ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2005-3
14
*Y›l:2 *28 Ocak-10 fiubat 2005 *Fiyat›: 75 YKrfl ISSN:1303-9350
Irak’ta direniflçiler, SEKA’da iflçiler hayk›r›yor;
KAN PAHASINA D‹RENECE⁄‹Z! Dipten gelen dalgan›n sesidir bu. SEKA iflçilerinin iflleri ve afllar› için sloganlara dökülen; Irak’ta, Filistin’de iflgale karfl› silah sesleriyle direnifl türküsüne dönüflen sestir bu. Bugün ülkemizde ve dünyan›n çeflitli yerlerinde iflçi, emekçi, köylü halk›n dipten gelen sesini sahiplenmek ve ileri tafl›mak ise bizlerin görevidir. ‹zmit SEKA fabrikas›nda çal›flan 734 iflçi, bayram› fabrikalar›nda kalarak geçirdiler. Egemen s›n›flar›n iflçi ve emekçilere bir kez daha “bayram hediyesi” olarak sunduklar› iflsizlik, yoksulluk ve sefalet oldu. Ne “ekonomik ömrünü tamamlad›” gerekçesiyle özellefltirilecek olan SEKA, ne de özellefltirme kapsam›nda olan di¤er K‹T’lerin özel iflletmelerden daha düflük verimlili¤e sahip oldu¤u yaland›r. Yani hiçbiri ekonomik olarak devletin s›rt›nda yük de¤ildir. As›l ifl-
çi ve emekçilerin s›rt›nda yük olan egemen s›n›flar›n ç›karlar›na iflleyen ekonomik düzenin kendisidir. Devletin sald›r›lar›na karfl› sadece SEKA iflçileri de¤il, Mersin’e ba¤l› Akdeniz Belediyesi’nden ç›kar›lan 100 iflçi, Edremit Fora Zeytincilik’te direniflte olan 30 iflçi, Özelbelde Afi’de çal›fl›rken iflten at›lan ve Açl›k Grevine bafllayan 17 iflçi, Bitlis Sigara Fabrikas›n›n kapanmamas› için çeflitli eylemler yapan iflçiler hayk›r›yorlar “Ekme¤imiz, afl›m›z, oca¤›m›z, namusumuz için direnece¤iz, direnece¤iz, direnece¤iz.” Ülkemizde iflçiler ve emekçiler hesap sormak için seçim gününü beklediklerini söylüyorlar. Irak’ta direniflçiler ise seçimleri engellemek için gün gün direnifl yaz›yorlar. Yerle bir edilen Felluce, emperyalist iflgalcileri ve yerli iflbirlikçilerini korkutmaya devam ediyor. Bush, ikinci yemin töreninde yak›p y›kmalar›yla övündü. Hak etti¤i yan›t› ald›kça daha da sald›rganlaflt›¤›n›n ifadesidir bu övünmeler. Irak halk› ise tüm bu sald›r› ve tehditlere ra¤men tek ç›kar yol-
lar›n›n direnifl oldu¤unu çoktan ö¤rendiler ve ö¤rendiklerini silahlar›yla tüm dünyaya gösteriyorlar. Emperyalistler ve uflaklar› bu savafl› kaybetti. Kaybettikleri bu savafltan ç›k›fl yolunu seçimlerde görenler 31 Ocak günü Felluce’nin, Ba¤dat’›n, Samara’n›n ve direnen tüm flehirlerin silah sesleri ve eylemleriyle uyanacaklar. Bush’un konuflmas›nda 42 kez kulland›¤› özgürlük kelimesi önümüzdeki süreçte sald›rganl›klar›n›n k›l›f› olarak bu kelimenin kullan›laca¤›n› gösterdi. Yine karanl›¤a karfl› yakt›klar›n› iddia etti¤i atefl, gerçekte halklara ve onlar›n direnifllerine karfl› yak›lm›flt›r. Tarihin birçok kez gösterdi¤i gibi zalimlerin yakt›klar› atefl, her zaman önce kendilerini yakm›flt›r. Bu gerçe¤e bir kez daha tan›kl›k edece¤imize kimsenin flüphesi olmas›n.
en ylü’d ö k i ‹flOçnlardan ö¤renmek, Onlarla Yürümek ve Onlarla Koflmak; Yürümek! Yürümek! Yürümek! Sayfa 30
3
14
28 Ocak-10 Şubat 2005
SEKA iflçilerinin son sözü;
“O an geldi¤inde kan pahas›na direnmek” ‹zmit SEKA fabrikas›n›n “ekonomik ömrünü tamamlad›” gerekçesi ile özellefltirme ad›mlar›n›n at›lmaya bafllamas›ndan bugüne SEKA iflçileri çeflitli eylemlerle seslerini duyurmaya çal›fl›yor. Bugüne kadar bas›n aç›klamalar›ndan, mitinge kadar çeflitli yöntemleri deneyen iflçiler, 19 Ocak 2005 tarihinde kendilerini fabrikaya kapatarak direnifllerine devam etti. Aileleri ve akrabalar› ile birlikte Kurban Bayram›’n› fabrikada geçiren iflçiler, gelecekleri için mücadele etme kararl›l›klar›n› her vesile ile ifade ediyorlar. Fabrikada çal›flan 734 iflçi, y›llard›r çal›flt›klar› ve geçimlerini sa¤lad›klar› bu ekmek kap›s›n›n emperyalist tekellere peflkefl çekilmesine karfl› mücadelede “ölümden çekinmediklerini” ifade ederek kararl›l›klar›n› tüm iflçilere duyurma çabas›nda. “Bir daha oy vermek yok!” “Ekme¤imiz, afl›m›z, oca¤›m›z, namusumuz için direnece¤iz, direnece¤iz, direnece¤iz, direnece¤iz” aç›klamas›n› yapan iflçiler, ekmek kap›lar›n› satan AKP hükümetine seçim dönemlerini hat›rlatarak “bir daha seçimlerde oy vermek yok” diyorlar. Seçim döneminde ‹zmit’te yapt›¤› bir konuflmas›nda “SEKA bizim namusumuz” diyen Orman Bakan› Osman Pepe’ye “Pepe namusun nerede?” slogan› ile gönderme yapan iflçiler, devletin iddialar›n› yalanl›yor. Bu aymazl›¤›n son örne¤ini fiiflli Belediye Baflkan› Mustafa Sar›gül sergiliyor. Yürüttü¤ü çal›flmalar içinde SEKA iflçilerini de ziyaret eden Sar›gül, t›pk› Pepe’nin sözlerine benzer sözler sarfetti: “Buraya bayram›n›z› kutlamak, analar›m›z›n ellerinden öpmek için gelmek isterdim. Ama mutsuz bir günde buraday›m. Bir aile reisi iflsiz ise, bir çocuk okulda ö¤retmeninin sorusuna ‘babam iflsiz’ diye karfl›l›k veriyorsa, bir babaannenin torunu iflsiz ise, orada büyük bir felaket vard›r. fiu bilinsin ki haram para aran›yorsa Ankara’da aranmal›. Haram paray› SEKA’da Kocaeli’de aramas›nlar. SEKA iflçisinin kursa¤›ndan haram para geç-
mez” diyerek özde hükümeti elefltiren Sar›gül, ayr›ca “Ne aceleniz vard› da ölüyü diriyi b›rakt›n›z gözü SEKA’ya diktiniz” diyerek SEKA iflçisinin yan›nda imifl gibi bir izlenim yaratmaya çal›fl›yor. Oysa flu bir gerçek ki Sar›gül de t›pk› Pepe gibi kendi ç›karlar› gerektirdi¤i için bugün bu sözleri sarfetmektedir. Sar›gül’ün derdi SEKA iflçisinin durumu de¤ildir. Onun derdi yürüttü¤ü koltuk kavgas›nda bir ad›m öne geçmek için SEKA iflçisinin durumundan faydalanmakt›r. SEKA devletin s›rt›nda kambur de¤il Devletin son sürat uygulamaya devam etti¤i özellefltirme sald›r›s›ndan ba¤›ms›z ele al›namayacak olan bu süreç, iflçi s›n›f› ve ezilen di¤er katmanlara yönelik planlanan sald›r›lardan da ba¤›ms›z de¤ildir. SSK Hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devrini Meclis’ten geçiren AKP hükümeti, flimdi di¤er sald›r› yasalar›n› da bir an önce geçirme planlar›n› yap›yor. 1936 y›l›nda kurulan ‹zmit Ka¤›t Fabrikas›’n›n “ekonomik ömrünü tamamlad›” biçimindeki aç›klamalar gerçe¤i ifade etmemektedir. Bugün özellefltirme kapsam› içine al›nan kurulufllarla ilgili yap›lan araflt›rmalarda, hiçbirinin özel iflletmelerden daha düflük verimlili¤e sahip oldu¤u, ne Türkiye’de, ne de uluslararas› düzeyde kan›tlanamam›flt›r. Ancak devlet, özellefltirme planlar›n› hayata geçirebilmek için, yani kamuoyunu bu konuda ikna edebilmek için K‹T’lerin özellikle ekonomik olarak devletin s›rt›nda bir yük oldu¤unu ifade etmifltir/etmektedir. Bu aç›klamalar›n aksine, yap›lan araflt›rmalara bakt›¤›m›zda; SEKA gibi fabrikalar›n ekonomik ve teknolojik aç›dan beslenme koflullar›n›n yarat›lmas› durumunda üretimlerinin art›r›lmas› gibi bir geliflim süreci içerisine girecekleri ortadad›r. Türkiye’de y›lda 1.6 milyon ton ka¤›t üretilmektedir, tüketim ise 2.8 milyon tonu bulmaktad›r. Ka¤›t, karton ve oluklu mukavva tüketimindeki art›fla ra¤men devletin “ekonomik yük” yönlü söylemlerinin hiçbir biçimde gerçe¤i ifade etmedi¤i or-
tadad›r. Ka¤›t üretiminin art›fl›na paralel SEKA’n›n özellefltirilmesi emperyalist tekellerin ihtiyaçlar› do¤rultusunda bu ad›mlar›n at›ld›¤›n› göstermektedir. Direnifl sürüyor, sürecek Kendinden önceki hükümetler gibi AKP hükümeti de ifl bafl›na gelir gelmez iflçi ve emekçi düflman› yasalar› bir bir ç›kart›yor. Özellikle uzun bir süredir “AB’ye uyum” ad› alt›nda ç›kart›lan yasalar bir dizi hak gasp›n› da beraberinde getiriyor. AB süreci ile birlikte bir yandan özellikle iflçi ve emekçilerin daha refah bir yaflam sürecekleri demagojisi yap›l›rken, di¤er yandan ise ç›kart›lan yasalar ve uygulamalar ile emekçiler daha kötü bir yaflama zorlan›yor. Sosyal Güvenlik Yasas›, ‹fl Güvencesi Yasas› vb. iflçi düflman› yasalar bu sald›r› dalgas›n›n en önemli ayaklar›ndand›r. Tüm bunlar›n yan›nda önemli bir di¤er sald›r› da özellefltirme sald›r›s›d›r. Ancak devletin bu planlar›n›n yan›nda önemli olan bir di¤er nokta da bunlara karfl› sessiz kal›nmad›¤›d›r. Mersin’e ba¤l› Akdeniz Belediyesi’nden ç›kar›lan 100 iflçi; Edremit Fora Zeytincilik’te direniflte olan 30 iflçi; Gaziantep Büyükflehir Belediyesi’nin yan kuruluflu Özbelde A.fi.’de çal›fl›rken iflten at›lan ve açl›k grevine bafllayan 17 iflçi; Bitlis Sigara Fabrikas›’n›n kapanmamas› için çeflitli eylemler yapan iflçiler; Bursa Orhangazi’de bulunan Asil Çelik Fabrikas›’ndaki grev karar› bu duruma verilebilecek örneklerdir. ‹fiÇ‹LER HÜKÜMETE ÖFKEL‹ Daha eskiye gidersek; örne¤in Çorum’da kiremit iflçilerinin Temmuz 2004’te bafllayan ve uzun bir dönemi kapsayan mücadelesi, uzun y›llar sonra Marafl’ta yap›lan bir grev olmas› ile de daha bir anlam kazanan Arsan grevi (yine Temmuz 2004’te) de¤erlendirilmesi gereken önemli pratiklerdir. Bu direnifllerin bugün yaflanan direnifllerle ortak noktalar›ndan birisi de, iflçilerin özellikle sendika yönetimlerine ve hükümet temsilcilerine olan belirgin öfkesidir. Örne¤in “Al›nterimizin tam karfl›l›¤›n› istiyoruz” slogan› ile direni-
fle bafllayan Çorum kiremit iflçilerinin “çal›flt›¤›m›z ücreti bilmeden himmet buyurduklar› ücreti al›p ‘bereket versin’ dememizi bekleyen sektör patronlar› karfl›s›nda art›k susmayaca¤›z. Köle düzeni karfl›s›nda, güçlünün hakl› karfl›s›nda bask›n oldu¤u düzen karfl›s›nda, bizden oy isterken nerede ise gökteki y›ld›zlar› bizlere vaat eden ancak hükümet olduktan sonra bizleri unutanlar karfl›s›nda susmayaca¤›z” sözleri bu tepkiyi ortaya koymaya yetmektedir. Yine uzun y›llar sonra Marafl’ta yap›lan ilk grevi gerçeklefltiren ve bunu “Marafl’ta bir k›v›lc›m” olarak nitelendiren Arsan iflçilerinin “bu flehri yaksalar bizim kaybedecek bir yorgan›m›z var. Arsan sahipleri kaybedeceklerini düflünsün” sözleri göze alm›fll›¤›n örnekleridir. Bu direnifller hem olduklar› bölgeler itibar› ile hem de içerikleri aç›s›ndan önemlidir. Ancak yine burada ortak noktalardan bir tanesi ve belirleyici olan› bu direnifllere önderlik eden sendikalar›n tutumudur. Söz konusu direnifllerin daha büyük kazan›mlarla sonuçlanmas› s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n›n önderli¤i ile do¤rudan ilintilidir. Çünkü s›n›f sendikac›l›¤›n›n olmad›¤› yerde, bürokrat sendika a¤alar›n›n ihaneti ve onlar›n zaferi kaç›n›lmazd›r. Bugün SEKA direniflini ve Türkiye’nin birçok yerinde geliflen direniflleri bu cepheden bakarak de¤erlendirmek, büyütmek ve üzerimize düflen görevleri bu pencereden anlamak önemlidir. Bu direnifllerden ö¤renmek, deneyim kazanmak ve bu deneyimleri aktarmak önemlidir. 27 Ocak 2005 tarihi SEKA iflçileri için oldu¤u kadar bizler için de önemli bir tarihtir. S›n›f dayan›flmas›, eylemlere ve etkinliklere kat›l›m, dayan›flma ruhunun büyütülmesi gelecek için at›lan önemli ad›mlar olac›kt›r. Eski direniflleri yad etmek, Türkiye’deki sendikalar›n tahlilini yaparak gelece¤i önceden görmek yeterli de¤ildir. Yaflanan bu sürecin galibinin Türkiye iflçi s›n›f›n›n olmas› bu çaba ve dayan›flma ruhu ile mümkündür.
4
14-27 Ocak 2005
S›n›fsal Bak›fl “E⁄ER B‹R fiEY SONSUZA DEK SÜREMEYECEKSE, SÜRMEZ” Bafll›ktaki söz, “Bir fleyin kötüye gitme ihtimali varsa, kötüye gider.” fleklindeki Murphy kanunlar›ndan biri de¤il. Bu cümle ABD Ekonomik Dan›flmanlar Konseyi’nin eski baflkanlar›ndan Herb Stein’e ait. Dünya Bankas›’n›n eski bafl ekonomistlerinden Joseph Stiglitz’in The Guardian’da bu ay›n ilk haftas›nda yay›nlanan makalesinde yer verdi¤i bu aç›klama, ABD ekonomisinin sürüklendi¤i duruma iliflkin bir belirleme niteli¤i tafl›yor. ABD’nin devasa mali ve ticari aç›klar› (bütçe a盤› 413, cari aç›k 600 milyar dolar) önlenemez bir h›zla art›fl gösteriyor. Art›k iyice belirginleflen ve uluslararas› çevrelerde ortak kabule dönüflen, dolar›n “uluslararas› rezerv para” ifllevini yitirmekte oldu¤u saptamas›, ABD ekonomisinin kan kayb›nda kritik bir dönemece iflaret ediyor. Dolar›n dünya rezervleri içindeki pay› 1970’lerde yüzde 80 iken, 2003 verilerine göre bu pay yüzde 65’e gerilemifl bulunuyor. Bununla beraber, henüz baflta Euro olmak üzere hiçbir para biriminin dünya ölçe¤inde dolar›n yerini alamayacak olmas›, nispeten küçük hedefleri cazip k›laca¤›ndan, bölgesel plandaki hegemonya mücadelelerinin daha da k›z›flaca¤› anlafl›l›yor. Gerçekler buna iflaret ederken, Hollywood teknikleri ile haz›rlanm›fl dekorlar alt›nda, 40 ila 60 milyon dolarl›k maliyetle haz›rlanm›fl, imparatorlara özgü taç giymeye benzer yemin töreninde kendinden geçen Bush; huflu içerisinde yapt›¤› konuflmas›nda, y›ld›zlardan talimatlar geldi¤inden söz ediyordu (20.01.05). Bir hafta önce de, “Tanr› ile iliflkisi bulunmayan birisinin nas›l baflkan olabilece¤ini anlam›yorum.”(12.01.05) derken yine bulutlarda dolaflmaya ç›km›flt›. BBC’nin saptamas›na göre yemin töreninde yapt›¤› konuflmada tam 42 kez “özgürlük” sözcü¤üne yer veren Bush, böylelikle en çok i¤fal edecekleri kavram›n bu oldu¤unun döne döne alt›n› çizmifl oluyordu. Nitekim, bütün konuflmas›n›n özeti, “Özgürlü¤ün ülkemizde varl›¤›n› sürdürebilmesi di¤er ülkelerin özgür olabilmesine ba¤l›d›r.” cümlesinde yat›yordu. Özgürlükten ne anlad›klar› da, di¤er ülkeleri nas›l özgürlefltirdikleri de geçen as›r boyunca neredeyse her gün kan›tland›¤› gibi, gün be gün Afganistan ve Irak iflgalleriyle bütün dünyan›n beyninin içine nakfledilir biçimde kaz›nmaktayken, bu sözler herkesin gözüne vahflet görüntüleri ve burnuna kan kokular›ndan baflka bir fley getirmedi. Zaten iki gün önce, D›fliflleri Bakanl›¤›’n› yeni devralan ve bu ifllerin eskiden beri heveslisi C. Rice, “evrenin efendisi” ad›na k›sa bir “dünyada durum” de¤erlendirmesi yapm›fl, Rusya’dan bafllayarak herkese meydan okumufl, geleneksel kara listeyi (hedef ülkeler, fler, tiranl›k) aç›klam›fl, tehditler s›ralam›flt› (18.01.05). “Amac›m›z özgürlü¤ü dünyaya yaymakt›r.” derken o da o sihirli
“özgürlük” sözcü¤üne at›fta bulunuyordu. Bir süredir “naml› gazeteci” Seymour Hersh imzas›yla yay›nlanan haberler, ‹ran’a sald›r› haz›rl›klar›n›n oldukça ciddi boyutlara geldi¤ini dünya kamuoyuna duyurmaya bafllam›flt›. Hersh yaz›s›nda, “ileride düzenlenecek sald›r›larda bombalanacak nükleer tesislerin yerini saptamak üzere, Amerikan özel timlerinin 2004 ortalar›ndan itibaren ‹ran’›n iç bölgelerine keflif operasyonlar› düzenledi¤i” bilgilerine yer verdi. Hersh’in verdi¤i bir baflka bilgi ise, “ABD baflkan›n›n Ortado¤u ve Güney Asya’daki 10 kadar ülkede terör hedeflerine yönelik özel birliklerin ve illegal komandolar›n yürütece¤i örtülü operasyonlarla ilgili çok say›da emri imzalad›¤›” yolundayd› (New Yorker, 17.01.05). “Önemli” kaynaklara ulaflan ya da “önemli” kaynaklar›n kendisine ulaflt›¤› bir gazeteci olarak bilinen, yazd›¤›/s›zd›rd›¤› bilgilerin yabana at›lmamas› ile tan›nan Hersh’in bu son haberlerinin klasik ABD psikolojik savafl takti¤i oldu¤unu varsaysak bile üzerinde k›saca de¤erlendirme yapacak olursak; öncelikle ABD emperyalizminin bu aflamada ‹ran’a Irak çap›nda/kapsam›nda bir sald›r›-iflgal girifliminde bulunmas›n›n söz konusunu olamayaca¤›n› söyleyebiliriz. Olay›n güç ve maliyet iliflkisi bafll› bafl›na buna engel durumdad›r. Vietnam sald›r› ve iflgalinin ABD emperyalizmine maliyeti 140 milyar dolar; büyük bölümünün faturas› Almanya, Japonya ve di¤er Arap devletlerine karfl›lat›lan 1. Irak sald›r›-iflgalinin faturas› 60-70 milyar dolar iken flimdiden Afganistan ile Irak sald›r›-iflgallerinin 2004 sonu itibar›yla bedeli 130 milyar dolar› bulmufltur. Asker gücünü seferber etme bak›m›ndan ABD Irak’ta dahi büyük s›k›nt›lar yaflamaktad›r. Di¤er yandan ‹ran’da hem askeri güç durumu hem de co¤rafi alan ve koflullar bak›m›ndan Irak’a k›yasla ABD’nin ifli çok daha zordur. Sonras› ise Irak’ta dahi fiyasko olmufltur. ‹ran’da da hiç kuflkusuz ayn› olacakt›r. Bütün bunlara ra¤men ABD emperyalizminin Irak ve Afganistan üzerinden ‹ran’a yürümek gibi bir ç›lg›nl›¤› mümkün olabilirse de sonu daha beter hüsran olacakt›r. ‹ran’daki seçimlere 5 ay gibi k›sa bir sürenin kald›¤› da düflünülürse bu ülke içinde öteden beri muhalefet odaklar›na oynayan ABD’nin manipülasyon hesaplar› daha iyi anlafl›lmaktad›r. Kald› ki iflgali hedeflemeyen türden nokta hedeflere yönelik sald›r›lar›n ‹srail gibi kiral›k katillere yapt›r›labilece¤i özel raporlarda, gizli belgelerde ya da gazete yorumlar›nda de¤il devir teslim/yemin törenlerinde en yetkili a¤›zlardan ifade edilmektedir (“‹srail ‹ran’a ilk önce müdahale etmeye karar verebilir ve bundan sonraki diplomatik kar›fl›kl›klar› temizleme konusunu geri kalanlara b›rak›r.” D. Cheney, 20.01.05).
12 Bu debdebeli, flaflaal› törenlerin, ilahi sözlerle yüklü konuflmalar›n hiç birisi Bush ya da di¤erlerinin bireysel tercihi/tasarrufu olarak okunmamal›d›r. Yap›lan konuflmalarda verilen mesajlar›n (hangi sözcü¤ün kaç kere kullan›laca¤›na kadar) tümü birbirini tamamlayan özellikler tafl›maktad›r. Ayn› flekilde, yeni döneme iliflkin politikalar saptan›rken ona uygun kimlikler de iflbafl›na getirilmifl ve bizzat bu kiflilerin görevlendirilmesi ile de ayr›ca mesaj/gözda¤› verilmek istenmifltir. Nas›l bir zihniyete sahip oldu¤unu en son “Tsunami facias› ABD için harika bir f›rsatt›r.” (18.01.05) sözleriyle ortaya koyan C.Rice D›fliflleri koltu¤una otururken; Adalet Bakanl›¤›’na “iflkence ve yasad›fl› tutuklama teorisyeni” olarak nam salan A. Gonzales; ‹ç Güvenlik Bakanl›¤›’na ise ABD’nin 11 Eylül sonras› devreye sokulan ünlü “Yurtseverlik Yasas›”n›n mimarlar›ndan, BM ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi’ni dahi, “ABD’nin ulusal güvenli¤ine zararl› bir metin” olarak tan›mlamas›yla dikkatleri çeken M. Chertoff atanm›flt›r. Gerek dünya geneline yönelik, gerek “kara liste”deki “tiranl›k” ülkeleri hedefleyen tehditler, gerekse de daha somut olarak ‹ran etraf›nda dillendirilen sald›r›, operasyon senaryolar›, yemin törenini de içine alan süreç boyunca yap›lan bir dizi konuflma, demeç, yaz›, yorum haber bombard›man› ile beraber de¤erlendirilmelidir. Bütün bunlar›n nihayetinde gelip dayand›¤› dü¤üm noktas› bugün için Irak’taki durumdur. ABD emperyalizminin kalbi tekler biçimde flu anda Ba¤dat’ta, Musul’da, Ramadi’de, Felluce’de atmaktad›r. 1400’e yak›n askeri ölen, 10 bini aflk›n yaral› veren, 6 bin dolay›nda askeri firar eden, binlercesi psikolojik olarak dengesini kaybeden ABD’nin bütün gizli-resmi raporlar›nda, ya savafl›n kaybedildi¤i ya da kaybedilece¤i yazmaktad›r. Colin Powell’›n giderayak bu gerçe¤i itiraf etti¤i art›k herkesin bildi¤i bir “s›r” haline gelmifltir (“Sonuç korkunç, bu savafl› kaybettik, kaybediyoruz.”). Maddi harcamalar›n önemli bir bölümünün Irak’taki askeri araçlar›n tamirat› için harcand›¤› koflullarda, Zbigniew Brzezinski gerçek manada kontrolün sa¤lanmas› için bütçenin iki kat›na ç›kar›lmas›, asker say›s›n›n 500 bine yükseltilmesi gerekti¤inden bahsetmektedir (06.01.05). fiu anda ABD’nin 140 bin askeri oldu¤u ve bu say›n›n yenilenmesinde bile zorlan›ld›¤› düflünülürse durum daha iyi anlafl›lmaktad›r. Geçen hafta gazetelere ABD ve ‹ngiltere’nin Irak’tan nas›l s›v›flaca¤›na dair hesap yapt›klar›na dair resmi yaz›flmalar› içeren belgelerin s›zmas› baflka bir taktik olarak nitelense bile bu durumun nesnel bir gerçekli¤i ifade etti¤i son derece aç›kt›r. ‹flgalcileri giderek daha beter hale sokan bu tablonun yarat›c›s› olan direnifl güçlerine iliflkin AFP (Frans›z Bas›n Ajans›)’nin sorusunu Irak istihbarat servisinin bafl›ndaki general Muhammed Abdullah fiahwani flu flekilde yan›tl›yor: “fiu anda direniflçilerin saf›nda 200 bin kifli oldu¤unu tahmin ediyorum. Bunlar›n 40 bini militan savaflç›. Geri kalan› ise zaman zaman silahl› sald›r›lara kat›lanlar ve direniflçilere istihbarattan lojisti¤e kadar her türlü
deste¤i sa¤layanlardan olufluyor. Direniflçiler Ba¤dat sokaklar›nda 20-30’ar kiflilik gruplar halinde rahat rahat gezebiliyorlar.” (04.01.05) Eylemlerin seçimlerin yaklaflmas›ndan da kaynakl› büyük bir art›fl göstermesi ve bundan iyi biçimde korunan Ba¤dat valisinin de nasibini almas›, gelinen aflamay› ortaya koymaktad›r. Deprem vurgunundan beter edilen Felluce’nin flafl›rt›c›/mucizevi bir biçimde küllerinden do¤du¤u, ölümden kaçan, kurtulan çevre kasabalara da¤›lan/da¤›t›lan halk›n›n büyük bölümünün y›k›nt›lara geri döndü¤ü haberleri geliyor. Bu ay sonunda yap›lacak seçimlerde kukla hükümetin taban oluflturma, di¤er bir deyiflle meflruiyet elde etme olas›l›¤›n›n hiç bulunmamas› bir yana, seçimlerin yayg›n eylemlerle sabote edilece¤i, Sünnilerin büyük bir k›sm› taraf›ndan boykota u¤rat›laca¤› flimdiden anlafl›lm›fl durumdad›r. Oy kullananlar içerisinde ise nüfusun yüzde 60’›n› oluflturan fiiilerin önemli bir etkinlik kurmas› bekleniyor. Bu durumda, fiiilerle organik ba¤› oldu¤u iddia edilen ‹ran’›n Irak içerisinde güç kazanma olas›l›¤› ayn› zamanda ‹ran’a yönelik senaryolar›n neden güncelleflti¤ine dair sorulara da belli oranda yan›t oluflturuyor. Kald› ki fiiilerin tümü için iflgalciler ile iflbirli¤i politikas›n›n resmileflmesi söz konusu de¤ildir. Seçim sonuçlar› ve sonras›ndaki pazarl›klar bu anlamda saflar› netlefltirici rol oynayacak. Ancak her durumda iflgalcileri ve uflaklar›n› daha kötü ve zor günlerin bekledi¤i kesin gözükmektedir. Düflman en çaresiz, en zor durumda oldu¤u koflullarda tam tersi görüntü vermeye çal›fl›yor. Irak’ta her fley yolundaym›fl, bütün sorunlar çözülmüfl, s›ra ‹ran’a, Suriye’ye ve di¤er ülkelere gelmifl havas› yaymaya çal›fl›yor. Hollywood dekorlar› alt›nda sanal zafer gösterileri düzenliyor, tanr› ile telepati kuruyor, y›ld›zlarda dolafl›yor, arada bir u¤rad›¤› yeryüzüne ise Prometheus’un (Mitoloji’ye göre Zeus’tan atefli çalarak insanlara getiren atefl tanr›s›) ateflini indiriyor(!): “Biz bir atefl yakt›k, insanl›¤›n ruhunda bir atefl. Bu atefl, hissedenleri ›s›t›yor, onu durdurmaya çal›flanlar› yak›yor. Ve bir gün bu atefl, dünyan›n en karanl›k bölgesine kadar uzanacak.” (Bush, Yemin Törenindeki Konuflmas›, 20.01.05) Bush, büyük bir küstahl›k ve pervas›zl›k içinde yak›p y›kmalar›yla övünüyor. Bir gün önce askerlerine “Gelecek aylarda ve y›llarda sizlerden çok daha fazlas› istenecek. Hala bizi öldürmek isteyen terörist düflmanlar›m›z var. Bu düflmanlar›n durdurulmas› gerek ve onlar› durduracak olan sizlersiniz.” demiflti. O, hak etti¤i yan›t› ald›kça daha da sald›rganlafl›yor. Ancak, savafl› büyütmekten baflka bir ç›kar yollar› olmad›¤› da tasvir etti¤imiz tablodan net bir biçimde görülüyor. Bu batakta debelenmek ve bafll›ktaki söze do¤ru sürüklenmek kaç›n›lmaz olacakt›r: “E¤er bir fley sonsuza dek süremeyecekse, sürmez.” Ne var ki, buna karar verecek olan ne kendileri, ne de kendili¤inden bir ak›fl olacakt›r. Proletaryan›n tarih sahnesine ç›k›fl› ve bilimine kavuflmas›yla beraber süreç art›k dünya halklar› için bir baflka flekilde ifllemektedir. Bizi de bu kadar kendimizden emin konuflturan budur zaten!
