Panzerlere karfl› tafl, molotof... “Panzerlere karfl› tafllarla bar›nma hakk›m›z› savunaca¤›z” “Yedi tepeli flehir” ‹stanbul’un yoksul tepelerinde k›yas›ya bir savafl yaflan›yor bugünlerde. Bu, her zaman k›yas›ya verilen ekmek savafl›, geçim kavgas› de¤il, ama onun önemli bir parças›n› oluflturan, yoksullarla ezenler aras›ndaki bar›nma savafl›. fiehre göç ettikle-
rinden beri devletten hiçbir hizmet almayan, ama böylesine de karfl› karfl›ya kalmayan yoksul insanlar, flimdi panzerlere karfl› att›klar› her taflta hem bar›nma haklar›n› savunuyor, hem de devletin zulmüne tan›k oluyor ve onun gerçek niteli¤ini kavr›yorlar.
Devlet zenginlerin ç›karlar›n› koruyor ve onlar› temsil ediyor, evleri y›k›lanlar bunu tüm berrakl›¤›yla görüyor art›k ve onlar, kendilerini kurtaracak tek gücün kendileri oldu¤unu evlerini savunurken, panzere karfl› att›klar› her taflta daha fazla hissediyorlar... Sayfa 28-29
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2005-16
27
*Y›l:2 *29 Temmuz-11 A¤ustos 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350
Onlar korkular›ndan “terör” desinler
Biz yang›n› büyütelim!
Bu memleketin gerçek sahiplerini soruyor egemen s›n›f temsilcileri. “Nereden geldikleri belli olmayanlar” olarak adland›r›yorlar bizleri. Oysa bizlerin nereden ve nas›l geldi¤imizi iyi biliyorlar. Biz isyanlar›n diyarlar›ndan gelen milyonlar›z. Yerimizden, yurdumuzdan, topraklar›m›zdan zorla göç ettirilen, katledilen ve her türlü zulme u¤rayanlar›z. Bu yüzden kinimiz ve tepkimiz büyük. Bu yüzden evlerimizi y›kmaya geldiklerinde direniflimiz kararl› ve öfkeli.
“Umutlar›n› tüketmemiz gerekir” diyor egemenler. Çünkü as›l meselenin milyonlar›n gelecek umudunu tüketmekte olduklar›n› biliyorlar. Ama ayn› zamanda bir fley daha biliyorlar ki o da; bu topraklardaki devrimci ve komünistleri katletseler de, F tipi tecrit hücrelerinde tutsalar da bu umudu, bu umut u¤runa mücadele edenleri bitiremezler. Ezenle-ezilen varl›¤›n› korudu¤u müddetçe ne bu umut tükenir, ne de bu umutla savaflanlar. Bunu bildikleri için korkular› bü-
yük. Korkular› büyük oldu¤u için her gün biraz daha fazla sald›r›yorlar. “Terörle mücadele” 盤›rtkanl›¤›yla yeni sald›r› yasalar› düzenliyorlar. Yarg›s›z infazlar›, Türkiye Kürdistan›’nda gerillaya karfl› yap›lan operasyonlar›, halka uygulad›klar› bask› ve terörü korkular›n› yenmek için yap›yorlar. Ve yine korkular›ndan Dersim Festivali’ni engelliyorlar. Gerillan›n ve direnifllerin yurdu Dersim’de aylard›r halk›n üzerine atefl aç›yorlar,
OHAL uygulamalar›n› gündemden düflürmüyorlar. Demokratik kurumlar› basarak, insanlar› kaç›r›p iflkence yap›yorlar. ‹flte tüm bu sald›r›lara karfl› festival tarihlerinde orada olmak, halk›n yan› bafl›nda olmak, bu topraklara sahip ç›kmak için ORADA OLACA⁄IZ, ONLARLA OLACA⁄IZ! Ve onlar tüm sald›r› konseptleriyle milyonlar› ve onlar›n öncülerini bitirme hedefi ile sald›rsalar da; ne bu yang›n biter ne de bu yang›n› büyütme kavgas›n› verenler.
2
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
d›rd›. Bu sald›r› karfl›s›nda iflçiler, aileleri ile sendikac›lar birbirlerine kenetlenirken polis 15 kifliyi gözalt›na alabildi. ‹flçiler “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Cola’ya sendika girecek baflka yolu yok” vb. sloganlar› atarken saat 20.00’de polis gaz bombalar› ve coplarla iflçilere tekrar sald›rd›. ‹flçilerden ve ailelerinden yaralananlar olurken polis toplam 95 kifliyi gözalt›na ald›. ‹flçi ailelerinin polis otosunda bekletildikten sonra b›rak›ld›¤› görülürken, gözalt›na al›nan iflçiler ile sendikac›lar Vatan Caddesi’nde bulunan TMfi’ye götürüldüler. ‹flçilerden 85 kifli akflam geç saatlerde buradan serbest b›rak›l›rken, aralar›nda Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, Nakliyat-‹fl yöneticilerinden Recep Burmufl’un da bulundu¤u 7 kifli geceyi flubede geçirdiler. Gözalt›na al›nanlar ikinci gün akflam saatlerinde Ümraniye Adliyesi’ne götürülürken Savc›l›ktan serbest b›rak›ld›lar. (Kartal)
Polis, Coca Cola iflçilerine
AZGINCA SALDIRDI
Coca Cola firmas›na ait Trakya Nakliyat’taki iflçiler Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›lm›fl, bu sald›r›ya karfl› iflçiler direnifle geçmifllerdi. Yaklafl›k üç ayd›r direniflte olan iflçiler, ifle sendikal› olarak geri dönebilmek için bir çok eylem yapm›fl, ancak bu eylemler Coca Cola patronlar› taraf›ndan görmezden gelinmiflti. ‹fle geri dönmekte kararl› olan 110 iflçi ve aileleri 20 Temmuz Çarflamba günü Dudullu’daki Coca Cola’n›n Genel Müdürlük Binas›n› iflgal ettiler. Sabah saat 10.00 civarlar›nda binaya giren iflçiler “Bizim yerimize iflçi al›p çal›flt›r›yorsu-
Yar Yay›nlar› işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Ç I K T I
nuz. Yasal olarak e¤er iflçi çal›flt›racaksan›z önce bizi almak zorundas›n›z. Bizler iflbafl› yapt›r›l›ncaya kadar bu binay› terk etmeyece¤iz. Ölmek var dönmek yok” diyerek binadan ç›kmama karar› ald›lar. ‹flçiler binada beklerken Çevik Kuvvet ve TMfi ekipleri sabah erkenden bina çevresinde yo¤un y›¤›nak yapm›fllard›. Coca Cola yönetiminin binada olmad›¤›, patronlar›n yerine polisin iflçilerle pazarl›k yapt›¤› görüldü. ‹flçilerin kararl› tutumunu gören polis müdahale etmeden bekledi. Devrimci Mücadele, ESP ile TekstilSen’in fabrika önüne gelerek iflçilere destek verdi¤i eyleme saat 17:00’de polis sal-
9. BASKI
27
Coca Cola’da iflçi k›y›m›na son! COCA-COLA iflçileriyle dayan›flma amac›yla Nakliyat ‹fl Sendikas› taraf›ndan 16 Temmuz Cumartesi günü Taksim’de bas›n aç›klamas› yap›ld›. D‹SK Genel-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Mehmet Karagöz, ‹flsizlik ve Pahal›l›¤a Karfl› Savafl Derne¤i Baflkan› Gülden Yuva ve Dernek üyelerinin de destek verdi¤i, Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye baz› iflçilerin ve iflten at›lan Coca-Cola iflçilerinin de kat›ld›¤› eylemde Nakliyat ‹fl Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu; Coca Cola direniflinin 15-16 Haziran büyük iflçi direniflinin ruhuyla sürdü¤ünü belirterek “Coca-Cola Direnifli Türkiye’deki tüm direnifllerin sembolü oldu” dedi. (‹stanbul)
TPAO iflçisi açl›k grevinde! 18 ay önce iflten ç›kar›lan ve ifllerine geri dönmek isteyen, 7’si kad›n 67 TPAO iflçisi, AKP Batman ‹l binas›nda açl›k grevi bafllatt›. Kendilerinin iflten ç›kar›lmas›ndan sonra 505 iflçinin tekrar ifle döndü¤ünü hat›rlatan iflçiler, kendilerinin de ifllerine geri dönmek istedi¤ini belirtti. ‹flçiler eylemleriyle ilgili flunlar› ifade etti: “Biz sürekli çal›fland›k ama iflçi fazlal›¤›n› bahane ederek bizi iflten ç›kard›lar. Baflbakan, Enerji Bakan› ve Batman milletvekilleri, ifle geri al›naca¤›m›z sözünü verdiler. Ama 18 ayd›r iflsiziz. Bize söz verenlerin sözlerini yerine getirmelerini istiyoruz. Bize haks›zl›k yap›ld›, hakk›m›z› istiyoruz. Sonuç al›ncaya kadar açl›k grevimiz sürecek.” TPAO müdürlü¤ü 18 ay önce, iflçi fazlal›¤› oldu¤u gerekçesiyle 617 iflçiyi iflten ç›karm›fl, daha sonra bu iflçilerin 505’i tekrardan ifle al›nm›flt›. ‹flten ç›kar›lan 39 iflçi tazminatlar›n› kabul ederek ifle geri dönme talebinden vazgeçerken, açl›k grevi bafllatan 67 iflçi ise tazminat› kabul etmeyip ifle geri dönme talebinde bulunuyor. (H. Merkezi)
2. BASKI
Umut Yay›mc›l›k 6 AYLIK: 10.200.000
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Onlar korku ile “terör” diye ba¤›rs›nlar
B‹Z BU YANGINI BÜYÜTEL‹M!
11 Eylül sald›r›lar›n›n ard›ndan bir dönümü ifade eden “terörizmle mücadele” efsanesi gelinen aflamada yeni boyutlar, biçimler kazand›r›lmaya çal›fl›larak devam ettiriliyor. “Terörle mücadelenin” Afganistan’dan sonra ikinci adresi olan Irak, emperyalistlere oldukça pahal›ya mal oldu ve direnifl karfl›s›nda emperyalistlerin ç›kmaz› hala sürüyor, daha sürecek gibi de görünüyor. Direniflçilerin Temmuz ay› içinde yapt›klar› sald›r› eylemlerinin bilançosu iflgalin bafllad›¤› tarihten bugüne yap›lan eylemlerin neredeyse toplam say›s›na yak›n durumda. 18 Temmuz günü Irak’›n bir çok kentinde yap›lan bombal› sald›r›lar sonucu 117 kifli yaflam›n› yitirdi. Bunlar›n içinde sivil halk›n bulunmas›n›n yan› s›ra, sald›r›lar as›l olarak asker ve polis noktalar›na yo¤unlaflm›fl durumda. “Küresel terör” tart›flmalar›n›n yeniden yo¤unlaflt›r›ld›¤› bugünlerde, Londra’da patlayan bombalar vesilesi ile emperyalist ülkeler baflta olmak üzere, uflak ve iflbirlikçilerinin de efllik etti¤i sald›r› korosu ülkemiz de dahil olmak üzere ezilenlere yönelik yeni sald›r› dalgas›n›n uygulanmas›n› da beraberinde getirdi. Dünya ve ülkemiz ezilenlerinin hep birlikte efllik edilmeye zorland›¤› bu “terör” korosunda ›srarla ve inatla unutturulmaya çal›fl›lan “terörün” kayna¤›n›n emperyalist-kapitalist sistemin kendisi oldu¤u gerçe¤idir. T›pk› öncekilerinde oldu¤u gibi emperyalist efendiler ve hizmetkarlar›, sald›r›lar›n ard›ndan k›nama yar›fl›na girerek küresel mücadelenin önemi ve gerekleri üzerine bir dizi aç›klamada bulundular. Bu aç›klamalar›n ne anlama geldi¤i 11 Eylül sald›r›lar›ndan bugüne baflta Irak olmak üzere tüm dünyada yaflanan geliflmelerle ortadad›r. Bu anlamda yap›lan aç›klamalar›n tümünü yine bu kapsam ve format içinde düflünüp de¤erlendirmek gerekir. Krizini aflamayan emperyalist-kapitalist sistem, dünya ezilenlerine yönelik daha kapsaml› sald›r› planlar› içinde. Yap›lan aç›klama ve de¤erlendirmelerin yönü ve ibresi bunu gösteriyor. ‹ngiltere’de Yarg›s›z ‹nfaz ve Anti-Terör Yasas› Haz›r Londra’daki patlamalar›n ard›ndan “terörle mücadeleyi” daha üst noktalarda yürütece¤ini aç›klayan ‹ngiltere devleti, bir süredir bekletti¤i anti-terör yasas›n› yürürlü¤e sokmak üzere. Yasan›n içeri¤ine iliflkin belli de¤inilerde bulunmadan önce sald›r›lar›n hemen ard›ndan yap›lan yarg›s›z infaz› hat›rlamakta fayda var. Metro istasyonunda “sald›rgan” oldu¤u gerekçesiyle infaz edilen bir kifli önce ‹ngiliz polisinin baflar›s› olarak lanse edildi. Ancak öldürülenin eylemlerle bir iliflkisinin olmad›¤› tespit edilince ‹ngiliz polisi halk›ndan özür dileme nezaketini gösterdi(!) Gerek emperyalist ülkeler aç›s›ndan gerekse de uflaklar› aç›s›ndan “terörle mücadelenin” bir parças› olarak sürece yans›yan yarg›s›z infazlar dönem politikas› olarak uygulan›yor. Irak’ta ABD askerlerinin televizyon-
lara yans›t›lan infaz görüntüleri, ‹ngiltere’de yüzlerce insan›n içinde katledilen Brezilyal› genç ve ülkemizde Haziran ay› içerisinde Adalet Bakanl›¤› önünde canl› yay›nda an an verilen Eyüp Beyaz’›n infaz görüntüleri “terörle mücadelenin” yans›malar›. Önümüzdeki dönem sürece damgas›n› vuracak geliflmeler olarak yans›yan bu görüntülerin daha fazla görüntülenece¤i muhtemel bir geliflme. Sald›r›lar›n ard›ndan gündeme getirilen antiterör yasas›n›n kapsam› ve içeri¤i ise flu biçimde flekillendiriliyor: “Yeni terörle mücadele yasa tasar›s›nda suç kapsam›na al›nmas› planlanan eylemler aras›nda, bombal› sald›r›lar ve benzeri terör eylemlerini ‘övmek’ de bulunacak. Bu tür eylemler hakk›nda övücü ifadeler kullanan kifliler de yarg›ya sevk edilecek.” “fiüpheli” görülenlerin s›n›r d›fl› edilmesinin yan› s›ra bu yetkinin geniflletilmesi, yine “flüpheli” görülenlerin öncelikle “öldürmek amaçl› atefl edilmesi” yetkisinin kullan›lmas›n›n yan›s›ra gözalt›na al›narak sorgulanmas› gibi daha bir dizi madde bu yasa paketi ile yürürlü¤e girecek ki bunun prati¤i paketin yasalaflmas›n› beklemeden uygulanmaya bafllan›lm›fl durumda. Metroda yap›lan infaz, 21 Temmuz sald›r›lar›n›n ard›ndan gözalt›na al›nan ve haklar›nda hiçbir aç›klama yap›lmayan iki kifli bunun aç›k kan›t›d›r. AB üyesi emperyalist ülkelerin D›fliflleri Bakanlar› ve Adalet Bakanlar›’n›n Brüksel’de bir araya gelerek “teröre karfl› mücadelede yeni yöntemlerin saptanmas›” hedefli toplant›da gündeme al›nan temel konu ‹ngiltere ve ABD’de uygulamaya sokulan bu yasa paketinin yayg›nlaflt›r›lmas› ve geniflletilmesi oldu. Zira “terörün” her an kimi vuraca¤› belli olmad›¤› için, sald›r›lar öncesi önlemlerin genifl tutulmas› ve al›nmas› belirleyici derecede önemli! Ancak bu önlemlerin hiç biri Irak’ta her gün patlayan bombalar› engelleyen bir nitelik ve içerik tafl›m›yor. ‹flgale karfl› süren direnifl “terör” yasalar›na ra¤men de sürüyor. ‹ngiltere’de 7 ve 21 Temmuz tarihlerinde patlayan bombalar›n ard›ndan M›s›r’daki bombalama haberleri dünya kamuoyunun gündemine oturdu. Ardarda patlayan bombalar emperyalistlerin mücadelelerinin ne kadar “hakl›” bir zeminde olduklar›n› anlatmalar›n›n vesilesi yap›l›rken “terör” 盤›rtkanl›¤› bu vesilelerle daha da yükseltildi. Hakim s›n›flar efendilerinin izinde Ülkemizde son dönem yaflanan geliflmeler, yap›lan aç›klamalar emperyalistlerin yaflad›¤› süreçten ba¤›ms›z ve kopuk de¤il. “Terör” korosunun bir halkas›n› oluflturan ülkemiz hakim s›n›flar›, at›lan 盤l›¤a flimdilik efllik etmekle yetinseler de bafllat›lan sürecin içinde yer almak için ellerinden geleni yapmaktalar. Türkiye Kürdistan›’nda aylard›r sürdürülen operasyonlar›n çap› ve kapsam› geniflletilmek istenirken, anti-demokratik uygulamalar da t›rmand›r›lm›fl durumda. Toplumun üzerindeki bas›nç ve bask› sadece operasyonlar›n sürdürüldü¤ü bölgelerde de¤il, ülke genelinde yayg›nlaflt›r›lm›fl durumda. “Halk›n güvenli¤i” bahanesiyle yarat›lan devlet terörü tüm toplumun iliklerine kadar ifllenilmekte, topluma her an denetim alt›nda oldu¤u düflüncesi empoze edilmektedir. Çeflme ve Kufladas›’ndaki bombalama eylemlerinin ard›ndan t›rmand›r›lan devlet terörünün nedeninin “halk›n güvenli¤i” olmad›¤›n› çok iyi biliyoruz. Metro istasyonlar›nda artt›r›lan önlemlerin bombalar›n patlamas›n› engelleyemedi¤i bir gerçek. Ancak “flüphelilerin” sorgusuz sualsiz infaz edilmesi kolayl›¤›n› sa¤lad›¤› do¤rudur. Ve bu flüphelilerin s›radan halk olmas› “tesadüfü” karfl›s›nda ise kamuoyuna bir özür borcundan öte bir borçlar›n›n olmad›¤›n› düflünmekteler.
Türkiye Kürdistan›: Orman yakma, operasyon ve bask›lar Türkiye Kürdistan›’nda artan askeri operasyonlara paralel halk üzerinde uygulanan terör de t›rmand›r›lm›fl durumda. Tunceli’de operasyondan dönen askerlerin rastgele evleri taramas›, bir ay süreyle istedikleri her evi, her demokratik kurum ve dernekleri basma, tarama özgürlü¤ünü alan kolluk güçlerinin ilk pratikleri 24 Temmuz günü Tunceli’de bulunan demokratik kurumlar›n bas›lmas› ile bafllad›. Bu bask›nlarda kurum çal›flanlar›na “bundan sonra böyle” aç›klamas›n›n yap›lmas› yaflanacaklar›n aç›ktan ifadesidir. Sürdürülen operasyonlarda gözalt›lar›n, “gerillaya yard›m” bahanesi, bunun yan›s›ra evlerin taranarak bas›lmas›n›n yan›s›ra yine “gerillaya yard›m” ettikleri gerekçesi ile insanlar›n kaç›r›larak dövülmesi ve iflkenceden geçirilmesi bölgede son birkaç ay içerisinde yaflanan “ola¤an” geliflmeler aras›nda. Bu arada gerillaya karfl› askeri operasyonlar›n yan› s›ra çok çeflitli yöntemleri devreye koyan devlet baflta orman yang›nlar› olmak üzere, araziye zehirli y›lanlar›n b›rak›lmas› ve a¤›r silahlar›n kullan›lmas› ve neredeyse ülkenin dört bir yan›ndan bölgeye asker sevkiyat›n›n yap›lmas› devlet aç›s›ndan tehlikenin as›l noktas›n› göstermektedir. fi›rnak, Gabar, Cudi, Tunceli ve Hakkari’de ormanl›k alanlar›n devlet taraf›ndan yak›lmas› sonucu yap›lan aç›klamalara göre yüzlerce dönüm ormanl›k alan›n yok oldu¤u ifade edilmektedir. Bu geliflmelerin yan› s›ra bir süredir devlet taraf›ndan gündeme getirilen “s›n›r ötesi operasyon” tart›flmalar› da gündemdeki s›cakl›¤›n› korumaktad›r. Irak ve ‹ran taraf›ndan böyle bir operasyona izin vermeyecekleri aç›klanmas›n›n yan›s›ra, kamuoyuna yans›yan tart›flmalardan bu konuda Türkiye ve ABD aras›nda da bir uzlaflman›n sa¤lanamad›¤›d›r. Genelkurmayl›k taraf›ndan yap›lan aç›klamada ABD deste¤i ima edilirken, ABD taraf›ndan yap›lan aç›klamada böyle bir operasyonu bafllatman›n riskleri ve böyle bir operasyonun “hata olaca¤›” aç›klamas›nda bulunulmaktad›r. Bu konuda ABD bildik yaklafl›m›n› sürdürmeye devam ediyor dense hata olmayacakt›r. “PKK bizim için de sorun. Ama s›n›r ötesi operasyon iyi tercih de¤il” aç›klamas› bildik yaklafl›m›n bir tezahürüdür. “Kürt kart›n›” elinden kaybetmek istemeyen ABD, deste¤ini ve gücünü önemli ölçüde kaybetti¤i bu dönemde bu kart› kaybetmek istemeyecektir. Bu hedeften kaynakl› da Türk devleti operasyon konusunda sürekli uyar›l›yor. “PKK kadrolar›n›n yakalanmas›” talimat›n› bizzat ABD’den ald›klar›n› aç›klamas›n›n tersine, ABD D›fliflleri Bakan Yard›mc›s› Dan Fried ›srarla böyle bir talimattan haberdar olmad›klar› ifadesini kullan›yor. Yine Baflbu¤ “s›n›r ötesi operasyon” konusunda yapt›¤› aç›klamada “operasyon konusunda muhatab›m›z Irak hükümetidir. ‹zin verilmedi¤i koflulda BM yasalar›na dayanaca¤›z” sözlerini ise bir blöf olarak bile de¤erlendirmek mümkün de¤il. Çünkü efendisinin ç›karlar›n› zedeleyecek bir hamlenin kendisine pahal›ya mal olaca¤›n› çok iyi bilmekteler. Baflbu¤’un, 19 Temmuz günü yapt›¤› aç›klamalar ülkemizde önümüzdeki dönem yaflanacaklar›n habercisi. Efendileri taraf›ndan t›rmand›r›lan katliam ve devlet terörünü uygulamakla yükümlü olan ülkemiz hakim s›n›flar› geliflen sürece uygun ad›mlar atman›n telafl› içinde. Demokratik kurumlar baflta olmak üzere ülkedeki toplumsal muhalefetin daha fazla bast›r›lmas› ve sindirilmesi gereklili¤i üzerinde duran Baflbu¤, aç›klamas›nda: “Terörle mücadele kanunu gözden geçirilerek, ihtiyaca cevap verecek hale getirilmelidir. Bat› ülkelerinde olanlar olsun yeter. Örgütle ba¤lant›s› olanlar, örgü-
te destek sa¤layanlar, örgütün propagandas›n› yapan baz› kurulufllar, kifliler ve sivil toplum örgütleriyle mücadele edilmelidir” aç›klamas›nda bulundu. Devletin önümüzdeki dönem uygulayaca¤› politikalar›n bir ifadesi olan bu aç›klamalar girilecek sürecin kapsam›n› ve boyutunu da göstermektedir. Baflbu¤, yapt›¤› aç›klamada Bat›’n›n örnek al›nmas› gerekti¤ini aç›klarken bu durumu flöyle ifade ediyor: “Ülkemizde ise Adalet Bakanl›¤›’na baflar›s›z bir intihar sald›r›s›nda bulunan teröristin öldürülmesinin ard›ndan baz› sivil toplum örgütü üyeleri aç›ktan bu teröristin ölümsüz oldu¤u fleklinde slogan atabilmifllerdir. ABD’de bir kifli Usame Bin Ladin’i överse an›nda tutuklan›r” aç›klamas›nda bulunuyor. Örnek gösterilen demokrasinin niteli¤ini anlamak aç›s›ndan bir örnek teflkil eden bu aç›klama ayn› zamanda, gösterilen en ufak bir tepkiden duyulan rahats›zl›¤›n da ifadesidir. Bundan sonra bu tepkiyi ortaya koyanlara yönelik önemli bir gözda¤› içeren bu aç›klamalar, “terör” 盤›rtkanl›¤› eflli¤inde uygulanmaya sokulacakt›r. Bayrak krizi ile gündeme sokulan sivil faflist sald›r›lar, devletin elinde devrimci-demokrat güçlere karfl› kullan›lmaya devam ediyor. Kaymazlar duruflmas›ndaki linç sald›r›s›, ‹HD yöneticilerine yönelik sald›r›lar gibi artt›r›lacak örnekler devlet aç›s›ndan sald›r› sürecinin eldeki tüm mekanizmalar devreye sokularak ilerletilmesi hedefini içermektedir. Bu kapsaml› sald›r› dalgas›n›n geri püskürtülmesi ise ancak kapsam› genifl bir muhalefet birli¤inin oluflturulmas› ile mümkün olacakt›r. Temel dinamiklerini devrimcilerin oluflturaca¤› bu birlikteliklerde tüm demokratik güçlerin sürece dahil edilmesinin koflullar› yarat›lmal›d›r. Egemenlerin toplumsal muhalefete ve onun öncülerine yönelik bafllatt›¤› bu sald›r› dalgas›n›n önüne set çekebilmek için demokratik taleplerin geniflletilmesi, tüm kesimleri kucaklamas› ve ifade etmesi önemlidir. Türkiye Kürdistan›’nda orman yang›nlar›, dillendirilen “s›n›r ötesi” operasyon hedefleri ve uygulamalar› baflta olmak üzere, iflçi s›n›f›n›n özellefltirmeye karfl› mücadelesi, yoksul halk›n gecekondu y›k›mlar›na karfl›, muhalif bas›n›n susturulma çabalar›na karfl› k›sacas› devletin hedef gösterdi¤i tüm noktalarda muhalefetin yükseltilmesi önemlidir. Halk›n gecekondu mahallerinde barikat kurarak bekledi¤i devlete karfl› barikatlar›n güçlendirilmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas› önemlidir. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda gelifltirilen hak ihlallerine ve yo¤unlaflan anti-demokratik uygulamalar baflta olmak üzere gerillaya karfl› uygulanan yöntemlerin yayg›n biçimde teflhir edilmesi ve bunun demokratik mücadelenin önemli bir parças› haline getirilmesi önemlidir. Bu anlamda bunlar› dile getirecek demokratik kurumlar›n ortak hareketinin sa¤lanmas› ve bu konularda zorlanmas› ve harekete geçirilmesi görevimizdir. fiu bir gerçek ki sald›r›lar boyutland›kça kimi çevre ve anlay›fllar bu sald›r›lar›n bir sonucu olarak kendi kabu¤una çekilmeyi tercih edecektir. Ancak bu durum sald›r› s›ras›n›n onlara gelece¤i gerçe¤ini asla ortadan kald›rmaz. Emperyalistler ve yeminli uflaklar› ciddi anlamda zor günler yafl›yorlar. Hiçbir sald›r› hamlesi bu gerçe¤i kapatmad›¤› gibi içinde bulunduklar› krizi de engelleyecek bir nitelik tafl›m›yor. Sorun bu krizin derinlefltirilmesi ve büyütülmesinde. Bu da yapaca¤›m›z hamle ve müdahalelere ba¤l› ise bu ad›mlar› bir an önce atman›n d›fl›nda hiçbir alternatifimizin olmad›¤› ortada. Savafl atefl ortas›nda direnenlerin, kahramanca çat›flanlar›n ve tarihe anlaml› notlar yazanlar›n ve yazd›ranlar›n gerçe¤i ile ilerliyorsa, bu savafl› yayg›nlaflt›ral›m, yang›n› büyütelim.
4
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
S›n›fsal Bak›fl MÜDAHALEDE ‹K‹NC‹ PERDE BAfiBU⁄’UN BUYRUKLARI ‹LE AÇILDI! ““Bayrak olay›” ile bafllat›lan ve Trabzon’daki linç provas›yla doru¤a ç›kart›lan, akabinde yine bütün ilgili-yetkili odaklar›n eflzamanl› anonsuyla tansiyonu düflürülen kampanya, komprador patron-a¤a devletinin s›n›f mücadelesinin geliflim sürecine “müdahalesi” olarak de¤erlendirilmelidir. Bu sürecin dinamikleri içerisinde; SEKA’dan TEKEL iflçilerine uzanan direnifl köprüsü; 2004 NATO direniflinden süzülüp gelen bu y›l›n 8 Mart, 16 Mart, 19 Mart ve 21 Martta emperyalist iflgale, faflist katliamlara ve Kürt ulusuna yönelik milli bask› ve zulme karfl› eylemliliklerinin biriktirdi¤i potansiyel ve nihayet 2005 Newroz’unun son y›llardaki en coflkun ve kitlesel durumu vard›r. Yak›n ve orta vadede s›n›f mücadelesinin çok daha ciddi muharebelere gebe oldu¤unun öngörüsünde bulunmak zor de¤ildir. Bu durum, hem emperyalizmin dünyadaki gidiflat› hem ülkemizdeki hakim s›n›flar›n (di¤er s›n›flar da) izledi¤i seyre iliflkin verilerden rahatl›kla gözlenebilmektedir. Ülkemiz aç›s›ndan, bölgedeki s›cak geliflmelerin süreci bir kat daha hassaslaflt›rd›¤› bir baflka gerçekliktir. Bu koflullarda, muhalif dinamiklerin hareketlenmesi (son aylardaki iflçi ve emekçi direniflleri, eylemlilikleri), devrimcilerin toparlanmas› ve giderek daha etkili hale gelme yolunda mesafe almas›, Kürt ulusal hareketinin farkl› bir potada ve rotada olsa da yeniden güç biriktirmesi (Yaflar Büyükan›t’›n demeçleri hat›rlans›n), anlafl›lan adet olaca¤› üzere “postmodern darbe” denilen bir yöntem ile (28 fiubat’› and›ran) sürece müdahaleyi gerektirmifltir. Bu kez hükümete yönelik do¤rudan bir tutum olmamakla beraber, onun aczi karfl›s›nda bizzat devreye girme ve bayraktar olma hali vard›r.” 23 Nisan 2005 tarihli gazetemizdeki yaz›m›zda yapt›¤›m›z bu de¤erlendirmede sözünü etti¤imiz “müdahale”nin ikinci etkili “darbe/hamle”si yaklafl›k üç ay sonra, Genelkurmay 2. baflkan› ‹lker Baflbu¤’un “medyaya destur” havas›nda düzenledi¤i toplant›yla indirildi (19.07.2005). PKK’nin son aylarda verdirdi¤i “zayiatlar” ile karanl›kta b›rak(t›r)›lan Çeflme-Kufladas› eylemlerinin birlikte oluflturdu¤u özel, Londra’daki patlamalar›n yaratt›¤› genel gerekçe ortam›nda; Baflbu¤’un çok yönlü ve ifllevli sözleri, Türk hakim s›n›flar›n›n önümüzdeki sürece iliflkin askeri ve siyasi konumlan›fl›n› aç›k biçimde ilan ediyor, “mücadele program›n›” duyuruyordu. Alt› ilk çizilmesi gereken husus, faflist diktatörlü¤ün gelifltirece¤ini duyurdu¤u azg›n ve yo¤un sald›r› dalgas›n›n “terörizm” kavram› ile do¤rudan iliflki çerçevesinde ele al›nd›¤›d›r. Kavramla özdefllefltirilmeleri ba¤lam›nda, flu andaki konumu itibar›yla ulusal hareket öne ç›kar›lmakla beraber, “esas” paranteze her zaman için komünistler ve devrimciler dahildir. Bunun ayr›ca vurgulanmas› gerekmemekle beraber, Baflbu¤ ihmalde bulunmamay› tercih etmifltir. ‹kinci önemli nokta, sald›r›n›n kapsam› ve a¤›rl›¤› ile ilgilidir. “Topyekun” sözcü¤ü, düflman›n sald›r›s›n›n boyutunu tarif etmek
(ayn› zamanda kendi mücadelemizin de buna karfl› ayn› kapsaml›l›kta olmas›) için genellikle devrimciler taraf›ndan kullan›l›rd›. Neredeyse ilk kez faflist ordu sözcülerinden birisi, bu ifade tarz›n› tercih etmektedir. Bunda flafl›rt›c› ya da üzerinde durulacak olan nokta, gelifltirilen/gelifltirilecek sald›r›n›n herhangi bir demagojiye/maskelemeye kaçmayan aç›kl›kta örgütlenmekte olufludur. “Topyekun” sözcü¤ünün üstüne bas›larak, hitap edilen medya vas›tas›yla bütün hakim s›n›f klik ve kurumlar› hizaya sokulmakta, herkes “ulusal bir konu anlay›fl›yla”, “mücadeleye”, “göreve” davet edilmektedir. Sefer görev emrinin bu usulle tebligat›n›n ayr›nt›lar›na girmeyi de ihmal etmeyen Genelkurmay›n yasal düzenlemelerden, kurumsal yap›lanmalara, dezenformasyon faaliyetlerinden, psikolojik savafl taktiklerine kadar örneklemeler yoluyla verdi¤i “gönüllü brifing”, meseleye verilen önemin derecesini göstermektedir. Üçüncü önemli nokta; aç›klamalarda ana hedef, “örgütün yenilgiye u¤rat›lmas›”, “terörün kökünün kaz›nmas›”ndan öte “baflar› umudunun k›r›lmas›, yok edilmesi” olarak tayin edilmektedir. Bu, hedefi tam manas›yla öldürücü bir seviyede belirlemek anlam›na geliyor. ‹deolojik yaklafl›m›n hedefinde, ulusal hareketin önderli¤i de¤il, Kürt halk›nda hala yaflat›lan ve fakat bu önderli¤in elinde içi boflalt›lm›fl ve/veya dönüfltürülmüfl hale gelen “ulusal kurtulufl” idealleri vard›r. Bunun için, para-medyan›n rolüne özel olarak dikkat çekilmektedir: “Örgüt ile toplum aras›ndaki iletiflimin kopar›lmas› gerekmektedir. ‹flte bize göre Türk medyas›na düflen temel sorumluluk budur.” Medyan›n yürütece¤i faaliyet meselenin küçük bir bölümünde rol oynayacakt›r. Daha ciddi ve a¤›rl›kl› yüklenmenin baflta fliddet olmak üzere her türlü yöntemle olmas› gerekmektedir: “Örgütle ba¤lant›s› olanlar, örgüte destek sa¤layanlar, örgütün propagandas›n› yapan baz› kurulufllar, kifliler ve sivil toplum örgütleriyle mücadele edilmelidir.” Bu “mücadele”de hangi taktiklerin kullan›ld›¤›, hangi yöntemlere baflvuruldu¤u çok iyi bilinmektedir. Geçti¤imiz dönemde binlerce örne¤iyle yaflanan ve bugün ancak birkaç itirafç›n›n sayesinde, kaz›lan yerlerde çürümüfl elbiseleri içinde kemiklerine ulafl›lan gözalt›nda kay›plar, yarg›s›z infazlar, faili belli “meçhuller”, toplu katliamlar, sabotajlar, kundaklamalar, köy yakmalar ve daha nice vahfli iflkence ve uygulamalar›n yeniden eski bilançosuna ulaflaca¤› “müjde”sini Baflbu¤ bak›n hangi sözlerle veriyor: “En büyük zorluk teröristle masum halk›n ay›rt edilmesinde yaflanmaktad›r. Di¤er bir zorluk ise; demokratik haklar ve hukuki düzenlemelerle güvenlik ihtiyaçlar› aras›ndaki dengenin tam sa¤lanamamas› ve bunun neticesi olarak da, bu hukuki durumdan teröristlerin faydalanmas›d›r. Bir di¤er zorluk ise, co¤rafyan›n yaratt›¤› flartlar, harekat alan›n›n geniflli¤i, güvenlik güçlerinin her an kapsaml› faaliyetlerde bulunma zorlu¤udur. Elbette bu hususlar›n istemeyerek baz› hassasiyetleri yaratabilece¤i de unutulma-
27 mal›d›r. (….) Mücadelenin güçlü¤ü ve hassasiyetleri dikkate al›narak, güvenlik güçlerine her zaman destek verilmesi gere¤i ortadad›r.” Son bir y›l içinde silahl› faaliyetin yo¤unlaflmas›na paralel bu yönde uygulamalar›n h›zla art›fl gösterdi¤i bilinmektedir. Ancak bunun faflist-Kemalist diktatörlük için son derece düflük bir tabloya karfl›l›k geldi¤i aç›kt›r. Nitekim “Terörle Mücadele Yasas›”n›n yetersiz bulundu¤u ve Avrupa’dakiler örnek al›narak de¤ifltirilmesi gerekti¤inden söz edilmesi de olay›n di¤er bir boyutudur. Bilindi¤i gibi, 11 Eylül’ü takip eden süreçte ABD’deki “yurtseverlik yasas›” (patriot act) konuyla ilgili bafl› çekmifl ancak Avrupa devletlerindeki “anti-terör” yasalar›yla getirilen düzenlemeler bask› ve k›s›tlamalar› daha da ileri boyutlara tafl›m›fllard›. Bu konuda süreç, temel hak ve özgürlükler bak›m›ndan her geçen gün daha da bo¤ucu bir noktaya do¤ru ilerlemektedir. Londra’daki patlamalardan bir hafta sonra (14.07) Brüksel’de bir araya gelen AB ‹çiflleri bakanlar› bir dizi yeni tedbir konusunda ortaklaflm›flt›r. Di¤er yandan, ‹ngiltere, Almanya, ‹spanya, Fransa ve ‹talya’da son 10 gün içerisinde “anti-terör” yasalar› ve di¤er ilgili yasalarda de¤ifliklikler ve de¤ifliklik teklifleri gündeme getirilmifltir. Baflbu¤’un “anti-terör” yasas› konusunda AB’yi adres göstermesinde “tam isabet” vard›r. AB’deki bu geliflmelere ve Baflbu¤’un atf›na de¤inirken, AB demokrasisinin ve Türkiye’nin AB üyelik süreci ve demokratik geliflim masal›n›n da “ne menem” bir fley oldu¤unun geçerken bir kez daha vurgulam›fl olal›m. Türkiye’deki meclis ve hükümetin naylon statüsüne ve TSK’nin rolüne iliflkin gerçekleri bir kez daha tazeleyen Baflbu¤’un son toplant›s›, AKP’nin ABD ve AB emperyalistleri nezdinde u¤rad›¤› güven erozyonuyla ilgili geldi¤i aflaman›n da son foto¤raf›n› belgelemektedir. ABD ile tam bir uyum içinde hareket ettiklerinden bahisle “yanki çavufl”lu¤unun alt›n› özenle çizen Baflbu¤’un ABD’nin PKK liderlerine yönelik yakalama emri verdiklerine dair sözleri ise ABD yetkilileri taraf›ndan teyit edilmedi. “Kuzey Irak”a operasyon konusunda yöneltilen sorulara ise Tayyip gibi sallama de¤il haddini bilen yan›tlar vermeyi tercih etmesi, müdahalenin bir tak›m akl› evvellerin iddias›n›n aksine “ba¤›ms›z” olmad›¤›n› da kan›tlar mahiyetteydi. Süreç hakim s›n›flar cephesinde böylesi bir seyir izlerken; sald›r›n›n hedefi ve muhatab› konumundakiler ile “sorumluluk” hisseden, “duyarl›” kesimlerden çeflitli reaksiyonlar ve giriflimler de sahne almakta gecikmedi. “Gerçek ve kal›c› bar›fl” revaçta bir söylem haline geldi. Türk ve Kürt “ayd›nlar›”n›n birbirini tamamlayan ve silahlar›n susturulmas›n› amaçlayan ç›k›fllar›, özünde meseleye “devlet”in ç›karlar›n› önceleyerek yaklafl›yordu. “Ayd›n” kavram›n› sorgulatan bu giriflimlerin ulusal hareket’in önder kadrolar›nca desteklenmesi, durumu de¤ifltirmedi¤i gibi, aksine dan›fl›kl› bir duruma karfl›l›k gelmekteydi. M. Karay›lan, MHA’ya verdi¤i 28.06.2005 tarihli demeçte flunlar› söylüyordu: “Biz ayd›n çevrelerin giriflimlerini bofla düflürmemeye çal›fl›yoruz ve bunu yak›n bir süreçte de¤erlendirmeye alaca¤›z. Biz asl›nda süreci t›rmand›rmamak için çok yo¤un bir çaba sarf ediyoruz. Biz diyoruz ki gelin anlaflal›m. Bir memurunuzu gönderin, görüflelim. Amerika Irak’taki direniflçilerle
görüfltü. Ne var yani Amerika küçüldü mü? Yok, büyüklü¤ünü gösteriyor.” Nitekim 15 Temmuz’da yay›nlanan son Ayd›nlar Bildirge’sine iliflkin ulusal hareketin legal illegal hiçbir çevresinden ya da bireyinden herhangi bir tepki gelmemifltir. Devlete karfl› durufl ve Kürt halk›n›n yan›nda saf tutufl bak›m›ndan net ifadelere sahip bir bildirgeyi gazetelerdeki “zayi” ilanlar› derekesinde görmemezlikten gelmenin ancak “kas›tl› ihmal” de yeri vard›r. Ayn› tavr›, bildirinin “ac› dili” ve esas önemlisi içeri¤i nedeniyle belli bafll› çevreler de göstermifltir. Bununla beraber, yaklafl›mlar› da birer seçili “temsilci” arac›l›¤›yla aç›klanm›fl bulunuyor: “Bu, ‘Devletin faflistli¤i’ tespiti üzerine kurulu, Türk ve Kürt ayd›nlar›nca yap›lan ça¤r›lara tepki merkezli, kendisini ayr›flt›rarak kan›tlama kayg›s›yla kaleme al›nm›fl, tespit yapan ve çözüm öngörmeyen bir ilan.” (Ender ‹mrek, 16.07.2005, Evrensel) “Bu ifadeler bir burjuva devlet söz konusu oldu¤unda her zaman söylenebilir. Bu bak›mdan son zamanlarda yaflanan olumsuz geliflmelerin de aç›klay›c›l›klar› bulunmuyor. Devlet niçin flimdi savafl halinin yeniden yo¤unlaflmas›n› isteyebilir? Bu konuda ortada AB üyeli¤ini önlemeye çal›flan çevrelerin terörü k›flk›rtt›¤› fleklindeki görüfllerden baflka bir aç›klama da yok. Böyle bir yaklafl›m da, yukar›da söyledi¤imiz gibi, bize son derece zorlama ve komplocu bir yaklafl›m olarak görünüyor.” (O¤uzhan Müftüo¤lu, 17.07.2005, Birgün) “Ya gerçekten birlikte bar›fl içinde yaflaman›n yollar› aranarak ortak safta buluflulacak ya da ayr›mc›l›k cephesinde yer al›nacak. 1980’lerde t›rmanan PKK terörünün, 12 Eylül düzeninin getirdi¤i a¤›r uygulama tahrikleri gibi bir insan haklar› boyutu, mazereti vard›. Bugün ABD’nin Ortado¤u’da altüst etti¤i dengelerde, Irak’› ›rklar ve mezhepler ekseninde paramparça kana bulad›¤› bir ortamda, Türkiye’de hortlayan PKK terörünün oynad›¤› rol çok fazla ç›plak. Kimselerin Kürtlerin insan haklar›, kimlik haklar› paravanas›nda bu terörü kollama, hofl görme lüksleri yok.” (fiükran Soner, Cumhuriyet, 19.07.2005) Bunlar› tek tek yan›tlaman›n gereksizli¤i ortadad›r. EMEP, ÖDP ve Kemalistlerin görüfllerine “tercüman” olan bu sat›rlar, ayn› zamanda sürece iliflkin saf tutuflu ilan etmifl olmaktad›r. ‹çinden geçti¤imiz ve önümüzdeki dönemde daha da k›z›flacak süreç, devrim ile karfl›-devrim çat›flmas›nda bu saflaflmay› daha da kritik hale getirecektir. Sorun, elbette bir tak›m bildiriler, ça¤r›lar yay›nlamak ya da yay›nlanan bildirilerin peflinden koflmakla çözülmüyor. Bu tip giriflimler; amac›, hedefi, talebi, içeri¤i, yönelimi, zamanlamas› ve duruma göre bilefleninde “sakatl›k” olmad›¤› sürece halk demokrasisi ve ba¤›ms›zl›k mücadelesinin ilerletilmesinde yararl›/gereklidir. Organize edilmesi, ya da bafllat›lan düzenlemelere destek verilmesinde bu anlay›fl çerçevesinde yarar vard›r. Ancak böylesi giriflimlerin mümkün mertebe en genifl kesimleri hedeflemesi ve yine en genifl birlikteliklerle kotar›lmas› gerekir. Özellikle de bu tip faaliyetlerde “patentçi” bir anlay›flla hareket etmek, olay›n temel esprisine ayk›r›d›r. Bütün tutarl› ayd›nlar› bir araya getirmeye çal›flarak, tüm demokrasi güçlerini “birleflik cephe gibi davran›p birlikte mücadele etmeye” ça¤›ranlar›n, öncelikle kendilerinin tutarl› olmas› gerekmektedir.
