ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2005-15
26
*Y›l:2 *15-28 Temmuz 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350
Bask›lara, katliamlara, zorbal›¤a karfl›
Halk Savafl›n› güçlendir avgada ödenen her bedelin, düflenlerimizin gözbebeklerinden öpüyor ve daha s›k› sar›l›yoruz isyan›n bayra¤›na. Özellefltirmelere karfl› iflçiler, y›k›mlara karfl› yoksul halk, üretemez hale getirilmeye karfl› köylüler özgürlü¤ün türküsünü yükseltiyor flimdi...
K
Bu yaz s›cak geçecek demiflti egemenlerin sözcüleri. Bu tespit bir nevi gözda¤›yd› devrimcilere ve ezilen yoksul halk›m›za. Biz devrimciler de onlar›n bu gözda¤›n› görmüfl ve “Evet, s›cak geçecek” diyerek devrimci mücadeleyi ivmelendirece¤imize; sömürüye, talana, ya¤maya ve zulme karfl› duraca¤›m›za, boyun e¤meyece¤imize halk›m›z önünde bir kez daha söz vermifltik. Evet, yaz s›cak geçiyor: Dersim Mercan Vadisinde her biri devrimci hareketin yetifltirdi¤i büyük bir de¤er olan 17 devrimci ve ard›ndan Özlem Eker katledili-
Devrimimizin baflar›s› için silahl› mücadelenin do¤ru kavranmas›, gelifltirilmesi büyük önemdedir. MarksizmLeninizm-Maoizm bize proletaryan›n iktidar› ele geçirmek için silahl› mücadelenin zorunlu oldu¤unu, bu olmadan zafere eriflilemeyece¤ini ö¤retti. ‹ktidar ele geçirilmeden hiçbir fleyin proletarya lehine geliflemeyece¤ini, her fleyin sadece hayalden ibaret kalaca¤›n› da ö¤rendik. ‹ktidar› ele geçirmenin biricik yolu halk›n silahl› mücadelesini yaratmak ve gelifltirmektir. Bu olmadan faflizmi yok edemeyece¤imizin, aksine sürekli yenilgiler alaca¤›m›z›n bilincindeyiz. Bu bilinci halk kitlelerine tafl›mal› ve gelecekten beklentilerini ancak kendi elleriyle yaratabileceklerine onlar› ikna etmeliyiz. Halk kitleleri var olan gerici iktidardan kurtulmak ve kendi iktidarlar›n› yaratmak noktas›nda kesinlikle olumsuz bir yaklafl›m içinde olamaz-
yor; Ankara’da güpegündüz flehrin göbe¤inde elleri kelepçeli oldu¤u halde Eyüp Beyaz isimli devrimci bafl›ndan vurularak katlediliyor; cenazelere kat›lan yada katliamlar› protesto eden insanlar›m›z Samsun’da, Ankara’da, Adana’da evleri bas›larak gözalt›na al›n›yor, tutuklan›yor; ülkemizin para ile ölçülemeyecek stratejik de¤erdeki Tüprafl, Telekom, Erdemir, Seydiflehir vb. kurulufllar› özellefltirme sald›r›s›yla yerli ve yabanc› sermayeye peflkefl çekiliyor; halk›m›z›n ve ço¤u devrimcilerin eme¤iyle yap›lm›fl gecekondular› bafllar›na y›k›lmaya çal›fl›l›yor... Ancak yaz›n s›cakl›¤›n›n di¤er bir yönü daha var gözden kaç›rmamam›z gereken. 17’ler ve Eyüp Beyaz katledilirken, bunun karfl›s›nda tüm devrimci çevreler hesap sorma bilinciyle sahipleniyor flehitleri, ülkenin birçok yerinde silahl›, silahs›z eylemler yap›l›yor; devrimciler “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›yla sokaklara ç›k›yor; gerillalar
“Yaflas›n Gerilla Savafl›”
Hozat’ta polis karakolunu bombal›yor, Pülümür yolunu keserek halka propaganda yap›yor, flehit düflen her bir de¤erimizin hesab›n› soruyor. ‹flçiler özellefltirme sald›r›s›na karfl› reformist sendika bürokrasisini aflan eylemlere imza at›yor, emekçi semtlerdeki yoksul halk barikat bafllar›nda nöbet tutarak evlerini savunuyor. Böylesine s›cak geçen bir süreçte bizlerin kenarda kalmas›, yaflananlar› seyretmesi, verdi¤imiz kay›plar›n da etkisiyle yürüyüflümüzün yavafllat›lmas› kabul edilemez bir durum ve tarih karfl›s›nda verilmesi gereken bir hesap olacakt›r. Oysa tarih ve bugün yaflad›¤›m›z süreç bize daha h›zl› yürümemizi, mücadelenin ortas›nda a¤›r yükleri omuzlamam›z›, flehitlerimizden devrald›¤›m›z bayra¤› daha yukar›lara kald›rmam›z› emretmektedir. Tüm güçlerimizi harekete geçirerek devrim ateflini harlayal›m, kavgaya omuz verelim; durmak yok, yorulmak asla diyerek...
lar; sadece buna güçlerinin yetmeyece¤ini düflünürler; kendilerinin bu güce sahip olduklar›n›n fark›na varamazlar. Bütün mesele kitlelere devrimci yolu ve bu yolun geliflmeye aç›k oldu¤unu göstermektir. Ezilenler her zaman ilerici olandan yana tav›r alarak tarihin devrimci yönde ilerlemesine hizmet etmifllerdir. Günümüzde iflçi s›n›f›, yoksul köylüler, küçük burjuvazi ezilenlerin en dinamik kesimlerini oluflturmaktad›r; çünkü onlar›n bu düzenden hiçbir ç›karlar› yoktur… Onlar ö¤rendiklerinde gerçek gücün kendilerinde oldu¤unu kavrayarak birlefltiklerinde, örgütlendiklerinde, silahland›klar›nda yönelecekleri yer iktidar olacakt›r. Partimiz tam da kitlelerin bu gerçekli¤inin fark›nda olarak devrimci silahl› mücadelenin geliflip güçlenebilece¤ine inanmaktad›r. ‹ktidar mücadelesi nihayetinde iki gücün karfl›l›kl› savafl›na mecburdur.
2
15-28 Temmuz 2005
26
Tekirda¤ F Tipi Haziran Ay› Hak ‹hlalleri: “YEN‹ TCK ‹LE SALDIRILAR ARTTI” Kemal Y›ld›r›m ve Kaan Karatafl direkt müdürün talimat›yla gardiyan ve askerler taraf›ndan fiili sald›r›ya maruz kalm›flt›r. Sald›r›n›n gerekçesi ise idare taraf›ndan kendilerine verilen Naz›m Hikmet-Mahir Çayan resimleri ve takvimin idarece ellerinden keyfi bir flekilde al›nmas›na karfl› koymakt›r. - C‹K’i protesto amac›yla feda eylemi yaparak flehit düflen Faruk Kad›o¤lu ile ayn› hücrede kalan Ahmet Güzel’e 20 gün hücre hükmü verilmifltir. ‹darenin gerekçesi “Yang›n ç›kartmak, infial yaratmak vb.”dir! Ahmet Güzel tekli hücreye götürülmesinin ard›ndan maruz kald›¤› psikolojik bask›lara karfl› slogan atarak tav›r alm›fl ve tüm di¤er tutsaklar taraf›ndan kap›lar dövülmüfltür. Bunun üzerine misillemede bulunurcas›na kendisine 2 ay mektup yasa¤› verilmifltir. Ayn› flekilde Osman Nuri Ocakl› ve Ercan Göko¤lu da keyfi arama karfl›s›nda slogan att›klar› için 2 ay mektup yasa¤› alm›fllard›r. - Caner Uluç, Fatih Engin Arpaç ve Sinan Gülüm’ün kald›¤› hücrede tutsaklardan habersiz olarak hücrede bulunan “Devrimci Demokrasi” isimli gazete al›nm›fl ve geri verilmemifltir. - Baysal Demirhan isimli tutsak uzun süredir üçlü hücrede tek bafl›na tutulmakta, ancak yer de¤ifltirme talebi kabul edilmemektedir. Bunun üzerine protesto amac›yla hücrenin cam›n› k›rm›flt›r. ‹dare taraf›ndan psikolojisinin bozuldu¤u bilindi¤i halde, halen tekli hücrede tutulmaktad›r. - Hüseyin Uzunda¤, Coflkun Akdeniz, Baysal Demirhan, Cihan Kahraman, Aslan Taflhan, Fatih Engin Arpaç ve Gökhan Oruç isimli tutsaklara daha önceden
Örgütlenme hakk›m›z ENGELLENEMEZ! Gaziantep Aras Kargo Müdürlü¤ü’ne ba¤l› flubelerde çal›flan iflçiler TÜMT‹S’te örgütleniyorlar. Günde 12-13 saat çal›flan, asgari ücret alan iflçiler a¤›r çal›flma koflullar›na, sosyal güvenceden yoksun çal›flmaya karfl› TÜMT‹S’te örgütlenirken iflçilerin sendikada örgütlenmesinin ard›ndan 10 iflçi iflten at›ld›. Sendikadan istifaya zorlanan iflçiler istifa etmedikleri için iflten at›l›rlarken, iflçiler ifle iade davas› açt›. Patron sendikaya üye iflçilere daha düflük zam yaparken bu iflçilerin yerlerini s›k s›k de¤ifltirerek iflçileri y›ld›rmaya çal›fl›yor. ‹flçiler patronun tüm y›ld›rma politikalar›na karfl› sendikada örgütlenmede ›srar ediyor. ‹flçiler “her türlü bask›ya karfl› direneceklerini, ne olursa olsun sendikadan istifa etmeyeceklerini” dile getiriyorlar. (Kartal)
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
u¤rad›klar› sald›r› nedeniyle karfl›l›kl› dava aç›lm›flt›. Bu defa da bu tarihten 6 ay önce “taflk›nl›k” yapt›klar› gerekçesi ile ikinci bir dava aç›lm›flt›r. Yani Jandarma 1.5 y›l sonra dava açma gere¤ini hissetmifltir! - Müebbet hapis cezas› alan tutsaklar›n tekli hücrelere zorla götürülmesi esnas›nda bütün tutsaklarca kap› dövülerek, slogan at›larak sald›r› protesto edilmifltir. Bunun üzerine idare taraf›ndan 39 tutsak hakk›nda disiplin soruflturmas› aç›lm›flt›r. 100 civar›nda tutsak “Biz de kap› dövdük” diyerek idareye baflvurmas›na ra¤men bu durum görmezden gelinmifltir. Bu 39 kifliye 1-2 ay haberleflmeden men yasa¤› verilmifltir. Bu yasak verildi¤i için de otomatikman 3-6 ay aras› aç›k görüfl yasa¤› da idarece verilmifl olmufltur. - 1 Haziran’da yürürlü¤e giren yeni TCK-CMK ve C‹K’i protesto için tutsaklar 3 Haziran’dan itibaren 3 günlük açl›k grevi yapt›¤› için tüm tutsaklara 1 ay aç›k alanlara ç›kma yasa¤› verildi, ki zaten tusaklar bu alanlara ç›kmak tredmana ba¤l› oldu¤u için normalde de ç›km›yorlard›! Cezalar bununla bitmemifl, aç›k görüfle ilk kez ç›kacaklar› gün aç›k görüfl yasa¤› alm›fllar. Ayl›k aç›k görüfle ç›kmalar› için gayret sarf edilirken ilkinde bu cezan›n verilmesi çok anlaml›d›r. Yap›lan aç›klamada haberleflme hakk›na getirilen k›s›tlamalar, imha edilen mektup ve fakslar tek tek aç›klan›rken, idarenin bu mektuplar›n imha edilmesinin gerekçesini “örgüt talimat› içeren yaz›lar olmas›” diye aç›klad›¤› belirtildi. Bu kararlara yap›lan itiraz ve suç duyurular›n›n ise kiminin red edildi¤i, kimine ise henüz cevap verilmedi¤i aç›kland›.
Zafer direnen emekçinin olacak! E¤itim-Sen üyeleri artan bask›lara ve sürgünlere karfl› Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. E¤itim-Sen’liler Urfa Valisi’nin görüflme taleplerini kabul etmedi¤ini söyleyerek anti-demokratik uygulamalar› protesto ettiler. “E¤itimSen susturulamaz” sloganlar›n› atan e¤itim emekçileri “Örgütlü toplum demokratik Türkiye” dövizlerini tafl›d›lar. Burada k›sa bir konuflma yapan E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer, E¤itim-Sen’e yönelik bask›lar› protesto etti. E¤itim emekçileri Bakanl›¤›n önünden K›z›lay Postanesi’ne yürüyerek ‹çiflleri Bakanl›¤›na ve Urfa Valisi’ne faks çekerek sürgünün geri çekilmesini istediler. (Ankara)
ABONEL‹K fiARTLARI
Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kalan tutsaklar taraf›ndan devrimci tutsaklar›n Haziran ay› içerisinde maruz kald›klar› hak ihlalleri aç›klanarak hapishane yönetiminin hukuk d›fl› uygulamalar› teflhir edildi. Yap›lan aç›klamada sadece bir ayl›k dönemde bile, 1 Haziran’da yeni C‹K’in (Ceza ‹nfaz Kanunu) yürürlü¤e girmesinin ard›ndan sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› belirtildi. Pekçok hak ihlalini ayr›nt›l› bir flekilde gösteren gerekçeler ve karar numaralar› bulunan aç›klamada yer alan baz› hak ihlalleri flunlar: - Alaattin Ö¤et isimli tutsak, hücre de¤iflikli¤i için defalarca talepte bulunmas›na ra¤men, istemi her defas›nda keyfi gerekçelerle reddedilmifltir. ‹dare taraf›ndan kas›tl› olarak tek tutulmaktad›r. Alaattin Ö¤et bu durumu protesto amac›yla bir günlük açl›k grevi yapm›fl, akabinde hücre camlar›n› k›rm›flt›r. Bu yüzden hakk›nda soruflturma aç›lm›fl ve hakk›nda 1464 YTL a¤›r para cezas› verilmifltir. - Müebbet hapis cezas› alan Ali Baba Ar› ve Hasan fiahingöz zorla tekli hücrelere götürülmüfllerdir. Götürülme esnas›nda fiziki iflkenceye maruz kalan tutsaklar, insanl›k d›fl› koflullarda tutulmaktad›r. -Menderes Leyla isimli tutsak, gerekçesiz ve habersiz bir flekilde baflka bir hücreye zor ile götürülürken iflkenceye maruz kalm›fl, bir aya¤›nda çatlak ve vücudunun çeflitli yerlerinde darp izleri oluflmufltur. - 15 günde bir yap›lan genel arama esnas›nda Mustafa Çadarpafla, Bülent
‹brahim ASLAN yoldafl› an›yoruz (13.05.1956-07.07.2005) "Yitirmifl t›ls›m›n› ilk sevmelerin, Yitirmifl öpücükleri, Pay› yok, apans›z inen akflamdan, Bir kadeh, bir cigara dal›p gidene Seni, anlatabilsem seni.... Yoklu¤un cehennemin öbür ad›d›r Üflüyorum, kapama gözlerini...." ‹znini geçirmek için gitti¤i ‹stanbul’da ani bir rahats›zl›k sonucu aram›zdan ayr›lan güzel insan, ‹brahim ASLAN yoldafl› (‹bo Day›) sayg›yla an›yor, ailesi ve yak›nlar›n›n ac›s›n› paylafl›yor ve baflsa¤l›¤› diliyoruz. An›s›n› devrim mücadelemizde yaflataca¤›z. Paris’ten bir grup ‹flçi-köylü gazetesi okuru
E¤itim-Sen’de gergin Kurul Anadilde e¤itimi savundu¤u için kapatma davas› aç›lan E¤itim-Sen’de Ola¤anüstü Genel Kurul oldukça gergin bir atmosferde geçti. Sabah saatlerinde Kocatepe Konferans Salonu’nda bafllayan Kurul’da, delegeler d›fl›nda üyelerin içeri al›nmayaca¤› aç›kland› ve en d›fltaki kap› yönetim taraf›ndan kapat›ld›. De¤iflik illerden Kurul’a kat›lmak amac›yla gelen ve anadilde e¤itimi savunarak, tüzükten ç›kar›lmamas› gerekti¤ini söyleyen e¤itimciler bunun üzerine MYK ile görüflerek kap›n›n aç›lmas›n› istediler. Ancak MYK yerin dar oldu¤unu gerekçe yaparak aç›l-
6 AYLIK: 10.200.000
mayaca¤›n› bildirdi. Bunun üzerine kitle kap›ya yüklenerek kap›y› açt›. Ard›ndan da Konferans Salonu’na girebilmek amac›yla tekrar kap›ya yüklendi. Bu s›rada arbede yaflan›rken tart›flman›n uzamas› üzerine Genel Kurul’a ara verildi. 2. bölümde de oldukça gergin geçen tart›flmalarda E¤itim-Sen yönetimini oluflturan anlay›fllar tüzü¤ün de¤ifltirilmesi gerekti¤ini belirttiler. Yap›lan konuflmalarda tüzü¤ün de¤ifltirilmesinin ayn› zamanda geri ad›m oldu¤u belirtilirken yap›lan eylemde 381 oya karfl› 115 oyla tüzük de¤ifltirilerek “anadilde e¤itim” maddesi kald›r›ld›. (Ankara)
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
26
15-28 Temmuz 2005
Devrimci silahl› mücadele EMPERYAL‹ZM‹N GERÇEK DÜfiMANIDIR... 7 Temmuz’da emperyalist Britanya’da metro ve otobüs hatlar›na konan bombalar büyük ve etkili bir sars›nt›ya dönüfltü ve günlerdir dünya gündeminin bafl s›ras›nda yerini ald›. Bu gündemin birinci derecede yer edinmesinde elbette hakl›l›k pay› vard›r. Birincisi; güvenlik önlemlerinde dünyada bir numara oldu¤u düflünülen bu emperyalist ülkede, efl güdümlü olarak 7 bomba patlat›lm›flt›r. ‹kincisi; bu bombalar bu ülkede yap›lmakta olan G-8 Zirvesine denk gelmifltir. Yani bir nevi politik bir mesaj içermektedir. Üçüncüsü ise; oldukça kanl› bir sald›r› olmufltur. 50’den fazla sivil insan hayat›n› kaybetmifltir. Kan›m›zca tart›fl›lmas› gereken as›l nokta bu eylemin kim taraf›ndan yap›ld›¤›ndan çok eylemin içeri¤i, hedefi ve devam›nda verdi¤i politik mesaja yönelik yaflanan tart›flmalar olmal›d›r. Bu sald›r›lar›n oluflturdu¤u zemini do¤ru kavramad›¤›m›z taktirde sald›r›n›n sonuçlar›na paralel olarak emperyalizmin politik, ideolojik ve askeri yaklafl›m›n›n ve sald›rganl›¤›n›n boyutunun ne olaca¤›n› gözden kaç›rmaya neden olacakt›r. Her fleyden önce defalarca belirtti¤imiz bir noktay› yeniden belirtmekte fayda oldu¤unu düflünüyoruz. Devrimci eylem biçimlerinin nas›l ve ne içerikte olmas› gerekti¤ini aç›klamak ve buna göre yaklafl›m›m›z› defalarca da olsa yeniden ortaya koymakta fayda vard›r. Çünkü bugün silahl› mücadele biçimini uygulayan her anlay›fl özellikle emperyalistler taraf›ndan bilerek ayn›laflt›r›lmakta ve bu durum terörizm yaftas›yla etiketlenerek komünistler ve devrimci güçlerle kimi gerici anlay›fllar ayn› kefeye konmaya çal›fl›lmaktad›r. Bundand›r ki silahl› mücadele biçimi ve bu mücadelenin nas›l bir içerikle ele al›nmas› gerekti¤i noktas›ndaki yaklafl›m›m›z net olarak belirtilmelidir. Silahl› mücadeleyi ele al›fl Marksist-Leninist-Maoist güçlerle her türden oportünist, revizyonist ve silahl› reformist güçlerle aram›zdaki fark› koymay› sa¤layacakt›r. Özellikle de özünde gerici olan, ancak bugün görüntüde biçimsel olarak anti-ABD’ci hatta yürüyen örgütlenmelerle, devrimci silahl› mücadeleyi ve onun biçimlerini ele al›fltaki farkl›l›¤› koymak aç›s›ndan bu önemlidir. Komünistler her fleyden önce dünyan›n herhangi bir yerinde yap›lacak bir eylemi, eylemi yapan örgütün niteli¤i ve çizgisiyle ilintilendirme ve ona göre devrimci eylem olup olmad›¤›na karar verme anlay›fl›n› benimser. Sonras›nda ise eylemin sonuçlar›, zamanlamas› ve hedefi bak›m›ndan eksiklikleri ve olumluluklar› de¤erlendirme yaklafl›m› içerisinde olur. Yani eylemi salt kendi bafl›na eylem olarak de¤il, kimler taraf›ndan, kime karfl›, niçin yap›ld›¤›na bakarak de¤erlendirmek do¤ru oland›r. Zira bir devrimci örgüt bir eylem örgütledi¤inde eylem biçimi yanl›fl ve eksik olabilece¤i gibi ayn› flekilde özü gerici olan örgütlenmeler de yürüttükleri mücadelede o an›n özgünlü¤ünde ilerici ve do¤ru eylem biçimleri uygulayabilirler. ‹ngiltere’de gerçekleflen eyleme de öncelikle bu çerçeveden bakarak de¤erlendirmek gerekmektedir. ‹kinci nokta ise eylemin biçimidir. Biz komünistler öncelikle eylemi kim yaparsa yaps›n, halka zarar verme anlay›fl›ndan uzak durmak gerekti¤ini düflünüyoruz. Gerçekleflen eylemin politik mesaj› ne olursa olsun do¤rudan sivil hedefleri amaçlayan eylem biçimlerini reddetti¤imiz bilinmelidir. Ancak devletin kurum ve kurulufllar›n›, emperyalist tekelleri, askeri karargahlar›n› hedefleyen veya buna benzer hedefler seçilip yap›ld›¤›nda verilecek sivil kay›plar›n “normal” karfl›lanmas› gerekti¤ini de kabulleniriz. Örne¤in Proletarya Partisi’nin Çank›r› valisine düzenledi¤i eylemde verilen sivil kay›plar›n olmas› gibi. Verilen sivil
kay›plar karfl›s›nda Proletarya Partisi’nin yapt›¤› aç›klama oldukça ö¤reticidir. ‹ngiltere’de gerçekleflen eylemde ise kabul etmedi¤imiz nokta do¤rudan sivil hedeflere yönelmesidir. Bu tarz eylem biçimlerinin politik hedefi ne olursa olsun elefltirilmesi ve mahkum edilmesi gerekmektedir. Ancak eylemin biçimi mahkum edilirken kim taraf›ndan yap›ld›¤›na göre tav›r tak›n›lmal›d›r. Bu tarz bir eylemi devrimci bir programa ve mücadele hatt›na sahip herhangi bir örgüt de gerçeklefltirebilir. Elbette bu durumda ülkenin bir bütün koflullar›na göre devrimci yap›n›n aç›klamas› ciddiyetle de¤erlendirilir ve buna göre bir yaklafl›m ve tav›r belirlenir. Ancak biz bu tarz eylem biçimlerini sahiplenmedi¤imizi ve reddetti¤imizi bugünden belirtmeyi gerekli görüyoruz. Çünkü yap›lan eylemin sivil hedeflere yönelmemesi politik mesaj›n daha etkili ve daha anlaml› olmas›n› sa¤layacakt›r. Yani bir eylem devrimci ilkelere sahip olmal› ve kitlelerin kayb›na neden olacak tarzda gerçekleflmemelidir. Bu aç›klama do¤ru devrimci silahl› mücadelenin ve eylemlerin kavranmas› aç›s›ndan ve bizim bak›fl aç›m›z› ortaya koymas› aç›s›ndan önemlidir. De¤erlendirmemizin esas k›sm› ise bu eylemle birlikte estirilen karfl› devrimci rüzgar›n teflhir edilmesi ve gerçekli¤inin a盤a ç›kar›lmas› olacakt›r. Kitlelerin terörize edilmeye, emperyalizmin her türlü ve özellikle askeri sald›r›lar›n›n meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› bu ortam›n ve muhakkak bu eylemin devam›nda gelecek emperyalist patentli karfl› devrimci kampanyalar›n gö¤üslenmesi ve do¤ru yorumlanmas› aç›s›ndan önemli görüyoruz. Çünkü bu eylemle birlikte özellikle her türden silahl› mücadele ve direnifli terörizm (kitleleri hedefleyen silahl› eylemler olarak lanse edilen biçimiyle) yaftas› yap›flt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Ve bugün emperyalistler özelde de ABD ve ‹ngiliz emperyalistleri “küresel terörle” mücadele ad› alt›nda yürüttükleri emperyalist askeri sald›rganl›klar›n daha da meflrulaflt›r›lmas›n› ve kitlelerin bilincinin bulan›klaflt›r›lmas›n› sa¤lamaya hizmet edecek flekilde sorunu ele alacak ve bu yönlü etkin bir karfl› devrimci kampanya bafllatacakt›r. Bugün bu terörizm safsatas› her türden silahl› mücadeleye karfl› kullan›lmakta ve bu temelde devrimci mücadelelere sald›rmaktad›r. Bugün Irak’taki iflgale karfl› geliflen hakl› ve ilerici direnifle terörizm demek ancak emperyalist terörü uygulayanlar›n yöntemi olabilir. Yine ayn› flekilde Nepal’de monarfliye karfl› verilen halk savafl›na terörizm demek ancak bu alçak emperyalistlerin demagojileri olabilir. Durumdan vazife ç›karmakta uzman olan uflak ruhlu faflist Kemalist diktatörlük ve onlar›n temsilcileri bu durumdan da ayn› vazifeyi ç›kararak hareket etmifllerdir. R.T. Erdo¤an ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, ilk aç›klamalar›nda Kürt Ulusal Hareketi’nin yürüttü¤ü hakl› ve meflru savafl› kastederek “terörden” en çok kendilerinin çekti¤ini ve 40 bine yak›n “vatandafllar›n›” kaybettiklerini aç›klayarak, ‹ngiliz devletini en iyi kendilerinin anlayaca¤›n› dillendirmifltir. Devam›nda teröre karfl› savaflta ne denli kararl› olduklar›n› ve “dost ve müttefik ‹ngiliz devletiyle ortakl›¤a her zamankinden daha fazla haz›r” olduklar›n› belirtmifllerdir. Yani hemen demagojik söylemleri kullanarak hizmete amade olduklar›n› belirtmifllerdir. Her f›rsatta Kürt ulusal hareketinin ve devrimci ve komünist güçlerin hakl› silahl› mücadelelerini karalamak görevini yerine getirmeye çal›flan Türk egemen s›n›flar› bu f›rsat› da kaç›rmam›fllard›r. Demagojik terör safsatas› bu sald›r›yla birlikte emperyalizmin terörle savafl›m›nda hakl›l›¤›na
giriflti¤i bir içerikle de ele al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. Özellikle eylemin G-8 zirvesine denk gelmesi ve G-8’in Afrika gündemi üzerinden yükselece¤i yan›lsamas›, G-8 zirvesinin meflrulaflt›rmas›na ve emperyalizmin halklar›n dostu oldu¤u, onun d›fl›ndakilerin ise düflman oldu¤unu ispatlamaya giriflilmifltir. ‹flte eylemin hemen arkas›nda bu emperyalist ülkelerin devlet baflkanlar›n›n demeçlerinden birkaç tanesi. “Bir taraftan G-8 zirvesinde fakirli¤i yenmeye, AIDS’i yok etmeye, do¤ay› korumaya çal›flanlar di¤er yanda ise masumlar› öldürenler var. Amaçlar ve niyetler bundan daha aç›k ortaya konamazd›.” (George W. Bush) “Bu barbarca sald›r›lar› derinden k›n›yoruz. … Terör ve fliddetin toplumlar›m›z› veya de¤erlerimizi de¤ifltirmesine izin vermeyece¤iz. Daha iyi bir dünya yaratma kararl›l›¤›m›z sürecek. Bu zirvede dünya liderleri, dünya halklar›n›n fakirli¤iyle mücadele ve insan hayat›n›n korunmas› ile gelifltirilmesi için çaba sarf ediyor.” (Tony Blair’in a¤z›ndan G-8 in ortak bildirisinden) “Bu trajik sald›r›dan dolay› dehflete düfltüm.” (Jacques Chirac) “Sald›r›lar›n açl›k ve sefalete karfl› mücadele için G-8 zirvesi s›ras›nda yap›lmas›, insan hayat›na hiç önem verilmedi¤inin bir iflaretidir.” (Gerhard Schröder) “Böyle insanl›k d›fl› sald›r›lar› Londra, New York, Moskova, nerede olursa olsun k›namal›y›z.” (Vlademir Putin) “Büyük öfke içindeyim. Ne pahas›na olursa olsun iflbirli¤imizi Blair’den esirgemeyece¤iz.” (Junichiro Koizumi) Konuflan a¤›zlar ortak dili ne güzel de tutturmufllar. Bu ortakl›k onlar›n s›n›fsal özelliklerinden ileri gelmektedir. Bu ortakl›k ya¤mac›, katliamc›, sömürgeci, inkarc› özelliklerinden baflka ne olabilir ki! Özellikle bugün Afganistan ve Irak topraklar›nda on binlerce kad›n, erkek ve çocu¤un katliam›ndan sorumlu olan bu güruh utanmazca ve hayas›zca bu aç›klamalar› yapabilmektedir. Bu emperyalist katliamc› güruh Afrika’ya yard›m etmeye, dünyadaki çevre kirlili¤ine son vermeye çal›flt›klar›n› ilan ederek bu sald›r›lar›n “bu iyi niyetli giriflimlere” yönelik bir sald›r› oldu¤unu beyan etmektedir. Afrika’da yoksullu¤un pençesinde her gün 10 binlerce çocu¤un ölmesine neden olan kendileri de¤ilmifl gibi bu aç›klamay› yapmaktad›rlar. Ve buna ra¤men G-8 zirvesinde Afrika’ya yard›m ad› alt›nda 50 milyar dolar destek olaca¤›n› ilan ederlerken, sömürgelefltirme ve kendi aralar›nda ya¤maya çevirecek daha üst boyutta yapt›r›m ve planlar› da yaflama geçirmifllerdir. Britanya ve ABD firmalar›n›n da bulundu¤u bir dizi ülke BM ambargosuna ra¤men Afrika’ya silah sat›fl›n› devam ettirdi¤i ve bu silahlar›n Kongo’daki iç çat›flmada milyonlarca insan›n ölümüne neden oldu¤u BM Af Örgütü taraf›ndan aç›klanm›flt›r. Bu ülkeler bir yandan yard›m kampanyas› ve “açl›¤› önleme” ad› alt›nda karar haline getirdikleri ama hiçbir zaman yaflama geçmeyen yard›m planlar› haz›rlarken (bu anlay›fllar›n yard›m planlar›, felaketlerde taahhüt ettikleri yard›mlar› yerine getirmemesiyle ünlüdür. Birkaç milyar dolar yard›m yapacaklar›n› aç›klay›p bunlar› 3-5 dilime bölerek ilk dilimini olay›n s›cakl›¤›yla gönderip sonras›nda hiçbir flekilde belirttikleri yard›mlar› göndermedikleri bilinirken bu denli büyük bir meblay› hangi flartlara ba¤lad›klar›n› tahmin etmek zor olmasa gerek) bir yandan da Afrika’daki iç çat›flmalar› körükleyerek milyonlarca insan›n ölümü üzerinden silah tekellerinin kârlar›na kâr katmaktad›rlar. Bugün planlad›klar› da bu pazar›n her yönüyle paylafl›lmas›ndan ve istimlak edilmesinden baflka bir fley de¤ildir. Afrika’daki bir insan›n bile bu emperyalist ülkelerdeki ine¤e verilen de¤erden daha düflük oldu¤u bugün bilinir durumdayken söyledikleri herfley gerçe¤in duva-
r›na çarpmaktad›r. Emperyalizmin özünün ne oldu¤unu unutan ve bu unutkanl›k ve en iyimser de¤erlendirmeyle cahillikleriyle emperyalizmden beklenti içinde olan yaklafl›mlar›n bu eylemle birlikte de¤erlendirmeleri ve silahl› mücadeleye yönelik sald›r›lar› da teflhir dire¤ine çivilenmelidir. Emperyalizmin görünen en kaba uygulamalar›n› teflhir edip bunun karfl›s›nda duran, ancak emperyalizme karfl› geliflen silahl› mücadelenin de yarars›z ve beyhude bir mücadele oldu¤unu ispatlamaya çal›flanlar bu sald›r›n›n devam›nda yine bildik bu türküyü daha gür bir flekilde söyleyeceklerdir. Emperyalizmin askeri sald›rganl›ktan vazgeçmesi gerekti¤ini, “terörün” bundan kaynakland›¤›n› ve bu politikalar›n ancak bar›flç›l mücadelelerle ortadan kald›r›laca¤›n› yine ve yeniden söyleyeceklerdir. Emperyalizmin özünü kavramayan ve bu kavray›fls›zl›k üzerinden politika üreten, düflünce üreten bu kesimler bilinmelidir ki ezilen halk y›¤›nlar› içerisinde emperyalizmin politikalar›n› çeflitli biçimlerde cilalayarak meflrulaflt›rmaya çal›flmaktan baflka bir ifle yaramamaktad›r. Niyetleri ne olursa olsun gerçe¤i do¤ru okuyamamak bu gerçe¤i subjektif niyetlere hapsetmek objektif olarak halklar› kaderlerine raz› gelmeye zorlamak anlam›na gelecektir. Bu kader ise teslimiyet, kabullenme, sömürü, iflkence, katliam vb.dir. Bu reformist ve hümanist yaklafl›mlar ‹ngiltere’de gerçekleflen eyleme yönelik bak›fl aç›s›yla ve de¤erlendirmeleriyle olay› darlaflt›r›p emperyalist devletlerin söylemini farkl› biçimlere büründürerek devam ettireceklerdir. Buna flimdiden bafllam›fllard›r. Muhtemeldir ki G-8 zirvesine karfl› bafllayan emperyalizm karfl›t› hareketlenme bu eylemden sonra tersine dönüfltürülmeye çal›fl›lacakt›r. fiimdiden bu hareketlenme gündemden düflürülmüfltür. Ve aç›kça belirtmek gerekir ki bu eylemi en iyi flekilde kullanan emperyalistler G-8 zirvesini daha “rahat” ve “huzur” içinde yapm›fllard›r. Bu tespitten eylemlerin direkt emperyalist patentli oldu¤u sonucunu ç›karmamak gerekmektedir. Sorunu bu flekilde yorumlamak yanl›fl ve hatal› bir yaklafl›m olur. Ancak bu eylem arac›l›¤›yla verilen mesajlar ve gündemdeki G-8 karfl›tl›¤› temelinde oluflan eylemlerin sönümlenmesi emperyalizmin bu durumu ustaca kulland›¤›na yorumlanmal›d›r. Ancak dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi olarak emperyalizme ve onun kurumlar›na karfl› salt bar›flç›l eylem biçimlerinin ön planda olmas› gerekti¤i yaklafl›m› ret edilmelidir. Emperyalist devletlere ve onun iflbirlikçilerine karfl› bombalama, sabotaj ve silahl› eylem biçimleri sürekli ve do¤ru bir temelde kullan›lmal›d›r. Bu tarz devrimci eylemler kitle hareketlerini köstekleyen de¤il tam tersine besleyen nitelikte olmal›d›r. Silahl› politik mesajlar tam da bu ya¤mac› talanc› kurumlar›n göbe¤ine yöneldi¤inde genifl kesimlerden olumlu tepki alacakt›r. Nihayetinde emperyalizm ve onun uzant›lar› niteli¤indeki sistemin yedek güçleri (reformist-revizyonist anlay›fllar, teslimiyetçi iflbirlikçi yaklafl›mlar vb.) silahl› mücadeleye yönelik sald›r›lar›n› art›rm›fllar, emperyalist iflgal ve ya¤may› meflrulaflt›rma çabas›na girmifllerdir. Emperyalizmin devrimci silahl› bir savafl›mla ve direniflle ancak sökülüp at›lmas› gerekti¤i yönlü devrimci tezlere sald›r› zeminlerini geniflletmifllerdir. Bugün yap›lmas› gereken emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› silahl› devrimci savafl›m› yürütmek, yürütülen yerlerde bunlara destek olmakt›r. Bunlar›n propagandas›n› ve hakl›l›¤›n› kitlelere kavratmakt›r. Bunun tersi anlay›fllar› ise tarihin yapt›¤› gibi bugün de teflhir dire¤ine çivilemek olmal›d›r.
4
15-28 Temmuz 2005
S›n›fsal Bak›fl SAVAfiTA ISRARLA VER‹LECEK 17’LER‹N YANITI! Yoldafl de¤ilsek de ayn› yolun yolcular›yd›k. fiehit düfltüklerinde de¤il ama öncesindeki uzun y›llar boyunca ço¤uyla yoldafll›k yapm›flt›k. Hem de nice muharebeler ve direnifllerin içinden süzülüp gelen bir sürecin tan›kl›¤›nda. Ad›na ideolojik/siyasi manada yoldafll›k demesek de, nice alanlarda savafl ve direnifl mevzilerini paylaflmay› sürdürüyorduk. Hiç kuflkusuz ayn› anlay›flla ard›llar› ile sürdürmeye devam da edece¤iz. 17’lerin yüre¤imizi da¤layan kayb›n› savafl ateflimizi harlamak için vesile k›lmak, s›n›f mücadelesinin do¤al yasas›d›r ama, ac›m›z›n dinmesi de kolay olmayacak. Bu ac›y› zamana de¤il kavgaya sar›larak hafifletece¤imizin bilincinde olmam›z yetmiyor. Bunu uygulamaya sokmam›z gerekiyor. Ancak o zaman bütün flehitlerimize oldu¤u gibi 17’lere karfl› da gerçek manada sorumlulu¤umuzu yerine getirmifl olaca¤›z. Onlar› güçlü, kitlesel cenaze merasimleri ile u¤urlamak, hemen ertesinde bir tak›m gösteriler ve anma törenleri ile eylemlerde bulunmak ilk görev olarak önemliydi ve baflar›lmas› gerekiyordu. Bunun hem kesintisiz k›l›nmas› hem de ileri biçimlere tafl›nmas›, daha da önem arz ediyor. Asl›nda, bundan önce herkes kendisine, “Bu görevlerden, mücadelenin, savafl›n yükseltilmesi meselesinden bahsedilmesi için 17’lerin flehit düflmesi mi gerekiyor?” sorusunu sormal›d›r. Ya da, “Birileri, 17’lerin flehit düflmesinin ard›ndan, bu büyük bedelli kayb›n etkisiyle, yüksek perdeden mi konuflmaktad›r?” sorusu sorulmal›d›r. Bu sorularla düflündürmeye çal›flt›¤›m›z husus; s›n›f mücadelesi gerçe¤inin kavranmas›, kitlelerin harekete geçirilmesi, daha ileri mücadele biçimlerine sevk edilebilmesi için; komünistlerin, devrimcilerin yaflamlar›n› sak›nmadan bir savafl›m içinde olduklar› gerçe¤inin kendini 17’ler örne¤inde görüldü¤ü üzere bir kez daha ortaya serdi¤idir. 17’ler t›pk› bütün devrimciler gibi son derece onurlu bir kavgan›n neferleri olarak yol al›yorlard›. Yal›n ve ç›plak bir gerçe¤e, Türkiye halk›n›n kurtuluflu u¤runa demokratik halk devrimi yolunda, kazan›lmas› mutlak bir zafere do¤ru büyük bir inançla yürüyorlard›. Onlar› can bedeli bu mücadelede, ölüm karfl›s›nda korkusuz ve fedakar k›lan bu inançlar›yd›. T›pk›, ‹brahim, Mahir, Deniz, Sinan, Mazlum, Fatih ve di¤erleri gibi. Kimse Ovac›k-Mercan katliam›n›; ajan komplosu, alan›n uygunsuzlu¤u, di¤er hata ve sorumsuzluk vb. olaylar çerçevesinde tart›flma konusu yapma hakk›na sahip de¤ildir. Her olay›n oldu¤u gibi bu katliam›n de¤erlendirmesini de öncelikle yoldafllar› yapacakt›r. Buna dair aç›klamalar› da bulunmaktad›r. fiehitlerimize sayg›m›z gere¤i bu konuda
hiçbir yorum ve polemik yürütülmemelidir. MKP, bilindi¤i üzere proletarya partisi TKP/ML ile ayn› ideolojik hatt› savundu¤unu ve ülkemiz komünist hareketinin do¤uflu ve geliflimi bak›m›ndan da ayn› miras› paylaflt›¤›n› iddia etmektedir. “Kardefl parti” olarak tan›mlad›¤› TKP/ML’nin 1994 ayr›l›¤› sonras›ndaki flekillenifline iliflkin “esasl›” elefltirilerine ra¤men, bunlar› “temelli” bir sorun olarak de¤erlendirmeyen MKP’nin, proletarya partisine yaklafl›m›n› elbetteki bugün için tart›flmay› do¤ru bulmuyoruz. Buna karfl›l›k, bilindi¤i gibi, TKP/ML’nin MKP’ye iliflkin ayn› tarzda bir de¤erlendirmesi ve “kardefl parti” tespiti bulunmamaktad›r. Her ne kadar, MKP’li kadrolar ile geçmiflte ayn› saflarda bulunulmufl ve Proletarya Partisi tarihinin önemli dönemleri çeflitli alanlarda paylafl›lm›fl ise de bu, tarihin ve miras›n paylafl›lmas› anlam›na gelmemektedir. ‹deolojik siyasal ortakl›k ise tamamen ayr› bir olgudur. MLM ideolojinin ve ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n tezlerinin büyük oranda ka¤›t üzerinde kabul edilmesi, ilk bak›flta “ayn›l›k” gibi görünse de bütün bunlar›n içinin nas›l dolduruldu¤u ve kavrand›¤› hususu, sorunun “tayin edici” yan› olmaktad›r. Durum bu merkezde olmakla beraber, TKP/ML’nin MKP’ye yönelik tutumu her zaman için dostane olmufl, ayr›l›¤a neden olan olaylar (darbe vs.) ve devam›ndaki kimi tutum ve sorunlar›n hiçbir surette hasmane bir konumlanma yaratmas›na izin verilmemifltir. Nitekim, çok çeflitli platformlarda MKP’li arkadafllarla omuz omuza kavga ve direnifl yürütülmüfl, her türlü dayan›flmaya tereddütsüzce girilmifl, güçlü bir güven iliflkisi tesis edilebilmifltir. Dahas› son y›llarda gerilla alan›nda önemli bir ad›m at›lm›fl ve baz› birlikler çerçevesinde oluflturulan güç birli¤i, iliflkiyi daha verimli bir boyuta tafl›m›flt›r. Kalbimizden kopan 17 parçan›n ac›s›n› yaflad›¤›m›z flu dönemde, bütün bunlardan söz etmemizin nedeni, bir tak›m spekülasyonlar›n önüne geçmek amac›yla baz› bilinen hususlar›n alt›n› tekrar çizmek gere¤idir. Biz, MKP’nin flehit düflen kadrolar›n›n belli bir bölümü ile nice onurlu savafl ve direnifl mevzilerinin paylafl›m› kadar, çok ciddi çekiflme ve tart›flmalar da yaflad›k. Bunlar›, s›n›f mücadelesinin bir parças› olarak kabul ettik ve an›lar›m›za katt›k. Bugün, onlara tüm devrimcilere oldu¤u üzere kendi yoldafl›m›z gibi sahip ç›k›yoruz. Paylafl›mlar›m›z ve an›lar›m›z, silahl› mücadelede saf tutufllar› gibi öznel durumlar; ac›m›z›, öfkemizi, kinimizi büyütüyor ve özellefltiriyor. Ac›lar, felaketler, yenilgiler, düflman›n sald›r›lar›; gerçek dostlar› her zaman birbirine daha çok yaklaflt›r›r ve kenetler. Sahte dostlar (kimine düflman
26 m› demeli?) ise böylesi durumlarda timsah göz yafl› döker. Akbabal›¤a soyunur, içten içe sevinirler. Onlara, ayn› zamanda düflmanca rekabet içinde olduklar› “dostlar›”na bir darbe de kendilerinin vurmalar› için “f›rsat” do¤mufltur. “‹ntikam” almalar› için elveriflli koflul elde etmifllerdir. “‹çten” çökertme, “ele geçirme” gibi her türlü Ali cengiz/Osmanl› oyununa uygun flartlar› “tarih baba” önlerine getirmifltir. Kimin sahte kimin gerçek dost oldu¤unu zaman bütün netli¤iyle ortaya serer ama bunu görmek için “ifli” zamana b›rakmak, “öngörü” gibi bir vas›fla donanm›fl olmas› gerekenlerin ifli de¤ildir. Bir de ilan verenler moda olur böylesi dönemlerde. Kimi iyi niyetli, duygusunu, ac›s›n›, tepkisini ifade etmede baflka yol bulamad›¤› için bu yolu seçenler istisna; ilan ad› alt›nda “reklam verenler” vard›r. Hayattayken, 17’lerin “yanl›fl yolda” gitti¤ini; devrim, halk savafl›, ‹brahim Kaypakkaya’n›n çizgisi vb. bütün bunlar›n “demode” oldu¤unu hem söylemde hem de pratikleriyle dillendirenler, bir de bakars›n›z, flehitlerimiz için verdikleri ilanda savafl sloganlar› hayk›r›yorlar. “Birileri bizimle dalga geçiyor herhalde” demekten baflka bir fley geçmez akl›n›zdan! Ne kadar tasfiyeci, haybeci, mücadele kaçk›n›, devrim sövgücüsü, parti düflman› varsa, onlar da bakars›n›z bir baflka ilanda bulufluvermifl, 17’ler bahanesiyle kendi reklamlar›n› yap›yorlar. T›pk›, ba¤›fl kampanyalar›na kat›l›p, listelerde ad›n› yay›nlatanlar gibi! Günümüzde, devrim ve bunun da ötesinde silahl› mücadele zemininde hareket etmeyi savunan ve daha önemlisi bunu prati¤e geçirmeye çal›flan hareketler, emperyalizmin öncelikli hedefi haline gelmifl durumdad›r. Bu gerçeklik, “terörizme karfl› savafl” kampanyas›n›n aç›lmas›ndan beri fliddetlenen karfl›devrimci terörün merkezine oturtulmufltur. ABD emperyalizminin 11 Eylül’den itibaren di¤er emperyalistler ile faflistler ve gericilerin büyük bölümünü de dahil ederek gelifltirdikleri dünya çap›ndaki bu fliddetli sald›r› dalgas›n›n bütün ülkelerde “anti-terör” yasalar› ve uygulamalar› ile do¤rudan hedefi durumuna gelen ihtilalci hareketlere dayat›lan, imha ya da teslimiyet olmufltur. Teslimiyetten anlafl›lmas› gereken, reformist saflara geçmek ve düzen içi kulvarda hareket etmeyi kabullenmekten ibarettir. Tam da bu noktada flöylesi bir aç›l›m yapmakta fayda vard›r: Kimi hareketlerin önderlikleri, aç›ktan düzen içi kulvarda hareket etmeyi, ya da reformist söylemi kabullenmemekle beraber, sinsi bir flekilde devrimci mücadeleden sapma, silahl› reformizme yönelme yolunu tutturmufllard›r. Bu durum da tasfiyecili¤e, teslimiyete karfl›l›k gelmektedir. Kald› ki orta ya da uzun vadede, sol veya sa¤ oportünist çizginin bir hareketi tafl›yaca¤› nokta da netice itibar›yla düzen içi bir düzlemdir. Di¤er seçenek noktas›nda ise, “yok et”menin gereklerini yapmak ad›na, komünistlere ve devrimcilere her türlü araç ve yöntemle yönelinilmektedir. Bunun bafll›ca nedeni, 90’l› y›llardan sonra emperyalist sistem aç›s›ndan iflle-
rin giderek bozulmas›nda aranmal›d›r. ‹ktisadi ve siyasi krizin özellikle ABD aç›s›ndan ileri boyutlara varmas›, dünya çap›nda s›n›fsal çeliflkilerin keskinleflmesi ve buna paralel s›n›f mücadelelerinin ivme kazanmas›, öteden beri haz›rlanan müdahale plan›n›n devreye sokulmas›n›n flartlar›n› iyice olgunlaflt›rm›flt›. Dünya egemenli¤i aç›s›ndan hem ekonomik hem de jeo-stratejik bak›mdan en kritik bölgeden bafllanarak gerçeklefltirilen iflgaller süreciyle beraber, aç›lan “anti-terör” kampanyas›n›n hedefi “‹slamc› örgütler” olarak gösterilmeye çal›fl›ld›. Oysa çok geçmeden anlafl›lacakt› ki, as›l hedef, bir bütün olarak halk muhalefetine yan›t olabilecek konumdaki komünistler ve devrimcilerdir. Tehlike ve tehdit ba¤lam›nda, komünistler ve ihtilalci hareketler, muhalefet cephesinin sindirilmesinde her zaman için “kilit” konumundad›r. Bu kilit aç›lmadan, halk muhalefetinin etkisiz hale getirilmesi ya da bu tesirsizli¤in uzun süre muhafaza edilebilmesi mümkün de¤ildir. Önder, seçkin ve faal kadrolar›n bulundu¤u hapishanelerde sürekli özel rejimlerin uygulanmaya çal›fl›lmas›, buralardaki komünist ve devrimci tutsaklar›n teslim al›nmaya çal›fl›lmas›n›n ana esprisi de budur. Hapishanelerin “önceli¤i” içindekilerin “önceli¤i”ndendir. Ülkemizde F tipi hapishanelerin bu dönemde devreye sokulmas› da tesadüf de¤ildir. D›flar›daki mevziler aç›s›ndan, denetimin en zor sa¤lanabilece¤i alanlar da¤lar ve sokaklard›r. Stratejik bak›mdan önceli¤i tafl›yan da¤larda PKK’yi kontrol edilebilir boyutta tutma noktas›nda denetimi elden kaç›ran faflist diktatörlük, hem ulusal hareketin güçlerine hem de komünist ve devrimcilere azg›n bir sald›r› bafllatm›flt›r. Bu durum sadece birkaç ille s›n›rl› de¤ildir. Türkiye Kürdistan› çap›nda ola¤anüstü hal döneminin koflullar› k›sa sürede fiilen geri getirilmifl bulunmaktad›r. 17’lere yönelik katliam bu korkunun/sald›r›n›n ürünüdür. Bunun bu çerçevede okunmas›, görülmesi halinde mesele daha iyi kavranacakt›r. O zaman sald›r›lara nas›l yan›t olunaca¤› da kendili¤inden ortaya ç›kmaktad›r. Aksi takdirde sarf edilen tonlarca söz, s›ralanan bofl ve yald›zl› laflarla oyalanmaktan baflka çare yoktur. 17’lerin hangi alanda ve hangi mücadele alt›nda flehit düfltükleri önemlidir. Düflmana gerçek manada yan›t, ayn› mücadele anlay›fl›nda ›srarl› olunarak verilmek durumundad›r. Bunun alt›n›n çizilmedi¤i koflullarda, gazetelere ilan vermekten daha iyi bir tatmin arac› yoktur. Yeryüzünün efendilerine en büyük tehdit, MLM ideolojinin rehberli¤inde yol alanlardan geliyor. Peru, Nepal ve Filipinler’in ard›ndan Latin Amerika’n›n yar›s› büyüklü¤ündeki Brezilya’dan gelen haberler “hayra alamet” de¤il. Ülkemizde ise komünistlerin kendi süreçlerine müdahalede kaydetti¤i mesafeyi gerilla savafl›nda da göstermesinin öngünlerindeyiz. Devrimci mücadelenin kazand›¤› ivmenin yaratt›¤› itkinin sonuçlar›yla beraber, bu sürecin daha h›zl› bir geliflme gösterece¤ine kuflku yoktur.