5
14
28 Ocak-10 Şubat 2005
Kurban Bayram›’nda SEKA iflçisi kurban edildi! 27 Ocak’ta kapat›lmas›na karar verilen ‹zmit SEKA fabrikas› iflçileri 14 Aral›k 2004 tarihinden itibaren çeflitli eylemlilikler yapmaya bafllam›flt›. Fabrikan›n kapat›lmamas› için bildiri da¤›tan, Büyükflehir Belediyesi önünde protesto eylemleri ve 8 Ocak’ta büyük bir miting düzenleyen SEKA iflçileri, Kurban Bayram›’n› da fabrikada geçirdi. 19 Ocak arife günü fabrikaya giren 734 iflçi “bizim SEKA’dan ancak ölümüz ç›kar” diyor. Fabrikaya kapanan iflçilere baflta aileleri olmak üzere birçok kesimden destek ziyaretleri var. ‹flçiler fabrikadan ayr›lmamaya kararl› olduklar›n› söylüyorlar. K‹T’leri parça parça özellefltiren AKP hükümetinin hedefleri aras›nda ‹zmit SEKA Fabrikas› da vard›. SEKA’n›n kapat›lmas› 1998 y›l›nda karar alt›na al›nm›fl ancak o dönem yap›lan direnifllerle bu sald›r› ertelenmiflti. SALDIRIYA KARfiI SEND‹KANIN TUTUMU Selüloz-‹fl Sendikas› 1998 y›l›nda sald›r›ya karfl› direnifllerde öne ç›km›fl ancak sald›r›n›n püskürtülmesi sonras›nda yap›lacak ikinci sald›r›ya karfl› iflçileri bilinçlendirmede eksik kalm›flt›. Ülkenin de¤iflik yerlerindeki SEKA fabrikalar›n›n parça parça peflkefl çekilmesine ciddi bir karfl› koyufl sergileyememifl, lokal eylemliliklerle sürece müdahale etmeye çal›flm›flt›. Aylar öncesinden SEKA ‹zmit Fabrikas›’na iliflkin planlar› bildi¤i halde, kapatma karar› kendilerine tebli¤ edilene kadar iflçileri bilinçlendirmedi¤i gibi, kendisi de haz›rlanmam›flt›r. Karar kendisine bildirildikten sonra iflçilerin s›k›flt›rmalar›yla çeflitli eylemlilikler yapm›fl, yine iflçilerin çabalar› sonucu ülke kamuoyuna yap›lan eylemlilikler tafl›nm›flt›r. Ancak özellikle 8 Ocak Cumartesi günü yap›lan
mitinge milletvekilleri adaylar› ça¤r›larak miting siyasi flova çevrilmifltir. Mitinge Zonguldak, Sakarya, ‹stanbul gibi çeflitli illerden destek gelmesine ra¤men eylemlilikler büyütülememifl, ileri tafl›namam›flt›r. Yap›lan eylemlilikler ileri bir ad›md›r ancak sorunu çözmeye yönelik yeterli ad›mlar de¤ildir. ‹flçilerden birinin dedi¤i gibi, sendika iflçilerin komutan›d›r. Yani iflçilere sendika bilinç tafl›yacakt›r. Ancak bu noktada iflçi s›n›f›n›n okulu olmas› gereken sendikalar iflçileri sald›r›lara karfl› bilinçlendirme, mücadeleye haz›rlama noktas›nda eksiktir. Örnek al›nan en ileri haliyle iflçileri emekliliklerine kadar de¤iflik kamu iflyerlerine serpifltirme yaklafl›m› hakim olmufltur. Ancak bu uygulama bile tümünü kapsamam›fl, kendilerince uygun bulduklar› siyasal tercihlere denk düflen biçimiyle seçilerek yap›lm›flt›r. Yap›lan eylemlilikler ise sonuç almaktan uzak iflçilerin ve kamuoyunun tepkilerini törpülemeye yönelik biçimiyle kalm›flt›r. “FABR‹KA IMF KARARLARIYLA KAPATILIYOR” - Kaç y›ld›r burada çal›fl›yorsunuz? Erdal Fidan: 1976 y›l›nda SEKA’n›n okuluna bafllad›m. Okul biter bitmez ifle bafllad›m. 1976 y›l›ndan beridir kesintisiz bir flekilde burada elektrik bölümünde çal›fl›yorum. - SEKA neden kapat›l›yor? E. Fidan: IMF’nin kararlar›yla kapat›l›yor, baflka hiç kimsenin karar›yla de¤il. Bunu Büyükflehir Belediye Baflkan› ‹brahim Karaosmano¤lu söyledi. Bir belediye baflkan›n›n bunu itiraf etmesi çok ac› bir durum ve skandal. Demek ki IMF buraya kadar girmifl. -Söyledi¤inizden ülkeyi IMF’nin yönetti¤i ç›kar›labilir mi? E. Fidan: Herkes bunu biliyor. Ortaokul-
Emekçinin Gündemi SEKA ‹fiÇ‹LER‹; “D‹RENE D‹RENE KAZANACA⁄IZ!” 2004 y›l› emperyalist haydutlar›n tüm dünya halklar›na azg›nca sald›rd›¤›, özellikle Irak ve Filistin’de kan, gözyafl›, iflkence ve zulmün yafland›¤› bir y›l oldu. ‹çinde bulunduklar› krizin daha fazla derinleflmesini engellemek amac› ile stratejik öneme sahip olan enerji kaynaklar›n› (petrol, do¤algaz, zengin madenler vb.) ele geçirmek isteyen hükümet, tehditlerini art›rmaktad›r. Emperyalizme uflakl›kta bir nebze olsun tereddüt göstermeyen uflak AKP hükümeti, bir taraftan efendilerinin politikalar›n› yaflama geçirmek için canla baflla çal›flmakta, di¤er yandan da bunlar›n emekçilere refah ve mutluluk getirece¤i yalanlar›n› savurmaktad›r. Daha dün (17 Aral›k 2004) Brüksel’den ç›kan karar için “AB’nin kap›s›n› aralad›k” diyerek her yerde zafer naralar› atarak flaflaal› kutlamalar yapan ve bu yalanlar› ile emperyalizmin gerçek yüzünü gizleme çabas›nda olan AKP hükümeti, IMF ve DB arac›l›¤› ile emekçilere dayat›lan sald›r›lar› daha da art›raca¤›n›n iflaretlerini vermektedir. Bunun ilk iflaretini zaten asgari (sefalet) ücret belirlenirken yaflam›flt›k. Tüm
halk›m›zla dalga geçercesine asgari ücretlileri bir iki günlük hayale sürükleyen kara sürprizi bizzat R. Tayyip Erdo¤an vermiflti. Türk-‹fl’in yapt›¤› araflt›rmaya göre Aral›k 2004’te açl›k s›n›r› 350 milyon 153 bin 550 lira. Asl›nda ülkemizde asgari ücretin belirlenme flekli ve sonucu asl›nda tam bir tiyatrodur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki üyeler de buradaki oyunculard›r. Yani daha önceden yaz›lm›fl, defalarca çal›flmas› yap›lm›fl bir mizansen oynanmaktad›r. IMF, DB ve DTÖ’den ald›klar› talimatlar› harfiyen uygulamak zorunda olan, uygularken uflakl›¤›n bile s›n›r›n› zorlayan uflak patron a¤a devletinden ve sözde iflçilerin temsilcileri olarak komisyona kat›lan egemen sar› sendikal anlay›fllar›n da bulundu¤u bu komisyondan, iflçilerin lehine bir sonuç beklemenin hayal olaca¤›n› bilmek ve kavramak durumunday›z. Tar›m› tasfiye ederek köylüyü, özellefltirme ve tafleronlaflt›rma, SSK’lar›n tasfiyesi ile iflçileri, Norm Kadro ve Personel Rejimi ile kamu emekçilerini, YÖK ve YEK gibi yasa tasar›lar› ile gençli¤i, k›-
da siyasal dersler olsa, oradaki ö¤renciler bile bunu rahatl›kla söyler. - Direnifliniz ne zamana kadar devam edecek? E. Fidan: Sendika baflkan› benim komutan›m. O ne derse ben emir olarak kabul ederim. Ben askerim ne emir verirse onu yerine getiririm. Bu kadar basit. Ama 70’li y›llarda yap›lan eylemliliklere bakarsak bu gün burada piknik yapt›¤›m›z› söyleyebilirim. “K‹MSEN‹N EKME⁄‹M‹ZLE OYNAMAYA HAKKI YOK” - Duygu ve düflüncelerinizi ö¤renebilir miyiz? Namiye Samuk (‹flçi efli): Eflimin ve arkadafllar›n›n sonuna kadar destekçisiyiz. Gerekirse bayramdan sonra çolu¤umuzla, çocu¤umuzla, akrabalar›m›zla hep beraber buraday›z. Kimsenin ekme¤imizle oynamaya hakk› yok. Verdikleri sözü tutsunlar. S›rf bizi de¤il, di¤er insanlar› da ekmeksiz b›rakmas›nlar. Sözlerini tutmazlarsa bu direnifl gittikçe büyüyecek. - Siz kaç y›ld›r burada çal›fl›yorsunuz? Tuncay Akyüz: 1996 y›l›nda ç›rak okulu-
sacas› hayat›n her alan›nda ekonomik demokratik tüm haklar›m›za sald›rarak saltanatlar›n›n devam›n› sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Tüm bunlar› yaparken de ars›z yalanlarla yapt›klar› icraatlar› bizlerin kurtulufl reçetesi imifl gibi sunmaya çal›flmaktad›rlar. Amaçlar› emperyalist efendilerine daha fazla kar ettirmek, kaç›n›lmaz sonlar›n› geciktirmek. Ülkemizde gün geçmiyor ki emekçilere yönelik bir sald›r› ortaya ç›kmas›n. ‹flçi ve kamu emekçilerine yönelik sald›r›lar d›fl›nda köylüler infaz edilmekte, hapishanelerdeki devrimci ve komünist tutsaklar yeni yasalarla tecritle karfl› karfl›ya b›rak›lmakta. 2004 y›l›nda “ekonomi büyüdü” safsatalar› ile iflçi ve kamu emekçileri baflta olmak üzere tüm halk›m›za pembe tablolar çizerek emekçileri uyutmaya çal›flan emperyalist efendilerinin sofralar›na sunacak yeni lokmalar arayan uflak AKP hükümetinin politikalar› yeni y›lda da devam etmektedir. AKP hükümeti 3 Ekim 1998 tarihli karara dayanarak 27 Ocak 2005 tarihinde kapat›laca¤›n› aç›klayarak bayram müjdesi verdi. SEKA iflçileri Arefe günü fabrikalar›na kapatt›lar. Tar›m Bakan› Osman Pepe’ye “Pepe senin namusun nerede?” diye hayk›ran SEKA iflçileri “Direne direne kazanaca¤›z”, “SEKA bizimdir, kapat›lamaz” gibi sloganlar atarak
na girdim. Okul bittikten sonra burada çal›flmaya bafllad›m. - SEKA’n›n kapat›lma nedeni nedir? T. Akyüz: Kapat›lma nedeni, y›llard›r bir yerlerin peflkefl çekilmesi gibi buran›n da peflkefl çekilmesidir. Zarar etti¤i, ekonomik ömrünü tamamlad›¤› söyleniyor. Bu gerçek de¤il. Geçenlerde TV’de beyanat veren Özellefltirme ‹daresi Baflkan Yard›mc›s› Veli ‹smail Destan bizim maliyetimizin 3,5 milyar oldu¤unu her birimizin 50 milyar tazminat alaca¤›n›, 15 milyar ihbar tazminat› alaca¤›m›z› söyledi. Bu tamamen as›ls›z. Gelsinler biz kendilerine ispatlayal›m. Hiç kimsenin günah›n› almas›nlar. Bu fabrikan›n üretmesi gerekiyor. Biz üretmek istiyoruz. - Eylemleriniz ne zaman bafllad›? T. Akyüz: Yaklafl›k iki ayd›r çeflitli eylemlilikler yap›yoruz. Kapatma karar› geri al›n›ncaya kadar fabrikada kalaca¤›z. Sendika sorunu diyalogla çözmeye çal›flt›. Ancak karfl›l›¤›n› alamad›k. Fabrikaya girmemizi de sendikayla kararlaflt›rd›k. Sendika da biz de kararl›y›z. Direnifl sonuna kadar devam edecek. (Kartal)
kin ve öfkelerini hayk›rd›. 734 iflçinin çal›flt›¤› SEKA öteden beri kapat›lmas›, özellefltirilmesi gündemde olan bir fabrika. Daha önce geliflen muhalefet ile bu karardan geri ad›m att›r›lm›flt›. Bugüne kadar çeflitli politikalarla parça parça sat›lan SEKA’n›n di¤er flubeleri için k›l›n› bile k›p›rdatmayan, göstermelik birkaç eylem yaparak olay› geçifltirmeye çal›flan Selüloz-‹fl Sendikas› tabandan gelen bask› nedeni ile iflçilerin yan›nda durmaya bafllam›flt›r. Mevcut egemen sar› sendikal anlay›fllar›n ve uzant›lar›n›n sorunlar›m›z› çözemeyece¤i, daha önce de yaflad›¤›m›z gördü¤ümüz bir fley. Haklar›m›z›n parça parça al›narak nerede ise k›r›nt›lara bile göz dikenlere karfl› mevcut sendika konfederasyonlar›n k›llar›n› bile k›p›rdatmad›klar›n› hatta alttan alta büyüyen öfke ve tepkileri nas›l törpülediklerini yaflad›k biliyoruz. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›n›n iflçi ve kamu emekçileri içerisinde vücut bulmas›n› sa¤lamal›y›z. Mevcut reformist, bürokratik, sar› sendikal anlay›fllar› alafla¤› ederek sendikal birli¤imizin yönetimlere gelmesini sa¤lamal›y›z. Bu durum tüm sendikal birlik çal›flanlar›n›n önünde duran ertelenemez bir görevdir. Mevcut örgütlü gücümüzü hayat›n her alan›nda müdahalede kullanal›m. Birlik mücadele zafer!
6
28 Ocak-10 Şubat 2005
14
Tar›m gönüllüleri zengin köylüye yarad›!
“1000 köye 1000 tar›m gönüllüsü” projesinin 1. y›l›n›n de¤erlendirildi¤i toplant›da R. Tayyip Erdo¤an köylülere 2005 y›l› müjdesi(!) verdi. Mazot ve gübreye desteklemelerin devam edece¤i, köylünün bugüne kadar 660 trilyon kredi borcunun faizinin silinerek, ek bir faiz uygulamas› yap›lmadan 36 aya bölünece¤i, 2005 y›l› DGD ödemelerinin fiubat’ta ödenmeye bafllanaca¤›, sertifikal› tohum, fidan üretimi ve kullan›m› için çal›flmalar›n yap›laca¤›, hayvanc›l›¤›n desteklenece¤i vaatlerinde bulundu. IMF’YE UYGUN MÜJDELER! R. Tayyip Erdo¤an’›n köylüye verdi¤i müjdeler, öncesinde uygulanan destekleme politikalar›n›n yerine 2000 y›l›nda IMF taahhütlerine uygun verilmeye bafllanan desteklerdir. Verilen deste¤in köylüye yetmedi¤i, tar›msal üretimin her geçen y›lda biraz daha azald›¤› ortada. Son 20 y›lda IMF politikalar›n›n uygulay›c›s› Türk hakim s›n›flar› özellikle tar›msal K‹T’lerin özellefltirilmesini h›zla gerçeklefltirmifl, son olarak gübre fabrikalar›n›n (Gemlik’te ve Kütahya’da bu-
lunan fabrikalar) özellefltirilmesiyle gübre sektörü tamamen özel sektöre b›rak›lm›fl, yüksek fiyatla sat›lan gübreyi köylü alamaz olmufltur. AKP hükümeti ve burjuva kalemflörlerinin “enflasyon tek haneli rakamlara düfltü” yalanlar› karfl›s›nda köylünün, tar›m üretimi için gerekli tar›m girdileri ve temel tüketim maddeleri özel sektörde pahal›laflm›flt›r. Bunun karfl›s›nda köylü yetifltirdi¤i ürünleri arac›ya, tüccara maliyetinin alt›nda satmak zorunda kalm›flt›r. MAZOT VE ‹LAÇ G‹DER‹ KÖYLÜNÜN BEL‹N‹ BÜKÜYOR Köylünün traktörüne ald›¤› mazot 2004 y›l›nda yüzde 33 zamlanm›flt›r. AKP hükümetinin mazot ve gübre deste¤ini köylüye vermesi, zamlanan bu girdi maliyetine pansuman olmaktan öteye geçemiyor. Tarlas›n› sürmesi için devletten ald›¤› mazot ve gübre deste¤i yetmeyen, özel sektörden her ekim döneminde zamlanm›fl olarak sat›n alan köylü, tar›m ilac›n› da yüksek fiyattan almaktad›r. Köylümüz, tarlas›nda, ba¤›nda bahçesinde yetifltirdi¤i ürünlerle mazot, gübre, ilaç, iflçilik vb. giderleri ald›¤› destekle karfl›-
lamakta zorlan›yor. Bir de “arazi paras›” olarak adland›r›lan DGD ödemeleri her y›l taksit taksit ödenerek, tar›m üretimine destek olmaktan ç›km›fl adeta yoksulluk paras› olmufltur. DGD köylünün arazilerinin kay›t alt›na al›nd›¤› çiftçi kay›t sistemi (ÇKS)ne göre ödendi¤i için büyük toprak sahibi toprak a¤alar› ve zengin köylüler DGD ödemelerinden yüksek miktarlarda para alarak yararlanmaktad›r. Orta ve yoksul köylülerle, topra¤› olmayan, hayvanc›l›k yapan köylüler ve tapu sorunu olan köylülerimiz DGD ödemelerinden yararlanam›yor. Ayn› zamanda yukar›da bahsetti¤imiz gübre, mazot deste¤i ÇKS’ye göre uyguland›¤› için yoksul ve topraks›z köylülerin birço¤u ya faydalanam›yor ya da toprak a¤alar› ve zengin köylülerin ald›¤› yüksek paralar kadar alam›yor. AKP hükümetinin müjdeledi¤i destekten faydalanan toprak a¤alar› ve zengin köylülerin zenginli¤i artarken Karadeniz’de, Türkiye Kürdistan›’nda, Orta ve Güney Do¤u Anadolu’da ailesini geçindirecek kadar az topra¤› olan veya topraks›z, mera hayvanc›l›¤›yla geçimini sa¤layan köylüler her geçen gün daha da yoksullafl›yor. Her geçen gün yoksullu¤un artt›¤› bölgelerde köylülerin örgütlü olarak veya kendili¤inden direniflleri, mücadeleleri son günlerde artmaya bafllad›. Sendikalar kuruluyor, ziraat odalar›, dernekler vb. yerlerde örgütlü bilinç geliflmeye bafll›yor. Son günlerde örgütlenen Ayd›n mitingine 30 bini aflk›n köylünün kat›l›m›, Marafl’ta topraklar› devlet taraf›ndan elinden al›nan köylülerin direnifli, Sinanl› köylülerinin toprak a¤as›na karfl› baflkald›rmas›, Karadeniz’de f›nd›k üreticisi köylülerin don felaketinin ard›ndan verilen düflük tazminatlara karfl› köylülerin artan tepkisi vb. s›ralayaca¤›m›z köylülerin kitle hareketleri, tepkileri tar›mda y›k›m politikalar›na karfl› da geliflmektedir. Toplant›da köylü, Ziraat Mühendisi ve Veteriner hekimlere pembe tablo çi-
Diyarbak›r Hani köylülerinden suç duyurusu
Malatya Kürecik Baflyurt yaylas›n›, ruhsats›z ve izinsiz emperyalist tekellere peflkefl çeken Alacakaya Mermer fiirketi’ne yöre halk›n›n tepkisi hala sürüyor. fiimdi de Diyarbak›r Hani ‹lçesi Çardakl› (Çena) köyünün meralar›n›n Toprak Holding’e tahsis eden
faflist TC halk düflman› yüzünü bir kez daha göstermifl oluyor. Meran›n mermer ocaklar›nda mermer ç›karmas›na tepki gösteren köylüler Hani Kaymakaml›¤›’na flikayette bulundu. Toprak Holding’in yetkilileri Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanl›¤› Madde ‹flleri Müdürlü¤ü’nden al›nan ruhsatla mermer ç›kard›¤›n› savundu. Kaymakaml›¤a dilekçe veren 22 köylünün yan›s›ra flirket yetkilileri, Kay-
makaml›k görevlileriyle birlikte mermer oca¤›na keflif için gitti¤inde yaklafl›k 100 köylü de mermer oca¤›na geldi. Jandarman›n keflif yerinde haz›r olmas› da dikkat çekti. Toprak Holding yetkililerinin ruhsatl› çal›flt›¤›n› keflif s›ras›nda savunurken, yöre köylüleri ise meralar›nda kurulan mermer ocaklar›n›n yüzlerce alan› tahrip etti¤ini belirtti. Kendilerinden izin al›nmadan topraklar›nda mermer ç›kart›l›yor olmas›n›n hukuki olmad›¤›n› savunan köylüler bu duruma tepki gösterdiler. (Malatya)
zen R. Tayyip Erdo¤an, ABD ve AB emperyalizminin ülkemizde dayatt›¤› talan politikalar›n›n yaratt›¤› sonuçlar› gizliyor. Talan politikalar›n›n pembe yüzü 1000 köye 1000 tar›m gönüllüsü projesidir. 3 y›ll›k sözleflmeyle istihdam edilen mühendis ve veterinerler köylüye modern tar›m teknikleri, uygulamalar› konusunda çal›flmalar yap›yor. Köy Hizmetleri’nin tasfiyesinin ard›ndan DS‹, Karayollar› vb. köylere ve halka hizmet götüren kamusal alan› tasfiye ederek hizmetleri özel sektöre ve tafleronlar›na açmay› hedefliyor. Emperyalizmin serbest piyasa koflullar›nda hizmetlerin parayla götürüldü¤ü alanlar yarat›lmaya çal›fl›l›yor. Köylere yol yap›m›, sulama, kanalet, gölet ve karla mücadele vb. hizmetleri özel sektöre devretmeyi amaçlayan uflak hükümet, 1000 tar›m gönüllüsü projesini de, bu uygulanan politikadan ba¤›ms›z yapm›yor. Kamuda hizmeti tasfiyeye götürürken, buralarda çal›flan mühendisler ve iflçileri de tasfiye ederek, da¤›tarak iflsizlik oran›n›n her y›l artt›¤› ülkemizde iflsizler ordusuna yeni bireyler eklemeye devam ediyor. 1000 Ziraat mühendisi ve veteriner hekime ifl olana¤› yarat›lan projede, tar›m gönüllüsü ad› alt›nda çal›flan mühendisler ve veterinerlere bir y›ld›r ald›¤› ücreti yine köylü kendi cebinden veriyor. Köylüye uygulatt›¤› tar›m teknikleri, sundu¤u ziraat hizmetleri karfl›l›¤›nda özel sektöre veya taflerona hizmeti karfl›l›¤›nda ücret fleklinde ödedi¤i paralar› çal›flan mühendislere ödüyor. Birinci y›l›n› dolduran bu projede yukar›da bahsetti¤imiz özellefltirmelerin yap›laca¤›, tasfiye edilecek kurumlarda götürülen hizmetler nas›l para karfl›l›¤›nda tafleron hizmeti sunuyorsa, bin tar›m gönüllüsü mühendislerin verdi¤i hizmet de farkl› de¤ildir. Paras› olan köylü, zengin toprak a¤as› bu hizmetlerden faydalanma olana¤›n› yarat›rken, yoksul bölgede yaflayanlar faydalanam›yorlar.
Okul yap›m›n› engelleyen a¤aya köylüden tepki Urfa’n›n Akçakale ilçesine ba¤l› Güneren köyünde 2004 y›l› Haziran ay›nda yap›m› bafllayan ‹lkö¤retim okulunun yap›m›n›n köy a¤as› olan Akçakale Belediye Baflkan› Ahmet Akkaya’n›n engelledi¤i ve baflka bir köye yapt›rd›¤› gerekçesiyle köylüler eylem yapt›. Temeli at›lan 8 derslikli ilkö¤retim okulunun köy a¤as› taraf›ndan Yukar› Kelebekli köyüne yapt›r›ld›¤›n› belirten köylüler a¤›zlar›n› bantlarla kapat›p “çocuklar›m›z cahil kalmas›n” slogan› ile eylem yapt›. Köylüler a¤aya karfl› tepkilerini “Art›k a¤an›n dediklerini yapmak istemiyoruz”, “A¤a yüzün-
den biz cahil kald›k, çocuklar›m›z kalmas›n” diyerek dile getirdiler. Köylülerin tepkileri sonucu bir aç›klama yapan köy a¤as› ve Belediye Baflkan› Ahmet Akkaya ise “Vatandafl›m›z›n ma¤dur olmamas› için köye yetecek bir okul yapaca¤›z. Eylül ay›na yetifltirmeye çal›fl›yoruz” dedi. (Mer-
7
14
28 Ocak-10 Şubat 2005
Ver paray›, istedi¤in arazide fabrika kur!
“Toprak Koruma ve Arazi Kullan›m› Kanunu”nu düzenleyen AKP hükümeti efendilerine kurulu düzen haz›rlamaya devam ediyor. Tar›m Bakanl›¤›’n›n haz›rlad›¤› yasa tasar›s›, tar›m arazilerinde kurulu bulunan 5 bin fabrika ve iflletmeye af getiriyor. Bu aftan yararlanacak iflletmelerin bafl›nda Bursa Orhangazi ilçesinde 1. s›n›f tar›m arazisi üzerine yap›lan Cargill geliyor. Cargill, Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n o¤luyla olan ortakl›¤›yla da günde-
me gelmiflti. Bilindi¤i üzere Cargill tatland›r›c› (Niflasta Bazl› fieker) üretimi yapan emperyalist g›da tekellerindendir. Ülkemizde köylülerin fleker pancar› üretimi alanlar›n› daraltan, tatland›r›c›lar›n üretimi ve ithalat›n›n olana¤›n› art›ran fieker Yasas›yla, faaliyetine olanak sa¤layan Cargill gibi yabanc› g›da tekellerine fleker pancar› üreten köylümüz peflkefl çekiliyor. fieker yasas›n›n ç›kmas›n›n ard›ndan Niflasta Bazl› fieker üretimi yapan, ithalat›-
n› gerçeklefltiren fabrika ve flirketler ço¤ald›. Bunlar›n bafl›n› Bursa’da Cargill, Adana’da Amylum Niflasta ve Sanayi Ticaret Afi gibi emperyalist g›da tekelleri geliyor. Bu flirketler TC’nin yasalar›n›n üzerine yönetmelikler eklenerek kurulup üretimini art›rm›flt›r. Cargill’in kurulmas›na ve faaliyetine olanak sa¤layan Baflbakanl›k Yüksek Planlama Kurulu karar›, plan de¤ifliklikleri ve ruhsat› Bursa 2. ‹dare Mahkemesi’nin karar›yla iptal edilmesine karfl›n kapat›lmam›fl, faaliyeti devam ettirmifltir. IMF programlar›n› hayata geçiren Türk hakim s›n›flar›, köylünün üretimine engel olan eme¤in sömürüsüne olanak sa¤layan yasalar› her geçen gün daha da art›rarak efendilerinin iste¤ini yerine getiriyor. Önce fabrikas›n› kuran emperyalist efendiler, sonra yasal düzenlemeleri uflaklar›na haz›rlat›yor. fiubat ay› içerisinde ç›kart›lacak bu yasa ilk de¤il daha önce de “meralar›n korunmas›” ad› alt›nda yasa ç›kart›lm›fl ve buralarda kurulu flirketlere, villalara peflkefl çekilmifltir. Keza ç›kart›lan Orman Yasas› da ayn› niteliktedir.
PARAYI VEREN ‹fiLETME ‹STED‹⁄‹N‹ YAPACAK! Türk hakim s›n›flar› “vatan topraklar›n›n kutsall›¤›”, “devletin bölünmez bütünlü¤ü” vb. demagojilerini s›ral›yorken tar›m için önemli topraklar›n emperyalist tekellere satmas› çeliflki de¤ilse nedir? “Toprak Koruma ve Arazi Kullan›m› Kanunu Tasar›s›”nda baflta Cargill vd. g›da tekellerinin her bir metrekaresi 2 milyon (2 YTL) ödeyen her iflletme yasadan faydalanacak. Yasayla getirilen koflulsuz af, önceden verilen mahkemelerin kapatma karar›n› da etkisiz k›lacak. Bursa’da Cargill, Bergama’da Eurogold, Adana’da Amylum vb. 5 bini aflk›n flirketten paray› veren iflletme ruhsat›n› alacak. Öncesinde ç›kart›lan yasalar gibi, haz›rlanan/haz›rlanacak bu ve benzeri yasa tasar›lar› komprador patronlar›n ve a¤alar›n sözde vatanseverliklerini de kan›tl›yor. Türk egemen s›n›flar›n›n köylünün, halk›n ç›karlar› için de¤il de emperyalistlerin ç›karlar› için çal›flt›klar›n› bu yasalar ortaya koyuyor.
K›rkde¤irmen köylüleri Demirköy’de de istenmiyor!
Van’›n Ercifl ilçesine ba¤l› K›rkde¤irmen (Kezek) köyünde yaflayan 120 kifli topraklar›n› a¤an›n elinden geri almak için jandarma sald›r›s›na ra¤men, yapt›klar› yürüyüflün hemen ertesinde yine a¤a bask›s› sonucu köylerini terk etmek zorunda kald›. Sinanl› köylülerinin topraklar›n› geri alma mücadelesinde a¤an›n yan›nda saf tutan “güvenlik” görevlileri, Belediye Baflkan›, Vali, Kaymakam vs. Van’da da ayn› tavr› göstererek K›rkde¤ir-
men köylülerinin u¤rad›¤› sald›r› ve haks›zl›k karfl›s›nda da a¤an›n yan›nda saf tuttu ve 120 kiflinin yerlerinden yurtlar›ndan kovulmas›n› sa¤lad›. Köy muhtar› Zeki Müjde’nin bask›s› sonucu K›rklareli Demirköy’e göç eden yaklafl›k 15 aile burada da istenmiyor. Köyün a¤as› olarak tan›nan ‹skani afliretinden Zeki Müjde 2004 y›l› yerel seçimlerinde AKP taraf›ndan muhtar aday› olarak gösterilmiflti.
