ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2005-19
30
*Y›l:2 *9-22 Eylül 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350
Nerede zulüm, linç, katliam orada isyan, intifada, serhildan Al›nan bir ayl›k eylemsizlik karar›na karfl› devletin sald›r›lar›n› art›rmas› Kürt halk›n›n öfkesini tafl›rm›fl; sokaklarda molotof, tafl, barikat olmufltur.
GER‹LLA HALKTIR, HALK ALANLARDAYDI! Ayd›nlar›n “koflulsuz silah b›rakma” ça¤r›lar›n›n ard›ndan TC Baflbakan›’n›n “Kürt sorunu” tan›mlamas›n› kullanmas› ve “geçmiflte hatalar yapt›k” diyerek günah ç›kartma yönlü söylemlerde bulunmas›n›n yaratt›¤› suni havan›n ard›ndan gerillaya yönelik imha amaçl› operasyonlar›n artarak devam etmesi ve Kürt halk›n›n en demokratik talepleri için alanlara ç›kt›¤›nda fliddetle bast›r›lmas› gerçekleri olanca ç›plakl›¤›yla bir kez daha orta yere serdi. Ordunun “topyekün mücadele” söyleminin ard›ndan sivil faflist sald›r›lar›n, linç giriflimlerinin ve bask›lar›n artmas›, son dönemlerde devletin “ezberini bozdu¤unu” söyleyenlere, 80 y›ll›k TC devletinin Kürt halk›na karfl› izledi¤i imha ve inkar siyasetini hat›rlatm›flt›r. Öcalan’a yönelik tecrite karfl› TUHAD-FED’in Gemlik’e düzenlemek istedi¤i yürüyüfl pekçok yerde hem devletin hem de devlet güdümündeki sivil faflistlerin sald›r›s›na u¤ram›fl ve engellenmifltir. Halka yönelik bu fliddet kar-
Bal›kesir’de Gönen Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan tabakhanelerde çal›flan, ifline, ekme¤ine, onuruna sahip ç›kmak için Deri-‹fl Sendikas›’nda örgütlenen iflçilerin, sendikal faaliyetleri deri patronlar› taraf›ndan ö¤renilince örgütlenme faaliyeti yürüten öncü iflçiler iflten at›lm›fl, geri kalan iflçiler de baflta patronlar olmak üzere devletin kolluk güçleri taraf›ndan da fiziki ve psikolojik sald›r›larla karfl› karfl›ya kalm›flt›r. ‹fllerinden at›lan iflçiler direnifle bafllay›p iflyerleri önünden ayr›lmazken, sendikal
fl›s›nda öfke soka¤a taflm›flt›r; çünkü söylemde onca “bar›fl”, “demokrasi” laflar› bollu¤u yaflanmas›na ra¤men, yak›lan, iflkence edilen, yarg›s›z infazla katledilen, gerillad›r, bu halk›n çocuklar›d›r. Öfke soka¤a taflm›flt›r; çünkü, en küçük demokratik haklar için mücadele dahi “provokasyon”, “terörizm” denilerek engellenmekte, fliddet kullan›larak bast›r›lmaktad›r. Öfke soka¤a taflm›flt›r; çünkü devlet sar›ld›¤› Türk flovenizminden milim taviz vermemekte, sivil faflist sald›rganlar› bilinçli bir flekilde Kürt halk›n›nn üzerine sald›rtmaktad›r. Tüm bunlar›n “bir ayl›k eylemsizlik” sürecinde yaflanmas›, TC devletinin “teröristleri muhatap almayaca¤›z” söylemleriyle birlikte düflünüldü¤ünde, Kürt halk›na onurluca direnmekten baflka çözüm yolu kalmad›¤› görülmektedir. Bu topraklarda yaflayan ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever, halklar›n kardeflli¤inden yana olan tüm güçler TC faflizmine karfl› mücadeleyi ortaklaflt›rmak ve büyütmek zorundad›r. Ferman devletinse, da¤lar, sokaklar, alanlar halk›nd›r!
Sald›r›lar deri iflçilerini y›ld›ramaz! örgütlenmeyi bitirmek için her türlü sald›r›n›n pervas›zca uygulanmaya bafllad›¤› Gönen’de son olarak 31 A¤ustos 2005 tarihinde Özdemir Deri patronunun d›flar›dan getirtmifl oldu¤u silahl› adamlar›, Deri-‹fl Sendikas›na üye olan iflçilere sald›rtmas› sonucu, Kantar deri iflçisi Hamit Kökçü adl› iflçi kafas›na isabet eden kurflunla yaraland›. A¤›r yaral› olan Hamit Kökçü’ye sald›ranlar›n
yakalanmas› ve deri iflçilerinin üzerinde estirilen terörü protesto etmek için 2 Eylül Cuma günü Zeytinburnu’ndaki Çolako¤lu Deri Sat›fl Ma¤azas› önünde Türk-‹fl’e ba¤l› 14 flubenin yapt›¤› eylemde de ma¤aza yetkilileri iflçilere silah çekerek tehdit ya¤d›rd›lar. 31 A¤ustos’ta yaflanan sald›r›y› duyan Gönen Deri Organize Sanayi Bölgesi iflçileri sald›r›lar› protesto etmek
için 1 Eylül’de ifl b›rakt›lar. Ertesi gün ise saat 12:00’de ‹stanbul Zeytinburnu’nda Deri-‹fl Tuzla fiubesi, Belediye‹fl ‹stanbul fiubeleri, Yol-‹fl 1 No’lu fiube, Tez Koop-‹fl 2 No’lu fiube, HaberSen 9 No’lu fiube ve TEKS‹F Bak›rköy fiubelerinin yapt›¤› eylemde de patronun adamlar› silah çekti. Ma¤aza içinden ç›kan 5-6 kiflilik bir grup “Ç›k›n gidin, kimsiniz, size burada bas›n aç›klamas› yapt›rmay›z” diyerek küfürlerle iflçilere ve sendikac›lara sald›rd›. Sayfa 5
2
9-22 Eylül 2005
30
Coca-Cola iflçileri direnifllerine devam ediyor Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için yaklafl›k 100 gün önce iflten at›lan Coca-Cola iflçileri verdikleri mücadeleye bas›n aç›klamalar› ve imza kampanyalar›yla devam ediyor. Coca Cola patronlar› yaflanan direnifli k›rmak için 95 iflçiyi kap› önüne koyarken, iflçiler bafllatt›klar› direniflle herkesi Coca-Cola ürünlerini boykota ça¤›rd›.
emperyalist, kendilerininse milyonlar› temsil eden bir s›n›f oldu¤unun alt›n› çizen Küçükosmano¤lu, dire-
“Yaflas›n onurlu mücadelemiz”, “Y›lg›nl›k yok direnifl var”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Kolaya sendika girecek baflka yolu yok” sloganlar›n›n s›k s›k at›ld›¤› eylemde Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda, Taksim Galatasaray Lisesi önünde ve pek çok merkezi yerde imza
23 A¤ustos Çarflamba günü Galatasaray Postanesi önünde biraraya gelen Coca-Cola iflçileri, imza standlar›n› açarak çevreden geçenlere sesli ajitasyon eflli¤inde bildiri da¤›tt›. Saat 12:30’a gelirken toparlanan iflçiler burada “Sömürünün simgesi Coca-Cola fliflesi”, “Direniflin simgesi Coca-Cola iflçisi” sloganlar›yla bas›n aç›klamalar›na bafllad›. Kitle ad›na konuflma yapan Nakliyat-‹fl Sendikas› Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu Coca-Cola’n›n kendilerini iflten atmas›n›n üzerinden 97 gün geçti¤ini ve bu süreçte ›srarl› bir direnifl sergilediklerini belirtti. Karfl›lar›nda duranlar›n bir avuç
nifle devam edeceklerini belirtirken Rock’n Coke Festivali için gelen sanatç›lara da at›fta bulunarak çocuklar› ve emekçi babalar› aç b›rakan bir flirketin yapt›¤› bu festivale kat›lmayarak ayn› zamanda yan›bafl›m›zda yap›lan katliamlara ortak olmamalar›n› istedi.
Sendikalaflt›klar› için ifllerinden at›lan CocaCola iflçileri bafllatt›klar› direnifllerini eylemlerle ve imza standlar› açarak devam ettiriyor ve herkesi Coca-Cola içmemeye ça¤›r›yorlar.
mu” yaz›l› pankartlar› tafl›yarak 12:30’da yürüyüfle geçtiler. ‹stiklal Caddesi üzerinden limana kadar yürüyen kitle, yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Mersin hayk›r, liman sat›l›k de¤il” vb. sloganlar att›lar. Limana var›ld›¤›nda ise liman iflçileri kitleyi sloganlar ve alk›fllarla karfl›lad›. Limanda Mersin Demokrasi Platformu ad›na Yol-‹fl Mersin
(‹stanbul/H. Merkezi)
fiube Baflkan› Saim Evren bir aç›klama yapt›. Evren, aç›klamada liman›n özellefltirilmesinin Mersin’e getirece¤i zararlardan ve iflçilere getirece¤i zorluklardan bahsederek özellefltirmeye karfl› liman iflçilerinin yan›nda olduklar›n› ifade etti. Aç›klamadan sonra Mersin Demokrasi Platformu bileflenleri iflçilerle k›sa bir görüflme yaparak limandan ayr›ld›lar. (Mersin)
Çaykur iflçisi ayd›nlan›yor
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Elmada¤’da bulunan Çaykur Paketleme Fabrikas›’nda çal›flan iflçiler fabrikan›n kapat›lmak istenmesine karfl› eylemlerini sürdürürken, özellefltirmeyi de tart›fl›yor. Üç makinesinden ikisi sökülen fabrikada iflçiler özellefltirme sald›r›s›na karfl› bölge halk›yla beraber tepkilerini dile getiriyorlar. Daha önce Ankara Sendika fiubeleri Platformu taraf›ndan Çaykur iflçileriyle beraber yap›lan eylemlerden sonra flimdi de platform taraf›ndan özellefltirme ile ilgili bir panel düzenlendi. Elmada¤ Halk E¤itim Merkezi’nde 29 A¤ustos Pazartesi günü “Sosyal, siyasal ve
D‹SK Ege Bölge Temsilcili¤i de ‹zmir’de yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla duyarl› çevreleri ve kiflileri iflten at›lan Coca-Cola iflçilerine destek vermeye ve Coca-Cola ürünlerini boykot etmeye ça¤›rd›. 24 A¤ustos Çarflamba günü Konak Meydan›’nda bir araya gelen kitle ad›na konuflma yapan D‹SK Ege Bölge Baflkan› Azad Fazla; 19 May›s 2005 tarihinden beri iflçilerin direniflte oldu¤unu belirterek iflçilerin direnifl s›ras›nda polis copuna, biber gazl› sald›r›lara çoluk-çocuk tüm aileleriyle karfl› koyduklar›n› söyledi. Aç›klama Fazla’n›n ve kitledekilerin yanlar›nda getirdikleri kolalar› yere dökmesiyle alk›fllar içinde son buldu.
Mersin Demokrasi Platformu’ndan Liman iflçileriyle dayan›flma eylemi Mersin Demokrasi Platformu’ndan Liman iflçileriyle dayan›flma eylemi 27 A¤ustos Cumartesi günü Mersin Demokrasi Platformu bileflenleri E¤itimSen önünden Mersin Liman›’na kadar yapt›klar› yürüyüfl ile Liman iflçilerinin direnifline destek oldular. E¤itim-Sen Mersin fiubesi önünde toplanan kitle “‹flçi iradesine sayg›”, “Yaflas›n emek kardeflli¤i” ve “Mersin Demokrasi Platfor-
standlar›n›n devam edece¤i söylenerek eylem bitirildi. Eylemin ard›ndan Coca-Cola iflçileri imza toplamaya ve bildiri da¤›tmaya devam etti.
ekonomik boyutu ile 23 y›ll›k özellefltirme serüveni” konulu bir panel gerçeklefltirildi. Çaykur’dan 70’e yak›n iflçinin kat›ld›¤› panelde ilk sözü K‹GEM Yönetim Kurulu Üyesi ‹lter Ertu¤rul ald›. Et ve Bal›k Kurumu’nun, Sümerbank Fabrikas›’n›n kapat›ld›¤›n› hat›rlatan Ertu¤rul, özellefltirmenin nas›l yap›ld›¤›n› söyleyerek, özellefltirme karfl›t› mücadeleye toplumsal boyut kazand›r›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. Platform Sözcüsü Petrol-‹fl Ankara fiube Baflkan› Mustafa Özgen de yapt›¤› konuflmada; özellefltirmeye karfl› ç›kmak gerekti¤ini söyledi. (Ankara)
6 AYLIK: 10.200.000
ROLLS ROYCE GREV‹ BAfiLADI Bristol, Patchwood’da bulunan Rolls Royce’un motor testi tesislerinden 96 iflçi 24 A¤ustos’ta süresiz grev bafllatt›. Greve ç›kan iflçiler Amicus Sendikas› yetkililerinden Jerry Hicks’in iflten at›lmas›n› protesto ediyorlar. Bu grev ayr›ca neo-liberalizm alt›nda 25 y›ll›k sendikal kazan›mlar›n gasp edilmesine bir yan›t olarak de¤erlendirilirken, fabrikan›n idari yöneticisi Hicks’in geri al›namayaca¤›n› söyledi. Bu grevin ayr›ca ifl saatlerinin uzat›lmas›na, kötü ifl koflullar›na, iflveren ve sendika düflman› hükümetlere karfl› iflçi ve sendikalar›n daha genifl bir mücadelesini bafllataca¤› da savunuldu. PKP GER‹LLALARINA 30 YIL HAP‹S 20 Mart 2002’de Peru’nun baflkenti Lima’daki ABD Büyükelçili¤i binas› önünde Peru Komünist Partisi taraf›ndan gerçelefltirilen ve 10 kiflinin ölümüyle sonuçlanan eylemin davas›nda yarg›lanan 8 tutsaktan 4’üne 20 ila 30 y›l aras›nda de¤iflen hapis cezalar› verildi. Bombalama eylemi ABD Baflkan› Bush’un Peru’da bulundu¤u s›ralarda yap›lm›flt›. Sald›r›dan direkt sorumlu tutulan tek san›k Wilbert Elqui Meza 30 y›l hapis cezas›na çarpt›r›ld›.
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
30
9-22 Eylül 2005
Irak’ta ABD Anayasas› halk oylamas›na sunulacak; “Savafl bitmedi” ABD’nin Vietnam’› iflgali s›ras›nda halk›n iflgalcilere karfl› gelifltirdi¤i direnifl yöntemleri hala haf›zalardad›r. ‹flgalcilerin yöntemlerine karfl›, halk›n büyük bir yoksulluk içinde gelifltirdi¤i direnifl biçimleri, yarat›c›l›k ve iradenin neleri gö¤üsleyebilece¤ini ö¤retti. Bu direnifl yöntemleri içinde en çarp›c› olanlardan biri de yeralt›nda direniflçilerin sakland›¤› köstebek yuvalar›yd›. Direnifl ve katliamlar›n yo¤un oldu¤u bölgelerde evlerin alt›na kaz›lan tüneller, yüzlerce direniflçiyi kurtarm›fl ve a盤a ç›kt›¤›nda da iflgalcileri flaflk›na çevirmiflti. ABD, takvim yapraklar›n›n 2003’ü gösterdi¤i tarihlerde Irak’› iflgal etti¤inde yine halk›n direnifl mevzisine çarpm›flt›. Hem de hiç beklemedi¤i kadar büyük bir mevziiydi bu. Ancak iflgalin bafl›ndan bugüne “ABD ikinci Vietnam sendromunu yafl›yor” tart›flmalar›nda, vurgulanan ve üzerinde durulan temel bir nokta vard› o da direnifllere önderlik eden güçlerin farkl›l›¤›yd›. Kuflkusuz bu önemli ve belirleyici bir farkl›l›kt›. Ancak iflgal ve direniflin ortak paydas› belli ortak noktalar›n yaflanmas›n› da beraberinde getirmektedir. Geçti¤imiz günlerde iflgal ve direnifl sarmal›n›n devam etti¤i Irak’tan bir haber yay›nland› bas›nda. Güvenli¤i uydudan sa¤lanan Bucca Kamp›’nda içinde 600 tutuklunun çal›flt›¤› tahmin edilen 10 kilometre uzunlu¤unda bir kaç›fl tüneli bulundu. Tünelin içinde radyo parçalar›ndan yap›lm›fl ayd›nlatma sistemi vard› ve duvarlar› su veya Amerikal›lara göre sütle düzeltilmiflti. Kaç›fl plan›n›n yap›ld›¤› gün ve kaç›fla saatler kala tünelin tutuklulardan biri taraf›ndan ihbar edilmesi sonucu, tünelin bulundu¤u yere askeri operasyon düzenleniyor ve tutuklular›n hepsi farkl› bölümlere al›narak, yal›t›l›yor. Tünelin a盤a ç›kmas›n›n ard›ndan yap›lan yorumlar›n a¤›rl›¤›n› “tam bir mimari harikas›yd›” oluflturuyor. Kamp’tan sorumlu Albay James B. Brown, planlanan özgürlük eylemi için “ABD’nin cezaevi tarihinin en büyük plan›. Hapishanenin içinde savafl bitmifl hissine kap›l›yorsunuz. Benim için savafl bitmiflti. Hiçbir fley gerçekten daha fazla olamaz” aç›klamas›n› yap›yor ve devam›nda “savafl bitmedi” diyor. Irak’ta bugün “savafl bitmedi.” ‹flgalin boyutu bafllad›¤› günden farkl› bir boyutta de¤il. ‹flgalci güçler sald›r›lar›n› kimi dönem art›rsa da iflgal gerçe¤i tüm sonuçlar› ile birlikte devam ediyor. Irak’ta yap›lan seçimlerin ard›ndan ülkenin gelece¤i ve “ba¤›ms›zl›k” tart›flmalar›na verilen yan›t›n gerçekli¤i ve geçerlili¤i kendini koruyor. Zira kurulan hükümetin ABD kuklas› bir hükümet oldu¤u ve iflgal politikalar›n›n bir parças› olarak flekillendi¤i ve Bush’un beklentisinin aksine seçimlerin direnifli k›rma anlam›nda bir etkisinin olmayaca¤›n› belirtmifltik. Nitekim bu tespitler o günden bugüne yaflanan geliflmelerle do¤ruland› ve kurulan kukla hükümet direnifl üzerinde hiçbir etki yaratamad›. Çünkü iflgal gerçekli¤i kendisini hala koruyordu/koruyor. fiimdi Irak’ta yeni bir gündem var: O da Irak Anayasas›. Hat›rlanaca¤› gibi ABD, gerek iflgalin ilk dönemlerinde gerekse de seçimlerin ard›ndan ülkede bir iç savafl›n ç›kma ihtimalini her zaman güçlendirme yönünde ad›mlar atm›fl, ancak baflar›l› olamam›flt›r. Direnifli k›rmak aç›s›ndan elinde önemli bir silah olarak de¤erlendirdi¤i etnik çat›flmalar ç›kmam›fl ve ABD, hesaplar›nda bir kez daha yan›lmak zorunda kalm›flt›r. fiimdi ayn› hedef
ve oyunlar Anayasa tart›flmalar›nda bir kez daha gündeme getirilmifl durumda. Ülkede bulunan fiiiler, Sünniler, Türkmenler ve Kürtler aç›s›ndan büyük önem tafl›yan Anayasa haz›rl›k ve tart›flmalar› belli kesimlerin karfl› ç›k›fllar›na ra¤men Irak Meclisine sunuldu ve okunmas› yeterli görülerek onayland›. Halk oylamas›na sunulacak Anayasa Ekim ay› içerisinde tam fleklini alacak ve ard›ndan “ba¤›ms›z” Irak devletinin, “ba¤›ms›z” Anayasas› olmufl olacak. ABD taraf›ndan haz›rlanarak Irak hükümetine gönderilen Anayasa’ya en çok karfl› ç›kanlar ise Sünniler. En çok rahats›zl›k yaratan ise Kürtlere ve fiiilere tan›nan özerk bölgelerin olufludur. Ki, bu temelde as›l rahats›zl›k noktas› zengin petrol yataklar›n›n bu bölgelerde olmas› ve kendilerine verilen bölgelerin s›n›rl›l›¤› ve yine petrol pazar›nda çok fazla söz hakk›na sahip olamamalar›. Sünnilerin tüm itirazlar›na ra¤men Anayasa Meclis’e sunuldu ve gerekirse “referandumda reddedebilirsiniz” aç›klamas›nda bulunuldu. Bu arada Sünnilere as›l cevap bizzat Bush taraf›ndan verildi. Bush Anayasa tart›flmalar›na iliflkin yapt›¤› aç›klamalar›ndan birinde, “Sünnilerin karfl›s›nda bir seçenek var. Özgür bir toplumda m›, yoksa fliddet içinde mi yaflamak istiyorlar? Dinleri ne olursa olsun, ço¤u annenin çocuklar›n›n bar›fl içinde büyüyebilece¤i özgür bir toplumu tercih edeceklerini düflünüyorum.” Böyle düflünmezseniz gerisini siz düflünün diyor aç›kças›. Anayasa tart›flmalar›n›n bu zemindeki geliflimi Kürtlerin ve fiiilerin kendi yollar›n› çizdiklerini, üç direnifl gücünün bölünece¤ini ve zamanla petrol gelirlerine daha fazla sahip ç›kma çat›flmas›n›n bafl gösterece¤i yorum ve de¤erlendirmeleri yap›ld›. Anayasa tart›flmalar›n›n oldu¤u günlerde Basra’da birbirleriyle çat›flmaya giren fiii gruplar bir anlamda bu de¤erlendirmeleri ve Bush’un bu yönlü beklentilerinin do¤ru oldu¤u izlenimini yaratt›. Ancak Bush ve savafl flürekas› bir kez daha yan›ld›. Ç›kacak iç savaflla Bush, yorulan askerinin önemli bir k›sm›n› geri çekmeyi, ülkede denetimi sa¤layacak s›n›rl› düzeyde güç b›rakmay› ve zengin petrol yataklar›n›n denetimini de zamanla sa¤lamay› hedefliyordu ki, yine yan›ld›. Basra’da fiiiler aras›nda patlak veren çat›flmalar›n ard›ndan Mukteda El Sadr Necef’teki bürosunu yeniden açmaya kalk›fl›nca ve yine Sadr’›n ça¤r›s›yla çat›flmalar›n sonland›r›lmas›n› sa¤larken, beraberinde yaflanan geliflmeler sürecin karmafl›kl›¤›n› ifade eden bir niteli¤e büründü. Çat›flmalar› durduran Sadr’›n ça¤r›s›yla ABD bas›n›ndan verilen bilgilere göre 100.000’den fazla insan anayasa tasla¤›na karfl› yürüyüfl yapt›. Sistani’nin siyasi sürece kat›lma ça¤r›s›n› kabul ederek geliflen sürecin d›fl›nda kalan Sadr hat›rlanaca¤› gibi Mehdi ordusunu da silahs›zland›rmam›fl ve askeri gücünü korumay› baflarm›flt›r. Anayasa tart›flmalar›n›n bafllad›¤› günden bugüne ise, Irak’›n bölünmesini beraberinde getirecek olan bir anayasaya karfl› oldu¤unu ve bunun kabul edilemez oldu¤unu aç›klad›. Anayasa tasla¤›na karfl› olan Sünniler ile birlikte, tasla¤a itiraz eden fiiiler aras›nda geliflebilecek bir ittifak›n ise Irak’taki ABD anayasas›na yönelik tepkilerin beklenilenden fazla olaca¤›n› ve 15 Ekim’de halk oylamas›na sunulacak tasla¤›n kabul edilmeme riskinin artabilece¤i sinyalleri verilmeye baflland›. Tabi
bu durum ABD’nin Sünni güçlere yönelik yapt›¤› aç›klaman›n da pek bir hükmünün olmad›¤› gerçe¤ini de göstermifl oldu. Anayasa tasla¤› üzerine fiii ve Sünni güçlerin cephesinde bu geliflmeler yaflan›rken Kürtler aç›s›ndan da oldukça kritik geliflmeler söz konusu. Daha önce de belirtti¤imiz gibi bölgede Kürtler ABD aç›s›ndan önemli bir kart niteli¤inde. Verilecek belli bir tak›m s›n›rl› “haklarla” Kürtleri kontrol alt›nda tutabilmenin ötesinde de¤erlendirebilece¤ini düflünen ABD, Kürtler üzerindeki planlar›n› da buna göre yapmaktad›r. Kuzeyde kurulacak Kürt özerkli¤inin ABD aç›s›ndan hiçbir rahats›zl›k noktas› yok. Burada bulunan petrol yataklar›n›n gelirlerini flimdilik Kürtlere “b›rakmas›n›n” da yarataca¤› bir s›k›nt› yok. Çünkü ileride ihtiyaç duydu¤u takdirde bunlar› yeniden denetimi alt›na alabilir. Kürtler aç›s›ndan yap›lan de¤erlendirmeler de ABD’nin bu hedef ve beklentilerini güçlendirir nitelikte. “Ba¤›ms›z Kürt devleti”, “özerk bir yönetim” gibi söylem ve de¤erlendirmeler yap›lmaya baflland› bile. Bölgeden bas›na yans›yan haberler ise Kürtler aç›s›ndan yaflanan geliflmelerin pek iç aç›c› nitelikte olmad›¤›n› gösteriyor. Kürtlere ba¤l› milis gruplar›n ülkenin güney ve kuzeyinde terör estirdi¤ini ve halka büyük bir bask› uyguland›¤›n›n haberleri geliyor. Yap›lan de¤erlendirmelerde Kürt milislerin halk üzerinde uygulad›¤› bask›lar›n tümünün bizzat ABD denetiminde gerçekleflti¤i üzerinde duruluyor. Kürt bölgesinin KDP’li ‹çiflleri Bakan› Kerim Sincari’nin geliflmelerle ilgili yapt›¤› aç›klamada “bir sorun varsa Amerikal›lara sorun” beyan›nda bulunmas› durumun anlafl›lmas› aç›s›ndan oldukça çarp›c›d›r. Bunun yan› s›ra Kuzey Irakl› insan haklar› örgütü Bethnahrain’in baflkan› Nahrain Toma yapt›¤› aç›klamada: “Saddam’la Kürtlerin icraatlar› aras›nda bir fark göremiyorum. Amerikal›larla Britanyal›lar, tüm yetkiyi Kürtlerle fiiilere verdi. Onlar›n d›fl›nda kimsenin hakk› yok” diyor. Bu koflullarda ABD’nin elindeki bu haz›r kart üzerinde fazlaca oynamas›na ya da düflünmesine gerek yok. Anayasa tart›flmalar›nda ve devam›nda yaflanacak geliflmelerde ABD’nin bafl›n› ciddi anlamda a¤r›tacak olan güç fiiiler olacakt›r. Bu anlamda da ABD dikkatini fiiiler üzerinde yo¤unlaflt›racakt›r. Savafl›n her geçen gün artan maliyetine ve verilen kay›plara paralel olarak ABD halk›n›n iflgale karfl› geliflen tepki ve öfkeleri de artmakta. Çocu¤unu Irak iflgalinde kaybeden anne Cindy Sheehan’›n Bush’un Teksas’taki çiftli¤inin karfl›s›nda kurdu¤u kamp zamanla iflgal karfl›tlar›n›n merkezi haline geldi. Sheehan’›n ça¤r›s› üzerine 50 eyalette düzenlenen ve 1500’e yak›n merkezde düzenlenen gece gösterilerine kat›lanlar, mum yakarak ve flark›lar söyleyerek iflgali lanetledi. Bu eylemle birlikte Bush’un oylar›n›n yüzde otuzlara kadar düfltü¤ü iddia ediliyor. Bir anda savafl karfl›tlar›n›n sesi haline gelen, ülkede olumlu tepkiler alan Cindy’in eylemi ABD’deki milliyetçi bas›n taraf›ndan karart›lmaya çal›fl›l›yor ve yaflam› konusunda çok çeflitli rivayetler yaz›lm›fl durumda. ‹flin “ilginç” olan yan› ise eyleme karfl› flaha kald›r›lan milliyetçi eylemler, yani ülkemizde son dönem öne ç›kar›lan sivil faflistlerin ABD’de de eyleme karfl› hemen harekete geçirildi¤ini görmek flafl›rtm›yor bizleri. Milliyetçiler yapt›klar› eylemlerde “Cindy, benim ad›ma konuflma” sloga-
n›yla yürüyorlar. Ancak bu tarz eylem ve hareketler bafllayan eylemi bo¤ma niteli¤i tafl›m›yor. Çünkü karfl›t seslerin sesi daha güçlü ve daha gür. Ve en önemlisi de iflgale karfl› ç›kan Amerikan halk›n›n flu sorular› sormas›n› sa¤l›yor: “Amerikan halk›na neden yalan söylediniz? Cümle aleme neden yalan söylediniz?... Neden durmadan ‘görevimizi bitirmemiz gerek’ diyorsunuz? O görevin ne oldu¤u hakk›nda en ufak bir fikriniz olmad›¤›n› siz de pekala bildi¤iniz, kovboy gömleklerinizi de¤ifltirir gibi kolayl›kla de¤ifltirebilece¤inizi de bildi¤iniz halde?” Bu geliflmeleri Teksas’taki çiftli¤inden izleyen Bush ise büyük bir cenderenin içinde oldu¤unun fark›nda ve onun ac›s›yla k›vranmakta. Rüyalar ülkesi ABD’nin Katrina kas›rgas›n›n kas›p kavurdu¤u New Orleans kentine, Irak’tan dönen pisikopat ruhlu askerlere “atefl etme ve öldürme” yetkisi verildi¤i ve 300 askerin yerlefltirildi¤i bildirildi. Louisiana Valisi Kathleen Blanco, M-16 otomatik silahlarla teçhiz edilmifl özel birli¤in, “kaos” yaflanan kentte güvenli¤i sa¤lamak için görevlendirildi¤i, “Atefl etme ve öldürme yetkisine sahipler ve umar›m bunu yapacaklar” ifadesi kullan›larak aç›klan›yor. Siyahlar›n felaketten kaçamad›klar›, ölenlerin ço¤unlu¤unu oluflturmalar› ve aç kalmalar›n›n sonucu marketleri ya¤malamalar›n› engelleyemeyen rüyalar ülkesi yöneticileri, bunlar› önlemek için katletmekten baflka yöntem bulam›yorlar. ABD’nin içi Katrina kas›rgas› ile kavrulurken d›fl›nda yaflanan geliflmeler Teksas’taki için kayg› verici düzeyde. A¤ustos ay› sonlar›nda Çin ve Rusya’n›n “Bar›fl Görevi 2005” bafll›¤›yla yapt›klar› ortak askeri tatbikat ABD aç›s›ndan önemli bir geliflme. ABD’yi ciddi anlamda rahats›z eden bu ortakl›klar›n hedefi ise ortaklar taraf›ndan da gizlenmiyor. Çinli uluslararas› iliflkiler uzman› Jin Canrong, “ana hedef ABD. ‹ki taraf da, ABD karfl›s›nda güvenlik, siyaset ve ekonomi alanlar›nda pazarl›k güçlerini art›rmak istiyor” ifadelerini kullan›yor ve tatbikat›n amac›n›n da buna paralel olarak “Uluslararas› terörizm, ayr›l›kç›l›k ve afl›r›l›¤a karfl› askeri kapasitenin güçlendirilmesi” olarak belirleniyor. Rusya’n›n do¤usundaki Vladivostok flehrinde yap›lan tatbikata fianghay ‹flbirli¤i Örgütü üyelerinin kat›lmas› da ABD’ye gönderilen mesaj›n niteli¤ini farkl›laflt›rmakta, daha güçlü olmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu duruma karfl›n ABD sald›rganl›¤a devam ederek ‹ran hedefini her f›rsatta dile getirmektedir. Uygun koflul ve zeminini yaratmaya çal›flt›¤› sald›r›y› dillendirme politikas›n› sürdürüyor. ABD’nin Irak bata¤› dün oldu¤u gibi bugün de devam ediyor. Bölgedeki iflbirlikçi güçler ise halk›n iradesine ra¤men ve halk› kand›rarak Anayasa vesilesiyle bataktan pay alma derdinde. Ancak bu uflakl›¤›n sonu olmad›¤›n› Saddam örne¤inden çok iyi biliyorlar. Yani ABD’nin bir gün kendilerine “ihanet” edeceklerini onlar da çok iyi biliyor. Ancak bile bile lades demek tercihini flu an için yapmak istiyorlar. ABD’nin haz›rlad›¤› anayasan›n Irak’ta flu an yaflanan koflullarda t›pk› seçimlerde oldu¤u gibi bir hükmünün olmayaca¤› ortadad›r. Halk her ay yüzlerce cesedin morglara tafl›nmas› gerçekli¤i ile yafl›yor ve iflgal gerçe¤ini biliyor. Ölüm, yaflam›n gerçek yüzünü ve sorumlular›n›n kimler oldu¤unu görmek istemeyenlerin yüzüne çarp›yor...
4
9-22 Eylül 2005
S›n›fsal Bak›fl “GER‹LLA ONURDUR, ONURSUZ YAfiANMAZ!” Omuzu kalabal›k Türk paflalar›n›n bu seneki “zafer bayram›” törenlerinde yüzlerinden düflen bin parça oluyordu. Daha flunun fluras›nda birkaç ay önce verdikleri demeçlerle linç kampanyalar›n› bafllatm›fllar, topyekun mücadele için seferberlik ça¤r›s› yapm›fllard›. Her ne kadar PKK’nin son aylarda gelifltirdi¤i eylemlerin vurdu¤u darbeler belli bir etki yap›yorsa da gidiflat henüz “tehdit edici” ve “kontrol d›fl›” bir boyut almam›flt›. ‹flte ne olduysa her fley 30 A¤ustos’tan hemen önce bafllad› ve pefl pefle 3 gün boyunca yaflan›verdi. 27 A¤ustos’ta say›lar› 2 bini bulan kitle Befliri’de dört gündür sürmekte olan operasyon bölgesine do¤ru yürüyüfle geçti. Durdurulmalar› için devletin de¤il ancak yerel inisiyatifin devreye girmesi etkili olabildi. Ertesi gün Nusaybin’de, Trabzon-Maçka’da flehit düflen HPG gerillas› Mesut ‹sa’n›n cenazesi Suriye’nin Kam›fllo kentine 10 bin kifli taraf›ndan u¤urland›. Nihayet, 29 A¤ustos’ta, bir gün önceki gösterilerde panzerden aç›lan atefl sonucu polis taraf›ndan katledilen Hasan ‹fl isimli yurtsever gencin cenazesi, 20 bini aflk›n bir kitle taraf›ndan 5 kilometrelik bir yürüyüflün ard›ndan Batman’da topra¤a verildi. Bu eylemler, bölgede yaflayan bütün halk› kapsayan boyutuyla tam bir “halk hareketine” dönüflmüfltü. Faflist diktatörlü¤ün herhangi bir biçimde müdahale flans› bulamad›¤› ve acz içerisinde kald›¤› eylemlerde, son süreçteki geliflmelerin birikimi halk›n ruh halinden ve hayk›r›lan sloganlardan çok aç›k bir biçimde anlafl›labiliyordu. Faflist Türk devletinin Kürt halk›na, baflta Öcalan olmak üzere temsilcilerine ve güçlerine/gerillaya yönelik katliam, iflkence, bask› ve sald›r›lar›n›n yan› s›ra; Maçka, Seferihisar ve Cunda’daki linç giriflimlerine, “Arac› Ayd›n”lar›n sessizli¤e gömülüflüne karfl› güçlü bir tepki sergilendi. Bu geliflmelerin faflist generallerin suratlar›n› buruflturan esas özelli¤i, o s›ralar G. Kurmay 2.Baflkan› koltu¤unda oturan ‹lker Baflbu¤’un 19 Temmuz’da düzenledi¤i medya brifinginde/içtimas›nda alt›n› özellikle çizdi¤i iki kritik konuda, hiç flanslar› bulunmad›¤›n›n aradan 40 gün bile geçmemiflken anlafl›lm›fl olmas›d›r. Bu iki önemli konu, Baflbu¤ taraf›ndan, “baflar› umudunun k›r›lmas›” ve “örgüt ile toplum aras›ndaki iletiflimin kopar›lmas›” olarak ifade ediliyordu. Oysa sürecin ABD ve AB’nin yörüngelerine de uygun biçimde havuç-sopa politikas› ile “geleneksel” tarza uygun bir biçimde iflletilmesi için bütün hesaplar yap›lm›fl ve harekete geçilmiflti. Ulusal hareketin önderli¤i de bununla buluflan reformist bir politik çizgide yol almakta oldu¤undan, Türk hakim s›n›flar›n›n planlar›n›n tutmamas› için ortada pek
bir neden “yok” gibi gözükmekteydi. Hat›rlanaca¤› gibi 2005 Newroz’una gelindi¤inde, baflta Kürt ulusal dinamikleri ve ülke genelinde devrimci güçlerdeki toparlanma ve halk muhalefetindeki canlanma karfl›s›nda ordunun sürece müdahalesi “bayrak provokasyonlu kampanya” ile geldi. Bunu linç giriflimleri ve di¤er sald›r›lar izledi. Ard›ndan ikinci hamle yukar›da and›¤›m›z Baflbu¤’un medya brifingi ile gelifltirildi. Burada kapsaml› bir program aç›klan›yor, topyekun mücadele çerçevesinde herkes, bütün kurumlar göreve davet ediliyordu. Ayr›ca Terörle Mücadele Yasas›’n›n daha da a¤›rlaflt›r›lmas› baflta olmak üzere bir dizi önlem ve düzenleme somut olarak say›l›yordu. Baflbu¤’un talimatlar› yank›s›n› baflta para-medya olmak üzere toplumun en gerici, faflist kesimlerinde bulmakta gecikmiyordu. Hükümet ise TMY’de de¤ifliklik konusunda hemen çal›flmalar› bafllatt›. Ordudan dönemin konseptiyle ilgili hat›rlatmalar ve “taktik” aç›klamalar gelmeye devam ediyordu: “TSK, bölücü terör örgütüne karfl› mücadelesini, k›s›tlanm›fl yetkilerine ra¤men özveriyle sürdürmektedir ve sürdürmeye devam edecektir. Bu mücadele, TSK ve di¤er güvenlik kuvvetleri yan›nda bütün halk›m›z›n, yöneticilerimizin ve sivil toplum kurulufllar›m›z›n da ifltirakiyle topyekun bir tarzda yap›ld›¤›nda daha etkileyici sonuçlar elde edilebilecektir.” (Hilmi Özkök, G. Kurmay Baflkan›, 05.08.05) Süreç tam da bu flekilde ifllerken “beklenmedik” bir geliflme oldu ve “Diyarbak›r Gezisi” gündeme gelen Tayyip Erdo¤an, bunun öncesinde, daha evvel “150 ayd›n ve sanatç›” ortak imzas›yla 15 Haziran’da temel talebi “PKK’nin silahl› eylemlere hemen ve önkoflulsuz olarak son vermesi” olan tek tarafl› ça¤r›n›n sahiplerinden bir heyet ile görüflme yapt›. Kendi kontenjan›ndan birkaç “ayd›n”›n da dahil edildi¤i görüflme ve devam›nda Diyarbak›r’daki miting ve temaslarda, “sürpriz” olarak karfl›lanan sözler sarf etti. Herkese, Demirel ve Mesut Y›lmaz’›n vakti zaman›nda söyledi¤i, “Kürt realitesini tan›yoruz”(05.07.93), “AB’nin yolu Diyarbak›r’dan geçer” sözlerini veya Özal’›n federasyon tart›flmalar›n› hat›rlatan bu ç›k›fl; hakim s›n›flar›n ‘muhalefet’ partileri d›fl›nda genel olarak iyimser bir havada karfl›land›. Reformist çevrelerden ÖDP vb.lerini dahi PKK’ye “silahlar› b›rak›n” ça¤r›s›nda bulunmaya iten Tayyip’in manevras›, para-medyan›n önemli bir kesimince huflu ve heyecanla desteklendi. Yak›n bir geçmiflte, “düflünmezseniz öyle bir sorun yoktur”, “sanal bir sorun” diye niteledi¤i meseleyi; flimdi “Kürt sorunu” olarak adland›rmas›, sahiplenir biçimde yaklafl›m
30 sergilemesi, devletin geçmiflte hatalar yapt›¤›ndan ve bu hatalar›yla yüzleflmesi gerekti¤inden söz etmesi, soruna demokrasi içinde çözüm aramaktan bahsetmesi büyük bir “soru iflareti” oluflturuyordu. Eli kalem tutan herkes, bütün siyasi çevreler bir tak›m senaryolar yazmaya bafllad›lar. Olay› MGK/TSK ile AKP aras› “klik çat›flmas›” olarak de¤erlendirenden ABD’nin arkas› gelmesi kuvvetle muhtemel bir “ad›m›” olarak görene, AB’ye yaranmak için yap›lan usulen bir “iyiniyet gösterisi” olarak niteleyenden s›radan bir “seçim yat›r›m›” olarak yorumlayana kadar çok çeflitli görüfller yaz›l›p söylendi. Gelinen aflamada bu görüfllerin bir k›sm› hala savunulmakla beraber art›k sorun baflka bir zeminde tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. Zira, beklenenin aksine, geçmiflteki meslektafllar›n›n sözlerinin ard›ndan oldu¤u gibi, “Tayyip’in ç›k›fl›” vakas›nda da, Kongra-Gel “Ayd›nlar›n giriflimlerine Erdo¤an’›n verdi¤i karfl›l›k ve ard›ndan yapt›¤› aç›klamalar çözüm için olumlu bir hava yaratm›flt›r.” (19.08.05) gerekçesiyle bir ayl›k “pasif savunma” çizgisine çekildi¤i halde, çok yönlü ve kapsaml› sald›r›, vahflet, iflkence ve linç giriflimleri yaflanmaya bafllam›flt›r. Kongra-Gel’den “insaf” ölçüsünde ad›m at›ld›¤› halde; hükümetin “demokratik çözüm” ya da “demokratik cumhuriyet”ten ne anlad›¤›na dair hiçbir aç›klamada bulunmamas›; “geçmiflte yap›lan hatalar”a iliflkin sarf edilen sözlere aç›kl›k getirilmemesi; operasyonlar›n durmak bir yana daha yo¤un ve vahfli biçimde (Befliri’de sa¤ yakalanan gerillalar›n katledilmesi, yak›lmas›, iflkence edilmesi) devam etmesi; DEHAP yöneticilerine tutuklama istemli davalar aç›lmas› ve yasaklar getirilmesi (“Say›n Öcalan” davas›); Ankara’da görüflme talebinde bulunan “bar›fl anneleri”ne kap›lar›n aç›lmamas›; Kongra-Gel’in Belçika’da yapaca¤› bas›n aç›klamas›n›n engelletilmesi, medyada dezenformasyonun ve psikolojik savafl›n asparagas haberlerle en pespaye biçimde tam gaz sürdürülmesi (DTH ile DEHAP’›n içinde ve aralar›nda sorunlar oldu¤una dair haberler, Mehmed Uzun’a ölüm tehdidi, fiemdin Sak›k’›n Apo’ya mektubu vd.); linç giriflimlerinin süreklilik kazanmas› (Maçka, Seferihisar, Ayval›k-Cunda, Bozüyük, ‹znik) “hayaller aleminden gerçe¤e dönüflü” anlat›yordu. Asl›nda, Ulusal Hareketin önderli¤inden, bir dizi reformist gruba, Tayyip’le yapt›klar› görüflmeden ç›kt›ktan sonra, “Erdo¤an kendini ba¤layan ifadeler kulland›. Bundan sonra geri ad›m atmas› zor. Silahlar›n susmas› durumunda birçok ad›m›n at›laca¤› sözünü ald›k. PKK’ye aç›kça söylüyorum. Biz böyle bir teminat alm›fl durumday›z.” (11.08.05) diye demeç veren heyet sözcüsü Gencay Gürsoy’dan, “Erdo¤an’›n sözleri devletin ezberini bozdu. Erdo¤an’›n ç›k›fl›n›; gecikmifl olsa da cesur, gerekli, anlaml› ve önemli buluyoruz.” (11.08.05) yorumunu yapan eski DEP’liler Zana, Dicle, Sadak ve Do¤an’a kadar bir dizi çevre ve flahsiyetin aymazl›¤› ya da hayal tacirli¤i asl›nda MGK bildirisi ve G. Kurmay Baflkan›’n›n aç›klamas›
ile çok geçmeden yan›tlan›vermiflti: “Cumhuriyet hükümetlerinin öncelikli hedefi, anayasada öngörülen görevleri yerine getirerek bu amaca ulaflmakt›r.” (MGK Bildirisi, 23.08.05). “Oysa ki bölücü terörle mücadele topyekun bir anlay›flla hareket edilmesini gerekli k›lmaktad›r.” (Hilmi Özkök, 24.08.05) Ne var ki, hayale kap›lan, kapt›ran, hayal yayan, hayal tacirli¤ine soyunan, bu konuda devletle saf tutandan geçilmezken, üzerine esas hesaplar›n yap›ld›¤› halk aç›s›ndan durum pek de “anlafl›l›r” biçimde gitmiyordu. Gerek Karay›lan gerekse de Baydemir’in ça¤r›s›na karfl›n o “müthifl ç›k›fl” sahibi Erdo¤an, Diyarbak›r’da, de¤il beklenen ilgiyi görmek, protesto edilir tarzda, protokole ilave edilmifl 1-2 bin kifli taraf›ndan “karfl›land›”. Kürt halk›n›n bofl laflara karn›n›n tok olmas›n›n ötesinde, güven ve inanç noktas›nda ne durumda oldu¤u da anlafl›l›yordu. Çok geçmeden hakl›l›¤›n› bir kez daha gören Kürt halk›n›n, yaz›m›z›n bafl›nda sözünü etti¤imiz örneklerdeki tutumu, sadece faflist Kemalist diktatörlü¤e de¤il son sürece alet olan bütün unsurlara yönelik bir içerik de tafl›maktad›r. Henüz kendi önderli¤inin teslimiyetçi tasfiyeci rolünü bilince ç›karamam›fl olsa da bu prangaya yönelmesi de kaç›n›lmazd›r. Bu manada, ABD ordusunun Türk kurmaylar›na “zafer bayram›” kutlamalar›n› zehir eden, topyekun savafl ça¤r›lar›yla ilgili heveslerini erkenden kursaklar›nda b›rakan Befliri, Nusaybin ve Batman’dan gönderilen “mesaj” önemlidir. fiu sözler, onlar aç›s›ndan mesaj›n al›nd›¤›n› göstermektedir: “Her fley ayan beyan ortada. Herkes sorumlulu¤unu idrak etmeli. Bütün aktörler rollerini iyi oynamal›. Bunlar halk›n de¤il, bir partinin organize etti¤i olaylar. Tehlikeli fleyler yap›yorlar. Benim bir fley dememe gerek var m›?” (Hilmi Özkök, 01.09.05), “Türkiye Filistinlilefltirilmek isteniyor. Benim bugün söyleyece¤im bu. ‹fl basit bir PKK olay› de¤il. Çok büyük bir oyun oynan›yor.” (Yaflar Büyükan›t, K.K. Komutan›, 01.09.05) Mesaj, daha öncede vurgulad›¤›m›z gibi sadece düflmana de¤il her renkten ve cinsten dostlara da gitmektedir. Nas›l m›? Elbette ki “Kürt Halk› Burada, Ayd›nlar Nerede?” slogan›yla de¤il! Halk›n tavr›n› en iyi özetleyen ve elbette ki sadece devrimden yana olan güçleri mutlu eden slogan, “Gerilla Onurdur, Onursuz Yaflanmaz!” olmufltur. “Gerilla”y›, baflka bir ifadeyle “silahl› mücadele”yi iktidar de¤il de pazarl›k arac› olarak görenler için gerilla “onur” de¤ildir. Olmazsa olmaz bir konumu yoktur. Mücadelede di¤er birçok araç gibi tali bir noktaya itilmifltir art›k. Bu yüzden eskisi gibi sahiplenilmesi mevcut strateji ile esasen örtüflmemektedir. Sonuç itibar›yla kitlelerin harekete geçirilmesinde rol oynasa da, bu, o önderlik aç›s›ndan ciddi bir açmaz oluflturmaktad›r. Bu açmaz› kitleler do¤ru bir önderlik ile buluflarak çözmeyi de bileceklerdir. Zira büyük yang›nlardan büyük bedellerle ç›kan halklar bu bilince ulaflmada önemli mesafeler alm›fl demektir.
