ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2006-02
39
*Y›l:2 *13-26 Ocak 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
‹nsan yaflam› bu kadar ucuz! ölen tavuklar›n› kesip çocuklar›na yediren baban›n bilinçsizli¤i bir yana yoksulluk ve sefalet çalmam›fl m›d›r çocuklar›n›n yaflamlar›n›?
Serdar Demirel’in katili devlettir! 9 May›s 2005’te Fidan Kalflen Ölüm Orucu Ekibi’nde yer alarak Ölüm Orucu direniflçisi olan ve Sincan F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Serdar Demirel, zorla müdahale iflkencesi sonucu 7 Ocak’ta flehit düfltü. 8 Ocak günü Adli T›p’tan al›nan cenaze “Serdar Demirel ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›yla karfl›land›. Demirel’in cenazesi vasiyeti üzerine Çank›r›’n›n Ilgaz ilçesindeki Yaylaören köyüne defnedildi. Sayfa 10
‹fl kazas› de¤il cinayet! ‹nsan yaflam› o kadar ucuzdur ki ülkemizde alt› buçuk milyon para için mesaiye kalan kad›n iflçiler Bursa’da yanarak ölmekte, ama devletten tek bir ses ç›kmamaktad›r. Di¤er yüzlercesi gibi “ifl kazas›” olarak kay›tlara geçen bu cinayetin en çarp›c› olan yan› ise kad›n iflçilerin ölümünden iki gün sonra sigortal› yap›lmalar›d›r. Acil ç›k›fl kap›s›n›n kilitli olmas› iflçilere verilen de¤eri de göstermifltir.
S›n›f dayan›flmas›n› yükselt! Kufl gribi de¤il sefalet! Sömürü düzeninin hakim oldu¤u tüm ülkelerde oldu¤u gibi bizim ülkemizde de çok az bir kesim zenginlik içinde yaflarken, emekçi halk›n pay›na hep daha fazla sömürü, daha fazla iflsizlik, daha fazla yoksulluk düflüyor. Kufl Gribi vakalar›nda ölümlerin nedeni bu yoksulluk de¤il mi? Hastal›ktan
Onursuzlu¤a karfl› hakl› mücadelemiz sürecek! Son dönemde artan sald›r›lar 7 Ocak günü, Bursa AVP Tiyatrosu önünde Partizan’›n yapt›¤› HÖC ve ESP’nin destek verdi¤i bir bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Aç›klamada “...Sat›lm›fl, onursuz kirli yaflamlar›n›, onurlu mücadele veren insanlara dayatmaya çal›flan devletin bu piyonlar› iyi bilmelidir ki, sizin bu çürümüfl kirli sisteminiz varoldu¤u müddetçe, biz ezilen halklar›n onurlu ve hakl› mücadelesi devam edecektir” denildi. Sayfa 9 OKURLARIMIZIN D‹KKAT‹NE
e-mail adresimiz de¤iflmifltir. Yeni e-mail adresimiz: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Ülkenin de¤erlerini bir bir emperyalistlere ve yerli uflaklar›na arma¤an eden egemenler, son olarak TEKEL fabrikalar›n›n kapat›lmas› karar›yla iflçiye yeni y›l darbesi yapm›flt›r. “Seka k›v›lc›m, Tekel atefltir” diyen Tekel iflçileri 1 Ocak’tan itibaren fabrikalar›na kapanarak ifllerini ve geleceklerini savunuyor. Yine Tuzla, Gönen ve Çorlu’da deri iflçileri sendikal haklar› için direniyor. S›n›f dayan›flmas›n›n yükseltilmesi gereken süreçte, onlar›n yan›nda olmayanlar s›n›f ad›na söz söyleme hakk›na da sahip olmayacakt›r.
fiehitlerimizi militan bir bilinçle anal›m!
Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür! Proletarya Partisi’nin 1978 y›l›nda toplanan 1. Konferans›’nda karar alt›na ald›¤›, devrimimizin ve enternasyonal proletaryan›n flehitlerinin toplu bir flekilde an›lmalar›n›n zaman dilimi olan Ocak ay›n›n son haftas›na yaklaflm›fl bulunuyoruz. Ocak ay› devrim ve komünizm u¤runa yaflam›n› proleter devrimlerin geliflimine adam›fl birçok komünist ve devrimci önderin yitirilifllerinin tarihini ifade etmesi aç›s›ndan Proletarya Partisi taraf›ndan di¤er aylardan farkl› k›l›nm›fl ve son haftas› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan edilmifltir. Proleter dünya devrimine kan› ve can› ile kat›lan tüm komünizm ve devrim flehitlerinin an›lma onuru 27. y›l›nda da flanl› bir flekilde tafl›nmaya devam etmektedir. Sayfa 16-17-18
3
39
13-26 Ocak 2006
‹ran gündemi ›s›n›rken katillerin ziyaretleri sürüyor! dan ayr› sonuçlar› ve kapsam› ile birlikte farkl› de¤erlendirilmeli. ABD’nin Irak’a sald›r› günlerinde aç›klad›¤› ‹ran hedefi Irak’ta izlenen sürece oranla daha karmafl›k ve çetin bir süreç. Müdahale konusunda yürütülen tart›flmalarda Irak ve Afganistan ç›kmazlar›n›n ard›ndan ‹ran hedefinin vurulmas›n›n oldukça güç oldu¤u ifade edilirken, ABD taraf›ndan kimi dönem yap›lan aç›klamalara dikkatli bak›ld›¤›nda ülkenin tümden iflgalinden ziyade nükleer üretim merkezlerinin vurulmas› tart›flmalar›n›n yürütüldü¤ü görülmektedir.
ABD taraf›ndan son günlerde daha da yo¤unlaflt›r›lan “‹ran’a sald›r›” gündemi giderek dünya gündemi olma özelli¤i kazan›yor. ABD savafl makinelerinin ‹ran’a sald›r›p, sald›rmayaca¤› merkezli yürütülen tart›flmalarda, nükleer silah denemeleri ve bunlar›n denetim alt›na al›nmas›n›n “hayati önemi” meselesi ve tehditler, Türk hâkim s›n›flar›n› da oldukça yak›ndan ilgilendiren ve kapsayan biçimleriyle devam ediyor. Ayr›ca ülkemize yönelik 2005 y›l› sonlar›nda bafllayan ve 2006’n›n ilk aylar›nda da devam edecek olan ABD savafl kurmaylar›n›n ziyaretleri de devam ediyor. Elbette ki bu ziyaretleri, dünyada yaflanan ve bir bölümünü de ‹ran gündeminin oluflturdu¤u kritik geliflmelerden ayr› ele almak do¤ru olmayacakt›r. Geçti¤imiz aylarda ülkemize gelen NATO Genel Sekreteri Jaap De Hoop Scheffer ve CIA Baflkan› Porter Goss’un ziyaretlerinin birinci gündemi ‹ran üzerine kurulu oldu. Bunun yan›nda Kara Kuvvetleri Komutan› Yaflar Büyükan›t’›n ABD ziyareti de ayn› kapsamda de¤erlendirilebilir. ‹ran’›n El Kaide ile olan iliflkilerinin yan› s›ra, yap›lan nükleer silah denemeleri ve ‹ran yönetiminin halk›na yönelik uygulad›¤› bask› ve anti-demokratik uygulamalar konusundaki bilgi ve belgeler karfl›l›kl› sunuldu ve ‹ran’a sald›r›n›n önemi karfl›l›kl› iki ülkenin birbirini “ikna etmesi” ile son buldu. Ancak daha önce de vurgulad›¤›m›z gibi ‹ran sald›r›s›, Irak sald›r›s›n-
‹RAN; ORTA ASYA’YA AÇILAN KAPI ABD’nin ‹ran’a yönelik planlar›n›n merkezine koydu¤u silahlanma sorunundan öte yürütülen çal›flmalar›n esas merkezini bu durum oluflturmamaktad›r. Meselenin özü Orta Asya’da süren ve ABD aç›s›ndan gittikçe kritik noktalara evrilen egemenlik çat›flmas›n›n kendisidir. Rusya’n›n bölgede bulunan ülkelerle gelifltirdi¤i iliflkiler Orta Asya’da gittikçe güçlenmesini beraberinde getirmektedir. ‹ran ise Ortado¤u, Körfez ve Orta Asya’ya aç›lan kap› olma özelli¤i ile jeo-stratejik aç›dan oldukça önemli bir noktada durmaktad›r. Dolay›s›yla ABD’nin zay›flayan hegemonyas› aç›s›ndan da bu ülke ve di¤er bölge ülkelerinde denetim ve hâkimiyet kurmak oldukça önemli. Rusya’n›n özellikle geçti¤imiz y›l içinde bölgede gelifltirdi¤i iliflkiler, ‹ran ve Azerbaycan baflta olmak üzere çeflitli ülkelerle enerji kaynaklar›n›n üretimine ve pazarlanmas›na dair imzalad›¤› anlaflmalar ABD’nin temel rahats›zl›k noktalar›n› oluflturmaktad›r. Rusya’n›n ekonomik olarak bölgede yapt›¤› bu hamlelerin yan› s›ra askeri anlamda da gelifltirdi¤i iliflkiler, Çin’le bölge üzerinden gelifltirdi¤i önemli iliflkiler, bölgede denetimin sa¤lanmas›nda önemli ve kritik geliflmeler olarak de¤erlendirebilecek noktalard›r. ‹ran’daki petrol üretimi verilerine bakt›¤›m›zda ülkenin gerek Rusya aç›s›ndan gerekse de ABD aç›s›ndan neden bu kadar önemli oldu¤u daha iyi anlafl›lacakt›r. 2005 y›l›nda Türk-‹ran
‹fl Konseyi taraf›ndan yap›lan bir araflt›rmaya göre ‹ran petrol rezervlerinin % 10’unu, do¤algaz rezervinin ise % 17’sini elinde bulundurmaktad›r. ‹ran petrol ihracat›n›n yar›s›n› Asya pazar›na, geriye kalan›n› ise Avrupa ve Afrika’ya yapmaktad›r. Petrol üretimini artt›rma hedefi ile hareket eden ‹ran yönetimi 2010 y›l›nda bugün üretilen 4.8 milyon varil olan petrol miktar›n›, 5 y›ll›k zaman dilimi içerisinde 5.6 milyon varile ç›karmay› hedefliyor. Petrol sahalar›nda yap›lan modernizasyon çal›flmalar›n›n da bu hedefin gerçeklefltirilmesi amac› ile yap›ld›¤› aç›klamalar› ise yine ‹ranl› yetkililer taraf›ndan dile getirilmektedir. PETROL VE DO⁄ALGAZ ‹fiGALC‹LER‹N ‹fiTAHINI KABARTIYOR Petrolün yan› s›ra ‹ran ekonomisindeki di¤er bir ihracat ürünü ise do¤algazd›r. ‹ran’›n bugün itibariyle 27 trilyon metre küp do¤algaz rezervine sahip oldu¤u söylenmektedir. Bu veri ‹ran’daki genifl do¤algaz rezervlerinin aç›lmad›¤› koflullarda yap›lmaktad›r. Bu oran dünyada Rusya’dan sonra en büyük do¤algaz rezervlerine sahip ülke durumuna da iflaret etmektedir. ‹ran petrol üretiminde ve ihracat›nda oldu¤u gibi do¤algazda da sadece ülkenin kendi iç ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas›n› de¤il, Ortado¤u baflta olmak üzere Orta Asya pazar›na da do¤algaz ihraç etmekte ve bu pazar› çeflitli anlaflmalarla daha da gelifltirme hedefindedir. Bunun yan›s›ra ‹ran yönetimi 2006 y›l›nda elektrik üretiminin artt›r›lmas› için devlet bütçesinin önemli bir k›sm›n›n bu alana yat›r›lmas›n› planlamaktad›r. Bu koflullarda ABD’nin ‹ran’a müdahale etmesinin nedeni ve gerekçeleri san›r›z daha iyi anlafl›lmaktad›r. Irak’taki ç›kmaz›n yaratt›¤› krizin yan› s›ra ekonomik krizin her gün biraz daha yükselifle geçifli ABD’nin gittikçe sald›rganlaflmas›n›n as›l kayna¤›d›r. Rusya’n›n ‹ran’la kurdu¤u s›k› iliflkinin nedeni ise ‹ran topraklar›ndaki bu üretimin kendisinden baflka bir fley de¤ildir. Gerek petrol gerekse de do¤algaz üretiminin ve ihracat›n›n yayg›nlaflt›r›lmas› ve bölgede ‹ran aç›s›ndan küçümsenemez olan mevcut ihracat›n (ki biz bunu bölge pazar›nda söz sahibi olarak alg›lamal›y›z) Rusya ve ABD’nin ‹ran “dostlu-
¤unu” ve düflmanl›¤›n› belirlemektedir. Bu sürecin Türkiye’ye yans›malar› aç›s›ndan daha önce de vurgulad›¤›m›z ziyaretler ve bu ziyaretlerin temel gündemini olas› bir sald›r›da Türk hâkim s›n›flar›n›n uflakl›klar› gere¤i yerine getirecekleri görevler oluflturmaktad›r. PKK pazarl›klar›n›n yürütülmesinin yan› s›ra ekonomik destek ve d›fl iliflkilerde Türkiye’nin korunmas› gibi “pazarl›klar” bu görüflmelerden ülke bas›n›na yans›t›lanlar. ABD’nin yeni üslerin kurulmas› üzerine yürütülen çal›flmalarda daha pazarl›klar bitmeden Hatay’da yeni üs çal›flmalar› bafllat›ld› bile. D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül her ne kadar üs talebinin “hayal ürünü” oldu¤unu iddia etse de hem yukar›da bahsetti¤imiz gerçeklik ve ayr›ca ‹srail’de yay›nlanan Jeruselam Post Gazetesi’nin Türkiye’den üs istendi¤i yönlü haberleri as›l gerçekleri yans›tmaktad›r. COND‹ TÜRK‹YE’YE GEL‹YOR Bu görüflmelerde Türkiye aç›s›ndan yürütülen “pazarl›k” noktalar›n›n esas›n› PKK’ye karfl› yürütülecek operasyonlar oluflturmaktad›r. Üslerin aç›lmas› ve ‹ran müdahalesindeki görevlerin yerine getirilmesinin koflulu PKK’n›n ‹ran’da bulunan kamplar›na Türk Ordusu’nun operasyon düzenleme yetkisinin verilmesi olarak belirleniyor. fiubat ay›nda ülkemize ikinci kez gelecek olan ABD D›fliflleri Bakan› Condoleezza Rice’›n gündeminde de ‹ran var. Is›t›lan bu gündemin Türkiye aya¤›n›n daha da netlefltirilmesi ve bugüne kadar yürütülen görüflmelerin son halinin verilece¤i bu ziyaretin ard›ndan NATO yetkililerinin gelifli ile birlikte askeri aç›dan yap›lacak hamlenin projesi ç›kar›lacakt›r. ABD aç›s›ndan oldukça zorlu bir sürecin geliflmesini ifade eden bu gündemler, ülkemizde ve dünyada sistem karfl›tlar›n›n hareketi aç›s›ndan da önemli geliflmelerin yaflanmas›na neden olacakt›r. Olas› bir sald›r›n›n yarataca¤› cehennem, dünya halklar›n›n onurlu mücadelesi ile büyüyecek ve ivmelenecektir. Anti-emperyalist mücadelenin ivmesinin daha fazla geliflece¤i bu koflullarda bu gündeme yönelik pratik ad›mlar›n at›lmas›nda ve örgütlenmesinde görev ve sorumluluklar›m›z› yerine getirmekle yüz yüzeyiz.
Kas›mpafla’n›n de¤il, emperyalizmin “delikanl›s›”! Siyasal-ekonomik krizin artt›¤›, genifl y›¤›nlar› art›k eskisi gibi yönetmenin zorlaflt›¤› dönemler, egemenlerin en gerici-faflist kesimlerinin veya bunlar›n temsilcilerinin “iktidara” geldi¤i/getirildi¤i dönemlerdir. Bugün dünya çap›nda yaflanan ekonomik kriz dönemine bakt›¤›m›zda, yine bu dönemde de en gerici ve de en faflist güçleri ve bunlar›n temsilcilerini “iktidar”da görmekteyiz. Dünya halklar›na dönük giderek artan sald›r›lar›n bafl›n› çeken ABD emperyalizmi ise, en gerici-faflist ülke konumunu da elinde bulundurarak, bu yönlü de bafl› çekmektedir. Di¤er emperyalist ülkelerde de benzer bir durum yaflan›rken, tiranlar zalimlikte birbiriyle yar›fl›rken, ba¤›ml› ülkelerdeki durumun buralardan farkl› olmas› beklenemez elbette. Ancak ülkemizde iflbafl›na gelen hükümet temsilcileri zalimlikte-zorbal›kta s›n›r tan›mayarak, emperyalist efendilerinin gözüne girme yar›fl›nda bulunmalar›n›n yan› s›ra, yaflamlar›n› da bir bütün olarak onlara “uydurma” telafl›nda olmufllard›r. Bu durum 50-60 y›l öncesine kadar, Avrupa emperyalizmine ba¤›ml›l›ktan kaynakl› Avrupa yaflam biçimi taklitçili¤i iken, sonras›nda ABD emperyalist
yaflam kültürünün taklitçili¤ine dönüflmüfltür. Çünkü ba¤›ml›l›k da bu yönlü de¤iflime u¤ram›flt›r. Ülkemizin, ço¤u k›rsal kökenli toprak a¤al›¤›ndan gelen Cumhuriyet sonras› burjuvazisinin, feodal kültürle harmanlayarak yaratmaya çal›flt›¤› kültürün, Avrupa aristokrasisi taraf›ndan, tüm onlara benzeme çabalar›na ra¤men kabul görmemesi, onlar› bir türlü içlerine “kabul etmeye” yanaflmamalar›, sadece kabul ediyormufl gibi görünmeleri söz konusuydu. Aç›kças›, iflleri zordu! Bu durumda ABD emperyalist kültürü bir “kurtar›c›” ifllevi gördü. Çünkü bu kültür de¤iflik kültürlerin, ancak bunlar›n en gerici yanlar›n›n harmanland›¤› bir kültürdü. Her fleyden önce onlar da kendileri gibi “sonradan görmeydi” ve bu kültür “zengin ol da, nas›l olursan ol” anlay›fl›na dayal›yd›. Bu durumun en bariz olarak görülmeye bafllad›¤› y›llar, 12 Eylül AFC’si sonras› ve de Turgut Özal flahs›nda oldu. DB’ndan transfer edilen, böylelikle de o dönem hayata geçirilmesine h›z verilen emperyalist politika-
lar› en iyi temsil edece¤i daha bafl›ndan belli olan Turgut Özal, görevini nas›l baflar›yla temsil edece¤inin ilk sinyallerini “ben zengini severim” sözleriyle veriyor ve ardarda ç›kard›¤› yasalarla, emperyalist tekellerin ülke
de¤erlerini ya¤malamas›n›n önünü açarken, halk›n giderek daha fazla yoksullu¤a itilmesinin de zeminini haz›rl›yordu. Bunlar› yaparken, ABD baflkanlar› gibi “ulusa seslenifl”
programlar› ile ekranlarda boy gösteriyor, k›sa flortunu aya¤›na tak›p, spor yaparak halk›n “içine kar›fl›yor”, kendini elefltirenlere “küçük Turgut’a anlat›n” gibi argo deyimlerle karfl›l›k vermekte sak›nca görmüyordu. Dini gericili¤e dayal›, Erdo¤an baflkanl›¤›ndaki faflist AKP’nin hükümette oldu¤u günümüzde ise, emperyalizmin giderek derinleflen kriziyle birlikte sadece emekçi y›¤›nlara dönük sald›r›lar artmam›fl, sistemin temsilcisi politikac›lar›n her türden seviyelerinin düflme h›z› da artm›flt›r. Bu seviye, Erdo¤an nezdinde iyice diplere vururken, etraf›ndaki bakanlar› da ondan hiç geri kalmamaktalar. Örne¤in, birbiri ard›na ç›kard›¤› “aile yasalar›” ile meclis yeminini ailesini zengin etme üzerine yapt›¤› anlafl›lan Maliye Bakan› Unak›tan, bu yönlü teflhir olmufllu¤unu sorgulamaya kalkanlara, el kol iflaretlerinin de yard›m›yla, tehditler, hakaretler ve de küfürler ya¤d›rmay› adet haline getirmifl durumda. Yine Meclis’te öteden beri varolan kavgalar, küfürleflmeler, yumruklaflmaya varan itiflkak›fllar da art›k z›vanadan ç›km›fl bir hal alm›flt›r durumda.
4
13-26 Ocak 2006
38
fiemdinli’nin üzerinden iki ay geçti. Ancak ciddi anlamda bir mesafe al›namad›¤› görülmektedir. Bu tespiti devletin “soruflturma” süreci aç›s›ndan de¤il, demokrasi güçlerinin gelifltirmesi, yükseltmesi gereken mücadele aç›s›ndan yap›yoruz. Olay›n hemen ard›ndan oluflturulan platformlar bir kaç eylem sonras›nda, özellikle de yurtsever kesimin a¤›rl›¤›n› koymamas› sonucu fonksiyonlar›n› yitirmifllerdir. Devletin muazzam derecede ifline yarayan bu durumu sorgulamak ve bir an önce tersine çevirmek zorunday›z. Bir önceki say›m›zda yer alan röportajda, kendisine yöneltilen, “Neden fiemdinli seçildi?” sorusunu yan›tlarken Seferi Y›lmaz flunlar› söylüyordu: “Bölge jeo-politik anlamda çok stratejik bir yer. Irak, ‹ran, Türkiye üçgeni ve devrimci mücadelenin sürekli yükseldi¤i bir alan. Sistemden kopuflun yafland›¤› bir yer. Bundan dolay› bir taflla birçok kuflu vurma giriflimi var. (...) 50-60 hatta yüzbinlere varan bir kitle kendi renkleri, sloganlar›yla kendi de¤erlerine sahip ç›k›yor.” Bölge halk›n›n devlete iliflkin yaklafl›m›, prati¤ine de yans›d›¤› üzere aç›kt›r. PKK’nin ve DEHAP’›n ça¤r›s›na dahi ald›r›fl etmeyerek Diyarbak›r’da Tayyip’i karfl›lamaya ve dinlemeye gitmeyen bu halkt›r. fiemdinli ve Yüksekova’da “Burada do¤ru söyler Ankara’da flaflar” pankart›n› Tayyip’in gözünün içine sokan yine bu halkt›r. Ve bütün gerilla cenazelerinde “Da¤lara ç›kaca¤›z, hesap soraca¤›z” slogan›n› hayk›ran da bu halkt›r. Bu tavr› onbinlerce flehidi ve gazisi ile ony›llard›r çekti¤i ak›l almaz zulüm nedeniyle içsellefltirmifl bulunmaktad›r. Faflist diktatörlü¤ün tam manas›yla aç›k düfltü¤ü fiemdinli süreci, generallerin tutumlar›, hükümet ve hakim s›n›f partilerinden gelen aç›klamalar ile birlikte “derin devlet”, “çete” vb. kafa kar›fl›kl›klar›na son vererek tabloyu netlefltiriyordu. Sorun genifl kitlelerin harekete geçirilmesi ve kesintisiz bir mücadele hatt›nda ›srar edilmesiydi. Bu, bütün çevrelerin dile getirdi¤i yal›n bir gerçeklikti. Nitekim Ulusal Hareket’in yetkili isimlerinden birisi de, ifadesinin ucunu kendi reformist perspektifleri do¤rultusunda açarak, sürecin t›kanmaya bafllad›¤› bir aflamada flöyle konufluyordu:
“1991’den beri birçok katliam ve faili meçhul cinayeti gerçeklefltiren bu kirli örgütlenme a盤a ç›kart›lmadan, yarg›lanmadan ve tümden devlet bünyesinden temizlenmeden Türkiye’nin demokratiklefltirilmesi asla mümkün olmayacakt›r. O aç›dan fiemdinli’de suçüstü yakalanan ve daha önce Susurluk’ta a盤a ç›kan ancak üzerine gidilmeyen kontr-gerilla örgütlenmesinin bir türevi olan cinayet flebekesi J‹TEM’e karfl› mücadele etmek ve bu mücadeleyi Türkiye’nin her taraf›na tafl›y›p kamuoyuna mal etmek, Türkiye’deki demokrasi güçlerinin görevidir.” (Murat Karay›lan, Özgür Gündem, 10.12.05) Ne var ki bu sözlerin gere¤i do¤rultusunda hiçbir ciddi ad›m at›lmam›flt›r. Kürt halk›n›n potansiyeli hem de bizzat halk›n eliyle yarat›lan “fiemdinli f›rsat›” nedeniyle devreye sokulmamaktad›r. A. Öcalan 7 ayl›k süre zarf›nda bir kez yapt›r›lan görüflünde, halk›n kontr-gerillac›lar› yakalamas› ve gösterdikleri güçlü kitlesel tepki yerine, zarar vermeden onlar› devlete teslim etmeleri hususunun alt›n› çizmeyi tercih etmifl, bunu da kendi gelifltirdi¤i politikalar›n kavranmas› olarak yorumlam›flt›r. Sürecin bu yönde ak›t›lmas› ve aç›lan gedikten faflist diktatörlü¤e karfl› daha büyük bir güç ve kampanya ile yüklenilmesi gerekirken, baflka zeminlerde öteden beri süren hesap ve aray›fllar çerçevesinde hareket edildi¤i anlafl›lmaktad›r. M‹T müsteflar› Emre Taner’in göreve gelmeden önceki dönemde resmi olarak A. Öcalan ile görüflme yapt›¤›n›n kamuoyuna deflifre edilmesi ve M‹T müsteflar yard›mc›s› Cevat Önefl’e emekli olduktan sonra gazetede makale yazd›r›larak kamuoyuna mesaj iletilmesi, tam da bu dönemde rastlant›sal de¤ildir: “fiemdinli, Hakkâri, Yüksekova örne¤inde de görüldü¤ü gibi, ortaya ç›kan kitlesel boyutu, siyasi-sosyal-kültürel-psikolojik faktörleri dikkate almayan yaklafl›mlar›n yaratabilece¤i daha tehlikeli muhtemel sonuçlar› görebilen yeni bir zihniyet ve yeni yap›n›n ortaya ç›kar›lmas› ihtiyac› önemini korumaktad›r. (...) A. Öcalan ... mücadele sürecinin kazand›rd›¤› ve psikolojik yap›s›n›n flekillendirmeye çal›flt›¤› yeni misyonunun imkanlar›n›n, silahlar›n b›rakt›r›lmas› ve çözümlerde uygun flekilde yararlan›labilmesi
flartlar›n›n oluflturulabilmesi, kaybedilen zamana ve kaybedilen uygun konjonktüre ra¤men iç bar›fl›n sa¤lanabilmesi çal›flmalar›nda önemini korumaktad›r.”(abç) (Cevat Önefl, Eski M‹T Müsteflar Yard›mc›s›, Radikal, 07.12.05) Kimlik tart›flmalar›n›n yine bu süreçte yo¤unlaflt›r›lmas› da tesadüfi bir geliflme olarak alg›lanmamal›d›r. Baykal flahs›nda CHP vb.lerinin ipli¤inin iyiden iyiye pazara ç›kmas›, AKP’nin ikiyüzlülü¤ünün bir kez daha ortaya serilmesi gibi sonuçlar› bir yana, “kimlik” tart›flmalar›; esasen konuya hemen teflne olan yurtsever çevrelerin çap› ve ufkundaki daralmaya da yeni bir örnek oluflturmufltur. Oysa meseleyi daha önce akademik çal›flmas›na ilk konu eden ve kamuoyunda popülerlefltirenlerden Bask›n Oran’›n iflin özüne iliflkin flu saptamas› “do¤ru ve yerinde”dir: “Alt kimli¤in resmi daireler d›fl›nda ifade edilmesinde mahsur yoktur. Resmi dairelerde hakim unsur ortadan kald›r›lamaz. Türkiyelili¤in gereklerinin yap›lmas› halinde PKK’nin gösterdi¤i silahl› tepki ya azalacak ya da ortadan kalkacakt›r. (...) Alt ve üst kimliklerde esas olan vatandafl›n sadakat göstermesi, devletin de vatandafl› mutlu etmesidir.” (abç) (Özgür Gündem, 10.12.05) Kimli¤i de içine alan boyutuyla “kültürel özerklik”e demir atan Ulusal Hareket, sorunun çözümünü döne döne burada aramaktad›r: “Kürtlerin bir halk olarak varl›¤› anayasal ve yasal güvenceye al›nmal›d›r. Anadilde e¤itim hakk› kabul edilmelidir. Kültürel geliflimi önündeki engeller kald›r›lmal›d›r. Bu alanda tüm anti-demokratik yasalar de¤ifltirilerek, Türkçe yay›nlara uygulanan prosedür d›fl›nda baflka hiçbir kay›t konulmamal›d›r.” (Mustafa Karasu, Özgür Gündem, 12.12.05); “Bu halk›n anadilde e¤itimi, tarihi ve kültürü üzerindeki tüm engeller ortadan kald›r›lmadan, radyo ve televizyonlara tam serbestlik verilmeden, kimlik, dil, kültür haklar› anayasal ve yasal güvenceye kavuflmadan sorun çözülemez.” (Mustafa Karasu, Özgür Gündem, 17.12.05) Sorunun çözümü için yeterli görülen bu taleplerin karfl›lanmas› için çizilen “yol” ise düflmandan medet ummaya endekslenen bir hat olarak belirlenmifltir. De¤il “ba¤›ms›z Kürdistan” idealleri, “federasyon” temelli çözüm tart›flmalar› bile geride kalm›fl, yeni y›l mesajlar›nda, ABD eliyle gerde¤e giren Barzani-Talabani’nin kukla rejimine öykünmeler dile getirilir olmufltur: “Kürdistan’›n güney parças›nda elde edilen kazan›mlar 2005 y›l›nda pekifltirilerek çözümde önemli mesafeler al›nm›flt›r. Güney Kür-
Ancak bunun böyle olmas› çok do¤ald›r. Çünkü AKP bileflimi, flu veya bu gerici partiden devflirilen, ülkenin en gerici-faflist kadrolar›n›n da bir araya geldi¤i bir bileflimdir ayn› zamanda. Bunlar›n büyük bir k›sm› kurnaz kasaba tüccar›yken, bir k›sm› da “mahallenin a¤›r delikanl›s›d›r.” Mesela baflbakanl›¤› ABD icazetli ve flaibeli bir seçimle gerçekleflen ve de emperyalizme hizmet etmede kendinden öncekileri aratan Erdo¤an gibi. Bunun baflbakan oldu¤u dönemde medya flarlatan› Savafl Ay “abimiz”: “Mahallemizde kara ya¤›z bir delikanl› vard›. ‹yi top oynard›. Mert çocuktu” vb. biçimde Erdo¤an’›n “delikanl›l›¤›n›” metih etmeye soyunmufltu. “Mahallemiz” dedi¤i yer Kas›mpafla. Yani “çingene” denilerek afla¤›lanan Romenlerin yo¤un oldu¤u bir mahalle. Rizeli bir aile-
den gelen Erdo¤an ise, bu mahallenin renkli Romen kültürünü de¤il, daha çok da her mahalleye fl›r›nga edilen yoz-gerici kültürü temsil etmektedir. Romen halk› için mertlik- namusluluk anlam›na gelen “delikanl›l›k”, Erdo¤an nezdinde, lümpenli¤e, namertli¤e, namussuzlu¤a dönüflmüfl durumdad›r. O sergiledi¤i tüm pratikle ve de hayata geçirme çabas›nda oldu¤u tüm politikalarla, Kas›mpafla’n›n de¤il, emperyalizmin “delikanl›s›”d›r! O’nun hangi mahalleden geldi¤i de¤il, kimleri temsil etti¤idir önemli olan. Erbakan’›n çömezi olarak bafllad›¤› siyaseti, ‹stanbul Belediye Baflkan› olarak sürdüren, Erbakan’›n y›pranmas› ve de art›k egemenlerin ifline yaramamas› ile birlikte, ABDCIA ve onlar›n Ortado¤u ve Kafkaslardaki ‹slami projelerinin adam› Fethullah Gülen deste¤iyle y›ld›z› parlat›lan ve sonras›nda bil-
dik biçimde iktidara tafl›nan Erdo¤an, küfürbaz, kaba, kurnaz kasaba tüccar›-lümpen politikac› kiflili¤in yan› s›ra, sonradan görmeli¤in de en iyi örneklerindendir. fiirket ortakl›klar› onu her geçen gün daha da zenginlefltirirken, efli de “kapal› ama fl›k” olunabilece¤inin ispat› içinde gösteriflte s›n›r tan›mamaktad›r. Binlerce dolarl›k hediyelere almakta hiçbir sak›nca görmeyen bu aile, aile içi türban sorununu da, siyasetleri gibi yine takiyeyle, k›zlar›n› ABD’de, tabi ki bir tak›m “hay›rseverlerin” imkânlar›yla okutarak çözmekte! Bu mevcut tablo geçti¤imiz günlerde al›nan bir dünya birincili¤i ile bir kez daha “taçland›”. Atefl ederken kazayla insan öldürmede, y›lda 700 kifli ile birinci olmufluz. Egemenlerin teflviki-k›flk›rtmas› ile, toplumda silahlanman›n giderek artt›¤› (siz art›r›ld›¤›
S›n›fsal Bak›fl fiEMD‹NL‹’N‹N ATEfi‹ ‹ÇTEN ‹ÇE SÖNDÜRÜLÜYOR!
distan’da federal sistemin temelleri at›lm›fl, Irak Anayasas›n›n kabulü ile federalizm hukuki temel kazanm›flt›r.” (KongraGel 2006 Yeniy›l Mesaj›) fiemdinli halk›n›n öfkesini F-16’lar ile karfl›lama aczine düflen patron-a¤a devletinin imdad›na tasfiyeci-reformist anlay›fl yetiflmifltir. Kürt halk›n›n floven sald›r› kampanyas›na tepki olarak ivme kazanan ve fiemdinli ile doru¤a ç›kan hareketlenmesi dizginlenmekte, özellikle son süreçteki “ayd›nlatma-hesap sorma” talepli faaliyete karfl› devletin sürece yayarak so¤utma ve bo¤ma takti¤ine çanak tutulmaktad›r. Faflist Türk devleti, bekledi¤inden çok daha rahat biçimde kontrolü sa¤lam›fl bulunmaktad›r. 301. madde krizinin/tart›flmalar›n›n süreci gölgeleyecek boyuta ç›kar›lmas›n› devletin bilinçli bir tercihi olarak de¤erlendirmek, hiç de abart›l› bir yaklafl›m olarak görülmemelidir. Durum Kürt halk› ve ona önderlik etme noktas›nda etkili konumda bulunan hareket aç›s›ndan bu merkezde iken, konuyla ilgili bu kritik evrede yap›lacak olanlar›n hayli önemli ve bir o kadar da zorlu oldu¤u aç›kt›r. Ulusal Hareketi temsil eden güçlerin yukar›da aç›klamaya çal›flt›¤›m›z politikalar›n›n teflhirinden geri durulmamal›, a¤›zlar›n›n bir yan›yla sarf ettikleri “kampanyan›n gereklili¤i” do¤rultusunda faaliyet yürütmeye zorlanmalar› için ›srarl› olunmal›d›r. Zira bu kampanyan›n onlar›n aktif kat›l›m› olmaks›z›n a¤›rl›k tafl›mayaca¤› ve belli kazan›mlar sa¤lamayaca¤› bilinmelidir. Bununla beraber flu somut gerçeklik her yeni süreç vesilesiyle göstermektedir ki, devrim mücadelesinde do¤ru ad›mlar atmak için proletaryan›n s›n›fsal perspektifini yitirmemek gerekiyor. Ulusal Hareket, 1990’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren izledi¤i reformist-tasfiyeci hatta savrulmadan önce de proletaryan›n çizgisini uygulam›yordu. Buna karfl›n büyük kazan›mlar elde etmesinde, düflmana karfl› silahl› mücadelede ›srar eden prati¤i tayin edici rol oynam›flt›r. Bugün bu kazan›mlar üzerinden “politika” yapmaya çal›flmakta ve düzenin gönüllü bir parças› olarak konumlanmay› hedeflemektedir. Proletaryan›n ulusal soruna yaklafl›m›na yön veren temel ilkesi, uluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk›d›r. Bu ilke, ulusal soruna iliflkin, burjuvazinin salt hukuksal bak›fl aç›l› aldatmacas›n› içeren “hak eflitli¤i” ve “kültürel özerklik” gibi yaklafl›mlar›n reddi temelinde flekillenmifltir. Ülkemizde ulusal sorunun çözüm bulaca¤› biricik zemin de bu olacakt›r. Bunun için öncelikli görev, proletarya önderli¤indeki demokratik halk devriminin halk savafl› yoluyla gerçeklefltirilmesi için gerilla savafl›na yüklenmektir.
anlay›n), her vesileyle “sevinilip” atefl edilen, bunlardan arta kalan zamanlarda ise linç “tatbikatlar›” yap›lan bir ülkenin, bilimsel bir alanda birincilik almas› da beklenemezdi herhalde! Ülkenin de¤erlerini emperyalistlere satarken, efendilerinden kalan k›r›nt›larla da ceplerini doldurma, zenginliklerine zenginlik katma telafl›na düflen, baflta Erdo¤an ailesi olmak üzere, iktidar›n bakanl›k vb. koltuklar›nda oturanlar, bu telafllar›n›, emekçi y›¤›nlara dönük do¤rudan sald›r›lar›n yan›s›ra, küfür, tehdit ve de “delikanl›l›k” sand›klar› kabaday›l›kla kapatma, artan yönetememe krizini aflmasa da gizleme çabas›ndalar. Ancak bunlar›n ömrü de yine kendilerinden öncekiler gibi azalm›flt›r ve nafile yere uzatmaya çal›flmaktalar! Çünkü emekçi halk y›¤›nlar› art›k bu “delikanl›l›klara” kanm›yor!
5
39
13-26 Ocak 2006
Direniflteki Karmez G›da iflçisi kararl›;
“Bir avuç tuz kadar de¤erimiz yok, ama direnece¤iz ve kazanaca¤›z”
Minür Korkmaz Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n yeni örgütlendi¤i ‹zmir-Turgutlu aras›nda bulunan Karmez G›da’da 16 Aral›k tarihinde bafllayan grev devam ediyor. Yaklafl›k 100 kiflinin çal›flt›¤› ekmek fabrikas›nda, toplu sözleflme görüflmelerinin anlaflmazl›kla sonuçlanmas› üzerine 35 iflçi grev karar› alm›flt›. 7 Ocak günü iflçilere yapt›¤›m›z ziyarette bizlere süreçlerini ve yaflad›klar›n› anlatt›lar. Her gün s›rayla fabrikan›n kap›s›nda bekleyen iflçiler, bizi çok s›cak karfl›lad›lar. Direnifllerinin zaferle sonuçlanaca¤›na inanan iflçiler, bunun d›fl›nda bir alternatif düflünmek dahi istemiyorlar. Bizi so¤uktan korunmak için yapt›klar› küçük bir kamyonetin içine davet ederek çay ve yemek ikram ediyorlar. Biz de onlardan yaflananlar› anlatmalar›n› istiyoruz. Taner Y›lmaz, 2004 y›l›n›n Mart ay›nda fabrika içinde yaflad›klar› haks›z-
Mükremin Özbak›r l›klar ve bask›lardan nas›l kurtulacaklar›n› görüflmek üzere Tek G›da-‹fl Sendikas›’na gittiklerini ve bu süreçten May›s ay›nda 55 iflçinin örgütlenmesiyle sendikal mücadelelerinin bafllad›¤›n› anlat›yor. Bu süreçten sonra Haziran sonlar›na do¤ru ald›klar› yetkinin patron taraf›ndan ö¤renilmesi üzerine yavafl yavafl iflten ç›karmalar›n bafllad›¤›n› söylüyor. “Hiçbir sebep yokken 25. maddeden dolay› iflçi ç›kar›lmaya baflland›. Bu maddeden iflten at›l›nca da iflsizlik sigortas›, prim vb. haklar›n›z elinizden al›n›yor” diyen Y›lmaz, iflçilerin sendikal› olduklar› için iflten at›ld›¤›n›, sendikal› olmayan iflçilerin korunarak kendilerinin ezildi¤ini de sözlerine ekliyor. Bugüne kadar patronun görüflme isteklerine karfl›l›k vermedi¤ini, bunun üzerine 16 Aral›k günü grev pankartlar›n› asarak greve bafllad›klar›n› söylüyor. “Bizim burada 4 kifliden fazla bu-
Emekçinin Gündemi SEND‹KAL HAREKETTE GEÇM‹fi‹N DE⁄ERLEND‹RMES‹, GELECEKTE GÖREVLER‹M‹Z... ‹flçi s›n›f› sahip oldu¤u toplumsal fonksiyon nedeniyle en önemli güçtür. S›n›f›n bu de¤ifltirici, dönüfltürücü rolü oynamas› öncelikle örgütlenmesine ba¤l›d›r. Say›sal gücünü bir çat› alt›nda toplayamayan, tek bir noktaya vurmay› baflaramayan bir s›n›f›n baflar› flans› yoktur. Bu yüzden sendikal örgütlenme için harcanacak emek, zaman ve enerji de¤iflim, dönüflümün vazgeçilmez kofluludur. Sendikal örgütlenme, tek tek sendikalar›n lokal çabalar› ile baflar›lamayacak kadar kapsaml› bir sorundur. Çünkü sendikalaflman›n önündeki engeller iflkolu sendikalar›n›n boyunu aflmaktad›r. Sendikalaflmay› engellemek egemenlerin ve patronlar›n içsellefltirdi¤i bir stratejidir. Kamu sektöründe sendikalaflman›n taban›n›n darald›¤› günümüzde, özel sektörde
sendikalaflmay› güçlendirecek bir perspektife ihtiyaç vard›r. Kamu sektöründeki örgütlenme ve sendikal mücadele biçimlerinin özel sektörde geçerli olmad›¤› dikkate al›narak, özel sektör flartlar›na uygun bir örgütlenme modeli ve mücadele tarz› gelifltirilmelidir. Sendikalaflman›n önündeki yasal engel ve zorluklar›n ortadan kald›r›lmas› için etkin bir mücadele sürdürülmelidir. ‹fl güvencesinin aksayan ve yetersiz yönlerinin üzerine gidilmelidir. Önümüzdeki günlerde 2821 ve 2822 say›l› yasalar yeniden ele al›nacakt›r. Bu de¤ifliklik çal›flmalar› s›ras›nda Referandum Kurumu sendikalar taraf›ndan ›srarla savunulmal›d›r. Gizli oy aç›k say›m ilkesine dayal› referandum sistemi hem sendikalaflman›n önünü açacak, hem de gerek-
lunmam›z yasak, kap›y› kapatarak içeri iflçi giriflini engellememiz de yasa d›fl›, ancak en büyük kanunsuzlu¤u flu anda patron yap›yor. ‹flyerinde as›l imalat› tafleron yapamaz, tafleron iflçinin içeride flu anda çal›flmas› yasad›fl›” diyor. Bugün birçok yerde örne¤in Gönen, Çorlu, Tuzla, Serna Seral vb. yerlerde direnifl oldu¤unu, bu durumu nas›l de¤erlendirdiklerini soruyoruz. Taner Y›lmaz, “Ülkemiz bu konuda çok geri durumda. Bizim iflçi arkadafllar›m›za sordu¤umuzda hepsi Avrupa’ya gitmek istiyor. Ama düflünmüyorlar ki, o insanlar bundan 100 y›l önce mücadele ederek o haklar› kazand›lar. Biz de hiç olmazsa bugün bafllayal›m. Biz de zaman›nda örgütlenseydik, sendikalaflsayd›k bugün Avrupa bizi örnek alacakt›. ‹nsanlar›m›z ülkemizde sendikaya, sendikal› iflçiye öcü gibi bak›yor, vatan haini muamelesi yap›yor. Bunun de¤iflmesi iflçilerin kendi haklar›na sahip ç›karak bilinçlenmesi gerekiyor” fleklinde yan›t veriyor. Minür Korkmaz da ifl yerinde 1416 saat çal›flt›klar›n›, mesai paralar›n›n verilmedi¤ini, patronlar ve müdürler taraf›ndan hakarete maruz kald›klar›n›, insan yerine konmad›klar›n› anlat›yor. Sendikal› olduktan sonra baz› flartlar›n de¤iflti¤ini ancak bunlar›n hepsinin göz boyamak için oldu¤unu, sendika gittikten sonra daha kötü duruma düfleceklerini söylüyor. Mücadelelerinde ›srarl› ve kararl› olduklar›n›, mutlaka kazanacak-
lar›n› da sözlerine ekliyor. Mükremin Özbak›r ise bugüne kadar horland›klar›n›, d›flland›klar›n› anlat›yor. “Bir arkadafl›m›z bir gün yere bir avuç tuz döktü. Personel müdürü bütün iflçileri ça¤›rarak ‘100 gram tuz kadar de¤eriniz yok gözümde, sizin gibi d›flar›da bizim için çal›flacak 150 köpek var’ dedi. ‹flte bize böyle bak›l›yor. Biz bunun için sendikal› olmay› istedik” diyor. Patronun sendikadan istifa etmesi karfl›l›¤›nda kendisine 7 milyar lira verece¤ini ve ifline devam edece¤ini söyledi¤i di¤er birçok arkadafllar›na da ayn› flekilde rüflvet teklif etti¤ini ama kendilerinin bunu kabul etmediklerini söylüyor Özbak›r. Patronlar›n neden sendikadan, örgütlülükten bu kadar korktu¤unu soruyoruz. Yan›t› “Bu bölgedeki bütün patronlar bir araya gelerek Karmez patronlar›na destek veriyor. ‘Bu bölgeye kesinlikle sendika girmemeli, biz size destek veriyoruz elinizden geleni yap›n. Sendika buraya girerse bütün bölgeye yay›l›r, bütün iflçiler ifl b›rak›r’ diyorlar. Biz asgari ücretle çal›flt›r›l›yoruz. Hiçbir patron bundan daha fazlas›n› vermek istemez, bu nedenle de sendikadan korkuyorlar” oluyor Mükremin Özbak›r’›n. Kendilerine baflar›lar diliyor ve mücadelelerini sahiplendi¤imizi ileterek yanlar›ndan ayr›l›yoruz. Biliyoruz ki, iflçilerin birli¤i ve kararl›l›¤› sa¤lan›rsa, elde edilemeyecek hiçbir hak yok... (‹zmir)
siz yetki uyuflmazl›klar›n› ve zaman kayb›n› ortadan kald›racakt›r. Etkin, iflyerinde güçlü, ülkenin sorunlar›na duyarl› ve müdahil, s›n›fa güvenen, iflçi hak ve özgürlüklerinin elde edilme sürecinde mücadeleci sendikalar istiyoruz. Sendikalar iflçi hak ve ç›karlar›n› kazanmak, korumak ve gelifltirmek için mücadele arac› oldu¤una göre bu mücadelede güçlü olmal›d›rlar. Kuflkusuz, güçlü sendika için sendikalar›n içindeki dinamikleri harekete geçirerek, sendikalar›n yap› ve anlay›fllar›n› yenilenerek yarat›lmas› gereklidir. Sendikalar faaliyetlerini çeflitlendirmeli, çeflitli alanlarda sahip oldu¤u gücü devreye sokmal› böylece problem çözme yetene¤ini art›rmal›d›r. Ancak faaliyetleri çeflitlenmifl toplumsal yaflamda sosyalleflmifl, sendikalar basit bir vekâlet örgütü olmaktan ç›kabilir. Bugün bu soruna do¤ru cevap ise emperyalist-kapitalist politikalara karfl› ç›kmakla olacakt›r. Bu karfl› ç›k›fl sendikal hareketin ç›k›fl noktas›n› oluflturur. Biliyoruz ki sendikal hareketin önünde yasalardan kaynakl› engeller bulunmaktad›r. Ancak bu durumun de¤i-
fliminde etkin rol oynamas› gereken sendikalar›m›z rolünü oynam›yor. Bunun içindir ki, bugün anti-demokratik sald›r› ve kölelik yasalar›na karfl› ç›kmak için emperyalizme, kapitalizme, ifl birlikçilerine ve uflaklar›na karfl› durmak gerekir. Sendikal hareketin bugünkü ç›kmazlar›n› aflmas›na ve örgütlülü¤ün büyümesine ve geliflmesine katk› sunacak olan budur. ‹flçi s›n›f›n›n örgütleri olan sendikalar onun karfl›t› ve düflman› olan bu sisteme karfl› ç›kmak, iflçi s›n›f›n›n yan›nda yer almak ve taraf olmak zorundad›r. Bugün sendikal hareket emperyalizmin bize dayatt›¤›, özellefltirme, sendikas›zlaflt›rma (düflük ücret) asgari ücret ile 2000 y›ll›k kazan›lm›fl haklara seyirci kalarak emperyalist sald›r›lar›n› da onaylam›fl oluyorlar. Bugün iflçi s›n›f› hareketinin sendikalara yönelik güvensizli¤i, kendilerine güvenmemesi tam da bu ayr›m› do¤ru kavramamaktand›r. Sendikalar›n kongreleri buna hizmet etti¤i oranda gelece¤i do¤ru kavram›fl oluruz. Bugün bunu yapacak olan Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl› buna göre flekillenmelidir.
