OGYIK41

Page 1

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

www.iscikoylu.org

Say›: 2006-04

41

*Y›l:2 *10-23 fiubat 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350

Zincirleme sald›r› zincirleme direnifl! Mal beyan› gibi suni gündemlerle ortak biçimde yüzdürdükleri gemilerinin su almas›n› engellemekte baflar›l› olmalar› mümkün de¤ildir. Girdikleri bütün cephelerde ellerine tutuflturulan belgede “bozgun” yazan efendilerinin ise kendilerine dahi hayr› yoktur. Bizim ise esas sorunumuzun kendi içimizde oldu¤u, gerek kendi ad›m›za ortaya ç›kan hain ve iflbirlikçileri temizlememiz gerekse de en genifl güçleri harekete geçirecek direnifl hatlar› oluflturmay› becermemiz gerekmektedir. Bundan önceki yenilgilerimizi, do¤ru direnifl ve eylem çizgisini hakim k›lamamak ve direnifl odaklar›

aras›nda birlik hatt› örememekten dolay› ald›k. Bugün en genifl kitlelerin harekete geçirilece¤i talepleri içeren bir eylem ve direnifl hatt›n›n içinde bulunuyoruz. Bütün güçlerimizi gerek Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› sald›r›lar›na, gerekse de TEKEL direnifllerine destek eylemleri çerçevesinde yürütülecek faaliyet için oluflturulacak ortak platformlar etraf›nda seferber etmek durumunday›z. Bu büyük hesaplaflmada hakim s›n›flara karfl› oluflturulacak barikat›n y›k›lmamas›, s›n›f mücadelesinin içinde bulundu¤umuz aflamas› aç›s›ndan hayati önemdedir.

fiehitlerimiz bizimle yafl›yor... “Parti varsa devrim kaç›n›lmazd›r. Parti varsa dünya kurtulacakt›r. Parti vard›r. Parti buradad›r. Yana¤›m›zdaki da¤ serinli¤idir Parti. Geceleri bafl›m›z› koydu¤umuz yast›k, Üzerimizi örten yorgand›r. Da¤›n›k çiçekleri demet demet birlefltirendir Parti. Öfkeli y›¤›nlar› bilincin örsünde flekillendirendir. Zindanlarda direniflin, t›rnakla kaz›lan tünellerin dahiyane mimar›d›r. ‹flkencede gülme yetene¤i Da¤larla kentlerin üstüne devirme azmidir. Parti gençli¤in asi ruhu; Düflünen ve söyleyendir o, sözü eyleme dökendir. Kim demifl onlar öldü diye? Ve onlar diyor ki: “Biz ölmedik, buraday›z! Gözlerimiz ellerinizdeki kurtulufl bayra¤›ndad›r!

“fiehitlerimiz beynimizde, kalbimizde, bile¤imizde yafl›yor. Onlar› bir gün de¤il her gün, her alanda militan bir ruhla yaflat›yoruz/yaflataca¤›z” fliar›yla hareket eden Partizan kitlesi ‹stanbul, Çukurova, Trakya, Erzincan ve yurtd›fl›nda birçok bölgede yapt›¤› eylem ve etkinliklerle Parti ve devrim flehitlerini and›.


2

10-23 Şubat 2006

41

ABD emperyalizmi Ortado¤u’da yeni sald›r›lara haz›rlan›yor Aç›klama: Elimize posta kanal›yla ulaflan bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤› için k›saltarak yay›nl›yoruz. ‹RAN ABD EMPERYAL‹ZM‹N‹N YEN‹ SALDIRI HEDEF‹ 11 Eylül 2000 tarihinde ABD’de de ikiz kulelere yap›lan sald›r› sonras›nda yeni stratejik sald›r› program›n› aç›klayan ABD, Irak, ‹ran ve Kuzey Kore ülkelerini “fleytan üçgeni” olarak belirledi. Buna daha sonra Suriye dahil edilerek hedef biraz daha geniflletildi. Afganistan’a sald›r› ve Mart 2003’te Irak’›n iflgal edilmesinin ard›ndan ‹ran’a yap›lacak sald›r› sürekli gündemde tutuldu. (...) ‹ran’a yap›lmas› düflünülen sald›r›n›n oda¤›nda da; ‹ran’›n atom santrallerinin yap›m›na h›z verdi¤i ve bu santrallerde nükleer silahlar üretilece¤i öne sürülüyor ve yap›lmas› düflünülen sald›r›n›n ön koflullar› haz›rlan›yor. (...) ABD emperyalizminin öne sürdü¤ü gerekçelerin tümünün manipülasyondan ibaret oldu¤u, esas hedefin bu bölgedeki petrollere el koymak ve Ortado¤u’da zay›flayan otoritesini güçlendirmek ve nihayet bu bölgeye uzun vadeli yerleflmek istemesidir. Dünyam›z›n nükleer ve kimyasal silahlar›n tehlikesi alt›nda oldu¤u aç›kt›r.

Sadece ABD’deki nükleer silahlar bile dünyay› birkaç kez yok etme gücüne sahiptir. Nükleer silahlar›n varl›¤› devam ettikçe tehlike de devam edecektir. (...) 2005 y›l›n›n bitiminde aç›klanan ve bas›na da yans›yan raporlara bak›ld›¤›nda dahi bu gerçe¤i görmek mümkündür. 2005 y›l›nda da silahlanma yar›fl› devam etti ve milyarlarca dolar yine silahlanmaya ayr›ld›. 2005 y›l›nda Birleflmifl Milletlere üye bir çok ülkenin nükleer silahlar›n s›n›rland›r›lmas› yada imha edilmesi önerilerine baflta ABD emperyalizmi olmak üzere bir çok emperyalist ülke yanaflmam›fl ve öneriyi ret etmifllerdir. ABD, Almanya, Fransa, Hollanda, ‹ngiltere, Belçika, Japonya, Çin, Rusya’n›n yan›s›ra ‹srail, Pakistan ve Hindistan’da nükleer silahlar›n varl›¤› bilinmektedir. Bugün itibariyle ABD, 10310 nükleer silaha sahip ve bunlar›n befl bini aktif durumdad›r. Bunlar›n 348 adeti ise Avrupa’daki askeri üslerde bulunmaktad›r. Keza ‹ngiltere’de 185, Fransa’da 348, Çin’de 400, Rusya’da 7200, Pakistan ve Hindistan’da 50, ‹srail’de 200 adet nükleer bafll›kl› silah bulunurken, Almanya’daki 18 Nükleer Atom santralinin varl›¤› tehlikenin boyutunu ortaya koymaya yeterlidir.

Hiçbir silahs›zlanma anlaflmas›na imza atmayan, bu silahlar›n s›n›rland›r›lmas› ve imhas›na yanaflmayan baflta ABD emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalist güçler, her defas›nda baflka ülkelerin nükleer silahlara sahip olduklar› ya da olmak üzere çaba sarf ettiklerini ileri sürerek iflgal ve sald›r›lar›na zemin haz›rlamaktad›rlar. fiimdi buna ‹ran eklenmek isteniyor. ABD emperyalizmi her alanda tek bafl›na büyük bir imparator olman›n peflinde. ‹ran bu s›n›rlar›n içine dahil edilmek isteniyor. ABD emperyalizmi için ‹ran en zay›f halklardan bir olarak görülüyor. Sald›r›ya Fransa emperyalizmi de dahil olma arzusunda. Fransa Cumhurbaflkan› Chirac’›n gerekirse ‹ran gibi ülkelere nük-

leer silah kullan›r›z aç›klamas›, sald›r›ya ortak olma iste¤ini ortaya koyuyor. ABD ve ona dahil olmak isteyen tüm emperyalist güçlerin ‹ran’a yapaca¤› sald›r›n›n karfl›s›nda olmak devrimci bir görevdir. ‹ran gerici rejiminin baflta olmas› sald›r› karfl›s›nda olmamay› gerektirmez. ‹ran gerici rejimin ‹ran halk›na verdi¤i hiçbir fley yoktur. ABD’yle olan çeliflkileri, bizi ‹ran gerici güçlerinin anti-emperyalist oldu¤u yan›lg›s›na götürmemelidir. Biz, ABD’nin ‹ran’a yapaca¤› bir sald›r› ve iflgal hareketi karfl›nda ‹ran halklar›n›n yan›nda olaca¤›z. Kahrolsun emperyalizm, faflizm ve her türden gericilik! Tüm emperyalist güçler Ortado¤u’dan elinizi çekin! Ocak 2006 TKP/ML -YDB

‹ran’da greve sald›r›

Gözalt›nda katledilen Hacettepe Üniversitesi ö¤rencisi Birtan Altunbafl’›n davas› zamanafl›m›na do¤ru gidiyor. 1991 y›l›nda yaflanan olaydan sonra aç›lan dava 15 y›ld›r sürüyor. Bu süre boyunca devlet, katilleri korumaya alarak zamanafl›m›na oynuyor. Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya san›k polis memurlar› ‹brahim Dedeo¤lu ile Hasan Cavit Orhan kat›l›rken, Altunbafl’› öldürdü¤ünü itiraf eden Süleyman Sinkil ise kat›lmad›. Daha önceki duruflmalarda Sinkil, Ahmet Bafltan ile birlikte Birtan Altunbafl’› öldürdü¤ünü ifade eden bir itiraf dilekçesi göndermiflti. Polislerin avukatlar›, haz›rl›k davas›nda ifadesine baflvurulan Altunbafl’›n götürüldü¤ü nezarethanede görevli 5 polisten Ahmet Ulualan ve Cihangir Özkan’›n dinlenmedi¤ini söyleyerek bu san›klar›n dinlenmesi için duruflman›n ertelenmesini istedi. Mahkeme de bu iste¤i kabul etti. 24 fiubat’a ertelenen duruflmada san›klar›n dinlenmesine 15 y›ld›r yap›ld›¤› gibi devam edilecek. Duruflma s›ras›nda Adliye binas› önünde toplanan Ankara Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üyeleri “Birtan Altunbafl’›n katilleri yarg›lans›n” yaz›l› bir pankart açarak bas›n aç›klamas› yapt›lar. Devletin resmi katilleri korudu¤u belirtilen aç›klamada AKP’nin “iflkenceye s›f›r tolerans” sözünün yalandan ibaret oldu¤unu söylediler. (Ankara)

Tahran Vahed Otobüs fiirketinde çal›flan on yedi bin iflçinin ba¤l› bulundu¤u Tahran Vahed Otobüs fiirketi Sendikas› 28 Ocak günü bir aç›klama yaparak yapt›klar› greve yönelik sald›r›y› aktard›lar ve tüm dünya kamuoyundan destek istediler. Yap›lan aç›klamaya göre; 27 Ocak günü ‹slami Cumhuriyetin ajanlar› taraf›ndan gece evleri bas›lan ve çocuklar› dahi gözalt›na al›nan otobüs floförlerinden yüzlercesi tutukland›. Birçok meslektafllar› da dövüldükten ve tehdit edildikten sonra zorla otobüslerine bindirildiler. Askeri örgütler taraf›ndan kiralanm›fl birçok floför ve yine binlerce üniformal› üniformas›z polis ve güvenlik ajan› grevi k›rmak için sald›rd›. Grevin talepleri hiçbir gerekçe olmaks›z›n tutuklanan Ossanlou ve sendikan›n di¤er liderlerinin serbest b›rak›lmas›, toplu sözleflme imzalanmas›, sendikan›n tan›nmas› ve ücret art›fl›yd›. Yap›lan aç›klamada “Bu talepler için böylesine ac›mas›z ve büyük bir savafl›n bafllat›ld›¤›na inanabiliyor musunuz? ‹slami Cumhuriyet bunu yapt› ve daha kararl› ve birleflik bir yolda mücadelemize devam etmekten baflka bir seçene¤imiz yok” denildi.

işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

15 y›ll›k dinleme bitmedi!

6 AYLIK: 10.200.000

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

41

10-23 Şubat 2006

fiemdinli’nin sorumlular› aklan›yor 9 Kas›m günü Hakkâri fiemdinli’deki Umut Kitabevi’nin bombalanmas›yla birlikte yaflanan geliflmeler, Türkiye gündemine oturmufltu. Sald›r›lar›n ard›ndan devletin, olaylar› protesto eden halk›n üzerine panzer sürmesi, savafl uçaklar› ile taciz etmesi, gözalt› ve tutuklama terörü devam ederken flimdi de devletin sözde olay›n peflini b›rakmama çal›flmalar› traji-komik bir gündem olmaya devam ediyor. Hat›rlanaca¤› gibi Hakkâri baflta olmak üzere Temmuz’dan bu yana bölgede 14 bombal› sald›r› gerçekleflmifl ve devlet, aç›klamalar›nda sald›r›lar›n sorumlusu olarak PKK’yi göstermiflti. Ancak 9 Kas›m günü Umut Kitabevi’ne yap›lan bombal› sald›r›n›n failleri halk taraf›ndan suçüstü yakalanm›fl ve devlete teslim edilmiflti. Ve bu yaflananlarla ülkemizdeki devlet gerçe¤i bir kez daha su yüzüne ç›km›flt›. Ancak ne var ki, t›pk› Susurluk’taki gibi devlet “iyi çocuklar›n›” korumakta geç kalmam›flt›. Devlet yetkililerinin “olay›n yarg›ya intikal etti¤ini” ve “sorumlular›n hesap verece¤ini” ifade etmesi, kimi çevreleri beklenti içerisine sokmufltu. Ancak onurlu Kürt halk› yarg›n›n, tetikçilerin lehine karar verece¤ini dün oldu¤u gibi bugün de iyi biliyor. Ne de olsa onlar yani Umut Kitabevi’ni bombalayanlar, fiemdinli’de katledecekleri insanlar›n listesini ç›karanlar, insanlar› katledenler, yak›nlar›n›n cenazelerine kat›lan kitlelerin üzerinde savafl uçaklar› ile gövde gösterisi yapmaya çal›flanlar, kitlenin üzerine panzer sürenler devletin “iyi çocuklar›”d›r. Meclis Araflt›rma Komisyonu’nun yapaca¤› araflt›rman›n sonuçlar› bafl›ndan itibaren bizler taraf›ndan biliniyordu. Zira sistemi yarg›layacak olan ayn› sistemin parças› olamaz gerçe¤i karfl›m›zdayd›. Komisyonun “incelemeye” bafllad›¤› ilk günlerde devletin gerçek sahipleri taraf›ndan yap›lan müdahale ve uyar›lar oldukça dikkat çekiciydi. Komisyon üyelerinin kulaklar› bafltan çekilmifl ve “incelemeleri” hangi esasa dayanarak yapmalar› gerekti¤i anlat›lm›flt›r. Komisyona “bilgi vermeye” gelen Emniyet ve Jandarma istihbarat yetkilileri Komisyon Baflkan› Musa Savc›o¤lu’na “Gizlilik tafl›mas› gerekti¤ine inand›klar› bilgilerin, komisyon üyeleri taraf›ndan bas›nla paylafl›lmamas›” gerekti¤i aç›klamas›n-

TC hukuku kimin için?

Katilleri Meclis Komisyonu de¤il, halk yar g›layacak! da bulunulmufltur. Komisyona gelen yetkililerin “Devletin gizli bilgilerinin gizli kalmas› gerekti¤i konusunda hassasiyetinize güveniyoruz” biçimindeki beyanlar›, yap›lan “incelemenin” gelece¤i aç›s›ndan önemli veriler sunmaktad›r. Bagaj›ndan silah, isim listesi ve ajanda ç›kan araba üzerinde yap›lan incelemeler sonucu delillerin kaybolmas›, ajandan›n “bulunamamas›” yine yap›lan araflt›rman›n nas›l bir nitelik tafl›d›¤›n› da göstermektedir. Yine komisyonu “bilgilendirmeye” gelen Emniyet ‹stihbarat Daire Baflkan› Sabri Uzun; “fiemdinli’deki patlamalar›n askerler taraf›ndan yap›lm›fl oldu¤unu düflünürsek dahi, eminim ki Ankara bu iflin içinde yok. E¤er askerler yapm›flsa, bu olay lokal bir askeri disiplinsizlik örne¤idir” aç›klamalar›nda bulunarak, bafl›ndan itibaren ifade edilen geliflmelerin devletin de¤il, “devlet içinde kümelenmifl baz› kiflilerin” ifli oldu¤unu söyleyerek, devleti aklamaya çal›flmaktad›r. Yine komisyona bilgi vermeye gelen askeri yetkililer, cenazelerine sahip ç›kan halk›n üzerinde savafl uçaklar›n›n gezdirildi¤inin raporda yer almamas› gerekti¤ini söyleyerek, bu tarz bilgile-

rin kurumun y›prat›lmas›na neden oldu¤u uyar›lar›nda bulunmufltur.

“Devlet s›rr›” herkesçe biliniyor! Olay›n üzerinden hayli zaman geçmesine karfl›n fiemdinli Komisyonu’nun elindeki bilgiler hiçten baflka bir fley de¤il. 13 Aral›k’tan bu yana dokuz kez toplanan ve olay yerinde görevli bulunan Kaymakam, Vali, Emniyet yetkilileri, milletvekili ve ifladamlar›ndan oluflan yaklafl›k on kiflinin dinlenmesine ra¤men hiçbir sonuç elde edilemedi. Konuflanlar a¤›z birli¤i etmiflçesine “Bölgede terör olaylar›n›n sürdü¤ünü ve yeterli teçhizat›n bulunmad›¤›n›” ifade etmifllerdir. Ne de olsa emir büyük yerden gelmiflti. Devlet s›rlar› saklanmal›yd›. Tüm bunlardan sonuca varamayaca¤›n› anlayan Komisyon, ‹çiflleri Bakanl›¤›’ndan, mülkiye müfettifllerinin fiemdinli olaylar›na iliflkin haz›rlad›klar› raporu istemifl. TBMM Araflt›rma Komisyonu’na rapor sansürlenerek gönderilmifl. 16 sayfal›k raporun sadece birinci ve on alt›nc› sayfalar›n›n Komisyona gönderilmesi çeflitli tart›flmalara neden olurken Komisyondan gizlenecek ne olabilir sorusu karfl›l›¤›nda verilen cevap ise “devlet s›rr›” olmufltur.

Bu geliflmelerin yafland›¤› günlerde Batman eski Valisi Salih fiarman’›n Akflam gazetesine yapt›¤› aç›klamalar devlet gerçe¤inin ve devletin T. Kürdistan›’na yönelik uygulad›¤› “el alt›” politikalar›n›n da aç›k itiraf› niteli¤indedir. fiarman yapt›¤› aç›klamada “Hapiste okudu¤um David Franken’in bir araflt›rmas›nda flöyle diyor: zaman›n ‹ngiliz baflbakan› paras› ödendi¤i halde Osmanl›’ya teslim edilmeyen iki gemiyle ilgili, ‘‹ngiltere’nin menfaatleri söz konusu oldu¤u zaman hukuk ayaklar alt›na al›nabilir’ der. Mant›k bu olmal›. ‘Hukuk ayaklar alt›na al›nmal›’ laf› bir valinin a¤z›na yak›flmayabilir. Ama bir ülkenin bekas› tehlikeye düfltü¤ü zaman, gereken her fley yap›lmal›d›r diye düflünüyorum. Bunun için de mutlaka hukukun çi¤nenmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Kendine özgü bir yap›s› olabilir” aç›klamas›n› devletin mevcut anlay›fl› olarak kabul etmek ve bu bilinçle okumak gerekir. Söz konusu olan Kürt halk›n›n ba¤›ms›zl›k hareketinin engellenmesi oldu¤u zaman devletin bugüne kadar “hukuku” defalarca kez ayaklar alt›na ald›¤›n› ve hatta hiç uygulamad›¤›n› biliyoruz. A¤ca’n›n “yanl›fl” hesap sonucu serbest b›rak›lmas›ndan, halk›n üzerine atefl açanlar›n ve katledenlerin serbest b›rak›lmas›ndan hukukun de¤il, orman kanunlar›n›n uyguland›¤›na dair örnekleri ço¤altmak mümkün. Ayn› flekilde Bozüyük’teki Gemlik’e yürüyüfle giden yurtsever insanlara karfl› yap›lan linç giriflimlerini araflt›ran komisyonun ulaflt›¤› sonuç da flafl›rt›c› de¤ildir. Komisyon “yürüyüflçüleri ilçenin kurtulufl gününde milli hassasiyetleri gözetmedi¤ini” söyleyerek suçlu ç›karm›flt›r! Devlet komisyonlar›n›n, devleti yarg›lamayaca¤› gerçe¤i ile bizler bir kez daha yüzyüzeyiz. Hesab›n bu flekilde sorulmayaca¤›n› bizler çok iyi biliyoruz. Halk›n iradesi nas›l katilleri a盤a ç›karm›flsa hesap sorma iradesini de gösterecektir. Üstelik bar›fl›n “dil, kimlik ve genel afla” gelece¤i rüyalar›n› görenlere ra¤men bunu gösterecektir. Çünkü fiemdinli’de say›s› yüz bini bulan halk, iradesini da¤lardan yana göstererek “Da¤lara ç›kaca¤›z hesab›n› soraca¤›z” demiflti. fiimdi bu iradeyi somutlaman›n ve hesap sorman›n zaman›d›r.

Mal varl›¤› tart›flmalar›; Kay›kç› dövüflü Ülkemiz gündemi bir süredir malvarl›¤› tart›flmalar›na sahne oluyor. Yaz›l› ve görsel bas›n devlet “büyüklerinin” malvarl›klar›yla ilgili haberlere odaklanm›fl durumda. Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n, CHP lideri Deniz Baykal’a yönelik sözleri ile bafllayan tart›flma devam ediyor. Asl›nda sahnelenen bir seyirlik tiyatro, veya it dalafl›. Kemal Unak›tan’›n hesab›na geçirdi¤i paralar, Recep Tayyip Erdo¤an’›n o¤luna yapt›¤› dü¤ün harcamalar› haf›zalar›m›zdaki yerini korurken, bir baflkas›n› malvarl›¤›n› aç›klam›yor diye elefltirmenin nas›l bir anlam› olabilir? Cumhuriyet tarihi boyunca milletvekilleri, bakanlar›n, baflbakanlar›n yolsuzluk skandallar› eksik olmaz iken fleffafl›ktan söz etmenin nas›l bir “k›ymeti harbiyesi vard›r?” Bugün ülkemizde siyasetçi olmak; hortumcu olmakla, rantç› olmakla efl anlaml›d›r. Emekçi halk›m›z›n her hükümet döneminde tekrar tekrar izledi¤i bu senaryonun sadece oyuncular› de¤iflmektedir. Yolsuzluklar›n bir dönemki bir numaral› ismi Tansu Çiller iken, bugünkü bir numaral› ismi R. Tayyip Erdo¤an olmufltur. Dün hesab›na trilyonlar› geçiren Enerji Bakan› iken bugün Maliye Bakan›d›r. Sahnelenen traji-komik komedinin figüranlar› da de¤iflirken kul-

land›klar› halk düflman› üslup devam etmektedir. Ülke kaynaklar›n› IMF ve DB’ye peflkefl çeken, k›y›lar› bile pazarlayan, her anlaflmadan sonra kendine bir uçak, yat, otomobil hediye alan R. Tayyip Erdo¤an’›n malvarl›¤›n› aç›klamas›ndan sonra sorunlar çözülmüfl mü olacak? Bugün TEKEL özellefltirilirken, binlerce insan açl›k tehlikesi ile karfl› karfl›ya iken, iflçiler örgütlendikleri için mafyan›n sald›r›s›na u¤rarken, köylüler hastalar›n› doktora ulaflt›rmak için kilometrelerce yürürken, Büyükflehirlerde ve taflrada milyonlar iflsiz iken Erdo¤an’›n mal varl›¤› emekçileri ne kadar da ilgilendiriyor! Kuflkusuz emekçilerin kendilerini yöneten kompradorlarla ilgili her fleyden hesap sorma hakk› vard›r. Burada sorun bir avuç sömürücü-asala¤›n milyonlarca emekçinin önünde stand-up yapmas›d›r. Malvarl›¤› üzerine kopar›lan f›rt›nan›n yalanc› olmaktan öte hiçbir anlam› ve önemi yoktur. Zira devletin tepesinde bulunanlar›n, halktan alk›fl alma amac›yla yap›lan karfl›l›kl› söz düellolar›n›n hiçbir anlam› olmad›¤› halk›m›z aç›s›ndan aç›k ve nettir. Onlar açl›kla terbiye edilmeleri gerçe¤ini yaflarken ve hergün bununla yüzleflirken, Erdo¤an’›n mal varl›¤› tart›flmalar›n›n bir

aldatmacadan ibaret oldu¤unu çok iyi biliyorlar. “Mal varl›¤›m› aç›klamayaca¤›m” diyen Erdo¤an’la, “hodri meydan” diyenler aras›nda hiçbir fark yoktur. Zira içinde bulunduklar› çark›n pisli¤ine hepsi buland›klar› ve bu pis çark›n içinde hepsi doland›klar› ve bir biçimde bulaflt›klar› için, öz olarak birbirlerine söyleyecek çok fazla sözleri yoktur. Konuflmalar›n›n çarp›t›ld›¤›n› ve gündem bulamayan bas›n›n kendi aç›klamalar› ile oyaland›¤›n› söyleyen Erdo¤an’›n aymazl›¤› ve rahatl›¤› hesap sorucular›n›n bugün yakas›na yap›flmamas›ndan kaynakl›d›r. Erken seçim tart›flmalar›n›n yap›ld›¤› bugünlerde, mal varl›¤› üzerine kopar›lan yaygara, sistem partilerinin birbirini y›pratma ve halk›n gözünde teflhir etme hedefi tafl›maktad›r. “Milletimiz Erdo¤an’›n mal varl›¤›n› bilmek istemektedir” diyenlerin gerçekten böyle bir kayg› tafl›mad›klar› aç›kt›r. Bu taleple dillendirilen tart›flma son süreçte artan sald›r›larla birlikte, kitlelerin geliflen tepki ve öfkesiyle birlefltirilerek, gelecek için yat›r›m yap›lmak istenmektedir. Yoksul halk›n gündemi bugün mal varl›¤› tart›flmalar› de¤il, kendi açl›¤› ve yoksullu¤udur. Bizler bugün ABD’nin ‹ran’a sald›r› haz›rl›-

¤›na karfl› sesimizi nas›l yükseltece¤imizi, 15 milyon iflsizin nas›l istihdam edilece¤ini, giderek üretemez hale gelen köylülerin sorunlar›n› nas›l çözece¤imizi, açl›ktan kufl gribi olmufl tavuklar› bile yemek zorunda kalan emekçileri nas›l doyuraca¤›m›z›, fabrikalarda 16-17 saat çal›flan iflçilerin insanca nas›l yaflayaca¤›n› tart›flmal›y›z. Feodalizmle zincirlenmifl toplumun özgürlü¤ünü nas›l kazanaca¤›n›, Amerikan üslerinden nas›l kurtulaca¤›m›z› konuflmal›y›z. Özgürlük, ba¤›ms›zl›k isteyenlerin neden kurflunland›¤›n› sormal›y›z, emperyalizme ve uflaklar›na karfl› silah kullananlar›n ça¤r›lar›n› duymal›y›z. Paras› olmad›¤› için okula gidemeyen çocuklar›n 盤l›¤›n›, intihar eden genç k›zlar›n, kad›nlar›m›z›n ezilmiflliklerini ve bask› alt›nda tutulmuflluklar›n› anlamal›y›z. Ve her fleyden önce isyan eden yüre¤imizin sesini duymal›y›z. Emekçiler bu seyirlik kabereyi daha önce de izlediler ve onlar› tan›yorlar. Birbirlerinden farklar› olmad›¤›n› biliyorlar. Onlar kendi maskaral›klar›n› düflünüyorlar, gazete ve televizyonlara demeç vermeden. Yoksulluk ve yoksunlukla bezeli yaflam›n tüm zenginliklerini hak edenler onlar!


4

10-23 Şubat 2006

S›n›fsal Bak›fl Z‹NC‹RLEME SALDIRI, Z‹NC‹RLEME D‹REN‹fi! ‹flçi s›n›f› baflta olmak üzere di¤er emekçiler ve köylülerin de kat›l›m›yla sürecin büyük çapl› kitlesel direnifllerle akmas› için flartlar›n alabildi¤ine olgunlaflmas›na karfl›n, bu dalgan›n k›r›lmas› yönünde ortaya ç›kan bir o kadar engelin afl›lmas› gerekmektedir. Engellerin bu sürece özgü olmay›fl›, durumun umutsuz oldu¤u anlam›na gelmemelidir. Kronikleflen, baz› bak›mlardan yap›sallaflm›fl pozisyondaki bu sorunlarla birlikte yürütülecek mücadele, bir tak›m mekanizmalar iflletilerek ve do¤ru yöntemler kullan›larak baflar›l› k›l›nabilir. Bunun küçük de olsa modelleri sergilenmektedir. Hakim s›n›flar emperyalistlerin direktifleri/planlar› do¤rultusunda geçti¤imiz y›l boyunca genel olarak emekçi s›n›flara karfl› büyük ölçekli sald›r›lar gelifltirdiler. Bu politikalar›n efendilerinin talimatlar› do¤rultusunda devreye sokuluyor olmas›, onlar› s›radan bir uygulay›c› yapmamakta, bu durum, varl›k koflullar› zaten halk›n her biçimde sömürülmesi üzerine kurulu olanlar›n sadece hareket tarz›n› göstermektedir. Emperyalizmin “küreselleflme” ad› verilen son dönemdeki sald›r›lar›, dizginsiz/azg›n sömürünün önünü açmak için düzleme operasyonlar› ile beraber yürütülmekteydi. Bunlar idari yap›lanmalardan, çok yönlü hak gasplar›na, sistem reorganizasyonlar›ndan özellefltirmelere kadar uzan›yordu. Gerek IMF, DB ve DTÖ eliyle gerekse de ikili anlaflmalar yoluyla yar›-sömürgelerde uygulamaya sokulan bu programlar›n eflzamanl› olmas› tesadüfi de¤ildir. Bu durum emperyalizmin ihtiyac› ile aç›klanacak bir olgu olarak gündeme gelmifl ve beraberinde bir dizi siyasi geliflmeyi tetiklemifltir. Sürecin çok yönlü sonuçlar›/etkileri dünya çap›nda giderek artan bir fliddette meyvesini vermektedir… Ülkemizde bu alandaki sald›r› dalgas›, özellefltirmelerin yeni örnekleriyle ve hak gasplar› konusundaki yeni ataklarla h›z›ndan hiçbir fley yitirmeden sürdürülmektedir. TEKEL’e iliflkin 2002’de verilen karar›n geçen y›l›n Kas›m ay›nda uygulamaya sokulmak istenmesiyle canlanan süreç, yeni y›lla birlikte Adana ve ard›ndan Malatya’da iflgale dönüflen direnifli getirmekle, önemli bir çat›flma alan› oluflturmufltur. ‹flyeri sendikas›n›n (Tek G›da-‹fl) SEKA, Seydiflehir vb. örneklerdeki nitelikte olmas›n›n dezavantaj› baflta olmak üzere, di¤er bildik bütün atraksiyonlarla (hakim s›n›f partilerinin bütün bölme ve k›rma taktikleri) geçen bir ay›n ard›ndan direniflin geldi¤i aflamada durum, “olmas› gereken” bir konum arz etmemektedir. Ne TEKEL iflletmesinin bulundu¤u yörede di¤er emekçi güçlerin ve kitlelerin ne de ülke çap›nda iflçi s›n›f›n›n ve özellikle durumdan etkilenecek tütün üreticisi köylü y›¤›nlar›n›n deste¤i herhangi bir biçimde sa¤lanabilmifltir. Eflzamanl› bir biçimde 26 Ocakta yine di¤er TEKEL ifl-

çilerinin gerçeklefltirdi¤i bir gecelik fabrikaya kapanma eylemi d›fl›nda, yap›lan “destek eylemleri”, ziyaretler ve bas›n aç›klamalar›ndan öteye gitmemifltir. Bunun nedenlerini s›ralaman›n gereksiz bir tekrar olaca¤› aç›kt›r. Di¤er özellefltirme örneklerinden hiç de farkl› olmayan bir biçimde, TEKEL’in de haraç mezat tarz› bir “sat›fl” öyküsü bulunmaktad›r. Özellefltirme faaliyeti, büyük bir yalan ve sahtekarl›k maskesi alt›na gizlenmekte, y›llar öncesinden haz›rlanan bir plan çerçevesinde ad›m ad›m devreye sokulmaktad›r. Di¤erleri gibi hiç kuflkusuz öncesinde de (flimdi de) halk›n mal› olmayan TEKEL, daha fazla talan amac›yla emperyalist tekellerin do¤rudan pazara girmesi için ya devreden tamamen ç›kar›lma ya da bu tekellerin bir parças› haline getirilme faaliyetinin (kapatma ya da satma) kurban› edilmek istenmektedir. Nitekim, dünyan›n 5 büyük sigara üreticisi firmas› aras›nda kabul edilen TEKEL’in karar al›nd›ktan bu yana geçen 3 y›l sonunda ülke içindeki pazar pay› yüzde 70’den 38’e (baz› verilere göre 23) geriletilmifltir. Gelinen aflamada; “belediyeye, yöreden/yerli bir ifladam›na satarak kurtarma” ya da “Kardemir usulü” (sendikaya devretme görünümü alt›nda belirli bir vadede hisseleri onun üzerinden emperyalist tekellere satma) ad› alt›nda eski taktiklerle özellefltirme ifllemi sendika ile birlikte tamamlanmaya çal›fl›lmaktad›r. Di¤er yandan sadece çal›flanlar› ve bir sektördeki emekçileri de¤il bütün halk› ilgilendirecek boyutta a¤›r bir darbenin indirilmesi için günler say›l› hale gelmifl durumdad›r. “Sosyal Güvenlik Reformu” olarak da ifade edilen, resmi aç›l›m›, “Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanun Tasar›s›” olan düzenleme ile mevcut kazan›lm›fl haklara yönelinmekte ve ilgili konular (emeklilik, sigorta/sosyal güvence, sa¤l›k haklar›) bak›m›ndan zaten oldukça geri olan durum, daha da kötü bir hale getirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Olay›n SSK’lar›n devri esnas›nda söylenen ucuz yalanlar›n k›sa sürede ortaya ç›kmas›yla herkesçe anlafl›ld›¤› üzere, ne sigortal›n›n yükünün devletin s›rt›ndan al›nmas› ne de sistemli, düzenli bir çal›flman›n organize edilmesiyle ilgisi bulunmaktad›r. Sorun, yukar›da bertti¤imiz çerçevede kavranmas› gereken bir boyut tafl›makta ve dizginsiz sömürü ile daha fazla talan için gerekli düzenlemeler amac›yla gündeme gelmektedir. Emeklili¤e iliflkin getirilenler, ölene kadar çal›flt›rmay› dayatan bir anlay›fl›n ürünüdür. Sosyal güvenlik, “hak” olma özelli¤ini tamamen yitirmekte, piyasaya endeksli bir meta haline getirilmektedir. Sa¤l›k alan›n›n tam manas›yla “özel sektör”ün tahakkümüne terk edilerek peflkefl çekilmesi ise dosyan›n en vahim (paran kadar sa¤l›k) tablosunu oluflturmaktad›r. Sözleflmeli sistemin bu sektörde egemen

41 k›l›nmas› tafleronlaflt›rma ile birlikte pekifltirilmektedir. Esnek çal›flt›rma bunun do¤al bir parças›d›r. Sa¤l›k kurulufllar› iflletmeye, hastalar müflteriye dönüfltürülmektedir. 2005 y›l›, SEKA’yla birlikte Seydiflehir’in mevzi; Telekom’dan Tüprafl’a bir dizi sald›r› alan›nda ise da¤›n›k nitelikte direnifllerine tan›kl›k etti. Bunlar›n haricinde bir çok fabrikada grevler ve direnifller örgütlendi ve bunlar›n bir k›sm› 2005’i 2006’ya da ba¤lay›verdi. Sendikalara çöreklenen sahte-reformist, revizyonist, gerici, faflist, s›n›fa yabanc› her türden önderliklerin hakim s›n›flar›n sald›r›lar›na paralel karfl›-devrimci yüzlerini daha aç›ktan sergilemek durumunda kald›klar› bu süreçte, mayalanma koflullar›n›n elverifllili¤ine karfl›n henüz devrimci sendikal muhalefet istenilen güç birikimini oluflturamad›. DDSB’nin bu konudaki faaliyeti de belirli alanlarla s›n›rl› kald›. Bununla beraber, iflçi s›n›f› ve sendikalar içindeki mücadele giderek öyle bir birikim yaratt› ki, patronlara çal›flan konfederasyonlar›n yönetimleri, kimi flubelerdeki devrimci hatta yurtsever-demokrat oluflumlar›n dahi bask›s› alt›nda bunalmaya bafllad›lar. Burada hakim s›n›flar›n bildik baflka yöntemleri devreye girmekte gecikmedi. Pek do¤al ki ilk k›r›lmas› ve da¤›t›lmas› gereken bu tip oluflumlar öncelikle direniflin sembol haline getirildi¤i alanlar olmak zorundayd›. Deri-‹fl’e yönelik son haftalardaki sald›r›lar sadece bir iflyerindeki direnifl ile ilgili de¤ildir. Bunlar Deri-‹fl yöneticilerinin bafl›na ilk kez gelmedi¤i gibi, sald›r›lar›n J‹TEM taraf›ndan örgütlenmifl olmas› da sorunun “özel”li¤ini kendili¤inden ortaya sermektedir. Sendikan›n hem faaliyet alan› hem de bölgede oynad›¤› rol hakim s›n›flar taraf›ndan uzun y›llard›r iyi bilindi¤indendir ki her zaman “hedef”e al›nmas› ve “özel” bir yönelime tabi tutulmas› söz konusu olmufltur. Sald›r›lara, tafleron firmalar›n adamlar›n›n, kimi dönemlerde faflistlerin efllik etmeleri bu durumu de¤ifltirmemekte, aksine pekifltirmektedir. Devleti elinde bulundurmakla elinde “meflru” bir dizi mekanizmaya sahip düflman, özellikle de “gayri meflru” yöntemlerle sald›r›ya geçiyorsa, ortada ciddi bir tehdit alg›lamas› ve korku var demektir. Bu, bizim en az›ndan mücadele hatt› ve baz› tarzlar aç›s›ndan do¤ru ifller yapt›¤›m›z› ve bunlarda ›srar etmemiz gerekti¤ini göstermektedir. Yine bu durum, flüphesiz her zaman için çizgimizi sorgulay›p daha iyi fleyler yapmam›z› engellemeyece¤i gibi, s›n›fsal aç›dan esas duruflumuzu bozmadan düflman›n üzerine yürüme kararl›l›¤›m›zdan asla taviz vermememiz gerekti¤inin bir kere daha alt›n› çizmektedir. Ne var ki Deri-‹fl gibi örnekler çölde vaha olarak kalmamal›d›r. Faflist diktatörlü¤ün sald›r›da bulunurken amac› tam da bu noktada kendisini göstermektedir. Bu bile bizim hedefimizin ne olmas› gerekti¤ini gösteren bir olgudur. DDSB’nin sendikal mücadele çizgisinin, de¤il herhangi bir konfederasyona hakim k›l›nmas›, 3-5 ifl koluna sirayet ettirilmesi halinde elde edilecek potansiyelin neler yapabilece¤ini bizden çok egemenler hayal etti¤indendir ki, ifli s›k› tutma gayretini her zaman gös-

termektedirler. SEKA, Seydiflehir ve flimdi de TEKEL direniflini bekleyen muhtemel ak›betin ayn› olmas›n› do¤uran faktörlerin en önemlisi sendikal önderliktir. Bu durum di¤er özellefltirme sald›r›s›na maruz kalan iflletmeler için de fazlas›yla geçerlidir. Geçti¤imiz y›l bu bak›mdan da hakim s›n›flar aç›s›ndan sendikal önderliklerin daha iyi kontrol alt›na al›nmas› konusunda “verimli” geçmifltir. Önümüzdeki haftalar içinde gündeme alacaklar› yeni “sendikalar yasas›” ile bu alanda hiçbir boflluk b›rak›lmamas› hedeflenmektedir. Emekçi s›n›flar›n çal›flma hayat›ndaki durum bu merkezde iken, yaflam koflullar›ndaki bozulma giderek artmaktad›r. 4.5 milyon kiflinin talim etti¤i 380 YT liral›k asgari ücret flartlar›nda, 2005 sonu saptamalar›na göre; açl›k s›n›r› 510, yoksulluk s›n›r› 1.610 YT liras›d›r. Sürekli düzeldi¤inden dem vurulan ekonominin temel verilerine göre 2001’den 2005 Eylül’üne kadar iç borç 84.8 milyar dolardan 181.4’e, d›fl borç ise 38.7 milyar dolardan 64.5’e ç›km›flt›r. Toplamda yüzde yüzü aflan bu art›fl›n bedeli halk›n s›rt›na y›k›lmaktad›r. ‹flsizlik oran› (çal›flabilir nüfus) devletin verilerine dayal› hesaplarda bile yüzde 20 olarak görülmektedir. Bu koflullarda dahi hakim s›n›flar sürekli/zincirleme yeni sald›r›lar örgütlemekte, patron örgütleri pervas›zca öneriler (asgari ücreti Çin-Kore seviyesine çekmek, bölgesel ücretlendirme yapmak vb.) getirmekten geri durmamaktad›r. Bu tablonun iflaret etti¤i sadece bir gerçeklik vard›r, o da egemenler aç›s›ndan gidiflat›n ne gösterilmeye çal›fl›ld›¤› ne de gözüktü¤ü gibi olmad›¤›d›r. Durum, bir zamanlar endifle ettikleri “sosyal patlama” olgusuna dahi “ald›r›fl” etmeyecekleri boyutta kötüdür. Bunu do¤rulayan bir baflka veri, piyasa araflt›rma flirketlerinin son olarak yapt›klar› seçim anketleridir. Kamuoyuna sadece partilerin oy oranlar› boyutlar›yla yans›t›lan anketlerde, seçime kat›lmayacaklar›n› söyleyenlerin oran› partilerin toplam›ndan fazla ç›km›flt›r. Mal beyan› gibi suni gündemlerle ortak biçimde yüzdürdükleri gemilerinin su almas›n› engellemekte baflar›l› olmalar› mümkün de¤ildir. Girdikleri bütün cephelerde ellerine tutuflturulan belgede “bozgun” yazan efendilerinin ise kendilerine dahi hayr› yoktur. Bizim ise esas sorunumuzun kendi içimizde oldu¤u, gerek kendi ad›m›za ortaya ç›kan hain ve iflbirlikçileri temizlememiz gerekse de en genifl güçleri harekete geçirecek direnifl hatlar› oluflturmay› becermemiz gerekmektedir. Bundan önceki yenilgilerimizi, do¤ru direnifl ve eylem çizgisini hakim k›lamamak ve direnifl odaklar› aras›nda birlik hatt› örememekten dolay› ald›k. Bugün en genifl kitlelerin harekete geçirilece¤i talepleri içeren bir eylem ve direnifl hatt›n›n içinde bulunuyoruz. Bütün güçlerimizi gerek SS-GSS sald›r›lar›na, gerekse de TEKEL direnifllerine destek eylemleri çerçevesinde yürütülecek faaliyet için oluflturulacak ortak platformlar etraf›nda seferber etmek durumunday›z. Bu büyük hesaplaflmada hakim s›n›flara karfl› oluflturulacak barikat›n y›k›lmamas›, s›n›f mücadelesinin içinde bulundu¤umuz aflamas› aç›s›ndan hayati önemdedir.