5
26
15-28 Temmuz 2005
‹flçilerin öfkesi ve sabr› tafl›yor!
Çukurova iflçisi açl›k grevinde Çukurova ‹plik Fabrikas›, 440 iflçinin iflten at›lmas› ve devam›ndaki eylemlerle birlikte mahkeme süreci ile gündeme gelmiflti. Hukuksal sürecin sonunda iflçiler davalar›n› kazanmalar›na ra¤men ne tazminat ne de içerideki paralar›n› alabilmiflti. fiimdi at›lan iflçilere sendika bask›s› yüzünden destek vermeyen, iflten at›lmamak için yanlar›na dahi gitmeyen fabrika çal›flanlar› susmalar›n›n sonucu olarak açl›kla bo¤ufluyorlar. 19 ayd›r maafllar›n› alamayan, alsalar bile prim ya da harçl›k fleklinde alan iflçiler grevde. Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunan Çukurova ‹plik Fabrikas›’nda çal›fl›yor durumda görünen ancak 20 aya yak›n bir süredir hiç ifl yapmayan ve sigortalar› yat›r›lmayan 800’e yak›n iflçi greve bafllad›. 800 iflçinin 15’i ise süresiz açl›k grevinde. 5 Temmuz günü bafllayan grevi haklar›n› alana kadar ve bu soruna çözüm bulunana kadar devam ettireceklerini dile getiren iflçiler; “5-6 arkadafl›m›z›n psikolojileri bozuldu¤u için tedavi görüyor. Arkadafllar›m›z sigortal› göründükleri için sigortal› ifl bulam›yor ve günlü¤ü 9 milyona yevmiyeye gidiyor, hamall›k yap›yor. Birçok arkadafl›m›z kamyon
floförü olarak yola gitti onlar› kaybettik” diyorlar. 19 ayd›r iflçileri oyalayan Çukurova Grubu’nun sahibi Emin Karamehmet ‹stanbul’a holding önüne giden yüzlerce iflçiye “Ocak ay›na kadar alaca¤›n›z kalmayacak” demesine ra¤men iflçilere hiçbir ödeme yapmam›fl. Ayr›ca iflçilere “1 aya aç›yoruz, 2 aya aç›yoruz, 15 güne kalmaz açaca¤›z” diyerek oyal›yor. ‹flçiler ayr›ca “demokrasi ülkesi diyorlar, demokrasi yok. fieriatla yönetilen ülkelerde bile bir insan alaca¤›n› alabiliyor. Demokrasi var denilen Türkiye’de iflçiler alacaklar›n› alam›yor. Köylüler, iflçiler aç kal›yor nerede demokrasi” diyorlar. 5 Temmuz’da bafllad›klar› açl›k grevinde “sefalet içersinde yaflamaya dayanam›yoruz, bu iflin sonunda ölüm de olsa geri dönüfl yok” diyen iflçiler “ya bizi iflten ç›kars›nlar tazminat› ve alacaklar›m›z› versinler ya da fabrikay› çal›flt›rs›nlar. Hepimizi ücretli izine ay›rd›lar ücret vermiyorlar, sigorta yat›rm›yorlar” diye konufluyor. Sigortalar›n›n yat›r›lmad›¤›ndan kaynakl› hastalar›n› tedavi ettiremediklerini söyleyen iflçiler, bir arkadafllar›n›n ölüm döfle¤inde hastas› oldu¤unu ancak sigortal› göründü¤ü için yeflil kart dahi ç›karamad›¤›n› da be-
Emekçinin Gündemi E⁄‹T‹M-SEN DEVLETE BOYUN E⁄D‹! Anadilde e¤itimi savundu¤u için bizzat Genelkurmay taraf›ndan kapat›lmas› için giriflimlerde bulunulan E¤itim-Sen, yapt›¤› 2. Ola¤anüstü Konferans sonras› tüzü¤ünden anadilde e¤itimi savundu¤u maddeyi ç›kard›. 3 Temmuz tarihinde toplanan E¤itim-Sen, 2. Ola¤anüstü Kurultay›’nda al›nan karar ile devletin yapt›r›m›na boyun e¤mifl oldu. Oldukça tart›flmal› geçen Konferansta tüzü¤ün bu maddesinin de¤ifltirilmesi 115 red oyuna karfl›l›k 381 lehte oyla kabul edildi. Konferansta anadilde e¤itim maddesinin de¤ifltirilmesi konusunda sendika içindeki yurtsever güçlerin de oyunu alan sendika yönetimi, belli ki kurul öncesi bu güçlerle fikir birli¤ine varm›fl durumdayd›. Kapatma karar›n›n akabinde yap›lan ancak kamuoyuna yans›t›lmayan “tüzükten bu madde ç›kar›labilir. Önemli olan sendikan›n kendi varl›¤›n› koruyarak, çal›flmalar›na devam etmesidir” söylentileri salt söylenti de¤il, sendika yönetiminin bu dönem aç›s›ndan planlar›n› ifade eden bir gerçek oldu. E¤itim-Sen aç›s›ndan flafl›rt›c› olmayan bu karar kimi çevreler de yurtsever güçlerin tavr› konusunda bir flaflk›nl›k yaratsa da, asl›nda meseleye bu cepheden yaklafl›m›n, sergiledi¤i tutumun hiç de flafl›rt›c› olmad›¤›, olmamas› gerekti¤i bir gerçek. Yurtsever hareketin girdi¤i
mücadele sürecinden ba¤›ms›z olmayan bu tutum, süreci do¤ru analiz edemeyenler aç›s›ndan kuflkusuz flafl›rt›c› bir tablo olarak de¤erlendirilebilir. Kürt kitlesinin tepki duyaca¤› bu durum karfl›s›nda “önemli olan uzun süreli mücadelenin kendisidir” aç›klamas›nda bulunanlar, yine kitleyi oyalama politikas›n› devam ettirme tutumunda olmufltur. Karar›n aç›klanmas›n›n ard›ndan aç›klamalar›na devam eden Dinçer; “Maddenin de¤ifltirilmesi ile sendika hakk›nda aç›lan kapatma davas›n›n konusu ortadan kald›r›ld› ve dava düflecek. Her flart alt›nda ve her platformda anadilde e¤itim hakk›n› sahiplenece¤imiz bilimsel toplant›lar yapaca¤›z” dedi. Dinçer’in “bilimsel toplant›lar” ile ne kastetti¤i net olmasa da oldukça geri olan bu durumu bile, bir kazan›m, davan›n düflmesinin bir sebebi olarak gösterme çabas› aç›k seçik ortada. Oysa flu bir gerçek ki emekçiler hiç bir dönem haklar›n› geri ad›mlar at›p, bunlarla avunarak kazanmam›flt›r. Yine Dinçer’in “Evet, belki devlet bir iki diflimizi çekti. Ama E¤itim-Sen bu konunun arkas›nda durmaya devam edecek. A‹HM’in lehimize verece¤i karardan sonra anadilde e¤itim hakk›n› daha kat› biçimde yazaca¤›z” sözleri emekçileri yat›flt›rmak çabas›ndan baflka bir anlam ifade etmemektedir. Kazan›mlar› emek-
lirttiler. ‹ki arkadafllar›n›n fenalaflt›¤›n› dile getiren iflçiler sefil yaflamak yerine direnerek açl›ktan ölmeyi tercih edeceklerini vurguluyorlar. ‹flçilerden yaflad›klar› sorunlar› dinlemeye ve direniflleri hakk›nda bilgi almaya giden gazetemiz çal›flan› Danyal Ülgen’e sivil polisler taraf›ndan kimlik kontrolü yap›lm›fl ve iflçiler k›flk›rt›larak, muhabirimizin haber yapmas› engellenmifltir. ‹flçilerin bu kendili¤inden geliflen grevlerine devrimcilerin öncülük etmesini engellemeye çal›flan devlet bunu baflaramayacakt›r. (Mersin) Çi¤li iflçileri grevde Çi¤li ‹plik Fabrikas›’nda çal›flan TEKS‹F sendikas›na ba¤l› 850 iflçi 6 ayd›r süren Toplu Sözleflme Görüflmelerinin anlaflmazl›kla sonuçlanmas› üzerine greve bafllad›. ‹flçilerin grevi devam ederken bir aç›klama yapan TEKS‹F Çi¤li fiube Baflkan› Hüseyin Toker “B›çak kemi¤e dayand›. ‹flçilerin öfkesi giderek art›yor” dedi. ‹plik Fabrikas› ile pamuk depolar›nda çal›flanlar 540 milyon lira civar›nda ücret al›rken, pamukya¤› iflletmesi iflçilerinin 750 milyon lira ald›¤›n› ileri süren Toker, patronlar›n önerdi¤i zam oran›n›n kabul edilemez oldu¤unu vurgulad›. ‹zbeton iflçisi grevde! ‹zmir Büyükflehir Belediyesi ile Belediye‹fl Sendikas› aras›nda yürütülen toplu sözleflme görüflmelerinde anlaflma sa¤lanamamas› üzerine, ‹ZBETON iflçileri 8 Temmuz günü greve ç›kt›. 8 Temmuz Cuma günü sabah saatlerinde Belkahve’de bulunan ‹ZBETON A.fi. Genel Müdürlü¤ü önünde bir araya gelen 500’e yak›n
çilerin öz gücünden de¤il, Avrupa’n›n “adaletinden” beklemeyi sal›k veren Dinçer, gerek Kurultayda, gerekse de Kurultay sonras› yapt›¤› aç›klamalarda meselenin hukuksuzluk boyutunu ön planda tuttu. Dinçer “davan›n hukuk komedisi oldu¤unu” belirtirken e¤itim emekçilerine bu maddenin ç›kar›lmas› ile sendikan›n kapat›lmas› tehlikesinin ortadan kalkaca¤› teminat›n› verdi. Belli ki Dinçer, devletin niteli¤ini henüz yeterince “kavramam›fl” durumda. Zira devlet aç›s›ndan kapatma gerekçesi bugün anadilde e¤itim maddesi, yar›n farkl› bir madde olabilir. Burada temel sorun devletin sendikay› bir bütün olarak sistem içinde tutma ve sisteme karfl› herhangi bir sesin bulunmamas› ve bir anlamda tamamen ehlilefltirilmesidir. Ve devletin bu politikas›na karfl› anadilde e¤itim hakk›n›n savunulmas›n›n tüzükten ç›kar›lmas› ile bu ehlilefltirme politikalar›na sendika yönetimi ve belli kesimler taraf›ndan olumlu bir yan›t verilmifl oldu. Devletin sendikalar› belli bir çerçevede tutma çabalar› E¤itim-Sen aç›s›ndan bu biçimde yerine getirilmifl olurken, bu geliflmeleri tek bafl›na E¤itim-Sen’in tavr› olarak alg›lamamak ve de¤erlendirmemek gerekir. Geliflen bu durum KESK’in niteli¤inin de daha aç›k anlafl›lmas› aç›s›ndan da belli veriler sunmaktad›r. Her ne kadar bas›nda çok yer verilmese de konferans s›ras›nda yaflanan protestolar önemlidir. Örne¤in delegelere seslenmek için orada bulunan Sami Evren’in konuflmas› protestolar nedeni ile yar›m kalm›flt›r. E¤itim emekçilerinin bu s›rada “Kahrolsun sendika a¤alar›”,
iflçi, Genel Müdürlük girifline “Bu iflyerinde grev var” yaz›l› bir pankart asarak, davul zurna eflli¤inde greve bafllad›. ‹flçilere hitap eden ‹ZBETON’da örgütlü Belediye-‹fl 6 No’lu fiube Baflkan› Atilla Pasin, grev karar›n› kendilerine dayat›lan “0 zam” sonucu al›nd›¤›n› söyledi. Sözleflme görüflmelerinde kendileri ile muhattap olan ‹zmir Büyükflehir Belediyesi Genel Sekreteri Hasan Fehmi Mali’nin dayatmalar› sonucu bu noktaya geldiklerini ifade eden Pasin, “Eme¤imizin afla¤›lanmas›na izin vermedi¤imiz için greve ç›k›yoruz” dedi. TÜMT‹S iflçilerinin de destek verdi¤i ‹ZBETON iflçileri, davul zurna eflli¤inde halay çekerek, “‹ZBETON iflçisi köle de¤ildir”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z” sloganlar›n› att›lar. Tarifl’te grev ‹zmir’de TAR‹fi Pamuk Tar›m Sat›fl Kooperatifleri birli¤ine ba¤l› Bak›m ve Yenileme Fabrikas›’nda toplu ifl sözleflme görüflmelerinde anlaflma sa¤lanamamas› üzerine 900 iflçi 23 Haziran’da greve ç›kt›. TAR‹fi iflçilerinin bafllatt›¤› grev 15. gününde devam ediyor. Greve iliflkin bir aç›klamada bulunan TEKS‹F Çi¤li fiube Baflkan› Hüseyin Toker, 31 Aral›k 2004 tarihinde toplu sözleflme görüflmelerinin sona erdi¤ini, patronun yüzde üç zam dayatt›¤›n› belirtti. Sendika olarak ücretlere seyyanen 70 milyon zam istediklerini belirten Toker, patronun bu talebi kabul etmemekte ›srarc› davrand›¤›n› ifade etti. Tarifl’te örgütlü di¤er iki sendikaya üye iflçilerin ücretleri ile TEKS‹F’te örgütlü iflçilerin ücretleri aras›nda eflitsizlik oldu¤unu belirten Toker talepleri kabul edilinceye kadar greve devam edeceklerini vurgulad›. (‹zmir) “MYK istifa” sloganlar›n› atmas› anlaml›d›r. Yine Konferans›n yap›ld›¤› salona girmek isteyen e¤itim emekçilerinin salona al›nmamas› da bize baz› gerçekleri göstermektedir. Tüzük de¤iflikli¤i s›ras›nda her hangi bir tepkiye dahi tahhammülü olmayan yönetim, bunun koflullar›n› da “yer dar” diyerek aç›klam›flt›r. Ancak bu karar› protesto eden ve sendikalar›n› savunan e¤itim emekçileri, polis barikat›n› aratmayan barikat› yararak salona girmifltir. Tüm bunlar bize E¤itim-Sen ve ayr›ca KESK’in bugün geldi¤i aflamay› de¤erlendirme gereklili¤ini bir kez daha göstermektedir. E¤itim Sen hakk›nda Yarg›tay Hukuk Genel Kurulu’nun verdi¤i kapatma karar›n›n yank›lar› daha sürerken, KESK’e ba¤l› BES’in de tüzü¤ünden dolay› soruflturmal›k olmas› devletin yaklafl›m›n› ve amac›n› özetler niteliktedir. Ankara Valili¤i’nin giriflimi ve Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n talebi üzerine Bas›n Savc›l›¤› taraf›ndan BES MYK üyeleri hakk›nda aç›lan haz›rl›k soruflturmas›na gerekçe olarak da, tüzü¤ün “Amaçlar” bafll›kl› 2. maddesinin (h) bendinde yer alan “Dil, ›rk, renk, cinsiyet, siyasi düflünce, felsefi inanç, din, mezhep ve meslek fark› gözetmeksizin bütün üyeleri aras›nda amaçlar› do¤rultusunda birlik ve dayan›flmay›, üyelerinin kültürlerini gelifltirmeyi, ana dillerini kullanmay› amaçlar” ifadesinin yaklafl›k bir y›l önce düzenlenen BES 2. Ola¤an Kongresi’nin ard›ndan Ankara Valili¤i’ne bildirilmemesi oldu. Bu durum karfl›s›nda, Maliye-Sen’den BES’e belli bir nitel kay›p yaflayan sendikan›n tavr› emekçilerin tabandan bask›s›yla belirlenmeye çal›fl›lmal›d›r.
6
15-28 Temmuz 2005
26
Köylülerin su isyan› eyleme dönüfltü-2
‹K: 17 Haziran’da miting düzenlediniz. Mitinge kadar yapt›¤›n›z çal›flmalar nelerdir? Celal Y›ld›r›m: Biz duyum ald›k. Terme Belediyesi’ne içme suyunun paras›n›n ç›kt›¤›n› duyunca biz tepki göstermeye bafllad›k. Bir hafta öncesinden de çal›flmalar›m›z› haz›rlam›flt›k. Burada köylüler muhtarlara bizlere “siz niya sahip ç›km›yorsunuz haklar›m›za” dediler. “Siz verseniz bile biz vermeyece¤iz” dediler. Hatta “bizi satt›n›z m›” dediler. Biz bu konuda muhtarlar olarak itham alt›nda kalmaya bafllam›flt›k. Öyle de¤erlendirmeler de yap›yorlar. Biz muhtarlar olarak halk›m›z›n haklar›n› savunmak için miting düzenledik. Eylem yapt›k. Bas›n aç›klamas›nda bunu duyurduk. Bunu duyan yetkililerin baflka çözüme yönelmesi laz›m. Mitinge afla¤› yukar› 6-7 köyden 250-300 kifli kat›ld›. Bir k›sm› da zaten tarlas›nda ilaç zaman›, flimdi herkes ilaçlama yap›yor, köylümüzün hepsi kat›lamad›. Köyümüzün ortak merkezi Tekkiraz’da bas›n aç›klamas› yapt›k, oradan Bolas deresinde bulunan çeltik sulama bendinde birlefltik. 6-7 köy gereken tepkimizi gösterdik. Çiftçilerimiz de tepkilerini mitingde gösterdiler. Belediye baflkan›n›n bir an önce projeden vazgeçip Sal›pazar› Baraj›’na yönelmesi gerekir. Terme Belediyesi Baflkan› Ahmet Yirmibeflo¤lu ise yapt›¤› aç›klamada-Halk gazetesinin 18 Haziran tarihli say›s›nda “Bolas ve Yeflil derelerinin suyu denize ak›yor. Biz buraya su ar›tma tesisi kuraca¤›z. fiu anda ilçeye su sa¤layabilmek için 14 kuyumuz bulunuyor. Bu kuyular›n ayl›k elektrik gideri 15 ila 20 milyar lira aras›nda. Bu tesisin bitmesiyle birlikte elektrik paras› ödemeyece¤iz. Ayr›ca suyu biz 8 ay kullanaca¤›z, 4 ay ise köylülerimiz kullanacak. Bu da tar›msal alanlar› etkilemeyecek. ‹hale aflamas›ndaki projeye 11 trilyon lira ödenek ç›kart›ld›. Köylüyü asla ma¤dur etmeyece¤iz. ‹sterlerse vanalar›n anahtarlar›n› köylülere teslim ederiz. Sal›pazar› Baraj›’n›n daha projesi haz›r de¤il” dedi. Mehmet Atilla: Mescitli köyü halk›ndan›m, çiftçi, üreticiyim. Bu su elimizden gitti¤i zaman bizim buradan göç etmemiz laz›m. Önce bize yer bulsunlar ondan sonra suyu als›nlar. Susuz üretim yapam›yoruz. Su bize laz›m. Yeterli de¤il, zaten suyumuz k›t. Çeltik ekiyoruz, m›s›rl›k var, f›nd›kl›¤›m›z var, bunlar› sulamazsak kuruyor, yan›yor. Su bizi yaflat›yor. Burada 3 bin dönüm arazi var. Belediyenin 14 su kuyusu var afla¤›da. Bizim de orda pompa-
m›z, dinamomuz var. ‹K: Mitinge kat›ld›n›z m›, nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Mehmet Atilla: Tabi kat›ld›m, motorumla kat›ld›m. Biz hakk›m›z› almak zorunday›z. Böyle aramazsak baflka türlü arayaca¤›z. Biz suyumuzu vermiyoruz ama bizden zorla alacaklarsa biz buraday›z, gere¤i neyse onu yapar›z o zaman. ‹K: Tar›msal faaliyetinizden bahseder misiniz? Mehmet Atilla: Her zaman tar›mda su kulland›k. Yaz geldi¤inde nöbetle tarlay› ›slad›k. E¤er sen, ben su bafl›na gitmiflsek nöbete döktük. Kavgalar, kurflunlamalar oldu zaman›nda. A. Yirmibeflo¤lu ve devlet yetkilileri bize yer bulsunlar. Bundan sonra bizim elimizden suyu als›nlar. Biz köylüyüz ilerde bu su elimizden giderse kad›n, erkek, çoluk çocuk, balta, girebi, kazma, kürek bunun önüne geçer direniriz. Kendimizi öldürtürüz ki sonra bu suyu götürsünler benden. Mehmet Parlak: Ben 66 yafl›nday›m, fi›hl› köyü halk›ndan›m. ‹K: Kaç dönümlük çeltik üretiyorsun? Mehmet Parlak: Benim kaç dönüm çelti¤im mevzu de¤il. fiu anda bütün köyler benim. fiu anda 3 bin dönüm denilen arazi bunun. Bende yoksa bu arkadafltan r›z›klan›yorum. Yevmiyeye günlük çal›fl›yorum. Benim üç befl dönüm arazimle bu ifl bitmiyor. Bizim pompalar›m›z çal›fl›yor. Irmak suyuyla da su içiyoruz y›l›n 12 ay›. ‹K: Mitinge kat›ld›n›z, mitingin ses getirece¤ini düflünüyor musunuz? Mehmet Parlak: Ben düflünüyorum. Yetkililer bunu dinlemifllerdir ve bu suyun verilmesine müsaade edilmedi¤ini, köy halk›n›n hakl› oldu¤unu göreceklerdir ve görmesini de istiyoruz. Çünkü bu flekilde bir taraf› güldürüp bin kifliyi aldatmak iyi
bir durum de¤il. Bu su sorunu 10 y›l önce yafland›. Ama biz buna arac› olmad›k. O gün millet yine vermedi. Bizde yeterli su olmad›¤› için onlar bu iflten çekildiler. Afla¤›lara su pompalar›n› kurdular. E¤er burada biz bu suyu verdi¤imizde afla¤›daki pompalar da çal›flmaz. Önceden aynen bu flekilde gruplaflt›k verilmemesi için. Sesimizi duyurmaya u¤raflt›k. Bu seferki ses daha fazla oluyor. Biz bu ekme¤i vermeye raz› de¤iliz. ‹K: Belediye Baflkan› aç›klama yapm›fl, su 8 ay içme suyu olarak kullan›lacak, 4 ay da size verilecekmifl. Bu konuda neler düflünüyorsunuz? Ethem Y›ld›z: Zaten 4 ay kulland›racam dedi¤i flu anda iki tarafa laz›m. Nas›l bize su verecekler? Sonra kimin suyunu kime verecekler? Bilmiyoruz biz burda köylüler olarak hakk›m›z› yeterince arayam›yoruz gibi geliyor. Yerel yönetimler bunlar, paralar› var, her ay bunlar devletten para al›yorlar. Düzenli paray› harcas›nlar. Baflka yerden kaynak bulun. Sonra baflkan›n kendi köyünde de dere var. Sakarl› köyünden baflkan. 14 km buras›, 12-13 km de onun köyü. Ordan geçen dereler var, yan dereler var, ordan ba¤lans›n. Kendi köyünü harcatmak, ma¤dur etmek istemiyor. Baflkan gelip geçici, bugün var yar›n yok. 4 ay bize verecek suyu peki hastanenin suyunu kesebilecek mi? Biz inanm›yoruz. Sak›n devlet buraya masraf yapmas›n, suyumuzu vermiyoruz. fieyhli (fi›hl›) Köyü Muhtar› ‹brahim Çelebi: Suyun yetersiz oldu¤unu söylüyorum. fieyhli köyüne, Mescitli köyüne zaten yetmiyor bu su. Yetmedi¤i halde Terme Belediyesine gitmesine bir yarar› yok. Köylü karfl› ç›k›yor. ‹çme suyu pompalar›m›z var, bunlara yeterli su yok zaten. Hep beraber 9 köyün muhtar› olarak bu karara vard›k, vermemek için u¤rafl›yoruz. ‹K: Hangi y›llarda muhtarl›k yapt›n, önceden böyle sorunlar yaflan›yor muy-
du? Temel Küçük: Kalfal› köyünde iki devre muhtarl›k yapt›m. 1973-80 aras› muhtarl›k yapt›m. O dönemlerde de su zaman› su bafl›nday›z. Afla¤›s› fi›hl› köyü, Dibekli köyü bize gelip su istiyordu, bentleri y›k›yorduk. Nöbetlefle oluyordu. Eskiden de pirinç tarlas›yd›, f›nd›kl›k da vard›. fiu ›rma¤›n özünde 12-13 tane köy var. Dibekli, Köybuca¤›, fi›hl›, Dutbuca¤›, Uzungazi’ye do¤ru gidiyor. Bu ›rmaktan sulan›yor. Eskiden çeltik yoktu. Sivri sinek yata¤›yd›. Ayn› bugün öyle olacak. Sular kesildi mi köyler sivri sinek yata¤› olacak. Elimizden geldi¤ince suyu vermemeye çal›flaca¤›z. ‹K: Muhtarlarla bildiri yay›nlad›n›z. Bildiri yerel gazetede de yay›nland›. Bundan sonra devam edecek çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz? Mescitli Köyü Muhtar› Celal Y›ld›r›m: Bundan sonraki çal›flmalarda Belediye Baflkan›n›n flu anki önerileri var. O önerilerin hukuki boyutunu bilmiyoruz. ‹flte demifl, 8 ay su bizim, 4 ay su sizin kullan›m›n›zda, her fleyi size haz›rlayaca¤›m, ilerde bir sorun yaflanmayacak flekilde demifl. Bu konuda araflt›rmalar›m›z› yapaca¤›z. Mant›kl› ve makul olan fley neyse muhtarlar olarak hep birlikte, köylümüzle birlikte karar verece¤iz. Biz tek bafl›m›za kararlar vermiyoruz, birbirimizin ortak düflünceleriyle hareket ederek mant›kl› ve makul olan her ne ise, köylümüzün yarar›na olan ne ise ona göre hareket edece¤iz. Belediye baflkan›ndan tesisin ihale aflamas›nda oldu¤unu duyduk. Baflkan›n muhtarlar› ça¤›rmas› laz›m, bu iflin hukuki boyutunu araflt›rmam›z laz›m. Baflkan›n hiçbir giriflimi yok. Bizler de beklemedeyiz. Belediye baflkan› muhtarlar› bir araya getirip böyle bir sonuca varmadan müdahale ettirirse burada boru döfleme flans›n›n, çal›flma flans›n›n olmad›¤› kesindir diyorum. (Samsun) B‹TT‹
TZOB: “Kay›s› üretiminde maliyetler düfltü!” TZOB taraf›ndan yay›mlanan kay›s› üreticili¤ine iliflkin rapora göre; dünyada s›n›rl› say›da ülkede yap›lan kay›s› üretiminde Türkiye ilk s›rada yer al›yor. 2003 y›l› itibar›yla 95 bin ton olan dünya kay›s› üretiminin 80 bin tonunu Türkiye üretiyor. Türkiye 2004 y›l› itibar›yla kuru kay›s› ihracat›ndan yaklafl›k 198 milyon dolar gelir elde etti. Ülke ekonomisine katk›s› ve dünya üretimindeki yerine ra¤men bugün kay›s› üreticili¤i, üretimden pazarlamaya kadar çeflitli sorunlarla karfl› karfl›ya. 2004 y›l›nda yaflanan don olay› nedeniyle rekoltesinde önemli düflüfllerin meydana geldi¤i kay›s› üretiminde, bu sezon ise rekoltenin yüksek olmas› bekleniyor. Malatya Ticaret Borsas› tara-
f›ndan yap›lan rekolte çal›flmas›na göre; 2005 y›l›nda Malatya’da kay›s› rekoltesinin 486 bin 641 ton olaca¤› ve bu rakam›n komflu ilçelerle (Baskil, Elbistan, Gürün) birlikte 544 bin tona ulaflaca¤› tahmin ediliyor. TZOB raporuna göre; bu durumda üreticilerin pazarlama problemleri ile karfl› karfl›ya kalmas› kaç›n›lmaz. Maliyetlerin yüksekli¤i nedeniyle zor durumda olan üreticilerin bir de pazarlama sorunlar› ile karfl› karfl›ya kalmalar›, durumu içinden ç›k›lmaz bir hale sokacak. 2005 y›l› itibar›yla 1 kg taze kay›s›n›n maliyetinin 580 bin TL, 1 kg kuru kay›s›n›n maliyetinin ise 2 milyon 900 bin TL oldu¤u gözönüne al›nd›¤›nda, üreticilerin hak
etti¤i geliri elde edebilmesi için maliyetlerin düflürülmesi gerekiyor. Rekoltede yaflanan art›fl da dikkate al›nd›¤›nda, üreticileri zorlu bir pazarlama sezonu bekliyor. Üreticinin al›m gücü düfltü Fiyatlardaki düflüfl ve paritelerin ürünlerin aleyhine bozulmas›na ba¤l› olarak üreticinin al›m gücü de iyice düfltü. Üreticilerin taze kay›s›da ekmek al›m gücü yüzde 64.2, toz fleker al›m gücü yüzde 58.5, tüp gaz al›m gücü ise yüzde 64.1 oran›nda düfltü. Kuru kay›s› için ise üreticilerin ekmek al›m gücü yüzde 70.4, toz fleker al›m gücü yüzde 65.7, tüp gaz al›m gücü ise yüzde 70.3 oran›nda azald›. Geçen sezon taze kay›s› fiyat› 1 milyon 250 bin TL iken, flu
anki sat›fl fiyat› 550 bin TL. Ankara Toptanc› Hali’nde ise taze kay›s›n›n sat›fl fiyat› 1 milyon 600 TL. Yani tüketicilerin ödedi¤i fiyat üreticilere yans›m›yor. (Malatya)
7
26
15-28 Temmuz 2005
Devletin tar›m politikas› “köylüyü ezme” üzerine kurulu Tar›ma getirilen kotalar, devletin getirdi¤i di¤er uygulamalarla birleflerek köylüyü periflan ediyor. Geçen sene m›s›r üreticileri, ürettikleri m›s›r›n hasad› gelmeden m›s›r taban fiyat› tüccarlar›n insaf›na b›rak›lm›fl, 310 bin olan taban fiyat› 280 bine düflmüfltü. Bu sene ise bu¤day›n taban fiyat› geçen y›l›n alt›nda belirlenmifl, köylü daha da kötü duruma düflürülmüfltür. Köylü geçen seneki borçlar›n› ödeyemezken, bu sene borçlar›na yenileri de eklendi. Köylüler bu sorunlara karfl› örgütlü bir güç olmad›klar› için karfl› ç›kmad›klar›n› vurgularken, bir yandan da devletten bir fley beklemediklerini dile getiriyor. Biz de ‹flçi-köylü gazetesi olarak köylülerin bu sorunlar›n› dile getirmek için Tarsus’un Atalar köyünde m›s›r üreticileri ile söylefli yapt›k. -Yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n›z? -Baflta tohum pahal›. Tohumu tüccardan peflin al›yoruz. Tohumun torbas› 200 milyon, alt kalite tohumun torbas› 160 bin civar›nda. Dönüm bafl›na 2.5-3 torba tohum gidiyor. M›s›r›n ekiminde ve 2 ay sonra gübre koyuluyor. Yaklafl›k iki defa gübre at›l›yor. O da dönüm bafl›na, gübrenin kilosu da 480 bin civar›. Benim bu sene gübre alacak durumum vard›, ancak köylünün % 90’› alamad›. Borç alanlar ise ödeme zaman› geldi¤inde 200 milyonluk gübreye 250 milyon veriyor. Zaten gübre atmayacaksan hiç ekme daha iyi. Ancak köylüler borca girip en az›ndan dönüm bafl›na 20-30 kilo gübre at›yor. Ayr›ca köylünün mazot sorunu var. En çok kulland›¤›m›z traktörlerimiz tarla sürme zaman› en az 8 depo mazot yak›yor. Onun da deposu 100 milyona yak›n. Sulama kanallar›ndan su yeterli gelmedi¤inden dolay› sulamay› motorla yap›yoruz. Ona da ayr› bir mazot paras› gidiyor. Suyun yeterli gelmemesi ise barajda yeterli su olmad›¤›ndanm›fl. -Devletin tar›m politikas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? -Devlet tar›m politikas› uygulam›yor,
direkt çiftçiyi ezme politikas› uyguluyor. Taban fiyatlar› düflük, herfley pahal›. Geçen sene limana 2 bin ton m›s›r geldi. Bizi zarara u¤ratt›, taban fiyatlar›n› düflürdü. Gelen m›s›r Çukurova’da yetiflen m›s›r›n yar›s› kadar. Bu da üreticiyi tüccara mecbur ediyor. Tüccar›n verdi¤i düflük fiyata mecbur veriyoruz ürünümüzü. Devletin m›s›r ald›¤› yere (Ofise) götürüyoruz, boflaltmak için günlerce s›ra bekliyoruz. Zaten oraya satabilmen için üye olman gerekli. Yap›lan her tar›m politikas› bizim zarar›m›za oluyor. -Bu politikalara karfl› ne yapmay› düflünüyorsunuz? -Bu politikalara karfl› örgütlenmek laz›m. Ancak bizim millet “flükürcü” oldu¤u için “bunu da bulamayanlar var” deyip ses ç›kartm›yor. Bu da bir fley yapmam›z› engelliyor. Devletten bir çözüm gelmedi, gelece¤i de yok. Su sorunu gibi bu sorunu da biz çözeriz. “Sorunlar›m›z› ancak biz çözeriz!” -Siz kendinizi tan›t›r m›s›n›z? -Ümit Uzun: 10-15 senedir çiftçilikle u¤rafl›yorum. Okurken okuldan sonra direkt tarlaya çal›flmaya gidiyordum. fiimdi ise bütün günüm tarlada geçiyor. Bizim tarlam›z›n % 50’si icar (kira). -Yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n? -Öncelikle mazot fiyatlar› çok yüksek. Dönüm bafl›na sulamada 2 litre mazot gidiyor. M›s›r ekiminde birinci üründe dört defa, ikinci üründe bir defa, toplam befl defa sulan›yor. Hasat zaman›na kadar dönüm bafl›na 8 litre mazot gidiyor. Mazotun litresi de hemen hemen 2 YTL. Ayr›ca bunun ekiminde, hasad›nda, e¤er hastal›k varsa ilaçlanmas›nda da mazot gidiyor. Geçen sene dönüm bafl›na 16 milyon destekleme verdiler. Bunun 10 milyonu da¤›t›ld›, 6 milyonu ise 2006’n›n bütçesinde da¤›t›lacak. Bu politikalarla çiftçili¤i bitirmeye çal›fl›yorlar. Her geçen
sene borcumuz daha da katlan›yor. Ald›¤›m›z borcu ödeyemiyoruz. Her geçen sene biraz daha bat›yoruz. -Bu sorunlar› çözmek için sizce neler yap›labilir? -Bu sorunlar›n çözümü çiftçilerin birleflmesindedir. Ancak, birleflirsek duyarl› hareket edersek çözeriz. Bu zamana kadar devletten bir çözüm gelmedi; gelece¤i de yok. “Bir dilim ekmek için u¤rafl›p duruyoruz!” -Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? -Necati Y›ld›z: 10 senedir çiftçilikle u¤rafl›yorum. -Yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n›z? -Mazotu borca al›yoruz. Buna gecik-
me zamm› ekliyorlar. ‹lac› al›yoruz o da borca ve faiz biniyor. Gübre, tohum hepsini borca al›yoruz. 20 dönüm domates ektik, onlar› toplamad›k bile. ‹laç paras› dahi ç›kmad›. Yurtd›fl›ndan gelen m›s›ra tavuk yemi diyorlar, Türkiye’de sat›yorlar. Binlerce ton m›s›r geliyor, bizim mal›m›z tarlada kal›yor. 10 kilo m›s›r 1,5 litre mazot alabiliyor. Ayr›ca hasat zaman› biçerciler dönümüne 9 YTL al›yorlar. Bir de m›s›r›n verimini veren gübreyi de borca al›yoruz. Gübrenin de kilosuna ayda %
Karpuz üreticisinden eylem Adana’n›n Karatafl ilçesine ba¤l› Helvac› köyünde karpuz üreticileri hükümetin tar›m politikas›n› protesto etti. Adanal› üreticiler satamad›klar› ve tarlada kald›¤› için zarar ettikleri karpuzun bir k›sm›n› iflçilerine da¤›t›rken bir k›sm›n› da traktörlerle ezdi. Üretici bu y›l karpuz ekiminden 25 milyar lira zarar etti. ZMO Adana fiube Baflkan› Ayhan Barut “burada bir üretici olarak tepkimi dile getirmek istedim. Asl›nda burada üretici eme¤inin nas›l heba oldu¤u görülmektedir” dedi. Hükümetin politikalar› yüzünden çiftçinin ne ekerse zarar etti¤ini de belirten Barut “hükümet bu sorunu çözmedi¤i taktirde ileride sosyal patlama tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalabilir” dedi. Üretici Mustafa K›l›ç ise bu politikalara karfl› cevab› sand›kta vereceklerini dile getirdi. Aç›klamadan sonra üreticiler tarlada kalan karpuzlar› traktörlerle ezdiler. (Mersin)
3 faiz veriyoruz. M›s›r›n ekiminden hasad›na 5 ay geçiyor. 5 ay sonunda 100 milyonluk gübreye (200 kilo gübre) 15 milyon faiz ödüyoruz. Ekimden hasada kadar dönüm bafl›na 100 kilo gübre kullan›yoruz. Sulamaya da kendi yöntemlerimizle çözüm bulduk. Önceden devletin verdi¤i kanallardan 3 gün su geliyorsa, 4 gün gelmezdi. Ayr›ca su kanallar› da ar›zal›yd›, su s›k›nt›s› çekiyorduk. Biz de kurutma kanallar›na (toprak kanal) set yaparak suyun göllenmesini sa¤l›yoruz ve bu flekilde kendi bafl›m›z›n çaresine bak›yoruz. Sulama paras› da ödüyoruz. DS‹ kanaletlerine ayr›ca kendi yapt›¤›m›z göletlere de 5 YTL civar› para ödüyoruz. Taban fiyat› geçen sene 310 bindi. Ancak geçen sene Mersin Liman›’na hasattan önce m›s›r indi. Bu da m›s›r›n fiyatlar›n› düflürdü. Tüccarlar taban fiyat› 310 bin iken birinci ürüne 280 bin, ikinci ürüne 260-270 bin civar› verdiler. Biz de elimizde kalmas›n diye mecburen tüccara verdik ve zarar ettik. Bu y›l ise en az geçen senenin 100 bin lira üstü bizim zarar›m›z› kurtar›r. Bir de bu fiyatlarda bizim iflçili¤imiz yok. -Tar›m politikalar› hakk›nda ne düflünüyorsunuz? -Taban fiyat› zaten düflük, ona da satam›yoruz. Mal› satmak zorunday›z. Tüccara ucuza sat›yoruz borcumuzu ödemek için. Burada insan hakk› diye bir fley yok. Fakir ezilip duruyor. Avrupa’ya gidip gelen insan AB’ye girmekten bahsediyor. O da bofl. 30 sene Avrupa’da yaflad›m, buraya geliyorum bir fley yok. -Peki bu sorunlar› sizce nas›l çözeriz? -Bir dilim ekmek için u¤rafl›p duruyoruz. Üretici satam›yor. Fabrikalar duruyor. Ne olacak bilmiyorum. Birlik yok. ‹nsanlar›m›z birlik olmal›. Ancak birlikle çözeriz. (Mersin)
Köylüler topra¤›n› istiyor Diyarbak›r Bismil’deki Sinan köylülerinden sonra K. Marafl’›n Pazarc›k ilçesine ba¤l› kimi köylüler de topraklar› için mücadele edeceklerini hayk›rd›lar. 2 Temmuz’da topraklar›n›n ellerinden al›nmas›na karfl› köylüler bir miting gerçeklefltirdiler. Tüm Köy-Sen taraf›ndan örgütlenen mitingde köylüler taleplerini dile getirerek mücadele edeceklerini hayk›rd›lar. A¤aya sat›lan topraklar›n› geri isteyen köylüler dövizleri, sloganlar›yla, eflleri, çocuklar›yla; kad›n, erkek, yafll› genç hep birlikte tepkilerini dile getirdiler. Mitingde konuflan köylüler Pazarc›k’›n tar›ma elveriflli bir bölge oldu¤unu ve toprak sahiplerine peflkefl çekildi¤ini, uygulanan tar›m politikalar›ndan
kaynakl› iflsiz kald›klar›n› söylediler. Köylüler ad›na konuflan fiahin Çal›flkan; AKP hükümetine seslenerek 50 y›ld›r iflledikleri topraklar›n ellerinden al›narak a¤alara sat›ld›¤›n› söyledi. Elif ‹çici isimli köylü de; “Bu tarlalarda çocuklar›m›z› besliyoruz. Madem devlet bizim devletimiz, bize ifl versin” fleklinde konuflarak tepkisini gösterdi. Ayr›ca mitingde konuflan fievki Konur da köylülerin emek harcad›¤›, iflledi¤i topraklarda özgür ve kardeflçe yaflama hakk› oldu¤unu söyleyerek, devletin üretici köylülere destek sunmas› gerekti¤ini söyledi. Mitinge, Sinan ve Aslano¤lu köylüleri de destek verdiler. (Ankara)
8
15-28 Temmuz 2005
26
Sivas’tan Mercan Vadisi’ne DEVLET KATL‹AMLARI SÜRÜYOR! 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan fienlikleri’nin bafllad›¤› gün devlet destekli fleriatç› güçlerin gerçeklefltirdikleri katliamda 33 devrimci, demokrat, yurtsever ayd›n katledilmiflti. Bu katliam, üzerinden 12 y›l geçmesine ra¤men hala ilk günkü gibi haf›zalarda taze duruyor. Sivas Mad›mak Oteli’nde katledilenler için bu y›l da birçok etkinlik ve anma düzenlendi. “Sivas katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z!” 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan fienlikleri’nin bafllad›¤› gün devlet destekli fleriatç› güçlerin gerçeklefltirdikleri katliamda 33 devrimci, demokrat, yurtsever ayd›n katledilmiflti. Bu katliam, üzerinden 12 y›l geçmesine ra¤men hala ilk günkü gibi haf›zalarda taze duruyor. Sivas Mad›mak Oteli’nde katledilenler için bu y›l da birçok etkinlik ve anma düzenlendi. PSAKD ve Divri¤i Derne¤i 2 Temmuz Cumartesi günü saat 12.30’da Karacaahmet Sultan Türbesi önünde topland›. PSAKD önlükleri giyen, katledilenlerin resimlerini tafl›yan, ba¤lamalar›na k›rm›z› Kad›köy kurdele takan kitle, “Sivas flehitleri ölümsüzdür”, “Sivas’›n ›fl›¤› sönmeyecek” vb. pankartlar açarak “Sivas flehitleri ölümsüzdür”, “Pir Sultanlar yafl›yor, savafl›yor”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek” vb. sloganlarla Karacaahmet Mezarl›¤›’nda bulunan Nesimi Çimen’in mezar›na geldi. Burada yap›lan konuflmada “12. y›l›nda flehitlerimizi yüreklerimizde yaflatarak an›yoruz. Marafl, Çorum, 1977 1 May›s, 1996 Gazi katliamlar›n› unutmad›k unutmayaca¤›z” denilerek, kitle Sivas flehitleri için bir dakikal›k sayg› durufluna ça¤r›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan ‹lyas Salman burada bir konuflma yapt›. Ard›ndan konuflan Menderes Samanc›lar ise “inan›yorum ki bu katliam› yapan alçaklardan, hainlerden bu halk hesap soracakt›r” dedi. Grup Vardiya’n›n söyledi¤i bir parçan›n ard›ndan buradaki anma sona ererken kitle Sivas flehitleri ad›na verilen yemek için Karacaahmet Sultan Türbesi’ne geri döndü. KARTAL Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Marmara Bölge fiubeleri’nin düzenledi¤i Kad›köy’deki miting için kitle sa-
at 14:00’te Haydarpafla Numune Hastanesi önünde toplanmaya bafllad›. En önde Sivas flehitlerinin resimlerinin oldu¤u pankart aç›l›rken PSAKD ‹stanbul flubeleri, Divri¤i Derne¤i, ÇHD, TMMOB, DEHAP, Tunceli Dernekleri Federasyonu, HÖC, ESP, BDSP, Halkevleri, ODAK, DHP, Proleter Devrimci Durufl ve Partizan’›n da aralar›nda bulundu¤u devrimci çevreler de alandaki yerlerini ald›. Partizan okurlar› yürüyüfle “Sivas’›n katili patron-a¤a devleti” pankart›; ‹brahim Kaypakkaya ve DDSB flamalar› ile kat›ld›. Yürüyüfl boyunca kitle s›k s›k “Sivas flehitleri ölümsüzdür”, “Sivas’›n katili patron a¤a devleti”,
Tuzluçay›r “Dün Marafl’ta bugün Mercan’da çözüm faflizme karfl› savaflta” vb. sloganlar atarken DHP ile Partizan kitlesi “Sivas’›n katili patron a¤a devleti”, “17’ler ölmedi yaflas›n Halk Savafl›”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “ Faflistlerden hesap lafla sorulmaz bizde hesaplar› namlular sorar” vb. sloganlar att›. Kad›köy ‹skele Meydan›’na gelindi¤inde sunuculu¤unu Mehmet Özer’in yapt›¤› program, Sivas flehitleri flahs›nda devrim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. PSAKD Semah Ekibi’nin gösterisi be¤eniyle izlendi. As›m Be-
Kad›köy zirci’nin efli Refika Bezirci yapt›¤› konuflmada “ölenlerin suçu ayd›n olmakt›, tüm emeklerini ayd›nl›k bir Türkiye için adamakt›” dedi. Daha sonra Tertip Komitesi ad›na bas›n metnini okuyan Metin Aslando¤mufl ise “Katliam› yaratan zihniyet bugün bütün kadrolar›yla iktidara tafl›nm›flt›r” dedi. Aslando¤mufl hükümetin uygulad›¤› özellefltirme sald›r›lar›n›, E¤itimSen’in kapat›lmak istenmesini, hapishanelerde devrimci tutsaklar üzerinde uygulanan tecrit politikas›n› da elefltirdi. Konuflman›n ard›nda Grup Yorum’un söyledi¤i parçalarda kitle halaya durdu. Yaklafl›k 2500 kiflinin kat›ld›¤› miting, saat 17:00’de sona erdi. Mitingde siyasi partilerin yürü-
yüflte oldu¤u ancak miting alan›na girer girmez alan› terk ettikleri görüldü. ANKARA Sivas katliam›n› lanetlemek amac›yla bu y›l pek çok etkinlik düzenlendi. Geçen y›ldan farkl› olarak bu y›l haz›rl›klar daha kapsaml› ve örgütlü olarak yap›l›rken 2 Temmuz, Mücade-
le Haftas› olarak ele al›nd›. 28 Haziran-6 Temmuz tarihleri aras›nda Alt›nda¤, Dikmen, Bat›kent ve Mamak’ta çeflitli DKÖ, siyasi parti ve ilericidevrimci kurumlar›n kat›l›m›yla paneller, bas›n aç›klamalar› vb. etkinlikler yap›ld›. 28 Haziran’da bütün kurumlar ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›yla program bafllat›ld›. 1 Temmuz’a kadar yap›lan panellerle beraber 1 Temmuz günü Dikmen’de anma konseri, Tuzluçay›r’da da Tekmezar Park›’nda bir etkinlik yap›ld›. Mamak Halkevi, AKA-DER, ESP, ‹dilcan Kültür Merkezi, Al›nteri, Emekli-Sen Mamak fiube taraf›ndan örgütlenen etkinlikte halk ozanlar› türküler söyledi. Kat›l›m›n geçen y›la göre art›fl› dikkat çekerken etkinli¤e kat›lan halk, sloganlar› yo¤un bir flekilde att›. 2 Temmuz günü Sivas’a giden PSAKD ve kurum temsilcilerinin u¤urlanmas›ndan sonra 2 Temmuz mitingi için kitle Toros Sokak’ta toplanmaya bafllad›. Ellerinde Sivas flehitlerinin resimlerini tafl›yan kitle en önde yürürken arkas›nda Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i ve di¤er kurumlar yer ald›. Genifl bir kat›l›mc› listesinin oldu¤u miting, havan›n s›cak olmas›na ra¤men geçen y›la oranla oldukça kalabal›k ve coflkuluydu. “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› yo¤un bir flekilde at›l›rken ilerici-devrimci kurumlar da Baflbakanl›k önünde katledilen Eyüp Beyaz için slogan att›lar. Yap›lan konuflmalardan sonra kitle Grup K›z›l›rmak’›n türküleriyle halaya durdu. “Mücadele Haftas›” çerçevesindeki etkinlikler 6 Temmuz günü Karfl›yaka Mezarl›¤›’nda yap›lan anma ile sona erdi.