6
13-26 Ocak 2006
39
“Eme¤i biz harc›yoruz, yeme¤i onlar yiyor” larak devletin fiyatlara el koymas› gerekiyor.
Türkiye ekonomisinde, önemli bir yere sahip olan hayvanc›l›k da can çekiflir duruma geldi. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda birçok ailenin geçim kayna¤› olan hayvanc›l›k, (bölgede arazinin elveriflli olmas›, meralar›n geniflli¤i vs. gibi nedenlerden dolay›) emperyalizmin dayatmalar› ile uygulanan politikalar sonucu yok olma tehlikesi ile yüz yüze. Köylülü¤ü bitirmeyi hedefleyen IMF ve DB patentli politikalar, besicilerin de ekme¤i ile oynuyor. Ayr›ca Et ve Bal›k Kurumu’nun özellefltirilmesi hem üreticiyi hem tüketiciyi zor durumda b›rakt›. Et ve Bal›k Kurumu’na ait kombinalar›n sat›ld›¤› bölgelerde hayvanc›l›k, büyük oranda geriledi. Tüccar bu rekabetsiz ortamda, üreticinin eline çok ucuza al›p kesti¤i eti yüksek fiyatlarla piyasaya sürdü/sürüyor. Ve böylece üreticiden ve tüketiciden çal›nan para tefeci ve tüccar›n cebini her geçen gün fliflirmeye devam ediyor. Bölgede hayvanc›l›¤›n gerilemesinin en büyük etkenlerinden biri de Türkiye Kürdistan›’nda devletin gerillaya karfl› sürdürdü¤ü operasyonlard›r. Gerillay› bitirmenin halkla ba¤›n› kesmekle mümkün olaca¤›n› bilen faflizm, özellikle da¤ köylerinde geçimlerini hayvanc›l›kla sürdüren köylülere koruculu¤u dayatm›fl, koruculaflmayanlar›n evlerini, hayvanlar›n› yok ederek meralar›na ya el koymufl ya da köylünün yaylaya ç›kmas›n› yasaklam›flt›r. Yaylaya ç›kamayan köylü, suni yeme para yetifltiremeyince iflini ve köyünü terk etmek zorunda kalm›flt›r. Bugün gelinen aflamada en örgütsüz kesim olan köylülük, emperyalizmin direktifleri üzerine faflist TC taraf›ndan her yönüyle sömürülmeye devam ediyor. Buna “dur” diyebilecek güce sahip olan köylülerin, tefeci-tüccara karfl› kendi örgütlülüklerini oluflturmas› (köylü birlikleri, kooperatifler, dernekler vb.) gerekirken toplumun ileri kesimlerinin ve devrimcilerin ise buna öncülük etmeleri zorunluluk teflkil etmektedir. Tüm bunlarla ilgili besicilerin istemlerini ve sorunlar›n› kendilerinden din-
ledik. “B‹Z P‹fi‹R‹YORUZ, BAfiKALARI Y‹YOR” - Besicilik yaparken yaflad›¤›n›z sorunlar› aktar›r m›s›n›z? Refahiyeli bir besici: Refahiye’de on y›ld›r besicilikle u¤rafl›yorum. Yaflad›¤›m s›k›nt›lar›n bafl›nda, yemin pahal› olmas› geliyor. ‹kincisi olarak da köylünün bilinçsiz oluflu söz konusu. Bir baflka sorunumuz da pazar sorunudur. Etin d›flar›dan ithal edilmesi ve kaçak getirilmesi besicileri oldukça etkiliyor. Bu bizim ürünümüzü pazarlamam›z› engelliyor. ‹hraç edecekken ithal ediyoruz. Yani “kendi kendimizi kaz›kl›yoruz.” Sözde Tar›m ‹l Müdürlükleri yem, mazot vb. yard›mlar yap›yor. Biz bunu ne yapal›m? Pazar›m›z› baflkas›na vermesinler yeter. On y›l öncesinde besicilik bize kazand›r›yordu. fiimdi ise kazanam›yoruz. Biz kazanam›yoruz, eme¤i biz harc›yoruz, yeme¤i tüccar yiyor. Nas›l ki mutfakta aflç› yeme¤i haz›rlar, müflteri de yerse, bizim durumumuz da ona benziyor. Sorunlar›m›z›n çözümünü yönetimden beklemiyorum. Çünkü demokratik bir yaklafl›m yok. Demokrasinin olmad›¤› yerden çözüm de beklenmez. - Kaç y›ld›r besicilik yap›yorsunuz? Bu senelerdeki de¤iflimler nas›l? Çay›rl›-Baflköylü bir besici: Yaklafl›k 30 y›ld›r bu iflle u¤rafl›yorum. ‹lk zamanlar bir kilo et sat›p bir çuval yem alabiliyorduk. fiimdi iki üç kilo et karfl›l›¤›nda bir çuval yem zor al›yoruz. O anki durumla bugünkü durum aras›nda çok büyük bir fark var. - Yaflad›¤›n›z sorunlar ve talepleriniz neler? - D›flar›dan et ithal edilmesi (kaçak veya resmi olsun) besicili¤i öldürüyor. Yem fiyatlar› çok yüksek ve kesime götürdü¤ümüz mal›m›z çok ucuza kesiliyor. Ucuz kesimin yan›nda param›z› da hemen alam›yoruz. Üç dört ay vadeli anlaflma yapabiliyoruz. Besicili¤in ilk günlerine dönmesi, kurtulmas› öncelikle ithalin durdurulmas› ile olur. Daha sonra serbest piyasa ekonomisi kald›r›-
“DEVLET BES‹C‹L‹⁄‹ B‹T‹RD‹” - Yaflad›¤›n›z sorunlar› k›saca aktar›r m›s›n›z? Erzincan Merkez Ulalar Beldesi’nden bir besici: Devlet bizi bitirdi. Destekleme verdiler bir dönem. Ziraat Bankas›’ndan % 30’lardan faiz ald›lar. En son darbe olarak 5 Nisan kararlar› ile bizi tamamen bitirdiler. Benim birkaç y›l öncesinde 50 bafl s›¤›r›m vard›. fiimdi 3-5 tane kald›. Yanl›fl politikalar yüzünden besicili¤i öldürdüler. 2. Besici: Artan yem fiyatlar›, d›flar›dan ithal ve kaçak et yüzünden düflen et fiyatlar›, besicili¤i baltal›yor. Bir çuval yem 19 YTL, bir çuval kepek 10-11 YTL. Ne kadar et alaca¤›n› hesaplarsan 1-2 kilo et al›r. O da onun fiyat›na geliyor. Son günlerdeki kufl gribi salg›n›n›n k›rm›z› et fiyat›n› art›rmas› gerekirken düflürüyor. Genel olarak halk›n al›m gücü de düflmüfl durumda. Hükümetin tüm “iyileflme” söylemlerine ra¤men bizlerin durumu daha da kötülefliyor. Aç›kças› yalan söylüyorlar. 3. Besici: Ben 35 y›ld›r bu ifli yap›yorum. Babam yap›yordu, daha sonras›nda biz devrald›k. Ancak besicilikten sürekli zarar ediyoruz. Yem fiyatlar› yükselirken, mal düflüyor sürekli. Besiciler tamamen tüccar ve kesimevlerinin denetiminde, onlar›n elinde. D›flar›ya, di¤er illere götürüyoruz, bak›yoruz o da kurtarm›yor. Tümüyle bir k›skaç alt›na al›nd›k. Önceden 300-400 tane küçük bafl hayvan›m›z vard›. fiimdi 30-40 tane kald›. - Yaflad›¤›n›z sorunlar›n çözümü için neler yap›labilir? 1. Besici: Besicili¤e devlet deste¤i yok. Baz› desteklerin yap›ld›¤› söyleniyor ancak hiçbir etkisi yok. Yani kafl›kla verip kepçeyle al›yorlar. Çözüm asl›nda çok aç›k, onlara inanmaktan ziyade tefeci-tüccara karfl› birlikte hareket etmemiz gerekli. 2. Besici: Besicili¤i yapmam›z›n nedeni, baflka hiçbir alternatifimizin olmamas›. Sanayi yok ki, iflçilik yapal›m. Kendi ya¤›m›zla kavruluyoruz. Biz çok bir fley istemiyoruz. Ete devlet taraf›ndan sabit bir fiyat verilmesini istiyoruz sadece. 3. Besici: Devletin bir dönem kesimhaneleri, kombinalar› vard›. Az çok karfl›l›¤›n› al›yorduk eme¤imizin. Onu da bize çok gördüler. fiimdi tamamen tefeci-tüccar›n ellerine b›rak›ld›k. Devletin bugünlere tar›m ve hayvanc›l›k sayesinde geldi¤ini hat›rlamas› laz›m. ABD, IMF, AB gibi emperyalist ülke ve kurulufllar›n de¤il bizlerin istemleriyle hareket etmeli. Üreticisine sahip ç›kmayan bir ülkenin sonu besicinin sonundan farkl› olmayacakt›r. (Erzincan)
“Terör” tazminat›nda yeni oyun: Doland›r›c›l›k “Terör ve terörle mücadeleden” do¤an zararlar›n karfl›lanmas› ad›yla ç›kar›lan yasa çerçevesinde tazminat almaya hak kazanan Diyarbak›r fiaklat köylüsü doland›r›ld›. Devletin, gerillaya yönelik düzenledi¤i operasyonlarda yakt›¤› köylerin, kullan›lamaz hale getirdi¤i evlerin, tarlalar›n ve katledilen insanlara bunlar›n bedeli olarak “terörle mücadele”den zarar gördükleri iddia edilerek verilen miktar›n, yasa gündeme geldi¤i günden beri ödenip ödenmemesi ya da kimlere ödenmesi gerekti¤i üzerinde tart›flmalar yürütülmüfltü. Gerillaya destek verdikleri için “terörist” kapsam›nda de¤erlendirilen pek çok köylünün yasadan yararlan›p zararlar›n› karfl›laman›n ya da zorla göç ettirilen köylülerin köylerine geri dönmek için baflvuru yapabilmesinin önüne, her ilin valili¤i taraf›ndan “köyümüzü PKK yakt› diye imza atarsan›z kayb›n›z› tazmin edersiniz, köylerinize geri dönersiniz” yönlü bask›larla engel konulmaya çal›fl›lm›flt›. “Terörle mücadele”den zarar gören köylülerin zararlar›n devlet taraf›ndan sözde karfl›lanmas› bu kez de doland›r›c›l›k oyununa “kurban” gitti. Diyarbak›r’›n Kocaköy ilçesine ba¤l› fiaklat köyünden 165 köylünün yapt›¤› baflvuru sonucu almaya hak kazand›klar› 500.000 YTL sahte ç›kt›. Köylülerin tazminat çeki Diyarbak›r Valili¤i taraf›ndan görevlendirilen Avukat Mehmet Kaya’ya verildi. Kaya da 500 bin YTL’lik çeki bozdurduktan 5 saat sonra bürosunda köylülere da¤›tt›. Ancak k›sa bir süre sonra ellerine verilen banknotlar›n sahte oldu¤unu anlayan köylüler, avukat›n bürosunu bast›. Polis köylülerin ellerindeki 32 bin YTL’ye el koyarken Mehmet Kaya da paralar› bankadan çekti¤ini ve köylülere da¤›tt›¤›n› söyledi. Diyarbak›r Barosu’nun daha önce de hakk›nda meslek kurallar›na ayk›r› hareket etme ve usule ayk›r› dava almas› nedeniyle soruflturma bafllat›lan Mehmet Kaya’n›n söylediklerine inanmayan köylüler iflin peflini b›rakmayacaklar›n› söylediler. (H. Merkezi)
7
39
13-29 Ocak 2006
“Pahal› ürünlerin sorumlusu köylüler de¤il!” Ülkenin dört bir yan›nda oldu¤u gibi Çukurova’da da köylüler oldukça zor durumda. Tarsus’ta, Erdemli’de, Karaduvar’da vb. birçok yerde oldu¤u gibi, Kazanl› köylüsü de zar zor üretiyor.
Devletin Çukurova’da tar›ma destek vermemesi, al›nan kredilerin faizlerinin yüksek ve girdi ücretlerinin son derece yüksek olmas› nedeniyle yoksul köylüler nerede ise üretemez hale getiriliyor. Ülkenin dört bir yan›nda oldu¤u gibi Çukurova’da da köylüler oldukça zor durumda. Tarsus’ta, Erdemli’de, Karaduvar’da vb. birçok yerde oldu¤u gibi, Kazanl› köylüsü de zar zor üretiyor. Kazanl›, Mersin’e ba¤l›, genelde yoksul köylülerin yaflad›¤›, nüfusu ortalama 10 bin civar›nda olan bir kasabad›r. Kazanl›’da genelde tar›mla u¤rafl›l›rken, bir k›s›m emekçi ise fabrikalarda çal›fl›yor. Bu fabrikalardan AKEL’de pirinç; ARBEL’de m›s›r, bu¤day, bulgur; KROMSAN’da krom; SODASAN’da ise soda üretimi yap›l›yor. Bu fabrikalar insan yaflam›na önem vermeyip gerekli önlemi almad›klar› için yaflam› tehdit ediyorlar. Kazanl›’da ayr›ca Arap ülkelerine giderek geçimini sa¤layan emekçiler de var. Kazanl› köylülerinin bugün karfl› karfl›ya bulunduklar› en büyük sorun, devletin tar›ma destek vermemesi. Bu yüzden üretemez hale getirilen, evine ekmek götüremeyen Kazanl› köylüsü, gün geçtikçe daha da yoksullafl›yor. Kazanl›’ya giderek sebze üretimi yapan tar›m üreticisi Günay Deli’nin yaflanan bu sorunlar üzerine görüfllerini ald›k. - Kendinizi tan›t›r m›s›n›z ? - Kazanl› kasabas›nda yafl›yorum. Çiftçilikle u¤rafl›yorum. Biber, salatal›k, fasulye vb. ürünler üretiyoruz. Ben yaklafl›k 5 y›ld›r tar›mla u¤rafl›yorum. - Tar›mla u¤rafl›rken ne tür sorunlar yafl›yorsunuz ? - ‹lk olarak zirai ilaçlar›n pahal› olmas›ndan flikayetçiyiz. Toplad›¤›m›z ürünlerin baflka ülkelere ihraç edilmesinde yaflanan sorunlarla bo¤ufluyoruz. Örne¤in Rusya mal al›m›n› durdurdu¤u ya da kap›s›n› kapatt›¤› için
mal elimizde kal›yor ve zarar ediyoruz. Ya da gübre pahal› oldu¤u için al›mlarda zorluk çekiyoruz. Bu nedenle ürünlerin kalitesi düflüyor. Mazot fiyatlar› pahal› oldu¤u için sürekli üretim araçlar›n› kullanam›yoruz. Yine naylonun pahal› olmas›ndan kaynakl› serac›l›kta rahat üretim yapam›yoruz. Çok fazla borcumuz oldu¤u için al›mda güçlük çekiyoruz. Yine tohum da pahal› oldu¤u için fazla alam›yoruz. - Devletten kredi al›yor musunuz? - Evet al›yoruz. Ancak arazimizi ipotek olarak gösteriyoruz. Yani riske giriyoruz. Çünkü faiz oranlar›n›n çok yüksek olmas› bizleri zora sokuyor. Üretim yapamay›nca ya da mal elimizde kal›nca ucuza gidiyor. Dolay›s›yla biz kredi borçlar›n›, faizlerini ödeyemiyoruz. Bu yüzden tefecilerden, a¤alardan faizle borç para almak zorunda kal›yoruz. - Peki borçlar› ödeyemeyince ne
tür sorunlarla karfl›lafl›yorsunuz? - Elimizdeki topraklar› ipotek ederek, elimizde kalan ürünleri vererek üretime devam etmeye çal›fl›yoruz. Durum böyle olunca zarar ediyoruz. Kazand›¤›m›z paralar› borçlara verdi¤imiz için eve ekmek götüremiyoruz. Borçlar›m›z› ödeyebilmek için daha çok çal›flmak zorunda kal›yoruz. Ama yine de alt›ndan kalkam›yoruz. Elimizdeki üretim araçlar›n› satmak zorunda kalaca¤›z. - Y›l boyunca sürekli üretim yap›yor musunuz? - Bizim üretimimiz 10. ayda bafllay›p 7. ayda biter. Geriye kalan 3 ayda tarlay› nadasa (dinlenmeye) b›rak›yoruz. Bizim gelirimiz sezonluktur. Yani her ay düzenli ald›¤›m›z bir para yok. Tabi ki bu da borcumuza gidiyor. fiu anda üretimin bafl›nday›z. Çünkü biz mal› fide olarak ekiyoruz. Do¤al olarak bütün harcamalar cebimizden gidiyor. - Bahçede ya da serada çal›fl›rken yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n›z? - Sabah›n erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar çal›fl›yoruz. K›fl›n don olaylar› çok oldu¤u için bir sürü masraf edip yeri geldi¤inde geceyi uykusuz geçiriyoruz. Biz ürünü komisyoncuya, tüccara satt›¤›m›zda ürün tüketiciye gidene kadar fiyat› yükseliyor. Haliyle yoksul insanlar da bu durumdan etkileniyor. -Peki sizce bunun nedeni nedir? - Bence bu devletin tar›m politikas›ndan kaynaklan›yor. Üreticilere destek sunulmad›¤› için ya da sunulsa da faiz oranlar› yüksek oldu¤u için sorunlar yaflan›yor. Biz uygulanan bu politikadan kaynakl› istedi¤imiz gibi üretim yapam›yoruz. Hayat›n sefas›n› bizler de¤il paras› olan zenginler, tüccarlar, en büyü¤ünü de devlet yafl›yor. Bizlerse cefas›n› çekiyoruz. - Bu s›k›nt›lara karfl› önceden ya da flimdi yapt›¤›n›z fleyler var m›? - Biz bunlara karfl› önceden birçok
Karaduvar halk› ayakland› Mersin’in Karaduvar Mahallesi sakinleri Tuta Petrolcülük Afi. çal›flanlar›n›n Akdeniz Sosyal Forumu Baflkan› Kemal Damay› darp etmesi üzerine bir protesto eylemi düzenledi. Mahalle sakinleri “Eflk›ya dünyaya hükümdar olmaz” pankart› tafl›yarak “Çeteler halka hesap verecek” fleklinde sloganlar att›. Tuta Petrolcülük Afi.nin denize uza-
nan yaklafl›k 600 metre petrol iletim hatt›n› kamu arazisinden geçirmeye çal›flmas› ile bafllayan olaylar Karaduvar Mahallesi halk›n›n protesto eylemiyle sürdü. Çeflitli siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin destek verdi¤i eylemde halk “Burada do¤duk burada ölece¤iz” yaz›l› pankartlar tafl›d›. Tuta Petrolcülük Afi.’nin özel mül-
protesto ve eylem yapt›k. Mallar›m›z› al›p yollara döktük. Ama bunlar sadece TV ekranlar›nda kald›. Biz devletin durumumuzu görmesini ve bir an önce bu sorunlara müdahale etmesini isterdik. Ama devlet bizi umursamad› ve halen umursam›yor. (Mersin)
Antalya Kepez’de köylüler haks›zl›¤a isyan etti
Antalya’n›n Kepez ilçesinde köylüler ellerinde tapusu bulunan arazilerinin sonradan “orman” olarak gösterilerek tapular›n›n iptal edilmesine karfl› eylem yapt›. Antalya Kepez’de tapular› iptal edilen köylüler, Kanarya Mahallesi’nde bir kahvehane önünde toplanarak karar› protesto ettiler. Protestoya CHP milletvekilleri de destek verdi. Yap›lan aç›klamalarda flu an orman alan› olarak gösterilen yerlerin 1952’de makilik alan olarak gösterildi¤ine dikkat çekilirken, “1989 y›l›na kadar orman say›lmayan bir yer nas›l bir anda orman olarak gösterildi bunu anlamad›k. Mahkemenin karar› bilirkifli karar›yla çelifliyor” denildi. Ellerinde dövizler tafl›yan köylüler daha sonra davul zurna eflli¤inde halay çekerek mahkemenin karar›n› protesto ettiler. (H.Merkezi)
kiyet arazisinden petrol iletim hatt› geçirmesinin Yarg›tay karar› ile engellendi¤ini belirten Akdeniz Sosyal Forumu Genel Sekreteri Menekfle Çatak, flirketin son olarak kamuya ait bir araziden iletim hatt›n› geçirmeye çal›flt›¤›n›, bunun da halk taraf›ndan engellendi¤ini söyledi. Kemal Dama u¤rad›¤› sald›r› sonucu flirket hakk›nda suç duyusunda bulundu. Büyükflehir Belediye Meclis Baflkan Vekili Nuri Özdemir de flirketin kaz› yapma izninin bulunmad›¤›n› belirtti. (Mersin)
8
13-26 Ocak 2006 Ankara’da bir ESP’liye kaç›rma giriflimi
Son dönemlerde artan kaç›rma, taciz, tecavüz ve ajanlaflt›rma sald›r›lar›ndan biri de Ankara’da yafland›. 25 Aral›k günü NATO yolu üzerinde yürürken kaç›r›lmak istenen ESP’li Serdar K›r konuyla ilgili olarak ‹HD Ankara fiubesi’nde bir bas›n aç›klamas› yapt›. 28 Aral›k günü ‹HD’de yap›lan aç›klamada Serdar K›r yaflananlar› anlatt›. Ö¤len saatlerinde yürürken yan›na yaklaflan 06 EFR 90 plakal› bordo Toros marka bir araçtan inen iki polis taraf›ndan kaç›r›lmak istendi¤ini ifade eden K›r; “Ben bu kiflileri daha önce de Akdere Polis Karakolu’nda görmüfltüm. Arabada üç kifli vard›. ‹kisi birden inerek yan›ma geldi, yafll› olan kolumdan tuttu, genç olan da karfl›mda duruyordu. Ben kaç›r›lmak istendi¤imi düflündüm ve hemen oradan uzaklaflt›m. Çünkü ajanl›k teklifi, kaç›rma, taciz olaylar› Ankara’da son süreçte yayg›nlaflt›. Ben mücadele eden sosyalist kimli¤i olan biriyim” fleklinde konufltu. Ard›ndan söz alan Kadir Aktafl; Biz ESP olarak bu tür sald›r›lardan y›lmad›k, y›lmayaca¤›z” diyerek sald›r›y› k›nad›. ‹HD fiube Yöneticisi Gökçe Oflu ise son bir ay içerisinde üç aç›klama yap›ld›¤›n› belirterek faillerin yakalanmas›na yönelik giriflimlerin sonuçsuz kald›¤›n› ifade etti. Sald›r›n›n gerçekleflmesinden sonra bir araya gelen ESP, Halkevleri, PSAKD, BDSP, ‹dilcan Kültür Merkezi ve SDP 31 Aral›k günü Tuzluçay›r’da bir bas›n aç›klamas› yaparak mücadelenin sürece¤ini ifade ettiler. (Ankara) ‹zmir’de faflist provokasyon 4 Ocak günü hapishanelerdeki tecrite dikkat çekmek için yol kapatma eylemi yapmak isteyen bir grup ESP’liye polisin yönlendirmesiyle faflistler sald›rd›. Bu olay›n ard›ndan yaflananlar› protesto etmek için 5 Ocak günü ‹HD ‹zmir fiubesi önünde ESP taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” vb. sloganlarla saat 12:00’de bir araya gelen grup ad›na Hülya Gerçek bir aç›klama yapt›. Aç›klamada 2005 Newroz’unda bafllat›larak daha sonra Trabzon ve ülkenin birçok yerinde devam ettirilen linç giriflimlerinin bugün de devam ettirildi¤i, bu yolla Türk-Kürt düflmanl›¤› yarat›lmaya çal›fl›ld›¤› vurguland›. Hiçbir sald›r›n›n hak ve özgürlük mücadelelerini engelleyemeyece¤inin söylendi¤i aç›klama s›ras›nda da bir grup faflist provokasyon yaratmaya çal›flt›. K›sa süreli yaflanan gerginli¤in ard›ndan grup ‹HD’ye ç›karak bir süre burada bekledikten sonra toplu bir flekilde ç›karak da¤›ld›. Eyleme Partizan, SDP, Göç-Der ve 78’liler Derne¤i destek verirken, ‹HD de gözlemci olarak kat›ld›. (‹zmir)
39
“Saldırının amacı derneğin faaliyetlerine yöneliktir” Ortado¤u’nun kanayan yaras› durumundaki Filistin’de devam eden Siyonist iflgale karfl›, Filistin halk›na ülkemiz topraklar›ndan bir dayan›flma eli uzatmay› amaçlayan çeflitli mesleklerden duyarl›, devrimci, demokrat kiflilerin bir araya gelmesiyle 8 ay önce Filistin Halk›yla Dayan›flma ‹nisiyatifi kurulmufltu. ‹nisiyatif Tar›k Ziya Ekinci’den, Veysi Sar›sözen’e, Abdurrahman Dilipak’tan, fiebnem Korur Fincanc›’ya kadar pek çok ayd›n, yazar ve sanatç›n›n yan› s›ra çeflitli sendika, demokratik kitle örgütü ve kültür merkezlerinin de deste¤ini alarak çal›flmalar›na bafllam›flt›. Geçti¤imiz A¤ustos ay›nda resmi olarak kuruluflu gerçeklefltirilen Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD) ad›n› alan dernek, bu do¤rultuda çeflitli eylem ve etkinlikler örgütledi. Kuruluflunu ‹ntifadan›n y›ldönümünde yapt›¤› geceyle duyuran derne¤e Fas, Suriye ve Hollanda’dan kat›lan Filistin dostlar› da destek vermiflti. Ülkemizde yaflayan Filistinlilerin de deste¤ini alan dernek, sonras›nda hem kendisi bas›n aç›klamalar› yapm›fl, hem de çeflitli eylemlere destek sunmufltu. Son olarak Filistin’de tutuklanan üç insan haklar› aktivistinin serbest b›rak›lmas› ve ayr›mc›l›k duvar›n›n kald›r›lmas› amac›yla Taksim Metro önünde stand açan FHDD, üç gün boyunca toplad›¤› imzalar› bir bas›n aç›klamas›yla ‹srail Konsoloslu¤u’na göndermiflti. ‹stanbul’un merkezi yerlerinde stand açmay› sürdürerek, hem Filistin konusunda duyarl›l›k yaratmak hem de ayr›mc›l›k duvar›n› teflhir etmek için çal›flmalar›na devam edeceklerini aç›klayan FHDD’liler 31 Aral›k günü derne¤in Taksim’de bulunan merkezine geldiklerinde, derne¤in kap›s›n›n k›r›larak içeri girildi¤ini gördüler. Ancak içeriden herhangi bir fley al›nmam›fl olmas› kuflkular› h›rs›zl›ktan baflka fleylere yöneltti. 30 Aral›k gecesi derne¤in kap›s›n›n
k›r›larak içeriye girildi¤i sald›r›yla ilgili 3 Ocak günü FHDD yöneticileri ‹HD binas›nda bir bas›n aç›klamas› yaparak olay› k›nad› ve bu tür sald›r›lar›n Filistin halk›yla dayan›flma konusundaki kararl›l›klar›n› azaltamayaca¤›n› dile getirdiler. Saat 13:00’de ‹HD’de toplanan kitle ve bas›n mensuplar›na derne¤in faaliyetleri hakk›nda bir bilgilendirme yapan FHDD Genel Sekreteri Emriye Demirk›r, Filistin halk›na karfl› ülkemiz halk›n›n besledi¤i s›ms›cak duygular›n dile getiricisi olmak istediklerini, ülkemiz topraklar›ndan Filistin halk›na uzanan bir kardefllik ve dayan›flma köprüsü kurmak
Parti ve Devrim fiehitlerini An›yoruz! Ocak ay›n›n son haftas›n› “Parti ve Devrim fiehitlerini” anma etkinliklerinin yo¤unlaflt›r›lmas› karar› alan Proletarya Partisinin, her örgütlenmesi bu y›lda bu görevi yerine getirme sorumlulu¤u ile hareket etme hedefindedir. TKP/ML YDB’da bu amaç ve hedefle bir broflür yay›nlayarak, Parti ve devrim flehitlerini içinden geçti¤imiz süreçte ne anlama geldi¤ini halka anlatan bir broflür yay›nlad›. Genel anlamda emperyalizmin içinde bulundu¤u kriz sürecinden, artan sald›rgan politikalardan söz edilmekte-
istediklerini, derne¤in onlar›n meflru mücadelelerine destek vermek için kuruldu¤unu belirterek derne¤in k›sa bir flekilde geçmiflini aktard›. Ard›ndan bas›n metnini okuyan FHDD Baflkan› Füsun Band›r, yapt›klar› etkinliklerden bulduklar› deste¤in onlar›n coflkular›n› pekifltirdi¤ini ancak bu etkinliklerin Siyonist, emperyalist ve iflbirlikçileri rahats›z etti¤ini söyledi. Bu rahats›zl›¤›n çeflitli örneklerinin s›k s›k görüldü¤ünü belirten Band›r, son olarak da FHDD’ye karfl› bir rahats›zl›k hissedilerek derne¤in 30 Aral›k akflam› kap›s›n›n k›r›larak içeri¤e girildi¤ini söyledi. dir. Bunun yan›s›ra Türkiye’de yine egemenlerin emekçilere yönelik artan sald›r›lar› ve buna karfl› gösterilen tepkiler vurgulanmaktad›r. Ç›kar›lan broflürde “Partimizin kurucu önderi Komünist önderi ‹brahim Kaypakkaya’n›n da belirtti¤i gibi; önümüzde çetin ama flanl› mücadele günleri var. S›n›f mücadelesinin denizine bütün varl›¤›m›zla at›lal›m. Bu mücadelede kahraman iflçi s›n›f›m›za, fedakar ve çilekefl köylülerimize, yi¤it gençli¤imize sonsuz bir güven duyal›m. fiehitlerimize ancak böyle lay›k olabiliriz. Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür” ifadelerine broflürde yer verilmifltir.
Tuncelililer Derne¤inden etkinlikler Gebze’de 7. y›l›nda coflkulu etkinlik Gebze Tunceliler Kültür ve Dayan›flma Derne¤i, Gebze Baflak-4 Dü¤ün Salonu’nda 7 Ocak Cumartesi günü saat 19:30’da 7. kurulufl y›ldönümünü düzenledi¤i bir etkinlikle kutlad›. Dü¤ün salonunun duvarlar› “Munzur onurdur, onur kalacak”, “Munzur’da barajlara ve do¤a tahribat›na hay›r” vb. pankartlar› ile süslenirken Gebze Tuncelililer Derne¤i Folklor ekibinin sahne almas›yla etkinlik bafllad›. Be¤eniyle izlenen halk oyunlar›n›n ard›ndan Gebze Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i Baflkan› Hasan Gündo¤du bir konuflma yapt›. Gündo¤du konuflmas›nda “Kültürel yozlaflman›n en doruk safhada oldu¤u, paylafl›mlar›n engellendi¤i, bask› ve zulmün pervas›zca halklara reva görüldü¤ü böylesine zorlu bir süreçte, birlik, dayan›fl-
ma ve örgütlenme a¤›m›z› pekifltirerek, kültür ve dayan›flma derne¤imize güç katmak tarihsel bir sorumluluktur bizler için” dedi. Ve konuflmas›n› “Dersim onurdur, onuruna sahip ç›k” sözleriyle bitirdi. Konuflman›n ard›ndan sahne alan Burhan Y›ld›r›m’›n söyledi¤i Kürtçe ve Türkçe türkülerine seyirciler de halaylarla efllik etti. Geceye, Tohum Kültür Merkezi, ‹flçi-Köylü, Partizan, YDG, PSAKD Kad›köy fiube Baflkan› Fethi Bölükgiray, Kocaeli Özgür Düflün Dergisi, Gebze Partizan okurlar›, Munzur Çevre Derne¤i, Gebze Temel Haklar Derne¤i gibi kurumlar›n da aralar›nda bulundu¤u birçok kurum dostluk ve dayan›flma mesajlar› gönderdi. PSAKD Kad›köy fiube Semah Ekibi’nin büyük alk›fl alan semah gösteriminin ard›ndan, Tohum Kültür Merkezi bünyesinde çal›flmalar›n› yürüten Barbara Halk Sahnesi Tanya adl› oyunu sergiledi. Be¤eni toplayan oyunun ard›ndan, Gebze Tun-
celililer Derne¤i Kardelen Ezgisi ve ard›ndan Hasan Sa¤lam sahne ald›. Gece 23:00’de sona erdi. (Kartal)
Erzincan Tuncelililer Derne¤i Dayan›flma Gecesi yap›ld› Erzincan Tuncelililer Derne¤i taraf›ndan da dayan›flma gecesi organize edildi. Erzincan-Merkez, ‹pekyolu tesislerinde gerçeklefltirilen geceye çok say›da Dersimli ve birçok devrimci-demokrat yap›, siyasi parti ve belde baflkanlar› kat›ld›. Dernek Baflkan› Hüseyin Arslan taraf›ndan yap›lan konuflman›n ard›ndan dernek sekreteri Hakk› Özkan’›n okudu¤u fliirsel anlat› ve Dersim’e özgü f›kralarla devam eden gece, yemek aras›ndan sonra Grup Ç›¤l›k’›n (Dersim yerel grubu) söyledi¤i Türkçe ve Zazaca türkülerle ve halaylarla sona erdi. (Erzincan)
9
39
13-26 Ocak
Onursuzlu¤a karfl› hakl› ve onurlu mücadelemiz sürecek! Emperyalistler ve yerli uflaklar› sömürü düzenlerinin ve zorba iktidarlar›n›n ömrünü uzatmak için baflta devrimcilere ve ezilen halklara yönelik bask› ve sömürülerini sürdürmektedirler. ‹çinde bulundu¤umuz süreçte de devletin faflist sald›r›lar› artmaktad›r. Bu gerçekli¤i bugün, Kürt ulusunun demokratik taleplerini bast›rmak için fiemdinli’de yap›lan kontrgerilla sald›r›s›nda görmekteyiz. Bunu TCK, C‹K, TMY gibi yeni yasa tasar›lar›yla, hapishanelerde, alanlarda hak alma mücadelesinin bast›r›lmaya çal›fl›lmas›yla, sokak ortas›nda sald›r›lar›n, yarg›s›z infazlar›n ve kaç›r›lmalar›n artmas›yla görmekteyiz. Bu olaylara son örne¤i ‹stanbul’da Ekin Sanat Merkezi çal›flan› Sevda Ayd›n’›n kaç›r›l›p tecavüze u¤ramas›yla görmekteyiz. Bunu Bursa’da ESP’ye yönelik komplo ve Bursa Temel Haklar Derne¤i’nin bas›lmas›nda, son olarak da YÖK’ün kurulufl y›ldönümü ve fiemdinli’de yaflanan kontrgerilla sald›r›s›n› protesto eylemlerine kat›lan okurlar›m›za yönelik Bursa TMfi polisleri taraf›ndan yap›lan bask›, tehdit ve ajanlaflt›rma sald›r›lar›yla görmekteyiz.
Ardarda sürdürülen bu sald›r›lar 7 Ocak günü, Bursa AVP Tiyatrosu önünde Partizan’›n yapt›¤› HÖC ve ESP’nin destek verdi¤i bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. YÖK ve fiemdinli olaylar›ndan sonra 16 BV 654 plakal› araçla TMfi ve Güvenlik fiube polisleri okurlar›m›z›n evlerine giderek eylemlerde çekilen foto¤raflar› okurlar›m›z›n ailelerine gösterip “Çocuklar›n›za sahip ç›k›n, yoksa haklar›nda dosya aç›p tutuklar›z” denilerek ailelere bask› yap›lm›flt›r. Yine ayn› günün akflam› okurlar›m›z›n babalar› kahvelerden al›narak karakola götürülmüfllerdir. Sonraki günlerde yine 16 NP … plakal› TMfi arac› bir baflka okurumuzun evine gidip “Çocuklar›n›z yönlendi-
riliyor, onlara önderlik ediyorlar” denilerek aileler tehdit edilmifltir. Yine iki okurumuz gündüz saatlerinde Teleferik Meydan›’nda 4 sivil polis taraf›ndan zorla al›n›p Çaml›k’a götürülmüfller, “Neden etrafa bak›yorsunuz?” diye kaba daya¤a maruz kalm›fllard›r. Yine gazete da¤›t›mc›m›z Murat Henki otobüs dura¤›nda beklerken tak›m elbiseli bir kifli, arabadan inerek, atefl isteme bahanesiyle da¤›t›mc›m›z›n yan›na gelmifl, konuflmas›nda “Sen Karadenizlisin, onlarla ne iflin var? Üstelik bir sürü borcun var, cebinde 3 milyon dahi paran yok, sana ifl buluruz, yard›mc› oluruz, bizimle görüfl” diyerek ayr›lm›flt›r. Bu sald›r›lar karfl›s›nda yap›lan aç›klamada “Sat›lm›fl, onursuz kirli yaflamlar›n›, onurlu mücadele veren insanlara dayatmaya çal›flan devletin bu piyonlar› iyi bilmelidir ki, sizin bu çürümüfl kirli sisteminiz varoldu¤u müddetçe, biz ezilen halklar›n onurlu ve hakl› mücadelesi devam edecektir” denildi. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Kahrolsun onursuz dayatmalar”, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›yla bas›n aç›klamas› sona erdirildi. (Bursa)
Dersim’de gazeteciler objektif kapatt›! Dersim’de görev yapan gazeteciler, yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yla kendilerine yönelik bask› ve fliddeti protesto ederek, foto¤raf makinelerini ve kameralar›n› ‹nsan Haklar› An›t› önüne b›rakt›lar. Dersim Merkez Yeralt› Çarfl›s› üstünde toplanan gazeteciler yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda; özellikle bir y›l içerisinde haber takibi yaparken, birçok kurum ve kiflinin sözlü, yaz›l› ve fiili sald›r›lar›na maruz kald›klar›n›, bütün bu sald›r›lara karfl› objektif ve tarafs›z habercilik ilkeleri çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini ve sald›r›lar karfl›s›nda y›lmayarak, bütün yasal haklar›n› kullanacaklar›n› dile getirdiler. Bas›n aç›klamas›na Dersim Belediye Baflkan› ve yard›mc›s›, Dersim Baro Baflkan›, EMEP ‹l Baflkan›, DTP temsilcisi ile KESK ve Türk‹fl’e ba¤l› sendika temsilcileri kat›larak destek verdi. (Erzincan)
Ümit Cihan Tarho aram›zda Faflistler taraf›ndan 1998 y›l›nda b›çaklanarak öldürülen ‹nönü Üniversitesi Tarih Bölümü Ö¤rencisi Ümit Cihan Tarho, ölümünün 8. y›ldönümünde Malatya merkezde ve mezar› bafl›nda düzenlenen törenlerle an›ld›. ‹lk olarak Malatya Demokratik Ö¤renci Derne¤i taraf›ndan postane önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas›na aralar›nda DTP, EMEP, ‹HD, E¤itim-Sen ve Özgür Yurttafl Hareketi temsilcilerinin de bulundu¤u yaklafl›k 200 üniversite ö¤rencisi kat›ld›. Dernek ad›na bas›n aç›klamas›n› oku-
yan ‹dris Kanfl›ray, üniversitelerde ve üniversite d›fl›nda ülkücü sald›r›lar›n kapsaml› bir flekilde yürütüldü¤ünü belirterek, “Denizli, Afyon-Uflak, Elaz›¤, Isparta ‹stanbul ve birçok yerde yurtsever muhalif ö¤rencilere sald›r›lar gerçeklefltirilmektedir. Bu sald›r›lara karfl› hiçbir ifllem yapmayarak aciz düflen üniversite rektörleri, demokrasi, bar›fl ve özgür üniversite isteyenlere iflgüzar tutum gösterebilmektedirler” dedi. fiemdinli ve Yüksekova’da yaflanan olaylara da de¤inen Kanfl›ray, flunlar› söyledi:
“Derin devlet odakl› ‘iyi çocuklar’ taraf›ndan halk›n bombalanarak katledilmesi Trabzon, Rize, Eskiflehir ve Bozüyük’te yap›lan faflist sald›r›lar, yarat›lmak istenen provokasyonlard›r. Bizler ve halk›m›z bu provokasyonlara gelmeyece¤imizi belirtiyoruz.” “Ümit Cihan Tarho ölümsüzdür”, “Bijî zaningeha azad”, “Bijî bratiya gelan” ve “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir” yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle, Tarho’nun flehir mezarl›¤›nda bulunan mezar›na karanfiller b›rakt›. (Malatya)
fiemdinli; takke düfltü kel göründü TAKS‹M fiemdinli’de 9 Kas›m’da meydana gelen sald›r›n›n ard›ndan her Cumartesi Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya gelen demokratik kitle örgütleri ve devrimci çevreler 6 Ocak günü de “MGK J‹TEM Kontrgerilla da¤›t›ls›n tüm sorumlular aç›klans›n” pankart›n› açarak sloganlar att›. Kitle ad›na aç›klama yapan Ümit Efe, fiemdinli’de 9 Kas›m’da yap›lan bombal› sald›r›n›n üzerinden 2 ay geçmesine ra¤men sorumlular›n›n cezaland›r›lmad›¤›na dikkat çekti. Grup Yorum taraf›ndan verilen k›sa bir dinletiyle eylem son buldu. KADIKÖY Aralar›nda Partizan, ESP, DHP, HKM, SODAP, Karak›z›l Notlar, BDSP,
PDD ve HÖC’ün de bulundu¤u bileflenler 28 Aral›k 2005 tarihinde saat 12:30’da Selimiye K›fllas› önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda fiemdinli’de yaflanan olaylar›n›n failinin çeteler de¤il devletin kendisi oldu¤unu belirtti. “MGK, J‹TEM, Kontrgerilla da¤›t›ls›n, tüm sorumlular yarg›lans›n” pankart› açan kitle ad›na bas›n metnini Çetin Poyraz okudu. Poyraz “fiemdinli’de yaflananlar› incelemek üzere oluflturulan komisyon, bombalar›n failleri Astsubaylar Özcan ‹ldeniz ve Ali Kaya, amiri konumunda olan Jandarma Genel Komutanl›¤› ‹stihbarat Baflkan› Tu¤general Mehmet Çörte’nin icazetini alarak görevine bafllam›flt›r” dedi. Eylem at›lan sloganlar›n ard›ndan sona erdi.
fi‹fiL‹ 9 Ocak Pazartesi günü AKP fiiflli ilçe binas› önünde saat 13:00’de yap›lan eylemde hava muhalefeti nedeniyle oturma eylemi iptal edilerek bas›n aç›klamas› yap›ld›. Kitle ad›na aç›klama yapan Çetin Poyraz; halk› kontr-gerilladan ve AKP hükümetinden hesap sormaya ça¤›rd›. Aç›klama s›ras›nda 10 dakika çeflitli sloganlarla çevredeki halka ajitasyon yap›ld›. MERS‹N 5 Ocak Perflembe günü Mersin’in Demirtafl semtinde Partizan, ESP, Temel Haklar Federasyonu, BDSP, DHP ve Mezopotamya Sosyalist Parti Giriflimi 6 Ocak’ta yap›lacak olan meflaleli yürüyüfle ça¤r› amaçl› ortak bir bildiri da¤›t›m› ger-
çeklefltirdi. Saat 13:00’de Demirtafl Köprüsü önünden bafllayan bildiri da¤›t›m›na halk yo¤un ilgi gösterdi. Da¤›t›m esnas›nda polis keyfi uygulama yaparak bildiri da¤›t›m› yapan gruba kimlik kontrolü yapt›. Hiçbir gerekçe göstermeden polis grubu 1 saate yak›n tuttu. Bu olay›n ard›ndan grup bildiri da¤›t›m›na devam etti. 6 Ocak Cuma günü ise tekrar biraraya gelen bileflenler saat 18:00’de Demirtafl Dilek K›rtasiye önünden Foto Ulafl önüne kadar meflaleli bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Kurumlar ad›na bas›n metnini okuyan Özkan Kay›kç› “fiemdinli’de yakalad›¤›m›z çeteleri organize eden, o çetelerin halka karfl› yürüttü¤ü savafl›n politikas›n› yapan devlettir. fiemdinli’de birkaç subay ve itirafç›y› de¤il, devleti suçüstü yakalad›k” dedi.