5

41

10-23 Şubat 2006

Belediye-‹fl Sendikas› 8. Ola¤an Genel Kurulu’nu gerçeklefltirdi Belediye-‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiubesi 4 fiubat 2006 tarihinde yapt›¤› 8. Ola¤an Genel Kurulu’nda yeni yönetimini seçti. Aksaray’daki Özsaray Dü¤ün Salonu’nda gerçeklefltirilen kurula 160 delege kat›ld›. Genel Kurul’da mevcut fiube Baflkan› Hasan Gülüm, fiube Sekreteri Serdar Y›ld›z ile Mehmet Ali Çak›rer’in oluflturdu¤u üç liste yar›flt›. Divan Baflkanl›¤›’na Belediye‹fl Genel Baflkan Yard›mc›s› Mustafa Solmaz getirilirken kurula Türk-‹fl ‹stanbul 1.Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Haber-Sen 9 No’lu fiube, Haber-‹fl ‹stanbul 1 No’lu fiube, Yol-‹fl ‹stanbul 1 No’lu fiube, Tez Koop-‹fl 1 No’lu fiube ve Deri-‹fl Tuzla fiubesi de kat›ld›lar. Delegeler ve yönetim adaylar› kürsüye ç›karak son süreçte iflçi s›n›f›n›n bedellerle kazan›lm›fl haklar›n›n ellerinden al›nmas›na yönelik gelifltirilen azg›n sald›r›lara karfl› güçlü bir cephe oluflturman›n gereklili¤ini anlatt›lar. fiube Baflkan› Hasan Gülüm de yapt›¤› konuflmada bu kazan›mlar›n ancak mücadeleyle elde edilebilece¤ini ve her geçen gün kan kaybeden sendikalar›n toparlanmas› gerekti¤ini söyledi. Kurul’un sonunda oylamalar›n sonucu aç›kland›. Yeni yönetimi Hasan Gülüm’ün fiube Baflkan› oldu¤u Devrimci Demokratik Sendikal Birlik listesi 85 oyla kazand›. Serdar Y›ld›z 25 oy al›rken; sa¤ kanad› temsil eden Mehmet Ali Çak›rer’in listesi ise 47 oyda kald›. Seçimi DDSB listesinin kazand›¤›n› ö¤renen delegeler “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Birlik Mücadele Zafer”, “Yaflas›n iflçilerin birli¤i” sloganlar›yla yeni yönetimi kutlad›lar. Genel Ku-

rul’da oluflturulan yeni yönetim ise flöyle: fiube Baflkan› Hasan Gülüm; fiube Baflkan Yard›mc›s› Hüseyin Derin; fiube Mali Sekreteri Ercan Gürünlü; Yönetim Kurulu Üyeleri (Asil) ‹smail Durmufl, Cihangir Karatay, Sami Erdo¤an, Ahmet K›l›çaslan; Yönetim Kurulu Üyelikleri (Yedek) Yusuf Çam, Fatih Albayrak, Aysel Kaplan, Bülent K›z›lkaya, Orhan Karatafl, Ahmet Akça, Ali Aras; Denetim Kurulu Üyeleri (Asil) Arif Özdemir, Hayati Davun, Ali Ekber Arslan; Denetim Kurulu Üyeleri (Yedek) Ercan Koç, Sabri Koçak, Ersin K›z›ltafl; Disiplin Kurulu Üyeleri (Asil) Erkan Karabay, Y›lmaz Çal›k, Raif Arda; Disiplin Kurulu Üyeleri (Yedek) Burhanettin Örnek, ‹smail Uydur, Ramazan Dan›flmant; Üst Kurul Delegeleri Hasan Gülüm, Dursun Atefl, Erol Özdemir, Cengiz Dilmen, Mehmet Demirci ve Muharrem Bayraktar. (‹stanbul)

Emekçinin Gündemi TUZLA DER‹ ‹fiÇ‹S‹N‹N D‹REN‹fi‹ TEKEL ‹fiÇ‹S‹N‹N YOLUNU AÇACAK! Ülkemiz iflçi ve emekçileri aç›s›ndan bir y›¤›n sald›r›n›n yan›s›ra bir dizi direniflin de içiçe geçti¤i bir süreçteyiz. ‹yi ele al›nd›¤›nda ciddi s›çramalara vesile olacak bu süreci iyi okumak durumunday›z. S›n›f mücadeleleri tarihine bakt›¤›m›zda görmekteyiz ki, burjuvazinin iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar›na karfl› kendili¤inden geliflen mücadelelerini kal›c› zaferlere muktedir k›lan devrimci ve komünist bir önderliktir. Ülkemizde son süreçte kendili¤inden geliflen ve devlet cephesinde de ciddi bir telafla neden olan birçok direnifl ülkemiz iflçi ve emekçilerinin umutlar›n›, mücadele coflkular›n› art›rm›flt›r. Ancak gerek sar› sendikalar›n, gerek devletin çeflitli oyunlar›yla erken sönümlenen bu süreçlerden deneyimler ç›kar›p önümüzdeki süreci örmek bugün DDSB’nin en as›l görevlerindendir. Burjuva-feodal devletin özellefltirme

sald›r›lar›n›n son dönemki hedefi TEKEL, iflçileriyle ‹zmir’den Diyarbak›r’a, Samsun’dan Siirt’e, Adana’dan ‹stanbul’a ülkemizin dört bir yan›nda devlete meydan okumaktalar. Genifl bir co¤rafik alandaki iflçileri etkileyecek olan TEKEL’in özellefltirilmesi ayn› zamanda, yine genifl bir alanda üretim yapan tütün üreticisi köylüler için de kabus olmufltur. Böylesine hassas noktalar üzerinden geliflen direnifller bugün iyi bir dinamik tafl›makla birlikte SEKA süreci ile benzeflme potansiyeli de tafl›maktad›r. ‹flte tam da bu noktada baflta s›n›f sendikac›l›¤› faaliyeti sürdüren DDSB’li emekçiler olmak üzere tüm devrimci, demokrat sendikalar›n TEKEL direniflinin öznesi, örgütleyeni olmas› ve TEKEL iflçisiyle yanyana olmas› gerekmektedir. Bu sorumlulu¤un kavranmas›, bu geliflen direnifllerin s›n›f mücadelesi içerisindeki önemini kavramakla mümkündür. Dün kendili¤in-

Genel Kurul üzerine... Genel kurullar iflçi s›n›f› aç›s›ndan sendikal hareketin gelece¤inin belirlenmesinde önemli araçlardand›r. Bu aç›dan genel kurullar›n de¤erlendirmesi yap›l›rken sadece o gün salonda yaflanan ya da son bir ayl›k süreçte konuflulan ve yap›lanlar ele al›nmamal›d›r. Yani genel kurullar bir sürecin son aflamas›d›r. Belediye-‹fl 2 No’lu fiube’nin Genel Kurulu 4 fiubat’ta gerçekleflti. Genel Kurul süreci birlikte yönetimde bulunanlar›n bu dönemde ayr›lmas›n›n yanl›fl oldu¤u, Kurul’a 3 listeyle girmenin 3. listeye avantaj sa¤layaca¤› söylenerek, fiube’nin daha geri yönetimlerin eline geçece¤i endiflesinin tart›fl›ld›¤› bir dönem oldu. Elbette Belediye-‹fl 2 No’lu fiube’nin iflçi s›n›f›n›n ad›n› bile a¤z›na almayan yönetimlerin eline geçmesinin sorumlulu¤u büyüktür. Biz DDSB’liler olarak 4 y›ll›k bir süreci beraber ele al›-

den geliflen, devrimci ve komünistlerin örgütçülü¤ünü ve öncülü¤ünü yapamad›¤› bir 15-16 Haziran, bir TAR‹fi süreci bugün önemli deneyimler olarak tarihe not düflerken s›n›f mücadelesinin art›k deneyime de¤il s›çrayan, geniflleyen, kas›p kavuran ve en nihayetinde kazanan iflçi s›n›f›na referans olacak direnifllere ihtiyac› vard›r. Bu da ancak ve ancak s›n›f bilincini alm›fl devrimci ve demokratik sendikalar›n yayg›nlaflmas›, iflçi s›n›f› içinde daha s›k› örgütlenmesiyle mümkündür. Bu ciddi misyonu üstlenen DDSB’li iflçiler, emekçiler bu bilinçle bugün dünden daha çok sar›lmal›d›r, güne ve saate. Bugünkü gerçeklik üzerinden c›l›z da olsa sürece yan›t olan destek eylemleri örgütlemek kaç›n›lmazd›r. Sürece yan›t olan c›l›z eylemler daha güçlü eylemlere dönüflebilirler. Bunu içlerinde tafl›d›klar› do¤ru yönelim belirler. DDSB bu noktada sa¤lam bir politik zeminde durmakta olup, yani iyi bir yönelimde olup, bunun patrik aya¤›n› örmede zay›fl›klar yaflamaktad›r. Bunlar afl›lmak zorundad›r. Sürece yan›ts›z kalmak, gücün zay›fl›¤›ndan kaynakl› eylemleri ertelemek asla kabul edilmez bir durumdur. Tuzla deri iflçisinin ruhunu TEKEL iflçilerine tafl›mak oradan daha büyük, kitlesel ve sonuç al›c›

yoruz. Bu 4 y›ll›k süreçte birlikte oldu¤umuz dostlar›m›zla örgütlenmeye bak›fl, sorunlar› çözme yöntemi gibi ayr›flt›¤›m›z baz› konular oldu. Belediye-‹fl Genel Kurulu’nda dostlar›m›zla ayr›ld›¤›m›z bir baflka nokta da delege seçim süreci oldu. Biz DDSB’liler olarak; bütün iflyerlerinde devrimci, demokrat ve yurtsever iflçilerin delege olmas› için çaba gösterdik. Bugün bu sonuçlar varsa, gösterilen bu çaban›n önemli bir pay› vard›r. Ancak birkaç iflyerinde baz› anlay›fllar delege seçimlerinde en geri kesimlere dayand›lar. Ancak bu kesimlerin organize edilmesi halinde kendilerini de tasfiye edebilece¤ini göremediler. Bizler bu tehlikeyi gördü¤ümüz için bu yaflananlara müdahale ettik. Baflar›l› olamad›¤›m›z ya da eksik kalan yerler oldu¤unu biliyoruz. Ancak büyük bir bölümde olumlu sonuçlar ç›kt›. Ortak yönetim için DDSB’liler olarak Belediye-‹fl 2 No’lu fiube’nin Genel Kurulu’nu oldukça önemsiyoruz. Belediye-‹fl 2 No’lu fiube’nin Kurulu’nda ortaya ç›kan sonuç DDSB’lilere yüklenen görevin önemini göstermektedir. DDSB’liler olarak bizler mevcut durumun daha ileri bir noktaya tafl›nmas› için örgütlenmeli, iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lara karfl› mücadeleyi büyütmeliyiz. Bu görev bütün DDSB’lilerin omuzlar›ndad›r. Kongre’nin bize yükledi¤i görev ve sorumluluk iflçi s›n›f› mücadelesindeki sorumluluklar› yerine getirmekle efl anlaml›d›r. Biz DDSB’liler olarak sonucu böyle anlamal›y›z. Belediye-‹fl 2 No’lu fiube’den bir grup DDSB’li

nitelikli eylemler örgütlemek as›l oland›r. Unutulmamal›d›r ki Tuzla Deri iflçisinin direnifli TEKEL iflçisinin yolunu açacak, TEKEL iflçisinin direnifli Tuzla deri iflçisine güç verecektir. Bugün devlet cephesinden ciddi bir tahammülsüzlükle bast›r›lmaya çal›fl›lan deri iflçilerinin direnifli kamuoyunda s›cakl›¤›n› korurken sald›r›; Tuzla deri iflçisinin direnifli flahs›nda hedef gözeterek daha da pervas›zlaflt›r›lmaktad›r. Deri iflçisinin direniflinin önünde yürüyen, deri iflçisinin kararl›l›¤›n› ve sald›r›ya karfl› direnme iradesini temsil eden Tuzla Deri-‹fl Sendikas›’n›n yönetim kurulu üyeleri sald›r›n›n hedefine oturtulmaktad›r. Tuzla Deri-‹fl Sendikas› fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’e ve en son geçti¤imiz hafta Tuzla Deri-‹fl Sendikas› Baflkan› Hasan Sonkaya’ya yönelik yap›lan sald›r›lar iflçi s›n›f›n›n özellefltirme ve sendikas›zlaflt›rmalara karfl› durufluna yönelik bir sald›r›d›r ve Tuzla iflçisinin kararl› durufluyla bofla ç›kar›lacakt›r. Tuzla’ya yap›lan sald›r› TEKEL’e yap›lan sald›r›d›r. Bu sald›r›lar› teflhir etmek, yan›t olmak da iflçi s›n›f›n›n özellefltirme ve sendikas›zlaflt›rmalara karfl› mücadelesine destek vermek ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir.


6

10-23 Şubat 2006

41

‹nay köylüsü mahkeme yolunda

Uflak’›n Ulubey ve Eflme ilçeleri s›n›rlar› içinde bulunan K›fllada¤ Alt›n Madeni’ni TÜPRAG flirketinin siyanür y›¤›n liçi yöntemiyle iflletmek istemesine tepki gösteren ‹nay köylüleri, K›fllada¤ Madeni için TÜPRAG Metal Madencilik Ltd. fiirketi’ne kuyu açma ve kullanma izni ile maden sahas› içinde belirlenen bir lokasyonda yeralt› suyu arama izni veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤›’na karar›n iptali ve yürütmenin durdurulmas› istemiyle dava açt›. 308 köylü taraf›ndan aç›lan dava ile ilgili ‹nay köylülerinin mücadelesine destek veren Elele Hareketi, 26 Ocak’ta ‹zmir Tabip Odas›’nda bas›n toplant›s› düzenledi. Yaklafl›k 1 y›ld›r TÜPRAG flirketinin madende kullanaca¤› suyun köylerinden geçmesini engellemek için mücadele veren ‹nay köylülerine çevre ilçe ve köylerden de destek geliyor. Bir y›l içinde yapt›klar› eylemlerle maden flirketine rahat vermeyen ‹nay köylüleri madenin çal›flmalar›n›n sonlanmas› için jandarmayla saatlerce çat›flm›flt›.

Bergama köylülerinin on y›l› aflan zamana yay›lan direniflinden feyiz alarak sürdürdükleri direnifli ayn› kararl›l›kla sürdürmeye çal›flan ‹nay köylüsünün mücadelesine destek vermek için yap›lan bas›n aç›klamas›nda Elele Hareketi’nin Dönem Sözcüsü Ertu¤rul Barka alt›n madeniyle ilgili ÇED olumlu belgesinin iptaline iliflkin Manisa ‹dare Mahkemesi’nde devam eden davada bilirkifli raporlar›n›n köylüleri hakl› ç›kard›¤›n› söyledi. Barka “Aç›kça maden iflletme faaliyetinin yeralt› sular›nda kuruma ve azalmaya yol açaca¤› belirtilmektedir. Konunun uzmanlar› da alt›n iflletmesinin gereksinimi için seçilen alanda yeralt› suyu çekilerek karfl›lan›rsa Ulubey Akifeleri’nin Ulubey ve ‹nay köyü çevresindeki kesimin su kaynaklar›n›n kirlenmesi ve tükenmesi tehlikesine dikkat çekiyorlar. Dünyada su kaynaklar› h›zla tükenmekte ya da kirlenmektedir. ‹nsanl›k h›zla su krizine do¤ru yol almaktad›r. ‹nayl›lar çanlar›n› hepimiz için ça-

l›yorlar, bu sese kulak vermeye ça¤›r›yoruz” dedi. ‹nay Köylüsü Muammer Sakaryal› da siyanürcü flirketin sadece topraklar›n› kirletmekle kalmayaca¤›n› ve sular›n› da tüketece¤ini belirtti. TÜPRAG flirketinin haz›rlatt›¤› ÇED raporuna göre 17 y›l sürecek olan siyanürlü alt›n iflletmecili¤inde toplam 150 milyon insan›n bir günde tüketece¤i su miktar› kadar su kullan›laca¤›n› da ekledi. Sakaryal› “bölgede içilebilir nitelikteki su kaynaklar› çok azd›r ve Ulubey Akifeleri’nde bulunmaktad›r. Co¤rafi koflullar göz önünde bulunduruldu¤unda bu suyun bile yetersiz oldu¤u tart›flmas›z bir gerçektir” diye konufltu. Köylülerin kendi topraklar›na, sular›na, hayvanlar›na sahip ç›kt›¤›n› da belirten Sakaryal› her türlü demokratik tepkiyi göstererek yaflamlar›na sahip ç›kt›klar›n› ifade etti. ‹nay köylüleri karfl›lar›nda polisin, çokuluslu flirketlerin, onlar›n paraya dayanan gücünün oldu¤unu biliyor. Kendileri ve bölge halk›n›n gelecekleri için bafllatt›klar› mücadeleyi hukuki alanda da sonuna kadar sürdüreceklerini söylüyorlar. Bugüne kadar yapt›klar› bunun bir göstergesi asl›nda. Bergama köylülerinin de aktif olarak destekledi¤i direnifli Türkiye geneline yaymak isteyen bölge halk› ancak bu direnifller birlefltirildi¤inde tam anlam›yla kazanacaklar›n› dile getiriyorlar. Düflman›m›z bir, o halde bizim de bir olmam›z laz›m diyorlar. Çünkü alt›n flirketi Bergama’da, Ovac›k’ta, Eflme’de, Ulubey’de farkl› isimlerle karfl›lar›na ç›km›fl ancak tek bir flirkete ba¤l› oldu¤unu biliyorlar. Do¤a ve insan katili Rio Tinto. (H. Merkezi)

Köylüler; “Efendi öldü, a¤layan› yok!”

Narenciye üreticisi zor durumda! Alanya Meyve Üretme ‹stasyonu’nda bir araya gelen narenciye üreticileri, istasyon arazisinde mezar fleklinde aç›lm›fl üç ayr› kuyuya, narenciye ürünlerini gömerek, çukurlar›n bafl›na da mezar tafl› diktiler. Alanya Ziraat Odas› Baflkan› Turgut Musluo¤lu, Oda yöneticileri ve narenciye üreticileri çukurlar›n bafl›nda dua ederek mezarlar›n bafl›na “Efendi öldü, a¤layan› yok, çiftçi öldü, kefeni yok” fleklinde yaz› yazd›lar. Alanya Ziraat Odas› Baflkan› Musluo¤lu, narenciye ürünlerinin fiyatlar›ndaki düflüfl nedeniyle üreticinin s›k›nt›l› oldu¤unu, yapt›klar› eylemler ve protestolarla da köylülerin sesini duyurmay› baflaramad›klar›n› söyledi. Musluo¤lu, Alanya’da 5 y›l öncesine kadar narenci-

ye üreticili¤inin gözde üretimler aras›nda oldu¤unu, ama ürün fiyatlar›n›n düflmesiyle birlikte narenciye üreticilerinin de gözden düfltü¤ünü belirtti. Alanya’daki 15 bin narenciye üreticisinin zor günler geçirdi¤ini kaydeden Musluo¤lu “Sesimizi duyurmak ve üreticiyi korumak için Manisa’da devleti protesto ettik; ancak sesimizi duyan bile olmad›. ‹lçemizde 15 bin üretici periflan oldu. Akdeniz Bölgesi’nde ise on binlerce üretici oldukça zor durumda. Bu yüzden açt›¤›m›z çukurlara, narenciye ürünlerini gömüyoruz. Umar›m devlet sesimizi duyar. Sesimizi duyuramazsak, eylemlerimizi art›rarak sürdürece¤iz” dedi. (Mersin)

“Üretemezsek bu ülke aç kal›r” AKP hükümetin, emperyalist çok uluslu flirketlerin ve buradaki iflbirlikçi temsilcilerinin ç›karlar›n› gözeterek uygulad›¤› tar›m politikalar› ve ç›kard›¤› yasalarla köylüyü üretemez konumuna düflürerek, ma¤dur ediyor. AKP hükümeti son ald›¤› kararla niflasta bazl› fleker kotas›n› yüzde 50 oran›nda art›rarak yüzde 10’dan yüzde 15’e ç›karm›flt›. Bu karar bir yönüyle AKP hükümetinin kimlerin temsilcisi ve ufla¤› oldu¤unu bir kez daha a盤a ç›kar›rken di¤er yandan bundan sonra emekçilere yönelik sald›r›lar›n da mesaj›n› içermektedir. Erzincan’da baflta pancar üreticisi olmak üzere tüm üreticiler s›k›nt› yafl›yor. Son y›llarda pancar kotas› s›k›nt›s› içerisinde olan köylülerin s›k›nt›lar› yabanc› ülkelerden kuru bakliyat ürünleri de ithal edilmesi üzerine bir kat daha artm›flt›r. Bu gidiflattan rahats›z olan köylüler, sözde kendilerinin ç›karlar›n› savunmalar› gereken, ancak susan Ziraat Odas›, Üretici Kooperatifi vb. kurulufllara bask› yapmaya bafllad›lar. Bask›lar üzerine harekete geçen köylü “temsilcileri”(!) Erzincan Ziraat Odas›’nda biraraya gelerek bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Bas›n aç›klamas›nda flu görüfller yer ald›: “Erzincan fieker Fabrikas› üreticileri olarak 2006 y›l›nda ma¤dur ediliyoruz. fiöyle ki; 2002 y›l›na göre çiftçimizin üretim kotas› % 22 oran›nda düflürülmüfltür. Bu yönden ilimizde üretilen pancar gelirinde 5-6 trilyon civar›nda bir kay›p söz konusudur… Biz çiftçilerimizin ekonomik aç›dan daha fazla güçlenmesini ve di¤er ülkelerin çiftçileriyle rekabet edecek duruma gelmelerini isterken, dahil olmaya çal›flt›¤›m›z AB kendi üreticilerini ihraç destekleri ve ithalatta uygulad›¤› % 200 gümrük vergileri ile korurken, bizim ülke yöneticilerimiz bilerek veya bilmeyerek uygulad›klar› bu tar›m politikalar› ile çiftçilerimizin hem üretimden çekilmelerine, hem de ülkemizin d›fl ülkelerin pazar› haline gelmesine sebep olmaktad›rlar. Yanl›fl tar›m politikalar› ve pancar politikalar› ülkemizi d›fl ülkelerin pazar› haline getirecektir. Fakat bizler çiftçiler olarak üretimden vazgeçmeyiz… Tar›msal girdiler her y›l % 20-25 civar›nda artarken, tar›m ürünlerinin fiyatlar› afla¤› çekilmektedir. 2006 y›l› için aç›klanan pancar avans fiyat› 89.000 TL’dir. Bu fiyat 2003 y›l›ndaki 88.312 TL’lik fiyat seviyesine çiftçileri geri götürmektedir. Çiftçilerimiz bu uygulamalarla ma¤dur durumdad›rlar. ‹leriki y›llarda daha da ma¤dur olacaklard›r. Hükümetimizin uygulad›¤› yanl›fl tar›m ve pancar politikalar›ndan acilen vazgeçmesini istiyoruz. Biz çiftçileri hiç kimse ikinci s›n›f vatandafl konumuna düflüremez, buna kimsenin hakk› yoktur. Biz üretici çiftçiler olmazsak bu ülke aç kal›r… (Erzincan)


7

41

10-23 Şubat 2006

Köylüyü öldürüyorlar ama bu devran böyle gitmez

Köylülü¤ün sorunlar› her geçen gün artarken tar›m›n tasfiyesi politikalar›n›n etkileri de sözün ötesinde pratikle ispatlanm›fl oluyor. T. Kürdistan›’ndaki besicilik kaynakl› küçük üreticiye yönelik politikalar›yla köylü daha da açl›k ve yoksullu¤un içine at›lm›fl halde. Bu durumu gündemden düflürmemek ve yap›lanlar›n ne oldu¤unu okuyucular›m›zla paylaflmak üzere yapt›¤›m›z röportajda ise sözü köylülerin kendisine b›rakmak en iyisi. Bu röportaj›m›zda Malatya köylüsünün durumuna onlardan birisi üzerinden dikkatleri çekiyoruz. -Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z? Erdal Vurucu: Ben Hekimhan’ ›n bir köyünde yafl›yorum. Geçimimi küçük bafl hayvanc›l›k ve kay›s›yla sa¤l›yorum. Kendi koyunlar›m›za çobanc›l›k yap›yorum. -Hayvanc›l›kta yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n? Vurucu: Hayvanc›l›k, y›l›n on iki ay› boyunca, da¤ bay›r demeden hayvanlar› otlat›yorum. K›fllar arpay›, saman› s›rt›mda tafl›-

yorum. Dört ay boyunca ah›rda yemleyerek yaz› ç›kart›yorum. 5-6 ay boyunca hayvan›n sütünden elde etti¤im ürünleri yaz›n satmaya bafll›yorum. -Peki eme¤inizin karfl›l›¤›n› alabiliyor musunuz? Vurucu: Köyden ilçe merkezine pazara gitme parayla, pazarda yer parayla, ben bu yol paras›n› bile zorla denklefltiriyorum. Befl senedir arpaya, samana, ilaca, k›rmaya...vb, her fleye zam geldi¤i halde üretti¤imiz peynirin, sütün, ya¤›n, çökele¤in al›m fiyatlar› geçen y›l verilen fiyatla ayn›. Hayvan sat›m›nda da farkl› bir durum yok. Hatta daha kötü. Üç y›l önce 120 YTL’ ye verdi¤imiz koyunu bu y›l 75 YTL’ ye veremiyoruz. Zaten masraf›na ödedi¤imiz paray› bile ç›karam›yoruz. Oysa ki etin flehirlerde ne kadar fahifl fiyatla sat›ld›¤›n› herkes biliyor. Buna ra¤men hayvanlar›m›z› çok ucuz fiyatlara veriyoruz. On iki ayl›k eme¤in de bofla gitmifl oluyor. -Sizce bunun nedenleri nelerdir? Vurucu: ABD Irak’› iflgal etti. Irak’taki tüccarlar savafl nedeniyle ellerinde kalan hayvanlar› satamad›klar›ndan dolay› komflu ülkelere kaç›r›yorlar. Gümrüklerde rüflvet yoluyla sokulan hayvanlar, ülkemizde de çok ucuza sat›l›yor. Tek geçim kayna¤›m›z olan hayvanlar›m›z› onca eme¤e ra¤men çok ucuza satmak zorunda kal›yoruz. Bu da bizi geçim s›k›nt›s›na sürüklemekte ve daha da yoksullaflt›rmaktad›r. -Bu sorun karfl›s›nda köylüler ne yap›yorlar? Vurucu: Geçim s›k›nt›s›ndan kaynakl› insanlar ya büyük flehirlere göç etmekte ya da burada kal›p yaflam›n› sürdürmek için çaba sarf etmektedir. Burada kalanlar›n büyük ço¤unlu¤u da hayvanlar›n› sat›p kay›s›ya yöneliyor. Gerçi tar›m›n tasfiye sald›r›lar›ndan kay›s› üreticileri de nasibini almaktad›r. Kay›-

s›n›n fiyat›n› tefeci-tüccar belirliyor. Bu fiyatlar 60-70 YKR gibi düflük fiyatlard›r. Bir çok ailenin geçim kayna¤› olan kay›s› da onca eme¤e ra¤men ucuz fiyatlara sat›lmaktad›r. -Peki kay›s› üretimindeki zorluklar nelerdir? Vurucu: Tarlan›n tafltan ay›klanmas›, fidan›n dikilmesi, tarlan›n sürülmesi, dikilen ilk kay›s›lar›n befl sene sonra meyve vermesi ve bu zamana kadar onlara harcanan eme¤imiz ve masraf›m›z›n karfl›l›¤›n› alamamas› bafll›ca zorluklard›r. Esas zorluklar bundan sonra bafllamaktad›r. Y›lda alt› defa ilaçlama yap›lmas› iki üç defa gür belenmesi ve motorla sürülmesi, budanmas›, devaml› sulanmas›, iflçi tutup daldan indirilmesi vb. bütün bunlar da eklenince kay›s› 60-70 YKR’den sat›nca, bunlar›n karfl›l›¤›n› dahi alam›yorum. Kooperatife de borçluyum zaten, satt›¤›m kay›s›ndan ald›¤›m paray› da bu borca veriyorum. B›rak›n geçim sa¤layacak paray› bu gidiflle her y›l daha da yoksullafl›yorum. Devletin tar›m politikalar› bizi iyice bitirdi. Birkaç y›l sonra hayvanlar›n hepsini de tüketmifl olaca¤›m, kay›s› zaten para etmiyor. O zaman ne yapaca¤›m bilemiyorum. ‹K: Peki bu sorunlar›n çözümü için ne düflünüyorsunuz? Vurucu: Vallahi art›k devletten umudumuz kalmad›. Bütün köylüler gelse örne¤in kay›s› üreticileri fiyat›n› kendimiz belirlesek o üç befl tüccar mecbur bizim verdi¤imiz fiyattan alacakt›r. Bunun için kendimiz köylünün kooperatifini kurmal› burada örgütlenip hep birlikte olmal›y›z. Baflka türlü çözülemez. Devletin bu sorunlar› çözece¤i yok zaten. Bafl›m›zda 3-5 tefeci bizi sömürüp sömürüp duruyor. Biz hep birlikte olur, örgütlenirsek kurtuluruz. (Malatya)

Halk meyve ve sebzeye gere¤inden fazla para ödemek zorunda b›rak›l›yor! evletin tar›m› tasfiyesinde bugün hedefte art›k narenciye üreticileri de var. Türkiye’nin her yerinde k›fl aylar›nda en çok tüketilen meyvelerden olan portakal, mandalina vb. narenciye ürünlerini üreten köylüler art›k üretemez hale getiriliyor. Çukurova’da bu¤day, m›s›r ve pamuktan sonra flimdi de narenciye üreticisinin yüzü gülmüyor. Üreticinin cebine masraflar›n› karfl›layacak bir para bile girmezken, ucuz fiyata köylülerden al›nan narenciye ürünleri yüksek fiyatlarla yoksul emekçi halka ulafl›yor. Üretici ve halk kaybederken, paray› tüccarlar ve a¤alar kazan›yor. Konuya iliflkin geçti¤imiz günlerde bir aç›klama yapan Seyhan Ziraat Odas› 2. Baflkan› R›fat Kodal, turunçgil üreticisinin durumunun içler ac›s› oldu¤unu söyledi. Kodal; bu durumdan halk›n da

D

etkilendi¤ine dikkat çekerek bütün ülkelerde yafl meyvelere destek verilirken Türkiye’de bunun tam tersi bir uygulama oldu¤unu ifade etti. Kodal, hükümetin üreticinin s›k›nt›s›na kulaklar›n› t›kad›¤›n› da sözlerine ekledi. Ayr›ca ülkemizde y›lda 2 milyon 390 bin ton turunçgil üretiminin yap›ld›¤›n› söyleyen Kodal, bunlar›n yaln›zca 450 bin tonunun ihraç edilebildi¤ine dikkat çekti. Aç›klamas›n›n devam›nda Kodal, “Bizim elimizde mal çürüyor. Buna ra¤men Do¤u ve Güneydo¤u’da halk portakal yiyemiyor. Bu durumda kendi üreticimizi ve halk›m›z› ma¤dur ediyoruz demektir” fleklinde konufltu. Üreticinin 10 kurufla satt›¤› ürünün Ankara ve ‹stanbul gibi illerde 1.5 YTL’ye sat›ld›¤›na dikkat çeken Kodal, “Bu ac›mas›z koflullarda tek zarar› üreti-

ci de¤il ayn› zamanda tüketici de görüyor” dedi. Kodal, narenciye üreticisinin içinde bulundu¤u durumdan kurtulabilmesi için çözüm önerilerini flöyle s›ralad›: * Narenciye de patates ve so¤anda oldu¤u gibi “Hal Yasas›” kapsam›ndan ç›kmal›, * Narenciye, belediye vergisinden muaf olmal› ve üretici ürününü kendisi her yerde satabilmeli, * Narenciye iflleme sanayinin üretim miktar›na göre geniflletilip, meyve suyu, reçel ve dondurulmufl meyve gibi alanlarda yerli üretimin kullan›lmas› teflvik edilmeli, * Devletin narenciye üreticisine verdi¤i destek en az›ndan eski haline yani 100 dolar seviyesine tekrar yükseltilmeli. (Mersin)

Diyarbak›r’da “Tar›m Platformu” oluflturmak için giriflimler bafllat›ld›

Tar›m Platformu oluflturmak için 28 Ocak’ta Diyarbak›r Ziraat Mühendisleri Odas›’nda bir araya gelen Organik Tar›m Derne¤i, Diyarbak›r, Lice ve Silvan Ziraat Odalar› temsilcileri yapt›klar› toplant›da bir platform kurulmas›n›n önemi ve amaçlar›n› tart›flt›. Diyarbak›r’da da¤›n›k olarak çal›flma yapan tar›m kurulufllar›n› bir araya getirerek platform çat›s› alt›nda büyük bir güce dönüflmesini amaçlad›klar›n› söyleyen Organik Tar›m Derne¤i Baflkan› Haflim Uslu, tar›m›n ülkemizdeki önemine dikkat çekti. “Tar›m›n bölge ve ülkemizdeki önemi geçmifl dönemlerde kendi kendine yetebilen bir durumda ve övünülebilir bir yan› varken, son dönemlerde tar›mdaki kendi kendine yeterlilik bitti. Tar›mdaki ürün ve ithalat oran› h›zla artmaktad›r. Bugün gelinen noktada tar›mc›lar› üzüntü ve endifle içinde bir tablo yans›t›yor. Siyasi iktidar›n tar›mdaki yanl›fl politikalar› sürüyor” diyen Uslu, Türkiye’de tar›m›n ve sanayinin geliflmemesiyle birlikte üreticilerin s›k›nt›lar›n›n her geçen gün artt›¤›n› ifade etti. Tar›m›n Gayri Safi Milli Has›la içindeki pay›n›n da her geçen gün azalmakta oldu¤unu söyleyen Uslu, bunlar›n karfl›s›nda tar›m sektöründeki kurulufllar›n bir araya gelerek örgütlü bir güce dönüfltürülmesi gereklili¤ini bir kez daha dile getirdi. (H. Merkezi)


8

10-23 Şubat 2006

41

Gazetemizin kitlelere ulaflmas› engellenemez! 29 Ocak Pazar günü Partizan taraf›ndan Erzincan Merkez’e ba¤l› Ulalar Beldesi’nde ‹flçi-köylü gazetesi, YDG ve Partizan dergilerinin ve Partizan imzal› Ocak ay› ile ilgili bildirilerin da¤›t›m› gerçeklefltirildi. Da¤›t›m s›ras›nda ayn› zamanda bu beldede yaflam›fl, belde ve Erzincan halk›n›n sevgi ve sayg›s›n› kazanm›fl, 1994 y›l›nda polis komplosu ile sivil faflistler taraf›ndan katledilen, Sinan Gürel’in mezar› bafl›nda ertesi gün yap›lacak anman›n ça¤r›s› da yap›larak halk›m›za anmaya kat›l›m ça¤r›s› yap›lm›flt›r. Da¤›t›m s›ras›nda halk›m›z›n gazetemize ilgisi yüksekti. Birçok insan bizleri kucaklam›fl, sahiplenmifl ve evlerini açm›flt›r. Bu durum ise düflman› oldukça panikletmifltir. Da¤›t›m bittikten sonra belde merkezindeki çay oca¤›nda halkla sohbet için oturan arkadafllar›m›z, jandarman›n “bask›n” fleklindeki giriflimi ile “izinsiz, yasad›fl› faaliyet göstermek, afifl yapmaktan” gözalt›na al›nmak istenmifltir. Jandarma gözalt›n›n hukuksuzlu¤unu “davet” olarak nitelendirerek gizlemek istemifl, ancak baflar›l› olamam›flt›r. Arkadafllar›m›z meflruluk ve hakl›l›k temelinde jandarman›n bu uygulamas›na karfl› koymufl ve oradaki genç arkadafllar›m›z ve halk›m›z da bizi sahiplenerek jandarmaya tav›r gelifltirmifltir. Arkadafllar›m›z jandarman›n sald›r›lar›na karfl› her seferinde direnirken, ayn› zamanda sesli ajitasyon yaparak bu uygulaman›n yasal olmad›¤›n›, gazetemizin meflru ve yasal bir gazete oldu¤unu kitlelere duyurarak jandarmay› ve sald›r›y› teflhir etmifllerdir. Erzincan’da da provokatörler devrede Jandarma da tüm çabalar›na ra¤men, gözalt›na almay› baflaramamas›ndan kaynakl› daha da azg›nlaflarak, yine bildi¤imiz bir yola baflvurmufl, yani provokatörlerini “halktan insanlar” olarak devreye sokmufltur. Beldede oturan karakol bekçisi olan bir ajan-provokatör Partizan da¤›t›mc›lar›na destek olan halk›n içine s›zarak bizlere karfl› halk› tahrik etmeye, bizleri “terörist”, “beyin y›kay›c›lar” vb. olarak lanse etmeye çal›flm›flt›r. Ancak halk›n nezdinde daha öncesinden teflhir olmufl bu iflbirlikçi, amac›na ulaflamam›fl, halk›n tepkisi karfl›s›nda olay yerinden uzaklaflmay› (siz buna kaçma deyin) tercih etmifltir. Bu oyunu da bofla ç›kan jandarma, daha sonra bulundu¤umuz binay› ve çevreyi çok say›da resmi ve sivil jandarma ile ablukaya alarak gerginlik ve bask› ortam› yaratm›fl, tekrar gözalt›na alma girifliminde bulunmufltur. Bunun üzerine bize destek olan kitle ile ortak karar alarak jandarman›n sald›r›s›n› yine bofla ç›karmak için Belediye Baflkan› Vekili ile arkadafllar›m›zdan birisi (ki bu arkadafl ilk gözalt›na al›nmak istenen arkadaflt›r) jandarma ile Komutanl›¤a gönderilmifl ve arkadafl›m›z b›rak›lana kadar burada kalaca¤›m›z vurgulanm›flt›r. Ancak 5-10 dakika sonra arkadafl›m›z ile birlikte jandarmaya giden Baflkan Vekili’nin gitmedi¤i görülerek bizlere verdi¤i sözü yerine getirmedi¤i belirtilip, yapt›¤›n›n yanl›fl oldu¤u kitleyle birlikte yüzüne vurulmufltur. Kitlenin tepkisi ve halk›n istemi üzerine muhtar ve vekil, tekrar jandarmaya arkadafl›m›z›n yan›na gönderilmifltir. Yine devam›nda iflbirlikçi Cumhuriyet Mahallesi muhtar› telefonla arayarak bizlerden kimlik fotokopisi vermemizi, aksi taktirde jandarman›n arkadafl›m›z› b›rakmayaca¤›n› söyleyerek, alttan alta tehdit etmifl-

tir. Ancak bu istem de verilecek küçük tavizlerin büyük istem ve tavizlere davetiye ç›karaca¤› halka anlat›larak geri çevrilmifltir. Bunun üzerine 5–10 dakika geçmeden tekrar jandarma bulundu¤umuz çay evine gelerek keyfi kimlik kontrolü yapm›fl ve kimliklerimizi GBT’ye sokmufltur. Ve ayn› zamanda kamera çekimi yaparak bize destek olan arkadafllar›m›za gözda¤› vermek istemifltir. Kitle bu duruma da tepki göstererek kamera kapatt›r›lm›fl, çekim yapmas› engellenmifltir. Bizlerin ve halk›n kararl› duruflu jandarman›n geri çekilmesine ve arkadafl›m›z› serbest b›rakmas›na yol açm›flt›r. Arkadafl›m›z›n serbest b›rak›lmas› üzerine bizler de halk›m›za duyarl›l›klar›ndan ve desteklerinden dolay› teflekkür ederek Belde’den ayr›ld›k. Bask›lar bizi y›ld›ramaz! Ertesi gün yani 30 Ocak Pazartesi günü tekrar Belde’ye gitti¤imizde, Belde’nin jandarma taraf›ndan abluka alt›na al›narak girifl ve ç›k›fllar›n denetlendi¤ini ve kimlik kontrollerinin yap›ld›¤›n› gördük. Giriflte 5–10 dakika durdurularak kimlik kontrolü yap›ld›. Daha sonras›nda ise beldeye giriflimize izin verildi. Ulalar Merkez’e indi¤imizde çok say›da resmi ve sivil jandarma ve polisin oldu¤unu gözlemledik. Oradaki arkadafllar›m›z›n anlat›mlar›ndan jandarman›n önceki günden itibaren muhtarlar› toplay›p görüfltü¤ü, onlara bask› yapt›¤› ve yine iflbirlikçileri ile görüfltü¤ünü, kahve kahve gezerek halk› uyard›¤›n› ve yine daha öncesinde birkaç kez jandarma taraf›ndan gözalt›na al›narak bask› uygulanan Sinan Gürel’in ailesinin tekrardan bask›lara maruz kald›¤›n› ö¤rendik. Jandarman›n bir provokasyon ortam› yarat›p, bizleri halk ile karfl› karfl›ya getirmek istedi¤ini sezdik. Ancak bunun bofla ç›kar›laca¤›n›, halk›n bu provokasyona gelmeyece¤ini bildi¤imizden ö¤len saatlerinde Ulalar Merkez’de sözlü bas›n aç›klamas›n› yapt›k. Bas›n aç›klamas›nda jandarman›n keyfi ve hukuksuzca sald›r›lar›n› teflhir ederek bask›lar karfl›s›nda y›lmayaca¤›m›z, halk›m›z›n da y›lmamas› gerekti¤i belirtilmifltir. Bas›n aç›klamas› bitmeden önce jandarma taraf›ndan çembere al›narak, halktan tecrit edildik. Ve her zamanki gibi jandarma, TC’nin kolluk güçleri halktan insanlar biçimindeki ajan-provokatörlerini devreye sokarak bas›n aç›klamam›z› engellemek, halk› bizlere karfl› k›flk›rtmak için harekete geçmifltir. ‹lk provokasyon tutmam›fl daha sonra jandarma direkt bizlere müdahale etmifltir. Biz bu sald›r›lar›n halk›m›zdan de¤il bizzat devletin kolluk güçleri taraf›ndan yap›ld›¤›n› bildi¤imizi teflhir ettik. Daha sonras›nda itilip kak›larak gözalt›na al›nd›k.