5
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Deri-‹fl Sendikas› Çorlu’da örgütlenmeye devam ediyor! Deri-‹fl Sendikas› Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde örgütlenme çal›flmalar›na devam ediyor. Birsinler Deri Sanayi Ticaret A.fi’de örgütlenme çal›flmalar›n› devam ettiren Deri-‹fl sendikas›, 21 iflçiyi sendikaya üye yaparak örgütledi. 36 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada yetki için 17 May›s 2005 tarihinde baflvuru yap›ld›. 17 Haziran’da da
sendika yetki ald›. Sendikan›n Organize Sanayi Bölgesi’ne ve fabrikaya girmesini istemeyen idare yetkilileri, 4 Temmuz günü mesai bitiminde iflçileri ça¤›rarak ç›k›fl vermek istedi. ‹ki iflçi idare yetkilileriyle görüfltükten sonra arkadafllar›n› bilgilendirirken kimse ç›k›fl›n› almad›. ‹ki ayl›k ücretleri de içeride olan iflçiler yetkililere “bir
sorununuz varsa gidin sendikayla çözün” dese de yetkililer sendikayla görüflmedi, görüflmeye de yanaflm›yor. ‹flçiler ç›k›fllar›n› almazken 5 Temmuz günü iflbafl› yapmaya geldiklerinde yetkililer kimseyi içeri almad›. Bunun üzerine sendika iki gün Noter tespiti tutarak 5 Temmuz’dan itibaren fabrika önünde direnifle bafllad›.
Tuzla Deri’den Çorlu’da süren direnifllere destek ziyareti Kaçak iflçili¤in yo¤un oldu¤u, iflçilerin hiçbir sosyal güvencesinin bulunmad›¤› Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrikalarda çal›flma koflullar› kölelik sistemini aratm›yor. Bu ortaça¤ koflullar›na karfl› iflçiler sendikalaflma çal›flmalar›na h›z verdi. Bunun sonucu Deri ‹fl Sendikas›’na üye olan 24 Birsinler Deri iflçisi 5 Temmuz 2005 tarihinde direnifle bafllad›. Patronun hileli (geçici) kapatma manevras›na karfl› iflçiler haklar›n› kazan›ncaya kadar mücadelelerini sürdürmekte kararl› olduklar›n› dile getiriyorlar. 1992’de 1998 ve 2000’li y›llarda da yo¤un olarak sürdürülen sendikalaflma mücadelesi iflçilerin k›smi ücret art›fllar› ve SSK’l› olanlar›n art›fl›n› sa¤lasa da T‹S süreci sa¤lanamam›flt›r. Deri patronlar›, valilik, kaymakaml›k, polis, jandarman›n sendikalaflma çal›flmalar›na karfl› ortak hareket etmesi sonucu bütünlüklü bir sendikalaflma
baflar›s› sa¤lanamam›flt›r. Ancak örgütlenme d›fl›nda bir seçene¤i bulunmayan deri iflçileri yaflanan olumsuzluklardan dersler ç›kararak yeni bir örgütlenme sürecine girmifllerdir. 12 Temmuz 2005 tarihinde Tuzla Deri-‹fl fiube yöneticileri, temsilcileri Çorlu’da iki iflyerinde devam eden deri iflçileri direnifline maddi-manevi destek sunmak üzere Çorlu’ya gittiler. “Sendika hakk›m›z engellenemez”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek” vb. sloganlarla iflçiler bir araya gelirken burada iflçilere hitaben bir konuflma yapan Deri-‹fl Sendikas› E¤itim ve Teflkilatland›rma Sekreteri Yüksel Mentefle, yap›lan sald›r›lar›n örgütlülü¤e yönelik oldu¤unu, deri patronlar›n›n iflçilerin kulland›¤› anayasal hakka tahammül edemedi¤ini, iflçile-
rin tek seçene¤inin örgütlenmede ›srarc› olunmas› gerekti¤ine vurgu yaparak iflçilerin sendikaya daha kararl› sahip ç›kmas›n› istedi. Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya ise yapt›¤› konuflmada Tuzla’daki örgütlenmenin a¤›r bedeller ödenerek sa¤land›¤›na dikkat çekerek zorluklara karfl› iflçile-
rin haz›r olmas› gerekti¤ini söyledi. Sonkaya, “Mücadelemiz ortak, bunun gere¤i olarak sürdürdü¤ünüz direnifli Tuzla deri iflçilerinin direnifli olarak görüyoruz. Her türlü maddimanevi deste¤i vermekte tered-
Emekçinin Gündemi NE SÖYLED‹⁄‹M‹Z önemlidir ancak NE YAPTI⁄IMIZ, ve NASIL YAPTI⁄IMIZ daha da ÖNEML‹D‹R! Bir dönemdir devam eden iflçi direnifllerinden, grevlerden, eylemlerden ç›kar›lmas› gereken en önemli derslerden biri “Güçlü ve kararl› bir direnifl, k›sa sürede ülkenin dört bir yan›nda yank›s›n› bulur” slogan› olmal›d›r. Bunun örneklerini SEKA ile bafllayan ve devam eden toplumsal hareketlilik içinde görmek zor de¤ildir. Hiç beklenmedik yerlerde dahi örgütlenen destek eylemleri bu gerçe¤in alt›n› bir kez daha çizmekte ve önemli mesajlar vermektedir. Bugün gelinen aflamada özellikle özellefltirme sald›r›s› karfl›s›nda iflçi ve emekçiler cephesinde yaflanan hareketlilik, önemli boyutlara varm›flt›r. Yukar›da bahsini etti¤imiz mesajda iflçilerin, emekçilerin tepki ve öfkelerinin nitelik ve boyutunda s›n›f bilinçli proleterlere ve devrimci harekete nerede, ne yapmalar› ve nas›l yapmalar› gerekti¤inin aç›k ifadeleri vard›r. Bu sü-
reç k›sa sürede sönmeyen bir k›v›lc›m›n, kurumufl bozk›rlar› tutuflturacak güçte oldu¤unu göstermifltir ve göstermeye devam etmektedir. Bozk›r bugün, dünden daha kurudur. Eksik olan uzun süre yanabilecek bir k›v›lc›m›n örgütlenmesidir. Eksik olan k›v›lc›m› çakacak nitelikli, bilinçli kadro ve militanlar›n yarat›lmas›d›r. Uzun süreli yanacak k›v›lc›m, s›n›f bilinçli proleterlerin bilinç ve örgütüdür. Bu mutlaka yak›lmal›d›r. K›v›lc›m örgüttür. Atefl, proletaryan›n devrim bilimi Marksizm-Leninizm-Maoizm’dir, bozk›r, toprak kitlelerdir. Bu aç›lardan bak›ld›¤›nda s›n›f bilinçli proleterlerin, sadece egemen burjuva-feodal sisteme karfl› mücadeleyle s›n›rl› kalamayaca¤› bir gerçektir. Çünkü yaflanan ve yaflanmakta olan direnifller göstermektedir ki, sendikalar›n bafl›na çöreklenmifl reformist-bürokratik sendi-
düt etmeyece¤iz. Bu direniflin baflar›ya ulaflaca¤›na inanc›m›z tamd›r” dedi. Konuflmalar s›k s›k “Yaflas›n iflçilerin birli¤i”, “Sendika yoksa üretim de yok”, “Sendika hakk›m›z engellenemez” sloganlar›yla kesilirken, ziyaretteki son konuflmay› Deri-‹fl Trakya Temsilcisi Ali Bayram yaparak “Mücadeleyi baflar›ya ulaflt›rmada kararl›y›z. Patronlar›n ortak sald›r›lar›na karfl› örgütlenme çal›flmalar›m›z› h›zland›rd›k. Bu çal›flmalar› di¤er fabrikalarda da sürdürüyoruz. Patronlar›n güvensizlik yayma dedikodular›na iflçiler itibar etmemelidir. Buna karfl› birli¤imizi daha çok pekifltirmeliyiz” dedi. Direniflteki iflçilerle vedalaflman›n ard›ndan en k›sa zamanda daha güçlü maddimanevi destek sa¤lanaca¤› belirtildi. (Kartal)
ka a¤alar›na karfl› mücadeleyi gelifltirmek ve derinlefltirmek acil bir görevdir. E¤itim-Sen ve BES örneklerinde oldu¤u gibi sendikalara yönelik kapatma davalar›n›n da gündemde oldu¤u bir dönemde, bu durum daha da önem arz etmektedir. Özellikle geçti¤imiz haftalar içinde binlerin meydanlarda özellefltirme politikalar›n› protesto eylemliliklerinde ortaya koyduklar› tepki ve bizlerin bu geliflmeler karfl›s›ndaki duruflu belli eksiklerimizi a盤a ç›karmaktad›r. Özellefltirme politikas›n›n yaratt›¤› ve yarataca¤› etki ve y›k›m, sendikas›zlaflt›rma ve örgütsüzlefltirme politikas›, iflçi s›n›f› içinde yaratt›¤› sonuçlar ile ilgili daha genifl bir çal›flma yürütmenin zorunlulu¤u ortadad›r. Özellefltirmeler ile ilgili çeflitli yorumlar yap›lsa da bunun bir devlet politikas› oldu¤u ve devletin kâr-zarar meselesi üzerinden hareket etmedi¤i bir gerçektir. Bu gerçe¤i bir de Devlet Bakan› Abdüllatif fiener’in sözleri ile ifade edersek; “Özellefltirme bir devlet politikas›d›r. Hangi kurumun ne flekilde özellefltirilece¤i, yap›lan çal›flmalar do¤rultusunda belirlenmektedir. Özellefltirmenin sadece zarar eden kurulufllar›n sat›fl› olarak
Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklafl›k 5 bin iflçi çal›flmakta. Burada çal›flan iflçilerin büyük bir ço¤unlu¤u sigortas›z ve kay›t d›fl› olarak günde 15-16 saat çal›flt›r›lmaktalar. Sendikan›n bölgeye girmesini istemeyen patronlar, sendikan›n örgütlendi¤i fabrikalarda iflçiler üzerine yo¤un bask›lar yap›yor, iflçilerin sendikadan istifa etmelerini istiyor, fabrikalar›n› kapatacaklar›, zarar ettikleri vs. söylemler ve aldatmacalarla sendikan›n bölgeye girmesini engellemeye çal›fl›yorlar. Patronlar da çok iyi biliyorlar ki bölgede bir fabrika örgütlendi¤i zaman di¤er fabrikalardaki iflçilere örnek olacak, örgütlenme birçok fabrikaya yay›lacak ve iflçiler sosyal haklar›n› alacaklard›r. Bu da hem patronlar›n daha az kâr etmesine neden olacak hem de iflçilerin bilinçlenerek haklar›n› aramalar›na neden olacakt›r. Patronlar›n tüm bask›lar›na, tüm zorluklara ra¤men Deri-‹fl Sendikas› yöneticileri bölgede sendikal örgütlenme çal›flmalar›na y›lmadan devam edeceklerini dile getiriyorlar. ‹leri Deri iflçilerinin direnifli devam ediyor! Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›lan ‹leri Deri iflçilerinin direnifli de 18 fiubat’tan bu yana devam ediyor. Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan ‹leri Deri fabrikas› iflçileri sendikayla ortak hareket ederek fabrika önünde çad›r kurmufllar ifle dönene kadar da direneceklerini dile getirmifllerdi. ‹flçiler ile Deri-‹fl sendikas› iflten at›lmalara karfl› bir taraftan fabrika önünde direnirlerken ifle iade davas› da aç›lm›flt›. ‹fle iade davas› 15 Temmuz’da görülürken dava 28 Temmuz 2005 tarihine ertelendi. ‹flçilerin direnifli 5. aya girerken, sendikal› olarak ifle dönene kadar direneceklerini dile getiriyorlar. (Kartal)
alg›lanmamas› gerekir. Özellefltirme bir bütündür.” Bu sözler de göstermektedir ki egemenler art›k özellefltirilen kurumlar›n devletin s›rt›nda kambur oldu¤u yalan›na ihtiyaç dahi duymamaktad›r. Daha aç›ktan, daha pervas›z bir flekilde özellefltirme, sendikas›zlaflt›rma vb. sald›r›lar örgütlenmektedir. ‹flte böylesi önemli bir süreçte s›n›f bilinçli proleterlerin iflçi s›n›f› içindeki çal›flmas› daha da önem kazanmakta ve aciliyet arz etmektedir. S›n›f bilinçli proleterlerin bugünkü görevi; iflçi s›n›f›na proleter s›n›f bilinci tafl›makt›r. S›n›f bilinçli proleterler bilinç tafl›man›n yol ve yöntemlerini, araçlar›n› yaratma üzerinde yo¤unlafl›r, bu araçlar› zenginlefltirmek için “d›flar›dan bilinç” tafl›may› süreklilefltirmenin örgütsel zeminini haz›rlar ise baflar›l› olman›n önünde hiçbir engel yoktur. Önemli olan yaflanan bu geliflmeleri do¤ru okumak, iflçi s›n›f›yla güçlü politik ba¤lar kurman›n önündeki engelleri a盤a ç›karmak ve onlar› alt etmeye yo¤unlaflmakt›r. Böylesi süreçlerde “ne söyledi¤imiz önemlidir ancak, ne yapt›¤›m›z ve nas›l yapt›¤›m›z daha da önemlidir” fliar› unutulmamas› gereken bir fliard›r.
6
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
27
Devlet, Bergama’dan sonra Efemçukuru ve Yata¤an’da da
ALTINCILARA EL‹NDEN GELEN YARDIMI YAPIYOR! Yata¤an
Bergama Ovac›k
zmir’in 20 km uza¤›nda bulunan Efemçukuru yöresinde Kanada kökenli TÜPRAG flirketi taraf›ndan iflletilmek istenen alt›n madeni ile ilgili yaflanan son geliflmeler, madenci flirketle hükümet yetkilileri aras›ndaki iliflkiyi bir kez daha ortaya koydu.
‹
Bergama’da y›llard›r siyanürlü alt›na karfl› verilen mücadeleyle birlikte alt›n flirketlerine karfl› devletin tan›d›¤› tolerans ve yarg› kararlar›n›n tan›nmazl›¤› da gündemdeydi. Son olarak ‹zmir’in 20 km uza¤›nda bulunan Efemçukuru yöresinde Kanada kökenli TÜPRAG flirketi taraf›ndan iflletilmek istenen alt›n madeni ile ilgili yaflanan son geliflmeler, madenci flirketle hükümet yetkilileri aras›ndaki iliflkiyi bir kez daha ortaya koydu. Mahkemenin iflletme ruhsat› ve iznini iptal etmesine itiraz edenler aras›nda TÜPRAG flirketinin yan›s›ra, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› ve özellikle
alt›n madenlerinin iflletilmesi için canla baflla çal›flt›¤› bilinen Yurt Madencili¤ini Kalk›nd›rma Vakf› da bulunmakta. Efemçukuru köylülerinin avukatlar› ‹zmir Valili¤i’ne, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤›’na, Çevre Bakanl›¤›’na ve Menderes Kaymakaml›¤›’na yaz› yazarak madene verilen ruhsat›n ellerinden al›nmas›n› istediler. Ancak ruhsat hala flirketin elinde bulunuyor. Sonuç olarak flirket, iptal edilmifl olan bu ruhsat› flu an kullanam›yor. Ancak flirketin hala beklemesi de ak›llara temyiz baflvurular›n›n sonuçlar›n› beklediklerini ya da yeni maden yasas›n›n yürürlü¤e girmesiyle yönetmeliklere dayanarak TÜP-
RAG’›n yeniden ruhsatland›r›lmas›n›n söz konusu olabilece¤ini getiriyor. Tabi bunlar varsay›mlar. fiu an Efemçukuru köylüleri ve avukatlar› bekleyifl içindeler. Tüm bu yaflananlar›n yan›s›ra Efemçukuru köyü yak›nlar›nda TÜPRAG taraf›ndan iflletilmek istenen alt›n madeni, ayn› zamanda ‹zmir’e içme suyu sa¤lamas› planlanan Çaml› ve Tahtal› barajlar›n›n su toplama havzas›nda bulunuyor. Denizden yüksekli¤i 650 metre olan yöre, dik yamaçlar›nda orman, mera ve ba¤ bahçeden oluflan bitki örtüsüne sahip. Efemçukuru köyü özellikle ülke genelinde ekonomik de¤eri yüksek ba¤lara sahip olmas›yla tan›n›yor. Efemçukuru köylüleri TÜPRAG’›n alt›n aramas›na ise “Bizim alt›n›m›z üzüm” diye cevap veriyorlar. Efemçukuru’nda bunlar yaflan›rken Yata¤an’da yaflananlar da bunlardan farkl› de¤il. T›pk› Bergama’daki alt›n madeninin aç›lmas› örne¤inde yafland›¤› gibi, Yata¤an’daki Termik Santrale karfl› verilen mahkeme kararlar› Bakanlar Kurulu’nun ald›¤› gizli bir kararla ask›ya al›nm›flt›. Çevrecilerin, avukatlar›n›n bu uygulamaya karfl› yapt›klar› itiraz A‹HM’de kabul edildi. Konuyla ilgili aç›klama yapan davac› avukatlardan Senih Özay, A‹HM’in karar›nda özetle Bergama davas›na s›k s›k at›fta bulunuldu¤unu belirterek, TC’nin mahkeme kararlar›na uymama huyuna dikkat çekilerek Avrupa ‹nsan Haklar› Genel Sözleflmesi (A‹HGS)’nin 6. maddesinin ih-
Ziraat Odalar› ortak Deklarasyon yay›nlad›! Karadeniz’de bulunan 38 Ziraat Odas› Baflkan› ortak bir deklarasyon yay›nlayarak ihracatç› firmalar taraf›ndan ortaya at›lan iddia ve görüflleri sert bir flekilde elefltirdiler. 17 Temmuz günü Trabzon’da toplanan Samsun, Ordu, Giresun, Terme, Çarflamba, Akkufl, Aybast›, Çamafl, Çaybafl›, Fatsa, Gölköy, Gürgentepe, Karadüz, Kabatafl, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perflembe, Ulubey, Ünye, Piraziz, Bulancak, Keflap, Espiye, Güze, Ya¤l›dere, Görele, Tirebolu, Eynesil, Dereli, Çanakç›, Ayvac›k, Sal›pazar›, Düzköy, Of, Akçabat, Sürmene ve Arakl› Ziraat Odalar› Baflkanlar›n›n ortak imzalar›n› tafl›yan deklarasyonda “‹hracatç› birlikleri kendilerine her zaman yak›n olan devlet kanallar›n› sadece kendi do¤rular›nda kulland›lar. Onlara göre 2003 y›l›nda Fiskobirlik 2 milyon 500 bin lira al›m fiyat› aç›klamamal›yd›. Yine onlara göre 2004 y›l›nda 5 milyon 250 bin al›m fiyat› bir hatayd›. Ama sonuçta aç›klanan o fiyatlar-
la 2003-2004 sezonunda 1 milyar dolar, 2004-05 sezonunda ise 1,5 milyar ihracat geliri elde edildi. Her iki dönemde oldu¤u gibi üreticilerin fiyat beklentilerini yüksek bulan, Ziraat Odalar› ile Fiskobirlik’i elefltirenler onlard›, elefltirdikleri fiyat›n üzerinde f›nd›k alarak piyasada ürün b›rakmayan yine onlard›. Al›c› firmalar› düflüncelerinde samimi bulmuyoruz. Önceki y›llarda oldu¤u gibi Ziraat Odalar› olarak tüm deste¤imizle Fiskobirlik’in yan›nday›z” denildi. F›nd›k rekoltesi konusunda baz› kesimlerin, rekolteyi çok yüksek gösterme çabalar›n›n f›nd›¤›n fiyat›n› düflürmek için ortaya atan ihracatç› firmalar hakk›nda haz›rlanan deklarasyonda flu görüfllere yer verildi; “Do¤u Karadeniz Bölgesi rekolte tahminleri neredeyse ayn› ç›karken (366 ton-373 ton); Bat› Karadeniz Bölgesi’nde 100 bin ton gibi bir fark kabul ettirilmeye çal›fl›l›yor. Bu kabul edilemez. Bat› Karadeniz Bölge-
si’nde f›nd›¤›n Do¤u’ya göre bu sene çok az oldu¤u üreticiler ve teknik elemanlar taraf›ndan ifade edilmektedir. Bat› Karadeniz Bölgesi’nde 192 bin ton gibi bir rekoltenin tespiti mümkün de¤ildir. Gerekirse Bat› Bölgesi’nin rekolte tespiti için tüm taraflar› ortak bir tespit komisyonuna davet ediyoruz. Hiçbir kesim gerçe¤i yans›tmayan rakamlar üzerinden nemalanmaya kalkmas›n.” F›nd›k fiyatlar› üzerindeki tart›flmalar›n da de¤erlendirildi¤i deklarasyonda “F›nd›k fiyatlar›n›n oynayarak bir milyon lira afla¤› çekilmesi Karadeniz f›nd›k üreticilerinin 500 milyon YTL (500 trilyon lira) gasp› anlam›na gelecektir. Özellikle 2004 y›l›nda u¤rad›¤› do¤al afetin yaralar›n› saramam›fl olan üreticilerimizin al›nterinin karfl›l›¤› ile kimse oynamas›n. Ziraat Odalar› olarak üreticilerimizin ürünlerini ihtiyac› kadar pazara indirmeleri yönündeki çal›flmalar›m›z› sürdürece¤iz” denildi. (Samsun)
lal edildi¤i karar›n›n verildi¤ini aktard›. Özay, ayr›ca mahkemenin davac›lara 1000’er Euro manevi tazminat verilmesini kararlaflt›rd›¤›n› dile getirdi. Yata¤an’da da Gizli Karar! Ayd›n ‹dare Mahkemesi 1996 y›l›nda bilirkiflinin “termik santrallerin hiçbir önlem almadan çal›flt›¤›na, bulunduklar› çevrede su, hava, toprak, bitki ve di¤er canl›lar üzerindeki olumsuz etkileri de bulundu¤una” dikkat çekti¤i raporuna dayanarak Gökova Termik Santrali’nin hiç iflletmeye aç›lmamas›, Yata¤an ve Yeniköy Termik Santrallerinin de birer ünitelerinin faaliyetlerinin durdurulmas›na karar vermiflti. Mahkemenin bu karar›na karfl› Bakanlar Kurulu gizli bir prensip karar› ile Termik Santralin çal›flmas›n› sa¤lam›flt›. Bakanlar Kurulu’nun yarg› kararlar›n› ask›ya alan bu karar› hukukçular taraf›ndan sert bir dille elefltirilirken, dava iç hukuk yollar›n›n tükenmesi üzerine ‹zmir Barosu avukatlar› taraf›ndan A‹HM’e götürülmüfltü. Bakanlar Kurulu’nun benzer bir karar› da Bergama’daki Ovac›k Alt›n Madeni sürecinde verilmifl, mahkemenin madeni kapatma karar› yine Bakanlar Kurulu’nun gizli prensip karar›yla yok say›lm›flt›. Bergamal›lar›n bunun aleyhinde A‹HM’e açt›¤› dava sonucunda A‹HM Türkiye’yi yarg› kararlar›n› uygulamamak ve bireyin sa¤l›kl› çevrede yaflama hakk›n› ihlal etmekten suçlu bularak tazminat ödemeye mahkum etmiflti. (‹zmir)
HATAYLI KÖYLÜLER SU ‹Ç‹N EYLEM YAPTI! Hatayl› köylüler Amik Ovas›’nda yaflanan su s›k›nt›s› nedeniyle eylem yapt›. Amik Ovas›’nda 17 Temmuz tarihinde toplanan yaklafl›k bin 500 kifli “Su istiyoruz” fleklinde slogan atarak seslerini duyurmaya çal›flt›. Köylüler ad›na k›sa bir konuflma yapan Hatay Ziraat Odas› Baflkan› Celal Civelek, aylar öncesinden Amik Ovas›’nda yaflanan su s›k›nt›s›na dikkat çektiklerini belirterek, “Bizler ileriki süreçlerde su yüzünden kan dökülebilece¤i uyar›s›nda bulunmufltuk. Yetkililer görevlerini yapmal›d›r. Bir damla su için birbirimizi yiyoruz” dedi. (H. Merkezi)
DEVLET PAMU⁄U B‹T‹R‹YOR! 17 Temmuz 2005 tarihinde aç›klama yapan Marafl Ziraat Odas› Baflkan› Hüseyin Topçuo¤lu, pamu¤un geçen y›l tar›mdaki üretim pay›n›n %30 oldu¤unu, bu y›l ise %5’lere düfltü¤ünü belirtti. Üretim yapmas› engellenen pamuk üreticisinin zor durumda oldu¤unu belirten Topçuo¤lu, ithal edilen pamuk yüzünden köylülerin ürünlerini satamad›¤›n› söyledi. Bu durumun böyle devam etmesinin birkaç y›l içinde Türkiye’de pamuk üretiminin bitmesine neden olabilece¤ini dile getirdi. (Mersin)
7
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Köylüler tütünü b›rak›p bö¤ürtlen yetifltirmeye yöneldi Hükümetin IMF’nin dayatt›¤› tar›mda y›k›m politikalar›n› bir bir uygulamas› karfl›s›nda köylüler, yetifltirdikleri ürünleri terk ederek farkl› aray›fllara yönelmeye bafllad›lar. Uzun y›llard›r tütün yetifltiricili¤i yapan Samsun Sal›pazar› köylüleri de tütüne dayat›lan kotalar, sözleflmeli üretim vb. uygulamalarla zarar etmeye bafllay›nca, zor da olsa tütün üretiminden vazgeçtiler. Köylüler, tütüne alternatif olarak yetifltirmeye bafllad›klar› bö¤ürtlenden flimdilik memnun. Bö¤ürtlenin yetifltirilmesinde, gübreleme ve ilaçlamaya gerek olmay›fl›, kilosunun ortalama 1,5-2 milyona sat›lmas› köylü aç›s›ndan bugün için kazançl› görünüyor. Bö¤ürtlen yetifltiricili¤inin Türkiye genelinde az olmas› da pazarda de¤erini art›r›yor. Günümüzde bö¤ürtlen, kivi, çilek gibi meyvelerin yetifltiricili¤inin az olmas›, dal›nda meyvenin de¤erinin belirlenerek sat›n al›nmas› köylünün, tütün, flekerpancar›, f›nd›k vb. ürünlerden vazgeçmesine sebep olabiliyor. Uzun vade-
Kaçak et tar›ma ZARAR VER‹YOR! Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Genel Baflkan› ‹brahim Yetkin tar›m sektöründe yaflanan sorunlara dair bir bas›n toplant›s› düzenledi. 16 Temmuz günü yapt›¤› toplant›da Yetkin; Türkiye’ye kaçak giren tar›m ürünlerinin, üretimi ciddi bir flekilde etkiledi¤ini söyledi. ‹stanbul’da tüketilen etin yüzde 60’›n›n kaçak oldu¤una, Türkiye genelinde ise bu oran›n yüzde 50 düzeyinde bulundu¤una dikkat çekti. Öte yandan kaçak tütün giriflini de de¤erlendirerek, 2,5 milyon dolarl›k kaçak sigaran›n Türkiye’ye sokuldu¤unu söyledi. “Kay›t d›fl› kaçak olarak Türkiye’ye giren ürünlerden Türkiye’nin 450-500 milyon yani yar›m milyar dolar çok net bir kayb› söz konusu” diyen Yetkin denetimlerin yetersizli¤inin alt›n› çizdi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bu y›l koydu¤u kota nedeniyle köylünün TMO yerine tüccarlar› tercih etti¤ini dile getirerek “400 bin lira olan ürün maliyetine karfl›l›k 250 bin lira verilmesi köylünün TMO’dan uzaklaflmas›n› sa¤lad›. Bu durum hiç de iç aç›c› de¤il” dedi. “Türkiye’ye ciddi boyutlarda kaçak ürün girerken kendi çiftçisinin mal›, ürünü elinde kal›yor. Bunun bir an önce çözülmesi için kevgir haline gelen delik deflik olmufl s›n›rlar›n ciddi bir denetime tabi tutulmas› gerekmektedir” diyerek s›n›r denetimlerine dikkat çekti. (Ankara)
de düflünüldü¤ünde ise bu meyveleri yetifltirmeye bafllayan köylülerin say›s› artt›kça, pazarda ürün fazlal›¤› yarataca¤› bir gerçek. Bu da, köylünün zarar›na, maliyetinin de alt›nda fiyatla ürününü
elinden ç›kartmas›na neden olacakt›r. Emperyalistlerin dünya pazar›na hakim olduklar› tar›m ürünlerinden; pamuk, tütün, flekerpancar›, f›nd›k, m›s›r gibi tar›msal sanayide önemli yere sahip olan ürünlerin büyük k›sm›n›n ülkemizde yetifltirilmesi emperyalist g›da tekelleri aç›s›ndan tehlike arz ediyor. Örne¤in dünya f›nd›k üretiminin % 75’ini ülkemizdeki köylüler karfl›l›yor. Yine flark tipi tütünün büyük k›sm› ülkemizde yetifltiriliyor. Pamuk, flekerpancar›, ayçiçe¤i, m›s›r vb. çeflitlerin üretiminde verim ve kalite bak›m›ndan Türkiye ön s›ralarda. Emperyalizmin IMF politikalar›yla tar›ma müdahale etmesi, bahsetti¤imiz ürünler üzerine kotalar konulmas›, f›nd›¤›n sökülmesi, fleker pancar›n›n yetifltirilme alan›n›n daralt›lmas›, tütünün s›n›rland›r›lmas› vb. birçok yapt›r›mlar ülkemizdeki tar›msal üretimi yok etmek içindir. Bu ürünlere alternatif getiren egemenlerin, köylüleri depo ömrü k›sa, sanayide kullan›m alan› s›n›rl› olan, kivi, bö¤ürtlen gibi meyveleri yetifltirmesi
F›nd›kta taban fiyat 7 milyon olmal› Ziraat Odalar› temsilcileri ile birlikte bir bas›n toplant›s› düzenleyen Fiskobirlik Yönetim Kurulu Baflkan› Salih Erdem, Fiskobirlik’i aradan ç›kart›p, f›nd›k piyasas›n› kendilerine göre yönlendirmeye çal›flanlar bulundu¤unu ve bunun karfl›s›nda Fiskobirlik ile Ziraat Odalar›n›n ortak hareket etmeleri gerekti¤ini aç›klad›. Geçen y›l yaflanan don felaketinin hammadde noksanl›¤›n› ortaya ç›kard›¤›n› belirten Erdem, “1 katrilyon 600 milyar f›nd›ktan zarar ettik. Bunun Trabzon’da pek etkisi görülmedi, ama Ordu ve Giresun illerimiz o kadar etkilendi ki, f›nd›ktan baflka yan geliri olmayanlar periflan duruma düfltü. Don olay› hammadde noksanl›¤›n› da ortaya ç›kard›. Bu hammadde noksanl›¤› bizim elimizdeki 2001 mahsulünü iyi bir flekilde kullanmam›za sebep oldu. ‘Çürüktür’, ‘toksinlidir’ denilen f›nd›k Avrupa’ya gitti ve hiçbir sorun da olmad›. 1,5 milyon etmez denilen f›nd›¤› 6 milyona satmay› baflard›k” dedi.
Trabzon’da Oda Baflkanlar› ad›na bir aç›klama yapan Terme Ziraat Odas› Baflkan› Yetkin Karamollao¤lu da, geçen y›l ürünün az olmas› nedeniyle üreticinin periflan oldu¤undan bahsederek “öncelikle flu iyi bilinsin bu sezon f›nd›kta taban fiyat›n 7 milyonun alt›nda gerçekleflmesine kesinlikle karfl› ç›kaca¤›z. Bu para çok de¤il, ürünümüzün karfl›l›¤›d›r” dedi. Ziraat Odalar›, bu y›l f›nd›¤›n 7 milyonun alt›na düflmemesi için kampanya bafllatacaklar›n› aç›klad›lar. Karadeniz Bölgesi’nde f›nd›k üreticilerinin Fiskobirlik’e f›nd›¤›n› verip, tüccar› ihracatç›n›n düflük fiyattan f›nd›k almalar›na engel olunmas› için çal›flacaklar›n›; bununla ilgili Fiskobirlik Yönetim Kurulu’nun da destek vermesi ile olaca¤› aç›klamas› yap›ld›. Temmuz ay› sonunda Fiskobirlik al›m fiyat›n› aç›klayacak. (Samsun)
ZEYT‹NE DESTEK VER‹LMEL‹! Ülkemizde özellikle son süreçte AB’nin de koydu¤u kotalarla tar›m›n daha fazla tasfiye edilmesi beraberinde milyonlarca iflsizi getiriyor. Ülkemizin dört bir yan›nda tar›ma elveriflli topraklar olmas›na ra¤men devletin koydu¤u k›s›tlamalar nedeniyle üretim yap›lam›yor. ‹ç Anadolu’da fleker pancar›, patates engellenirken Karadeniz’de çay, f›nd›k, Do¤u’da ise bu¤day vb. topraklar uygun oldu¤u halde engelleniyor. Köylü üretim yapam›yor. Akdeniz Bölgesi’nde ise özellikle Adana’da zeytin için birçok elveriflli toprak
mevcut ancak devletin zeytine destek vermemesinden dolay› zeytin üretimi yeterince yap›lam›yor. Konuya iliflkin aç›klama yapan Do¤u Akdeniz Zeytin Birli¤i Baflkan› Mehmet Güler devletin zeytine destek vermeyiflini elefltirdi. Güle “Akdeniz’de zeytin için binlerce hektarl›k arazi var. E¤er zeytine destek verilirse 20 milyonluk iflsiz say›s›nda % 20 gibi önemli bir azalma olur. Bu de¤erlendirilirse Türkiye bitkisel ya¤ a盤›n› da giderecektir”dedi. (Mersin)
için teflvik etmesi tesadüf de¤il. Bilindi¤i gibi 2000 y›l›ndan sonra bafllat›lan tütün yetifltiricili¤inin s›n›rlanmas› için, tütün yetifltiren köylülerin kay›t alt›na al›narak belgelendirilmesi, kota koyarak belirtilen miktarda tütün ekimine gidilmesi (sözleflmeli üretimin getirilmesi) fazla ekildi¤inde ceza uygulanmas› köylünün tütün yetifltirmesinde cayd›r›c› olmufltur. Tütün ekmekten vazgeçen köylülerden özellikle Karadeniz’de tütün yetifltiricili¤inin yo¤un oldu¤u Samsun ilindeki köylüler için, Köy Hizmetleri Araflt›rma Enstitüsü, Karadeniz Tar›msal Araflt›rma Enstitüsü taraf›ndan alternatif ürün yetifltiricili¤i projesi gelifltirilmifltir. Kivi, bö¤ürtlen, enginar çeflitleri köylüye sunulmufltur. Tütün üretiminden vazgeçen köylüler devletin teflvik etti¤i bu ürünleri yetifltirmeye bafllam›flt›r. Yeni yeni yetifltirilmeye bafllanan ürünlerin bugün için pazarlama sorunu yok, ancak öncesinden bahsetti¤imiz gibi üretim alan› geniflledikçe, pazarda de¤eri düflen ürünlerin köylünün elinde kalacak ve zarar etmesine neden olacakt›r. Köylünün önümüzdeki süreçte yaflayaca¤› zorluklara haz›rlanmas› ve flimdiden bilinçlenmesi gereklidir. (Samsun)
PATATES ÜRET‹C‹LER‹ ÖRGÜTLEN‹YOR!
Ülkemizin patates ihtiyac›n› büyük oranda karfl›layan Nevflehir’de, üreticiler sorunlar›n› çözebilmek amac›yla “birlik” kuruyor. Üreticilerin patates üretimini daha bilinçli yapabilmesi amac›yla kurulacak olan birlik için çal›flmalar bafllad›. Topraklarda meydana gelen hastal›klar, yanl›fl gübre ve tohum kullan›m›, pazarlama gibi sorunlar›n çözülece¤ini düflünen köylüler Tar›m Bakanl›¤›’na gerekli baflvurular› yapt›. Nevflehir Ziraat Odas› Baflkan› Recep Tunç; Patatesçiler Birli¤i ad›n› verdikleri çal›flmalar›n; bölgede patates si¤ili olarak bilinen hastal›¤›n belirlenmesinde, ürünün kald›r›lmas›nda faydal› olaca¤›n› söyledi. (Ankara)
8
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
27
“Çetelere karfl› tek yumruk tek barikat!”
May›s Mahallesi’nde çeteciler taraf›ndan gerçeklefltirilen sald›r›n›n ard›ndan, devrimcilerin halka ça¤r› yapmas›yla düzenlenen genifl kat›l›ml› yürüyüfllerle sald›r› protesto edildi.
1
13 Temmuz tarihinde saat 22:00’de çeteci ve tinercilerden oluflan yaklafl›k 30 kiflilik bir grup ellerinde silah, b›çak ve sopalarla 1 May›s Mahallesi’ndeki Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne sald›rmak için topland›lar. 1 May›s Mahallesi Güzellefltirme Derne¤i’nde bulunan ESP üyeleri, Partizan okurlar› ve baz› devrimci gazetelerin okurlar›n›n da oldu¤u kitle de çetecilerin topland›¤› duyumunu al›p oraya gitmek için haz›rland›lar. Daha sonra çeteci grupla devrimcilerin karfl›laflmas› sonucu ç›kan çat›flmada 1’i ESP’li, 3’ü Güzellefltirme Derne¤i üyesi 4 kifli silah ve b›çak darbeleriyle yaraland›. Polisin daha önceleri sürekli mahallede oldu¤u bilinirken olay›n oldu¤u saatlerde polisin olmamas› dikkat çekici idi. Olay›n hemen ard›ndan 1 May›s Mahallesi Yozlaflma Karfl›t› Platform bileflenleri halka geliflmeleri duyurup, propaganda ve ajitasyon yapt› ve ma-
hallede bir yürüyüfl gerçekleflti. Daha sonra mahallenin çeflitli yerlerine barikatlar kuruldu. Mahallelinin de barikat bafllar›na geldi¤i eyleme, yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. TKP/ML militanlar›n›n da bulundu¤u eylem, saat 02:00’de sona ererken bu arada MLKP militanlar›n›n havaya atefl ettikleri görüldü. Yap›lan sald›r›ya karfl› 14 Temmuz günü devrimci siyasetler bir araya gelerek hem esnafa hem de halka ça¤r› yapt›. Esnaf›n kepenk kapatarak destek verdi¤i, halk›n yo¤un kat›l›m›n›n sa¤land›¤› bir yürüyüfl yap›ld›. Saat 12:00’de 1 May›s merkezden mahalle ç›k›fl›na kadar yaklafl›k 1000 kifli “Mahallemizde çete istemiyoruz”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar› att›. Burada yap›lan konuflmada, yap›lan sald›r› k›nand›, mahallede çeteleflmeye izin verilmeyece¤i vurguland›. Kitle Eski Karakol dura¤›na yürüdükten sonra da¤›ld›.
✔ BASKILARA KARfiI ORTAK AÇIKLAMA Hatay-Antakya’da 12 Temmuz Sal› günü bir araya gelen Partizan, HÖC, ESP ve BDSP okurlar› ve üyeleri son süreçte artan bask›lara karfl› ortak bir bas›n aç›klamas› yapt›. Geliflim Dershanesi önünde toplanarak Ulus Medya’ya kadar sloganlarla yürüyen kitle, burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na Hasan Kutlu’nun yapt›¤› aç›klamada 1 May›s’da tutuklananlara, 17’lerin ve Eyüp Beyaz’›n katledilmesine ve Van’daki olaylara de¤inildi. Kutlu, “yeni ç›kar›lan TCK, C‹K vb. gibi yasalar halk›n üzerinde estirilen terö-
rü yasalaflt›rmak içindir” dedi. “Bask›lar, tutuklamalar bizi y›ld›ramaz” yaz›l› ortak imzalar›n bulundu¤u pankart› tafl›yan kitle s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Tutuklama, bask›lar gözalt›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar att›. Aç›klama esnas›nda kolluk güçleri ve sivil faflistler provokasyon yaratmak istedi, fakat baflar›l› olamad›. Aç›klaman›n ard›ndan kitle alk›fl ve sloganlarla da¤›ld›. (Mersin)
Yine 14 Temmuz günü akflam saat 19.00’da 1 May›s Mahallesi’nde Partizan, ESP, DHP, DEHAP, SODAP, 1 May›s Güzellefltirme Derne¤i, Köz’ün örgütledi¤i Al›nteri gazetesinin destekledi¤i bir protesto yürüyüflü gerçekleflti. HÖC di¤er yap›lardan ba¤›ms›z olarak ayn› olay› protesto ederken ortak eylem yapanlar›n arkas›nda yürüdü. Eski Karakol dura¤›nda “Yozlaflmaya karfl› kültürüne sahip ç›k” pankart›n› açan eylemciler, yolu trafi¤e kapatarak “Gün gelecek devran dönecek çeteler halka hesap verecek”, “Çetelerin ipleri devletin elinde”, “Katil polis 1 May›s’tan defol”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar atarak son dura¤a kadar yürüdüler. Bir kifli burada yapt›¤› konuflmada “uyuflturucuyla mahalle halk›n› uyutmak istiyorlar. Gençlerimiz çetelere özendirilmek isteniyor. Mahallemize yoz kültürün girmesine izin vermeyece¤iz, mücadele edece¤iz ve biz kazanaca¤›z” dedi. Konuflman›n ard›ndan kitle hep birlikte devrimci marfllar söyledi. Söylenen türkülerle halaya durdu. Eylemin sonunda kitle tekrar afla¤› do¤ru sloganlarla inerken Partizan ile DHP kitlesinin att›¤› “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “17’ler ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Biz biz biz, iflçinin köylünün yi¤it sesiyiz, namluya sürülmüfl halk mermisiyiz”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” vb. sloganlar dikkat çekti. (Kartal) 1 May›s’ta çete istemiyoruz 1 May›s Yozlaflma Karfl›t› Platformu mahallede çeteleflme ve uyuflturucuya karfl› ve son süreçte çetelerin devrimcilere yapt›¤› sald›r›lar›na karfl› mahalle halk›n› daha duyarl› hale getirmek amac›yla 1 May›s Mahallesi’nde Newroz alan›nda 23 Temmuz Cumartesi günü saat 20.00’de bir flenlik düzenledi. “Yozlaflmaya karfl› kültürüne sahip ç›k Mustafa Kemal Mahallesi Güzellefltirme Derne¤i” pankart›n›n aç›ld›¤› flenlikte yap›lan konuflmada, uyuflturucu sat›c›lar›n›n ve çetelerin mahallede bar›nd›r›lmamas› ve bunlara karfl› hep birlikte mücadele edilmesi ça¤r›s› yap›ld›. Çeteler taraf›ndan s›k›lan kurflunun devrimci ve demokrat insanlara s›k›ld›¤› belirtilerek çetelerin iplerinin devletin elinde oldu¤u söylendi. Devletin tank›yla, topuyla giremedi¤i 1 May›s mahallesine uyuflturucu ve çetelerle girmeye çal›flt›¤›, bu sald›r›ya karfl› mücadele etmenin zorunlu oldu¤u vurguland›. Konuflman›n ard›ndan Grup Sarya’n›n söyledi¤i Kürtçe, Türkçe ezgilerle kitle halaya durdu. Ard›ndan mahallede yetiflmifl olan yerel sanatç› Hüseyin Akdo¤an’›n söyledi¤i parçalara kitle de efllik etti. fienlikte “1 May›s’ta çete istemiyoruz”, “Çeteler halka hesap verecek”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar› at›l›rken sahneye son olarak Grup Vardiya ç›kt›. Vardiya’n›n söyledi¤i marfllar ve türkülerle flenlik saat 20.15’te sona erdi. (Kartal)
78’L‹LER DERNE⁄‹ ✔7 AL‹ UYGUR’U MEZARI BAfiINDA ANDI! 1980 döneminde Pozant›’da gözalt›na al›n›p Adana’ya götürülen daha sonra Mersin polisine teslim edilen DEV-YOL üyesi Ali Uygur polis taraf›ndan bafl›na sert bir cisimle vurularak iflkenceyle katledilmiflti. Polis, Uygur’un gözalt›nda öldürüldü¤ünü kabul etmeyerek, firar etti¤ini söyleyip katliam› gizlemeye çal›flm›flt›. Polis taraf›ndan gömülen cenaze, ailesinin ve yoldafllar›n›n çabas›yla mezardan ç›kar›larak yeniden defnedilmiflti. Aradan 25 y›l geçmifl olmas›na ra¤men Uygur’un katilleri halen yarg›lanm›fl de¤il. Uygur, katlediliflinin 25. y›l›nda 14 Temmuz 2005 tarihinde Mersin 78’liler Derne¤i ve ailesi taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›. Saat 10:30’da 78’liler Derne¤i’nde toplanan yüzü aflk›n kifli, saat 11:00’de Uygur’un mezar›na geldi. Mezar› bafl›nda yap›lan sayg› durufluyla tüm devrim flehitleri bir kez daha an›ld›. Uygur’u tan›yan yoldafllar› onu anlatt›lar. Annesi ise “o¤lumu 25 y›l önce öldürdüler, katilleri hala yarg›lanmad›. Katillerin yarg›lanmas›n› istiyorum” dedi. Mezara çiçekler b›rak›l›rken anma boyunca s›k s›k “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Ali Uygur ölümsüzdür”, “Katiller bulunsun hesap sorulsun” vb. sloganlar at›ld›. Anmaya Partizan okurlar› ve DDSB de kat›ld›. (Mersin) ✔ DKH TEMS‹LC‹S‹ TUTUKLANDI Demokratik Kad›n Hareketi yapt›¤› yaz›l› bir aç›klama ile Ankara temsilcileri Nurten Karatafl’›n 15 Temmuz 2005 tarihinde Ankara Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan gözalt›na al›nd›¤›n›, serbest b›rak›lan 5 kifli hakk›nda “örgüt üyesi” olduklar› gerekçesiyle tekrar tutuklama karar› ç›kart›ld›¤›n› ve bu karar gere¤i Demokratik Kad›n Hareketi Ankara temsilcisi olan Karatafl’›n örgüt üyeli¤i gerekçesiyle 15 Temmuz günü Didim’de gözalt›na al›n›p, tutuklanarak Ulucanlar Hapishanesi’ne götürüldü¤ünü aç›klad›. Aç›klamada “emekçi halklar›m›za yönelik bu bask› ve zulüm dün oldu¤u gibi bugün de en yo¤un haliyle sürmektedir. Faflizmin devrimci kesimler ve emekçi halklar›m›z üzerinde estirdi¤i bu terör, halklar›n hakl› mücadelesinin önünü almaya yetmeyecektir. Bask›lar, gözalt›lar, tutuklamalar yüzy›llardan beri var oldu, bizleri y›ld›ramad› ve y›ld›ramayacak. Demokratik Kad›n Hareketi Ankara Temsilcisi olan Nurten Karatafl’›n gerçek d›fl› gerekçelerle tutuklanmas›n› protesto ediyor ve derhal serbest b›rak›lmas›n› istiyoruz. Sistemin Nurten Karatafl flahs›nda tüm devrimcilere yönelen bu sald›r›lar›na karfl› tüm devrimci, demokrat, yurtsever kurum ve kurulufllar› tav›r almaya ça¤›r›yoruz” denildi. (H. Merkezi)
9
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Sald›r›y› örgütleyenler, Kaymazlar›n katilleridir!
