Yeni Evrede
Baþyazý
Mücadele Birliði
DENEYÝMLERLE DERSLERLE DOLU DEVRÝMCÝ MÜCADELE T
arihi olgular, bütünsel ve karmaþýk süreçlerin ürünüdür. Tarihi bileþke, çýkarlarý ve istemleri birbiriyle çatýþan bireylerin sayýsýz eyleminin çakýþmasýyla meydana gelir. Tarihi geliþme dediðimiz süreç, zenginlik gösteren etkenlerin sonucuyken, sýk sýk ve daha çok ekonomik etkene aðýrlýk veriliyor. Bu yaklaþým ise diðer etkenlerin gözardý edilmesine yol açýyor. Sýnýf mücadelesi bir etkendir. Tarihi yapan kitleler, tarihin öznesidir. Tarih yapýcýlarýnýn eylemleri doðru olarak kavranmalýdýr. Kitlelerin ileriye dönük isyanlarý, ayaklanmalarý ve devrime baþvurmalarý yalnýzca bir anlýk toplumsal patlamalarýn sonucu deðildir. Temelinde uzun bir süre içinde birikmiþ olan ekonomik, toplumsal ve politik karþýtlýklar ve çatýþmalar var. Tüm bu olgularýn üst üste gelmesi, çakýþmasý büyük olaylarý meydana getirir. Bakýþ açýmýzý yüzeyde oluþan olaylarla, sadece güncelle sýnýrlarsak, günceli deðerlendirmede de yüzeysel kalýrýz. Güncel olaylar ile bunu etkileyen temeldeki geliþmeler arasýnda karþýlýklý bir diyalektik iliþki var. Yalnýzca güncelin temelindeki ekonomik, toplumsal geliþmelerle yetinirsek, güncel olaylarý anlamada geri kalýrýz. Sadece güncel çatýþmalarla sýnýrlý kalýrsak, o zaman da güncel eylemleri etkileyen temel olgular yön deðiþtirince günceli etkileyen, ortaya çýkaran, yönünü belirleyen son nedenleri kavramakta geri kalýrýz. Büyük kitle eylemlerini çözümleyebilmek için, bu eylemlerle, onlara yol açan etkenler arasýndaki diyalektik iliþkiden hareket etmeliyiz. Latin Amerika’da yükselen halk hareketleri söylediklerimizin en iyi gözlenebileceði güncel örneklerdir. Kýtada son elli
yýldýr sürekli mücadele vardýr. Bütün ülkeler her zaman eylem halinde olmasa da bir yerde halk eylemi mutlaka vardýr ve belli örnekler ile kýtayý daima etkilemiþtir. Küba devriminin varlýðý, Latin Amerika halklarý için her zaman bir etkilenme ve mücadele dayanaðýdýr, örnektir. Kýtada devrim mücadelesi gerilla hareketleri ve halk hareketlerinin baþka biçimleriyle sürüyor. Dünya, buradan geliþen yeni bir halk hareketine tanýk oluyor. Halk ayaklanmalarýyla birçok yerde burjuva hükümetler devrildi, kimi ülkelerde demokratik halkçý yönetimler kuruldu. Bu yönetimlerle birlikte demokratik bir ortam oluþtu. Yine bazýlarýnda sosyalizme geçiþ tartýþýlýyor. Sosyalizmin somut olarak tartýþýlýyor olmasý, emekçi halk kitlelerinin gücünü, etkisini gösteriyor ve sosyalist eðilimini ve bunun yarattýðý ortam konusunda açýk bir fikir veriyor. Latin Amerik’da ortaya çýkan sola, sosyalizme yönelim kýta ile sýnýrlý olmayan bir dünya eðilimidir aslýnda. Latin Amerika’yý yakýndan gözlemleyebilen herkes, halkýn devrimci yükseliþinin temelinde kapitalist üretim biçiminin yattýðýný bilir. Bunun temelinde kapitalizmin uzlaþmaz sýnýf çeliþkileri var, halk kitlelerinin çok derin sefaleti var. Yoksullukzenginlik karþýtlýðýný derinleþtiren emperyalizmin egemenliði var. Yine ayný temele baðlý olarak, halk üzerinde aðýr burjuva diktatörlüðü, iþkence, katliam, sürgün, sokak infazlarý, kaybetmeler, aðýr hapis cezalarý ve koþullarý... kýsacasý faþist devlet terörünün en koyu, en terörist, en aþaðýlýk biçimleri yaþandý. Halk buna daha ne kadar katlanabilirdi. Halkýn ayaklanmasý için, devrim için, tüm koþullar oluþmuþtu. Devrimci eylem biçimleri bu süreci hýzlandýrdý, 64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
örgütledi ve hedefe yöneltti. Halkýn tüm kýtaya yayýlan politik-toplumsal deðiþiklik yaratan eylemleri karþýsýnda aklý þaþanlar, tüm bu deðiþikliklerin ve güncel eylemlerin temelinde yatan ve belirttiðimiz olgularýn yanýnda onyýllarca süren devrimci eylemlerin, gerilla mücadelesinin olduðunu göremiyorlar. Gerilla mücadelesi ya Küba ve geçici bir örnek olarak da Nikaragua’da zafere ulaþtý; ya da baþka yerlerde zaferlerin kapýlarýna dayandý. Mücadele zirveye doðru týrmanýrken, o sýrada dünyada geçici olarak oluþan olumsuz geliþmelerin de etkisiyle, gerilla hareketleri tam da ileri bir noktadayken, buradan geriye, burjuvaziyle uzlaþma yoluna yöneldiler. Ancak, uzun iç savaþlarý, ayaklanmalarý yaratan ve devrimi gündeme getiren gerici koþullar ortadan kalkmamýþtý. Uzlaþmaz sýnýf çeliþkilerini yaratan koþullar, kendi kaçýnýlmaz sonuçlarýný da doðurur. Gerilla hareketleri uzlaþma yoluna gidince, halk baþka biçimlerle baþkaldýrýyý sürdürdü. Sokaklar halk eyleminin deðiþmez alanlarý olarak öne çýktý. Sonunda ilk uðrak noktasý olarak demokratik güçleri yönetime getirdi. Ancak, devrim bu noktada durmayacaktýr, buradan sosyalizme varacaktýr. Bunun için de devrimci zor yöntemleri zorunludur. Ve orada herþey, varolan demokratik ortamdan yararlanacak olan iþçi sýnýfýna baðlýdýr. Sosyalizmi ancak iþçi sýnýfý gerçekleþtirebilir. Ýktidar baþka devrimci güçler tarafýndan ele geçirilse de, sosyalizme geçiþ, iþçi sýnýfý tarafýndan yaþama geçirilebilir. Yine örneðin özellikle son süreçte Avrupa’da yaygýnlaþma eðilimi gösteren eylemler de “duru gökte çakan þimþek” deðildi. Bu eylemler, yüzyýllardýr süren sýnýf savaþýmýndan edinilen derslerle, birikimle hazýrlandý. Bugün Fransa’da iktidarý sarsan eylemler, Avrupa’da bi toplumsal devrimin giderek olgunlaþtýðýný gösteriyor. Fransýz iþçi ve emekçileri, öðrenciler, komünarlarýn ruhuyla çýkýyorlar sokaða. Paris proletaryasýnýn kanýyla kýzýllaþmýþ meydanlardan þimdi ayaklanan gençler geçiyor. Bu ayaklanma 68’den çok daha ileriye gidecek bir potansiyele sahip Türkiye’de bu denli yoðun ve yaygýn anti-kapitalist kitle eylemlerinin görülmesinde þaþýlacak ne olabilir. Emekçi sýnýfýnýn sefaletine dayanan, bu sefaleti dayandýðý ekonominin koþulu ve sonucu haline getiren burjuva toplumda, hele Türkiye gibi, halkýn sefaletinin bu denli arttýðý ve ölümcül bir durum halini aldýðý bir ülkede kitle ayaklanmalarý, bu koþullarýn kendisi tarafýn-
3
Yeni Evrede
Baþyazý dan güncelleþtirilir. Latin Amerika’da halký ayaklandýran tüm toplumsal þartlar Türkiye’de de var. Ayný þartlarýn varlýðýyladýr ki, devrimci mücadele bu topraklarda 35 yýl boyunca kesintisiz olarak sürmüþtür. Kitle mücadelesinin böylesine sürekli, yaygýn, yoðun ve militan biçimde geliþtiði Türkiye ve Kürdistan’da bu durumun, yalnýzca “nesnellik” ile açýklanamayacaðý ortada. Yükselen kitle mücadelesi bir yanýyla yýllardýr süren örgütlü devrimci mücadelenin eseridir. Süreci deðerlendirirken, iki boyutunu, nesnel boyutunu ve öznel (mücadele) boyutunu birlikte ve bir bütünlük içinde görmeliyiz. Sosyalizm kitlelerin içinde maddi bir güçtür. Bu dönüþüm onyýllar boyu ve kuþaktan kuþaða süren mücadelelerle saðlandý. Bütün bu süreç içinde kitlelerin bilinci haline gelen, yaþamý dönüþtüren, yeni bir toplumsal sistemde somutlaþan sosyalizm, insanlýðýn geleceðini belirleyen bir güçtür. Þimdiye kadar ortaya çýkan irili ufaklý tüm sosyalist gruplar, kitleleri sosyalizmle tanýþtýrma hizmeti yapmýþtýr. Bugüne dek sosyalizmle tanýþmamýþ, etkisinde kalmamýþ ve uðruna savaþým vermemiþ ülke proletaryasý yoktur. Öyle ki sosyalizm, dünya proletaryasýnýn ortak hedefi oldu. Bu hedefte her doðan örnek, ayný amaca ulaþma yolunda tüm dünya emekçileri için bir mevzi haline geldi. Özelde devrim, bir ülke proletaryasýnýn eseri olsa da, genelde dünya proletaryasýnýn ortak eseridir. Her ülkedeki toplumsal devrim ve sosyalizm yapýtý, dünya proletarya hareketinin ortak dayanýþmasý, desteði ve çabasýnýn ürünüdür. Bu yöndeki sýnýf dayanýþma örnekleri tarihe geçmiþtir. Ayný ve ortak amacý olan dünya proletaryasýnýn sýnýf dayanýþmasýnda, proletarya enternasyonalizminde yepyeni bir uluslararasý iliþki biçimi doðmuþtur. Özgür ve ortaklaþa emeðe dayanan yeni bir dünya, bu iliþkide þekilleniyor. Dünya komünist hareketi, büyük bir sosyalist mirasa ve zengin bir birikime dayanýr. Bu, tüm ülkelerdeki devrimci iþçilerin ve komünistlerin katýldýklarý ortak bir tarihtir. Komünist hareketi bir dünya hareketi durumuna getiren bu ortak tarihtir. Dünyanýn herhangi bir yerindeki ya da tüm dünyadaki devrimci komünist mücadele, kolektif mücadelenin bir parçasýdýr. Ayný zamanda ortak mücadelenin kazanýmýdýr. Ortak kazanýmda, tüm ülkelerin komünistlerinin rolleri var. Bu uðurda yaþamýný ortaya koymuþ, iþkencelerden geçmiþ, kavgalarda vurulmuþ, daraðaçlarýna gitmiþ, kurþuna dizilmiþ, hareketin her alanýnda ve
4
Mücadele Birliði
her aþamasýnda komünist bilinciyle, hareketin genel çýkarlarýný temsil etmiþ sayýsýz yoldaþýn, dünyadaki tüm yoldaþlarýn mücadelesi var. Mücadeleye atýlan her yeni kuþak, böylesi büyük ve ortak yaratýlmýþ komünist birikime dayanarak yoluna devam ediyor. Bizden önceki yoldaþlardan çok þey öðrendik, dersler çýkardýk. Kazanmak için çok daha deneyimliyiz artýk. Yaþam, sürekli bir akýþ, deðiþim ve dönüþüm halindedir; bir uðraktan baþka bir uðraða doðru yol alýr. Ýþçi sýnýfý hareketi de, canlý bir hareket olarak, daima bir yenilenme içinde olur. Önceki süreçten ne kadar kayda deðer deneyimlerden geçmiþ olsa da, eldeki deneyimler, yeni geliþmeleri getirince, karþýlayamayabiliyor. Ýþçi sýnýf hareketi geliþmeleri karþýlayabilmek için kendisini devamlý yetkinleþtirir. Burada yetkinlik, her koþulu, her mücadele biçimini, her geliþmeyi karþýlayabilme yeteneðidir. Güncel mücadeleler de böyle bir yeteneði gerektirir. Sadece köklü bir mücadele geleneðine sahip olmak, günlük eylemleri yönetmeye yetmez. Eylemlerin içinde olmak, inisiyatifi ele geçirme dinamizmini ve becerisini de göstermek gerekiyor. Þimdiye kadar yapýlanlar ne kadar önemli olursa olsun, bunlar henüz iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu için yeterli deðildir. Zafere varmak için daha önce yapýlanlarý aþan yeni örnekler yaratýlmalý. Burjuvaziye karþý verilen savaþ, yalnýzca bir iki çarpýþmadan ibaret deðildir. Bu büyük mücadeleye sayýsýz çarpýþma sýðar. Hedefe ulaþmak için mücadelenin daha çok çetin süreçlerinden geçilecektir. Bugüne dek yapýlan bütün büyük devrimler, iç ve dýþ savaþlar olmadan baþarýya ulaþmamýþtýr. Dünya tarihini derinden etkiledikleri ve çok ileriye gittikleri için, bu büyük devrimler, eski dünyanýn güçlerinin þiddetli karþý koyuþlalrýyla ve uzun dönemleri kapsayan savaþlarla karþýlaþýr. Ayný düzeyde olmasa da, dünya tarihini çeþitli biçimlerde etkileyen, günümüz somutunda olduðu gibi kapitalizmin dünya egemenliðini sarsan her devrim bir dizi savaþ olmadan zafere ulaþamaz. Küba devriminde görüldüðü gibi, gerilla kuvvetleri çarpýþa çarpýþa iktidarý aldýktan sonra Amerikan emperyalizminin askeri çýkarmasýyla karþýlaþmak zorunda kaldý. Sabotaj, suikast ve ekonomik abluka ise onyýllardýr sürüyor. Nikaragua devrimden sonra yýllarca ABD desteðindeki karþý-devrim güçleriyle savaþmak zorunda kaldý. Angola devrimci güçleri, devrimden sonra emperyalizmin beslediði ve desteklediði güçlerle yýllarca 64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
savaþtý. Þimdi ayný sorun Venezuella Bolivarcý devriminin karþýsýna çýktý. Devrim derinleþtikçe emperyalizmin þiddetli saldýrýlarýyla karþýlaþacaðý son derece açýktýr. Tarihin akýþý yönündeki her devrim, emperyalist-kapitalist dünya egemenliðine vurulmuþ bir darbedir. Dünyanýn bugünkü objektif þartlarýnda her devrim zincirleme bir etki yapabilir, Latin Amerika’da olduðu gibi. Sýrf bu yüzden bir devrim emperyalizmin çok daha þiddetli saldýrýlarýyla karþýlaþabilir. Dünya devriminin güncelleþtiði bir sýrada devrimlerin tarihinden dersler çýkarýlmalý, devrimlerin ortak yasalarýna uygun hareket edilmeli. Ýktidara gelen proletarya kendi egemenliðine dayanarak toplumu dönüþtürür, sýnýflarý ve sýnýflarý vareden ekonomik koþullarý ortadan kaldýrýr. Fakat bu öyle kolay bir iþ deðil. Özel mülk sahipleri eski düzenin deðiþimine karþý þiddetle direneceklerdir. Özel mülkiyet inatçý bir doðaya sahiptir. Toplumsal dönüþümün önüne her adým baþý bir engel çýkaracaktýr. Burada kapitalizmden sosyalizme geçiþin ortak yasalarý geçerlidir: Toplumun dönüþümü için eski toplumun güçlerine karþý diþediþ bir mücadele. Toplumsal dönüþümün geçiþ sürecinin tümü boyunca devam edeceði gözönünde bulundurulursa, dönüþümü zafere ulaþtýrmada, toplumu yönlendiren öncüye nasýl bir görev düþeceði kendiliðinden anlaþýlýr. Yeni bir devrimci yükseliþini baþlamasýyla birlikte, kapitalizmden komünizme geçiþin zengin deneylerinden ve derslerinden yararlanmak bir gerekliliktir. Sýnýflar savaþýmýnýn bu denli engin birikimine sahip olan yeni komünist kuþaklarýn çok daha ileriye gitmeleri gerekiyor. Derslerle dolu deneyimler, kazanmak için büyük olanaklar sunuyor bize. Yapýlmýþ devrimlerin geçtiði yolan geçmek zorunda olsak da, yine bu devrimin dersleri, yapýlan hatalara düþmemek için bize bazý sonuçlar sunuyor. Sosyalizmin teori-pratiðiyle donanmýþ bir devrimci iþçi sýnýfý hareketi baþarýya ulaþmak için gereken en temel silahlara sahip olmuþ demektir. Proletarya daha iyi örgütlenerek, dünya proleter güçleriyle en sýký iliþki ve mücadele içinde bulunarak sosyalizmin yeni ve etkileyici örneklerini yaratabilir. C. DAÐLI