Jandarma Komutanl›¤›’na götürüldü¤ümüzde ifademize baflvuruldu ve keyfi olarak saatlerce bekletildik. ‹fade vermeyi reddederek daha sonras›nda 17:00’de savc›l›¤a ç›kar›ld›ktan sonra serbest b›rak›ld›k. Savc›l›k’ta sald›r›da bulunanlar hakk›nda suç duyurusunda bulunduk. Devletin linç maskesi Ulalar’da tutmad› Gazetemizi da¤›tt›¤›m›z, jandarma taraf›ndan sald›r›ya u¤rad›¤›m›z Ulalar Beldesi ekonomik olarak geçimini tar›m ve hayvanc›l›kla sa¤layan, do¤all›¤›nda da sistemin sald›r›lar›ndan en çok etkilenen emekçi insanlar›n yaflad›¤› bir yerdir. Ulalar halk› Erzincan’da ilericidemokrat-devrimci bir yap›ya sahiptir ve sömürü sistemine karfl› asili¤iyle bilinir. Y›llard›r süreç içinde muhalif kimli¤inden, devrimcilere yak›nl›¤›ndan kaynakl› devletin özel

politikalar›n›n uyguland›¤›, ancak tüm bunlara ra¤men hala ileri-demokrat kimli¤ini korumada direnen bir halkt›r Ulalar halk›. Bir yandan da insanlar›n›n büyük bedeller ödedi¤i, flehitlerimizin oldu¤u bir yerdir. Gerek yerel gerekse de ulusal burjuva bas›nda ç›kan haberler devletin çarp›tmalar› eksenli yap›lm›fl, halk›m›za yeni bir linç giriflimi olarak yans›t›lm›flt›r. Oysa yaflad›klar›m›z tüm linç giriflimleri gibi devlet destekli, jandarma M‹T, polis organizeli ve halk›n içindeki hain, iflbirlikçiler taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir. Halk›m›z›n bize karfl› hiçbir tepkisi ve karfl› koyuflu olmam›flt›r. Tersine bize destek veren insanlar›m›za gözda¤› verilmifl, tehdit edilmifllerdir. Daha sonras›nda Ulalar halk›n›n ajan-provokatörlere tepkisi ve ald›¤› karfl› tutum bilinçli olarak saklanm›fl üstü örtülmüfltür. fiu bir gerçektir ki devletin linç maskesi Ulalar’da tutmam›flt›r. Yine flu bizler aç›s›ndan gerçektir ki, hiçbir güç ve hiçbir bask› ve tehdit bizi mücadeleden ve düflüncelerimizi halka götürmekten vazgeçiremez. Halk›m›zdan koparamaz. Devletin ve kolluk güçlerinin devrimcilere ve halk›m›za yöneltti¤i sald›r›lar er ya da geç halk›m›zdan ve öncülerinden gerekli cevab› alacakt›r. Sald›r›ya ortak yan›t 31 Ocak Sal› günü bir araya gelen Erzincan Gençlik Derne¤i, DHP, E¤itim-Sen, ÖDP ve DTP yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla yaflananlar› k›nad›. Ayr›ca sald›r› sonras›nda DHP, Erzincan Gençlik Derne¤i, E¤itim-Sen, Tuncelililer Derne¤i, DTP, YÖGEH ve halktan insanlar büromuza gelerek desteklerini sundular. (Erzincan Partizan okurlar›)

Avrupa Parlamentosu’na MERS‹N’DE KINAMA! Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, 23-24-25 Ocak 2006 tarihlerinde yapt›¤› toplant›larda komünist rejimlerin faflizmle eflde¤er oldu¤unu ileri sürerek haz›rlanan önergeyi onaylay›p, ifli daha da ileriye götürerek komünist rejimlerin k›nanmas› ça¤r›s›nda bulundu. Bunun üzerine harekete geçen dünya emekçileri baflta Avrupa olmak üzere dünyan›n birçok yan›nda on binlerce kiflinin yapt›¤› kitle gösterileri, eylemler ve mitinglerle bu faflist önergeyi protesto ederek faflizmle komünizmin bir tutulmak istenmesini k›nad›lar. Türkiye’nin de birçok yerinde protesto edilen önerge AB taraf›ndan reddedilerek, geri ad›m at›ld›. Bu eylemlerden biri de Mersin’de Partizan, ESP, DHP ve TÖP’ün ortak örgütledi¤i bas›n aç›klamas› ile Taflbina önünde yap›ld›. “Ne ABD ne AB, çözüm devrimde, sosyalizmde”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma”, “Emperyalistler, iflbirlikçiler Stalingrad’› unutmay›n”, “Faflizme geçit vermeyece¤iz” vb. sloganlarla saat 13:00’de toplanan kitle ad›na bas›n metnini gazetemiz çal›flan› Erdinç Özbay okudu. Özbay, yapt›¤› aç›klamada emperya-

listlerin her dönem komünistlere ve komünist partilere sald›rd›¤›n›, bugün ise bu sald›r›n›n, komünizmin faflizmle efl tutulmas› olarak sürdürüldü¤ünü belirterek “Ancak unutulmamal›d›r ki emperyalistlerin ortaya ç›kartt›¤› Nazi faflizmini Avrupa’dan temizleyen ve tarihin çöplü¤üne göndererek, Avrupa halklar›na özgürlü¤ü kazand›ran Sovyetler Birli¤i K›z›l Ordusu’ydu. Bu ordunun bafl›nda da her f›rsatta sald›rmaktan geri durmad›klar› Stalin vard›” dedi. Emperyalistlerin sürekli komünizmin öldü¤ünden dem vurarak propaganda yürüttüklerini de belirten Özbay, “dünya halklar› bugün Asya ve Latin Amerika’da yüzlerini sosyalizme dönmüfllerdir. En güzel örne¤iyle Nepal’de, dünyan›n çat›s›nda kopan f›rt›nalar gülümseyen gelece¤imizdir” dedi. Dünyada komünizmin yaflamas›n› hiçbir gücün engelleyemeyece¤ini vurgulad›. Eylem alk›fllar ve sloganlarla sona erdirildi. Ayr›ca 24 Ocak günü saat 11:30’da ‹stanbul’da AB Bilgi Merkezi önünde bir araya gelen ESP’liler de sunulan önergeyi protesto ettiler. (Mersin-‹stanbul)


9

41 “TMY tasar›s› iptal edilsin”

TMY Tasar›s› Karfl›t› Birlik 4 fiubat Cumartesi günü saat 12.00’de Selimiye K›fllas› ana girifl kap›s› önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Devletin genifl zamana yayarak gündemdeki yerini siliklefltirmeye çal›flt›¤› TMY Tasar›s›’n›n ne denli önemli maddeler içerdi¤i burada bir kez daha kamuoyuna ifade edildi. “TMY Tasar›s› ‹ptal Edilsin Tüm Anti-Demokratik Yasalar Kald›r›ls›n” yaz›l› pankart açan kitle, “TMY tasar›s› iptal edilsin”, “Söz eylem örgütlenme önündeki engeller kald›r›ls›n” vb. dövizleri tafl›d› ve “TMY Tasar›s› geri çekilsin”, “Faflist yasalar de¤il, demokratik haklar”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› att›. Bas›n aç›klamas›n› Figen Yüksekda¤ okudu. Yüksekda¤, “‘TMY’ye ek yasal düzenlemeler’ ad› alt›nda tekrar gündemlefltirilen Terörle Mücadele Yasa Tasar›s›’n›n Meclis’e gönderilme karar› al›nd›” diyerek TMY Tasar›s›’n›n ülkemizdeki mücadele dinamiklerini bast›rmak ve dünyada artan terör uygulamalar›na destek vermek için gündeme geldi¤ini söyledi. Halk için yaflam› aç›k bir hapishaneye çeviren tasar›, devrimci, demokratik, hak alma mücadelesi veren herkesi de terörist ilan etmektedir. Eylemde de yeni tasar›da bulunan maddelerin OHAL kanununda bile olmad›¤›na ve ordunun bu tasar› ile kendi yetkilerini s›n›rs›zlaflt›raca¤›na vurgu yap›ld›. (Kartal)

‹zmir Barosu Genel Kurulu gergin bitti! Daha önce ertelenen ‹zmir Barosu Seçimsiz Ola¤anüstü Genel Kurulu 28 Ocak günü yap›ld›. Genel Kurul’un bafllamas›n›n ard›ndan yap›lan divan seçimine hukuksuz oldu¤u gerekçesiyle karfl› ç›kan Ola¤anüstü Genel Kurul ‹nisiyatifi (Ça¤dafl Avukatlar Grubu) itirazlar›n›n dikkate al›nmamas›n› gerekçe göstererek salonu terk ettiler. Divan seçimi için oylaman›n yap›lmas›yla birlikte tart›flmalar da bafllam›fl oldu. Baro Baflkan› Nevzat Erdemir taraf›ndan salonda 945 avukat›n bulundu¤unu duyurmas›na ra¤men, oy say›m› sonucu 1090 oy ç›kt›. 613 oya karfl› 477 oyla divana Cumhuriyetçi Liste’nin seçildi¤inin duyurulmas› tart›flmalar› alevlendirdi. Ça¤dafl Avukatlar Grubu’ndan avukatlar›n yapt›¤› say›mla Baro Yönetim Kurulu üyelerinin yapt›¤› say›m sonuçlar›n›n farkl› olmas› nedeniyle Baro Baflkan› Nevzat Erdemir’e sözlü olarak ilettikleri itirazlar, sert bir flekilde reddedildi. Bunun üzerine Ça¤dafl Avukatlar Grubu salonu terk etti. Önemli ölçüde boflalan salonda tekrar oylama yap›lmad›. ‹zmir Barosu yönetimi ifl bafl›na geldikten sonra, Baroya ba¤l› olarak çal›flmalar›n› yürüten ‹flkenceyi Önleme Grubu’nu kapatarak çal›flmalar›n› engellemiflti. Bugün hala ‹flkenceyi Önleme Grubu kapal› bulunmaktad›r. (‹zmir)

10-23 Şubat 2006

DHP, flehitlerini Gazi Mahallesi’nde and›

‹stanbul Demokratik Haklar Platformu üyeleri 29 Ocak’ta Gazi Mahallesi’nde yapt›klar› yürüyüflle devrim flehitlerini and›. Eski Karakol önünden bafllatt›klar› yürüyüflü Gazi Mahallesi Mezarl›¤›’na kadar sürdüren DHP’liler “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür”, “Yeni Demokrasi flehitleri ölümsüzdür”

pankartlar›n› açt›. Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya ve devrimci önderlerden Mahir Çayan, Deniz Gezmifl, Mazlum Do¤an ve Mustafa Suphi’nin resimlerini tafl›yan 600’ü aflk›n kitle “Katil devlet hesap verecek”, “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun can›m›z halk savafl›na”, “Devrim flehitleri

ölümsüzdür”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n› atarak mezarl›¤a ilerledi. MKP/HKO flehitleri MuratBülent Akbaba ve Murat Poyraz’›n mezarlar› bafl›nda sayg› duruflunda bulunan DHP’liler, yapt›klar› aç›klamada flehitlerin Demokratik Halk ‹ktidar›’n›n teminat› oldu¤unu söylediler. Halk savaflç›lar›n›n halklar üzerindeki faflist diktatörlü¤e son verme mücadelesinde flehit düfltüklerini vurgulad›lar. fiehitlerin saflar›n›n proletaryadan, ezilen halklardan ve uluslardan yana oldu¤u belirtilen aç›klamada 17’lerin ard›ndan devletin halklar› umutsuzlu¤a ve karamsarl›¤a itmek istedi¤i söylenirken, 17’lerin cüretlerinin bu karamsarl›¤› ve güvensizli¤i parçalad›¤› dile getirildi. Aç›klama sonras›nda fiehit ve Tutsak Aileleri Komisyonu ad›na da bir konuflma yap›larak fliirler ve söylenen marfllarla anma etkinli¤i sona erdirildi. (‹stanbul)

Hedef, emperyalist sald›rganl›¤a karfl› halklar›n dayan›flmas›n› büyütmektir! Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’nun 21-22 Ocak tarihlerinde Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Konferans Salonu’nda düzenledi¤i “Emperyalizm Yenilecek; Direnen Halklar Kazanacak” adl› sempozyumunun sonuç bildirgesi 30 Ocak 2006 tarihinde ÇHD ‹stanbul fiubesi’nde yap›lan bas›n toplant›s›nda deklare edildi. Irak Yurtseverler Birli¤i’nden Mohammad Jabar Faris, Birleflik Filistin Kad›nlar Derne¤i Genel Sekreteri Mariam Abu Dagga ve Türkiye’den koordinasyon bileflenleri ve çeflitli konuflmac›lar›n yer ald›¤› sempozyum, baflta ABD olmak üzere emperyalizmin dünya halklar›na yönelik ekonomik, politik, ideolojik ve askeri sald›rganl›¤›n›n yükselerek devam etti¤i bir süreçte halklara mücadele ve direnifl ça¤r›s› niteli¤ini tafl›yordu. Bas›n toplant›s›nda sonuç bildirgesini

aç›klayan Yasemin Karada¤, Türkiye’nin de bir parças› oldu¤u Ortado¤u co¤rafyas›n›n bu sald›r›lardan en büyük pay› ald›¤›n› belirtti. Karada¤ “ABD emperyalizminin öncülü¤ünde bugün hedef tahtas›na konan Suriye, ‹ran, Kuzey Kore, Nepal, Küba ve Venezüella gibi ülkelerin halklar›n›n yan›nda emperyalist sald›rganl›¤a karfl› duraca¤›z” diyerek bildirgeyi aç›klad›. Bildirgeye göre Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’nun önümüzdeki süreçte önüne koydu¤u hedefler flunlar: * Emperyalizme karfl› sadece bölgesel temelde de¤il, ayn› zamanda uluslararas› alanda alternatif güç oluflturma çabas›n›n bir parças› ve örgütleyicisi olmak, * Latin Amerika’daki anti-emperyalist temeldeki direnifllerle ba¤ kurmak, * ABD emperyalizminin özellikle Or-

tado¤u’ya yönelik sald›r›lar›nda kulland›¤› askeri üslerin kapat›lmas› ve yenilerinin aç›lmas›n› engellemek için mücadele yürütmek, * Emperyalizmi temsil eden kifli ve kurumlar›n Türkiye’yi ziyaretlerine karfl› çeflitli eylemler gerçeklefltirmek; Irak ve Filistin ile ilgili ileride belirlenecek bir hafta boyunca dayan›flma eylem ve etkinlikleri örgütlemek, * Uluslararas› alanda örgütlenen antiemperyalist toplant›, konferans etkinliklerine kat›lmak, özellikle Ortado¤u’da yap›lacak olan iflgal karfl›t›, anti-emperyalist etkinliklerin örgütleyicilerinden olmak, * Irak iflgalinin y›ldönümünü uluslararas› iflgal karfl›t› gün olarak protesto etmek, o gün çeflitli eylem ve etkinlikler örgütlemek. (‹stanbul)

Emperyalizm, bu kez de ‹ran’a “demokrasi” götürmek istiyor! Enerji kaynaklar›n›n önemli bir bölümüne sahip olan ve Orta Asya’ya aç›lan kap› olma özelli¤iyle jeo-stratejik aç›dan oldukça önemli bir noktada duran ‹ran, bu özellikleriyle emperyalistlerin ifltah›n› kabartmakta ve onlar› daha da sald›rgan bir tutum içine sokmaktad›r. Emperyalistler bu kez de ‹ran’a hiç de yabanc›s› olmad›¤›m›z bir bahaneyle -nükleer silah üretimi- “demokrasi” götürmeye haz›rlan›yor. Türkiye’yi de sad›k uflaklar› arac›l›¤›yla sald›r›n›n bir parças› ha-

line getirmeye çal›flan emperyalistlere, devrimci ve demokrat kesimler yapt›klar› eylemlerle cevap veriyor. Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu 26 Ocak tarihinde saat 12:30’da ‹ngiliz Konsoloslu¤u önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla, ‹ngiliz D›fliflleri Bakan› Jack Straw’›n bu gündemle ülkemize gelmesini ve emperyalistlerin “nükleer enerji” program›n› bahane ederek ‹ran’a yönelik kuflatmas›n› protesto etti. “Yaflas›n halklar›n kar-

deflli¤i”, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “‹ran halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar›n at›ld›¤› ve çeflitli dövizlerin tafl›nd›¤› eylemde kitle ad›na bas›n metnini Yasemin Karada¤ okudu. Karada¤, “‹ngiltere D›fliflleri Bakan› Jack Straw, iki gündür ülkemizde ‹ran üzerine kanl› pazarl›klar yürütüyor. Straw’un gelifl nedeni bellidir. Bugün ülkemizde kardefl kan› dökme planlar› yap›lmaktad›r. S›rada katil ABD D›fliflleri Bakan› C. Rice var. Bizler bu karfl›l›kl› ziya-

retlerin halklar›n yarar›na olmad›¤›n› çok iyi biliyoruz. ‹flgaller, katliamlar, iflkenceler yine bölge halk›n› beklemektedir. Türkiye halk› ne emperyalizmden ne de onun katil temsilcilerinden halklar›n ç›kar›na bir fley beklememektedir. Emperyalizme ve onun iflbirlikçilerine karfl› direnen devrimci, demokrat, yurtseverler olarak ‹ran halk›n›n yan›nda oldu¤umuzu bir kez daha ilan ediyor, ‹ran halk›na yönelik tehditlerin son bulmas›n› istiyoruz” dedi. (‹stanbul)


10-23 Şubat 2006 TAYAD’l› aileler Ankara’da

Tecritin son bulmas› ve tutsaklara sa¤l›kl› yaflam alanlar›n›n oluflturulmas› için 29 Ocak akflam› Galatasaray Lisesi önünde bas›n aç›klamas› yapan TAYAD’l› aileler aç›klama sonras› hükümet ve devlet yetkilileriyle görüflmek için Ankara’ya hareket etti. “Tecriti kald›r›n ölümleri durdurun” pankart› açan aileler “Yaflas›n evlatlar›m›z›n onurlu direnifli”, “Tecrit zulmüne son” sloganlar›n› atarak aç›klama yapt›. TAYAD ad›na konuflma yapan Mehmet Kulaks›z tecritin insana, hukuka ve mant›¤a ayk›r› olarak en büyük iflkence oldu¤u gerçe¤ini bir kez daha hayk›rmak için Ankara’ya gideceklerini söyledi. Cumhurbaflkan›, TBMM Baflkanl›¤›, Milletvekilleri, TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu, CHP ve AKP Genel Merkezleri, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü, AB Delegasyonu ile görüflmek için Ankara’ya hareket ettiklerini söyleyen Kulaks›z “Çünkü art›k evlatlar›m›z›n tabutlar›n› tafl›mak ve yaflayanlar› da sakat almak istemiyoruz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan TRT binas›na kadar sloganlarla yürüyerek buradan otobüslere binen TAYAD’l›lara flair Ruhan Mavruk, Bilgesu Erenus, mimar Meftun Gürdallar ve çeflitli sendika temsilcileri de destek verdi.

Randevu talepleri yan›ts›z kald› “Tecritin tart›fl›labilir hale getirilmesi, bu yönde somut ad›m at›lmas›” amac›yla Ankara’ya gelen TAYAD’l› aileler çeflitli görüflmelerde bulundular. Aileler Cumhurbaflkanl›¤›, Baflbakanl›k ve Adalet Bakanl›¤›’ndan randevu istediler. Ancak taleplerine yan›t verilmedi. TAYAD’l› aileler reformist partiler, demokratik kitle örgütleri ve meslek örgütlerinden oluflan bir heyetle CHP’li ve AKP’li milletvekilleriyle görüflerek tecridi anlatt›lar. CHP’li milletvekilleri, “AKP hükümeti ad›m atarsa, biz de sonuna kadar destekleriz” fleklinde konufltular. Aileler 30 Ocak günü tecrit sorununa duyarl› sendika ve kitle örgütü temsilcileriyle birlikte Yüksel Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Aç›klamada 20 Ekim 2000’den bu yana hapishanelerde 121 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i ifade edilerek sorunun çözülmesi için ad›m at›lmas›n› istendi. (Ankara)

10

41

Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n! F tipi hapishanelerin insan sa¤l›¤› ve yaflam› üzerindeki olumsuz etkileri afla¤› yukar› herkes taraf›ndan asgari oranda bilinmektedir art›k. Devletin onca lüks otel propagandas›na F Tiplerinden gelen ölüm haberleri, tutsaklar›n psikolojik rahats›zl›klar›, keyfi uygulamalar vb. bir dizi say›labilecek örnek cevap vermifltir defalarca. Bir yandan da gerek Ölüm Oruçlar›’ndan, Açl›k Grevlerinden, gerek hapishane idaresinin fiziksel sald›r›lar›ndan gerekse de F Tipi’nde yaln›zlaflt›rma, tutsaklar›n devrimci idarelerini-düflüncelerini esir alma yönlü uygulamalardan dolay› çeflitli sa¤l›k sorunu yaflayanlar›n tedavisi engellenmekte, tahliye edilmemektedir. Ciddi sa¤l›k sorunlar› yaflayan tutsaklar›n aileleri ve avukatlar›n›n Adalet Bakanl›¤› ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü’ne yapt›klar› baflvurulara cevap verilmemekte, sonuçsuz b›rak›lmaktad›r. Hastal›¤›n ciddiyeti ve ilerlemifl olmas› dikkate al›nmayarak ölüme terk edilmektedir. Nedeni ise bugün tutsak olanlar›n mevcut gerici iktidar› y›kmak ve yerine iflçi s›n›f›n›n iktidar›n› kurmak için devrimci mücadele saflar›nda yer almalar›d›r kuflkusuz. ‹ktidar›n› y›kmaya çal›flan insanlar eline geçti¤inde ise onu her aç›dan yok etmek için üzerine düflenleri eksiksiz yerine getirmektir zaten hapishanelerin görevi. Düflman ele geçti¤inde mutlaka yok edilmelidir politikas›yla hareket edilmesinin temelinde bu anlamda her türlü uygulaman›n mübah say›ld›¤› hapishanelerde tutsaklar›n onurlu ve kararl› durufllar›n›, devrimci iradeyi hiçbir zaman teslim alamam›fl olmalar› yatmaktad›r. Sistem kendi acizli¤ini bu uzun soluklu mücadelede fiziksel olarak y›pranm›fl olan tutsaklar üzerinden gidermeye çal›flmaktad›r. Burada revir doktorlar› da devreye girerek hasta tutsaklar için “numara yap›yorlar” diyerek kamuoyunun tepki göstermesini de engellemeye çal›fl›yorlar. “Numara yap›yor” denilen tutsaklardan Ersin Ero¤lu Wernicke

Korsakoff teflhisi konmas›na ra¤men uzun süre tedavi edilmeyerek tahliye istemi de reddedilmiflti. Ailesi ve avukatlar›yla görüfltükten sonra hücresine döndü¤ünde hiçbir fleyi hat›rlamayan Ero¤lu, 2 y›ld›r revirde kal›yordu. Hastal›¤›na teflhis konulmas›yla birlikte halen Kand›ra 1 No’lu F Tipinde kalan Ero¤lu’nun avukatlar› tahliyesini bekliyor. Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kalan TKP/ML dava tutsa¤› Mesut Deniz’in Adli T›bb›n daha önce verdi¤i Wernicke Korsakoff raporu de¤ifltirilerek “cezaevinde kalmas›nda mahsur yoktur” denilerek tahliye edilmesi engellenmiflti. fiu anda kimseyi tan›mayan ve en temel gereksinimlerini karfl›lamakta zorluk yaflayan, hiç kimseyle konuflmayan Mesut Deniz’in durumu da gittikçe kötülefliyor. Tekli hücrede tutulan Deniz’in yan›nda mutlaka birinin bulunmas› gerekiyor. Yine Savafl Kör’ün durumu ise daha ciddi. Yaklafl›k 2 y›ld›r ailesiyle görüflmeyen Kör, kimseyi hat›rlam›yor. Hiçbir fley yemeyen Savafl Kör ‘arkadafllar›n da bunlardan yiyordu’ denildikten sonra sadece ekmek yiyerek su içmeye bafllam›fl. Bunlar›n d›fl›nda hiçbir g›da maddesini

kabul etmiyor. Ç›r›lç›plak gezerek yerde yatan Savafl Kör’de sürekli yatt›¤› için s›rt›nda yatalak hastalarda oluflan s›rt çukuru yaralar› baflgöstermifl. Bak›ms›zl›ktan ve kiflisel temizli¤ini yapmad›¤› için gözünde, burnunda, a¤z›nda ve kulaklar›nda iltihapl› yaralar ç›km›fl durumda. Tahliyesine 6 ay kalan Savafl Kör’ün bu süreçte yaflay›p yaflamayaca¤›n› bilemediklerini söyleyen avukatlar›, art›k tahliyesinden vazgeçtiklerini flu an sadece tedavisinin yap›labilmesi için Çapa T›p Fakültesi’ne sevk edilmesi için u¤raflt›klar›n› belirtiyorlar. Avukatlar›n›n hukuki alanda mücadele vererek serbest b›rakt›rmaya çal›flt›klar› hasta tutsaklar›n aileleri ve yak›nlar› da Tutuklu Aileleri Yard›mlaflma Birli¤i’yle bafllatt›¤› “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n” kampanyas›yla seslerini duyurmaya çal›fl›yor. Adalet Bakanl›¤› ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü baflta olmak üzere çeflitli bakanl›klara faks çekerek görüflmeler yapmaya çal›flan TUYAB’l›lar soruna duyarl› tüm insanlar›n gündemine girmesini sa¤lamak için eylemlerini sürdürüyor. (‹stanbul)

Linç sald›r›s›n›n yeni adresi Ordu oldu! Ülkenin pekçok ilinde devletin onay› kolluk güçlerinin deste¤iyle “vatandafl hassasiyeti” olarak gösterilmeye çal›fl›l›p sivil faflistler taraf›ndan gerçeklefltirilen linç sald›r›lar›n›n son yafland›¤› yer Ordu ili oldu. Faflistlerin sald›r›s›n›n hedefinde ise bu defa “Komünist” isimli derginin Fidangör Caddesi’nde sat›fl›n› gerçeklefltiren Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri vard›. 28 Ocak 2006 Cumartesi günü Ordu’da Fidangör Caddesi üzerinde faflistler taraf›ndan gerçeklefltirilen sald›r› sonucu 1 TKP’li yaralanm›flt›. Sald›r› s›ras›nda yüzüne ald›¤› darbe dolay›s›yla yaralanan kifli tedavi alt›na al›n›rken, kolluk

güçleri hiçbir müdahalede bulunmayarak “vatandafl hassasiyeti” karfl›s›nda sessiz kalmay› tercih etmifllerdir. Bir gün sonra, 29 Ocak Pazar günü, yaflanan sald›r›y› k›namak ve faflistlerin olas› provokasyonlar›na ve engellemelerine karfl› bir bas›n aç›klamas› yapmak üzere bir araya gelen TKP üyelerine bu kez de polis taraf›ndan sald›r› gerçeklefltirilmifl ve bir dizi insan yaralanm›flt›r. Polisin sald›r› esnas›nda bas›n aç›klamas›na kat›lanlara silah çekti¤i de gelen bilgiler aras›ndad›r. Sald›r›n›n ard›ndan TKP binas›na giden TKP üyeleri burada faflistler taraf›ndan kuflatma alt›nda tutulmufllard›r. Daha

sonra binadan ç›kmaya çal›flan TKP üyelerinin bindikleri otobüsler faflistler taraf›ndan tafllanm›fl, polisin ald›¤› “güvenlik önlemleri” yine sözde kalm›flt›r. Sald›rganlar›na karfl› her zamanki tutumuyla herhangi bir müdahalede bulunmayan kolluk güçleri, her zamanki gibi sald›r›ya maruz kalanlara karfl› tav›r alm›flt›r. Sald›r›n›n ard›ndan, Perflembe Belediyesi önünde çevrilen araçlardaki TKP’liler, bir süre polis taraf›ndan al›konulmufltur. TKP Genel Merkezi ise ayn› gün bir yaz›l› aç›klama yaparak yaflanan sald›r›y› k›nad› ve sorumlular›n Ordu Valisi Kemal Yaz›c›o¤lu ve Emniyet Müdürü oldu¤unu vurgulad›. (H. Merkezi)


11

41

10-23 Şubat 2006

Mektuplar, sessizlikte bo¤ulmak istenenleri dile getiriyor...-1F Tipi Hapishaneler yüksek beton duvarlarla çevrili, k›fl›n so¤u¤una eklenen insani olan herfleyden uzak so¤uklu¤uyla d›flardan görülen sessizli¤ine inat için için kayn›yor asl›nda… fiehre en uzak yerlerde, en ücra yerlerde kurulan bu hapishanelerin kurulmas›nda “ne kadar gözden uzak olurlarsa o kadar iyi” mant›¤›n›n güdüldü¤ü çok aç›k. fiehre olan bu uzakl›k hem göz önünde tutmayacak onlar›, ring arabas›na bindirirken dövülürken “kazara” görmeyecek kimse, bu rahatl›kla daha dahat sald›racaklar… Hem bu kadar uzak yerlere kim gelir? Üstelik pek ço¤unun ailesi hasretten daha çok geçim derdiyle u¤raflmak zorunlulu¤undayken… Böylece ailelerin, sevgililerin, efllerin, çocuklar›n, dostlar›n gelmesi azalt›lm›fl olacak, hem içerdekinin yaln›zl›¤› artacak daha fazla, hem d›flardakinin… Oysa aradan geçen alt› y›l, istenen teslimiyetin sa¤lanamad›¤›n› gösteriyor. Yaflananlar d›flardan so¤uk, nemrut ve sessiz gözüken F Tipi Hapishanelerin için için kaynad›¤›n› gösteriyor, do¤an her güneflle birlikte en büyük savafl bafll›yor: irade savafl›! ‹çeride herfley bir savafl arac› oluyor art›k. Devrimci yarat›c›l›k s›n›r tan›m›yor. Militanl›k, istekleri hayata geçirmekte ›srar, en zorlu koflullarda bildi¤inden flaflmamak ise burada herfley militanl›¤›n bir arac› art›k. Jiletli tellere ald›rmadan sal›na sal›na giden bir top, düflman›n kalesine at›lm›fl esasl› bir goldür art›k, sessizlikte oradaki cana ulaflt›rm›flt›r çünkü solu¤unu. Beton duvar›n çatla¤›nda özenle büyüt-

tü¤ün ottur kararl›l›¤›n, görünce ezeceklerini bilirsin, ezeler de ama sen sab›rla yenisinin ç›kmas› için elinden geleni yapars›n. Sa¤lanmaya çal›fl›lan bu kulaklar› sa¤›r edici suskunlukta yaflananlar›n dünyaya ulaflt›r›lmas› için tek çaredir sözcükler. Sözcüklerin engele tak›ld›¤› da çoktur, ucu yan›k çok mektup vard›r d›flardakine sesini duyuramayan. D›flardayken bir mektup yaz›p cevab›n› alamad›¤›nda bir daha yazmayabilirsin, ama içerde “mektubun elime geçti” haberi gelene dek bir muammad›r herfley senin için. Yazd›¤›n mektuplar› tekrar tekrar yazmak flafl›rt›c› gelmez bir süre sonra sana. ‹flte böyle bir ortamda, içeride yani F Tipi Hapishanelerde neler oldu¤unu, saklanan›, gizleneni, sessizlikle bo¤ulmak isteneni dile getiriyor mektuplar. Söz uçuyor yaz› kal›yor… Alt› y›ld›r, öncekinden çok daha a¤›r yükleri tafl›yor postac›lar F tiplerinden, d›flar› ç›kmay› baflarabilirlerse e¤er… “Sansür”ün gazab›na u¤ramazsa e¤er… Alt› y›ld›r binlerce mektup, yüzbinlerce kelime F Tipi’nin gerçekli¤ini hayk›r›yor bugüne ve sessizli¤e bo¤ulmak istenen bu zulmün yazd›r›yor tarihin sayfalar›na. O sayfalar bugün yaflam›n tan›¤› iken, yar›na kalan miras olacak ve unutkanl›k duvar›n›n engelini oluflturacaklar. ‹çeride artan zulme karfl› artan direnifllerin tarihini anlat›yor mektuplar. Mektuplar sözcüklerin tafl›yamayaca¤› kadar a¤›r ac›lar› tafl›yor bazen, bazen de sözcüklerin anlamayaca¤›/anlatamayaca¤› türden bir coflkuyu… ‹C‹ (‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi)’ye

gönderilen tuksak mektuplar› da iflte bu gerçekli¤i dile getiriyor. Bazen inan›lmayacak kadar traji-komik, bazen insan olmaktan utand›racak denli a¤›r… ‹zmir’de bulunan K›r›klar 1 No’lu F Tipi’nde tutsak bulunan Devrim Türkmen flunlar› söylüyor mektubunda: “Yaln›z buran›n daha yüksek olmas›ndan m›, yoksa her taraf›n beton oluflundan m› nedir? So¤uk daha hissedilir. Tabii buna 18’den sonra yanan, yand›¤›nda da önce kendini ›s›tabilen kaloriferleri de eklemek gerekir... Çok so¤uk oldu¤u günlerde zorunlu kalmad›kça battaniyenin alt›ndan ç›km›yorum. Elbette uyumuyorum! Battaniye alt›nda oluflum

tamamen ›s›nma maksatl›d›r.” Farkl› pekçok hapishaneden gelen ›s›nma sorunu ile ilgili anlat›lanlar, devletin varolan koflullar› daha da zorlaflt›rarak, tutsaklar›n direncini k›rmaya çal›flt›¤›n› ortaya koyuyor. Hapishanedeki yemek sorununa da de¤inen Türkmen, kendi yemeklerini kendilerinin yapmas› gibi bir imkanlar› olmad›¤›n›, idarenin de bu zorunluluktan faydalanarak diyet yemesi gerekenlere bunu vermedi¤ini belirtiyor. D›flar›da yo¤un bir flekilde yaflanan özellefltirmelerin bir aya¤›n› da hapishanelerin oluflturdu¤unu belirten Türkmen, tutsaklardan elektrik paras› istemenin bunun ilk ad›m› oldu¤unu da ekliyor. 5 Ocak’ta A¤r› Hapishanesi’ne sürgün sevkle gönderilen Fadime Özkan ise, halen tutuklu bulundu¤unu, davas›n›n Erzurum’da görülmeye devam etti¤ini belirterek uygulaman›n h›kuksuzlu¤una dikkat çekiyor. Yasal olarak yarg›laman›n yap›ld›¤› ilde kalmas›n›n gerekti¤ini vurgulayan Özkan, bulundu¤u ilde MR çektiremedi¤ini, ilaçlar›n› edinemedi¤ini, dolay›s›yla tedavisinin engellendi¤ini belirtiyor. Erzurum’dan sürgün sevkle gönderilirken kendisine ait olan televizyon yerine bozuk bir televizyon verilmek istendi¤ini, kabul etmedi¤ini ve flikayetçi olaca¤›n› belirtiyor. F tiplerinden mektup kadar ç›kan flikayet dilekçeleri… Kimi zaman cevaplanmaya bile gerek duyulmuyor, ço¤u zamansa çocuklar›n bile gülece¤i komik bahaneler at›l›yor ortaya… Devam edecek

Sessiz sedas›z F Tipi Hapishane Tecridin kald›r›lmas› için son süreçte devrimci ve demokratik kitle örgütleri taraf›ndan yeniden kampanyalar bafllat›l›p, kamuoyunda F tipleri ve tutsaklar›n yaflam koflullar› daha canl› bir gündem olarak tutulmaya çal›fl›l›rken Van’da yeni bir F tipi hapishane gizlice faaliyete geçirildi. Van-Ercifl yolu üzerinde 38 y›l önce 12.700 dekar arazi üzerinde kurulan Ziraat Meslek Lisesi 2000 y›l›ndan itibaren ö¤renci almam›fl, ö¤renim gören ö¤rencilerin mezun olmas›n›n ard›ndan da kapat›lm›flt›. Lisenin arazisine talip olan Van Ticaret Borsas› ile Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin talepleri de¤erlendirme aflamas›ndayken 2001 y›l›nda okul içinde gizlice F tipi infla edilmeye baflland›. Yap›m› tamamlanan F tipi 24 Ocak’ta sessiz sedas›z faaliyete bafllarken Mufl E Tipi’nde bulunan 14 tutsak ailelerine bile haber verilmeden Van F Tipi’ne nakledildi. Olay›n ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan Van’daki demokratik kitle örgütleri ve avukatlar, uygulaman›n tutsaklar›n yaflamdan ve d›flar›daki ba¤lar›ndan kopa-

r›lmas›n› amaçlad›¤›n› ispatlad›¤›n› dile getirdi. 19 Aral›k 2000’den bu yana yüzlerce insan›n zorla yerlefltirildi¤i F tiplerinin bugüne kadar bir o kadar insan›n ölümüne ve ciddi sa¤l›k sorunlar›na yol açt›¤› bilinmektedir. Hükümetle ve resmi ma-

kamlarla tecridin kald›r›lmas› ve tutsaklar›n ortak yaflam alanlar›n›n geniflletilmesi yönlü yap›lan görüflmelerde varolan tablonun de¤ifltirilmesi için yeni düzenlemeler yap›laca¤› gibi aç›klamalar›n ard›nda yeni hapishanelerin aç›lmas› yatt›¤› da ortaya ç›km›fl oldu böylece.

Tüm çal›flmalar› gizli yap›lan Van F Tipi Hapishanesi’nin aç›l›fl›na tepki gösteren Van Tutuklu Hükümlü Aileleri Yard›mlaflma Derne¤i, DTP Van ‹l Baflkanl›¤›, ‹HD Van fiubesi, Van Barosu Cezaevi Komisyonu konuyla ilgili olarak Adalet Bakanl›¤› ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü’ne baflvuruda bulundu. Ancak kendilerine herhangi bir yan›t verilmedi. Van’da bir hapishane varken ikincisinin yap›lmas›na tepki gösteren kurum temsilcileri insan sa¤l›¤›na etkisi, mimari yap›s› hakk›nda herhangi bir inceleme yap›lmam›fl olmas›n›n da kabul edilemez oldu¤unu söyleyerek hapishanenin kapat›lmas›n› istediler. Bu topraklar›n tar›ma daha elveriflli hale getirilerek kullan›lmas› ya da fabrikalar kurulmas›n› bekleyen Van halk› ise “insanlar›n hapishanelere de¤il ifle ihtiyaçlar› var” dediler. Habersizce adeta kaç›r›larak nakledilen tutsaklar›n aileleri de çocuklar›n›n istenildi¤i zaman gizlice götürülebilece¤i bir yerde onlar›n can güvenliklerinden emin olman›n mümkün olmad›¤›n› dile getirdiler. (H. Merkezi)


12

10-23 Şubat 2006

41

FHDD üyeleri 1. Genel Kurul’da bulufltu Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD) üyeleri 5 fiubat 2006 tarihinde Taksim’de bulunan dernek binas›nda bir araya gelerek Derne¤in 1. Genel Kurul’unu gerçeklefltirdi. Aç›l›fl konuflmas›n› yapan FHDD Baflkan› Füsun Band›r, derne¤in bu topraklardan ezilen Filistin halk›na bir kardefllik ve dayan›flma köprüsü yaratma amac›yla kuruldu¤unu ve kurulufltan bu yana geçen 6 ayl›k sürede bu amac› gücü oran›nda gerçeklefltirmeye çal›flt›¤›n› belirtti. Daha sonra divan›n oluflturulmas›na geçildi. Divan yönetimine Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç, Haber-Sen 9 No’lu fiube Baflkan› Ali Y›ld›z ve ‹HD yöneticisi Ayfle Y›lmaz seçildi. Divan Baflkan› Ali Y›ld›z, k›sa bir konuflma yapt›ktan sonra tüm üyeleri gerek Filistin’de gerekse dünyan›n di¤er co¤rafyalar›nda halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelesi u¤runda topra¤a düflenler için sayg› durufluna ça¤›rd›. Daha sonra Dernek Genel Sekreteri Emriye Demirk›r taraf›ndan derne¤in resmi olarak kuruluflunun gerçeklefltirildi¤i 18 A¤ustos’tan bugüne kadar olan faaliyet raporu aç›kland›. Demirk›r, derne¤in 21 May›s’ta Fi-

listin Halk›yla Dayan›flma ‹nisiyatifi olarak kendini kamuoyuna deklare etti¤ini, 18 A¤ustos’ta resmi olarak kurulmas›n›n ard›ndan, Filistin Halk›yla Dayan›flma gecesi, intifaday› selamlamak için yap›lan eylemler, ayr›mc›l›k duvar› ve tutuklanan Filistinlilerin serbest b›rak›lmas› için yap›lan imza kampanyas› ve yapt›klar› stand çal›flmalar›n› aktard›. Faaliyet raporunun onaylanmas›n›n ard›ndan Mali Rapor okundu. Daha sonra derne¤in iki y›ll›k çal›flma program› üyelerin onay›na sunuldu. Çal›flma program›nda dernek bünyesinde e¤itim, sa¤l›k, kültür gibi çeflitli komisyonlar›n oluflturulmas›, kardefl okul, kardefl hastane gibi dayan›flmay› somutlayacak ad›mlar›n at›lmas›, dernek bünyesinde çeflitli kültürel etkinliklerin yap›lmas›, uluslararas› alanda Filistin’le dayan›flma örgütleriyle iliflkilerin gelifltirilmesi, 29 Kas›m Filistinle Dayan›flma Günü’nü de içine alacak flekilde bir haftal›k Filistin halk›yla dayan›flma haftas›n›n düzenlenmesi, üye say›s›n›n art›r›lmas›, Filistin halk›na yönelik sa¤l›k malzemeleri, ihtiyaç maddeleri gibi kampanyalar›n örgütlenmesi gibi bir dizi öneri ortaya konuldu. Eski yönetimin bu öneri-

lerinin d›fl›nda Filistin sorununun daha iyi anlafl›lmas› amac›yla seminer vb. e¤itim çal›flmalar› yap›lmas› da önerildi ve kabul edildi. Çal›flma program›n›n onaylanarak kabul edilmesinin ard›ndan, tüzük de¤iflikli¤i ile ilgili maddeler tart›fl›ld›. Önergeler bölümünde ise, dernek üyeleri taraf›ndan getirilen önergeler tart›fl›ld›.

BPO iflçilerinin onurlu direnifli sürüyor! Bura Panay›r mevkiinde kurulu, Frans›z Gökçe Grubu ortakl›¤› olan, otomotiv yan sanayi firmas› (BPO B Plas Plastik) fabrikas›nda çal›flan 230 iflçiden 170’inin Petrol-‹fl Sendikas›’na üye olmas› ile birlikte, fabrika sahibi Memdih Gökçe 24 Ocak 2005 tarihinde 5 iflçiyi iflten ç›karm›flt›. ‹flten at›lan iflçiler o tarihten itibaren direnifle bafllad›lar. BPO patronlar› gaddarca sömürülerini sürdürmek, kârlar›na kâr katmak amac›yla, iflçilerin en ufak bir hak talebinde bulunmas›n› istemiyorlar. ‹flçilerin en do¤al haklar› olan sendika örgütlülü¤ünü engellemek için her türlü yöntemi kullan›yorlar. BPO patronu ilk engellemeyi, 3 y›l önce ifl kolu tespitine itiraz ederek yapmak istemifltir. Ancak 3 y›l sonra mahkemenin Petrol-‹fl Sendikas› lehine karar vermesi ile yeniden iflçilerin sendikaya üye oldu¤unu duyan patron, 5 iflçiyi iflten ç›karm›flt›r. Bunun üzerine di¤er iflçiler at›lan arkadafllar›n›n ifle geri al›nmas› için ifl yerini terk etmeme eylemi ile direnifle geçtiler. Bunun üzerine patron, jandarma ça¤›rarak iflçileri zor kullanarak d›flar› ç›kartm›flt›r. O günden beri 170 iflçi, gece gündüz so¤uk havaya, jandarman›n tehdidine ve gözalt›lara ra¤men onurluca direnifllerini sürdürüyor.

niflteki iflçileri ziyaret ederek, bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamay› yapan Öztaflk›n, “biz sendika hakk›na sayg› istiyoruz. ‹flverenin kanun d›fl› uygulamalar›na son vermek istiyoruz. ‹flveren ne yaparsa yaps›n biz bu iflin sonuna kadar, baflar›ncaya kadar mücadele edece¤iz” dedi. ‹flçiler “Sendika hakk›m›z söke söke al›r›z” “‹fl yoksa bar›fl da yok” vb. sloganlar› att›lar. Eyleme D‹SK, Türk-‹fl, KESK sendika yöneticileri, TÜMT‹S üyeleri ile siyasi partiler de destek verdiler. BPO patronu ise 30 Ocak günü üretimi devam ettirebilmek için ÇES isimli tafleron firmadan iflçi getirtti. Direniflteki iflçiler tafleron iflçileri tafl›yan otobüs önünde bir oturma eylemi yapt›.