10
13-26 Ocak 2006
39
Tecrit karfl›t› mücadele sürüyor Tecrit, TC’nin özellikle 12 Eylül 1980 AFC’si ile tüm emekçilere dayatt›¤› toplumsal bir sald›r› projesidir. Bu projenin bir aya¤› d›flar›daki toplumsal muhalefetin dinamiklerine dönük iken, bir aya¤› hapishanelerdeki devrimci ve komünist tutsaklara dönüktür. Ve bugün bu sald›r› h›z›ndan hiçbir fley kaybetmeden devam etmektedir. 19 Aral›k katliam› da bu sald›r›lardan biridir. Katliam›n 6. y›l›na girdi¤imiz bugünlerde tecrit ve izolasyona karfl› devrimci ve komünist tutsaklar›n direnifllerini de¤iflik biçimlerde sürdürmeleri ve örgütlü durufllar›n› korumalar›, d›flar›daki muhalif hareketin susmamas›, bu stratejik sald›r›n›n amac›na ulaflamad›¤›n› göstermektedir. Ancak bu tespit özellikle d›flar›da yürütülen tecrit karfl›t› mücadelenin zay›f olmas› gerçekli¤inin üzerinden atlamam›za neden olmamal›d›r. Bizler, PfiTA (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri) olarak bu gerçekli¤in bilinci ile bir yandan devrimci tutsaklar›n süren direniflleri, di¤er yandan d›flar›daki örgütlü güçlerin, ilerici muhalif çevrelerin bu direnifl tavr›n› sahiplenerek tecrit karfl›t› mücadeleyi büyütmeleriyle uzun soluklu bir çarp›flma sürecinden sonra belli kazan›mlar›n sa¤lanabilece¤ini düflünüyoruz. Bu do¤rultuda ilk ad›mlar olarak geçti¤imiz y›l içinde; 1- Tecrit karfl›t› mücadeleyi örmek için öncelikle özgücümüze dayanmam›z gerekti¤ini düflündük. Özgücümüz kitlelerdir ve onlara tecrit izolasyon gerçekli¤ini ve nedenlerini aç›klamal›y›z. Bunu kimi zaman semtlerdeki yak›c› bir sorun olan gecekondu y›k›mlar› ile olan ba¤› içinde,
kimi zaman bir di¤er semtteki yak›c› bir sorunla bütünlefltirerek anlatma çabas› içinde olduk. On ayr› emekçi semtte çeflitli etkinlikler gerçeklefltirdik. Panel, müzik dinletisi, film gösterimi vb. yapt›k. 2- Tecrit ve izolasyon gerçe¤ini genifl kesimlere anlatmak ve 19 Aral›k mitingine haz›rl›k anlam›nda bir gece örgütledik. Gece bafllamadan önce 4-5 arkadafl›m›z gecenin yap›laca¤› semtte gerek gece için gerekse 19 Aral›k mitingine ça¤r› için sesli ajitasyona ç›kt›lar. Ondan önce gece afiflleri genelde merkezi yerler ve emekçi semtlere yap›ld›. Geceye kat›lan insanlar›m›z›n ço¤u gençlerden olufluyordu, yeni yüzler ilgi çekiyordu. Oldukça coflkulu geçen gece sonras›nda pek çok insan “bu gece için geç bile kald›n›z” yorumunu yapt›. Hapishaneler mücadelesinde eme¤i geçen anababalar›m›z›n öfkeli, hüzünlü, coflkulu konuflmalar› gençleri mücadeleye davet eden ça¤r›lar› genç insanlar›m›z› çok etkiledi. Gecenin amac›na ulaflt›¤›n› söyleyebiliriz. 3- Ankara’da yap›lan ve genifl emekçi kesimlerinin kat›laca¤› “Halk ‹çin Bütçe” mitingine kat›ld›k. Özellikle Anadolu’dan kat›l›m›n yo¤un oldu¤u mitingde elimizdeki 19 Aral›k katliam›n› lanetleyen pankart›m›z ve “F tipine de¤il e¤itime bütçe”, “F tipine de¤il sa¤l›¤a bütçe” vb. sloganlar›m›z hem ilgiyle karfl›land› hem de kimi kortejler taraf›ndan selamland›, alk›flland›. Ankara’ya gitmekteki amac›m›z hapishane ve tecrit sorunu ile di¤er emekçi kesimlerin sorununun kayna¤›n›n ayn› oldu¤unu vurgulamak ve emekçi kesimlerin ilgisini bu konuya çekmektir. Yine ay-
Yaflayanlar›n diliyle 19 Aral›k katliam› 19 Aral›k katliam› ve sonras› geliflmeler yaflayanlar›n diliyle anlat›ld›. 28 Aral›k günü Sarya Kültür Merkezi’nde Partizan, ESP, BDSP, Al›nteri, SDP, DTP ve 78’liler Giriflimi ortak bir panel organize etti. 19 Aral›k’ta katledilen 28 devrimci flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflu ile bafllayan panele Ölüm Orucu gazisi Esma Ekinci ve katliam› F tipi hücrelerde tutsak iken yaflayan Kerim Tepeli kat›ld›. ‹lk sözü alan Ekinci, 19 Aral›k katliam›n›n toplumsal ve siyasal boyutlar›na aç›kl›k getirdi. 19 Aral›k’la birlikte yaflama geçirilen F tipi hücrelerin, topluma uygulanmak istenen modelin ilk uygulama yeri ve en uç yans›mas› oldu¤una dikkat çeken Ekinci “19 Aral›k siyasi olarak topluma verilmek istenen bir gözda¤›, ekonomik olarak da hapishanelerden bafllayarak d›flar-
da iflçi ve emekçilerin örgütlülü¤ünü da¤›tmak amac›yla yap›lm›fl bir sald›r›d›r” dedi. Ekinci konuflmas›n›n devam›nda 19 Aral›k sürecinin Ceza ‹nfaz Yasas› ile devam ettirildi¤ine vurgu yapt›. Tepeli de yapt›¤› konuflmada 19 Aral›k ve F tipi tecritin sosyal, psikolojik, örgütsel, politik ve ideolojik amaçlar›na dikkat çekerek kendi deneyimlerinden yola ç›karak F tipi hücreleri anlatt›. Tepeli “Devletin örgütlülü¤ü da¤›tma ve ideolojik olarak teslim alma sald›r›s› F tipinde biz devrimci tutsaklar taraf›ndan bofla ç›kart›ld›. F tipinde yaflam›, devrimci üretkenlik ve yarat›c›l›kla ilmek ilmek ördük. Kendi geçmiflimize sahip ç›kman›n gerekli¤ine inan›yorsak tecriti yeneriz” diyerek devrimci iradenin gücüne vurgu yapt›. Panel soru cevap bölümüyle sona erdi. (Bursa)
n› amaçla D‹SK ve di¤er kamu emekçilerinin kortejlerinde 5 bin bildiri da¤›t›ld›. Bir ilk ad›m olarak Ankara mitinginin bizim aç›m›zdan olumlu geçti¤i söylenebilir. (Kat›l›m ve görsellik aç›s›ndan daha iyi haz›rl›k yap›labilirdi.) Tecrit karfl›t› mücadele aç›s›ndan di¤er tüm iller-bölgeler bu perspektif do¤rultusunda tüm emekçilerin kat›ld›¤› tüm eylem miting vb. çal›flmalara kat›lmal›d›r. 4- 19 Aral›k Mitingi: Tüm bu yo¤unluk içerisinde, bir yandan 19 Aral›k toplant›lar› ve haz›rl›klar› sürüyordu. Her zaman oldu¤u gibi TUYAB olarak aile kurumlar›na mitingi örgütlemek için ça¤r› yapt›k. TAYAD kat›lmad›. TUAD ise sonras›nda sürece dâhil oldu. Miting organizasyonu için haz›rl›klar›m›z yo¤un olarak sürdü. Merkezi yerlerde ve semtlerde miting için bildiri da¤›t›ld›, afifller yap›ld›. Bu y›l 19 Aral›k mitingi hem PfiTA hem de TUYAB için daha olumlu ve coflkulu geçti. Genel olarak da mitingi olumlu de¤erlendiriyoruz. 5- 19 Aral›k katliam› ile ilgili DKÖ’lerin, semtlerin, sendikalar›n düzenledi¤i etkinliklerde Ölüm Orucu direniflçimiz TUYAB aktivistleri, 19 Aral›k tan›klar› ailelerimiz kat›l›mc› olarak yer ald›lar ve katliama, tecrit ve izolasyon gerçekli¤ine karfl› duruflun nas›l olaca¤›n› aktarmaya çal›flt›lar.
Tecrit-izolasyon sald›r›s›n›n alt›nc› y›l›na girdi¤imiz bu süreçte geçti¤imiz y›llara göre tecrit karfl›t› mücadele noktas›nda da¤›n›k da olsa birçok ilde canlanma göze çarpmaktad›r. Bunun yan›nda konuya pek fazla duyarl› yaklaflmayan sendika, DKÖ’lerin bu y›l daha aktif oldu¤u görülmektedir. Bizler tecrit karfl›t› mücadele konusunda oluflan bu canlanman›n verimli bir flekilde de¤erlendirilmesi gerekti¤ine inan›yoruz. Ancak öncesinde oldu¤u gibi bu sald›r›lara verilecek cevap, sorunu can al›c› biçimde yaflayan bir miktar aile ve di¤er devrimci platformlara havale edilmemelidir. Birçok bölgede, ilde yaflanan bu hareketlili¤e devrimci tutsaklar›n yaklafl›k 6-7 ay önce tecrit-izolasyonu k›rmaya dönük talepleri do¤rultusunda yön verilerek, da¤›n›k olan bu canlanma bu do¤rultuda toparlanabilir ve toparlanmal›d›r. Ayr›ca bu talepleri bugüne kadar d›flar›dan yan›t olunamamas› ciddi bir eksikliktir. Kolektif irade bu zemine tutsaklar›n talepleri do¤rultusunda gerçeklefltirilecek bir çal›flma ile müdahale etmelidir. Sonuç al›c› bir perspektifle kan›ksamaya dönük ad›mla de¤il, kazanmaya dönük güçle irademizi harekete geçirelim. (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri)
Serdar Demirel’in katili devlettir! 9 May›s 2005’te Fidan Kalflen Ölüm Orucu Ekibi’nde yer alarak Ölüm Orucu direniflçisi olan ve Sincan F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Serdar Demirel, 18 Aral›k 2005’te feda eylemi yapm›fl, gardiyan ve hapishane idaresinin zorla müdahalesi sonucu Ankara Numune Hastanesi’ne kald›r›lm›flt›. Hastanede bilincini kaybetmesi beklenen Serdar Demirel’e zorla müdahale edilmifl ve müdahale sonucu haf›zas›n› kaybetmiflti. Annesini dahi hat›rlayamayan Demirel’e 6 Ocak günü akflam saatlerinde tekrar zorla müdahalede bulunuldu. ‹stemi d›fl›nda kendisine t›bbi müdahale yap›lan Demirel, kalp krizi geçirdi. Demirel, zorla müdahale iflkencesi sürerken 7 Ocak’ta saat 10:00 sular›nda flehit düfltü. Daha önce de
ayn› hastanede Özlem Türk ve Fatma Tokay Köse zorla müdahale iflkencesi nedeniyle flehit düflmüfl, pek çok tutsak da haf›za kayb›na u¤ram›flt›. 1964 Çank›r› do¤umlu olan Serdar Demirel, Haziran 1991 y›l›nda Adana’da gözalt›na al›nmas›ndan itibaren tutsakt›. A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis cezas› alan Demirel; Bursa, Yozgat, Ordu, Bart›n ve 19 Aral›k 2000 tarihinden itibaren Sincan F Tipi Hapishanesi’nde geçirilen 14 y›ll›k tutsakl›k sonunda 9 May›s’ta
Ölüm Orucu’na bafllam›flt›. Serdar Demirel’in cenazesi Keçiören Adli T›p Kurumu’na nakledilirken, TAYAD’l› aileler de sabah›n erken saatlerinden itibaren kurumun önünde beklemeye bafllad›lar. 8 Ocak günü Adli T›p’tan al›nan cenaze “Serdar Demirel ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›yla karfl›land›. Demirel’in cenazesi vasiyeti üzerine Çank›r›’n›n Ilgaz ilçesindeki Yaylaören köyüne defnedildi. Köyün girifline gelindi¤inde “Serdar Demirel ölümsüzdür” pankart› açan TAYAD’l› aileler sloganlarla köy meydan›na kadar yürüdü. Cenazenin y›kanmas›n›n ard›ndan yine sloganlarla köy mezarl›¤›na götürülerek, türkü ve marfllarla defnedildi.(Ankara)
11
39
13-26 Ocak 2006
F Tipi Hapishanelerde her fley “yasak”
F tipi hapishanelerde devrimci ve komünist tutsaklara yönelik iflkence niteli¤indeki uygulamalar devam ediyor. Son olarak bu uygulamalara kazan›lan haklar›n gasp edilmesi de eklendi. Özellikle Edirne ve Sincan F Tipi Hapishanelerinde tecridi a¤›rlaflt›rma amaçl› yap›lan bu uygulamalarla ilgili bilgi almak amac›yla Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nden Sevim Kalman’la bir röportaj yapt›k. ‹lk olarak 31 Haziran’da yürürlü¤e giren Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’ndan bahseden Kalman, a¤›r müebbet tutsaklar için görüfllerin indirildi¤ini hat›rlatarak konuflmas›na devam etti. Ayda 4 kez olan görüfllerin ikiye indirildi¤ini ve kapal› görüfllere annebaba, kardefl ve efl haricinde baflka kimsenin al›nmayaca¤›n› belirten Kalman; bu uygulamalar› da bafl›na gelen iki örnekten yola ç›karak anlatt›. Sincan F tipinde tutsaklar›n ve tutsak ailelerinin gönderdi¤i mektup-
lar›n bir k›sm›n›n bazen de hepsinin keyfi olarak imha edildi¤ini, gerekçesi soruldu¤unda ise “Sak›ncal› gördük imha ettik” cevab› verildi¤ini anlatan Kalman, öncesinden sak›ncal› görülen mektuplar›n karaland›¤›n› ama gene de tutsa¤a verildi¤ini anlatarak; flimdi ise sak›ncal› görülen mektuplar›n ilgili kifliye bile tebli¤ etmeden imha edildi¤ini söyledi. Kalman ayr›ca “Ali Gülmez’in yazd›¤› iki yaz› vard›. Ancak bunlar›n adresine ulaflmad›¤›n› ö¤renince ‹dare’ye soruyor, yaz›ya el konuldu¤unu ö¤reniyor. Do¤al olarak yasal prosedürü bafllatmak için Ceza ‹nfaz Amirli¤i’nce yaz›ya el konuldu¤unun tebli¤ edilmesini istiyor. Yasal baflvuru yap›lmas› için tebli¤ gerekiyor. Bu tebli¤ edilmemifl, nedenini sorunca da ‘Biz tebli¤ ettik’ denmifl. Kendisi ›srarla tebli¤ edilmedi¤ini söylemifl. Daha sonra ‘Bana tebli¤ etmediniz. Ama mademki tebli¤ ettiniz gene tebli¤ edip yaz›l› tutanak b›rak›n, ben yasal olarak itiraz edece¤im’ demifl. Bu sefer de ‘Biz o yaz›lar› imha ettik’ demifller. Böyle bir haklar›, yasalar› yok. Tamamen keyfi bir uygulama. Ali Gülmez aileleriyle, tutsak arkadafllar›yla, ayn› davadan yarg›land›¤› yoldafllar›na dahi mektup yazd›¤›nda bu uygulamalarla karfl›laflt›¤›n› anlat›yor” diyerek yaflananlar› özetliyor. Kalman, buradaki amac›n yap›lana karfl› yasal prosedür bafllat›lamamas›, yap›lan kanunsuzlu¤un tutana¤a geçmemesi oldu¤unu belirtiyor. Zaten bu tarz itiraz baflvurular›n›n genelde reddedildi¤ini belirten Kalman, tutsaklar›n yine de bu haklardan
yararlanmak istediklerini, çünkü bunun onlara kanunen verilmifl bir hak oldu¤unu belirtiyor. Yeni bir uygulama olarak y›l bafl›ndan biraz öncesine kadar tutsaklara porno kanal izlettirildi¤ini, yaln›z siyasi de¤il adli tutsaklar›n da bu uygulamaya tepki gösterdi¤ini belirten Kalman; tutsaklar›n bu konudaki düflüncelerini gazetemize flöyle anlatt›; “Tutsak arkadafllar bunu sormufllar, idare ise ‘Yok kar›fl›kl›k oldu’ diye aç›klamalarla savuflturmufl. Ama tutsaklar flunu diyor, ‘bu kanallar flifreli ve biz bu kanallar›n nas›l aç›ld›¤›n› biliyoruz.’Amaç içeridekileri yozlaflt›rmak, insanl›klar›ndan ç›kartmak. Do¤rusu bu olay sonradan ortadan kald›r›ld› ama yine de önemli bir olay.” Görüfllerde nas›l zorluklar yafland›¤› konusunda soru sordu¤umuzda ise karfl›lar›na konan bürokratik ifllemlerle adeta usand›r›ld›klar›n› söyleyen Kalman, “‹çerdekilere uygulanan bir tecrit var, bunlar bu uygulamalarla d›flardan gelen ailelere de -bu mektuplar›n engellenmesi olabilir, görüflün k›salt›lmas›, kabul edilmemesi olabilir- bu tecriti yaflat›yorlar. Bizler de cezaland›r›l›yoruz, olan bu” diyor. Siyasi tutsaklar›n “devrimci kimli¤i sindirmek amaçl›” hiçbir uygulamay› kabul etmeyece¤ini belirten Kalman, tutsaklar›n bu yanlar›n› k›rmak için say›mlar s›ras›nda “alt katta, haz›r ol durumunda” say›m al›nmak istendi¤ini anlat›yor ve ekliyor; “Zaten baflka sorunlarda var, pek çok gün su akm›yor, kaloriferler yak›lm›yor, hücre-
“Ani müdahale mangası” Sincan’da görev başında F Tipi hapishanelerde devrimci ve komünist tutsaklara dayat›lan tecrit ve tredman her geçen gün çeflitli uygulamalarla koyulaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Devrimci ve komünist tutsaklar, hapishane idaresinin ve gardiyanlar›n keyfi tutumlar›yla karfl› karfl›ya kal›yorlar. Adana Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’ndeki tutsaklar›n bisküviden yapt›klar› pastan›n gardiyanlar taraf›ndan parçalanarak, tutsaklar hakk›nda disiplin soruflturmas› aç›lmas›; Diyarbak›r E Tipi Hapishanesi’ndeki kad›n tutsaklar›n yeflil biberi “amaç d›fl› kullanarak turflu yapmas›yla” soruflturmalara maruz kalmalar›; bugüne kadar süren sald›r›lardan baz› örneklerdir. Devlet bu sald›r›lara direniflle cevap veren tutsaklar›n direnifllerini k›rmak ve tutsaklarda yaln›z olduklar›n› ve idarenin ya da gardiyanlar›n istedikleri zaman istedikleri herfleyi yapabilecekleri izlenimini yaratmak için fiziki sald›r›lar› kullanmaktan da çekinmiyor. Bunun son örneklerinden biri olarak Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde B2-7-33 nolu hücrede bulu-
nan TKP/ML dava tutsa¤› Kenan Özyürek’in yaflad›klar› verilebilir. Özyürek 21 Aral›k 2005 tarihinde “Ani Müdahale Mangas›” ad›ndaki grubun içerisinde yeralan 10-15 gardiyan taraf›ndan dövüldü. Özyürek, 22 Aral›k’ta yapt›¤› suç duyurusunda aralar›nda baflgardiyan›n da bulundu¤u manga hakk›nda suç duyurusunda bulundu. Olay günü saat 13:05’te Özyürek’in kald›¤› hücrenin havaland›rmas›nda gerçekleflen sald›r› öncesinde 2 tane 2. müdür ve ayn› gardiyan grubu Özyürek’i “ziyaret” ederek hapishanedeki keyfi tutumlara ve dayatmalara karfl› yapt›¤› protestolar›n son bulmas›n› söylüyorlar. “Ortam geriliyor, iyi düflün” fleklinde tehditlerle karfl›laflan Özyürek daha önce de hapishane yönetmeliklerine dayand›r›larak çeflitli yapt›r›mlarla karfl›laflm›fl, hakk›nda defalarca disiplin soruflturmalar› aç›lm›fl, fiziki sald›r›lara maruz kalm›flt›r. Hapishane idaresi ve gardiyanlar hakk›nda yapt›¤› disiplin soruflturmas› sonucunda da hakk›nda yeniden disiplin soruflturmas› aç›lm›flt›r. Olay günü gardiyan grubu h›zla havaland›rmaya girip Özyürek’in yan›n-
daki hücrede bulunan Cenan Genç’i hücresine kilitledikten sonra hiçbir fley söylemeden Özyürek’e sald›rm›fllard›r. Ayakkab›lar› ve çoraplar› ç›kar›lan, yerlerde sürüklenen Özyürek’in kollar› ve bilekleri bükülerek yumruklanm›fl, bo¤az› ve a¤z› s›k›larak ba¤›rmas› engellenmeye çal›fl›lm›flt›r. Böylesi bir sald›r›ya haklar›n›n olmad›¤›n› söylemeye çal›flan Özyürek’e herhangi bir cevap verilmeksizin sald›r›ya devam etmifllerdir. Sald›r›n›n hemen ard›ndan ise bunun k›smi bir arama oldu¤unu söyleyen gardiyanlar, Özyürek’in hücresini göstermelik olarak 1 dakika aram›fllar, hücrede bulunan çamafl›r ipine de gerekçe göstermeden el koymufllard›r. Arama bahanesi sald›r›ya k›l›f haz›rlamak için yap›lm›flt›r. Hapishane idaresinin bilgisi dahilinde gerçekleflen sald›r› sonras›nda Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunarak sald›r›y› gerçeklefltirenlerden flikayetçi olan Özyürek, ayr›ca gerekti¤inde sald›r›y› gerçeklefltiren gardiyanlar› Cenan Genç’le birlik te teflhis edebileceklerini de belirtti. (H. Merkezi)
ler so¤uk, giysilerin renklerinden kaynakl› sorunlar yaflan›yor.” Yeni ç›kan uygulamayla “tutsaklar›n kendileriyle 1. dereceden akraba olanlar haricinde 3 ayr› kifliyle görüflebilece¤ini” belirten ve bu hakk› Edirne F tipinde tutsak bulunan Zeki fiahin için kulland›¤›n› anlatan Kalman, Edirne’deki durumu da bize aktar›yor. K›sa süre önce Zeki fiahin’i ziyaret etti¤ini ve fiahin’in zaten siyasi bir tutsak olmas› itibariyle de kendisiyle siyasi içerikli bir diyaloglar› oldu¤unu anlatan Kalman, bu diyaloglardan kaynakl› ziyaret hakk›n›n 1 y›l boyunca hapishane idaresince yasakland›¤›n› belirtiyor. Kalman, fiahin’le d›flar›da yaflanan geliflmeler, ‹HD’nin Cezaevi Komisyonu ve TUYAB’da yapt›klar› çal›flmalarla ilgili konufltuklar›n› belirterek, zaten siyasi bir tutsakla da tutsa¤›n kimli¤i itibariyle baflka bir flekilde konuflulamayaca¤›n›n da alt›n› çiziyor. Bir süre sonra Zeki fiahin’in annesi Güzel fiahin’e “Sevim Kalman gelmesin, cezal›, görüfltürülmeyecek” dendi¤ini söyleyen Kalman, iki hafta kadar sonra kendisi gitti¤inde bafl›na gelenleri anlatt›. Zaten içeriye gönderilen devrimci ve sosyalist bas›n›n tutsaklara verilmedi¤i için d›flarda yap›lan pek çok bas›n aç›klamas›, geliflen olaylar ve benzeri fleylerden bi haber olduklar›n› belirten ve bu yüzden bu görüfllerin önemli oldu¤unu belirten Kalman, iki hafta sonra gitti¤inde kimli¤ini uzatt›¤›n› ancak görevli taraf›ndan “Size 1 y›l görüfl cezas› verilmifl, görüflemezsiniz” dendi¤ini anlatt›. (‹stanbul)
Tecritin mant›¤›; s›n›rs›z bask› F tipi hapishanelerde yaflanan hak ihlalleri ile ilgili 23 Aral›k’ta bir bas›n aç›klamas› düzenleyen TUYAB, yaflananlar› gözler önüne serdi. Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde yaflanan hak ihlallerini Kas›m ay› dökümünü de haz›rlayan TUYAB bu noktada onlarca örnek oldu¤unu vurgulad›. Bas›n aç›klamas›nda içeriye gönderilen veya tutsaklardan d›flar›ya gönderilen mektup ve kartlara idare taraf›ndan el konuldu¤unu gösteren pek çok örnek yer ald›. Örne¤in Edirne F Tipi’nde toplatmas› olmayan yay›nlara “terör örgütü propagandas› yap›ld›¤›” gerekçe gösterilerek el konuluyor; baflka bir tutsa¤a kitap yat›rmak isteyen aileye ise “kuryelik” iddias› ile tutanak imzalat›lmak isteniyor. “Hücre cezas›” olan tutsaklar sadece iç çamafl›r› ile tekli hücreye at›lmakta ve battaniye dahi verilmemektedir. Keyfi arama dayatmas›na tutsaklar boyun e¤medi¤inde ise tedavi ve savunma haklar› ellerinden al›nmaktad›r. Ziyarete gelen ailelerin görüfl saati bilerek geçirilmekte, zaten k›s›tl› olan süre engellemeler ile yok say›lmaktad›r. Tutsaklar iste¤i olmaks›z›n yap›lan sürgün ve zorla sevk uygulamalar› ile h›z kesmeden devam ettirilmektedir. Tüm bunlara ilaveten hapishane idarelerinin içerde olup biteni anlatan mektuplar› “F tiplerini kötülüyorsunuz” diyerek imha etmesi ise evlere flenlik bur durumdur.
13-26 Ocak 2006 Direniflin sesinden
Köpeksiz köyde de¤neksiz dolaflmak... ‹flçi y›llard›r sömürülmekten, iflveren sömürmekten doymuyor. ‹flveren kâr›na kâr kat›p büyümeye devam ederken, iflçi kar›n toklu¤una çal›fl›yor. Yani ortada bir pastan›n oldu¤unu düflünürsek bu pastan›n %80’ini az›nl›kta olan iflverenler, %20’sini ço¤unlukta olan iflçiler yiyor. ‹flçilerin bedel ödeyerek ald›klar› haklar› ortadan kald›rmak için iflveren elinden geleni yap›yor. Biz Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde çal›flmakta olan ‹leri Deri iflçileriyiz. Bu düzene dur demek için sendikal› olmaya karar verdik. Ancak iflveren sendikal› oldu¤umuzu duydu¤u anda bizi iflten ç›kard›. 18 fiubat 2005 tarihinden itibaren fabrikan›n önünde beklemekteyiz. Bugün direniflimizin 320. günü. Y›lmadan, b›kmadan, usanmadan bir y›ld›r sendikal› olarak ifle dönmeyi bekliyoruz. Bu bir y›l içerisinde iflverenin birçok oyununa maruz kald›k. Polis bask›s›, direnifl çad›r›m›z›n yak›lmas› gibi… ‹flverenin yalan ihbarlar› nedeniyle defalarca gözalt›na al›nd›k. Ama bask›lar bizi y›ld›ramad›. Geri iade ve yetki davalar›n› kazand›k. Ama iflveren bizi sendikal› olarak ifle almamak için direniyor. Çal›flma Bakanl›¤›’n›n devreye girmesi bile iflvereni karar›ndan cayd›ramad›. Bu da gösteriyor ki yasada bulunan “sendika anayasal bir hakt›r, sendikaya üye olan iflçiyi iflten ç›karan iflverene üç y›l hapis cezas›” sadece formalite gere¤idir. Demek ki, yasalar›n yapt›r›m gücü yok. Adaletsizlik yaparak adelet sa¤lanmaya çal›fl›l›yor. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de hak verilmiyor. Söke söke al›nmas› gerekiyor. Hayat flartlar› gün geçtikçe a¤›rlafl›yor. Dünün miras› bask› ve zulüm. Bugün Baflbakan simit fiyat›n›n üzerinden asgari ücreti hesapl›yor. Ve ona göre zam yap›yor. Baz› bilinçsiz s›n›f arkadafllar›m›z “Allah raz› olsun” diyor. Biz eme¤imizin karfl›l›¤›n› istiyoruz, sadaka de¤il. Açl›k s›n›r›n›n alt›nda çal›flt›r›l›yoruz. Ama kimsenin buna itiraz etmeye cesareti yok. 320 gündür direniflteyiz. Ve s›n›f arkadafllar›m›zdan destek görmedik. ‹flçiler iflten ç›kar›lma korkusuyla yafl›yorlar. Bu yüzden sokakta selam›m›z› almaktan bile çekiniyorlar. Sendikal› oldu¤umuz için terörist damgas› yedik. Sendikal› olmak suçsa neden anayasada yer al›yor? Madem sendikal› olmak suç, öyleyse biz idaml›¤›z. Ma¤azalar giyecekle dolup tafl›yorsa ve biz so¤uktan tir tir titriyorsak o ma¤azalara sald›rmal›. Ve yeni bir dünya kurmal›… Birileri el eme¤imizi içki masalar›na meze yaparken, birileri bile¤imizin hakk›yla altlar›na mercedesler çekip koltu¤unda göbek büyütürken biz neden bunlara seyirci kalal›m. Ve biz ne zaman uyudu¤umuz bu uykudan uyanaca¤›z? Elbetteki iflveren “gel iflçi kardeflim al bu da senin pay›n” deyip de kâr›na ortak olman› istemeyecektir. Biz ondan bunu isteyece¤iz ve alaca¤›z. Ve biz üretimden gelen gücümüzü kullanmal›y›z. ‹flçi oldu¤umuz için gurur duymal›y›z. Ve hakk›m›z olan› almal›y›z. ‹flverenlerin durumu köpeksiz köyde de¤neksiz dolaflmaya benziyor. Bir gün proletaryan›n balyozu kafalar›na inecek. Bugün birçok fabrika bekçisinin ya parma¤› yok ya da kolu yok. Bir ço¤u ifl kazalar›ndan dolay› yar›mlar. ‹flveren kendisine dava aç›lmamas› karfl›l›¤›nda onlar› bekçilikle ödüllendiriyor. Birçok fabrika sezonluk çal›fl›yor. Yaz›n insanlar gece gündüz demeden çal›flt›r›l›yorlar. K›fl›n ise hiçbir hak verilmeksizin kap› d›flar› ediliyorlar. Ama kimse bu durumdan rahats›z olmuyor ki, kaderlerine boyun e¤iyorlar. Ama nereye kadar iflveren önünde el pençe divan durulacak. Bu düzene art›k “dur” demenin zaman› gelmedi mi? Biz yaln›z olmad›¤›m›z› biliyoruz. Ve baflaraca¤›z. Birlikte oldu¤umuz sürece güçlüyüz. Kazanana kadar direnece¤iz. B‹RL‹K MÜCADELE ZAFER! (Direniflçi Zuhal fien)
12
39
Serkan Ero¤lu anmas›na polis sald›rd›! 27 Aral›k günü saat 12:00’de Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde toplanan ö¤renciler A. Serkan Ero¤lu’nun katlediliflinin 8. y›l›nda katledenlerin bulunarak cezaland›r›lmas›n› istedi. Aralar›nda YDG’lilerin de bulundu¤u kitle “Ali Serkan Ero¤lu ölümsüzdür. Katili polis-idare iflbirli¤idir, Marafl’tan fiemdinli’ye katliamlar›n sorumlusu devlettir, hesap soral›m-Devrimci-demokrat ö¤renciler” yaz›l› pankart›n arkas›nda kortejler oluflturarak Ege Üniversitesi Rektörlü¤ü’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Katil polis üniversiteden defol”, “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak”, “A. Serkan Ero¤lu ölümsüzdür” vb. sloganlar at›ld›. Ege Üniversitesi girifl kap›s›na gelindi¤inde polis barikat›yla engellenen kitle, barikata yüklenerek yürüyüfle devam etmek istedi. Kitleye panzer, gaz bombas› ve coplarla sald›ran polise ö¤renciler de tafllarla karfl›l›k verdi. Çat›flman›n bafllamas›yla birlikte yürüyüflte olmayan di¤er devrimci ve demokrat ö¤renciler de çat›flma alan›na arkadafllar›na deste¤e geldi. Yaklafl›k 100 kiflilik kitle, polisle uzun süre çat›flt›. Üniversite içerisine girerek önüne ç›kan herkese sald›ran polis, aralar›nda ö¤retim görevlilerinin de bulundu¤u çok say›da kifliyi döverken, 8 kifliyi gözalt›na ald›. Fakültelere girerek camlar› k›ran polise tepki duyarak toplanan ve gittikçe kalabal›klaflan ö¤rencilerin tepkisi üzerine polis okuldan ç›karak d›flar›da barikat kurmak zorunda kald›. Olayda 9 ö¤renci çeflitli yerlerinden yaralanarak hastaneye kald›r›ld›. Gözalt›na al›nanlar ise ertesi gün serbest b›rak›ld›. 28 Aral›k günü ise saat 12:00’de Edebiyat Fakültesi önünde toplanan yaklafl›k 500 kifliden oluflan gruba E¤itim-Sen ‹zmir fiubeleri, ö¤retim görevlileri ve akademisyenler de destek verdi. Aç›klamada k›saca devlet terörünün dünden bugüne ha-
Sekiz y›l önce “intihar etti” denilerek, eterle bay›lt›ld›ktan sonra üniversitede katledilen Ege Üniversitesi ö¤rencisi A. Serkan Ero¤lu, öldürülmeden bir süre önce kaç›r›lm›fl ve “bafl›ma bir fley gelirse sorumlusu devlettir” demiflti. Dün O’nu katledenler, bugün de faillerin bulunmas›n› isteyenlere sald›rarak gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar.
len devam etti¤ine de¤inilerek “Marafl’ta, Çorum’da, Sivas’ta, 19 Aral›k’ta, Yüksekova’da, fiemdinli’de halk›n üzerine bombalar ya¤d›ran devlet, dün de üniversitemizde gaz bombalar› ve panzerlerle Serkan Ero¤lu’nu anmak, faillerinden hesap sormak, polisidare iflbirli¤ini göstermek amac›yla rektörlü¤e yürümek isteyen ö¤rencilere sald›rm›flt›r” denildi. Aç›klama boyunca s›k, s›k “Ege faflizme mezar olacak”, “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak” “Katil polis üniversiteden defol” vb. sloganlar at›ld›. Eylem sonras› E¤itim-Sen’in olaylarla ilgili yine Edebiyat Fakültesi önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›na ö¤renciler ve ö¤retim görevlileri de destek verdi. E¤itim-Sen ‹zmir flubeleri ad›na aç›klamay› yapan Ali K›l›ç “Burada üniversitemize, dekan›m›za, ö¤retim eleman› üyelerimize, ö¤rencilere yap›lan bu ceberrut faflist ve vahfli tutumu k›n›yoruz”
dedi. Sonra kortejler oluflturarak “Polis-‹dare iflbirli¤ine son” pankart› arkas›ndaki kitle, sald›r› sonras› yaralanan 9 ö¤renciyi tedavi etmeyen MED‹KO önüne yürüdü. Burada ›sl›k, slogan ve alk›fllarla MED‹KO protesto edildi. MED‹KO önünden ö¤renci çarfl›s›na do¤ru yürüyen kitle s›k s›k “Katil MED‹KO, iflbirlikçi idare” vb. sloganlar att›. 5 Ocak günü ise 27 Aral›k’taki polis sald›r›s›nda yaralanan ö¤renciler Bayrakl› Adliyesi’nde bir araya gelerek Ege Üniversitesi Rektörü Ülkü Bay›nd›r, ö¤rencilere sald›ran polis ve amirleri Ege Üniversitesi Özel Güvenlik Birimi çal›flanlar› hakk›nda; “iflkence yapmak, tehdit, hakaret, görevi kötüye kullanma” vb. konular›nda suç duyurusunda bulundu. Saat 13:20’de Adliye önünde bir bas›n aç›klamas› da yapan grup bileflenleri tüm sald›r›lara karfl› mücadelelerine devam edeceklerini bildirdiler. (‹zmir)
‹flçi Köylü Kurtuluflu ç›kt› TKP/ML’nin merkezi kitle yay›n organ› olan ‹flçi Köylü Kurtuluflu Aral›k 2005 say›s› elimize posta kanal›yla ulaflt›. Gazetemizin 9. sayfas›nda haber de¤eri tafl›d›¤› için yay›nlad›¤›m›z “Dünyada Devrim ‹lerlemektedir” bafll›kl› yaz›n›n yan› s›ra ‹KK’da flu yaz›lar bulunmaktad›r; “fiemdinli Halk›n›n Öfkesini Kuflanarak Kavgay› Büyütelim” bafll›kl› yaz›da fiemdinli’de yaflanan geliflmeler de¤erlendirilerek; “fiimdi bize düflen görev, bu devrimci
hamleyle ortaya ç›kar›lan ‘derin devletten’, yani devletin kendisinden, yakalanan katillerinden ve bunlar›n uzant›s› olan elebafllar›ndan hesap sorma sorumlulu¤uyla hareket etmektir” denilmektedir. “Kahraman Direniflin Alevleri Gelece¤i Ayd›nlat›yor” bafll›kl› yaz›da 19 Aral›k hapishaneler katliam ve direniflinin y›ldönümü vesilesiyle yaflananlar bir kez daha aktar›l›yor. “fiehitlerimiz Onurumuzdur ve Meflalemizdir” bafll›kl› yaz›da Ocak ay›n›n son hafta-
s›n›n Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› oldu¤u belirtilerek, flehitleri anman›n içinden geçti¤imiz tarihsel süreçteki görev ve sorumluluklar›m›z›n yerine getirilmesi oldu¤u üzerinde duruluyor. “Devrimci Savafl› Gelifltirmek ‹çin Maddi Deste¤i Yükseltelim” bafll›kl› yaz›da ise flu anda yurtd›fl›nda sürmekte olan kampanyan›n gereklilikleri ve nas›l ele al›nmas› gerekti¤i üzerinde durulmaktad›r. (H. Merkezi)
13
39
13-26 Ocak 2006
fian olsun Proletarya Partisi’ni kanlar›yla besleyenlere... Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini ülkemiz somut koflullar›na uygulay›p kendine rehber edinen Proletarya Partisi, 34 y›ll›k mücadele tarihinde büyük bedeller ödeyerek büyük badireler atlatarak yenilgiler ve kazan›mlarla flimdiki durumuna gelmifltir. Tabi ki bu 34 y›ll›k mücadele tarihinde gerilemeler, düflüfller, darbeler, örgütsel yenilgiler oldu¤u gibi direnifller, kahramanl›klar, yenilgiden zafere uzanan yollar yaflanm›flt›r. Her gerilemeden, örgütsel yenilgiden, yol flafl›rmam›zdan aya¤a kalk›fl›m›z kavgadaki ›srar›m›zd›r. Her flehit düflen yoldafl›m›z Marksist-Leninist-Maoist güzergahta Alt›nça¤’a uzanan yolda zafere do¤ru yürüyüflümüzde bize yol gösteren, yolumuzu ayd›nlatan, s›n›f mücadelesinde ›srar›n birer neferidir. fiehitlerimizin yaflant›lar›n› kavramal› ve ö¤renmeliyiz. Onlar›n bizleri b›rakt›klar› bayra¤› daha yukar› tafl›mal›, sonuna kadar ilerletmeliyiz. fiehit düflen yoldafllar›m›z›n arkas›ndan a¤lamak ve üzülmekle onlar› anamay›z. E¤er yoldafllar›m›z› anmak istiyorsak, onlar›n sorumluluklar›n› omuzlamal›, mücadelelerinden ö¤renmeli ve daha s›k› bir flekilde mücadele alanlar›m›zda onlar›n deneyim ve tecrübelerinden yararlanarak savaflmal›y›z. Yaflad›¤›m›z yenilgilerde ve zorlu süreçlerde pani¤e kap›lmak, korkmak ve karfl› devrimci söylemlerden etkilenmek yerine,
tarihimizden ve flehitlerimizden ders almal›y›z. Zorlu süreçlerde yönümüzü kaçk›nlara çevirece¤imize, mücadeleye daha bir s›k› sar›lanlara çevirmeliyiz. Unutmayal›m ki, çeflitli milliyetlerden oluflan Türkiye proletaryas›n›n umudu kan ve can pahas›na kurulmufltur. Mayas›nda kan ve can vard›r. Her flehit bu yap›n›n üstüne bir tu¤la koymakta ve yap›y› büyütmektedir. Bu yap›n›n harc› can demiri ise kand›r. Bu yap›n›n temelinde Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisi vard›r. Yine bu yap›n›n temelinde
g›das›n› Marksist-Leninist-Maoist ideolojiden alan önder yoldafl Kaypakkaya’n›n iflkencehanelerde “Ser verip s›r vermeme” gelene¤i vard›r. Meral Yakar’›n fedakarl›¤›, Ali Haydar’›n kendini yoldafllar› için feda ruhu, Ahmet Muharrem Çiçek’in yüreklili¤i vard›r. Bu yap›n›n devam tu¤lalar› olan “Yafl› küçük yüre¤i ve sevdas› büyük komutan” Aflk›n Günel, kavgada ›srar›n ve inanc›n ad› Muharrem Yi¤itsoy, burjuvazinin her türlü olanaklar›n› elinin tersiyle itip kavgan›n ortas›na gelen Cafer Kara yoldafl
vard›r. Ve ismini burada sayamayaca¤›m›z yüzlerce yoldafl›m›z, binlerce devrimci vard›r. “Binlerce, on binlerce flehit bizden önce halk›n ç›karlar› için canlar›n› kahramanca verdiler. Onlar›n bayra¤›n› yukar›lara kald›ral›m, kanlar› ile çizilen yolda ilerleyelim”. (MAO) Proletarya Partisi 1978 y›l›nda 1. Konferans›’nda ald›¤› kararla Ocak ay›n›n son haftas›n› “Parti ve devrim flehitleri haftas›” olarak ilan etmifl ve bu temelde al›nan karar ile her y›l Ocak ay›n›n son haftas›nda Parti ve devrim flehitlerini çeflitli eylem ve etkinliklerle anm›flt›r. Peki, bizler parti ve devrim flehitlerini nas›l anmal›y›z? Parti ve devrim flehitlerini anmaktan ne anlamal›y›z? Sadece salonlarda yap›lan panellerde mi, eylemlerde mi? Hay›r, onlar› anmak kavgada ›srar etmektir. Onlar› anmak mücadele bayraklar›n› yükselterek s›n›f savafl›m›n›n engin denizlerine dalmakt›r. Onlar› anmak bulundu¤umuz her alanda mücadeleyi yükseltmektir. Onlar› anmak yaflam›m›z›n her alan›nda hissetmektir. Yoldafllar›m›z› mücadele alanlar›m›zda Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini kuflanarak militan bir flekilde anmal›y›z. Ancak flehit düflen yoldafllar›m›za bu flekilde lay›k olabiliriz. (Kartal’dan bir ‹flçi köylü okuru)
19 Aral›k katliam› Fransa’n›n çeflitli bölgelerinde lanetlendi... 19 Aral›k 2000 tarihinde faflist TC devletinin “hayata dönüfl operasyonu” ad› alt›nda gerçeklefltirdi¤i katliam, Fransa’da da çeflitli etkinliklerle lanetlendi. Bilindi¤i gibi F-tipi hapishanelere geçifl sürecinde devrimci tutsaklar› teslim almaya, kimliksizlefltirmeye ve kifliliksizlefltirmeye yönelik bir imha operasyonu olan 19 Aral›k katliam›, ayn› zamanda Türkiye devrimci hareketi aç›s›ndan da tarihsel bir direniflin yafland›¤› süreç olmufltur. Bu tarihi süreci belleklerde taze tutmak, katliam› bir kez daha lanetlemek ve direnifl sloganlar›m›z› bir kez daha hayk›rmak için Fransa’da etkinlikler düzenlendi. PAR‹S Paris’te 19 Aral›k Pazartesi akflam› Châtlet meydan›nda meflaleli bir miting düzenlendi. TKP/ML, MKP,
Direnifl Hareketi, MLKP, TK‹P ve SfiK taraftarlar›n›n ortak düzenledi¤i mitingde merkezi olarak haz›rlanan bildiri Türkçe ve Frans›zca okundu. Bildiride 19 Aral›k katliam› lanetlenirken, devrimci tutsaklar›n onurlu direnifli öne ç›kar›ld›. “19 aral›k katliam›n› unutturmayaca¤›z” pankart› yan› s›ra çeflitli dövizlerin de tafl›nd›¤› miting, ortak sloganlar›n at›lmas›yla son buldu. STRASBOURG Strasbourg’da 16 Aral›k Cuma günü ‹flçi-Köylü, Devrimci Demokrasi ve Ufuk Çizgisi dergilerinin ortak düzenledi¤i bir panel yap›ld›. Panele konuflmac› olarak 19 Aral›kta cezaevlerinde bulunan ve süreci yaflayan iki konuflmac›yla süreci yurtd›fl›nda yaflayan bir konuflmac› kat›ld›. Faflizmin her türlü gaz ve yang›n bombalar›na ve en mo-
dern silahlar›na karfl› bedenlerini ortaya koyarak direnenlerin yaflad›klar› anlat›ld›. Katliam›n ve direniflin siyasal boyutlar› tart›fl›ld›. Tart›flmalar›n canl› olmas› dikkat çekiciydi.
du¤u kalabal›k bir grup Esenler’de bulunan Kemer Mezarl›¤›’nda bir araya geldi. Ellerinde Göktepe’nin foto¤raflar›n› tafl›yan grup, s›k s›k “Hepimiz birer Metiniz” slogan› eflli¤inde Göktepe’nin mezar› bafl›nda topland›. O¤lu Metin’in mezar›na karanfiller b›rakan ve mezar› öpen anne Fadime Göktepe, “Metin’im ölmedi, kalemi k›r›lmad›. Metin’in kalemi hala Evrensel’e çal›fl›yor” dedi. Emekçilerin o¤lu Metin’e sahip ç›kt›¤›n› ifade eden Fadime Göktepe, “Bütün emekçilerin hepsi benim Metin’imdir” diye konufltu. Göktepe’nin öldürülmesinin üze-
Çukurova’dan selamland›
ST-BRIEUC 25 Aral›k 2005’te St-Brieuc kentinde yine bir panel düzenlendi. TKP/ML, MKP, MLKP taraftarlar›n›n ortaklafla düzenledikleri panel di¤er etkinlikler gibi 19 Aral›k flehitleri somutunda sayg› durufluyla bafllad›. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› panelde 3 panelist sürecin siyasal boyutuna vurgu yapt›lar. Onurlu direnifle de de¤inilen panelde faflist Türk devletinin yasalar› ile ilgili de düflünceler belirtildi. Sorularla daha da canland›r›lan panelde hapishanelerindeki son durum da de¤erlendirildi.
