak’› iflgal etti. Ezilen halklar›n silahl› mücadelesi karfl›s›nda emperyalizmin ka¤›ttan kaplan oldu¤unu Irak direniflçileri bir kez daha göstermektedir. Yine, emperyalistler ve onlar›n yerli uflaklar› “neo-liberal” politikalar› uygulamaya bafllamalar›ndan bu yana, milyonlarca iflçiyi iflten att›lar. Ayn› politikalar do¤rultusunda yar›-sömürge ülkelerde köylülük tam bir y›k›mla yüz yüze b›rak›lm›flt›r. Kapitalist emperyalist ülkelerde, özellikle de Avrupa Birli¤i ülkelerinde hak gasplar› artarak devam etmektedir. Ekonomik krizin temeli kapitalizmin üretim krizidir. Üretim krizinin derinleflmesi emperyalistler aras› çeliflkilerin yo¤unlaflmas› demektir. ABD, emperyalistler aras›ndaki baflat rolünü sürdürmek amac›yla çok genifl bir co¤rafyaya hükmetmek amac›ndad›r. Bu amac›n› Ortado¤u, Kafkasya, Afrika ve Asya’daki müdahaleleri ile yaflama geçirmektedir. Emperyalistler aras› hegemon-
ya dalafl› yükselmektedir. Bu dalafl daha çok Ortado¤u ve Kafkasya’da kendisini göstermektedir. AB içinde yer alan devletlerin karfl›l›kl› ba¤›ml›l›klar›n›n artmas› ve bunun da Almanya ve Fransa’n›n ifline gelmesi ABD ile olan çeliflkileri daha da art›rmaktad›r. 2) Dünyadaki bu geliflmeler ILPS’ye önemli görevler yüklemektedir. Bu görevlerin neler oldu¤u 2. Kongre’de ana hatlar›yla belirginleflti. ILPS 2. Kongre’sine ev sahipli¤i Yapan AT‹K ve BAYAN, Kongre öncesi kurdu¤u Ev Sahibi Komite’yle davetiyeler, yerin tutulmas›, güvenlik, ulafl›m, belgeler ve kongre sonras› delegelerin güvenlik içinde yerlerine ulaflmas› için planlar yapt›. Tespit edilen tüm görevler baflar›yla yerine getirildi. 3) 1. Kongre ile 2. Kongre aras›nda ILPS’nin daha da güçlendi¤i görülmektedir. 1. Kurulufl Kongresi’nde 228 kurumla ifle bafllayan ILPS’nin 3 y›l içinde 101 yeni üye daha kazanarak 2. Kongre’de 329 kuruma ulaflmas›, kitle temelinin genifllemesi, üye say›s›n›n artmas› ve de¤iflik co¤rafyalardan yeni kat›l›mlar›n olmas› ILPS’nin bu süre içindeki baflar›lar› olarak görülmelidir. Kongre, tespit edilen program› tümüyle hayata geçirmeyi baflarm›flt›r. Kongre, demokratik bir ortamda gerçeklefltirilmifltir. Oturumlar›n zaman›nda bafllamamas›n› ve kimi konulara yeterli zaman›n ayr›lamamas›n› bir olumsuzluk olarak tespit etsek de bu, Kongre’nin esas›n› belirleyen bir yön de¤ildir. 4) 2. Kongre’de deklarasyonun ç›kart›lmas› ve çal›flma gruplar›n›n 18 konuda tart›flmalar yürütmesi ve bunlar› sonuca ba¤lamas› Kongre’nin baflar›lar› aras›ndad›r. Kongre’de baz› delegelerce sorulan “deklarasyon neden birkaç defa de¤iflti?” sorusu, do¤ru bir soru de¤ildir. Bizce sorun deklarasyonun içeri¤i ve verdi¤i mesajd›r.
‹srail’e karfl› direnen Filistinli militanlar, ‹srail ordusunun çekilmesinin ard›ndan Sderot’a yine roket f›rlatt›. Olayda 7 ‹srailli yaralan›rken, ‹srail helikopterleri de ayn› sabah Gazze fieridi’ni vurdu. Sald›r›da ölen ya da yaralanan›n olmad›¤› belirtildi. Filistin lideri Yaser Arafat’›n ölümünden sonra ‹srail’in yapt›¤› bu en büyük operasyonda, 11 Filistinli öldü, 35 kifli yaraland›. Operasyonda Han Yunus mülteci kamp›ndaki 25 ev y›k›l›rken, 600 kadar Filistinli evlerini terk etmek zorunda kald›. Katliam, Filistinlilerin, sözde ‹srail yerleflimlerine ve Gazze’deki askeri karakollara, havan ve roket at›fl›n› önlemek gerekçesiyle bafllat›lm›flt›. ‹srail ordusu ayr›ca, yine Gazze fieridi’nde bulunan Refah kentinde bir binay› bombalad›. Sald›r›da 4 Filistinli yara-
NABLUS’TA HAMAS GÖSTER‹S‹ Bu arada Bat› fieria’n›n Nablus kentinde de Filistinlilerin gösterisi vard›. Hamas örgütünün 17’inci kurulufl y›ldönümü nedeniyle bir araya gelen binlerce Filistinli ‹srail’i protesto eden sloganlar att›. Öldürülen Hamas liderlerinin resimlerini tafl›yan militanlar yer yer havaya atefl açt›. Gösteride konuflan Hamas sözcüsü Ahmet Hac Ali, örgütün Akdeniz’den Ürdün ›rma¤›na kadar uzanan Filistin topraklar› özgürlefltirilene kadar direnifli sürdürece¤ini söyledi.
ILPS, 1. Kurulufl Kongre’sinde de aç›kça belirtildi¤i üzere anti-emperyalist bir kurulufltur. ILPS’nin tüm faaliyetlerine bu özelli¤i yön vermektedir. Deklarasyonda bu yönün bir kez daha öne ç›kart›lmas› do¤ru olmufltur. Dünyadaki bafll›ca çeliflmeler, Kongre’de sert tart›flmalara neden olmufltur. Görüflümüzce temel çeliflki dünyada emek ile sermaye aras›ndaki çeliflkidir. Di¤er çeliflkiler buradan ç›kar. Dünyada bugün bafl çeliflki emperyalizmle ezilen halklar aras›ndaki çeliflkidir. Di¤er bafll›ca çeliflkiler aras›nda emperyalistlerin kendi aralar›ndaki çeliflkiler bulunmaktad›r. Buna ba¤›ms›zl›kta ›srar eden ülkeler çeliflkisini eklemek yanl›flt›r. Kongre’de baz› delegelerce dile getiren K. Kore, ‹ran ve Küba ba¤›ms›z devletler de¤il, kapitalist-emperyalist sistemin uzant›lar›d›r. Bu devletlerle herhangi bir emperyalist devletin karfl› karfl›ya gelmesi, emperyalist devletler aras›ndaki çeliflkinin bir ürünüdür. K.Kore, Küba ‹ran ve hatta Suriye gibi ülkelere, ABD emperyalizminin sald›rmak istemesi, bu ülkelerin ba¤›ms›z olduklar› anlam›na gelmez. Emperyalist sald›r›lara hangi ülke olursa olsun karfl› ç›kmak ile, “ba¤›ms›zl›kta ›srar eden ülkeler”e ilerici misyonlar biçmek temelden farkl›d›r. Bizler, nas›l bir yönetim flekline sahip olursa olsun, emperyalistlerin bir ülkeye sald›rmas›na karfl› ç›kar›z. Bu karfl› ç›k›fl›m›z o ülkenin durumundan tamamen ba¤›ms›zd›r. K. Kore, ‹ran, Küba emperyalist sald›r›yla tehdit edilen ülkelerdir. Ancak, bunun nedeni bu ülkelerin “ba¤›ms›z olmalar› ve bunda ›srar etmeleri” de¤ildir. Bu tart›flman›n böyle bir k›s›r döngüye sokulmas› temelde yanl›fl bir yaklafl›m› içermektedir. ‹ki yol vard›r: sosyalist yol ya da kapitalist yol. Bu yol ayr›m› devletlerin niteli¤ini belirler. Sözü geçen devletlerin yolu kapitalizmin yoludur. Koruduklar› kendi kapitalist yollar›d›r. Söz konusu ülkelere emperyalist sald›r›lar›n geliflebilece¤ini belirlemek ve olas› bir iflgal hareketine karfl› ç›kmak do¤rudur. Fakat, kapitalist-emperyalist sistemin birer parças› olan böylesi ülkeleri ba¤›ms›zl›kta
›srar eden ülkeler olarak tespit etmek do¤ru de¤ildir. Kongre’de baz› delegelerce daha da ileri gidilerek, bugünkü Rus emperyalizmi yerine “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli¤i” ismini kullanma ve Çin emperyalizmini “ba¤›ms›zl›kta ›srar eden ülkeler” içine alma önerileri kabul edilebilir öneriler de¤ildi. Tüzük maddelerindeki de¤ifliklikler olumludur. Tüzükte anti emperyalist vurgular›n daha da öne ç›kmas› ILPS’nin genel çizgisi aç›s›ndan yerinde olmufltur. Kongre’de, Sosyal Forum gibi örgütlerle birlikte çal›flma, olmuyorsa içine girip çal›flman›n onaylanmas› bizce olumsuz olmufltur. Bugün için Sosyal Forum ve ATTAC gibi kurumlarda çal›flman›n gereklili¤ini ya da koflullar›n› tart›flmak yerine ILPS’nin güçlenmesine yo¤unlaflmak kesinlikle do¤ru olan anlay›flt›r. 5) 2. Kongre’de baz› çal›flma gruplar›n›n komisyonlar kurarak ileriye yönelik perspektifler haz›rlamas› faydal› olmufltur. Bunlar› gelifltirmek ve komisyon kuramayan baz› çal›flma gruplar›n›n önüne bunu görev olarak koymak do¤ru olacakt›r. Kongrede ülke raporlar›n›n sunulmamas› bir eksiklik olmufltur. Bunlar, ILPS’nin alm›fl oldu¤u kararlar›n ve açm›fl oldu¤u kampanyalar›n ILPS üyelerince ne ölçüde yerine getirildi¤i, karfl›l›kl› tecrübelerin aktar›lmas› ve kampanyalar›n kitlelerde ne kadar yank› buldu¤unu belirlemek aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Bu raporlar ILPS taraf›ndan toplan›p, de¤erlendirilerek tüm üyelere da¤›t›labilir. 6) 2. Kongre giderlerinin kolektif olarak karfl›lanmas› maddi sorunlar› en alt seviyeye indirmifltir. Kongre’ye maddi imkans›zl›k nedeniyle gelemeyen kurumlar›n ihtiyaçlar›n›n giderilememesi, yetersizli¤imizi göstermektedir. ILPS bu duruma bir çözüm bulmay› önüne görev olarak koymal›d›r. ILPS tüzü¤ünde, “Uluslararas› Koordinasyon Komitesi ve Genel Sekreterlik, temel çal›flmalar› kat›l›mc› örgütlerin üye aidat› ve ba¤›fllarla finanse edecektir’’ denmektedir. Kat›l›mc› kurumlar aidatlar›n› ödemeyi asli görevleri olarak yerine getirmelidir.
land›. ‹srail, yine bildik aç›klamas›n› yaparak bu sald›r›n›n Yahudi yerleflim birimlerine düzenlenen havan topu ve füze sald›r›lar›n›n azalt›lmas› için düzenlendi¤ini aç›klad›.
24
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
12
Yüzy›llar öncesinin öngörülü isyanc›s›: fiEYH BEDREDD‹N
fieyh Bedreddin 1420 y›l›nda Serez çarfl›s›nda as›ld›. Onu; resmi tarih, iktidar için baflkald›ran bir isyanc›, Anadolu halk› ise Dede Sultan nam›yla birlikte bir kahraman olarak tan›mlad›. fiair Naz›m Hikmet, Onu unutulmaz dizeleriyle Anadolu halk›n›n yüre¤ine, bugününe ve yar›n›na yazd›. fiEYH BEDREDD‹N K‹MD‹R? Simavnal› fieyh Bedreddin, 1420 tarihinde do¤mufltur. Gerek Türkiye devrim tarihinin, gerekse Dünya Sosyal Devrim tarihinin en ilgi çekici, en büyük kahramanlar›ndan biridir. 600 y›l öncesinde adalet ve eflitlik özlemiyle yola ç›kan Bedreddin, düflünce ile davran›fllar›n› birlefltiren büyük bir kiflidir. Düflüncelerini “Varidat” ve “Teshil” isimli kitaplar›nda yaz›l› hale getirmifltir. fieyh Bedreddin gençli¤inde uzun seneler M›s›r’da; f›k›h, kelâm... gibi zaman›n›n ilimlerini tahsil etmifltir. O dönemde halk›n yaflam›na bakt›¤m›zda tüm görevinin Osmanl›ya vergi vermek ya da yeni toprak kazan›mlar› için dur durak bilmeden devam eden savafllara çocuklar›n› göndermek orduyu beslemektir. Osmanl› Devleti, Padiflah ve flürekas› taraf›ndan yönetilir; padiflah›n soyca yak›nlar› olanlar; sultan, han, hünkâr ve hünkâr beyleri vb. adlarla ülkenin verimli topraklar›n› aralar›nda paylafl›p, topraks›z köylüleri köle gibi ça-
fieyh Bedreddin An›ld›
l›flt›r›rlard›. Bu köylüler savafllarda da asker olurlard›. Buna karfl›l›k fieyh Bedreddin ve müritleri; halk›n aras›na kar›fl›yor, topraklar›n onu iflleyen, ona al›nterini kar›flt›ranlar›n oldu¤unu, insanlar›n kardeflli¤›ni ö¤ütlüyorlard›. fieyh Bedrettin bir ortaça¤ köylü sosyalizmini ortaya koymufltu. Bu konudaki görüflleriyle, kendinden iki as›r sonra gelecek olan ütopik (hayalî) sosyalizmin kurucusu Thomas Moore’dan daha ileri görüfllü ve gerçekçiydi. Y›ld›r›m Beyaz›t o¤ullar› aras›ndaki taht kavgalar› sonunda; Sultan Mehmet di¤er kardefllerini yenerek tahta ç›km›flt›. ‹leri görüfllü bir kimse olan kardefli Musa Çelebi ise fieyh Bedrettin’den yanayd›. Sultan Mehmet; Musa Çelebi’yi de yenerek fieyh Bedrettin’i ‹znik kasabas›na sürgün gönderdi. fieyh burada bofl durmay›p; en sad›k adamlar›ndan Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’i halk› örgütlemeleri için Ayd›n ve Manisa dolaylar›na yollad›... Ayd›n’a, oradan Karaburun dolaylar›na giden Börklüce Mustafa, köylülerle iliflki kurdu ve görüfllerini kabul ettirdi. Bölgedeki H›ristiyan halkla da dostluk kurdu. Ve bir k›s›m topraklardan a¤a-bey tak›m›n› atarak, topra¤› hep beraber ifllemeye, sosyal adaleti uygulamaya, kardeflçe yaflamaya bafllad›lar. Durumdan endiflelenen Sultan Mehmet, Saruhan (flimdiki Manisa) valisini üzerlerine gönderdi. Örgütlenmifl köylüler Valinin kuvvetlerini Karaburun’un dar geçitlerinde tepelediler. Bu s›rada fieyh Bedreddin ‹znik’ten kaçarak Bulgaristan’›n Deliorman bölgesine gitmiflti. Börklüce Mustafa’n›n çok güçlü oldu¤unu ö¤renen Sultan Mehmet bu sefer de Sultan Murad’› büyük bir kuvvetle üzerlerine gönderdi. Zaten bunu bekleyen Börklüce kuvvetleri “düflman ordusuna on bin balta gibi dald›.” Kahramanca çarp›flt›lar. 8 bini öldü. Di¤erleri esir edildiler. Yenilen
Bedreddin’in mezar›n›n ‹stanbul’da oldu¤unu biliyor muydunuz? Pekçok kiflinin hay›r cevab›n› verece¤i bir gerçek. Bugün Yunanistan s›n›rlar› içerisinde kalan Serez’de idam edilen Bedrettin’in kemikleri sonras›nda nüfus mübadelesi esnas›nda ‹stanbul’a getirilerek Sultanahmet’teki Sultan 2. Mahmut Türbesi’nin bahçesine gömülmüfl. Onun idam edildi¤i gün olan 18 Aral›k’ta ‹brahim Karakafl, Ziya Sümer ve Gülnur Aksop’un ça¤r›s›yla toplanan bir grup devrimci-demokrat kifli mezar› bafl›nda onu and›. Ça¤r›c›lar çeflitli siyasi partiler ve kurumlara mensup olsalar da bu anmay› bir kurum ad›na yapmad›klar›n› ve süreklilefltirmeyi amaçla-
bu devrimcileri, Ayaslu¤ flehrine götürüp boyunlar›n› vurdurdular. Börklüce Mustafa’y› da kollar›ndan bir deveye ba¤layarak çarm›ha gerdiler. Birçok flehirlerde gezdirerek teflhir ettiler. Manisa dolaylar›ndaki Torlak Kemal de ayn› ak›bete u¤rat›ld›. Bu s›rada Deliorman’da Bedreddin’in etraf›nda birçok halk toplanm›flt›. Örgütlenmek üzereydiler. Bunu duyan Sultan Mehmet adamlar›ndan baz›lar›n› Bedreddin’in yan›na göndererek, onun müritli¤ine geçmelerini söyledi. Asl›nda bunlar birer ajand›. Ve f›rsat›n› kollayarak Bedreddin’i çad›r›nda bast›r›p ba¤lad›lar. Serez flehrindeki Sultan Mehmet’in yan›na götürdüler. Öldürülmesine fetva ç›kart›p Serez çarfl›s›nda bir a¤aca ast›lar. K›saca bu flekilde özetlenebilecek gibi gözükse de Bedreddin’in 600 y›l öncesinden bizlere verdi¤i mesaj oldukça önemli ve etkileyicidir. Ümmetçili¤in ve feodalizmin hüküm sürdü¤ü Osmanl›’da kalk›p yoksullar›n eflitli¤ini savunmak ve özel mülkiyete karfl› ç›kmak, sadece söylemekle kalmay›p bafl›na gelecekleri en bafltan bile bile bu yola bafl koymak, yüzy›llar öncesinden gelece¤i görebilmek hem halka derin bir ba¤l›l›k ve sevgi hem de onun bilgeli¤inin, bilgi birikiminin bir ürünüdür. Bedrettin’in sorgulay›c› düflünce tarz›, içinden bulundu¤u koflullardan s›yr›l›p çok daha sonras›n› görebilme yetisini kazand›rm›flt›r ona. Onun etkileyici yaflam› üzerine ne çok söz söylenebilir, onu en güzel anlatan kitaplardan biri de Sovyet yazar Radi Fifl’in yazd›¤› “Ben de halimce Bedreddinem” adl› tarihi romand›r. fieyh Bedreddin’in, Börklüce Mustafa’n›n ve Torlak Kemal’in onlar›n rehberli¤inde ölümü, idealleri u¤runa ölümü göze alanlar›n bize b›rakt›klar› mesaj, mücadele edenler ölse de mücadelenin sürüp gidece¤ini görmektir, mücadelenin süreklili¤ini kavramakt›r.
