ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2006-15
52
*Y›l:2 *14-27 Temmuz 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
Zulme karfl› halklar›n direnifli büyüyor
‹flçi-köylü emekçi halk›n sesidir!
Filistin, Irak, T. Kürdistan›
Bask›lar bizi y›ld›ramaz
‹ntifada, direnifl, dirilifl! Ezilen dünya halklar› bizleri direnifle, intifadaya ve dayan›flmaya ça¤›r›yor. Emperyalizmden ve uflaklar›ndan hesap soran tafl generallerin ça¤r›s› savafl ça¤r›s›ysa, bu ça¤r›ya kulak vermek boynumuzun borcudur!
Kürt halk› atefl alt›nda!
Filistin intifadaya ça¤›r›yor!
T. Kürdistan›’nda geçti¤imiz y›l operasyonlar›n durdurulmas› amac›yla yürüyen Befliri halk›, bu y›l evlatlar›n›n nas›l bir vahfletle katledildi¤ini ö¤rendi. Günlerdir yay›nlanan foto¤raflar, vahfleti belgelerken, devletin y›llard›r Kürt halk›na yönelik sürdürdü¤ü kural tan›maz imha politikalar›n›n da ald›¤› boyutu göstermektedir. Aylard›r büyük bir askeri y›¤›na¤›n yap›ld›¤› bölgede, sadece infazlar yap›lm›yor, ormanlar yak›l›yor, gözalt›lar, tutuklamalar ve daha bir dizi sald›r› yaflan›yor. Kürt halk› ise bu kapsaml› sald›r›lar karfl›s›nda direniflin ateflini yak›yor.
Yan›bafl›m›zda Filistin’in eli tafll› generalleri intifad›n›n öyküsünü anlat›yor. ‹srail Siyonizmi’nin tank ve bombalar›, kurflunlar› alt›nda direnifli örgütleyen Filistin halk›, dünya halklar›na önemli mesajlar veriyor. Bir kez daha direniflin tarihini yaz›yor Filistinli çocuklar. Ortado¤u halklar›n›n direnifl tarihinde bir kez daha aç›lan bu direnifl sayfas›nda Filistinli çocuklar kulaklar› sa¤›r olanlara, yürekleri da¤larcas›na sadece ac›lar›n› de¤il, öfkelerini hayk›r›yor: Duyuyor muyuz?
Emekçi halka iflsizlik: Kriz May›s ay›n›n ortalar›nda bafllayan ve Haziran ay›nda da devam eden ve kimilerince “mali piyasalardaki dalgalanma” olarak adland›r›lan ekonomik kriz ne anlama geliyor? Ülkemizde özellikle burjuvafeodal bas›n›n ekonomi sayfalar›nda ve kimi “televole iktisatç›s›” ekonomi profesörlerinin aç›klamalar›nda; “dolar›n önlenemez yükselifli”, “s›cak para kaç›fl›” faiz ve kur ayarlamalar› ile de¤erlendirilen bu geliflmeler (baz› iktisatç›lar›n haricinde) bilinçli bir biçimde çarp›t›lmakta ve halk›m›z›n kendisini birebir ilgilendiren bu konudan hiçbir fley anlamamas› için elden gelen bütün çaba sarf edilmektedir. Sayfa 16-17
Son dönemlerde artan demokratik kurumlar›n bask›nlar›na bir yenisi daha eklendi. Gazetemiz ‹flçi Köylü ve ayn› zamanda Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik dergisinin Kartal ‹rtibat Bürosu 8 Temmuz’da “kimli¤i belirsiz” kifli ya da ki-
flilerin sald›r›s›na maruz kald›. Sald›r›da büromuzda bulunan kitap, disket ve belgeler kar›flt›r›lm›fl ve ortal›k darmada¤›n edilmifltir. Ayr›ca büroda bulunan 2 adet foto¤raf makinesi ve 1 adet ses kay›t cihaz› al›nm›flt›r. Sayfa 9
Tutuklananlar serbest b›rak›ls›n!
27 Haziran 2006 tarihinde, Paris Halklarla Dayan›flma Derne¤i’ne, dernek üyelerinin evlerine ve ifl yerlerine yönelik Frans›z Terörle Mücadele birimlerince bir bask›n düzenlenerek, baz› efl-
ya ve envanterlere el konulmufl, çocuklar da dahil evlerde yaflayanlara silah çekilerek “bu dernek art›k bitti” tehditleriyle, 6 dernek üyesi gözalt›na al›nm›fl ve 5 dernek üyesi tutuklanm›flt›r. Sayfa 13
2
14-27 Temmuz 2006
52
Ortado¤u halklar›n› yaln›z b›rakmayal›m! Sald›rganl›¤›n artt›¤› bu süreç hiç kuflkusuz emperyalizme karfl› yükselen mücadelelerde belli bir ivmelenme yaratm›flt›r. ‹flgal karfl›t› direnifller, Filistin halk›n›n ‹srail Siyonizmi’ne karfl› gerçeklefltirdi¤i intifadan›n yükselerek sürmesi ve de dünyan›n birçok bölgesinde say›lar› giderek artan ve de iktidarlar› zorlayan ulusalsosyal kurtulufl mücadeleleri bunun göstergesidir. lelerin baflar›ya ulaflmas›n›n bafll›ca koflullar›ndan biri, halklar›n kendi aralar›ndaki dayan›flmay› gelifltirmesinde yatmaktad›r. Ortado¤u’da yaflanan iflgallerle birlikte bu dayan›flman›n dünya çap›nda gerçekleflmesine dönük çabalar görülmektedir. Anti-emperyalist mücadele bugün öncelikli olarak Ortado¤u halklar›yla dayan›flma temelinde yükselmektedir. Çünkü emperyalizmin Ortado¤u’ya dönük sald›r›lar›na karfl› koymak, yaflam›n tüm alanlar›ndaki sald›r›lar›na da karfl› koymak anlam› tafl›maktad›r. Irak’ta iflgalin sürdü¤ü, ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›¤›n›n h›z kazand›¤›, Suriye’nin hedef gösterilmeye devam edildi¤i ve de Filistin’in ‹srail Siyonizmi taraf›ndan yine kan gölüne çevrildi¤i bu günlerde bu karfl› koyuflun önemi daha da artm›flt›r. Bu önemin fark›nda olan ilerici, devrimci, anti-emperyalist güçler tüm dünyada tepkilerini örgütlemeyi h›zland›rm›fllard›r. Ayn› durum ülkemiz güçleri aç›s›ndan da geçerlidir. ‹ran’a sald›r› haz›rl›klar›n›n gündeme gelmesiyle birlikte, bu yönlü tepkinin en genifl kesimlerle birlikte örgütlenmesi çabalar› belli bir sonuç vererek, bir birlik oluflturulmufltur. Bu birlik bir süre önce kendini kamuoyuna deklare ederek, önüne bir eylem program› koymufltur. Ülke geneline yay›larak hayata geçirilmesi öngörülen ve de Eylül sonuna kadar sürecek olan bu programa iliflkin çal›flmalar, dönem dönem yap›lan bas›n aç›klamalar› vb. eylemlerle sürmektedir. Bugün bu birlik, ‹stanbul, ‹zmir, Adana vb. illerde toplant›lar yaparak sürece dahil olurken, di¤er illerde de ça¤r›lar yaparak çal›flmalara bafllamak önemlidir. ‹ran gündemi özgülünde gerçekleflen bu birlik, ayn› zamanda Ortado¤u’daki her acil geliflmeye dönük de vakit geçirmeden tepki
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Halklar›n emperyalistler taraf›ndan aç›kça “terörist” ilan edilmesiyle birlikte t›rman›fla geçen sald›r›lar›n kapsam› giderek genifllemektedir. Afganistan ve Irak’›n iflgal edilmesinden k›sa bir süre sonra ‹ran ve Suriye’nin hedef gösterilmesi ve “nükleer silah var” bahanesinin ard›na s›¤›n›larak, ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar›n›n h›zlanmas›, Ortado¤u’da sular›n durulmak bir yana, giderek coflkun dalgalara dönüfltü¤ünü göstermektedir. Emperyalistlerin Ortado¤u’yu bütünüyle atefl topuna çevirmeye çal›flt›¤› hiç flüphe götürmeyen bir gerçekliktir. Bunun en son göstergesi ise, ‹srail’in Filistin halk›na yönelik h›z› giderek artan sald›r›lar› ve bu sald›r›larda gerçeklefltirdi¤i katliamlard›r. ‹srail’in böyle bir süreçte, önceden haz›rl›kl› bir biçimde kalk›flt›¤› bu kapsaml› askeri sald›r›lar›n ard›nda, baflta ABD olmak üzere, bat›l› emperyalistlerin oldu¤u, sald›r›lar›n Büyük Ortado¤u Projesi kapsam›nda gerçekleflti¤i ise, bu sald›r›lar›n Suriye’yi de içine alacak biçimde genifllemesinde, Suriye’nin hedef olma durumunun her vesile ile “hat›rlat›lmas›nda” görülmektedir. Ortado¤u’da yak›lan bu ateflin tüm dünyay› sar›p sarmalamas› ise halklar›n emperyalizme karfl› mücadeleyi daha da yükseklere tafl›mas›yla ilintili bir durumdur. Sald›rganl›¤›n artt›¤› bu süreç hiç kuflkusuz emperyalizme karfl› yükselen mücadelelerde belli bir ivmelenme yaratm›flt›r. ‹flgal karfl›t› direnifller, Filistin halk›n›n ‹srail Siyonizmi’ne karfl› gerçeklefltirdi¤i intifadan›n yükselerek sürmesi ve de dünyan›n birçok bölgesinde say›lar› giderek artan ve de iktidarlar› zorlayan ulusal-sosyal kurtulufl mücadeleleri bunun göstergesidir. Emperyalizme karfl› verilen bu mücade-
örgütleme çabas›ndad›r. Örne¤in, topraklar›m›zda nükleer bombalar›n oldu¤u aç›klamas›na, Filistin’deki son duruma iliflkin verilen tepkiler bu çaban›n ürünüdür. Ancak genelde Ortado¤u’daki iflgaller, özelde ise ‹ran’a karfl› sald›r› haz›rl›¤› temelinde oluflturulan bu birlik henüz genifl kesimleri kucaklamaktan, harekete geçirmekten uzakt›r. Bu harekete geçirmekten uzak olma durumu sadece birli¤in d›fl›ndaki kesimler aç›s›ndan de¤il, bizzat birli¤in içinde yer alan güçler aç›s›ndan da geçerlidir. Hem de öncelikli olarak! Bunun içinde yer alan her güç, hiç flüphesiz kendi içinde bunu tart›fl›yordur/tart›flacakt›r ve de tart›flmal›d›r. Bu meseleyi bizim kendi cephemizden nas›l ele almam›z gerekti¤ine gelince: Her fleyden önce mücadelenin bütünlüklü kavranmas› ile ilintili bir sorundur bu. Emperyalizmin Ortado¤u’ya dönük, iflgal ve katliamlar› kapsayan sald›r›lar›na karfl› koyman›n, hem ülkemizdeki hem de tüm dünyadaki iflçi emekçi y›¤›nlara dönük tüm sald›r›lara karfl› koymak oldu¤unu kavrama sorunudur. K›sacas›, emperyalizmin siyasal-ekonomik-ideolojik-kültürel ve her türden sald›r›lar›na karfl› koymak demek oldu¤unu kavrama sorunudur. Bu kavray›fltan henüz çok uzak oldu¤umuzu ise, anti-emperyalist mücadele temelindeki iflgal karfl›t› eylemlere kat›l›m›m›zda görmekteyiz. Bu kat›l›m›n genelde bir elin parmaklar›n› geçmeyecek say›da ve de birkaç kurum çal›flan› insanlardan oluflmas›, süreci ve de mücadeleyi bütünlüklü kavrama sorununu aflamad›¤›m›z›n somut bir göstergesidir. Bu durumu aflman›n tek yolu ise, sürecin d›fl›nda kalan alanlar›n önderliklerinin bu so-
6 AYLIK: 10.200.000
runu kendi alanlar›na tafl›mas›nda, baflta kendilerini olmak üzere, tabanlar›n› bu yönlü bilinçlendirmesinde-e¤itmesinde ve de harekete geçirmesinde yatmaktad›r. Yaz aylar›nda genel olarak yaflanan belli bir dura¤anl›k ve bu dura¤anl›¤›n getirdi¤i bir rehavet vard›r. Geri kesimler aç›s›ndan bunu böyle aç›klamak mümkünken, ileri kesimlerin, mücadelenin belli noktalar›nda konumlananlar›n böyle bir gerekçenin ard›na s›¤›nma, ayn› rehavete kap›lma haklar› ve de lüksleri yoktur! Emperyalistler ülkeleri iflgal etme, halklar› katletme, ekonomik-demokratik haklar› gasp etme, temel insan hak ve özgürlüklerini ortadan kald›rmaya dönük anti-terör vb. yasalar› ç›karma ve bu yönlü politikalar› hayata geçirme sald›r›lar›nda hiçbir rehavete kap›lm›yor. Aksine, halklara dönük her türden sald›r›lar›n› daha da pervas›zlaflt›r›yorlar. Bunu çok iyi bilince ç›karmak ve giderek artan sald›r› dalgas›n› gö¤üslemek için var gücümüzle harekete geçmek bugün art›k zorunluluktan da öte, aciliyet tafl›yan bir durumdur. Bu süreç ayn› zamanda iflçi s›n›f› ve onun öncü güçleri aç›s›ndan bir s›nav niteli¤i tafl›maktad›r. Egemenlerin insanl›k tarihine kanl› sayfalar eklemeye h›z verdi¤i bu süreç, insanl›¤›n kurtuluflu için mücadele edenlerin yükseltece¤i cansiperane direnifllerle ve bu direnifllerin önünü açacak devrimci-demokratik, anti-emperyalist, mücadelelerle tersine çevrilmelidir. Bugün Ortado¤u halklar›yla dayan›flmay› gelifltirmenin ve de bu ba¤lamda Irak ve Filistin halklar›n›n direnifline destek vermenin, ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar›na güçlü bir biçimde karfl› koyman›n anlam› budur! Bunun içindir ki, Ortado¤u halklar›n› yaln›z b›rakmayal›m!
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
52
14-27 Temmuz 2006
“Gerilla onurdur, onuruna sahip ç›k!” “Onurumuz” ve da¤lar›m›z yak›l›yor! TC tarihinin her karesinde yaz›l› olan zulüm, katliam ve vahflet, karfl› karelerini yani direnifl, baflkald›r› ve isyanlar› do¤urmufltur. Tarihin her sayfas›nda gördü¤ümüz sadece zulüm de¤il direnifl de olmufltur. Son dönem Kürt co¤rafyas›nda tan›kl›¤a zorland›¤›m›z da yine ayn› karelerdir. Binlerce askeri gücü ile gerillan›n imhas›na yönelen Türk hakim s›n›flar›, sadece da¤lar› de¤il, flehir merkezlerini de askerlerle doldurarak, kapsaml› sald›r›lar›n› aylard›r sürdürmektedir. Çat›flmalarda önemli kay›plar veren HPG güçleri, savunma temelinde yürüttükleri karfl› sald›r›lar›nda TC ordusuna da kay›plar verdirdi. T. Kürdistan›’nda bir dizi bölgede, kuflatma ve y›¤›na¤a ra¤men askeri noktalara yönelik yap›lan sald›r›lar, TC ordusunu psikolojik aç›dan önemli oranda etkilemekte ve y›pratmaktad›r. Y›llard›r bölgede hakim s›n›flar taraf›ndan yürütülen haks›z savafl›n bilançosu incelenmeye kalk›fl›ld›¤›nda karfl›m›za ç›kan foto¤raf kareleri “tüyler ürpertici” olarak tan›mland› sadece. ‹flkence yap›lm›fl gerilla cenazeleri ve bunlarla çekilen hat›ra foto¤raflar›… Bunlar haks›z savafl›n iflleyen kanunlar› olarak tarihteki yerini al›rken, bugün yürütülen bu savafl›n bilançosunu incelemeye kalkt›¤›m›zda karfl›m›za ç›kan yine ayn› kareler, ayn› foto¤raflar oluyor. Geçti¤imiz y›l Befliri’de halk›n operasyonlar›n durdurulmas› için yürüyüfl yapt›¤› yerde 6 gerilla cenazesinin yak›larak katledilmesi belgelerle kamuoyuna aç›klanm›flt›. Sa¤ yakalanan gerillan›n önce sorguland›¤›, ard›ndan öldürüldü¤ü, ard›ndanda operasyon bölgesine götürülerek di¤er 5 gerilla ile birlikte yak›ld›¤› tüm belgelerle kan›tlanm›fl olmas›na ra¤men, sorumlular devletin adli mercilerinde “yarg›lanacak” bir de¤er tafl›mam›flt›. Kürt halk›n›n yüre¤inde ve bilincinde derin etki ve yaralar açan bu gerçekler, toplumun büyük bir ço¤unlu¤u için suskunlukla karfl›lanmaya de¤er görülmüfltü.
Sald›r›lara yan›t: “Da¤lara ç›kaca¤›z” ABD ile yürütülen pazarl›klar›n ard›ndan bölgeye y›¤›nak yapan TC, Kürt
ulusal hareketini teslim alma ve tümden etkisizlefltirme amaçl› yürüttü¤ü bu kapsaml› operasyonda yarg›s›z infazlar da dahil olmak üzere bir dizi hak ihlali ile sald›r›lar›n› sürdürüyor. Gerilla karfl›s›ndaki çaresizli¤ini ve acizli¤ini sald›r›lar›n› art›rarak örtbas etmeye çal›flan devlet, katletmekle yetinmeyerek T. Kürdistan›’n›n her kar›fl topra¤›n› atefle veriyor. Gerillan›n bar›na¤› ve yurdu Cudi Da¤› üç hafta boyunca atefle verilerek yak›ld›. Gerillay› evsiz ve yurtsuz b›rakarak, ç›plak alana mahkum etme hedefiyle yap›lan bu uygulama karfl›s›n-
da ortaya konulan tepki bir anlamda suskunlu¤un adresini gösteriyordu yine. “Gerilla onurdur, onuruna sahip ç›k” dövizleri, “Da¤lara ç›kaca¤›z, hesab›n› soraca¤›z” pankart› tafl›yan halk, bu sald›r›lar›n nas›l ortadan kalkaca¤›n›n tek ve do¤ru adresini gösterirken, artan sald›r›lar›n yaratt›¤› tepkiyi de ifade etmesi aç›s›ndan da oldukça çarp›c›yd›. Amerikan bas›n›na yans›yan bilgiler May›s ay›ndan bugüne ve özellikle de Diyarbak›r’da yaflanan katliam ve direniflin ard›ndan HPG’ye kat›l›m›n artt›¤› ve bir ay içerisinde 100 kiflinin gerillaya kat›ld›¤› ifade edilmektedir. Bu rakamlar kuflkusuz onlar›n hesab›.
Ancak gerçek olan bir durum var ki, o da halk›n bu sald›r›lara karfl› ve y›llard›r ödenen bedellerin yaratt›¤› a¤›r tahribata ra¤men silaha sar›lmaktan baflka çaresinin olmad›¤›d›r. Gelinen aflamada “çözüm” ve “bar›fl” ad›na sunulan projelerin karfl›l›¤› sald›r›lar›n boyutland›r›lmas› ile yan›tland›. TC’nin bar›fl›n›n bundan öte olamayaca¤› gerçe¤ini ödedi¤i bedellerden çok iyi bilen halk, bugüne kadar ödenen bedellerden daha fazlas›n› özgürlük için ödemesi gerekti¤ini de yine bu koflullarda görüyor. Savunma durumunda yürütülen savafl›n karfl›l›¤› gerilla cenazelerine yap›lan ve son dönemde gittikçe yo¤unlaflt›r›lan iflkencelerin olmas›, gerilla cenazelerinin ailelerine verilmeyerek kimsesizler mezarl›klar›na gömülmesi, halk›n biriken tepkisinin patlamas›na oldukça güçlü zeminler haz›rlamaktad›r. “Bar›fl” ve “suskunluk” döneminde yaflad›¤› “rahatlaman›n” son bir y›ll›k zaman dilimi içinde ald›¤› boyut olan nefes alamaz hale getirme durumu halk›n aya¤a kalk›fl›n›n nedeni olmaktad›r. Askeri operasyonlar›n yan› s›ra sokakta sivil faflistler arac›l›¤›yla yap›lan linç sald›r›lar›, ‹zmir örne¤inde oldu¤u gibi Kürt ailelerinin yaflad›klar› bölgeyi terk etmek zorunda kalmalar›, TMY ile tüm toplumun cendere alt›na al›nmas›n›n yan› s›ra Kürt halk›na yönelik sald›r›lar›n bu yasal düzenlemelerle daha da t›rmand›r›lmas› egemen s›n›flar›n Kürt sorununun çözümüne yönelik projelerinin somut ad›mlar›d›r.
Devletin anlad›¤› dil TC ordusunun s›n›rda HPG gerillalar›na yönelik sürdürdü¤ü kapsaml› sald›r›lara ek olarak ‹ran devleti de s›n›rlar› dahilindeki bölgeleri bombalayarak, sald›r›n›n di¤er halkas›n› tamamlamaktad›r. Gerillalar›n bar›nd›¤› bölgelerin bombalanmas› ve Peflmergelerin bu bölgelerde ileri sürülerek gerillaya karfl› kullan›lmas› ABD’nin bölgeye ve Kürt hareketine yönelik önümüzdeki
dönem hayata geçirmeye çal›flt›¤› politikalar›n bir parças› olarak ifllemeye devam eden bir süreç özelli¤i tafl›maktad›r. Yine Barzani’ye ba¤l› Peflmergelerin ABD ordusu taraf›ndan e¤itilerek, “bölgenin güvenli¤ini” ABD askerlerinin yerine koruyacak donan›ml› bir ordu durumuna getirilmesi yönlü çal›flmalar, bu süreçte gözden kaç›r›lmayacak önemli geliflmelerdir. Ülkemizde ve yak›n co¤rafyam›zda yaflanan bu geliflmeler birbirini tamamlar niteliktedir. Emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizminin Ortado¤u’ya yönelik politikalar›n›n bir parças› olarak iflletilen bu sürecin gittikçe k›z›flacak bir noktaya gelece¤i bugünden bellidir. Ülkemizde Kürt halk› merkezli sürdürülen sald›r› politikalar›n› ise “Zeytindal› Projesi” gibi “iyimser” politikalarla yan›tlanamayaca¤› ortadad›r. TC’nin sald›r›lar›n›n niteli¤i ve kapsam›ndan da anlafl›laca¤› gibi, devletin anlad›¤› tek dil silah›n dilidir. Bar›fl mektuplar› ve bar›fl heyetlerinin bu süreçte hiçbir etkisinin olamayaca¤› gibi, Kürt halk›n›n yaflad›¤› zulmü ifade etmemektedir. Bugün T. Kürdistan›’n›n her bir karesinde yaflanan zulüm, ancak her bir karesinde gelifltirilecek direnifl ve baflkald›r›larla bertaraf edilecektir. Böylesine kapsaml› sald›r›lar›n yafland›¤› dönemlerde komünistler taraf›ndan ortaya konulan irade oldukça önemlidir. Gerilla baflta olmak üzere gelifltirilen sald›r›lar, hakl› savafl›n geliflti¤i koflullarda devletin hiçbir ayr›m yapmaks›z›n uygulayaca¤› yöntemlerdir. Bu bilinçle bu sald›r›lara karfl› durmak önemlidir. Ve en önemlisi de sorunu birilerine havale etme anlay›fl›n› terk etmek zorunday›z. Yak›lan gerilla cenazelerinin, atefle verilen T. Kürdistan›’n›n her kar›fl topra¤›n›n, bedenleri kurflun ya¤muru alt›nda delik deflik edilen çocuklar›n hesab›n› sormak zorunday›z. Bu geliflmeler karfl›s›nda demokratik kamuoyunun tepkisinin örgütlenmesi mücadelesinden, hesap sorucu eylemlere kadar bu sald›r›lara yan›t olmak zorunday›z. Kürt halk› kendi kaderine b›rak›lmayacak kadar yo¤un bir sald›r› ve kuflatma alt›nda. Bu kuflatmay› yarman›n tek yolu, sald›r› cenderesinin içinde direnifli örgütlemekten geçiyor. Zulmün kol gezdi¤i bu topraklarda, direnifli örgütlemeyi erteledi¤imiz her gün ölen çocuklar›n, yak›lan gerillalar›n hesab›n› sormay› erteliyoruz demektir. Bu ertelemenin hesab›n› vermek ise oldukça zordur.
14-27 Temmuz 2006
S›n›fsal Bak›fl PAROLA: DEVR‹M, ‹fiARET‹: S‹LAHLI MÜCADELE
4
5
5
52
14-27 Temmuz 2006
“Hastanede çal›fl›yor ama viziteye ç›kam›yoruz!”
Egemenler ç›kard›klar› yasalarla iflçi ve emekçilerin örgütlülüklerine sald›rmakta; örgütsüz, da¤›n›k, hakk›n› aramayan, sinmifl bir toplum yaratmaya çal›flmaktad›r. Hakk›n› arayan, örgütlenmek isteyen iflçiler ise bask› alt›na al›nmakta, hukuksuz bir flekilde ifllerine son verilmektedir. Özellikle son birkaç ayd›r ülkenin birçok yerinde sendikal› olduklar›, örgütlendikleri için yüzlerce iflçi iflten at›ld›. Bu uygulamalara karfl› hemen her yerde iflçiler haklar›n› almak için direnifller örgütlediler. Bu direnifllerin bir tanesi de ‹zmir’de bulunan 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde çal›flan temizlik ve hasta bak›m› iflini yapan iflçilerdir. Sendikal› olduklar› için iflten at›lan bu iflçiler 11 Haziran 2006 tarihinden itibaren direnifle bafllad›lar ve hala direnifllerini sürdürmekteler. Biz de direniflteki iflçileri ziyaret ederek, yaflad›klar› s›k›nt›lar› ve süreçlerini gazetemize anlatmalar›n› istedik. ‹flçilerin temsilcisi olan Ali Haydar Aydo¤an’la yapt›¤›m›z k›sa söylefliyi yay›nl›yoruz. - Bize sürecinizi anlat›r m›s›n›z? - A. Haydar Aydo¤an: 2003 y›l›n›n ortalar›nda sendikal süreç bafllad›ktan sonra 11 kifli iflten at›ld›. 2003’ün sonlar›nda 51 kifli daha at›ld›. Toplam 62 kifli iflten at›ld›. Onlar dava açt›lar. Dava devam ederken arkadafllar tekrar ifle al›nd›. Ondan sonra 2003’ün sonuna do¤ru ço¤unlu¤u sa¤lad›k, yetki için Bakanl›k’a baflvuruldu. ‹fl koluna, ço¤unlu¤a
itiraz edildi. Yaklafl›k bu davalar 2.5 y›l sürdü. En son Nisan ay›n›n ortalar›nda Bakanl›k bize “Toplu ifl sözleflmesine oturabilirsiniz” diye yetki verdi. Daha sonra May›s’›n 16’s›nda toplu ifl sözleflmeleri için görüflmelere baflland›. O süreçte bizim baz› taleplerimiz oldu. Bu arada taslaklar›m›z› haz›rlad›k. Temsilcilik talep ettik. Bize temsilcilik odas› verdiler. ‹flçilerin elbiselerini verdiler, oday› boyad›lar. 10-15 gün kadar biz bu oday› kulland›k. Sonra 5 Haziran günü polis zoruyla odam›z geri al›nd›. Normalde bir olay, bir ifl yerinde yirmi dört saat uygulan›yorsa o ifl yeri kural› haline gelir. Biz burada iflgalci durumuna sokulduk. Bu arada polislerle ve baflhekimle yap›lan pazarl›klar sonucu tekrar odan›n anahtar›n›n geri verilece¤i ve aç›laca¤› söylendi. Ve bu iflçiler aras›nda kulaktan kula¤a yay›ld› ve ertesi gün beklenmeye baflland›. Yaklafl›k 200 kadar arkadafl burada bekledik. Sonra sendika baflkan›m›z geldi görüflmeye bafllad›. Baflhekim temsilcilik odas›n› geri vermeyece¤ini söyledi. Haziran’›n 9’unda 213 kifli 25. maddeye dayand›r›larak tekrar iflten ç›kar›larak ifl akitleri tazminats›z olarak fesh edildi. Ay›n 11’inden beri oturma eylemine devam ediyoruz. Ve bu arada rektörlükle, baflhekimle, flirket müdürleriyle görüflmeler yap›ld›. Bunlardan bir sonuç ç›kmad›. fiu anda toplam 165 kiflinin davas› aç›ld›. Eylemimize devam ediyoruz. Bu eylem ne kadar sürer bilemiyoruz. -Talepleriniz nelerdir? - Biz bu davay› ifle iade ve sendikal tazminat olarak açt›k. Dava sonucunda ne olur bilmiyoruz. Bizim talebimiz ifle iadedir. Onlar bizi yasakl› grev nedeniyle iflten atm›flt›r, fakat bu böyle de¤ildir. Buradaki sald›r› tamamen sendikal örgütlülü¤e karfl›d›r, hedefi budur. Buradaki rektör ve baflhekim kamuoyuna ilerici, ayd›n, sosyal demokrat olarak gösterilmektedir; ama bunlar böyle de¤illerdir. Biz bunu daha önceki süreçlerde de ya-
Emekçinin Gündemi S›n›f dayan›flmas›n› büyütelim! Sendikalar emek örgütleridir, sendikalar demokrasi mücadelesinin yürütüldü¤ü örgütlerdir, en önemlisi sendikalar iflçi s›n›f›n›n okullar›d›r. Dünyada ve ülkemizde s›n›fa karfl› bafllang›c› efl zamanl› diyebilece¤imiz; ekonomik, siyasi ve sosyal boyutlu sald›r›lar yafland›. Bugün yaflanan süreç, yar›m asr› geçkin bir ön haz›rl›¤›n emek cephesine yans›mas›d›r. De¤erlendirme ve politikalar›m›z› bunun üzerinden yaparsak, ancak o zaman “neler oluyor?” ve “neler yapabiliriz?” sorusuna do¤ru bir yan›t verebilir ve gere¤ini düflünerek, de¤iflimi do¤ru yerden, do¤ru politikalarla bafllatabiliriz. Bu sürecin ilk aflamas›nda egemenler önce iflçi ve memur olarak böldüler iflçi s›n›f›n›, sonra kendilerince tehlikeli aflamaya vard›¤› zamanlarda sendikalar› kapatmaktan
dahi çekinmediler. Resmi ideolojilerine ters düflmeyen iflçi ve memur konfederasyonlar›n›n, s›n›f karfl›t› faaliyetlerini ekonomik ve siyasi desteklerle aç›ktan büyüttüler ve alternatif olarak s›n›fa sundular. Elbette ki iflçi s›n›f›n›n bölünmesi egemen s›n›f ideolojisinin en güçlü silahlar›ndan birisidir. Bu silah dönem dönem egemenler taraf›ndan grevlerin ertelenmesi, iptal edilmesi ve çeflitli etkinliklerin engellenmesinde rahatl›kla kullan›lm›flt›r. Örne¤in 2000’li y›llarda çeflitli iflçi sendikalar›n›n grev kararlar› milli savunma ve çevre sa¤l›¤› gibi gerekçelerle ertelenmifl, engellenmifl ve konfederasyon yönetimleri ile ifl kolu yöneticilerinin bu kararlara karfl› tavr› dü¤me iliklemekten baflka birfley olmam›flt›r. Dün meflru, fiili mücadele ile tarih yazan
flad›k. O zaman da ayn› oyalama taktiklerini yap›yorlard›. Bunlar kesinlikle ilerici ayd›n de¤illerdir, bunlar sadece okumufllard›r. E¤er ilerici ayd›n olsalard› bu görüntü burada olmazd›. Kendi söylemlerinde her zaman örgütlü bir toplumu savunduklar›n› ifade ediyorlar, ancak söyledikleriyle yapt›klar› birbirini tutmad›. Bizim taleplerimize gelince, ifl güvencesi istiyoruz. Her y›l ihale oluyor, ihaleye göre iflçiler ifllerine devam edebiliyorlar. ‹flten at›lma korkusunu ortadan kald›rmak istiyoruz. Burada 713 kifli çal›fl›yor ve kanunda der ki 50 kifliyi geçtikten sonra personel hekim bulundurmak zorundas›n, biz hastanede çal›fl›yoruz ve 713 kifliyiz, personel hekimimiz yok. Burada vizite k⤛tlar›nda problemler ç›kart›yorlar. Vizite k⤛tlar›n› önce fleflere dan›flarak (sanki burda flefler doktor pozisyonuna sokularak) onlar›n karar› do¤rultusunda hareket edilerek vizite k⤛d› veriliyor. Onun haricinde 30 kadar vardiya var burada, bu da çok flafl›rt›c›d›r. Bunlar›n düzenlenmesi ve baz› di¤er sosyal haklar talep ediyoruz. Bunlar gayet insani taleplerdir. - Gazetemiz arac›l›¤›yla di¤er iflçilere söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - ‹flçi s›n›f› bir olmak zorundad›r. Bir oldu¤u sürece güçlü hale gelecektir. ‹flçi s›n›f› birli¤i sa¤lad›¤› takdirde yapamayaca¤› hiçbir fley yoktur. Her türlü engeli aflar. Bunu iflçi s›n›f›n›n bilmesi, ö¤renmesi gerekir. Bu duyguyu yaflamas› gerekir. Sonuçta bir oldu¤umuz sürece haklar›m›z› alabiliriz. Bölük börçük, da¤›n›k olursak, bizleri kamplara ay›rd›klar› sürece her zaman için sermayedarlar›n istedikleri olur, bizim taleplerimiz yerine getirilemez. Türkiye’de ve dünyada yap›lan böl-parçala-yönet sistemidir. Bizim iflçi s›n›f› olarak bu oyuna gelmememiz gerekir. Bütünlü¤ümüzü sa¤lamak, bunu muhakkak baflarmak zorunday›z. (‹zmir) iflçi s›n›f› konfederasyonlar›, gelinen aflamada bürokratizm ve patron-a¤a sendikac›l›¤›n› yaz›yor, tarihe arma¤an ediyorlar. Ancak bu durumun böyle devam etmeyece¤i ortadad›r. Çünkü egemenlerin iflçi s›n›f› ve tüm emekçilere yönelik sald›r›lar› dünden daha fazla artarak devam etmektedir. Geliflen direnifller ve eylemler karfl›s›nda iflbirlikçi sendika yönetimlerinin tavr› ayn› olsa da; de¤iflen hergün daha da gerileyen emekçilerin yaflam koflullar›d›r. Reform ad› alt›nda, 1800’lerden beri can bedeli mücadelelerle kazan›lan tüm kazan›mlar›m›z bugün itibari ile elimizden al›nmak istenmekte ve bu uygulamalar›n yasal dayanaklar› oluflturulmaktad›r. Bir dönem iflçi s›n›f›n›n soluk borusu olan KESK ve en aktif bilefleni E¤itim-Sen neden bir dönemler 200’binleri temsil ederken, eme¤in ve demokrasinin temsilcisiyken, yetki sürecinin de¤iflmez ad›yken, bilimsel-paras›z- nitelikli-anadilde ve evrensel nitelikteki e¤itimin y›lmaz mücadelecisiyken bugün bu durumdad›r. Bu sorulara verilecek do¤ru yan›tlar ve bu yan›tlar do¤rultusunda at›lcak pratik ad›mlar, yar›n daha güçlü örgütlenmeler
Elele Tekstil patronu alacaklar›n› vermedi¤i iflçileri dövdürttü! 30 Haziran akflam› Kartal Yakac›k Mahallesi mevkiinde bulunan Elele Tekstil Atölyesi iflçileri, 5 ayd›r paralar›n› vermeyen patronla görüflmek için gittiklerinde insanl›k d›fl› bir uygulamayla karfl›laflt›lar. Paralar›n› sürekli bir bahane öne sürerek vermeyen patronla uzun süre tart›flan iflçiler, “Hakk›m›z› vermeden buradan gitmeyiz” fleklinde konuflunca, patron 5 kad›n iflçiyi atölyeye kilitleyip kaçt›! 2 saatten fazla içeride mahsur kalan iflçilerin yan›na ‹flçi-köylü gazetesi olarak, onlar›n ça¤r›s› üzerine gitti¤imizde polis ve patron da iflyeri önüne gelmifllerdi. ‹çerideki iflçilerin haber verdi¤i arkadafllar› d›flar›dan “Yaflas›n iflçilerin birli¤i” sloganlar› atarak iflçi arkadafllar›na destek verdiler.
Ça¤dafl köleler; ‹flçiler! Gazetemiz muhabirine de hakaret eden, foto¤raf ve bilgi almas›n› engellemek isteyen polis ve patronun adamlar›, iflçilerin sahiplenmesi üzerine geri ad›m atmak zorunda kald›lar. Kap›n›n aç›lmas›yla birlikte polis-patron ve iflçiler aras›nda yaklafl›k 2 saat süren bir tart›flma yafland›. Tehditleri ifle yaramayan polis çareyi iflçilere sald›rmakta buldu. Bir kad›n iflçiyi merdivenden atan polis, biber gaz› kullanarak zorla iflçileri gözalt›na ald›. Ald›klar› darbeler ve biber gaz› nedeniyle fenalaflan iflçiler, hastaneye kald›r›ld›. Hastanede ve gözalt›nda psikolojik bask›n›n sürdü¤ünü ifade eden iflçiler, “Hakk›m›z› alana kadar direnece¤iz” fleklinde konuflarak y›lmayacaklar›n›n ifade ettiler. Uzun süre gözalt›nda tutulan iflçiler ifadeleri al›nd›ktan sonra gece 02:00 gibi serbest b›rak›ld›lar. (Kartal)
yaratmak için önümüzü açacakt›r. Ülkemizde devam eden bir dizi direnifl bugünün koflullar› içinde oldukça önemlidir. Kartal Belediyesi’nde kazan›mla sonuçlanan görüflmeler, Dokuz Eylül Hastanesi’nde ve Desan’da devam eden direnifller desteklenmesi, büyütülmesi ve örnek al›nmas› gereken direnifllerdir. Unutulmamal›d›r ki, egemenlerin bu kadar pervas›z sald›rmalar›n›n bir nedeni de, iflçi s›n›f›n›n örgütsüz oluflundan ald›klar› güçtür. Devletin sald›r›lar›n›n her yönü ile giderek artt›¤›, sendikac›lar›n ve iflçilerin gözalt›na al›nd›¤›, tutukland›¤› bir dönemde bu direnifllerle dayan›flmay› güçlendirmek, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” slogan›n› öne ç›karmak önemli ve anlaml›d›r. Biz de DDSB’liler olarak yolumuzu ayd›nlatan iflçi s›n›f›n›n perspektifiyle, s›n›f bilincinden bir an bile ödün vermeden örgütlü bulundu¤umuz tüm ifl kollar›nda s›n›f dayan›flmas›n› büyütmek için yorulmadan, y›lmadan mücadeleyi büyütmeli, s›n›f›n ç›karlar›n› koruma ve yenilerini kazanma, ileriye tafl›mak perspektifi ile ›srarc› olmaya devam etmeliyiz.
6
14-27 Temmuz 2006
52
Halk›n sa¤l›¤› devletin umurunda de¤il! Uzun bir süredir ülke gündemini meflgul eden “K›r›m-Kongo Kanamal› Atefli” hastal›¤› ve bu hastal›k sonucu yaflanan ölümler ve panik, sistemin niteli¤ini, egemen s›n›f ve sözcülerinin halka “halk sa¤l›¤›na”na ne kadar de¤er verdiklerini bir kez daha gün yüzüne ç›kar›rken, bir yandan da sistemin tar›m politikalar›n› teflhir ediyor. Kamuoyunda Sa¤l›kta Dönüflüm Program›’na ve egemen s›n›flar›n ç›karlar›n›n temsilcisi faflist, halk düflman› AKP hükümetinin sa¤l›¤a bak›fl aç›s›na yöneltilen elefltiriler üç y›ld›r ard› arkas› kesilmezken, pek çok ülkenin “ciddi halk sa¤l›¤› sorunu” kategorisine koymad›¤› onlarca hastal›k Türkiye’de görülüyor ve halk›m›z›n yaflam›na mal oluyor. Geçen y›l “Kufl Gribine” dört kurban verilmesinin yank›lar› halen sürerken kenelerin bulaflt›rd›¤› K›r›m Kongo Kanamal› Atefli hastal›¤› nedeniyle yaln›zca bu y›l flu ana kadar 12 insan›m›z yaflam›n› yitirdi. Türkiye’de ilk kez 2000 y›l›n›n bafl›nda Kelkit Vadisi ve çevresinde görülen hastal›k o y›ldan bu yana 40’› geçkin insan›m›z›n ölümüne yol açt›. Bu y›l daha genifl bir co¤rafyada görülen kenelerin Karadeniz illeri baflta olmak üzere metropol kentleri de dahil olmak üzere 22 ildeki halk sa¤l›¤› ve yaflam›n› tehdit etti¤i bilim insanlar› taraf›ndan belirtiliyor.