9
26 ‹ZM‹R ‹zmir’de Sivas katliam›n›n y›ldönümünde, ‹zmir Alevi Bektafli Platformu taraf›ndan Gündo¤du Meydan›’nda bir miting düzenlendi. Mitinge Alevi Bektafli Dernekleri Federasyonu üyeleri “Sivas fiehitleri Onurumuzdur” pankart› ile, Hac› Bektafli Veli ve Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Asarl›k fiubesi, Hac› Bektafli Veli ve Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Menemen fiubesi, Tunceliler Derne¤i Balçova fiubesi, Halkevleri, SDP, Ege 78’lilerle Dayan›flma Demokrasi Vakf›, “Sivas’›n hesab› sorulacak” pankart› ile Sivas Kangal Hamal Köyü Yard›mlaflma Derne¤i E¤itim-Sen 1 No’lu fiube pankartlar› ile kat›ld›lar. DHP, Partizan, Devrimci Hareket, ÖMP, BDSP, Kald›raç, Köz “Sivas’tan Mercan’a katliamlar›n hesab›n› soraca¤›z” ortak pankart› arkas›nda, Sivas flehitlerinin ve Mercan flehitlerinin resimlerinin bulundu¤u dövizler ile yürüdü. Kitle “Katliamlar›n hesab›n› soraca¤›z”, “17’ler yafl›yor savafl sürüyor”, “Eyüp Beyaz ölümsüzdür” sloganlar›n› att›. Gündo¤du Meydan›’nda ‹zmir Alevi Bektafli Platformu ad›na yap›lan aç›klamada; bundan 12 y›l önce 37 ayd›n›m›z›n Sivas’ta Mad›mak Oteli’nde katledildi¤i hat›rlat›ld›. Mitingde semah ekibi de sahne ald›. MERS‹N Saat 12:30’da biraraya gelen Mersin Demokrasi Platformu bileflenleri, ‹HD Mersin fiubesi önünde topland›. Yüz kifliyi aflk›n kitlenin slogan ve alk›fllarla bafllatt›¤› eylemde sistemin katliamc› yüzü teflhir edilerek katliam k›nand›. Daha önce Marafl’ta, Çorum’da yaflananlar›n Sivas ve Gazi’yle devam etti¤i, bugün ise Mercan’da, Van’da, Erzincan’da, Ankara’da sürdürüldü¤ü yinelendi. Eylemde s›k s›k “Sivas’›n hesab› sorulacak”, “Dün Marafl’ta, bugün Sivas’ta, faflizme karfl› omuz omuza”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlar at›l›rken eylem alk›fllarla sona erdirildi.
Adana
MALATYA 2 Temmuz günü saat 14:00’te Malatya Postanesi önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla 82 y›ll›k faflist TC terörü ve katliamlar› protesto edildi. HÖC, DHP ve Partizan’›n örgütledi¤i protesto eylemine ESP de destek verirken, ‹HD ve DEHAP’tan kat›lanlar da oldu. Bas›n aç›klamas› “Sivas katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z”, “Katil devlet hesap verecek”, “Sivas flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›yla bafllad›. Bas›n aç›klamas›nda ülkemizde özelde Kürtlere ve Alevilere, devrimci ve demokratlara genelde tüm muhalefete yönelik yap›lan katliamlara dikkat çekildi. “Bunun örneklerini Marafl’ta, Çorum’da, Malatya’da, 19 Ara-
l›k’ta diri yak›lan katledilen 28 tutsakla, evlerinin önünde Murat ve U¤ur Kaymaz’›n infaz edilmesiyle, gerilla cenazelerinin kald›r›ld›¤› s›rada halk›n üzerine atefl aç›lmas›yla, Dersim, Mercan Vadisi’nde katledilen 17 devrimciyle ve en son örne¤ini daha dün Ankara’da Adalet Bakanl›¤› önünde gerçeklefltirilen infazla gördük” denildi. Aç›klamada ayr›ca “Açl›¤›n, sefaletin, yoksullu¤un, diri diri yak›lman›n, sokak oras›ndaki infazlar›n, devrimcilerin F tiplerinde öldürülmesinin sorumlular› AB ve ABD emperyalizmidir”, “Sivas katliam› da gösteriyor ki, bu ülkede ne adalet, ne insan haklar› ne de halk›m›z›n ç›kar› için bir fley yap›l›yor. Sadece egemenlerin zengin-
‹zmir
15-28 Temmuz 2005 liklerine yenilerini katmak için yap›l›yor her fley. Bu ülkenin gerçek sahipleri olanlar yani halk›m›z›n ç›kar yolu ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi vermekle kazan›lacakt›r” denildi. Eyleme daha önceki eylemlere göre kat›l›m daha olumluyken, birçok insan›n izlemekle yetinmesi bir olumsuzluktur. Ayr›ca birçok kurumun ça¤r› yap›ld›¤› halde örgütleyici olarak kat›lmamas› ve E¤itim-Sen’den destek için gelen ö¤retmenlerin izleyici olarak kalmalar› da ciddi bir olumsuzluktu. *2 Temmuz’da saat 17:00’de KESK Malatya fiubeler Platformu Baflkan› Hasan Kald›k da SES fiubesi’nden iki yöneticiyle beraber bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada ülkeAnkara mizde yaflanan ve tarihe, haf›zalara kaz›nan katliamlardan örnekler sayan Kald›k, ›rkç›, floven, gerici sald›r›lar› ve katliamlar› k›nad›.
rim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Burada yap›lan sayg› duruflundan sonra bas›n aç›klamas› gerçekleflti. Aç›klamay› Pir Sultan Abdal Derne¤i Bursa fiube Baflkan› Davut Türko¤lu kurumlar ad›na okudu. Türko¤lu “Bölgemizde ve ülkemizde emperyalist sald›rganl›k, özellefltirmeler, E¤itim-Sen’in kapat›lmas›, Kürt sorununun bask›, fliddetle çözümsüzlük, yeni yasalarla yaflam› hücrelefltiren siyasal anlay›fl, hapishanelerdeki tecritle insan onurunu hiçe sayan uygulamalar vb. bütün bu geliflmeler ›fl›¤›nda 2 Temmuz’u anmak daha da önem kazanmaktad›r” dedi.
ADANA 2 Temmuz Sivas katliam› Adana’da BDSP, ESP, DHP, Partizan, Barikat ve Al›nteri okurlar› taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Sanatç›lar An›t›’na çiçek koyarak bafllayan anman›n sonunda yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan k›z›l bantlar takan kitle, dövizleriyle Sanatç›lar Park›’ndan ‹nönü Park›’na kadar yürüyüp burada Alevi Bektafli Dernekleri’nin yapt›¤› aç›klamaya kat›l›m BURSA Bursa’da da ya- sa¤lad›. Bizler de Adana Partizan olarak “Sivas’›n hesab›n› sorduk, soraca¤›z”, “Sivas’›n katili ‹zmir patron a¤a devleti” vb. yaz›l› Partizan imzal› dövizlerimizle kat›ld›k. Yol boyunca “Katiller halka hesap verecek”, “Sivas’›, Marafl’›, Çorum’u, Gazi’yi, Dersim’i unutmad›k”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar›n at›ld›¤› etkinlik sloganlarla son buldu. (Adana YDG)
p›lan bir yürüyüflle Sivas katliam› protesto edildi. 2 Temmuz günü Dernekler Platformu ça¤r›s› ile gazetemizin de içinde bulundu¤u 37 kurumun kat›l›m›yla Setbafl› Mafel Kafe önünden Heykel Kent Müzesi’ne kadar yüründü. Kat›l›mc›lar s›k s›k “Sivas flehitleri ölümsüzdür”, “Sivas’›n hesab› sorulacak”, “Katiller halka hesap verecek”, “Dev-
‹stanbul
S‹VAS 2 Temmuz 1993’te Mad›mak Oteli’nde yak›lan ayd›nlar için otel önünde anma töreni düzenlendi. Mad›mak Oteli önüne gelen temsilciler otelin önüne karanfil b›rakt›. Say›s› bin 500’ü bulan kitleye konuflma yapan PSAKD Genel Baflkan› Kaz›m Genç, katliam› k›nad›. Yap›lan törenin ard›ndan törene kat›lanlar Hasret Gültekin’in köyü olan Han Köyü’nü ziyaret ettiler.
10
15-28 Temmuz 2005
26
C‹K YASALAfiTI, TECR‹T ARTTI:
Müebbet hapis cezas› alanlar zorla hücrelere geçirildi 1 Haziran’da yürürlü¤e giren Yeni Ceza ‹nfaz Kanunu’nun ard›ndan 146/1’den müebbet hapis cezas› alan devrimci tutsaklar zorla tek kiflilik hücrelere götürülmüfllerdi. Devlet bu uygulamay› hukuka ayk›r› oldu¤unu bile bile hayata geçirirken, tek bafl›na yaflayamayacak durumda olan hasta tutsaklar›n da yaflam hakk›n› elinden alarak tekli hücrelere konulmas›n› da uygulamaya soktu. ‹lk olarak ‹zmir K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nde uygulamaya sokulan tek kiflilik hücrelere 6 Haziran günü PKK-KONGRAGEL davas›ndan idam cezas›na çarpt›r›lm›fl olan Vefa Kartal, Cumali Karsu, Ramazan K›z›lda¤, Nihat Ya¤›z, Bayram Kaymaz, fiahin Gümüfl, Fikri Demir, Enver Özer, Yusuf Çabuk isimli 9 hükümlü geçirilmiflti. Ba¤›rarak bile insan sesinin ulaflmas›n›n mümkün olmayaca¤› flekilde tutulan tutsaklar bunun öldürmeye ve yok etmeye yönelik oldu¤unu belirtmifllerdi. Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde Ali Baba Ar› ve Hasan fiahingöz de zorla tek kiflilik hücreye geçirilenler aras›nda yer al›yor. Di¤er tutsaklar da kap›lar› dövüp slogan atarak hücrelere at›lan tutsaklara destek oluyorlar. Edirne F Tipi Hapishanesi’nde ise Ali Osman Köse ve Ercan Kartal 5 y›ld›r tek kiflilik hücrede bulunuyorlar. Son olarak avukat görüflünde de yanlar›nda gardiyanlar›n bulunmas› zorunlulu¤u getirilmifl durumda, hiçbir hukuki dayana¤› ol-
mamas›na ra¤men. Sincan F Tipi Hapishanesi’nde ise 5 PKK-KONGRA-GEL davas›ndan hükümlü tutsak hücrelere konuldu. Nizamettin Özo¤lu, Sinan ‹¤it, M. Sait Doyan, Salih Gün ve Aslan Kaya isimli tutsaklar yine kimseyle irtibata geçemeyecek flekilde yerlefltirildiler. Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Ali Gülmez, Kemal Ertürk, Küçük
Hasan Çoban, Mesut Deniz, Hakk› Alpan ve Ali Nazik de tekli hücrelere zorla geçirilen tutsaklardan. Tutsaklar havaland›rma saatinin yaln›zca bir saat oldu¤unu, havaland›rmaya tek tek ç›kar›ld›klar›n› ve ayda yaln›zca iki kere görüfl hakk› verildi¤ini belirtiyorlar. Yeni uygulama ile aç›k görüfle ayn› anda iki kifli giremiyor. Yani anne ve baba ayn› anda o¤ullar›n› göremiyor!
Tek kiflilik hücreye konulan Mesut Deniz’in ise tek bafl›na yaflam›n› idame ettiremeyecek durumda a¤›r flizofreni hastas› oldu¤u ve tahliye edilmesi gerekti¤i apaç›k bir gerçek olarak sistemin yüzüne çarp›yor. Yine a¤›r derecede hasta olan Ersin Ero¤lu, Savafl Kör, Filiz Gülkokuer gibi tutsaklar da hastal›klar›na ra¤men tahliye edilmiyorlar.
TUYAB ve TUAD tekli hücrelere at›lan tutsaklar için hayk›rd›:
“HÜCRE-TECR‹T TERÖRÜNE SON!”
8 Temmuz Cumartesi günü Galatasaray Meydan›’nda bir araya gelen TUYAB ve TUAD’l› aileler, 146/1. maddeden yarg›lan›p müebbet hapis cezas› alan tutsaklar›n tekli hücrelere at›lmas›n› protesto ederek, hasta oldu¤u halde tahliye edilme-
yen tutsaklar›n durumuna dikkat çekti. Saat 13:00’de alk›fllar ve z›lg›tlarla toplanan aileler “Hücre-tecrit terörüne son... TUYAB-TUAD” yaz›l› pankart açarak evlatlar›n›n, o¤ullar›n›n, efllerinin yaln›z olmad›¤›n› hayk›rd›lar. Aileler ad›na bas›n aç›klamas›n› TUYAB temsilcisi Meltem Kuruhan yapt›. Kuruhan, hapishanelerdeki sald›r› dalgas›na karfl›n tutsaklar›n sesini duyurmaya devam edeceklerini belirterek, tutsaklar›n tek kiflilik hücrelere at›lmas›n› protesto etmek için 5 dakikal›k oturma eylemi yapacaklar›n› aç›klad›. Oturma eylemi esnas›nda “Gündo¤du” ve “Çav Bella” marfl›n› söyleyen aileler; “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “‹mral›’da tecrite son” gibi sloganlar atarak tutsaklar›n sesini tafl›maya çal›flt›lar Galatasaray Meydan›’na. Daha sonra yap›lan bas›n aç›klamas›nda Kuruhan, genel olarak yaflanan süreçteki sald›r›lara de¤inerek, hapishanelerle ilgili son ç›kar›lan
yasalar›n yaln›z muhalif kimli¤e de¤il, insan olma onuruna yöneldi¤ini belirtti. Tek kiflilik hücrelerin hem hukuka hem insanl›¤a ayk›r› oldu¤unu belirten Kuruhan, bu tutsaklar›n di¤er tutsaklarla bir arada kalmalar›n› istediklerini belirtti. Bu tutsaklardan baz›lar›n›n kendi hayat›n› idame ettiremeyecek flekilde hasta oldu¤unu belirten Kuruhan, mutlaka tahliye edilmeleri gerekti¤inin alt›n› çizdi. Çeflitli hapishanelerden hasta olan tutsaklar›n isimlerini ve rahats›zl›klar›n› sayan Kuruhan, sesleri iflitilmedikçe önümüzdeki günlerde aile örgütleri olarak buna sessiz kalmayacaklar›n›, bu kararl›l›¤› kamuoyuna bir kez daha bildirdiklerini söyledi. Bas›n aç›klamas›nda s›k s›k “Devrimci irade teslim al›namaz” ve “Tecrit terörüne son” slogan›n› atan aileler ellerinde Mesut Deniz, Ersin Ero¤lu, Savafl Kör, K. Hasan Çoban, Filiz Gülkokuer, Kemal Ertürk ve Ali Gülmez’in resimlerini tafl›d›lar. (‹stanbul)
Devrimcileri sahiplenmek kendi gelece¤imizi sahiplenmektir TUYAB Gülsuyu’nda bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Maltepe fiubesi’nde 10 Temmuz Pazar günü saat 15.00’te hapishanelerde yaflanan sald›r›lar›, devrimci tutsaklar›n bu sald›r›lara karfl› direnifllerini anlatmak, tutsaklarla dayan›flmay› büyütmek amac›yla bir söylefli düzenledi. “Hapishanelerdeki sald›r›lar son bulsun, tecrit kald›r›ls›n TUYAB”, “Önce çocuklar›m›z› savunuyorduk flimdi onlar›n düflüncelerini savunuyoruz” pankartlar›n›n duvarlara as›ld›¤› etkinlik devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan söz alan Meltem Kuruhan sistemin halk ve devrimciler üzerindeki sald›r›lar›na de¤inirken “devrimciler iflsizlik, özellefltirme, gecekondu y›k›mlar›na karfl› koyduklar› için hapishanedeler... Toplumu sindirmek isteyen sistem hapishanelerde devrimci tutsaklar üzerinde her türlü
bask›y› uyguluyor. Bu Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’yla daha da artt›... ‹çeride örgütlü durufl devam etti¤i için devrimcileri teslim alam›yorlar. D›flar›da örgütlü duruflu artt›r›rsak yenemeyece¤imiz hiçbir güç yoktur” dedi. Kuruhan’›n ard›ndan söz alan Melek Alt›ntafl ise sözlerine “tarih s›n›f mücadeleleri tarihidir” sözleriyle bafllad›. Ceza ‹nfaz Kanununu anlatan Alt›ntafl “19 Aral›k katliam›ndan bu yana devrimciler tecrit ediliyor. En ufak bir durumda mektup yasa¤›, gazete vermeme, görüfl yasa¤›, kaba dayak, tecrit vs. bir sürü dayatmayla karfl› karfl›ya kal›yorlar. Ceza ‹nfaz Kanunu 5 y›ld›r uygulan›yordu. fiimdi resmileflti, resmileflince uygulamalar daha da a¤›rlaflt›r›ld›. Devletin tüm sald›r›lar› (tecrit, tredman, rehabilitasyon vb) devrimcilerin direniflleriyle karfl›laflt›. Devrimci iradeyi teslim alamad›. Mahirlerden, ‹brahimlerden gelen di-
renme gelene¤i yaflat›ld›. Devrimcilere sahip ç›kmak demek kendi gelece¤imize, s›n›f mücadelesine sahip ç›kmak demektir” dedi. Ard›ndan söz alan ÖO gazileri Yusuf Can ile Diren K›rkoç da devletin halk ve devrimciler üzerindeki sald›r›lar›na de¤inirlerken mücadele hatt›n› birlikte örmenin önemine vurgu yapt›lar. Tohum Kültür Merkezi’nin haz›rlad›¤› “Emperyalist sald›rganl›k ve hapishaneler” konulu sinevizyon be¤eniyle izlendi. Daha sonra Grup Hayk›r›fl sahne al›rken grup ad›na bir kifli yapt›¤› konuflmada “Emperyalist sald›rganl›k dünyan›n her yerinde devam ediyor. Bu sald›rganl›¤a karfl› halklar direnmekteler. Bizler de emperyalist sald›rganl›¤a karfl› kültür cephesinde mücadele yürütüyoruz” dedi. Konuflman›n ard›ndan kavga türküleri söylenirken etkinlik saat 18:00’de sona erdi. (Kartal)
Sincan’da keyfi uygulamalardan yorumsuz örnekler Sincan 1 No’lu F tipi Hapishanesi’nde hükümlü olarak bulunan Mustafa Demirda¤ 14 Nisan 2005 tarihinde Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu olarak bulunan Bayram Kama’ya yazd›¤› mektubun, Ceza ‹nfaz Kurumu’nun iç huzurunu bozacak nitelikte eylemlere teflvik edici ifadeler bulundu¤u gerekçesi sak›ncal› görülen yerleri karalanm›flt›r. Demirda¤ bu uygulamaya gerekli itiraz› yapt›ktan sonra mektubun karalanmayan yerlerini tekrar kaleme alm›fl ve 28 Nisan 2005 tarihinde Bayram Kama’ya gönderilmek üzere postaya vermifltir. Ancak idarenin denetiminden geçen bu mektup da
idare yeniden bu sefer baflka bölümleri karalayarak Demirda¤’a teslim etmifltir. Kenan Özyürek’e gelen mektuplarda bulunan kuru çiçek, boncuk vs. fleyler de hapishanenin güvenli¤ini anlafl›lan bozmaktad›r ki sürekli kopar›lmaktad›r. Yine kald›¤› hapishanede yaflanan bir intihar olay›n› mektup yoluyla anlatmas› da sansüre u¤ram›flt›r. Gerekçe olarak mektubunda kamuoyunu yan›lt›c›, insanlar› infiale sürükleyici gerçek d›fl› bilgiler bulunmas› ileri sürülmüfltür. Oysa ad› geçen mektupta intihar eden kifli ile ilgili olarak duydu¤u bilgileri d›flar›daki bir arkadafl›yla paylaflm›flt›r. (H. Merkezi)
11
26
15-28 Temmuz 2005
“Onlar› yaln›z bafl›na b›rakmas›nlar” Sincan F Tipi Hapishanesi’nde zorla tekli hücrelere götürülen tutsaklardan biri olan, ayn› zamanda yaflam›n› tek bafl›na idame ettiremeyecek durumda hasta olan Mesut Deniz’i görmeye giden annesi ile ziyaret dönüflü konufltuk. - Mesut Deniz ne kadar zamand›r içeride? Rahats›zl›¤› ne zaman baflgösterdi anlatabilir misiniz? -Mesut flu an 30 yafl›nda, 3 Ekim 1999’da tutukland›. ‹lk önce Nevflehir Hapishanesi’ne götürüldü. Oradayken Ölüm Orucu’na girdi. 19 Aral›k’da Sincan F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü. Ölüm orucu sonras›nda baflgösterdi rahats›zl›¤›. Ölüm orucundayken hastanede Küçük Hasan Çoban’la ayn› odada kal›yordu. Hasan’›n annesiyle beraber bak›yorduk onlara nöbetlefle. Bir gün doktorlar ça¤›rd› beni, o zaman bahset-
mifllerdi rahats›zl›¤›ndan. Zaman zaman fluurunu kaybediyordu, ölüm orucunda oldu¤unu unutuyordu. Serum tak›ld›ktan sonra da sürekli serumu çekiyor, yata¤›n› kan içinde b›rak›yordu. Daha sonra konuflmamaya bafllad›. Doktorlar ailede flizofren olup olmad›¤›n› sormufllard› bana. Babas›nda da var ayn› rahats›zl›k. Bak›rköy’e sevk etmifllerdi, orada doktor abisine “liseden önce yaflad›klar›n› hat›rlar, di¤erlerini hat›rlayamaz” demifl. Hastanede yatarken de bana ‘hadi gidelim’ diyordu. Aya¤›ndan yata¤a zincirli oldu¤u halde tutuklu oldu¤unu unutuyordu. - Peki, Mesut Deniz flu an tek kiflilik hücreye konuldu, ama ihtiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›layamayacak durumda. Bu konuda siz ne diyorsunuz? -Dün gördü¤ümde sordum, ‘yan›nda arkadafl›n var m›?’ diye. ‘Yok’ dedi. ‘S›-
cak suyunuz var m›’ dedim, ‘var’ dedi ama kokmufltu vücudu. Yüzünde, ellerinde, kollar›nda lekeler vard›. ‘Bunlar ne?’ dedi¤imde, ‘mantar’ dedi. Kendi bafl›na y›kanam›yor, hatta y›kanmay› düflünemiyor bile. Tuvalete gitmeyi unutuyor, yemek yemeyi unutuyor. Rapor için doktorlar muayene etti¤inde onlara da bir fley söylemiyor, anlatm›yor, konuflmuyor çünkü. Giysisini kald›rd›, atleti kül gibi olmufltu. Karn›nda da ayn› lekelerden vard›. Yaln›z bafl›na dengesinin daha çok bozulaca¤› kesin. Belki de devlet onlar›n daha kötü olmas›n› istiyor. O yüzden yapt›lar hücreleri, koydular tek tek hücrelere. Devlet yok etmek istiyor onlar›. Akli dengesi daha çok bozulacak böyle. Arkadafllar›yla birlikteyken, onlar bak›yorlard› Mesut’a. fiimdi kim bakacak? - Siz, gazete arac›l›¤›yla neler söylemek istersiniz insanlara?
-Ne söyleyeyim, yaln›z bafl›na b›rakmas›nlar o gibi insanlar›. Yaln›z bafl›na olmasa, bir arkadafl› olsa konuflur yan›ndakilerle, beraber gö¤üslerler. O hasta, tahliye edilmesi gerekiyor. Ama tahliye etmiyorlarsa bile, arkadafllar›n›n yan›na geçirsinler onu, tek bafl›na yaflayamaz çünkü…
TUYAB’l› aileler “Tutsaklar› sahiplenmekten vazgeçmeyece¤iz” Gebze M Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutuklu ve hükümlülere yönelik sald›r›lara iliflkin suç duyurusunda bulunmalar› üzerine ‘terörist’ muamelesi gördüklerini bildiren TUYAB temsilci-
leri, bas›n› ve kamuoyunu hapishanelerde yaflanan olaylara karfl› duyarl› olmaya ça¤›rd›. TUYAB üyeleri Gebze M Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutuklu ve hü-
TUYAB’l› aileler Gebze Hapishanesi önündeydi 24 Haziran günü Gebze M Tipi Hapishanesi’nde yap›lan rutin arama s›ras›nda Ölüm Orucu eylemcisi olan DHKP-C dava tutsa¤› Fatma Koyup›nar’›n Yeni ‹nfaz Yasas› gere¤ince hastaneye müdahale için götürülmek istendi¤i ö¤renildi. 4 Temmuz günü bu sald›r›y› protesto etmek üzere TUYAB’l› aileler Gebze Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klama sonras› Baflsavc›l›¤a suç duyurusunda bulunmaya giden aileler savc›l›kta TMfi ekiplerinin de bulundu¤unu bildirdiler. Ayr›ca kendilerine “Sizi kim yönlendiriyor, hangi örgüttensiniz?” gibi sorularla korku atmosferi yarat›lmaya çal›fl›ld›-
TUYAB’l› ailelerin, tüm hapishanelerde artan hak ihlallerini protesto etmek için Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi önünde yapmak istedi¤i bas›n aç›klamas› engellendi. Alk›fllarla hapishane ziyaretçi girifline yürüyen ailelere asker müdahale etti. Yetkili subay ailelere hiçbir biçimde aç›klama yapamayacaklar›n› bildirmesinin ard›ndan eylemi görüntülemek için burada bulunan gazetemiz ‹flçi-köylü’nün Yaz›iflleri Müdürü Numan Bozer askerler taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Ailelerin de çevresi sar›larak kendilerine “gözalt›nda olduklar›” söylendi. Jandarma araçlar›-
¤›n› söyleyen TUYAB’l› aileler gözalt›nda olmad›klar› halde ifadelerinin ve kimlik bilgilerinin al›nd›¤›n› da aç›klad›lar.
kümlülere yönelik geliflen sald›r›lara iliflkin aç›klamada bulundu. ‹HD Cezaevleri Komisyonu Üyesi Nurcan Sonuç ile tutuklu ve hükümlü aileleri de aç›klamaya destek verdi. Hanzeygül Do¤an, Gebze Hapishanesi’nde ölüm orucunda olan Fatma Koyup›nar adl› tutuklunun zorla hastaneye götürülmesine engel olan tutuklular›n Cumhuriyet Baflsavc›s› eflli¤inde asker ve gardiyanlar taraf›ndan sald›r›ya maruz kald›¤›n› söyledi. Sald›r› sonucu Gülizar Erman adl› tutuklunun kafas›na ald›¤› copla bay›ld›¤›n›, Derya Aras, Muhabbet Kurt ve Gülay Baran isimli tutuklular›n da çeflitli yerlerinden darbeler ald›¤›n› belirten Do¤an, flunlar› dile getirdi:
TUYAB’l› aileler Gebze Hapishanesi önündeydi na bindirilen aileler Jandarma Alay Komutanl›¤›’na götürülerek 3 saat, CMUK avukatlar›n›n gelmesi için burada bekletildiler. Savc›l›¤a götürülen aileler burada ifadelerini verdikten sonra serbest b›rak›ld›lar. YAZI ‹fiLER‹ MÜDÜRÜMÜZ F T‹P‹NDE Gazetemiz Yaz›iflleri Müdürü Numan Bozer ise bas›n davas›ndan tutuklama karar› oldu¤u gerekçesiyle tutukland›. Önce Tekirda¤ Merkez
Kapal› Hapishanesi’ne konan Bozer daha sonra Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. F Tipinde tek kiflilik hücreye konan Numan Bozer, çeflitli keyfi bask› ve uygulamalara maruz kalmakta. Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi önünde yap›lmak istenen bas›n aç›klamas›na jandarman›n müdahalesini TUYAB’l› aileler ‹HD’de bir bas›n aç›klamas› yaparak protesto ettiler. (‹stanbul)
“Cezaevinde May›s ay›ndan itibaren aramalar› kad›n subaylar›n yapmas› sonucu tutsaklarla cezaevi idaresi aras›nda bir gerginlik bafllad›. Bu uygulamaya karfl› tutsaklar hastaneye ve mahkemeye giderken üstlerini aratmama karar› alm›flt›r. Bundan dolay›, her gün rutin kontrollerinin yap›lmas› gereken Akdeniz Anemisi hastas› Filiz Gülkokuer hastaneye götürülmemifltir.” “Yarg›lanan konumuna düflürüldük” Son yaflanan olaylardan dolay› tutuklu ve hükümlü aileleri olarak iç güvenlikten sorumlu askerle ilgili suç duyurusunda bulunmak ve Gebze Cumhuriyet Baflsavc›s›’na dilekçe vermek için Gebze Adliyesi’ne gittiklerinde “terörist” damgas› yediklerinin dile getiren Do¤an, “Savc›ya dilekçelerimizi sundu¤umuzda ifadelerimize baflvuruldu. Terörist damgas› vuruldu” diyerek kamuoyuna 1 Haziran sonras› giderek artan sald›r›lar için duyarl›l›k ça¤r›s› yapt›.
15-28 Temmuz 2005
12
26
Mercan Vadisi’nde katledilen 17’lerin aileleri anlat›yor... 17’lerin ailelerini ziyaret eden Partizan flehit ve tutsak aileleri ile birlikte onlarla yapt›¤›m›z söyleflileri yay›nl›yoruz. Kenan Çak›c›’n›n babas›: Kenan çok sevecendi. Herkesle aras› iyiydi, herkes onu çok severdi. Mahallede tan›mad›¤› insan yoktu. Çok çal›flkand›, zekiydi. Yoksullara çok ac›r onlara sürekli yard›m ederdi. Yurtd›fl›ndan mahalleyi arar, ihtiyac› olanlara yard›m ederdi. Biz isterdik bize göndermezdi, çünkü bizim durumumuz iyiydi. Arkadafllar› çoktu, her gün 8-10 arkadafl›yla gelirdi. Evden arkadafllar› eksik olmazd›. Çok cesurdu, korku nedir bilmezdi, gözü karayd›. ‹htilal döneminde gözalt›na al›nd›. Onu götüren yüzbafl› Kenan’a küfür etmifl o da yüzbafl›y› yere sermifl. Ölümden zor kurtuldu, 2 hafta komada kald›. O dönemlerde soka¤a ç›kma yasa¤› vard›. Kenan o koflullarda yaz›lama yapard›. (Ankara) Ahmet Perktafl’›n annesi, Ali R›za Sabur’un ablas› Gülsüm Perktafl; Ali R›za liseyi bitirdikten sonra ‹stanbul’a geldi. Burada hem çal›fl›yordu hem de bize yard›mc› oluyordu. Bir operasyon oldu. Tutukland›, 4 sene hapishanede kald›. Biz bildik bileli hep devrimcileri sevdik. Onlar da gerillan›n içinde gözünü açt›lar. Ahmet ile Ali R›za birbirleriyle çok iyi diyaloglar kuruyordu. Ahmet devrimci olmadan da day›m diyordu hep. Ahmet hep “ben gidece¤im” diyordu. Gitti de, iki sene olmufltu gideli. Ahmet cesurdu, ifl yap›yordu. Çok çal›flkand›. Olay› duyunca bana “kardeflin öldü” dediler. O¤lumun orada olup olmad›¤›n› bilmiyordum. Orada ö¤rendim o¤lumun flehit düfltü¤ünü. Kardeflimin yüzü gözü yoktu zaten, parçalanm›flt›. Tabi bu ac› hepimizi etkiledi. Dolay›s›yla ac›l› insanlar da bir araya gelerek bir fleyler yapmaya çal›flaca¤›z. Onlar› an›m›zda yaflataca¤›z. Bu devlet zalimdir, vahflidir, hain bir devlettir. Onlar hakl›yd›lar, haklar› için mücadele ettiler, etmeyip ne yapacaklard›? Gözlerini açt›lar, zulüm, kan iflkence gözlerini de zulümle kapatt›lar. Ellerine silah almay›p ne yapacaklard›? Ahmet’in amcas› Haydar Perktafl; Biz gözlerimizi açt›k gerilla mücadelesi içinde büyüdük. Heyecanla bu akflam kim gelecek diye bekliyorduk. 1938’de amcam vuruldu¤unda babam kendisi kazm›fl kardeflinin mezar›n›. Yani biz bunlara al›flm›flt›k. Mesela Ahmet küçüktü köyde bir çat›flma oldu. Aziz Erkoç bizim kap›n›n önünde kafas›na silah s›k›larak öldürülmüfltü. Bunlardan etkilenmiflti. Geçmiflten in-
sanlar ders ç›kar›yorlard›. Bize babam anlat›yordu. Babama babas› anlat›yordu yani hep böyle ac›larla dolu geçmiflimiz. Ahmet’in çocuklu¤u da böyle ac›lar içerisinde geçti. Son zamanda da devlet zorla sindirdi insanlar›, köylerini yakt›. ‹nsanlar bunu unutamaz ki, do¤an çocuk mecbur olurdu mücadele etmeye. Bizi devrimciler yetifltirdi asl›nda. Ahmet de her zaman farkl›yd›. Hiçbir zaman kültüründen, sevdal› oldu¤u da¤lardan kopmad›. Ça¤dafl Can’›n annesi fiükran Can ve babas› Kamer Can; Kamer Can: Ben ne anlatay›m, Ça¤dafl kendisini anlatt› herkese iflte. Hem de çok güzel, çok ac› anlatt›. fiükran Can: Tunceli’yi çok severdi. Tunceli insan› dedin mi kendisini
da da ba¤›rd›m. Cemevi’nin önünde polisler vard›, bizi o halde görünce ellerini çak yapt›lar. Bize elimizden gelecek ne varsa yapar›z. Ne isterlerse onu yapar›z. Avukatlara vekalet verdik dava açmalar› için. Ne yap›l›r çok bilmiyoruz, ama gereken her yere gideriz, her fleyi yapar›z. Binali Çakmak (Cemal Çakmak’›n kardefli); A¤abeyim 1988 y›l›nda mücadele ile tan›flt›. Tan›flt›ktan k›sa bir süre sonra profesyonel olarak devrimcili¤e bafllad›. Do¤an Karada¤, ‹smail Bulut’un flehit düfltü¤ü çat›flmada a¤›r yaral› olarak esir düfltü. Oradan serbest b›rak›ld›¤› 2003 y›l›na kadar hapishanede kald›. Onun öne ç›kan özelliklerinden biri, çok iyi bir araflt›rmac› olmas›yd›.
öldürüyordu. Bir gün dü¤üne gidecektik. Bu, beni arkadafl›m çok hasta diye yan›na götürdü. Ben bilmiyorum ki arkadafl›na gidece¤iz diye bekliyorum beni Alibeyköy Direnifl evine götürdü. Ben onlar› öyle orada gördüm flok oldum. Ayd›n’la tan›flt›rd› beni, hep merak ediyormufl Ça¤dafl’›n annesi kim diye. Ça¤dafl hepsine hayrand›, hepsi için can›n› verirdi. ‹nsanlar› çok severdi. Durumu kötü olan kim varsa yard›m ederdi. Herkes onu çok severdi. Hiç bofl kalmad›, hep çal›flt›. Herkese sayg›l›yd›, kimseyi k›rmazd›, yoksul olanlara içi çok yanard›. Çok da flakac›yd›. ‹flten gelir gelmez derne¤e giderdi. Gittikten 4-5 gün sonra mektup geldi. Oradan anlad›k gitti¤ini bize o zamana kadar hiç anlatmad›, hissettirmedi. Geçen sene Munzur Festivali’ne gitti bir daha da geri gelmedi. Ben cenazeleri görünce dedim “bunlar› bu hale getirenleri elime versinler, ben de onlar› parçalar›m.” Öldürdünüz niye parçalad›n›z? O anda 17 cesedin içinde hangisine bakaca¤›n› flafl›r›yorsun. Onu o hale getirenlerin parças› hiç bulunmas›n. O zaman ora-
‹kincisi tüm hapishane sürecinde mücadeleciydi, direniflçi olmas› idi. 96’daki Ölüm Orucu’nu yaflad› son güne kadar. 99’da da Ulucanlar’da temsilciydi. Genel operasyondan sonra 30’a yak›n özel güvenlik görevlisi onu di¤erlerinden ay›rarak sorguya, iflkenceye alm›fllard›. Orada vücudunun çeflitli yerlerini parçalam›fllard›. En son iflleri bitince “tamam bununla buraya kadar” deyip vücudunun birkaç yerine atefl edip, en son kafas›na s›k›p b›rakm›fllard›. Operasyonu yaflayan di¤er insanlar›n yetkili a¤›zlardan duyumlar›, yetkililer “onun cesedini buradan teslim etmeyin, cesedini gönderin Yozgat’a oradan als›nlar” tarz›nda ifadeler kullanm›fllar. Hapishaneden ilk o Yozgat’a sevk edilmiflti. Araçta yaflad›¤› fark ediliyor. Yolculukta vücudunun çeflitli yerlerine çivi çak›l›yor, bir sürü iflkenceye maruz kal›yor. Cezaevinde arkadafllar› durumu ö¤renince tav›r sergiliyorlar. ‹dareyi s›k›flt›rarak hastaneye kald›rt›yorlar. Hastanede ufak bir müdahale oluyor ve o flekilde Burdur’a gönderiyorlar. Sonra Burdur operasyonunu yafl›yor. Kaburga kemikleri, ayak kemikleri, vücudunun birçok böl-
gesindeki k›r›klarla Bursa Hapishanesi’ne naklediliyor. Bu kavgada Cemal ne ilk flehittir ne de son flehit düflecek oland›r. Bütün bir ömür kavray›p içine girdikten sonra kendini davaya adad›. En önde ipi gö¤üsleyecekti. Biz aile olarak metiniz. Y›llard›r insanlar›n ölümlerine tan›k olduk. Onlar her öldü¤ünde bir Cemal ölüyordu bizim için. Üzüntümüz flimdi biraz daha fazlad›r. Bundan sonra da bütün insanlar›n, bütün devrimcilerin dayan›flma içerisinde olmalar›n› istiyoruz. Biz bunu uzun y›llard›r görmüyorduk. Ama cenazelerde gördük. ‹nsanlar sahiplendiler. Devrimci de¤erlere sahip olanlar herkes kendi cenazesiymifl gibi sahiplendi. Bundan sonra bu dayan›flman›n devam etmesini isterim. Celal Hanbayat (Ayd›n Hanbayat’›n abisi); Ben O’nun devrimci mücadelesinden her zaman etkilenmiflimdir. Ve onunla her zaman gurur duymuflumdur. Kitlelerin oldu¤u her yerde onlarla bütünleflen, yard›mlaflan, sevgi ve sayg›s›n› gösteren bir insand›. Mücadelenin çeflitli alanlar›nda bulundu, ama mücadeleden hiç uzaklaflmad›. 19 Aral›k katliam›nda biz art›k öldü diye düflündük. Cenazesini ararken kendini bulduk. Mercan flehitlerinin isimleri aç›klan›yordu televizyonlarda. O arada bize telefon geldi. Onun da flehit düfltü¤ünü ö¤renince bir an dona kald›k. Daha sonra cenazeleri almak için yola ç›kt›k. Malatya’ya gitti¤imizde yaln›z olmad›¤›m›z› gördük ve kendimize güvenimiz artt›. Biz cenazeleri ald›¤›m›zda halk bize destek verdi. Tunceli’de önemli bir kitle cenazelere kat›ld›. K›sacas› biz ondan çok etkilendik. Disiplinliydi, bir dakikas›n› bile bofla geçirmezdi. Devletin yapt›¤› bu katliam korktu¤unun bir göstergesidir. Devletin faflist karakterini öldürdükleri insanlar›n cenazelerinde gördük. Bu çat›flman›n herhangi bir çat›flma olmad›¤›n› gördük. Bence bu tür katliamlar› önlemek için her kurumun bask› unsuru olmas› laz›m. Bunlara seyirci kalmamak laz›m. Zaten bizi en çok teselli eden halk›m›z›n onlar› sahiplenmesidir. Fatma ana (Ayd›n Hanbayat’›n annesi); Benim o¤lum halk için mücadele etti. Bunun için onu zalimce katlettiler. Ölülerine hakaret ettiler. Kollar›n›, bacaklar›n›, kafalar›n› parçalad›lar. fiikayetçiyim, öldürmek öldürmek de; göz ç›karmak, kulak kesmek, el kesmek ne vahfliliktir. Bunlar› yapanlar insan de¤ildir. Ben o¤lumun gitti¤i yola, mücadelesine hayat›m›n sonuna kadar sayg› duyar›m. Evlat ac›s› zordur ama ben o¤lumla gurur duyuyorum. (‹stanbul-Ankara-Bursa)
13
26
15-28 Temmuz 2005
Dersim’de bask›lar artarak sürüyor! Son bir y›ld›r Dersim’de yaflanan hak ihlallerine 10 Temmuz 2005 gecesi bir yenisi daha eklendi. Ovac›k-Kandolar Mahallesi Seksen Konutlar’da ikamet eden Bülent Y›lmaz isimli bir kifli gece saat 23:00 s›ralar›nda Ovac›k merkezinden evine dönerken yol üzerinde bulunan benzinli¤i geçtikten sonra plakas›z beyaz bir arabadan inen “kimli¤i belirsiz” ve yüzleri maskeli üç kifli taraf›ndan darp edilerek zorla arabaya bindirilmifltir. Arabayla götürülürken kurtulmaya çabalayan Y›lmaz, araban›n bir cam›n› kafas›yla k›rm›flt›r. Fakat bu kurtulmas›na yeterli olmam›flt›r. Cam›n k›r›lmas› üzerine araçla Munzur ve Mercan sular›n›n birleflti¤i noktaya götürülen Y›lmaz, arabadan indirilerek yolun k›y›s›na do¤ru sürüklenmifl ve yol kenar›nda iki kifli taraf›ndan tekrar dövülmüfl, bu arada üçüncü kifli gidip arabay› de¤ifltirmifl ve Pejo marka bir minibüsle dönüp, Y›lmaz ve di¤er iki kifli ile beraber Tunceli’ye gelmifllerdir. Arabayla uzun süre gittikten sonra araçtan indirilen Y›lmaz, elbiseleri ç›kart›larak bir kez daha dövülmüfl ve üzerine so¤uk su dökülmüfltür. Ayr›ca
yüzü maskeli kifliler Y›lmaz’a tan›mad›¤› gerillalar hakk›nda sorular sorarak as›ls›z iddialarda bulunmufl ve ölümle tehdit etmifllerdir. Y›lmaz’a ayr›ca “biz senin de Taylan Soylu’nun da, Engin Yerlikaya ve taksicinin de hesab›n› görece¤iz” denilmifl ve arkadafllar› hakk›nda tehdit ve küfürler savurmufllard›r. Daha sonra ise “Cafer Cangöz, Ayd›n Hanbayat, Ali R›za Sabur’un sonu ne oldu ise, sizin de sonunuz öyle olacak” diyerek ölümle tehdit etmifllerdir. Sonra “buradan 1.5 saat ayr›lma, etrafta askerler var, seni vururlar. Ayr›ca bu olanlardan da kimseye bahsetme yoksa bir dahaki sefere yan›nda baflkalar› olsa bile gelir kafana s›kar›z” diyerek Y›lmaz’› b›rak›p gitmifllerdir. Bülent Y›lmaz sonradan Aktuluk’a getirildi¤ini fark etmifl ve yak›nlardaki köyden telefon temin ederek ailesi ve arkadafllar›na ulaflm›flt›r. Arkadafllar› taraf›ndan hastaneye götürülen Y›lmaz’›n vücudunun pek çok yerinde darp izleri oldu¤u ve vücuduna dayat›lan silah namlular›n›n da yer yer eziklere ve morluklara yol açt›¤› görülmüfltür. Konuya iliflkin 11 Temmuz 2005
Adana’da gözalt› terörü! Adana’da 28 Haziran’da Meydan Mahallesi’nde bildiri da¤›tacaklar› iddias›yla gözalt›na al›nan 9 kifli savc›l›ktaki sorgudan sonra Mercan flehitleriyle ilgili yap›lan eylemlere kat›ld›klar› gerekçesiyle tutukland›. Gazetemizin okuru Murat Özçelik’in yan›s›ra ve Cemal Do¤an, Hüseyin Tiryaki, Serdar ‹pek, Tamer ‹mrek de tutuklanarak Kürkçüler Hapishanesi’ne gönderildi. Yine 1 May›s’ta tek tip k›yafet giy-
dikleri iddia edilen HÖC’lülerden Evrim Saner ve Serkan Sevim tutuklan›p Kürkçüler Hapishanesi’ne gönderildi. Ayn› gün biraraya gelen ESP, Partizan, HÖC, DHP, BDSP, Barikat ve Al›nteri taraf›ndan tutuklamalar› protesto eden bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yap›lan aç›klamada tutuklamalar›n hukuksuzlu¤una de¤inildi. Aç›klama sloganlarla bitirildi. 29 Haziran’da “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” pankart› arkas›nda toplanan
DHP, Partizan, ESP, BDSP, Al›nteri, HÖC, Barikat tutuklanan 5 kifli ile ilgili bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada “Dersim’de faflist devlet taraf›ndan katledilen 17 halk savaflç›s› ile ilgili yap›lan aç›klamaya kat›ld›klar› gerekçesiyle tutuklananlar›n bir an önce serbest b›rak›lmalar›n› istiyoruz” denildi. Aç›klama “Gözalt›lar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›yla bitirildi. (Mersin)
COCA COLA iflçileri: At›lan iflçiler geri al›ns›n
‹stinye’de bulunan ABD Konsoloslu¤u önünde bir araya gelen Nakliyat-‹fl üyesi emekçiler, Coca-Cola firmas› taraf›ndan iflten at›lan 110 iflçi ve aileleriyle birlikte 4 Temmuz günü bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Coca-Cola’da iflçi k›y›m›na son”, “Yaflas›n Coca-Cola direniflimiz”, “Yaflas›n iflçilerin birli¤i” yaz›l› pankart ve “Sendika düflman› Coca-Cola”, “At›-
lan iflçiler geri al›ns›n”, “Anayasal hakk›m›z engellenemez” yaz›l› dövizler tafl›yan kitle, s›k s›k “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Coca-Cola’ya sendika girecek, baflka yolu yok” sloganlar›n› att›. Burada kitle ad›na aç›klama yapan Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, verdikleri mücadelenin onurlu bir mücadele oldu¤unu belirtti. ‹flçilerin sendikaya üye olmas› üzerine iflten at›ld›klar›n› belirten Küçükosmano¤lu, “‹flçiler Anayasal haklar›n› kulland›klar› için iflten at›ld›lar. Amerikan emperyalizmi tüm emekçi hareketini bitirmek istiyor. ‹flverenlerin sendikalaflmaya karfl› gelifltirdikleri insanl›k d›fl› uygulamalara karfl› buraday›z. ‹flverenleri bu tutumlar›ndan geri dönmeye ça-
¤›r›yoruz. Cola-Cola, iflçileri asgari ücretin bile alt›nda kölece çal›flt›rmak istiyor. Türkiye’de milyonlarca çal›flan var. Bu tutumlar›n devam etmesi halinde biz de tüm emekçilere bir ça¤r›da bulunarak Coca-Cola’y› içmeme kampanyas› bafllataca¤›z. Bunun için altyap› çal›flmas›n› yürütüyoruz. Haz›rl›klar›m›z var” fleklinde konufltu. Aç›klamaya kat›lan aileler ise iflten at›lanlar›n geri al›nmas› talebinde bulundular. Aç›klaman›n ard›ndan alk›fl ve ›sl›klar eflli¤inde otobüslerine do¤ru yürüyen grubun, yolu kapatt›klar› gerekçesiyle polis taraf›ndan önünün kesilmesi k›sa süreli bir gerginli¤e neden oldu. (‹stanbul)
tarihinde saat 12:30’da “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” yaz›l› pankart aç›larak ortak bir bas›n aç›klamas› yapan DEHAP, Dersim Kültür Derne¤i, EMEP, HÖC, DHP, Partizan, ESP ve Genel-‹fl bas›n metninde “Bu yaflananlar gerici, bask› ve sömürü düzeninin karakteristi¤idir. Yoksa istisna de¤ildir. Egemenler düzenlerinin devam›n› sa¤lamak için halklara ve halk çocuklar›na her türlü bask›, katliam ve zulmü reva görmektedirler. Bunun için de toplu katliamlar gerçeklefltirmekten dahi geri durmamaktad›rlar. Ancak tüm bu yaflananlara ra¤men, Dersim halk› mücadelelerinde hakl› olmalar›n›n verdi¤i bilinçle hareket etmeye dün oldu¤u gibi bugün de devam edecektir. Bizler, duyarl› tüm kamuoyunu bir kez daha Dersim halk›na yönelik sald›r›lara karfl› birlikte hareket etmeye ça¤›r›yoruz. Ayr›ca bu sald›r›ya iliflkin suç duyurusunda bulunaca¤›m›z› da bilginize sunuyoruz” dedi ve “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Kahrolsun her türden gericilik” vb. at›lan sloganlar›n ard›ndan aç›klama sona erdi. (Malatya)
TARSUS’TA POL‹S‹N AC‹ZL‹⁄‹ Son günlerde edindi¤imiz bir bilgiye göre polis Tarsus’ta birkaç gazete bayisini dolaflarak bayilere “burada ‹flçi-köylü ve Devrimci Demokrasi gazetelerini satmayacaks›n›z” diyerek tehditler de bulunuyor. Elbette bu yeni bir sald›r› de¤il. Halka gerçek, do¤ru, ezilenden yana haberleri-yorumlar› ulaflt›rd›¤› için devrimci ve sosyalist bas›na sürekli sald›r›lar olmufltur. Bu geliflmenin ard›ndan ‹flçi-köylü okurlar› bayileri dolaflarak gazetenin sat›l›p-sat›lmad›¤›n› kontrol etmeye, sald›r›ya karfl› durmaya ve devrimci ve sosyalist gazetelerin sat›fl›n›n engellenmesine karfl› durmaya çal›fl›yorlar. (Mersin) KTÜ YDG’DEN AÇIKLAMA Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm için YÜRÜYÜfi dergisinin alt›nc› say›s›nda ç›kan bir habere göre; Trabzon HÖC, Trabzon’da bir bas›n aç›klamas› yapm›fl ve bu bas›n aç›klamas›na kat›lmayan YDG, kat›lmamas›n›n nedenini de “kitlemiz haz›r de¤il” diye aç›klam›flt›r. Bu haber gerçe¤e dayanmamaktad›r. ‹lk olarak HÖC ve ESP’nin yapt›g› söz konusu eyleme YDG ça¤r›lmam›flt›r. YDG’nin ça¤r›ld›¤› eylem E¤itim-Sen’in kapat›lmas›yla ilgili bir bas›n aç›klamas›d›r. Bu ça¤r›ya da YDG, bileflenlerin içinde E¤itimSen’in olmamas›n› elefltirmifl ve eyleme kat›lmayaca¤›n› belirtmifltir. Karadeniz Teknik Üniversitesi-Yeni Demokrat Gençlik
15-28 Temmuz 2005
14
26
“‹flçiler, küçük memurlar veya iflsizler o kadar çabuk unutamazlar” Afla¤›daki röportaj, MLPD (Almanya Marksist Leninist Partisi)’nin Baflkan› Stefan Engel ile, erken seçimler ekseninde gerçeklefltirilmifltir. MLPD sosyal y›k›m politikalar›na aktif tav›r koyan bir tutum içerisindedir ve Almanya’da, yaklafl›k elli haftad›r gerçekleflen ve “Pazartesi Eylemleri” olarak bilinen eylemlerin de örgütleyicisidir. Emperyalistlerin birli¤i AB’nin kurucular›ndan olan ve bunun en büyük emperyalist gücü olarak bilinen Almanya’da önümüzdeki aylarda erken seçim gündemde. Almanya bugün Avrupal› iflçiemekçi kesimlere dönük sald›r›lar›n en yo¤un yafland›¤› ve bu sald›r›lar›n yeni yeni yasalarla, her geçen gün biraz daha artt›¤› Avrupa ülkelerinin bafl›nda gelmektedir. ‹flsizlik oran› 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› seviyesine yaklaflm›flt›r. ‹flçi s›n›f›n›n zorlu mücadelelerle elde etti¤i haklar, Hartz IV, Agenda 2010 gibi sosyal y›k›m yasalar› ile gasp edilmeye çal›fl›lmakta, bir ço¤u ise gasp edilmifl durumdad›r. Emekçi y›¤›nlar, özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma vb. sald›r›lar› eflli¤inde giderek yoksullaflmakta, sokaklarda yatan evsizlerin say›s› bir milyonu aflmaktad›r. Egemenlerin, her kriz döneminde baflvurdu¤u ›rkç›-faflist örgütlenmeler yeniden güçlendirilmeye, krizin faturas›, ülkedeki göçmen ve Alman olmayan uluslara ç›kar›lmaya, böylelikle hedef bir kez daha sapt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Örne¤in, Hitler’in devam› faflist Nazi örgütlenmeleri bugün yine yükselifle geçmifltir ve ülkedeki göçmen vb. yabanc› uyruklulara dönük kapsaml› sald›r›lara giriflmektedir. Uzun y›llar boyu tüm Avrupa’da “komünizm tehlikesine” karfl› gelifltirilen sosyal devlet anlay›fl›n›n, 90’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren h›zla terk edilmeye bafllamas›, emekçi y›¤›nlara karfl› sald›r›lar›n artmas›, bugün tüm dünyada oldu¤u gibi, burada da genifl y›¤›nlar›n tepkisiyle karfl›lanmaktad›r. Çeflitli biçimlerde gerçekleflen bu tepkiler, en son 22 May›s’ta NRW (Nord Rhein Westfalen)’de yap›lan eyalet seçimlerinde ifadesini buldu ve seçim sonuçlar› SPD/Yefliller hükümetini bir krize sürükledi. Bu krizin sonucu ise kamuoyuna erken seçim karar› olarak yans›d›. Afla¤›daki röportaj, MLPD (Al-
manya Marksist Leninist Partisi)’nin baflkan› Stefan Engel ile, erken seçimler ekseninde gerçeklefltirilmifltir. MLPD sosyal y›k›m politikalar›na aktif tav›r koyan bir tutum içerisindedir ve Almanya’da, yaklafl›k elli haftad›r gerçekleflen ve “Pazartesi Eylemleri” olarak bilinen eylemlerin de örgütleyicisidir.