d›klar›n› belirtti. Ayr›ca bir kampanya bafllatarak Bedreddin’in mezar›n›n yap›lmas›n› sa¤layacaklar›n› dile getirdiler. Sayg› durufluyla bafllayan anman›n ard›ndan yap›lan konuflmalarda Bedreddin’in düfllerinin hala geçerlili¤ini korudu¤u ve bu topraklarda onun devamc›lar›n›n da fiehzade Murat’lar›n da devamc›lar›n›n aras›ndaki mücadelenin sürdü¤ü kaydedildi. Anma mezara b›rak›lan k›rm›z› karanfillerin ard›ndan sona erdirildi. Ayr›ca 25 Aral›k’ta Kad›rga Kültür Merkezi’nde çeflitli sanatç›lar›n kat›l›m›yla Bedreddin ve yoldafllar› için bir anma gecesi düzenlendi. (‹stanbul)
GÜN’DE DÜN.. 1 Ocak 1959. Küba’da devrimin zaferi. Diktatör Fulgenico Batista yeni y›l›n ilk saatlerinde Havana’dan kaçt›. Camilo Cienfuegos ve Che Guevara önderli¤indeki gerilla kollar› Havana’ya girmeye bafllad›. Bütün Küba’da iflçiler ve köylüler Fidel Castro’nun ça¤r›s›na uyarak genel greve bafllad›. 1971. Zonguldak’ta ücretleri ödenmeyen 600 maden iflçisi ocaklara inmedi. 1987. Çin’in Tiananmen Meydan›nda on binlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› büyük bir gösteri düzenlendi. 1993. Çekoslovakya’n›n varl›¤› sona erdi; Çekler ve Slovaklar birbirlerinden ayr›ld›lar. 2 Ocak 1905. Rus-Japon savafl›nda Çin’deki Rus üssü Port Arthur, Amiral Heihaçiro Togo komutas›ndaki Japon deniz kuvvetlerine teslim oldu. Rus ‹mparatorlu¤u’nu çöküfle götüren ve 1905 devriminin kap›s›n› açan yenilgiler dizisi bafllad›. 1962. ‹stanbul’da liman iflçileri greve bafllad›. ‹flçiler, iflverenleri Denizcilik Bankas›’n›n ifl sözleflmesini bozmas› üzerine ifllerini b›rakt›lar. 1990. Devrimci-Sol örgütünün lider kadrolar›ndan Sinan Kukul Metris Hapishanesi’nden firar etti. 4 Ocak 1991. 36 gündür grevde olan binlerce maden iflçisi Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüfle geçti. 5 Ocak 1930. Sovyetler Birli¤i’nde tar›m›n kolektivizasyonu bafllad›. 1994. Doç. Dr. Fikret Baflkaya, Paradigman›n ‹flas› adl› kitab›ndan dolay› 20 ay hapis cezas›na çarpt›r›ld›. 6 Ocak 1969. Ortado¤u Teknik Üniversitesi’ni (ODTÜ) ziyaret eden Amerikan Büyükelçisi Robert Komer’in makam otomobili ö¤renciler taraf›ndan yak›ld›. 7 Ocak 1963. Cibali Tütün Fabrikas›’nda 3500 iflçi yemek boykotu yapt›. 9 Ocak 1905. Moskova’da K›fll›k Saray’a yürüyen iflçilerin üzerine atefl aç›ld›. 1966. 800 kiflilik ilk iflçi kafilesi Almanya’ya hareket etti. 1978. Akaryak›t s›k›nt›s› had safhada; akaryak›t› biten hastaneler hasta kabul etmemeye ve yatan hastalar› taburcu etmeye bafllad›lar. 1996. Sabanc› Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabanc›, Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe Sabanc› Center’da DHKP-C taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›lar. 1996. Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe Ümraniye Hapishanesi’nde katledilenlerin cenaze töreninde polis taraf›ndan gözalt›na al›narak öldürüldü. 11 Ocak 1929. Sovyetler Birli¤i’nde çal›flma süresi 7 saate indirildi. 1948. Ankara Üniversitesi’nde sol e¤ilimli olduklar› için Pertev Nail Boratav, Niyazi ve Mediha Berkes, Behice Boran, Adnan Cemgil ve Azra Erhat’›n görevine son verildi.. 1969. Singer Fabrikas›’nda polis iflçilere sald›rd›; 9 polis ve14 iflçi yaraland›. Fabrika bir gün önce (10 Ocak’ta) iflçiler taraf›ndan iflgal edilmiflti. 1973. ‹stanbul Türk Demir Döküm fabrikalar›nda 99 gün süren grev sona erdi. 1996. Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir törenle topra¤a verildi.
25
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
“KAVGADA ISRARIN ADIYDI O!”
-Bize ‹brahim Polat hakk›nda bilgi verir misiniz? -Çocuklu¤u Kürecik bölgesinde geçti. Kürecik bölgesinde bir olay geliflmiflti ondan dolay› ‹bo bölgeyi terk etmek zorunda kald›, Almanya’ya gitti. Ama bölge ile ba¤lar›n› koparmad›, her dönem gelip gidiyordu. O’nu her zaman sayg›yla an›yoruz. ‹flçi s›n›f›n›n, emekçilerin davas›na, devrim ve sosyalizm davas›na inanan inançl› bir insand›. Kendisinden her fleyi veren bir insand›. Kendisi için yaflamayan adeta insanlar için, ülkesi için, dünya için yaflayan bir kifliydi. Fedakarl›k yapan, bunun için övünmeyen bir arkadafl›m›zd›. Kendisi ile özel sohbetlerimizde de söylerdi; “ne kadar ifl yaparsan›z yap›n yapt›¤›n›z ifl için sürekli eksik kald›¤›n›z›, noksan oldu¤unuzu ve ifllerin bitmeyece¤ini yeni ifller yap›lmas› gerekti¤ini düflünün” derdi. -‹brahim devrimci düflünceyle ne zaman tan›flt›? -‹brahim Kaypakkaya ile geliflen, gençlik hareketinin bölgede örgütlenme çal›flmalar› yaparken oldu. Bizim bölgemizde de ben çocukken, insanlar gelip giderken biz onlarla içiçe olmaya çal›fl›rd›k. ‹brahim de bizden dört befl yafl büyük oldu¤u için O da aktif olarak bir fleyler yapmaya çal›fl›yordu. Ve o dönemki çal›flmada tan›flm›fl olman›n verdi¤i bir özellikle o süreç içerisinde kavgada yerini ald›¤›n› düflünüyorum. Bu da 70-71 y›llar›na tekabül ediyor. O dönem 12 Mart muht›ras›n›n, 12 Mart faflizminin getirmifl oldu¤u koflullar çok a¤›r gerçekten. O dönemde 16-17 yafl›ndayken mücadeleyle tan›flm›fl bir yoldaflt› ve Kaypakkaya’n›n önderli¤inde bafllayan bir çizgide bafllaman›n vermifl oldu¤u güvenle bafllam›flt› bu ifle. -‹brahim 3. Konferans Yurtd›fl› Delegesi olarak Dersim’e geldi ve burada flehit düfltü, ailesi olarak bu durum sizi nas›l etkiledi? -‹brahim Polat’›n flehit düflüflü, tabiki hepimizi derinden üzmüfltü. ‹bo gibi de¤erli bir insan›, aile bireylerinden birini kaybetmek zor olmufltu, fakat flöyle bir gerçek var ki bugün yaflad›¤›m›z koflullarda gerek 12 Mart’la bafllayan süreçte, gerekse de 12 Eylül sürecinde binlerce insan flehit oldu, bunlardan biri de ‹brahim’di ve ailesi
çok sayg›yla karfl›lad›. Tabi ki s›k›nt›lar yaflad› ailesi. Babas›yla çok iyi diyalog içersindeydi, babas› ona çok sayg› duyard›. ‹brahim’in yoklu¤una çok fazla yüre¤i dayanmad›, 3-4 y›l sonra babas›n› kaybettik. -‹brahim’le en son ne zaman görüfltünüz ve görüflmeniz nas›ld›? -‹brahim ile en son 86’n›n Haziran ay›nda görüfltüm. Haziran’da ‹stanbul’a gelmiflti, tekrar A¤ustos’ta gelmiflti. A¤ustos’ta görüfltü¤ümüzde tabi ben farkl› bir anlay›fla sahip olmufltum ama iyi bir diyalo¤umuz vard›. Sohbet ederdik, tart›fl›rd›k, Türkiye Devrimci Hareketi üzerine. Geçmifl süreçler üzerine, yap›lan hatalar ve zaaflar üzerine konuflurduk. Zaten ‹brahim herkesin görüflü ve düflüncesine sayg›yla yaklafl›rd›, gerçekten her fleyi tart›flabilirdiniz. -‹brahim aile çevresinde düflüncelerini anlat›r m›yd›, ailesi mücadelesini nas›l karfl›l›yordu? -‹brahim evinde herkesle en küçü¤ünden en büyü¤üne düflüncesini anlat›rd›. Mücadeleyi anlat›r, herkesin mücadeleyi sahiplenmesi gerekti¤ini vurgulard›. Yani aile çevresinde herkes ‹bo’ya mücadelesinden dolay› sayg› duyard›. Her fleyin en do¤rusunu, en mükemmelini yapmaya çal›fl›rd› ve hiç kimseyi üzdü¤ünü, kalbini k›rd›¤›n› en ufak bir tart›flmas› oldu¤unu duymam›flt›m. Herkesle ayn› düzeye inebilen bir kiflili¤e sahipti. Herkesle diyalo¤unu gelifltirebilen ciddi bir kiflili¤e sahipti. Bu anlamda ailesi de mücadelesini sahipleniyordu. -‹brahim’le ilgili bizimle paylaflmak istedi¤iniz bir an›n›z varm›? -80 sonras› ‹bo’yla irtibat›m›z oldu. O zamanlar ‹bo gelip gidiyordu ‹stanbul’a. Tart›flmalar› çok büyük ustal›kla yap›yordu. Kendi düflüncesinde çok dikkatliydi, her türlü konuflmay› yapabilen birisiydi. -‹brahim’in flehit düfltü¤ü haberini nas›l ö¤rendiniz? -22 Kas›m günü Ovac›k’ta yaflanan olay bas›nda gördü¤ümüz haberlerden
flüphelenmifltik. Gerçi o zaman A¤ustos’ta görüflmüfltük ama nerede oldu¤unu bilmiyorduk. Televizyonda gördü¤ümüz foto¤raflarda isimler aç›klanm›flt› ama ‹brahim’in ismi aç›klanmam›flt›. Foto¤raftan tam net seçilmiyordu biraz benzettik ve amcam Ovac›k’a gitti. Öldürülen gerillan›n foto¤raflar› as›lm›flt›. ‹bo’nunki yine gösterilmiyor. Babas› ‹stanbul’a geri geldi. 15 gün sonra Almanya’dan bir haber geldi. “‹bo’nun cenazesi Ovac›k’ta gömülüdür ve O’nu gidip al›n”. 22 Aral›k 1986 günü Ovac›k’a gittik. Malatya’dan bir minibüs köylümüz gitti. Cenaze gelmiflti, Ovac›k’ta kimsesizler mezarl›¤›na gömüldü. Hatta uzun boylu oldu¤u için kefenin yetmedi¤i ve bu flekilde gömüldü¤ü söylendi çevrede. Ceset tan›narak mezardan ç›kar›p al›p getiriliyor. Cenazesi köye geldikten sonra aç›p cenazeye bakt›k, 1 ayda olmayacak derecede çürükler vard›. Ve cesedin parçalanm›fl oldu¤u, özellikle yak›n mesafeden atefl edildi¤i ve ayaklar›n›n k›r›ld›¤›n› tespit ettik. Üzerinde kimyasal kokular da vard›. Kimyasal bomba kullan›ld›¤› net bir flekilde ortaya ç›km›fl oldu. Otopsi istememize ra¤men o zaman›n koflullar›nda yap›lamad›. Yani çat›flmada ‹bo sa¤ yakalanm›flt›. Böyle iflkenceyle katledilmiflti. -Gazetemiz ‹flçi-köylü arac›l›¤›yla okurlar›m›za iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z varm›? -Gazetenizi bazen okuyorum ‹brahim Kaypakkaya’n›n düflüncesine namuslu bir biçimde sahip ç›kt›¤›n› belirtmek istiyorum. Ben EMEP’liyim ama ‹flçi-köylü, iflçi s›n›f›n›n büyük savunucular›ndand›r. Yani ‹flçi-köylü gazetesi namuslu bir yerde duruyor. Emperyalizmin sald›r›lar›na karfl› mücadeleyi her daim dik tutuyor, savafl karfl›t› ve insanlar› katletme noktas›nda temel hak ve özgürlükler istemi noktas›nda iflçi emekçilerin örgütlenmesinde önemli bir yerdedir. Kendi önderli¤i çizgisinde bu tutumu savunuyor. ‹brahim Kaypakkaya’y› en iyi bir flekilde bas›na yans›tan ‹flçi-köylü’dür.