“Güvenlik gerekçesi” güven vermedi 21 Kas›m 2004 tarihinde, Mardin- K›z›ltepe’de; evlerinin önünde özel hareket timlerince Ahmet Kaymaz ve 12 yafl›ndaki o¤lu U¤ur Kaymaz terörist olduklar› gerekçesi ile katledilmifllerdi. Katliamc› özel harekat elemanlar› hakk›nda aç›lan davan›n halk taraf›ndan güçlü bir flekilde sahiplenilmesini hazmedemeyen devlet, ‘san›klar›n güvenli¤i’ gerekçesiyle davay› Adalet Bakanl›¤›’n›n talimat›yla Mardin’den Eskiflehir’e ald›rd›. Bu yap›lanlar devlet cephesinden ‘ba¤›ms›z yarg›’ya müdahalenin ad›m› oldu. 20.07.2005 tarihinde Eskiflehir A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen davan›n takipçisi olanlar sabah›n erken saatlerinde SDP ve EMEP il binalar› önünde buluflarak kortejler halinde adliyeye dek yürüdüler. Yürüyüfl esnas›nda tafl›nan U¤ur Kaymaz afiflleri ve at›lan; “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Hepimiz U¤ur’uz, hepimiz Kürt’üz” sloganlar› ile Eskiflehir sokaklar› hareketlendi. Adliyeye kadar yap›lan yürüyüfl, duruflma salonunun küçük olmas›ndan kaynakl› dört saatlik bir destek eylemine dönüfltü. Saat 09:30’da bafllayan duruflmada,
müfltekiler 36 avukat ile temsil edildi. Müflteki vekillerinden Av. Tahir Elçi; davan›n Mardin’den Eskiflehir’e al›nmas›n›n yarg›ya müdahale oldu¤unu ve san›k memurlar›n hala görevlerinin bafl›nda olmas›n›n adil yarg›lanma hakk› ve delillerin karart›lmas› aç›s›ndan tehdit oluflturdu¤unu vurgulad›lar. ‹ddianameye iliflkin savunmalar›n› yapan san›klar, Mehmet Karaca, Yaflafettin Aç›ksöz, Seydi Ahmet Töngel ve Salih Ayaz haklar›ndaki isnat edilen suçu kabul etmeyip yapt›klar› fiilin kendilerini korumaktan öte bir niyetle yapmad›klar›n› belirttiler ve “Bir itirafç›n›n verdi¤i bilgilere göre PKK terör örgütünün K›z›ltepe ‹lçesi’nde güvenlik güçlerine karfl› eylem haz›rl›¤› içinde oldu¤u ve bu eylemde ilçenin jandarma karakoluna en yak›n milis evi olan ve sonradan, Kaymazlar›n oldu¤unu ö¤rendikleri evi gözetleme görevi ile görevlendirildik. Evi gözetledi¤imiz esnada bize do¤ru gelen iki flah›sla karfl›laflt›¤›m›zda “dur polis” ihtar›nda bulundu¤umuz halde bu flah›slar bize ateflle karfl›l›k verince biz de ateflle karfl›l›k verdik” dedi. Duruflma salonunda san›klar kendilerinin yapt›¤› fiili meflru müdafaa s›n›rlar› içerisinde göstermeye çaba harcamalar› esnas›nda, devletin resmi ve sivil faflist güçleri de davay› sahiplenenlerin çabalar›n› bofla ç›karmak amac›yla sald›r›ya geçtiler. Sabah›n erken saatlerinden itibaren adliye etraf›nda panzerler, robocop ve di¤er polis görevlileriyle yo¤un y›¤›nak yap›p güvenli¤i sa¤lamaya çal›flanlar adliye önünde bekle-
“fiehitleri anmak; ideallerini yaflatmakt›r!” 17’ler Bursa Temel Haklar Derne¤i’nde DHP, Partizan, HÖC, ESP, BDSP ve Al›nteri taraf›ndan ortak organize edilen bir gece ile an›ld›. Mercan flehitleri flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflundan sonra ilk söz, Ayd›n Hanbayat’›n abisi Celal Hanbayat’a verildi. Hanbayat, “Ben kardeflimin hem abisi, hem de dava arkadafl›y›m” diyerek Ayd›n’›n ve di¤er flehit düflenlerin mücadelesini yaflatmakla onlara lay›k olacaklar›n› söyledi ve “buradan tüm devrimcilere sesleniyorum, 17’lerin cenazelerindeki devrimci dayan›flman›n daha da güçlenmesi gerekiyor” dedi. Ard›ndan okunan ortak metinde “devletin yapt›¤› katliam, bu ülkenin devrimcilerinden nas›l korktu¤unun d›flavurumudur” denilerek gerek operasyonun yap›l›fl biçimi gerekse de katliam sonras›nda devrimcilerin cans›z bedenlerine yap›lan vahfli iflkenceler, nas›l bir ruh haline sahip olduklar›n› gösteriyor” fleklinde devam edildi. Metinde ayr›ca “Eyüp Beyaz’›n Adalet Bakanl›¤› önünde Özel Harekat Timleri taraf›ndan katledilifli, 5 Temmuz günü Tunceli Çiçekli nahiyesinde ç›kan çat›flmada MKP/HKO gerillas› Özlem Eker’in flehit düflüflü, 17 Temmuz’da 10 HPG gerillas›n›n flehit düflüflü, faflizmin acizli¤inin bir sonucudur” denildi. Gecede Ayd›n Hanbayat’›n Alibeyköy’de Ölüm Orucu direnifli evinde yap›lan konuflmas›n›n sivenizyondan gösterimini kitle heyecanla izledi. Okunan fliirler ve marfllarla gece sonland›r›ld›. (Bursa)
yen kitleye sald›r›ya göz yumdular. Faflistler taraf›ndan at›lan tafllar sonucu befl kifli çeflitli yerlerinden yaraland›. Yaflanan sald›r›ya müdahale etmeyen polisler ve cumhuriyet baflsavc›s› ile görüflen müflteki avukatlar›, yaflanacak olumsuz bir durumdan yetkililerin sorumlu olaca¤› belirtilerek görevlerini yapmalar› istendi. Sald›r› karfl›s›nda kitle sloganlar› ile bekleyifllerini duruflma sonuna kadar devam ettirdiler. Duruflma sonunda müflteki vekillerinin san›k memurlar›n tutuklanmalar› talebini mahkeme heyeti san›klar›n kaçma durumlar› olmad›klar› gerekçesiyle reddetti ve duruflmay› 24 Ekim 2005 tarihine b›rakt›. Kaymaz Davas›’n›n, Gazi Katliam› Davas› ve Metin Göktepe Davas› gibi suçun ifllendi¤i yer d›fl›ndan baflka bir yere güvenlik nedeniyle baflka bir ele al›narak sürüncemede b›rak›lmak istenmesi, davan›n sahiplenilmemesini veya takip edilememesini ve neticede suçlular›n göstermelik bir ceza ile cezaland›r›lmalar›n› sa¤lamak gayesi güdülmektedir. Bunu tersine çevirmek davan›n daha kitlesel sahiplenilmesi, davan›n takip edilmesi ile mümkün olacakt›r. “Yaflasayd› 13 yafl›nda olacakt›” ‹HD ‹zmir fiubesi Mardin K›z›ltepe’de polis kurflunlar›yla öldürülen 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz ve babas› Ahmet Kaymaz’›n davas›ndan önce konuyla ilgili Cumhurbaflkanl›¤›, Baflbakanl›k, Adalet ve ‹çiflleri Bakanl›klar›na faks çekti. ‹HD üyeleri 15 Temmuz günü, U¤ur Kaymaz’›n foto¤raflar›yla flube binas› önünde biraya geldi. ‹HD üyeleri buradan Büyük Konak Postanesi’ne kadar, Kaymaz’lar›n davas›na duyarl›l›k ça¤r›s›n› içeren “Yaflasayd› 13 Yafl›nda Olacakt›” bafll›k-
l› bildiriyi da¤›tarak yürüyüfl yapt›. Postane önünde aç›klama yapan ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas, Türkiye’nin 1980’li y›llardan itibaren faili meçhuller ve kay›plarla an›ld›¤›n› belirterek ‹HD olarak suçlular›n bulunup cezaland›r›lmas›n› talep ettiklerini söyledi. K›z›ltepe’de U¤ur ve Ahmet Kaymaz’›n katledilmesiyle birlikte yarg›s›z infazlar›n gündeme geldi¤ini kaydeden Rollas, “Olay›n a盤a ç›kan ve kamuoyuna yans›yan durumu yarg›s›z infaz oldu¤una iflaret etmekteydi” dedi. U¤ur ve Ahmet Kaymaz’›n öldürülmesi olay›n›n Türkiye’deki kamu otoritelerinin yarg›s›z infaz iddialar›na karfl› tutum ve tav›rlar›n›n s›nav› olaca¤›na dikkat çeken Rollas, olay›n takipçisi olacaklar›n› söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan ‹HD üyeleri aç›klama metnini Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer, Baflbakan Recep Tayip Erdo¤an, TBMM Baflkan› Bülent Ar›nç ve Adalet Bakan› Cemil Çiçek’e fakslad›. (‹zmir) Bask›lar bizi y›ld›ramaz! Kaymazlar›n duruflmas›n› takip etmeye gelenlerin sivil faflistlerin sald›r›s›na u¤ramas› üzerine 22 Temmuz Cuma günü bir araya gelen ‹HD Ankara flubesi, Halkevleri, 78’liler Derne¤i, Dev Maden-Sen, ESP, EMEP, DEHAP, SDP, BDSP, DHP, HÖC, Al›nteri, Kald›raç, Partizan, Halk›n Kurtulufl Partisi faflist sald›r›lar› protesto ettiler. Saat 18:00’de Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen 100’ü aflk›n kitle “Provokasyonlar› örgütleyenler U¤ur’un katilleridir” pankart›n› açt›. “Faflizme karfl› omuz omuza” slogan›n›n at›ld›¤› eylemde reformist partiler, ‹HD ve ESP ayr› bir metin okurken di¤er devrimci-demokrat kurumlar da baflka bir metin okudular. (Ankara)
Gonca Özken yaln›z de¤ildir! 10 Temmuz 2005 tarihinde ESP ve DHP taraf›ndan Mersin’in Demirtafl Mahallesi giriflinde 1. Çevre Yolu (E5) trafi¤e kapat›larak 17’ler ve Özlem Eker’i anmak için lastik yak›lm›fl ve çeflitli sloganlar at›lm›flt›. ‹ki faflistin içinde oldu¤u bir arac›n kitlenin üzerine sürülmesinden dolay› devrimciler taraf›ndan tahrip edilmiflti. Eylemin ard›ndan Demirtafl girifli ve mahalle içinde terör estiren polis, mahalle halk›na kimlik kontrolü ad› alt›nda sald›r›da bulunmufltur. Birçok genç araçlara yaslanarak ve hakaret edilerek üzerleri aranm›flt›r. ‹ki sivil faflistin yard›m›yla okurumuz Gonca Özken de polis taraf›ndan gözalt›na al›narak Mersin TMfi’ye götürülmüfltür. 11 Temmuz 2005 tarihinde sabaha karfl› saat 03:00 gibi Özken’in evine gelen TMfi polisleri, evde arama yaparak her yeri da¤›tm›fl, aileyi de tehdit etmifltir. Evde bulunan ‹flçi-köylü, Partizan, Yeni Demokrat Gençlik yay›nlar›na ve Umut Yay›mc›l›k’tan ç›kan Tohum kitab›na yasad›fl› yay›n muamelesi yaparak el koymufltur. Gözalt›nda bulundu¤u süre içerisinde sürekli psikolojik iflkenceye maruz kalan okurumuz, 12 Temmuz
2005 tarihinde Savc›l›¤a ç›kar›ld›. Savc›n›n keyfi flekilde tutuklama istemi hakim taraf›ndan da onaylanarak Özken, Mersin E Tipi Kapal› Hapishanesi’ne götürüldü. Özken mahkemede de hakimin hakaretlerine maruz kalm›flt›r. ÖZKEN’LE DAYANIfiMA EYLEM‹ YAPILDI! 12 Temmuz 2005 tarihinde Özken’in keyfi bir flekilde tutuklanmas›, buna gerekçe olarak da 1 May›s’a ve çeflitli bas›n aç›klamalar›na kat›lmas›n›n gösterilmesi ve korsan gösteri yapt›¤›n›n iddia edilmesi Partizan, DHP, ESP ve HÖC taraf›ndan yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. 14 Temmuz 2005 saat 12:00’de Taflbina önünde bir araya gelen devrimciler “Gonca Özken’e Özgürlük” yaz›l› ortak imzal› pankart› açt›lar. Dövizlerin de aç›ld›¤›
eylemde bas›n metnini Partizan dergisi okuru Ebru Özken okudu. Aç›klamada Gonca Özken’in keyfi bir flekilde tutukland›¤› belirtilerek “hiç kimsenin flüphesi olmas›n; hakl› ve meflru mücadelemiz sürüyor. Yasa d›fl› bir flekilde tutuklanan Gonca Özken derhal serbest b›rak›ls›n” denildi. Eylemde s›k s›k “Gonca Özken yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Gözalt›lar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Mercan’da düflenler kavgam›zda yafl›yor” vb. sloganlar at›ld›. Eylem alk›fllarla sona erdirildi. (Mersin)
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
10
27
“Sesinizi sesimize, sesimizi tutsaklar›n sesine katmaya ça¤›r›yoruz” 1996 y›l›nda uygulamaya konulmak istenen hücre ve tecrit sald›r›s›na karfl› yap›lan Ölüm Orucu ve Süresiz Açl›k Grevi eyleminde günefle u¤urlanan 12 devrimci, çeflitli illerde yap›lan anmalarla bir kez daha “unutmak ihanettir” denilerek an›ld›lar.
21 Temmuz 2005 tarihinde Mis Sokak’ta toplanan TUYAB üyeleri, 1996 Ölüm Orucu ve Süresiz Açl›k Grevi’nde ölümsüzleflen 12 flehidi anmak için ‹stiklal Caddesi’nden Galatasaray Postanesi önüne kadar yürüdü. Mis Sokak’ta bir araya gelerek “Tecrit kald›r›ls›n, hücreler kapat›ls›n” pankart› açan TUYAB’l›lar, yürüyüfl s›ras›nda 12’lerin resimlerinin oldu¤u ayr› bir pankart da açt›lar. 2000 Ölüm Orucunda içerde ve d›flarda yaflam›n› yitirenlerin resimlerinin de tafl›nd›¤› yürüyüflte “‹çerde d›flarda hücreleri parçala”, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “12’ler ölümsüzdür” sloganlar›yla ve “96 ÖO ve Süresiz Açl›k Grevi flehitleri ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” ve “Hapishanelerde bask› ve iflkenceye son” dövizleri tafl›narak Galatasaray Postanesi önüne kadar yüründü. Postane önünde 96’n›n ilk flehidi olan Aygün U¤ur için yaz›lm›fl bir fliirin okunmas›yla bafllan›lan aç›klamada; tabutluklar›n kapat›lmas› için 20 May›s’ta bafllayan SAG’›n, 45. gününden sonra Ölüm Orucu’na dönüfltürülmesi ve 12 flehidin ard›ndan zaferle sonuçland›r›lmas›na de¤inilerek; “96 devrimci dayan›flman›n, siper yoldafll›¤›n›n birlikteli¤inde egemenlere geri ad›m att›rd›” denildi. Bugün de tutsaklar› teslim almak, onlar›n iradelerini k›rmak için F tiplerinin oluflturuldu¤u fakat 5 y›ldan beri tutsaklar›n çeflitli direnifllerle tecrite ve her türlü onur k›r›c› davran›fla karfl› direnifllerinin sürdürüldü¤ü; temel talebin tecridin kald›r›lmas› oldu¤una dikkat çekilen konuflmada TUYAB’l›lar 1 Haziran’da yürürlü¤e giren Yeni C‹K, TCK ve CMK’yla birlikte a¤›rlaflt›r›lan tecrit ve bask›lara karfl›, d›flar›da “Tecrit kald›r›ls›n, hücreler kapat›ls›n” slogan›yla mücadele edeceklerini belirtti. Eylem takvimlerini de aç›klayan TUYAB’l›lar›n eylemi slogan, alk›fl ve ›sl›klarla sona erdi. ÖO flehitleri mezarlar› bafl›nda karanfillerle an›ld› 96 SAG ve ÖO, 2001 ÖO flehitlerini anmak için 24 Temmuz’da Yenibosna Cemevi önünde toplanan TUYAB’l›lar Kocasinan Mezarl›¤›’nda bulunan 96 ÖO flehidi Os-
man Akgün’ün mezar›na yürüdüler. Cemevi önünde SAG ve ÖO flehitlerinin resimlerini tafl›yarak “Tecriti kald›r›n hücreleri kapat›n”, “96’dan 2001’e SAG ve ÖO flehitleri ölümsüzdür” pankartlar›n› açan TUYAB’l›lar Kocasinan Mezarl›¤›’na yürüdüler. Yürüyüfl boyunca “Zindanlar y›k›ls›n tutsaklara özgürlük”, “Katil devlet hesap verecek”, “Hapishanelerde bask› ve iflkenceye son” vb. dövizler tafl›yan 70 kifli s›k s›k “12’ler ölümsüzdür”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz” vb. sloganlar att›. 96 SAG ve ÖO direniflinde flehit düflen devrimciler flahs›nda devrim ve komünizm flehitleri için sayg› duruflunda bulunulurken yap›lan konuflmada 1996’da Eskiflehir Tabutlu¤u’yla bafllay›p hayata geçirilmeye çal›fl›lan F Tipi hücre sald›r›s›n› canlar› pahas›na geri püskürten devrimcilerin devrim mücadelesinde yaflamaya devam edece¤i vurguland›. Konuflmada devrimin k›z›l karanfillerine devrim sözü verilerek “Yoldafllar bu kavgay› sürdürece¤iz ve biz kazanaca¤›z” denildi. Konuflman›n ard›ndan fliirler okundu ve türküler söylendi. “Hesaplaflma günü korkunç olacak” slogan›yla anma sona ererken kitle yine Kocasinan Mezarl›¤›’nda bulunan 2001 ÖO direniflinde flehit düflen Lale Çolak’›n mezar› bafl›na giderek burada da k›sa bir anma gerçeklefltirdi. Lale’nin sevdi¤i fliir okunarak “Biz Kazanaca¤›z” marfl› söylendi. Gazi’de YDG ve SGD’den ANMA EYLEM‹ * 12’ler 19 Temmuz Sal› günü Yeni Demokrat Gençlik ve Sosyalist Gençlik Derne¤i taraf›ndan Gazi Mahallesi’nde yap›lan meflaleli eylemle an›ld›. Saat 21:00’de Elmas Market önünde toplanan YDG ve SGD’li gençler “1996’dan 2001’e Direnifl Sürüyor! fiehitlerimizin Hesab›n› Soraca¤›z!- YDG/SGD” yaz›l› pankart açarak sloganlarla ara sokaklardan yürüyerek ana caddeye ç›kt›lar. S›k s›k “Ölüm orucu flehitleri ölümsüzdür”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala”, “Katil devlet hesap verecek”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Eyüp Beyaz ölümsüzdür” vb. sloganlar atarak ana caddeye ç›kan kitle yolu trafi¤e kapatarak K›br›s Caddesi’ne kadar yürüdü. Yürüyüfl boyunca halka ajitasyon çeken kitle K›br›s Caddesi’nde ellerindeki meflalelerle yakt›klar› ateflin çev-
resinde marfllar söyleyerek halay çektiler. Mahalle halk›n›n alk›fllarla destekledi¤i eylem 12’lerin ad›n›n okunmas›n›n ard›ndan sona erdi. Eyleme Al›nteri okurlar› da destek verdi. ‹ZM‹R ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi 22 Temmuz günü yapt›¤› eylemle 96 Ölüm Oruçlar› ve Süresiz Açl›k Grevi’nde flehit düflenleri bir kez daha and›. Kitle 22 Temmuz günü Buca Hapishanesi önünde ellerinde 84, 96 ve 2000 Ölüm Orucu’nda flehit düflenlerin resimleri ve “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›yla bir araya geldi. ‹lk olarak 96’da ÖO ve SAG’da yaflamlar›n› yitirenler için 1 dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sayg› duruflunun ard›ndan ‹C‹ ad›na aç›klamay› Meral Ünal yapt›. Ünal; ölümün y›llard›r kan›ksand›¤› hapishanelerde her sorunun “güvenlik” perspektifiyle ele al›nd›¤›n› belirtti. Ünal ayr›ca “daha 1988’de hücre tipi cezaevi için kollar› s›vayanlar, Eskiflehir’e sevk s›ras›nda 2 tutuklunun ölümü ve toplumsal muhalefetin bask›s› ile bu uygulamadan vazgeçmiflir. Ama 1996 y›l›nda ‘Eskiflehir Tabutluklar›’ yeniden aç›lm›fl 1 May›s’ta gözalt›na al›nanlar Eskiflehir Cezaevine götürülmüfltür. Yeniden hücre, tecrit etme denemesinin yap›ld›¤› bu dönemde 45. gününde Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucu fleklinde 69 gün sürdürülen direniflte: 12 kifli yaflam›n› yitirmifltir. Ayn› süreçte kal›c› olarak hastalanan Polat ‹yit ve Erkut Direk-
çi de kurtar›lamayarak yaflama veda etmifltir” dedi. Eylem “Zindanlar boflals›n tutsaklara özgürlük”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlar›yla son bulurken polisin yan›s›ra bu kez hapishane içinden Jandarma da kamera çekimi yapt›. ADANA 96 Ölüm Orucu’nda flehit düflen 12 kifli Adana’da da an›ld›. Çakmak Caddesi üzerinde bulunan Kültür Soka¤› önünde bir araya gelen Partizan, ESP, DHP, Al›nteri, Barikat ve BDSP kitlesi, “1996 ölüm orucu flehitleri ölümsüzdür” pankart› açarak flehitlerin foto¤raflar›n› tafl›d›. Aç›klamay› yapan Volkan Sa¤›lt›c›, Eskiflehir’de U¤ur Kaymaz ve babas›n› öldüren polislerin duruflmas›n› izleyen gruba faflistlerin sald›r›s› ile ‹stanbul’da Coca Cola iflçilerine polis müdahalesini k›nad›. 1996 y›l›nda bafllat›lan Ölüm Oruçlar›nda 12 kiflinin flehit düfltü¤üne dikkat çeken Sa¤›lt›c›, “Bu gün 1996 Ölüm Oruçlar›n›n üzerinden 9 y›l geçmesine ra¤men cezaevlerinde süren insanl›k suçu olan tecrit halen devam etmektedir” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan Adana Merkez Postanesi’ne kadar yolu trafi¤e kapatarak yürüyen kitle, hapishanede bulunan tutsaklara mektup gönderdi. “12’ler ölümsüzdür”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” sloganlar› atan kitle, postane önünde 5 dakikal›k oturma eylemi yapt›.
Hazro’daki siyasi tutsaklara gardiyan bask›s› Diyarbak›r Hazro Kapal› Hapishanesi’nde bulunan M. Nuri Kaçmaz, ailesi arac›l›¤›yla ‹HD’ye baflvurarak, siyasi tutsaklar›n hapishanede görevli A.Ç adl› gardiyan›n sürekli hakaret ve tehditlerine maruz kald›klar›n› söyledi. Kaçmaz, ayn› zamanda yaz aylar› ile birlikte hapishanede sürekli akreplerin ortaya ç›kt›¤›n› ve idarenin ilaçlama yapmamas›ndan dolay› tedirgin olduklar›n› bildirdi. Hazro Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu bulunan PKK davas›ndan hükümlü bulunan a¤abeyi A. Nuri Kaçmaz ad›na ‹HD’ye baflvuran Songül Kaçmaz, yaklafl›k 2 aydan bu yana a¤abeyinin Hazro Kapal› Hapishanesi’nde bulundu¤unu belirterek, “Son olarak cezaevine görüfle gitti¤imizde siyasi tutuklular›n birço¤u gardiyan A.Ç’nin keyfi uygulamalar›ndan ve sürekli kendilerine sorun ç›karmalar›ndan bahsediyordu. A.Ç adl› gardi-
yan, adli tutuklulara karfl› sorun ç›karmazken, siyasi tutuklular üzerinde ise gerginlik yaratarak, hakaretlerde bulunuyormufl. Ko¤ufl koridorlar›nda ba¤›rarak, tutuklular üzerinde psikolojik bask› yarat›yormufl. Bu durumun çekilmez oldu¤unu ve ‹HD’ye baflvurmam›z› istediler” dedi. Hapishanede gardiyan›n bask›n›n yan› s›ra özellikle son haftalarda birçok akrebin görüldü¤ünü ve tutuklular› tedirgin etti¤ini kaydeden Kaçmaz, “Hapishanedeki tutuklular son günlerde sürekli akreplerle karfl› karfl›ya kal›yorlar. Son bir hafta içersinde çok say›da akreple karfl›laflm›fllar ve bir günde bazen 5 tane akrep öldürmek zorunda kal›yorlar. Hapishane yönetimi ilaçlama yapm›yor” diye konufltu. Kaçmaz, ilaçlama yap›lmas› için ‹HD arac›l›¤› ile Hazro Kaymakaml›¤›’na baflvuru yapt›klar›n› da sözlerine ekledi. (H. Merkezi)
11
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Katliamc›lar yarg›lans›n! Ümraniye Hapishanesi’nde 2000 y›l›nda gerçeklefltirilen 19 Aral›k Katliam›’nda “cezaevi yönetimine karfl› isyan ç›kard›klar›” gerekçesiyle yarg›lananlar, operasyon s›ras›nda kolluk güçlerinin kendilerine sald›rd›klar›n› söyleyerek Adalet Bakanl›¤›’ndan flikayetçi olduklar›n› kaydettiler. Operasyon öncesi tutuklulara a¤r› kesici i¤nelerin vuruldu¤u ve bu i¤neler sonucu uyuflman›n ard›ndan ise operasyonun bafllat›ld›¤› kaydedildi. Üsküdar Adliyesi 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmada, tutsaklar›n avukatlar› Behiç Aflç›, Naciye Demir, Sevim Akad’›n yan› s›ra tutuksuz san›klar Ali Tafl, Engin Çoban, Mizrap Atefl, Orhan Da¤delen, Hatun Polat, ‹lhan Pirgaip, Adem Kavaso¤lu, Nesimi Yalç›n ve Erol Çelikten haz›r bulundu. ‹lk sözü alan san›k Engin Çoban, operasyon öncesi kendilerine a¤r› kesici i¤nelerin vuruldu¤unu ve bu i¤neler sonucu uyufltuklar›n› ard›ndan ise operasyonun bafllat›ld›¤›n› söyledi. Hapishanede isyan ç›kartmad›klar›n› aksine güvenlik güçlerinin kendilerine silah ve gaz bombalar›yla sald›rd›¤›n› belirten Erol
Çelikten, “Operasyon bafllad›¤›nda göz gözü görmüyordu ve kendimizi yere att›k. ‹fl makineleri duvarlar› y›karak içeri girdi. Herkes duvar diplerinde oturuyordu ve baz›lar› yaral›yd›. Bu konuda ma¤dur olan varsa o da biziz. Olay esnas›nda Ercan Polat isimli arkadafl›m›z d›flardan aç›lan atefl sonucu yaflam›n› yitirdi” dedi. Operasyon sonras› hastaneye götürüldüklerini dile getiren san›k M›zrap Atefl ise, doktorlar›n güvenlik güçleriyle iflbirli¤i yapt›¤›n› ve kendilerinin yataklara zincirlendi¤ini söyledi. Hastanede insanl›k onuruyla ba¤daflmayan muamelelerle karfl›laflt›klar›n› ifade eden Atefl, “Hipokrat yemini eden doktorlar güvenlik güçleriyle iflbirli¤i yaparak bize sald›rd›. Yata¤a zincirlendik. Bu nedenle Adalet Bakanl›¤› ve devletin di¤er birimlerinden flikayetçiyiz” diye konufltu.
TUAD’l› aileler açl›k grevi yaparak
TUTSAKLARI SAH‹PLEND‹
14 Temmuz flehitleri an›ld›
Tutuklu Aileleriyle Dayan›flma Derne¤i (TUAD) üyeleri, Abdullah Öcalan’a ve F Tipi Hapishanelerdeki tutuklulara yönelik tecrit uygulamalar›na son verilmesini isteyerek 14 Temmuz’dan bafllayarak 3 günlük dönüflümlü açl›k grevi yapt›.. TUAD, “Tutuklularla Dayan›flma Haftas›” nedeniyle dernek binas›nda bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klama TUAD Yönetim Kurulu Üyesi Melek Mengirkan ve Demokratik Halk ‹nisiyatifi Üyesi Kerime Ekinci taraf›ndan yap›lan Kürtçe ve Türkçe konuflmalar ile bafllad›. Mengirkan ayr›ca, görüfle ç›kmama eylemi bafllatan tüm PKK ve PJAK’l› tutuklular› desteklemek ve onurlu, durufllar›n› sahiplenmek amac›yla 3 günlük dönüflümlü açl›k grevine bafllad›klar›n› belirtti. 14-21 Temmuz tarihleri aras›n› “Tutuklularla Dayan›flma Haftas›” ilan ettiklerini belirten Mengirkan, tüm halk› ve bar›flsever demokratik tüm kurum ve flahsiyetleri eylemlerine kat›lma ve bar›fla güç vermeye ça¤›rd›. (H. Merkezi)
DEHAP ‹stanbul ‹l Gençlik Kollar› ve Tutuklu Aileleriyle Dayan›flma Derne¤i 14 Temmuz 1982 tarihinde ölüm orucunda yaflam›n› yitiren, Kemal Pir, M. Hayri Durmufl, Ali Çiçek ve Akif Y›lmaz’› yap›lan etkinlikle and›. DEHAP Esenler ‹lçe binas›nda düzenlenen etkinli¤e, DEHAP, TUAD, Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi temsilcileri ile 1. Bar›fl Grubu üyeleri kat›ld›. Demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirenler için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan k›sa bir konuflma yapan, 1. Bar›fl Grubu üyesi Yüksel Genç, demokrasi yolunda binlerce flehit verdiklerini ve tüm flehitlerin eme¤ine, mücadelesine sahip ç›k›lmas› gerekti¤ini söyledi. Genç ayr›ca “yitirdiklerimiz, Kürt halk›n›n demokrasi mücadelesinde önde olanlard›” dedi. DEHAP Beykoz ‹lçe örgütünde de, fliir dinletisi ve sinevizyon gösterimi eflli¤inde yap›lan etkinlikle 14 Temmuz flehitleri an›ld›. DEHAP Batman ‹l Gençlik Kollar› da, 14 Temmuz Ölüm Orucu flehitlerini anmak amac›yla bir etkinlik düzenledi.
“Özel timin konuflma dökümlerini istiyoruz” Tutuksuz san›klar›n derhal beraatlerine karar verilmesi gerekti¤ini dile getiren Av. Behiç Aflç› ise, “19 Aral›k’taki operasyon ayn› gece 20 cezaevinde yap›ld›. De¤iflik türde
‹HD’nin 19. yafl› kutland› * ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde, 19. kurulufl y›ldönümü dolay›s›yla 17 Temmuz tarihinde düzenledi¤i kokteylde Türkiye Kürdistan›’nda artan operasyonlara da dikkat çekildi. Kokteyle ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin, ‹HD kurucu üyelerinden yazar Adnan Özyalç›ner ve kay›p yak›nlar› kat›ld›. Etkinli¤in aç›l›fl konuflmas›n› yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin, ‹HD’nin kuruluflundan beri Türkiye’de konuflulmas› yasaklanan her türlü sorunu dile getirdi¤ini, hak ihlallerinin sona ermesi için mücadele verdi¤ini belirtti ve “Biz ezilenlerden yana olan taraf›m›zla son derece netiz. Bunu da objektif
bir bak›fl aç›s›yla dile getirmeye çal›fl›yoruz” dedi. Kokteylde düflünce özgürlü¤üne dikkat çeken yazar Adnan Özyalç›ner ise, “Biz y›llar önce yola ç›kt›¤›m›zda hak ihlalleri son safhadayd› ama ne yaz›k ki bu ihlaller bugün de devam ediyor. Ama mücadele bitmedi. ‹nsanlar›n, eflitçe, özgürce, bar›fl içinde yaflayaca¤› bir düzen gelecek” diye konufltu. Kürtçe konuflan kay›p yak›n› Han›m Tosun ise faili meçhul cinayetlere de¤inerek, toplu mezarlar›n a盤a ç›kar›lmas›n› istediklerini dile getirdi. * Yine 17 Temmuz tarihinde derne¤in 19. kurulufl y›ldönümü do-
ve binlerce bomba kullan›ld›. Bu operasyonlarda özel timlerin ve özel olarak haz›rlanan bombalar›n kullan›ld›¤› tespit edilmifltir. Operasyon an›ndaki rütbelilerin telefon ve telsiz konuflmalar›n›n dokümanlar›n›n getirilmesini talep ediyoruz” dedi. Aflç›, operasyonlar› yapanlar hakk›nda ise suç duyurusunda bulunacaklar›n› vurgulad›. Mahkeme, yap›lan savunmalar›n ard›ndan duruflmay› erteledi. Duruflma sonras› Üsküdar Adliyesi önün-
de bir araya gelen TAYAD’l› aileler bas›n aç›klamas› yapt›. “Ümraniye Hapishanesi katliamc›lar› yarg›lans›n” yaz›l› pankart tafl›yan grup ad›na aç›klama yapan Fahrettin Keskin, “Bu ülkede hukukun nas›l iflledi¤ini biliyoruz. Demokratik taleplerle direnenlere sald›r, katlet, sonra kurtulanlara dava aç. ‹flte Türkiye hukuku. Bizler katliamc›lar›n derhal yarg›lanmas›n› istiyoruz” fleklinde konufltu. (H. Merkezi)
DEHAP Adana Gençlik Kollar› ve Akdeniz Kültür ve Sanat Merkezi (AKSM) de bir anma etkinli¤i düzenleyerek 14 Temmuz fiehitlerini and›. Adana’da, AKSM binas›nda düzenlenen etkinli¤e çok say›da kifli kat›ld›. Sayg› durufluyla bafllayan etkinli¤in aç›fl konuflmas›n› yapan DEHAP Adana Gençlik Kollar› Üyesi Ubeyit Temel, 14 Temmuz Ölüm Orucu’nun Kürtlerin baflucu kitab› olmas› gerekti¤ini belirtti. Mardin Nusaybin DEHAP ‹lçe Gençlik Kollar› üyeleri, ayn› içerikte bir etkinlik düzenleyerek 14 Temmuz flehitlerini unutmayacaklar›n› belirttiler. “14 Temmuz çelikten irade devrimci direniflin simgesi flehitlerimizi an›yoruz” slogan›yla DEHAP Nusaybin ‹lçe Teflkilat› binas›nda düzenlenen anma bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› program›n aç›fl konuflmas›n› yapan DEHAP Mardin ‹l Gençlik Kollar› Üyesi ‹hsan Tankara, baflta 12 Eylül olmak üzere 1980’li y›llarda hapishanelerde onursuz ve kifliliksiz bir yaflam dayat›ld›¤›n› ifade etti ve “14 Temmuz direnifli onursuz, kifliliksiz yaflama ve sistemin dayatt›¤› bask›lara karfl› bir baflkald›r›d›r” dedi. (H. Merkezi)
lay›s›yla Sultanahmet’te bulunan Mehmet Akif Ersoy Park›’nda bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. “‹nsan, haklar› ile insand›r” pankart›n› tafl›yan kitle ad›na ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Avukat Eren Keskin k›sa bir konuflma yapt›. Keskin’in konuflmas› daha sonra bir baflka ‹HD üyesi taraf›ndan Kürtçe’ye çevrildi. Ard›ndan ‹HD ad›na bas›n aç›klamas› metnini okuyan Av. Eren Keskin, derneklerinin 12 Eylül Darbesi’nden sonra bir grup ayd›n ve tutuklu yak›n› taraf›ndan kuruldu¤unu hat›rlatt›. ‹HD’nin kuruldu¤u günden bu yana sürekli bask› gördü¤üne dikkat çeken Keskin, “14 ‹HD yönetici ve üyesi, devletin içinde örgütlenmifl ve Teflkilat-› Mahsusa’dan bu yana varl›¤›n› ko-
ruyan gizli örgüt taraf›ndan öldürüldü. Birçok flubesi kapat›ld›, bombaland›. Birçok yöneticisi düflünceleri nedeniyle cezaevine konuldu” dedi. (H. Merkezi) * Ankara’da da Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› önünde etkinlik düzenledi. Davul ve zurna eflli¤inde halaylar›n çekildi¤i kutlamada bir konuflma yapan Av. Yusuf Alatafl, 19. y›ll›k insan haklar› mücadelesinde 14 arkadafllar›n›n yaflam›n› yitirdi¤ini, birçok arkadafllar›n›n tutukland›¤›n›, birço¤unun ise yurt d›fl›na ç›kmak zorunda kald›¤›n› söyledi. Etkinlik Ankara Gençlik ve Kültür Merkezi müzik gruplar›ndan Koma Rezan’›n sundu¤u müzik dinletisi ve halaylarla son buldu. (Ankara)
Nakit para: “Güvenlik” aç›s›ndan SAKINCALI! Adalet Bakanl›¤› hükümlü ve tutuklular›n yanlar›nda nakit para bulundurmalar›n› yasaklad›. Adalet Bakanl›¤›’n›n “Hükümlü ve Tutuklular›n Emanete Al›nan Kiflisel Paralar›n›n Kullan›m›na” iliflkin yönetmeli¤i Resmi Gazete’de yay›nlanarak yürürlü¤e girdi. Buna göre, kuruma gelen hükümlü ve tutuklular›n üzerinde bulunan paralar›n miktar› ne olursa olsun, kurum görevlilerince “al›konularak” karfl›l›¤›nda “makbuz” verilecek. Yeni düzenlemeye göre müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir flekilde yanlar›nda nakit para bulunduramayacak. Tutuklu ve hükümlüler emanet para hesab›ndan kantin hesab›na aktar›lacak para üzerinden harcama yapabilecek. Harcama tutarlar›, haftal›k gereksinmeleri göz önünde tutularak Adalet Bak›nl›¤›’nca tespit edilecek. Harcamalar Bakanl›kça belirlenen “haftal›k harcama limitini” geçemeyecek. Devrimci tutsaklar›n F Tipi Hapishanelerde tüm yaflam›n› k›s›tlamaya ve kontrol alt›na almaya çal›flan sistem, flimdi de elini tutsaklar›n cebine atarak “güvenlik” noktas›nda yeni bir ad›m daha artm›fl oldu! (H. Merkezi)
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
12
27
Ücretlerin art›r›lmas›n› isteyen kamu emekçileri bordrolar›n› yakt› Hükümetin belirledi¤i ücret art›fllar›n›n yetersizli¤ini ve kamu emekçilerinin ücretlerinin tek tarafl› belirlenmesini protesto eden KESK ‹stanbul fiubeler Platformu, 15 Temmuz’da Aksaray’da yapt›klar› eylemle bütçelerin sosyal yaflam›n ihtiyaçlar›ndan uzak, borç ödeme belgesine dönüflmesine tepki gösterdi. Hükümetle toplu sözleflme düzeninin oluflturulmas›n› isteyen kamu emekçileri, son 5 y›lda yap›lan zamlarla ücretlerinin yüzde 60 oran›nda eridi¤ini söyleyerek kamu emekçisinin gün geçtikçe yoksullaflt›¤›n› vurgulad›lar. KESK ‹stanbul fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü E¤itim-Sen 1 No’lu fiube Baflkan› Nihat Dede’nin yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda E¤itim-Sen ve BES’e anadilde e¤itim hakk›n› savunduklar› için yöneltilen sald›r›lar›n da son bulmas› istendi. Çal›flma yaflam›n›n demokratikleflmesi, örgütlenme ve düflünce özgürlü¤ünün önündeki engellerin kald›r›lmas›, sendikalara toplu sözleflmeli, grevli sendikal hak ve özgürlüklerin tan›nmas› gerekti¤ini belirten Dede, “Eflit, paras›z ve yayg›n kamu hizmeti için, kölelik yasalar›na ve hak gasplar›na dur demek için, sermayeden de¤il emekten-halktan yana politikalar için, kamu personel yasa tasar›s›n›n geri çekilerek, kadrolu çal›flman›n esas al›nd›¤›
demokratik bir çal›flma yaflam›n›n sa¤lanmas› için, sözleflmeli olarak çal›flt›r›lan tüm personelin ifl güvencesine kavuflturulmas› için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edece¤iz” dedi. Aç›klamaya kat›lan yaklafl›k 80 kifli de tafl›d›klar› dövizlerle “Sözleflmeli köle olmayaca¤›z”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “K‹T’ler halk›nd›r sat›lamaz”, “Telekom iflçisi yaln›z de¤ildir”, “IMF ufla¤› hükümet istifa” vb. sloganlar att›. (‹stanbul)
KESK’TEN HÜKÜMETE UYARI AKP hükümetinin kamu emekçileri için aç›klad›¤› komik zam art›fllar›n›n ard›ndan ülkenin dört bir yan›nda oldu¤u gibi Mersin’de de hükümeti uyarmak amac›yla KESK taraf›ndan bir eylem gerçeklefltirildi. 15 Temmuz 2005 tarihinde Mersin Defterdarl›¤› önünde bir araya gelen KESK üyesi kamu emekçileri, s›k s›k “Sadaka de¤il toplu sözleflme”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Direne direne kazana-
ca¤›z” vb. sloganlar att›. ‹nsanca bir yaflam isteyen kamu emekçileri bordrolar›n› yakt›lar. Devletin üç y›ll›k ücret art›fl›n› komik rakamlarla aç›klamas›n› elefltiren KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul bu durumun insani bir yaklafl›m olmad›¤›n› vurgulad›. Eylemin ard›ndan kamu emekçileri Mersin Liman›’nda özellefltirmeye karfl› direniflte olan iflçileri ziyaret ettiler. (Mersin) KESK ÜYELER‹ BORDRO YAKTI 15 Temmuz günü Çiçekçiler Pasaj›’nda bir araya gelen KESK üyeleri, “Yüzdelik zam de¤il, toplu sözleflme”, “IMF ufla¤› hükümet istifa”, “Toplu sözleflme hakk›m›z, grev silah›m›z” vb. sloganlar att›. Eylemde konuflma yapan KESK Bursa fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Çetin Erdolu, hükümetin emekçilere reva gördü¤ü komik zam oran›na de¤inerek “IMF onayl› yüzdelik ücret art›fllar›n› kabul etmiyoruz. Ücretlerimizi, özlük ekonomik ve sosyal haklar›m›z› konuflaca¤›m›z toplu sözleflme talep ediyoruz. Bu bizim en do¤al hakk›m›z ve bunun için mücadeleyi sürdürmeye kararl›y›z” dedi. Emekçiler, bordrolar›n› yakarak eyleme son verdiler. (Bursa)
SES’li emekçiler hak gasplar›n› protesto etti SES, sa¤l›k çal›flanlar›n›n emeklili¤i ve maafl›na yans›mayan döner sermaye uygulamas›na son verilmesini isteyerek, AKP hükümetini bir kez daha SSK’n›n devriyle ilgili çal›flanlara verdi¤i sözleri tutmaya ça¤›rd›. Samatya Hastanesi Baflhekimli¤i önünde 14 Temmuz tarihinde toplanan SES ‹stanbul Aksaray flubesine üye emekçiler, maafl ve zam farklar›n›n ödenmemesini protesto etti. “IMF de¤il emekçiler yönetsin”, “Tafleron de¤il kadrolu eleman al›ns›n” yaz›l› dövizler tafl›yan sa¤l›k emekçileri, çeflitli sloganlar da att›lar. Kitle ad›na konuflan fiükriye Ayd›n, SSK çal›flanlar›n›n y›llard›r düflük maafl ve eleman a盤›yla teknik donan›m eksikli¤ine karfl›n özveriyle çal›flt›klar›n› söyledi. Sa¤l›k emekçilerinin emeklili¤ine ve maafl›na yans›mayan döner sermaye uygulamas›na son verilmesini isteyen Ayd›n, “Sa¤l›k emekçilerinin maafl› insanca yaflayacak seviyeye yükseltilmeli, art›fllar emeklili¤e yans›t›lmal›d›r. Her ilde her birimde, her meslek dal› ve branflta ücretlen-
dirmeye sebep olan, hastay› ‘müflteri’, sa¤l›k kurumunu ticarethaneye dönüfltürmeyi hedefleyen bu tür uygulamalarla sa¤l›k alan›n›n sorunlar›n›n çözülemeyece¤i aç›kt›r” diye konufltu. “‹nsanca yaflayacak ücret istiyoruz!” SES Aksaray flube üyesi sa¤l›k çal›flanlar›, maafllar›na ve emekliliklerine yans›mayan döner sermaye uygulamas›n›n son bulmas›n› istediler. Türkiye genelinde hastanelerin önlerinde bas›n aç›klamalar› yapan sa¤l›k emekçileri, AKP hükümetinin SSK’n›n devriyle ilgili olarak çal›flanlara verdi¤i sözü tutmas›n› istediler ve Temmuz ay›nda tek seferde ödenmesi gereken ikramiyelerinin de 6 taksite bölündü¤ünü belirttiler. Samatya E¤itim Hastanesi önünde bas›n aç›klamas› yapan sa¤l›k emekçileri ad›na bas›n metnini okuyan SES Aksaray fiube Baflkan› Songül Beydilli Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n getirdi¤i performans uy-
gulamas›n›n amac›n›n çal›flanlar› bölmek ve sendikalaflmay› önlemek oldu¤unun alt›n› çizdi. “Performans sa¤l›¤a zararl›d›r”, “Sadaka de¤il toplu sözleflme”, “Hükümet elini cebimizden çek” sloganlar›n›n da at›ld›¤› aç›klamada, Beydilli “flu anda erken seçim duyumlar› yay›l›yor. Art›k halk› uyutamayacaklar›n› anlad›lar. Gücümüzü birlefltirerek grevle hükümetin sonunu getirece¤iz. Bu ülkeyi seven, insanca yaflanacak, demokratik bir yaflam isteyen bütün emekçilere görev düflmektedir” dedi. Aç›klaman›n yap›ld›¤› Samatya E¤itim Hastanesi’ndeki hasta ve hasta yak›nlar› da eyleme alk›fllayarak destek verdi. (H. Merkezi) ‹zmir’de SES Eylemi SES üyesi sa¤l›k emekçileri yapt›klar› eylemlerle Temmuz ay› zamlar›n›n ve ikramiyelerin gasp edilmesi ile döner sermaye uygulamas›n› protesto etti. ‹zmir’de de 14 Temmuz günü ‹zmir ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü önünde toplanan SES ‹zmir flubesi üyeleri, bordrolar›n› yakarak hükümeti protesto ettiler. “Maafl zamm›m›z gasp edilemez” ve “Performansl› döner sermayeyi böler” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan fiube Baflkan› Ergun Demir, hükümetin Temmuz ay› zamlar›n› ek ödemeden kesti¤ini, bir defada ödenmesi gereken ikramiyeleri ise 6’ya böldü¤ünü hat›rlatt›. “Kamu kaynaklar›n›n özel flirketlere aktar›lmas›na engel olmayan halk›n vergilerini flirketlere peflkefl çeken hükümet, sa¤l›k emekçilerinin kufl kadar olan yüzdelik art›fl›na ve ikramiyesine göz dikiyor” diyen Demir, kamuoyunda hastalar›n ad›n› “Bonus”a ç›karan performansa göre döner sermaye uygulamas›na son verilmesini ve emekçilere insanca yaflanacak ücret verilmesini istedi. (‹zmir)
KESK ÜYELER‹NDEN TÜM BEL-SEN’E DESTEK ‹zmir’deki KESK üyeleri, Hasan Tahsin Vergi Dairesi önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, toplu sözleflme hakk› için uzun süredir Büyükflehir Belediyesi önünde eylem yapan Tüm Bel-Sen üyelerine destek verdiler. “IMF de¤il, üretenler yönetsin”, “Sadaka de¤il toplu sözleflme” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan KESK ‹zmir fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Musa Sever, “Hükümet, 26 Nisan’da IMF’ye sundu¤u niyet mektubunda ‘Personel giderleri temel harcamalar içinde AB ülkelerinde oldu¤undan daha çok pay almaktad›r’ ifadesine yer verilerek ücret ve istihdam yap›s›n›n kapsaml› olarak gözden geçirilece¤ini göstermifltir” dedi. E¤itimSen’den sonra BES’e de dava aç›ld›¤›n› hat›rlatan Sever, “Bu süreç bizim, ülkenin demokratikleflmesi için de mücadele etmemiz gerekti¤ini gösteriyor” diye konufltu. (‹zmir)
27
13
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Kervan Filistin’e yol ald› Filistin’in iflgaline, ülkede yaflanan hak ihlallerine karfl› gündem oluflturmak üzere oluflturulan Filistin Kervan›, Fransa merkezli olarak kuruldu. ‹çerisinde baflta Avrupa’daki Filistin örgütleri, insan haklar› örgütleri ve ‹srailli iflgal karfl›t› insan haklar› örgütlerinin de yer ald›¤› Kervan 5 Temmuz’da Strazbourg’dan yola ç›km›flt›. Türkiye, Suriye ve Ürdün hatt›ndan ilerleyerek 3 bin 742 km’lik yolu kat edecek olan kervan›n son dura¤› Kudüs olacak. Türkiye’den de 4 kat›l›mc›n›n bulundu¤u kervan, yol boyunca geçilen yerleflim birimlerinde yapacaklar› söylefliler, film gösterimleri, konserler ve mitinglerle Filistin konusunda duyarl›l›k yaratmaya çal›fl›yor. Filistin Kervan› 11 Tem-
muz’da Türkiye’ye vard› ve 12 Temmuz’da Sultanahmet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yaparak Filistin sorununa duyarl› olan insanlar› kervan›n yolcusu olmaya ça¤›rd›. Kervan ad›na Saif Abu Kishek yapt›¤› aç›klamada Filistin’de yaflanan hak ihlallerinin ayn› flekilde Guantanamo’da da yafland›¤›n› belirtti. Kishek “‹srail iflgaline karfl› 5 Temmuz’da Fransa’n›n Strasburg kentinden Kudüs’e do¤ru yola ç›kan Filistin Kervan› flimdi ‹stanbul’da. Bizler bugün buraya insan haklar› ve adalet taleplerini hayk›rmak için dünyan›n dört bir yan›ndan gelen insanlar›n yaratt›¤› dayan›flmay› büyütmek için topland›k. Filistin halk›n›n 10’larca y›ld›r sürdürdü¤ü onurlu mücadelenin takipçisi ve destekçisi olaca¤›m›-
z› bir kez daha ilan ediyoruz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan yol alan Kervan ertesi gün Ankara’da Abdi ‹pekçi Park›’nda bas›n aç›klamas› yapt›. Ayn› gün saat 14:00’de Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müflavirler Odas› Salonu’nda “Ortado¤u’nun kanayan yaras› Filistin” konulu bir panel gerçeklefltirilerek Filistin-Balata Mülteci Kamp› Film Kolektifi belgeselleri gösterildi. Saat 18:00’de Keçirören Dayan›flmaevi taraf›ndan düzenlenen Filistin Dayan›flma fienli¤i’ne kat›lan kervan, akflam saatlerinde Adana’ya hareket etti. Filistin’de 1 hafta kalacak olan kervan›n Adana’dan sonraki güzergah› ise Halep, fiam, Amman ve Allenby Köprüsü üzerinden Kudüs olacak. (H. Merkezi)
Telekom’un özellefltirilmesine karfl› iflçiler alanlardayd›
TALANLARA GÖZ YUMMAYACA⁄IZ!