- Almanya’da bir erken seçim gerçekleflecek. MLPD durumu nas›l de¤erlendiriyor? Nüfusun yo¤un oldu¤u NRW (Nord Rhein-Westfalen)’de 22 May›s’ta yap›lan eyalet parlamentosu seçiminin sonucu, SPD ve Yeflillerin önderli¤indeki eyalet hükümetini ret etme anlam› tafl›maktayd›. Bu seçim, Baflbakan Schröder’in politikas›na verilen bir yan›tt› ve Berlin hükümetini aç›k bir siyasi krize soktu. Yönetenler art›k eski yöntemlerle yönetemiyorlar, ve kitleler ise art›k eski yöntemlerle yönetilmek istemiyorlar. Öne al›nan yeni seçimler, hükümetin iflas›n›n ilan›d›r. E¤er Schröder “Politik zeminin, faaliyetini sürdürmesini tart›fl›l›r k›ld›¤›n›” düflünüyorsa, bunun nedeni sadece NRW’deki kötü seçim sonuçlar› de¤ildir. Orada yaflanan fley sadece 2 y›ll›k haz›rl›¤›n d›fla vurumuydu: Sanayii proletaryas›n›n çekirde¤inde, giderek artan bir politik s›n›f inisiyatifinin oluflmas› ve halk düflman› Hartz IV yasas›na karfl›, ülke çap›nda Pazartesi Eylemleriyle yürütülen aktif direniflin hiçbir biçimde k›r›lamamas›yd›. Bochum’da Ekim 2004’de, iflçilerin iflyerlerini kaybetmemek için gerçeklefltirdi¤i Opel Grevi, reformist, s›n›f iflbirlikçi politikan›n, özellikle de sanayii proletaryas›n›n çekirde¤inde geçerlili¤ini yitirdi¤inin bir ifadesiydi. O dönemden sonra yaflanan, iflçi eyleminden iflçi cephesine geçifl ve kitlelerin tekellere ve hükümete karfl› mücadeleye çekilmesi, Schröder hükümetinin yenilgisinin ve aç›k bir krize girmesinin esas nedenlerini oluflturmaktad›r. fiu anda SPD s›ralar›ndan duydu¤umuz “sol” söylemler de bu geliflmeleri
“Uluslararas› finans kapitalin (Mali sermayenin) Almanya Seksiyonunun hizmetinde olan SPD önderlerinin, riyakar kapitalizm elefltirileri ile, tekelci politikalar aras›ndaki tutars›zl›k o kadar büyük ki bunu, iflçiler, küçük memurlar veya iflsizler o kadar çabuk unutamazlar.” tersine dönüfltüremeyecektir. Uluslararas› finans kapitalin (Mali sermayenin) Almanya Seksiyonunun hizmetinde olan SPD önderlerinin, riyakar kapitalizm elefltirileri ile, tekelci politikalar aras›ndaki tutars›zl›k o kadar büyük ki bunu, iflçiler, küçük memurlar veya iflsizler o kadar çabuk unutamazlar. - Kitlelerin ruh hali nas›l? fiimdi de CDU/CSU ve FDP rüzgarlar› m› esiyor? CDU ve FDP, ileriki bir hükümette, kazan›lm›fl sosyal haklara ve demokratik hak ve özgürlüklere dönük y›k›mlara, daha da h›z vermek istiyorlar. Ancak önceden tahmin edilen bir hükümet de¤iflikli¤inde bile, tekellerin sald›r›lar›n› rahatça hayata geçirmelerini sa¤layacak istikrarl› bir hükümet olmayacak. ‹stikrarl› hükümet iliflkileri dönemleri bitti. AB Anayasas›na yönelik, Fransa ve Hollanda’da gerçekleflen “hay›r”la birlikte tüm Avrupa projesi bir krize sürüklendi. Bu da tabi ki, Almanya’daki siyasal krizi de epeyce derinlefltirdi. SPD seçmenlerinin art›k oy vermemesi, rüzgar›n CDU’dan yana esti¤i anlam›na gelmiyor. Sonuçta NRW’deki eyalet seçimlerine kat›lmayanlar›n oran› yaklafl›k % 40’d›. Bu da
seçime kat›lmayanlar›n ço¤unun siyasal tercihlerden kaynakl› bunu yapt›¤›n› göstermektedir, apolitik olduklar›ndan kaynakl› de¤il. Bu dönemde iflçive halk hareketi mücadeleleri belirgin bir biçimde yükselmektedir. Geçen Cuma 5 bin kad›n ve erkek çal›flan, daha yüksek maafl ve ücret için eylem yapt›lar. Hemer ve Lahr’daki firma Grohe’de, iflyerinin kapat›laca¤›n›n bildirilmesi karfl›s›nda- k›smen kendili¤inden, yani reformist sendikal bürokrasinin iradesi d›fl›nda ve onlars›z örgütlenmifl olan kitlesel bir eylem gerçekleflti. Meltingen’deki DaimlerChrysler’de (Stuttgart yak›nlar›nda) mücadeleci bir içeri¤e sahip, büyük tart›flmal› kat›l›mlar›n yafland›¤›, kavgal› bir iflyeri toplant›s› yap›ld›. Daimler-Chrysler’deki araba üreticileri, yeni bir mücadeleye haz›rlan›yor. Yeni bir ifl akdi ile gerçeklefltirilmesi planlanan ifl saatlerinin uzat›lmas› ve ücret kesintisi kararl› bir biçimde ret edildi. Madende aç›k bir kitlesel iflten ç›karma haz›rl›¤› yap›l›yor ve arkadafllar daha flimdiden direnifl ilan ettiler. Tüm bunlar 1 May›s 2003 den bu yana geliflen iflçi muhalefeti ve Opel Grevi üzerinden yükselmektedir.
15
26 NRW’deki yeni CDU/ FDP eyalet hükümeti an›nda flu cevab› ald›: Binlerce ö¤renci, ö¤renci harçlar›na karfl› eylem yapt›. Günümüzdeki tekelci politikalar› sürdürmeye devam eden her hükümet, kitlelerin güvenini çabucak yitirecektir.
MLPD’nin, sosyalist alternatif aç›s›ndan flu an seçimlerde rakibi yoktur. fiu anki sosyal hareketin perspektifleri do¤rultu-
- MLPD sol bir seçim ittifak›n› destekledi. Bundan ç›kan sonuç nedir? MLPD, Oskar Lafontaine’nin (eski SPD baflkan›) halk düflman› hükümete karfl› ortak mücadele temelindeki bir sol birlik önerisini memnuniyetle karfl›lad› ve bunu, dolu bir içeri¤e sahip önerilerle ele ald›. PDS baflkan› (PDS: Demokratik Sosyalizm Partisi) Bisky’nin, ciddiyetsiz, oyalay›c› bir mektubunun d›fl›nda, yank›s› s›f›r oldu. Bir cevap bile yok! Gerçek bir sol seçim ittifak›, baflka koflullar alt›nda, genifl kitleler üzerinden neo-liberal politikalar›n hayata geçirilmesine karfl› mücadelede, solun da¤›n›kl›¤›n› aflman›n iyi bir iflareti olurdu. En az›ndan bu yap›lm›fl olurdu. Ama, MLPD’nin duruflu ve kat›l›m› bilinçli olarak s›n›rlan›rsa, bundan anlafl›lmas› gereken fley, devrimci sola dönük bilinçli bir ayr›flma çizgisinin gerçeklefltirilmesidir. Marksist-Leninistlerin içinde yer almad›¤› bir sol liste, bana göre forveti olmayan bir futbol tak›m›na benzer. Bir sol seçim ittifak›, PDS parti önderlerinin ve WASG (WASG: Sosyal Adalet Seçim ‹nisiyatifi)’nin kalem oynat›c›l›¤›nda, yeni bir sol reformist partinin kurulmas›na dönüfltü. Normal koflullarda, bir araya gelmeden önce ilk aç›kl›k getirilmesi gereken fley olan programatik birliktelik, tamamen devre d›fl› b›rak›ld›. Almanya’da, reformist k›r›k-dökük y›¤›n›n›n enkaz› üzerine infla edilecek sol reformist bir partiye ihtiyac›m›z yokturayn› flekilde, sosyal Pazar ekonomisi aldatmacas› üzerinde yükselen Schröder öncesinin SPD’si yeniden yaflam bulmas›n. ‹flçi s›n›f›n›n ve genifl kitlelerin yeni bir toplumsal perspektife ihtiyac› var! Ve bu ise sadece, gerçek sosyalizmi hedefleyen devrimci bir hareket olabilir! - MLPD tek bafl›na m› aday olmak istiyor? Zaman›n dar olmas›ndan ve hepsinden önemlisi de, politik durumdan kaynakl› tek bafl›na (ba¤›ms›z) adayl›k için karar vermek zorunda kald›k. Partinin yap›s› aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, bu tabi ki bir avantaj, çünkü
15-28 Temmuz 2005
16 eyaletinde, 360 do¤rudan aday listesi ç›karmak gibi bir ifl baflar›ld›. ‹mza toplamaya bafllad›k, seçim izni için 40 bin imza zorunlulu¤u olmas›, büyük bir anti-demokratik seçim engelidir. Bizi desteklemek isteyenler MLPD/Aç›k listesinde bizimle birlikte çal›flabilirler ve tabii ki ba¤›fl yapabilirler veya K›z›l Bayrak’a (Rote Fahne; MLPD’nin yay›n organ›) abone olabilirler. Gerçek sosyalizm için, parlamento seçimleri ba¤lam›nda gerçekleflen muhalefet hareketi baflar›l› oldu. fiunu da özellikle
sunda bir mücadele olacak bu: reformist ç›kmaza m› geri gidecek, yoksa ileriye, sosyalizme do¤ru mu? Üyelerimiz ve dostlar›m›z bu muazzam görevden kaynakl› kendilerini meydan okumaya teflvik edilmifl hissediyorlar ve muazzam inisiyatifler gelifltiriyorlar. Çok k›sa bir sürede, Almanya’n›n
vurgulamak isterim ki, seçim mücadelemizi mücadeleci bir muhalefetin güçlenmesine katk› sunacak biçimde örgütlüyoruz. Eyalet listelerinde, iflçi ve halk hareketi kesiminden partisiz adaylar, birçok kad›n ve erkek göçmen, ama örne¤in, PDS ve DKP üyeleri de yer almakta. Seçim mücadelemize bilinçli olarak, çeflitli ilerici hareketlerin, ilerici pozisyonlar›n›, taleplerini ve etkinliklerini de dahil etmekteyiz. Bu nedenle, göçmen örgütlenmelerinin -örne¤in AT‹F, Almanya Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu gibiMLPD/Aç›k listesini aktif olarak desteklemesini ve kendi inisiyatiflerini tafl›mas›n› memnuniyetle karfl›lar›z. Bunun nedeni sadece, bunlar›n hakl› talepleri temsil etmeleri de¤il, bilakis her fleyden önce, seçim mücadelemizin ayn› zamanda net bir biçimde flu bayra¤› göstermesidir: Proletarya enternasyonalizmi için!
MLPD’nin siyasi çizgisi ve örgütlenmesi MLPD (Almanya Marksist Leninist Partisi) yay›nlar›nda kendini flöyle tan›ml›yor: “MLPD on y›ll›k bir haz›rl›k sürecinin ard›ndan, 1982 y›l›nda kurulmufltur. Ç›k›fl noktas›, SBKP’nin 1956’da yap›lan XX. Kongresinde, Sovyetler Birli¤i’ndeki ve Do¤u Almanya’daki sosyalizme dönük gerçekleflen ihanettir. Mao Zedung’un ölümünden sonra Çin’de oldu¤u gibi, burada da parti önderleri, ekonomi ve devlet üzerindeki denetim yetersiz kalm›flt›. Bu durum ise, küçük burjuva düflünüfl tarz›n› hakim k›lmaya bafllam›fl ve bu düflünüfl tarz› yeni tip burjuvazinin geliflmesine olanak sa¤lam›flt›. MLPD’nin bundan ç›kard›¤› sonuç ise, gerçek bir sosyalizmin ancak proleter düflünüfl tarz› ile hayata geçirilebilece¤i ve korunabilece¤i idi. MLPD, Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düflüncesi’ni ya-
rat›c› bir biçimde bugünün koflullar›na uyarlamaktad›r. MLPD’nin hareket noktas›, giderek artan say›da insan›n, emperyalizmi y›kmay› ve gerçek sosyalizmi infla etmeyi kendine perspektif edinen bir enternasyonal iflçi ittifak›n›n yarat›labilece¤ini ve yarat›lmas› gerekti¤ini kavrayaca¤›d›r. Bunu yaparken ise, halks›z ve-
ya, hatta halk›n ço¤unlu¤u olmadan bir devrimin gerçekleflemeyece¤ine olan inanc›yla hareket et-
mektedir. MLPD, mücadeleci bir muhalefet yaratma düflüncesinden hareketle, emekçilerin sosyal durumlar›n› iyilefltirmek, politik hak ve özgürlüklerini korumak için verdikleri mücadelenin içinde yer almaktad›r. MLPD ve onun gençlik örgütü olan ‘‹SYAN (Rebell)’, Almanya’n›n tüm eyaletlerindeki, 450 flehir ve bölgesinde temsil edilmektedir. Üyelerinin ço¤unlu¤unu iflçiler ve s›radan memurlar oluflturmaktad›r. Üyeler içindeki kad›n oran› % 40’d›r. Partinin rotas›, aç›k elefltiriözelefltiri ortam›nda gerçekleflen seçimler ve çok yönlü denetim arac›l›¤›yla, üyelerce belirlenmektedir. MLPD’nin teorik yay›n organ›, bugüne kadar 31 say›s› ç›km›fl olan ‘Revulotionare Weg (Devrimci Yol)’dir. Kitle yay›n organ› ise, haftal›k yay›nlanan ‘Rote Fahne (K›z›l Bayrak)’dir.”
15-28 Temmuz 2005
16
26
“YAfiASIN GER‹LLA SAVAfiI!”
Aç›klama; Elimize posta kanal› ile ulaflan TKP/ML Merkezi Kitle Yay›n Organ› ‹flçi Köylü Kurtuluflu May›s 2005 say›s›ndan al›nan afla¤›daki yaz›y› güncelli¤inden dolay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Devrimimizin baflar›s› için silahl› mücadelenin do¤ru kavranmas›, gelifltirilmesi büyük önemdedir. MarksizmLeninizm-Maoizm bize proletaryan›n iktidar› ele geçirmek için silahl› mücadelenin zorunlu oldu¤unu, bu olmadan zafere eriflilemeyece¤ini ö¤retti. ‹ktidar ele geçirilmeden hiçbir fleyin proletarya lehine geliflemeyece¤ini, her fleyin sadece hayalden ibaret kalaca¤›n› da ö¤rendik. ‹ktidar› ele geçirmenin biricik yolu halk›n silahl› mücadelesini yaratmak ve gelifltirmektir. Bu olmadan faflizmi yok edemeyece¤imizin, aksine sürekli yenilgiler alaca¤›m›z›n bilincindeyiz. Bu bilinci halk kitlelerine tafl›mal› ve gelecekten beklentilerini ancak kendi elleriyle yaratabileceklerine onlar› ikna etmeliyiz. Halk kitleleri var olan gerici iktidardan kurtulmak ve kendi iktidarlar›n› yaratmak noktas›nda kesinlikle olumsuz bir yaklafl›m içinde olamazlar; sadece buna güçlerinin yetmeyece¤ini düflünürler; kendilerinin bu güce sahip olduklar›n›n fark›na varamazlar. Bütün mesele kitlelere devrimci yolu ve bu yolun geliflmeye aç›k oldu¤unu göstermektir. Ezilenler her zaman ilerici olandan yana tav›r alarak tarihin devrimci yönde ilerlemesine hizmet etmifllerdir. Günümüzde iflçi s›n›f›, yoksul köylüler, küçük burjuvazi ezilenlerin en dinamik kesimlerini oluflturmaktad›r; çünkü onlar›n bu düzenden hiçbir ç›karlar› yoktur… Onlar ö¤rendiklerinde gerçek gücün kendilerinde oldu¤unu kavrayarak birlefltiklerinde, örgütlendiklerinde, silahland›klar›nda yönelecekleri yer iktidar olacakt›r. Partimiz tam da kitlelerin bu gerçekli¤inin fark›nda olarak devrimci silahl› mücadelenin geliflip güçlenebilece¤ine inanmaktad›r. ‹ktidar mücadelesi nihayetinde iki gücün karfl›l›kl› savafl›na mecburdur. Baflkan Mao bize flunu söylemiflti: “‹ktidar›n silahl› güçle ele geçirilmesi meselenin savaflla çözülmesi, devrimin temel görevi ve en yüksek biçimidir. Bu Marksist-Leninist devrim ilkesi ev-
rensel olarak Çin için ve bütün di¤er ülkeler için geçerlidir” Biz Baflkan Mao’nun bu sözünün takipçileri olarak Türkiye’de devrimci silahl› mücadelenin gerçekleflmesi, geliflmesi u¤runa gerilla savafl›n› ›srarla savunmak, onu gelifltirmek için yo¤un bir çaba içinde olmak zorunday›z. Son y›llarda artan bir flekilde silahl› devrim mücadelelerinin “terörizm” olarak yaftaland›¤›n› duyuyoruz. Kitlelerin bilinci “terörizm” yalan›yla buland›r›lmakta ve halk›n silahl› mücadeleye olan kaç›n›lmaz e¤ilimi yok edilmek istenmektedir. ‹ktidar›n halk kitleleri taraf›ndan ele geçirilmesinin biricik yolu olan silahl› mücadelenin, burjuvalar taraf›ndan bu flekilde adland›r›lmas› flafl›rt›c› de¤ildir; bu çürümüfl demagojiyi her zaman kulland›lar; sonucu ise sadece hüsran oldu. Elbette bu demagojik propaganda etkili olmufltur ve bugün de etkili olmaktad›r. Ancak bunun nedeni devrimci silahl› mücadelenin yeterince gelifltirilmemesi, bu anlamda yap›lan hatalard›r. Nihayetinde biliyoruz ki kitleler, devrime kat›lana kadar iki karfl›t gücün etkisine aç›kt›r; aldat›lmaya aç›kt›r… Devrim gibi karfl›-devrim de kitleleri yan›na çekmek, tarafs›zlaflt›rmak için çaba harcar. Devrimci irade kitleleri devrime yönlendirirken, karfl› devrimci irade onu devrimden uzaklaflt›rmak için çaba harcar. Bugün karfl›-devrimci iradenin bu konuda görece baflar›l› oldu¤u do¤rudur. Bir baflka do¤ru da bu baflar›n›n temelsiz oldu¤u, baflar›s›zl›¤a dönüfltürülmesinin mümkün oldu¤udur. Tam da bunu yerine getirmek için partimizin silahl› mücadele ile ilgili görüfllerinin “terörizm” yaftas›na tümüyle ayk›r› oldu¤unu, partimizin “terörist” bir bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›n› ve silahl› mücadeleyi halk iktidar› için sürdü¤ümüzü ortaya koymal›y›z. Öncelikle bir yan›lsaman›n ortadan kald›r›lmas› gerekir: Kitlelerin tarih boyunca as›l olarak ilgilendi¤i sorun fliddetin kendisi olmam›flt›r. fiiddet bir flekilde toplumsal hareketlerin içinde her zaman var olmufltur. Bir kitle yürüyüflünde, bir grevde ya da toplumun kendi içindeki sorunlar›n çözümünde fliddetin bulunmad›¤›n› iddia etmek gerçeklerle tümüyle çeliflir. As›l mesele fliddetin kim taraf›ndan, kime karfl›
ve neden uyguland›¤›d›r. Halk›n tutumunu belirleyen öz budur. Tümüyle fliddete karfl› olmak, var olan fliddet gerçekli¤ini görmezden gelmek iktidarlar›n varolufl gerçekli¤ini inkar etmektir. Bu konuda herkesin bilinci aç›kt›r. fiiddet, yani terör bir gerçekliktir. Terörizm esasta, siyasal içerikten yoksun, salt nefret, intikam düzeyinde kalan, bireysel bir karaktere sahip; iktidar›n ele geçirilmesini amaçlamayan bir anarflist anlay›flt›r. Uzun bir geçmifle sahip olmas›na ra¤men terörizm, hiçbir zaman siyasal baflar›lar kazanamam›fl, güçlü bir toplumsal karakter sa¤layamam›flt›r. Çünkü bunu sa¤layacak bir bak›fl aç›s›na sahip de¤ildir. Terörizmin gücü sadece amaca ulaflm›fl eylemlerden, baflar›l› imhalardan, sabotajlardan gelir; asla kitlelere dayanan bir baflar› söz konusu olmaz. Bu nedenle görece güçlendi¤i dönemler olsa da sonucu kesin yenilgiler olmufltur. Kitlelerin terörizmden etkilenmesi ile ilgili olarak flunu unutmamak gerekti¤ini belirtmekle yetinelim: Terörizmin halk kitleleri taraf›ndan benimsenmesi genellikle zay›ft›r ve geçicidir. Yine terörizm ile ilgili önemli baflka bir saptama, kitlelerin devrimci hareketi içinde, belli dönemlerde devrimciler belli düzeylerde bu ak›mdan etkilenmifller ve uygulam›fllard›r. Ancak bu esas olarak bir çaresizlik ve zay›fl›k sonucudur. Özellikle devrimlerin ilk aflamalar›nda, elbette, daha gerilemifl halde devrimlerin ileri aflamalar›nda da siyasal ve ideolojik gerili¤in oldu¤u durumlarda terörizm bir e¤ilim olarak varl›¤›n› hissettirir. Marksizm-Leninizm-Maoizm terörizmi en temel ilkesi ile olumsuzlar; Marksist bilim, tarihin (ilk aflamas› hariç) s›n›flar savafl›m› oldu¤unu ve s›n›f mücadelesi ile ilerledi¤ini savunur. Bu tarihsel ilerleyifl kitlelerin mücadelesi ile gerçekleflir. “Tarihin motoru s›n›f savafl›m›d›r ve tarihi kitleler yapar.” Bu temel ilke terörizm ile iliflkimizi kökten keser. Aç›k ki Marksist teorinin terörizm ile iliflkisinin kökten kesik olmas›, toplumsal bir gerçeklik olan bu “canavar›n” devrimci hareketten tümüyle koptu¤unu ifade etmez. Her burjuva hastal›k gibi terörizm de devrimci hareketlerin belli süreçlerinde etkili olmufltur. Ancak, ilerleme ve Marksist teorinin yol göstericili¤i ile bunlar esas olarak afl›lm›flt›r. Lenin yoldafltan verece¤imiz aç›klamalar Marksistlerin teröre ve terörizme yaklafl›m›n›n ne oldu¤una çok belirgin bir ›fl›k tutmaktad›r: “Elbetteki biz, bireysel terörü yerinde bir davran›fl saymad›¤›m›z için
reddederiz. Oysa, büyük Frans›z Devriminin terörünü “ilke olarak” mahkum edebilen, ya da bütün dünyan›n burjuvazisi taraf›ndan kuflat›lm›fl muzaffer devrimci bir parti taraf›ndan genel olarak uygulanan terörü mahkum edebilen kimselerle Plehanov, daha 1900-1903 y›llar›nda, henüz Marksist ve devrimci iken, alay etmifl, onlar› gülünç duruma düflürmüfltür.” “Dolay›s›yla, her fleye ra¤men, fleyler ileri do¤ru hareket ederler. ‹nan›lmaz, tarif edilemez zorluklara ra¤men, kilelerin silahlanmas› ilerler. Bireysel terör, ayd›nlar›n, zay›fl›klar›n›n do¤urdu¤u bu canavar, art›k maziye kar›flm›flt›r… fiimdi art›k halkla birlikte silahl› eylemler gündemdedir. Silahl› mücadeleyi bafllatanlar, kendilerini proletaryan›n savaflanlar› ve ileri kesimlerinin bafl›na geçerek, yar›n iflçi ayaklanmas›n›n gerçekleflti¤i gün, tecrübeleri ve yi¤it cesaretleriyle binlerce, on binlerce iflçiye önderlik edecek olan halk önderlerini savafl›n ateflinde ve çeli¤inde e¤itecek; sadece sözde de¤il fiili olarak da kitleleri kendilerine temel ald›klar›nda, böyle olacakt›r. Yaflas›n halk›n devrimci ordusunu bafllatanlar!..” “Çok flükür ki, devrimci bir kale yoklu¤unun, devrimci tecrit olmufl devrimci teröristlerin bir karakter ‘haline getirdi¤i’ günler geçmifl bulunuyor. Bombalar art›k tek tek silahflörlerin bir silah› de¤il halk›n cephaneli¤inin gerekli bir ö¤esidir…” Bütün mesele kitlelerin devrim için silahlanmas› ve ‘halkla birlikte silahl› eylemlerin’ gündeme gelmesidir. Terörizmin pratik olarak afl›lmas›nda belirleyici özellik bu olmufltur.
26 Silahl› devrim mücadelesinin içerdi¤i fliddetin terörizm ile olan temel fark›n›n ne oldu¤u burada aç›kt›r. Halk›n kurtuluflunun kesinlikle devrimci fliddete ihtiyaç duymas›, iktidar savafl›n›n nihayetinde iki silahl› gücün bir savafl› olarak gerçekleflmesi yads›namaz bir gerçekliktir. Bunu yads›yanlar mevcut gerici iktidarlar›n kendilerini silahl› güçlerle korudu¤unu ya bilmiyorlar (ki mümkün de¤il) ya var olan silahl› güçlerin gerçekten “düzen koruyucu” olduklar›n› hiçe say›yorlar ya da tümüyle karfl›-devrimin y›k›lmas›na, parçalanmas›na yanaflm›yor ve onlar›n lehinde tav›r al›yorlard›r. Biliyoruz ki bu “bilmeyenler”, “hiçe sayanlar” ya da karfl›-devrim lehinde tav›r içinde olanlar her türden fliddete karfl› olduklar›n› da propaganda edip genellikle terörizm yalan›na ortak olurlar. Baz› durumlarda devlet teröründen bahsetseler de, bu kesimler için gerçek olan fley kitlelerin devrimci eyleminin kaç›n›lmaz y›k›c› özelli¤ini benimsememeleri ve karfl›devrimci iktidar›n parçalanmas›na olumsuz bakmalar›d›r. Bu durufllar›yla sonuçta karfl›-devrime hizmet ederler. Çünkü savafl›n y›k›c› özelli¤ine karfl› ç›kmak, y›k›lmas› gerekenin y›k›lmamas›n› istemekten baflka bir fley de¤ildir. Terörizm, kitlelerin devrimci mücadelesinden esas olarak silinmifltir. Tekrarlamak gerekirse bu eylemlerin kitlelerin devrimci hareketinde olumlu ya da olumsuz etkileri zay›ft›r. Esas olan fley kitlelerin devrimci yöndeki kaç›n›lmaz hareketi ve bu harekete yön verecek olan, ona önderlik eden Komünist Partilerin ve olabildi¤i ölçüde küçük burjuva partilerin kitlelere dayanan eylemleridir. Bu nedenle bir flekilde “terörizm” üzerine aç›klamalar yapan, kitleleri terörizm yalanlar›yla kendi saflar›na çekmeye çal›flan, bilinçleri buland›rmaya gayret eden tüm fikirlerin devrimci silahl› mücadeleye set çekmek amac›na dahil olduklar›n› bilmeliyiz. Devrimci savafllar›n bafllang›çlar› ve görece uzun süreli güçlenme süreçlerinde halk kitlelerinin silahlanmalar› ve silahl› mücadeleye kat›lmalar› zay›ft›r. Bu durum devrim ile karfl›-devrim aras›ndaki çeliflkinin bir özelli¤i olarak kavranmal›d›r. Bu zamanlarda eksiklikler, hatalar, baflar›s›zl›klar mümkündür. Bu süreçlerde karalamalar, kitleleri devrimden, devrimci eylemden so¤utma çabalar› bir ölçüde etkili olur. Bu durum sadece do¤ru politik çizginin ›srarl› savunusu ve prati¤i ile afl›labilir. Yine Lenin yoldafltan bir al›nt› ile bu sürece yaklafl›m›n ana özelli¤ini ortaya koyal›m: “Tecrübeden tecrübeye kofltuk, kör topal yürüyerek devrimci bir ordu oluflturmaya çal›flt›k, el yordam›yla yol ald›k ve o durumda, görevlerimizi yerine getirmenin yollar›n› arad›k ve görev aç›kt›. Bugün bu zorluklardan kurtulmufl olmaktan hala çok uza¤›z. Bafl›n-
17
15-28 Temmuz 2005
da, konuflan ancak zorluklar› yenme yollar›n› tamamen gözard› eden devrimciler gibi tamamen soyut bir flekilde hareket ettik. Do¤al olarak, bir çok kifli bizi suçlamaktad›r, hatta tüm sosyalistler ve sosyal demokratlar bugün bile, sonunu nas›l bitirece¤imizi bilemedi¤imiz bir fleye bafllad›¤›m›zdan dolay› bizleri suçluyorlar. Ancak tüm bunlar, yaflayan ölülerin saçma suçlamalar›ndan baflka bir fley de¤ildir. Devrimlerin en büyü¤ünü yapmaya, onu sonuna kadar nas›l yürütece¤imizi önceden bilerek bafllamam›z nas›l mümkün olabilirdi? Hay›r, kararlar›m›z, yaln›zca kitlelerin tecrübesinin içerisinden yükselebilirdi.” Silahl› mücadelenin koflullar› üzerine aç›l›mlar yapmak bu yaz› için çok gerekli de¤ildir; flununla yetinelim: Fa-
çizmektedir: “Di¤er yandan, köylük bölgelerdeki faaliyetimizin muhtevas› ve biçimi, fiafak revizyonizminden ayr›ld›¤›m›zdan beri h›zla de¤iflmifltir. ‘Bar›flç›’ propaganda ve ajitasyonun yerini silahl› mücadele biçimleri, silahl› propaganda ve ajitasyon metodlar› alm›flt›r. Ayr›ca, hakim s›n›flar›n genel olarak devrimci faaliyetlere karfl›, özel olarak köylük bölgelerdeki devrimci faaliyetlere karfl› tutumu da son derece de¤iflmifltir. Hakim s›n›flar, köylük bölgelerde devrimci faaliyetlere meydan vermemek, mevcut faaliyetleri yoketmek için azg›n sald›r›lara giriflmektedirler. Ufak bir ihbar üzerine büyük birlikleri harekete geçirmektedirler. Bir veya birkaç kiflinin üzerine yüzlerce, binlerce askerle gitmektedirler. Bu sebeple ‘ba-
flizm koflullar›nda, yar›-sömürge bir ülkede devrimin objektif flartlar› esas olarak vard›r. Ancak bu, savafla etkin bir haz›rl›¤›, halk kitlelerinin savafl hakk›ndaki bilinçlerinin a盤a ç›kar›lmas› ve do¤ru bir yönelimde gelifltirilmesi gere¤ini, Lenin yoldafl›n belirtti¤i gibi “kararlar›m›z, yaln›zca kitlelerin tecrübesinin içerisinden yükselebilirdi” anlay›fl›n› ve burada özellikle belirtmek gerekir ki Marksist savafl tarihinin ve düflman›n savafl tecrübesinin elde edilmesi zorunlulu¤unu ortadan kald›rmaz. Kendimizi tümüyle savafla haz›r hale getirmedi¤imiz durumda yenilgilerimizin kavranmas› da mümkün de¤ildir. Kendimizi savafla her bak›mdan koflullamad›¤›m›z taktirde halk kitlelerinin düflman taraf›ndan karart›lm›fl bilinçlerini do¤ru bir yönelimde gelifltirmemiz de imkans›zd›r. Ve yine savafl tecrübemiz karanl›klar içindeyse savafl› bafl›ndan itibaren kazanmaya muktedir bir umut (teorik düzeyde de olsa) ile gelifltirmemizi sa¤layacak birikime s›rt›m›z› çeviriyoruz demektir. Buradan varaca¤›m›z sonuç, zorunlu bir silahl› mücadele içindeyken görevlerimizi eksiksiz yerine getirme sorumlulu¤umuzun büyüklü¤üdür. Savafla haz›rl›¤› ise ancak savafl içinde gerçeklefltirmek bizim koflullar›m›zda bir zorunluluktur. ‹brahim yoldafl›n flu belirlemesi tam da bu gerçekli¤in alt›n›
r›flç›’ propaganda ve ajitasyona, özellikle köylerde imkan da kalmamaktad›r. Bu yüzden, köylük bölgelere gönderdi¤imiz kadrolar› silahland›rmak, hakim s›n›flar›n silahl› sald›r›lar›na karfl› yine silahla karfl› koyacak hale getirmek zorunday›z. Ayr›ca, tabiat›n güçlüklerle dolu flartlar› da kadrolar› silahland›rmam›z› zorunlu k›lmaktad›r.” E¤er devrimci mücadele silahl› mücadeleyi flart kofluyorsa, devrimci çal›flmalar›n düflman taraf›ndan engellenmesine karfl› durulmas› bir gereklilik ise (kimse bunu inkar edemez) o halde bafl›ndan itibaren silahl› bir örgütlenmenin gere¤ine inanmak gerekir. Bunu belirleyen objektif flartlard›r. Terörizm olarak adland›r›lan bu anlay›fl›m›z ve prati¤imiz aç›kt›r ki devrimin zorunlu bir hamlesidir. Terörizm ile hiçbir iliflkisi de yoktur. Gerilla savafl›n›, gerillalar› “terörist” olarak karfl›s›na alarak devlet, esas olarak onun devrimci özünü, kitleleri kurtulufla götürmeyi amaçlayan siyasal içeri¤ini gizlemek istemektedir. Ve yine, haks›z bir savafl sürdüren devlet bu sayede alçakça gerçeklefltirdi¤i katliamlar›n›, yoksul köylülere yönelik bask›lar›n›, gerillaya azg›nca gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar›n›, kitle eylemlerine karfl› gösterdi¤i tahammülsüzlü¤ünü aklamaya çal›flmaktad›r. 8 Mart etkinlikle-
rinde kitleye sald›r›s›na nas›l meflruluk kazand›rd›¤›n› an›msayal›m: “Terör örgütü lehine slogan att›lar”, hapishane katliam›na nas›l meflruluk kazand›rd›klar›n› unutmayal›m: “Teröristleri kendilerinden kurtard›k”, 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz’› babas› ile birlikte katleden devletin yapt›¤› aç›klamay› hat›rlayal›m: “O bir teröristti”… Dersim’de k›fl›n gerçekleflen MKP gerillalar›n›n bulundu¤u bar›na¤a yap›lan bask›nda iki gerilla sa¤ olarak ele geçirildikleri halde orada katledildiler; nedeni “terörist” olmalar›yd›… Nam›k Dursun çat›flmalarda, bask›nlarda, pusularda “sa¤ terörist” istemedi¤ini söylemekte, ölüm kararlar›n› bafltan almakta ve uygulatmaktad›r. Bu konuda faflist devlet, onun hükümeti emperyalizm taraf›ndan öne sürülen, gerçeklefltirilen politikalar› takip etmekten baflka bir fley yapm›yor. Emperyalizmin bugün dünyada geliflen devrimci savafllara terörizm yaftas›n› yap›flt›rd›¤›n› herkes bilmektedir. Üstelik bunu pervas›zca yapmaktalar. Adalet Bakan› dünya devletlerini “terörizm” hakk›nda ortak bir görüflü benimsemeye ça¤›r›rken “benim teröristime baflkas› özgürlük savaflç›s› demektedir. Bunun düzeltilmesi gerekir” demektedir. Irak direniflçilerine denilenleri hat›rlayarak faflist hükümet sözcüsünün bu anlay›fl›n› bir araya getirin, ortaya nas›l bir acizlik ç›kt›¤›n› çok net göreceksiniz. Silahl› mücadeleyi kitlelerin gözünde, Marksist-Leninist-Maoist savaflç›lar›n ret ettikleri bireyci terörle ayn›laflt›rarak sayg›nl›¤›n› zedelemeye çal›flmaktalar. “Sosyal Bar›fl”› savunduklar›n›, buna çal›flt›klar›n› söyleyerek, gerçekte yapt›klar›n› gizleyerek, “terörizm” ile mücadele ettiklerini söyleyerek halk› kand›rmaya çabalamaktad›rlar. Böylece kitleleri kendi saflar›na çekmeye ya da en az›ndan tarafs›zlaflt›rmaya gayret etmektedirler. Bu tutum emperyalizmin tutumuyla uyum içindedir. Bir taraftan karalamalarla örtülmeye çal›fl›lan devrimci mücadeleye karfl› ç›kmay› sa¤lamay› hedeflemekte di¤er taraftan katliamlar›n, devrimci çal›flmalara yönelen kanl› bask›lar›n gerçekleflmesi için zemin haz›rlamaktalar. Proletarya Partisi taraf›ndan bafllat›lan ve sürdürülen silahl› mücadele halk›n s›n›f mücadelesinin bir devam›d›r. Siyasi mücadelenin silahl› devam› olan bu savafl halk kitlelerinin deste¤ini ve kat›l›m›n› kazanacak öze ve yetene¤e sahiptir. Bunu baflar›ya ulaflt›racak çetin bir yolumuz oldu¤u do¤rudur. Bu yola girilmifltir. Bu yolun k›z›l fenerle ayd›nlat›ld›¤› gerçe¤i bizleri gerilla savafl›na sar›lmaya, onun tüm haz›rl›¤›n›n savafl içinde gerçekleflece¤ine sonsuz güven duymaya götürmektedir. Halk›m›z bu hakl› savafl›n, halk›n devrimci yöndeki ilerlemesine uyumlu savafl›n gerçek öznesidir. “Yaflas›n halk›n devrimci ordusunu bafllatanlar!”