-‹brahim’de öne ç›kan özellikler nelerdi, çevresinde nas›l bir insan olarak bilinirdi? -Mesela Avrupa’da iflçiyken iflçilerin mücadelesinde, kendi bölgesindeyken kendi bölge insanlar›n›n mücadelesi içinde, onlara ve anlay›fla hizmet etme noktas›nda gözünü hiçbir fleyden esirgemeyen, ciddi fedakarl›klar yapan bir insand›. 86 y›l›nda cenazesinde ben de vard›m, cenazesini köyümüze götürdü¤ümüzde dönem itibar›yla çok a¤›r ‹hsan Polat flartlar olmas›na ra¤men cenazesini kald›rd›k. Bu da flunun göstergesiydi, ‹brahim’in bölge insan›n›n üzerinde b›rakt›¤› etki büyüktü.
GÜN’DE DÜN.. Mevlüt Ç›nar: TKP/ML T‹KKO savaflç›s› olan Mevlüt Ç›nar, 9 Ocak 1980’de ‹stanbul’da çat›flmada flehit düfltü. Ali Sa¤can: 1962 Uflak Banaz Hatipler köyünde dünyaya geldi. Ocak 1980’de Uflak’ta M‹T taraf›ndan iflkencede katledildi. Haydar Do¤an: 1958 Mazgirt do¤umludur. Kod ad› Nedim’dir. Çal›flmak için gitti¤i ‹stanbul’da MLSPB saflar›nda örgütlenir. Bir operasyonda gözalt›na al›n›r ve tutuklan›r. 7 y›ll›k tutsakl›ktan sonra ç›kt›¤›nda TKP/ML saflar›nda örgütlenir. Pek çok askeri eylemde görev al›r. Ulafl Bardakç›’n›n katili Habip Gür’ün cezaland›r›lmas› s›ras›nda 10 Ocak 1991’de ‹stanbul’da ç›kan çat›flmada flehit düfler. Artvin Borçka flehitleri: 3 Ocak 1994’te Artvin’in Borçka ilçesi U¤ur köyünde ç›kan çat›flmada Nilüfer Atav flehit düflerken, Adem Asal yaral› olarak tutsak düfler ve 9 Ocak’ta iflkencede katledilir. Nilüfer Atav, 1970 Yozgat do¤umludur. Ankara’da DKÖ faaliyetlerinde bulunmufltur. Adem Asal, 1967 Ardahan Hanak Yalç›l› köyü do¤umludur. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde örgütlenmifltir. Tutsakl›k, iflkence gibi durumlarda y›lmam›fl, kavgaya dört elle sar›lm›flt›r. fiubat 1992’de 10 yoldafl›yla birlikte Kayseri Zindan›n› parçalayarak firar etmifltir. Hayri Aslan: 1950 Dersim do¤umludur. Ocak 1980’de flehit düflmüfltür. Ümraniye Katliam›: 4 Ocak 1996’da Ümraniye E Tipi Hapishanesi’ne sald›ran devlet, Abdülmecit Seçkin, R›za Boybafl, Orhan Özen ve Gültekin Beyhan isimli DHKP-C tutsaklar›n› katletti, 67 tutsak ise yaraland›. Ölüm orucu flehitleri: Ali Çamyar 2 Ocak 2002 (T‹KB), Zeynel Karatafl 5 Ocak 2002 (TKP(ML), Lale Çolak 8 Ocak 2002 (T‹KB), Özlem Türk 11 Ocak 2003 (DHKP-C).
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
26
12
“ABD’nin bar›fl için bombalamad›¤›n› biliyoruz” -Bize öncelikle kendinizi, örgütünüzü ve faaliyetlerinizi tan›t›r m›s›n›z? -‹smim Judith Markinson. San Francisco/Kaliforniya’da yafl›yorum. Gençli¤imden beri politik faaliyetin içindeyim. Somut olarak üç temel faaliyetimiz var, öncelikle Siyahl› Kad›n’da çal›fl›yorum ve Gabriela A¤›’n›n kurucu üyesiyim ve üçüncü olarak ABD’deki politik tutsaklar için çal›flma yap›yorum. Siyahl› Kad›n, 1988’de dünya çap›nda kurulan bir harekettir, yani bir örgüt de¤il, 1988’de Filistin ve ‹srailli kad›nlar taraf›ndan iflgale karfl› mücadele ve intifaday› desteklemek için kuruldu. Daha sonra birkaç y›l önce Yugoslavya, Kosova Karaba¤ (Croatia) ve S›rbistanl› kad›nlar taraf›ndan da protesto için kuruldu. Siyahl› Kad›n savafla, faflizme, ›rkç›l›¤a, militarizme ve kad›na yönelik fliddete karfl›d›r. 1995’te 1000 kad›n›n kat›ld›¤› Beijing Konferans›’nda fliddeti protesto etmek için bir saatli¤ine bir araya geldiler. Filistin ve Yugoslavya’da Siyahl› Kad›n birçok kez Nobel Bar›fl Ödülü’ne aday gösterildiler. Bizler Siyahl› Kad›n’› San Francisco’da 1999’da ABD Yugoslavya ve Kosova’y› bombalamaya bafllad›¤› zaman kurduk. Bizler S›rbistan hü-
TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹ OCAK AYI ETK‹NL‹KL‹KLER‹ 8 Ocak 2005 Cumartesi Saat 14:00 Film Gösterimi: “Nisan Devrimi” 9 Ocak 2005 Pazar Saat 15:00 Tiyatro Gösterimi 15 Ocak 2005 Cumartesi Saat 14:00 Film Gösterimi: “Düfller” 16 Ocak 2005 Pazar Saat 14:00 “Tohumla Yeniden Merhaba” Etkinli¤i -Konuk Sanatç›lar -TKM Müzik Toplulu¤u -Halk Oyunlar› -fiiir Dinletisi -Slayt Gösterimi 22 Ocak 2005 Cumartesi Saat 14:00 Film Gösterimi: “Son Kale” 29 Ocak 2005 Saat 14:00 Film Gösterimi: “Esaretin Bedeli” So¤anl› Mah. Mimar Sinan Cad. No:62/5 Bahçelievler/‹STANBUL TEL: 0212 643 22 33
ILPS’nin 2. Kongresine kat›l›mc› olan örgütlerden Siyahl› Kad›n/ABD aktivistleriyle kurumlar›n› ve kad›n haklar› mücadelesinde yapt›klar›n› konufltuk.
kümeti ile ayn› tarafta de¤ildik, çünkü onlar›n Kosova’da yapt›klar› da ayn› flekilde yanl›flt›, biz halk› bombalayarak bir çözüm olamayaca¤›n› düflünüyoruz. Ve ayn› zamanda ABD’nin bar›fl için bombalamad›¤›n› biliyorduk. Bu yüzden S›rbistan halk› ile dayan›flmam›z› göstermek bizim için önemliydi. Binlerce kad›n flehir merkezinde bir araya gelerek protesto ettik. O günden beri her ay›n ilk cuma günü toplant›/miting yap›yoruz. Tüm Siyahl› Kad›n oluflumlar› ayn› ilkelere sahip de¤il, örne¤in biz ve birçok di¤er bölge ve ülkelerdeki siyahl› kad›nlar siyonizme karfl›d›r ve Filistin halk›n›n ulusal kurtulufl mücadelesini destekliyor. Baz›lar› siyonizme karfl› de¤iller. -Neden Siyahl› Kad›n, siyah›n özel bir anlam› var m›? Tüm di¤er bölgelerde de siyah giymek bir ilke mi? -Devlet fliddetiyle öldürülenleri sembolize etmek için siyah giyiyoruz.
Tüm siyahl› kad›nlar savafl›n gürültüsüne karfl› sessiz dururlar. Bütün kongre boyunca neden siyah giyindi¤imi sordu¤unuzu biliyorum, çünkü siyahl› kad›nlar sadece konferanslar ve protesto gösterileri s›ras›nda siyah giyerler. Burada da siyah giyindim. Çünkü ben bir aktivistim ve kad›n çal›flma grubuna kat›ld›m. fiu anda, bizim için çok önemli olan Irak, Afganistan ve Haiti’deki iflgale karfl› bir kampanya bafllatt›k. Ayn› flekilde ABD askerlerinin Irak’tan geri dönmesini de konu ediyoruz. Di¤er ülkelerdeki baz› Siyahl› Kad›nlar daha liberaller, onlar sadece bir konu ya da sorun üzerinde odaklan›yorlar. Örne¤in ‹talya’da Siyahl› Kad›nlar›n konferans›na gittim ve New York’taki Siyahl› Kad›nlar hareketinden daha fazla ortak yan›m›z oldu¤unu gördüm. Birçok hareketin içinde, Yahudi kökenlerinden dolay› ‹srail hükümetine karfl› olmayan
kad›nlar var. Bazen farkl› oluyor, biz Kalifornia’dakiler aras›nda da Yahudi kökenliler var. Fakat Filistin halk›n›n direniflini destekleme ve ‹srail hükümetine karfl› olmada kendimizi daha güçlü hissediyoruz. -ILPS’nin 2. Uluslararas› Kongresi hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Bu Kongre’den ne bekliyordunuz, birfley kazand›¤›n›z› düflünüyor musunuz? -Öncelikle söylemek isterim ki, kat›ld›¤›m çal›flma gruplar› gerçekten çok iyi ve baflar›l›yd›. Bunlar, politik tutsaklar ve kad›nlar ile ilgili çal›flma gruplar›yd›. Gerçekten birçok görüfl al›flveriflinde bulunabildik ve bizimle ayn› politik bak›fl› paylaflan birçok insanla tan›flma f›rsat› bulduk. En önemlisi de gerçekten uluslararas› dayan›flmay› infla etmesidir. Bu bizim temel görevimizdir, daha fazla konuflmak için henüz erken. Biz ayn› zamanda ILPS’yi nas›l daha da geniflletebilece¤imizi tart›flmal›y›z. Ayn› zamanda inan›yorum ki, önderlikte kad›nlar›n temsil edilmesi de gerçeklefltirilmeli. May›s ay›nda Türkiye’de yap›lacak olan politik tutsaklar sempozyumu konusunda çok heyecanl›y›m. -Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley, Türkiye halk›na bir mesaj›n›z var m›? -Türkiye hakk›ndaki gerçekleri, özellikle de hapishaneler tarihini, Türk hükümetinin Kürt halk›na, tutsaklara ve ezilen kitlelere yönelik uygulamalar›n› duydu¤umda ya da okudu¤umda çok öfkelendim ve ayn› zamanda devletin emperyalizme ba¤l› oldu¤unu da biliyoruz. Di¤er yandan devlete karfl› da uzun bir direnifl mevcut. Fakat ABD’de birçok insan bunu anlam›yor. Birçok tutsa¤›n yaflam›n› kaybetti¤i açl›k grevlerini duydu¤umuzda yüre¤imiz titriyordu. Sadece flunu söylemek istiyorum ki, sizinle çal›flmay› istiyoruz ve umut ediyoruz. Örgütüm ad›na mücadelenizde baflar›lar diliyorum. -Teflekkür ediyor, biz de size mücadelenizde baflar›lar diliyoruz.