‹nad›na hepimiz birer Metin’iz... Polisler taraf›ndan dövülerek iflkence ile katledilen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, ölümünün 10. y›ldönümünde mezar› bafl›nda an›ld›. 8 Ocak 1996’da, Eyüp Kapal› Spor Salonu’nda polisler taraf›ndan dövülerek iflkence ile katledilen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe ölümünün 10. y›ldönümünde dostlar› taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›. Aralar›nda Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, Evrensel Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni ‹hsan Çaralan, Hasan Ocak’›n kardefli Maside Ocak ve çok say›da demokratik kitle örgütü temsilcisi ve gazetecinin bulun-
YDG Konferans›
rinden 10 y›l geçti¤ini belirten Evrensel Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni ‹hsan Çaralan, Türkiye’de bas›n üzerindeki bask›lar›n devam etti¤ine dikkat çekti. Bas›n›n 10 y›l öncesinden daha geriye düfltü¤ünü ifade eden Çaralan, “Bas›n eskisinden daha fazla egemenlere hizmet veriyor. fiimdi daha çok Metin’e ihtiyaç var” dedi. Konuflmalar›n ard›ndan, demokrasi mücadelesinde yaflamlar›n› yitirenler için sayg› duruflunda bulunan ve Göktepe’nin mezar›na karanfiller b›rakan kitle, daha sonra “‹nad›na hepimiz birer Metiniz!” slogan› eflli¤inde da¤›ld›. (H. Merkezi)
24-25 Aral›k tarihlerinde ‹stanbul’da Tohum Kültür Merkezi’nde yapt›¤› 1. Konferans’la program›n› oluflturan Yeni Demokrat Gençlik, Adana’da yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile konferans› selamlad›. 8 Ocak 2006 tarihinde ‹nönü Park›’nda bir araya gelen YDG’liler, saat 12.15’te eylemlerini bafllatt›lar. “fian olsun YDG Konferans›’na” yaz›l› YDG imzal› pankart açan YDG’liler s›k s›k “fian olsun YDG Konferans›’na”, “Kavgaya sar›l, YDG’ye kat›l”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” vb. sloganlar att›lar. YDG ad›na bas›n metnini Çilem Önsel okudu. Önsel yapt›¤› aç›klamada konferans› k›saca anlat›p “Biz YDG olarak yapm›fl oldu¤umuz konferans› Çukurova’dan coflkuyla selaml›yoruz” dedi. Eylem alk›fllar ve sloganlarla bitirildi. (Mersin)
14
13-26 Ocak 2006
39
Tarihi toplant› baflar›yla sonuçland›... Monarfliye karfl› yürüttü¤ü Halk Savafl›n› yükseltti¤i dönemde ayn› zamanda Parti içi mücadelesini de baflar›l› bir flekilde sonuçland›rd›¤›n› ifade eden Nepal Komünist Partisi (Maoist) yedi politik partiyle de 12 maddelik bir anlaflma yapm›flt›. Bu süreçte toplam 4 ayl›k ateflkes ilan eden NKP(M) bu dört ay›n sonunda ateflkese son verdi¤ini ilan etmeden önce Merkez Komite Geniflletilmifl Toplant›s›’n› yaparak bir dizi karara imza att›. “‹lgi çekici” yönlerin de oldu¤u toplant› sonuçlar›n› okurlar›m›zla paylafl›yoruz. Nepal proletaryas›n›n flanl› politik temsilcisi, Nepal Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi Geniflletilmifl Toplant›s›, baflar›yla sonuçland›r›ld›. Gericiler parti içi tart›flmadan mutluluk duyar ve “böl ve yönet” politikas›n› uygulamaya çal›fl›rken, proleter devrimin sorumlu lideri, dünya devrimi ideolojisini, politika, plan ve program›n› yeni bir aflamaya yükselterek parti merkezindeki fevkalade birli¤i sa¤lamlaflt›r›yordu. Bu tarihi toplant›, ideoloji ve yöntem üzerine yeni bir devrimin yeni bir bafllang›c›d›r. Ülkede hüküm süren politik kriz ve çeliflkileri çözmek üzere yeni inisiyatif bafllat›lmaktad›r. Bu tarihi toplant›n›n ald›¤› tarihi kararlar 30 Kas›m 2005 tarihinde Baflkan Yoldafl Prachanda taraf›ndan bas›n sonuç bildirgesiyle flu flekilde duyurulmufltur: “Feodal monarflinin tüm tertip ve kuflatmalar›na engel olarak Nepal proletaryas›n›n flanl› politik temsilcisi Nepal Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi’nin geniflletilmifl toplant›s› Yoldafl Prachanda’n›n baflkanl›¤›nda büyük bir baflar›yla sonuçlanm›flt›r. ‹deolojisini, politikas›n›, plan ve programlar›n› yeni bir aflamaya yükseltme yoluyla, parti merkezinde bugüne kadar görülmemifl birli¤i sa¤lamlaflt›rarak proleter s›n›fa hizmet etme tarihi iradesi ile ve ülkede hüküm süren politik krizi çözmek için gelifltirilen yeni fikirlere göre kendini de¤ifltirerek, yukar›da bahsi geçen toplant› kararlar›n›n özünü kamuoyuna duyurmak için bu bas›n bültenini yay›nlamaktad›r. 1) Aç›l›fl konuflmas›nda, Baflkan Yoldafl Prachanda, ülkenin içte ve d›flta yüzyüze oldu¤u sorunlara gö¤üs germek üzere ideoloji, politika, yöntem ve çal›flma tarz›nda yeni bir devrim yoluyla kendisini gelifltirmesi ve dönüfltürmesi için acil olan bir konsept öne sürerek Merkez Komite üyelerini, tarihi bir fedakarl›kla tüm partiyi ve kendilerini de¤ifltirmeye ça¤›rd›. Geleneksel anlay›fl ve çal›flma tarz›n›n süreklili¤inden kopuflla yeni bir anlay›fl ve çal›flma tarz› gelifltirilmeksizin iç ve d›fl sorunlara gö¤üs germenin mümkün olmad›¤› mesaj›, aç›l›fl konuflmas›n›n ana özünü oluflturmaktayd›. Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Enternasyonal marfl›n›n ezgileri toplant› sa-
“Sapma ve zaaflar üzerinde zaferin sadece kiflinin büyük fedakarl›k ve büyük tart›flma yoluyla kendisini dönüfltürme sürecine kararl› bir flekilde girme yoluyla kazan›labilece¤i ve sadece bu yolda Nepal toplumunun devrimci dönüflümünde önderlik rolü oynayabilece¤i gerçe¤i aç›klanm›flt›r.”
“Feodal monarflinin tüm tertip ve kuflatmalar›na engel olarak Nepal proletaryas›n›n flanl› politik temsilcisi Nepal Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi’nin geniflletilmifl toplant›s› Baflkan Yoldafl Prachanda’n›n baflkanl›¤›nda büyük bir baflar›yla sonuçlanm›flt›r.” lonunu doldurdu. Bunun hemen sonras›nda, son MK toplant›s›ndan sonra flehit düflen MK üyeleri Yoldafl Sherman Kunwar (Vishal) ve Yoldafl Mohan Chandra Gautam (Kumar), Merkez dan›flman Yoldafl Tejman Gharti (Dirgha), Tugay Komutan› Yoldafl Jeet V.C, Yoldafl Basanta, Yoldafl Jwar ve Dinesh, Yoldafl Ramji, Yoldafl Lokesh ve ülke içinde veya d›fl›nda bilinen ve bilinmeyen tüm flehitler için yumruklar kald›r›larak sayg› duruflunda bulunuldu. 2) Baflkan Yoldafl Prachanda toplant›da yeni bir doküman sundu. Günler süren ve kolektif bir flekilde, resmi ve resmi olmayan grup bölümleriyle ve demokrasinin yeni prati¤iyle söz konusu doküman gerekli düzeltmelerle birlikte tam ittifakla kabul edildi. Tart›flma sürecinde Daimi Komite Üyeleri Yoldafl Laldhoj (Bahattarai Baburam) ve Yoldafl Badal da dahil tüm yoldafllar dokümanda sunulan fikir, yöntem ve yaklafl›mlar üzerine anlay›flta ba¤l›l›klar›n› ifade eden ve ciddi öz-elefltirel bir inceleme ortaya koyan özlü ve duygulu konuflmalar yapt›lar. Ayn› flekilde di¤er
tart›flmalarda yer alan Siyasi Büro ve Merkez Komite üyeleri kendi düflüncelerini ifade ettiklerinde ve Baflkan kendi öz-elefltirel incelemesi ve aç›klamas›yla birlikte, parti içinde büyük bir tart›flma için devrim, karfl›-devrim ve parti önderli¤iyle ilgili olarak uluslararas› önemde ideolojik bir teklif sundu¤unda; tüm Merkez Komitenin bafllang›çta umulmam›fl olan ideolojik ve duygulu birli¤inin görülmemifl aflamas›na temas etti¤i hissedildi. Ad› geçen tarihi doküman›n özü flu flekildeydi: a) Doküman›n birinci bölümünde, dünyadaki durum, özel olarak da emperyalizm ve proletarya hareketi incelenmektedir. Buna göre Marks ve Engels’in rekabetçi dönemde Avrupa’daki devrim analizlerinin bir ço¤u, emperyalizm 1. Dünya Savafl›na ulaflt›¤›nda nas›l sürecin gerisinde kald›ysa, bugünün küreselleflmifl emperyalizminin Lenin ve Mao’nun emperyalizm ve proletarya hareketinin stratejisi üzerine yapt›¤› analizlerin baz›lar›n›n ayn› flekilde sürecin gerisinde kalmas›na neden oldu¤una dair önemli bir girifl bulun-
maktad›r. Bugün, proletaryan›n küreselleflmifl emperyalizme karfl› direnmek için günümüz emperyalizminin özgünlüklerinin yeni sentezini yaparak Marksizm-Leninizm-Maoizm’in gelifltirilmesiyle yeni bir dünya devrimi ve halk›n yeni dünya federasyonu yönünde ilerlemek için maddi zeminin nitel olarak tarihte bugüne kadar olmad›¤› kadar olgunlaflt›¤›na dair bir sonuç ç›kart›lm›flt›r. Bu anlamda, devam›nda 21. yüzy›lda dünya çap›nda ideolojik bir tart›flma bafllatarak ak›lc› bilimsel ideoloji ve strateji gelifltirmek için al›nan karar dokümanda aç›klanm›flt›r. Bu analiz, komünist harekette hüküm süren mekanik ve dogmatik düflünceye bilimsel bir sald›r›d›r. b) Doküman›n ikinci bölümünde, partinin politik ve askeri stratejisi gözden geçirilerek, yeni durumda uygulanmak zorunda olunan yeni politika somut olarak tart›fl›lm›flt›r. Bunlar›n aras›nda, feodal otokrasiye bir son vermek için parlamentarist politik partilerle ortak-çal›flman›n gereklili¤i, geçici hükümet, kurucu meclis ve demokratik cumhuriyet
39
15
ile ilgili konsept, çok partili rekabet ile ilgili konsept, temel haklar üzerine partinin yeni karar›, iç savafl d›fl›nda bar›flç›l politik yol ile ilgili konsept, demokratik cumhuriyette s›n›fsal, ulusal, bölgesel ve kad›n sorunlar›na somut bir flekilde hitap eden devlet erkinin yeniden inflas› konsepti, ateflkesin gözden geçirilmesi, feodal otokrasiye karfl› uygulanacak yeni askeri strateji vb. belirlendi. Bu bölümde, askeri politika ve feodal otokratik unsurlar zorlarsa, sonuna kadar savaflma inanc› da aç›kl›¤a kavuflturuldu.
ortadan kald›r›ld›¤› ifade edildi. ‹ç mücadelenin kamuoyuna yans›yan ve neredeyse sa¤l›ks›z olan olumsuz deneyimlerinden ders ç›kartarak, partinin bunlar› olumlulu¤a dönüfltürmek için yeni yöntem ve fikirler uygulamada baflar›l› oldu¤u belirtildi. Bu deneyim ve baflar›n›n sadece partimiz için de¤il ayn› zamanda Nepal komünist hareketi ve ayn› flekilde dünya komünist hareketi içinde de geleneksel düflünüfl ve tarzlar üzerinde zafer kazanmaya yard›mc› olaca¤›na inan›ld›¤› vurguland›.
c) Doküman›n üçüncü bölümünde, parti içinde büyümeye bafllayan sapma ve zaaflar ac›mas›zca elefltirildi. Halka hizmet ve onlarla iliflkinin güçlendirilmesi sorunlar› üzerinde ortaya ç›kan sapma ve zaaflar, arka planda ulusal ve uluslararas› objektif nedenlere ba¤lanarak, dokümanda, partinin kendi zaaflar›na karfl› devrim yapman›n yöntem ve kampanyas› karara ba¤lanm›flt›r. Sapma ve zaaflar üzerinde zaferin sadece kendisinin büyük fedakarl›k ve büyük tart›flma yoluyla kendisini dönüfltürme sürecine kararl› bir flekilde girme yoluyla kazan›labilece¤i ve sadece bu yolda Nepal toplumunun devrimci dönüflümünde önderlik rolü oynayabilece¤i gerçe¤i aç›klanm›flt›r.
e) Doküman›n beflinci ve alt›nc› bölümlerinde, karfl› sald›r›n›n birinci plan› ve gelecek plan›n tasla¤›n›n incelenmesi ayr› ayr› sunuldu. Karfl› sald›r›n›n birinci plan›n›n özetinde birçok hataya, zaafa ve baflar›s›zl›klara karfl›n temel olarak baflar›l› olundu¤u sonucuna var›l›rken, gelecek plan›nda politik ve askeri program›n yönelimi belirlendi. Politik yönelimde, feodal monarfliye karfl› kitleleri harekete geçirmek ve halkla iliflkilerin sa¤lamlaflt›r›lmas› için bizim kendi inisiyatifimize vurgu yap›l›rken, parlamentarist politik partilerle geliflen etkileflimle iliflkiyi gelifltirmeye özel önem verildi. Askeri yönelimde feodal otokratik unsurlar›n, Nepal halk›n›n demokrasi ve bar›fl istemine karfl› kraliyet askeri diktatörlü¤ü uygulad›¤› koflulda yeni “düflman›n ard›na düflerek do¤rudan beynine sald›rma” politikas› belirlendi. Bu amaçla, Halk Kurtulufl Ordusu’nun mevcut üç bölükten oluflan yap›s›n›n yedi bölü¤e ç›kar›lmas› önerildi.
d) Doküman›n dördüncü bölümünde, partinin geçmifl iç mücadelesi incelendi. Bu incelemede problemin bilimsel elefltiri-özelefltiri yöntemi uygulanarak çözüldü¤ü ve geçmifle dair birçok kuflkunun
ATEfiKESE SON VER‹LD‹ Nepal Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi Üç ay›n ard›ndan Partimiz taraf›ndan bir ay daha uzat›lan ateflkesin bu süresi de sona ermifl bulunmaktad›r. Partimiz, ülke içinde ve d›fl›nda ateflkesi olumlu karfl›layan ve destekleyen tüm demokrasi ve bar›fl yanl›s› güçlere, çok partili demokrasiye olan inançla iç savafltan bar›flç›l ve gelece¤e yönelik politik ç›k›fl için sorumluluk ve inisiyatif ald›klar› için yürekten minnettarl›¤›n› ifade etmektedir. Bu süre içerisinde partimiz ve yedi parlamentarist politik parti aras›nda demokrasi ve bar›fl hareketi için 12 maddelik bir anlaflmaya
var›lm›fl ve halk›m›z da bunu onaylam›flt›r. Bunun ortas›nda, partimiz Birleflmifl Milletler Örgütü de dahil çeflitli uluslararas› kurum, örgüt ve güçlerle demokrasi ve bar›fla dair anlay›fl›m›z ve inanc›m›z üzerine çok olumlu etkileflim gerçeklefltirmifl ve bu çerçevede bir dizi anlaflma infla etmifltir. Yukar›da bahsi geçen yeni durumun bir sonucu olarak, feodal otokratik kraliyet iktidar›na, ateflkese olumlu bir yan›t vererek demokrasi ve bar›fla geri döndürmek için ülke içinden ve d›fl›ndan yo¤un istekler yap›lm›flt›r. Fakat, kraliyet devleti korkunç bir feodal inatç›l›k ve totaliterlik sergileyerek ülkeye ve halka karfl› askeri terörde ›srar etmifltir. ‹lk üç ayl›k süreçte Palpa ve Morang dahil ülkenin çeflitli yerlerinde gözalt›nda silahs›z kadrolar› öldüren kraliyet ordusu, son aflamada ise bir hava sald›r›s›yla partimizin halk lideri Yoldafl Kim Bahadur Thapa’y› (Sunil) katletmifltir. Daha sonra uzat›lan bir ayl›k süreçte, sözde kraliyet ordusu faflist karakterini daha fazla sergileyerek sonunda Nagarkot Katliam›n› gerçeklefltirerek Rolpa’da askeri operasyon ad›na halka karfl› terör sald›r›s›n› sürdürerek halk›n dükkanlar›n› ya¤malamak, evlerini atefle vermek gibi barbar eylemlerini gerçeklefltirmifltir. Ayn› flekilde, kraliyet ordusu, ülkenin her yan›nda flu anda savunma durumunda olan Halk Kurtulufl Ordumuzun müfrezelerini kuflatarak kara ve hava sald›r›lar› gerçeklefltirme stratejisiyle ortaya ç›kmaktad›r.
13-29 Ocak 2006 3) Kabul edilen doküman›n düflünce ve ruhuna göre, geliflen devrim sürecinin ruhunu yakalayarak, büyük bir tart›flma yoluyla 21. yüzy›ldaki ideolojik sentezi elde etmek için kongre örgütlemeyi hedefleyerek, Baflkan Yoldafl Prachanda, bu sürece kadar kapsaml› önderli¤ini sa¤lamak amac›yla 95 üyeli Merkez Komite içinden 33 üyeli örgütleme komitesine isim listesi önerdi. Siyasi Büronun örgütsel olarak Merkez Komiteye, Merkez Komitenin Bölge Bürosuna ve buna göre her komitenin bir alt komiteye indirgenmesi fikrine göre yap›lan isim listesi oy birli¤iyle kabul edildi. Toplant›n›n sonunda örgütlenen sonuç bölümünde tüm konuflmac› yoldafllar, kendi s›n›rlama ve zaaflar›na karfl› devrim yapman›n büyük coflkusuyla dolu olarak toplant›n›n kabul etti¤i yeni fikirlerin önemine ve genifl kapsaml› kararlar›n sadece Nepal komünist hareketi içinde de¤il, ayn› zamanda dünya komünist hareketi içinde de büyük bir proleter fedakarl›kla ve ideal olarak tesis edilece¤ine olan güvenlerini ifade ettiler. Son olarak, Yoldafl Prachanda, toplant›da al›nan kararlar›n tarihi önemi üzerine özlü bir konuflma yaparak Merkez Komiteyi da¤›tmay› teklif etti. Yumruklar havaya kald›r›larak, da¤›tma önerisi tek tek kabul edildi. Son olarak flu sloganlar hayk›r›ld›: “Stratejik karfl› sald›r›y› yükselt”, “Yaflas›n büyük halk savafl›”, “Yaflas›n demokratik devrimler”, “Kahrolsun feodal monarfli”, “Kahrolsun dünya em-
Bu zeminin gerçekli¤i feodal otokrasiye karfl› sadece halk demokrasisi ve bar›fl için de¤il, ayn› zamanda Halk Kurtulufl Ordusunun kendisini savunmas› için de sald›r›ya geçmemizi zorunlu k›lmaktad›r. Ateflkesi uzatmak için BM ve AB dahil çeflitli kurumlar taraf›ndan yap›lan baflvurular› derinden anl›yor ve sayg› duyuyoruz. Ayn› flekilde, ülke içinde bar›fl sever kurumlar ve yedi politik partinin kurumlar›ndan biri olan Nepal Kongresi (Demokratik) taraf›ndan ateflkesi uzatmak için yap›lan ricay› anl›yor ve takdir ediyoruz. Fakat, kraliyet ordusunun yukar›da sözü edilen yeni faflist faaliyetleri zemininde, bizim iste¤imize ra¤men, ateflkesi uzatman›n bizim için imkans›z olmas›n›n ötesinde ayn› zamanda böyle yapman›n intihar haline gelmekte oldu¤u gerçekli¤ini ciddiye almalar›n› ve bu duruma karfl› herkesin seslerini güçlü bir flekilde yükseltmelerini rica ediyoruz. Bu istekle birlikte, partimizin ateflkese son verdi¤ini ilan ediyoruz. Burada, önümüzdeki askeri eylemlerimizin sadece otokratik kraliyet iktidar›n› hedefleyece¤ini aç›kl›¤a kavuflturmak istiyoruz. fiimdiki anlamda, askeri eylemlerimiz otokrasilerini gizlemek amac›yla sözde belediye seçimleri dramas›n› sahneye koyacak olan kraliyet ordusu ve onun kiral›k ihbarc›lar›n› hedefleyecektir. Ayn› zamanda, burada yedi politik partinin bar›flç›l hareketlerine mümkün oldu¤unca yard›mc› olaca¤›m›z› ve 12 maddelik anlaflmay› ileri tafl›maya kapasitemiz
peryalizmi”, “Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Maoizm ve Prachanda Yolu”, “Tüm ülkelerin iflçileri birleflin”, “Yaflas›n Nepal Komünist Partisi (Maoist)”, “Büyük flehitlere k›z›l selamlar”. 4) Eski geniflletilmifl Merkez Komitesi taraf›ndan kongre örgütleme komitesi olarak seçilen ve Yoldafl Prachanda baflkanl›¤›nda yap›lan Merkez Komite toplant›s›, Komite içinde herhangi bir mevki yaratmamaya, ancak sadece rektifikasyon (düzeltme) ve proletaryan›n ruhuna uygun ihtiyaç ve kapasiteye göre sorumluluklar› bölüfltürmeye karar verdi. Buna göre, Prachanda Yoldafl baflkan seçilirken, di¤er tüm üyelerin çal›flma bölümlerinin merkez üyelere göre yap›lmas›na karar verildi. 5) Yeni doküman›n ruhuna göre, partinin di¤er örgütsel yap›lar›nda da genifl de¤ifliklikler yap›ld›. Halk Kurtulufl Ordusu’nu yedi bölükte örgütleyerek çal›flma bölümleri yap›ld›. Ayn› flekilde, birleflik cephenin mevcut merkez komitesi devletin sa¤lamlaflt›r›lmas› rolünü oynamas› ve politik ulusal konferans örgütlemesi için birer çal›flma komitesi olarak örgütlendi. Parti, yoldafl Laldhoj ve Yoldafl Kanchha Bahadur’u bu komitelerin koordinatörü ve sekreteri olarak atad›. 6) Kabul edilen doküman›n fikir ve ruhuna göre, çeflitli bölüm ve cephelerin genifl bir flekilde örgütlenmesi ve yeniden örgütlenmesi yap›ld›. Ayn› flekilde yeni Merkez Komitesi Terai’de hareketi yükseltmek için bir dizi önemli karar ald›.
ölçüsünde katk› sunaca¤›m›za olan inanc›m›z› tekrar etmek istiyoruz. Ayn› zamanda genifl bir ulusal politik kongre veya yuvarlak masa araçlar›yla geçici hükümet ve kurucu meclis seçimleri yoluyla halk›n egemenli¤ini sa¤lama süreci saptan›rsa, partimizin herhangi bir derecede ateflkes ilan ederek bar›flç›l bir politik ç›k›fl yolu için katk› sunmaya haz›r olaca¤›n› ifade etmek isteriz. Fakat, bir önceki görüflmeleri Dorambha Katliam› ile sona erdiren ve flu anki ateflkesin Rolpa Operasyonuyla sona ermesine neden olan Gyanendra-Paras ve onlar›n askeri çetesi gibi otokratik feodal unsurlar›n terörist eylemleri sürerse, Nepal ve Nepal halk›n›n iyili¤i için sonuna kadar savaflmay› sürdürme kararl›l›¤›m›z› tekrar ediyoruz. Nepal halk›n›n kurtuluflunun, bu feodal otokrasiye karfl› silahlar› kald›rmaks›z›n imkans›z oldu¤u mevcut koflullarda, bar›flç›l ve silahl› hareket f›rt›nas› yaratmaktan baflka bir alternatif bulunmamaktad›r. Bu nedenle, partimiz, demokrasi, bar›fl ve ilerleme ad›na feodal otokratik monarfliyi sonsuza de¤in ortadan kald›rma amac› ile genifl kitlelerin birleflmesini güçlü bir flekilde istemektedir. Bugün, feodal zalimlere karfl› isyan etme hakk› Nepal halk›n›n en büyük insan hakk›d›r. Bu nedenle, Birleflmifl Milletler örgütü, uluslararas› topluluk ve dünya ezilen kitlelerinden bu hakka sayg› duymalar›n› ve desteklemelerini istiyoruz. 2 Ocak 2006 Prachanda, Nepal Komünist Partisi (Maoist) Baflkan›
13-26 Ocak 2006
16
39
Ocak ay› devrim ve komünizm u¤runa yaflam›n› proleter devrimlerin geliflimine adam›fl birçok komünist ve devrimci önderin yitirilifllerinin tarihini ifade etmesi aç›s›ndan Proletarya Partisi taraf›ndan di¤er aylardan farkl› k›l›nm›fl ve son haftas› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan edilmifltir.
Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür! Proletarya Partisi’nin 1978 y›l›nda toplanan 1. Konferans›’nda karar alt›na ald›¤›, devrimimizin ve enternasyonal proletaryan›n flehitlerinin toplu bir flekilde an›lmalar›n›n zaman dilimi olan Ocak ay›n›n son haftas›na yaklaflm›fl bulunuyoruz. Ocak ay› devrim ve komünizm u¤runa yaflam›n› proleter devrimlerin geliflimine adam›fl birçok komünist ve devrimci önderin yitirilifllerinin tarihini ifade etmesi aç›s›ndan Proletarya Partisi taraf›ndan di¤er aylardan farkl› k›l›nm›fl ve son haftas› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan edilmifltir. Proleter dünya devrimine kan› ve can› ile kat›lan tüm komünizm ve devrim flehitlerinin an›lma onuru 27. y›l›nda da flanl› bir flekilde tafl›nmaya devam etmektedir. fiehitlerimiz geçmiflten gelece¤e uzanan bir köprüdür! fiehitlerimizin, tüm insanl›¤› komünizm ça¤›na tafl›ma soylu hedefiyle girifltikleri kavga ve ideallerinin gerçek k›l›nmas› için kendilerini tereddütsüzce feda ediflleri; toplumlar›n ve s›n›flar›n mücadele tarihinin geçmiflten günümüze tafl›nmas›, daha nitelikli bir biçimde sürdürülmesi ve gelece¤e teslim edilmesidir ayn› zamanda. Bunun içindir ki Ocak ay›n›n son haftas›; devrim ve komünizm flehitlerini anarken, proletaryan›n nihai hedefi olan komünizm idealinin bayraklaflt›r›lmas› ve gerçek k›l›nmas› kararl›l›¤›n›n daha gür bir flekilde bir kez daha hayk›r›lmas›d›r. Tarihi yapma iradesinin geçmiflten günümüze ve gelece¤e tafl›nmas›n›n zorunlulu¤u Ocak ay›n›n son haftas›nda ete kemi¤e büründürülmüfltür. Tarihi yapma iradesini gösteren enternasyonal proletaryan›n yi¤it önderi ve savaflç›lar›n›n; Türkiye proletaryas›n›n komünist önder kadro ve üyelerinin,
kahraman savaflç› ve militanlar›n›n ideallerine uygun biçimde an›lmas› görevi tarihsel bir sorumluluk olarak bir kez daha karfl›m›zda durmaktad›r. Bu hafta, enternasyonal proletaryan›n ustalar› Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun; enternasnoyal proletaryan›n seçkin savaflç›lar› Dimitrov, Clara Zetkin, Kollantai, Rosa Lüksemburg, Çiang Çing gibi komünistlerin; Proletarya Partisi’nin siyasal, ideolojik ve örgütsel kurucusu ve önderi ‹brahim Kaypakkaya’n›n, Paris Komünü, Büyük Ekim Devrimi, Çin Devrimi; Peru, Hindistan, Filipinler ve Nepal’de ilerleyen devrimci mücadelenin kahraman komünistlerini ve kanlar›yla zaferin coflkulu nehrine akan tüm komünist devrimcileri, yumruklar›m›z› gö¤e kald›rarak sayg›yla önlerinde durman›n haftas›d›r. Bu hafta, Mahir Çayan ve yoldafllar›n›n K›z›ldere’de hayk›r›fllar›n›n, Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam sehpas›nda ölüme meydan okuyufllar›n›n, sürdürdü¤ümüz kavgaya kazand›rd›klar› militan savafl›m›n, gözü pek çat›flmalar›n, isyan ve direnifli ülkenin dört bir yan›na serpifltiren tüm devrim flehitlerinin militan bir bilinçle an›lmas›n›n haftas›d›r. Bu hafta; Kürt Ulusal Kurtulufl Mücadelesi’nin isimsiz kahramanlar›n› selamlaman›n, baflkald›r› ve direnifl yolunu seçenlerin ard›ndan Kürdistan’› özgürlefltirme inanc›yla ölümü kan›ksayan binlerin; mücadelesinden ve yarat›c›l›¤›ndan ö¤renerek bilinçlenmenin, savafl gerçekli¤inin oluflturdu¤u deneyim ve tecrübelerden yararlanarak s›n›f mücadelesinde pratiklefltirmenin zorunlulu¤unu bilince ç›karman›n haftas›d›r. Bu bilinçle flehitlerimiz; insanl›¤›n kurtulufl mücadelesini geçmiflten gelece¤e tafl›yan, çelik halatlarla s›k› s›k›-
ya gelece¤e ba¤layan bir köprüdür. fiehitlerimizden ö¤renmenin, onlar›n s›n›f mücadelesi prati¤ini rehber edinmenin, onlar›n tavr›nda somutlanan militanl›¤›, bilinç ve cesareti, yarat›c›l›¤› bilince ç›karman›n, içinden geçti¤imiz süreçte yüklendi¤imiz görev ve sorumluluklar›n yerine getirilmesinde önemli bir ifllevi olacakt›r. fiehitlerimizi anmak mücadele azminin ve s›n›f kininin militanl›¤›nda örse durmakt›r! fiehitlerimizi anma bilincimizin s›n›f mücadelesini kavray›fl›m›zla do¤rudan iliflkisi bulunmaktad›r. S›n›f mücadelesinin yasalar›n› anlamayanlar›n, flehitlerimizin hangi idealleri ve amaçlar› gerçeklefltirmek için kendilerini feda etme cüretini gösterdiklerini anlamalar› mümkün olmayacakt›r. Bu ayn› zamanda devrimimizin ve flehitlerimizin gerçekli¤ini anlamaktan uzak bir düflünüfl ve prati¤in somut göstergesi de olacakt›r. fiehitleri anmay› do¤ru anlamak, s›n›f mücadelesinin kanunlar›n› do¤ru kavramak flehitleri sahiplenme ve anma prati¤imizde belirleyici bir öneme sahiptir. Karfl› devrimin kendisine karfl› yönelen, varl›¤›na kasteden politik iktidar hedefli bir mücadeleyi bütün karfl› devrimci yol ve yöntemleri, araçlar› kullanarak engellemeye, bast›rmaya çal›flmas› onun en do¤al s›n›f tavr› ve kendi s›n›f ç›karlar› gere¤i gelifltirdi¤i bilinçli bir eylemdir. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu ve özgürleflmesi iradesini, proletaryan›n eylem ve prati¤ini yaflama geçirenlerin bu keskin çarp›flmada flehit düflmesi, yaflamlar›n›n feda olmas› s›n›f mücadelesini ileri düzeyde bir kavray›fl›n ve bilince ç›karman›n sonucu olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bu keskin mücadele içinde topra¤a düflen her flehidimizin bize emanet ettikleri
ayn› s›n›fsal duruflla sahiplenildi¤i durumda, bulundu¤umuz her mevzide, direnifli yükseltmenin ve mücadeleyi kesintisiz k›l›p insanl›¤› güneflin k›z›ll›¤›na ulaflt›rman›n iradesi gösterilmifl olacakt›r. Buradan hareketle içinde bulundu¤umuz sürecin özelliklerini ve çeliflkilerini do¤ru kavrayarak flehitlerimizi anma ve sahiplenme prati¤ini örmeliyiz. Özellikle emperyalizmin gelifltirdi¤i ideolojik sald›r›lar›n etkisinin az›msanamayacak ölçüde devrimci ve komünist hareket üzerinde hissedildi¤i bir dönemde flehitlerimizin an›lmas› ve sahiplenilmesi büyük önem tafl›maktad›r. “S›n›f mücadelesinin hükmünü yitirdi¤i”, “silahl› ve illegal mücadelenin geçerlili¤inin kalmad›¤›” yönünde gelifltirilen ideolojik sald›r›lar üzerinden devrimden ç›kar› bulunan iflçi ve emekçilerin flehitlerimizin ideallerinin aksine inanç yitimine u¤rat›lmaya çal›fl›lmas›; teslimiyeti ve pasifizmi parçalayan çat›flmalarda ve direnifllerde bayraklaflan flehitlerimizin s›n›f düflmanlar›m›z karfl›s›ndaki bafle¤mez direnifl yolundan devrimcilerin ve komünistlerin feragat etmelerinin sa¤lanmaya çal›fl›lmas›, kitlelerin devrim isteminin ve devrimci hareketinin sistem içine çekilerek enerjisinin bürokratik sar› sendikal anlay›fllar taraf›ndan boflalt›lmaya çal›fl›lmas› dönemin öne ç›kan sald›r›lar›n›n önemli bir boyutunu oluflturmaktad›r. Bu sald›r›lar›n devrim ve komünizm flehitlerini anma iradesini gösteren militanlar taraf›ndan iyi incelenmesi ve politik bir bilinçle flehitlerimizin an›lmas› üzerinden bu sald›r›lara yan›t olunmas› gerekmektedir. “Parti ve devrim flehitlerini” mücadele azmi ve s›n›f kini militanl›¤›nda anmak onlar›n ideolojik-politik ve örgütsel çizgilerinin hiçbir sapmaya u¤rat›lmadan yaflama geçirilmesidir .
39 fiehitlerimizin mücadele azmi ve s›n›f kininde boy veren militanl›¤› esasta politik iktidar mücadelesinde net ve berrak bir bilince sahip olmalar›ndan ileri gelmektedir. Politik iktidar›n kazan›lmas›nda kitlelerin devrimci hareketinin belirleyici öneme sahip oldu¤unun bilince ç›kar›lmas›ndan ileri gelmektedir. Böylelikle politik iktidar hedefinde somutlanan militanl›¤›n, politikan›n eyleme dönüflmesi an›nda ihtilalci olmas› kaç›n›lmazlaflacakt›r. Y›lg›nl›¤›n ve teslimiyetin ideolojik borazanl›¤›n› yapanlar b›rakal›m kendilerini tarihsel bir yenilgiye haz›rlas›n. Tarihi yapanlar, zaferin mutlak niflanesi olan flehitlerimiz ve onlar›n yaflam prati¤i bize umudu, umudun atefl toplar›n›n özgür gelece¤in haz›rlay›c›s› oldu¤unu-olaca¤›n› müjdeliyor. fiehitlerimizi militan bir bilinçle anal›m! fiehitlerimizi anmak, onlar›n tavr›nda somutlanan militanl›¤›, bilinç ve cesareti, sahiplenmek içinde bulundu¤umuz süreçte ve görev ald›¤›m›z alanlarda, bu de¤erlerin karfl›l›¤› olan bilinç ve eylem anlay›fl›yla hareket etmemizi zorunlu k›lmaktad›r. “Parti ve devrim flehitleri”ni anma sürecinin bütün alanlar›m›z taraf›ndan merkezi-yo¤unlaflm›fl bir faaliyet olarak ele al›nmas› zorunludur. “Parti ve devrim flehitleri”nin an›lmas› sorumlulu¤unun yerine getirilmesinde bütün alanlar›n yükümlülüklerinin bulundu¤u gerçekli¤i bilince ç›kar›lmal›d›r. Bunun flehitlerimizin an›lmas›n›n ve sahiplenilmesinin genel mücadelemiz içerisindeki yaklafl›m›m›z›n bir tezahürü ve yo¤unlaflm›fl bir biçimi oldu¤u gözlerden kaç›r›lmamal›d›r. S›n›f mücadelesi gerçekli¤inin ülkemiz somutunda ald›¤› boyut ve devrimimizin a¤›r bedeller alt›nda ilerleyerek zaferle taçlanaca¤› gerçekli¤i ve flehitlerimizin tek tek an›lmas›n›n bu flartlar alt›nda mümkün bulunmad›¤› politik öngörüsü, devrim ve komünizm flehitlerinin toplu biçimde an›lmas›n› zorunlu k›lmaktad›r. Bu zorunluluk ayn› zamanda devrim ve komünizm flehitlerini anma ve sahiplenme yükümlülü¤üne sahip olan militanlar aç›s›ndan bir bütün olarak bu hafta, gelifltirilecek yo¤unlaflm›fl faaliyete kilitlenmelerini de zorunlu k›lmaktad›r. Parti ve devrim flehitlerini anmaktan, bunun pratik aya¤›n›n örülmesinden ne anlamal›y›z? Yo¤unlaflm›fl bir faaliyet sürecine haz›rlanmam›z ne anlama gelmektedir? Kuflkusuz burada yazacaklar›m›z genel anlay›fl düzeyinde ortaya konulabileceklerle s›n›rl› kalacakt›r. Bütün alanlarda kolektif eylem ve irade birli-
17 ¤i içerisinde hareket eden militanlar taraf›ndan bu genel yaklafl›m›n detayland›r›lmas›, özgüle uyarlanmas› bir ihtiyaç olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Öncelikle belirtmek gerekir ki bütün di¤er faaliyetlerimiz gibi “parti ve devrim flehitlerin anma” süreci de politik-örgütsel bir ele al›flla gelifltirilmek durumundad›r. Özellikle bu faaliyeti sürdürmekle yükümlü bulunan militanlar›n bu hafta boyunca flehitlerimizle ilgili duyarl›l›¤›n›n ileri düzeyde art›r›lmas› gerekmektedir. fiehitlerimizin mücadele pratikleri, deneyim ve tecrübeleri, yenilgi ve zaferleri, kararl›l›k ve cesaretleri her zamankinden daha yo¤un bir ilgiyle okunmal› ve incelenmelidir. Her faaliyetimizin bizler aç›s›ndan bir e¤itim ifllevi görmesi gerçekli¤inden hareketle “Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›” parti ve devrim bilincinin gelifltirilmesinde, örgütlenme ve kolektif bilincin kazand›r›lmas›nda önemli bir katk›
13-26 Ocak 2006 TMY’nin, hapishanelerde devrimci ve komünist tutsaklara dayat›lan tecrit ve izolasyon sald›r›s›n›n, zindan direnifllerinde flehit düflen devrimci ve komünistlerin yaflam prati¤inden çarp›c› örnekler verilerek anlat›lmas› önemli bir ifllev görecektir. Yine patron a¤alar›n “Kentsel Dönüflüm Projesi” ad› alt›nda kârl› yat›r›m alanlar› olarak gördükleri emekçi semtlerdeki y›k›m sald›r›s› ve bu sald›r›ya kar›fl› gelifltirilen direniflin ve kitlelerin kendili¤inden hareketinin bilinçli bir sürece evrilmesinin, örgütlü bir muhteva kazand›r›lmas›n›n zorunlulu¤u ifllenebilecek di¤er meselelerden biridir. 1 May›s Mahallesi’nin kuruluflu sürecinin komünistlerin önderli¤i alt›nda geliflti¤inin ve buradaki direniflte komünistlerin yaflam›n› tereddütsüzce ortaya koydu¤u, “parti ve devrim flehitleri” özgülünde y›k›mlara karfl› mücadelemizde gecekondu flehitlerinin zengin mücadele prati¤i anlat›lmal›d›r.
fiehitlerimizi anmak mücadele azminin ve s›n›f kininin militanl›¤›nda örse durmakt›r!
sa¤layacakt›r. “Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›” yo¤unlaflm›fl bir faaliyet süreci olarak belirlenmekle birlikte ele al›n›fl› genel politik süreçle birlefltirilerek ifllenmesi biçiminde olmal›d›r. Özellikle gelifltirilmeye çal›fl›lan ›rkç›-flovenist sald›r›lar›n, muhalif kesimlere yönelik giderek artan, pervas›zlaflt›r›larak linç etmeye kadar vard›r›lan sald›r›lar›n teflhiri gerçeklefltirilmelidir. Bu sald›r›n›n bir devam› ve daha kapsaml›s› olarak Kürt halk›na yönelik fiemdinli’de, Hakkâri’de giriflilen katliam sald›r›lar›n›n teflhir edilmesi ve faflist devlet gerçekli¤inin bu son suçüstü yakalan›fl›nda da tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ç›kt›¤› kitlelere anlat›lmal›d›r. Bu sald›r›larla ba¤lant›l› olarak faflist Kemalist diktatörlü¤ün mevcut direnifl odaklar›n› etkisizlefltirmek, iflçi ve emekçilerin geliflebilecek hareketini sindirmek için ç›karmay› planlad›¤›
Emperyalist haydutlar›n özelliklede ABD emperyalizminin Ortado¤u’da sürdürdü¤ü sald›r› ve iflgal politikas›n›n, dünyan›n çeflitli yerlerinde bölgesel olarak halklara dayat›ld›¤› ve buna karfl› geliflen iflgal ve sald›rganl›k karfl›t› mücadele ve direnifl gerçekli¤i bulunmaktad›r. Özellikle emperyalizmin y›k›m politikalar›n›n kitleler taraf›ndan görülmesinin sa¤lanmas› teflhirinin gerçeklefltirilmesi anti-emperyalist bilincin gelifltirilmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. ‹flgal alt›ndaki topraklarda kurulan iflkence merkezlerinde, Irak halk›n›n gördü¤ü iflkence ve zulüm, ABD emperyalizminin halklara düflmanl›¤›n› bir kez daha haf›zalarda kay›t alt›na al›rken, bu ayn› zamanda ufla¤› Türk hâkim s›n›flar›n›n resmi olmaktad›r. Sayabilece¤imiz daha bir dizi irili ufakl› politik geliflmeler faaliyetçiler aç›s›ndan “parti ve devrim flehitleri”ni kitlelere
anlatman›n, onlar› bilinçlendirmenin ve siyasal etkimiz alt›na çekerek örgütlemenin arac› haline getirilebilir, getirilmelidir. Ayn› zamanda proletaryan›n bilimsel ideolojisi rehberli¤inde geliflen Halk Savafl›’n›n Nepal’deki ilerleyifli, Filipinler’de, Hindistan’da, Peru’da geliflerek güç kazanmas›, yaflad›¤›m›z co¤rafyada ayn› ideolojik rehberlik alt›nda gerilla savafl›n›n ›srarl› bir flekilde gelifltirilmeye çal›fl›lmas›; da¤da, fabrikada, okulda, hapishane ve iflkencehanelerde ölümsüzleflen komünizm ve devrim flehitlerinin insanl›¤›n özgürleflmesi olarak somutlad›klar› Demokratik Halk Devrimi, sosyalizm ve komünizmin propaganda edilmesi, flehitlerimizin yaflamlar›yla tu¤la tu¤la örülen direnifllerle yaratt›klar› gelene¤in kitlelere aktar›lmas› bütün militanlar›m›z›n sorumlulukla yaklaflmas› gereken noktalard›r. Bahsini etti¤imiz bu politik yaklafl›mlar›n örgütsel bir faaliyetin görevleri aras›nda hayat bulmas›n›n ancak bir örgüt arac›l›¤›yla mümkün olaca¤› gözden kaç›r›lmamal›d›r. Bafltan sona örgütlü bir faaliyet olarak ele alaca¤›m›z bu süreç örgütlenme politikam›z›n yaflama geçirilmesinin arac› olarak ifllevlendirilmelidir. Belirlenmifl ve gelifltirilmeye muhtaç bir politik yaklafl›m do¤rultusunda harekete geçirdi¤imiz örgütsel bir bünyenin “parti ve devrim flehitleri” haftas› vesilesiyle kitle faaliyetine yo¤unlaflmas› kaç›n›lmaz olarak mecras›nda ilerlemelidir. “Su akar, yata¤›n› bulur” esprisinden hareketle politikalar›m›z›n ve çeflitli gündemlerimizin örgütlülükler arac›l›¤›yla kitlelere tafl›nmas›, kitlelerin özlem ve talepleriyle birlefltirilerek eyleme dönüflmesi faaliyetimizin bilinçli ve do¤al sonuçlar› olacakt›r. “Parti ve devrim flehitleri”nin militanca an›lmas› onlar›n proletaryan›n bilimsel ideolojisini rehber edinen, programatik görüfllerine ve tüzü¤üne s›k› s›k›ya ba¤l› bulunduklar› Proletarya Partisi’nin ideolojik-politik ve örgütsel önderli¤i alt›nda s›n›f mücadelesinin görevlerine sar›lmak ve ona hayat hakk› tan›mayanlara karfl› amans›z bir mücadele içerisinde olmakt›r. Parti ve devrim flehitlerinin militanca an›lmas› ideolojik-politikörgütsel önderlik alt›nda birleflen bütün militanlar›n parti ve devrim flehitlerinin an›lmas› kesitinde kendi alan faaliyetinin özelliklerine uygun olarak görevlerine dört elle sar›larak belirlenen politikalar› hayata geçirmesidir. Militanl›k politikalar›m›z›n çeflitli araçlar kullan›larak kitlelere götürülmesi ve onlar›n özlem ve talepleri do¤rultusunda ete kemi¤e büründürül➫ mesidir.