5
30
9-22 Eylül 2005
Sald›r›lar deri iflçilerini y›ld›ramaz!
Bal›kesir’de Gönen Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan tabakhanelerde çal›flan, ifline, ekme¤ine, onuruna sahip ç›kmak için Deri-‹fl Sendikas›’nda örgütlenen iflçilerin, sendikal faaliyetleri deri patronlar› taraf›ndan ö¤renilince örgütlenme faaliyeti yürüten öncü iflçiler iflten at›lm›fl, geri kalan iflçiler de baflta patronlar olmak üzere devletin kolluk güçleri taraf›ndan da fiziki ve psikolojik sald›r›larla karfl› karfl›ya kalm›flt›r. ‹fllerinden at›lan iflçiler direnifle bafllay›p iflyerleri önünden ayr›lmazken, sendikal örgütlenmeyi bitirmek için her türlü sald›r›n›n pervas›zca uygulanmaya bafllad›¤› Gönen’de son olarak 31 A¤ustos 2005 tarihinde Özdemir Deri patronunun d›flar›dan getirtmifl oldu¤u silahl› adamlar›,
Deri-ifl Sendikas›na üye olan iflçilere sald›rtmas› sonucu, Kantar deri iflçisi Hamit Kökçü adl› iflçi kafas›na isabet eden kurflunla yaraland›. A¤›r yaral› olan Hamit Kökçü’ye sald›ranlar›n yakalanmas› ve deri iflçilerinin üzerinde estirilen terörü protesto etmek için 2 Eylül Cuma günü Zeytinburnu’ndaki Çolako¤lu Deri Sat›fl Ma¤azas› önünde Türk-‹fl’e ba¤l› 14 flubenin yapt›¤› eylemde de ma¤aza yetkilileri iflçilere silah çekerek tehdit ya¤d›rd›lar. Bal›kesir’e giderek olay›n geliflimini iflçilerden ö¤renen Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan Vekili Musa Servi, yaflanan son sald›r›yla ilgili flu bilgileri aktard›: “31 A¤ustos’ta Özdemir Deri önünde bekleyen iflçilere patronun korumalar›
Emekçinin Gündemi DEVR‹MC‹ ‹fiÇ‹ SEND‹KALARI KONFEDERASYONU VE DDSB ANLAYIfiI-2 1992’de bafllayarak günümüze kadar devam eden bu durum, yani kendi içinde darlaflan siyasal e¤ilimlere göre sendika gerçe¤i mevcut iflçi s›n›f›n›n gücünü ve enerjisini bofla götürür. D‹SK’in CHP’li belediyelere dayanarak örgütlenmesinin sonras› yerel yönetimlerde AKP’nin etkin olmas›yla (Hak‹fl) Hizmet-‹fl örgütlenmesi yükselifl gösterdi. Bu sendikal rekabet döneminde örgütlülükler da¤›t›ld›, iflçiler iflten at›ld›, sendikal örgütlülükler ifllevsizlefltirildi. Sendikalar›n gücü geriledi. “Siyasete göre sendika” iflyerindeki hareketlere de yans›d›. Günümüzde ise özellikle hizmet ifl kolun için, hem hükümette hem de yerel yönetimlerde olan AKP, Hak-‹fl için önemli bir avantajd›r. Bugün bütün yerel yönetimlerde örgütlenme yönündeki çabalar› yukar›da ortaya koydu¤umuz durumdad›r. Ancak yerel yönetimlerin günümüzde önemli bir alan teflkil etmeleri, sendikal hareketin önemli bir merkezi olmas› nedeniyle bu alanda kendi denetimleri alt›ndaki sendikalar›n örgütlenmelerini güçlendirmek sistem aç›s›ndan çok önemlidir. Bu durum D‹SK’te de farkl› de¤il. Ne kadar CHP’li belediye varsa D‹SK Genel-‹fl de orada örgütlenmektedir. Hatta kulland›klar› dillerde ayn›. CHP’nin oldu¤u belediyede nas›l Belediye-‹fl yada Hizmet-‹fl örgütlü kal›r? Hak-‹fl de “bizim belediyelerde bizim sendika olmal›d›r” diyor ve bu anlay›fl› da belediye baflkanlar› ve yard›mc› müdürleri örgütlüyor. Ortada iflçileri örgütleyen sendi-
kac›lar yok. Bugün bu durum daha da önemlidir. Sendikas›zlaflt›rma, özellefltirme, tafleronlaflt›rma sendikal örgütlenmenin önündeki engellerdir. ‹flçi s›n›f› ve halk çok yönlü bir sald›rganl›kla yüzyüzedir. Sendikalar›m›z›n bugün mevcut sald›r›lara karfl› mücadele yürütmesi ve bu zeminde ortaklaflmalar› zorunlu iken, hala sendikalar içinde kendisini devrimci-demokrat-yurtsever olarak adland›ranlar›n sendikal rekabeti örmeleri bugün aç›s›ndan anlafl›l›r de¤ildir. Bunu yaparken öne sürdükleri nedenler ise inan›lmaz derecede anlams›zd›r. Farkl›l›k hepimizin gözü önündedir. Burada as›l farkl›l›k “bizden olma anlay›fl›”d›r. Bu anlay›fl ayn› zamanda D‹SK’lileflmektir. Biliyoruz ki 1 May›s’ta 100 bin kiflinin gördü¤ü, “patronumu seviyorum, ifl yerimi seviyorum, iflimi seviyorum” dövizleri ne kadar farkl› olduklar›n› göstermeye yeterdir. ‹kincisi, bugün aç›s›ndan en önemlisi Genel-‹fl ekonomik olarak ve say›sal olarak baraj sürecindedir ve bu nedenle de buradan hareketle örgütlenme yap›l›yor. Üçüncüsü ise, baz› flubelerin say›sal azl›¤›ndan dolay› kapanmalar›, bugünkü örgütlenmeyi ihtiyaç haline getirmektedir kendileri aç›s›ndan. Bu durum mevcut sendikal anlay›fllardan farkl› de¤ildir. Öyle ki Türkiye’de sendikas›z ve örgütsüz iflyeri ve iflçi say›s› o kadar çok ki as›l amaç örgütlemekse, farkl›l›k ise yap›lmas› gereken örgütsüz yerlerin örgütlenmesidir. Bu durum ile mevcut sendikal hareketin bugünkü anlay›fl›
sald›r›p bir iflçiyi kafas›ndan yaralarken bir iflçinin de kolunu k›rd›lar. Bu olay›n akabinde akflam saatlerinde deri iflçilerinin yo¤un olarak oturdu¤u Karfl›yaka Mahallesi’nde Özdemir Deri patronlar› ve kiralad›klar› silahl› adamlar› direniflte olan iflçilerinden olan Hamit Kökçü’yü görünce atefl edip Kökçü’yü kafas›ndan yaralad›lar. ‹lk kurflunu Özdemir Deri’nin patronu olan Harun Özdemir’in açt›¤›n›n söylendi¤i sald›r›da yaralanan Kökçü’nün durumu ise iyiye do¤ru gidiyor. Sald›r› sonras› Harun Özdemir’in de içinde oldu¤u 5 kifli gözalt›na al›nd› ve Savc›l›k tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etti. Ancak mahkeme silah kullanmad›klar›n›, iflçilere demir çubuklarla sald›rd›klar›n› itiraf eden sald›rganlar› serbest b›rakt›. 31 A¤ustos’ta yaflanan sald›r›y› duyan Gönen Deri Organize Sanayi Bölgesi iflçileri sald›r›lar› protesto etmek için 1 Eylül’de ifl b›rakt›lar. Ertesi gün ise saat 12:00’de ‹stanbul Zeytinburnu’nda Deri‹fl Tuzla fiubesi, Belediye-‹fl ‹stanbul fiubeleri, Yol-‹fl 1 No’lu fiube, Tez Koop-‹fl 2 No’lu fiube, Haber-Sen 9 No’lu fiube ve TEKS‹F Bak›rköy fiubelerinin yapt›¤› eylemde de patronun adamlar› silah çekti. Ma¤aza içinden ç›kan 5-6 kiflilik bir grup “Ç›k›n gidin, kimsiniz, size burada de¤iflmez, en fazla benzeflir. Küçük dar grupçu anlay›fltan uzak durulmas› gerekmektedir. Hele hele sendikal rekabetten dolay› iflçilerin karfl› karfl›ya getirilmesi son derece zararl› ve onar›lmaz sonuçlar yaratmaktad›r. ‹flçilerin devrimcilere güven duymamalar›n›n nedenlerinden biri de farkl› olmayan›n farkl› olarak gösterilmesidir. Çünkü daha sonra öyle olmad›¤› ortaya mutlaka ç›kar. Bundan yaklafl›k bir y›l önce günlük gazetelerde “sendikal örgütlenmede bugün için Hak-‹fl’e karfl› mücadele etmeliyiz” diyen D‹SK’in, zaman çok geçmeden de¤iflmeleri mevcut yap›lar›na uygundur. Buna bir de fiili sald›r›lar eklenince sonuçlar› daha da vahim olmaktad›r. Son durumda fiiflli’de demokrat e¤ilimli sendikac›lara yönelik sald›r› ve küfürler tam da buna uygun düflmektedir. Yaflamlar›nda iflçi s›n›f› mücadelesi olmayan, iflçileri patrona flikayet eden iflçiler, mücadeleden yana olanlara sald›rabiliyor. Bizim bu anlay›fllara karfl› tutumumuz aç›k olmal›d›r. Bu anlay›fllara prim vermemeliyiz. Geliflmeler karfl›s›nda DDSB’liler so¤ukkanl›l›¤›n› kaybetmeden sorunlara özelde 33 y›ll›k genelde 150 y›ll›k s›n›f bilimi ve tecrübesi ›fl›¤›nda müdahale etmelidir. Yine anl›k geliflmeler konusunda DDSB ilkelerine uygun tav›rlar gelifltirilmelidir. Ajitasyon/propaganda faaliyetine h›z verilmelidir. Dost düflman ayr›m›, neden sonuç bütünlü¤ü içinde meselelere yaklaflmal›, esas tali ayr›m›n› do¤ru kavray›p gerici k›flk›rtmalar›n etkisinde kalmadan s›n›f›n k›sa, orta, uzun vadeli ç›karlar› gözeterek mücadelenin ihtiyaçlar›n› planlamal›d›r. ‹ki fleye dikkat etmeliyiz; birincisi, duygusal tepkisel ç›k›fllar› frenlemeli, ikincisi, vurdumduymaz davranmamal›y›z. ‹lkelerimizin propagandas›n› azami olarak yapmal›y›z. En önemli-
bas›n aç›klamas› yapt›rmay›z” diyerek küfürlerle iflçilere ve sendikac›lara sald›rd›. Ma¤aza yetkililerinden biri oldu¤u ö¤renilen sald›rgan›n elinden silah al›narak iflçiler taraf›ndan etkisiz hale getirildi. Bu s›rada ma¤azan›n di¤er yetkilileri Mehter Marfl› çalarak çevredeki esnaf›n deste¤ini istedi, ancak esnaf ça¤r›ya yan›t vermedi. Son olarak da yo¤un y›¤›nak yapm›fl olan ancak son ana kadar müdahale etmeyen Çevik Kuvvet devreye girdi. Ortam›n sakinleflmesiyle aç›klamaya bafllayan sendikalar Gönen’deki patronlar›n Deri-‹fl Sendikas›na karfl› yapt›klar› sald›r›lar› k›nad›. Belediye-‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm 1 ay içinde yaklafl›k 500 iflçinin sendikaya üye oldu¤u Gönen’de patronlar›n bu geliflmeyle birlikte iflçilere daha fazla bask› uygulad›¤›n› kaydetti. Gülüm, Bal›kesir’de Özdemir Deri, ‹stanbul’da ise Çolako¤lu Deri olarak ifl yapan patronun silahl› adam tutarak iflçileri yaralad›¤›n› söyleyerek sald›r›n›n sorumlular›n›n derhal yarg› önüne ç›kar›lmas›n› istedi. Deri-‹fl Sendikas›’na ve deri iflçilerine deri iflverenleri taraf›ndan gelifltirilen faflist sald›r›lar çeflitli sendikalar taraf›ndan yaz›l› yap›lan bas›n aç›klamalar›yla k›nand›. (‹stanbul) si de olas› geliflebilecek tehlikeleri zaman›nda sezinleyerek tehlike/provokasyonlar›n geliflmeden, embriyon haldeyken s›n›f bilinçli iradi müdahaleyle etkisizlefltirmek gereklili¤idir. Dostlar›m›z› ikna yöntemiyle kendimize, kendimizi dostlar›m›za yak›nlaflt›rman›n önümüzdeki sürecin yak›c› ihtiyac› oldu¤u görülmeli, kavranmal› ve iliflkiler ileriye tafl›nmal›d›r. Devrimci demokrat güçlerin sendikal düzlemde yaflad›klar›, yaflayabilecekleri kimi t›kanm›fl meselelerde (karfl› karfl›ya kal›nan sald›r›lar, e¤itim, örgütlenme, sendikal rekabet vb. konularda) gerici kurum ve partiler yerine devrimci dayan›flmay› yükseltmeli, iliflkileri genel devrimci ilkeler üzerinden sa¤lamlaflt›rmal›y›z. Bu tav›r ve davran›fl tarz› gerici ak›mlar›n devrimciler üzerinden yapmaya çal›flt›klar› oyunlar› bofla ç›karaca¤› gibi, devrimci demokrat kurumlar›n birbirine yak›nlaflmas›n› sa¤layacak, s›n›f›n karfl› karfl›ya kald›¤› bir dizi sald›r›y› bofla ç›karmada önemli bir enerjiyi a盤a ç›karacak ve iliflkileri daha ileri nitelikli bir seviyeye tafl›yacakt›r. Sonuç olarak, içinden geçti¤imiz kritik süreçte sendikalarda örgütlü olan biz devrimci, demokratlar ve yurtseverlere düflen görev, mevcut örgütsüz yerleri örgütlmek, iflçi ve emekçilere yönelik sald›r›lar karfl›s›nda onlar›n mücadele alanlar›nda buluflmas›n› sa¤lamakt›r. Biz DDSB’liler olarak 92’lerde söylediklerimizi bugün yeniden daha yüksek sesle söylüyoruz. Bugün DDSB’liler bulunduklar› yerlerde sendikal rekabetin karfl›s›ndaki do¤ru tavr› örgütlemeli, iflçi ve emekçilerin as›l enerjisini sald›r›lara ve sar› gerici bürokratik sendikal anlay›fllara karfl› yöneltmeli, s›n›f sendikac›l›¤›n›n yaflama geçirilmesi için mücadele etmelidir. Bu konuda asla geri durulmamal›d›r. -B‹TT‹-
6
9-22 Eylül 2005
30
Terme Belediyesi’nin vurdumduymazl›¤› halk› zehirlemeye devam ediyor üm u¤rafl› daha fazla kâr elde etme üzerine kurulu olan sistemin, do¤aya ve insan sa¤l›¤›na düflman uygulamalar›n›n bir örne¤ini de Terme Belediyesi oluflturuyor.
T “Buras› eski Terme ›rmak yata¤›n›n kolu. Bal›klar›n ölmesinin sebebi çöplü¤ün burada bulunmas›. Belediye’nin çöplü¤ü 3-4 y›ldan beri burada.” Terme Belediyesi, Terme Çay›’n›n Karadeniz’le birleflti¤i deltay› çöplük olarak kullan›yor. Terme’nin Yal› Mahallesi olarak da bilinen yerde yerleflim yeri olmas›ndan kaynakl› köylünün hayvanlar›n› otlatt›¤› yerde belediye 3-4 y›ld›r çöpleri biriktiriyor. Bu yüzden mahalleye, köye çok yak›n olan yerde kokudan durulmuyor. ‹lçenin çöplerinin biriktirilmeye bafllad›¤› zamandan günümüze biriken çöplerin aç›kta da¤›n›k durmas›, dayan›lmayacak derecedeki koku ve yayd›¤› mikrolar nedeniyle halk›n sa¤l›¤› bozuldu. Hayvanlar›n hastalan›p ölmesinden endifle eden halk, Terme deresinin eski yata¤›nda bal›klar›n ölmesini örnek vererek Terme Belediyesi’ne karfl› tepkisini dile getiriyor. Hal-
k›n defalarca Belediye Baflkan›na ç›kmas›na ra¤men, sa¤l›klar›n› bozan, çevreyi kirleten çöplü¤ün kald›r›lmas› için uyarmalar›na karfl› bugüne kadar hiçbir giriflimde bulunulmam›fl. ‹l ve ‹lçe Çevre Müdürlüklerine, Kaymakaml›¤a flikayet ettikleri halde devlet yetkilileri duyars›z kalm›fl. Mahalleli ve köyden insanlarla konuflup sorunlar›n› dinlerken yaflad›klar› yerin pis kokusundan biz de rahats›z oluyoruz. Kaç y›ld›r Belediye’nin çöplük yapt›¤› Yal› Mahallesi halk›n›n katlanmak zorunda kald›¤› sa¤l›ks›z ve pis ortam› yaratan çöplü¤ün buradan kald›r›lmas› için neler yap›labilir çabas›na girerek Samsun Çevre ve Orman ‹l Müdürlü¤ü’ne gidip çevre ile ilgilenen sorumlu yöneticiye
çekti¤imiz foto¤raflar› gösterip durumdan haberdar ettik. Öncesinde de çok flikayet geldi¤ini, fakat birfley yapamayacaklar›n›, soruna çözüm bulacak çöplü¤ü oradan farkl› bir yere tafl›yarak, çöp ar›tma tesisi kuracak kiflinin Belediye Baflkan› oldu¤unu söylediler. Çöp ar›tma ve toplamayla ilgili Belediye Baflkanlar›yla sürekli toplant› yapt›klar›ndan Terme Belediye Baflkan›n›n toplant›lara kat›lmay›p yerine zab›ta memuru gönderdi¤inden söz eden yetkili kifli, cayd›r›c› bir ceza uygulasalar da, çok fazla etkisinin olmayaca¤›n› da belirtti. Evinin hemen yak›n›nda biriken çöp y›¤›n›ndan bulaflan hastal›klarla, çöplükte otlayan hayvanlar›n hastalan›p da, sütünden, etinden hastalanan ilçedeki Yal› Mahallesi’nde yaflayan halk›n köylünün hastalanmas›ndan yada ölümünden Belediye ve bu sorun çözümlemek için hiçbir çabas› olmayan devletin kurumlar› sorumludur. Yal› Mahallesi’nden ve Çangallar Köyü’nden insanlar yaflad›klar› sorunlar› gazetemize anlatt›lar. Tahsin Kilim: Buras› eski Terme ›rmak yata¤›n›n kolu. Bal›klar›n ölmesinin sebebi çöplü¤ün burada bulunmas›. Belediye’nin
çöplü¤ü 3-4 y›ldan beri burada. Az bir rüzgar bu tarafa esse kokudan duram›yoruz. Çöplük 10 sene sonra evimizin önüne kadar gelir. Bu seneye kadar burada böyle olmam›flt›. Ar›tma tesisi yok, aç›kta bulunuyor çöpler. Düzeltme yap›yorlar ama ne de olsa zarar› var, sa¤l›k yönünden olsun, hayvan yetifltirilmesi yönünden zararl›. Geçen sene bir kurban kestik hayvan›n içinden ç›kmayan alet kalmad›. Oraya gidermifl hayvan, flimdi bak›n benim mallar ba¤l› duruyor satmad›m. Bu hayvanlara da zararl›, süte de, eti de yeniyor, sa¤l›¤a zararl›. Bu mahalleden hiç kimse çöplü¤ün burada bulunmas›na raz› de¤il. Burada afla¤› yukar› 45 haneden fazla aile var. Ayflegül Kara: Çangallar köyünde oturuyorum. Hayvanlar›m›z› meraya b›rak›yoruz ama çöp hayvanlara da bize de zarar veriyor. Belediye Baflkan›’na bile ç›kt›k. Onlar›n yüzünden ineklerimiz bile öldü. Belediye Baflkan› diyor ki “siz bize ba¤l› de¤ilsiniz” Peki biz Belediye’ye ba¤l› de¤iliz. Ama Belediye çöpü bizim oraya at›yor, mera bize ait oldu¤u halde çöpü bizim oraya at›yorlar. Süt, çökelek yiyemiyoruz hepsi kokuyor. (Samsun)
Borç ödemeleri f›nd›kta fiyat düflüflüne neden oldu öylü nüfusunun yo¤un oldu¤u, kapitalist sanayinin geliflmedi¤i, ekonomisi tar›ma ba¤›ml› olan bizim gibi ülkelerde, emperyalizmin yaratt›¤› serbest pazarda tefeci-tüccara mahkum olan köylünün ürünleri emperyalist tekellerin yok pahas›na belirledi¤i fiyattan al›n›yor. F›nd›kta da fiyat› belirleyen köylüler yada köylülerin oluflturdu¤u kooperatif ve birlikler de¤il, tefeci-tüccarlar ve emperyalist g›da tekelleridir.
K
Karadeniz’de f›nd›k hasad› bitmek üzere. Orta ve sahil kesimlerinde toplanmas› biten f›nd›k hasat›, Ordu’nun Aybast› gibi iç ve yüksek yerlerinde ise 5 Eylül’de bafllay›p sonuna do¤ru hasat tamamlan›yor. F›nd›k dal›ndayken tefeci-tüccar Alivre sat›fl›yla kabuklu f›nd›¤› 6.250, iç f›nd›¤› 12.500’den pazarlad›. Geçen y›l yaflanan don felaketinden dolay› stoklar›n tükenmesi Alivre anlaflmas› yapan tecefi-tüccar›n ve emperyalist g›da tekellerinin kâr›n› yükseltiyor. Bu y›l gerçekleflen verimli hasat flimdiden tüccar›n yarar›na gelifliyor. Fiskobirlik taraf›ndan 15 A¤ustos tarihinde aç›klanan 7.05 liral›k al›fl fiyat›, köylünün ürünü pazara ilk indirdi¤i günlerde, 6.500 bin tüccar al›mlar›yla bafllayan fiyat›, 30 A¤ustos tarihinde 5.600 bine kadar düfltü. 50 rand›manl› kabuklu f›nd›¤›n al›fl fiyat›n›n 5.600-5.850 aras›nda de¤iflmesi, tüccar›n serbest pazarda belirledi¤i fiyat›n›n bu dönemlerde düflmesi, alivre sat›fl› yapan tüccar›n ve fabrikalar›n menfaatine gelifliyor. 30 A¤ustos’tan itibaren düflük fiyatla Eylül ay›na giren, f›nd›¤›n de¤erinin bu kadar düflmesinin en büyük nedeni köylülerin, borçlar›n› ödemesini yapt›¤› döneme denk gelmesidir. Köylüler bu ayda iflçilerin günlük yevmiyesini, mazot, gübre, ilaç paralar›n› ödemek zorunda. Okullar›n aç›lmas›yla, okul masraflar› ç›k›yor. Esnaf da köylüyü s›k›flt›r›yor borcunu ödemesi için.
Köylü yeni ürün f›nd›¤›n› sat›p borçlar›n› ödedi¤i bu dönemde serbest pazarda f›nd›k fiyatlar› düflüyor. Brüt 7.050’den al›mlara bafllayan Fiskobirlik f›nd›¤›n vergisini, firesini düflerek rand›man›na göre 6.340-6.250 aras›nda köylüye ödemeleri 1 Ekim tarihinden itibaren yapacak. Arac›, tüccarlar, fabrikalar köylüye vergi ve nakliye kesintisini yapt›ktan sonra f›nd›¤›n fiyat›n› belirleyerek paray› peflin veriyor. Satt›¤› f›nd›¤›n paras›n› peflin ald›¤› için köylü Fiskobirlik yerine arac›lara, tüccara gidiyor. Bir y›l boyunca, ihtiyaçlar› zorunlu masraflar› gidermek için borçlanan köylü, f›nd›¤›n›n bir bölümünü satarak borçlar›n› ödemek, masraflar›n› karfl›lamak zorunda. Fiskobirlik ödemeleri geç veya taksitle yapt›¤›ndan dolay› y›llard›r köylü arac›larla, tüccarla karfl›l›kl› al›flverifl yap›yor. Pazara ürün giriflinin bu ayda fazla olmas› fiyat›n›n düflmesine neden oluyor. EYLÜL: BORÇ ÖDEME ZAMANI Emperyalizmin IMF, DB arac›l›¤›yla sömürdü¤ü Türkiye’de tar›m› tasfiye politikalar›n› hayata geçiren uflak hükümetler, ürünlerde taban fiyat aç›klamad›¤›, destekleme al›mlar› yapan kurulufllar› özellefltirdi¤i için köylünün yetifltirdi¤i ürün, de¤erinin alt›nda serbest pazarda sat›l›yor. Köylü nüfusunun yo¤un oldu¤u, kapitalist sanayi-
nin geliflmedi¤i, ekonomisi tar›ma ba¤›ml› olan bizim gibi ülkelerde, emperyalizmin yaratt›¤› serbest pazarda tefeci-tüccara mahkum olan köylünün ürünleri emperyalist tekellerin yok pahas›na belirledi¤i fiyattan al›n›yor. F›nd›kta da fiyat› belirleyen köylüler yada köylülerin oluflturdu¤u kooperatif ve birlikler de¤il, tefeci-tüccarlar ve emperyalist g›da tekelleridir. Kalitesiyle verimiyle dünya pazar›n›n büyük k›sm›n› karfl›layan köylülerimizin ürününün pazar›n› Hamburg Borsas› belirliyor. Köylülerin ürününün de¤er kazanmas› için, çeflitli kampanyalar yap›lsa da, mitingler düzenlense de Karadeniz’de f›nd›k yetifltiren köylülerin ürünleri, geçen y›llarda oldu¤u gibi bu y›l da de¤er kaybediyor. Köylü bu y›l aç›klanan fiyattan memnundu, köylünün memnun olmas›n›n nedeni, geçen y›l f›nd›k olmay›fl›yd›. Ancak f›nd›k fiyatlar›n›n aç›klanan miktardan çok afla¤›lara 5.600-5.850’lere kadar düflmesinin nedenini Çarflamba ilçesinin All› Köyü’nde üreticilik yapan Sinan Bey köylünün borçlar›n› ödedi¤i Eylül ay›nda f›nd›¤› satmak zorunda kalmas›na ba¤layarak “yeni ürün f›nd›¤›n› sat›p borcunu ödedi¤i bu dönemde f›nd›k fiyatlar› düflüyor. Bilemiyorum ileride ne olup bitece¤ini ama köylü bu ay borcunu, günlük yevmiyeyi, gübre, mazot paras›n› ödemek zorunda. Sahip oldu¤u borçlar›n› ödedi¤i bu dönemde fiyatlar düflüyor. Sonuçta Çarflamba’da 4 tane
fabrika var, 4 kiflinin dudaklar› aras›nda bu fiyat belirleme ifli, buradaki küçük esnaf da buna ba¤l› gidiyor” diyor. fiu anki fiyat›n gerçek maliyetini karfl›lamad›¤›ndan bahseden f›nd›k üreticisi Sinan Bey “Üretici gerçekte kendi eme¤ini, gübreyi, ilac›, suyunu, mazotunu hesap etti¤i zaman, f›nd›¤›n gerçek maliyetini karfl›lamas› mümkün de¤il. Ama üreticimiz geçti¤imiz y›llara göre hiçbir fleyin hesab›n› yapmadan, f›nd›¤›n fiyat›n› geçen y›ldan kaynakl› iyi görüyor. Neye göre iyi oldu¤u da belli de¤il. ‹yiyi tespit etmek için masraflar›n› hesaplad›ktan sonra cebimize girecek olan› tespit ederek iyi oldu¤unu ancak belirleyebiliriz” diyor. Serbest pazar›n, tar›m alanlar›n›n ve üretimin daralt›lmaya çal›fl›larak tek elde IMF, DB gibi büyük emperyalist kurumlar›n yönlendirdi¤inden bahseden Sinan Bey, köylünün bugün bunun fark›nda olmad›¤›ndan söz ederek “Köylü sadece Ziraat Bankas›’ndan ald›¤› destekleme, tar›m alan› bafl›na ald›¤› 15 milyon ya da 10 milyon gibi ya da mazottan ald›¤› 100 bin lira, 200 bin liray› kâr görüyor. fiu anda gelecek asl›nda çok farkl› olacakt›r. Sebzeye göre f›nd›k iyi, domatese göre f›nd›k iyi ama pazarda söz sahibi olmad›kça fiyat belirleyemeyince gelecek y›llar›n ne olaca¤› çok da belli de¤il” diyerek köylülerin yeterince bilinçli üretim yapamad›¤›n›, sorunlar›na sahip ç›kmakta eksik kald›¤›n› vurguluyor. (Samsun)
7
30
9-22 Eylül 2005
Malatya’da kay›s›n›n geliri giderini karfl›lam›yor t›. Ama o zaman yevmiyeler azd›. -Kay›s›y› nereye sat›yorsunuz? -Tüccara-tefeciye sat›yoruz. Malatya’da 5 kifli vard›r. 5 insan al›yor. Malatya’da onlar indiriyor, kald›r›yor. Gönlü isterse indiriyor, gönlü isterse kald›r›yor. Onlar ne isterse. Bir vilayet 5 kiflinin elinde dolan›yor. -Onlar›n sizden 500 bine, baflka yerlerde 300 bine ald›klar› kay›s› ne kadar kâr›na sat›yor? -500 bine, 400 bine, 300-200 bine satanlar var. Onlar en az (tüccar› kastediyor) 10 dolara sat›yorlar. Evet onlar›n Y›l›n önemli bir bölümünde üretim yapamayan Malatya köylüleri Temmuz-A¤ustos sürecinde ürünlerini alabiliyorlar. Bu aylarda yap›lan kay›s› üretimi ise ancak giderleri karfl›layabiliyor. Malatya’da kay›s› piyasas›n› 3-5 tüccar belirliyor. Bunlar›n ucuza ald›klar› kay›s›y› vadeli olarak Avrupa baflta olmak üzere ihracat ettikleri ülkelere 10 Euro’ya kadar yükselen fiyatlarla satt›¤› söyleniyor. Eme¤ini, tüm yaflam›n›, ev ekonomisini kay›s› üzerine kuran küçük bahçe sahipleri, orta halli köylüler ve bahçelerde çal›flan iflçiler, yani kay›s›y› üreten eller ise ekmek yiyemiyorlar. Konufltu¤umuz köylülerin içinde en fazla kâr edeni bile 3-4 milyarla kal›yor. Bu da ayda 250-300 YTL ediyor ki asgari ücretin bile alt›nda bir kazanca denk düflüyor. Bölgede kay›s› üreticileri ev harcamalar›n› bile dahil etmeden durumlar›n› anlat›rken durumun vehameti kendini ortaya koyuyor. Röportaj yapt›¤›m›z iki bahçe sahibi dertlerini flöyle ifade etti; -Bize kendini tan›t›r m›s›n? -Ad›m Hac› Dursun Canpolat. Ka-
y›s› üreticisiyim. Kay›s›da bu sene çok zararday›z. ‹flçi çal›flt›r›yoruz. ‹flçinin yevmiyesi 10.50 YTL’dir. Evet büyük para de¤ildir ama kay›s› da para etmiyor. Kay›s›n›n kilosu 50 YKr’dir. Bugün ben iflçi paras› olarak 9.50 YTL veriyorum. Olaca¤› da 10-13 ton kay›s›. Bu da 14 ton olsa bile ne 50 YKr.’den 7.000 YTL. yapar. Ben di¤er 2.500 YTL keseden vermek mecburiyetindeyim. Ben buna 2000 YTL’ye ilaç alm›fl›m. 1.500 YTL’ye gübre alm›fl›m. En az 400 YTL de su paras› keser, bunun alt›ndan kalk›l›r m›? Hepsi hepsi 10-15 milyara ç›k›yor. Bir kay›s› üreticisi olaraktan benim kalan kâr›m budur. -Kaç y›ld›r kay›s› üreticili¤i yap›yorsunuz? -Ben 50 y›ld›r bu ifli yap›yorum. 20 yafl›mdan beri bu iflle u¤rafl›yorum. Yafl›m 70’e geldi. Ben bu kadar y›l bu kadar kötü bir dönem görmedim. Evet çok say›da kay›s›c› o zaman da batm›fl-
da masraf› vard›r da, bu kadar kâr da edilmez. Bu kay›s›y› düflürdüler, en afla¤› 2000’e düflürdüler. fiimdi 2000 liraya gitseydi vatandafllar ele avuca düflmezdi. Bu s›ra bir rençber 12000 YTL (12 milyar) borcun alt›nda, verdi¤i eme¤i b›rak›p kaçm›fl. Borcu da mal› da b›rakm›fl kaçm›fl. En az bir y›l emek vermifl o bahçeye, eme¤ini b›rak›p kaçm›fl. Tüccar alt›nda kalk›nam›yor insanlar, ine¤i olsa satsa yine iflin içinden ç›kam›yor. Bir rençberin neyi olabilir? En fazla bir ine¤i olur, onu da satar. -Ek bir geliriniz var m›? - Ek gelirimiz yok. Biz bahçeye
ba¤lanm›fl›z. Hep bahçe ekmifliz. 40 dönüm tarlam var, onda da kay›s› ekmiflim. Baflka bir gelirim yok. -Sonuç olarak giderlerle beraber bak›ld›¤›nda masraflar gelirden daha büyük. -Çok büyük. Düflün 14 ton mal›m olsa 500’den 7 milyar eder. Ben daha iflçiye 9,5 milyar para verece¤im, 2 milyar ilaç paras› vermiflim, o keseden gitmifl. 1.5 milyar gübreye vermiflim, o keseden gitmifl. 800 milyara kasa ald›m. 300 milyona naylon (muflamba) alm›fl›m. O keseden gitmifl. 5 kurufl kalm›yor ki. Çekirdek her sene 500 bine, 600 bine gidiyor. Bu sene 250 kurufl düflmüfl. Vatandafl ne yaps›n, üretici ne yaps›n? -Kay›s› satt›¤›n›z tüccarlar paray› size ne kadar zaman vadeyle veriyorlar? - 1.5 ay sonra, 2-3 ay sonra vadeyle al›yorum. Veriyorsan öyle, vermiyorsan kendin bilirsin. O saatten sonra gönlü olsun versin, gönlü olmad› art›k o halde vereceksin. Ev masraf›n var, iflçi masraf›n var, borcun var. Mecbur vereceksin, ne yapacaks›n? O adam da biliyor mecburi vereceksin. Portakal ç›k›yor, onu düflürüyorlar, pamuk ç›k›yor onu düflürüyorlar. Bafl›m›zdakiler vatandafl›n halinden anlam›yor ki. - Ayr›ca söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - Devletimiz meydanda. Devletimiz el atm›yor, bize yard›mda bulunmuyor. Öyle olsa 5 tane adam bir vilayeti böyle ihmal eder mi? Onlara da satt›ramaz. Kay›s›c› ölürse ölsün. Zaten ölmüfl, zaten ölüyor. Öldürdükten sonra hiç de¤ilse tam ölsün. Devlet vatandafla hiç yard›mc› olmuyor. -Teflekkür ederiz. (Malatya)
Antep f›st›¤›nda fiyat belirsizli¤i köylüyü tedirgin ediyor
Ülkemizde yetifltirilen tar›m ürünlerinin taban fiyat› serbest piyasa koflullar›na göre, komisyoncular, tüc-
carlar taraf›ndan belirleniyor. IMF, DB taraf›ndan dayat›lan tar›mda tasfiye politikalar›n›n Türkiye’de hakim
s›n›flar eliyle uygulanmas› sonucu köylülerin ürününün de¤eri düflüyor. Bu¤day, m›s›r, tütün, f›nd›kta yaflanan sorunlar Antep f›st›¤›nda da yaflan›yor. Antep f›st›¤›nda hasat döneminin gelmesine ra¤men taban fiyat›n belirlenmemesi üreticiyi düflündürüyor. F›st›k üretimi ve ticaretinin merkezi olan Antep’te serbest piyasa koflullar›na göre komisyoncular arac›l›¤›yla yeni mahsül ürün sat›l›yor. Gatem F›st›kç›lar Sitesi’nde kilogram› 3 YTL’den bafllayan su alt› baz f›st›k 2.2 YTL’ye kadar düfltü. Fiyat düflüflü ile ilgili fiehit Kamil Ziraat Odas› Baflkan› Zihni Kepkep her y›l ayn›
senaryonun oynand›¤›n› aç›klayarak “Ürün serbest piyasada çiftçinin elinden yok pahas›na al›n›p tüccarlar›n stoklar›na doluyor. Çiftçinin elinde mal kalmakd›ktan sonra para etmeye bafll›yor. Güneydo¤u Birlik ise al›m yapmayarak buna göz yumuyor” fleklinde aç›klamada bulundu. Antep f›st›¤›n›n Güneydo¤u Anadolu Bölgesi’nin en önemli ürünü oldu¤unu belirten Zihni Kepkep, Antep f›st›¤›n›n ihraç ürünü haline getirilmesi Güneydo¤u Birlik’in aktif çal›flmas› gerekti¤inden bahsederek herkesin üzerine düflen görevi yerine getirmesi gerekti¤ini vurgulad›. (H. Merkezi)
8
9-22 Eylül 2005
30
Kürt halk›n›n taleplerine yan›t yine sald›r› oldu ru yürüyüflünü sürdürdü. Çat›flmalar bu s›rada da devam etti. Grubun ara sokaklara da¤›lmas› üzerine polis, Beyo¤lu ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü önünde y›¤›nak yapt›. Baz› polisler, ara sokaklardaki esnaf› “Bu insanlar› nereye saklad›n›z?” diyerek tehdit etti. * Ba¤c›lar’da da yürüyüfle geçen ve TEM Otoban›’n› trafi¤e kapatan grup Osman Gazi Caddesi’nde yürümek istedi. Gruba biber gaz› ile sald›ran polise, molotof kokteylleri ile karfl›l›k verildi. Biber gaz›ndan gazeteciler de etkilendi.
Abdullah Öcalan üzerindeki tecriti protesto etmek amac›yla TUHAD-FED’in düzenledi¤i Gemlik Yürüyüflü’ne izin verilmemesi Kürtleri sokaklara döktü. TUHAD-FED taraf›ndan düzenlenen Gemlik Yürüyüflü’ne kat›lan yaklafl›k 6 bin kifli, Bursa-Ankara yolunun ‹negöl Mezitler mevkiinde yapt›klar› eylemi sonland›rd›. DEHAP Bursa ‹l Baflkan› Murat Avc›, “Amac›m›za ulaflt›k. Temel amac›m›z Kürt halk›n›n muhatab›n› göstermekti. Bar›fl ve demokrasi ›srar›m›z engellenememifltir. Bugün bunu gösterdik” dedi. Aç›klama üzerine Diyarbak›r, Siirt, Adana, Mersin, Kahramanmarafl, fianl›urfa, Gaziantep, Ad›yaman, Antalya, Ankara, Bursa, Eskiflehir, Hatay, Mardin, Van, Kars, I¤d›r, Ardahan ve A¤r› gibi illerden gelen binlerce kifli, geri dönüfl karar› ald›. Avc›, ayr›ca flunlar› ifade etti: “Biz bu ülkede bar›fl özgürlük ve eflitlik istiyoruz. Bundan dolay› mesajlar›m›z› yanl›fl alg›layanlar, bir kez daha durup düflünsün.” TUHAD-FED Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali Erdemirci de, Kürt sorunun inkar ve imha siyaseti ile çözümsüzlü¤e terk edilmesine de¤indi. Erdemirci, her sorununun oldu¤u gibi Kürt sorurunun da iki taraf› oldu¤una iflaret ederek, “Sorunun bir taraf› devlet, di¤er taraf› ise bilimsel çevrelerin de kabul etti¤i gibi, Kürt demokratik hareketi ve onun önderli¤i Abdullah Öcalan’d›r. Kürt sorununun muhataplar› ve taraflar› ile tart›fl›larak çözülür. Bunun d›fl›nda farkl› muhataplar aramak, sorunu çözümsüzlü¤e itmek demektir. Taraflardan birinin kat›lmad›¤› çözüm çözüm de¤ildir” diye konufltu. Aç›klama boyunca binlerce kifli, “Selam selam ‹mral›’ya bin selam”, “Savaflta da bar›flta da seninleyiz Öcalan” sloganlar›n› att›. Aç›klama s›ras›nda nüfus cüzdanla-
r›n› kald›ran çok say›da kifli, “Kimliksiz yaflamak istemiyoruz” mesaj› verdi. Binlerce kiflinin alandan ayr›lmas›ndan sonra ‹stanbul’dan geldikleri bildirilen 5 kifli, sivil polisler ile baz› sivil kiflilerin sald›r›s›na u¤rad›. Sald›rganlar, ormanl›k yerde sürükledikleri kiflilere, “Buradan ç›kamayacaks›n›z” diye ba¤›rd›. 5 kifli, sivil bir polis arac›na konularak tartakland›. Sivil polisler olay› görüntülemek isteyen bas›n mensuplar›n› da tartaklayarak, kameralar›na el koymaya çal›flt›. Çevrede bekleyen binlerce çevik kuvvet ve jandarma olaya müdahale etmedi. KÜRT HALKI SOKAKLARDA Yürüyüflün engellemesi ‹stanbul’un birçok semtinde protesto edildi. Tuzla, Dolapdere, Kad›köy, Maltepe ve daha birçok semtte bir araya gelen kitle protesto gösterileri yapt›. * Maltepe Demokratik Halk ‹nisiyatifi taraf›ndan Maltepe Beflevler Soka¤›’nda protesto edildi. Bas›n aç›klamas›na kat›lan kitle, Öcalan’›n posterlerini tafl›yarak, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›n› att›. * Gemlik’e gitmeleri engellenen yaklafl›k 2 bin kifli bugün sabaha saatlerinde Beyo¤lu Dolapdere’de yürüyüfl yapt›. Beyo¤lu’na do¤ru yürüyüfle geçen kitle polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Kurtulufl’tan Dolapdere’ye do¤ru yola ç›kan 2 bin kifli polise Molotof kokteylleri att›. Polis kitleye polis gaz bombalar›yla sald›rd›. Sald›r›ya ra¤men kitle Beyo¤lu’na do¤-
Gaziosmanpafla Cemevi’nin yan›nda bulunan ‹ETT otobüsüne de molotofkokteyli at›ld›. Polisin gruba sald›rmas› üzerine tafll› sopal› çat›flma ç›kt›. Grup daha sonra ara sokaklara da¤›ld›. * Manisa’dan yola ç›kan yaklafl›k 300 kifli Kemalpafla yak›nlar›ndaki dinlenme tesisinde bekletildi. Engellemeyi protesto eden kitle ise oturma eylemi yapt›. Yine Ayd›n ve Denizli’de de yürüyüfle kat›lmak isteyen kitle jandarma ve polis engeline tak›ld›. * ‹zmir’den kat›lmalar› engellenen grup protesto gösterisi yapt›. Araçlar›n engellenmesi üzerine geceyi DEHAP Konak ‹lçe binas›nda geçiren yüzlerce kifli, parti binas› önünde toplanan kitle çeflitli sloganlar att›. Burada bir aç›klamada bulunan DEHAP ‹zmir ‹l Yöneticisi Hasan ‹la, yürüyüflün engellenmesini k›nad›. Konvoy, dönüfl yolunda Bilecik’e ba¤l› Bozüyük ilçesinde tafll› sald›r›ya u¤rad›. Diyarbak›r’dan giden konvoyun geçti¤i esnada yaflanan sald›r›da 2 araç çarp›fl›rken, otobüslerden inen kitle ile sald›rganlar aras›nda tafll› sopal› çat›flma bafllad›. Uzun bir süre devam eden sald›r› s›ras›nda 8 kifli a¤›r olmak üzere çok say›da kifli yaraland›. Bozüyük’ü geçen araçlarda bulunan yolcular
ise sald›r› haberini almalar› üzerine, araçlardan inerek, yolu trafi¤e kapatt›. Yolu trafi¤e kapatan kitle, sald›r›ya u¤rayan araçlar ulaflana kadar bulunduklar› yeri terk etmeyeceklerini bildirdi. Bozüyük Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülen Gemlik yürüyüflçülerinin durumu a¤›r olanlar›n dahi “güvenlik” gerekçesi ile hastaneye kald›rmad›¤› ö¤renildi. Sald›r›ya u¤rayanlardan 44 kifli ise, polis taraf›ndan dövülerek gözalt›na al›nd›. Yürüyüflçüleri tafl›yan otobüs de sald›rganlar taraf›ndan yak›ld›. Bozüyük ilçesinde yaflanan sald›r›n›n ard›ndan yine birçok ilde sald›r›y› protesto eylemleri yap›ld›. ‹stanbul’un Küçükçekmece’de bulunan Kanarya Mahallesi’nde toplanan bir grup, sald›r›y› protesto etmek amac›yla molotofkokteyli gösteri yapt›. fiahin Caddesi’ni trafi¤e kapatarak, iki dükkana molotofkokteyli atan kitle sloganlarla da¤›ld›. Mersin Akdeniz Beldesi’ne ba¤l› fievket Sümer Mahallesi’nde 500’ü aflk›n kifli sald›r›y› protesto etmek için yürüyüfle geçti. Mahalle esnaf› da kepenk kapatarak, sald›r›y› k›nad›. “HPG cepheye misillemeye” slogan›n› atan kitle ad›na aç›klama yapan bir kifli “Temel haklar›m›z›n engellenmesi durumunda, Öcalan’›n özgürlük koflullar› sa¤lanmamas› durumunda hepimiz birer atefl topu olup, üzerlerine gideriz” aç›klamas›n› yapt›. Yine Adana’da yap›lan eyleme de müdahale edildi. Diyarbak›r’da ise binlerce kifli DEHAP binas› önünde toplanarak sald›r›y› protesto etti. Ayr›ca ‹stanbul’da yap›lan protesto gösterilerine müdahale eden polis, toplam 120 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda çocuklar›n da bulundu¤u ö¤renildi.