Hey Gidi Karadeniz gecesinden izlenimler 18 Aral›k 2004 tarihinde Bostanc› Gösteri Merkezi’nde “Hey Gidi Karadeniz” ad› alt›nda bir gece düzenlendi. ‹lki Ankara’da yap›lan etkinlik Karadeniz kültürünün yaflat›lmas›n› ve Karadeniz halk›n›n kaynaflmas›n› amaçlarken coflkusuyla dikkat çekiciydi. Gecede sahne alan sanatç›lar Volkan Konak, Fuat Saka, Kaz›m Koyuncu ve Sunay Ak›n idi. Etkinlik öncesi Karadeniz sahilinin doldurulup buralara otoyollar›n yap›lmas›na ve a¤›rl›kl› olarak geçim kayna¤› bal›kç›l›k olan halk›n zarar görmesinden kaynakl› imza kampanyas› bafllat›lmas› ve bu giriflime öncülük eden kurumlar›n haz›rlad›klar› dövizlerle gösteri merkezinin giriflinde insanlar› duyar-
l›l›¤a ça¤›rmalar› dikkat çekiciydi. Ayr›ca, ABD’nin Irak’›n Felluce kentinde gerçeklefltirmifl oldu¤u katliama vurgu yap›l›p katliam lanetlendi. Sunay Ak›n’›n dia gösterisi eflli¤inde tarihsel olaylar› esprili bir flekilde anlatmas› kitle taraf›ndan be¤eniyle karfl›land›. “1600’lü y›llarda, bir gün ABD’ye ait bir gemi ‹stanbul yak›nlar›na yaklaflm›flt›r. Geminin gelifl sebebi Amerika k›tas›n›n keflfedilmesiyle birlikte Amerika k›tas›n›n yerli halk› olan K›z›lderililere karfl› yap›lan savafllarda atlar›n çöllere dayan›ks›z olmas›ndan kaynakl› yaflanan yenilgidir. Bunun için Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndan deve sat›n al›nmas› karar›n›n al›nmas› geminin gelifl nedeniymifl. O dönemin Osmanl› Padi-
flah› da bonkörlü¤ünü göstermek için al›nan 30 deveye ek olarak iki tane de kendisi hediye etmifltir. Yüzy›llar sonra ABD emperyalizmi Osmanl›’ya olan minnetini belli etmek için Osmanl›’dan alm›fl oldu¤u develeri, ç›karm›fl oldu¤u Camel sigaras›n›n simgesi yapm›flt›r. Ve bu olay tarihe emperyalizme yapm›fl oldu¤umuz ilk ve son silah yard›m› olarak geçmifltir” dese de, kula¤a hofl gelen bu anlat›m›n tarihsel gerçeklerle uyuflmad›¤› da bir baflka gerçek. Nitekim, üslerini Irak’taki halk› katledip, ülkeyi ya¤malamas› için ABD’ye aç›p destek ç›kman›n ad› nedir? Gece, çekilen coflkulu horonlar ve Karadeniz’in hareketli ritimleriyle son buldu. (Kartal)
27
12
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
Bedelidir ülkemde ayd›n olman›n; sürgünler, hapisler... ÖLÜMÜ DE YAfiAMI G‹B‹ B‹ZE KALMIfiTIR ARTIK fiÜKRAN KURDAKUL’UN
“Ac›lar›n sütüyle büyüttü¤üm umutlar mahpushane avlular›nda boy verdi, Dolunay menekflelendi kirli kara camlarda Her görüflte yeniden vuruldu¤umuz ana evren Özgürlü¤e boyand› saks›mdaki çiçe¤i senin olsun”
Toplumsal duyarl›l›¤›n bedeli olan gözalt›lar, tutuklanmalar fiükran Kurdakul’u daha lise y›llar›nda bulur. O yafllarda Türkiye Emekçi ve Köylü Partisi’nin Denizli örgütünü kurma girifliminden dolay› ünlü 142. maddeden yarg›lan›r ve 5 ay hapse mahkum olur. Ard›ndan da Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n emriyle liseden at›l›r. Yaflam›na daktiloculuk, depo memuru, muhasebecilik yaparak devam eder. 1953 y›l›nda TKP üyesi olmaktan (68 günü hücrede olmak üzere) 2 y›l ünlü Harbiye Hapishanesinde kal›r. fiükran Kurdakul, “Yeryüzü”, “Beraber”, “Yelken”, “Eylem” gibi birçok dergi ç›kararak yaz›n dünyas›na arma¤an eder. “Giderayak” adl› fliir kitab›ndan 142. maddeyi, “Halk ordular›” adl› kitab›yla da 312. maddeyi ihlalden yarg›lan›r. Emekten yana, savafls›z ve sömürüsüz bir dünya özleminin tutuklama, iflsiz b›rak›lma, sürekli takip edilme ve fezlekelere kay›t düflülme, fiükran Kurdakul’un da pay›na düflmüfltür art›k. Ya düzenle uzlaflacak, ya da do¤-
ru bildi¤i yolda devam edecektir. Kurdakul, “Biz ki ac›lar döneminden/ Ellerimizi kirletmeden geçtik/Direncim senin olsun/Sevgim senin olsun” diyerek alçakgönüllü ama tavizsiz, do¤ru bildi¤i ikinci yolu seçmifltir. Yazarak, yaratarak bilinçlendirme eylemine katk›da bulunur. “Nice kayg›lardan sonra”, “Ac›lar dönemi”, “Bir yürekten, bir yaflamdan”, “Ölümsüzlerle” gibi fliir kitaplar›, “Tan›¤›n Biri”, “Beyaz Yakal›lar”, “Onlar›n Çocuklar›” gibi öyküleri bu katk›lara en güzel örneklerdir. 4 ciltlik “Ça¤dafl Türk Edebiyat›” gibi Edebiyat tarihini yazan Kurdakul, 1999’da fliire katk›s›ndan dolay› Makedonya Yazarlar Birli¤i’nin “Edebiyat Yasas› Ödülü”nü al›r. Dünyan›n, özelde de Ortado¤u’nun yaflad›¤› dram›n as›l nedeninin emperyalizmin kâr ve petrol h›rs› oldu¤unu bilir. Filistin’de yaflananlara her f›rsatta dikkat çeker. Ve Filistin Yazarlar Birli¤i fiükran Kurdakul’u “Bar›fl Ödülü”ne lay›k görür. Tüm bu yo¤un yaz›m faaliyetine ra¤men
birçok örgütlenmelerde de ad› hep ön s›ralarda geçmifltir. Türkiye Yazarlar Sendikas›’n›n kuruculu¤unu ve 2. Baflkanl›¤›n›, Türk Edebiyatç›lar Birli¤i’nin kurucu üyeli¤ini ve iki dönem sekreterli¤ini, PEN Yazarlar Derne¤i’nin Kurucular Kurulu ve 1991-1997 y›llar› aras›nda baflkanl›¤›n› yapm›flt›r. Onurlu bir ayd›n ve flair olan fiükran Kurdakul, eme¤in vahflice sömürüldü¤ünü dizelerinde flöyle dile getirir: “Düflüversem evimin sokaklar›na bir Bir diyorum Asiyemin s›tma i¤nesi Bir diyorum yoksullu¤un buncas› Bir diyorum onca doküman›n paras› Elimize binde kaç› verilir” Bofluna yaflanmad›, bofluna da ölmemifl olacak fiükran Kurdakul... fiair dostu Arif Damar’›n dedi¤i gibi; “Gömütüne y›ld›zlar ya¤s›n”…
“Çocukluk gibi s›cak, arkadafll›k gibi güzel bir rüya” Ünlü k›sa film yönetmeni Ahmet Uluçay’›n ilk uzun metrajl› filmi olan Karpuz Kabu¤undan Gemiler Yapmak pek çok uluslararas› film festivalinde ödülleri toplad›, film ayn› zamanda geçen y›l ‹stanbul Film Festivali’nde de en iyi film seçilmiflti. O zaman Y›lmaz Erdo¤an’›n itirazlar›na konu olmufltu birinci seçilmesi, öyle ya seyircisiz filme, abart›l› bütçelere, güzel mankenlere, büyük flöhretlere yer verilmeyen bir film nas›l olmufltu da birinci olmufltu ve kimdi bu Ahmet Uluçay? 1954’te Kütahya’n›n Tavflanl› ilçesi Tepecik köyünde do¤an Uluçay, halen bu köyde yaflam›na devam ediyor, zaten filmin konusu da bu köyde geçiyor ve kendi yaflam›ndan izler tafl›yor. Köyüne gelen gezgin sinemac›lar sayesinde içine sinema atefli düflen Uluçay, iflçi olarak çal›fl›rken di¤er yandan da sinemaya olan tutkusunu hiç kaybetmiyor ve ilk k›sa filmini 1994’te çekiyor. Optik Düfller, Koltuk De¤neklerinden Kanat Yapmak ismini tafl›yor ilk filmi. O günden beri befl k›sa film yapm›fl Uluçay. 12-14 yafllar›nda arkadafl› ‹smail Mutlu ile uzun u¤rafllar ve deneyler sonucunda tahtadan bir sinema makinesi yaparak geliflen sinema tutkusu, terkedilmifl eski bir ah›rda köylülere kasabadaki sineman›n çöplü¤ünde bulunmufl k›rp›nt› filmlerle gösterimler yaparak devam etmifl. 1994’te bir “Almanc›”dan ald›¤› eski püskü betamax video kamera ile ilk filmini çeken Uluçay, kurgusunu ve seslendirmesini de köyünde yapm›fl. O¤lu ‹dris Uluçay yapt›¤› bir konuflmada “Bunlar› imkans›zl›klar içinde çekti. Bizim ortam›m›zda film çekmek zor, flehre geldi¤inde flehirli olam›yorsun, köyde köylü olam›yorsun” diyerek yaflad›klar› arada kalm›fll›¤› aç›klam›fl. Oyuncular›n hepsi amatör T›pk› gerçek yaflam›nda oldu¤u gibi
filmde de yazlar› kasabada ç›rak olarak çal›flan iki köylü gencin sinema sevdas› ve bu u¤urda çabayla hayallerinin pefline düflme yolculuklar› anlat›l›yor. Rejisör olma hayalleri kurup, tahtadan bir projeksiyon yapmaya çal›flan gençlerin tek destekçisi köyün delisi, ayn› zamanda tek tan›klar›. Köyde ve kasabada herkes onlara hayallerinden vazgeçmelerini ö¤ütleseler de, bu onlar› geri döndürmüyor tam tersi daha da h›rslanmalar›n› sa¤l›yor. Baflrollerde oynayan oyuncular›n hepsi amatör olmas›na ra¤men oyunculuklar› do-
¤all›klar›yla birleflince ortaya çok güzel, parmak ›s›rtacak oyunculuklar ç›km›fl. Pek çok kiflinin oyuncu pozlar›yla ortal›kta gezdi¤i “sanat dünyas›”nda, bu köylü amatör oyuncular ço¤una iyi bir ders veriyorlar. ‹smail Hakk› Taslak, Boncuk Y›lmaz, Kadir Kaymaz ve Hasbiye Günay do¤all›klar›yla çekip al›yorlar sizi filmin olufltu¤u dünyaya. Belki de bu kadar inand›r›c› olmalar› olduklar› hallerini oynamalar›ndan kaynaklan›yor, flehirli bir züppeyi canland›rmalar› durumunda ortaya nas›l bir fley ç›kar oras›n› bilemeyiz, zaten yönetmenin de o tarz filmler çekmek gibi bir ilgi ya da iste¤i yok gibi görünüyor flu an, çünkü kendi dünyas›n›n d›fl›nda kal›yor flehir ve kendisine “bundan sonra ne yapmay› düflünüyorsunuz?” sorusu soruldu¤unda “buradan ç›k›p köyüme gidece¤im ve orada
yaflamaya devam edece¤im” demesi kendi dünyas›ndan hoflnut oldu¤unu gösteriyor. Uluçay, film için “Öykü özyaflamsal olmakla beraber inand›r›c› olmak kayg›s› gütmüyor. Bu anlamda da belgesel olmaya özenmiyor” diyor. Gerçekten de baz› durumlar gerçekli¤e pek uymuyor. Örne¤in; Türkiye gibi yar›-feodal bir ülkede ve Tavflanl› gibi küçük bir yerde efli olmayan ve iki genç k›z çocu¤una sahip Nezihe’nin karpuzcu ç›ra¤› Recep’i ›srarla eve ça¤›rmas› pek mümkün de¤il. “Sahipsiz kad›nlara” göz kulak olmada s›n›r tan›mayan yurdum insan›n›n ikinci gün Nezihe’ye yapmad›¤›n› b›rakmayaca¤› ve de¤il karpuzcu ç›ra¤›n› eve ça¤›rmak, önünden bile geçmemesi yüksek ihtimal tafl›yan bir durum. Zaten filmde de Recep’in ustas› ayn› zamanda “karpuz kabu¤undan gemiye binmek” deyiminin yarat›c›s› olan kiflinin “anas›n› ben alay›m, k›z›n› sen” yaklafl›m› da oldukça gerçekçi! S›cak ve hofl bir mizah unsuru Filmin geçti¤i Tavflanl› ilçesi k›y› Ege ile ‹ç Anadolu’nun ortas›nda bir geçifl yeri, bu yüzden hem Ege’nin hem de ‹ç Anadolu’nun kültürel özelliklerini tafl›yor. Ege’de bir süre yaflam›fl her insan›n kula¤›n›n aflina oldu¤u bir fliveyle yap›l›yor. Tüm konuflmalar ve diyaloglar alabildi¤ine samimi ve do¤al. Her karakterin canland›r›lmas›, o kifliyi yans›t›yor bütünüyle; sözleriyle, davran›fllar›yla ve bak›fllar›yla. Filmi belki de bu kadar güzel yapan fley hissettirdi¤i duygular… Çal›flma yaflam›n›n ortas›nda kaybolmufl, görmek zorunda oldu¤u insanlar d›fl›nda çok az kimseyi gören, kendine yabanc›laflt›r›lmaya, yozlaflt›r›lmaya çal›fl›lan ve bunda belli ölçüde baflar›l› da olunan bir co¤rafyada, anlat›lanlar özlem duyulanlar belki de… Arkadafll›k duygusunun ve paylaflman›n verdi¤i güçlülük film boyunca b›rakm›yor peflinizi. Tüm imkans›zl›klara ra¤men hiç vazgeçilmeyen tutkular var filmde ve düfllerinden vazgeçmedikleri için sevi-
niyorsunuz sizde onlarla birlikte için için… Çünkü biliyorsunuz ki, yaflamak çabalamakt›r, yenilse bile tekrar aya¤a kalkman›n u¤rafl›n› vermektir. Sinema tutkusu, paylafl›lamayan aflk›n tutkusu, iyi bir meslek ö¤renme tutkusu… Yaflam›n u¤rafl›n› yans›tmas›, herkesin kendinden bir parça bulmas›n› da beraberinde getiriyor. Konuflulan flive ve geçen diyaloglardaki do¤all›k film boyunca at›lan kahkahalarla beraber, hüznü de getiriyor kimi zaman. Arkadafl›na yard›m etmek için, mektubunu sevdi¤i k›za götüren ama sonunda okkal› bir tokatla geri dönen ‹smail… Bu durumun arkadafl›n› incitmesinin korkusuyla söylemiyor gerçe¤i ve film boyunca küçük beyaz yalanlar azaltmaya çal›fl›yor, gerçe¤in ac›l›¤›n›. Ayn› çaresizlik karpuzcu ç›ra¤› Recep’in berberde çal›flan arkadafl›n› ziyarete gitti¤inde çok sevdi¤i saçlar›n› kaz›mas›na ses ç›karamamas›nda gösteriyor kendini. Ayn› gün ald›¤› ayna ve tara¤› k›r›p at›yor art›k, yaz bitene kadar saçlar da uzamayacakt›r ve asla ç›kamayacakt›r Nihal’in karfl›s›na bu saçlarla… Ama arkadafll›k, can›n yand›¤›nda da ses ç›kartmamakt›r bazen, s›rf o üzülmesin diye. Film tüm bu hissettirdiklerini bazen çok güzel, küçük ayr›nt›lar› yakalayarak veriyor. Örne¤in, ikisinin de söyledikleri türküler hep ayn›, çünkü yaflamlar› ayn› yerde geçiyor ve farkl› olarak yapt›klar› bir fley yok, ayr› ifllerde çal›flmak d›fl›nda. Haydar Ergülen filmden bahsederken “çocukluk gibi s›cak bir film, arkadafll›k gibi güzel bir rüya… Bir kasaba gölgesi gibi anlafl›l›r, çocukluk sular› kadar saf bir film” derken çok güzel özetlemifl filmi. Karpuz kabu¤undan gemiye binmek, olmayacak ifller pefline düflmek anlam›nda kullan›l›yor filmde. Ama ak›llar›na bir kere karpuz kabu¤u düflenlerin gidecekleri yoldan vazgeçmediklerinde gemileri batsa da baflar›ya ulaflacaklar›n›n öyküsü bu keyifli film…
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
28
12
“Yafl› küçük, yüre¤i ve sevdas› büyük komutan”a bin selam