Direnifle destek artarak sürüyor! ‹flçiler gözalt›na al›nd› BPO iflçilerinin direnifline ilk destek ayn› iflyerine ait B Plas Fabrika iflçilerinden geldi. ‹flçiler yemek yememe eylemi yaparak direnifle destek oluyorlar. Ayr›ca Petrol‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Mustafa Öztaflk›n ve Genel Merkez yöneticileri dire-

Tafleronu engellemek isteyen BPO iflçileri 31 Ocak günü jandarma taraf›ndan patronun flikâyeti üzerine gözalt›na al›nd›. ‹fadeleri al›nan iflçiler ayn› gün serbest b›rak›ld›. Direniflteki iflçilerden konu ile ilgili görüfllerini ald›k;

“Hepimiz bir yumruk olduk” Gürsel Öztürk: Petrol-‹fl sendikas›na üye olduktan sonra baz› arkadafllar›m›z› iflten ç›kard›lar. Bunu duyan biz di¤er iflçiler, fabrika müdürü ile görüflmek istedik. Bu görüflme iste¤imize hep olumsuz yan›t ald›k. Biz çal›flmak istedi¤imiz halde fabrika müdürü jandarma ça¤›rarak, cop kullanarak zorla d›flar› ç›kard› bizi. Biz hepimiz sendika üyesiyiz. Haklar›m›z› ve sendikal› olarak ifle dönmeyi istiyoruz. Çünkü flu an çal›flma koflullar›m›z insani de¤il, bir tuvalete gitmek bile sorun oluyor. Zor flartlarda çal›flt›r›l›yorduk. Bundan dolay› sendikal› olmak ve insani koflullarda çal›flmak istiyoruz. Sabahattin Kan: Türk Metal-‹fl Sendikas› ile Petrol-‹fl Sendikas› 3 y›l mahkemede kald›. 3 y›l sonra mahkeme Petrol-‹fl sendikas› lehine karar verdikten sonra biz de sendikaya üye olduk. Bunu duyan patron öncü durumundaki 5 arkadafl›m›z› iflten ç›kard›. Bunu bugün arkadafllar›m›za yapan patron yar›n da bize yapar. Biz buna inan›yorduk ancak biz buna izin vermedik. Biz buradan ç›kart›lan arkadafllar›m›z ifle al›nana kadar sendikal› olarak direnece¤iz. Biz flimdi hepimiz bir yumruk olduk. Zor koflullarda bizi çal›flt›r›yorlar. 7-8 senelik çal›flan›m›z bile asgari ücretle çal›fl›yor. Ço¤umuz kiralarday›z. Ald›¤›m›z ücret kiray› bile karfl›lam›yor. Bizim s›rt›m›zdan Adapazar›’nda, Gölcük’te fabrikalar kurdular, kendi kârlar›n› düflünüyorlar, biz iflçileri patronlar düflünmez. Bu nedenden dolay› biz de bu gidiflata dur demek için sendikal› olarak ifle dönmek istiyoruz. (Bursa)

Genel Kurul’da son olarak Dernek Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu oluflturuldu. Yönetim Kurulu’na, Füsun Band›r, Emriye Demirk›r, Elif Aksu, Musa K›l›ç, fienol Gürkan, Selma fiahin ve A. Selam Sultan seçildi. Divan üyelerinin yapt›¤› kapan›fl konuflmas›n›n ard›ndan Genel Kurul sona erdirildi. (‹stanbul)

“Vatan hainlerinden” eylem

Konser dönüflü Pavarotti dinleyen sanatç›lara “Bu kadar gâvur müzi¤i yeter” diyerek vatan hainli¤i ile suçlayan Çoksesli Müzikler Müdürü Ergin Ereno¤lu, Haber-Sen taraf›ndan yap›lan bir eylemle protesto edildi. Haber-Sen üyeleri 30 Ocak Pazartesi günü Ankara Radyosu önünde bir araya gelerek “Vatan haini de¤il, sanatç›y›z”, “Köle de¤il, sanatç›y›z” dövizleriyle Müdür Ergin Ereno¤lu’na tepki gösterdiler. Alk›fl ve sloganlarla AKP hükümetini protesto eden HaberSen üyeleri çevreye bir süre Pavarotti dinleterek; TRT’de s›k›yönetim ilan eden, çal›flanlar› tehdit eden, AKP zihniyetine uymayan yay›nlar› sansürleyen yönetimi protesto etti. Eylemde bas›n aç›klamas›n› okuyan Haber-Sen Genel Baflkan› Esin Yelekçi, AKP hükümetinin TRT içinde kadrolaflarak terör estirdi¤ini söyledi. (Ankara)


13

41

10-23 Şubat 2006

Cevizli TEKEL iflçileri birlik ça¤r›s› yap›yor;

“Sald›r›lara karfl› topyekün bir karfl› koyufl sergilemeliyiz!” Baflta Adana ve Malatya TEKEL iflçileri olmak üzere ülkedeki TEKEL iflyerlerinde son bir ay içerisinde bir hareketlilik ve eylemlilik görülmektedir. Bu eylemliliklerin bafll›ca nedeni Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›’n›n kapat›lma karar›d›r. Adana ve Malatya Sigara Fabrikalar›’n›n kapat›lma karar› ile birlikte önce Adana sonra da Malatya TEKEL iflçileri fabrikalar›n› terk etmeme eylemi bafllatt›lar. TEKEL’in di¤er iflyerlerinde bu eylemlere bu süreç içerisinde pek destek ve dayan›flma sa¤lanamad›. Hatta d›flar›daki baflka sendikalar, DKÖ’ler bu iflyerlerindeki eylemleri güçleri oran›nda sahiplenirken TEKEL iflyerlerinde yine ses seda yoktu. Peki, neden iflçiler Adana ve Malatya iflçilerinin bu eylemlerine sessiz kal›yorlard›? Sorunu yaln›zca Adana ve Malatya iflçisinin sorunu gibi görüp kendilerine birfley olmayaca¤›n› m› san›yordu? Belki az say›da iflçi böyle düflünüyor olabilir, ama bizler flunu çok iyi biliyoruz ki, iflçilerin geneli asla böyle düflünmüyor. Bu iflyerleri kapat›l›rsa s›ran›n di¤er iflyerlerine gelebilece¤ini, kendilerinin de iflinden, afl›ndan olabilece¤ini görüyorlard›. Sessiz kalmalar›n›n en büyük nedeni sendikac›lar›n vurdumduymaz tav›rlar› ve “korkmay›n bizim iflyerimize bir fley olmaz” anlay›fl›d›r. Peki, sendikan›n bu anlay›fl›n› kavrayan ileri iflçiler neden yeterince ses ç›karm›yordu? Onlarda oldukça da¤›n›kt›lar ve örgütlü olmad›klar› için bu duruma sessiz kald›lar. Geçmiflte bu iflçiler örgütlü bir flekilde sendikaya bask› unsuru oluyordu. Bir fley yapmak istemeyen sendikac›lar› bask› alt›na alarak önlerine katabiliyorlard›. Bu tutumlar›, tav›rlar› nedeni ile kitleler taraf›ndan benimseniyor, sempati ile bak›l›yorlard›. Adeta bir çekim merkezi oluflturmufllard›. Sendikac›lar rahat hareket edemiyorlard›. Onlar›n söylemlerini, davran›fllar›n› istemeden de olsa kabul ediyorlard› ta ki devrimci, ileri, demokrat ve yurtsever iflçilerin bu örgütlü yap›s› devam etti¤i müddetçe. Bu yap› bu birlik flimdi biraz sars›lm›fl, da¤›n›k durumda. Böyle olunca da zaten hiçbir fley yapmak istemeyen sendikac›lar›n rahat hareket etmelerine neden oldu. Ocak ay› içinde Tek G›da-‹fl Genel Merkezi’nde geniflletilmifl Baflkanlar Kurulu toplant›s›nda Adana, Malatya iflçileri destek ve TEKEL üzerindeki özellefltirme, iflyeri kapatma sald›r›lar›na karfl› bir tak›m eylem kararlar› al›nd›. Bunun ilki de 26 Ocak Perflembe günü tüm Türkiye’deki TEKEL iflyerlerindeki iflçilerin iflyerini terk etmeme eylemiydi. Peki, eylem karar›n› ka¤›t üzerinde almak yetiyor mu? Elbette ki yetmiyor. O karar›n en iyi flekilde hayata geçirilmesi için iflçilere nedenleri ile birlikte anlat›lmas› gerekiyor. Bunun için de iflçilerden oluflan komitelerin oluflmas› gerekiyor. Bu komiteler günler öncesinde iflçilerle toplant›lar yaparak, iflyerlerindeki sohbetlerde bu eylemlerin neden yap›ld›¤›n›, ne kadar önemsenmesi gerekti¤ini anlatmal›yd›. Peki, bu yafland› m›? Hay›r. Yap›lan flu oldu. Kap›lara eylemin olaca¤›n› bildiren birer yaz› as›ld›, bir de ey-

lemden bir gün önce iflyeri dolafl›l›p “yar›n eylem var” denildi. Bu flekilde haz›rlan›lan bir eylemin ne derece baflar› flans› olabilir, ne derece iflçileri coflkulu hale getirebilir? Cevizli sitesindeki eylemde ne yeterince coflku hâkimdi; ne de kat›l›m. Çünkü eylem haz›rl›¤› denilen safha hiç yap›lmam›flt›. Adeta flöyle bir hava vard›; “Biz de bir eylem yapm›fl olal›m”. Bu sendikal anlay›fla karfl› oldu¤unu söyleyen baz› arkadafllar ise eylemlerin daha coflkulu, daha fazla kat›l›m›n olmas› için yeterince katk› sunmam›fllard›. Bizler eylemlerin fleklini, biçimini, yerini zaman›n› elefltirebiliriz, bunlar bizim istedi¤imiz gibi olmaya-

bilir. Bu noktada bize düflen görev, geri de olsa, benimsemesek de bu eylemlere kat›l›p içini doldurmak, s›n›f için kazan›m getirecek flekilde örgütlemek, eylemi ileri noktalara tafl›makt›r. Yani eylemi s›n›f anlay›fl› olmayan bir alandan ç›kar›p, s›n›f anlay›fl› olan bir alana ve ileri noktalara tafl›mak olmal›d›r. Sendikac›lar yanl›fl da yapsa, eksik de yapsa bizler onlar› ve anlay›fllar›n› elefltiririz, ama eylemin d›fl›nda durma gibi bir lüksümüz olamaz. Perflembe günkü eylemde coflku ve kat›l›m da istenilen seviyede de¤ildi. Bölge ve Genel Merkez yöneticilerinden oluflan bir grup iflyerine geldi. Sigarada makineler çal›-

fl›rken iflçilerle görüflüp ard›ndan da di¤er bölümlere u¤ruyor ve çekip gidiyorlar. Hâlbuki bizce o gece orada o yöneticiler de sabaha kadar kalmal›, önümüzdeki günlerde yap›lacak eylemler hakk›nda iflçilere bilgi vermeliydiler. Çünkü TEKEL’in gelece¤i konusunda çok fleyler konufluluyor. Yaln›zca iki sigara fabrikas›n›n kalaca¤›, yaprak tütünlerin büyük bölümünün kapat›laca¤›, 9 bin olan iflçi say›s›n›n binlere düflürülüp Tar›m Bakanl›¤›’na ba¤lanaca¤› yüksek sesle söyleniyor. Bütün bu konularda iflçiler bilgilendirilmelidir. Yoksa sendikac›lar›n “Biz eylem karar› al›yoruz iflçiler yeterince kat›lm›yor” diyerek dertlenmeleri hiç hakl› de¤ildir. Hay›r, beyler önce iflçilere ne verdi¤inize bak›n sonra hay›flan›n. Bizler fluna inan›yoruz. ‹flçi s›n›f›na olan bu sald›r›lara karfl› topyekün bir karfl› koyufl olmal›. Sald›r›lara ancak beraberce karfl› koyarsak püskürtebiliriz. ‹flte buna son örnek Avrupa’da Liman iflçilerinin liman hizmetlerinin özellefltirilmesine karfl› verdikleri topyekün mücadelenin sonucunda sald›r›lar› püskürttüler, kazanan Liman iflçileri oldu. Sald›r›lara birlikte karfl› koymazsak bu atefl bugün sesini ç›kartmayan, sessiz kalanlar› da yakacakt›r. Burada kendine “ben iflçi s›n›f›ndan yanay›m” diyenlere büyük görevler düflüyor. Bu mücadelenin kazan›lmas› devrimci bir önderlik, devrimci bir tutumla mümkündür. (Cevizli TEKEL’den bir iflçi)

“Kan dökülmüflse, kan dökülecek” Ocak ay›n›n son haftas›n›n Parti ve Devrim fiehitleri Haftas› olmas› vesilesiyle Gazi Mahallesi ‹flçi-köylü okurlar› olarak aile ziyaretleri yap›ld›. Ayn› zamanda bildiri çal›flmas› da yap›ld›. Ve bu s›rada ziyaret etti¤imiz ailelerden konu ile ilgili görüfllerini ald›k. Bir aile: Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas›’nda y›llar sonra evimize ilk defa sizler geldiniz. Herfleyden önce böyle bir çal›flma yapman›z bizleri daha mutlu k›ld›. Devrimcilerin halk›n aras›nda devrimi, parti ve devrim flehitlerini anlatmas› ve bizi örgütleme çabas› sayg›ya de¤er. Her zaman devrim için flehitler veriyoruz. Hepsinin de feda ve adanm›fll›k ruhlar›n›n, bilinçlerinin önünde sayg›yla e¤iliyoruz. Onlar ne ilklerimiz oldu ne de sonlar›m›z olacak. Düflenlerin silahlar›n› bayraklar›n› yenileri devralacakt›r. fiehitler veriliyorsa bunlar›n hesab› da sorulmal›d›r. Sadece yürüyüfllerle, sloganlarla de¤il ama. Kan kanla y›kan›r bunun baflka yolu yoktur. fiehit düflen önder kadro ve savaflç›lar gibi halktan hem ö¤renip hem de ö¤retmek gerekiyor. Bir ev han›m›: Bizim devrimcilerden baflka bir iste¤imiz de dikkatli olmalar›, yaflanan pratiklerin tecrübelerinden ciddi dersler ç›kar›p faaliyetlerine uygulamalar›d›r.

En iyi devrimci, kitlelerin içinde Parti içinde mücadele yürüten akl›yla, zekas›yla düflmana esir düflmeden, vurulmadan faaliyetini, tarihi sorumlulu¤unu yerine getirendir. Elbette flehitler verilir, zindanlarda tutsak düflülür, iflkence tezgahlar›ndan geçilir. ‹lkeli, disiplinli, tek vücut gibi dikkatli çal›fl›l›rsa bu ac›lar› daha az duyumsar›z. Kavgan›n kanunudur ölmek, öldürmek, esir al›p, esir düflmek, iflkence görmek. Bu karfl›l›kl› savafl olacakt›r. Devrimcilerin yarat›c›l›¤› bu savafl› hep kendi s›n›f›n›n ç›karlar›na dönüfltürmesi olmas› gerekendir. Asl›nda ben çok bilmem çünkü okumam yazmam yok, ne ö¤renmiflsem yaflamdan, devrimcilerden ve düflman›mdan ö¤renmiflim. Ölümsüzleflen devrimciler aras›nda tan›d›¤›m birkaç kifli var. Bunlar›n bafl›nda Özgür Kemal Karabulut var. Özgür’ü hapishanelerde tan›d›m. Samimi, c›v›lc›v›l biriydi, konuflkand›. Partiyi, devrimi anlat›rken sanki insan›n üzerine flelaleler boflal›yordu. Özgür kararl›, sözle prati¤in dengeli uyumunu yaflayan ve yaflatan bir devrimciydi. Her kararl› devrimci benim için bir Özgür’dür. Ümit Dinler’i de tan›yordum. Devrim inanc›yla dolu, coflkun bir yüre¤i vard›. Sevgi, bilgi seli olup ak›yordu insan›n içine. Kendisini her fleyiyle devrime adam›fl bir

kavga adam›yd›. Sözünü, özünü bir yafl›yordu. Fedakar çal›flkan özveriliydi. Proletarya Partisi’nden tek iste¤im flehitlerin hesab› sorulsun. Biz biliyoruz dökülen gözyafllar›n›n bedeli tuzlu suyla ödenmez. Kan dökülmüflse kan dökülecek, can verilmiflse can al›nacak. Bir esnaf: Bu hafta içerisinde yo¤unlaflt›r›lm›fl faaliyetin ve etkinliklerin olmas› oldukça umut verici. Ancak yo¤unlaflt›r›lm›fl bir faaliyet ve etkinliklerin sadece y›l›n bu ay›na yay›lmas› yeterli olmaz, y›l›n 12 ay›n›n her gününün böylesi yo¤un örgütleyici ö¤retici faaliyetlerle, aktivitelerle dolu dolu olmas› gerekir. fiehitleri anarken onlar›n mücadele pratiklerini ele al›rken de dogmatik bir biçimde de¤il, onlar›n yarat›c› zeka ve pratikleriyle örtüflür bir flekilde ileriye tafl›mak gerekiyor. Halk› örgütleyip toplumsal muhalefeti yükseltmek gerekiyor. Son olarak Parti ve devrim flehitleri için söyleyece¤im tek fley; onlar›n kararl› yolunda feda ve adanm›fll›k ruhuyla devrime olan Partiye olan inanç ve ba¤l›l›¤›m›z› bilimsel tarzda pratik yaflama ifllemeliyiz. Parti ve devrim flehitlerinin bizlere b›rakt›¤› o zengin miras ancak bu flekilde zenginleflip büyüyebilir. (Gazi Mahallesi ‹K okurlar›)


7-23 Şubat 2006

14

41

Ateflkes neden sona erdi? Nepal Komünist Partisi (Maoist) taraf›ndan 3 Eylül 2005’te ilan edilen tek tarafl› ateflkes, 2 Ocak 2006’da sona erdi. Bafllang›çta üç ay olarak ilan edilen ve bir ay daha uzat›lan ateflkesin sonu, ateflkesin ilan›n›n ard›ndaki amaç neydi ve neden sona erdi; 12 maddelik anlaflman›n gelece¤i ateflkesin ard›ndan ne olacak; gelecekte ülkenin politik durumu hangi yöne do¤ru ilerleyecek vb. fleklindeki birçok soruya da yol açt›. Kral Gyanendra, gerici hareketini ilk olarak 4 Ekim 2003’te dolayl› olarak ve ard›ndan 1 fiubat 2005’te do¤rudan diktatörlük yönetimini uygulama karar›n› esas olarak Maoist “terörizm” hayaletini ç›karmak için gerçeklefltirdi¤ini iddia ederek meflrulaflt›rmaya çal›flt› (hala da çal›fl›yor). Kral ve arkas›ndaki ifl adamlar›n›n, dünyan›n çeflitli yerlerinde birçok diktatörün 11 Eylül sonras› ABD taraf›ndan önderlik edilen terörizme karfl› sözde kampanya örtüsü alt›nda suçlar›n› gizledi¤ini görerek heyecanlan›p “terörizmi” kullanarak kendilerine ç›kar sa¤lamaya çal›flmas› garip de¤ildir. Saray katliam›n›n ve 1 fiubat olay›n›n sorumlular›n›n terörizme karfl› Mesih (kurtar›c›) olarak ortaya ç›kmaya çal›flmalar›, zavall›l›k ve tarih üzerine yap›lan büyük bir flakad›r. Halbuki, bir yanda So¤uk Savafl›n i¤renç etkisinden tam olarak kurtulamam›fl olan, di¤er yandan televizyon ve internet kültüründen etkilenen mevcut kent nüfusunun büyük bir y›¤›n› bir özgürlük savaflç›s›n› bir teröristten ay›rt etmekte zorlanmaktad›r. Bu nedenle, otokratik monarflinin terörist yüzünü teflhir etmek ve Maoist devrimcilerin baz› pratik eksik ve yetersizliklerini içeren ilerici demokratik politik karakterini aç›kl›¤a kavuflturmak için politik ve diplomatik giriflimler gerçeklefltirmek zorunluluk haline gelmiflti. Bu, 3 Eylül’de ateflkesin ilan edilmesinin son dört ayl›k süreçte görkemli bir flekilde kan›tlanan ilk ve en önemli amac›yd› ve art›k tarih olmufltur. Ateflkes ilan›n›n daha sonraki önemli amac› dürüst bir flekilde ilerici politik bir ç›k›fl aray›fl› ve halk›n demokrasi ve bar›fl iste¤ini karfl›lamakt›. On y›l önce bafllayan Halk Savafl›’n›n daha çok bafllar›nda, savafl›n bir son olmad›¤›na ve sadece bir araç oldu¤una olan inanc›m›z› aç›klam›flt›k. Ayn› zamanda sürekli bir flekilde nihai hedefimizin ulusalc›l›k, demokrasi ve halk›n yaflam sorunlar›n› çözümle

devletin ilerici yeniden inflas› oldu¤unu aç›klad›k. 1996’da öne sürdü¤ümüz çokça tart›fl›lan 40 maddelik taleplerimiz ve 2002 ve 2003’teki son görüflmeler s›ras›nda sundu¤umuz öneriler bu inanc›m›z›n kan›t›d›r. Bu talepler son olarak üç maddede birlefltirilmifllerdir: genifl ulusal politik bir zirve, geçici hükümet ve kurucu meclisin seçimi. Dünya tarihine benzer bu temel politik talepler, bafllang›çta politik partilerin öngörü eksiklikleri ve yetersizliklerinden ve otokratik monarfli ve onun üzerinden beslenen ordunun inad›ndan kaynakl› kazan›lamad›. Bundan dolay› ülke ve halk büyük s›k›nt›lara gö¤üs germeye ve yaflam›n› feda etmeye zorlanmaktad›r. Devrimci güçler içinde özellikle mücadelenin daha sonraki aflamalar›nda devrimci olmayan e¤ilim ve davran›fllar›n geliflmesi politik güçlere karfl› halk aras›nda kin, umursamazl›k ve

güvensizlik yaratm›fl görünmektedir. Bu, bizim politik hedefimizi ve ideolojimizi oldukça gölgelemiflti. Bu durumda, aç›klanan politik hedef ve ideoloji üzerine uzlaflmaks›z›n halk›n bar›fl ve demokrasi iste¤ine yan›t olabilmek için onlarla iliflkiyi güçlendirerek ilerici politik çözüm için somut giriflimlerde bulunmak gerekliydi. 3 Eylül’deki ateflkes ilan› bunun somut bir ifadesiydi ve demokrasi, bar›fl ve 12 maddelik tarihi anlaflma biçiminde ileri bir hareket için politik çözüme daha yak›nlaflarak politik ve diplomatik çabalar› h›zland›rmaya yard›mc› oldu. Elbette, 12 maddelik anlaflman›n ve ilerici politik çözümün uygulanmas›, otokratik unsurlar›n kal›n kafal›l›klar› ve inatç›l›klar›ndan kaynakl› gerçekleflmedi. Bununla birlikte, 4 ayl›k ateflkes sürecinde mümkün hale gelen politik ve diplomatik giriflimler ve halk›n

Nepal’le dayan›flma eylemi

Nepal’de 1 fiubat darbesiyle Kral Gyanendra’n›n tüm yönetimi ele almas› ve tüm temel demokratik haklar› ortadan kald›r›lmas› Hong Kong’da çeflitli örgütler taraf›ndan bir yürüyüflle protesto edildi. 200’ün üzerinde kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl Kowloon Park›ndan Nepal Konsoloslu¤una kadar sürdü. Gösteride konuflmalar yap›ld›, Asya Ö¤renciler Birli¤i taraf›ndan haz›rlanan ortak bir bildiri imzalanarak Konsoloslu¤a verildi. Hong Kong’daki çeflitli Nepalli örgütlerin liderleri ajitatif konuflmalarla program› bafllatt›lar. Halklar›n Uluslararas› Mücadele LigiILPS’nin de aktif olarak kat›ld›¤› program boyunca Nepal’de demokrasinin yeniden infla edilmesini, Nepal halk›n›n haklar›n›n tan›nmas›n› ve Gyanendra’n›n ülkeden ayr›lmas›n› isteyen sloganlar at›ld›.

ulusal çapta çabalar› otokratik yönetimin sona ermesi gündemini ve ilerici politik çözümün uygulanmas›n›n yak›nlaflmas›n› getirdi. Burada flu soru ortaya ç›kabilir: Aç›klanan politik çözümü daha yak›nlaflt›ran nedir, ateflkesin devam etmesi mi, son verilmesi mi? Bunun üzerinde birçok tart›flma yap›labilir. Baz› uluslararas› güçler tek tarafl› da olsa ateflkes uzat›larak, aç›klanan ilerici çözümün daha yak›nlaflt›r›labilece¤ini tart›flt›lar. Fakat Partimizin düflüncesine göre tek tarafl› ateflkesin daha da uzat›lmas› yararl› olamaz, fakat demokrasi, bar›fl ve ilerici hareket için sadece sinsilik olabilir. Bu durum, e¤er ateflkese hükümet taraf›ndan karfl›l›k verilseydi ve Kral 12 maddelik anlaflmay› kabul etseydi farkl› olabilirdi. Buna karfl›n ateflkes sadece tek tarafl› hale gelince, Kral ve monarfli yanl›lar› 12 maddelik anlaflmay› desteklemektense ona karfl› durdular; kraliyet ordusu Rolpa ve ülkenin her yerinde sald›rgan hareketleriyle ortaya ç›kt›; ve sözde belediye seçimleriyle orduya meflruluk sa¤lama çabalar›n› sürdürdüler. fiimdi aç›kt›r ki ateflkesin uzat›lmas› ülkeye ve halka yarar sa¤lamaz. Aksine eskilerin söyledi¤i “maymuna merdiven” gibi, böylesi bir hareket tam da nihayetinde kraliyet otokratik yönetimine yard›mc› olur. Böylesi bir durumda Parti, ilgili tüm partileri bilgilendirdikten sonra tek tarafl› ateflkesi sona erdirmeye karar verdi. Bu çerçevede, tüm demokratik güçler baz› ciddi meselelere dikkat etmelidirler. Birincisi, 1950’den ve Halk Savafl›’n›n bafllang›c›ndan sonra çeflitli zamanlarda gerçeklefltirilen bir dizi görüflme ve ateflkeslerden sonraki olaylar Kraliyet Ordusu’nun varl›¤›n›n, Kral›n komutas› alt›nda oldu¤u sürece demokrasiyi savunmayaca¤›n› ve kurucu meclis seçimi talebini de kabul etmeyece¤ini aç›kça göstermifltir. Bu, parlamento partilerinin kraldan gördü¤ü al›fl›lm›fl ihanetlerin ve eski rejimle olan eski görüflmelerin baflar›s›zl›¤a u¤ramas›n›n arkas›nda yatan temel nedendir. Tan›mlanan bu tarihi gerçe¤i küçümseyerek, ordunun seçkinci yap›s›n›n varl›¤›n› de¤ifltirmeksizin ve onun üzerinde kral›n kontrolü devam etse dahi “tam demokrasi”nin kurulabilece¤i yan›lsamas›n› savunmaya devam eden birinden daha kal›n kafal› ve daha sahtekar biri olamaz.


41 Kral›n, son ateflkes döneminde kendisine karfl› tüm uluslararas› toplumun ve kamuoyunun bas›nc›n› küçümseyerek ilerici çözüm aray›fl›na karfl› inatç›l›¤›n›n ve isteksizli¤inin arkas›nda ordu üzerindeki mutlak kontrolü d›fl›nda bir nedeni yoktur. Bunun direkt anlam› ve sonucu olarak kraliyet ordusu tüm demokratik hareketlerin esas hedefi olmal›d›r. Orduyu ba¤›fllayarak monarfliye sald›rman›n bir anlam› kesinlikle yoktur. Nagarkot’daki son katliam kraliyet ordusu varoldu¤u sürece bar›fl›n tesis edilemeyece¤i, halk›n yaflam›n›n ve mal›n›n güvenceye al›namayaca¤› gerçe¤ini tan›mlam›flt›r. Ordu yard›mlaflma fonunda 7263 milyon Nepal Rupisinin hesab›n›n olmad›¤›n› aç›klayan, Komutanl›k Ofisinin son yay›nlanan raporu, kraliyet ordusunun daha üst kademelerinin mali düzensizlik ve çürüme içinde nas›l bo¤uldu¤unu kan›tlayan küçük bir gösterge sa¤lamaktad›r. Belki de, kaç milyon ya da trilyon rupinin silah ve teçhizat sat›n al›rken ve BM bar›fl gücüne asker gönderirken yasad›fl› bir flekilde kendilerine mal edildi¤ini kimse bilmez. Dahas›, kraliyet ordusu, fiah, Rana ve Gorkhali sarayl›lar› onun daha yüksek kademelerine hakim olmaya devam etti¤i sürece demokratik özellikleri asla uygulayamaz. Böylesi durumlarda, tüm gerçek demokratlar, kraliyet ordusu ortadan kald›r›lmadan ve yeni bir ulusal ordu kurulmadan ülkede tam demokrasi ya da demokratik cumhuriyetçilik kurulamayaca¤›n› ciddi olarak kavramal›d›r. ‹lerici politik çözüm, bu gerçe¤i anlamad›¤›m›z ve ordunun omurgas›n› k›rmad›¤›m›z sürece mümkün de¤ildir ve partimiz bu hedefe ulaflmak için ateflkese son vermekten baflka bir alternatif olmad›¤› sonucuna varm›flt›r. Kavran›lacak ikinci önemli mesele, 12 maddelik anlaflma temelindeki ilerici politik çözüm bugünkü kral›n ‘onun kötü ünlü o¤lu, Nagarkot katliam›nda yer alan ordu ve flu anda bakanl›klar› ve yönetimleri iflgal eden eski Mandalelerin (saray yanl›s› serseriler) hakim oldu¤u rejimde bar›flç›l halk hareketinin bask›s›yla gerçeklefltirilemez. Bar›flç›l halk hareketi zirveye ulaflt›¤›nda kraliyet ordusunun yo¤un bask› ve kan dökme önlemlerini takip edece¤ine dair mevcut kayg› Birleflmifl Milletler, Avrupa Birli¤i’nin sorumlu yetkilileri ve ABD Senatörü Patrick Leahy taraf›ndan ifade edilmiflti ve bizler onlar›n kayg›lar›n› önemsiz olarak tarif edemeyiz. Bu durumda, Kraliyet Ordusu’nun bask› ve kitle katliamlar›na karfl› önemli direnifl için gerekli haz›rl›klar› yapmazlarsa e¤er, politik önderlik için bu affedilmez bir hata olacakt›r. Bu nedenle, herkes halk›n bar›flç›l hareketini ve silahl› direnifli uygun bir flekilde koordine edebilecek yeni bir eylem plan›n›n tarihi gereklili¤i üzerine ciddiyetle düflünmelidir. Bu ba¤lamda, partimiz, demokratik cumhuriyete ulaflmak için kararl› hareket içinde yer almaya haz›r hale gelen halk›n

15

10-23 Şubat 2006

ateflkesi uzatarak, neredeyse kesin olan silahl› bask›ya karfl› intikam alma haklar›ndan mahrum b›rak›lamayaca¤› sonucuna ulaflm›flt›r. Üçüncüsü; tüm demokratik güçlerin, canl› ulusal problemleri yok sayarak sözde belediye meclisine anlamas›z seçimleri gerçeklefltirmek isteyen Kral›n taktiklerini baflar›s›z k›lmak için birleflmesi gerekmektedir. Seçim oyunu kraliyet ordusunun k›fllalar›nda sahnelecektir ve s›radan bir boykot, onu baflar›s›z k›lmak için yeterli olmayacakt›r. Bu nedenle, fliddeti ortadan kald›rmak için fliddet kulland›¤›m›zdan, halk›n silahl› intikam› ordunun k›fllalar›nda yap›lacak olan seçim aldatmacas›n› y›kmak için gereklidir ve ateflkese son verme karar›m›z, ateflkesin uzat›lmas›n›n bu tür durumlarda intihar olaca¤› analizimiz üzerine kuruludur. Dahas›, Rolpa dahil tüm ülkede halk üzerinde kraliyet ordusunun gerçeklefltirdi¤i terörizme karfl› direnmek için halk kurtulufl ordusunun asgari sorumlulu¤u haline gelmektedir. Tüm bu koflullarda, herhangi bir politik çözüm olmaks›z›n ateflkesin uzat›lmas›, devrimci bir partinin hesab›n› veremeyece¤i bir hata olarak sadece otokrasiye yard›mc› olmakla sonuçlanacakt›r. Tek tarafl› ateflkesin uza-

t›lmas›n› ve Kral hakk›nda iyimser olmam›z› bizden rica eden yabanc› dostlar›m›z, modern bir Nero olarak Kral; önemli politik bir karar›n kaç›n›lmaz hale geldi¤i bir zamanda Afrika ülkelerini ve Do¤u Bölgesini ziyaret etmekle meflgul durumdad›r. Ateflkesin ihlalinin ard›ndan 12 maddelik anlaflman›n yerine getirilmesindeki zorluklarla ilgili olarak kayg› duyulmakta, ancak bunda bir çeliflki olmad›¤›n› görece¤iz. Çünkü anlaflman›n “anlaflma otokratik monarfliye karfl› ve onu sona erdirmek ve ülke çap›nda süren demokratik hareketi yo¤unlaflt›rarak tam demokrasiyi tesis etmek için ba¤›ms›z bir flekilde yo¤un sald›r› gerçeklefltirmek için yap›lm›flt›r” fleklindeki birinci maddesi anlaflman›n özüdür. Bir kal›n kafal› için dahi “ba¤›ms›z bir flekilde” teriminin halk savafl› içindeki güç taraf›ndan gerçeklefltirilen silahl› sald›r› ve halk hareketi içindeki güçlerin silahs›z sald›r›lar›n kastedildi¤ini anlamak zor de¤ildir. Dahas› 12 maddelik anlaflma hiçbir yerinde zorunlu ateflkes sa¤lamay› içermemektedir ve içermez

de. Aksine, ordudan ald›¤› destekten kaynakl› otokratik hale gelen monarfliyi sona erdirmek için askeri gücünün y›k›lmas›na ihtiyaç duydu¤umuzu anlamak kolayd›r. Bu nedenle, kimse ateflkesin sona ermesiyle 12 maddelik anlaflman›n sona erece¤i yan›lg›s›na düflmemelidir; ve gerçek demokratik güçler, kraliyet rejimini yaymak için çaba sarf etti¤i yanl›fl etkiye karfl› haz›r olmal›d›r. Mücadelenin biçimi konusunda yedi politik parti ve Maoistler aras›nda var olan farkl›l›klar asgari olarak demokrasi, bar›fl ve ilerici hareket program› üzerine anlaflmalar›ndan sonra dahi kesinlikle baz› pratik zorluklar yaratabilir. Köy merkezli silahl› mücadele ve flehir merkezli halk hareketini koordine etme görevinde problemler ç›kabilir. Buna ra¤men, dünyan›n her yerinden baflar›l› tüm devrimler k›r ve kent; silahl› ve silahs›z hareketler aras›nda Çin Duvar› olmad›¤›n› ve belli bir zamanda birinin di¤erine dönüflmek zorunda oldu¤unu fazlas›yla kan›tlam›flt›r. Geçmiflteki 1950 ve 1990’lardaki hareketimizin yetersizli¤i de k›rsal›n ve kentin; silahl› ve silahs›z hareketin uygun koordinasyonunun sadece gerekli de¤il ayn› zamanda otokratik monarfliye son vermek ve tam demokrasi veya demokratik cumhuriyeti infla etmek için kaç›n›lmaz oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Bu, flu anda demokratik güçlerin karfl› karfl›ya oldu¤u en büyük meseledir. Ve politik partilerimizin liderleri bu tarihsel s›k›nt›yla deneneceklerdir.

Önümüzdeki birkaç ay›n tüm Nepal tarihinde en önemli süreç olaca¤› yüksek bir ihtimaldir. Nepal tarihinin en kötü ünlü Kral› ve Kraliyet Ordusu demokrasiyi savunan halk›n ikitidar›na karfl› savaflmaya haz›rlan›yorlar. Kral›n son hareketleri onun halka boyun e¤meye gönülsüz fakat fliddet kullanmaya haz›r oldu¤unu kan›tlamaktad›r. Uluslararas› güçlerden görünür bir destek dahi olmaks›z›n Kral›n küstahl›¤› ve inatç›l›¤› kesinlikle zavall›l›kt›r. Fakat, görüflümüzce, bu ayn› sahte rakamlarla hesap yapan iflas etmifl bir toprak a¤as›n›n içi bofl övünmesi gibidir. Birincisi, Kral bir kez daha büyük parlamenter partilerin liderlerini sat›n alma hayali kurmaktad›r. ‹kincisi, Kral, son olarak “terörizm” üzerine sald›r› ad› alt›nda Maoistlere karfl› uluslararas› destek almay› planl›yor olabilir. Fakat Kral›n feodal ve bask›c› bilinci art›k 1961 y›l›nda olmad›¤›m›z, 2006’da oldu¤umuzu ve Maoistlerin, 20. yüzy›l›n mekanik ve Ortodoks komünistleri de¤il, 21. yüzy›l›n dinamik ve yarat›c› devrimcileri oldu¤unu anlamas›na izin vermiyor. Bu nedenle, monarfliye karfl› büyük bir f›rt›nan›n yak›nda kopaca¤› kesindir. Demokratik cumhuriyetçili¤in atmosferi ülkede geliflmifl durumdad›r. ‹htiflaml› monarflinin kal›nt›lar›na hala sar›lan baz› liderler ya kendi parti kadrolar›n›n ve halak›n sesini dinlemeyi ya da tarihe gömülmeyi seçmek zorunda kalacakt›r. Kral 12 maddelik anlaflmay› dikkate almayarak kendi yolunu seçmifltir. Kendi yollar›n› seçme s›ras› flimdi yedi partide ve Maoistlerdedir. Ateflkesin sona erdi¤inin ilan› ayn› parlayan bir sedeftir. Herkes bunun fark›na vars›n. Baburam Bhattarai Ocak 2006


10-23 Şubat 2006

16

41

K›v›lc›mlar atefli varedecek!

Emperyalistlerin politikalar›n› büyük bir azimle(!) uygulayan AKP hükümeti; geçen y›l SEKA’y› özellefltirme kapsam›na al›rken s›ran›n TEKEL ve TÜPRAfi’ta oldu¤unun sinyalini vermifl ve bunlar› TELEKOM’un izleyece¤ini belirtmiflti. Çok k›sa bir süre içinde TELEKOM’u peflkefl çeken egemenler, hemen bunun ard›ndan TÜPRAfi ve TEKEL’e yöneldi. Y›llard›r “zarar ediyor; memleketin ve halk›n s›rt›nda kambur” diye tan›mlanarak sat›lmak istenen TEKEL’in sat›fl› tekrar gündemde. Toplam 16 bin iflçi çal›flt›ran ve dolayl› yoldan binlerce ailenin geçim kap›s› olan TEKEL; baflta Adana ve Malatya Sigara Fabrikas› olmak üzere parça parça sat›lmaya çal›fl›l›yor. Daha TELEKOM’un özellefltirilmesi s›ras›nda TELEKOM’daki s›n›f kardefllerine destek sunan ve TEKEL’in özellefltirilmesine karfl› direnifl zincirini örmeye bafllayan Adana TEKEL iflçileri; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren direniflte olduklar›n› ve fabrikalar›nda yatacaklar›n› aç›klam›fllard›.

“SEKA k›v›lc›m, TEKEL atefltir” slogan›yla 2003 y›l›ndan bu güne kadar direnen TEKEL iflçileri Özellefltirme ‹daresi’nin kapatma karar›na karfl› aktif direnifle geçtiler. TEKEL iflçilerine yapt›¤›m›z ziyaretin ard›ndan iflçilerle yapt›¤›m›z söylefliyi yay›ml›yoruz: -Bize kendinizi tan›tabilir misiniz? Gürcan Özdemir: Ben 1991 y›l›ndan beri Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda çal›fl›yorum. 15 y›ldan beri devletin izledi¤i tutars›z ve dengesiz politikalardan kaynakl› bizim fabrikam›z kapanma süreci içerisine girdi. Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda bafllayan direniflimizin 34. günündeyiz. Direniflimiz devam ediyor ve devam edecektir. Hakk›m›z› alana kadar. -Geçti¤imiz günlerde bir TV kanal›nda TEKEL’in zarar etti¤i belirtilmiflti. Siz de buna tepki göstermifltiniz. Bundan bahseder misiniz? G. Özdemir: Adana TEKEL Sigara Fabrikas› hakk›nda kim ne demeç verirse

SEKA k›v›lc›md›; TEKEL atefltir! Ayr›ca 25 Ocak günü D-400 Karayolu’nu trafi¤e kapatan iflçiler polis sald›r›s› ile karfl›laflt›. Yaklafl›k 2 bin kifli; Tek G›da-‹fl sendikas›n›n Güney Anadolu fiubesi binas› önünde bir araya gelerek yürüyüfle geçti. “Bizim TEKEL’den ölümüz ç›kar”, “AKP defol, bu memleket bizimdir” sloganlar›yla D-400 karayoluna kadar yürüyen kitle yolu trafi¤e kapatmak isteyince polis iflçilere sald›rd›. Bu s›rada fenalaflan 2 iflçi hastaneye kald›r›l›rken polis iflçileri yerlerde sürükleyerek yolu açmaya çal›flt›! Polisle devam eden çat›flma iflçilerin fabrikaya dönmesiyle sona erdi. Direnifle destek ve ziyaretler art›yor * Adana’da Emek Platformu, 25 Ocak 2006 tarihinde saat 12:30’da Türk-‹fl binas› önünden bafllayarak Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’na kadar süren bir yürüyüfl düzenledi. Türk-‹fl binas› önünde kortejler oluflturuldu. EP’nin eylemine TEKEL ‹flçileriyle Dayan›flma Platformu (Al›nteri, BDSP, ESP, SDP, Partizan,

‹HD, ‹flçi Mücadelesi, YD‹ Ça¤r›), Halkevleri, Temel Haklar Federasyonu, EMEP, TKP ve TÖP de destek verdi. AKP önüne gelindi¤inde kitle, AKP’ye dönerek ›sl›kl› protesto eflli¤inde “AKP halka hesap verecek” slogan›n› att›. Polisin yo¤un ablukas› olan eylemde yol boyunca polis kitleye tacizde bulundu. TEKEL’in önüne gelindi¤inde ise polis cop ve gazlarla iflçilere sald›rd›. Sald›r› kitle taraf›ndan “‹flçiye kalkan eller k›r›ls›n”, “Y›lg›nl›k yok direnifl var” vb. sloganlar›yla karfl›land›. K›sa süren çat›flmadan sonra TEKEL binas› içine girildi. * Tek G›da ‹fl Sendikas› Hatay fiubesi üyesi olan TEKEL iflçileri de 30 Ocak 2006 tarihinde Antakya TEKEL Binas› önünde biraraya gelerek TEKEL’in özellefltirilmesine karfl› bas›n aç›klamas› yapt›lar. * TEKEL ‹flçileriyle Dayan›flma Platformu ayr›ca TEKEL direniflini destekleyen bir bildiri ç›kararak Adana’n›n emekçi semtlerinde, Merkez’de, Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda ve di¤er fabrikalar›n önlerinde yo¤un olarak da¤›t›m›n› yapt›. * Ayr›ca Çukurova DDSB “‹flimiz, ekme¤imiz ve özgürlü¤ümüz için; s›n›f dayan›flmas›n› yükseltelim” bafll›¤› alt›nda bir bildiri ç›kard›. DDSB bildirisi Mersin, Adana ve Tarsus’ta yo¤un olarak da¤›t›ld›. TEKEL’in atefli ülkeyi sard›! Ülke genelinde hemen hemen her ilde yap›lan eylemlerde de TEKEL iflçisinin sloganlar› hayk›r›ld›.

TEKEL iflçisi direniflte kararl› versin, kim ne söylerse söylesin, görsel ya da yaz›l› medya arac›l›¤› ile kim haks›z bilgi verirse versin onun karfl›s›nday›z. Ona gideriz ve gerekeni anlat›r›z. Mücadele vermeden hiçbir flekilde zafer kazan›lamaz. Biz de direnerek, gerekirse savaflarak, bütün gücümüzü ortaya koyarak mücadele etmek zorunday›z. Zafer her zaman için, haktan yana, direnen insandan yana, hakl› direnen insandan yanad›r. “Hiç kimse ekme¤imizi elimizden alamaz” -Bize kendinizi tan›tabilir misiniz? Mustafa Seringeç: Ben 15 y›ll›k TEKEL iflçisiyim. Sonuç alana kadar buray› terk etmeyece¤iz. Yani ya gülene ya ölene kadar diyoruz. - Direnifl boyunca neler yaflad›¤›n›z› anlatabilir misiniz?