Erdal Y›ld›r›m UNUTULMADI 10 y›l önce Ankara Keçiören’in Ovac›k Mahallesi’nde Turgut Alt›nok’un faflist A Tak›m› çetesi taraf›ndan katledilen Erdal Y›ld›r›m mezar› bafl›nda an›ld›. 30 A¤ustos 1995’te bar›nma hakk› için mücadele yürüten Ovac›k Mahallesi sakinleri MHP’li Turgut Alt›nok’un silahl› çetesinin sald›r›lar›na maruz kal›yordu. Faflistlerin mahalleye silahlar›yla beraber girmesine ve terör yaratmalar›na karfl› koyan Erdal Y›ld›r›m, mahallede sokak ortas›nda kurflunland›. Olay›n duyulmas› üzerine belediyeye kadar yürüyen binlerce insan katillerin bulunmas›n› istedi. Aradan geçen y›llar içinde katiller belli olmas›na ra¤men hiç bir ifllem yap›lmad›. Ovac›kl›lar Erdal Y›ld›r›m’› her ölüm y›ldönümünde etkinliklerle an›yor. Bu y›l da mezar› bafl›nda bir anma gerçeklefltirildi. EMEP, ÖDP, Halkevleri ve ESP’nin de kat›ld›¤› anmada “Erdal Y›ld›r›m ölümsüzdür”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› hayk›r›ld›. Ovac›k Mahallesi sakinleri ad›na konuflan Hasan Ya¤›z, “Erdal’›n açt›¤› yolda mücadele ediyoruz/edece¤iz” fleklinde konufltu. (Ankara)
9
30
9-22 Eylül 2005
TC “Eylemsizlik karar›”na operasyon ve katliamlarla yan›t verdi
24 A¤ustos’ta Batman’›n Befliri ilçesi Tepecik köyü k›rsal›nda faflist TC ordusunun düzenledi¤i operasyonda HPG gerillalar› ile ç›kan çat›flmada 7 HPG gerillas› flehit düfltü. 4 gün süren operasyonda Ruken Marafl kod isimli bir kad›n gerilla ve Ramazan adl› bir kifli yakaland›. Operasyonun devam etti¤i saatlerde Batman, Diyarbak›r, Van, Adana ve Türkiye Kürdistan›’n›n de¤iflik illerinde yap›lan eylemlerle operasyonun bir an önce son bulmas› için on binlerce kifli yürüyüfl yapt›. Yine Batman’da 28 A¤ustos’ta gerilla cenazelerine sahip ç›kmak için yürüyüfl yapan yaklafl›k bin kifliye jandarma silah kullanarak sald›rd› ve 25 yafl›ndaki Hasan ‹fl’i katletti. Gerillalar›n cenazelerini halk›n sahiplenmesine engel olmak için yap›lan gösterilere biber gazlar› ve “uyar› ateflleriyle” sald›ran jandarma ve Çevik Kuvvet’in bölgede estirdi¤i teröre ra¤men halk cenazeleri sahiplendi. Yine 20 A¤ustos’ta Trabzon’un Maçka ilçesinde öldürülen Mesut ‹sa’n›n sa¤ yakaland›ktan sonra öldürüldü¤ü söylenirken, Hakkari’de geçen hafta yola may›n döflerken dur ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle atefl aç›ld›¤› söylenen Yusuf Yaflar’›n gerilla olmad›¤›, maskeli kifliler taraf›ndan kaç›r›ld›ktan sonra katledildi¤i ortaya ç›kt›. “Demokrasinin yeniden inflas›n›n” Kürt halk›na katliam, kan, gözyafl›ndan baflka bir fley getirmeyece¤i Erdo¤an’›n Diyarbak›r ziyareti s›ras›nda ve sonras›nda ispatlanm›flt›r. PKK’n›n 1 ayl›k eylemsizlik karar›nda gerillaya yönelik imha operasyonlar›n›n ara verilmeksizin devam etmesi egemen s›n›flar›n “bar›fl” kavram›ndan, kimli¤inden, dilinden, de¤erlerinden, özgürlük mücadelesinden vazgeçmifl bir halk› anlad›¤› bir kez daha apaç›k ortaya ç›kt›. Trabzon Maçka’da erzak almak için belde merkezine inen üç HPG gerillas›ndan canl› yay›nda katledilen Ferhat Kod adl› Mesut ‹sa’n›n cenazesini 10 bini aflk›n kifli Mardin Nusaybin’den Suriye’nin Qam›fllo kentine u¤urlad›. 4 kiflilik bir heyet taraf›ndan Trabzon’dan al›narak Nusaybin’e getirilen cenaze yol boyunca saatler süren aramalar›n sonunda flehre vard›. Nusaybin’in Aldülkadirpafla Ma-
hallesi’nde toplanan 10 bin kifli 28 A¤ustos günü PKK bayraklar›yla Yenituran Mahallesi’nde bulunan Veli Cami’ne kadar “fiehîd namirin” slogan›yla yürüdü. Cenazeyi s›n›r kap›s›n›n önüne kadar götüren kitlenin önüne sivil polisler ve panzerler eflli¤inde barikat kuruldu. Barikat önünde gerillalar›n katledilmesini k›nayan bir bas›n aç›klamas› yap›lmas›n›n ard›ndan cenaze Suriye’ye gönderildi. * Befliri’de süren operasyonlar›n üçüncü gününde operasyonlar›n bir an önce son bulmas› amac›yla 27 A¤ustos’ta yürüyüfl yapan 1000 kiflilik kitleye ilçe ç›k›fl›nda polis silah kullanarak sald›rd›. Sabah saatlerinde Batman ve Siirt’ten Befliri’ye gelen kitle biber gazl› sald›r›dan sonra oturma eylemi yapt›. “Gerilla halkt›r halk burada” slogan›n› atan grup biber gazl› sald›r›ya tafllarla karfl›l›k verdi. * Batman’›n Tepecik Köyü k›rsal›nda yap›lan operasyonda öldürülen gerillalardan 6’s›n›n cenazesinin Batman Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi’nde oldu¤unu ö¤renen yüzlerce kifli 28 A¤ustos’ta akflam saatlerinde hastaneye yürüdü. “fiehîd namirin”, “Susma cenazene sahip ç›k” sloganlar›yla yürüyen kitlenin önüne barikat kuran polis gruba biber gaz› ve silahlarla sald›rd›. Çat›flma geç saatlere kadar sürdü. Polisin silah›ndan ç›kan kurflunlardan birinin kafas›na isabet etmesi sonucu Hasan ‹fl adl› genç olay yerinde öldü. Ayn› çat›flmada 14 kifli yaraland›, 8 kifli gözalt›na al›nd›, gözalt›na al›nanlardan 4’ü tutukland›. Ertesi gün Nusaybin Merkez’de toplanan yüzlerce kifli Hasan ‹fl’in katillerinden hesap sorulmas›n› istedi. * Öldürülen Hasan ‹fl’in cenazesi otopsisinin yap›ld›¤› Diyarbak›r Adli T›p Kurumu’ndan 29 A¤ustos’ta al›narak Batman Devlet Hastanesi Morgu’na getirildi. Hastane önünde s›k s›k intikam sloganlar› at›ld›. “PKK halkt›r halk burada” slogan›n›n da at›ld›¤› eylemde kitle Diyarbak›r Caddesi boyunca Hernepej Marfl›n› okudu. 10 km’lik yolda karakol ve AKP önünden geçen kitle yuhalamalarda bulununca polis silah gösterdi. Polisin bu tavr›na kitle tafllarla karfl›l›k verdi ve polis araçlar›n› tahrip etti. ‹fl’in ce-
nazesi Batman Asri Mezarl›¤›’na getirildi. Hasan ‹fl topra¤a verildikten sonra yap›lan konuflmalarda devletin bar›fl için ad›m atmamas› ve operasyonlar›n sürdürülmesi protesto edildi. Diyarbak›r Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir de k›sa bir konuflma yapt›. * 29 A¤ustos’ta Diyarbak›r’›n Kayap›nar semtinde Batman’da polisin sald›r›s› protesto edildi. 300 kifli DEHAP Kayap›nar Belde Teflkilat› önünde toplanarak “fiehîd namirin”, “Aksu istifa”, “Amed uyuma onuruna sahip ç›k”, “Batman halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar›yla Elaz›¤ Caddesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl yapan kitle iki özel tim panzerine molotof kokteyli atarak tahrip etti. Polisler de silah kullanarak mahalleyi ablukaya ald›. Esnaf kepenkleri kapat›rken mahallenin tüm sokaklar› tutuldu, “flüpheli görünenler” gözalt›na al›nd›. * Adana’da 30 A¤ustos akflam› fiakirpafla Mahallesi’nde toplanan 100 kifli Batman’da yap›lan sald›r›y› ve Befliri’deki operasyonu protesto etti. “Batman halk› yaln›z de¤ildir”, “TC flafl›rma bizi da¤a ç›karma” sloganlar›yla mahalle içerisinde 1 saat yürüyen grup, Sal›pazar› soka¤›na geldi¤inde yolu molotof kokteyliyle kapatmak istedi. Bunun üzerine ç›kan çat›flma ara sokaklarda devam etti. Mahalle tamamen ablukaya al›n›rken mahalle halk›ndan pek çok kifli polisler taraf›ndan dövüldü. Gençler de polisin uzakta bekledi¤i noktalarda türkülerle halay çekti. * Befliri’de flehit düflen Cennet Dirlik, Fuat Becene, Yusuf Avdoyan, Ali Ekber Kalsen, R›dvan Karakufl, Abbas Emani ve Kawa Kobani adl› gerillalar on binlerin kat›l›m›yla son yolculuklar›na u¤urland›. ‹ki aya¤› ve bir eli kopan Cennet Dirlik’in kafas›na kurflun s›k›ld›ktan sonra, Abbas Emani’nin sa¤ yakalan›p sor-
guland›ktan sonra katledilerek yak›ld›¤› cesetler y›kan›rken ortaya ç›kt›. 7 gerilladan sadece Ali Ekber Kalsen’in cenazesi tan›nabilecek durumda ailesine teslim edildi. 6 gerillan›n vücutlar›nda a¤›r silah ve bomba izlerinin yan›s›ra bedenlerinin daha sonra atefle verildi¤i ve vücutlar›n›n büyük bir k›sm›n›n yand›¤› da ortaya ç›kt›. R›dvan Karakufl’un cenazesi binlerce kiflinin kat›l›m›yla Batman’da topra¤a verildi. 1 Eylül günü Batman Kad›n Do¤um ve Çocuk Hastal›klar› Hastanesi’nden al›nan Karakufl’un cenazesi “Efl flehîd riye te riyeme ye”, “‹ntikam, intikam” sloganlar› eflli¤inde k›rm›z›-yeflilsar› flamalara sar›larak Yavuz Selim Mezarl›¤›’na götürüldü. Mezarl›kta demokrasi ve özgürlük mücadelesinde flehit düflenler için yap›lan sayg› duruflu sonras› konuflan TUHAY-DER Baflkan› ‹slam Koyuncu son 10 gündür yeni bir konsept oluflturuldu¤unu söyledi. Batman halk›n›n da yürüyüfl ve sloganlarla bu konsepte yan›t oldu¤unu vurgulad›. * Gerillalardan Ali Ekber Kalsen, memleketi olan Dersim’de 500 kifli taraf›ndan son yolculu¤una u¤urland›. Siyasi partiler ve DKÖ temsilcilerinin de aralar›nda oldu¤u kitle Kalsen’in cenazesini Tunceli Cemevi’ne götürdü. Polisin kimlik kontrolü yapt›¤› cenaze töreninde sayg› duruflunda bulunan kitle “fiehîd na mirin” slogan› att›. DEHAP Tunceli ‹l Baflkan› Murat Polat, tek tarafl› ilan edilen ateflkes ve eylemsizlik karar›na ra¤men hala bu tür olaylar›n yaflanmas›n› utanç verici olarak de¤erlendirdi. Polat “fiu unutulmamal›d›r ki dökece¤iniz kanda bo¤ulacaks›n›z” dedi. Konuflman›n ard›ndan Cemevi’nden ç›kar›lan cenaze Aktuluk (Turuflmek) Köyü mezarl›¤›na götürülerek gömüldü. (H. Merkezi)
Dersim’de demokratik kitle örgütü çal›flmas›na tehdit! Genelkurmay’›n devrimci ve demokrat tüm muhalif kesimlere gözda¤› vermek için yapt›¤› aç›klamalar›n hemen ard›ndan son dönemlerde köylerde bask›lar, esnaf ve halk üzerinde estirilen teröre bir yenisi daha eklendi. Dersim Kültür Derne¤i üyesi Müslüm Sönmez, kendisini “Mit eleman›”, “Jitem eleman›” olarak tan›tan kiflilerce “aya¤›n› denk als›n sonu Hasan fiahin gibi olur, 17’ler gibi olur” denilerek tehdit edilmifltir. Bu tehdit ayn› zamanda k›sa bir süre önce öldürülen meydan köyünden 70 yafl›ndaki Hasan fiahin’in katillerinin de kimli¤ini deflifre etmektedir. 24 A¤ustos günü saat 12:30’da Yeralt› Çarfl›s› üzerinde Demokratik Haklar Platformu, Dersim Kültür Derne¤i, Partizan, ESP ve Temel Haklar Derne¤i
taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›larak bu tehditlerin emekçi halk üzerinde estirilen terörün bir parças› oldu¤u ve bu komplolara karfl› sessiz kal›nmamas› gerekti¤i belirtildi. Aç›klamada Müslüm Sönmez’in evini kameraya alan 34 YDC 60 plakal› UNO marka arac›n kimlere ait oldu¤unun tespit edilmesinin Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n görevi oldu¤u da hat›rlat›larak “Yarg›n›n insanlar›n can güvenli¤ini tehdit edenlerin üzerine gitmesini bekliyoruz. Müslüm Sönmez’e ve demokratik kitle örgütü çal›flanlar›na yönelik komplolara karfl› halk›m›z› duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz” denildi. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n›n da at›ld›¤› aç›klamada ayr›ca ‹HD Elaz›¤ fiube Baflkan› da bir aç›klama yapt›. (Dersim)
10
9-22 Eylül 2005
30
Sömürü ve eflitsizlik düzeni y›k›lmadan
BARIfi GERÇEKLEfiMEYECEKT‹R! Dünyada ve ülkemizde elbette bar›fl olacakt›r. Amerikan zulmü, emperyalist sömürü son buldu¤unda bütün dünyada bar›fl günleri coflkuyla kutlanacakt›r. Bar›fl emperyalizme ve iflbirlikçilerine, onlar›n politikalar› olan iflgal ve tecrite karfl› mücadele ile kazan›lacakt›r”
“ 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü çeflitli etkinliklerle ülkenin pek çok yerinde kutlan›rken, etkinliklerin niteli¤ine damgas›n› vuran anlay›fl, gerçek bar›fl›n ancak emperyalizme ve faflizme karfl› savafl›larak kazan›laca¤› gerçe¤ini vurgulamaktan uzakt›. Devrimcilerin bu yönlü birkaç eylemi olsa da a¤›rl›kl› görüfl “silahlar sussun” fleklinde yans›yan ve ezilenlerin devrimci siyasetini ve hakl› mücadelesini de bast›rmaya objektif olarak hizmet eden anlay›flt›. * Küresel Bar›fl ve Adalet Koalisyonu (BAK) taraf›ndan 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü dolay›s›yla Befliktafl Vapur ‹skelesi’nde oturma eylemi yapt›. * Diyarbak›r Demokrasi Platformu bileflenleri, 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü dolay›s›yla Kofluyolu Park›’nda “bar›fl nöbeti” tuttu. * Eylül Dünya Bar›fl Günü dolay›s›ya Taksim’de yürüyüfl yapan kad›nlar, “Bugün kad›nlar›n flovenizme, operasyonlara, linç giriflimlerine yarg›l› yarg›s›z tüm infazlara karfl› bar›fla el verme zaman›d›r” mesaj› verdi. Dünya Kad›n Yürüyüflü ‹stanbul A¤›’ndan yaklafl›k 250 kad›n, Taksim Tünel’de bir araya gelerek, 5 dilde “Bar›fla el ver” yaz›l› pankart aç›p, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Batman halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› att›. Kad›nlar z›lg›tlar ve alk›fllar eflli¤inde trampetler çalarak ‹stiklal Caddesi boyunca yürüdü. Galatasaray Lisesi önünde yürüyüflü sonland›ran kad›nlar, Türkçe ve Kürtçe aç›klama yapt›. * Dersim’de 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü nedeniyle Tunceli Emek ve Demokrasi Platformu taraf›ndan Sanat Soka¤›’nda yaklafl›k 200 kiflilik bar›fl zinciri oluflturuldu. * ‹zmir’de çeflitli demokratik kitle örgütleri, 1 Eylül’ü kutlayarak, toplumsal bar›fl›n sa¤lanmas›n› istedi. TAYD-DER, SDP, ESP, ‹HD ve ÇHD üyeleri, eski Sümerbank önünde bir araya gelerek, Konak Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. “Operasyonlar durdurulsun Kürt sorunu-
na demokratik siyasal çözüm” yaz›l› pankart› açt› ve “Batman halk› yaln›z de¤ildir” slogan›n› att›. Yine ‹zmir’de çeflitli demokratik kitle örgütleri üyelerinden oluflan bir grup, “Emperyalistlerin ‹flgal Etti¤i Ülkelere Getirdi¤i Bar›fl” konulu bir resim sergisi açt›. D‹SK, KESK, TMMOB ve ‹zmir Tabip Odas› da Konak Meydan›’nda ortak aç›klamada bulundu. * Diyarbak›r Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü nedeniyle Ofis semtinden Kofluyolu Park›’na kadar meflaleli yürüyüfl düzenledi. Platform Sözcüsü Saliha Aydeniz ve ‹HD fiube Baflkan› Selahattin Demirtafl birer konuflma yapt›. * Ayr›ca çeflitli illerden “Adil, onurlu, demokratik bar›fl için yürüyoruz” slogan›yla yola ç›kan ESP üyeleri Adana’da bulufltu. * fi›rnak’›n Cizre ‹lçesi’nde 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü nedeniyle düzenlenen etkinliklerde bar›fl talepleri dile getirildi. Cizre’de 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü nedeniyle Mem û Zin Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinli¤e yaklafl›k 500 kifli kat›ld›. * Sultanahmet Meydan›’nda toplanan HÖC üyeleri, “‹flgal ve Tecride Son” yaz›l› pankart› ile “Hangi bar›fl?” yaz›l› savafl ve iflkenceyi gösteren dövizler tafl›d›. Mehmet Akif Ersoy Park›’na kadar yürüyen grup, “‹flgale tecride son”, “Kahrolsun faflizm yaflas›n mücadelemiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› att›. Yürüyüflün ard›ndan Parkta ABD emperyalizmi ve Irak iflgalini konu alan tiyatro gösterisi sunuldu. Aç›klamay› yapan Ebru Belek, Dünya Bar›fl Günü’nde dünyada yaflanan savafllara, iflgale ve Türkiye’deki sorunlara dikkat çekti. * 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü kapsam›nda Mersin Demokrasi Platformu taraf›ndan Bar›fl Yürüyüflü gerçeklefltirildi. ‹HD Mersin fiubesi önünden bafllayan
Hapishanelerde keyfi uygulamalar bitmiyor! Tutuklanan okurlar›m›z Muat Özçelik ve Gonca Özken kald›klar› hapishanelerdeki keyfi uygulamalar› mektup yazarak anlatt›lar. Posta kanal› ile gönderdi¤imiz yay›nlar›m›z›n eline ulaflmad›¤›n› belirten Özçelik, ayr›ca kendilerine Özgür Gündem gazetesinin dahi verilmedi¤ini belirtti. Özçelik, ayr›ca hapishane idaresinin büyük bir
keyfiyet içinde gelen mektup ve fakslar› uzun bir süre beklettikten sonra verdi¤ini, kafalar›na göre kitap s›n›rlamas› getirdiklerini de ekledi. Mersin’de tutuklu bulanan Özken ise, kitap ve zarflar›n kendilerine verildi¤ini ancak yay›nlar›n ellerine geçmedi¤ini belirtti. (H. Merkezi)
yürüyüfl AKP ‹l Binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas› ile son buldu. Saat 12:30’da bafllayan yürüyüflte “Sözde ayd›nlar cepheye”, “Bar›fl için emperyalizme savafl” dövizleri tafl›nd›. Platformun haz›rlad›¤› bas›n metninde bar›fl söylemlerinin yo¤un olmas›, silahlar›n susmas› ve dolay›s›yla hakl› olan halk savafllar› ve Irak-Filistin halk›n›n direniflinin görmezden gelinmesi nedeni ile Partizan aç›klamadan imzas›n› çekti. Aç›klama da “Tayip Erdo¤an’›n ayd›nlarla görüflmesi s›ras›nda ifade etti¤i söylemlerin kal›c› bir bar›fla ve ülkenin demokratikleflmesine yeni bir ivme kazand›rmas› temel iste¤imizdir” fleklinde devletten bar›fl yönünde beklentilerin ön plana ç›kmas›, ancak devletle yap›lacak bar›fl›n halka zarar getirece¤i ve bu bar›fl›n gerçek bir bar›fl olmayaca¤› gerçe¤i platform bileflenleri taraf›ndan es geçildi¤i için Partizan bu metne itiraz etti. Buna ra¤men metnin normal oldu¤u savunuldu ve bu metnin gerçe¤i yans›tmad›¤›n› belirten Partizan aç›klamadan çekildi. Yürüyüfl esnas›nda ise kitle s›k s›k
“Silahlar sussun bar›fl hemen flimdi” gibi sloganlarla bas›n metninin tutars›zl›¤›n› destekledi. *Ayn› gün saat 12:00’de Mersin Temel Haklar Derne¤i taraf›ndan da Taflbina önünde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. “Bar›fl” kelimesinin kaba bir demagoji ile kullan›ld›¤›n› belirten Temel Haklar tüemsilcisi böyle bir demagojinin parças› olmayacaklar›n› belirtti. Aç›klamada “Baflta ABD olmak üzere emperyalizm tüm dünyay› kana bulam›fl, ülkeleri iflgal etmifl, halklar› açl›kla, zulümle teslim almaya çal›flm›flt›r. Onlar›n iflbirlikçileri olan yönetimler de bask› ve zulümle halklar› yönetmektedir. Böyle bir dünyada hangi bar›fltan söz edebiliriz. Dünyada ve ülkemizde elbette bar›fl olacakt›r. Amerikan zulmü, emperyalist sömürü son buldu¤unda bütün dünyada bar›fl günleri coflkuyla kutlanacakt›r. Bar›fl emperyalizme ve iflbirlikçilerine, onlar›n politikalar› olan iflgal ve tecrite karfl› mücadele ile kazan›lacakt›r” denildi ve aç›klama alk›fl ve sloganlarla son buldu. (H. Merkezi)
BOLU F T‹P‹’NDE HAK ‹HLALLER‹ Bilindi¤i gibi Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde 31 Temmuz sabah› zorla sevk sald›r›s› yaflanm›fl ve 30 devrimci tutsak zorla Bolu ve Tekirda¤ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilmifllerdi. Bolu F Tipi’ne zorla sevk edilen tutsaklardan Memik Horuz, TGDP (Tutuklu Gazetecilerle Dayan›flma Platfomu)’ye bir mektup yazarak zorla sevk sald›r›s›n› ve var olan durumu aktard›. 31 Temmuz sabah› zorla yaka-paça, önceden haber verilmeksizin götürüldüklerini belirten Horuz, Bolu F Tipi’ndeki uygulamalara da dikkat çekti.
Oluflturulan “e¤itim kurumlar›”n›n mahkemelerin üstünde yetkiyle donat›larak yasaklanmam›fl yay›nlar› bile yasaklayabildi¤ini(!), kald›r›lan üç kitap s›n›rlamas› yerine, on kitap s›n›rlamas› getirildi¤ini belirtti. Aramalar›n talana dönüfltürüldü¤ünü ve hücrelerin altüst edildi¤ini, çöp için kullan›lan bofl su fliflesinin bile “amaç d›fl› kullan›ld›¤›” belirtilerek el konuldu¤unu, ayakkab› aramas› ve ikinci bir arama dayat›ld›¤›n›, koridorda arkadafllar›na “merhaba” demelerinin bile engellendi¤ini belirterek, uygulamalar›n hukuksuzlu¤una dikkat çekti. (H. Merkezi)
11
30
9-22 Eylül 2005
Özgür Politika gazetesi bask›n sonunda kapat›ld› emperyalistlerinin ‹ngiltere’deki son bombalamalar sonras› “teröre karfl› küresel mücadele” ilan etmelerinin, Orgeneral ‹lker Baflbu¤’un Kürtlerin demokratik kurumlar›n› hedef gösteren aç›klamalar›yla uyuflmas›n›n meyveleri toplanmaya bafllad›. Ç›karlar› gere¤i TC faflizmiyle istedi¤inde ortaklaflan AB emperyalistlerinin de “demokrasi” makyaj› ya¤an ilk ya¤murda akm›fl oldu!
AB
Almanya’n›n Neu-Isenburg kasabas›nda bulunan Özgür Politika gazetesinin ve MHA ajans›n›n merkez bürolar› 5 Eylül Pazartesi sabah› 09:00 sular›nda Alman polisi taraf›ndan bas›ld›. 50’den fazla resmi ve sivil polis taraf›ndan yap›lan bask›nda MHA ajans›n›n ve Özgür Politika gazetesinin çal›flanlar› gözalt›na al›nd›. Polis, foto¤raf makinesi ve kameralara el koydu. Kürt kurumlar›na düzenlenen bask›nlar bunlarla da s›n›rl› kalmad›. Özgür Politika ile MHA d›fl›nda Mir Müzik Merkezi’ne, Mezopotamya Yay›nevi ve
Özgür Politika yazarlar›ndan Maflallah Öztürk’ün yan›s›ra Abdulkadir Konuk, Cemal Uçar, Murat Alpavut, Can Kasabo¤lu ve Selim Ferat’›n evine de bask›n düzenlendi¤i bildirildi. MHA ajans› bir duyuru yaparak bask›n nedeniyle yay›n ak›fllar›na s›n›rl› olarak devam edeceklerini aç›klad›. Alman polisinin yapt›¤› bask›n›n ard›ndan Özgür Politika gazetesinin kapat›lmas› karar› aç›kland›. Alman ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n yapt›¤› aç›klamada dernekler yasas›n›n 4. maddesine göre Özgür Politika gazete-
sinin yay›na son verildi. Öte yandan Kongra-Gel Baflkanl›k Divan› Alman polisinin Kürt kurumlar›na yönelik bask›nlar›n› ve Özgür Politika gazetesinin kapat›lmas›na iliflkin bir aç›klama yapt›. Alman polisinin Kürt kurumlar›na yönelik bask›nlar›n› Türkiye ile iflbirli¤i yaparak Kürtlere yönelim devreye konulan uluslararas› konsept olarak de¤erlendirdi. Bu y›l 13. düzenlenen Uluslararas› Kürt Kültür Festivali’ne Almanya’n›n tahammül edemedi¤i vurgulanan aç›klaman›n devam›nda flunlar belirtildi: “Halk›m›z›n Önderli¤i ve özgürlü¤ü karfl›s›ndaki iddial› ve kararl› duruflun ifade etti¤i 13. Uluslararas› Kürt Kültür Festivali’ne Almanya’da tahammül edemedi. Bu nedenle bugün sabah saatlerinden itibaren birçok Kürt Kuru-
“24 Eylül’de iflgal karfl›tlar› olarak alanlarday›z!” Adana’da yap›lan ‹ncirlik Yürüyüflü boyunca provokatif giriflimlerin yap›ld›¤›n› ve keyfi uygulamalara maruz kald›klar›n› dile getiren Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu Sözcüsü Eyüp Bafl, 24 Eylül günü dünya genelinde yap›lacak savafl karfl›t› eylemlerin Türkiye’deki sesi solu¤u olacaklar›n› söyledi. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bir bas›n aç›klamas› yapt›. Grup ad›na konuflan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu Sözcüsü Eyüp Bafl, ‹ncirlik Yürüyüflü boyunca keyfi uygulamalara maruz kald›klar›n› söyledi. Mersin ve Adana’da güvenlik güçlerinin keyfi uygu-
lamalar› sonucu konaklama yerlerinde sorun yaflad›klar›n› vurgulayan Bafl, “‹ncirlik Yürüyüflü bugüne kadar ‹ncirlik Üssü’ne yönelik yap›lan büyük eylemdir. Yürüyüflümüz sansürle bo¤ulmaya, yok say›lmaya çal›fl›lm›fl ve keyfi uygulamalarla engellenmek istenmifltir. Çeflitli illerde provokatif giriflimler yap›lm›flt›r. Bizi engellemek isteyen devlet güçleri bilmelidir ki, her koflulda bu tutum ve tavr›m›z devam edecektir. 24 Eylül’de dünya genelinde yap›lacak olan savafl ve iflgal karfl›t› eylemlerin Türkiye’deki sesi solu¤u olaca¤›z” dedi. Bas›n aç›klamas› “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar› at›larak sona erdirildi. (‹stanbul)
Mersin Gençlik Derne¤i’nden aç›klama 17 Ocak 2005 tarihinde Gençlik Dernekleri Federasyonu taraf›ndan Ankara’da yap›lan eylemde ç›kan çat›flma sonucu 198 kifli gözalt›na al›nm›flt› ve 198 kiflinin alt›s› tutuklanm›flt›. Mersin Gençlik Derne¤i bu konuyla ilgili bir bas›n aç›klamas› yapt›. 26 A¤ustos Cuma günü saat 13:00’de Taflbina önünde Gençlik Derne¤i ad›na yap›lan aç›klamada alt› kiflinin tutukluluk hallerinin devam etti¤ine de¤inildi. Ayr›ca tutuklu olan Gençlik Derne¤i üyesi ö¤rencilerin mahkemelerine kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›. (Mersin)
mu bas›lm›fl, Kürt halk›n›n sesi olan Özgür Politika gazetesine yönelerek kapatmas›n›n bu sürece denk getirilmesinin arkas›nda kas›tl› siyasal amaçlar bulunmaktad›r” denildi. Alman emperyalizmi ve TC faflizminin ç›karlar› gerektirdi¤inde ortak hareket etmeleri emperyalizmin ve uflakl›¤›n do¤as› gere¤i normaldir. AB emperyalistlerinin ifllerine geldi¤i zaman “demokrasi” maskesi tak›p, ifllerine geldi¤inde demokratik kurumlara sald›rmalar› kuflkusuz TC ile olan ç›kar iliflkilerine ba¤l›d›r. “küresel terör”e karfl› “küresel mücadele” söylemlerinin alt›nda yatan gerçeklik budur. Bu durum kimseyi flafl›rtmamal›, ancak AB emperyalistlerine “demokratik” davranma ça¤r›s› yapanlar› bir kez daha düflündürmelidir.
Didar fiensoy mezar› bafl›nda an›ld›
Tutsak ailelerinin, hapishanelerdeki bask› ve iflkencelere son verilmesi ve hapishane koflullar›n›n düzeltilmesi talebiyle toplad›klar› dilekçeleri Meclis’e vermek isterken polisin sald›r›s› sonucunda 1 Eylül 1987 tarihinde yaflam›n› yitiren ‹HD Kurucu Üyesi Didar fiensoy için Feriköy’deki mezar› bafl›nda anma töreni düzenlendi. ‹HD ve 78’liler Vakf› üyelerinin düzenledi¤i anmada Didar fiensoy’un mücadele arkadafllar› fiensoy’un yaflam›n›n sonuna dek hak ihlallerinin sona ermesi için verilen mücadelede hep en önlerde yürüdü¤ünü söylediler. 1 dakikal›k sayg› duruflu sonras› söz alan Nimet Tanr›kulu Didar fiensoy’un 12 Eylül sonras› geliflen mücadelenin bir simgesi oldu¤unu söyledi. Didar fiensoy’un mücadele arkadafllar›ndan Alev Çelik ise fiensoy’un hak alma mücadelesinin y›lmaz savunucular›ndan biri oldu¤unu, iflkence ve zulme karfl› ç›kt›¤›n› söyledi. Yap›lan anma mezar bafl›na çiçek b›rak›lmas›yla sona erdi. (‹stanbul)
9-22 Eylül 2005
12
30
Kamu emekçilerinin tepkisi büyüyor! Hükümetle kamu emekçileri konfederasyonlar› aras›nda gerçeklefltirilen ve grev ve toplu sözleflme hakk› olmaks›z›n ne kadar anlams›z ve ifllevsiz oldu¤u bir kez daha anlafl›lan Toplu Görüflmeler süreci AKP hükümetinin dayatmalar›yla geçerken; emekçiler de alanlar› doldu. Özellikle Kamu Rejimi Yasas›’n›n sendikalara kabul ettirilmeye çal›fl›ld›¤›, emek sömürüsünün pervas›z yüzünün belirdi¤i süreçte, devletin ve AKP hükümetinin tutumlar›n› protesto etmek için ‹stanbul’da çeflitli eylemler yap›ld›. 26 A¤ustos Cuma günü Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda bir araya gelen emekçiler, burada E¤itim-Sen flamalar›, SES ve Haber-Sen’e ait dövizleri açarak “Sözleflmeli köle olmayaca¤›z” sloganlar›yla eylemlerine bafllad›. Kitle ad›na aç›klama yapan KESK ‹stanbul fiubeler Platformu dönem sözcüsü Nihat Dede, 15 A¤ustos’ta bafllayan görüflmelerde devlet bakan› Mehmet Ali fiahin’in sendikalar› hedef alan tüm aç›klamalar›n›n bofla ç›kt›¤›n› ve somutta 800 YTL maafl alan bir emekçiye maafl art›fl›n›n ayda 18.6 YTL’ye denk düfltü¤ünü söyledi. Dere, toplu görüflmelerde muhatap olan devlet bakanlar›n›n “sa¤l›k, e¤itim ve köy hizmetlerinden kesip kamu çal›flanlar›na kaynak aktaral›m istiyorlar” söyleminin tamamen bir flafl›rtmaca, sendikalar›n hakl›l›¤›n› ve meflrulu¤unu y›kmaya yönelik bir tuzak oldu¤unun alt›n› çizerek, zaten tar›m ve köy hizmetlerinin devlet eliyle tasfiye edilmeye çal›fl›ld›¤›n›, sa¤l›k ve e¤itimin de ayn› flekilde devlet eliyle ticarilefltirilmeye çal›fl›ld›¤›n› aç›klad›. Devlet bütçesinin % 40’›n›n, toplanan vergilerinse % 65’inin tefecilere ve faizcilere gitti¤ini belirten Dere, Mehmet Ali fiahin’e at›fta bulunarak AKP’nin halk› de¤il IMF’nin saf›n› seçti¤ini söyledi. Kitlenin “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Sadaka de¤il toplu sözleflme”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlar› eflli¤inde son bulan aç›klamada Dere, tekrar söz alarak haklar›n› aramak için imza stand› açan Coca-Cola iflçilerini hat›rlatarak “Bizi de istediklerinde
kap› d›flar› atabilecekleri sözleflmeli iflçi yapmak istiyorlar. Bir örnek yan› bafl›m›zda duruyor. Tüm emekçilerin böyle olmamas› için mücadeleye devam edece¤iz” dedi. (‹stanbul) TOPLU GÖRÜfiME SÜRES‹ B‹T‹YOR! Konfederasyonlar›n toplu görüflmelerinde 3. turu da tüketmeleri üzerine aç›klama yapan KESK Genel Merkezi 29 A¤ustos Pazartesi günü alanlara ç›kaca¤›n› belirtti. Bunun üzerine pek çok il ve ilçede meydanlara ç›karak hükümetin tutumunu elefltiren ve mücadelede ›srar edece¤ini belirten emekçiler ‹stanbul’da da Taksim Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelerek bas›n aç›klamas› yapt›. ‹stanbul baz›nda Haber-Sen, E¤itim-Sen ve SES’in kat›ld›¤› eylemde aç›l›fl konuflmas›nda toplu görüflmelerin t›kand›¤› ve Uzlaflt›rma Kurulu’nun ba¤lay›c› bir ifllev görmedi¤inden devletin kendi dedi¤ini dayatt›¤› anlat›larak “Biz hiçbir iflimizi icazet dilenerek yapmad›k. Haklar›m›z için de dilenmeye hiç niyetimiz yok. AKP bu tavr›na devam etsin, IMF devleti olsun, ama biz hakk›m›z› alanlarda arayaca¤›z” denildi. Hemen ard›ndan kitle ad›na aç›klama yapan Nihat Dede; kamu emekçilerinin insanca yaflanacak bir ücret isterken 2004 görüflmelerinde kendilerine taahhüt edilen haklar›n›n bile verilmedi¤ini, maafl art›fl› flartken kendilerini ‘Aleni’ art›fl sözleriyle önce saf d›fl› edilmek istendiklerinin sonra ise % 2.5’luk iki art›fl söylendi¤ini söyledi. Dede, emekçilerinin sokakta kazan›lan haklar›n›n da gasp edilmek istendi¤ini belirterek performans dayatmas›na denk düflen uygulamalar›n ve kadro yerine sözleflmeli memurluklar›n getirilmek istendi¤inin ve bunun yan›nda memurun gelece¤inin amirlere b›rak›lmak istendi¤inin alt›n› çizdi. Pek çok yerde kardefllik ba¤lar›n› bozarak kendini var eden AKP hükümetinin linç ortamlar›yla herkesi boy hedefi haline getirdi¤ini söyleyen Dede, Bakan Mehmet Ali fiahin’in sözlerini de buna yorarak tehdit ve bask›lara boyun e¤meyecekleri-
ne dikkat çekti. Kitlenin s›k s›k ‘Sadaka de¤il toplu sözleflme’, ‘Devlet güdümlü sendika olmayaca¤›z’, ‘Bask›lar bizi y›ld›ramaz’ sloganlar›n› att›¤› eylem Dede’nin devlet eliyle gelifltirilen ve bir sald›r› dalgas› haline gelen linç ortamlar›n› k›namas›yla son buldu. (‹stanbul) SADAKA DE⁄‹L TOPLU SÖZLEfiME Hükümet ile KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen aras›nda sürdürülen toplu görüflmeler boyunca KESK yapt›¤› eylemlerle toplu sözleflme istedi¤ini belirterek, mücadelenin sürece¤ini belirtti. *26 A¤ustos Cuma günü Devlet Su ‹flleri Genel Müdürlü¤ü önünde bir araya gelen KESK üyeleri, Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Mehmet Ali fiahin’in sözlerine tepki gösterdi. “Devlet güdümlü sendikaya hay›r” slogan›n› atan kitle, bakan fiahin’in, KESK’e yönelik tehditlerine sessiz kalmayacaklar›n› belirttiler. *27 A¤ustos Cumartesi günü E¤itimSen Ankara 1 No’lu fiube önünde bir araya gelen kamu emekçileri, toplu görüflmeler s›ras›nda bakan fiahin’in KESK’e yönelik hakaretlerine tepki gösterdi. E¤itimSen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer, Meh-
met Ali fiahin’in yapt›¤› aç›klamalarla AKP’nin demokratikleflmeden ne anlad›¤›n›n da ortaya ç›kt›¤›n› söyledi. *29 A¤ustos Pazartesi günü toplu görüflmelerin dördüncü turunda taleplerini dile getirmek için Baflbakanl›k önünde bir araya gelen KESK üyelerine polis sald›rd›. Emekli Sand›¤›n›n önünden Baflbakanl›¤a yürümek isteyen kitlenin önünde barikat kuran Çevik Kuvvet polisleri gaz bombalar› ve biber gaz›yla kamu emekçilerine sald›rd›. Kitle sald›r›ya ra¤men yolu trafi¤e kapatarak Baflbakanl›k önüne kadar yürüdü. Sald›r› s›ras›nda yaralanan Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Mümtaz Baflar hastaneye kald›r›l›rken KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, “haklar›m›z› sokakta alaca¤›z” fleklinde konufltu. *31 A¤ustos günü Ankara ‹l Telekom Müdürlü¤ü önünde toplanan KESK üyeleri, Haber-Sen ile birlikte taleplerini alanlarda hayk›rd›. “Sefalete teslim olmayaca¤›z”, “Devlet güdümlü sendikaya hay›r” sloganlar› atan kitle Telekom’un özellefltirilmesine de tepki gösterdi. Eylemde söz alan Haber-Sen Genel baflkan› Esin Yelekçi, Tüprafl, Erdemir, Telekom gibi devasa kurumlar›n yok pahas›na sat›lmas›n›n kabul edilemez oldu¤unu söyleyerek özellefltirmeye karfl› ç›kanlar›n yaln›z olmad›¤›n› belirtti. (Ankara)
Kürt iflçilerin yaflad›¤› sorunlar bitmiyor!