Yaflam ona katt›klar›m›z kadar anlaml› ve de¤erlidir. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu için mücadele yürüten, üreten ve yaratanlar›n ölümü de ancak bedenen bir ölümdür. Çünkü insanl›k tarihine unutulmayacak de¤erler b›rak›lm›flt›r. ‹flte k›sac›k yaflam›na onurlu bir kavga s›¤d›ran Do¤an (Aflk›n Günel) yoldafl da bunlardan biridir. O “uzun ve mutlu” bir yaflam› de¤il, k›sa, zorlu ama onurlu bir yaflam› seçti. Ve bedenen aram›zdan ayr›lsa bile yapt›klar› ve hayata katt›klar›yla asla unutulmayacaklar aras›ndaki onurlu yerini ald›. Do¤an gerillaya kat›ld›¤›nda henüz on beflindeydi. Onun küçücük bedenini ve masum yüzünü gören tüm yoldafllar bir yandan gururlan›yor, di¤er yandan da onu koruma içgüdüsüyle hareket ediyorlard›. Ne de olsa o daha bir çocuktu. Evet da¤lara gelme cüretini göstermiflti ama yine de çocuktu. Ama yoksulluk çocuklar› erken büyütüyordu ya, O da çocuklu¤unu yaflayamadan büyümüfltü iflte. TMLGB içinde de örgütlenmiflti. Sonraki y›llarda molotof sözcü¤ü geçince tüm gözler Do¤an’› ar›yor, “molotofçu Do¤an” tak›lmalar› bafll›yordu. Do¤an ise utangaç bak›fllar›n› yere indiriyor ama içten içe bu tür tak›lmalar hofluna gidiyordu. Do¤an gördü¤ü hiçbir fleyi es geçmiyor; her fleyi ö¤renmeye, anlamaya çal›fl›yordu. Merakl›yd› ve bu merak onun h›zl› geliflimini sa¤l›yordu. Elde etti¤i her baflar› coflkusunu, at›lganl›¤›n› art›r›yor, daha bir flevkle sar›l›yordu ifllerine. Ama baz› fleylere ilgisi daha fazlayd› tabi ki. Askeri noktalardaki yetene¤i ve silahlara olan yo¤un ilgisi yoldafllar›n›n köz bafl› sohbetlerine konu olmaktan kurtulam›yordu. Gözü hep büyük ve a¤›r silahlardayd›. Bunlarla düflmana daha fazla kurflun ya¤d›racak, daha fazla kay›p verdirecekti. ‹lk zamanlar öncülük daha sonra da öncü komutanl›¤› yap›yordu. Dolay›s›yla da hafif silah tafl›mas› gerekiyordu. Yeni silahlar geldi¤inde gözler Do¤an’› ar›yor, onun tepkisini merak ediyordu. “Salt askeri bak›fl” göndermesinden de kurtulam›yordu elbette. Ama bu süreçte henüz baz› kavramlar› yeterince anlamland›ram›yor, yapt›klar›n›n ve söylediklerinin tam
olarak neye denk düfltü¤ünü yeterince kavrayam›yordu. Kesinlikle emin oldu¤u bir fley vard› ki o da içindeki çok güçlü devrimi gerçeklefltirme iste¤i idi. Ve bu güçlü istek olduktan sonra her fley ö¤renilebilir, hatalar düzeltilebilir, kifli kendisini yeniden yaratabilirdi. Do¤an her zaman üzerine düflenden fazlas›n›, yafl›ndan beklenmeyecek bir güçle, fedakarl›kla yapard›. Tüm faaliyetlerinde her zaman daha fazla zorlard› kendisini. Yük tafl›maksa fazlas›n› al›r, kaz›lacaksa daha fazla kazma sallard›, yürünecekse azimle yürürdü. Tüm gerilla yaflam› buna örnektir. Ama yaflanan tek tek olaylar da bu gerçe¤in en çarp›c› ifadeleridir. Ay ›fl›¤›n›n, ortal›¤› gündüz gibi ayd›nlatt›¤› p›r›l p›r›l bir sonbahar gecesi… Gerilla har›l har›l çal›fl›yor. Aç›k alandaki birkaç çal›l›ktan birinin arkas›na üst üste y›¤›lan pofletlerin ard› arkas› kesilmiyordu. Herkes flaflk›nl›kla gelen malzemeye bak›yor, nas›l tafl›naca¤›n› düflünüyordu. Çok geçmeden, bir kar›fl›kl›k oldu¤u anlafl›ld›. Malzeme sekiz kifli hesap edilerek getirilmiflti. Ama topu topu dört kifli vard› tafl›maya gelen. Malzemenin hava ayd›nlanmadan ormanl›k alana at›lmas› gerekiyordu. Yürünecek sekiz saatlik bir yol vard›. Buralara kadar gelen malzemeyi geri göndermeye kimsenin gönlü elvermiyordu. Gelen yoldafllar bu malzemeyi tafl›yacaklard›. Bu gerillada çok s›k rastlanan bir durumdu. Herkes kendisini son s›n›r›na kadar zorlar, bazen yorgunluktan ve fazla zorlanmaktan gözler
Sabah herkes terden s›r›ls›klam konaklama yerine var›ld›¤›nda atefl için odun toplamaya ilk O kalkm›flt› yine. Onun bu coflkulu haline imrenmemek mümkün de¤ildi. Devrimci coflkusu, Partiye, yoldafllar›na ve davaya ba¤l›l›¤›, fedakarl›¤›, bitmez tükenmez ö¤renme-uygulama iste¤i Onu canl› k›l›yor sürekli bir aray›fla sevk ediyordu. Yetersizli¤i, eksikli¤i olsa da çok yönlüydü. Yaflam›n içinde olan her fleye ilgi gösteriyordu. Bu yan› bar›nak süreçlerinde daha net ortaya ç›kma zemini buluyordu. 2001-2002 y›l› bar›na¤› bir miting alan›n› and›r›yordu. Bar›na¤›n içinde hareket etmek çok zordu. Tavandan, duvarlardan, ranzalardan afla¤›ya all›-sar›l› pankartlar, flamalar, foto¤raflar sark›yordu. Her köflede üç befl kifli toplanm›fl kimi fliir okuyor, kimi marfl söylüyor, kimi tiyatro çal›flmas› yap›yordu. Parti ve devrim flehitlerini anma haftas› için hummal› bir çal›flma sürüyordu. Güvenlik nöbetine gidip-gelenler ve günlük ifllerle u¤raflan mutfak nöbetçileri d›fl›nda herkes bu ifle seferber olmufltu. Tüm gerillalar gidenlerin silah›n› ve bayra¤›n› devrald›klar›n› ve adlar›n› ve andlar›n› yaflatmaya devam edeceklerini en iyi flekilde anlatmak telafl›ndayd›. Arada koflturan biri vard› ki o gruplar aras›nda mekik dokuyordu. Bir zamanlar›n çocuk sesi tok bir sese dönmüfl tüm yüre¤iyle, benli¤iyle okuyordu fliirleri, marfllar›. Bu yüzden sesi bir o taraftan bir bu taraftan geliyordu. Kendisi de ›srarla birkaç görev talep etmiflti. Çünkü
karar›r ama ifl yine de yap›l›rd›. Yoldafllar malzemeyi indirirken Do¤an gözetlemedeydi. Gelir gelmez çantas›n› doldurdu, yüklendi. ‹kinci bir çantay› da çantas›n›n üzerine ba¤lad›. Eline bir poflet ve bir poflet de boynuna geçirdi. Sadece silah tutan elde ikinci bir fley yoktu. Bir süre sonra öncü de geride kalm›flt›. fiimdi en önde Do¤an yürüyordu. Tarlada bu haliyle, yuvarlanan bir kayay› and›r›yordu. Geride kalan yoldafllar›n›n hepsi annesi-babas› yafl›nda insanlard›. Onlara dönerek: “‹htiyarl›¤›n gözü kör olsun, yürütmüyor sizi de¤il mi?” diye tak›l›yordu.
hepsinden de müthifl zevk al›yordu. S›ra halaya geldi¤inde de bir dakika yerinde duram›yor, halaya duran yoldafllar birer ikifler yer de¤ifltirirken O kan ter içinde kalmas›na ra¤men oturmuyordu. Okumak, yazmak, fliir okumak, marfl söylemek, halay çekmek, silah kullanmak ve çal›flmak. Tüm bu faaliyetleri büyük bir zevkle yap›yordu. Çünkü devrimcili¤i bir yaflam biçimi haline getirmeyi baflarm›flt›. Yaflam›n›n her an›nda devrimciydi yani. En zor ve s›k›c› iflleri nefleli bir oyuna çevirerek yapmay› Murat Deniz yoldafltan ö¤renmiflti. Ve bu yöntemi herkes ö¤renmeliydi. Kalinin’in deyi-
miyle devrimci yaflam›n % 99’u günlük s›radan ifllerden olufluyordu. O halde yaflam›m›z›n büyük bölümünü kapsayacak bu faaliyetlerin neden yap›lmas› gerekti¤i, neye hizmet etti¤i bilinciyle hareket ederek bu tür faaliyetlerin yaflam›m›z›, dünyam›z› daraltmas›na izin vermemek. Yani bu ifllerin yap›lmas› gerekti¤ini bilmek ve keyifle yapmak. Teoride bu gerçekli¤i ifade etmekle pratikte uygulamak aras›nda fark vard›r. ‹flte O bunu baflar›yordu. Do¤an, yoldafllar›na, davaya ve halka ba¤l›l›¤›n en güzel örneklerinden biriydi. Tüm yoldafllar›n› çok seviyordu ama baz›lar›na çok daha özel bir sevgisi vard›. “Abim” dedi¤i Sinan Günel bunlardan biriydi. Ve Onun flehit düfltü¤ü haberini ald›¤›nda çok sars›lm›flt›. Alt› kiflilik gerilla biriminin yo¤un bir emek harcayarak tafl›d›¤› malzeme için kaz›lan depo da bitmiflti. S›ra malzemenin yerlefltirilmesine gelmiflti. Ama naylon yetmedi¤i için akflam iki yoldafl köye gitmiflti. Bir iki saat sonra telsizde hareketlilik bafllam›fl ve k›sa süre sonra da çat›flma ç›kt›¤› anlafl›lm›flt›. Hemen toparlanmak ve oray› terk etmek gerekiyordu. Kalan birimin komutan› Do¤an, herkese h›zl›ca haz›rlanmas›n› söyledi. Ama telsizde geçen köy ismi yoldafllar›n gitti¤i yer de¤ildi. Demek ki çat›flmaya girenler akflam gidenler de¤ildi. ‹yi ama kimdi bunlar? Di¤er gruplar neredeydi? ‹llegalite gere¤i bunu komutandan baflka kimse bilmiyordu. Telsiz bafl›nda geçen gergin bir bekleyiflten sonra giden yoldafllar geri döndü. Komutan yoldafl çat›flmaya girenlerin büyük ihtimalle bizimkiler oldu¤unu söylüyordu. Sabah biran önce depoyu kapat›p gitmek için çal›flmaya bafllam›flt›k ki telsizden o u¤ursuz ses konuflmaya bafllad›. Sinan Günel ismini duyduk. Hepimiz elimizde torbalarla donup kalm›flt›k. Neden sonra gözler Do¤an’› arad›. Çünkü Do¤an’›n Halo’ya (Sinan Günel) olan sevgisini herkes biliyordu. Do¤an oldu¤u yere y›¤›lm›fl öylece kalakalm›flt›. Onun o küçük ve her zaman coflku dolu olan gözlerinde ilk defa yafl görüyordu yoldafllar›. Ac› henüz çok tazeydi ve O ne yapaca¤›n› bilemiyordu, bir yandan da “hesap sormal›y›z yoldafllar” diyordu. Düflen tüm yoldafllar›n ard›ndan söylerdi bunu hem de tüm benli¤iyle. Zaten bu duygu tüm yoldafllar› sarard› böylesi durumlarda. Ama bu sefer ne yapaca¤›n›, nas›l dayanaca¤›n› bilemiyordu. Hesap sorulacak güne kadar rahatlayamayaca¤›n› biliyordu. Ve beklenen gün çabuk gelmiflti. Sinan Günel, Mehmet fiahin, Cihan F›nd›k yoldafllar›n flehit düfltü¤ü Kad›vakf›’nda düflmana vurulacakt›. Elbette gidecekler aras›nda Do¤an da vard›. Yerinde duram›yor, bir an önce sonuca gitmek istiyordu. Ve Kad›vakf›’nda hesap sorulurken düflmandan Do¤an yoldafl tüm devrimci coflkusu ve düflmana olan kiniyle yap›yordu görevini.
☞
29
12 Gözetleme yerinden koflup zaman›nda yetiflebilirse ikinci lav› kendisi kullanacakt›. Düflmana olan tüm kiniyle atletleri bile k›skand›racak bir h›zla koflmufl ama hesapta olmayan ikinci Short-Land plan› bozmufltu. Ama olsun bir tanesini yoldafllar› ters çevirmiflti bile. Eylem yerinden çekilirken gözleri fal tafl› gibi aç›lm›fl, at›lan lav›n gücüyle ters dönen Short- Land’›n nas›l yand›¤›n› anlat›yordu durmadan. ‹kinci düflman arac› korkunun da etkisiyle hiç ara vermeden kurflun ya¤d›r›yordu. Onlar kurflun almayan derin bir vadiden çekiliyorlard›. Helikopterler sürekli gidip gelirken onlar yürüyorlard›. Bir yandan da helikopterle düflman araçlar› aras›nda yap›lan telsiz konuflmalar›n› dinleyerek zevkle yürüyorlard›. Düflman acze düflmüfl korku içinde küfürlerle yard›m istiyordu. Tüm olanaklar ellerindeydi oysa. Yüzlerce araçtan oluflan konvoylar dolu gidiyor bofl dönüyordu. Onlarsa kah yolun kenar›nda birkaç metre mesafeden kah hakim bir noktadan düflman›n elindeki olanaklar› hoyratça kullan›fl›n› izliyorlard›. Emin bir noktaya çekilip de eylem sigaralar› yak›ld›¤›nda albay Nam›k Dursun’un aciz ça¤r›lar› bafllad› telsizde. Önder yoldafllardan birinin hiçbir fleyden haberleri olmayan anne-babas› ve k›z kardefli apar topar getirtilmifl telsizde konuflturuluyordu. ‹flte tüm yoksunluklara ra¤men devrimci irade ve iflte tüm olanaklara ra¤men faflizmin aczi. Ve Do¤an Kad›vakf› flehitlerine en güzel sela-
m› yollam›flt› yoldafllar›yla birlikte. Silahlara olan ilgisi ve askeri noktalardaki yetene¤inden söz ettik. Ama O; gerilla için, bir TKP/ML militan› için bunun yeterli olmad›¤›n› prati¤iyle ö¤renmiflti. Siyasal noktalarda kendini gelifltirmeden daha do¤rusu siyaset olmadan silah›n da askeri noktalardaki yetene¤in de bir anlam ifade etmedi¤ini kavram›flt›. ‹lk y›llarda bunun yeterince fark›nda oldu¤u söylenemez. Ancak süreç ilerledikçe, özellikle de 2002 y›l›nda yap›lan 7. Konferans ve bu yönelime uygun olarak bölgede yap›lan toplant›lar›n ard›ndan siyasal noktalara olan ilgisi daha da artm›fl okumainceleme ve yazma faaliyetini yo¤unlaflt›rm›flt›. Bar›nak sürecini en iyi flekilde de¤erlendirmek, eksikliklerini mümkün oldu¤unca gidermek için yo¤un bir çaba içine girmiflti. Bunu baflaraca¤›n› biliyordu ama bu k›fl sürecinin her zamankinden farkl› geçece¤ini ve kendisinin de daha fazla zorlanaca¤›n› önceden sezmifl gibiydi. Ve öyle de oldu. Mehmet Demirda¤ Geçici K›fl Üssü’nde günler de geceler de k›salm›fl gibidir, zaman kimseye yetmez. Ama baz›lar› var ki 24 saat daha eklense güne yine de yetmeyecek zaman. Süheyla (Emel K›l›ç) yoldafl›n da içinde yer ald›¤› bu grupta Do¤an da vard›r elbette. 7. Konferans›m›z ve bu paralelde bölgede yap›lan çeflitli toplant›larda yoldafllar›n ço¤unda oldu¤u gibi Do¤an’da da büyük bir coflku yaratm›flt›. Okuyor,
MUHARREM’E Biliyorum en iyi yoldafllar› anlatacakt›r Muharrem kirvemi, ama ben de O’nu yak›ndan tan›ma f›rsat› bulanlardan biri olarak anlatmak istiyorum... Muharrem’le 1998 y›l›nda askerlik koflullar›nda tan›flt›m. ‹kimizin de son sürgün yeri olan ‹zmir Menemen Topçu Alay›’nda... Yaklafl›k 8 ayl›k beraberli¤imiz süresince onunla çok fley paylaflt›k. Sürekli kavgay› konufltuk, askerdik, TC’nin üni-
formalar› üzerimizdeydi ama beynimize askerlik yapt›rmad›k hiç... Sohbet konular›m›z mücadeleden baflka bir fley de¤ildi. Kâh bir flehit haberine üzüldük, kâh kazan›mla sonuçlanan bir eyleme sevindik... Alayda herkesin TC’nin komutanlar› da dahil herkesin gözünün üzerinde oldu¤u birkaç kifliden biriydi Muharrem. Elimizden geldi¤ince devrimci bas›n›, kitaplar› takip etmeye ve devrimci-demokrat insanlar› bir arada tutmaya çal›fl›yorduk. Tezkere ald›¤›nda hiç unutmam “Gulasor”u okumufltu bize. Malatya Özgür Gelecek Temsilcisi Ak›ner Ça¤lar’›n flehit düflmesinden bir ay sonras›... ‹fle gitmek için servis bekliyorum. Bir dostun seslenmesiyle durdum. Dostumun yan›nda Malatya’ya geldi¤i günden beri beni soran Muharrem’i gördüm... Daha sonra Malatya’da büro temsilcili¤i dönemi... Bask›lar, takip, gözalt›... Zorluklar... Ama O hep dimdik... Hiç unutmam iflyerinde yaflad›¤›m›z bir sorundan dolay› patron taraf›ndan iflten at›ld›¤›m›zda, yapaca¤›m›z bas›n aç›klamas›n›n metnini daktilo edip bizden önce eylem yerine gelmiflti bile... O sürekli kavgan›n, mücadelenin farkl› alanlar›yla ilgili kendini gelifltirme sürecini yaflayan bir insand›. Maden mühendisi olmas›ndan dolay› da patlay›c›larla yak›ndan ilgilenir ve bu konu hakk›nda kendini gelifltirmeye çal›fl›rd›. Askerli¤ini istihkamc› olarak yapm›fl ortak bir dostumuzu her yakalay›fl›nda ona hep bu konu ile ilgili sorular sorard› en ince ay-