13-26 Ocak 2006 Örgütlenerek flehitlerimizin devretti¤i bayra¤› yükseltelim! Parti ve devrim flehitlerinin an›lmas› faaliyeti bütün faaliyetlerimizin esas hedefleri aras›nda yer alan örgütlenmemize hizmet etmek zorundad›r. Bu süreç özellikle kolektif irade ve eylem birli¤i içerisindeki militanlar›n flehitlerimizin an›lmas›na yönelik belirlenen perspektif do¤rultusunda harekete geçmeleriyle sa¤lanabilecektir. Özellikle Proletarya Partisi’nin siyasal etkisi alt›nda bulunan kesimlerin örgütlenmesi, siyasal ve örgütsel hatt›na çekilerek politikalar› do¤rultusunda hareket geçirilmesi büyük önem tafl›maktad›r Bunun kendili¤inden ilerlemesi, istedi¤imiz sonuçlara yol açmas› beklenemez. Bilinçli ve iradi müdahalelerin politik ve örgütsel yönelimlerde somutlanmas›yla mümkün olacakt›r. “Parti ve devrim flehitleri”nin an›lmas› flehit ve tutsak ailelerinin bu sürece etkin kat›l›m›n›n sa¤lanmas›n› zorunlu k›lmaktad›r. Özellikle, parti ve devrim flehitlerini anma haftas› ve-
18 silesiyle flehit ailelerinin flehitlerimizin an›lmas› karfl›s›ndaki duyarl›l›¤› bir kat daha artacakt›r. Bunun flehit ailelerinin örgütlenmesi için güçlü bir zemin sundu¤u gerçekli¤inden hareketle politik bir yönelimle ele al›nmas› ve bu hafta boyunca gelifltirilecek bir dizi faaliyete kat›l›mlar›n›n sa¤lanmas› gerekmektedir. Gerçeklefltirilecek aile ziyaretlerinin politik ve örgütsel bir yaklafl›mla, örgütlenmenin, olanaklar›n a盤a ç›kar›lmas›n›n arac› haline dönüfltürülmesi gerekmektedir. Ayn› zamanda flehitlerimizin mücadele yaflamlar›n›n, politik düflüncelerinin, hangi amaç ve hedefler do¤rultusunda kendini feda etme cüretini gösterdiklerinin, öne ç›kan özelliklerinin bu ziyaretler sürecinde sitemli olarak vurgulanmas› önemli olacakt›r. Bu faaliyeti sürdürmekle yükümlü bulunan militanlar›n bu faaliyete haz›rl›kl› bir flekilde kat›l›m göstermeleri faaliyetin verimini daha da artt›racakt›r. fiehitlerimizin mücadele yaflamlar›n›n politik bir ele al›flla ifllenmesi ayn› zamanda bir e¤itim ifllevi görece¤inden gerek faaliyetin sürdürücülerinde gerekse
hedef kitlemizde bir bilinçlenmeye ve geliflmeye yol açacakt›r. Bu faaliyetimiz ayn› zamanda flehitlerimiz hakk›nda yeni bilgi ve belgelere ulaflma, bunlar› netlefltirme bak›fl aç›s›yla ele almam›z gereken bir faaliyet olmal›d›r. fiehitlerimiz hakk›ndaki mevcut bilgilerimizin yetersizlikler tafl›d›¤› gerçekli¤i bu çal›flmay› yapmam›z› zorunlu k›lmaktad›r. “Parti ve devrim flehitleri”nin emekçi semtlerde özellikle de proletarya partisi’nin kitle potansiyelinin yo¤un olarak bulundu¤u semtlerde an›lmas› buralardaki faaliyetimizin geliflimine sunaca¤› katk› bak›m›ndan önemli olacakt›r. Özellikle iflçi ve emekçilere flehitlerin an›lmas› dolay›s›yla ulafl›lmaya çal›fl›lmas›, çeflitli ajitasyon/propaganda araçlar›n›n kullan›larak kitlelere örgütlenme ça¤r›s›n›n yap›lmas› ve yine semtte yaflayan iflçi ve emekçilerin yaflad›klar› sorunlarla iliflkisinin kurularak “parti ve devrim flehitleri haftas›”n›n ifllenmeye çal›fl›lmas› oldukça önemlidir. Yürüttü¤ümüz faaliyetin somut kazan›mlara dö-
39 nüfltürülmesi k›sa ve orta vadede sonuçlar›n›n ortaya ç›kar›lmas› gerekmektedir. Faaliyetimizin somut kazan›mlar›ndan bahsetmek devrime ve onun arac› olan Proletarya Partisi’ne hangi oranda güç katt›¤›yla do¤rudan iliflkilidir. Semtlerdeki dönemsel faaliyetimizin de bu perspektifle ele al›nmas› gerekmektedir. Bu bilinç ve coflkuyla “Parti ve devrim flehitlerini” anal›m. “Parti ve devrim flehitleri”ni anman›n en geçerli yolu kuflkusuz parti ve devrim karfl›s›ndaki sorumluluklar›m›z› büyük bir aidiyet ve sorumluluk duygusuyla yerine getirmek olacakt›r. Görevlerimize içinden geçti¤imiz sürecin çeliflkilerini ve özgünlüklerini daha ileri düzeyde kavramaya çal›flarak sar›lmam›z gerekmektedir. “Parti ve devrim flehitleri”ni anman›n, onlara lay›k olman›n en geçerli yolu budur. Bu yol ayn› zamanda flehitlerimizin mücadele azminin, s›n›f kininin, militanl›¤›n›n kuflan›lmas›d›r. Bu coflku ve kararl›l›kla “Parti ve devrim flehitleri”ni militan bir bilinçle anal›m.
Emperyalizm ve tüm gericiler Halk Savaşı’yla yeryüzünden silinecekler
Dünyada devrim Marksist-Leninist-Maoist partiler
ÖNDERL‹⁄‹NDE ‹LERLEMEKTED‹R! Aç›klama: Afla¤›daki yaz› Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist’in Merkezi Kitle Yay›n Organ› ‹flçi Köylü Kurtuluflu’nun Aral›k 2005 tarihli say›s›ndan al›nm›flt›r.
Dünya üzerinde halklar›n devrimci mücadelesi burjuvazinin tüm anti-propaganda ve engelleme çabalar›na karfl›n önündeki engelleri y›karak ilerlemeye devam ediyor. Halklar›n mâhkum edildikleri koflullar her geçen gün daha da katlan›lmaz hale gelirken, bu koflullar›n halklar lehine de¤ifltirilmesi mücadelesi de sürekli geliflmekte, s›çramalarla büyümektedir. Tüm gizleme u¤rafllar› ilerlemekte olan devrimci mücadelenin kaç›n›lmaz kazan›mlar› karfl›s›nda baflar›s›z kalmaktad›r. Daha önce Peru’da, bugün geliflmeye devam eden Halk Savafl›yla Filipinler’de, Halk Savafl›n›n çok ciddi baflar›lar elde etti¤i kuflkusuz olan Nepal’de, büyük hamleler gerçeklefltirme kapasitesine sahip oldu¤unu ortaya koyan Halk Savafl›yla Hindistan’da, örgütlenme a¤›n› derinlefltiren ve yayg›nlaflt›ran, halk savafl›n›n bafllat›lma aflamas›nda oldu¤u Brezilya’da ve daha bir dizi ülkede Marksist-Leninist-Maoist hareketler önemli kazan›mlar elde ederek dünya halklar›na ayd›nl›k bir gelecek için umut vermektedir. Halklar›n dünyay› de¤ifltirme mücadelesi kaç›n›lmaz bir pratiktir. Ezilen s›n›flar›n ezen s›n›flara karfl› sömürüyü ortadan kald›rmak, zulmü y›kmak üzere verdi¤i sava-
Bugün dünyan›n belli birkaç ülkesinde devrimci fliddet Marksist-Leninist-Maoist partilerin önderli¤inde güçlü ilerlemeler göstermektedir. Daha öncesinde Peru’da görülen bu durum flimdi benzer bir h›zla di¤er ülkelerde yaflanmaktad›r. fl›n kaç›n›lmaz sonucu devrimdir. Savundu¤umuz devrim ve yaratmak için tüm benli¤imizi ortaya koydu¤umuz devrimci savafl, tarihsel olarak ilerlemekte olan s›n›f savafl›na dayanmaktad›r. Bu nesnel gerçeklik, ancak do¤ru bir ideoloji ile ele al›nabilirse gelecek karanl›k olmaktan kurtar›l›r. Ancak do¤ru bir ideoloji tam kurtuluflu sa¤layabilir. Her türlü gerici gücü, ne kadar yüksek düzeyde bulunursa bulun-
sun her türlü askeri sald›r›y› bertaraf edecek olan fley, sadece do¤ru bir ideolojidir. Ve dünyan›n dört bir yan›na bak›ld›¤›nda, geliflmeler do¤ru ve objektif bir gözle irdelendi¤inde bu ideolojinin Marksizm-Leninizm-Maoizm oldu¤u görülecektir. Maoist hareketin kendisi bunu ispatlamaktad›r. Burjuvaziye yenilgiler tatt›ran, halklar›n gerici egemenleri altetme gücüne erifltikleri ya da bu yönde ilerledikleri tüm olgular pro-
letaryan›n sürekli geliflen, somut koflullar içinde do¤ru çözümler yaratmaya muktedir olan ideolojisinin gücüne tan›kl›k etmektedir. Hangi geliflme olursa olsun, do¤ru ve objektif yaklafl›ld›¤›nda görülecektir ki, Marksizm-LeninizmMaoizm’i ispatlamaktad›r. MarksizmLeninizm-Maoizm, dünyadaki somut durumu ve tüm geliflmeleri üç ana çeliflkiyle aç›klam›fl ve bunlar› önemine göre s›ralam›flt›r. ➫
39 Bunlar; ezilen dünya halklar› ile emperyalizm ve tüm yerli iflbirlikçileri aras›ndaki çeliflki, burjuvazi ile proletarya aras›ndaki çeliflki ve emperyalistlerin kendi aralar›ndaki çeliflkidir. Emperyalizmin varl›¤› birinci çeliflkiyi en önemli çeliflki, bafl çeliflki haline getirmektedir. Çünkü, tüm di¤er çeliflkiler ancak bu çeliflkinin çözümlenmesi sayesinde ilerlemekte, geliflmekte, çözüm yoluna girmektedir. Emperyalizmin dünya halklar› üzerindeki hegemonyas› devam etti¤i sürece kitlelerin önemli bir ço¤unlu¤u bask› alt›nda olmaya devam edecektir. Kitlelerin büyük ço¤unlu¤unun bask› alt›nda olmas› demek esas çeliflkilerin çözülmemesi demektir. Tüm di¤er çeliflkilerin de çözüm yoluna girmesi için kitlelerin harekete geçmesi, üzerindeki bask›y› kald›rmas›, devrim yapmas› gerekir. Bunun esas oldu¤u yerler yar›-sömürge ve sömürgelerdir. Emperyalizm ile yar›-sömürgelerdeki ve sömürgelerdeki halklar aras›ndaki çeliflki bu nedenle birincildir. Emperyalizmin gücünü yitirmesi, kendi ülkesindeki halklara ma¤lup olabilmesi için de gerekli olan ezilen dünya halklar›n›n emperyalizme karfl› mücadelesidir. Bu yüzden, emperyalizmin ortaya ç›kmas›ndan günümüze kadarki tarihsel süreci belirleyen hareketler esas olarak sömürge ve yar›-sömürge ülkelerdeki halk hareketleri olmufltur. Bugün de ayn› özellik devam etmektedir. Bu gerçe¤in alt›n› çizen ve stratejisini bunun üzerine koyan hareketler ilerlemeler kaydetmifltir. Bugün de Maoist partilerin ve onlar›n önderli¤indeki Halk Savafllar›n›n büyük kazan›mlar elde etmesinin nedeni, bu gerçe¤e uygun davranmalar› buna göre bir savafl anlay›fl› gelifltirmeleridir. Belirtti¤imiz gibi, s›n›f savafl› her alanda ve sürekli vard›r ve ilerlemektedir. Ancak, bunun baflar›lar elde etmesi, burjuvazinin geçici yenilgiler ya da krizler yaflayarak de¤il yok edilmek üzere alt edilmesi için olmas› gereken fley özellikle kitlelerin daha yo¤un yaflad›¤› ve sömürüldü¤ü yerlerde devrimin ilerlemesi gerekir. Bize bunu ö¤reten Marksizm-Leninizm ve Maoizm’dir. Baflkan Mao bu gerçe¤in önemini özellikle belirtmifl ve dünya halklar›na esas yolu göstermifltir. Günümüze ve yak›n geçmifle k›saca bakt›¤›m›zda bu gerçe¤i kesin olarak görebiliriz. Tarihin kitleler taraf›ndan yap›ld›¤›n› kesin olarak biliyoruz. Marksizm-Leninizm-Maoizm bu ilke üzerinde geliflti. Kitlelerin bu rolünü inkâr eden ya da göremeyen hiçbir ak›m ilerleyememifl, yaflanmakta olan› aç›klayamam›fl, amac›na ulaflamam›flt›r. Devrim yapma gücünü baflka yerlerde arayanlar her zaman y›k›ma u¤ram›fllard›r. Bu temel ve kesin bilgi Maoist hareketlerin gücünü de aç›klamakta birincildir. Herkesin görmesi gereken budur. Olan bir fleyi, ilerlemekte olan› görmemek sadece gerçe¤i inkar
19 etmektir. Gerçek inkâr edildi¤inde asla baflar› yakalanamaz. Irak’ta devam etmekte olan savafl, ABD emperyalizminin dünya üzerindeki hegemonyas›n› sürdürme, daha güçlü olarak rakipsiz olma amac›na dayanmaktad›r. Herkes bilmektedir ki ABD Irak’› “terörizm” kayna¤› oldu¤u için de¤il, tam da di¤er emperyalistlerle çeliflkisinde bir ad›m önde olmaya devam etmek için iflgal etti. Emperyalistler aras›ndaki dalafl›n, üstünlük mücadelesinin ürünü olan bu iflgalin sonu ne olmufltur? Emperyalizm ile Irak halk› aras›nda bir savafl… Bu savafl›n hakl› ve haks›z taraflar› karfl› karfl›ya gelmifltir. Emperyalistler aras›ndaki çeliflki kaç›n›lmaz olarak ezilen dünya halklar›ndan biri ile emperyalizmi karfl› karfl›ya getirmifltir. Bu da dünya üzerindeki çeliflkiler içinde bafl çeliflkinin dünya halklar› ile emperyalist devletler oldu¤unu bir kez daha somut olarak göstermektedir. Daha öncesinde Marks’›n, daha çok da Engels’in, sonras›nda Lenin’in ve Stalin’in ve son olarak kesinlefltiren ve istisnas›z kural olarak formüle etti¤i için berraklaflt›ran olarak Mao’nun ortaya koydu¤u biçimiyle fliddetin tarihin ebesi oldu¤u yine Maoist hareketin güçlenmesindeki rolü oldukça önemlidir. Ö¤renmemiz gereken ilkelerden biri de budur. Baflkan Mao fliddetin tarihteki rolünü kendinden önceki büyük ö¤retmenlerden al›rken, bunu ayn› zamanda incelemeleri ve uygulamalar›yla gelifltirdi. Biz ondan bu ilkenin istisnas› olmayan, her yerde uygulanmas› gereken bir ilke oldu¤unu ö¤rendik. Buna uygun davranan hareketlerin, bu ilkeyi do¤ru uygulad›klar›nda gelifltiklerini görmemek için ya kör ya da iflah olmaz burjuvalar olmak gerekir. Devrimci fliddet Marksizm’in belirleyici derecede önemli bir konusudur. Diyebiliriz ki, bu olmadan, kavranmadan ilerlemek mümkün olmaz; geliflmelere vak›f olunamaz ve geliflmelere yön verilemez. Bu olmadan ideolojik olarak burjuvalaflmaktan kurtulufl mümkün de¤ildir. Bütün dünyada görülmektedir ki, devrimci fliddetin rolünü inkar edenler ilerlemeyi b›rakal›m sadece gerilemifllerdir. Elbette fliddeti yanl›fl uygulayanlar da var; kitlelerin devrimdeki rolünü görmeksizin uygulanacak fliddetin mâhkum oldu¤u baflar›s›zl›k
onlar için de geçerli olacakt›r. Savundu¤umuz fliddet birincil olarak do¤ru bir somut flartlar›n tahliline, ikinci olarak Marksizm-Leninizm-Maoizmin evrensel ilkelerine uygun olmak zorundad›r. Bugün dünyan›n belli birkaç ülkesinde devrimci fliddet Marksist-Leninist-Maoist partilerin önderli¤inde güçlü ilerlemeler göstermektedir. Daha öncesinde Peru’da görülen bu durum flimdi benzer bir h›zla di¤er ülkelerde yaflanmaktad›r. Son y›llarda özellikle Nepal’deki Halk Savafl› do¤ru ideolojinin, do¤ru bir önderlik çizgisinin, kitlelere güvenen ve kitlelerin güvenini kazanan bir partinin h›zl› bir flekilde kitle karakterini kazand›¤›n› ve ordusunu infla edebildi¤ini göstermifltir. Y›llar önce Baflkan Mao’nun ileri s›çratt›¤›, gelifltirdi¤i proleter savafl çizgisinin yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde do¤ru ve ›srarla, bilinçle uyguland›¤›nda emperyalist boyunduruktan kurtulufl için yeterli ve uygun oldu¤u görülmektedir. Kapitalist-emperyalist sistemin iç çeliflkilerinin ve eflitsiz geliflim yasas›n›n bir sonucu olarak, günümüzde emperyalist sistem en a¤›r darbelerini boyunduruk alt›nda tuttu¤u yar›-sömürge ülke halklar›ndan yemekte, buralar özellikle de II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonra proleter dünya devrimin f›rt›na merkezleri olmay› sürdürmekteler. Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da, Peru’da Halk Savafl›n› uygulayan komünist partiler halklara umut vermekteyken, emperyalistlere ve yerli gericilere, iflbirlikçilere, faflist uflaklara korku vermekteler. Dünya halklar›n› boyunduru¤a alanlara ac›lara tatt›rmakta, gelece¤i onlar için kabusa çevirmekteler. Dünya halklar›n›n hiçbir zaman bitmeyecek olan kurtulufl mücadeleleri için ›fl›kl› bir yol infla etmekteler… Ülkemizdeki devrim mücadelesinin ihtiyac› olan temel fleyleri, devrimin ilerlemekte oldu¤u ülkeleri örnek alarak görebilir, çözümleyebiliriz. Daha önce Peru’da h›zla ve güçlü bir flekilde ilerleyen devrimde Komünist Partisinin, do¤ru bir önderli¤in önemi yads›namaz. Peru devrimi Peru Komünist Partisi’nin önderi Gonzalo’nun yakalanmas›ndan bu yana önemli derecede gerilemeler yaflad›.
13-26 Ocak 2006 Gonzalo’nun yakalanmas› Peru devriminin önderli¤inin yara almas›, güç kaybetmesi anlam›na geldi. PKP o günden bu yana önderli¤ini yeniden tesis etmek için u¤raflmaktad›r. Bunun ancak do¤ru bir çizgide ›srarla mümkün oldu¤unu bilerek hareket eden Perulu komünistler son y›llarda silahl› mücadeleye h›z verdiler ve Peru gericili¤ine darbeler vurarak devrimin üç sacaya¤›ndan ikisini yeniden kurmaya yöneldiler. Parti ve Ordu… Nepal devrimi kitlelerin devrime olan susam›fll›¤›n› göstermekten baflka, en geri imkanlarda dahi partinin ve kitlelerin mucizeler yaratabildi¤ini göstermektedir. Bizler her devrimci savafl›n ayn› güce sahip oldu¤unu biliyoruz. Devrimler elbette yenilgiler de alm›flt›r, gerilemeler de yaflam›flt›r. Ancak hiç kimse devrimlerin yaratt›¤› ola¤anüstü kahramanl›klar›, de¤erleri, bilinçte neden oldu¤u ilerlemeleri yads›maz. Maoistler dünya devriminin f›rt›na merkezlerinde emperyalist boyunduru¤a meydan okumakta, onlar› ezmektedir. Halklar›n devrime olan ihtiyaçlar›n› hakl› ve meflru bir fliddetle, kitlelerin muazzam yetene¤ine, gücüne dayanarak, onlardan bir infla ederek karfl›lamaktad›r. Maoistleri dünyan›n dört bir yan›nda büyük savafllar vermeye cüret etmeye götüren fley sahip olduklar› ideolojidir. Y›llar önce Marks ve Engels’i, baflta Lenin olmak üzere Sovyet Devrimi’nin Bolflevik önderlerini, Sosyalist Devrim’in ve inflan›n büyük önderi Stalin’i, Çin Devrimi’nin ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin önderi Baflkan Mao’yu sars›lmaz ve yenilmez k›lan ideoloji bugün Nepal, Hindistan, Filipinler, Peru komünistlerinin ideolojisidir. Bu ideoloji proletarya s›n›f› ile ortaya ç›km›fl, ilerlemifl, sürekli geliflmifl ve bugün Maoizm aflamas› ile en yüksek noktaya varm›flt›r. Yolumuzu ayd›nlatan ›fl›k bu ideolojiden beslenmektedir. Nepal Devrimi ve di¤er ülkelerdeki devrimlerin yolunu ayd›nlatan ›fl›k buradan beslenmektedir. Dünya üzerinde devrim ile karfl› devrim aras›nda bir savafl yaflanmaktad›r. Devrimleri inkar edenler, devrimi ezmeye çal›flanlar kitlelerin gerçek ihtiyaçlar›na s›rtlar›n› dönenlerdir. Bunlar her yerde kaybedecektir. Kazanan devrim olacakt›r. Çünkü devrim kitlelerin tarihsel olarak yapt›klar›, yapmaya devam edecekleri bir ifltir.
Bugün dünyan›n belli birkaç ülkesinde devrimci fliddet Marksist-Leninist-Maoist partilerin önderli¤inde güçlü ilerlemeler göstermektedir. Daha öncesinde Peru’da görülen bu durum flimdi benzer bir h›zla di¤er ülkelerde yaflanmaktad›r.
20
13-26 Ocak 2006
39
Partinin ve halk›n gündemini birlefltirmek,
Militan bir ruhla devrimci kitle eylemleri örgütlemek... Devletin gündemini, emekçi halk›n gündemini takip edip araflt›rmayan, gerisinde kalan, muhalefet örmeyen bir “komite” komite de¤ildir, yaflanan onca gündeme karfl› kitlelere gitmeyen, bir eylem örgütlemeyen “militan” militan de¤ildir. Ezenlerle ezilenler aras›ndaki mücadele kimi dönem artan, kimi dönem azalan bir ivmeyle sürmektedir. Günümüz ve ülkemiz aç›s›ndan emperyalizm ve onun uflaklar›n›n, azg›n sald›r›lar› bu ivmenin h›zlanmas› için objektif koflullar› olgunlaflt›r›rken, bir yandan da subjektif geliflimin önüne geçmek için bir dizi sald›r› örgütlemektedir. Özellefltirmelerle, tar›m›n tasfiyesiyle, ucuz iflgücü sömürüsüyle iflsizli¤in, açl›¤›n, sefaletin pençesine b›rak›lan iflçi ve emekçilerin önünde iki seçenek bulunmaktad›r. Birincisi; tüm bu sald›r›lara boyun e¤mek, yap›lmak istenenlere kölece biat etmek ve insanca yaflamdan mahrum b›rak›lmak, ikincisi; üreten ve yaratan olman›n ancak yöneten de olmakla anlam bulaca¤› gerçe¤iyle isyan etmek, örgütlenmek, savaflmak ve insanca yaflam› kendi elleriyle örmek. ‹flte bu tabloda elbette kaç›n›lmaz olan ikincisidir. Bundan kimsenin kuflkusu olmamal›d›r, ama bu kuflkusuzluk ancak ve ancak devrimci ve komünistlerin devrim denen o muhteflem eserin kitleler taraf›ndan yarat›lmas›n› örgütledi¤i ve öncülük etti¤i zaman gerçeklik olacakt›r. Bu gerçeklik ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, s›n›f mücadelesinin Türkiye co¤rafyas›nda yarat›lmas›nda, devrimci ve komünistlerin bugün, dünden daha çok kitlelere ve eyleme sar›lmas› gerekliliktir. Bu gereklilik ise Proletarya Partisi’nin kadro ve militanlar›n›n parti gündemini kitlelere etkili bir biçimde tafl›ma, onlar› harekete geçirme, önderlik etme konusunda yaflad›¤› s›k›nt›lardan zemin almaktad›r. Emperyalizmin ve onun uflaklar›n›n-iflbirlikçilerinin dünya halklar›na amans›zsa sald›rd›¤› bir süreçte özellikle ülkemizde geliflen devrimci ve komünist muhalefet oldukça c›l›z düzeydedir. fiemdinli’deki sald›r›n›n ard›ndan geliflen süreç buna en çarp›c› örnektir. Gerek yap›lan eylemlere kat›lan kitle say›s›, gerekse eylemlerdeki kimi geri tav›rlar… Politik gündemin kendisine müdahale ile kitlelerin örgütlenmesi ve mevcut örgütlülüklerimizin sa¤lamlaflaca¤› ve geliflece¤i gerçe¤ini unutmamak durumunday›z. fiemdinli’de a盤a ç›kan devlet gerçe¤i, sistemin teflhir edilmesinin, kitlelerin bu yönlü tepkilerinin a盤a ç›kar›lmas›n›n ve militanlar›m›z›n bu politik süreç içeri-
sinde e¤itilmesinin vesilesi olarak kavran›lmak ve buna uygun pratikler gelifltirilmek durumundad›r. Bu kritik geliflmeler karfl›s›ndaki duyars›zl›k ve hareketsizlik ise bizlerin s›n›f mücadelesi gerçe¤inden kopmas›na ve gerilemesine neden olmas›n›n ötesinde hiçbir fayda sa¤lamamaktad›r. Politik sürecin kendisine müdahalesizlik ayn› zamanda s›n›f mücadelesinin sorunlar› ile u¤raflmak, kafa yormak yerine; dar, kiflisellefltirilmifl sorunlarla u¤raflmay› da beraberinde getirecektir. Buradan hareketle “Proletarya Partisi’nin gündemi, halk›n gündemi nedir?” sorusunu soral›m. Birbirinden ba¤›ms›z ele al›nabilecek fleyler midir? Ya da birbirleriyle olan ba¤lar› nelerdir? En genel tan›m›yla bir komünist partisinin gündemi; iflçi s›n›f› ve emekçilere s›n›f bilinci tafl›mak, onlar›n karart›lan dünyalar›n› ayd›nlatmak, onlar› kendi gündemleriyle örgütlemek ve mücadele etmelerini sa¤lamakt›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçilerin gündemi ise; iflsizlik, yoksulluk, açl›kt›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; hak, adalet ve özgürlüktür. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; uyuflturucuya, çeteleflmeye, fuhufla karfl› yak›nlar›n› korumakt›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; y›k›m sald›r›s›yla yüz yüze oldu¤u gecekondusunu koruma ve yaflanacak bir yer bulmad›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; çocuklar›na iyi bir gelece¤in nas›l kurulaca¤›d›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; devletin yeni yasal k›l›flarla tescilledi¤i yeni yasalar›n (TCK, C‹K, yak›nda ç›kacak olan TMY vb. gibi) kendisine neler sunaca¤›d›r. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi; y›k›mlarla, köy yakmalarla terk etmek zorunda b›rak›ld›¤› köyü, katledilen, cesetlerine iflkence yap›lan evlatlar›d›r. Bugün iflçi s›n›f› ve emekçilerin s›n›f bilincinden yoksun, kendili¤inden bilinçleriyle oluflturduklar›, bizlerin d›fl›nda oluflan bu gündemler üzerinden geliflen hareketler örgütsüz ve önderliksiz oluflu nedeni ile saman alevi gibidir. Eksik olan s›n›f bilincidir, örgütlülüktür. ‹flçi s›n›f› ve emekçiler bazen kendili¤inden de olsa devletin ve devrimci ve komünistlerin gündemini belirleyen ç›k›fllar yapabilirler. Böylesi durumlarda devlet zorla, bin bir türlü hile ile, k›smi tavizlerle bu ç›k›fllara son vermeye çal›fl›r. Devrimci ve komünist hareket ve kadrolar ise bu durumda kitlelerin bu gündemini yorumla-
mak ve belirlemekle s›n›rl› kalmaktalar. Yani kitlelerin gündemleri üzerinden yönlendirme, örgütleme ve harekete geçirme konusunda yetersiz kalmaktalar. Bu noktadaki en çarp›c› örnek ise SEKA sürecidir. Genel olarak kitlelerin devrim yapmaya muktedir gücüne yabanc›laflmadan özel olarak da s›n›f, parti ve önderlik bilincindeki k›r›lmadan kaynaklanan bu durum kesinlikle ters yüz edilmelidir. ‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi ayn› zamanda devrimci ve komünistlerin de gündemidir. Sadece iflçilerin, emekçilerin peflinden gitmek; sadece bu fliarlar› hayk›rmak ya da tüm bunlar› yok sayarak kendi örgüt gündemlerini hayk›rmak soruna iki ayr› uçtan yaklafl›p çözümden uzaklaflmaktan baflka bir anlam ifade etmemektedir. Oysa Proletarya Partisi ve kitlelerin fliarlar›n› birlefltirmek kitleleri parti önderli¤inde örgütlemek, savaflt›rmak esast›r. Kadro ve militanlar iflçi s›n›f› ve emekçilerin gündemini, taleplerini fabrikalarda, iflkollar›nda, semtlerde iflleyerek politik öze dönüfltürmeli ve kitlelerin bu fliar›n› partinin fliar›yla birlefltirerek e¤itmeli, örgütlemeli ve seferber etmelidir.
‹flçi s›n›f› ve emekçi halk›n gündemi ayn› zamanda devrimci ve komünistlerin de gündemidir. Sadece iflçilerin emekçilerin peflinden gitmek, sadece bu fliarlar› hayk›rmak ya da tüm bunlar› yok sayarak kendi örgüt gündemlerini hayk›rmak soruna iki ayr› uçtan yaklafl›p çözümden uzaklaflmaktan baflka bir anlam ifade etmemektedir. Oysa Partinin ve kitlelerin fliarlar›n› birlefltirmek kitleleri parti önderli¤inde örgütlemek, savaflt›rmak esast›r.
21
39 Hele ki ülkemiz siyasal panoramas›nda alabildi¤ince keskin geliflmelerin yafland›¤› bir süreçte bu yönelimden kopmak s›n›fa, partiye, devrime yüz çevirmektir. Bu anlay›flla hareket edildi¤i yerde ancak darlaflmaktan, kitlelerden kopmaktan, dura¤anl›ktan, çürümeden, gerilemeden bahsedilebilinir. ‹flçi s›n›f›n›n ve emekçi halk›n gündemini takip etmeyen, bu gündemleri kendi gündemleriyle yo¤urup politika üretmeyen hiçbir örgüt, hiçbir komite, hiçbir kadro, hiçbir militan bir hareket bir eylem örgütleyemez. Devletin gündemini, emekçi halk›n gündemini takip edip araflt›rmayan, gerisinde kalan, muhalefet örmeyen bir “komite” komite de¤ildir, yaflanan onca gündeme karfl› kitlelere gitmeyen, bir eylem örgütlemeyen “militan” militan de¤ildir. Burada meseleyi biraz daha açmak
için bir soru daha soral›m kendimize. Nedir militanl›k? Düflman›n iflkenceleri karfl›s›nda tavizsiz durmak ser verip s›r vermemek mi? Elbette evet, ama yaln›zca bu tan›mlama yetersizdir. Militan bir durufl esasta politik iktidar mücadelesinde net ve berrak bir bilince sahip olmak, politik iktidar›n kazan›lmas›nda kitlelerin devrimci hareketinin belirleyici öneme sahip oldu¤unun bilincine varmakt›r. Politik iktidar hedefinde somutlanan militanl›k, politikan›n eyleme dönüflmesi an›nda ihtilalci olmakt›r. Militan olmak, proletaryan›n bilimsel ideolojisini rehber edinen, programatik görüfllerine ve tüzü¤üne s›k› s›k›ya ba¤l› bulunduklar› Proletarya Partisi’nin ideolojik-politik ve örgütsel önderli¤i alt›nda s›n›f mücadelesinin görevlerine sar›lmak ve ona hayat hakk› tan›mayanlara karfl› amans›z bir mücadele içerisinde ol-
PUSULA KOM‹TELER‹N ÖRGÜTLEME GÜCÜ NEREDEN GEL‹R? Parti komiteleri proletaryan›n birer savafl müfrezesidir. Savafl alan›nda oynanan rol, kitleleri ve partiyi örgütlemede oynanan rol ile ayn› özü tafl›maktad›r. Proletarya Partisi, merkezi ve alan önderliklerinin alm›fl olduklar› politik kararlar› prati¤e uygulamak için komitelere ve hücrelere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, kapsaml› ve bütünlüklü s›n›f ve örgüt bilinciyle gerçeklik kazan›r. S›n›f ve örgüt bilincindeki her zaafiyet her yetersizlik ve gerilik proletaryan›n devrimi örgütleme ve savafl› büyütme, örgütü gelifltirme prati¤ini engeller ve geriletir. Bundand›r ki, her türden deneyimsizlik, her türden ilkesizlik yaflanan ve var olan bir sorun olmaktan ç›kar›lmal›d›r. Bunun için de do¤ru bir devrim ve örgüt bilincine ve güçlü kararl› bir proleter durufla k›saca politik çal›flmay›, bütün çal›flmalar›n can damar› yapmaya ihtiyaç vard›r. Do¤ru ve güçlü fikirlerle hareket etmeyen bir komitenin kitleleri, partiyi ve devrimci savafl› örgütleme ve ileriye tafl›ma flans› olamaz. Proletarya Partisi’nin belirledi¤i merkezi kararlar› prati¤e uygulamak için komitenin iflleyifli, kavray›fl›, uygulay›fl› ileri düzeyde önderlik rolünü oynamas› için bir zorunluluktur. Kavray›fl, iflleyifl ve politikay› uygulamada sorun yaflayan komite merkezi politikay› maddi bir güce dönüfltüremez. Komite bileflenlerinin seçimi, konumland›r›lmas› ve görevlendirilmesi baflta olmak üzere do¤ru bir komite kavray›fl›na, uygulama ve iflleyifline k›saca do¤ru bir önderlik anlay›fl›na ve uygulamas›na sahip olmas› gerekir. Komitelerin nitelikli ve sa¤l›kl› hale gelmesi için örgütleme bilimine ve somut gerçekli¤e uygun birçok konuda sahip olmas› gereken olumlulu¤a sahip olmal›d›r. Salt do¤ru fikirler, do¤ru politik kararlar oluflturarak, salt kadrolar›n› do¤ru yere
konumland›rarak, salt uygulaman›n denetlenmesini gerçeklefltirerek nitelikli bir komite yarat›lmaz. Nitelikli ve güçlü bir komite yukar›da s›ralanan temel özelliklerin tümüne (anlay›fl, iflleyifl ve uygulay›fla) sahip olarak yarat›labilir. Komitelerin do¤ru fikirler, do¤ru politik kararlar oluflturmas› komitenin nitelikli ve güçlü hale gelmesi için önemlidir. Bunun için demokratik merkeziyetçilik ilkesini ve “kitlelerden kitlelere” çizgisini do¤ru kavramak ve do¤ru uygulamak zorundad›r. Prati¤in de¤iflimi ve dönüflümünde teorinin ve politikan›n güç ve otoriteye dönüflümünde do¤ru fikirlerin, do¤ru politik kararlar›n al›nmas›, gelifltirilmesi ve uygulanabilir olmas› gerekir. Komitenin temel gücü do¤ru fikirlerinden ve bu fikirlerin do¤ru tarzda uygulamas›ndan gelir. Kitlelere dayanmak, onlardan beslenmek, prati¤in, örgütün ve gerçekli¤in içinde olmak, sürece ve sorunlar›na hakim olmak do¤ru fikirler oluflturmak için önemlidir. Keza do¤ru fikirler ve kararlar almada ve oluflturmada komitesinden beslenmeyen, komitesi ile hareket etmeyen, komitesinin iradesini arkas›na almayan, komite prati¤ine yabanc› olan hiçbir komite üyesi inisiyatif gelifltiremez, önderlik yetene¤ini ilerletemez. Do¤ru fikirler oluflturmak önemlidir, ancak bunun kadar önemli olan bir fley daha vard›r ki o da, do¤ru fikirleri uygulamak için komitenin ve örgütün ortak iradesinin al›nmas›n›n gereklili¤idir. Yoksa tek bafl›na do¤ru fikirlerin al›nmas› bir anlam ifade etmez. Unutulmamal›d›r ki do¤ru fikre ve ortak karara dayanmayan politik iradenin uygulama gücü her zaman zay›f kal›r. Yürütme, yönlendirme ad›na komite üyelerinin inisiyatiflerini k›racak her türlü pratik tutumdan uzak durulmal›d›r. Yönetmek her fleyi tek elde toplamak de¤il-
13-26 Ocak 2006 makt›r. Militan olmak, s›n›f mücadelesinin omuzlar›m›za yükledi¤i görevlere dört elle sar›larak belirlenen politikalar› hayata geçirmektir. Militan olmak, politikalar›m›z›n çeflitli araçlarla kitlelere götürülmesi ve onlar›n talepleri do¤rultusunda örgütlenmek ve örgütlemektir. Kitlelerin gündemine müdahale edilerek sorunlar›n›n taleplerinin fliarlaflt›r›lmas›, bunlara politik yönün verilmesi, onlar›n örgütlenmesi gerçek anlamda politik ajitasyon-propaganda ve devrimci kitle eylemleriyle mümkündür. Bu devrimci kitle eylemlerinde iflçiler militanlafl›r, militanlar kadrolafl›r. “Yoldafllar, devrimin seçkin militanlar›, devrime gönül vermifl kad›n ve erkek iflçiler, emekçiler, halk gençli¤i önümüzdeki y›llar daha zor flartlara ve buna koflut geliflecek savafllara gebedir. Emperyalizm hemen her gün bu sürecin ge-
dir. Yönetmek, t›kan›kl›klar› aflmak için yard›mc› olmak, kolektif sorumlulu¤u paylaflmakt›r. Yönetmek, baflar› ve baflar›s›zl›klardaki sorumlulu¤u net olarak ortaya koymak, sorumluluktaki pay›n özelefltirisini samimi bir flekilde üstlenmek demektir. Çünkü baflar›s›zl›klar›n nedenini hep d›fl›nda arayan bir yöneticinin olumluluklardaki pay› her zaman tart›fl›l›r. Örgüt yönetme ve örgütleme biliminde örgüte hâkim olmak, örgüt içi ve d›fl› elefltirilere, de¤erlendirmelere, eylemlere, tek tek her yoldafl gerçekli¤ine vak›f olmak zorunluluktur. Önemsenmeyen, ilgilenilmeyen, “gözden kaçan” her olay kendi içinde “kendisi olmaya” devam eder. Bu da burjuvazinin, varl›¤›n› dokunmadan sürdürmesi demektir. ‹lgilenemeyece¤imiz, yetemeyece¤imiz kimi durumlar, istisnalar, ayr›nt›lar için bu anlay›flla karfl›lanabilir. Ancak ciddi derecede rahats›zl›k arz eden sorunlar karfl›s›nda ayn› anlay›fl› göstermemeliyiz. Örgüt içi ve d›fl› konularda ilgilenilmeyen, dokunulmayan, çözülmeyen her sorun burjuvazinin içimizdeki varl›¤›n›n devam›n› kabullenmek demektir. Her olay, her sorun ve her geliflme bilgilenmeye, çözülmeye ihtiyac› olan olgulard›r. Yaflananlar› salt çözüm bekleyen “örgütsel-pratik sorun” olarak görüp, sorunun ideolojikpolitik özünü görmemek, önemsememek, yan›lg›l› bir bak›fl aç›s›d›r. Komitenin politik ve örgütsel güç ve otorite olmas› çok yönlü görev ve sorumluluklar›n yerine getirilmesiyle mümkündür. Komite bileflenleri hemen her konuda, her geliflme ve duyum karfl›s›nda sorgulay›c› olmal›d›r. Sorgulay›c› olmak önce bilgilenmek, araflt›rmak sonra kesin sonuca varma yöntemini benimsemektir. Bilgilenme yönteminde çok defa tek yanl›, yüzeysel, kulaktan dolma bilgiyle yarg›ya var›l›r. “fiöyle bir göz atarak” olguyu üstünkörü ele alarak, sorunu yüzeysel ele alarak, yarg›ya varma tarz›na baflvurulur. Bu yöntem gerçe¤e hükmeden yasalar›n a盤a ç›kar›l›p kavranmas› de¤il, tek yanl›, üstünkörü yüzeysel tarzda subjektif bilgilenme tarz›d›r. Bu bilgilenme tarz›yla yaflanan ve var olan hiçbir sorun
liflmekte oldu¤unu hissettirmektedir. Kendimizi bu zor flartlara ve büyük savafllara haz›rl›yoruz. Kendimizi kazanmak zorunda oldu¤umuz savafl›n büyük savaflç›lar› olmaya haz›rl›yoruz. Kendimizi tarihin alt›n sayfalar›na yaz›lm›fl kahramanl›klar› yenilemeye haz›rl›yoruz. Dünya gericilerinin korkular›ndan ve çarp›tma gayretlerinden dolay› terörizm dedikleri devrimci fliddeti gelece¤in yolunu ayd›nlatmak için haz›rl›yoruz. Dünyay› de¤ifltirmek ve s›n›rs›z ve sömürüsüz bir dünya için çelikten bir iradeyle büyük karmaflalara haz›rlan›yoruz. Çünkü bunu bizden büyük devrim ustalar›, büyük de¤erler yaratan flehitlerimiz, tarihi kan›yla ve y›k›lmaz iradesiyle yaratan kitleler istemektedir. Biz bu görevin baflar›yla yerine getirilmesini sa¤lamakla yükümlüyüz.” (‹KK-Aral›k 2005)
çözülmez. Sorun çözmek için önce do¤ru ve bütünlüklü bilgilenmek gerekir. ‹lk ad›m budur. Baflar› için do¤ru bilgilenme flartt›r. Do¤ru bilgilenmenin olmad›¤› yerde baflar›s›zl›k kader olmaktan ç›kmaz. Bir kaç›n›lmazl›k olur. S›n›f savafl›m›nda her çözümsüzlü¤ün, her güçsüzlü¤ün, her tecrübesizli¤in ayn› zamanda politik olarak baflar›s›zl›k oldu¤u kavranmal›d›r. S›n›f savafl›m›nda burjuvaziyle karfl› karfl›ya oldu¤unun bilincinde olmamakt›r. Onu alt edip yok etme bilincinde olmamakt›r. Her çözümün, her müdahalenin politik çal›flman›n bir parças› oldu¤unu kavrayarak geliflim ve ilerleme sa¤lanabilir. Örgütsel denetim örgütsel iflleyiflin bir parças›d›r. Örgüt yönetme ve yönlendirme biliminde örgütsel mekanizmada “yap›lanlar›n denetlenmesi, yap›lanlar›n sorgulanmas›” hatalar›n zaman›nda düzeltilmesi, yanl›fll›klar›n üstüne zaman›nda gidilmesi, hesap sorma ve hesap verme bilincine uygun davran›lmas› komitenin gücünü art›ran ö¤elerdir. Örgütsel denetim komite iflleyiflinde gücünü art›ran çal›flmad›r. “Çal›flmalar› denetleyin. Tecrübeleri özetleyin. Hatalar› düzeltip baflar›lar› ilerletin!” Örgütsel çal›flmada izlenmesi gereken yol ve yöntem bu olmal›d›r. Örgütsel çal›flma fliar›m›z bu olmal›d›r. Komitenin gücünü art›ran baflka bir ö¤e komitenin her üyesinin bütün faaliyet alan›ndan sorumlu oldu¤unun kavranmas›d›r. Komitenin hiçbir üyesinin kendi bafl›na faaliyet yürütmeye çal›flmas›n›n ve salt yürüttü¤ü çal›flmadan sorumlu olmas›n›n devrimci örgüt biliminden yoksunlu¤un, kendili¤indenci hareket tarz›n›n izlenmekte oldu¤unun anlafl›lmas› gerekir. Baflta devrimci savafl ve devrimci örgüt sorunlar› olmak üzere s›n›f savafl›m›n›n her sorunuyla ve bu sorunlar›n dayand›¤› her teorik sorunla ilgilenmek gerekir. Bu yap›lm›yorsa örgütsel çal›flmada kendili¤indencili¤in net ve berrak olmayan sular›nda bo¤ulmaya aç›k durumday›z demektir. S›n›f savafl›m›na ait hiçbir sorun devrimci savafl, ekonomik, politik, örgütsel ve tarihi sorunlar vb. d›fl›m›zda ilgilenilmesi gereken “di¤er” sorunlar olarak anlafl›lmamal›d›r.