Türkiye Kürdistan›’nda topra¤›n› ekemeyen, ifl bulamayan yoksul köylülerin May›s ay›yla bafllayan göç haz›rl›klar›, hasad›n yap›ld›¤› ürünlere göre çeflitli bölgelere göç etmeleri ile devam ediyor. Tar›m iflçili¤inden baflka yapacak ifli olmayan Kürt iflçiler gittikleri köylerde, ›rmak kenarlar›, tarla
kenarlar›nda çok zor flartlarda yafl›yorlar. Çal›flma flartlar›n›n zorlu¤unun yan›s›ra bir de yöre insanlar› taraf›ndan sürekli d›fllan›yorlar. Kimli¤inden dolay› potansiyel suçlu gözüyle de¤erlendirilen Kürt iflçiler, çal›flt›klar› köylerdeki jandarma taraf›ndan sürekli taciz ediliyor. Kimliklerinin fotokopisi, telefon numar-
alar› al›narak Genel Bilgi Taramas› (GBT) yap›l›yor. F›nd›kta çal›flmak için Ordu’ya gelen Kürt iflçilerin yerleflti¤i, çad›rlar›n› kurduklar› yerleflim yerine mobil karakol kurularak, Özel Timler yerlefltiriliyor. Belirli saatlerden sonra Kürt iflçilerin kald›klar› bölgelerden ç›kmalar› yasaklan›yor. Su, elektrik, tuvalet sorununun yafland›¤› çad›rlarda sa¤l›kl› yaflam koflullar›ndan uzakta yaflam mücadelesi veren Kürt iflçilerinden tüm bunlar yetmezmifl gibi, çad›r bafl›na 15 milyon lira para isteniyor. Samsun’da istenen 15 milyon YTL çad›r paras› Zonguldak’›n Alapl› ilçesinde Çay köyü muhtar› taraf›ndan 35 milyon YTL olarak al›n›yor. Polisinden Özel Harekat›na, jandarmas›na kadar gözetimde tutulan ve her
ad›m› kontrol alt›nda tutulmak istenen tar›m iflçileri bu durumdan rahats›z oluyor. Ancak tüm bunlara yani devletin tüm bunlar› tar›m iflçilerinin güvenli¤i için yapt›¤›n› söylemesine ra¤men Urfa’dan gelen Canpolat ailesinin 6 yafl›ndaki k›zlar›n›n “güvenli¤ini” sa¤layamad›. Ordu’nun Fatsa ilçesine f›nd›k toplamak için gelen Canpolat ailesi, bahçeye f›nd›k toplamaya gittikleri bir s›rada alt› yafl›ndaki k›zlar› nereden geldi¤i ve kim taraf›ndan at›ld›¤› belli olmayan bir kurflunla yaraland›. Samsun 19 May›s Üniversitesi Hastanesi’ne getirilen çocuk, felç kald›. K›z›n›n 15 gün yo¤un bak›mda kald›¤›n› belirten baba Abdülkadir Canpolat, “K›z›m bafl›ndan yaraland›. 15 gün hastanede kald›. Bu y›l okula gidecekti. Buraya sa¤lam gelen k›z›m›z felçli kald›” dedi. (Samsun)
13
30
9-22 Eylül 2005
Telekom emekçileri grev karar› ald›! Türk Telekom; devlet hazinesinin %30’a yak›n k›sm›n› karfl›larken 24 A¤ustos’ta özellefltirilmesinin son noktas› olan hisse devir sözleflmesi imzaland›. Telekom’un %55’lik hisse pay› 6 milyar 550 bin dolar karfl›l›¤› Öger Telecom Ortak Giriflim Grubuna sat›lm›fl olurken karar›n Dan›fltay’dan onay görmesi bekleniyor. Türkiye’de yaflayan 70 milyon insan›n ödedikleri vergiler ve Telekom emekçilerinin fedakarl›klar›yla var olan ve kamu kurumu say›lan Telekom’un özelleflmesine Maliye Bakan› Unak›tan’›n yan›t› ise Telekom’un özelleflmesinde çok önemli bir safhan›n geri de b›rak›ld›¤›yd›. ‹mzan›n at›ld›¤› gün bas›na aç›klama yapan Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m ise bu hisse devri ile çok önemli bir aç›l›m yap›ld›¤›n› ve zaten çal›flmalar›nda a¤›r olan Telekom kamburundan ülkenin kurtuldu¤unu ima eden bir konuflma yapt›. Memleketin çok önemli bir pazar alan›na kavuflmufl oldu¤unu iddia eden Y›ld›r›m, sat›lan›n bu ülke emekçilerin eme¤i ve devletin ay›rd›¤› ödenekler oldu¤unu unutmufl olacak ki Telekom’a “kambur” gözüyle bakabilmifltir. Patron-a¤a devletinin bir “peflkefl” hayali daha gerçek olurken y›llard›r ödeneklerden mahrum b›rak›lm›fl, çeflitli hak gasplar›na maruz b›rak›lm›fl Telekom emekçileri ise 6. dönem toplu sözleflme
görüflmelerinin t›kanmas›ndan ötürü ald›klar› grev kararlar›n› eylemliliklerle iflyerlerine ast›. 25 A¤ustos Perflembe günü al›nan kararlarla iflyerlerine giden emekçiler bas›n aç›klamalar›, halaylar ve sloganlar eflli¤inde grev kararlar›n› aç›klad›. Ankara’da Telekom Genel Müdürlü¤ü önünde bir araya gelen emekçiler “Telekom vatand›r, vatan sat›lamaz”, “Sözleflme hakk›m›z söke söke al›r›z” sloganlar›yla bas›n aç›klamalar›na bafllad›. Burada grev karar›n› halaylar eflli¤inde karfl›layan iflçilere seslenen Haber-‹fl Genel Baflkan› Cengiz Teke “Biz para pul istemiyoruz, iflçinin elinden iflini almak onu diri diri gömmektir, eme¤imize sahip ç›k›yoruz” dedi. T‹S görüflmelerinin devam edece¤ine dikkat çeken Teke, sonuç ç›kmamas› koflulunda ise grev kararlar›n›n hemen uygulamaya konaca¤›n› söyledi. Teke’nin Telekom emekçilerine “Grev tarihi belli olunca ne yapaca¤›z biliyor musunuz?” sorusuna emekçilerden “Ölmek var dönmek yok” sloganlar›yla karfl›l›k geldi. Bu s›rada kurum bahçesine girerek sloganlar›n› burada dillendirmek isteyen emekçilere polis sald›rmaya çal›flsa da eylem provoke olmadan son buldu. ‹stanbul’da da eylem yapan Telekom emekçileri Gayrettepe ‹l Telekom Müdürlü¤ü önünde toplanarak kararlar›n› eylem-
lerle aç›klam›fl oldu. Ö¤le saatlerinde bafllayan eylemde kitleye hitaben konuflan Haber-Sen Genel Baflkan› Esin Yelekçi; Telekom’un sat›lmas›na ve emekçilerine gelifltirilen sald›r›lara karfl› birlikte mücadele örmekte kararl› olduklar›n› belirtti. Ard›ndan konuflma yapan ‹stanbul Haber-‹fl 1 No’lu fiube Baflkan› Levent Dokuyucu; emekçilerin kazan›lm›fl haklar› konusunda asla taviz vermeyeceklerine dikkat çekerek “‹steklerimizden geri ad›m atmam›z söz konusu de¤ildir. Her fleye ra¤men grevin kaç›n›lmaz hale gelmesi durumunda ise, bu yasal hakk›m›z› kullanmaktan kesinkes kaç›nmayaca¤›z” dedi. Haber-‹fl Anadolu Yakas› fiubesi üyeleri ve destekleyenlerde Ac›badem’deki Telekom Müdürlü¤ü önünde sloganlar› ve dövizleriyle topland›. Haber-Sen üyelerinin ve yöneticilerinin de destek verdi¤i eylemde konuflma yapan Haber-‹fl fiube Baflkan› Yahya Yemifl, özellefltirme ve tafleronlaflt›rma sald›r›lar›n›n sürdü¤ü bir dönemde kazan›lm›fl haklar›n gasp edilmek istendi¤inin alt›n› çizerek birlikte örülecek mücadelenin ve meflru haklar›n kullan›lmas› gerekti¤inin önemine vurgu yapt›. ‹stanbul’daki eylemlerde de grev kararlar› kurum panolar›na as›larak eylemler sonland›r›ld›. Adana’da da eylemlere katk› sunan Te-
lekom emekçileri eylem yaparak grev kararlar›n› kurumlar›na ast›. Burada k›sa bir konuflma yapan Haber-‹fl fiube Baflkan› Asaf Güzelce “Üyelerimizin sendikal mücadele sonucu elde etti¤i haklardan asla taviz vermeyece¤imizin bilinmesini istiyoruz” dedi. Eskiflehir, Dersim ve Kayseri gibi pek çok ilde de eylemlerle karfl›l›¤›n› bulan karar için Eylül ay›n›n sonu eyleme bafllang›ç noktas› olarak gösteriliyor. (‹stanbul/ H. Merkezi)
Mersin ESP’den aç›klama 30 A¤ustos 2005 tarihinde Mersin-Taflbina önünde saat 13.00’de ESP 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü ve Bar›fl Yürüyüflü nedeni ile bir bas›n aç›klamas› yapt›. ESP flamalar› ve Kürtçe dövizlerin aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda kitle ad›na aç›klama yapan U¤rafl Güzel “Kürt halk›n›n özgürlük taleplerine karfl› her yerde k›flk›rt›c›l›k ve provokasyonlar teflvik edili-
Hekimler Sa¤l›k Bakanl›¤›’na yürüdü Dünya Bankas›’n›n talimatlar›yla “Aile Hekimli¤i” uygulamalar›na bafllayan Sa¤l›k Bakanl›¤› protesto edildi. 26 A¤ustos günü çeflitli illerden biraraya gelen hekimler kendilerine dayat›lan görevleri kabul etmeyeceklerini belirttiler. Türk Tabipler Birli¤i (TTB) ve Pratisyen Hekimler Derne¤i’nin ça¤r›s› ile Ankara’da toplanan hekimler, TTB binas›nda bas›n aç›klamas› yaparak Bakanl›¤a yürüdü. Sa¤l›k Ocaklar›’n›n kapat›lmas›na neden olacak Aile Hekimli¤i uygulamas›na karfl› ç›kan hekimler, pilot il olarak seçilen Düzce’de görev almad›klar› takdirde sürgün edilmekle tehdit ediliyorlar. Bakanl›¤›n önüne kadar önlükleri ile yürüyerek “Patronluk de¤il hekimlik yapmak istiyoruz”, “Sa¤l›k Bakan› istifa” yaz›l› dövizler tafl›yan kitle ad›na konuflan Pratisyen Hekimler Derne¤i Baflkan› Kurtulufl Ar›kök; getirilmek istenen sistemle halk›n sa¤l›k hizmetlerine ulaflamayaca¤›n›, sa¤l›k çal›flanlar›n›n da yoksullaflaca¤›n› söyledi. Konuflman›n ard›ndan bakanl›¤›n önüne siyah önlük b›rak›ld›. (Ankara)
yor. Ülke genelindeki olaylar, Kürt emekçilerine yönelik linç eylemleri ve sald›rganl›k t›rmand›r›l›yor. Türk ve Kürt halklar› aras›nda kardefllik ba¤lar›n› koparmaya, kardefllik köprülerini y›kmaya çal›fl›yorlar. Bizler halklar aras›nda eflitlik istiyoruz. Çünkü Kürt halk› en demokratik haklar›n› kulland›¤›nda bile zora baflvuruluyor. Biz Kürt halk›n›n öz-
gürlük taleplerinin kabul edilmesini, sömürgeci-inkarc› politikalar›n terk edilmesini ve Kürt halk›n›n onurlu bar›fl talebinin kabul edilmesini istiyoruz. Bizler sosyalist yurtseverlerin bafllatm›fl oldu¤u ‘özgürlük, eflitlik ve onurlu bar›fl yürüyüflünü’ destekliyoruz ve selaml›yoruz” dedi. Kitle at›lan sloganlardan sonra da¤›ld›. (Mersin)
“12 Eylül darbecileri yarg›lans›n”
M‹T‹NG‹NE ÇA⁄RI YAPILDI
2
Eylül 2005 tarihinde saat 12:30’da Mersin 78’liler Derne¤i’nde yap›lan bas›n toplant›s›yla 11 Eylül 2005 tarihinde Devlet Hastanesi önünden bafllay›p Metropol Miting Alan›’nda bitecek mitinge kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›. “12 Eylül Darbecileri Yarg›lans›n” bafll›¤› alt›nda yap›lacak mitingi Mersin 78’liler Derne¤i organize ediyor. Akdeniz Bölgesi merkezli yap›lacak mitinge Partizan, ESP,
DTH, BDSP, SEH, ÖDP, HAK-PAR, SDP, TKP, SHP, DTH, EMEP, Ça¤r›, Tüm‹GD, Mersin 68’liler Derne¤i, Akdeniz Göç-Der, Sosyalist Kültür Derne¤i, TUHAYDER, Halkevi, ‹HD, ÇHD, TTB, Tüm Emekli Sen, KESK, D‹SK, Genel-‹fl, Petrol-‹fl, Yol-‹fl, Liman-‹fl ve Kristal-‹fl kat›l›m sa¤l›yor. Tüm kurumlar ad›na yap›lan ortak aç›klamay› Mersin 78’liler Derne¤i Baflkan› Müslüm Tank okudu. Tank,
yapt›¤› aç›klamada 12 Eylül darbecilerinin yarg›lanmas› gerekti¤ini belirterek “Mustafa Suphilerin, Mahirlerin, Denizlerin, Kaypakkayalar›n, 17’lerin ve isimlerini bu metne s›¤d›ramayaca¤›m›z kadar çok olan iflkencede, sokakta, da¤da kaybetti¤imiz isimsiz kahramanlar›m›z›n resimlerini tafl›mak, 12 Eylül darbecilerinin yarg›lanmas› için tüm halk›m›z› yapaca¤›m›z mitinge kat›lmaya ça¤›r›yoruz” dedi. (Mersin)
14
9-22 Eylül 2005
30
Hindistan’dan bir gerilla deneyimi Kuzey Bihar Bölgesi Madhuban Kasabas›ndaki Cüretkar Maoist Sald›r›y› Yükseklere Tafl›-Santosh
✔
Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu 23 Haziran 2005 tarihinde Kuzey Bihar bölgesindeki Madhuban’da çürümüfl devlet mekanizmas› ve feodal toprak a¤alar›na karfl› cüretkar bir bask›n gerçeklefltirdi. Bu muazzam bask›n, ülkenin politik durumunda gerçek bir sars›nt› ortaya ç›kard›. Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu 23 Haziran 2005 tarihinde Kuzey Bihar bölgesindeki Madhuban’da çürümüfl devlet mekanizmas› ve feodal toprak a¤alar›na karfl› cüretkar bir bask›n gerçeklefltirdi. Bu muazzam bask›n, ülkenin politik durumunda gerçek bir sars›nt› ortaya ç›kard›. Bu sald›r›n›n yank›lanan sars›nt›s› sadece Patna’da de¤il tüm ülkede hissedildi. Bu yüzden yönetici s›n›flar ve onlar›n medyas›, Kuzey Bihar ve tüm ülkenin ezilen kitleleri taraf›ndan coflkuyla karfl›lanan bu sald›r› üzerine büyük bir 盤l›k kopard›. Her ne kadar Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu (HKGO) gerillalar› özellikle sald›r› son-
kasaban›n tümünü ele geçirdiler. Polis karakolundaki küçük bir çat›flma d›fl›nda geri kalan hedeflerin hiçbirinde hemen hemen hiçbir sorunla karfl›laflmad›lar. Polis karakolunda karfl›lafl›lan çat›flma nedeniyle, gerillaya atefl açt›klar›nda gerilla iki polisi öldürmek zorunda kalm›flt›r. Bu engelin üstesinden geldikten sonra polis karakolu ele geçirilmifl ve burada bulunan çok büyük say›daki cephaneyle beraber tüm silahlara el konmufltur. Bu esnada karakolda bulunan polis memurlar› teslim olmaya zorlanm›fllard›r. Bir baflka Maoist gerilla grubunun SBI ve Merkez Bankas›’n›n iki yerel flubesini kuflatarak ele geçirdi¤i ve kasada bulunan 12 milyon Rupi’ye el koydu¤u rapor edildi. Bu grup
✔
✔
Bu sald›r› içlerinde HKGO gerillalar›n›n, halk milislerinden oluflan askeri gruplar›n ve ayn› zamanda s›radan halk›n da içinde bulundu¤u yaklafl›k 150 kiflilik bir askeri grup taraf›ndan gerçeklefltirildi. Ayn› zamanda kad›n gerillalar›n hat›r› say›l›r bir bölümü de bu sald›r›da cesaretle yer alm›flt›r. bir flekilde çekildiler. Operasyon gündüz vakti bir kasabada gerçeklefltirildi¤i ve arazinin dümdüz olmas›ndan kaynakl› çok da elveriflli olmad›¤› için geri çekilen gerillalar takip edildi ve Shampu Bahtaha köyünde içinde çevre karakollardan polislerin ve CRPF ve BMP iflbirlikçilerinin de oldu¤u büyük say›da polis gücü taraf›ndan çembere al›nd›lar. Bunlar›n say›s› gerillan›nkinden en az dört kat fazlayd›. Fakat gerillalar bu sald›r›yla karfl› karfl›ya gelmeye ve direnmeye haz›rd›. Bu test zaman›nda gerillalar tüm enerjilerini yeniden tutuflturdular ve düflmana uygun bir yan›t vermek için derhal bir plan çizdiler. Ard›ndan, HKGO gerillalar› kitlelerin aktif yard›m› ve kat›-
ve bir di¤eri de tutukland›. 4 polis ise a¤›r flekilde yaraland›. Carbine marka bir silah›n da oldu¤u dört silah ele geçirildi bu çat›flmada. Düflmana bu uygun yan›t sadece gerillalar› çembere alma hamlelerini bofla ç›karmakla kalmad›, ayn› zamanda onlar› geri çekilmeye de zorlad›. Birkaç saat sonra bir kez daha gerillaya karfl› ilerlemeye çal›flt›lar. Fakat bu kez gerillalar tam anlam›yla haz›rl›kl›yd›lar ve ilerleyen düflman› tuza¤a düflürmek için savafl pozisyonu alm›fllard›. Bu nedenle düflman güçleri kendilerine do¤ru çok az ilerledi¤i anda, çok a¤›r bir flekilde karfl›l›k ald›lar. Bu karfl› sald›r›da bir baflka polis öldürüldü. Ard›ndan gerillan›n savaflç› ruh halini
fiehit düflen yoldafllardan son nefesini vermeden hemen önce Yoldafl Rajinder’in savaflç› pozisyonundan ayr›lmaks›z›n sesi havada yank›lan›yordu ve flöyle diyordu: “E¤er biz ölürsek yüz milyon kifli silahlar›m›z› devralmak için ileri ç›kacaklard›r.” ras› gerçekleflen kahraman çat›flmalar s›ras›nda kay›plar vermifl olsa da bu cüretkar sald›r›n›n kazan›mlar› bu kay›plar›n çok ötesindedir. Bu sald›r› içlerinde HKGO gerillalar›n›n, halk milislerinden oluflan askeri gruplar›n ve ayn› zamanda s›radan halk›n da içinde bulundu¤u yaklafl›k 150 kiflilik bir askeri grup taraf›ndan gerçeklefltirildi. Ayn› zamanda kad›n gerillalar›n hat›r› say›l›r bir bölümü de bu sald›r›da cesaretle yer alm›flt›r. Bask›n gündüz vakti saat 13:35’te düz arazide bafllat›ld›. Dhamaka Operasyonu ad› verilen bu cüretkar operasyon bafllat›lmadan önce Maoist gerillalar adamak›ll› bir soruflturma ve haz›rl›k gerçeklefltirdi. Bu operasyon bafllat›ld›¤› zaman gerillalar kendi içlerinde çeflitli görev gruplar›na bölündüler. Bundan sonra, Madhuban kasabas›ndaki politik, askeri ve ekonomik önemdeki bir düzine hedefe y›ld›r›m h›z›yla vurdular. Dakikalar içinde
ayn› zamanda bankan›n güvenlik görevlilerinin silahlar›n› da ald›. Teslim olmay› kabul etmeyen ve gereksiz bir flekilde gerillalara atefl açan banka korumalar›ndan birinin gerillalar taraf›ndan öldürülmek zorunda kal›nmas› üzücü bir meseledir. Gerillalar›n bir di¤er grubu çevre bürosunu vurarak burada bulanan polis memurlar›n›n 4 silah›n› ele geçidi ve teslim ald›. Yine bir baflka gerilla grubu, ayn› zamanda Meclis’te milletvekili olan bölgenin kötü ünlü toprak a¤as›n›n evine sald›rd›. Bu toprak a¤as› ayn› zamanda silahl› mafya çetesinin lideri olarak hareket etmektedir. fians eseri kendisi evinde de¤ildi ve böylece hayat›n› kurtard›. Bu flahsa ait olan yak›ndaki bir benzin istasyonu da sald›r›ya u¤rad› ve tahrip edildi. Bu s›rada kötü toprak a¤as›n›n kardefli gerillalar taraf›ndan tutukland›, ancak yap›lan sorgulaman›n ard›ndan serbest b›rak›ld›. Tüm bu operasyonu tamamlad›ktan sonra Maoist gerillalar kasabadan baflar›l›
l›m›yla geri çekilmelerine devam ettiler. ‹lk çat›flmadan sonra gerillalar uyan›kl›klar›n› art›rd›lar. Çat›flmada yenilgiye u¤rad›ktan sonra morali bozulan düflman›n daha da vahfli bir flekilde hareket edece¤inin fark›ndayd›lar. Bu düflünce do¤ruland›. H›rpalanm›fl ve yaralanm›fl olan düflman, gerillay› takip etmeye devam etti. Bu nedenle de Maoist gerillalarla düflman güçleri aras›nda dördüncü gün 26 Haziran günü Piprahi’de yine gündüz vakti bir baflka çat›flma yafland›. Bu kez düflman güçlerinin say›s› birinci çat›flmadakinden daha da fazlayd›. Buna karfl›n gerilla güçlerinin say›s› azalm›fl ve güçlerini da¤›tma sürecine girmifllerdi. Gücü azalm›fl olmas›na karfl›n gerilla güçleri bu çat›flmada da yi¤itliklerini, cesaretlerini bir kez daha kan›tlam›fllard›r, zira gerillalar buna haz›rl›kl›yd›lar ve düflman güçlerini kendilerini kuflatmaya bafllad›klar› zaman geri püskürttüler. Bu karfl› sald›r›da, çat›flma alan›nda bir polis öldürüldü
hisseden düflman güçleri, derhal geri çekilmeye bafllad› ve saat 18:00’de tamamen geri çekildi. Gerillan›n bu cesur ve baflar›l› karfl› sald›r›s› bir baflka flanl› zafer getirdi. Ondan sonra Hindistan Komünist Partisi (Maoist) gerillalar› derin sulardaki bal›k gibi büyük kitle okyanusu ile birleflerek baflar›l› bir flekilde geri çekildiler. Tüm bu cüretkar sald›r› boyunca, özellikle de ard›ndan yaflanan çat›flmalar s›ras›nda HKGO gerillalar› istenmeyen baz› kay›plar da verdiler. Alt› cesur yoldafl en ön saflarda kahramanca dövüflürken ve kalan yoldafllar›n geri çekilmesine yard›mc› olarak çok de¤erli yaflamlar›n› verdiler. Madhuban’da flehit düflen kahramanlar›n isimleri flöyle: Yoldafl Rajinder (23), Gaurav (31), Sourav (26), Mohamad Sabir (23), Vaijna (22) ve Jitendra (22). Tüm bu kahramanlar ilk çat›flma s›ras›nda flehit düflerken baz› yoldafllar da yaralanm›fllard›r.
30 fiehit düflen yoldafllardan son nefesini vermeden hemen önce Yoldafl Rajinder’in savaflç› pozisyonundan ayr›lmaks›z›n sesi havada yank›lan›yordu ve flöyle diyordu: “E¤er biz ölürsek yüz milyon kifli silahlar›m›z› devralmak için ileri ç›kacaklard›r.” Rajinder Yoldafl bu sözleri düflmana karfl› savafl›rken de¤erli yaflamlar›n› veren di¤er iki yoldafl›n son nefeslerini vermesinden hemen sonra söylemiflti. fiehit düflen kahramanlar›n sözlerinin yüksek anlam› Madhuban kahramanlar›n›n kanlar›n›n bofla akmad›¤›n› ifade etmektedir. Daha ve daha çok devrimci güç bu hesab› sormak için ileri ç›kacak ve böylece son zafere do¤ru ilerleyen Halk Savafl›’n› daha ileri tafl›yacakt›r. Vahfli polis güçleri ayn› zamanda ayr›m gözetmeksizin açt›klar› ateflle iki silahs›z köylüyü katletmifllerdir. Köylülerden biri kad›nd›. Gerillan›n bu üzücü kay›plar›na ve halktan iki insan›n katledilmesine karfl›n Madhuban bask›n› ilerleyen silahl› toprak devrimi savafl›n›n yeni bir üst seviyeye ulaflt›¤› gerçe¤ine iflaret etmektedir. Bu kazan›m nedeniyle yönetici s›n›flar ve onlar›n medyas› bu sald›r›yla ilgili ba¤›rt› kopard›lar. Yalan bir flekilde sald›r›n›n ard›ndan yaflanan çat›flmada 29’dan fazla Maoist’in öldürüldü¤ünü yayd›lar. Bu ç›plak yalan›, savaflta Maoist gerillalarla karfl› karfl›ya gelmek zorunda kalan polis güçlerinin korkak yenilgisinin üzerini kapatmak için uydurdular. Bu nedenle yüzsüz bir flekilde bu sald›r›n›n Hindistan Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde de¤il Nepalli Maoistler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i yalan›n› yaymaya çal›flt›lar. Bu yalan›n bir di¤er nedeni ise Hindistanl› yay›lmac›lar›n Nepal’e özellikle de Nepal halk›na ve Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in önderlik etti¤i uzun süreli Halk Savafl›’na karfl› sald›rganl›k savafl› bafllatmak için sudan bir sebep arad›klar› gerçe¤idir. Bu bask›n›n bir baflka yönü ise bunun art›k tecrit olmufl bir olay olmamas› ve boflluktan ortaya ç›kmamas›d›r. Bu Kuzey Bihar’da neredeyse yirmi y›l önce bafllayan ve süren devrimci hareketin bir sonucudur ve Mushahari’nin devrimci miras›n› ileri tafl›mak için bafllat›lm›flt›r. Son y›llarda, özellikle 2000 y›l›ndan sonra bu hareket yeni bir dönemece girmekle kalmam›fl ayn› zamanda Kuzey Bihar’›n daha fazla bölgesine genifllemeye bafllam›fl ve hatta onu aflm›flt›r. Birçok önemli mücadele gerici feodal güçlere ve emperyalizm, feodalizm ve komprador bürokratik burjuvazinin temsilcisi gerici devletin polis mekanizmas›na karfl› baz› cüretkar sald›r› ve pusular gerçeklefltirilmifltir. Bu mücadelelerde toprak a¤alar›n›n büyük miktarda topraklar› ve zenginliklerine el konulmufl ve topra¤›n gerçek sahiplerine da¤›t›lm›flt›r. Zimdar Singh, Vijay Singh, Dinesh Singh ve
15 Ram Kumar Shaw gibi toprak a¤alar›n› tamamen ortadan kald›rmak ve topraklar›n› ele geçirmek için çeflitli mücadeleler yaflanm›flt›r. Bu mücadeleler içinde en önemlisi flöyle anlat›labilir: ‹lk önce devlet mekanizmas›n›n polis karakoluna Haziran 2001’de Dharbanga s›n›r› yak›n›ndaki Muzaffarpur-Phasaul’da bir sald›r› gerçeklefltirildi. Bu yi¤it bask›nda 8 silah ele geçirildi ve polis teslim al›nd›. Haziran 2001’de Shivhar bölgesindeki Dexuly polis karakoluna yine cüretkar bir sald›r› gerçeklefltirildi. Bu bask›nda polis karakolunda bulanan 6 silaha gerilla taraf›ndan el konuldu. Ard›ndan Bat› Champaran bölgesindeki Semrahani polis devriyesine bir baflka sald›r›da bulunuldu ve üç saatlik bir çat›flmadan sonra tüm polisler 15 silah›yla birlikte teslim al›nd›. Bu ve daha birçok devrimci mücadeleler ezilen kitlelerin aktif yard›m› ve kat›l›m›yla gerçeklefltirilmifltir. 15 Temmuz 2003’te Kuzey Bihar bölgsinde Tirhut-Mithla’da devlet bask›s›na karfl› bir genel grev (bandh) binlerce insan›n kat›l›m›yla baflar›yla gerçeklefltirildi. Bu grev tüm Kuzey Bihar’i içine ald›. Madhuban bask›n› da dahil silahl› devrimci toprak savafl›n›n geliflimi, orada hakim olan sosyo-ekonomik koflullar içinde anlafl›labilir. Ülkenin bu bölümündeki müthifl geri kalm›fll›k ve yoksulluk ç›plak gözle dahi görülebilir. Üretimdeki feodal, yar›-sömürgeci iliflkiler en kaba haliyle mevcuttur. Halk›n ço¤unlu¤u, özellikle de köylü kitleleri sefil bir yaflam› yaflamaya mahkum edilmifllerdir. Feodal toprak a¤alar›n›n ve onlar›n silahl› mafya çetelerinin zalim bask› ve sömürüsü nedeniyle köylü kitlelerinin, özellikle de yoksul ve topraks›z köylülerin yaflam koflullar› son derece dayan›lmazd›r. Toprak sorunu Kuzey Bihar’daki en temel problemlerden biridir. Bu, emperyalizm, feodalizm ve komprador bürokratik burjuvazinin ç›karlar›n› temsil eden ve koruyan devlet mekanizmas›yla s›k› s›k›ya ba¤l›d›r. Bu nedenle, s›n›f çeliflkileri ve meydana ç›kan s›n›f mücadelesi oldukça keskindir. Bunun d›fl›nda ve ötesinde, özellikle ya¤murlu mevsimlerde düzenli olarak meydana gelen seller her y›l felaketlere neden olmaktad›r. Bu, ayn› zamanda Kuzey Bihar bölgesindeki insanlar›n ço¤unun neden yaflamak için ülkenin di¤er bölümlerine göçmelerinin de bir baflka nedenidir. Bunun bir baflka yönü de gittikleri yerlerde de üçüncü s›n›f vatandafl muamelesi görmeleridir. Yönetici s›n›flar›n tüm politik partileri sözde ba¤›ms›zl›k nedeniyle bu insanlar›n yaflam koflullar›n› düzeltmek için halk›n temel problemlerini çözmek için dikkate de¤er hiçbir ad›mlar› yoktur. Onlardan baflka ne beklenebilir ki? Bugün her zamankinden daha fazla teflhir
olmufl durumdad›rlar. Bu nedenle, yönetici s›n›flar ve onlar›n parlamento partileri en basit talepleri için dahi mücadele eden halk› sindirmek için her geçen gün daha bask›c› önlemleri yaflama geçirmek için harekete geçiyorlar. Halk›n özellikle de köylülü¤ün silahl› devrimci toprak devriminin geliflmesinden dolay› her arac› kullanarak bunu bast›rmak için ellerinden geleni yapmaya çal›flmaktad›rlar. fiimdiye kadar 15 Maoist gerilla ve 2 köylü katledilmifl ve di¤er birçoklar› da hapishanelerde çürütülmektedir. fiimdi, Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in kurulmas›ndan sonra, önlerindeki temel tehlikenin “Afl›r› Solcular” oldu¤unu ilan etmifllerdir. Bu vesileyle bu harekete karfl› ilan edilmemifl topyekûn bir savafl planlamaktad›rlar. Tüm bunlar›n d›fl›nda Madhuban bask›n›n›n önemi asl›nda tüm bu planlara uygun bir yan›t olmas›nda yatmaktad›r. Kesindir ki, Kuzey Bihar’da bask› daha da yo¤unlaflt›r›lacakt›r. Bu kanunsuz oyunda, bu hareketi ezmek için tüm silahl› güçlerini seferber edebilirler. Fakat flu da kesindir ki, zaferlerle ilerleyen silahl› devrimci toprak hareketi, yani HKP (M) taraf›ndan önderlik edilen uzun süreli Halk Savafl› her geçen gün daha fazla uygun yan›tlar› vererek ilerleyiflini sürdürecektir. Yukar›da de¤inildi¤i gibi, Kuzey Bihar’da geliflen silahl› devrimci toprak hareketi sadece toprak için feodal mafya ve polisi hedef almamakta, ayn› zamanda emperyalizm, feodalizm ve komprador bürokratik burjuvaziyi temsil eden ve koruyan devlet mekanizmas›na karfl› da yönelmektedir. Madhuban bask›n›n›n sorumlulu¤u üstlenilirken yay›nlanan bas›n aç›klamas›nda flunlar ifade edilmiflti: “…bu bask›n›n do¤rudan amac› Patna ve Delhi yönetimlerinin bask›c› ve ezici planlar›n›n yükseltilen önlemlerine karfl› ç›kmakt›. ‹kinci olarak emperyalizme, özellikle de ABD emperyalizmine ayr›lmaz bir flekilde ba¤l› olan yönetici s›n›flar›n özellikle Nepal’e karfl› yay›lmac› planlar›na kar-
9-22 Eylül 2005 fl›d›r. Bu flekilde Nepal halk›na ve NKP (M) taraf›ndan önderlik edilen uzun süreli Halk Savafl›na tam ve canl› dayan›flmas›n› ifade etmifltir. Üçüncü olarak, bu sald›r› Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu’nun kendi ayaklar› üzerinde durabilen Halk Kurtulufl Ordusu’na ve gerilla bölgelerini kurtar›lm›fl üs alanlar›na dönüfltürme yöneliminde bir ad›md›.” Madhuban bask›n›, ilk olarak, Kuzey Bihar ve Hindistan alt k›tas›nda zaferlerle ilerleyen devrimci toprak savafl›nda yani uzun süreli Halk Savafl›nda yeni bir bölüm açm›flt›r. Baz› kay›plara karfl›n savafl›n düzlük arazide de gerçeklefltirilebilece¤ini ve ilerleyebilece¤ini kan›tlam›flt›r. ‹kinci olarak Kuzey Bihar’da gerilla güçlerinin savafl yetene¤inin yüksek bir aflamaya ulaflt›¤›n› aç›kça göstermifltir. Üçüncü olarak, Kuzey Bihar, Kuzey Utar Pradesh ve Uttarakhand’›n özel bölgelerindeki mücadelenin Andhra, Jharkhand, Bihar Chhathisgarh düzeyine yükseltilmesi olas›l›¤›n›n daha büyük oldu¤una iflaret etmifltir. Dördüncü olarak, Hindistan yönetici s›n›flar› ve onlar›n flefleri olan emperyalistlerin, özellikle de ABD emperyalizminin yükselen bask›c› planlar›na uygun bir yan›t verilmifltir. Beflinci olarak; savaflan Hindistan halk›n›n, savaflan Nepal halk›na ve onlar›n NKP(M) önderli¤inde zaferlerle yürüttükleri uzun süreli Halk Savafl›na dayan›flmas›n› güçlü bir flekilde ilan etmifltir. Alt›nc› olarak, Madhuban bask›n›nda kad›n gerillalar›n oynad›klar› onurlu rol en göze çarpan kazan›m haline gelmifltir. Bu, kad›nlar›n tüm sorunlarda özellikle de askeri meselelerde en cüretkar rolü oynama kapasitesine eflit olarak sahip olduklar›n› kan›tlam›flt›r. Son olarak, Hindistan halk›n›n silahlar› ellerine alarak, kendi ola¤anüstü gücüne dayanarak ve Hindistan Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde; eski ve çürümüfl Hindistan’›n y›kmada ve tamamen yeni bir Hindistan infla etmede yeni mucizeler yaratabilece¤i arzusunu uyand›rm›flt›r.
16
9-22 Eylül 2005
30
Halk mahkemeleri s›n›f mücadelesinin bir parças›d›r nsan haklar› ihlallerinin, katliam, kaç›rma ve kaybetmelerin son y›llarda s›kça ve sistemli bir flekilde yafland›¤› Filipinler’de mevcut durumu incelemek üzere Uluslararas› Halk›n Avukatlar› Birli¤i’nin öncülü¤ünde 10-19 A¤ustos tarihleri aras›nda Uluslararas› Dayan›flma Delegasyonu ve Uluslararas› Halk Mahkemesi gerçeklefltirildi. Bu önemli deneyim üzerine, çal›flmaya Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc› ile birlikte kat›lan ve mahkemede yarg›ç olarak görev yapan UHAB Baflkan› Hakan Karakufl ile yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz.
‹
- Filipinler’de 10-19 A¤ustos tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen Uluslararas› Dayan›flma Delegasyonu ve Uluslararas› Halk Mahkemesinin gerçeklefltirilifl mant›¤› neydi? Nas›l örgütlendi? Baflkanl›¤›n› yürütmekte oldu¤um kuruluflun yani Uluslararas› Halk›n Avukatlar› Birli¤i’nin, zaten kurulufl amaçlar› aras›nda bu tür faaliyetler mevcut. Yani bahsetti¤imiz gibi çeflitli ülkelerdeki insan haklar› ihlallerinin araflt›r›lmas›, bunlarla ilgili uluslararas› dayan›flma faaliyetlerinin örgütlenmesi gibi. Bununla ilgili daha önce de Hindistan’da benzer bir çal›flma yürütmüfltük. Bu konuda Filipinli üyelerimizden de bir talep geldi. Ülkelerinde böyle bir çal›flman›n yap›laca¤›n› ve bunun neticesinde bir uluslararas› halk mahkemesinin oluflturulaca¤›n› söylemifllerdi. Yaklafl›k 3-4 ay önce progra-
m› gönderdiler. Bu program› inceledik ve kurulufl olarak bunun organizasyonunda yer almay› kararlaflt›rd›k. Ve bu organizasyonda d›fl›m›zdaki dört kuruluflla beraber (ki aralar›nda Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi Filipinler Seksiyonu’nun da bulundu¤u a¤›rl›kl› olarak Filipinli kurulufllar bunlar) bu iflin organizasyonuna girifltik. Neticede bu faaliyet do¤rultusunda Türkiye’den ben ve Prof. Dr. fiebnem Korur Fincanc› beraber Filipinler’e gittik. Filipinler’deki faaliyetin örgütlenmesi böyle bafllad›. Buradaki amaç Filipinler’de son y›llarda özellikle Baflkan Gloria Macapagal Arroyo’nun göreve gelmesinden sonraki süreçte meydana gelen yo¤un insan haklar› ihlallerinin soruflturulmas›, a盤a ç›kart›lmas› ve bunlara karfl› yürütülen mücadeleye destek verilmesiydi. Orada neticede bir mahkeme
kurulacakt›. Bu tabi ki sembolik bir mahkeme idi. Bu mahkemenin sonuçlar›yla birlikte edinilen uluslararas› destek orada yürütülen demokratik mücadele aç›s›ndan önemli bir rol oynayacakt›. Biz zaten bu tür faaliyetlere kurulufl olarak her zaman hem örgütlemek aç›s›ndan hem de örgütlenenlere kat›lmak ya da destek olmak gibi misyonu görev biliyoruz. - Daha önce böyle bir mahkemeye kat›lm›fl m›yd›n›z? Hay›r, böyle bir mahkemeye kat›lmad›m, ancak böyle bir mahkemenin organizasyonuna yine kurulufl olarak destek vermifltik. Benim kat›lmam ABD taraf›ndan engellenmiflti. Kore Savafl Suçlular› Mahkemesi Amerika’da New York ve Washington’da organize edildi 2002 y›l›nda. Bizim kuruluflumuzdan Filipinli avukat Edre Olalia ve yine Hollanda’dan bir üyemiz kat›lm›flt›. Ama Amerikal›lar bana vize vermediler, hatta vize baflvuruma yan›t dahi vermediler. Bu nedenle bizzat kat›lamam›flt›m. O mahkeme oldukça iyi bir organizasyon olarak gerçekleflti. Kore’deki iflgal ve savafl suçlar› nedeniyle Amerika, iflgalin 50. y›ldönümünde suçlu bulunmufltu. Ameri-
ka’yla beraber iflgale ve savafl suçlar›na kat›lan, asker gönderen Türkiye dahil 16 ülke de yarg›lanm›fl ve mahkum edilmifllerdi. - Oluflturulan Uluslararas› Dayan›flma Delegasyonu (ISM) ve halk mahkemesi nas›l bir organizasyonla yap›ld›? Bu, ISM ismi verilen dayan›flma ekibi 18 ülkeden 85 yabanc› delege ve Filipinler’in çeflitli bölgelerinden, de¤iflik meslek gruplar›ndan 100’ün üzerinde yani toplam 200’e yak›n bir grup faaliyeti olarak bafllat›ld›. Bu faaliyet içerisinde çok de¤iflik meslek gruplar›ndan kifliler vard›; akademisyenler, doktorlar, avukatlar. Yani ekip çok de¤iflik kesimleri temsil ediyordu. 10-12 A¤ustos tarihleri aras›nda Filipinler’de bir araya geldik ve Filipinler’deki biraz önce bahsetti¤im organizasyon için orada oluflturulan bir sekreterli¤in yapm›fl oldu¤u çal›flma neticesinde Filipinler’in insan haklar› aç›s›ndan 5 kritik bölgesine göre 5 tak›ma bölündük. 17 ila 20 kiflilik gruplard› bunlar. Ve bu bölgelere sevk edildik. O bölgelerde 3’er günlük çal›flma yap›ld›. Bu üç gün boyunca insan haklar› ihlallerinin kurbanlar›yla, tan›kla-
Filipinler’in sosyo-ekonomik durumu -Bize biraz Filipinler’den de bahseder misiniz? Filipinler Uzakdo¤u Asya’n›n adalar üzerine kurulmufl bir ülkesi. 7 bin 107 adadan olufluyor. 8.5 milyon nüfusa sahip ve ABD emperyalizminin en sad›k kalelerinden yada flöyle ifade edebiliriz; yönetim olarak Amerika’n›n en sad›k ufla¤›na sahip bir ülke. Ferdinand Marcos döneminden, Estrada’ya, Arroyo’ya kadar zincirleme süren diktatörler yönetimi söz konusu. Filipinler yar›-sömürge yap›ya sahip bir ülke. Komprador kapitalist yönetim a¤al›klarla yani feodal yap›yla iç içe geçmifl bir tarzda yürüyor. Bu sistem ülke içersinde oldukça otoriter bask›c› bir rejimi dayat›yor halka. Gelir da¤›l›m› oldukça bozuk ve bunu baflkent Manila’dan k›rsal kesime do¤ru ilerledikçe her yerde çok net bir flekilde görebiliyorsunuz. Bundan kaynakl› da ülkede s›n›f çeliflkisinin keskinli¤i s›n›f› müca-
delesini oldukça yo¤un bir flekilde yans›t›yor. Mücadele çok eski y›llardan beri özellikle de flu son yar›m yüzy›l içerisinde çok fliddetli biçimde sürüyor. Silahl› hareketler/silahl› mücadele ülkenin dört bir taraf›nda kendisini gösteriyor; hemen her yere sirayet etmifl durumda. Bundan dolay› da ülkede yak›n tarihte yani bundan 7-8 sene önce bu silahl› mücadelenin geldi¤i nokta o kadar ileri bir seviye yaratm›fl ki, Ulusal Demokratik Cepheyle iktidar aras›nda ateflkes görüflmeleri yap›lm›flt›r, böyle bir de denge söz konusu. Ülkede flu andaki mevcut yönetim, yürütülen halk mücadelesi nedeniyle çok zor günler geçiriyor. Zaten bizim oraya davet edilmemiz ve gitmemizin yürütülen bu mücadeleye verilen destek anlam›nda flu andaki mevcut dengeleri oldukça etkileyece¤inden söz edilmekte. Yani deyim yerindeyse tam istim üstünde bir dönemde gitti¤imiz söyleniyordu.
30 r›yla görüflmelerde bulunuldu. Bizzat olay yerlerine gidildi, oralardaki idari, askeri ve polis yetkilileriyle görüflüldü ayn› zamanda. Tan›klar dinlendi, bilgiler ve belgeler toplanmaya çal›fl›ld›. Klasik anlamda yerinde inceleme dedi¤imiz çal›flma iyi bir flekilde yerine getirilmeye çal›fl›ld›. Çünkü ekiplerde daha önceden benzeri çal›flmalara kat›lan veya kendi ülkelerinde bu konunun uzman› say›labilecek düzeyde olan kifliler amatör bir ruhla çal›flma yürüttüler. Bu çal›flmalar yap›ld›ktan sonra bu ekipler, toplam›fl olduklar› doküman, bilgi ve belgelerin tümünü çal›flman›n bir sonraki evresine yani mahkeme aflamas›na tafl›mak durumundayd›lar. Ve üç günlük faaliyetten sonra 19 A¤ustos’ta Filipinler Üniversitesinde toplanacak olan mahkemeye bu belgeleri tafl›d›lar. Mahkemenin bir gün öncesinde belgeler topland› ve savc›lar grubuna iletildi. - Mahkeme aflamas›na geçmeden önce sizin içinde bulundu¤unuz ekibin çal›flmalar›ndan bahseder misiniz? Türkiye’den beraber gitti¤imiz arkadafl›m fiebnem Fincanc›’yla birlikte Mindaro tak›m›nda yer ald›k. Gitti¤imiz ada, seçilen befl bölge aras›nda Filipinler’in insan haklar› ihlallerinin en yo¤un yafland›¤› bölgeydi. O bölgede geçti¤imiz süreç içinde Filipinler çap›nda insan haklar› ihlalleri sicili bak›m›ndan en az›l› kifli olarak kabul edilen (onun yan›nda yetiflenler de onu aratm›yor flu anda) General Palparan görev yapm›fl. Bu kifli çok ac›mas›z halk düflman› olarak tan›n›yor. Onun dönemi ve devam eden süreçte çok say›da insan›n öldürülmesi, kaybedilmesi söz konusu. ‹flkence vakalar› oldukça fazla. Biz o bölgeye gittik. Bölgeye gitmeden önce, hemen adaya bitiflik bir gecekondu semtine u¤rad›k. Burada bize hiç yabanc› olmayan görüntülerle karfl› karfl›ya kald›k. Yaklafl›k 40 y›ll›k bir gecekondu mücadelesi söz konusu bu Batangas isimli flehre ait Santa Clara bölgesinde. Bu bölgede gecekondu halk›n›n sorunlar›n› dinledik, paylaflt›k. Ard›ndan feribotla 3.5 saatlik bir yolculuk sonras›nda Adaya geldik. Adada 2 gün boyunca bu çal›flmalar› yapt›k. Çok say›da öldürme vakas›, gözalt›nda kaybetmeler, faili meçhuller gördük. Faili meçhul denilen vakalar çok net bir flekilde araflt›r›ld›¤›nda görülebiliyor ki; bunlar›n tümü failleri belli olabilen vakalard›. Tan›klarla görüflüldü¤ünde, olaylar›n olufl flekli, olaylardan sonraki soruflturmalar›n gerçeklefltirilifl biçimi çok ayr›nt›s›na kadar burada gerek yok ama aç›kl›kla söylenebilecek biçimde devletle yada orduyla iliflkilendirilebilecek vakalard› tüm bunlar. - Yaflanm›fl ne tür olaylarla karfl›laflt›n›z bu adada? Örne¤in pusuya düflürme olaylar› vard›. Diyelim bir avukat var, belediye baflkan aday› ve kazanmas› da kuvvet-
17 le muhtemel. Seçim kampanyas› bafllamadan k›sa bir süre önce çapraz atefle tutulup öldürülüyor. Faillerinden bir tanesi bir süre sonra yakalan›yor, fakat hiç ifadesi al›nam›yor, di¤erlerinin ise izine dahi rastlanm›yor. Yine bölgedeki insan haklar› örgütünün sekreteri birlikte oldu¤u kiflilerle beraber kaç›r›l›yor, bu kiflilerden ikisi serbest b›rak›l›yor bir süre sonra. Ard›ndan ikinci bir kifliyle birlikte sekreterin iflkenceyle katledilmifl bir flekilde cesetleri bulunuyor. Bu olayda serbest b›rak›lan iki kifliyle görüflme imkan›m›z oldu. Anlatt›klar› çok çarp›c›yd› ve anlat›mlar›n tümü ordu mensuplar›na iflaret ediyordu. Yine bir baflka vakada bölgede bal›kç›lar sendikas›n›n önderi, (yafll› bir insan ama mücadeleyi gelifltiren bir kifli) 8-9 kurflunla yaralan›yor, ölümden k›l pay› dönüyor. Bir baflka kifli çok küçük yafltaki çocu¤unun gözü önünde evinin içinde kurflunlan›p öldürülüyor. Bütün bu vakalarda hiçbir zaman olaylar› gerçeklefltirenlere ulafl›lam›yor. Ve vakalar›n hemen ard›ndan olay yerine yerel polis ulaflt›ktan hemen k›sa bir süre sonra Filipinler’in merkezi polisi gelerek olay› devral›yor. Otopsiler ortada yok, tutanak tutulmuyor, bütün kan›tlara bu polis taraf›ndan el konuluyor ve merkeze götürülüyor. Bu kan›tlara ulafl-
9-22 Eylül 2005 yani bir tak›m gruplar› suçlay›c› fleyler söylediler. Tabi inand›r›c› de¤illerdi. Olaylar›n soruflturuldu¤unu söylediler. Gerçekte ise bilanço çok fazlayd›. Onlar›n söyledi¤i gibi münferit olarak ifade edilemeyecek kadar çoktu. Kan›tlar, tan›kl›klar bunlar›n hiç de faili meçhul olmad›klar›n› gösteriyor, devletle iliflkili oldu¤unu çok net ortaya koyuyordu. Bunla ilgili yöneltti¤imiz sorulara kaçamak yan›tlar verdiler. Zaten bak›fllar›, konuflma tarzlar› hiç inand›r›c› de¤ildi. Yani insan beden diliyle kendini ele verebiliyor. Sonunda hiç beklemedi¤imiz bir görüflme oldu; di¤er ekiplerin hiç yapamad›¤› bir fleydi bu. Biz orduyla da görüfltük. Filipin çap›nda çok meflhur olan 204. Tümen var. Ülkenin insan haklar› ihlalleriyle ilgili nam salm›fl bu tümenin yetkilileriyle görüfltük. Tabi Tümen yetkilileri derken, tümene komuta eden en önemli birli¤in bafl›ndaki albayla de¤il, albay›n kendisi de görüflmede haz›r bulundu ama hiç konuflmad›, tek kelime etmedi. Sadece etraf› süzmekle yetindi. Albay›n yan›nda sivil k›yafetle ç›kan Jovily Carmel Cabading isimli bayan bir subay bizi karfl›lad›, muhatap ald›. Bu subay özellikle sivil k›yafet seçmiflti. Kendisi sahnedeki bir tiyatro oyuncusu gibiydi. fiov yapar gibi konufluyordu; yer yer
hat›rlatarak tüm çal›flmalar›n “solcu” kesimlerin propagandas› için düzenlendi¤ini ifade etti. Görüflmede bizim konuflmam›za mümkün oldu¤unca izin vermemeye çal›flt›. Bunu da susturucu, k›r›c› tarzda de¤il çok nazik bir üslupla yapt›. Böylece monolog tarz›nda bir görüflme oldu. Son derece ustayd› kendi alan›nda, genç birisiydi ama iyi yetifltirilmifl oldu¤u belliydi. Albay ise sadece bizi süzmekle yetiniyordu. Bir kamera çekimi problemi oldu görüflme s›ras›nda. Kamera ve foto¤raf çekmeye çal›flt› karfl› taraf. Bizim ekipten itiraz geldi, onlar›n çekmesine izin vermedik. Bir tart›flma oldu ama onda bile hemen geri ad›m att›lar. Tam bir rol yap›yordu, flov yap›yordu karfl›m›zda ama gözleri hiç öyle söylemiyordu. Gözleri bambaflka fleyler söylüyordu. - Bu görüflme d›fl›nda ordu yada polisle baflka bir karfl› karfl›ya gelifl yaflad›n›z m›? Yani fiziksel yada psikolojik bir bask›yla karfl›laflt›n›z m›? Tabi anlatmam gereken çok önemli bir fley var. Yine Filipinler çap›nda di¤er ekiplerin karfl›laflmad›¤› bir olay yaflad›k. Bütün gezimiz boyunca biz sivil faflist gruplar›n hemen hemen hiç olmad›¤› bir alanda ordu taraf›ndan haz›rland›¤› çok belli olan, görüfltü¤ü-
Bu dövizlerde bizim adadan defolmam›z› isteyen, bizim asl›nda aday› yada Filipinler’i kar›flt›rmak için geldi¤imizi ifade eden, bizim Filipinler Komünist Partisi, Yeni Halk Ordusu ve Ulusal Demokratik Cephe’nin maflas› oldu¤umuzu yazan yani bizim aleyhimizde hem bizi tehdit eden hem bizi korkutmaya yönelik, hem de bizi oradaki bir tak›m örgütlerle iliflkilendirmeye çal›flan say›s›z dövizle karfl›laflt›k.
mak, olaylar› soruflturmak mümkün olmuyor. Biz yerel polisle de görüfltük, onlar da bu konudaki çaresizliklerini dile getirdiler. Adada belediye baflkanlar›yla görüfltük. Bunlar baflta randevu istediklerinde kabul etmemifllerdi. Ama uluslararas› heyetin bask›s›yla bizimle görüflmeyi kabul ettiler. Belediye baflkanlar› ve adan›n en büyük yetkilisi olan valiyle görüfltük. Bu yetkililer bizim hiç yabanc›s› olmad›¤›m›z türden konuflmalar yapt›lar. Ülkemizdeki yada tüm yar›-sömürge ülkelerdeki yetkililer gibi konufltular. Bunlar›n münferit olaylar oldu¤unu, kendilerinin de insan haklar›ndan yana olduklar›n›, bu tür öldürme olaylar›na karfl› olduklar›n› söylediler. Asl›nda bu tür öldürme olaylar›n›n ülkedeki Komünist Partisi ve ona ba¤l› Yeni Halk Ordusu taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini iddia ettiler,
a¤lar gibi konuflurken, kimi zaman çok nazik bir edayla konufluyordu, bazen de nutuk çekiyordu. Kendisini Filipin çap›nda polisle ordunun ortak kurdu¤u halkla iliflkiler departman›n›n bafl›ndaki kifli olarak tan›tt›. CIA taraf›ndan özel yetifltirilmifl birisi oldu¤u çok net anlafl›l›yordu. Tam bir propaganda yapmaya çal›flt›. Bir yandan kendini ac›nd›rmaya di¤er yandan tam tersi mesajlar vermeye çal›fl›yordu. Söyledikleri aras›nda daha önce bize ilkokul ö¤rencileri taraf›ndan verilen ancak ordu taraf›ndan haz›rland›¤› çok belli olan bildirilerdeki yazanlarla çok benzer cümleler vard›. Örne¤in “fazla demokrasi demokrasiyi öldürür” diyordu. Bu cümle aynen bahsetti¤im bildiride de mevcuttu. Ayr›ca hapishaneye yapt›¤›m›z ziyarette politik bir tutsakla çekilen foto¤rafta ekipten baz› kiflilerin yumruklar›n› kald›rd›¤›n›
müz kad›n subay›n da dolayl› olarak kabul etti¤i dövizlerle karfl›land›k. Bu dövizlerde bizim adadan defolmam›z› isteyen, bizim asl›nda aday› yada Filipinler’i kar›flt›rmak için geldi¤imizi ifade eden, bizim Filipinler Komünist Partisi, Yeni Halk Ordusu ve Ulusal Demokratik Cephe’nin maflas› oldu¤umuzu yazan yani bizim aleyhimizde hem bizi tehdit eden hem bizi korkutmaya yönelik, hem de bizi oradaki bir tak›m örgütlerle iliflkilendirmeye çal›flan say›s›z dövizle karfl›laflt›k. Gitti¤imiz her yerde görüfltü¤ümüz yetkililere bu durumu flikayet ettik. “Bu mu sizin misafirperverli¤iniz, madem yetkilisiniz, neden toplatm›yorsunuz bu dövizleri” dedik. Gördüklerini, birkaç tanesini kald›rd›klar›n› iddia ettiler. Ama öyle de¤ildi. Kaç gün boyunca bunlar as›l› kald›.