yaz›yor ama ne yapsa yetifltiremeyecekmifl gibi geliyordu. Çünkü gündemler tart›fl›ld›kça, sorular soruldukça ve dahas› okunup incelendikçe birçok yoldafl ne kadar yetersiz olduklar›n›n fark›na var›yorlard›. Do¤an da bunlardan biriydi. Askeri noktalara olan ilgisi ilk zamanlar siyasi yan› bast›rsa da zamanla bu durum de¤iflmifl flimdi ise tersine dönmüfltü. Partinin, savafl›n kadrolara ihtiyac› vard›. Ve silaha kumanda eden de siyasetti. Böyle olmad›¤›nda kazan›lan askeri baflar›lar k›sa vadeli ve tesadüfi oluyordu. O halde yetkinleflmek gerekiyordu hem de en k›sa zamanda. Mücadelede kararl›, cüretli, ›srarl› ve fedakar duruflunun do¤al sonucu olarak 2004 y›l›nda bu hayaline ulafl›rken TKP/ML üyesi olman›n onurunu hücrelerine kadar hissediyordu. Bugüne kadar olan mücadele yaflam› bundan sonra nas›l bir seyir izleyece¤i hakk›nda bir fikir veriyordu zaten. Türkiye devrimci hareketinin ve Partimizin bir anlamda s›nand›¤› bir süreçte kavgay› en zor yerinde ve üst boyutta bir sorumlulukla omuzlad›. Ve bunu büyük bir komünist ve devrimci coflkuyla yapt›. Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Tasfiyecili¤in devrimci ve komünist saflarda etkisini güçlü bir flekilde hissettirdi¤i bir süreç. Mücadele kaçk›nl›¤›, bireysel yaflama yönelifl revaçta. Kitle hareketlerinin durgunlaflt›¤›, halk muhalefetinin c›l›zlaflt›¤›, sosyalizmin cazibesini geçici de olsa kaybetti¤i böylesi süreçlerde kavgay› omuzlayan bir avuç insan r›nt›s›na kadar... Çok sohbetler ettik... Yaflam›n her alan›yla ilgili.... O hep berrak düflüncelere sahip, tereddütsüz, ç›kars›z ve netti... 96 Ölüm Orucu flehidimiz Hicabi Küçük yoldafl› yak›ndan tan›yan biriydi. Eskiflehir’de ö¤rencilik y›llar›nda tan›d›¤› yoldafl› anlat›rd› sürekli... Ben de ona Ak›ner’i anlat›rd›m... Farkl› çevrelerden de olsak kavga, flehitler birlefltirirdi bizi... En zor koflullarda bile gülümseyebilendi O ve “umut” oland›... Malatya’dan ayr›ld›¤› dönemlerde gördüm en son kirvemi... Ama hep sordum tan›d›¤›m insanlara. Biliyordum içindeydi kavgan›n... Dersim’in ayr› bir yeri vard› O’nda... 38’i, boflalt›lan köyleri, g›da ambargolar›n›, zorunlu göçe tutulmufl insanlar› yak›ndan biliyordu...Ve sevdi¤i Dersim’de flehit düfltü... Biliyorum kirvem zor seni anlatmak... Ad›n kavga and›m›z olacak ve inançs›zl›¤›n, kaçk›nl›¤›n puan toplad›¤›, AB süreciyle de palazlanan her türlü s›n›f d›fl› ideolojinin revaçta oldu¤u bugünlerde sen devrimde ve sosyalizmde ›srar›n ad› olacaks›n... Ve hep kulaklar›mda olacak sesin: “Bir bask›nday›m bazen Elimde dünya gericili¤ine kan kusturan halklar›n silah› Kendimi yivle set aras›nda dönen Ve döne döne düflman›n ci¤erini da¤layan K›z›l kurflunlarda hissediyorum...” Muharrem Yi¤itsoy ölümsüzdür! Devrim flehitleri ölümsüzdür! Faflizm yenilecek, halklar kazanacak! Malatya’dan bir Proleter Devrimci Durufl okuru
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 kal›r geriye. Dünya ve Türkiye devrimci hareketine bakt›¤›m›zda hep böyle oldu¤unu görürüz. En fedakar, cesur, inançl› unsurlar yeni kalk›fllar›n, mayas› görevi görürler. Ki onlard›r umutsuzlu¤un, güvensizli¤in, yabanc›laflman›n, yar›na inançs›zl›¤›n en koyu döneminde bile bu duygular› coflkuyla yaflayan ve canl› tutan. Yar›n›n öngörüsüyle hayata sar›lan ve mayalanmay› bafllatan... Kitle hareketlerinin yo¤un oldu¤u süreçlerde devrimci olmak da devrimci kalmak da kolayd›r. Ama bugün ikisi de çok zordur ve büyük bedeller gerektiriyor. ‹flte Do¤an yoldafl böyle bir sürecin omuzlay›c›s›d›r. O bir devrim neferidir. Sade, mütevaz› ve inançl›. S›n›f mücadelesinin do¤al seyri içerisinde flehit düflenler oldu¤u gibi, gerileyenler, saflar› terk edenler, düflmanlaflanlar da oluyordu. O defalarca karfl›laflm›flt› böyle fleylerle. En yak›n› amcas›ndan bafllamak üzere, yoldafllar› ve devrimci dostlar›n› görmüfltü. Elbette herkes gibi O da çok üzülüyordu bu duruma. Çünkü her flehit, her kopufl bir mevzinin bofl kalmas› demekti. Ama O bu tür durumlarda her zaman bir kez daha kendisine döner, sorgular ve yükünün biraz daha a¤›rlaflm›fl oldu¤u daha fazla çaba sarf etmek gerekti¤i sonucuna ulafl›rd›. Ve koflullara, olumsuzluklara teslim olmamak o kadar da kolay bir ifl de¤ildi. Herkesin bunu baflaramad›¤›, yard›ma ihtiyaç duydu¤u apaç›kt›. Bir yoldafl›
DEN‹Z’E Deli bir sonbaharken da¤lar, geceler poyraz Rüzgar susmufl, esmiyor art›k toprak ac›l› bir türkü olmufl damarlar›m›zda dolaflan kan, atefl bedeninse, isyan bugün Sözcükler anlatabilir mi öfkemizi ac›m›z› sözcüklere s›¤d›rabilir miyiz Seni… fiimdi diyorum y›k›lsa bu zindan kap›lar paramparça koflsam varsam, yan›na soluksuz tohum oldu¤un yerde bulsam seni su olsam, aksam… Son kez s›ms›k› kucaklasam Öpsem a¤r›s› kesilmeyen aln›ndan Mermi olsam, ya¤sam… Ulucanlar Hapishanesi’nden tutsak Partizan Eylem Bafl 15. Ko¤ufl Ankara
30
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005
‹flçi-köylü’den AB, EZ‹LENLERE KÖLEL‹K VE SEFALET DEMEKT‹R Musul’da Türk Özel Tim elemanlar›na yönelik sald›r› ile hemen arkas›ndan gerçekleflen Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n Suriye ziyareti, Brüksel Zirvesi’nin ard›ndan geçti¤imiz hafta içinde gündemi en çok meflgul eden konular›n bafl›nda yer ald›. ‹lk olarak ABD’nin Felluce’nin ard›ndan Musul’a yönelen sald›r›lar›na de¤inerek bafllarsak; Geçti¤imiz hafta içinde kamuoyuna yans›d›¤› kadar› ile ABD uçaklar› hala Felluce üzerinde uçufllar yap›yor, kente geri dönmek isteyenlerin boynuna asmas› zorunlu kimlik kartlar› da¤›t›yor, retina aramas›na kadar gidecek düzeyde önlemlerine devam ediyordu. Kenti adeta bir esir kamp›na çevirmeye çal›flan ABD’nin, sadece bu uygulamalar› bile asl›nda Irak politikas›n›n iflas etti¤i anlam›na geliyor. Felluce’de bu durum devam ederken kamuoyuna yans›yan di¤er bir geliflme ise ABD’nin direniflin merkezi olan kentlerin ard›ndan flimdi de Musul’da kontrolü elden kaç›rd›¤› oldu. Nitekim yay›nlanan haberlere göre direniflçiler Musul’da çeflitli eylemlerin ard›ndan rahatça dolafl›yor ve istedikleri zaman da ortadan kaybolabiliyordu. Üstelik Kas›m ay›nda ABD’nin Musul’u ele geçirdi¤ini aç›klad›¤› tarihten bu yana kentte 150’yi aflk›n ceset bulunmufltu. Ve bu cesetlerin ço¤u iflbirlikçi olan Irakl›lara aitti. Bu geliflmelerin ard›ndan ise 17 Aral›k 2004 tarihinde de Musul’da 5 Türk Özel Tim eleman›n›n öldürülmesi ile dikkatler iyice Musul’a çevrildi. Sald›r›n›n hemen ard›ndan 1. Ordu Komutan› Orgeneral Hurflit Tolon “biz de bunu not ediyoruz” derken; Baflbakan Erdo¤an da Irak’a en çok insani yard›m yapan›n
Türkiye oldu¤unun alt›n› çizdi. “Türkiye bunun bedelini flu ana kadar kaybetti¤imiz 80’e yak›n evlad› ile ödememeliydi” diyerek cenazede timsah gözyafllar› döktü. Bir yandan bu olay› Irak’taki direnifli karalamak için kullanan egemenler, di¤er yandan Irak’ta daha önce katledilen floförlerle ilgili neden ayn› derecede duyarl› davranmad›klar› sorusunu ak›llara getirdiler. Bu olay›n ard›ndan Türkiye’ye getirilen ve intikam yeminlerinin edildi¤i cenazelerle birlikte flu noktaya da dikkat çekmek gerekir ki; direniflçilerden flu ana kadar sald›r›y› üstlenen olmad›. Üstelik organizasyonun niteli¤i aç›s›ndan da bak›ld›¤›nda sald›r›n›n arkas›nda baflka güçlerin olabilece¤ini düflünmek çok yanl›fl bir düflünce olmaz. Emperyalistlerin Irak’ta en büyük kozlar›n›n mezhep savafllar› yaratmak oldu¤u ortada. Bunun için her yolu mübah gördükleri de. Geliflmeleri bir de bu cepheden okudu¤umuzda ve üstüne üstlük ABD’nin haftalard›r Musul’a Kürt birlikler nakletti¤ini düflündü¤ümüzde Kerkük’te bir dönem körüklenen çat›flman›n, Arap-Kürt çat›flmas›n›n Musul için beklenmedik bir durum olmad›¤›n› görmek gerekiyor. Türk Özel Timlerine yönelik bu sald›r›n›n Baflbakan Erdo¤an’›n ziyaretinden hemen önce gerçekleflmifl olmas›n› da elbette ki bu geliflmelerle birlikte ele almak ve de¤erlendirmek gerekmektedir. Bilindi¤i gibi hem Ba¤dat’taki kukla yönetim hem de ABD, Irak’taki direniflçilerin Suriye taraf›ndan desteklendi¤ini iddia ediyordu. Üstelik son iki hafta içerisinde ABD taraf›ndan sürekli Suriye yönetimine sald›r› tehditleri ya¤d›r›l›yor. ABD yönetiminin önde gelen
isimlerinden Wiliam Kristol’un The Jarusalem Post gazetesine yapt›¤› aç›klamada sarfetti¤i “Suriye düflman bir rejimdir. Her türlü diyalog yolunu denedik. Ancak diyalog baflar›s›z oldu. fiimdi, Esad rejimini cezaland›rmak ve göndermek için harekete geçmemiz gerekiyor. Suriye’nin askeri tesislerini bombalayabiliriz, s›n›r› geçip Irak direniflinin planland›¤› Ebu Kemal Bölgesi’ni iflgal edebiliriz” sözleri ABD’nin son seçimlerin ard›ndan d›fl politikas›n›n nas›l olaca¤›na dair net ipuçlar› vermekle beraber, as›l olarak Ortado¤u’yu önümüzdeki süreçte ne tür geliflmelerin bekledi¤ini aç›k ediyor. Baflbakan Erdo¤an’›n Suriye gezisi böyle bir atmosferde gerçekleflirken Suriye ile AB yak›nlaflmas›n› ve bu yak›nlaflman›n ayn› zamanda AB-Türkiye meselesinin yo¤un olarak tart›fl›ld›¤› bir döneme denk geldi¤ini de görmek gerekiyor. Yine görülmesi gereken baflka bir durum da ABD’nin ‹ran’a yönelik sald›r› plan›d›r. Atlantic Monthly dergisinin Aral›k say›s›nda yay›nlanan ve “S›radaki ‹ran m› olacak?” bafll›¤›n› tafl›yan haberin ard›ndan gündeme oturan, tart›flma yaflanan yeni geliflmelerle birlikte ele al›nd›¤›nda imkans›z görünmüyor. Üç aflamal› bir plan olarak kamuoyuna yans›yan plana göre; birinci aflamada ‹ran’a yönelik a¤›r hava sald›r›lar› ve denizden yap›lacak füze sald›r›lar› kullan›lacak. ‹kinci aflamada nükleer silah üretimi yapan tesisler bombalanacak. Üçüncü olarak ise iç kar›fl›kl›klar ç›kart›larak son nokta konulacak. Hedeflerin harita üzerinde iflaretlendi¤i ve nerede ise tüm ayr›nt›lar›n hesapland›¤› sald›r› plan› üzerinde Türkiye’ye düflen rol ne olacak? Türkiye haritas› üzerinde iflaretlenmifl bulunan Karadeniz’de iki liman ve iki havaalan›; Akdeniz’de de iki liman ve iki havaalan› Türkiye’nin misyonunu söze gerek kalmayacak biçimde ortaya koymaya yetiyor. Haz›rlanan raporlarda Do¤u Karadeniz nerede ise tamamen ABD’nin bir
12 deniz üssü haline getirilmifl durumda. Türkiye’nin yan›s›ra Nahc›van’da bir hava üssü ve Azerbaycan’da tam olarak dokuz hava üssü konumland›r›lmas› ön görülmüfl. Ayr›ca Gürcistan da üzerinde durulacak bölgeler de iflaretlenmifl. Tüm bu geliflmelerle birlikte bak›ld›¤›nda ABD aç›s›ndan Kafkaslardaki geliflmelere müdahalenin neden bu kadar önemli oldu¤u, önümüzdeki süreçte yaflanacak geliflmeler de göz önüne al›nd›¤›nda ortaya ç›kmaktad›r. Elbette ki bu geliflmeler hem co¤rafi konumu gere¤i hem de emperyalistlerle olan iliflkileri aç›s›ndan Türkiye’yi içine alacak bir seyir izleyecektir. Brüksel’de toplanan AB devletleri Türkiye’nin üyelik sürecine dair kararlar›n› verdiler. Ucu oldukça aç›k bir müzakere tarihi verilmesine ve somut olarak elle tutulur bir geliflme olmamas›na ra¤men egemenler cephesinde zafer naralar› at›lmaya baflland›. Erdo¤an’›n dönüflünün hemen ertesinde Ankara K›z›lay’da yapt›¤› flov da bunun bir parças› oldu. Tüm bu kutlamalar›n ard›nda yatan ise ezilenler için AB’nin yoksulluk ve kölelik oldu¤u gerçe¤ini gizleme çabas›d›r. Egemenlerin tüm kutlamalar› bu gerçe¤i gizleyerek ezilenlerin kurtuluflunu geciktirmek içindir. Türkiye’nin AB üyeli¤i yolunda yeni ad›mlar at›l›rken, bir yandan da Türk egemen s›n›flar›n›n yüzündeki maske düflmektedir. Henüz k›sa bir süre önce e¤itim emekçilerinin sendikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› yapt›klar› eylemlere ve 19 Aral›k protestolar›na yönelik sald›r›lar; üniversitelerde estirilen terör AB’ye üyelik masallar›n›n ve Türk egemen s›n›flar›n›n gerçek yüzlerini görmek isteyenler için önemli örneklerdir. Böylesi bir süreçte devrimci ve komünistlere düflen görev ise AB’nin gerçekli¤ini halk›m›za aç›kça anlatmakt›r. Ezilen halk›m›za AB’nin sahte bir cennet gibi sunularak oyaland›¤›n› göstermektir. Kurtuluflun tek yolunun Demokratik Halk Devriminden geçti¤ini anlatman›n koflullar› bugün dünden çok daha fazlad›r.