M. Seringeç: Türkiye’ye sesimizi duyurmak için gereken her türlü yöntemi kulland›k. Yani gözümüzü k›rpmadan her fleyi göze alarak yolumuza devam ettik. Geleceklerimiz olan çocuklar›m›zla buraday›z. E¤er hükümet karar›ndan vazgeçmezse, biz de ailelerimizle Ankara’ya yürüyece¤iz. Biz özellefltirmelere de karfl›y›z. 2003 y›l›ndan beri eylemdeyiz ama burada tek sorunumuz; sendikalar›n bir araya gelemeyiflidir. ‹flçiler bu iflte herfleyi göze alm›fllar. -fiu an Tuzla Deri Havzas›’ndaki deri iflçileri de sizin gibi direniflteler. Bu konu da söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? M. Seringeç: Ben o arkadafllar›n direnifllerini takip ediyorum. Onlar› gerçekten tebrik ediyorum. Ama biz iflçi s›n›f› olarak onlara destekte bulunmad›k, iflte yanl›fl olan bu. On-

* Vapurda eylem yapan 7 Cevizli TEKEL iflçisi gözalt›na al›nd›. ‹flçiler Eminönü ‹skelesi’ne yanaflan vapura pankart as›p, özellefltirme karfl›t› sloganlar att›lar. Sloganlar›n› vapurdan indikten sonrada sürdüren iflçiler polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›lar. * TEKEL Cevizli Fabrikas› iflçileri, 26 Ocak Perflembe günü saat 12:00’de fabrika önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak, Adana ve Malatya TEKEL fabrikalar›n›n kapat›lmas›n› protesto etti. Pankart ve sloganlarla fabrika önüne gelen iflçiler, “Amerika’y› Kalk›nd›rma Partisi”, “IMF defol bu memleket bizim”, “Zam zulüm iflkence iflte AKP” vb. dövizler tafl›d›lar. Bas›n aç›klamas›n› okuyan, Tek G›da-‹fl Sendikas› Marmara Bölgesi Örgütlenme Sekreteri Taflk›n Günda¤, “TEKEL’in sat›lmas›n›n laf›n› ettikleri andan itibaren dimdik karfl›lar›nday›z, karfl›lar›nda olaca¤›z” fleklinde konufltu. * Diyarbak›r’da sloganlarla bir araya gelen iflçiler, sabah erken saatlerde iflyerlerine gelip ertesi günün sabah›na kadar Kürtçe sloganlarla ve halaylarla eylem yapt›lar. Yap›lan konuflmalarda TEKEL’i kapatma karar›n›n Türkiye Kürdistan›’ndaki 150 bin aileyi etkiledi¤i ve 16 bin TEKEL iflçisini açl›¤a itti¤i vurguland›. * Kapatma karar›na karfl› Tokat TEKEL Sigara Fabrikas› iflçileri de eylem yapt›. Yaklafl›k 600 iflçi aileleriyle birlikte iki koldan meflaleli yürüyüfl yapt›. ‹flçiler “Tokat uyuma fabrikana sahip ç›k” slogan›n› att›lar. Tek G›da-‹fl fiube Baflkan› Bahattin Öztafl yapt›¤› aç›klamada “Tokat’›n her fleyi olan Tokat Si-

lar da bizim gibi iflçi. Bu sald›r›lara karfl› birleflmek gerekiyor. Ben son olarak flunu söylemek istiyorum; nerede direnifl varsa, nerede tek iflçi olsa, e¤er orada bir sorun varsa, tüm iflçilerin birlikte olmas›ndan yanay›m. Yani birlikte olursak sermayeden, emperyalizmden ve sald›r›lar›ndan kurtuluruz. “Gerekirse TEKEL için ölece¤iz” -Sizin söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? Can Özcan: Ben Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda üretim iflçisi olarak çal›fl›yorum. Biz verdi¤imiz mücadelenin anlaml› oldu¤unu ve bilinçli oldu¤unu kabul ederek hakl› davam›zda gerekirse ölümü dahi göze ald›k. Bundan dolay›d›r ki ben buradan gazetenizi okuyan, sesimizi duyan insanlara sesleniyorum. Biz destek istiyoruz, deste¤i sadece TEKEL iflçileri ad›na de¤il, tüm iflçiler ad›na istiyoruz. Çünkü sessiz kal›nd›¤› sürece sald›r›lar sürer. (Mersin)


17

41

“TEKEL tasfiye edilmek isteniyor!” Özellefltirme kapsam›nda olan ve ülkenin birçok yerinde direnifllere sahne olan TEKEL’le ilgili olarak Tek G›da-‹fl Sendikas› Ege Bölge Sekreteri Gürsel Köse’nin görüfllerini ald›k. - Bize TEKEL’in özellefltirilmesi süreciyle ilgili olarak bilgi verebilir misiniz? G. Köse: Bu özellefltirme sald›r›s› çok uluslu flirketlerin dayatmas›yla oluyor, çünkü borç alan emir al›r. Elini açm›fl AKP hükümeti, IMF, DB ve ABD güdümlü politikalarla ilerliyor. Burada sadece yok etmeye çal›flt›¤› TEKEL de de¤il. Bir de bunun yan›nda tütün üreticisi var. Bundan iki sene öncesine kadar 500 bin aile vard› tütüncülükle u¤raflan. Tütüncülük aile tar›m›, tek kifliyle yap›lacak bir tar›m de¤il, çolu¤uyla çocu¤uyla sagara Fabrikas›’na Tokatl› sahip ç›kmazsa, yar›n Tokat’tan göç bafllayacak” dedi. * Ad›yaman TEKEL Yaprak Tütün ‹flletme Merkez Müdürlü¤ü’nde çal›flan iflçiler, halaylar çekerek kapatma karar›n› protesto ettiler. Yemek boykotunun ard›ndan iflyerlerini terk etmeyen iflçiler eylemlerini sürdürdüler. * Siirt TEKEL çal›flanlar› da özellefltirmeye karfl› sabaha kadar fabrikada bekledi. * Hükümetin özellefltirme politikalar›n› protesto eden Batman TEKEL iflçileri, AKP önüne siyah çelenk b›rakt›. Tek G›da‹fl Sendikas›’nda toplanan, ço¤unlu¤unu kad›nlar›n oluflturdu¤u iflçiler, yürüyüfl düzenlediler. “‹flsizli¤e çözüm tütün”, “Tütün kotas› yükseltilsin göç dursun”, “AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” vb. sloganlar at›ld›. ‹flçiler alk›fl ve ›sl›klarla AKP’yi protesto ettiler. Aç›klaman›n ard›ndan oturma eylemi yapan iflçiler, AKP binas›na siyah çelenk b›rakt›lar. *27 Ocak günü ‹zmir TEKEL iflçileri iflyerlerini terk etmeyerek Malatya ve Adana iflçilerine destek verdiler. Tek G›da-‹fl ‹zmir 2 No’lu fiube Baflkan› Mehmet Özmen yapt›¤› konuflmada ‹zmir’de 2 bin 200 TEKEL iflçisinin eyleme aktif bir flekilde kat›ld›¤›n› söyledi. *Akhisar Yaprak Tütün ‹flletme Tesisleri ve TEKEL Bölge Müdürlü¤ü’nde çal›flan yaklafl›k 300 TEKEL iflçisi de ifl yerlerini terk etmeme eylemi yapt›lar. *Manisa’n›n K›rka¤aç ilçesinde bulunan K›rka¤aç TEKEL ‹flletme fiefli¤i’nde çal›flan iflçiler de kapatma karar›na karfl› eylem yapt›lar. *2 fiubat günü ‹zmir Çi¤li’de bulunan Balatç›k TEKEL Yaprak iflletmesi iflçileri de Adana ve Malatya’da direniflte olan TEKEL iflçilerine destek olmak amac›yla bir eylem yapt›. Fabrikada toplanarak eski havayolu üzerinden Meydan Yolu’na yürüyen iflçiler, burada bas›n aç›klamas› yapt›. Yaklafl›k 750 iflçinin kat›ld›¤› eylem bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan iflçilerin bir süre ‹zmir-Çanakkale yolu üzerinde yürümesinin ard›ndan fabrikalar›na dönmesiyle sona erdi.

bah›n 3’ünde kalkar tarlaya giderler, tütün k›rarlar insanlar. Ve tütün ayn› zamanda alternatifi ol-

mayan bir ürün. AKP hükümeti geldi, “alternatif ürün ekin” dedi. Ne ekelim? “mercimek ekin, nohut ekin.” Bu söyledikleri ürünler k›raç topraklarda yetiflmi* Manisa Akhisar Yaprak Tütün ‹flletme Tesisleri ve TEKEL Bölge Müdürlü¤ü’nde çal›flan Tek G›da-‹fl üyesi iflçiler de iflyerlerini terk etmediler. 300 iflçinin kat›ld›¤› eylemden sonra aç›klama yapan Tek G›da-‹fl Manisa fiube Sekreteri Celalettin Akda¤, eylemin sadece Adana ve Malatya için de¤il, Yunt Da¤› ve Saruhanl› iflletmelerinin kapat›lmas›na karfl› da yap›ld›¤›n› belirterek, “TEKEL’in özellefltirilmesine karfl› mücadelemizi yükseltece¤iz” dedi. * Band›rma TEKEL ‹flletme Müdürlü¤ü iflçileri, özellefltirme ve fabrikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› iflyerlerini terk etmediler. * Ayd›n Karacasu ilçesinde bulunan Yaprak Tütün ‹flletmesi Müdürlü¤ü kapat›lma karar›na karfl› tepkisini dile getirdi. * Adana TEKEL iflçilerine bir destek de Bursa’dan geldi. 26 Ocak günü TEKEL Yaprak Tütün ‹flletmeleri Müdürlü¤ü önünde toplanan iflçilere, KESK, Türk-‹fl Bölge Temsilcili¤i, ESP, SDP, Partizan, BDSP, BAT‹S gibi kurumlar da destek verdi. Eylemde, konuflan Tek G›da-‹fl Sendikas› Bursa fiube Baflkan› Mahmut Kanbal “Biz bu kurumlar›n özellefltirilmesine karfl›y›z, bu ülkeyi bu iktidardan kurtar›ncaya kadar mücadelemizi sürdürece¤iz” dedi. * 28 Ocak günü Partizan, BDSP, ESP, BAT‹S, SDP, ‹HD taraf›ndan örgütlenen TKP’nin de destek verdi¤i eylem Fomara Meydan›’nda gerçeklefltirildi. Kitle burada “TEKEL’in kapat›lmas›na ve özellefltirmelere karfl› mücadeleye!” pankart›n› açarak AKP Bursa ‹l Baflkanl›¤› önüne yürüdü. Kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Burcu Gümüfl “Bizler TEKEL iflçilerinin yaln›z olmad›¤›n› hayk›rmak için buraday›z. Özellefltirme sald›r›lar›na karfl› tek yumruk tek ses olmam›z gereken bu süreçte buradaki iflçi kardefllerimize de bu mücadele ve dayan›flmay› büyütme ça¤r›s› yap›yoruz” dedi. Ankara 3 fiubat Cuma günü saat 12:00’de Kolej’de bulunan Vak›fbank önünde toplanan kitle “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir” pankart› açt›. Polisin yo¤un bir y›¤›nak yapt›¤› dikkat çekerken kitle buradan Özellefltirme

yor. Bu ürünün alternatifi zeytindir. Ama zeytin eksen 5-6 sene sonra ürün alabiliyorsun. Bu insanlar 5-6 sene ne yiyip içecek? Ayn› zamanda 500 bin üretici diyoruz. Yani 2.5-3 milyon insana tekabül ediyor. TEKEL çal›flan› memuruyla, iflçisiyle flu anda 20 bin kiflidir. Aileleriyle beraber bu rakam 100 bine ç›k›yor. Sen bu insanlar› açl›¤a, sefalete itiyorsun. TEKEL’i yok edemediler. Satam›yorlar da. O nedenle flu anda tasfiye sürecini bafllatt›lar. Bunun ad› özellefltirme süreci falan de¤il. Adana ve Malatya’da yap›lmak istenen flu; taflralarda da, depolarda da yaprak bak›mlar›nda iflyerini kapat›p, ihbar k›demlerini ödeyerek iflçi arkadafllar› havuza gönderecekler. 10 ay oradan ödenek verecek. Yani tamamen iflsiz kalacak. (‹zmir) ‹daresi Baflkanl›¤›’n›n önüne yürüdü. “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar›n› hayk›rarak Özellefltirme ‹daresi’ne gelen; TEKEL’in özellefltirilmesine, ülke kaynaklar›n›n peflkefl çekilmesine karfl› ç›kan kitle burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. TEKEL’in t›pk› SEKA, Seydiflehir örne¤inde yafland›¤› gibi binlerce iflçinin iflten at›lmas› ile emperyalistlere peflkefl çekilece¤i ifade edilerek, toplumun tüm kesimlerinin duyarl› olmas› gerekti¤i belirtildi. Coflkulu geçen ve yaklafl›k bir saat süren eylem Al›nteri, DHP, ESP, BDSP, HÖC, Kald›raç ve Partizan taraf›ndan örgütlendi. * Ankara Sendika fiubeleri Platformu, TEKEL’in kapat›lmas›na karfl› bir eylem düzenledi. 4 fiubat Cumartesi günü ö¤len saatlerinde Sakarya Caddesi’nde toplanan iflçiler “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Sa¤l›k hakt›r, özellefltirilemez” yaz›l› pankartlar açarak Petrol-‹fl Ankara fiubesi’ne yürüdüler. Eylemde konuflan Platform sözcüsü ve Tez-Koop-‹fl Sendikas› Ankara 2 No’lu fiube Baflkan› Haydar Özdemiro¤lu AKP hükümetinin sa¤l›k ve sosyal güvenlik hakk›n› da özellefltirmek istedi¤ini söyleyerek Mecliste bekleyen Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n sa¤l›k hakk›n› yok edece¤ini ve mezarda emeklili¤i getirece¤ini söyledi. Hatay Hatay’da TEKEL’in kapat›lmas›na iliflkin 4 fiubat 2006 tarihinde saat 13:00’de DDSB, DGH, BDSP, ESP, HÖC taraf›ndan ortak bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Hatay Ulus Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›na yaklafl›k 50 kifli kat›ld›. Temsili de olsa TEKEL iflçilerinin bas›n aç›klamas›na kat›lmas› bir yandan olumlulukken, daha çok kitleye yani TEKEL iflçisine ulaflamamak ve s›n›f kökenli sendika oluflumlar› etraf›nda örgütlememek ve bu tip süreçlerde daha etkin, vurucu pratiklerde olmam›z gerekti¤inin, ama bizim bu konuda at›l kald›¤›m›z›n göstergesidir. Bas›n aç›klamas›ndan bir gün önce bileflenler olarak Hatay TEKEL çal›flanlar›n› ifl ç›k›fl› ç›kard›¤›m›z bir ça¤r› metni ile bas›n aç›klamam›za davet ettik. Bas›n aç›klamas›nda ortak olarak aç›lan pankart›m›zda “Emperyalist politikalara geçit verme”,

10-23 Şubat 2006

Partizan, DDSB ve YDG

Tuzla ve TEKEL iflçilerini selamlad› TEKEL iflçisi direniflin 35. günündeyken Partizan, DDSB ve YDG, Mersin’de yapt›¤› ortak bas›n aç›klamas› ile direnifle destek oldu. 5 fiubat 2006 tarihinde Taflbina önünde saat 12:30’da bir araya gelen kitle “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir! Partizan-DDSB” yaz›l› pankart› açarak sloganlarla eylemi bafllatt›. Eylemde “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Direniflin simgesi Tuzla Deri iflçisi”, “‹flçilerin katili patron-a¤a devleti” vb. sloganlar at›ld›. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan Erdinç Özbay Tuzla Deri Havzas›’nda yaflananlar› hat›rlatarak TEKEL’deki direnifle de¤indi. Eyleme DHP, HÖC ve Mersin Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i Giriflimi de kat›larak destek verdi.

DDSB’den ziyaret Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) 4 fiubat 2005 tarihinde ö¤len saatlerinde Adana Tekel Sigara Fabrikas›’nda direniflte olan TEKEL iflçilerini ziyaret ederek direnifle destek sundu. Fabrikaya 150 metre kala “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir! DDSB” yaz›l› pankart› açan kitle alk›fllar ve sloganlarla fabrikaya gelirken, iflçiler de kitleyi sloganlarla karfl›lad›. Ziyarette DDSB’liler iflçilerle yaflanan geliflmelerle ilgili sohbet ettiler. Yap›lan sohbetler s›ras›nda TEKEL iflçisine Tuzla Deri Havzas›’nda yaflanan geliflmelerle ilgili bilgi de verildi. Bu s›rada hep birlikte “Tuzla Deri iflçisi yaln›z de¤ildir” slogan› hayk›r›ld›. “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir” ifadesi ile kat›ld›k. Bas›n aç›klamas›nda vurgulanan içerikte ise TEKEL Adana, Malatya ve Bitlis fabrikalar›n›n kapat›lmas› sonucu do¤acak olumsuzluklara de¤inilmifltir. Bizler DDSB olarak iflçi-emekçi halk›m›z›n u¤rad›¤› her türlü k›y›m politikalar›na komprador patron-a¤a devletinin ve onlar›n efendileri olan emperyalistlerin politikalar›na karfl› Birlik Mücadele Zafer fliar› ile ve “Daha çabuk ol, daha çabuk örgütlen, daha çabuk örgütle” fliar› ile iflçi s›n›f›n›n gündemine aktif müdahale etmenin bilincini ve yak›c›l›¤›n› hissetmeliyiz. (Hatay DDSB)


10-23 Şubat 2006

18

41

Her ad›m›m›zda, her alan›m›zda, her an›m›zda

fiEH‹TLER‹M‹Z B‹Z‹MLE YAfiIYOR!..

“Dövüflenler de var bu havalarda...” demiflti flair umutsuzlu¤a inat... Dövüflenler, yola düflerken biliyorlard› topra¤a düflmenin de olabilece¤ini. Bunu göze alarak “Aslolan yürümektir, zafer varsa sonunda” demifllerdi. Ocak ay›n›n son haftas› boyunca daha yo¤un dolad›k türkülerini dillerimize, kararl›l›klar›n› bilincimize kaz›d›k, yüre¤imizin en güzel yerini s›zlatt›k ve söz verdik “Düflenlerimiz kavga yeminimizdir” diye...

“Parti varsa devrim kaç›n›lmazd›r. Parti varsa dünya kurtulacakt›r. Parti vard›r. Parti buradad›r. Yana¤›m›zdaki da¤ serinli¤idir Parti. Geceleri bafl›m›z› koydu¤umuz yast›k, Üzerimizi örten yorgand›r. Da¤›n›k çiçekleri demet demet birlefltirendir Parti. Öfkeli y›¤›nlar› bilincin örsünde flekillendirendir.

Zindanlarda direniflin, t›rnakla kaz›lan tünellerin dahiyane mimar›d›r. ‹flkencede gülme yetene¤i Da¤larla kentlerin üstüne devirme azmidir. Parti gençli¤in asi ruhu; Düflünen ve söyleyendir o, sözü eyleme dökendir. Kim demifl onlar öldü diye? Ve onlar diyor ki: “Biz ölmedik, buraday›z! Gözlerimiz ellerinizdeki kurtulufl bayra¤›ndad›r!”

Devrim, bir altüst olufltur. Devrim, eskinin y›k›lmas› yerine yeninin infla edilmesi, zulmün y›k›lmas› özgürlü¤ün inflas›d›r, az›nl›¤›n iktidar›n›n y›k›lmas› halk iktidar›n›n kurulmas›d›r. Bu mücadele içinde emperyalizm, faflizm, feodalizm ve her türden gericilik y›k›l›ncaya, halk iktidarlar› kuruluncaya kadar flehitler verilecek, flehitlerimizle zafere var›lacakt›r. Mücadelede yitirdi¤imiz her flehidimiz bizi zafere bir ad›m daha yaklaflt›rmaktad›r. Çünkü onlar zaferimizin teminat›d›r. Onlar› sahiplenmek, onlar› anmak mücadelelerini sahiplenmek, ileriye tafl›makt›r. Onlar› sahiplenmek bizlere miras olarak b›rakt›klar› bayra¤› daha yukar›lara kald›rmakt›r. Proletarya Partisi’nin 1978’de yapt›¤› 1. Konferans’ta ald›¤› kararla Ocak ay›n›n son haftas›n› Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› olarak ilan etmiflti. Bu çerçevede her y›l Ocak ay›n›n son haftas› devrim ve komünizm u¤runa yaflam›n› feda edenler için birçok alanda çeflitli eylem ve etkinlikler yap›lmaktad›r. Her an›m›zda, her ad›m›m›zda, her alanda bizimle birlikte yaflayan flehitlerimiz bu y›l da çeflitli eylem ve etkinliklerle an›lmaya devam edildi. Bu eylemlerden biri

de Partizan taraf›ndan 29 Ocak Pazar günü saat 13:00’te Sar›gazi Mezarl›¤›’nda gerçeklefltirildi. Saat 13:00’te 1. Mezarl›k önünde toplanan Partizan kitlesi önde “Önce çocuklar›m›z› savunuyorduk flimdi onlar›n düflüncelerini-PfiTA” pankart›, baflta Proletarya Partisi’nin kurucusu ve kuramc›s› önder yoldafl ‹brahim Kaypakkaya olmak üzere Proletarya Partisi’nin flehit resimlerini, ‹brahim Kaypakkaya ve Baflkan Mao’nun flamalar›n› tafl›rken bunlar›n arkas›nda “Devrim ve komünizm flehitlerinin militanl›¤›yla Halk Savafl›’n› yükselt Partizan” pankart› “Gerillalar ölmez yaflas›n Halk Savafl›”, “fiehitlerimiz tohum oldu ekinimiz devrim olacak” dövizleri açarak çeflitli sloganlar ile mezarl›¤a yürüdüler. Mehmet Demirda¤’›n mezar› bafl›ndaki anma etkinli¤i parti ve devrim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan PfiTA ad›na yap›lan konuflmada “fiehitlerimiz beynimizde, kalbimizde, bile¤imizde yafl›yor. Onlar› bir gün de¤il her gün, her alanda militan bir ruhla yaflat›yoruz/yaflataca¤›z” denildi. ➫


19

41 Konuflman›n ard›ndan YDG’nin haz›rlad›¤› fliir dinletisi sunuldu. Partizan ad›na yap›lan konuflmada “Yaflamlar›n› dünyan›n en onurlu, en hakl›, en zorlu davas›, devrim davas› için adayan Parti ve devrim flehitlerini anmak, kavga yeminlerimizi tazelemek için bir kez daha birlikteyiz. Bu hafta boyunca bulundu¤umuz her alanda flehitlerimizi anmak; onlar›n mücadele tarihlerini bir kez daha an›msamak, buradan ders ve deneyimlerle yeni pratikler örmek, s›n›f mücadelesinin güncel sorunlar›na müdahale etmek, iflçi ve emekçilerle daha çok buluflmak, örgütlemek ve örgütlenmek bugün önemli sorumluluklar›m›z aras›ndad›r” dedi.

Kitle sloganlarla Halil Çak›ro¤lu’nun mezar›na gelerek burada tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yapt›. Ard›ndan flehitler an›s›na YDG’nin fliir dinletisi yap›ld›. fiiirden sonra yap›lan konuflmada flehitlerin mücadeledeki önemine de¤inilerek “Bizler biliyoruz ki, MarksizmLeninizm-Maoizm biliminin yol göstericili¤inde, kararl› ve sab›rl› bir mücadeleyle zafere ulaflabiliriz. Aç›kt›r ki zor zorla, silah silahla, ordu orduyla alt edilir” denildi. Burada hep birlikte söylenen “‹brahim” marfl›n›n ard›ndan tekrar kortejler oluflturularak Mehmet Ali Çak›ro¤lu’nun mezar›na do¤ru yürüyüfle geçildi.

Sincan Zindan›’nda tutsak partizanlar›n gönderdi¤i mesaj›n okunmas›n›n ard›ndan müzik grubunun söyledi¤i marfllara kitle de efllik etti. Ard›ndan TKP/ML Merkez Komitesi Siyasi Büro’nun mesaj› okundu. Etkinlik boyunca s›k s›k “Nepal, Peru, Filipinler iktidara yürüyor Maoistler”, “fiehitlere sözümüz devrim yeminimizdir”, “Yaflas›n partimiz TKP/ML Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Dersim, Tokat, Erzincan savafl›yor Partizan” vb. sloganlar› at›l›rken anma TKP/ML and›n›n ard›ndan saat 14:30’da sona erdi. Bu arada jandarman›n anma etkinli¤inden bir saat önce bölgeye yo¤un y›¤›nak yapt›¤› gözlemlendi. (Kartal)

Kitle yürüyüfl boyunca s›k s›k sloganlar atarak flehitlerin hesab›n›n sorulaca¤›n›n vurgusunu yapt›. Mehmet Ali Çak›ro¤lu’nun mezar›na gelen kitle burada tekrar tüm flehitler için sayg› duruflunda bulundu. Partizan ad›na yap›lan konuflmada flehitleri anman›n Halk Savafl› mücadelesine daha s›k› sar›lmaktan geçece¤ine vurgu yap›ld›. Anma “‹brahim’e A¤›t”›n söylenmesiyle birlikte coflkulu sloganlar eflli¤inde bitirildi. (Mersin)

“Zor zorla altedilir” “Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas›” vesilesiyle ülkenin her yerinde oldu¤u gibi Mersin’de de Çukurova merkezli bir anma etkinli¤i düzenlendi. 29 Ocak 2006 tarihinde saat 13:00’de Mersin’de Akbelen fiehir Mezarl›¤› giriflinde bir araya gelen Partizan kitlesi Proletarya Partisi flehitleri Halil Çak›ro¤lu ve Mehmet Ali Çak›ro¤lu’nun mezarlar›n› ziyaret ettiler. Anmay› alk›fllar ve sloganlarla bafllatan kitle “Devrim flehitleri ölümsüzdür–Partizan” yaz›l› pankart açt›. Partizan, YDG ve DDSB flamalar›n›n da aç›ld›¤› anmada s›k s›k “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Faflizme isyan halka önder Partizan” vb. sloganlar at›ld›.

‹stanbul

Ölümsüzlük kat›na yükselenlere... Ocak ay› içerisinde Erzincan Partizan okurlar› olarak bir dizi etkinlik ve pratik örgütledik. Bilindi¤i gibi Aral›k ay›nda Erzincan’da ‹flçi-Köylü gazetesi irtibat büromuzu açm›flt›k. Aç›l›fl›m›z› Erzincan ilinde halka duyurabilmek için öncelikle çal›flmalar›m›z› bir “aç›l›fl etkinli¤i” düzenlemek üzere yürüttük. Ancak bir dizi olumsuzluk (yer sorunu, bildirimde engellemeler vb.) bu çal›flmam›z› ertelememize yol açt›. Ancak alternatif olarak merkezi yerlerde gazete da¤›t›m› gerçeklefltirerek, hem gazetemizi halka ulaflt›rd›k hem de bu da¤›t›m s›ras›nda yapaca¤›m›z di¤er etkinlikleri halk›m›za ilettik. Ve yine Erzincan Merkez’de, mahallelerinde ve birkaç beldede “Partizan” imzal› büromuzun aç›ld›¤›na, gazetemizin sahiplenilmesine dair pullamalar yapt›k. Ocak ay›n›n son haftas›, Türkiye ve dünya halklar›n›n kurtulufl mücadelesinde, Demokratik Halk Devrimi, sosya-

Mersin

10-23 Şubat 2006

lizm ve komünizm hedefi ile can bedeli, azimli ve fedakârca ilerlerken, bu u¤urda topra¤a düflen, halk›m›z›n ve yoldafllar›m›z›n bilincinde “ölümsüzlük kat›na” yükselen flehitlerimizi anmak amac›yla, Erzincan E¤itim-Sen binas›nda bir anma etkinli¤i örgütledik. ‹ki saat süren anma “Parti ve devrim flehitleri” için sayg› duruflu ile bafllad›. Ard›ndan Partizan ad›na bir konuflma yap›ld›. Daha sonras›nda Tohum Kültür Merkezi’nin haz›rlad›¤› “Umudun Atefl Toplar›na” adl› sinevizyon gösterildi. fiehitlerin görüntüleri s›ras›nda kitle alk›fllarla çeflitli sloganlar att›. Anma okunan fliirler ve söylenen türkülerle sona erdi. DHP ve Gençlik Derne¤i’nin kurumsal destek verdi¤i anmada ayr›ca DHP’nin mesaj› da okundu. Yine Ocak ay›n›n son günlerinde Erzincan Merkez Bu¤day Meydan›’nda, birçok köy ve beldenin otobüs duraklar›nda, kahvehanelerde ve yüksekokulda “Partizan” imzal› bildiriler da¤›t›larak pullamalar yap›lm›flt›r. (Erzincan)

Trakya’n›n bozk›rlar›ndayd› sesimiz... 29 Ocak günü Trakya’da k›rsal alanda parti ve devrim flehitleri için bir anma gerçeklefltirildi. Anman›n gerçeklefltirilece¤i bölgeye kötü hava koflullar›na ra¤men var›ld›. Parti ve devrim flehitlerini anman›n örgütlenmek ve savaflmakla mümkün oldu¤unun anlat›ld›¤› kapsaml› bir bildirinin okunmas›n›n ard›ndan parti ve devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulunuldu. Ocak ay›n›n son haftas›n›n Parti ve Devrim fiehitleri Haftas› olarak ilan edilmesinin tarihi sürecinin anlat›lmas›n›n ard›ndan, “Onlar› anmak savaflmakt›r!” fliar›n›n yükseldi¤i anma türkülerle son buldu. (Trakya Partizan okurlar›)

ra iki kifli taraf›ndan dünyadaki ve Türkiye’deki durum, buna karfl› mücadelenin zorunlulu¤u, flehitlerimizin bu mücadelelerdeki duruflu ve yaratt›klar› de¤erler ve onlar›n b›rakt›¤› bayra¤›n hedefe tafl›nmas›n›n önemi üzerine slayt eflli¤inde bir sunu yap›ld›. Daha sonra Grup Nisan Günefli sahne alarak flehitlerimize adanm›fl marfllar ve fliirler okudu. Program›m›z “Umudun Atefl Toplar›na” sinevizyon gösterimi ile devam etti. Daha sonra etkinli¤e gelen mesajlar okunduktan sonra Grup Cemre sahne ald›. En son hep beraber “Devrim flehitleri ölümsüzdür” slogan›n› atarak anma etkinli¤imiz sonuçland›r›ld›. (Hamburg Partizan okurlar›)

Ulm Ulm’de 28 Ocak 2006 tarihinde yap›lan anma etkinli¤i bir kiflinin Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›’na iliflkin konuflmas›yla bafllad›. Konuflmada “Ocak ay› nice flehitlerin verildi¤i ve Partimiz aç›s›ndan anlam› büyük olan aylardan biridir. Parti ve dünya devriminin say›s›z flehitlerinin ve önderlerinin aram›zdan ayr›ld›¤› ayd›r. Bu ay›n ve bu haftan›n çok iyi bilince ç›kar›lmas› gerekiyor. fiehitlerimizden ö¤renmek onlar›n zindan direnifllerinden ö¤renmek, da¤larda gerillada yaflam› aramak, emekçi semtlerde silah elde dövüflmeyi anlamak vs. kaybedilen de¤eri yeniden yakalamay› bilmek… ‹flte flehitlerimizin kudretli mücadelesinde bunlar› çok rahat görebiliriz...” Ayr›ca dünyadaki durum ve ülkemizdeki s›n›f mücadelesine de¤inildikten sonra Peru, Filipinler, Hindistan ve Nepal’deki Halk Savafl›’na de¤inilerek Halk Savafl›’n›n önemi ve gereklili¤i anlat›ld›. Konuflmadan sonra Umudun Atefl Toplar›na adl› sinevizyon gösterildi Son olarak söylenen marfllarla etkinlik bitirildi. (Ulm ‹K okurlar›)

Hamburg

Londra

Hamburg’da Parti ve devrim flehitleri anma etkinli¤i gerçeklefltirildi.

Sayg› duruflu ile bafllayan anma etkinli¤i, flehitlerimizden ve onlar›n mücadelemizdeki yerinden, dünya ve Türkiye’deki genel durumdan, emperyalist sald›rganl›k ve son süreçteki geliflmelerden bahsedilen konuflmalarla devam etti ve Serhat Tunç Ar›ca’n›n verdi¤i dinletiyle sona erdi.

Düzenledi¤imiz etkinli¤e Partizan okurlar›n›n yan›s›ra farkl› devrimci kurumlardan da kat›l›m sa¤land›. Yaklafl›k 120 kiflinin kat›ld›¤› anma etkinli¤i oldukça coflkulu geçti. Etkinli¤e flehitlerimizin yaflamlar›ndan kesitlerin anlat›lmas› ve sayg› durufluyla baflland›. Daha son-

Erzincan

(Londra ‹K okurlar›)


10-23 Şubat 2006

20

41

“Ya içindesindir çemberin ya da d›fl›nda yer alacaks›n” Ya içindesindir çemberin Ya da d›fl›nda yer alacaks›n. Kendin içindeyken Kafan d›fl›ndaysa Çaresi yok kardeflim. Her akflam içip içip, Mutsuz olacaks›n. Çember adl› fliirinde s›kça yaflanan bir durumu böyle ifade diyor Murathan Mungan. Devrimci mücadelenin içinde oldu¤umuz için çemberin içinde ya da d›fl›nda olmak diye bir sorunumuz olmad›¤›n› düflünüyoruz. “Her akflam içip içip kederlenmek” bir yana s›cak prati¤in içinde koflturuyoruz. O halde mücadele içindeki duruflumuza, görevlerimize yaklafl›m›m›za, geliflim seyrimize, coflkumuza, kat etti¤imiz mesafeye, yoldafllar›m›zla ve kitlelerle iliflkilerimize, iflimizi keyifle yap›p yapmad›¤›m›za dönüp bir bakal›m. E¤er yaflam›m›zda dura¤anl›k, coflkusuzluk, kendini tekrar, görevlerimizi lay›k›yla yerine getirememe, her baflar›s›zl›¤a bir bahane bulma e¤ilimi hakim haldeyse ve biz de art›k bu duruma al›flm›flsak “çemberin içinde ya da d›fl›nda olmak” meselesini bir kez daha düflünmemiz gerekir. Düflünmemiz gerekir çünkü bedenimiz ve ruhumuzla bulundu¤umuz yerde de¤ilsek, k›sa vadede görevlerimizi yerine getiremeyiz; uzun vadede ise bu durum bizi tükenifle götürür. “Çemberin ne içinde ne de d›fl›nda olma” durumu özellikle pratik yaflamda a盤a ç›kar. Her alanda pek çok örnekle karfl›laflabiliriz. E¤er nöbetçi, bedeni orada olmas›na ra¤men kafas› nöbet yerinde de¤ilse; bir randevuya giderken, randevu yeri belirlerken, randevu an›nda illegal yaflam›n en temel kurallar›na uymuyorsak ya da daha da ötesi uyuyakal›p randevuya gitmiyorsak; yay›n› nas›l daha nitelikli hale getirebilirim ya da bir yaz›y› nas›l daha iyi yazabilirimin kayg›s›n› yeterince gütmüyorsak; gençli¤in içinde olmam›za ra¤men onlar› yeterince tan›m›yor ve tan›ma çabas›na da girmiyorsak; koflullar› olmas›na ra¤men yeterince okumuyor, araflt›rm›yor, üretmiyorsak; yaflama bir devrimci gözüyle (yaflam›n›n a¤›rl›k noktas›n› mücadele ve gereklilikleri oluflturmal›. Böyle oldu¤u zaman gitti¤imiz her yerde olanaklar› a盤a ç›karma, girdi¤imiz her ortamda insanlar› kazanabilmenin kayg›s› olur) bakm›yorsak; hatalar›m›zda, zaaflar›m›zda ›srar ediyorsak; teorimiz ve prati¤imiz birbirini tutmuyorsa; söyleneni yapmakla yetiniyor, kendimizi katm›yor, yarat›c› davranm›yorsak devrimci duruflumuzda bir sorun var demektir. Peki neden böyle oluyor? Tüm iyi niyetimize, devrimci mücadele yürütme iste¤imize ra¤men neden ne tam içinde ne de tam d›fl›nda olabiliyoruz çemberin? Temel ve di¤erlerine de zemin sunan esas etken, gelinen küçük burjuva (özellikle de ö¤renci) s›n›fsal kökendir. Küçük burjuvazi tembeldir, bireycidir, çok çabuk coflup çok çabuk karamsarl›¤a kap›labilir, rahatç›d›r, mül-

kiyetçidir, bunal›ml›d›r, sab›rs›zd›r… Bu özellikler maddi yaflam içinde edinilir. Dolay›s›yla da birçok davran›fl›m›z geldi¤imiz s›n›f›n damgas›n› tafl›r. Ama bir küçük burjuva mücadeleye kat›l›rken s›n›f›na ve bu s›n›f›n kazand›rd›¤› özelliklere “ihanet ederek” gelir/gelmesi gerekir. Ancak pratik göstermektedir ki bu “ihanet” ço¤u zaman yeterli bir düzeyde de¤ildir. Devrimci yaflam›n zorluklar›yla karfl›laflt›¤›m›zda, ifller yolunda gitmedi¤inde, istedi¤imiz sonucu alamad›¤›m›zda; pes ediyor, karamsarl›¤a kap›l›yor, “baflka fleylere” özlem duymaya bafll›yoruz. Bir yan›m›z devam etmek, mücadele etmek, ›srar etmek gerekir derken; di¤er yan›m›z “daha kolay›” var diyor. Bu çeliflik, gel-gitli, sa¤lam olmayan durufl ortadan kald›r›lmad›kça devrimci yaflam›m›z istikrara kavuflamaz. Çözülmesi gereken bir sorun olarak karfl›m›zda durur. Ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s›ndan dolay› küçük burjuvazi yayg›nd›r. Yaflanan sürecin özgünlü¤ünü de hesaba katacak olur-

da bilgi sahibi olmak, gerçekleflebilirli¤ini kavramak gerekiyor. Devrimin teorisiyle ilgili bilgide yani ekonomi-politik, felsefe ve bilimsel sosyalizm ve bunlar›n ülkemize uygulanmas› noktas›nda yeterli bir bilgiye ulaflmak gerekiyor. Lenin “devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz” diyor. Ancak bu da pratikle birlikte yap›lacak bir ifltir. Bu yeterlili¤e ulaflamad›¤›m›z sürece sorun yaflamaya, ne içinde ne de d›fl›nda olmaya devam ederiz. Sürekli lokal tedbirlerle, iradecilikle ifli kotarmaya çal›flsak da bir sonuca ulaflamay›z. Ve zaten “iradeci” de¤il “iradeli” olmak gerekiyor. Çünkü iradeci tam kavramad›¤› noktalarda kendini zorlayarak bir sonuca varmaya çal›fl›r, oysa iradeli iflin özünü kavrad›¤› için zorlamak gerekiyorsa da bunu bilinçle yapar. fieyh Bedreddin iradeyi flöyle tan›ml›yor: “‹rade demek eflyan›n gerçek do¤as›n› anlamak demektir. Ve irade demek, olabilece¤i, olamayacak olandan ay›rabilmek, buna göre davranmak demektir.” Ancak bu noktada bize engel olan yine

sak saflar›m›zda küçük burjuvazi kendini yeniden ve yeniden üretmeye devam eder. O halde ne yapmak gerekir? Öncelikle flunu belirtelim ki; bir ifli iyi yapabilmek için gereklili¤ine inanmak ve gerçekten istemek gerekiyor. ‹yi yapt›¤›m›z ya da baflar›l› oldu¤umuz ifllere dönüp bir bakacak olursak genelde bu nitelikte ifller oldu¤unu görürüz. Bu noktada bir yeterlilik olduktan sonra karfl›m›za ç›kan engel ne olursa olsun onu aflabiliriz. Halk›m›z›n bu durumu çok güzel özetleyen bir sözü var: “Yapmak isteyen bir yolunu bulur; yapmak istemeyen bin bahane bulur.” Yani e¤er bir fleyleri yapam›yor bu yapamamaya da sürekli mazeretler üretiyorsak, durumu (yapma iste¤imizi) sorgulamam›z gerekiyor. Bir fleyi gerçekten istemek için de hakk›n-

küçük burjuvazinin tipik bir özelli¤i olan “bildi¤ini sanmak” t›r. Küçük burjuva kökenliler bilgisine çok güvenir. Oradan-buradan, parça parça edinilen, bir bütünlü¤ü ve hedefi olmayan bilgiler s›n›f mücadelesinin gerçekli¤iyle karfl›laflt›¤›nda yetersiz kal›yor. Bu nedenle bildi¤ini sanmak diyoruz. E¤er yapam›yorsak demek ki yeterince bilmiyoruz. Çünkü “bilmek yapmakt›r.” fieyh Bedreddin’in yine çok güzel bir tan›mlamas› var bu konuda: “Ve ben her gün bana yol gösterecek f›rsatlar› görmeden, yanlar›ndan geçip gittim. Bildi¤imi san›yordum çünkü, buydu benim talihsizli¤im. Ben biliyorum diyordum. Oysa kim ki bilir; bir daha hiç ö¤renemez.” Evet o halde “bilen” de¤il ö¤renen ve hep ö¤renecek olan olmaya devam etmeliyiz.

Yaflam karfl›s›nda bizi güçsüz düflüren, çemberin k›y›s›nda dolaflt›ran bir di¤er nokta kitle-devrim iliflkisi, dolay›s›yla kitlelere bak›fl aç›m›zd›r. Söylemde kitlelere, kitlelerin devrimdeki rolüne-önemine inan›r; kitlelerden kitlelere bak›fl aç›s›n› savunuruz. Prati¤imize bakt›¤›m›zda ise söylemle prati¤in yeterince uyumlu olmad›¤›n› görüyoruz. Her fleyden önce kendimizi yeterince kitlenin bir parças› olarak görmüyoruz. “Kitlelerin ö¤rencisi olmadan ö¤retmeni olunamaz” gerçekli¤ini atlayarak kendimizi sadece “ö¤retmen” gibi hissediyoruz. Ama zorluklarla karfl›laflt›¤›m›zda, eme¤imizin karfl›l›¤›n› alamad›¤›m›zda, kitlelerden gereken tepkiyi görmedi¤imizde “bu halk için de¤mez” sonucuna varabiliyoruz. Asl›nda burada a盤a ç›kan, mücadeleye bak›fl›m›z›n yanl›fll›¤› ve sonucunda kafam›zda oluflan yan›lsamal› durumdur. Yani “biz halk için mücadele yürütüyoruz, devrimi halk için istiyoruz” dolay›s›yla “halk için fedakarl›k yap›yoruz”u düflündüren yan›lsamal› durum. Evet yapt›¤›m›z ifl bunu da kapsar yani halk için bir fleyler yapmak, istemek. Ama bununla s›n›rl› de¤ildir, olmamal›d›r. Her birey devrimi öncelikle kendisi için istemelidir. Kendimiz ve baflkalar› için devrim istemek diyalektik bir ba¤lant› içindedir. Bu çürümüfl, yoz düzende suya sabuna dokunmadan “insanca” yaflamaya devam edilebilir mi? Her taraf›ndan kötü kokular yay›lan bu düzende ben temiz kalabilirim diyebilir miyiz? Kald› ki biz “zorluk yaflamam›fl” olabiliriz ama birileri açl›ktan ölüyor, biz “istedi¤imizi yapma” koflullar›na sahip olabiliriz ama birileri en temel ihtiyaçlar›n› bile karfl›layam›yor. ‹nsan olan baflkalar› ac› çekerken mutlu olabilir mi? Belki ac›n›n kayna¤› biz de¤iliz ama çözümün parças› de¤ilsek, sorunun parças› oluruz. Yani neresinden bakarsak bakal›m devrim herkesten önce kendimiz için bir zorunluluktur. Ezilenler cephesinde yer ald›¤›m›z için de halkla ç›karlar›m›z ortakt›r. Dolay›s›yla halkla beraber, yan yana, onlarla birlikte olmal›y›z. Yoksa onlar ad›na, onlar için, onlar›n önünde de¤il, halka “lütufta bulunarak” de¤il. E¤er bak›fl aç›m›z böyle olursa kitleler ça¤r›lar›m›za, emeklerimize yan›t vermedikleri zaman “bunlar için de¤mez” sonucuna varaca¤›m›za “baflka türlü nas›l anlatabilirim, nas›l yapabilirim, nerede yanl›fl yap›yorum” sorular›n› sorar›z. Çünkü ne olursa olsun ça¤r›lar›m›z›n kitlelerde yank› bulmas› gerekir zira onlar olmadan devrim olmaz ve devrim olmak zorunda. E¤er soruna böyle yaklaflmazsak kitlelere güven noktas›nda s›k s›k sorunlar yaflar›z. Çünkü s›n›f mücadelesi düz bir seyir izlemez, yengi-yenilgilerle, iniflç›k›fllarla doludur. Sa¤lam bir duruflumuz yoksa her yol ayr›m› bizden bir fleyler götürür. Belki bir tek olay bizi o kadar etkilemez ama süreklilik oldu¤u zaman suyun yata¤›n› afl›nd›rmas› gibi bizi afl›nd›r›r. Duruma bir son verene kadar da mücadelede pamuk ipli¤ine ba¤l›, zay›f duruflumuz devam edecektir. Bu e¤reti durufl bir yerde kendini bitirir.