TELEKOM’un özellefltirilmesi ve 1 Temmuz tarihinden itibaren Antalya, Düzce, Ordu, Kastamonu, Mu¤la, Tekirda¤, ‹stanbul, Anadolu ve Avrupa Yakas› ‹l Müdürlükleri’ne ba¤l› 8 TELEKOM Müdürlü¤ü’nün eriflim flebekelerinin koruyucu bak›mlar›n›n yap›lmas›, hasarlar›n onar›m›, meydana gelen her türlü ar›zalar›n ›slah›, abone tesisi ve nakillerin yap›m›, abone hatt› demontaj› ve her türlü eriflim flebekelerinin deplase ifllerinin tafleron firmalara ihale edilmesine yönelik tepkiler sürüyor. ‹STANBUL Türk Haber-‹fl Sendikas› ‹stanbul 1 No’lu fiubesi, Haber-Sen ‹stanbul fiubeleri, Türk Haber-Sen ‹stanbul fiubeleri ve Birlik Haber-Sen ‹stanbul fiubesi’ne üye yaklafl›k 2 bin kifli, tam gün ifl b›rakarak, Mecidiyeköy Metrosu önünde bir araya geldi. “TELEKOM, TÜPRAfi, Erdemir vatand›r sat›lamaz”, “Katil ABD iflbirlikçi AKP” yaz›l› pankartlar açan iflçiler, “Halka Kas›mpaflal›, IMF’ye uflak”, “Genel grev genel direnifl”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar› eflli¤inde Türk TELEKOM ‹stanbul Avrupa Yakas› ‹l Müdürlü¤ü’ne kadar yürüdü.
Yürüyüflün ard›ndan “Erdo¤an, IMF ve Dünya Bankas›na karfl› uslu çocuk gibi davran›yor, iflçiye gelince düflman kesiliyor” diyen Türk-‹fl 1 No’lu fiube Temsilcisi Faruk Büyükkucak, AKP hükümetine “‹flçiyi hafife alma” uyar›s›nda bulunarak “bu iflçiler zaman›nda, siyasi iktidarlar›n aya¤›n› kayd›rmay› da bilmifltir” dedi. Haber-‹fl Sendikas› ‹stanbul fiube Baflkan› Ayhan Ulusoy da, hükümetin özellefltirme politikalar›n› k›nad›. Haber-‹fl 1 No’lu fiube Baflkan› Levent Dokuyucu ise Baflbakan Erdo¤an’›n yabanc› sermayenin ç›karlar› do¤rultusunda hareket etti¤ini belirtti ve “TELEKOM’a sahip ç›kanlarla satanlar aras›ndaki kavga bitmiyor, bitmeyecek. Her gün yeniden, daha da güçlenerek, TELEKOM’a TELEKOM’un flahs›nda ba¤›ms›z, demokratik Türkiye mücadelesine sahip ç›kmaya devam edece¤iz” dedi. ‹stanbul çap›nda ifl b›rakma eylemi yapan TELEKOM iflçilerine, Ankara’da Sendika fiubeler Platformu ve TÜMT‹S üyeleri de ifl b›rakarak destek verirken; Haber-‹fl Sendikas› üyeleri de Ankara, Van ve Hatay’da tam gün ifl b›rakma eylemi yaparak TELEKOM’un özellefltiril-
mesini protesto etti. ANKARA Ankara’da TELEKOM ‹l Müdürlü¤ü önünde ve TELEKOM flubeleri önünde toplanarak davul zurna eflli¤inde halay çeken iflçiler, hükümeti ve özellefltirmeyi protesto etti. Mamak Belediyesi ve Çankaya Belediyesi’nin Kolej’de bulunan binas› önünde toplanan Tüm Bel-Sen Ankara 2 No’lu fiube ile Ankara Sendika fiubeleri Platformu üyesi bir grup da “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “TELEKOM halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar›yla Haber-‹fl Sendikas›’na destek verdi. Çankaya Belediyesi önünde aç›klama yapan Tüm Bel-Sen Ankara 2 No’lu fiube Baflkan› Sat› Burunucu Çal›, hükümetin bütün emek düflman› politikalar›na karfl› birleflik ve örgütlü mücadeleye ça¤›rd›. ‹ZM‹R ‹zmir’de de 19 Temmuz günü ifl b›rakan Telekom iflçileri Konak Telekom Müdürlü¤ü önünde bir araya gelerek Telekom’un özellefltirilmesini protesto etti. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan “‹fl, ekmek yoksa; bar›fl da yok” fleklinde sloganlar at›ld›. Ayr›ca Karfl›yaka ve Çi¤li’ye ba¤l› Telekom Müdürlüklerinde çal›flanlar da tam kat›l›mla ifl b›rakt›. Karfl›yaka Telekom Müdürlü¤ü önünde toplanan Haber-Sen ve Haber-‹fl üyelerine, PETK‹M ve TÜPRAfi iflçileri de ifl b›rakarak destek verdi. Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül, “Telekomu savunmak PETK‹M’i, TÜPRAfi’› savunmakt›r. Maalesef atefl düfltü¤ü yeri yak›yor. Ama IMF ve hükümet ilk defa bu kadar toptan sald›r›yor” diye konufltu. HATAY Hatay Reyhanl›’da bulunan TELEKOM flantiyesinde çal›flan iflçiler de,
özellefltirmeyi protesto etmek için sabah saatlerine iflbafl› yapmad›. fiantiye önünde davullu zurnal› eylem yapan iflçiler ad›na aç›klama yapan Türkiye Haber-‹fl Sendikas› Hatay Bölge Temsilcisi Talip Aybek, TELEKOM’un haraç mezat sat›ld›¤›n› belirtti. VAN Van’da da tam gün ifl b›rakma eylemi yapan Türkiye Haber-‹fl Sendikas› Van fiubesi üyesi bir grup iflçi Cumhuriyet Caddesi’ndeki TELEKOM binas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› Türkiye Haber-‹fl Sendikas› Van fiube Baflkan› Ramazan Lenk yapt›. fiANLIURFA Türk TELEKOM iflçileri, fianl›urfa’da Karakoyun ‹fl Merkezi önünde bir araya gelerek davul zurna eflli¤inde halay çektikten sonra bas›n aç›klamas› yapt›. Türkiye Haber-‹fl Sendikas› Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen okudu¤u aç›klamada; “Erdo¤an TELEKOM iflçilerinin uyudu¤unu söylüyor. Ancak iflçilerin eme¤ini görmezden gelerek ve TELEKOM’u d›fl sermaye tekellerine peflkefl çekerek as›l uyuyan kendisidir” dedi. TUNCEL‹ Tunceli’de de TELEKOM’un özellefltirilmesini protesto etmek amac›yla Türk TELEKOM iflçileri yar›m günlük ifl b›rakt›. Tunceli TELEKOM Müdürlü¤ü önünde yap›lan aç›klamada, Türk Haber-‹fl Bafl Temsilcisi Zülfikar Abay bir konuflma yaparak; özellefltirme ve tafleronlaflt›rma politikalar›ndan bir an önce vazgeçilmesi gerekti¤ini, yap›lan haks›zl›¤a karfl› sessiz kalmayacaklar›n› belirtti. Eyleme KESK fiubeler Platformu’na ve Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar ile siyasi parti temsilcileri de destek verdi.
14
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
27
Filipinler’de Arroyo hükümeti devriliyor! Afla¤›daki belgelerde Filipinler Komünist Partisi’nin ve onun önderlik etti¤i Filipinler Ulusal Demokratik Cephe’nin Arroyo karfl›t› eylemlere bak›fl›n› ve ortaya koydu¤u alternatif politikay› bulacaks›n›z. YHO gerillalar›
Filipinler’de son haftalarda yaflanan siyasi kriz halk›n yükselen muhalefetiyle derinleflmektedir. Seçimlerde hile yapan ve yolsuzluklar› ortaya ç›karan Baflkan Arroyo’nun istifas› için ülkedeki ileri güçler eylemler düzenlemektedir. 13 Temmuz’da baflkent Manila’da, gerici gazetelere göre 40 bini aflk›n kifli Arroyo’nun istifas›n› istedi. Cebu flehrinde ise Arroyo’nun konutuna yürümek isteyen eylemciler polisle çat›flt›, 30’u aflk›n kifli yaraland›. Ülke çap›nda düzenlenen eylemleri ülke d›fl›nda yaflayan Filipinliler de desteklemektedir. Eylemleri örgütleyen ilerici güçlerin hedefi kat›l›m›n yükselece¤i eylemlerle Arroyo’yu istifaya mecbur b›rakmak. Kitlesel eylemlerle, “halk iktidar›” sloganlar› ile yürüyen yüz binler 1986’da Marcos’u, 2001’de ise Estrada’y› istifaya zorlad›lar. Ayn› ak›bet Arroyo’nun bafl›na gelecektir. Afla¤›daki belgelerde Filipinler Komünist Partisi’nin ve onun önderlik etti¤i Filipinler Ulusal Demokratik Cephe’nin Arroyo karfl›t› eylemlere bak›fl›n› ve ortaya koydu¤u alternatif politikay› bulacaks›n›z. Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi’nin ülkedeki siyasi krizdeki tavr› Filipinler Komünist Partisi (FKP), Yeni Halk Ordusu (YHO) ve Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi (FUDC) içinde yer alan di¤er devrimci güçler, Baflkan Gloria Arroyo’nun istifas› yada ülkeden kovulmas› amaçl› kararl›l›kla bask› uygulayan yasal kitle hareketine deste¤ini sunmakta ve hareketi teflvik etmektedir. Arroyo, ABD’ye hizmetlerinden, bozulmufllu¤undan ve seçimde yapt›¤› hilelerden kaynakl› güvenilirli¤ini ve inand›r›c›l›¤›n› kaybetmifl, bu yüzden de halk›m›z taraf›ndan ülkeyi yönetmeye uygun bulunmad›¤› ilan edilmifltir. Onun halk ve ulus karfl›t› politikalar› Filipin-
ler halk›n›n üzerindeki dayan›lmaz bask› ve sömürüyü daha da fliddetlendirmifltir. Çürümüfl, halk ve ulus karfl›t› hükümete son vermek Filipinler halk›n›n egemenlik hakk›d›r.
he, yeni hükümetin Filipinler Cumhuriyeti Hükümeti (FCH) ile FUDC aras›ndaki bar›fl görüflmelerinde yer alan afla¤›daki konularda olumlu bir tutum almas›n› beklemektedir.
Arroyo’yu kovma kampanyas› yasal kitle hareketiyle genifl birleflik cephenin ortak çal›flmas›d›r. Bu nedenle Filipinler Komünist Partisi ve Yeni Halk Ordusu, politikalar›na uygun olarak sokaklardaki protesto eylemlerine kat›lmamaktad›r. FKP ve FUDC, polise ça¤r›da bulunarak halk›n söz ve düflüncelerini ifade etme hakk›na sayg›l› davranmalar›n› istemifltir. Ordu ve polis yasal kitle eylemlerine sald›rmaktan sak›nmal›d›r. Bununla birlikte FKP’nin talimatlar›na uygun olarak YHO, k›rda düzenledi¤i taktik sald›r›lar› yo¤unlaflt›rarak Arroyo hükümetinin dengesini sarsmay› ve yar›-sömürge, yar›-feodal sisteme tamamen son vermek için güçlenmeyi hedeflemektedir.
- FUDC ile ortak hareket ederek “terörist listesinde” yer alan FKP, YHO ve FUDC’nin siyas› bafl dan›flman› Prof. Jose Maria Sison’un hukuksal sorunlar›n› çözmede etkili ad›mlar atmak. Söz konusu etkili ad›mlar 14 fiubat 2004 tarihli “Oslo
Bununla birlikte Arroyo hükümetinin yerine yasal kitle hareketinden ve genifl birleflik cepheden temsilcilerin yer ald›¤› “genifl hükümet konseyi” kurulmal›d›r. Konsey’de emekçi halk›n, yurtsever ifladamlar›n›n, akademisyenlerin ve orta s›n›f› temsilen di¤er uzmanlar›n önderleri yer almal›d›r. Konsey, yurtsever ve demokratik bir hükümet program› haz›rlayarak 6 ay içinde genel seçime gitmelidir. FKP, YHO ve FUDC bu konseye kat›lmamal›d›r. Bu konsey yasal demokratik hareketin bileflenlerince kurulmal›d›r.
mas›. 22 Temmuz 2004’te Oslo’da FHC ile FUDC aras›nda gerçeklefltirilen resmi bar›fl görüflmesinde FUDC heyeti FCH heyetine 270 siyasi tutsaktan oluflan bir liste sunarak ‹HUHSA’ya uygun olarak tutsaklar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› talep etmifltir. Özellikle Mamburao’lu 7 köylüye, hasta ve yafll›lara, kad›n ve çocuklara ve 2001’de Arroyo’nun serbest b›rak›laca¤›n› ilan etti¤i tutsaklara öncelik verilmelidir. - Havai’deki ABD mahkemesindeki davay› kazanan ve Marcos döneminde insan haklar›na yönelik fliddetin kurban› olan on bin kiflinin tazminatlar› ödenmelidir. - ‹lerici parti önderlerine, üyelerine, insan haklar› savunucular›na, avukatlara, ilerici kilise üyelerine yönelik cinayetlere son vermek için etkili ad›mlar at›lmal›. Kaybedilenlerin durumunu aç›kl›¤a kavuflturarak, kurbanlar›n ailelerine tazminat ödenmeli. KARAPATAN (Halk›n Haklar›n› Gelifltirmek için Birlik) Arroyo’nun iktidar›n›n bafllang›c› olan Haziran 2001’den bu yana yarg›s›z infazlarda katledilen 411 kifli ve kaybedilen 130 kifli hakk›nda bir liste haz›rlam›flt›r.
Ancak FUDC söz konusu Konseyin ve yeni hükümetin iflçilerin, köylülerin, gençli¤in, k›r yoksullar›n›n, bal›kç›lar›n ve Filipinler di¤er kesimlerinin dilek ve taleplerini dikkate almas›n› istemektedir.
Ortak Beyan›na”, 3 Nisan 2004 tarihli “2. Oslo Ortak Beyan›na” ve “Lahey Ortak Deklarasyonuna”, “Güvenlik ve Dokunulmazl›k Garantileri üzerine Ortak Anlaflmaya” ve “‹nsan Haklar›na ve Uluslararas› Hukuka Sayg› Anlaflmas›na” (‹HUHSA) uyumlu olmal›d›r. Bu nedenle Prof. Sison’a, Yarg›ç Romeo T. Capulang’a, FUDC dan›flmanlar›na ve bar›fl görüflmeleri heyeti üzerindeki tehditlere son vermek için FHC derhal ad›m atmal›d›r.
Filipinler Ulusal Demokratik Cep-
- Siyasi tutsaklar›n serbest b›rak›l-
- Bunlar›n yan›nda, Ortak ‹zleme Komitesi derhal toplanarak, ‹HUHSA’ya uygun olarak silahl› çat›flmalara kaynakl›k eden ekonomik ve sosyal reformlar üzerine görüflmelere yeniden bafllamal›d›r. FUDC, halk›n 25 Temmuz günü gerçeklefltirilecek olan büyük Arroyo karfl›t› eylemle Arroyo hükümetini protesto edece¤inden ve bunu takip edecek büyük kitle eylemleriyle en sonunda Arroyo’yu kovaca¤›ndan emindir. Luis T. Jalandani FUDC Baflkan› 21 Temmuz 2005
15
27 Rejimin düflüflü DURDURULAMAZ! Son günlerde büyük burjuvazi, büyük toprak a¤alar› ve onlar›n efendileri ABD emperyalizminin yönetti¤i sosyo-ekonomik ve siyasi düzen sars›lmakta ve ellerinde herhangi bir çözümü olmad›¤› için daha da kötüleflmektedir. Bozuk, faflist ve halk karfl›t› rejime karfl› halk›n birleflik cephesi h›zla güçlenirken, Arroyo rejimi kabinesinde 7 üyenin ve 3 alt düzey sekreterin istifas›yla ve ittifak kurdu¤u Liberal Parti’nin Arroyo’dan istifas›n› istemesi üzerine daha da parçalanmaktad›r. Makati ‹fladamlar› Kulübünden birçok okul ve üniversiteye, çeflitli kesimler ayn› ça¤r›ya yank› olmak-
ta, Arroyo’nun istifas›n› istemekteler. Egemen s›n›flar tam bir kar›fl›kl›k içinde Arroyo’nun yerine kimi getireceklerini ve Arroyo’yu “fliddet olmadan” ve “anayasal yollardan” ofisinden nas›l uzaklaflt›rabileceklerini düflünmekteler. Ancak yaln›zca Arroyo rejimi de¤il de sistemin tüm ekonomik ve siyasi özellikleri de¤iflmedikçe, halk›n toplumsal de¤iflim talebi “anayasal süreçlerle” çözülmeyecektir. Kongrenin ve Büyük Mahkemenin, Arroyo’nun ve ailesinin yolsuzluklar›n› ve seçim hilelerini soruflturup yarg›lama konusunda güvenirlili¤i kalmam›flt›r... Bu geeliflmeler k›rlarda ve kentlerde, tüm ulus çap›nda halk›n
kolektif eylemini kararl›l›kla yönlendirmenin ve k›rdaki halk›n silahl› mücadelesini güçlendirmenin önemini art›rmaktad›r. Meflrulu¤u olmayan, bozuk, bask›c› ve ABD emperyalizmine hizmet eden bu düzene karfl› kitlelerin rejime karfl› kolektif mücadeleyi yükseltmekten baflka çaresi yoktur. Halk›n do¤rudan siyasi eylemleriyle Arroyo’yu kovma amaçl› hayk›r›fllar›, her geçen gün yükselmekte ve yayg›nlaflmaktad›r ve bu mücadele Arroyo’yu kovman›n en etkili yolu olarak görülmelidir... Bizler Arroyo’yu ofisinden ç›kartmak için yükselen harekete deste¤imizi sunuyoruz ve gereken acil politik ve ekonomik reformlar›n, gerçeklefltirerek uzun süre-
29 Temmuz-11 Ağustos 2005 li halk›n mücadelesine katk› sunmas›n› istiyoruz... Bizler köklü bir de¤ifliklik istiyoruz, sistemin makyajla mevcut gerçekli¤ini gizlemesini de¤il. Arroyo rejimini yaln›zca seçimlerde hile yapt›¤› için de¤il, bundan öte uygulad›¤› terör ve fliddetle, gerici karakteri nedeniyle istemiyoruz. Arroyo’nun yerinden edilmesiyle halk›n kazanaca¤› ufak haklar›n uzun dönemde elde edece¤imiz zaferlere katk› sunaca¤›na inan›yoruz. Ka Oris Ulusal Demokratik Cephe-Mindanao 11 Temmuz 2005
Prof. Jose Maria Sison ile röportaj
Bugün Filipinler’deki güncel durum, neler yafland›¤› üzerine yeni tart›flmalar›n do¤mas›na neden olmaktad›r. Mesele bütün güvenilirli¤ini yitiren bir baflkan› m› yoksa çökmüfl bir sistemi mi de¤ifltirmektir? Bu konuda Arroyo’nun siyasi bir mücadeleyle istifas› yada kovulmas› halinde dört görüfl ortaya ç›kmaktad›r: Birincisi anayasal bir zafer, ikincisi baflkanl›k seçimi, üçüncüsü askeri cunta, dördüncüsü ise bir geçifl veya koalisyon hükümeti. Prof. Jose Maria Sison’la yap›lan bu söylefliyi Bobby Tuazon gerçeklefltirmifltir. Soru: Her geçen gün daha fazla Filipinli Arroyo’nun istifas› veya Malacanang’dan kovuluflu halinde bir geçifl veya koalisyon hükümeti kurulmas› fikrine olumlu yaklaflmaktad›r. Tart›flma sadece baflkan› seçme meselesini aflm›fl, sürekli olarak kötü baflkanlar ç›karan ve elitçi (seçkinci) bir yönetim sergileyen yürürlükteki siyasi sistem meselesi öne ç›km›flt›r. Siz yürürlükteki baflkanl›k sistemini yenisiyle de¤ifltirmenin zaman›n›n geldi¤ini düflünüyor musunuz? JMS: Filipinler halk› devrimci de¤iflime isteklidir ve Manila Hükümetinin 1987 Anayasas› üzerindeki baflar›y› izleyen devrimci koalisyon ve geçifl
hükümeti fikrine aç›kt›r. Genifl birleflik cephenin güçleriyle Arroyo’yu kovmak mümkün ve gereklidir. Arroyo rejimine muhalefet eden esas güçler ulusal demokratik harekete ba¤l› olan kitle örgütleri, baz› muhalefet partileri ile ordu ve polis içindeki baz› gruplard›r. Bu gruplar, geçifl koalisyonu ifllevinde olacak olan halk›n demokratik konseyini oluflturabilir ve Arroyo rejiminin y›k›l›fl›n›n ard›ndan 6 ay içinde anayasay› oluflturacak delegeleri, yürütme ve yarg› görevlilerini seçecek bir genel seçim düzenleyebilirler. Hükümet parlamento fleklinde olabilir (kurucu meclis -bn). Yeni Anayasa Arroyo’nun kendi bencil ç›karlar›na uygun olarak istedikleri anayasadan tamamen farkl› olmal›d›r. E¤er iflçilerin, köylülerin, kad›nlar›n, gençli¤in ve ulusal az›nl›klar›n temsilcileri lay›k›yla temsil edilirse halk›m›z, halk›n demokratik konseyini ve kurucu meclisi destekleyecektir. Büyük kompradorlarla toprak a¤alar›n›n sistemini de¤ifltirmede halk›n silahl› devrimci hareketinin rolü önemli olacakt›r. Soru: ‹lk soruyla ba¤lant›l› olarak, Arroyo’nun kovulmas› konusunda birleflen çeflitli siyasi görüfl ve renkten önderlerin temsil edilece¤i bu tür bir hükümetin olanakl›l›¤› üzerine neler düflünüyorsunuz? Söz konusu ittifak›n veya ulusal birlik hükümetinin asgari ve azami s›n›rlar› ne olmal›d›r? JMS: Halk›n demokratik konseyi Arroyo rejimini kovan hareket içinde yer alan, en büyük, en etkili ve en aktif parti ve örgütlerin temsilcilerinden oluflmal›d›r. Daha sonras›nda, parlamentonun yeni bileflimini gelecek seçimler belirleyebilir. Tabi ki, seçimler iflçilerin ve köylülerin kendi parti ve örgütlerinin kat›l›m›n› sa¤layacak gerçekten demokratik bir seçim olmal›d›r. Ancak büyük kompradorlarla toprak a¤alar›n›n düzenine dokunulmayaca¤›
için gerici siyasetçiler yine hakim olacaklard›r. Devam eden sosyo-ekonomik ve siyasi kriz devrimci güçleri ve halk› büyük kompradorlar›n ve a¤alar›n aleyhine güçlendirecektir. Arroyo’nun istifas› veya kovulmas› halinde kurulacak halk›n demokratik konseyi yada baflka bir fley tarihin sonu olmayacakt›r. Soru: Sizin söz konusu geçifl veya koalisyon hükümetinde yer almas› gerekti¤ini düflündü¤ünüz isimler var m›? Askeriye içinde (çal›flan veya emekli) yurtsever yada ilerici insanlar›n oldu¤unu düflünüyor musunuz? JMS: Geçifl veya koalisyon hükümetinde yer almas› gerekti¤ini düflündü¤üm insanlar› aç›klamak için vaktin erken oldu¤unu düflünüyorum. Arroyo rejimini kovan kitle hareketindeki en güçlü ve etkili örgütler ve partiler zaman içinde genifl halk kitlelerince anlafl›lacakt›r. Bu partiler ve örgütler aras›ndaki halk›n dan›flma meclisine seçilecek delegeler için yap›lacak görüflmeler halk›n demokratik konseyinin seçiminde de etkili olacakt›r. Emekli asker ve polisler, emekli ve çal›flan memurlar› temsil edebilir ancak sivillerin üstünlü¤ünü korumak için say›lar› % 10’u geçmemelidir. fiayet Arroyo vahfli bask›yla iktidar›n› sürdürürse, Yeni Halk Ordusu ile Filipinler Silahl› Kuvvetleri ve Filipinler Ulusal Polisi içindeki yurtsever kesimler aras›nda da bir ittifak mümkün olabilir. Bu tür bir ittifak genifl birleflik cephe içinde ele al›nmal›d›r. Soru: Prensip olarak koalisyonun önünde yeni anayasay› haz›rlamak, flu anki gerici sistemin yerine yeni bir siyasi yönetimi kurmak ve seçim takvimini haz›rlamak bulunmaktad›r. Siz siyasi geliflimin nas›l olaca¤›n› düflünüyorsunuz? fiu anki siyasi partilerin durumu ne olacak?
JMS: Yeni anayasa demokratik ve yurtsever olmal›. Bu görev halk›n demokratik konseyinin yönetiminde mümkün olabilir. Arroya rejiminin kovuluflunun hemen ard›ndan düflünülüp onaylanmal›d›r. Gerçekten demokratik seçimler yap›lmal›d›r. Emekçilerin partileri ve örgütleri seçimlere kat›labilmeli, iktidarla sorumluluklar› paylaflmal›d›r. Komprador büyük burjuvaziyle toprak a¤alar› s›n›f›n›n gerici partileri siyasi iktidar üzerindeki tekellerini kaybetmelidir. Soru: “Koalisyon hükümetleri” genelde k›r›lgan olarak bilinir. Ve birço¤u bir siyasi grubun veya partinin hakimiyeti sonucunda çökmüfltür. Sol bunu nas›l gerçeklefltirecek? JMS: Koalisyon hükümetleri istikrarl› veya istikrars›z olabilir. Parlamenter önderlik hangi s›kl›kla de¤iflirse de¤iflsin, dürüst ve etkili bir bürokrasiye ihtiyaç vard›r. fiayet kriz derinleflir ve toplumun devrimci de¤ifliminden baflka bir yol kalmazsa, o zaman halk›m›z ve devrimci güçler varolan bürokratik ve askeri devlet mekanizmas›n› y›karak halk›n demokratik koalisyon hükümetini kuracakt›r. Soru: Bu koalisyonda FUDC’in rolü ne olacakt›r? JMS: FUDC halk›n demokratik koalisyonun inflas›nda önemli bir rol oynayabilir. E¤er amaç Arroyo rejimini y›kmaksa, ulusal demokratik hareketin içindeki yasal kitle örgütleriyle farkl› yasal siyasi güçler genifl-birleflik cepheyi oluflturmal› ve geçifli sa¤layacak koalisyon hükümetini kurmal›d›r. FUDC, halk›n legal demokratik hareketi ile sisteme karfl› silahl› devrimci hareketin zaferlerinin sonucunda önemli bir rol oynayabilir. FKP, YHO ve FUDC halk›n demokratik koalisyon hükümetinin kurulmas›nda en önemli güçlerdir.
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
16
27
ABD ve TC iliflkileri üzerine
TC-ABD iliflkilerinde hükümet ve yöneticiler de¤iflse de, TC devletinin ABD emperyalizmiyle aras›ndaki uflakl›k ba¤›nda ve statüsünde herhangi bir de¤iflim gerçekleflmiyor.
ABD, TC iliflkileri tezkere sorununda yaflanan “yol kazas›ndan” hareketle yaklafl›k olarak iki y›ld›r tart›flmal› bir seyir izlemektedir. Bu tart›flma süreci içinde ABD uflaklar› ve kiral›k kalemflörleri ABD’siz bir yaflam›n zorluklar›na her f›rsatta dikkat çektiler. Ve ABD ile iliflkilerde gerilimli bir ortam›n yarat›lmas›na neden olan suç ortaklar›na lanetler ya¤d›rd›lar. Di¤er yanda “sol ve solculuk” ad›na hareket eden reformistlerin bir bölümü ise; Meclis’ten ç›kmayan tezkereden hareketle; TC’nin parlamentodaki siyasi figüranlar›na olmad›k misyonlar biçmeye kalkt›lar. Neredeyse, ABD uflaklar›n› ve parlamentodaki sefillerini anti-Amerikanc› ilan edeceklerdi. Ortaya ç›kan bu tablo karfl›s›nda, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan bu yana ABD emperyalizmine uflakl›k yapmakta tereddüt etmeyen, hatta “küçük Amerika” hayalle-
rin i kuran komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n siyasi sözcülerinin kayg›lar›n› anlamak mümkündür. Çünkü, uflak efendisiz yaflayam›yor. S›n›f savafl›m› yani ezilenlerin ezenlere karfl› yürüttü¤ü mücadele efendi ile ufla¤›n kader birli¤ini, suç ortakl›¤›n› kaç›n›lmaz hale getiriyor. ABD ile iliflkilerde yaflanan her tart›flman›n, Demirel ve benzeri tüm yeminli uflaklar› rahats›z etmesi, ABD dostlu¤una dair aç›klamalara yöneltmesi bir rastlant› de¤il, uflakl›¤›n bedeli ve tafl›nan gelecek kayg›s›d›r. Bir ufla¤›n efendisine karfl› nas›l davranmas› gerekti¤ini bilme becerisi ve tecrübesidir. Ezilenler cephesinde geliflecek anti-Amerikanc› bir dalgan›n, s›n›f savafl›m› için yarataca¤› olumlu ortama karfl› duyulan korkudur. Tüm bu korkular ve uflakl›k nedeniyledir ki, Irak Kürdistan›’nda Türk askeri flahs›nda TC devletinin bafl›na geçirilen çuval, belirsiz hale getirilen “k›rm›z› çizgiler” ve Amerikan bas›n›nda yap›lan tüm afla¤›lamalar Türk hakim s›n›flar›n›n sessizli¤ini bozmaya yetmedi. C›l›z da olsa ç›kan ba-
z› çatlak sesleri de “münferit” tepkilere sayd›lar. Her zaman dikkat çekti¤imiz gibi; uflaklar›n onuru, onursuzluktur. Efendilerinin tüm afla¤›lamalar›na ra¤men TC Baflbakan› ve Generalleri emperyalist efendilerine “yanl›fl anlafl›ld›klar›n›” izah etmek için ABD kap›lar›n›n kendilerine bir an önce aç›lmas› için hayli ter döktüler. Tüm bu çabalar›n, onursuzca davran›fllar›n temelinde egemenlerin; uflakl›k iliflkileri, kendi s›n›f ç›karlar›n› koruma olgusu yat›yor. Bu bir istemden çok Türk hakim s›n›flar›n›n zorunlu tercihidir. Çünkü Türk hakim s›n›flar› ekonomik ve siyasi olarak emperyalizme ba¤›ml›d›rlar. TC, ABD emperyalizminin ‹srail’den sonra Ortado¤u’daki en ileri kanl› karakollar›ndan biridir. Ülkedeki Amerikan üsleri, Afganistan, Irak özgülünde oldu¤u gibi, Ortado¤u halklar› için birer sald›r› üssü durumundad›rlar. Ama tüm bu sald›r›lara ra¤men Irak’ta devam eden direnifl, Afganistan’da pefl pefle yedi¤i darbeler yiyen ABD emperyalizminin, Ortado¤u halklar›n›n öfkesinden ve lanetinden kolayca kurtulamayaca¤›n› göstermektedir. Artan iflgal karfl›t› tepkiler ve alttan alta Ortado¤u ve yak›n çevresinde kitleler içinde mayalanan antiAmerikanc› dalga –ki bunun ciddi etkileri co¤rafyam›zda da mevcutturve Irak’taki direniflin çap›, ABD emperyalizmini, ufla¤› TC’ye karfl› daha temkinli yaklaflmaya yöneltiyor. Bu temkinlili¤in s›n›r› uflakl›k iliflkisi kapsam›ndad›r. TC-ABD iliflkilerinde dönem dönem pürüzler ç›ksa da, bu hiçbir zaman esas iliflki biçimine tekabül etmez. ABD emperyalizmi stratejik bir bölgede bulunan ve efendisi için stratejik bir rol üstlenmeye haz›r olan TC gibi bir ufla¤› kolay kolay bir kenara atmaz. Bu dönemsel gerginliklerden hareketle, ABD-TC iliflkilerinin art›k kolayca tamir edilemeyece¤ini düflünenler, emperyalizm ile yar›-sömürgecilik iliflkisini çözümlemede problemli bir düflünüfl tarz›na sahiptirler. Bu ülkede yap›lan kanl› askeri darbelerin, kontrgerilla örgütlenmelerinin arkas›nda emperyalizmin oldu¤u gerçe¤ini unutmaktad›rlar. Dün Kore’ye bugün Afganistan’a asker gönderen, ülkeyi NATO üsleriyle donatan Türk hakim s›n›flar› tabi ki uflakl›¤›n gereklerini yerine getirdiler ve getirmeye de devam edeceklerdir. Menderes, Demirel, Özal ve bugün Tayyip, Amerikan tekellerinin ç›karlar› için Türk, Kürt ve di¤er
az›nl›k milliyetlerden halk›m›za karfl› her türlü düflmanl›¤› yapmakta asla tereddüt etmiyorlar. Türk hakim s›n›flar› ve siyasi sözcüleri aras›nda süren ç›kar ve koltuk kavgas›, ABD emperyalizmi ile iliflkiler sorununa gelince hemen bir kenara b›rak›lmaktad›r. Çünkü uflakl›k hepsinin ortak paydas›d›r. Emperyalizmin yaratt›¤› çürümüfl, asalaklaflm›fl, yozlaflm›fl iliflki tarz› hepsinin ortak yaflam biçimidir. Di¤er bir ifadeyle egemen s›n›flar›n Amerikan emperyalizmine dayanan bask› ve sömürü politikas›; saltanatlar›n› sürdürme kayg›s›, onlara uflak olmaktan baflka bir kimlik kazand›rmaz. Türk hakim s›n›flar› yaln›z iç politikada de¤il, uluslararas› iliflkilerde de, emperyalist efendisi ABD’nin iflaret parma¤›na göre hareket etmektedirler. TC, AB VE ABD ‹L‹fiK‹LER‹ ABD, TC iliflkilerindeki tablo net olarak ortaya ç›kt›¤›nda, ABD’nin, TC’nin AB üyeli¤ini niye destekledi¤i sorusunun yan›t› da kendili¤inden ortaya ç›km›fl olacakt›r. Her fleyden önce, ABD emperyalizmin TC gibi ufla¤›n›n, uflakl›¤›ndan kuflku duymuyor. Bundan dolay›, rekabet halinde oldu¤u ve emperyalistlerin birli¤inden baflka bir anlam› olmayan AB içine TC gibi bir ufla¤›n girmesinde hiç bir sak›nca görmüyor. Bilakis rekabet halinde oldu¤u AB emperyalistleri içindeki nüfuzunu art›rmak için TC üyeli¤i konusunda özel bir çabas› vard›r. Ki yap›lan da budur. Burada hemen parantez içinde flunu belirtmeliyiz ki; AB’nin bir emperyalistler birli¤i oldu¤u ne kadar do¤ruysa, bu birli¤in çat›flmas›z olmad›¤› da o kadar do¤rudur. Özellikle emperyalist sald›rganl›kta bir ad›m öne ç›kan ABD emperyalizminin pervas›zl›¤›, baz› emperyalist ülkeler aras›nda bloklaflmaya yol açmaktad›r. Ama bu geçici bir durumdur. Çünkü emperyalistler aras› iliflkide belirleyici olan uzlaflma ve ittifak de¤il rekabettir. K›sacas› Lenin yoldafl›n emperyalizme dair yapt›¤› çözümlemeler dün oldu¤u gibi bugün de tüm geçerlili¤ini korumaktad›r. Tarihin en son zaman dilimi bu perspektifi do¤rulayacak onlarca prati¤e tan›kt›r. AB’nin TC’ye karfl› temkinli bir tutum içine girmesinde, TC-ABD iliflkilerinin rolünü görmezlikten gelmek-küçümsemek, emperyalizm gerçekli¤ini kavramakta problemli bir düflünüfl tarz›na sahip olmakt›r. AB emperyalistlerinin gündeme getirdi¤i “insan haklar› ihlalleri” vb. demagojik söylemlere kanmakt›r. Oysa AB
17
27 emperyalistlerinin “insan haklar›” vb. sorunlar karfl›s›ndaki duyarl›l›¤›n› tarihi bugün baflta Irak, Filistin olmak üzere birçok ülke halklar›n›n u¤rad›¤› zulüm karfl›s›nda tak›nd›klar› durufllar›yla test ediyor. Bu testin sonuçlar›n› do¤ru okumak gerçekleri anlamak bak›m›ndan yeterli say›l›r. Yukar›da ifade etti¤imiz nedenlerden dolay›, TC’nin AB üyeli¤i sorunu önünde oldukça büyük engeller vard›r. Türk hakim s›n›flar› da bu gerçe¤in bilincindedirler. Bundan dolay›, emperyalist efendileri ABD’ye karfl› daha teslimiyetçi bir politika izlemek zorundad›rlar. AB’nin d›fl›na itilmifl, ABD ç›karlar› için yan›bafl›ndaki Ortado¤u halklar›yla problemli bir hale gelmifl bir TC, ABD’ye uflakl›k konusunda önümüzdeki süreçte hata yapmamaya azami derecede özen gösterecektir. TC-ABD iliflkilerinde Irak Kürdistan›’ndaki statü hep problem olmaya devam edecektir. Irak’›n di¤er bölgelerinde ciddi darbeler yiyen iflgalcilerin Irak Kürdistan›’nda kal›c› ve yerleflik bir güç haline gelmeleri
belli de¤ildir. Biz gerekirse s›n›r ötesine de geçeriz” vb. içerikte söylemleri kamuoyuna dönük yap›lan, ama pratikte hiçbir de¤eri olmayan bofl sözlerdir. Tüm bu veriler bize önümüzdeki süreçte Kürt sorunu konusunda TC ile ABD aras›nda dönem dönem pürüzlerin ortaya ç›kaca¤›n› gösteriyor. Daha geri düzeyde de olsa K›br›s sorununda da benzeri problemlerin olmas› ihtimal dahilindedir. Yine Irak halk›n›n direnifli ABD emperyalizminin h›z›n› kesmeseydi, Suriye ve ‹ran’a yönelik ABD emperyalistlerinin yürütece¤i sald›rgan politikalardan dolay› Türk hakim s›n›flar› uflakl›¤›n baz› gereklerini yerine getirmek zorunda kalacaklard›. Bu da Türk hakim s›n›flar›n›n hem iç kamuoyu nezdinde, hem de Ortado¤u halklar› nezdinde daha da teflhir olmas›n› sa¤layacakt›. Irak halk›n›n direnifli flimdilik bu süreci durdurdu. Ama Suriye ve ‹ran flahs›nda uflak, efendi iliflkisinde gerilimlerin yaflanmas› zemini her zaman var-
29 Temmuz-11 Ağustos 2005 ele al›nd›¤›nda gayet anlafl›l›r bir sonuçtur. Yine baflta Irak Kürdistan›’nda oluflan statü olmak üzere, TC-ABD aras›nda yaflanan tüm gerilimli sorunlara ra¤men, bölge halklar›na karfl› kanl› bir odak durumunda olan ABD, ‹srail, TC ittifak› sürmeye devam edecektir. Di¤er bir ifadeyle bu haydutlar birbirine mahkumdurlar. Tabi ki ‹srail-ABD iliflkileri ile TCABD iliflkilerini ayn› düzeyde ele almamak gerekir. ‹kisinin ortak özelli¤i kanl› karakol niteli¤ine sahip olmalar›d›r. Ama ‹srail-Amerikan iliflkilerinde varolan özgünlükleri hiçbir zaman gözden kaç›rmamak gerekir. Gözden kaç›r›lmamas› gereken di¤er bir nokta da, bölgede ABD, ‹srail siyonistlerine dost olan herkes, bölge halklar›n›n nefretini kazanmaktan kendini kurtaramaz. Türk ha-
konusunda kafalar› kar›flt›ran, gerçekleri tersyüz eden anti-MLM teorilerden geçilmiyor. Dolay›s›yla öncelikli görevlerimizden biri, emperyalizme dair ortaya konulan bu antiMLM anlay›fllara karfl› ideolojik cephede mücadeleyi yo¤unlaflt›rmakt›r. Her türlü burjuva ve liberal anlay›flla aram›za kal›n bir çizgi çekmektir. Yine bugün Irak iflgali ile birlikte bölgede anti-Amerikanc› bir zeminde genifl y›¤›nlar aras›nda artan bir tepkiyi görmek mümkündür. Türkiye’de yap›lan kamuoyu araflt›rmalar› da bu sonuçlar› net olarak ortaya ç›karmaktad›r. Anti-Amerikanc› tepkileri antiemperyalist bir mücadeleye dönüfltürmenin zemini düne göre bugün daha da çoktur. Bu f›rsattan yararlanmal›y›z. Bunun için iradi bir çaba, iradi bir müdahale gerekir. Kitlelere
kim s›n›flar› bu nefreti, her geçen gün kazanmaya devam ediyorlar. Co¤rafyam›zdaki anti-Amerikanc› ve siyonizm karfl›t› tepkileri do¤ru bir zeminde örgütleme görevi daha bir aciliyet kazanmaktad›r.
dönük anti-emperyalist mücadeleyi içeren propaganda ve ajitasyon araçlar›n› kullanmak, ayd›nlatmaya dönük paneller düzenlemek, bu yönlü tarihi tecrübeleri yay›nlar›m›zda ifllemek vb. k›sacas› temel hedefimiz, yaflanan bu somut durumdan hareketle zay›flayan anti-emperyalist bilincimize yeniden ivme kazand›rmak için yerine ve zaman›na uygun olarak her türlü arac› kullanmak olmal›d›r. Hem bas›n›m›zda hem de koflullara uygun düzenleyece¤imiz toplant›larda, genel olarak emperyalizmi, yine emperyalizme dair ortaya konulan anti-MLM görüflleri deflifre eden anlay›fllar ortaya koymal›y›z. Tüm bunlar bizim için güncel görevlerdir. ‹deolojik cephede yürütece¤imiz bu mücadele bizim de geliflmemize hizmet eder. Yine ideolojik cephede sa¤lanacak netli¤in, güçlü pratik hamlelerin at›lmas›na zemin haz›rlayaca¤› gerçe¤ini de asla unutmamam›z gerekir.