15-28 Temmuz 2005
18
Taksim
26
Biz ço¤al›yoruz ölümlerimiz kadar, Onlar tükeniyor öldürdükleri kadar! gelifltirdi¤i sald›r› dalgas›n›n yelpazesini anlamak aç›s›ndan bir örnektir. Kuflkusuz bu sald›r›lar›n içinde özel bir önem ifade eden 17’lerin katledilmesidir. Mercan katliam›n›n ard›ndan 5 Temmuz günü Çiçekli’de ç›kan çat›flmada Özlem Eker flehit düflmüfltür. Devrim mücadelesinde önemli ve a¤›r bir kay›p olan 17’lerin katledilmesi devrim yolunda ödenen a¤›r bedelin bir ifadesidir. Gelece¤in böylesi a¤›r bedelle-
Ankara Egemenlerin son dönem gelifltirdikleri ve gittikçe t›rmanan sald›r›lar, ülkemiz topraklar›nda bir dizi önemli geliflme ve dönemecin yaflanmas›n› da beraberinde getirdi. Dersim Mercan’da katledilen MKP’nin flehit düflen Beflinci Genel Sekreteri Cafer Cangöz’ün de içinde bulundu¤u önder kadro ve savaflç›s› 17 devrimcinin katledilmesi günümüz aç›s›ndan tarihsel bir dönemeci ifade etti¤i gibi, devletin devrimci ve komünistlere yönelik t›rmand›rd›¤› sald›r›lar›n›n boyutunun anlafl›lmas› ve görülmesi anlam›nda da oldukça önemlidir. Aylard›r T. Kürdistan›’nda süren askeri operasyonlar, gerillaya yönelik yürütülen kapsaml› imha hedefli operasyonlar›n yan› s›ra, getirilen uygulamalarla OHAL koflullar›n›n yeniden uygulanmas› hedefi, köylülere yönelik sald›r›lar ve demokratik kurumlara ve kiflilere yönelik artan bask› ve tehditler son aylarda ülke kamuoyuna yans›yan önemli geliflmelerdir. Devletin t›rmand›rd›¤› bu sald›r› dalgas›n›n anlafl›lmas›n›n di¤er bir boyutunu ifade eden geliflme de Adalet Bakanl›¤› binas› önünde canl› yay›nda katledilen Eyüp Beyaz’›n infaz›d›r. Yap›lan çekimlerin televizyon kanallar›na an›nda yans›t›larak an an izletilen infaz, yaflanan geliflmeler aç›s›ndan yine önemle üzerinde durulmas› gereken bir geliflmedir. Ard›ndan cenazede TAYAD’a yönelik Kars’ta jandarma destekli sivil faflist sald›r› gelifltirilen sald›r›lar›n bir parças›d›r. Bu geliflmelerin yafland›¤› günlerde ‹HD Bingöl fiubesine yap›lan sald›r› duyuldu. Ve bunu takip eden günlerde Gündem gazetesinde itirafç› Abdülkadir Aygan’›n ifadeleri yer almaya bafllad›. T. Kürdistan’›nda gerçeklefltirilen “faili meçhul” cinayetlerle ilgili konuflan Aygan, ayn› zamanda bugüne kadar katledilmeleri konusunda hiçbir aç›klama yapmayan devletin bu katliamlar›n bizzat sorumlusu oldu¤u gerçe¤ini de bir kez daha kan›tlanm›fl oldu. Aylard›r Dersim ve T. Kürdistan›’n›n di¤er illerinde binlerce askerin kat›l›m› ile süren askeri operasyonlar sonucu yüzün üzerinde gerillan›n flehit düflmesinin yan› s›ra, gerilla cenazelerine yap›lan iflkence ise gelenekselleflmifl devlet politikas›n›n yan› s›ra bu süreçte halka yönelik tafl›d›¤› mesajlar boyutuyla farkl› bir anlam da tafl›maktad›r. Ailelerine bedenleri iflkence edilmifl bir flekilde teslim edilen gerilla cenazeleri, kullan›lan a¤›r silahlar›n da etkisiyle tan›nmayacak duruma getirilmifltir. Gerillaya yönelik gerçeklefltirilen ve devam ettirilmesi planlanan bu operasyonlar›n, bu dönemde bu denli yo¤unlaflt›r›lmas› ve devam ettirilmesi egemenlerin içinde bulun-
du¤u durumun bir sonucudur. Her alanda ciddi boyutlarda s›k›flm›fll›k içinde bulunan egemenler, yaflad›klar› bu t›kan›kl›¤›n bir sonucu olarak baflta halk›n örgütlü öncü güçlerine ve bunlar›n içinde de özellikle gerilla mücadelesi yürüten güçlere ve genifl emekçi kesimlere yönelik kapsaml› sald›r›lar›n› sürdürüyor. Özellefltirme sald›r›s› ile iflçi s›n›f›na yönelen kapsaml› sald›r›n›n bir sonucu olarak geliflecek toplumsal muhalefetin korkusu ile birlikte yap›lan tehditkar aç›klamalar ise yaflanan bu korkunun bast›r›lmas›na yönelik çabalardan baflka bir fley de¤ildir. R. T. Erdo¤an’›n bir süre önce yapt›¤› “kimse bizden operasyonlar› durdurmam›z› istemesin ve beklemesin” aç›klamas› ise devlet aç›s›ndan korkunun as›l kayna¤›n› göstermektedir. AB sürecinde girilen ç›kmaz, ABD’den al›nan talimatlar ve bunun yan› s›ra IMF’nin belirledi¤i ekonomik politikalar›n yaflama geçirilmesi zorunlulu¤u gibi temel geliflmeler ve tüm bu hedeflerin yerine getirilmesi sürecinde devletin önüne ç›kan engeller ve bunlar›n bir yans›mas› olarak artan sald›r› ve gözda¤›, sürece damgas›n› vuran devlet politikas› olarak yaflanmaktad›r. Bir devlet politikas› olan yarg›s›z infaz ve bu politikan›n bu dönem aç›s›ndan Eyüp Beyaz flahs›nda uygulanmas› ve bunun fütursuz bir flekilde milyonlar›n gözünün içine baka baka yap›lmas› kitlelere yönelik oldukça aç›k mesajlar tafl›maktad›r. Bayrak histerisinin ard›ndan flaha kald›r›lan sivil faflist sald›r›lar›n devam› niteli¤inde medya destekli “teröristlerin sahiplenicisi” olarak teflhir edilen ve bir anlamda hedef olarak gösterilen TAYAD’a yönelik bu sald›r›y› demokratik kitle örgütlerine yönelik gerçeklefltirilen bir sald›r› olarak alg›lamak ve de¤erlendirmek gerekir. K›sa bir süre önce Samsun, Adana ve Ankara’da, Dersim’de MKP gerillalar›n›n cenazelerine kat›ld›klar› ya da katliam› protesto ettikleri gerekçesiyle devrimci, sosyalist bas›n ve demokratik kurum çal›flanlar›n›n yan›s›ra okurlar›n evleri bas›larak insanlar gözalt›na al›nm›fl ve tutuklanarak hapishanelere konulmufltur. Bundan k›sa bir süre önce de 1 May›s mitinglerine kat›lan kitlelere yönelik operasyonlar ve tutuklamalar yaflanm›flt›r. Bu, geliflen ve geliflecek olan muhalefete bedelin gösterilmesi anlam›nda önemlidir. ‹HD Bingöl fiubesine yönelik yap›lan sald›r› ve bu sald›r›dan k›sa bir süre önce Dersim’de HPG gerillalar›n›n yapt›¤› sald›r› sonucu tahrip edilen arac›n merkeze çekilerek ‹HD’nin ve di¤er demokratik kurumlar›n teflhir edilmesi ve hedef gösterilmesi devletin
rin üzerine kurulu oldu¤u bir gerçektir. Ancak bu gerçe¤in onlar›n gidiflleri ile birlikte yüreklerimizde açt›klar› yaran›n derinli¤ini ve büyüklü¤ünü hafifletmedi¤i de yine ayr› bir gerçek. Onlar›n b›rakt›klar› devrim davas›na sahip ç›kmak ve bu davay› büyütmek önemlidir. O anlamda omuzlardaki yükün a¤›rl›¤› yürüyüflümüzü hantallaflt›r›p, a¤›rlaflt›rmamal› aksine h›zland›rmal›d›r. 17’lerin cenaze törenlerinde ve ard›ndan geliflen süreçte gösterilen devrimci dayan›flma bu süreçte yarat›lan önemli de¤erlerden biridir. Bunu büyütmeli ve yükseltmeliyiz. Düflman›n pervas›zca t›rmand›rd›¤› sald›r›lar karfl›s›nda bu süreçte yarat›lan en genifl birliktelikler ve ortak hareket sald›r›lar›n püskürtülmesinde önemli bir rol oynayacakt›r. Di¤er bir önemli nokta ise sald›r› yelpazesinin oldukça genifl tutuldu¤u bu süreçte tüm demokratik güçlerin ortak hareketini sa¤lamak ve bu anlamda sald›r›ya karfl› direnifl cephesini oldukça genifl tutmakt›r. Bu süreçte sergilenecek tutum kuflkusuz devrimcilerin ortak hareketi temel perspektifi ile sald›r›ya u¤rayan tüm güçlerin ortak hareketinin sa¤lanmas› yönlü olmal›d›r. Uzaklaflt›r›c› ve eylem birliklerini darlaflt›r›c› tutumlardan özenle kaç›narak, karfl›m›za ç›kacak tüm olumsuz yaklafl›m ve tutumlara ra¤men birlikteli¤i genifl tutma perspektifini temel almal› ve bu do¤rultuda hareket etmeliyiz. 17’lerin cenaze törenlerinde gösterilen duyarl›l›k tüm gerilla cenazeleri ve tüm katliamlar›n karfl›s›nda sergilenmesi ve büyütülmesi gereken tutum olarak benimsenmelidir. “Gelin bizi de tutuklay›n” 29 Haziran 2005 tarihinde Saat 12:30’da Taksim Meydan›’nda bir araya gelen 100’ü aflk›n kitle son süreçte yaflanan, artan devlet terörünü protesto etti. “Sald›r›lar, bask›lar, tutuklamalar bizi y›ld›ramaz” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Devlet terörüne son”, “Devrimci irade teslim al›namaz” vb. dövizler tafl›nd›. HÖC, Partizan, BDSP, DHP, ESP, Mücadele Birli¤i, Kald›raç, ‹flçi Mücadelesi, EMP, Devrim Dergisi, D. Hareket, HKM, SDP, Devrimci Durufl, HKP, Toplumsal Özgürlük Partisi ve Ürün
Sosyalist Dergisi’nin bir araya gelerek yapt›¤› protesto eylemine ÇHD de destek verdi. Aç›klamay› okuyan Gözde fiahin’in; ülkenin dört bir yan›nda yaflanan gözalt›, tutuklama ve katliamlara de¤inerek tüm devrimci-demokrat, kendisine insan›m diyen herkesi devlet terörüne karfl› ç›kmaya, de¤erleri sahiplenmeye ça¤›rd›. Çevik Kuvvet’in y›¤›nak yapt›¤› aç›klama kitlenin coflkulu sloganlar›yla sona erdirildi. Eyüp Beyaz’›n katilleri yarg›lans›n! Tecriti protesto etmek için Ankara’da Adalet Bakanl›¤› binas›na, üzerine yerlefltirdi¤i bombayla girmek isteyen Eyüp Beyaz X-Ray cihaz›ndan geçerken fark edilerek elleri kelepçelendi. Bakanl›ktaki ‘güvenlik’ görevlileri taraf›ndan ça¤r›lan bomba imha ekipleri beklenirken bir bofllukta kaçarak bombay› patlatmak isteyen Beyaz, Özel Harekat Timi ve polislerin açt›¤› atefl sonucu, önce yaraland›. Yaralanmas›yla tatmin olmayan TC’nin kolluk kuvvetleri Beyaz ‘etkisiz’ hale geldi¤i halde kafas›na hedef alarak Beyaz’› katletti. Cenazeyi almak için Ankara’ya giden TAYAD’l›lar› yasad›fl› örgüt militanlar› olarak gösterip ortam› gerginlefltirmeye hatta Mersin Newroz kutlamalar› sonras›nda Trabzon’da yaflanan sald›r›n›n benzeri bir provokasyona zemin oluflturmaya çal›flan jandarma, Kars’ta bu amac›na k›smen ulaflt›. Beyaz’›n topra¤a verildi¤i köyün nüfusundan fazla olan bir güruh taraf›ndan TAYAD’l›lara sald›r›lmas› ve arabalar›n›n camlar›n›n k›r›lmas› “halk›n teröristlere karfl› öfkesi” olarak gösterilirken sivil faflistlerin sald›r›lar› da meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›. 1 Temmuz’da yaflanan bu katliam saniye saniye televizyonlarda gösterilerek Türk polisinin “teröristlere” karfl› amans›z mücadelelerinde kazand›¤› yeni bir “zafer” olarak alk›fllarla sunuldu. Katliam› bizzat gerçeklefltirenler tebrik edilerek soruflturma dahi aç›lmazken bu katliamla birlikte devlet, özellikle son süreçte art›k gizlemeye bile gerek duymad›¤› katliamc› yüzünü bir kez daha sergiledi. MKP/HKO’nun 17 önder kadro ve savaflç›s›n› katletti¤inde medyay› kullanarak kendisini hakl› ve meflru gösterme çabas›, Beyaz’›n katlinin ard›ndan da devam ederek kitlelerin can güvenli¤ini sa¤lama görüntüsü vermeye çal›flt›. Beyaz’›n ailesinin geri yönlerini, devlete olan “güvenini” de bu propagandan›n bir parças› yaparak devrimci mücadele yürüten insanlar›n/örgütlerin, gençlerin “beynini y›kayarak” onlar› nas›l kendi ülkelerinin “düflman›” haline getirdi¤i, bu olaydan herkesin kendisine bir ders ç›karmas› gerekti¤i yönlü aç›klamalar›n› Adalet Bakan› Cemil Çiçek’in a¤z›ndan bir kez daha dillendirdi. Bu aç›klamalarda verilen mesaj› devrimci, demokrat, yurtsever, ilerici kamuoyuna, emekçi halk kitlelerine devletin büyüklü¤ünü ve bafla ç›k›lmazl›¤›n› göstermek ve bundan önce oldu¤u gibi bundan sonra da karfl›s›nda yer alanlar›n da benzer yöntemlerle “imha edilece¤i” uyar›s› olarak alg›lamalar›n› sa¤lamakt›. K›smen etkili de olsa y›llard›r yap›lan bu yönlü propagandalar halk›n gözünde, iflsizli¤in, yoksullu¤un, açl›¤›n giderek derinleflmesi karfl›s›nda etkisini yitirmektedir.
26
19
Eylem “fiehid nam›r›n”, “Devlet terörüne Dolay›s›yla ne kitlelerin devrimcilere olan güveni yok edilebildi, ne de devrimciler. karfl› mücadeleye”, “Gözalt›lar tutuklamalar Emekçi halk kitlelerinin hakl› mücadelesinde bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n›n at›l(‹zmir) öncü görevini üstlenen devrimcilerin cenaze- mas› ile sona erdi. lerini sahiplenmesini de hiçbir zaman engelBask›lara karfl› birleflelim leyememifltir. 17’lerin cenazelerinden hemen Son günlerde artan faflist sald›r›lara, bassonra cenazeye kat›lanlar› tutuklayarak halk›n flehitleri sahiplenmesini engelleyemedi¤i k›lara ve provokasyonlara karfl› Yüksel Cadgibi Eyüp Beyaz’›n cenazesine sahip ç›k›l- desi’nde eylem düzenlendi. mas›n› da tüm çabalar›na karfl›n yine engelleyememifltir. Gerek Ankara’da ‹zmir gerekse Kars’ta yaflananlar bunu örneklendirirken, katliam›n ard›ndan Türkiye’nin çeflitli illerinde yap›lan protesto eylemleri, yürüyüfller ve suç duyurular›yla Eyüp Beyaz’›n tüm Türkiye’nin gözü önünde hunharca katledilmesi teflhir edildi. Özel Harekat Timleri ve polisler taraf›ndan katledilen Eyüp Beyaz’›n katillerinin yarg›lanmas›n› isteyen HÖC 4 Temmuz günü Sultanahmet Adliye‹HD, ÇHD, DEHAP, EMEP, SDP, ESP, si’nde Baflbakan R. T. Erdo¤an, Adalet Bakan› C. Çiçek, Ankara ‹l Emniyet Müdürü DHP, HÖC, Al›nteri, Kurtulufl, BES 1 No’lu G. Ayd›ner ve katliam› gerçeklefltirenler hak- fiube taraf›ndan örgütlenen eylemde “Katliamlara, faflist sald›r›lara, provokasyonlara k›nda suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet Park›’nda toplanan HÖC, karfl› birleflelim” pankart› aç›ld›. 2 Temmuz DHP, ESP, SODAP, EHP, HKM, Kald›raç, günü saat 12:30’da Yüksel Caddesi’nde topP.D. Durufl, D. Hareket, M. Birli¤i ve Parti- lanan kitle “Faflizme karfl› omuz omuza”, zan Eyüp Beyaz’›n milyonlarca insan›n sani- “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n› ye saniye izledi¤i katlinin sorumlular›n›n atarak Sakarya Caddesi’ne yürüdüler. Bir yarg›lanmas›n› istedi. “Eyüp Beyaz’›n katil- gün önce Baflbakanl›k önünde katledilen leri yarg›lans›n” pankart›n› açarak bas›n aç›k- Eyüp Beyaz’›n resimlerini de tafl›yan kitle lamas› yapan yaklafl›k 100 kifli “Bedel öde- “Eyüp Beyaz ölümsüzdür” slogan›n› da haydik bedel ödetece¤iz”, “Yaflas›n devrimci da- k›rd›. Ankara, Adana, Tekirda¤’daki gözalt›yan›flma” sloganlar›yla Sultanahmet Adliye- lar› ve 17 MKP’li’nin katledilmesini protesto si’ne yöneldi. Polis yolu kapatarak kitlenin eden kitle bask›lara sessiz kalmayacaklar›n› Adliye önünde toplanmas›n› engellemeye çal›fl›rken kitle bulundu¤u yerde aç›klamay› yapt›. Aç›klaman›n ard›ndan Beyaz’›n cenazesine kat›lan TAYAD’l›lar Ankara’da yaflad›klar›n› ve Ardahan’da polisin ve jandarman›n yönlendirmesiyle çevreden toplanm›fl sivil faflistlerin kendilerine tafl ve sopalarla nas›l sald›rd›¤›n› anlatt›. Suç duyurusunun ard›ndan kitle sloganlarla da¤›ld›. (‹stanbul)
da hayk›rd›lar.
15-28 Temmuz 2005 (Ankara)
“Katliamlar, gözalt›lar, tutuklamalar bizi y›ld›ramaz!” 1 May›s sonras› yaflanan gözalt›lar ve tutuklamalar› protesto etmek için her Pazar yap›lan oturma eyleminin 3 Temmuz’da yap›lan›nda birçok ilde yaflanan gözalt›, tutuklama ve katliamlar protesto edildi. Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde gerçeklefltirilen oturma eyleminde yap›lan bas›n aç›klamas›nda “Sermaye sald›r›lar›n› her alanda art›rarak sürdürüyor. Katliamlar, gözalt›lar, tutuklamalar, bask› ve devlet terörü bizleri y›ld›ramad› ve y›ld›ramayacakt›r” denildi. * 10 Temmuz’da dördüncüsü yap›lan oturma eyleminde de çeflitli konuflmalar yap›larak 1 May›s tutsaklar›n›n serbest b›rak›lmas› istendi. Ayr›ca 9-10 Temmuz günü “1 May›s tutsaklar›na özgürlük” Partizan, HÖC, ESP, BDSP, Al›nteri imzal› pankartlar trafi¤in yo¤un oldu¤u Davut Ç›nar, Çatal F›r›n, Beflyol, Araba Yata¤› üst geçitlerine as›lm›flt›r. * 11 Temmuz’da yap›lan mahkemede tutuklu ESP’liler serbest b›rak›ld› . (Bursa) ÇHD: “Yarg›s›z infazlar›n takipçisi olaca¤›z!” 7 Temmuz Perflembe günü ‹stanbul Sultanahmet Adliyesi önünde bir araya gelen ÇHD (Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i) üyesi avukatlar, son dönemlerde giderek artan yarg›s›z infazlar› ve katliamlar› protesto ettiler. Saat 12:00’de Adliye binas› önünde toplanan ÇHD’li avukatlar ad›na bas›n aç›kla-
mas›n› ÇHD ‹stanbul fiubesi Yönetim Kurulu Üyesi P›nar Akbina okudu. Akbina, Eyüp Beyaz’›n katledilmesine de de¤inerek “Böyle bir eylemin istihbarat›n›n al›nd›¤› aç›kland›¤›na göre, kollu¤un bu sonucu da ‘istemifl veya yaratm›fl’ oldu¤u anlafl›lmaktad›r” dedi. Resmi aç›klamalardaki biçimiyle bile afl›r› güç kullan›m› ve yarg›s›z infaz olan bu olay›n sorumlular›n›n hükümet yetkililerince büyük bir heyecanla kutlanmas›n›n, kolluk güçlerinin bu e¤iliminin arkas›nda bir devlet ve hükümet iradesi oldu¤unu gösterdi¤ini belirten Akbina, Dersim Mercan’da katledilen 17 devrimcinin a¤›r bombard›man ile öldürülmesinin ve delil olan giysilerinin yok edilmesinin, asgari hukuk kurallar›n›n bile iflletilmedi¤inin bir göstergesi oldu¤unun alt›n› çizdi. Yetkilileri kolluk güçlerini yasal ve hukuki s›n›rlar içine çekmek için acil önlem almaya ça¤›ran ÇHD’li avukatlar›n bas›n aç›klamas› alk›fllarla son buldu. (‹stanbul) HÖC’den aç›klama: “‹ktidar katletmeye devam ediyor” Mersin Haklar ve Özgürlükler Derne¤i 5 Temmuz Sal› günü saat 12:30’da Taflbina önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak Eyüp Beyaz’›n katledilmesini k›nad›. Aç›klamay› HÖC ad›na Cihan Güler yapt›. Güler, devletin kollar› arkadan kelepçeli birini katletmesinin “görevinin yakalamak de¤il, katletmek oldu¤unu” gösterdi¤ini vurgulad›. Eylemde “Eyüp Beyaz ölümsüzdür” pankart› ve çeflitli dövizler tafl›n›rken, kitle s›k s›k “Halk›z hakl›y›z kazanaca¤›z” slogan›n› att›. (Mersin)
Faflist Kemalist diktatörlü¤ün korkusu olmaya devam edece¤iz!
Devlet terörüne karfl› birleflelim! DHP, ESP, BDSP, HÖC, Devrimci Hareket, Partizan, HKP, Mücadele Birli¤i Platformu Kemeralt› giriflinde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile devletin sürdürdü¤ü operasyonlar› protesto etti. Konak Adliyesi arkas›nda bir araya gelen kitle, “Devlet terörü ve katliamlara karfl› mücadeleye” yaz›l› pankart ve “Mercan flehitleri ölümsüzdür” ve “‹flte vahflet, iflte katliam” yaz›l› Mercan Vadisi flehitlerinin ve Eyüp Beyaz’›n resimlerini tafl›d›. Adliye arkas›nda toplanan yaklafl›k 150 kifli, “Katil devlet hesap verecek”, “Eyüp Beyaz ölümsüzdür”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› eflli¤inde Kemeralt› girifline kadar yürüdü. Kemeralt› girifline gelindi¤i esnada sivil polis taraf›ndan eylemcilerden birinin elinde bulunan Eyüp Beyaz’›n infaz edildi¤i an›n resminin oldu¤u döviz kaç›r›larak y›rt›ld›. Fafliste yönelen eylemcilerin önü polis kordonu ile engellendi. Provokasyon, “Devlet terörüne karfl› mücadeleye”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› ile yan›tland›. Aç›klama öncesinde 17’ler, Eyüp Beyaz ve son sald›r›larda yaflam›n› yitiren tüm devrim flehitleri an›s›na sayg› duruflu yap›ld›. Kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› Bayram ‹çlek yapt›.
Partizan 3 Temmuz Pazar günü saat 13.00’te Kartal Meydan›’nda yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda faflist Kemalist diktatörlü¤ün Dersim Mercan’da katletti¤i 17 MKP kadrosu ve savaflç›s›n› and› ve MKP’lilerin cenazelerinin kitlesel sahiplenilmesinin ard›ndan devletin bafllatt›¤› gözalt› ve tutuklama sald›r›lar›n› protesto etti. Saat 12:45’te Kartal Postanesi önünde toplanan kitle “17’ler ölmedi kavgam›zda yafl›yor” pankart›; “Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Maoizm”, “Yaflas›n Halk Savafl›”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür” vb. dövizler Mao ile ‹brahim Kaypakkaya’n›n resimlerinin bulundu¤u flamalar tafl›nd›. “Gerillalar ölmez yaflas›n Halk Savafl›”, “Gözalt›lar, tutuklamalar, bask›lar bizleri y›ld›ramaz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar›n› atan kitle yürüyüfle geçti. Gündo¤du
marfl›yla Kartal Meydan›’na girilirken burada Partizan ad›na bas›na ve kamuoyuna bir aç›klama yap›ld›. Aç›klamada “Faflist Kemalist diktatörlü¤ün 17 Haziran’da Dersim-Mercan Vadisi’nde düzenledi¤i kapsaml› operasyon sonucu katledilen Maoist Komünist Partisi’nin 17 önder kadro ve savaflç›s›n›n direnifllerini bir kez daha selamlamak ve katliam› lanetlemek için toplanm›fl bulunuyoruz. Demokratik Halk Devrimi u¤runa can bedeli bir mücadeleyi kuflanan 17 devrim savaflç›s›n› binlerin öfkesi ve coflkulu and›yla sonsuzlu¤a u¤urlad›k. Ac›m›z derin, faflizme karfl› kinimiz ve öfkemiz ise büyüktür. Mercan Vadisi’nde 17 devrim savaflç›s›n› özel hedef olarak katleden Faflist Kemalist Diktatörlük, Van’da da gerilla cenazelerini sahiplenen Kürt halk›n›n üzerine atefl açarak Fahrettin ‹nan’› katletmifltir. Yine son olarak da Ankara’n›n göbe¤inde Adalet Bakanl›¤› önünde elleri kelepçeli olarak Eyüp Beyaz adl› devrimci tüm dünyan›n gözleri önünde katledilmifltir” dedi. Konuflman›n devam›nda “karfl› devrimin bu sald›r›lar›na karfl› duran, tepkisini ortaya koyan, sald›r›lar› teflhir eden devrimci-de-
mokratlar, ilerici insanlar, komünistler gözalt›na al›nmakta, iflkencelerden geçirilmekte, hapishanelere konulmaktad›r. Samsun’da ve Adana’da yap›lan protesto eylemlerinde aralar›nda ‹flçi- köylü gazetesi Samsun temsilcisi Dilek Kömpe ve okurlar›m›z›n da bulundu¤u onlarca kifli tutuklanarak hapishanelere konulmufltur. Yine TUYAB’l› ailelerin yapt›klar› bas›n aç›klamas›n› haber yapmak üzere giden ‹flçi-köylü gazetesi Yaz› ‹flleri Müdürü Numan Bozer ise tutuklanarak Tekirda¤ Hapishanesi’ne konulmufltur” dedi. Bas›n aç›klamas› “Mercan’da aram›zdan bedenen ayr›lan mücadelemizde daima yaflataca¤›m›z kavga dostlar›m›z, Faflist Kemalist diktatörlü¤ün korkusu olmaya devam edecektir. Onlar›n idealleriyle yo¤rulan binler silahlar›n› ve b›rakt›klar› bayra¤› mutlaka kuflanacakt›r. Buna silah elde düfltükleri topraklar, Munzur’un doruklar› tan›kt›r. Hepiniz bunun tan›¤›s›n›z! 17’ler devrim mücadelesinin bu kesitinde oynad›klar› bu rolle, yüklendikleri misyonla, yerine getirmeye çal›flt›klar› devrimci görevle, gösterdikleri yüksek cesaret ruhuyla ölümsüzlefltiler. Onlar, Demokratik Halk Devrimi mücadelesinde 17 cesaret abidesi olarak yaflayacakt›r, yaflataca¤›z” sözleriyle biterken, meydanda da kitle “Biz biz biz iflçinin köylünün yi¤it sesiyiz namluya sürülmüfl halk mermisiyiz”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Gözalt›lar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Eyüp Beyaz ölümsüzdür” vb. sloganlar›n› att›. (Kartal)
15-28 Temmuz 2005
20
26
Ruh ve eylem bütünlü¤ü siyasal bilincimizi körüklerken
Mücadelemizin yenilmezli¤ini ispatlayacakt›r... Demokratik Halk Devrimi perspektifini benimseyen, bu devrimin bugün için halk kesimleri içindeki motor gücünü oluflturan örgütlenmelerin birlik ve bütünlükleri büyük bir öneme sahiptir. Ortak anlay›fl, ortak ideolojik flekillenifl, ortak kültür ve ortak politik yönelim ancak pratik durufl ve yaklafl›mda hayat bulabilir. Demokratik Halk Devrimi perspektifi ile hareket eden örgütlülükler daha baflka bir ifade ile ülkemizde kendini Partizan olarak ifade eden bizler, çeflitli toplumsal kesimler içerisinde var olan s›n›fsal tabakalar›n çeliflkileri ve gerçekli¤i üzerinde faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. ‹flçi, köylü, flehir küçük burjuvazisi (memur, küçük esnaf, ö¤renci, çeflitli ayd›n kesimler vb.) içerisinde her kesimin kendine özgü sorunlar› göz önüne al›narak faaliyetler söz konusudur. Ortak hedef ise bu kesimleri çeflitli biçimlerde ve an›n gerçekli¤i üzerinde ortaya konulan politik yönelimle flekillendirmek ve Demokratik Halk Devrimi mücadelesinin bir parças› haline getirmektir. Bu yaz›da esas olarak sorunu darlaflt›rarak Partizan güçlerin her parças›n›n kendi d›fl›ndaki Partizan güçleriyle bir bütün oldu¤unu kavrayarak onlar›n faaliyetlerine kat›l›m›n›n, duyarl›l›¤›n›n ve katk›s›n›n önemi üzerine duraca¤›z. Sorunu basit ve “olmas› zorunlu” olan yönüyle irdelerken ve buradaki eksikli¤i a盤a ç›kar›rken genifl anlamdaki politik görevlerimizin eksiklikleri daha bir netleflecektir. Duyarl›l›k, katk› ve dayan›flma devrimci ve demokratik mücadelenin her parças›na yönelik bir zorunluluk olarak kavranmal›d›r. Bu noktada s›k›nt›m›z›n olmad›¤› düflüncesi belli bafll› pratiklerimizle ispatlanmaya çal›fl›labilir. Bu ispatlar ortaya konulurken, herhangi bir alan›n etkinli¤ine, faaliyetine, eylemine ve sorunlar›na karfl› duyarl›l›¤›m›z ve aktif bir flekilde yer al›fl›m›z örnek olarak gösterilebilir. Ancak bu kan›tlar› ortaya koyarak “sorun yok” demek bak›fl aç›m›z›, yaklafl›m›m›z› ortaya ç›karmaktad›r. Ortaya ç›kan fley ise; yüzeysellik, kaba materyalizm, daha üst düzeyde bütünlü¤ü, birli¤i tan›mlamadaki yetmezlik olacakt›r. Daha da aç›k ifade edersek idare eden, geçifltiren, sorunu görmeye meyilli olmayan bir yaklafl›ma denk düflecektir. Kimi merkezi düzeyde ele al›nan ve bütün alanlar› ilgilendiren sorunlarda daha duyarl› ve aktif bir flekilde hareket etme yönlü yaklafl›mlar sergilemekteyiz. Bunlar reddedilemez gerçeklerdir. Ancak dönem dönem bunlarda bile önemli duyars›zl›klara, pratiksizliklere de tan›k olundu¤u ayn› flekilde bir gerçektir. Bizim dayan›flma, birliktelik ve bütünlükten kast etti¤imiz fleyin bir parças›n› oluflturan bu pratiklerin esas olmad›¤›, bu pratiklerin sorunumuzu görmezden gelmemize neden olmamas› önemlidir. Çünkü bizler sürece dahil olurken temsilci düzeyinde kat›l›mlarla varl›¤›m›z› göstermekte, çal›flmalar›m›zda alanlar›m›z›n d›fl›nda geliflen sorunlar› kitleye politik bir yaklafl›mla propaganda etmemekte ve kitleyi buralara çekecek yaklafl›m sergilememekteyiz. Bu flekilde sadece belirlenen görevlerin üzerimizde yaratt›¤› bask›lanmayla sorumlulu¤umuzu bir anlamda savuflturmufl oluyoruz. Her devrimcinin ilk ald›¤› e¤itim, çeflitli devrimci faaliyetlere kat›lman›n zorunlulu¤udur. Ve bunun getirdi¤i bir “al›flkanl›k” do¤all›¤›nda faaliyetlerimizde yaflam buluyor. Esas›nda bunu bile yamal› bohça misali ele ald›¤›m›z, örgütlü bireylerimizin herbirinde bu tavr› gelifltirecek e¤itimi veremedi¤imiz de ayr›ca vurgulanmal›d›r. Genel faaliyetimizde ve buna ba¤l› olarak kitle çal›flmas›nda çeflitli toplumsal güçlerin sorunlar›na karfl› tavr›m›z esas itibariyle önemli eksiklikler tafl›maktad›r. Propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›m›zda, aktif oldu¤umuz çeflitli kurumlarda ve bir bütün devrimci faaliyetimizde bizim d›fl›m›zdaki yada alan›m›zdaki kitlenin d›fl›ndaki sorunlar› do¤ru ve
usta bir flekilde kendi öz faaliyetimizle birlefltirmekte s›k›nt› çekmekteyiz. Kitleyle bunu paylaflmak, kitleye bunu anlatmak bu sorunlar›n kendi sorunlar›yla iç içeli¤ini kavratmaya çal›flmak bizim aç›m›zdan hem bir kafa yoruflu hem bir derinli¤i hem de buradan ileri say›lacak kitleyi ay›rt etmemizi sa¤larken, kitlenin ise dar dünya görüflünden s›yr›lmas›n›, yaflama çeflitli pencerelerden bakmas›n›, çeflitli toplumsal kesimler aras›ndaki dayan›flmaya katk› sunmas›n› sa¤layaca¤› gibi hepsinden önemli olarak, çeflitli toplumsal kesimlerin mücadelelerinin ayn› hedef ve yönelimde birleflmesinin önemli bir ad›m› olacakt›r. Elbette bu, bir anda kitlenin bilinçlenece¤i ve bu bilinçle seferber edilece¤i anlam›na gelmemektedir. Burada vurgulamak istedi¤imiz nokta kitlenin harekete geçmesi yada seferber olmas› meselesinde önder olarak, yol gösteren olarak, örgütçü olarak, en ilerde duranlar olarak çal›flmalar›m›zda politikalar›m›zda nerede durdu¤umuz, nas›l durdu¤umuz, ne kadar do¤ru durdu¤umuzdur. Kitlelerin yaflant›s›n›n, dünyas›n›n d›fl›nda bir dünya oldu¤unu ve bir flekilde mücadelenin çeflitli boyutlar›yla ve farkl› arenalarda devam etti¤ini göstermek, mücadelenin bütünlü¤ünü kitlelere kavratmak ve ortak bir pratik yönelimin örgütleyicisi olabilmektir. ‹flte, kitlelerin e¤itiminde önemli bir parça olan bu nokta ço¤u zaman göz ard› edilmektedir. Alan›n sorunlar›na odaklanan bir çal›flma hatt› oluflmaktad›r. Öncelikli mesele ise devrimci süreçlerin ve halk hareketlerinin nesnel zemin üzerinde ve görevlerimizin bütünlü¤ü içinde kavranmas›d›r. Bu kavranmad›¤› sürece; tekil, alanc› ve dar bir düflünüfl; bu düflünüfle paralel dar bir faaliyet karfl›m›za ç›kacakt›r. Bu yaklafl›m›n tehlikeli bir “getirisi” olarak örgütlü bireylerin de kendi d›fl›ndaki sorunlara yönelik yaklafl›m›nda dar ve s›n›rl› bir bak›fl aç›s›n›n olufltu¤u görülecektir. Geliflim, çeflitli toplumsal kesimlerin sorunlar› ve gündemlerini alan özgülündeki sorunlarla bütünlefltirilmesiyle, ayn› zamanda yine çeflitli kesimlerin mücadelelerine kitlenin duyarl› hale getirilmesiyle yaflam bulacakt›r. Bu örgütün geliflimini, kafa yoruflunu ve niteli¤inin artmas›n› da beraberinde getirecektir. Ama ifle bafllanacak noktada ilk olarak kitleler de¤il yine biz bulunmaktay›z. Örgütlü insanlar›m›zda bu yetmezlik yay›nlar› okuyufllar›na dahi yans›maktad›r. Kendi alan› ve kendi sorunlar›na karfl› daha ilgili ama kendi d›fl›ndakine daha mesafeli olmaktad›r. Bu belli yönleriyle do¤al ve de olmas› gereken bir durumdur. Ancak bu hiç kafa yormamay› ya da ne yapabilirim’i sordurmuyorsa tehlikelidir. Tehlikelidir çünkü bu ikisi aras›ndaki mesafe araland›kça alanc›l›k, bölgecilik kaç›n›lmaz olarak yaflanacakt›r. Yani kitleleri e¤itemedi¤imiz gibi kendimizde de tehlikeli bir yaklafl›ma kap› aralam›fl olaca¤›z. Bu durum parçan›n bütündeki yerini ve s›n›f mücadelesinin eflsiz bütünleflme zorunlulu¤unu köstekleyecektir. Ortak perspektif eflsiz bir ruh ve eylem birli¤i ile ancak somuta dökülür. Bir yerlerden beklenti içinde olmamak, söylenmeden yapmama, harekete geçmeme al›flkanl›¤›ndan kurtulmal›y›z. Çeflitli toplumsal geliflmelere duyarl› olmay› ve buradan kendimize mutlaka pay-görev ç›karmay› zorunlu bir görev olarak alg›lamal›y›z. Ayn› flekilde çeflitli örgütlenmelerimizin yönelimini s›k› bir flekilde takip etmeli, onlar›n yönelimini kuvvetlendirecek ayn› zamanda kendi özgün yönelimimizi besleyecek bir içerikte ele almal›y›z. Yönelimde ve prati¤in uygulanmas›nda ortakl›¤›n, birlikteli¤in sa¤lanmas› ancak öncü, örgütleyici gücün kendi içinde eflgüdümü, uyumu ve ortak yaklafl›m› ile sa¤lanabilir. Bu sa¤lanamad›¤› sürece; politik birliktelik örgütsel görevlere/birlikteli¤e aktar›lamad›¤› sürece; bahsetti¤imiz darl›k ve kopukluk yaflam bulmaya devam edecektir. Geçmiflten bugüne tafl›nan ve halen a¤›rl›¤› hissedilen bir sorun olarak, gençlik çal›flmalar› ile di¤er Partizan güçle-
rin çal›flmas›n›n ele al›n›fl›nda yaflanan kopukluk, duyars›zl›k ve darl›k bunlardan en göze batan›d›r. Bu, di¤er çal›flmalardaki dayan›flma, bütünleflme ve ortak hareket ediflten daha kapsaml› bir sorun olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bunun en birinci nedeni gençlik çal›flmas›n›n ve örgütlenmesinin özgün yanlar›n› kavrayamamak olarak görmekle birlikte yine yukar›da bahsetti¤imiz politik ve ideolojik nedenler de bir parças›n› oluflturmaktad›r. Ortak alan ve bölgelerde ayr› ayr› örgütsel faaliyetler içersinde olmak gençli¤in özgün yanlar›n›n getirdi¤i bir örgütsel çal›flman›n zorunlulu¤u; bu yaklafl›mlar›n ve pratiklerin yaflanmas›na neden olmaktad›r. Bu; çözülebilir sorunlar› ertelemekle, karfl›l›kl› “tepkisellikleri” do¤urmakla birlikte karfl›l›kl› olarak çal›flmalarda bir duyars›zl›¤›n ve umursamazl›¤›n da yaflanmas›na neden olmaktad›r. Her fleyden önce belirtmek gerekir ki gençlik çal›flmalar› demokratik halk devriminin bir parças› olan bu devrime önderlik eden örgütlenmenin, yani proletarya partisinin önderli¤inde ve yönlendirmesinde yürütülen özerk ve özgün bir yap›ya ve çal›flmaya sahiptir. Ancak bu proletarya partisinin çeflitli alanlardaki örgütlenmelerinden ve çal›flmalar›ndan kopuk ele al›nmas› gerekti¤i anlam›na gelmiyor. Sadece örgütsel bir ayr›fl›m ve düzenleme söz konusudur. Bu durum ise tamamen özgünlü¤ün getirdi¤i bir zorunluluk/bir sonuç olarak görülmelidir. Ancak ideolojik ve politik yaklafl›m bir ve ayn›d›r. Temel yönelim ve amaç bir ve ayn›d›r. Bu durum flunu getirmelidir; gençlik çal›flmalar› ve di¤er örgütlenmelerin çal›flmalar› bir birini besleyen, kuvvetlendiren ve sürekli bir dayan›flma ve bütünlük içinde olan, bu temelde üst düzeyde bir duyarl›l›k ve katk›y› gerektiren bir içerikte ve yaklafl›mda olmas›d›r. Oysa özgün örgütlenme biçimi ve düzenlemeler do¤ru kavranmad›¤› için karfl›l›kl› olarak sorunlar yaflanmaktad›r. Bu kavray›fl› tersine çevirmek gençlik faaliyeti ve di¤er örgütlenmelerin faaliyetinin bir birini beslemesini sa¤lamak ancak pratikte yaflama geçecektir. Genç yoldafllar di¤er örgütlülüklerimizin gerçeklefltirdi¤i etkinliklerin tarihine denk düflecek çal›flmalar örgütlemeye gidecek kadar bu geri kavray›fl› ve kopuk ele al›fl› yans›tabilmektedir. Elbette bu sadece örgütlenmeler aras›ndaki fark› kavrayamamakla aç›klanmamal›d›r. Buna yönelik “Örne¤in birkaç eylemi ve etkinli¤i parti örgütlülüklerinin gerçeklefltirdi¤i etkinliklerle ve Newroz eylemiyle çak›flm›flt›r. Bu planl› eylemlerin, bu takvimlere denk gelmesi ve dolayl› yollardan uyar›lmalar›na ra¤men komitemiz taraf›ndan ciddiye al›nmam›flt›r. Bu ciddiye almama elbette bir ‘alanc›’ yaklafl›m›n yans›mas› olarak de¤erlendirilmelidir. Ancak burada sorun ideolojik ve politik bir yaklafl›mda gizlidir. Bir yanda partimizin bir eylemi ya da kitlenin hareketlili¤i yaflanacak ama biz kendi bafl›m›za bir eylem yapaca¤›z. Bu en s›radan devrimcinin dahi düflmeyece¤i ve yapmayaca¤› bir eksiklik ve politik yetmezlik olarak görülmelidir. Bu anlay›fl kendini s›n›rlayan, kitlelerin d›fl›nda gören ve kendi dar dünyas›n›n d›fl›na ç›kamayan bir yaklafl›md›r.” (KG 49) Bu yaklafl›m oldukça do¤ru ve yerindedir. Genç yoldafllar›n bu sorunlar› genel bir kavray›fla dönüfltürerek bu anlay›fl temelinde ele almas› ve müdahale etmesi önemlidir. Ayn› flekilde demokratik alanlarda di¤er Partizan güçler de sorunlar yaflamaktad›r. Bu gençli¤in yay›n organ›na olan ilgisinden, gençli¤in politik yönelimine yönelik katk›dan, gerçeklefltirdi¤i etkinlik ve eylemlere yaklafl›m›na kadar genifl bir yelpazede sorunlu bir durumu a盤a ç›karmaktad›r. Oysa bu güçlerin gençlik çal›flmalar›na yönelik duyarl›l›¤› politik, ideolojik ve örgütsel katk›lar› oldukça önemlidir. Bu gençli¤in yanl›fllar›ndan daha çabuk ar›nmas›na ve bu örgütlenmelerle daha bir bütünleflmesine katk› sunacakt›r. Örne¤in bu örgütlenmelerimiz gençli¤in bir çok etkinli¤ine ya hiç kat›lma-
makta ya da dönem dönem temsilci düzeyinde kat›lmaktad›r. Oysa çal›flma yürüttükleri kesimler gençli¤in yaflad›¤› sorunlardan do¤rudan yada dolayl› olarak bire bir etkilenen kesimlerdir. Bu kesimlerin çocuklar› gençli¤in hedef kitlesidir. Bunu göz ard› ederek gençlik faaliyetlerini kendi faaliyetlerinden yal›tanlar aç›kt›r ki bütünlüklü düflünmeyen kitlelerin ortak perspektifte çeflitli düzeylerde bu sorunlardan etkilendi¤ini göz ard› eden bir yaklafl›ma düflmektedir. Yine somut bir örnek verirsek genç yoldafllar›n son süreçte örgütlemeye çal›flt›¤› “ÖSS s›nav› kald›r›ls›n” kampanyas› acaba bu örgütlerimiz taraf›ndan nas›l bir ciddiyetle ele al›nm›flt›r? Ya da buna yönelik kendi çal›flma alanlar›nda ne denli propaganda çal›flmas› yürütmüfllerdir? Elbette burada çal›flmadan kast›m›z gençlik gibi merkezine alan bir çal›flma de¤ildir. Ancak asgari oranda kitleleri bu çal›flmadan haberdar etmek, ileri olanlar› bu çal›flmalara duyarl› k›lmakt›r. Çünkü bu insanlar bu sorundan do¤rudan ya da dolayl› bir flekilde etkilenen kesimlerdir. Bu soruna yönelik kitle üzerinde asgari oranda yapaca¤›m›z çal›flmalar mutlaka etkisini gösterecektir. Ayn› flekilde bu temelde yap›lacak eyleme bu örgütlülüklerimizin geçmiflten bugüne duyars›zl›klar› genel olarak söz konusudur. Genç yoldafllar›n gerçeklefltirdi¤i eylemlere kat›lmaktan imtina edecek kadar bir duyars›zl›ktan bahsetmekteyiz. Tabi sadece bu çal›flmalara kat›l›mla s›n›rla olmayan genel bir duyars›zl›¤› da vurgulamak önemlidir. Ancak bu örnek bu kesimlerin do¤rudan etkilendi¤i sorun olmas› itibariyle çarp›c›d›r. Bu örgütlerimizin genel gençlik politikalar›na olan ilgisizli¤i kendi faaliyetlerini besleyecek yönleri dahi gözden kaç›rmalar›na neden olmaktad›r. Bu duyars›zl›k kesinlikle hofl ve mazur görülmemelidir. Örgütlerimiz kendilerini sorgulamal›d›r. Ayn› flekilde örne¤in yay›n da¤›t›m›nda inan›lmaz bir gerçek a盤a ç›kmaktad›r. Bu örgütlerimiz, alanlar›nda merkezi yay›n› 100’lere varan say›yla da¤›t›m›n› yaparken gençli¤in yay›n› nerdeyse birkaç taneyle s›n›rland›r›lmaktad›r. Bu da¤›t›m oranlar›nda ve niceli¤inde bir fark olmas› kaç›n›lmazd›r. Ancak burada bu fark objektif olan bir durum de¤il örgütlerimizin gençlik yay›n›na yönelik yaklafl›m›yla ilintilidir. Önemsemek, de¤er vermek ve çal›flmalar›n›n bir parças› yapmas›yla ilintilidir. Farkl› bir toplumsal kesime hitap eden onlar› örgütlemeye çal›flan bir yay›n oldu¤unu kavrayamama durumu söz konusudur. Oysa bu yay›na ilgili olacak ve olmas› gereken bir kesime do¤all›¤›nda ulafl›lmaktad›r. Sorun bunu görebilmek ve ciddiye almaktad›r. Bu yaklafl›mlar gençli¤in genel politik yönelimine olan duyars›zl›kla en üst düzeye ç›kmaktad›r. Bu sorunlar›n giderilmesi ise politik ve ideolojik temelde do¤ru bir flekilleniflin ve müdahalenin gerekli oldu¤unu bize göstermektedir. Gençlik faaliyetinin proletarya partisinin önderli¤inde ve yönlendirilmesinde yürütüldü¤ünü unutmamak ve bunu kavramak iflin bir yönü iken esas yönü çeflitli örgütlenmelerin ve onlar›n genel politik ve örgütsel çal›flmalar›n›n sorgulay›c› bir süzgeçten geçirilmesi ve kendi öz faaliyetimizin bir parças› haline getirilmesinden geçmektedir. Bunu kavramak bütünlük olmay›, genifl bir politik bak›fl aç›s›na sahip olmay›, farkl› parçalar›n di¤er parçalar üzerinde önemli bir etki ve yap›c› gücü oldu¤unu kavramakla ilintilidir. Proleter bak›fl aç›s› ve flekillendiricilik bu temelde bir pratik hatt›n oturtulmas›yla sa¤lamlafl›r ve pekiflir. Bunu yapmak zor de¤ildir. Taktik ustal›k çeflitli toplumsal sorunlar› do¤ru bir politik A/P ile yaflama geçirmekle mümkündür. Bunu ancak daha duyarl›, daha sorumlu bir yaklafl›m ve eflgüdümlü bir pratikle yaflama geçirebiliriz. Kapasitemizi, çap›m›z› ve niteli¤imizi ise ancak bu pratiklerden edindi¤imiz deneyimlerle gelifltirebiliriz.