9-22 Eylül 2005 Bunun d›fl›nda yolumuzu kestiler. Arabalar›m›z› yada üstümüzü hiç aramad›lar. Ama yer yer keyfi biçimde bizi durdurdular. Ve bunun karfl›s›nda bize efllik eden Filipinli insan haklar› aktivistleri arkadafllar da onlar bizi durdurunca, karfl› eylem olarak onlar da yolu kestiler, bütün trafi¤i durdurarak herkese propaganda yapt›lar, asker ve polisi teflhir ettiler. fiunu söylemem laz›m; Filipinler’de demokrasi mücadelesi yada genel kapsaml› olarak Halk Savafl› mücadelesi oldukça ileri bir noktada. Örne¤in Ulusal Demokratik Cepheyle hükümet ayn› binay› paylaflacak bir mevzi elde etmifl zaman›nda ve bu mevziyi koruyor. Dolay›s›yla mücadeledeki tecrübeleri, kitle içinde ulaflt›klar› prestijleri ve kitle güçleri oldukça iyi bir noktada. Devlet sadece biz uluslararas› bir heyetiz, bunlara dokunursak etkisi ülkelerinde yada dünyada flöyle olur diye bakm›yor olaya. Oradaki kitlesel güç, yani halk muhalefetinin biriktirdi¤i gücün her an taflabilece¤ini de hesapl›yor. O gücün etkisiyle biz orada belli bir dokunulmazl›k, rahatl›k içersindeydik. Biz yabanc› insanlar, baflka bir ülkenin insanlar› oldu¤umuz için belli bir dokunulmazl›¤a sahip de¤ildik sadece. Ayn› zamanda oradaki mücadelenin elde etmifl oldu¤u gücün güvencesiyle hareket ediyorduk biz. Bunun özellikle alt›n› çizmek gerekir. Yani bir anlamda bir yanda bir sürü insan haklar› ihlalleri yap›yor ama oradaki mücadelenin elde etmifl oldu¤u çok önemli mevziler var. Gerçekten önemli bir noktaya gelmifl durumdalar. Bunun bilinmesi gerekiyor. - Gitti¤iniz yerlerde halk sizi nas›l karfl›lad›? Halk›n ekonomik sosyal durumunu siz nas›l gözlemlediniz? Halk›n ekonomik-sosyal durumu oldukça kötü. Yani kötü derken Filipinler’de s›n›f çeliflkisi oldukça keskin, yo¤un. Asgari ücret 100 dolar civar›nda. Filipinler’de halk›n genelde oldukça yoksul oldu¤unu biz kendi gözlerimizle de gördük. Bütün bölgelerde bu böyle. Örne¤in baflkent Manila’dan örnek verelim. En geliflmifl kentlerden bir tanesi. Bu kentin baz› semtleri yaklafl›k % 10 diyebilece¤imiz bir bölümü Paris’le, Londra’yla yar›fl eder durumda, öylesine lüks. Ama t›pk› di¤er yar›-sömürge baflkentlerinde oldu¤u gibi kalan k›s›m
18 da korkunç vahfli bir flekilde çok büyük bir sefalet içinde yaflan›yor. Metro Manila denilen bölgeden bahsediyorum. Halk›n büyük bölümü sokaklarda baraka gibi yerlerde yafl›yor. Durum Hindistan kadar kötü de¤il tabi ama bizden çok daha beter durumdalar. Ama yozlaflma
haklar› savunucular›, devrimciler bize efllik ediyorlard›. Ve onlar›n daha önce söyledi¤im gibi kitle ile iliflkileri, kitle kazan›mlar› oldukça iyiydi. Kitlenin durumu, anlay›fl› ve y›llard›r mücadeleyle iç içeli¤i belli bir seviyeye gelmifl durumda. Mücadele kitleyi belli oranda
Adadan dönüflte gecekondu bölgesi halk› delegasyonu karfl›layarak kitlesel bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. aç›s›ndan çok daha kötü. 13-14 yafl›ndaki k›zlar›n pazarland›¤›n› görüyoruz. Bize efllik eden Filipinli devrimcilerin bize anlatt›klar› ve bizim de gitti¤imiz kimi yerlerde gördüklerimiz tümüyle çak›flan fleyler. Günde iki ö¤ün sadece pirinç yiyerek yaflayanlar nüfusun yaklafl›k yar›s›n› oluflturuyor. Bu insanlar bal›kç›l›k da yapam›yorlar. Düflünün 7 binden fazla ada var ama bal›kç›l›¤› s›n›rl› say›da insan yapabiliyor. Bal›kç›l›k bile belli kesimlerin tekeli alt›nda. Yani bu belli kesimlerin d›fl›nda da halk›n sadece nispeten zengin say›labilecek bir kesimi bundan yararlanabiliyor. Bu çok önemli, yoksullar deniz k›y›s›na yak›n bile olsalar bal›kç›l›k yapam›yorlar. Özellikle ABD emperyalizminin (oralarda AB emperyalizmi yok) çok ciddi bir flekilde hegemonyas›n› her yerde görebilirsiniz. Her yere birçok kurumlar›yla bayra¤›n› çekmifl durumda. Ekonomiyi müthifl biçimde sa¤›yor. Askerleri de dahil. Bizden bir önceki benzer faaliyet orada Amerikan emperyalizminin askerlerine yönelik gerçeklefltirilmifl. Halk›n bize yönelik yaklafl›m›; yabanc›lar, misyonerler geldiler tarz›nda olmad›. Bizim yan›m›zda Filipinli insan
e¤itmifl durumda. O anlamda bu faaliyetin ne oldu¤unun bilincindeydiler. Bizimle kaynaflmalar›, kurduklar› iliflkileri oldukça iyiydi. Devletin veya oradaki idari yetkililerin konuyla ilgili yapm›fl olduklar› bir tak›m anti-propagandadan etkilenmemifllerdi. Bize karfl› konukseverlikleri, bizimle kurduklar› diyaloglar oldukça etkileyiciydi. Nitekim kald›¤›m›z yerlerde, onlarla temas kurdu¤umuz yerlerde ciddi anlamda iyi karfl›land›k. - Ekibiniz bir de hapishane ziyareti yapt›. Belki küçük bir bölümü görebildiniz ama oradaki politik tutsaklar›n durumu ile ilgili gözlemleriniz oldu mu? fiimdi orada da ilginç bir durum var. Hapishane ziyaretine izin vermeleri gerçekten tuhaft›. Yani politik tutsaklarla görüflmek aç›s›ndan. Bir video kamerayla bir de foto¤raf makinesine izin verdiler. Görüfltü¤ümüz kifli kendilerince “tehlikeli” kapsam›nda Ka Makling isimli bir siyasi tutukluydu. Bu kifliyle görüflmeye girdik, görüflmede kendisinin adli tutuklular›n bulundu¤u yerde tutuldu¤unu gördük. Çünkü Filipinler’de flöyle bir durum var; siyasi tutuklu statüsünü yasalardan kaynakl› vermek durumunda kalmamak için siyasi
kiplerin toplam›fl olduklar› ve daha önceden toplanm›fl olan çok say›da delil, kan›t, tan›klar›n dinlenmesi, video kay›tlar›n›n izlenmesi ve anlat›mlarla uzun bir süre iddia sunuldu mahkemeye. Ekiplerin araflt›rma yapt›klar› bölgelerden haz›rlad›klar› raporlar okundu. Arkas›ndan jüri heyeti karar›n› aç›klad›.
E
30 yada silahl› örgüt mensuplar›n› adli suçlarla itham ediyorlar, yarg›l›yorlar. Bu kifli de bu durumdayd›. Bize örne¤in ordu sözcüsü bu kifliden bahsederken askerlere yönelik birçok sald›r›da, öldürmede bulundu¤unu söyledi¤i halde kifli kendisi bize mahkemede adli olaylardan yarg›land›¤›n› söyledi. Ama ordu sözcüsü bize o kiflinin asker öldürdü¤ünü söylüyor. Böyle garip bir çeliflki. Peki bu neden böyle diyoruz. Tutsak, bu flekilde suçlaman›n ifllerine geldi¤ini söylüyor. Bu durumu daha sonra avukat arkadafllarla konuflma f›rsat›m›z olmad›. Görüfltü¤ümüz tutsak için hapishanede ayr› bir hücre infla etmekte olduklar›n› söyledi. Tek kiflilik bir hücre yap›yorlarm›fl. Filipinler’de 700 ila 1000 aras› siyasi tutuklu varm›fl flu anda. - Bunlar›n hepsi adli suçlarla m› yarg›lan›yorlar? Hay›r hepsinin durumu ayn› de¤il. Kimine böyle suçlar atfedememifller henüz. Ama ciddi bir bölümünü böyle yarg›lamaya çal›fl›yorlarm›fl. Tümüne iliflkin asl›nda çok net bilgiler elde edemedik. Ama onlar için yap›lm›fl sadece siyasi tutuklular› koyduklar› bir cezaevi varm›fl baflkent Manila’da. - Çal›flmalar›n›z nas›l devam etti? Oradaki çal›flma bas›n toplant›s›yla sürdü. Bas›n toplant›s›na ilgi oldukça düflüktü. Çünkü tüm bu cinayetlerden sonra bas›n› büyük oranda sindirmifl durumdalar. Bas›n büyük oranda devletin kontrolü alt›nda. Sadece ilerici, devrimci nitelikteki gazeteler geldi. Bir iki televizyon kanal› geldi. Onlara yapt›¤›m›z çal›flmalar›m›z› anlatt›k. Bas›n toplant›s›ndan sonra tekrar ana karaya yani Luzon adas›na döndük. Burada ilk u¤rad›¤›m›z yer daha önce u¤rad›¤›m›z gecekondu bölgesiydi. Halk bizi karfl›lad›. Onlarla beraber k›sa bir yürüyüfl söz konusu oldu. O gece Batangas bölgesinde kald›ktan sonra ertesi gün döndü¤ümüz yer Manila’yd›. Burada mahkeme haz›rl›klar› yap›ld›. Ay›n 19’unda da mahkeme gerçeklefltirildi. Yani gezimiz bu flekilde sona erdi. -Mahkeme nas›l gerçeklefltirildi? Dünyada ilk olarak bilindi¤i gibi Amerikan emperyalizminin Vietnam’daki savafl suçlar›n›n yarg›land›¤› Russel Mahkemesi vard›. Ondan beri benzer flekilde oluflturulan mahkemeler var. Bunu sonuncusu olarak kabul etmek laz›m. Sembolik mi demek laz›m, yoksa devletlerin kurdu¤u mu sembolik yada sözde mahkemeler? ‹flin bu taraf› tart›fl›l›r. Mahkeme ilk olarak oldukça iyi haz›rlanm›fl ve bafl›ndan sonuna kadar kurallar›yla sistemiyle iyi iflleyen bir mahkeme oldu ve baflar›l› bir flekilde gerçekleflti. En baflta bundan söz etmek laz›m. Mahkeme Filipinler Üniversitesinde eskiden baflkent olan ve ülkenin ikinci büyük kenti Quezon kentinde gerçekleflti. Yaklafl›k 1.500 kiflilik büyük bir amfisi var. Filipinler çap›nda çok çeflitli kurumlar›n temsilcileri ve delegasyonlar› gelmiflti.
19
30 ‹zleyiciler büyük oranda onlardan olufluyordu. Mahkemenin savc›lar heyeti, Filipinler’in de¤iflik bölgelerinden gelen tan›nm›fl hukukçulardan olufluyordu. 9 savc› vard›. Yarg›ç heyeti benimle beraber 3 kifliden olufluyordu. Bunlar, Rutgers Üniversitesi’nde Hukuk Profesörü olan ayn› zamanda Nelson Mandela’n›n avukatl›¤›n› da yapm›fl Lennox Hinds (ABD) ve Nobel Bar›fl Ödülü aday› Irene Fernandez (Malezya) idi. Jüri üyeleri yine de¤iflik ülkelerden fiebnem’in de aralar›nda bulundu¤u 12 kifliden olufluyordu. Savc›lardan birisinin iddianameyi okumas›yla bafllad› mahkeme. Bu ekiplerin toplam›fl olduklar› ve daha önceden toplanm›fl olan çok say›da delil, kan›t, tan›klar›n dinlenmesi, video kay›tlar›n›n izlenmesi ve anlat›mlarla uzun bir süre iddia sunuldu mahkemeye. Ekiplerin araflt›rma yapt›klar› bölgelerden haz›rlad›klar› raporlar okundu. Arkas›ndan jüri heyeti karar›n› aç›klad›. Onlar bütün bu anlat›mlardan sonra do¤al olarak bu kadar yo¤un hak ihlalinin sistemli bir devlet politikas› ve uygulamas› haline geldi¤ini düflündüklerini aç›klad›lar, Arroyo’nun suçlu oldu¤unu ilan ettiler. Bu, büyük bir coflkuyla karfl›land›. Bu tabi malumu iland› flüphesiz. Yani bilenen çok aç›k bir olguydu ama asla düzmece bir olgu de¤ildi. Ve tamamen kurallar›na uygun bir flekilde gerçekleflti. Yani hukuki bir formasyon içinde gerçekleflti; kan›tlar, tan›klar her fleyiyle. Jürinin aç›klamas›ndan sonra biz yarg›çlara düflen bu karar› belli bir hukuki formasyon içersinde belgelemek ve ilan etmekti. Yarg›ç olarak bizler de bunu formüle ettik. - Bu mahkeme hangi hukuk normlar›na göre hareket etti?
Biz bir tak›m yeni hukuk kurallar› uydurmad›k, yeni bir hukuk yaratmad›k bu yarg›lama için. Biz flu anda uluslararas› hukuk diye tabir edilen, asl›nda burjuvazinin kabul etmifl oldu¤u hukuk normlar›n› uygulad›k. Yani proletaryan›n yada halk›n hukuku gibi bir çerçevenin içeri¤ine de sokmad›k meseleyi. - Bu durum mahkemenin ismiyle çeliflmiyor mu? Yani Halk Mahkemesi olarak kurulmufltu? fiimdi flöyle çeliflmiyor çok fazla. Zaten bugün burjuvazinin kullanm›fl oldu¤u uluslararas› hukuk diye tabir edilen hukuk asl›nda s›n›f mücadelesinin getirip burjuvaziye dayatt›¤› ve kabul ettirdi¤i kurallardan olufluyor. Yani burjuvazinin kendili¤inden koydu¤u kurallar de¤il. S›n›f mücadelesi getirip dayat›yor. Asl›nda bugün s›n›f mücadelesi daha ileri bir hukuku dayat›yor geldi¤i noktada. Burjuvazi bunu kabul etmifl de¤il. Ama biz diyoruz ki, bunu bile uygulam›yor burjuvazi. Yani bugün varolan kendisinin kabul etmifl yada etmek zorunda kalm›fl oldu¤u kurallar› bile uygulam›yor. Biz diyoruz ki, halk mahkemesi olarak, bu kurallar› uygulasak bile siz suçlusunuz. Biz bugün onlar›n uygulamad›klar›, halk mücadelesinin gelip dayatt›¤› kurallarla sizi yarg›lasak dahi çok bariz suçlusunuz. Bugün s›n›f mücadelesinin getirdi¤i çok daha ileri kurallar var. O kurallar› uygulasak hiç flans›n›z yok. fiu anda sizin kabul etti¤iniz kurallar dahi yetiyor diyoruz. - Mahkeme sonucunda ABD emperyalizmi de suçlu bulundu Filipinler’deki insan hak ihlalleri nedeniyle. ABD ile nas›l iliflkilendirdiniz bu ihlalleri? Hükümde tabi ABD de geçiyor. ABD zaten suçlanan kiflilerin azmettiricisi ola-
rak yarg›laman›n bir parças› konumunda. ABD bu tür rejimlerin zaten perde arkas›ndad›r. Gerçi art›k hemen hemen çok yerde perde arkas›ndan da ç›km›fl durumda, sahnenin tam ortas›nda rol al›yor. Bizzat askerleriyle rol al›yor art›k, yani dolayl› biçimde de de¤il. Bizimle benzer birçok ülkede öyle ama mesela Filipinler örne¤inde bu çok aç›k. Geçti¤imiz y›llarda daha net görülmüfl bu. Bizzat askeriyle müdahale etmifl, sadece üslerini bulundurarak de¤il. ABD, Filipinler’deki gerek Müslüman gerillalarla, gerekse Halk Ordusu gerillalar›yla direkt çat›flmaya da girmifltir. Arroyo hükümetine de önceki Marcos ve Estrada’ya oldu¤u gibi çok ciddi deste¤i var Amerikan emperyalizminin. O anlamda ABD bütünüyle suçlu, 11 Eylül sonras› süreçte yine Uzakdo¤u Asya’da en ciddi destek verdi¤i, anti-terör yasalar›yla ilgili insan haklar› ihlalleri sürecinde bu kadar k›yamet koptu¤u halde ABD sesini hiç ç›kartmam›flt›r. ABD D›fliflleri Bakanl›¤›n›n haz›rlad›¤› insan haklar› ihlalleri raporlar›nda Filipinler’in ad› geçmemektedir. Buna karfl›n örne¤in S›n›r Tan›mayan Gazeteciler örgütünün dünya çap›nda yapt›¤› araflt›rmada gazeteciler için en
9-22 Eylül 2005
güvensiz, en tehlikeli ülke Filipinler’dir. Bu arada söylemek istiyorum, biz UHAB olarak yeni bir kampanya bafllataca¤›z önümüzdeki aydan itibaren. Avukatlar›n sald›r›ya u¤ramas› aç›s›ndan Filipinler’de son iki y›l içerisinde çok büyük çapl› bir yo¤unlaflma var. Çok say›da üyemiz yada üyemiz olmayan halk›n avukat› sald›r›ya u¤rad›. Filipinler’de faaliyet bu anlamda yo¤un bir flekilde devam edecek. -Son olarak, bu mahkemenin sonuçlar›n› nas›l de¤erlendireceksiniz? Mahkemenin sonuçlar›, dedi¤im gibi bu bir kamuoyu faaliyeti, neticesinde bir propaganda faaliyeti. Oradaki mücadeleye destek olmak anlam›nda gerek iç gerek d›fl kamuoyunda yürütülecek olan alabildi¤ine genifl bir propaganda faaliyeti yapmaya çal›flaca¤›z. Bir kere herkes hem kendi ülkesinde hem de d›fl kamuoyunda duyurmaya çal›flacak, yap›lan faaliyeti. Belli oranda yap›labilecek bir tak›m kampanyalara hizmet edecek, mahkemenin sonuçlar›. Orada elde edilen bilgi, görüntü ve belgelerin bir biçimde aktar›lmas›, insanlara ulaflt›r›lmas› gerekiyor. Bundan sonra konuyla ilgili çal›flmalar›m›z da sürecek.
Irak Dünya Mahkemesi üzerine
- ‹stanbul’da gerçeklefltirilen Irak Dünya Mahkemesi hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Bu çok geri bir mahkemeydi, kurallar olarak. Örne¤in bu mahkeme, Türkiye’yi suçlu bulmad›. Kazara ç›kan bir 1 Mart tezkeresi sayesinde,
onu bahane ederek Türkiye’yi olay›n d›fl›na ç›karmaya çal›flt›lar. Türkiye Cumhuriyeti devleti Irak iflgali sürecinde ABD kadar suçludur. ABD’nin uflakl›¤›n› yapm›flt›r. ABD’ye destek vermifltir. Asker göndermemifl olmas› bir fleyi de¤ifltirmez. Afganistan’a as-
ker göndermifltir ama. Irak özgülünde bir mahkemedir bu ama Irak’a bakt›¤›n›zda oraya da destek verdi¤ini görürüz. 1 Mart sadece bir kazad›r, sonraki sürece bakt›¤›m›zda sonraki kararlar›n oldu¤u gibi ç›kt›¤›n› görüyoruz. Irak için Türkiye’de kurulan dünya mahkemesi çok ciddi zaaf ve çeliflkilerle doludur. Kriterleri aras›nda birçok yanl›fllar vard›r, ayr›nt›lar›na girmiyorum ama bu mahkeme hiç iyi bir mahkeme de¤ildir, öncesi safhalar›nda da bir sürü hata vard›r. Biz Irak Dünya Mahkemesine UHAB olarak daha önce baflvurduk, temaslar kurduk, hatta bizim Türkiye’de yapt›¤›m›z 2. Kongrede Irak Mahkemesine yönelik ABD’ye karfl› haz›rlad›¤›m›z bir iddianame var. Oldukça esasl› ve kapsaml› bir iddianame. Onu da gönderdik Türkiye’deki organizasyonundaki avukat arkadafllara, onu da dikkate almad›lar. Bu sürece kat›lal›m dedik, bizimle muhatap dahi olmad›lar. Çünkü arkadafllar o konuda çok
farkl› bir anlay›fl› ve çizgiyi temsil ediyorlard› ABD emperyalizmine yönelik. - Ayn› uluslararas› hukuku kullanmad›lar m›? Ayn› hukuku bizim anlay›fl›m›z do¤rultusunda kullanmad›lar. Yani emperyalizme bak›fl konusundaki anlay›fllar› farkl›yd›. Yani halk mahkemesi konusundaki yarg›lama ve perspektifleri farkl›yd›. Ayn› hukuku çok geri bir noktada kulland›lar. Dolay›s›yla bu konudaki kavray›fl yada s›n›f mücadelesiyle bu tür mahkemelerin ilgisi-iliflkisini kavray›fl meselesi farkl›d›r. Bu mahkemeleri siz s›n›f mücadelesinin bir parças›, propaganda arac› olarak kavrarsan›z mesele farkl›lafl›r. Ama tek mevzi olarak bunu al›rsan›z, bu tür mahkemelerle oyalan›rsan›z o zaman s›n›f mücadelesini tatil edersiniz. Olay farkl›lafl›r. Biz böyle kavram›yoruz. Ne rolümüzü ne de yapt›¤›m›z ifli bu flekilde alg›lam›yoruz.
9-22 Eylül 2005
20
30
Demokrasi ve özgürlük; ezen s›n›flar için somut, EZ‹LEN SINIFLAR ‹Ç‹N SOYUT KAVRAMLARDIR... “Bar›fl”, “demokrasi”, “insan haklar›” kavramlar›n›n her s›n›f için tafl›d›¤› içerik farkl›d›r. Hiçbir s›n›f di¤er s›n›flar› da içeren bir “bar›fl”, “demokrasi” ve genel olarak “insan haklar›” savafl›m› içinde olmaz. S›n›flar›n sözcüleri, partileri, devletleri her konuda oldu¤u gibi bu konularda da kendi egemenliklerini oluflturma ya da sürdürme amac› tafl›yarak bir durufl gelifltirirler. Örne¤in proletaryan›n bask› alt›nda oldu¤u, sömürüldü¤ü bir toplumsal düzende savunulan toplumsal bar›fl anlay›fl›, mevcut düzenin korunmas›na hizmet etti¤i için bir burjuva istem olmaktan öte anlam tafl›maz. Çünkü böyle bir düzende böylesi bir bar›fla karfl› ç›kacak olan ezilenlerdir. Ezilenler kendilerinin sömürüldü¤ü, zulme u¤rad›¤› bir sistem içinde toplumsal bar›fla kendili¤inden karfl› dururlar; grevlerle, hak talepleriyle, çeflitli eylemlerle “bar›fl” ortam›n› zedelerler. Egemen olanlar›n toplumsal bar›fl istemleri ezilenlerin haklar›n› korumak ve gelifltirmek yönündeki hareketini ortadan kald›rmay› içerir. Örne¤in belli bir dönem çokça tart›fl›lan Ermeni Soyk›r›m› ile ilgili tart›flmalara egemenlerin yaklafl›m› tam da yukar›daki gerçekli¤e uygun olmufltur. Hat›rlanaca¤› gibi Bo¤aziçi Üniversitesi’nde yap›lmak istenen “‹mparatorlu¤un çöküfl döneminde Osmanl› Ermenileri” konulu konferans, hükümetin (gerçekte devletin) sert uyar›lar›yla birlikte iptal edilmiflti. Bundan önce gerek yaz›l› ve gerekse de görsel burjuva medyas›nda Ermeni sorununun Türkiye’de özgürce tart›fl›labildi¤i, herkesin kendi görüflünü aç›klayabildi¤i gibi propagandalar yap›l›yor, bu anlamda demokrasinin varoldu¤u iddia ediliyordu. Gerçekten de yüzeysel bak›ld›¤›nda egemenlerin bu propagandas› birçok kesimde bu yönde fikirlerin oluflmas›n› da sa¤lamaktayd›. Ancak, demokrasi gibi kavramlara yönelik yukar›da belirledi¤imiz s›n›fsal yaklafl›mlar bu somut soruna yans›makta gecikmedi. Ciddiye al›nabilecek, etkili olabilecek bir çal›flmaya (ki, yap›lacak konferans›n bu niteli¤i de tart›fl›l›rd›r; engellendi¤i için bir görüfl belirtmek de anlams›z olacakt›r) evrilen Ermeni Soyk›r›m› tart›flmas›na egemenlerin “demokratik” yaklafl›m› hemen diktatoryal bir yaklafl›ma dönüfltü. Konferans›n düzenleyicilerinin, kat›l›mc›lar›n›n “vatan haini” olarak gösterilmeleri, üzerlerinde bask› oluflturulmas› ve sonuçta konferans›n iptal ettirilmesi egemenlerin nas›l bir demokrasi uygulad›klar›n› aç›kça ortaya ç›karm›flt›r. E¤itim-Sen’in anadilde e¤itim hakk›n› savundu¤u için kapatma karar› da yine bu toplumsal bar›fl, demokrasi savunuculu¤unu kendi tekellerine alanlar taraf›ndan aç›k bir zorlama ile gerçekleflmifltir. E¤itimcilerin örgütlenme hakk›, yönetenlerin çizdi¤i s›n›rlar ölçüsünde savunuluyor. Yani halk için demokrasinin s›n›r› egemen s›n›flar›n düzeni, resmi ideolojilerini kabul etti¤i ölçüdedir. Halk›n devrimci, demokratik, mevcut düzene karfl›t tüm düflünce ve hareketi egemenlerin de-
Sermayenin gücüne dayanan s›n›fl› toplumlarda emekçilerin yokluk içinde bir yaflama mahkum edildi¤i, bir avuç zenginin refah içinde yaflad›¤› toplumlarda gerçek “özgürlük” yaflanamaz. Burjuva demokrasisinin en geliflkin oldu¤u kapitalist ülkelerde bile kapitalist özgürlük alt›nda ekonomik ayr›cal›klar, s›n›fsal farkl›l›klar artarak büyür, her türlü eflitsizlik ve adaletsizlik daha belirgin ve aç›k olarak ortaya ç›kar. mokrasilerinin d›fl›ndad›r. Bu tür düflünce ve hareketler egemen s›n›flar›n bask›s›na tabidir. Mu¤la Milas’da 17 yafl›nda lise ö¤rencisi bir gencin Naz›m Hikmet’in Vatan Haini adl› fliirini okumas›n›n ard›ndan gözalt›na al›nmas›, yazar Orhan Pamuk’un Kar adl› roman›n›n Isparta Sütçüler ilçesi Kaymakam› taraf›ndan imha amaçl› toplat›lmas›, Bursa’da Yaflar Kemal’in Teneke adl› öyküsünü ilkö¤retim ö¤rencilerinin sahneye koyma istemlerinin yasaklanmas› örneklerini s›ralad›¤›m›zda Türkiye’de özgürlük ve demokrasi kavramlar›n›n, uygulama ve yasal düzenlemelerin ne anlama geldi¤i, kim için demokrasi kim için özgürlük gerçekli¤i daha aç›k bir flekilde anlafl›l›r hale gelir. S›n›flara bölünmüfl toplumlarda demokrasi ve özgürlük toplumun bütün üyeleri ve kesimleri için var olamaz. Demokrasi ve özgürlük kavramlar› ve gerçekli¤i egemen ve sömürücü s›n›flar›n bekas› ve devam› için vard›r ve bunun varl›¤› için düzenlenir ve uygulan›r. En son Seydiflehir Alüminyum iflçilerinin eylemlerine yönelik karfl›t tepki de ayn› özelli¤i g ö s t e r m i fl t i r. Türkiye’de s›n›f mücadelesi incelendi¤inde, tüm süreçler, eylemler, örgütlenmeler s›n›f savafl›m›n›n sonucu olarak incelendi¤inde, farkl› s›n›flar›n sorunlara, konulara, olgulara karfl› gösterdikleri yaklafl›m›n birbirine olan tam z›tl›¤› da rahatl›kla görülecektir. Dünyada ve ülkemizde, egemenler taraf›ndan en fazla ve en s›k olarak kullan›lan kavramlar›n bafl›nda “Bar›fl-demokrasi-insan haklar›-özgürlük” vb. gelir. Ancak toplumsal temel s›n›flar bu kavramlara farkl› anlam ve içerik yükler. Ve bu kavramlar o s›n›f›n elinde etkili bir inand›rma, ikna etme ve bilinçlendirme silah› olarak kullan›ld›¤› gibi tam tersi amaçlar
için de kullan›l›r. Toplumsal dokunun en duyarl›, hassas ve nazik oldu¤u bu kavramlar, sömürücü egemen s›n›flar›n elinde bütünlüklü olarak yanl›fl bilgilendirme, aldatma, kand›rma ve yanl›fl yönlendirme arac› olarak kullan›l›r. Ezilenleri ve emekçileri sömürü ve bask› alt›na alman›n onlara karfl› uygulanan katliam ve zulmün en kaba ve en ilkel yöntemlerine giydirilen en ince, en renkli bir pelerindir. Sömürü ve manipülasyonun bu renkli ve ince pelerini en barbar katliamlar›n, en vahfli k›y›mlar›n örtüsü yap›lmaya çal›fl›lsa da zulme ve bask›ya maruz kalan halklar›n, uluslar›n en fazla tepkisini ve öfkesini çeken kavramlar olmaktan kurtulamayacakt›r. ‹çeri¤ine sömürücü egemenlerin s›n›fsal ç›karlar› giydirilen, yapt›klar› katliam ve zulümleri örtbas etme amaçl› kullan›lan “Bar›fl-demokrasiinsan haklar›-özgürlük” kavramlar›n›n ne anlama geldi¤ini deflifre etmek, özünü a盤a ç›kartmak, emekçiler taraf›ndan anlafl›l›r hale getirmek, s›n›f bilinçli proleterlerin vazgeçilmez görevleri aras›ndad›r. Lenin burjuva sistemdeki özgürlü¤ün tan›m›n› “Kapitalist üretim iliflkilerinin taban› üzerinde tüm siyasal özgürlük elbette burjuva özgürlüktür. Özgürlük istemi, özellikle burjuvazinin özgürlü¤üdür” diyerek yapar. Sermayenin gücüne dayanan s›n›fl› toplumlarda emekçilerin yokluk içinde bir yaflama mahkum edildi¤i, bir avuç zenginin refah içinde yaflad›¤› toplumlarda gerçek “özgürlük” yaflanamaz. Burjuva demokrasisinin en geliflkin oldu¤u kapitalist ülkelerde bile kapitalist özgürlük alt›nda ekonomik ayr›cal›klar, s›n›fsal
farkl›l›klar artarak büyür, her türlü eflitsizlik ve adaletsizlik daha belirgin ve aç›k olarak ortaya ç›kar. S›n›fl› toplumlarda özgürlük ve demokrasi egemen s›n›flar›n ç›karlar› için vard›r. Feodal toplumda demokrasi, burjuva toplumda demokrasi tamamen egemen, yönetici konumda olan s›n›flar için bir demokrasi olmufltur. Demokratik Halk ‹ktidar› ve sosyalizmde proleter demokrasi iflçi s›n›f› ve emekçiler için en genifl anlamda demokrasi olarak varken, sömürücü s›n›flar için en koyu diktatörlük olur. Özgürlük ve demokrasi bir yönetim arac›d›r. Politik mücadelede bir amaç de¤il, tamamen bir araçt›r. ‹ktidarda olan egemen s›n›f›n yönetim arac›d›r. Marksist siyaset biliminde üst yap›n›n bir arac› olan ve politika kategorisinde yer alan demokrasi, üzerinde yükseldi¤i ekonomik temele hizmet eder. Ayn› fley özgürlük için de söylenir. Tarafs›z, yans›z, “s›n›fs›z” ne bir özgürlük ne de bir demokrasi mevcuttur. Özgürlük ve demokrasi egemen yönetici s›n›flar için somut olgular iken yönetilen s›n›flar için soyut kavramlard›r. S›n›flara bölünmüfl toplumlarda yönetim erkini elinde bulunduran egemen sömürücü s›n›f(lar) emekçi halk› istedi¤i gibi sömürmekte özgürdür. Var olan mevcut demokrasi egemen s›n›fa sömürü özgürlü¤ünü tan›rken, emekçiler için sömürülme “özgürlü¤ünü” tan›r. Sömürü ve bask› alt›na alma özgürlü¤ü egemen konumda olan burjuva s›n›f için vard›r. Oysa emekçi halk›n sömürüden kurtulma bask› ve zulüm alt›nda yaflamaktan kurtulma özgürlü¤ü yoktur, olamaz da. Demokrasi ve özgürlük var olan sömürüyü sürdüren ve güvence alt›na alan ekonomik temele hizmet eder. Emperyalist-kapitalist sistemde olsun, burjuva feodal sistemde olsun, en genifl demokrasi ve özgürlük sömürünün güvence alt›na al›nmas›, mevcut sistemin devam›n›n sa¤lanmas› için vard›r. Kapitalist demokrasi, burjuva-feodal demokrasi, ayn› zamanda birer burjuva diktatörlü¤ü ve feodal-burjuva diktatörlü¤üdür. Sömürücü egemen s›n›flar›n ç›karlar›na dokunan, zora sokan, tehlikeye düflüren her türlü özgürlük ve demokratik hak bir ç›rp›da ortadan kald›r›l›r, bask› alt›na al›n›r. Bu gerçeklik kavranmak zorundad›r. Her türlü yasal düzenleme ve yönetmelik s›n›fsal ç›karlar›n korunmas›, güvence alt›na al›nmas› “ebediyen” sürdürülmesi için vard›r. Bu düzenlemeyi tehlikeye sokan, sokma potansiyeli tafl›yan her türlü düflünce, davran›fl ve eylem “terörist-provokatör” olarak yarg›lan›r, fliddetle bast›r›l›r. Egemen sömürücü s›n›flar hemen her f›rsatta a¤›zlar›ndan düflürmedikleri ‘özgürlük’, ‘demokrasi’, ‘insan haklar›’ kavramlar›n› sömürünün gizlenmesi zulmün örtülmesi amac›yla kullanmaktad›r. “Milyonlarca emekçi y›¤›n›, onlar›n üstün ço¤unlu¤unu ezmeseydi, sindirmeseydi, onlar› yokluk ve bilgisizlik içinde tutmasayd›, kapitalizm kapitalizm olmazd›” der Lenin.