Bölgede ABD, ‹srail siyonistlerine dost olan herkes, bölge halklar›n›n nefretini kazanmaktan kendini kurtaramaz. Türk hakim s›n›flar› bu nefreti, her geçen gün kazanmaya devam ediyorlar. Co¤rafyam›zdaki anti-Amerikanc› ve siyonizm karfl›t› tepkileri do¤ru bir zeminde örgütleme görevi daha bir aciliyet kazanmaktad›r. somut bir olgu haline gelmifltir. TC de bunun fark›ndad›r. ABD’nin kollar› aras›nda oluflan Talabani ve Barzani önderli¤indeki Kürt statüsüne karfl› çaresizlik içinde k›vranan TC, ikide bir Irak’ta konumlanan KONGRA-GEL güçlerine karfl› ABD’nin harekete geçmesi için ça¤r› yapmaktad›r. Bu ça¤r›lar bugüne kadar sonuçsuz kald›. Bundan sonra da sonuçsuz kalma ihtimali oldukça yüksektir. Çünkü; Irak’ta tek sa¤lam dayanaklar› olan Kürtler gerçe¤i orta yerde dururken, ABD emperyalistleri Kürt halk›n›n tepkisini üzerine çekecek pratik tutumlardan uzak kalmay› tercih edecektir.. ABD emperyalistlerinin, “son dönemde artan KONGRA-GEL’in eylemlerine karfl› TC’nin ülke içinde yürütece¤i her mücadeleyi destekleriz” yönlü aç›klamalar› bir anlamda TC’nin Irak Kürdistan›’nda konumlanan KONGRA-GEL güçlerine karfl› herhangi bir sald›r› yapmamas› gerekti¤i yönünde yap›lan bir uyar› niteli¤ini de tafl›maktad›r. R. Tayyip Erdo¤an’›n “bu aç›klaman›n kayna¤›
d›r. Yaflanacak olan dönemsel gerilimlere ra¤men, TC’nin efendisine karfl› pratik bir tutum gelifltirme flans› düne oranla bugün daha da azalm›flt›r. Erdo¤an ve di¤er baz› uflak tak›m›n›n yak›nma-s›zlanma eksenli aç›klamalar›n› bir ufla¤›n çaresizlik içindeki ç›rp›n›fl› olarak yorumlamak gerekir. TC Londra’da patlayan bombalardan hareketle “terörizme” karfl› mücadele ad› alt›nda Kürt halk›na, ilerici ve devrimci güçlere karfl› yürütece¤i kanl› sald›r›lar›na meflruluk kazand›rma, uluslararas› destek arama peflindedir. Çifte standartç› yaklafl›mdan yak›nan Türk egemen s›n›flar›, emperyalist efendilerinin “teröre” karfl› mücadele konusunda sahip olduklar› tüm haydutça haklara ve kurals›zl›klara kendilerinin de sahip olmas›n› istiyorlar. Bu yönlü gayri insani pratiklerine efendilerinin ses ç›karmamas›n› istiyorlar. Ama bu istemlerin efendilerinin ç›karlar›yla uyumlu olmad›¤› zaman yan›ts›z ve karfl›l›ks›z kalaca¤› kesindir. Bu durum uflak, efendi iliflkisi çerçevesinde
Anti-emperyalist mücadele GÜNCEL B‹R GÖREVD‹R Türk hakim s›n›flar› ve emperyalist efendileri yok edilmedikçe; Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z›n rahat yüzü görmesi elbette ki düflünülemez. Bu haydutlar ancak Demokratik Devrim’le yok edilecektir. Ça¤›m›z emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›d›r. Emperyalizmi ve iflbirlikçilerini yok edecek yegane güç de proletaryad›r. Proleter önderlikli olmayan hiçbir hareket tutarl› anti-emperyalist bir mücadele hatt› izleyemez. Bugün ilericilik-devrimcilik-yurtseverlik ad›na emperyalizmi çözümleme ve anti-emperyalist mücadele
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
18
27
Sivil faflist çetelere karfl› mücadele Siyasal iktidar mücadelesinin ayr›lmaz bir parças›d›r! Toplumsal muhalefet nerede bir canl›l›k gösteriyorsa ve kitleler nerede rejime karfl› örgütleniyorsa sivil faflistler de o tarafa yönelmektedirler. Bu y›l›n bafllar› itibar›yla faflist diktatörlü¤ün tüm toplumsal muhalefet odaklar›na yönelik sald›r›lar›n›n dozunu art›rmas›na paralel sivil faflist sald›rganl›¤›nda artt›¤›n› görmekteyiz. Diktatörlü¤ün resmi ve sivil faflist güçlerinin sald›r›lar›n› art›rmas›n›n temelinde yatan en önemli nokta, uzun bir aradan sonra toplumsal muhalefet güçlerinin yeniden güç kazanmaya bafllamas› ve önümüzdeki dönemde yaflanacak geliflmelerin toplumsal muhalefete daha fazla geliflme sa¤lama olanaklar›n› sunaca¤› gerçe¤idir. S›n›flar aras›ndaki mücadele s›n›flar aras›ndaki çeliflkilerin her özgülde ald›¤› boyuta göre çeflitli araç ve yöntemlerle sürdürülür. ‹ktidar› elinde bulunduran egemen s›n›flar, iktidarlar›n› korumak ve devam›n› sa¤lamak için toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel vb. yaflam›n her alan›na her düzeyde müdahalede bulunur kendi ihtiyaçlar›na göre flekillendirirler. Bu yüzden var olan iktidar› y›k›p kendi iktidar›n› kurma mücadelesi yürüten her s›n›f, var olan› alt edebilmek için onu mümkün oldu¤unca iyi tan›mal›, hangi ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel zemine oturdu¤unu, buralardan nas›l beslendi¤ini ve kendisine yönelen tehditlere karfl› nas›l refleksler gösterdi¤ini bilmek durumundad›r. DÜfiMANIMIZI ‹Y‹ TANIYALIM Emperyalist kölelik zincirinin bir parças›n› oluflturan yar›-sömürge, yar›-feodal sosyo-ekonomik yap›s› ve devlet ve yönetim biçimi olarak çeflitli maskeler alt›nda faflizmi uygulayan TC, kuruluflundan günümüze kendisine benzeyen tüm ülkelerde oldu¤u gibi oldukça fliddetli bir s›n›flar mücadelesi tarihine sahiptir. Bu durumun do¤al sonucu olarak da ülkemizdeki egemen devlet yap›s› kuruluflundan günümüze kadar ki tarihinin önemli bir bölümünde parlamenter maskeyi de bir kenara b›rakmak, aç›k askeri faflist diktatörlüklerle ya da parlamenter maskeli tek parti yönetimi ve s›k›yönetimlerle egemenli¤ini sürdürmek durumunda kalm›flt›r. Son birkaç y›ld›r özellikle de Kürt ulusal çevrelerinin bayraktarl›¤›n› yapt›klar› “AB ile demokrasi gelecek” yaygaras› ile kitlelerin bu noktadaki bilinci bulan›klaflt›r›lmaya çal›fl›lsa da, AB’nin dayatmalar› sonucu ortaya ç›kar›lan yeni TCK’n›n geçmifltekini de arat›r nitelikte faflist içeri¤e sahip olmas› ve
özellikle bu y›l›n bafllang›c›ndan itibaren artan resmi ve sivil faflist sald›rganl›k, bu AB masalc›lar›na da ciddi bir darbe olmufltur. Marksist-LeninistMaoistlerin her zaman söyledikleri ve pratik taraf›ndan sürekli yeniden yeniden teyid edilen “faflist diktatörlük y›k›lmadan demokrasi ve özgürlük olanaks›zd›r” gerçe¤i yeterince anlafl›lmadan ya da varolan sömürü bask›, adaletsizlik, ulusal ve s›n›fsal sorunlar›n birinci dereceden sorumlusu emperyalistlerden medet umarak bir fleylerin düzelece¤ine inanmak ve kitleleri de bu hayallerle avutmak en hafif tan›mlamayla aymazl›kt›r. AB meselesinin bu kadar gündemde oldu¤u dönemde yaflanan faflist terördeki art›fl dahi, bafll› bafl›na MLM’lerin bu noktadaki hakl›l›¤›n› ortaya koymaktad›r. Ülkemizdeki s›n›flar mücadelesi içerde ve d›flar›daki geliflmelere paralel boyutlanmaktad›r. ABD emperyalizminin bulundu¤umuz bölgeyi savafl merkezli müdahalesinin bafl›na oturtmufl olmas›yla birlikte her geliflmeden neredeyse bire bir etkilenen flu veya bu ölçüde içerisinde yer alan faflist diktatörlük, kendisini yaln›zca ülke içerisindeki: a) Egemen s›n›flarla iflçi, emekçi ve Kürt ulusu aras›ndaki çat›flmaya, b) Egemen s›n›flar›n kendi aras›ndaki çeliflmelere göre de¤il ayn› zamanda ve hatta a¤›rl›kl› olarak da emperyalist efendilerinin planlar›na göre ayarlamak durumundad›r. DEVREYE SOKULAN M‹L‹TAN GÜÇ; S‹V‹L FAfi‹STLER Ülkede son dönemde yaflanan geliflmeleri de tüm bu verileri içeren bir bak›fl aç›s›yla ele almak gerekir. Sivil faflist güçlerin sald›r›lar›n›n art›fl›ndaki zamanlamaya bakt›¤›m›zda ülke ve bölgedeki geliflmelerden ba¤›ms›z olmad›¤› görülecektir. Egemen s›n›flar sivil faflistlerin iplerini geliflmelere göre gevfletip s›k›laflt›rmaktad›r. Ülke-
mizdeki çeliflkilerin gelinen aflamadaki durumu sivil faflist güçlerin iplerinin sal›nma sürecidir ve henüz bu sürecin bafllang›c›nday›z. ‹çerisinde bulundu¤umuz co¤rafyan›n enerji kaynaklar›n›n oldu¤u ve ayn› zamanda da uluslararas› pazarlara aktar›m›n›n da yap›ld›¤› bölge olmas› bu co¤rafyay› emperyalist sald›rganl›k ve kap›flman›n merkez noktalar›ndan biri haline getirmifltir. Bu durumun do¤al sonucu olarak da ülkemiz egemen s›n›flar› aç›s›ndan hem kendi hem de emperyalist efendilerinin ç›karlar›n›n devam› için (Irak sald›r›s›nda oldu¤u gibi baflka halklara sald›rganl›a¤ onay vermemesi, hatta kamuoyu yoklamalar›nda % 90’lar düzeyinde ç›kan ABD karfl›tl›¤›na ra¤men) emekçi kitlelerin bask› alt›nda tutulmas› daha fazla bir zorunluluk haline gelmifltir. Böylesi bir durumda sivil faflist güçlerin kullan›m› özel önem kazanmaktad›r. Egemen s›n›flar resmi faflist kolluk güçlerinin yan›s›ra sivil faflist güçleri de rejimin bekâs› için örgütlerler. Bunda iki amaç güderler: a)Emekçileri karfl› karfl›ya getirmek, onlar› bölerek kendi s›n›fsal ç›karlar›na karfl› çeflitli ekonomik, demokratik örgütlenmelerde bir araya getirmek ve hem daha rahat yönlendirebilmek hem de daha fazla
örgütlü hareket edebilmelerini sa¤lamak. Böylece kendi haklar› için mücadele etme ihtiyac› duyan ezilenlere kendi ç›karlar› için mücadele ediyorlarm›fl yan›lg›s›n› yerlefltirmek, b)Faflist diktatörlü¤ün taraflar üstü, hakem görüntüsünü korumak. Sivil faflist güçler geçmiflten bu yana bu noktalarda oldukça etkili bir biçimde kullan›lm›fl ve kullan›lmaya da devam etmektedirler. Siyasal iktidar mücadelesi yürüten güçler aç›s›ndan sivil faflist güçlere karfl› nas›l bir karfl› durufl gerçeklefltirilmesi gerekti¤i hem anlay›fl olarak hem de pratik olarak oldukça önemlidir. Çünkü bunlar faflist diktatörlü¤ün aktif ve militan savafl gücünü oluflturmakta, diktatörlü¤e kitle taban› sa¤lamaktad›rlar. Bir önceki seçimlerde parlamentonun ilk iki partisinden biri olabilmifl sivil faflist güçlerin tarihlerinde ilk defa böylesine genifl bir kitle deste¤ine ulaflmalar›na neden olan durum incelendi¤inde görülmektedir ki sivil faflist güçlerin palazlanmas›n› sa¤layan zemin bugün de varl›¤›n› korumaktad›r ve önümüzdeki dönemlerde de varl›¤›n› koruyacak. Kürt ulusal kurtulufl mücadelesi sivil faflist güçler aç›s›ndan ciddi bir s›çrama ve kitleselleflme tahtas› olarak kullan›lmaktad›r.
19
27 1980 öncesi komünizme karfl› mücadele üzerine oturttuklar› mücadele ve örgütlenme stratejilerini Kürt Ulusal Mücadelesinin geliflmesine paralel olarak bu kez de Kürt düflmanl›¤› üzerine oturtmufl durumdad›rlar. TC’nin kuruluflundan bu yana sürekli ifllenen “d›fl güçlerin ülkeyi bölüp parçalamak” istedi¤i yönlü karfl› devrimci propaganda özellikle Kürt sorununda geri kitlelerde belli bir karfl›l›k da bulmaktad›r. Çünkü Türk egemen s›n›flar› tüm di¤er sömürücü egemen s›n›flar gibi tahakkümlerinde bulunan halk› di¤er halklara karfl› sürekli düflmanca duygularla e¤itmektedirler. TC’nin e¤itim kurumlar› baflta olmak üzere ö¤retilen tarihine bakt›¤›m›zda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun zorla iflgal alt›nda tuttu¤u fakat Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun çeflitli nedenlerden dolay› kapitalist geliflmeyi gerçeklefltirememesi ve kapitalizmle beraber geliflen ulusal bilincin sonucunda geliflen ulusal ba¤›ms›zl›k savafllar› sonucu ba¤›ms›zl›klar›n› kazanan Bulgaristan, Yunanistan ve Arap ülkelerinin “hainler”, “Osmanl›’y› arkadan hançerleyenler”, “TC’yi parçalamak için her an f›rsat kollayanlar” vb. olarak tan›mland›klar›n› ve kitlelerin önemli bir bölümünün de bu durumu oldu¤u gibi benimsedi¤ini görebiliriz. Bu durumun do¤al sonucu olarak geri kitleler geçmiflte esas olarak komünist ve devrimcileri günümüzde de esas olarak Kürt Ulusal Güçlerini d›fl güçlerin piyonu olarak görebilmektedirler. Devlet zaten sürekli bu propaganda ile “d›fl güçler paranoyas›” oluflturdu¤u için sivil faflistler bu yönlü propagandalar›n› kitlelere benimsetirken fazla zorlanmamaktad›rlar. Tabii ki bu durum sivil faflistlere karfl› mücadele ve kitlenin yap›lan propagandaya karfl› bir bilinç oluflturmas›n› sa¤lamada sorunun yaln›zca bir yan›n› oluflturmaktad›r. Sorunun di¤er yan›n› ve bizler aç›s›ndan esas›n› ise devrim cephesinin bu meseledeki karfl› duruflu oluflturmaktad›r. 1980 öncesi komünist ve devrimci güçlerin sivil faflist güçlere karfl› ciddi bir mücadelesi olmufltur. Bu süreçten edinece¤imiz dersler önemlidir. 12 Eylül AFC’si sonras› geçmifle yönelik yap›lan de¤erlendirmelerde esas olarak sistemle bütünleflen geçmiflin devrimci yap› ve bireylerin sivil faflistlere karfl› mücadeleyi sa¤dan de¤erlendirmeleri ve bu de¤erlendirmelerin k›smen ülkemiz devrimci hareketini etkilemesi ile birlikte sivil faflist çetelerle mücadele noktas›nda kimi geri yaklafl›mlar›n oluflmas›n› beraberinde getirmifltir. Bu durumun afl›labilmifl oldu¤unu söylemek de henüz mümkün de¤ildir. 1980 ÖNCES‹N‹N DO⁄RU VE YANLIfiLARINDAN Ö⁄RENEL‹M Türkiye Devrimci Hareketi 1980
öncesi çok ciddi örgütsel ve kitlesel bir güce ulaflabilmifl fakat bu gücü yeterince do¤ru kullanamam›flt›r. Bu sorun oldukça ayr›nt›l› oldu¤u için bütünlüklü ele almak bu yaz›n›n kapsam›n› aflmaktad›r. Fakat sorunun sivil faflistlere karfl› mücadele bölümüne bakt›¤›m›zda karfl›m›za ç›kan temel nokta, TDH’nin iktidar mücadelesinin ayr›lmaz bir parças›n› ama yaln›zca bir parças›n› oluflturan, esasa oturmamas› gereken sivil faflistlere karfl› mücadelenin geçmiflte esas mücadele noktas› haline getirilmifl olmas› gerçe¤iyle karfl› karfl›ya gelmekteyiz. TDH’nin iktidar mücadelesini kavray›fl›nda yaflanan sakatl›k sorunun özünü oluflturmufltur. Bu gerçeklikten dolay›d›r ki, milyonlar› etkileyebilen on binlerce örgütlü kitleye sahip olan TDH, 12 Eylül AFC’si karfl›s›nda gücüyle orant›l› bir karfl›l›k gösterememifltir. Mücadelenin sivil faflistlerle daralt›lmas› kavray›fls›zl›k ve eksiklik olarak ele almak; fakat sivil faflistlere karfl› gerçeklefltirilen kahramanca mücadele ve faflist çetelere meydan vermemesini önemli de¤erler ve kazan›mlar olarak kavramak gerekir. S‹V‹L FAfi‹ST GÜÇLERE KARfiI BÜTÜNLÜKLÜ MÜCADELE Sivil faflistlere karfl› ciddi bir mücadele zorunluluktur ve bu mücadele faflist diktatörlü¤e karfl› yürütülen iktidar mücadelesinin ayr›lmaz bir parças›d›r. Önemlidir ve difle difl olmak zorundad›r. Tabii ki ço¤unlukla anlafl›ld›¤› gibi sorunu yaln›zca faflistlerin fliddetine karfl› devrimci fliddetle karfl› koymak olarak darlaflt›r›lan bir yaklafl›mla ele almamak gerekiyor. Yürütülecek olan mücadele bütünlüklü olmak zorundad›r. Bir taraftan sivil faflist güçlerin gerçek yüzleri, neyin hizmetinde olduklar› ve esasta kimin ç›karlar›n› koruduklar› ortaya konulurken di¤er taraftan da kitleleri örgütlerken kulland›klar› argümanlar› bofla ç›karacak propaganda faaliyeti yürütmek gerekir. Sivil faflistlere karfl› hem pratik hem de siyasal faaliyetlerimiz sistemli ve derinlikli ol-
Sivil faflistlere karfl› ciddi bir mücadele zorunluluktur ve bu mücadele faflist diktatörlü¤e karfl› yürütülen iktidar mücadelesinin ayr›lmaz bir parças›d›r. Önemlidir ve difle difl olmak zorundad›r. Tabii ki ço¤unlukla anlafl›ld›¤› gibi sorunu yaln›zca faflistlerin fliddetine karfl› devrimci fliddetle karfl› koymak olarak darlaflt›r›lan bir yaklafl›mla ele anlamamak gerekiyor. Yürütülecek olan mücadele bütünlüklü olmak zorundad›r.
mak durumundad›r. Yaln›zca sivil faflistlerin devletin maflas› ve katliamc›, halk düflman› olduklar›n› propaganda etmek yetmez. Çünkü yaflad›klar› açl›k, yoksulluk ve anti-demokratik uygulamalara ra¤men devlete karfl› bilinç oluflturamam›fl ve hala devleti hakem olarak gören genifl kitlelerde bu sözlerin yeterince etkili olamayaca¤› aç›kt›r. Geçmifl dönemlerde kitlelerin önemli bir bölümü sivil faflist çetelerin katliamlar›na ve faflist teröre tan›k olmufl, bu sald›r›lardan flu veya bu biçimde etkilenmifltir. Böyle bir durumda kitlelerin sivil faflist çetelerin karfl›s›nda yer almalar› ve devrimci saflarda taraf olmalar› daha kolayken bugün daha zorlu bir u¤rafl› gerektirmektedir. Fakat faflist diktatörlü¤ün içerisinde bulundu¤u durum, birçok noktada yaflad›¤› t›kan›kl›k ve emperyalist efendilerinin özellikle de ABD emperyalizminin içerisinde yaflad›¤›m›z co¤rafyay› emperyalist pazar dalafl›n›n bir sonucu olarak her geçen gün daha fazla açl›k, yoksulluk ve emperyalist sald›rganl›k merkezli kaos ve anarfliye sürüklemesi neticesinde yaflanan geliflmelerden neredeyse birebir etkilenen faflist diktatörlük aç›kt›r ki giderek daha fazla sald›rganlaflacakt›r. Bu ise sivil faflist çetelere daha fazla ifl düflece¤i anlam›na gelir. Newroz sonras› TAYAD üyelerine yönelik linç giriflimi ve akabinde DEHAP’l›lara ve baz› flubelerine yönelik gerçeklefltirilen ›rkç› sald›r›lar ve okullarda artan sivil faflist sald›rganl›k bu sald›r› dalgas›n›n artaca¤›n›n da somutlanmas›d›r. Bu durum sivil faflist çetelerin tercihine de ba¤l› de¤ildir. Varl›k gerekçeleri rejimin bekçili¤i oldu¤u için rejimin açmazlar›nda devrimcilere ve halk muhalefetine karfl› öne ç›kar›lmalar› da eflyan›n do¤as› gere¤idir. Newroz sonras› yaflanan faflist sald›rganl›k karfl›s›nda gerçekleflen tepkiler oldukça c›l›z olmufltur. Bu tür durumlarda özellikle öncü güçlerin koyaca¤› tav›r daha geri kitlelere güven verilmesi ve faflist sald›rganlar›n pervas›zlaflmas›-
29 Temmuz-11 Ağustos 2005 n›n engellenmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Özellikle üniversitelerde ardarda gerçekleflen faflist sald›r›lara karfl› do¤ru bir tav›r tak›n›lmas› da bafll› bafl›na önem arz etmektedir. Kitleler söylemden öte prati¤e bakar, güven ister. Geçmiflte devrimciler kitlelere güven verdikleri ve sivil faflist sald›rganlara meydan› b›rakmad›klar› için kitlelerin deste¤ini alm›fllard›r. Bugün de böyle olmak zorundad›r. Özellikle son y›llarda Kürt sorununda kitlelerin bilincini maniple etmek ve Kürt ulusunun demokratik haklar›na karfl› ›rkç› tav›rlar örgütlemekte yo¤un bir çaba gösteren sivil faflist çeteler s›n›fsal mücadelenin yükseldi¤i zamanlarda da s›n›fsal mücadele yürütenlere karfl› faaliyetlerinin yönünü çevirmektedirler. Toplumsal muhalefet nerede bir canl›l›k gösteriyorsa ve kitleler nerede rejime karfl› örgütleniyorsa sivil faflistler de o tarafa yönelmektedirler. Bu y›l›n bafllar› itibar›yla faflist diktatörlü¤ün tüm toplumsal muhalefet odaklar›na yönelik sald›r›lar›n›n dozunu art›rmas›na paralel sivil faflist sald›rganl›¤›nda artt›¤›n› görmekteyiz. Diktatörlü¤ün resmi ve sivil faflist güçlerinin sald›r›lar›n› art›rmas›n›n temelinde yatan en önemli nokta, uzun bir aradan sonra toplumsal muhalefet güçlerinin yeniden güç kazanmaya bafllamas› ve önümüzdeki dönemde yaflanacak geliflmelerin toplumsal muhalefete daha fazla geliflme sa¤lama olanaklar›n› sunaca¤› gerçe¤idir. Geliflmelerin yönü toplumsal muhalefeti gelifltirecek dinamikler tafl›yorsa s›n›f çat›flmalar› da giderek daha fazla sertleflecektir ve bu durumda toplumsal muhalefet güçlerinin diktatörlü¤ün sivil faflist çeteleriyle giderek daha fazla karfl› karfl›ya gelmesi kaç›n›lmazd›r. Bu sorunda aktif bir pozisyonda yer almak ve hem politik hem de pratik olarak öne ç›kan bir durufl göstermek, öncü olman›n ve siyasal iktidar mücadelesine her alanda bütünlüklü müdahalenin gere¤idir.
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
20
27
Gök kubbeyi bafllar›na y›kacak m›y›z?
Kuruldu¤u andan itibaren politik iktidar› hedefleyen bir partinin her yönlü haz›rl›¤› ve çal›flmas› politik hedefine varmak amac›n› tafl›mal›d›r. Bu stratejik hedefe varman›n ad›mlar›, an›n görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmekle baflar›l›r. Sürece pratik müdahale etme bilinci güçlendikçe, örgütlü müdahale gücü art›p, her tarafa yay›ld›kça, hedefe varma süreci o kadar k›sa olur. Toplumun en fazla ac› çekenleri; iflçiler, yoksul köylüler, kamu emekçileri, iflsizler, emekliler, yetimler, umutsuzluk girdab›nda yönünü bulamayan tüm ezilenler, düfllerindeki flu soruyu sormaktad›r. “Bizlere sahip ç›kmayanlar›n bir gün bu gök kubbeyi bafllar›na y›kabilecek miyiz?”, “Yaflad›¤›m›z bu sefaleti yaflam›m›zda kader olmaktan ç›karabilecek miyiz?” Bu soru, toplumun en alttakileri baflta olmak üzere, öncülerin ve örgütlü güçlerin de sordu¤u bir sorudur. Bu soruyu gündeme almamak, yan›t› u¤runda çözüm aramamak, var olan mevcut “kaderi” kabullenmek demektir. De¤iflimin örgütlenmemesi zorunlulu¤un bilincinde olmamak demektir. S›n›f bilinçli proleterler, burjuva-feodal sistemin reddi ve ÖZGÜR GELECEK’in örgütlenmesi üzerinde varl›k zeminlerini var ederler. S›n›f mücadelesinde, proletaryan›n devrim bilimi Marksizm, s›n›f savafl›m› ö¤retisi olarak ortaya ç›kt›¤›ndan bu yana iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin elinde güçlü bir devrim silah›na dönüflmüfltür. Bu silah› en etkili tarzda örgütleyen, de¤ifltiren, güce çeviren proletaryan›n yegane kurtulufl örgütü olan proletaryan›n devrim partisidir. Parti olmadan, parti k›rda-flehirde infla edilmeden, toplumsal de¤iflim ve dönüflüm gerçekleflemez. S›n›f savafl›m ö¤retisinin en temel sorunu olan Proletarya Partisi’nin örgütlenmesi sorunu, emekçilerin ve ezilenlerin temel gündemi olmufltur ve olmaya devam etmektedir. Prole-
tarya Partisi’nin örgütlenmesinin, partinin önderli¤inin örgütlenmesi oldu¤u bilincinin, var olan parti komitelerinin mevcut gerçekli¤i göz önüne al›n›rsa, yeterince anlafl›ld›¤›, bilince ç›kar›ld›¤› söylenemez. Bu sorun devrimi örgütleme iddias› tafl›yan s›n›f bilinçli proleterlerin bütünlüklü sorunu olmaya devam etmektedir. Bu temel sorun ‹brahim Kaypakkaya’n›n s›n›f savafl›m›n› örgütleme güzergah›nda temel bir sorun olmufltur. Bu kahredici ayg›t›n yarat›lmas›, güçlendirilmesi ve ifllevli hale getirilmesi için yaflam›n› adam›flt›r. Bugün bu temel sorun s›n›f bilinçli proleterlerin de temel sorunu olmaya devam ediyor. Her gün saflara kat›lan, genç tecrübesiz, deneyimsiz, devrimin temel bilgisiyle yeterince donanamam›fl yoldafllar›n varl›¤›n› düflünürsek, bu gerçekli¤i kabul etmek, de¤iflimi için örgütlenmek ve çal›flmak gerekti¤ini daha iyi kavrar›z. Hiç kimse bulundu¤u yerden devrimin ve partinin sorunlar›na bakarak sorunlara yan›t bulamaz. Partinin içinden, partinin yaflad›¤› sorunlar›n içinden bakamayanlar subjektivizmin kahredici yan›lg› duvar›na toslamaktan kurtulamayacakt›r. Önderli¤in örgütlenmesi demek her fleyden önce önderlik bilincinin örgütlenmesidir. Önderlik bilinci nedir? Önderlik düzeyi, kapasitesi, önderlik rolü ve misyonu ne demektir? Etkileme, harekete geçirme yönlendirme ve örgütleme gücü ne demektir? Bu sorular›n yan›t›n› söylem düzeyinde, teorik olarak vermek yeterli de¤ildir. Bu sorulara pratikte nas›l bir yan›t verilmektedir? Toplumsal geliflmeler karfl›s›ndaki duyarl›l›k, çözüm olma gücü, yan›t olma düzeyi nas›l örgütlenmektedir? As›l burada önderli¤i aramak ve sorgulamak gerekir. Önderlik bilinci ideolojik-maddi örgütsel birlik bütünlü¤ünden oluflur. ‹deolojik-teorik önderlik kadar maddi örgütsel birlik yarat›lmadan ve bu gerçekli¤e uygun maddi yaflam örgütlenme-
den önderlik görevi yerine getirilemez. Kendimizi önder olarak kabul etmekle, kitleler taraf›ndan kabul edilmifl bir önderlik aras›ndaki fark› kabul edip, bu fark›n her geçen gün kapanmas› do¤rultusunda ad›mlar at›lmal›d›r. Partinin örgütlenmesinin partinin önderli¤inin örgütlenmesi ayn› zamanda faaliyet alanlar›ndaki komitelerin örgütlenmesi demek oldu¤unu belirttik. Ancak mevcut gerçeklikle olmas› gereken komite gerçekli¤i aras›ndaki farkl›l›k aç›s› henüz kapanm›fl de¤ildir. Bugün mevcut komiteler, önderlik bilincinden uzak konumdad›r, halen belirlemeci, kendili¤indenci, kitlelerden kopuk dar pratik çal›flma tarz›ndan kurtulmufl de¤ildir. Halen izleyen, gözleyen, belirleyen ve bekleyen konumdan kurtulma sanc›s› içindedir. Halen sürecin kendili¤inden geliflimine izleyici, gözlemci gözüyle bakmaktan, beklemeci politika yapma tarz›ndan muzdariptir. Ya da en iyimser deyimle kendi “iç” gündemi ve “iç” sorunuyla, “iç çal›flmas›yla” yar›m b›rak›lan, tamamlanmayan, yeterince örgütlenemeyen çal›flmalar›yla “ilgilenmektedir”. S›n›f›n, emekçilerin, ezilenlerin gündemini kendi gündemi yapmak ve buna en do¤ru örgütsel politikalarla ve araçlarla müdahale etmekten uzak durumdad›r. Politikas›zl›k, müdahalesizlik, beklemeci, rolünü ve misyonunu kavramama olarak belirleyece¤imiz, k›saca kendili¤indencilik olarak de¤erlendirece¤imiz bir süreç devam ediyor. Politik müdahale zay›f ve c›l›zd›r. Etki gücümüz, örgütleme düzeyimiz, harekete geçirme gücümüz zay›ft›r. Kitleleri harekete geçirme, soka¤a dökme, kendi gerçek sorunlar› etraf›nda örgütleme gücümüz zay›ft›r. Burjuva feodal sistemin teflhirini yapma, özellefltirme politikas›n›n iç yüzünü, neden ve sonuçlar›n› kitlelere anlatma, propaganda ve ajitasyon çal›flmas› yürütme gerçekli¤inden uza¤›z. Halen iflçilerin bir
k›sm› özellefltirme politikas› sonucu iflsizler ordusuna dahil olurken, örgütsüzlükten kaynakl› “kendinde” olarak durmaktad›r. Bu gerçeklik içinde halen önderlik bilinci var diyebilir miyiz? Ya da güçlü bir önderlik bilincinden bahsedebilir miyiz? Toplumsal geliflmelerin niteli¤i ve yönü devrimciler için fevkalade olanaklar ve f›rsatlar sunarken, halen politikas›z kalma durumunda nas›l bir önderlik bilincinden bahsedebiliriz ki? Yo¤un bir propaganda ve ajitasyon çal›flmas› için muazzam olanaklar vard›r. Özellefltirme politikas›ndan etkilenen ve bu k›y›c›, imha edici politika sonucu iflsizler ordusuna dahil olma tehlikesini yaflayanlar, deyim yerindeyse önderliksiz olmalar› sonucu yönünü bulmaktan uzak bir flekilde her türden reformist ve bürokrat burjuva sendikalar›n önderli¤inde yön(süz)lendirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bütün faaliyet alanlar› için somut aç›k örneklerle bu tespitin ve de¤erlendirmenin do¤rulu¤unu ifade edebiliriz. Ancak her fleyden önemlisi bu “kader” olan önderliksizlik, müdahalesizlik, gerçekli¤inin nas›l afl›laca¤›n›n bilincinde ve ne yap›laca¤›n›n fark›nda ve ay›rd›nda olunmad›r. Hangi politik bilinç, hangi politik karar ve hangi kadro flekillenmesiyle afl›lacakt›r? Sürece ideolojik-pratik müdahale prati¤i henüz zay›ft›r. Komiteler, faaliyet alanlar›n›n önderi olma bilincinden uzak konumdad›r. Bir kaç örnekle bunlar› s›ralamak mümkündür, k›sa bir zaman dilimi önce egemenler taraf›ndan bafllat›lan Türk ›rkç› ve floven sald›r› dalgas› karfl›s›nda s›n›f bilinçli proleterlerin görev ve sorumluluklar›n› yerine getirdi¤i söylenebilir mi? 1 May›s prati¤i boyunca bütün faaliyet alanlar›nda yeterince etkili olundu¤u söylenemez, özellikle kitle kat›l›m›n›n zay›fl›¤› en belirgin eksiklik olarak ortadayd›, ÖSS süreci, özellefltirme karfl›t› eylemliklerin örgütlenmesi pratiklerinde, 17 Haziran flehitlerinin sahiplenilmesi sürecinde, örgütlü tepkinin zay›f yetersiz oldu¤u gerçekli¤i görülmelidir. Oysa s›ralanan her bir geliflmenin kazand›raca¤› politik ve örgütsel kazan›mlar›n muazzam f›rsatlar› yeterince görülemedi. Müdahale ve etkileme, harekete geçirme, örgütleme ve savaflt›rma görev ve sorumlulu¤u, sürece ve geliflmelere sadece bas›n aç›klamas› fleklinde indirgenen bir pratik müdahaleyle s›n›rland›r›lamaz. Görev ve sorumluluk sadece “bas›n aç›klamas›-dayan›flma eylemlili¤i” olarak s›n›rland›r›lamaz, görev ve sorumluluk bu tarz biçimle alg›lanmamal›d›r.
21
27 Bas›n aç›klamas› ve benzer tarzda soka¤a, meydana ç›k›p tepkilerin örgütlenmesi gerçekleflmelidir, ancak görev ve sorumluluk bundan da ötesi kitlelerin kazan›lmas›, örgütlenmesi ve savaflt›r›lmas› olarak alg›lanmal›d›r. Bu s›ralanan geliflmelerin baz›lar›nda belli ad›mlar at›lsa da bütünü için ayn› fleyi söylemek mümkün de¤ildir. Deyim yerindeyse halen kendili¤indenci, izleyen, müdahale etme cesaretini, baflarma cüretini, kazanma çabas›n› yeterince gösteremeyen, bir gerçeklikle karfl› karfl›yay›z. Baz› küçük burjuva hareketlerin politik refleks gösterme pratiklerini göz önüne ald›¤›m›zda bile Marksizm-Leninizm-Maoizm politika üretme tarz›m›z›, sürece müdahale, etkileme, örgütleme ve savaflt›rma tarz›-
m›z› sorgulamal›y›z. Marksist-Lenininist-Maoist önderlik rol ve misyonumuzu do¤ru kavramad›¤›m›z› belirtmek gerekir. Kavramak uygulamak ise, uygulanmayan ya da zay›f ve c›l›z uygulama karfl›s›nda “kavrama”dan bahsedilemez. Proletarya Partisi’nin geçmifl prati¤inden ve günümüzdeki geliflmelerden ö¤renecek zengin bir örgütleme ve yönetme de¤eri vard›r. Bilgi ve tecrübe vard›r. Bu baflar›lmak zorundad›r. Bu ö¤renilmek zorundad›r. Geçmifl pratik tecrübemizden ö¤renilmelidir. Yap›lan olumlu pratik örgütlenme hamlelerinden ö¤renilmesi gerekti¤i gibi olumsuzluklardan, eksik ve yetersiz kal›nan pratiklerden de ö¤renilmelidir. Neden sürece müdahale etmiyoruz?
PUSULA KOLEKT‹F HAREKET TARZI ÜZER‹NE Kolektif hareket tarz›n›n zorunlulu¤u insanlar›n bireysel tercihlerinin bir sonucu de¤il, aksine tarihsel bir zorunluluk olarak insanl›¤›n önüne konulmufltur. ‹lk insanlar›n do¤aya ve vahfli hayvanlara karfl› korunma güdüsüyle toplu halde yaflamalar› zorunlulu¤un bir sonucudur. Do¤aya ve vahflilere karfl› topluluk halinde yaflam, ilerleyen süreçte nüfusun artmas›, ifl bölümünün gündeme gelmesi ve ihtiyaçlar›n artmas›, geçim alanlar›n›n daralmas›na paralel bir seyir izlemifltir. Geçim alanlar›n›n temininin dayatt›¤› zorunluluk ayr› yaflayan topluluklar›n zorunlu olarak daha büyük topluluklar halinde bir araya gelmesini sa¤lam›flt›r. ‹nsanl›¤›n yaflama istemi, kolektif yaflam›n gereklili¤inin bilince ç›kar›lmas›n› ve toplumsal bir yarg› haline gelmesini do¤urmufltur. ‹nsanl›¤›n s›n›flarla tan›flmas› onun do¤a ve vahfliler karfl›s›nda ortak hareket etme bilincinde s›çrama yaratm›fl, egemenler ve ezilenler karfl›tlar olarak tarih sahnesinde yerini alm›flt›r. Egemenlerin bir s›n›f olarak örgütlü hareket etmesi do¤al olarak karfl›t›n›n da (ezilenlerin) örgütlü hareket etmesini zorunlu hale getirmifltir. Örgütlü güç, daha üstün örgütlü bir güçle altedilebilir ancak. Örgütlü hareket edebilme yetene¤i; üretim araçlar›n›n mülkiyetini ellerinde bulunduran burjuvazinin tarihsel olarak daha avantajl› bir zeminde durmas›na neden olmufltur. Onun hareket etme ve yönetme tecrübesi üretim araçlar›na sahip olmas›n›n yan› s›ra tarihsel bir zorunluluktur. Binlerce y›ll›k örgütlü yönetme tecrübesine sahip egemenlerin alt edilmesi gerçek anlamda çelik disipline sahip örgütlü bir güçlü mümkündür. Ülkemiz egemenlerinin binlerce y›ll›k tarihsel bir arka plana sahip örgütlenme ve yönetme tecrübesini hesaba katt›¤›m›zda, kolektif düflünme ve hareket etmenin bir zorunluluk oldu¤u gerçe¤iyle karfl› karfl›ya bulundu¤umuz daha bir önem arzetmektedir. Do¤alar› gere¤i egemen s›n›flar ezilenlerin yaratt›¤› de¤erlerin kullan›m hakk›n› ellerinde tutmak için geliflebilecek bir tehlikeye karfl› en ac›mas›z yöntemlerle sald›racaklard›r. Ezilenlerin zulüm ve vah-
flet tarihinin sahiplerine karfl› örgütlü hareket etme bilincinden anl›k uzaklaflmalar› onlar›n yeni yenilgeler almalar›na ve gerilemelerine neden olmufltur. ‹nsanl›k tarihi bunlar›n binlerce örne¤iyle doludur. Kitlelerin örgütlü hareket bilinci, yaratt›¤› de¤erleri sahiplenebilme bilinciyle paralellik gösterir. Bu bilinçledir ki, kitlelerin muazzam silkinifliyle gerçekleflen Çin Devrimi kitlelerin sahiplenebildi¤i oranda yaflama olana¤›na kavuflacakt›. Kitlelerin eseri yine kitlelerin her türden gericili¤e karfl› koyufluyla savunulmal›yd›. Baflkan Mao’nun “bir devrim yetmez binlerce devrim gereklidir” fliar› insanl›¤›n kendisiyle yafl›t tarihinin imbi¤inden dam›t›lm›fl bir tecrübenin dile getirilifli, bilince ç›kar›l›fl›d›r. Örgütlü hareket etme bilincini, devrimi ve devrimcili¤i barutun ateflle kavuflmas› an›n›n gerçekleflmesindekine benzer bir patlaman›n dinami¤i olarak kavramal›y›z. Biz devrimci ve komünist kiflili¤e aday militanlar yaflam›n hiçbir an›n› örgütlü yaflam, örgütlü düflünüfl tarz›n› ›skalamadan hayata geçirmede devrimin gerçekleflmesi için olmazsa olmaz k›stas olarak içsellefltirmeli, kavramal›y›z. Egemenlerin çok az bir güçle milyonlarca kitleyi yönetme “mahareti” -tarihin ilerleyifline ra¤men– unutmayal›m ki çok iyi örgütlenmesinden ve örgütlü hareket etmesinden ileri gelmektedir. O halde önümüzde duran görev bolflevik bir parti yaratmada bolflevik örgütlenme bilinciyle hareket etmeyi yaflam›m›z›n her an›na oturtmakt›r. “Küçük fleyler” olarak gördü¤ümüz, yaklaflt›¤›m›z günlük yaflamdaki pratikler unutmayal›m ki bizden kopartt›¤› oranda düflman› güçlendiren “küçük fleyler” olacakt›r. Örgütlü düflünüfl, örgütlü yaflam, militan kiflilikler nas›l oluflur-oluflturulur. Tarihsel olarak hayvani e¤ilimlerden kurtulan canl› türü bu sürece paralel olarak insanileflme yolunda ileri ad›mlar atm›flt›r. Her tarihi kesitte ilerleme olarak kaydedilenler kolektif bir hareketin varl›¤›na iflaret eder. “Maymundan insana geçiflte eme¤in rolü” adl› makalesinde Engels insan›n belirleyici özelli¤ine dikkat çekerek; “insan, salt hayvani durumdan kendini ç›karabilen tek
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Neyi bekliyoruz? Müdahale etmemizi engelleyen düflünsel ve örgütsel gerilik nedir? Hangi “görev” ve hangi “pratik” faaliyet yukar›da çok aç›k ve anlafl›l›r olarak ifade etti¤imiz pratikleri örgütlememizin önünde engeldir? Ne zaman kendi “iç” sürecimizden, “iç” sorunlar›m›zdan kurtulup, etkileme, harekete geçirme, örgütleme ve savaflt›rma sürecine girece¤iz, ne zaman örgütleme ve örgütlenme bilimini, yönetme ve yönlendirme bilimini ö¤renece¤iz? Süreç kitlelerin örgütlenme zeminini olgunlaflt›rmakta ve s›n›f bilinçli proleterlere muazzam örgütleme f›rsatlar›n› sunmaktad›r. Çok çal›fl›p, çok düflünüp, h›zl› ve örgütlü harekete geçme zaman›d›r. Okumayan, incelemeyen, sorgulamayan, süreci izleme-
yen, geliflmeleri gözlemlemeyen, müdahale etme bilinç ve cesaretini, kazanma ve baflarma cüretini gösteremeyen, harekete geçmeyen bilinç geri bilinçtir. Bugün belli yönleriyle yaflanan budur. Herkes kendi sürecini, komite sürecini ve devrimci hareketin sürecini bütün yönleriyle sorgulamal› ve “Ben neredeyim? Biz neredeyiz?” sorusunu çok yönlü sormal› ve devrimci yan›tlar› aramal›d›r. Bu sorular›n yan›t› yaflad›¤›m›z s›n›f savafl›m› topraklar›ndad›r. Marksizm-Leninizm-Maoizim bilimindedir. Proletaryan›n devrim program›ndad›r. Sorular›n yan›t› kendimizdedir. O, zaman kendimize soraca¤›z “gök kubbeyi ne zaman bafllar›na y›kaca¤›z?”
hayvand›r-onun normal durumu, onun bilincine uygun, bizzat onun taraf›ndan yarat›lacak bir durumdur” derken insana özgü olan bilinç, insan›n insanl›¤›n kurtuluflu için tek öznedir. ‹nsandaki bilinç, hayvan›n do¤ayla mücadelesi sonucu oluflurken insanileflmede her ileri ad›m, ayn› türün dayan›flmas›n›n bir sonucudur. Ayn› zamanda bu sonuç kendini yenileyerek insandaki kolektif-örgütlü bilincin daha üst seviyede yans›mas›yla kendini göstermifltir. Bu süreç bugün oldu¤u gibi gelecekte de kendini üst aflamalara s›çratarak devam ettirecektir. Bugün sonuç aç›s›ndan flunu söylemek mümkün; kolektif-örgütlü hareket do¤an›n ve toplumsal yap›n›n insana insanileflme sürecinde zorunlu olarak sundu¤u insani yaflam biçimidir. Böylesi arka plana sahip insanl›k tarihinde toplumsal hareketlerin zorunlulu¤u toplumun ve bireyin önüne kimi sorumluluklar koyar ki, bu sorumluluk kavray›fl› ayn› zamanda insanileflme sürecinde bireylerin ve toplumlar›n kendi olabilme savafl›m›-sorumluluk bilincidir. S›n›f mücadelesi bizim niyetlerimizin tamamen d›fl›nda objektif bir olgudur. S›n›f mücadelesi içerisinde bilinçli bir tercihle yerald›¤›m›zda belirledi¤imiz saf, insanileflme sürecinde nerede durdu¤umuzla birebir iliflkilidir. Bilinçli tercih diyoruz çünkü genel e¤ilime bakt›¤›m›zda insanlar “siyaset yapm›yorum, tarafs›z›m” diyebiliyor. Oysa “siyaset yapm›yorum, tarafs›z›m” demek “egemenlerin siyasetinin yap›yorum, güçlüden yana taraf›m” demekle efl anlaml›d›r. Do¤ada ve toplumda tarafs›z olan bir fley yoktur. Atomun nötronlar ve protonlardan olufltu¤u gibi toplumda ezen ezilenler olarak mutlak suretle ikiye ayr›l›r. Devrimci mücadelede militanca bir yaflam› tercih edenler, gerçek anlamda militan bir durufla, yaflama sahip olabilmeleri tarihsel bilinçten hareketle örgütsel-politik bir yaflam›n insanileflme sürecini h›zland›rabilece¤ini hesaba katmak zorundad›r. Tarihi ilerlemelerin kolektif bir çaba, örgütlü bir hareket sonucu oldu¤unu bilince ç›karamayan ve bunun için çaba sarfetmeyen militan geliflemez. Çeliflkileri çözme kabiliyetinden uzak bir siyaset tarz› bitifle, çöküfle götürür. Bitmek, s›n›f mücadelesinden ayr› düflmek, bireyin niyetleri sonucunda geliflen bir olgu de¤il yaflam›n, devrimci yaflam›n kendisine ayak uyduramayan› saf d›fl› etmesidir. Birçok yoldafl›m›z kendi inanc›n›n sa¤lam oldu¤unu, her
türlü zorlu¤u gö¤üsleyebilece¤ini ileri sürebilir. Oysa s›n›f mücadeleleri tarihi bunun kof, içi bofl, bilimsel olmayan bir tutum oldu¤unu bize yüzlerce kez göstermifltir. Bilimsel olan bize flunu gösteriyor; bir dönem militanca mücadele yürütenler, kitlemizce “kahraman” olarak görülengösterilen bireyler, s›n›f mücadelesinin keskin dönemeçlerinde, sorunlar›n yo¤unca yafland›¤› süreçlerde kendilerini s›n›f mücadelesinin d›fl›nda bulmufllard›r. Bir yan›lsamaya dikkat çekmek gerekir: Kendi tercihleri olarak bildikleri tutum asl›nda s›n›f mücadelesini eksik kavray›fl›n sonucu hareketin (diyalekti¤in) onlar› d›fla savurmas›d›r. Militan bir kiflilikten kast›m›z ideolojik-politik-örgütsel donan›md›r. MLM bilimini kavray›fl düzeyi ve bu düzeyi sürekli yukar›lara çekme çabas› içerisinde olmakt›r. ‹flte o zaman egemenlerin ideolojik, politik sald›r›s›na karfl› politik, örgütlü sald›r›s›na karfl› örgütlü karfl› sald›r›lar gerçeklefltirilebilir. Bugün bizden “zor” olarak güçlü olan egemenleri alt edebiliriz. ‹nsanileflme sürecinde insanl›¤a s›çramal› (devrim) bir ilerleme yaflatabilmeyi somut hale dönüfltürebiliriz. H›zl› hareket edebilen, esnek, ani sald›r›lar ve geri çekilifller gerçeklefltirebilen bir örgüt yaratabilmenin ön koflulu; kolektifin parças› olan bireylerin ve örgütsel iflleyifli bilince ç›karm›fl ve buna göre flekillenmifl militan kifliliklerin varl›¤›yla mümkündür. Düflman›n her türden sald›r›s›na karfl› koyabilen ve onu çürüten yok eden sald›r›lar gerçeklefltirebilmek, felsefi düflünüfle sahip örgütlü bireylerimizin çoklu¤uyla ilgilidir. E¤itim (teorik-pratik) çal›flmalar›n› ve sunulan yaz›lar› her militan aday› bu perspektifle ele almal›d›r. ‹flte o zaman kitlelerin eseri olma zorunlulu¤unu tafl›yan devrimi gerçeklefltirebilmenin ön koflulu olan kitleselleflmede ileri ad›mlar atabilir, somut politikalar üreterek kitlelerin öncüsü haline gelebiliriz. Lenin yoldafl›n iflaret etti¤i gibi; “Devrim hareketi, on misli, yüz misli insan›n kat›lmas›yla al›fl›lagelen savafl›mdan ayr›l›r ve bu bak›mdan her devrim, yaln›z baz› kiflilerin de¤il, bütün bir s›n›f›n fedakarl›¤›n› gerektirir.” (‹flçi s›n›f› ve köylülük) Bugün bize düflen görev kitleleri devrime seferber edecek her türlü arac› yaratmada kendimizi mahir kiflilikler haline dönüfltürebilmektir.