Ölüme çözüm: “Ç›plak ayakla yere basma!” Kufl Gribinden sonra 4 y›lda 43 can alan ve kenelerden bulaflan K›r›m Kongo Kanama-
l› Atefli hastal›¤› ayn› zamanda komprador patron-a¤a devletinin ve hükümetin ziraat ve tar›m politikalar›n› teflhir ederek gerçek özlerini ortaya koyuyor. 30 Haziran günü ‹stanbul’da Tabip Odas› ve Veteriner Hekimler Derne¤i üyesi uzmanlar bir bas›n aç›klamas› yaparak, bilimsel verilerle sistemin uygulamalar›n› teflhir ettiler. Toplant›da ilk sözü alan Veteriner Hekimler Derne¤i fiube Baflkan› Prof. Dr. Tahsin Yeflildere; “…son y›llarda artan kene vakalar›n›n, ziraat politikalar›ndaki yanl›fllardan ve yetkililerin zaman›nda tedbir almamalar›ndan kaynakl› oldu¤unu” belirterek “...Bu hastal›k ilk ola-
rak 7 y›l önce görüldü. Buna ra¤men devlet iflin üzerine gitmeyerek gerekli tedbirleri almad›. Ve yine kene vakalar›nda son y›llarda görülen art›fl›n en önemli nedeni, sahada yürütülen veterinerlik faaliyetlerinin 80 sonras› ortadan kald›r›lmas›d›r. Eskiden Veteriner Hekimler, Veteriner Sa¤l›k Teknikerleri’yle birlikte köyleri tek tek dolafl›r ve vatandafllar› bilgilendirirdi. Veterinerler, hayvanlar›n üzerinde yaflayan kene-pire vb. zararl›lara karfl› köylerde ilaçlama havuzlar› kurdururdu. Ancak sonras›nda bu gezici veteriner hekimlik faaliyeti maliyet gerekçe edilerek durduruldu...” dedi. Yine toplant›da konuflan Tabip Odas› Baflkan› Prof. Dr. Öz-
demir Aktan da koruyucu sa¤l›k hizmetlerinin ortaya ç›kan hastal›klar› tedavi etmeye çal›flmaktan çok daha önemli oldu¤unu belirterek; “....Koruyucu sa¤l›k hizmetleri oldukça ucuz bir hizmettir. Yeteri kadar önem verilseydi bugün ne Kufl Gribi, K›r›m Kongo Kanamal› Atefli olurdu ne de insanlar›m›z ölürdü ...” diyerek sistemi elefltirdi. Egemen s›n›flar›n ufla¤›-temsilcisi faflist AKP hükümeti ise bu duruma, yani hastal›klar ve ölümlere iliflkin gerçek anlamda tedbir almazken, gerek bakanlar› arac›l›¤› ile “...ortada düflünüldü¤ü veya aksettirildi¤i gibi büyük bir salg›n yok...” vb. aç›klamalarla olay› kapatmaya çal›fl›rken, bir gazetecinin “son günlerde kene ›s›rmas› vakalar›nda bir art›fl var. Bu konuyla ilgili ne gibi tedbirler al›n›yor?” sorusuna karfl›l›k olarak “...al›nacak en önemli tedbir vatandafllar›m›z›n kenelerle karfl›laflabilecekleri ortamlarda vücutlar›n›n kol, bacak ve ayaklar› gibi aç›kta kalabilecek bölümlerini örtmeleri, ç›plak ayakla yere basmamalar›d›r...” gibi abes bir cevapla, hastal›¤a karfl› al›nacak tedbirleri halka yüklemeye, kendi sorumluluklar›ndan böylelikle kurnazca s›yr›lmaya çal›flmaktad›rlar. Ama nafile, halk›m›z da görüyor ve göremeyenler de görecektir. Çünkü tüm gerçekler bir yanda hastal›klar noktas›nda, di¤er yanda yaflanan ölümler noktas›nda patron-a¤a devletini, faflist sistemini ve halk düflman› AKP hükümeti eliyle yürüttü¤ü, uygulad›¤› halka yönelik sald›r› politikalar›n› iflaret ediyor. (Erzincan)
Siyanürlü alt›n etkisini göstermeye bafllad›! Y›llard›r ‹zmir Bergama’daki köylüler siyanürle alt›n aranmas›na karfl› çeflitli eylemler yap›yorlar. Emperyalist flirketlerin insan sa¤l›¤›n› hiçe sayarak siyanürle alt›n aramas›na karfl› Uflak Eflme ilçesi ve köylerinde de benzer çal›flmalar bafllat›lm›fl, buna karfl› Eflmeliler de çeflitli eylemlerle yaflanan tehlikeye dikkat çekmeye çal›flm›flt›. Ancak devlet taraf›ndan efendilerinin ç›karlar›n› korumak için bu tepkiler bast›r›lm›fl ve bölgede yaflanacak tehlike örtbas edilmiflti. Yap›lan araflt›rmalara bak›ld›¤›nda görülecektir ki, birçok emperyalist ülkede nükleer santraller kapat›lm›fl, siyanür vb. kimyasallarla yap›lan çal›flmalar engellenmifltir. Ancak emperyalistler bizim gibi yar›-sömürge, sömürge ülkelerde nükleer santraller kurarak, siyanür kullanarak çal›flmalar›n› h›zland›rm›fllard›r. Kendi ülkeleri için tehlikeli gördükleri bu yöntemleri bizim gibi ülkelerde uygulamak için ise çeflitli anlaflmalar imzalam›fl, uflaklar›n› da bu yasalar›n gere¤ini yerine getirmek için bask› alt›na alm›fllard›r. Zira uflak ve iflbirlikçi sistemlerin kendi halklar›n› düflünecek, ya da emperyalistlere karfl› koyacak bir pozisyonlar› yoktur. Bergama’da, Uflak’ta bafllad›klar› siyanürlü alt›n çal›flmalar›n› Dersim gibi bölgelere de yaymaya bafllad›lar. Ancak her ne kadar “hiçbir tehlikesinin olmad›¤›”n› iddia etseler de, bu çal›flmalar›n önlenemez sonuçlar› halk üzerinde etkilerini göstermeye bafllad›. Geçti-
¤imiz günlerde TÜPRAG flirketine ait siyanürlü alt›n madeninin çevresinde bulunan Eflme ve köylerinde yaflayan 1.500’ün üzerinde insan kusma, bulant›, titreme, halsizlik, fliddetli bafl a¤r›s› ve el ayak uyuflmas› flikâyetleri nedeniyle hastanelere baflvurdu. Durumla ilgili bas›na aç›klama yapan köylüler, madende her zamankinden farkl› büyük patlamalar meydana geldi¤ini, patlama sonras› havaya kar›flan toz bulutunun renginin siyah ve kahverengi, alevin de mor renkli oldu¤unu, zehirlenme olaylar›n›n da madenin kuzeybat›-güneybat›s›ndaki köylerde olufltu¤unu, o gün ayn› yönde poyraz›n esti¤ini, ayr›ca Eflme’de su içmeyenlerin de zehirlendi¤ini söylüyorlar. Hastaneye baflvuranlar›n birço¤unun tedavisinin ayakta yap›ld›¤›n›, hiçbir tetkik ya da araflt›rma yap›lmad›¤›n› da belirtiyorlar.
Saklanmaya çal›fl›lan nedir? TC devletinin yetkilileri ise, her zaman oldu¤u gibi bu olay›n üstünü örtme telafl›na düfltüler. Zehirlenme olaylar›n›n duyulmas›n›n ard›ndan TTB, ‹zmir Tabip Odas›, Uflak Tabip Odas›, ‹zmir Kimya Mühendisleri Odas› ve Elele Hareketi üyelerinden oluflan bir heyet bölgede yaflananlar› incelemek için Eflme’ye
gitti. Burada zehirlenen köylülerle konuflan, kan örnekleri alan heyet, Eflme Kaymakam› taraf›ndan, incelemenin resmi olmad›¤› gerekçesiyle engellenerek, ald›¤› kan örneklerine el konuldu. Evet, senaryo bildik, yöntemler ay-
n›. Olay›n bas›na yans›mas›n›n ard›ndan Uflak ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü taraf›ndan yap›lan aç›klamada “‹lçenin içme suyuna kanalizasyon kar›flmas›” olarak gösterilmeye çal›fl›ld› olay. Ancak zehirlenenler aras›ndaki birçok kifli içme suyunu kullanmam›flt›r. Ve zehirlenmelerin yafland›¤› yerler alt›n madeninin çevresi ve rüzgâr›n esti¤i yöndeki köylerdir. Yetkililer taraf›ndan yap›lan aç›klamalar ve heyetin incelemelerinin engellenmesi, gerçe¤i tüm ç›plakl›¤›yla gözler önüne sermeye yetmektedir.
Bu durumla ilgili uzmanlar taraf›ndan yap›lan aç›klamalar da dikkat çekicidir. Dr. Oya Oty›ld›z “Siyanür vücuttan 66 saatte at›ld›¤› için h›zl› hareket etmek zorundayd›k. Türk Tabipler Birli¤i Baflkan›’ndan izin alarak bölgeye gittik. Ancak hastalardan kan örneklerini imza karfl›l›¤› almam›za ra¤men, bu engelleme flüphelerimizi kuvvetlendirdi. Aksi takdirde neden bu kadar telafl yap›ls›n ki? Resmi makamlar içme suyuna kanalizasyon kar›flt›¤› için vatandafllar›n zehirlendi¤ini söylediler. Ancak bu aç›klamay› yapabilmek için tahlilin üzerinden 5 gün geçmesi gerekiyor. Ancak yetkililerin bu aç›klamay› ikinci günün sonunda yapm›fl olmalar› çok garip” dedi. Sonuç olarak ülkemizde emperyalist tekeller taraf›ndan kurulan, birçok yerde de kurulmaya çal›fl›lan nükleer santraller ve siyanürle alt›n arama çal›flmalar› önümüzdeki y›llarda yaflanacak facialar›n sinyallerini flimdiden vermektedir. Eflme’de çok k›sa bir zamanda ortaya ç›kan, fakat etkisi uzun y›llar sürecek siyanürlü çal›flmalara karfl› geliflen köylü hareketlili¤ine destek vermek, bu durumu teflhir etmek bugün aç›s›ndan önemli bir görevdir. Bu noktada neyi saklad›klar›n›n cevab› da bizler aç›s›ndan oldukça aç›kt›r. (‹zmir)
7
52
14-27 Temmuz 2006
Tar›m iflçileri; “Yevmiyeler kurtarm›yor, ama baflka çaremiz yok!” Hasat mevsimi; hayallerini, gelecek düfllerini, topra¤a eken köylüler için maratonun sonu. Binbir emekle yetifltirdikleri, gözleri gibi sak›nd›klar› ürünlerinin yolunu bekliyorlar sab›rs›zca. Var›n› yo¤unu topra¤a sunan, borç harç tarlaya ayak basan emekçilerin gelecek hayallerini üründen kazanaca¤› paralar belirleyecek. Çoluk çocuk genç yafll› ovalar› dolduran köylüler, bir telafl, bir kofluflturmaca içinde. Yap›lan sohbetlerin konusu belli: “Pazarda mal kaça gidiyor? Duyduk ki fiyatlar düflecekmifl do¤ru mu acaba? Yurtd›fl›ndan tüccarlar ürün ithal etmifller, ne olacak flimdi? fiu fiyatlar yükselse de borcumuzu ödesek! Bir dahaki sene fasulye ekilir mi?” vb. Yap›lan tart›flmalar köy kahvesinde, su bafl›nda, halde böyle uzay›p gidiyor. Hemen hemen bütün yaz boyunca küçük farkl›l›klar d›fl›nda konuflulanlar birbirine benziyor. Tart›flmalar›n içinde bir çaresizlik, bir ç›kmaz, bir sitem hissediliyor. Yaflam› her gün daha fazla çekilmez hale gelen, bunun fark›nda olan ancak ne yapaca¤›n› nas›l de¤ifltirece¤ini bilmeyen bir insan›n ruh hali!
ücrete ço¤unlukla da ailece çal›flan iflçiler yaflad›klar› sefaletten kaynakl›; ne verilirse ona raz› oluyor, hatta genellikle fiyatlar› k›rarak daha ucuza çal›fl›yorlar. Bu durum en çok da elçilerin ifline yar›yor. Elçi; tarla sahipleriyle iflçiler ad›na pazarl›k yapan ve bundan belli ücret alan kifliye deniliyor. Elçi getirdi¤i her iflçi bafl›na 3.5 YTL para al›yor. Yani 16 YTL’ye anlafl›p iflçiye 12.500 YTL veriyor. Fiyatlar kifliden kifliye de de¤ifliyor. ‹flçilerin kalabal›k gruplar halinde 25-30 kifliyle gezdi¤i düflünüldü¤ünde oldukça yüksek bir miktar elçinin eline geçiyor. Elçi çarfl›ya inemeyen iflçilerin her türlü
Damla damla öfke birikiyor, sitem harlan›yor, isyana dönüflece¤i günü sab›rs›zl›kla bekliyor! ‹lkbaharla beraber topra¤a at›lan tohum; sadece köylüler için de¤il ayn› zamanda mahsulü toplayacak tar›m iflçileri için de umut oluyor. Her sene ürünün boy vermesi ile çeflitli illerden evlerini s›rtlay›p ekmek paras› için yola düflüyorlar. Birço¤unun kendi bölgesinde, yöresinde yapabilece¤i bir ifli, ekebilece¤i bir topra¤› yok. Toprak köylüler için oldu¤u kadar tar›m iflçilerinin de geçim kayna¤›. ‹fllerin iyi gitmesi, ürünün iyi para etmesi, sat›lmas› en az köylüler kadar onlar›n da hayat›n› etkiliyor. Mahsul ne kadar iyi olursa o kadar ifl, bir o kadar iflgücüne ihtiyaç oluyor. Hâkim s›n›flar›n uygulad›¤› tar›m politikalar›ndan en fazla etkilenen kesimlerden birini oluflturuyor tar›m iflçileri. Köylülü¤ün tasfiye edilmesine ba¤l› olarak topraklar›n› kaybeden üreticiler bir süre sonra tar›m iflçisi olarak çal›flmaya bafll›yor. fiimdi tar›m iflçili¤i yapanlar›n bir k›sm› geçmiflte topra¤›n› ekip biçen insanlardan olufluyor. Örgütsüz olufllar› ve seslerini duyuramamalar›, yok say›lmalar›na görmezden gelinmelerine neden oluyor. ‹fllerinin sürekli olmamas›, bilinç ve örgütlenme seviyelerinin geri olmas› büyük arazi sahiplerinin her söyledi¤ine boyun e¤melerine neden oluyor. Çok düflük bir
erzak›n›, ihtiyac›n› da karfl›l›yor. K›sacas› iflçiler tarladan çad›ra gün do¤umu ile gün bat›m› aras›nda mekik dokuyor. Elçiler bu sistemi iflçilere öyle bir benimsetmifller ki, sohbet etti¤imiz iflçiler elçiye dua ve flükür etmekten geri durmuyor. Ne de olsa elçi sayesinde ifl bulmufl, kar›nlar› doymufl oluyor. Bu yüzden elçiye iliflkin sordu¤umuz sorulara kuflkuyla yaklaflarak niyetimizi anlamaya ve elçiye kötü söz söyletmemeye çal›fl›yorlar. ‹flsizli¤in on milyonlara ulaflt›¤› ülkemizde, gizli iflsizler ordusunu oluflturan mevsimlik iflçiler; bütün bir sezon boyunca çad›rlarda yoksullukla bo¤uflurken paralar›n› ancak aylar sonra alabiliyor. ‹fl yapt›klar› beldede fiyatlar Belediye Baflkan› ile genifl arazileri olan a¤alar taraf›ndan belirleniyor. Bu fiyat da belirlenen resmi fiyat›n alt›nda oluyor. Bunun üstüne bir de elçinin “eme¤i” kesilince iflçilerin pay›na sefalet ve açl›k düflüyor. Komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n iktidar›, devletin bekas› için fabrikada iflçiye, okulda ö¤renciye, memura, bu sömürünün takdiri ilahi oldu¤unu ve böyle gelip böyle gidece¤ini kan›ksat›rken ayn› durum tar›m iflçileri için de geçerli. ‹flçiler yaflad›klar› göçebe hayat› ve yoksullu¤un kaç›n›lmaz oldu¤unu düflünerek kendilerine “ekmek verenlere” flükür ediyor.
Kuflkusuz tar›m iflçilerinin içindeki devrimci faaliyetin c›l›z oluflu, yaflanan korkunç örgütsüzlük koflullar›nda böyle düflünmeleri oldukça normal bir durum.
Egemenler emekçilere yaflam› zindan etmek için and içmifl! “Sabah 6:00’da kalk›yoruz akflam 6:30’da bitiriyoruz. Toplama oldu¤unda daha zor oluyor. Seralar›n içi çok s›cak. D›flar›da 30 derece, içeride 40 dereceyi buluyor” sözleriyle yaflad›klar›n› dile getirmeye çal›flan Yunus binlerce iflçiden biri.
flsizli¤in on milyonlara ulaflt›¤› ülkemizde, gizli iflsizler ordusunu oluflturan mevsimlik iflçiler; bütün bir sezon boyunca çad›rlarda yoksullukla bo¤uflurken paralar›n› ancak aylar sonra alabiliyor.
‹
Yunus, 19 yafl›nda. 4 y›ld›r do¤up büyüdü¤ü Hatay’›n Alt›nözü ilçesinden Mersin’in Adanal›o¤lu Beldesi’ne biber toplamaya geliyor ailesiyle beraber. 7 ay boyunca biber toplad›ktan sonra Temmuz’un sonlar›na do¤ru Adana’ya giderek iki ay da burada pamuk topluyor. Yunus, di¤er tar›m iflçilerine göre oldukça “flansl›”. Hem 7 ay çal›fl›yor hem de a¤an›n kendilerine verdikleri evde bar›n›yor. 350 YTL maaflla çal›flan genç iflçi konuflurken oldukça s›k›l›yor. Söyleyecek, anlatacak çok derdi var ama nereden bafllayaca¤›n› bilemiyor. “Ben bu ifli meslek olarak görmüyorum, gelecek için bu ifli yapmay› düflünmüyorum. Ne yapaca¤›m› da bilemiyorum. ‹lkokul mezunuyum okumay› düflündüm, ama maddi s›k›nt› oldu¤u için okuyamad›m” diyen Yunus, yapt›¤› ifli de¤ifltirmeyi düflünüyor ancak, Alt›nözü’nde yapacak baflka bir ifli de yok. Kay›t ciha-
z›n› kapatt›ktan sonra daha rahat konuflan genç iflçinin bir de gönül yaras› var.
Ve art›k baflroldesin! “10 yafl›ndan beri çal›fl›yorum 15 yafl›nda evlendim. Kocam›n taraf› geldi gördüler, babam vermifl. ‹lk çocu¤um 16 yafl›nda oldu. Çocu¤umla beraber büyüdüm. Eflim trafik kazas›nda öldü. Yevmiye kad›nlar için 10 YTL. 10 YTL nedir ki? Paran›n de¤eri kalmam›fl. Bu parayla geçinmek çok zor. Fakir fukaran›n durumu böyle. Hem anne hem babay›m. Çocu¤umun birini evlendirdim, flimdi öteki askere gidecek. ‹htiyaçlar›n› karfl›lamam›z gerekecek. Gücümüz oldu¤u sürece çal›flaca¤›z. Annemin kuca¤›nda bafllad›m tarlaya gitmeye, bazen çal›flt›¤›m›z›n karfl›l›¤›n› 1-2 y›l sonra al›yoruz” sözleriyle sohbete kat›l›yor Asl›han Bülbül. O¤lunun anlatamad›klar›n›, dile getiremediklerini aktar›yor. Tarlada çal›flman›n yan›nda evin bütün sorumlulu¤unu da tafl›yor s›rt›nda. Hayat› tarlalarda çal›flarak pamuk ve biber toplayarak geçmifl. Onun da “kaderi” milyonlarca kad›n›nkine benziyor. Bir gün annesi art›k büyüdü¤ünü ve evlenme vakti geldi¤ini söylüyor, sonra da babas› evlenmesi ve “sevmesi gereken” müstakbel kocas›n› gösteriyor ve böylece evleniyor. Ard›ndan çoluk, çocuk sahibi oluyor ve mutlu olmufl gibi davran›yor. Hayat› anlamaya, tan›mlamaya çal›fl›rken omuzlar›na kald›rabilece¤inden çok fazla yük biniyor. Toplum ona hemen bir rol veriyor ve sahneye do¤ru itiyor. Ve iflte art›k baflroldesin! Yunus’a k›yasla daha konuflkan ve daha s›cak karfl›l›yor bizi. Onu dinledikçe televizyon ekranlar›nda pembe tablolar çizen mutluluk gülücükleri da¤›tanlar›n yüzlerine takt›klar› maskeler düflüyor bir bir. Genelgelerle töre cinayetlerini engelleme iddias›ndakilerin kad›nlarla ilgili yasa ç›kart›rken kar›s›n› döven milletvekillini hat›rl›yor insan. “Büyüyoruz, gelifliyoruz” naralar› 10 YTL’lik ücretin karfl›s›nda tuzla buz oluyor. Sömürücü zorbalar bir avuç asalak, emekçi halk›m›z› iflsizlikle, açl›kla “terbiye” ederken onlar›n kini de giderek büyüyor. Emekçiler er veya geç onlar› bu karanl›¤a hapseden zebanilerden hesap soracak. Bir gün gelecek alttakiler yerin derinliklerinden yükselen 盤l›klar›n› yeryüzüne tafl›yacak. Bunun bir an önce gerçekleflmesi ise bizim elimizde. ‹flçi, emekçilerin içindeki devrimci faaliyetimizi art›rmal› ve onlara daha fazla gitmeliyiz. Karanl›¤›n içindeki atefl böcekleri olarak karanl›¤› y›rtan atefli emekçilerin eline tutufltural›m. Karanl›¤a bir meflalede biz yakal›m! (Mersin)
8
14-27 Temmuz 2006
52
Toplumla Mücadele Yasas› tepki toplamaya devam ediyor! ‹stanbul
TMY (Terörle Mücadele Yasa) Tasar›s› tepki toplamaya devam ediyor. Tasar› geçti¤imiz hafta, Meclis’ten geçerken toplumun birçok kesiminden de tepki toplamay› sürdürdü. Sendikalar›, dernekleri, vak›flar›, kitle örgütlerini, devrimci bas›n› etkileyecek ve demokratik haklarda k›s›tlamalar getirecek tasar›ya tepki olarak Partizan, DTP, ESP, SDP, DHP, ÖMP, SODAP, TÖP, Bo¤aziçi Üniversitesi Ö¤rencileri ve EMEP; 28 Haziran Çarflamba günü Mecidiyeköy’de bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 11:00’de Metro ç›k›fl›nda buluflan kitle, buradan AKP il örgütü binas› önüne yürüdü. Bina önüne gelindi¤inde “Toplumla Mücadele Yasas›’n› Geri Çektirece¤iz” yaz›l› pankart açan kitle ad›na aç›klamay› Ersin Sedefo¤lu yapt›. Kat›l›mc› kurumlar ad›na yap›lan aç›klamada TMY’nin Meclis’te görüflülmeye bafllanaca¤› belirtilerek, yaln›zca TMY gibi bir yasa ile yetinmeyen devletin Toplant›, Gösteri ve Yürüyüfl Kanunu ve Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nda yap›lmak istenen ve yap›lan de¤iflikliklerle de devlet terörünü geniflletmek istendi¤inin alt›n› çizdi. En demokratik haklar›n bile mengeneye al›naca¤›n›, sald›r›lar›n önünün aç›laca¤›n›, yarg›s›z infazlar ve iflkencenin devlet güçleri için yasal bir hale gelece¤ini söyleyen Sedefo¤lu, AKP’nin ve MGK’n›n halka karfl› suç iflledi¤ini, AKP’nin tüm tepkilere ra¤men egemenlerin iste¤i ile yasay› Meclis’ten geçirdi¤ini belirtti. Aç›klama s›ras›nda “Faflist yasalar de¤il, demokratik haklar”, “Söz, eylem, örgütlenme hakk›m›z engellenemez”, “TMY tasar›s› geri çekilsin” sloganlar› at›l›rken aç›klaman›n ard›ndan kitle 10 dakikal›k oturma eylemi yapt›. Bu süre boyunca sloganlarla çevredekilere ajitasyon çeken kitle ad›na AKP il teflkilat›na ç›kmak isteyen heyet, Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencilerinin toplad›¤› 153 imzan›n AKP’ye verilece¤ini söyledi. Ancak AKP giriflinde duran polisler buna izin vermedi. K›sa süren bir tart›flmadan sonra AKP yetkililerinden birisi afla¤›ya inerek heyetin elindeki imzalar› alarak iletece¤ini söyledi. Eylem “Kahrolsun MGK, M‹T, J‹TEM, Kontrgerilla”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “TMY tasar›s› geri çekilsin” sloganlar› ve alk›fllarla son buldu. “Muhalefet” de¤il, ortak parti: CHP! TMY’nin haz›rl›¤› s›ras›nda özellikle
“Apo’ya af maddesi var” diye yaygara kopararak yasa tasar›s›n›n daha da a¤›rlaflt›r›lmas› için alk›fl tutan CHP de TMY’ye olan tepkiden nasibini ald›. 29 Haziran Perflembe günü CHP Beyo¤lu ilçe binas› önünde toplanan kitle burada bas›n aç›klamas› yaparak ö¤retim görevlilerinden toplanan imzalar› ve bunun yan›ndaki metni CHP’ye iletti. Kitle ad›na eylemde aç›klama yapan Yaman Y›ld›z; CHP’nin ve kendine “muhalefet” yaftas› yak›flt›ran kimi çevrelerin TMY çerçevesinde kopartt›¤› yaygara ile yasan›n a¤›rlaflt›r›lmak istendi¤ini ve buna ba¤l› olarak de¤iflen baz› yasalar›n flu anda daha da azg›nlaflt›¤›n› belirtti. Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu’na de¤inen Y›ld›z, bu yasada yap›lan de¤ifliklikle polise s›n›rs›z silah kullanma yetkisi verildi¤ini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan Ersin Sedefo¤lu ve Yaman Y›ld›z, ellerindeki imza föylerini vermek üzere CHP binas›na girdiler. 10 dakika kadar sonra ç›kan Y›ld›z ve Sedefo¤lu yapt›klar› aç›klamada; imzalar› verdiklerini ancak bu s›rada bir polis komiserini arayarak “fiimdi size imza teslim edecekler, bilginiz olsun…” dedi¤ini söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan eylem sloganlarla bitirildi. (‹stanbul) Faflist yasalara karfl› mücadeleye TMY’ye karfl› Bursa’da devrimci ve demokratik kitle örgütleri çeflitli eylem ve etkinlikler gerçeklefltirdiler. 28 Haziran günü Heykel Postanesi önünde bir araya gelen ‹HD, KESK Bursa fiubeler Platformu, ‹flçi Haklar› Derne¤i, Tuncelililer Derne¤i, Diyarbak›r Derne¤i, Pir Sultan Abdal Derne¤i, Anadolu Evliyalar Derne¤i, Hac› Bektafl-› Veli Derne¤i, Partizan, DHP, ESP, SDP, DTP, KP, BAT‹S ve Halkevleri TBMM Baflkanl›¤›’na TMY’nin geri çekilmesi için faks eylemi gerçeklefltirdi. Yine ayn› kurumlar 30 Haziran günü Setbafl› Mafel Kafe önünde bir araya gelerek bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› kurumlar ad›na ‹HD fiube Baflkan› Abdulaziz Akyol okudu. Akyol “Emperyalistler ve özellikle ABD emperyalizmi dünya halklar›na sald›r›lar›n› art›rmaktad›r. Dün Afganistan’a ve Irak’a yap›lan iflgal flimdi de ‹ran’a yap›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Özellikle Ortado¤u’da ve ülkemizde geliflen anti-emperyalist mücadeleyi bast›rmak için çeflitli yöntemlere baflvurulmaktad›r” dedi. Ayr›ca ‹HD Bursa fiubesi de “TMY geri çekilsin” fliar› ile E¤itim-Sen Toplant› Salo-
Adana
nu’nda bir panel düzenledi. Panele ÇHD Genel Sekreteri Selçuk Koza¤açl›, Bursa Barosu avukatlar›ndan Yahya fiimflek konuflmac› olarak kat›ld›. Aç›l›fl konuflmas›n› yapan ‹HD fiube Baflkan› Abdulaziz Akyol, egemenlerin girdikleri krizlere karfl› geliflen toplumsal muhalefeti teslim almak için, bu yasay› ç›kard›klar› vurgusunu yapt›. Selçuk Koza¤açl› ise TMY’nin içeri¤ini ve uygulamalar›n› anlatarak “Bu yasan›n engellenmesi için çokça ihlal edilmesi gerekiyor. Yayg›n olarak ihlal edilen yasan›n ifllevi yoktur. Bu nedenle tüm muhalif kesim olarak ihlal edelim” dedi. Av. Yahya fiimflek ise “Bize verilen hak ve özgürlükler yukar›dan verilmifltir. Verilen hak ve özgürlükler rüzgârla gelir, rüzgârla gider. Ancak bizler diflimizle t›rna¤›m›zla kazanaca¤›m›z haklar› korursak kal›c› olur” diyerek herkesin dili döndü¤ünce bu yasay› insanlara anlatmas› ve toplumsal bilinci yükseltmek gerekti¤ini dile getirdi. (Bursa) Adana’da gergin TMY yürüyüflü DTP, EMEP, SDP, ÖDP, THAYD-DER, E¤itim-Sen, SES, D‹SK, Adana Tabip Odas›, TMMOB, TÜMT‹S, ÇHD vb. kurumlar›n 26 Haziran tarihinde yapmak istedikleri yürüyüfl gergin geçti. ‹nönü Park›’na gelen kitle Çevik Kuvvet ekiplerinin kendileri ile beraber yürümesine tepki gösterdi. Çarfl› merkezinden AKP Adana ‹l Baflkanl›¤› önüne kadar yürüyen kitle ad›na konuflan EMEP Adana ‹l Baflkan› Sevil Arac›, Ülkede Özgür Gündem gazetesinin iki gündür manfletinden verilen “‹nsanl›k yak›l›yor” haberini göstererek, TMY’nin yasallaflmas› halinde bunun gibi infazlar›n artaca¤› endiflesi tafl›d›klar›n› söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan AKP önüne b›rak›lmak istenen siyah çelenk, polisler taraf›ndan engellenmek istendi. AKP önüne çelenk b›rakan ‹HD Adana fiube Sekreteri Ethem Aç›kal›n, anti-demokratik yasa olan TMY’yi protesto etmek için ve TBMM’de ç›kmamas› için AKP önüne siyah çelenk b›rakt›klar›n› söyledi. (Mersin) “TMY geri çekilsin!” ÇHD Adana fiubesi Terörle Mücadele Yasas›’n›n geri çekilmesini istedi. Adana Adliyesi önünde 5 Temmuz günü bir araya gelen ÇHD üyeleri, yasan›n demokratik haklar› s›n›rland›raca¤›n›, flüphelinin savunma hakk›na ciddi s›n›rlamalar getirdi¤ini, tutuklu ve hükümlülerin hapishaneden al›na-
‹stanbul
“Bu yasa devlet terörünü yasallaflt›r›yor”
Terörle Mücadele Yasa Tasar›s›’na karfl› Ankara’da yap›lan yürüyüfle çok say›da kitle örgütü kat›ld›. Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde bir araya gelen ‹HD Ankara fiubesi, D‹SK Ankara Bölge Temsilcili¤i, KESK Ankara fiubeler Platformu, TMMOB, DTP Ankara ‹l, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, Tuncelililer Derne¤i, ÇHD Ankara fiube, ESP, HÖC, Partizan, Al›nteri, Kad›n Dayan›flma Vakf› ve SDP’liler “Toplumla Mücadele Yasas›na Hay›r!” yaz›l› pankart açarak, “Susma sustukça s›ra sana gelecek” slogan› eflli¤inde AKP il binas›na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüflün ard›ndan ortak aç›klama yapan KESK Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Cemal Y›ld›r›m, TMY Tasar›s›’n›n, Diyarbak›rl› ilkokul çocuklar›n›, lisede ÖSS’ye, üniversitede “YÖK’e hay›r” diyenleri ve “Demokratik Türkiye” diyenleri terörist ilan etme yasas› oldu¤unu söyledi. Y›ld›r›m, ayr›ca “Bu yasa terörle mücadele de¤il, toplumla mücadele yasas›d›r. Bu yasa devlet terörünü yasallaflt›rma yasas›d›r” dedi ve IMF, Dünya Bankas› programlar›na, iflsizli¤e, yoksullu¤a, kamusal alan›n tasfiyesine, antidemokratik uygulamalara ve savafl tehditlerine karfl› geliflecek halk muhalefetinin Terörle Mücadele Yasas› ile engellenemeyece¤ini dile getirdi. (Ankara) rak iflkence yap›lmas›na ve sorgulanmas›na olanak tan›d›¤›n›, bununla iflkencenin önünün aç›ld›¤›n› belirterek geri çekilmesini istedi. (Mersin)
9
52
14-27 Temmuz 2006
‹flçi-köylü, emekçi halk›n sesidir, sald›r›lar bizi y›ld›ramaz!
SUSTU
INIZ S Z A M RA
!
Son dönemlerde artan demokratik kurumlar›n bask›nlar›na bir yenisi daha eklendi. Gazetemiz ‹flçi Köylü’nün ayn› zamanda Partizan Dergisi ve Yeni Demokrat Gençlik dergisinin Kartal irtibat bürosu 8 Temmuz’da “kimli¤i belirsiz” kifli ya da kiflilerin sald›r›s›na maruz kald›. Sald›r›da büromuzda bulunan kitap, disket ve belgeler kar›flt›r›lm›fl ve ortal›k darmada¤›n edilmifltir. Ayr›ca büroda bulunan 2 adet foto¤raf makinesi ve 1 adet ses kay›t cihaz› al›nm›flt›r. Çal›flanlar›m›z büroya geldiklerinde balkon kap›s›n›n k›r›larak içeri girildi¤ini ve kap›n›n k›r›larak d›flar› ç›k›ld›¤›n› görmüfllerdir. Yap›lan sald›r› ilk olmad›¤› gibi son da de¤ildir. TC devletinin muhalif kurumlar, demokratik kitle örgütleri ve devrimci ve sosyalist bas›n üzerindeki bu politikalar› süreklidir. Sistemli ve düzenli olan bu sald›r›lar içinden geçilen sürece göre farkl›l›k gösterse de süreklili¤i korunmufltur. Devrimci-sosyalist ve ilerici bas›-
n›n matbaalar›n bas›l›p gazetelerinin yak›ld›¤›n›, bürolar›n›n bombaland›¤›n›, çal›flanlar›n›n öldürüldü¤ünü, hapsedildi¤ini, kaç›r›ld›¤›n› görmüfltür. Bir dönem fiziki bask›y› yo¤unlaflt›ran TC devleti, bir dönem yo¤un bir flekilde sansür, yasaklama, kapatma, da¤›t›m› engelleme, okurlara tehdit ve gözda¤›n› uygulam›flt›r. Bu uygulamalar halen devam eden uygulamalard›r, belli dönemlerde yo¤unlu¤u artmakta, belli dönemlerde azalmaktad›r. Hiç kuflkusuz ki, bunu belirleyen ülkemiz emekçi halk›n›n sisteme karfl› verdi¤i mücadelenin ivmesidir. Hat›rlanaca¤› gibi May›s ay› içerisinde Erzincan büro muhabirimiz Murat Demir’e yönelik bir silahl› sald›r› olmufl, çal›flan›m›z a¤›r yaralanm›flt›. Malatya çal›flan›m›z›n evi ise sivil faflist güçlerce da¤›t›lm›flt›. Yine Umut Yay›mc›l›k bünyesinde ç›kan gazete, dergi ve kitaplara yönelik onlarca dava ise halen devam ediyor. Elaz›¤’da 1 May›s kutlamalar›n› izleyen Malatya Büro Temsilcimiz
Erdinç Özbay ise, hukuki hiçbir dayana¤› olmad›¤› halde halen Malatya E Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor. TC devleti, bir dönem yo¤un olarak polisleriyle yapt›¤› büro bask›nlar›n›, bir süre sivil faflistlere havale etmifl ve “halk›n tepkisi” olarak göstermeye çal›flm›flt›. Linç sald›r›lar› ile piyonlar›n› devreye sokan sistem, flimdilerde yapt›¤› gizli ve “faili meçhul” sald›r›larla, olay› farkl› yans›tmaya çal›fl›yor. Ancak bu ülkenin komünistleri, devrimcileri ve demokratlar› mücadele ederken, gelebilecek tüm sald›r›lar›n bilincindedirler, bu yüzden de nas›l gelirse gelsin, her türlü karfl›-devrimci sald›r› bizleri y›ld›rmak bir kenara, yapt›klar›m›za dört elle sar›lmam›z› sa¤lamaktan baflka bir fley sa¤lamayacakt›r. Yeni TMY Yasas› ile getirilen a¤›r bask›c› hükümler de t›pk› bu tür sald›r›lar gibi, emekçi halk›n sahiplenifli, birli¤i ve ortaklafla mücadelesiyle bertaraf edilecektir. (H. Merkezi)
17’ler onurumuzdur! ‹zmir’de bir araya gelen BDSP, DHP, Devrimci Hareket, ÖMP, Partizan, Köz, Kald›raç ve ‹C‹ 24 Haziran 2006 tarihinde Ada Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik ile 17’leri and›. Tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan anmada ortak bir metin okundu. Metinde “Faflizmin sald›r›lar› çok yönlü artarak devam etmektedir. Yak›n zamanda fiemdinli’de, Diyarbak›r’da yaflanan katliam ve sald›r›lar, önümüzdeki süreçte de bu tür olaylar›n yo¤unlaflarak devam edece¤inin iflaretidir. Bu nedenle süreç bizden sorumlulu¤umuzu yerine getirmemizi, daha yüksek birliktelikler için çabalar›m›z› art›rmam›z› bekliyor. 17’ler nezdinde somutlaflan ve umut verici olan devrimci dayan›flmay› daha ileri tafl›mal› ve bu dava için canlar›n› veren tüm flehitlerimizi kitlesel kat›l›mlarla anmal›y›z” denildi. Ard›ndan Yürek Sevdas› adl› grup bir fliir dinletisi sundu. Dinletinin ard›ndan bir müzik grubu ve Yenikap› Tiyatro Grubu sahne ald› ve k›sa bir ara verildi. Bu arada DHP’liler taraf›ndan oluflturulan an› defteri misafirlere sunuldu. Aran›n ard›ndan gösterime haz›rlanan sinevizyon izlendi ve Kawel Müzik Grubu’nun ezgileri ile etkinlik sona erdi. (‹zmir)
Türkiye Kürdistan›’nda bask›ya son 8 Haziran 2006 tarihinde Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelen Halklar›n Kardeflli¤i ‹nisiyatifi Türkiye Kürdistan›’nda gerilla cenazelerinin kaç›r›lmas›n›, ailelerine verilmemesini, orman yakmalar› protesto etti. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹lker Eraslan, 6 HPG gerillas›n›n katledildikten sonra yak›ld›¤›n›, Cudi da¤›n›n eteklerinde “güvenlik” gerekçesiyle bafllat›lan yang›n›n Çember, Basta ve Meva da¤›na
Gerillay› yaflam alanlar›ndan koparmak, operasyonlarda kolayl›k sa¤lamak için ormanlar› yakan TC devleti, gerilla cenazelerini ailelerine vermeyerek gerillalardan duydu¤u korkuyu ele veriyor.
Gelece¤imizi atefle veriyorlar!
s›çrad›¤›n› ve halen devam etmekte oldu¤unu belirterek Kürt halk›na gözda¤› vermek için Seferi Y›lmaz’›n da tutukland›¤›n› sözlerine ekledi. Aç›klamada egemenlerin Kürt halk›n› katliamlarla, tutuklamalarla, iflkenceler ve infazlarla y›ld›ramayacaklar› belirtilerek “Bizlere yoldafl olmufl da¤lar› da yakmakla tüketemeyecekler” denildi. Eylem Galatasaray Postanesi’nden Seferi Y›lmaz’a kart gönderilmesiyle son buldu. (‹stanbul)
Devletin “güvenlik” gerekçesiyle Cudi, Gabar ve Basak da¤lar›n› atefle vermesini protesto etmek için 1 Haziran günü ‹stanbul’da yaflayan fi›rnakl›lar ‹HD flubesinde bas›n aç›klamas› düzenledi. Kitle ad›na aç›klama yapan Mehmet fiak›r, Cudi da¤›ndaki yang›n›n 17. gününe girdi¤ini ve yang›na müdahale etmek isteyen halk›n da kolluk güçleri taraf›ndan
engellendi¤ini söyledi. fi›rnak milletvekillerini ve duyarl› kamuoyunu ekolojik dengeyi korumaya ve ortak tav›r almaya ça¤›ran fiak›r; yaflanan ve yaflat›lan dehfleti durdurmak için demokratik eylemliliklerle seslerini daha da ço¤altacaklar›n› aç›klayarak aç›klamas›n› bitirdi. (‹stanbul)
10
14-27 Temmuz 2006
52
“Güvenlik” gerekçesiyle kamuoyuna sunulan F Tipi Hapishanelerde
Tutsaklar›n can güvenli¤i yok! Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan TUYAB’dan ald›¤›m›z bilgiye göre avukatlar ertesi gün tekrar hapishaneye giderek müvekkillerini gördüklerinde hapishane idaresinin yapt›¤› iflkence ortaya ç›km›flt›r.
F tipi hapishanelerde sistematik iflkence her daim! Ulucanlar Hapishanesi’nde tutulan 3 kad›n tutsak Nilüfer fiahin, Figen Ça¤r› ve Necla Çomak, hapishanenin boflalt›laca¤› bahane edilerek sald›r›ya u¤rad›. Konuyla ilgili 5 Temmuz Çarflamba günü aç›klama yapan TUYAB’l›lar, “Sürgün sevkler bizleri y›ld›ramaz”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlar›yla aç›klamalar›na bafllad›. Kitle ad›na okunan bas›n metninde kad›n tutsaklara iflkence edilerek Sincan 2 No’lu F Tipi’ne yerlefltirildikleri söylendi. Operasyon tarz›ndaki sevkte zorla ko¤ufllar›ndan ç›kar›lan kad›n tutsaklar, burada tartakland› ve ring araçlar›na bindirildi. Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne getirilen kad›n tutsaklar burada erkek tutsaklar›n da maruz kald›¤› uygulamalara tabi tutuldu. Uzun süre üst aramas› bahanesiyle kaba dayak uygulanan tutsaklar, daha sonras›nda zorla ç›r›lç›plak soyularak arama yaftas› alt›nda cinsel taciz yap›ld›. Kad›n tutsaklar “hofl geldin” iflkencesinden sonra tek tek ayr› hücrelere kondu. ‹nsanl›k onuruna ayk›r› say›lan “iç ara-
ma”ya (anal ve vajinal arama) tabi tutulmak istenen kad›n tutsaklara “direnmeye kalkmay›n erkekleri içeri al›r›z!” denildi.
Katliamlar› saklamad›lar ama bunu saklamak istediler Geçmiflte de sürgün sevkleri kamuoyuna duyurmamak için saklanmak istenmesine tan›k olduk. Geçen sene Haziran ay›nda Tekirda¤ 1 No’lu Hapishanesi’nde yap›lan bunlardan biriydi. Tutsaklar› çeflitli gerekçelerle farkl› yerlere gönderenler k›sa süre geçmeden de “disiplin cezalar›” ya¤d›rm›flt›. 30 Haziran tarihinde meydana gelen sürgün sevklerin farkl›l›¤› ise kad›n tutsaklar›n öncesinden olmad›¤› halde F tipi hapishanelere sevk edilmesi ve durumun gizlenmeye çal›fl›lmas›d›r. Tutsaklar›n görüfllerine giden avukatlar ilk gün kabul edilmeyerek “Daha avukat kay›t defterimiz yok (!) sizi kaydedemeyiz. Oldu¤u zaman gelin” denmifl, avukatlar›n bir gün sonra yo¤un çaba ve ›srarlar› ise baflar›ya ulaflarak tutsaklarla görüflebilmifllerdir.