Yeni Evrede
Þemdinli Ýddianamesi
Mücadele Birliði
POMPEÝ’NÝN SON GÜNLERÝ Hikayeyi herkes bilir. Hemen yaný baþýndaki yanardaðýn patlamaya hazýr öfkesinden habersiz Pompei halký, yöneticilerin iþret, þantaj ve sefahat dolu iktidar kavgalarýnýn ortasýnda, baþý sonu görünmeyen sorunlarýn sancýlarýný yaþýyordu. Pompei’de her karanlýk köþe bir ölüm, her çýðlýk bir hesabýn görülmesini haber veriyordu. Bu bataklýðý ancak kýzgýn küller kurutabilirdi ve bataklýðýn iðrenç kokularý arasýnda kimse yanardaðýn öfkesinin kokusunu alamamýþtý. Ankara’da paranoyanýn gölgesi dolaþýyor. Son aylarda ardý ardýna gündeme gelen skandallar, burjuvazinin yönetici elitleri içinde herkesin bir diðeri hakkýnda dosyalar tuttuðu, þantaj ve tehditlerde bulunduðu gerçeðini ortaya çýkardý. Her gün büyüyen ve çözüm bulunamayan toplumsal sorunlar ve bunlara eþlik eden devrimin baskýsý, kiþisel çýkarlarla birbirine baðlý burjuva sýnýfý çözüyor ve onu sayýsýz düþman kampa bölüyor. Bölünme derinleþtikçe, bu ayrý kamplarýn birbirlerine karþý þantajlarý, tehditleri, artýk günlük bir olay halini aldý. Özel kuvvetlere baðlý olduðu belli bir “sauna” çetesi, yönetici elitin iþret ve fuhuþ alemlerine dair bir çok görüntü kaydýyla ortaya çýkýyor. Saunacýlar, “kameralarý biz yerleþtirmedik. Bu olayýn bize bulaþtýrýlmasýnýn nedeni, olayýn yukarýlara doðru gidiþini kesmeye dönüktür” ifadeleriyle, basit bir adli vaka olmadýklarýnýn iþaretini verdiler. Rezalet dolu skandal bununla da bitmedi. Ortaya atýlan bir çok telefon kaydýnda, gazetelerde boþ noktalar olarak geçen birçok isim, ayný bataklýðýn müþterileri olarak ilan edildi. Þimdi Ankara’da yönetici elitler, gazetedeki o boþ yerlerde kendi isimlerini görüyorlar. Herkesin belden aþaðý vurmaya baþladýðý bir dönemde gündeme gelen Þemdinli iddianamesi, iþbirlikçi tekelciliðin iktidar kamplarý arasýnda pimi çekilmiþ el bombasý etkisi yarattý. Bombayý kucaðýnda bulan Genel Kurmay Baþbakana, Baþbakan Adalet Bakanýna, Adalet Bakaný da Van Savcýsýna devretti. Bürokrasinin karanlýk koridorlarýnda kolayca sümenaltý olabilecek bir iddianamenin, yönetici elitler arasýnda bu denli fýrtýna koparmasý, ancak burjuvazinin yönetememe kriziyle açýklanabilir. Kendi Bacaðýný Isýranlar Ýþbirlikçi tekelciliðin bütün kamplarýný etkileyen yönetememe krizi, etkisi ortadan kaldýrýlamayacak kadar köklü temellere sahiptir. Sermayenin egemenliðini erozyona uðratan en önemli konularýn baþýnda, iþsizlik ve sefaletin ulaþtýðý boyut geliyor. Bu, her kesimden yükselen öfkeyi, iktidar kurumlarýna doðru yöneltiyor, tepedeki en küçük kýpýrtýyý, büyük sarsýntýlara çeviriyor. Çünkü tepedeki yönetici sýnýf temsilcilerin altlarý boþalmýþtýr. Temeldeki birkaç tuðlanýn daha düþmesi durumunda, tüm yapýnýn darmadaðýn olma tehlikesi vardýr. Baþkentteki paranoya, buradan besleniyor. Tehlikenin kokusunu çoktan beridir almýþ olan burjuva yöneticilerin kimi akýl hocalarý, ortaya serilen rezalet ve skandallarýn boyutu ne denli büyük olursa olsun, iktidar kurumlarýnýn yýpratýlmamasý konusunda uyarý üstüne uyarý yapýyorlar. Örneðin, Hürriyet’in “paþa”sý Ertuðrul Özkök, bakan ve vekilleri hakkýnda her tür rüþvet, adam kayýrma ve iþret alemleri iddialarý ortalýða yayýlan AKP’ye iliþkin “aman ha yýpratmayalým. AKP’nin alternatifi daha radikal unsurlardýr” diyor ve insanlarýn öfke duyduðu kiþi ya da partileri acýmasýzca ceza-
landýrdýðýný ifade ediyor. E.Özkök, daha radikal unsurlarýn büyük sürpriz yapmasýna dair korku ve endiþelerini de dile getiriyor. Devletle iç içe geçmiþ tekelci sermayenin bu önemli sözcüsünün yazdýklarýnýn mürekkebi daha kurumadan, Þemdinli iddianamesi gündemi dolduruyor. Ýddianameyi hazýrlayan savcý, esasýnda, buzdaðýndan bir kartopu koparacak denli güdük, sinik, eveleme-geveleme ustasý bir belgeye imza atmýþ. Fakat, hem burjuva kamplar arasýndaki çatlaðýn derinliði, hem de bu çatlaklara sýðmayacak devrimci kitle eylemlerinin büyük baskýsý, eveleme-gevelemelerle dolu iddianameyi, rejimi tehdit eden bir belgeye dönüþtürdü. Çýkarlarý çatýþan burjuva kamplar arasýnda en küçük bir ima bile, karþý tarafý yýpratmayý hedefleyen bir þantaj halini alýyor. Üstelik, burjuvazinin siyasi iktidarýna tüm öfkeli duygularýný yöneltmiþ ve gözlerini ona dikmiþ olan geniþ emekçi yýðýnlar, patlak veren tartýþmalar içinde, burjuvazinin politik aygýtýnýn gerçek yüzünü tüm çýplaklýðý ile görebilirler. Ýþte bu yüzden, iddianame patlak verdiðinde, Ankara’da toplantý üzerine toplantý yapýldý. Tartýþmalarýn asýl yönünün üstü örtüldü ve bir kuvvet komutanýnýn Genel Kurmay Baþkanlýðýnýn önünün kesilmesi çabalarýna büründürüldü. Savcýnýn iddianamesiyle hemen hemen ayný içerikte bir yarý resmi raporun, neredeyse 1 aydýr Ankara’da elden ele dolaþtýðý biliniyor. Bu durum, savcýnýn iddialarýnýn apoletli burjuvaziyi yýpratmaya yönelik kampanyanýn parçasý olduðunu akla getiriyor. Fakat, emekçi sýnýflar açýsýndan bunun bir önemi yoktur. Böyle bir kampanyanýn arkasýnda ilhakýný siyasi yönden tamamlamak isteyen AB emperyalizmi olabilir; ya da son günlerde Boðazlarý ve Karadeniz’in kontrolünü düzenleyen Montrö Anlaþmasýný geçersiz kýlarak Karadeniz’i nükleer bir cephaneliðe çevirmeyi amaçlayan ABD emperyalizmi akla gelebilir. Fakat, bunun da önemi yok. Önemli olan, sermaye kamplarý arasýnda kimin hangi niyetle diðerine karþý þantajlar, tehditler savurduðu deðil; bu karþýlýklý çatýþma ve dalaþmanýn devrimi hangi yönden beslediðidir. Þemdinli iddianamesinin yarattýðý geliþmelere bakarak söyleyebiliriz ki, sermaye sýnýfý arasýndaki kavgalar artýk kiþiler ve partiler düzeyini aþmýþtýr. Ýktidarýn en temel kurumlarý arasýnda sürmektedir. MÝT bir yanda, Jandarma istibarat diðer yanda; YÖK bir yanda eðitim bakanlýðý öbür yanda; Merkez Bankasý bir yanda, Maliye diðer yanda... ve böyle bir dizi çatýþma! Burjuva iktidarý yanlýzca siyasi olarak deðil, kurumsal olarak da yýpranýyor. Burjuvazi, en temel kurumlar arasýnda bir uyum olmadan egemenliðini sürdüremez. 70’li yýllarýn sonunda devrimci durum ve devrimin baskýsý bütün aðýrlýðýyla burjuva egemenliðin üzerine abandýðýnda, kurumlarýn uyumu bozulmuþ ve oluþan çatlaklara sýzan devrim bürokrasiyi ve güvenlik aygýtlarýný ciddi bir kamplaþmayla yüzyüze býrakmýþtý. Burjuvazi, bu durumdan, ancak 12 Eylül darbesiyle kurtulabilmiþti. Ýþbirlikçi tekelci egemenlik, yeni bir felaket durumunun yaþanmamasý için, Þemdinli iddianamesiyle ortaya çýkan durumu fýrsat bilerek, oyunun kurallarýný yeni baþtan belirlemiþ görünüyor. Buna göre, her türlü rüþvet, adam kayýrma, hatta iþret alemleri masaya yatýrýlabilir; çýkarlarý farklý kamplarýn kavgalarýndaki sýnýr da buraya kadardýr. Bunun sonrasý, iç savaþta emekçi sýnýflara karþý izlenen ve izlenecek olan her türlü vahþet-katliamdýr ve bunlar asla burjuva kamplar arasýndaki kavgada kullanýlmaz. Ýþte burjuvazi, oyunun sýnýrlarýný böyle çizdi: Havlayýn, hýrlayýn ama asla kendi bacaðýnýzý ýsýrmayýn. Ne var ki devrim, burjuvazinin çizdiði her sýnýrý, her kuralý bozarak ilerliyor. Ortaya çýkan son durum, yanlýzca geçici bir uzlaþmadýr. Kavgayý besleyen nedenler tüm aðýrlýðýyla varlýðýný koruduðu sürece, kavganýn kurumlarý da içine alacak þekilde devam etmesi ve heran daha büyük rezaletler biçiminde patlak vermesi kaçýnýlmadýr.
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
5
Yeni Evrede
Irak
Mücadele Birliði
IRAK’TA ÝÇ-SAVAÞ: AMA NASIL? rak’taki iþgalcilere ve iþbirlikçilerine karþý direniþin en güçlü olduðu yerlerden biri olan Bakuba’da Þii mezhebi için çok önemli bir cami bombalarla yerle bir edilince, direniþ için en tehlikeli ve kritik bir dönem açýlmýþ oldu. Sünni ve Þii silahlý gruplar arasýnda, patlak verecek bir iç-savaþýn ülkeyi içinden çýkýlmaz bir karmaþaya sürükleyeceðine dair haber ve yorumlar, en baþta ABD basýn tekellerince, o denli sýklýkla dile getirilmiþti ki, bir çok kiþi, Bakuba’da patlayan bombanýn bu süreci açacaðýna kesin gözüyle bakýyordu. Üstelik, iþgalin baþladýðýndan bu yana ne ABD’ye ne de iþbirlikçilerine karþý tek bir “kötü” söz söylememiþ aðzý vardili yok Ayetullah Sistani ve sokaktaki Þiilerin dili Mukteda Sadr, Bakuba olayýndan hemen sonra çok sert açýklamalar yapýnca, ve üç gün içinde yüzlerce caminin saldýrýya uðradýðý haberleri yayýlýnca, durdurulamaz bir iç-savaþýn baþladýðý yorumlarý çoðaldý. Oysa ki, ilk günlerin katliam, sabotaj görüntüleri arasýnda kaybolan gerçekler, yavaþ yavaþ gün yüzüne çýkmaya baþladý. Bombalamanýn Sünni ve Þii gruplarý çatýþmalara çekmek için yapýlmýþ bir kýþkýrtma olduðu ve bizzat iþgal güçlerince organize edildiði öylesine açýktý ki, protesto için sokaklarý dolduran yüzbinler, hep bir aðýzdan ayný sloganý haykýrýyordu: Ýþgalci defol! Saldýrýnýn hemen sonrasýnda, ilk Cuma namazýnda Sünni ve Þiiler ayný saflarý paylaþýyor, benzer bir saldýrýnýn olmamasý için cami ve türbelerin önünde birlikte nöbet tutuyorlardý. Daha önce de, düðünlerine, cenazelerine saldýrýlmýþ, yüzlerce insan katledilmiþ, fakat bu kýþkýrtmalara gelmemiþlerdi. Halk olaya böyle tepki verirken, Þii gruplarda Bedr Tugaylarýyla, Sünni Ýslam Partisinin milisleri, sokaklarda evlerde 300’e yakýn insaný katlederken, en büyük yardýmý iþgali güçlerden alýyorlardý. Gerçek þu ki, Irak’ta bir iç-savaþ zaten yaþanýyordu. Bir yanda yurtsever ve halkçý söylemleriyle yoksullarýn büyük desteðini alan direniþ cephesi, diðer yanda ise ABD iþgalcilerine hizmette kusur etmeyen Irak’ýn burjuvalarý. Ve elbette, tipik Ortadoðu politikasýnýn temsilcileri olarak, her iki cephe arasýndaki dengeye oynayarak kendi dar çýkarlarýný koruyamaya çalýþanlar. Bu sonuncusunun tipik
I
6
temsilcileri, Þiilerden Mukteda Sadr, Sünnilerdense en son seçime katýlmayý kabul eden Ýslamcý ve Baasçýlardýr. Bir yanda iþgalciler ve diðer yanda iþgale karþý savaþanlar arasýndaki çeliþki ve çatýþmalar giderek net sýnýfsal zemine ve politik hedeflere oturdukça, bu iki karþýt kutup arasýnda gidip gelenlerin yalpalanmalarý çoðalýyor, hareket alanlarý kýsýtlanýyor ve politik söylemleri zorlanýyor. Irak’ýn burjuva güçleri, ABD’nin denetimindeki Baðdat hükümetinde yer alma, en çok payý kapma yarýþý içindeler. 15 Aralýk seçimlerine dahil olan Irak Ýslam Partisi, çeþitli Baasçý çevreler ve Mukteda Sadr, þimdi bu pazarlýklarýn içine gömüldükçe, bir zamanlar direniþ üzerinde sahip olduklarý politik etkiyi de kaybediyorlar. Direniþten uzaklaþtýkça, içine gömüldükleri nüfus savaþýnda kimi zaman ABD’ye kimi zaman da Ýran’a yanaþýyorlar. Uluslararasý diplomasi alanýnda, havada uçuþan tehdit dolu sözlerin aksine, ABD ve Ýran, þimdilerde Irak’taki direniþi boðmak için birlikte çaba sarf ediyorlar. Bizzat Ýran’ýn silahlandýrdýðý, maddi ve siyasi destek sunduðu Bedr Tugaylarý, ABD operasyonlarýnýn vazgeçilmez yardýmcýlarý, ve Irak’ta en çok nefret edilen milis kuvvetlerinin baþýnda geliyorlar. Mukteda Sadr da, kah direniþçileri “Baas kalýntýlarý” sözleriyle aþaðýlayarak, kah Ýran’la doðrudan görüþmeler yaparak, ABD ile pazarlýk masasýnda güçlü görünmeye çalýþýyor. Irak’ta burjuva politikacýlar, iþte böyle, ya ABD’den ya da Ýran’dan aldýklarý destekle, nüfus alanlarý yaratma peþindeler. Hükümet binalarýnýn bulunduðu ve halktan hiç kimsenin giremediði Baðdat’ýn “Yeþil Bölge”sinde, burjuva siyasetçiler böyle birbirlerini yerken, açlýk ve yoksulluðun dayanýlmaz olduðu ülkede silahlý direniþ, giderek daha örgütlü ve politik bir konuma kavuþuyor. Gerici Saddam döneminde bütün örgütlülükleri darmadaðýn edilen iþçiler, yoksullar iþsizler, yavaþ yavaþ sendikalarda, siyasi cephe örgütlerinde, ve direniþ savaþýnda bir araya geliyorlar. Silahlý direniþ daha þimdiden ABD iþgalcilerini kendi üstlerinden dýþarý çýkamaz duruma getirdi. Ýþçiler ülkenin çeþitli kentlerinde bir çok kez genel greve çýktýlar. Ýþsizler hareketi, Basra’dan Musul’a dek en sýcak çatýþmalarýn yaþandýðý kitlesel protestolar gerçekleþtiriyor.