13-26 Ocak 2006
22
39
Filipinler’de Halk Savafl›
Yeniden kuruluflunun 37. y›l›nda Marksizm-Leninizm-Maoizm rehberli¤inde iktidara yürüyen Filipinler Komünist Partisi, 2005 y›l›nda mücadeleyi yükseltmifl, Filipinler halk›n›n ulusal kurtulufl ve demokrasi mücadelesinde ilerlemeler sa¤lam›flt›r. FKP MK’s› Partinin 37. kuruluflu ve yeni y›l vesilesiyle yapt›¤› aç›klamada 1992’de bafllayan ‹kinci Büyük Düzeltme Hareketi’nin Parti’nin her alanda, ideolojik-politik-örgütsel aç›dan ilerlemesine ve güçlenmesine hizmet etti¤ini belirtmifltir. Bu ilerlemenin de etkisiyle yürürlükte olan 3 y›ll›k plan›n hedeflerine var›laca¤›n› ve 2005’te edinilen kazan›mlar›n etkisiyle 2006’da daha baflar›l› sonuçlar alacaklar›n› vurgulam›flt›r. Yeni Halk Ordusu, mücadele içinde, üs bölgelerinin inflas› ve toprak reformundaki ilerlemelere paralel olarak inflas›n› sürdürmektedir. Silahl› mücadelede ve toprak reformunda ilerleme, bu bölgelerdeki siyasi iktidar organlar›yla kitle örgütlerinin (iflçi, köylü, gençlik, kad›n, çocuk, kültür) inflas›yla birebir iliflkilidir ve birbirlerini beslemektedir. 100’ün üstünde gerilla cephesinde savaflan YHO, üs bölgelerini sa¤lamlaflt›rmaktan ve gerilla bölgelerini geniflletmekten sorumludur. Bu sorumluluk da ancak YHO içindeki parti örgütlülükleri
taraf›ndan önderlik edildikçe mümkün olmaktad›r. Gerilla birimlerinin yan› s›ra örgütlenen halk milisleri ise gerilla bölgelerinde yerel polis gücü görevini üstlenmektedir. Ayr›ca kitle örgütlerinin kendilerine ait öz-savunma birimleri de bulunmaktad›r. Tam zamanl› k›z›l savaflç›lar binlerle, halk milisleri on binlerle, öz savunma birimleri ise yüz binlerle ölçülmektedir. Bugün gerilla cepheleri Filipinler’deki 1500 yerel yönetimin 750’sinde mevcuttur ve milyonlarca insan› etkilemektedir. Üs bölgelerinin geniflletilmesinin ve derinlefltirilmesinin sonucunda Halk Savafl› stratejik savunman›n orta aflamas›na ulaflm›flt›r ve amaç 2-3 y›l içinde strejik denge aflamas›na varmakt›r. YHO 13 Eyül’den bu yana 200’den fazla taktik sald›r› düzenlemifltir. YHO’nun taktik sald›r›lar› yo¤unlaflt›rmas› sonucu inisiyatif düflmandan YHO’ya geçmifltir. Bunun da etkisiyle gerici ordunun zay›f noktalar› daha da belirginleflmifltir. Örne¤in YHO birimleri kendi seçtikleri zamanda çat›flmaya girmekte, sald›r›lar düzenlemektedir. ‹nisiyatifi kaybeden düflman ordusu ise kendisine avantaj sa¤layan teknik olanaklar› kullanamamaktad›r. Taktik sald›r›larda yo¤unlaflman›n bir baflka sonucu ise Partinin önder komitele-
rinin ve YHO komutanl›¤›n›n düflman›n gücü, planlar›, kaynaklar› hakk›nda daha fazla istihbarat almas›d›r. Bunun sonucunda YHO daha etkili ve baflar›l› vurufllar yapabilmektedir. YHO yaln›zca kazanaca¤›na emin oldu¤u çarp›flmalara girmektedir. Kitle deste¤i, istihbarat ve zamanlama, sald›r›lar› baflar›ya ulaflt›rmaktad›r. Taktik sald›r›larda kazan›lan baflar›lar YHO ve Parti içinde çeflitli ideolojik hastal›klar›n yayg›nlaflmas›na da neden olmufltur. Bunlardan biri Parti içinde y›llard›r devam eden muhafazakarl›kt›r. Bu anlay›fla göre silahl› toprak devrimini ve taktik sald›r›lar› gelifltirmek yerine düflman› ikinci plana atan ve sadece kitlenin ihtiyac›n› gidermeye çal›flmak öne ç›kmaktad›r. Bunun yan›nda gerillac›l›k da geliflmifl, bölgenin düzeyi ve ihtiyaçlar göz önüne al›nmadan sald›r›lar düzenlenmek istenilmifltir. YHO, köylü kitlelerini örgütlemekte ve toprak reformu için seferber etmektedir. Ancak toprak reformu en alt düzeyde devam etmektedir. Toprak kiras›n›n azalt›lmas›, faiz oranlar›n›n kontrolü, tar›m iflçilerinin ücretlerinin art›r›lmas›, tar›m ürünlerinin ücretlerinin kontrolü gibi… YHO içindeki Parti örgütlülükleri savafl bölgelerinde devrimci iktidar›/hükümet organlar›n› oluflturmakla görevlidir. Kitle örgütlerinin geldi¤i aflamaya paralel olarak kitle örgütlerinin temsilcilerinden oluflan Devrimci Komiteler seçilmektedir. Devrimci Komiteler örgütlenme, e¤itim, sa¤l›k, toprak reformu, üretim, savunma, kültürel ifller vb ifllerini kitle örgütlerinin deste¤i ile yerine getirmektedir. S›n›f›n öncülü¤ünde Parti, Birleflik Cephe’nin inflas›nda da ilerleme sa¤lam›flt›r. ‹lk olarak esas ittifak olan iflçi-köylü ittifak›n› sa¤lamak gerekmektedir. ‹kinci olarak k›r küçük burjuvazisi ile ezilen kitlelerin ilerici kesimleriyle ittifak kurulmaktad›r. Üçüncü olarak ulusal burjuvazinin ilerici, yurtsever güçleri ile ortaklafl›lmaktad›r. Dördüncü olarak ise gerici s›-
n›flar›n içindeki çatlaklardan yararlanarak en gericilere karfl› onlara muhalif gericileri Partinin yan›na çekmektir. ‹flçi-köylü ittifak› güçlenmektedir. Parti kitle mücadelesine önderlik etmede baflar›l›d›r ve iflçi s›n›f›yla YHO ve köylü hareketi aras›ndaki ba¤› kuvvetlendirmektedir. Ezilen kitlelerin ilerici kesimleri ve küçük burjuvazi kendilerini 17 devrimci örgütün oluflturdu¤u Filipinler Ulusal Demokratik Cephe içerisinde temsil etmektedir. Genifl birleflik cephe ise Arroyo karfl›t› herkesi içine almaktad›r. Bu cephe içinde ulusal demokratik hareket içindeki legal güçler, burjuva muhalefet partileri, asker ve polis içindeki ayd›nlanm›fl unsurlar bulunmaktad›r. Genifl birleflik cephe ve Parti Arroyo’nun kovuluflunu istemektedir. Ancak ABD, Kilise ve ifl çevreleri Arroyo’yu desteklemektedir. Rejimin hala oynayaca¤› oyunlar ve yapaca¤› manevralar bulunmaktad›r. Rejimin yapaca¤› oyunlar, YHO’ya rejimi teflhir etmede ve kendi alternatifini güçlendirmede imkanlar sunacak ve daha genifl kitleyi sürece katacakt›r. Parti bu süreçte üyelerini art›rm›flt›r. Kitle hareketinden, ö¤rencilerden, iflçilerden ve köylülerden çok say›da devrimci Parti’nin müdahalesiyle proleter devrimciler haline gelmifltir. Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da, Peru’da Maoist Partilerin önderli¤inde yükselen silahl› halk hareketleri, Halk Savafl›’n›n büyümesine ve yeni demokratik iktidarlar›n genifllemesine, güçlenmesine hizmet etmektedir. Bu ülkelerde gerek emperyalistler gerekse de yerli gericiler taraf›ndan Maoist partiler en büyük tehdit olarak alg›lanmakta, isyanlar› bast›rmak için her türlü yöntemi denemektedir. Ancak ayaklanmalar yüzy›l› olacak olan 21. Yüzy›l›n bu ilk y›llar›nda iktidara yürüyen halklar›n flanl› direniflleri tüm görkemleriyle halklara umut, ka¤›ttan kaplanlara ise kabus olmaktad›r.
Irak Yurtsever Birli¤i Genel Sekreteri serbest Irak’ta iflgale karfl› direnifl güçlerinden biri olan Irak Yurtsever Birli¤i Genel Sekreteri Abdulcabbar El Kubaysi, 3 Eylül 2004 tarihinde Ba¤dat’ta ABD iflgal güçleri taraf›ndan kaç›r›lm›fl ve havaalan›nda bulunan özel bir hapishaneye sevk edilmiflti. Kubaysi, bir y›l› aflk›n bir süre boyunca insanl›k d›fl› muameleye maruz kald›ktan sonra serbest b›rak›ld›. Tutsakl›¤›n›n ilk on gününde 70 cm’den daha az büyüklükteki bir “kutunun” içinde, gözleri ba¤l› bir flekilde tutulan Kubaysi sürekli sorguland› ve uykusuz b›rak›ld›. Bu süre boyunca 12 kilo veren Kubaysi’ye yönelik suçlamalar aras›nda ABD’ye karfl› dünya kamuoyunu harekete geçirmekte esas rol oynamak da bulunuyor.
Serbest b›rak›ld›ktan sonra, kendisiyle yap›lan röportajda Kubaysi flunlar› ifade etti: “Uluslararas› Ba¤dat Havaalan›nda bulunan, ülkedeki en büyük ABD üssü olan Camp Cropper’de 16 ay boyunca hapis tutuldum… Sorgum 6 ay sürdü ve tek alabildikleri politik bir karakter oldu¤umdu… Sorgunun son bölümünde söyledi¤im hiçbir fleye inanmad›klar›n› söylediler. Yan›t›m ‘Bu sizin sorununuz’ oldu… Bu alt› aydan sonra beni politik tutsaklar›n bulundu¤u yere sevk ettiler. Burada toplam 103 tutuklu vard›. Kurtuluflumdan önce Amerikal›lar fliddete karfl› oldu¤umu ifade eden bir belgeyi imzalamam› istediler, bu belgede Irak hükümetine ve çok uluslu iflgal güçlerine karfl› eylemde bulunmayaca¤›ma
dair söz vard›… Ayn› zamanda bir buçuk y›ll›¤›na medyada kendimi politik olarak ifade etmekten vazgeçmeliydim… Belgeyi imzalamay› reddettim. Sorgu timleri CIA’den yada di¤er ajanlardan 4 Amerikal›dan olufluyordu ve sürekli de¤ifliyorlard›. Bizden direnifl yada Felluce Camileri hakk›nda bilgi istiyorlard›... Direnifli ülkemden son Amerikal› ve ‹ranl› asker kovuluncaya kadar destekledi¤imi reddetmedim, fakat di¤er yandan direnifli kimin düzenledi¤ini bilmiyordum… Sorgucular (e¤er Amerikal›lar Irak’tan ayr›l›rlarsa) ‘‹ç savafl patlayabilir’ dediler. Ben de ‘Terk edin ve b›rak›n birbirimizi öldürelim. Irak’ta biz asla kendimizi fiii yada Sünni olarak hissetmedik, siz buraya geldi¤inizde ve Cafe-
ri’nin ‹ranl› hükümetini ve ‹ranl› partileri getirdi¤inizde bunu duymaya bafllad›k. Ve tüm bunlar siz ülkemi terk etti¤inizde bitecek. fiimdi düflman sizsiniz ve sizin gidifliniz bizim için tek ç›kar yoldur. Bu da direniflle gerçekleflecek’ dedim. Ard›ndan bana hakaret etti, ben de ona hakaret ettim ve ‘Kafama kurflun s›kmaktan baflka yapabilece¤iniz bir fley yok” dedim. Onlara direniflin yan›nda oldu¤umu ve otuz y›l sürse de onlara karfl› mücadele edece¤imi söyledim. Generallerinden birisi bana ‘‹ki tümen olufltur ve bize karfl› savafl, fakat bize karfl› yaz› yazma’ dedi. Onlara ‘Ben asker de¤ilim, 60 yafl›ndan fazlay›m, bu nedenle yapabildi¤im tek fley yaz› yazmak. Ve hala yapmaya devam etti¤im fley de budur’ dedim.”
23
39
13-29 Ocak 2006
Yoldafl Narayan Sanyal Hindistan devletinin elinde!
Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in önemli yönetici kadrolar›ndan Narayan Sanyal (kod ad› Bijoy ve Prasad), 28 Aral›k 2005 tarihinde Chattisgarh eyaletinin bafl flehri olan Raipur kentinde Hindistan gizli polisi taraf›ndan kaç›r›larak günlerce hukuksuz bir flekilde al› konuldu. 67 yafl›nda-
ki Narayan Sanyal hastal›klar›n› tedavi ettirmek için gitti¤i bu flehirde gizlice kaç›r›lm›flt›r. Ailesinin ve uluslararas› demokratik kitle örgütlerinin bask›s› üzerine, kaç›r›ld›¤› günlerce gizli tutulduktan sonra, tutuklu oldu¤u kabul edilmifltir. Narayan Sanyal yoldafl gibi politik kimliklere sahip devrimcilere ve halk›n mücadelesine karfl› Hindistan rejiminin cevab› daha önceki örneklerde de görüldü¤ü üzere yarg›s›z infazlar, kaybetmeler, kaç›rmalar fleklinde olmaktad›r. Bunlar Hindistan’daki geleneksel devlet terörü metotlar›ndan sadece bir kaç›d›r. Günlerce gözalt›nda oldu¤u kabul edilmese de k›sa sürede oluflan ülke içinde ve d›fl›ndaki kamuoyu bask›lar› sonucu; 3 Ocak 2006 tarihinde Narayan Sanyal’›n polisin elinde oldu¤u resmen kabul edildi ve kardefli kendisiyle k›sa bir görüflme yapabildi.
Sanyal, 4 Ocak 2006 tarihinde apar-topar savc›l›k karfl›s›na ç›kar›lm›fl ve gözetim alt›na al›nd›¤› beyan edilmifltir. Muhtemelen 18 Ocak’ta mahkeme karfl›s›na ç›kar›lacakt›r. fiu anda yüksek güvenlikli bir cezaevinin tecrit hücresinde tutulmaktad›r. Emperyalist efendilerle iflbirli¤i halindeki gerici rejimler/iktidarlar Hindistan’daki bu örnekte de oldu¤u gibi; ezilen dünya halklar›n›n her türlü direnifl mücadelesini bo¤mak istemektedirler. Çünkü; bu yüzy›l›n gelecek ufkunda isyanlar, toplumsal alt-üst olufllar öngörülmektedir. Bu nedenle CIA’nin iflkence uçaklar›, TC faflizminin yarg›s›z infazlar›, tecrit izolasyonu ve Hindistan gericili¤inin kaç›rma ve infaz etme politikalar› ve zindanlardaki vahfleti ayn› damardan beslenmektedir. Bu damarda sömürü, talan ve soygun kar›fl›m›ndan oluflan sadece irinli-kirli kan mevcuttur.
Evrensel Bak›fl KASAP fiARON NASIL B‹R ANDA BARIfi ADAMI OLDU? 77 yafl›nda geçirdi¤i beyin kanamas› nedeniyle belki yaflam› de¤il ama politik yaflam› sona eren ‹srail Baflbakan› Ariel fiaron için, daha ölmeden “bar›fl adam›” m›, yoksa hala 1952’de Komando Birli¤i 101’e komuta etti¤i zaman mülteci kamplar›na yönelik sald›r›y› ve kad›n ve çocuklar›n katledilmesini savunmak için sarfedilen “Kad›nlar ülkemizde sivillere sald›ran Arap vur-kaçç›lar›n fahifleleridir. Düflman›n say›s›n› art›r›yorlar. Mülteci kamplar›na operasyonlar düzenlemezsek kamplar katillerin a¤›na dönüflür” sözlerinin sahibi, Kasap ve son olarak buldozer lakaplar›n› hak eden bir katil mi oldu¤u yönünde tart›flmalar bafllad›. Tarih Ariel fiaron’u nas›l anacak? Onun ard›ndan kimler a¤layacak? Ard›nda nas›l bir boflluk b›rakacak? Ve en önemlisi ‹srail’de, dolay›s›yla da (hatta dolays›z olarak) Filistin’de durum ne olacak? sorular› tart›flmalar›n özünü oluflturuyor. ABD Baflkan› Bush’un sa¤l›¤› için dua etti¤ini aç›klad›¤› Ariel fiaron’un Filistinlilere yönelik savafl› daha çocuk yafllar›nda bafll›yor. Ama Onu, katil unvan›n› kazand›racak hareketini ilk kez yukar›da al›nt› yapt›¤›m›z yan›t›n› verdi¤i 101. Birli¤e kumanda etti¤i 1952 y›l›nda tan›yoruz. Bu olaydan dört y›l önce daha çavufl rütbesindeyken kendisinin baca¤›ndan yaraland›¤›, birçok arkadafl›n›n da öldü¤ü bir çat›flma sonras›nda kay›plar›n tek sorumlusunun “uzaktan emir ya¤d›ran komutanlar” oldu¤una inanarak bir daha komutanlar›n› dinle-
memeye karar vermiflti. Bunun en iyi yolu da kendisinin komutan olmas›yd›. Nitekim 1952 y›l›nda 24 yafl›ndayken Burj Mülteci kamp›nda 15 kad›n ve çocu¤un katledilmesine karar veren kendisiydi. Bu özelli¤i, politik yaflam›na da damgas›n› vurdu, kimseye hiçbir fley dan›flmad›, kimseye yapacaklar› hakk›nda hiçbir fley söylemedi. Sadece kanl› emirlerini verdi ve uygulad›. Askeri yaflam› uzun sürmese de hep verdi¤i askeri kararlarla an›ld›/an›lacak. Öyle ki 14 yafl›ndaki o¤lunun ölümü dahi babas›n›n silah›yla oynarken kendisini vurmas›yla olmufltu. Kendisinin Savunma Bakan› oldu¤u 1982 y›l›nda ise Lübnan’daki Sabra ve fiatilla mülteci kamplar›na yap›lan katliam› bizzat yönetmesiyle “Beyrut Kasab›” san›n› alarak tarihte asla unutulmayacak halk düflman› olarak geçme “liyakatini kazand›”. Bu iki mülteci kamp›nda bine yak›n sivili katlettirdi. Bu katliam sonucu kendi ülkesinde kurulan bir komisyon dahi fiaron’u suçlu buldu ve bakanl›ktan istifa etmek zorunda kald›. Ancak bu, Onun 18 y›l sonra ülkeye Baflbakan olmas›n› engellemedi. Baflbakan olduktan sonra da 2000 y›l›nda Filistinli Müslümanlar için kutsal olan El Aksa Camine girerek 3 bin 500 Filistinlinin yaflam›n› yitirdi¤i 2. ‹ntifada’n›n bafllamas›na neden oldu. Bu süreç içinde tek tek direniflin önderleri olarak belirledi¤i birçok kifliyi direkt hedef alan sald›r›lar düzenleterek bu kifliler katledildi. Ariel fiaron’un Baflbakanl›¤› döne-
Nepal’de gerilla sald›r›lar› Nepal’de Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in ateflkese son vermesinin ard›ndan, gerillalar›n düzenledi¤i sald›r›larda 3 polis öldü, 4 polis ise yaraland›. Nepalgunj’daki havaalan›na giden cadde üzerindeki polis kontrol noktas›na atefl açan NKP (Maoist) güçleri üç polisi öldürdü. 6 Ocak günü de Bhairahawa Gümrük Bürosu yak›n›ndaki Revenue polis karakoluna düzenlenen sald›r›da ise üç silahl› polis öldürüldü. Bu sald›r›n›n ard›ndan Hindistan-Nepal s›n›r› yak›nlar›ndaki köylerde kraliyet güçleri yo¤un tedbir almak zorunda kald›. Ayn› günlerde ülkenin birçok yerinde de bombalama eylemleri gerçeklefltirildi. Bu sald›r›lar düzenlenirken 5 Ocak günü baflkent Katmandu’da üç bin protestocu demokrasinin yeniden tesis edilmesi için gösteri yapt›. Nepal Kongresi (Demokratik) taraf›ndan düzenlenen protesto gösterisinde en çok kullan›lan sloganlar “Demokrasi istiyoruz, otokrasiye son” oldu.
minde belki de en büyük icraat›, birincisi Ayr›mc›l›k Duvar› olarak an›lan ve Filistinlileri bölen duvar inflas› ve ikincisi Gazze fieridi’nin boflalt›lmas› operasyonlar› oldu. ‹lki gayet aç›k Filistinlileri tecrit etmeyi, onlar› birbirlerinden dahi yal›tmay› amaçlayan bir sald›r› olmas›na karfl›n belki de en “zekice” olan› ise Gazze fieridinin boflalt›lmas› oldu. Baz› Yahudi çevrelerin tepkisini de göze alarak yapt›¤› bu operasyonla bir yandan tamamen haz›rl›ks›z bir flekilde ve Filistinlileri birbirine düflürecek flekilde ama askeri olarak kontrolü elinde tutarak Gazze fieridi boflalt›l›rken, di¤er yandan Bat› fieria’n›n önemli bir k›sm›n›n kontrolünü ele geçirmenin zeminini oluflturmufl ve böylece uluslar aras› kamuoyuna da ne kadar “bar›fl sever” oldu¤unun mesaj›n› vermifltir. Bu cesur ad›m Ona “Filistin’e bar›fl getirecek” hatta “Filistin devletini kendi eliyle kuracak” adam ünvan›n› da (en az›ndan belli çevrelerde) getirmifltir. fiaron cesaret konusunda öylesine ileri gitmifltir ki, son olarak ‹srail seçimlerine çok az bir zaman kala, iktidarda olan partisinden ayr›larak Kadima (‹leri) ismiyle yeni bir parti kurmufltur. Güvenlik sendromu alt›ndaki ‹sraillilerin fiaron’dan baflka bir “seçene¤i olmamas›n›n” bu cesarette kuflkusuz etkisi mevcut. Hatta öyle ileri gitmifltir ki ‹flçi Partisinden fiimon Peres’i partisine davet ederek, kat›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Ancak fiaron’un beyin kanamas› nedeniyle hastaneye yat›r›lmas›ndan sonra yap›lan anket sonuçlar›na göre ‹sraillilerin önemli bir kesiminin karars›z oldu¤u görülmekte. Bu sonuçlar, fiaron sonras› ülkenin içine girece¤i süreci de asl›nda özetliyor. Mart ay›nda yap›lacak seçimlerde fiaron’lu Kadima Partisinin seçimleri kazanmas›na kesin gözüyle bak›l›rken, Onun yerine Partinin Baflkanl›¤›na vekalet eden eski Kudüs belediye baflkan› Ehud Olmert’in baflkanl›k edece¤i Kadima Parti-
sinin alaca¤› sandalye say›s› 39, bunun yan›nda ‹flçi Partisinin 20, Likud’un ise 16 sandalyeye sahip olaca¤› tahmin ediliyor. Say›lar aras›ndaki yak›nl›k dahi ‹srail’in gelece¤inin belirsizli¤ini ortaya koyuyor. Bu ayn› zamanda bölgenin de belirsizli¤i olarak alg›lanmal›. fiaron kasapt› ama özellikle son y›llar›nda yapt›¤› hamlelerle kendini birçok çevreye kabul ettirmiflti. Ondan fark› olmayan ve afl›r› sa¤›n temsilcisi ‹flçi Partisi lideri Netanyahu ise tüm benzerliklerine karfl›n özellikle d›fl politikada tak›nd›¤› tutum itibariyle güvenilir bir portre çizmiyor. Özellikle ‹ran sald›r›s›n›n gündemde oldu¤u bir süreçte ABD aç›s›ndan bu tercih biraz daha geri planda tutulmas›n› gerektiren bir özellik haline geliyor. Ancak fiaron dahi bu dünyada bar›fl adam› payesine lay›k görüldükten sonra Netanyahu neden görülmesin, neden bu kal›ba sokulmas›n! Bunun yan›nda kurdu¤u partinin bafl›na (di¤er adaylar olan Savunma Bakan› fiaul Mofaz ve Adalet Bakan› ve Mossad’›n eski avukat› Tzipi Livni’yi ekarte ederse) büyük ihtimalle geçecek olan Olmert de bu misyonu oynayacak karizmaya sahip bir aday olarak görülmüyor. Muhtemelen fiaron ölmezse, yerine kukla gibi iplerinden oynatabilece¤i bir baflbakan› “atayarak” ‹srail halk›n›n seçim iradesini etkileyecek ve böylece baflbakan olamasa da ülkenin kaderinde söz sahibi olmaya devam edecek. ‹srail’i fiaron sonras› kaos ortam›ndan uzak tutacak olan tek seçenek de bu görünüyor. fiaron henüz ölmedi. Binlerce Filistinli’nin katledilmesinde direkt pay› olan böylesi bir diktatörün s›cak yata¤›nda, yapt›klar›n›n hesab›n› ödemeden ölüp gitmesi birçok insan›n içine sinmeyecek. Ancak O, tarih önünde yarg›lanmaktan asla kaçamayacak. Dünya halklar›n›n tarihi onu hep halk düflman› bir katil olarak anacak.
13-26 Ocak 2006
24
Direniflte kad›n olmak Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’ne üye olduklar› için “Tek fark fiziksel güçlülük...” iflten at›lan, 28 Cevahir Deri iflçisi, 24 Kas›m 2005 tarihin“Direniflteki erkek arkadafllar›n›zdan herhangi bir de fabrika önünde direnifle bafllam›flt›. Bugün direnifl, devle- kad›n ayr›mc›l›¤› gördünüz mü?” sorumuzun yan›t› “Hatin sald›r›lar›na ra¤men, coflkunlu¤undan ve kararl›l›¤›ndan y›r kesinlikle, olmaz da zaten. Bizim buradaki amac›m›z bir fley kaybetmeden devam ediyor. Bu direniflin önemli belli. Biz kendi içimizde birlik olarak hakk›m›z› alaca¤›m›yanlar›ndan birini de çok say›da olmasalar da, direniflteki z› düflünüyoruz. Hepimiz de ekme¤imiz için u¤rafl›yoruz. kad›n iflçiler oluflturuyor. Ülkemizin sosyo-ekonomik yap›- Kad›n arkadafllarla nas›lsak erkek arkadafllarla da öyleyiz. s›ndan kaynakl› kad›nlar çocuk yetifltiren, ev ifllerini yapan, ‘Sen kad›ns›n geri planda kal ya da sen erkeksin ileri git’ gikocas›na hizmet eden bir durumdad›r. Yine ifl yerinde erkek- bi bir fley yok” oluyor. le ayn› ifli yapmas›na ra¤Ve devam›nda da “Örnemen daha az maafl alan, da¤in erkek arkadafllar erkek ha fazla sömürülen durumolduklar› için daha fazla dad›rlar. yük kald›rabilirler. Onlar Kad›n iflçiler, hem az30 kg yük kald›rabilir, ben g›n sömürü koflullar› alt›n5 kg kald›rabilirim. Fark da sigortas›z, sendikas›z ve burada. Yani fark fiziksel eflit ücret alamadan çal›flgüçlülükten ibaret” diyerek mak, hem de evde kendilesözlerini noktal›yor. rine biçilen rollerin hepsini yerine getirmek zorunda“Ekme¤ine sahip lar. Dolay›s›yla, ömürleriç›kmayan hiçbir fleyine nin ço¤unu yap›lmas› geresahip ç›kamaz!” ken “zorunluluklar” oluflDaha önceki bas›n aç›kturuyor. lamalar›ndan da tan›d›¤›m›z, Cevahir Deri iflçilerinDireniflte olan Cevahir Deri iflçilerinden yüz aflinal›¤›m›z olan direden Hafize Ifl›k ve Selime Hafize Ifl›k ve Selime Yümer, direniflte kad›n niflçi Selime Yümer ile röYümer ile direniflleri hakportaj›m›za devam ediyoruz. olman›n bir farkl›l›¤› olmad›¤›n› söylüyor ve Yümer 42 yafl›nda ve 19 yak›nda sohbet ettik. Direniflekliyorlar “birlikte gelip, birlikte gidiyoruz, fl›nda bir o¤lu var. Hafize çi olman›n zorlu¤undan, her olayda birlikteyiz.” kazanacaklar›na olan Ifl›k gibi o da Bulgaristan inançlar›ndan bahsettiler göçmeni. Biz ilk olarak kenbize. Hafize Ifl›k, 30 yafl›ndisinden bahsetmesini istida iki çocuk annesi. Üç yafl›nda bir o¤lu ve 11 yafl›nda oku- yoruz. Ancak Yümer ilk olarak, bizim Gönen’den, Çorla giden bir k›z› var. Bulgaristan göçmeni ve 6 y›ld›r deri lu’dan, Serna-Seral’den bildi¤imiz k›sacas› direnifllerden sanayiinde çal›fl›yor. bildi¤imiz s›k›nt›lar›ndan bahsediyor. Yümer “Bizim hiçbir Bize kendisinden bahsetmesini istedi¤imizde, bu genel sosyal hakk›m›z yoktu, sabah sekiz akflam alt›, ne çoluk ne bilgileri veriyor ve duraksamadan direniflteki son duruma çocuk hiçbir fley düflünemiyorduk. Varsa yoksa bütün akl›iliflkin karal›l›klar›ndan bahsetmeye bafll›yor. m›z burayla meflguldü. Ekme¤ine sahip ç›kamayan hiçbir fleyine sahip ç›kamaz. Biz bu direnifli kazanaca¤›z. Ne ay ne “Hakk›m›z› almak için mücadele ediyoruz!” y›l, sonuna kadar buraday›z, kötü hava koflullar›, çeteler as“Genel olarak direnifliniz hakk›nda neler söyleyebi- la bizi y›ld›ramaz” diyor. lirsiniz?” diye sordu¤umuzda Hafize Ifl›k, “Sendikal› olMücadelenin sadece kendileri için de¤il ayn› zamanda mak, iflçi olarak bizim en temel haklar›m›zdan birisi, ama daha güzel bir gelecek için verilmesi gerekti¤ine de, Yümer patron bizi iflten att›. Biz de hakk›m›z› almak için mücadele flöyle de¤iniyor, “Biz kazan›rsak bizim çocuklar›m›z›n da ediyoruz. Sermaye bizim bu direniflimizi ne kadar farkl› gelece¤i kazan›r. Biz ev, yer, yurt istemiyoruz ki. Çocuklar›gösterirse göstersin, biz do¤ru olan› yapt›¤›m›za inan›yoruz, m›z okusun istiyoruz sadece. Biz kaybedersek onlar› da kenbiliyoruz” diyor. dilerine paspas yapmak isteyecekler. O yüzden Cevahir De“Tafleronun silahl› sald›r›lar›, patronun uzlaflmaz tu- ri’yi kazanaca¤›z” diyor. tumu, bizleri y›ld›rmaya yönelik. Bu sald›r›lar karfl›s›n“Ne gibi sorunlar yafl›yorsunuz ve bu sorunlar› nas›l da direnifle devam edece¤iz. Sonuçta hepimizin iste¤i ay- çözüyorsunuz?” diye sorunca Yümer, “Fabrikadan, arabayn›. Sendikal› olarak girip çal›flmak istiyoruz sadece” diyerek la gelip geçerken, bize el, kol hareketi, kafl, göz hareketi yasözlerine devam eden Ifl›k, aile ve çevresindeki herkesin de p›yorlar. S›k›lan silahlar bizlere karfl› s›k›l›yor. Bizi kad›n oldirenifllerine destek verdi¤ini belirtiyor. du¤umuz için zay›f san›yorlar, y›ld›rabileceklerini düflünüyorlar ve onun için böyle yap›yorlar” diyerek tepkisini orta“Direniflin zorluklar› ayn›” ya koyuyor. Direniflte günlerini nas›l geçirdiklerinden, moNe tür zorluklarla karfl›laflt›klar›n› sordu¤umuz da da rallerini nas›l koruduklar›ndan bahsetmelerini rica ediyoruz. Ifl›k, “Hava çok so¤uk burada üflüyoruz. Ya¤mur, kar, Çekilen halaylar›, soba bafl›nda yap›lan sohbetleri, direnifle çamur, ama biliyoruz ki burada durmak zorunday›z. yap›lan ziyaretlerdeki sohbetleri anlat›yorlar. Üye olduklar› Çünkü bu bizim davam›z, biz sahiplenmek zorunday›z” Deri-ifl Tuzla fiubesi’nden ne denli memnun olduklar›n› andiyor ve devam ediyor sözlerine; “Kimse kimsenin yerine latmak için bir örnek veriyor Yümer, “Benim babam 65 yahak alamaz, önce biz sahip ç›kmal›y›z hakk›m›za. Burada fl›nda ve sendika sayesinde çal›fl›yor, ailesini geçindiriyor. durmazsak ekme¤imizi kaybederiz. Bütün bu zorluklara Sendika olmasayd› kim ifl verecekti bu adama? Kimse verkarfl›n hep beraber kad›n, erkek direniyoruz.” mez” diyor. “Direnifle destek ziyaretlerini nas›l de¤erlendiriKad›n olmaktan kaynakl› direniflte karfl›laflt›klar› yorsunuz? Sizce yeterince destek var m›?” diye sordu¤uzorluklar› soruyoruz bu kez de; “Direniflin zorluklar›n›n muzda, minnettarl›k dolu bir dizi övgüyle bafll›yor söze ve kad›n olsun, erkek olsun ayn› derecede hissedildi¤ini düflü- devam ediyor Yümer, “Önceleri pek memnun de¤ildik, ama nüyorum. Buraya birlikte gelip, birlikte gidiyoruz, her olay- son zamanlarda, özellikle de y›lbafl›ndan sonra her gün her da birlikteyiz” diyor. Ev kad›nlar› ile çal›flan kad›nlar aras›n- akflam doluyor buras›. Deri Sanayii’nde çal›flan kad›n, erkek daki farklar› da “kendi kazanc›m›z› kendimiz sa¤lad›¤›m›z herkes geliyor. Bu ziyaretlerin k›ymetini bilmek laz›m. Buiçin bizim daha sosyal oldu¤umuzu düflünüyorum. Ev ka- rada akflama kadar çal›fl›p sonra da bizi ziyarete geliyor bu d›nlar›, efllerinin kazanc› ile harcama yapabiliyor. Ona göre insanlar. Çal›flanlar için akflam evde 5 dakika fazla dinlenkendilerini ayarl›yor ve belirlenen bütçenin d›fl›na ç›kam›- mek alt›n de¤erindedir. Ama onlar bize destek veriyorlar ve yorlar” fleklinde konufluyor. bu destekleri bize çok güzel moral veriyor” diyor. (Kartal)
39
Failler hesap verinceye kadar... Sevda Ayd›n’›n kaç›r›ld›¤› otobüs dura¤›nda 31 Aral›k günü bas›n aç›klamas› düzenleyen kad›n örgütleri “Muhalif kad›nlar tecavüz ve kaç›r›lmalarla y›ld›r›lamaz”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” dövizlerini tafl›yarak sisteme muhalif kad›nlar›n bugüne kadar birçok defa kaç›r›larak benzer iflkence tezgahlar›ndan geçirildi¤i dile getirdi. Aç›klamay› yapan Leman Yurtsever 12 Aral›k’ta tecavüz iflkencesine maruz kalan Ayd›n’›n yaln›z olmad›¤›n› belirterek “Olay›n üzerinden 19 gün geçti ve failler bulunamad›. Olay›n failleri belli oldu¤u halde savc›l›klar bu konuda gere¤ini yerine getirmiyorlar. Onlar› yarg›lamak yerine koruyorlar ve gizliyorlar” dedi. Örgütlü kad›nlar› sindirmek ve y›ld›rmak için kullan›lan bu iflkence yönteminin oldukça planl› ve profesyonelce yap›lan bir sald›r› oldu¤unu da ifade eden Yurtsever, “Kad›nlar hedef seçilerek; cinsel, siyasal ve ulusal kimlikleri parçalanmak istenmektedir” diye konufltu. Aç›klama esnas›nda kad›nlar sürekli olarak “Tecavüzcü polis hesap verecek”, “Sevda Ayd›n yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› att›lar. Gazi Mahallesi’nde 1 Ocak günü toplanan Gazi Kad›n ‹nisiyatifi, Özgür Kad›n Hareketi, Emekçi Kad›nlar Birli¤i, Demokratik Kad›n Hareketi üyeleri “Tecavüzler, iflkenceler bizi y›ld›ramaz” pankart›n› açarak Cemevi önünden Dörtyol dura¤›na kadar yürüdü. Yürüyüfl boyunca “Tecavüzcü polis hesap verecek”, “Cinsel, s›n›fsal, ulusal sömürüye son”, “Jin jîyan azadî” gibi dövizler tafl›yan grup s›k s›k da “Tecavüzcü devlet hesap verecek”, “Polis kaç›r›yor, devlet koruyor” sloganlar›n› att›lar. Geçti¤imiz aylarda polis taraf›ndan kaç›r›lan Tuba Gümüfl’ün yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda egemenlerin emekçi halklara karfl› sald›r›s›n›n artt›¤›na dikkat çekildi. Kad›n›n kendisine örülen dört duvar› y›karak s›n›f ç›karlar› için mücadele etmeye bafllad›¤›n› ifade eden Gümüfl, devletin bu yüzden özgürlük mücadelesine kat›lan kad›nlara sald›rd›¤›n› belirtti. Bas›n aç›klamas› sloganlarla sona erdi. 5 Ocak’ta da Taksim Tramvay Dura¤›’nda bir araya gelen Emekçi Kad›nlar Sevda Ayd›n’›n polisler taraf›ndan kaç›r›larak tecavüz edilmesini protesto ettiler. “Emekçi kad›nlar›n özgürlük mücadelesi engellenemez” pankart› açan kad›nlar ad›na aç›klama yapan Aysun Güven bu sald›r›n›n ne ilk ne de son sald›r› olaca¤›n› söyledi. Açl›¤›n yoksullu¤un her türlü afla¤›lanman›n ve yaflamdan kovulman›n as›l kayna¤›n›n egemen sistem oldu¤unu söyleyen Güven “Kad›nlar›n ve tüm insanl›¤›n gerçek kurtuluflunu ve özgürleflmesini sa¤laman›n önkoflulu sosyalizme varma mücadelemiz sürüyor. Bütün kad›nlar› bu hedef do¤rultusunda yürümeye ça¤›r›yoruz” diyerek tecavüz eden polislerin bulunup yarg›lanmas› için eylem ve etkinlikler yapmaya devam edeceklerini söyledi. * Ay›fl›¤› Sanat Merkezi, ‹dil Kültür Merkezi, ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi, Tohum Kültür Merkezi, Baflka Kültür Evi, Yap› Sanat Merkezi, Gazi Ay›fl›¤› Sanat Merkezi ve Sar›gazi Ekin Sanat Merkezi çal›flanlar› taraf›ndan da Sevda Ayd›n için bir eylem yap›ld›. 6 Ocak günü Galatasaray Lisesi önünde yap›lan eylemde “Hepimiz birer Sevday›z” fleklinde slogan at›ld›. Aç›klamay› yapan Burcu Savur, Sevda Ayd›n’a yap›lan sald›r›n›n kültür sanat çal›flanlar›n›n tümünü hedefledi¤ini söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan flair Ruhan Mavruk, Cumartesi Anneleri için yazd›¤› fliiri okurken, Grup Yorum ve kültür merkezleri bünyesinde faaliyet gösteren müzik gruplar› taraf›ndan dinleti verildi. *Yine 8 Ocak 2006 tarihinde, tecavüz olay›n› protesto etmek için Tohum Kültür Merkezi, Devrimci Demokrasi ve P.D. Köz ile birlikte bildiri da¤›t›m› gerçeklefltirildi. Devrimci demokrat, ilerici, tüm kifli ve kurumlara yönelik her türlü sald›r›ya karfl› ortak bir tutum sergilemek gerekti¤inin bilinciyle kaleme al›nan bildiride; Sevda Ayd›n’a yönelik bu sald›r›n›n devletin içindeki bir tak›m kötü adamlar›n ifli de¤il, devletin de¤iflik alanlarda uygulad›¤› bir savafl politikas› oldu¤u vurguland›. Bildiri sesli ajitasyon eflli¤inde fiirinevler, Yenibosna ve So¤anl› halk pazarlar›nda da¤›t›ld›. (‹stanbul)
39
25
13-26 Ocak 2006
Tohum Kültür Merkezi’nde Resim Atölyesi aç›ld› - Geçmiflten bugüne resim sanat› ve yaflad›¤›m›z co¤rafyadaki durumu desek neler söylemek istersiniz? - Bu tarihsel süreçler asl›nda bafll› bafl›na birer konu. Burada derinlemesine açamay›z, ancak genel seyrinden k›saca bahsedelim. Resim sanat›n›n do¤uflu, ma¤ara resimleriyle bafllam›fl olsa da, s›n›fl› toplumlar›n oluflmas›yla egemen s›n›fa hizmet etme amac›yla kullan›l›rken geliflim göstermifltir. Eski M›s›r duvar resimlerinde firavunu, eski Yunan ve Roma resim ve heykellerinde insanlaflt›r›lm›fl tanr›lar› yücelten çal›flmalarla teknik aç›dan yükselifl göstermifl olan resim sanat›, H›ristiyanl›kla birlikte Avrupa’da gerçek doru¤una ulaflm›flt›r. Kilise, ‹ncil’den sahneleri, usta ressamlar›n çal›flmalar›yla insanlara daha etkili bir flekilde ulaflt›rma kayg›s› gütmüfl, baflar›l› da olmufltur. Böylece resim sanat› üzerinde yükselecek maddi zemini de bulmufltur. Fakat bizim topraklar›m›zda ise durum daha farkl›d›r. Daha öncesinde pek çok farkl› kültürü içinde bar›nd›ran Anadolu topraklar›, Osmanl›’n›n kurulufluyla kültürel olarak da bask› alt›na al›nm›flt›r. Daha öncesinde resim ve heykel gibi sanatsal ürünlerin üretildi¤i bu topraklarda art›k her fley Osmanl›’n›n dokunulmazl›¤›n› desteklemek için yap›lmak zorunda kalm›flt›r. ‹slam dininin yükselifli de bu bask›c› ve barbar anlay›fl› uygulamada önemli bir araç olmufltur. Bir kiflinin resmini yapmak, onlar›n anlay›fl›yla teflhir etmek ‹slam’a göre çok sak›ncal›d›r. Heykel yapmak ise yaratma iste¤iyle tanr› kavram›na rakip ç›kmak oldu¤u için çok tehlikelidir. Böylece yap›lacak tüm sanat çal›flmalar› saraya ve ‹slami anlay›fla hizmet etmek zorunda b›rak›lm›flt›r. Padiflahlar›n tarihini anlatmas› için minyatür sanat› do¤mufl, onun da kendini konulan s›n›rlar›n d›fl›na ç›karmas›na izin verilmemifltir. Mesela minyatürlerin gerçekçi perspektif anlay›fl› yoktur. Çünkü daima padiflah resmin neresinde olursa olsun di¤erlerinden büyük çizilmelidir(!) Osmanl›’n›n çöküfl süreci ve TC’nin kurulufl sürecinde ise bilindi¤i gibi Avrupa kültürüne özendirme politikas› güdülmüfl, bununla beraber ilk resimsel çal›flmalar bafllam›flt›r. O dönem Avrupa’da do¤an sanat ak›mlar›n›n taklitleri boy vermeye bafllam›fl,
On y›l› aflk›n süredir, Bahçelievler So¤anl›’da çal›flmalar›na devam eden Tohum Kültür Merkezi bu ay içerisinde Resim Atölyesi çal›flmalar›na da bafllayacak. Biz de bu konuyla ilgili olarak atölye resim hocas› Ruhan Akbaba ile bir röpor taj yapt›k.