Bas›n aç›klamas›nda ve avukatlar›n DKÖ’lere aktard›¤› bilgide tutsaklar›n arama diyerek ç›r›lç›plak soyulduklar› ve cinsel tacize maruz kald›klar› bildirildi. Görüfl s›ras›nda vücutlar›ndaki darp izleri ve çürükler bariz olan tutsaklar›nsa revire ç›kmalar›na dahi izin verilmedi. U¤rad›klar› sald›r›y› belgelemek için Adli T›p kurumuna gitmek isteyen tutsaklar›n dilekçeleri hapishane idaresi taraf›ndan reddedilirken, gazetemizin ç›kmaya haz›rland›¤› süre zarf›nda da bu konuda bir de¤iflme olmam›flt›r. Konuya iliflkin aç›klamalar›nda TUYAB’l›lar flunu demektedir; “Bizler de hapishane idaresine soruyoruz; Adli T›p’a götürmeleri için yaralar›n›n iyileflmesini mi beklemekteler? Bugüne kadar onlarca direnifl ve katliama tan›k olmufl Ulucanlar Hapishanesi bir kez daha devrimci kad›nlar›n onurlu direnifline tan›k olmufltur.” Devam eden aç›klamada Ulucanlar Hapishanesinde 26 Eylül 1999 y›l›nda yap›lan ve 19 Aral›k katliam›n›n provas› olarak bak›lan Ulucanlar katliam›na da de¤inilerek,
Tecrite Karfl› Dayan›flma Komitesi Adalet Bakan› ile görüfltü ÇHD ‹stanbul fiubesi, hapishanelerde süren tecrit uygulamalar›n›n son bulmas› için Adalet Bakanl›¤›’na diyalog ça¤r›s›nda bulundu. 27 Haziran tarihinde Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelen ÇHD üyeleri burada bir bas›n aç›klamas› yaparak, F tipi hapishanelerde süren tecrit uygulamalar›n›n son bulmas›n› istedi. Kitle ad›na aç›klama yapan ÇHD ‹stanbul fiube Baflkan› Fatmagül Yolcu, tecridin kald›r›lmas› için 5 Nisan’dan itibaren ölüm orucuna bafllayan Av. Behiç Aflç›’n›n durumuna dikkat çekti. Yolcu, “Cezaevlerinde yürütülen tecrit uygulamalar›n›n kald›r›lmas›na yönelik acilen somut ad›mlar at›lmas› gerekti¤i görüflündeyiz. Bu sebeple Haziran ay› bafl›nda tecrit sorununun kald›r›lmas› için bafllat›lan giriflim çal›flmalar›n› ve çeflitli gazetelerde ilan edilen ‘tecrit iflkencedir’ bafll›kl› bildiride yer alan görüfllerin kabul edilmesini istiyoruz. Tecrit uygulamas›n›n ‘tart›fl›labilir’ oldu¤unun kabul edilmesini ve Adalet Bakanl›¤›’n›n giriflimin sözcüleri ile
görüflmesini istiyoruz” fleklinde konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan kitle, postaneden Adalet Bakanl›¤›’na faks çekti. Adalet Bakanl›¤›’n›n görüflme talebini kabul etmesi üzerine ‹stanbul Barosu Baflkan› Kaz›m Kolcuo¤lu’nun da aralar›nda bulundu¤u 5 kiflilik heyet, Adalet Bakan› Cemil Çiçek ile görüflmek üzere Ankara’ya gitti. Ankara’ya gitmeden önce Galatasaray Lisesi önünde toplanan avukatlar ad›na aç›klamay› Av. Taylan Tanay yapt›. Tecrite Karfl› Dayan›flma Komitesi içinde yer alan Ankara Barosu Baflkan› Ahsen Coflar, ‹stanbul Barosu Baflkan› Kaz›m Kolcuo¤lu, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, ÇHD Baflkan› Selçuk Koza¤açl› ve TTB eski 2. Baflkan› Metin Bakkalc›’dan oluflan bir heyet komite üyesi di¤er avukatlarla Güvenpark’›n Adalet Bakanl›¤› ç›k›fl›nda “Meslektafl›ma, müvekkillerime ve mesle¤ime sahip ç›k›yorum” yaz›l› siyah pankart açarak bulufltu. Avukatlar ad›na aç›klama yapan Av. Taylan Tanay, F Tipi ve tadilatl› E Tipi hapishane
hücrelerinde tek kiflilik veya küçük grupta izolasyon esas›na dayanan “tecrit-tretman” modelinin uyguland›¤›na iflaret ederek, ilgili tüm bilim çevrelerinin, baronun, tabip ve mimar odalar›n›n temel ve vazgeçilemez insan haklar›n›n aç›k ve a¤›r bir flekilde ihlal eden bu modele son verilmesi gerekti¤ini ifade etmelerine ra¤men modelin hükümet taraf›ndan ›srarla savunuldu¤una iflaret etti. 29 Haziran’da geri dönen komite üyeleri yapt›klar› görüflmenin içeri¤ine iliflkin bir aç›klama vermezken, görüflmelerin bundan sonra da sürdürülece¤ini kaydetti. 8 Haziran’da ise ÖO’nda olan Av. Behiç Aflç›’ya destek vermek için oturma eylemi yap›ld›. Taksim Gezi Park›’nda bir araya gelen kitle, bas›n aç›klamas› yaparak, tecridi protesto etti. Kitle ad›na aç›klama yapan Songül Çal›fl, 19 Aral›k 2000’den bu yana uygulanan F tiplerinin tecrit oldu¤unu söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan oturma eylemi yapan kitle daha sonra eylemi bitirdi. (H. Merkezi)
burada yaflanan onurlu direniflin haf›zalarda taze oldu¤unun alt› çizildi ve flunlar eklendi; “Ulucanlar tarihi, hapishaneler mücadelesi bak›m›ndan direnifllerin tarihidir”. Türkiye hapishanelerinde katliamlar›n ve iflkencelerin bir di¤er yüzünü ise sakat b›rakmalar oluflturuyor. Bugüne kadar Türkiye hapishanelerinde sakat kalan insanlar›n asla tam bir resmi rakam› olmad›, ancak say› artt›. TUYAB’›n aç›klamas›nda kad›n tutsaklara yönelik gerçeklefltirilen sald›r›n›n yan›nda bir baflka sald›r› da F tiplerinden devletin beklentisini ortaya koyuyor. ‹zmir K›r›klar 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutsak kalan Bayram Kaymaz olmufltur. Kaymaz “tedavi” için götürüldü¤ü hastanede yanl›fl i¤ne(!) sonucu felç kald›. Hastaneden Kaymaz’› alelacele ç›kartan hapishane yetkilileri ise felç kalan ve flu anki koflullar›nda tek bafl›na yaflayamayacak olan Kaymaz’› tek kiflilik hücreye koydu. Daha önce de Mesut Deniz, Savafl Kör, Ersin Ero¤lu gibi ihtiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›layamayacak olan tutsaklar› tek kiflilik hücrelere koyan TC devleti, devrimci tutsaklar› “ceza içinde cezaland›rarak” intikam almaya ve d›flar›daki devrimcilere mesaj göndermeye devam ediyor. Bayram Kaymaz örne¤i Tekirda¤ 1 No’lu Hapishanesi’nde yaflam›n› yitiren Salih Sevinel olay› gibi, devrimci tutsaklar›n hiçbir flekilde can güvenli¤inin olmad›¤›n›n bir göstergesidir. (‹stanbul)
‹HD ve ÇHD’den suç duyurusu
17 Haziran 2006’da Kemeralt› giriflinde biraraya gelen ‹C‹ üyeleri bir bas›n aç›klamas› yaparak bildiri da¤›tt›lar. 2000 adet bildiri ayn› zamanda tüm devrimci ve sosyalist bas›na da verilerek semt sat›fllar›nda da¤›t›m› sa¤land›. Eylem s›ras›nda “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala”, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” sloganlar› at›ld›. Bas›n metnini Özgül Mollaibrahimo¤lu okudu. Aç›klama s›ras›nda ‹C‹ üyeleri a¤›zlar›n› siyah bantlarla kapatarak tecriti protesto ettiler. (‹zmir)
11
52
14-27 Temmuz 2006
Par›ldayan siperlerde direnifl sürüyor Tutsaklar›n toplatmas› olmayan yay›nlar› okuma komisyonunun “güvenlik” gerekçesi ile ald›¤› kararlar yüzünden alamad›¤›n›, revire ç›kmalar›n›n engellendi¤ini söyleyen K›rkoç; ailelerin götürdükleri ilaçlar›n tutsaklara verilmedi¤ini, kimi ameliyat ve tedavilerin para ile yap›ld›¤›n›, eflyalar›n fahifl fiyatlarla sat›ld›¤›n› vurgulad›. F tipi hapishanelerde türlü iflkence ve hak ihlalleri devam ederken, devrimci tutsaklar›n direniflleri de tüm bu sald›r›lara ra¤men yükseliyor. Tutsaklar›n direniflini sahiplenen ve büyütmeyi hedefleyen TUYAB da (Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i) bu süreçte eylemlerine devam ediyor. 30 Haziran Cuma günü Sultanahmet Adliyesi önünde toplanan TUYAB’l›lar burada “Ceza ‹nfaz Kanunu De¤ifltirilsin Disiplin Cezalar› Son Bulsun” yaz›l› pankart ve “‹çerde türkü söylemek yasak”, “‹çerde konuflmak yasak” vb. yaz›l› dövizler açarak eylemlerine bafllad›lar. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin” sloganlar› atan kitle ad›na konuflma yapan Semiha K›rkoç; 6 y›ld›r süren tecrit uygulamas›nda 122 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤ini ve 527 kiflinin de ise fiziki, psikolojik rahats›zl›klarla karfl› karfl›ya kald›¤›n› hat›rlatarak, devletin F tipi uygulamas›n›n bir
bilânçosunu çizdi. Devrimci tutsaklar› düflüncelerinden vazgeçirmek için uygulanan tecrit ve izolasyon politikas›n›n süreklilefltirilmesi için 1 Haziran 2005 tarihinden beri hapishanelerde “disiplin(!) cezalar›n›n” daha da a¤›rlaflt›r›ld›¤›n› belirten K›rkoç, bu uygulamalara dair örnekler verdi. Tutsaklar›n toplatmas› olmayan yay›nlar› okuma komisyonunun “güvenlik” gerekçesi ile ald›¤› kararlar yüzünden alamad›¤›n›, revire ç›kmalar›n›n engellendi¤ini söyleyen K›rkoç; ailelerin götürdükleri ilaçlar›n tutsaklara verilmedi¤ini, kimi ameliyat ve tedavilerin para ile yap›ld›¤›n›, eflyalar›n fahifl fiyatlarla sat›ld›¤›n› vurgulad›. Ayn› amaçl› bir uygulaman›n da sevkler konusunda yap›ld›¤›n›, aileleriyle daha rahat görüflmek isteyen tutsaklara “paral› sevk”in dayat›ld›¤›n› anlatan K›rkoç, yine sürgün sevklerle sald›r› alt›nda olan tutsaklar›n bu uygulama s›ras›nda dövüldüklerini ve çeflitli maddi ve manevi zor-
luklarla karfl›laflt›klar›n› anlatt›. K›rkoç’un konuflmas›n›n ard›ndan aç›klama yapan Gülmez Ana; o¤lu Ali Gülmez’in 5 y›ld›r Sincan F Tipi Hapishanesi’nde tutuldu¤unu ve her türlü iletiflim ve haberleflme hakk›n›n engellendi¤ini belirtti. Gülmez Ana, o¤lunun görüflüne gidemediklerini, ziyaretçilerinin kabul edilmedi¤ini, de¤il toplatmas› olabilecek bir yay›n›n kültür-sanat dergilerinin bile verilmedi¤ini, s›k s›k mektup ve görüfl cezas› ald›¤›n› belirterek sözlerine flöyle devam etti; “Oradakilerin hepsi benim evlad›m. ‹nsanlar› daha duyarl› olmaya, onlar›n direnifline sahip ç›kmaya ça¤›r›yorum.” Konuflmalar›n ard›ndan aileler flikâyet baflvurusunda bulunmak için Savc›l›k’a ç›kt›. Adliye’ye giderken polisin “Biz sizi bu önlüklerle Adliye’ye almayaca¤›z, Savc›l›¤›n emri var” diyerek aileleri engellemek istemesi üzerine k›sa bir gerginlik yafland›. (‹stanbul)
TAYAD’l›lardan tecrit eylemi! TAYAD’l›lar 9 Temmuz Pazar günü Sultanahmet Park›’nda hapishanelerde uygulanan tecridi ve insanl›k d›fl› uygulamalar› temsilen yap›lm›fl bir hücre ve Ölüm Orucu’nda bulunanlar›n resimleriyle protesto etti. Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Musa Kurt’un annesi o¤lunun yazd›¤› mektuptan al›nt›lar yaparak hapishanedeki keyfi uygulamalar› ve tutsaklar üzerindeki bask›lar› anlatt›. Daha sonra TAYAD’l›lar Tekirda¤ 2 No’lu F Tipi’nde bulunan Kutlu’nun mektubunu okudu. (‹stanbul)
‹zmir’de TAYAD’l› ailelere sald›r› 26 Haziran 2006 tarihinde sabah saatlerinde Forbest Caddesi giriflinde açl›k grevi yapan TAYAD’l› ailelere polis, zab›ta ve Çevik Kuvvet sald›rd›. Sald›r› s›ras›nda Songül Ekeno¤lu, Burak Demir, Osman Bezek, Ömür Cerraho¤lu, ‹lknur Varal, Hamza Çimen dövülerek ve yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›nd›. Ancak gözalt›na al›nanlar ayr› ayr› yerlere b›rak›ld›. Sald›r›n›n ard›ndan tekrar açl›k grevi yapt›klar› yere gelen aileler eylemlerine devam edeceklerini duyurdular. Saat 12:00 civar›nda yine ayn› ekipler taraf›ndan ailelere yönelik bir sald›r› daha gerçekleflti. Sald›r› ve gözalt›lar›n ard›ndan aileler direnmeye devam edeceklerini belirttiler. (‹zmir)
Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde hak ihlalleri bitmek bilmiyor Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde hak ihlalleri devam ediyor. Uzun bir süredir su sorunu yaflayan tutsaklara flimdi de s›cak su, haftada bir buçuk saat olmak üzere bir kez verilecek. So¤uk suyun düzensiz de olsa günde üç defa olmak üzere 10 dakika verildi¤i hapishanede içme suyunu tutsaklar kendi imkânlar›yla kantinden parayla sat›n al›yor. Daha önce ziyaretçilerin getirdi¤i gazete ve dergileri kendi ziyaretçisinin d›fl›nda bir baflkas›n›n ad›na yat›rmas› engellenmezken, son dönemlerde ise kendi ziyaretçin d›fl›nda kimsenin b›rakt›¤› dergi ve gazeteler tutsaklara verilmiyor. Hapishanede yaflanan çeflitli hak ihlallerini flöyle s›ralamak mümkün; * Nihat Konak’›n ziyaretçisinin getirdi¤i gazete ve dergilerin Hasan Rüzgar ve Erkan Altun ad›na da yat›r›lmas› engellendi. * Yine Murat Karayel’in ziyaretçisinin
de ayn› flekilde yan›nda getirdi¤i dergiyi Karayel d›fl›nda baflkalar›n›n ad›na da yat›rmas› engellendi. * Hasan Rüzgar’›n dört haftad›r kantine yazd›¤› Yürüyüfl dergisi verilmedi. Yine Devrimci Demokrasi gazetesinin son say›s› ayn› flekilde verilmedi. * Hücre de¤iflikli¤i yapmak isteyen Bar›fl Akkufl ve Murat Aktafl adl› tutsaklar›n yapt›klar› bütün giriflimlere olumsuz karar› verilerek yer de¤iflikli¤i yap›lm›yor. * Muhammet Akyol, Yaflar Erifl, Bayram Kama ve yine Murat Karayel, Cihat Özdemir ve S. Y›lmaz Bulduruk’un kald›klar› hücrede k›r›lan sandalyeleri de¤ifltirilmiyor. De¤ifltirilmesi yönünde yapt›klar› giriflimlere “parayla sat›n al›n” denilerek sat›n al›nmas› dayat›l›yor. * ‹smail Y›lmaz, ad›na kay›tl› olup da flu an depoda bulunan televizyonu Erol Volkan ‹ldem’e hibe etmek istiyor. “Hibenin yaln›zca tahliye koflullar›nda” olabi-
lece¤i söylenerek reddediliyor. * Ay›n son haftas›na denk gelen ayl›k aç›k görüfl zaman›nda ziyaretçilerin getirdikleri ve içerden d›flar›ya gönderilmek istenen eflyalar keyfi bir flekilde kabul edilmiyor. * Cem Demirbafl’›n Bayram Kama’ya gönderdi¤i mektuba “seminer niteli¤inde” denilerek el konuldu. * Görüfl esnas›nda ayn› hücrede kalan tutsaklar›n görüflçüleriyle görüfl kabininde karfl›lafl›p selam vermelerine dahi müdahale ediliyor. “Herkes kendi görüflçüsüyle görüflecek bakanl›¤›n emridir” denilerek engelleniyor. Yine tutsaklar ziyaret, revir vb. gibi yerlere ç›kt›klar›nda da ayn› koridorda kalan tutsaklar›n birbirleri ile havaland›rma cam›ndan selamlaflmalar› ve bakmalar› da müdahale edilip engelleniyor. * 19 May›s 2006’da tutuklanan Özgür Ertürk ve Ulvi Yalç›n adl› tutsaklara hapishane giriflinde ç›plak soyunmay› kabul
etmedikleri için kaba dayak eflli¤inde zorla k›yafetleri ç›kart›l›p arama yap›lm›flt›r. Sonucunda bir ay haberleflmeden (mektupfaks vs.) men, bir ay da ziyaretten men soruflturmas› aç›lm›flt›r. Bu disiplin soruflturmas›na ‹nfaz Hakimli¤i’ne yapt›klar› itiraza infaz hakimli¤i red karar› vermifltir. Bu karara tekrar Tekirda¤ A¤›r Ceza Mahkemesine itiraz edilmifltir. Henüz bir yan›t gelmedi. Ulvi Yalç›n’›n ziyaretçisinin Fevzi O¤uz Arslan, Hüseyin Uzunda¤ ve Turgut Kaya’ya yat›rmak istedi¤i gazete, kitap ve dergiler al›nmam›fl, “önceki haftalarda al›nd›¤›” söylendi¤inde, “yanl›fl uygulama yapt›k” denilerek yeni uygulama meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Devrimci tutsaklar, dilekçe vererek kendilerine baflka ziyaretçilerin kitap ve eflya yat›rabilece¤ini söylemesine ra¤men, uygulama devam etmektedir. (H. Merkezi)
14-27 Temmuz 2006
12
52
Semt faaliyetinde yay›n organ›m›z› kullanmaya dair...
raçlar› kullanmadaki eksikli¤imiz ayn› zamanda hedeflerimiz noktas›ndaki duruflumuzda yaflad›¤›m›z zaaflar›n da bir yans›mas›. Semt birçok faaliyet alan›na göre daha zor bir aland›r. Burada verim elde edebilmek için sab›rl› uzun erimli bir hat izlemek gerekir. Mahalle halk›n›n gündemine girerek onlar› de¤ifltirmek k›sa vadede gerçekleflmez. Bununla beraber buradaki çal›flma daha kal›c›d›r.
A
Bizler; iflçi s›n›f› ve halk›m›z›n her türlü zulüm ve bask›dan kurtulmas›, özgür ve ba¤›ms›z bir ülke için sömürünün olmad›¤› bir dünya için mücadele yürütüyoruz. Bu mücadelenin temel gücü halk y›¤›nlar› iflçi ve emekçilerdir. Y›¤›nlar›n örgütlenmesi ve mücadelesi olmadan, amac›m›za ve gelece¤e dair hedeflerimize ulaflmam›z imkâns›z. Bizler iflçi ve emekçilerin örgütlü öncüleri olarak onlara sürekli bilinç tafl›mal›, onlarla kopmaz ba¤lar kurmal›, onlardan ö¤renmeliyiz. Tam da bu noktada gösterece¤imiz pratik, hedeflerimizi ve misyonumuzu ne kadar kavrad›¤›m›z› da gösterecektir. Halk kitlelerinin sistemin zincirlerinden kurtulmas› ancak bizim elimizdeki bilimsel ideolojinin onlara ulaflt›r›lmas› ile olacakt›r. Bunun için emekçilerle politik ba¤lar›m›z› art›rmal›, kullan›labilecek her türlü arac› birer mücadele silah› haline getirmeliyiz. Kuraca¤›m›z iliflkileri ilkelerimize ve anlay›fl›m›za ayk›r› olmadan say›s›z yöntemle harekete geçirebilir, böylece onlar›n yarat›c›, s›n›r tan›mayan gücünü a盤a ç›kartabiliriz. Kitlelerin gücü oldukça imkâns›zlar baflar›labilir, her türlü mucize yarat›labilir. Y›¤›n denizinde birer damla olarak bizler onlara gitmek için yaz›l›, görsel, legal, illegal her türlü arac› kullanabiliriz. Bu yöntemlerden biri de yayg›n yay›n da¤›t›m›d›r. Alt›nça¤’a uzanan yolculu¤umuzda bizi zafere götürecek düflüncelerimizi kitle-
lere tafl›yan, onlar›n sesi solu¤u olan gazetemizi bir araç olarak daha etkin kullanabilmeliyiz. Yay›n›m›z, bizlerin faaliyetinin bir aynas› emekçilerle kurdu¤umuz ba¤lar›n bir göstergesi ayn› zamanda. Düflüncelerimizi derli toplu ve sistemli bir flekilde en iyi yans›tabilecek araçlardan biri. Sözlü aktar›m›n verimi düflünüldü¤ünde yay›n›n önemi ve etkisi daha iyi anlafl›lacakt›r. Yay›n özellikle semt faaliyetinde kullan›labilecek en önemli araçlardan biridir. Yay›n faaliyetinin kitlelerin gözündeki genel meflrulu¤u dikkate al›nd›¤›nda hareket alan›n›n geniflli¤i de ortaya ç›kmaktad›r. Baflka flekillerde yap›lmas› çok daha zor olan bir ajitasyon ve propaganda çal›flmas› yay›n arac›l›¤› ile daha rahat yap›labilmektedir. Böylece kitlelerle daha kolay iliflki kurma olanaklar› da do¤maktad›r. Elbette yay›n, semt faaliyetinde sadece bir araçt›r amaç ise semtte bir örgütlülük yaratabilmek, komiteler kurmak, kitlelerin yaflad›¤› sorunlara müdahale ederek örgütlülü¤ün niteli¤ini yükseltmek ve anlay›fl›m›z›n daha genifl iliflkilere ulaflmas›n› sa¤lamakt›r. Yani k›saca hedef bir örgütlülük yaratmakt›r. Bu hedef yay›n faaliyeti ile tek bafl›na baflar›lamaz. Semtte bunun d›fl›nda semtin sorunlar›na dair eylemler yap›labilir, karfl› devrimcilere karfl› fliddet uygulanabilir, korsan yürüyüfller yap›labilir, illegal yay›n da¤›t›m›, yaz›lamalar, afifl çal›flmalar› yap›labilir, konserler düzenlenebilir, mahalle toplant›lar› al›nabilir, festivaller örgütlenebilir, kültür merkezleri aç›labilir vb. örnekleri ço¤altmak mümkün. Kuflkusuz tüm bunlar faaliyet yürütme ve örgütlülük yaratma noktas›nda net bir durufla sahip olunursa pratik olarak geçerli olacakt›r. Araçlar› kullanmadaki eksikli¤imiz ayn› zamanda hedeflerimiz noktas›ndaki duruflumuzda yaflad›¤›m›z zaaflar›n da bir yans›mas›d›r. Semt birçok faaliyet alan›na göre daha zor bir aland›r. Burada verim elde edebilmek için sab›rl›, uzun erimli bir hat izlemek gerekir. Mahalle halk›n›n gündemine girerek onlar› de¤ifltirmek k›sa vadede gerçekleflmez. Bununla beraber buradaki çal›flma daha kal›c›d›r. Konunun daha iyi anlafl›lmas› için birkaç deneyim aktarmak faydal› olacakt›r. Bizim flu anda faaliyet yürüttü¤ümüz semtler Kürt nüfusunun yo¤un oldu¤u bir bölgelerdir.
Buradaki faaliyetimiz oldukça yeni ve zay›f. Ancak buna ra¤men Kürt halk› bizi sahiplenmektedir. Genel olarak devrimcileri sahiplenmektedir. Bunda ulusal hareketin yaratt›¤› de¤erlerin etkisi çok büyüktür. Özellikle dil sorunu yaflamam›za ra¤men devrimci oldu¤umuzu söylememiz bizi sahiplenmeleri için yeterli olmaktad›r. Kimli¤imizi ö¤renmeleri ise bizim çal›flmam›z›n süreklili¤ine ba¤l›d›r. Faaliyetimizin daha verimli olmas› onlarla ayn› dili konuflabilen Kürt milliyetinden yoldafllar›n çabalar›na önemli oranda ba¤l›d›r. Yay›n›m›z›n Kürtçe olmamas› okunmas›n› zorlaflt›rmakta, okuma oran›n›n zay›f olmas› da buna eklenmektedir. Ancak buna ra¤men okuyamasalar bile Kürt halk› gazetemizi almakta ve sahip ç›kmaktad›r. Bizim yapmam›z gereken onlarla ayn› dili konuflman›n yollar›n› aramak, özellikle Kürtçe ajitasyon ve propagandaya a¤›rl›k vermek olmal›d›r. Ancak flu anda bu noktada zay›f olmam›z yay›n›m›zla onlara gitmemizin önünde engel olmamal›d›r. Elbette s›k›nt› yaflayaca¤›z ve verim düflecektir. Ancak iliflkilerimiz gelifltikçe araçlar› da gelifltirebiliriz. Öte yandan birkaç yerden bekledi¤imiz tepkileri almamam›z moralimizi hemen bozmamal›, semtteki faaliyeti gelifltirmek için bizi atefllemelidir. Çünkü ayn› insanlar yurtsever hareketin ça¤r›lar›na yan›t vermektedir. Yani sorun bizi yeteri kadar tan›mamalar›, kendimizi yeterince anlatamamam›zd›r. Kald› ki pek çok bölgeye göre bu semtlerdeki tepkiler çok daha ileri noktadad›r. Silahl› mücadeleye yaklafl›mlar› da yine ayn› flekildedir. Kürt halk›, gerilla faaliyetimizden etkilenmekte, gerillaya dair ilgilerini her f›rsatta dile getirmektedir. Newroz sürecinde mahallede 4 gün boyunca yaflanan çat›flmalarda bizlere sempatiyle yaklaflm›fllard›r. Kürt gençli¤i ile bu çat›flmalarda yakalad›¤›m›z iliflkiler bizim flu anki faaliyetimizin gücünü oluflturmaktad›r. Bugün silahl› mücadeleye en yak›n kesim 20 y›l› aflk›n gerilla mücadelesi deneyimi olan Kürt halk›d›r. Buradan yola ç›karak Kürt halk›n›n yaflad›¤› emekçi semtlerde yay›n da¤›t›m› da içinde olmak üzere faaliyetimiz süreklili¤ini sa¤lamal›, mahallenin gündemine yönelik eylemlere a¤›rl›k verilmelidir. Özellikle mahallelerde yaflanan uyuflturucu ve çeteleflmeye karfl› eylemlilik gelifltirmek çok önemlidir. Eylemlilikler çok çeflitli nitelikte olabilir. fiunu ö¤rendik ki özellikle Kürt halk› eyleme, harekete daha fazla önem vermektedir. Newroz prati¤i bunu en iyi kan›t›d›r. Kürt milliyetinden yoldafllar›n yönelimimize uygun olarak Kürt gençli¤ine, Kürt kültürüne yönelik araflt›rmalara daha fazla a¤›rl›k vermeli ve yapabileceklerinin önemi üzerinde daha fazla düflünmelidir. Bizler çabuk sonuç alma hastal›¤›na kap›lmamal›, her türlü tepki ile karfl›laflaca¤›m›z› göz önünde bulundurmal› ve faaliyetimize daha fazla yüklenmeliyiz! Geliflim için planl› programl› ve sürekli bir faaliyet yürütmek bir zorunluluktur. (Mersin’den bir ‹K okuru)
‹flas eden yaklafl›m: ÖZELLEfiT‹RME
Temmuz ay›n›n bafl›nda 13 ilde yaflanan elektrik kesintilerinin arkas›ndan, özellefltirme politikas›n›n iflas› ç›kt›. 1 Temmuz Cumartesi günü Bursa’da “küçük bir ar›zadan” kaynakland›¤› iddia edilen elektrik kesintilerinin gerçek nedeninin, otoprodüktör santrallerinin maliyetlerini karfl›layamad›klar› gerekçesiyle flalter indirmesi oldu¤u ortaya ç›kt›. Bu durum bas›nda “Devlet bir santrale bile söz geçiremedi” (Radikal Gazetesi, 05.07.2006) fleklinde yer ald›. Hem özel sektör aç›s›ndan hem de devlet aç›s›ndan farkl› iddialar›n öne sürüldü¤ü bu süreçte ma¤dur olan her zamanki gibi halk oldu. ‹çinden geçti¤imiz süreçte, toplam elektrik üretiminin % 20’sini elinde bulunduran özel sektör, maliyetlerinin sat›fl fiyat›n›n üzerinde olmas›ndan flikayetçi. Elektrik Üreticileri Derne¤i, yaflanan sorundan hükümeti sorumlu tutarak, elektrik üretiminde kullan›lan do¤algaza sürekli zam yap›l›rken, elektrik sat›fl fiyat›n›n artt›r›lmamas›n›, AKP hükümetinin popülist yaklafl›m›na ba¤l›yor. Hükümet ise özel flirketlerin daha fazla kâr için flalter indirdiklerini öne sürüyor. Her iki cepheden de gelen iddialar bir yana elbette ki yaflanan sorunun sorumlusu, hem özel flirketler hem de hükümetin dâhil oldu¤u sistemin ta kendisidir. Bugün, kamu hizmeti olarak sunulmas› gereken elektrik da¤›t›m›n›n özel sektöre peflkefl çekilmesi ve hatta yaflanan bu soruna ra¤men Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler’in “Özellefltirmelere devam edece¤iz” (06.07.2006 tarihli haberler) fleklinde aç›klamalarda bulunmas›, sistemin bu sorunlardan ziyade emperyalizmin isteklerini (özellefltirmelere devam!) dikkate ald›¤›n›n aç›k bir göstergesidir. 1 Temmuz’da yaflanan sorun, TE‹Afi Genel Müdürü ‹lhami Özflahin’in görevinden al›nmas›yla kapat›lmak istendi ancak, elektrik üretiminin özel sektörde kald›kça yaratabilece¤i sorunlar›n aç›k bir kan›t› olan 1 Temmuz elektrik kesintisi, bundan sonra da böylesi sorunlar›n, herhangi bir bürokrat›n görevinden al›nmas›yla çözüme kavuflturulamayaca¤›n› göstermektedir. Bursa’dan 12 ile s›çrayan sorun, böylece, özellefltirme sald›r›s›n›n iflas›n› bir kere daha gözler önüne sermifltir. (Kartal’dan bir ‹K okuru)
13
52
14-27 Temmuz 2006
Bask›lar bizi y›ld›ramaz!
Tutuklananlar serbest b›rak›ls›n! Emperyalist-kapitalist sistem içinde bulundu¤u süregen krizi kontrol edebilmek için dünya iflçi s›n›f›n›n kan, can pahas›na yaratt›¤› sosyal hak ve özgürlüklere yönelik sald›r›lar›na h›zla devam ediyor. Hak gasplar›n›n son dönemde oldukça yo¤unlaflt›¤› ülkelerden biri de Fransa. Fransa’da sistematik olarak ç›kart›lan yasalarla bu gasplar aç›ktan yap›lmakta, bu uygulamalara karfl› da önderlikten yoksun isyanlar geliflmektedir. Bu haks›zl›klar› direk yafl›yan, son yasalarla birçok demokratik hakk› elinden al›nan göçmenler, sistemin faflizan uygulamalar›yla ezilmekte, buna karfl› örgütlü bir güç olmaya do¤ru ilerlemektedir. Tam da bu sebeplede, Frans›z burjuvazisi ceflitli gerekçelerle devrimci-demokrat ve yurtseverlere sudan bahanelerle sald›rmaktad›r. Hat›rlanaca¤› gibi en son 27 Haziran 2006 tarihinde, Paris Halklarla Dayan›flma Derne¤i’ne, dernek üyelerinin evlerine ve ifl yerlerine yönelik Frans›z Terrörle Mücadele birimlerince bir bask›n düzenlenerek, baz› eflya ve envanterlere el konulmufl, çocuklar-
da dahil evlerde yaflayanlara silah çekilerek “bu dernek art›k bitti” tehditleriyle, 6 dernek üyesi gözalt›na al›narak 4 gün sorgulanm›fl, bu sorgulaman›n sonunda 5 dernek üyesi “hiçbir gerekçe ve delil olmadan” soruflturma bitene kadar tutuklanm›fllard›. Frans›z burjuvazisinin kendi karakterine uygun bu sald›r›s›, bununla da bitmemifl, medya arac›l›¤›yla dernek ve üyeleri hakk›nda as›ls›z, karalay›c› ve burjuvazi patentli “klasik” bafltan sona manüpüle ve aldatmaca kokan haberler yayarak, kendini devrimci-demokrat ve yurtsever halka ve göçmenlere teflhir etmifltir.
Bu sald›r›ya karfl› duran devrimci-demokrat ve yurtsever kurumlar biraraya gelerek ilerici göçmen kurumlar›na yönelik sald›r›lara karfl› ortak ve örgütlü bir cevap verebilmek ve bu sald›r›lar› teflhir edebilmek amac›yla 8 Temmuz 2006 Cumartesi günü bir aç›klama yapt›lar. FT‹F, FG‹F, FDHF, Anadolu Kültür ve Dayan›flma Derne¤i, BirKar, Odak Dergisi ve Al›nteri Dergisi birleflenleri taraf›ndan ‹çiflleri Bakanl›¤›, Adalet Bakanl›¤› ve di¤er sald›rganlara gönderilmek üzere imza toplama kampanyas› düzenlendi. Saat 18:00’de Paris’›n Chatles Les Halles
meydan›nda biraraya gelen devrimci-demokrat ve yurtsever Türkiyeliler, Frans›zca “Göçmen Kurumlara Yönelik Anti-Demokratik Uygulamalara Son!” pankart› açarak, dünyada ve ülkemizde; hapishanelerde, iflkencelere, tecritlerde ölen devrimciler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›larak eyleme geçtiler. Yaklafl›k 2 saat süren eylemde yaflanan son sald›r›y› anlatan binlerce bildiri da¤›t›ld›. Frans›z halk› taraf›ndan ilgiyle izlenen eyleme, Frans›z halk› da, yap›lan bu sald›r›y› protesto etmek amac›yla haz›rlanan metinlere imza atarak ve alk›fl tutarak kat›ld›. Son olarak alk›fllar ve sloganlar eflli¤inde eylem bir dahaki buluflmaya kadar bitirildi. Bizler Türkiyeli illerici göçmen kurumlar› ve dernekleri olarak, yap›lan bu sald›r›ya sessiz kalmayaca¤›m›z› ve kurumlar›m›z› sonuna kadar koruyaca¤›m›z› bir kez daha hayk›r›yoruz. Ve bir kez daha diyoruz ki; As›l terrörist, biz dünya proleteryas› ve ezilen halklar› de¤il, as›l terörist kapitalizm ve onun temsilcisi olan sizlersiniz. (Fransa Türkiye ‹flçiler Federasyonu)
Ad›yaman Tekstil Fabrikalar›ndaki GENEL DURUM ÜZER‹NE... Ad›yaman’da son birkaç y›ld›r kurulan fabrikalar›n say›s› h›zla artm›flt›r. Ancak bu fabrikalar her ne kadar ildeki iflsizlik sorununu çözme ad› alt›nda kurulsa da, temelinde sermayeye kâr sa¤lamak ve sömürünün katmerleflmesini sa¤lamaktan baflka bir amaca hizmet etmemektedir. Ad›yaman’da gelir kaynaklar›n›n büyük bir k›sm›n›n tar›ma dayal› olmas›, tar›m arazilerinin genifl yer kaplamas›na karfl›n bugün insanlar›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamayacak duruma gelmifltir. Çünkü köylüler emeklerinin karfl›l›¤›n› alamam›fllar ve ürünleri gereken de¤eri bulamam›flt›r. Bu da insanlar› sanayi sektörüne yönlendirmifltir ve yeni aç›lan fabrikalar kentteki iflsizlik oran›n›n had safhada olmas› nedeniyle insanlar› düflük ücret karfl›l›¤›nda dahi olsa çal›flmaya zorlam›flt›r. Özellikle tekstil fabrikalar›nda bu durum daha da büyük boyutlara ulaflm›flt›r. Günde 12 saat çal›flt›r›lan, bunun d›fl›nda da hafta sonlar› ve gece geç saatlere kadar çal›flt›r›lan, ancak bunun karfl›l›¤›nda sadece 200 milyon maafl alan ve sigortalar› dahi yat›r›lmayan insanlar a¤›r flartlarda çal›flmaya zorlanmaktad›r. Bu da bize do¤ru aç›dan bak›ld›¤›nda Türkiye’de yaflanan yoksullu¤un boyutunu göstermeye yetmektedir. Her ne kadar AB ile iktisadi ve sosyal sorunlar›m›z›n çözülece¤i söylense de AB sürecindeki de¤iflikliklerin halka hiçbir yarar getirmedi¤ini (özellefltirmeler sonucu
iflsizlik, sendikas›zlaflt›rma ile ilgili politikalar), ç›kar›lan yasalar›n yap›lan reformlar›n ne kadar da havada kald›¤›n› göstermektedir. Halen sigortas›z iflçi çal›flt›ran fabrikalar›n, asgari ücretin 553 milyon olmas›na ra¤men ayl›k 200 milyona çal›flan iflçilerin varl›¤› geçim sorununun can yak›c›l›¤›n› hissettirmektedir. 200 milyon gibi komik bir ücret karfl›l›¤›nda çal›flmalar›n›n nedeni ancak ve ancak var olan yoksulluktan kaynakl› oldu¤u, insanlar›m›z›n yiyecek ekmek bulamad›¤›n› göstererek, baflka bir taraftan da paras›n›n hesab›n› bile bilmeyen insanlar›n olmas›, bize s›n›f çeliflkisinin ne
kadar derinleflti¤ini, ezen ezilen aras›ndaki uçurumun boyutunun ne kadar büyük oldu¤unu göstermektedir. S›n›f mücadelesinin, çeliflkiler çok aç›kken olmas› gereken yerden geri bir halde kalmas›n›n nedeni ülkemizdeki devrimci hareketin özelde de bizlerin üzerimize düflen sorumluluklar› lay›k›yla yerine getiremememizin bir sonucudur. Bu sene Ad›yaman’daki fabrikalara son zamanlarda binlerce iflçi al›m› yap›ld›. Ve halen Ad›yaman’da iflsiz kifli say›s› binlerle ifade edilmektedir. Köyde tar›mla u¤raflan köylüler arazilerinin ihtiyaçlar›na cevap vermemesi nedeniyle genç nüfus
flehre geleceklerini sa¤lamak için çal›flt›r›lmaya gönderilmektedir. Ancak ald›klar› maafl de¤il gelecek vaat etmek, günlük ihtiyaçlar›n› dahi karfl›lamaya yetmemektedir. Daha önceden sezonluk ifllerde çal›flan çeflitli illerde kay›s›, f›nd›k, pamuk, elma, patates, f›st›k vs. toplamak için giden insanlar yaflad›klar› sorunlardan kurtulmak için kendilerine bir umut kap›s› olarak gördükleri fabrikalardan da umduklar›n› bulamam›fllard›r. Yaflam koflullar›n›n dayatmas› sonucu düzenin kendilerine sundu¤u çal›flma koflullar›n› kabullenmekten baflka seçenekleri kalmam›flt›r. Oysa biz diyoruz ki; çözüm örgütlülüktedir, çözüm sistemin bize dayatt›¤› yaflamda de¤il, insanca yaflamdad›r. Bu sömürü karfl›s›nda mümkün oldu¤unca gelece¤imizin karart›lmas›na dur demeli, eme¤imizin baflkalar› taraf›ndan sömürülmesine izin vermeyerek bunun için mücadele etmenin bir ihtiyaç oldu¤unu görmeliyiz. Bunlar bizim gerçeklerimizdir. Sadece Ad›yaman’da de¤il Türkiye’nin her yerinde bu böyledir ve böyle devam etmesi de kaç›n›lmazd›r. Tam da 15-16 Haziran iflçi direnifl ruhunu yaflatmak için, sömürüye zulme dur demek için, insanlar› sendikas›zlaflt›rmaya, kimliksizlefltirmeye, kendi gelece¤ine sahip ç›kmayan insanlar yetifltirmeye çal›flan bütün düflüncelere karfl› s›n›f savafl›n› yükseltelim! (Ad›yaman’dan bir ‹K okuru)
14-27 Temmuz 2006
14
52
‹srail’in sald›r›lar›n›n ard›nda emperyalist projeler yat›yor!
ç büyük köprüyü havaya uçuran, bölgenin en büyük enerji santralini bombalayan ve böylece bu bölgedeki Filistinlileri sudan ve elektrikten mahrum b›rakan, hastanelerin elektriklerini kesen ‹srail, bir yandan da ikiyüzlüce, “s›radan Filistinlileri cezaland›rmak gibi bir derdimiz yoktur” diyor.
Ü
srail’in bu son kapsaml› sald›r›s›n›n haz›rl›k sürecinin aylar öncesine dayand›¤›na iliflkin birçok gösterge mevcut. Ayn› zamanda ABD ve AB emperyalistlerinin bu haz›rl›¤›n ard›nda oldu¤una dair de… Beklenen fley sadece uygun bir “gerekçe” yaratmakt›.
‹
‹srail’in Filistinli direniflçilerce kaç›r›lan askerini bahane ederek geçti¤imiz günlerde bafllatt›¤› askeri sald›r›lar›n kapsam› giderek geniflliyor. ‹srail’in bu sald›r›larla askerini kurtarmak istemedi¤i kesin. Gazze fieridi’nde bafllatt›¤› askeri sald›r›n›n kapsam› ve de karakteri bile tek bafl›na bunu göstermekte. Üç büyük köprüyü havaya uçuran, bölgenin en büyük enerji santralini bombalayan ve böylece bu bölgedeki Filistinlileri sudan ve elektrikten mahrum b›rakan, hastanelerin elektriklerini kesen ‹srail, bir yandan da ikiyüzlüce, “s›radan Filistinlileri cezaland›rmak gibi bir derdimiz yoktur” diyor. Bu sald›r›lar s›ras›nda Gazze fieridi s›n›r› da kapat›lm›fl bulunuyor. Bu da tabii ki g›da, t›bbi malzeme ve tüm di¤er hayati ihtiyaçlar›n karfl›lanamamas› anlam›na gelmekte ve bu durum ise daha flimdiden insanl›k facias›na yol açmaya bafllam›fl bulunmakta… Filistin halk›n› bombalamay› ve de her türden insani kofluldan mahrum b›rakmaya dönük çabalar›n› sürdüren ‹srail “daha kat› önlemler” alaca¤›n› söylemekte. Bunun anlam› ise çok aç›kt›r ki, daha fazla Filistinli’nin kan›n›n dökülece¤idir. Hatta yap›lan yorumlar “ikinci Cenin” vakas› yaflanabilece¤i yönünde… ‹srail’in, son y›llar›n en kanl› ve fliddetli sald›r›s› olma özelli¤ini de tafl›yan bu sald›r›y› daha da büyütece¤ini ve de uzun süreli bir askeri sald›r› hedefledi¤ini ise, ‹srail D›fliflleri Bakan› Amir Perez’in, panzer birliklerini güçlendirece¤i ve de bu birliklerin uzun y›llar içinde ‹srail devletinin kaderini belirleyebilece¤i yönlü aç›klamalar›ndan da ç›kartabilmek mümkün. Ancak ‹srail’in kapsam› giderek geniflleyen bu son sald›r›lar›n› sadece Filistin-‹srail sorunu olarak ele almak, hele de bu süreçte, meseleyi darlaflt›rmak olur. ‹srail’in kuruluflundan bu yana Ortado¤u’da emperyalizmin jandarmas› rolünü üstlendi¤i bir gerçekliktir. Zaten bat›l› emperyalistlerin her türden deste¤i ve de teflviki ile kurulmufl olan ‹srail’in kurdurulmas›ndaki amaç da özde budur. ‹srail’in bu son kapsaml› sald›r›s›n›n haz›rl›k sürecinin aylar öncesine dayand›¤›na iliflkin birçok gösterge mevcut. Ayn› zamanda ABD ve
AB emperyalistlerinin bu haz›rl›¤›n ard›nda oldu¤una dair de… Beklenen fley sadece uygun bir “gerekçe” yaratmakt›. Bu yönlü haz›rl›klar›n somut olarak bafllamas› ise, esas olarak Hamas’›n 25 Ocak’taki Filistin seçimlerini kazanmas›n›n ard›ndan gündeme gelmiflti. Filistin’i askeri ve ekonomik bir kuflatmayla bo¤maya dönük karara gerekçe yap›lan fley ise, Hamas’›n ‹srail’i tan›mamas› ve ‹srail’in imhas›n› hedefledi¤i yönlü yaklafl›md›. ‹srail bu sald›r› öncesindeki haftalarda da, Filistinli sivil hedeflere dönük roket vb. a¤›r silahlarla gerçeklefltirdi¤i sald›r›larda onlarca sivili çocuk-yafll› demeden katletmiflti. Plajda oynayan çocuklar›n ‹srail gemilerinden at›lan roketlerle can vermesi, hemen ard›ndan benzer baflka hedeflere yönelinmesi, bugün giderek artan fliddetin habercisiydi. Ayn› günlerde ‹srail hapishanelerindeki Filistinli önderlerin haz›rlad›¤› bir anlaflma metninin imzalanmas› gündemdeydi. Bu anlaflma ayn› zamanda Hamas’› “ikili devlet çözümü” formülünü kabul etmeye zorluyordu. Bununla birlikte Hamas ve El Fetih’in ortak bir yönetim organ› oluflturmas› söz konusuydu. Bu anlaflman›n yap›lmas›yla birlikte ortaya ç›kacak olan Hamas-El Fetih ortakl›¤› ise, ‹srail’in Filistin’e dönük, baflta ABD olmak üzere, di¤er emperyalist güçlerin Ortado¤u’ya dönük planlar›n› zorlaflt›racakt›. ‹srail askeri fialit’in Filistinli milislerce kaç›r›lmas› tam da bu sürece denk gelmekte. Ama ayn› zamanda da Hamas’›n ‹srail’i tan›mas› anlam›na da gelen anlaflmay› onaylad›¤› bir sürece… fialit’in nas›l ve hangi koflullar da kaç›r›ld›¤› da ayr› bir soru iflareti. Yani bu kaç›rmaya, yarat›lmak istenen “gerekçe”den dolay› asl›nda göz mü yumuldu sorusu var ortada. Çünkü ‹srail gizli servisi fiin Bet olay›n ard›ndan kesin bir dille flunu iddia etmekte: “Biz hükümeti Filistinlilerin, ‹srailli askerleri ‹srail-Gazze S›n›r›n›n Güney kesiminde bulunan geçifl noktas›ndaki bir tünelden kaç›rmak istedikleri konusunda uyarm›flt›k.” Asker fialit’in kaç›r›lmas›n›n ard›ndan Fransa gibi emperyalist güçlerin yan› s›ra, emperyalizmin bölgedeki iflbirlikçilerinden olan M›s›r hükümeti, Hamas’la sözde bir diploma-
si trafi¤i bafllat›yor. Ayn› saatlerde ise ‹srail Filistin’i bombalar ve roketlerle vurmaya bafll›yor. ‹srail’in çok k›sa bir süre içinde üç bin asker ve yüz panzeri harekete geçirmesi, sald›r›n›n önceden planlanm›fl oldu¤unu bir kez daha göstermektedir. Ayn› fley 64 Hamas milletvekili ve 23 Filistinli subay›n ‹srail taraf›ndan bir bask›n gerçeklefltirilerek, tutuklanmas› aç›s›ndan da geçerli. ‹srail’de ç›kan bir günlük gazetede yer alan haberde, bu tutuklamalar›n haftalar öncesinden planland›¤›na ve hemen öncesinde de savc› taraf›ndan onayland›¤›na yer verilmekte. Böylelikle, Filistin’in seçilmifl hükümetinin çok say›da üyesini kaç›rarak, benzeri görülmedik bir pervas›zl›¤› da hayata geçiren ‹srail, bunu askerinin b›rak›lmas› amac›yla gerçeklefltirdi¤i aç›klamas›n› yapsa da, yine ‹srail içinden gelen bilgiler, Filistinli hükümet üyelerinin sorgulanmak ve belirsiz sürelerle hapiste tutulmak veya imha edilmek üzere kaç›r›ld›¤› yönünde. ABD’nin bu sürece onay vermenin ötesinde, bizzat yönlendirdi¤i ise sald›r›lar›n hemen akabinde Goncoloza Rice’in “‹srail kendini koruyor” aç›klamas›nda çok bariz görülmektedir. ABD D›fliflleri Sözcüsü Snow ise sinsice Hamas-El Fetih anlaflmas›na gönderme yaparak, “e¤er Hamas ABD’nin ve müttefiklerinin ekonomik boykotunun kalkmas›n› istiyorsa flu üç flart› yerine getirmelidir: ‹srail’in varl›¤›n› tan›mas›, terörü lanetlemesi ve eski anlaflmalar›n tümüne uyulmas›! fiartlar bunlard›r” diyor. ‹srail, savafl uçaklar›ndan att›¤› bombalarla, roketlerle sald›r›lar›n› Filistin’in dört bir yan›na yaymay›, dünyan›n gözleri önünde her gün onlarca Filistinliyi katletmeyi sürdürüyor. Bu roketlerin ve bombalar›n hedefleri aras›nda kaç›r›lan asker fialit’in tutuldu¤u düflünülen Filistin kamplar› da bulunmakta. Bu da çok aç›k göstermektedir ki, ‹srail’in, iddia etti¤i gibi kaç›r›lan askerini “sa¤ salim evine götürme” gibi bir derdi yoktur… Kuruldu¤u günden bu yana Filistin halk›na tarifsiz ac›lar yaflatan Siyonist ‹srail, bir yandan bu son sald›r›lar› ile Filistin halk›na dönük yeni katliamlar›n alt›na imzas›n› atmay› sürdürürken, bunun sadece Filistin’le s›n›rl› kalmayaca¤›n›n sinyallerini de aç›k aç›k vermekte.