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Irak burjuvalarý “Yeþil Bölge”de toplandýkça, emekçi halk iþgal karþýtý direniþle toparlanýyor ve bu, savaþý daha net politik hedefe doðru taþýyor. Ýþte, ABD ve iþbirlikçilerinin (bu arada elbette ki Ýran’ýn) uzun süreden beri önüne geçmeye çalýþtýklarý süreç, bu süreçtir. En son bombalamanýn, iþçi hareketinin güçlü olduðu ve geleneksel olarak sol siyasetin hakim olduðu Bakuba’da yaþanmasý, kýþkýrtmanýn hemen ardýndan ayný kentte 47 iþçinin katledilmesi, yaratýlan karmaþa ortamýndan iþgalci ve iþbirlikçilerin nasýl yararlanmak istediklerinin iþaretidir. Giderek emekçi sýnýflar temeline daha fazla oturan silahlý direniþ, bizzat ABD ve iþbirlikçilerinin týrmandýrdýðý Sünni-Þii geriliminde boðulmak isteniyor. Baðdat’ta bulunan Ýngiliz gazeteci Robert Fox, ayný anda yüz camiye birden saldýranlarýn, direniþçi gruplar olmadýðýna iþaret ediyor. Baðdat’ta toplanan burjuva partilerin milisleri, bir yanda Bedr Tugaylarý ve Mehdi Ordusu, diðer tarafta Mücahidin ve Ýslam Ordusu, yükselen bu halkçý-emekçi direniþi boðmak için harekete geçtiler, fakat bu plan kýsa sürede sokaklarý dolduran kitlelerin protestosuyla ters tepti. Olay, tüm dünyada gericilerin sahneye çýkardýðý “Karikatür Krizi” dönemine denk geldi. Dinsel ayýrýmlara dayanan çatýþmalar her dönem burjuvazinin bir hegemonya aracý olmuþtur. Sosyalizmin ve proleter hareketin yükseliþi önüne, dinci-gericilik bir dalgakýran olarak çýkarýlmýþtýr. Son bir yýlda, özellikle Avrupa’da hýzla yükselen iþçi eylemleri, Latin halklarýnýn devrimci eylemleri, Rusya’da sosyalizme ve Stalin gibi sosyalist önderlere yönelik sempatinin %70’lere týrmanmasý, dünya burjuvazisi için alarm çanlarýdýr. Dünya çapýnda yaþanan bu yükseliþ için, burjuvazi de dünya çapýnda bir kýþkýrtma yarattý. Þu günlerde dev petrol tekellerinin canýna okuyan bir gerilla savaþýnýn yaþandýðý Nijerya’dan, Pakistan’a, Endonezya’dan Türkiye’ye kadar, dinci-gericiler, kendi sýnýf kardeþleri olan dünya burjuvazisinin yardýmýna koþmakta tereddüt göstermediler. Fakat, dünya çapýna yayýlan dinci-gericiliðin gösterileri, þuan ABD ile çýkar çatýþmasý içinde olan Ýran’ýn elini güçlendirince, Sünni-Þii ayrýmýný doðuracak bir baþka kýþkýrtmaya ihtiyaç oldu. ABD ve iþgalciler, Bakuba’da patlatýlan bombayla, bir taþla üç kuþ vurmak istediler: Birincisi, Ýran’ý yalnýzlaþtýrmak; ikincisi, Irak’ta yükselen halk savaþýnýn önünü SünniÞii çatýþmasýyla kesmek; üçüncüsü, dünyada yükselen sosyalist ve proleter hareket’e Irak’taki direniþin baðýný zayýflatmak. Bu, ne ilk ne de son provokasyondur. Öncekiler bir iþe yaramadýðýndan, her seferinde daha büyük, daha yaygýn kanlý kýþkýrtmalar peþine düþüyor burjuvazi. Ama bu güne kadar, ne sosyalizmin yükseliþini engelleyebildi, ne e kitlelerin kendi denetiminden çýkmasýný. Hatta, kendi iç çatýþma ve çeliþkileri nedeniyle, bu tür kýþkýrtmalarý, daha büyük hýzla burjuva denetiminden çýkartmaya baþladý. Gerçek iç-savaþ sadece Irak’ta deðil, tüm dünyada sürüyor.
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
B
u sene 19 Mart Pazar günü Zeytinburnu Kazlýçeþme Meydaný’nda düzenlenen Newroz kutlamalarý için sabahýn erken saatlerinde binlerce kiþi alaný doldurmaya baþladý. Yaklaþýk 100 bin kiþinin katýldýðý Newroz kutlamasýnda sýk sýk “Biji Newroz”, “Newroz Piroz Be” sloganlarý atýldý. Bizler de Mücadele Birliði Platformu olarak Newroz kutlamasýna üzerinde “Yaþýsýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði / Mücadele Birliði Plt.”, “Kürt Halký Yalnýz Deðildir / Mücadele Birliði Plt.”, “Newroz Piroz Be / Mücadele Birliði Plt.” imzalý pankartlarýmýzla katýldýk. Ayrýca DÝK (Devrimci Ýþçi Komiteleri) de “Biji Yekýtýya Tekoþýna Karkeren Kurd û Turk / DÝK” imzalý pankartýyla katýldý. Arama noktasýndan geçmeden önce pankartlarýný açan DÝK’li iþçiler, arama noktasýný geçtikten sonra hemen düzenli kortejler oluþturdular ve “Yaþasýn Devrimci Ýþçi Komiteleri”, “Biji Newroz”, “Newroz Piroz Be”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Ýmralý F Tipi Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarýyla alana girdiler. Alanda sloganlar atmaya devam eden DÝK’li iþçilere Kürt gençlerinden destek geldi. Alandaki birçok Kürt genci DÝK imzalý döviz ve kýzýl bayraklarý alarak iþçilerle omuz omuza pankartýn arkasýna geçip sloganlara eþlik
NEWROZ’UN COÞKUSUYLA SERHILDANLARA
etti. Daha sonra Mücadele Birliði alana girdi. “Biji Newroz, Mücadele Birliði Platformu”, “Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði, Mücadele Birliði Plt.”, “Kürt Halký Yalnýz Deðildir, Mücadele Birliði Plt.” yazýlý pankartlarýyla dikkat çektiler. Newroz kutlamasý boyunca atýlan “Newroz Piroz Be”, “Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz”, “Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar”, “Serpil Cabadan Onurumuzdur”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Kürdistan’da Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Barýþ Ýçin Devrim Devrim Ýçin Savaþ”, “Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan” sloganlarý tüm kitleye asýl barýþ ve özgürlüðün devrim ve sosyalizm için Leninist saflarda mücadele etmekten geçtiðini en açýk biçimde gösterdi. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan sahne alan sanatçý ve müzik gruplarý kitleyi coþtururken, kutlamalar boyunca halaylar çekildi. Ayrýca alanda açýlan TKEP/L bayraklarý ve atýlan “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Faþist Devleti Yýkacaðýz Halk Ýktidarýný Kuracaðýz” sloganlarý coþkuyu bir kat daha artýrdý.
BÝJÝ NEWROZ! YAÞASIN KÜRT TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ!
“Sen Bir Özgürlük Pýnarýsýn Küba Ýnsanlýðýn Susuzluðunu Gideren” 2005 yýlý Aralýk ayýnýn sonlarýna doðru hepimizi çok heyecanlandýran bir davet aldýk. Bu Küba Büyükelçiliði’nin 2-11 Þubat tarihleri arasýnda Küba’da yapýlacak olan Kitap Fuarý’na bizi davet etmesiydi. Demek ki, þekerkamýþý gibi “yeþirip ballanan umutlarýn eli” sonunda bize de uzatýlýyordu. Demek ki, Nazým’ýn “Meksika körfezinin sepetinde bir cennet yemiþi” dediði Küba adasýný yukarýdan görme þansýmýz olacaktý. Ve þairin “bir portakal çekirdeði atarsýn terli sýcak topraðýna Küba’nýn / bir portakal bahçesi bulursun akþam üstü” diyerek tasvir ettiði Küba topraklarýna ayak basabilecektik. Elçilik nezninde giriþimlere baþladýk; fuara katýlým koþullarýný öðrendik. Ve Küba için Türkiye ve Kürdistan’da yaptýðýmýz etkinlikleri gösteren dökümanlarla Küba’ya hareket ettik. Küba Büyükelçiliði bu sene “Okumak Büyümektir” baþlýðýyla Küba’da yaptýklarý bu fuara bizi davet etmekle, bizleri gerçekten onurlandýrmýþtý. “Yüzyýlýn Komünü: Küba” baþlýðýyla yaptýðýmýz Küba Dostluk Günü, yetkililerin gözünden kaçmamýþ demek ki.
Nazým ne güzel ifade etmiþ: Küba gerçekten bir “cennet yemiþi”; çok güzel bir ülke ve daha ilk anda çok sýcak insanlarla karþýlaþýyorsunuz. Diyebiliriz ki, bu insanlarýn içinde en sýcak kanlý olanlardan biri de görüþtüðümüz Komünist Parti yetkilisiydi. Ak saçlarýyla sevecen bir kadýn olan KP yetkilisi bizi dikkatle dinledi notlar aldý. Serpil Cabadan yoldaþýmýzýn Ölüm Orucu’nun 200’lü günlerinde olduðunu ve Fidel’e özel selamlarý olduðunu söyeldiðimizde bunu özenle not etti ve “bu selamý Fidel’e mutlaka ulaþtýracaðým emin olabilirsiniz” dedi. Ve bizim otuz kusür yýllýk mücadele tarihimizi dikkatle ve bazen þaþkýnlýkla dinledi. Bizler de “yalansýz hürriyetin eli”ni “Fidel’in sýktýðý el”i sýkmaktan dolayý duydugumuz mutluluðu anlattýk. Küba Kitap Fuarý, geçen yýl olduðu gibi yine bir çok ülkeden binlerce insanýn katýlýmýyla yapýldý. Ayrýca Küba halkýnýn nasýl okuma meraklýsý olduðunu, okuyarak nasýl büyüdüklerini de gözlemlemiþ olduk. Küba’dan ayrýlýrken içimizde Fidel’i görememenin ezikliði, ama onun yaratýlmasýnda büyük payý olduðu Küba halkýný ve yaþanan sosyalizmi görmenin sevinci vardý.
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Viva Cuba! Cuba No Seva!
7
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
BAYRAMTEPE’DE NEWROZ VE ÜZERÝNDEN ATLANILMAMASI GEREKEN BAZI TUTUMLAR
8
S
ermayenin tüm saldýrýlarýna raðmen, hiç bir güç Newroz eylemlerini engelleyemedi. Artýk her yer eylem alaný. Devlet, Kürt halkýna pervasýzca saldýrýyor, katlediyor, tutukluyor. Gerilla cenazelerini vermiyor, ölen gerillalarýn organlarýný kesiyor; vahþice saldýrýlarda bulunuyor. Sermayenin devleti Türkiye’de iþçi, emekçi, öðrencilere karþý yoðun saldýrýlar gerçekleþtiriyor, yeni yasalar çýkarýyor. Ýç savaþ koþullarýnda bu saldýrýlarýn daha da artmasý mümkündür. Sermaye þunu çok iyi biliyor: Ya devrimi boðacak ya da tarihin çöplüðüne gidecek. Böyle bir süreçte yapýlmasý gereken, Kürt ve Türk halkýnýn mücadele birliði aðýný örmektir. Biz de bu süreçte, Newroz nedeniyle Bayramtepe’de eylem örgütlerken, Kürt yurtseverlerinin de Newroz kutlamasý yapacaðýný öðrendik. Ayný yerde iki ayrý Newrozun iyi olmayacaðý düþüncesi ile bu arkadaþlarla görüþtük ve ortak Newroz yapýlmasý kararý çýktý. Bir çok konuda ortaklaþtý ve hemen çalýþmalara baþladýk. Kapý kapý dolaþtýk. Tekerlekler getirdik. Büyük bir ateþ yaktýk. Eylem alanýna yoðun bir þekilde insan akýyordu. Türküler söyleniyor, halaylar çekiliyordu. Onlarla görüþmelerimiz ve tartýþmalarýmýz sýrasýnda kendimizi ifade edeceðimizi söylemiþtik ve hemfikir olmuþtuk. “Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði, Newroz Piroz Be” pankartýmýzý açarak sloganlarýmýzý haykýrmaya baþladýk. “Newroz Piroz Be”, “Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði”, “Ýmralý Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarýný attýðýmýz esnada, yurtsever arkadaþlar pankartýmýza müdahale etti. Müdahale eden de baþka mahalleden arkadaþlardý ve biz onlarý tanýmadýðýmýzý, bu mahallenin gençliðini muhatap aldýðýmýzý, onlarla böyle anlaþtýðýmýzý söyledik. Biz “emek harcayarak bu eylemi birlikte örgütlemedik mi, bu ortak olarak aldýðýmýz karar deðil mi” dediðimizde; “söyledikleriniz doðru ama bu kitle bizim, bizim öncülük etmemiz lazým” dediler. Bu nedenle burada kendimizi ifade edemeyeceðimizi söylediler. Biz de bunun doðru olmadýðýný, burada harcanan emeðin ortak olduðunu ve tavýrlarýnýn öz eleþtirisini vermezlerse buradan ayrýlacaðýmýzý söyledik. Buna yanaþmadýlar, biz de pankartýmýzý açarak sloganlarýmýzla oradan ayrýldýk. 400 metre ileride caddeyi keserek lastiklerle ateþ yaktýk. A-
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
teþ yaktýðýmýz yerin yanýndaki direðe pankartýmýzý astýk. “Býji Newroz”, “Newroz Piroz Be”, “Kürdistan Devrimle Özgürleþecek”, “Kürdistan’da Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Jibo Azadi Aþiti Þer Þer Þer”, “Disa Disa Serhildan Býji Azadiya Kürdistan”, “Yaþasýn 13 Mart Genç Komünistler Birliði”, “Leninist Milis Misillemeye”, “Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist” sloganlarýný ateþimizin etrafýnda haykýrdýk. Ayrýca cadde boyunca TKEP/Leninist imzalý “Býji Newroz”, “Newroz Piroz Be” , “Jibo Azadi Aþiti Þer Þer Þer, Disa Disa Serhýldan Býji Azadiya Kürdistan”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak” kuþlamalarý yapýldý. Eylemin korumalýðýný silahlý milisler yaptý. Leninist milislerin sýktýðý mermiler, Newrozun bayram deðil, isyan ve serhýldan günü olduðunu anlatýyordu. Ezilen bir ulusun gerçek bayramýnýn ancak, özgür olduðunda olacaðýný… Yurtseverlerin yaptýðý, Newrozun ve devrimci dayanýþmanýn ruhuna uygun olmamýþtýr. Özellikle politik tavrýmýzýn net olduðunu gören yurtsever arkadaþlar, ateþ yaktýðýmýz yere gelip tehditvari tavýrla, sert çýkýþlarýný sürdürerek, burada yalnýz kendilerinin eylem yapabileceklerini söylediler. Biz de bizim eylemimizi hiç bir gücün engelleyemeyeceðini söyleyerek eylemimize devam ettik. Bayramtepe’de yaþayan Kürt ve Türk halký bizi tanýyor, politikalarýmýza ve mücadelemize deðer veriyor. Yurtsever arkadaþlarýn bu yaklaþýmlarý, devrimci ahlaka ve kültüre uygun olmayan davranýþlardýr. Bu yaklaþýmlar, devrime zarar verir. Devrim gibi bir amacý olanlar, böylesi tutumlara girmemelidirler. Kavga edeceðimiz, düþmanýmýz, sermayenin devletidir. Bunun için, Kürt ve Türk halkýnýn mücadele birliðini örmemiz gerekir. Bu, devrim için olmazsa olmaz koþullardan biridir. Þimdi herkese çok iþ düþüyor. Þimdi daha çok Kürt ve Türk halkýnýn mücadelesini birlikte örme zamaný... NEWROZ PÎROZ BÊ! YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Küçükçekmece’den Leninistler NOT: Bu haber, elimize E-posta yoluyla ulaþmýþtýr
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
ANTEP’TE NEWROZ
Kürt Halký’nýn serhýldan günü olan Newrozda ateþler, bir hafta öncesinden Antep’in emekçi semtleri olan, Kürt Halký’nýn yoðun olarak yaþadýðý mahallelerde hergün akþam saat 19:00’da yanmaya baþladý. Müzik gruplarýnýn eþlik ettiði ve lastikler yakýlarak baþlayan Newroz kutlamalarý, Kürt Halký’nýn bir anda coþkuyla çoðalmasýyla eylem alanýna dönüþüyordu. Zýlgýtlarla ve yöresel kýyafetlerle Kürt kadýnlarýnýn kurduðu halaylar yaklaþýk 600 kiþiden oluþuyor ve bunlara alkýþlarla eþlik edenlerle birlikte yaklaþýk 1.000-1.500 kiþiyi bulan kitle, sokaklardan taþýyordu. Sloganlarla Kürt Halkýnýn özgürlüðünü isteyen insanlar bir kez daha isyana durmuþtu. Mücadele Birliði Platformu olarak destek verdiðimiz kutlamalarda, ezilen Kürt Halkýnýn yanýnda olduðumuzu bir kez daha gösterdik. 21 Mart günü geldiðinde ise coþkuda hiçbir azalma olmadan, sabahýn erken saatlerinde alana girilmeye baþlandý. Mücadele Birliði Platformu ve Genç Emekçiler Birliði olarak bizler de Antep’in çarþý
ANTEP OTOBÜS ÞOFÖRLERÝNDEN ÖZELLEÞTÝRMEYE KARÞI EYLEM Uzun bir süreden beri Tekel’de, Tüpraþ’ta vb. olan özelleþtirmelere karþý eylemlerden bir tanesi de Antep’te gerçekleþti. 15 - 20 gündür TÜMTÝS’e baðlý belediye otobüs þoförleri bildiriler daðýtarak, stand açýp imza toplayarak Antep halkýný özelleþtirmelere dair bilgilendirdi. Toplanan 85.000 imzanýn belediye baþkanýna verileceði eylem, 20 Mart Pazartesi günü saat 12:00’de TÜMTÝS önünde toplanýlmasýyla baþladý. Özelleþtirmelere karþý çýkan belediye otobüs þoförleri eþlerini ve çocuklarýný da yanlarýna alarak, Gaziler Caddesi’nde yürüyüþe geçtiler. Halkýn yoðun desteðiyle gerçekleþen eyleme çeþitli partiler ve kitle örgütleri de destek verdi. Yaklaþýk 1.000-1.500 kiþinin katýldýðý yürüyüþe, bizler de Mücadele Birliði olarak
merkezi olan Balýklý duraðýndan kutlamalarýn yapýlacaðý Ýstasyon Meydanýna doðru yürüyüþe geçerek sýk sýk “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Kürdistan’da Tek Çözüm, Ya Devrim Ya Ölüm”, “Dýsa Dýsa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan”, “Kürdistan Devrimle Özgürleþecek”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarýný attýk. “Newroz Piroz Be, Mücadele Birliði” ve Genç Emekçiler Birliði’nin hazýrlamýþ olduðu sarý, kýrmýzý, yeþil renklerdeki pankartlar insanlar tarafýndan ilgiyle karþýlandý. Alana geldiðimizde arama noktasýndan geçerken Ayýþýðý Sanat Merkezi emekçilerinin getirmiþ olduðu Önsöz Sanat Dergisi’nin 3. sayýsýna el konulmak istendi. Derginin dosya konusunun Kürt dili ve edebiyatý olmasý polislerde tedirginlik yaratmýþ olmalý ki, dergiyi incelemeye aldýlar, toplatýlmasýnýn olup olmadýðýný sormak için bizleri bekletip coþkumuzu azaltmak istediler. Buna karþýlýk sloganlarýmýzla, bizleri yýldýramayacaklarýný gösterdik ve dergileri alana götürdük. Alanda yerimizi aldýðýmýzda sloganlarýmýzý atmaya devam ettik ve insanlarýn yoðun ilgisini çektik. EMEP baþkanýnýn sahnede konuþmasýyla bir durgunluk oldu. Özellikle de Kürdistan’daki ezilmiþliðe karþý barýþ söylemleri ve silahlarýn býrakýlmasý gerekliliðiyle ilgili konuþmasý insanlarda durgunluða neden oldu. Bu sýrada bizlerin attýðý “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak” sloganlarýna Kürt Halký destek verdi. “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Kürdistan’da Tek Çözüm, Ya Devrim Ya Ölüm”, “Kürdistan Devrimle Özgürleþecek” sloganlarýmýzý Kürt Halký ile beraber attýk. Ayrýca “Ölüm Orucu Sürüyor, Sürecek Zafere Kadar”, “Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz” sloganlarýný da atarak faþizme öfkemizi daha bir gür sesle duyurduk. Programda yer alan Grup Sefkan, Ozan Ferhat ve Þehriban Kurdi, söylemiþ olduklarý türküler ve halay parçalarýyla coþkumuza coþku kattýlar. Saat 11:00’de baþlayan kutlamamýz saat 16:00’da sona erdi.Daðýlma sýrasýnda DTP gençliðinden arkadaþlarýn referandum ile ilgili imza toplamasý bahane edilerek 5 kiþi gözaltýna alýndý. Buradan birkez daha haykýrýyoruz, gözaltýlar bizleri yýldýramaz. Nasýl ki kadýnlarýmýz yazmalarýna Kürdistan topraklarýný çiziyorlarsa, nasýl ki mücadelelerini yüceltiyorlarsa bu gözaltýlar da Kürt Halký’ný yýldýramayacaktýr. KÜRDÝSTAN FAÞÝZME MEZAR OLACAK! YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ!