Kooperatiflerden devlet deste¤i çekilecek AKP hükümetinin tar›msal üretime vurdu¤u darbelerden kooperatifler de nasibini ald›. Tar›m Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Yasas›’nda de¤ifliklik yap›lmas›na iliflkin Yasa Tasar›s›’n› Meclis’te tart›flan AKP hükümeti, kooperatiflere yap›lan devlet deste¤ini tamamen bitirme peflinde. Kaynaklar› kesilerek, tüm mallar› sat›fla sunulacak olan kooperatiflerde böylelikle talan›n önü aç›lacak. Tüm eksikliklerine, köylünün iradesini yans›tamamas›na ra¤-
men kooperatifler, stratejik ürün al›mlar› yaparak, üreticilerin birlikteli¤ini sa¤layarak, tüccarlar›n karfl›s›nda söz sahibi olmas›n› hayata geçirebiliyordu. Yasa Tasar›s›’n›n 4. maddesi ile kooperatiflerin yurtiçi, yurtd›fl› banka, finans ve kredi kurulufllar›ndan borç almalar› teflvik edilirken öncesinden de devlet taraf›ndan verilen destek kald›r›lm›flt›. Piyasa koflullar›na terk edilen kooperatifler, ürün al›mlar›nda köylülerin bask›s› ile hükümetle görüflmeler yap›yor ve destek yap›lmas›n› sa¤l›yordu. F›n-
Bar›nma sorunu yaflayarak Kavakl› Beldesi Gaziosmanpafla Göçmen Kamp›’na yerlefltirilen köylüler harabeye dönen Göçmen Kamp›’ndaki konutlarda bar›nma sorunu yaflad›klar› için, ayn› ilçede Köy Hizmetlerine ait 8 adet Lojmana geçici olarak yerlefltirildiler. Ancak sorunlar bununla bitmedi. K›rkde¤irmen köylüleri burada da pekçok sorunla karfl› karfl›yalar. Sorunlar›n›n çözümü için ‹HD’ye baflvuran köylülerin yaflad›klar›n› yerinde inceleyen ‹HD bünyesinde oluflturulan heyet haz›rlad›¤› raporda K›rklareli Valisi, Demirköy Kaymakam›, Demirköy Belediye Baflkan›, sürgün edilen köylüler ve di¤er yetkili makamlarla yapt›klar› görüflmeler sonucunda 11 maddelik raporunda konuyla ilgili olarak flunlar› belirtiyor: *Van ili Ercifl ilçesi K›rkde¤irmen köyünden Bayar ve Akbafl ailelerine mensup 84 kifli halen Gaziosmanpafla Göçmen Kamp› konutlar›nda bar›nd›r›lmaktad›r. 84 kiflinin 54’ü çocuk olup e¤itim hizmetlerinden yararlanamamaktad›rlar. Tamam› Kürt kökenli olan bu kiflilerin tamam› Türkçeyi düzgün ve yeterli düzey-
de konuflabilmektedir. *Köylerinde arazi sahibi olan, tar›m, hayvanc›l›k ve küçük ticari ifller yaparak geçimini sa¤layan bu insanlar›n burada hali haz›rda hiçbir geçim kaynaklar› bulunmamaktad›r. *Bar›nma ihtiyac› yan›nda sosyal, ekonomik ve e¤itim ihtiyaçlar›n›n da karfl›lanmas› aciliyet göstermektedir. Valilik yard›mlar› ile yaflamlar›n› uzun süre dengeli olarak sürdürmeleri mümkün olmad›¤›ndan acilen ifl olanaklar›n›n temin edilmesi gerekmektedir. *Kamp›n koflullar› uzun süreli yerleflime uygun de¤ildir. *Demirköy sakinleri ekonomik yetersizlikler nedeni ile bu göç olay›na kayg›yla yaklafl›yorlar. Bu kiflilere ifl imkan› sa¤lanamayaca¤›na ve ilçe halk›n›n yaflam›nda krize yol açaca¤›na inan›yorlar. Bunun yan›nda sadece bas›na yans›yan boyutuyla bile a¤al›¤›n, afliretçili¤in, feodalizmin vb. halen daha ciddi oranlarda hükmünü korudu¤unun ifadesi olan bu ve benzeri olaylar ülke gerçekli¤imize denk düflen somut örneklerdir. (H. Merkezi)
d›¤›n al›m dönemlerinde F‹SKOB‹RL‹K ile hükümet aras›ndaki görüflmeler yaflananlara güzel bir örnektir. Hükümet bu yasa ile böylesi görüflmeleri engellemeyi hesaplamaktad›r. Kooperatiflerin yönetimlerini de¤ifltirecek olan AKP hükümeti kendi kadrolar›n› üst düzey görevlere atayarak bölgeden köylüye asgari olarak yak›n kiflilerin yönetime girmesini de engelleyecek. Tokat Merkez’e ba¤l› U¤rak köyünde yaflananlar ilerde yaflanacaklar aç›s›ndan ö¤retici bir örnektir. Desteklerin tamamen kesilmedi¤i koflullarda köylülerin karfl›laflt›¤› zorluklar sonra-
s› için ipucu vermektedir. 50 haneli köyde Tar›m Kredi Kooperatifleri’nden kredi alan köylüler borçlar›n› ödeyemeyince icral›k oldular. Kredi çeken Murat Karadaç; 3 milyar kredi çekti¤ini ancak kredinin ödeninceye kadar 8 kat›na ç›kt›¤›n› ana paray› bile ödeyemedi¤ini söyledi. Yadigar Kesme ise 7 y›l önce ölen abisi Mevlit Kesme’nin kefil ifllemine dahil edildi¤ini ancak abisinin kooperatiften mal, kredi almad›¤›n› belirtti. Hasan Mescio¤lu da sadece bir efle¤i oldu¤unu ve onu da sataca¤›n› belirtti. (H. Merkezi)
28 Ocak-10 Şubat 2005
10
14
Devrimci tutsaklardan aç›klama:
“Hakl›l›¤›m›zdan ald›¤›m›z güçle direnecek ve biz kazanaca¤›z”
Tekirda¤ Hapishanesi’nden Bayram Kama, Erkan Altun, Murat Karayel, Hasan Polat, ‹mam Akmut (TDP), Hasan Rüzgar taraf›ndan yap›lan aç›klamada flöyle denildi; “Tekirda¤ 2. Asliye Ceza Mahkemesi arkadafl›m›z Baysal Demirhan’a görevli odaklara hakaret etti¤i iddias›yla hapis ve para cezas› vermifl, hapis cezas›n› 1.336.616.000 TL para cezas›na dönüfltürmüfltür. Yaflad›¤›m›z koflullar, üzerimizdeki uygulamalar, geçirdi¤imiz süreçler biliniyor. Bunlar›n toplam› olarak biz siyasi tutsaklarda yayg›n ve ciddi sa¤l›k so-
runlar› oldu¤u da biliniyor. Sa¤l›k sorunlar›m›z›n karfl›s›nda benimsenen politika ve uygulamalar› ‘zamana yay›lm›fl öldürme’ olarak tan›mlayabiliriz. Adalet Bakanl›¤›ndan, Hapishane Müdürlükleri ve görevli odaklara kadar bu politikan›n gerekleri do¤rultusunda hareket edilmektedir. Demokratik kurumlar›n ve ilgili meslek kurulufllar›n›n da elinde bulunan sa¤l›k durumumuzla ilgili dokümanlara veya yapt›¤›m›z suç duyurular›na dilekçelere, al›nan kararlara iliflkin itirazlar›m›za bak›ld›¤›nda kolayca görülece¤i gibi sa¤l›k problemlerimiz yo¤un ve yayg›nd›r. Bu gerçeklik karfl›s›nda nelerin yap›ld›¤›n› anlamak için rahats›zlan›p revire götürülen ve orada doktor taraf›n-
dan yat›flt›r›c› i¤ne vurulup geri hücresine gönderilen ve yar›m saat sonra yaflam›n› yitiren Salih Sevinel’i hat›rlamak yeterlidir. Yine say›s›z suç duyurular›m›za ra¤men dokunulmazl›¤› devam eden ve en sonu revirdeyse e¤er, muayene olmad›¤›m›z doktor Adnan Özer’in, buradaki pratiklerini hat›rlayal›m. Di¤er sorunlar bir yana sa¤l›k sorunlar›m›zla ilgili yüzlerce suç duyurumuza ‘delil yetersizli¤i’, ‘soruflturmaya yer yok’ kararlar› veren savc›l›k ve mahkemeler ilk kez bir dosyay› soruflturmufl hapis ve a¤›r para cezas›yla sonuçland›rm›flt›r. Tecrit ve izolasyonun y›k›c› sonuçlar›, suç duyurular› vb. biçimde kendisine de yans›yan savc›l›k ve mahkemeler bu sonuçlar karfl›s›nda susmay› tercih ederken, Salih Sevinel arkadafl›m›z›n katledilmesine karar›yla ortak olan savc›l›k ve mahkemeler(!) darp raporlar› ve hatta yara izleri ile birlikte yap›lan suç duyurular›m›z› ‘delil yetersizli¤i’ gibi kararlarla sonuçland›ran savc›l›k ve mahkemeler söz konusu aleyhimize aç›lan davalar veya suç duyurular› olunca Baysal De-
mirhan isimli arkadafl›m›z›n örne¤inde de görüldü¤ü gibi kendisi haz›r bulunmasa da aleyhimize sonuçlanmaktad›r. Biz devrimci tutsaklar flu ya da bu gerekçe ile idarenin ald›¤› uygulad›¤› disiplin cezalar›n›n, yine suç duyurular›m›z›, itirazlar›m›z› istisnas›z olarak aleyhimize sonuçland›ran savc›l›k ve mahkemelerde önümüzdeki dönem yeni TCK, CMUK ve C‹K’le otomata ba¤lanm›fl birer ceza makineleri biçiminde iflleyece¤ini biliyoruz. Yap›lan yasal düzenlemelerin ve onu yaflama geçiren her düzeydeki ilgili kifli ve kurumlar›n özelde biz devrimci tutsaklar› genel olarak da emekçi halk›m›z› teslim alma, boyun e¤dirme, aya¤a düflürme hedefli oldu¤u bilinmektedir. Tecrit ve izolasyona yaslanan ›slah etme (tredman) projesi 118 flehidimiz, süregelen Ölüm Orucu ve direniflimizle iflas etmifltir. Yeni TCK, CMUK ve C‹K de biz devrimci tutsaklar› ve halk›m›z› teslim almaya yetmeyecektir. Her türlü sald›r›ya karfl› hakl›l›¤›m›zdan ald›¤›m›z güçle direnecek ve biz kazanaca¤›z.” (H. Mer-
Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde neler oluyor(!) b›rak›ld›¤›n› ilettiler. Bas›n aç›klamas› öncesi hapishane savc›s› ile ÇHD’li bir avukat ve ailelerden oluflan bir heyet görüflmek üzere içeri bölüme geçti. Bu arada TUYAB üyesi ailelerin “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “Aç›k
Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde bulunan siyasi tutsaklar›n 29 Ekim, Ramazan Bayram› ve y›lbafl› dolay›s› ile yapmas› gereken üç ayl›k görüfl hakk›n›n engellenmesi nedeniyle TUYAB’l› aileler 17 Ocak Pazartesi günü Kand›ra Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Ailelerden al›nan bilgiye göre 29 Ekim tarihindeki aç›k görüflte, görüfl esnas›nda içeriye asker girdi. Hapishanede daha önce böyle bir uygulaman›n olmad›¤›n› belirten aileler, daha sonraki görüfllerde de askerin girmesi nedeniyle çocuklar›n› göremediklerine dikkat çekerek bu nedenle tutsaklar›n aç›k görüfl hakk›n›n gasp edildi¤ini söylediler. TUYAB’l› aileler, daha önce hapishane savc›s› ile görüfltüklerini, konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduklar›n› ancak savc›n›n sorunla ilgili Alay Komutanl›¤›’na gidilmesi gerekti¤ini söyledi¤ini belirterek problemin çözümsüz
görüfl hakk›m›z engellenemez”, “Ceza ‹nfaz Yasas› iptal edilsin” sloganlar› eflli¤inde bas›n aç›klamas› okundu. Aç›klamay› okuyan Seza Mis Horuz, Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’n›n yürürlü¤e girmesinden önce bir ön ad›m niteli¤inde Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde üç kez aç›k görüfl hakk›n›n engellenmesi ve Sincan F Tipi Hapishanesi’nde tutsaklar›n hastaneye götürülür-
ken askere kelepçelenmek istendi¤ini, tutsaklar›n bunu kabul etmeyece¤i bilindi¤i için tedavi hakk›n›n engellenmesi gibi hak gasplar›n›n sürdü¤ünü belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan aile ve avukatlardan oluflan heyet d›flar› ç›karak savc›n›n sorunun Alay Komutanl›¤› ve esasta ‹çiflleri Bakanl›¤› ile çözülebilece¤ini belirtti¤ini, kendilerinin bu konuda inisiyatifli olmad›¤› aç›klamas›n› yapt›¤›n› belirtti. Daha sonra heyet d›fl güvenlikten sorumlu yetkili subay ile görüfltü. ÇHD’li avukat, yasan›n hangi maddesine dayan›larak böyle bir uygulama yap›ld›¤› sorusunu subaya iletti. Avukat yasaya göre, içeride herhangi ola¤anüstü bir durum geliflti¤inde gerekli görülürse içeriye asker sokulabilece¤ini belirtti ve ayr›ca Kand›ra’da üç aç›k görüflte böyle bir olay yaflanmad›¤›n› sözlerine ekledi. Bu s›rada ailelerin bir k›sm› yolun karfl›s›nda halay çekip slogan atarken, revirdeki tutsaklar›n slogan sesleri de ailelerin coflkusunu bir kat daha art›rd›. Eylem z›lg›tlar, alk›fllar eflli¤inde son buldu. (‹stan-
■ AB PROTESTOSUNA GÖZALTI
AB ve ABD’yi protesto etmek için çeflitli illerden gelerek Ankara Kurtulufl Park›’nda toplanan Gençlik Dernekleri Federasyonu üyeleri K›z›lay’a do¤ru yürümek isteyince gözalt›na al›nd›lar. “Ne AB ne ABD tam ba¤›ms›z Türkiye” slogan› ile K›z›lay’a yürümek isteyen Federasyon üyeleri sloganlar eflli¤inde polis barikat›n› aflmaya çal›flt›. Çevik kuvvet ise yürüyüfle engel olmak için sald›rarak yaklafl›k 150 kifliyi gözalt›na ald›. Bu sald›r›y› protesto etmek ve gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas› için akflam saatlerinde Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde toplanan Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi yaklafl›k 80 kifli, oturma eylemi yapt›. Ayn› gün yine Ankara’da AB’yi protesto etmek isteyen Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyelerine sald›ran polis 7 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlardan alt› kifli tutukland›. (H. Merkezi)
12
28 Ocak-10 Şubat 2005
14
“Gelecek biziz, hapsedilen gelece¤imiz”
“Gelecek biziz, hapsedilen gelece¤imiz” Kas›m ve Aral›k aylar›nda ‹.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi’nde gerçekleflen ülkücü/faflist sald›r›lar›n ard›ndan polis ve üniversite yönetimi iflbirli¤i ile
yap›lan gözalt›larla birlikte tutuklanan 7 ö¤rencinin halen Bayrampafla Hapishanesi’nde bulunmas›n› protesto eden Ö¤renci Muhalefeti, 15 Ocak 2004 tarihinde Galatasaray Postanesi’nden
Merhaba, 17-30 Aral›k 2004 tarihli ‹K gazetesinin Özgür sayfas›nda yay›mlanan “Devrim, örgütlü kitlelerin eseridir! Kitleleri örgütlemek için güçlü komiteler yaratal›m!” bafll›kl› yaz›ya iliflkin görüfllerimizi sizlerle paylaflmak istiyoruz. Yaz› bir bafll›k ve iki ana temadan oluflmaktad›r. Birinci temada Proletarya Partisi’nin iktidar mücadelesinde kendisini örgütlemesi ve kendi potansiyelini örgütlemesi olmazsa olmaz niteliktedir. Bu ba¤lamda fabrika, okul, semt, köylerde ve di¤er alanlarda ideolojik-politik-örgütsel olarak güçlü, sa¤lam, ifllevli komiteler yaratmak da olmazsa olmaz niteliktedir. Komitelerin dar, bölgeci bir anlay›flla de¤il daha genifl kapsaml› bir ifllevi oldu¤unu ve
olmas› gerekti¤i noktas›nda perspektif sunmufltur. ‹kinci temada ise Stalin’den bir al›nt›yla Komünist Partisi için en önemli nitelikte ve bafll› bafl›na sorun olan kadro ve kadrolaflmay› aç›mlam›flt›r. Proletarya Partisi Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini ülkemiz gerçekli¤ine uygulamada, politika üretme ve üretilen politikan›n hayata geçirilmesinde tayin edici bir öneme sahiptir. Bu bak›mdan kadrolardan iyi yararlanmak, yeteneklerine göre görevlendirmek, iktidar mücadelesindeki ilerleyiflin h›z kazanmas›yla do¤rudan ilintilidir. Kadro ve kadrolaflmada darlaflman›n yafland›¤› süreçlerde, her kadro birçok iflle u¤raflmak zorunda kal›yor. Bu da dar pratikçili¤in do¤mas›na neden
Merhaba Dostlar; Ben At›l›m gazetesi Eskiflehir temsilcisi Nuray Kesik. Size Ankara Ulucanlar Hapishanesi’nden sesleniyorum. Devrimci dayan›flman›n seslerinin yükseldi¤i sayfalar›n›za bizler de tutsak gazeteciler olarak konuk olmak istedik. Bizler; Ankara temsilcimiz Selver Orman, Bursa temsilcimiz Burcu Gümüfl, ‹stanbul muhabirimiz Seda Aktepe ve Ankara muhabirimiz Ufuk Han, Ezilenlerin Sosyalist Platformu’nun 7 Aral›k 2004 tarihinde Ceza ‹nfaz Yasas›’na karfl› yapmak istedi¤i bas›n aç›klamas›nda gözalt›na al›nd›k. Haber alma özgürlü¤ünü savunan, gerçek ve objektif haber anla-
y›fl›yla hareket eden sosyalist gazeteciler olarak polisin bas›n aç›klamas›na vahflice sald›rmas› sonucu benim de aralar›nda bulundu¤um 46 kifliyle birlikte önce gözalt›na al›nd›k. Sonra da tutukland›k. Tam da AB’ye giriyoruz, demokratiklefliyoruz, bas›n özgürlü¤ü demagojilerinin yap›ld›¤› bir zamanda. Sosyalist bas›n susturulamaz fliar›yla devrimci dayan›flman›n daha da büyütülece¤ine olan inanc›m›zla, tutsak gazeteciler olarak sizleri selaml›yoruz. Devrimci-sosyalist bas›n susmad›, susmayacak! Nuray Kesik
tutuklu ö¤rencilere kart att›. Saat 13:00’de Postane önünde bas›n aç›klamas› yapan Ö¤renci Muhalefeti, iki ayd›r ‹stanbul ve Türkiye’nin di¤er illerinde ülkücü/faflistler taraf›ndan gerçeklefltirilen sistemli sald›r›lar›n yans›t›lmad›¤› gibi üniversite ö¤rencilerinin meflru savunma haklar›n›n gözard› edildi¤ini de dile getirerek s›k s›k “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Beyaz›t faflizme mezar olacak”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak” vb. sloganlar att›. Ö¤renci Muhalefeti ad›na bas›n aç›klamas›n› yapan P›nar Akgüney, son zamanlarda üniversite ö¤rencilerinin maruz kald›¤› sald›r›larda 7 ö¤rencinin haks›z yere tutukland›¤›n›, iddianamenin uzat›larak dava tarihinin geç bir zamana verilerek e¤itim hakk›n› engelledikleri iddia edilen tutuklu arkadafllar›n›n bir ay› aflk›n süredir e¤itim haklar›n›n gasp edildi¤ini ve fiubat
ay›nda yap›lacak olan duruflmalar›nda ise haklar›nda 8-20 y›l aras›nda hapis cezas› istendi¤ini belirtti. Akgüney konuflmas›n›n devam›nda “Geliflmelere karfl› tüm kamuoyunu duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz ve demokrasi unsurlar›na yap›lan fiili sald›r›lar›n ‘sa¤-sol’ çat›flmas› olarak lanse edilmemesini istiyoruz. Unutmayal›m ki ülkücü/faflist sald›r›lar hepimizedir. Üniversitelerimizde demokratik taleplerimize yönelik fiili sald›r›lar› ve üniversite yönetimini k›n›yoruz. Tutuklu arkadafllar›m›z›n serbest b›rak›lmas›n› istiyoruz” dedi. Aç›klamada “Gelecek biziz. Hapsedilen gelece¤imiz”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. dövizler aç›larak Beyaz›t Marfl› söylendi. Ö¤renci Muhalefeti yapt›¤› aç›klaman›n ard›ndan Galatasaray Postanesi’nden tutuklu olan arkadafllar›na kart gönderdi. (‹stanbul)
olabiliyor. Bu çerçevede perspektif sunmufltur. Yaz›da anlay›fl ve perspektif sunma noktas›nda bir eksiklik yoktur. Fakat “Örgütsüz Parti potansiyeli b›rakma. Komiteleflmede yo¤unlafl” fliar›na denk düflmekle birlikte yaz› dar kalm›flt›r. Yaz›y› dar k›lan ise bir bafll›kta iki temel sorunun ele al›nmas›d›r. Birincisi “Güçlü komiteler kural›m” ikincisi ise “Kadro ve kadrolaflma”d›r. Bu ba¤lamda yaz› tek bafll›kta bir konuyu ifllemifl olsayd› yani “Güçlü komiteler kural›m” bafll›¤›nda sadece komitelerin önemi, ifllevi ve görevlerini aç›mlayan bir yaz› olsayd› daha nitelikli, kavrat›c› ve dar kal›nmam›fl olurdu. Çünkü Proletarya Partisi’nin örgütlenmesinde ve kendi potansiyelini örgütlemesinde komiteleflme esassa, buna denk düflen yaz› ve yaz›lar›m›z›n da
genifl, kapsaml› olmas› da esas olmal›d›r. Komiteler üzerine yaz›lar›, daha önceki say› ve yay›mlar›m›zda ç›km›flt›r. Fakat içinden geçti¤imiz süreç ve önümüze konulan anlay›fl çerçevesinde tekrar kaleme al›nmas› do¤ru ve geçerli olurdu. Kadrolar ve incelenme sorunu da ya di¤er say›ya b›rak›lmal›yd› ya da bir köfle yaz›s› olarak tek bafll›k alt›nda ifllenmeliydi. Çünkü devrim mücadelesinin bafll› bafl›na bir sorunu olan kadro ve kadrolaflma sorunu daha aç›l›ml› ve kapsaml› olmal›d›r. Bu anlay›fl bütün yaz›lar›m›zda geçerlidir ve olmal›d›r da. Bu noktada flüphemiz yoktur. Ama perspektif sunulan yaz›larda dar kal›nmamal›, kavrat›c› ve aç›l›ml› olmal›. Buna önem göstermek geçerlili¤in bir parças›d›r. G.O.P ‹flçi-köylü okurlar›
Sar›gazi halk›na yönelik sald›r›lar devam ediyor 23 Ocak 2005 tarihinde Sar›gazi semtinde yozlaflmaya, Çeteleflmeye, yayg›nlaflan fuhufla karfl› ve 22 Ocak tarihinde çeteler taraf›ndan vuruldu¤u iddia edilen ve komada olan Odak dergisi okuru Adem Tok için bir yürüyüfl düzenlendi. Kitle “Sar›gazi’de çeteleflmeye ve yozlaflmaya izin vermeyece¤iz” Sar›gazi Halk› imzal› pankart açt›. Demokrasi Caddesi’nde yap›lan yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Adem Tok’un hesab›n› soraca¤›z”, “Sar›gazi faflizme mezar olacak”
sloganlar› at›ld›. Sar›gazi meydan›nda toplanan kitle, bas›n aç›klamas› yap›p da¤›lmaya bafllad›ktan sonra Jandarman›n sald›r›s›na maruz kald›. (Kartal)
13
14
Direniflteki Lider Kadro iflçileri;
“Haklar›m›z› alana kadar mücadele edece¤iz” 18 Ocak tarihinde direniflteki 78. günlerini geride b›rakan Lider Kargo iflçileri, 78 gün önce insanca çal›flma koflullar› ve geçinebilecekleri bir ücret talebi ile örgütlendikleri için iflten at›lm›fllard›. Haklar›n› alana kadar direnifle devam edeceklerini dile getiren Lider Kargo iflçileri, bask›lar›n kendilerini y›ld›ramayaca¤›n› dile getiriyorlar. 18 Ocak tarihinde direniflteki iflçilere Türk-‹fl’ten destek geldi. Türk-‹fl
Genel E¤itim Sekreteri Mustafa Türkel, Tek G›da-‹fl Genel Baflkan› Faruk Büyükkucak ve Yol-‹fl ‹stanbul 1 No’lu fiube Baflkan› Ali Akda¤ ile temsilciler direniflteki iflçileri ziyaret ettiler. Sendika yönetimleri taraf›ndan iflçilere para ve erzak yard›m›nda bulunuldu. ‹flçilere seslenen Tek G›da-‹fl Genel baflkan› Korkut Güler, Türkiye’de iflçiler aras›ndaki dayan›flma kültürünün zay›f oldu¤unu söyleyip, bu eksiklik nedeniyle
flahs› ve sendikas› ad›na iflçilerden özür diledi. Güler konuflmas›n›n devam›nda iflçilere mücadelelerinde baflar›lar diledi. Bayrama buruk girdiklerini dile getiren Lider Kargo iflçilerinden Sinan Aslan “Biz ekme¤imizin peflindeyiz. Maddi olarak s›k›nt›lar›m›z var, ailelerimize bayram hediyesi alamad›k ama bu iflyerine örgütlü bir flekilde girene kadar mücadele edece¤iz” dedi.
Tekel iflçilerinden AKP’ye siyah çelenk Tekel Sigara Fabrikalar›n›n özellefltirilmesine karfl› yap›lan eylemler Adana ve Malatya’da iflçilerin kitlesel kat›l›m›yla sürüyor. Adana’da 13 Ocak Perflembe günü Adana Tekel Sigara Fabrikas› önünde toplanan iflçiler, Tekel’in özellefltirilmesini protesto ettiler. S›k s›k “Genel grev genel direnifl”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “IMF’nin imam› kaça satt›n vatan›” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde iflçiler ad›na bir konuflma yapan Tek G›da-‹fl Güney Anadolu fiube
Baflkan› Gürsel Diliç›k›k “Tekel’in sat›lmas› ülke gelece¤inin sat›lmas›d›r. Bu sald›r›lar artarak devam etmektedir. Bu sald›r›lara karfl› baflta di¤er illerde bulunan Tekel iflçileri de dahil olmak üzere hep birlikte mücadele edelim” dedi. Eylemde ABD, AB, IMF, AKP’yi temsil eden kuklalar› yakan iflçiler eflleri ve çocuklar›yla beraber AKP il binas›na kadar yürüyerek siyah çelenk b›rakt›lar. Yine ayn› gün Malatya Tekel Sigara Fabrikas› iflçileri de ifl b›rakarak bir eylem yapt›. 600 kiflinin kat›ld›¤› ey-
lemde iflçiler aileleriyle birlikte postaneye kadar “Genel grev genel direnifl”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “‹flçi köylü el ele genel greve” sloganlar›yla yürüdü. Postane önünde iflçiler ad›na konuflan Tek G›da-‹fl Do¤u Güneydo¤u Anadolu Bölge fiube Baflkan› Mecit Amaç “yaklafl›k 3 milyon kifliye ifl imkan› sa¤layan Tekel’in özellefltirilmesi büyük zarar getirir. Buradan AKP’ye sesleniyoruz. Bu hatadan vazgeçin” dedi. Eyleme SES, E¤itim-Sen, Tüm Köy-Sen ve EMEP de destek verdi. (Mersin)
Özellefltirme yoksulluktur! Çankaya Belediyesi’nde yaflanan tafleronlaflt›rmalara karfl› iflçiler tepkili. CHP’li Çankaya Belediye Baflkan› Muzaffer Ery›lmaz’›n “kald›r›m temizli¤i ve toplanan çöplerin çöp toplama yerine nakil” hizmetlerini taflerona devretmesiyle bafllayan sendika muhalefeti devam ediyor. Genel-
‹fl Sendikas› tafleronlaflt›rma sald›r›s›na karfl› belediye binas› önünde eylem yapm›fl, sorunlar›n› anlatmak ve destek almak amac›yla imza stand› açm›flt›. Geçen süre içinde tafleronlaflt›rma devam etmektedir. Genel-ifl Sendikas› ayr›ca geliflmeler karfl›s›nda 13 Ocak 2005 tarihinde 25’i aflk›n kitle örgütüne ça¤r› yaparak CHP Genel
Merkezi ve Ankara ‹l Baflkanl›¤›’na mektup gönderdi. Genel-‹fl Sendikas› Bölge Çal›flma Müdürlü¤ü’ne baflvurarak; sürgün edilen iflçilerin yerlerine geri gönderilmesini, 12’fler ayl›k ücretleri tutar›nda tazminat ödenmesini istedi. Yasal ifllem bafllatan sendika, T‹S hükümlerine uyulmas›n› talep etti.
Köylerde paray› veren hizmet görecek! AKP hükümeti gece-gündüz çal›flarak yasa tasar›lar›n› bir bir Meclis’ten geçiriyor. Ç›kart›lan her yasa emekçi halk›m›z için daha fazla yoksulluk, daha fazla açl›k demek. AKP, efendilerinden ald›¤› emirler do¤rultusunda köylünün bo¤az›n› daha fazla s›kmaktad›r. Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›n› öngören yasan›n Meclis’ten geçmesi ayn› zamanda köylüleri zor günlerin bekledi¤inin habercisi. Kapat›lan kurumun görev ve yetkileri ‹stanbul ve ‹zmit Büyükflehir Belediyelerine devredilecek. Sulama kaynaklar›n› ve tar›m arazilerini kontrol eden kurum, ildeki sermaye temsilcilerinin a¤›rl›¤›n› oluflturdu¤u ‹l Özel ‹dareleri’nin kontrolünde olacak.
SEND‹KALAfiMA AZALACAK! Sulama ve yol yap›m›, gölet oluflturulmas› devletin hizmetinden ç›kt›¤› için para karfl›l›¤›nda yap›lacak.
Bu de¤ifliklik beraberinde tar›m arazilerinin patronlara yak›n siyasilere peflkefl çekilmesini de getirecek. Kurumda yaflanan de¤ifliklikler sendikalaflma faaliyetlerini de etkileyecek. Yol-ifl Sendikas› iflçiler ad›na tek bir sözleflme yapamayacak bu durum sendikan›n 81 ilde ayr› örgütlenmesini ve ayr› toplu sözleflme yapmas›n› zorunlu k›lacak. Örgütlenme, ortak hareket etmek zorlaflacak. Köylüleri en fazla etkileyen uygulama ise tar›m arazilerinin yap›laflmaya aç›larak rant haline getirilmesi olacak. (An-
28 Ocak-10 Şubat 2005 ■ SA⁄LIK HAKTIR, SATILAMAZ 12 Ocak 2005 tarihinde bir araya gelen Kartal Sa¤l›k Platformu bileflenleri, AKP hükümetinin “Sa¤l›kta Dönüflüm” ad› alt›nda, SSK ve Sa¤l›k Kurumlar›n›n Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devrini içeren yasan›n Meclis’ten geçmesini bir bas›n aç›klamas› ile protesto ettiler. Kartal SSK Hastanesi önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda; “Bu halk›n sa¤l›k hakk›, yaflam hakk› sat›l›k de¤ildir. Bu hak kiflinin yaflama hakk›d›r. Ayr›ca devredilmek istenen SSK’n›n bütün hastanelerinin; bütün dispanserlerinin, bütün sa¤l›k istasyonlar›n›n, bütün tafl›n›r tafl›nmaz mallar›n›n sahibi; 58 y›ld›r fabrikalarda, inflaatlarda, maden ocaklar›nda en a¤›r çal›flma ve sömürü koflullar›nda ölen, sakat kalan iflçiler, iflçi emeklileri ve onlar›n aileleriyle Türkiye iflçi s›n›f›d›r” denildi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda s›k s›k “IMF defol, bu memleket bizim”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” sloganlar› at›ld›. (Kartal) ■ UfiAK’TA FAfi‹ST SALDIRI Uflak’ta uzun zamandan beri devam eden faflist sald›r›lara bir yenisi daha eklendi. 7 Ocak 2005 tarihinde faflist bir grup ö¤renci taraf›ndan üniversiteli bir ö¤renci Ziraat Bankas› içinde güpegündüz, üç günlük rapor alacak kadar dövüldü. Olay›n ard›ndan devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renciler taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yap›lan aç›klamada; sald›r›lar›n planl› oldu¤u belirtildi. Olayla ilgili olarak üniversite yönetimi ve savc›l›k göreve ça¤r›ld›. Bundan sonra yap›lacak olas› sald›r›larda bu kifli ve kurumlar›n ilgisinin olaca¤› belirtildi. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›na EMEP, ÖDP, DEHAP ve E¤itim-Sen yöneticilerinin yan›s›ra Devrimci Demokrasi, ‹flçi-köylü, Ekmek ve Adalet ve Ö¤renci Postas› okurlar› da destek verdi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda; “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “YÖK kalkacak, polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleflecek”, “Faflime Karfl› Omuz Omuza” sloganlar› at›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan grup da¤›ld›. (H. Merkezi) ■ KARAR GER‹ ALINSIN Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›na karfl› çeflitli sendikalar tepkilerini ortaya koymaya devam ediyor. Yap› Yol-Sen Ankara Köy Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü önünde bir araya gelerek kurumun kapat›lmas›n› protesto etti. Genel Baflkan Cengiz Faydal›’n›n okudu¤u bas›n aç›klamas›nda; Kuruma ait birimlerin ‹l Özel ‹dareleri’ne devredildi¤ini, kamunun küçültülece¤ini, iflsizli¤in artaca¤›n› söyleyerek buna karfl› mücadelelerinin devam edece¤ini belirtti. Yap› YolSen ayn› gün Diyarbak›r’da da Köy Hizmetleri ‹l Müdürlü¤ü önünde protesto eylemi yapt›. Yol-‹fl 2 No’lu fiube, ESM, Tar›m Orkam-Sen, Haber-Sen de eyleme
28 Ocak-10 Şubat 2005
14
14
Felluce: Gerçek y›k›m ...Amerikan sald›r›s›ndan hemen önce de buradayd›m. Bunun ayn› flehir oldu¤una inanmak zor; bu inan›lmaz, her yer y›k›lm›flt›. Felluce birkaç modern Irak kentinden biriydi ve flimdi hiçbir fley yoktu. Gördü¤üm tek insanlar daha önceden yaflad›klar› yere ulaflmaya çal›flan Felluceliler...
Felluce: Gerçek y›k›m (11 Ocak 2005’te Guardian Film ve Kanal 4 Haberlerinden) Ölüm Felluce’nin harabeye çevrilmifl caddelerinde geziniyor. Halk dönerken savafl›n y›k›ma u¤ratt›¤› kentten özel haber. Felluce muharebesinin (ABD güçleri taraf›ndan hava bombard›man›, tank atefli ve kara birliklerini kullanarak yap›lan büyük sald›r›n›n) üzerinden henüz iki ay geçti. Fakat kentin içinde gerçekten neler oldu? ABD gerçekten isyanc›lardan kurtuldu mu? Orada yaflayan insanlara ne oldu? Guardian film taraf›ndan yap›lan Kanal 4 haberleri için özel bir haberde Ba¤dat’tan bir hastane doktoru bu sorular›n yan›t›n› bulmak için Felluce bölgesine seyahat etti. Dr. Ali Fadhil ilk önce, Amerikan sald›r›s› bafllad›¤›nda 350 bin Felluceli direniflçinin kaçt›¤›, Habbanyah kasabas›na gitti. Daha sonra da daha fazla fley bulmak için yerle bir edilen kente seyahat etti. ABD, sald›r›s›n› 8 Kas›m’da bafllatt›. Hayalet Öfke Operasyonu’nun aç›klanan amac› Ocak seçimleri öncesinde isyanc› savaflç›lardan Felluce’yi temizlemek olarak ifade edildi. ABD güçleri 1200 isyanc›y› öldürdüklerini söylediler. Öldürülen Irakl› sivillerin resmi say›s› bilinmiyor. Dr. Ali Fadhil taraf›ndan rapor edilen ve Guardian Film taraf›ndan yap›lan filmin kopyas› afla¤›dad›r. Felluce iki ayd›r kapal› olan bir kent. Nahida, Amerikal›lar kenti iflgal
etti¤inden beri geri dönen ilk Fellucelilerden biri. Nahida bana geride ne kald›¤›n› göstermek istiyor: Nahida Kham: “fiuna bak! Eflyalar, giysiler her tarafa saç›lm›fl! Mutfak dolaplar›n› y›km›fllar ve tuvalet masas›n›n aynas›na kötü fleyler yazm›fllar” dedi. Nahida ‹ngilizce bilmiyordu, bu yüzden bu kötü kelimelerin anlam›n› ona ben aç›klad›m. “Irak’› ve tüm Irakl›lar› …..” Nahida: “Bunu biliyordum. Bu sözlerin hakaret dolu oldu¤unu biliyordum” diyor. “Allah Felluceli kahramanlar› kutsas›n! Onlar Amerikal›lara bafllar›n› e¤mediler! Allah Felluceli kahramanlardan raz› olsun” (‹slami sitelerde bir flark›) Tüm Felluceliler bu flark›y› biliyor. fiark› savafltan sonra yaz›ld› ve Amerikal›lara nefretle dolu, flu anda kentte yaflamak mümkün de¤il. Su yok, elektrik yok ve kanalizasyon yok. Felluce neredeyse hayaletler flehri durumunda. Burada daha önceden yaflayan 350 bin insan›n ço¤unlu¤u flu anda mülteci kamplar›nda yafl›yor. Kente girmek istedim. Fakat kapat›lm›flt›. Bu yüzden, ifle çevre köylerde ve kamplardaki Fellucelileri arayarak bafllad›m. ‹lk olarak seyahatime Felluce’nin 35 kilometre bat›s›ndaki Habbanyah ile bafllad›m. Buras› turistik bir tatil yeriydi önceden. Saddam’›n kendi o¤lu Uday da tatillerinde buraya gelirdi. Halk burada a¤açlar› kesiyor ve ›s›nmak için bunlar› yak›yorlar. Abu Rabee iki ay-
d›r burada yafl›yor. Abu Rabee: “Biz, petrol ülkesi olarak biliniyoruz, de¤il mi? Fakat bana bir bak›n; fiu lamba için gazya¤›n› damla ile ölçüyorum. Burada ›s›t›c›m›z yok –atefl için odun kullan›yoruz” diyor. Bu insanlar donuyor. Üç ayd›r hiçbir yiyecek yard›m› almad›lar. Ve 30 Ocak’ta oy vermeleri isteniyor onlardan. Abu Rabee: “Oy vermeyece¤iz! Kesinlikle oy vermeyece¤iz! Önce bizlerin evlerimize geri dönmemizi sa¤lamal›d›rlar” diyor. Çad›rlardan birinin içinde Hameed Allawy ile karfl›laflt›m. Oy ka¤›tlar›n› al›p almad›¤›n› sordum ona; Hameed Allawy: “Hay›r onlar› almad›m ve almak da istemiyorum asl›nda. Fellucelilerin hiçbiri oy kuponlar›n› almad›lar” diye yan›tl›yor. Birden bire, bize baz› insanlar›n film çekmemizden rahats›z olduklar› söylendi. Bu tehlikeli görünüyordu ve ayr›lmak zorunda kald›k. Buradan direkt Saqlawyah’a gidiyoruz. Buras› Felluce’nin hemen kuzeyinde bir köy. Cuma namaz›nda, tüm konuflmalar seçimlerle ilgili. Vaaz: “Yiyecek karnelerini da¤›tt›klar›nda, ayn› flekilde oy ka¤›tlar›m›z› da bize vermelidirler. Hükümet insanlara neden oy kuponlar›n› vermiyor?” Sheikh Jamal al-Mihimidy güçlü bir adam. Birçok Felluceli mülteci onun vaazlar›n› dinlemeye geliyor. Son Kas›m sald›r›s› hakk›nda konuflurken çok duygusallafl›yor.
“Ve kendi gözlerimle kutsal Kuran’›n domuzlar›n ve maymunlar›n o¤ullar› taraf›ndan yere at›ld›¤›n› gördüm. Amerikal›lar mukaddes Kuran’›n üzerine bas›yorlard› ve bu kalbimi k›rd›.” Sheikh ile konuflmak istedim. Geçen Kas›m sonunda, Amerikal›lar ondan cesetleri Felluce’den kald›rmas›n› istemiflti. Onun ne gördü¤ünü ö¤renmek istiyordum. Sheikh Jamal al-Mihimidy: “Amerikal›lar cesetlerin oldu¤u evleri bir çarp› ile iflaretlemifllerdi. fiehitleri buldu¤umuz yer buras›yd›. Bence, bu insanlar sivillerdi. Onlar evlerini korumak için kentte kalan erkeklerdi. Bunu söylüyorum çünkü cesetleri ikili, üçlü ya da dörtlü gruplar halinde bulduk: O zaman Ramazan’d› ve insanlar do¤al olarak iftar (oruçtan sonraki ilk yemek) için bir araya gelmifllerdi. Cesetleri ön kap›lar›n›n hemen arkas›nda bulduk. Bu bana, onlar›n Amerikal›lara kap›lar›n› açt›klar›nda hemen vurularak öldürüldüklerini gösterdi. Onlar› bu flekilde buldum” Sheikh Jamal beni kentin kenar›ndaki bir mezarl›¤a götürdü. Bana cesetleri nereye gömdüklerini gösterdi. Hiçbirinin yan›nda silah olmad›¤›n› ve 90 yafl›nda mutfa¤›nda vurularak öldürülmüfl yafll› bir adam bulundu¤unu iddia etti. Mezar tafllar›nda isimler yoktu, sadece numaralar vard›. 76 tane mezar tafl› sayd›m. Amerikal›lar 1200 kifliyi öldürdüklerini iddia ediyorlar, yani e¤er bu insanlar isyanc›lard›ysa di¤er mezarlar neredeydi?