21
25
PUSULA HATALARA KARfiI D‹YALEKT‹K YAKLAfiIM ÜZER‹NE “Birlik meselesiyle ilgili olarak, yaklafl›m konusunda birkaç fley söylemek istiyorum. Kan›mca, düflman unsuru ya da bozguncu olmad›klar› sürece kim olurlarsa olsunlar, bütün yoldafllara karfl› birlik tutumu almam›z gerekir. Onlara karfl› metafizik de¤il, diyalektik bir yaklafl›m benimsemeliyiz. Diyalektik yaklafl›m ne demektir? Diyalektik yaklafl›m, her fleyi tahlilci bir biçimde ele almak, bütün insanlar›n hata yapabilece¤ini kabul etmek ve s›rf hata yapt› diye bir insan› toptan inkar etmemek demektir. Lenin bir keresinde, dünyada hata yapmayan tek bir insan›n bile olmad›¤›n› söylemiflti. Herkesin yard›ma ihtiyac› vard›r.” (Mao, Cilt 5) Hatalara karfl› tutum üzerine yaz›lara gazetemizin sayfalar›nda çokça yer verdik ve vermeye de devam edece¤iz. Çünkü biz, s›n›fl› bir toplumun ürünü olan Proletarya Partisi’nin militanlar›y›z ve içinden geldi¤imiz toplumun burjuva-feodal al›flkanl›klar›n› üzerimizde tafl›yoruz. Di¤er bir anlat›mla do¤ru ile yanl›fl aras›ndaki mücadele yaln›z d›fl›m›zdaki güçlerle yürümüyor. Bu mücadele Proletarya Partisi içinde ve ayn› zamanda tek tek faaliyetçilerin flahs›nda da yürüyor ve s›n›f mücadelesi sürdükçe bu gerçek de de¤iflmeyecektir. “‹fl yapan hata yapar” esprisinin özü de budur. Mao yoldafltan yapt›¤›m›z al›nt› da sorunu bilimsel bir bak›fl aç›s›yla ele alman›n özlü bir ifadesidir. Tabi ki yoldafllar›n hatalar›na karfl› metafizik de¤il, diyalektik bir yaklafl›m sergilemek demek, onlar›n de¤iflebilece¤ini kabul etmektir. Bu demektir ki; s›n›f mücadelesinde baz› iflah olmaz unsurlar d›fl›nda herkesi hatalar›ndan ar›nd›rmak, yeniden kal›ba dökmek, partinin bayra¤› alt›nda s›n›f savafl›m›n›n aktif bir öznesi haline getirmek bilimsel olarak mümkündür. Bilimsel olarak mümkün olan her fley için u¤rafl vermek, sonuna kadar mücadele etmek de bizim için bir görevdir. Bu görevin yerine getirilmesinde ortaya konulacak yanl›fl pratik tutum, aktivistlerin hatalar›n› düzeltecek bir rotaya girmelerine hizmet etmez. Bilakis hatalar›n› daha da sistemlefltirmeye ve dolay›s›yla örgütlü mücadeleye zarar vererek, s›n›f mücadelesinin aktif öznesi olmaktan uzak kalmaya kadar götürür. Diyalektik bak›fl aç›s› örgüte olumsuzluklar› ile gelen her bireyin de¤ifliminin bir süreç sorunu oldu¤unu peflinen kabul eder ve yine bu de¤iflimin kendili¤inden de¤il, Marksist-LeninistMaoist ilkeler üzerinde yürütülecek bir pratik ve yap›lacak ideolojik, siyasal bir e¤itimle ancak mümkün olabilece-
¤ine inan›r. S›n›f mücadelesinin prati¤inde, ideolojik, siyasal e¤itimden yoksun bir de¤iflim elbette ki düflünülemez. Proletarya önderli¤inde yürütülen s›n›f mücadelesine gönüllü olarak kat›lan her bireyi örgütle bütünlefltirmek, kadro ve militanlar›n görevidir. E¤er kadro ve ileri militanlar›n hatalar› düzeltme konusundaki kavray›fllar›nda ciddi problemler olursa, yöntem olarak sorunun ele al›nmas›nda da zaafl› tutumlar içine girmeleri de kaç›n›lmaz hale gelir. Ne yaz›k ki bugün bu zaafl› tutumlarla yüz yüzeyiz, ve bu olumsuz tutumlar bugün pratik olarak karfl›m›za flu biçimlerde ç›kmaktad›rlar. Birincisi; Mao yoldafl›n hata yapanlara karfl› izlenmesini istedi¤i flu do¤ru tutumda “gelecekteki hatalar› önlemek için geçmiflteki hatalardan ders ç›karma ve hastay› kurtarmak için hastal›¤› iylefltirme siyasetini benimsemek ve onlar›n hatalar›n› düzeltmelerine yard›m ederek devrime kat›lmalar›na izin vermektir” ilkesinden önemli oranda uzaklafl›lm›flt›r. Her fleyden önce yap›lan hatalar›n muhasebesi sürecinde; bireylerin yap›lan hatalardaki paylar›n› görmeleri konusunda ciddi bir s›k›nt› yaflanmaktad›r. Yaflanan olumsuzluklardan, hatalardan kendi pay›n› arama, bu yönlü kendine soru sorma yerine, her fleyi kendi d›fl›nda arayan, kendini sorgulama ihtiyac› duymayan ama baflkalar›n›n hatalar›na karfl› da düzeltici ve kazan›c› de¤il, y›k›c› ve y›prat›c› bir tutum içine girmekten geri kalmayan bir yaklafl›m söz konusudur. Burada Mao yoldafl›n alt›n› çizdi¤i “hastay› kurtarmak için hastal›¤› iyilefltirme” tedavi yöntemi yoktur. Tam tersine hastaya “ilkeli” yaklafl›m ad› alt›nda ilkel tedavi yöntemleriyle öldürme gerçe¤i vard›r. Hatalara karfl› ilkeli tutum; do¤ru ile yanl›fl aras›ndaki ayr›m› net olarak belirleyerek, yanl›fl›n üzerinde yükseldi¤i ideolojik siyasal zemini kavrat›c› bir tarzda ortaya koymakla bafllar. Bireyin yanl›fl›na karfl› amans›zca mücadele ederken, temel amac›m›z bireyi yanl›fllar›ndan ar›nd›rmak, en ileri düzeyde örgütle bütünlefltirmek olmal›d›r. Bu pratik hamlelerde baflar› elde etmenin kilit noktas› kendi hatalar›m›za karfl› tak›nd›¤›m›z tutumdur. Di¤er bir anlat›mla; uyar›lar›m›z›n, elefltirilerimizin etki gücü, hatalar›m›za karfl› tak›nd›¤›m›z tutumda gizlidir. Kendimize karfl› liberal bir tutum içine girerek, söylemle prati¤imiz aras›nda derin uçurumlar olursa, yapaca¤›m›z en do¤ru ve isabetli uyar›lar›n da hiçbir hükmü olmaz. Çünkü; ortada samimi bir duruflu gölgeleyen pratik bir tutum söz konusudur. ‹kincisi; Diyalektik yaklafl›m, yap›-
lan tek tek hatalardan hareketle bireylerin tüm prati¤ini mahkum etmez. Tam aksine her hatay› koflullar›yla birlikte ve bireyin bütünlüklü mücadele süreciyle ele al›r. ‹fl yapan›n hata da yapmas› mümkün oldu¤una göre; köklü bir de¤ifltirme eylemi olan devrim mücadelesinin öznesi olan militanlar›n hata yapmamas› adeta bir mucize gibidir. Dolay›s›yla tüm sorun hatalar› asgari düzeye indirme ve hatalara karfl› kazan›c› do¤ru yöntemler kullanma noktas›nda dü¤ümleniyor. Hatalar› düzeltme eylemi, elefltiride do¤ru üslup, elefltirileri gelifligüzel yerde de¤il, olmas› gereken yerde gündeme getirmekle mümkün olur. Elefltiride; direkt muhatab› olan aktivistleri hedefleme yerine, dedikodu yöntemleriyle hareket etmek, yap›lan hatadan daha büyük bir hatad›r. Her fleyden önce bu tür yöntemlerle hatalar düzeltilmez, tam tersine hatalar› düzeltmenin en büyük silah› olan elefltiriözelefltiri silah› s›radanlaflt›r›larak etkisizlefltirilir. Militanlar aras›nda güvensizli¤in geliflmesine yol açar. Güvensizli¤in oldu¤u bir ortamda en basit sorunu dahi çözmek, yo¤un bir çaba ve eme¤i zorunlu k›lar. Böylesi durumlarda yap›lmas› gereken en do¤ru yöntem müdahale ve denetimin s›klaflt›r›lmas›d›r. Bir taraf›n söylemlerini baz alarak karar verme yerine taraflar› dinleme, tart›flmalar› yaz›l› hale getirerek daha sakin ve so¤ukkanl› bir tarzda kolektif mekanizmalarla karar verme olmas› gereken en do¤ru yaklafl›md›r. E¤er amac›m›z hatalar› giderip, do¤rular› hakim k›lmaksa bu bilimsel yöntemi kullanmak zorunday›z. ‹çinden geçti¤imiz sürecin zorluklar›na ve bu zorluklar›n parti bilinci noktas›nda yaratt›¤› tahribatlara her f›rsatta dikkat çekiyorsak; verilen bilgilere bilimsel bir sorgulay›c›l›k temelinde yaklaflmal›y›z. Bu durum karfl›m›zdakine peflinen duyulan bir güvensizlik belirtisi olarak alg›lanamaz. Burada alg›lanmas› gereken, parti bilincinde yaflanan k›r›lman›n hatalar› düzeltme yöntemine de yans›yaca¤›, dolay›s›yla sorunlara daha ciddi bir tarzda yaklafl›lmas› gerekti¤ini gösterir. Denetim; hatalar› yerinde tespit etmek-gidermek için ortaya devrimci bir inisiyatif koymak, sürecin yak›c› ihtiyaçlar›ndan biridir. Çünkü; ço¤u hatalar tecrübesizlikten, kavray›fls›zl›ktan dolay› yap›l›yor. Kavramada zenginlik, tecrübede zenginlik tabi ki s›n›f mücadelesi içinde kazan›l›r. Ama bu kazan›mc› süreci içinde her bir militan›n yard›ma, deste¤e ihtiyac› olaca¤› kesindir. Bu yard›m, bu destek do¤ru ve e¤itici yöntemlerle ne kadar h›zl› sunulursa, baflar›s›zl›klar›n baflar›ya, yetmezliklerin yeterli hale gelmesi de o kadar h›zlan›r. Burada en önemli nokta, hatalar› yapan militanlara hatalar›n› düzeltme konusunda sunulan çabalara ikna etmektir. Yani düzeltme sürecinde hem
15-28 Temmuz 2005 yoldaflça yaklafl›m› hissettirmek hem de hatalar›n› düzeltebilece¤i konusunda ona gereken güveni afl›lamakt›r. Bunu yaparken, kesinlikle liberal bir tutum içine girmeden, do¤ru ile yanl›fllar›n aras›ndaki ayr›m noktalar› net olarak çizilmelidir. Mao yoldafl›n dedi¤i gibi “...parti içindeki ilke tart›flmalar›, toplumdaki s›n›f mücadelesinin parti içindeki yans›mas›d›r ve bu konuda belirsizli¤e göz yumulmamal›d›r.” Belirsizli¤e göz yummak, hatalarla uzlaflmak partinin hem geliflimini hem de iflleyiflini sekteye u¤rat›r. Yukar›da da alt›n› k›saca çizdi¤imiz gibi hatalara karfl› do¤ru yöntemlerle zaman›nda ve yerinde yap›lan her müdahale de¤iflimi, geliflimi esas alarak olumlu yönde etkiler. Tersi bir yaklafl›m, daha da kötüsü hatalara müdahale etme yerine, onlar› tek tek not ederek, yeri gelince kiflisel y›pratma arac›na dönüfltürmek; tek kelimeyle suçtur. Bu tür yaklafl›mlar›n merkezinde parti ve yoldafllar›n hatalar›n› düzeltme sorumlulu¤u yoktur. Bunlar›n yerine bencil ben duygusu vard›r. ‹lke ve ilkeli yaklafl›m söylemleri burada sadece bencil ben olgusuna ambalaj görevi görüyor. Do¤ru yaklafl›m, do¤ru yöntem her hataya zaman›nda ve yerinde düzeltme perspektifiyle müdahale etmektir. Hatalar› düzeltme sorumlulu¤unu ve görevini unutan her militan parti içinde süren s›n›f mücadelesinde üzerine düflen tarihsel görev ve sorumlulu¤unu yerine getirmemifl demektir. Yine tek tek hatalardan hareketle bir militan›n mücadele sürecini tümden mahkum eden yaklafl›m sahipleri de hatalara karfl› diyalektik yaklafl›m› kavramaktan uzakt›rlar. Mao yoldafl›n flu söylemi hatalara karfl› tutumda bizim rehberimiz olmal›d›r: “... Dolay›s›yla, hata yapan bir yoldaflla ilgilenmek için iki elimiz vard›r; bunlardan biri onunla mücadele etmek için, di¤eri ise onunla birleflmek içindir. Mücadelenin amac›, Marksizmin ilkelerini savunmakt›r, yani ilkeli olmakt›r; bu birinci eldir. Di¤er el ise, onunla birleflmek içindir. Birli¤in amac›, onun bir ç›k›fl yolunu bulmas›n› sa¤lamak, onunla uzlaflmakt›r; bu da esnek olmak demektir. ‹lkeyle esnekli¤i birlefltirmek Marksist-Leninist bir ilkedir ve z›tlar›n birli¤idir.” (Mao, S.E. Cilt 5) ‹flte tüm sorun bu bak›fl aç›s›n› do¤ru bir tarzda özümsemekte dü¤ümleniyor. De¤ifltirmeyi, kazanmay› hedeflemeyen bir fikir çat›flmas›, bofla harcanm›fl bir zaman kayb›ndan baflka bir fley de¤ildir. Hatalara kaynakl›k eden ideolojik zeminler üzerinde, kazan›c› bir perspektifle ideolojik bir mücadele yürütmek hem düflüncelerimize daha bir derinlik kazand›r›r hem de hatalara karfl› mücadelede kullanaca¤›m›z üslup ve yöntemler konusunda daha da yetkinleflmemizi sa¤lar. Bu konuda her faaliyetçimiz hem kendi prati¤inden hem de di¤er faaliyetçilerin prati¤inden ö¤renmeli. Ortaya ç›kan sonuçlar›n nedenlerini bilimsel bir tarzda sorgulamal›d›r.
22
15-28 Temmuz 2005
26
Dünya zenginleri Edinburgh’ta topland›, yoksullar protesto etti
ABD, Kanada, Fransa, Almanya, ‹talya, Japonya, ‹ngiltere ve Rusya’dan oluflan G8’ler, 6-8 Temmuz tarihlerinde ‹skoçya’n›n baflkenti Edinburgh’ta topland›. Kökleri 1970’lerdeki dünya ekonomik krizine dayanan ve ilk toplant›s›n› 1975’te G-6’lar olarak yapan, 1976’da Kanada’n›n, 1998’de Rusya’n›n kat›l›m›yla G-8’ler ad›n› alan Grup, dünyan›n en zenginlerini temsil ediyor. Dünyan›n en zenginleri toplant› yap›nca yoksullar›n›n da bu toplant›y› engellemeye yada protesto etmeye dönük eylemlerinin olmayaca¤›n› düflünmek imkans›zd›. Nitekim G-8’lerin Edinburgh’taki lüks mekanlar›nda keyif içinde bir toplant› yapmalar›n› engellemek için anti-emperyalistler, küreselleflme karfl›tlar›, her renkten on binlerce kifli ‹skoçya’ya günler öncesinden gelmeye bafllam›fllard›. Temmuz’un ilk günleriyle birlikte on binlerce kifli Edinburgh’a ulafl›rken, kentte “ola¤anüstü” önlemler de al›nd›. Nitekim Edinburgh yerel yöneticileri ve polis yetkilileri gösterilerin kentin savafl gördü¤ü 200 y›l öncesinden bu yana karfl›laflt›¤› en büyük “iflgal” oldu¤u görüflünde birlefliyorlard›. (Haks›z da say›lmazlard›!). ‹flgalin di¤er bir yan›n› da baflkente y›¤›lan polis gücü oluflturdu. ‹skoçya polisindeki bütün izinler ikinci bir emre kadar kald›r›l›rken, ‹ngiltere’den de destek kuvveti istendi, parlamento binas› ve Holyroodhouse’›n çevrelerine 2.5 metrelik duvarlar infla edildi. G-8 Zirvesine karfl› günler öncesinden bafllayan gösterilere on binlerce kifli kat›l›rken, birçok çat›flma yafland›, yüzlerce kifli gözalt›na al›nd›. 4 Temmuz günü polisle göstericiler aras›nda yaflanan çat›flma nede-
niyle flehir merkezi alt› saat felce u¤rad›. Bu çat›flmalar üzerine 6 Temmuz akflam› yap›lacak gösteri polis taraf›ndan önce iptal edildi, daha sonra izin verildi. Bunun üzerine sabah saatlerinden itibaren toplanan yüzlerce kifli Gleneagles’e giden yolu kapatmaya çal›fl›rken, bir k›sm› da Gleneagles’e ilerlemeye bafllad›. Yürüyüfl ve çat›flmalarda at›lan tafllardan en fazla nasibini alan ise bankalar ve Burger King oldu. Yaklafl›k 100 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› çat›flmalar sonras› polis, yürüyüflü iptal etti. Liderlerin kald›¤› Gleneagles Oteline yar›m mil yaklaflan yaklafl›k 500 kiflilik grubu polis ancak cop, kalkan ve hava takviyesiyle durdurabildi. Göstericilerin en gözde slogan›n›n “10 bin firavun, 6 milyar köle” oldu¤u dikkat çekti. Bu gösterilerin yan›nda 7 Temmuz günü Londra’da patlayan bombalarla iyice keyifleri kaçan zengin haydutlar “kutsal” sayd›klar› gündemleriyle toplant›lar›n› sürdürdüler. Özellikle Irak ve Afganistan’a ya¤d›rd›klar› ölümleri, iflkenceleri unutturmaya çal›flan ABD ve ‹ngiliz emperyalizminin sözcüleri Bush ve Blair yoksul Afrika’ya kesenin a¤z›n› açt›klar› imaj› ile durumlar›n› kurtarmaya çal›flt›lar. Ancak yap›lan araflt›rmalar ve ortaya konan rakamlar Afrika’ya yard›m flovlar›n›n par›lt›lar› arkas›nda yatan gerçekleri a盤a ç›kart›yor. ‹flte Cumhuriyet Gazetesinden (7.7.2005) birkaç veri: 1- Borç-faiz sarmal›: Afrika ülkeleri 1970-2002 tarihleri aras›nda toplam 540 milyar dolar borç alm›fllar ve 550 milyar dolar ödeme yapm›fllar, buna karfl›n bugün hala 300 milyar dolar borçlar› bulunuyor. 2- Yard›m-silah sat›fl›: 2003 y›l›nda Afrika’ya 25 milyar dolar yard›m yapan G-8 ülkeleri ayn› y›l 24 milyar dolar› aflan bir silah ihracat› yapt›lar. Araflt›rmalara göre geri b›rakt›r›lm›fl ülkelere silah transferinin % 89’u G-8’in 5 üyesinden (ABD, ‹ngiltere, Rusya, Fransa ve Almanya) geliyor. Bu koflullarda, yoksul Afrika’ya yap›lan yard›mlar›n afla¤› yukar› bu ülke yönetimlerinin silahland›r›labilmeleri için zaten gerekli oldu¤u de¤erlendirmesini yapmak yanl›fl olmaz. 3- Savafl bütçelerindeki art›fl: ABD, 2000 y›l›ndan bu yana Afrika’ya yapt›¤› yard›mlar› üç kat›na ç›kararak 2004 y›l› içinde 4.3 milyar dolarl›k yard›m yapt›.
ABD’nin 2005 y›l›nda savunma ve nükleer silah harcamalar›n› da içeren askeri bütçesi ise toplam 420.7 milyar dolar. Yani devede kulak misali dahi de¤il. Bu rakama Irak ve Afganistan sald›r›lar›ndaki askeri harcamalar›n dahil olmad›¤›n› düflünürsek yard›mlar›n komik durumu daha bir ortaya ç›kar. G-8 Zirvesinin en tart›flma konusu olan ikinci gündemi ise küresel ›s›nmaya karfl› sözde çabalar› olmufltur. Sözde diyoruz, çünkü bu sorunun en büyük yarat›c›lar› da, önlemlerin önündeki en büyük engel de yine G-8 ülkelerinden baflkas› de¤il. Zira petrol ba¤›ml›s› bu ülkeler dünya karbondioksit sal›n›m›n›n % 47’sini gerçeklefltiriyorlar. Bu ülkelerin denetimindeki Dünya Bankas›, enerji portföyünün % 94’ünü fosil yak›t projelerine, sadece % 6’s›n› ise yenilenebilir enerji kaynaklar›yla ilgili projelere ay›r›yor. Bilindi¤i gibi küresel ›s›nmaya çözüm olarak getirilen Kyoto Anlaflmas›na en büyük muhalefet ise “dünyan›n giderek ›s›nd›¤›n›n fark›nda oldu¤u”nu söyleyen Bush’un temsil etti¤i ABD emperyalizmidir. Z‹RVEN‹N SONUCU; BOL VAAT Tüm tart›flmalarla birlikte Londra’da bombal› sald›r›lar›n gölgesinde sona eren G-8 Zirvesinden Afrika için bol keseden vaatler savrulurken, küresel ›s›nma konusunda ise hiçbir sonuç ç›kmad›. Aç›klanan G-8 Bildirgesinde, Afrika k›tas›na yönelik “yard›m›n” 2010’a kadar ikiye katlanarak 50 milyar dolara ç›kart›lmas› vaat edilirken; 14’ü Afrikal› 18 yoksul ülkenin borçlar›n›n silinece¤i kararlaflt›r›ld›. Bu vaatlere Afrikal› yoksullar›n tavr› ne olur bir yana ama zirve öncesinde “Live Aid” ad›yla örgütledi¤i dev konserlerle Afrika’ya yard›m talebinde bulunan ve bu davran›fl›yla da Nobel Bar›fl Ödülü’ne aday gösterilen Bob Geldoff ve U2 müzik grubu üyesi Bono, “Dünya söyledi, politikac›lar dinledi” diyerek övgü ya¤d›rd›. Asl›nda iyi de yapt›lar! Zira Avrupa bas›n›n›n “Afrikal›larla sahneye ç›kmayanlar” fleklinde elefltirdi¤i konserler zinciri örgütleyicileri böylece yoksullu¤a ve G-8’e nas›l bakt›klar›n› da kendi kendilerine teflhir etmifl oldular. Zirve bildirgesinde küresel ›s›nma konusunda ise Bush’un ikna etti¤i G-8’ler 2012 sonras› için düflünülen yeni bir anlaflmay› karar alt›na ald›. Zirvenin en kararl› mesaj› ise “terörizm” konusunda verildi: “Küresel meydan okumaya kararl›l›kla, birlikte ve ayr› ayr› cevap verece¤iz ve teröristleri nerede olursa olsunlar yarg› önüne ç›karaca¤›z.”
“Unutmayaca¤›z! Affetmeyece¤iz!” n› vermeye haz›rlan›yorlard›. Buenos Aires’teki donanma üssüne götürüldükten sonra kendilerinden bir daha haber al›namam›flt›. 1977 y›l›nda Güney Atlantik k›y›lar›na vuran ve isimsiz bir mezara gömülen 7 cenaze üzerinde inceleme yapan antropolog Somigliana, yap›lan DNA testleri sonucu cesetlerden üçünün May›s Meydan› Annelerinin kurucular›na ait ol-
du¤unu aç›klad›. Aç›klaman›n ard›ndan Anneler, gözyafllar› içinde art›k Plaza del Mayo Meydan› Anneleri ile birlikte an›lan “Unutmayaca¤›z! Affetmeyece¤iz! Sorumlular Cezaland›r›ls›n!” slogan›n› att›. Kurbanlardan birinin k›z› Ana Maria Careaga yapt›¤› aç›klamada iskeletler üzerinde yap›lan incelemelerde annesinin sa¤ olarak denize at›ld›¤›n› gösterdi¤ini söyledi. Careaga,
17 Haziran günü TC devletinin gerçeklefltirdi¤i katliam Yunanistan’da da k›nand›. Katliamdan hemen sonra bafllat›lan çal›flmalarla eylem haz›rl›klar›na baflland›. Yirmiye yak›n örgütün kat›l›m›yla gerçeklefltirilen toplant› sonras›nda binlerce bildiri ve afifl bas›larak baflta Atina olmak pek çok flehre da¤›t›lmas›yla kamuoyunu bilgilendirme çal›flmalar› ve yürüyüfl ça¤r›s› yap›ld›. Yürüyüfl, 28 Haziran günü Atina’n›n Kolokotronis Meydan›’nda kitlenin toplanmas›yla bafllad›. Katliam› k›nayan bildirilerin ve mesajlar›n okunmas›ndan sonra kitle Türkiye Elçili¤i’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfle kardefl partimiz YKP/M-L’nin yan›s›ra pek çok Yunanl› parti, örgüt ve demokratik kurulufl kat›l›rken; Türkiyeli örgütlerden de Partizan, MLKP, HÖC ve TDP kat›ld›. Baflta flehitlerin foto¤raflar›n›n yer ald›¤› pankartla kitle sloganlar atarak Elçilik’in önüne geldi. “Katil devlet hesap verecek”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “17’ler ölümsüzdür” sloganlar› at›larak katliam protesto edildi. Uzun bir süre elçili¤in önünde bekleyen kitle, oluflturulan heyetin elçili¤e katliam› protesto eden bildiriyi vermesinin ard›ndan da¤›ld›. Bas›n›n da ilgi gösterdi¤i yürüyüfl olays›z bir flekilde sona erdi. Ayr›ca önümüzdeki günlerde MKP’nin organize edece¤i bir de anma gerçeklefltirilecek. Benzer bir yürüyüfl de Selanik kentinde gerçeklefltirildi. Yunanistan’dan bir ‹flçi-köylü okuru
✔ ‹ran devrimci hareketine ‹ngiltere’de destek ‹ranl› ö¤rencilerin 9 Temmuz 1999’daki ayaklanmalar›n›n 6. y›ldönümünde ‹ngiltere’de ilerici kesimler taraf›ndan bir gösteri düzenlendi. Gösteriye kat›lanlar ‹slami rejimin son 26 y›l içinde iflledi¤i suçlar› sayarak 99’da tutuklanan ö¤rencilerin serbest b›rak›lmas›n›, demokratik yap›lar, e¤ilimler, militan iflçiler, ö¤renciler ve di¤er sosyal hareketler üzerindeki bask›lara son verilmesini istediler. Gösteri ‹ran Halk Fedai Gerillalar›, ‹ngiltere’deki ‹ranl›lar›n Demokratik Anti-Emperyalist Örgütü, Londra ‹ran Toplumu Merkezi Kad›n Komitesi, 8 Mart ‹ranl› ve Afgan Kad›nlar› Örgütü, ‹ran Halk›n›n Mücadelesini Savunma Komitesi ve ‹ran Devrimci ‹flçi Örgütü-‹flçinin Yolu taraf›ndan örgütlendi. Gösteriye ayr›ca ‹ran devrimci hareketiyle dayan›flma içinde olan AT‹K’e ba¤l› Yeni Demokratik Gençlik de aktif olarak kat›ld›.
✔ Anti-Emperyalist Kamp çal›flan›na sald›r›
“SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN!” Arjantin’de yaklafl›k 30 y›ld›r kay›p çocuklar›n›n, yak›nlar›n›n bulunmas› için mücadele veren Plaza del Mayo (May›s Meydan›) Annelerinin kurucusu Azucena Villaflor ve iki arkadafl›n›n cenazeleri bulundu. Villaflor, Esther Ballestrino de Careaga ve Maria Eugenia Ponce de Bianco 1997 y›l› Aral›k ay›nda kaç›r›ld›klar› zaman, Arjantin’deki kay›p olaylar›n› dünyaya duyuran bir gazete ila-
✔ Katliama Yunanistan’dan tepki
annelerin cesetlerinin k›y›ya ulaflmas›n›n da bir süre denizde mücadele verdiklerinin göstergesi oldu¤unu dile getirdi. Arjantin’de 1976 ile 1983 y›llar› aras›ndaki cunta döneminde 30 bine yak›n kifli öldürüldü yada kaybedildi.
30 Haziran günü ‹talyan siyasi polisleri, 1-2 Ekim tarihinde Roma’da yap›lacak olan Uluslararas› Irak Konferans› çal›flan› ve ayn› zamanda Anti-Emperyalist Kamp faaliyetçisi Emanuelle Fanes’in evini “Uluslararas› Terörizme Karfl› Mücadele Yasas›” kapsam›nda basarak; bilgisayara, çeflitli belgelere ve konferansla ilgili materyallere el koydu. Emanuelle Fanes’in evinin bas›lmas› sald›r›s›n›n Irak’ta emperyalist iflgalcilere karfl› direnen Irak halk›na uluslararas› destek veren Anti-Emperyalist Kamp çal›flanlar›na ve devrimci güçlere karfl› bir gözda¤› verme giriflimi olarak de¤erlendirildi.
23
26
15-28 Temmuz 2005
Hindistan’daki katliam› lanetliyoruz! Prasad ve Vasantha yoldafllar›n katledilmeleri üzerine ILPS Türkiye Seksiyonu’nun yapt›¤› bas›n aç›klamas› metni: Tüm Hindistan Halklar› Mücadele Platformu (AIPPS) Genel Sekreteri M.V. Prasad Yoldafl, efli ‹lerici Kad›n Örgütü liderlerinden Vasantha Yoldafl ile birlikte 18 Haziran günü katledildiler. Dalit kökenli olan Yoldafl Prasad, devrimci harekete genç yafllarda kat›ld› ve 20 y›ld›r da profesyonel politik kadro olarak çal›flmaktayd›. Yaflam›n›n özellikle son on y›l› içinde Andra Pradesh eyaletinde kitleler taraf›ndan iyi tan›nan bir politik liderdi. Kabile kökenli olan ve yaklafl›k yirmi y›ld›r profesyonel politik aktivist olan Vasantha ise ‹lerici Kad›n Örgütünün yetkili kad›n lideriydi. ILPS 2. Uluslararas› Kongresinde Prasad Yoldafl, Tüm Hindistan Halklar› Mücadele Platformu’nun örgütlenme ko-
mitesinin sekreteriydi ve AIPPS’nin ILPS ile ba¤lant› kurmas› için çokça emek sarfetmiflti. AIPPS 1. Konferans›n›, 27 Mart günü yap›lan büyük bir yürüyüfl ve mitingin ve 28’inde yap›lan uluslararas› seminerin ard›ndan 29 Mart 2005’te gerçeklefltirmiflti. Bu etkinliklere dünyan›n çeflitli bölgelerinden birçok uluslararas› konuk kat›lm›flt›. ILPS’nin baflkan yard›mc›s› Manolis ve ILPS eski Genel Baflkan› Crispin Beltran yoldafllar da kat›lmak istemifl ancak son anda ç›kan baz› aksakl›klar nedeniyle kat›lamam›fllard›.
Evrensel Bak›fl AMER‹KAN UfiAKLI⁄I VE HALK DÜfiMANLI⁄I Hat›rlayal›m; daha önceki say›lar›m›zda Türkiye halk›ndaki Amerikan düflmanl›¤› ve bu atmosferin ABD emperyalistleri üzerinde yaratt›¤› rahats›zl›k üzerinde durmufltuk. Gerek resmi gerekse gayri resmi ABD sözcülerince bunun kendilerinde yaratt›¤› s›k›nt› üzerinde durulmufl ve bu havan›n tersine çevrilmesinde Türk hükümeti ve yetkililerine sorumluluk düfltü¤ü vurgulanm›flt›. ABD emperyalizmini esas rahats›z eden fley yeminli uflaklar› olan TC’nin, kitlelerin bu ABD karfl›tl›¤›n› kendine kalkan yaparak Irak Kürdistan› ekseninde ABD plan›na ayk›r› söylemlere girmesi ve efendinin kabul edemeyece¤i sivri ç›k›fllarda bulunmas›yd›. Ayr›ca, kendisine düflman on milyonlar›n muhalefeti bölgede ön gördü¤ü Büyük ve Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi (BOP) diye adland›r›lan ve TC’ye kilit rol verilen emperyalist hegemonya plan› için dezavantaj oluflturuyordu. Bu çerçevede önce AKP hükümetinin kula¤› çekilmifl, Erkan Mumcu operasyonuyla efendinin seçeneksiz olmad›¤› hat›rlat›lm›fl ve esas iktidar sahiplerine ve faflist generaller tak›m›na mesaj verilmiflti. ABD ile iliflkilerin durumu ve düzeltilmesi uzun süredir Amerikanc›lar ve Amerikanc› medya taraf›ndan temel gündemlerden biri olarak iflleniyordu. Geçti¤imiz ay faflist diktatörlü¤ün sivil-askeri bütün devlet erkan› Washington’da efendilerine iman ziyaretindeydiler. Önce Baflbakan ve D›fliflleri Bakan›, ard›ndan ise Genelkurmay 2. Baflkan› kalabal›k bir Amerikanc› bas›n grubu ve TÜS‹AD patronlar›ndan oluflan ekiplerle efendilerine sadakatlerini sundular. Görüflmelerin ABD emperyalizmi taraf›ndan olumlu de¤erlendirildi¤i ve tatmin
edici bulundu¤u bas›nda geniflçe ifllendi. Daha ABD’ye ayak basmadan 365 milyon dolarl›k silah ihalesini peflin olarak ABD silah tekellerinden alan, ‹ncirlik anlaflmas›n› henüz süresi dolmadan uzatan ve s›n›rs›z kullan›m derecesinde efendisinin hizmetine sunan, Adana fiakir Pafla havaalan›n› ve daha pek çok askeri kullan›m amaçl› mevziyi ABD operasyonlar› ve lojistik-ikmal ihtiyaçlar› için s›n›rs›zca peflkefl çeken, meflhur 1. teskerenin reddedilmesinden sonra bile bizzat Savunma Bakan› V. Gönül’ün efendilerine yaranmak için yapt›¤› ifflaat ile ‹ncirlik’ten sonra Irak’a operasyon için 4 bin kez ABD savafl uçaklar›na uçufl izni veren bir uflakl›¤›n do¤ald›r ki efendisi nazar›nda bir “de¤eri” olacak, efendiyi hoflnut edecektir. Fakat tüm yukar›da sayd›klar›m›z de¤ildir ABD’yi tatmin eden. Emperyalist haydudu esas memnun eden fley faflist diktatörlü¤ün askeri ve sivil kanatlar›yla tam tekmil hizaya gelmesi, bafllar›na çuval geçirilen bir ordunun en üst düzeyde Pentagon’un siyasi ve askeri planlar›na s›n›rs›zca angaje olarak Kafkasya’y› da içine alan BOP plan›nda aktif tafleronlukta Pentagon emirlerine amade oldu¤unu ortaya koymas›d›r. Gerek Baflbakan›n ‹ran ve Suriye’ye yönelik tehditleri destekledi¤ini ABD yönetimine bildirmesi, gerekse “ABD ile Ortado¤u’nun ve Kafkaslar›n demokratiklefltirilmesi çerçevesinde beraberiz” söylemleri ve bu uflak-sald›rgan siyaseti “iflbirli¤inin gere¤ini yerine getirmemizden daha do¤al bir fley olamaz” pervas›zl›¤›yla meflrulaflt›rma çabalar›d›r. Di¤er taraftan Genelkurmay 2. Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un “Türk-‹srail iliflkileri ‹srail’in bölgedeki konumunu güçlendirmektedir” ve “ABD’nin Irak’ta ba-
Yoldafl Prasad, bu etkinliklerin ev sahibi komitesinde yer al›yordu ve konferans ve buluflma yerinin aç›klanmas› için yap›lan bas›n toplant›s›n›n hemen ard›ndan polis taraf›ndan gözalt›na al›nm›flt›. Prasad ve Vasantha yoldafllar›n katledilmesinin sorumlulu¤unu, zorba mafya kli¤i Rajanna’n›n liderlik yapt›¤› sözde politik bir grup üstlendi. Ancak kim üstlenmifl olursa olsun, bu katliam›n arkas›ndaki güç Hindistan devletinin kendisidir. Ki, ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerine yönelik sald›r›lar›n› yükselten yay›lmac› Hindistan devleti, özellikle bu flar›s›z olmas› yada yeni düzen yerine oturmadan çekilmesi kaosa sebebiyet verebilir. Böyle bir geliflme hiç kuflkusuz Türkiye’nin milli menfaatlerinin yarar›na olmaz” fleklinde ifade etti¤i sözler önümüzdeki dönem komprador patron-a¤alar›n Ortado¤u ve Kafkaslarda oynayaca¤› vurucu-iflgalci güç rolünü ortaya koymas› bak›m›ndan oldu¤u kadar ABD uflakl›¤›nda geldikleri noktay› tart›flmas›z belgelemesi bak›m›ndan da çarp›c›d›r. ABD’ye uflakl›k yemini sonras› dönüflte Baflbakan›n aç›klamalar› ile gündeme gelen “türban” tart›flmalar› ekseninde oluflan yapay kriz tamamen ülkemiz halklar›n› manüple etmeye, gündemi sapt›rmaya ve AKP taban› ve halkta oluflacak olan ‹srail’le iliflkiler, ABD uflakl›¤› ve sald›rgan-iflgalci bölge jandarmal›¤› siyasetine yönelecek tepkileri bertaraf etmeye dönüktür. Kald› ki, ›l›ml› ‹slam modeli olarak bölgeye pazarlanmak istenen TC-‹slam modeli ABD’nin Ortado¤u siyasetinde özel bir öneme sahiptir ve türban tart›flmalar› Amerikan ç›karlar›na hizmet etti¤i sürece sistemi meflrulaflt›rman›n ötesinde bir fley ifade edemez. Kendisini Amerikan emperyalizminin savafl arabas›na zincirlemifl bulunan komprador patron-a¤alar içte ise halka kan kusturma siyasetini t›rmand›r›yor. Bir taraftan emperyalist politikalar›n dayatmas›yla ülkenin en verimli ve kârl› iflletmeleri özellefltirmeler ad› alt›nda tekellerin s›n›rs›z talan›na peflkefl çekilip ya¤malan›rken di¤er taraftan baflta Kürt halk› olmak üzere tüm halka, demokratik mücadele veren gençli¤e, özellefltirme ve tafleronlaflt›rmayla iflsizli¤e ve açl›¤a maruz b›rak›lan iflçi s›n›f›na, emperyalist uyum programlar› çerçevesinde üretici köylülü¤e, ekonomik zor ve savafl koflullar›ndan dolay› kentlere göçen ve emekçi semtlerde yaflam savafl› vererek kondulaflan yoksul halk kesimlerine “flehir imar planlar›” ad› alt›nda sald›r›yor. Böylelikle, büyük komprador tekellere ve sermayedarlara yeni ve ifltahlar› kabartan rant alanlar› açmaya çal›fl›yorlar. Türkiye Kürdistan› son y›llar›n en büyük operas-
mücadelelerin yo¤un oldu¤u Andra Pradesh eyaletinde devlet terörünü en genifl kesimlere uygulamaktan çekinmemektedir. Demokrasinin befli¤i olarak an›lan Hindistan’da yaflanan bu katliam bir kez daha sömürücülerin, ezenlerin demokrasi anlay›fl›n› ortaya koymufltur. T›pk› gizli iflkencehanelerinde tutsaklara olmad›k iflkenceleri yapan ABD emperyalizmi gibi... T›pk› iflgal etti¤i Filistin topraklar›nda Filistin halk›na en büyük zulümleri yaflatan Siyonist ‹srail devleti gibi... T›pk› Ankara’n›n göbe¤inde elleri arkadan kelepçeli olan Eyüp Beyaz’› ve Mercan’da 17 devrimciyi katleden Türk devleti gibi... Bizler ILPS Türkiye Seksiyonu olarak Hindistan’da yaflanan bu katliam› lanetliyor, Prasad ve Vasantha yoldafllar›n an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyoruz.
yonlar›na sahne oluyor. Sistem, faflist terör zincirlerini boflaltm›fl bulunuyor ve sokaklar›, da¤lar›, üniversiteleri, yoksul semtleri, ‹mral› sonras› ilk kez bu kadar yak›c› olarak gündemleflen Kürt demokrasi ve özgürlük taleplerini teslim almaterör yoluyla bo¤ma çabas›ndad›r. MKP’nin 17 de¤erli önder-kadro ve savaflç›lar›na yönelik gerçeklefltirilen katliam, de¤erli arkadafllar›m›z›n bedenlerine karfl› uygulanan hunharca iflkencelerle cesetlerinin parçalanmas›, ayn› yöntemlerin ulusal demokratik haklar› için dövüflen HPG gerillalar›na karfl› uygulanmas›... Tüm bu geliflmelerin bize gösterdi¤i faflist diktatörlü¤ün, son 2 y›ld›r tedricen geliflim sürecinde bulunan ve 2005 y›l›yla birlikte s›çrama olanaklar› ve potansiyeli tafl›yan devrimci harekete ve devrimci geliflim imkanlar›na karfl› hareketi ve öncülük yapmaya, harekete yön vererek onu s›çratmaya çal›flan devrimci güçlere karfl› bir terör seferberli¤ine giriflti¤i ve bu siyasetini daha da t›rmand›raca¤›d›r. Sivil faflist çetelerin bu süreçte yayg›n olarak kullan›lmalar› bu karfl›-devrimci terör kampanyas›n›n ay›r›c› taraflar›ndan birisidir, egemenler bununla toplumsal bir meflruiyeti sa¤lamay› ve sokaklara tamamen hakim olarak devrimci, komünist ve ulusalc› güçleri kitlelerden tecrit etmeyi planl›yorlar. K›sacas› egemenler art›k AB politikas›n›n demagojik maskesini ç›kartm›fl ve Amerikan emperyalizminin çelik eldivenlerini-kanl› eldivenlerini giyinmifl bulunuyor. Emperyalist bölgesel hegemonya planlar› ve ona eklemlenmeuflakl›k tercihleri gerektirdi¤i gibi, ülkemiz s›n›f mücadelesinin nesnel seyri, geliflim dinamikleri ve imkanlar› komprador patron-a¤alar› bu çelikleri kuflanmaya zorluyor. fiu gerçe¤i bir kez daha belirtmekte yarar var; Faflizmin terörü ve ülkemizdeki ABD düflmanl›¤›n› geriletebilir ne de zulmedenler, ülkemizi emperyalistlere pazarlay›p halk›n kan›yla iktidar olanlar ve son olarak; devrimcilerin cesetlerini parçalayanlar, mutlaka ama mutlaka halk›n, devrimcilerin, komünistlerin öfkesini biçeceklerdir...
1-14 Temmuz 2005
24
25
Yaflam› doyas›ya kucaklamak için ölümüne direnifl... 45 gün süren süresiz açl›k grevi eyleminin ard›ndan s›ray› bekleyen daha büyük bir yaflam koflusuydu. Ölümü ad›mlayan yoldaki büyük yaflam koflusu. Bütün ko¤ufllarda yaflanan ayn› telafl, ayn› heyecan, ayn› coflku ve ayn› hüzündü. Elenmiflti bu yaflam koflusunda kimileri. Koflanlar›m›z en önde olanlar›m›zd›. Yap›lan konuflmalar›n ana ve ortak temas› zafere kenetlenifl ve kofluyu sonuna kadar götürmenin inanc›. Konuflmalar›n ard›ndan Ölüm Orucu direniflçileri ve di¤er tutsaklar›n tümü akflam yap›lacak tören için haz›rlanmaya bafllam›flt› bile. Bu tarihsel yürüyüflün bafllayaca¤› gün de içeri¤ine uygun olmak zorundayd›. Havaland›rman›n ortas›nda dev ateflin etraf›nda çarpan yüreklerin tümünde ses ve ritim ayn›yd›; Biz Kazanaca¤›z! Bu inançla yürüyüflün and› içildi. Bu süreçte koflanlar, koflanlar›n yan› bafl›nda yer alanlar ve di¤erleri… Herkes yaflanan tarihi sürecin heyecan› ve sorumlulu¤uyla hareket etme çabas›ndayd›. Tutuklu yak›nlar›n›n d›flar›da çarpan yüre¤i, görüfl kabinlerinde analar›n yükselen 盤l›¤›yla büyüyordu. D›flar›n›n sesine ses olunmas› gerekti¤ini bir ço¤u o zaman diliminde ö¤rendi belki de… Ölüme nerden, nas›l bakarsak bakal›m so¤uktu yüzü. Onur ve erdem yüklü ama so¤uk. Onurlu yaflam›n ilk omuz bafl› oldu Aygün U¤ur. ‹lk o yakalad› yaflam ipini. Ve devretti kendinden sonrakilere. Hapishane koridorlar›n›, ko¤ufllar›n› dolduran z›lg›t Aygün’ün yaflam z›lg›t›yd›. Ümraniye’den bafllatt›¤› z›lg›t ülkemiz hapishanelerinde binlerce tutsak kitlesi taraf›ndan çekilen z›lg›tla yan›tland›. “Onlar elbette ki yiyorlar, içiyorlar” bö¤ürtüsü kulaklarda iken, Aygün gülüflüyle yan›t verdi. Tarihin bu kesitinde yürütülen muharebe de t›pk› di¤erleri gibi hafife al›namayacak kadar önemliydi. Düflman›n her sald›r› ve manevras› mutlak suretle yan›tlanmal›yd›. Aygün yaflam›yla verdi bu yan›t›. Ard›ndan di¤erleri çekti yaflam›n onurlu ipini. S›ras›yla ve hiç tereddüt etmeden. Çanakkale’den duydu¤umuz ses Ayçe ‹dil Erkmen’in sesi kad›n savaflç›lara ayr› ve daha anlaml› bir mesaj gönderiyordu. Ölüm Orucu’nda flehit düflen ilk kad›n tutsak olma onuruyla devretti bayra¤›n›
kendinden sonrakilere. SAG direniflçisi Tahsin’in onur yüklü, y›llar›n› devrime adam›fl olman›n tüm mütevazili¤iyle katafalk›nda yat›yordu. Meflalelerle ayd›nlanan yüzü kavgaya
daha fazla at›lman›n gerekti¤ini anlat›yordu. Yüzüne birikmifl yaflam çizgileriyle. Nöbet tutan yoldafllar›, siperdafllar› yaklaflan zaferin müjdesini f›s›ld›yordu kulaklar›na. Ko¤ufl kap›s› aralan›p ç›kt›¤›nda Tahsin hep bir a¤›zdan yükselen tek bir ses ve tek bir 盤l›k vard›. Bize Ölüm Yok! Hücre tipi hapishanelerin provas›n› ’96 y›l›nda Eskiflehir tabutlu¤unu açarak yapan devlete yan›t aç›k ve netti. Direniflin biçimi ve bedeli ne olursa olsun ödenecekti ve hücreler hiçbir biçimde kabul edilmeyecekti. Devletin ödenen bedellerle birlikte köfleye s›k›flm›fll›¤› ile yapt›¤› bir dizi aç›klama gecikmeden yan›t›n› buluyordu. Gerek d›flar›da oluflan kamuoyu ve kitle deste¤i, gerekse de dire-
niflçilerin içerdeki kararl› tutumu kazan›mlar›n temel zeminini oluflturuyordu. Devlet yapt›¤› aç›klamalarla çaresizli¤ini ve köfleye s›k›flm›fll›¤›n› ifade ederken, komünist ve devrimci tutsaklar ortaya koyduklar› irade ile kazanacaklar›n› çok iyi biliyorlard›. Direniflin 67. gününde s›radaki Yemliha’yd›. Beklenen haberin tüm ko¤ufllara ve hapishanelere yay›lmas› uzun zaman almam›flt›. U¤urlad›¤›m›z her bedel ö¤reterek ayr›ld› aram›zdan. Açl›¤›n ve ölümün so¤uk yüzünü parçalamak istercesine gülümsüyordu. Eriyen bedene inat gülümsüyordu. Her gün biraz daha eriyen bedenin a¤›rl›¤›yla, ad›m atman›n dahi zorlaflt›¤› o günlerde gidenlerimiz koflmay› emredercesine yat›yorlard› katafalkta. O da haz›rland› gidece¤i yolculu¤a. Upuzun koridoru dolduran insan y›¤›n› bu onurlu gidifli u¤urlamaya haz›rlan›yordu. Bir bedel ödemeye daha. Sar›ld›¤› bayra¤›n alt›nda karanfillerle u¤urland› Yemliha. Ç›karken direnifl ko¤uflundan yoldafllar›n›n omuzlar›nda tek tek tutsak kitlesinin yüzünü izlerken hüzünle bakan gözlerin tümüne güç ve cesaret veriyordu. Ve yine hapishaneduvarlar›nda yank›lanan o 盤l›kla u¤urland› Yemliha; Bize Ölüm Yok!, Bize Ölüm Yok!, Bize Ölüm Yok! 69 günlük bu çarp›flman›n ard›ndan kazan›mlar›n ilan edildi¤i saatlerde Hayati Can’›n sesini duyduk Bursa Hapishanesi’nden. Tarihe alt›n harflerle yaz›lan bu direniflin son noktas› oldu O. Ölüm Orucu’nun vücutta yaratt›¤› tahribat nedeniyle daha sonra Erkut Direkçi ve Polat ‹yit de ölümü kucaklad›lar tereddütsüzce... Zaferi mufltulad› ve kutlarcas›na tüm tutsak kitlesini, solu¤unu b›rakt› kavgas›na. Bu tarihi tecrübenin kazan›mlar›yla birlikte karfl›land› hapishane sald›r›lar›. 19 Aral›k katliam›n›n ard›ndan yaflanan Ölüm Orucu direniflinde 96’n›n ö¤retileri ve sonuçlar›yla hareket edildi. Nergiz, Muharrem ve di¤erleri kendilerinden önce direnerek ve ölümü küçülterek yazd›klar› tarihin takipçileri olarak yaz›ld›lar bu süreçte. 96 Ölüm Orucu’nun zaferle sonuçland›r›lmas›, devrimci iradenin önünde durabilecek bir engel olmad›¤›n›n, dolay›s›yla bu topraklar›n yeni zaferlere ulaflaca¤›n›n da teminat›d›r…
Nikaragua Devrimi: “Zafer günü geldi çatt›” 19 Temmuz 1979’da gerçekleflen Nikaragua Devrimi ile ilgili Pravda’n›n özel muhabirlerinin anlat›mlar›... “19 Temmuz’u 20 Temmuz’a ba¤layan gece, Ulusal Dirilifl Hükümeti Managua’ya vard›. Az önce, köhne iki motorlu bir uçak, bir taksi gibi, bütün hava çukurlar›nda hoplayarak, Kosta Rika’dan ilk yabanc› gazeteciler grubunu Nikaragua baflkentine ulaflt›rd›. Baflkentin Las Mercedes havaalan›nda iniyoruz. Az zaman sonra havaalan› bir zafer meydan›na dönüfltü. Ardarda Sandino Ulusal Kurtulufl Cephesi savafl uçaklar› iniyor. Bunlar savafl birlikleri kumandanlar›n› getiriyorlar. Kucaklaflmalar, öpüflmeler, gözyafllar›, gülmeler... Tan›nm›fl Rus flark›s›nda denildi¤i gibi “gözleri dolu dolu ç›lg›nca sevinç”. ‹lk görüflmeler yap›l›yor. Dionisio Marenko haki renkli üniformal›, Sandino Ulusal Cephesinin k›rm›z›-siyah iflaretini omzunda tafl›yor. Marenko Ulusal Dirilifl Hükümeti’nin yar›nki Ulaflt›rma ve Bay›nd›rl›k ‹flleri Ba-
kan›, flimdilik savaflç› bir kumandand›r. “Düflman›m›z yenildi ve tarih bak›m›ndan mahkum edildi, diyor kumandan. Ancak sözlü¤ümüzde ‘öç alma’ laf› yoktur. Bizi ilgilendiren yeni hayat›m›z›n kurulufludur ve biz bu hayat› kuraca¤›z.” Henri Ruis Ernandes, “Komandante Modeste” olarak ün salm›fl sevimli sanatç› anlat›yor: “Hücuma geçtik, neredeyse Managua’y› ele geçirecektik. Benim birli¤im kuzeyden hücum ediyordu. Sabah saat 10 sular›nda birden radyo ile bir haber iletiliyor: ‘Milli muhaf›z alay› baflkumandan› teslim olduklar›n› ilan etti.’ Daha iyi ya, daha az insan ölecek. Savafl boyunca bu bizim en kolay günümüzdü. Yeni bir hayata bafllayabilece¤imize bir türlü inanam›yordum.” Ksaviyer Çomorro Kardenal, Somoza’n›n bir yardakç›s› taraf›ndan öldürülen (geçen y›l›n Ocak ay›nda) Pedro Hoakin Çomorro’nun küçük kardefli, “Prensa” gazetesi yaz›iflleri müdürüdür. Gazetemiz binas›n› tanklarla, mermilerle y›kt›lar. Bir daha ona-
r›lmas›na olanak b›rakmaks›z›n y›k›nt›lar da ayr›ca yak›ld›. Ama biz gazetemizi yar›n gene ç›karaca¤›z. Matbaa yok edildi ama insanlar çok flükür sa¤. En önemli olan da bu. Gazete düzenli olarak ç›kar›lacakt›r. Gene muhalif mi asla! Elefltiri için nedenimiz olmayacak ki, çünkü hükümetimizin üzerine ald›¤› görevler gerçekten asildir.” Ve böylece kurtulmufl kente giriyoruz. Ulafl›m yok, haberleflme kopuk. Ama bir kumandan bizlerin yani Sovyet muhabirlerinin merkez posta binas›na götürülmesi emrini veriyor, oradan d›fl dünya ile ba¤lant› kurulabiliyor, Tropikal zifiri karanl›¤›nda araba ile ilerliyoruz. fiurada burada hala silah sesleri duyuluyor. Muhaf›zlar sinmifl ama flurada burada tek tük izbandutlar marifetlerini göstermeye devam ediyor. Her sokak a¤z›nda Sandinista devriyeleri. Parola: Özgür Vatan. Bize efllik eden cevab›n› veriyor. “Ya da ölüm” Bundan sonraki kontrollerde biz bu cevab› kendimiz söylüyoruz.”