22
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
27
‹ran’da ‹slam rejiminin bask›lar› ve direnifl yükseliyor la sürdürdü. Günün sonunda ‹ran-Hodro iflçileri bir bildirge yay›mlayarak asgari ücretin 450.000 Tümen’e ç›kar›lmas›n› talep etti. Ayr›ca, ‹ran Komünist-‹flçi Partisi’nin duyurdu¤una göre ödenmeyen ücretlerini alabilmek için Kaflan Tekstil ‹flçileri bir aydan beri grevde bulunuyorlar. ‹flçiler on dört ayd›r ücretlerini alam›yor. 19 Temmuz’da iflçiler Tahran’a do¤ru yürüyüfle geçti.
‹RAN-HODRO ‹fiÇ‹LER ‹fi‹ BIRAKTI 16 Temmuz ‹ran Sosyal Sigortalar Günü’nde ‹ran-Hodro otomobil fabrikas› iflçileri bir günlük grev gerçeklefltirdi. ‹fli b›rakma eylemi hemen hemen bütün üretim kollar›nda özellikle de montaj hatt›nda üretimin durmas›na neden oldu. ‹fl b›rakma eylemi sözleflmeli ve sürekli iflçilerinin ço¤unun çal›flt›¤› Peugeot montaj hatt›nda bafllad› ve saat 11.00 itibariyle fabrikan›n üretimi bütünüyle durdu. Fabrika güvenlik güçlerinin sald›r›s›na karfl›n iflçiler grevlerini baflar›y-
S‹YASAL TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK 12 Temmuz’da Tahran’da Tahran Üniversitesi yak›nlar›ndaki sokaklarda bir protesto gerçekleflti, yaklafl›k iki bin kifli siyasal tutsaklara özgürlük istemi ve ‹ran ‹slam Rejimi’ne muhalefetlerini duyurmak için topland›. Sokaklara tüm kuvvetleriyle y›¤›lan para-militer muhaf›zlar ve güvenlik kuvvetleri protestoculara sald›rd›. Çat›flmalar ç›kt›. Mitinge kat›lmak isteyenlerin kat›l›m› güvenlik kuvvetlerince önlendi. Muhaf›zlar vahflice protestoculara ve hatta oradan geçen yayalara sald›rd›. ‹letilen bilgilere göre yaklafl›k 200 kifli gözalt›na al›nd›. Protestocular “Siyasal Tutsaklara Özgürlük”, “Kahrolsun Despotizm”, “Yaflas›n ‹flçilerin ve Ö¤rencilerin Dayan›flmas›”, “Yaflas›n Özgürlük ve Eflitlik” sloganlar›n› att›lar.
‹SLAM CUMHUR‹YET‹ ‹K‹ GENÇ EfiC‹NSEL‹ ‹DAM ETT‹ Genç Komünistler Örgütü’nün 19 Temmuz tarihinde yay›mlad›¤› bir bildiriye göre ‹ran ‹slam Rejimi iki genç eflcinseli asarak idam etti. Bildiri’nin bir k›sm›nda flöyle deniyor: “‹slam Cumhuriyeti gözlerimizin önünde barbarca bir cinayet daha iflledi ve iki genci, cinsel tercihlerinden dolay› ast›. Bu cinayet bütün öteki cinayetler kadar insanl›k d›fl›d›r. Bu idam bütün idam cezalar› gibi i¤renç ve korkunçtur… Bu iki gencin idam›, t›pk› insanlar›n cinsel iliflkiden dolay› k›rbaçlan›p recm edilmeleri, ‹slami tesettür kurallar›na uymad›klar› için kad›nlar›n jiletlenip yüzlerine asit at›lmas›, alkollü içki kulland›klar› için insanlar›n k›rbaçla cezaland›r›lmalar› gibi insanlara kapitalist ‹slami rejime boyun e¤dirtmek istemektedir. Atefeh’nin Reflt kentinde idam› gibi, fiowane’nin Mahabat’ta öldürülüp cesedinin parçalanmas› gibi, binlerce öteki idam gibi birisinin 18 yafl› alt›nda oldu¤u bu iki gencin idam› ‹slam Cumhuriyeti’nin varl›¤›n› sürdürmek için cinayet ve terörden baflka yolu olmad›¤›n› göstermektedir… Genç Komünistler Örgütü ‹ran’›n ve bütün dünyan›n gençlerine ve halka, ilerici, insanc› kifli, örgüt ve kurulufllara seslenerek ‹slam Cumhuriyeti’nin barbarl›¤›n› etkin biçimde k›namalar›n› talep etmektedir.”
G-8 protestolar›n›n ard›ndan... G-8’lerin toplant›s›n› etkili flekilde protesto etmek için oluflturulan bir haftal›k program eksikliklere ve engellenmelere ra¤men hayata geçirildi. 2 Temmuz’da yüz binlerce insan›n kat›l›m›yla Make Poverty History (Fakirli¤i Tarihe Gömelim) yürüyüflü yap›ld›. 5 Temmuz Sal› gününe kadar etkinlikler yap›lan toplant›lar ve seminerlerle devam etti. 5 Temmuz günü mültecilerin tutuldu¤u ve insan haklar› ihlallerinin oldu¤u modern toplama kamplar›ndan birinin önünde bir protesto gösterisi yap›ld›. Bu zirve için Britanya’n›n çeflitli bölgelerinden ve ülke d›fl›ndan gelenler için iki ayr› kamp alan› oluflturulmufltu. Bunlardan biri Edinburgh yak›nlar›nda kurulan kamp di¤eri de Stirling yak›nlar›nda kurulan ve tamamen anarflist gruplar›n denetiminde olan kamp alan›yd›. Kamplara girifl ç›k›fllarda polisin uygulad›¤› çok yo¤un güvenlik önlemleri ve aral›ks›z Stirling’deki kamp› hava-
dan gözleyen helikopter hemen dikkat çeken unsurlard›. Hemen belirtelim polisin yapt›¤› güvenlik kontrolü uygulamas› kamp›n oldukça uza¤›ndayd›. Kamp yak›nlar›nda denetim tamamen Anarflist gruplar›n denetimindeydi. Özellikle 6 Temmuz Çarflamba günü yap›lacak yürüyüfl öncesi polis kampa girenç›kan her arabay› ve otobüsü yo¤un flekilde arad›. 6 Temmuz sabah› Gleneagles ulaflmak için kamp alan›ndan trene binmek için ayr›ld›k... Polisin kitlelerin alana ulaflmas› için her türlü zorlu¤u ç›kartt›¤› aç›kça görülüyordu. Hatta trenden indikten sonra tertip komitesinin organize etti¤i otobüslere binen polis yürüyüflün iptal edildi¤ini aç›klad›. Zorlu u¤rafllar sonucu toplanma alan›na gelindi¤inde
organizasyon komitesi taraf›ndan yap›lan aç›klamada yürüyüflün önce polis taraf›ndan iptal edildi¤i ama daha sonra yap›lan giriflimler sonucu iznin yeniden al›nd›¤› söylendi. Neden bu toplant›n›n ulafl›m›n oldukça uzun bir zaman çekti¤i ‹skoçya’n›n bu küçük köyünde yap›ld›¤› alana ulaflt›¤›m›zda daha iyi anlafl›ld›. Her türlü zorlu¤a ra¤men binler yine alanlarda dünya halklar›n›n öfkesini hep bir
a¤›zdan egemenlere karfl› hayk›rd›. Çok kiflinin ulaflamamas›na ra¤men yürüyüfle
geçen kitle toplant›n›n yap›laca¤› otele yöneldi. Yürüyüfl boyunca dalgalanan ‹brahim Kaypakkaya flamalar›, ILPS ve AT‹K bayraklar› ilgi çekti. Polis kordonuna gelindi¤inde kitle daha önceden belirlenen yürüyüfl güzergah›ndan ç›karak tarla üzerinden otele yaklaflmaya çal›flt›. Polisle karfl› karfl›ya gelindi¤inde yine en önlerdeki ‹brahim Kaypakkaya flamalar› dikkat çekiyordu. Tarla üzerinde dolaflan askeri helikopterlerle kitle korkutulmaya çal›fl›lsa da tarla üzerinde uzunca bir müddet polislere karfl› koyufl sa¤land›. ‹stenilen flekilde toplant› bloke edilemese de dünya halklar›n›n egemenlere karfl› öfkesi alanlara tafl›nm›flt›. (Avrupa’dan ‹flçi-köylü okurlar›)
Nepal’de NKP(M)-YHO eylemleri Nepal Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde Halk Savafl› veren Yeni Halk Ordusu gerçeklefltirdi¤i sald›r›larla Nepal Kraliyet Ordusu’na kay›p verdirmeye devam ediyor. Bu sald›r›lardan son günlerde yaflananlardan birkaç örnek: * 17 Temmuz günü YHO taraf›ndan döflenen elektrik tuza¤›nda iki kraliyet paral› askeri öldürüldü. YHO’nun 7. Tugay› taraf›ndan yap›lan aç›klamada kay›plar›n›n olmad›¤› ifade edildi. * 18 Temmuz günü Sunsari kentindeki özel bir flirkete ait Nepal’in en büyük fabrikas› bombaland›. El yap›m› bombalar ve roketatarlarla gerçeklefltirilen sald›r›da 4.9 milyon dolar zarar meydana geldi. * 19 Temmuz’da YHO 6. Tugay› Khotong Bölgesi’nde eflzamanl› büyük bir sald›r› düzenledi. Sald›r›da en az 8 paral› asker öldürülürken, yerel hapishanedeki 54 tutuklu serbest b›rak›ld›, büyük miktarda silaha ve askeri teçhizata el konuldu. Ayr›ca YHO’nun birim komutan› Yoldafl Swastika flehit düfltü. Sald›r›da tüm hükümet binalar› tahrip edildi. * Yine Dang Bölgesi’nde yap›lan karakol bask›n›nda devletin aç›klamas›na göre 7 asker ve 2 gerilla yaflam›n› yitirdi. Nepal ordusu bu sald›r›n›n bu ay›n en büyük sald›r›s› oldu¤unu aç›klad›. Tüm bu eylemlerin yan›nda Nepal’de kral›n bask›lar› sürüyor; ülkede internet eriflimi engellenirken, asker ve polis aras›nda da çat›flmalar›n yafland›¤› bildiriliyor.
Peru’da Ö¤retim Üyelerinden ‹flgal Eylemi Peru’da yüzlerce üniversite ö¤retim üyesi, maafllar›na zam yap›lmas› talebiyle bir yerel yönetim binas›n› iflgal ederek, yetkililerin binadan ayr›lmas›na izin vermedi. Pasco bölgesinde, Alcides Carrion devlet üniversitesi ö¤retim üyeleri resmi toplant› oldu¤u gerekçesiyle gruplar halinde binaya girdiler. Ö¤retim üyeleri iflgal ettikleri 2 katl› binadan ayr›lmama karar› al›rken, bir k›sm› daha sonra binadan ç›karak d›flar›da nöbet tutmaya bafllad›. Binada tutulan ve Reuters ajans›na telefonla aç›klama yapan Pasco bölge yöneticisi, içeride halen 200 civar›nda profesörün oldu¤unu, maafllar›n›n yarg›çlarla ayn› düzeye getirilmesini talep ettiklerini söyledi. Protestocu profesörlerden Edgar Condor telefonla yapt›¤› aç›klamada, Peru’nun e¤itime en az bütçe ay›ran ülkelerden biri oldu¤unu, üniversitede görevli bir ö¤retim üyesinin ayl›k maafl›n›n 400, bir yarg›c›n ise 2000 dolar civar›nda oldu¤unu söyledi.
23
27
Guantanamo’da açl›k grevi New York’ta bulunan ve yasal ko-
nularda dan›flmanl›k yapan ba¤›ms›z kurulufl Anayasal Haklar Merkezi, Guantanamo Üssü’ndeki tutsaklar›n niçin açl›k grevine bafllad›klar› hakk›nda bilgi verdi. Merkez yetkilileri, tutsaklar›n avukatlar›n›n, açl›k grevi hakk›nda ilk olarak Haziran ay›n›n sonlar›nda bilgi sahibi olduklar›n› ve üste özellikle Kamp 5 olarak bilinen yerdeki koflullar›n insani olmad›¤›n› söyledi. D›flar›dan ziyaretçilere kapal› olan Kamp 5’de 100 kadar mahkum var. Avukatlara göre, tutsaklar açl›k grevinin yan› s›ra, bir boykot da planl›yor. Bu çerçevede, dufllar› kullanmamay› ve kendilerine verilen bofl zamanlar› de¤erlendirmemeyi düflünüyorlar. Tutsaklar, Guantanamo Üssü’nün yetkililerine sunmay› planlad›klar› ve dokuz bafll›kta toplad›klar› taleplerini belirledi: Dinlerine sayg› gösterilmesini, dini ayr›mc›l›¤a son verilmesini ve yasal olarak uygun flekilde temsil edildikleri
adil davalarda yarg›lanmalar›n› istiyorlar. Tutsaklar kendilerine yeterli miktarda yiyecek ve temiz içme suyu verilmesi gerekti¤ini de ifade ediyorlar. Aylarca karanl›kta tutulmaya zorlanmamalar› gerekti¤ini vurgulay›p günefl ›fl›¤›na ihtiyaç duyduklar›n› belirtiyorlar. Tutsaklar›n bir di¤er talebi de Guantanamo Üssü’ndeki koflullar›n› gözlemleyecek ve durumlar› hakk›nda kamuoyuna rapor aç›klayacak tarafs›z bir kurumun oluflturulmas›. Anayasal Haklar Merkezi, tutsaklar›n aylard›r yasal bir belirsizlikle yüz yüze olduklar›n› söylüyor. Bu noktada tutsaklara, adil flekilde yarg›lanmalar› hakk› verilmedi¤ini ve kendilerine yasal statülerinin de net flekilde söylenmedi¤ini aktar›yor. Merkeze göre Amerikan hükümeti, tutsaklar›, insan haklar›yla ilgili her anlaflmada belirtilen temel haklardan mahrum etmeyi sürdürüyor. Tutsaklar›n anlatt›¤›na göre Guantanamo Üssü’nde, güvenlik görevlileri s›k s›k namazlara müdahale ediyor. Ayr›ca tutsaklardan biri ezan okurken, onu bast›racak flekilde ‹ngilizce mesajlar yay›mlan›yor. Avukatlar, günefl ›fl›¤›nda uzak tutulduklar› bir dönemde tutsaklar›n aylard›r tek bafllar›na hücrelerinde tutulmalar›ndan da kayg›l›.
‹spanya Komünist Partisi militan›na iflkence Ülkemizde her f›rsatta Avrupa’n›n demokrasisi, uygulamalar›n insanc›ll›¤› gündeme gelirken, bunun böyle olmad›¤› esas olarak devrimci ve komünistler taraf›ndan halka anlat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. “Demokrasi ve özgürlüklerin befli¤i” Avrupa’da son süreçte yaflanan iki olay, devrimci ve komünistlerin ifade ettikleri gerçeklere iki örnek olmufltur. Bunlardan ilki ‹spanya Komünist Partisi militan›na yap›lan iflkence ikincisi ise ‹ngiltere’de metro istasyonunda ‹ngiliz polisi taraf›ndan Brezilyal› bir göçmenin befl kurflunla infaz edilmesidir. ‹spanya’da komünist parti militan› David Garaboa, polis taraf›ndan gözalt›na al›narak yo¤un iflkencelerin ard›ndan tutukland›. Garaboa, gördü¤ü iflkenceleri flöyle anlat›yor hapishaneden yazd›¤› mektubunda: “Girona-Fransa s›n›r› aras›nda saat 20:30 civar›nda gözalt›na al›nd›m. Polis belgelerimi sorduktan sonra beni karakola götürdü. Gerçek ismimle kimli¤imi reddetti¤imde yüzüme, bacaklar›na ve gövdeme tekme ve yumruklar da gelmeye bafllam›flt›. A¤z›mdan ve burnumdan kan gelmeye bafllad›, polis tuvalet ka¤›d› uzatarak yüzümdeki kanlar› silmemi söyledi. Bunu yapmay› reddedince ka¤›d› yüzüme sürterek, kan› yüzüme bulaflt›rd›. Daha sonra sivil giysiler içinde bir baflka polis, ki daha sonra Barselona’da beni sorgulayanlar içinde de yer alacakt›, beni dövmeye, mideme ve bafl›ma vurmaya bafllad›... Bu iflkencelerin ard›ndan Barselona’daki polis karakoluna götürülece¤imi, e¤er konufl-
Evrensel Bak›fl ‹NG‹LTERE’DE YARGISIZ ‹NFAZ BÖYLE M‹ OLMASI GEREK‹YOR? “Böyle olmas› gerekiyor. E¤er onlar› gö¤üs bölgesinden vurursan›z hiçbir ifle yaramaz, çünkü muhtemelen tafl›d›¤› bomba o bölgededir. Baflka bir yere atefl aç›lmas›n›n da bir anlam› yok, çünkü yere düflerse mekanizmay› harekete geçirecektir. Sri Lanka gibi baflka ülkelerin deneyimleri bunu gösteriyor. Tepki göstermenin tek yolu kafaya atefl etmektir.” (Londra Metropolitan Polis fiefi Sir Ian Blair’›n metrodaki yarg›s›z infaz sonras› sarf etti¤i sözlerden) Nedir bu sözlerin anlam›? E¤er esmer tenliyseniz (yani muhtemelen Arap kökenli, Latin Amerikal›, Asyal› vb. iseniz) “böyle olmas› gerekiyor.” Yani t›pk› 22 Temmuz günü ‹ngiliz polisinin Stockwell metro istasyonunda bafl›na befl kurflun s›karak yerinde ve yarg›s›z infaz etti¤i, üç y›ld›r ‹ngiltere’de yaflayan 27 yafl›ndaki Brezilyal› elektrik teknisyeni Jean Charles de Menezes gibi. Menezes’in bafl›ndan vurularak katledilmesi “gerekiyordu”, çünkü “flüpheliydi”. Hatta kimli¤i aç›klan›ncaya kadar Güney Asyal› oldu¤u herkesçe netti. E¤er elinizde bir paket yada s›rt çantas› tafl›yorsan›z, “böyle olmas› gerekiyor”. Zira
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
o paketin yada s›rt çantas›n›n içinde metroyu havaya uçuracak patlay›c›lar tafl›mad›¤›n›z› kim bilebilir ki? Yine bir di¤er Blair gibi pervas›z aç›klamalar›yla dikkat çeken Ian Blair’›n sözlerine göre “Bu bir trajedidir. Ama mant›ks›z bir eylem de¤ildir. Polis, gerekti¤inde flüphelileri kafalar›ndan vurabilir.” Hem Sri Lanka gibi baflka ülkelerin deneyimleri de bunu göstermiyor mu? Sadece Sri Lanka m›? Ülkemizde de yaklafl›k bir ay önce Eyüp Beyaz isimli devrimci ayn› flekilde bafl›ndan vurularak yani tam da “olmas› gerekti¤i gibi” öldürülmemifl miydi? Ancak arada yine de bir fark var, ‹ngiliz polisi “üzgünüz… Aileye ancak derin üzüntülerimizi sunabiliriz” diyerek kibarl›klar›n› elden b›rakmamaktad›rlar. Yine de bir yandan “bu kiflinin ölümündeki tüm sorumlulu¤un kendilerinde oldu¤unu kabul” ederken di¤er yandan “gerek duyulmas› halinde flüphelilerin yine kafalar›na atefl edilerek vurulaca¤›n›” söylemekte ve böylece halka gözda¤› verilerek, önümüzdeki süreçte neler yaflanabilece¤inin/yaflanaca¤›n›n aç›ktan iflareti de dile getirilmekte. Nitekim ‹ngiliz polis yetkililerinin Tony Blair ile yapt›klar› görüflmede bir
dizi yeni yetki istedikleri bildiriliyor. Bu yetkilerin aras›nda, zanl›lar›n mahkeme önüne ç›kar›lmadan sorgulanmas› için, flu andaki yasalar›n izin verdi¤i azami 14 günlük sürenin 3 aya kadar ç›kart›lmas› da var. T›pk› 11 Eylül sald›r›lar›yla ABD emperyalizminin “teröre karfl› savafl” ad› alt›nda giriflti¤i sald›rganl›k politikalar› ve ülkesinde ç›kartt›¤› Yurtsever Yasas› gibi, Londra sald›r›lar›ndan sadece ‹ngiliz emperyalizmi de¤il birçok devlet kendine pay ç›kartmakta; asl›nda ne zamand›r ellerinde beklettikleri sald›r› yasalar›n›, sözde güvenlik önlemlerini yaflama geçirmeye bafllamakta. ABD dahi, bu sald›r›lar›n ard›ndan süresi dolan ve genifl bir muhalefete sahip olan Yurtsever Yasas›n› uzatm›flt›r. Yine ‹talya’da valilere “teröristlere” yard›m ve yatakl›k eden kiflileri s›n›r d›fl› etme yetkisi tan›n›rken; gözalt› süresi ise 12 saatten 24 saate ç›kart›l›yor. ‹ngiltere’de ise asl›nda daha önceden haz›r oldu¤u kendileri taraf›ndan da ifade edilen yeni “terörle mücadele” yasas› gündeme gelmifl bulunuyor. Bu yeni yasada “teröre ‘dolayl›’ teflvikin de suç haline getirilmesi; ‘yasakl› örgütler listesi’nden kaç›nmak için s›k s›k isim de¤ifltiren ‘terör’ örgütlerini engellemek için esneklik getirilmesi; bilgisayar kay›tlar›n›n flifresinin verilmemesi, patlay›c› madde e¤itimi vermenin ve alman›n suç haline getirilmesi vs. vs. mevcut. Tüm bu “önlemlerin” ülkemizdeki yasalar ve uygulamalarla olan benzerli¤ini görmek flafl›rt›c› olmasa gerek. Zira emperyalistlerin olsun, uflaklar›n›n ol-
mazsam Girona orman›nda beni vuracaklar›n› söylediler… Barselona’da yap›lan iflkencelerde özellikle iz b›rakmamaya çal›fl›yorlard›. “Allah›n cezas› bir terörist” oldu¤um için mahkemenin yap›lanlara kar›flmayaca¤›n› söylüyorlard›… Onlar›n yemeklerini ve içeceklerini kabul etmiyor, sadece musluktan su içiyordum. Halüsinasyon görmem için kap›n›n alt›ndan bir s›v›yla toz dökmeye bafllam›fllard›. Derimin döküldü¤ünü düflünüyor, yerde y›lanlar, kertenkeleler görüyordum, duvarlar›n flekilleri de¤ifliyordu… Bunlar›n gerçek olmad›¤›n› biliyordum, üzerlerine sandalye att›m. Bu ilaçlar›n bir di¤er etkisi de zaman kavram›n›n yitirilmesi, yavafl refleksler, a¤›zda kuruluktu. Dahas› bütün hareketlerimi ve tepkilerimi hücrenin içinde bulunan bir kamerayla kontrol ediyorlard›… Gözalt›na kald›¤›m 5 günün son 48 saatinde uygulamalar› yumuflatt›lar. Dövmeyi b›rakt›lar ve temiz giysiler vererek kanl› giysilerimi de¤ifltirmemi söylediler. Mahkemeye ç›kar›ld›¤›mda Yarg›ç iflkence izlerine dikkat dahi etmedi. Bunun üzerine polis karakolunda yapt›¤›m gibi burada da ifade vermedim… fiimdi hapishanede olsam da iflkencenin etkileri hala sürüyor. Burnumda, a¤z›mda ciddi yaralanmalar, sol gözde morarma, k›r›k difller, sol baca¤›mda ve kafatas›mda birçok yara, sa¤ elimde ve gö¤sümün her iki yan›nda a¤r›lar. Ancak hapishanede olmama ve tüm bunlara karfl›n kendimi iyi ve imha merkezleri olan bu cephede mücadeleyi sürdürmeye haz›r hissediyorum. –David Garaboa Bonillo” sun en büyük korkular› halk kitlelerinin kendilerine karfl› ba¤›ms›z ve iktidar hedefli karfl› koyufllar› ve savafllar›d›r. Bu anlam›yla uygulad›klar› yöntemlerde birbirlerine yapt›klar› yard›mlar ve esin kayna¤› olufllar› bofluna de¤ildir. Tüm bunlara ra¤men, küresel anlamda sözde teröre karfl› savafl ad› alt›nda yürütülen-yürütülecek mücadelenin kapsam› ve çap›n› sadece bu yöntemlerin karfl›lamayaca¤›, dünya ezilenlerine ve öncülerine yönelik mücadelede bu tarz yöntemlerin tek bafl›na sonuç almakta yetersiz kald›¤› bugüne kadar yaflanan pratiklerle sabittir. Irak’ta direnifli hiçbir infaz görüntüsü nas›l bitiremediyse, direniflçileri nas›l y›ld›ramad›ysa bunun farkl› topraklardaki yans›mas› da bu anlamda farkl› olmayacakt›r. Yani sürecin tek bafl›na askeri yöntemlerle çözülemeyece¤i ortadad›r. Bu anlamda ç›kar›lmas› gereken yasalar ve düzenlemeler, yani bir anlamda sürecin askeri hamle ve hareketlenmeye ba¤l› siyasal ad›mlar›n›n örülmesi ve gelifltirilmesi belirleyici derecede önemlidir. ‹ngiltere baflta olmak üzere Avrupa ülkelerinin birço¤unda ç›kart›lmas› gündemde olan anti-terör yasalar›n› emperyalistlerce iflletilen bu sürecin bir parças› olarak görmek ve alg›lamak gerekir. Sonuç olarak bu sürece karfl› koymak ve “böyle olmas› gerekmedi¤ini” ve olmayaca¤›n› göstermek için halklar›n mücadelelerini birlefltirerek emperyalizmi tamamen ortadan kald›r›ncaya kadar mücadeleyi ve savafl› kararl›l›kla sürdürmesi gerekir.
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
24
27
fiahin bak›fll› komutana, özgürlük koflusunda en önde koflana... “…en h›zl›s›yd› hepimizin, ilk o gö¤üsledi ipi…” Belirli tarihsel kiflilikler vard›r, içerisinde bulunduklar› zorlu süreçlerde en önce gider, en önce düfler, kararl›l›¤›n temsilcisi olma onuruna eriflirler. Yapt›klar›n›n övülmesini istemez “biz görevimizi yapt›k” mütevazili¤iyle hareket ederler. Halk›n gönlünde taht
kuran ve fedakârl›klar› ve tavizsiz durufllar›yla tarihe geçen bir önderdir onlar. ‹flte bunlardan birisidir, Muharrem Horoz. “Arkam›zdan bizi çok övüp yüzümüzü k›zartmay›n” diyecek kadar mütevazi, kimli¤i sahte ç›kmas›na ra¤men iflkencede tek kelime etmeyecek kadar kararl›, son nefesinde yoldafllar›n›n ad›n› say›klayacak kadar onlara, Partiye ve halk›na ba¤l› bir önder ki-
fliliktir. 1967 Sivas Divri¤i do¤umlu olan Muharrem Horoz, 1989 y›l›nda Trakya Üniversitesi Makine Mühendisli¤i Bölümü’nde okurken tan›flm›flt› TKP/ML’nin düflünceleriyle. 1992 y›l›nda gençlik örgütü TMLGB içerisinde faaliyet yürüterek TMLGB’nin güçlenmesine önemli katk›larda bulundu.
fiehit düfltü¤ü tarihe kadar küçük büyük demeden pek çok görevi omuzlam›flt›. 1999 y›l›n›n A¤ustos ay›nda düflmana esir düfltü. TKP/ML MK Yedek Üyesi olan Muharrem Horoz, 2000 y›l›nda bafllayan F tiplerine karfl› yap›lan Ölüm Orucu direniflinin 236. gününde flehit düflerek, son nefesine kadar inand›¤› yolda emin ad›mlarla yürüyenlerden, inanc›n ve azmin kalesine umudun bayra¤›n› dikenlerden oldu…
O, hem silah elde savafl›rken, hem iflkencede direnirken, s›n›f mücadelesinin her alan›nda ve her yerinde, komünist olma bilinciyle hareket etmifltir. Proletarya Partisi ile tan›flt›¤› 1989’dan, Ölüm Orucu’nda ölümsüzleflti¤i 3 A¤ustos 2001 tarihine kadarki 12 y›ll›k örgütlü mücadelesinde hep en duru devrimci tutumun ve giderek komünistleflmifl bilincin örne¤i olarak yaflam›flt›r, yoldafllar›n›n anlat›m›nda oldu¤u gibi… fiehit düfltü¤ünde Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde TKP/ML dava tutsaklar› taraf›ndan yay›nlanan bildiride flöyle anlat›lm›flt›r yoldafllar› taraf›ndan: “O, devrime kat›lmak için partiye kat›ld›. Devrim ise, kendini ona adayanlar›n tam yeteneklerini, düflünsel ve beden eme¤ini, güngece ayr›m› yapmaks›z›n yoruldum, t›kand›m bencilli¤ine sar›lmaks›z›n partimizin kan›-can› pahas›na ortaya koyduklar› çabayla bafllay›p biten ‘özel’ bir yap›sal eser durumudur. Ve O, bu bütünlü¤e hep uygun davrand› ve örnek oldu. O’nun kendisinde ve sorumluluklar›nda flaflmazl›k ölçüsünde uygulad›¤› en temel ilke disiplindi. Ondaki disiplin, bilincin güçlülü¤ü hem aktif pratik faaliyeti icras›ndan gelen, hem de makine yüksek mühendisi olman›n pratik bilgisi, disiplini kavramas›nda özgün bir avantaj oluflturmufltu… 8 gün sorguda kald›. Bir k›yasla görüldü ki, gördü¤ü iflkence son on y›ld›r tutsak düflen
partimiz kadro ve militanlar›n›n gördü¤ü iflkencenin en a¤›r›n›, en ölümcülünü gören iki kifliden biriydi Muharrem yoldafl. ‹flkencecilerin elinde defalarca ölüm s›n›r›n› yaflad› ama tek kelime söylemedi… Kuflku yok ki, yitirdi¤imiz can parti ve devrim aç›s›ndan nadide bir de¤erdir. O, partimizin bir kadrosu, partimizin Merkez Komite Yedek Üyesi olmakla zaten büyük bir kay›pt›r. Ama Muharrem yoldafl ayn› zamanda halk savafl›m›z›n gelifltirilip yayg›nlaflt›r›lmas›nda, yapabilecekleri ve katabilecekleri yönüyle sadece umut vadeden icrac› bir komutan de¤il, yarat›c› bir kurmay olarak da kayb›n› büyütmüfltür. Özcesi Muharrem yoldafl, partimizin nadide bir kadrosu olarak d›flar›da oldu¤u gibi iflkencehanelerde ve zindanda halk savafl› icrac›s›, savaflç›s› ve komutan› olarak örgütlü tüm yaflam›n› pratiklefltirdi. Ve en sonuçta da: büyük ve flanl› ÖO direniflimizin partimiz mevzisindeki savaflç›larla eflit mesafede yatarken, bu nitelikleri ile bu yüce sorumlulu¤un bilincinde olarak, savafla tutufltu ve yüceliflin zirvesine ulaflarak ölümsüzleflti…” O, “Ölümü yenenleri kimse yenemez” fliar›n›n ispatlay›c›s› olarak ölümsüzleflti, b›rakt›¤› kavga miras› ona yarafl›r bir flekilde devam ettirilecektir ard›llar›nca… Ö¤rettiklerinden ö¤renmek ve bizden sonrakilere aktarmak sorumlulu¤unu omuzlar›m›zda tafl›maktay›z.
Özgürlük türküleriniz söyleniyor flimdi dillerde... Tarih 28 Temmuz 1986’y› gösterdi¤inde Do¤an Memeçil komutas›ndaki TKP/ML T‹KKO’ya ba¤l› gerilla birli¤i Sivas-Erzincan-Dersim’in kesiflti¤i noktaya yak›n bir bölgeden hareket ederek, Yeflilyaz›’dan geçerek Sögütlü’ye u¤rar. Birlik, yeni gelen yoldafllar›n› ald›ktan sonra di¤er birliklere kat›lmak için yola ç›karken Topuzlar köyünde konaklayacakt›r. Mola verdikleri yerde köylüler, askerlerin y›¤›nak yapt›¤›n› ve dikkatli olmalar›n› söylerler. Tarih 1 A¤ustos 1986’d›r. Gerillalar düflman›n yo¤unlaflmas›n›n fark›na var›rlar ve çekilmeye bafllarlar, ancak düflman daha önceden pusuya yatm›flt›r. Geri çekildikleri köyü abluka alt›na alan düflmanla ç›kan çat›flmada önce Do¤an Memeçil ard›ndan da ‹smail Kaya flehit düfler. Onlar›n ard›ndan düflman›n karfl›s›nda kahramanca direnen Yusuf Y›ld›r›m, Ali Demir, Cahit O¤uz, ‹mam Utan, Süleyman Kaya, Yusuf Tosun ve Cumhur ‹çöz flehit düflerler. Do¤an Memeçil, Dersim Merkez Halburi köyü do¤umludur. 1980 öncesi mücadeleye kat›lm›flt›r. Ali Demir, 1962 Dersim Pülümür do¤umludur. Avusturya’dan mücadele için ülkeye gelmiflti. Cumhur ‹çöz, Sivas fiark›flla; ‹mam Utan, Dersim Ovac›k Çakperi do¤umludur. Yusuf Y›ld›r›m, Dersim Merkez Batman köyündendi. Yusuf Tosun, Dersim Merkez Halburi köyü do¤umluydu. Süleyman Kaya, 1965 Dersim Hozat Ergen köyü do¤umludur.
‹smail Kaya, 1960 Sivas Divri¤i Ovac›k köyü do¤umludur. Daha sonra abisinin yan›na ‹stanbul’a yerleflir. Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle tan›flt›ktan sonra köyüne dönerek örgütlenme çal›flmalar› yapar. Cahit O¤uz, 1960 Dersim Hozat’a ba¤l› Kilise köyü Sarpiyan (Yenido¤du) mezras›nda do¤mufltur. Ve onlar tereddütsüzce kucaklarken ölümü, kavgan›n kald›¤› yerden devam edece¤ini biliyorlard›… Biliyorlard› bir kez bafllad› m› türkü, devam edecektir geride hiç kimse kalmay›ncaya dek… Ama bu halk ki, engin bir denizdir, besleyecektir yenilerini ba¤r›ndan… Erzincan K›l›çkaya’da Selim ve ‹syan’›n ayak izlerinde yürünüyor flimdi... 31 Temmuz 1994 günü özel bir görev için Erzincan K›l›çkaya (Sürbahar) köyü yak›nlar›na giden TKP/ML T‹KKO’ya ba¤l› gerilla grubu, düflman›n sald›r›s›na u¤rar. Yak›n çat›flmaya girmekten korkan düflman, top mermileri ya¤d›r›r Partizanlar›n üzerine. Bu s›rada siyasi komiser ve komutan Selim (Fethi Özdemir) ve ‹syan (Özlem Sürgeç) ölümsüzleflirler. Fethi Özdemir, 1967 Dersim Pertek do¤umludur. 1992’de gerillaya kat›lm›flt›r. Cumhuriyet Üniversitesi ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümü ikinci s›n›ftayken “önümüz k›fl, kardelen çiçe¤i gibi olabil-
mek gerek” m›sralar›n› arkas›nda b›rakarak gerillaya kat›lm›flt›r. Saflarda proleter kültür ve sanat›n önemini gören Komutan Selim, “Gerillan›n Sesi” adl› gazetenin ç›kar›lmas›n› da organize etmifltir. Çal›flkanl›¤› ve üretkenli¤iyle örnek olmufltur.
Özlem Sürgeç, 1991y›l› sonlar›nda gerillaya kat›lm›flt›r. Bir yoldafl›n›n anlat›m›yla “sevgiye, iyi ve güzel olana Özlem, kötüye, sömürüye ve bask›ya ‹syan olma-
y›” kiflili¤inde birlefltirmifltir. Arkadafl› Y›ld›z Ayr›ç ile birlikte kat›lm›flt›r gerillaya. Yafl›n›n küçük olmas›, yüre¤inin büyüklü¤ü karfl›s›nda hükmünü yitirmifltir art›k. Çünkü O, da¤lar›n ve isyan›n k›z› olmufl, halk›n›n bilincine gömülmüfltür art›k… Uzak topraklardan, sevdal›s› oldu¤u da¤lara koflan bir yürek… 1971’de Bal›kesir’e ba¤l› Bigadiç ilçesinin Akyar köyünde dünyaya gelmifltir Hakan Karabulut. Tar›m ve hayvanc›l›kla geçinen ailesi, 10 yafl›na geldi¤inde O’nu Almanya’ya abisinin yan›na gönderir. 1989’da Proletarya Partisi’nin görüflleri ile tan›fl›r. Okulunu bitirir ve Almanya vatandafll›¤›na geçer. 1996’daki Ölüm Orucu sürecinden oldukça etkilenir ve eylemlerde aktif rol al›r. 1998’de gerillaya kat›l›r. Sürekli özlemle bahsetti¤i gerillaya kat›l›fl›n› dü¤ünü olarak görür. Gerillada Kenan kod ad›n› kullan›r. 9 A¤ustos 1998 tarihinde TKP/ML T‹KKO gerillalar› ile TC askerleri aras›nda ç›kan çat›flmada Tokat Topçam Dedeliköy civar›nda ölümsüzleflmifltir. fiimdi art›k sevdal›s› oldu¤u da¤larda dolaflanlar büyütmektedir sevdas›n›. Her ölümün erken say›labilece¤ini ama ölümü küçülten ya da büyültenin geride b›rak›lanlar oldu¤unu bilerek yürümüfltür tereddütsüzce da¤larda… An›lar› gülüflleri kadar s›cak, idealleri beynimize ve yüre¤imize kaz›nm›flt›r art›k…
25
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
“Yaflam› u¤runda ölecek kadar çok sevdik!” 1980 Askeri Faflist Cuntas› sonras› ülkenin üzerine karabasan gibi çöken, korku iklimi yaratarak, insanlar› devrim idealinden uzaklaflt›rmaya, devrimcileri ihanete ve iflbirli¤ine, itirafç›l›¤a zorlayan sistem karfl›s›nda ’80 sonras› gelifltirilen direnifller, bu ihanet çemberinin k›r›lmas›nda ve direnifl gelene¤inin yaflat›lmas›nda tarihsel bir öneme sahiptirler. Tarihe geçen bu yi¤itçe direnifllerden birinin bafllang›ç tarihidir 14 Temmuz. Diyarbak›r 5 No’lu Zindan›’nda bulunan PKK dava tutsaklar› Kemal Pir, M. Hayri Durmufl, Ali Çiçek ve Akif Y›lmaz teslimiyete ve itirafç›laflt›rmaya karfl› Ölüm Orucu’na girmifl ve bu büyük direnifl içerisinde ölümsüzleflmifllerdir. Mazlum Do¤an ve Dörtlerin eyleminin ard›ndan cuntac›lar›n ve ihanetin yüzüne inen sert bir tokat, yurtsever ve devrimci kitlelere ise
moral ve güç olmufllard›r. Her koflulda direnmenin, zorlu süreçlerde öne at›lman›n bilincinde olan bu önder kadrolar yaratm›fl olduklar› de¤erlerle tarihe geçmifllerdir, onlar›n bundan sonraki kuflaklara aktar›lmas› da ancak ayn› direniflçi çizginin yaflat›lmas›yla, düflmana boyun e¤memeyle mümkün olacakt›r. Kemal Pir, Gümüflhane Torul Güzeloluk köyünde 1952 y›l›nda do¤mufltur. Yoksul bir ailenin çocu¤udur. 1970 sonras› yaflanan yo¤un tart›flma süreci ve devrimci hareketin etkisiyle üniversitede okurken devrimci mücadeleye kat›lm›flt›r. Marksizm-Leninizmle tan›flmas›n› ve kiflili¤i üzerindeki etkisini flöyle
Düzgün Öztürk
T. Mengücek
ifade etmektedir: “Ben araflt›r›r incelerken ve tahlil etmeye çal›fl›rken, iflleri gerçek, ç›plak olarak kavramaya çal›flt›m ve Marksizme yöneldim. Marksizmin tek do¤ru düflünce sistemi oldu¤una, sosyalist sistemin ezilen s›n›flar› kurtaraca¤›na, eflitsizli¤i ortadan kald›raca¤›na, dünyadaki eflitsizli¤in kapitalist sistemden kaynakland›¤›na inand›m, Marksist oldum, yani sosyalist oldum” demektedir. Ailesi Türk kökenlidir. Kürt ulusal kurtulufl hareketine kat›lmas›nda Marksizmi özümsemesi ve enternasyonalist davranmas› onun Türk ve Kürt halk›n›n halklar›n kardeflli¤i temelindeki mücadelesine güzel bir örnektir. ‹çinde bulundu¤u Kürt Ulusal Kurtulufl Hareketi için “Basit bir milliyetçi hareketse asla kat›lmazd›m. Milliyetçili¤e karfl›y›m çünkü ben. Milliyetçi de¤ilim, milliyetçi düflüncenin hangi ulustan olursa olsun karfl›s›nday›m.” Türkiye Kürdistan›’nda faaliyet yürütürken azmi, çabas› ve mütevazili¤iyle daha yaflarken halk›n gönlünde hakl› bir yer edinmiflti. Bir komplo sonucu ilk kez 3 Haziran 1977’de üzerindeki bir silahla Ankara’da gözalt›na al›nd›. Ankara ve Ordu Ulubey Hapishanelerinde yatt›. Ulubey’den firar ederek tekrar faaliyete at›ld›. ‹kinci defa 1978’de Pazarc›k’da yakaland›. Kimli¤ini kabul etmeyerek ifade vermedi. Buradan götürüldü¤ü Adana ve sonras›ndan Urfa Hapishanesi’nden tekrar firar ederek özgürlük koflusuna devam etti. 1979’da Filistin-Lübnan kamplar›nda kald›. Ülkeye döndü¤ünde örgütlenme çal›flmalar› yürütürken 1980 sonbahar›nda ele geçmifl ve burada girdi¤i ölüm orucunda ölümsüzleflmifltir. M. Hayri Durmufl Qumik köyü Karakoçan’da 1955’de do¤mufltur. Bingöl’de ilkö¤retimini tamamlay›p Hacettepe T›p Fakültesi’ni kazanarak Ankara’ya gitmifltir. Bu dönemde Marksizm-Leninizmi incelemifl ve ulusal sorunun çözülmesinin bu temelde gerçekleflece¤ini savunmufl, PKK’nin oluflum sürecinde yer alm›fl ve çok yo¤un emek sarf etmifltir. 1977’de okulu terkederek Türkiye Kürdistan›’na faaliyet yürütmeye gitmifltir. En zor dönemlerde Kürt halk›n›n ulusal kurtuluflu için savafl vermifl ve ölümsüzleflene dek bu görevden y›lmamaflt›r.