14 Felluce’ye girmeyi istedim, fakat bunu yapmak için yeni “Felluce Kimlik Kart› almam gerekiyordu. fiehre geri dönmek isteyen herkes flimdi Amerikan ordusundan bu Kimlik Kart›n› almak zorunda. Irakl›lar›n ço¤unlu¤u için bu ç›lg›nca görünüyor: “Buras› Irak’ta kendi flehirlerine girmek için Kimlik Kart›na ihtiyaç duydu¤unuz tek yer.” Binbafl› Paul Hackett “Bu kart gerçekten bir güvenlik önlemi” diyordu. Fakat kart için kuyru¤a giren insanlar bunu Amerikal›lar›n kendileri için verdikleri bir baflka cezaland›rma olarak gördüklerini söylediler. “Bu Felluce halk› için sadece bir baflka afla¤›lamad›r. Bunu bizi afla¤›lamak amac›yla yapt›klar›n› düflünüyorum.” Felluceliler her zaman kentleriyle gurur duydular. Onur ve sayg›nl›k gibi kavramlar burada çokça mevcut. Yani sadece evine gitmek için Amerikan askerlerince parmak izlerinin al›nmas› utanç verici. ‹flte bu yüzden bu adamlar yüzlerini gizliyorlar. Binbafl› Hackett ise onlar›n kart› hat›ra olarak da saklayabileceklerini iddia ediyor. Sonunda, Felluce’ye girmeyi baflard›k. Dikkatimizi ilk çeken fley bir duvar yaz›s›n›n sözleriydi: “Mücahitler çok yaflay›n!” Buna inanam›yordum. Tüm kent y›k›lm›flt›. Bu büyük bir floktu benim için. Bu kadar büyük bir y›k›ma haz›rlanmam›flt›m. Amerikan sald›r›s›ndan hemen önce de buradayd›m. Bunun ayn› flehir oldu¤una inanmak zor; bu inan›lmaz, her yer y›k›lm›flt›. Felluce birkaç modern Irak kentinden biriydi ve flimdi hiçbir fley yoktu. Gördü¤üm tek insanlar daha önceden yaflad›klar› yere ulaflmaya çal›flan Felluceliler. Abu Salah gibi insanlar. Evlerinden kalanlar ise iflte bunlar. Abu Salah: “fiu döfleklere bak›n! Bunlar benim o¤lumun dü¤ünü içindi. Bu o¤lumun odas›yd›. fiuraya bak›n! Bu bizim mutfa¤›m›zd›… fiu mutfa¤a b›rakt›¤›m›z fleker kutusu…” E¤er Allawi bizden seçimlerde oy kullanmam›z› istiyorsa, o zaman ilk önce buraya gelsin ve içinde yaflad›¤›m›z durumu görsün.” Molozlar›n alt›ndaki cesetlerin kokusunu duyabiliyordum. Felluce’nin eski kentine gittim. Buras› geçen Mart ay›nda 4 Amerikal› müteahhidin vahflice linç edildi¤i yer. Amerikal›lar buraya kimsenin girmesine izin vermiyor. Buran›n güvenli olmad›¤›n› söylüyorlar. Buras› korkunç bir yer, fakat bu Felluceli insanlar beni bir yere götürmek için ›srar ediyorlar. Bana gerçekten dehflet verici bir fley göstermek istiyorlar. 4 ölü beden say›yorum. Kokuyorlard›. Bu insanlar uyurken vurulmufl gibi görünüyorlard›. Irak’ta arkadaflla-
15 r›n bu flekilde birlikte uyumalar› çok normaldir. Silahl› bir çat›flma ve kurflun delikleri görünmüyordu. Hiçbir silah göremedim. Onlar›n isyanc› oldu¤una dair kesin bir belirti yok. Onlar›n sivil oldu¤u söyleniyor bana. Yak›nlarda, bir baflka evde, bir baflka ölü beden. Fakat burada isyanc› oldu¤una dair kesin belirtiler mevcut. Arabas›n›n çat›s›nda bir RPG k›za¤›, kap›s›nda da bubi tuza¤› bombas› var. Her ikisinde de cesetler aç köpekler taraf›ndan yenmiflti. fiehirde birçok ö l ü
köpek görüyorum. Kuduz vakalar›nda ciddi bir patlama var. Dr. Adnan Chaichan: “Birçok kuduz vakas› ald›k -elli bir tane” diyor. Dr. Chaichan ve meslektafllar› Felluce’nin ana hastanesinde yafl›yorlar. Kent bombofl, bu yüzden hiç hastalar› yok. Onlar›n tek ifli çürümüfl cesetleri bulmak ve gömülmesi için götürmek. Felluce’deki büyük mezarl›¤a gitti¤imde, hala ölülerini gömüyorlard›. Savafl bafllad›ktan iki ay sonra, biz hala kaç tane Fellucelinin öldü¤ünü bil-
28 Ocak-10 Şubat 2005
miyoruz. Fakat Amerikal›lar›n kay›plar›n›n say›s›n› biliyoruz: 51 ABD askeri öldürüldü ve 400’ün üzerinde de yaraland›. Burada 65 yeni mezar sayd›m. D›flar›da bir tabela var. Üzerinde burada sadece Amerikal›lara karfl› savaflan flehitlerin gömüldü¤ü yaz›yor. Bu emir Felluce’deki Mücahit Konseyinden geliyor. Bir Suriyeli savaflç›n›n mezar› dikkatimi çekiyor. Mezar tafl›nda geçen Haziran’da Ba¤dat’taki bir operasyonda öldürüldü¤ü yaz›yordu. Gömülmek için Fel-
“Oy vermeyece¤iz! Kesinlikle oy vermeyece¤iz! Önce bizlerin evlerimize geri dönmemizi sa¤lamal›d›rlar”
luce’ye getirilmiflti. Mr. Ve Mrs. Salman Felluce’ye henüz dönmüfllerdi. O¤ullar› Ahmed’i ar›yorlar ve direkt olarak mezarl›¤a gidiyorlar. Soru: O¤lunuzu burada bulaca¤›n›z› düflünüyor musunuz? Yan›t: Evet, inflallah, ‹lk önce, onun mezar›n› bulamad›lar. “Toz mezar tafllar›n› silmiflti. Gömdü¤ümüz son kifli bir Tunusluydu. O¤lunuz onun yan›ndaki” dedi adam. Ahmed 18 yafl›ndayd›, hala okuldayd›. Annesi onun bir savaflç› olmas›n› hiç istememiflti. Anne: Ahmed, benim sevgili o¤lum, bu adamlarla gitmemeni söylemifltim sana. Onlar›n seni aldatt›¤›n› söylemifltim sana, sevgili o¤lum. Baba: Kapa çeneni kad›n! Anne: Tüm bunlar›n suçlusu ‹yad Allawi, onun bo¤az›n› kesmek istiyorum. Baba: Kapa çeneni kad›n! Adam: Onun konuflmas›na izin ver, bu gerçek. Anne: Onu parçalara ay›rmak istiyorum. Bu bile yeterli de¤il. Suçlu olan Allawi ve Saddam’d›r. Baba: Kapa çeneni kad›n! Ahmed ölmüfltü fakat di¤er Mücahit savaflç›lara ne olmufltu? Amerikal›lar gerçekten hepsini ortadan kald›rm›fllar m›yd›? ‹ki haftad›r, bir isyanc› lideri ile iliflkiye geçmek için u¤raflarak köylerde dolafl›yordum. Kaynaklar›m onun hala hayatta oldu¤unu söylediler. Sonunda onunla karfl›laflt›m,. Ona Abu Shaiba diyorlar. Kendisi Felluce’nin güneyindeki Al-Shuhada’da üslenmifl olan sözde “Muhammed’in Ordusu”nun komutan›. Abu Shaiba: “Üst önderli¤imizden gelen bir emre uyarak savaflç›lar kasabadan geri çekildiler. Çekildik, fakat Amerikal›lar ile savafl› kaybetmifl oldu¤umuz için de¤il. Yeniden gruplaflmak için bu taktik bir karard›. Biliyoruz ki, biz galip gelece¤iz. ‹nflallah kazanan biz olaca¤›z. Felluce’de ya da baflka bir yerde” dedi. Onunla yapt›¤›m›z röportajda birçok gülünç fley de söyledi, fakat flu do¤ru görünüyordu. Bu ayn› zamanda neden birçok mücahit savaflç›n›n mezarlar›n› bulamad›¤›m›z› da aç›kl›yordu. ‹syanc›lar›n birço¤u kaçt›ysa, Amerikan güçleri gerçekten ne kazanm›flt›? fiiddet kolayca ülkenin di¤er bölgelerine yay›ld›, 300 binin üzerinde insan evlerini kaybetti ve keskin bir flekilde Amerikal›lara öfkeliler. “Camiler fiehri” bir “Hayalet fiehri” haline gelmiflti. Bunun Irak’›n yeni demokrasisini nas›l güçlendirece¤ini görmek çok zor. Seçimlere iki hafta var fakat karfl›laflt›¤›m›z Fellucelilerin ço¤u oy kullanma flans›na sahip de¤iller.
28 Ocak-10 Şubat 2005
16
14
ONLAR K‹, ÖLÜMÜ H‹ÇE SAYARAK B‹RER MEfiALE OLDULAR YOLUMUZU AYDINLATAN fiEH‹TLER KERVANINA KATILMAYA ADIMIZI YAZDIRARAK, SÜRDÜRÜYORUZ KAVGALARINI! “Yaflamlar›ndan daha de¤erli fleyleri olmayan kifli ve toplumlar›n yaflamlar›n›n da de¤eri yoktur.” J.G. Seume
‹stanbul-Sar›gazi
Elimize posta kanal›yla ulaflan afla¤›daki bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤›ndan oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Çeflitli Milliyetlerden Türkiye Halk›na; Eksilip ço¤alarak neslini sürdüren, insanl›¤› s›n›fs›z topluma götürme ülküsünü misyon edinmifl uluslararas› komünist hareketin Türkiye’deki temsilcisi olarak bizler de ayn› eksilip ço¤alma döngüsünü s›n›f mücadelesi içerisinde yafl›yoruz. ‹deolojimizden sonra bizi yaflama ve savafl›ma tutunduran yan›m›z›, eksilen taraf›m›z, flehitlerimiz oluflturuyor. Bedeli, her türlü biçimde ama en üst düzeyde ve en ileri flekliyle can vererek ödüyoruz. Devrim u¤runa nice devrimci ile birlikte yüzlerce yoldafl›m›z› ölümsüzlü¤e u¤urlad›k. Zafere ulaflmak için kat be kat fazlas›n› da bundan sonra flehit vermemiz gerekti¤ini biliyoruz.
Almanya
Demokratik Halk Devrimi’ni gerçeklefltirecek, ard›ndan sosyalizmi infla edecek ve komünizme yönelecek uzun bir yolculu¤un neferleriyiz. S›n›f bilinçli öncülerinin yön verdi¤i proletaryan›n önderli¤indeki bu yolculuk yaklafl›k 1.5 as›r önce dünyan›n çok çeflitli ülkelerinde bafllad› ve yine onlarca ülkede k›yas›ya sürüp gidiyor. Geçen yüzy›lda elde etti¤i çok önemli deneyler ve birikimlerle yüklenerek bu asra tafl›nd›. Emperyalist-kapitalist sistemle tarihi hesaplaflman›n kaç›n›lmaz aflamalar›na do¤ru h›zla ilerliyoruz. ‹nsanl›¤›n komünizme do¤ru bu büyük yürüyüflü ola¤anüstü kahramanl›klar, direnifller ve destanlarla yaz›l›yor. Nice yenilgiler, ihanetler, baflar›s›zl›klar hiç ama hiçbirisi bu gerçeklikleri silmeye, karartmaya güç yetiremiyor. Paris’ten Petrograd’a, fiangay’dan Saygon’a, Madrid’den Sta-
lingrad’a, Ayakuço’dan Katmandu’ya, Zagros’lardan Munzur’lara uzanan ve dünyay› çepeçevre kuflatan bir tarih örgüsü içinde fliarlar›m›z, bayraklar›m›z ve silahlar›m›z flehitlerin omzunda tafl›nm›flt›r ve tafl›nmaktad›r. S›n›f mücadelesinde, kitlelerin gücünün somutland›¤› bütün eylemlilikler; kalk›flmalar, direnifller, isyanlar, muharebeler ve savafllar sonuç itibar›yla can vererek bedellenmek durumundad›rlar. fiehit yoldafllar›m›z halk›n gelece¤e inanc›n› pekifltiren, umudunu art›ran, cesaretini güçlendiren birer sembol oldular. Her birinin katt›klar› emek, yürüttükleri mücadelenin yan›s›ra, bizzat yaflamlar›n› bu yolda veriflleri bafll› bafl›na sars›c› bir etki yaratm›flt›r. Hiç tükenmeyen bir meflale haline gelifllerine bütün ülkelerin mücadele deneyleri tan›kl›k etmektedir. fiehitlerin tan›nd›klar› bölge-
lerde ve çevrelerde kitleleri devrime ba¤l› k›lmada nas›l güçlü bir enerji kayna¤› oldu¤u herkesin bildi¤i bir gerçekliktir. ‹nanc› ortaya koyman›n, kararl›l›¤› göstermenin en ileri düzeyde ispat› olarak yaflam bedeli mücadeleye at›lmak ve nihayetinde can›n› vermifl olmak elbette ki halk›m›z taraf›ndan böyle de¤erlendirilecek ve sahiplenilecektir. ‹flçiler, Köylüler, Gençler; Emperyalist-kapitalist sistemin dünyay› halklar için bir zulüm cenderesine sokmas›, sömürü, soygun ve talan› dizginsiz boyutlara ulaflt›rmas›, uygulad›¤› katliam ve iflkencelerdeki pervas›zl›k ve vahflilik ak›l almaz ölçülerde sürüyor. Cenneti kendisine, cehennemi ezilen halklara ve uluslara yaflatma becerisini bu dünyada gösteren bir avuç emperyalist, faflist ve gericinin temsil etti¤i burjuvazi; döktü-
14 ¤ü kan, döktürdü¤ü gözyafl› ve sömürdü¤ü al›nteri deryas›nda bo¤ulman›n efli¤ine geldi¤ini hissettikçe kudurmaya bafllam›flt›r. Kendi aralar›ndaki dünya egemenli¤i kap›flmalar›n›n, yeni talan politikalar›n›n, iflgal ve sald›r›lar›n özünde, tümünü besleyen sistemin derin açmazlar›n›n sürükledi¤i krizler vard›r. Bunlar art›k geçmifle göre daha büyük boyutlu sars›nt›lar yaratmaktad›r. Sistem hepsini semirtecek, tümünü kanland›racak, baflka bir deyiflle hepsini kald›racak güçte de¤ildir. Halklar›n çekilip al›nacak ne kan› ne de ili¤i kalm›flt›r. Dünyan›n ne yeralt› ne de yerüstü zenginlikleri sömürücü zorbalar›n h›rslar›n› doyurmaktad›r. ‹nsanl›¤›n kaderini eline almak misyonuyla tarih sahnesine ç›kan iflçi s›n›f› bugün bu görevine her zamankinden daha fazla ba¤l› durumdad›r. Karfl›-devrim, eceli gelmifl köpek misali hamle üstüne hamle yapmakta, sayr›l›k nöbetleri geçirmektedir. Ezilenlerin büyük huzursuzlu¤u, öfke ve tepkisi da¤lara tafllara vurmakta ancak düflman kalelerinde yank›lanmaktan gayr› etkide bulunmamaktad›r. S›n›rl› say›da ülkelerdeki Marksist-LeninistMaoistler önderli¤indeki iktidar yürüyüfllerini yeterli ve çapl› kabul etmek iyimserliktir. Anti-emperyalist dalgalar›n zaman zaman dev boyutlar almas› bu cephede yakalanmas› gereken halkay› göstermesi bak›m›ndan dikkate de¤er olmakla beraber, yan›lsamalar da yaratmamal›d›r. Oysa, gelinen aflamada s›n›f çeliflkisi damarlarda durmayacak bir birikim yaratm›fl bulunmaktad›r. Bu potansiyeli a盤a ç›karacak, örgütleyerek harekete geçirecek ve iktidar hedefine yöneltecek önderliklere ihtiyaç bulunmaktad›r. Bütün ülkelerdeki komünistlerin öncelikli görevi bu olmak durumundad›r. Devrimciler, Yoldafllar; Bu görevi yerine getirmek mevcut sistemin öngördü¤ü, sundu¤u ve dayatt›¤›n›n d›fl›nda bir yaflam biçimini gerektiriyor. Bu, her fleyden önce bütün kiflisel ç›karlar›n› halk›n ve devrimin ç›karlar›na mal etmek anlam›na geliyor. Daha yal›n ifadesiyle yaflam›n mücadeleye feda edilmesi anlam›na gelen bu tercih, ölümle kol kola girilmesine yol açmaktad›r. Yaflam, bir de¤erler bütünü haline gelince onun korunmas› öncekine göre san›ld›¤›ndan daha güçlüdür. Esirgenen, art›k halk›n ve devrimin bir parças›d›r. Yaflam›n› sunmak ise öncekine göre daha cesurcad›r; çünkü elde
17 edilen bilinç, sa¤lanacak yarar›n halk ve devrim lehine sonuçlar do¤uraca¤›n› kazand›rm›flt›r. Bu bilinçle mücadeleye at›lan komünistler ve devrimcilerin dünyan›n bir dizi ülkesinde oldu¤u üzere ülkemizde de flu veya bu biçimde yaflam›n› yitiren binlercesinden oluflan bir flehitler ordusu vard›r. Bu gittikçe büyüyen flehitler ordumuz devrimimizin en büyük teminat› ve en büyük itici gücü olma özelli¤ine sahiptir. Devrim yolculu¤unda köprüleri yakma, geri dönüflü imkans›z k›lma ve h›z›m›z› sürekli art›rma gibi fonksiyonlar› flehit yoldafllar›m›za borçluyuz. Onlar, yaflamla olan ba¤›m›z› daim, gitti¤imiz yolu ayd›nl›k, ulaflaca¤›m›z hedefi elle tutulur k›ld›lar. Hesaps›z ve ç›kars›z bir biçimde mücadeleye at›larak sonuna kadar gittiler. Arkada b›rakt›klar› bizlere, en yal›n mesajlar›, “siz de sonuna kadar gidin!” oldu. Biliyorlard› ki, herkes sonuna kadar gitme iradesi gösterirse baflaramayaca¤›m›z hiçbir fley yoktur. Bir baflka emin olduklar› husus, bayra¤›n yoldafllar› taraf›ndan yere düflürülmeden tafl›naca¤› ve mutlaka düflman burçlar›na dikilece¤iydi. Kiflinin gözlerinin arkada kalmayaca¤› olgusu, ölümle yüzleflmeyi her zaman kolaylaflt›rm›flt›r. Mücadeleyi korkusuz ve tereddütsüz verebilmenin önkoflullar›ndan birisi de budur! fiehit yoldafllar›m›z, kendilerinden öncekiler gibi onlardan sonra da ayn› iradeyi, azmi ve cesareti ortaya koymaya haz›r nicelerinin var oldu¤unu, do¤an›n mutlak bir yasas› gibi bilince ç›karm›fllard›. Aksi halde yürüttükleri mücadelede yaflamlar›n› sönmez bir meflale haline getirmeyi baflaramazlard›. Devrim için özveriyi yaflam felsefesine içirmek, her fleyden önce mütevaz› bir hareket fleklini, alçak gönüllü bir tarz›, karakterli bir duruflu gerektirir. Mücadelenin yaflam biçimi haline gelmesinin asgari koflulu budur. Sorun bunu baflarabilmektir. Yaflam›n bu u¤urda feda edilmesi/tüketilmesidir. Art›k ölüm nereden ve nas›l gelirse gelsin kolayd›r. Türkiye’nin çilekefl, fedakar, ezilen, yoksul halk›; Partimiz TKP/ML çeyrek asr› aflk›n süredir yüzlerce kahraman evlad›n›n can›n› feda ederek omuzlad›¤› mücadeleyi giderek artan bir azimle sürdürmeye devam ediyor. Her flehit düflen yoldafl›m›z, zafere olan inanc›m›z›, ideallerimize olan ba¤l›l›¤›m›z› ve verilmifl sözlerimizi topra¤a kaz›yorlar. Onlar, hepimize bölünerek ço-
¤al›yor. Her mücadele neferi de o kadar flehit yoldafl›n›n gücüyle yüklüdür art›k. Bunun muazzam sorumlulu¤u ve gücü ça¤layan bir potansiyel yarat›yor. Her y›l›, s›n›fsal perspektifle flehitlerimizin bu müthifl gücünü yeniden ve yeniden en üst düzeyde duyumsayarak flanl› muharebelerin verilece¤i bir direnifl ve savafl y›l›na çevirmek gerekiyor. Aktif mücadeleden eksilenlerimizi anman›n yegane biçiminin bu oldu¤unun, tekrarlan›lmaktan b›k›lmayacak bir do¤ru olmas›, ancak s›n›f mücadelesine mahsus bir durumdur. Çünkü s›n›f mücadelesi, kiflisel ba¤l›l›¤›, duygusall›¤›, gözyafl›n›, bireysel intikamc›l›¤› bir yere kadar s›rt›nda tafl›yacak denli ac›mas›zd›r. Kavgan›n uzun soluklu k›l›nabilmesi, daha önemlisi s›n›f savafl›m›na tabi hale getirilmesi için proletaryan›n bilinciyle taçland›r›lmas› gerekir. Bu bilincin kuflan›lmas› flehitlerimize karfl› sorumluluklar›m›z› yerine getirmemizin önkofluludur. Onlar›n de¤erli hat›ralar›na karfl› en büyük sayg›; onlar›n özlemlerini yerine getirmek üzere, onlar›n ad›na da dövüflmek, onlar›n ad›na da davranmay› bilmektir. Onlar› kavgam›zda, beynimizde, yüre¤imizde yaflatmak, ancak bu yaklafl›m tarz›yla mümkündür. Yoldafllar, Topra¤a kar›flan yoldafllar›m›z›n ad›na sözümüz; onlar›n bayra¤›n› devralanlara, silahlar›n› kuflananlarad›r. Onlar›n and›n› and› belleyenleredir! Hiç kuflkusuz ki devrim an› yaflan›rken sadece onlar de¤il bugün hayatta olanlar›n ço¤u da o günden habersiz olacakt›r. Devrim, kuflaklar›n üzerinde yükselerek zafere ulaflan bir büyük alt üst olufltur. Büyük bir emek, büyük bir birikim, büyük bir infla iflidir. As›l büyük özveri zaten semeresini alamayaca¤›n› bile bile tafl üstüne tafl koymaya çal›flmak, büyüdü¤ünü göremeyece¤ini bildi¤in halde as›rl›k a¤açlar dikmektir. Tarihin hiçbir evresinde haks›zl›¤a ve zulme karfl› verilen mücadele içinde yaflam›n› yitirenin ölümü bofluna say›lamaz. Tümü onurlu ve de¤erlidir! Hepsi bir birikim ve de¤er yaratm›flt›r. Bu durum komünizm ve devrim flehitleri için fazlas›yla böyledir. Ülkemizdeki süreç de Mustafa Suphi yoldafltan önderimiz ‹brahim Kaypakkaya yoldafla; Süleyman Cihan, Kaz›m Çelik ve Mehmet Demirda¤ yoldafllardan, Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara yoldafl-
28 Ocak-10 Şubat 2005 lara; Mahir’ler, Deniz’ler, Sinan’lar ve Mazlum’lardan nice binlercesine kadar devrim flehitlerini kucaklayan bir çizgide serpilip geliflmifltir. Hiçbir eme¤in bofla gitmedi¤inin, hiçbir can›n yok yere yitirilmedi¤inin iyi bilinmesi gerekmektedir. ‹yi bilinmesi gereken bir di¤er husus, parti ve devrim flehitlerimizin kanlar›n› yerde b›rakmayaca¤›m›zd›r. S›n›f mücadelesi, intikam ya da öç alma mücadelesi de¤ildir. Kan davas› hiç de¤ildir. Yoldafllar›m›z›n can›na karfl›l›k can almak, dökülen kan›na karfl›l›k kan dökmek gibi bir misilleme ile de savafl yürütmüyoruz. Ancak hesap sorma felsefesi devrim mücadelesinin temel perspektiflerindendir! Karfl›-devrimci s›n›flar devrimin do¤rudan yönelimi, halk düflmanlar› da hedefidir. Bu, bir bütün olarak devrim süreci için geçerlidir. Dolay›s›yla parti ve devrim flehitlerimizin hesaplar›n› bundan önce oldu¤u gibi-sonraya, büyük hesaplaflma an›na b›rakmadan- sormaya devam edece¤iz! fiehitlerimiz bize ölümsüzlü¤ü ö¤rettiler! Ölümü yenebilmenin hiç de zor olmad›¤›n› art arda kan›tlad›lar! Yaflamlar›n› devrim mücadelesine arma¤an ederek sonsuz bir yolculu¤a ç›kt›lar. Onlardan ayn› görevi baflar›yla yerine getirme nöbetini devralm›fl bulunuyoruz. Bunun için onlara verdi¤imiz sözü bir kere daha yüksek sesle hayk›rmak ve u¤runa flehit düfltükleri menzile ulaflmak için ad›mlar›m›z› h›zland›rmak zorunday›z. Biliyoruz ki o günü onlar da sa¤ kalanlarla birlikte duyumsayacaklar! MARfiLARI SUSMAZ, NAMLULARI SO⁄UMAZ, GER‹LLALAR ÖLMEZ! PART‹ VE DEVR‹M fiEH‹TLER‹ ÖLÜMSÜZDÜR! DEVR‹M U⁄RUNA fiEH‹T DÜfiENLER‹N GÖZLER‹ ARKADA KALMAYACAK! ONLARLA B‹RL‹KTE YAfiIYOR, B‹RL‹KTE SAVAfiIYORUZ! fiEH‹T YOLDAfiLARIMIZIN HESABINI MUTLAKA SORACA⁄IZ! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! YAfiASIN DEMOKRAT‹K HALK DEVR‹M‹! YAfiASIN HALK SAVAfiI! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML VE ÖNDERL‹⁄‹NDEK‹ T‹KKO, TMLGB! TKP/ML MK SB Ocak 2005
28 Ocak-10 Şubat 2005
18
14
Emperyalizm, Ortado¤u ve Kürtler Proletarya Partisi Merkez Komitesi 3. toplant›s›n› sonuçland›rd›. Toplant›da dünyadaki siyasal geliflmeler ve bu geliflmelerin ülkemizdeki yans›malar› üzerine yeniden bir durum de¤erlendirmesi yapt›. Bu de¤erlendirmeler ›fl›¤›nda sürece iliflkin görevler belirledi. Bu yaz›m›zda biz, esas olarak “Dünyada Durum” gündem maddesine iliflkin al›nan karar ve bu karar do¤rultusunda Ortado¤u’daki son durum ve bu durumun Kürtler cephesinde yaratt›¤›, ortaya ç›kard›¤› sonuçlar üzerinde duraca¤›z ve de¤erlendirmeye de karardan bir bölüm aktararak bafllayaca¤›z. “Emperyalist-kapitalist sistem ekonomik-siyasi bir kriz içindedir. Bir taraftan bu krizin yükünü d›flta dünya halklar›n›n s›rt›na, içte hak gasplar›yla iflçi ve emekçilerin s›rt›na y›kmaktad›rlar; di¤er taraftan dünya pazarlar›n›, ucuz iflgücü ve zenginlik kaynaklar›n› daha fazla talan ederek palazlanmakta ve alanlar›n› güce göre yeniden düzenleyip hegemonya mücadelesinde rakipleri karfl›s›nda üstün ç›kmaya çal›flmaktad›r. Bu durum aralar›ndaki çeliflkileri giderek daha da keskinlefltirecektir. Emperyalist-kapitalist sistem her bak›mdan devasa bir sald›rganl›k içindedir. Sald›rganl›kta bir ad›m önde olan ABD emperyalizmi ve suç ortaklar›n›n Afganistan ve Irak iflgalleri, içine düfltükleri bu krizi aflmaya dönük talan ve ya¤maya dayal› emperyalist sald›rganl›¤›n somut bir ifadesidir. ABD emperyalizmi 11 Eylül sald›r›lar›ndan sonra önüne koydu¤u karfl›-devrimci politikalar› dizginsizce uygulad› ve uygulamaya da devam ediyor. Sald›rgan ve halk düflman› yüzüne, ‘sald›r›ya maruz kalm›fl mazlum’ peçesini geçiren Bush ve savafl kabinesi Afganistan ve Irak iflgallerini gerçeklefltirdi. Kuzey Kore, ‹ran ve Suriye gibi ülkeleri de hedef tahtas›na oturttu. Tüm bu sald›rganl›k ve iflgal hareketlerine hakl›l›k ve meflruluk kazand›rmak için de ‘Terörizme karfl› mücadele’ demagojilerini elden b›rakmad›. Gerçekleri ters yüz eden ABD ve ‹ngiliz emperyalistleri bu icraatlar›n› savafl borazan› olan medya araçlar› vas›tas›yla sürdürmeye devam ediyor. Ama bir kez daha yalanlar, gerçeklere yenik düfltü. Sald›rganl›klar›n› ‘Küresel Adalet’, ‘Demokrasi’ ve ‘Terörizme karfl› mücadele’ maskesiyle gizlemeye çal›flan iflgalciler direnifl duvar›na çarp›nca kanl› yüzlerini daha aç›k gösterdiler. Ve iflgal için üretilen gerekçeler de çözümsüz bir flekilde orta yerde duruyor. De¤iflen tek fley emperyalist iflgalcilerin gerçek amaç ve hedeflerinin daha net bir flekilde a盤a ç›kmas›d›r. fiöyle ki; ABD, Özbekistan ve Tacikistan’da askeri üsler oluflturdu. Ama ABD’nin hedefi yaln›z bunlarla s›n›rl› de¤ildir; burada askeri üsler oluflturan ABD, Hazar ve Orta Asya bölgelerindeki enerji kaynaklar› üzerindeki denetimini daha da gelifltirmeyi hedeflemektedir. Bu hamleler ayn› zamanda Arap denizi k›y›s› ve Hint Okyanusu’na boru hatt› planlar› içinde iflgalcilere büyük avantajlar sa¤lar. Bölgede sürekli askeri güç bulunduran ABD, Hindistan ve Pakistan’daki geliflmelere direkt müdahale etme flans›na sahip oldu¤u gibi, Kafkasya’da ve Asya’da rakip gördü¤ü Rus emperyalistlerinin de ha-
reket alan›n› daha da daraltmay› hedefliyor.”(Toplant› kararlar›ndan) “….Dünya pazarlar› üzerinde hakimiyet kurma ve pazarlar›n yeniden bölüflümü mücadelesi emperyalizmin ilhakç› ve sald›rgan niteli¤inin bir ifadesidir. Ve dün oldu¤u gibi bugün de emperyalist tekeller aras› çeliflkiler varl›¤›n› korumaya devam ediyor. Yani emperyalistler aras› rekabet ve mücadele esas, uzlaflma ise talidir. Bafll›ca çeliflmenin bugün emperyalist sistem içinde somut olarak ald›¤› biçimi de flöylece özetlemek mümkündür; ABD emperyalizmi ile AB emperyalistleri aras› çeliflki, ABD, Çin ve Rus emperyalistleri aras› çeliflkiler uluslararas› planda hakimiyeti art›rma, pazar› geniflletmeye dayal› her somut sorunda kendini a盤a vuruyor. De¤iflen sadece roller ve ittifaklard›r. Roller ve ittifaklar› belirleyen ise, emperyalist ç›karlar ve güç dengeleridir.” (Toplant› kararlar›ndan) Emperyalist-kapitalist sistemin bir ekonomik kriz içinde oldu¤u bugün daha iyi anlafl›lmaktad›r. Uygulanan “Neo-liberal” politikalar neticesinde yüzbinlerce iflçi iflinden at›ld›. Bu politikan›n etkilerini bugün emperyalist merkezlerde uygulanan sosyal haklar›n gasp›nda, ç›kar›lan göçmenlik yasalar›yla göçmen iflçiler üzerinde artan bask›larda görmek mümkündür. Bu politikalar özellikle emperyalizme ba¤›ml› yar›-sömürge ülkelerde tar›m›n tasfiyesine, karl› kurulufllar›n özellefltirme ad› alt›nda emperyalist tekellere peflkefl çekilmesine yol açt›. Yaflanan bu ekonomik kriz, emperyalistler aras›ndaki çeliflkilerin daha da derinleflmesine neden oldu. ABD emperyalistlerinin Ortado¤u, Kafkasya ve Asya’ya dönük yürüttü¤ü haydutça sald›r›lar›n alt›nda bu hegemonya kurma olgusu yat›yor. Bugün aç›s›ndan bu çat›flman›n daha çok Ortado¤u ve Kafkaslar’da somutlanmas›n›n nedeni kararda da ifade edildi¤i gibi bölgedeki zenginlik kaynaklar›n›n varl›¤›d›r. Bunun d›fl›nda ileri sürülen tüm gerekçeler emperyalist sald›rganl›¤›, sömürü ve talan› gizlemeye dönük demagojik söylemlerdir. Irak halk›n›n iflgalcilere karfl› sergiledi¤i direnifl, emperyalistlerin gerçek amaçlar›n› ve niteliklerini a盤a ç›karmaya vesile oldu. Elbetteki direniflin oynad›¤› rol yaln›z bununla s›n›rl› de¤ildir. Direnifl, ayn› zamanda ABD emperyalistlerinin Suriye, ‹ran veya baflka bir ülkeye yönelik olas› sald›r› planlar›n› da flimdilik bozdu. Çünkü; Irak’ta her gün direniflçilerin kurflunlar›na hedef olan “istikrar›” sa¤lamaktan çok, daha derin bir istikrars›zl›¤a neden olan iflgalcilerin kendilerine yeni bir cephe açmalar› tabi ki çok zordur. fiüphesiz bu iflgalcilerin söz konusu ülkelere yönelik sald›r› tehditlerinin devam etmeyece¤i anlam›na da gelmez. ‹flgalcilerin süren tehditleri, bir yandan iflgal karfl›t› güçlerin direniflini art›rarak, anti-emperyalist bir mücadelenin zeminini güçlendirirken, di¤er yandan emperyalistler aras›ndaki rekabeti de körüklüyor. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi, iflgalcilerin tek hedefi Irak de¤il, iflgalcilerin hedefi Ortado¤u, Kafkaslar ve yak›n bölgelerdeki petrol ve di¤er enerji kaynaklar› üzerinde denetim sa¤lamakt›r. Bu denetimi sa¤lamak için, ABD, Rusya, Çin ve bafl›n› Fransa ve Al-
manya’n›n çekti¤i kimi Avrupal› emperyalist devletler aras›nda k›yas›ya bir rekabet sürüyor. ABD’nin Avrasya planlar›, Çin ve di¤er baz› emperyalist ülkelerin petrol ve enerji kaynaklar›na duyduklar› yo¤un ihtiyaç, yak›n gelecekte bu rekabetin her somut sorunda kendini daha bir a盤a vurmas›n› kaç›n›lmaz hale getirir. ABD’nin Tacikistan ve Özbekistan’da kurdu¤u askeri üsler, Ukrayna yönetimine dönük sürdürdü¤ü tüm çabalar, bölgede rakibi olan Rusya’y› kuflatmaya yönelik çabalard›r. Rus emperyalistleri de bu kuflatmay› yarmak için hem Çin hem de baz› Avrupal› emperyalist devletlerle iliflkilerini daha bir gelifltirmeye çal›flmaktad›r. Yine bölge ülkelerine dönük daha aktif bir politika içine girmeyi hedeflemektedirler. ABD ufla¤› TC ile dahi, son y›llarda artan bir ticari iliflkiden söz etmek mümkündür. Bu iliflki Irak özgülünde ortak ekonomik yat›r›mlara dönük bir biçim almaktad›r. ABD’nin Suriye, ‹ran’a yönelik tehditlerine yukarda dikkat çekmifltik. Özellikle atom silahlar›n› yapabilecek bir kapasiteye sahip oldu¤u yönlü propagandalarla BM ve di¤er uluslararas› kurumlar vas›tas›yla ‹ran’a iliflkin bir kamuoyu oluflturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu konuda ABD’nin bölgedeki ileri karakollar›ndan biri olan ‹srail siyonistleri de bofl durmuyorlar. fiüphesiz ‹ran, Irak de¤ildir. Her fleyden önce ‹ran’›n kimi Avrupal› emperyalistlerle ekonomik ve siyasi iliflkileri mevcuttur. Ayn› iliflkiler Rus emperyalistleriyle de söz konusudur. Bu anlam›yla uluslararas› planda, bir yaln›zlaflmas› söz konusu de¤ildir. ‹ran’›n bölgedeki a¤›rl›¤›, sahip oldu¤u askeri güç de dikkate al›nd›¤›nda kolay bir lokma olmad›¤› daha rahatl›kla görülecektir. Görülmesi gereken di¤er bir olgu da, ‹ran’a dönük bir sald›r›, bölgenin birçok ülkesinde iflgal karfl›t› hareketlerin daha bir yo¤unlaflmas› demektir. Tüm bu somut verileri, Irak’ta süren direniflin, iflgalcileri içine düflürdü¤ü zorluklarla birlikte ele al›p de¤erlendirdi¤imizde; ABD’nin ‹ran’a karfl› bugün fiili bir durum yaratmaktan çok, içte kargafla yaratarak ‹ran yönetimi üzerinde bas›nç kurmay›, bölge politikalar›na karfl› sorun yaratmayacak bir ‹ran hükümeti ortaya ç›karmay› sa¤layacak politikalar izlemesi daha mümkün görünüyor. Çünkü; Irak’› dünyay› tehdit eden “kimyasal silahlar›n varl›¤›n›” gerekçe olarak gösteren ABD emperyalistleri; bugün bu silahlar› bulamad›klar›n› itiraf ediyorlar. Ellerinde kalan tek gerekçe ise emperyalistlerin koynunda besletilip büyütülen Saddam diktatörünün varl›¤›d›r. Bu durumda, ‹ran veya baflka bir ülkeyi ayn› gerekçelerle iflgal etmeye yönelik yürütece¤i propagandalar pek etkileyici ve inand›r›c› olmaz. ABD emperyalistlerinin flimdi en s›kça baflvurduklar› silah “terörizme destek sunuyorlar” söylemi-
dir. Son süreçte, c›l›z da olsa ABD emperyalistlerinin baz› istemlerine Suudi rejiminde ortaya konulan karfl› ç›k›fllar, hemen rejim içinde “El-Kaide örgütüne sunulan destekler mevcuttur” söylemiyle karfl› bir sald›r› süreci bafllatt›. Suudi rejiminin El-Kaide’ye ne ölçüde bir destek sundu¤u tart›fl›labilir. Ama ortada tart›fl›lmay› gerektirmeyecek bir gerçek vard›r, o da ABD’nin ufla¤› olan Suudi fleyhlerinin ilk Irak iflgalinde oldu¤u gibi, çeflitli dönemlerde iflgalci güçlere sunduklar› desteklerden dolay›, bölge ve Suudi Arabistan halk›n›n nefretini önemli ölçüde kazand›klar›d›r. Özellikle ülkede iflgalcilere karfl› artan tepkiler, yaflanan yoksulluk, bu fleyh hanedanl›¤›na karfl› ciddi tepkilerin oluflmas›na neden oluyor. Ve Suudi rejiminin zaman zaman efendilerinin istemlerine olumsuz yan›t vermesinin alt›nda yatan gerçe¤i de içte oluflan bu bas›nçta aramak gerekir. Özetlersek; Emperyalist-kapitalist sistemin ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel sald›r›lar› dünyan›n birçok bölgesinde sürüyor ve sürmeye de devam edecektir. Bu sald›r›lar›n bugün yan› bafl›m›zdaki bölgelerde somut iflgallere dönüflmesi, bölgede mevcut olan petrol ve di¤er enerji kaynaklar›n›n varl›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu durum önümüzdeki süreçte de çat›flmalar›n flu veya bu flekilde varl›¤›n› sürdürece¤ini gösteriyor. Dolay›s›yla anti-iflgalcili¤i anti-emperyalist bir mücadeleye dönüfltürme görevi tüm devrimci ve komünist güçlerin önünde durmaktad›r. S›n›f bilinçli proletarya, bir yanda antiemperyalist mücadeleyi, anti-ABD’cili¤e indirgeyen yanl›fl anlay›fllara karfl› mücadele ederken, di¤er yanda Irak’ta iflgale karfl›, Filistin’de ‹srail siyonizmine karfl› sürdürülen mücadeleyi sahiplenmeye devam edecektir. Bu sahiplenme, ba¤r›nda direnen güçlerin niteliklerini, sahiplenenin ne oldu¤unu net olarak ortaya koymay› içeriyor-içermek zorundad›r. Bu sahiplenme, Irak’ta ve Filistin’de daha ileri bir konumda olan örgüt-parti ve demokratik kurumlarla daha özel bir iliflki sürdürmeyi, birlikte çeflitli platformlarda yer olmay› içermek zorundad›r.