52 Bunun en somut göstergesi ise, ‹srail’in Suriye’ye dönük “teröristleri koruyor” aç›klamalar›n›n hemen ard›ndan, ‹srail savafl uçaklar›n›n Damaskus’taki Suriye baflkanl›k binas›n›n üzerinde uçmas›. ‹srail’in iddias› flu: “Suriye baflkanl›k saray›nda oturan ‘adam’ bar›fla dönük tüm flanslar› ortadan kald›rma kararl›l›¤›n› koruyor!” Ayr›ca ‹srail askerlerini kaç›rma emrini Hamas lideri Halid Meflal’in verdi¤ini iddia ederek, Meflal’› öldürece¤i tehditlerini savurmay› da sürdürüyor. Böyle bir eylemin, Suriye’ye savafl ilan› anlam›na gelece¤i ise herkesçe bilinmekte. Ancak flu da yine herkes taraf›ndan bilinmekte ki, ‹srail Suriye hedefli aç›klamalar›n› Washington ve müttefiklerinin bölgeye dönük politikalar› do¤rultusunda yapmakta. T›pk› Filistin’e dönük bugünkü sürecin ABD ve müttefiklerinin bilgisi ve onay› dâhilinde gerçekleflmesi gibi. ‹ran ve Suriye geçti¤imiz Eylül ay›ndan itibaren iyice belirginleflen bir biçimde ABD ve di¤er bat›l› emperyalist güçler taraf›ndan hedefe oturtulmufl durumda. ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar› art›k baya¤› yol alm›flt›r ve bu sald›r› için de uygun bir “gerekçe” yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Ayn› durum Suriye aç›s›ndan da geçerlidir. Özellikle de ABD emperyalizminin ‹srail’in Filistin’e ve de Suriye’ye dönük sald›rganl›k yöneliminde do¤rudan katk›s› oldu¤u çok aç›kt›r. ABD emperyalizmi Irak’ta girdi¤i bataktan ç›kman›n yolunu, Ortado¤u’ya dönük askeri sald›rganl›¤›n genifllemesinde görmektedir. Bu genifllemenin ilk hedefleri ise ‹ran ve Suriye’dir. Amerika Ortado¤u’ya ve buradaki petrol zenginliklerine hâkim olabilmenin yolunu bu tür ç›k›fllarda aramaktad›r. ABD Filistin’e dönük sald›r›ya May›s sonunda, Beyaz Saray’da gerçekleflen “Strateji-Toplant›s›”nda onay vermifl olmal›. Ayn› toplant› da ‹ran’›n “nükleer silahlar›” ve Irak iflgali de gündeme al›nm›flt›. Ve ayn› zamanda BOP’un bölgede nas›l hayata geçirilece¤i… Hamas’›n Ocak ay›ndaki Filistin seçimlerini kazanmas› asl›nda ABD’nin BOP’u hayata geçirilmesi yönlü çabalar›na da h›z vermesini getirmiflti. ABD’nin “terör listesi”nin bafl s›ralar›nda yer alan Hamas, Filistin’e, oradan da Ortado¤u’nun di¤er bölgelerine dönük sald›r›lara rahatl›kla “gerekçe” olarak gösterilebilirdi. Çünkü Filistin’de iflbafl›na gelen bir “terör örgütüydü.” ‹srail, Hamas’›n seçilmesinin hemen ard›ndan, Arafat döneminde de s›kça dile getirdi¤i “ bar›fl görüflmelerinde muhatap bulamad›¤›” aç›klamalar›n› yapmaya bafllad›. Arafat’›n askeri ve politik izolasyonu da ayn› gerekçelerle gündeme getirmifl, onun yerine gelen Abbas’a dönük de ayn› iddialar›n› sürdürerek, Abbas’› “‹slami savaflç›lar› denetleyememekle” suçlam›flt›. Hamas’›n seçilmesiyle birlikte, ‹srail Filistin’e dönük askeri
15 ve ekonomik bir abluka gündeme getirmifl ve bunu ise “ ‹slamc›lar ‹srail’i tümden ortadan kald›rmay› hedefliyor” gerekçesiyle bat›l› emperyalistlere onaylatm›flt›.. Filistin’deki iflgal bölgelerinde Ocak ay›ndan itibaren süren ekonomik abluka giderek a¤›rlaflan sonuçlar do¤urdu. Bu bölgelerdeki çal›flanlar maafllar›n› uzun zamand›r alamad›¤›ndan ve de art›k ‹srail taraf›nda çal›flamad›¤›ndan, yoksulluk ve sefalet giderek artt›. Askeri abluka ise bugün Filistin halk›na dönük katliamlar›n genifllemesine dönüflmüfltür. Büyük çapl› bir insanl›k trajedisinin yaflanmas› an m e s e l e s i d i r. Do¤rudan sivil halk› hedef alan sald›r›larda kad›n, çocuk, yafll› her yafltan Filistinlinin katledilmesinin yan› s›ra, Gazze’deki tek enerji santralinin imha edilmesi, Filistin halk›n›n büyük bir bölümünü elektriksiz, susuz b›rakm›flt›r. Bu enerji santrali Gazze fieridi’nde oturan 1.3 milyon Filistinlinin elektrik ve buna ba¤l› di¤er ihtiyaçlar›n› karfl›lamaktayd›. ‹srail dünyan›n gözleri önünde, kitlesel katliamlar›n yan› s›ra, seçilmifl politikac›lar›n kaç›r›lmas›na kadar varan bu kapsaml› sald›r›lar›, büyük emperyalist güçlerin onay› ve de bilgisi olmadan hayata geçiremez. Ancak bu sürece onay verenler ve de önceden bilgisi olanlar sadece emperyalist güçler de¤il. Onlar›n bölgedeki iflbirlikçi-uflak rejimleri de bu sürecin ayn› dereceden suç orta¤›d›r. Örne¤in M›s›r’›n ‹srail’in planlar›ndan haberdar oldu¤u s›zan bilgiler aras›ndad›r. Hatta M›s›r sadece haberdar olmakla kalmay›p, bu yönlü kendi “önlemlerini” de alm›fl! Sald›r›lar›n hemen akabindeki günlerde 2500 askerini Refah’da konuflland›rarak, bombard›manlar s›ras›nda s›n›rdan kaçma ihtimali olan Filistinlileri engellemeye çal›fl›yormufl. Resmi “gerekçesi” ise, Filistinlilerin elindeki ‹srailli askerin buradan kaç›r›lmas›n› engellemekmifl! Emperyalistlerin Ortado¤u’yu ya¤malama politikalar›na tam destek veren ülke bir tek M›s›r de¤il elbette. Birçok Arap ülkesi, Irak iflgaline oldu¤u gibi, Filistin’e dönük sald›r›lara ve katliamlara sessiz kalmay› sürdürüyor. T›pk› on y›llard›r yapt›klar› gibi. Emperyalizmin bölgedeki stratejik müttefiklerinden, özde ise uflaklar›ndan biri olan Türkiye ise, emperyalizme sundu¤u sonsuz destek ve de ülkede hayata geçirdi¤i emperyalist
14-27 Temmuz 2006
politikalarla sürece her türden “katk›y›” sunmay› sürdürüyor. Bu katk›n›n hangi boyutlarda oldu¤unu ise, ülkenin hava-
alanlar›n›n CIA’n›n iflkence uçaklar›na aç›lmas› ve de en son ‹ncirlik Üssü’nde bulunan nükleer bombalar›n varl›¤› san›r›z yeterince aç›klamaktad›r… Sonuç olarak toparlamak gerekirse: ‹srail ordusunun Gazze fieridi’nde yo¤unlaflan askeri sald›r›lar› sürüyor. On befl günü aflk›n süredir devam eden bu sald›r›larda çok say›da Filistinli yaflam›n› yitirmifl bulunuyor. Filistinli yetkililer art›k aç›k aç›k Filistin halk›n› ‹srail’e karfl› savaflmaya ça¤›r›yorlar. ‹srail ise ateflkes yap›lmas›na dönük tüm ça¤r›lar› reddediyor. Çünkü ‹srail asl›nda bu sald›r›larla bir kez daha misyonunu oynuyor ve baflta ABD olmak üzere, bat›l› emperyalistleri BOP’u hayata geçirmek üzere “göreve” ça¤›r›yor.
onuç olarak toparlamak gerekirse: ‹srail ordusunun Gazze fieridi’nde yo¤unlaflan askeri sald›r›lar› sürüyor. On befl günü aflk›n süredir devam eden bu sald›r›larda çok say›da Filistinli yaflam›n› yitirmifl bulunuyor. Filistinli yetkililer art›k aç›k aç›k Filistin halk›n› ‹srail’e karfl› savaflmaya ça¤›r›yorlar.
S
16
14-27 Temmuz 2006
52
Emperyalist sermayeye vurgun, emekçi halka iflsizlik: Kriz... May›s ay›n›n ortalar›nda bafllayan ve Haziran ay›nda da devam eden ve kimilerince “mali piyasalardaki dalgalanma” olarak adland›r›lan ekonomik kriz ne anlama geliyor? Ülkemizde özellikle burjuvafeodal bas›n›n ekonomi sayfalar›nda ve kimi “televole iktisatç›s›” ekonomi profesörlerinin aç›klamalar›nda; “dolar›n önlenemez yükselifli”, “s›cak para kaç›fl›” faiz ve kur ayarlamalar› ile de¤erlendirilen bu geliflmeler (baz› iktisatç›lar›n haricinde) bilinçli bir biçimde çarp›t›lmakta ve halk›m›z›n kendisini birebir ilgilendiren bu konudan hiçbir fley anlamamas› için elden gelen bütün çaba sarf edilmektedir. Daha aç›k bir biçimde ifade edersek, bu bol unvanl› ekonomistler, yaflanan geliflmelerin ve bu geliflmelere neden olan gerçeklerin üzerini örtmekte, ülke ekonomisinin içine düflürüldü¤ü bu durumun sonucunda iflçi s›n›f› ve emekçi halka zorunlu olarak fatura edilen “hesab›” es geçmektedirler. Ekonomik alanda yaflanan bu geliflmelerin arka plan›nda emperyalist sermayenin krizi ve emperyalist-kapitalist sisteme eklemlenmifl yar›-sömürge, yar›-feodal Türkiye ekonomisinin “hali pür meali” vard›r. Emperyalist-kapitalist sistem içerisinde hâlihaz›rda en zay›f ekonomilerden biri olan Türkiye ekonomisi, emperyalist sermayenin en ufak bir hareketinden, faiz art›r›m›ndan vb. direkt etkilenmekte ve bu etkilenme “do¤al” bir sonuç olarak muazzam k›r›lmalara yol açmakta, bu ise ülkemiz iflçi s›n›f›na ve emekçi halk›na, daha fazla yoksulluk, daha fazla iflsizlik ve daha fazla açl›k olarak fatura edilmektedir. Yaflanan bu geliflmeler emperyalist sermaye sahiplerini ve bir k›s›m “yerli” uflaklar›n› “döviz” zengini yapmakta ve iflçi s›n›f› ve emekçi halka; “serbest piyasa ne yapal›m?”, “Oyunun kural› böyle” aç›klamalar› yap›larak, yaflanan “vurguna” tepki göstermemeleri, ses ç›karmamalar› sal›k verilmektedir. Özellikle yap›lan bu aç›klamalarda bir gerçek bilinçli olarak es geçilmektedir. Ülkemizin emperyalist-kapitalist sistem içinde yar›-feodal, yar›-sömürge ekonomik sosyal yap›s› yayg›n bir e¤ilim olarak ifade edilmemekte, rakamlar, istatistikler ve çizelgeler, ekonomi sayfalar›nda TV programlar›nda, “birileri yine dü¤meye bast›” fleklinde komplo teorileriyle yorumlanmaktad›r. Oysa yaflanan bu durum, emperyalist sermayeye her yönüyle ba¤l› olan Türkiye ekonomisi için gayet do¤ald›r. Ya da di¤er bir ifadeyle Türkiye ekonomisi bütün yönleriyle emperyalist sermayenin daha fazla kâr, daha fazla sömürüsü için dizayn edilmifl, yeniden yap›land›r›lm›flt›r. Bu nedenle Türkiye ekonomisinde yaflanan bu geliflmeler iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n daha fazla borçlanmas› sürpriz de¤ildir.
Kriz, sistemin sonucudur May›s ay›n›n ortalar›nda bafllayan, emperyalist sermayedeki bu hareketlilik, dünya üzerinde hemen yank›s›n› bulmufl, örne¤in Macaristan’›n emperyalist sermayenin güdümünde olan kurulufllarca kredi notu düflürülmüfl, Güney Afrika Cumhuriyeti para birimi olan Rand sars›lm›fl, Meksika Pezosu ise % 7 de¤er kaybetmifltir. Ad›na “küreselleflme” denilen emperyalist sistemin krizi bütün dünya halklar›n› flu veya bu biçimde etkilemifltir. Ancak bu etkilenmelerin en yo¤un ve sars›c› olan›, Türkiye ekonomisinde gerçekleflmifltir. Ya da tersten bir ifadeyle, emperyalist sermaye en fazla vurgununu Türkiye topraklar› üzerinde gerçeklefltirmifltir. Bu durumun hiç kuflkusuz ki ülke ekonomisinin emperyalist sermaye ba¤›ml›l›¤› ile do¤rudan alakas› vard›r. May›s ay›n›n ortalar›nda emperyalist sermayede yaflanan bu hareketlilik sonucunda; Türk Liras› döviz karfl›s›nda yüzde 14 ile yüzde 20 aras›nda bir de¤er kayb›na u¤ram›flt›r. Bunun Türkiye ekonomisinde somut karfl›l›¤› ise; - Türkiye’nin (iflçi s›n›f› ve emekçi halktan toplanan vergilerle) ödemesi gereken 2006 y›l›n›n geri kalan aylar›ndaki toplam borcu – ki 118.8 milyar YTL’dir- artm›flt›r. D›fl borç yükünün milli gelire oran› yüzde 11’e yükselmifltir. - Yaflanan bu geliflme, kamunun d›fl borç faizlerinin maliyetini 3.2 milyar YTL, iç borçlarda ise 2.3 milyar YTL olmak üzere toplamda 5.5 milyar YTL art›rm›flt›r. - Kamunun (Merkez Bankas› hariç) borç yükü, milli gelire oran olarak yüzde 6.1 art›fl göstermifltir. Yukar›da ifade edilen bu rakamlarda bu süreçten sonra bir düflüfl olmayaca¤›, aksine daha da artaca¤› göz önüne al›nd›¤›nda, emperyalist sermaye ve onun ülkemizdeki uflaklar› taraf›ndan gerçeklefltirilen bu “vurgunun” boyutlar› daha iyi anlafl›l›r. Türkiye iflçi s›n›f› ve emekçi halk›, gerçeklefltirilmesinde hiçbir rol oynamadan, ufak bir “piyasa hareketiyle” var olan borçlanman›n üzerine daha fazla bir borçlanma ile karfl› karfl›ya b›rak›lm›flt›r. Yaflanan ve yaflatt›r›lan bu borçlanman›n –daha öncekilerde oldu¤u gibi- sorumlusu iflçi s›n›f› ve emekçi halk de¤ildir. Ad›na “serbest piyasa” denilen ve istikrarl› olmas› için her türlü yol ve yöntem denenen ve hatta kimi ülkelerde oldu¤u gibi ülkemizde de askeri darbeler gerçeklefltirilen bu ekonomik sistemde yaflananlar; “piyasalar›n dalgalanmas›”, “d›fl piyasalarda yaflananlar›n, ülkemiz piyasas›n› tetikle-
mesi”, ya da “ülkemizdeki siyasi istikrars›zl›k, belirsizlik” vb. de¤ildir. Bu geliflmeler bir etken olmakla birlikte belirleyici de¤ildir. Hele hele ülkemiz ekonomisinin emperyalist-kapitalist sistemden ayr› “ba¤›ms›z”, “kendi ayaklar› üzerinde duran” bir ekonomik yap›s› var oldu¤u varsay›m›ndan hareketle yaflanan geliflmelerin, sadece dalgalanmalar›n do¤al bir sonucu olarak ileri sürmek, aldat›c›d›r. Bu yaklafl›m, sanki ülkemizin ekonomisinin kendi ayaklar› üzerinden yükseldi¤i ve yaflanan kimi geliflmelerin, etkenlerin bu ekonomiyi flu veya bu oranda etkiledi¤i yanl›fl yarg›s›na götürür. Ülkemiz ekonomisi emperyalist sermayeye her yönüyle ba¤l› olur ve bu ba¤l›l›k-ba¤›ml›l›k iliflkisi yap›sald›r. Ülkemiz ekonomisi emperyalist sermayenin ihtiyaçlar›, hareket alan› do¤rultusunda flekillendirilmifltir. Ve bu anlam›yla emperyalist sermaye aç›s›ndan yaflanan her geliflme, ülkemiz ekonomisini derinden etkilemekte, büyük sars›nt›lara yol açmaktad›r.
ve bol döviz girdisiyle ülke ekonomisinin bir dengede tutulmas› amaçlan›yordu. Bu ise ülkemiz ve benzeri ülke ekonomileri aç›s›ndan bir çözüm de¤ildi. Var olan ekonomik krizin idare edilmesi, yönetilmesi sa¤lanmaya çal›fl›l›yordu. Çünkü gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan bu denge de yüksek ithalat olanaklar›n›n yol açt›¤› cari aç›klar, d›fl borçlanma yani emperyalist sermaye ile beslenmekteydi. Ekonomi böylelikle “idare” ediliyordu. Bundan k›sa bir süre önce, Türk hakim s›n›flar›n›n sözcüleri taraf›ndan yap›lan aç›klamalar “ekonomi düzeldi”, “düze ç›kt›k”, “ekonomi t›k›r t›k›r iflliyor” söylemlerinin arkas›nda bu gerçek, yani artan d›fl borç ve bununla orant›l› olarak artan cari aç›k yat›yordu. Nitekim bu gerçek TC tarihi boyunca Türkiye ekonomisinin en yüksek d›fl ve iç borç rakam›na ulaflmas›na yol aç›yordu. Meselenin daha iyi anlafl›lmas› için bir al›nt› yapal›m: “S›cak para, uyuflturucu ve keyif verici maddeler gibidir. Yani ilk anlar› keyiflidir. S›cak para girifli sayesinde ülkenin ithalat kapasitesi artar. D›fl ticaret serbestleflir. Hele bir de Merkez Bankas› s›cak paran›n kurlar› geriletmesine izin verirse ithal mallar hem bollafl›r, hem de fiyatlar› düfler. Halk, bu hovardal›¤›n faturas›n› bir zaman sonra iflsiz kalarak, yoksullaflarak, döviz ve bankac›l›k krizlerinde paras›n› kapt›raca¤›ndan habersiz, halinden memnun ve kendisine bu refah› sa¤layan liderine müteflekkürdür. Fakat ülkenin ihracat ve turizm geliri, ülkeye akan ithal mallar›n ancak bir k›sm›n› karfl›layabilmekte, dolay›s›yla ekonomide d›fl ticaret a盤› artmakta, bu da cari aç›k denen döviz a盤›n› büyütmektedir. Cari aç›k ise s›cak parayla, yani ülkeden her an ç›kabilecek k›sa vadeli yabanc› sermaye ile finanse edilmektedir.” (Türkiye’nin Ekonomik Krizi-Selim Somça¤)
Krizin yükü emekçilere
Ülke ekonomisi emperyalist sermayeye ba¤›ml›d›r Ülkemiz gibi sosyal ve ekonomik yap›ya sahip ülkelerin; emperyalist-kapitalist sisteme, finans piyasalar›na sunmakta olduklar›, yüksek reel faiz nedeniyle üretime dayal›, üretim amaçl› olmayan sermayenin (moda deyimle “s›cak para’n›n”) ülkemiz ve benzeri ülkelere giriflinin teflvik edilmesi, (ülkemizde yaflanan krize ilk tepkinin yabanc› sermayeye verginin uygulanmayaca¤› aç›klamas› bu anlam›yla manidard›r) bu nitelikteki sermayenin önündeki bütün engellerin kald›r›lmas› ve böylelikle ucuz
Son yaflanan ekonomik krizin arka plan›nda yatan k›sa vadeli yabanc› sermayenin emperyalist merkezlere çekilmesidir. Kimi yorumculara göre yaflananlar emperyalist sermayenin ABD ve ‹ngiltere Merkez Bankalar› ve IMF arac›l›¤›yla, finansal sermayeyi emtia piyasalar›ndan ç›kararak dolara geri dönmeyi sa¤lama amaçl› yap›lan ifllemler nedeniyle bu krizin ortaya ç›kmas›d›r. Gerçeklefltirilen bu ifllemler nedeniyle, spekülatif sermaye “merkeze” çekilirken, bizim ve benzeri ülkelerin ekonomi piyasalar› geriledi, ABD ve ‹ngiliz borsalar› ise bu ifllemler sonucunda May›s ay›n›n son haftas›nda toparland›. Ancak hiç kuflkusuz ki bu yaflananlar, sadece ABD ve ‹ngiliz borsalar›n›n toparlanmas› anlam›na gelmiyordu. Yaflanan
52 bu türden geliflmelerin arka plan› daha derindir. Emperyalist-kapitalist sistemin krizi ile birebir alakal›d›r. Bu ise böylece ülkemizde periyodik olarak her 10 y›lda bir büyük bir kriz olarak tekrarlanan ve birkaç y›lda bir küçük olarak yaflanan ekonomik krizlerin nedenleri hakk›nda belli bir fikir vermektedir. Yaflanan bu ekonomik krizlerin arka plan›nda ülkemiz ekonomisinin, emperyalist kapitalizmin neo-liberal ekonomik politikalar do¤rultusunda flekillendirilmesi ve ekonomisinin tüm yönleriyle emperyalist sermayeye göre düzenlenmesi vard›r.
Neo-liberal politikalar›n sonuçlar›... Neo-liberal ekonomik politikalar emperyalist sermayenin var olan krizini “idare edebilmek”, “yönetebilmek” amac›yla 1970’li y›llardan itibaren uygulanmaya baflland›. Somut olarak ABD emperyalizminde faiz oranlar›n›n art›r›lmas› ve bunun da bizim ve bizimki gibi olan ülke ekonomilerinin, emperyalist sermayeye olan “borç”lar›n›n daha da a¤›rlaflt›r›lmas›yla uygulanmaya baflland›. II. Paylafl›m Savafl› sonras›nda, sosyalist sistemin yads›namaz yükselifliyle, emperyalist sermayenin, yar›-feodal, yar›sömürge ve benzeri ülkelerdeki “kâr oranlar›n›n” azalmas› ve bunun sonucunda 1970’lerde emperyalist sistemin derin bir mali krize girmesi; yoksullu¤un, iflsizli¤in artmas› beraberinde emperyalist-kapitalist ülkelerde, sosyalizmin etkisiyle de uygulanan Keynesyen politikalar›n sorgulanmas›n›, yar›-feodal, yar›-sömürge ve benzeri ülkelere uygulanan/dayat›lan, “‹thal ikameci kalk›nma modeli”nin bu sorgulanma sonucunda de¤ifltirilmesini ve bu ülkelerde emperyalist-kapitalist sistemin var olan bu krizine “çözüm” olabilecek yeni ekonomik politikalar›n yeni kalk›nma stratejilerinin dayat›lmas›n› beraberinde getirdi. Daha yak›n bir anlat›mla emperyalist sermaye kendi krizini yar›-feodal, yar›-sömürge ülkelere “ihraç” etti. Bunun sonucu ise, bu ülke halklar›n›n daha fazla yoksullaflmas›, daha fazla iflsizlik ve açl›kla karfl› karfl›ya kalmas›n› getirdi.
Yaflas›n özellefltirme! Ülkemizde 24 Ocak kararlar› ile uygulanmaya bafllayan 1980 AFC’sinin gerçeklefltirilmesiyle güvence alt›na al›nan, emperyalizmin krizine çözüm bulmak amaçl› bu neo-liberal politikalar bir dönem s›kl›kla propagandas› yap›lan “ithal ikameci kalk›nma modeli”nden, 1980’lerle birlikte “neyin varsa sat” modeline geçilmesine yol açm›flt›. 80’li y›llarla birlikte Türkiye ekonomisi, bu kez emperyalist kapitalist sistemin içinde bulundu¤u krize “çözüm” ad› alt›nda uygulanmaya çal›fl›lan neo-liberal politikalara göre flekillendirilmeye baflland›. Türkiye ekonomisi, emperyalist sermayenin sömürüsünün en rahat biçimde gerçeklefltirilmesi için bütün altyap›n›n haz›rlanmas› do¤rultusunda “yeniden yap›land›r›ld›.” Uygulanmaya bafllayan bu neo-liberal politikalar do¤rultusunda özellefltirmeler, yani sermaye mülkiyetinin yap›s›n›n özel sektör
17 lehine bozularak, sosyal olanaklara ayr›lan kamu harcamalar›n›n k›s›larak ve enflasyonla mücadele ad› alt›nda esas önceli¤i ücretlerin dondurulmas›na vererek; iflçi s›n›f› ve emekçi halka yönelik azg›n ve kapsaml› bir sald›r› bafllat›ld›. Bu politikalar ülkemizde “baflar›yla” uyguland›. Bu politikalar ülkemiz ve benzeri ülkelerde uluslararas› örgütler, baflta IMF ve Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü ve bilumum yerel-parasal (ülkemizde bunlara ba¤›ms›z kurullar, yönetiflim kurullar› deniliyor) kurullar taraf›ndan uygulanmaya baflland›. Oysa ki neo-liberal politikalar, emperyalist-kapitalist sistemin var olan yap›sal krizine bir çözüm de¤ildi. Belki bu amaçla (beyhude bir çabayla) ortaya at›ld›, ancak uyguland›¤› otuz küsur y›l boyunca bu politikalar, emperyalist sermayenin krizine bir çare olmak yerine, sistemin krizini “idare etmek” ifllevi gördü. Neo-liberal politikalarla gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan; yar›-feodal, yar›-sömürge ve benzeri ülke ekonomilerinin a¤›r bir borç yükü alt›na sokulmas›n›n sa¤lanmas›, emperyalist sermayenin (spekülatif sermaye “s›cak para”) bu nitelikteki ülkelerden “büyük vurgunlar” yaparak “merkeze” (emperyalist-kapitalist ülkelere) dönmesi ve bunun sonucunda ise özellikle bizimki gibi ülkelerde giderek artan oranda ekonomik krizler ve bununla do¤ru orant›l› bir biçimde artan iflsizlik, yoksulluk, açl›k, sosyal haklardan ve sa¤l›k hizmetlerinden yararlanamamay› beraberinde getirdi. TC ekonomisinin, emperyalist sermayenin bu ihtiyaçlar›na göre düzenlenmesi (buna “yeniden yap›land›rma” ya da “devletin küçültülmesi” de deniliyor) beraberinde; emperyalist sermayenin her hareketinde, ülke ekonomisinin krizinin daha da derinleflmesine iç ve d›fl borucunun daha da artmas›na yol açt›/aç›yor. Emperyalist sermayede gerçeklefltirilen her müdahale, yaflanan her dalgalanma, beraberinde “do¤al” olarak TC ekonomisinin daha da kötüleflmesini getirdi. Son yaflanan geliflmeler de; TC ekonomisinin benzer ekonomilere oranla en fazla etkilenen ülke ekonomisi olmas›, emperyalist sermaye ve onun hizmetindeki Türk hakim s›n›flar›n›n gerçeklefltirdikleri yeni neo-liberal ekonomi politikalar›na ülkemizde uygulanmas›nda ve bu politikalar do¤rultusunda ülke ekonomisinin flekillendirilmesinde ne kadar “baflar›l›” olduklar›n› göstermektedir. Bir y›l önce bu ülkenin Baflbakan›n›n a¤z›ndan dökülen; “Ben bu ülkeyi adeta pazarlamakla mükellefim” cümlesi, TC ekonomisinin ve ona yön veren zihniyetin, emperyalist sermaye karfl›s›nda nerede durdu¤unu göstermesi aç›s›ndan tarihsel önemdedir. Ülkemiz ekonomisine yön veren anlay›fl›n emperyalist sermayenin emrinde olmas›, emperyalist sermayenin sözde “küreselleflme” ile birlikte daha rahat at koflturmas›n›, önündeki bütün engellerin temizlenmesini, yabanc› sermayenin ülkemizde rahatça ve hiçbir risk tafl›madan faaliyet yürütmesinin sa¤lanmas› çabas›n› getirdi. Emperyalist sermaye, serbestçe dolaflma, üretimi daha ucuz iflgücü ve hammadde bölgelerine/ülkelerine daha kolay tafl›ma olana¤›n› elde ederken, hem kredinin, hem de spekü-
lasyona dayal› sermayenin hacminin büyümesi, beraberinde bir yandan bizimki gibi yar›-feodal, yar›-sömürge ülkelerin ekonomilerinde, emperyalist sermayenin bu hacmiyle do¤ru orant›l› olarak gerçeklefltirilen her ifllem, spekülasyon, dalgalanma vb. yank›s›n› bulmakta ve olumsuz bir etki göstermekte, krizlere yol açmaktad›r. Son yaflanan ekonomik krizle birlikte, ekonomide büyüme h›z› yavafllayacak ve iflsizlik daha da artacakt›r. Nitekim son geliflmeler sonucunda ilgili kurumlar; bu krizin etkilerinin 2007 y›l› ortalar›na kadar sürece¤ini ve iflsizli¤in daha da artaca¤›n› aç›klamaktad›rlar. Bunun basitçe aç›klamas› fludur; emperyalizm ve onun ülkemizdeki uflaklar›, iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n b›rakal›m bugününü gelece¤ini ipotek alt›na almakta, borçland›rmaktad›r.
Egemenler, krizi idare edebilmek için fliddete yöneliyor Bir gerçe¤in alt›n› önemli çizmek gerekir. Emperyalist mali sermaye bünyesinde, spekülatif ifllemler giderek önem kazanmaya bafllad›¤›nda ve sermayenin manevra alan› darald›¤›nda, “fliddetin”, “savafl›n”, emperyalist sermayeye “yol aç›c›” bir ifllevi olmaktad›r. Nitekim emperyalizmin Afganistan ve Irak iflgalleri emperyalist sermayeye “nefes” ald›rm›fl, emperyalist sermayenin yaflad›¤› krizin idare edilmesi sürecini bugünlere kadar tafl›yabilmifltir. fiimdi emperyalist sermayenin içinde bulundu¤u bu daralma durumunda “yeni yol aç›c›” tedbirlere baflvurup baflvurmamas› tart›fl›lmaktad›r. Bunun somut anlam› ise ‹ran’a yönelik askeri müdahaledir. Ülkemizde ise, emperyalist sermayenin bu krizinin ve bu krizinin yans›mas› olarak yaflanan “s›cak para kaç›fl›n›n” yani spekülatif sermaye vurgununun sonucunda ortaya ç›kan a¤›r yoksullaflma süreci, artan iflsizlik, sa¤l›k hizmetlerinin özellefltirilmesi, sosyal haklar›n k›s›tlanmas› beraberinde halk kitlelerinde yo¤un bir hoflnutsuzlu¤u ve tepkiyi getirecektir. Yaflanan ekonomik krizin ard›ndan Merkez Bankas› ve Devlet Planlama Teflkilat› gibi kurumlar, önümüzdeki süreçte iflsizli¤in artaca¤›n› aç›klayabiliyorlarsa ve varolan verili koflullarda ülkemizdeki iflsizlik oran›n›n oldukça yüksek oldu¤u göz önüne al›n›rsa, önümüzdeki sürecin, iflçi s›n›f› ve emekçi halk aç›s›ndan nas›l geçece¤inin yan›tlar› rahatl›kla verilir. Bu durum ise hiç kuflkusuz ki beraberinde Türkiye toplumunda var olan s›n›fsal çeliflkileri daha da keskinlefltirecektir.
Ç›kar›lan yasalar sisteme karfl› ç›k›fl› azaltmay› amaçl›yor Emperyalist sermaye nas›l ki krizini idare edebilmek için fliddete yöneliyorsa; ülkemiz hâkim s›n›flar› da ayn› yolu izleyeceklerdir. Bunun somut anlam› ise, ülkemiz iflçi s›n›f› ve emekçi halk›na sald›r›y› içeren “Terörle Mücadele Yasas›”d›r. Türk hâkim s›n›flar›, d›fl politikada emperyalist efendilerinin talep ve istekleri do¤rultusunda yönelimlerini flekillendirirken, ülke içinde ise ifl-
14-27 Temmuz 2006 çi s›n›f› ve emekçi halka yönelik sald›r›lar›n› olabildi¤ine art›racaklard›r. Terörle Mücadele Yasas›’n› esas olarak bu yönlü alg›lamak, ç›kart›lmas›n›n gerçek nedeninin, Türk hâkim s›n›flar›n›n iflçi s›n›f› ve emekçi halka, onun devrimci ve komünist öncülerine yönelik “mücadele yasas›” olarak kavramak gerekir. Bu yasada ifade edilen “terör” kavram›, her ne kadar devrimci ve komünistlerin mücadelesi olarak aç›klan›yorsa da; en demokratik talepler bile “teröre yard›m” olarak “cezaland›r›lacak”, tüm halk hedef tahtas›na oturtulacakt›r. ‹fl isteyen, afl isteyen, özgürlük isteyen, çeflitli konular› protesto eden kitleler, devrimci ve komünist olsun ya da olmas›n herkes, kendisini TMY gere¤ince F tiplerinde, tecrit koflullar› içinde bulacakt›r. Bu anlam›yla son yaflanan ekonomik kriz ve bu krizlerin bundan sonra da yaflanaca¤› gerçe¤i; Türk hâkim s›n›flar›n› TMY gibi yeni yasalar ç›kartmaya itmektedir. Bunun nedeni önümüzdeki sürecin s›n›fsal çeliflkilerinin oldukça fliddetli yaflanaca¤› gerçe¤inin fark›nda olunmas›d›r. Türk hâkim s›n›flar› emekçi halk›n, devrimci ve komünistlerin mücadelesine karfl›, yeni yeni yasalar ç›kartarak kendi konumlar›n› tahkim etmektedirler. Ekonomik planda emperyalist sermayenin hizmetinde at›lan ad›mlar, ç›kart›lan yasalar, karfl›s›nda bu ad›mlardan ve yasalardan do¤rudan etkilenecek iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n mücadelesi ve bu mücadeleye önderlik edecek devrimci ve komünistler TMY ile engellenmek istenmektedir. TMY’nin arka plan›nda yatan gerçekler budur. TC devletinin “ak›l babalar›” emperyalist ülkeler de bu tür yasalarla geliflebilecek muhalefeti bast›rmay› amaçlamaktad›rlar. Emperyalizm, Afganistan ve Irak’a yönelik iflgal sald›r›lar›n› gerçeklefltirirken, içte geliflecek tepkilere ve yine ekonomik alanda yaflanan krizle birlikte yaflanan sorunlara karfl›, bu tür yasalar ç›kartt›lar. Türkiye de bundan ba¤›ms›z de¤il. Türk hâkim s›n›flar›, as›l hedefin “terörizm” oldu¤unu, yasan›n amac›n›n “terörle mücadele” oldu¤unu ifade etmeleri ve bunun AKP hükümetini zorlayarak, bat›rarak ç›kartmalar›n›n as›l nedeni; halkt›r. Halk›n yaflanan ve önümüzdeki süreçte yaflanmas› çok yüksek olan bu tür ekonomik krizlere (ki bu krizler daha a¤›r olacakt›r) karfl› TMY’yi bir “önlem” olarak, güçlerini tahkim etmenin bir arac› olarak ç›kartt›lar. . Özcesi TMY sald›r›s›, görünen yüzüyle, bir “terörle mücadele” yasas› de¤ildir. Bu yasay› böyle alg›lamak büyük bir yan›lg›d›r. As›l olan, gerçek olan hâkim s›n›flar›n, ekonomik krizi ve bu krizlerinin önümüzdeki süreçte daha da fliddetlenmesi olas›l›¤›d›r. ‹flte bu olas›l›k, hâkim s›n›flar›, “demokrasi kurallar› içinde” önlem almaya itmifltir. Böylelikle en do¤al hak talepli mücadelelere ya da hâkim s›n›flar› rahats›z edecek geliflmelere (ki bunlar, yay›n olabilir, eylem olabilir, düflünce aç›klamas› olabilir) bu yasa arac›l›¤›yla “yasal” olarak müdahale edeceklerdir. Bizler de bu yasaya ve yasa olarak bize dayat›lan yaflama, tüm meflru mücadele yöntemlerimizle karfl› duraca¤›z.
14-27 Temmuz 2006
18
52
“Bir arada yaflam› savunal›m: ama nas›l?” faflizmi kuruldu¤u günden itibaren, Kürt ulusu üzerinde bir milli zulüm politikas› izlemektedir. Bu politikan›n yürütücüleri tek tek kifli ve partiler de¤il, Türk hâkim s›n›flar› olan komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n devleti olan faflist TC devletidir. Gerçekten “Bir arada yaflam savunulmak” isteniyorsa ilk önce faflist TC devletine karfl› mücadele etmek gerekir. Düzen içinde bir tak›m “iyi niyetli giriflimlerle”, k›smi iyilefltirmelerle, baflta “Kürt sorunu” olarak adland›r›lan ancak bizce Türk hâkim s›n›flar›n›n Kürt ulusu üzerinde uygulad›¤› ulusal bask› politikas› olarak adland›r›lmas› daha do¤ru olan “sorun” di¤er sorunlar›n çözümü için faflizme karfl› silahl› Demokratik Devrim mücadelesi vermek gerekir.
Silahl› mücadele gerçe¤inin üstü örtülmeye çal›fl›l›yor!
DP’nin bu kampanya vesilesiyle dile getirdi¤i talepler, ülkemizde ancak ve ancak Demokratik Devrim’le karfl›lanabilecek taleplerdir. Bu sistem içinde bizzat sistem taraf›ndan yarat›lan ve ÖDP’nin flikâyet etti¤i sorunlar›n kayna¤› olan sistem taraf›ndan bu taleplerin karfl›lanmas› mümkün de¤ildir. Bugün ÖDP’nin flikâyet etti¤i ve yak›nd›¤› “derin devlet” devletin ta kendisidir. Devletten kendi kendisini ortadan kald›rmas›n› istemek do¤ru ve anlaml› de¤ildir. Bununla beraber kampanyada ifade edilen sorunlar› yaratan sistemden sorunun çözümü yönünde talepte bulunmak da siyasal ve ideolojik nitelikle alakal› bir durumdur. Sorunu yaratan, sorunu üreten sistemse, do¤ru olan yerinde olan sisteme karfl› mücadele etmektir. Esas olarak yap›lmas› gereken budur.
Ö
“Aflk›n ve Devrimin Partisi” ÖDP, son süreçte yaflanan tüm geliflmeler üzerinden hareket ederek “Bir arada yaflam› savunal›m” adl› bir kampanya bafllatt›. Burjuva-feodal bas›na yans›yan tüm haberler ve demeçlerde ayr›ca ÖDP Genel Baflkan› Hayri Kozano¤lu ile yap›lan kimi röportajlarda kampanyaya dair pek çok fley söylenmeye baflland›. Yap›lan bu aç›klamalardan anlafl›ld›¤› kadar›yla, kampanyan›n amac›; “Suni bir çat›flma sürecine sokulan Türkiye’deki sorunlar›n ancak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlükle çözülebilece¤ini hayk›rmak” olarak ortaya konulmakta. Daha fazla demokrasi ve özgürlükle çözülebilece¤ini düflündükleri ve bu kampanyan›n önemli nedenlerinden biri olarak “Kürt sorunu”nu öne süren bu anlay›fl sahipleri, kendilerince çözümü de(!) ortaya koyuyorlar: Kürtler “ad›na” silahl› eylem yapanlar›n eylemlerine son vermesi… fiuras› kesin ki, özgür-demokratik-ba¤›ms›z-eflit bir ülke devrimci ve komünistlerin de özlemidir. Zaten bunun için mücadele etmektedirler. Devrimciler ve komünistler bu amaçla mücadele ederken “bir arada yaflam›” savunmaktad›rlar. Ancak bu savunma hiç kuflkusuz ki, ÖDP’nin savunmas›yla bir ve ayn› de¤ildir. Ülkemizde komünistler bir arada yaflam› savunmak için, çok önemli ve tayin edici bir nokta olan bir tezi ileri sürmektedirler. Bu tez ileriye sürülmeden, “bir arada yaflam› savunmak” anlams›zd›r. Çok uluslu ve çok milliyetli bir ülke olan, ülkemizde bütün uluslar›n (Kürt ve Türk) ve çeflitli milliyetlerin kardeflçe bir arada yaflamas›n› savunmak, “Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk›”n› (UKKTH) savunmaktan geçer. Komünistler bunu savunmadan bir arada yaflam›n savunulmas›n›n hangi niyetle olursa olsun ezen ulus flovenizmine denk düflece¤ini ileri sürerler. UKKTH’n› kay›ts›z flarts›z savunmadan bir arada yaflam› savunmak uluslar›n gelece¤ini
karartmak, iradelerini hiçe saymakt›r.