21
30 Her çeliflki karfl›t›yla birlikte, iç içe var olabilir. Karfl›t yönü olmayan, bir yönün varl›k koflulu olamaz. Bütün çeliflik fleyler (demokrasi-diktatörlük) birbirlerine ba¤l›, bir arada bulunduklar› gibi belirli koflullar alt›nda birbirlerine dönüflürler. S›n›fl› toplumlarda her türlü demokrasi, karfl›t› olan diktatörlükle birlikte vard›r. Burjuva diktatörlü¤ü var olmadan burjuva demokrasisi mevcut olamaz. Ayn› durum, tersi için de geçerlidir. Burjuva demokrasisi ancak burjuva diktatörlü¤üyle birlikte vard›r. Burjuva feodal s›n›flar yönetim erkini sadece diktatörlükle kullanamaz. Toplumsal düzenin sürdürülmesi için bir yandan en koyu gerici diktatörlü¤ü uygularken di¤er yandan emekçi halk› “demokrasi ve özgürlük” ile “inand›rmak” zorundad›r. Kendi sömürücü ve zorba iktidarlar›n› havuç ve sopa, diktatörlük ve demokrasi, idari emirlerle ve fliddet yöntemiyle inand›rma ve e¤itme
yönetimlerinin tümünü kullanarak, yönetme gücünü elinde bulundurur. Egemenler tek bafl›na diktatörlükle, tek bafl›na fliddet yöntemleriyle, idari emir uygulamalar›yla emekçileri ve ezilenleri yönetemez. Yönetsel bütün aldatma ve kand›rma yöntemleriyle “demokrasi-özgürlük” manipülasyonuyla yönetmeye çal›fl›r. Egemenler “bar›fl zamanlar›nda son derece ustaca, f›rt›nal› zamanlarda hayvanca gaddar biçimde” proletaryan›n ve emekçilerin ezilmesi yöntemlerini politika ve uygulamalar›n› devreye koymaktan çekinmez. S›n›f bilinçli proleterler egemenlerin yönetsel politikalar›n› ve yöntemlerini kavramak zorundad›r. Bu kavray›fl emekçilerin ve ezilenlerin uyan›fl›na, bilinçlenip örgütlenmesine hizmeti beraberinde getirir. S›n›f bilinçli proleterler politik özgürlük için mücadele edecek mi? Özgürlük mücadelesini örgütleyecek mi? “Burjuva-Feodal” üretim iliflkiler zemini üzerin-
PUSULA ‹LKELER‹M‹ZDE ISRARLI OLALIM VE YAfiAMIMIZIN B‹R PARÇASI HAL‹NE GET‹REL‹M Devrimciler ilkeleriyle var olur, ilkeleriyle yaflarlar. ‹lkelerimizde bizlerin var olufl gerekçeleri, ideolojik, politik, örgütsel, kültürel, ahlaki vb. tüm de¤er ve normlar›m›z en özlü flekliyle ifade edilmifltir MLM formülasyonun içerisine doldurdu¤umuz tüm elementlerin dam›t›lmas›, sadelefltirilmesi ile bizim ilkelerimiz ortaya ç›km›flt›r. ‹lkelerimiz soyut de¤il oldukça somuttur. Nas›l ki burjuvazi ile proletarya aras›ndaki s›n›fsal uzlaflmazl›k tart›fl›lmaz bir somutluksa, bu somutlukta proletaryan›n saf›nda yer almak ve bu yer al›fl› zaferle sonuçland›rma prati¤i de ayn› zamanda somutluktur ve bu somutluk ilkeler üzerinde bir mücadeleyi zorunlu k›lar. Türkiye proletaryas› ve çeflitli ulus ve milliyetlerden emekçi halk›m›z›n kurtulufl yol göstericisi ‹brahim Kaypakkaya, Proletarya Partisi’ni olufltururken ayn› zamanda ilkelerimiz noktas›nda da bir duyarl›l›¤› miras b›rakm›flt›r. Bu duyarl›l›k noktas›nda zaman zaman problemler yaflad›¤›m›z aç›kt›r. Aksini iddia etmek gerçekli¤e gözlerini kapamak ve kendini silahs›zland›rmak olacakt›r. MLM ilkeleri kendimizde ve dolay›s›yla mücadele prati¤imizde somutlamam›z›n anlam›, en özlü ifade ile yaflam›m›z› devrim ve sosyalizm mücadelesine adamakt›r. Adamak ise yaln›zca bir yap›lanma içerisinde yer almak de¤ildir. S›n›f mücadelesi var olana karfl› alternatif yaratma mücadelesidir. Varolana alternatif yaratmay› hedefleyenler alternatifi kendilerinde her aflamada yeniden ve gelifltirerek yaratmak durumundad›rlar. Varolan› kendinde y›kmadan varolanla bar›fl›k halde yaflayarak alternatif yarat›lmaz. Yarat›ld›¤› düflünülen ise ancak asl›n›n bir karikatürü olabilir. Bizlerin sorunu yaln›zca mücadele içerisinde yer almak de¤ildir içerisinde yer almak bir aflamad›r ama bu aflamadan sonra esas olan yan ise içerisinde nas›l yer ald›¤›m›zd›r. Çünkü sorunumuz yaln›zca bir ifli yapmak de¤ildir. Bizim için aslolan bu iflin nas›l yap›ld›¤›d›r. Örne¤in mücadelenin sürekli olarak maddi imkânlara ihtiyac› bulunur ve elde edilmesi zorunluluktur. Burada karfl›m›za bu sorun nas›l çözülecektir sorusu ç›kar. Bizim bu soruya yan›t›m›z nas›l olursa olsun olabilir mi? Olamayaca¤› aç›kt›r. Bu sorunun en özlü karfl›l›¤› ise ilkelerimizle örtüflen yol ve yöntemler olmak
durumundad›r. Yoksa aksi durumda karfl›t›m›zdan ne fark›m›z kal›r? Ya da yaflam›m›z› s›n›f mücadelesinin ihtiyaçlar›na göre de¤il de kendi dar kiflisel kayg› ve hesaplar›m›za göre uyarl›yorsak, kiflisel, grupsal, ailesel vb. kayg› ve hesaplar›m›z s›n›f mücadelesinin ihtiyaçlar›n›n önüne geçiyorsa burada s›n›f mücadelesinde anlaml› bir durufltan söz edebilir miyiz? Bir aya¤› kapitalizmde, bir aya¤› devrimci mücadele içerisinde olarak yürütülen s›n›f mücadelesinin anlaml› olmayaca¤› ve s›n›f mücadelesi içerisinde kendisini bu tarzda konumland›ranlar›n s›n›f mücadelesi içerisinde fazla bir geleceklerinin olmad›¤› ve olmayaca¤› proletaryan›n tarihsel tecrübeleriyle sabittir. S›n›f mücadelesinin keskin kanunlar› “iki arada bir derede”, “ne serden ne yardan vazgeçmeden” yap›lan bir mücadeleyi kald›rmaz. Taraf olmaya mecbur b›rak›r. Yanl›flla do¤ru aras›nda, burjuvazi ile proletarya aras›nda “kardefllik türküleri” söylenemez. Söylenirse de bunun proletaryaya hizmet etmesi mümkün de¤ildir. Bu anlam›yla yaln›zca içerisinde olmak yetmez ayn› zamanda MLM normlara uygunluk ya da bu normlara uygun olma yönlü gösterilen çaba önemlidir. MLM normlara uygunluk noktas›nda nerelerdeyiz? Geriye dönüp bakt›¤›m›zda bafllad›¤›m›z yerden ne kadar ileriye s›çram›fl›z? Bu ve benzeri sorulara verdi¤imiz yan›tlar bir olumluluk içeriyorsa mücadelenin içerisinde lay›k›yla yerimizi alm›fl ve almaya devam ediyoruz demektir. Aksi bir konumlan›fl›n çok fazla anlam› olmad›¤› aç›kt›r. S›n›flar mücadelesinin her düzeyde insana ihtiyac›n›n oldu¤u bir gerçektir ama en az bu gerçek kadar önemli olan bir gerçek de s›n›f mücadelesinin “ne akar ne kokar” kifliliklere de¤il, kendisini tüm benli¤iyle s›n›f mücadelesinin atefline atacak insanlara ihtiyac›n›n oldu¤udur. Biz sadece kendimize ya da içerisinde yer ald›¤›m›z örgütlenmeye karfl› sorumlu de¤iliz. Bizlerin sorumlulu¤u oldukça kapsaml›d›r. Binlerce y›ld›r ezilen kitlelerin ezenlere karfl› verdi¤i mücadelenin sentezi nas›l ki Marksizm’le bizlerin eline yenilmez bir silah olarak verilmiflse bizlerde bu silah› gelece¤e devredece¤iz. ‹lkelerimizden savruluflun bizleri götüre-
9-22 Eylül 2005
de tüm siyasal özgürlük burjuva-feodal özgürlük de olsa bunun savafl›m›n›n yap›lmamas›, öneminin azalt›lmas› söz konusu olamaz. S›n›f bilinçli proletarya kimi reformist ve ekonomist taleplerin burjuva-feodal sistemin pekiflmesine objektif olarak hizmet edece¤ini bilse de bunu politik özgürlükler için savafl›ma çevirmeyi becerebilmelidir. Politik özgürlük mücadelesini demokratik halk devrimi savafl›m›n›n bir parças› haline getirmek perspektifiyle hareket eder. Her türden demokrasi ve özgürlük mücadelesini politik iktidar mücadelesiyle birlefltirmeyi amaçlar. S›n›f bilinçli proletarya s›n›f savafl›m›n› çok yönlü bir flekilde gelifltirmek, yayg›nlaflt›rmak için çal›fl›r. S›n›f savafl›m›n› daha bilinçli daha örgütlü yürütmeye çal›fl›r. S›n›f bilinçli proleterler demokrasi mücadelesi vermenin devrim mücadelesinin bir parças› oldu¤u bilinciyle hareket
eder ve demokrasi ve özgürlük mücadelesinin örgütlenmesi mücadelesini kesinlikle küçümsemez. Her türden reformist ve revizyonistlerin önderli¤inde örgütlenmek istenen ve örgütlenen her türden demokrasi, özgürlük ve hak alma mücadelesi içinde yer alarak onu etkileyerek, kendi s›n›fsal mücadelesinin bir parças› haline getirme sabr› ve kararl›l›¤›n› göstererek hareket eder. Bu her zaman kolay olmaz. Kendi içinde birçok zorluk tafl›r. Öncellikle reformistlerin tepki ve engeli ile karfl›lan›r. Ancak bundan daha önemlisi engel olarak görebilece¤imiz kendi bilincimizdeki geriliktir. Yeterli bilinç ve duyarl›l›k gösterilmez; ya tepkisiz kal›n›r ya da demokrasi, özgürlük talepli ve hak alma ve koruma mücadeleleri reformistlerin önderli¤inde yürütülüyor diye küçümsenir. Bu yan›lg›l› bak›fl aç›s›ndan, durufl ve hareket(siz)likten kurtulunmal›d›r.
ce¤i nokta revizyonizmdir. “Duruma göre tav›r tak›nmak, günlük olaylara ve küçük politikalar›n kaynaklar›na ayak uydurmak, bir tüm olarak kapitalist sistemin bafll›ca özelliklerini ve bir tüm olarak kapitalist evrimin özelliklerini unutmak, o an›n ve gerçek ya da varsay›lan avantajlar› u¤runa feda etme, iflte revizyonizmin politikas› budur.” (Lenin) ‹lkelerimizle hareket etmek ya da ilkelerimize ba¤l› kalmak, onlardan ödün vermemek meselesi bizler taraf›ndan ço¤u zaman daralt›lm›fl olarak ele al›nmaktad›r. Karfl›m›za ç›kan ve çözmek zorunda oldu¤umuz her geliflmeye yönelik düflünce ve prati¤imizin ideolojimizle, siyasetimizle örtüflmesi ayn› zamanda ilkelerimizle örtüflmesi anlam›na gelir. Bu do¤rudur ama yaln›zca pratikte karfl›laflt›¤›m›z kimi meselelerin çözümüne yönelik olarak darlaflt›rmak eksik bir ele al›flt›r. Bizleri yaflatan, ayakta tutan ve ba¤l› kald›¤›m›zda ileriye tafl›yan ilkelerimizden her ayr›l›fl›m›z›n somutta ve bütünlüklü olarak s›n›flar mücadelesindeki anlam›, en yal›n tan›mlamayla karfl›t›m›za hizmet etmek demektir. Do¤ruyu yapm›yorsak yanl›fl› yap›yoruzdur. Devrime hizmet etmiyorsak karfl›-devrime hizmet ediyoruzdur. Mesele niyet meselesi de¤ildir. Niyetimiz flu ya da bu olabilir ama önemli olan pratikte yapt›klar›m›z›n hangi tarafa hizmet etti¤idir. Bilcümle karfl› devrimci ve antiMLM’nin MLM’lere karfl› en fazla yönelttikleri elefltiri MLM’lerin meselelere ak ya da kara olarak bakt›klar›, kat› olduklar› vb. noktalar›ndad›r. ‹lkesel davranmak ad›na yaflam›n çok renklili¤ini anlayamad›¤›m›z› söylerler. Bu elefltirilerinde hakl› m›d›rlar? Hakl› olmad›klar› aç›kt›r. Amaç devrimcilerin ba¤l› kald›¤›nda yenilmez olduklar› ilkelerinden sapmalar›n› sa¤lamakt›r. Burjuva cephenin MLM’lere bu tür söylemlerle yönelmesinin kendisi dahi bafll› bafl›na bir ideolojik sald›r›y› içermektedir. Marksizm düflmanlar›n›n bozup, i¤difl etmeye yöneldikleri temel nokta s›n›flar mücadelesi olgusudur. Çünkü bu noktada yarat›lacak bozulma Marksizm’in temellerine indirilebilecek en köklü darbedir ve tüm Marksizm düflmanlar›n›n ilk hedefleri de budur.MLM’ler ve devrimcilerin s›n›flar mücadelesindeki ›srarlar› karfl› cephe taraf›ndan sürekli çeflitli argümanlarla etkisizlefltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Kapitalist kamp›n direkt sözcülerinin sald›r›lar›yla iç içe ve ondan daha fazla etkili olan ve ezilen kitlelerde kafa kar›fl›kl›¤› yaratan ise reformist, revizyonist vb. her türden anti-Marksist’in Marksizm kisvesi alt›nda Marksist ilkelere yönelik sald›r›lar›d›r. Asl›nda Marksist hareketin tarihi-
ne bakt›¤›m›zda s›n›flar mücadelesinin en temel ilkeleri noktas›nda kesintisiz bir çat›flma yafland›¤›n› görürüz. Lenin bu gerçekten dolay› “Bu doktrin (Marks’›n doktrini) yolu üzerindeki her ad›mda bir savafl vermek zorundad›r” demifltir ve kendi süreci de bu mücadelenin kesintisizli¤inin en somut kan›t› olmufltur. ‹deolojik sapmalar olarak tan›mlad›¤›m›z ve s›n›f mücadelesine müdahale etme perspektifiyle ortaya ç›kt›¤›m›z andan itibaren kesintisiz bir biçimde mücadele etmek zorunda kald›¤›m›z do¤matizm, subjektivizm, liberalizm, makyavelizm-pragmatizm vb. tüm eski topluma ait düflünce ve davran›fl biçimlerinin ayn› zamanda ilkelerimizden uzaklaflma oldu¤u bilinir. Makyavelizm-pragmatizm ilkelerden sapmada en çok karfl›lafl›lan noktalardan birisidir. Bu tür bir burjuva yaklafl›ma düflülmesinin birkaç önemli nedeni vard›r.a)›deolojik olarak oturmufl bir MLM bilinçten yoksun olmak dolay›s›yla da var olufl ve mücadele edifl hedeflerimizi flu veya bu gerekçeyle bir kenara b›rakabilmek,b)Karfl›lafl›lan sorunlar›n çözümünde yaflanan yetmezli¤in sonucunda oluflan “çaresizlik” den “proletaryan›n ç›karlar›” için “bir kereye mahsus” ilkesizlik yapmak. T›pk› egemen s›n›flar aras›nda yak›n tarihte yaflanan “anayasay› bir kere delmekle bir fley olmaz” tart›flmalar›nda oldu¤u gibi. Makyavelist-pragmatist yaklafl›mlar›n revaçta oldu¤u dönemler örgüt ya da bireylerin içerisinde bulunduklar› koflullara proletaryan›n ç›karlar› do¤rultusunda yön verememe dönemleridir. Koflullara hükmedecek ideolojik donan›m ve politik birikimden yoksun olufl beraberinde kolaya yönelmeyi getirmektedir. Amaç ve araç aras›ndaki uyumu bozan, amac› deforme eden bu tarz yaklafl›mlarla zaman›nda ve köklü bir biçimde mücadele edilmedi¤i taktirde, t›pk› bir kanser hücresi gibi tüm örgütsel bünyeyi saraca¤› ve giderek daha fazla zarar verece¤i, verdi¤i bilinen durumlard›r.Taktiklerde ,çal›flma tarz›nda,örgütsel flemalarda esneklik koflullara hükmetmek ve koflullar› de¤ifltirebilmek aç›s›ndan bir zorunlulukken ilkelerde ›srar esas alaca¤›m›z nokta olmak durumundad›r.‹lkelerimizde esneklik olmaz. Duruma ve adama göre ilkeler biçimlenmez. ‹lkelerden sap›ld›¤›nda kifli ve örgütlerin nerede duraca¤›n› kestirmek zordur. ‹lkelerimizin yol göstericili¤inde ilerledi¤imizde s›n›f mücadelesinin omuzlar›m›za yükledi¤i sorumluluklar›n› yerine getirmemizin önünde hiçbir engelin fazla bir flans› olmayaca¤› aç›kt›r. Bu yüzden ilkelerimizi yol göstericimiz ve yaflam biçimimiz haline getirelim.
9-22 Eylül 2005
22
30
Nepal’de üç ayl›k tek tarafl› ateflkes ilan edildi NKP(M) bu ilk ve öncelikli hedef için monarfliyi tecrit etme ve genifl karakterli bir cephe oluflturma politikas› do¤rultusunda yeni bir karar alarak 3 ayl›k tek tarafl› ateflkes ilan etti.
Nepal’de Halk Savafl›na önderlik eden Nepal Komünist Partisi (Maoist), 3 Eylül günü Baflkan Prachanda imzas›yla yay›nlad›¤› bildiriyle üç ayl›k tek tarafl› ateflkes ilan etti¤ini aç›klad›. Bilindi¤i gibi ülkedeki monarflinin temsilcisi durumundaki Kral Gyanendra 1 fiubat 2005 tarihinde gerçeklefltirdi¤i darbeyle parlamentoyu feshetmifl, ülkede s›k›yönetim ilan ederek tüm yasal partileri de yasaklam›flt›. Bu tarihten itibaren ülkenin en büyük politik gücü elinde tutan Nepal Komünist Partisi (Maoist) ise yürüttü¤ü Halk Savafl›’n› bir üst aflamaya tafl›yarak stratejik sald›-
r› aflamas›na geçildi¤ini ilan etmiflti. Bu ilanla birlikte askeri sald›r›lar›n› yükselten NKP (M), di¤er yandan da politik partilere monarflinin ortadan kald›r›lmas› ve anayasal rejimin ülkeye hakim k›l›nmas› için belli noktalarda ortaklaflmak için ça¤r›da bulunmufltu. Halk Savafl›n›n öncelikli hedefi olarak monarflinin y›k›lmas›n› ve cumhuriyetçi bir anayasa ile meclisin kurulmas›n› koyan NKP(M) bu ilk ve öncelikli hedef için monarfliyi tecrit etme ve genifl karakterli bir cephe oluflturma politikas› do¤rultusunda yeni bir karar alarak 3 ayl›k tek tarafl› ateflkes ilan etti.
NKP (M) Merkez Komite ad›na Baflkan Prachanda taraf›ndan yap›lan aç›klamada konuyla ilgili flu görüfllere yer verildi: “Nepal, tarihsel olarak, bugün çok zor ve karmafl›k bir dönüm noktas›ndad›r. 1 fiubat’taki otokratik ad›m, demokratik politik bir ç›k›fl yolu arayan ülkeyi daha da korkunç bir kriz girdab›na itmiflti. Partimiz ezilen kitlelerin kendi kaderlerini ve geleceklerini tayin etme haklar›n› elde edinceye kadar Nepal’de hakim olan bu krize bir çözüm olmad›¤›na kuvvetle inanmaktad›r. Bu inançtan kaynakl›, asgari demokratik bir zemin ve politik ç›k›fl yolu için bir araç olarak anayasal meclisin seçilmesini önüne koymaktad›r. Problemlere acil bir çözüm olarak s›n›fsal, ulusal, bölgesel problemleri de içine alacak olan demokratik cumhuriyete aç›k oldu¤umuz herkes taraf›ndan bilinmektedir. Genel olarak Narayanhiti katliam›ndan özel olarak da 1 fiubat’tan sonra partimiz parlamento partileri ve sivil topluma feodal otokrasiye karfl› genifl
bir iflbirli¤i ve cephe için ça¤r› yapmaktad›r. Daha sonraki süreçte, partimizin mücadele eden yeri politik parti ve sivil toplumlarla olan politik etkileflimi sürmektedir” denilerek bu sürecin bir parças› ve Nepal halk›n›n bar›fla olan özlemini dikkate alarak böyle bir karar al›nd›¤› aç›klan›yor bildiride. Bu süreçte Halk Kurtulufl Ordusu’nun aktif savunma içinde olaca¤› ve düflman sald›r›lar›na karfl› direnecekleri aç›klan›rken bunun d›fl›nda bir askeri sald›r›da bulunmayaca¤› vurguland›. Bildiride ayr›ca “Kraliyet Hükümeti, ülkemize, halk›m›za ve politik ç›k›fl yoluna olan sorumluluk duygumuzu küçümseyerek askeri faaliyetlerini art›rmay›, askeri kamplar›n› geniflletmeyi hedefler ise, ateflkesi sonland›rarak sald›r›lar›m›z› yeni bir düzeyde yükseltece¤imizi aç›klamak istiyoruz” denilerek bu ateflkesin Halk Savafl›n›n bir parças› olarak de¤erlendirildi¤ine vurgu yap›lmakta ve silahl› mücadeleden vazgeçtikleri yolunda yap›lacak yorumlara da aç›k bir flekilde yan›t verilmektedir.
Almanya Federal Parlamentosu seçimlerine iliflkin AT‹F’in tavr›
Özgürlük ve Adalet için Enternasyonal Dayan›flmad›r Aç›klama: Afla¤›daki yaz› Almanya’da gerçeklefltirilecek Federal Parlamento seçimlerine iliflkin ülkede yaflayan göçmenlerin örgütü Almanya Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu’nun de¤erlendirmesi ve gösterilmesi gereken tav›r üzerine yay›nlad›¤› bildiridir.
Kuzey-Ren-Westfalya seçimleri ertesinde Almanya’da ortaya ç›kan politik kriz ve bu nedenle gündemleflen erken seçim; Schröder/Fischer hükümetinin ve burjuva kamptaki bütün partilerin halk düflman› politikalar›n›n hem bir sonucu, hem de burjuva politikac›lara halk taraf›ndan at›lan iyi bir tokatt›r. Almanya’y›, SPD/Yefliller hükümetinin halk/sosyal de¤erler düflman› politikalar›ndan kaynakl›, büyük bir kin ve nefret dalgas› sarm›fl durumdad›r. SPD yüz binlere varan oranda üye, taraftar ve seçmen kayb›na u¤ramaktad›r. Bütün di¤er burjuva partilerde bu durumdan nasibini almaktad›rlar. Medya taraf›ndan alternatif olarak gösterilen muhtemel CDU/CSU ve FDP koalisyonu ancak hü-
kümet krizinden ç›kmak için bir imdat freni misyonunu üstlenebilir. Ayn› zamanda secimler sonras› büyük koalisyon (SPD/CDU) kurulma ihtimalide yüksektir. Kitlelerin ezici ço¤unlu¤u gelecekleri hakk›nda flüpheli ve tedirgindirler. Çünkü fakirlik olgusu, devletsel fakirlik uygulamas› olan Hartz IV yasalar› sayesinde, h›zla artmaktad›r. Y›llard›r yutturulan aldatmac› “sosyal devlet” tezi, belli ki bitifl aflamas›ndad›r. Bu durumda sosyal demokratlar›n “sosyal adalet” savlar›n›n burjuva politik arenada bir anlam› da kalm›yor art›k. Bu ne demektedir? ‹ktidarda kimin oldu¤u de¤il, ne yapt›¤› art›k daha önemlidir. ‹ktidarda kim olursa olsun, yap›lanlar büyük sermaye çevrelerine tam bir teslimiyetten ibarettir. Sonuç; kitlelerde burjuva politik partilere, politikac›lara, egemenlere ve onlar›n aldatmacalar›na karfl› geliflen derin güvensizliktir. S›n›fsal düflünüfl tarz› ve tepkiler -istenilen oranda olmasa da- yeniden bir anlam kazanmaktad›r. Örne¤in; Opel iflçilerinin direnifli ve hala süren meflhur Pazartesi eylemlilikleridir. Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki kriz salt yerel bir kriz de¤ildir. Bütün Avrupa’da halk kitleleri hükümetlerinin
politik yönelimlerine karfl› seçimlerde ortaya koyduklar› tepkilerle krizi bütün k›taya yaym›fllard›r. Fransa, ‹ngiltere, Hollanda ve ‹talya’da halk kitleleri, egemenlerin sermaye ç›karlar›n› esas alan ve kapitalist entegrasyonu derinlefltiren ulus ötesi tekellerin Avrupa’s›na karfl› uyar› niteli¤inde “Hay›r” tepkilerini vermifl/vermektedirler. Aç›kt›r ki; kitleler art›k eskisi gibi yönetilmek istememektedirler. Almanya’da ve Avrupa’da egemenler de art›k eskisi gibi yönetememektedir. Bu durumda sormak gerekiyor: AB’nin lokomotifleri (Almanya ve Fransa) raydan ç›k›yorlar m› acaba? Almanya’da öne al›nan seçim tarihi, muhtemelen 18 Eylül 2005, iflbafl›ndaki emekçi düflman› hükümetin sonu olacakt›r. Neoliberal reel politik arenada sa¤ muhafazakar ve neo-liberal seçenek (CDU/CSU, FDP) kesinlikle gerçek bir alternatif de¤il, tersine ç›kmaz bir sokak ve daha derin sosyal y›k›nt› olacakt›r. Gerçek alternatif; halklar›n kardeflli¤i ve enternasyonal dayan›flma üzerine kurulan politikalard›r. Öyle bir politika ki; emperyal savafl karfl›t›, militarizm karfl›t› ve gerçek bar›fl için cesur ve atak olsun. Öyle bir politika ki; ‹nsan›n insan taraf›ndan sömürülmesine karfl› gelen ve
bu sayede gerçek/nihai bar›fl› imkanl› k›lan olsun. Öyle bir politika ki; Bütün emekçileri ulusal, etnik ve kültürel farkl›l›klar›na ra¤men haklar›n› eflitleyen olsun. Öyle bir politika ki; Kad›nlar› hayat›n bütün alanlar›nda eflitleyen olsun. Öyle bir politika ki; demokratik haklar›m›z› rafa kald›ran ‘anti-terör’ yasalar›n› kald›rmak yöneliminde olsun. Öyle bir politika ki; burjuva sa¤a h›zla kaymalara ve kapitalistlerin öncelik tan›ma giriflimlerine karfl› olsun. Öyle bir politika ki; ›rkç›l›¤a, faflizme, emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› olsun. Biz, Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu (AT‹F) olarak, bu nedenlerle MLPD/Aç›k Liste’yi destekliyoruz. Çünkü bu listenin adaylar›, halklar ve uluslararas› gerçek bar›fl, adalet ve enternasyonal dayan›flma eksenli s›n›f mücadelesi için kendilerini aday göstermektedirler. Bizim alternatifimiz bu listedir. Taleplerimiz: Bütün göçmenler için seçme ve seçilme hakk›! Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i! Hartz IV Yasalar› derhal iptal edilsin! Ücret, e¤itim ve sosyal alan y›k›mlar›na son! Tam ücret karfl›l›¤› 6 saatlik ifl günü! Kad›nlar için her alanda eflit haklar!
23
30
9-22 Eylül 2005
Paris’te göçmenlerin sorunlar›na yönelik yürüyüfl
1996 y›l›n›n A¤ustos ay›nda Paris’in Saint-Bernard Kilisesi Bölgesi’nde bulunan onlarca mültecinin oturum izni alabilmek için girmifl oldu¤u açl›k grevine polis sald›rm›fl ve mültecilerin önemli bir bölümünü s›n›r d›fl› etmiflti. Sald›r› bu y›l 27 A¤ustos Cumartesi günü saat 14:00’de République Meydan›’nda bafllayan yürüyüflle k›nand›. Yürüyüflün organizasyonunu CNSP (Ka¤›ts›zlar›n Ulusal Koordinasyonu) ile birlikte çeflitli Frans›z kurumlar yaparken Türkiye-
li kurumlar da etkinliklerde yerini ald›. ILPS pankart›n›n aç›ld›¤› yürüyüflte ayr›ca AT‹K-ILPS bayraklar› ve “Faflizm ve ›rkç›l›k insanl›¤›n düflman›d›r/Partizan”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i ve mücadelesiPartizan” vb. dövizler de tafl›nd›. Fransa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu’nun s›n›r d›fl› olaylar›yla ilgili yay›nlad›¤› Türkçe ve Frans›zca bildiri, yo¤un bir flekilde da¤›t›ld›. Bildiride “UMP’nin (Cumhurbaflkanl›k Ço¤unlu¤u ‹çin Birlik’in) kukla rolü oynad›¤› Fransa’daki son birkaç y›l-
l›k sald›r›lar, emperyalizmin genel olarak girmifl oldu¤u krizden ba¤›ms›z de¤ildir. Emperyalistlerin, emekçilerin flanl› mücadeleleri sonucu elde etmifl olduklar› sosyal haklara sald›rma cesareti krizden bir türlü ç›kamaman›n yaratt›¤› korkuda sakl›d›r. Son dönemlerde gerçeklefltirilen G 5 (Fransa, Almanya, ‹ngiltere, ‹talya ve ‹spanya) zirvesi de bu ç›kmaz›n ürünüdür. Sald›r›lar›n bir parças› da oturum iznini elde etmifl olan/elde edememifl olan tüm göçmenlere dayanmaktad›r” denildi Paris’te göçmelerin yo¤unlukta yaflad›¤› bölgelerden geçerek SaintBernard Kilisesi’ne ulaflan kitle, burada toparlanarak CNSP temsilcisinin yapt›¤› konuflmay› dinledi. Yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan oturum izni olmayanlar için 10 y›ll›k oturum izni talebinde bulunan CNSP temsilcisi bir konuflma yapt›. Yaklafl›k 2000 kiflinin kat›lm›fl oldu¤u yürüyüfl sloganlarla sona erdi.
Evrensel Bak›fl ABD ORTA ASYA’DA ELDE ETT‹⁄‹ ÖNEML‹ B‹R MEVZ‹‹Y‹ KAYBED‹YOR Afganistan operasyonu aras›nda Özbekistan ve ABD aras›nda kurulan ve gelifltirilen ve “stratejik ortakl›k” olarak tan›mlanan iliflki son süreçte gerilemeye devam etmekte. Özbekistan hükümetinin Hanabad hava üssündeki ABD askerlerinin tahliye edilmesine yönelik ald›¤› karar parlamentoda da onayland›. ABD’liler ise bu karar› ak›ll›ca bulmad›klar›n› ama çekileceklerini söylediler. Colin Powell buralarda etkinliklerini h›zla art›rd›klar› süreçte flöyle diyordu: “ABD, Orta Asya’da daha önce hayal edemeyece¤i bir varl›¤a ve süregiden ç›karlara sahip olacakt›r...” Asl›nda ABD aç›s›ndan gidiflatta bu yöndeydi fakat Rusya’n›n bu ülkelerdeki güç ve etkinli¤ini gere¤inden fazla küçük görerek ciddi bir yan›lg›ya düfltü¤ünü bölgedeki en önemli üssünü kaybederek görmüfl oldu. ABD ile Özbekistan aras›nda anlaflmazl›klar Andican olaylar› sonras› ABD’nin “ba¤›ms›z soruflturma aç›lmas›na” destek vermesi ile iyice artm›flt›. ABD’nin mevcut Özbek iktidar›na yönelik sald›r›lar›n› art›rmas›na neden olan en önemli geliflmeler Kerimov iktidar›n›n son dönemde ABD’den uzaklaflarak Moskova’yla iliflkilerini gelifltirmeye bafllamas›d›r. Son dönemde Özbekistan ve ABD aras›nda yaflanan gerginlikler artmaya bafllam›fl, kriz döneminde kurulan ve k›sa ama ayn› zamanda çok yol kat eden bu iliflki ayn› ölçüde de h›zla yerini gerginli¤e b›rakm›flt›. Kerimov iktidar› ile ABD aras›ndaki iliflkiler ilk olarak Clinton döneminde Osama bin Ladin’e karfl› iflbirli¤i ad› alt›nda bafllad›. 11 Eylül sonras›nda, eski bir Sovyet üssü ABD’ye tahsis edildi. Afganistan operasyonunda bu üs kullan›ld›. ABD bu üssün d›fl›nda Özbekistan’da dinleme istasyonlar› kurdu; casus uçaklar›n› buradan havaland›rd›. Karfl›l›¤›nda Özbe-
kistan’a yar›m milyar dolar kredi verildi. Özbekistan-ABD iliflkilerinde “balay› dönemi” Özbekistan’a Amerikan askeri ve ekonomik yard›m› fiubat 2000’den sonra artmaya bafllam›fl NATO Bar›fl ‹çin Ortakl›k Program›’na dahil olmufltur. ABD Özbekistan’a Avrasya politikas›n›n “temel tafllar›ndan biri” olarak bakmaktayd›. Afganistan operasyonu nedeni ile Hanabad Üssü’nü ABD kullan›m›na açan Taflkent yönetimi de, iliflkilerin “stratejik iflbirli¤i” noktas›na tafl›nmas› için, di¤er Orta Asya Cumhuriyetlerinden çok daha fazla gönüllü olmufltu. Nitekim Afganistan operasyonu s›ras›nda ve sonras›nda, bölgede ABD yarl›¤›n›n temelini Özbekistan oluflturmaktad›r. Özbekistan, ABD için bölgede en stratejik öneme sahip ülke olarak de¤erlendirilebilir. Bölge ülkeleri aç›s›ndan ve özelliklede radikal ‹slami örgütler nedeniyle büyük bir sorun olarak görülen Fergana Vadisi’nin önemli bir bölümü Özbek topraklar› içerisindedir. ABD’nin Orta Do¤u ve Orta Asya’da radikal ‹slami hareketin konumland›¤›, taban buldu¤u alan olarak sürekli öne ç›kard›¤› bir bölgedir buras›. Fergana Vadisi, ABD’nin Orta Asya’daki varl›¤› ve süreklili¤i aç›s›ndan kaç›n›lmaz olarak ön plana ç›kmaktad›r. Fergana Vadisi mevcut yap›s› ve sorunlar› itibar›yla bir bak›ma Orta Asya’n›n Bekaa Vadisi olarak da adland›r›labilir. Uyuflturucu ticareti silah kaçakç›l›¤›, radikal ‹slamc› örgütleri ve di¤er silahl› muhalif örgütlerin merkezi pozisyonunda olup, bu örgütlerin en büyük lojistik destek ald›klar› bir yer konumundad›r. Vadi Özbekistan, Tacikistan ve K›rg›zistan s›n›rlar›n›n bulufltu¤u ve “fikirlerin çabucak yay›ld›¤›, s›n›rlar› aflt›¤›” genifl bir alan› kapsamaktad›r. Fergana mevcut konumu itibar›yla bir bak›ma Orta Asya’n›n
Filipinler’de halk›n avukat› katledildi Filipinler’de Uluslararas› Halk›n Avukatlar› Birli¤i’nin di¤er örgütlerle birlikte oluflturdu¤u Uluslararas› Dayan›flma Delegasyonunun ülkedeki faaliyeti sonland›r›p ülkelerine dönmesinin hemen ard›ndan 1 Eylül günü Do¤u Samar bölgesinde Bagong Alyansang Makabayan (BAYAN) adl› Ulusal Demokratik Cephe üyesi örgütün bölge bölümünün baflkan› Avukat Norman Bocak katledildi. Görgü tan›klar›n›n anlat›mlar›na göre Av. Bocar motosikletli sald›rganlar taraf›ndan bafl›n›n arkas›ndan silahla vurularak öldürüldü. BAYAN örgütünün Do¤u Visayas sözcüsü Nestor Nir-
kalbi olarak kabul edilmekte. Tarihte oldu¤u gibi günümüzde de bölgeye hakim olmak isteyen güçlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bölgedeki tüm iktidarlar bu vadiyi kendileri aç›s›ndan tehdit olarak görmektedirler. Burada üsler elde etmesi ABD’nin Rusya ve Çin’e karfl› elde etti¤i ciddi bir kazan›md›. Bu durum do¤al olarak Rusya ve Çin’in karfl› hamlelere giriflmesini beraberinde getirdi. ABD bu ülkede k›sa say›labilecek bir süre içerisinde önemli mevziler kazanm›fl fakat emperyalist açgözlülük ve daha köklü bir ba¤›ml›l›k iliflkisini kurabilece¤i iktidar yap›s› oluflturmak için mevcut egemen yap›ya karfl› da alttan alta STÖ’ler vas›tas›yla muhalefet örgütlemeyi de bir an olsun b›rakmam›flt›r. ABD t›pk› Ukrayna ve Gürcistan’daki gibi iktidar de¤ifliklikleri istiyordu. Özbek egemenleri her ne kadar Rusya’ya karfl› dengeleyici bir güç unsuru olarak ABD ve NATO ile iliflkiler gelifltirmifl olsalar da Rusya’n›n bu ülke üzerinde oldukça ciddi bir ekonomik ve siyasi etkisi vard› ve bu etki esasta devam etmekteydi. Bu durumun bilincinde olan ABD bu ülkede çok daha köklü ve etkili bir hegemonya oluflturmak için kollar› s›vad›. Alternatif güçler yarat›lmaya çal›fl›ld›. Bu sistem ABD taraf›ndan son y›llarda özellikle eski Sovyet Cumhuriyetleri ve Do¤u Bloku ülkelerinde iktidar de¤iflikliklerinde en önemli araç olarak baflar›l› bir biçimde uygulamaya konuldu. STÖ’ler vas›tas›yla muhalefet yaratma ve yarat›lan bu muhalefetle de baflka özellikle Rusya’n›n etkinli¤inde olan ülkelerde iktidar de¤iflimleri gerçeklefltirildi. Gürcistan ve Ukrayna’da bu yöntemle sonuca gidildi. ABD aç›s›ndan devrimin alt yap›s›n›n uzun süredir haz›rland›¤›na yönelik iddialar›n gerçeklik pay› oldu¤unu ifade etmek gerekmektedir. Di¤er Türkistan Cumhuriyetleri gibi ABD’nin ilgisini cezbedecek oranda do¤al kaynaklara sahip olmayan, hatta transit bir ülke olarak da çok de¤erli say›lmayan K›rg›zistan’›n jeopolitik konumu aç›s›ndan ABD için de¤eri dikkat çekicidir. Afganis-
za, “Tümgeneral Jovita Palparan baflka bir yerde görevlendirilmesine karfl›n terör hüküm sürmeye devam etmektedir. Hükümet için tehlikeli olan liderlerin ortadan kald›r›lmas› politikas› sürüyor. Bu Do¤u Visayas’da Palparan’›n miras›d›r” dedi. ‹nsan haklar›n›n en ciddi ihlalcilerinden biri olan Palparan Nueva Ecija’ya atanm›flt›. Ayn› örgütün baflkan› Doktor Carol Araullo da “…Avukat Bocar Do¤u Visayas’ta öldürülen ikinci avukatt›r. Onun öldürülmesi, Samar bölgesinde bulundu¤u pozisyondan geri çekilmesinin ard›ndan Palparan’›n misillemesi olabilir” fleklinde de¤erlendirme yapt›.
tan’a s›n›r› olmamas›na ra¤men, teorik olarak Afganistan’daki Bagram Üssüne destek vermek amac›yla kurulan Manas Amerikan Üssü, büyüyen tehdit Çin’e karfl› al›nan bir önlem olarak de¤erlendirilmelidir. Çin’e psikolojik bir bask› arac› olarak varl›¤›n› koruyan askeri üs, ABD’nin Afganistan planlar›ndan çok, Çin politikalar›na hizmet etmektedir. Bölgede ABD politikalar›na hizmet edecek aç›k toplumlar ve yönetimler oluflturulmas› yönünde ilk hedef K›rg›zistan olmufltur. En son K›rg›zistan’da yaflananlar ve yine Azerbaycan’da hala devam eden STÖ’ler eksenli muhalefet örgütleme süreci Özbek egemenlerinin elini daha çabuk tutmaya zorlam›flt›r ABD’ye elini veren kolunu kurtaramamaktad›r. Özellikle Gürcistan ve Ukrayna’da yaflananlardan sonra ayn› durumun kendi bafllar›na da gelebilece¤ini ve bunun için özellikle STÖ’ler vas›tas›yla ciddi örgütlenmelere gidildi¤ini fark eden Özbek egemenleri bir taraftan bu kurumlar üzerinde bask›lar›n› art›r›p hareket alanlar›n› daralt›rken di¤er taraftan da tekrardan Rusya ile iliflkilerini gelifltirmeye bafllad›lar. Bunun üzerine mevcut iktidara yönelik ABD merkezli bir sald›r› dalgas› bafllat›ld›. Özbek egemenlerinin Rusya ile iliflkilerini gelifltirme yönlü hamleleri akabinde Soros Vakf›’n›n Özbekistan’da faaliyetlerinin durdurulmas› ise bask›lar›n doruk noktas›na ulaflmas›na neden oldu. 1999 Nisan’›nda Orta Asya bölgesinde ilk STÖ yasas›n› kabul eden devlet Özbekistan’d›r. Soros Vakf›, Özbekistan’da faaliyetlerine 1996 y›l›nda bafllam›flt›r. ABD yaln›zca Soros Vakf›’na ba¤l› Aç›k Toplum Enstitüsü vas›tas›yla mevcut iktidar›n alt›n› oymaya çal›flmam›fl, ayn› zamanda, Özbek muhaliflerle de iliflkiler gelifltirip onlar› yönlendirmeye çal›flmaktad›r. ABD bu gruplar›n mevcut iktidara karfl› birlikte hareket etmeleri için yo¤un çaba harcamaktad›r. Önümüzdeki dönemde ABD burada elde etti¤i ve ç›karlar› ABD ç›karlar›na endekslenmifl olan güçlerle varolan iktidar› devirmek için çeflitli giriflimlerde bulunacakt›r.
24
9-22 Eylül 2005
En zor dönemlerin en kararl› ö¤retmeni...
En zor koflullarda mücadeleye s›ms›k› sar›lman›n ad›d›r Süleyman Cihan… Kendinden önce ‹brahim Kaypakkaya’n›n oluflturdu¤u “ser verip s›r vermeme” gelene¤ine en büyük ikinci halkay› eklemifl, 12 Eylül’ün en karanl›k günlerinde tüm devrimcilere örnek teflkil edecek bir direnifl ortaya koymufltur. Her bireyin eme¤iyle örülen büyük bir zincire benzetilebilirse e¤er mücadele, irili ufakl› halkalar›n birbirine ba¤lanmas›yla olufluyorsa, O, bu büyük zincirin ikinci büyük halkas›n› oluflturarak kavgay› ard›llar›na devretmifltir. Süleyman Cihan, 1949 y›l›nda Dersim’in Ovac›k ilçesinin Hülükufla¤› köyünde do¤du. ‹lk ve ortaokulu Ovac›k’ta okudu. Lise ö¤renimini ise Elaz›¤’da tamamlad›. Daha genç yafllarda TKP/ML ile iliflkiye geçti. Ancak TKP/ML’nin 1973 y›l›nda ald›¤› yenilgi nedeniyle iliflkisi uzun sürmedi. Süleyman Cihan, bir taraftan okurken bir taraftan genç nesillere ö¤retmenlik yap›yordu. Sonras›nda bu ö¤retmenlik, yaflam›n›n geri kalan› boyunca halka ö¤retme, halktan ö¤renme fleklinde flehit düflüflüne kadar devam edecekti.
Ö¤retmen olduktan sonra da aktif mücadelesi sürdü. 1974 y›l›nda ‹stanbul’da Tunceli Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’ni kurarak bizzat baflkanl›¤›n› yapt›. Bu tavr›yla, devrimcilerin her yerde çal›flma yapmas› gerekti¤ini ortaya koyuyor, bizzat kuruluflunu gerçeklefltirerek yeni bir kurum oluflturuyordu. Ayn› y›l Bat› Anadolu Bölge Komitesi’nde görev ald›. Parti içindeki iki çizgi mücadelesinde her zaman proleter çizginin y›lmaz savunucusu oldu. En zor dönemlerde, en zor görevlerde tereddütsüz öne at›lmaktan çekinmedi. Tüm ülke çap›nda bir iliflki a¤› kurdu. Nitekim Konferans Örgütleme Komitesi onun sayesinde topland›. Yine onun yo¤un faaliyetleri sonucunda 1. Konferans yap›ld›. Konferans’ta Merkez Komitesi Siyasi Büro üyeli¤ine ve Örgütlenme Komitesi’ne getirildi. Ülkenin en karanl›k günlerine itildi¤i günlerde aran›r duruma düfltü. Süleyman Cihan, ‘77 ve ‘80 dönemi aras›nda uluslararas› alanda ortaya ç›kan “Üç Dünya Teorisi” akabinde AEP modern revizyonizmine karfl› Mao’yu ve Çin devrimini savunarak, revizyonist cephenin sald›r›lar›n›n bofla ç›kart›lmas›nda aktif rol ald›. Toplumun üstüne karabasan gibi çöken 12 Eylül’le birlikte, mücadeleyi b›rakma, y›lg›nl›k, karamsarl›k, örgütleri feshetme, yurtd›fl›na kaçma, ve ricat “taktik”lerinin al›nd›¤› bir süreçte TKP/ML, cunta koflullar›nda 2. Konferans›’n› fiubat 1981’de yaparak, sebatla silahl› mücadeleyi yürütme karar›n› al›p s›n›f mücadelesindeki
kararl›l›¤›n› dosta da düflmana da gösteriyordu. Bu Konferans’ta Süleyman Cihan MK üyeli¤ine, MK taraf›ndan da Genel Sekreterli¤e seçildi. Cunta koflullar› tüm h›z›yla sürerken O, faaliyetlerini bir an olsun aksatmad›. 28 Temmuz 1981’de ‹staunbul’da düflman›n eline geçti. Ancak faflizmin böyle de¤erli bir komünisti ele geçirmekten duydu¤u ç›lg›nca sevinç, Süleyman Cihan’›n önderinden devrald›¤› “ser verip s›r vermeme” tavr›yla “hayal k›r›kl›¤›”na döndü. Kimli¤ini dahi kabul ettiremeyen düflman, onu katlederek yok edece¤ini sanma gibi bir gaflete düfltü. Aylar süren iflkenceli sorgular›n ard›ndan 15 Eylül 1981’de katledildi¤inde ard›nda p›r›l p›r›l parlayan görkemli bir direnifl b›rakarak ölümsüzlefliyordu. Direnifli hem halk›n, hem yoldafllar›n›n hem de di¤er devrimcilerin üzerinde büyük bir etki yaratm›fl ve o koflullarda faflizmin yüzüne çarp›lan sert bir tokat olmufltu. Süleyman Cihan, ‹brahim Kaypakkaya’dan sonra iflkencede katledilen, Proletarya Partisi’nin ‹kinci Genel Sekreteriydi. O, kuflkusuz iflkencede düflmana karfl› o umutsuzlu¤un en yo¤un oydu¤u günlerde, ölümüne direnirken, kendinden sonrakilerin kavga bayra¤›n› yükselteceklerine yürekten inan›yordu. Ard›llar›na düflen, bu inanc› yaflatmak ve gelecek kuflaklara daha da büyüterek aktarmakt›r. Böylesi bir tarihsel süreçte O, görkemli bir direniflle bayra¤› devrederek tarihin unutulmayacak olanlar ibaresini fazlas›yla hak ederek alm›flt›r…
Buca Katliam›: Sonraki katliamlar›n habercisi… S›n›fl› toplumlar›n ortaya ç›k›fl›ndan itibaren ezen ile ezilen aras›ndaki savafl her alanda oldu¤u gibi, egemenlerin ezilen y›¤›nlar› sindirmek, gözünü korkutmak için kurdu¤u hapishaneler cephesinde de olanca h›z›yla devam etmektedir. Bu konuda dünyan›n kanl› siciline sahip olan ülkelerden biri olan ülkemiz hapishaneler tarihi de, hem katliam, bask› ve iflkence, hem de bunun karfl›t›yla direnifl ve mücadeleyle doludur. Her dönem hapishanelerdeki devrimci tutsaklara karfl› bask› politikalar› uygulayan TC devleti, ‘90 sonras›
ko¤ufl sistemini terkedip, kimliksizleflmenin ve kifliliksizleflmenin dayat›laca¤›, kolektivizmin ve dayan›flma ruhunun çökertilece¤i bir model olufl-
turmay› hedeflemifltir. Bunu yaflama geçirmesinin önündeki en büyük engelin devrimci tutsaklar›n ortaya koyaca¤› direnifl olaca¤›n› bilen sistem, bunu ad›m ad›m hayata geçirmifltir.
Hapishaneler cephesindeki azg›n ve sistematik sald›r› dalgas›n›n ilk halkas›n› oluflturmaktad›r Buca Katliam›. 21 Eylül 1995’te Buca Hapishanesi’ne sald›ran devlet 3 DHKP-C tutsa¤›n› vahflice katletmifltir. U¤ur Sar›aslan, Turan K›l›ç ve Yusuf Ba¤ devletin Buca’da cisimleflen sald›rganl›¤› alt›nda ölümsüzleflmifltir. Onlar› bir y›l sonras›nda Diyarbak›r, Ulucanlar, daha sonras›nda ise 19 Aral›k Katliam› izleyecektir. Adlar›n›z bu ülkenin zulme karfl› direnifl tarihine kaz›nm›flt›r, döktükleri kanda bo¤ulduklar›nda sizleri katledenler, tarihin çöplü¤ünü boylam›fl olacaklard›r…
30 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Hasan Saz: 1940 y›l›nda Marafl’›n Tan›r köyünde do¤du.1969 y›l›nda çal›flmak için gitti¤i yurtd›fl›nda PDA ile iliflki kurdu. 1974’te ‹brahim Kaypakkaya’n›n görüfllerini benimseyerek TKP/ML saflar›nda yerald›. Yurtd›fl› faaliyetinde aktif bir flekilde rol ald›. 22 Eylül 1977’de geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu aram›zdan ayr›ld›. S›rma Boyo¤lu: 1958’de Erzincan’›n Refahiye ilçesinde do¤du. Ekonomik nedenlerle ailece ‹stanbul’a göç ederek Tuzla Yayla Mahallesi’ne yerlefltiler. 14 Eylül 1978’de Tuzla’da bildiri da¤›tan kalabal›k bir sivil faflist gruba aralar›nda S›rma Boyo¤lu ve abisinin de bulundu¤u devrimci ve demokrat güçler taraf›ndan müdahale edilir. Faflistlerin abisine silah çekmesi üzerine S›rma Boyo¤lu öne at›l›r ve ald›¤› kurflun yaralar› nedeniyle flehit düfler. Zühre Dersim: Yüre¤i memleket sevgisiyle ve kavgayla dolup taflan Zühre Dersim, 14 Eylül 1988 y›l›nda ‹sveç’te yakaland›¤› kanserden dolay› hayat›n› kaybetti. Bektafl Daflgöl: 1945’te Sivas’›n Kangal ilçesinde dünyaya geldi. Daha sonra iflçi olarak Almanya’ya gitti. AT‹F’de aktif olarak çal›flt›. Befl y›l Dernek Yönetim Kurulu Baflkanl›¤› yapar. Yakaland›¤› karaci¤er kanseri sonucu 16 Eylül 1994 tarihinde yaflam›n› yitirir. Ölüm Orucu fiehitleri: Hamide Öztürk, 9 Eylül 2002 (DHKP-C), Ümüfl fiahingöz, 14 Eylül 2001 (DHKP-C), Abdülbari Yusufo¤lu, 20 Eylül 2001 (DHKP-C) ‹brahim Erler: 2000 Ölüm Orucu direnifli s›ras›nda tecriti ve F Tipi Hapishaneleri protesto etmek için 17 Eylül 2001’de bedenini tutuflturarak flehit düfltü. (DHKPC) U¤ur Bülbül: Tecriti protesto etmek için Taksim’de 10 Eylül 2001’de yapt›¤› feda eyleminde flehit düfltü. (DHKP-C) Kenan Bilgin: 12 Eylül 1994’te kaybedildi. Baba Erdo¤an: Dersim Hozat’a ba¤l› S›rtikan köyünde do¤du. 1980 döneminde mücadeleye s›ms›k› sar›lanlardand›. 1987’de TKP/ML saflar›nda ortaya ç›kan DABK hizbinde yerald›. 1988’de Kand›ra Alay Bask›n›’nda yakalanarak esir düfltü. 1989’da firar etti. Karadeniz’e ç›kan ilk gerilla birli¤inin komutan› olarak 1990’da Tokat da¤lar›na gitti. 16 Eylül’de Almus Gömelönü Jandarma Karakolu bask›n›nda yaraland› ve ertesi gün flehit düfltü. Suresh Wagle: Ö¤rencilik y›llar›nda ve Gorkha bölgesinde ö¤retmenlik yapt›¤› y›llarda Panchayati diktatörlü¤üne karfl› mücadele etti. Tüm yaflam›n› partiye ve devrime adad›. 18 Eylül 1999’da 46 yafl›ndayken yakalanarak katledildi¤inde Nepal Komünist Partisi (Maoist) Siyasi Büro üyesiydi. Bhimsen Pakhrel: Suresh Wagle ile birlikte flehit düfltü¤ünde gerilla müfrezesinin komutan›yd›.