14 Bu anlam›yla uluslararas› bir demokratik kurum olan ILPS’nin Irak ve Filistinli kimi demokratik güçlerle kurdu¤u ve daha da gelifltirmeye çal›flt›¤› iliflki önemli ve anlaml›d›r. Dünyan›n en çat›flmal› bölgelerinden biri olan Ortado¤u ve yak›n çevresinde emperyalist iflgal ve gericili¤e karfl› mücadelede ortaya enternasyonalist bir zeminde beslenen demokratik-devrimci bir irade ç›karmak, ezilen halklar›n emperyalizme karfl› mücadelesine sunulan mütevazi, mütevazi oldu¤u kadar anlaml› bir katk›d›r da. Kürtlerin durumu Yukarda ifade etti¤imiz gibi ABD emperyalistleri ve suç ortaklar›n›n Irak’› iflgali ile, bir yanda bölgede emperyalistler aras›ndaki rekabet k›z›fl›rken; di¤er yanda iflgalcilerle ve iflbirlikçi güçler ile iflgal karfl›t› güçler aras›ndaki çat›flmalarda giderek derinleflmektedir. Bu çat›flma ortam›nda en trajedik olan ise Irak Kürdistan›’ndaki Kürt önderliklerin durumudur. Talabani ve Barzani, Kürt halk›n›n hakl› ve meflru mücadelesini emperyalist iflgalcilerin ç›karlar›na yedeklemekle kalmay›p, Ortado¤u’da ABD emperyalizminin TC ile birlikte en ileri karakolu olan ve baflta Filistin halk› olmak üzere tüm Arap halk›na karfl› katliamc› ve yok edici kimli¤iyle bilinen ‹srail siyonizmiyle dostluk kurmakta ve Kürt topraklar›nda yeni bir siyonist dostu oluflumu yaratmaya çal›flmaktad›rlar. Bu hafife al›nmayacak ve üzerinde ciddiyetle durulmas› gereken bir geliflmedir. Irak Kürdistan›’ndaki di¤er Kürt topraklar›nda da Kürtler ad›na politika yapan baz› siyasal yap›lar›n “ABD’siz Kürt sorunu çözülmez” yönlü yaklafl›mlar›n› da hesaba katt›¤›m›zda sorunun ciddiyeti daha da artmaktad›r. Bölgede iflgal karfl›t› ya da anti-emperyalist mücadele boyutland›kça, iflgalcilerin ve iflbirlikçilerinin kaderi giderek daha da ortak hale gelecektir. Böyle bir tabloda en büyük zarar› Kürt halk› görecektir. Dolay›s›yla Kürt halk› kaderini emperyalist ç›karlara yedekleyen bu burjuva feodal önderliklere karfl› tav›r almak zorundad›r. Bu konuya iliflkin Proletarya Partisi’nin Merkezi Kitle Yay›n Organ› olan “‹flçi Köylü Kurtuluflu”nda yap›lan de¤erlendirmelerden bir bölümü aktarmakta yarar görüyoruz: “Irak direnifli Irak Kürdistan’›ndaki burjuva-feodal önderliklerin Kürt halk› için oluflturdu¤u tehlikeyi de gözler önüne serdi. ‹ddia ettikleri kurtuluflu Kürt halk›n›n gücünde, ezilen halklar›n kardeflli¤inde ve birli¤inde aramak yerine, iflgalcilerin kanl› kollar› aras›nda arayan bu önderlikler bugün emperyalistlerin ç›karlar› için Kürt topraklar›n› iflgalcilerin üssü haline getirmifl durumdad›r. Bunlar›n ‘kurtulufl’ dedikleri kendi varl›klar›n›n sürgit olmas›d›r. Sözde Saddam baflkanl›¤›ndaki diktatörlü¤e karfl› ‘ba¤›ms›zl›k’ mücadelesi veren bu burjuva-feodal önderlikler, bugün ‘Kürdistan’›’ infla ediyorlar! Bu sadece i¤renç bir yaland›r. Kurduklar› ‘Kürdistan’Kürt halk›n›n u¤runa seve seve can›n› verdi¤i, verece¤i Kürdistan de¤ildir; bunlar›n infla etti¤i Kürdistan Ortado¤u’da bir avuç iflbirlikçinin, ufla¤›n, burjuva-feodal karakterindeki yeni ‹srail’dir. Ezilen bir ulusun hakl› mücadelesini emperyalistlerin ç›karlar›na yedekleyen bu burjuva-feodal önderlikler, objektif olarak Kürt halk›n› iflgalcilere karfl› direnen iflgalcilerden nefret eden bölge halklar›n›n karfl›s›na koydular. Irak Kürtlerini pefllerine takarak antiemperyalist iflgal karfl›t› direniflçiler ordusunun karfl›s›nda, emperyalist ordusunun safla-
19 r›nda yer ald›lar. Ezilen halklar›n kardeflli¤ini ve birli¤ini dinamitleyen bu politika, gelecek aç›s›ndan da büyük tehlikedir. fiu aç›k ki, direnifl büyüdükçe iflgalcilerin burjuva-feodal önderliklere ve bu önderliklerin de iflgalcilere olan ihtiyac› artacakt›r. Ve hiç kuflkusuz ki, bundan zarar görecek olan Kürt halk›d›r. Tarihin defalarca ispatlad›¤› gibi, ezilenlerin kurtuluflu iflgalcilerin dostlu¤unu kazanmaktan de¤il, ezilen halklar›n dostlu¤unu kazanmaktan ve birlikte iflgalcilere karfl› mücadele etmekten geçiyor. Bu gerçeklere gözünü kapayanlar, tarihi tecrübelerini, di¤er bir ifadeyle emperyalistlerin Kürt halk›na uygulad›klar› katliam ve entrikalar› unutanlar, bugün bölgenin zenginlik kaynaklar›n› denetim alt›na almak için, her türlü hakl› ve meflru mücadeleyi bo¤mak için kan ak›tmaktan çekinmeyen ABD emperyalizmi ile ‹srail siyonizmiyle iflbirli¤i yapmakta hiçbir sak›nca görmemektedirler. Kürt topraklar›n› bu iflgalci ve katliamc› güçlerin üsleri haline getirenler, emperyalistlerin “böl yönet” politikalar›na hizmet etmektedirler. Bu iflbirlikçi politikan›n Kürt halk›na yarardan çok zarar verece¤ini anlamak için her gün Irak sokaklar›nda yaflananlara bakmak yeterlidir. Di¤er görülmesi gereken bir nokta ise, bu kan banyosunu yapt›ran emperyalistler ve iflbirlikçi hükümetlerin baflta d›fl ifllerinden sorumlu bakanlar› olmak üzere, istihbarat ve militarist güçlere yön verip yönlendirmede bu burjuva-feodal önderliklerin rolü az›m-
bir güce sahip bir iflbirlikçi hükümet ç›karamazlar. Bunun pratik anlam› flu demektir; olas› bir seçim sonras›nda da iflgalciler yine Irak topraklar›nda olacaklard›r. Ve direnifl büyüdükçe iflgalcilerin zorluklar› daha bir artacakt›r. Bu durum Amerikan iç kamuoyundaki iflgal karfl›t› cepheyi güçlendirebilir. Ve ayn› zamanda Irak’taki iflgal kuvvetlerinin geri çekilmesi için çeflitli kampanyalara da vesile olabilir. Tüm bunlara karfl›n iflgalcilerin Irak topraklar›ndan çekilmesini belirleyecek olan esas faktör Irak’ta sergilenecek olan direniflin gücüdür. Ba¤dat’ta iflgalciler için yaflam zorlaflt›kça, Irak’taki Kürt topraklar›nda Amerikan varl›¤› daha da artacakt›r. Dolay›s›yla Irak Kürdistan›’ndaki Amerikan varl›¤›n› taktik bir sorun olarak görenler, iflgalcilerin iflgal gerekçelerini henüz anlamaktan uzak olanlard›r. Emperyalist iflgalcilere bölgede “statükolar› parçal›yorlar” misyonunu yükleyenlerdir. Tüm bu de¤erlendirmeler emperyalizmin niteli¤ini, ‹srail siyonizminin gerçekli¤ini gözden kaç›ran anti-bilimsel de¤erlendirmelerdir. Bilimsel bak›fl aç›s›ndan uzak, günübirlik ve pragmatist yaklafl›mlarla kurulan bu kurtlar sofras›nda Kürt halk› sonuç itibariyle yem olmaktan kendini kurtaramaz. Bu yan›lg›l› düflünüfl tarz›n›n Türkiye Kürdistan›’›ndaki etkisi de hafife al›nacak bir boyutta de¤ildir. Ve Kürt sorununun çözümü için ortaya konulan projeler di¤er parçalardaki Kürt
sanmayacak bir boyutta oldu¤udur. “Terörizme karfl› mücadele ediyoruz” diyen Talabani’nin ifade etmek istedi¤i de bu gerçe¤in kendisidir. Emperyalist sald›rganl›kta bir ad›m önde olan en büyük sald›rgan ve terörist güçle iflbirli¤i yapanlar terörizme karfl› mücadeleden çok; ancak halklara karfl› uygulanan terörizmin bir parças› ve terörist sald›r›lar› kolaylaflt›rman›n bir difllisi olurlar. Kimi Kürt çevreleri bu burjuva-feodal önderliklerin iflledikleri suçlar› hafifletmek için izlenen politikan›n bir taktikten ibaret oldu¤unu ve iflgalin son bulmas›yla sorunun çözülece¤ini söylüyorlar. Bu çok büyük bir yan›lg›d›r. Bölgenin zenginlik kaynaklar› üzerinde emperyalistler aras›nda k›yas›ya bir rekabet sürmektedir, bunun yan›s›ra, bir hegemonya krizi içinde olan ABD emperyalizminin iflgale kolayca son vermesi düflünülemez. Hiç kimse yap›lacak seçimler neticesinde Irak’ta çat›flmalar›n daha alt bir seviyeye düflece¤i hayaline kap›lmamal›d›r. fiu aç›k ki, Irak’ta olas› bir seçim mevcut krizi çözmez, daha da derinlefltirir. Dolay›s›yla iflgalci güçler, uzaktan kumandayla Irak’› yönetemezler, yani mevcut durumda ortaya böylesi
önderliklerin ortaya koyduklar› projelerden esasta farkl› de¤ildir. Son geliflmelerle birlikte Kürtler aç›s›ndan ortaya ç›kan tabloyu flöylece özetlemek mümkündür: Birincisi, Irak Kürdistan›’nda ortaya ç›kan fiili durumdan hareketle; TC, Suriye ve ‹ran hükümetleri Irak’›n “toprak bütünlü¤ünü” savunarak Kürtlerin “ba¤›ms›z bir devlet” fleklinde ortaya ç›karak bölgenin haritas›n› yeniden tan›mlamalar›na karfl› ortak bir tutum içindeler. Özet olarak bu anlam›yla Kürtlere karfl› ortak bir tutumu belirlemifl durumdalar. Bu politikan›n sonucu olarak Suriye hükümeti, birçok KONGRAGEL militan›n› TC’ye teslim etti. ‹kincisi; TC Suriye ve ‹ran ile birlikte bu eksende bir iliflki gelifltirirken, emperyalist efendisi ABD “Irak’taki direniflçilere destek veriyorlar” diye Suriye ve ‹ran hükümetleri üzerine bask› kurmaya ve sindirmeye devam ediyor. ABD’nin bu politikas› kaç›n›lmaz olarak Suriye ve ‹ran hükümetlerine karfl› Kürt kart›n› kullanmaya kadar götürür. Yine bu politikas›n› iflbirlikçi önderlikler vas›tas›yla uygulamak için de çal›fl›r. Bu bir olas›l›ktan çok emperyalist iflgalcilerin amaç ve hedeflerini dikkate ald›¤›m›zda, gözard› edil-
28 Ocak-10 Şubat 2005 memesi gereken bir gerçek oldu¤unu rahatl›kla söylemek mümkündür. Bu tabloda da görülece¤i gibi, iflgalciler ve iflbirlikçiler istedikleri politikalar› uygulamakta zorlan›yorlar. Özellikle Kürt sorununda bölgesel ç›karlar›na göre hareket eden iflgalci güçler ile TC aras›nda zaman zaman sorunlar da yaflanmaktad›r. Tabi ki bu durum, ABD emperyalistlerinin ufla¤› TC’nin KONGRA-GEL’e dönük istemlerini görmezlikten geldi¤i anlam›na gelmez. A. Öcalan’› TC’ye teslim eden ABD’dir. Ama ayn› ABD en az›ndan bu dönemde, KONGRAGEL’e dönük, TC’nin istedi¤i temelde bir operasyona ›fl›k yakacak durumda de¤ildir. Her fleyden önce Irak’ta her gün sald›r›lara maruz kalan iflgalciler, kendilerine yeni bir cephe açmak istemezler. Sorunun bir yan› buyken di¤er yan› ise, Irak Kürdistan›’ndaki iflbirlikçi önderliklere ra¤men, Kürt halk› içinde bu sald›r›y› hoflgörüyle karfl›lamayacak kitlenin durumunu da iflgalciler hesaba katacaklard›r. Tüm bunlar dikkate al›nd›¤›nda Ankara’da son olarak yap›lan ABD, TC, Irak görüflmesinde KONGRA-GEL gerillalar›na dönük bir operasyon düzenleme karar› ç›kmaz. ABD yine sorunu sürece yayan bir taktik izlemeye devam edecektir. Bu takti¤in özü, KONGRA-GEL yönetimini bir beklenti içine sokarak, hareketsiz bir flekilde bekletmektir. Gerilla için hareketsizlik, çürüme, savafl kapasitesinde düflme, moral ve motivasyonu yitirme demektir. ABD emperyalistlerinin amac› buyken, TC imha etmekten baflka bir fley düflünmezken, KONGRA-GEL önderli¤i hala bu zirveye “bar›fl içerikli mesajlar” iletiyor. ‹letmeleri için KONGRA-GEL yürütmesine ça¤r›larda bulunuyor. Ortaya ç›kan bu durumu nedenleriyle birlikte çözümlemek kolay ama kabullenmek çok zordur. Proletarya Partisi yapm›fl oldu¤u son üçüncü toplant›s›nda mevcut gidiflatla ilgili flu de¤erlendirmelerde bulunmufltur: “Kürt ulusal hareketinin yaflad›¤› derin açmaz devam etmektedir. KONGRA-GEL önderli¤inin silahl› mücadeleye son vermesinden bu yana ‘Demokratik Cumhuriyet’ ad› alt›nda, düzene kendini kabul ettirmek için att›¤› ad›mlar›n hiçbiri karfl›l›k bulmam›flt›r. Bu yanl›fl beklenti Kürt halk›n› farkl› tercihlere zorlar niteliktedir. Faflist Türk devleti Kürt ulusuna, varl›klar›n›n sözde kabulü d›fl›nda hiçbir hak vermemeye kararl›d›r. Kürt halk›n›n demokratik haklar› u¤runa mücadelesi mevcut önderliklerin ulusal burjuva uzlaflmac› karakteri dolay›s›yla baltalanmaya, güdüklefltirilmeye devam edilmektedir. Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk› Kürt ulusunun bilincinden tümüyle sökülmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu konuda faflist Türk devletine en büyük deste¤i veren de Kürt ulusal hareketinin ‘önderli¤idir’ (Toplant› karar›ndan) Gerçek tablo bu. TC Kürt ulusunun ulusal demokratik taleplerini kabul etmek bir yana, imha ve inkarda ›srar ediyor. Ka¤›t üzerinde sözde baz› kabullerin pratik uygulamada hiçbir karfl›l›¤› yoktur. Dayat›lan koflulsuz bir teslimiyettir. Emperyalistlerin Kürt sorununa bak›fl aç›lar›, bölgesel ç›karlar›yla paralel bir bak›fl aç›s›d›r. AB prati¤i bunun en somut kan›t›d›r. Dolay›s›yla hala emperyalistlerden Kürt sorununa “bar›flç›l, demokratik” çözümler getirmesini beklemek, kitleleri böyle bir beklenti içine sokmak, bu inkarc›-imhac›, anti-demokratik gerici ve faflist politikalar›n›n döndürüldü¤ü de¤irmene su tafl›mak anlam›na gelmektedir.
28 Ocak-10 Şubat 2005
20
14
Kitleleri, devrimci savafl› örgütlemek için PROPAGANDA VE AJ‹TASYONUN ÖNEM‹N‹ KAVRAYALIM! S›n›f bilinçli proleterlerin en yüksek birli¤i olan Proletarya Partisi, önderleri, kadro ve militanlar› iflçi s›n›f› ve kitlelerle ayr›lmaz bir flekilde birleflmeyi ö¤renmedikçe bu ad› gerçek anlamda hak etmemifl demektir. Bu ayn› zamanda, onun bir grup öncüsü olmaktan ç›k›p, kitlelerin kabul etti¤i öncü durumuna gelmesi demektir. Bu tespit, Proletarya Partisi aç›s›ndan kavran›p, bilince ç›kar›lmas›, sürekli gündemde tutulmas› gereken bir gerçektir. S›n›f bilinçli iflçiler, iflçi s›n›f› ve emekçilerin öncüsü olma görev ve sorumlulu¤uyla güçlü donan›m›yla, baflar›lar›n› büyütür. ‹flçi s›n›f›n›n en ileri genç dinamik kesimi baflta olmak üzere ezilen sömürülen emekçileri, toplumun orta ve geri tabakalar› da dahil olmak üzere, onlar› ayd›nlatmak, e¤itmek ve savaflt›rmak s›n›f bilinçli proleterlerin görevidir. Bütün gerici önyarg›lar›n ve yaklafl›mlar›n burjuva-feodal tutucu al›flkanl›klar›n y›k›lmas› ve lanetlik karanl›k rüzgarlar›n alt edilmesi gerekir. ‹deolojik ve politik olarak güçlü bir silaha sahip olan s›n›f bilinçli iflçilerin önder ve öncü rolünü oynayabilmesi için sürekli bir propaganda ve ajitasyon faaliyetini ustal›kla örgütlemesi gerekir. Devrimci çal›flmada var olan mevcut güçleri da¤›tmadan birlefltirerek, en ileri, en canl›, en diri, en fazla de¤iflim isteyen kesim içinde bafllayarak örgütleme çal›flmas› yürütülür. Bu çal›flman›n en önemli araçlar›ndan biri de propaganda ve ajitasyondur. Propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›n›n örgütleme biliminin temel ilkelerinden biri oldu¤u bilgisi kavran›p bilince ç›kar›lmadan, bu bilinç üzerinde yükselen do¤ru bir pratik çal›flma yürütülmeden örgütleme çal›flmas› baflar›l› hale getirilemez. Alman proletaryas›n›n usta teoriysen ve pratisyeni Karl Liebknecht “inceleme, propaganda, örgütleme” derken pratik propaganda ajitasyon çal›flmas›n›n örgütleme için vazgeçilmez önemini belirtmektedir. S›n›f düflmanlar›n›n, kitlelerin somut koflullar›n› incelemeden gerçek anlamda etkili bir propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n›n yap›lamayaca¤›n› anlatmaktad›r. “Birinci planda her zaman mutlaka pratik propaganda ve ajitasyon çal›flmas› bulunur çünkü, birincisi, teorik çal›flma yaln›z ikincisinin öne sürdü¤ü sorular› yan›tlar” Lenin. Ayr›ca propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n›n bir ve ayn› fley olmad›¤› ancak ikisi aras›nda ayr›lmaz bir ba¤›n var oldu¤u da bir gerçektir. Bu kavranmal›d›r. Propaganda çal›flmas›n›n kapsam› alan›nda yaflanan gerçeklikler olmakla beraber hedefleri orta ve uzun zaman diliminde gerçekleflecek olanlar› ifade eder. Propagandan›n içeri¤inde demokratik halk iktidar›n›n, sosyalizmin, komünizmin, bilimsel sosyalizmin, ayn› flekilde s›n›f savafl›m›n›n kaç›n›lmazl›¤›n›n ve gerçekli¤inin, ülkemizde s›n›f savafl›m›n›n stratejik olarak alm›fl oldu¤u biçimin halk savafl› gerçekli¤inin ve bunun günümüzde alm›fl oldu¤u biçimin ise gerilla savafl› oldu¤unun ifade eder. Ajitasyon çal›flmas› ise tarihsel an›n, somut ve yak›n sorunlar u¤runa kitlelerin güçlü etkileme çal›flmas›n› içerir. Ücretlerin art›r›lmas›, ifl günün k›salt›lmas›, iflten at›lmalar›n durdurulmas›, ifl koflullar›n düzeltilmesi, köylerin zorla boflalt›lmas› zoraki göç, yarg›s›z infazlar›n durdurulmas›, kad›nlar üzerindeki s›n›fsal-cinselulusal bask›lar›n kald›r›lmas›, demokratik hak ve taleplerin elde edilmesi, k›saca toplumun ezilen sömürülen bask› ve zulüm alt›nda ac› çe-
ken kesimlerin, ekonomik-demokratik-politik somut ve an›n ihtiyaçlar›n› talep eder. Bu talepler u¤runa kitleleri etkilemeye, mücadeleyi örgütlemeye çal›fl›r. S›n›f bilinçli proleterler, propaganda çal›flmas›nda bilimsel sosyalizmin, devrimci düflüncelerin propagandas›n› yaparken ayn› zamanda demokrasinin ve demokratik düflüncelerin de propagandas›n› yapar. Ajitasyon çal›flmas› hedefinde en yak›n, somut ekonomik- demokratik hak ve talepler oldu¤u gibi bu taleplerin politik iktidar hedefiyle birlefltirilmesini, siyasal ajitasyonla bütünlefltirilmesini de amaçlar. Ekonomik talepleri politik iktidar hedefiyle birlefltirme perspektifi devrimci anlay›flt›r, politik talepleri ihmal eden salt ekonomik talepler u¤runa mücadelenin örgütlenmesini amaçlayan anlay›fl ise ekonomist, reformist burjuva anlay›flt›r. ‹flçi s›n›f›n›n ve emekçi halklar›n ekonomik alanda yaflad›¤› sorunlarda ekonomik ajitasyon ve siyasal ajitasyonla yararlan›labilecek birçok konu vard›r. Önemli olan bunlar›n zaman›nda ve do¤ru tespit edilmesi ve zaman geçirmeden buna uygun propaganda ve ajitasyon çal›flmas›na bafllan›lmas›d›r. Günlük ve anl›k yaflanan ekonomik ve siyasal sorunlar› bilimsel ve devrimci bir bak›fl aç›s›yla izlemek, gözlemlemek, araflt›r›p-incelemek ve bu sorunlar›n içeri¤ine ve özüne uygun bir flekilde devrimci sloganlar› ve fliarlar› tespit edip, ajitasyon çal›flmas›n› yürütmek s›n›f bilinçli proleterlerin vazgeçilmez görevidir. S›n›f bilinçli proleterler, iflçi s›n›f›n›n ve emekçi halk›n içinde olmak kadar yaflanan sorunlar› do¤ru tespit edip bu sorunlar› kavray›p bilince ç›karmak kadar bu bilincin kitlelere tafl›nmas›n›n vazgeçilmez görev oldu¤unu da bilmelidir. Propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n›n örgütleme için vazgeçilmez etkili ve güçlü bir silah oldu¤u gerçe¤i bilince ç›kar›lmadan devrimci görevler lay›k›yla baflar›lamaz. Ekonomik ve siyasal ajitasyon, proletaryan›n ve emekçi halklar›n s›n›f bilincinin geliflmesi, güçlü ve etkili bir s›n›f savafl›m› yürütülmesi için bir ihtiyaçt›r. S›n›f savafl›m›n›n yol gösterici olmas›, devrim bilimine sahip olmas› için propaganda ve ajitasyon çal›flmas› yaflamsal bir gereksinimdir. Özellefltirme sonucu iflten at›lan iflçilerin yeniden ifle al›nmalar›, çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi, köylülerin ürettikleri ürünlerin yok pahas›na devlet taraf›ndan sat›n al›nmas›, devletin köylülere sundu¤u sübvansiyonlar›n ortadan kald›r›lmas›, tar›m›n hayvanc›l›¤›n imha edilmesi, yoksul köylüler üzerindeki a¤a ve bey zulmüne karfl›, yoksul köylülerin toprak talebi için, polis terörünün, iflkencelerin, yarg›s›z infazlar›n protesto edilmesi için ve benzeri birçok sorunlarda, “en alttakilerin” yaflam›n› dolays›z etkileyen, sarsan tüm ekonomik, demokratik ve politik sorunlarda ajitasyon çal›flmas› yürütülmeden “en alttakilerin” etkilenmesi Proletarya Partisi’nin örgütleme alan› içine çekilmesi baflar›lamaz. Devrimci ajitasyon çal›flmas› iflçilerin ve kitlelerin bilincini uyand›r›r, onlar› örgütler, disipline sokar. Devrimci dayan›flmay› güçlendirir. S›n›f savafl›m›n›n zorunluluk bilincini onlara tafl›r ve onlar› bu temelde e¤itir. Devrimci ajitasyon en yak›n ve somut sorunlarda düflmandan zorla ödün koparma ve böylece ekonomik ve demokratik talepler elde ederek, kendi durumunu iyilefltirmeye bafllar. Örgütlü olma-
n›n bilinci güçlendikçe, örgütlü gücünü düflman karfl›s›nda pazarl›k gücüne ve hesap sorma bilincine dönüfltürür. Kendi gücüne güvenmeye bafllar. S›n›f ve taraf olma, örgütlü olma bilinci güçlendikçe politik iktidar› ele geçirme bilinci ve cesareti geliflir. Devrimci ve özgür yay›nlar›n, bülten, bildiri yaz›lama pullama gibi “yaz›nsal” faaliyetleri örgütlerken di¤er yandan sözlü propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›n›, güncel somutluktan, gerçeklikten gücünü alarak, etkili bir flekilde yürütmesi gerekir. Son dönemde bu yönde at›lan baz› olumlu ad›mlar var. Ancak proletaryan›n devrim bilimini kuflanm›fl Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisiyle donanm›fl öncünün salt yaz›nsal ve sözsel propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n› örgütleyerek bu alanda görev ve sorumluklar›n› yerine getirdi¤i ve getirece¤i söylenemez. O ayn› zamanda silahl› propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n› da ustaca örgütler. Bu silah›n, bizim gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkeler de daha etkili, sars›c›, uyand›r›c› ve politik iktidar hedefine yönlendirici etkisi oldu¤u aç›k ve inkar edilmez bir gerçektir. Devrimi gerçeklefltirmifl ülkelerin, devrimi gerçeklefltirme iddias›nda olan ülkelerin devrimci pratikleri bu tezin do¤rulu¤un ispatlayan olumlu pratik deney ve tecrübelerle doludur. Sürecin, kitlelerin, düflman›n gerçekli¤ini bütünlüklü olarak de¤erlendiren, zaman› ve yeri do¤ru tespit edilen, hedefi isabetlice seçilen, somut gerçekli¤e yan›t olan silahl› propaganda ve ajitasyon pratiklerinin uyand›r›c›, etkileyici ve örgütleyici özellikleri oldu¤u inkar edilmez bir gerçektir. “Silahlar›n elefltirel gücü” etkileyen, sarsan, uyand›ran ve harekete geçiren gücü tasfiyecili¤in bozucu ve kirletici havas›n›n etkili oldu¤u bu süreçte vazgeçilmez önemdedir. Çok yönlü etkili ve zenginlefltirici araçlar›n sürekli tarzda kullan›lmas›yla iflçi s›n›f› ve emekçiler etkilenmeye, düflünmeye ve bilinçlenmeye bafllar. Yönünü yeni yaflama çevirir. Örgütlenen küçük çapl› legal ve illegal eylemliklerde kullan›lan ve tafl›nan legal ve illegal pankart ve sloganlar›n etki s›n›rlar› ilk baflta dar ve zay›f olabilir. Bu “darl›¤›n” ve “zay›fl›¤›n” göreceli ve geçici oldu¤u, süreç içinde geniflleyen, etkileyen ve büyüyen güç olaca¤› bilinmelidir. Her zaman ilk ad›m “zay›f” ve görece olarak “ etkisiz ve güçsüz” olur. Ancak bu “zay›f “ve “etkisiz” güç, ad›mlar›n› sa¤lam, kararl›, etkili ve sürekli att›¤› sürece dalga dalga geniflleyen etkili bir güç durumuna dönüflür. Yaflanan suskunlu¤u k›rmak, parçalamak, devrimci olan› militan ve gerçekçi olan› yaflatmak için mütevazi ad›mlar› bafllatarak büyütmek, yaflamsal ihtiyaçt›r. Aslolan bu ad›mlar›n neden ve niçin at›lmas› gerekti¤inin bilincini kuflanmak ve cüretini göstermektir. At›lan ad›m›n etki büyüklü¤ü onun nicel de¤il, nitel gücündedir. Nas›l ki devrimci bir örgütün gücü, nicel say›s›nda de¤ilse onun nitel bilinç ve örgüt gücündeyse, ayn› flekilde örgütlenen her bir direnifl eylemi, sald›r› eylemi, legal, illegal kitle gösterilerinin gücü ve etkisi onun hakl›l›¤›nda ve meflrulu¤undad›r. Her ad›m› büyütmek, güçlendirmek bir görevdir. Ancak unutulmamal›d›r ki yüzler birler olmadan yaz›lmaz, binler de yüzler olmadan yaz›lmaz. S›n›f bilinçli proleterler bir yandan kendi partisini örgütlemeyi, yönetmeyi ö¤renirken, di¤er yandan kitleleri örgütlemeyi ve yönetmeyi ö¤renmeye bafllar. Bu iki halka ve görev iç içedir ve bütünlüklüdür. Biri di¤erinin varolufl zeminidir. Ayn› flekilde s›n›f bilinçli proleterle-
rin önderli¤inde ve öncülü¤ünde örgütlenen legal-illegal eylemlikler örgütlenebilece¤i gibi onun d›fl›nda küçük burjuva ve burjuva parti ve hareketlerin önderli¤inde örgütlenen eylemlikler içinde de yer al›nmal›d›r. ‹çinde olmak, d›fl›nda olmaktan her daim önem arzeder. ‹çinde olunmadan etkileme de¤ifltirme ve örgütleme gücü elde edilemez. D›fl›nda kal›nan her eylemlilik, küçük burjuva ve burjuvazinin etkisi alt›na b›rak›lm›fl alan olarak görülmelidir. Örgütleme bir etkileme sanat›d›r. Etkileme gücü olmayan›n örgütleme gücü olamaz. Ve bu güç maddi bir güce dönüflemez. Etkilemeyi sistematik ve düzenli tarzda yapan bilinç, örgütleyici güç durumuna dönüflür. Etkileme gücü, s›n›r›, örgütlendi¤i alan s›n›rlar›n› ço¤u zaman aflar. Bu nitelikle ilgili bir olayd›r. Bazen eylemin, hareketin gücünü örgütleyen örgütleme s›n›rlar›n› yeterince ölçemez. Sivas faflistlerinden hesap soran eylemin, Çank›r›, Euorogold vb. eylemliklerin etkileme ve uyand›rma gücünü, yönünü yeni yaflama çevirme gücünü kim inkar edebilir? Somutluk üzerinde yükselen yeri ve zaman› do¤ru tespit edilmifl, hedefi netlefltirilmifl bütün ön haz›rl›klar› tamamlanm›fl propaganda ve ajitasyon faaliyetinin örgütlenmesi durumunda, muazzam derecede bir örgütleme enerji, gücüne dönüflmesinin önünde hangi engel varl›k gösterebilir? Beyni ve yüre¤i etki alt›na alan devrimci coflku ve heyecan› yükselten bir fliirin, müzik parças›n›n, filmin, tiyatronun, roman ve öykünün, etkili ve sars›c› bir konuflman›n, renkli ve büyük bir illegal pankart›n, hedefe kilitlenmifl bir partizan öfkesinin gücünü kim inkar edebilir? Zindanlarda, miting ve yürüyüfllerde, düflmana cesaretli ve yi¤it bir karfl› koyuflun, militan bir karfl› duruflun, kurflun gibi delici slogan›n gücünü kim inkar edebilir? Propaganda ve ajitasyon, somut gerçeklik üzerinde etkili olur. Zaman seçimi do¤ru olan ve gerçeklik üzerinde yükselen her propaganda ve ajitasyon çal›flmas›, kitlelerin örgütleme potansiyelini, zeminini yarat›r. Görüflleri tarihin kendisi taraf›ndan, gerçe¤in her ad›m›nda do¤rulananlar yenilmez. S›n›f bilinçli proletarya, s›n›f savafl›m›n› gelifltirmek, onu yayg›nlaflt›rmak, etkili k›lmak için mücadelesini her alanda daha bilinçli ve örgütlü yürütmek zorundad›r. Yengi elde etmek istiyorsa güçlüklerin ve zorluklar›n bilincinde ve tehlikelerin, engellerin ay›rd›nda olmal›d›r. Her s›n›f bilinçli iflçi, kendi gücü oran›nda görev ve sorumluluklar›n› yerine getirdikçe, bilinç ve çabas›n› kolektifin parças› haline getirdikçe kitleler ayd›nlanmaya, örgütlenmeye, savaflmaya ve e¤itilmeye bafllar. Gericili¤in direnci tasfiyecilerin ihaneti, devrimci çabay› durduramayacakt›r. En büyük direnç ve ihanet, bilimin ve gerçe¤in yasalar›ndan, proletaryan›n ve ezilen dünya halklar›n›n devrim ihtiyac›ndan ve vicdan›ndan uzaklaflmakt›r. Bütün eksikliklere, geriliklere ve elveriflli olmayan koflullara ve eflitsizliklere ra¤men, yeter ki ad›mlar bilinçli ve cesaretli at›ls›n, yeter ki zorluklardan ve güçlüklerden y›l›nmas›n. “Tarihin lokomotifi olan devrimler, ezilenlerin ve sömürülenlerin bayram›d›r” der Marx. Ezilenlerin bayram mücadelesinin harc›, kan ve ateflten tu¤lalar› ter ve emekten örülecektir. Zor oldu¤u kadar onurlu ve yüksek devrimci duygu ile dolu olacakt›r.