destek verdik. Antep’in en kalabalýk ve merkezi caddesi olan Gaziler Caddesi’nde yürüdükten sonra þehrin merkezi olan adliyenin önündeki yol kesilerek demokrasi meydanýna kadar sloganlarla yüründü. Demokrasi meydanýndan belediyenin önüne gelindi. Yürüyüþ boyunca “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Ýþ, Ekmek Yoksa Barýþ da Yok”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Baþkan Þaþýrma, Sabrýmýzý Taþýrma”, “Otobüsler Halkýndýr, Satýlamaz”, “Susma, Sustukça Sýra Sana Gelecek”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek” sloganlarý atýldý. Antep açýsýndan bu yürüyüþ oldukça önemliydi. Halkýn geniþ kesiminin yürüyüþe katýlmasý, çoðunluðun ise pencerelerden, balkonlardan alkýþlarla destek vermesi çok olumluydu. Belediye önüne gelindiðinde öncelikle çeþitli partilerin ve kitle örgütlerinin temsilcileri konuþma yaptý. Ardýndan belediye otobüslerinin özelleþtirilmesine karþý yapýlan imza kampanyasýnda toplanan 85.000 imza belediyeye
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Antep Mücadele Birliði Platformu
verildi. Son olarak belediye önünde TÜMTÝS’in yaptýðý basýn açýklamasý ile eylem bitirildi. Yaklaþýk 1 saat süren eylem boyunca kitlenin coþkusu ve kararlýlýðý eylemi etkili kýldý. Eðer belediye otobüslerinin özelleþtirilmesinden vazgeçilmezse eylemlerin artacaðý ve daha büyük eylemlere giriþileceði belirtildi. YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ!
Antep Mücadele Birliði Platformu
9
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
Mart ayýnýn gelmesiyle birlikte yoðun bir eylem sürecine girildi. Her günü kavga, her günü isyan ve ayaklanma olan Mart ayýnýn burjuvaziyi en çok korkutan günü, 21 Mart Newroz kutlamalarýdýr. Kral Dehaq’a karþý Kawa’nýn yaktýðý isyan ateþi her geçen gün büyüyor. Burjuvazinin daha aylar öncesinden yapmaya baþladýðý toplantýlarýnýn ilk gündemi Newroz oldu. Newroz’dan haftalar önce tüm valiliklere “Türk bayraðý dýþýnda bayrak açýlmayacak” þeklinde talimatlar göndermesine raðmen, Newroz, Türkiye ve K. Kürdistan topraklarýnda yeni kavgalarýn haberciliðini yaparcasýna kutlandý. 19 Mart Pazar: Ýstanbul: Kazlýçeþme miting alanýnda Newroz yaklaþýk 100 bin kiþinin katýlýmýyla kutlandý. Yapýlan kutlamaya Devrimci Ýþçi Komiteleri “Biji Yekýtýya Tekoþýna Karkeren Kurd U Turk / DÝK” imzalý pankartýyla katýlýrken, Mücadele Birliði Platformu ise, “Yaþýsýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði / Mücadele Birliði Plt.”, “Kürt Halký Yalnýz Deðildir / Mücadele Birliði Plt.”, “Newroz Piroz Be / Mücadele Birliði Plt.” imzalý pankartlarýyla katýldý. Ayrýca alanda Leninist Milisler tarafýndan TKEP/L bayraklarý açýldýðý görüldü. Ýzmir: Ýzmir’de Newroz Gündoðdu Meydaný’nda 30 bin kiþinin katýlýmýyla gerçekleþti. Kale tarafýndan gelen bir gruba polisin müdahale etmesi üzerine, meydan da bulunan gençler polislere taþlarla saldýrarak karþýlýk verdi. Çýkan çatýþmadan sonra çevre dükkanlarda maddi hasar meydana gelirken, olaylar gözaltýna alýnanlarýn serbest býrakýlmasýndan sonra sona erdi. Þýrnak: Ömer Kabak Meydaný’nda yapýlan Newroz kutlamalarýna yoðun yaðmur yaðýþýna raðmen 10 bine yakýn kiþi katýldý. Eruh, Kumçatý, Uludere, Beytüþþebap ve Balderen ilçelerinden, beldelerinden ve köylerden gelenler, jandarma tarafýndan engellendi. Batman: Batman’da Newroz Kültür Mahallesi’nde yaklaþýk 50 bin kiþinin katýlýmýyla kutlandý. Hakkari: Hakkari’de Merzan sahasýnda kutlanan Newroz, sabah saatlerinde yoðun kar yaðýþýna raðmen, 20 bine yakýn kiþinin katýlýmýyla gerçekleþti. Urfa: Haleplibahçe Spor Alaný’nda yapýlan Newroz kutlamalarýna yaklaþýk 70 bin insan katýldý. Kutlamanýn ardýndan yürüyüþ yapan kitleye, polis coplarla saldýrdý 27 kiþi gözaltýna alýndý. Mersin: Metropol miting alanýnda kutlanan Newroz’a binlerce kiþi katýlýrken, kutlamalar boyunca 2 helikopter havada uçuþ yaptý. Mardin: Kýzýltepe ilçesinde kutlanan Newroz’a yaklaþýk 30 bin kiþi katýlýrken, alýnan yoðun güvenlik önlemleri dikkat çekti. 20 Mart Pazartesi: Þýrnak: Ýdil (Hezex) ilçesinde kutlanan Newroz’a yaklaþýk 4 bin kiþi katýldý.
10
Cizre’nin Cudi ve Nur mahalleleri arasýnda yol kontrolü yapan kitle, bir aracý yaktý. Gabar ve Cudi daðlarý ile Suriye sýnýrý boyunca beþ metre aralýklarla yüzlerce ateþ yakýldý. Nusaybin ilçesinde de akþam saatlerinde çeþitli semtlerde lastik yakýlmasýna polis saldýrýrken, kutlamalar gece geç saatlere kadar sürdü. Muþ: Þehir stadyumunun yanýndaki alanda yapýlan Newroz kutlamalarýna 10 bini aþkýn kiþi katýldý. 21 Mart Salý: Ýstanbul: Baðcýlar’da akþam saatlerinde kutlanan Newroz’a polis saldýrdý ve çatýþma çýktý. Çöp konteynýrlarýný devirip barikat kuran gençler, polise taþ atarak karþý koydu. Polisin silahla karþýlýk vermesi üzerine göstericilerden bir kiþi aðýr þekilde yaralanýrken, içlerinde sivil polislerin de bulunduðu çok sayýda polis, atýlan taþlarla yaralandý. Çatýþma ara sokaklarda bir süre devam etti. Sarýgazi’de Newroz’u kutlamak isteyen gruba ise jandarma saldýrdý. Kutlamaya jandarmanýn saldýrmasý üzerine kitle barikat kurarak taþlarla karþýlýk verdi. Eylem gece geç saatlere kadar sürdü. Diyarbakýr: Fuar alanýnda düzenlenen Newroz’a yüzbinlerce insan katýldý. Gerilla kýyafetleri giyen bir grup üzerinde HPG yazýlý pankart açtý. Ayrýca göstericilerin polisi taþlamasý üzerine, polisler kalkanlarýyla kendilerini korumaya çalýþtý. Olaylar sýrasýnda polis gaz bombasý kullanarak grubu daðýttý. Atýlan taþlardan dolayý 9 polis memuru yaralandý. Olaylar polisin alandan çekilmesi üzerine sona erdi. Bu arada polis barikatlarý tahrip edildi. Newroz kutlamasý süresince havada savaþ uçaklarý uçtu. Van: Sabahýn erken saatlerinde yürüyüþ kollarý oluþturan halk Newroz’un kutlanacaðý Van Kalesi’nin arkasýndaki alana doðru yürüyüþe geçti. Newroz kutlamalarýna yaklaþýk 150 bin kiþi katýldý. Alan giriþinde oluþturulan kontrol noktalarýnda herkesin tek tek sýký bir aramadan geçirilmesine tepki gösteren kalabalýkla polisler arasýnda arbede yaþandý. Muþ: Varto ilçesi’nde yapýlan Newroz kutlamasýna yaklaþýk 5 bin kiþi katýldý. Mardin: Nusaybin ilçesinde yapýlan Newroz kutlamasýna 20 bine yakýn kiþi katýldý. Hükümet konaðýnýn arkasýndaki alanda sabahýn erken saatlerinde baþlayan kutlamalar akþam saatlerine kadar sürdü. Þýrnak: Cizre ilçesinde yapýlan Newroz kutlamalarýna yaklaþýk 25 bin kiþi katýldý. Aðrý: Doðubeyazýt ve Patnos ilçelerinde kutlanan Newroz’a 15 bini aþkýn kiþi katýldý.
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Yeni Evrede
8 Mart
Mücadele Birliði
EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ EKM’DE KUTLANDI
D
ünya Emekçi Kadýnlar Günü, derneðimiz Reutlingen Emek Kültür Merkezi’nde 12 Mart günü yapýlan bir etkinlikle kutlandý. Kapitalist düzenin baskýlarýna, sýnýrlamalarýna isyan eden devrimci kadýnýn sesi olmak, devrimci bir kadýn olmak, kapitalist düzen açýsýndan ve burjuva kültürle bakanlarýn gözünde bir “Suç”tu... Onlar için “suç” olan, bizim için bir onurdu... Bu içerikte ve Almanca-Türkçe olarak hazýrlanmýþ “Suçluyum” isimli bir metnin okunmasýyla yapýlan giriþten sonra etkinlik, dünya devrim savaþçýlarý için yapýlan saygý duruþu ile baþladý. “Bunlarý biliyor muydunuz” sorusuyla baþlayan bilgilendirme yazýsý, 1943’te Fransa’da kürtaj yaptýrdýðý için idam edilen bir kadýn örneðinden, her türlü ayrýmcýlýðýn anavataný olan ABD’de siyah kadýnlarýn uðradýklarý ayrýmý çarpýcý bir þekilde ifade eden istatistiklere kadar birçok örneði içeriyordu. Daha sonra Almanya kamuoyunda
bu sýralar sýkça tartýþýlan vatandaþlýk sýnavý bir skeçle sahnelendi. Eleþtiri konusu mülakat, Almanca olarak ve mizahi bir dille ele alýndý. Ardýndan Türkçe olarak hazýrlanmýþ iki skeç daha sunuldu. EKM Tiyatro Topluluðu tarafýndan sunulan skeçler den biri apolitik ailelerde kadýnýn durumunu ortaya koyarken, diðerinde ise duyarlý devrimci ailelerde ev iþlerine hapsedilen kadýnýn durumu ortaya konuyordu. “Erkeðe yüksek politika, kadýna çocuk b.u” isimli oyun beðeni topladý. Derneðimizin kadýn emekçileri tarafýndan kurulan bir komitenin hazýrladýðý etkinlik, son olarak, kadýn sorunlarýný ele alan ve mücadele çaðrýsý yapan þarkýlarýn okunmasýyla sona erdi. EKM Emekçileri/ Almanya
ALMANYA’DA NEWROZ 18 Mart günü Frankfurt’ta yapýlan bir baþka eylem ise, Kürt halkýnýn isyan günü olan Newroz’u kutlamak için Almanya çapýnda yapýlan büyük kitlesel gösteriydi. Sabah saat 09.00’da iki ayrý merkezde toplanan kitle, saat 12.00’de Messe Parkplatza doðru yürüyüþe geçtiler. Bizler de Mücadele Birliði, AGIF, ATIF, ADHF, BIR-KAR olarak Almanca, Türkçe ve Kürtçe yazýlmýþ “Yaþasýn Newroz” pankartýmýzla Alteoper Meydaný’ndan yürüyüþe katýldýk. Yaklaþýk 2 buçuk saat süren yürüyüþten sonra alanda toplanýldý. 25 Kürt sanatçýnýn katýldýðý etkinlik, akþam saatlerine kadar sürdü. Alanda TKEP/Leninist, MLKP, TKP/ML, MKP, TKÝP imzalý ortak bildiriler de daðýtýldý. ZAFERE KADAR DAÝMA!
ALMANYA’DA EMPERYALÝST SALDIRGANLIÐA KARÞI EYLEM Sevgili Mücadele Birliði Emekçileri. 18 Mart Cumartesi günü, emperyalist savaþýn 3.yýlýný geride býraktýðý bu günlerde, dünyanýn her tarafýnda olduðu gibi, Almanya’nýn Frankfurt kentinde de emperyalist savaþ protesto edildi. Paulplatz Meydaný’nda baþlayan yürüyüþe, TKEP/Leninist, MLKP, TKP/ML, MKP ve TKÝP “Emperyalist Ýþgal ve Sosyal Yýkým Saldýrýlarýna Son” pankartýyla katýldý. Geniþ bir kitlenin katýldýðý eylem, Hauptwache’de son buldu.Yine eylemde “Emperyalist Ýþgal ve Sosyal Yýkým Saldýrganlýðýna Karþý Anti-Emperyalist Mücadeleyi Güçlendirelim” baþlýklý Almanca bildiriler de daðýtýldý.