“elit” bir tabakan›n yapt›¤› bu Avrupa sanat›n›n ürünleriyse Anadolu halklar›n›n kültürüne çok uzak kalm›flt›r. Avrupa’da oluflan kapitalizm ile geliflen burjuva demokrasisi, kendi kültürünü yaratm›fl; sanat için sanat slogan›yla çeflitli sanat ak›mlar› do¤maya bafllam›flt›r. Sanat konusunda belli birikimleri olan Avrupa halklar› için bu ak›mlar, belki kendilerine uzakt›r ama anlafl›lmaz de¤ildir. Fakat Anadolu halklar› için tamamen yabanc› ve anlafl›lmazd›r. Zaten Osmanl›’n›n devam› olan TC’nin politikas› da budur. Anadolu’dan ç›kan ve o zaman yaflanan bask› ve zulmü anlatan baz› naif ressamlar ise çeflitli bask› yöntemleriyle karfl›laflm›flt›r. Hatta kimileri zindanlara at›lm›flt›r. Bugüne kadar bu bask› ve engelleme devam ettirilmifl, sanat›n her alan›nda toplumcu gerçekçi sanat yapan sanatç›lar bask›lar›n binbir türlüsüyle karfl›laflm›flt›r. - Bu geliflim seyri içerisinde resim sanat›n›n halktan bu kadar kopuk olmas› konusunda ne düflünüyorsunuz? - Yukar›da da bahsetti¤imiz gibi Osmanl›’dan bugüne resim ve heykel gibi plastik sanatlar›n geliflimi; itaat eden, yaratmayan bir halk oluflturmak için engellenmifltir. Ancak uzun y›llard›r sanat›n farkl› dallar›, mesela müzik; içi birçok safsatayla dolduruluyor. Oluflturulmaya çal›fl›lan bireyci kimli¤i destekleyen yavan sözlerle, niteliksiz bir müziksel çal›flma biraraya getirilerek insanlar›n kulaklar›na-gözlerine sokulurcas›na medya arac›l›¤›yla halka sunuluyor. Keza sinema sanat› da ayn› flekilde. Ancak resim sanat›nda durum biraz daha farkl›lafl›yor. Egemenler taraf›ndan müzik ve sinema dallar› kendi amaçlar›na uygun hale getirilecek bir içerikle doldurulurken, resmin içeri¤i tamamen yok edilme yoluna gidiliyor. Salt teknik yeterlilik ve renk uyumu, aç›k-koyu dengesi gibi biçimsel kayg›lar›n öne ç›kar›lmas› sa¤lan›yor.
E¤itim sistemi, içersinde de teknik bilgileri aktaran ve gelifltirme kayg›s› güden bir anlay›fl olmad›¤› için insanlar bu resimlerde kendilerine ait hiçbir fley bulam›yor. Ya da baz› sanatç›lar›n yap›tlar› içerik olarak halk kültürünü ifllese de, teknik anlamdaki farkl› bir kullan›m yine halk›n flu anki birikiminin çok ilerisinde oldu¤u için yine halka yabanc› geliyor. - TKM olarak yukar›da tespitini yapt›¤›n›z duruma karfl› tavr›n›z› yani alternatif sanat anlay›fl›n›z› izah eder misiniz? - Üretime kat›lmadan yap›lan sanat, yaflamdan kopuk ve yabanc›d›r. Sanat sadece göreceli güzelli¤i veya bireysel sevgiyi ifllemez, yaflam› ifller. Bir köflede sanat yapma ad›na, üretimden koparak sanat üretti¤ini iddia edenler, bir süre sonra sadece kendi hastal›kl› düflüncelerini dökmeye bafllarlar. Sanatç› olmak iddias›yla yola ç›k›p olan bitenin de gerisinde kal›rlar. Toplumsal bir üretimin ürünü de¤il de bireysel kayg›lar›n, ruhsal s›k›nt›lar›n ve isteklerin toplam› olan bu ürünler, bir halk›n kültürünü yans›tmak ve oluflturmaktan çok, bireysel sorunlar›n›n benzerini bulan ve onlar› büyüten, yabanc›laflan ve toplumsal yaflamdan koparan bireyler yarat›r. Burada bir aç›klama yapmak gerekir: Biz, “sanat bireylerin duygular›n› yans›tamaz” demiyoruz elbette ki. Ama bireylerin duygu, düflünce dünyalar›n› oluflturan, içinde bulunduklar› toplumdur. O toplumun sosyo-ekonomik yap›s›, bireyin içer-
sinde yer ald›¤› s›n›f, kifliler üzerinde farkl›l›klar göstererek yüz bulsa da, genel olarak yaflanan kültürün ana hatt›n› belirler. Toplumsal bilincin olufltu¤u bir ortamda duyulan kayg›lar, hisler de toplumsald›r. Bireycili¤in empoze edildi¤i, insanlar›n kendilerini kurtarmak mant›¤›yla yaflam verdi¤i bir toplumda var olan kültür de hastal›kl› ve içi bofltur. Böyle bir toplumu yaratmak için halk›n önüne sunulan sanatç›lar da iflte bahsetti¤imiz; kendini üretimden soyutlam›fl, kendi içine düflmüfl sanatç›lard›r. Bir süre sonra bu kendini tamamlar hale gelmifltir. Sonuç olarak yarat›lan; bireyci, kendi kültürüne yabanc› insanlar ve bireysel sanc›lar› tan›mlayan sanatç›lar olmufltur. Biz hakim olan bu duruma karfl› tüm sanatsal çal›flmalar›m›zda, toplumcu gerçekçi sanat anlay›fl›n› kabul ederek halk› öz kültürüne ve kurtulufl mücadelesine yönlendirmeyi amaçl›yoruz. Toplumcu-gerçekçi sanat, yaflanan toplumsal olaylar› ve bu olaylar›n bireyler üzerinde yaratt›¤› düflünsel ve duygusal flekillenmeleri devrimci bir anlay›flla ifller. Halktan ö¤rendiklerini devrimci bilgiyle yo¤urarak halka götürmeyi ve halk›n sesi olmay› amaçlar. - fiu an resim çal›flmalar›na bafllam›fl bulunuyorsunuz, neler hedefliyorsunuz? - fiimdiye kadar TKM’de müzik, tiyatro ve halk oyunlar› dallar›nda bu anlay›flla pek çok çal›flma yürütüldü, fakat resim alan›nda baz› sergiler d›fl›nda sistemli bir çal›flma yürütülememiflti. Art›k bu alanda da çal›flmalar›m›za bafll›yoruz. ‹lk olarak atölye çal›flmalar› faaliyete giriyor. Resim tekni¤inde temeli oluflturan desen dersleriyle çal›flmalar›m›za bafll›yoruz. ‹leride bu dersler sonucunda belli bir seviyeye ulaflan ö¤rencilerimizin çal›flmalar›yla resim sergisi açmay›, bir dönemlik çal›flmam›z› bu flekilde sonuçland›rmay› hedefliyoruz. ‹lgisi ve yetene¤i olan pek çok insan, resim sanat›n›n burjuva sanat› olarak gösterilmesi ve pahal› bir hobi haline getirilmesinden kaynakl› bu ilgisini ve yetene¤ini hayata geçirememektedir. Daha önce pek çok dalda emekçi halka atölyelerini açan TKM resim alan›nda da yeni demokrasi kültürünü yaratma fliar›yla çal›flmalar›na devam edecektir.
13-26 Ocak 2006
26
39
“3 o¤lumu da gerekirse bu yolda feda ederim! 9 Kas›m Çarflamba günü fiemdinli’de patlayan bombalar TC devletinin faflist yüzünü bir kez daha a盤a ç›kar›rken Türkiye Kürdistan›’nda y›llard›r faaliyet yürüten kontrgerilla örgütlerinin bugüne kadar “aç›klanamayan” sald›r›lar›n failleri oldu¤unu da ispatlad›. Varl›¤› hiçbir zaman için resmi makamlarca kabul edilmeyen J‹TEM elemanlar›n›n resmi olarak görevlendirildi¤i ve yine J‹TEM’in devletin ‘gayri’resmi bir birimi oldu¤unu ortaya ç›karan fiemdinli halk›, bu kez kendileri sokaklarda patlayan birer bombaya dönüfltürürken, bunun bedelini de yine a¤›r ödedi. Önce, 9 Kas›m’da Umut Kitapevi bombaland›¤› esnada orada bulunan M. Zahir Korkmaz katledildi. Sald›r›y› duyan halk›n, kitabevi önüne toplan›p y›llard›r biriktirdi¤i öfkeyi kuflanarak hesap sormak istemesi de kanla bast›r›lmaya çal›fl›ld›. Kitlenin üzerine atefl aç›larak Ali Y›lmaz katledildi bu kez. Sald›r›ya ve sald›r›yla birlikte a盤a ç›kanlara tepki ülke genelinde büyürken 15 Kas›m’da da Yüksekova’da protesto eylemi yapan kitle üzerine çat›lardan ve panzerlerden atefl edilerek Engin Mengefl adl› lise ö¤rencisi, ‹slam Bart›n ve G›yasettin Geylani öldürülerek halka gözda¤› vermeye çal›fl›ld›. Yarat›lmak istenen korku yerine ortaya çevre illerden ve ilçelerden gelen yüzbine yak›n insan›n flehitlerini korkusuzca sahiplenmesi devletin korkular›n› büyüttü yine. Bölgede uzun zamand›r görülmeyen bir sahiplenifle tan›kl›k eden cenaze törenlerinde devletin korkusu, ifli halk›n üzerinde savafl uçaklar› uçurmaya kadar vard›rd›. Verilen mesaj çok netti. Mesaj› do¤ru alan Hakkâri halk›n›n cevab› ise “3 kifli de¤il 103 kifli ölse de bu davadan vazgeçmeyece¤iz” ve “katillerin peflini b›rakmayaca¤›z” oldu. Biz de fiemdinli ve Yüksekova’ya yapt›¤›m›z ziyarette flehit ailelerini de ziyaret ederek, onlara ses olmak istedik. “ACIMIZ D‹NMEZ, YÜZÜMÜZÜ B‹ZE ACI YAfiATANLARA DÖNMEY‹NCE!” fiehitlerden ‹slam Bart›n’›n annesi “Kürdistan kurulmadan bu sorun bitmez” diyerek “Biz çocuklar›m›z› kaybedece¤iz. Yine devlet bask› yapacak, çocuklar›m›z büyüyecek yine öldürülecekler” sözleriyle her gün zaten ölümle karfl› karfl›ya kalan insanlar›n ölümden korkmad›klar›n› söylüyor. Simanperi Bart›n 15 Kas›m’da iflinden ç›k›p evine giderken karfl›s›na ç›kan bir panzerin ac›mas›zca vurdu¤u o¤lunun ac›s›n› üzerinden atmaya çal›fl›yor. “Ac›s› dinmez ama ac›y› yaflatanlara dönmek gerek yüzümüzü” diyerek hesap sorma gününü bekledi¤ini anlat›yor. O¤lunun erdemlerinden, aileye olan ba¤l›l›¤›ndan onun yaflam›ndan bahsediyor. O¤lunun resmi bir odan›n baflköflesinde sar›-k›rm›z›-yeflil renklerle süslenerek as›l› duruyor. Tek suçunun Kürt oldu¤unu söyleyen Simanperi Bart›n “Bizim ne topumuz, ne F-16’lar›m›z ne de silahlar›m›z var. O¤lum daha yeni sözlüydü. Yaral›yken hastaneye yetifltirilse belki ölmeyecekti. Ama asker 3-4 saat izin vermemifl yaral›lar›n hastaneye kald›r›lmas›na. Benim 3 tane daha o¤lum var, eflim var. Hepsini bu yolda feda etmeye haz›r›m. Yeter ki bu sorun çözülsün, baflkans›z
bir yaflam olmas›n” sözleriyle de ah çekip dövünmenin yerine mücadele etmenin kendileri için bir zorunluluk oldu¤unu ekliyor. ‹slam Bart›n’›n amca k›z fiükran da y›llard›r bask› alt›nda yaflad›klar›n› anlat›yor. Devletin bölgeye yönelik katliamc› yüzünün d›fl›nda bir fley görmediklerini anlat›rken, Newroz’u bile diledikleri gibi kutlayamamalar›n›n a¤›rlar›na gitti¤ini söylüyor. Kendi ülkelerinde insanl›k d›fl› yaflam koflullar›nda yaflamaya zorland›klar›n›, yaflananlar› dile getirenlerin kaderinin ise gözalt›lar, iflkenceler ya da toprak olarak çizildi¤ini de eklerken hep üstü kapat›lmaya, örtülmeye çal›fl›lan gerçeklerin fiemdinli’de gün yüzüne ç›kt›¤›n› bu olay›n üstünün hiçbir zaman kapat›lamayaca¤›n› da ekliyor. “Kimli¤imizi istemek hakk›m›z. Kendimizi tan›yam›yoruz, anadilimizi bilmiyoruz. Hastanelerimiz, okullar›m›z yok. Yüksekova’n›n çarfl›s›nda akflam 19:00’dan sonra kimse dolaflam›yor. Kimse de dile getiremiyor. Konuflanlar Esat Canan gibi herkesin gözü önünde vurulmaya çal›fl›l›yor. Bir devlet ne kadar›n› da yapsa bu kadar›n› yapamaz. Buras› sadece Türk’ün hakk› de¤il, olmamal›. Fransa’ya bak›p oradaki isyanlardan ders als›nlar. Biz de çolu¤umuzla çocu¤umuzla da¤a m› ç›kal›m yani. Bunu mu istiyorlar. Da¤daki inse Kürtler iyice ezilir. Gençler bu bask›lar› kabul etmedikleri için da¤a ç›k›yorlar. Belki günlerce açlar susuzlar ama mücadele ediyorlar. Ama evlerinde oturup bu bask›lar› seyretmiyorlar” derken de önemli bir gerçe¤e iflaret ediyor. O da silahl› mücadelenin bitirildi¤i zaman bugünü arayacaklar›, yaflanan sald›r›lar›n daha fazla olaca¤›. Herkesin bunu bildi¤ini söyleyen fiükran Bart›n, ölümler her y›l daha fazla oluyorsa, gençler da¤lara ç›k›yorsa bunun sebebinin iyi düflünülmesini ve çözüm bulunmas›n› da istiyor. Çözümün olmad›¤› yerde yaflanacaklar›n önüne kimsenin geçemeyece¤ini de düflünüyor. Bart›n ailesi teröristin kim oldu¤unun art›k iyice bilindi¤ini söylerken, fiemdinli olay›n›n pefline düflülmezse bunun bedelinin daha a¤›r olaca¤›n› da özellikle söylüyorlar. Çünkü “katledilen insanlar›n ailelerine baflsa¤l›¤› dilemek yerine uzman askerlere, polislere bask› yap›ld›¤›n› söyleyen resmi a¤›zlar›n Hakkâri’ye yapt›klar› ziyaretlerde halk› suçlu olarak göstermesinden anlafl›l›yor” diyorlar. “BÜTÜN KÜRD‹STAN fiEH‹TLER‹ BEN‹M O⁄LUMDUR” 15 Kas›m’da katledilen Engin Mengefl de 16 yafl›nda lise ö¤rencisiydi. Gazete kapaklar›nda Filistin görüntülerini and›ran karelerde kucakta tafl›nan gençti Mengefl. Dershane kitaplar› yerlere da¤›ld›¤›nda gö¤sünden akan kan› gören arkadafllar›n›n onu hastaneye yetifltirme çabalar› askerler taraf›ndan engellendi. 2-3 saat sonra da öldü. Evde olmayan ailesine geç haber verilmifl, elbiseleri al›nm›fl, halen daha ailesine verilmemifl. Derslerinde baflar›l› olan Mengefl, ölümünden 1 hafta önce son fliirini yazm›fl son olaca¤›n› bilmeden. Sabah annesiyle görüfltükten sonra okula giden Engin’in annesi Hamide’nin silah seslerini duydu¤unda yüre¤inden bir fleylerin koptu¤unu
hissetmesiyle evde bir telafl bafll›yor. Engin’i arama çabalar› sonuç vermiyor. Kulaklarda yank›lanan silah sesleri Engin’in bafl›na gelenleri adeta haber vermifl. Arama çabalar› Özel Yüksekova Hastanesi’nin önünde o¤lunun ç›plak cesedini görmesiyle son buluyor Mengefl ailesinin. Böylesine zulüm yapanlar›n sonunun ne olaca¤›n› merak eden anne bugüne kadar kendi ailelerinden kimsenin devletle bir sorun yaflamad›¤›n› anlat›rken “ama bütün Kürdistan flehitleri benim o¤lumdur sadece Engin de¤il. Ben evlat ac›s›n› derinden yaflad›m baflka analar yaflamas›nlar. Evlatlar›m›z›n hakk› kimsede kalmas›n. Katiller yarg›lans›n” diyor ve o¤lunun üzerindeki elbiselerin kendisine verilmesini istiyor. “Hastaneye gitti¤imde Engin’e sar›ld›m. Kan› biraz elbiseme bulaflt›. Engin’den geriye kalan kaza¤›ma bulaflan bir parça kan›d›r. Baflka hiçbir fley kalmad›, bana b›rakmad›lar” sözleri yine Kürtçe dökülüyor dilinden. Katillere beddualar ya¤d›r›rken o¤lunun resimlerine bak›p sanki o¤lunu kucakl›yor gibi öperken yafllar ak›yor gözünden. Abilerinin gidiflini henüz kabullenemeyen Nurflen ve Nurten de Engin’in özlemiyle dayanamay›p annesine kat›l›yorlar. Tek istedikleri ise, ortada olan katillerin cezaland›r›lmas›. Ancak bu flekilde yüreklerindeki ac›n›n biraz hafifleyece¤ini söylüyorlar. “ASIL TERÖR‹ST ONLARDIR” 9 Kas›m’da Umut Kitapevi’nde otururken ölen M. Zahir Korkmaz’›n abisi Cengiz, daha çok suçsuz insanlar›n ölmesini kabul edemiyor. “E¤er suçlar› vard›ysa niye yakalan›p hapse at›lmad›, niye yarg›lanmad›” diye soruyor sürekli. Çevresinde oldukça sevilen Zahir Korkmaz’›n eflinin dul, çocuklar›n›n yetim kalmas›n›n hesab›n› istiyor. “Boflu bofluna öldürdüler bunca insan›. Düflman içeri bomba at›p öldürmüfl. Ne için yapt›n yani? Eline ne geçti? Devlete ne zarar vermiflti? Suçlu yakaland› ama devlet yine gerekeni yapmad›. Gereken yap›lmal›, cezalar› verilmeli. ‘Biz bu ifli kapataca¤›z’ deseler hepimiz buradan gideriz, kalamay›z art›k. Biz hep kardefllik dedik, yaflamak istedik, ama art›k yeter. Lise mezunu, ekme¤inin peflinde 2 çocuk babas› bir insan gitti. Geride kalanlar›n hali ne olacak? Yaz›k de¤il miydi bu genç yafl›nda? Bu ifl ortaya ç›ks›n, her fleyin ortaya ç›kmas› laz›m baflka da yolu yok zaten” diye bir ç›rp›da dilinden dökülenlerle yeniden doru¤a ç›kan öfkesini bast›rmaya çal›fl›yor. Annesi, abisi, efli konuflurken, olanlar› anlat›rken çocuklar› Yusuf’la Fatma da evin içerisinde koflturuyor, flirinlikler yaparak fark›na varmadan yas havas›n› da¤›tmaya çal›fl›yorlar. Efli Hamide ise çocuklar›n›n gelece¤inin ne olaca¤›n› bilmedi¤ini söyleyerek gelece¤e dair güzel umutlar› olan bir insan›n evdeki tüm umutlar› y›kt›¤›n› anlat›yor nemli gözleriyle. 20 nüfusluk evde boflalan yerine her bakt›klar›nda yüreklerindeki kabuk ba¤layan yaralar yeniden aç›l›yor, yeniden kan›yor. Annesi Makbule Türkçe bilmiyor ve anlatam›yor, daha do¤rusu dili varm›yor evlad›n›n ölümünü a¤z›na almaya. Onun resmi de odan›n baflköflesinde as›l› duruyor. Ve onlara bak›yor Zahir. Cengiz Korkmaz da ona bakarak “Biz terörist de¤il insan›z. Teröristleri gördünüz iflte nas›l ortaya
ç›kt›lar. Suçlu olsak da olmasak da Kürdüz diye öldürüyorlar. Bizim de hakk›m›z var. As›l terörist bunlard›r yani. Baflka yerde aramas›nlar” diyerek noktal›yor anlatacaklar›n›. fiemdinli’de Tanju Çavufl’un açt›¤› ateflle yaflam›n› yitiren Ali Y›lmaz da 15 y›l peflmergelik yapm›fl torun sahibi biriydi. Evinde yemek sofras› kuruldu¤unda haber alm›flt› çarfl›daki bombalamay›. Efli¤inden “görüflürüz” diyerek ç›kt›¤› evine geri geldi¤inde b›rakt›¤› gibi de¤ildi hiçbir fley. Bölgedeki herkes gibi kimseye zarar› yoktu ve evini geçindirmek için çal›fl›yordu. Kitapevi’nin bombaland›¤›n› duyup ne oldu¤unu ö¤renmek için gitti¤i çarfl›da toplanan insanlar›n aras›na kar›flm›flt›. Katillerin att›¤› pusuyu kimse fark etmemiflti. Slogan atarak yakalad›klar› katilleri teslim etmeye çal›flan halk›n aras›na dalan panzerlerin ölüm kusan makinelerinden ç›kan mermilere hedef oldu¤unda evdeki herkes telafllanarak Ali Y›lmaz’› aramaya çal›flm›fllar. Evden kimsenin haberinin olmas›n› istemeyen o¤lu ve damad› Ali Y›lmaz’›n topu¤undan yaral› oldu¤unu söyleyerek Yüksekova’ya hastaneye götürdüklerini söylüyorlar evdekilere. Ancak kimsenin içi rahat etmiyor. Komflular›n evlerine u¤rayarak kendi çocuklar›n› sormas›yla iyice tedirgin olan ailesi geç saatlerde olay› duydu¤unda herkes kendinden geçiyor. “Ölmeden önce son bir kez görmeyi istiyorduk” diyen k›zlar› Canan ve Sibel, abileri Mansur ve enifltesini uyarmaya giden babalar›n›n cesedinin eve gelmesini “çok kötü bir gündü” diye anlat›yorlar. “‹nsan isyan ediyor. Yollar› kapatm›fllar kimse hiçbir yere gidemiyor. Bir haber alam›yorsun. ‹nsanlar tedirgin uzun süredir bekliyordu. Çok korkunç bir gündü gerçekten.” Babalar›yla güzel günler geçirdiklerini söyleyen Canan ve Sibel yaflanan güzel günleri anlatmak istemiyorlar. “Çünkü bize kalan o güzel anlard›r sadece” diyerek sorumlular›n yarg›lanmas›n› istiyorlar. Kimse babas›z kalmas›n bir daha böyle olaylar yaflanmas›n istiyorlar ama yaflanmaya devam edeceklerini düflündüklerinde ise sessiz kal›yorlar. Sald›r›lar›n ard›ndan fiemdinli’ye gelen Deniz Baykal kendilerine baflsa¤l›¤› dilemek için aileyi aya¤›na ça¤›rt›yor. Aile gitmek istemiyor ancak Ali Y›lmaz’›n kardefli gitmeleri için kendilerini zorluyor. Tayyip Erdo¤an hiç u¤ramam›fl do¤al olarak. “Bu hiç hofl bir durum de¤il. Zaten baflka da kimse gelmedi. Sonuçta devleti devlete teslim ettiler. Ne olur bilmiyorum. Hep Kürtler terörist diyorlard› devlet kendisi terörist ç›kt›” diyen efli Gülendan art›k bar›fl istiyoruz diyebiliyor en fazla. Güzel günlerin bar›fl yaparak gelece¤ini düflünen halka silahlar›n susmas›yla sunulan da yine farkl› de¤il, elbette farkl› olmayacak. Devlet için büyük bir tehlike olan, tarihi isyanlarla dolu bir halk›n isyanc› gelene¤inin tüketilmesi olacak olan bar›fla halk›n yükledi¤i anlam ise özgür bir yaflam. Özgür bir yaflam da bar›flla de¤il özgür bir yaflam için mücadele etmekle kazan›lacakt›r. Ödenen onca bedele ra¤men, direnmekten baflka bir seçenekleri olmad›¤›n› biliyor Kürt halk›, çünkü direnmemek yok edilmek demek ve onlar bunu yüzy›llard›r biliyorlar...
27
39
13-26 Ocak 2006
Kavgaya adanm›fl bir yaflam: POLAT ‹Y‹T Polat ‹yit’in da¤da, flehirde, hapishanede, iflkencede, ölüm karfl›s›nda gösterdi¤i tav›r ayn› militan kararl›l›k ve cesaretle doludur. O, ö¤renmek isteyenlere bir komünistin tutarl› çizgisini bizzat yaflam›yla göstermifltir. ‹çinde bulundu¤u mekan fark etmeksizin irade bayra¤›n› yükseklerde dalgaland›rand›r O...
35 y›ll›k yaflam›n›n 20 y›l›n› devrimci mücadeleye adam›fl bir yürektir Polat ‹yit. Çocuk denecek yaflta at›ld›¤› s›n›f mücadelesinin engin denizinde yaflam› boyunca defalarca karfl›laflt›¤› ad›na ölüm denen o cellat, korku salarak geri durmas›n› de¤il, ölümün üstüne üstüne gitmesine neden olmufltur. Ölümsüzlü¤e u¤urland›¤› 15 Ocak 1997’de bir kez daha ölümü yenmenin cesaretiydi O. Yaflama tutkuyla ba¤l› olup, ölümü göze alanlar›n saf›ndayd› O. 1979 y›l›nda 15 yafl›nda düflman›n eline geçti¤inde bir çat›flma sonras› baflta önder yoldafl› olmak üzere iflkencehanelerde direnme gelene¤ini sürdüren tüm yoldafllar›n›n devretti¤i bayra¤› dalgaland›rd› yere düflürmeden. “Çocuk yafl›na” ra¤men 3 y›ll›k tutsakl›¤›n›n ard›ndan kavgaya kald›¤› yerden ama daha bir inançl›, daha bir kararl› sar›larak devam eden Polat ‹yit, d›flar›da da sürdürdü¤ü faaliyeti s›ras›nda 1 Ocak 1985’te tekrar tutsak düfler. Cellâtlar›n “ya konuflursun, ya ölürsün” diyerek sundu¤u
GÜN’DE DÜN… 15 Ocak 1919. Alman komünistler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht katledildiler. 1988. Yarg›tay san›¤›n güvenlik görevlileri taraf›ndan bir hafta ifl ve gücüne engel olacak flekilde dövülmesi iflkence kapsam›na girmez fleklinde bir karar verdi. 17 Ocak 1961. Kongo Baflbakan› yurtsever Patrice Lumumba öldürüldü. 18 Ocak 1943. Sovyetler Birli¤i iki y›l süren Leningrad kuflatmas›n› k›rd›. Bir y›l sonra kuflatma bütünüyle son
tercihte “konuflarak ölmeyi” de¤il, “direnerek yaflamay›” seçti. Bu tutsakl›¤› s›ras›nda da ideallerinden hiç taviz vermeyen Polat ‹yit, bir y›l sonra hapishaneden tahliye oldu. Tahliye oldu¤u süreçte parti a¤›r bir süreç yafl›yordu. 3. Konferans delegeleri flehit düflmüfl, sol sekter bir grup partiyi parçalam›fl, ancak Polat ‹yit tüm bu zorluklara ve karmaflaya ra¤men ‹stanbul, Adana, Mersin ve Kayseri’de Partinin örgütlenmesinde aktif ve önder rol al›r. 1990 y›l›ndan 1995’e kadar aral›ks›z gerilla faaliyeti sürdüren Polat ‹yit, 1994 y›l›ndaki darbe s›ras›nda iradeden yana tav›r alarak MarksistLeninist-Maoist hatta mücadelesini sürdürmüfltür. 19 Nisan 1996’da yeniden düflmana tutsak düflen Polat ‹yit, 3 May›s 1996’da “poliste ifade vermemifltir” gerekçesiyle tutuklan›r. Tam da bu süreçte 9-10-11 May›s genelgeleriyle tüm hapishanelerdeki devrimci ve komünist tutsaklar› teslim alma politikas› yaflama geçirilmeye çal›fl›l›yordu. Bu dönemde devrimci ve komünist tutsaklar›n karfl› koyufl olarak örgütledi¤i SAG ve Ölüm Orucu eyleminde çok istedi¤i halde Ölüm Orucu müfrezelerinde yer alamasa da Süresiz Açl›k Grevi eyleminde yer ald›. 69 gün süren bu büyük muharebede devrimci irade 12 k›z›l karanfili flehit vererek düflmana boyun e¤dirmifl, ancak birçok dev-
buldu. 1984. Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK) davas› duruflmas›nda san›klara tek tip elbise giydirildi. 1991. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümete savafl yetkisi verdi; ‹ncirlik’ten kalkan Amerika Birleflik Devletleri uçaklar› Irak’› bombalad›lar. 19 Ocak 1950. Mao Zedung önderli¤indeki Çin Halk Cumhuriyeti, Ho fii Minh’in önderli¤indeki Kuzey Vietnam’› tan›d›. 21 Ocak 1924. Sovyetler Birli¤i’nin kurucusu, Ekim Devrimi’nin önderi büyük komünist Vladimir ‹liç Lenin
rimcinin de bedeni bu kavgada zay›f düflmüfltür. Polat ‹yit de bunlardan biriydi. Zay›f düflen bedenine hükmetmiflti kanser hastal›¤›, hem de tedavisi mümkün olmayacak bir flekilde. Ancak O buna da “iradenin yenemeyece¤i hiçbir fley yoktur” diyerek savafl açt›. Uzun y›llard›r tafl›d›¤› hastal›¤› tutsakl›k koflullar›nda a盤a ç›km›flt›. Tedavi için gitti¤i hastanede verem oldu¤u söylenerek hastanede tutulmufltu. Ancak daha sonra yap›lan tetkiklerle kanser oldu¤u saptanm›flt›. O günden sonra bafllayan hastane ve hapishane yolculu¤unda Polat iradesini hiç bir zaman b›rakmad›. ‹yileflece¤ine olan inançla yine yürüdü. 15 Ocak günü son kez gitti hastaneye. Hapishaneden ç›k›fl›ndan k›sa bir süre sonra hapishane yönetimi onun flehit düfltü¤ünün haberini getirmiflti yoldafllar›na. TKP/ML MK Üyesi olarak ölümsüzlü¤e u¤urland›¤› 15 Ocak 1995’te 20 y›l›n verdi¤i bilgelikle önemli bir kay›pt› devrim mücadelesinde. Yaflarken kendisine tahammül edemeyen devleti, cenazesine sald›racak kadar acizlefltiren bir yaflamd› Polat ‹yit. Yoldafllar› da t›pk› yaflam›ndaki direngenlik gibi düflman›n sald›r›s›na çat›flarak karfl›l›k vermifl ve Polat’› son yolculu¤una militanca u¤urlam›flt›r Sar›gazi sokaklar›nda.
öldü. 22 Ocak 1905. Birinci Rus devrimi bafllad›. Çar birliklerinin K›fll›k Saraya dilekçe vermek için yürüyüfle geçen iflçilerin üzerine atefl açmas› ve “Kanl› Pazar” günü 500 iflçiyi öldürmesinin ard›ndan ayaklanmalar bafl gösterdi. 1977. ‹stanbul’da Saraçhane-Sultanahmet aras›nda “Faflizme Ölüm” yürüyüflü yap›ld›. Yürüyüfle 5 bin kifli kat›ld›. 1980. Polis, arama yapma bahanesiyle TAR‹fi (‹zmir, ‹ncir, Üzüm, Pamuk ve Zeytinya¤› Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birli¤i) iflletmelerine girmek istedi; 50 kifli yaraland›, 600 iflçi gö-
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Meral YAKAR: 22 Ocak 1973’te bir evde meydana gelen kaza sonucu yaralanan Meral YAKAR, kendisini tan›yan polisler taraf›ndan iflkenceye al›narak Proletarya Partisi’nin ilk flehidi olarak ölümsüzleflti.
Meral Yakar
A. H. Y›ld›z
Atilla Özkan
M. Günalp
Ali Haydar YILDIZ: 24 Ocak 1973’te Dersim Vartinik’te ‹brahim Kaypakkaya ile birlikte kald›klar› köm bir ihbar sonucu düflman güçlerince sar›l›r. Kaypakkaya’n›n yaraland›¤› bu çat›flmada Ali Haydar YILDIZ, T‹KKO’nun ilk komutan› olarak flehit düflmüfl ve ad›n› tarihe kaz›m›flt›r. Atilla ÖZKAN: 1957 Kayseri do¤umlu olan Atilla ÖZKAN, Zeytinburnu ve Kazl›çeflme’de birçok fabrikada üretime kat›ld›. Yürüttü¤ü mücadele sonucu k›sa sürede düflman›n bafl hedefi haline gelen Özkan’›n kald›¤› ev bir ihbar sonucu düflman güçlerince sar›l›r. Evde bulunanlar Proletarya Partisi’nin direnme gelene¤ini yaflatarak son mermilerine kadar çat›fl›rlar. Yaral› olarak ele geçirilen ancak hastaneye kald›r›lmayarak ölüme terkedilen Özkan, 18 Ocak 1976’da flehit düfltü. Mehmet GÜNALP: 1960 Erzincan Refahiye do¤umlu olan Mehmet GÜNALP, ‹stanbul Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde okurken tan›flt› devrimci düflüncelerle. 16 Ocak 1980’de ‹stanbul fiiflli’de sivil faflistler taraf›ndan katledildi.
Hazro fiehitleri: 24 Ocak 1981 tarihinde Haydar Aslan Diyarbak›r Hazro’da bir ihbar sonucu faflist TC’nin att›¤› pusuda Haydar zalt›na al›nd›. TAR‹fi’e ASLAN ve ‹hsan PARÇACI uzun süren bir ba¤l› iflyerlerinde iflçiler çat›flma sonras› flehit düfltüler. Onlar› ihbar direnifle geçti. eden K›rmatafl Köyü Muhtar› Tevfik Keleto¤lu 13 Temmuz 1981 tarihinde T‹KKO 23 Ocak gerillalar› taraf›ndan cezaland›r›ld›. 1925. fiili’de hükümet bir askeri darbeyle devrildi. Manuel DEM‹R: 1962 y›l›nda Kayseri’de 1975. Vatan Mühendislik do¤an Manuel Demir, 1981’de al›nd›¤› ve Mimarl›k Yüksek Okulu iflkenceden bafl› dik olarak ç›kt›. Kand›ra faflistler taraf›ndan bas›ld›. Karakolu bask›n› eylemi ard›ndan kald›¤› evde Kerim Yaman adl› ö¤renci yakalanan DABK üyesi Manuel DEM‹R, 24 öldürüldü. Ocak 1988’de iflkencede katledildi. 26 Ocak Yusufeli fiehitleri: 24 Ocak 1994 tari1921. ‹stanbul Tramvay iflhinde T‹KKO gerillalar› ile TC güçleri çileri greve ç›kt›. aras›nda ç›kan çat›flmada TKP/ML T‹KKO 1924. Vladimir ‹lyiç Lekomutanlar›ndan Erhan Öztürk ve Hasan nin’in onuruna PetrogÖzdo¤an ile TKP/ML üyesi ve Siyasi rad’›n ad› Leningrad olarak Komiseri ‹hsan fiimflek ve TKP/ML üyesi de¤ifltirildi. Muharrem Kaya flehit düfltüler. 1992. 12 Eylül’den sonra GÖZALTINDA KAYBED‹LENLER: ilk kez kamu emekçisi eyAyfle fi‹MfiEK: 24 Ocak 1995, Serdar lemi düzenlendi. ‹stanTANIfi: 24 Ocak 2001, Ebubekir DEN‹Z: 24 bul’daki eyleme 5 bin Ocak 2001 emekçi kat›ld›.