21
14
PUSULA PROPAGANDA VE AJ‹TASYON FAAL‹YETLER‹ ÜZER‹NE Aç›klama; Bu yaz› elimize posta kanal› ile ulaflan, TKP/ML’nin Merkezi Kitle Yay›n Organ› olan ‹flçi Köylü Kurtuluflu’nun Ocak 2005 özel say›s›ndan al›nm›flt›r.
Komünist Partisi’nin, amaçlar›n› kitlelere anlatabilmesi ve kitleleri bu amaçlar etraf›nda birlefltirip harekete geçirebilmesi için, propaganda ve ajitasyon araçlar›n› yerinde ve zaman›nda, etkili ve do¤ru kullanmas› gerekir. Bu araçlar›n kullan›lmas›nda zaafl› olan bir Komünist Partisi’nin kitlelere ulaflmakta, kitleleri örgütleyip siyasal iktidar mücadelesine yöneltmekte ciddi sorunlarla yüz yüze gelmesi kaç›n›lmazd›r. Do¤ru bir propaganda ve ajitasyon, gücünü somutluktan almak zorundad›r. Hangi görsel arac›n, ajitasyonlu konuflman›n nerede ve nas›l yap›laca¤›n› planlamak kadar, yap›lacak olanlar›n somut durumla, somut sorunlarla ba¤lant›l› olmas› da o kadar önemli ve gereklidir. Gerekli olan di¤er bir fley ise, kullanaca¤›m›z propaganda araçlar›n›n kitleler taraf›ndan rahatça anlafl›l›r olmas›n› sa¤lamakt›r. Basit ve anlafl›l›r bir dil, hitap edece¤imiz kesimler taraf›ndan rahatça anlafl›lmam›z› sa¤lar. Propaganda faaliyetleri öncelikli olarak propaganda konusu/konular› hakk›nda araflt›rmay›, incelemeyi, ö¤renmeyi gerektirir. Her propagandac› kesinlikle, konusu hakk›nda yeterince bilgili olmal›d›r. Bilgili olmak ikna etme gücünün önemli bir parças›d›r. Etkili konuflmak, etkili tav›rlarla etraf›ndakileri kendini dinler k›lmak elbetteki propagandac› için önemli meziyetlerdir. Ancak, e¤er konusu hakk›nda bilgisi yetersiz ise, tüm bu meziyetlerin bir anlam› kalmaz. O halde önemli olan ve hatta olmazsa olmaz olan bir “meziyet” de bilgili olmakt›r. Her propagandac›, bu yüzden yetkin bir araflt›rmac›d›r, ö¤renmekten b›kmayan bir ö¤rencidir. Kuflkusuz, sonuçlar üzerinde dururken, bu sonuçlara yol açan nedenler üzerinde durmayan, çözüm ve kurtulufl perspektifini içermeyen bir propaganda eksik ve yetersizdir. Böyle bir propaganda gerçekte propaganda bile de¤ildir. Mesela, egemen s›n›flar›n sömürü politikas›n›n ezilenler cephesinde yol açt›¤› yoksulluktan ve y›k›mdan söz ederken; kurtuluflun nas›l olaca¤›n›, kurtuluflu sa¤layacak olan araçlar›n gereklili¤ini, biçimini, süreç ile iliflkisini, gelece¤ini somut olarak ifllememiz gerekir. Tek bafl›na sömürü ve zulüm politikas›n›n yol açt›¤› sonuçlardan söz etmek yetmez, bununla birlikte bu zulüm ve sömürünün nas›l gerçekleflti¤ini, geniflli¤ini ve derinli¤ini, gerçekleflmesine neden olan zemini de anlatabilmeliyiz. Ancak bunlarla birleflen bir kurtulufl yolu kitlelerin beyninde somut bir gerçeklik halini al›r, gerçekleflebilir kabul edilebilir. Kitleler ancak kendi gücünü kavrad›kça harekete
geçme bilincine yaklaflabilirler. Propaganda ve ajitasyon aras›na kal›n duvarlar çizemeyiz, ama bu ikisi aras›ndaki fark› görmeyece¤imiz anlam›na gelmez. Propaganda; olaylar›n, olgular›n neden ve sonuç iliflkilerini içeren, alternatif çözümler sunan, bir tarihi süreci kapsar. Elbetteki, her somut sorunda propaganda yöntemleri de¤iflebilir, ama süreç boyunca propagandan›n gereklili¤i ortadan kalkmaz. Ajitasyonun ay›rt edici özelli¤i ise, daha çok somut bir olaya dayanmas› ve ayn› zamanda duygulara hitap etmesidir. Ajitasyon, kitleleri coflturma ve harekete geçirme eylemidir. Örne¤in, faflistlerin kitleye yönelik sald›r›lar›nda, gecekondu y›k›mlar›nda, direnifl ve karfl› sald›r›y› örgütlemek, devrimci bir coflku yaratmak, moral ve motivasyonu yüksek tutmak için, yüreklendirici ve harekete geçirici konuflmalar yapmak ajitasyon yapmakt›r. Somut duruma denk düflen pratik bir tutum olarak ajitatif konuflmalar yapmak devrimci mücadele aç›s›ndan, kitlelerin devrimci özünü a盤a ç›kartmak aç›s›ndan, gerçe¤i birden gözler önüne sermek ve kitleleri gerçeklik karfl›s›nda etkili k›lmak aç›s›ndan kesinlikle olmas› gereken bir ad›md›r. Kuflkusuz ki, ajitasyonla her fleyi de¤ifltiremezsiniz, kitleleri kal›c› olarak devrimcilefltiremezsiniz, ancak sürekli ajitasyon sürekli ayd›nlanma, sürekli hareket sa¤lar ve bu süreç uzad›kça gerçe¤i tümüyle çözmeye giriflen kitleler yaratmaya katk› sa¤lam›fl oluruz. Ajitasyona bu gözle bakmak gerekir. Aksi durumda ya ajitasyonu anlams›z bulur ve yerine getirmeyiz ya da ajitasyondan çok fley bekler ve ondan erken bir flekilde uzaklafl›r›z. Aç›k ki kitlelere bak›fl aç›m›z onlar› devrimi gerçeklefltirmek üzere harekete geçirmektir. Bunun için onlar›n önemli oranda bilinçlenmesi gerekir. Ajitasyon bu sürecin sürekli bir parças›d›r. Ajitasyon çal›flmalar›nda elbette kitlenin ruh halini, o anki tepkilerini iyi gözlemlemek gerekir. Uygun olmayan koflullarda yap›lacak ajitasyonun hiçbir etkisi olmaz. Ajitasyon/propaganda faaliyetleri farkl› birçok araçla gerçeklefltirilebilir. A/P sözlü yap›labildi¤i gibi silahl› da yap›labilir. Bunu belirleyecek olan neye karfl›, ne için, nerede A/P yap›ld›¤›d›r. Yine, güncel siyasal geliflmeleri, kitlelerin anlayabilecekleri bir üslupla ve propaganda/ajitasyon araçlar›n› en iyi tarzda birlefltirerek anlatman›n, kitlelere bu araçlarla ulaflman›n, kitlelerin dikkatlerini sorunlara yöneltmenin pratik anlam›n› ve önemini kavramak zorunday›z. fiu aç›k ki, bir gazete da¤›t›m›nda dahi, yukar›da ifade etti¤imiz noktalar› gözard› etmememiz gerekiyor. Kitleler etkile-
28 Ocak-10 Şubat 2005 yici, dikkat çekici bir anlat›mla sorunlar›na vurgu yap›lan bir konuflmay›, makaleyi, bildiriyi, fliiri okur veya dinler. Tüm mesele siyasal iktidar mücadelesinde, kitleleri örgütleyip harekete geçirmek için bu propaganda ve ajitasyon araçlar›n›, yerinde ve zaman›nda, amac›na uygun bir tarzda kullanmakta dü¤ümleniyor. Elbetteki bu araçlar›n en etkileyici tarzda kullan›lmas› için bu araçlar› kullanacak kadro ve militanlar›n yetifltirilmesi, bu vas›flara sahip olan aktivistlerin bu alanlarda görevlendirilmesi gerekiyor. Herkesten bu görevleri beklemek gerçekçi bir yaklafl›m de¤ildir. Bu alanlar›n daha özel bir çaba ve beceriyi gerektirdi¤i aç›kt›r. Aç›k olan di¤er bir fley ise; bu beceriler ancak prati¤e dönük ve yo¤un bir emek ve çabayla kazan›l›r. Sorunu bu bak›fl aç›s›yla ele almal›y›z. Ve bu bak›fl aç›s›na uygun olarak semtlerde gecekondu y›k›mlar›na, her türlü yozlaflmaya, zamlara, bask› ve iflkencelere karfl› kitleleri direnifle sevk edecek, direnifle ça¤›racak ajitasyon araçlar›n› kullanmal›y›z. Sorunun daha iyi anlafl›lmas› için Proletarya Partisi’nin siyasal iktidar mücadelesinde propaganda ve ajitasyonun önemine dair yapt›¤› de¤erlendirmelere yeniden baflvuraca¤›z: “Propaganda ve ajitasyon faaliyetleri devrimin niteli¤ine ve içinde bulundu¤u aflamaya uygun olarak, devrimin stratejisine hizmet edecek flekilde ele al›nmal›d›r. Propaganda aç›s›ndan bunun anlam› fludur; devrimin asgari program›n› kitlelere kavratmak, kitleleri o temelde e¤itip harekete geçirmek için tüm araç ve yöntemleri kullanmak demektir. Ülkemizde temel mücadele biçimi silahl› mücadeledir. Devrimin yolu Halk Savafl›d›r. Dolay›s›yla bu iki olguyu gündeme getirir. Birincisi, propaganda ajitasyon ve kitleleri bilinçlendirme ve faaliyetlerin önemli parçalar›ndan birini, kitlelere ihtilalci bir ruh kazand›rma, onlara silahl› mücadelenin gereklili¤ini (daha do¤rusu kaç›n›lmazl›¤›n›) kavratma vb. oluflturur.” “Siyasi propaganda faaliyeti ile silahl› mücadele çeliflmez, silahl› mücadele genel olarak politik mücadelenin özel olarak da propaganda ve ajitasyonun bir biçimidir. Yani ajitasyon ve propagandan›n bar›flç›l biçimleri oldu¤u gibi, silahl› biçimleri de vard›r. Bar›flç›l ajitasyon ve propaganday›, silahl› mücadeleyi güçlendirici temelde ele almal›y›z. Siyasi ajitasyon ve propaganda, kitleleri örgütleme, Partinin önderli¤inde iktidara yürümesini ve almas›n› amaçl›yorsa silahl› mücadele ve silahl› propagandan›n da amac› budur.” (TKP/ML Merkezi Yay›n Organ› Komünist, Say› 16) Bu konuda yine ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n flu saptamalar›n› do¤ru kavrarsak güncel görevlerimizle bütünlefltirmemiz gerekir: “Ülkemizde de, Halk Ordusunun çekirde¤ini teflkil edecek olan gerilla gruplar›, sadece savaflmakla yetinmeyeceklerdir. Ayn› zamanda y›¤›nlar aras›nda propaganda ve ajitasyon yapmal›, y›¤›nlar› örgütlendirmek ve si-
lahland›rmak … gibi önemli görevleri de yerine getirecektir. (Seçme Eserler) Yaz›n›n girifl bölümünde, propagandan›n somuta ve güncel olan/olmas› gereken özelli¤ine de¤inmifltik. Dolay›s›yla bugün emperyalistlerin Irak iflgalinden hareketle iflgal ve iflgal karfl›t› mücadele ekseninde kitlelerin içinde emperyalist ve anti emperyalist mücadelenin önemi ve gereklili¤i üzerinde sözlü ve yaz›l› araçlarla propaganda ve ajitasyon çal›flmalar› yürütmek somuta denk düflen güncel bir görevdir. Bir emperyalist birlik olan, dünya halklar›n›n sömürülmesinde, halklara ait zenginliklerin talan edilmesinde baflat rollerden birini oynayan Avrupa Birli¤i’ne üyelik sorununda, Türk devletinin ve kimi oportünistlerin ve burjuva milliyetçilerin kitlelere yayd›klar› yalanlar›, gücünü gerçeklerden alan propagandayla deflifre etmek de güncel bir görevdir. Bu görevleri ço¤altmak daha da mümkündür. Örne¤in, Türk devletinin Kürt ulusuna yönelik çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar›n›, IMF reçetelerinin baflta iflçi ve memurlar olmak üzere tüm emekçiler cephesinde yaratt›¤› iflsizlik, örgütsüzleflme ve yoksullaflma politikalar›n› emperyalizmle ba¤›n› kurarak teflhir etmek vb. Yürütece¤imiz tüm bu propaganda ve ajitasyon faaliyetleri emperyalizme ve uflaklar›na karfl› sürdürdü¤ümüz Demokratik Halk Devrimi mücadelesine hizmet edecek, onu güçlendirecek nitelikte olmak zorundad›r. fiüphesiz ki, tüm araçlar›n bu mücadeleye gereken katk›lar› sunmas› için yerinde ve zaman›nda kullan›lmas› gerekir. At›lan slogan, yaz›lan makale, yürüyüflte tafl›nan pankart, gerçeklefltirilen silahl› eylem bu mant›¤a, bu anlay›fla uygun olmal›d›r. Ajitasyon-propaganda faaliyetlerinin bütün amac› kitlelerin belli hedefler için belli yöntemlerle ve belli biçimlerde birleflmesini sa¤lamakt›r. Kitlelerin yenilmez bir güç haline gelmesi ancak bu sayede gerçekleflebilir. Kitlelerin farkl› kesimleri devletin sald›r›lar›na farkl› biçimlerde, farkl› alanlarda maruz kal›rlar. ‹flçinin, köylünün, kamu emekçisinin, ö¤rencinin devlet ile iliflkisi, egemen s›n›flarla iliflkisi farkl› biçimlere sahiptir. Yine her s›n›f ve katman kendi içinde farkl› sorunlar yaflayabilmektedir. Bunun böyle olmas› bu sorunlar›n yarat›c›lar›n›n ayn› merkezler olmad›¤› anlam›na gelmez. Biliyoruz ki belli s›n›flar›n arac› olan devlet bu s›n›flar›n ç›kar›na uygun olarak yine belli s›n›flara karfl› sald›r›lar örgütlemektedir. Ya da bu gerçe¤i bizim tek bafl›na bilmemiz yetmez. Burada önemli olan, bu gerçe¤i kitlelere tafl›mak, kitleleri bu konuda ayd›nlatmakt›r. Ve bu gerçe¤i kitlelere tafl›man›n yolu da ancak her kesimin somut sorunlar› üzerinde propaganda ve ajitasyon faaliyetlerini yürütmekle sa¤lanabilir. Bu ba¤ gelifltikçe, ayd›nlanma eylemi büyüdükçe, baflta iflçi s›n›f› almak üzere tüm ezilenler sorunlar›n›n ve düflmanlar›n›n ortak oldu¤u gerçe¤ini kavrayacaklard›r. Ve kurtuluflu da birlikte arayacaklard›r.
23
14
28 Ocak-10 Şubat 2005
Fransa’da iflçiler grev eylemleri gerçeklefltirdiler!
18-20 Ocak günleri aras›nda, Fransa’da çeflitli sendikalar›n örgütledi¤i eylemler yap›ld›. Ço¤u grev alanlar›n› “‹fl, ücret ve kamu hizmetlerinin gelece¤i” talepleri doldurdu. Eylem haftas›n› bafllatanlar ise postac›lar oldu. Yaklafl›k 300 bin posta çal›flan› CGT, SUD, FO ve CFTC sendikalar›n›n ça¤r›s›yla, ülke çap›nda 24 saat greve ç›kt›. Bu sendikalar, posta çal›flanlar›n›n yüzde 80’ini temsil etmekte-
dir. 19 Ocak günü ise s›ra demiryolculardayd›. ‹flletmenin 2005 y›l›ndaki bütçesinin görüflülece¤i gün, genel müdürlük binas› yak›nlar›nda bir yürüyüfl düzenlendi. 170 bine yak›n çal›flan› olan demiryollar› iflletmesi, önümüzdeki sene 4000 kadar çal›flan›n› soka¤a atmay› planlamaktad›r. Grev ve eylemler, hem bu plana karfl›, hem de çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi talebi ile gerçekleflti-
Evrensel Bak›fl 2004 YILI ‹T‹BARIYLA HARTZ IV ve PAZARTES‹ M‹T‹NGLER‹NE GENEL B‹R BAKIfi!
AGENDA 2010 sald›r› paketi kapsam›nda gündeme gelen HARTZ IV, 2005 y›l› itibar› ile yürürlü¤e girdi. SPD-YEfi‹LLER koalisyonu hükümetince sermayenin istekleri do¤rultusunda flekillenen ve gelinen aflamada yasallaflarak yürürlü¤e giren HARTZ IV; iflçi s›n›f› ve emekçilere yönelik en kapsaml› sald›r›y› içermektedir. Daha 2005’in ilk günlerinde sosyal yard›m alan 130 bin insan›n sosyal yard›m› kesildi ve birçok insan›n da sosyal yard›m› ciddi oranda kesintiye u¤rad›. Resmi makamlar›n verdi¤i say›ya göre bir milyon üç yüz bin insan›n sosyal yard›m›, iflsizlik yard›m› ve iflsizlik paras› %30-40 aras› oranlarda kesintiye u¤rayacak. Bunun yan›nda çal›flan kesimleri de flu ya da bu flekilde etkileyecek çünkü; iflsiz kalan bir kifli önceden üç y›l iflsizlik paras› al›rken, bundan sonra 55 yafl›n üstü olanlar 18 ay, geri kalanlar 12 ay iflsizlik paras› alacak. ‹fl Bulma Kurumu taraf›ndan gösterilen herhangi bir iflte çal›flma zorunlulu¤u da getirilmekte ve burada kendi mesle¤i alan›nda ifl bulamayan biri, kurumun gösterdi¤i iflte çal›flmak durumunda kalmakta. ‹fli be¤enmeyip gitmeyen birinin ilk etapta yard›m› belli oranda kesilecek, ikinci bir durumda yard›m› daha fazla kesilecek ve üçüncü kez yinelendi¤inde ise yard›m tümden kesilecek. Önceden iflsizlik yard›m› alan bir birey; y›ll›k üç hafta izin hakk› varken, yeni uygulama ile bu hak ortadan kald›r›lmaktad›r. Buna benzer bir dolu hükmü getiren HARTZ IV uygulamas› ileriki süreçte de boyutlanarak devam edecektir. Fakat sorun yaln›zca bununla s›n›rl› ol-
may›p; sa¤l›k, emeklilik ve e¤itim alanlar›nda da ciddi oranda k›s›tlamalar yap›lmaktad›r. Yani k›saca, sermayenin sald›r›s› toplumsal yaflam›n hemen tüm alanlar›nda kendisini göstermektedir. Almanya aya¤›n› oluflturan AGENDA 2010, HARTZ programlar› yaln›zca buras› ile s›n›rl› olmay›p AB üyesi ülkelerde de farkl› isimler alt›nda neredeyse efl zamanl› bir flekilde gündeme gelmifltir. Buradan hareketle sald›r›lar›n emperyalistlerce çok öncesinden planlan›p karar alt›na al›nd›¤› çok rahatl›kla görülebilmektedir. Özellikle 1995 ve 1997 y›llar›nda yap›lan GATT, GATS toplant›s› ve kararlar›nda bugünkü sald›r›lar›n ç›k›fl noktas›n› görebilmekteyiz. Yine bu sald›r› programlar›n›n AB emperyalizminin di¤er emperyalistlere karfl› rekabet gücünü art›rma amac›n› da tafl›d›¤› bizzat kendilerince de ifade edilmifltir. Burada hem sermayenin önündeki engeller kald›r›lmaya çal›fl›l›rken; hem de ulusalc›l›k yönü propaganda edilerek emekçi kitleler yedeklenmeye çal›fl›lmaktad›r. Yine bununla birlikte bilumum sa¤c› partilerin ve faflistlerin dü¤meye bas›lm›flças›na benzer söylemler de bulunmas›, faflist provokasyon ve ›rkç› sald›r›larda art›fl olmas›, göçmenleri ve yabanc›lar› hedef göstererek yerli halklarla karfl› karfl›ya getirme çabas› tesadüfi olmasa gerek! Sorun yaln›zca sosyal haklar›n budanmas›, yok edilmesi ile s›n›rl› olmay›p çok daha genifl bir yelpazeyi kapsamaktad›r. Emperyalist burjuvazinin ve uflaklar›n›n yeniden yap›land›rma ad› alt›nda bafllatm›fl olduklar› bu sald›r›lara karfl› mü-
rilmektedir. ‹flkolunda bulunan 7 büyük sendikan›n ortak ça¤r›s› do¤rultusunda, trenlerin 36 saat çal›flmayaca¤› belirtildi. Yine 19 Ocak’ta gaz-elektrik iflletmesi (EDF-GDF) çal›flanlar› ifl b›rakt›lar. ‹flletmede çal›flanlar›n ço¤unlu¤unun üye oldu¤u CGT sendikas› 24 saat boyunca ifl b›rakma eylemi yapt›. O gün ayn› zamanda iflletmenin yönetim kurulunun bütçe toplant›s› da yap›ld›. 20 Ocak tarihinde ise kamu emekçisi ve e¤itimciler, 5 milyon kifliyi kapsad›¤› belirtilen eylemler gerçeklefltirdiler. CGT, CFDT, FO, FSU, UNSA ve CFDT sendikalar›, kendi üyelerini ve tüm kamu çal›flanlar›n› ücret, ifl güvencesi ve kamu hizmetlerinin süreklili¤i için 24 saat greve ça¤›rd›. Ayn› zamanda e¤itimcilerin taleplerinden biri de, 1000’ e yak›n e¤itimcinin iflten at›lmas›na karfl› olmay› içeriyordu. Ayr›ca sa¤c› hükümete karfl› bir araya gelen sendika federasyonlar›, 5 fiubat tarihinde tekrar bir dizi eylemlikler gerçeklefltireceklerini aç›klad›lar. cadele ederken, kendimizi belirli alanlar ile s›n›rlamay›p olgulara daha genifl bir pencereden bakmal›; öne ç›kan sorunlar, çeliflkiler üzerinden mücadeleyi örgütlemek zorunday›z! Özellikle kitleleri seferber etmede mücadelenin öznesi olduklar›n› bir an bile unutmadan hareket etmek ve buna göre ajitasyon-propaganda çal›flmas›n› ele almak durumunday›z. Bununla birlikte hareket edebilece¤imiz tüm güçlerle mümkün oldu¤unca daha fazla bir araya gelmek zorunday›z! fiayet burada yaflayan göçmen iflçileri, emekçileri bire bir etkileyen bu sorunlar bir gerçeklik ise; ve yerli iflçi, emekçi halklarla da sorunlar ortaklaflm›flsa; bu süreçte yap›lmas› gerekenler de bellidir. Hat›rlanaca¤› üzere, HARTZ IV program› gündeme getirilmeye baflland›¤› dönemlerde; toplumda oluflan rahats›zl›k sonras› A¤ustos 2004 tarihinde, Almanya’n›n do¤u eyaletlerinde genel anlam›yla kendili¤inden bafllayan “Pazartesi Mitingleri”, k›sa bir zaman içerisinde yüz binleri ifade eden kitlelerin sokak eylemlerine dönüflmüfltü. Her renkten örgütlerin, çevrelerin, partilerin, insan haklar› kurulufllar›n›n ve kimi kilise çevrelerinin de yer ald›¤› bu süreç; belli bir zaman sonras›nda bölgeler baflta olmak üzere, genel olarak kitleselli¤ini kaybetmifl, darlaflm›fl ve gittikçe marjinal bir hal almaya bafllam›flt›r. Bunun tek bir nedeni olmad›¤› gibi; devrimci örgütlerin, ilerici kurumlar›n ve demokratik kitle örgütlerinin bu sürece iliflkin politikalar›, yaklafl›mlar› ve faaliyet tarzlar›ndaki zaafl› yanlar› etkilidir denilebilir. Bunlar› de¤erlendirmek durumunday›z. Çünkü; 2005 y›l› boyunca da “Pazartesi Mitingleri” devam edecek ve bunun için geçmifl sürecin zaafl›, eksik yanlar›n› kendi cephemizden de¤erlendirip; olumlu, olumsuz yanlar›yla birlikte bir sonuç ç›kartmal› ve önümüzdeki pratik sürece, bu dersler ›fl›¤›nda bir yönelim vermek durumunday›z,. Öncelikle “Pazartesi Mitingleri” ad›
Afgan tutsaklar: “‹fiKENCE GÖRDÜK!” Afganistan’›n baflkenti Kabil yak›nlar›nda, ABD ordusuna ait Bagram üssünde tutulan 81 Afgan tutsak serbest b›rak›ld›. B›rak›ld›ktan sonra ifade vermek üzere otobüslerle Afgan Yüksek Mahkemesi’ne götürülen mahkumlar, iflkence gördüklerini söylediler. ‘Yaflad›klar›n›z› unutun!’ Yüksek mahkeme baflkan› Faz›l Hadi fienvari ise, esirlerden evlerine dönmelerini ve hapishanede yaflad›klar›n› unutmalar›n› istedi. Daha önce bu esirlerin Guantanamo’dan serbest b›rak›ld›klar› aç›klanm›flt›. Ancak bu bilgi daha sonra yalanland› ve bu kiflilerin Bagram’dan b›rak›ld›klar› belirtildi. ABD ordusu 2001’deki Afganistan savafl›n›n ard›ndan yüzlerce El Kaide ve Taliban esirini Küba’daki Guantanamo Üssü’nde tutmaya bafllam›flt›. ‹nsan haklar› savunucular› bu esirleri Cenevre Sözleflmesi kapsam›na almayan Washington yönetimini sert bir flekilde elefltirse de, ABD bildi¤ini okumaya devam ediyor. alt›nda örgütlenen eylemlerin; kendili¤inden ç›k›fl›na ra¤men k›sa bir süre içerisinde devrimci örgütlerin, demokratik kitle örgütlerinin ve ilerici kurumlar›n müdahalesi ile daha örgütlü ve hedefi belirlenen bir rotaya sokulmas› çabas›n›n olumlu oldu¤una de¤inmek gerekmektedir. Fakat yaln›zca bu yan› görüp eksik, zaafl› yan› görmemek ise süreci t›kayan, sekteye u¤ratan bir ifllev görecektir. Eksik kal›nan en önemli nokta özellikle revizyonist, reformist, tasfiyeci anlay›fllar›n eylem platformu içinde yer almaya bafllad›¤› andan itibaren, onlar›n politikalar›n›n iç yüzünü teflhir etmede hantal davran›lmas›, en genifl çevrelerle bir araya gelme ad›na yer yer bu zaafa düflülmesidir. Ayr›ca HARTZ IV sald›r› paketinin gelinen aflamada yasallaflmas›, iflsizlik yard›m› ve sosyal yard›m alan yüz binlerce kitleyi ciddi oranda etkilemesi söz konusu ise ve bu kitle içerisinde hedef kitle olarak gösterilen Türkiyeli kitleler daha da çok etkilenecekse; Türkiyeli devrimci örgütlerin, demokratik kitle derneklerinin de sürecin izleyicisi, kat›l›mc›s› de¤il bizzat sürecin bir bilefleni ve örgütleyicisi olmal›d›r. S›n›f mücadelesinin sorunlar›n› ancak s›n›f mücadelesinin içinde yer alarak çözebilece¤imiz gibi, kitleleri de ancak bu sorunlar etraf›nda örgütleyebiliriz. Gerek s›n›f mücadelesi prati¤inde, gerekse kitleleri örgütleme prati¤inde baflar› sa¤lamak istiyorsak, -ki istiyoruz- öyleyse yapmam›z gereken sorumluluk bilinciyle hareket edip mücadelede ›srarl› olmakt›r. Israrl›, istikrarl› ve sab›rl› olundu¤u müddetçe baflar› kaç›n›lmazd›r. Her ad›m›n bir birikime evrildi¤ini unutmadan ve her birikimin yeni birikimlere yol açt›¤›n› bilerek; kurumlar›m›z›, kendimizi ve çevremizi sürekli gelifltirerek var olan çeliflkileri çözme becerisini her ad›mda gösterebilmeliyiz. Yeter ki mücadelede sebat edelim!
28 Ocak-10 Şubat 2005
26
14
“Teslim ol, kar›n elimizde!” Yaflam haklar› ellerinden al›n›p evleri bafllar›na y›k›lan Irakl› kad›nlar›n durumunu Irak Yurtseverler Birli¤i iflgal, öncesi ve sonras›n› karfl›laflt›rarak somut verilerle gözler önüne seriyor.
ABD ve ‹ngiliz emperyalizminin Irak’ta girifltikleri iflgalin, Irak halk›n› nas›l “özgürlefltirdi¤i” gelen katliam haberleri, tutuklama ve gözalt›lar, iflkenceler ve her biri insan›n tüylerini diken diken eden görüntüler eflli¤inde tüm dünyaya yans›yor. Asya’da tsunami felaketinde “yard›m” için birbirleriyle yar›flan emperyalist ülkeler, kendi elleriyle yaratt›klar› felaketin boyutlar›n›n tsunami felaketinin ma¤durlar› kadar oldu¤unu ne görmek ne de göstermek istemiyor. Tsunami sonucu hayat›n› kaybedenler 150 bini geçerken, Irak’ta yaln›zca bir y›lda yaflam›n› kaybedenlerin say›s›n›n 100 bini aflt›¤›n› söylüyor gözlemciler. ‹flgal öncesi durumlar› zaten iyi olmayan Irakl› kad›nlar ise, bu “özgürlefltirme operasyonu”ndan en fazla zarar› görenlerin bafl›nda geliyor, çocuklarla birlikte. Yaflam haklar› ellerinden al›n›p evleri bafllar›na y›k›lan Irakl› kad›nlar›n durumunu Irak Yurtseverler Birli¤i iflgal, öncesi ve sonras›n› karfl›laflt›rarak somut verilerle gözler önüne seriyor. Bu
araflt›rmaya göre; - ‹flgal öncesi Irakl› kad›n›n durumu: * Okur-yazarl›k oran› %100 * E¤itimli kad›n›n oran› fazla; bilim insan›, profesör, doktor olarak çal›flan kad›n say›s› oldukça fazla * Kamusal ve siyasi yaflama kat›lma hakk›na sahip olarak de¤erlendirilirken belli sorunlara da sahip oldu¤u, bunlar›n; ekonomik sorunlar, ABD’nin bombalamalar›, kabile kültürü ve tam siyasi özgürlükten yoksun olma oldu¤u vurgulan›yor. - ‹flgal sonras› sosyal aç›dan kad›n›n durumu: * Irakl› kad›nlar kaç›r›lmakta. (Irak gazetelerine göre yaln›zca Kerkük’te 30 k›z kaç›r›lm›fl.) Bu nedenle aileler k›zlar›n› okula göndermekten kaç›n›yor. * Irakl› kad›nlar hapsediliyor. Yaklafl›k 800-900 kad›n tutsak var. * Irakl› kad›nlar›n pekço¤u eflleri direniflçi oldu¤u için hapsediliyor. “Teslim ol, kar›n elimizde!” cümlesi kad›n›n bir flantaj unsuru olarak kocas›na
karfl› kullan›lmas›n› ifade ediyor. * Irakl› kad›nlar “suyumuz, gaz›m›z, elektri¤imiz yok ve iflgalciler bizi uygarlaflt›r›yor!” diyerek, iflgal sonras› zorlaflan ve olanaks›zlaflan yaflamlar›n› aktar›yor ve “hapishaneleri y›k›n!” diyorlar; ki ülke flu an büyük bir hapishaneye döndürülmeye çal›fl›l›yor iflgalciler taraf›ndan. Irakl› kad›nlar niye hapiste? (Ba¤dat ‹flgal Gözlem Merkezi’ne göre) * Siyasi ve dini görüfllerinden dolay› (esas olarak ‹slamc›lar ve Baas Partililer) * Direnifle yard›m etti¤i için, direniflçi oldu¤u için ve iflgal karfl›t› etkinliklere kat›ld›¤› için. * Önceki rejim yöneticilerinin akrabas› oldu¤u için. Yap›lan aç›klamada Irakl› kad›n tutsaklara; çok küçük hücrelerde tutma, tecavüz, erkek askerlerin önünde ç›plak durmaya zorlama gibi iflkence metodlar›n›n kullan›ld›¤› belirtiliyor. Irak’ta kad›n örgütleri Feminist Amerikan örgütü RTI ve USAID’in Irakl› kad›n örgütlerini destekledi¤inin belirtildi¤i aç›klamada flu örgütler s›ralan›yor: * “Kad›n Kad›n ‹çin (Ban Al- Sarraf)” * “Bar›fl için Örgüt” * “Irak Kad›n›n Özgürlü¤ü Örgü-
tü” ve “Kad›n Merkezleri”nin ise Irak Komünist ‹flçi Partisi’nce desteklendi¤i belirtiliyor. Bu örgütler Irakl› kad›n örgütleri, bunlardan baflka bir de ABD emperyalizminin güdümünde olan, onlar taraf›ndan desteklenen ve o do¤rultuda politika üreten kad›n örgütleri var. Bunlar iflgalcilerin iflbirlikçisi konumunda ve iflgali meflrulaflt›rma gibi bir ifllev görmeye çal›flan “sivil toplum örgütleri.” 8 Mart 2004’te ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell bu iki örgüte “yard›m” etti: Bunlardan biri Irakl› Kad›na Demokrasi ‹nisiyatifi ve 10 milyon dolarl›k; Amerika-Irak Kad›n A¤› ‹nisiyatifi ise, 27 milyon dolarl›k bir yard›m ald›. Emperyalizmin “hay›r iflleri”ne merakl› olmad›¤› bugün dünyan›n dört bir yan›nda ç›karlar› için döktü¤ü kandan bilinmektedir. O yüzden bu kad›n örgütleri ABD’nin özgürlefltirmesini savunma karfl›l›¤› bu pay› bütçelerine eklemifllerdir. Irakl› kad›nlar›n da iflgale karfl› erkeklerle beraber direndi¤inin belirtildi¤i aç›klama, Irak’ta feda eylemi yapan iki kad›n direniflçinin isimlerinin an›lmas›yla son buluyor: Navr Al- Shomary ve Widaad Al- Doulaimi. Bu yi¤it kad›nlar bugün iflgale karfl› kad›n› erke¤iyle direnen Irak halk›n›n tarihinde ad› lanetlenerek an›lacaklara inat, ülkelerinin tarihinde onurlu yerlerini al›yorlar.