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Tuncer Mengücek: 4 A¤ustos 1985’de ‹stanbul’da çal›flt›¤› bir inflaat›n 8. kat›ndan düflerek yaflam›n› yitiren Tuncer Mengücek, Kars’›n Büyükçatak köyünde yoksul bir Kürt ailesinin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Ö¤rencilik y›llar›nda DHB (Devrimci Halk›n Birli¤i) saflar›nda mücadeleye at›ld›. 1979’da TKP/ML saflar›na kat›ld›. Köy, semt ve m›nt›ka komitelerinde yer alarak militan bir mücadele yürüttü. De-
Akif Y›lmaz, Kars Ardahan’›n Befliktafl köyünde 1956 y›l›nda do¤mufltur. Faaliyet yürüttü¤ü alanlarda Piro kod ad›yla tan›nmaktad›r. Yoksul bir köylü ailesinin çocu¤udur. Küçük yafllarda okulu b›rakarak çal›flmak zorunda kalm›flt›r. Daha sonra faaliyet içindeyken okula devam etmifl ve E¤itim Enstitüsüne kay›t yapt›rm›flt›r. 1978-79’da Kars’da, daha sonra Diyarbak›r’da görevlendirilmifltir. Burada tutsak düfltükten sonra son an›na kadar direnmifl ve arkas›ndan gelenlere örnek bir tav›r sergilemifltir. Ali Çiçek, Hilvan’›n Kabahaydar köyünde 1961’de do¤mufltur. Yoksul bir ailenin çocu¤udur. Ulusal hareketle tan›flt›ktan sonra çeflitli düzeylerde görev alm›fl ve ba¤l›l›¤› ve dürüstlü¤üyle ön plana ç›km›flt›r. Di¤er yoldafllar› gibi o da, Eylül ay›n›n ilk haftas›nda günefle u¤urlananlar›n aras›nda yerini alm›flt›r. M. Hayri Durmufl ç›kar›ld›klar› son mahkemede “...iflkenceler artt›, zorla itirafç›laflt›rma yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bütün bu politikalardan vazgeçilmesi ve savunma hakk›n›n tan›nmas› için ölüm orucu eylemine bafll›yorum. Ve bütün bu insanlardan sorumlu olmama ra¤men, arkadafllar›m› koruyamad›¤›m için de ‘bu adam borçludur’ diye mezar tafl›ma yaz›lmas›n› istiyorum” diyecek kadar mütevazidir. Ard›ndan söz alan Kemal Pir de ayn› fleyleri söyleyince, mahkeme hakimi Emrullah Kaya ona sorar “Kemal, sen yaflamay› sevmiyor musun?” diye, bunun üzerine ald›¤› yan›t “Ben, yaflamay› u¤runda ölecek kadar çok seviyorum” olur. Onlar kendilerine psikolojik bask› yapma amac›yla sorulan “neden daha önce ölmediniz?” sorusuna “Evet, o zaman ölmesini bilmedik ama bu defa ölmesini ö¤renmifliz” diyerek ölümü kutsamad›klar›n›, ama bedel ödenmesi gereken yerde de bundan geri kalmayacaklar›n› ifade etmifllerdir. Bugün 14 Temmuz flehitlerini anmak ve onlar› sahiplenmek tüm flehitlerde oldu¤u gibi ideallerine dört elle sar›lmak ve sisteme karfl› direnifli ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Çok söz söylemeye gerek kalmadan Ulusal Kurtulufl Hareketi’nin tarihindeki bu büyük direnifllere bak›lmas› ve ö¤renilmesi bile, bugün içine girilen çizginin tutars›zl›¤›n› ortaya koyar niteliktedir. Onlar Türk ve Kürt halk›n›n kurtuluflunun ancak faflizme karfl› silahl› mücadeleyi yükselterek ve sosyalizme geçerek olaca¤›na inanm›fllard›. Zaferin de bu flekilde gelece¤ine inan›yorlard›. Bunca bedelle a¤›r bir flekilde yarat›lan bedellerin sonras›nda küçük k›r›nt›larla yetinmek en baflta ödenen bu kadar bedele ve eme¤e yap›lan haks›zl›k olacakt›r.
falarca gözalt›na al›nd› ve iflkencelerden bafl› dik ç›kt›. Cunta sonras› yaflanan geri çekilmelere tav›r ald›. 1981’de iliflkisi koptu. Tekrar iliflki kurduktan sonra mücadeleye kald›¤› yerden devam ederken, çal›flt›¤› inflaatta kullan›lan çürük malzeme nedeniyle 8. kattan düflerek yaflam›n› yitirdi. Düzgün Öztürk: 1937 Dersim Geçimli köyünde do¤du. 1938 sürgününde ailesiyle birlikte Afyon’a göç ettirildi. 1965’de ekonomik nedenlerle Alman-
ya’ya göç etti. 1978’de Proletarya Partisi’nin görüflleriyle tan›flt›. Bir süre burada AT‹F ve Ulm Halk Oca¤› içerisinde faaliyet yürüttü. Yakaland›¤› hastal›¤a karfl› direndi ve karamsarl›¤a kap›lmad›. Ulm Tohum Kültür Merkezi kurucular› aras›nda yer ald› ve Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›n› da yürüttü. Yakaland›¤› kanser hastal›¤› nedeniyle 8 A¤ustos 2001’de hayat›n› kaybetti. Ölüm Orucu fiehitleri: Fatma Bilgin 11 A¤ustos 2002 (DHKP-C).
GÜN’DE DÜN.. 29 Temmuz 1992. Eski Deniz Kuvvetleri komutan›, emekli Oramiral Kemal Kayacan silahl› sald›r›da öldürüldü. Sald›r›y› Devrimci-Sol örgütü üstlendi. 30 Temmuz 1811. Meksika’da Rahip Hidalgo kurfluna dizildi. Hidalgo bir y›l önce Meksika’da ba¤›ms›zl›k hareketini bafllatm›flt›. 1908. ‹stanbul Cibali Tütün Fabrikas› ‹flçileri greve ç›kt›. 1978. Bal›kesir Hapishanesi’nde devrimcilerin kald›¤› ko¤uflu basan ülkücüler 2 kifliyi öldürdüler. Ayn› gün Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yard›mc›s› Yaflar Okuyan “‹ktidar ifl bafl›nda kalmakta inat etti¤i sürece daha çok kan dökülecektir” dedi. 1992. ‹stanbul, Ankara, Adana Büyükflehir ve ilçe belediyeleri ile Trabzon Belediyesi’nde çal›flan yaklafl›k 43 bin iflçi greve bafllad›. 31 Temmuz 1952. Türkiye ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (TÜRK-‹fi) kuruldu. 1987. Askeri cezaevi ve tutukevlerindeki bask›lar› protesto için tutuklu ve hükümlülerin açl›k grevleri devam ediyor. Tutuklu ve hükümlü aileleri Adalet Bakanl›¤› önünde oturma eylemi bafllatt›. 1 A¤ustos 1980. Siyasi nedenlerle 10 ilde 24 kifli öldürüldü. 1989. Açl›k grevinin 35. gününde Eskiflehir Özel Tip Hapishanesi’nden 312 devrimci ve yurtsever tutsak Nazilli ve Ayd›n hapishanelerine nakledildiler. Nakilde 2 tutsak öldü, 4 tutsak yaraland›. 5 A¤ustos 1962. Nelson Mandela tutukland›. 1969. ‹stanbul Silahtara¤a Demirdöküm Fabrikas›’nda iflçiler 5 A¤ustos 1969’da fabrikay› iflgal ettiler. Polis müdahale etti; 64 polis ve 14 iflçi yaraland›. 1978. Tüm Ö¤retmenler Birleflme ve Dayan›flma Derne¤i, TÖB-DER, 5 y›lda dernek üyesi 37 ö¤retmenin öldürüldü¤ünü aç›klad›. 6 A¤ustos 1945. ABD ilk atom bombas›n› Japonya’n›n Hiroflima kentine att›. 80 bine yak›n insan öldü. Bütün kent yok oldu. Zamanla radyoaktivitenin yol açt›¤› kanserler de dahil ölü say›s› 200 binin üstüne ç›kt›. 1975. ‹stanbul Alibeyköy’deki Sungurlar Fabrikas›’nda iflçiler direnifle geçti. 7 A¤ustos 1871. Paris Komünü sonras› Komüncülerin yarg›land›¤› ilk dava bafllad›. Yarg›lanmay› bekleyen 36 bin politik tutuklu vard›. 1993. Baflbakan Tansu Çiller greve giden 400 bin iflçiye karfl› ç›kt›. Çiller, “Halk›n paras›n› iflçiye vermem” dedi. 8 A¤ustos 1991. ‹zmir’de binlerce Metafl iflçisi aileleriyle birlikte yürüdü. En büyük demir-çelik fabrikalar›ndan biri olan Metafl 16 ayd›r kapal›yd›. 10 A¤ustos 1989. ‹stanbul’da hapishanelerdeki açl›k grevini desteklemek amac›yla siyah elbiselerle yürüyen kad›nlar tutukland›. 1992. Özgür Gündem gazetesi köfle yazar› Hüseyin Deniz, Ceylanp›nar’da vurularak öldürüldü. 11 Temmuz 1978. Sa¤malc›lar Hapishanesi’nde ülkücüler devrimcilere sald›rd›; 1 ölü. 1987. Eskiflehir, Gaziantep ve Sa¤malc›lar’dan sonra Çanakkale ve Erzincan Hapishaneleri’nde 300 mahkum açl›k grevine bafllad›.
26
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
27
Kad›nlar›n yeri... Neresi?
Böyle bir soruya verilecek onca cevap bir kenara, bu sorunun sorulma gereklili¤inin ortaya ç›km›fl olmas› pek do¤al olmayan bir duruma iflaret etmiyor mu? Yani, toplumda “kad›nlar flunu yapmal›”, “kad›nlar bunu yapmal›” fleklinde pek çok farkl› yönden sesler gelirken, “erkeklerin yeri neresi” fleklinde pek bir soru ç›km›yor. “Eksik etek” oldu¤umuzdan ya da “saç› uzun akl› k›sa” denildi¤inden mi bilinmez! Ama bu soruyu kurcalay›nca alt›ndan erkek egemen, ataerkil bak›fl aç›s›n›n ç›kt›¤› bir gerçek. “Erkeklerin yeri neresi” sorusunun ç›kmamas› normal, do¤all›¤›nda cevab› belli çünkü “can› nereyi isterse!” Kad›n›n yeri neresi sorusu ise, bizim gibi feodalizmin çözülüflünün bölgelere ve farkl› sosyolojik faktörlere ba¤l› olarak de¤ifliklik gösterdi¤i bir ülkede, farkl› cevaplar verilecek olsa da, san›r›z büyük ço¤unluk taraf›ndan “erke¤inin yan›” ya da “ailesinin yan›” olarak yan›tlanacakt›r, yani ya baba evi, ya koca evi. Bu sorular› sormama neden olan Tunceli’de Emniyet’in de bu konuya el atm›fl olmas›! Ki, kad›nlar polisin can ve mal güvenliklerini ne kadar iyi korudu¤unu bizzat bilmektedirler! Emniyet’in “flefkatli” elleri halka uzan›rken, çocuk, kad›n, yafll› ayr›m› yapmamakta, herkesin “güvenli¤ini” sa¤lamaktad›r nitekim. Bu ülkede di¤er hizmetlerle karfl›laflt›rd›¤›n›zda, polisin “çal›flkanl›¤›” gerçekten göz yaflart›c›d›r! Trafik kazas› olur, üç saat beklersiniz ambulans gelmez, geldi¤inde de ya yolda bozulur ya da gitti¤iniz hastanede yer bulamaz sokakta kal›rs›n›z. Yaflam›n›z› yoksul biri olarak sürdürüyorsan›z, bu koflullardan kaynakl› oldukça k›sa bir yaflam›n›z olabilir. Evinizi su bas›yordur her ya¤murda Belediye’yi afl›nd›rsan›z da bir çözüm ç›kmaz, soka¤›n›zda göz gözü görmüyordur ama elektrik hizmetleri meflguldür gelemez! Çocu¤unuzu okula yaz-
d›rmak istersiniz, “ba¤›fl” vermedikçe hiçbir okul kap›lar›n› açmaz, açanlarda da ö¤retmen, derslik gibi “gereksiz” fleyleri bulabilirseniz aflk olsun! K›sacas› e¤itim, sa¤l›k, ulafl›m gibi temel konularda karfl›n›zda bulamad›¤›n›z yetkililerle k›yaslad›¤›n›zda polislerin ola¤anüstü çabalar› gözle görülür. Örne¤in komflunuzun evine üç tane yabanc›n›n girdi¤ini gördünüz akflam vakti, esmer kavruk insanlar, tiplerini de be¤enmediniz aray›n hemen “Polis ‹mdat”› bak›n befl dakikaya kadar orada olacaklard›r. Gerçi eve gelenler marangoz olup, bask›ndan da sa¤ ç›kamayabilirler ama sizin can›n›z sa¤ olsun siz vatandafll›k görevinizi yap›p polise yard›mc› oldunuz! Komflunuzla aran›zda hal› silkeleme yüzünden kavga m› ç›kt›, hemen sar›l›n telefona “bu kad›n teröristlere yard›m ediyor” deyin, art›k uzun bir süre komflunuzdan kurtulmufl olacaks›n›z. ‹flte Tunceli Emniyet Müdürlü¤ü de kad›nlara yönelik olarak “Tunceli’de Huzur ve Güvenli¤in Sa¤lanmas›nda Kad›nlar›m›z›n Yeri” bafll›kl› bir toplant› düzenlemifl 19 Temmuz da Halk E¤itim Merkezi salonunda. Düzenlenen toplant›ya çok say›da kad›n›n yan›s›ra erkekler de kat›lm›fl, herhalde onlar da polislerin yan›nda kad›nlar›n güvenli¤ini sa¤lamak için orada bulunuyordu. Nitekim Emniyet bu, sa¤› solu belli olmaz, bakars›n›z biri ters bir soru sorar, hemen güvenli¤ini sa¤lamak gerekir! Bu ülkede birkaç y›l önce Gaziantep’te bir ö¤retmen Ermeni soyk›r›m›n›n resmi dille anlat›ld›¤› bir toplant›da “ama biz de onlar› öldürmedik mi?” diye sadece soru sordu¤u için hakk›nda soruflturma aç›lmam›fl m›d›r? Neler söylenmifl bu toplant›da kad›nlar›n huzur ve güvenli¤in sa¤lanmas›ndaki rolü için? Emniyet Müdürü Osman Öztürk’ün Tunceli’ye atanmas›ndan sonra yapt›¤› çal›flmalar slayt gösterisiyle sunulmufl. Nelerin gösterildi¤ini tahmin etmek zor de¤il, kameran›n önünde halkla iyi iliflkileri olan ama nezarethanede insanlara uygulamad›k fliddet b›rakmayan, kanunlara göre arama izni olmadan evlere girmemesi gereken ama gecenin bir yar›s› insanlar›n evine bask›n yaparak insanlar› tehdit eden, konuflurken gençleri uyuflturucudan uzak tutmak istediklerini söyleyen ama el alt›ndan uyuflturucu ticaretini destekleyerek yörenin gençlerinin yozlaflmas›n› isteyen bir polis var her halükarda karfl›m›zda. Ard›ndan bir konuflma yapan Emniyet Müdürü, “son günlerde yaflanan olaylar›n” kendisini üzdü¤ünü belirtmifl. Nedir son günlerde Dersim’de yaflananlar? Dersim’de devlet, vatandafllar›na karfl› yapmas› gereken bütün sorumluluklar› daha önceden yerine getirmektedir de, son günlerde yerine getirememifl
Kad›n ve fliddet üzerine panel Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K) ve Hollanda Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu’nun (HT‹F) inisiyatifinde örgütlenen “Kad›na yönelik fliddete hay›r” paneli 8 Temmuz’da Hollanda’da gerçeklefltirildi. Programa Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc›, gazeteci-siyasetçi Fatma Dikmen ve AT‹K Kad›nlar Komisyonu ad›na Ayfer Özgün panelist olarak kat›ld›lar. Programda yer alan ancak vize sorunundan dolay› engellenen Semiha K›rkoç ve Müzeyyen Nergis ise panele kat›lamad›lar.
Panelistler önce kendilerini tan›tt›ktan sonra sunular›n› gerçeklefltirdiler. Birinci bölümde panele AT‹K Kad›nlar Komisyonu ad›na kat›lan Ayfer Özgün özellikle göçmen kad›nlar›n sorunlar›na de¤indi. Kad›nlar›n eflit koflullarda eflit bir ücrete sahip olamad›klar›n›, evde de eflleri taraf›ndan ezildiklerini ve fliddete maruz kald›klar›n› belirtti. Feodal flekilleniflten dolay› yaflananlar›n dile getirilemedi¤ini anlatt›. Çözüm yolunun örgütlenmeden geçti¤ini ve AT‹K olarak bu paneller dizisiyle ka-
de Emniyet müdürü bu yüzden mi üzülmektedir? Örne¤in sa¤l›k personeli ve sa¤l›k malzemesi önceden tamd›r da flimdi mi eksik kalm›flt›r? Hay›r! Dersim halk›n›n yaflam›nda ve sorunlar›nda bir eksilme olmam›fl, tam tersi son zamanlarda artan asker yo¤unlu¤u olmufltur. Buna ba¤l› olarak evlerin taranmas› olmufltur, insanlar›n kaç›r›l›p tehdit edilmesi olmufltur, k›rsal alanda can güvenli¤inin tamamen ortadan kalkmas› olmufltur. Peki Emniyet Müdürü halk›n yaflad›¤› bu s›k›nt›lara m› üzülmektedir, kendisinin de soruna katk›da bulundu¤u bir durumda üzülmesi mümkün müdür? Çok aç›kt›r ki, Emniyet Müdürü’nün son günlerde üzüldü¤ü olaylar bölgede ulusal hareketin ve devrimcilerin artan eylemleri ve yaflanan çat›flmalard›r. Gerillan›n halk›n ba¤r›ndan ç›kt›¤›n› ve oradan beslendi¤ini çok iyi bilen polis müdürü, “olumsuzluklara karfl› herkesten toplumsal duyarl›k beklediklerini” ifade etmifl! Kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlar› kendileriyle paylaflmalar›n› isteyen Tunceli Emniyet Müdürü Osman Öztürk, “Bunlar› bizimle paylaflman›z ajanl›k, ispiyonculuk, iflbirlikçilik de¤il... Onun için karfl›laflt›¤›n›z bir olumsuzlukta en az›ndan uyararak tepki verin” diyerek buyurmufl. Kad›nlar›n kendileriyle yaflad›klar› sorunlar› paylaflmas›n› isteyen polis müdürünün akl›na nedense “sorun” denilince gerilla geliyor! Belli ki kendileri rahat yataklar›nda uyuyup, kaloriferli evlerinde ›s›n›p, klimal› odalar›nda serinleyip, sa¤l›k, e¤itim gibi bilcümle hizmetten en iyi flekilde yararland›klar›ndan uykular›n› kaç›ran tek fley gerilla oluyor! Bundan daha do¤al de bifley olamaz herhalde, zulmün saltanat›n›n y›k›lmas›n›n ancak gerilla ile gerçekleflebilece¤inin pekala fark›ndalar. Halk›n kendi öz evlatlar›n› polise “bildirme”sini isteyen, gerilla karfl›s›nda acizleflip kad›nlardan iflbirlikçi olmalar›n› “yumuflatarak” isteyen bu polis müdürü Dersim’de hainlerin ve ajanlar›n hlak taraf›ndan nas›l lanetlendi¤ini, nas›l kin beslenildi¤ini, yapan›n bunun yan›na kâr kalmayaca¤›n› çok iyi bildi¤inden “bizimle paylaflman›z ajanl›k de¤il” diyerek masum bir k›l›fa büründürmeye çal›fl›yor. Oysa Dersim’in emekçi kad›nlar› çok iyi bilmektedir ki, devlete giden her söz, halk›n evlatlar›na bomba ve kurflun olarak dönmektedir. Devlet Dersim’de aylard›r ülkenin her yerinden seçme birliklerini sevkederek, gerilla av›na ç›km›flt›r. Bölgede halk›n deste¤i olmadan gerillan›n yaflayamayaca¤›n› çok iyi bilen devlet, gerillan›n kökünü kurutmaya çal›flmaktad›r. Emniyet Müdürü “Kad›nlar›m›z erkeklerden daha mert. E¤er kad›nlar›m›z›n
mutlulu¤unu, huzurunu sa¤layamazsak, ülkenin mutlulu¤unu, huzurunu sa¤layamay›z” diyerek, dünyan›n en soysuzca ifli olan iflbirlikçili¤i ve ajanl›¤› överek bunu “mertli¤e” dayand›rmaya çal›flmaktad›r. Oysa Dersim’in yi¤it kad›nlar› 1915’de soyk›r›ma maruz kalan Ermeni halk›na yard›m elini uzatm›fl ve elinden geldi¤ince onlar› evlerinde saklam›flt›r. 38’de düflman›n eline geçmemek için kendilerini uçurum boylar›ndan afla¤›ya atm›fl onursuzca bir yaflam›, onurluca bir ölüme tercih etmifllerdir. Bafl›n› önüne e¤meden gezmek, onurlu her kad›n ve erke¤in iste¤idir, ancak eline kardefl kan› sürülenlerin aynada kendi gözlerinin içine bile rahatl›kla bakmas› mümkün de¤ildir. Polis müdürü yapt›¤› konuflmada asayifl bak›m›ndan Tunceli’de suç oran›n›n pekçok ilin alt›nda kald›¤›n› belirtirken, kendilerininde elllerinden geleni yapt›klar›n› belirtmifl. Dersim halk›n›n politikli¤i, devrimcilerin bölgede on y›llard›r süren çal›flmalar› ile kazan›lm›flt›r ve adli suç oran›n›n az olmas› da tamamen bu bilinçten kaynaklanmaktad›r. Devlet, söyledi¤i gibi uyuflturucuya savafl açm›fl de¤il, tam tersi gençlerin politikadan uzak durmas› ve yozlaflmas› için el alt›ndan yapabilece¤ini yapmaktad›r. Emniyet Müdürü Osman Öztürk konuflmas›n›n ard›ndan söz alan bir kad›n›n, “Bizi köyümüzden ç›kard›lar. Bazen yard›mlar da¤›t›l›yor. Biz günübirlik yard›m istemiyoruz. Köyümüze gitmek, eskiden oldu¤u gibi orada kimseye muhtaç olmadan yaflamak istiyoruz” demesi karfl›s›nda pekbirfley söyleyememifl, anlafl›lan baflta da dedi¤imiz gibi, devlet böyle sorunlar›n de¤il, gerillayla ilgili “sorunlar›n” paylafl›lmas›n› istiyor! Yaz›n›n bafl›nda belirtti¤im gibi, “kad›n›n yeri neresi” sorusuna pek çok cevap verilebilir. Ancak kesin olan birfley varsa o da nerede olmamas› gerekti¤inin net oldu¤udur. Emekçi kad›nlar›n yeri, iflbirlikçilerin, hainlerin, insanl›k de¤erlerine yabanc›laflm›fl olanlar›n yeri de¤ildir! Bana sorarsan›z yeri, özgürlük koflusunda h›zla ilerleyenlerin yeridir derim, ya siz? Bir ‹K okuru
d›n çal›flmas›n›n önünü açma ve kad›n örgütlenmesini gelifltirme hedeflerinin oldu¤unu belirtti. Fatma Dikmen ise fliddetin tan›m›n› yaparak bafllad› konuflmas›na. fiiddetin toplumda varoldu¤una, bunun sadece fiziki de¤il ayn› zamanda psikolojik olarak da yans›d›¤›na de¤indi. Toplumda en fazla kad›nlar›n fliddete maruz kald›¤›, bunun için gerek kad›nlar›n gerekse de erkeklerin kendilerini sorgulamalar› gerekti¤i vurguland›. Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc› da kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlar› istatistiki verilerle somut bir flekilde sundu. Kad›nlar›n nas›l afl›r› ilaç kullan›m›na itildiklerini, bunun çocuklara yans›mas›n› dile getirdi. Ayr›ca kad›nlar›n eflleri tara-
f›ndan tecavüze u¤ramas› durumunun en geliflmifl kapitalist ülkelerde dahi yafland›¤›n› vurgulad›. Aileyi Koruma Yasas› ad›yla kad›n› koruyan yasan›n ç›kar›ld›¤› ve bu yasada ileri nüvelerin bulundu¤unu anlatt›. Ayr›ca kad›n faaliyetinde yeralan ve Dersim Mercan Vadisi’nde flehit düflen Berna Ünsal flahs›nda 17’ler de okunan mesajla an›ld›. K›sa bir aradan sonra panelin ikinci bölümüne kat›l›mc›lar›n sorular› ve cevaplar›yla devam edildi. Sonuç olarak bu tür çal›flmalar›n gereklili¤i gerek panelistler gerekse dinleyiciler taraf›ndan vurguland›. (Hollanda Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu)
27
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Hatay Samanda¤ Kültür Sanat Festivali yap›ld› 12-13-14 Temmuz tarihlerinde Hatay Samanda¤ geleneksel (Temmuz Öncesi) Kültür Sanat Festivali’nin 4.’sü gerçekleflti.
12-13-14 Temmuz tarihlerinde Hatay Samanda¤ geleneksel (Temmuz Öncesi) Kültür Sanat Festivali’nin 4.’sü gerçekleflti. Festivalde, Suavi, Ali Dik (Allufl) ve Grup Nidal’›n yan›s›ra di¤er yerel gruplar sahne ald›. Geçen y›llardaki festivallere göre sönük geçen festival, baz› olumluluklar da tafl›yordu. Allufl’un
sahne ald›¤› ilk gün Hatay halk› kültürüne sahip ç›kt›. Yeni ç›kar›lan TCK nedeniyle kitap stand› aç›lamamas›na ra¤men, devrimciler gazete standlar› ile festivalde yerlerini ald›. Standlara ilginin düflük oldu¤unu fakat devrimcilerin gerekli çabay› sarf ettikleri sürece kitle üzerinde olumlu etki b›rakt›¤›n› gördük. Gerek sesli ajitasyon
Siyasi mizah korkuttu! F Tipi Hapishanelerden gelen hak ihlali haberlerinin ard› arkas› kesilecek gibi de¤il; kifliliksizlefltirmek, ehlilefltirmek için yap›lan bir yerden bu tür haberler gelmesi de çok flafl›rtm›yor haliyle. Ancak bunlardan biri var ki “hem güldürüp hem de düflündürüyor!” T›pk› çizerlerinin amaçlad›¤› gibi. Sözünü etti¤imiz F Tipi Hapishanelerde devrimci tutsaklar taraf›ndan ç›kar›lan mizah dergileri. Sincan F Tipi Hapishanesi’nde ç›kar›lan V›z Gelir’in yasaklanmas›n›n ard›ndan, Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde ç›kar›lan Masala isimli mizah dergisinin de imhas›na karar verildi! Masala’n›n mektup arac›l›¤›yla d›flar› yollanmas› 3 Haziran 2005 tarihinde Mektup Okuma Komisyonu taraf›ndan yasakland›. Komisyon, daha önceleri pekçok kere gönderilen Masala’y› sak›ncal› buldu ve disiplin kuruluna bildirdi! Disiplin Kurulu ise, derginin içeri¤inin “Kurumun asayifl ve güvenli¤ini, görevlileri hedef gösteren... mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez, gönderilmez” hükmünü içeren 68/3 maddesi uyar›nca sak›ncal› buldu. Karara itiraz eden tutsaklar Ümit ‹lter, Gökhan Gündüz, R›za Kartal, Ufuk Keskin, Okan Tüm ve Sezgin Çelik’in talepleri de reddedildi, ‹smini Ölüm Orucunda flehit düflen Veli Günefl’in “mesela” kelimesini telaffuz ederken, “masala” demesinden alan, tutsaklar›n karikatürlerinin yer ald›¤› dergiye konulan bu yasak yoruma çok gerek b›rakmadan F Tipi zihniyetini ortaya koyuyor. Asl›nda bu yasak sistemin bekçilerinin düfltü¤ü komik durumu birkez daha gözler önüne seriyor! Bu yönüyle içerideki devrimci tutsaklara malzeme vererek, yeni karikatürlerin de yarat›lmas›na katk›da bulunmufl oluyorlar! Devrimci yarat›c›l›kta s›n›r yoktur, yaflam devam ettikçe devam edecektir mizah da, tabi en çok egemenlere inad›na gülmeye devam ederek...
eflli¤inde gazete da¤›t›m›, gerekse de di¤er siyasetlerle ortaklafl›p toplumsal sorunlar› dile getiren sloganlar›n at›lmas› kitle üzerinde belli boyutlar›yla etkili oldu. Festival kültürel anlamda misyonunu yerine getirirken di¤er yönleri eksik b›rak›lm›flt›. Gerek festivalin örgütlenmesi, gerekse de ulafl›m noktas›ndaki eksiklikler kitlenin tepkisine yol açt›. Festivalde yaflat›lmak istenilen kültürle festival alan›ndaki içki sat›fl› ve dolay›s›yla ç›kan sorunlar ters düfltü. Festivalin ilk günü devrimcilerin standlar›n› çekmek isteyen bir kameraman›n hangi bas›n oldu¤unu söylememesi üzerine çekim, Partizan ve Mücadele Birli¤i okurlar› taraf›ndan engellendi. Festival boyunca Partizan okurlar› sesli ajitasyonla gazete da¤›t›m› yapt›. Kitle aras›nda dolaflarak ve kitle ile sohbet eden Partizan okurlar› gazetemizi ve devletin her
“Bulutlar› Beklerken” Golden Apricot Uluslararas› Film Festivali’nden ödülle döndü
12-17 Temmuz tarihleri aras›nda Ermenistan’da ikincisi gerçekleflen Alt›n Kay›s› Uluslararas› Film Festivali uluslararas› yar›flma bölümünde yer alan Bulutlar› Beklerken filmi ‘alt›n kay›s›’ ödülü için yar›flt›. Alt›n Kay›s› Uluslararas› Film Festivali kapsam›nda gerçeklefltirilen Uluslararas› Yar›flma bölümünde “Alt›n Kay›s›” ödülü Aleksandr Sokurov”un “The Sun” adl› filmine verildi. “Fibresci Ödülü”nü ise, yar›flmaya Türkiye’den kat›lan
Yeflim Ustao¤lu”nun “Bulutlar› Beklerken” filmi ve Robert Guediguian’›n “My Father Is an Engineer” adl› filmi paylaflt›. Alt›n Kay›s› Film Festivali, 12-17 Temmuz tarihleri aras›nda Erivan’da Moskova Sinemas›nda gerçeklefltirildi. “Bulutlar› Beklerken” filmi, 12 ile 24 Temmuz tarihleri aras›nda düzenlenen PalicMontenegro’nun yar›flmas›na da kabul edildi. Filmin ayr›ca daha sonra 19 ile 26 A¤ustos tarihleri aras›nda Saraybosna’da gerçekleflen Sarayevo Film Festivali’ne kat›laca¤› duyuruldu. Film, flu s›ralarda Benelux ülkelerinde ve Yunanistan’da da gösterimde. Eylül’de Almanya’da vizyona girecek filmin, hemen akabinde de Fransa’da seyirciyle buluflaca¤› bildirildi. Öte yandan geçti¤imiz ay Aki Mika Kaurismaki’lerin Mid Night Sun Festivali’nde “Günefle Yolculuk” ve “Bulutlar› Beklerken” retrospektifi seyirciyle buluflmufltu. Film ayr›ca ‹rlanda’da gerçekleflen Galway ve Çek Cumhuriyeti’nde gerçekleflen 40. Uluslararas› Karlovy Vary Film Festivali’ne de kat›larak, seyircilerin yo¤un ilgisini gördü.
türlü engeline karfl›n komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n ideolojisini halka tafl›d›. Festivalin son gününde ise Partizan, ESP, HÖC, BDSP ortak bir eylem yapt›. Mücadele Birli¤i eyleme gözlemci olarak kat›ld›. Suavi’nin sahne ald›¤› s›rada kitle aras›nda slogan atan devrimcilere Suavi de destek verdi. Sivas flehitleri ile ilgili at›lan sloganlara tüm halk› kat›lmaya davet eden Suavi “aram›zda emekçi halk›n gerçek sorunlar›na, katliamlara karfl› ses ç›karan arkadafllar var onlara sayg› gösterilmeli” diyerek devrimcilere destek oldu. Halk›n konuflmadan sonra devrimcilere destek oldu¤u da görüldü. Festivalin gündüz bölümlerinde ise yerel sorunlar ile ilgili baz› söyleflilerin yan› s›ra Ak›n Birdal’›n konuflmac› oldu¤u “‹nsan Haklar›” konulu panel yap›ld›. Panele Suavi de destek verdi. (Mersin)
3. Arguvan Türkü Festivali yap›ld›
3. Arguvan Türkü Festivali 9-10 Temmuz tarihleri aras›nda yap›ld›. Saat 11:00’de bafllayan Festivalin aç›l›fl etkinli¤inde devlet yetkilileri konuflmalar yapt›lar. Tar›k Akan, Mete Çubukçu ve Erdo¤an Ayd›n’›n konuflmac› olarak ça¤r›ld›¤› “AB süreci ve Türkiye” bafll›kl› bir seminer verildi. Etkinli¤e aralar›nda Ferhat Tunç, Hüseyin Turan, K›v›rc›k Ali, Tolga Sa¤, Devrim Kaya ve Rojda’n›n da oldu¤u 38 sanatç› kat›ld›. Ço¤unlu¤unu yerel sanatç›lar›n oluflturdu¤u festivalde Rutkay Aziz de bir fliir okuyarak konuflma yapt›. ‹lk gün gece yar›s›na kadar süren etkinlik Ferhat Tunç’un sahneye ç›kmas› ile sonland›. ‹kinci gün Hüseyin Turan sahne ald› ve son konuflmalar yap›ld›. Ard›ndan K›v›rc›k Ali sahne ald›. Festivalde biz de ‹flçi-köylü olarak yerimizi ald›k. Stand›m›zda en çok ilgiyi “‹brahim Kaypakkaya yafl›yor” yaz›l› Partizan afiflleri gördü. Etkinlikler s›ras›nda ayr›ca Devrimci Demokrasi, At›l›m ve Yürüyüfl Dergisi de stand açt›. (Malatya)
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
28
27
Kurtköy’de Jandarman›n gece bask›n›yla
GECEKONDULAR YIKILDI c›l›¤a ç›kar›l›rlarken 4 kifli hakimlikten di¤erleri savc›l›ktan serbest b›rak›ld›lar. Yaral›lara hastanede pansuman yap›ld›ktan sonra evlerine gönderildiler. Kurtköy’de 43 evin ço¤u y›k›l›rken 140 evin daha y›k›m karar›n›n muhtarl›¤a geldi¤i ancak muhtar›n flimdilik bu karar› halka bildirmedi¤i de belirtiliyor. Gözalt›na al›nanlar ikinci gün serbest b›rak›ld›lar.
“Yedi tepeli flehir” ‹stanbul’un art›k yüzlercesini bulan tepelerinin, yoksul tepelerinde k›yas›ya bir savafl yaflan›yor adeta bugünlerde. Bu, her zaman k›yas›ya verilen ekmek savafl›, geçim kavgas› de¤il, ama onun önemli bir parças›n› oluflturan, yoksullarla ezenler aras›ndaki bar›nma savafl›. fiehre göç ettiklerinden beri devletten pek bir hizmet almayan, ama böylesine de karfl› karfl›ya kalmayan yoksul insanlar, flimdi panzerlere karfl› att›klar› her taflta hem bar›nma haklar›n› savunuyor, hem de devletin zulmüne tan›k oluyor ve onun gerçek niteli¤ini kavr›yorlar. O gerçek o kadar yal›n bir flekilde ortada duruyor ki flu anda; ayn› yerde bulunan gecekondular›n y›k›l›p, villalara dokunulmay›fl›nda... Devlet zenginlerin ç›karlar›n› koruyor ve onlar› temsil ediyor, evleri y›k›lanlar bunu tüm berrakl›¤›yla görüyor art›k ve onlar, kendilerini kurtaracak tek gücün kendileri oldu¤unu evlerini savunurken, panzere karfl› att›klar› her taflta daha fazla hissediyorlar... Kurtköy Havaalan›’na ve Formula-1 Tesislerine yak›nl›¤› nedeniyle rant› yükselen, çevresinin villalarla donat›lmas› nedeniyle zenginlerin ifltah›n› kabartan Cambazbay›r› Mahallesi zenginlere peflkefl çekilmek isteniyor. Cambazbay›r› Mahallesi’nin çevresinde bulunan villalar›n, toplu konutlar›n da tapusu yokken villalar ve toplu konutlar›n y›k›lmas› gündeme al›nmam›fl; borç harç, yemesinden, içmesinden, sa¤l›¤›ndan k›sarak bir göz ev yapan emekçi yoksul halk›n evlerine göz dikilmiflti. Seçim döneminde AKP’li Erol Kaya evleri tek tek dolaflarak kendisinin belediye seçimlerini kazand›¤› taktirde mahalleye tapu verece¤i vaadinde bulunmufltu. Y›llar önce mahallenin elektri¤i, suyu, telefonu ba¤lanm›fl, vergiler al›nm›fl, muhtar› olan bir mahalle Cambazbay›r›. Erol Kaya Belediye Baflkanl›¤›n› kazand›ktan sonra mahalleye hiçbir yat›r›mda bulunma-
d›¤› gibi mahalleyi zenginlere peflkefl çekmek için kollar› s›vam›flt›r. Evlerinin y›k›lmamas› için iki kez Pendik Belediyesi’ne giden mahalleliyi muhatap almam›fl, karfl›s›na ç›kmam›flt›. ‹kinci gidifl tarihi olan 14 Temmuz’un hemen arkas›nda 15 Temmuz Perflembe günü sabah erken saatlerde mahallenin y›k›m› için talimat vermifltir. Daha önce y›k›lmas› iki kez ertelenen Kurtköy Cambazbay›r› Mahallesi 15 Temmuz Perflembe sabah› saat 05:00’da binlerce jandarman›n, zab›tan›n, Jitem eleman›n›n, ifl makineleriyle yapt›¤› gece yar›s› bask›n›yla y›k›ld›. ‹kinci y›k›m karar› 5 Temmuz 2005 tarihi iken 4 Temmuz’dan itibaren devrimciler, komünistler ile mahalleli barikatlar kurarak evleri y›kt›rmayacaklar›n›, sonuna kadar direnilece¤ini belirtmifllerdi. Mahallelinin kararl› tutumu karfl›s›nda y›k›m› erteleyen devlet görevlileri birkaç kez gecenin bir yar›s› mahalleyi ablukaya alm›fl ve geri çekilmifllerdi. 15 Temmuz sabah saat 04.00 sular›nda tekrar mahalleyi ablukaya alan binlerce jandarma, Jitem eleman›, zab›ta ekipleri, ifl makineleriyle saat 05.00’te mahalleye sald›rd›lar. Jandarma gaz bombalar›, coplarla, tafllarla mahalleliye sald›r›rken barikatlar arkas›nda mahallelilerle devrimciler ve komünistler molotoflarla, sapanlarla direnifle geçtiler. Evleri y›k›lmayan mahallelilerin de kat›ld›¤› direniflte kitle barikat barikat, sokak sokak çat›fl›rken yaklafl›k bir buçuk saat süren çat›flman›n ard›ndan jandarman›n kulland›¤› gaz bombalar› ve tafllardan 16 kifli yaraland›. Kad›n, erkek, yafll›, çocuk ayr›m› yapmadan önüne gelene vuran, gözalt›na almaya çal›flan jandarma ekipleri bir saat içerisinde y›k›m karar› olan 43 evin büyük bir k›sm›n› y›kt›lar. Aralar›nda gazetecilerin de bulundu¤u 15 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar Kurtköy Jandarma Karakolu’na götürüldüler. Gözalt›na al›nanlar ikinci gün sav-
“Evlerimiz y›k›ld›ysa da onurumuzla direndik!” -Bize yaflad›klar›n›z› anlat›r m›s›n›z? Hüsniye Y›ld›z: 14 Temmuz günü Pendik Belediyesi önüne giderek bas›n aç›klamas› yapt›k. Erol Kaya’n›n gelerek bize bir aç›klama yapmas›n› istedik. Y›k›m›n böyle yap›lmamas›n›, kan dökülmemesini istiyorduk. Ama Erol Kaya bizi muhatap almad›, bizimle görüflmedi. Biz de kendi evlerimize sahip ç›kmak istedik. Gece saat 03.00 gibi mahalle ablukaya al›nd›. 3-4 gündür mahalleli evlerin y›k›lmamas› için nöbet bekliyordu. Bir ço¤umuz yorgun düflmüfltük. Saat 04.00 gibi de bask›na u¤rad›k. Ne kadar çaba harcad›ysak, çat›flt›ysak da binlerce asker, polis mahalleye girifl yapt›lar. Y›k›lan evlerden 4-5 ailenin eflyalar› içerideydi. Evlerimiz eflyalar›m›z›n üstüne y›k›ld›. Bizlere sald›rd›lar. Baz›lar›m›z yaraland›, gözalt›na al›nanlar oldu. Biz evimizin y›k›lmamas› için direndik, çat›flt›k. Her ne kadar yenildiysek de direnerek onurumuzla yenildik. Sonuna kadar direnece¤im. Evimin yerine çad›r kuraca¤›m. Kad›n erkek ayr›m› yapmad›lar. Kad›nlar da yaraland›. Askerlerin küfürlerine hakaretlerine maruz kald›k. Biz anlaflabilmek için çaba harcad›k ama onlar bizi muhatap almad›lar. Onursuzlar “evlerinizi y›kaca¤›z” dediler ve y›kt›lar. Aysel Turan: Benim evim y›k›lm›yor. Ama s›ra bana da gelecek. Gecenin bir yar›s› askerler mahalleyi ablukaya ald›lar. Ben bir fley anlamad›m. Birden baca¤›ma bir fley çarpt›. Baca¤›m kan içinde kald›. Att›klar› fleylerden baca¤›mdan bir parça koptu. Bunu askerler yapt›. Gülflen Atefl: Devlet bize evlerimizi yapt›¤›m›zda su verdi, elektrik verdi, telefon verdi. O zaman kör müydü? O zaman niye y›kmad›? Vermiyeydi. fiimdi böyle yap›yor. Hakk›m›z nerede? Bu kadar insan nerede yat›p kalkacak? Çad›rlarda m› kalacak? Ben çocu¤umu burada büyüttüm flimdi askerde. Bunlar için mi askere gönderdim? ‹nsanlara sald›rmas› için mi gönderdim ben o¤lumu askere? Bir can›m›z var onu da kolay kolay bunlara teslim etmeyece¤iz. Cambazbay›r› halk› hakk›n› ar›yor Pendik Kurtköy’e ba¤l› Cambazbay›r› Mahallesinde yüzlerce jandarma ve robokop polisle gerçeklefltirilen y›k›m
sald›r›s› mahkemeye tafl›n›yor. Mahalle halk›n›n üzerine çoluk çocuk demeden yo¤un flekilde gaz bombas› atan, insanlar› evlerinin önünde döverek gözalt›na alan jandarma ve polisin sald›r›s›nda mahalle halk›n›n da gözalt›na al›nmas›na 16 Temmuz’da ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yap›lan bas›n aç›klamas›nda tepki gösterildi. Cambazbay›r› Mahallesi halk› ad›na 57 yafl›ndaki Ali Do¤an k›sa bir konuflma yaparak yaflananlar› anlatt›. Sabah saat 04.00’de siren sesleriyle uyan›p da kap›y› aç›p d›flar› bakt›¤›nda gördü¤ü manzaran›n savafl alan›ndan farks›z oldu¤unu söyleyen Do¤an, sokaklarda insanlar›n dövüldü¤ünü, pek çok insan›n at›lan bombalar›n üzerlerine gelmesinden dolay› yaraland›klar›n› gördü¤ünü söyledi. Evlerini y›kt›rmamak için tafllarla sopalarla karfl› koyan insanlar›n da yine dövülerek gözalt›na al›nd›¤›n›, gözalt›na al›nan insanlara daha sonra karakolda haz›rlanm›fl olan tutanaklar›n zorla imzalat›lmak istendi¤ine de¤indi. Mahalle halk›ndan yaralanan insanlar›n hastaneye götürülmedi¤ini, ac› içinde saatlerce kendi bafllar›na b›rak›ld›¤›n› söyleyen Do¤an, kendi olanaklar›yla yaratt›klar› mahallenin daha önceden de y›k›lmaya çal›fl›ld›¤›n› ancak her seferinde y›k›m› ertelettiklerini/engellediklerini belirtti. En son seçim döneminde Pendik Belediye Baflkan›n›n kendilerini ma¤dur etmeyeceklerine dair verdikleri sözleri hat›rlatarak bu sözü tutmas›n› istedi ve haklar›n› arayacaklar›n› söyledi. 15 Temmuz günü Cambazbay›r›’na giden ‹HD’nin oluflturmufl oldu¤u bir heyet yapt›¤› incelemenin sonuçlar›n› rapor halinde sundu. Raporu okuyan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin, evleri y›k›lan insanlar›n gidecek baflka bir yerlerinin olmad›¤›n›, kendilerine verildi¤i söylenen evleri 26 milyar liraya sat›n almalar› istendi¤ini belirtti. Yaklafl›k 20 y›ld›r mahallede sorunsuz, vergilerini ödeyerek oturmakta olan insanlar›n uykuda oldu¤u bir saatte gaz bombalar›, coplar ve tafllar kullanarak sald›ran ‘emniyet’ güçlerinin bölgede korku yaratt›¤›n› söyledi. Yapt›klar› incelemeler esnas›nda girdikleri evlerde hala çok yo¤un bir biçimde gaz kokusunun hissedildi¤ini söyleyen Keskin, havas› ve yerleflim alan› aç›s›ndan güzel olan bölgede büyük flirketlere ihale verilece¤ini söyleyerek yap›lan sald›r›n›n insan haklar›na ayk›r› oldu¤unu vurgulad›. Keskin, mahalle halk›yla birlikte sald›r›y› gerçeklefltiren jandarma ve polisler ve yetkililer hakk›nda suç duyurusunda bulunarak tazminat davas› açacaklar›n› da ekledi. Yap›lan bas›n aç›klamas›na yine evlerinin y›k›lmas›n› engellemeye çal›flan ve bunun için çal›flma yürüten Bayramtepe halk› da destek verdi.(‹stanbul-Kartal)
29
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Evlerimizle birlikte gelece¤imizi de EL‹M‹ZDEN ALMAK ‹ST‹YORLAR!