Bir ulusu ezen baflka bir ulus özgür olamaz! Bir ulusu ezen baflka bir ulus özgür olamaz. Bunun için öncelikle UKKTH’y› ve somutta ülkemizde Kürt ulusunun KKTH’n› kay›ts›z flarts›z savunmak gerekir. Uluslar›n bir arada kardeflçe yaflayabilmesi için her türlü bask›, sömürü, asimilasyon, yok sayma ve zulmün son bulmas› gerekir. Bunun ülkemizdeki somut karfl›l›¤› Demokratik Halk Devrimi’dir. Bugün bu kampanya ile dillendirilen “Bir arada yaflam› savunal›m” söylemi ile bir arada yaflam› savunman›n gerekçesi olarak ilan edilen gerekçelerin üstü örtülmektedir. Bugün dilini konuflmas›na dahi izin verilmeyen, her türlü demokratik hak mücadelesi ve bu u¤urda yürütülen mücadele bask›-zulüm-zindan ve kanla karfl›l›k bulan, 8 yafl›ndaki çocuklar› onlarca mermiyle katledilen, “yarg›s›z infazla” toplu mezarlara gömülen, faili belli cinayetlere maruz kalan, gerillalar, kimyasal silahlarla katliama maruz b›rak›lan, ülkemizin çeflitli bölgelerinde s›rf Kürt olduklar› için linç sald›r›s›na maruz kalan, köyleri yak›l›p y›k›lan, s›rf ulusal kimliklerinden ötürü, sivil faflistler baflta olmak üzere devletin jandarmas›, iti, miti, polisi taraf›ndan her türlü bask›ya ve sald›r›lara maruz kalan Kürt ulusunun bu politikalara karfl› mücadelesi, devletin bizzat destekledi¤i/gerçeklefltirdi¤i bu sald›r›larla, katliamlarla “Bir arada yaflam› savunma” ad›na eflitlenmektedir. Faflizmin Kürt ulusuna yönelik katliamlar›, sald›r› ve bask›lar›, Kürt ulusunun bu sald›r›lar karfl›s›nda hakl› ve meflru direnifli ayn› kefeye konmaktad›r. Bir arada yaflam› savunma ad›na faflizmin Kürt ulusu üzerinde uygulad›¤› politikalar yok say›lmaktad›r. Üstelik bu sald›r›lar bugün katlanarak devam etmektedir. Unutmamak gerekir ki, TC
ÖDP’nin kampanya aç›klamas›nda, Kürtler “ad›na” silahl› eylem yapanlar›n eylemlerine son vermesi istenmektedir ayn› zamanda. Burada ulusal hareketin ve önderli¤inin uzlaflmac› tavr›, izledi¤i politika bir yana, ÖDP’nin bu yaklafl›m›, faflizmin izledi¤i “silahlar› b›raks›nlar, gelip teslim olsunlar” söylemi ile ayn› kap›ya ç›kmaktad›r. ÖDP’li reformistlerin silahl› mücadeleye yönelik bu yaklafl›m›; Kürt ulusu üzerinde uygulanan politikalar›n es geçilmesini, Kürt ulusuna yönelik gerçeklefltirilen katliamlar›n yok say›lmas›n› ve en önemlisi de Kürt ulusunun bu katliam politikalar›na karfl› hakl› ve meflru direniflini yok saymay› getirmektedir. Kürt ulusunun kendisini savunmas›na son vermeye ça¤›rmas› bir yana, silahl› mücadeleden neden bu kadar korktuklar› esas olarak silahlar›n de¤ifltirici-dönüfltürücü gücünden, onu do¤ru bir siyasetle bütünlefltirenlerin hedefine ulaflmas›ndan ve ezilen halklar›n kurtulufllar›n› giderek silahl› mücadelede görme bilincinin geliflmesi karfl›s›ndaki korkular›yla/kayg›lar›yla ilgilidir, yani ÖDP’nin bu ele al›fl›, ona yön veren ideolojiden ba¤›ms›z de¤ildir. ÖDP ezilen halklar›n kurtulufllar›n›n silahl› mücadele ile olaca¤›n›n üzerini örtmektedir. Bu durum reformistlerin niteli¤inin bir sonucudur. Zora dayal› düzenin zorla y›k›laca¤› bilincinin halklarda geliflmesinden dolay›d›r onlar›n korkular›. Bu korkular›, onlar› bu kadar pervas›zca hâkim s›n›flar›n politikalar›n› yok say›p, halklar›n kurtulufl umuduna, silahl› mücadeleye düflmanca sald›rmaya itmektedir. Düzen içinde düzenle bar›fl›k yaflayan reformistlerin düzenle zaten sorunlar› yoktur. Onlar›n “sorunlar›” düzenle sorunlar› olanlarla, düzeni y›kmaya çal›flanlarlad›r. Düzenle sorunlar› olanlar›n mücadelesini baltalamak, karfl›s›nda olmakt›r onlar›n sorunlar›. S›n›f savafl›n›n gerçekli¤i bize göstermektedir ki, devlet bir s›n›f›n bir baflka s›n›f› bask› alt›nda tutma, ezme, sindirme arac›d›r. Bunun ülkemizde de yaflam buldu¤u tart›flmas›zd›r. Ülkemiz hâkim s›n›flar› olan komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar› TC devletini Türk-Kürt ulusundan ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z üzerinde bir bask› arac› olarak kullanmaktad›r.
19
52 Ülkemizde devletin niteli¤i faflisttir, faflizmle yönetilmektedir. Türk hâkim s›n›flar› olan komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n faflist diktatörlü¤ü ancak zorla alt edilir. Ülkelere göre zor ilkesi de¤iflmez ama mücadele biçimleri farkl›lafl›r, farkl›l›klar içerir.
Sorunu yaratan sistemse, çözüm bellidir ÖDP’nin bu kampanya vesilesiyle dile getirdi¤i talepler, ülkemizde ancak ve ancak Demokratik Devrim’le karfl›lanabilecek taleplerdir. Bu sistem içinde bizzat sistem taraf›ndan yarat›lan ve ÖDP’nin flikâyet etti¤i sorunlar›n kayna¤› olan sistem taraf›ndan bu taleplerin karfl›lanmas› mümkün de¤ildir. Bugün ÖDP’nin flikâyet etti¤i ve yak›nd›¤› “derin devlet” devletin ta kendisidir. Devletten kendi kendisini ortadan kald›rmas›n› istemek do¤ru ve anlaml› de¤ildir. Bununla beraber kampanyada ifade edilen sorunlar› yaratan sistemden, sorunun çözümü yönünde talepte bulunmak da siyasal ve ideolojik nitelikle alakal› bir durumdur. Sorunu yaratan, sorunu üreten sistemse, do¤ru ve yerinde olan sisteme karfl› mücadele etmektir. Esas olarak yap›lmas› gereken budur. Mesele kampanyada ileriye sürülen sorunlar›n gerçekten çözümünde, yap›lmas› ve gerçeklefltirilmesi gerekenin sistemin kendisiyle mücadele etmekten geçti¤ini, sistemin yaratt›¤› sorunlarla mücadele etmenin bir çözüm getirmeyece¤ini bilip bilmemekten geçmektedir. Komünistler ÖDP’nin kampanyas›nda ortaya koydu¤u sorunlar›n çözümünü, sistemden de¤il, bu sistem taraf›ndan ezilen-sömürülen-bask›ya maruz kalan iflçi-köylü emekçilerden isterler. Komünistler iflçi s›n›f› ve emekçi halka bilinç tafl›yarak, onlar› örgütleyerek haklar›n› alabileceklerini, özgür-eflit-sömürüsüz bir ülkeye ise düzenden iyilefltirmeler talebinde bulunarak de¤il, bizzat düzeni ortadan kald›rarak ulaflabileceklerini savunur, bunun propagandas›n› yaparlar.
Zulme karfl› ç›kmamak, ortak olmakt›r. Biz sömürü ve zulmün oldu¤u her yerde halklar› isyana teflvik ederiz. “Dans ederek”, “oynay›p z›playarak” de¤il mücadele ederek haklar›n› alabileceklerini gösteririz kitlelere. Bizim gibi ülkelerde; ÖDP’nin bahsini etti¤i sorunlar›n çözümünün, devlet taraf›ndan çözülemeyece¤ini, bu sorunlar›n “birileri taraf›ndan” bahfledilerek ortadan kald›r›lamayaca¤›n› bizim gibi ülkelerde haklar›n verilmeyece¤ini, haklar›n mücadele ederek al›naca¤›n› propaganda eder ve savunuruz. Ülkemiz hâkim s›n›flar›n›n ve onlar›n iktidar›n›n gerçek niteli¤ini bilen, siyasal-idelojik olarak kavrayan herkes bu iktidar›n zorla alt edilebilece¤ini bilir. Bunun d›fl›nda yasal yollardan iktidar› alt etmek ya da ÖDP’nin bahsini etti¤i sorunlar›n çözümünü sa¤lamak mümkün de¤ildir. ÖDP’nin bu kampanya vesilesiyle ileriye sürdü¤ü istemlerden baz›lar›na de¤inecek olursak ne anlatmak istedi¤imiz daha iyi anlafl›l›r. ÖDP, bu kampanya vesilesiyle “ülkemizi yoksullaflt›ran, ülkemiz ve komflu halklar›n bafl›na çorap ören, halklar› birbirine k›rd›ran,
emperyalizme ba¤›ml› politikalardan vazgeçilsin istiyoruz” demektedir. Emperyalizme ba¤›ml› olan sadece “politikalar” de¤ildir. Bu ülkedeki hâkim s›n›flar›n tamam› emperyalizme göbekten ba¤›ml›d›rlar. Türk hâkim s›n›flar› komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar› emperyalizmin ufla¤›d›rlar. Türk hâkim s›n›flar›ndan emperyalizme ba¤›ml› politikalardan vazgeçmesini istemek, uflaklar›n efendileriyle olan ba¤lar›n›, ba¤›ml›l›klar›n› kopar›p atmalar›n› istemektir. Oysa ki Türk hâkim s›n›flar› emperyalizme binlerce kopmaz ba¤larla ba¤l›d›r. Kökleri derindedir. Emperyalizme ve emperyalist politikalara ba¤›ml›l›k, ülkemizde ancak ve ancak silahl› demokratik bir devrimle, emperyalizmin ufla¤› Türk hâkim s›n›flar›n›n iktidar›n›n alafla¤› edilmesiyle ortadan kald›r›labilir. Ancak o zaman emperyalizme ba¤›ml› politikalardan söz edilemez. ÖDP’liler; “Kimsenin aç aç›kta ve çaresiz kalmad›¤›, insan›n insan› ezmedi¤i, sömürmedi¤i, paylaflmaya ve dayan›flmaya dayal› bir yaflam istiyoruz” demektedirler. Ancak herfley “bizim” ÖDP’lilerimizin düflündü¤ü gibi istemekle gerçekleflmemektedir. Bugün Afrika’da açl›kla bo¤uflan insanlar aç kalmak istedikleri için mi aç kalm›fllard›r? Elbette ki hay›r! Bugün Kürt ulusu en do¤al, en demokratik taleplerini dile getirmek istemektedir. Yan›t› ne olmaktad›r? Katliam, zorla göç ettirme, iflkenceler, tutuklamalar ve bask›lar!
‹yilefltirmelerle sorunlar çözülebilir mi? Açl›k, sömürü ve yoksullu¤un kayna¤› emperyalist-kapitalist sistem de¤il midir? Bugün ülkemizde yaflamlar›n› dahi zar-zor sürdürmekte olan milyonlarca insan var. Dünya üzerinde açl›kla bo¤uflan milyonlar var. Halklar› açl›¤a, sefalete sürükleyen bu sistem ve onun sahipleri de¤il midir? Reformistlere göre bütün bunlar›n kayna¤› ne sistem, ne de bu sistemin sahipleridir. Peki, o zaman kimdir bu açl›¤›n, yoksullu¤un, sömü-
rünün ve zulmün sorumlusu? Reformistler evet bu sorunlar vard›r, ama düzen içinde kimi iyilefltirmeler yap›larak bu sorunlar ortadan kald›r›labilir diyorlar. Hay›r, bu düzen içinde bir tak›m iyilefltirmeler yap›larak var olan-yarat›lan açl›k-yoksulluk-sömürü ve zulüm ortadan kald›r›lamaz. Bu sorunlar ancak ve ancak bu düzen y›k›larak, yerine ezilenlerin iktidar› kuruldu¤unda ortadan kald›r›lacakt›r. Bunun ülkemizde gerçeklefltirilebilmesinin yolu Demokratik Halk Devrimi’dir. ÖDP’nin kampanyas›nda ileriye sürdü¤ü sorunlar›n çözümü; eflit-sömürüsüz-demokratik-ba¤›ms›z bir Türkiye ile mümkündür. Halk› her türlü çaresizli¤e sürükleyen bu sistemdir. Onlar› kaderlerine boyun e¤melerini ve her türlü sömürü-zulme karfl› sessiz kalmalar›n› aksi takdirde elinde olandan da olaca¤›n› söyleyerek tehdit eden ve bafl e¤melerini sal›k veren bu düzenin bekçileridir. Reformistler de düzeni ortadan kald›rmak yerine bir tak›m iyilefltirmelerle –reformlarla- var olan sorunlar›n ortadan kald›r›labilece¤ini savunarak esasta sistemin her türlü bask›-sömürü ve zulmünü desteklemektedirler. ÖDP’nin bu kampanyas›nda ileriye sürdü¤ü ve özellikle Kürt ulusal sorunu konusundaki yaklafl›m› bu yarg›m›z› güçlendirir niteliktedir. Bir arada yaflam› savunmak herfleyden önce UKKTH’y› kay›ts›z flarts›z savunmaktan geçer. Bu ilkeyi kay›ts›z flarts›z savunmadan bir arada yaflam› savunmak, uluslara de¤il ama hâkim s›n›flar›n de¤irmenine su tafl›r. Böylesi bir bir arada yaflam› savunmak, uluslar›n iradesini hiçe saymaktad›r. Hâkim s›n›flar›n her türlü bask› sömürü ve zulmünün esas nedeni ve sorumlular›n›n üzerini örtmek demektir. Bugün t›rmand›r›lan milliyetçilik-flovenizm, bizzat Türk hâkim s›n›flar› ve onlar›n faflist devlet ayg›t› taraf›ndan desteklenmekte-örgütlenmekte ve propaganda edilmektedir. Türk Genelkurmay’›n Kürtler hakk›ndaki “sözde vatandafl” tespiti ne çabuk unutuluyor! Aç›kt›r ki ülkemizde, Türk-Kürt ve çeflitli milliyetler-
14-27 Temmuz 2006 den emekçi halk›m›z, Türk hâkim s›n›flar›n›n nezdinde birer “vatandafl” bile de¤illerdir. Türk hâkim s›n›flar› hâkim ulus milliyetçili¤ini körükleyerek, ezilen ba¤›ml› ulus olan Kürt ulusu ve çeflitli az›nl›k milliyetlerden halk›m›z aras›ndaki kardefllik, dayan›flma ve birlikte yaflama duygular›n› yok etmektedir. Bu ise faflist devletin bilinçli olarak izledi¤i bir politikad›r.
Boflanma hakk›n› savunmak... E¤er ÖDP gibi anlay›fllar “bir arada yaflam› savunmak” konusunda gerçekten samimilerse ilk önce; faflizmin hâkim ulus milliyetçili¤ini, flovenizmi lanetlemelidirler. UKKTH’y› savunmal› ve ezilen ba¤›ml› ulusun mücadelesine laf etmemelidirler. Komünistler, Türk hâkim s›n›flar›n›n baflta Kürt ulusu olmak üzere çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z üzerinde uygulad›klar› ulusal bask› politikalar›na karfl› ç›kar ve ezen ulus milliyetçili¤ini mahkûm ederlerken, Kürt ulusunun ezilen ba¤›ml› bir ulusun, faflizme flovenizme, her türlü anti-demoratik bask›ya ve zulme karfl› yürütmüfl olduklar› demokratik mücadeleyi desteklerler. Desteklemekle kalmay›p ayn› zamanda bu mücadelenin hakl› ve meflru bir mücadele oldu¤u UKKTH’nin kay›ts›z ve flarts›z savunulmas› gerekti¤ini ilan ederler. E¤er gerçekten “Bir arada yaflama” konusunda samimi bir ele al›fl söz konusu ise bu olmazsa olmazd›r. Komünistler bu yaklafl›mlar›n› ileri sürerlerken uluslar›n bir arada yaflamas›n› evlili¤e benzetirler. Uluslar›n bir arada yaflam› yani “evlili¤i” bu uluslar›n “boflanma” hakk›n›n var olmas›n› da getirir. Boflanma hakk› savunulmadan yap›lacak bir “bir arada yaflam” ça¤r›s›, zoraki bir evliliktir ve sa¤l›kl› de¤ildir. Komünistler “boflanma hakk›n›” savunmakla birlikte, bu hakk›n kullan›lmas›n› kesinkes arzu etmezler; meseleye halk›n, devrimin ç›kar› aç›s›ndan bakarlar. ‹flte ÖDP’nin göremedi¤i (ya da görmek istemedi¤i) temel mesele budur.
20
14-27 Temmuz 2006
52
Büyük devrimci cüretler için karamsarl›kla mücadele edelim!.. Karamsar bak›fl aç›s› bugün devrimci güçler içinde oldu¤u kadar hareketimiz içinde de önemli etkiye sahip hatal› ve y›k›c› bir bak›fl aç›s› olarak varl›k zemini bulmaktad›r. Güvensizlik, üretimsizlik, politik s›¤l›k, dar düflünme tarz› gibi zaaflarla hem neden hem de sonuç olarak bir dirsek temas› halinde olan bu düflünme tarz› devrimci hareketin ileriye do¤ru büyük ve cesur hamleler yapabilmesinin önünde ciddi bir engel olarak durmaktad›r. Bu sorun üzerinde ciddiyetle durma ve sorunu bütün yönleriyle kavrayarak ona basitten karmafl›¤a do¤ru müdahale etme gereklili¤i önümüzde görev olarak durmaktad›r. Karamsarl›k kelime anlam›n›n ötesinde bir düflünme tarz› olarak belli bir s›n›fa aittir, özde ideolojiktir. Karamsarl›¤›n esas dayana¤› subjektivizmdir, (öznelciliktir), karamsar bak›fl aç›s› ve ruh halinin etkisinde olanlar bilimsel olan yegâne düflünce sistemi diyalektik materyalizmin yönteminden beslenmezler. Genifl bir politik perspektiften yoksun hale gelirler. Kendilerinin pratikten edindikleri s›n›rl› deneyimi gerçe¤in yegâne k›stas› saymaya bafllarlar. Karamsar bak›fl aç›s›na ve ruh haline sahip olanlar güçsüzdürler. Çünkü bilimden fersah fersah uzaklaflm›fllard›r. Kendi sansasyonel düflünce yap›lar›yla devaml› bunal›ml› bir ruh hali içendedirler. B›rakal›m s›n›f mücadelesinin f›rt›nal› süreçlerini kavramay›, kendi yapt›klar›n›n ideolojik özünü bile kavrayamazlar. Kendi kafalar›nda oluflturduklar› parçal› ve s›n›rl› bilgilerin sonuçlar›na muazzam güvenirler. Ama gelgelelim kendilerine güvenmezler. Çünkü düflüncelerinin hiçbir nesnel-pratik karfl›l›¤› yoktur. Memnuniyetsizdirler. Çünkü bu ç›kmaz›n içinde yer al›rlar. Somut yap›c› bir fikirleri olmad›¤› gibi baflkalar›n›n ortaya att›¤› somut ve yap›c› fikirleri de baltalarlar. Çünkü onlara göre yaln›zca olumsuz olan vard›r yani olgular›n iç yasalar›n›, çeliflki yasas›n› kavrayamam›fllard›r. K›sacas› karamsarl›k burjuva ideolojinin ürünüdür, y›k›c›d›r.
Karamsarl›k burjuvaziye aittir Karamsarl›k burjuvaziye aittir. Çünkü onlar eskiyi ve y›k›lmaya yüz tutmufl olan› temsil ederler. Çünkü burjuvazinin gelece¤i yoktur. Bir gün proletarya öncülü¤ünde ezilen halk kitlelerinin kendilerini yerle bir edece¤ini hissederler. Proletarya ise iyimserdir. Çünkü yeniyi temsil eder ve gelecek ona aittir. ‹flte bu iki s›n›f aras›ndaki maddi oldu¤u kadar düflünsel savafl›m bütün toplumsal iliflkileri ve insan düflüncesini belirler. Niçin devrim saflar› içinde karamsarl›k vard›r? Çünkü burjuvazi ve ittifak halinde oldu¤u feodal toprak a¤alar› s›n›f› onlarca y›ld›r iflçileri, köylüleri ve di¤er halk katmanlar›n› sömürü a¤› içine alm›fl, kendi ideolojisini yaymaya çal›flm›flt›r. Her türlü gerici düflüncesini oldu¤u gibi karamsarl›¤› da yaymaya çal›flm›flt›r. Çünkü egemen s›n›flar halk kitlelerinin geleceklerini ellerine almalar›ndan yarasan›n ›fl›ktan korkmas› gibi korkarlar. Ezilenlerin siyasi kaderlerini ve gelecekle-
rini ellerine alma çabalar›n› yo¤un bir anti-propaganda eflli¤inde, faflizmin tedbirleriyle k›rmaya çal›fl›rlar. Elindeki bütün ideolojik, politik, askeri araçlar›yla kitleleri teslim almaya çal›fl›rlar. Bu sald›r›lara karfl› en direngen tavr› gösterenler nas›l ki hep devrimciler ve komünistler olmufllarsa bu sald›r›lara en çok maruz kalanlar da yine onlar olmufltur. ‹flte egemenlerin bu sald›r›lar› kavranmad›¤› durumda karamsarl›k devrim saflar›nda eski toplumun bir al›flkanl›¤› olarak boy vermeye bafllayacakt›r/bafllamaktad›r. Biz devrimcilerin iyimserli¤i bilimsel düflünceleri üzerinden yükselir.
Karamsarl›¤›n nesnel zeminini kald›rmak... Karamsarl›k ve iyimserlik insanla-do¤a, devrimle-karfl› devrim aras›ndaki mücadelede yaflanan nesnel olgular ve sorunlar üzerinde bilinçli ve düflünen bir varl›k olan insan›n düflünce ve ruh dünyas›nda oluflan bir yans›mad›r. Yani bu olgular›n nesnel maddi bir gerçeklikte oluflmas› gerekçe¤i vard›r. Her baflar› do¤all›¤›nda iyimserli¤i güçlendirip, pekifltirece¤i gibi her baflar›s›zl›k da kötümserli¤in yaflanmas›na neden olacakt›r. Ancak burada as›l mesele düflünce dünyas›nda ve ruh halinde oluflan bu durumlar›n s›n›f savafl› yasalar› içinde bilimsel de¤erlendirmeye tabi tutularak “yeni” ve “ileri” olan›n lehinde gerçekli¤e müdahale edilmesidir. Yeni ve ileriyi temsil eden devrimciler için yaflanan sorunlar, yenilgiler, baflar›s›zl›klar do¤al olarak belli bir karamsarl›¤› yaratacakt›r. Burada bu karamsarl›k halinden s›yr›lacak koflullar›n mevcut oldu¤unu bu karamsarl›k halinin makul oldu¤unu bilince ç›karmak esas oland›r. Bu yaklafl›m ayn› zamanda devrimci iyimserlik anlam›na da gelmektedir. Karamsarl›k belli dönemlerde militanlar›m›z›n beyinlerine bazen de bir bütün saflar›m›z›n üzerine kara bir bulut örter. Bu durum görecelidir, geçicidir. Marksizm-Leninizm-Maoizm güneflinin yeniden semada parlamas›yla bu kara bulutlar da¤›lmaya bafllar. MarksizmLeninizm-Maoizm’in süzgecinden her yönüyle geçirilen mevcut yeni durum ve koflullar buna yönelik do¤ru politikalar, do¤ru örgütsel flekillenifl ve ›srarl›, kararl› pratik durufl içerisinde yürütülecek devrimci faaliyetler sayesinde alt edilecektir. Ve yaflam›n seyri içinde bu döngü kendini yenileyerek yeni koflullar ve durumlar yaratarak karamsarl›k ve iyimserli¤in çat›flk›s› ve mücadelesi halinde devam edecektir. Esas olan bu durumun varl›¤›n› güçlü bir flekilde kavramakt›r. Karamsarl›¤›n ve iyimserli¤in içiçe oldu¤unu ve saf olmad›¤›n› tekdüze olmad›¤›n› kavramakt›r.
Karamsarl›k ve iyimserlik iç içedir ‹yimserlik körü körüne bir onaylama de¤ildir. Pollyannac›l›k hiç de¤ildir. Bizler ancak olumluluklar›m›zla birlikte olumsuzluklar› da yani bir bütün gerçekli¤i gördü¤ümüzde, ona hâkim olmaya bafllad›¤›m›zda iyimser olabili-
riz. Çünkü gerçekler bizden yanad›r. Gerçekli¤i kavray›p onu de¤ifltirme yönlü müdahale etti¤imizde geliflip-güçlenebilece¤imizi biliriz. Bizleri iyimser k›lan gerçekli¤in ta kendisidir. Aksi takdirde barda¤›n yaln›z dolu taraf›n› gören idealist iyimserlik anlay›fl› en az kötümserlik kadar zararl›d›r, y›k›c›d›r. Gerçeklerden uzak olan, öznelci olan her fley böyledir. Bu genel do¤rular ekseninde flimdi kendimize flu soruyu soral›m. Mevcut gerçekli¤imiz içinde iyimser olmak mümkün müdür? Bunu hem devrim mücadelesinin genel seyrine dair belirlemeler yaparken, hem de her birimiz kendi gerçekli¤imizi irdelerken sormal›y›z. Çok ciddi bir ideolojik bombard›man alt›nday›z, karfl›-devrimin taktik olarak örgütsel-askeri ve teknik gücü bir tarafa çok daha önemlisi ideolojik olarak bir tahakkümü söz konusudur. Kitlelerin ezici bir ço¤unlu¤u karamsar, güvensiz ve suskundur. Bu karfl›-devrimin baflar›s› ve ayn› zamanda devrim güçlerinin baflar›s›zl›¤›d›r. Bugün devrim cephesi ideolojik-politik ve örgütsel olarak geridir. Birçok s›k›nt›yla bo¤uflmakta, güçlü bir alternatif olarak siyaset arenas›nda varl›k gösterememektedir. Düflman teknik ve askeri olarak bizden çok çok üstündür. Devrim güçleri üzerinde yo¤un bir terör uygulamakta ve geçici zaferler de elde etmektedir. F tipi zindanlar›n›n aç›lmas›, 17 MKP’linin katledilmesi bu söyledi¤imize örnek olarak verilebilir. Genifl halk y›¤›nlar› devrimcilere karfl› güvensizleflmifl ve devrim talebi, gündemlerinden, somut bir talep olmaktan ç›km›flt›r. Görece ileri kitleler nicel bir daralma yaflamakla birlikte devrim mücadelesine aktif olarak kat›lmaya, örgütlenmeye karfl› kimi yo¤unlaflm›fl çekinceler tafl›maktad›rlar. Özet olarak geçti¤imiz bu durum gerçekli¤i anlatmaya yeter mi? Hay›r yetmez, çünkü tüm bunlar gerçekli¤in yaln›zca bir yan›n› olufltururlar. Gerçekli¤in yaln›zca bu yan›n› görmek devrimci de¤ildir. Anti-bilimsel bir de¤erlendirme olaca¤› için karamsar bir ruh hali yaratacakt›r. Bir de gerçekli¤in di¤er yan› vard›r. Bu ise sayd›klar›m›z›n tam tersidir. Çeliflki yasas›n› hat›rlayal›m. Her fley karfl›t›yla özdefltir ve savafl›m halindedir. Yani yukar›da bahsetti¤imiz olumsuzluklar yan›nda olumluyu da bar›nd›r›rlar. Ve bu iki nesnel olgu devaml› bir ölüm-kal›m savafl› içindedir.
Geri olan ileri olana, kötü olan iyi olana dönüflebilir mi? Bu sorulara yan›t›m›z olumludur. Geri olan fley ileri olana dönüflebilir. Bugün güçler dengesinde devrim “geri”, karfl›-devrim “ileridir”. Ülkemizin genel siyasi atmosferinde asl›nda çok yönlülük ve esasta bir çeliflki vard›r. Bu çeliflki devrim ile karfl›-devrim aras›ndaki çeliflkidir. Bugün devrimin yenilgi durumu ve karfl›devrimin zafer durumu geçicidir. Koflullar›flartlar› uygun duruma geldi¤inde bu karfl›tlar yer de¤ifltirerek devrim ileri karfl›-devrim geri
bir pozisyona geçecektir. Ülkemizin devrimci tarihi nas›l geliflmifltir? TC faflizmi kurulmufl ve Mustafa Suphilerin katledilmesinin ard›ndan 50 y›ll›k bir “suskunluk” yaflanm›flt›r. Ve 68 ç›k›fl› devam›nda 71 silahl› kalk›flmas› ve KP’nin, Mustafa Suphi’nin TKP’sinin miras›n› omuzlayarak kurulmas›. Devam›nda muazzam yükselen devrimci hareketi bast›rmak için giriflilen faflist 12 Eylül darbesi. Sonras›nda bir an dahi duraksama yaflamadan devam eden devrimci ç›k›fllar ve karfl› devrimci bast›rma hareketleri… Bu alabildi¤ine genel ifade etti¤imiz süreçlerde “suskunluk” veya “kalk›flma” fleklindeki belirlememiz tamamen sürecin belirleyici yönüne yap›lan bir vurgudur. Yoksa ülkemiz tarihinde her dönem s›n›f mücadelesi var olmufl, en suskun olarak görülen durumda bile nice devrimci ç›k›fllar olmufltur. 12 Eylül yenilgisinin ard›ndan iflçi s›n›f›n›n 89 bahar eylemlilikleri süreci yaflanm›flt›r. Daha sonraki dönemlerde en bilinen örnekleriyle Gazi direnifli, 1 May›s direniflleri yaflanm›flt›r. TC faflizminin 80 y›ll›k tarihi de¤iflen ivmesiyle devrim ve karfl›-devrimin çat›flmas›ndan ibarettir. Nas›l ki “insanl›k tarihi s›n›f mücadeleleri tarihi” ise ülkemiz tarihi de ülkemiz egemen s›n›flar›yla, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, köylülük ve halk y›¤›nlar› aras›nda sürgit devam eden bir s›n›f mücadelesi tarihidir. Bugün bizim sorunumuz bu çeliflkinin (devrim ile karfl›-devrim aras›ndaki çeliflkinin) çözümü için uygun flartlar› yaratmakt›r. Güçlerimizi ideolojik-politik ve örgütsel olarak gelifltirmek, karfl›-devrimi her cepheden s›k›flt›rmakt›r. Halk kitlelerinin tavr› bu çeliflkinin çözücülü¤ü yönünde olacakt›r. Yani er ya da geç devrimci yönde olacakt›r. Halk kitlelerine güvenmeliyiz. Niçin? Halk›m›z›n bir y›¤›n geri özelli¤ini biliyoruz. Devrime yaklafl›mlar›ndaki olumsuzluklar› biliyoruz. Ve bununla birlikte devrimin kitlelerin eseri oldu¤unu, onlar olmaks›z›n devrimin zaferinin ham bir hayal olaca¤›n› biliyoruz. Genifl y›¤›nlar bugün devrim mücadelesinden uzakt›r. Faflizmin yo¤un ideolojik etkileri alt›ndad›rlar. Bir dönem devrim mücadelesi içinde yer alm›fl yüzbinlerce insan mücadeleden uzak durmaktad›rlar. Halk kitleleri devrime kat›lacak m›, kat›lmayacak m›? Yukar›da sayd›¤›m›z yönler kitlelerin b›rakal›m genel durumunu, halk›m›z›n genel niteliklerini, bugünkü durumunu aç›klamakta bile son derece yetersiz analizler içermektedir. Sömürü ve zulüm tüm ac›mas›zl›¤›yla halk y›¤›nlar›n› ezerken halk›m›z›n devrimden baflka bir kurtulufl yolu daha var m›d›r? Bu sorunun yan›t› bizim aç›m›zdan nettir. Devrim halk›m›z›n kurtuluflunun yegane yoludur. Tarih bunu binlerce defa kan›tlam›flt›r. Bu genel do¤ru bugün için de geçerlidir. Halk›m›za güvenimizi bir an olsun yitirmemek için y›¤›nla nedenimiz bulunmaktad›r. Halk, devrim mücadelesine kat›lacak m› sorusu halk›m›z›n yaflad›¤› bir çeliflkiyi ifade ediyor. Burada sorun halk›m›z›n devrime kat›l›p kat›lmayaca¤› da de¤ildir esas›nda.
21
52 Sorun devrimci güçlerin yani bizlerin, halk›m›z›n mevcut gerçekli¤ini ne oranda kavrad›¤›m›zd›r. Halk›m›z› gerçekten tan›d›kça ve halk içindeki çeliflkileri kavrad›¤›m›zda halk›m›za olan güvenimiz katlanacak, sa¤lamlaflacakt›r. Bizler misyonumuzu ise esasta halk›n çeliflkilerini çözmede onlara önderlik etti¤imizde bir baflka ifadeyle bu kendili¤inden hareketlere devrimci bir yön verip bilinç tafl›d›¤›m›zda oynam›fl olaca¤›z. Ayr›ca kötü olan bir fley iyi olan fleye de dönüflebilir. Binlerce onbinlerce hata yapt›k, yapmaya da devam edece¤iz. Sorun hata yap›p yapmam›fl olmam›z de¤ildir. Sorun kötü
olarak kabul etti¤imiz hatalar›m›z› iyi olarak kabul etti¤imiz do¤rulara çevirip-çeviremedi¤imizdir. Di¤er bir ifadeyle bu hatalar›m›zdan nas›l sonuçlar ç›kard›¤›m›z önemlidir. Egemen s›n›flar›n buugün TMY gibi bir dizi sald›r› yasas›yla toplumun tüm kesimlerine yönelik sald›r›lar›n›n bu denli boyutlanmas›n›n nedeni nedir? “Devrimler ça¤› kapand›, s›n›f mücadelesi yerini s›n›f uzlaflmas›na b›rakt›” karfl› devrimci propagandalar›n›n üzerine niye ac›mas›z katliamlar ve iflkenceler geldi. Bu durum yaln›zca flaflmaz bir gerçe¤e iflaret ediyor. O da ülkemizdeki s›n›f mücadelesinin tüm keskinli¤iyle sürdü¤ü ve
PUSULA Düflünme tarz›m›zda dikkat etmemiz gereken noktalar Kiflileri de¤erlendirmede, olaylara, geliflmelere, sorunlara yaklafl›mda, bak›fl aç›s› flöyle olmal›d›r der Mao: “Her fleyin her yönüne özel dikkat gösterin.” Sadece bir fleye ya da bir fleyin sadece bir yönüne de¤il. “Daha fazla gözlemde bulunun” diye ekler. Sadece üstün körü, yüzeysel bir göz at›n ya da yar›m yamalak gözden geçirin demiyor. Ço¤u zaman çok az bir gözlemde bulunduktan, üstün körü bir göz att›ktan sonra de¤erlendirme yap›l›yor, yarg›larda bulunulup sonuçlar ç›kar›larak, hükümler veriliyor. S›n›f savafl›m›n› örgütleme ve yönetmede dikkat edilmesi gereken hususlar “Devrimci teori olmadan tarihsel bilgi ve somut hareketin kavran›fl› olmadan, büyük bir devrimci hareketi zafere götürmek olanaks›zd›r. Sorunlar› gözlemleyip çözmedeki bak›fl aç›lar›n› ve yöntemlerini incelemeliyiz” tespiti olmal›d›r. Bu tespit, devrimci hareketin geliflme ve ilerlemesi aç›s›ndan bafllang›ç ve ç›k›fl noktas› olmal›d›r. S›n›f savafl›m›na ait her somut hareketin, geliflmenin, ortaya ç›kan sorunun gözlemlenip, çözümlenmesi için bak›fl aç›s›n›n ve yöntemin devrimcileflmesi gerekmektedir. “Her fleyin, her yönüne özel dikkat göstermek; daha çok gözlemde bulunmak ve e¤er çok az bir gözlemde bulunulduysa, kesin sonuçlara gitmemek, kesin hükümler verip, de¤erlendirmede bulunmamak gerekir” diyor, baflkan Mao. “Bütün sorunlar› bilimsel, sorgulay›c›, tahlilci tarzda ele al›n; her fleyi hemen bir anda inkâr edip, ya da her fleyi bir anda olumlamay›n.” Lenin yoldafl somut durumun somut tahlili “Marksizm’de en temel fleydir, Marksizm’in yaflayan ruhudur” derken, sorunlar› çok yönlü, gözlemleyip, derinlemesine tahlil ettikten sonra, sonuçlar ç›kar›n demek istiyordu. Oysa devrimci tahlil yönteminden yoksun olan birçok faaliyetçi karmafl›k sorunlar›n derinine inerek, çok yönlü, onlar› tekrar tekrar tahlil etmeye ve incelemeye yanaflm›yor. Zor ve zahmetli olan› seçip, kapsaml›, bütünlüklü ve derinlemesine bir inceleme, araflt›rmaya gitmiyor. Bunun yerine kolay, zahmetsiz bir flekilde ya kesin olarak olumluyor, ya da kesin olarak olumsuzlayarak, s›n›f savafl›m›n›n ihtiyac›na yan›t olmayan, “de¤ersiz”, basit sonuçlar ç›kararak, politik
yan›lg›lara-örgütsel yanl›fll›klara düflerek ciddi hatalara ve zararlara neden oluyor. Nas›l ki, illegalite ilkesini ihlal eden sadece kendisine zarar vermeyip, kolektifin tümüne zarar veriyorsa, ayn› flekilde her yanl›fl düflünce ve yaklafl›m sadece masum bir flekilde subjektivizm olarak yerinde zarars›z bir flekilde kendi halinde durmuyor, politik örgütsel ve pratik olarak zararlara yol aç›yor, kolektifin tümü zarar görüyor, y›k›mlara neden oluyor. Çünkü küçük-burjuva düflünme, de¤erlendirme ve sonuç ç›karma tarz› “masum-alicenap-zarars›z-sevimsiz-kendi halinde” bir engel de¤ildir. Sübjektivizmin pasl› zinciri düflünme yetisini engelledi¤i gibi politik yanl›fll›¤a örgütsel ve pratik zararlara y›k›mlara neden oluyor.
Düflünme organ›n› iyi kullanmak… Bir soruna neden yaklafl›l›r? O sorunu tam ve eksiksiz çözüme ulaflt›rmak için yaklafl›l›r. Yoksa baz› tan›mlamalarda betimlemelerde bulunarak (olumlu–olumsuz, ifle yarar-ifle yaramaz, tasfiyeci-küçük burjuva vb. günlük devrimci mücadelede ve yaflamda karfl›lafl›lan çok örnek var, bunlar› uzatmak mümkün ancak gerekli de¤il, soruna yaklaflarak, tam ve eksiksiz çözüme var›lamaz. “Bir sorunu tart›fl›rken ifle tan›mlardan de¤il, gerçeklerden bafllamal›y›z…. Biz Marksist’iz ve Marksizm bize, bir sorunu ele al›rken soyut tan›mlardan de¤il, nesnel olgulardan hareket etmemiz gerekti¤ini ve bize yol gösteren ilkelerimizi, siyasetlerimizi ve önlemlerimizi bu olgular›n tahlilinden ç›karmam›z gerekti¤ini ö¤retir” der baflkan Mao. Sorunun tam ve eksiksiz çözümüne ulaflmak için Marksizm-Leninizm-Maoizm ö¤retisini ve içinde yaflad›¤›m›z toplumu incelemeliyiz. Bilimin ve gerçe¤in penceresinden, hiçbir öznel düflünce kat›lmaks›z›n soruna yaklafl›lmad›kça, tam ve eksiksiz sonuca gidilemez. Marksist-Leninist-Maoist bak›fl aç›s›, Marksist-Leninist-Maoist yöntem ve tav›r, her konuda baflvurulmas› gereken devrimci bir anahtard›r, güçlü bir de¤erlendirme ve do¤ru bir çözüm gücüdür. Subjektif bak›fl aç›s›, politikada oportünizmi, örgütsel çal›flmada sekterizmi ve liberalizmi besleyen, güçlendiren, yaflatan kaynakt›r.
devrimci durumun sürekli oldu¤udur. Devrim mücadelesi tüm gerilemeleri ve yenilgilerine ra¤men egemenler için hala çok somut-yak›c› bir tehdittir. Ve ülkemiz gerçekli¤inde öyle olmaya da devam edecektir. Geçmiflten beri birçok irili-ufakl› yenilgiyi tatt›k. Tüm bu yenilgiler hanemize deneyim olarak yaz›lm›flt›r. Kötü olan fleyler bu deneyimlerin kavranmas›yla iyi olan fleylere dönüflmekte, bizi güçlendirmektedir. Deneyimlerin toplam› çelikleflmedir. Bunun sonucu da ilk etapta kötü olan fleylerin bizi daha iyi bir duruma getirmesidir. ‹flte tüm bunlardan dolay› bizler iyimseSekter ve liberal yaklafl›mlar›n her türlü renginde gerçeklerden de¤il soyut tan›mlamalardan, duygu ve anl›k görüngülerden hareket etmenin çeflitli yaklafl›mlar› görülür. Tek yanl›, yüzeysel, dar-kaba, inkârc›, kendili¤indenci yaklafl›mlar, soyut tan›mlamalar gerçe¤i oldu¤u gibi, sorunlar›n bütünlüklü ve kapsaml› olarak görülmesini engeller. ‹nceleme-araflt›rma, tahlil etme tarz›nda MLM yöntem, MLM bak›fl aç›s› uygulanmaya baflland›¤›nda ancak soyut bilimden de¤il, somut ve gerçek bilimden bahsedilebilinir. Bunun kolay oldu¤u söylenemez, emek isteyen; ciddi araflt›rma, inceleme isteyen; yo¤unlafl›p, derinleflme isteyen; k›saca bilimsel tahlil isteyen (küçük burjuvalar›n asla yapamad›¤› ve baflar›l› olamad›¤›) sab›rl› zahmetli ve uzun bir çal›flma iflidir. Bunu baflarman›n zor oldu¤u da söylenemez. Yeter ki, devrime ve yaflanan sorunlara gerçe¤e hiçbir fley katmadan oldu¤u gibi, do¤ru tarzda dürüstçe bak›ls›n, önyarg›s›z, peflin hükümsüz yaklafl›ls›n. Küçük burjuvazinin s›n›fsal gerçekli¤i onu çabuk zafer elde etme, çabuk baflar› elde etme kolayc›l›¤›na götürdü¤ü gibi ayn› zamanda onun bu s›n›fsal özelli¤i onu zahmetsiz bir flekilde k›sa yoldan kolay bir flekilde “bilgiye ulaflmaya” götürür. “kolayc›l›k”, “kestirmecilik”, “ifl bitiricilik” küçük burjuvazinin s›n›fsal özellikleridir. Toplumun en devrimci ve ilerici s›n›f› olan proletarya uzun, sab›r ve emek isteyen, derin çal›flma isteyen duruflu gösterebilir. Üretimden gelen düflünsel ve çal›flma al›flkanl›¤› onu gerçekler karfl›s›ndaki durufluna ve sorgulay›c›l›¤›na da benzer tutumla yaklaflmas›n› sa¤lar. Proletarya gerçekler karfl›s›nda devrimcidir, oysa küçük burjuvazi hayalcidir. O her zaman kolayc›l›¤› seçer. Proletaryan›n devrimci ve ilerici özellikleri, s›n›f terbiyesi küçük burjuvazide görülmez. ‹ki s›n›f›n farkl›l›¤› her olayda ve geliflme karfl›s›nda belirgin bir flekilde kendini ortaya koyar. Yayg›n bir hal alan gözü kapal› hareket etme, sorunlara tek yanl›, yüzeysel ve dar yaklaflma al›flkanl›¤›ndan kurtulmak için, devrimci tarzda düflünmeye, tahlil etme yöntemini ö¤renmeye ve tahlil etme al›flkanl›¤›n› kazanmaya a¤›rl›k verilmelidir. Bu teflvik edilmelidir. S›n›f bilinçli proleterler gerçe¤i savunmaya (gerçe¤e ulaflmak için düflünme, tahlil yönteminin devrimcileflmesi gerekir) her zaman haz›r olmal›d›rlar. Çünkü gerçek, halk›n ç›karlar›na uygundur. Gerçe¤i kabul etmeyen, gerçe¤i inkâr eden, ona s›rt›n› dönenler, sömürücü s›n›flard›r, zulüm ve bask›
14-27 Temmuz 2006 riz. Kötü ve geri olana mahkûm de¤iliz. Çünkü devrimciyiz, gerçekçiyiz. Çünkü elimizde tüm çeliflkileri çözebilecek güçlü bir silah› bar›nd›rmaktay›z. Bu silah Marksizm-Leninizm-Maoizm’dir. Bundan daha güçlü hiçbir silah olmad›¤›ndan en güçlü bizizdir. Bugün saflar›m›zda yayg›n biçimde yer edinen karamsarl›kla mücadele edelim. Buna karfl› mücadeleden bizi galip ç›karacak olan bilimsel yöntemi, diyalektik materyalizmi kavrayal›m. Bugün çözdü¤ümüz bütün sorunlar, bizi daha da güçlendirecek, devrimci iyimserli¤imizi kuvvetlendirecektir. Unutmayal›m gelecek bizim olacakt›r. uygulayan diktatörlerdir. S›n›f bilinçli proleterler, hatal› bak›fl aç›s›n›, yöntem ve tavr›n› düzeltmeye her zaman haz›r olmal›d›rlar. Çünkü hatalar halk›n, devrimin, partinin ç›karlar›na ayk›r›d›r. Parti komiteleri iki fleyi iyi ö¤renmelidir; Birincisi: devrimci teori ile prati¤in s›ms›k› birlefltirilmesini ö¤renmelidir. ‹kincisi: Halk kitleleriyle s›k› politik ba¤lar kurmay› ö¤renmelidir. Devrimci olman›n iki önemli ölçütüdür bunlar. Baflar›lamayan, yap›lamayan s›kça üzerinde durulup alt› önemle çizilmesine karfl›n aciliyetine dair ciddi vurgular yap›lmas›na ra¤men yerine getirilemeyen görev, baflar›lamayan çal›flmalar bunlard›r. Bütün hastal›klar›n, kötülüklerin kayna¤›, bafllang›ç yeri buras›d›r. Bugün, halk›n içinde olmamak, olamamak, onlarla güçlü politik ba¤lar kuramamak sorunu yaflanmaktad›r. Dar, küçük, s›n›rl› bir kesimin içinde olmak, dar bir çember içinde dolan›p durmak, halk›n içinde olmak anlam›na gelmez. Bugün devrimci hareketin, s›n›f bilinçli proleterlerin temel ve tayin edici sorunlar›n bafl›nda gelen, çözüm bekleyen, sorun olmaktan ç›kar›lmas› gereken, deyim yerindeyse “kanayan yaras›” budur. Oysa y›llar önce Baflkan Mao s›n›f bilinçli proleterlere çok önemli bir vasiyette bulunmufltu; “Halka canla baflla hizmet etmek, kitlelerden bir an bile kopmamak, her durumda bireyin ya da küçük bir grubun ç›karlar›ndan de¤il, halk›n ç›karlar›ndan hareket etmek, halka karfl› sorumlulu¤umuzun Partinin yönetici organlar›na karfl› sorumlulu¤umuzla ayn› fley oldu¤unu anlamak: iflte hareket noktam›z budur.” Hareket noktas› bu olunca bütün sorunlar, s›k›nt›lar, hastal›klar, çözümsüzlükler ortadan kalkmaya bafllar. Bu yönde ileri do¤ru ad›m at›ld›¤› oranda, geliflim ve ilerlemenin önü aç›lm›fl olur. S›n›f bilinçli proleterler e¤er devrimin temel konular›nda az bildi¤ini bilirse çok ö¤renmeye çal›fl›r. Ama her fleyi bildi¤ini, bir fleyi adam ak›ll› bilmeye ihtiyac› olmad›¤›n› iddia ederse, o asla gerçek proleter olamaz ve geliflme kaydedemez. Keza s›n›f bilinçli proleterler ciddi ve s›k› çal›flma göstermeksizin olaylar›, geliflmeleri incelemeksizin, olgular› anlamaya çal›flmaks›z›n edindi¤i haz›r bilgiyle ya da sonuçlarla MLM hakk›nda çok bildi¤ini iddia edip, övünmeye bafllarsa, o gerçekten tutars›z biri olur. Devrimci çal›flmay›, kitleleri ve devrimci savafl› örgütlemeyi ö¤renmek, ö¤renerek örgütlenmek, birleflerek savaflmak hem kendilerini hem de kitleleri e¤iterek örgütlemek, yap›lmas› gereken budur.