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Tuncay Bali: Malatya do¤umludur. Üniversitede okurken tan›fl›r Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle. Zeytinburnu’nda demokratik kitle örgütlerinde faaliyet yürütürken 16 Temmuz Tuncay Bali 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Erol Do¤an: Sivas Divri¤i Ar›kbafl› (Birestik) köyü do¤umludur. Zeytinburnu’nda 24 Temmuz 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Pafla Soylu Pafla Soylu: 18 Temmuz 1980’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Hasan Gülünay: 1965 Erzincan Kemah do¤umludur. Çal›flmak için geldi¤i ‹stanbul’da Proletarya ParH. Gülünay tisinin düflünceleriyle tan›fl›r. 1980 döneminde oluflan kopuklu¤unu 1983’te giderir. 1987’de T‹KKO’nun flehir askeri faaliyeti içinde görev al›r. 20 Temmuz 1992’de evinden ç›kt›¤›nda gözalt›na al›n›r ve gözalt›nM. Kalkan da kay›plar›n ilklerinden biri olarak ölümsüzleflir. Emre Bilgin: 1962 ‹stanbul do¤umludur. Hapishane yaflam› boyunca gösterdi¤i kararl› tavr›n› ç›kt›¤›nda da sürdürür. Israrla Tahsin Budak askeri faaliyette görev almak istedi¤i için bu alanda görevlendirilir. 20 Temmuz 1992’de içinde bulundu¤u araban›n çevrilmesi sonucu ç›kan çat›flmada örnek bir tav›r sergileyerek flehit düfler. Mustafa Kalkan: 1958 Ak›ner Ça¤lar Dersim Hozat K›rnik (Buzlup›nar) do¤umludur. Hozat çevresinde faaliyet yürütür. 1982’de tutuklan›r ve Elaz›¤ Hapishanesi’ne konur. Buradan bir grup yoldafl›yla birlikte firar eder. T‹KKO gerillalar›na kat›l›r. Özgül durumu nedeniyle yurtd›fl›na ç›kt›¤›nda 17 Temmuz 1993’te bir trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir. M. Tahsin Budak: 1957 ‹skenderun do¤umludur. Arap milliyetindendir. Lise y›llar›nda tan›flt›¤› düflünceyi Almanya’ya iflçi olarak çal›flmaya gitti¤inde de devam ettirir. Ülkeye dönüp burada mücadele etmek isterken, 21 Temmuz 1995’te trafik kazas› sonucu aram›zdan ayr›lm›flt›r. Ak›ner Ça¤lar: 1961 Erzincan Tercan do¤umludur. 1980 öncesi ‹stanbul Ba¤c›lar’da faaliyet yürütür. 1981’de yakalan›r. 6 y›l TKP/ML dava tutsaklar›yla kal›r. Tahliye olup Akhisar’a yerleflti¤inde burada Partizan kitlesinin yarat›c›s› olur. Daha sonra Özgür Gelecek dergisi Malatya temsilcili¤i görevini üstlenir. 24 Temmuz 1998’de görev için gitti¤i bir köyden dönerken geçirdi¤i kalp krizi sonucu yaflam›n› yitirir.
25
26
15-28 Temmuz 2005
B›rakt›¤›n›z yerden devam ediyor kavga...
Hasan Demir
Nurgüzel Yaflar
19 Temmuz 1992 tarihinde, Kartal Maltepe’de polisin yarg›s›z infaz›yla evde bulunan Hasan Demir, Nurgüzel Yaflar ve Ramazan Ceviz katledilmifltir... Hasan Demir (Ünal), Bursa Yeniflehir do¤umludur. ‹lk olarak TMLGB’de örgütlenmifltir.
Ramazan Ceviz
Nurgüzel Yaflar, 1969 Kars Selim Baykara köyü do¤umludur. Anne taraf›ndan Çerkez’dir. ‹stanbul Gültepe’de geçirir yaflam›n›. 1991’de profesyonel devrimcili¤e bafllar. Yaflam› boyunca insanlarla iyi bir iletiflim kurmufl ve bu özelli¤iyle kendini sevdirmifltir.
Ramazan Ceviz, Ad›yamanl› bir iflçi ailesinin çocu¤udur. Aile sonradan Adana’ya yerleflmifltir. Uzun y›llar T‹KB içerisinde faaliyet yürütmüfltür. 1979’da yakalan›r ancak 1980’de firar eder. 1982’de TKP/ML saflar›na geçer. 1984 fiubat’›nda yakalan›r. Pek çok hapishanede yatar: Selimiye, Metris, Adana, Mersin... Daha sonra hakk›ndaki idam cezas› onaylanm›flken, yasadan yararlanarak tahliye olur. Üzerinden 30 adet kurflun yaras› ç›kan Ramazan Ceviz’in ayak topu¤unda kurflun yaras› olmas›, boyun ve kolunun k›r›k olmas› nas›l vahflice katledildiklerinin kan›t›d›r. Ramazan Ceviz Adana’da, Hasan Demir Bursa’da, Nurgüzel Yaflar ‹stanbul’ da topra¤a verilmifltir. Bu yarg›s›z infazlar›n hesab› TKP/ML TMLGB güçleri taraf›ndan molotoflu sald›r›larla sorulmufltur.
Uzun, ince bir karanfil gibi güzel izler b›rakanlar... 19-20 Temmuz 1992’de aram›zdan ayr›lan Nurgüzel Yaflar, Ramazan Ceviz, Hasan Demir ve Emre Bilgin’in an›s›na… Çok sevdi¤i küçük k›z kardeflinin ne zamand›r söyleyip durdu¤u; “birgün gel de beni sinemaya götür” iste¤ini yerine getirmenin sevincini yaflamaktad›r. Bu f›rsat› de¤erlendiren ablas› da gelmifltir onlarla sinemaya. Sinema ç›k›fl› hayli geç oldu¤u için bir taksiye binerler. Kardefliyle birlikte ve belinde silahla sinemaya gitmekten rahats›zl›k duymaktad›r. Ancak buna zorunlu kalm›flt›r. Annesi evde silah olmas›n› istemedi¤i için, kardeflinin silah›n› Emre’nin al›p götürmesi için zorlam›flt›r. O s›ra bir çevirmenin içine düflerler. ‹lk etapta, silaha davran›r, atefl açarak kaçmay› düflünür. Ancak kardeflleri nedeniyle bunu yapamaz. Kimli¤i sa¤lamd›r. Bekler. Polis gelir, arabadan inmelerini söyler... Üstünü arayaca¤› art›k anlafl›lm›flt›r. Silah›na davran›r, kap›y› açar, polisi itekler ve h›zla karfl› soka¤a dalar. Dönerek silah› do¤rultur, teti¤e basar, ancak atefl almaz. Tekrar koflar. Bir anda ortal›k kar›fl›r. Yo¤un bir atefl bafllar kaçan›n ard›ndan. Sokaklara dalarak h›zla ilerler... Polislerin görüfl aç›s›ndan ç›kt›¤› bir s›rada, bir apartmana dalar. Birkaç kat ç›kar ve bir kap›y› çalar. Yafll› bir adam açar kap›y›. Emre silah›n› do¤rultur ve içeriye dalar. Nefes nefesedir. ‹htiyar adam oldukça sakin bir flekilde kap›y› kapat›r ve kilitler. Yafll› bir kad›n daha vard›r içeride. Emre ikisini karfl›s›na al›r. “Devrimciyim, polisten kaç›yorum. Kusura bakmay›n gizlenmek zorunday›m” der. Yafll› adam›n ses tonu oldukça s›cak ve samimidir. Yavaflça koltu¤a otururlar. “‹kinci dünya savafl›n› anlatan Frans›z roman› da böyle bafllar. Nazilerle çat›flan genç bir partizan s›¤›nmak için bir evin kap›s›n› çalar. ‹çeriye girer, evde yafll› bir kar› koca vard›r...” Sabaha dek sohbet ederler. ‹htiyarlara güvenir, bir dostluk yakalam›fllard›r. Ama ertesi sabah evden ayr›l›rken, ihbar etmemelerini bir kez daha anlat›r. Ve vedalafl›rlar... Emre’nin yaflam›nda ilk deneyimlerinden biridir bu. Kaçarken dönüp atefl etmeye çal›flt›¤›nda emniyetin kapal› oldu¤unu sonradan anlayacakt›r. Aran›r durumdan sonra, kampa gitmek,
sonra da gerillaya kat›lmak için yap›lan giriflimler aksamaya u¤ray›nca, flehir askeri faaliyetinde kalma ›srar› onun için yeni bir süreç olacakt›r. Sekreteri oldu¤u askeri birimin eylemlerdeki komutan›n›n tecrübeli bir sempatizan olmas›n› onurla karfl›layacak, onlardan ö¤renecek ve ö¤retecektir. K›sa sürede bu s›nav› baflar›yla tamamlayacak ve ayn› zamanda komutan vas›flara sahip olacakt›r. Bir kamulaflt›rma eyleminde etkisiz hale getirdikleri personelden yerde a¤layan bir bayana “Sus, a¤lama bac›m” diyerek bafl›n›n alt›na yast›k koyacakt›r. Onun duyarl›l›¤›n› hemen hissedeceksiniz k›sa bir süre birlikte olsan›z bile. Gözlerinize bakacakt›r derinden, sizi anlamaya-tan›maya çal›flacak ve sorgusuz sevgisini bir tebessümüyle hissettirecektir. Bir eylem ya da koflturmacal› bir günün yorgunlu¤unda, akflam haberlerinde dinledi¤i Sabahat Karatafllar için yar›m b›rakaca¤› fliirler yazarak yüre¤ini onlar›n savafl›na koyacakt›r. Türküler söyleyecektir onlara dair. Kavgalar›n› kavgas› bilecektir. 80’li y›llarda hapishanede pek çok insan kendini tüketirken, Emre sürekli kendini yenilemifl, kendisi ve yoldafllar›n›n çabas›yla siyasal ve ideolojik olarak ciddi bir geliflme göstermifltir. Parti üyeli¤inin onaylanmas›nda duydu¤u coflku ve sevinç, mücadeledeki kararl›l›k onda militan bir ruh yaratm›flt›r. Mücadeledeki ›srarc›l›¤›, yoldafllar›na,
devrimcilere ve halka s›n›rs›z sevgisini sundu¤u gözbebeklerine yans›yan berrakl›¤›, özverisi, çevresine hissettirdi¤i özgüveni, alçakgönüllülü¤ü ve daha söylenebilecek pek çok olumlu özelli¤i üzerinde tafl›yan, en sorumlu oldu¤u anda bile ö¤renmek için çabalayan, günümüzde aranan militan özellikleri üzerinde fazlas›yla tafl›yan, yürekli bir partizan, bir savaflç›, kavga adam›... Yoldafllar›yla sohbet ederken gecenin yar› vaktinde, çat›flmal› silah sesleri akm›flt›r pencereden içeriye. Her silah sesinde yüreklerinin bir parças› sanc›lanm›flt›r. Tesadüfen yak›n bir semtte ev tutan di¤er yoldafllar›n katlidir, gecenin sessizli¤ini ölümle, kan sesiyle bozan. Sabah›n ilk haberlerinde ö¤reneceklerdir, katledilenlerin Nurgüzel Yaflar, Ramazan Ceviz ve Hasan Demir yoldafllar oldu¤unu. K›sa bir de¤erlendirmeyle, yoldafllar›n katline misilleme birkaç gün sonraya b›rak›lacak, önceden kararlaflt›r›lan ve o gün yap›lmas› gereken kamulaflt›rma esas al›nacakt›r... Kamulaflt›rma öncesi yoldafllar›yla görüflme yerinde bafllayan takip ve çevirmeye ilk kurflunu s›karken gece katledilen üç fidan›n yüreklerine bir öpücük konduracakt›r. Hedefini bulmufltur mermi... Sonras› bir kovalamacad›r. Henüz bitmemifl bir binan›n tu¤la duvarlar›n› siper edecektir çat›fl›rken. Bir savaflt›r, flimdi, sevdi¤i, coflkulu ve ölümsüz. “Sizden ald›¤›m silahla, sizinle savafl›yorum” diye alay edecektir düflman›yla... Yaralanm›flt›r. S›zan kan›na bat›r›p elini her fleyiyle bütünleflti¤i partisinin ad›n› yazacakt›r usulca... Son mermisi de bitmifltir... Yüzbin lira da olsa kalmamal›d›r düflman›na, kimli¤ini ve paras›n› yakacakt›r. Ve en güçlü silah›ndad›r s›ra, son mermiler hançerlerken bedenini, en yal›n ve sevgi dolu gülümsemesini konduracakt›r, dudaklar›na... “Gülümsememi yok etmek için, surat›m› parçalamalar› gerekecek.” Bir gece öncesi, sohbetinde söyledi¤ini yerine getirecek ve düflman bu tebessümü silmek için parçalayacakt›r surat›n›. Bir kavga adam›n›n öyküsüdür bu. Uzun, ince boyuyla bir karanfil gibi güzellikler b›rakan... Bir savaflç›n›n yaflam›d›r bu, s›n›rs›z ve sorgusuz bir yürekle kat›ld›¤› s›n›f savafl›m›nda kal›c› izler b›rakan...
GÜN’DE DÜN.. 15 Temmuz 1927. Viyana’da solcular ayakland›; polis atefl açt›: 89 ölü. 1954. ‹zmir liman iflçileri yasa¤› delerek grev yapt›; 24 iflçi gözalt›na al›nd›. ‹zmir’de 700 liman iflçisi bir y›l sonra yine grevde. Bu kez iflçiler mahkemeye sevk edildi. 1968. Amerika Birleflik Devletleri’ne ait 6. Filo ‹stanbul’a geldi. Gemiler limana demirler demirlemez ‹stanbul Teknik Üniversitesi ö¤rencileri Dolmabahçe r›ht›m›na gelerek 6. Filo’yu protesto ettiler. 16 Temmuz 1888. Sözleri Paris Komünü’nün y›k›lmas›ndan sonra Komüncülerin mücadelesi ad›na Eugene Pottier taraf›ndan yaz›lan Enternasyonal, Pierre Degeyter taraf›ndan marfl olarak bestelendi. 1977. Tüm Ö¤retmenler Birleflme ve Dayan›flma Derne¤i (Töb-Der) ‹stanbul fiubesi bombaland›. 17 Temmuz 1936. ‹spanya Fas’›nda General Fransisco Franco cumhuriyetçi hükümete isyan etti; ‹spanya iç savafl› bafllad›. 1968. Üniversite ö¤rencileri Amerika Birleflik Devletleri’ne ait 6. Filo askerlerini denize att›; Polis ‹stanbul Teknik Üniversite Yurdu’nu bast›, 53 ö¤renci ve 4 polis yaraland›. 18 Temmuz 1968. Amerika Birleflik Devletleri’nin 6. Filo askerlerini denize atma iddias›yla 30 ö¤renci tutukland›. ‹stanbul Teknik Üniversitesi rektör, dekan ve senato üyeleri tutuklamalar› protesto ederek istifa etti. 1980. Fatsa Belediye Baflkan› Fikri Sönmez tutukland›. 1986. ‹nsan Haklar› Derne¤i Ankara’da kuruldu. 19 Temmuz 1980. 12 Mart döneminin baflbakan› Nihat Erim ‹stanbul’da öldürüldü. 2000. Liseli iki k›z ö¤renciye gözalt›nda cop ile tecavüz etti¤i iddias›yla yarg›lanan polis memuru Gürkan ‹lhan’a Hatay Emniyeti taraf›ndan “üstün baflar›l›” çal›flmalar› nedeniyle teflekkür belgesi verildi. 22 Temmuz 1980. D‹SK eski baflkan›, Maden-‹fl Genel Baflkan› Kemal Türkler öldürüldü. 23 Temmuz 1909. Gazeteci Hasan Fehmi, ‹ttihat ve Terakki aleyhindeki yaz›lar› Serbesti Gazetesi’nde yay›nland›ktan sonra vuruldu. 1981. 12 Eylül AFC lideri Kenan Evren, ilkokul, ortaokul ve liselere zorunlu din dersi konulaca¤›n› aç›klad›. 24 Temmuz 1968. Polisin ‹stanbul Teknik Üniversitesi Yurdu’nu bast›¤› s›rada dövdü¤ü gençlerden Hukuk Fakültesi ö¤rencisi Vedat Demircio¤lu sekiz gün komada kald›ktan sonra 24 Temmuz 1968’de öldü. 26 Temmuz 1951. fiair Naz›m Hikmet vatandafll›ktan ç›kar›ld›. 1953. Moncada K›fllas› bask›n›yla Küba Devrimi bafllad›. Devrimcilerin lideri Fidel Castro tutukland›. 28 Temmuz 1794. Frans›z devrimci lider Maximillien Robespiere idam edildi.
15-28 Temmuz 2005
26
26
Kad›na yönelik fliddete ve bask›lara son! Konfederasyonumuz AT‹K taraf›ndan düzenlenen ‘Kad›na yönelik fliddete hay›r’ paneller dizisinin biri 3 Temmuz 2005 tarihinde Stuttgart’ta gerçeklefltirildi. Kampanya fleklinde ele al›nan paneller için AT‹K imzal› ç›kar›lan ça¤r›larda k›saca flu görüfllere yer verildi: ‘Evrensel çapta var olan sömürü soygun, talan ve bunlara ba¤l› olarak gerçekleflen haks›z savafllar, yoksulluk, açl›k, sefalet, e¤itimsizlik ve düflünsel gericilik cinsel sald›r›n›n beslendi¤i kaynakt›r... Kad›na yönelik fliddet ister kamusal isterse özel yaflamda(!) meydana gelsin; kad›n›n fiziksel, duygusal, cinsel, düflünsel ve ekonomik aç›dan zarar görmesine, ac› çekmesine yol açan, kad›n›n temel hak ve özgürlüklerini ve onurunu zedeleyen bir eylemdir. Kad›na yönelik fliddet olaylar›na; iflyerinde, sokakta, okulda, gözalt›nda, savaflta rastlanmaktad›r. Ama ne yaz›k ki kad›nlar, en korundu¤u yer diye düflünülen ‘aile içinde’de, hatta daha yayg›n bir flekilde fliddete u¤ramaktad›rlar. Hakaret, tehdit, dayak, afla¤›lama, cinsel taciz, tecavüz, yaralama hatta öldürme biçimindeki bu gibi kad›na yönelik fliddet eylemleri, genellikle erkeklerin ve erkek egemen sistemlerin kad›nlar üzerinde egemenlik sa¤lama amac›yla uygulad›klar› güç gösterisidir.’ Bu tema çerçevesinde düzenlenen panele; Türkiyeden, ‹stanbul Üniversitesi Çapa T›p Fakültesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc› Hollanda’da yirmi y›ld›r göçmen olarak yaflayan Gazeteci-Siyasetçi, ‹nsan haklar› savunucusu Fatma Dikmen, AT‹K Kad›n Komisyonu Sorumlusu Ayfer Özgün panelist olarak kat›ld›lar. Türkiye’den kat›lmas› gereken; TUYAB temsilcisi Semiha K›rkoç ve Diyarbak›r Barosu avukatlar›ndan Av. Müzeyyen Nergis ise vize sorunundan dolay› gelemediler. Panel oldukça s›cak bir atmosfer içerisinde gerçekleflti.
Panel öncesi 17’ler flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflu ve 17’lerin flehit düflmesinin içinden geçti¤imiz dönem aç›s›ndan ne anlam ifade etti¤i k›saca anlat›larak, bu dönem itibar›yla karamsarl›¤a yer vermeden görevlere daha bir s›k› sar›larak, bu sürecin zorlu¤unun afl›labilece¤i belirtildi. S›ras›yla AT‹K-Kad›n Komisyonu ad›na Ayfer Özgün söz alarak; kad›na yönelik fliddetin nedenleri üzerinde k›saca tarihsel bilgi ve kad›na yönelik fliddetin kimi y›llara göre istatistiklerini aktararak, özelde Avrupa’da yaflayan göçmen kad›nlar›n durumlar› hakk›nda bilgiler vererek konuflmas›n› bitirdi. ‹kinci olarak söz alan Fatma Dikmen de kad›na yönelik fliddetin kaynaklar›n›n esas olarak iki türlü yo¤unlaflt›¤›n›; biri devlet kaynakl› fliddeti besleyen olgu, di¤eri din merkezli fliddeti besleyen ve gelifltiren, kan›ksatt›ran gerçekli¤e de¤inerek; erkek egemen sistemin alt edilmeden gerek düflünsel boyutuyla gerekse maddi boyutuyla bu sorunun devam edece¤ini ifade etti. Özellikle kad›nlar baflta olmak üzere, devrimci kad›n ve erkeklerin bu mücadeleyi vermeleri gerekti¤inin alt›n› çizdi. Son olarak söz alan Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc›’da; haz›rlam›fl oldu¤u çal›flmas›n› sinevizyondan göstererek konuflmas›n› gerçeklefltirdi. Tarihsel olarak kad›n›n konumunun özel mülkiyetin ortaya ç›k›fl›yla, devlet ayg›t›n›n devreye girmesiyle birlikte de¤iflti¤ini ve bu andan itibaren kad›na bir meta olarak bak›ld›¤›n› ve kad›n›n yerinin ikinci s›n›f bir konuma itildi¤ini vurgulayarak, kad›n sorununun yaln›zca geri kalm›fl ülkelerde de¤il ayn› zamanda geliflmifl Avrupa ülkelerinde de yayg›n bir sorun oldu¤unu örnekleriyle anlatt›. Kad›n sorunu karfl›s›nda kad›n mücadelesinin tarihsel k›sa anlat›m› yan›nda, feminist hareketin kendi içe-
risinde ideolojik ve siyasi ayr›fl›m›na da de¤indi. Burjuva feminizmden islami feminizme, laik feministlerden sosyalist feminizme kadar yelpazenin genifl oldu¤unun alt›n› çizerek; feminizmin öz olarak ‘kad›n bak›fl›’ oldu¤unu söyleyerek, toplumdaki yanl›fl flekillenmeye dikkat çekti. Panelin ikinci bölümünde sorulan sorular ve konulan düflünceler ile tart›flma biraz daha derinlefltirilmeye çal›fl›larak, sorunun kendisini s›kl›kla telaffuz etmek yerine sorunun çözümü için neler yap›lmas› gerekti¤inin alt› çizildi. Genel olarak tart›flma bölümünde ifade edilen düflünceler k›saca flu flekildeydi; kad›n-erkek sorununun toplumda verilen e¤itimin, kültürün al›flkanl›klar› ve flekillendirmenin etkisinin görülmesi, eflit haklara sahip olmas› için kad›n›n sosyal mücadelede etkin olmas› ve devrimci erkeklerin soruna müdahale etmede daha etkin davranmas›, de¤iflim-dönüflüm için iki taraf›n da hareket halinde olmas›, sorunun kendisini ortaya koyarken alternatifinin de sunulmas›, kad›n›n kurtuluflunun sosyalizmden geçti¤i ama bunun yaln›zca bir bafllang›ç teflkil etti¤i; as›l olarak kad›n›n özgürleflmesinin insanl›¤›n özgürleflmesine ba¤l› oldu¤u vb. düflünceler yan›nda, somut olarak içimizde kad›na fliddet uygulayan erkeklere karfl› ne gibi tav›r al›nd›¤›, al›naca¤› da vurgulanarak, bu sorun özgülünde kad›n›n kendine güven duymas›n›n önemine de de¤inildi.
Panelin birçok aç›dan verimli oldu¤unu rahatl›kla söyleyebiliriz, en az›ndan panel sonras› günlerde yap›lan tart›flmalarda bu durum kendisini göstermifltir. Yaln›zca dernek çevresinde de¤il dernek çevresi d›fl›ndan kat›lan insanlarca da, kendi çevrelerinde sohbetler gerçekleflmektedir. Bu anlam›yla; AT‹K-Kad›n Komisyonu’nca oluflturulmaya çal›fl›lan ‘Demokratik Kad›n Hareketi’örgütlenmesinin hem somutlaflmas› için hem de daha yayg›n bir flekilde kad›nlar› kucaklamas› için; bu ve benzeri faaliyetlere a¤›rl›k verilece¤i vurguland›. STUTTGART AT‹FTOHUM KÜLTÜR DERNE⁄‹
‹flgal, Afgan kad›nlar›n›n hayat›n› daha da zorlaflt›rd›
TESEV’in Genifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika (GODKA) projesi kapsam›nda Türkiye’ye gelen Sahar Baha, Afganistan’da kad›nlar›n özgürlü¤ü için mücadele eden Devrimci Afgan Kad›nlar Birli¤i’nin (RAWA) temsilcisi olarak Afgan kad›nlar› ve ülkesindeki kad›n hareketi hakk›nda bilgi verdi. Bo¤aziçi Üniversitesi Kad›n Araflt›rma Merkezi’nde (BÜKAK) konuflan Baha, “Afgan kad›n›n›n iflgalle özgürleflti¤i inanc› yanl›fl. Tam tersine ABD iflgaliyle birlikte fliddet artt›¤›ndan kad›n daha da zor durumda. Bugün bu bask›ya dayanamayan kad›nlar›n in-
tiharlar›nda art›fl vard›r” dedi. ABD’nin kamuoyunda yaratmaya çal›flt›¤› Afgan kad›n›n›n burkalar›ndan kurtulup, özgürleflmesinin bir masaldan ibaret oldu¤unu vurgulayan Baha, Devrimci Afgan Kad›nlar Birli¤i’nin kad›nlar›n sesini duyurma ihtiyac›ndan kuruldu¤unu söyledi. “Savafl önce kad›n› vurur. Kuzey ‹ttifak›n›n katletti¤i insanlar›n ço¤u kad›n ve çocuktu. Taliban döneminde de de¤iflen bir fley olmad›. S›n›rlardaki sorunlar mülteci say›s›n› da art›rd›¤›ndan, ço¤u kad›n olan bu mültecilere sahip ç›kmam›z gerekti. Bugün Afganistan’da ve Pakistan’da iki bin
kadar kad›n RAWA için çal›fl›yor” diyen Sahar Baha, “Güzellik yar›flmalar›na kat›lan Afgan k›zlar›n›n görüntülerine kanmay›n. Kâbil’in kenar mahallelerinde kad›nlar öldürülme ya da tecavüz korkusuyla tek bafl›na d›flar› ç›kam›yor. Taliban sonras›nda kad›n intiharlar›nda art›fl gözleniyor. Uyuflturucu kaçakç›l›¤›, çocuk kaçakç›l›¤›, fahiflelik tüm bu sorunlar Afgan kad›n›n› hala zincire ba¤l› tutuyor. Bunlar çözülmeden, e¤itim ve sa¤l›k hizmetleri yayg›n sa¤lanmadan, Afgan kad›n›n›n özgürleflti¤ini söylemek mümkün de¤il” dedi. 30 y›ld›r kad›nlar›n özgürlü¤ü için mücadele eden Devrimci Afgan Kad›nlar Birli¤i’nin (RAWA) üzerinde yo¤un bir bask› var. Afganistan’daki güvenlik problemi nedeniyle aç›k kimlikleriyle çal›flm›yorlar. “S›radan kad›nlar bile günlük hayatlar›nda hayati tehlike alt›ndayken, bizim durumumuzu tahmin edebilirsiniz. Aç›k kimlikle ve yüzlerimizle sürdürece¤imiz mücadele yaflamlar›m›z› tehlikeye atar. Ben ve birçok arkadafl›m e¤itimimizden, aileleri-
mizden fedakârl›k yaparak bu davay› sürdürüyoruz” diyen Baha, konuflmalar›nda görüntü vermiyor. RAWA nedir? RAWA, Afganistan’›n en eski sosyal ve politik organizasyonu; bar›fl özgürlük, demokrasi ve kad›n haklar› konular›nda çal›fl›yor. 1977’de, demokratik ve laik bir Afgan devleti kurmak için kad›nlar› sosyal ve siyasi aç›dan bilinçlendirmek amac›yla bir grup taraf›ndan kuruldu. 1978’deki Sovyet iflgaline direnen RAWA, ABD taraf›ndan desteklenen köktendinci Taliban güçlerinin aksine, demokrasi ve laikli¤i benimsedi. RAWA’n›n kurucular›ndan Meena 1987’de bir suikast sonucu öldü. Sovyet iflgaline de karfl› ç›kan RAWA o zaman da Afganistan için özgürlük ve demokrasinin gereklili¤ini savundu. 1992’den beri aktiviteleri köktencilere direnmeye a¤›rl›k verdi. 15 temel e¤itim okulu ile 9 yetimhane iflleten örgüt, gezici sa¤l›k üniteleriyle kamplardaki kad›n ve çocuklara hizmet sa¤l›yor.
27
26
15-28 Temmuz 2005
Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’nde buluflal›m
Gerillan›n yurdu Dersim’e, Dersim’in kalbi Munzur’a akal›m!
“Bar›fl›n ve özgürlü¤ün simgesi Munzur siyanür ve barajlarla yok edilemez”; bu y›l alt›nc›s› düzenlenecek olan Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’nin belirlenen fliar› bu. Ancak bu fliar bugün Dersim’in gerçekli¤ini yans›tmaktan uzak. Munzur’un özgürlük ak›fl› isyanlarla doludur, Munzur dün oldu¤u gibi bugün de k›z›l akmaktad›r. Yaflanan tüm bask›lar, baflkald›r› ve hesap sorma bilinciyle karfl›l›k bulmaktad›r. Gün geçmiyor ki Dersim’in da¤lar›nda, sokaklar›nda bir hukuksuzluk, bir hak ihlali, bir sald›r› yaflanmas›n. Tarihi adeta bask›lar, katliamlar, ifl-
kenceli sorgular, yarg›s›z infazlar tarihi olan Dersim, dün oldu¤u gibi bugün de egemenlerin hedefi durumunda. Egemenlerin, insanlar› yaln›zlaflt›rarak kör, sa¤›r, dilsiz duyars›zl›¤› içerisinde bo¤maya çal›flt›klar›, toplumsal bir süreç yafl›yoruz. Buna uymayan, muhalefet eden her kesim gibi Dersim halk› da bask› ve zor politikalar›yla teslim al›nmaya çal›fl›l›yor. Çünkü bilinir Dersim ve Dersim halk›n›n toplumsal duyarl›l›¤›, onlar zalimin zulmüne bafl e¤meyen Seyit R›za’n›n torunlar›, düflmana aman vermeyen, aman demeyen Kaypakka-
Kaz›m Koyuncu çeflitli etkinliklerle an›l›yor! Geçti¤imiz günlerde hayat›n› kaybeden sanatç› Kaz›m Koyuncu için birçok ilde etkinlikler düzenlendi. 7-9 Temmuz tarihleri aras›nda Artvin Hopa’da yap›lan festival
Koyuncu’ya adan›rken, Ankara’da ve Diyarbak›r’da da çeflitli etkinlikler yap›ld›. Ankara’daki etkinlikte Çernobil’e vurgu yap›larak mücadele
ya’n›n ard›llar›… Onlar kucaklam›flt›r da¤lar›yla yi¤it evlatlar›n›, çünkü bilirler neden savaflt›klar›n›. Bu nedenle de¤il mi “potansiyel suçlu” görülmeleri? Bölgede yürütülen gerilla savafl›n› bitirmek için her türden sald›r› yöntemini kullanan faflizm, özellikle gençli¤i yozlaflt›rmak istiyor. “Gençlik kiminse gelecek onundur” mant›¤›ndan hareketle egemenler bilinçli olarak uyuflturucu, fuhufl ve h›rs›zl›k cenderesinde gençli¤i bo¤mak istiyor. Böylece Dersim’i, Dersimliyi bitirmeyi hedefliyorlar. Yaln›z bununla da yetinmiyor faflizm, Dersimli kadar Dersim de tehlike arz etmekte egemenler aç›s›ndan, co¤rafi yap›s› nedeniyle teslim alamamakta, halk savaflç›lar›na da¤›yla tafl›yla siper olmakta ba¤r›nda yeflertti¤i mefleleri, envai türden yeflili ve canl› do¤as›yla. Bundan de¤il midir milli park ilan edilmesine ra¤men egemenlerin, kendi yasalar›n› bile çi¤neyerek Munzur’u barajlarla yok etmek istemeleri. Tüm bunlarla beraber de¤erlendirildi¤inde bu y›l 28-31 Temmuz’da alt›nc›s› düzenlenecek olan Munzur Kültür ve Do¤a Festivali’ne kat›lmak ça¤r›s› yap›ld›. Konur Sokak’ta yap›lan yürüyüflle bafllayan anma Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde devam etti. Tulum eflli¤inde yap›lan yürüyüfl s›ras›nda Kaz›m Koyuncu’nun resimleri ve “Kaz›m Koyuncu ölümsüzdür” yaz›l› pankart tafl›n›rken s›k s›k “Katil Çernobil katil devlet” sloganlar› at›ld›. Etkinlikte sunuculuk yapan flair Mehmet Özer, Koyuncu’ya iliflkin fliirler okudu. Yine flair Ahmet Telli, Koyuncu’nun K›z›ltepe’de Kürtlerle birlikte müzik yapt›¤›n› ve Koyuncu’nun Lazca, Kürtçe, Türkçe, Ermenice’nin sentezi olarak yapt›¤› ürünlerin yar›na ›fl›k tuttu¤unu belirtti. Daha sonra Grup Viya sahne ald›. Grup, Koyuncu’nun flark›lar›ndan oluflan bir dinleti sundu. Günyüzü Müzik Toplulu¤u da bir dinleti sundu. Etkinli¤e gecikmeli olarak kat›lan Koyuncu’nun arkadafllar›ndan Memedali Bar›fl Beflli, yapt›¤› Laz-
önem arz etmektedir. Panel tiyatro ve konserlerin yer alaca¤› etkinlikler dört gün boyunca il merkezinde ve ilçelerde sürdürülecektir. Gerici, yoz, emperyalist kültür yerine halk kültürünü gençli¤in sahiplenmesini sa¤lamak, örgütsüzlü¤ün dayat›ld›¤› günümüzde örgütlülü¤ün gücünü kavratmak, Munzur’un barajlarla yok edilmesine karfl› durmak, kendi de¤er ve kültürümüzü korumak için gerillan›n yurdu Dersim’e Dersim’in kalbi Munzur’a akal›m.
ca ve Türkçe konuflmada Çernobil’e vurgu yaparak, bu konu hakk›nda bir fleylerin yap›lmas› gerekti¤ini belirtti. Anma etkinli¤i Koyuncu’nun konserlerinden oluflan bir sinevizyon gösterimi ile son buldu. Diyarbak›r’da ise 3 Temmuz günü Sur Belediyesi taraf›ndan Koyuncu an›s›na bir konser düzenlendi. Konserde konuflan DEHAP Genel Baflkan Yard›mc›s› Veli Büyükflahin, Koyuncu’nun Newroz’da Kürt halk›yla birlikte oldu¤unu ve “Bu ülke insan› kanser eder” ifadesini kulland›¤›n› hat›rlatarak, flöyle dedi: “Koyuncu’yu bu ülke kanser etti. Koyuncu’yu kanser eden Sivas’ta 37 ayd›n›n diri diri yak›lmas›d›r. Mersin’de Ümit Gönültafl’›, Mardin’de U¤ur Kaymaz’›, Van’da Vahdettin ‹nan’› öldüren zihniyettir.” Konuflmalar›n ard›ndan sahneye ç›kan Cevdet Ba¤ca’n›n Kürtçe ve Türkçe söyledi¤i flark›lara seyirciler de efllik etti. (H. Merkezi)
15-28 Temmuz 2005
28
26
Hiçbir bar›nma politikas› olmayan devletin buldu¤u çözüm:
Sar›yer: Daha çok rant, daha az gecekondu... Sar›yer Da¤evleri (Kaz›m Karabekir Pafla Mahallesi) halk›n›n buralara gelip yerleflmesinin tarihi hiç de yeni de¤il. Yirmibeflli yafllardaki pek çok genç burada dünyaya gözlerini aç›p, burada büyümüfl. Ailelerin evlerini yapmadan önce bölgede kirac› olarak kald›¤› süreyi de hesaplad›¤›m›zda süre daha da eskiye gidiyor. Geçti¤imiz say›da 30 Haziran’da y›k›laca¤›n› duyurdu¤umuz ev, mahalle halk›n›n heyet oluflturup Sar›yer Belediye Baflkan› Yusuf Tülün ile görüflmesinden sonra, iki ayl›k bir süre için y›k›lmaktan kurtuldu. Ancak bu y›k›m›n iptal edildi¤i de¤il, sadece ertelendi¤i anlam›na geliyor. Görüflmeye gidenler Belediye Baflkan›’n›n mahalle halk›n›n ne olaca¤›ndan çok, mahalleye ne kadar villa yap›laca¤›n› düflündü¤ü konusunda hemfikir. fiuras› bir gerçek ki, mahallede devam eden y›k›m karfl›t› çal›flmalar, belediyeyi ve buradan rant elde etmeyi düflünen kesimleri rahats›z ediyor. Belediye, y›k›m karfl›t› çal›flmalar›n etkisini azaltmak için halka “soka¤›n sesini dinlemeyin. Aran›zda sizi k›flk›rtmaya çal›flanlar var” diyerek, y›k›m karfl›t› çal›flma yapanlar› hedef gösteriyor. Mahalle muhtarl›¤›n›n ise y›k›mlar konusunda hiçbir fley yapmayaca¤› art›k gün gibi ortada. Sorunun çözümü her zamanki gibi, birleflti¤inde en büyük güç olan halk›n kendi elinde bulunuyor. Mahallede yaflayan 20 bin kiflinin büyük ço¤unlu¤unun ortakl›¤› sa¤lamas› durumunda bu y›k›m sald›r›s›n› bofla ç›kartmas› mümkün. Gerek yap›lan toplant›lara gelen avukatlar›n, gerekse mahalle halk›ndan konufltu¤umuz tüm insanlar›n alt›n› çizdikleri nokta da buras›. Geçti¤imiz günlerde mahalle halk› kahvehanede toplanarak, önümüzdeki süreçte neler yap›labilece¤i üzerine konufltu. Toplant›ya konuk olarak kat›lan bir flehir planlamac›s›na mahalle halk›ndan birinin “Sen bizim ad›m›za ne gerekiyorsa yap›ver!” demesi, pekçok kiflinin konuflurken bize “Siz yap›n, biz arkan›zday›z” demesi, halk›n kendisinin harekete geçmesinin önemini tam olarak kavrayamad›¤›n›n bir gösterge-
si. Y›k›mlara karfl› flu andan itibaren ne avukatlar›n, ne mahkemelerin, ne de Belediyenin bulabilece¤i bir çözüm yok. Belediye’nin buldu¤u “çözüm” zaten ortada: Y›llard›r burada yaflayan halk› “iflgalci” olarak görüyor ve halk› buradan nas›l ç›kartabilece¤inin hesab›n› yap›yor. Mahalle halk›n›n biraraya gelerek, ortaklafla bir direnifl örgütlemesi bu durumun tek çözümüdür. Y›k›mlar tamamen engellenemese bile, flimdiye kadar y›k›m gerçeklefltirilen bölgeler gösterdi ki, bu direnifl Belediyeler üzerinde bask› oluflturarak y›k›lan evlere karfl›l›k ev tahsis edilmesini sa¤layabiliyor. Oysa flu an Da¤evleri’nde evleri y›k›lacak olanlara sadece “ç›k git” deniliyor. Mahalle halk›n›n görüfllerini almak için dolafl›yoruz. Mahallenin üst k›s›mlar› daha çok Tokat, Sivas ve Tunceli’den, afla¤› k›s›mlar ise daha çok Karadeniz Bölgesi’nden göç edenlerden olufluyor. Bu insanlar›n pek ço¤u köyde geçinemedikleri için buralara göç etmifl. Konufltu¤umuz Tokatl› bir aile “Köydeki yoksulluk bizi buraya getirdi. Topraktan birfley kazanam›yorduk. Zaten topra¤›m›z da yoktu bafl›nda bekleyecek” diyerek köylünün çok ama topra¤›n az oldu¤unu belirtiyor ve topraks›z yoksul köylülerin flehre göç etmekten baflka bir çaresi olmad›¤›n› vurguluyor. Marafll› bir aile, köyde flu an uygulanan kotalar›n hayat› oradakiler için çok daha zorlaflt›rd›¤›n›, ama art›k flehirdekilerin de iflinin çok zor oldu¤unu,
geçinmenin giderek zorlaflt›¤›n› belirtiyor. Kastamonu’dan göç eden bir aile kendilerine “iflgalci” denilmesini kabul edemiyor: “Y›llard›r vergi ödüyoruz biz bu devlete” diyor. Bu k›zg›nl›k genel olarak mahalle halk›n›n hepsinde var: “Suyumuzu, elektri¤imizi, vergimizi ödedik. Çocuklar›m›z› askere gönderdik. Zenginler TC vatandafl› da biz neyiz?” diye soruyorlar. Mahalleye bu y›l getirilen do¤algaz baz›lar›n›n “y›k›m olmayaca¤›” yönünde düflünmelerine sebep olmufl. “Y›kacak olsalar, niye do¤algaz versinler ki!” diyorlar. Oysa Belediye’nin buraya ileriye yönelik yat›r›m yapt›¤›n›, bölgeye zenginleri yat›r›m yapmaya davet ederken, do¤algaz›n da bir avantaj olaca¤›n› görmek istemiyorlar. T›pk› mahalleye ilk villalar yap›lmaya baflland›¤›nda bunun kendilerinin yok olmas›na giden yolun bafllang›c›n›n olabilece¤ini göremedikleri gibi. O zamana kadar yol ve ayd›nlatmayla ilgili mahalleye pek bir hizmet götürmeyen Belediye’nin villalar nedeniyle daha çok hizmet götürece¤ini düflünerek sevinenler olmufl. Mahallenin alt k›sm›nda yap›lan Sedadkent Villalar›’n›n üst k›sm›na çevre duvar› yapmamas› ve yeni inflaatlarla artarak devam etmesi, bundan sonra da geniflleyece¤inin bir göstergesi. Konufltu¤umuz birisi “fiimdi nas›l geçemiyorsak oralardan ‘özel alan’ diye, iflte her yeri öyle ‘özel alan’ yapmak istiyorlar. Bize burada yer yok” diyerek zenginlerin, villalar› aras›na s›k›flm›fl olan gecekondular› istemeyece¤ini dile getiriyor. Bu istememe durumu sadece zenginler için geçerli de¤il, ayn› zamanda onlar›n ç›karlar›n› temsil eden ve gözeten Belediye için de geçerli. Mahalledeki ö¤retmenlerden biri Belediye Baflkan Yard›mc›s› ile görüfltü¤ünde kendilerinin “görüntü kirlili¤i” oldu¤unu dile getirdi¤ini ifade ediyor. Öyle ya, “nezih” villalar varken, bu gecekondular niye olsun!
Mahallede y›llard›r y›k›m olaca¤›n›n söylenmesi ama bunun gerçekleflmemesi, baz›lar›n› rehavete sokmufl durumda. Ancak bu defa söylentiden ziyade ortada kesinleflmifl imar planlar› var ve bu planlarda yoksul halka ve onlar›n gecekondular›na yer yok. Mahalle halk›ndan pekçok kiflinin dile getirdi¤i flöyle bir nokta daha var; özellikle mahallenin üst kesimindeki araziler 12 Eylül öncesi bölgede bulunan devrimciler taraf›ndan yoksul halka paylaflt›r›lm›fl. Konufltu¤umuz iki aile bunun alt›n› çiziyor: “Devrimcilerin yo¤un eme¤i var burada. Arazileri paylaflt›rd›lar, evlerimizi hep birlikte imece usulü yapt›k. ‹nsanlar uyurken, onlar geceleri burada nöbet tutuyorlard›. Onlar olmasa, biz ev-yurt sahibi olamazd›k” diyorlar. Bu gerçek herkes taraf›ndan bilinse de, devrimci hareketin 80 sonras› güç kaybetmesi ve insanlar›n önceki yoksullu¤unun görece azalmas› ve mülkiyet sahibi olmalar›, baz›lar›n› bu gerçeklerden yüz çevirmeye itmifl. Ancak devrimci mücadeleyi flu an desteklemedi¤i halde, dürüstlükle bu gerçekleri dile getirenler de var. Mahalledeki gecekondular›n hepsinin niteli¤i bir de¤il kuflkusuz. Üç oda evi olanlar da var, 4 katl› apartman› olanlar da. Ancak inflaat ruhsatlar› olmad›¤› için hepsi y›k›m tehlikesiyle karfl› karfl›ya. Tek kalabilece¤i yer mahalledeki evi olanlar da var, d›flar›da evi ya da arsas› olanlar da. Ancak mahalle halk›n›n bu tip ayr›mlara girmeden, ortaklafla mücadeleyi büyütmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu bölünmelerin y›k›m karfl›t› mücadeleyi zay›flataca¤› bir gerçek. Evlerini savunmaya en kararl› olan kesimin, buradan baflka gidecek yeri olmayanlar olaca¤› kesin. Bu kesimin mücadelesi de tek bafl›na yeterli olmayaca¤›ndan, olabildi¤ince fazla kifliyi katmak flu an hedeflenen olmak zorunda.