21

41 “Truva” filminde ünlü kahraman Aflil’in annesi savafla kat›l›m noktas›nda karars›z kalan o¤luna flunlar› söylüyor: “E¤er bu savafla kat›lmazsan yaflamaya devam edersin; evlenirsin, çocuklar›n olur, onlar›n da çocuklar› olur. Hepsi ölünceye kadar seni an›msarlar ve severler. Ama ondan sonra unutulursun. E¤er bu savafla kat›l›rsan ölürsün ama insanl›k tarihi binlerce y›l seni unutmayacak, kahraman olacaks›n” ‹nsano¤lu bu çeliflkiyi binlerce y›ld›r yafl›yor. Yaflamak daha do¤rusu rahat yaflamak ile insanca yaflamak aras›nda tercih yapma sorunu da hep gündemde oldu. Aflil sonunda savafla kat›lmay› tercih etti ve biz bugün hala ondan söz ediyoruz. Biz de böyle bir tercih yapt›k. Bu olumlu, devrimci bir ad›md›r. Ama bu karar› verdikten sonra hala geride kalanlardan tam kopamam›flsak, her zorlukta gözlerimiz arkada kalanlara dönüyorsa yani geride “yak›lmayan gemilerimiz” varsa;

tam olarak, her fleyimizle bulundu¤umuz yere ait olma noktas›nda sorun yaflar›z. Çünkü o gemiler zay›f düfltü¤ümüz anlarda bizi al›p, terk etti¤imiz o köhne düzene, “rahat yaflama” geri götürmek üzere beklemektedir. Büyük bir karar vermiflizdir ama yeterince büyük düflünemiyoruz demektir. Geride b›rak›lan ailemiz, mesle¤imiz, olanaklar›m›z her zorlukta umut ›fl›¤› olabiliyorsa bizim için demek ki düfllerimiz hala çok küçük. O zaman ne istedi¤imizi, neden istedi¤imizi bir kez daha sorgulamal›y›z. Yoksa ne içinde oluruz çemberin ne de d›fl›nda. ‹çinde olmak da d›fl›nda olmak da mutlu etmez bizi. Bunal›m yaflar›z oysa devrimcilik bunal›mlar›, s›k›nt›lar›, çeliflkileri çözmek yaflama alternatif olmak buna paralel de mutlu olmakt›r. Yaflam›n ak›fl› içinde olup bitenlerin nedenlerini ve sonuçlar›n› bilebilmenin bunlar› aç›klayabilmenin getirdi¤i mutluluktur bu. Sorunlarla karfl›laflmak ve onlar› çözmekten mutluluk duymaya bafllad›¤›-

PUSULA ÖNDE GELEN GÖREV‹M‹Z S›n›f bilinçli proleterler s›n›f bilincini derinlefltirdi¤i ölçüde kendi s›n›f ç›karlar›n›n savafl›m›n› daha güçlü sürdürecektir. S›n›f bilincinin derinleflmesi, tutarl› bir önderlik görevinin yerine getirilmesiyle kazan›l›r. S›n›f savafl›m›nda iflçi s›n›f›n›n en ileri örgütü olan Proletarya Partisi’ni korumak ve gelifltirmekle bafllayan görev, s›n›f bilinçli proleterlerin en önde gelen görevidir. Bu önde gelen görevin baflar›lmas› bir dizi ö¤eyi içerir. Ancak bugün öne ç›kan ve baflar›lmas› gereken temel görev; parti komiteleri ve parti militanlar›n›n önlerine konan merkezi ve alan önderli¤inin politik kararlar›n›n lay›k›yla ve baflar›yla yerine getirilmesidir. Bu görev baflar›ld›¤› ölçüde parti korunup gelifltirilir, önderlik bilinci derinleflir. Görev ve çal›flmalar, yap›lmas› gerekenler somutland›¤› oranda partiyi koruma ve gelifltirme görevi somutluk kazan›r. Parti komiteleri s›n›f savafl›m›n›n mücadele kurmaylar›d›r. Kurmaylar, s›n›f savafl›m›nda bilinç ve sorumluluk yetene¤iyle, tecrübe ve deneyimle donand›kça devrimin örgütlenmesi güç kazan›r. Parti komitelerinin sorumluluk bilinci yönetici olma misyonu artt›¤› ölçüde gerçek anlamda önderlik misyonunu oynayabilir ve merkezi ve alan önderli¤inin politik kararlar›n› lay›k›yla ve baflar›yla yerine getirebilir. Partinin önderlik düzeyinin art›r›lmas› demek, parti komitelerinin önderlik düzeyinin ve yetene¤inin art›r›lmas› demektir. Komiteler önderlik misyonunu oynad›kça, parti bir bütün olarak s›n›f savafl›m›nda güçlü mevziler kazan›r, ileri do¤ru ad›mlar atar gerçek anlamda önderlik rolünü oynayabilir. Gerilik ve yetmezlik yaflayan, örgüt olma misyonunu ve örgüt olma hareketini yaratamayan komiteler var oldu¤u sürece parti geliflemez ve korunamaz. Komiteler öncelikle alan önderli¤i olma bilincini ve bütüne karfl› sorumluluk tafl›ma sorumlulu¤unu gelifltirecek çal›flmalar üze-

rinde yo¤unlafl›p yaflad›¤› eksikli¤i gidermelidir. Sorumlu olma bilinci demek, sadece yürütülen faaliyetten ve sorumlu olunan alandan de¤il; partinin bütün faaliyetlerinin örgütlenmesinden, çal›flmalar›ndan ve sonuçlar›ndan bir bütün olarak sorumlu olmak demektir. Bu bilincin bugün bütünlüklü olarak olufltu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Baz› komitelerde bu bilinç belli bir düzeye ve geliflime varm›flken, baz› komiteler yaflad›klar› gerili¤i bir bütün olarak olmasa da belli düzeyde sürdürmektedir. “Semt ve kitle örgütlerindeki çal›flmalar parti politikalar›m›zla uyumlu ele al›nmamaktad›r. Son dönemde demokratik alanda gerçekleflen kitle gösterileri karfl›s›nda gösterilen genel duyars›zl›k bu yanl›fl ele al›fllar›n ürünüdür. Semt örgütlenmemizin demokratik alandaki çal›flmalar› küçümsemesi, bunlara kat›lmamas› genel ilkelerimizle uyumlu de¤ildir. Semtlerdeki çal›flmalar demokratik alandaki mücadeleden ayr› ele al›nmamal›d›r. Yine kitle örgütlerinde öteden beri oluflmufl olan ve esasen partimizin genel yaklafl›m›yla örtüflmeyen tutumlar üzerinde durulup düzeltilmedikçe bu alanda ilerleme sa¤lamak mümkün olmayacakt›r. Bu konularda özel bir yo¤unlaflmaya ihtiyaç oldu¤u aç›kt›r. Kitle örgütlerindeki kitle inisiyatifinin a盤a ç›kar›lmas› ve örgütlenmenin bunun üzerinde oluflturulmas› anlay›fl› mevcut örgütlenmelerde esasen oluflmufl ve benimsenmifl de¤ildir. Kitlelerin gerçek sorunlar›n›, taleplerini, çeliflkilerini tart›flamad›klar› örgütlenmeler, kitle örgütü niteli¤ine sahip olamazlar. Bugün demokrasi mücadelesinde öne ç›kan, halk›n devrimci mücadelesinde devrimci, ilerici olan belli bafll› kitle örgütlerinin çal›flmalar›yla semtlerdeki çal›flmalar›m›z birlefltirilebilmelidir. Bu sayede hem örgütlerimizin kitleselleflmesi yönünde sa¤lam bir ad›m at›lm›fl olacakt›r ve hem de kitle hareketinin siyasal seviyesinin yükseltilmesi, kitlelerini politik olarak e¤itilmesi sü-

10-23 Şubat 2006 m›z zaman devrimcileflmeye bafllam›fl›zd›r. Çünkü yaflam çeliflki; çeliflki ise birlik ve mücadeledir. Birlik geçici ve görelidir esas› mücadeledir. Sorunlardan kaç›yorsak yaflamdan, canl›l›ktan kaç›yoruz demektir. Çeliflki bizi mutsuz ediyorsa, hayatta mutlu olamay›z. Çünkü hayat çeliflkidir. (Nerede olursak olal›m fark etmez.) Unutmayal›m ki tek bafl›m›za yaflam›yoruz, kolektifin bir parças›y›z. Sorunlar›n tan›mlanmas›ndan çözümüne kadar her aflamada kolektiften, yoldafllardan yard›m almak, onlarla birlikte yürümek bizi güçlendirecektir. Tek bafl›m›za her sorunu çözemeyebiliriz. Zaten böyle olmazsa kolektifi yeterince hissetmek mümkün olmaz. Biz kolektife aitiz oradan baflka bir yaflam›m›z yok. Bizim evimiz, ailemiz, her fleyimiz buras› o halde sorunlar›m›z, zaaflar›m›z, mutluluklar›m›z, kederlerimiz her fley ama her fley yoldafllarla paylafl›lmal›. Mücadeleyi ve mutluluklar› büyütebilmek; eksikleri, zaaflar›, sorunlar›, ac›lar› da kü-

recine partimizin aktif kat›l›m› sa¤lanm›fl olur. Örne¤in tutsak yak›nlar›n›n örgütlenmesi ile semt çal›flmalar› bütünlefltirildi¤inde, semtlerdeki çal›flmalar›n politik görevleri daha da belirginleflecek, tutsaklara, tutsak yak›nlar›n›n mücadelesine gereken destek böylece daha da güçlü sunulmufl olacakt›r.” Devrimci çal›flmalar› bir bütün olarak ele ald›¤›m›zda karfl›m›za ç›kan tablonun bütün oldu¤unu, parçalara s›k›flt›r›p, s›n›rland›r›lamayaca¤›n› görebiliriz. ‹flçi s›n›f› içindeki çal›flmadan semt komitesinin sorumluluk duymas›, semt çal›flmalar›ndan DKÖ komitesinin sorumluluk duymas›, yay›n faaliyetinden DKÖ komitesinin sorumluluk duymas› k›saca her faaliyet alan›nda örgütlenen bütün devrimci çal›flmalardan parti komitelerinin bütünün sorumluluk duymas›. Elbette ki her komite öncelikle kendi faaliyet alan›nda örgütlenen çal›flmalardan ve sonuçlar›ndan sorumludur. Ancak örgüt olma, bir bütün olma, tek bir adam gibi davranma zorunlulu¤u, s›n›f bilinçli proleterlerin önüne bütün komite faaliyetlerinden sorumlu olma bilincini, ortak çal›flmalar örgütleme bilinç ve görevini gelifltirmeyi koyuyor. Var›lmas› gereken bilinç düzeyi bütünlüklü olmal›d›r. Sorumluluk duymak, salt duygu ve duyarl›l›kla s›n›rland›r›lan bir kavram olarak belirlenip anlafl›lamaz. Somut görevlerin ve çal›flmalar›n yerine getirilmesiyle, sorumluluk bilinci somutluk ve gerçeklik kazan›r. Bu olmadan komite olma, örgüt olma, önder olma bilinci yarat›lamaz. Komiteler, kendi iç örgütleme ve düzenleme çal›flmas›n› kitleleri e¤itme örgütleme ve savaflt›rma çabalar›yla birlefltirdi¤i ölçüde komite olma bilincini gelifltirir. Devrimci prati¤i örgütledi¤i kendi eksikli¤ini yenip, yetmezli¤ini afl›p, müdahale etmesi gerekti¤i faaliyetleri ustaca ve bilinçlice örgütledi¤i düzeyde yönetici olma misyonunu gelifltirir, bir örgüt olma duruflunu sa¤lamlaflt›r›r. S›n›f savafl›m›n› örgütleme prati¤indeki yetersizlikler hatal› tutumlar, müdahale edilmeyen hantall›klar, kendi halinde b›rak›lan üstüne gidilip çözülmeyen pratik ve örgütsel sorunlar giderilip, sa¤lam ve disiplinli geliflmifl bir örgüt yarat›ld›¤› oranda komite gerçek misyonunu oynayabilir. Komiteler; faaliyet alan›nda yaflanan

çültebilmek –yok etmek- için…. Ama iç çeliflkinin belirleyici oldu¤unu, biz istemedi¤imiz ve çaba göstermedi¤imiz sürece tafltan civciv ç›kamayaca¤›n› da unutmadan…. Sonuç olarak mücadelede sa¤lam bir durufl sergileyemiyorsak, bugün dünden daha ileri bir noktada de¤ilsek, görevlerimizi olmas› gerekti¤i gibi yapam›yorsak, yeterince mutlu de¤ilsek; dönüp durdu¤umuz zemine, zaaflar›m›za, bizi güçsüz düflüren zay›f yanlar›m›za, hatalar›m›za tekrar sorgulay›c› bir gözle bakmam›z gerekiyor. Ve “Hatalardan ar›nma süreci ayn› zamanda bir inceleme, ö¤renme ve ilerleme sürecidir. ‹nceleme tarz›m›z›n düzeltilmesi, çeliflkilerin çözülmesindeki yöntemimizin düzeltilmesini de içerir. Öyleyse yapmam›z gereken fley hatalar›m›z›n, eksikliklerimizin dayand›¤› zaaflar› ortaya koymak olmal›d›r… Hatalar›n yada eksikliklerin belirlenmesi ne oldu¤umuz ve hedeflerimizle iliflkilidir.” geliflmelere, yanl›fll›klara karfl› bilinçli, çözücü ve birlefltirici müdahale ederek, geliflim düzeyini art›r›r. ‹deolojik-politik-örgütsel yanl›fll›klar ve olumsuzluklar zaman›nda ve yerinde müdahale edilip partinin ve devrimin temel ilkeleri do¤rultusunda düzeltilmedi¤i zaman “var olan olumsuzluklar” olarak kald›¤› sürece, burjuvazi yaflam bulur ve geliflir. Müdahale edilmeyen “iç” ve “d›fl” sorunlar de¤ifltirilip dönüfltürülmeyen her yetmezlik, her olumsuzluk proletaryan›n karfl›t› olan, burjuvazi olarak varl›¤›n› korur ve sürdürür. Her olumsuzluk ve eksiklik s›n›f mücadelesinin bir parças› olarak kavranmal›d›r. Olumsuzluk ve yetmezlikler “özel sorunlar, kiflisel sorunlar, basit sorunlar” olarak alg›lanamaz, her sorun s›n›f savafl›m›n›n bütünlük içinde bir parças›d›r. Böylesi bir düflüncenin parti içindeki varl›¤› küçük burjuvazinin parti içinde varl›¤›n› sürdürmesinin, büyüyüp, geliflmesinin zeminidir ve proletaryan›n s›n›f savafl›m›na yo¤unlaflmas›n› engeller. Geliflmelere, yanl›fll›klara karfl› müdahale etmede görülen hantall›klar, bu hantall›klar›n boyutlanmas›na karfl›n olumsuzluklar›n varl›¤›na gösterilen tahammül baz› komitelerde belirginleflen eksikliklerdir. Yaflanan baz› olumsuzluklar›n karfl›s›nda gösterilen hantall›k ve müdahalesizlik, komite olma, örgüt olma, önder olma bilincini zay›flat›r. S›n›f mücadelesine yo¤unlaflmaya engel olan sorunlar ve bunlara müdahaledeki eksiklikler e¤er mücadelenin bir parças› olarak de¤erlendirilemezse, özel konular gibi ele al›n›p çözüm aran›rsa bu sorunlar›n karmafl›klaflmas›na yol açar. Komitenin kendi eksikliklerine yo¤unlaflmas›, d›fl›ndaki sorunlara yaklafl›m›ndaki yetersizliklerini görmesi, bunlar› gidermesi ile ilgilidir. Komitelerin bütünü, ortak bir önderlik bak›fl aç›s›n› gelifltirmekle, parti bütününden sorumlu olma bilincini tafl›makla, komite olma örgüt olma ve önder olma bilincini gelifltirir. “Sorumluluk kazanmak, deneyim edinmek, yönetici olma misyonunu gelifltirmek bir örgüt yaratmak görevi ile bütünlefltirilmelidir. Komitelerin bu görevi kavramas› kendisindeki bir dizi eksikli¤i görmesi ve daha da önemlisi yenmesiyle mümkündür.”


22

10-23 Şubat 2006

41

Dünya Sosyal Forumu’nda Chavez damgas›

Brezilya’daki üçüncü y›ll›k toplant›s›ndan sonra dünya turuna ç›kan Dünya Sosyal Forumu geçti¤imiz y›l Hindistan’dayd›. Bu y›l ise üç ayr› bölgede yapmay› planlad›¤› toplant›lardan Orta Bat› Afrika ülkesi Mali’nin baflkenti Bamako’da ve Venezüella’n›n baflkenti Caracas’taki toplant›lar› sona ererken, sonuncu toplant› ise Hindistan Karaçi’de yap›lacak. Her ne kadar üç bölgeye ayr›lm›fl olsa da DSF’nin ana gövdesi ve tart›flmalar›n›n oda¤› Venezüella’dayd›. On binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir yürüyüflle bafllayan y›ll›k toplant› 24-29 Ocak tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Toplant›n›n program› alt› temel bafll›ktan olufluyordu. Program›n temel maddeleri aras›nda dikkat çeken en önemli nokta ise ne Irak’taki iflgal ne de buna karfl› direniflin olmamas›yd›. Bu dikkat çekici yöne ra¤men Irak ve iflgal gerçekli¤i tabi ki Forum’da tart›fl›ld›. Ancak program› haz›rlayanlar›n dikkatinden kaçm›fl olacak ki bu süreç, programda yer alamam›fl, özellikle de direnifl boyutu. Forum’da anti-emperyalist mücadele ça¤r›s› ve sosyalizm vurgusu yapmak ise anti-ABD’ci ancak di¤er yandan Avrupal› emperyalistlerle s›k› iliflkiler içindeki Chavez’e düflmektedir. ‹flçi ve emekçi halk›n gücüne, anti-emperyalist mücadeledeki rolüne güvenmeyenlerin son s›¤›na¤› Chavez’in de maskesi Lula gibi (belki daha geç, ama mutlaka) düfltü¤ünde anti-em-

peryalist cephenin önderli¤i misyonu bakal›m kime yüklenecek? Geçmiflte Brezilya ‹flçi Partisi ve onun lideri Lula’n›n kanatlar› alt›nda toplant›s›n› gerçeklefltiren DSF’nin bu kez de Chavez’in kanatlar› alt›na girmesi dikkat çekiciydi. Forum boyunca Chavez propagandas› hakim olurken, bu durum Sosyal Forum içindeki kimi güçleri dahi rahats›z etti. Kendilerini “Dünya Sosyal Forumu’nun art›k onlar› temsil etmedi¤ini düflünen serbest fikirli solcular, komünistler ve anarflistler” olarak nitelendiren bu grup, “Alternatif Sosyal Forum” düzenlediler. Sosyal Forum’da tek tart›flma bu da de¤ildi. Chavez’in etkisinden rahats›z olan Frans›z ve Brezilyal› örgütler aras›nda da “karfl›tl›klar” ç›kt›¤› ifade ediliyor. Paris Politik Araflt›rmalar Enstitüsü sorumlusu Alfredo Valladao kendisiyle yap›lan röportajda, Forumun Chavez taraf›ndan “t›pk› Porto Alegre’de Lula’n›n ‹flçi Partisi taraf›ndan yap›ld›¤› gibi” biraz propaganda arac›na dönüfltürüldü¤ünü söylüyor. Valladao çok aç›k konuflarak “burada görülmesi gerek, Forum’un büyük oranda Venezüella hükümeti taraf›ndan finanse edilmemesi durumunda gerçekleflmeyece¤idir. Chavez’in bundan yararlanmas› kesin, ama s›n›rl› bir yarar” diyor. Yani paray› veren düdü¤ü çalar esprisi burada da geçerlili¤ini koruyor. (Ama s›n›rl›, ama de¤il).

Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi Chavez’e anti-emperyalist payesi biçerek, hatta daha ileri gidip aç›ktan ya da alttan alta 21. yüzy›l›n sosyalizminin temsilcisi ilan edenler için bu durum pek de bir sorun yaratmamaktad›r do¤al olarak. Yine de Chavez’in nas›l bir “anti-emperyalist” oldu¤unu gerçekten görmek durumunda kald›klar›nda bu durumdan nas›l “çark edecekleri” ise ayr› bir merak konusu. Sosyal Foruma dönersek, bu konuda Sosyal Forumun niteli¤i, içeri¤i ve gelece¤i üzerinde oluflan farkl› yaklafl›mlara karfl›n, bu örgütlenmeyle ilgili iki ortak paylafl›lan nokta oldu¤u (bizim taraf›m›zdan de¤il) bu örgütlenmeyi savunanlar taraf›ndan dile getiriliyor. Bunlardan özellikle biri çok “ilgi çekici”. Sosyal Forumun farkl› bir küreselleflme mümkün ve gereklidir düflüncesinin yaflama geçmesi ve yayg›nlaflmas›na çok önemli katk›da bulunmas›. Asl›nda bunu biz bafl›ndan beri söylüyor ve en önemli elefltirimizi de bu noktadan getiriyorduk. Yani emperyalizmin 90’lar›n sonlar›ndan itibaren kulland›¤› ve özünde dünya halklar›n› uyutman›n arac› olan “küreselleflme” masal›n›n makyajlanarak “kabul edilebilir” hale getirilmesi. Evet Sosyal Forum da, baflka bir küreselleflmenin mümkün oldu¤unu söylüyor özünde. Yani emperyalizmin ortadan kald›r›lmas› gibi bir hedefi ortaya koymamas› en önemli açmaz›n› oluflturuyor. Bu sorundan “zaten sosyal forum bir tart›flma, iletiflim vb. için kurulmufl bir platform” denilerek kaç›lamaz. Sosyal Forum’un yada benzer örgütlenmelerin emperyalizmi ortadan kald›rmak gibi bir misyonu olmad›¤›n›/olamayaca¤›n› biz de biliyoruz. Böylesi önemli bir misyonun nas›l yerine getirilece¤ini en iyi devrimciler bilir/bilmelidir. Ancak dünya halklar›n›n yaflad›¤› sorunlar›n çözümü olarak dahi böyle bir yönelimi ortaya koymamas›, dahas› emperyalizmi daha flirin hale nas›l getiririmin tart›flmas›n› yapmas› gerçek niteli¤ini a盤a ç›karmaktad›r. Ayn› tarihlerde Davos’ta yap›lan Dünya Ekonomik Forumu’nun gündemlerinde de ayn› vurgunun yap›lmas›n› ise yorumsuz geçelim.

AEG iflçileri iflverenin sadakas›n› ret etti! Nürnberg’de faaliyetini sürdüren AEG firmas›, bundan birkaç ay önce iflyerini 2007 y›l›na kadar, daha düflük ifl gücünün bulundu¤u ‹talya ve Polonya’ya tafl›ma karar› alm›fl, bu durumdan etkilenecek olan 1700 iflçi ise bu karara tepki olarak direnifle geçmiflti. ‹flçilerin bafll›ca talepleri aras›nda ise, fabrikan›n tafl›nmas› durumunda alacaklar› tazminatlar›n miktar› vard›. ‹flveren, bir y›ll›k tazminat› ayl›k kazanc›n %70’i gibi, çok düflük bir miktardan hesaplama gayretindeyken, iflveren ile görüflmeleri sürdüren IGM Sendikas›, bu miktar›n en az y›lda üç ayl›k maafl› kapsamas›n›, 53 yafl›n üzerindeki iflçilere ise, tam maaflla erken emeklilik düzenlemesi getirilmesini talep etmifllerdir. IGM Sendikas›, böyle bir ifl yerinin tahliyesinin nor-

mal koflullarda 400 bin Euro’ya mal olmas› gerekirken, iflverenin bunun 100 bin Euro’ya getirmeye çal›flt›¤›n› söyledi. IG Metall Sendikas› temsilcileri geçti¤imiz Cuma iflverenle yapt›klar› görüflme sonucu, iflverenin düflük tazminatta ›srar etmesi üzerine, bunu ret etmifl ve kapsaml› bir sosyal ücret anlaflmas› talep etmifltir. ‹flçilerin sürdürdü¤ü grevin ise devam edece¤i duyurulmufltur. Sendika ile AEG temsilcileri aras›ndaki görüflmelere Cumartesi günü de devam edilece¤i ve sosyal ücret anlaflmas› için yap›lan görüflmelerin sadece iflten ç›kar›lma tehdidi alt›ndaki 1700 kifliyi de¤il, yan kurulufllarda çal›flan 400 kifliyi de kapsayaca¤› gelen bilgiler aras›ndad›r.

GUANTANAMO, ÖLÜM KOKUYOR ABD emperyalizminin Küba’da bulunan Guantanamo’daki yasad›fl› askeri üssünde açl›k grevinde olan iki Yemenli savafl esirinin ölüm s›n›r›nda oldu¤u aç›kland›. Tutsaklar›n haklar›n savunan Reprieve Grubunun yapt›¤› aç›klamaya göre Yemenli tutsaklar Abu Bakah al-Shamrani ve Abu Anas’›n yüksek miktarda kilo kayb› yaflad›¤› ve güçten tamamen düfltü¤ü belirtiliyor. Avukatlar Al-Bhamrani’nin 32 kiloya düfltü¤ünü ifade ettiler. Avukatlar, sözde izolasyon hücrelerinden meydana gelen Eko Kamp›n›n tutsaklar› zorla besleme kurulufluna dönüfltürüldü¤üne dikkat çekerken, yine ayn› yerde kalan ‹ngiliz vatandafl› Shaker Aamer isimli tutsa¤›n durumunun da 2 Kas›m’dan bu yana sürdürdü¤ü açl›k grevi nedeniyle kötüleflti¤i bildiriliyor. Geçti¤imiz Aral›k ay›nda askeri yetkililer 84 tutsa¤›n açl›k grevinde oldu¤unu aç›klam›fllard›. Avukatlar ise bu say›n›n çok daha fazla oldu¤unu söylüyorlar. KENYALI AÇ ÇOCUKLARA KÖPEK MAMASI! Yüzy›llar boyu sömürgecilerin ya¤mas›na, talan›na ve köle ticaretine sahne olan, günümüzde ise çeflitli emperyalist güçlerce yeralt›-yerüstü zenginlikleri ele geçirilen ve halk› yoksullu¤un sefaletin, açl›¤›n pençesine itilen birçok Afrika ülkesinden biridir Kenya. Kenya’da 3,5 milyon insan sürekli açl›k çekmektedir. Açl›ktan meydana gelen ölümler ise, yine birçok Afrika ülkesinde oldu¤u gibi, burada da ola¤an bir durumdur. Yeni Zelandal› bir ifl kad›n›, Kenya halk›n›n çekti¤i bu açl›ktan çok “etkilenerek” Kenya hükümetine bir “yard›m” önerisi götürüyor. Bu “yard›m” ise, açl›k çeken çocuklara köpek mamas› göndermek! Kendisi köpek mamas› üreticisi olan bu iflkad›n›, Kenyal› yetkililerin öfkeyle karfl›lad›¤› bu önerisinde ne kadar ciddi oldu¤unu ispatlamak için, bu mamalar› kendi çocuklar›n›n kahvalt›lar›na da ekledi¤ini söylemifl! Kenya’daki birçok kuruluflun tepkisini çeken ve Kenya halk›na hakaret olarak getirilen bu öneriyi, g›da bilimcileri, insanlar›n sindirim sistemleri ile köpeklerinki aras›ndaki farktan dolay› bile mümkünü olamaz bir fley olarak görürken, son haftalarda 40 kiflinin açl›ktan yaflam›n› yitirdi¤i Garissa Provincal hastanesinin baflhekimi ise flöyle özetliyor: “‹¤renç ve korkunç!” Ancak “yard›msever” ifl kad›n› önerisindeki ›srar›n› koruyor ve köpek mamalar›n›n “ek g›da” olarak tan›mlanmas› durumunda, haz›rda bekletti¤i 6 bin “acil yard›m paketini” Kenyal› aç çocuklara göndermeyi umuyor! K›sacas›, emperyalizmin sömürü ve talan düzeninin açl›ktan ölüme mahkum etti¤i Kenyal› çocuklar, yine emperyalizmin ahlak›na uygun bir biçimde açl›ktan kurtar›lmaya çal›fl›l›yorlar!


23

41

Emperyalist Davos Zirvesine Hay›r

Emperyalistlerin her y›l ‹sviçre’nin Davos flehrinde yapt›klar› toplant›lar› bu y›l da 25-28 Ocak tarihleri aras›nda yap›ld›. Bu Zirve’nin ‹sviçre’nin Davos flehrinde yap›lmas›n›n elbette nedenleri var. Birincisi stratejik bak›mdan buraya ulaflmak oldukça zor. ‹kincisi de dünyaca ünlü turistik oteller ve toplant› salonlar›n›n bulundu¤u alanlar burada oldukça fazla. Ancak yap›lacak toplant›lar› protesto etmek için bir araya gelen DKÖ’ler tüm bunlara ra¤men zirveyi protesto etmeye de-

vam ediyor. Basel flehrinde yap›lan yürüyüfl 28 Ocak günü saat 14:00’te Basel Barfiks Platz’da bafllad›. Ve saat 16:00’da Klaraplatz’da sona erdi. Bu yürüyüfle ‹sviçreli örgütlerin yan› s›ra Türkiyeli örgütler de kat›ld›. Yaklafl›k olarak 2500 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl oldukça canl› geçti. Almanca “Emperyalist Davos Zirvesi’ne hay›r” ‹T‹F ve YDG pankartlar›n›n yan› s›ra befl ustan›n resimleri de kortejin en önünde yer ald›. AT‹K, ILPS flamalar› da korteje renk katt›.

HKP(M) gerillalar›ndan eylem Hindistan gerici hükümetinin Hindistan Ba¤›ms›zl›k Günü kutlamalar› yapt›¤› 26 Ocak’ta Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’e ba¤l› gerillalar yapt›klar› eylemlerle Hindistan halklar›n› ba¤›ms›zl›k gününü boykot etmeye ça¤›rd›. Hindistan hükümetinin bu y›l 57. y›l›n› kutlayaca¤› ba¤›ms›zl›k günü kutlamalar› öncesi genifl güvenlik önlemlerini ald›¤› gözlemlenirken Hindistan Ordusu’nun 7 Eylül’de bafllatt›¤› operas-

Komünizm bir suç de¤il insanl›¤›n gelece¤idir, Avrupa Parlamentosu komünizmi yarg›layamaz! Avrupa Parlamentosu Siyasi ‹fller Komitesi Komünizm’i totaliter rejimler aras›na alma ve uluslararas› çapta k›nama yasa tasar›s› Avrupa Parlamentosu’nda görüflülece¤i gün 25 Ocak 2006 tarihinde ‹ngiltere’deki AB Enformasyon Bürosu önünde bir eylem yap›larak protesto edildi. AB, bu karar tasar›s›yla Nazi dehfletine karfl› Sovyetler Birli¤i ve Komünist Partinin rolünü inkâr etmekte ve tarihi çarp›tmaktad›r, ayn› zamanda bu tasar›yla birlikte kendileri için bir tehlike halini alabilecek olan Komünizm’e karfl›, s›n›f mücadelesini bu anlamda tasfiye etmeyi ve engellemeyi hedeflemektir.

Evrensel Bak›fl ISLAHNA MO YIKAUN FIL ARD! (S‹LAHLARIMIZ YERE DÜfiMEYECEK!) Filistin’de on y›l sonra yap›lan parlamento seçimlerini birçok yönden okumak, de¤erlendirmek ve sonuç ç›karmak mümkün ve gerekli. Ancak neresinden bakarsan›z bak›n, hangi bak›fl aç›s›yla yorumlarsan›z yorumlay›n ve sonuçta hangi argümanlar› kullanarak ifade ederseniz edin; Filistin halk›n›n dilinden ulaflaca¤›n›z nokta yaz›n›n bafll›¤›nda görülüyor: Silahlar›m›z yere düflmeyecek! Kat›l›m oran›n›n % 70 civar›nda oldu¤u Filistin seçimlerinde 132 üyeli parlamentoda Hamas (‹slami Direnifl Hareketi) 74, seçimden önce yönetimde olan El Fetih 45 ve FKHC (Filistin Halk Kurtulufl Cephesi) 2 sandalye kazand›. Sonuçlardaki rakamlar aras›ndaki bu büyük fark, meselenin tesadüf yada ufak tefek taktik hatalara ba¤lanamayaca¤›n› gösteriyor. Hamas’›n seçimlerden zaferle ç›kmas›, örgütün Filistinlilerin talep ve istemlerini do¤ru bir flekilde okumas›na ba¤lanabilir. Nedir Filistinlilerin talepleri? Birincisi, (tüm iflgal alt›ndaki ülke halklar› gibi) iflgale ve ABD destekli ‹srail Siyonizmine karfl› direnifl ve iyice dibe vuran yaflam koflullar›n›n düzeltilmesi. Hamas’›n, kuruldu¤u 1987 y›l›ndan bu yana faaliyet gösterdi¤i iki alan da bu taleplerle örtüflüyor. Hamas bir yandan iflgalin yaratt›¤› ve El Fetih’in de bafl›bofl b›rakarak büyüttü¤ü Filistinlilerin okul, hastane vb. ihtiyaçlar› temelinde sosyal programlar uygulayarak, yönetimden önce halk

içinde iktidar›n› kurma yönelimiyle hareket ederken, di¤er yandan kendisine ba¤l› ‹zzeddin El Kassam Tugaylar›yla ‹srail iflgaline karfl› silahl› direnifli örgütlüyor. Özellikle 2. ‹ntifada döneminin baflaktörü olan örgüt, Filistinlilerin güvenini kazanm›fl durumda. Ki nitekim sand›ktan ç›kan sonuç da bunu gösteriyor. Bunun yan›nda yönetim içindeki yolsuzluklar da öylesine ayyuka ç›km›flt› ki, sadece son birkaç y›l içinde 700 milyon dolar›n zimmete geçirildi¤i ve israf edildi¤i ifade ediliyor. Hamas da seçim slogan› olarak seçti¤i “De¤iflim ve Reform” söylemleriyle Filistin halk›n›n isteklerine yan›t olmay› baflard›. Hamas’›n tüm faaliyetleri bir yana; esas olan mevzu, ‹srail Siyonizminin iflgaline karfl› hep direnifl çizgisinde olmufl; çocu¤u, genci, yafll›s›yla direnifl cephesinde yer alm›fl Filistin halk›, sand›k bafl›nda da bu cephedeki yerini teyit etmifl ve y›llard›r yapt›¤› gibi yine dünya halklar›na kurtuluflun yolunun silahl› mücadeleden geçti¤ini -bu kez- seçim sand›¤›yla da göstermifltir. Filistin seçimlerindeki temel olan bu yönün d›fl›nda, Hamas’›n ‹slami devlet kurma hedefi de önemli bir noktadad›r. Filistin halk› yukar›da bahsetti¤imiz gibi direnifl cephesinde yer alan bir örgütü yönetime tafl›rken, bu örgütün niteli¤ini es geçmek mümkün de¤ildir. Dün, Yeflil Kuflak Projesi çerçevesinde sosyalizme karfl› emperyalizm taraf›ndan beslenen ‹slami hareketler (özellikle böl-

10-23 Şubat 2006 yonlara ra¤men HKP(M)’ye ba¤l› 60 kiflilik bir gerilla birli¤i 3 farkl› demiryolu ve bir polis karakoluna düzenledi¤i sald›r› sonucu tren seferleri iptal olurken, gerillalar karakol bask›n› s›ras›nda polislerin silahlar›na el koydu. Öte yandan 1950 y›l›ndaki ilk Hint anayasas›n›n kutlamalar›n› yapan Hindistan devleti, bu y›lki kutlamalar›nda ordusunun bütün tümenlerinden oluflan gruplarla kat›ld› ve en son teknoloji füzelerini denedi.

Buna karfl› alta imzas› bulunan ‹ngiltere’deki kurumlar; Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K) ‹ngiltere Komitesi, Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVEG-Kon)-Londra, K›br›s Sosyalist partisi-Londra Dayan›flma Derne¤i, K›br›s’ta Sosyalist Gerçek-Londra Dayan›flma Derne¤i, Dünya Halklar› Direnifl Hareketi (WPRM), Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) bir protesto eylemi örgütledi. Eyleme saat 14:00’de baflland›. Yap›lan protesto eyleminde, “Kahrolsun emperyalizm”, “Kahrolsun faflizm”, “Yaflas›n komünizm” sloganlar› hayk›r›ld›. Ayn› zamanda Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun posterleriyle birlikte, Komünizmin halklar cephesinde gönüllere nas›l kaz›nd›¤› gösterilip, AB parlamentosu teflhir edildi. (‹ngiltere ‹flçi-köylü okurlar›)

gede) bugün baflta ABD olmak üzere emperyalizmin “teröre” karfl› savafl›nda halka karfl› sald›r›lar›n›n bahanesi yap›lmaktad›r. Özellikle Büyük Ortado¤u Projesiyle Ortado¤u’yu tamamen kontrolü alt›na almak isterken (be¤enelim yada be¤enmeyelim) bu stratejiye ve sald›rganl›¤a karfl› direniflin önderliklerinin büyük ço¤unlu¤u radikal ‹slamc› kesimler taraf›ndan yap›lmaktad›r. Bu bir yandan halk›n bu kesimlere sempati ve kat›l›m›n› art›r›rken, di¤er yandan emperyalizmin sald›r›lar›n›n ideolojik zemini haline getirilmektedir. Son süreçte Lübnan’da Hizbullah’›n, M›s›r’da Müslüman Kardefllerin, son olarak Filistin’de yine Müslüman Kardefller gelene¤inden Hamas’›n yükselifllerini de bu temelde de¤erlendirmek gerekiyor. Baflta ABD ve bölgedeki jandarmas› ‹srail’e karfl› düflmanl›k, ‹slami hareketin y›ld›z›n› parlatmaktad›r. Yani bu durum, ayn› zamanda Ortado¤u halklar›n›n emperyalizm patentli BOP’a karfl› tepkisini ve reddini de yans›tmaktad›r. Filistin’de bu tepki, ayn› zamanda Filistinlilerin Oslo süreciyle birlikte bafllayan sözde bar›fl görüflmelerine olan tepki ve reddediflle birleflmektedir. Y›llard›r bu senaryoda baflaktörlerden biri olarak yer alan eski Filistin Yönetimi de bu tepki ve retten pay›n› alm›flt›r. Yani Filistinliler için Oslo süreci art›k sona ermifltir. Filistin ve bölge aç›s›ndan hal buyken, di¤er yandan ABD’den Almanya’ya ve Çin’e kadar tüm emperyalistler ve onlar›n BM gibi kurumlar› flok ve dehfletlerini gizleyemediler sonuçlar karfl›s›nda. Silahlar› b›rakmad›¤› ve ‹srail’i tan›mad›¤› sürece bu yönetimi tan›mayacaklar› ve maddi yard›mlar› kesecekleri ilk flok an›n›n tehditleriydi. Hamas, bu tehditleri restle yan›tlad›. Ama her iki taraf aç›s›ndan da durum gerçekten böyle mi, yada bu tav›r-

lar bu flekilde devam edecek mi? ABD daha önce de t›pk› Hamas’› ilan etti¤i gibi Arafat’› da, Mahmud Abbas’› da “terörist” ilan ederek asla masaya oturmayacaklar›n› söylemiflti. Ancak tüm sözde bar›fl görüflmelerinde bu isimleri muhatap ald›lar, yani sorun isimlerle de¤il kopar›lacak tavizlerde ve ba¤›ms›zl›k talebinin sürüncemede b›rak›lmas›nda. Di¤er yandan silahlar› b›rakmay› reddeden ancak ateflkesi sürdürme karar› alan Hamas’›n da bu çizgiye gelmesi zor de¤il. Daha önce ‹slami hareketlerin nas›l da emperyalizmin maflas› oldu¤una de¤inmifltik. Hamas aç›s›ndan bu sürece dahil olmamak için bir neden bulunmamaktad›r. ‹flte seçimlerin hemen ard›ndan Hamas liderlerinden baz›lar›n›n aç›klamalar›ndan örnekler. Musa Ebu Marzuk (Hamas Politbüro üyesi): “‹çtenlikle umuyoruz ki, Tanr›’n›n size (ABD-yn) bahfletti¤i üstünlü¤ü ve dürüst muhakemenizi kullanarak, iflgale son verilmesini talep edersiniz.” Mahmut Zehar (Hamas liderlerinden): “ABD’yi düflman görmüyoruz. Bölgede bar›fl›n anahtar›, Baflkan George Bush’un elinde. Bush’un adaleti tecelli ettirmesini istiyoruz.” Tüm bunlar›n d›fl›nda belki de en önemli sorun varl›¤›n› koruyor. Bir meclise ve yönetime sahip olsa da Filistin diye bir ba¤›ms›z ülkenin hala var olmad›¤›d›r. Yani seçilen yönetimin, çevresinde örülen duvar›n sürekli yükseldi¤i parça parça topraklardan baflka yönetece¤i bir ülke yok. Her fleyin ‹srail yönetiminin iznine ba¤l› oldu¤u bu topraklarda seçimler de, meclis de sonuçta masal olarak kal›yor. Bu noktada Filistin halk›n›n önünde silahl› mücadeleye sar›lmaktan baflka bir yol yok. Onlar bugüne kadar öyle yapt›lar, bundan sonra da öyle yapacaklard›r. Buna tarih tan›kt›r.


10-23 Şubat 2006

24

41

Üretmemek, yaflayamamak demek...

34 gündür direniflte olan (4 fiubat 2006 tarihi itibariyle) Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda yaklafl›k 700 iflçi iflsiz kalmakla yüz yüzeler. “‹flimize, ekme¤imize, fabrikam›za sahip ç›k›yoruz” diyen iflçiler omuz omuza verdikleri direniflin k›v›lc›m›n› çakt›lar. Ve bu k›v›lc›m her geçen gün daha da büyüyen bir atefle dönüflüyor. Direnifl her geçen gün daha da büyüyor. Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda çal›flan kad›n iflçiler de TEKEL direniflinin önemli bir halkas›n› oluflturuyor. ‹flçi-Köylü Gazetesi olarak TEKEL’e yapt›¤›m›z ziyaretlerde sürekli kad›n iflçilerin kararl›, coflkulu durufllar›yla karfl›laflt›k. “Bizim buradan ancak ölümüz ç›kar”, “eme¤imizle yafl›yoruz, ekme¤imizi kimseye vermeyiz, güçleri yetiyorsa gelip als›nlar” diyen kad›n iflçiler sürekli olarak direniflin do¤ru ve hakl› oldu¤unu vurguluyorlar. Toplumda ikinci s›n›f muamele gören ve her türlü cins ayr›mc›l›¤›na tabi tutulan emekçi kad›n iflçiler, çal›flt›klar› alanlarda da sürekli olarak bin bir sorunla yüz yüzeler. Kad›n iflçiler cinsel taciz, düflük ücret ve zorlu ifl koflullar› alt›nda birçok haktan yoksun olarak eme¤ini ucuz ifl gücüne satmak zorunda b›rak›l›yorlar. Zaten evde erke¤in bask›s› alt›nda olan ve erkek egemen toplumda sürekli ezilen emekçi kad›nlar bir de fabrikalarda ayn› sald›r›larla yüz yüzeler. Çok de¤il bir kaç hafta önce tan›k olduk ka-

d›n iflçilerin hangi zor koflullarda çal›flt›klar›na. Bursa’da patronlar›n kâr h›rs› sonucunda oldukça düflük mesai ücretleri karfl›l›¤›nda çal›flt›r›lan 5 kad›n iflçinin ç›kan yang›nda adeta katledildi¤ini hiçbirimiz unutmad›k. Üstelik bu kad›n iflçilerden ikisi 18 yafl›n alt›nda, biri ise hamileydi. Yine Tuzla Deri Havzas›’nda direniflin ortas›nda olan kad›n iflçilerin yaflad›¤› sald›r›lar da canl› birer örnektir. Patronlar›n adam› silahl› çetelerin sald›r›lar›ndan kad›n iflçiler de nasibini al›yorlar. Bugün direniflte kad›n olman›n en güzel örneklerinden biri de elbetteki TEKEL Sigara Fabrikas›’nda ki direniflin ortas›nda yerlerini alan kad›n iflçilerdir. Hep en önlerde yerlerini alan kad›n iflçiler ö¤retmeye devam ediyorlar. Her f›rsatta kararl›l›klar›n› dile getiren kad›n iflçiler “bu iflin sonuna kadar hakk›m›z› arayaca¤›z, asla geri ad›m atmak yok” diyerek üretimde yer almalar›n›n zorunlulu¤una dikkat çekiyorlar. Çünkü bütün iflçiler için oldu¤u gibi özellikle evin geçimini üstlenmifl çal›flan kad›nlar için üretmemek yaflayamamak demek. ‹flte bu direniflin 34. gününde Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’na giderek kad›n iflçilerden Türkan fierman’›n görüfllerini ald›k. Direnifli ve kad›n iflçilerin kararl› mücadelesini, kad›n iflçilerin dilinden okurlar›m›zla paylaflmak istedik.

“Tekrar üretmek istiyoruz” -Bize kendinizi tan›tabilir misiniz? Türkan fierman: Ben 15 y›ld›r TEKEL’de çal›fl›yorum. ‹ki çocu¤um var. Eflim yok, bu yüzden evimin geçimini ben sa¤l›yorum. Benim durumumda birçok arkadafl var. Hepimizin sorunu bu; iflsiz kald›k, iflimizi kaybetmekten çok korkuyoruz. Sonumuzun ne olaca¤›n› çok merak ediyoruz. Tek istedi¤imiz fabrikam›z›n üretime devam etmesidir. Eski düzenimizi tekrar bulmay›, tekrar üretmeyi ve çal›flmay› istiyoruz. Bütün arkadafllar›m›z›n istedi¤i bu, çünkü buradan birçok aile ekmek yiyor ve geçimini sa¤l›yor. Yani bizler sefalet çekmek istemiyoruz. Çocuklar›m›za helal para götürmek istiyoruz. “Üretime bafllay›ncaya kadar...” -Yaklafl›k 35 gündür direnifltesiniz. Direnifle neden bafllad›n›z ve bir kad›n iflçi olarak bu süreçten nas›l etkilendiniz? T. fierman: Yaklafl›k 2 ay önce üretimimiz durduruldu. O günden beri eylemlerimiz devam ediyor. Bayram› da burada çocuklar›m›zla birlikte geçirdik. Yani bu güne kadar çocuklar›m›zla birlikte zor durumday›z. Ya¤mur demeden, so¤uk demeden burada sabahlad›k. Bizler ve çocuklar›m›z hem psikolojik olarak hem de sa¤l›k aç›s›ndan çok etkilendik. Pazartesi okul aç›lacak, ben daha çocu¤umun okul k›yafetlerini haz›rlayamad›m. Çünkü buraday›m ve arkadafllar›m gibi burada olmak istiyorum. Bir kad›n iflçi olarak iflime sahip ç›kmak istiyorum. Çocuklar›m›z buraya gelip gidiyorlar. Ruh sa¤l›klar› bozuldu. Onlar da durumumuzun ne olaca¤›n› merak ediyorlar. Dün bir milletvekili kapatman›n durduruldu¤unu söyledi. Ama ne derece do¤ru bilmiyoruz. Eylemimizden vazgeçmemiz için yap›lm›fl oldu¤unu san›yoruz. Yani samimi bulmuyoruz. Art›k bize üretimi geri verdiklerinde inanaca¤›z. “Çal›flanlar› iflten at›yorlar, niye okuyay›m ki?” -Bu sald›r›lardan aileniz nas›l etkileniyor? Bunlardan bahsedebilir misiniz?

“Tecavüzcüler aklanmak isteniyor!” Polisler taraf›ndan kaç›r›larak tecavüz iflkencesine maruz kalan Sevda Ayd›n için Adli T›p Kurumu taraf›ndan haz›rlanan rapor aç›kland›. Sevda Ayd›n’›n avukat› Murat Ak, raporlar›n eksik ve özensiz haz›rland›¤›n› söyledi. 12 Aral›k 2005 tarihinde, polisler taraf›ndan kaç›r›larak tecavüze u¤rad›¤›n› aç›klayan ‹kitelli Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi çal›flan› Sevda Ayd›n’›n avukatlar›, haz›rlanan Adli T›p Kurumu raporuna iliflkin aç›klama yapt›. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde 4 fiubat tarihinde yap›lan bas›n aç›klamas›na ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin ve avukat Murat Ak kat›ld›. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nin bulundu¤u ‹stiklal Caddesi’nin ara sokaklar›n›n girifl ve ç›k›fllar›nda polisin yo¤un önlem almas› ise dikkat çekti. Aç›klama yapan Ak, kaç›rma ve tecavüz olay›n›n üzerinden 2 aya yak›n bir süre geçmesine ra¤men olay›n ayd›nlat›lmas› ve fail-

lerin yakalanmas›na yönelik ciddi bir araflt›rma yap›lmad›¤›n› söyledi. Ak, olay›n akabinde Yenibosna 75. Y›l Polis Merkezi’ne müracaat edildi¤ini, polislere olay›n ayr›nt›l› bir flekilde anlat›ld›¤›n›, faillerin tiplerinin tariflerinin verildi¤ini ancak, bugüne kadar dosyaya herhangi bir bilgi sunulmad›¤›n› kaydetti.

bir kelime dahi raporda yer almamaktad›r. Rapor yaln›zca ‘cinsel iliflkinin tespitinin t›bben mümkün olmayaca¤›n› tespitine yer verilmekle yetinmifltir” dedi. ‹flkence, taciz ve tecavüz olaylar› son bulana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Ak, kamuoyunu duyarl› olmaya ça¤›rd›.