13-26 Ocak 2006
28
39
Semt faaliyetinde yay›n›n önemi üzerine... Bizler proletaryan›n bilimsel ide- rin gelifltirilmesini zorunlu k›lmakta- rin yaflad›¤› “gecekondu” semtleriyle faaliyeti yürütenler; devletin, vahfli olojisi olan Marksizm-Leninizm-Ma- d›r. dolays›z bir iliflki içerisindedirler. Ge- yüzünü teflhir edebilecekleri, emperoizm’in savunucular› ve pratikteki uyEle almaya çal›flaca¤›m›z konu öz- cekondu semtlerinin yerleflimcileri de yalistlerin ve komprador patron-a¤agulay›c›lar› olarak yaflad›¤›m›z co¤- gülünde yay›n faaliyetinden anlafl›l- do¤all›¤›nda yoksul emekçi halktan lar›n ç›karlar› için var olan bir araçtan rafyay› ve dünyay› iflçilerin, emekçi- mas› gereken, yay›nlar›m›z›n ç›kar›l- ve iflçilerden oluflmaktad›r. Yani sür- baflka bir fley olmad›¤›n› anlatabilelerin ç›karlar› do¤rultusunda yeniden mas› görevinin yerine getirilmesi de- dürmekte oldu¤umuz s›n›f mücadelesi cekleri birçok araç ve yönteme sahipkurmay› hedefliyoruz. Nepal’de Eve- ¤il, kitlelere ulaflt›r›lmas› ve bu faali- içerisinde görmek istedi¤imiz, örgüt- ler. Önemli olan bu araçlardan yeterest’lerin doruklar›na çekilen k›z›l yetin niteli¤inin yükseltilmesidir. lemeye çal›flt›¤›m›z kesimlerden olufl- rince faydalan›l›p faydalan›lmad›bayra¤› A¤r› Da¤›’n›n doruklar›na da Kuflkusuz kolektif bir eme¤in ve faali- maktad›r. Siyasal ve ekonomik neden- ¤›d›r. “Statükocu ve statik çal›flma çekmeyi amaçl›yoruz. Düflüncelerimi- yetin ürünü olan yay›nlar›m›z›n, gerek lerle büyük flehirlerin emekçi semtle- tarz›n› yok edip dinamik bir çal›flzin dünyay› kas›p kavurmas›n›, iflçi ve düflünsel gerekse pratik sürecine ilke- rine göç ederek yerleflen emekçilerin ma tarz›n› benimseyip benimseyeemekçilerin iktidar bilinci ve eylemi- lerimiz do¤rultusunda devrimci kay- sorunlar› da var olanlar›n yan› s›ra her meyece¤imiz” önemli bir sorun olane dönüflmesini gerçek k›lmak için ça- g›larla katk› sunmak isteyen herkesin geçen gün daha fazla artmaktad›r. rak varl›¤›n› sürdürmektedir. Bu ba¤ba harc›yoruz. Bunun için yafl›yor, dü- kat›lmas›na ihtiyac› vard›r. Bu ihtiya- Elektrik, yol, su, okul, ulafl›m sorunla- lamda var olan do¤ru çal›flma yöntemflünüyor ve bunun için çal›fl›yoruz. c›n görülmesi ve somut geliflmeler ka- r› zaten bu mahalleler kuruldu¤undan lerinin gelifltirilip güçlendirilmesi Bunun için Diyarbak›r’da “s›r verme- tedilmesi ayn› zamanda yay›nlar›m›- beri önemli bir sorun olarak varl›¤›n› esasken, verim al›namayan çal›flma yip ser veriliyor”, bunun için Ese z›n sahiplenilmesi bilincini gelifltirme sürdürmektedir. Bununla beraber yöntemlerinden kurtulmak, yenilenme Yaylas›’nda, Munzur’un doruklar›nda çabam›z›n somut bir göstergesi ola- özellikle Türkiye Kürdistan›’ndan cesaretine sahip olmak oldukça önem topra¤a tohumlar düflüyor, bunun için cakt›r. devletin zorla göç ettirdi¤i insanlar da kazanmaktad›r. zindanlarda, gecekondu mahallelerinbu gecekondu mahallerine yerleflimi Dinamik ve yarat›c› bir çal›flma Üzerinde duraca¤›m›z nokta, de, okullarda, karanl›k dehlizlerde yazorunlu adres olarak tercih etmifller- tarz›n› hâkim hale getirme iradesini esasta kolektif faaliyetimizin bir büflamlar sonsuzlafl›yor. dir. ortaya koyma, gelifltirerek uygulama tün olarak amac›na ve hedefine Devrimciler ve komünistler ilke- ulaflmas›nda zay›f b›rakt›¤›m›z, faYine son dönemlerde ‹stanbul’da mücadelemizin gelifltirilmesinin zolerine ayk›r› olmayan tüm araçlar› aliyeti kavray›fl›m›zda, çal›flma tar- “Kentsel Dönüflüm Projesi” ad› al- runlulu¤u olarak karfl›m›zda durmakpolitik iktidar› kazanmak için kul- z›m›zda ortaya ç›kan ve niteli¤imi- t›nda emekçi mahallelerin devlet tara- tad›r. lanmaya, ifllevli hale getirmeye özel zin yükseltilmesi için afl›lmas› zo- f›ndan boflalt›lmaya-y›k›lmaya çal›fl›lBunu yarat›c› bir flekilde uygulaönem gösterirler. ‹flçi s›n›f›n› ve runlu bulunan yetersizlikler ve kav- mas›, Mortgage ile birlikte rant de¤eri yaca¤›m›z çal›flmalardan biri de semt emekçi halk›, bu mücadele do¤rultu- ray›fls›zl›klardan oluflan sorunlar- yükselen gecekondu bölgelerinin ha- faaliyeti içerisinde önemli bir yer tusunda seferber etmenin tarihsel tecrü- d›r. kim s›n›flar taraf›ndan y›k›lmas›n›n ve tan yay›n da¤›t›m faaliyetidir. belerden süzülüp gelen geçerli araçlaemekçilerin sürgüne gönderilmesinin Emekçi semtler sorun yuma¤› Kolektif bir eme¤in ürünü olan bu r› bulunmaktad›r. Bunlardan bir tanesi zorunlu hale gelmesi buralarda yaflaarac› yeterince ve yerli yerinde kullaYaz›m›z›n içeri¤i ve çerçevesi yan emekçilerin s›rt›na binen a¤›r de devrimci çal›flmada önemli bir yer nabilme becerisini ve cesaretini göstutan, yay›n faaliyeti ve bu faaliyetin semt faaliyeti içerisinde yay›n›n öne- yüklerden biri oldu. termeliyiz. Do¤ru ve hakl› sürdürülmesinin zorunlulu¤udur. Bu- mini vurgulama ve bununla s›n›rl› ele Semt olan bizler; bizlerin düflüncenun hangi flartlar alt›nda sürdürülece- alma hedefine uygun biçimde n lerini, eylemlerini ve emeklen› r› la ¤i ise nesnel gerçeklikle ilintima yapt›klar› alan l›fl ça ar nl pa ya › ›m›za araflt›rma- rini her türlü bask›ya karfl› y›llikle semt çal›flmas ar el nl lidir. öz y› r ya le i çi er et el iy m al le fa Tüm ma madan anlatan bir yay›n›n en eli ve bu ince öylelikle, hem çal›fl r ele al›flla incelem B bi . Devrimden ç›kar› bulunan u ›r ¤r ›d al do › rm ›n büyük sahiplenicileri olmal›ta ar ak nl ak soru t›n› yakalam›fl y›z ve her yerde her flart alt›nsa klinde sürekli olar f›r fle ›n kitlelere örgütlenme ça¤r›s› yaum an or m la r-y ka be ya ha inceleme, i bir iliflki a¤›z. insanlarla daha iy parak dolayl› olarak örgütlenki da an al da onun sesini yüksek tutmaesini sa¤lam›fl olac üz flm üm le ü¤ in ng rütt ze yü in in li¤ ve nite in melerini, bu mücadelenin etrain i¤ er iç l›y›z. ›n ›z m de yay›n› f›nda, çeperinde toparlanabil- hem Yoksul emekçi halk ve iflçilerle melerini ve tav›r belirlemelerini ele al›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Semt iliflki kurabilmenin yollar›ndan biri sa¤lamada; ajitasyon ve propaganda faaliyeti aç›s›ndan yay›n da¤›t›m onlar›n sorunlar› ile ilgilenmek ve bu görevini yerine getirerek bilinçlenmefaaliyetinin ay›rt edici özellikleilgilenifl çerçevesi içerisinde çözüm lerini ve bu do¤rultuda geliflmelerini rinin neler oldu¤u ve bunun semt üretmektir. Bu çözüm süreci içerisinsa¤layabilmek için en önemli araçlarfaaliyetçileri aç›s›ndan nas›l ele de at›lacak en önemli ad›mlardan bir dan bir tanesi de yay›nd›r. al›nabilece¤i hakk›ndaki düflüntanesi onlara, onlar›n yan›nda ve sesPeki dünyay› temellerinden sars- celeri ve önermeleri içermekteleri oldu¤umuzu gösterebilmektir. may› hedefleyenler olarak politikala- dir. Bu noktada devrimci ve sosyalist yar›m›z›n kitlelere ulaflt›r›lmas›n›n araçy›nlar önemli bir görev üstlenmekteSemt faaliyeti kendi içisinde lar› ve bu araçlar›n ifllevlendirilmesi dir. Nas›l ki, hakim s›n›flar›n borazabirçok çal›flma alan›yla ve bu konusunda yeterli bilince ve donan›n› olan burjuva medya “sahibinin seçal›flma alanlar›n›n özelliklerima sahip miyiz? Düflüncelerimizin si” olma görevini yerine getiriyorsa, ne uygun insan malzemesiyle proletarya ve emekçi halk taraf›ndan iflçi ve emekçilerin sorunlar› k›ymetiliflkili bir yap›ya sahiptir. Bu sahiplenilmesini, kendi düflünceleri siz haberler olarak nadiren sayfalailiflki a¤› içerisinde yay›n faaliyeolarak kabul etmelerini isteyenler olar›nda yer buluyorsa iflçi ve emekçileti de önemli bir yer tutmaktad›r. rak bu olana¤›n etki gücünü yeterince rin, devrimden ç›kar› olan bütün keOlaylar› basitten karmafl›¤a bir kullanabiliyor muyuz? Bu olana¤›n simlerin sorunlar›, özlem ve talepleri diyalektik bütün içerisinde ele algücünün ne kadar fark›nday›z? de kendilerine “ait” bir yay›nda yer d›¤›m›z için araç olarak yay›n, Yay›nlar›m›z›n kitlelere ulaflt›r›l- bu diyalektik bütün içerisinde almal› ve onlar›n sesi solu¤u olmal›mas›nda içinde bulundu¤umuz yeter- önemli bir yer iflgal etmekted›r. siz durum ve bu faaliyetin sürdürücü- dir/etmelidir. Yay›n›m›z›n esasta böylesine leri olan bizlerin prati¤inde ortaya ç›önemli bir görevi ve sorumlulu¤u buHer fleyden önce semt faalikan kimi eksiklikler, bu sorular›n solunmas›na karfl›n bunun yeterince yeyeti içerisinde yer alan faaliyetçirulmas›n› ve cevapland›r›lmas›n›, burine getirilemedi¤i de ortadad›r. ler flu ya da bu flekilde emekçileradan yola ç›karak iradi müdahalele-
39 Yay›nlar›n arac›l›¤›yla kitlelerden kitlelere Bu süreçte özellikle emekçi semtlerde y›k›mlar›n önemli bir gündem maddesi oldu¤unu hepimiz bilmekteyiz. Bu sald›r›n›n önümüzdeki dönem daha fliddetli bir biçimde gündemimize girme olas›l›¤› da öngörülerimiz aras›ndad›r. Bu çerçevede öncelikle y›k›mlar›n yap›laca¤› semtlerde bulunan faaliyetçiler, y›k›m sorunuyla yüz yüze gelmifl kitlelerle iliflki kurmak ve bu kesimlere yönelik çal›flma yürütmek durumundad›rlar. Bu faaliyetlerinin bir gere¤i olarak kitlelerin bu sald›r› karfl›s›nda bilinçlendirilmesi ve tav›r al›nmas›n›n sa¤lanmas› zorunlulu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bunun gerçeklefltirilebilmesi bir dizi yöntemle yap›labilece¤i gibi yay›nlar›m›z arac›l›¤›yla yap›lmas› tercih edilebilecek etkili yöntemlerden bir tanesi olacakt›r. Kitlelerin yak›c› sorunlar›n›n çeflitli yaz›larla yay›nlar›m›zda ifllenerek gündemlefltirilmesi, bu konuya iliflkin politikam›z›n yay›n arac›l›¤›yla kitlelere götürülmesi “kitlelerden kitlelere” politikam›z›n asgari düzeyde uygulanmas› aç›s›ndan oldukça önemli bir durum arzetmektedir. Sorun sadece, kitlelerin yak›c› sorunlar›n›n ya-
y›na tafl›nmas› de¤il tam da yay›n›n ifllevlendirilmesi gereken noktalardan biri olan bu yak›c› sorunlar›n sistemli hale getirilerek, perspektif halinde yay›n arac›l›¤›yla kitlelere yeniden götürülmesidir. Bu faaliyetin örgütlü bir faaliyet oldu¤u, örgütlenme politikas›n›n gere¤i olarak pratikleflti¤i akl›m›zdan ç›karmamam›z gereken di¤er bir yand›r. Bu noktada faaliyetçilerimizde faaliyetlerimizdeki kendili¤indencili¤in yaratt›¤› bir alg›lay›fl ve bu alg›lay›flla uyumlu geliflen bir pratik kendisini göstermektedir. Yay›n da¤›t›m faaliyeti sürdürülmesi gereken “rutin” bir faaliyet olarak (süreli bir yay›n olmas›
29 kastedilmiyor) ele al›nmakta, özellikle kitlelerin yak›c› sorunlar›n›n yay›na tafl›nmas› faaliyetimizde ortaya ç›kan kimi yanl›fl anlay›fllar›n ya da olumluluklar›m›z›n taban›m›za ve okuyucu kitlemize maledilmesi yönündeki çal›flmalar yeterince önemsenmemektedir. Deneyim ve tecrübelerin dolayl› biçimde aktar›lmas›, semt çal›flmalar›nda giriflilen politik yönelimlerin pratik sürecinin ifllenmesi ve bu çaban›n dolayl› olarak kitlelere tafl›nmas› oldukça önemli olacakt›r. Yay›n›n kitlelere ulaflt›r›lmas›nda sistemlilik arz eden bir düzey yakalama yönlü girilen olumlu bir yönelim bulunmaktayken, mevcut durumla kendini s›n›rland›rma ve niteli¤in yükseltilmesi yönlü çal›flmalar›n sürdürülmesindeki çaba oldukça s›n›rl› bir flekilde kendini göstermektedir. Yay›n›n biçimsel olarak sadece ulaflt›r›lmas› gereken bir araç olmad›¤›, böyle olmas› halinde amac›ndan uzaklaflan bir çal›flma ve giderek dev-
rimden uzaklaflan verimsiz bir çal›flmaya dönüflece¤i ve bir aflamadan sonrada sürdürülmesinin, sürdürücüleri taraf›ndan gerekli görülmeyece¤i bir duruma dönüflece¤i görülmelidir. Bu nedenle yay›n da¤›t›m faaliyetinin alt›n› doldururken ve kavratmaya çal›fl›rken esasta devrim yürüyüflümüzde yay›n›n önemi ve hangi örgütlenme politikas› dahilinde bu faaliyeti sürdürece¤imiz konusunda faaliyetçilerimizin kafas› aç›k olmal›d›r. Bu faaliyeti ve di¤er bütün faaliyetlerde kafas› aç›k olmayan faaliyetçilerimizin kitleleri örgütlemesi, politikalar›m›z do¤rultusunda harekete geçirmesi mümkün olmayacakt›r. Bu nedenle politik ve örgütsel çal›flmalar›m›z, politikalar›m›z› kavrayarak ve do¤ru örgütsel bir çizgi dahilinde uygulayarak baflar› kazanacakt›r. Bu nedenle pratik yönelimimizin ne olaca¤› sorusu hepimiz taraf›ndan asgari olarak cevapland›r›labilmelidir. Herhangi bir semtte yak›c› bir sorunla yüz yüze kalan emekçilerle, esnafla, çocuklarla sorunlar özgülünde röpor-
tajlar yaparak, yaz›lar yazarak, yay›nlar›m›zda yay›nlanmas› için somut çaba içerisine girilmelidir. Ve tekrar bu çal›flmalar›n ç›kt›¤› yay›n› genifl bir çevreye da¤›tma hedefiyle hareket edilmelidir. Bu sefer bir önceki yay›n da¤›t›m›nda yay›na daha ileri düzeyde ilgi gösterenlere daha fazla a¤›rl›k verilmesi ihmal edilmemelidir. Fakat sadece yay›n da¤›t›p, “çal›flmam›z bitti” anlay›fl›yla hareket edilmemelidir. Bu sadece yay›n›n “birkaç kifliye” daha verilmesinden öteye bir “verim” sa¤lamaz. Yay›n verilenlerle bire bir diyaloglar gelifltirilmeli, yay›nda yer alan yaz›lar, özellikle o semtte yaflayan emekçilerin sorunlar›na iliflkin yaz›lar okunup tart›fl›lmaya çal›fl›lmal›d›r. Tüm sürecin do¤al bir flekilde ifllemesine özen gösterilmelidir. Do¤al olmayan her davran›fl ve söz emekçi halk›n yak›nlaflmas› yerine uzaklaflmas›n› beraberinde getirir. Hayatta her türlü zorluklarla karfl›laflan yoksul emekçi insanlar bu tür iliflkilere tedirgin ve ür-
kek bir bak›flla yaklaflabilirler. Diyaloglar›m›zda samimi ve güven veren yaklafl›mlar gördüklerinde ve sahiplenme bilinci geliflti¤inde ise neler yapabileceklerini hepimiz kendi prati¤imizde ya da bunun bir dizi somut örne¤ini tarihimizde ve di¤er devrimcilerin tarihinde görmek mümkündür. Her semt kendi alan›n›n sorunlar›n› ve özelliklerini çok daha iyi bilir/bilmelidir. Bu noktada yay›n da¤›t›m› sonucu yo¤unlaflmak m›, yayg›nlaflmak m› gerekti¤ini ya da hangisinin önce hangisinin sonra yap›laca¤›n› objektif olarak çözümlemelidir. Yani kitlelerle kurulan iliflki sonucu yay›n› alanlar belli bir nicelikte tan›nd›ktan sonra tüm yay›n verilenlere mi yo¤unlaflmal›, yoksa bunlar içerisinde bir kesimine mi yo¤unlaflmal› buna karar verilmelidir. Bunu kendi içerisinde ayr›flt›r›rken tali ele alabilece¤imiz iliflkileri yok sayma prati¤ine düflmemeliyiz. Kurulan iliflkiler var olan iliflkinin niceli¤ine orant›l› olarak kategorize edilmelidir. Çal›flma yürüttü¤ümüz semtin so-
13-26 Ocak 2006 runlar›yla ilgili yay›nlar›m›za sürekli bir yaz› ak›fl› sa¤lanmal›d›r. Tüm faaliyetçiler özellikle semt çal›flmas› yapanlar çal›flma yapt›klar› alanlar›n sorunlar›n› do¤ru bir ele al›flla incelemeli ve bu incelemeleri yay›nlar›m›za araflt›rma-inceleme, haber-yorum fleklinde sürekli olarak aktarmal›d›r. Böylelikle, hem çal›flma yürüttü¤ümüz alandaki insanlarla daha iyi bir iliflki yakalaman›n f›rsat›n› yakalam›fl hem de yay›n›m›z›n içeri¤inin ve niteli¤inin zenginleflmesini sa¤lam›fl olaca¤›z. Deneyim ve tecrübelerin dolayl› biçimde aktar›lmas›, semt çal›flmalar›nda giriflilen politik yönelimlerin pratik sürecinin ifllenmesi ve bu çaban›n dolayl› olarak kitlelere tafl›nmas› oldukça önemli olacakt›r. Bütün bu faaliyetlerimizin kolektif tarzda ve bütünsellikli olarak ilerletilmesi, mücadelemizin ihtiyaçlar›n›n do¤ru kavranabilmesi ve buna paralel bir yönelime girilmesine ba¤l›d›r. Gerek yay›n da¤›t›m faaliyetimizin gerekse di¤er faaliyetlerimizin ilerlemesinin, geliflebilmesinin zemini güçlü bir flekilde bulunmaktad›r. Bunu somut ürünlere dönüfltürmenin ve kazan›mlara yol açman›n süreci kolektif hareket tarz›ndan ve örgütlü bir flekil-
de hareket etmekten geçmektedir. Bahsini etti¤imiz, görev olarak bilince ç›kar›lmas›n› vurgulad›¤›m›z bütün çal›flmalar örgütlü bir bünyenin, bilincin ve düflüncenin ürünü olacakt›r. Aksi yönde bir plans›zprograms›z çal›flma tarz› zaaflar tafl›yan mevcut çal›flma tarz›m›z›n daha da yerleflmesine, sorunlar›m›z›n daha da boyutlanmas›na ve devrim yürüyüflümüzün zay›f b›rak›lmas›na neden olacakt›r. Bu bilinçle bütün faaliyetçilerimizin, faaliyetimizin ihtiyaçlar› do¤rultusunda seferber olaca¤›na ve bu bilincin kuflan›larak “Parti ve Devrim fiehitlerini Anma” sürecine haz›rlanaca¤›na inan›yoruz. Bir ‹K okuru
30
13-26 Ocak 2006
‹flçi-köylü’den DEVLET B‹R KEZ DAHA YOKSUL HALKIN ÖLÜMÜNÜ ‹ZL‹YOR! AKP hükümet yeni y›la “gergin” giriyor; daha ilk günlerini yaflad›¤›m›z 2006 AKP hükümeti aç›s›ndan oldukça “gergin” geçece¤e benziyor. TÜS‹AD Yüksek ‹stiflare Kurulu’nda yap›lan elefltiriler, bütçe görüflmeleri s›ras›nda CHP’den yükselen “sert muhalefet” ve hükümetin bu elefltirilere yan›t›, Sezer’in y›lbafl› vesilesiyle yapt›¤› 2006 aç›l›fl konuflmas› egemenlerin kendi cephesinde yaflanan çeliflki ve geliflmeler iken, emekçiler cephesinde yaflanan daha bir dizi geliflme ve hareketlilik, AKP hükümetinin 2005 y›l›n› mumla arayaca¤›n› ortaya koyuyor. Emekçi halktan gelen tepkileri piflkin bir kabaday› edas›yla yan›tlamaya ve iflçileri, köylüleri piflkin bir kabaday› edas›yla f›rçalamaya al›flk›n olan Erdo¤an, efendilerin ve patronlar› karfl›s›nda ne kabaday› ne de piflkin olmay› beceremedi. Geçen say›m›zda da iflledi¤imiz gibi y›l›n son günlerinde yaflanan FBI ve CIA baflkanlar›n›n hemen ard›ndan NATO Genel Sekreteri ve ‹srail Savunma Bakan›’n›n Ankara ziyareti Türkiye’nin önümüzdeki dönem alaca¤› görevlerin, yüklenece¤i misyonun tespit edilmesi aç›s›ndan önemli geliflmelerdir. Bu ziyaretlerin zamanlamas› elbette ki önemlidir ve kesinlikle tesadüfî de¤ildir. Seçimlerin ard›ndan Irak’ta yaflanan süreç; ‹ran’›n nükleer faaliyetler üzerinden sürdürdü¤ü “diklenme”yi ‹srail’e dönük sert aç›klamalarla t›rmand›rmas› ve ABD’nin bu yönlü aç›klamalar›; Suriye’nin diplomatik manevralarla s›k›flt›r›lmaya devam edilmesi ve Filistin’de yaflanan
geliflmeler bu ziyaretlerin gündemleri aras›ndad›r. Bir yanda tüm bu geliflmeler ve görevlendirmeler yaflan›rken AKP hükümetini “tedirgin” eden ve çeflitli önlemler almaya iten geliflmeler de dikkate de¤erdir. Ekonomik olarak bir bilanço ç›kararak 2006’ya bakt›¤›m›zda da yaflanan yoksullu¤un boyutunu ve bu durumun emekçiler üzerindeki etkilerini ve de bu hoflnutsuzluk sonras› geliflen bir tak›m eylemleri, etkinlikleri görmek mümkün. Bu geliflmelere son örnek Adana ve Malatya TEKEL fabrikalar›nda iflçilerin yapt›klar› iflgal, yol kesme vb. eylemlerdir. Bu geliflmelerle birlikte ülkemiz hakim s›n›flar›n›n “terör” gündemi yine birinci s›radaki yerini korumaktad›r. TMY’n›n biran önce ç›kar›lmas› ve AB normlar›na uygun bir mücadele yönteminin belirlenmesi için hükümete “bask›” yap›lmaya devam ediyor. TMY’nin ç›kar›lmas› konusunda “yeterli hassasiyetin” gösterilmedi¤inin uyar›s›n›n yap›lmas›n›n ard›ndan, çeflitli yetkilerin geniflletilmesi yönlü “taleplerin” gündeme getirildi¤i “terör” zirvesi Kürt halk›na yönelik önümüzdeki dönem uygulanacak politikan›n ve takti¤in belirlenmesi ve gündeme al›nmas› anlam›nda da oldukça “kritik” olmufltur. Bu sürecin en dehflet görüntülerini ise elbette ki, son iki haftad›r ülkemizin çeflitli bölgelerinde ortaya ç›kan “Kufl Gribi” salg›n›nda ve devletin almad›¤› önlemlerde gördük. Yap›lan resmi aç›klamalara göre Türkiye’de A¤r›’dan, Trabzon’a; ‹stanbul’dan
39 Ankara’ya kadar genifl bir yelpaze içinde Kufl Gribi vakalar›n› görmek mümkün. Televizyon ekranlar›nda bir yandan devlet yetkilileri ald›klar› “önlem”lerden bahsederken, bir yandan binlerce insan›n hastanelere baflvurmas›, hastanelerin ve aletlerin yetersizli¤inden dolay› insanlar›n geri çevrildi¤i, yoksulluk içindeki insanlar›n sokaklara at›lan tavuklar› toplad›¤›, çocuklar›n virüsten ölmüfl tavuklar› 1 YTL karfl›l›¤›nda temizlemesi Türkiye’nin en sade, en aç›k, en yeni foto¤raf›d›r asl›nda. Oysa flu bizim aç›m›zdan çok net ki, bugün yaflanan bu ölümlerin nedeni sadece “Kufl Gribi” de¤il, halk›n sa¤l›¤› da dâhil tüm kamusal hizmetlere kâr-zarar hesab›yla bakan zihniyettir. Halk›m›z›n bafl›ndaki as›l felaket kufl gribi de¤il AKP’nin övünerek savundu¤u “tüccar siyaseti”dir. “Kufl gribi salg›n›” oldu¤undan bahsedenlere “‹flgüzar” diye sald›ran ve yaflananlardan yine medyay› sorumlu tutan Cemil Çiçek daha sonra “özür dilemifltir” ama bunun yaflanan geliflmeler ve ölümler karfl›s›nda hiçbir önemi yoktur. Bugün Türkiye Kürdistan›’ndaki hastanelerde doktor bile bulunmamaktad›r. Normal koflullarda bile bölge insan›na sa¤l›k hizmeti sunamayan hastaneler, böylesi bir salg›n yaflan›rken çaresiz kalm›fllard›r. Tüm devlet hastanelerinde, “kâr-zarar” hesab› yaparak, maliyeti düflürmek için kadrolu personel atamayan, var olan sözleflmeli personeli iflten ç›kartan, hastaneleri içten çökerten AKP hükümeti flimdi yaflananlar› nas›l aç›klayacakt›r? Ya da yapt›¤› aç›klamalar›n halk›m›z nezdinde bir de¤eri olacak m›d›r? Elbette ki bugün yapt›klar› gibi medyay› suçlayarak, halk›m›z› cahillikle suçlayarak aç›klayacaklard›r. Bugün yap›lan araflt›rmalara göre Türkiye’de tek bir doktor bafl›na 770 hasta düflmektedir. Tüm bunlar›n yan›nda hükümetin direk katliama dave-
tiye ç›karan pratikleri de ortaya serilmektedir. Örne¤in AKP hükümeti taraf›ndan 2004 y›l›nda “elektrik faturas›n›n yüksek geldi¤i” gerekçesiyle kapat›lan Manisa Enstitüsü’nün, afl› üretimine son verilmemifl olsayd›, Van’daki son kufl gribi vakas›n›n önüne geçilmesinin mümkün oldu¤u bas›na yans›yan bilgiler aras›nda. Dünya Sa¤l›k Örgütü yetkilileri hayali bir senaryo yazmad›klar›n› kan›tlamak için 1918 y›l›nda gripten 40 milyon insan›n öldü¤ünü an›msat›yor. Asl›na bak›l›rsa bu gerçekleri çok iyi bilen emperyalistkapitalist ülkeler Türkiye’deki salg›n›n gidiflat›n› dikkatle izliyorlar. Ve hastal›¤›n görüldü¤ü ülkeden kümes hayvanlar› ithali yasa¤› uzun süreli olarak al›yorlar. Türkiye ve Romanya’da kufl gribinin görülmesinin ard›ndan ABD bütçesinden al›nacak önlemlere iliflkin 3.9 milyar dolarl›k bir ek fon ayr›lmas› ilk bak›flta çok insani bir ad›m olarak de¤erlendirilebilir, ancak arkas›nda yatan gerçekleri araflt›rmak daha do¤ru olur. Bu fonun ayr›lmas›ndaki amaç, Roch ilaç firmas›n›n tekelinde olan Tariflu adl› grip afl›s›n›n stoklanmas› için. Roch firmas› dünya ölçe¤inde 23 milyon insan için yeterli afl› üretebilecek konumda. Ancak yap›lan haberlerin sat›r aralar›n› okudu¤umuzda Roch’un patent hakk›n› ucuz bir rakama verme ve kitlelere ulaflabilecek afl›y› baflka firmalar›n yapmalar›na izin vermek istemedi¤ini görebiliyoruz. Kufl gribinin çeflitli bölgelere yay›lmas› ile birlikte tavuk sektörünün u¤rad›¤› zararlar›n bilançosu, gazete haberlerinde yerini almaya bafllad› bile. Yoksul ve aç olan, al›m düzeyi gerileyen halk›n tüm bu yaflananlara ra¤men evine et girmesi için sat›n ald›¤› tavuklar, sat›fl› gerileyen sektörün tek umudu olsa gerek. Yay›lma ve ölüm bilançosunun sadece artmas›ndan “endifle” duymakla yetinen devlet, gerekli önlemleri almayarak yoksul halk›n ölümünden sorumludur.
Deri iflçilerinin direniflleri coflkuyla devam ediyor! Deri-‹fl Tuzla fiubesi’nde örgütlendikleri için iflten at›lan 28 Cevahir Deri iflçisinin direnifli sermayenin ve tafleron Özalp’in sald›r›lar›na karfl› devam ediyor. ‹flçiler her sabah ifle gelifl saatinde fabrika önüne geliyor, akflam paydos saatiyle birlikte evlerine dönüyorlar. Direniflteki iflçilere di¤er fabrikalarda bulunan iflçiler de her gün destek ziyareti yap›yorlar. Ö¤len aralar›nda fabrika önüne gelen ziyaretçilerle direniflçiler hep bir a¤›zdan “Birlik mücadele zafer”, “Cevahir’in itleri y›ld›ramaz bizleri”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Cevahir iflçisi yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar›yla birlik, beraberlik ve mücadeledeki ›srarlar›n› vurguluyorlar. ‹flçilerin morallerinin yüksek oldu¤u, sendikayla birlikte karar ald›klar›, hareket ettikleri göze çarp›yor. Direniflin bafllad›¤› ilk günden itibaren
tafleron Özalp’in iflçilere ve sendika yönetimine karfl› sald›rgan tavr› devam ederken, havzadaki iflçilerin birli¤i, sendika öncülü¤ünde hareket etmeleri, tafleron ve Cevahir patronunu tedirgin ediyor. Tafleron ve adamlar›n›n iflçilere ve sendikac›lara silahla, demir çubuk ve sopalarla sald›rmas›, iflçilerin meflru müdafaa hakk›n› kullanarak sald›r›lar› püskürtmesi, kararl› durufllar› nedeniyle iflçilerin öfkesinden çekinen Cevahir Deri patronu Deri-‹fl Tuzla yönetimine bir ça¤r› yapt›. Ça¤r›da flu an fabrikada çal›flan (direnifl k›r›c›lar› ve d›flar›dan tafleron taraf›ndan getirilen) iflçileri sendikaya üye yapabilecekleri, ancak iflten at›lan iflçileri ifle geri almayaca¤› belirtiliyor. Deri-‹fl Tuzla fiubesi ise patronun bu teklifini kabul etmedi. Sendika ile iflçiler tüm sald›r›lara ra¤men iflçilerin hepsi sen-
dikal› olarak ifle geri dönene kadar direnifllerini sürdüreceklerini belirtiyorlar.
Gönen’de direnifle devam Gönen’de Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lan 260 iflçinin direniflleri de ya¤an ya¤mura, so¤u¤a, devletin tüm sald›r›lar›na karfl›n kararl›l›kla devam ediyor. Çal›flma Bakanl›¤›’ndan yetki beklenen direniflte, baz› iflyerleri için yetki tespiti gelirken patronlar›n itirazlar› üzerine kararlar Yarg›tay’a gönderildi. Gönen’deki iflçiler direnifllerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirtirken “Belki biz kazanamayaca¤›z, ama bir daha Gönen’de sigortas›z, sendikas›z iflçi çal›flt›ramayacaklar, bu da bizim en büyük kazanc›m›z olacakt›r” diyorlar. (Kartal)
31
39
13-26 Ocak 2006
Tekel iflçisi direniflte kararl› Tekel iflçisi fabrikay› iflgal etti Komprador patron-a¤a devletinin özellefltirme sald›r›lar› t›rmanarak sürüyor. IMF, DB vb. emperyalist kurulufllar›n politikalar› ve daha fazla kâr h›rs›yla emperyalizme ba¤›ml› ülkelerdeki sald›r›lar›ndan Türkiye de fazlas›yla etkileniyor. IMF’nin emirleriyle ve AKP hükümetinin s›n›rs›z uflakl›¤›yla bu dönem daha fazla h›z kazanan özellefltirme sald›r›lar› baflta iflçi s›n›f› olmak üzere yoksul emekçi halk› hedef al›yor. Ç›kar›lan kölelik yasalar›, gasp edilen haklar, sendikas›zlaflt›rma sald›r›lar›, iflten atmalar, özellefltirme sald›r›lar›yla daha da boyutlan›yor. K›sa süre önce SEKA’da, PETK‹M’de, TÜPRAfi’ta, TEKEL’de, Seydiflehir’de sald›r›lar›na h›z veren patron-a¤alar bugün Tuzla Deri Havzas›’nda bu sald›r›lar›n› art›rarak sürdürüyor. Ve yine bugün özellikle TEKEL tekrar gündeme getirilerek, patron-a¤alar›n TEKEL’i gündemlerinden ç›karmad›klar› aç›kça görülüyor. Adana ve Malatya baflta olmak üzere TEKEL Sigara Fabrikalar›n› hedef alan egemenler, iflçilerin direnifliyle karfl›laflt›lar. Adana’da geçti¤imiz günlerde fabrikay› iflgal eden TEKEL iflçileri “ne pahas›na olursa olsun direnece¤iz” diyorlar. Fabrikalar›n› terk etmeyeceklerini de belirten iflçiler Tek G›da-‹fl Sendikas›’nda örgütlüler. Son süreçte birçok eylem yapan TEKEL iflçileri özellefltirme ve kapatma sald›r›s›ndan vazgeçilene kadar direnmeye kararl›.
Adana Tekel iflçileri kapatma karar›na karfl› direniyor ADANA tekel sigara fabrikas› iflçileri 1 Ocak’tan itibaren ifl yeri terk etmeme karar› ald›. Daha önce “SEKA k›v›lc›m, TEKEL atefltir” diyen TEKEL iflçileri, flimdi de “TEKEL’den ölümüz ç›kar” diyor. ‹flçiler Malatya, Samsun, Bitlis, Diyarbak›r, Tokat ve ‹stanbul’daki fabrikalar›n birleflmesinin gereklili¤ine iflaret ederken, Tek G›da-‹fl Bölge Baflkan› Gürsel Diliç›k›k da
dayan›flma ça¤r›s› yap›yor. Yaflanan geliflmeler üzerine 6 Ocak 2006 tarihinde Adana TEKEL Fabrikas›’na giderek Tek G›da-‹fl Güneydo¤u Anadolu Bölge Baflkan› Gürsel Diliç›k›k, TEKEL iflçileri Ahmet Cemil Uluba, Nemci Ödüget ve Sadegül Koçyi¤it’in görüfllerini ald›k.
“Birlikte hareket etmek zorunday›z” Tek G›da-‹fl Güneydo¤u Anadolu Bölge Baflkan› Gürsel Diliç›k›k: 2003 y›l›nda TEKEL, Özellefltirme ‹daresi’ne devredildi. TEKEL, Özellefltirme ‹daresi’ne devredildi¤inde % 70 pazar pay› vard›. 2 y›l içinde bu pay % 30’a düflürüldü. Yabanc› sermaye, IMF ve yerli iflbirlikçilerinin, yabanc› sigara tekellerinin, mevcut siyasi iktidar›n TEKEL’e atad›klar› bürokratlarla,
TEKEL Sigara Fabrikas›’n›n pazar pay›n› düflürdüler. 6 sigara fabrikas›ndan 3 tanesinin kapat›lmas› yabanc› sigara tekellerinin istekleri do¤rultusunda gerçekleflti. Yüz yüze görüfltü¤ümüz Kaz›m Çal›flkan yüzümüze 6 sigara fabrikas› için yabanc› sigara flirketleriyle görüfltü¤ünü, bunlar›n istekleri do¤rultusunda yerli tütünden sigara üreten Adana, Malatya ve Bitlis Sigara Fabrikalar›’n›n kapat›laca¤›n› söyledi. Yabanc› sermayenin yerli tütün üreten fabrikalara de¤il, Amerikan tipi üretenlere talip olaca-
¤›, bunun için Samsun, Tokat ve ‹stanbul Sigara Fabrikalar›’na talip olacaklar›n› aç›klad›lar. Amerikan tipi sigara üretiminde % 80 yabanc› tütün, bizde ise % 100 yerli tütün kullan›l›yor. Bu Türkiye çiftçisini de olumsuz etkileyecek. Buralar›n kapanmas›yla tütün üreticileri ciddi zarar göreceklerdir. 8 milyonluk tütün ve sigara pazar›na ABD, ‹ngiltere, Fransa gibi ülkeler hâkim olacak. Yabanc› sermaye yeralt› ve yerüstü kaynaklar›m›z› sömürmeye devam edecek. Tek G›da-‹fl olarak mücadelemizin 6. günündeyiz. TEKEL’in kapat›lma karar› geri al›n›ncaya kadar mücadelemize devam edece¤iz. Toplumun her kesimini bu mücadeleye destek vermeye ça¤›r›yoruz.
“Art›k iflçiler uyand›” TEKEL ‹flçisi Ahmet Cemil Uluba: Bizler; bu hükümet ve bundan önceki hükümetlerin IMF ve sermaye kesimlerine hizmet etmek için bafla geldiklerini çok iyi biliyoruz. IMF neyi emrederse devlet onu yap›yor. Bu bizi oldukça rahats›z ediyor. Bugüne kadar Türkiye’nin ba¤›ms›z bir ülke oldu¤una inan›yordum. Ama bugün olup bitene bakt›¤›m›zda ba¤›ms›z olmad›¤›n› düflünüyorum. Bizler; 2005 y›l› boyunca özellefltirmelere karfl› mücadele ettik. Çok da kararl›yd›k. 2005 y›l› sonlar›na do¤ru Adana, Malatya ve Bitlis Sigara Fabrikalar› hükümet, IMF ve yabanc› sigara flirketlerinin karar›yla kapat›ld›. Biz TEKEL iflçileri olarak evimiz, afl›m›z dedi¤imiz fabrikalar›m›z› asla kimseye teslim etmeyece¤iz. Devlet ve IMF bunu iyi bilmelidir. Art›k iflçiler uyand›. IMF ve hükümetin oyunlar›n› bofla ç›karaca¤›z. Art›k sar› sendikalardan, sermayeyle kol kola giren sendika a¤ala-
“Tekel iflçisi yaln›z de¤ildir” Tekel Adana Fabrikas›’n›n kapat›lmas›na karfl› direnifle geçen TEKEL iflçileri direnifllerinin 8. günündeyken, Partizan ve DDSB yapt›klar› bir eylemle TEKEL iflçilerine destek oldular. 8 Ocak 2006 tarihinde saat 13:00’de Adana TEKEL Fabrikas› önüne gelen Partizan ve DDSB kitlesi slo-
ganlarla eyleme bafllad›. Fabrikan›n girifl kap›s›nda yap›lan eyleme iflçiler de kat›ld›. Bas›n metnini ‹flçi-köylü gazetesi çal›flan› Erdinç Özbay okudu. Özbay “Biz Partizan ve DDSB olarak TEKEL iflçilerine yönelik sald›r›lar›n dün oldu¤u gibi bugün de karfl›s›nday›z. Bu sald›r›lar 15-16 Haziran gibi direnifllerden ö¤renilerek afl›lacakt›r. Ezilen iflçiler, kamu emekçileri, yoksul köylüler ve ö¤renci gençli¤in omuz omuza vererek patron-a¤alara karfl› mücadele etmesiyle afl›lacakt›r” diyerek sözlerini bitirdi. Eylemde “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir! PartizanDDSB” yaz›l› pankart, Partizan ve DDSB flamalar› aç›l›rken Ekim Gençli¤i de eyleme destek verdi. (Mersin)
r›ndan bir beklentimiz yok.
“Bu ülkenin gerçek sahipleri oldu¤umuzu hayk›rmal›y›z” TEKEL ‹flçisi Nemci Ödüget: Bugün bizim yaflad›¤›m›z sorunlar k›sa sürede oluflmufl sorunlar de¤il. 12 Eylül Darbesi ile bafllayan sald›r›lar ve bafla geçen hükümetler iflçi için bir ç›kar sa¤lamam›flt›r. Her iktidar ülke de¤erlerini ve kaynaklar›n› birilerine peflkefl çekmifllerdir. 1990’dan sonra özellefltirme ad› alt›ndaki sosyal k›y›mlar h›z kazanm›fl, ülke üreten toplumdan h›zla tüketen topluma dönüfltürülmüfltür. SEKA, Türk Telekom ve di¤er kurumlarla birlikte bizim kurumumuz da kapat›ld›. Buradaki amaç toplumsal hareketi yok etmektir. Bugün yaflananlar önceden de yaflanm›flt›r. Bugün iflçiye, memura, köylüye düflen görev sorunlar›m›z›n çözümü için birlik olmakt›r. Bunu geçmiflte yapamad›k. Bugün bizleri yok etmek isteyenlere karfl› bu ülkenin gerçek sahiplerinin emekçiler olu¤unu hep birlikte güçlü ve tek bir sesle hayk›rmal›y›z.
“Fabrikam›za uzanan elleri k›rar›z” TEKEL ‹flçisi Sadegül Koçyi¤it: Eflim ve çocuklar›m evde huzursuzlar. Çocu¤um bugün karne ald›. S›k›nt›dan karnesini bile soramad›m. Ben öksüz büyüdüm. fians yüzüme güldü, ekmek kap›s› buldum. Bu günden sonra ekme¤ime uzanan elleri ne pahas›na olursa olsun k›rar›m. Namusumla yaflamak istiyorum. Adana’dan seçilen milletvekilleri ellerini vicdan›na koyup bizden uzak dursunlar. ‹nsanlar›n ekme¤ini ellerinden almas›nlar. Biz bu fabrikay› boflaltmayaca¤›z. Gerekirse bu fabrikadan ölümüz ç›kar. Sadece vicdan istiyoruz. Bir emekçi olarak sadece al›nterimi ve hakk›m› istiyorum. Eflim iflsiz ve üç çocu¤um var. Bayram herkese güzel gelirken bize kara geliyor. Art›k bizim sesimizi duysunlar. Sadece iflimizi istiyoruz. Bayramlarla kurulan TEKEL fabrikas› iflçilerin ölümüyle kapat›lmas›n. (Mersin)
Tekel iflçilerinin direniflini yayal›m! TEKEL Adana Sigara Fabrikas›’n›n kapat›lmas›na karfl› eylem yapan iflçilere destek vermek amac›yla kurulan TEKEL ‹flçileri ‹le Dayan›flma Platformu 9 Ocak’ta ‹nönü Park›’ndan fabri-
kaya kadar yürüyerek, fabrikan›n kapat›lmas›n› protesto etti. SDP, ESP, Al›nteri, Partizan, Barikat ve ‹flçi Mücadelesi üyelerinin oluflturdu¤u TEKEL ‹flçileri ‹le Dayan›flma Platformu, “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir” yaz›l› pankart tafl›d›, çeflitli sloganlar att›. Fabrika önünde iflçilerin sloganlarla karfl›lad›¤› grup ad›na aç›klamay› yapan Halil Bozkurt, TEKEL iflçilerinin direniflini her yere yaymak için çal›flt›klar›n› belirtti. (Mersin)
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Bafl›m›za devlet kuflu kondu! Vatandafllar›na sa¤l›k hizmeti götürmek gibi bir derdi olmayan, varolan sa¤l›k hizmetlerini de özellefltirerek sadece “cebini doldurmay›” düflünen devletin yaflanan kufl gribi vakalar›ndaki tedbirsizli¤i, yoksulluk ve cehaletle birleflince hastal›¤›n iyice yay›lmas›na sebep oldu. Üç çocu¤unu kufl gribi nedeniyle yitiren Zeki Koçyi¤it’in “Y›lbafl›yd›, doktor yoktu, sonra geldi. Ali, ‘beni kuca¤›na al baba’ dedi, can çekifliyordu. Kuca¤›ma ald›m. Gözyafllar›m yüzüme döküldü. Yüzümden öpüp vefat etti” sözleri emekçi halk›n yüre¤ini da¤lasa da, gözlerini kâr h›rs› bürümüfl egemenlerin halk› kand›rmaya ve kendi suçlar›n› yok saymaya çal›flmaktan baflka u¤rafllar› yok! Ülkemizde s›kça görmeye “al›flt›r›ld›¤›m›z” vakalardan biriyle daha yüz yüzeyiz. Çernobil facias›n›n ard›ndan radyasyonlu çaylar› bas›n›n karfl›s›na geçerek piflkin tav›rlarla içen ve halka “için, için bir fley olmaz” diyenler flimdi de ayn› fleyi “yiyin, bir fley olmaz” diyerek kufl gribinin h›zla yay›lmas›na sebep oluyorlar. Herkese paras›z sa¤lanmas› gereken sa¤l›k hakk›n› özellefltirerek, “paran kadar yafla” diyen devlet, yoksul emekçi halk›m›z› hastal›klara karfl› korunmas›z b›rakm›fl durumda. Türkiye’yi Ekim ay›nda uyaran Dünya Sa¤l›k Örgütü yetkilisi “Vakalar›n art›fl›, önlemlerin yetersizli¤inden” derken, Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤ “Zor bir s›navdan baflar›yla geçiyoruz” diyor. Hatta baz› yetkililer yine medyay› suçlamay› da ihmal etmedi. Oysa her geçen gün, kufl gribi vakalar›n görüldü¤ü yerler art›yor. ‹lk olarak A¤r› Do¤ubeyaz›t’ta yoksul bir ailenin hasta olan tavuklar›n› yemesi sonucu üç çocuklar› yaflam›n› kaybederken, ailenin “yoksulluk yüzünden kesip yedik, hastaland›klar›nda da hastaneye götürecek param›z yoktu” sözleri kimilerince “kara cahillik” olarak görülüp elefltirilse de, Türkiye’de
yoksullu¤un gerçek tablosunu ve sa¤l›kta özellefltirmenin sonuçlar›n› ortaya aç›kça koymaktad›r. Çok olmad›, bir süre önce de Malatya’da ishal salg›n› bafllam›fl, yine bir yetkili foto¤raf› göstererek “su temiz içebilirsiniz” demiflti. fiimdi de Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an kameralar›n karfl›s›nda tavuk yiyerek halk›n yüre¤ine su serpiyor. Oysa ayn› saatlerde kufl gribinden onlarca insan hastanelere ak›n ediyor, çeflitli bölgeler karantinaya al›n›yor, hayvanlar öldürülüyor, yoksul çocuklar 1 YTL karfl›l›¤›nda hastal›ktan ölmüfl tavuklar› temizliyordu. Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi Hastanesi’nde 125 kifli kufl gribi flüphesiyle hastaneye gidiyor, hastanede sadece bir doktor olmas› nedeni ile ve 35 kiflinin yo¤un bak›mda solunum cihaz›na ba¤lanmas› gerekirken 3 tane solunum cihaz› olmas›ndan kaynakl› geri geliyordu. A¤r›’n›n Do¤ubeyaz›t ilçesinde kufl gribine yakalan›p ölen 3 çocu¤un babas› Zeki Koçyi¤it 1990’da iki kez sel felaketine u¤ram›fl, 1995’te de polis panzerinin çarpmas›yla iflyeri y›k›lm›fl. Koçyi¤it, “Tek mal varl›¤›m›z sekiz tane tavu¤umuzdu, hastalan›nca et yeriz diye onlar› kesip yedik” derken oldukça aç›k bir
Türkiye tablosu çiziyordu asl›nda. Koçyi¤it’in “‹nsanlar sürekli Kufl Gribi ile u¤rafl›yorlar, büyük bir hastal›k ama bunu yememizdeki en büyük neden yoksulluktur. Y›llard›r yoksullu¤un pençesinde olan bir aileyiz. Biz flehirde kiradayd›k, kaset dükkân›m vard›, maddi durumum az buçuk iyiydi. Sonra meydana gelen sel felaketi ve panzerin dükkâna çarpmas› ile dükkân da elden gitti. Bende bu varofla yerleflmek zorunda kald›m. Gecekonduda 8 tavuk besliyordum, bu tavuklar bizim yumurta ihtiyac›m›z› karfl›l›yordu. Bizim tek varl›¤›m›z zaten bu 8 tavuktu, bunlar hastalan›nca et yeriz düflüncesi ile piflirip yedik. Böyle olaca¤›n› tahmin bile edemiyorduk” sözleri baflka bir yoruma yer b›rakmamaktad›r. Kabaday›l›¤› ile övünen Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an’›n alt›n de¤erindeki(!) “Konu bir bilinç sorunudur. Vatandafllar›n bilinçli olmas› önem tafl›yor. Bunun için Cuma hutbelerinde konu vatandafllar›m›za anlat›lacakt›r. Panik yapmamam›z laz›m. Halk›m›z›n asla ma¤duriyeti yoktur. Olayda sa¤l›k bakanl›¤›n›n herhangi bir gecikmesi
söz konusu de¤ildir. Bakanl›klar›m›z gerekli tedbirleri al›yorlar” sözleri gerçe¤i yans›tmaktan oldukça uzakt›r. fiimdi bizlere reva görülenle yetinmeyece¤imizi yüksek sesle hayk›rman›n zaman›d›r! Yalanlar›n›z, ikiyüzlülü¤ünüz ve aldatmacalar›n›zla bizi nereye kadar uyutmay› planl›yorsunuz, nereye kadar uyutabilece¤inizi san›yorsunuz? Hastane yollar›nda, okul önlerinde eli bö¤ründe b›rakt›¤›n›z halk, hesab›n› soracakt›r sizden tüm bunlar›n. ‹flte o zaman bütün yollar batakl›¤a ç›kacak sizin için ve biz paylaflman›n ve insanca yaflaman›n güzelli¤ini soluyaca¤›z hep birlikte.
Sermayenin kâr h›rs› 5 iflçiyi ölüme götürdü! Bursa’n›n Nilüfer ilçesi Çal› Beldesi’nde bulunan Lokman Özay’a ait tekstil fabrikas›nda çal›flan 200 kad›n iflçiden 30’u 28 Aral›k akflam› mesaiye kald›klar› s›rada fabrikada ç›kan yang›nda yaraland›. Ç›kan yang›nda ayr›ca 2’si çocuk 1’i hamile, 5 kad›n yanarak can verdi. Çal›flt›klar› gece patron taraf›ndan mesaiye kalmalar› için zorlanan Ayfle Denizdalan, Gülden Çiçek, Sadife Düdüfl, Sevgi Akp›nar ve Necla Özveren yanarak ölürken 5 kad›n da yaraland›. Ç›kan yang›nda hayat›n› kaybeden iflçiler Türkiye’deki çal›flma koflullar›n› bir kez daha ortaya koydu. Öyle ki, Ayfle Denizdalan ve Sadife Düdüfl adl› iflçiler 18 yafl›n alt›nda olduklar› gerekçesiyle aylarca sigortas›z çal›flt›r›lm›fllard›. Sevgi Akp›nar ise 3 ayl›k hamileydi. Ayr›ca Denizdalan ve Düdüfl’ün öldükten 4 gün sonra yani 2 Ocak’ta patron taraf›ndan apar topar sigortal› yap›larak yükümlülüklerinden kurtulmaya çal›fl›ld›¤› ö¤renildi.
Tekstil’de çal›flan 3 milyon kad›n›n çal›flma koflullar›, 5 kad›n iflçinin ölümüyle bir kez daha “sorgulanmaya” bafllan›rken, 5 iflçinin bir dizi “ihmal” sonucu feci flekilde can vermesi üzerine
çeflitli eylemler ve aç›klamalar yap›ld›. Tekstil sektöründe % 50’nin üzerinde bir orana sahip olan kad›n iflçilerin sigortas›z, esnek çal›flma, fazla mesai, maafllar›n›n düzenli ödenmemesi, sa¤l›ks›z çal›flma ortam› vb. sorunlarla her gün karfl› karfl›ya olmas› ise pek üzerinde durulan bir konu olmad›. Oysa as›l mesele egemenlerin kâr h›rs›yd›. 5 kad›n iflçiyi ölüme götüren tek neden buydu. Yeni y›l arefesinde, yeni y›lda çal›flmayacak olmalar› nedeniyle o günün kay›p edilecek zaman›n› doldurmaya çal›fl›yorlard› fazla mesaide. Sabaha kadar kendilerine mesai paras› olarak verilecek olan 6 milyon için çal›flmak zorundayd›lar. 4857 say›l› ‹fl Kanunu çerçevesinde çocuklar›n 8 saatten fazla, hamile kad›nlar›n gün içerisinde 7.5 saatten fazla çal›flt›r›lmamalar› için yap›lm›fl olan düzenlemeleri bilmeden yaflamlar›n› yitirdiler. Daha öncekilerde oldu¤u gibi bu
olay da bir ifl kazas›, ihmal sonucu ç›kan yang›n olarak dillendirildi. Böyle bir durum söz konusu olmad›¤›, yaflananlar›n kaza olmad›¤› bir gerçek. Rakamlara bakt›¤›m›zda bu gerçe¤i rahatça görürüz. 2004 y›l›nda 841 iflçi “ifl kaza”lar›nda yaflam›n› yitirdi. Daha do¤rusu cinayete kurban gitti. Son 10 y›lda ise 10.925 iflçi sa¤ girdi¤i ifl yerlerinden ölü ç›kt›. Göz göre göre ihmal sonucu öldürülen genç kad›n iflçilerin, mesaide olduklar› s›rada acil ç›k›fl kap›s›n›n kilitli oldu¤u ö¤renildi. “Yaflad›m” diyebilecek kadar bile yafllar› olmayan genç kad›n iflçilerin bu katliam gibi ölümü sonras› ne olacak dersiniz? Hat›ralar› ac›l› ailelerde yaflayacak, binlerce iflsiz genç kad›ndan yenileri sigortas›z, sendikas›z çal›flt›r›lmak üzere ifle al›nacak ve patronlar ödedikleri cüzi cezayla saltanatlar›na devam edecekler. Peki, bu durumun böyle sürüp gitmesinde hepimizin pay› ne kadar? Bu sorunun cevab› “de¤ifltirmek” olmal›...