Muhalif kültür merkezleri üzerindeki bask›lar devam ediyor D‹HA (Dicle Haber Ajans›) taraf›ndan yap›lan bir araflt›rma için yaflad›klar› sorunlar› dile getiren ‹dil Kültür Merkezi, Mezopotamya Kültür Merkezi, Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi ve Tohum Kültür Merkezi kurulduklar› günden itibaren kendilerine yönelik gelifltirilen her türlü bask› ve kapatmaya karfl› mücadele etmeye devam edeceklerini belirttiler. ‹dil Kültür Merkezi çal›flan› ve Grup Yorum eleman› olan ‹nan Alt›n, ‹dil Kültür Merkezi’nin etkinlik salonunun ve kafeterya bölümünün ruhsat› olmad›¤› gerekçesi ile mühürlendi¤ini belirterek, bütün teknik ifllemleri tamamlad›klar› halde, emniyet taraf›ndan sürekli yeni bahanelerle karfl› karfl›ya b›rak›ld›klar›n› dile getirdi: “Yasal olarak, yang›n merdivenlerinin geniflli¤i 80 cm olmas› gerekiyormufl. Ama bizim de içinde yer ald›¤›m›z binan›n merdiven geniflli¤i 60 cm idi. 9 katl› binan›n hepsinde ayn› merdivenler varken ve onlar iflletmelerini aç›k tutarken Emniyet sadece bize yöneliyor. Biz de dar demesinler diye 60 cm’lik merdivenlerin 100 cm’ye ç›kard›k. Ama bu da yetmedi. Yang›n ç›k›fl levhalar›, yang›n tüpleri ve iki de e¤itimli per-
sonel istediler. Onlar› da tamamlad›k. Yine olmad›. Buran›n iflletmecisinin sa¤l›k raporunu istediler. Göz muayenesi, kalp muayenesi, kan tahlilleri vs. hepsini tamamlay›p emniyete verdik. Ama kültür merkezimizin etkinlik salonu ve kafeteryas› hala kapal›.” “Devlet sanat›n gücünden korkuyor” Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi (YÇKM) çal›flanlar›ndan ve Grup Munzur Solisti Dursun Güngör ise, 2000 y›l›nda, demokratik sivil toplum temsilcilerinin kat›l›m›yla gerçeklefltirdikleri “‹nsan, Haklar› ile ‹nsand›r” konulu panel yüzünden salonlar›n›n kapat›ld›¤›na dikkat çekerek, çok u¤raflmalar›na ra¤men emniyetin kendilerine ruhsatlar›n› geri vermedi¤ini söyledi. “Bask›lar çeflitli yöntemlerle sürüyor” Yo¤un göç alan ‹stanbul’un Bahçelievler ‹lçesi’ne ba¤l› So¤anl› Semti’nde kurulan Tohum Kültür Merkezi’nin (TKM) Yönetim Kurulu Üyesi ‹lknur Petek ise sosyal ünitelerin yok denecek kadar az oldu¤u bu semtte gerçeklefltirdikle-
ri etkinlikler nedeniyle 1997 y›l›nda salonlar›n›n mühürlendi¤ini vurgulad›. Tiyatro atölyesi, müzik gruplar›, ba¤lama, halk oyunlar› atölyeleri ile yeni demokrasi kültürünü yaratmaya ve yaflatmaya çal›flt›klar›n› belirten Petek, “Çeflitli yöntemlerle bask›s›n› sürdüren devlet, kurumumuz üzerindeki bask›s›n› daha özgünlefltirerek devrimci gruplar›n ve sanatç›lar›n tiyatro oyunlar›n›n sahnelenmesine olanak tan›d›¤›m›z TKM etkinlik sahnesini mühürledi. Gerekçe olarak yang›n merdiveni ve yang›n tertibat› gösterilmifltir. Bu eksiklikler giderilmifl bunun üzerine k›sa bir süre tekrar aç›lan salonumuz bu kez de belediyenin geçici ruhsat› yenilemesi gerekti¤i bahane edilerek 1999’da tekrar mühürlenmifltir. ‹mar plan›n›n yap›lmamas› nedeniyle ilçedeki iflletmelerin neredeyse tamam›n›n geçici ruhsatla iflletildi¤ini söylememize ra¤men salonumuz hala aç›lmam›flt›r” fleklinde konufltu. Tüm bu bask›lara karfl› muhalif kültür merkezleri olarak bir platform oluflturmay› amaçlad›klar›n› belirten Petek, “Çözüm olarak ‹stanbul Kültür Merkezleri Platformu ad›yla bir oluflum için çal›flmalar›m›z devam etmekte-
dir. En az›ndan bu keyfi bask›lara karfl› dayan›flmak, devrimci sanat alan›nda üretilen yap›tlar› bir arada sahneleyerek güçlü bir karfl› koyuflla bask›lar› halk›m›zla birlikte geriletebiliriz” dedi. MKM’nin salonu 7 y›ld›r mühürlü 1991 y›l›ndan beridir çal›flmalar›n› yürüttükleri Mezopotamya Kültür Merkezi’nin etkinlik salonunun 1998’den beri mühürlü oldu¤unu belirten müzisyen Serap Sönmez de devletin yanl› tutumuna dikkat çekti. Salonlar›n›n kapat›lmas›na ses ve gürültünün gerekçe gösterildi¤ini iflaret eden Sönmez, “Kültür kurumlar›n›n ya da bar ve pavyonlar gibi gürültülü yerlerin camii ve okullara en az 200 metre uzakl›kta olmas› gerekti¤ini söylüyorlar. Buran›n hemen yak›n›nda Anadolu Lisesi var. Konserlerimizin yasaklanmas›n›n gerekçesi de bu okul. Ama bu okula bizimle ayn› uzakl›kta olan barlar ve pavyonlar da vard›. Hala da çok yak›n›m›zda olup da gürültü yapan yerler var. Kald› ki bu salonun ses yal›t›m› var. Çevreye hiçbir flekilde rahats›zl›k verilmiyordu” dedi. (H. Merkezi)
27
14
28 Ocak-10 Şubat 2005
Tohum Kültür Merkezi’nden 9. kurulufl etkinli¤i Emperyalizmin yoz kültürüne karfl› Yeni Demokrasi Kültürü’nü gelifltirme mücadelesi veren Tohum Kültür Merkezi’nin 9. kurulufl y›ldönümü 16 Ocak’ta yap›lan bir etkinlikle kutland›. Ayn› zamanda devrim ve komünizm flehitlerinin an›ld›¤› etkinlikte devrim ve komünizm flehitleri flahs›nda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan Parti ve devrim flehitlerinin foto¤raflar›n›n yer ald›¤› slayt gösterimi sunuldu. Slayt s›ras›nda flehitlerin resimleri alk›fllarla karfl›land›. Ard›ndan kavgan›n omuzlay›c›lar›ndan olan analar›m›z ad›na 9 Kas›m’da flehit düflen Aflk›n Günel’in annesi bir konuflma yapt›. Devletin zulmünden bahseden ana, herkesi mücadeleyi büyütmeye ça¤›rd›. Daha sonra, devrimci dayan›flman›n güzel bir örne¤i olarak ‹flçi Kültür Evi bünyesinde faaliyet yürüten Grup Eksen devrimci türküleriyle, BEKSAV bünyesinde çal›flan Tiyatro ‹mge de Medea adl› tiyatro oyunuyla etkinlikte yerini ald›. Tiyatro gösteriminin ard›ndan konuflma yapan ‹HD Genel Merkez Onur Kurulu
Üyesi ve Umut Yay›mc›l›k taraf›ndan yay›mlanan Ç›ban adl› kitab›n yazar› Cafer Demir, devrimci-demokrat kültürü yaratman›n, gelifltirmenin ve yayg›nlaflt›rman›n önemine vurgu yaparak devletin bu konudaki bask›lar›n› anlatt›. Konuflmadan sonra Mehmet Durna sahne alarak Kürtçe ve Zazaca türküleri söyledi. Durna, ayn› zamanda semtlerde aç›lan barlarda insanlar›n üretimsizli¤ine ve yozlaflmas›na de¤indi. Daha sonra söz alan Gülmez Ana Parti ve devrim flehitleri üzerine bir konuflma yaparak, flehitlerimizden ve mücadelenin gereklili¤inden bahsetti. Halil Çak›ro¤lu üzerine yakt›¤› a¤›d› söyledi. Etkinlikte ayr›ca Partizan, YDG, ILPS, DDSB’nin gönderdi¤i mesajlar›n okunmas› coflku yaratt›. Etkinlikte son olarak sahneye ç›kan Tohum Kültür Merkezi Müzik Grubu söyledi¤i devrimci marfl ve türkülerle coflkuyu art›rd›. Etkinlik çekilen halaylarla son buldu. (‹stanbul)
Tohum Kültür Merkezi K›sa Film Festivali üzerine;
Sanat›n bütün dallar›nda oldu¤u gibi sinema da; yaflam›n içinden süzülen, eme¤in, umudun, sevdan›n, dostlu¤un, ihanetin, ç›kar›n, ölümün, ayr›l›¤›n ve daha bir dizi insana ve insanl›¤a has olgular›n film karelerine nakfledilmesidir. “Halkla buluflmayan ‘sanat’ sanat de¤ildir” anlay›fl› ile sineman›n da yaflam›n içinden ç›kt›¤› gibi yaflam›n özneleriyle buluflmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. Bu buluflmadan kast›m›z; bugün insanlar›n içinde bulunduklar› maddi koflullar ve kültürel flekilleniflin sonucu olarak sanata yabanc›laflt›r›lmas› gerçekli¤ini k›rmakt›r. Sinemay› halkla buluflturmak için Kültür Merkezimizde hafta sonlar› düzenledi¤imiz sinema gösterimleri bu hedeflerimizin mütevazi ad›mlar›d›r. Bu mütevazi ad›m› daha cürretkarca büyütmek için düzenleyece¤imiz K›sa Film Festivali tüm dostlar›m›z›n, sinema severlerin ve k›sa filmci arkadafllar›n deste¤i ile karfl›l›k bulacakt›r. Uzun bir öykünün bafll›¤› ya da çar-
p›c› bir pragraf›d›r k›sa film. Anl›k karelerin y›ll›k etkileri vard›r. Bu etkiyi profesyonel bir ruhla halk›m›zla buluflturmak; sinemay› özelde de k›sa filmi, marjinalli¤inden ç›karmak, yayg›nlaflt›rmak, yeni yetenek ve ürünleri keflfetmek için sarf etti¤imiz eme¤in, özverinin karfl›l›k bulaca¤›n› umuyor ve inan›yoruz. “K›sa Filmler Tohum Kültür Merkezi’nde Halkla Bulufluyor” fliar›yla düzenledi¤imiz çal›flmay› az önce de ifade etti¤imiz temelde holdinglerin, bankalar›n farkl› kayg›larla tekeline ald›klar› k›sa filmleri s›rça fanusu k›r›p, halkla buluflturmak kayg›s› ile ele al›yoruz. Festivalimizde bize ulaflan filmler; emekçilerin eme¤i daha iyi anlayaca¤›, de¤erlendirece¤i inanc›yla genifl y›¤›nlara izletmeyi ve onlar›n de¤erlendirmesine tabi tutmay› anlay›fl olarak benimsiyoruz. Yani festivalimizin jurisi iflçiler, iflsizler, ö¤renciler, ev kad›nlar› k›sacas› halk›m›z olacak... Tohum Kültür Merkezi
Film festivali için gerekli bilgiler Filmlerin son teslim tarihi: 1 MART 2005 Ulafl›m adresi: TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹ So¤anl› Mh. Mimar Sinan Cad. 62/5 Bahçelievler/‹stanbul Tel/Fax: 0212 643 22 33 F‹LMLER‹N POSTA YOLU ‹LE ‹LET‹M‹, iadeli-tahhütlü, kargo ya da APS ile olmal›d›r. Filmler, VCD ve DVD format›nda gönderilmelidir. Festivalimiz ücretsiz olup, 22-23-24 May›s 2005 tarihlerinde Kültür Merkezimizde yap›lacakt›r.
Kartal’da tiyatro yeri bulunam›yor! Kartal Sanat Tiyatrosu emekçileri 17 Ocak Pazartesi günü saat 14:00’te Tiyatro Merkezi önünde Merkez’in y›k›lma karar›n› protesto eden bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Çeflitli sanatç›lar›n da kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda konuflan Sunay Ak›n “Y›k›lmak istenen tiyatrodur, Kartal’d›r. Eczac›bafl› ‹lkö¤retim Okulu’nun alt›ndaki harabe yeri tüm tiyatro sevenlerin faaliyetlerini gösteren bir yer haline getirdiler. Tiyatrolar›na sahip ç›kt›lar. Ve flimdi y›kmak istiyorlar. Hiçbir yer göstermeksizin. Kartal kaymakam› tiyatroyu, Kartal halk›n› öldürmek istiyor” dedi. Sunay Ak›n’›n ard›ndan Kartal Sanat Ti-
yatrosu Genel Sanat Yönetmeni Nihat Nadi Ülger de bir aç›klama yapt›. Ülger ise “Kartal Sanat Tiyatrosu’nun binas› y›k›l›yor ve koskoca Kartal’da tiyatroya yer bulunam›yor. ‹çinde bulundu¤umuz alan bize ba¤›fllanmad›. Yasalar çerçevesinde kiralad›k ve kulland›k. fiimdi elimizde sözleflmemizle bizi soka¤a atanlar ne bir yer gösteriyorlar ne de buray› tiyatro yapmak için harcad›¤›m›z eme¤e sayg› gösteriyorlar. Bizim, Kartal’›m›z için harcad›¤›m›z eme¤imizi çöpe atmaya haz›rlan›yorlar” dedi. Aç›klama boyunca “Yaflas›n tiyatro, yaflas›n sanat” slogan› at›ld›. (Kartal)
28 Ocak-10 Şubat 2005
28
14
O¤ulcan›ma, yoldafl›ma...
Gözleri cin gibi bakard›... daha çok küçükken gerillay› görmüfl, sevmiflti çocuk yüre¤iyle. Gerilladaki samimiyeti, dürüstlü¤ü, içtenli¤i anlam›fl, her gelifllerinde arkalar›ndan a¤lar olmufltu. Zeki olmas›ndan kaynakl› 5 yafl›nda okula bafllam›flt›. Hevesliydi okumaya. Okul ona bambaflka bir dünyan›n kap›lar›n› açm›fl, kitaplarda gördü¤ü her güzel resme heveslenir olmufltu. Türkçe kitaplar›nda ne güzel resimler vard›. Aileyi tan›t›rd› kitaplar, büyükanne, büyükbaba, baba, anne ve çocuklar her daim güler yüzlü ve mutluydular kitaplarda... Büyükanne ve büyükbaba torunlar›na ne güzel masallar anlat›r, onlar› çocuk park›na götürürlerdi. Baba hiç iflsiz kalmazd›, sürekli ifli vard› ve anne sabah erken kalkar, çocuklar›n› okula, kocas›n› ifle yollar. Sofrada envai çeflit kahvalt›l›klar vard›r her zaman. Sonra anne her k›fl reçelini turflusunu yapar, evin yeme¤i her vakit zaman›nda haz›rd›r. Baba tam saat yedide evde olur. Sofrada çeflit çeflit yemekler vard›r, ayr›ca istisnas›z aile fertlerinin yüzleri güleçtir, yanaklar› pembe pembedir. K›yafetleri yenidir, yamas›zd›r, renkleri parlakt›r. Ve hayat böyle düzenli mutlu geçer gider kitaplarda... Aflk›n aileyi önce böyle resimlerden tan›d›. Fakat birkaç y›l geçince kitaplardaki hayat›n kendi ailesinde olmad›¤›n› gördü, gerçi onun da ninesi, dedesi vard› ama onlar da sabah erkenden kalkar masal anlatmak, örgü örmek bir kenara dursun, mal ve davarla u¤rafl›r, odun keser ve tafl›r, ellerindeki nas›rlar›n a¤r›s›na, bellerinin bükülmesine ald›rmadan ba¤ bahçe ifllerinde çal›fl›rlard›, babas›n›n hiç bir zaman sürekli ifli olmam›flt›, o da erken kalkar çocuklar›n›n karn›n› doyurabilmek için yats›ya kadar koflturur du-
Aflk›na Merhaba dostlar! Sizlerin de bildi¤i gibi son süreçlerde emperyalist savafl gündeminin yafland›¤›, faflist sald›r›lar›n artt›¤› bir dönemdeyiz. Bir yandan artan faflist sald›r›lar di¤er yandan ise artan bu sald›r›lara karfl› verilen devrimcilerin ve komünistlerin uzun y›llard›r sürdürdü¤ü
rurdu. Annesi de dur durak bilmez acaba ne yapsam, neredeki harcamalar›mdan k›ssam da sofradaki yemek çeflidini ikiye ç›karsam, çocuklar›ma iyi bir gelecek haz›rlasam derdi. Hem hepsinin yüzü de kitaplardaki aile efrad› gibi gülmezdi, yanaklar› pembe pembe olmazd›, yine de mutlu sayarlard› kendilerini. Birliktelerdi ya; yaflam sürüyordu ya gerisi o kadar da önemli de¤ildi, nas›lsa düzelecekti yaflamlar›, günefl onlar›n üzerine de do¤acakt› birgün... Kendi yaflam› ve ülkeyi yönetenlerin onlara anlatt›klar› ile aradaki derin uçurumu gördü Aflk›n. Yaflad›klar› kitaplardakiler ile ayn› de¤ildi, hevesi k›r›ld›, b›rakt› okulu. Henüz bunlar› bilince ç›karamam›flt› o zaman, ama flöyle diyordu kendi kendine “ne kadar çal›fl›p çabalasak da her gün derinleflen zengin ve yoksul s›n›f aras›ndaki uçurumu kapatabilir miyiz acaba?” Aflk›n çok erken saatlerden çok geç zamana kadar çal›fl›p çabalasa da, çocuk yüre¤i kabul etmiyordu böyle sistemi. Hani devlet büyükleri diyordu ya; “çal›fl›n sizin de her fleyiniz olur, tembel insanlar yoksul insanlard›r” Yalan koskaca bir yalan…Yalanlar› görüyor, duyumsuyordu Aflk›n. Okuyordu, soruyordu sürekli “neden, niçin, kim için” Oysa ailecek hiç de tembel de¤illerdi, sürekli çal›fl›yorlard›, gece gündüz sürekli eziliyorlard›, gece gündüz sürekli soruyorlard›, gece-gündüz soruyordu, düzeni sorguluyordu Aflk›n. MLM görüflleri okuyor, benimsiyor, bilince ç›kar›yor, örgütleniyor, gelifliyordu Aflk›n… ‹flte küçük yoldafl›m›, o¤ulcan›m› bu süreçte tan›d›m, sevdim, çok sevdim bu o¤ulcan›, bir yoldafl nas›l sevilir ya iflte öyle. Bir yoldafl “aranan birisi var bir süre sizde kals›n” dedi¤inde hiç tereddütsüz olur dedim. O
gün kap› çald›¤›nda yoldafl›m 13-14 yafllar›nda bir “çocuk”la içeri girdi, ben bir aksama oldu bekleneni getiremedi diye düflünürken misafirimin o “çocuk” oldu¤unu ö¤renince flafl›rmad›m diyemem. “vay be koskaca devlet bir çocu¤un pefline mi düflmüfl” dedim kendi kendime. Fakat onun öyküsünü ve cellatlar›n elinden nas›l kurtuldu¤unu ö¤renince hayran oldum ona, zekas›na. D›fl görünüflü sessiz sakin s›radan bir çocuk gibiydi, beni etkileyen en önemli fleylerden birisi mahçup yar›m a¤›z gülmesiydi, sonras›nda onunla sohbet ettikçe yafl›ndan beklenmeyen biçimde olgun ve bilinçli oldu¤unu gördüm, yaflad›¤› her olaya mant›kl› yaklafl›yor kendini her geçen gün MLM görüflleriyle donat›yordu, o süreçte yap›yla ba¤›n›n olupolmad›¤›n› bilemem fakat onda gördü¤üm fley do¤ufltan bir eylemci oldu¤u idi. Semtimizde bütün gün gezer dolafl›r istihbarat toplar, eylem planlar, organize eder ve yapard›, ayn› zamanda etraf›ndaki insanlar› da eyleme katard›. Dönem dönem çeliflkiler yaflasa da (özellikle akrabas› olan hain iflbirlikçinin yüzünden) her seferinde bilimsel güzergahtan ayr›lmad›¤› için do¤rular› bulurdu. Selahattin alça¤›n› cezaland›rmak için planlar yapar “ah bir tane, tek bir tane silah›m olsa onu bir gün yaflatmam” derdi. Çok hay›flan›rd› silah› olmad›¤› için. Gazetemizi da¤›t›rken, tan›d›k yerleri göstermek için birkaç kez ben de onunla birlikte gittim, baz›lar› onun küçük olmas›ndan kaynakl› önceleri dikkate almazlar bafllar›ndan savmaya bakarlard›, Aflk›n müthifl bozulurdu buna, politik konuflmalar yapard› o insanlarla ve biz oradan ayr›ld›¤›m›zda gazetemizi satm›fl olur insanlar›n da hayranl›¤›n›, sevgisini kazan›rd›. Birisi flöyle demiflti “o¤lum senin kadar küçük birisi mücadele içerisindeyse ve korkusuzca, inançla düflüncelerini savunursa, üstelik hakl›ysa benim o örgüte laf›m olmaz, her zaman gel tart›flal›m”. Ben de onun yan›nda gururla geziyordum. Tan›yanlar biliyordu onun küçücük bedeninde ne kadar büyük dünyalar tafl›d›¤›n›. Aflk›n için olanaks›z bir fley yoktu. Kulaktan dolma anlat›lanlarla molotof yapmaya kalkt› bir gün. Oturdu¤umuz evin üst kat› bofltu ve anahtar› bizdeydi, bir gün bakt›m yukar› ç›km›fl beni ça¤›rd›. “Abla kofl ev yanacak” dedi. Bir bakt›m küvet alev alm›fl yan›yor, zor bela atefli söndürdük, her taraf duman ve is içinde kald›. Aflk›n’›n yüzü gözü kapkara oldu, ben k›zd›m, tabi ki o yine mahçup, utangaç gülerek “Eee yapt›¤›m molotofun ifle yaray›p yaramayaca¤›n› nas›l ö¤renece¤im, acemiyim iflte” deyip gülmeye bafllad›k, bu arada da küvet kullan›lmaz hale geldi tabi. Sab›rl›yd› her türlü olanaks›zl›¤›n içinde partiye hizmet ederdi,
evden d›flar›ya ç›kamad›¤› günlerde gündüzleri u¤rafl›r, el yaz›s›yla kufllama yazard›, k›sa olurdu tabi ki. Bir keresinde bir tane kufllamaya parti imzas›n› yazm›fl bunun için günlerce u¤raflm›flt›. So¤ukkanl›yd›… Birgün Aflk›n d›flar›dayd›. Gece polis evimizi basm›fl eflimle beni gözalt›na alm›flt›. Ve evde karakol kurmufltu, gündüz olunca Aflk›n anahtar›yla gelip kap›y› açm›fl, içeri girmesiyle birlikte üzerine do¤rulmufl namlularla karfl›laflm›flt›. Korkmak ne kelime girmifl içeri oturmufl “hayrola abi siz kimsiniz” demifl polisler de flafl›rm›fl “as›l sen kimsin ulan anahtar›n sende ne ifli var” diye sormufllar. Aflk›n da “bu evin akrabas›y›m anahtar bende kalm›flt›, ablam beni yollad› bir de ablam›n dersini ö¤renecektim isterseniz kimli¤imi vereyim araflt›r›n” demifl, polisler ondaki sakinli¤e bak›nca 1-2 saat tutup serbest b›rakm›fllard›. Ben tahliye olduktan sonra övünerek anlat›rd› bunlar›. “Bütün polisler çok aptal, hem baflka bir fley beklenemez onlardan çünkü parayla uflakl›k yaparlar sisteme” der dalga geçerdi. Birgün TV haberlerini seyrederken semtlere yap›lan bask›nlardan gözalt›na al›nan ve DGM’ye ç›kar›lanlar aras›nda onu da gördüm, ondan sonra do¤all›¤›nda fazla görüflemedik, ben art›k gitti¤ini düflünürken birgün geldi ve gidece¤ini, vedalaflmak için u¤rad›¤›n› söyledi. O an duygusallaflt›m, yüre¤i da¤lar kadar olsa da yafl› henüz küçüktü, do¤a flartlar›nda zorlanaca¤›n› belirttim. O ise “mücadelenin yafl› ve yeri olmaz Partinin bize en çok nerede ihtiyac› varsa orda bulunmal›y›z, böyle söyleyece¤ine sen de da¤lara gel gerilla saflar›na kat›l” diye cevap vermiflti. Kalk›p boynuna sar›lmak, s›k› s›k› kucaklamak istedim, fakat yapamad›m sadece sinirlenmifl gibi göründüm bulafl›k y›kamaya bafllad›m. Aflk›n kalkt› kap›y› açt› bir-kaç kez “abla gel vedalaflal›m bir daha gelmeyece¤im” dedi. Sertçe “hay›r madem söz dinlemiyorsun seninle görüflmem” dedim ve gitti. O¤ulcan›m…Yoldafl›m bir bilsen kendi içimde yaflad›klar›m›, seni kucaklamak, onlarca kez ana tad›nda aln›na öpücükler kondurmak istedi¤imi… seninle vedalaflamad›m Aflk›n, henüz vedalaflamad›m. Cemevinde musalla tafl›nda aln›na öpücük kondururken gözlerimle yüzünü okflarken vedalaflamad›m. Sen hep yafl›yorsun, yaflayacaks›n. Duyduysan e¤er k›z›l bayraklara sar›ld›¤›n an söz verdim. Bizlere devretti¤in bayra¤› asla yere düflürmeyece¤im, and olsun… And olsun ki çat›m›z› içten ve d›fltan oyanlara karfl› taviz vermeyece¤im. Sizlere de and olsun, Nergiz, Muharrem, Leyla, Yusuf ve bizzat tan›ma onuruna eriflemedi¤im yoldafllar›m, devretti¤iniz bayrak yere düflmeyecek, iyi ki vars›n›z, iyi ki var›z. Yoldafl›n›z
Kavga bitmez öldü¤ünde mücadelelerdir. Kanla yaz›lan mücadele tarihidir. S›n›fs›z, sömürüsüz bir dünya yaratma özleminin günden güne daha da yak›c›laflt›¤›, yar›nlar›m›z›n bedel ödenmeden kazan›lmayaca¤›n›n iflaretidir. Devrimcilerin komünistlerin ›srarl› ve militan yürüyüflleriyle yar›nlar kazan›lacakt›r. 9 Kas›m’da da faflist
devletin kolluk güçleriyle girdikleri çat›flmada Aflk›n, Cafer, Muharrem militan bir kararl›l›kla ölümsüzleflmifltir. Faflist devletin gerillaya uygulad›¤› insanl›k d›fl› iflkenceler faflist devletin katliamc› ve kirli yüzünü bir kez daha ortaya ç›karm›flt›r. Faflist devlet kirli ve katliamc› yüzünü devrimcilerden, ko-
münistlerden halktan insanlardan ve kanla yaz›lan tarihten hiçbir zaman saklayamayacakt›r. Bunun hesab› bir gün mutlaka sorulacakt›r. Bugün yap›lan bu sald›r›lar sadece devrimcilere, komünistlere yap›lan sald›r›lar de¤ildir. Bu iflçi s›n›f›na emekçi halka ve insanl›¤a yap›lan sald›r›lard›r. ☞
29
14
Gelece¤imize yar›nlar›m›za uzanan kanl› ellerdir. Yar›nlar›m›z› bugün bu yaflananlardan görmek bunun bilinciyle konumlanmak, daha çetin mücadelelere haz›r olmaktan geçecektir. Bunu bitmeyen bir sab›r ve tükenmeyen bir enerjiye dönüfltürdü¤ümüz zaman yar›nlar daha yak›n olacakt›r. G‹DENLER‹N ARDINDAN... Yaflam›n ve insanl›¤›n güzelliklerini, do¤ruluklar›n›, gerçeklerini anlamak kavramakla bafllar yaflamak. Piflkin ekmekleri bölüp de paylafl›r gibi, örs gibi çekiç gibi kara gözlü kavga dostum. Hat›rlars›n ‹brahim’in gerdelerini ba¤lamayla ö¤renirken, anlars›n yaflam›n sevdan›n büyüklü¤ünü kara gözlü kavga dostum. Senin de mücadele yaflam›na bafllad›¤›n gibi zor koflullar ve flartlarda zorluklara geliflebilmenin kendini sürekli yenilemenin devrimci mücadelenin do¤rulu¤unun, yaflamsall›¤›n›n bilinciyle at›ld›n kavgaya. Bafllad›n yürüyüflüne korkusuzca cesurca ilerleyerek, ö¤renerek, ö¤renmenin yafl› yok diyerek, ›srarla yoldafll›k s›cakl›¤›n›n bir ana kuca¤› gibi s›cak olmas›n›n bilinciyle, örgütlü mücadelenin yar›nlar için olmazsa olmaz
bir bileflimini sergileyerek, ölümü küçülterek ad›m ad›m. Aflk›n, Ba¤c›lar’›n umut ve kavga dolu varofllar›nda bafllar mücadelesine ihtilalci yüreklerle de tan›fl›r kavga dostum. ‹htilalcilerle birlikte yaflad›¤› militan eylemlere kat›lm›flt›r kavga dostum, daha sonra devrimci dost bir yap›n›n örgütlülü¤ü içerisinde mücadelesine devam etmifltir. Kavga dostum, flimdi seni anlamak; geceleri uyumayan, gündüzleri sömürülmeyen bir genç olmakt›r. Durmayan, hareketli, enerjik olmakt›r. Yar›nlar› bugünden görebilmektir. Bunun bilincinde ve inanc›nda olmakt›r. Mücadelenin içerisine pratiklerinle, kendinle aç›k yüreklili¤inde at›lmakt›r. Seni anlamak gerekir. Kara gözlü kavga dostum. Duyabilmek için solu¤unu, solumak gerekir. Her dal›p gidiflimde bin ç›kar›yor flimdi gözlerim. Yaflama gözlerinle dalmak gerekir. Aflk›n›n ihtilalcilere katt›¤› fedakarl›klar› olmufltur. Onun bir kez daha kara gözlerinden öpüyoruz. Aflk›n ‹stanbul’un umut ve kavga dolu varofllar›ndan Karadeniz’in s›ra da¤lar›na, Munzur’un doruklar›na varan bir köprü kurmufltur. Yar›nlar için ad›m ad›m ölümü küçültmüfltür. (Dostlar, flehitlere
28 Ocak-10 Şubat 2005 verilmifl sözümüz vard›r.) fiehitlerimizin mücadelelerini sadece roman okur gibi okumamal›yz. Bu sorumlulu¤u, de¤eri yaflam prati¤imize geçirmeli, bunu bilince ç›kartarak, yar›nlar ad›na savaflmakla flehitlerimizin de¤erlerini yerine getirece¤iz. Yaflayarak ya da ölerek biz kazanaca¤›z! Burada Aflk›n flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitlerini sayg›yla an›yor, yeni kavga y›l›nda tüm kavga dostlar›n›n yeni kavga y›l›n› selaml›yor yeni y›lda yeni f›rt›nalar koparma umudu ile diyorum. Devrim flehitleri ölümsüzdür! Sana bir çiçek Sana bir çiçek veriyorum Zor günlerin çiçe¤i Sana bir çiçek Karanl›kta açan Sana bir çiçek Özgürlük çiçe¤i Durmayan, Bitmeyen, Susmayan, Ço¤alan. ‹stanbul’dan ‹htilalci Bolflevik bir kavga dostu
MUHARREM’E ÖZLEM GÜL AKAR Bir güvercin olur yanar ellerin Sesin yank›lan›r duvarlar›mda Orada Bak›r tellerin Üzerinde bir güvercin Yoldafl olur Gül akar açan kanatlar› Bir umudu anlat›rd› gözlerin Bir umudu bafltan bafla Güvercin olup da ellerin Kanad›ysa Nice sevdalar kanad› ülkemde Bilesin En ola¤an coflkularda bir yan›m Bir yan›m imkans›z ac›larda Yorumsuz kal›yorum bir de Seni anlatmak çünkü Sessizli¤i anlatabilmektir asl›nda Yoldafl›m Nehir bak›fll›m Sular üflüdüyse de biraz Nehirler denizlere ak›yor hala Ve tohumlar›n› b›rak›yor güller Geçilen bütün yollara... Bir güvercin olup ellerin Kanad›ysa A¤lamak de¤il Gül akar açan yaralar›n Kas›m 2004 Erzurum Hapishanesi Hüsnü Turan
Ölüm, hüzün Ölüm, sessiz Ölüm, kol geziyor yan›bafl›m›zda Ölüm, hain bir b›çak Ölümün Yüre¤imizin orta yerinde bir yang›n Gülümsemede sakl› düfllerimiz Özlemler vard›r, yüre¤ini burkar, zamanla al›fl›rs›n. Özlemler vard›r, yaflanmas› gerekti¤ini bildi¤in halde bunu kendine anlatamazs›n. Sözcükler yetersiz kal›r, ifade etmek de bir o kadar güçleflir. Ve özlemler vard›r, kilometrelerce uzakta olmas›na ra¤men her nefes al›fl›nda onu yan›nda hissedersin. Uzakl›¤› yüre¤indeki duygusall›¤› daha da derinlefltirir, özlemi ço¤alt›r ama nefes ald›¤›n› ve yaflad›¤›n› bilmek insan› mutlu k›lar. Ölümün ard›ndan sana duyulan özlemi böyle ifade ederken seninle ilgili bilincimizde canl› tuttu¤umuz, mütevazili¤in, s›cakl›¤›n, dostlu¤un, samimiyetin,
do¤all›¤›n ve o güzel gülümseyiflin bizde kalan en güzel yanlard›r. Seni öncelikle insani de¤erlerinle o kadar çok sevdik ki, bu yüzden gidiflin böylesine can›m›z› yakt›, yüre¤imizi derinden kanatt›. Seni hayat›m›z›n içinde öylesine ayr› bir yere koyduk ki, bu nedenle anlatmas› çok zor. Mücadeledeki ›srar›n seni tan›yan hiç kimseyi yan›ltmad›. Sen inand›¤›n bu yolda, bir yolcu olmak istedi¤in yerden izini sürdü¤ün öncüllerin yan›na tafl›nd›n. Oralardan seyrediyorsun zirveleri zorlayan dost ad›mlar›n›. Umudu yüre¤inde harlay›p, düfllerinin peflinden gitmeyi ilke edinen güzel insan; sen gittin bir bilsen y›ld›zlar nas›l halaya durdular Dersim’in doruklar›nda, sen gittin ay ne fliirler okudu senden bir selam götürmek için dostlar›na. Gülümseyiflindeki ayd›nl›k yar›nlar› anlatmak için kar›flt› Munzur’un ak›fl›na. Sen gittin, ac›m›z büyüdü umudumuz da...