“Rapor eksik ve özensiz haz›rlanm›fl” Delillerin kaybolmamas› amac›yla Sevda Ayd›n’›n olaydan 2 gün sonra Adli T›p Kurumu’nda muayenesini yapt›rd›¤›na iflaret eden Ak, “Tecavüzün vuku gelip gelmedi¤i, olay esnas›nda bay›lt›c› bir maddenin kullan›l›p kullan›lmad›¤›, bacaklar›ndaki maddenin sperm olup olmad›¤›n›n tespit edilmesi istenilmiflse de Adli T›p Kurumu raporlar›n›n eksik ve özensiz haz›rland›¤› görülmüfltür” dedi. Ak, “Ayd›n’›n uyand›¤›nda, bacaklar›nda hissetti¤ini beyan etti¤i madde hakk›nda tek

Keskin: “‹flkence bir devlet politikas›d›r” ‹flkencenin bir devlet politikas› oldu¤unu ifade eden ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin ise, olay›n faillerinin yakalanmas› için ciddi bir araflt›rma yap›lmamas›na dikkat çekti. Keskin, “Adli T›p, bir devlet kurulufludur. Bir devlet kuruluflunun, baflka bir devlet kuruluflunun talebi ile sa¤l›kl› ve objektif raporlar sunmas› ne kadar mümkündür? Devlet bu raporlarla Gülbahar Gündüz olay› gibi Ayd›n’›n yaflad›klar›n› da unutturmaya çal›fl›yor” diye konufltu. (H. Merkezi)

T. fierman: Benim biri 21 di¤eri 12 yafl›nda 2 çocu¤um var. Bayramda çocuklar›m›n boynu bükük kald›. Çünkü ben buradayd›m. Biri geldi, beni direniflin içinde gördü. Sizin anlayaca¤›n›z çocuklar›m ortada kald›. Çünkü benden baflka bir büyükleri yok. Yeri geliyor ekmek paralar›n› gelip buradan al›yorlar, kendi kendilerine bakmaya çal›fl›yorlar. Bir çocu¤um okulu b›rakmay› düflünüyor. “Okuyup da ne olaca¤›m, ifl mi var, çal›flanlar› da iflten at›yorlar” diyor. Çocuklar bana “anne fabrika kapan›rsa ne olacak?” diyorlar. “Bana böyle fleyler sormay›n” diyorum. “Fabrika kapan›rsa bana mezarl›ktan bir yer bulun, intihar edece¤im” diyorum. Çünkü onlara bakamazsam niye yaflayay›m ki? -Tuzla Deri Havzas›’nda sizin gibi direniflte olan Deri ‹flçileri var. Orada da kad›n iflçiler sald›r›lar karfl› direniyorlar. Bu nokta da söyleyecekleriniz var m›? T. fierman: Ben iflçi s›n›f›na karfl› yap›lan her türlü sald›r›y› k›n›yorum. Bu mücadele, bütün iflçi s›n›f›n›n mücadelesidir. Ben fluna inan›yorum ki; iflçiler birlik oldu¤u müddetçe hiçbir sald›r›n›n alt›nda kalmazlar. Yani her sald›r›y› püskürtebilirler. Önemli olan iflçilerin birli¤idir. -Son olarak gazetemiz arac›l›¤›yla okurlar›m›za iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›? T. fierman: Her zaman ezilenden yana olsunlar. Ezilenlere destek versinler bunu söylemek istiyorum. (Mersin)

Halkevlerinden Sevda Ayd›n’a destek

‹stanbul’da Aksaray’da Yusufpafla dura¤›nda kaç›r›larak tecavüze u¤rayan Sevda Ayd›n’a bir destek de Halkevleri’nden geldi. Sivil polislerin sald›r›s›na u¤rayan Sevda Ayd›n’la dayan›flma amac›yla 27 Ocak günü Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen Halkevleri üyesi kad›nlar, bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” sloganlar›n› atan kad›nlar ad›na aç›klamay› okuyan Dikmen Halkevi fiubesi Baflkan› fiükran Eken; tecavüzün yüzy›llard›r egemenlerin, iflkence arac› oldu¤unu belirtti. Yap›lan sald›r›n›n ilk olmad›¤›n› son da olmayaca¤›n›n da alt›n› çizen Eken, Sevda Ayd›n’›n yan›nda olduklar›n› ifade etti. (Ankara)


41

25

10-23 Şubat 2006

Steven Spielberg ve Münih üzerine

“Tarafs›zl›k” taraf olmakt›r!

Steven Spielberg “Dünyalar Savafl›” fiyaskosunun ard›ndan beklenen filmi “Münih”le tekrar karfl›m›zda. “Hollywood’un dahi çocu¤u” Spielberg, tarihin k›y›s›nda kalm›fl önemli bir dönemi Münih ad› alt›nda ve “insani detaylarla”, “tarafs›zl›k” kisvesi alt›nda sunma ifline soyunmufl. Münih k›saca; uzun bir katliam ve direnifl tarihçesi olan Filistin halk›n›n hakl› direniflinin bir kesitinin “tarafs›zl›k” iddias›yla ifllendi¤i bir film. Film, 5 Eylül 1972’de Münih’te yap›lan olimpiyat oyunlar› s›ras›nda Filistinli eylemcilerin 11 ‹srailli sporcuyu rehin almas› üzerine geliflen olaylar›, yönetmenin deyimi ile “tarafs›z” bir flekilde anlatmaya çal›fl›yor. T›pk› yönetmeni gibi filmin tarafs›z oldu¤unu iddia edenler ve tabi ki basit bir günah ç›kartma mant›¤›n›, sorunun asl›n› görmekten daha yararl› görenler, filme övgüler ya¤d›r›yorlar. Kimileri ise sadece s›ralanan olaylar dizisi üzerinden elefltirilerde bulunuyor. 1972’de Münih Olimpiyat Oyunlar›’nda Filistinli militanlar›n dünyaya seslerini duyurmak için yapt›klar› rehin alma eylemi ile bafll›yor film. Ve Filistinli militanlar›n rehin alma eyleminin kanl› bitmesi ile ‹srail’in organize etti¤i s›n›rs›z misilleme harekat›n›n örgütlenmesini gözler önüne seriyor. Ancak filmde en çok dikkat çekilmesi gereken yönlerden biri olan “tarafs›z olma” ad› alt›nda ‹srail politikalar›n› savunma burada da devreye girerek, yap›lan cezaland›rma operasyonunun meflrulu¤unu tart›flmaya gerek bile duymadan, öldürülen kiflilerin sa¤lam kan›tlar olamadan öldürülmüfl olabileceklerini tart›flt›r›yor. K›saca Filistinli militanlar›n yapt›¤› terörist bir sald›r›d›r, bunun nedeni kesinlikle ‹srail’in kendisi de¤ildir(!) Bu eylemi planlayanlar› bulmak ve cezaland›rmak acil bir görevdir onlar için. Fakat acaba öldürülenler gerçekten bu eylemin örgütleyicileri midir yoksa ‹srail devletinin bu bahaneyle zaten hedefinde olan kiflileri ortadan kald›rma operasyonu mudur? Filmin sonunda ak›lda kalan soru bu olsa da film baflka mesajlar verilmeyi de ihmal etmiyor. ‹srail devleti, olimpiyatlarda yaflanan rehin alma olay›n›n intikam›n› almak için özel bir tim kuruyor. Filmin ana karakteri

bu timin bafl›na geçirilen ve esasen “temiz aile babas›”, “iyi bir ‹srail vatandafl›” karakteriyle yans›t›lan Avner’dir. Film boyunca 5 kiflilik özel tim için verilen tek mesaj “bu adamlar temiz, dürüst ve sadece hakl› bir intikam› gerçeklefltirmek için her fleylerini b›rak›p gelebilen ‹srail vatandafllar›(!)” betimlemesi oluyor. Yine önemli bir noktada filme damgas›n› vurmasa da Marksizm’e yönelik “küçük” de¤inilerin varl›¤›d›r. Örne¤in ilerleyen sahnelerde Avner bir çocukluk arkadafl›n› buluyor. Bu çocukluk arkadafl›n›n k›z arkadafl› ilk tan›flmada ortaya ç›k›yor, oldukça esrarengiz bir ev ortam›nda bir yandan esrar içerken di¤er yandan Marksist konuflmalar yap›yor. Bu küçük karelere s›k›flt›r›lm›fl mesajlar, önemsiz gibi görünse de asl›nda önemli bir sald›r›n›n parçalar›. Filmin daha sonraki k›sm› söz konusu timin öldürmeleri için kendilerine verilen listedeki isimleri bulmak için yapt›klar› oldukça acemice diyebilece¤imiz suikast sahneleriyle devam ediyor. Yine bu suikast sahnelerinde önemli bir nokta daha dikkat çekici. Özel timin üyeleri bir suikast s›ras›nda bir çocu¤un ölmemesi için nerede ise suikastlerini tehlikeye atarak çocu¤un hayat›n› kurtar›yor ve eylemi ondan sonra gerçeklefltiriyor, bir di¤erinde de sivil halktan birileri öldü¤ü için büyük piflmanl›k duyuyor(!) Her fleyden önce, böyle zorlu ve tarihi konulara yo¤unlaflan filmlerin tarihsel gerçeklere en az›ndan asgari oranda sadakatleri olmak zorundad›r. Yani e¤er bir yönetmen Münih eylemini baz al›yorsa, en az›ndan oradaki eylemcilerin durufllar›n›, taleplerini do¤ru aç›klamak zorundad›r. 11 ‹srailli futbolcuyu rehin alan Kara Eylül Grubu, El-Fetih grubunun bir kolu idi. Münih eylemindeki amaçlar› ise Filistin’de yaflananlara duyars›z kalan dünyan›n dikkatini çekmekti. Talepleri tek bafl›na ‹srail zindanlar›ndaki 234 Filistinli tutsa¤›n serbest b›rak›lmas›ndan ibaret de¤ildi. Filmde unutulmufl olsa da RAF kurucular›ndan A. Baader ve U. Meinhof’un özgürlü¤üne kavuflmas› da vard›. Ancak anlafl›lan o ki filmde tüm bunlar “unutulmufl.” Çünkü filmin amac› ‹srail devletini aklamak. Zaten filmde ana karakterlerin a¤z›ndan ç›kan birkaç sözle ‹srail’in on y›llard›r süren katliam›n› hakl› ç›karma çabas›na giriliyor: “Herfley vatan için, herfley sahip ç›kabilece¤in toprak parças› için.” Nitekim Avner ve ekibinin suikast için gittik-

leri Atina’da kald›klar› evde karfl›laflt›klar› Filistinli direniflçilerle olan dialo¤u da “tarafs›zl›k ad› alt›nda nas›l tutulur”a güzel bir örnek. Kald› ki tarafs›zl›k numaras› her zaman güçlüden yana tav›r koymakla efl anlaml›d›r asl›nda. Filmin ikinci aflamas›na oradan oraya koflturan bu dört kiflilik timin yapt›klar› iflin olumsuz etkisi alt›na girmeleri ve do¤-

rulu¤unu sorgulamaya bafllamalar› damgas›n› vuruyor. Baflta o kadar umursamad›klar› öldürdükleri insanlar›n masum

olabilecekleri ihtimali ve as›l olarak kendilerinin hedefde olmalar› onlar› bunal›ma sürüklüyor. Bu yaflananlar›n ard›ndan Avner ‹srail’e döner ve oradan Amerika’ya yerlefltirdi¤i kar›s›n›n ve çocu¤unun yan›na gider. Ama hayat normale dönmez, ‹srail hükümetinin kendinin ve ailesinin peflinde oldu¤unu düflünür ve tetikte bekler. Sonra ‹srail Konsoloslu¤u’na gider ve olay ç›kar›r. Bunun üzerine ‹srail’den onu daha öne göreve veren MOSSAD ajan› gelir. Avnar ile ajan aras›ndaki konuflma filmin son sahnesidir. Avnar burada sorar; “onlar gerçekten suçlu muydu ve suçlularsa onlar› öldürmekle sorunlar çözüldü mü? Yerine daha kötüleri geçmedi mi?” Belki ilk defa filmde do¤ru bir soruyu son sahnede sorarlar. Onlar› öldürmekle kabuslar› asla bitmeyecek. Çünkü her öldürülenin yerine yenisi gelecek, çünkü Filistin direniflini yaratan halk kendisine zulmetmeye topraklar›n› iflgale devam ettikleri sürece Filistin halk› yeniden do¤maya devam edecek. Bir zamanlar Vietnam’da bugün Irak’ta, Afganistan’da emperyalizme direnenler gibi.

Tuncelililer ezgilerde bulufltu... Kad›köy Tuncelililer Kültür ve Sosyal Yard›mlaflma Derne¤i, Kad›köy Evlendirme Dairesi’nde, 28 Ocak Perflembe günü saat 19:00-22:00 aras›nda “Geleneksel Dostluk ve Dayan›flma” etkinli¤i düzenledi. Yap›lan aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, geceye kat›lan CHP milletvekili Berhan fiimflek bir konuflma yapt›. Ard›ndan tüm devrim flehitleri an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sahneyi ilk Gebze Tuncelililer Derne¤i bünyesinde çal›flmalar›n› yürüten Grup Kardelen Ezgisi ald›. Grup devrimci marfl ve Kürtçe türkülerle izleyicilere coflkulu ve güzel dakikalar yaflatt›. Tuncelililer Derne¤i Kad›köy fiube Baflkan› Mehmet Karasu yapt›¤› konuflmada “Kültürümüz erime yaflamakta, çocuklar›m›z kendi topraklar›ndan kendi dili ve kültüründen uzakta büyümektedir” diyerek bölge özgülünde yaflanan barajlar sorununa, engellenmek istenen festivaller gibi so-

runlara de¤indi ve sorunlar›n hep birlikte sahiplenilmesi gerekti¤ini belirtti. Ard›ndan Kad›köy Tuncelililer Derne¤i Halk Oyunlar› Ekibi sahne ald›. Geceye, Munzur Çevre Derne¤i, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Kad›köy fiubesi, Partizan, ‹flçi-Köylü, YDG, Gebze Tuncelililer Derne¤i, TKM, YÇKM’nin de aralar›nda bulundu¤u kifli ve kurumlar dostluk mesajlar› gönderdi. Mesajlar›n okunmas›n›n ard›ndan TUDEF Baflkan› ‹smail Aslan dernek faaliyetlerine iliflkin bir konuflma yapt›. Murat Gültekin ve Veysel Ayd›n da sahne alarak geceye türküleri ile renk katt›. Ard›ndan Zeynel-Kenan sahne ald›. Gecede Metin Karatafl ve Nurgül Atefl de söyledikleri türkülerle halay çeken kitleyi coflturdular. fiiirler eflli¤inde davet edilen sanatç›lar›n en merakla bekleneni Emre Salt›k saat 23:00’de sahne ald›. Etkinlik halaylarla sona erdi. (Kartal)


10-23 Şubat 2006

26

41

Nepal Halk Savafl› 10 yafl›nda... Nepal Komünist Partisi (Maoist) 13 fiubat 1996’da Nepal’de da¤›tt›¤› binlerce bildiride: “Binlerce y›ll›k kölelik zincirlerini k›rmay› hedefleyen bu savafl›n çok zorlu, inifl ve ç›k›fllarla dolu ve uzun süreli bir karakterde olaca¤›n›n tamamen bilincindeyiz. Ancak halk kurtuluflunun ve büyük ve ayd›nl›k bir gelece¤in yegane yolu budur” diyerek bafllatt›¤› Halk Savafl› 10. y›l›nda Nepal gerici yönetimine korku, ezilen Nepal ve dünya halklar›na umut saçarak büyümeye devam ediyor. Vars›n bugün emperyalistler ile iflbirlikçi ve uflaklar› ‘ideolojiler öldü’, ‘s›n›f mücadelesi bitti’ desinler. Vars›n emperyalistler ile iflbirlikçi ve uflaklar› “Komünizmi” Nazi faflizmiyle eflde¤er görerek savafl suçlusu ilan etsinler. Bir gerçek var ki dünyan›n çat›s›nda, Everestler’de 10 y›ld›r Halk Savafl› stratejisiyle dalgalanan k›z›l bayrak baflta Nepal halklar› ve tüm dünya ezilen halklar›na gerçek kurtulufl yolunun MarksizmLeninizm-Maoizm biliminde somutlaflt›¤›n› iflaret ederken, emperyalistlerin tüm yalanlamalar›na ve çarp›tmalar›na ra¤men dünyada hala “komünizm hayaletinin” dolaflt›¤›n› kan›tlamaktad›r. Ve bir gerçek daha var ki 10. y›l›nda Nepal’de ki Halk Savafl›; “21. yüzy›l ayaklanmalar ça¤› olacak” tezini do¤rulayan o büyük yürüyüflün en büyük ad›m›n› oluflturmaktad›r. 1949 y›l›nda Nepal’in ilk Komünist Partisi olarak kurulan NKP, çok de¤iflik dönemlerde ve bir k›sm› da çok önemli olan kitle mücadeleleri yürüterek 1974 y›l›nda Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düflüncesi’ni resmi ideolojisi olarak kabul etmesine ra¤men silahl› mücadele biçimini reddetti. Bir de¤iflim ve dönüflüm süreciyle 1984’te NKP(Mashal) ad›n› ald›. Bu süreçte y›llarca süren fikir ayr›l›klar›n›n aras›nda devrime giden do¤ru yolu oluflturma sürecinde keskin tart›flmalar›n merkezinde Mao Zedung’un Marksizm-Leninizm’e katk›s›n› de¤erlendirme sorunu, Çin’deki Kültür Devrimi ve Mao Zedung’un uzun süreli Halk Savafl› ve Yeni Demokratik Devrim teorisi yer ald›. 1986’da ikiye bölünen NKP(Mashal)’›n kanatlar›ndan biri olan (Mashal Merkez Komite) Prachanda yoldafl›n önderli¤inde 1991 y›l›nda NKP(Merkezi Birlik)’i kurarak DEH’e üye oldu. NKP(MB) 1991 y›l›nda kat›ld›¤› parlamento seçimlerinde 9 sandalye kazanarak meclisteki 3. büyük parti oldu. May›s 1994’te parlamenter bir stratejiyi savunan Lama Grubu’nun uzun tart›flmalar sonucu partiden ihraç edilmesinin ard›ndan parti NKP(M) ad›n› ald› ve NKP(M) MK’s› 1995 y›l›nda Halk Savafl›’n›n bafllat›lmas› yönünde haz›rl›klara bafllanmas› karar› ald›. Ve tarih sayfalar› 13 fiubat 1996’y› gösteriyordu. NKP(M); Baflkan Prachanda’n›n bir röportaj›nda ifade etti¤i gibi “Parti MLM ö¤retisini ve günümüzün ulusal ve uluslararas› özgünlüklerini ciddi bir biçimde incelendikten sonra büyük

komünist yürüyüfle kat›lma noktas›ndaki sorumlulu¤unu teorik anlamda somutlaflt›rd› ve tüm ülkeyi sarsan bir baflkald›r›yla Halk Savafl›’n› ilan etti” diyerek o büyük yürüyüflün en cüretli ad›m›n› att›. Halk Savafl› bafllamadan önce zaten güçlü bir kitle taban› bulunan NKP(M) Halk Savafl›yla beraber bu gücünü daha da artt›rarak 2 y›l gibi k›sa bir sürede “savaflarak, savaflmay› kendi kendine ö¤renmek” prensibiyle infla edilen Halk Ordusu’nu, yüzlerce gerilladan oluflan taburlarla baflar›l› eylemler yapacak düzeye getirdi. Halk Savafl›’n›n h›zl› geliflmesinin as›l püf noktas› proleter devrim biliminin, Nepal halk kriterlerinin ihtiyaçlar› ve mücadele ruhuyla bütünleflmesidir. Bir baflka deyiflle bu geliflmenin esas ve belirleyici faktörü, partinin do¤ru ideolojik ve siyasi çizgisidir perspektifiyle hareket eden NKP(M) Maoizm’i Nepal özgünlüklerine uyarlayarak kitlelerle bütünleflti ve kitleler içersinde çok güçlü f›rt›nalara karfl› dimdik ayakta kalabilecek bir ç›nar›n köklerini sald›. Mao Zedung’un “Devrim kitlelerin eseridir” tezini do¤ru bir biçimde yorumlayan NKP(M) yoksul Nepal halk›n› bu savafl›n aktif bir neferi haline getirdi. Nepal’li bir köylü kad›n›n›n “Bizim okuma yazmam›z yoktur. Geleneksel inançlar›m›zdan kaynakl› okuma yazma ö¤renemedik, çünkü k›zlar›n ö¤renim görmemesi gerekti¤i söyleniyor. Ama art›k yeni bir halk e¤itimine bafll›yoruz. Vaktimizi tarlada çal›flarak, s›¤›rlara ot ve yem getirerek geçiriyorduk. Ö¤rendi¤imiz en önemli fley flu an gördü¤ümüz tüm bask›lar›n gerici iktidardan kaynakland›¤›d›r. Biz bu sonuca vard›k. Burada yapt›¤›m›z fleye ise gerici iktidar›n sömürücü varl›¤› neden olmufltur. Bugün biz ezilen, okuma yazmadan al›konan kad›nlar, çok s›k› mücadele etmeliyiz ve bu gerici iktidar› devirebilmek için de halk savafl›n› desteklemeliyiz” anlat›m› NKP(M)’nin kitleler içerisinde sald›¤› o güçlü kökün en somut ifadesidir. NKP(M) 2001 y›l›nda yani Halk Savafl›’n›n 5. y›l›nda stratejik denge aflamas›na gelmifl ve ülkenin pek çok bölgesinde kurtar›lm›fl bölgeler ilan etmifltir. Ve bugün Nepal Halk Savafl› 10. y›l›nda. Gün geçtikçe ad›mlar› h›zlanan yürüyüflte Nepal Komünist Partisi (Maoist)

önderli¤inde savaflan yi¤it Nepal halk› ülkenin %80’ine hakim bir duruma gelmifl ve kral Gyanendra’y› baflkente hapsetmifl iktidar yürüyüflünü devam ettirmektedir. Yak›n bir süreçte NKP(M)’ye karfl› h›zland›rd›¤› sald›r› furyas›nda h›z›n› alamayan kral Gyanendra hükümeti feshetmifl ve iktidar› ele alm›flt›r. Bu süreçte Nepal’de bulunan 7 politik partinin siyaset yapmas› engellenmifltir. Bunu iyi de¤erlendiren NKP(M) Birleflik Cephe’yi tesis etme noktas›nda önemli bir ad›m atarak krala karfl› 7 partiyle taktiksel anlaflma yaparak karfl› sald›r›da bulunmufl ve bunda da baflar›l› olmufltur. Yaklafl›k 3 ay önce yap›lan bu anlaflma s›ras›nda NKP(M) 3 ayl›k tek tarafl› ateflkes ilan etmiflti. Bu üç ayl›k tek tarafl› ateflkes s›ras›nda sivil ve askeri pek çok kadrosu ve taraftar› katledilen NKP(M) 2 Ocak 2006’da Prachanda imzal› bir bildiri yay›mlayarak “Tek tarafl› ateflkese ra¤men kraliyet ordusunun yeni faflist faaliyetleri zemininde bizim istemimize ra¤men ateflkesi uzatman›n bizim için imkans›z›n ötesinde bir intihar haline gelmekte oldu¤u gerçekli¤ine paralel partimizin ateflkese son verdi¤ini ilan ediyoruz” denerek ateflkese son verdi. Bugün NKP(M) Halk Savafl›’n› sadece gerici Nepal iktidar›na karfl› vermiyor. Ayn› zamanda yay›lmac› Hint rejimine ve ABD emperyalizmi baflta olmak üzere Nepal devletine destek veren tüm gericilere karfl› vermektedir. Bu anlam›yla 10. y›l›nda Nepal’de geliflmekte olan devrim yürüyüflüne yap›lacak en büyük katk› enternasyonal bir ruhla Nepal devrimini desteklemek ve dünya gericilerinin izole etmeye çal›flt›¤› bu devrim yürüyüflünü tüm dünya kamuoyuna yorulmaks›z›n hayk›rmakt›r. 21. yüzy›lda “ayaklanmalar ça¤›nda” zincirin en zay›f halkalar›ndan olan Nepal’de 10 y›l kadar k›sa bir sürede yi¤it Nepal halk›n›n bu onurlu mücadelesi gelinen aflamada Maoizm’in savunulmadan Marksizm ve Leninizm’in savunulamayaca¤›n› kan›tlad›. NKP(M) önderli¤inde savaflan Nepal halk›n›n o¤ullar› ve k›zlar›n›n do¤rulttuklar› namlular ABD baflta olmak üzere tüm gericileri hedef alm›flt›r 13 fiubat 1996’dan bu yana. Ve 13 fiubat 1996 gericilerin hiçbir zaman unutamayacaklar› yenilgilerden bir olacak olan Nepal devriminin temel sac aya¤›n›

oluflturan Halk Savafl›’n›n bafllang›ç tarihi olarak haf›zalarda kalacak bir gün olacakt›r. Dünyada devrimlerin Marksist-Leninist-Maoist’lerin önderli¤inde ilerledi¤i günümüzde flan olsun Nepal halk›n›n iktidar yürüyüflüne...

GÜN’DE DÜN… 10 fiubat 1969. ABD 6. Filosu’na ait gemilerin ‹stanbul’a gelifli devrimci ö¤renciler taraf›ndan protesto edildi. 1980. 8 fiubat günü Çi¤li ‹plik Fabrikas›’nda 1500 iflçi kap›lar› kapatarak barikat kurmufltu. 10 fiubat’ta polis iflçilere sald›rd›; 15 kifli yaraland›, 500 kifli gözalt›na al›nd›. 1981. Genelkurmay S›k›yönetim Askeri Hizmetler Koordinasyon Baflkanl›¤› 5 sanatç›ya ‘teslim ol’ ça¤r›s› yapt›. ‘Teslim ol’ ça¤r›s› yap›lan sanatç›lar Cem Karaca, Melike Demira¤, fianar Yurdatapan, Sema Poyraz ve Selda Ba¤can’d›. 12 fiubat 1990. Hükümetin aç›klad›¤› tütün fiyatlar›n› protesto eden köylüler Akhisar’da soka¤a döküldü, eyleme sald›ran polis 200 kifliyi gözalt›na ald›. 13 fiubat 1925. fieyh Sait Ayaklanmas› bafllad›. 1967. Türkiye Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK) kuruldu. Sendika baflkanlar› yapt›klar› aç›klamada “Türk iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›, haklar›, özgürlükleri ve onuru için bir araya geldik” dediler. 14 fiubat 1963. ‹stanbul’da Kavel Kablo Fabrikas›’nda iflçiler 28 Ocak günü ifl b›rakm›fl ve oturma eylemine bafllam›fllard›. Eylemin 17. gününde polis eylemi k›rmak için iflçilere sald›rd›; 9 kifli yaraland›. 16 fiubat 1969. Amerikan 6. Filosu’nun ‹stanbul’a demirlemesini protesto için “Emperyalizme ve sömürüye” karfl› bir miting düzenlendi. Sivil faflistler mitinge “Müslüman Türkiye” sloganlar›yla sald›rd›. Sald›r›da Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdo¤an ölümsüzleflirken yaklafl›k 200 kifli yaraland›. Bu sald›r› tarihe “Kanl› Pazar” olarak geçti. 17 fiubat 1993. Devrimci Sol ve TKP/ML T‹KKO davas›ndan 18 devrimci tutsak kazd›klar› 35 metre uzunlu¤undaki tünelden yararlanarak Nevflehir E Tipi Hapishanesi’nden firar etti. 22 fiubat 1848. Paris’te iflçiler ayakland›. ‹ki y›l boyunca tüm Avrupa’y› altüst edecek iflçi devrimleri ça¤› aç›ld›. 1986. 12 Eylül sonras› ilk büyük miting yap›ld›. Türkiye ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (Türk-‹fl) taraf›ndan düzenlenen mitinge 50 bin kifli kat›ld›.


27

41

10-23 Şubat 2006

Ölümü, yaflam› gibiydi: Direnerek y a fl a d › . . . Türkiye Devrimci hareketinin önder kadrolar›ndan birisidir Ulafl Bardakç›. Ortado¤u Teknik Üniversitesi’nde okurken tan›flt›¤› devrimci düflünceler onun yaflam yürüyüflünün çizgisini de belirleyecekti ölümüne dek… ‹lk olarak Fikir Kulüpleri Federasyonu ve T‹P içerisinde faaliyet yürüten Bardakç›, Mahir Çayan ve arkadafllar›yla tan›flarak 1969 y›l›nda THKP-C’nin kurulmas›nda aktif rol oynad›. As›l görevi örgüte para ve malzeme kazand›rmak olan Ulafl Bardakç›, THKP-C’nin genel komitesinde yer ald›. Mahir Çayan, Hüdai Ar›kan, Ziya Y›lmaz ve Hüseyin Cevahir ile birlikte Ankara Küçükesat’ta bulunan Ziraat Bankas› ile Selamiçeflme’deki Akbank flubesi baflta olmak üzere birçok kamulaflt›rma eyleminde yer ald›. 17 May›s 1971’de Ulafl Bardakç› ve Mahir Çayan’›n da içerisinde yer ald›¤› bir grup THKP-C üyesi, ‹srail Baflkonsolosu Efraim Elrom’u yaflad›¤› apartmandan ka-

ç›rarak yay›nlad›klar› THKP ve THKC 1 No’lu bildirileriyle baz› isteklerde bulundular. ‹stekleri kabul edilmeyince Efrom’u cezaland›rd›lar. Bu eylemin hemen ard›ndan yakalanan THKP-C üye ve kadrolar›n›n içerisinde Ulafl Bardakç› da yer al›yordu. Ancak tutsakl›klar› fazla uzun sürmedi. 30 Kas›m 1971’de Mahir Çayan, Ulafl Bardakç›, Ziya Y›lmaz ile THKO üyeleri Cihan Alptekin ve Ömer Ayna Kartal-Maltepe Askeri Hapishanesi’nden firar ettiler. Firar eyleminin hemen ard›ndan baflta Deniz Gezmifl ve arkadafllar›n›n idam edilmesini engellemek amac›yla bir dizi askeri-politik eylem yapma karar› ald›lar. Fakat firar sonras› ülke genelinde bir çok operasyon bafllat›lm›flt›. Ulafl Bardakç›, bu operasyonlardan birinde 19 fiubat 1972’de ‹stanbul Arnavutköy’de kald›¤› evde silah›n›n son mermisine kadar çat›flarak flehit düfltü. Ayn› gün Ziya Y›lmaz da yaral› olarak yakaland›.

Ulafl Bardakç›’n›n, 68 kufla¤›n›n devrimcilerinin ve önde gelen kadrolar›n›n pek ço¤unda oldu¤u gibi ülkenin sosyo-ekonomik tahlili, Kemalizm ve Türkiye devriminin yolu noktalar›nda bir dizi hatal› yaklafl›mlar› bulunuyordu. Ancak O, Deniz Gezmifl ve Mahir Çayan gibi 50 y›ll›k suskunlu¤un kol gezdi¤i bir süreçte silahl› mücadelenin aktif savunucular›ndan biri olarak ismi hala yaflat›lan devrimci önderlerden biri olarak kald› haf›zalarda. O, haf›zalarda inand›¤› düflüncelerden taviz vermeyen, inand›¤› gibi yaflay›p, inand›¤› gibi ölen bir devrimci olarak kald›. O, yaflad›¤› gibi ölmenin, yaflam› tutarl›l›kla geçirmenin güzelli¤iyle kald› haf›zalarda. Aradan geçen onca y›l, onun unutulmayaca¤›n› gösterdi bize, bundan sonra da olaca¤› gibi…

Küçük bir kitaba s›¤an koca bir dünya...

Bundan tam 158 y›l önce iflçi s›n›f› ve ezilen dünya halklar›n›, bask› ve sömürü zulmüne karfl› çelik bir ideolojiyle donatacak olan bir manifesto yaz›ld› Marks ve Engels taraf›ndan; ad› Komünist Manifesto olan. 1780’lerde iflçi s›n›f› özgülünde Karl Marks ve Frederick Engels’i bu manifestoyu yazmaya iten bir dizi geliflmeler yaflan›yordu, Avrupa baflta olmak üzere tüm dünyada. Bu dönemlerde kapitalist sistem h›zla geliflmeye bafllarken kendi “mezar kaz›c›s›” olan proletaryay› da ortaya ç›kar›yordu. 1789 Frans›z Devrimi, 1780’lerde ‹ngiltere’de bafllad›¤› kabul edilen Sanayi Devrimi ile iflçi s›n›f›, grev, devrim gibi kelimeler art›k herkes taraf›ndan bilinen terimler olarak dilden dile dolafl›yordu. Dünya bu terimlerle çalkalan›rken 1830 ve 1840’larda Alman zanaat kalfalar› gizli birliklerde örgütlenerek ilk ba¤›ms›z iflçi örgütlenmelerini de yarat›yorlar-

d›. 1832’de daha sonra Alman Halk Derne¤i ad›n› alacak olan ve Paris’teki özgür bas›n› desteklemek için Fransa’da Alman sürgünleri ve zanaat kalfalar› taraf›ndan Alman Anavatan Derne¤i’nin bir flubesi kuruldu. Ancak 1934 Nisan’›nda siyasi faaliyetleri engelleyen bir dernek yasas› Fransa’da yürürlü¤e girdi. Bu geliflme üzerine derne¤in üyeleri, derne¤in ad›n› Horlananlar Birli¤i olarak de¤ifltirdi. Ancak derne¤in oluflturuldu¤u tüzükte çeflitli anti-demokrat yasalar, gizli komploculuk ve örgütün bir mezhepmiflçesine davranmas›, dernek içerisinde bulunan proleter grubun Hakl›lar Birli¤i’ni kurmas›na ve dernek faaliyetinden ayr›lmas›na neden oldu. Bu dönemde Hakl›lar Birli¤i Derne¤i içerisinde felsefi konulara e¤ilme, onlarla ilgilenme ve komünizmle felsefenin iliflkisi tart›fl›lmaya baflland›. Bu derne¤e üye olmas›na ra¤men Engels de birli¤e üye olan tan›d›klar arac›l›¤›yla komünist düflüncenin izlerinin tafl›nmas›n› sa¤lad›. Bu süre zarf›nda Marks ve Engels, Hakl›lar Birli¤i içersinde ütopik ve bar›flç› sosyalistlere karfl› siyasi mücadele yürütmeye bafllad›lar ve bu mücadele neticesinde derne¤in birçok üyesi Marks ve Engels’e yak›nlaflt›. Hakl›lar Birli¤i, 1847’de yapt›¤› iki kongrede ad›n› Komünistler Birli¤i olarak de¤ifltirdi. Hakl›lar Birli¤i’nin ad›n› Komünistler Birli¤i olarak de¤ifltirdi¤i dönemde Avrupa’da h›zla olgunlaflan devrimci süreç, Komünistler Birli¤i’ni somut bir stratejik ve taktik saptama zorunlulu¤uyla karfl› karfl›ya b›rakt› ve Marks ve Engels 1848 fiubat’›nda bu programatik bildirgeyi Komünist Manifesto ad›yla yay›nlad›lar. Y›llar sonra

Engels taraf›ndan manifestonun temel çekirde¤ini oluflturan önermede özetlendi¤i gibi; “S›n›f savafl›mlar› tarihi ve Avrupa’da egemenlere korku salan Komünizmin hayaleti dolaflmaya bafllam›flt›r” art›k. “Burjuvalar ve proleterler”, “proleterler ve komünistler”, “Sosyalist ve komünist yaz›n” ve “mevcut muhalefet partilerle iliflkileri bak›m›ndan komünistlerin durumu” fleklinde dört bölümden oluflan, iflçi s›n›f›n›n temel teorik görüfllerini yans›tan Komünist Manifesto, tarihten günümüze ›fl›¤›n› saçmaya devam ediyor. Ezilen kitlelere umut, sömürücülere korku saçmaya devam ediyor 158. y›l›nda. Bu korku bugün o kadar boyutlanm›flt›r ki geçti¤imiz haftalarda Avrupa Parlamentosu’na sunulan bir tasar›da, komünistlerin 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’nda emperyalizme karfl› verdi¤i onurlu dire-

nifl nedeniyle Nazi faflizmi ile birlikte komünizmi de savafl suçu olarak ilan edecek duruma gelmifltir. Lenin “Bu küçük kitapç›k koca koca ciltler a¤›rl›¤›ndad›r. Onun ruhu bugüne kadar uygar dünyan›n bütün örgütlü ve mücadele eden proletaryas›n› canland›rmakta ve harekete geçirmektedir” demifltir Komünist Manifesto için. Bugün dünyan›n çat›s› olan Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da Marksist-Leninist-Maoistler önderli¤inde yükselen devrim mücadelesi, emperyalizme karfl› direnen Irak ve Filistin halk› egemenlerin korkular›n› büyütmeye devam etmektedir. Korkular›nda hakl›lar çünkü hayalet her an, her dakika, her gün egemenlerin korkulu rüyas› olarak yakalar›na yap›flm›fl ve mezarlar›n› kazmaya devam etmektedir.


10-23 Şubat 2006

28

41

Tuzla’daki kazan›m da, kay›p da iflçi s›n›f›n›n mücadele hanesine yaz›lacakt›r! Do¤ru yapt›¤›m›za inan›yoruz ve do¤rular›m›z› hazmedemeyen sistemin kolluk güçleri zalimce gaddarca halka yönelik amans›z bir sald›r› gerçeklefltiriyor. Yine söylüyoruz bu sald›r›lar› s›n›f tavr›m›zla bir bütün olarak geri püskürtecek erdemlili¤e, güce sahibiz. Hiçbir bask›, zulüm bizi hakl› davam›zdan geri ad›m att›ramad›¤› gibi s›n›f dostlar›m›zla birlikte bu sald›r›lar› bertaraf edece¤iz. be Sekreteri Mustafa Yi¤it flahs›nda sendikan›n mücadelesine yap›lan sald›r›lar› protesto etmek için bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. “Deri-‹fl sendikas› yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”,

Deri-‹fl Sendikas›’nda örgütlendikleri gerekçesiyle 24 Kas›m 2005 tarihinde iflten at›lan 28 Cevahir Deri iflçisi bu tarihten itibaren sendika öncülü¤ünde direnifle bafllam›flt›. Patronun paral› ufla¤› tafleron Fuat Özalp, Cevahir Deri’de kaçak iflçi çal›flt›rmaya bafllam›flt›. Sendika ile iflçiler iflçilerin haklar›n› ararlarken baflta Cevahir patronunun tuttu¤u eski korucu olan tafleron olmak üzere, jandarman›n, kaymakam›n, savc›l›¤›n sendika ve iflçiler üzerindeki sald›r›lar› artm›flt›. Tafleron ve adamlar› silahlarla, kazma saplar›yla sendika baflkan›na, sekreterine, direniflteki iflçilere sald›r›rken, sendikac›lar ve iflçiler gözalt›na al›n›yor, tafleron ve adamlar› devletin yetkilileri taraf›ndan korunmaya al›n›yordu. Devletin, patronun ve tafleronun sald›r›lar›na karfl› sendikan›n öncülü¤ünde havzadaki iflçiler bir bütün olarak karfl› koymaya çal›fl›rken direnifli k›ramayan sermayenin uflaklar› bu kez fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’e silahla, kazma saplar›yla sald›rd›. Bu sald›r›yla da yetinmeyenler bu sefer arkalar›na polisi, J‹TEM’i de alarak sald›r›lar›na devam ettiler. Sendika Baflkan› Hasan Sonkaya iki kez devletin kolluk güçleri taraf›ndan kaç›r›lmak istendi. Havzada sendikas›z, sigortas›z, ucuz, kaçak iflçi çal›flt›rmak isteyenler kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratmak için önlerinde bulunan en büyük engel olan sendikay› bitirmek için tüm alçakça yöntemleri uygulamaya çal›fl›yor. Patronlar yapt›klar› sald›r›larda devletin kurumlar›n› arkas›na alsalar da s›n›f sendikac›l›¤› perspektifiyle hareket eden, g›das›n› iflçiden emekçiden alan Devrimci Demokratik Sendikal anlay›fl› yaflama geçirmeye çaba harcayan Deri-‹fl Tuzla fiubesi bu sald›r›lara da gö¤üs germesini bilecektir. Ancak s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n›n

dibe vurdu¤u, sendikal faaliyette yapraklar›n k›p›rdamad›¤›, sendikac›lar›n üyelerinin yüzünü bile görmedi¤i bir dönemde can bedeli yürütülen mücadeleye s›n›f dostlar›n›n kay›ts›z kalmamas› gerekmektedir. Kendine devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever sendikal anlay›fl› savunuyorum diyenlerin Tuzla Havzas›’nda olup bitenlere sessiz kalmamas› gerekmektedir. Buradaki en ufak bir kazan›m s›n›f mücadelesinin kazan›m›d›r, kaybetmek ise s›n›f mücadelesinin kayb›d›r. Bu bilinçle hareket edilmeli ve Tuzla’daki direnifl desteklenmeli, sahiplenilmelidir. Patronun, tafleronun, sistemin tüm sald›r›lar›na ra¤men Cevahir Deri iflçileri onurlu direnifllerini sürdürüyorlar. ‹flçiler sabah mesai saatiyle birlikte fabrika önüne geliyor, akflam mesai bitimiyle fabrika önünden ayr›l›yorlar. Sermayenin sald›r›lar› ilk bafllarda iflçilerin moralini bozar gibi olsa da iflçiler bir aile olmufl durumda. ‹flçilere havzadaki di¤er fabrikalardan ziyaretler de devam ediyor. 3 fiubat Cuma günü Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi önünde, Deri-‹fl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya ve fiu-

“Gözalt›lar, kaç›rmalar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› at›lan aç›klamada, “Kaç›rmalar sald›r›lar bask›lar bizleri y›ld›ramaz! Deri-‹fl yaln›z de¤ildir!” yaz›l› pankart aç›ld›. Aç›klamada, mücadeleci bir gelene¤e sahip olan Deri-‹fl’e J‹TEM ve kolluk güçleri taraf›ndan yap›lan sald›r›n›n tüm örgütlü mücadeleleri y›ld›rmaya yönelik yap›ld›¤› vurguland›.

“S›n›f mücadelesi bedel ödenerek yürütülür” Son süreçte sendika ve üyeleri üzerindeki sald›r›larla ilgili Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya ve fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’ten görüfl ald›k. M. Yi¤it: Son dönemde gerek iflveren sendikas›n›n gerek jandarman›n, kaymakaml›¤›n gerekse Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n Deri-‹fl Sendikas›’na ve üyelerine yönelik bask›lar› var. Burada iflverenin paral› ufla¤› tafleron taraf›ndan gerek bana sald›r›lmas› gerekse flube baflkan› Hasan Sonkaya’n›n 18 Ocak’ta polis ad› alt›nda gayri resmi yollarla kaç›r›lmaya çal›fl›lmas›, 29 Ocak’ta Sar›-

gazi’de flube baflkan›m›z› döverek kaç›rmaya çal›flmalar› bunu baflaramay›nca bir binan›n bodrumuna sokmalar› sald›r›lar›n geldi¤i aflamay› göstermektedir. Buradaki örgütlülü¤ün önünü t›kamaya, örgütlülü¤ü sindirmeye yönelik bir çal›flma. Biz biliyoruz ki kriz dönemlerinde patronlar çal›flt›rd›¤› örgütlü olan kesimlere sald›rarak krizi atlatmaya çal›fl›r. Bu sald›r›lar›n bizi y›ld›ramayaca¤›n› bir kez daha sizin arac›l›¤›n›zla kamuoyuna duyurmak istiyoruz. fiube baflkan›m›za yap›lan sald›r›dan dolay› ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Önümüzdeki süreçte neler yapaca¤›z? Temsilciler Kurulu’muzun ald›¤› bir tak›m kararlar var. ‹flyeri komitelerimizin olmad›¤› yerlerde komiteler oluflturarak iflyerlerindeki iflçi arkadafllar› daha da bilinçlendirip direniflteki arkadafllar› ve sendika yöneticilerini sahiplenmelerini sa¤layaca¤›z. Buradaki karakol yetkililerinin, kaymakaml›¤›n, savc›l›¤›n görevlerini kötüye kulland›klar› için haklar›nda imzalar toplay›p bir bas›n aç›klamas›yla Valili¤e, ‹çiflleri Bakanl›¤›’na, Baflbakanl›k’a, Cumhurbaflkanl›¤›’na gönderece¤iz.

“Sesimize ses kat›lmas›n› istiyoruz” S›n›f mücadelesi bizim gibi ülkelerde bedel ödenerek yürütülebilir. Deri-‹fl Sendikas›’n›n yöneticileri iflçi s›n›f›ndan ald›¤› g›dayla burada faaliyet yürütüyor. Bunun için kaç›r›labilir de, dövülebilir de, tutuklanabilir de, silah da s›k›labilir. Bizler s›n›f bilincini kavrad›¤›m›z için bu bask›lar›n yaflanabilece¤ini biliyoruz. Nereden nas›l gelirse gelsin bask›lar bizi y›ld›ramaz. Kamuoyundan, s›n›f dostlar›m›zdan da beklentimiz buradaki sesimize ses katmalar›d›r. Bulunduklar› alanlarda, iflkollar›nda sendikam›za ve üyelerimize yap›lan sald›r›lar› protesto etmeleri, sald›rganlar› teflhir etmelerini bekliyoruz. Buradaki kazan›m s›n›f›n kazan›m› olacakt›r. Zaten iflçiler emekçiler üzerinde yeterince bask›, sald›r› var. Bunlar› ancak di¤er iflkollar›ndaki sald›r›larla birlefltirirsek, birlikte karfl› koyarsak süreci atlatabilece¤imizi düflünüyoruz.