14-27 Temmuz 2006
22
52
“Nepal halk›, yüzlerce y›ll›k kölelikten kurtulmaya kararl›d›r fiayet görüflmeler baflar›s›z olursa Nepal’in kendi Ekim Devrimi kesinlikle gerçekleflecektir. Bizler böylesi bir devrime önderlik etmeye haz›r›z!” (Prachanda)
“Prachanda: Biz kraliyet saray›ndaki katliam›n ard›ndan partimizle parlamenter politik partiler aras›ndaki birli¤in tarihsel önemini gördük. Ancak 7 parti bizi dinlemedi. Biz ayr›ca Siliguri (Hindistan) Toplant›s›nda da partilerle aram›zda çal›flma birli¤ine ihtiyaç oldu¤unu söyledik. 7 parti demokratik dönemde halk için fazla bir fley yapmad›lar. Parlamenter partiler iktidar oyunlar›yla o kadar meflguldüler ki, ne demek istedi¤imizi kavrayamad›lar yada flöyle diyeyim, onlar›n anlamas›n› sa¤layamad›k. Koflullar 1 fiubat 2005’in ard›ndan tamamen de¤iflti. Ve ard›ndan 7 parti, geldi ve 12 maddelik anlaflmay› imzalad›k. Soru: Herhangi bir uluslararas› güç sizi veya 7 partiyi birbirinize do¤ru itti mi? Prachanda: Her ikisi de. Olumsuz aç›dan konuflursak, Gyanendra bizleri birbirimize do¤ru itti. Onun olumsuz hareketleri bizleri birbirimize yaklaflt›rd›. Bu de¤iflim oldu¤unda uluslar aras› güçlerin özellikle de Hindistan’›n bizleri ‘ortak bir fleyler yapmaya’ zorlad›¤›ndan kuflkuluyum. 7 partide ba¤›ms›z düflünen herhangi biri kraliyet saray› katliam›n›n ard›ndan ülkenin de¤iflti¤ini anlayabilir. Art›k kendisini düflünen önderlere ülkenin tahammülü kalmad›. Bu kez Hindistan 12 maddelik anlaflmay› olumlu flekilde etkiledi. Soru: Bu suni ortamda görüflmeler nas›l ilerleyecek? Prachanda: Bu çok önemli bir fley. Diyalog sürecini sonuna kadar sürdürmek istiyoruz. Amac›m›z bar›flç›l bir yol bulmak. Ancak 7 partinin önderleri suni bir ortam yarat›yorlar. Bizim tersimizi yap›yorlar. Halk›n hislerine sayg› göstermiyorlar. Bizler tabandan gelen bask›y› korumak istiyoruz. fiayet görüflmeler baflar›s›z kal›rsa, Nepal’in kendi Ekim Devrimi kesinlikle gerçekleflecektir. Bizler bu devrime önderlik etmeye haz›r›z. Soru: Kiflisel olarak görüflmelerin baflar›l› olaca¤›n› düflünüyor musunuz? Prachanda: Ben 7 partinin önderlerinin görüflmeleri baflar› ile sürdürmeden yana oldu¤unu düflünmüyorum. Ayn› zamanda uluslar aras› güç merkezleri de görüflmele-
rin baflar›yla sonuçlanarak Nepal ve Nepallilerin flu anki krizden ileriye dönük bir ç›k›fl gerçeklefltirmesinden yana de¤il. Do¤rudan söylersem, görüflmelerin baflar›l› olaca¤› iflaretini almad›m. Ancak tekrarlarsam Nepal halk› görüflmelerin baflar›l› olmas›n› istiyor. Partimiz de ayn›s›n› istiyor. Bu, halk›m›z›n ve partimizin inisiyatifini artt›rmas›na ba¤l› bir durum. Bask› artarsa görüflmeler baflar›l› olabilir. Soru: Siz ordunun yede¤e çekilmesi gerekti¤ini vurgulad›n›z. Peki, sizin ordunuza ne olacak? Prachanda: Kurtulufl Ordusu için de ayn›s› geçerli. Ordumuzun say›s›n› artt›rmaya gerek duymuyoruz. Bizim Hint veya Çin ordusunu 30 veya 90 bin kiflilik kraliyet ordusuyla yenme durumumuz yok. Tarihe bakarsak, Nepal Ordusunun Sugauli Anlaflmas›n›n ard›ndan tek yapt›¤› halk› öldürmek. Bizler güvenli¤i halk› milislerde örgütleyerek sa¤layabiliriz. fiayet tüm yurttafllar 5 y›ll›k askeri e¤itim al›rsa, haz›rda 25 milyon asker olacakt›r. Böyle bir ordu var oldu¤unda Hindistan veya Çin sald›rsa da ülkemizi koruyabiliriz. Biz 500 bin kiflilik bir ordu kurup onu k›fllaya kapatt›¤›m›zda da kimseyle savaflamay›z. (...) Hadi her iki taraf›n ordular›n› da azaltal›m. Halk› milislerde e¤itelim. Milis yasay› ve düzeni sa¤las›n. Orduyu ise yaln›zca halk› e¤itmek için koruyal›m. *** Yukar›da çevirisini yapt›¤›m›z röportaj, Nepal dilinden ‹ngilizceye çevirideki yetersizlikleri bir kenara b›rak›rsak, çeflitli yay›n organlar›nda farkl› boyutlar›yla yer ald›. Özellikle Evrensel gazetesinde bu röportaj›n “Prachanda Hindistan’a teflekkür etti” bafll›¤›yla yorumlanmas› da ilerici kamuoyunda farkl› sorular›n do¤mas›na neden oldu. Bizler bu yorumun yanl› ve karalama amaçl› oldu¤unu kamuoyunun anlamas› aç›s›ndan röportaj›n konuyla ilgili bölümlerini çevirerek yaz›m›za bafllamay› daha uygun bulduk.
NKP genifl kitleleri örgütlemeye devam ediyor Nepal Devrimi önemli bir aflamadan geçiyor. Bizler teknolojinin verdi¤i olanaklar› da kullanarak Nepal’deki geliflmeleri an›nda takip edebiliyoruz. Bu anlamda bilgi bombard›man› da farkl› s›n›fsal güçler taraf›ndan gerçeklefltirilmektedir. Ancak bu durum baz› sak›ncalar› da do¤urmaktad›r. Nepal’in özgünlükleri yeterince bilinmeden, haber kaynaklar›n›n nitelikleri göz önüne al›nmadan yorumlarda bulunmak, bu etkenlerden dolay› öznel yaklafl›mlar›n do¤mas›na sebep olabilmektedir. Bu anlamda yorumlar›m›z›n daha özenli bir araflt›rmadan sonra yap›lma-
s› gerekmektedir. Ülkenin büyük ço¤unlu¤unda kurulu bulunan Halk ‹ktidar›na ve Halk Kurtulufl Ordusuna önderlik eden NKP (Maoist) aç›s›ndan Nepal Devriminin askeri bir zaferle baflkent Katmandu’yu ele geçirmesi mümkündür. Ülkedeki güç dengeleri, Halk Savafl›na olan büyük destek ve gerici ordunun çürümüfllü¤ü nedeniyle baflkent kuflat›ld›¤›nda gerici sistemin uzun süre direnmesi mümkün gözükmemektedir. Ancak Nepalli Maoistler iktidar› zaptetme noktas›nda aceleci davranmamaktalar. Halk›n geri kalan k›sm›n› ve devrime do¤rudan destek vermeyen s›n›f ve tabakalar› kazanmak, kendisini dünya kamuoyuna daha iyi anlatmak, emperyalist sald›rganl›¤› ve Hindistan yay›lmac›l›¤›n› bertaraf edebilmek veya olas› bir iflgale karfl› halk›n tamam›n› birlefltirmek amac›yla çeflitli politik manevralar ve taktikler hayat bulmaktad›r. Dünyan›n en büyük güçlerinden ikisi olan Hindistan’la Çin Sosyal Emperyalizminin aras›nda küçük bir ülke olan Nepal’e yönelik ABD, Rus ve ‹ngiliz emperyalizminin de ilgisi oldukça fazlad›r. Kral Gyanendra’n›n katliam düzenine en aktif deste¤i veren, Kraliyet Ordusunu en son teknoloji silahlarla donatan ve Halk Savafl›n› bast›rmay› hedefleyen emperyalistler (yukar›da sayd›¤›m›z güçlerin istisnas›z hepsi) sonuç itibariyle baflar›ya ulaflamam›fl, devrimin güçlenmesi engellenememifltir.
Emperyalizm kral› destekleyerek teflhir olmufltur Özellikle saraydaki katliam ve daha sonras›nda gerçekleflen Kraliyet darbesi Maoistlerin do¤ru politikalar› ve Halk Savafl›n› yükseltmeleri ile bofla ç›km›fl, ülke çap›ndaki genel grevler ve baflkentin ablukaya al›nmas› ile kraliyet tecrit edilmifltir. Böylesi bir ortamda parlamentodan kovulan partiler de halk›n bask›s›yla Maoistlerle ittifak yapmak zorunda kalm›fl ve yaklafl›k 2 hafta süren büyük kitle eylemleri ve genel grev kral›n sonunun geldi¤ini göstermifltir. Bu gözlem emperyalistler aç›s›ndan da geçerlidir. Emperyalizmin böylesi bir halk hareketlili¤inin yafland›¤› bir ülkede krala deste¤ini vermesi kendisinin de ülkeden kovuluflunu beraberinde getirecekti. Bu nedenle Nepal üzerinde etkisini sürdürebilmek amac›yla 7 siyasi partiyi destekleme karar›n› alan emperyalistlerin de talimat›yla kral son anda bir manevra yapm›fl ve parlamentoyu açma “yetkisini vermifltir.” 7 parti ise Maoistlerle yapt›klar› anlaflmaya ters bir flekilde kral›n ça¤-
r›s›na olumlu cevap vermifl ve hükümeti oluflturmufltur. Halk hareketi bu aflamadan sonra biçim de¤ifltirmek zorunda kalm›fl, genel grev sona ermiflti ancak halk›n talepleri do¤rultusundaki bask›lar› devam etmektedir. Bu nedenle “yeni” hükümet Maoistlerle bar›fl görüflmelerine bafllama karar› alm›fl, kral›n bir çok yetkisi geri al›nm›fl ancak hükümetin ömrü yine de uzun sürememifltir. Halk›n muhalefeti ve Maoistlerin ça¤r›s›yla 7 parti geri ad›m atm›fl, hükümeti ve Temsilciler Meclisini da¤›tarak Maoistlerle birlikte geçifl hükümeti kurma karar› almak zorunda kalm›flt›r. Geçifl hükümetinin görevi en k›sa sürede Kurucu Meclis seçimlerini örgütlemek ve yeni Nepal Cumhuriyetini oluflturmakt›r. Maoistler de bu dönemde ülke çap›nda bar›flç›l, kitlesel eylemler örgütlemektedir. Halk Savafl›n›n ard›ndan ilk kez baflkent Katmandu’da Maoistlere destek amac›yla yüz binlerin kat›ld›¤› bir eylem gerçekleflmifltir. Yine Prachanda ve Baburam yoldafllar baflta olmak üzere Maoist önderler Baflkent Katmandu’da görüflmelere kat›lmaya bafllam›fl ve ulusal ve uluslar aras› medyaya aç›klamalar yaparak kamuoyuna seslerini iletme çabas›na girmifllerdir. Maoistler ayn› zamanda daha öncesinde illegal mücadele verdikleri bir çok flehirde Parti ‹rtibat Bürolar› açarak kitlelere aç›ktan ve do¤rudan seslenme imkan›na kavufltular. Bu bürolarda Maoist kadro ve faaliyetçilerden flikayetleri olanlar›n baflvuru yapabildikleri bir bölüm de aç›lmakta. Böylece flikayetler üzerinden partinin soruflturma açmas› mümkün olmaktad›r.
Geçifl hükümeti kurulacak Emperyalistler aç›s›ndan koflullar kendi lehlerine ifllememektedir. Güneydo¤u Asya’daki hem halklarla emperyalistler aras›ndaki hem de emperyalistlerin kendi aralar›ndaki çeliflkiler aç›s›ndan NKP (Maoist) hesaba kat›lmas› zorunlu bir güçtür. Nepal’in de¤iflen yeni politik atmosferinde Maoistlerin yer almad›¤› bir plan›n oluflturulmas›na imkan yoktur. Nepal halk› 300 y›l› aflk›n bir süredir boyunduruk alt›na alan feodal kölelikten kurtulmaya kararl›d›r.
23
52 Emperyalistlerin ve burjuvazisinin hedefi bu pazarl›klar› da kullanarak Maoistlere geri ad›m att›rmak, Halk Kurtulufl Ordusunu silahs›zland›rmak ve Maoistleri burjuva düzen içine çekmektir. Bu yönlü çeflitli giriflimler de olmaktad›r. Örne¤in hükümet baflkan› Deuba yapt›¤› aç›klamada kraliyetin kald›r›lmamas›n›, sembolik, törensel bir flekilde de olsa devam etmesini istedi¤ini belirtmifltir. Ancak gerek Maoistlerin gerekse de halk›n tepkisiyle geri ad›m atm›fl ve daha sonras›nda karar› Nepal halk›n›n verece¤ini belirtmifltir. Deuba ayr›ca Hindistan’a özel bir ziyarette bulunmufl ve bunun üzerine Prachanda taraf›ndan halka karfl› hareketlere girmemesi için uyar›lm›flt›r. Hindistan ve ABD de Nepal’e maddi yard›mlarda bulunaca¤› vaadinde bulunmufltur. Yine kral da ordu üzerinden sesini duyurmaya, kendisini hissettirmeye çal›flmaktad›r. 16 Haziran’da Maoistlerle hükü-
met aras›nda imzalanan 8 maddelik anlaflmada tüm ülkede bir Geçifl Hükümetinin oluflturulaca¤› belirtilmifl ve bunun gerçekleflmesi için de hükümetin Temsilciler Meclisini, Maoistlerinse Halk Hükümetini ve Halk Mahkemelerini kald›rmas› karar› al›nm›flt›r. Maoistler yapt›klar› aç›klamada Halk Hükümetinin ve mahkemelerin Geçifl Hükümeti kurulana kadar faaliyetlerini sürdürece¤ini vurgulam›flt›r. ‹ki taraf aras›nda süren pazarl›kta kilit mesele silahl› kuvvetlerin durumu üzerine yo¤unlaflmaktad›r. S›n›f mücadelesinde silahl› kuvvetler, iktidar› isteyen her s›n›f için belirleyici bir mesele olmaktad›r. ‹ktidar›n namlunun ucunda olmas›, ordusu olmayan bir s›n›f›n hiçbir fleyinin olmayaca¤› ilkesi en bariz flekilde Nepal’de kendisini göstermektedir. Hükümet baflkan› Deuba en son 8 Temmuz’da yapt›¤› aç›klamada Maoistler silahlar› b›rakmadan geçifl hükümetinin ku-
rulamayaca¤›n› vurgulad›. Prachanda’n›n yaz›n›n bafl›ndaki röportaj›nda bahsini etti¤i görüflmelerin 7 parti taraf›ndan baflar›s›n›n engellenece¤i düflüncesinin alt›nda yatan gerçek de Maoistlere vazgeçilmesi imkans›z olan bu karar›n dayat›lmas›d›r.
Görkemli iktidar yürüyüflüne devam “Diplomatik toplant›larda ka¤›t üzerine imzalanan anlaflmalar, sadece daha önce muharebe meydan›nda kesinlefltirilmifl olan› yans›t›r, çünkü hiç kimse aç›k bir flekilde kaybetmemifl oldu¤u fleyden vazgeçmez.” Nepal’de Maoistler önderli¤inde halk›n iktidar yürüyüflü tüm görkemiyle devam etmekte. ‹ktidar perspektifiyle hareket eden Maoist Parti genifl halk kitlelerinin örgütlülü¤ü ve deste¤i üzerinden emperyalist güçler karfl›s›nda Nepal halk›n›n kendi kaderini tayin etmesinin yolunu açmaktad›r.
Evrensel Bak›fl “ANT‹-TERÖR” KOMPLOSU G‹DEREK GEN‹fiL‹YOR! Emperyalist güçler taraf›ndan “terörle mücadele” konsepti çerçevesinde gündeme getirilen “anti-terör” yöneliminin kapsam› giderek geniflliyor. Bu geniflleme, içeri¤e iliflkin oldu¤u kadar, en kat› biçimde hayata geçirme çabas› içine giren ülke say›s›n›n da giderek artmas› olarak göstermekte kendini. Önce ABD’de gündeme gelen, hemen ard›ndan ise AB ülkelerini içine alan bu yönelim bugün, ilk bafllarda sürecin sanki d›fl›ndaym›fl izlenimi yaratma çabas›nda olan, özde ise “gözlerden kaçan” emperyalist güçlerce de yo¤un bir biçimde hayata geçirilmeye çal›fl›lmakta. Bu yönlü çabalara h›z veren ülkelerden biri de Kanada. Kanada burjuvazisi son süreçte, halka korku salmak ve Kanada’n›n iç ve d›fl politikas›na dramatik bir hakl› hamle kazand›rmak için sözde bir terör komplosu haz›rlamaktad›r. Muhafazakâr hükümet, ulusal güvenli¤in önde gelen temsilcileri, kitle medyas› ve sa¤c› muhalefet el ele vererek, Kanada’n›n El Kaide ve “ içerde oluflmufl” ‹slami teröristler taraf›ndan k›skaca al›nmaya çal›fl›ld›¤› izlenimi yaratmaya çal›fl›yorlar. Böylelikle halk›n, Kanada’n›n savafllarda yer almas›na, Bush hükümeti ile iflbirli¤ine, ABD ile daha s›k› ekonomik ve jeopolitik anlaflmalara ve bunun yan› s›ra devlet ayg›t›n›n giderek artan bask›c› yetkilerine karfl› mücadelesi k›r›lmak isteniyor. Kanada Baflbakan› Stephen Harper komplo teorisini, öteden beri Kanada’n›n terörizmden muaf tutulamayaca¤› biçimin-
de aç›klamakta ve Kanada’n›n da t›pk› ABD gibi “terörün” hedefinde oldu¤unu söylemekte. Dört ay önce iktidara gelen Harper hükümeti çok tart›flmal› bir karar›n alt›na imza atarak, Afganistan’da bulunan askeri gücün süresini uzatm›fl ve say›s›n› art›rm›flt›. Kanada Parlamentosu bir süreden beri anti-terör yasas›n› incelemeye alm›fl bulunuyor. Kanada’da 2001 y›l›nda ç›kar›lan anti-terör yasas› politik “suçlara” kat› cezaland›rmalar getirmekte. Devlete, flahitleri ifadeye zorlama ve san›klar›n “terör” davalar›n›n içeri¤ini ve eldeki bulgular›n ve kan›tlar›n kaynaklar›n› avukatlar›ndan ve kamuoyunun bilgisinden saklayabilme yetkisi vermekte. Ve geçen hafta ise “ulusal güvenlik sertifikas›” yasas›na karfl› aç›lan davada yüksek mahkeme, devletin insanlar› yarg›lamaks›z›n ve mahkemeye ç›karmaks›z›n s›n›rs›z süreyle içerde tutabilece¤i bir yasal organ üzerinde tart›flt›. Kanada hakim s›n›flar› “terör tehlikesini” bildik bir argüman üzerine oturtmaya çal›flarak, önceden belirlenmifl olan sa¤ bir politik program› hayata geçirmeye çal›fl›yor. ABD, merkez Asya ve Ortado¤u’nun petrol zengini bölgelerindeki stratejik köprübafllar›n› ele geçirme plan›n› hayata geçirmek için 11 Eylül’ü kullanm›flt›. Ayn› zamanda da, içerdeki karfl›tlar›n› tespit edebilmek için “vatanseverlik” ad› alt›ndaki yasa paketini epeyce geniflleterek, devreye sokmufltu. Bush’un en s›k› müttefiki olan ‹ngilte-
14-27 Temmuz 2006
EL SALVADOR
Ö¤renci eylemine kurflun El Salvador’da otobüs ücretlerini protesto etmek için eylem yapan ö¤rencilerle polis aras›nda fliddetli çat›flmalar yafland›. El Salvador Üniversitesi’nden yap›lan aç›klamaya göre, bir yüksek okul ö¤rencisi polis kurflunu ile yaraland›. Polis ise ö¤rencilerin açt›¤› ateflle iki polisin kurflunlanarak öldürüldü¤ünü, on polisin ise yaraland›¤›n› söylüyor. Üniversite çevresinden görgü tan›klar› güvenlik güçlerinin bir helikopterden eylemcilerin üzerine atefl açt›¤›n› belirtiyorlar. Bu aç›klamay› yalanlayan polis, eylemcilere sadece göz yaflart›c› gaz s›kt›klar›n›, buna karfl›n eylemcilerin tüfeklerle havaya atefl ettiklerini iddia ediyor. San Salvador hükümeti, geliflmelerden FMLN (Farabundo Marti Ulusal Kurtulufl Cephesi) militanlar›n› sorumlu tutuyor. Yoksul bir Orta Amerika ülkesi olan El Salvador’da hükümet otobüs fiyatlar›n› 20 sentten 25 sente ç›karm›fl, elektrik fiyatlar›n› ise %14 oran›nda art›rm›flt›.
re’nin Tony Blair yönetimindeki sözde iflçi hükümeti ise geçti¤imiz y›l Londra’da gerçekleflen bombal› sald›r›lar› anti-terör yasalar›n› geniflletmek için kullanm›flt›. Bu yasayla birlikte polisin yetkileri oldukça art›r›l›rken, düflünce ve ifade özgürlükleri iyice k›s›tlanm›flt›. Kanada da bugün ayn› yolu izlemekte. Hem de türlü komplo teorileri üreterek ve daha kat› yöntemlere baflvurmaya çal›flarak. Bugün Kanada’y› izleyen bir di¤er ülke de Avustralya. Avustralya’n›n sa¤c› Howard hükümeti, bir yandan kat› bir antiterör yasas›n› ç›karmaya çal›fl›rken, di¤er yandan da çal›flma koflullar›n› çal›flan›n aleyhine yeniden düzenleme giriflimlerine karfl› giderek artan muhalefeti bast›rma çabas›nda. Geçti¤imiz günlerde 850 Avustralya polisi ve gizli servis eleman›, yeni anti-terör hamlesi çerçevesinde, Sydney ve Melbourne’de say›s›z evi basarak, 17 Müslüman erke¤i “terör flüphelisi” gerekçesiyle tutuklad›. Hükümeti Irak’taki ABD ve ‹ngiliz iflgaline askerleriyle ortak olan ve Do¤u Timor ve Salamon adalar›nda ayn› iflgali gerçeklefltiren Howard, gerici Kanada hükümetini, iktidara geldikten sonra ziyaret eden ilk yabanc› devlet baflkan› ayn› zamanda. Birbirleriyle ortak yanlar› oldukça fazla olan Howard ve Harper’in en önemli “benzerli¤i” ise, her ikisinin de Bush hükümetinin politikalar›na tam destek vermeleri. Uzunca bir süredir halklara dönük “anti-terör” komplolar› teorize eden ve de bunlar› en kat› biçimde hayata geçirme pratiklerini sürdüren emperyalist ülkelerin bafl›nda gelen Fransa ve Almanya gibi ülkeler ise, bu yönlü çabalar›n› art›rarak sürdürmekteler. Özellikle de göçmen-mülteci kesimleri hedef alan bu çabalar sosyal y›k›m politikalar›na paralel olarak t›rmand›r›lmakta. Frans›z emperyalistlerinin son gün-
lerde gerçeklefltirdikleri sald›r›larla bir ad›m daha öne geçmifl oldu¤unu da görmekteyiz. Belli aral›klarla fliddetli göçmen ayaklanmalar›na ve ö¤renci-iflçi-emekçi kesimlerin hak gasplar›na karfl›, yüz binleri harekete geçiren eylemlerine sahne olan Fransa, göçmen-mülteci kesimlerin, baflta örgütlenme hakk› olmak üzere, her türden haklar›na sald›rmay› sürdürüyor. Bu sald›r›lar bugün halklar›n dayan›flmas› temelinde faaliyet sürdüren devrimcidemokratik kurumlar›n “anti-terör” yasalar› çerçevesinde bas›lmas›na, bu kurumlara üye olanlar›n tutuklanmas›na kadar varmaktad›r. T›pk› en son Paris Halklarla Dayan›flma Derne¤i üyesi olan, adresleri, ifl yerleri vb. kimlikleri aç›k olan 5 kiflinin, “TKP/ML örgütünü finanse etmek” gerekçesiyle tutuklanmas›nda oldu¤u gibi… Emperyalizmin bölgedeki en sad›k ufla¤› olan Türk egemen s›n›flar› da bu sald›r› sürecinin d›fl›nda kalmayarak yine “antiterör” kapsam›nda uzunca süredir gündemde olan TMY’yi yasalaflt›rmaya h›z verdiler. Emperyalist politikalar›n bölgede hayata geçirilmesini kolaylaflt›rmak için ç›kar›ld›¤› çok aç›k olan bu yasa resmi gazetede yay›nlanarak yürürlü¤e girerse, baflta devrimci ve komünist harekete olmak üzere, tüm ilerici kesimlere dönük sald›r›lar›n belki de 12 Eylül sürecini de aflacak biçimde artmas›, düflünce ve ifade özgürlüklerine, temel hak ve özgürlüklere dair var olan son hak k›r›nt›lar›n›n da ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmas› anlam›na gelecektir bu. Emperyalizmin ve uflak iflbirlikçi rejimlerinin halklar› kuflatarak hâkimiyet kurma çabas›n›n ürünü olan “anti-terör” sald›r›lar›n› bofla ç›karman›n yolu ise, halklar›n dayan›flmas›n› gelifltirmekten ve emperyalizmin tüm sald›r›lar›na karfl› verilen, baflta iktidar mücadelesi olmak üzere, her türden mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir!
24
14-27 Temmuz 2006
52
Tar›m iflçisi kad›nlar; “Tarlada ucuz iflçi, evde köle” ütün bir yaz boyunca k›rlar›n ve ovalar›n en a¤›r yükünü omuzlayan ve ar› gibi çal›flan mevsimlik iflçilerin pay›na göç, insanl›k d›fl› koflullarda bir yaflam ve azg›n bir sömürü düflmektedir. Belki de yaflananlar› bu kadar ac› k›lan birbirlerine ve kendilerine olan yabanc›l›klar›d›r...
B
Ülkemizde üretime dönük sanayinin çok c›l›z olmas›, IMF ve DB’nin talimatlar› ile uygulanan tar›m politikalar› ile üretemez hale getirilen köylülük gerçekli¤i ile iflsizler ordusu her gün katlanarak büyümektedir. Say›s› s›n›rl› olan fabrikalarda çal›flan sanayi iflçilerinin de patronlar taraf›ndan 1-2 y›l çal›flt›r›l›p iflten ç›kar›ld›¤›, gerçekte iflsiz say›lmas› gereken milyonlarca mevsimlik iflçinin dikkate al›nmad›¤› düflünüldü¤ünde, iflsiz say›s›n›n resmi rakamlar›n çok üstünde seyretti¤i görülmektedir. Emperyalizme göbekten ba¤›ml› Türk hâkim s›n›flar›, iflçi ve emekçilere ölmeyecek ama süründürecek bir yaflam bahfletmektedirler. ‹flsizlik sadece bizimki gibi ülkelerde de¤il ayn› zamanda kapitalist ülkelerde de burjuvazi taraf›ndan bilinçli yarat›lmaktad›r. Milyonlarca iflçinin iflsiz olmas›, egemenlerin sömürüsünü kolaylaflt›rmakta, böylece ücretleri daha kolay belirleyebilmekte, iflçilerin örgütlenmesinin önünü t›kamakta, sendikal çal›flmalara daha kolay sald›rabilmektedir. Burjuvazi için iflsizler ordusu büyük bir ucuz iflgücü kayna¤› oluflturmaktad›r. Benzer politikalar ülkemizde komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar› taraf›ndan da uygulanmaktad›r. Efendilerinden ö¤rendiklerini ve onlar›n emirlerini sorgusuz-sualsiz yerine getirmektedirler. Ülkemizin yar›-sömürge, yar›-feodal yap›s›, çarp›k geliflimi ile birleflti¤inde ortaya ç›kan tablo kapkara olmaktad›r. Kahvelerde çay paras› bile veremeyen milyonlarca genç, gelecekten umudunu kesmifl y›¤›nlarca insan ve “ne kadar olursa olsun” anlay›fl› ile hayat›n› daha çekilmez hale getiren iflçi adaylar›. Elbette bu durumdan en çok, a¤›zlar› kulaklar›nda hâkim s›n›flar mutlu olmakta, madalyonun öteki yüzünde abart›l› ve görgüsüz bir sefahat sürmektedirler.
Mevsimlik iflçilerin pay›na göç ve insanl›k d›fl› bir yaflam düflüyor! fians eseri ifl bulan emekçiler iflsizlik korkusunu her an yüre¤inde hissetmekte, iflçiler bu korku ile yat›p bununla kalkmaktad›r. Patronlara düflen ise bu atefli körüklemek ve her f›rsatta kap›n›n efli¤ine ne kadar yak›n
oldu¤unu hissettirmenin de ötesinde çal›fl›rken bile iflsizlik psikolojisini yaflatmak olmaktad›r. Tüm bu yaflananlar örgütlenmenin önünde kocaman y›k›lmas› zor setler oluflturmaktad›r. Engeller, çal›flan nüfustan fazla olan iflsizlerin örgütlenmesi ile daha kolay afl›lacakt›r. Elbette ki bu çetin ve uzun bir zaman sürecinde gerçekleflebilecek bir hedef olarak karfl›m›zda durmaktad›r. ‹flsizler ordusunun ad› geçmeyen ama oldukça kalabal›k s›ra neferleri olan mevsimlik iflçilerin gündemimize girmesi, bal›k istifi yol ald›klar› kamyon altlar›nda can vermeleri ya da özellikle de Kürt iflçilerde oldu¤u gibi halk›n hassas duygular›n› rencide ederek sald›r›ya u¤ramalar› ile olmaktad›r. Bütün bir yaz boyunca k›rlar›n ve ovalar›n en a¤›r yükünü omuzlayan ve ar› gibi çal›flan mevsimlik iflçilerin pay›na göç, insanl›k d›fl› koflullarda bir yaflam ve azg›n bir sömürü düflmektedir. Belki de yaflananlar› bu kadar ac› k›lan birbirlerine ve kendilerine olan yabanc›l›klar›d›r... Dayan›flma ve ortak bir durufl sergilemek mevsimlik iflçilere bugün için anlafl›lmaz gelen yabanc› kavramlard›r. Kuflkusuz bunun sorumlusu onlar› bu girdab›n içine atan bir avuç asalakt›r. Egemenler bireyi kendi gerçekli¤ine, eme¤ine ne kadar yabanc›laflt›r›rsa hâkimiyetini öylesine kolay kurmaktad›r. Hatta ço¤u zaman iflçiler egemenlerin sald›r›lar›ndan öyle etkilenmekte ki, “kraldan çok kralc›” olabilmekte, kendi cellâd›n› ondan fazla savunabilmektedir. Mevsimlik iflçiler içerisinde en zor flartlara sahip olanlarsa kad›nlar ve çal›flmak zorunda b›rak›lm›fl çocuklar... Kad›nlar, a¤›r çal›flma koflullar›n›n alt›ndaki iflin yan›s›ra, temizlik, yemek ve çocuklar›n bak›m›yla da ilgilenmek zorundalar. Çocuk iflçilerse, okulda ya da oyunda geçirmeleri gereken zaman› tarlalarda çal›flarak geçiriyorlar.
Sar› s›ca¤›n alt›nda ölmeyecek kadar bir ücrete… Mevsimlik iflçilerin yo¤un olarak da Türkiye Kürdistan›’ndan gelen Kürt milliyetine mensup iflçilerin geldi¤i yerlerden biri de Çukurova Bölgesi olmaktad›r. Bölgenin cehennemi aratmayan s›ca¤›nda ifl bulma umudu ile gelen iflçileri, zor günler beklemektedir. ‹flsizli¤in yo¤unlu¤u ile iflçileri getiren elçiler, tarla sahipleri ile aylar öncesinden anlaflmakta ve fiyat› da yine on-
lar belirlemektedir. Mevsimlik iflçilerin yaflam koflullar›n› daha yak›ndan tan›mak, onlarla sohbet etmek amac›yla Mersin’e ba¤l› Kazanl› Beldesi’ne do¤ru yola ç›k›yoruz. Yol boyunca göz alabildi¤ine uzanan yüksek seralar iflçilerin ayn› zamanda kâbusu. Bölgenin d›flar›da 35-40 dereceye ulaflan s›cakl›¤› seralar›n içinde 45’lere ulaflmakta. Zay›flamak için saunalara milyarlar ak›tan sonradan görme zenginlerimizin burada geçirece¤i birkaç gün san›r›z oldukça zay›flamalar›na neden olacakt›r. Yöreyi gezerken ilk hedefimiz seralarda çal›flan kad›n iflçilerle konuflmak. Ancak amac›m›za ulaflmam›z hiç de kolay de¤il. Tesadüfen yolda karfl›laflt›¤›m›z kad›n iflçilerin foto¤raflar›n› çekme giriflimimiz feodalizmin a¤lar›na tak›l›yor ve baflar›s›z oluyoruz. Ancak uzun bir gezintiden sonra de¤iflik illerden gelen ve çad›rlarda yaflayan iflçilerin ve kad›nlar›n yan›na gidiyoruz. Belediye Baflkan›’n›n kendilerine “tahsis etti¤i” tarlada ikamet eden iflçiler, ona flükran borçlular! Baflkan›n bu tutumu iflçi sevgisinden kaynaklanm›yor. Elçilerle ve toprak a¤alar›yla ücretleri belirliyor. Ücretler pek çok yerde 16 YTL iken burada 14 YTL. ‹lk olarak Urfal› Ekrem’le sohbet ediyoruz. Daha do¤rusu etmeye çal›fl›yoruz. Sorulara k›sa cevaplar vererek s›k›ld›¤›n› belirtiyor. Efli ve küçük çocu¤u ile gelmifl. Urfa’da yapabilece¤i bir ifli yok. O da pek çok iflçi gibi elçi için “Allah zeval vermesin” dileklerinde bulunuyor. Ona kad›n iflçilerle konuflmak, efliyle görüflmek istedi¤imizi söylüyoruz. Yine feodalizm tüm hünerini sergiliyor ve Ekrem eflinin konuflmak istemeyece¤ini söylerken bizi de flöyle bir süzüyor. “Kötü bir niyetimiz olmad›¤›na ve iyi çocuklar oldu¤umuza” ikna olduktan sonra fiehizar’›n yan›na götürüyor bizi. Ekrem için fiehizar “kimseye ait de¤il”, çünkü evli de¤il. Çad›rlar›n aras›ndan geçerken tarlada oynayan, üstü bafl› y›rt›k, çamur içinde ama gözleri p›r›l p›r›l çocuklar peflimizi b›rakm›yor. Belli ki elimizdeki kamera ilgilerini çekiyor, onlar da ünlü olmak istiyor! fiehizar, iki küçük kardefli ve annesi ile su kanal›n›n alt›nda yafl›yor. Yere bir has›r serili. Bizi “içeri” buyur ediyorlar, oldukça s›caklar. fiehizar’la sohbet etmeye bafll›yoruz. 20 yafl›nda, iki kardefline ve annesine bak›yor, 10 y›ld›r seralarda çal›fl›yor. Erkek kardeflleri ve babas› kendilerinden ayr› ve onlara sahip ç›km›yor. Di¤erleri gibi o da elçiden büyük bir minnettarl›kla söz ederek hay›r dualar›n› esirgemiyor. fiehizar konuflkan ve rahat, okumak istemifl, ancak hem maddi durumlar› engel olmufl, hem de babas›.
Eflit ifle, farkl› ücret... Genç yafl›nda ailenin tüm sorumlulu¤unu üstlenmifl, buna al›flm›fl görünüyor, anlat›rken do¤al bir fleymifl gibi anlat›yor. Babas›na ve kardefllerine bir sitemi yok, art›k her fleyi kabullenmifl. Sohbet boyunca annesi hiç konuflmuyor, daha çok bizi ince ince süzerek vakit geçiriyor. Kad›n olman›n zorluklar›n› anlat›yor fiehizar. Sabah 6’da kalk›yor akflama kadar çal›fl›yor, erkekler 14 YTL al›rken, kad›nlara 10 milyon veriliyor. Bunun haks›zl›k oldu¤unu söylüyor, ama çok da üstünde durmuyor. “Kad›nlar gö¤ün yar›s›d›r” sözü bu ortamda daha bir anlam kazan›yor bizim için. Kad›nlar olmadan ifllerin devam etmesi imkâns›z. Hacim olarak yar›s›n› iflgal etseler de gö¤ün, iradeleri ve düflünceleri o kadar yer kaplam›yor. Bunu anlamam›z geç olmuyor. Erkek komflular› geliyor yan›m›za az sonra. ‹nisiyatifi eline al›yor ve fiehizar’› konuflturmuyorlar. Biz sohbeti fiehizar’a kayd›r›rken onlar da kendine.
Tarladan kurtulufl umudu: evlilik ‹fl yapmada kad›nlar›n çok daha fazla çal›flmas› erkek iflçilerce yad›rganm›yor her yerde oldu¤u gibi. Ne de olsa bu onlar›n “görevleri”. Fazla ifle ses ç›karmasalar da, kad›nlara fazla söz hakk› tan›mama gibi bir düflünceleri var. Kad›n›n az konuflan› ve çok çal›flan› makbul ne de olsa! fiehizar’›n pasif tutumuna karfl›l›k son bir hamle yap›yor ve sonunda biz teslim oluyoruz. Yanl›fl anlafl›lma kayg›s›, ortam buna müsait iken, bizim daha alttan almam›za neden oluyor. Erkek iflçinin bizi dinlememesi ve sohbetin verimsizleflmesi üzerine kalk›yoruz. fiehizar’dan foto¤raf›n› çekmek için izin istiyoruz, önce annesine bak›yor sonra komflusuna, biraz endiflelense de sonradan kabul ediyor. Ne de olsa genç ve bekâr; çevredekilerin neler düflünece¤inden korkuyor. Sohbet s›ras›nda dikkatimizi çeken fiehizar’›n evlilik ile ilgili sorulara oldukça olumlu cevap vermesi oldu. Kad›nlara verilen kültür öylesine etkili ki, bekâr bir kad›n kendini yaln›z ve zay›f hissediyor, evlenmenin hayat›n› kurtaraca¤›n› düflünüyor. Bu yüzden de müstakbel damat aday›n›n kiflili¤i üzerinde çok durmuyor. Toplumun bekâr kad›nlara bak›fl aç›s› ve a¤›r bask›s› genç kad›nlar›n bir an önce “kocaya varmalar›na” neden oluyor. Feodalizmin kafalarda yaratt›¤› örümcek a¤lar› yaflam› da çepeçevre sararak insanlar› karanl›¤a mahkûm ediyor. Ziyaretimizi gecenin bast›rmas› ile sonland›r›yoruz. Bölgeden uzaklafl›rken yaflam›m›zda büyük bir eksiklik oldu¤unu düflünüyoruz! Gö¤ün yar›s› bu durumdayken sizce haks›z m›y›z?