Demirel ayakkab› iflçilerinin direnifli anlaflmayla sonuçland› Kad›köy Yenisahra’da bulunan Demirel Ayakkab› Sanayi’ndeki iflçiler sendikal› olduklar› için hiçbir haklar› ödenmeden, patron taraf›ndan “fabrikay› kapat›yorum, zarar ediyorum” denilerek 6 Aral›k 2004 tarihinde iflten at›lm›fllard›. At›lan 22 iflçi örgütlendikleri Deri-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde fabrika önünde direnifle bafllam›fllard›. Konuyla ilgili Deri-‹fl Sendikas› 22 Aral›k Çarflamba günü saat 12.00’de fabrika önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›na Deri-‹fl Tuzla flubesi “Birlik, mücadele, zafer” pankart›yla, Sa¤l›k-‹fl Sendikas› ‹stanbul fiube Baflkan› Ali Tepeci, SSK Göztepe hastanesi bafl temsilcisi Nihat Sümer ve Deri-‹fl Genel Merkez yönetimi kat›ld›lar. Aç›klamada “Sendikal› olduk iflten at›ld›k”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Sendikal› olmak anayasal hakt›r” vb. dövizleri aç›l›rken Deri-‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya ve Baflkan Vekili Mu-
sa Servi birer konuflma yapt›lar. Servi, yapt›¤› konuflmada “Demirel Ayakkab› Sanayi’de yürütülen örgütlenme çal›flmas› sözleflme aflamas›na gelmiflken, sendikam›z›n patrona yapt›¤› görüflme talebine, patron fabrikas›n› kapatma girifliminde bulunarak cevap verdi. 22 iflçiyi hiçbir neden göstermeden iflten att›. Tüm giriflimlerimize ra¤men iflçilere ifl bafl› yapt›rmad›. Demirel patronu asl›nda örgütlülü¤e sald›rmaktad›r. Patron, sendikay› fabrikada istemiyor. Ancak bizler de kararl›y›z. ‹flçiler sendikal› olarak iflbafl› yapana kadar fabrika önünde direniflimize devam edece¤iz” dedi. Yener Kaya ise yapt›¤› konuflmada “Fabrikan›n lüks semtlerden 9 sat›fl ma¤azas› halen aç›k. Zarar etmedi¤i alenen ortada. ‹flveren gizli gizli fabrikay› baflka yere tafl›mak amac›nda. ‹flveren akl›n› bafl›na als›n ve iflçilere ifl bafl› yapt›rs›n” dedi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda iflçiler s›k s›k “Birlik, mü-
cadele, zafer”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “At›lan iflçiler geri al›ns›n”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” vb. sloganlar› att›. Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya da iflçilerle yapt›¤› görüflmede; “Direniflinizi destekliyoruz, sahipleniyoruz. Maddi ve manevi olarak yan›n›zda bulunaca¤›z” dedi. Sendika ile iflyeri aras›nda protokol imzaland› ‹flyeri temsilcisi U¤ur Türko¤lu ile yapt›¤›m›z görüflmede ise Türko¤lu “6 Aral›k’ta üretim yok, kapat›yoruz denilerek 22 kifli iflten at›ld›. Asl›nda neden bu de¤il. ‹flten at›lmam›z›n nedeni sendikal› olmam›zd›r. Bize diyorlar ki; sendikay› aradan ç›kartal›m, sizinle anlafl›r›z. Biz bunu kabul etmiyoruz. ‹flyeri çal›flma koflullar›m›z çok a¤›r. Kimyasal maddeler kullan›yoruz. Ci¤erlerimizde sa¤l›k sorunlar› yafl›yoruz. Patron bu konuda hiçbir fley yapm›yor. Hakk›m›z› ala-
m›yoruz. Polis ve sendikalar masas› üzerimizde psikolojik bask› uygulamaya çal›fl›yorlar. Ancak baflar›l› olamayacaklar. Sendikal› olana kadar mücadelemizi sürdürece¤iz. Sendikam›z›n bize karfl› tutumu iyi. Sürekli yan›m›zdalar. Sendikal› olarak ifle geri dönene kadar mücadelemizi sürdürece¤iz” dedi. Daha sonras›nda yap›lan görüflmelerde sendika ile iflyeri aras›nda protokol imzalanarak anlaflmaya var›ld›¤› belirtildi. Buna göre, iflyeri kapat›lacak ancak iflçiler ihbar ve k›dem tazminatlar›n›n %40’›n› peflin alm›fl, geriye kalan miktar›n ise iki taksitte ödenece¤i aç›klanm›flt›r. Bu yüzden direnifl 23 Aral›k’ta elde edinilen kazan›mlarla sona erdirilmifltir. Yap›lan protokole göre, iflyeri sahibi ‹stanbul’un herhangi bir yerinde fabrikay› tekrar açmas› halinde at›lan iflçileri geri alma zorunlulu¤unu kabul etmifltir. (Kartal)
31
12 Bafltaraf› sayfa 32’de ANKARA
* 18 Aral›k Cumartesi günü saat 17:00’de Yüksel Caddesi’nde biraraya gelen Partizan, Demokratik Haklar Platformu, Al›nteri, Kald›raç, Odak, Devrimci Mücadele, BDSP ve Kurtulufl Sosyalist Dergi sloganlar›n› hayk›rarak yürüyüfle geçti. “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala” yaz›l› dövizler tafl›yan eylemciler polis barikat›yla karfl› karfl›ya geldi. Polis meflalelerin indirilmesini istedi ancak kitlenin ›srarl› duruflu karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kald›. “Devrimci irade teslim al›namaz” yaz›l› pankartla Sakarya Caddesi’ne yürüyen kitle buradan Abdi ‹pekçi Park›’na geçti. TAYAD’l› aileler kitleyi “Yaflas›n Abdi ‹pekçi Direniflimiz” slogan›yla karfl›lad›lar. Polis yo¤un y›¤›nak yaparken yürüyüfle 500’e yak›n kitle kat›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda 28 devrimci tutsa¤›n katledildi¤i ancak devrimcilerin de tarihe büyük zindan direnifli olarak bu tarihi not etti¤i, 19-22 Aral›k sald›r›s›n›n flimdi Kamu Yönetimi Yasas›, Köy Hizmetlerinin özellefltirilmesi ile sürdürüldü¤ü ifade edildi. * 19 Aral›k günü de ayn› bileflenler taraf›ndan Ulucanlar Hapishanesi önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Ulucanlar’a yak›n bir parkta toplanan kitle sloganlar›n› hayk›rarak yürüyüfle geçti. Analar›n kat›l›m›n›n dikkat çekti¤i ve coflkulu geçen eylemde, sald›r› s›ras›nda flehit düflen Ali ‹hsan Özkan’›n annesi Hayriye Özkan k›sa bir konuflma yapt›. Özkan, “Devlet çocuklar›m›z› bize verece¤ini söyledi, hayata dönüfl dedi. Çocuklar›m›z› katletti, çocu¤umu geri istiyorum” diye konufltu. Eylemde ÇHD Ankara fiube ve gençlik ad›na da birer konuflma yap›ld›. ‹ZM‹R
* ‹zmir Tecrit Karfl›t› Birlik’in organize etti¤i 19 Aral›k mitingi Bornova Meydan›’nda yap›ld›. ‹zmir Tecrit Karfl›t› Birlik üyeleri Partizan, ÖMP, BDSP, DHP, ESP, SGD, EKB, ‹C‹, ÇHD, Devrimci Mücadele, THAYDer, Odak, SDP’nin isimleri yaz›l› ve Tecrit Karfl›t› Birlik imzal› “19 Aral›k katliamd›r. Yeni katliamlara izin verme” ve “Tecrite hay›r!” pankartlar›yla Bornova Stadyumu önünde topland›. Stadyum önünde toplanan kitle s›k s›k “19 Aral›k’› unutma, unutturma”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Analar›n öfkesi katilleri
bo¤acak” sloganlar›n› att›. Saat 15:00’te kitle Bornova Meydan›’na geldi. Meydan’da ilk konuflmay› Tertip Komitesi ad›na Meral Ünal yapt›. Ünal; “19 Aral›k katliam› o dönemde verilen tüm sözlerin toplumu kand›rmak için verildi¤ini ve aç›kça ortaya ç›karm›flt›r” dedi. Ünal’›n ard›ndan 19 Aral›k tan›¤› ve Ölüm Orucu gazisi Asiye Güden söz ald›. Güden 19 Aral›k’ta barikat barikat direnenlerin coflkusu ve direngenli¤iyle kitleyi selamlad›. Ard›ndan tutsak anas› Gülnaz Türkmen ise konuflmas›nda 19 Aral›k’ta 4. y›l›na gelindi¤ini ancak hapishanelerde hiçbir fleyin de¤iflmedi¤ini belirterek “Yeni ‹nfaz Yasas›’yla Adalet Bakan› ‘çocuklar›n›z orada misafir’ diyor. Ancak bir insan›n tek bafl›na bir hücrede nas›l yaflayabilir” dedi. Son olarak söz alan Sincan F Tipi Hapishanesi’nde k›sa süre önce tahliye olan Mustafa H›ra oldu. H›ra “19 Aral›k, tüm toplumun yaflam›n›n hücrelefltirilmek istenmesidir. Devrimci tutsaklar nas›l Filistin halk›, Irak halk› direniyorsa onlar gibi direndi. 117 insan, hapishanelerde ölüm oruçlar›nda flehit düfltü. Ancak bu bask›lar, zorlamalar bizleri y›ld›ramaz” dedi. ‹flçi Kültürevi fiiir Grubu’nun okudu¤u fliirler ve söylenen marfllar›n ard›ndan kitle “Tek tip insan olmayaca¤›z”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlar›yla da¤›ld›. * ‹zmir’de Buca Hapishanesi önünde toplanan ‹HD ve ÇHD üyeleri “D, E, F, H, L, M ve ‹mral› Cezaevi kapat›ls›n” ve “19 Aral›k katliam›n›n failleri yarg›lans›n” dövizleri tafl›d›. Hapishane önünde aç›klamay› ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas yapt›. Rollas TBMM’de kabul edilen Ceza ‹nfaz Yasas›’na dikkat çekerek 19 Aral›k’tan sonra tutsaklara uygulanan tecritin bu flekilde daha da a¤›rlaflaca¤›n›n uyar›s›n› yapt›. ‹HD ve ÇHD üyelerinin hapishane duvar›ndan 117 karanfil atmalar›yla eylem sona erdirildi. * ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi 18 Aral›k 2004 tarihinde saat 11:30’da ellerinde karanfiller, mumlar ve 19 Aral›k’ta yaflamlar›n› yitirenlerin resimleriyle Konak Sümerbank önüne geldi. Konak Sümerbank önünde ‹C‹ ad›na aç›klamay› Mihriban Karakaya yapt›. Karakaya “Bugün yine alanlarday›z. Belki say›m›z az, kalabal›k y›¤›nlarla bu sorunu dile getiremiyoruz. Ama bugün burada az oluflumuz gerçekleri söylememize ve arkas›nda durmam›za engel de¤il. Ülkemize dünyay› hapishanelerle çevreleyenler toplumu ve politik muhaliflerini tümüyle teslim alma yolunda “insan haklar›” ve “yaflam hakk›” gibi kavramlar› daima görmezden gelmektedir. 19 Aral›k 2000’de yaflanan hapishane katliam› ve sonras› yaflanan süreç bu söylemlerimizi hakl› ç›kar›yor” dedi. ‹C‹ üyeleri 19 Aral›k ve hapishanelerle ilgili bildirilerini da¤›tt›. ÇUKUROVA * Mersin’de 12 Aral›k Pazar günü ESP’liler ve Partizan okurlar› taraf›ndan Demirtafl Semt Pazar›’nda yap›lan aç›klama ile 19 Aral›k katliam› k›nand›. Semt Pazar›’nda yap›lan ajitasyon ve teflhir konuflmalar›nda s›k s›k “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Yine ayn› gün akflam saat 17:00
s›ralar›nda Demirtafl’ta bulunan kahvehaneler gezilerek 19 Aral›k katliam›n› k›nayan ve 19 Aral›k’ta gösterilen kahramanca direniflin ajitasyon yap›larak herkesi tecrit karfl›t› mücadeleye ça¤›rd›. * 18 Aral›k Cumartesi günü Partizan ve YDG olarak yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla 19 Aral›k katliam› protesto edildi. Saat 13:00’de Ziraat Bankas› önünde toplanan Partizan ve YDG okurlar› “19 Aral›k katliam›n› unutturmayaca¤›z/YDG-Partizan” pankart›n› açarak “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k” sloganlar›n› atarak Taflbina’ya kadar yürüdü. Burada bas›n aç›klamas›n› okuyan Ebru Özken “devletin kamu emekçilerinin, iflçi s›n›f›na halk gençli¤ine, köylüye ve emekçi halk›m›za karfl› IMF politikalar›yla bafllatt›¤› sald›r›n›n en önemli ad›m› olan 19 Aral›k hapishaneler katliam›n›n y›ldönümünde bu katliam› k›n›yor, herkesi tecrit karfl›t› mücadeleye ça¤›r›yoruz” dedi. “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” dövizlerinin tafl›nd›¤› aç›klama at›lan sloganlarla sona erdi. Aç›klamadan sonra polisin bas›n aç›klamas›n› okuyan Ebru Özken’in kimli¤ini isteyip kameraya çekmesini protesto eden kitle polisin bu tavr›n› teflhir ederek “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” slogan›n› atarak da¤›ld›. * 19 Aral›k katliam›n›n y›ldönümünde Adana’da bir miting düzenlendi. Partizan ESP, SDP, SGD, Mücadele Birli¤i, Çukurova Halk Kültür Merkezi, Al›nteri, Halkevleri, Ba¤›ms›z S›n›f Platformu da mitingde pankartlar› ile yer ald›. Adana Büyükflehir Belediye Tiyatrosu önünden U¤ur Mumcu alan›na kadar “Yaflas›n 19 Aral›k direnifli”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› ile yürünen aç›klamada konuflma yapan Ethem Aç›kal›n 19 Aral›k’ta yaflananlar›n bir insanl›k suçu oldu¤una ve bir katliam yafland›¤›na vurgu yapt›. Daha sonras›nda 19 Aral›k’ta hapishanede bulunan tan›klar 19 Aral›k katliam›n› anlatt›. Tutsak yak›nlar›ndan Rabia Çaml›ca da katliam sonras›nda yaflananlar› anlatt›ktan sonra miting halaylarla son buldu. * 18 Aral›k 2004 tarihinde ‹HD Tarsus flubesi saat 13.00’de AKP ilçe binas› önünde 19 Aral›k hapishaneler katliam›n›n y›ldönümü nedeniyle bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD Tarsus flubesi ad›na aç›klamay› okuyan flube yöneticisi Salih Güçlü, “Diyarbak›r’da, Ulucanlar’da, 19 Aral›k’ta 20 hapishaneye yönelik yap›lan müdahale katliam ve vahflettir. 19 Aral›k ile birlikte Türkiye’de F Tipi Hapishaneler resmen kullan›lmaya bafllanm›fl. Tutuklu ve hükümlülere tecrit ve izolasyon, yani ikinci kez cezaland›rma yöntemi uygulamas› bafllam›flt›r. Yeni Ceza ‹nfaz yasas› ile de hapishanelerdeki insan onurunu k›r›c› ve insan haklar› ile ba¤daflmayan uygulamalar art›r›larak kald›r›lan ölüm cezas› yerine uzat›lm›fl ölüm cezas› sistemi getirmek istenmektedir” dedi. Bas›n aç›klamas›na Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve DEHAP da kat›ld›. BURSA * 19 Aral›k katliam›n›n 5. y›ldönümü ile ilgili Bursa’da Partizan, ‹HD, BDSP, SDP, BAT‹S, DPG, Devrimci Demokrasi ve Bursa Tuncelililer Derne¤i Osmangazi Santral Garaj Metro ‹stasyonu önünde ortak bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD ad›na konuflan Yakup Karabacak “Tecrit içerde
31 Aralık 2004-13 Ocak 2005 ve d›flarda en koyu flekilleriyle sürmektedir. Düzenin kirli yüzünü ne demokratikleflme makyajlar› ne de AB masallar› gizleyebilmektedir. 117 flehit ve yüzlerce gazi ile verilen tecrit karfl›t› mücadele tüm h›z›yla sürmektedir. Tecriti parçalayaca¤›z” dedi. Kitle “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar› ve alk›fllarla emperyalizmin uflaklar›n› protesto etti. * Ayr›ca ayn› gün Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i de AKP il binas› önünde Metro ‹stasyonu’na kadar yürüdü ve burada bas›n aç›klamas› yaparak katliam› protesto etti. MALATYA
Katliam›n 4. y›l›nda Malatya’da DKÖ’ler taraf›ndan çeflitli eylem ve etkinlikler düzenlendi. 19 Aral›k 2004 tarihinde Partizan, ESP ve DHP bir araya gelerek Paflaköflkü Cami önünde saat 16:00’da meflaleli yürüyüfl yap›ld›. Kitle “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankart açarak yolu trafi¤e kapatt›. Yol boyunca devletin hapishanelerde yapt›¤› katliamlar ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasas› teflhir edildi. “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz” sloganlar›yla Melek dü¤ün salonuna kadar yürüyen kitle burada bir dakikal›k sayg› duruflundan sonra alk›fl sloganlarla da¤›ld›. Semt halk›n›n ve esnaf›n eyleme ilgisi ise oldukça dikkat çekiciydi. TRABZON
18 Aral›k günü bileflenlerini YDG, DÜ, EG, SGD ve SDG’nin oluflturdu¤u Trabzon Ceza ve ‹nfaz Yasas› Karfl›t› Birlik 19-22 Aral›k 2000 hapishaneler katliam›n› protesto etmek için bir bas›n aç›klamas› yapt›. Trabzon Postanesi önünde buluflan ve “Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz” sloganlar›yla eylemlerine bafllayan kitle yap›lan bas›n aç›klamas›nda 19 Aral›k katliam›na, Yeni Ceza ‹nfaz Kanununa, F tipi yaflama de¤inirken bu sorunlara karfl› mücadele etme ça¤r›s› yapt›. Aç›klama s›ras›nda “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala”, “Irak halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar› at›ld›. Eylem sonras›nda yaklafl›k 30 adet kart zindandaki devrimci tutsaklara gönderildi. Yaklafl›k 50 kiflilik kitle alk›fllarla da¤›ld›.