Can dostum Muharrem’e dair: Seni nas›l anlatsam bilmiyorum ard›llar›na. O insana güven veren s›cak gülüflünle, yoldafllar›na düflkünlü¤ünle, davaya tüm benli¤inle sar›lmanla, ilkelerde tavizsiz, insanlar›n eksik ve hatalar›na yaklafl›mda kucaklay›c›, gelifltirici tarz›nla, yitirdi¤im bir da¤ oldun benim için. Her renkten oportünist anlay›fllar›n ortal›kta cirit att›¤›, tasfiyecili¤in prim yapmaya çal›flt›¤› böylesi bir süreçte, Parti bilincini, devrim bilincini kuflanarak kararl›l›kla yürüdün. Mücadelenin her an›nda, ald›¤›n görevleri yüksek sorumluluk bilinciyle yerine getirdin. Sadece yoldafllar›nda de¤il; devrimci dost örgütlülüklerle iliflkilerinde, bulundu¤un alanlarda büyük bir sayg›nl›k yaratt›n. Düflman›n tüm gözalt›, iflkence ve bask›lar›ndan daha da güçlenerek
ç›kt›n. Verdi¤iniz emeklerle bu noktaya tafl›d›¤›n›z kavga; sizin yaratt›¤›n›z bu de¤erlerle büyüyerek yürüyüflüne devam edecektir. Bundan hiç kuflkunuz olmas›n. Bu insanl›¤›n kurtulufl kavgas›. Bir de seni bu mücadelede en çok etkiledi¤ini düflündü¤üm Ahmet Muharrem Çiçek yoldafl›n fiehremini direnifliyle destanlaflan ve a¤›zlardan düflmeyen marfl›yla hat›rl›yorum. Muharrem’in bilinç ve kararl›l›¤›nda, Ahmet’in direnifl ve savaflç›l›¤›nda, süreçteki duruflunla çiçek açt›n, çiçek açt›n›z kavgada. Yaflam›m›z›n her an›nda yaflayacaks›n›z. Muharrem, Aflk›n, Cafer; Bu güzergahta kazan›lacakt›r zafer! Almanya’dan bir yoldafl›n
Düfllerin ne güzel senin Gözleri gülen çocuk Yüre¤in ne güzel senin Hayallerin ne çok Ne umutlar ba¤lanm›fl inanm›fll›¤›na Ne türküler yazm›fl yaflad›¤›n hayat Sen de söyledin o türkülerden E¤er Arguvansa yöresi Taa yüre¤inden bak Türkülerle turnalar dönüyor Yüre¤indeki umudun yan› bafl›nda Düfllerin güzelli¤i yans›m›fl Sonsuzlu¤a u¤urlanan Yüzündeki ayd›nl›k bak›fl›na Ankara’dan dostlar›
30
28 Ocak-10 Şubat 2005
‹flçi-köylü’den Onlardan ö¤renmek, onlarla yürümek ve onlarla koflmak; YÜRÜMEK! YÜRÜMEK! YÜRÜMEK! Karfl›lar›na ç›kan her olay› bu amaçla kullan›p, de¤erlendiriyorlar. Milyonlara kendilerinden baflka kurtulufl olmad›¤›n›n mesaj›n› daha aç›ktan veriyorlar. Çünkü sistemleri dün oldu¤undan daha fazla kaygan bir zeminin üzerinde duruyor. Ve bu gerçe¤i de¤ifltirmek için dünya halklar›na karfl› ac›mas›z bir sald›rganl›k gerçeklefltirirken di¤er taraftan da halklar›n gerçek kurtulufl savafl›n› yok saymaya, inkar etmeye ve onlar›n umutlar›n› karartmaya çal›fl›yorlar. Umutlar›n ve gelecek kavgas›n›n yok say›ld›¤› ve bu umuda amans›z sald›r›lar›n gerçekleflti¤i bir ortamda Parti ve Devrim flehitlerini an›yoruz. Onlar› anmak, onlardan ö¤renmek, onlar›n yaflamlar›n› ortaya koyduklar› ve bu u¤urda feda ettikleri mücadeleyi büyütmektir. Bu mücadeleyi büyütmekse içinden geçti¤imiz dönemde bunun ne anlama geldi¤ini anlamak ve kavramakt›r. Onlar› and›¤›m›z her döneme bu bilinçle yaklaflmazsak, o zaman anmak sadece anma görevimizi yerine getirmekle s›n›rl› bir bilinçle gerçekleflecektir. ‹çinden geçti¤imiz süreçte “flehitlerimizi anman›n gerek Proletarya Partisi aç›s›ndan gerekse de ezilen milyonlar için anlam› ve önemi nedir?” sorusunu her militan kendisine sormal› ve bu amaçla örgütlenen her prati¤e bu bilinç ›fl›¤›nda yön vermelidir. Ve bunlar›n yan›nda Proletarya Partisi’nin militanlar› olarak ifle kendinden bafllayarak yani soruyu biraz daha “darlaflt›rarak” kendi yetmezlik ve zaaflar›n› esas alarak ve ortaya koyarak Onlar›n yaflamlar›ndan ö¤renmeli ve ders ç›karmal›d›r. Bu bilinç ve eylem kuflkusuz ki tek bafl›na Ocak ay›n›n son haftas› ile s›n›rland›r›lacak ve ele al›nacak bir durum de¤ildir. Son flehitlerimiz olan Muharrem, Aflk›n ve Ca-
fer yoldafllar›n yaflam ve durufllar›n› bu duruflla, bu kavray›flla ele almaya çal›flmak ve her flehidimizde ayn› kavray›fl› hakim k›lmak, ileri tafl›yacak dinamiklerden biri olacakt›r. Dersim’de flehit düflen halk savaflç›lar› umutsuzluk ve tasfiyecilik 盤›rtkanl›¤›n›n yap›ld›¤› bir ortamda, bu söylemlerin dillendirildi¤i bir süreçte flehit düfltüler. Bu anlam›yla verdikleri mesaj ve mufltulad›klar›; y›llar sonra yeniden Dersim’e ç›k›fl›n müjdesi de¤il, her ne olursa olsun, yani çember ne kadar daralt›lmaya çal›fl›l›rsa çal›fl›ls›n Halk Savafl›’n›n bitmeyece¤i gerçe¤i idi. Kavgada yitirdi¤imiz yüzlercesinin yaflamlar›ndan ç›kard›¤›m›z ortak sonuç flu oldu; örgütlülü¤ün ve mücadelenin gereksinimleri ve ihtiyaçlar› do¤rultusunda flekillenmek ve bu ihtiyac› gidermek için bu u¤urda flehit düflmek... An›n görevleri ve sorumluluklar› karfl›s›nda, koflullar›n a¤›rl›¤›na, temponun yavafll›¤›na ald›rmaks›z›n yürümek ve yürümek. Ancak bu yürüyüflün, durumu tersine çevirecek oldu¤unu bilince ç›kararak yürüme iradesini ortaya koymak. Her birinin ölümü erken, gidiflleri tez. Bu gerçe¤i onlar da çok iyi biliyorlard›. Ancak bu bilinçtir ölümü küçültme ve cüretle üzerine yürüme bilinci ve prati¤ini gösterme iradelerine neden olan. Her biri otuz y›l› aflk›n süredir yaz›lan tarihin kilometre tafl› oldular. Kanlar›yla duvara yazd›klar› bu tarihte cüretlerini gelece¤e olan inançlar›nda somutlad›k ve anlamland›rd›k. Umutlar› pazarlamaya soyunanlar, gelece¤i daha bir puslu hale getirme u¤rafl›nda olanlar bu cüreti anlayamazlar. Anlamalar› da mümkün de¤il. Çünkü onlar›n yaflamlar›, u¤runa ödenecek bir de¤erde anlam ka-
zanm›yor. Cüreti ve kararl›l›¤› göstermek zor süreçlerde, koflu alan›n›n engebeli oldu¤u durumda koflmas›n› baflarmak ve yola devam etmektir. Bugün Onlardan ö¤renece¤imiz temel noktalardan biri budur. Yaflam› düz bir çizgi olarak kavramak, ölümün kendisidir asl›nda. ‹nifl ve ç›k›fllar› yaflam›n temsiliyeti olarak kavr›yoruz. Çünkü Onlar yaflamlar›yla bunu ö¤retiyorlar. Arfl›nlanan yolun gerçe¤ini böyle kavramaz, böyle bilince ç›karmazsak hayaller çok çabuk k›r›l›r. Çabuk k›r›lan hayaller ayn› zamanda o hayallerin çok sa¤lam olmad›¤›n›n da göstergesi de¤il midir? Beklentilerin gerçeklikle aras›ndaki uçurum bu çabuk düflüflün zeminidir. Ancak irade kendisini tam da bu noktada göstermek durumundad›r. Aradaki uçurumu kapatma iradesini göstermek yani. Onlar yaflamlar›n›n son an›na kadar bu iradeyi gösterdiler ve bunu ö¤rettiler. Aflk›n ve Cafer yoldafllar ellerindeki son mermilerine kadar yaral› bedenleriyle çat›fl›rken bu iradeyi temsil ediyorlard›. ‹lmek ilmek örülen ve her ilmekte yüzlercesinin kan›n›n bulundu¤u bu onurlu tarihin yap› tafllar›, boflalan mevzilerini doldurma görevlerini ard›llar›na b›rakarak gittiler. Omuzlar›m›zda hissettik mi bu görevlerin a¤›r sorumlulu¤unu? B›rakt›klar› silah onu kavrayacak yeni elleri beklerken, bu el “benim elim” olmal› gerçe¤ini itiraf etmekten korktuk mu, yoksa hayk›rd›k m›? F›s›lt›yla m› söyledik, yoksa ba¤›rd›k m›? Bunlara verdi¤imiz yan›t içinden geçti¤imiz süreçte misyonumuzu ve rolümüzü ne kadar kavrad›¤›m›z›n ve en önemlisi de mücadele içindeki duruflumuzun da yan›tlar›d›r. Proletarya Partisi’nin kurucu önderi ‹brahim Kaypakkaya yoldafl doksan gün direniflin günlü¤ünü direne direne yazd› ve Türkiye topraklar›nda iflkencede direnmenin sembolü haline geldi. O düflman›n› gün saymaktan yordu ama yorulmad› direnmekten. Ölüm ya da yaflam tercihi, tercih olmaktan ç›km›flt› çoktan. Çünkü onurlu bir yaflam için onurlu bir ölümün anlam› onun yaflam›n›n her karesinde vard›. Açl›k ve sefaletle bo¤ulan ezilenler, ça-
14 resizlik ve öfkeyle gözlerimize bak›yorlar ve bekliyorlar. Bu gücü görmek ve bu gücün bizim gücümüz oldu¤unu anlamak durumunday›z. Bu gücü görmedi¤imiz vakit çabuk yorulur, tez düfleriz. Devrim denilen o büyük alt üst oluflun anlam›n› ezilen milyonlarda somutlamak nas›l ki flehitlerimizin yürüyüflünü belirlediyse bizim de yürüyüflümüzü belirleyen nokta budur. Onlars›z, onlara ra¤men de¤il, onlar için ve onlarla birlikte olmas› gerçe¤ini bilinçlerimize kaz›mak durumunday›z. fiehitlerimiz bu bilinçle yürüdüler çünkü. Bunu ö¤rettiler bizlere ve ö¤retmeye de devam ediyorlar. Onlar gibi yürümek, davay› onlar gibi solumak için partili durufl, s›n›f mücadelesinin ciddiyeti ve cüretini kuflanmak anlam›na da gelmektedir. Davan›n s›radan neferleri de¤il, s›ra neferi olma bilincini göstermektir. Kah bir karakolun bombalanmas›nda, kah gazete da¤›t›m›nda, kah bir korsanda, kah gerillada.... Bu ihtiyaçlar›n hepsini iliklere kadar hissetmek ve bunlar› yerine getirecek cürete sahip oldu¤umuz misyonunu kendimize yüklemek önemlidir. Bu misyonun anlam›n› ço¤altt›¤›m›z taktirde s›ra neferi olaca¤›m›z› bilmek gerekmektedir. Çünkü, tekrar olmas›na ra¤men; “Gelecek, devrimci çözümlemelerin ve bunun üzerinde flekillenecek olan ›srar›n, sabr›n ve cesaretin sahiplerinin olacakt›r.” Bundan önce verdi¤imiz yüzlerce flehidimiz ve bundan sonra verece¤imiz yüzlerce ve binlercesi olacakt›r. Kavga büyüdükçe, halk savafl› gelifltikçe ödenen bedeller de a¤›rlaflacakt›r. Bu, mücadelenin kaç›n›lmaz yasas›d›r. Ve ayn› biçimde ödettirilecektir de. Mücadelede cüreti bugünden yar›na kuflanmak ve bu cüreti büyüterek yaymak ancak bir kez daha Partili duruflla, Partili yürüyüflle mümkün olacakt›r. Onlar› bir kez daha anarken, yarat›lan tarihin her bir karesini kanlar›yla k›z›llaflt›ran flehitlerimize karfl› sorumlulu¤umuz ve sözümüz var: DEVR‹M. Onlar verdikleri sözü tuttular, biz de verdi¤imiz sözü tutal›m ve Onlardan ald›¤›m›z güçle yorulmak bilmeksizin yürüyelim!
Samsun Gazi Belediyesi önünde eylemler sürüyor!
Samsun Alt Belediyesi Gazi Belediyesi’nde temizlik ifllerinin özellefltirilmesiyle iflten at›lan 144 iflçi her gün Belediye binas› önünde toplanarak eylemler yap›yor. Belediye-‹fl Sendikas›’n›n Belediye baflkan›yla görüflmeleri de devam ediyor. Belediye Baflkan› Süleyman Kald›r›m’›n temizlik ifllerinin özellefltirilmesinde belediyede çal›flan hiçbir iflçinin iflten at›lmayaca¤› sözünü vermesinin ard›ndan, ifline son verilen 144 iflçi hak aray›fllar›n› yarg› yoluna giderek, her gün Belediye önünde eylem yaparak sürdürüyor. ‹flçilerle yaflanan süreci ve eylemliklerini konufltuk. -Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z, kaç y›ldan beri Belediye’de çal›fl›yorsunuz? Ayten Aygan Gümüflnas: Belediye’de iflten ç›kart›lmadan önce yaz›flma personeli olarak çal›flt›m. Önce flirket olarak 1995 y›-
l›nda bafllam›flt›k ifle. Sonra belediye personeli olarak sözleflmeli devam ettik. Tabi biz bunun mücadelesini verdik, belediyeye geçtik. Çok kolay bir flekilde almak istiyorlar. Bu bizim sosyal haklar›m›z› almak demek olacak. Bizi kolayl›kla flirkete geçirip geçti¤imizde de haklar›m›z› alm›fl olacaklar. 3 ayl›k ç›k›fllar fleklinde çal›flmay› önerdiler ama biz kabul etmedik. Sözleflme biter bitmez yeniden sözleflme yapaca¤›m›z›n sözü verildi¤i halde, hiç kimseye dokunmayaca¤›z denildi¤i halde iflten att›lar. Bu 144 de¤il ki, bizden önce ç›k›fl› alanlar da var. 144 kifliyi 5’le çarp›n bir aile olarak düflünün. Binlerce insan ç›k›flta flu anda. Tabi bir yandan kendi yandafllar› da Belediye’de ifle bafllad›. Bizim Gazi Belediyesi’nin flirketi de var. Yüksek maaflla çal›flan kendi taraftarlar› da flirkette çal›fl›yor. Seçimden sonra da orada ifle bafllayan insanlar da oldu. Orada çal›flan insanlardan yüksek maaflla çal›flanlar var. Biz bu flirketten farkl› belediyenin sözleflmeli personeliyiz. Kamu iflçisiyiz yani. -Eylemlerinizi ne zamana kadar devam ettireceksiniz? A. A. Gümüflnas: Biz eylemlerimize
sonuna kadar devam edece¤iz. Mahkememiz 17 Ocak’ta aç›ld›. Sonuç mahkemede belirlenecek. Baflkan mahkeme karar›na uyar m›? Uyaca¤›n› düflünmüyoruz. Bizim ifle iademizin davas›n› kazanaca¤›m›z› düflünüyoruz. Ama yine de reddederse o zaman da baflka bir flekilde dava açaca¤›z. Kamuyu zarara sokuyor bize tazminat ödeyerek. Bu flekilde de dava açar›z yani bitmeyecek. Bununla da kalmayacak art›k. Samsun’un sorunu olarak dile gelecek. Belediye-‹fl Sendikas›’n›n Belediye Baflkan› ile de görüflmeleri oldu. Ama Belediye Baflkan› düzgün bir cevap vermedi. Yusuf Özdal: 144 iflçinin ç›k›fl ka¤›d› geldi. Hiçbir neden, hiçbir dayanak yok iken bizi iflten att›. Bütün herkes burada ma¤dur, iflten ç›kar›ld›¤›m›zdan beri d›flarday›z. Çoluk çocu¤umuza ekmek götüremedik. Belediye’nin önünde bekliyoruz. Baflkan da bize karfl› konuflma yapmad› gelgit, gel-git kap›n›n önünde d›flarday›z. Ben sizin iflinize son verdim, böyle yapt›m, flöyle yapt›m hiçbir aç›klama yapmad›. -Belediye baflkan› iflten ç›kartmayaca¤›n›n sözünü vermifl miydi? Bizi toplant›ya alm›flt›. “Sizi iflten ç›-
kartmayaca¤›m, ücretsiz izine tabii verece¤im” dedi. 15 günlük maafl›m›z› da ald›. fiimdi sözleflmeli iflçi olanlar kap› d›flar› edildi, çal›flmayanlar, baflkan›n yandafllar› devam ediyor. Bir de deniliyor ki mahkemeye verilirse tazminat alma hakk›m›z da gidiyormufl. fiu anda kimse tazminatlar›n› alm›fl de¤il. Ya¤c›lar içerde, ifl yapanlar d›flarda anlayaca¤›n›z. Hamiyet M›r›k: Benim eflim çöp arabas›nda çal›fl›yordu Gazi Belediyesi’nde. Çal›fl›rken çöp arabas›ndan düfltü. Beyin kanamas› geçirdi raporluydu. Raporu devam ederken tekme vurdular, iflten att›lar, eve ç›k›fl ka¤›d› geldi. fiu anda a¤›r ifl göremiyor, 6 tane can görüyor, evde yavan ekme¤i görmeyenler var. 6 tane can ne yesin ne içsin? Eflimin ad› Hüseyin M›r›k. ‹flten at›lmas›nda raporu dolmam›flken ç›k›fl ka¤›d› geldi eve. Raporlu kifli at›l›r m›? Ay›n 15’inde bitiyordu raporu, ölümden döndü. Yusuf Özdal: Belediye Baflkan› Kald›r›m’›n konuflmas›n› Samsun kanallar› 1 saat gösteriyor. Biz her gün burada eylem yap›yoruz, on saniye bile göstermiyor bizi. Böyle bir kanun mu var? Baflkan› kanal da sat›n ald›.
31
14
Bafltaraf› sayfa 32’de Onlar t›pk› di¤er flehitlerimiz gibi
canlar›n› halk savafl›na arma¤an ederken, insanl›¤›n kurtulufl yolunun nere-
de nas›l olmas› gerekti¤inin, mütevaz› yol göstericileri oldular. Tereddütlerin, sars›lmalar›n, flüphe ve kayg›lar›n fazlaca yafland›¤› bir süreçte Dersim flehitlerimiz devrim ve Parti bilincinin yenilmez gücü oldular. Bugün düflmandan, kitlelerden, yenilgilerden ö¤renmek kadar flehitlerimizden, devrim tarihinden ve proletaryan›n mücadele tarihinden de ö¤renmek bir görevdir. Bugün onlar›n devrim mücadelesinin her tarihi kesitinde oynad›klar› role, tafl›d›klar› misyona yerine getirdikleri görevin a¤›rl›¤›na, bunlar› yerine getirme tarz›na ve niteli¤ine bakarak, onlardan ö¤renece¤iz. Gerillalar Ölmez Yaflas›n Halk Savafl›” denildi. Aç›klaman›n ard›ndan Partizan fiehit ve Tutsak aileleri ad›na Güzel fiahin söz alarak; “flehitlerimizi anmak demek onlar›n devretti¤i bayra¤›
28 Ocak-10 Şubat 2005 daha yukar›lara yükseltmek demektir. Onlar›n b›rakm›fl olduklar› mavzerlere daha s›k› sar›lmak demektir. fiehitlerimi anmak demek bedel ödeme ve ödetme bilincinde olmakt›r. Sizler onlar›n devretti¤i bayra¤› daha yükseklere tafl›mal›s›n›z. Hepinizi sayg› ve sevgilerimle kucakl›yorum” diye konufltu. Anan›n konuflmas› s›ras›nda hep bir a¤›zdan “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak” slogan› at›ld›. Daha sonra fliirler ve marfllarla program devam etti. Baflta Parti ve Ordu marfl› olmak üzere çeflitli kavga marfllar› hep birlikte söylendi. Söylenen türkü ve marfl aralar›nda s›k s›k “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO TMLGB”, “Umudun ad› TKP/ML”, “Savafl ö¤ren ilerle gücümüz TMLGB” sloganlar› gür bir flekilde at›ld›.
Onlar, kavgam›z›n yol göstericileri, ayd›nl›k günlerin yap›tafllar› oldular
fiEH‹TLER‹M‹Z‹N PRAT‹KLER‹NDEN Ö⁄RENEL‹M... fiehitlerimizin bizler için önemi nedir, yaflam içinde bunu nas›l alg›l›yoruz? Sürdürdü¤ümüz Ba¤›ms›zl›k, Halk Demokrasisi ve Komünizm mücadelesi içinde onlar›n yaflamlar›, mücadele deneyimleri bizlerin rehberi olmal›; olumlu, olumsuz her pratiklerinden ö¤renmeli ve bunu bulundu¤umuz her alanda yaflama geçirmeliyiz. Hep söyleriz ya flehitlerimizi anmak, bir güne, bir ana s›¤mamal›. Onlar› yas tutarak, a¤layarak, anamay›z biz. Bizlerin onlar› en iyi flekilde anmas› ancak ve ancak görevlerimize dört elle sar›larak, mücadeleyi bütün zor koflullara ra¤men daha ileri s›çratarak olur. Peki bunu nas›l yapaca¤›z? Sürekli flehitlerimizden bahsederek, onlar›n kahramanl›klar›n›, ne kadar eflsiz olduklar›n› anlatarak, onlar› en iyi bir flekilde anm›fl olmay›z. Bu asl›nda onlar›n, onlar›n flahs›nda da bizlerin mücadelelerine bir haks›zl›k olur. Elbette flehitlerimizin kahramanl›klar›n› anlataca¤›z, deneyimlerini ö¤renece¤iz. Ama sadece bununla yetinmek onlar› ve mücadelemizi kavramamak olur. Örne¤in Ahmet Muharrem Çiçek’i anarken, de¤erlerini düflmana teslim etmemek için silah›n› k›rmas›n› hep örnek al›r›z. Buradan yola ç›karak en küçük bir parti de¤erinin bile bizler için önemini, onlar› sahiplenmenin ve sonuna kadar savunman›n anlam›n› kavramaya/kavratmaya çal›flmal›y›z. Yine yenilgilerden nas›l zafere ulafl›laca¤›n› Mehmet Zeki fierit’ten ö¤reniriz. Olumsuz bir prati¤in nas›l olumlulu¤a evrildi¤inin en iyi ö¤retmenlerinden birisi de Emre Bilgin’in yaflam›d›r. Gözalt›ndaki tavr›n›n olumsuzlu¤u üzerine bunu aflmak için adeta bir anka kuflu gibi kendini küllerinden yeniden yaratman›n ad› olmufltur Emre Bil-
gin… Buradan da yaflam içinde düfltü¤ümüz zaaflara teslim olmay› de¤il, onlarla mücadele etmeyi, onlar› kendimize olumsuz da olsa birer ö¤retmen yapmay› ö¤reniriz. Yine birçok flehidimiz bizlere en zor anlarda dahi davaya ba¤l›l›¤›n en güzel örneklerini sergilemifllerdir. Onlar›n bizlere b›rakt›klar› mücadele deneyimleri bizler için en iyi ö¤retmen olmak durumunda. Ancak o zaman onlar›n b›rakt›klar› de¤erleri lay›k›yla savunabilir ve daha da ileriye tafl›yabiliriz. Yani bizler için onlar› anmak, k›saca MLM biliminin rehberli¤inde s›n›fs›z ve s›n›rs›z bir dünya özlemiyle yürüttü¤ümüz mücadelemizi daha da ileri tafl›makt›r. Bu çerçevede her y›l onlar› Ocak ay›n›n son haftas›nda yapt›¤›m›z bir dizi etkinlikler ve eylemlerle an›yoruz. Bu etkinlikler ille de belli kal›plara s›¤d›r›larak yap›lmamal›. Bu etkinlikler süreçle ba¤lant›land›r›larak yap›l›rsa daha da anlaml› olacakt›r. Örne¤in emperyalizmin iflgal politikalar›n›n ifllendi¤i bir etkinlik ya da eylemin çal›flmas›nda flehitlerimize vurgu yapmak, ya da yine güncel sorunlar›m›z› iflleyen herhangi bir toplumsal eylemde onlar›n deneyimlerini aktarmak da onlar› anmakt›r asl›nda. Bizler de bulundu¤umuz her alanda görevlerimizi ne kadar iyi yerine getirir, sürekli kendimizi aflarak mücadelemizi daha da ilerilere tafl›rsak, bu ayn› zamanda flehitlerimizin bizlere b›rakt›¤› kavga bayra¤›n› daha ileri tafl›mak olur ki, onlar› anman›n en iyi yolu da budur. Bu bilinçle bu y›l da flehitlerimizi anmak, onlar›n pratiklerinden ö¤renmek amaçl› çeflitli alanlarda bir dizi etkinlikler yap›l›yor. Bu mücadelede flehit ailelerimizin
önemini, onlar›n mücadelemizdeki yerini bir kez daha vurgulamak gerekiyor. fiehit ailelerimizin, sistemden en çok zarar gören, en çok bedel ödeyen kesimlerden olmas› bizler için ayr› bir öneme sahip olmas›n› da beraberinde getirmektedir. Onlar›n bizlerin mücadelelerini sahiplenmeleri, kavgam›z›n omuzlay›c›lar› olmalar› bizlerin onlarla ne kadar iliflki sürdürdü¤ümüze, onlar› mücadelemize ne kadar ortak edebildi¤imize ba¤l›d›r. Bu konuda çok iyi bir yerde oldu¤umuz söylenemez. Bu da bu alanda örgütlülüklerimizin geliflmesi, onlar› sadece flehit ve tutsak aileleri olarak görerek de¤il toplumun bütün kesimlerinde sorunlar› etraf›nda örgütlülüklere çekebildi¤imiz oranda afl›lacakt›r. Bu y›l da geçen y›llarda oldu¤u gibi flehit ailelerimiz ziyaret edildi/ediliyor. Y›llard›r ezen ve ezilenler aras›nda sürdürülen bu kavgada nice yi¤it o¤ul ve k›zlar vermifl olan flehit ailelerimiz “Parti ve devrim flehitlerini anma haftas›” için sürdürdü¤ümüz kampanyam›z dahilinde ziyaret edilerek flehitlerimizin bizler için neyi ifade etti¤i ve genel süreç üzerine sohbetler ediliyor.
Kimi eksiklik ve yetersizliklerimiz üzerine elefltiriler getiren ailelerimizle kurdu¤umuz s›cak diyaloglar, kavgay› nas›l daha da kitlesellefltirmemiz gerekti¤i üzerine fikir al›flverifline dönüyor. Elefltirilerini alarak onlar›n da bizlerin yan›nda olmas›n›n mücadelemizi daha da ileriye tafl›yaca¤› üzerinde ortaklafl›yoruz. Elbette bu ancak her alandaki örgütlülüklerimizin daha da oturmas›na, özelde de bu alandaki örgütlülüklerimizin kurumsallaflmas›na ba¤l›d›r. Yine bu y›l da merkezi olarak yapt›¤›m›z mezar anmas› çeflitli semtlerden yaklafl›k 200 kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Kat›l›m beklenenin alt›nda olmas›na ra¤men yürüyüfl kortejinde okunan fliirlerde, at›lan sloganlarda coflkunun yüksekli¤i, flehitlerimizin bizlere b›rakt›¤› miras› sahiplenmenin ve onu daha da ileri tafl›man›n kararl›l›¤›n› içeriyordu. Özellikle son flehitlerimiz Muharrem, Aflk›n ve Cafer yoldafllarda somutlanan, davay› en zor flartlarda dahi daima ileri tafl›ma bilinci ve kararl›l›¤› anmaya kat›lan tüm yüreklerde yerini buluyordu. Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
S›n›rl› bir yaflam›, s›n›rs›z bir davaya adayanlara bin selam! Bugün düflmandan, kitlelerden, yenilgilerden ö¤renmek kadar flehitlerimizden, devrim tarihinden ve proletaryan›n mücadele tarihinden de ö¤renmek bir görevdir. flehitleri ölümsüzdür”, “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “‹brahim’den Mehmet’e selam olsun Partiye” sloganlar› kitle taraf›ndan gür bir flekilde at›ld›. Mezarl›k içinde de devam eden yürüyüfl Proletarya Partisi 4. Genel Sekreteri Mehmet Demirda¤’›n mezar› bafl›nda son buldu. Mezar bafl›nda toplanan kitle, komünizm ve devrim flehitleri ad›na bir dakikal›k sayg› duSpartaküs yakt› ilk atefli; “Kardefllerim, bizler insan›z ve insan gibi yaflayamayacaksak, insanca ölmeliyiz” dedi. Ve tarihin ba¤r› o günden sonra sanc›yla k›vranmaya bafllad›. Spartaküs’ten bugüne devral›nan bu atefl, ülkemizde Mustafa Suphi’lerden, ‹brahim’lerden, Deniz’lerden, Mahir’lerden, Mazlum’lardan, Muharrem’lerden, Aflk›n’lardan, Cafer’lerden ve ismini sayamayaca¤›m›z nice devrim flehidinden günümüze kadar yanmakta, iflçi, köylü ve emekçi kitlelere yol göstermeye devam etmektedir. fiehitleri anlamak, onlar›n bize miras olarak b›rakt›klar› her mevziyi bir sonraki mevziye kavuflturmak ve bu ilerleyifli iktidar› alana kadar kesintisiz bir flekilde sürdürmektir. S›n›f mücadelesinde devrim perspektifine sahip olanlar; flehitleri anman›n onlara a¤›t yakmak demek olmad›¤›n› göstererek, aksine a¤›t ve kahramanl›k öykülerine s›¤›nmadan u¤runa feda olduklar› Proletarya Partisi’nin politikalar›n› halka ve çeflitli bedeller ödeyen flehit ailelerine götürmek, flehit ailelerini sadece flehit kavram›na hapsetmemekle politik bir yaklafl›m sergilemifl olacaklard›r. Proletarya Partisi 1978 y›l›nda yapm›fl oldu¤u 1. Konferans›’nda ald›¤› kararda flehitleri tek tek anman›n mümkün olmayaca¤›n› öngörerek Ocak ay›n›n son haftas›n› “Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›” olarak ilan etmifl ve flehitleri anmay› bir kampanya temelinde ele alm›flt›r. Ve her y›l Ocak ay›n›n son haftas›nda bütün alanlarda flehitlerimizin pratiklerinden ö¤renme, mücadeleyi
daha ileriye s›çratma amac›yla çeflitli etkinlikler, eylemlilikler gerçeklefltirilmektedir. Bu etkinliklerden bir tanesi de 23 Ocak 2005 tarihinde Sar›gazi Mezarl›¤›’nda gerçeklefltirildi. Saat 14:00’de Mezarl›k d›fl›nda (Afla¤› Mezarl›kta) oluflturulan kortejlerle yürüyüfle geçildi. Yürüyüfl kolunun en önünde flehit ve tutsak aileleri “Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri” pankart›yla yer al›rken, ard›ndan bütün kitle “Komünizm ve Devrim fiehitleri Ölümsüzdür” PART‹ZAN imzal› pankartla yürüyüfl kolunda yerini ald›. Proletarya Partisi saflar›nda ve devrim için mücadele ederken ölümsüzleflen flehitlerin resimlerinin bulundu¤u dövizlerin, Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik flamalar›n›n tafl›nd›¤› yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Marx, Lenin, Mao önderimiz ‹bo savafl›yor T‹KKO”, “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Devrim
ruflunda bulundu. Yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan Partizan’›n komünizm ve devrim flehitleri anmas›na iliflkin aç›klamas› okundu. Yap›lan aç›klamada; “Toplumlar ve devrimler tarihinde, s›n›f savafl›m›n›n geliflimi ve niteli¤i aç›s›ndan sürece damgas›n› vuran, sars›c› ve tayin edici dönemler ve anlar vard›r. Bu dönem ve anlar›n sars›c›l›¤› ve etkisi s›n›flar›n ve toplumlar›n belle¤inden silinmez, kal›c› izler b›rak›r. Bugünlerin izleri toplumlar›n ve s›n›flar›n dokusuna belirgin bir flekilde etki yapar. Ocak ay› da daha çok devrim ve komünizm u¤runa hayat›n› proleter devrimlerin geliflimine adam›fl birçok de¤erli flahsiyetin ölüm tarihini ifade etmesi aç›s›ndan, di¤er aylardan farkl› k›l›nm›fl ve son haftas› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan edilmifltir. Proletarya biliminin usta teorisyeni ve eflsiz önderi, Ekim devriminin mimar› Lenin yoldafl› Ocak ay›nda kaybettik. Alman prole-
taryas›n›n Kararl› önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebnecht’i Ocak ay›nda kaybettik. TKP’nin önderi ve kadrolar› olan Mustafa Suphi ve 14 yoldafl› Faflist Kemalist diktatörlük taraf›ndan Ocak ay›nda katledildi. Yine, Ocak’ta kaybettik Meral Yakar’›, Ali Haydar Y›ld›z’›. Ve Komünist Önder KAYPAKKAYA yoldafl Ocak’ta düflman›n eline esir düfltü. Bundard›r ki tüm Partizanlar için Ocak ay›n›n ayr› bir önemi vard›r. fiehitlerimiz büyük bir devrimci cüret ve sars›lmaz bir inançla yaflamlar›n› devrime arma¤an ettiler. Onlar, özgür gelece¤i yaratma kavgas›nda s›n›f düflmanlar›m›zdan hesap sorma bilincimizi güçlendirdiler. Ve onlar, devrimci savafl›m› gelifltirme mücadelesinde ölümsüzleflerek, komünizmin yüce bayra¤›n› devrettiler bizlere. Onlar bizi var eden, gelifltirip bugünlere tafl›yan, devrimimizin teorisi ve siyasi hatt›m›z›n bütünleflen diyalekti¤idir. Proletaryan›n, kendili¤inden olan gücü kendisi için bir güce dönüfltürme silah› onun devrimci karakteridir. Kitlelerin edilgen gücünü aktif bir güce, devrimi örgütleme ve gerçeklefltirme gücüne dönüfltürmenin silah› da MLM’dir. Devrim teorisi ve insanl›¤›n kurtulufl bilimi olan MLM bilimiyle ve onun örgütlü ve öncü gücü olan Komünist Parti ile kitlelerin yenilmez gücü birleflip, örgütlenip harekete geçti¤i zaman toplumsal de¤iflim kaç›n›lmaz olarak proletaryan›n lehine olacakt›r. Devrim saflar›nda y›lg›nl›¤›n umutsuzlu¤un, karamsarl›¤›n, güvensizli¤in fazlaca oldu¤u bir süreçte feda ruhunun da yükseltilmesi bir o kadar ihtiyaçt›r. Fedakarl›¤›n bedel ödeme, bedel ödetmenin bilinci ve inanc› Dersim topraklar›nda bir kez daha flehitlerimiz flahs›nda cisimleflti, gerçek oldu. Bugün Dersim topraklar›nda flehit düflen Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara yoldafllar›m›z her türden tasfiyecili¤e karfl› namuslu bir militan durufl oldular. Onlar, y›lg›nl›¤a, kaçk›nl›¤a, karamsarl›¤a karfl› devrim ve Parti bilincinin kararl› militanlar› oldular. Devam› Sayfa 31’de