Almanya’dan Leninistler Almanya’dan Mücadele Birliði Okurlarý Not: Elimize posta yoluyla ulaþan bu yazýlarý haber niteliðinden dolayý yayýnlýyoruz. 64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
11
Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
ÝKTÝDAR ÝÇÝ T
ürkiye ve K.Kürdistan çok uzun yýllardan beri oldukça sert bir sýnýf mücadelesine sahne olmaktadýr. Bu sert sýnýf mücadelesi çoðu zaman ya iç savaþ biçiminde olmuþ ya da iç savaþa çok yakýn biçimlerde cereyan etmiþtir. Yetmiþli yýllarýn sýnýf mücadelesi aradan geçen bunca zamana karþýn hala toplum hafýzasýndaki canlýlýðýný koruyorsa bunun baþlýca nedeni söz konusu mücadelenin bir ölüm kalým savaþ biçiminde sürmüþ olmasýdýr. Bu gerçeði 12 Eylül faþist darbesinin baþý Kenan Evren’in darbenin ilk günlerinde söylediði o ünlü sözünden de anlamak mümkün. Faþizmin cisimleþmiþ hali olan bu darbeci general o günlerde þöyle diyordu: “Þimdi burda biz olmasaydýk onlar (yani devrim güçleri-bn) olacaktý”. Bu sözler kendi faþist darbesini haklý çýkarmak için söylenmiþ olsa da bir gerçeði ifade ediyordu. Sözkonusu yýllarda devrimci dalga toplumun tüm ezilen sýnýflarýný sarmýþ; iktidarý sömürülen sýnýflarýn eline verecek bir devrim toplumun hemen her kesiminin beklentisi haline gelmiþti. Eðer yetmiþli yýllarýn toplumsal-politik özellikleri için genel bir taným yapmak gerekirse Lenin’in “devrimci durum” olarak yaptýðý tanýmýn en uygun taným olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz.Gerçekten de o yýllarda devrimci kitle gösterileri doruk noktaya çýkmýþ, halk her yerde devlet güçleri ve onlarýn sivil uzantýsý durumundaki faþistlerle ölümüne bir savaþa tutuþmuþtu; her yerden ayaklanma, kitlesel çatýþma haberleri geliyordu; ve en önemlisi devlet kurumlarý, polis, ordu ve hatta bürokrasi devrim ile karþý devrim güçleri arasýnda bölünmüþtü. Tekelci sermaye sýnýfý, iktidarý için gerçek bir tehlikeyi ifade eden bu bölünmeyi ortadan kaldýrmak için 12 Eylül faþist darbesinden sonra binlerce polis ve subayý devlet yapýsýndan tasfiye etti. Polis örgütündeki Pol-Der, Pol-Bir bölün-
12
mesi biliniyor. Benzer bölünmelerin orduda da olduðu kesin. Kýsacasý toplumun devrim ile karþý devrim arasýndaki bölünmesi toplumsal dokunun her tarafýný sarmýþtý. Bu bölünmenin siyasal anlamý açýk: Yöneten sýnýf artýk eskisi gibi yönetememekle kalmamýþ, yanýsýra en önemli egemenlik aygýtý olan devlet kurumlarý da iþlevsiz hale gelmeye baþlamýþtý. Ve iktidarýn ele geçirilmesi için her yönden elveriþli bütün bu koþullara raðmen iktidar ele geçirilmedi. Ele geçirilmesi bir yana böyle bir giriþimde bulunulmadý; böyle bir giriþimde bulunmak dönemin en “güçlü” görünen örgütlerinin dahi aklýna gelmedi. Þimdi soru þu: Neden? Çünkü dönemin hiç bir örgütünün iktidarý ele geçirme perspektifi yoktu; çünkü hiç bir örgüt kendini kitleleri iktidara taþýyacak bir güç olarak görmüyordu. Hemen hemen bütün örgütler kendi ufuklarýný faþizme karþý mücadele (bu mücadeleden anladýklarý da çoðunlukla MHP’ye karþý mücadeledir), reformlarýn elde edilmesi, bazý “demokratik talepler”in elde edilmesi mücadelesiyle sýnýrlamýþlardý. Bu ideolojik ve politik kýrýlma nedeniyle devrim ve iktidarýn ele geçirilmesi için koþullarýn en elveriþli olduðu dönemde dahi slogan ve hedefleri yukarda çizmeye çalýþtýðýmýz sýnýrlarý aþmadý. Ne yazýk iki ülkenin tarihindeki bu dönüm noktasýndan gerekli dersler bir türlü çýkarýlamamýþ, ve tam da bu nedenle devrimci örgütlere dahi hakim olan bu reformist mantýk, bu reformist atmosfer bir türlü kýrýlamamýþtýr. Bunun sonucu olarak 90’lý yýllarda ortaya çýkan ve günümüze kadar devam eden devrimci durum bir kez daha deðerlendirilememiþ; Bir devrim için son derece elveriþli olan koþullar hak ve özgürlükler, reform talepleri peþinde koþularak harcanmýþtýr. Devrimci örgütlerin bu yaþamsal hatasý; onlarý politik tükeniþe, politik iflasa götüren bu oportünist çizgi bugün de sürdürülmektedir. 64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Halk ve Ýktidar En elveriþli koþullarda bile iktidar için mücadeleyi, reformlar uðruna mücadeleye feda eden oportünist siyasal akýmlarýn temel iddiasý halkýn iktidar için mücadeleye hazýr olmadýðýdýr. Onlarýn iddialarýna bakýlýrsa halk böyle bir mücadeleye hazýr deðil, dolayýsýyla yapýlmasý gereken þey reformlar uðruna mücadeleyle halký yavaþ yavaþ iktidar mücadelesine hazýrlamaktýr. Burada büyük bir aldatmacayla karþý karþýya olduðumuzun altýný çizmek gerekiyor. Bu oportünist çizgi ve politika sahipleri gerçekleri baþaþaðý tutarak herkesi aldatmaya çalýþýyorlar. Gerçek ise þudur: Ýktidar için pratik politik mücadeleye hazýr olmayan halk deðil oportünist politikanýn sahibi siyasi yapýlardýr. Onlar ýsrarla devrim ve iktidarýn ele geçirilmesi meselesine pratik politika konusu olarak deðil de propaganda konusu olarak yaklaþadursunlar, halk iktidarýn ele geçirilmesinin yaþamsal önemini onlardan çok daha iyi kavramýþtýr. Uzun on yýllar boyunca süren sýnýf savaþý içinde emekçi sýnýflar ve Kürt Halký iktidarýn ele geçirilmesinin ne derece önemli olduðunu yeterince kavramýþlardýr. Baþta proletarya olmak üzere bütün emekçi sýnýflar ve özellikle de Kürt Halký kapitalistler sýnýfýna karþý mücadelelerinde elde ettikleri bütün hak ve kazanýmlarýn iktidar ellerinde olmadýkça bir anlam ifade etmediðini; bugün savaþla elde ettiklerinin yarýn yasalarla ya da baþka yollarla ellerinden alýndýðýný yaþamýn içinde öðrenmiþlerdir. Onlar, örneðin, uzun ve yorucu mücadelelerle elde edilen ekonomik kazanýmlarýn bir süre sonra türlü-çeþitli yollarla ellerinden alýndýðýný biliyorlar.Bunlarý gerçekte bilmeyen ya da bildiði halde buna uygun davranmayan emekçi sýnýflar deðil, oportünistlerin kendileridir. Emekçi sýnýflara ve Kürt Halkýna gelince... Onlar, kapitalist düzen içinde elde edilecek bütün hak ve kazanýmlarýn iktidar ellerinde olmadýðý sürece bir hiç ol-
Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
ÝN SAVAÞALIM duklarýný; bir anlam ifade etmediðini yýllarýn mücadele deneyiminden biliyorlar. Kimsenin bunu kendilerine öðretmesine ihtiyaçlarý yok. Hak ve özgürlüklerin, reformlarýn elde edilmesi mücadelesine emekçi sýnýflarda bugün görülen isteksizliðin baþlýca nedenini burada aramak gerekir. Özellikle iþçi sýnýfý ve diðer çalýþan sýnýflar, grev ve direniþlerle elde edecekleri haklar ne olursa olsun yaþamlarýnýn bu düzen içinde daima daha kötüye gideceðinin bilincindeler. Kürt Halký için ise bu sorun çok daha açýktýr. Onun için, iktidarýn önemini bilmeyen, kavramayan ve onun için mücadeleye atýlmaya hazýr olamayan bir tek iþçi, bir tek emekçi bulunamaz. Elbette bu gerçeklerden iþçi ve diðer emekçi sýnýflarýn günlük yaþamlarýný kolaylaþtýracak, yaþamý daha katlanabilir hale getirecek hedefler uðruna mücadele etmelerine gerek olmadýðý sonucu çýkarýlamaz; çýkarýlmamalýdýr. Aksine böyle bir mücadele verilmelidir. Ama bunu büyük alacaklarýnýn ilk taksiti olarak ele almak koþuluyla.. Baþka ve herkesçe bilinen ifadeyle söylemek gerekirse, “proletaryanýn zaferinden önce, reformlar devrimci sýnýf savaþýmýnýn bir yan ürünü” olarak ele alýnmalýdýr. Soruna ancak bu þekilde yaklaþýlýrsa marksist zeminde kalýnabilir. Çünkü marksist zeminde kalmak isteyen biri þu temel noktayý asla gözden kaçýrmamalýdýr: Kapitalistlerin iþçileri ve diðer emekçi sýnýflarý aldatmada kullanmadýklarý ve kullanmayacaklarý bir tek demokratik talep yoktur, olamaz da.. Bunun anlamý açýk: Devrimci komünist bir parti ya da bu sýfata layýk olmak isteyenler, tek tek demokratik istemleri emekçi sýnýflarýn önüne mücadele konusu olarak ileri süremezler. Böyle bir þeyi sadece reformistler ileri sürebilir. Devrimci komünist bir parti ise iktidar uðruna mücadeleyi pratik politikasýnýn en baþýna koyarak diðer bütün hedef ve istemleri bu mücadeleye baðlar. On yýllarýn sýnýf savaþý ve Kürt Halkýnýn özgürlük savaþý, birleþik devrimin
toplumsal ordusu olan iþçi sýnýfýnýn, Kürt Halkýnýn ve diðer emekçi sýnýflarýn bilincinde artýk þu noktalarý netleþtirmiþtir: 1- Kürt ulusu kendi kaderini kendisinin tayin edebilmesinin koþullarýný sadece ve sadece iþçi sýnýfýnýn hegemonyasýndaki bir halk iktidarý altýnda elde edebilir. Faþist devlet ve onun koruduðu tekelci kapitalist düzen bir devrimle yýkýlmadan; bu düzenin sýnýrlarý içinde Kürt halkýnýn özgürlüðü bir seraptan öteye gidemez. Dahasý, otuz yýllýk savaþ þu gerçeði tartýþmasýz kanýtlamýþtýr: Savaþla elde edilebilecek bütün haklar, bu devlet tarafýndan her an ortadan kaldýrýlabilir, her an tehdit altýndadýr. Sadece özgürlüðün elde edilmesi için deðil, ama elde edilen haklarýn güvence altýna alýnmasý için de iktidarýn ele geçirilmesi gerekiyor. Bütün ve gerçek demokratik haklar sadece devrimci demokrasi tarafýndan, halk demokrasisi tarafýndan eksiksiz saðlanabilir ve güvence altýna alýnabilir. 2- Küçük ve yoksul köylülük on yýllardýr süren bir yýkým yaþýyorlar ve bu yýkým zaman içinde sona ermek bir yana giderek katmerleþiyor. Bunun sonucu olarak yaþam onlar için artýk çekilmez hale gelmiþtir. Tekelci kapitalistlerin ve emperyalistlerin “icra komitesi” durumundaki Ankara hükümetleri, tekelci kapitalistlerin ve emperyalistlerin çýkarlarý için devrimin bu toplumsal ordusunu sürekli ekonomik yýkýma uðratýyorlar.Ulusal baský ve faþist devlet terörü altýndaki Kürdistan köylüleri bu yýkýmý çok daha aðýr bir þekilde yaþýyorlar. Bütün bu toplumsal kesimleri, yýkým ve sefaletten sadece baþýnda iþçi sýnýfýnýn bulunduðu bir devrimci iktidar kurtarabilir. Çünkü sadece böyle bir iktidar tekellere ve emperyalist þirketlere el koyarak emekçi köylülere ihtiyaç duyduklarý yaþamsal desteði saðlayabilir, tarýmý ve hayvancýlýðý canlandýrabilir, onlarý tekel ve banka kýskacýndan kurtarabilir. 3- Küçük esnaf, küçük dükkan sahibi banka faizleri, büyük tekellerin rekabeti ve devlet vergileri tarafýndan her gün if64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
lasa nasýl sürüklendiðini yaþayarak görüyor, öðreniyor. Hergün binlerce küçük dükkan sahibinin kepenk kapattýðý, kuruþ satýþ yapmadan akþam eve döndüðü, ailesiyle birlikte açlýk ve sefalete mahkum edildiði biliniyor. On yýllarýn deneyimi küçük dükkan sahibine bu düzen ayakta kaldýkça geleceðin geçmiþten daima daha kötü olacaðýný; hiç bir burjuva iktidarýn kendilerini sefalet ve yýkýmdan kurtaramayacaðýný; aksine gelenin gideni aratacaðýný öðretmiþtir. Onlarý bu yýkým ve gelecek korkusundan sadece bankalara, tekellere el koyacak; asalak devleti yýkarak üzerlerindeki vergi yükünü kaldýracak bir devrimci iktidar; baþýnda iþçi sýnýfý bulunan devrimci bir halk iktidarý kurtarabilir. 4- Tekelci kapitalizmin ve emperyalizmin aðýr ve yýkýcý saldýrýsý altýndaki iþçi sýnýfý, kendini ve toplumun ezici bir çoðunluðunu ancak bu çoðunluðun baþýna geçerek, onlara iktidarý ele geçirmede öncülük yaparak, onlarla birlikte devrimci bir iktidar, bir halk iktidarý kurarak kurtarabilir. Kapitalizme ve burjuva sýnýfa karþý uzun yýllardýr sürdürülen sýnýf savaþý baþta iþçi sýnýfý ve Kürt Halký olmak üzere devrimin toplumsal güçlerini bu konuda fazlasýyla eðitmiþtir. Ýþçilerin, Kürt Halkýnýn, emekçi sýnýflarý bu uzun savaþ yýllarýndan bir þey öðrenmediklerini, bu yýllarýn onlarda bir bilinç sýçramasý yapmadýðýný sadece burnu havada aydýn taslaklarý ve ahmaklar ileri sürebilir. Ýktidar ele geçirilmeden dönüp dönüp ayný þeyler için mücadele edileceði, ileriye doðru yol alýnamayacaðý bilinci toplumun ezilen, sömürülen hemen bütün kesimlerinde oluþmuþtur. Bu nedenle iktidarýn ele geçirilmesinin önemini kavramayan, bunu istemeyen bir tek iþçi, bir tek yoksul Kürt, bir tek emekçi bulunamaz. Reformistler ve oportünistler hariç. Þimdi iþçi sýnýfýna, Kürt Halkýna ve diðer ezilenlere iktidarýn neden gerekli olduðunu deðil, iktidarýn nasýl ele geçirileceðini anlatmanýn zamaný. Onlar bizden bunu duymak, bunu öðrenmek istiyorlar.
13
Yeni Evrede
DETAK
Mücadele Birliði
Zindanlarý Yýkacak ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eylemi’nin 277. Gününde Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eyleminin 277. gününde. Kýzýl atlýlarýmýz, rüzgar kanatlýlarýmýz Ölüm Orucu Eylemini ayný kararlýlýkla sürdürüyorlar. Ölüme meydan okuyan bu yürüyüþ, tarihin yazdýðý en uzun, en sabýrlý, en kahýrlý ateþ geçitlerinden geçerek çelikleþmiþ bir yürüyüþ... Bir gün, insanlýk tarihi yazýldýðýnda üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda devrimci komünistlerin canlarý pahasýna da olsa devrimi büyütmeye devam ettikleri yazýlacak mutlaka.
Bugün Serpilimiz eyleminin 277. gününde, Fatma Koyupýnar ise eyleminin 326. gününde. Dýþarýda, Küçükarmutlu’daki direniþ evinde eylemi büyük bir kararlýlýkla sürdürüyor. Þeyhmuz Poyraz ise bugün eylemin 100. gününde. O da Ýzmir Buca 1 Nolu F Tipi zindanýnda eylemi kendi iradesiyle sürdürüyor. YAÞASIN ÖLÜM ORUCU EYLEMÝMÝZ! ZÝNLANDARI YIKACAÐIZ ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ!