30
25
9-22 Eylül 2005
Mao Zedung, ezilen dünya halklar›n›n eline dalgalanan bayrakt›r... Marksizmin büyük ustas› Mao Zedung’un 26 Aral›k 1893’te Çin’in Hunan eyaletinin klan köylerinden fiaofla Çung’da bafllayan hayat›, devrim mücadelesine, onu görme mutlulu¤una erifltikten sonra da sosyalizmi infla etme, yeniyi yaratma mücadelesine uzanarak devam etti. Proletaryan›n bu büyük ö¤retmeninin bafllang›c› belli olan hayat›n›n sonu belli de¤ildir! Çünkü 9 Eylül 1976’da aram›zdan fiziken ayr›lm›fl olsa da Marksizm-Leninizme ekledi¤i halka olan Maoizm, ezilen dünya halklar›na ve proletaryaya yol göstermeye devam etmektedir. O, bugün Halk Savafl›n› yükselterek proletaryan›n iktidar›n› kurma yolunda ilerleyenlerin elinde dalgalanan bayrakt›r, bu bayrak sömürünün ve zulmün ortadan kalkaca¤› nihai zafere kadar ellerde dalgalanmaya devam edecektir. Onun fiziki ölümü, yaratt›¤› düflüncenin ölümünü getirmemifltir, her büyük devrimci gibi. Komünist bir önder olarak Mao Zedung, düflüncelerinin kavrand›¤› ve hayata geçirildi¤i oranda ölümsüzleflmifl olacakt›r… Ölümünün 29. y›l› dolay›s›yla O’nun makalelerinden birini yay›nl›yor ve bu büyük ustan›n tekrar tekrar okunmas›n›n ve kavranmas›n›n, somut flartlarla harmanlanmas›n›n sonucu olarak iyi bir rehber olaca¤›n› biliyoruz… K‹TLELER‹N REFAHIYLA ‹LG‹LEN‹N, ÇALIfiMA YÖNTEMLER‹NE D‹KKAT ED‹N! (27 Ocak 1934) Yoldafllar›n tart›flmalar s›ras›nda gereken önemi vermedikleri ve üzerinde durulmas› gerekti¤ine inand›¤›m iki sorun var. Birinci sorun, kitlelerin refah›yla ilgilidir. Bugün merkezi görevimiz, genifl kitleleri devrimci savafla kat›lmaya seferber etmek, böyle bir savaflla emperyalizmi ve Guomindang’› devirmek, devrimi bütün ülkeye yaymak ve emperyalizmi Çin’den kovmakt›r. Bu merkezi göreve yeteri kadar önem vermeyen bir kimse, iyi devrimci kadro de¤ildir. E¤er yoldafllar›m›z bu görevi gerçekten kavr›yor ve devrimin ne pahas›na olursa olsun bütün ülkeye yay›lmas› gerekti¤ini anl›yorlarsa, o zaman genifl kitlelerin acil ç›karlar› ve refah› sorununu hiç bir flekilde gözard› etmemeli ya da küçümsememelidirler. Çünkü devrimci savafl kitlelerin savafl›d›r; ancak kitleler seferber edilerek ve onlara dayan›larak yürütülebilir. E¤er halk›, sadece savafl› yürütmek için seferber eder ve baflka hiçbir fley yapmazsak, düflman› yenmeyi baflarabilir miyiz? Elbette ki hay›r. E¤er kazanmak istiyorsak, daha pek çok fley yapmam›z gerekir. Köylülerin toprak mücadelesine önderlik etmeli ve onlara toprak da¤›tmal›y›z; onlar›n çal›flma flevkini yükseltmeli ve tar›m üretimini art›rmal›y›z; iflçilerin ç›karlar›n› korumal›; kooperatifler kurmal›; d›fl bölgelerle ticareti gelifltirmeli ve kitlelerin karfl›laflt›klar› sorunlar›, yani yiyecek, giyecek, konut, yakacak, pirinç, yemeklik ya¤ ve tuz, hastal›k ve sa¤l›k, evlenme gibi sorunlar› çözmeliyiz. K›sacas› kitlelerin günlük hayat›ndaki bütün pratik sorunlara önem vermeliyiz. E¤er bu sorunlarla ilgilenir, bunlar› çözer ve kitlelerin ihtiyaçlar›n› karfl›larsak, kitlelerin refah›n› gerçekten sa¤lar›z ve onlar da gerçekten bizim yan›m›zda saf tutar ve bizi içtenlikle desteklerler. Yoldafllar, o zaman onlar› devrimci savafla kat›lmak üzere harekete geçirebilir miyiz? Elbette ki geçirebiliriz. Oysa kadrolar›m›zdan baz›lar›nda görülen e¤ilim fludur; Onlar sadece K›z›l Ordu’nun geniflletilmesinden, ulafl›m birliklerinin büyütülmesinden, toprak vergisinin toplanmas›ndan ve tahvil sat›fl›ndan söz etmektedirler; di¤er sorunlara gelince, bunlar› ne tart›flmakta ne de bunlara ilgi duymaktad›rlar, hatta bu sorunlar› bütünüyle yok saymaktad›rlar. Örne¤in, Tingçov fiehir Yönetimi’nin sadece K›z›l Ordu’nun geniflletilmesi ve ulafl›m birlikleri için kitlelerin seferber edilmesiyle u¤raflt›¤›, kitlelerin refah›yla ilgili sorunlara ise en ufak bir ilgi göstermedi¤i dönemler oldu. Tingçov flehri halk›n›n yakacak odunu yoktu, kapitalistler istifçilik yapt›¤› için piyasada tuz bulunmuyordu, baz›lar›n›n bafllar›n› sokacak evi yoktu ve pirinç
hem k›t hem de pahal›yd›. Bunlar, Tingçov’daki halk kitlelerinin pratik sorunlar›yd› ve onlar bu sorunlar›n çözümü konusunda sab›rs›zl›kla bizden yard›m beklemekteydiler. Fakat Tingçov fiehir Yönetimi bu sorunlardan hiçbirini ele almad›. ‹flte bu yüzden, flehirde yeni iflçi ve köylü temsilcileri meclisi seçildi¤i zaman, meclisin ilk birkaç toplant›s›nda kitlelerin refah›yla ilgili sorunlar bütünüyle yok say›larak sadece K›z›l Ordu’nun geniflletilmesi ve ulafl›m birlikleri için kitlelerin seferber edilmesi konular› tart›fl›l›nca, yüz ya da daha fazla temsilci toplant›lara kat›lmakta isteksiz davrand› ve bunun sonucunda meclis toplanamaz hale geldi. Sonuçta, K›z›l Ordu’nun geniflletilmesi ve ulafl›m birlikleri için kitlelerin seferber edilmesi konular›nda da çok az fley yap›labildi. Birinci sorun buydu. Yoldafllar! ‹ki örnek kasaba hakk›nda da¤›t›lan broflürleri herhalde okumuflsunuzdur. Oralarda durum tamamen farkl›d›r. Ciangsi’deki Çangang kasabas›ndan ve Fucien’deki Caysi kasabas›ndan K›z›l Ordu’ya kat›lanlar›n say›s›n›n çoklu¤una bak›n! Çangang’da genç erkek ve kad›nlar›n yüzde 80’i K›z›l Ordu’ya kat›lm›flt›r; bu oran Caysi’de yüzde 88’dir. Buralarda büyük miktarda tahvil sat›fl› da olmufltur. Nüfusu 1500 kifli olan Çangang’da 4500 yuan de¤erinde tahvil sat›lm›flt›r. Di¤er alanlarda da çok fley yap›lm›flt›r. Bunlar›n nedeni nedir? Birkaç örnek, durumu aç›kl›¤a kavuflturacakt›r. Çangang’da yoksul bir köylünün evinde bir buçuk odan›n tahrip olmas›na yol açan bir yang›n ç›k›nca, kasaba yönetimi, bu köylüye para yard›m› yapmalar› için kitlelere ça¤r›da bulundu. Baflka bir örnek de, açl›ktan ölmek üzere olan üç kifliye kasaba yönetiminin ve karfl›l›kl› yard›m derne¤inin derhal pirinç vermesidir. Geçen yaz görülen k›tl›k s›ras›nda, kasaba yönetimi kitlelerin bu derdine çare bulmak için, 200 ilden daha uzakta bulunan Gonglue ilinden pirinç temin etti. Caysi’de de benzer flekilde çok baflar›l› bir çal›flma yap›ld›. Bu flekilde davranan kasaba yönetimleri bize gerçekten örnek olmaktad›r. Onlar, bürokratik önderlik yöntemlerine sahip olan Tingçov fiehir Yönetiminden tamamen farkl›d›r. Çangang ve Caysi kasabalar›n› örnek almal›, Tingçov flehrindekiler gibi bürokratik önderlere ise karfl› ç›kmal›y›z. Toprak ve iflgücü sorunlar›ndan yakacak, pirinç, yemeklik ya¤ ve tuza varana dek kitlelerin refah›yla ilgili bütün konulara yak›n bir ilgi göstermemizi bu kongreye ciddiyetle öneriyorum. Kad›nlar topra¤› sürmeyi ve t›rm›k çekmeyi ö¤renmek istiyorlar. Onlara bunu ö¤retmek için kimi bulabiliriz? Çocuklar okula gitmek istiyorlar. ‹lkokullar açt›k m›? fiuradaki tahta köprü çok dard›r ve üstünden geçenler afla¤›ya düflebilirler. Köprüyü onarmam›z gerekmez mi? Birçok kimse ç›ban ve baflka hastal›klardan ac› çekiyor. Bu konuda ne yapaca¤›z? Kitlelerin refah›n› ilgilendiren bu gibi sorunlar›n tümünü gündemimize almal›y›z. Bu sorunlar› tart›flmal›, kararlar al›p bunlar› uygulamal› ve nas›l uyguland›klar›n› denetlemeliyiz. Kitleleri, onlar›n ç›karlar›n› temsil etti¤imize, hayatlar›m›z› onlar›n hayatlar›yla s›k›ca birlefltirmifl oldu¤umuza ikna etmeliyiz. Kitlelerin bu noktalardan hareket ederek, ortaya koymufl oldu¤umuz daha ileri görevleri, devrimci savafl görevlerini kavrayacak düzeye ulaflmalar›na yard›mc› olmal› ve böylece devrimi destekleyip bütün ülkeye yaymalar›n›, siyasi ça¤r›lar›m›za gerekli tepkiyi göstermelerini ve devrimin zaferi için sonuna kadar mücadele etmelerini sa¤lamal›y›z. Çangang’da kitleler “Komünist Partisi gerçekten iyi! Bizim için her fleyi düflünmüfl” demektedirler. Çangang kasabas›ndaki yoldafllar hepimize örnek olmaktad›rlar; onlar hayran olunacak kiflilerdir. Savafl seferberli¤i için yapt›klar› ça¤r›lar› destekleyen genifl kitlelerin gerçek sevgisini kazanm›fllard›r. Kitlelerin deste¤ini kazanmak istiyor muyuz? Onlardan bütün güçlerini cepheye vermelerini istiyor muyuz? E¤er bunlar› istiyorsak, onlarla birlikte olmal›, coflku ve inisiyatiflerini harekete geçirmeli, onlar›n refah›yla ilgilenmeli, ç›karlar› için ciddiyet ve içtenlikle çal›flmal› ve üretimde ve günlük ha-
yatta karfl›laflt›klar› bütün sorunlar›-tuz, pirinç, konut, giyecek, do¤um vb. sorunlar›n› çözmeliyiz. Böyle yaparsak, kitleler bizi mutlaka destekleyecek ve devrimi, en de¤erli varl›klar›, bizzat kendi hayatlar› olarak göreceklerdir. Guomindang’›n K›z›l bölgelere sald›rmas› halinde, Guomindang’la sonuna kadar savaflacaklard›r. Bu konuda kuflkuya yer olamaz; çünkü düflman›n birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü “kuflatma ve bast›rma” harekâtlar›n› ezmifl oldu¤umuz aç›k bir gerçek de¤il midir? Guomindang, flimdi can havliyle, y›k›lmaz kaleler olarak gördü¤ü “kaplumba¤a kabuklar›”n› infla ederek bu koruganlarda mevzilenmeye dayanan bir savafl siyaseti izlemektedir. Yoldafllar! Bunlar gerçekten y›k›lmaz kaleler midir? Hiç de de¤il! Feodal imparatorlar›n binlerce y›l boyunca içinde yaflad›klar› saraylar› düflünün, bunlar surlar› ve hendekleriyle güçlü görünmüyorlar m›yd›? Buna karfl›n, kitleler ayaklan›nca birbiri ard› s›ra yerle bir oldular. Rus çar› dünyan›n en zalim hükümdarlar›ndan biriydi; ama proletarya ve köylülük devrim için ayaklan›nca, Rus çar›ndan geriye ne kald›? Hiçbir fley! Ya onun y›k›lmaz kaleleri? Hepsi yerle bir edildi. Yoldafllar! Gerçekten y›k›lmaz olan kale nedir? Kitlelerdir, devrimi gerçekten ve içtenlikle destekleyen ve milyonlarca ve milyonlarca halkt›r. Ne olursa olsun hiç bir gücün ezemeyece¤i gerçekten y›k›lmaz kale, iflte budur. Karfl›devrim bizi ezemez; aksine biz onu ezece¤iz. Milyonlarca halk›, devrimci hükümetin etraf›nda toplayarak ve devrimci savafl›m›z› geniflleterek karfl›-devrimi tamamen yok edecek ve bütün Çin’i ele geçirece¤iz. ‹kinci sorun, çal›flma yöntemlerimizle ilgilidir. Biz, kitlelerin hayat›n›n oldu¤u gibi, devrimci savafl›n da önderleri ve örgütleyicileriyiz. Devrimci savafl› örgütlemek ve kitlelerin yaflama düzeyini yükseltmek, bafll›ca iki görevimizdir. Bu konuyla ilgili olarak, çal›flma yöntemleri gibi ciddi bir sorunla karfl› karfl›ya bulunmaktay›z. Görevleri saptamak yetmez, ayn› zamanda bunlar› yerine getirmek için uygulanmas› gereken yöntemler sorununu da çözmek zorunday›z. E¤er görevimiz bir ›rma¤› geçmek ise, bunu köprü ya da sandal olmadan yapamay›z. Köprü ya da sandal sorununu çözmeden ›rma¤› geçmekten söz etmek bofltur. Yöntem sorununu çözmeden, görev hakk›nda konuflmak yarars›zd›r. E¤er K›z›l Ordu’yu geniflletme çal›flmas›na önderlik etmeye önem vermez ve yöntemlerimize özel bir dikkat göstermezsek, “K›z›l Ordu’yu geniflletelim” sözünü bin defa da tekrar etsek, bu görevi hiç bir zaman baflaramay›z. E¤er görevleri yerine getirme yöntemlerine ilgi göstermeden, bürokratik çal›flma yöntemleriyle mücadele edip pratik ve somut yöntemler benimsemeden ve buyrukçu yöntemleri bir kenara b›rak›p sab›rla ikna yöntemini benimsemeden sadece görevleri saptamakla yetinirsek di¤er alanlardaki, örne¤in toprak da¤›t›m›n›n denetlenmesinde ekonomik inflada, kültür ve e¤itimde ya da yeni bölgelerde ve s›n›rlar›m›z›n d›fl›ndaki bölgelerde yürüttü¤ümüz çal›flmalardaki görevlerimizi de baflaramay›z.(...) Önderli¤imiz alt›ndaki bütün bölgelerde, kuflkusuz, kitlelerin içinden ç›km›fl birçok etkin kadro ve mükemmel yoldafl›m›z bulunmaktad›r. Bu yoldafllar, çal›flmalar›m›z›n zay›f oldu¤u yerlerde yard›mc› olmak ve henüz baflar›l› bir çal›flma yürütmeyen yoldafllara yard›m etmekle sorumludurlar. Büyük bir devrimci savafl›n içinde bulunmaktay›z; düflman›n büyük çaptaki “kuflatma ve bast›rma” harekâtlar›n› ezmek ve devrimi ülkenin her yan›na yaymak zorunday›z. Bütün devrimci kadrolara çok büyük sorumluluk düflmektedir. Bu kongreden sonra, çal›flmalar›m›z› gelifltirmek için etkili önlemler almal›y›z. ‹leri bölgeler daha da ileri bir hale gelmeli, geri bölgeler ise ileri bölgelere yetiflmelidir. Çangang gibi binlerce kasaba ve Singguo gibi birçok il yaratmal›y›z. Bunlar bizim kalelerimiz olacakt›r. Bu kalelerden ç›karak, düflman›n “kuflatma ve bast›rma” harekâtlar›n› ezmek ve ülke çap›nda emperyalizmin ve Guomindang’›n hâkimiyetini devirmek yolunda ilerleyece¤iz. (Mao Zedung, Seçme Eserler, Cilt I.)
GÜN’DE DÜN.. 9 Eylül 1973. ‹stanbul Ayvansaray’da C›vata Fabrikas›’nda çal›flan 215 iflçi açl›k grevine bafllad›. 11 Eylül 1973. ABD destekli askeri cuntan›n yönetime el koymas›na direnen fiili Cumhurbaflkan› Salvador Allande 1973’de öldürüldü. 12 Eylül 1937. Dersim isyan›n›n lideri Seyit R›za komployla ele geçirildi. Seyit R›za yarg›lama sonucu 15 Kas›m’da idam edildi. 1970. Filistinli gerillalar, ABD, ‹sviçre, ‹ngiltere ve Almanya’ya ait dört uça¤› kaç›rd›lar. Gerillalar uçaklardan üçünü Ürdün çölünde havaya uçurdular; yolcular› rehin ald›lar. 1980. Askeri Faflist Cunta gerçeklefltirildi. Parlamento feshedildi, siyasi faaliyetler durduruldu, tüm yurtta s›k›yönetim ve soka¤a ç›kma yasa¤› ilan edildi. 12 Eylül askeri darbesi sonras›nda 7000 kiflinin idam› istendi. Askeri Yarg›tay 124 idam cezas›n› onaylad›. 50 kifli idam edildi. Askeri yönetimde, gözalt›nda ya da hapishanelerde, “do¤al olmayan ölüm” say›s› 229 oldu. ‹HD kay›tlar›na göre 12 Eylül döneminde: 650 bin kifli gözalt›na al›nd›. 230 bin kifli yarg›land›. 1 milyon 683 kifli fifllendi. 141,142 ve 163. maddelerden 71 bin kifli, yasad›fl› örgüt üyesi olma iddias›yla da 98.404 kifli yarg›land›. 17 Eylül 1982. 15 Eylül’de ‹srail ordusunun Ariel fiaron komutas›nda Lübnan’› iflgalinin ard›ndan 16 Eylül’de Sabra ve fiatilla Filistin Mülteci Kamplar› ‹srail askerlerince kuflat›ld›. ‹srail ordusu ve Lübnanl› H›ristiyan Falanjist milislerin iflbirli¤iyle 40 saat süren katliam 17 Eylül’de sona erdi. Uluslararas› K›z›l Haç Komitesi’nin tespitlerine göre 2750 sivil erkek, kad›n ve çocuk öldürüldü. Katliam sonras› kampa giren ilk ‹srailli gazeteci Amnon Kapeliouk’a göre ölü say›s› 3 binden fazlayd›. Kimi Filistin kaynaklar›na göre öldürülenlerin say›s› 7 bini geçiyordu. ‹srail ordusuna göreyse ölü say›s› 300 dolay›ndayd›. 1988. 18 devrimci tutsak 118 metre tünel kazarak K›rflehir E Tipi Hapishanesi’nden kaçt›. 19 Eylül 1927. Nikaragua’da ayaklanmac›lar›n lideri Augusto Sandino hükümet kuvvetlerine karfl› taaaruza geçti. 20 Eylül 1992. Özgür Gündem gazetesi yazar› Musa Anter Diyarbak›r’da öldürüldü.
9-22 Eylül 2005
26
30
Burjuva sinemas›n›n karfl›s›nda proleter bir duvar: Y›lmaz Güney Kendi köklerine yabanc›laflm›fl bir a¤aç koca bir ormanda yapayaln›z kalm›fl demektir. Egemenlerin post-modernizm masallar›yla halklar› uyutmaya çal›flt›¤› bir dönemdeyiz. Bizi biz yapanlar› elimizden alarak yaflam› koca bir anlams›zl›ktan ve amaçs›zl›ktan ibaret k›lmak çabas›nda olan egemenler, bofllukta as›l› duran köksüz bir a¤aç portresi çizerek “gerçekleri anlat›yoruz” diye bafll›yorlar söze. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki, ne kadar vururlarsa vursunlar gerçekleri öldüremezler. Egemenlerin halklar›n ilerici, devrimci de¤erlerini yok etmek için bafllatt›¤› “haçl› seferinde” geçmiflten günümüze uzanan ve bilinçlerimize motif motif ifllenen suretleri karartma çabas› özellikle son dönem revaçta olan bir yöntem. Kuflkusuz ki “halk›n sanatç›s›, halk›n savaflç›s›d›r” diyen devrimci sanat›n sembollerinden ve köklerimizden biri olan Y›lmaz Güney de, köhnemifl sistemin halklar›n de¤erlerine yönelik bafllatt›¤› ideolojik ve kültürel bombard›man›n en çok hedefte olanlar›n›n aras›ndad›r. Y›lmaz Güney’i, Y›lmaz Güney yapan devrimci yaflam›ndan ve düflüncelerinden kopar›p, içini boflaltarak onu karartmak isteyenler saçmal›klar›n gerçekleri zaptetme naralar›yla bafllatt›¤› “post-modern haçl› seferinin” bayraktarl›¤›n› yapanlard›r. Birkaç y›l önce bir televizyon program›nda flöyle diyordu Sinan Çetin: “Sosyalizm Y›lmaz Güney’in hayat›n› çalm›flt›r. Y›lmaz Güney e¤er sosyalist fikirlerle de¤il de sanat›yla u¤raflsayd› cezaevine girmeyecekti ve sinemalardaki o büyük baflar›lar›n› daha verimli devam ettirecekti.” ‹flte Y›lmaz Güney’e yönelik tam da sistemin istedi¤i bir karartma çabas›. Öncelikle flunu söyleyelim ki; Y›lmaz Güney’in en baflar›l› yap›tlar› (Yol, Arkadafl, Duvar, Sürü vb.) onun fikirlerini sanat›na en verimli flekilde yans›tmas›yla oluflturmufltur. Y›lmaz Güney, her fleyden
önce bir devrimcidir. O yaflama devrim cephesinden bakt›¤› için sembolleflmifltir ve egemenlerin tüm sald›r›lar›na ra¤men sanat›nda büyük baflar›lara imza atarak, halklar›n bilincinde ölümsüzleflmifltir. Bu yüzden sosyalizm onun hayat›n› çalmam›fl ona hayat vermifltir. Gerçi Sinan Çetin gibiler bunu anlayamaz, bunu anlayamad›klar› ve bunu yaflayamad›klar› için de Duvar, Arkadafl vb. gibi filmler çekemezler, onlar yaln›zca sistem saflar›nda üstlendikleri misyona uygun olarak Y›lmaz Güney’i karartmaya çal›fl›rlar. Bir de son dönemde s›kça rastlad›¤›m›z “sosyalistim” diyen ama sosyalizmi birkaç söylem d›fl›nda hiçbir yerde gerekli görmeyen “sosyalist sanatç›lar” var. Sistemin bu son model koyun postu kreasyonu içinde televizyon ve kitaplar›n podyumlar›ndan indirmedi¤i bu kurtlar, devrimci literatürde s›kça kullan›lan kelimeleri bir araya getirip “solcu”luk yapt›¤›n› san›rlar. Faflizmin “yorgun demokratlar›” toplad›¤› pota olan CHP kulvarlar›nda oryantallik yapanlar veya ayn› özden beslenip farkl› kulvarlardan kitlelere seslenenler. Berhan fiimflek’ler, Oya Baydar’lar... Bir öyküsünde “Ölüm Beni Ça¤›r›yor” demiflti Y›lmaz Güney. Aradan y›llar geçti ama ölüm hep farkl› dilden, farkl› frekanslardan ve farkl› tonlardan ama ayn› özden hep seni ça¤›r›yor Y›lmaz Güney. Ama sen yaflam tutkusuyla ölümü küçültenlerin sayfalar›nda, fliirlerinde, türkülerinde, filmlerinde herfleyden öncede savafl siperlerinin k›z›ll›¤›nda yaflayacaks›n ve biz bir kez daha Mahir olup mahpustan firar etti¤imizde senin kap›n› çalmaya devam edece¤iz. Çünkü biliyoruz ki bizi ancak biz saklar›z. Bazen bir etkinlikte, bazen bir köy evinde, bazense bir k›fl üssü s›¤›na¤›nda senin portrelerini duvarlar›m›za asmay› hak etti¤imiz için biz köklerimize asla yabanc›laflmayaca¤›z ve asla koca bir ormanda yapayaln›z kalmayaca¤›z. Biliyoruz ki yine toplanacak “sanatç›lar” ve bir zamanlar seni tutsak edenlerin dilinden seslen e c e k l e r. “Koflulsuz flarts›z silah b›ra-
k›n”. Kimileri bu emre uyacak belki, ama senin 70’li y›lar›n biricik Komünist önderi olarak gördü¤ün ‹brahim Kaypakkaya’n›n ard›llar› teslimiyete yüz vermeyerek seni hakl› ç›karacaklar. Bir gün mutlaka biz düflman› koflulsuz, flarts›z teslim al›rken de duvar’lar›m›zda senin portren olacak. KEND‹ D‹L‹NDENYILMAZ GÜNEY “Bir sanatç› olarak ‘Y›lmaz Güney’ olarak bilinirim. Ama as›l ad›m Y›lmaz Pütün’dür. Ad›m zorluklar karfl›s›nda e¤ilmez, umutsuzlu¤a kap›lmaz, y›lg›nl›¤a düflmez ve bafl e¤mez anlam›na gelir, soyad›m Pütün ise bir da¤ meyvesinin k›r›lmaz çekirde¤i demektir. 1931 y›l›nda Türkiye’de bir güney flehri olan Adana’n›n Yenice köyünde do¤dum. Kürt as›ll› topraks›z bir köylü ailesinin iki çocu¤undan biriyim. Annem dindard› ve okuma yazma bilmezdi. Hala sa¤... Babam ise okuma yazmay› askerde ö¤renmiflti. Annem gibi o da okula hiç gitmemiflti. 1976’da ben Kayseri cezaevinde iken öldü. Mezar›n› göremedim... Dokuz yafl›mdan beri hayat›m› çal›flarak kazand›m. ‹lk iflim dana gütmekti. Liseyi Adana’da bitirdim. O y›llar Doruk ad›nda bir sanat dergisi ç›kard›m. Sanata merakl›yd›m ve hikayeler yaz›yordum. 1955 y›l›nda bir hikayemden ötürü takibata u¤rad›m. Hakk›mda dava aç›ld›. 1957 y›l›nda, ‹stanbul’a ‹ktisat Fakültesi’nde ö¤renim görme hayalleriyle gittim fakat devam edemedim. 1955’te süren takibat ve mahkeme sonuçlanm›flt› ve ben bafllang›çta 7.5 y›l a¤›r hapis ve 2.5 y›l sürgün cazas›na çarpt›r›ld›m. Daha sonra temyiz mahkemesi karar› bozdu, yeniden görülen mahkeme sonucu cezam, 1.5 y›l a¤›r hapis ve 6 ay sürgün cezas›na çevrildi. Ö¤renimim yar›da kalm›flt›. Önümdeki tek yol kendimi hayat›n okulunda hayat›n kabul etti¤i ve dayatt›¤› ö¤retmenler arac›l›¤›yla e¤itmekti. Öyle yapt›m... Kitaplar, sinema, ifl, cezaevi, ac›mas›zl›k, hayat›n kat› kurallar›, toplumsal bask›lar, kahpelikler, yi¤itlikler... Karfl›laflt›¤›m zorluklar› yenmek için direnmek ve kararl›l›k... Ö¤retmenlerimden biri ZORDUR... 1961 May›s’›nda cezaeviyle tan›flt›m.1962 Aral›¤›nda cezam bitti. Muhafazakarl›¤›yla ünlü, Konya flehrine sürgüne gönderildim. Konya s›n›r›n›
ç›kamazd›m. Her akflam polise imza vermeliydim. En çok imzay› polis defterine att›m. 180 defa... 1968’de askere gittim. 1970 Nisan›nda döndüm. Hayat›mdan çal›nan iki y›l... 1971 May›s’›nda on binlerce ayd›n, sanatç›, yazar gibi ben de gözalt›na al›nd›m. Hakk›mda hiçbir delil yoktu. Sadece kuflku. Bir hafta gözalt›nda tutulduktan sonra serbest b›rak›ld›m, resmi olmayan bir emirle, sözlü bir emirle ve tehditle yine Nevflehir’e üç ayl›¤›na sürgün edildim. Bu kez polise imzaya gitmiyordum, polis beni d›fltan kolluyordu. 1972 y›l› 16 Mart’ta devrimcilere yard›m etti¤im gerekçesiyle tutukland›m. Mahkeme sonucu 10 y›l a¤›r hapis ve sürgün cezas›na çarpt›r›ld›m. Genel afla sal›n›verdim. 1974 Eylül’ünde bir cinayet olay›na ad›m kar›flt› ve 19 y›la mahkum edildim. Cezaevinde iken, Güney adl› bir sanat ve kültür dergisi ç›kard›m. 13 say› sonra s›k›yönetimin yeniden gelmesi üzerine dergimiz kapat›ld› ve hakk›mda yaz›lar›mdan ötürü on ayr› dava aç›ld›. Suçum komünizm propagandas› yapmak, milli duygular› zay›flatmak, halk› suç ifllemeye teflvik etmek, suç say›lan fiilleri övmek ve devletin içte ve d›flta itibar›n› sarsmak... ‹stenen ceza toplam›, yaklafl›k 100 y›l... 1981 Ekim’inde izinli ç›kt›¤›m Isparta yar› aç›k cezaevine dönmedim. Sonra da yurtd›fl›na ç›kt›m. 1981 Ekim’ine kadar yaklafl›k 12 y›l›m› çeflitli cezaevlerinde geçirdim. Bu 12 y›l içerisinde, ikisi yar› aç›k olmak üzere 15 cezaevi tan›d›m. Ülkemden ayr›ld›ktan sonraki ilk aylarda 3 davam›n sonuçland›¤›n›, sonuçta toplam 20 y›l a¤›r hapis 7 y›la yak›n sürgün cezas› ald›¤›m› ö¤rendim... Öbür davalar›m devam etmekte, ancak henüz, hangileri sonuçland›, ne kadar daha ceza ald›m bilmiyorum...”
27
30
9-22 Eylül 2005
2. Yenice Bar›fl ve Kültür Sanat Festivali yap›ld›
Mersin Tarsus’a ba¤l› Yenice Kasabas›’nda 2. Bar›fl ve Kültür Sanat Festivali yap›ld›. Saat 16:30’da Yenice Meydan›’ndan Churcill Park›’na kadar yap›lan yürüyüflle start alan Festival, Cemevi yan›ndaki bar›fl konulu panelle devam etti. Panel sonra-
s› yerel gruplar›n, Yenice Halk Oyunlar› ve Semah ekibiyle bafllayan birinci gün konserleri Özlem Özdil’in sahne almas›yla devam etti. Yenice halk› Özlem Özdil’in türküleri ile coflkulu anlar yaflad›. Özlem Özdil’in türkülerinden sonra ilk gün etkinlikleri son buldu. Festival kapsam›nda ‹nce Memed Kitap Kafe’ye ve daha birçok kitabevine stand açmalar› için davetiye yollayan Yenice Belediyesi, festival günü ‹nce Memed Kafe’nin kitap stand› açmas›na izin vermezken sadece tak› stand› açabileceklerini söyledi. Festival süresince Partizan okurlar› da gazete ve dergi da¤›t›m› yapt›. ‹lk gün konser alan›nda yap›lan da¤›t›mlara halk yo¤un ilgi gösterdi. ‹kinci gün ise Partizan okurlar› semt da¤›t›mlar› gerçeklefltirdi. Bu da¤›t›mlarda da halk›n ilgisi yo¤undu. ‹kinci gün etkinliklerinde saat 17:00’de Churchill Park›’nda arala-
r›nda Eflber Ya¤murdereli’nin de oldu¤u bir panel yap›ld›. Söyleflinin ard›ndan konser alan›na geçildi ve festivalin konser bölümü bafllad›. Konser alan›nda sesli ajitasyonla gazete da¤›t›m› yapan okurlar›m›za TC’nin kolluk güçleri müdahale etti. Propaganda yapt›klar› ve halk› rahats›z ettikleri gerekçesiyle gazete çal›flan›m›z Danyal Ülgen ve gazetemiz okuru Kadir Özer gözalt›na al›nmakla tehdit edildi. Ayr›ca konser boyunca da¤›t›m yapan okurlar›m›z jandarma taraf›ndan takip edilerek taciz edildi. Bu uygulama ile devletin kolluk güçleri devrimcilerin halkla buluflmas›n› engellemeye çal›flt›, ancak baflar›l› olamad›. Ayr›ca festivalin ilk günü Komünist gazetesi da¤›tan bir grup TKP’li gözalt›na al›nd› ve 1 saat sonra serbest b›rak›ld›. Festivalin ikinci günü konser bölümünde ise misafir bir halk ozan›n›n
Paris’te “Umuda Merhaba Pikni¤i” Paris’te geleneksel olarak düzenlenen piknik, bu y›l 28 A¤ustos’ta yap›ld›. “Anti-emperyalist Mücadelede Umuda Merhaba” ad› verilen ve Sarcelles Park›’nda yap›lan piknik saat 14:00’te bafllad›. Aç›l›fl› yapan Halklarla Dayan›flma Derne¤i Yönetim Kurulu üyesi bir kifli, konuflmas›nda “emperyalizm, her geçen gün, her geçen saat, her geçen dakika kendi çürümüfllü¤ünü halklar›n benli¤ine yerlefltirmenin yo¤un çabas› içindedir. Nite-
kim uyuflturucu, çetevari davran›fl vb. hastal›klar, sistemin toplumumuza afl›lam›fl oldu¤u hastal›klard›r. Ad›na Halklarla Dayan›flma Derne¤i dedi¤imiz bu mevziyi daha da güçlendirerek, yozlaflman›n geliflimini bu mevzi ile parçalamaya dönük eme¤imizi örgütlü k›l›yoruz” dedi. ‹ki kiflinin sunmufl olduklar› müzik dinletisi ve çekilen halaylardan sonra Fransa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu’nun devletin s›n›rd›fl› etme politikas›na yönelik yay›nland›¤› bildiri okundu.
Paylafl›lan sofran›n ve düzenlenen sportif etkinliklerin ard›ndan bir bilgi yar›flmas› düzenlendi. Yar›flmadan önce konuflma yapan bir kifli, bu birlikteli¤in emperyalizme vurulmufl bir tokat olarak alg›lanmas› gerekti¤inin vurgusunu yapt›. Yedi grubun yer ald›¤› bilgi yar›flmas›ndan sonra söylenen türküler ve çekilen halaylarla birlikte, yaklafl›k yüz kiflinin kat›l›m sa¤lad›¤› piknik, beraberli¤in ve paylafl›mc›l›¤›n ad› olarak sonland›r›ld›.
Grup Yorum HATAY’DA
Orhan Pamuk’a 3 y›l hapis istemi
Yedi y›l aradan sonra Hatay-Çekmece Belediyesi Festival Alan›’nda yap›lan Grup Yorum konserinde binlerce kifli halaylar ve türkülerle coflkulu anlar yaflad›. Elektrik kesintisi nedeni ile üç saat gecikmeli bafllayan konserde grup üyelerinden Cihan Keflkek tüm bask› ve engellemelere ra¤men 20 y›ld›r yollar›na devam ettiklerini ve daha güçlü, daha kararl› bir flekilde devam edeceklerini söyledi. Grup Yorum Türkçe, Kürtçe ve Lazca türkülerle binlerce kifliye coflkulu bir gece yaflatt›. (Mersin)
TC demokrasisi verili s›n›rlar içinde kald›¤› sürece ifllemeye devam ediyor. Daha önce Bo¤aziçi Üniversitesi’nde yap›lacak olan Osmanl› Ermenileri ile ilgili konferans› iptal ettiren devlet, flimdi de yazar Orhan Pamuk’un Ermeni Soyk›r›m› hakk›nda yapt›¤› aç›klamalardan dolay› yarg›lanmas› gerekti¤ine karar verdi.. Pamuk’un kitaplar›n› yay›mlayan ‹letiflim Yay›mc›l›k’tan yap›lan aç›klamaya göre, ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’n›n Pamuk hakk›nda 3 y›l istemiyle dava açmak istemiyle yarg›lanmas› talebinde bulundu¤unu bildirdi. Yay›nevi sözcüsü davan›n Aral›k ay›nda aç›labilece¤ini söyledi. Orhan Pamuk’un bir ‹sviçre gazetesine verdi¤i demeçte, “Burada 30 bin Kürt’ü öldürdüler. Ve bir milyon Ermeni’yi. Hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Ben yap›yorum. Bu yüzden benden nefret ediyorlar’’ demiflti. Yazar Pamuk’un bu aç›klamas› ard›ndan Türkiye’de hakk›nda kampanyalar yürütülmüfl ve Isparta’n›n Sütçüler Kaymakam› Mustafa Alt›np›nar, Pamuk’un kitaplar›n›n toplat›l›p imha edilmesi talimat› vermiflti.
sahne almas›ndan sonra Yenice Yollar› grubu sahne ald›. ‹kinci gün son olarak ise Suavi sahne ald›. Festivalin son bölümünde halk coflkulu anlar yaflad›. Konserlerin ard›ndan festival sona erdi. (Mersin)
Hüseyin Çelebi fiiir ve Öykü Yar›flmas›’n›n tarihi uzat›ld› Bu sene 13’üncüsü düzenlenen Hüseyin Çelebi fiiir ve Öykü Etkinli¤i’ne kat›l›m süresi, tüm edebiyatseverlere ulaflabilmek için iki hafta uzat›ld›. Tertip Komitesi ad›na yap›lan aç›klamada daha önce 1 Eylül olarak aç›klanan fliir ve öykü etkinli¤ine kat›l›m tarihinin 2 hafta uzat›ld›¤› bildirildi. Edebiyatseverlerin eserlerini 15 Eylül’e kadar etkinlik komitesine ulaflt›rmas›n›n istendi¤i aç›klamada flu ana kadar 250 eserin de¤erlendirilmeye al›nd›¤› belirtildi. Amatör bir ruhla her y›l gerçeklefltirdikleri etkinli¤i büyük bir özveri ve umutla yapt›klar›n› ifade eden komite aç›klamas›nda, flunlar› belirtti: “Bu etkinliklerle edebiyatla ilgilenen dostlara ulaflmaya çal›fl›yor ve onlar›n seslerini sesimize katmaya çal›fl›yoruz. Bunu yaparken de alanlar›nda yetkin flair ve yazarlara ulafl›yoruz. Dolay›s›yla bu y›l kalan k›sa bir zaman içerisinde tekrar bütün edebiyatseverleri kat›lmaya ve destek vermeye davet ediyoruz.” Avrupa’da organize edilen fakat kayna¤›n› Mezopotamya’dan alan Hüseyin Çelebi fiiir ve Öykü Etkinlikleri de¤iflik ülkelerde bulunan Kürtlerin gönderdi¤i yüzlerce eseri bir araya getiriyor. Etkinlikte geçen sene 360 eser de¤erlendirmeye al›nm›flt›. Komitenin aç›klamas›nda, ayr›ca bu sene Kürtçe eserlerin yo¤unlukta yer ald›¤› da vurguland›. Aralar›nda Kürtçe fliir dal›nda; Lal Lalefl, Ehmed Hüseyni, Türkçe fliir dal›nda ise Sezai Sar›o¤lu ve Gülsüm Cengiz, Kürtçe öykü dal›nda; Haydar Diljen, Cemil Denli, Türkçe öykü de ise Jaklin Çelik ve Ahmet Kahraman’›n seçici kurul olarak yer ald›¤› etkinli¤e kat›l›m koflullar› flöyle: * Kat›l›m dili Kürtçe ve Türkçedir. * Eserler daha önce hiçbir yerde yay›nlanmam›fl olmal›d›r. * Kat›l›mc›lar etkinli¤e fliir dal›nda 2, öykü dal›nda 1 eserle kat›labilirler. * Kat›l›mc›lar eserlerini k›sa özgeçmiflleriyle birlikte en geç 15 Eylül 2005 tarihine kadar afla¤›daki adrese posta ya da email arac›l›¤›yla göndermelidirler. Posta Adresi: Verband der Studierenden aus Kurdistan (YXK) Heidelberger Str. 4 60327 Frankfurt / Deutschland. E-mail adresi: info@yxk-online. com/yxkinfo@yxk-online.com.
28
9-22 Eylül 2005
30
Kuruluflunun 28. Y›ldönümü’nde 3. Geleneksel 1 May›s Mahallesi Kurulufl Festivali yap›ld›!
May›s Mahallesi dünüyle de, bugünüyle de üzerinde durup düflünülmesi ve ders ç›kart›lmalas› gereken bir deneyimdir. Bugünün ‹stanbul’unda gecekondu y›k›mlar›n›n gündemde oldu¤u böylesi bir süreçte, 1 May›s Mahallesi’nin 2 Eylül 1977’de 12 can pahas›na verdi¤i direnifl, ortaya koydu¤u birlik ve beraberlik ruhundan ö¤renilmelidir. Ayn› zamanda o ruhun devletin yozlaflt›rma politikalar›yla nas›l derdest edilmeye çal›fl›ld›¤›, mahallenin bugünkü durumundan da sonuçlar ç›kart›larak, buna karfl› ortaklafla mücadelenin örülmesinin zorunlulu¤u kavranmal›d›r.