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
19-22 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z!
Tam dört y›l önce bir gece vakti i¤renç yüzlerin kahpe pusular›yla k›z›la boyand› 20 hapishane ayn› anda. Ad›na “Hayata Dönüfl” demifllerdi, hayat›n ad›n› de¤ifltirdikleri kanl› sald›r›n›n kitleler üzerindeki etkisini azaltmak için. Ayn› anda binlerce askeri, polisi, bombas›, silah›, tank›, ifl makinesi ile sald›rd› devlet tutsak devrimci ve komünistlerin üzerine. Ayn› anda 20 hapishanede gecenin karanl›¤›na inat karfl› koydu tutsaklar zulme. Devlet içeride toplumun en ileri kesimleri olan devrimci ve komünistleri F tipi hücrelere kapat›rken, d›flar›da daha büyük hücreler içerisine hapsetmeye çal›flt›klar› halka, “Bak›n öncülerinizi hücrelere koyduk, sessiz durmazsan›z sizin de sonunuz böyle olur” imaj› vererek tehdit ediyor ve azg›nca sald›rd›. Egemenler aç›s›ndan durum böyleyken devrimci tutsaklar ise “devrimci iradenin teslim al›namayaca¤›n›” bir kez daha dosta düflmana göstererek bir direnifl örne¤i sergileyerek tarihe önemli bir not daha düfltüler. “Ölürüz de teslim olmay›z” dediler. Teslim olmad›lar. Tek silahlar› vard›, bedenleri. Tereddütsüz yat›rd›lar ölüme. 19-22 Aral›k 2000 Hapishaneler Katliam› tarihin sayfalar›na faflist TC için bir kara leke, devrimci ve komünistler için direniflin, kararl›l›¤›n, cesaretin, iradenin ad› olarak alt›n harflerle geçti. Bu sald›r› dalgas› o günden bugüne artarak devam etmektedir. ‹çeride ve d›flar›da sürdürülen direnifl bütünlefltirildi¤i oranda hücreler de, tecrit de parçalanacakt›r. Bu bütünleflmeye güzel bir örnek 19 Aral›k günü Kad›köy’de devrimcilerin ve çeflitli kitle örgütlerinin bir araya gelerek oluflturduklar› “Tecrit ve Yeni ‹nfaz Yasa Tasar›s› Karfl›t›
Birlik”in yapt›¤› eylemde somutland›. Eyleme baz› ayd›n ve sanatç›lar da kat›larak destek verdi. 19 Aral›k Pazar günü saat 11:30’da Haydarpafla Numune Hastanesi önünde toplanmaya bafllayan kitle önde Birlik ad›na “19 Aral›k 2000 Katiller Yarg›lans›n, Tecrite Son Verilsin, Yeni ‹nfaz Yasas› ‹ptal Edilsin” pankart› açt›. Bu pankart›n arkas›nda TUYAB’l› aileler ve ÖO gazileri TUYAB pankart› ve önlükleriyle yer ald›lar. Onlar›n arkas›nda Birlik üyeleri çeflitli pankart, döviz ve flamalar›yla yer al›rken Partizan kitlesi de “Devrimci irade teslim al›namaz-Partizan”, “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z-Yeni Demokrat Gençlik” pankart›, Partizan, YDG flamalar› Ölüm Orucunda flehit düflenlerin resimlerinin yan›s›ra Dersim flehitlerinin resimleriyle yer ald›. Kitle saat 12.30’da yürümeye bafllad›. Yürüyüfl boyunca kitle s›k s›k coflkulu bir flekilde “‹çerde d›flarda hücreleri parçala”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz”, “Katil devlet hesap verecek” vb. sloganlar›n› att›. Partizan kitlesi ‹skele Meydan› giriflinde 19 Aral›k katliam›n› lanetleyen sloganlar›n›n yan›s›ra Irak direniflini selamlayan sloganlar ve “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Faflizme ‹syan, Halka Önder Partizan”, “Partizan öfkesi zindanlar› y›kacak” vs. sloganlar›yla alana girdi. Kitlenin Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanmas›yla birlikte miting program› özgürlük ve demokrasi yolunda flehit düflenler için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan Birlik ad›na ‹smail Karagöz yapt›¤› konuflmada; “19 Aral›k’ta bu vahfli katliama
TKP/ML militanlar›; “Hesap soraca¤›z”
Kad›köy’de 19 Aral›k günü yap›lan miting alan›nda bir grup TKP/ML ve
TMLGB militan› “19 Aral›k Katliam›n›n Hesab›n› Soraca¤›z TKP/ML” pankart›, TKP/ML, TMLGB flamalar› ve parti bayra¤› açarak kitle içerisinde “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Halk Ordusu T‹KKO Katillerin Peflinde”, “fian Olsun 2. Kongremize”, “Dersim fiehitleri Ölümsüzdür” vb. sloganlar›yla kitlenin içerisinde dolaflt›lar. Militanlar daha sonra pankart› a¤aca ast›lar.
devrimci tutsaklar›n yan›t› çok net olmufltur. 20 hapishanede de operasyonu direniflle karfl›lam›fllar, F Tipi hücrelere ise ancak zorla götürülebilmifllerdir” dedi. Karagöz’ün ard›ndan 19 Aral›k katliam›n› yaflayan Ö.O gazisi Yusuf Can ise yapt›¤› konuflmada “19 Aral›k’ta 28 devrimci tutsak katledildi. Toplumu teslim almak isteyen egemen güçler bunun için toplumun ilerici güçlerini yani devrimcileri teslim almak istediler ancak baflaramad›lar, baflaramayacaklar da. Sistemin sald›r›lar›n› omuz omuza bertaraf edece¤iz” dedi. Ard›ndan Grup Yank›, Grup Vardiya ve Hasan Sa¤lam marfllar›yla kitleyi coflturdu. Ayr›ca ÇHD Baflkan› Hakan Karada¤ da bir konuflma yapt›. 2000’in üzerinde kiflinin kat›ld›¤› miting saat 14:00’te sona erdi. * 18 Aral›k 2004 tarihinde Tohum Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik ile 19 Aral›k katliam› lanetlendi ve devletin devrimci tutsaklar› F Tipi hücrelere koyarak tecrit uygulamas›n›n bir devam›, “yasal” dayana¤› olan Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’na karfl› yap›lmas› gerekenler tart›fl›ld›. Etkinlik “Ben Ulrike Ba¤›r›yorum” oyunu ile bafllad›. Oyunun ard›ndan bir panel düzenlendi. Panelde ilk sözü o süreçte tutsak yak›n› olan TUYAB emekçisi Semiha K›rkoç ald›. K›rkoç içinden geçti¤imiz sürecin dünyadaki emperyalist sald›rganl›ktan ba¤›ms›z ele al›namayaca¤›n›, büyük katliamlar›n her zaman, her tarihte büyük yalanlarla yap›ld›¤›n›, o dönemde sendikalar›n, DKÖ’lerin hapishanelerdeki sorunlar› kendilerinden ba¤›ms›z ele ald›klar›n› anlatt›. Daha sonra söz alan Aç›l›m Hukuk Bürosu avukatlar›ndan Fatmagül Yolcu ise, Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’ndan bahsederek bu yasan›n özünde tutsa¤› devrimci kimli¤inden tamamen vazgeçirmek ve bireyi, sorgulamayan, sadece kendini düflünen, bencil bireyler haline getirmek istedi¤ini vurgulad›. Ve hapishanelerde yaflanan katliamlara karfl› ç›kart›lan bu yasa üzerinde düflünülmesi ve hem hukuki hem de toplumsal olarak karfl› ç›k›lmas› gerekti¤ini vurgulad›. Son sözü alan 19 Aral›k tan›¤› Çi¤dem Diren K›rkoç ise devletin zindan sald›r›s›n›n tek bafl›na devrimci tutsaklara yönelik bir sald›r› olmad›¤›n›, toplumun her kesimini kapsad›¤›n› ifade etti. Ve sözlerini “Bizim direniflimiz mevsimleri deviren bir direnifl destan›yd›. Zindan cephesindeki mücadelede Nergiz Gülmez ve Muharrem Horoz yoldafl› flehit verdik, onlar› tekrar sayg›yla an›yoruz” fleklinde bitirdi. Panelin ard›ndan TKM’nin müzik grubu müzik dinletisi sundu. Ve kitleyi devrim halay›na davet ederek etkinli¤i bitirdiler. * Bayrampafla Hapishanesi önünde saat 12:00’de toplanan TAYAD’l› Aileler “Tecrite Son. 19-22 Aral›k katliamc›lar› yarg›lans›n” pankart›n› açarak bir aç›klama yapt›lar. Hapishane önünde toplanan ailelere “Yaflasan Ölüm Orucu direniflimiz”, “19-22 Aral›k katliamc›lar› yarg›lans›n”, “Kahramanlar ölmez halk yenilmez” sloganlar›yla caddenin iki taraf›ndan yürüyen gruplar›n kat›lmas›n›n ard›ndan bafllayan aç›klamaya yaklafl›k 250 kifli kat›ld›. TAYAD’l›lar ad›na yap›lan aç›klamada
hapishanelerde tecridin a¤›rlaflt›r›ld›¤›na dikkat çekilirken katliam›n yap›lmas›n›n amac›n›n baflta devrimciler olmak üzere tüm halk›n örgütlenme özgürlü¤ünün ellerinden al›nmak istenmesi oldu¤u gerçe¤i dile getirildi. Aç›klaman›n sona ermesiyle katliamda flehit düflen 28 devrimci tutsak için ellerindeki karanfilleri hapishane önüne b›rakan aileler slogan atarak da¤›ld›. * ‹HD ‹stanbul fiubesi de 19 Aral›k günü saat 11:00’de Bayrampafla Hapishanesi önünde bir aç›klama yaparak hapishane önüne karanfil b›rakt›lar. * Uzun bir süredir faflist sald›r›lar›n yafland›¤› ‹stanbul Üniversitesi’nde 25 Aral›k 2004 tarihinde bir araya gelen YDG’liler 19 Aral›k katliam›yla ilgili etkinlik düzenledi. Ölüm Orucu gazilerinin de kat›laca¤› etkinlikte rektörlük, kap›lar› kilitleterek ö¤renciler de dahil kimseyi içeri almak istemedi. Uzun süre tart›flma sonuç vermeyince önce sesli ajitasyonlar yapan ö¤renciler sonra giriflin yan›ndaki araç kap›s›n› açarak “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Katil polis üniversiteden defol” sloganlar› ile içeri girdi. Fen-Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen etkinli¤e Hergele Meydan›’na “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankart as›larak baflland›. Konuflmac› olarak kat›lan Ölüm Orucu gazisi Eyüphan Baflar 19 Aral›k katliam›n›n haz›rl›¤›n›, haz›rl›klar s›ras›nda Ulucanlar Hapishanesi’nde yap›lan katliam denemelerini anlatt›. Baflar’dan sonra küçük bir dinleti veren TKM müzik grubu, türküleriyle kitleyi coflturdu. Müzik dinletisinden sonra kitle “Direne direne kazanaca¤›z”, “Faflistler halka hesap verecek” sloganlar› ile etkinli¤i bitirdi. * Demokratik Haklar Platformu bileflenleri de 19 Aral›k Pazar günü Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelerek 19 Aral›k 2000 günü Türkiye genelinde 20 hapishaneye eflzamanl› yap›lan ve katliama dönüflen operasyonu 4. y›l dönümünde protesto ettiler. Postane önündeki meydanda toplanan, “19 Aral›k katliam›n› unutma, yeni katliamlara izin verme, DHP” yaz›l› pankart açan ve hapishanelerde yap›lan katliamda ve ölüm oruçlar›nda flehit düflen devrimci tutsaklar›n›n resimlerinin yer ald›¤› dövizler tafl›yan DHP’liler burada sloganlar att›ktan sonra bas›n aç›klamas›n› okudular. DHP ad›na Demokratik Kad›n Hareketi Giriflimi’nden Eylem Y›ld›z’›n okudu¤u bas›n aç›klamas›nda “aradan dört y›l geçmesine karfl›n sistemin hapishaneler politikas› de¤iflmedi¤i gibi, dün alenen bir katliamla teslim al›nmak istenen tutsaklar, bugün, ayn› sald›r› politikas›n›n biraz daha inceltilmifl haliyle yine teslim al›nmaya çal›fl›lmaktad›r” denildi ve ard›ndan aç›klama at›lan sloganlarla sona erdi. Akflam saatlerinde Okmeydan› Fatma Girik Park›’nda toplanan DHP’liler burada da “19 Aral›k katliam›n› unutma, yeni katliamlara izin verme, DHP” yaz›l› pankart› aç›p, dövizler ve meflaleler tafl›yarak Postane önüne kadar yürüdü. Yürüyüfl boyunca çeflitli sloganlar atan DHP’liler postane önüne geldiklerinde burada Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi müdürü Ercan Konuklu bir aç›klama yapt›. Devam› sayfa 31’de