29

41 “Sald›r› benim flahs›mda iflçi s›n›f›nad›r!” H. Sonkaya: Bu ülkede hak arayan tüm kurum ve kiflilere yönelik y›llard›r buna benzer sald›r›lar yap›lmakta. Devlet içerisinde kontra örgütlülüklerin oldu¤u herkes taraf›ndan bilinmekte. Her süreçte de tüm kurum ve kurulufllara böyle sald›r›lar düzenlenmekte. Biz de Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›n› benimseyen, iflçi s›n›f›na inanan, söz ve karar› iflçi s›n›f›yla birlikte

söyleyen ve alan ve bunu bu flekilde prati¤e geçiren sendikal anlay›fl› savundu¤umuzdan dolay› J‹TEM taraf›ndan iflkenceye u¤ruyoruz. Bizi korku, panik içerisine koyup mücadelemizden al›koymak isteyenlerin bir sald›r›s›d›r bu. Bu sald›r› flahs›ma yap›lm›fl bir sald›r› de¤ildir. Benim flahs›mda sendikam›za, iflçi s›n›f›na yap›lm›fl bir sald›r›d›r. Sonuç itibariyle benim üzerimde Deri-‹fl Sendikas›na ve Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›na yap›lan ve gözda¤› verilmek istenen bir sald›r›yd›.

Sonuçta biliyoruz ki s›n›f›n ç›karlar›n› savunan, mevcut sisteme muhalefet eden kiflilere yönelik bu tip sald›r›lar ne ilktir ne de son olacakt›r. Bizler her fleye ra¤men alm›fl oldu¤umuz bilgi, birikim ve inanm›fl oldu¤umuz s›n›f duruflumuzla bu sald›r›lar› da geri püskürtece¤iz. Özellikle 29 Ocak’taki sald›r› J‹TEM taraf›ndan yap›ld›. Sistem taraf›ndan bize sald›r›l›yorsa durumumuz iyidir, daha çok sald›r›yorsa durumumuz daha iyi demektir. Demek ki biz s›n›fa olan inanc›m›z ve

Deri iflçileri direniflinden, Tuzla Deri-‹fl

mücadelesinden vazgeçmeyecek! 29 Ocak’ta Sar›gazi’de kaç›r›lmak istenen Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya, 21 Ocak’ta Cevahir Deri patronunun adamlar› taraf›ndan sopalarla dövülerek kafas›na 28 dikifl at›lan ve 18 gün ifl göremez raporu verilen Deri‹fl Tuzla fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it, Genel Merkez ve Tuzla fiubesi yönetimi 2 fiubat’ta ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla sald›r›lar› k›nad›. Kendisine yönelik yap›lan sald›r›yla ilgili bilgi veren Hasan Sonka-

bindirmeye çal›flt›lar. F›rsat buldum ve ilk sald›r› an›nda ellerinden kurtularak kaçt›m. 100 metre sonra kara saplan›nca beni tekrar yakalad›lar ve bu esnada Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› oldu¤umu ve ad›m› ba¤›rd›m. Sald›ranlar›n J‹TEM ve Kontrgerilla oldu¤unu beni kaç›rarak öldürmek istediklerini ba¤›r›nca beni zorla bir binan›n bodrum kat›na sokmaya çal›flt›lar. Sald›r›y› görenler beni ellerinden almaya çal›flt›lar. O s›rada karakola da haber vermifller” sözleriyle anlatt›¤› sald›r› an›ndan

ya Cevahir Deri patronunun daha çok Türkiye Kürdistan›’nda koruculuk yapm›fl kiflileri kendi çevresinde toplad›¤›n› söyledi. Bu kifliler arac›l›¤›yla sendika yönetimi ve deri iflçileri üzerine korku salmaya çal›flt›¤›n› belirten Sonkaya, direnifle 24 Kas›m’da bafllayan Cevahir Deri iflçilerinin ve Deri-‹fl’in o günden beri defalarca sald›r›ya u¤rad›¤›na ve sald›r›lar›n jandarmayla iflbirli¤i içerisinde sürdü¤üne dikkat çekti. Tüm bu sald›r›lar›n halk›n muhalefetini sindirmeye yönelik giriflimler oldu¤unu da ekleyen Sonkaya, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›n›n bundan önce oldu¤u gibi bundan sonra da bu ve benzeri sald›r›lar› geri püskürtece¤inin de alt›n› çizdi. “Kaflkolla a¤z›m› kapat›p zorla 34 U 2085 plakal› transit bir araca

sonra sald›r›ya u¤rad›¤› yere Sar›gazi Jandarma Karakolu’nda görevli U¤ur adl› bir üste¤men ile 5 askerin geldi¤ini söyleyen Sonkaya “Sald›r›ya u¤rad›¤›m yere gelen üste¤meni gören sald›rganlar ‘yakalad›k komutan›m’ diye bilgi verdi. Bana sald›ranlardan flikâyetçi oldu¤umu söyledim. Darp edilen, ma¤dur edilen kiflinin ben oldu¤umu söylememe ra¤men bu kiflileri gözalt›na almad›lar. Üste¤mene bunlar› tan›y›p tan›mad›¤›n› sordu¤umda ‘hay›r tan›m›yorum’ dedi. ‘O zaman neden gözalt›na almad›n›z?’ deyince beni apar topar jandarma arac›na bindirdi. Tüm ›srarlar›ma ra¤men sald›rganlar gözalt›na al›nmad›. Ve benim karakolda oldu¤um da kabullenilmedi. Durumumu ö¤renmeye gelenlere karakolda olmad›¤›m söylenmifl, jandarma üzerinde oluflturulan bask›

10-29 Şubat 2006

sonras› ellerinde oldu¤umu söylemek zorunda kalm›fllar. Serbest b›rak›ld›ktan sonra üste¤men U¤ur beni karakola ça¤›rarak bir tutanak imzalatmak istedi. Tutanakta ‘olay yerine geldi¤imizde söz konusu flahs› gördük. Sald›rganlar› görmedik, son zamanlarda o mahallede h›rs›zl›k olay› oldu¤undan dolay› çevredeki halk taraf›ndan dövülmüfl olabilir’ fleklinde ifadeler vard›. Bu tutana¤› imzalamad›m. Karakolda üste¤mene kendilerinin de olayla iliflkili olduklar›n› söyleyerek ‘bana sald›ranlar nerede’ diye sordu¤umda ‘Ne yapay›m karakola gelip ifade verin dedim ama gelmediler ve ifade vermediler, ama zaman› gelince biz bunlar› yakalar›z’ diye cevap verdi” dedi. Bu sald›r›lar›n kabul edilemez oldu¤unu ve Deri-‹fl Sendikas› ve üye iflçilere bu süreçte destek vermek gerekti¤ini söyleyen Haber-Sen 9 No’lu fiube Baflkan› Ali Y›ld›z da uzun zamand›r süren ve fliddeti gittikçe artan sald›r›lara karfl› tüm sendikalara, demokratik kitle örgütlerine duyarl›l›k ça¤r›s› yapt›. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›yla bugüne kadar hareket eden Deri-‹fl Tuzla fiube’sinin direniflin her mevzisinde bulundu¤u da belirtilen aç›klamada bugün ayn› deste¤in Deri-‹fl Sendikas› için gösterilmesi gerekti¤i de vurguland›. Bas›n aç›klamas›na destek veren kurum temsilcileri de sald›r›lara karfl› aktif tav›r göstermeyen Türk-‹fl Genel Merkezi ve di¤er konfederasyonlara tepki gösterdiler. Aç›klamaya ILPS Türkiye Seksiyonu, Partizan, Aç›l›m Hukuk Bürosu, ÇHD, EMEP, Haber-Sen ‹stanbul 9 No’lu fiube, Limter-‹fl Sendikas›, Tüm Bel-Sen 1-5 No’lu fiubeler, Tez Koop-‹fl ‹stanbul 2 No’lu fiube, Deri-‹fl Genel Merkez Yönetimi, TKP, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, Tekstil-Sen, Nakliyat-‹fl, Genel-‹fl 3 No’lu Bölge Baflkan› ve Halkevleri gibi kurumlar da destek verdi. (‹stanbul)

s›n›ftan ald›¤›m›z görevlerden dolay› do¤ru bir yolday›z. Do¤ru yapt›¤›m›za inan›yoruz ve do¤rular›m›z› hazmedemeyen sistemin kolluk güçleri zalimce gaddarca bize yönelik amans›z bir sald›r› gerçeklefltiriyor. Yine söylüyoruz bu sald›r›lar› s›n›f tavr›m›zla bir bütün olarak geri püskürtecek erdemlili¤e, güce sahibiz. Hiçbir bask›, zulüm bizi hakl› davam›zdan geri ad›m att›ramad›¤› gibi s›n›f dostlar›m›zla birlikte bu sald›r›lar› bertaraf edece¤iz. (Kartal)

Direnen iflçiler kazanacakt›r! 16 Aral›k’tan beri direniflte olan Karmez G›da iflçileri direnifllerini kararl›l›kla sürdürmeye devam ediyor. Daha önce iflçilerle yapt›¤›m›z söylefliyi gazetemizde yay›nlam›flt›k. Karmez G›da’daki son geliflmeler ve TEKEL’deki son durumla ilgili olarak Tek G›da-‹fl Sendikas› Ege Bölge Sekreteri Gürsel Köse’den bilgi ald›k. Tek G›da-‹fl Sendikas› olarak 2003 y›l›n›n Ekim ay›ndan itibaren mücadeleye bafllad›klar›n›, bu süreçte örgütlenme çal›flmalar›n› ev toplant›lar› yaparak ve iflçilerle birebir görüflerek sürdürdüklerini anlatan Köse, iflçilerin çal›flma koflullar›n›n o dönemde çok kötü oldu¤unu, 12-15 saat çal›flt›klar›n› ve iflçilerin mesai ücretlerinin ödenmedi¤ini, iflçilerin sendikaya üye olmaya bafllamalar›ndan sonra buradaki çal›flma koflullar›n›n biraz düzeldi¤ini anlat›yor. Köse, gerekli say›y› tamamlad›ktan sonra bakanl›¤a baflvurduklar›n› ve bakanl›ktan “Burada yetkiniz var, toplu sözleflme yapabilirsiniz” denildi¤ini anlatan Köse, patronun bunun üzerine yerel mahkemeye baflvurdu¤unu, ancak yerel mahkemenin de kendi lehlerine karar verdi¤ini belirtti. Bundan sonra da gerekli ifllemlere bafllad›klar›n›, 60 günlük süre boyunca patronla anlafl›lamamas› üzerine 15 günlük arabulucu sürecinin de anlaflmayla sonuçlanmamas› üzerine grev karar› ald›klar›n›, grev pankartlar›n› iflyerine ast›klar›n› belirtiyor. Grevlerinin büyük bir kararl›l›kla sürdü¤ünü anlatan Köse; sendikan›n grevdeki iflçilere ayda iki sefer erzak yard›m› yapt›¤›n›, ay sonunda da temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamalar› için 250’fler YTL para yard›m›nda bulunduklar›n› anlat›yor. ‹çeride hala kanuna ayk›r› olarak üretimin devam etti¤ini anlatan Köse, bu sorunu yarg›ya tafl›d›klar›n›, yak›n bir süreçte mahkemenin burada bir tespit yapaca¤›n› söyledi. Örgütlü gücün önemine de de¤inen Köse; “Kararl›y›z, örgütlü gücün bayra¤›n› oraya dikene kadar mücadelemize devam edece¤iz” dedi. ‹flçilerse yapt›¤›m›z ziyarette kararl› olduklar›n›, sonuna kadar direneceklerini, bu flekilde art›k beklemek istemediklerini, daha radikal eylemler (iflyerini iflgal etme vb.) yapmak istediklerini söylediler. (‹zmir)


30

27 Ocak-9 Şubat 2006

‹flçi-köylü’den ÖZGÜRLÜK BUSH’LA KANA BULANMIfi DURUMDA ‹RAN HALKININ ÖZGÜRLÜ⁄Ü EMPERYAL‹ZM‹N TEHD‹D‹ ALTINDA Son birkaç zamand›r emperyalistler yine sinsi tart›flmalar yürütülüyorlar. Konu tahmin edebilece¤imiz gibi ‹ran: “‹ran’› ABD mi vuracak ‹srail mi?”, “ABD yaln›z m› sald›racak, Avrupal› emperyalistlerin bu sald›r› esnas›ndaki rolü ve tavr› ne olacak?” vb. sorular dünya kamuoyunun gündeminde. Bu konu ile en önemli rollerden birini de medya yürütüyor. Çünkü emperyalist medya, dünya halklar›n›, askeri müdahale fikrine al›flt›rmak ve bu arada ‹ran’a gözda¤› vermek için kollar› s›vam›fl durumda. Medyada sürekli flu üç nokta vurgulan›yor: ‹ran yönetiminin Yahudi düflman› oldu¤u, nükleer denemeler yapt›¤› ve böyle bir nükleer gücün bölge ülkelerine hatta Avrupa’ya yönelik büyük bir tehdit unsuru oluflturdu¤u. Bu üç nokta ABD Baflkan› Bush’un beklenen “Birli¤in Durumu” (Ulusa Seslenifl) konuflmas›nda da özel olarak vurguland›. Bahsini etti¤imiz bu noktalar›n yan›nda Bush’un konuflmadaki önemli bir di¤er nokta da ABD Baflkan›’n›n dilinin alt›ndaki baklay› a¤z›ndan ç›karmas› oldu. “Birli¤in Durumu” konuflmas›nda “petrole ba¤›ml›l›¤›n sona erdirilmesi” gerekti¤i yönünde mesajlar veren Bush, temiz enerji araflt›rmalar› için kaynaklar› art›racaklar›n› da sözlerine ekledi. ABD Baflkan›’n›n 52 dakika süren konuflmas›nda ezberlenmifl birkaç cümle d›fl›nda kayda de¤er bir fleyin olmad›¤›n›n alt›n› çizmek önemli. “Demokrasi”, “özgürlük”, “insan haklar›”, “refah” vb. kelimelerin s›kça geçti¤i konuflmada, ana mesajlar›n bafl›nda elbette ki, ‹ran ve ‹ran’›n dünya halklar›

için ne denli büyük bir tehlike oldu¤u konusu yer ald›. “‹ran halk› küçük bir dini az›nl›¤›n elinde rehin durumdad›r” diyen Bush, t›pk› Irak ve Afganistan gibi ‹ran’› “özgürlefltirme” görevini de büyük bir zevkle üzerine ald›¤›n› gösterdi. fiöyle geriye dönerek Irak’a bir bakal›m. ABD kendi deyimi ile Irak’› özgürlefltirdi. 150 bin insan› katletti yani. Ülkeyi iç savafla sürükledi. Yeralt› ve yerüstü kaynaklar›n›, tarihini, kültürünü talan etti. Akla hayale gelmeyecek iflkence yöntemleri ile tutsak kamplar› oluflturarak Irak halk›n›, direniflçileri hapishanelere doldurdu. Irakl›lar taraf›ndan çiçeklerle karfl›lanacaklar›n› ileri süren Bush’a ra¤men direnifl 2.5 y›ld›r sürüyor. Biraz daha eskiye gidip ayn› söylemler ile iflgal edilen Afganistan’a da bakal›m: Afganistan iflgalinin üzerinden nerede ise dört y›l geçti. Afganistan’da Taliban daha da güçlendi. Ülkenin her yan›ndaki sald›r›lar ve kad›nlar üzerindeki bask›lar iflgal öncesi döneme göre oldukça artt›. 2005 y›l› içinde sald›r›larda toplam 1.600 kifli yaflam›n› yitirdi. Bu gerçekler ortada iken hala “‹ran’› özgürlefltirmekten” bahseden Bush, yapt›¤› konuflmalar ile sadece gülünç duruma düflüyor. Rex isimli Irak gazisi bir keresinde(!) Bush’u dinlemeye nail oldu¤u “Ulusa Seslenifl” konuflmas›nda “Amerikan halk›n› koruman›n, bar›fl› garanti etmenin tek yolu liderlik etmektir. ABD dünyaya liderlik etmeye devam edecektir” diyerek dünya halklar›n›n ABD’nin liderli¤ine ihtiyac› oldu¤unu da vurgulad›(!) Benzer içerikteki mesajlar› Ri-

39 ce’nin 18-19 Ocak tarihlerinde yapt›¤› konuflmada da bulmak mümkün. ABD’ye yönelik tehditlerin bafl›nda terörizmi, salg›n hastal›klar›, kitle imha silahlar›n›n yayg›nlaflmas›n› ve “baflar›s›z devletleri” sayan Rice, bu sözleri ile elbette ki di¤er emperyalist güçlere de bu tehditlerde yan yana olal›m mesaj›n› veriyor. Bölgede ihtimal olarak yaflanacak geliflmelerin ülkemiz üzerindeki etkisinden ise söz etmek bile art›k gereksiz. Ama özellikle fluna vurgu yapmak gerekiyor ki o da; emperyalistlerin önemli planlar›ndan birisini oluflturuyor. ‹ran’›n bu “silahlanmas›”, bölgenin di¤er ülkeleri üzerinde de etkili olacak; özellikle Türkiye ve M›s›r gibi ülkeler “‹ran’a karfl› kendilerini korumak” için silahlanmaya h›z verecektir. Ancak flu da bir gerçek ki emperyalistler aç›s›ndan Türkiye tüm bu sald›r›lar s›ras›nda önemli bir misyona sahip olacakt›r. ABD’nin gelece¤e dönük planlar› içinde Türkiye’ye bir ileri karakol misyonu biçti¤i geçti¤imiz aylarda yo¤unlaflan ziyaretlerle de ortadad›r. Örne¤in hat›rlanaca¤› üzere, CIA Müdürü Porter Goss Ankara’ya yapt›¤› ziyarette, R. Tayyip Erdo¤an’dan “‹ran nükleer ve askeri hedeflerine yönelik hava sald›r›lar› için politik ve lojistik destek sa¤lamas›n›” istemiflti. Türkiye ve ‹ran aras›nda yaflanacak böylesi bir krizden zararl› ç›kacak olanlar ‹ran ve Türkiye halk› olurken, emperyalistler ise bu krize yat›r›m yaparak kârlar›na kâr katacakt›r. Emperyalistlerin kulland›¤› “‹ran 5-10 y›l içinde nükleer bomba yapacak” söylemlerinin alt›nda yatan as›l neden ‹ran’›n, ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi planlar› ile oluflturdu¤u çeliflkidir. ABD’nin enerji kaynaklar›n›n ve yollar›n›n denetimi, ‹srail’in güvenli¤i, Büyük Ortado¤u Projesi’nin uygulanmas› gibi projelerinin ortas›nda bir kaya gibi duran ‹ran’a yönelik sald›r›n›n bir anlam› da burada ortaya ç›k›yor. Yine bu konu ile ilgili di¤er bir

E¤itim emekçilerine ek ders zamm›: 1 YTL E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer Sendika Genel Merkezi’nde ö¤retmen atamalar›, ek ders ücretlerinin art›r›lmas› ve “Büyük E¤itimci Yürüyüflüne” kat›lan e¤itim emekçilerine aç›lan soruflturmalara iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›. Dinçer, “Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik ‘ek ders ücretlerine 5-6 kat art›fl yap›lacak’ diyor. Çelik’in büyük art›fl yap›l›yor gi-

bi göstererek ifade etti¤i bu art›fl›n karfl›l›¤› 1 YTL’dir. Ek ders ücretlerinin saat bafl›na karfl›l›k 3.3 YTL ödeniyor, buna yap›lacak 3-5 kat art›fl 1 YTL’ye denk düflüyor. Bakan

ö¤retmenleri afla¤›lamaya devam ediyor” dedi. E¤itim-Sen taraf›ndan 24-27 Kas›m tarihleri aras›nda Türkiye’nin birçok yerinden Ankara’ya do¤ru bafllat›lan ve Ankara’da polisin azg›nca sald›r›s›na maruz kalan “Büyük E¤itimci Yürüyüflü’ne” kat›lan e¤itim emekçilerine soruflturma bafllat›ld›¤›na dikkat çeken Dinçer, “Anti-demokratik ve hukuka ayk›r› bir yöntem. AKP hükümeti taraf›ndan e¤itim emekçilerinin mücadelesi bast›r›lmak isteniyor” dedi. (Kartal)

konu da Danimarka’da Jyllands-Posten isimli gazetede yay›nlanan karikatürün ard›ndan iyice gündeme oturan “uygarl›klar çat›flmas›”, “medeniyetler çat›flmas›” söylemlerinin tekrar ortaya ç›kmas› oldu. Türkiye’de bir tak›m geliflmeler ile birlikte iyice gündeme oturan tart›flma birçok ülkede Danimarka Büyükelçiliklerine yönelik sald›r›lar ile iyice gündeme otururken, ABD emperyalizminin ifltahla olan biteni seyretti¤ini söylemek yanl›fl olmaz. Dünyada ve Türkiye’de bu gibi geliflmelerin yaflanmas›, önümüzdeki süreçte emperyalistlerin yeni sald›r›lar›n, katliamlar›n alt›na imza atmaya haz›rlanmas› bizlere görevlerimizi bir kez daha hat›rlatmaktad›r. Önümüzde hem takvimsel aç›dan önemli ve anlaml› gündemler bulunmaktad›r (8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, 21 Mart vb.); hem de bahsini etti¤imiz emperyalist sald›rganl›k ülkemizi oldukça yak›ndan ilgilendirmektedir. Önümüzdeki tarihsel günleri ülkede ve dünyada geliflen di¤er gündemlerle birlikte ele almak, gün içindeki anlamlar› ile birlikte iflleyip, kitleleri örgütlemenin bir arac› haline getirmek olmazsa olmazd›r. Dünyada bu geliflmeler yaflan›rken ülkemizde de fiemdinli olaylar› devletin eline yüzüne bulaflt›rd›¤› “yarg› süreci”nde yaflanan geliflmeler ile içinden ç›k›lmaz bir hal almakta ve her geçen gün devletin daha da teflhir olmas›na yaramaktad›r. Yine deri iflçilerine ve Deri-‹fl Sendikas› Tuzla flubesine yönelik sald›r›lar devam ederken; TEKEL iflçileri fabrikalar›n› terk etmeyerek özellefltirme sald›r›lar› karfl›s›nda direnmekte; Türkiye Kürdistan›’ndan Ege’ye, Karadeniz’den Marmara’ya birçok bölgede direnifle destek veren iflçiler ve köylüler önümüzdeki dönemin hareketli geçece¤inin sinyallerini vermektedir flimdiden. ‹flte önümüzdeki süreçte tüm bunlar› devleti teflhir etmenin birer arac› ve kendi gündemimiz olarak ele al›p, çal›flmalar›m›za h›z vermeliyiz.

Özellefltirmeler karfl› Alia¤a’da eylem TÜPRAfi’›n özellefltirmesine karfl› tüm rafinerilerde iflçiler eylem yapt›. ‹zmir-Alia¤a’da ise PETK‹M iflçileri de TÜPRAfi iflçileriyle birlikte eylem yapt›. ‹zmir-Çanakkale karayolundaki TÜPRAfi Kavfla¤›’nda yaklafl›k 1000 iflçi bir araya gelerek 27 Ocak günü bir eylem yapt›. “Biz de¤il, Türkiye kaybedecek” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde iflçiler, “Hainler halka hesap verecek”, “Yaflas›n

s›n›f dayan›flmas›” vb. sloganlar att›lar. Yürüyüflte konuflan Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül, iflçilere Türkiye devi TÜPRAfi’›n dört rafinerisinin sadece birinin fiyat›na sat›ld›¤›n› söyledi. “Erdemir sat›ld›¤›nda da yerli sermaye ald› denildi. Sonra OYAK oldu yar› yar›ya gavur” dedi. ‹ki gün iflyerini terk etmeme eylemi yapan iflçiler mücadelelerinde kararl› olduklar›n› söylediler. (‹zmir)


31

41 Halk düflman› Malatya Valisi’ne “Hoflgeldin karfl›lamas›” yap›ld›! Bildiride “Kürt halk›n›n ony›llard›r bask›yla, zulümle ve bütün kontra yöntemlerle katledilmesinin sorumlusu faflist TC devleti öyle pervas›zlaflm›flt›r ki, fiemdinli örne¤inde oldu¤u gibi halk›m›z›n üzerine alenen atefl açmaktan, savafl uçaklar›yla tehdit etmekten, bombalamaktan hiç çekinmemektedir. Üstelik bu kirli oyunlar›n› kendi resmi kurumlar›nda tezgahlamakta, yine resmi unvanlar›na dayanarak ifllerini halledip solu¤u yine bu resmi inlerinde almaktad›r. Bu yüzden Faflist TC devletinin özellikle T. Kürdistan› olmak üzere bütün kurum ve kurulufllar› bu tezgah›n bir parças› olarak ifllev görmekte ve hakl› olarak partimizin namlular›n›n ve bombalar›n›n hedefine yerleflmektedir. ‹flte hedeflerden olan Malatya Valili¤i Partimiz TKP/ML’nin bombalar›yla sars›lm›flt›r. Merkezden özel kararname ile Malatya’ya atanan Vali H. ‹brahim DAfiÖZ’e ‘Hoflgeldin ve tebrik merasimi’ s›ras›nda makam odas›n›n karfl›s›nda patlayan bomba büyük bir pani¤e ve korkuya sebep olmufltur. Patlamada maddi hasar meydana gelirken neye u¤rad›klar›n› anlamadan sa¤a sola kofluflturan polisler, bomba flüphesiyle birkaç paketi de patlatarak ne denli pani¤e sürüklendiklerini göstermifltir. Olay›n ard›ndan bas›n aç›klamas› yapan Vali H. ‹brahim Daflöz, Partimizin son süreçte gerçeklefltirdi¤i eylemlerden bahsetmifl, eylemlerimiz için baflka bir devrimci örgütten flüphelendi¤ini belirterek flaflk›nl›¤›n› ifade etmifltir” fleklinde devam etmektedir. Bilindi¤i gibi Malatya’da yaflanan gerek kimsesiz çocuklara yap›lan bask›larda, gerekse de 8 bin kiflinin hastalanmas›na neden olan ishal salg›n›nda hem Belediye Baflkan› hem de Malatya Valisi oldukça

piflkin davranarak kendilerine toz kondurmam›fllard›. Binlerce insan›n sa¤l›¤›yla oynayan eski vali Osman Derya Kad›o¤lu’nun yeri de¤ifltirilmifl olay›n suçu ise Belediyede çal›flan 4 pensonelin üstüne y›k›larak a盤a al›nm›fllard›. ABD emperyalizminin güdümündeki Dernek, hak etti¤ini buldu! Yine bildirinin devam›nda Adana Türk Amerikan Dostluk

Derne¤i’ni yönelik sald›r›ya da de¤inilerek flöyle denildi; “Öte yandan, daha önceden Partimiz militanlar›nca molotoflanarak yak›lan Adana TürkAmerikan Derne¤i binas›nda patlayan bomba ise büyük maddi hasar meydana getirmifl, patlama sonras› yang›n ç›km›flt›r. Amerikan emperyalizminin esasen bütün dünya halklar›na karfl› açm›fl oldu¤u savafl›n bir di¤er aya¤› ise sivil toplum örgütleriyle kamuoyu yaratmak, iflbirlikçili¤i gelifltirmek ve istihbarat örgütlülü¤ünü yayg›nlaflt›rmakt›r. Yine dünya halklar›n›n gözünde gerçek yüzü ortaya ç›kan ABD emperyalizmi, bu kurumlar›n etkinlikleriyle ‘y›pranan imaj›n›’ düzeltmeye çal›flmaktad›r. Ülkemizde bu kurumlardan önemli birisi olan TürkAmerikan Derne¤i (TAD) bu faaliyetlerinden ötürü Partimizin bombalar›na hedef olmufltur. 1954’ten beri faaliyetini

Komsomol’dan eylemler Yine elimize e-posta yolu ile ulaflan bir bildiriye göre TMLGB militanlar› da yapt›klar› eylemler ile Parti ve Devrim fiehitlerini selamlad›. “Faflist TC, her dönem oldu¤u gibi,

içinden geçti¤imiz dönemde de halk›m›za yönelik sald›r›lar›n› azg›nca sürdürmektedir. fiemdinli’de gerçek yüzü ortaya ç›kan faflist patron a¤a devleti, TEKEL vb. kurumlar›n özellefltirilme-

sürdüren Derne¤in Adana fiubesi halk›m›z›n bilincini buland›rmak için yönlendirilmifl, emperyalizmin temsilcisi bir odak olarak cezaland›r›lmay› çoktan hak etmifltir. Bombalama eylemlerimizde halk›m›z›n herhangi bir zarar görmemesi için gerekli özen gösterilmifl, bombalar›m›z›n patlama saatleri ve yerleri belirlenirken buna azami dikkat gösterilmifltir. Partimiz bütün tarihi boyunca eylemlerinde halk›n can› ve mal›na zarar vermeme ilkesine bu eylemlerinde de sahip ç›km›flt›r, ancak buna ra¤men ufak çapta yaralanmalar olmufltur.” TKP/ML militanlar›ndan semtlerde eylemler * 28 Ocak 2005 tarihinde ‹stanbul-Gazi Mahallesi 8 Evler bölgesinde bulunan Heykel Park›’na saat 04:00 sular›nda “Parti ve Devrim fiehitleri Ölümsüzdür-TKP/ML T‹KKO” slogan›n› içeren piknik tüpünden yap›lan bomba süsü verilmifl bir pankart as›ld›. Yaklafl›k 4 saat as›l› kalan pankart halk›n yo¤un ilgisini çekerken düflmanda ise tedirginlik yaratt›. * Esenyurt’ta ise E-6 Karayolu ba¤lant› geçidinde (Bal›kyolu

Köprüsü) “Parti ve Devrim fiehitlerini An›yoruz” ve “TKP/ML T‹KKO” imzal› pankart as›ld›. Sabaha kadar as›l› kalan bomba süsü verilmifl pankart, daha sonra bomba imha ekipleri taraf›ndan indirildi. Burada ayr›ca “TKP/ML T‹KKO” imzal› afifller de dikkat çekti. * 17 Ocak tarihinde 1 May›s Mahalle-

sinin, köylülere yönelik çeflitli sald›r›lar›n›n yan›s›ra halk gençli¤ini kültürsüzlefltirme, kimliksizlefltirme sald›r›lar›na da h›z vermifltir. Özellikle bu dönem üniversitelerde artan faflist sald›r›lar, halk gençli¤inin muhalefetini bast›rmaya yöneliktir. Tüm bu sald›r›lara karfl›, emekçi halk›m›z›n tek kurtuluflu Halk Savafl›’ndan geçmektedir. Birli¤imizin belirledi¤i ‘Gerilla Savafl› ‹çin Komsomol’da Örgütlen, Örgütle’ kampanyas›, halk›m›za ve özelde halk gençli¤ine yönelik bir savafl ça¤r›s›d›r. Halk gençli¤i, gelece¤ine sahip ç›kmak için molotoflarla, tafllarla, silahlarla Faflist TC’den ve her türlü kurumundan hesap sormal›d›r” fleklinde bafllayan bildiride eylemler flöyle s›ralan›yor; “10 Ocak 2006 Sal› günü Adana Turgut Özal Bulvar›’nda bulunan KOÇ Sistem-Bilgi ve ‹letiflim Sistemleri Afi’ye ba¤l› bir ifl yeri molotoflanm›flt›r. Yine ayn› gün Mersin

10-23 Şubat 2006 si’nin merkezine parti ve devrim flehitlerini anma amaçl› pankart asma eylemi gerçeklefltirilmifltir. Akflam saat 20:00 sular›nda as›lan “Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür”-TKP/ML T‹KKO imzal› pankart, yaklafl›k iki buçuk saat boyunca as›l› kalm›fl, sonras›nda bomba imha ekipleri taraf›ndan fünye ile patlat›lmak suretiyle indirilebilmifltir. * 19 Ocak tarihinde ‹stanbul Üst Komitesi imzal› yozlaflmaya ve çeteleflmeye karfl› mücadeleye ça¤r› yapan bildiriler da¤›t›lm›fl ve yine ayn› içerikte pul çal›flmas› yap›lm›flt›r. 21 Ocak akflam› yine parti ve devrim flehitlerini anma faaliyeti çerçevesinde yaz›lamalar gerçeklefltirilmifltir. “fiehitlerimiz toprakta tohum, hasad›m›z devrim olacak”, “fiehitlerimizin kanlar› toprakta silahlar› yerde kalmayacak”, “Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür” vb. TKP/ML imzal› yaz›lamalar gerçeklefltirilmifltir. Yine 24 Ocak tarihinde parti ve devrim flehitleri haftas› vesilesiyle iflçi ve emekçileri, yoksul halk›m›z› flehitlerimizi anmaya ve mücadeleye ça¤›ran TKP/MLMK-SB imzal› bildiriler 1 May›s Mahallesi’nde yayg›n bir flekilde da¤›t›lm›flt›r. Yine ayn› gündem esasl› TKP/ML T‹KKO imzal› pullamalar yap›lm›flt›r. * Sar›gazi semtinin emekçi mahallelerinde “Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür”, “‹bo yafl›yor T‹KKO savafl›yor”, “Mehmet Demirda¤ yoldafl ölümsüzdür”, “Yaflas›n halk savafl›”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Muharrem, Aflk›n, Cafer yoldafllar ölümsüzdür” TKP/ML T‹KKO imzal› yaz›lamalar yap›lm›flt›r. Ayr›ca birçok yere TKP/ML ve T‹KKO imzalar› at›lm›flt›r. Ayr›ca Gülsuyu ve Pendik semtlerinde de parti ve devrim flehitlerini anma amaçl› yaz›lamalar yap›lm›fl ve TKP/ML’nin ad› emekçi semtin duvarlar›na nakfledilmifltir.

Mezitli’de bulunan OYAK Bank’a ait bir ATM, militanlar›m›z taraf›ndan molotoflanarak tahrip edilmifltir. 20 Ocak günü ise ‹stanbul’da, Üsküdar Libadiye Caddesi’ndeki Yap› Kredi Bankas› ve Bahçelievler Siyavuflpafla Mahallesi’nde bulunan Ziraat Bankas›’n›n bankamati¤i militanlar›m›zca molotoflanm›flt›r. Yine, So¤anl› Mahallesi’nde “Parti ve Devrim fiehitleri Ölümsüzdür”, “Yaflas›n Halk Savafl›”, “T‹KKO gerillalar› ölümsüzdür”, “‹bo yafl›yor, T‹KKO savafl›yor”, “Halk Savaflç›lar› ölümsüzdür” yaz›lamalar› ve çok say›da TKP/ML, T‹KKO, TMLGB imzalamalar› yap›ld›. Bildiride son olarak; “Buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, bizler TKP/ML-TMLGB militanlar› olarak, Faflist TC’den bundan sonra da hesap sormaya devam edece¤iz” denildi.


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

TKP/ML T‹KKO’dan Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas› nedeniyle eylemler

“fiehitlerimizi anmak; Bombalar›m›z› düflman›n beyninde patlatmak tüfe¤imizle suskunlu¤u y›rtmakt›r!” TC adaletinin defalarca ortaya konulan gerçekli¤i içinde ne “adil” davranaca¤› ne da halk düflmanlar›n›n›n k›l›na dokunmayaca¤› y›llard›r bilinen ve dillendirilen bir gerçekliktir. Yine dillendirilen bir di¤er gerçeklik de hesap sorma gücünün ancak halk›n örgütlü gücünün olaca¤›yd›. “Hiçbir halk düflman› cezas›z kalmayacak” diyerek halk düflmanlar›ndan hesap sordu¤unu/soraca¤›n› belirten Proletarya Partisi militanlar› bu do¤rultuda eylemler yaparak emekçi halka reva görülenlerin yan›ts›z b›rak›lmayaca¤›n› bir kez daha gösterdiler. Hat›rlanaca¤› gibi 6 Nisan 2005 tarihinde Trabzon’da ve 2 Kas›m 2005 tarihinde Rize’de TAYAD’l› ailelere yönelik linç giriflimleri olmufltu. Rize Belediye Baflkan› Halil Bak›rc› faflistlerin TAYAD’l›lara yönelik sald›r›s›n›n ard›ndan yapt›¤› aç›klamada “E¤er onlar oldu¤unu bilsem inip ben de vururdum” diyerek ucuz kahramanl›k yap›p, meydan okumufltu. AKP Rize Milletvekili Abdülkadir Kart ise yaflananlar›n ard›ndan Bak›rc›’y› takip ederek “Derslerini ald›lar. Bir daha buraya gelmeye cesaret edemezler” sözleri ile linçcilere aç›k destek sunmufl, konuya iliflkin hiçbir aç›klama yapmayan AKP hükümeti de bu “sessiz” tavr› ile sald›r›lara ortak oldu¤unu bir kez daha ispatlam›flt›r. Bu bilinçle hareket etti¤ini ifade eden TKP/ML T‹KKO Karadeniz Bölge Komutanl›¤› militanlar› yapt›klar› aç›klamada “fiehitlerimizi anmak, mücadelemizi büyütmek ve düflmana güçlü darbeler vurmakt›r” fliar› ile hareket ederek hem Proletarya Partisi’nin 1. Konferans›’nda karar alt›na ald›¤› Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›’n› selamlad›klar›n› hem de devletin beslemeleri olan linçcilerin cezas›n›n devlet taraf›ndan verilmeyece¤ini gösterdiklerini aç›klad›lar.

Trabzon MHP hedef oldu! Elimize e-posta yolu ile ulaflan bildiride yap›lan eylemlerden ilkinin Trabzon MHP ve yan kuruluflu Ülkü Ocaklar›’n›n bombalanmas› oldu¤u belirtilerek “Bilindi¤i gibi 1921’den günümüze Trabzon’un Türkiye Devrimci Hareketi tarihinde önemli bir yeri vard›r. 1921’de Mustafa Suphi ve on dört yoldafl› faflist diktatörlü¤ün örgütledi¤i kontralar taraf›ndan Trabzon’da linç edilmek istenmifltir. Bu linç giriflimini takip eden günlerde Karadeniz’de 15 komünist hunharca katledilmifltir. Hat›rlanaca¤› gibi 2005 y›l› Newroz kutlamalar›nda Mersin’deki bayrak provokasyonu ile bafllayan ve hemen akabinde

TKP/ML T‹KKO Karadeniz Bölge Komutanl›¤›, TKP/ML ve TMLGB militanlar› yapt›klar› çeflitli eylemler ile hem Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas›’n› selamlad›lar›n› hem de linçci halk düflmanlar›ndan hesap sorduklar›n› belirttiler. kampanyaya dönüfltürülen linç giriflimli sald›r›lar Trabzon’da bafllat›lm›fl ve bu sald›r›lar Afyon, Bozüyük, Ayval›k, Eskiflehir ve di¤er illere yay›lm›flt›r. Trabzon’da bildiri da¤›tan TAYAD’l› devrimciler, bizzat devletin deste¤i ve polisin gözü önünde linç edilmifl ve görüntüler devletin bas›n› arac›l›¤›yla tüm ülkeye izlettirilerek ‘vatandafl›n hassasiyet’leri flaha kald›r›lm›flt›r. Bizzat devletin organize etti¤i bu sald›r›lar ‘bölücü teröre karfl› y›llar›n getirdi¤i birikimin sonucu, halk›n tepkisi’ olarak aç›klanm›fl ve bu aç›klamalarla yap›lan sald›r›lar meflrulaflt›r›larak, sivil faflistlerle birlikte organize edilen sald›r›lar›n tüm ülke çap›na yay›lmas› için gerekli propaganda araçlar›n›n tümü devreye sokulmufltur. Bizler devletin beslemeleri olan bu faflistlerin cezas›n›n devlet taraf›ndan verilmeyece¤ini çok iyi biliyoruz. TAYAD’l› devrimciler ve Bozüyük’te DEHAP’l› yurtseverlere yönelik sald›r› bütün ilerici devrimci, demokrat güçlere, halka karfl› yap›lm›flt›r. Sald›r›lar› bu bilinçle kavray›p gö¤üslenmesi ve karfl› durulmas› ve yapanlar›n bizzat cezaland›r›lmas› bilinci ile hareket edilerek bu giriflimlerin örgütleyicisi konumundaki MHP ve yan kurulufllar› parti militanlar›m›zca 25 Ocak 2005 tarihinde saat 16:30’da bombalanm›flt›r” denil-

mektedir. Trabzon’da gerçeklefltirilen bombalama eylemleri sonras›nda aç›klama kuyru¤una giren AKP’sinden, CHP’sine tüm düzen partileri “Huzurumuz bombaland›, demokrasi zarar gördü” demeçlerini verirken, TAYAD’l› ailelere yap›lan sald›r›da hiç ses ç›karmay›p son derece “normal” karfl›lamalar› kuflkusuz onlar›n ikiyüzlü demokrasi anlay›fllar›n› da ortaya koymaktad›r.

Rize Belediye Baflkan›’na cezaland›rma eylemi Bildirinin devam›nda ise 2 Kas›m 2005 tarihinde, 2001 y›l›nda Küçükarmutlu’da Ölüm Orucu’nda flehit düflen Canan ve Zehra Kulaks›z kardefllerin mezar›n› ziyaret etmek isteyen TAYAD’l› devrimcilerin, mezar anmas› dönüflünde devlet destekli sivil faflistler taraf›ndan linç edilmek istendi¤i, bulunduklar› araca sald›r›ld›¤› hat›rlat›larak, “bu sald›r›n›n ard›ndan ‘e¤er onlar oldu¤unu bilsem inip ben de vururdum. Halk›m›z onlara gereken cevab› verdi. Bir daha buraya gelmeye cesaret edemezler. Gelirlerse çok farkl› olur. Bir daha bu kadar kolay kurtulamazlar’ diyen Rize’nin faflist Belediye Baflkan› Halil Bak›rc›’y› cezaland›rmak amaçl› belediye baflkan›n›n makam odas›n›n karfl›s›na 25 Ocak 2005 tarihinde bomba

yerlefltirilmifltir. Bomba saat 14:30’da patlam›flt›r. Faflist Halil Bak›rc› makam›nda olmad›¤› için kurtulmufltur” denilmektedir. Bombalama olay›n›n ard›ndan bas›na aç›klama yapan Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, yaflad›klar› pani¤i gölgelemek için “olay› büyütecek bir durum söz konusu de¤il” aç›klamas›n› yaparken; MHP ‹l Baflkan› Süleyman Latif Yunuso¤lu ve Ülkü Ocaklar› Baflkan› Tolgay Sivrikaya ise kuyru¤u dik tutmaya çal›flarak “MHP bu tahriklere kap›lmayacakt›r. Bunlar çok önem verdi¤imiz hadiseler de de¤il. Bunlar bir tak›m küçük düflünen insanlar›n yapt›¤› küçük ifllerdir” fleklinde aç›klamalar yapt›. Öte yandan TAYAD’l›lara yap›lan sald›r›dan sonra Baflkana sald›r› olabilece¤i düflüncesiyle özel olarak korundu¤u buna ra¤men bombalama eyleminin gerçeklefltirilmesinin “güvenlik zafiyetinden” kaynakland›¤› belirtildi!

Hiçbir halk düflman› cezas›z kalmad›, kalmayacak! Bildiride ayr›ca NATO birli¤ine ait olan 5. Ana Jet Üs Komutanl›¤›’n›n bulundu¤u Merzifon ‹lçe Kaymakaml›¤›’na yönelik de bir eylemin oldu¤u belirtilliyor. Merzifon Hava Üssü gerek Karadeniz’de gerekse de T. Kürdistan›’nda gerillaya karfl› yap›lan operasyonlarda kullan›lan ayn› zamanda istihbarat amaçl› radar üssünün de bulundu¤u, Bat› ve Orta Karadeniz ile ‹ç Anadolu Bölgesi aras›nda köprü niteli¤i gören stratejik bir yer konumunda. Bildiride flöyle devam ediliyor; “Devrimci duruflun karart›l›p sistem içine çekilmeye çal›fl›ld›¤› bir süreçte, bizzat sistemin kurumlar›n›n hedef tahtas›na konmas›n›n daha bir önemde oldu¤u bilinci ile hareket eden militanlar›m›z 25 Ocak 2005 tarihinde saat 16:30’da Amasya–Merzifon ilçe kaymakaml›¤›n› da bombalam›flt›r.” Gerçekleflen patlaman›n sadece personelin anahtarla girip ç›kt›¤› ve Kaymakam›n odas›n›n bulundu¤u katta gerçekleflmesi üzerine Merzifon Kaymakam› Kamil Köten “Parfüm fliflesi patlam›fl olabilir” diyerek flaflk›nl›¤›n› ortaya koydu! Bildirinin “fiehitlerimizden savafl meydanlar›nda devrald›¤›m›z bayra¤›, savafl meydanlar›nda yükseltmeye devam ediyoruz...” bafll›¤› alt›ndaki bölümünde de “Partimiz TKP/ML militanlar›nca 27 Ocak’ta saat 16:30’da Malatya Valili¤i ile 30 Ocak’ta saat 15:30’da Adana TürkAmerikan Derne¤i bombalanm›flt›r” denilmektedir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.