“ZAFER HALAYINI BÝRLÝKTE ÇEKECEÐÝZ” Tahliye olduktan sonra Ölüm Orucu’nu dýþarýda sürdüren Fatma Koyupýnar’ý Ölüm Orucu’nun 316. gününde 19 Mart Pazar günü ziyaret ettik. Hepimiz oldukça heyecanlýydýk ve içimizde bir an önce Fatma’yý görme isteði vardý. Giderken baharýn tüm güzelliklerini içine sakladýðýmýz bir buket de papatya götürdük siper yoldaþýmýza. Ve bir ölüm orucu savaþçýsýný görecek olamanýn heyecanýyla Armutlu’ya doðru yola çýktýk. En sonunda Armutlu’ya vardýk. Fatma’nýn kaldýðý eve arkadaþlarýn yardýmýyla gittik. Ona yürürken dakikalar geçmek bilmedi. En sonunda Fatma’nýn kaldýðý eve vardýk. Fakat gittiðimizde Fatma Koyupýnar gün boyunca gelen ziyaretçilerden dolayý yorulmuþ uyuyordu. O uyurken, biz yoldaþlarýyla sohbet ettik sohbetimizde hep O vardý. Dostça edilen sohbet ve eskileri anma... O uyandýðýnda birden sohbetimiz deðiþti ve hepimizin yanaklarýnda gülücükler açtý. Ve bulunduðu odaya girdik. Hepimizi tek tek yanýna çaðýrdý, hepimizle tek tek selamlaþýp sohbet etti. Onlarýn yanýnda ölüm ne kadar küçülüyor.. “Ben zafere kilitlendim artýk... Böyle bir eylemde ölmek onurdur” diyordu Fatma bize. Ve sürekli gülümsüyordu. Kurak çöllere yaþam fideleri eker
gibi. Gözleriyle gülümsüyordu Fatma. Küçücük bedeninde kocaman gözleriyle gülüyordu. Inatla, sabýrla, kararlýlýkla... Yaþama gözlerini yeni açmýþ bir çocuðun merakýyla... Ömrünü bir kavgaya adamýþ bir devrim savaþçýsýnýn bahtiyarlýðýyla... “Devrim için” diyordu siper yoldaþýmýz, “sosyalizm için”. Bir ara gözüne arkadaþlarýmýzdan birinin boynundaki fular takýldý. “Tam göremiyorum ama, ne güzel gözleri var onun öyle” dedi. Arkadaþýmýzýn boynunda kesk û sorû zer vardý; Newroz sonrasý gitmiþtik Fatma’nýn yanýna. Arkadaþýmýz hemen fularý çýkarýp, Fatma’nýn yanýbaþýna koydu. Bu onu daha da duygulandýrdý. Devrimcilerin paylaþýmdaki ikirciksizliði ona, uðruna yaþamýný verdiði davanýn ne kadar büyük olduðunu düþündürdü mutlaka... “Zafer halayýný birlikte çekeceðiz” dedi Fatma. Hepimiz ayrý ayrý onu alnýndaki kýzýl banttan öptük. Bedenin hücre hücre erirken düþmana inat bir gün fazla yaþamak, düþmana inat bir nefes fazla almak... ve uyandýrmak uyuyan topraklarý... Çok yoðun duygularla ayrýldýk siperyoldaþýmýzýn yanýndan. Onlar için daha güçlü yürümek için yollara düþtük.
DETAK’a ulaþmak için e-mail adresi: detakistanbul@yahoo.com
14
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Yeni Evrede
Eylem
Mücadele Birliði
TARÝHÝ SU KEMERÝNDE Gazi Sokaklarýnda Çýnlayan Ses: ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR ÖLÜM ORUCU PANKARTI!
F tipi zindanlarda 5 yýlý aþkýn bir zamandýr Ölüm Orucu eylemi sürüyor. Beþ yýldýr 121 yiðit devrim savaþçýsý ölümsüzleþti. Binlercesi sakat kaldý ya da bedenlerinde kalýcý hastalýklar oluþtu. Bütün baský ve katliamlara raðmen zindanlarda diþe diþ bir savaþ yaþanýyor. Zindanlardaki tutsaklar dünyada eþi benzeri görülmemiþ bir destan yazýyorlar. Teslim olmaktansa ölümü yeðliyorlar. Böylesi yiðit, cesur ve fedakarca bir eylemi sahiplenmek en geniþ kitlelere taþýmak, devrimci tutsaklarýn yanýnda olmak iþçi ve emekçilerin görevidir. Katledilen tutsaklar iþçi sýnýfýnýn öncüleridir. Ýþçi sýnýfýnýn geleceðidir. 15 Mart Çarþamba günü Ölüm Orucu eylemini kitlelere duyurmak için Saraçhane’deki Bozdoðan Suru’na “Ölüm Orucu Sürüyor, Mücadele Birliði Platformu” imzalý bir pankart astýk. Surlarýn altýndan geçen yüzlerce araçtaki insanlar ilgiyle pankarta bakýyorlardý. Pankartýn ebatý çok büyük olduðundan insanlarýn gözüne hemen çarpýyordu. Bu durum sivil polislerin de dikkatinden kaçmamýþtý. Pankartýmýz surlarýn üzerinde bir süre kaldýktan sonra polislerce ipleri sökülerek yerinden alýndý.
Zindanlarda Ölüm Orucu Eylemi karþý devrimin bunca katliam, baský ve ayak oyunlarýna raðmen 6 yýldýr tüm kararlýlýðýyla sürüyor. Zindanlarda devrimi eriyen bedenlerinde büyüten Ölüm Orucu savaþçýlarý “Zafere Kadar Daima” þiarýný her geçen gün yükseltiyorlar. Bizler de zindanlarda süren Ölüm Orucu Eylemi’ni, iþçi ve emekçilerin yoðun olarak yaþadýðý Gazi Mahallesinde kulaklarý saðýr olmamýþ tüm insanlara duyurmak için bir basýn açýklamasý düzenledik. Akþam saat 19:00’da ellerimizde kýzýl bayraklarýmýz ve üzerinde Fatma Koyupýnar ve Serpil Cabadan’ýn resmi olan, “Ölüm Orucu Sürüyor / Mücadele Birliði Platformu” yazýlý pankartýmýzla Cemevi önünde toplandýk. Daha sonra Eski Karakol Duraðý’na kadar Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn zindanlardaki sesini tüm halka sloganlarýmýzla duyurmaya baþladýk: “Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz”, “Serpil Cabadan Onurumuzdur”, “Fatma Koyupýnar Onurumuzdur”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Devrimci Tutsaklara Kalkan Elleri Kýracaðýz”, “Zindanlarý Yýkacaðýz Zaferi Biz Kazanacaðýz”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Savaþan Halklar Kazanacak”, “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”. Daha sonra Eski Karakol Duraðý’nda basýn açýklamasý yaptýk. Yapýlan basýn açýklamasýnda: “Evet, sizin sesiniz olup sizi haykýracaðýz diyebilmenin onurudur bizleri bir arada tutan ve karþý konulmaz bir güçle kollarýmýzý kenetleyen. Yüreklerinin kulaklarý saðýr olmamýþ herkes biliyor, görüyor ve yaþýyor ki, sýnýflar savaþýmýnýn zindanlar cephesindeki kapýþma tüm yoðunluðu ile devam ediyor. (...) Zindanlarda mevsimleri, yýllarý aþan büyüklükte, sýnýflar tarihinin þanlý mücadele destanýna nakþolan bir eylem sürüyor. Devrimin gücü zindanlardaki devrimci tutsaklarýn alýnlarýna taktýklarý kýzýl bandýn ýþýðýyla aydýnlanýyor. Yolumuzu ve bilincimizi aydýnlatan o ýþýk, þu an Gebze zindanýnda tutsak bulanan Serpil Cabadan’ýn ve tahliye olduktan sonra Küçükarmutlu’daki evinde Ölüm Orucu Eylemini sürdüren Fatma Koyupýnar’ýn nezdinde kendini buluyor. (...) Þu anda Ölüm Orucu Eylemini büyük bir kararlýlýkla sürdüren Serpilimiz bugün eyleminin 274. gününde, Küçükarmutlu’daki evinde eylemini sürdüren Fatma Koyupýnar ise 323. gününde onlar “Zafere Kadar Baðlýlýkla, Daima” diyerek düþmanýn tüm saldýrýlarýný boþa çýkarýyorlar ve bayraðý onurla taþýyorlar. (...) Ölüm Orucu Eylemini büyük bir kararlýlýkla sürdüren savaþçýlarýmýz Serpil Cabadan’ý ve Fatma Koyupýnar’ý selamlýyor, mücadeleniz mücadelemizdir diyoruz.” denildi. Ve eylem atýlan sloganlarla bitirildi: SERPÝL CABADAN YALNIZ DEÐÝLDÝR! FATMA KOYUPINAR YALNIZ DEÐÝLDÝR! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR SÜRECEK ZAFERE KADAR!
YAÞASIN ÖLÜM ORUCU EYLEMÝMÝZ! SERPÝL CABADAN YALNIZ DEÐÝLDÝR! FATMA KOYUPINAR YALNIZ DEÐÝLDÝR! Mücadele Birliði Platformu/ Ýstanbul 64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
15
Yeni Evrede
Devrime Adanmýþ Yaþamlar
Mücadele Birliði
16 MART KATLÝAMINI UNUTMADIK, UNUTMAYACAÐIZ
Bir ölü yatýyor Vurdular Kurþun yarasý Kýzýl bir karanfil açmýþ alnýnda Ýstanbul’da Beyazýt meydanýnda. Bir ölü yatacak Topraða þýp þýp damlayacak kaný Silahlý milletim hürriyet türküleriyle gelip Zaptedene kadar büyük meydaný. Nazým HÝKMET
16
Beyazýt Meydaný’ný 16 Mart günü devrimci öðrenciler olarak biz zaptetmiþtik. Sloganlarýmýz ve haykýrýþlarýmýzla 28 yýl önce katledilen yedi devrimci öðrenciyi ve Halepçe Katliamýný unutmadýðýmýzý ve hiç kimseye de unutturmayacaðýmýz göstermek için... Beyazýt Meydaný savaþ alanlarýný aratmayacak denli polis yýðýnaðýyla doluydu. Önce Edebiyat Fakültesi’nden, ellerinde 16 Mart’ta katledilen öðrencilerin resimleri ve sloganlarla öðrenciler çýkýþ yaptý. Biz de bu grubun içinde elimizde DÖB flamalarý, “Ölüm Orucu Sürüyor-DÖB”, “Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eyleminin 260’lý günlerinde” yazýlý dövizlerimizle yer aldýk. Sloganlarýmýzla Beyazýt tramvay duraðýna geldik. Burada Sirkeciden gelen öðrencilerle bir araya gelip Beyazýt Meydaný’na doðru yürüyüþe geçtik. Meydana geldiðimizde ana giriþ kapýsýndan çýkan öðrenciler, ellerinde “16 Mart’tan Þemdinli’ye Katleden Devlettir- Devrimci Demokrat Yurtsever Öðrenciler” imzalý pankartlarýyla kitleye dahil oldular. Buradan hep birlikte Eczacýlýk Fakültesi önüne yürüdük. Yapýlan basýn açýklamasýnýn ardýndan öðrencilerin katledildiði yere karanfillerimizi býraktýk, Grup Yorum’un söylediði marþlardan sonra basýn açýklamasýný sonlandýrdýk. KATLÝAMLAR BÝZÝ YILDIRAMAZ!
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Yeni Evrede
Eylem
Mücadele Birliði
AHMED SA’ADAT YALNIZ DEÐÝLDÝR!
1
4 Mart günü siyonist Ýsrail, Filistin Eriha Cezaevinde tutsak olan FHKC Genel Sekreteri Ahmet Sa’adat’ý ve tutuklu 60’dan fazla FHKC savaþçýsýný Ýsrail zindanlarýna nakletmek için, cezaevine füzelerle, tank ve bombalarla saldýrdý. Ahmet Sa’adat, El Cezire televizyonuna yaptýðý açýklamada, “iþgalcilere teslim olmayacaðýný” söyledi. “Ben, onurlu bir devrimci gibi bu saldýrýya karþý direneceðim” diyen Ahmet Sa’adat, yoldaþlarýyla birlikte Ýsrail birliklerine karþý saatlerce direndi. Bütün gün süren çatýþmalar sonucu Ýsrail, ancak 3 FHKC savaþçýsýný katlederek cezaevine girebildi ve aralarýnda FHKC Genel Sekreteri Ahmet Sa’adat’in de olduðu 60’dan fazla FHKC savaþçýsýný tutsak aldý. Ahmet Sa’adat ve yoldaþlarý iþkence ve zorla Ýsrail zindanlarýna nakledildi. Ve þu anda gözlerden uzak, siyonist cellatlar tarafýndan sorgulanýyorlar. FHKC lideri ve militanlar, Filistinlilere “böcek” diyerek aþaðýlamaya çalýþan Ýsrail Turizm Bakaný Rehavam Zeevi’yi öldürdükleri gerekçesiyle Filistin yönetimi tarafýndan tutsak edilmiþlerdi. Filistin yönetimi, Ýsrail’in baskýsý karþýsýnda Ahmet Sa’adat ve yoldaþlarýný tutsak alarak, uzlaþmacý çizgisini kanýtlama yoluna gitmiþtir. FHKC Genel Sekreteri ve yoldaþlarý, yaklaþýk 4 yýldýr Eriha Cezaevi’nde tutuluyorlardý. Bizler de, Mücadele Birliði Platformu olarak, Ýsrail’in eline tutsak düþen Filistin Devrimi’nin gerçek öncülerinin yanýnda olduðumuzu belirtmek için bir basýn açýklamasý yaptýk. 18 Mart günü Galatasaray Lisesi önünde devrimimizin simgesi kýzýl bayraklarýmýz ve Filistin bayraklarý ile
“Ahmet Sa’adat Yalnýz Deðildir” pankartýmýzý açarak sloganlarýmýzý atmaya baþladýk. “Ahmet Sa’adat Yalnýz Deðildir”, “Filistin Halký Yalnýz Deðildir”, “Filistin’de Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Filistin Devrimle Özgürleþecek”, “Savra Savra Hatta Nasr” sloganlarý eþliðinde basýn açýklamamýzý okuduk. “... Ýsrail, bu katliam saldýrýsýyla Filistin Devrimi’ni yenmek, Ortadoðu’nun hiç sönmeyen devrim ocaðýný kanla sulayarak söndürmek istiyor. Ama emperyalistlerin ve siyonistlerin unuttuklarý bir þey var: Filistin halký, yarým asýrdýr özgürlük için mücadele veriyor. Özgürlük aðacý kanla yeþeriyor. Filistin halký, yarým asýrdýr kendi topraklarý üzerinde tutsak ve en aðýr baský, iþkence ve hakaretlere maruz kalýyor. ABD’nin desteðinde Ýsrail, kasap Þaron gibi katiller eliyle Filistin Devrimi’ni kanla boðmak istiyor. Filistin Devrimi, çok aðýr süreçlerden geçerek bugüne geldi. Bir halk, 7’den 70’e emperyalizme ve siyonizme karþý ölümüne bir savaþa girdi. Filistin’in kendileri küçük, yürekleri büyük “taþ generalleri”, intifadanýn ateþini her yere yaydýlar. Filistin Devrimi, intifadalarla büyüdü. Ve artýk öyle bir aþamaya geldi ki, hiçbir güç, onu yenilgiye uðratamayacaktýr. Her ev, her aile, kanlý kefiyelerine sardýklarý tarih bilinciyle, feda ruhuyla mücadeleye atýlýyor. Ne uzlaþmacýlarýn, iþbirlikçilerin devrim ateþini düþürmeye dönük açýklamalarý, ne katliam ve iþkenceler, ne karþýlarýndaki dünyanýn en geliþmiþ askeri-teknik donanýmýna sahip emperyalist, siyonist güçler, onlarý devrim için yaþamaktan ve savaþmaktan alýkoyabilir.” Açýklamamýzý okuduktan sonra sloganlarýmýzý haykýrmaya devam ettik. Açýklama metnini daðýttýktan sonra eylemimizi sonlandýrdýk. Filistin bir gün mutlaka özgür olacak. Bu devrim için yola çýkan, demokratik ve sosyalist bir Filistin için mücadele eden Ahmed Sa’adat ve yoldaþlarýnýn yanýnda olduðumuzu bir kez daha haykýrýyoruz. AHMED SA’ADAT YALNIZ DEÐÝLDÝR! YAÞASIN FÝLÝSTÝN DEVRÝMÝ! SAVRA SAVRA HATTA NASR!