52
25
14-27 Temmuz 2006
Bir sevda masal›; Mem û Zîn
Bir sevda masal›; Mem ü Zin Yay›nevi: Hasat Yay›nlar› Çeviren: M. Emin Bozarslan Anadolu ve Mezopotamya... Tarihin en eski yerleflim yerlerinden olan bu co¤rafyada yaflayan halklar, yaz›l› edebiyat oluflmadan çok önce dilden dile sözlü edebiyat› oluflturmufl ve yans›tm›fllar yaflananlar›. Bugün bu co¤rafyada yer alan halklar› anlamak için geçmiflten gelece¤e oluflan kültürlerini incelemek ve bunlardan ö¤renmek gerekiyor. Kürt halk›n›n kültüründe önemli bir yeri olan destanlar bize bu konuda pek çok veri sunuyor. Ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s› dikkate al›nd›¤›na destanlar›n toplumun kültürel flekilleniflinde ve ruh dünyas›nda önemli bir yeri vard›r. Mem ü Zin ise bunlardan sadece biridir. Kitap XVII. yüzy›l›n sonlar›nda Ehmede Xani taraf›ndan kaleme al›nm›flt›r. Mem û Zin Kürt halk› aras›nda “Meme Alan” ad›yla bilinen oldukça eski yayg›n bir destand›r. T›pk› Ferhat ile fiirin’de oldu¤u gibi yüzy›llard›r halk aras›nda anlat›lan ve anonim bir özellik kazanan bir hikâyedir. Ehmede Xani, 1651 y›l›nda Hakkari’nin Han köyünde dünyaya gelmifltir. 14 yafllar›nda yazarl›k hayat›na bafllam›fl, k›sa süre içerisinde ilim ve kültür alan›nda ün salm›fl, bu yönde kendini gelifltirmifltir. Kitab›n yaz›m›na 1690 y›l›nda bafllam›fl ve 1695’te tamamlam›flt›r. Yazar›n eserleri pek çok dile çevrilmifltir. Eqida ‹mane (‹nanç Yolu), Nubara B›çükan (Küçüklerin Turfandas›) bunlardan birkaç›d›r. Büyük ozan Ehmede Xani “Meme Alan” destan›ndan ilham alarak destan› kendi ça¤›n›n gerçekli¤ine uyarlam›fl ve kendine özgü bir üslupla yeniden kal›ba dökmüfltür. Ozan, böylece hem destan› yok olmaktan kurtarm›fl hem de Kürt ve dünya edebiyat›na ölümsüz bir eser kazand›rm›flt›r. Ozan, eserinde yaflad›¤› dönemin gerçekli¤ini bir aflk hikâyesinin etraf›nda oldukça ak›c› ve ustaca tasvir etmifl, dönemin kültürel özelliklerini, egemenlerin halka karfl› yaklafl›m›n›, devletin iflleyiflini baflar›l› bir flekilde yans›tm›flt›r. Kürt toplumunun yaflam tarz›n›, geleneklerini, örf ve adetlerini derinlemesine aktarm›flt›r. Yazar›n özellikle olaylar› do¤an›n tasviri ile anlat›m› oldukça etkileyicidir. Sevgiye, aflka, iyilik ve kötülü-
¤e, adaletsizli¤e karfl› yaklafl›m› do¤an›n ak›fl› içerisinde benzetmelerle yap›lmaktad›r. Kitap boyunca zulme karfl› bir isyan ça¤r›s› okuyucuya efllik etmektedir. Ozan›n do¤aya dair gözlemlerinin derinli¤i okuyucuda büyük bir hayranl›k oluflturmaktad›r. Kitap boyunca dikkati çeken en önemli anlat›m tarz›ndan biri de z›tlar›n birli¤inin, diyalekti¤in hikâyenin içinde ustaca iflleniflidir. Ozan iyilik ve kötülük, hakl› ve haks›z, güçlü ve güçsüz diyalekti¤ini Mem ile Zin’in aras›ndaki sevgiye, dönemin toplumsal koflullar›na, devletin idaresine, köylülerin birbiri ile iliflkilerine yarat›c› bir flekilde uyarlayabilmifltir. Anlat›m öylesine ak›c› ve ustaca yap›lm›fl ki, diyalektik herkesin anlayabilece¤i anlafl›l›r bir hale gelmektedir. Tüm bunlar hayat›n ve do¤an›n ola¤an seyri içerisinde günlük do¤al olaylarla verilmifltir. Örne¤in; güneflin do¤uflu, ateflin yak›lmas›, suyun ak›fl›, fidan›n büyümesi, ya¤murun ya¤›fl› vb. örneklerle çok zengin bir anlat›m gücü yaratm›flt›r. “Ey yüksek payeli padiflah Ey taht› felek olan padiflah! Benim bilgimle ne mümkün seni övmek! Büyük güç sahibi Allah’t›r seni öven Yüz defa hayat›na and olsun ki ey ifli iyilik olan Bizim iki yüz yük çekse de günahlar›m›z Ve flu yüz derecelik kötülü¤ümüzle Yine senden ümitsiz olmay›z bizler” Ozan›n dönemin koflullar› ve kültürü içinde padiflaha yaklafl›m› böyledir. Eser boyunca egemenlere elefltiri ve emekçi köylülerin yaflad›¤› ac›lar s›k s›k dile getirilmektedir. Hikâye Botan’da geçmektedir. Botan beyinin Zin ve Siti ad›ndaki iki k›z› ile, Tacdin ile Mem ad›ndaki iki gencin Newroz kutlamalar› s›ras›nda karfl›laflmas› ve birbirlerine âfl›k olmas›, yüzüklerini de¤ifltirmesi ile kitab›n ak›fl› bafllamaktad›r. Aflka düflen gençler dad›lar›na bu durumu anlat›rlar, ard›ndan onlar›n arac›l›¤› ile buluflurlar. Siti ile Zin’in ve Mem ile Tacdin’in tasvirleri çok etkileyicidir. Mem ile Tacdin için ozan flöyle der; “Her biri kemaliyle bir dolunay Her biri güzelli¤i ile padiflah gö¤sü Güzellik yönünden her biri bir günefl Her biri konuflmas›yla gö¤üsleri yakard› Zin ile siti için ise; Biri do¤ruluk ba¤›n›n selvisiydi Biri fazlas›yla flirin son derece flirin Öbürü gönüllerin ruhuydu, hurilerden dönmeydi ‹ki zülüf sümbül çiçe¤ine benzerdi ‹ki yanaksa k›rm›z› gül yüzünün renginden” Birbirleri ile buluflan sevgililerin bu durumu bir süre sonra beye ulafl›r. Botan beyi Zeynidin önce k›zlar›n› vermek istemez sonra ikna olur. Ozan beyi; “Beyler içleriyle ve d›fllar›yla fiüphesiz atefle benzerler
Görünüflte güzel yüzlü ve nurludurlar Asl›nda ise idare etmekten uzakt›rlar Merhamet edince günefle benzerler Kahredince günefle benzerler Sak›n ha inanmayas›n onlara sen! Baba, evlat ve kardefl bile olsa. Özellikle beddah yak›nlar Onlara yaklafl›rlarsa… Allaha s›¤›n›r›z” dizeleriyle tan›mlar. Yazar, beyin köylülere uygulad›¤› zulmü her f›rsatta dile getirmekte ve beyleri yerden yere vurmaktad›r. Bu ha-
liyle saf›n› da belirlemektedir. Bey Siti ile Tacdin’in evlenmesine izin verir. Ancak Mem ile Zin’in kaderi çok farkl› olacakt›r. Beyin yan›nda çal›flan az›l› bir halk düflman› ve katil olan Bekir, beyin kan›na girer ve Zin ile Mem’in kavuflmas›n› engeller. Allah yokluktan var edince Z›tlar› z›tlarla aç›kl›¤a kavuflturdu Bu ayd›nl›k, karanl›k, küfür ve iman Bu cennet, cehennem bahçe ve atefl Bu so¤uk s›cak yafl ve kurular Bu toprak, hava su ve atefl Bu gece gündüz, gölge ve günefl Yazar Bekir’i anlat›rken z›tlar›n birli¤inden söz eder. Bekir’in egemenlerin zulmü için gerekli oldu¤unu, onun gibi cellâtlar olmadan iktidar›n korunamayaca¤›n› anlat›r. Arkadafllar aras›ndaki ba¤ da dikkat çekicidir. Birinin en mutlu günü di¤erinin en kötü günü olmakta, biri mutlu oldu¤unda öteki mutsuz olmaktad›r. Zin, Mem ile buluflamay›nca derde düfler. Zin’in özellikle bu bölümde pervane ve mum ile konuflmas› ozan›n tüm yetene¤ini ortaya koymaktad›r. Ayn› durum Mem’in Dicle ve rüzgârla konuflmas› için de geçerlidir. Anlat›m eflsiz ve muhteflemdir! Bir gün bey ava ç›kar, dönüflte âfl›klar› beraber görecektir. Tacdin’in bu sahnedeki tutumu aralar›ndaki dostlu¤un anlafl›lmas› bak›m›ndan önemlidir. Tacdin, beyin dikkatini çekerek dostunu kurtarmak için evini yakmaktad›r. Beko, bir hile ile Mem’i zindana att›r›r, ard›ndan baflka bir hile Zin’e gösterir, amac› Mem’i öldürmektir. Sevgililer aras›ndaki iliflki anlat›l›rken halk›n tepkisi, duygular› sürekli aktar›lmaktad›r. Yani yaflanan aflk sa-
dece iki kifli ile s›n›rl› de¤ildir olay›n toplumsal boyutu asla ihmal edilmemifltir. Âfl›klar›n birbirleri için harcad›klar› emek; sevginin tarifi, anlam› bak›m›ndan ö¤reticidir. Sevginin emekle kurulan ba¤› çarp›c›d›r. Buradaki sevginin toplumla iliflkisi üzerinde önemle durulmal›d›r. Mem yaflad›¤› ac›ya daha fazla dayanamayarak ölür, ard›ndan Tacdin de Beko’yu öldürür. Ancak ozan bu tutumu do¤ru bulmaz, ona göre Beko olmasayd› böyle bir destan yarat›lamazd›; t›pk› s›cak olmadan so¤uk, yaflam olmadan hayat›n olmayaca¤› gibi. Zin Mem’in mezar› bafl›nda can verir. ‹kisini beraber defnederler Beko’yu da yanlar›na. Zin Beko için flöyle der; Bafltan gerçi bize cefa gösterdi Sonunda bize vefa gösterdi o Gerçi o kendisi için kötülük yapt› Ama bizim hakk›m›zda isabetli davrand› Mezar›n bafl›nda iki fidan yetiflir ve birbirlerine dolan›r. Beko’nun mezar›ndan da dikenli bir ot yetiflir ve aralar›na dolan›r. Destan›n dili oldukça rahat, bilinmesi zor kelimelerin altta tan›mlar› da yap›lm›fl. Hikâye ile ilgili yap›labilecek pek çok yorum var ancak hepsini vermek mümkün de¤il. Gerisini ve buzda¤›n›n görünmeyen k›sm›n› merak edenler kitab› bir an önce edinmelidir. Sevginin egemenler taraf›ndan paraya havale edildi¤i günümüzde, halk›m›z›n kültürünün derinliklerinde güzel bir yolculu¤a ç›kmak isteyenler için doyumsuz bir eser. Fedakârl›k ve emekle yo¤rulmufl bir sevginin üstüne yaz›lm›fl muhteflem bir yap›t. fiimdi sevgiyi yeniden keflfetmek ve tan›mlamak için okuma zaman›! (Bir ‹K okuru)
Mersin’de film gösterimi Mersin LÖB Giriflimi, yaz sürecinin bafllamas›yla beraber de¤iflik yerlere gidecek liselilerle okullar aç›lmadan son defa bir araya gelerek bir film gösterimi düzenledi. 30 Haziran Cuma günü saat 14:00’te Kristal-‹fl Sendikas›’nda düzenlenen “Yol” isimli film gösterimi aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Yaz sürecinde liselilerin kendilerini gelifltirmesi gerekti¤i belirtildikten sonra, filmin çekildi¤i koflullardan söz edildi. Ard›ndan Ahmed Arif’in bir fliiri okunarak gösterime baflland›. Be¤eni toplayan gösterimin ard›ndan Naz›m Hikmet ve Ahmed Arif’ten fliirler okunarak, etkinlik Çav bella parças› söylenerek sonland›r›ld›. (Mersin)
14-27 Temmuz 2006
26
52
Gülümsemeni ast›k yüzümüze, kavgan› sürdürüyor yoldafllar›n... 20 Temmuz 1992’de içinde bulundu¤u araban›n çevrilmesi sonucu ç›kan çat›flmada ölümsüzleflen, Parti de¤erlerinden hiçbir fleyin düflman›n eline geçmemesi için sergiledi¤i tav›rla ard›llar›na örnek olan yi¤it komünist Emre Bilgin’in an›s›na daha önce bir yoldafl›na yazm›fl oldu¤u iki mektubu yay›nl›yoruz. Partili durufl, Emre Bilgin’in mektuplar›nda faaliyetin farkl› alanlar›na dair sahip oldu¤u bilgi ve kafa yoruflla gösteriyor kendini, ö¤renecek çok fleyimiz oldu¤unu gösteriyor bize çok yönlülü¤üyle… *** Biliyorsundur, ben ‘82–86 y›llar› aras›nda ‹stanbul cezaevlerinde 3 y›l kald›m ve tahliye oldum. Bu cezaevi yaflant›s› benim için iyi oldu diyebilirim. Çünkü cezaevinde kendimde-bilincimde-nitelik s›çramas› oldu¤unu söyleyebilirim. Geçmiflte, o dönemin hareketlili¤i ve insanlar› saran politikan›n içinde kendimizi bir anda bulduysak da, ciddi bir yönlendirme, sa¤l›kl› bir geliflim yerine daha çok kiflisel çabalar, ö¤renme merak›, yeni yeni dünyalar fethetme ve “gençlik heyecan›” da bir araya gelince; nerede hareket varsa oraya koflturan bir süreç yaflad›k. Bu dönemi gayet iyi bilirsin ve ard›ndan bir 12 Eylül süreci; hayal k›r›kl›klar›, çekingenlikler, y›lg›nl›klar vs. San›r›m, cezaevine düflmeseydim, bu oturmam›fl politik yap›mla politika sahnesinden silinir giderdim ve bence do¤ald› da bu. ‹flte cezaevinde ilk önce bu kavray›fl gerçekleflti bende. Ard› s›ra da iç hesaplaflma. Ç›kt›ktan sonra da, bir baflka s›çrama yaflad›¤›ma inan›yorum. Pratik mücadele ve sorunlar› geçmiflin devam› olsa da geçmiflten bir hayli farkl›yd›. Bu mücadele ve y›llar›n biriken sorunlar›n›n karfl›s›nda hareketli, canl› bir siyasi ortam› yaflad›k. ‘86 Konferans öncesi, ‘87 Konferans› ve ‘88 hareketlili¤i. Tabi bu arada, özellikle ‘86 ile beraber toplumsal muhalefetin yükselmeye bafllamas›, insanlar›n soka¤a ç›kmaya bafllamas›, örgütlenme çabalar›... H›zl›, karmafl›k bir süreci çok h›zl› yaflad›k. Sevinçler, ac›lar, üzüntüler, kayg›lar, seviler, coflkular içinde. Yan› bafl›m›zda dün birlikte oldu¤umuz, yedi¤imiz, içti¤imiz, güldü¤ümüz, a¤lad›¤›m›z kardefllerimiz fiziki olarak bizi b›rak›yorlard›. Hem ne b›rak›fl, içim burkuluyor, tüylerim diken diken oldu. Hayk›rarak yere bir bir düflerken gözyafllar›n› insan›n saklay›p içine ak›tmas› kadar kötü bir durumu yeni yaflad›¤›m› biliyordum ve ne kadar da zormufl. ‹nanam›yordum, ama art›k yan›m›zda yoklard› ve onlar› sahiplenmenin, mücadelelerine sar›lmakla olaca¤› inanc›yla kinimi anlatamam. Ö¤renciydim, okulda birçok ö¤renci arkadafl›mla konufluyor, tart›fl›yorduk. Dernek temsilcisiydim, sürekli akademik sorunlarla bo¤ufluyorduk. Tecrübelerimizi buralara aktar›yorduk. ‹lk ö¤renci eylemle-
rinin önderli¤inde rol oynuyorduk. Çelenk eyleminde 87’de 1 ay flubede kald›m. Toplumda k›smi de olsa hareketlilik bafllam›flt›. Bu arada ailenin sorunlar› 盤 gibi büyümüfl olmas›na karfl›n bir bir çözümlüyorduk. Bu yolda h›zla yol al›yorduk. Bir tak›m fleyler yerine oturmaya bafllam›flt›. Ama bekledi¤imiz birfley gerçekleflti. DABK olay›(...) Metris firar› ile aran›r duruma düfltüm. Hukuki durumunda K›rflehir Firar› ile Diyarbak›r firar giriflimi suçlamas›n›n yan›s›ra... olay› da var. Fakat, iflkencecileri kendi evinde yenilgiye u¤ratmaktan, insanl›k ve kardefllerim ad›na mutluluk duyarak savc›l›ktan ç›kmay› beklerken, san›r›m M‹T’in raporlar› sonucu tutukland›m! Yeni aç›lan dönem, geçmiflin devam› olsa da geçmiflten bir hayli farkl› demifltim. Evet, kesinlikle öyle. Geçmifl bir anlamda bizlere haz›r sunulmufltu. Ama 12 Eylül sonras› bugün hemen her fleyi yeniden infla etmek zorundas›n. Geçmifli infla edenler, bugün sahnede yok veya infla etmekten çok y›kma çabas› içinde. Legalcilik, bar›flç›l›k, özgünlük, bireysellik çok yo¤un. Bunun nedeni de, devrimci hareketindurumu. Devrimci hareket güçsüz oldu¤u için, 12 Eylül’ün ideolojik sald›r›lar›n›n etkilerini bugün tam olarak k›rabilmifl de¤il, insanlara yo¤un olarak ulaflabilmifl de¤il. Y›lg›nlar tayfas›, devrimcilerin cephesinde tam anlam›yla karfl› bir rol oynuyor. Ve düflmandan daha etkili olabiliyorlar diyebilirim-bir yan›yla-! Ayr›ca, kurtuluflu su yüzüne ç›kmakta bulanlar, ortal›¤› kar›flt›r›yorlar. Kitlelerin en geri yanlar›na hitap ederek, bugün ses bulabiliyorlar. Fakat, özellikle gençli¤in bu noktada çok çabuk politizasyon yaflay›p (geçmifle nazaran cüzi olsa da) belli bir kitleyi-ileri- bunlardan koparmas› ve peflinden de etkilerinin genel kitlede k›r›lmas› bugün son aflamalar›na vard›. Bizim gibi ülkelerde gençli¤in böylesi dönemlerde aktif pozisyonlar sergilemesi do¤ald›r. Önemli olan bunu iyi kanalize etmek ve bu potansiyeli heba etmemektir.(…) ‹stersen biraz buradan bahsedeyim. Hala müflahade hücrelerindeyiz. Ama ilk günden farkl› olarak buralar› yaflan›r hale getirdik. Biz 16 kifliyiz. Burada yaflam›m›z düzenli say›l›r, arkadafllar›m›z genellikle yeni, bu yüzden seviye sorunumuz var, ama çal›flmalar›m›z da buna paralel gidiyor. Buraya sürekli yeni insan geliyor. Siyasi ko¤ufllar t›kl›m t›kl›m dolu. Bizim buras› 40 kiflilik 47 kifli kal›yoruz. Yan taraf›m›z da ayn›, orada 56 kifli kal›yor. Kad›nlar ko¤uflu da 40’›n üzerinde. Ço¤unlu¤u 1 May›s ve ö¤renci hareketlerinden gelmifl durumda buradakiler. Bizim yan›m›zda da, bu ‹stanbul Üniversitesi’nde polis kulübesi
tafllamak ve yakmaktan gelen genç bir arkadafl›m›z var. San›r›m flimdilik yeter. Yine devam ederiz. Oradaki tüm arkadafllara selamlar, sevgiler. Hepinizi özlemle kucakl›yorum. Sevgilerle... 1.7.89 Can›m yoldafl›m, Esas konumuz, yani sendikalara dönebiliriz art›k. (…) “Sadece mevcut düzene temeld e n v e esast a n karfl› ç›kan-
lar›n örgütlenmesi” anlay›fl› do¤ru bir anlay›fl de¤il ve bana göre s›n›f sendikac›l›¤›n› tarif etmiyor. Bu, Lenin’in de elefltirdi¤i “sol” bir bak›fl aç›s› ve mahkûm edilmeli. Öncelikle “mevcut düzene temelden ve esastan karfl› ç›kanlar›n” örgütlenece¤i yer art›k sendika de¤il, Partidir. Dolay›s›yla bu anlay›fl, sendikal faaliyetle, Parti faaliyetini birbirine kar›flt›r›yor. Alman “sol”lar› da benzer bir fley savunuyor ve kuracaklar› “iflçi birlikleri”nde örgütlenebilmenin koflulu olarak “s›n›f savafl›m›n›, Sovyet sistemini ve diktatörlü¤ünü kabul etmek yatar” diyorlar. fiimdi bir düflün, bir s›n›f sendikas› örgütleyecek ve burada “sadece mevcut düzene temelden ve esastan karfl› ç›kanlar›” örgütlendirilmesini hedefleyeceksin. Tabi ki bu (flu durumda) iflçi kitlesinin çok az bir bölümünü kapsayacak ve büyük bölümünü reformist, gerici sendika a¤alar›n›n eline b›rak›p, “s›n›f sendikac›l›¤›” yapacaks›n! “S›n›f sendikac›l›¤›n› merkezi bir politika olarak tespit etmek yeterlidir” anlay›fl›na gelince; bu da do¤ru de¤il, içi bofl bir anlay›fl. Fiiliyatta bir fley olmad›ktan sonra, tespit etmiflsin-etmemiflsin, neyi de¤ifltirir ki bu? Geriye bir ve ikinci fl›klar kal›yor. Birinci fl›ktaki “Sendikan›n ekonomik de-
mokratik mücadelesinin, devrim mücadelesine tabii k›l›nmas›” anlay›fl›, ikinci fl›ktaki “yönetimi elde bulundurma ve örgütlenmeyi de ona göre yapma” anlay›fl›yla birlefltirildi¤inde, do¤ru anlay›fl ortaya ç›k›yor bana göre. Yani sendika yönetimini elde bulundurup (ya da önemli bir etki gücüne sahip olup) onun ekonomikdemokratik mücadelesini devrim mücadelesine tabii k›labilmek; iflte s›n›f sendikac›l›¤›n›n tarifi bu olsa gerek.(……) Bir di¤er al›nt›, “kitle örgütlerine parti önderlik etmelidir.” Elbette istenilen birfleydir ve buna çal›fl›lmal›d›r ancak, bunu bir dogma olarak alg›lay›p, partinin önderlik etmedi¤i ya da fazla bir etkinli¤inin bulunmad›¤› kitle örgütlerinde çal›flmay› yads›mak yanl›fl olur. Türk-‹fl’in bir s›n›f sendikas›na dönüfltürülmesi, ihtimal dahilinde olmayan bir durum, en iyimser tahminle, reformcu ve daha az uzlafl›c› bir yap› haline gelebilir ki, bunun için yo¤un bir çaba harcamak (bizim aç›m›zdan) gereksiz. Bizim çabam›z etkin bir muhalefet oluflturarak, alttan zorlamas›yla daha ileri baz› ad›mlar›n at›lmas›n› sa¤layabilir, buna yönelik olabilir. Türk-‹fl bugün mevcut düzenle tam bir uzlaflma içerisindedir. Tabandan gelen zorlamalar sonucu baz› ç›k›fllar yap›yorsa da, bunlar sadece sözde kal›yor. Bir de mevcut düzenle çeliflkiye düfltüklerinde baz› ç›k›fllar yap›yorlar. Tabi bu s›n›f›n de¤il, kendilerinin menfaatleri gere¤i oluyor. Örne¤in sendika yöneticili¤i ile ilgili yasada ifllerine gelmeyen süre s›n›rlamas› için birçok yaygara kopard›lar ve yasan›n kendi ifllerine gelen biçimde de¤ifltirilmesiyle birlikte sesleri k›s›ld›. (…) Diyorsun ki, “Fokurdayan bir kazan, uyanmaya çal›flan bir dev varsa onun yan›nda olup, ona belli bir yön vermenin gereklili¤ine inan›yorum” Evet, böyle bir durumun oldu¤u aç›k ve gelen tüm haberler bu do¤rular nitelikte. Günlük burjuva bas›n› bile gözlemci bir tarzda takip etmek, bunun çok aç›k bir biçimde görülebilmesini sa¤l›yor. Bize düflen görev, uyanmakta olan bu devin uyan›fl›na yön vermeye çal›flmak (tabi bunu yaparken ondaki e¤ilimleri de hesaba katmak) ve mümkün olan›n (buran›n alt›n› çiziyorum) en iyisine do¤ru yürümesini sa¤lamakt›r. At›lamayacak ad›m› nas›l atabiliriz diye hayale dalmamal›, at›labilecek en iyi ad›m› saptamal›y›z.(…) Herkese selam ve sevgiler. 16 fiubat 1989 Emre
27
52
Devrim; adanm›fl ömürler ister, hesaps›z…
Osmanl›’dan devrald›¤› katliamc› gelene¤ini aynen devam ettiren TC devleti, gerekli gördü¤ünde kendi burjuva hukuk kurallar›n› çok rahat çi¤nemifltir, ve çi¤nemektedir. S›kça baflvurdu¤u yöntemlerden biri olan yarg›s›z infazlardan birine sahne olmufltur Maltepe, ayn› zamanda büyük bir direnifle de… 19 Temmuz 1992 tarihinde, Kartal Maltepe’de polisin yarg›s›z infaz›yla evde bulunan Hasan Demir, Nurgüzel Yaflar ve Ramazan Ceviz katledilmifltir... Hasan Demir (Ünal); Bursa Yeniflehir do¤umludur. ‹lk olarak
TMLGB’de örgütlenmifltir. Nurgüzel Yaflar; 1969 Kars Selim Baykara köyü do¤umludur. Anne taraf›ndan Çerkez’dir. ‹stanbul Gültepe’de geçirir yaflam›n›. 1991’de profesyonel devrimcili¤e bafllar. Yaflam› boyunca insanlarla iyi bir iletiflim kurmufl ve bu özelli¤iyle kendini sevdirmifltir. Ramazan Ceviz; Ad›yamanl› bir iflçi ailenin çocu¤udur. Aile sonradan Adana’ya yerleflmifltir. Uzun y›llar T‹KB içerisinde faaliyet yürütmüfltür. 1979’da yakalan›r ancak 1980’de firar eder. 1982’de TKP/ML saflar›na geçer. 1984 fiubat’›nda yakalan›r. Pek çok hapis-
hanede yatar: Selimiye, Metris, Adana, Mersin... Daha sonra hakk›ndaki idam cezas› onaylanm›flken, yasadan yararlanarak tahliye olur. Üzerinden 30 adet kurflun yaras› ç›kan Ramazan Ceviz’in ayak topu¤unda kurflun yaras› olmas›, boyun ve kolunun k›r›k olmas› nas›l vahflice katledildiklerinin kan›t›d›r. Ramazan Ceviz Adana’da, Hasan Demir Bursa’da, Nurgüzel Yaflar ‹stanbul’ da topra¤a verilmifltir. Bu yarg›s›z infazlar TKP/ML TMLGB güçleri taraf›ndan molotoflu sald›r›larla protesto edilmifltir.
14-27 Temmuz 2006 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Tuncay Bali: Malatya do¤umludur. Üniversitede okurken tan›fl›r Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle. Zeytinburnu’nda demokratik kitle örgütlerinde faaliyet yürütürken 16 Temmuz 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Erol Do¤an: Sivas Divri¤i Ar›kbafl› (Birestik) köyü do¤umludur. Zeytinburnu’nda 24 Temmuz 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Pafla Soylu: 18 Temmuz 1980’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Hasan Gülünay: 1965 Erzincan Kemah do¤umludur. Çal›flmak için geldi¤i ‹stanbul’da Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle tan›fl›r. 1980 döneminde oluflan kopuklu¤unu 1983’te giderir. 1987’de T‹KKO’nun flehir askeri faaliyeti içinde görev al›r. 20 Temmuz 1992’de evinden ç›kt›¤›nda gözalt›na al›n›r ve gözalt›nda kay›plar›n ilklerinden biri olarak ölümsüzleflir. Mustafa Kalkan: 1958 Dersim Hozat Kirnik (Buzlup›nar) do¤umludur. Hozat çevresinde faaliyet yürütür. 1982’de tutuklan›r ve Elaz›¤ Hapishanesi’ne konur. Buradan bir grup yoldafl›yla birlikte firar eder. T‹KKO gerillalar›na kat›l›r. Özgül durumu nedeniyle yurtd›fl›na ç›kt›¤›nda 17 Temmuz 1993’te bir trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir. M. Tahsin Budak: 1957 ‹skenderun do¤umludur. Arap milliyetindendir. Liseli y›llar›nda tan›flt›¤› düflünceyi Almanya’ya iflçi olarak çal›flmaya gitti¤inde de devam ettirir. Ülkeye dönüp burada mücadele etmek isterken, 21 Temmuz 1995’te trafik kazas› sonucu aram›zdan ayr›lm›flt›r. Ak›ner Ça¤lar: 1961 Erzincan Tercan do¤umludur. 1980 öncesi ‹stanbul Ba¤c›lar’da faaliyet yürütür. 1981’de yakalan›r. 6 y›l TKP/ML dava tutsaklar›yla kal›r. Tahliye olup Akhisar’a yerleflti¤inde burada Partizan kitlesinin yarat›c›s› olur. Daha sonra Özgür Gelecek dergisi Malatya temsilcili¤i görevini üstlenir. 24 Temmuz 1998’de görev için gitti¤i bir köyden dönerken
Nikaragua’da Sandinist Devrim: Zaferden yenilgiye...
Augusto Cesar Sandino, 1893’de Nikaragua’n›n Masaya eyaletinde do¤du. ‹lkokuldan sonra iflçi olarak çal›flmaya bafllad›. Honduras ve Guetamala’da maden iflçisi olarak çal›flt› ve bir süre de Meksika’da petrol flirketlerinde çal›flt›. 1926 y›l›nda ülkesine döndü ve ayn› y›l içinde yap›lan askeri darbeye karfl› liberallerin bafllatt›¤› ayaklanmaya kat›ld›. Ayaklanma s›ras›nda Amerikan deniz piyadelerinin Nikaragua’ya ç›kartma yapmas› üzerine, liberallerin uzlafl›c› tutumlar› karfl›s›nda birkaç yüz silahl› savaflç›yla birlikte kuzey bölgesindeki da¤lara çekildi. Bu dönemde halk›n “özgür insanlar›n generali” dedi¤i Sandino, 1933’e kadar silahl› savafl› sürdürdü. Ayn› y›l Amerikan deniz piyadelerinin Nikaragua’dan çekilmek zorunda kalmas›yla se-
çimler yap›labildi. Seçilen liberal baflkanla var›lan anlaflma üzerine Sandino savafl›n sona erdi¤ini ilan etti. Ancak onun kitleler üzerindeki prestijinden çekinen yeni iflbirlikçiler 22 fiubat 1934 günü Baflkanl›k Saray›’ndaki bir toplant›dan dönerken Sandino’yu yakalayarak katlettiler. 1956’da Anastasio Somoza Garcia bir halk ozan› olan Perez taraf›ndan, vurularak öldürüldü. Perez bunu “tiranl›¤›n sonunun bafllang›c›” olarak de¤erlendiriyordu. Bu sürece kadar Somoza’ya karfl› mücadele eden 19 silahl› hareket vard›. ‹flte bu gruplar aras›nda diktatörlü¤e karfl› savaflan ve demokratik bir iktidar isteyenlerin birleflmesiyle FSLN do¤du. Aç›k ad› Sandinist Ulusal Kurtulufl Cephesi olan FSLN’nin kurulufl amac›, Somoza’y› kovmak ve onun infla etti¤i rejimin kurumlar›n› da¤›tmakt›. Burjuvaziye karfl› radikal politikalar izleyemeyen FSLN, bizzat ABD emperyalizminin yönlendirdi¤i kontra sald›r›lar› ve burjuva muhalefetin devrim karfl›t›
propagandas› karfl›s›nda bunald› ve 1984 y›l›nda seçimlere gidildi. Devrim sonras› tutarl› bir politika izleyemeyen FSLN seçimlere gidifl nedenini “meflruluk sa¤lamak” olarak aç›klasa da, gerçek tablo devrimin sorunlar›yla bafl edecek bir politika üretememesiydi. 4 Kas›m 1984’te yap›lan seçimleri FSLN kazanarak iktidar›n› korumas›na ra¤men ülke tablosunda bir de¤ifliklik olmad›. Ekonomik kriz, kontra sald›r›lar›, burjuva muhalefeti artarak devam etti. Seçimlerle emperyalizmin nezdinde meflrulaflaca¤›n› sanan FSLN umdu¤unu bulamad›. Çünkü ABD emperyalizmi için önemli olan Nikaragua’da yap›lan seçimleri kimin kazand›¤›ndan çok karfl›-devrimi nas›l gelifltirece¤iydi. Seçimlere evet diyen ABD emperyalizmi seçimlerde istedi¤i sonucu elde edemedi¤ini görünce tavr› da sertleflti ve kontra sald›r›lar›n› art›r›rken, hemen Nikaragua’ya ambargo uygulamaya da bafllad›. Devrimi gerçeklefltirmesine ra¤men kendi ayaklar› üzerinde durmay› bir türlü baflaramayan FLSN aç›s›ndan yaflananlar, izledikleri kendine güvensiz ve karars›z politikalar›n›n bir sonucuydu.
Ekonomik olarak halk›n giderek yoksullaflmas› karfl›s›nda gündeme getirdi¤i “ekonomik reform” paketi de sonuç vermedi¤i gibi FSLN ile halk aras›ndaki güven ba¤lar›n›n daha da zay›flamas›na neden oldu. Burjuva muhalefet 25 fiubat 1990 seçimleri öncesi kendi içinde birleflerek “Ulusal Muhalefet Birli¤i”ni (UNO) kurdu ve seçimlere öyle girdi. Oylar›n yüzde 55’ini alarak FSLN’yi iktidardan uzaklaflt›rd›. Böylelikle 19 Temmuz 1979 günü, FSLN bayraklar›yla halk›n emperyalizme ve iflbirlikçilerine karfl› kazand›¤› zafer seçimle burjuvaziye geri iade edilmifl oldu. FSLN deneyimi küçük burjuva ideolojisine sahip bir örgütün devrimi gerçeklefltirse bile sürdüremeyece¤ini ve devrim gerçeklefltikten sonra sosyalizmin infla edilmesinde Parti’nin ve önderli¤in önemini bir kez daha ortaya koydu. Bugünkü Latin Amerika’daki hareketleri incelerken gözden kaç›r›lmamas› gereken pek çok veri sunmaktad›r Sandinist Devrim, küçük burjuva ideolojisinin t›pk› Allende-fiili örne¤inde oldu¤u gibi proletaryan›n kurtuluflunu sa¤layamayaca¤›n› göstermifltir.
14-27 Temmuz 2006
28
‹stanbul
O günden bugüne 13 y›l geçti. Sivas’ta ayd›nl›k için bedenini ateflten sak›nmayan 35 ayd›n-sanatç› asla unutulmad›. Sald›r›y› örgütleyenler kendilerini aç›klamalar›yla bariz bir flekilde belli ederken devrimci, demokrat, yurtsever ve ayd›n çevreler ise 33 can›n tuttu¤u bayra¤› yükseltti. 2 Temmuz 1993… Sivas’›n Banaz ilçesine giden çok say›da ayd›n ve sanatç› yak›n tarihte yap›lmas› planlanan Pir Sultan’› anma etkinlikleri için Mad›mak Oteli’ne yerlefltirildi. Haftalar öncesinden buraya gelen ve örgütlenme çal›flmalar›na bafllayan egemenlerin faflist-dinci maflalar› o gün Cuma namaz› ç›k›fl›nda tekbir sesleriyle Mad›mak Oteli’ne yürüdü. Kalabal›¤›n azg›nca linç giriflimine karfl›n otel çal›flanlar›n› korumak isteyen 33 ayd›n-sanatç› otelde çal›flan pek çok insan› kurtard›ktan sonra devletin gerici güçleri taraf›ndan atefle verildiler. Daha sonraki tarihlerde pekço¤u bakan veya devlet yetkilisi olan kifliler linç için gözü dönmüfl gericilere ise flöyle seslendi; “Gazan›z mübarek olsun!” O günden bugüne 13 y›l geçti. Sivas’ta ayd›nl›k için bedenini ateflten sak›nmayan 35 ayd›n-sanatç› asla unutulmad›. Sald›r›y› örgütleyenler kendilerini aç›klamalar›yla bariz bir flekilde belli ederken devrimci, demokrat, yurtsever ve ayd›n çevreler ise 33 can›n tuttu¤u bayra¤› yükseltti. ‹stanbul’da yap›lan mitinge “2 Temmuz 1993 Sivas-Mad›mak katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankart›n arks›nda her kurum kendi flama, bayrak ve dövizleriyle kat›ld›. Mitinge; Partizan, EMEP, HÖC, Devrimci Hareket, BDSP, Halkevleri, ÖDP, DTP, SDP, ESP, Kald›raç, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, SHP, KESK’e ba¤l› sendikalar, Deri-‹fl Tuzla fiubesi, DHP, ‹HD, TMMOB, Divri¤i Kültür Derne¤i, D‹SK Limter-‹fl gibi birçok kurum kat›ld›. 13 y›l sonra 2 Temmuz 2006 Pazar günü Kad›köy’de toplanan binler Sivas’taki katliam› k›nayarak öfkesini biledi.
52
Yananlar halk›n! Yakanlar devletin “iyi çocuklar›!” Saat 11:00 s›ralar›nda Haydarpafla Numune Hastanesi önünden bafllayan yürüyüfle Partizan “Sivas’›n Katili Patron-A¤a Devleti” yaz›l› pankartla kat›ld›. Yürüyüfl bafllamadan önce düzenlenen kortejlerden s›k s›k “Sivas’›n hesab› lafla sorulmaz, bizde hesaplar› namlular sorar”, “Dün Marafl’ta bugün Sivas’ta çözüm faflizme karfl› savaflta” sloganlar› ile yürüyüfl güzergah›na girdi. Yürüyüfl s›ras›nda dönemin iktidar partisinin ad›n› ve geçmiflini sahiplenen SHP de mitinge kat›ld›. Miting alan›na girmeden önce kitle “Yaflas›n partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Nepal, Peru, Filipinler, ‹ktidara yürüyor Maoistler” sloganlar›n› att›. Miting alan›na tüm kortejlerin girmesiyle beraber anma etkinli¤i öncelikle demokrasi mücadelesi yolunda yaflam›n› yitirenler için bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Kürsüden yap›lan konuflmada Sivas katliam›n›n gerçekleflti¤i koflullar anlat›larak içinden geçti¤imiz sürecin önemine ve egemenlerin sald›r›lar›n›n neden bu kadar yo¤unlaflt›¤›na da dikkat çekildi. Mitingi örgütleyen kurumlar ad›na ortak bas›n metnini okuyan Mekbare Çolak, 13 y›ld›r Sivas’›n üzerinden bütün k›z›ll›¤› ile ayn› alevlerin yükseldi¤i vurgusunu yaparak tarihi bir ahlaks›zl›k olarak insanlar›n diri diri yak›ld›¤› yerin bugün kebap salonu yap›lmas›na ra¤men koridorlar›nda hala 盤l›klar›n yükseldi¤ini söyledi. Çolak’›n ard›ndan bir konuflma yapan Makbule Çimen, aç›klamas›na “Yaka yaka biter miyiz? fiu sahneye bak›n, bizi yakarak bitirebilirler mi?” sorusuyla bafllad›. Bugün yükseltilmek istenen flovenist dalgaya karfl›n ülkede 25 milyon insan›n bulundu¤unu belirten Çimen, halk›n yakarak veya vurarak bitirilemeyece¤inin alt›n› çizdi. Çimen’in konuflmas›n›n ard›ndan uzun süre “Sivas’› unutma, unutturma”, “Sivas’›n ›fl›¤› sönmeyecek” sloganlar› yükseldi. Konuflmalar esnas›nda kitle s›k s›k slogan ve yuhlamalarla tepkisini gösterdi. Aç›klaman›n ard›ndan PSAKD merkez yönetiminden Erdal
Y›ld›r›m konuflma yapt›. Ard›ndan PSAKD Kad›köy fiubesi Semah ekibi ç›kt›. Son olarak yap›lan konuflmada; “Hala Mad›mak otelinin önünde binlerce insan toplan›yorsak, bu bizi y›ld›ramayacaklar›n›n göstergesidir. Bugün katliam› unutmad›¤›m›z› gösterdik. Bundan sonra da birlikte olmal›y›z. TMY’ye karfl›, Kürt halk›na yönelik sald›r›lara karfl› hep birlikte olmal›y›z” dendi. Konuflman›n ard›ndan Grup Vardiya sahne ald›. Söyledi¤i marfllarla kitleyi coflturan Grup Vardiya’n›n ard›ndan, Grup Yorum sahne ald›. Grup Yorum’un türkü ve marfllar›n›n ard›ndan miting 18:00’da sona erdi.
Sivas’›n ›fl›¤› semtlerde yan›yor! Sar›gazi: 2 Temmuz Pazar günü saat 21.00’de Sivas katliam›n› lanetlemek, hesab›n› sorulaca¤›n›n unutulmamas› gerekti¤ini göstermek için, Sar›gazi’de 500’den fazla insan›n kat›ld›¤› meflaleli bir yürüyüfl düzenlendi. Demokrasi Caddesi’nin bafl›ndan meydana kadar süren yürüyüfle, mahalle halk› da destek verirken s›k s›k, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Katil devlet hesap verecek” vb. sloganlar at›ld›. Meydana gelindi¤inde meflaleler yere b›rak›larak bir meydan atefli yak›ld›. Burada bas›n aç›klamas›n› kitle ad›na Kemal Y›lmaz okudu. Aç›klamada, katliama de¤inilerek “TMY’yi ç›kard›lar ve
herkesi ‘terörist’ ilan ediyorlar. Bizler Marafl’›, Çorum’u, Sivas’› unutmayaca¤›z. Sivas’ta katledilen 33 insan›m›z›n hesab›n› örgütlülüklerimizle soraca¤›z” denildi. 1 May›s: 2 Temmuz katliam› 1 May›s Mahallesi’nde meflaleli eylemle protesto edildi. Partizan ve ESP eyleme “Marafl’›n Sivas’›n fiemdinli’nin faili faflist diktatörlüktür” yaz›l› ESP-PART‹ZAN imzal› ortak pankartla kat›ld›. Partizan ve ESP’nin örgütledi¤i eyleme Al›nteri okurlar› da destek verdi. Meflaleli yürüyüfl saat 20:00’de Karakol dura¤›nda bafllad›. Yürüyüfl boyunca “Dün Marafl’ta bugün Sivas’ta çözüm faflizme karfl› savaflta”, “Sivas’›n hesab›n› soraca¤›z”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar› gür ve coflkulu flekilde hayk›ran kitle, 1 May›s son dura¤›nda Mustafa Kemal Güzellefltirme Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u etkinli¤e kat›ld›lar. Güzellefltirme Derne¤i’nin sinevizyon, müzik dinletisinin sonras›nda anma sona erdi. Etkinli¤e yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. (1 May›s Mahallesi ‹K okurlar›) Gülsuyu: Gülsuyu Mahallesi Son Durak’ta toplanan Partizan, DHP, ESP, Gülsuyu Sanat ve Hayat, HKM, HÖC, BDSP, PDD, PSAKD Maltepe flubesi üyeleri, sloganlar eflli¤inde Özgürlük Park›’na yürüyerek burada anma etkinli¤i gerçeklefltirdi.