Gülsuyu ve Gülensu Mahallesi halk› y›k›mlara karfl› uzun bir zamand›r çeflitli eylemlilikler yaparak y›k›mlara geçit vermeyeceklerini belirtiyorlard›. Evlerinin y›k›lmas›n› engellemek için bundan sonra da eylemliliklere devam edecek olan Gülsuyu-Gülensu emekçi halk›
23 Temmuz Cumartesi günü saat 19:00’da y›k›mlara karfl› bir yürüyüfl gerçeklefltirdikten sonra Heykel Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yapt›. “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z, y›k›mlara karfl› direnece¤iz Gülsuyu-Gülensu emekçi halk›” pankart› açan yaklafl›k 200 kifli
AL‹BEYKÖY Alibeyköy Güzeltepe Mahallesi’nde y›k›ma karfl› barikat kuran halka, polis 22 Temmuz günü sald›rd›. Polisin mahallede kurulan barikatlar› kald›rmaya çal›flmas› üzerine çat›flma ç›kt›. Burada da halka evlerini terk etmeleri için 17 Temmuz tarihi verilmiflti. Halk ise kendilerine bar›nacaklar› bir yer gösterilene kadar evlerini terk etmeyeceklerini aç›klam›fllard›. “Biz barikatlar› kald›raca¤›z, evleri y›kmayaca¤›z” diyen polis, yüzlerce çevik, panzer ve dozerlerle mahalleyi 22 Temmuz günü kuflatt›. Çevik kuvvet ekipleriyle yap›lan görüflmede mahalleli barikatlar› açmamakta kararl› olduklar›n›, bar›nma haklar›n› savunmaya devam edeceklerini söyledi. Halk, “Bar›nma hakk›m›z engellenemez”, “Güzeltepe faflizme mezar olacak” sloganlar› att›lar. Polis panzer ve gaz bombalar›yla sald›r›ya geçti. Mahalle girifline kurduklar› barikatlarda polisle çat›flan emekçiler, polise tafl, molotof ve flifle att›. Molotofkokteyli isabet eden bir panzer bir ara alev ald›. Barikatlar› atefle veren halk, polisle çat›flt›. Bu s›rada, At›l›m gazetesi muhabiri Hüsniye Seçgin de polis taraf›ndan gözalt›na al›nmaya çal›fl›ld›. Y›k›m karfl›tlar›n›n ara sokaklara da¤›lmas›n›n ard›ndan polis çevrede terör estirdi. Bas›na kimlik soran, halk› tartaklayan polis, 13 yafl›nda bir çocu¤u da gözalt›na ald›.
Gülensu minibüs son dura¤›ndan “Y›k›mlara karfl› direnece¤iz”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Kurtköy halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar›yla yürüyüfle geçerken kahvehaneden ç›kanlar›n, evlerinden ç›kanlar›n yürüyüfle kat›ld›¤›, yürüyüfle kat›lmayanlar›n balkondan, pencereden, kap›n›n önünden alk›fllad›¤› görüldü. Heykel Meydan›’na gelindi¤inde kitle 500’ü bulurken Gülsuyu-Gülensu emekçi halk› ad›na bas›n aç›klamas›ndaki metni Ali fiengül okudu. fiengül “Uzun süredir gündemde olan y›k›m kararlar› kentsel dönüflüm projesi alt›nda hayata geçirilmeye çal›fl›l›yor. Bu kapsamda ‹stanbul’da ilk elden 85 bin evin y›k›lmas› planlan›yor. ‹stanbul’un birçok bölgesine dönük planlamalar haz›rlanm›fl durumdad›r. Baflta Gülsuyu, Gülensu, Bafl›büyük, Zümrütevler, Esenkent, Alibeyköy, Armutlu, Aydos, Kurtköy bu kararla karfl› karfl›yad›r. Ama daha yak›n bir zamanda Kurtköy Cambazbay›r›’nda, 21 Temmuz’da Okmeydan› Kulaks›z’da, 22 Temmuz’da Nurtepe’de halk›n gözünün içine baka-
rak yalan söylemifl, sabaha karfl› 05.00’te evlerin içine gaz bombalar› at›p y›k›mlar yaparak gerçek yüzünü göstermifltir” dedi. fiengül konuflmas›n›n devam›nda “Topyekün bir sald›r› var. Bu sald›r›ya karfl› topyekün direnifli örgütlemek zorunday›z. Çat›lar›m›z›n bafl›m›za y›k›lmas›n› beklemeden direnifli örgütleyelim. Bu sald›r› iflçi ve emekçileredir. Karfl› koyufl da hepimizin görevidir. Bugün Gülsuyu ve Gülensu emekçi halk›n›n önünde duran y›k›m kararlar›n›n hayata geçirilecek olmas›n›n gerçe¤idir. Bizler al›nan tüm bu kararlara karfl› evlerimize, kondular›m›za sahip ç›karak savunmal›, evlerimizle birlikte gelece¤imizi de ellerimizden almak isteyenlere karfl› direnifli yükseltmeliyiz. Öncesinde birçok deneyime tan›kl›k etmifl olan Gülsuyu ve Gülensu emekçi halk› olarak bu yak›c› gündem üzerinden ortak bir mücadele yürütmeliyiz” dedi. Eylem at›lan “Direne direne kazanaca¤›z”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” sloganlar›yla saat 19:45’te sona erdi. (Kartal)
OKMEYDANI
KA⁄ITHANE
21 Temmuz günü sabah saatlerinde bafllayan y›k›mlarla AKP’li Büyükflehir Belediyesi’nin “Kentsel Dönüflüm Projesi” ad› alt›nda sürdürdü¤ü y›k›m sald›r›lar›na Okmeydan› da eklendi. Çevik Kuvvet eflli¤inde gece saatlerinde semte giren y›k›m ekipleri, sabah saat 07:00’den bafllayarak onlarca evi y›kt›. Y›k›m boyunca mahalle halk› ile polis aras›nda çat›flmaya dönüflen gerginlikler yafland›. Polisin att›¤› gaz bombas›na emekçiler tafllarla yan›t verdi. Daha öncesinden boflalt›lm›fl evlerle bafllayan y›k›m, daha sonra henüz boflalt›lmam›fl evlerin de y›k›laca¤›n›n söylenmesi üzerine gergin bir hal ald›. Y›k›m kapsam›nda olan boflalt›lmam›fl bir apartman›n çat›s›na ç›kan emekçiler pankartlar aç›p sloganlar atmaya bafllad›lar. Burada Okmeydan› halk› ad›na “Y›k›m de¤il tapu istiyoruz” pankart›n› açan emekçiler, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Tayyip istifa”, “ABD ufla¤› sat›lm›fl Tayyip” sloganlar›n› att›lar. Bir süre sonra bu gerginlik çat›flmaya döndü. Polis çat›flma s›ras›nda yo¤un gaz bombas› kulland›. Evlerin çat›lar›ndaki kiremitleri söküp polise atan gençlere copla sald›ran polis baz› insanlar›n yaralanmas›na neden oldu. Yaflanan çat›flman›n ard›ndan y›k›m çemberinin d›fl›na ç›kar›lan halk “Bar›nma hakk›m›z engellenemez”, “Y›k›ma karfl› omuz omuza”, “Susma, sustukça s›ra sana gelecek”, “AKP halka hesap verecek”, “Halk›m›z saflara, hesap sormaya” sloganlar›n› atarak yürüyüfle geçti.
Ka¤›thane’de, gecekondular›n› y›kt›rmamak için yola barikat kuran halka polis biber gaz›yla sald›rd›. Barikat bafl›ndakiler de polise tafl ve molotof kokteyli ile karfl›l›k verdi. Ka¤›thane Güzeltepe Meydan›’nda bulunan kaçak oldu¤u iddia edilen gecekondular için verilen y›k›m karar› üzerine mahalleli sabah erken saatlerden itibaren bölgeye girifllere barikatlar kurdu. Yerlere y›¤d›klar› tafllardan barikatlar oluflturan halk, ellerine ald›klar› flifle, sapan ve tafllarla y›k›m ekiplerini beklemeye bafllad›. Barikatlar›n kald›r›lmas›n› isteyen polis bu iste¤ini kabul etmeyen halka karfl› gaz bombal› sald›r› bafllatt›. Yaflanan sald›r› s›ras›nda polis panzerlerle soka¤a girdi.
30
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
‹flçi-köylü’den EGEMEN SINIFIN YEN‹ SALDIRI KONSEPT‹NE KARfiI EZ‹LENLER‹N GÜCÜNÜ ÖRGÜTLEYEL‹M! Son günlerin öne ç›kan ve en çok tart›fl›lan konusu Orgeneral ‹lker Baflbu¤’un yaflanan geliflmelere iliflkin bas›na verdi¤i kapsaml› brifingdi. Bu brifingde yap›lan saptamalar ve bu saptamalar do¤rultusunda önümüzdeki dönemde medya baflta olmak üzere egemen s›n›f cephesinin silahl›-silahs›z bileflenlerinin önüne koyulan görevler ayn› zamanda egemenler ile ezilenler aras›ndaki çat›flman›n boyut ve kapsam›n› da göstermektedir. Baflbu¤’un verdi¤i brifing egemen s›n›flar cephesinden ezilenler cephesine ve özelde de Kürt ulusal güçlerine yönelik yeni bir sald›rganl›k dalgas›n›n geniflletilerek sürdürülece¤inin ifadesidir. Ezilenler cephesine egemenler cephesinden bir kez daha savafl ilan edildi. Kürt ulusal güçlerinin uzun süredir içerisinde oldu¤u reformist hatta ve taleplerindeki daralmaya ra¤men devlet cephesinden inkar ve imhadan baflka bir karfl›l›k gelmedi. Bu y›l›n bafllar›ndan itibaren gerillaya yönelik bafllat›lan büyük çapta imha operasyonlar› aral›ks›z sürüyor. PKK’nin kendisine yönelik imha operasyonlar›na karfl› kendini savunma merkezli gerçeklefltirdi¤i eylemleri boyutland›rmas› çeliflkilerin daha fazla keskinleflmesini sa¤lad›. Baflbu¤’un verdi¤i brifing bir süredir artarak devam eden sald›rganl›k sürecinde yeni bir aflamaya gelindi¤ine iflaret etmektedir. Brifingde ifade edilenler iyi okundu¤unda diktatörlük cephesinde ciddi bir s›k›flman›n söz konusu oldu¤u görülecektir. S›k›flma ve sald›rganl›k iç içedir. Özellikle Abdullah Öcalan’›n yakalanmas› ve buna paralel PKK’de giderek derinleflen reformizm ve taleplerde oluflan daralma, egemen s›n›flar cephesinde deyim yerindeyse Kürt ulusunun hiç bir talebini kabul etmeden PKK’yi yok etme, teslim alma gibi bir hayali zafer elde etme düflünsel ve pratik yaklafl›m›n egemen olmas›n› getirmiflti. Egemen s›n›f cephesinin a¤z› laf yapan, eli kalem tutan askeri ve sivil tüm güçlerinin koro halinde “s›n›r ötesi operasyonu” yaygaralar›na en somut ve net karfl›l›k ABD’li yetkililerden gelmesine ra¤men gerek Genelkurmay gerekse de hükümetten yap›lan aç›klamalar›n kamuoyunun tepkilerini hesaba katan ve bunu yat›flt›rmaya ve güçlü devlet imaj›n› korumaya yöne-
lik aç›klamalar oldu¤u görülmek zorundad›r. Kald› ki faflist diktatörlük güçlerinin geçmiflte on binlerce kifli ve bölgenin iflbirlikçi Kürt gruplar›n›n da yo¤un deste¤ini alarak gerçeklefltirdikleri operasyonlarda dahi gerillaya karfl› ciddi bir sonuç elde edemedikleri, ne ezilenler ne de egemen s›n›flar cephesinden unutulmam›flt›r. Bugünse durum diktatörlük aç›s›ndan geçmifltekinden daha dezavantajl›d›r. Bölgeye müdahale sorunu yaln›zca PKK ile diktatörlük güçleri aras›ndaki çat›flma ile s›n›rl› de¤ildir. Bugün, Irak, sözde parlamentosu ve “seçimle ifl bafl›na gelmifl” yöneticileri de olsa ABD baflta olmak üzere emperyalist iflgal alt›ndaki bir ülkedir ve esas söz sahibi bu iflgal güçleridir. ABD ile TC aras›ndaki iliflkiler ise TC egemenlerinin tezkerenin reddinden bu yana ciddi problemlerle ilerlemektedir. Buna karfl›l›k ABD, Irak Kürtleri baflta olmak üzere Kürt hareketleriyle iyi iliflkilere sahiptir. ABD’nin TC’ye s›n›r ötesi operasyon için izin vermesi için buna Irak Kürdistan› egemen güçlerini de dahil etmesi gerekir ki buna Talabani ve Barzani’nin s›cak bakmayacaklar› aç›kt›r. Çünkü böylesi bir operasyona izin vermeleri durumunda Irak Kürdistan›’nda yaflayanlar baflta olmak üzere tüm Kürtlerden ciddi anlamda tepki göreceklerdir. Talabani ve Barzani gibi ABD iflbirlikçisi Kürt egemenlerinin, ABD iflgalini destekleyerek bölge halklar› nezdinde iflbirlikçi ve düflman olarak görülürlerken kendi halk›n›n ve tüm Kürtlerin öfkesini üzerine çekme gibi bir politika izlemeyeceklerini söyleyebiliriz. Tek bafl›na ABD’nin böylesi bir operasyon yapmas› ise bu saflaflma ortam›nda olas› görünmemektedir. Böyle bir durumda bir taraftan en istikrarl› olan bölge kar›flm›fl olacak, ki böylesi bir durumda ise zaten Irak’›n bir çok yerinde ciddi anlamda direniflçilerin sald›r›s›na hedef olan ABD ve di¤er iflgal güçleri bu kez de PKK ve PKK’yi destekleyen genifl Kürt kitlesi taraf›ndan da düflman olarak görüleceklerdir. Tabii ki buradan ABD’nin Türkiye taraf›n› tümden gözden ç›kard›¤› ve Kürtleri her koflul alt›nda destekleyece¤i gibi bir sonuç ç›kar›lmamal›d›r. Tüm emperyalistler gibi ABD emperyalizmi aç›s›ndan da öncelikli olan kendi ç›karlar›d›r. ABD’nin geçmiflte Kürtlere güvence verip orta yerde b›rakma-
s› hala haf›zalardad›r. En önemli nokta ise emperyalist güçlerin ‘tek ata’ oynamad›¤›d›r. Ç›karlar neyi ve hangi güçleri esas al›yorsa o güçler öncelikli hale gelmektedir. Irak’›n iflgali sonras› bölgede yaflanan geliflmeler, Irak Kürtleri baflta olmak üzere ABD’nin bölgeye yönelik sald›rganl›k zinciri içerisinde Kürt kesiminin ABD’nin birinci dereceden müttefiki olmas›, buna karfl›l›k Türkiye egemen s›n›flar›n›n uflakl›klar›na uymayacak bir biçimde tezkereyi Meclis’ten geçiremeyerek emperyalist efendilerini hayal k›r›kl›¤›na u¤rat›p ‘sinirlendirmeleri’, Türkmenleri kullanarak Irak Kürdistan›’n› kar›flt›rmaya çal›flmalar› (ve akabinde kafalar›na çuval geçirilmesi) vb. gibi geliflmelerden sonra ABD, Türk egemen s›n›flar›n›n taleplerine nezaketen de olsa ciddi bir itibarda bulunmamaktad›r. Türk egemenlerinin kamuoyunu oyalamak amaçl› verdikleri her demeç neredeyse zaman geçmeden ABD’li yetkililerce yalanlanmaktad›r. Son günlerde yaflananlarda oldu¤u gibi. Baflbu¤ gerçeklefltirdi¤i “seferberlik” toplant›s›nda yapt›¤› konuflman›n belki de en az dikkat çeken ama en önemli tespit ve hedefi “terör örgütünü yaflatan umuttur, bu umut k›r›lmad›kça terör devam edecek, terörle mücadele daha fazla zaman alacak, kilit nokta terör örgütünün baflar› umudunu k›rmakta yatmaktad›r” sözlerindedir. Egemenlerin sözcüsü, Kürt ulusunun ulusal kurtulufl ideallerini yok etmek istiyor. Komünist ve devrimcilerin devrim, sosyalizm ve komünizm ideallerini yok etmek istiyor. Baflbu¤ ve benzerleri çok iyi biliyorlar ki ezilenlerin mücadelesi fiziksel katledilmelerle, hapishanelere doldurmakla ya da en geliflmifl teknolojik araç ve gereçlerin kullan›lmas›yla, kaybetmelerle, iflkencelerle engellenemez. Bu yüzden egemen s›n›flar›n tüm bileflenleri en fazla ezilenlerin gelecek hayallerinin imkans›zl›¤›na yönelik propaganda yapmaya ve ezilenlerde böylesi bir bilinç oluflturmaya çal›fl›rlar. Yine bu yüzden onlar aç›s›ndan ezilenler cephesinde hayallerini, umutlar›n› yitirerek egemenler cephesine iltihak edenler veya bizim saf›m›zda oldu¤unu iddia ederek emperyalizmin, faflist diktatörlü¤ün y›k›lmazl›¤›n› yayanlar korunup kollanmaktad›r. Bu toplant›n›n öne ç›kan yanlar›ndan biri de medyayla ilgili bölümdü. Orgeneral medyan›n gücünün sadece haber almak ve vermekten de¤il, belki daha fazla halk›n düflüncelerini belirginlefltirmekten ald›¤›n›, bu nedenle çok fazla önemsedikleri-
27 ni, terörle mücadelede ulusal ve topyekün mücadele yaklafl›m› içinde medyaya büyük görev düfltü¤üne dikkat çekti. Sald›r› konsepti yaln›zca çeflitli görünümler alt›ndaki sistem savunucusu yazar çizer tak›m›ndan gelmemektedir. Bu sürecin geliflmelerinden bir tanesi de 102 Ayd›n›n “Militarizme ve fiovenizme Karfl›” bir bildirge yay›nlamas›yd›. Bildirgede devletin savafl politikas›nda ›srar etti¤i buna karfl›l›k emek hareketi ve toplumun tüm ezilenleri, birleflik bir cephe olarak mücadele etmeye ça¤r›ld›. Bildirgede “Bizler halklar›m›z›n ufkunun karart›lmas›na izin vermeyece¤imizi, hayat›n ve toplumun ayd›ndan bekledi¤i sorumlulu¤u yerine getirmekten kaç›nmayaca¤›m›z› duyuruyoruz. ‹flçi s›n›f› hareketini, tüm demokratik kitle örgütlerini, emekçileri ve toplumun tüm ezilenlerini birleflik bir cephe gibi davranmaya, birlikte mücadele etmeye ça¤›r›yoruz” denilmekteydi. ‹çerisinden geçti¤imiz aflamada egemen s›n›f›n kendi içerisinde tek parça halinde hareket etmek için kollar› s›vad›¤› pozisyonda ezilenlerin cephesinin ortak yanlar›n› öne ç›kararak hareket etmeleri hayati derecede önemlidir. Bu yüzden de yay›nlanan bu bildirge gerek içeri¤i gerekse de zamanlamas› aç›s›ndan önemlidir. Yeni bir faflist sald›r› dalgas› yaflanmaktad›r. Faflist dalgaya karfl› devrimci bir dalga k›ran yaratal›m. ‹flçi, emekçi ve Kürt ulusunda yarat›lmak istenen bofl hayalleri y›kal›m. Toplumsal muhalefet odaklar› durumundaki ezilenler cephesini demokrasi hayalleri ile avutmak en az karfl› devrim cephesinin sald›rganl›¤› kadar olumsuz bir yaklafl›md›r. Ezilenlerin bilinç ve pratik olarak silahs›zlanmas›na ve hem pratik hem de düflünsel sald›rganl›¤a aç›k olmalar›na neden olmaktad›r. Topyekün savafl konseptiyle emekçilere savafl ilan eden egemen s›n›f blo¤una karfl› devrimci cephede farkl›l›klar›m›z› unutmadan, ama öncelikli hedefimiz olan faflist diktatörlü¤e karfl› kararl›l›kla birliktelik yanlar›m›z› öne ç›kar›p güçlendirerek hareket etmemiz s›n›f bilincimizin bizlere dayatt›¤› bir zorunluluktur. S›n›f mücadelesinin tüm süreçlerine özgü olmas› gereken ezilenlerin ortak hedeflerine yönelik ortak hareketini sa¤lamaya önem verme olgusu aç›kt›r ki düflman›n sald›r›lar›ndaki kapsam ve derinli¤e paralel öne ç›kmas› gereken pratik bir olgu olarak ele al›nmal›d›r. ‹yi niyet temennilerinden öte bu olgunun pratikte yaflam bulmas› için enerji ve kararl›l›¤›m›z› ortaya koymal›y›z.
31
27
29 Temmuz-11 Ağustos 2005
Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri Dersim’de
Bir kez daha Munzur Kültür ve Do¤a Festivali vesilesiyle Dersim topraklar›nday›z. Amac›m›z geçen y›llardan edindi¤imiz deneyimler ›fl›¤›nda gazete, bildiri vs. araçlarla ajitasyon-propaganda temelinde kitle faaliyeti yürütmek. Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri olarak yo¤un duygular içerisinde ‹stanbul’dan yola ç›karak Dersim topraklar›na gitmek bu y›l daha da ayr› bir öneme sahipti bizim için. Yüzlerce devrimci ve komünist kan›yla sulanan topraklarday›z. Otuz üç y›ldan beri bu topraklarda ezilen, sömürülen halklar›m›z için silah elde topra¤a düflenlerin, da¤lara sevdal› halk savaflç›lar›n›n topraklar›nday›z. ‹çimiz volkan gibi, kinimiz ve öfkemiz bir o kadar yo¤un. Çiçekli’de flehit düflen Aflk›n, Muharrem ve Cafer yoldafllar›n kanlar›yla sulanan Dersim topraklar› bu kez de onyedilerle k›z›llaflm›flt›. Bu bilinçle yola ç›kan PfiTA olarak önümüze koydu¤umuz görevlerden biri olan flehit ailelerini ve flehit ailelerimizi ziyaret etmek, onlar›n duygular›n› paylaflmak, yüreklerinin sesini yüreklerimize katmak, yanlar›nda oldu¤umuzu, ac›-
olman›n ayr›cal›¤› bir kez daha hissettirildi. Analar›m›zla yapt›¤›m›z sohbetler kimi zaman bizleri duyguland›r›rken kimi zaman coflkuland›rd›. Bir anam›z›n “biz Partizanc›y›z, siz necisiniz?” sorusu üzerine bizler de “Partizanc›y›z” diyerek sar›ld›k boynuna. Bölgede estirilen devlet teröründen kaynakl›, ailelerimiz ve köylüler bizleri görmekten mutlu olurken endiflelenmeden de duram›yorlard›. “Kendinize dikkat edin, siz bize laz›ms›n›z” sözleri bunun en güzel göstergesiydi. Arama noktalar›n›n ve operasyonlar›n yo¤un olmas› nedeni ile birçok yere giriflimiz engellenirken aramalarda keyfi bekletmelere maruz b›rak›l›yoruz. Girdi¤imiz her köy u¤rad›¤›m›z her ev bize farkl› duygular yaflat›rken, köyden ç›kmadan önce varsa flehit mezarlar›n› bizlere kat›lan köylülerle birlikte ziyaret ediyoruz. Okunan fliirler flehitlerimize atfen yap›lan konuflmalar›n ard›ndan bir kez daha yumruklar›m›z› “Yoldafllar sizlerden devrald›¤›m›z bayra¤› daha da yükseltece¤imize söz veriyoruz” diyoruz. Munzur Keskin, Ali Ekber Batasul, Baki Beyhan, Elif Arslan, Cafer Cangöz, Nurettin Gül... Mezar› bafl›na gitti¤imiz her flehidimiz ve flehit dostumuzdan ayr›lman›n hüznünü yafl›yoruz bir kez daha.
lar›m›z›n, öfkemizin, mücadelemizin ortak oldu¤unu anlatmakt›. Dersim topraklar›na ayak bast›¤›m›z andan itibaren haz›rlad›¤›m›z program do¤rultusunda Mazgirt, Hozat, Pertek vs. ilçelerde ve köylerinde bulunan aileleri gezerek, mezarlar› ziyaret edip, gazete, bildiri vs. araçlar›m›zla ajitasyon-propaganda çal›flmalar›m›za bafllad›k. Gitti¤imiz köylerde ve ailelerimizde bize Partizanc›
17’ler Bursa’da da an›ld› 17’ler Bursa Temel Haklar Derne¤i’nde DHP, Partizan, HÖC, ESP, BDSP, Al›nteri taraf›ndan ortak organize edilen bir gece ile an›ld›. Mercan flehitleri flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflundan sonra ilk söz, Ayd›n Hanbayat’›n abisi Celal Hanbayat’a verildi. Hanbayat, “Ben kardeflimin hem abisi, hem de dava arkadafl›y›m” diyerek Ayd›n’›n ve di¤er flehit düflenlerin mücadelesini yaflatmakla onlara lay›k olacaklar›n› söyledi ve “17’lerin cenazelerindeki devrimci dayan›flman›n daha da güçlenmesi gerekiyor” dedi. Ard›ndan okunan ortak metinde “devletin yapt›¤› katliam, bu ülkenin devrimcilerinden nas›l korktu¤unun d›flavurumudur” denilerek gerek operasyonun yap›l›fl biçimi gerekse de
katliam s›ras›nda devrimcilerin cans›z bedenlerine yap›lan vahfli iflkenceler, “nas›l bir ruh haline sahip olduklar›n› gösteriyor” fleklinde devam edildi. Metinde ayr›ca “Eyüp Beyaz’›n Adalet Bakanl›¤› binas›na yapaca¤› eylem esnas›nda Özel Harekat Timleri taraf›ndan katledilifli 5 Temmuz günü Tunceli Çiçekli nahiyesinde ç›kan çat›flmada MKP/HKO gerillas› Özlem Eker’in flehit düflüflü, 17 Temmuz’da 10 HPG gerillas›n›n flehit düflüflü, faflizmin acizli¤inin bir sonucudur” denildi. Gecede Ayd›n Hanbayat’›n Alibeyköy’de Ölüm Orucu direnifli evinde yapt›¤› konuflmas›n›n yer ald›¤› sivenizyon gösterimi heyecanla izlendi. Okunan fliirler ve marfllarla gece sonland›r›ld›. (Bursa)
Ziyaret etti¤imiz kimi köylerde tan›fl›yoruz insanlarla, kimi gülen, kimi a¤layan gözlerle karfl›l›yor bizi. Hepsiyle yeniden karfl›laflman›n heyecan›n› yafl›yoruz hep birlikte. Kimi sitem ediyor, festivalden festivale geliflimize, yeni girdi¤imiz kimi köylerde flafl›r›yor insanlar bizleri görünce “gündüz gözüyle ne geziyorsunuz” diyorlar Partizanc› oldu¤umuzu duyunca. Anlat›yoruz kendimizi neden burada oldu¤umuzu ve yay›nlar›m›z› b›rakarak ayr›l›yoruz yanlar›ndan. Analar›m›z anlat›yor çektiklerini, “neden flimdiye kadar gelmediniz?” diyor baz›lar›. “Da¤ tafl asker dolu, bize de bask› ediyorlar, eziyet yap›yorlar. Siz bize bakmay›n kendinizi koruyun da gelmeyin bir fley olmaz” diyorlar koruma iç güdüsüyle. Dersim ve Dersim köyleri bu y›l daha farkl› karfl›l›yor bizleri, anlatmaya çal›fl›yorlar “gördük sizinkileri” ...Bunun coflkusu okunuyor gözlerden... Evet her girdi¤imiz köyden yo¤un duygular ve içimizdeki umudu daha da büyüterek ayr›l›yoruz. Bu kez ayr›lmak zor geliyor köylerden. Yine ormanlar›m›z atefl, da¤lar›m›z zapturapt alt›nda. Halk›m›z teslim al›nmak isteniyor. Oysa bilinmez mi? Nice y›llar boyunca zalimin zulmüne aman dememifl-boyun e¤memifliz.
Festivalin yasaklanmas›na karfl› eylem 28 Temmuz’da bafllayacak olan 6. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali’nin Valilik taraf›ndan as›ls›z gerekçelerle 45 gün sonraya ertelenmesi yap›lan bir eylemle protesto edildi. 23 Temmuz Pazartesi günü saat 19:00’da merkezdeki Çarfl› giriflinde düzenlenen aç›klamaya yaklafl›k 2 bin kifli kat›ld›. Aç›klama z›lg›tlar, alk›fllar ve ›sl›klarla bafllad›. Eylem boyunca s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Vali flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “Dersim onurdur onuruna sahip ç›k” sloganlar› at›ld›. Bas›n metninde Dersim’deki bask›lara ve 24 Temmuz günü Dersim’deki tüm DKÖ’ler bas›larak arama yap›ld›¤›na, insanlar›n tehdit edildi¤ine de¤inildi. Yasaklaman›n aç›kland›¤› gün Özel Timler uzun namlulu silahlarla DKÖ’leri basm›fllar ve d›flar›da bulunan insanlar üzerinde de terör estirmifllerdi. Bas›n aç›klamas›n› Partizan, HÖC, DHP, Emek ve Demokrasi Platformu ortaklafla düzenlemifltir. Eylemde ayr›ca ad›m bafl› kimlik kontrollerinin yap›ld›¤›, neredeyse kifli bafl›na bir güvenlik görevlisinin düfltü¤ü Dersim Festivali’nin “güvenli¤in sa¤lanamayaca¤›” gerekçesiyle yasaklanmas›na de¤inilerek; bu durumun yurt içindeki, yurtd›fl›ndaki ve özellikle de Dersim’deki insanlar› tedirgin etti¤i belirtmifltir. “Kültürümüze en fazla ihtiyaç duydu¤umuz bugünlerde devletin hiçbir kurumu, hiçbir gerekçeyle Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’ni engelleyemez ve yasaklayamaz” denilen aç›klama “Bizler de halk›m›zla beraber bunun olmas›na izin vermeyece¤iz. Buradan festivale getirilen yasaklama kald›r›lmasa dahi festivalimizi fiilen gerçeklefltirece¤imizi duyururken, yurdun ve dünyan›n her yerindeki Dersimlileri ve Dersim dostlar›n› festival üzerinden Dersim halk›yla dayan›flmaya ça¤›r›yoruz. Ayr›ca festival program›nda yer alan tüm ayd›n sanatç› ve yazar ve bilim adamlar›n› Dersim halk›yla buluflmaya ça¤›r›yoruz” fleklinde sona erdi. Alk›fllar alk›fllar eflli¤inde Gündo¤du marfl› söylendi ve eylem bitirildi.
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
6. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan iptal edildi!
Hakim s›n›flar kendi egemenliklerini sürdürebilmek için dün oldu¤u gibi bugün de emekçi halka, yurtsever ve devrimcilere azg›nca sald›r›yor. Türkiye Kürdistan›’n›n her metre karesinde halk reva görülen zulüm, bunun en yal›n ifadesi. Diyarbak›r’dan Siirt’e, Mardin’den Dersim’e emekçi Kürt halk› üzerinde y›llard›r devlet terörü estiriliyor. De¤erlerine, kimli¤ine yabanc›laflt›r›lmak istenen Kürt halk› keyfi gözalt›lara, iflkencelere, tutuklamalara, yarg›s›z infazlara maruz b›rak›l›rken, faflist TSK’n›n bekçileri taraf›ndan evleri y›k›larak, köyleri yak›larak zorla göç ettiriliyor. “Ya benimlesin ya da gidersin” anlay›fl›yla hareket eden faflizm, Kürt halk›n› teslim alman›n, bölgede yürütülen gerilla mücadelesini bitirmenin, muhalif düflünceleri bast›rman›n yolunun bask› ve zor politikalar›nda yaflam bulaca¤› yan›lg›s› içerisinde. Y›llard›r bölgede yürütülen gerilla savafl›n›n befli¤i olan illerden birisi de Dersim’dir. Y›llard›r mücadele eden o¤ullar›na ve k›zlar›na kucak açan Dersim da¤lar› ve Dersim halk›n›n ensesinden eksilmeyen faflizmin dipçi¤i, son bir y›ld›r 7’den 70’e tüm halk›n boyun köküne de¤mekte. Dersim da¤lar›n› teslim alman›n yolunun Dersimliyi teslim almaktan geçti¤ini düflünen faflizm, da¤lar› bombalamakla yetinmiyor, sokaklar› da tar›yor. Buna ise “terörle mücadele” ad›n› veriyor. Y›llard›r bask› ve katliamlara ev sahipli¤i yapm›fl olan Dersim’de yine bir festival öncesi kaos ortam› yarat›larak Dersimli’nin bir araya gelmesini engellemek için ellerinden geleni yap›yorlar. Mercan Vadisi’nde yapt›¤› katliam›n ard›ndan halk›n tepki göstermesi ve 17’leri sahiplenmesi faflizmi oldukça ürkütmüfl olsa gerek ki, festivalde bir araya gelecek olan binlerce Dersimlinin devrimci ve komünistlerin öncülü¤ünde “provokasyona” gelece¤ini dillendirmekten geri durmuyor. Ve bu nedenle yine bir festival öncesi Dersim’de kaos ortam› yaratarak Dersim’i zapturapt alt›na almak istiyor. Festival haz›rl›klar›n›n tamamland›¤› flu günlerde, Dersimlilerin bir araya gelmesinden endifle eden, faflizmin temsilcilerinden ‹çiflleri Bakan›n›n bir genelge ç›kartarak, operasyonlar› gerekçe göstererek 43. madde (KHK) gere¤i festivalin 45 gün süreyle ertelendi¤ini aç›klamas› tesadüfü de¤ildir. Adeta OHAL’li günlerin yafland›¤› Dersim’de mahalleler taran›rken tüm demokratik kurumlar “festival öncesi önlem” gerekçesiyle efl zamanl› bas›larak saatlerce keyfi aramalar yap›lmakta ve kurumlar›n bulundu¤u sokaklar-
dan geçifller yasaklanmakta. Polis noktalar› art›r›l›yor. Bir ayl›k ç›kart›lan Savc›l›k izniyle insanlar bir günde üç kez keyfi aramalardan geçirilerek GBT’leri yap›lmakta. Dersim atefl alt›nda! Bölgede operasyonlar›n artmas› ve katliamlar›n yaflanmas›n›n ard›ndan 11 Temmuz günü HPG gerillalar› Dersim-Erzincan karayolunda yaklafl›k 100 arac› durdurarak yol kesme eylemi gerçeklefltirdi. Eylem esnas›nda HPG gerillalar› taraf›ndan komando er Coflkun K›randi’nin esir al›nmas› üzerine, faflist TSK Dersim’in 7 ilçesinde birden genifl çapl› operasyon bafllatt›. Havadan ve karadan sürdürülen operasyonlar esnas›nda gerillalarla çat›flmaya giren faflist TSK, çok say›da kay›p verdi. Kay›plar›n› aç›klamayan TSK, 19 Temmuz günü Dersim’in Marçik Mezras› Güleç Köyü k›rsal›nda HPG gerillalar›yla girdi¤i çat›flmada askerlerin yaralanmas› üzerine sald›rganlaflarak halka yöneldi. Çat›flma sonras› Dersim’in ‹nönü Mahallesi askerlerce tarand›. Askerlerin dönüfl güzergah› üzerinde bulunan ‹nönü Mahallesinde a¤›r silahlarla aç›lan atefl sonucu bir çok evin camlar› k›r›ld›. Mahalle sakinleri askerlere tepki göstererek, Savc›l›¤a baflvuracaklar›n› söyledi. Mahalle sakinlerinden Fatma Demir, "Gece uyuyorduk, bir anda camlar k›r›ld›. Uyand›¤›m›zda evler taran›yordu. Çocuklar korkudan ba¤›rmaya bafllad›lar. Böyle fley mi olur, ya bize isabet etseydi?" dedi. Ad›n› vermeyen bir mahalle sakini ise, gece biri akrep panzer olmak üzere 3 askeri arac›n geçti¤ini ve rastgele evlere atefl açt›¤›n› söyledi. Operasyonlar art›yor! ‹lk olarak Tunceli-Pülümür aras›nda yer alan Kutudere mevkiinde bafllayan operasyon geniflleyerek devam ediyor. Operasyon Noran (Kavakl›), Erdemli (Marçik), Gurmik (Bilgili), Erdo¤du (Kuyluca), Uzuntarla, Pogoal, Hêgoya Pil mezras› k›rsal›na sürdürülüyor. Havadan ve karadan askeri sevkiyat›n devam etti¤i operasyonlarla ilgili yerel kaynaklar, Tunceli-Pülümür, Pülümür-Naz›miye hatlar›na helikopterlerle askerlerin yerlefltirildi¤ini bildirirken, Tunceli merkezden özel harekat timlerinin, üzerlerinde di¤er yolcu minibüslerinde oldu¤u gibi “Tunceli” yazan sivil araçlarla operasyon bölgesine yerlefltirildi¤i gelen bilgiler aras›nda. Normal yolcu gibi köylere giren özel harekatç›lar›n operasyon bölgelerinde pusu kurduklar› ileri sürülüyor.
“Ormanlar›m›z› yakanlar, bu dumanda bo¤ulacaklar!” Uzun y›llard›r gerillay› yok etmek için yürüttü¤ü imha operasyonlar›ndan istedi¤i sonucu alamayan faflizm, Dersim k›rsal›nda bulunan her bir a¤aca gerilla muamelesi yap›yor. Yak›p-y›kmakla yok edemedi¤i Dersim co¤rafyas›n› gün geldi t›rt›llarla bitirmek istedi, gün geldi barajlar alt›na gömmek istedi. Y›llard›r yakmakla bitiremedi¤i ormanlar› bir kez daha atefle verdi faflizm. Geçti¤imiz günlerde Mazgirt Xelok da¤lar›ndaki orman›n 150 hektarl›k alan› yakarak yok eden faflizm flimdi de Ovac›k Hozat hatt› aras›ndaki ormanlar› atefle verdi. Yerel kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre, Ataç›nar (Weliyan) köyüne askerler 3 gün önce bask›n düzenledi. Ad›n›n aç›klanmas›n› istemeyen bir köylü, bask›n›n ard›ndan ayn› gece Ataç›nar Askeri Karakolu’ndan ormanl›k alana at›lan atefl topu fleklindeki bir cismin yang›na neden oldu¤unu söyledi. Ayn› flekilde Hakkari’nin fiemdinli ilçesinde operasyon s›ras›nda Umut Da¤›’ndaki (Girê Gomana) ormanl›k alan›n yand›¤› ö¤renildi. Dersim’de 4 ayr› noktada bafllayan yang›nlara hiçbir flekilde müdahale etmeyen faflizm, ormanlar› söndürme çabas› içerisinde bulunanlar› ise tehdit ederek engelliyor. “Orman vatand›r” fliar›n› hayk›ran faflizm Türkiye Kürdistan›’nda yakt›¤› ormanlar› zevkle izlemekte. Ancak flunu bir kez daha belirtelim ki ormanlar›m›z› yakanlar gün gelecek bir gün bu dumanda bo¤ulacak. Yaylac›lar endifleli! Bölgede uzun y›llar süren OHAL nedeni ile y›llarca yaylalar›na hasret kalan Dersim halk›, bu y›l ç›kt›¤› yaylalarda yaflad›klar›n›n
OHAL döneminden çok farkl› olmad›¤›n›, OHAL’in sadece ka¤›t üzerinde kalkt›¤›n›, gözlerine dolan yafllarla bo¤az›nda dü¤ümlenen cümlelerle anlat›yor. Hozat köylüleri “yaylada yaflam›m›zdan endifle ediyorduk” diyerek bafll›yorlar yaflad›klar›n› anlatmaya; “Her gün, bugünü de atlatt›k diye flükrediyoruz. Bölgede sürdürülen operasyonlar›n yo¤unlaflmas›yla bizim üzerimizdeki bask›lar da artt›. Kontr-gerilla geçti¤imiz günlerde yaylam›za geldi. Erkekleri ay›rarak onlarla gezmelerini söyledi. ‹tiraz ettiysek de sonuç alamad›k. Erkekleri önlerine kat›p gittiler. Bütün gece zorla gezdirmifller. Yürümezseniz öldürürüz diyorlar. Amaçlar› kendilerini korumak ve gerillan›n att›¤› pusular› engellemek. Yaflanacak bir çat›flmada bizi öne sürmek. Hayat›m›zdan endifle ediyoruz. Gidip suç duyurusunda bulunaca¤›m›z› söyledik. Nereye istiyorsan›z oraya gidin dediler. Bakal›m sizi kim kurtaracak!” Yaylada yaflananlar› anlatan köylüler bu iflin peflini b›rakmayacaklar›n› ifade ediyor. Elaz›¤ Y›ld›zba¤lar›’nda gazete da¤›tan çal›flan›m›za polis sald›r›s› Elaz›¤’da gazetemiz ‹flçi-köylü’nün 25. say›s›n› da¤›tan Gazetemiz Malatya Büro çal›flan› Neslin Ça¤lar K›l›nç’a polis müdahale etti. 3 Temmuz’da saat 19:00’da Y›ld›zba¤lar› Mahallesi’nde kanal›n üstünde çal›flan›m›za müdahale edilmesi üzerine mahalle sakinleri çal›flan›m›z› sahiplendi. Sivil polisler taraf›ndan yap›lan müdahalede gazetemizin toplat›lmas› olup olmad›¤› kontrol edildi. Çal›flan›m›z GBT’den geçirildi. Mahalle halk›n›n müdahalesi üzerine polis geri ad›m atmak zorunda kald›. Ayr›ca durumu ö¤renen Devrimci Demokrasi okurlar›, HÖC üyeleri ve yurtsever arkadafllar çal›flan›m›za sahip ç›kt›lar.
17’ler Dersim’de mezarlar› bafl›nda an›ld› 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim’in Mercan Vadisi’nde faflizmin bombal› sald›r›lar› sonucu yaflam›n› yitiren MKP’nin önder ve kadrolar›ndan Cafer Cangöz, Ayd›n Hanbayat, Ali R›za Sabur, Taylan Y›ld›z ve Ahmet Perktafl k›rklar› vesilesiyle ailesi, yoldafllar› ve dostlar› taraf›ndan mezarlar› bafl›nda bir kez daha an›ld›. Partizan ve HÖC’ün de kat›l›m sa¤lad›¤› anma etkinli¤ine halk da yo¤un kat›l›m sa¤lad›. Dersim’de mezarlar› bafl›nda yap›lan anma etkinli¤i, flehitler için 1 dakikal›k sayg› durufluyla bafllarken okunan
fliirler ve flehitlerin yaflamlar›n›n anlat›lmas›n›n ard›ndan “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” vb. sloganlarla etkinlik sona erdi.