1
Bir tarihtir 1 May›s Mahallesi. Kendinden sonraki süreçlere miras kalan bir izdüflümdür. 13 flehit u¤runa kurulan ve korunan gecekondular ve ödenen bedellerle anlaml›d›r. ‹stanbul’un birçok emekçi semtinde gecekondulara savafl açan egemenlerin insanlar›n bar›nma haklar›n› ellerinden almaya çal›flt›klar› flu süreçte ö¤renilecek çok fley vard›r 1 May›s Mahallesi direniflinden. AKP hükümetinin 2005 y›l›n› “gecekondulaflma ile mücadele y›l›” olarak ilan etmesi birçok kifliyi 1977 y›l›na götürdü. Çünkü o zaman da egemenler 1 May›s Mahallesi’ne sald›rm›fl ve devrimci ve komünistler öncülü¤ünde kurulan bu semti y›kmak için tüm olanaklar›n› seferber etmifllerdi. Bugün gaz›yla, copuyla, plastik mermileriyle gecekondu emekçilerine sald›ran kolluk güçleri, tarih sayfalar› 2 Eylül 1977’yi gösterdi¤inde 1 May›s Mahallesi’ne de sald›rm›fl ve 13 kifliyi katletmiflti. Ve o günden sonra mahallenin baflta ad› olmak üzere yarat›lan birçok de¤erine azg›nca sald›rm›flt›r. Mahalleyi yozlaflt›rma çal›flmalar› h›z kazanm›fl, çeteleflme, yabanc›laflt›rma, fuhufl, uyuflturucu vb. birçok arac›n› kullanarak, bazen de fiziki sald›r›larla 1 May›s Mahallesi’ni sindirmeye çal›flm›flt›r. Birçok semtte oldu¤u gibi 1 May›s Mahallesi’nde de egemenlerin bu çal›flmalar› etkili olmufl ve k›smi anlamda baflar›l› da olmufltur. Buna karfl›l›k 1 May›s Mahallesi’nde faaliyet sürdüren devrimci ve komünist güçler de devletin bu politikas›n› bofla ç›karmak üzere çeflitli çal›flmalar yapmaktalar. Bu çal›flmalardan birisi de hem mahallenin kurulufl y›ldönümünü kutlay›p, 2 Eylül flehitlerini anmak hem de mahalle halk›n›n kendi kültürüne sahip ç›kmas›n› sa¤lamak amac›yla gerçeklefltirilen geleneksel 1 May›s Mahallesi Kurulufl Festivali’dir. Bu y›l üçüncüsü düzenlenen 1 May›s Mahallesi 3. Geleneksel Kurulufl Festivali 1-4 Eylül tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. 2 Eylül 1977’de kan,
can pahas›na kurulan ve ad›n› 1 May›s 1977’de katledilen iflçilerden alan 1 May›s Mahallesi’ndeki direnifl s›ras›nda 5’i TKP/ML üyesi olmak üzere 13 kifli flehit düflmüfltür. ‹lki 2003 y›l›nda yap›lan festivalin bu y›l yap›lan üçüncüsü paneller, konserler, tiyatrolar ve çeflitli etkinliklerden oluflan bir dizi programla gerçekleflti. Festival, devrimcilerin inisiyatifindeki Tertip Komitesi taraf›ndan organize edildi. Festival program› s›ras›yla flöyle gerçeklefltirildi; 1. gün; Devlet, y›llarca mücadele edilerek, flehitler verilerek kurulan 1May›s Mahallesi’ne, “pes etmesinin” ard›ndan “katk›lar›n›” sunmaya bafllad›. ‹lk olarak mahalleye “büyük” önderinin ad›n› verdi. Art›k 1 May›s Mahallesi en az›ndan ismen tehlikeli olmaktan ç›kar›lmal›yd›, ad› Mustafa Kemal Mahallesi olmal›yd›. Ne var ki Dersim ad›n›n de¤ifltirilmesi nas›l tutmad›ysa, halk aras›nda 1 May›s Mahallesi ad›n›n de¤ifltirilmesi de tutmayacakt›. Devletin “katk›s›” yaln›zca isim de¤ifltirmekle kalmad›, kalmazd› da. Ülkenin her santimetre karesine götürdü¤ü çeteleflme, uyuflturucu, fuhufl gibi “hizmetlerinden” 1 May›s Mahallesi de nasiplenmeliydi. Hem madem ki, devrimciler halkla birlikte tu¤las›ndan çat›s›na kolektif çabalar›yla bir mahalle kurdular, hizmette onlarla yar›flmamak olmazd›. Devletin fuhufl, çeteleflme, uyuflturucu hizmetinden nefretini her f›rsatta yürüyüfller, mitingler düzenleyerek protesto eden 1 May›s halk› festivalin ilk gününe de toplumsal yozlaflma konulu bir paneli program›na ald›. Saat 16:00’da PSAKD Ümraniye fiubesi’nde düzenlenen panele Tohum Kültür Merkezi’nden Ahmet Bak›r, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nden Hakk› Akça, SODAP’tan Mert Bü-
yükkarabacak ve BEKSAV’dan Hac› Orman panelist olarak kat›ld›lar. ‹lk konuflmac› Ahmet Bak›r; yozlaflman›n, tan›m olarak yaflamsal, töresel, toplumsal ve motivasyon olarak bozulma anlam›na geldi¤ini söyleyerek bafllad›¤› konuflmas›n›n devam›nda bu kavramlar›n da s›n›flar üstü olmad›¤›na, mülkiyet üzerine kurulu sistemlerde her fleyin al›n›p-sat›l›r bir metaya indirgendi¤ine, fuhuflun, alkolün bu sistemlerde yozlaflmadan say›lmad›¤›n›, tersine bunlardan pay›n› alarak yasallaflt›r›ld›¤›na dikkat çekti. Genelevlerin, milli piyangolar›n, at yar›fllar›n›n, tekel maddelerinin devlet eliyle yarat›lan toplumsal çürümeye birer örnek oldu¤unun alt›n› çizen Bak›r, emperyalist ülkelerden özellikle ABD’deki toplumsal çürümeden istatistiki örnekler verdi. ‹kinci konuflmac› Hakk› Akça, yozlaflman›n alt›nda yatan gerçek nedenin yoksulluk oldu¤unu, bu yozlaflmadan toplumun her kesiminin etkilendi¤ini, en çokta yoksul gecekondu çocuklar›n›n ve gençlerinin etkilendi¤ini belirterek “buna karfl› mitingler, yürüyüfller dahil bütün mücadele biçimleri kullan›lmal›d›r” dedi. Hac› Orman da konuflmas›na Pir Sul-
tanlardan günümüz devrimcilerine bütün halk önderlerinin bir toplumsal durufl sergilediklerini, bu duruflun, toplumsal yozlaflma ile mücadelenin en belirgin flekli oldu¤unu dile getirerek bafllad› ve devamla kültür merkezlerinin halk kültürünü gelifltirerek, yeniden yaflama kavuflturarak, bireyin bencilli¤e kay›fl›na ve yozlaflmas›na karfl› alternatif sunabilece¤ini, bozulman›n yaln›z bu co¤rafyada de¤il dünyan›n her yerinde özellikle ABD ve AB’de de fazlas›yla yafland›¤›n› belirtti. Mert Büyükkarabacak ise konuflmas›nda, “Burada bu panelin yap›lmas› da gösteriyor ki toplumsal yozlaflma alarm veriyor. Bu gidiflle birkaç y›l sonra kap›m›zdan bile d›flar› ç›kamayaca¤›z. Yolsuzluklar, hortumlamalar, halk›m›za ç›k›fl yolu olarak sunuluyor. TV’lerde izlediklerimiz ve bize örnek olarak sunulan yaflamlar toplumun de¤erlerini yozlaflt›rmak içindir” dedi. Karabacak sözlerine “yozlaflmaya karfl› mahalle komiteleri kurulmal›, çeteler baflta olmak üzere mahallemiz üzerindeki oyunlar, bu komitelerin inisiyatifi ile halk›n müdahalesi sa¤lanmal›d›r” diyerek son verdi. Panelin bitiminde söz alan izleyicilerin genel görüflleri ise “devrimciler birlikte hareket ederlerse hem halk›n güvenini kazan›rlar, hem de yozlaflma ile daha etkili mücadele ederler” biçimindeydi.
29
30 ‹lk günkü etkinli¤in aç›l›fl konuflmas› akflam saat 19:30’da yap›ld›. 2 Eylül 1977’de 1 May›s Mahallesi direnifli s›ras›nda katledilen 12 flehit flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan konuflan sunucu mahallenin tarihine de¤inirken, bugün aç›s›ndan egemenlerin sald›r›lar›na da vurgu yapt› ve bu sald›r›lara karfl› 1 May›s Mahallesi’nin tarihinden ö¤renilerek mücadele edilmesi gerekti¤ini ekledi. Ard›ndan s›ras›yla Grup Yank›, Cihan Çelik türküleri ve marfllar›yla etkinlikteki yerlerini ald›lar. Son olarak Grup Tiroj Kürtçe parçalar söyledikten sonra ilk gün etkinli¤i sona erdi. 2. gün: ‹lk olarak saat 13:00’de 1 May›s Mahallesi flehitleri için yemek verildi. Ard›ndan “Kuruluflundan bu yana 1 May›s Mahallesi” konulu bir panel verildi. TUDEF Genel Baflkan› ‹smail Arslan, Sabri Koçyi¤it ve Yazar fiükrü Arslan’›n kat›ld›¤› panelde k›saca 1 May›s Mahallesi’nin nas›l ve neden kuruldu¤u anlat›ld›. Daha sonra 17 Haziran’da Mercan Vadisi’nde katledilen 17 MKP kadro ve savaflç›s›n› anmak için haz›rlanan sinevizyon gösterimi yap›ld›. Sinevizyon öncesi 17’ler flahs›nda sayg› duruflunda bulunulup fliir okundu. Saat 18:00’de ise 2 Eylül yürüyüflü yap›ld›. Festival kapsam›nda gerçeklefltirilen etkinliklerden biri olan yürüyüfl 2 Eylül 1977 direniflinde flehit düflenleri anmak amac›yla gerçeklefltirildi. Festivalin ikinci günü olan 2 Eylül’de gerçeklefltirilen yürüyüfl Cennet Dü¤ün Salonu önünden bafllad›. Yürüyüfle Partizan okurlar› da “Yaflas›n 2 Eylül Direniflimiz” ve “Y›k›mlara, Yozlaflmaya, Çeteleflmeye geçit vermeyece¤iz/Partizan” pankartlar› ve ‹brahim Kaypakkaya flamalar›yla kat›ld›lar. Partizan kitlesi s›k s›k “Çeteler halka hesap verecek”, “Y›k›mlara geçit vermeyece¤iz”, “Halk›m›z saflara hesap sormaya”, “Yaflas›n 2 Eylül direniflimiz”, “Dersim Tokat Erzincan savafl›yor Partizan”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB” sloganlar›n› att›. DHP, ESP, HÖC, DEHAP, Al›nteri, Mücadele Birli¤i, SODAP ve SDP’nin de kat›ld›¤› yürüyüfl son dura¤a kadar sürdü. Yaklafl›k 1000 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflte, son durakta toplanan kitle tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu. Daha sonra kitle ad›na okunan bas›n metninde 2 Eylül 1977’de verilen direnifle ve flehitlere de¤inilirken bugün içinden geçti¤imiz süreçte emekçi kesimlere yönelik sald›r›lar›n artt›¤›na ve buna karfl› 2 Eylül ruhuyla karfl› konulmas› gerekti¤ine vurgu yap›ld›. Yürüyüfl “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›yla son buldu. Yürüyüfl sonras› tekrar etkinlik alan›na gelen kitle Lorris Mizrahi’nin çekimini yapt›¤› 1 May›s Mahallesi belgeselini izledi. Belgeselin ard›ndan Grup May›s, Hüseyin Akkal ve Nurettin Güleç’in ard›ndan Grup Vardiya sahne ald›. ‹brahim’e a¤›t parças›n› da söyleyen Grup Vardiya’n›n ard›ndan 2.
9-22 Eylül 2005
gün etkinlikleri de sona erdi. 3. gün: Saat 16:00’da “Irak’ta savafl, Amerikan emperyalizmi ve AB” konulu bir panel düzenlendi. Kat›l›mc›lar Temel Demirer (Araflt›rmac›), Mustafa Yalç›ner (Gazeteci), Sedat fieno¤lu (Araflt›rmac›) ve ILPS ad›na Suzan Zengin idi. Panelde ilk olarak sözü alan Suzan Zengin Ortado¤u’da emperyalist güçlerin egemenli¤inin kökenlerine de¤inerek bafllad›¤› konuflmas›nda ABD’nin Avrupal› emperyalistlerin ard›ndan bölgeye girifl yöntemlerini aç›klad›. Genifl bir tarihsel süreç içinde ortaya koydu¤u politikalar›n ard›ndan Avrupa Birli¤i ülkelerinde özellikle son y›llarda yaflanan sorunlara vurgu yaparak Avrupa Birli¤i’nin emperyalistlerin birli¤i oldu¤unu özellikle Londra bombalamalar›n›n ard›ndan baflta ‹ngiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde yeni “terörle mücadele” yasalar›n›n ç›kar›lmas›n›n gündemde oldu¤unu söyledi. Tüm bu çal›flmalar›n ortak hedefinin halklar›n özgürlük mücadelesi oldu¤u Suzan Zengin’in konuflmas›n›n temel noktas›n› oluflturuyordu; nitekim konuflmas›n› bitirirken Can Yücel’in eskiça¤ kahinlerinin dünyan›n öküzün boynuzu üzerinde durdu¤u ve öküzün bafl›n› oynatmas›yla depremlerin oldu¤u yönündeki kehanetlerine karfl›n söyledi¤i sözleri hat›rlatarak “dünya halklar›n omuzlar› üzerindedir. Halklar k›p›rdand›¤›nda dünyan›n altüst olaca¤›n› ve bugün halklar›n k›p›rdanmaya bafllad›¤›n›” söyledi. Kavramlar›n yanl›fl kullan›ld›¤›na dair genifl bir giriflle konuflmas›na bafllayan Temel Demirer ise emperyalizm yerine küreselleflme, patron yerine iflveren, devrim-sosyalizm yerine insan haklar› vb. denilerek halklar›n bilincinde k›r›lma yarat›lmaya çal›fl›ld›¤›na dikkat çekti. Emperyalizme dair Lenin’in tan›mlamas›n›n hala geçerli oldu¤una de¤inen Demirer, umudun hala varoldu¤unu, birileri onlara marjinal, kitleden kopuk vb. dese de devrimcilerin, sosyalistlerin mücadeleye sürdürdüklerini söyleyerek paneli takip edenlere umut dolu bir konuflma yapt›. Mustafa Yalç›ner’in konuflmas›n›n ard›ndan söz alan Sedat fieno¤lu da halklar›n özlemlerini karfl›lamak için devrimcilerin birlik olmas› gerekti¤i yönünde mesajlar verdi¤i konuflmas›nda emperyalizmi sönmekte olan bir atefle benzeterek ateflin en fazla sönmek üzereyken duman ç›kard›¤›na vurgu yaparak emperyalizmin can çekiflti¤ini söyledi. ‹kinci bölümde çok canl› ve keskin tart›flmalar›n yafland›¤› panel saat 19:00’da sona erdi. Saat 19:30’da Tohum Kültür Merkezi bünyesinde çal›flmalar›n› sürdüren Barbara Halk Sahnesi Türkiye’nin AB üyeli¤i sürecini konu alan bir oyun sergiledi. Barbara Halk Sahnesi’nin ard›n-
dan PSAKD Kad›köy fiubesi Semah Ekibi’nin gösterisi sunuldu. Daha sonra Kürtçe ezgileriyle Grup Mervan sahne ald›. Son olarak Grup Munzur sahneye ç›kt›. Grup Munzur genel olarak Mercan Vadisi’nde katledilen 17’lerin miras›ndan bahsettikten sonra “Feda olsun can›m›z Halk Savafl›na” parças›n› söyledi. Grup Munzur sahnedeyken Partizan okurlar› ve DHP’liler s›k› s›k “17’ler ölmedi, kavgam›zda yafl›yor”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “ A¤a-patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z” sloganlar›n› att›. Üçüncü gün etkinli¤i de Grup Munzur’un ard›ndan son buldu. 4. gün: Son gün 13:00’de GÜCDER salonunda ILPS Türkiye Seksiyonu’nun haz›rlam›fl oldu¤u “Emperyalizm ve Hapishaneler Gerçe¤i” konulu bir sinevizyon ve TAYAD ve TUYAB’l› ailelerin kat›ld›¤› tecrit üzerine söylefli gerçeklefltirildi. Daha sonra 16:30’da ayn› yerde “Y›k›mlar ve Kentsel Dönüflüm Plan›” konulu panel düzenlendi. Panele Mehmet Leylek, Mehmet Akdemir ve Hüsniye Y›ld›z kat›ld›.
Panelistler ilk olarak kendi yaflad›klar› semtlerdeki y›k›m olaylar›n›n nas›l cereyan etti¤ine de¤indiler. Genel olarak y›k›m öncesi, sonras› ve flimdiki y›k›m ma¤durlar›ndan bahsedildi. Daha sonra devletin y›k›m politikalar›n›n alt›ndaki esas neden teflhir edildi. Halk›n toplu direnifliyle bafl edemeyen devletin ne gibi oyunlar oynad›¤›na dikkat çekildi. Panelin sonuna do¤ru çeflitli semtlerden deneyimler aktar›ld›. Devletin hukuku kendi istedi¤i gibi de¤ifltirdi¤i ve y›k›mlar karfl›s›nda hukuksal bir hakk›m›z›n, devlete göre olmad›¤› belirtildi. Bu yüzden y›k›mlar›n aynen 1 May›s Mahallesi’nde oldu¤u gibi halk›n örgütlü gücü ile engellenebilece¤i ifade edildi. Panelin ard›ndan festival alan›nda, TAYAD’l› aileler bir tiyatro sergiledi. Sonras›nda flair Ruhan Mavruk sahneye ç›kt›. Saat 23:30 s›ralar›nda kapan›fl konserini vermek üzere sahneye Grup Yorum ç›kt›. Ya¤makta olan sa¤anak ya¤mura ra¤men konsere ilgi azalmad›. Ço¤unlu¤una ya¤murun sebep oldu¤u küçük aksakl›klar d›fl›nda festival program kapsam› çerçevesinde gerçeklefltirildi. Festival kapsam›nda DHP, ESP, Mücadele Birli¤i, BDSP, PSAKD, Ceylan Yay›nlar›, SODAP, DEHAP ve Tohum Kültür Merkezi’nin yan› s›ra bizde Partizan olarak stand açt›k. Stand›m›z mahalle halk›n›n ilgisi dikkat çekerken bir binan›n çat›s›ndan sark›t›lan ‹brahim Kaypakkaya pankart› da oldukça dikkat çekti. (‹stanbul)
Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD)
1 MAYIS HALKIYLA BULUfiTU Bir süredir çal›flmas› yürütülen Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i’nin iki hafta kadar önce yasal olarak kuruluflunu gerçeklefltirdi¤i ö¤renildi. Festivalde “Filistin’e kardefllik elini uzat!” pankart› alt›nda bir stand açan FHDD, standda yapt›¤› Filistin’e dair belgesel gösterimleriyle halk›n ilgisini çekti. Dernek binas›n›n Taksim’de oldu¤unu belirten FHDD Ge-
nel Baflkan› Füsun Band›r, tüm duyarl›, demokrat insanlar› derne¤in içinde yer almaya davet ettiklerini belirtirken, Genel Sekreter Emriye Demirk›r derne¤in aç›l›fl›n›n intifadan›n y›ldönümünde 25 Eylül’de Kad›köy Halk E¤itim Merkezi’nde yap›lacak bir geceyle olaca¤›n› ve Filistin sorununa duyarl› tüm insanlar› kendileriyle birlikte görmek istediklerini belirtti.
30
9-22 Eylül 2005
‹flçi-köylü’den KATR‹NA ABD’N‹N MASKES‹N‹ DÜfiÜRDÜ; TAKKE DÜfiTÜ KEL GÖRÜNDÜ! Dünyan›n “süper gücü”, özgürlükler ülkesi”, “insan haklar›” ve “demokrasi” havarisi ABD’de, yoksul siyah insanlar›n cesetleri haftalard›r sular üzerinde yüzüyor. Katrina kas›rgas›, ABD emperyalizminin dünya ve kendi ile yüzleflmesi aç›s›ndan yaflanan onlarca olaydan sadece biri olarak tarihe geçti. ABD’de körfez flehirlerini yerle bir ederek, sular alt›nda b›rakan Katrina, ard›nda korkunç bir manzara, açl›k, sefalet, ölüm ve benzersiz bir öfke b›rakt›. Ölü say›s›n›n nerede ise 10 binlere dayand›¤›, insanlar›n yaflayabilmek için büyük marketleri ya¤malamaya bafllad›¤›, hatta açl›ktan ölüm s›n›r›na gelenlerin ölülerini yedi¤i “herkesin refah içinde oldu¤u ve korundu¤u tek ülke” olan ABD’den gelen haberler aras›nda. Aylar öncesinden randevulu bir flekilde gelen, h›z›, gücü, fliddeti ve dolay›s› ile sonuçlar› bilinen, daha do¤ru bir ifade ile tahmin edilebilen Katrina’n›n, “f›rsatlar ülkesi”nde böylesine korkunç sonuçlarla noktalanmas› düflündürücü. Özellikle % 80’i sular alt›nda kalan New Orleans’ta, f›rt›nadan günler sonra kaderlerine terk edilen insanlar›n ezici ço¤unlu¤unu siyahlar›n oluflturmas›, ABD emperyalizminin iliklerine kadar ifllemifl olan ›rkç›l›¤›n en somut göstergesi. Üstelik Kartina’y› siyahlara yönelik bir ›rk temizlik harekat› olarak de¤erlendirebilecek kadar ileri gidebilenler dahi mevcut. Günler öncesinden yap›lan uyar›lara ra¤men flehirde kalanlar›n ve yaflam›n› yitirenlerin ço¤unlu¤unun siyahlar olmas›, görmezden gelinemeyecek gerçeklerin alt›n› bir kez daha kal›n çizgiler ile çiziyor. Bölgede beyazlar›n da yaflamas›na
ra¤men onlar›n daha önceden önlemlerini alacak durumda olmas› ve gidebilecek yerlerinin bulunmas›ndan ve elbette ki kurtarma çal›flmalar›nda beyazlara öncelik verilmesinden kaynakl› yaflam›n› yitirenler ve flimdi kentte açl›kla bo¤uflanlar›n yak›c› ço¤unlu¤unu yoksul siyahlar oluflturmaktad›r. Bu ›rkç› yaklafl›m kendini kurtarma çal›flmalar›nda yard›m botlar›na s›¤›nm›fl siyahlar›n yanlar›ndan geçen ancak onlar› kurtarmayan; tecavüz ve fliddet olaylar›na seyirci kalan polisler de, sadece beyazlar› kurtaran kurtarma ekiplerinde gösterirken; bas›nda ise yap›lan haberlerde ortaya ç›k›yor. Bu durumu kald›ramayan polislerden yüzlercesi istifa ederken, 2 tanesi de intihar ediyordu. Baz› gazetelerde afetzedelerin tepkileri siyahlar›n “her olayda ayaklanan”, “f›rsatç›” insanlar olduklar› iddias› ile aç›klanmak istenirken; yar› beline kadar suyun içinde ellerindeki g›da malzemeleri ile resmi olan bir siyah için ya¤mac›, ayn› durumdaki bir beyaz için ise ya¤madan kurtar›c› tan›mlamas› yap›labilmektedir. Üstelik bas›ndaki bu haberlerinde etkisi ile ilk dönemler “felaketzede” olan siyahlara, bugün ise “kontrolden ç›km›fl siyah suçlular” imaj› yap›flt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Yaflanan ya¤ma olaylar›na “engel olmak” için devletin ald›¤› “önlem” ise ya¤ma olaylar›na kar›flanlara yönelik ç›kart›lan “vur” emridir. Yani k›saca Amerikan askerleri aç ve sefil durumda olan insanlara yard›m etmek yerine, zenginlerin flehirde kalan özel mülkiyetlerini korumak için silah elde siyah ve yoksul insanlar› avlamaya ç›kmaktad›r. Sel
BOTAfi iflçileri ‹fi BIRAKTI BOTAfi Genel Müdürlü¤ü ve ona ba¤l› iflyerlerinde çal›flan 2 bini aflk›n iflçi toplu sözleflme görüflmelerinde taleplerinin karfl›lanmamas› üzerine ifl b›rakt›. Petrol-‹fl Sendikas› 24 A¤ustos Çarflamba günü, Ankara, Adana, Samsun, ‹stanbul 2 No’lu, Trakya, K›r›kkale, Bursa, ‹zmir ve Batman’da bulunan flubeleriyle beraber 2 saat ifl b›rakt›. Yemek boykotu da yapan iflçiler, Ankara’da bulunan BOTAfi Do¤algaz ‹flletmeleri Genel Direktörlü¤ü Yaprac›k ‹flletmesi’nin önünde
eylem yapt›lar. “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z”, “‹fl ekmek yoksa, bar›fl da yok”, sloganlar›n› hayk›ran iflçiler ad›na Petrol‹fl Ankara fiube Baflkan› Mustafa Özgen bir konuflma yapt›. Özgen, iflçilerin ücretlerinin iyilefltirilmesinin önündeki engellerin kald›r›lmas›n› isteyerek özellefltirme sald›r›lar›n›n karfl›s›nda duracaklar›n› söyledi. Petrol-‹fl Genel Baflkan› Mustafa Öztaflk›n da görüflmelerin sonuçsuz kalmas› halinde eylemlerinin sürece¤ini belirten yaz›l› bir aç›klama yapt›.
30 felaketzedelerinden Edna Haris isimli bir kiflinin afla¤›daki sözleri ise insanlar›n neleri göze alabildi¤ini göstermeye yetmektedir; “Dükkanlara giren insanlar bize su ve g›da getirdiler. Bebekli annelerin süte ihtilac› vard›, onlar camlar› k›r›p süt getiriyorlard›.” Yani ya¤mac› olarak ad› geçenler açl›ktan ölmemek için su alt›nda kalm›fl marketlerden su ve g›da malzemesi alan yoksullard›r. Haklar›nda vur emri ç›kart›lanlar bu insanlard›r. Ünlü siyah rakip, politikac› ve insan haklar› savunucusu Jesse Jackson durumu “Bu ülkede, siyahlar›n ac›lar›na karfl› tarihi kay›ts›zl›k var” diyerek özetliyor. Rap flark›c›s› Kanye West ise “Siyahlar, George Bush’un umurunda de¤il. Bu ülke fakirlere, siyahlara mümkün oldu¤unca yavafl yard›m etmek üzere kurulmufl bir yer” diyor. Felaket sonras› ABD hükümetinin ›rkç› tutumunu protesto eden grubun tafl›d›¤› dövizlerde de flu sözler okunuyor: “Bush yalan söylüyor, Irak’ta ve New Orleans’ta insanlar ölüyor; Hayatta kalmak isteyen insanlar ya¤mac› de¤ildir, ›rkç›l›¤a hay›r.” Bu tabloyu daha rahat anlamak için kentin kimli¤ine bakmak da yeterlidir. New Orleans, % 70’i Afrikal› Amerikal›lardan oluflan, polisin uyuflturucu kaçakç›l›¤›, h›rs›zl›k ve yozlaflmadan kentin siyah gençlerini sorumlu tuttu¤u ve silahs›z siyah gençleri öldüren beyaz polis say›s›n›n oldukça fazla oldu¤u bir kent. fiehirdekilerin % 40’› e¤itimsiz, ülkedeki en düflük ö¤retmen ücretleri burada. fiehirde bulunan Angola Hapishanesi’nin ço¤unlu¤unu New Orleansl›lar oluflturuyor ve bu hapishaneye düflenlerin % 90’› burada yaflam›n› yitiriyor. ‹flçiler ise çok düflük ücretler ile çal›flt›r›l›yor. Görünen o ki Katrina’dan önce de ikinci s›n›f muamelesi gören New Orleansl›lar bunun en ac› sonuçlar›n› elbette ki kas›rga sonras›nda en a¤›r flekilde ödediler. Felaketin çok önceden “geliyorum” dedi¤ine dair birçok kan›t var
asl›nda. Daha önceki dönemlerde ABD medyas›nda yay›nlanan haberlere göre Federal Acil Durum Yönetimi Ajans›’n›n 11 Eylül 2001 sald›r›s›ndan önce dahi bu yönlü uyar›lar ald›¤›n› ortaya koyuyor. Ancak bu uyar›lar sonucu oluflturulan Güneydo¤u Louisiana Kent Sel Projesi’nin fonunun ise kesilerek Irak iflgaline yönlendirilmifl durumda oldu¤u da Katrina sonras› yap›lan araflt›rmalar›n ortaya koydu¤u bir sonuç. Bush ise tam kendinden beklenen bir küstahl›k ve vurdumduymazl›kla “iyi haber flu ki, bu kaosun ard›ndan mükemmel bir körfez bölgesi oluflacak” diyebildi. Yani “asi siyahlardan” ar›nm›fl bir körfez. On binlerce insan›n yaflam›n› yitirdi¤i bir kas›rgadan bile “iyi sonuçlar” ç›karabilen Bush ve yönetiminin kas›rga karfl›s›nda yetersiz kald›¤›, AB ve NATO’dan yard›m talebi anlams›z bir oyundan ibarettir. Katrina’dan sonra sular üzerinde yüzen yoksullar›n cesetleri ile gözümüze görünen ve haf›zalar›m›za kaz›nmas› gereken emperyalizmin ta kendisidir. Katrina kas›rgas› dünyan›n “süper gücü” ABD’nin aczini, ›rkç›l›¤›n› oldu¤u gibi ortaya koymaya yetmifltir. Irak ve Afganistan’› iflgal eden, Türkiye’nin de aralar›nda oldu¤u birçok ülkede askeri üsler bulunduran, IMF ve Dünya Bankas›’n›n efendisi küstah kovboy ABD, kendi ülkesinde de bir kez daha teflhir olmufl, nefret ve öfkenin hedefi haline gelmifltir. Bu ve benzeri do¤al felaketlerin as›l olarak, emekçi ve yoksul insanlar için y›k›m getirdi¤i ortadad›r. Ancak bir yandan da felaketler sonras› ortaya ç›kan tablo, kurulu düzenlerin gerçek yüzlerini göstermektedir. Nas›l ki; Marmara Depremi Türk egemen s›n›flar›n›n gerçek yüzünü ortaya ç›kard› ise, Tsunami de Güney Asya devletlerinin ve emperyalizmin yüzüne ayna tutmufltur. Ve t›pk› bunlar gibi Katrina kas›rgas› da, ABD’nin p›r›lt›l› peçesi alt›ndaki açl›¤›, sefaleti, vahfli ›rkç›l›¤› ortaya sermifltir.
Çukurova iflçisi “vazgeçmek yok” diyor! (Ankara) 20 aya yak›n bir süre maafl alamayan Çukurova iflçisi fabrika bahçesinde kurduklar› çad›rla direnifle bafllam›fl ve daha sonras›nda bir grup iflçi, eylemi süresiz açl›k grevine dönüfltürmüfltü. Eylemlerine Ankara’ya temsili yürüyüflle devam eden iflçiler Ankara’dan da eli bofl döndü. Evlerine haciz geldi¤ini, ev kiralar›n› ödeyemediklerini belirten iflçiler “art›k sabr›m›z tükendi” diyor. Karamehmet’in
kendilerine ç›k›fl vermedi¤i için baflka ifle de bafllayamayan iflçiler açl›kla bo¤ufluyor ve her fleye ra¤men mücadeleden de vazgeçmeyeceklerini belirtiyorlar. ‹flçiler yokluktan efllerinin bileziklerini, alyanslar›n› satt›klar›n› belirttiler. ‹flçiler ayr›ca Ankara’da söz ald›klar› kurumlardan bir telefon dahi gelmedi¤ini, unutulduklar›n› ve eylemlerinin yeteri kadar ilgi görmedi¤ini de belirtiyorlar. (Mersin)
30
‹NC‹RL‹K YÜRÜYÜfiÇÜLER‹ ÇUKUROVA’DA ‹stanbul’dan bafllay›p Adana-‹ncirlik’te biten, Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu ve çeflitli kurumlar›n kat›ld›¤› ‹ncirlik Yürüyüflü anti-emperyalist sloganlar›n öne ç›kar›lmas› ile baflar›yla sonuçland›r›ld›. ‹stanbul’dan yola ç›kan anti-emperyalistler ve devrimciler 28 A¤ustos 2005 tarihinde sabah saat 04:30’da Tarsus-Mersin yol ayr›m›nda bulunan Opet Dinlenme Tesisleri’ne geldiler. Daha önce ayarlanan Kazanl› Belediyesi Dü¤ün Salonu polisin bask›lar› sonucu iptal edilmiflti. Yürüyüfl bileflenleri sabah saat 09:30’a kadar burada konaklad›. Kitle çektikleri halaylar ve horonlarla omuz omuza verilen mücadelenin, devrimci dayan›flman›n güzel örneklerini sergiledi. Saat 09:30’da buradan otobüslerle hareket eden yürüyüfl bileflenleri saat 10:00’da Mersin’e vard›lar. MES‹N’DE AKP ÖNÜNE YÜRÜYÜfi Mersin’e gelen iflgal ve ‹ncirlik Üssü karfl›tlar› burada Karayollar› 5. Bölge Müdürlü¤ü önünde Mersin kitlesi ile sloganlar eflli¤inde bulufltu. Mersin’de Partizan, ESP, DHP, HÖC, Emekli-Sen, BDSP’nin flamalar›yla kat›ld›¤› karfl›lamaya Halkevi, SES Mersin fiubesi ve ‹HD de destek verdi. Burada yürüyüfle geçen kitlenin önünü ABD emperyalizminin uflaklar› kesti. Polisin “yürütmeyece¤iz” yaklafl›m› kitlenin kararl› tutumuyla bofla ç›kar›ld›. Buradan AKP önüne yürüyüfle ge-
31
çen kitle “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n” pankartlar› ve flamalar tafl›d›. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n”, “Katil ABD ülkemizden defol”, “Filistin’de intifada, Irak’ta direnifl kazanacak”, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n mücadelemiz” vb. sloganlar at›ld›. Çevreden ve evlerinin balkonlar›ndan, pencerelerinden yürüyüflü izleyen emekçi halk alk›fllar›yla, zafer iflaretleriyle eyleme destek verdiler. AKP önüne gelen kitle ad›na bas›n metnini U¤rafl Güzel okudu. Okunan metinde ABD emperyalizminin kanl› icraatlar› teflhir edilerek, bu yürüyüflün neden gerçeklefltirildi¤ine de¤inildi. AKP önünde de sloganlar atan kitle buradan da Metropol Miting Alan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca slogan atan kitleye çevreden yine büyük ilgi vard›. Kitle Metropol Miting Alan›’nda sloganlar›na ve halaylar›na k›sa bir süre devam etti. Daha sonra araçlar›na binen kitle buradan Adana’ya do¤ru yola ç›kt›. AT‹LLA ALTIKAT’TA COfiKULU BULUfiMA Adana’ya ulaflan kitle Atilla Alt›kat Köprüsü’nde aralar›nda Partizan, ILPS, ESP, DHP, HÖC, BDSP ve daha birçok kurumun yer ald›¤› kitleyle bulufltu. Flamalar eflli¤inde çeflitli sloganlarla kitleyi karfl›layan Adana bileflenlerinin coflkusu ve kitleselli¤i dikkat çekiciydi. Burada kortejler oluflturan kitle pankartlarla ‹nönü Park›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca halk-
tan da destek alan kitle ‹nönü Park›’na gelip burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan aç›klamayla bir kez daha ABD emperyalizmi ve uflaklar› teflhir edilip, emperyalizme karfl› mücadelenin sürece¤i vurguland›. Aç›klaman›n ard›ndan bir süre parkta bekleyen kitle halaylar çekti. Burada tekrar kortej oluflturan kitle sloganlar ve Gün Do¤du Marfl› eflli¤inde Merkez Camii önüne geldiler. Buradan otobüslerle ‹ncirlik’e do¤ru hareket edildi. ‹NC‹RL‹K’TE UfiAK TC ASKERLER‹ ABD YANK‹LER‹N‹ KORUDU ‹ncirlik Kasabas›’na 500 metre kala otobüslerden inen iflgal ve emperyalizm karfl›tlar› kortejlerini oluflturarak ‹ncirlik Girifli’ne do¤ru yürüyüfle geçtiler. ‹ncirlik Girifli’nde barikat kuran uflak TC’nin çevik kuvvet polisleri ve askerleri yurtsever, devrimci ve iflgal karfl›tlar›na karfl› ABD’nin askerlerini korumak için ellerinden geleni yapt›. Evlerin çat›lar›na keskin niflanc›lar›n ve her sokak bafl›na polislerin yerlefltirilmesi bir kez daha emperyalizmin uflaklar›n›n efendilerine olan sadakatini gösterdi. Yürüyüfle geçen kitle dillerinde sloganlar, ellerinde pankartlar, flamalar ve yüreklerindeki inançla barikatlar›n önüne geldiler. Burada sivil bir faflist ya da J‹TEM elaman› olan bir kiflinin sözlü sald›r›lar›yla karfl›lafl›ld›. Ancak kitlenin so¤ukkanl›l›¤›yla olay püskürtüldü. Yap›lan aç›klamayla ABD üslerinin kapanmas› için mücadelenin
9-22 Eylül 2005
daha da yükseltilece¤ine de¤inildi. Daha sonra her kurum temsilcisi kurumu ad›na birer konuflma yapt›. ILPS ve Partizan temsilcileri de k›sa birer konuflmayla kitleye seslendiler. Kurumlar ad›na konuflma yap›l›rken bir kez daha faflistler taraf›ndan provokasyon yap›ld›. TC bayra¤› açan faflistlerin giriflimi eylem komitesinin olumlu tavr›yla engellendi. Konuflmalar›n ard›ndan Liman-‹fl Mersin fiubesi eski Baflkan› Hasan Biber Arapça bir fliir okudu. fiiirin ard›ndan kitle hep bir a¤›zdan “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›n› hayk›rd›. Biber daha sonra fliirin Türkçesini de okudu. Bu fliirin ard›ndan hep birlikte at›lan sloganlarla eylem sonland›r›ld›. Otobüslere binen kitle geldikleri illere do¤ru hareket etti. Bu eylemin ard›ndan bu ülkenin gerçek savunucular›n›n kimler oldu¤u bir kez daha gözler önüne serildi. Faflist TC’nin bayra¤›n› sallay›p flov yapan ama ülke topraklar›nda bulunan ABD askerlerine en ufak bir tepki göstermeyenler bir yandayken, di¤er yanda emperyalist zulme karfl› yollara düflen gerçek anti-emperyalistler ve devrimciler vard›. Bir yanda ABD’li ka¤›ttan kaplanlar› korumak için her yeri tutan faflist TC’nin bekçileri bir yanda ise ülkesinde iflgalcileri, tecavüzcüleri, iflkencecileri, çocuk katillerini istemeyen, anti-emperyalistler, devrimciler vard›. Bu eylem ayn› zamanda ülkemiz devrimcilerinin ve anti-emperyalistlerinin ortak bir karfl› koyuflu örgütlemesi aç›s›ndan da olumluydu. (Mersin)
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Ba¤›ms›zl›¤›m›z ve onurumuz için ‹ncirlik Üssü kapat›ls›n! Eskiflehir’deki yürüyüfl sonras› girdi¤imiz bir marketteki kasiyer, “‹ncirlik Üssü kapat›lsa ne olur, kapat›lmasa ne olur?” diyerek yaflamlar›nda birfleyin de¤iflmeyece¤ini belirtiyordu. bizse “kapat›l›rsa mazlum Irak halk›n›n kan›na eliniz bulaflmam›fl olur, bu iflgalde pay›m›z azalm›fl olur” diyorduk.
‹çine düfltü¤ü ekonomik krizden ç›kmak için petrol rezervi yüksek ve stratejik konumu önemli ülkelere sald›ran, bu ülke halklar›n› en a¤›r silahlarla katleden ABD emperyalizminin baflta Ortado¤u ülkeleri olmak üzere hedef tahtas›na koydu¤u ülkeleri iflgal etmek, askerlerini daha rahat konuflland›rmak ve hava sald›r›lar›n› daha etkin gerçeklefltirebilmek için ülkemiz topraklar›nda bulunan ‹ncirlik Üssü’nü y›llard›r rahatl›kla kulland›¤› bilinmektedir. Türkiye’nin emperyalizme uflakl›¤›n›n ve emperyalist sald›rganl›¤›n simgelerinden biri olan ‹ncirlik Üssü’nün, ABD’nin Irak’a sald›r›s› ve iflgaliyle birlikte ABD emperyalizmi için çok daha ifllevli hale geldi¤i ve Irak halk›n›n bu üsten kalkan uçaklarla her gün bombaland›¤› da bilinmektedir. Y›llard›r baflta ABD olmak üzere emperyalizmin dünya halklar›n› tehdit etmesinde önemli bir yere sahip olan ‹ncirlik Üssü’nün kapat›lmas› ve Irak’taki emperyalist iflgalin son bulmas› için “‹ncirlik Üssü Kapat›ls›n” fliar›yla 26 A¤ustos’ta ‹stanbul’dan bafllayan ve 28 A¤ustos’ta Adana’da son bulan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu ile Maya, BDSP, Belediye ‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiube, Tuzla Deri ‹fl Sendikas›, BES ‹stanbul 1 No’lu fiube, Emekli Sen 2 No’lu-Mersin-Antalya ve Adana fiubeleri, ÇEM-DER Genel Merkez, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i Genel Merkezi, Genel-‹fl 2 No’lu Bölge-3-7 ve Trakya fiubeleri, D‹SK Limter‹fl, ‹zmir Belediye ‹fl 4 No’lu fiube, Hava ‹fl Adana fiubesi, Tüm Bel-Sen Adana fiubesi, Belediye ‹fl Adana fiubesi, SES Mersin fiube-
si ve Adana Genel-‹fl Bölge Temsilcili¤i ‹ncirlik yürüyüflü düzenledi. SODAP, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹stanbul fiubesi, EmekliSen 1-3-4 nolu flubeler, Tekstil-Sen, Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i’nin de destekledi¤i yürüyüflün bafllad›¤› ‹stanbul’da 26 A¤ustos günü yürüyüflü düzenleyen ve destekleyen kurumlar Galatasaray Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yaparak yürüyüflü bafllatt›lar. “‹ncirlik Üssü Kapat›ls›n” pankart› aç›larak yap›lan eyleme önlüklerle kat›lan yürüyüflçüler ad›na yürüyüflün örgütlenmesi sürecinde yaflanan zorluklar› anlatan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu sözcüsü Eyüp Bafl, emperyalist üslerin kapat›lmas›n› istemenin hakl› ve meflru bir talep olmas›na karfl›n yürüyüflün kitlelere duyurulmas›nda ve en genifl çevrelerin kat›lmas›n› sa¤layan haz›rl›k çal›flmalar›nda çok çeflitli engellerle karfl›laflt›klar›n› söyledi. Bafl, ‹ncirlik Üssü üzerinden bafllatt›klar› bu yürüyüflle sadece ‹ncirlik’in de¤il Türkiye’deki bütün üslerin kapat›lmas›n› istediklerini söyledi. Bas›n aç›klamas›n› yapan Figen Yüksekda¤ da Türkiye halklar›n›n iradesi hiçe say›larak, ülke topraklar›n› kanl› bir emperyalist sald›rganl›¤›n aleti haline getiren ‹ncirlik Üssü’nün kapat›lmas› için 22 ilden yürüyüflçülerin yola ç›karak 28 A¤ustos’ta Üs önünde bir kez daha tüm dünyan›n yoksul emekçi ve direnen halklar› ad›na emperyalizme nefretlerini hayk›racaklar›n› söyledi. ABD askerlerinin ülkemiz topraklar›n› terk etmesini isteyen
Grup Yorum üyeleri de yürüyüfle destek vererek yürüyüflçüleri marfllar ve türküleriyle u¤urlad›. “‹flgalci ABD ülkemizden defol”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n” sloganlar›yla hareket eden yürüyüflçülerin ilk dura¤› Gebze oldu. Gebze’de Ö¤retmenevi önünde toplanan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri sloganlarla ‹stanbul’dan yola ç›kan arabalar› karfl›lad›. Ö¤retmenevi’nden Cumhuriyet Meydan›’na kadar kortejler oluflturarak sloganlar ve Gündo¤du Marfl›’yla yürüyen kitle oldukça ilgi çekerken Irak halk›na yap›lan iflkenceleri her gün ortaya ç›kan yeni resimlerle duyan insanlar da desteklediler. Burada kitle ad›na aç›klama yapan Özgür Türk, Körfez Savafl›, Afganistan ve Irak iflgallerinde halklar›n katledilmesi için kullan›lan sald›r› oda¤›n› ve ABD askerlerini defetmek için bu yürüyüflü bafllatt›klar›n› kaydetti. “Emperyalistlerin savafl ve sald›r› araçlar›n›, askerlerini konuflland›rd›klar› ‹ncirlik Üssünü ülkemizde istemiyoruz” diyen Türk, aç›klamay› izleyen insanlar› yürüyüfle kat›lmaya ça¤›rd›. Aç›klaman›n ard›ndan kitle otobüslere binerek bir sonraki durak olan ‹zmit merkeze do¤ru ilerledi yine sloganlarla. ‹zmit Merkez Bankas› önünde kendilerini karfl›layan ‹zmit Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri ve sendikalarla birlikte ‹nsan Haklar› Park›’na kadar “Kahrolsun ABD emperyalizmi yaflas›n mücadelemiz” “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n” sloganlar›n› atarak yürüyen yaklafl›k 350 kifli ad›na aç›klama yapan ‹smet Yurtsever “Sizleri ‹zmit’in iflçi s›n›f› ve emekçi halk› ad›na selaml›yorum” diyerek bafllad›¤› konuflmas›na emperyalist sald›r›lar›n önüne geçmek ve iflgallerin son bulmas› için bafllatt›klar› ‹ncirlik yürüyüflünün güçlenerek amac›na ulaflaca¤›n› söyleyerek devam etti. Bas›n metnini okuyan Özgür Aflan ise “Bizler, ABD’nin kanl› sömürgeci sald›rganl›¤›na karfl› boyun e¤meyen halklar›n iradesini, emperyalizmle iflbirli¤i halindeki siyasi iktidara karfl› halklar›n kardeflli¤i ve birleflik mücadelesini büyütmek için ‹ncirlik’e yürüyoruz” dedi. ‹zmit’te yap›lan aç›klaman›n ard›ndan da kitle otobüslere yönelerek Bursa’ya do¤ru yola ç›kt›. Akflam saatlerinde Bursa’ya varan ‹ncirlik yürüyüflçülerini karfl›layan kat›l›mc›lar “Kahrolsun emperyalizm yaflas›n mücadelemiz”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” slo-
ganlar›yla karfl›land›. Yeniden kortejler oluflturarak Fomara Meydan›’ndan Osmangazi Metro Santral önüne kadar yürüyen kitle, burada yapt›¤› bas›n aç›klamas›na yo¤un ilgi gösteren Bursa halk›n› Irak halk›n›n sesine ses katmaya, yürüyüflü desteklemeye ça¤›rd›. Müzik grubunun söyledi¤i türkülerle halay çeken kitle s›k s›k sloganlar atarak marfllar söyledi. Burada yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle Bursa Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ve Ba¤›ms›z Tekstil ‹flçileri Sendikas›’nda konaklad›. Sabah erken saatlerde de Eskiflehir’e do¤ru yola ç›kt›. Gitti¤i her ilde yo¤un ilgiyle karfl›lanan yürüyüflçüler Eskiflehir’de de büyük bir coflkuyla karfl›land›. Odun Pazar›’ndan Adalar Migros önüne kadar yürüyen kitleyi provoke etmek isteyen bir kifli elindeki Türk bayra¤›yla kitleye ilerleyerek ortam› germeye çal›flt›. Ancak yap›lan müdahalelerle olas› bir provokasyon engellenirken polisin kitlenin yol kesmesine karfl› yapmaya çal›flt›¤› engellemeleri provokatöre yöneltmemesi dikkat çekti. Adalar Migros önünde Onur Ertekin bas›n aç›klamas› yaparak Eskiflehir halk›na “Ba¤›ms›zl›l›¤›m›z ve onurumuz için sizleri sürdürdü¤ümüz yürüyüflümüze destek olmaya ça¤›r›yoruz” diyerek seslendi. Herhangi bir provokasyona geçit vermeden yürüyüflüne devam eden kitle buradan Ankara’ya ilerledi. Yürüyüfl güzergah›nda olmayan Karadeniz bölgesi koordinasyon bileflenleri, ‹zmir, Malatya, Dersim bileflenleri ve Maya, BDSP, Odak ve ÇHD ile Ankara’da Toros Caddesi’nde bulufluldu. Kalabal›k bir kitlenin karfl›lad›¤› yürüyüflçüler “‹ncirlik Üssü kapat›ls›n” slogan›yla Abdi ‹pekçi Park›’na do¤ru yürüdü. Abdi ‹pekçi Park›’nda aylard›r dönüflümlü olarak açl›k grevi yapan TAYAD’l› ailelerin coflkulu alk›fllar› ve sloganlar›yla da karfl›lanan kitle burada da bas›n aç›klamas› yapt› ve neden ‹ncirlik Üssü’ne yürüdüklerini anlatt›. Yap›lan aç›klamada baflta ABD olmak üzere emperyalizmin dünya halklar›na yönelik her gün daha da sistemlefltirerek gelifltirdi¤i sald›r› politikalar› teflhir edildi. ‹dilcan Kültür Merkezi Müzik Grubu da söyledi¤i türkülerle yürüyüflçüleri görkemli bir flekilde Konya’ya u¤urlad›. Yolculuk saatinin uzamas›ndan kaynakl› Konya’ya gece geç saatlerde varan yürüyüfl konvoyu buradaki kat›l›mc›lar› da alarak bir sonraki durak olan Mersin’e hareket etti. (‹stanbul)