Ankara
29
52 Gülsuyu
“Dün Marafl’ta bugün Sivas’ta çözüm faflizme karfl› savaflta”, “Sivas flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n›n at›ld›¤› eyleme yaklafl›k 250 kifli kat›ld›. Özgürlük Park›’nda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan yap›lan aç›klamada katliam›n planl› olarak yap›ld›¤› belirtildi. Anma müzik dinletisi ve sinevizyon gösterimi ile son buldu. Sar›yer: 1 Temmuz akflam› Sar›yer Kaz›mKarabekir Mahallesi (Da¤evleri Mahallesi) son durakta bulunan 2 Temmuz Park›’nda toplanan mahalle halk› Partizan, Odak, Kald›raç, Halkevleri ve siyasi partilerin ortaklafla organize ettikleri bir aç›khava etkinli¤iyle 2 Temmuz flehitlerini and›. Karfl› Sanat Merkezi Müzik Atölyesi Müzik Grubu’nun verdi¤i mini konserin yan›s›ra, etkinlikte mahalle gençleri fliirler okudu ve çeflitli konuflmalar yap›ld›. Etkinlikte söz alan FHDD Genel Sekreteri Emriye Demirk›r, Filistin’deki durumu anlatarak, dayan›flma ça¤r›s› yapt›. Etkinlik “Sivas’› unutma, unutturma” slogan›yla sona erdirildi. (‹stanbul)
“Sivas katliam›n›n hesab› sorulacak!” 2 Temmuz katliam› Bursa ve Gemlik’te yap›lan yürüyüfl ve bas›n aç›klamas›yla lanetlendi. 2 Temmuz günü saat 17:00’de Mafel Kafe önünde toplanan bine yak›n kifli, Eski Adliye’ye kadar yürüdü. Katledilenlerin resimlerinin bulundu¤u ve “Sivas katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankart›n›n tafl›nd›¤› yürüyüflte s›k s›k “Katiller halka hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” vb. sloganlar at›ld›. Adliye önünde yap›lan sayg› duruflundan sonra Pir Sultan Abdal Derne¤i Bursa fiube Baflkan› Davut Türko¤lu kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› okudu. “Sivas katliam›n›n ard›ndaki güçleri ve elebafllar›n› art›k biliyoruz. Bu nedenle Sivas katliam›n›n 13. y›l›nda emperyalizme, faflizme, flovenizme, fleriata ve gericili¤e karfl› mücadelemizi kararl›l›kla sürdürece¤iz” dedi. Etkinlikte Hac›
Bektafl-› Veli Derne¤i semah gösterisi, Günyüzü Kad›n Kooperatifi ve Tuncelililer Derne¤i müzik gruplar›n›n verdi¤i dinletiyle eylem bitirildi. Pir Sultan Abdal Derne¤i, Hac› Bektafl-› Veli Derne¤i, KESK fiubeler Platformu, Tuncelililer Derne¤i, Halkevleri, BAT‹S, ‹flçi Haklar› Derne¤i, Halk›n Kurtulufl Partisi, SDP, EMEP, DTP, ÇHD, SHP’nin ortak organize etti¤i eyleme Partizan, DHP, ESP, BDSP de kat›ld›. Ayr›ca Bursa’n›n Gemlik ilçesinde de saat 15:00’de Taflköprü üzerinde bir araya gelen Gemlik Tuncelililer Derne¤i, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Gemlik Temsilcili¤i, DHP, ‹flçi-köylü Bursa Temsilcili¤i, Emek Partisi Gemlik ‹lçe Örgütü bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Kurumlar ad›na EMEP ‹lçe Baflkan› H›d›r Tutafl’›n okudu¤u aç›klamada “Sivas’ta yap›lan katliam ve sald›r› sadece Alevilere karfl› de¤ildir. Bütün devrimci, demokrat, ayd›n emekçi halka karfl› yap›lm›fl vahflice bir sald›r›d›r” vurgusunu yaparak, “ülkenin ve halk›n ç›kar› için, gerçek seçenek demokrasi mücadelesinde birleflen halk güçleri olabilir ancak” diyerek, Terörle Mücadele Yasas› ve haydut ‹srail’in Filistin halk›na yeniden bafllatt›¤› insanl›k d›fl› zulmüne karfl› demokratik kamuoyunu mücadeleye ça¤›rd›. (Bursa)
14-27 Temmuz 2006
2 Temmuz Pazar günü Toros Sokak’ta saat 16:00’dan itibaren toplan›larak Abdi ‹pekçi Park›’na yürünerek miting gerçeklefltirildi. Sendikalar, dernekler, partiler ve devrimci kurumlar›n kat›ld›¤› mitinge, Pazar günü olmas› etkisiyle de kat›l›m iyiydi. “Sivas, Çorum, Marafl katliamlar›n› unutmad›k/unuttarmayaca¤›z-Partizan” pankart›yla Partizan okurlar› mitingde yerini ald›. Yürüyüfl boyunca, “Sivas’›n hesab›n› sorduk, soraca¤›z”, “Dersim, Tokat, Erzincan savafl›yor Partizan”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlar at›ld›. Abdi ‹pekçi Park›’na gelindi¤inde burada Sivas katliam›na, emperyalist sald›rganl›k ve iflgallere, son dönemlerde artan faflist sald›rganl›¤a yönelik konuflmalar yap›ld›. Ard›ndan Cahit Berkay’›n verdi¤i konserle miting sona erdi. 6 Temmuz günü Karfl›yaka Mezarl›¤›’nda Sivas’ta flehit düflenlerin ad›na yap›lan An›t Mezar ziyaret edilerek bir hafta süren anma etkinlikleri sona erdi. (Ankara)
Malatya’da katliam lanetlendi Sivas katliam›n› k›namak için Malatya Postanesi önünde toplanan Partizan, DHP, HÖC ve ESP bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada katliam›n fiemdinli’de a盤a ç›kt›¤› gibi faflist devlet oldu¤u vurguland›. Aç›klama “Sivas katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z”, “Sivas katliam›n›n hesab›n› sorduk, soraca¤›z”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› ile son buldu.
Ayn› günün akflam› saat 19:00’da Paflaköflkü Cami yan›nda biraraya gelen kurumlar katliam› lanetledi. Anma öncesi emekçi semtlerde megafonlarla duyurular yap›larak emekçi halk›n etkinli¤e kat›lmas› istendi. Bu duyurular esnas›nda TMfi ekipleri taraf›ndan duyuru yapanlara gürültü kirlili¤inden dolay› para cezas› kesildi. Etkinlik, yap›lan sayg› duruflu ve konuflmalarla bafllad› ve söylenen türküler ve at›lan sloganlarla son buldu. (Malatya YDG)
Türküler yanmaz! 2 Temmuz katliam› Mersin’de yap›lan eylemlerle lanetlendi. 31 Haziran Cuma günü saat 12:30’da Tafl Bina önünde bir araya gelen KESK Mersin flubeleri yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile katliam› protesto etti. Flama aç›lmayan ve slogan at›lmayan aç›klamada Sivas katliam›n›n devletin eliyle gerçeklefltirildi¤i ifade edilerek, buna karfl› sessiz kal›nmayaca¤› belirtildi. Katliamla ilgili bir di¤er eylem de, 3 Temmuz günü saat 12:00’de yine Tafl Bina önünde yap›ld›. “Sivas katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” yaz›l› ve ESP, HÖC, Partizan, DHP, TÖB imzalar›n›n oldu¤u pankart açan kitle “Faflizme karfl› omuz omuza” “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›yla katliam› lanetledi. Okunan bas›n aç›klamas›nda devletin geliflen muhalefeti bast›rmak amac›yla katliamlar gerçeklefltirdi¤i, egemenlerin y›llard›r bu oyunu oynad›¤› belirtildi. (Mersin)
Ankara’da anma etkinli¤i Sivas katliam›n›n 13. Y›ldönümünde Ankara’da etkinlikler ve eylemlerin yan›s›ra bir de miting düzenlendi. 17 Haziran’da bas›n aç›klamas›yla bafllayan ve bir hafta sürecek etkinliklerin duyurusu yap›ld›. “Mad›mak’tan yükselen 盤l›k” adl› foto¤raf sergisi, “Simurg” isimli Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyun, fliir dinletisi, panel yap›l›rken; Tuzluçay›r, Tekmezar, Ege Mahallesi, Nato yolu, Akflemsettin Mahallesi, Bat›kent, Dikmen semtlerinde halk›n yo¤un kat›l›m sa¤lad›¤› aç›k alan etkinlikleriyle anma yap›ld›. 1 Temmuz günü saat 18:00’de Tekmezar Park›’ndan bafllayarak Tuzluçay›r’a “Mitinge ça¤r›” yürüyüflü yap›ld›.
‹zmir
Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz! 2 Temmuz 2006 Pazar günü Bornova Stadyum önünde toplanan, aralar›nda Hac› Bektafli Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Yöre Dernekleri, ESP, ‹PSD, Partizan, ‹C‹, Kald›raç, HÖC, BDSP, Al›nteri, Mücadele Birli¤i, E¤itim-Sen 2 No’lu, Belediye-‹fl 1-2-4-6 No’lu, D‹SK, Ege Bölge temsilcili¤i, HKP, 78’liler, Halkevleri, ‹HD, ÖDP, EMEP ve DTP kitlesi “Katil devlet hesap verecek”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz”, “Sivas’›n katili patron devleti” vb. sloganlarla Bornova Cumhuriyet Meydan›’na geldi. Burada baflta Sivas flehitleri olmak üzere tüm devrim flehitlerine an›s›na yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflundan sonra Alevi Bektafli Federasyonu Merkezi’nin haz›rlam›fl oldu¤u bas›n metni okundu ve ard›ndan semah gösterimi ve müzik dinletisiyle miting sona erdi. (‹zmir)
30
14-27 Temmuz 2006
‹flçi-köylü’den SA⁄LAM, DAHA KARARLI B‹R MÜCADELE ‹Ç‹N DAHA ÜST DÜZEYDE ÖRGÜTLENEL‹M! S›n›flar ve s›n›f mücadelesi olgusu, yaln›zca ça¤›m›zda s›kça vurgulanan (ve kabul edilmelidir ki sald›r› amac›yla yap›lan) s›radan bir mesele de¤ildir. S›n›f mücadelesi tarihin motorudur. Di¤er bir ifade ile tarih s›n›f mücadeleleri tarihidir. Bu durum biz öyle istiyoruz diye, biz öyle diyoruz diye yaflanan bir durum de¤ildir. Nesnel bir olgudur, bilimseldir. ‹flte bu nesnel durumun do¤ru ve sa¤l›kl› bir biçimde kavran›fl›, tarihsel sürece/ona müdahalenin önünü de açm›fl olur. Ve bu müdahale eylemi lay›k›yla gerçeklefltirilebilinir. Bu yaklafl›m›m›z›n di¤er bir kilit noktas›n› ise tarihin kitleler taraf›ndan yap›ld›¤›/gerçeklefltirildi¤i gerçe¤i oluflturmaktad›r. Özetle s›n›f mücadelesi tarihin motorudur ve tarihi kiteleler yapar. Ya da en genel anlam›yla s›n›f mücadelesini kitleler yürütür… Bu durum ise bu nesnel gerçe¤in fark›nda/bilincinde olan devrimcilere ve komünistlerin önüne; sürece müdahale için kitleleri harekete geçirmeyi, kitleleri sürece katmay›, s›n›f mücadelesi içinde kitlelerin saf tutmas›n› sa¤lama görevini koyar. Devrimciler ve komünistler, bütün pratik faaliyetlerinde bu ana görevi olarak; kitlelerin s›n›f mücadelesine bilinçli/örgütlü/iradi müdahalesinin gerçeklefl-
tirilmesi görevini ortaya koyarlar. Bu görev bugün aç›s›ndan tüm faaliyetçilerin omuzlar›nda çok daha acil bir görev olarak durmaktad›r. Devrimci ve komünistler s›n›f mücadelesi içinde, “özne” olmal›d›r. Bugün aç›s›ndan bu özne olma durumunun ülkemiz topraklar›nda yaflanan bir dizi geliflmenin takipçisi olmak, bu gündemler etraf›nda kitleleri hareket geçirmek ve örgütlemek oldu¤u aç›kt›r. Bir süredir kamuoyunda yerini alan Türkiye Kürdistan›’ndaki sald›r›lar, operasyonlar, katletmeler ve a盤a ç›kan yeni gerçekler, bu gündemlerden sadece biridir. Uzun bir süredir bölgede yap›lan operasyonlarda sadece gerillalar de¤il, halktan insanlarda devletin hedefi olmufl, sald›r›lara maruz kalm›fl, sald›r›larda yaflam›n› yitirmifl, evleri taranm›fl, y›k›lm›fl ve çad›rlarda yaflamaya mecbur b›rak›lm›flt›r. Son olarak geçti¤imiz y›l Befliri’de katledilen 6 gerilladan birinin sa¤ yakaland›¤› ve ard›ndan infaz edilerek katledildi¤inin kamuoyuna belgelerle yans›mas›, devletin Kürt halk›na yönelik katliam politikas›ndan zerre kadar ödün vermedi¤inin bir baflka kan›t›ndan baflka bir fley de¤ildir. Sadece Türkiye topraklar›nda de¤il dünyan›n birçok
52
bölgesinde, özellikle de Ortado¤u’da bugün yaflanan geliflmeler ülkemizde yaflanan geliflmelerden ba¤›ms›z de¤ildir. Çünkü Türkiye emperyalizmle olan uflakl›k iliflkisinden dolay› emperyalist efendilerinin bölgeye yönelik politikalar›nda önemli roller almakta ve bu tafleronluk rolü gere¤i yaflananlardan direkt etkilenmektedir. Filistin’de son haftalarda ‹srailli bir askerin Filistinli direniflçiler taraf›ndan kaç›r›lmas›n›n ard›ndan yaflanan vahflet ortadad›r. Yaflanan bu geliflmelerle birlikte ‹ran’a yönelik tehditlerin de artmas› bölgedeki geliflmeler aras›ndad›r. Tüm bu yaflananlara ülkemiz topraklar›ndan bir ses vermek ve kitleleri bu gündemler etraf›nda örgütlemek acil ve ertelenemez bir görevdir. Filistin’e yönelik sald›r›lar›n ard›ndan aralar›nda Filistin Halk› ile Dayan›flma Derne¤i’nin de bulundu¤u birçok kurumun yapt›¤› eylemlerin yan› s›ra, ‹ran ile ilgili ‹stanbul, ‹zmir ve Mersin’de oluflturulan ve oluflturulmaya çal›fl›lan eylem birlikleri, sürece müdahale anlam›nda önemli ve desteklenmesi gereken oluflumlard›r. Böylesi bir pratik faaliyet içindeyken, s›n›f düflmanlar›n›n devrimcilere yönelik sald›r›lar›n›n artmas›, gözalt›na al›nmalar›, iflkenceye u¤ramalar› ve tutuklanmalar› bu gerçekleri ve görevlerimizi karartmaz. Yaflanan bu gibi olumsuz durumlar olsa olsa, “s›n›f mücadelesi diye bir fley yoktur”, “ideolojiler öldü”, “s›n›flar ortadan kalkt›” yalanlar›yla birlikte yo¤un bir propaganda içerisinde bulunanlar›n, bu söylemlerinin, yalan oldu¤u gerçe¤ini bir kez daha ortaya koyar!
Bizim yani devrimci ve komünistlerin “s›n›f mücadelesi bitti”, “ideolojiler öldü” vs. diye bir derdimiz ve kayg›m›z olmad›¤› için bu konuda diyebilece¤imiz fludur; “‹t ürür, kervan yürür!” Elbette önümüzdeki süreç bir y›¤›n zorluklar, kay›plar ve engebelerle doludur. Bu ülkemizdeki s›n›f mücadelesinin seyri aç›s›ndan böyledir. Bu anlam›yla flimdi yap›lmas› gereken “neden olmaz”, “nas›l olmaz” vb. sorular›n›n yan›t›n› aramaktansa (ki hatalar, eksiklikler, zaaflar zaten sorgulanacakt›r/ sorgulanmal›d›r) “nas›l yapar›z”›n, “nas›l daha iyi olur”un, izledi¤imiz politik hatt›n “nas›l daha iyi bir flekilde hayata geçiririz”in cevab› aramakt›r. Mesele d›flta de¤il içte durma, “çemberin d›fl›nda de¤il içinde olma”, hem yapan hem de yapt›ran olma, neyi neden yapt›¤›n› bilme meselesidir. Sorunlar ve yaflananlar ancak böyle kavran›rsa, yukar›daki sat›rlar›m›z pratikte somut karfl›l›¤›n› bulur. Geçirdi¤imiz süreçten ç›kartaca¤›m›z derslerle eksikliklerimizin ve hatalar›m›z›n üzerine giderek, daha fazla fleyi yap›labilir k›lacak olan da dün izledi¤imiz bu “yol”dur. Yaflan›lan eksikliklerden ve hatalardan gerekli dersler ç›kar›p flekillenmeksizin, hatalar›n ve eksikliklerin kendini tekrarlamas›, politik yönelimin somut hedeflerine ulaflmadan “söyleme” düflece¤ini görmemiz gerekmektedir. Bizler baflar›dan kuflku duyman›n ihanet olaca¤›n› prati¤imizde göstermekle yükümlüyüz. Buna muktedir oldu¤umuz ise kuflku götürmezdir.
Tutuklu sendikac›lara ÖZGÜRLÜK! Desan direnifli s›ras›nda keyfi bir flekilde, uydurma bir senaryoyla tutuklanan, Limter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Cem Dinç ve Örgütlenme Uzman› Kamber Sayg›l› için bafllat›lan “Tutuklu sendikac›lar serbest b›rak›ls›n” kampanyas› çeflitli eylemlerle devam ediyor. Tekstil-Sen, Bas›n-‹fl, E¤itimSen 1, 4, 5 No’lu flubeler, Sa¤l›k-‹fl, Belediye-‹fl, SES Anadolu fiubeleri, ESP, EKD, SGD gibi sendika ve kitle örgütlerinin de içinde bulundu¤u bir Dayan›flma Komitesi kuruldu. Kampanya kapsam›nda toplanan imzalar duruflma günü Adalet Bakanl›¤›’na gönderilecek ve TBMM’ye bir faks çekilecek. 20 Temmuz tarihinde görülecek ilk duruflma için, Tersane iflçilerine ve sendikalara ifl
b›rakma ve mahkemeye kat›lma ça¤r›lar› yap›l›yor. Limter-‹fl Sendikas›’ndan al›nan bilgiye göre, polis tutanaklar›na göre polise sald›ran sendikac›lar, “Sald›ran bizim arkadafllar›m›z ama yaralanan da bizim arkadafllar›m›z” fleklinde olay›n nas›l bir uydurmacadan ibaret oldu¤unu belirtiyorlar. TMY’nin ç›k›fl arifesinde böylesi zorbal›klarla toplumu bir nevi al›flt›rmaya çal›flan bu zihniyete karfl›l›k, ortak bir direnifl hatt› örmemiz ve muhalif güçleri savunmam›z mücadelenin yükseltilmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. (Kartal)
Tutuklanan sendikac›lar serbest b›rak›ls›n!
30 Haziran Cuma günü ‹stanbul Valili¤i önünde bir bas›n aç›klamas› yapan Limter-‹fl üyesi tersane iflçileri tutuklananlar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. Saat 11:00’de “TMY Fiilen Uygulan›yor, Sendikac›lar Tutuklan›yor/ Sendikac›lara Özgürlük-TMY’ye Hay›r” yaz›l› pankart açan kitle, burada yapt›klar› sesli ajitasyonla sendikac› arkadafllar›n›n tutuk-
lanmas›n› k›nad› ve Tuzla Tersaneler bölgesindeki iflçilerin hak alma mücadelesini anlatt›. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› eflli¤inde bafllayan eylemde kitle ad›na aç›klama yapan Levent Akhan; ülkemizde her türlü hak alma ve söz, eylem, örgütlenme hakk›n›n bugüne kadar defalarca ayaklar alt›na al›nd›¤›n› belirterek TMY’nin zaten aylar öncesinden uygulanmaya baflland›¤›n› anlatt›. Bu sald›r›lara son dönemlerde DKÖ’lerde ve özellikle sendikalarda tutuklamalar›n eklendi¤ini belirten Akhan, 28 Mart’ta Diyarbak›r’da halk›n devlete karfl› meflru olarak koydu¤u tepkiyi hat›rlatarak, bu süreçte Tüm-Bel Sen Diyarbak›r fiube Baflkan› Edip Ya-
flar ve Tes-‹fl 1 No’lu fiube Baflkan› Ali Öncü’nün hiçbir dayanak olmadan tutuklanmalar›n› örnek verdi. Akhan, aç›klamas›n›n sonunda Limter-‹fl olarak bu tarz sald›r›lar›n, seslerini k›samayacaklar›n› vurgulayarak Dinç ve Sayg›l›’n›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istedi. S›k s›k “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Yaflas›n s›n›f sendikac›l›¤›”, “Tutuklu sendikac›lar serbest b›rak›ls›n” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylem, aç›klaman›n ard›ndan son buldu. Aç›klamaya Belediye-‹fl, Emekli-Sen Marmara Bölge Temsilcili¤i, Dev-Sa¤l›k ‹fl, EHP, ESP, E¤itim-Sen 4 No’lu fiube ve SES Aksaray fiubesi gibi baz› sendika ve DKÖ’ler de destek verdi. (‹stanbul)
31
52
14-27 Temmuz 2006
Direnen Filistin halk›n›n yan›nday›z! *Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD), 1 Temmuz Cumartesi günü Taksim’de bulunan dernek merkezinde bir bas›n toplant›s› düzenleyerek ‹srail’in kaç›r›lan askeri Gilad fialit’i kurtarmak bahanesiyle, Filistin halk›na yapt›¤› sald›r›lar› k›nad›. Yap›lan aç›klamada özellikle Gazze’deki krize dikkat çekilirken, Nablus’ta bir mezarl›kta ‹srail askerlerine karfl› saatlerce direnen Filistinli direniflçiler selamland›. * Mücadele Birli¤i Platformu üyeleri 9 Temmuz’da Taksim Tramvay Dura¤›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. Grubun ‹srail bayra¤› yakmas›na izin vermeyen polis, ‹stik-
lal Caddesi’nde yürümelerini de engelledi. Ayn› yerde Dayan›flmaevleri üyeleri de 8 Temmuz tarihinde bir bas›n aç›klamas› yaparak ‹srail’in sald›rganl›¤›n› k›nam›fllard›. *Kayseri Filistin’le Dayan›flma Platformu (ESP, EMEP, ÖDP, ‹HD, PSAKD, Mazlum-Der, E¤it-Der, E¤itim-Sen, SES, SHP, TÜMT‹S ve Genel-‹fl) 8 Temmuz’da Hunat Fakülteler Dura¤›’nda bir bas›n aç›klamas› yaparak ‹srail’in Filistin halk›na dönük sald›r›lar›n› lanetledi. * Limter-‹fl Sendikas›, ESP, EMEP ve DTP; 8 Temmuz’da AKP Tuzla ilçe binas› önünde bas›n aç›klamas› yaparak ‹srail terörünü lanetlediler.
Tank›n›zla topunuzla gelin, sonuç de¤iflmeyecek;
D‹RENEN HALKLAR KAZANACAK! Emperyalizmin dünya halklar›na yöneltti¤i iflgal sald›r›lar›n›n önemli bir k›sm›n› belirleyen katliam politikalar›, gün geçtikçe daha da deflifre oluyor. Son olarak 26 Haziran günü ‹srail’in Filistin’i bombalayarak halktan insanlar›n ölümüne neden olmas› tepki toplad›. Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu ve Halk›n Kurtulufl Partisi, 28 Haziran Perflembe günü Taksim Tramvay dura¤›nda toplanarak bu sald›r›lara iliflkin bir eylem yapt›. Kitle, “Emperyalistler Guantanamo, Ebu Garib, F tiplerinde tecrit ve iflkenceyle; Bakuba, Ramadi, Gazze’de silah ve bombalar›yla katletmeye devam ediyor” yaz›l› pankart açarak eyleme bafllad›. Kitle ad›na yap›lan k›sa bir konuflma ile emperyalistlerin dünya halklar›na yönelik sald›r›lar› anlat›ld›. Ard›ndan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Suzan Zengin; emperyalistlerin dünyan›n yeralt› ve yer üstü zenginliklerini talan etmek için gerçeklefltirdikleri sald›r›lar›n pervas›zlaflt›¤›n› belirterek, bu sald›r›lar›n hedefindeki dünya halklar›n›n ise “terörist” ilan edilerek katliamlara ve bir dizi zalimce yöntemlere maruz kald›¤›n› söyledi. 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren bu sald›r›lar›n h›z kazanarak Ortado¤u’da yo¤unlaflt›¤›na dikkat çeken Zengin, ayn› zamanda Afganistan ve Irak’taki iflgalin ard›ndan ‹ran üzerine yap›lan iflgal planlar›n›n da bunun bariz bir kan›t› oldu¤unu söyledi.
Demokrasinin ad› katliamsa, isyan etmek meflrudur Bafl›n› ABD ve AB emperyalistlerinin çekti¤i ve di¤er emperyalistleri de içine alan “demokrasi ve özgürlük” da¤›tma yalanlar›n›n bugün Ortado¤u halklar›n›n direnifl duvarlar›na çarpmaya devam etti¤ini belirten Zengin; bunun için Irak’taki iflgalde müttefik Japonya’n›n askerlerini Irak’tan çekti¤inin alt›n› çizdi. Bu yenilgi psikolojisinin emperyalistleri ve onlar›n uflaklar›n› daha sald›rgan hale getirdi¤ini anlatan Zengin; Irak’ta Bakuba ve Ramadi’de a¤›r silahlarla ve bombalarla yap›lan katliam›n sebebinin de bu oldu¤unu ekledi. Emperyalistlerin Ortado¤u’daki planlar›nda en büyük ufla¤› olan ‹srail’in ise bu çerçevede Filistin halk›na sald›r›lar›n› az-
g›nlaflt›rd›¤›n› ve üst boyutlara ç›kartt›¤›n› ifade eden Zengin; bunun en son örne¤inin ise geçti¤imiz günlerde ‹srail ordusunun plajda piknik yapan ve ço¤unlu¤unu çocuklar›n oluflturdu¤u Filistinlileri bombalarla katletmesi oldu¤unu söyledi.
Aç›klamaya imza atan kurum ve kurulufllar olarak emperyalizmin güdümünde geliflen bu politikalar›n her zaman karfl›s›nda olacaklar›n› belirten Zengin; buradan bir kez daha Ortado¤u halklar›n sesine ses katmak üzere hayk›rd›klar›n› belirtti. (‹stanbul)
Tek araç katliamlar de¤il; ayn› zamanda hapishaneler
Emperyalist sald›rganl›¤a karfl› tek vücut olal›m!
Devam eden aç›klamada emperyalistlerin dünya halklar›n› bask› alt›nda tutmak için sadece katliam ve iflgali kullanmad›¤›n›n alt›n› çizen Zengin; hapishaneleri de insanlar› sindirmenin bir arac› olarak kulland›¤›na de¤inip Guantanamo ve Ebu Garib hapishanelerine sözü getirdi. Afganistan iflgalinde sualsiz ve sorgusuz tutuklananlar›n Guantanamo Hapishanesi’ne götürüldü¤ünü ve burada tecride ve çeflitli iflkencelere maruz kald›klar›n› belirten Zengin, burada tutulan insanlar›n pek ço¤unun “intihar etti” denilerek cesetlerinin ç›kar›ld›¤›n›, özde ise iflkenceyle katledildikleri belli olan esirlerin ise say›s›n›n her geçen gün artt›¤›n› söyledi.
‹zmir’de biraraya gelen birçok devrimci ve demokrat kurum ve kurulufl ‹ran halk›na destek için yap›lacak eylemlerin start›n› verdi. Bu amaçla 5 Temmuz 2006 Pazartesi günü saat 12:30’da Kemeralt› giriflinde “Emperyalizm yenilecek direnen halklar kaza-
19 Aral›k ve Ulucanlar katliamlar› unutulmad› Tüm bu katliam ve “katletmeye dönük” hapishane politikalar›n›n yan›nda emperyalistlerin uflakl›¤›n› yapan iktidarlara da de¤inen Zengin; bu gibi egemenlerinde ayn› politikalar› kendi ülkelerinde hayata sokmak için fazlas›yla çaba sarf etti¤ini belirtti. Onlarca y›ld›r bu politikalar› Türkiye’de hayata geçirmek isteyen egemenlerin bugün de bu çabalar›na devam etti¤ine vurgu yapan Zengin; emperyalistlerin Ortado¤u’da bafllatt›klar› talana tam destek vermek için Türkiye egemenlerinin de emekçi halk›n siyasi-ekonomik-demokratik haklar›na ve taleplerine yönelik sald›r›lar› ivmelendirdi¤ini söyledi. 12 Eylül AFC’si ile bafllayan bu politikalar›n hapishaneler aya¤›na ise 19 Aral›k 2000 tarihinde ile 20 hapishanede eflgüdümlü olarak yap›lan katliam›n örnek oldu¤unu anlatan Zengin; tutsaklar›n a¤›r yaral› halde F tiplerine sevk edilmesine ra¤men 6 y›ld›r direniflin devam etti¤ini, zaten F tipleri hayata geçmeden önce de siyasi tutsaklar›n hayatlar› pahas› direnifl sergilediklerini söyledi.
nacak” pankart›n› açan Belediye-‹fl ‹zmir fiubeleri, BDSP, DHP, Devrimci Hareket, ESP, EHP, HÖC, Kald›raç, ILPS, HKP ve Ege 78’liler Derne¤i bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada “‹flgalin 3. y›l›nda 100 bin Irakl› katledildi, on binlercesi tutukland›, iflkencelerden geçirildi, tecavüzler, katliamlar ola¤an uygulamalar haline getirildi. Emperyalistler kendi ç›karlar› do¤rultusunda Ortado¤u’yu yeniden yap›land›rmak istiyorlar. Bunun ad›na da ‘Büyük Ortado¤u Projesi’ diyorlar. Dün Irak’› iflgal etmek için kulland›klar› yalanlar›, bugün ‹ran’a sald›rmak için kullan›yorlar. Emperyalizmin hedefinde bugün ‹ran ve Suriye vard›r. Ortado¤u’da Amerika’n›n jandarmas› olan ‹srail, son bir haftad›r yine pervas›zca Filistin’e sald›rmaya bafllad›. Topraklar›, gelecekleri u¤runa on y›llard›r direnen Filistin halk›n›n, direnen meflru-
lu¤unu yok ederek, teslim almak için bu katliamlar› yap›yor, bu sald›r› ve katliamlara karfl› Filistin halk› yaln›z de¤ildir. Bizler bu ülkenin devrimcileri, yurtseverleri, anti-emperyalist güçleri olarak emperyalizmin Ortado¤u’ya yönelik sald›r› politikalar›na karfl› anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmek için bir araya geldik” denildi. Aç›klamada s›k s›k “Ortado¤u halklar› yaln›z de¤ildir”, “Irak, ‹ran, Afganistan, Suriye, Filistin halklar› yaln›z de¤ildir”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Emperyalizm yenilecek direnen halklar halklar kazanacak”, “Urla’da emperyalist üs istemiyoruz” vb. sloganlar at›ld› Türkiye genelinde yürütülecek anti-emperyalist bir kampanyan›n ‹zmir aya¤›nda oluflturulan program da aç›klamada duyuruldu. Buna göre; * Emperyalist sald›rganl›¤› ve uflaklar›n› teflhir etmek için ç›kar›lan afifl ve bildiriler ‹zmir’in birçok bölgesinde as›l›p da¤›t›lacak. * 15 Temmuz–15 A¤ustos tarihleri aras›nda “Türkiyedeki tüm ABD ve NATO üsleri kapat›ls›n emperyalistlerle aç›k-gizli tüm anlaflmalar iptal edilsin” taleplerimizle Kemeralt› ve ‹zmir’in çeflitli yerlerinde imza standlar› aç›l›p bir ay boyunca imza toplanacak. * Ülkemizde var olan emperyalist üslere bir yenisi de Urla’da aç›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bunu protesto etmek için 9 Eylül günü Urla’da bir bas›n aç›klamas› yap›lacak. * 22 Eylül’de ‹ran halk›yla dayan›flmak için bir panel düzenlenecek. * 28 Eylül’de Filistin intifadas›n› selamlamak için Kemeralt› giriflinde kitlesel bir bas›n aç›klamas› yap›lacak. * 1-2 Ekim tarihleri aras›nda iki gün sürecek Türkiye’nin her yerinden kat›l›m›n olaca¤› Ankara yürüyüflü düzenlenecek, bu yürüyüfle ‹zmir’den de kitlesel olarak kat›l›m sa¤lanacak. * Kampanya boyunca ‹ran’a ve Ortado¤u’ya yönelik olas› geliflmelerde refleks eylemler düzenlenecek. (‹zmir)
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
atefl alt›nda... Band›r bir konuflma yapt›. “Ailesinden yedi kifli katledilen Hüda Ghalia’n›n 盤l›klar›n› duydu¤umuz için buraday›z” diyen Band›r, ‹srail Siyonizminin Filistin halk›n› iflgal ve katliamlar›n yan›s›ra ambargo ile mahkum etti¤i açl›k ve yoksullukla dize getirmeye çal›flt›¤›n› belirtti. Band›r, “Direnen Filistin halk›n›n yan›nday›z, yüreklerimiz intifadan›n küçük tafl generalleriyle birlikte at›yor. Bir kez daha emperyalist ve Siyonist katilleri lanetliyoruz” diyerek, tüm emekçi halk› Filistin halk›na her türlü deste¤i vermeye ve dayan›flmaya ça¤›rd›. Konuflma boyunca s›k s›k sloganlar at›l›rken, ‹srail Siyonizmi’nin Filistin’de uygulad›¤› terörü temsil eden k›rm›z› boyalar yerlere döküldü. Daha sonra Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’ndan Cihan Kaplan, bas›n aç›klamas›n› okudu. ‹srail’in kaç›r›lan askeri bahane ederek Filistin topraklar›n› tekrar iflgal etti¤ini belirten Kaplan, seçimle iflbafl›na gelen bir hükümetin milletvekili ve bakanlar›n›n flu an tutuklu bulundu¤unu ve yeralt›na çekilmek zorunda b›rak›ld›¤›n› vurgulad›. Sald›r›n›n bafllang›c›ndan bu yana 100’ü aflk›n Filistinlinin katledildi¤ini, okullar›n, hastanelerin, elektrik santrali ve su deposu gibi yerlerin vuruldu¤unu belirten Kaplan, açl›k ve yoksullukla direniflin bitirilmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtti. ‹srail’in tüm bu uygulamalarda ABD ve AB emperyalizminin deste¤ini ald›¤›n› belirten Kaplan, ülkemiz egemenlerininse bir yandan “rahats›zl›k” aç›klamas› yaparken, di¤er yandan ‹srail ile ekonomik ve savunma anlaflmalar›na devam etti¤ini vurgulad›. Filistin halk›n›n y›llard›r yapt›¤› gibi bu sald›r›lar karfl›s›nda da direnmeye devam etti¤ini belirten Kaplan, ancak dünyadaki tüm emekçilerin, ezilen halklar›n Filistin halk›na destek sunmas›n›n ve dayan›flmay› örmesinin zorunlu oldu¤unu belirtti. Kitle, daha sonra yar›m saatlik bir oturma eylemi yapt›. “Siyonist ‹srail Filistin’den defol!” sloganlar›n›n ard›ndan eylem sona erdirildi. (‹stanbul)
Filistinli çocuklarla dayan›flmaya!
Filistinli çocuklar… Ekranlardan, gazetelerden, sessizce uygulanan sansürden, sessizlik duvar›ndan s›zabiliyorlar kimi zaman yaflamlar›m›z›n içine. Magazin program› kadar de¤er görmedi¤inden olacak yaflamlar›, ancak iç parçalayan ölümleri yer bulabiliyor k›sac›k saniyelerle ekranlarda. Onlar› çocuk bahçesinde oynarken, havaya nefleli baloncuklar savururken, annesiyle en güzel giysilerini giymifl gezerken göremiyoruz, çünkü onlar iflgal edilmifl bir ülkenin, ellerinden çocukluklar› al›nm›fl yaflamlar› ve gelecekleri de al›nmaya çal›fl›lan çoSiyonist ‹srail kaç›r›lan askerini kurtarmak cuklar›. Annelerinin elini tuttuklar› için(!) sözde boflaltt›¤› Filistin topraklar›n› tekrar görüntüler ço¤unlukla pefllerinden iflgal etti. ‹srail, elektrik trafolar›n› bombalayarak kovalayan ‹srail tanklar›ndan, askerFilistin’i karanl›¤a bo¤mufl, su sistemleri de dâhil lerinden kaçarken. Ancak bildi¤imiz olmak üzere elektrikle çal›flan her fleyi devre d›fl› çocuklardan de¤il onlar, annelerinin b›rakarak zaten y›llard›r açl›k, yoksulluk ve hastayan›nda korunmak için de¤il, korul›kla u¤raflan halk›n yaflam koflullar›n› daha da mak için varlar küçücük boylar›na güçlefltirmifltir. ‹srail, Filistin halk›n›n seçimle babakmadan. Kaçarken geriye dönüp tafl fla getirdikleri hükümetin bakan ve milletvekillerif›rlatmak belki onlar› en iyi hissettini kaç›rarak tutuklamakta ve suikast listesi yay›nren. Ölüm, s›kça ailesinden, arkadafllayarak korku salmaya çal›flmaktad›r. fiu an halk›n lar›ndan, çevresinden herhangi birinin bafla getirdi¤i hükümet, yeralt›na çekilmifl çal›flyüzünde görebilece¤i so¤uk bir gümalar›n› burada devam ettirmeye çal›flmaktad›r. lümseme onlar için. Yaflamak sadece fiimdiye kadar bu sald›r›larda yüzlerce kifli ölmüfl, ölüme karfl› de¤il, her fleye karfl› u¤ev, iflyeri, hastane ve okullar bombalanm›flt›r. Her raflmak demek. Okullar› bombalan›f›rsatta “Ortado¤u’ya özgürlük getirdik” diyen yor, ö¤retmenleri öldürülüyor, kontrol ABD ve AB emperyalizmi bu vahfleti desteklenoktalar›ndan okula geçmeyi baflaramekte, Türkiyeli uflaklar ise rahats›zl›k duyduklamad›klar›nda s›rf bafl e¤memek için r›n› söylerlerken bir taraftan da bu katillerle olan oturup kontrol noktas›nda ders çal›fl›anlaflmalar›na devam etmekte ve yenilerini ekleyorlar! Ölüm onlar› bazen dondurma mektedir. almaya giderken köfle bafl›nda, bazen evlerinin köflesinde okul çantalar›yla HEP‹M‹Z B‹RER F‹L‹ST‹NL‹Y‹Z! buluyor. Zeytin a¤açlar›n›n ‹srail bulBu katliam› lanetlemek ve Filistin halk›yla dadozerleri taraf›ndan sökülüflünü, evleyan›flmak için bir araya gelen Filistin Halk›yla rinin y›k›l›fl›n›, beton bir duvar›n köyDayan›flma Derne¤i, Demokratik Toplum Partisi, lerini ikiye ay›rd›¤›n› görerek büyüDivri¤i Kültür Derne¤i, Eme¤in yorlar ve unutmuyorlar! Partisi, Halk›n Kurtulufl Partisi, G›da maddesinin buluIrak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, namad›¤›, dünyan›n gör‹flçi Mücadelesi, Yap› Sanatevi, Filistinli çocuklarla ilgili bafllat›lan kampanya için pastel boya yolluyoruz. mek istemedi¤i, sessizTürkiye Komünist Partisi, Pir Sullikte bo¤ulmaya çal›fl›tan Abdal Kültür Derne¤i ve Hal- Her ne kadar 1 Haziran’dan sonra boya tak›m› verilmese de bunlar› çok önlan bir halk›n çocuklar› kevleri gibi kurumlardan yaklafl›k ceden alm›flt›k. onlar, ancak yaflam deFilistinli çocuklara gönderiyoruz boya kalemlerini, yar›m b›rakt›¤›m›z 400 kifli 8 Temmuz 2006 tarihinde 1. vam etmeli. Tüm imkanLevent metro ç›k›fl›nda bir araya ge- gökyüzünü tamamlas›nlar diye sapanlar›yla att›klar› tafllar›, üzerlerine ya¤an s›zl›klar›na ra¤men aflklerek ‹srail Konsoloslu¤u’na yürüdü. bombalar›, umudu ve gelece¤i, hepsini ama hepsini resmetsinler. En iyi onlar la seviyorlar okumay›, “Emperyalizm yenilecek, direnen resmederler biliyoruz. Geleceklerinin duvar›n› örüyorlar ne de olsa att›klar› Filistinli çocuklar her halklar kazanacak”, “Filistin halk› tafllarla. Bütün çocuklar›n yurdunu… Anas›z-babas›z kalmas›n, ayakkab›lar› gün okula gidebilmek yaln›z de¤ildir” sloganlar›n›n at›ld›için saatlerce yol yürü¤› eylemde kitle “Her yer Filistin, ve gülüflleri ardlar›ndan bakmas›n bize. Sapanlar› resmedilmesin tanklar›n alyor ve binbir tehlikeyi Filistinliyiz-‹srail Siyonizmi yeni- t›nda, tafllarla bombalarla de¤il, her çocuk gibi oyuncaklarla… Her çocuk gigöze al›yorlar. ‹srail fülecek, direnen Filistin kazanacak” bi yaflamal›, yaflatmal›y›z. Ne de olsa att›klar› tafllarla örüyorlar geleceklerini. zeleri hedef seçerken yafl pankart›n› tafl›d›. Konsolosluk önüne Ve Naz›m’›n da dedi¤i gibi “Çocuklar dünyay› alacak elimizden, ölümsüz tan›m›yor, kaç yafl›nda gelindi¤inde Filistin Halk›yla Da- a¤açlar dikecekler…” ölürlerse ölsünler arkayan›flma Derne¤i Baflkan› Füsun Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden bir tutsak Partizan
F Tipi’nden Filistinli çocuklara...
s›ndan sürülen gerekçe “Onlar terörist!” oluyor. Gazze’de, Nablus’ta, Bat› fieria’da hayalleri ve gelecek umutlar› yok edilmek isteniyor her gün onlar›n. Evlerinin, yurtlar›n›n ellerinden al›nmas›ndan sonra s›k›flt›r›ld›klar› kamplarda umutlar›n› sürekli büyütüyorlar, yafllar› zaten çoktan büyümüfl. ‹srail devletinin yeni sald›r›larla ortal›¤› kan gölüne çevirdi¤i, ambargo ile yoksullu¤u derinlefltirdi¤i bugünlerde Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i Filistin’in gelece¤i, intifadan›n tafl generalleri için bir yard›m kampanyas› düzenliyor: “Filistin’de bir kardeflim var” kampanyan›n ad›. Dayan›flman›n somutlanmas›n›n gereklili¤ine dikkat çeken dernek yetkilileri, Filistinli çocuklar için baflta okul malzemesi olmak üzere, yard›m toplayacaklar›n›, toplad›klar› malzemeleri daha sonra bir heyetle Filistin’e götürmek istediklerini belirtiyorlar. Ayr›ca Filistin’de kamplarda yaflayan çocuklar›n orada bulanan kardefl dernek Al-Karmel arac›l›¤›yla Türkiyeli bir kardefl edinmesini ve destek sunulmas›n› sa¤lamaya çal›fl›yorlar. Önümüzdeki hafta kampanyan›n broflür ve afifllerini da¤›tmaya bafllayacaklar›n› bildiren dernek yöneticileri, Filistinli çocuklar›n ihtiyaçlar›n›n küçük bir bölümünü bile olsa karfl›laman›n onlar için oldukça önemli olaca¤›na dikkat çekiyorlar. FHDD’nin kampanyas›na destek olmak, k›rtasiye malzemesi, giyecek ya da ba¤›fl yapmak isteyenler Taksim’de bulunan dernek merkezi ile irtibata geçerek yard›mlar›n› ulaflt›rabilirler. FHDD adres: fiehit Muhtar Mah. Süslü Saks› Sok. No:17/2 Beyo¤lu ‹stanbul. Tel-Faks: 0212 251 8897 Ayr›nt›l› bilgi için web adresi: www.filistindayanisma.org