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
17
Yeni Evrede
Eskiþehir
ESKÝÞEHÝR’DE 8 MART Eskiþehir’de EKA olarak içinde bulunduðumuz Demokratik Kadýn Platformu’yla birlikte çalýþmalarýmýza biz de günler öncesinden baþladýk. Platform’da bu yýl önümüze, birlikte kitlesel bir yürüyüþ ve ardýndan basýn açýklamasý hedefi koyduk. Bunun için de platformdan sendikalara ve diðer Eskiþehir’deki kadýn derneklerine çaðrý yapma kararý çýktý.Bizler de nasýl þekilleneceðini azçok tahmin ettiðimiz için politikalarýmýzdan birleþmek adýna ödün vermeyeceðimizi söyledik ve geri adýmlar atýlmamasý gerektiðini toplantýlarda sýk sýk vurguladýk. Ardýndan geniþ katýlýmlý toplantý gerçekleþti; bu toplantýya Demokratik Kadýn Platformu dýþýnda; KESK, ÖVDER, CHP’li Kadýnlar, ADD’li Kadýnlar, SHP’li Kadýnlar ve KA-DER de katýlmýþtý. Biz, bunun üzerine platformdan imzamýzý çekme kararý aldýk. Bu
Mücadele Birliði kararýmýzý iletmek için bir sonraki toplantýya gittiðimizde kendilerine basýn açýklamasýnda yazýlanlar “uygun” düþmemiþ olacak ki, düzen partileri ve ADD’nin imzalarýný çektiklerini öðrendik. Bunun üzerine çalýþmalarýmýza platform içinde devam ettik. Toplantýlarda yine feministlerle bildik sorunlarý yaþadýk bizler de. Erkek arkadaþlarýn kortejin en arkasýnda durup slogan atmamalarý istenince, biz bu sefer de erkek yoldaþlarýmýzla beraber yürüyeceðimizi, emekçi kadýnlarýn kurtuluþunun devrimle mümkün olacaðýný ve devrim mücadelesinde de kadýn erkek beraber alanlarda yer alacaðýmýzý söyledik. 8 Mart günü geldiðinde erkek yoldaþlarýmýzla kortejde yerimizi aldýk yaklaþýk 200 kiþinin katýldýðý yürüyüþ Vardar Ýþ Merkezi’nin önünden baþlayýp Adalar Migros önünde yaptýðýmýz basýn açýklamasýyla son buldu. Basýn açýklamasýnda Dünya Emekçi Kadýnlar Gününün tarihçesine, sýnýfsal ve cinsel sömürünün boyutlarýna, Kürt kadýnlarýnýn üzerindeki baskýlara, gözaltlarýnda devrimci kadýnlara yönelik tacizlere ve tecavüzlere yer verildi. Bu yýlki 8 Mart, öncelikli olarak Bursa’da elyaf fabrikasýnda yanarak can veren 6 kadýna ve tüm dünya emekçi kadýnlarýna adandý.
12 MART GAZÝ KATLÝAMINI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAÐIZ…
Mücadele Birliði Platformu ve EKA olarak yürüyüþ boyunca taþýdýðýmýz dövizler yoðun ilgi gördü. Dövizlerimizde “Hepimiz Birer Sevdayýz”, “Emekçi Kadýnlar Zindanda Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek” ve “Serpil Cabadan Ölüm Orucunun 200’lü Günlerinde” yazýyordu. Eylemimiz atýlan sloganlardan sonra sona erdi. EMEKÇÝ KADINLAR DEVRÝMLE ÖZGÜRLEÞECEK Eskiþehir EKA
ðildir’, ‘Serpil Yoldaþ Onurumuzdur.’ Zindanlarda yeni Gaziler, Çorumlar, Sivaslar yaþanmasýn diye savaþan, güzel bir gelecek için, kaçýnýlmaz olan o güne yaklaþmak, tüm ýrmaklarý devrime akýtmak için savaþan yoldaþýmýz onurumuz, kavgamýz, adýmýzdýr. YAÞASIN 12 MART GAZÝ AYAKLANMASI! YA DEVRÝM YA ÖLÜM!
12 Mart 1995 yýlýnda Gazi mahallesinde bulunan Doðu Kýraathanesinin faþist devlet tarafýndan silahla taranmasýyla baþlayan ve kýsa süre içerisinde Ümraniye, Okmeydaný, Bahçelievler ve diðer bölgelere sýçrayan sokak savaþlarý sonucunda Gazi Mahallesinde 17, Ümraniye 1 Mayýs mahallesinde 6 canýmýzýn ölümsüzleþtiði günün 11. yýlýnda bu katliamý unutmadýðýmýzý ve unutturmayacaðýmýzý göstermek için Eskiþehir Adalar Migros önünde saat 14:00 da Mücadele Birliði olarak bir basýn açýklamasý gerçekleþtirdik.
Eskiþehir Y.E. Mücadele Birliði
“Mart, Ýsyandýr, Ayaklanmadýr, Devrimdir” Açýklamamýzda, 13 Mart savaþçýlarý Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar yoldaþlarýn mücadelelerini ve 12 Eylül faþist darbesiyle idam edildiklerini ancak onlarýn kavgamýzda nasýl hayat bulduklarýný Eskiþehir sokaklarýnda halklara haykýrdýk. “Adlarý Onur, Adlarý Adýmýzdýr” “13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor Savaþýyor” Ölüm Orucunda bedenini açlýða yatýran yoldaþýmýz Serpilimiz canýmýza sloganlarýmýzla selam gönderdik. ‘Serpil Cabadan Yalnýz De-
Ölüm Orucu Afiþine Gözaltý 21 Mart Salý günü öðle saatlerinde okurlarýmýzdan Mesut AYDIN ve Yunus E. KILIÇ, Aksaray-Topkapý civarýnda yayýnevimizden çýkan “Ölüm Orucu Sürüyor, Mücadele Birliði” afiþlerini yapýþtýrýrken, Þehremini bölgesinde polis tarafýndan durdurularak, izinsiz afiþ yaptýklarý gerekçesiyle gözaltýna alýnmýþlardýr. Afiþ yapýþtýrmak suç olmadýðý, cezasý bulunmadýðý halde iki o-
18
kurumuz, Fatih Polis Karakolu’na götürülmüþlerdir. Orada sorguya çekilen okurumuz Mesut AYDIN akþamüzeri serbest býrakýlýrken, Yunus E. KILIÇ ise yaþý küçük olduðu gerekçesiyle Fatih Çocuk Þube’ye götürülmüþ, iki gün gözaltýnda tutulduktan sonra serbest býrakýlmýþtýr. BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! SERPÝL CABADAN YALNIZ DEÐÝLDÝR! FATMA KOYUPINAR YALNIZ DEÐÝLDÝR!
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
ÝZMÝR’DE NEWROZ
D
emirci Kawanýn Zalim Dehaq’a karþý yaktýðý isyan ateþi yanmaya devam ediyor. Günümüzde de Kürt halký ve ezilen halklar bugünün Dehaq’ý olan burjuvaziye karþý isyan ateþini körüklüyorlar. Bu sene her yerde olduðu gibi Ýzmir’de de Newroz coþkuyla kutlandý. 19 Mart Pazar günü Gündoðdu Meydaný’nda düzenlenen mitingle Newroz kutlamalarý baþladý. Mitinge biz de üzerinde “KürtTürk Emekçileri Devrimle Özgürleþecek, Newroz Piroz Be, Mücadele Birliði” yazan pankartýmýzla katýldýk. Saat 11.00’de toplanma yeri olan Cumhuriyet Meydaný’nda yerimizi aldýk. 11.30 gibi yürüyüþ baþladý. Bir süre yürüyüp arama noktasýndan geçtik. Sonradan öðrendik ki, arama noktasýnda bir gerginlik yaþanmýþ. Aldýðýmýz bilgilere göre Kadifekale bölgesinden gelen Kürt halkýnýn önü polisler tarafýndan kesilmiþ ve alana girmelerine izin verilmemiþ. Bunun üzerine alana farklý yerlerden gelen Kürt gençleri geri dönerek barikatlara yüklenmeye baþladýlar. “Diðer arkadaþlarýmýzýn buraya gelmesine izin verilene kadar burdan gitmeyeceðiz” diyerek polis barikatýnýn üzerine yüklenildi. Barikatýn önünde polisin ve DTP’li yöneticilerin gençleri sakinleþtirme çabalarýna karþý Kürt gençleri ýsrarlarýndan vazgeçmediler. Bunun üzerine çevik kuvvet barikattaki insanlara saldýrdý. Saldýrý sonrasýnda çevrede bulunan taþlarla polise karþýlýk verildi. Polisin gaz bombasý kullanmasý üzerine kitle daðýldý ve daðýlýrkende çevrede bulunan lüks maðazalarýn camlarý taþlandý. Çatýþmanýn ardýndan Kadifekaleden gelen halkýn alana girmesine izin verildi ve yürüyüþ devam etti. Yürüyüþ boyunca “Kürdistan Devrimle Özgürleþecek”, “Kürdistanda Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Herþey Emeðin Olacak”, “Ya Devrim Ya Ölüm”, “Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar”, “Serpil Cabadan Yalnýz Deðildir” sloganlarýmýzý attýk. Alana gelindiðinde miting tertip komitesinin konuþmalarý baþladý. Konuþmalarýn ardýndan halaylara geçildi ve kitle saatlerce halaylarla Newrozu kutladý. Biz de son olarak, alanda Kürt Ulusuna Kendi Kaderini Tayin Hakký baþlýklý bildirilerimizin ve Dergilerimizin daðýtýmýný yaptýktan sonra pankartýmýzý toplayarak alandan ayrýldýk. NEWROZ PÎROZ BÊ! KÜRT HALKI DEVRÝMLE ÖZGÜRLEÞECEK! Mücadele Birliði Platformu/ Ýzmir
SEMPOZYUM 1-2 Nisan Savaþ Ve Kadýn Kadýnýn Özgürleþme Mücadelesi SAVAÞTA KADIN OLMAK Sibel Özbudun
IRAK’TA KADIN OLMAK Irak Kadýn Haklarý Savunma Merkezinden Samav M. Naef
FÝLÝSTÝN’DE KADIN OLMAK Filistin Halkýyla Dayanýþma Derneði
GÖÇ YOLLARINDA KADIN OLMAK Göç-Der Baþkaný Þefika Gürbüz
GREVDE KADIN OLMAK Serna Seral Ýþçileri
ZÝNDANLARDA KADIN OLMAK POLÝTÝK KADINA DÖNÜK ÞÝDDET Av. Meryem Erdal Av. Eren Keskin Av. Eylem Erkaslan Dr. Þebnem Korur Fincancý
SANAT VE KADIN Berrin Taþ Ruhan Mavruk Tarih: 01-02 Nisan 2006 Yer: Ayýþýðý Sanat Merkezi Saat: 11:00-18:00
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
19
Yeni Evrede
Eylem
Mücadele Birliði
DEVRÝMÝN AYAK SESLERÝ DÜNYAYI SARSIYOR FRANSIZ ÖÐRENCÝLER ‘EYLEME DEVAM’ DÝYOR Fransa’da yasalaþtýrýlmaya çalýþýlan CPE Kontratý’na karþý eylemler ülke çapýnda yaygýnlaþýrken, Fransa baþbakaný Villepin, kontratýn geri çekilmeyeceðini ve yasalaþacaðýný, ancak ufak tefek deðiþiklikler yapýlabileceðini söyledi. Villepin, gençler için iki yýllýk deneme çalýþmasý boyunca gençlerin iþten çýkarýlmalarý durumunda iþsizlik parasý alma ve CPE üzerinde düzenli olarak deðiþimler yapma önerilerinde bulundu. Ancak sözkonusu kontratla çalýþacak gençler, iki yýllýk deneme çalýþmasý boyunca sürekli kovulma riski altýnda bulunacak, patronlar istediði zaman kanýt göstermeden gençleri iþten çýkarabilecekler. Hükümet bunun iþsizliði azaltacaðýný savunuyor. Özellikle gençler arasýnda çok yaygýn olan iþsizlik, geçtiðimiz aylarda Paris sokaklarýnýn ayaklanmalarla sarsýlmasýnýn önemli bir ateþleyicisiydi. Paris’teki 1968 hareketinin sembolü Sorbonne Üniversitesi, 11 Mart günü yaþanan iþgalden bu yana kapalý ve üniversite öðrencilerinin eylemlerine liseli öðrenciler de destek veriyor. Bunun yaný sýra Paris, Strasbourg, Toulous, Rennes ve Le Havre’daki üniversiteler de kontratýn askýya almasýný istiyor. Paris’te 14 Mart günü yapýlan eylemlere dört bine yakýn öðrenci katýldý ve eylemlerde öðrenciler ile polis arasýnda çatýþmalar yaþandý. 18 Mart günü de iþçilerin desteklediði lise ve üniversite öðrencileri, ülke çapýnda yüzbinlerin katýlýmýyla büyük protesto eylemleri düzenledi. Ýþçi ve öðrencilerin talebi, yeni yasanýn yürürlükten kaldýrýlmasý. Ülke genelinde kasaba ve kentlerde toplam 156 protesto yürüyüþü ve eylem yapýldý. Eylemlere olan katýlým, bir milyon kiþinin üzerine çýktý. Eylemlere baþkent Paris’te 350 bin kiþi katýlýrken, Marsilya’da 130 bin, Toulouse’da 50 bin, Rennes’de 35 bin, Lille’de 30 bin ve Lyon’da 25 bin kiþi sokaða çýktý.Fransa’da toplam 84 üniversitenin 64’ünde boykotlar devam ediyor ve son yapýlan kamuoyu araþtýrmasý, seçmenlerin yüzde 68’inin yasanýn geri çekilmesini istediðini gösteriyor. Eylemlerde kortejlerin önemli bir bölümünü gençler oluþtururken, iþçi ve memurlar da yoðun olarak katýldý. Paris’te yapýlan eylemin bitiminde, yine bazý gençlik gruplarýyla polis ve çevik kuvvetler arasýnda çatýþma yaþandý. Nation Meydaný’nda baþlayan ve daha sonra Sorbonne Üniversitesi civarýnda da devam eden olaylarda çok sayýda polis ve eylemci yaralanýrken, 170 kiþinin de gözaltýna alýndýðý belirtildi. CPE Kontratý, gençlerin iþ güvencesiz, ucuz iþ gücü olarak çalýþtýrýlmasýnýn yaný sýra, patronlarýn CPE Kontratýyla çalýþacak gençleri sosyal güvenceyle çalýþtýrdýðý iþçilere tercih etmelerini getirecek. Bu da iþçilerin iþsiz kalmasýna ve ülke çapýnda iþsizliðin yaygýnlaþmasýna yol açacak. Gençlik örgütleri ve sendikalar, yasanýn geri çekilmesi için 27 Mart tarihine kadar zaman tanýdýklarýný söylediler. PARÝS’TE BÝNLERCE KÝÞÝ KONUT HAKKI ÝÇÝN YÜRÜDÜ Fransa’nýn baþkenti Paris’te yaklaþýk 5 bin kiþi konut hakký için eylem yaptý. Droit au Logement organizasyonu tarafýndan düzenlenen eylem, “Herkes için bir lojman” sloganý ile yapýlýyor ve göçmenlerin evlerden atýlmalarý protesto ediliyor. 11 Mart günü akþam saatlerinde yapýlan yürüyüþte, onbinlerce konutun boþ olmasýna raðmen, göçmenlere konut hakký tanýnmamasý protesto edildi. Aralarýndan çok sayýda kadýn ve çocuðun bulunduðu eylemciler, “konut istiyoruz, biz kötü deðiliz”, “bir ev, bu yasadýr” ve “Sarkozy, unuttun, senin de ailen göçmen” sloganlarý attý.