26 Avukatlar›n toplant›larda s›kça vurgulad›¤› bir noktan›n alt›n› çizmekte fayda var; hisse tapunun hatta tapunun olmas› y›k›ma bir engel de¤il. Belediye’ye karfl› dava aç›lmas› da sonucu etkilemiyor. Nitekim baflka yerlerde gerçekleflen y›k›mlarda mal sahiplerinin “dava devam ediyor” demesine karfl›l›k, belediye “önce y›kar›m, sonra tazminat›n› öderim” demifltir. Çünkü devletin buralardan elde edece¤i rant, buraya ödeyece¤i y›k›m bedelinden kat kat daha fazlad›r. Sar›yer’in sermayenin ve devletin nas›l ifltah›n› kabartt›¤›n›n göstergelerinden biri de 9 Temmuz tarihli Milliyet gazetesinin “Milliyet Emlak” eki. Kapaktan “Sar›yer’e turizm dopingi” bafll›¤› alt›nda verilen haberde “Sar›yer’in tapu ve imar sorunlar›n› çözmek için u¤rafl veren yerel yöneticiler, yak›n bir gelecekte ilçede turizm yat›r›mlar› yap›laca¤›n› belirtiyorlar. Projeler gerçekleflti¤inde ilçedeki gayr› menkuller de prim yapacak” denilerek amac›n ne oldu¤u ortaya konuluyor: Daha çok kâr, daha az gecekondu, daha çok zengin... Yap›lan haberde “20. yüzy›l›n bafllar›na kadar sayfiye yeri olan Sar›yer’de nüfus 1950’lerden itibaren artmaya bafllad›. Bu art›fl ile birlikte arazilerin önemli bir k›sm›n›n hazine ve vak›flara ait oldu¤u ilçeye göç edenler, arazileri iflgal ederek yerlefltiler. Bu iflgal sonucunda bugünkü Sar›yer’de çirkin, plans›z ve sorunlu yap›laflma ortaya ç›kt›” denilerek hiçbir bar›nma politikas› bulunmayan, köyden flehire göç etmifl insanlara bar›nma sorununu halletmek için hiçbir çözüm sunmayan devlete de¤inilmeyerek, tüm “suç” halka yükleniyor. Hal böyle olunca da tek çözüm iflgalcilerin gönderilmesi oluyor! Sar›yer Belediye Baflkan› Yusuf Tülün ile yap›lan röportajda, baflkan›n y›k›lacak gecekondulara hiç de¤inmeyip, yap›m› yar›m kalm›fl “Uyum Villalar›” konusuna de¤inerek “çözüm bulaca¤›z” demesi ise, Belediye’nin kimin ç›karlar›n› gözetti¤ine dair somut bir gösterge olarak önümüzde duruyor. Halk›n ç›karlar›n› kimin koruyaca¤›n›n bunca fleyin üstüne apaç›k ortada durdu¤u gibi... Kurtköy’de direnifl sürüyor Y›k›m plan› içerisinde olan Kurtköy Cambazbay›r› mahallesinde 43 ev y›k›lacak. Yaklafl›k 600 evin oldu¤u mahallede ilk önce 43 ev y›k›lacak, ard›ndan parça parça di¤er evlere geçilecek. Cambazbay›r› Mahallesi’nin de bölgede bulunan villalar›n, Hilal Konutlar›’n›n da tapusu yok. Ancak buralar y›k›m plan›na dahil de¤il. AKP’li Pendik Belediye Baflkan› Erol Kaya kendi yandafllar›n›n oldu¤u mahalleye tapu verirken di¤er bölgelere tapu vermemifl. Bölgenin bir taraf›nda binalar, bir taraf›nda villalar varken bir bölgesinde de gecekondular var. Formula-1 Pisti ve Sabiha Gökçen Havaalan› bölgeye yak›n. AKP hükümeti kaçak yap›lan villa-
29 lara göz yumarken emekçilerin yaflad›¤› gecekondular› y›karak, semtleri istimlak ederek bir avuç zenginin zenginliklerini art›rman›n emekçileri ise bütün var›n› yo¤unu ortaya koyarak zorla yapt›¤› evinden kovmak ve açl›k içerisinde b›rakman›n hesab›n› yapmaktad›r. Cambazbay›r› Mahallesi’nin 30 Haziran 2005 tarihinde y›k›laca¤› yetkililer taraf›ndan dile getirilmiflti. Bu karar 5 Temmuz 2005 tarihine ertelenirken 4 Temmuz günü devrimcilerle mahalle halk› bir araya gelerek eylem yapt› ve mahalleyi y›kt›rmayacaklar›n› dile getirdi. Saat 20:00’de devrimcilerin öncülü¤ünde Sivas ‹li Y›ld›zeli ‹lçesi Topulyurt Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i önünde toplanmaya bafllayan mahalleli, mahalle içerisinde “Barikat barikat direnece¤iz”, “Y›k›mlara geçit vermeyece¤iz”, “Y›k›mlara karfl› tek yumruk tek barikat” vb. sloganlarla yürüyüfle geçti. ‹SK‹ önünde toplanan mahalleli ad›na bir kifli yapt›¤› konuflmada “d›flar›dan gelen dostlar›m›zla birlikte bugünden itibaren barikatlar›m›z› kurup mahallemizi savunaca¤›z. Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” dedi. Devrimciler barikat kurmaya bafllarken mahallelilerin evlerinden eflyalar getirerek barikat› kurduklar› görüldü. Ya¤an yo¤un ya¤mura ra¤men halk ve devrimci-
ler barikat bafl›nda gece yar›s›na kadar beklediler. Bu arada barikat›n bafl›nda bekleyenlere aileler yiyecek ve çay getirdiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde barikat bafllar›na nöbetçiler b›rak›larak insanlar evlere geçerken kimse sabaha kadar uyumad›. Sabah halk jandarmay› beklerken bilinmeyen bir nedenle y›k›m ifllemleri ertelendi. Buna ra¤men devrimcilerle mahalleli, her an y›k›m olaca¤›n› düflünerek barikatlar› kald›rmad›, sürekli gelecek sald›r›ya karfl› haz›r bekliyor. Y›k›lacak gecekondulara y›k›m bedeli verilece¤i söyleniyor. Evleri y›k›lanlar Aydos’ta bulunan Kiptafl Kooperatif evlerinden daireler alabilecekler. Gecekondular›n y›k›m bedeli ucuz olurken al›nacak dairelerin ayl›k ödene¤i 200 milyon. Üç ay taksit yat›r›lmad›¤› taktirde tüm haklar elinden al›n›yor. Yine edindi¤imiz bilgilere göre gidilecek yerde daha önceden depremzedeler oturuyormufl. fiimdi depremzedeler ç›kart›larak yerine mahalleli geçirilecek. Yar›n mahalleliyi ç›kar›p yerine baflkalar›n› getirmeyece¤inin de bir garantisi yok. Gülensu-Gülsuyu halk› aç›klama bekliyor! Gülensu-Gülsuyu Güzellefltirme Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u panele
15-28 Temmuz 2005 dernek baflkan› Ali R›za Y›ld›z, dernek üyeleri, Gülensu, Gülsuyu, Aydos, Ayd›nevler, Zümrütevler, Bafl›büyük, Girne mahalle muhtarlar›, Maltepe’den Mehmet Kara, Mühendis Hasan Sert, CHP Meclis Üyesi Arif Kürekçi, SHP’den fienol Korkmaz ve yaklafl›k 1500 kifli kat›ld›. Panel 30 Haziran 2005 tarihinde Elisa Cem Dü¤ün Salonu’nda gerçekleflti. Güzellefltirme Derne¤i Baflkan› Ali R›za Y›ld›z’›n yeni planlar hakk›nda bir aç›klama yapmas› için davet etti¤i Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse il d›fl›nda oldu¤u için panele kat›lmad›. Maltepe Belediyesi’nde görev yapmakta bulunan baflkan yard›mc›s›, mühendis, mimar, memur, bütün çal›flanlar› da beraberinde götürmüfl olmal› ki bu imar plan› alt›nda yap›lan y›k›m talan› ile ilgili bir aç›klama yapmak için kimse gelmedi. Mahalle muhtarlar›n›n planlarla ilgili görüflleri ortakt›; E¤er bu ›slahat plan› ise karfl› olmad›klar›. Ama toplu konut ve siteler olacaksa her zaman karfl› ç›kacaklar›, mahallelerimiz ve evlerimize kimsenin dokunmas›na izin vermeyecekleri. Muhtarlar ayr›ca Belediye Baflkan› Fikri Köse’den planlar›n gerçek amaçlar›n›n ne oldu¤unu aç›klamas›n› istediklerini söylediler. (Kartal)
Bayramtepe halk› evine sahip ç›k›yor! Küçükçekmece’ye ba¤l› Bayramtepe Mahallesi’nde y›llard›r oturduklar› evlerinden gecekondu oldu¤u ve yerlerine lüks villalar yapaca¤› için ç›kart›lmak isteniyor. Bayramtepe halk› 8 Temmuz Cuma günü bir bas›n aç›klamas›yla y›k›m karar›n› protesto etti. ‹lk etapta 48 eve daha sonra ise tapulu, tapusuz toplam 750 eve y›k›m karar›n›n ç›kt›¤› Bayramtepe’de, halk evini y›kt›rmamaya kararl›. ‹flsizli¤in, yoksullu¤un kendini oldukça yo¤un hissettirdi¤i emekçi semtlerden biri olan Bayramtepe’de y›k›m karar› ç›kan evlerde oturan mahalle halk› ilk olarak avukat tutarak hukuki süreci bafllatm›fl. ‹kinci olarak ise kendi içlerinde bir komite kurarak direnifl karar› alm›fl durumda. Önümüzdeki süreçte y›k›m çal›flmalar›na paralel olarak geliflecek olan eylemlerden ilki 8 Temmuz Cuma günü Küçükçekmece Belediyesi önünde gerçekleflti. Saat 9:30’da Küçükçekmece Belediyesi önünde biraraya gelen halk, yapt›¤› bir bas›n aç›klamas›yla baflta Belediye Baflkan› olmak üzere y›k›m karar›n› onaylayan tüm yetkilileri protesto ettiler. Mahalle halk› ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan bir kifli “Düflüncesi bile korkunç ama hiçbir hak almadan evlerimizin bafl›m›za y›k›lmas› durumunda nelerle karfl› karfl›ya kal›r›z. Herkesin bafl›n› elleri aras›na al›p bunu düflünmesi gerekir. Biz söyleyelim bunca y›ll›k eme¤imiz hiç olup ç›ka-
cakt›r. Yaln›z bizler bir noktada flansl›y›z. Karfl›laflt›¤›m›z bu sorunun çözümü yak›n dönemde ayn› sorunu yaflayan Pendik/Aydos halk›ndan görebiliriz. Evet çözüm hep birlikte y›k›m ekiplerine ve ona efllik eden kolluk güçlerine karfl› topyekün direnmektir. Önümüzdeki süreçte y›k›m sald›r›lar›na karfl› Bayramtepe’den ayn› flekilde biz halk taraf›ndan barikat kurulacak. Herkesi bu barikata destek vermeye ça¤›r›yoruz” dedi. Bayramtepe halk› evine sahip ç›kacak” pankart›n aç›ld›¤› eylemde “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Halk›z, hakl›y›z, kazanaca¤›z”, “Gecekondu y›k›lmaz, halk bunu affetmez” sloganlar› atan mahalle halk›na polis müdahale etmeye çal›flt›. Ancak mahalle halk›n›n kararl› duruflunun karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kalan kolluk güçlerinin ard›ndan Belediye Binas›’na girmekte olan Belediye Baflkan› mahalle halk› taraf›ndan alk›fllanarak protesto edildi. Bu arada mahalle halk›na bir aç›klama yapmak zorunda olan Belediye Baflkan› evlerin verilen tarihte y›k›lmayaca¤›n›, 1 sene sonra y›k›laca¤›n› söyledi. Mahalle halk› ise sorunun 15 gün ya da 1 sene de¤il, evsiz kalmalar› oldu¤unu söyleyerek evlerini y›kt›rmayacaklar›n›, y›k›lacaksa bile çözüm için kendilerinin de söz sahibi olmalar› gerekti¤ini vurgulayarak eylemi sona erdirdi. Gazetemiz yay›na haz›rland›¤›
günlerde 10 Temmuz akflam› y›k›m ekiplerinin gelece¤ini haber alan Bayramtepe halk› mahalle girifllerine barikatlar kurarak, evlerini y›kt›rmamak için çoluk çocuk, genç, yafll› ellerinde sapanlarla gelecek olan y›k›m ekiplerini bekliyor. 11 Temmuz günü gün içerisinde iki üç kez barikat önüne gelen polis, halk›n barikatlar› kald›rarak evlerini boflalt›lmas›n› istedi. Ancak evlerinden baflka gidecek yerleri olmayan mahalle halk› barikatlar› kald›rmayarak Küçük Çekmece Belediye Baflkan›n›n seçim döneminde kendilerine evlerini y›kmayaca¤›na, kimseyi ma¤dur etmeyece¤ine dair verdi¤i sözleri tutmas›n› istedi. Ard›ndan panzerler eflli¤inde oldukça büyük bir güçle gelen Çevik Kuvvet ayn› sözleri tekrarlayarak barikatlar›n kald›r›larak yollar›n aç›lmas›n› istedi. Mahallenin oluflturdu¤u Halk Komitesi’nden temsilcilerle yap›lan görüflmeler sonucunda ertesi gün Belediye Baflkan› ile son bir görüflme yap›larak y›k›m›n geri çekilmesini sa¤lamaya çal›flt›lar. Görüflmeler halen devam etmekle birlikte, Bayramtepe’ye destek için gelen Ayazma, Gazi halk›, devrimciler ve Bayramtepe halk›yla birlikte barikat bafl›nda nöbet beklemeye ve direnmeye devam ediyor. Sorunun kal›c› çözüm yöntemleri sunularak çözülmesini isteyen ve bunun için sokaklarda sabahlayan mahalle halk›na d›flardan destekler gelmeye de devam ediyor.
30
15-28 Temmuz 2005
‹flçi-köylü’den SINIF HAREKET‹NDE M‹SYONUMUZU OYNAYALIM! Dünya Zenginler Zirvesi’nin yap›lmas›n›n ard›ndan, yoksulluk ve yoksullar tekrar dünya gündemine düfltü. Herkes açl›ktan, özellikle Afrika’dan söz etmeye bafllad›. “Ünlü sanatç›lar” yard›m konserleri verdi, açlar için dua edildi ve emperyalistlerden yard›m dilendi. Bunlar gazetelerden, televizyonlardan tüm dünyaya izletildi. En “ac›kl›” ve “etkili” konuflmalar› elbette ki ABD Baflkan› Bush yapt›, ard›ndan da Blair. Bu “açlara yard›m” ve “geliflmemifl ülkelerin borçlar›n› silme” kampanyas›nda bafl› Blair’in çekmesi oldukça anlaml›. Bozulan imaj›n› düzeltmenin bir ad›m› olarak G-8 Zirvesi’ni kullanan Blair, Zirve s›ras›nda ülkesinde efl güdümle patlayan bombalar›n ard›ndan da bafllad›¤› kampanyay› devam ettirdi. Dünya kamuoyu bu geliflmelerle çalkalan›rken, Türk egemen s›n›flar› da kendilerinden beklenen aç›klamay› yaparak “bak›n, biz terörün ne kadar kötü bir fley oldu¤unu bafltan söylemifltik, terörden en çok biz çektik” dediler. Devlet yetkilileri bir yandan “terörden ne çok çektikleri” aç›klamalar›n› yaparken, di¤er yandan kendi sektöründe dünyan›n 13’üncü büyük iflletmesi olan TELEKOM, 6 ayl›k kâr›na denk düflecek bir rakamla özellefltirildi. Y›lda 3.5 trilyon kâr eden TELEKOM, Lübnanl› Oger Grubu’na sat›ld›. Oysa, yap›lan araflt›rmalara göre, bu sat›fl› bir kenara koyarsak, bu tempo ile çal›flan TELEKOM, sadece 10 y›lda en az 25 milyar kâr getirecek durumda. TELEKOM’un Hariri’nin aile flirketi olan Oger’e sat›lmas›n›n ard›ndan konuflan Çiller utanmadan “Keflke 1993’te, 1994’te PTT’nin T’sini satabilseydik. Satt›rmad›lar” diyerek hay›fland›. Ayn› düflünce bur-
juva-feodal medyada da belli boyutlar› ile dile getirildi. Özellefltirmeye karfl› ç›kanlar “ça¤d›fl›” ve “ülkenin zenginleflmesini, insanlar›n ifl bulmas›n› engellemek isteyenler” olarak afla¤›land›; “sorun özellefltirme de¤il, kurumlar›n yabanc›lara sat›lmas›” denilerek bilinç bulan›kl›¤› yarat›lmaya çal›fl›ld›. Burjuva-feodal bas›n “Özellefltirmede tarihi rekor” (Sabah), “Bu bir rekor” (Milliyet), “Nefes kesti” (Hürriyet) manfletleri ile bilinç buland›rma çal›flmalar›na hizmet etti. Oysa sorun ne kamu kurumlar›n›n kime sat›ld›¤›, ne de ne kadar fiyat verildi¤i de¤il elbette. Biz zaten biliyoruz ki, özellefltirme politikas›na karar verenler, mevcut hükümetler, yani uflak devletler de¤ildir; onlar›n efendileridir ve dev tekellerdir. Her f›rsatta iflçileri, köylüleri, emekçileri azarlayan ve son olarak TELEKOM iflçileri için “Ancak yan gelip yatamayacaklar. Olay bu kadar basit” (Sabah, 3 Temmuz 2005) diyerek hakl› bir tepki toplayan Baflbakan R. T. Erdo¤an da bu peflkefli “tarihi bir ad›m” olarak de¤erlendirmekten geri durmad›. Oysa gündemdeki özellefltirme sald›r›lar› tek bafl›na, Tüprafl, Erdemir, Türk Telekom gibi kamu iktisadi kurulufllar›n›n sat›fl›ndan, ne kadara mal oldu¤undan ibaret de¤il. Oldukça kapsaml› bir sald›r› dalgas›n›n at›lan önemli ad›mlar›. Özellefltirme, e¤itimden sa¤l›¤a, kültürden, tar›m sektörüne kadar tüm kamusal alanlar› kapsayan genifl bir çerçevede hayata geçirilmeye çal›fl›l›yor. Özellefltirme sald›r›lar›nda devlet, art›k daha önceden öne sürüldü¤ü gibi “devletin s›rt›ndaki kambur”dan kurtulmak yalan›na da gerek duymuyor. fiu bilinen bir
26
gerçek ki bu kurulufllar kârda da olsa, zararda da olsa sat›l›yor. Özellefltirme politikas› karfl›s›nda muhalefette olan siyasi partiler, bu politikay› elefltirme rolü yapsa da TELEKOM’un sat›fl› ile ilgili Çiller’in zü¤ürt tesellisi benzeri hay›flanmas› egemenlerin gerçek niyetlerini aç›k etmektedir. Özellefltirme politikas›ndan halk kitlelerini daha da yoksullaflt›raca¤› sadece ülkemiz özgülünde de¤il, dünyada da çeflitli ülkelerde yaflanarak ortaya ç›kan bir gerçektir. Yani egemenlerin sürekli vurgusunu yapt›¤› gibi özellefltirmenin “ülke kalk›nmas›” ile hiçbir ilgisi yoktur. Örne¤in Venezüella, özellefltirme politikalar› sonucu y›k›ma u¤ram›fl sa¤l›k sistemi aç›s›ndan bir örnek durumundad›r. Öyle ki dünyan›n dördüncü büyük petrol ihracatç›s› olan Venezüella’da özellefltirmeler sonucu yoksullar için sa¤l›k hizmeti alman›n iki yolu kalm›flt›r. Ya paras›n› ödeyip muayene olmak yani sa¤l›k hizmetini sat›n almak, ya da bir doktorun dikkatini çekebilmek umuduyla günlerce devlet hastanelerinde kuyrukta beklemek. Özellefltirme sonucu devlet hastanelerinde tedavi olma flans›n› yakalayanlar bile “b›çak paras›” ya da “kullan›lan malzeme masraf›” ad› alt›nda, ufak miktarlarda da olsa, para ödemeye al›flt›r›lm›fl durumda. Türkiye’de yaflananlarla nerede ise ayn› olan bu durum sadece sa¤l›k sektöründe bir ülkede ortaya ç›kan bir örnek. Bunun örneklerini çeflitli sektörlerde ve ülkelerde ço¤altmak oldukça kolay. Ancak tüm bu sald›r›lar karfl›s›nda emekçiler cephesinde de belli hareketlenmeler söz konusudur. Ve bu hareketler içinden geçti¤imiz süreçte oldukça önemli ve anlaml›d›r. Çi¤li ‹plik Fabrikas›’nda 850 iflçinin; ‹zmir’de 500 ‹zbeton iflçisinin; Tarifl’te 900 iflçinin bafllatt›¤› grev sadece son bir hafta içinde yaflanan direnifllerdir. Yine geçti¤imiz hafta içinde ‹stanbul ve Ankara’da yap›lan özellefltirme karfl›t› mitinglere önemli düzeyde kitle kat›lm›flt›r. Bu eylemlerde öne ç›kan sloganlarda da görüle-
bilece¤i gibi önemli bir yan›lsama da özellefltirilmek istenen kurumlar›n “halk›n mal›” oldu¤unun iddia edilmesi ve iflbirlikçi sendikalar›n emekçiler üzerindeki etkisidir. Bu durum devrimci ve demokrat sendikalar›n iflçi s›n›f› içindeki çal›flmas›n›n ve etkisinin zay›fl›¤› olarak yorumlanmal›d›r. Ekonomik anlamda da olsa, iflçi s›n›f›n›n kal›c› kazan›mlar elde etmesi için bu hareketlilik içindeki geri yanlar› görerek mücadeleyi büyütmesi ile olanakl›d›r. ‹flçi s›n›f›n›n mevcut örgütlülük ve bilinç düzeyi ve de devrimcilerin iflçi s›n›f› içindeki çal›flmas›n›n genel durumu, önümüzdeki sürece yeterince haz›rl›kl› olunmad›¤›n› göstermektedir. Ama unutulmamal›d›r ki, as›l örgütlülük ve bilinç, hareket içinde, kavga içinde geliflecektir. Kitleler gerçekli¤i ve sahip olduklar› gücü, ancak kendi deneyimlerinden elde edebilmekte ve bu bilgi geliflimin gerçek dinami¤i olmaktad›r. Kitleler özellefltirmenin sadece bir ifl kayb› ve yoksullaflma de¤il, ayn› zamanda emperyalizmin bir talan› oldu¤unu mücadele içinde kavrayacak ve ö¤renecektir. Sorun iflçi s›n›f› hareketini güçlü ve örgütlü hale getirmek, s›n›f› her bak›mdan ve hedefi darlaflt›rmadan, devrimin di¤er parçalar› ile birlefltirerek örgütleyebilmektir. Ancak bu hareketin ak›fl› ve dinamizmi içinde egemenlerin sald›r›lar› püskürtülebilir. Önümüzdeki dönemin s›cak geçece¤ini yineleyelim. Y›llar›n birikmifl öfkesi ve yaflanan sald›r›lar›n gelifltirdi¤i tepkinin, iflçi eylemlerine dönüflme olanaklar› vard›r ve güçlüdür. Sürecin bu yönde geliflece¤i beklentilerine zemin oluflturan çeliflkiler (özellefltirmeler, tafleronlaflt›rma, tar›ma yönelik sald›r›lar vb.) giderek belirginleflmektedir. fiunu unutmamal›y›z ki s›n›f mücadelesinde yaflanan hiçbir fley bofluna de¤ildir. Yaflanan ve yaflanacak direnifllere flimdiden haz›rl›kl› olmak önemlidir. ‹flçi s›n›f› hareketi gelifliminde, bu hareketin devrimci bir rotaya sokulmas›nda misyonumuzu oynamak as›l oland›r ve belirleyici önemdedir.
Özellefltirmeye karfl› binler meydanlarda! Türk TELEKOM Bat› Yakas› Müdürlü¤ü önünde 5 Temmuz tarihinde bir araya gelerek AKP ‹stanbul ‹l binas›na kadar yürüyüfl yapan Haber-‹fl Sendikas›, Haber-Sen, Türk Haber-Sen ve Birlik Haber-Sen üyesi binlerce emekçi, TELEKOM’ un özellefltirilmesini yar›m gün ifl b›rakarak protesto etti. Gayrettepe’de bulunan Türk TELEKOM Bat› Yakas› Müdürlü¤ü önünde toplanan TELEKOM çal›flanlar›, “Özellefltirme yalan, ya¤ma, talan, peflkefltir”, “TELEKOM, TÜPRAfi, Erdemir vatand›r sat›lmaz”, “Katil ABD iflbirlikçi AKP” yaz›l› pankartlar eflli¤inde yürüyüfle geçti. Mecidiyeköy-Okmeydan› yolunun Okmeydan› yönündeki fleridini 2 saat süreyle trafi¤e kapatan binlerce emekçi, s›k s›k “TELEKOM vatand›r vatan sat›lmaz”, “IMF ufla¤› hükümet istifa”, “Sermayenin imam› kaça sat›n TELEKOM’u” sloganlar›n› att›. Yürüyüfl yapan kitle, Perpa ‹fl
Merkezi önünde toplanan kalabal›k grup taraf›ndan alk›fl ve sloganlar eflli¤inde karfl›land›. ‹ki grubun birleflmesiyle çal›flanlar›n say›s› 4 bine ulaflt›. Haber-Sen Eski Genel Baflkan› Kemal Kelefl, AKP hükümetinin TELEKOM’un yüzde 55’lik hissesini kurumun iki y›ll›k kâr› karfl›l›¤›nda yabanc› tekellere peflkefl çekti¤ini söyledi. Baflbakan Erdo¤an’›n iktidara gelmeden önce TELEKOM’un sat›lmas› giriflimine karfl› “TELEKOM’ u satmak vatan hainli¤idir” sözlerini sarf etti¤ini hat›rlatan Kelefl, Baflbakan Erdo¤an’a seslenerek, “fiimdi siz TELEKOM’u satmak istiyorsunuz. Peki siz vatan haini misiniz?” diye sordu. Kelefl’in konuflmas›n›n ard›ndan AKP ‹stanbul ‹l Örgütü’ne do¤ru yürüyüfle geçen kitle, il binas›n›n önüne geldi¤inde “‹flte buras› hain yuvas›” slogan›n› att›. Yo¤un güvenlik önlemlerinin al›nd›¤› AKP ‹l binas› önünde topla-
nan kitle ad›na aç›klama yapan Haber-‹fl Sendikas› 1 No’lu fiube Baflkan› Levent Dokuyucu, Baflbakan ve AKP hükümetinin bafl›ndan beri TELEKOM’un peflkefl çekilmesine karfl› ç›kan halk›n dedi¤ine de¤il, IMF’nin isteklerine kulak vererek TELEKOM’ un yüzde 55’lik hissesini Lübnan ile ‹talyan ortakl› yabanc› tekellere satt›¤›n› söyledi. Baflbakan’›n “Art›k çal›flanlar yatmayacak” sözüne at›fta bulunan Dokuyucu, “Siz TELEKOM’ u satt›k diye televizyonlara, gazetelere ç›k›p ne kadar mutlu oldu¤unuzu gösteriyorsunuz. Ama bu mutluluk çok sürmeyecek. Biz zaten yatm›yorduk. Baflbakan bilsin ki bundan sonra o da geceleri huzur içinde yatmayacak. Biz binalar›m›z› terk etmeyece¤iz. Gelecekleri varsa görecekleri de vard›r” dedi. Özellefltirmecileri püskürtene ve tafleronu kovana kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurgulayan Dokuyucu, ihalenin bir an önce iptal edil-
mesi gerekti¤ini söyledi. (‹stanbul) “Telekom’u satt›rmayaca¤›z!” Telekom’un özellefltirilerek peflkefl çekilmesine karfl› emekçiler seslerini yükselttiler. 1 Temmuz günü sabah saatlerinden itibaren özellefltirme binas› önünde toplanan ve ülkenin dört bir yan›ndan gelen Haber-Sen, Türk-Haber Sen, Haber-‹fl üyeleri “‹flçi memur el ele genel greve” vb. sloganlar› hayk›rd›lar. ‹hale Komisyonu’nun binada toplanaca¤›n› düflünerek burada eylem yapan memur ve iflçiler “Telekom halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Eylemde ilk konuflan Haber-Sen Genel Baflkan› Esin Yelekçi mücadelenin sürece¤ini söyledi. Kitlenin oldukça tepkili oldu¤u eylemde Komisyonun Müsteflarl›¤a gitti¤i ö¤renilince bir grup Haber-Sen’li de Müsteflarl›k önüne giderek eylemlerini burada sürdürdüler. (Ankara)
31
26
Okmeydan› OKMEYDANI 9 Temmuz tarihinde Okmeydan›’nda bir araya gelen DHP, ESP, Partizan, Devrim dergisi, KÖZ, SODAP ve DEHAP üyelerinin aralar›nda bulundu¤u yaklafl›k 1000 kifli, Dikilitafl Park›’na gelerek “Can›m›z halk savafl›na feda olsun”, “fiehit Namirin” yaz›l› pankart ve Mercan flehitleri ile son aylarda yürütülen askeri operasyon sonucu yaflam›n› yitiren HPG’lilerin foto¤raflar›n› tafl›d›. Kitle Mahmut fievket Pafla Sa¤l›k ve Sosyal Tesisleri’ne kadar meflaleli yürüyüfl yapt›. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k, “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Can›m›z feda olsun halk›n savafl›na”, “HPG cepheye misillemeye”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “fiehit namirin”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz” fleklinde sloganlar at›ld›. Mahmut fievket Pafla Sa¤l›k ve Sosyal Tesisleri önünde kitle ad›na aç›klama yapan Asl› Mutlu, askeri operasyonlar sonucu yaflam›n› yitiren MKP ve HPG gerillalar›n›n vücutlar›na iflkence yap›ld›¤›n› söyledi. Operasyonlar›n katliam amaçl› yürütüldü¤ünü dile getiren Mutlu, “Kürt illerinde yürütülen imha operasyonlar› sonucunda yaflamlar›n› yitiren HPG gerillalar›n›n vücutlar› ayn› katliamc› anlay›flla iflkence edilerek parça parça edildi. HPG gerillas› için Van’da düzenlenen cenaze töreninde halk›n üzerine atefl aç›larak Fahrettin ‹nanç isimli vatandafl katledildi. Zulmün baflkenti Ankara’da Eyüp Beyaz 1 Temmuz günü elleri arkadan kelepçeli oldu¤u halde kafas›ndan vurularak katledildi. Yine Dersim’de 17 MKP gerillas› devlet güçleri taraf›ndan orant›s›z güç kullan›larak katledildi ve vücutlar› parça parça edildi” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan kitle “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›, ›sl›k ve z›lg›tlar eflli¤inde da¤›ld›. (‹stanbul) ADANA Adana’da Partizan, BDSP, DHP, ESP, Al›nteri, Barikat ve HÖC taraf›ndan haz›rlanan bir eylem takvimi dahilinde yap›lan çeflitli eylemlerle 17’ler an›ld›. *23 Haziran’da Adana fiakirpafla Mahallesi’nde saat 20:00’de toplanan kitle önde “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” pankart› ve 17’lerin resimlerinin oldu¤u pankartlarla ve meflalelerle mahalle halk›n›n da deste¤iyle yürüyüfl yapt›. Eylemde s›k s›k “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar at›ld›. * 24 Haziran’da ise saat 12:00’de Devrimci Demokrasi gazetesi önünde
toplanan kitle, buradan ‹nönü Park›’na kadar sloganlarla yürüyerek burada bas›n aç›klamas› yapt›. * 28 Haziran’da Adana’da emekçilerin yo¤un yaflad›¤› semtlerden biri olan Meydan Mahallesi Mavi Market önünde saat 20:00’de toplanan kitle, buradan pankart ve meflalelerle K›br›s Caddesi sonuna kadar yürüdü. Yürüyüflte Adana’da tutuklanan 5 kiflinin serbest b›rak›lmas› için de sloganlar at›ld›. * 30 Haziran’da fiakirpafla Mahallesi Sal› Pazar›’ndan önde pankart arkas›nda k›z›l bayrak ve meflalelerle saat 20:00’de yap›lan yürüyüfl polisin tahriklerine ra¤men mahalle sonunda yap›lan aç›klamayla sonland›r›ld›. Burada “Mercan’›n hesab›n› soraca¤›z” vb. sloganlar at›ld›. * 1 Temmuz’da Adana 5 Ocak Meydan›’nda saat 20:00’de toplanan kitle, meflalelerle Adana’n›n en ifllek caddesi olan Çakmak Caddesi’nin bir k›sm›n› trafi¤e kapat›p “Mercan’›n hesab›n› soraca¤›z”, “Katil devlet hesap verecek”, “17’lerin katili patron a¤a devleti”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlarla ‹nönü Park›’na kadar yürüyüp bas›n aç›klamas› yapt›. *9 Temmuz’da ise Partizan, ESP, DHP, BDSP Adana’n›n en ifllek caddelerinde sesli ajitasyonla Devrimci Demokrasi gazetesi ve özel ek da¤›t›m›n› yapt›. (Adana YDG) MERS‹N 17’ler 29 Haziran günü Mersin Taflbina önünde Partizan, DHP, ESP ve HÖC taraf›ndan bir eylem yap›ld›. Saat 12:30’da Akbank önünde toplanan kitle “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” yaz›l› pankart ile 17’lerin resimleri ve dövizleriyle yürüyüfle geçti. Taflbina önüne gelen kitle ad›na bas›n metnini DHP üyesi Harun Kodak okudu. Kodak, yaflanan katliamla devrimcilerin hedef al›nd›¤›n›, ancak bu katliamlar›n mücadeleyi durduramayaca¤›n› söyledi. Bas›n metni okunurken MHP’li birkaç faflistin provokasyon giriflimi kitle taraf›ndan dikkate al›nmayarak büyümesi önlendi. Ancak önceden planlanm›fl ve polis taraf›ndan örgütlenmifl oldu¤u belli olan provokasyon, bir kez daha devletin politikas›n› ortaya koydu. DEM‹RTAfi’TA SLOGANLAR 18’LER ‹Ç‹N YANKILANDI 17 Haziran 2005 tarihinde Mercan Vadisi’nde katledilen 17’ler ve 7 Temmuz’da
Çiçekli Nahiyesi’nde katledilen ilk baflta ilk baflta ad› Tevhide Ak›nci olarak aç›klanan daha sonra yap›lan aç›klamayla isminin Özlem Eker oldu¤u söylenen gerilla için PART‹ZAN, DHP ve ESP 10 Temmuz 2005 tarihinde Mersin’de Demirtafl giriflinde yol kesme eylemi yapt›lar. Saat 21.00’de bir araya gelen eylemciler yola att›klar› lastikleri yakt›lar. Eylem süresince “Yaflas›n Mercan direniflimiz”, “18’ler yafl›yor, mücadele sürüyor”, “Mercan’da düflenler kavgam›zda yafl›yor” sloganlar› at›ld›. Demirtafl Üstgeçidi’ne “Mercan’da düflen 17’ler kavgam›zda yafl›yor-PART‹ZAN, ESP, DHP” yaz›l› pankart as›ld›. Eylem devam ederken bir arac›n eylemcilerin üstüne araç sürmesi üzerine araç tahrip edildi. K›sa süren eylemin ard›ndan eylemciler da¤›ld›lar. Mahalleyi ablukaya alan polis ad›n› ö¤renemedi¤imiz üç kifliyi gözalt›na ald›. Faflizmin kolluk güçleri mahallede sivil araçlarla turlayarak halka gözda¤› vermeye çal›flt›. (Mersin) PART‹ZAN ÖFKELER‹ 17’LER ‹Ç‹N PATLADI! * Elimize posta kanal› ile ulaflan bir bildiriye göre TKP/ML militanlar› yapt›klar› bir dizi eylem ile 17’leri and›lar. “Türk hakim s›n›flar›n›n zehirli yalanlar›na, faflist yüzüne hergün tan›k olmaktay›z. Faflist TC devleti kuruldu¤undan beri ‘düzlü¤e’ ç›kaca¤›z yalanlar›, ‘herkese ifl, herkese afl verece¤iz’ sahte vaatleriyle oyalama takti¤ine devam etmektedir. O yüzden; bu gerçe¤i ilkin gören, dillendiren ve bu düzene karfl› halk›n kurtulufl mücadelesi veren devrimci ve komünistleri terörist ilan etmekte, katletmektedir. Oysa halk›m›z›n üzerinde ekonomik ve askeri terör uygulayan, en ufak hak talebinde tanklar›yla tüfekleriyle karfl›m›zda duran gerçek terörist faflist TC devletinin kendisidir” denilerek bafllayan bildiride ayr›ca devletin devrimci ve komünistlere yönelik sald›r›lar›na ara vermeden devam etti¤i belirtildi. Bildiride ayr›ca 17’ler için “Burjuvafeodal medyan›n da deste¤iyle halk›m›z ve devrimci cephe üzerinde sahte zafer naralar› atan TC devleti, yapt›¤› bu katliamla ne zafere ulaflm›flt›r ne de kaç›n›lmaz yok oluflundan kurtulacakt›r. Ne de bu katliamla ödeyece¤i bedelden kurtulacakt›r. Türk hakim s›n›flar›n›n yaratmaya çal›flt›¤› korku havas› kendi aczinin ve korkakl›¤›n›n bir ürünüdür. fiunu herkes çok iyi bilmelidir ki; bu topraklarda halk›m›z varoldu¤u sürece Faflist TC devleti kendi batakl›¤›nda bo¤ulana kadar nice devrimci yi¤it, devrimci cepheye akmaya devam edecektir. Bu her zaman böyle olmufltur. Halk›m›z, zafer
15-28 Temmuz 2005 için, savafl için, kurtulufl mücadelesi için binlerce devrimci ve komünistin yetiflmesi için en bereketli bir toprakt›r” denilerek yap›lan eylemlere yer verildi. Bildiri flöyle devam etti; “Partimiz TKP/ML flehit düflen devrimci dostlar›m›z›n hesab›n› sormak, onlar› ölümsüzlü¤e u¤urlarken selamlamak üzere TC faflizminin kurumlar›na yönelik bombalama eylemleri gerçeklefltirmifltir. fiehitlerimizin hemen ard›ndan, 20 Haziran’da gerçeklefltirilen eylemlerimiz, bizzat faflizmin eli kanl› kurumu olan TSK’ya yönelik olmas› nedeniyle düflman taraf›ndan bilinçli olarak gizlenmifltir. 17’lerin direniflini selamlamak için ‹stanbul’da MSB Bostanc› Askerlik fiubesi, Adana Cemal Pafla Oyakbank fiubesi ve Adana Askeri Ulaflt›rma ve ‹stihbarat Subayl›¤›; Partimiz militanlar›nca bombalanm›flt›r. Gerçekleflen eylemlerde düflman unsurlar› kay›p vermezken patlamalar sonucu maddi hasar meydana gelmifl, düflman›n yaral›lar› hakk›nda bir aç›klama yap›lmam›flt›r. 1 Temmuz’da, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Polisevi’ne yönelik gerçeklefltirdi¤imiz bombalama eylemi ise düflman›n erken fark etmesi nedeniyle etkisiz hale getirilmifltir. Bu eylemimiz di¤er eylemlerimizden farkl› olarak, bilinçli bir flekilde düflman›n baflar›s› denilerek kamuoyuna yans›t›lm›flt›r.” Bildiri “Mercan flehitleri ölümsüzdür” slogan› ile son buldu. * Yine elimize posta kanal› ile ulaflan TKP/ML TMLGB militanlar› imzal› bildiride de militanlar yapt›klar› eylemlerle ilgili bilgi verdiler. “Ölümsüzleflen 17 MKP’li bizlere bir kez daha mücadelenin esas yöntemini göstermektedir. Bu mücadele ülkemizde MLM ideolojinin rehberli¤inde yürütlen silahl› gerilla mücadelesidir” denilen bildiri flöyle devam ediyor; “29 Haziran akflam saat 21:00’de Okmeydan› fiark Kahvesi’ne ç›kan militanlar›m›z bir taraftan yolu molotoflarla trafi¤e kapat›rken di¤er taraftan ‘Yaflas›n Partimiz TKP/ML’, ‘MKP flehitleri ölümsüzdür’ sloganlar›n› hayk›rmaya bafllad›lar. ‘MKP flehitleri ölümsüzdürTKP/ML TMLGB’ pankart ve flamalar ile yürüyüfle geçen militanlar›m›z Sa¤l›k Oca¤›’na geldiklerinde yolu üç tarafl› olarak trafi¤e kapatt›lar. Bir kad›n militan›n Okmeydan› halk›na yönelik ajitasyonu eflli¤inde MKP flehitlerinin ölümsüzlü¤üne vurgu yap›ld›. Militanlar›m›z yaklafl›k 15 dakika alanda kal›rken, çevrede toplananlar›n alk›fll› deste¤inin oldu¤u görüldü.” Militanlar›m›z son olarak Parti and› eflli¤inde havaya atefl açarak çekilmifllerdir.”
Okmeydan›
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Dersim’de yaflananlar: Faflizmin gerçek yüzü Dersim
Dersim halk› üzerindeki bask› her geçen gün dozunu artt›rarak devam ediyor. Özellikle bölgede gerilla savafl›n›n varl›¤› ve her geçen gün güçlenmesi faflizmin korkulu rüyas› haline gelmifltir. Bu nedenle nehri kurutman›n yolunun, kayna¤›n› köreltmekle gerçekleflece¤i bilinciyle hareket eden faflizm, halk üzerindeki bask›n›n dozunu art›rm›flt›r. Son süreçte bölge halk›n› hedef tahtas›na oturtan ve bunu “terörü bitirmek” ad›na yapt›¤›n› iddia eden faflist TSK’n›n, bölgedeki üst düzey temsilcilerinden Albay Nam›k Dursun, demokratik kitle örgütlerini hedef göstermektedir. Geçti¤imiz günlerde yaflananlar bunu aç›k bir flekilde ortaya koymufltur. 17 Haziran Mercan Vadisi k›rsal›nda 17 MKP’linin bombard›mana tutularak katledilmesini k›nayan ve evlatlar›na sahip ç›kan Dersimliler, alay komutan›n› sinirlendirmifl olsa gerek ki, Dersim merkeze ba¤l› Kayabafl› köyünün yak›nlar›nda, kulland›¤› arac›n may›na çarpmas› sonucu bir gözünü kaybeden Ali Akbay›r isimli ticari taksi floförünün hurdaya dönen arac›na Nam›k Dursun taraf›ndan, Dersim’deki demokratik kitle örgütlerini hedef alan “cesaretiniz varsa gelin flimdi terörü k›nayal›m”, “uçan kufla bas›n aç›klamas› yapan Baro flimdi nerede” vb. yaz›lar ast›r›lm›flt›r.
TEHD‹TLER‹N ARKASI KES‹LM‹YOR! Dersim merkeze ba¤l› Batman yolu üzerinde 24 Haziran 2005 günü sabah saat 07:00 sular›nda bir patlama sonucu Ali Akbay›r adl› taksi floförü a¤›r yaralanm›flt›. Olaydan sonra parçalanan ticari taksi Mamik Köprüsü üzerine getirilmifl ve arac›n polis karakolunun hemen yan›nda olmas› ve polis fleridi ile etraf› sar›l› olmas›na ra¤men üzerine insan haklar› kurulufllar› ile Tunceli Barosu aleyhine yaz›lar yap›flt›r›lm›flt›. Konuya iliflkin ad› sakl› kalmak kayd›yla D‹HA’ya bilgi veren bir taksi floförü, Nam›k Dursun’un kendilerinden, konvoy fleklinde flehir içinde tur at›p eylem yapmalar›n› istedi¤ini söyledi. Taksi floförü, “Bizi telefonla ar›yor ve diyor ki ‘Siz eylem yap›n benzin paras›n› ben karfl›layaca¤›m. fiehir içinde konvoy yap›n.’ Biz bunu kabul etmeyince bize ‘O zaman olacaklardan ben sorumlu de¤ilim. Siz görürsünüz’ fleklinde tehditler savurdu” fleklinde konufltu. Bu arada Tunceli Emek ve Demokrasi Platformu, HÖC ile DHP konuyla ilgili bas›n aç›klamas› yaparak olay› k›nad›. E¤itimSen flube binas›nda yap›lan bas›n aç›klamas›n› DEHAP ‹l Baflkan› Murat Polat okudu.
Tunceli’de bask›lar›n son dönemlerde artt›¤›na dikkat çeken Polat Dursun’un bu olay›, “terörü k›nama” ad› alt›nda bölgede provokasyona yol açabilecek eylemlere alet etmeye çal›flt›¤›n› belirterek “Esnaflar›m›za ve floförlere yönelik olarak gerçeklefltirilen ekonomik yönlü ‘arabalar›n›z› ba¤lat›r›m, ruhsatlar›n›za el koydururum’ fleklindeki tehdit ve flantajlara derhal son verilmelidir” dedi. Yine 19 Ocak 2005’te fiiflik ormanlar›nda faflist devlet güçleri ile MKP/HKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada flehit düflen Ümit Çatakç›’n›n a¤abeyleri, ‹brahim ve Ali Haydar Çatakç›, 29 Haziran günü mezar ziyaretinden dönerken Özel Timler taraf›ndan dövülerek, “biz seni tan›yoruz. Kim oldu¤unu biliyoruz. Kendine dikkat et” vb. flekilde tehdit edilmifltir. Ayr›ca geçti¤imiz günlerde Dersim Merkez’de demokratik kitle örgütü temsilcileri ve DEHAP il ve ilçe baflkanlar›n›n evleri, gece sivil polisler taraf›ndan bas›larak zorla gözalt›na al›nm›flt›r. DEHAP il baflkan›, Murat Polat konuyla ilgili “Amaçlar› aç›kt›r bizlerin meflrulu¤unu görmezden gelerek hedef al›yorlar. Y›ld›rmak istiyorlar” dedi. DERS‹M’DE ÇATIfiMA 6 Temmuz 2005’te Dersim Merkez’e ba¤l› Çiçekli’nin Harman köyü k›rsal›nda saat 15:00 civar›nda MKP-HKO gerillalar› ile faflist devlet güçleri aras›nda yaflanan çat›flmada HKO gerillalar›ndan Özlem Eker flehit düfltü. 7 Temmuz Perflembe günü Dersim Devlet Hastanesi’ne getirilen gerilla cenazesinin, otopsi ifllemleri Savc›l›k taraf›ndan alelacele bitirildi. 8 Temmuz günü Akinci’nin ailesi cenazesini alarak memleketi Adana’ya götürdü. Ailenin anlat›mlar›na göre Tevhide Ak›nci’nin bedenindeki yaralar›n oldukça a¤›r, beli ve baca¤› k›r›k ve çenesinden ald›¤› kurflunla yüzü parçalanm›fl durumda. ‹ki gün boyunca yaflanan s›cak temasta devlet kendi kay›plar›n› aç›klamazken, bir helikopterin zorunlu inifl yapt›¤› belirtildi. Devletin çok say›da kay›p verdi¤i edindi¤imiz bilgiler aras›nda. Tevhide Ak›nci zannedilen Özlem Eker’in cenazesi 9 Temmuz günü Ada-
na’da topra¤a verildi. Seyhan ilçesinde bulunan Kabasakal Mezarl›¤›’nda bir araya gelen DHP, Partizan, ESP, Al›nteri, BDSP, HÖC ve Sosyalist Barikat kitlesi saat 10:30’da topland›. Sloganlar ve alk›fllarla yürüyüfle geçen kitle en önde 17’ler ve Tevhide Ak›nci’nin resimleri, arkas›nda ise “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” pankart›n› tafl›d›. Kitle yürüyüfl boyunca s›k s›k “Tevhide yoldafl ölümsüzdür”, “18’ler yafl›yor, Halk Savafl› sürüyor”, “Tevhide’nin katili patron a¤a devleti”, “fiehitler yafl›yor, MKP savafl›yor”, “MKP mevziye, misillemeye” vb. sloganlar att›. Pankartlar›n arkas›nda tafl›nan Ak›nci’nin cenazesi MKP bayra¤›na sar›l›rken, Ak›nci’nin topra¤a verilece¤i yere gelindi¤inde bir yoldafl› mücadele yaflam›na de¤indi¤i k›sa bir konuflma yapt›. Ard›ndan Tevhide Ak›nci’nin flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri için sayg› duruflu yap›ld›. Daha sonra Partizan, DHP, ESP, BDSP, Al›nteri, HÖC, Sosyalist Barikat ve Devrimci Demokratik Sendikal Birlik ad›na haz›rlanan ortak metin okundu. Metinde Tevhide Ak›nci’nin faflist TC taraf›ndan katledildi¤i vurgulanarak “And olsun ki, b›rakt›¤›n siperler, bayra¤›n ve silah›n sahipsiz kalmayacak” denildi. fiiirlerin de okundu¤u cenaze töreninde sloganlar ve z›lg›tlar at›lmaya devam edildi. Partizan imzal› çelenk gönderilen ve Halkevi’nin de destek verdi¤i cenaze töreni saat 12:00’de sloganlarla bitirildi.
17’ler eylemlerle an›l›yor! Mercan Vadisi’nde flehit düflen 17’ler çeflitli eylemlerle an›lmaya devam ediyor ‹STANBUL *Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹stanbul fiubesi 1 Temmuz Cuma günü dernek binas›nda, 17’ler için bas›n aç›klamas› yapt›. Cenazelerin ifllemlerinin yap›lmas› esnas›nda yaflanan hukuksuzluklar› anlatan ÇHD’ye üye avukatlardan Fatmgül Yolcu, Mihriban K›rdök, Cem Demirçivi, Meral Hanbayat ve Mehmet Ali K›rdök Dersim’de cenazelerin y›kanmas› ve otopsi s›ras›nda içeriye girmek için yapt›klar› giriflimlerin sonuçsuz kald›¤›na ve ölümlerin nedeninin ortaya ç›kar›lmas›n›n istenmedi¤ine dikkat çektiler. Aç›klamay› okuyan ÇHD ‹stanbul fiube Baflkan› Fatmagül Yolcu, olay›n meydana gelifl biçimine bak›ld›¤›nda, öldürülenlerin
kimlikleri, yap›lan a¤›r bombard›man ve cenazelerin durumunun olay›n bir katliam oldu¤unu ortaya koyuyor diye ifade ederken devletin yapt›¤› ilk aç›klamada 9 kiflinin öldü¤ü sonras›nda yap›lan aç›klamada ise 8 kiflinin daha öldü¤ü bilgisinin verildi¤ine dikkat çekti. Bu aç›klamalar›n toplu imha oldu¤unu aç›kça gösterdi¤ini belirten Yolcu, Ovac›k’ta ölenlerin üzerlerindeki k›yafetlerin yok edildi¤ini de vurgulad›. Mihriban K›rdök ve Mehmet Ali K›rdök otopsi ifllemleri s›ras›nda, cenazelerin ailelerine teslim edilmesi esnas›nda önlerine konulan bürokrasiyi ve ç›kar›lan engelleri anlat›rken aç›klamaya kat›lan flehit ailelerinden Ali R›za Sabur’un abisi cesetlerin durumundan bahsetti. Aç›klamaya destek veren demokratik kitle örgütleriyle birlikte duyarl› tüm kamu-
oyuna duyarl›l›k ça¤r›s› yapan ÇHD olay›n tüm yanlar›yla a盤a ç›kart›lmas› için bunun gerekli oldu¤unu ifade ettiler. *1 Temmuz akflam› Alibeyköy’de DHP ve devrimci demokrat kurumlar›n düzenledi¤i yürüyüflle 17’ler an›ld›. Saya Yokuflu’nda meflalelerle bafllayan yürüyüflte “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür”, “Can›m›z halk savafl›na feda olsun” pankartlar› aç›larak 2001 ÖO sürecinde kullan›lan direnifl evi önüne kadar çeflitli sloganlar at›l›rken mahalle halk› eyleme alk›fllar ve sloganlarla destek verdi. Ayd›n Hanbayat’›n da ÖO direniflinde yer al›rken kald›¤› evin önünde toplanan 120 kifli 17’ler flahs›nda devrim ve komünizm flehitleri için sayg› duruflu yaparken Grup Munzur söyledi¤i türküler ve marfllarla
17’lerin yakt›¤› isyan ateflini harland›rma ça¤r›s› yapt›. Anma boyunca 17’ler için yoldafllar›n›n yazd›¤› fliirler okunurken Ayd›n Hanbayat’›n yazd›¤› fliirin okunmas›yla kitle ortak sloganlar› hayk›rd›. Ali R›za Sabur’un abisi yapt›¤› k›sa konuflmada gerek cenazelerin teslim al›nmas› s›ras›nda gerekse sonras›nda yard›mc› olan ve cenazeleri sahiplenen, yanlar›nda olan herkese teflekkür etti. 17’lerin resimlerinin yer ald›¤›, önceden yapm›fl olduklar› konuflmalardan kesitler sunan sinevizyon gösterimini heyecanla izleyen kitle anman›n sonunda “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Önderimiz ‹brahim ‹brahim Kaypakkaya”, “Katillerden hesap lafla sorulmaz bizde hesaplar› namlular sorar” sloganlar›n› att›. Devam› Sayfa 31’de