20
Eylemlere Droit au Logement’in yanýsýra, Ulusal Konut Konfederasyonu, Konut Eylemleri Komitesi, Ýþsizler Hareketi APEÝS ile CNT, LCR, LO gibi sendika ve partiler katýldý. Droit au Logement ‘in yaptýðý açýklamaya göre, her yýl 140 bin lojman boþaltýlýyor ve en az 10 binine polis zoruyla el konuluyor. SCT FÝLTRE ÝÞÇÝLERÝ GREVE ÇIKTI Birleþik Metal-Ýþ’in örgütlü olduðu Mersin Tarsus’ta kurulu bulunan SCT Or-Turbo Filtre fabrikasýnda 15 Mart günü 300 iþçi greve çýktý. Patronlarla yapýlan toplu iþ sözleþmesinde bir sonuç alýnamayýnca, iþyerine grev pankartlarý asýldý. Birleþik Metal-Ýþ’in, burada örgütlendiði andan itibaren patronun, örgütlülüðe yönelik saldýrýlarýyla karþýlaþýlmaya baþlanmýþtý. Ýþyerinde son bir ay içinde 54 iþçinin iþine son verilmiþti ve sendikadan istifa edilmemesi halinde fabrikayý kapatacaðý tehdidini savurmuþtu. SCT, patronlarýnýn resmi arabulucuya yazdýðý yazýda asýl amacýný açýklýyor. Bu bölgede yatýrým yapmasýnýn nedeninin, ucuz iþgücü olduðunu açýkça belirtiyor. Çalýþanlarýna asgari ücret düzeyinde maaþ ödeyen ve hiçbir sosyal hakký ödemek istemeyen SCT patronlarý, gerçeðe aykýrý sözlerle, SCT iþçilerinin haklý mücadelesini kýrmaya çalýþýyor. Patron Grevi Kýramadý SCT Filtre patronu, grevi kýrmak için iþçilere iþbaþý çaðrýsý yaptý. Ancak hiçbir iþçi bu çaðrýya uymadý. Fabrikanýn önünde toplanarak kararlýlýklarýný gösteren iþçilere Petrol-Ýþ ve Genel-Ýþ sendikalarýnýn temsilcileri de destek verdiler. Grevin 8. gününe girdiðini söyleyen Birleþik Metal Ýþ, grevin, patronun SCT iþçisini tanýyana kadar süreceðini söyledi. ALMANYA’DA BÝNLERCE DOKTOR GREVDE Almanya’da üniversitelerde çalýþan binlerce doktor, 16 Mart gününden itibaren daha fazla ücret alabilmek için ülke çapýnda greve baþladý. Doktorlar örgütü yeni bir ücret tarifesinin açýklanmamasý halinde “kendiniz ameliyat olun” adýyla baþlattýklarý eylemi yaymaya kararlýlar. Almanya’da haftalardýr devam eden kamu çalýþýlanlarýn grevleri devam ederken, doktorlar da grev baþlattý. Üniversite kliniklerinde çalýþan binlerce doktor, kötü iþ koþullarý ve aldýklarý ücretleri protesto etmek amacýyla grevdeler. Ülkenin en büyük doktorlar sendikasýndan biri olan Merkezi Mainz kentinde bulunan Marburg Birliði’nin açýkladýðý rakama göre, eyleme Almanya çapýnda 4 bin doktor katýlýyor. Marburg Birliði, üniversite kliniklerinde ve eyalet hastanelerinde çalýþan doktorlar için yüzde 30’luk bir ücret artýþýný içeren yeni bir anlaþmanýn imzalanmasýný talep ediyor. Doktorlar, yaptýklarý 1 günlük grevin ardýndan gelecek hafta yeni eylem ve grevlere hazýrlanýyorlar. Haftalardýr grevde olan Ver.di sendikasý, doktorlarýn taleplerine destek vererek “Greve hoþgeldiniz” dedi. Almanya’da Doktorlarýn Grevi Sürüyor Almanya’nýn çeþitli kentlerinde devlet hastanelerinde çalýþan 20 bin doktor, daha iyi ücret ve çalýþma koþullarý saðlanmasý talebiyle grev yapýyor. Beyaz önlüklü doktor kitlesi, isteklerini duyurabilmek amacýyla 22 Mart günü Hanover sokaklarýnda yürüdüler. Almanya’da kamu saðlýk hizmetlerinin düzeyi yüksek. Ama Doktorlar Sendikasýnýn baþkaný, þimdi bu niteliðin tehlike altýnda olduðunu kaydediyor ve saðlýk hizmetlerinin þu andaki yüksek niteliðinin korunabilmesi için yüksek vasýflý, yüksek maaþ alabilen, iþine baðlý ve aþýrý iþ yükü altýnda ezilmeyen doktorlara ihtiyaç duyulduðunu vurguluyor. Ülkenin çeþitli yerlerinde nöbetleþe iþ bý-
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
Yeni Evrede
Eylem
Mücadele Birliði rakma eylemine giden doktorlar, son 10 yýldýr uygulanan kesintilerin çalýþma koþullarýný tahammül edilemez hale getirdiðini söylüyorlar. Almanya’da doktorlarýn grevi, son yedi haftadýr süren hemþireler, çöpçüler, yol bakým çalýþanlarý gibi kamu sektöründeki diðer görevlilerin grevlerine eklendi. Ayrýca Almanya’nýn dev mühendislik sektöründe çalýþanlar da Paskalya’ya kadar kabul edilebilir bir ücret önerisi almazlarsa, greve gidecekleri tehdidinde bulunuyorlar. TÜRK-ÝÞ: “SÖZ BÝTTÝ SIRA EYLEMDE” Türk-Ýþ’e baðlý sendikalarýn Ýstanbul þubeleri, Genel Saðlýk Sigortasý’nýn geri çekilmesi talebiyle 18 Mart günü Galatasaray Lisesi’nden Taksim Gezi Parký’na yürüdü. Galatasaray Meydaný’nda toplanan 2 bin iþçi, Sosyal Güvenlik ve Genel Saðlýk Sigortasý yasa tasarýlarýný protesto etmek için Taksim Gezi Parký’na yürüdü. Yürüyüþte, Deri-Ýþ Tuzla Þubesi, TÜMTÝS, Belediye-Ýþ 2 No’lu Þube, Tez Koop-Ýþ, Yol-Ýþ, Petrol-Ýþ ve Basýn-Ýþ sendikalarý kendi pankartlarýyla katýldý. Eyleme, direniþte olan Serna Seral iþçileri ve Cevahir Deri iþçileri de dövizleriyle katýldý. Ýþçiler yürüyüþ boyunca, “Hükümet yasaný al baþýna çal”, “Ýþçilerin birliði sermayeyi yenecek”, “Parasýz eðitim, parasýz saðlýk” ve “Söz bitti, sýra eylemde” sloganlarý attý. 44 ÇÝMENTO FABRÝKASINDA GREV KARARI Türk-Ýþ’e baðlý Çimse-iþ Sendikasý, toplu sözleþme görüþmelerinin uyuþmazlýkla sonuçlanmasý üzerine, 44 çimento fabrikasýnda grev kararý aldý. Çimse-iþ Sendikasý Yönetim Kurulu’ndan yapýlan yazýlý açýklamada, Çimento Müstahsilleri Ýþverenleri Sendikasý ile yürütülen toplu iþ sözleþmesi görüþmelerinin uyuþmazlýkla sonuçlandýðý bildirildi. Türkiye genelindeki 44 çimento fabrikasýnýn tamamýnda 17 Mart itibariyle grev kararý alýndýðý, anlaþma saðlanamamasý durumunda grevin uygulanacaðý belirtildi. Çimse-Ýþ Sendikasý’nýn 44 çimento þirketinde grev kararý almasý sonrasý, arabulucu safhasýnda da çözüm çýkmamasýyla birlikte Çimento Müstahsilleri Ýþverenleri Sendikasý da lokavt kararý aldý. DÜNYANIN EN YÜKSEK GREVÝ! Dünyanýn en yüksek binasý olacak Dubai kulesinin (Dubai Burcu) inþaatýnda çalýþan binlerce iþçi, düþük ücret ve kötü muameleye karþý isyan ederek iþi durdurdu. Dubai Burcu’nun 2 bin 500 kadar iþçisi, 21 Mart gecesi güvenlik güçlerine saldýrdý, þantiye binalarýný bastý, bilgisayarlara ve dosyalara zarar
Katlediliþlerinin 24. yýlýnda 13 mart savaþçýlarýný mezarlarý baþýnda andýk.12 mart Pazar günü sabah saat 11 de Hacýlarkýrý Mezarlýðýna gittik. Üzerinde 13 mart savaþçýlarý yaþýyor savaþýyor, Mücadele Birliði yazan pankartýmýzý açtýk. Anmamýza yaþadýðýmýz coðrafyada ve dünyada devrim mücadelesinde ölümsüzleþen devrim savaþçýlarý için saygý duruþuyla baþladýk. Saygý duruþunun ardýndan bir arkadaþýmýz 13 Mart savaþçýlarýný anlatan metni okudu. Metnin okunmasýndan sonra hep bir
verdi, 20’nin üzerinde otomobil ve inþaat makinesini tahrip etti. 22 Mart sabahý da iþçiler inþaata geldi, ancak çalýþmayý reddetti. Yaþanan bu isyaný tetikleyen olayýn servis otobüslerinin gecikmesi olduðu belirtildi. Ýþçiler, vasýflý bir doðramacýnýn günde sadece 7,6 dolar kazandýðýný, vasýfsýzlarýnsa günde 4 dolara çalýþtýðýný belirterek, ücretlerinin artýrýlmasýný istedi ve ayrýca fazla mesai, týbbi hizmet ve ustabaþýlarýnýn iþçilere insanca muamelede bulunmasýný talep ettiler. Bu arada uluslararasý Dubai havaalaný inþaatýnýn iþçileri de kule iþçileriyle dayanýþma grevine baþladý. Devasa terminal binasýnýn inþaatýnda çalýþan binlerce iþçi de 22 Mart sabahý iþbaþý yapmadý. 100 kattan fazla olmasý beklenen ve 2008’de tamamlanacak kulede baþlayan grev sonrasý Ýçiþleri Bakanlýðý, isyancýlarýn 1 milyon dolarlýk zarara yol açtýðýný söyledi. ALMAN EMEKÇÝLERÝ 38.5 SAATTE ISRARLILAR Almanya’da günlerdir devam eden kamu emekçilerinin grevi 2. ayýný bitirecek. Baden Württemberg’de kamu emekçilerinin görüþmesi anlaþmazlýkla sonuçlandý. 19 Mart günü Stuttgart’ta yapýlan görüþmeler patronlarýn uzlaþmaz tutumundan dolayý bir kez daha kesildi. 17 Mart günü Stuttgart’ta þehir merkezinde yapýlan yürüyüþte sendikacýlar görüþmelerden umutlu olmadýklarýný belirtmiþlerdi. Emekçiler, yeni eylem biçimleri üzerine tartýþýyor ve grevi devam ettirmede kararlýlar. DGB sendika binasýnda düzenlenen toplantýda, patronlarýn anlaþmaya yanaþmayan tutumlarýna karþý grevi yaygýnlaþtýrma çaðrýsý yaptý. Toplantý sýrasýnda, 1000 kadar Gençlik Dairesi çalýþaný, þehir merkezine doðru bir yürüyüþ yaptý. Toplu halde bütün bakanlýklarýn önünde protesto gösterileri düzenleyen emekçiler, daha sonra faþizme karþý mücadelede katledilenlerin anýsýna dikilen anýtýn önünde düzenlenen mitinge katýldýlar. FRANSA ÝLE DAYANIÞMA Baden Württemberg (BW) kamu emekçileri, Fransa’da öðrenci sendikasý UNEF’in çaðrýsýyla dersleri boykot eden öðrencilerle dayanýþma içinde olduklarýný dile getirdiler. Ver.di Sendikasý BW dayanýþma için UNEF’e mesaj gönderdi. ÝRANLI ÝÞÇÝLER SERBEST BIRAKILDI Ýran’ýn baþkenti Tahran’da, greve çýktýklarý için devlet terörüyle karþý karþýya kalan ve hapse atýlan otobüs çalýþanlarýnýn çoðu serbest býrakýldý. Sendika yöneticilerinden Mansur Osanlo ve Afþin Bahrami dýþýndakilerin pazar günü cezaevinden çýktýðý bildirildi.
13 MART SAVAÞÇILARI MEZARLARI BAÞINDA ANILDI
aðýzdan tek yürekle, sloganlarýmýzý attýk: “13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor Savaþýyor”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”. Anmamýzý 13 Mart Savaþçýlarý için yazýlmýþ olan 13 Mart marþýný söyleyerek bitirdik. Bir kez daha proletaryanýn yiðit önderlerine layýk olacaðýmýzýn sözünü vererek oradan ayrýldýk. 13 MART SAVAÞÇILARI YAÞIYOR SAVAÞIYOR Mücadele Birliði Platformu/ Ýzmir
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006
21
Yeni Evrede
Etkinlik
Mücadele Birliði
SEVDALARA TÜRKÜLER SÖYLÜYORUZ “S evda Aydýn’ýmýz baþta olmak üzere tüm sevdalarýmýz için türküler söylüyoruz” diyerek baþladýk çalýþmalarýmýza. Ve emekçi kadýnlar olarak etkinliðin sorumluluklarýný paylaþtýk. Antep’in merkezi yerlerinden Yeþilsu ve Balýklý Parký’nda standlar açtýk. Standlarda etkinliðin broþürlerini daðýttýk, bilet satýþý yaptýk. 10, 11, 12 Mart boyunca standlarýmýzda Antep halkýna, “Sevdalarýmýza Türküler Söylüyoruz” diye seslendik. Ayrýca afiþ çalýþmalarý yaptýk. Yerel bir radyo kanalý olan Þirinnar’da Sevda Aydýn’ýn da katýldýðý bir program düzenledik. Radyo programýnda kadýnýn iki türlü ezilmiþliðinden bahsettik. Sibel Sürücü’nün “Býrak Yüzün Þiirle Örtülsün” þiirini ve kadýnlarla ilgili baþka þiirleri okuduk. Tümüyle kendi çalýþmalarýmýzdan, kendi üretimlerimizden oluþan etkinliðimiz 13 Mart pazartesi akþamý Devlet Tiyatro Salonu’nda baþladý. Etkinlik baþlamadan önce tüm katýlýmcý kadýnlara kýrmýzý karanfiller daðýtýldý. Görevli kadýn arkadaþlarýmýz kýrmýzý fularlar takmýþlardý. Etkinliðe katýlan kadýnlarýn çok hoþuna giden karanfillerin sonrasýnda sunucularýmýzýn Mart ayýnýn dolu dolu duygularýný saymasýyla baþladý etkinliðimiz. Ardýndan 8 Mart 1857’de yanarak ölümsüzleþen 129 tekstil iþçisi kadýn nezdinde ölümsüzleþmiþ tüm devrim savaþçýlarý için 1 dakikalýk saygý duruþu yapýldý. Ýstanbul Taksim Ayýþýðý emekçisi bir arkadaþýmýzýn Sevda için yazýlmýþ bir þiiri okumasý ve bir konuþma yapmasýnýn ardýndan Antep Ayýþýðý emekçisi arkadaþýmýzýn emekçi kadýnlarýn nasýl özgürleþeceðine deðindiði konuþmasýyla etkinlik devam etti. Ve sahneye Sevda Aydýn davet edildi. Sevdamýzýn, konuþmasýný yaparken oldukça heyecanlý olduðu gözlerden kaçmadý. Konuþ-
masýnýn bitiminde kucaðýnda kendisine verilen bir demet çiçekle dakikalarca alkýþlandý Sevda. Tüm katýlýmcýlar “Hepimiz Birer Sevdayýz” diye haykýrdý. Program, 13 Mart gününün bizler için ayrý bir önem taþýdýðýnýn anlatýlmasý ve 13 Mart savaþçýlarýnýn anlatýldýðý sinevizyon gösterimiyle devam etti. 13 Mart 1982’de idam edilen iþçi önderleri Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ýn hayatlarýnýn ve mücadelelerinin anlatýldýðý sinevizyon gösteriminin ardýndan “Ýdamlar Bizleri Yýldýramaz” sloganlarýnýn hep bir aðýzdan haykýrýldýðý duyuldu. “Sevdalara Türküler Söylüyoruz” etkinliði Ayýþýðý þiir ve tiyatro grubunun gösterisiyle devam etti. Ýzmit Kandýra F tipi zindanýnda bulunan Ergül Çiçekler’in 19 Aralýk 2000’deki 4 gün savaþlarýný anlattýðý “4 Ateþten Gün, 4 Ölümden Gece” adlý þiiri seslendirilirken, sözler danslarla canlandýrýldý. Canlý müzikle fon yapýlan gösteri büyük beðeni aldý. Þiirin, þiiri okuyanlarýn, danslý tiyatronun ve müziðin tümü, yaþananlarý hisseden yüreklerin üretimleri sonucu bir araya geldiði için etkinliðin en beðenilen bölümü oldu. Etkinliðin sonunda Antep Ayýþýðý Sanat Merkezi Müzik Grubu Denize Ezgi sahne aldý. Çoðunluðu kendi üretimlerinden oluþan parçalarýyla izleyenleri coþturdular. 13 Mart Marþý okunurken herkes ayaktaydý. Emekçi kadýnlar üzerine þarkýlarýn da okunduðu bu bölüm halaylarla sona erdi. Devlet Tiyatrosu’nun giriþinde, bekleme salonuna asýlan savaþan kadýnlarýn resimleri de ilgi gören çalýþmalar arasýndaydý. Yaklaþýk 300 kiþinin katýldýðý etkinlikte tüm katýlýmcýlara Sevda Aydýn ile ilgili broþürler daðýtýldý. Gelenlerin çoðunun eþleriyle birlikte katýlmýþ olmalarý dolayýsýyla emekçi kadýnlarýn katýlým oranýnýn yüksek olmasý da etkinliðimizin baþarýlarý arasýndaydý. Yine dikkat çeken bir nokta da yaþ ortalamasýnýn yüksek olmasýydý. Yani tarihin 13 Mart olmasý ve Antep’in geçmiþi düþünüldüðünde bu durum tarihine sahip çýkan iþçilerin, emekçilerin eseriydi. HEPÝMÝZ BÝRER SEVDAYIZ! YAÞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ! Antep Ayýþýðý Sanat Merkezi
22
64. Sayý / 29 Mart-12 Nisan 2006