KÝTLE ÝÇÝNDE DEVRÝMCÝ ÇALIÞMA Yeni Evrede
Başyazı
Mücadele Birliði
B
ir ayaklanmada etkin olmak için her þeyden önce kesin, açýk, devrimci bir programa sahip olmak gerekiyor. Ne için savaþtýðýný bilmek, kitlelerin eylemde inisiyatifli olmasýný saðlar. Hedeflerde netlik ve kavrayýþ halk yýðýnlarýnýn büyük bir güvenle ileri atýlmalarýný getirir. Bu adým çok önemlidir fakat baþarýya ulaþmak için tek baþýna yeterli deðildir. Baþarýya ulaþmak için pratikte, eylemde, mücadelede yetkinleþmek, sýnýf savaþýmýnýn çok yönlü deneyimini edinmek gerekiyor. Ýþçi sýnýfýna kurtuluþ hedefini gösteren devrimci program, devrimci komünist parti tarafýndan ortaya çýkartýlmýþtýr. Devrimci programý uygulamaya geçmek için verilen enerjik mücadele uzun bir dönemi kapsar. Programýn, ilkelerin,taktiðin pratiðe geçirilmesi sürecinde zengin bir birikim elde edilmiþtir. Verilen mücadelelerin sonucunda sýnýf partisi yetkin ve nitelikli bir düzey yakalamýþtýr. Devrimci politik görüþleri yaþama geçirme alanýnda, yani kitlelerle iliþki alýnýnda durum nedir? Yýðýnlarla iliþkiler alanýnda, partinin görüþlerini yýðýnlara benimsetme, onlarý sýnýf partisine kazanma ve emekçilerin içinde kalýcý bir etki yaratmak için belli bir mesafenin alýndýðý açýktýr. Fakat bu sahada yapýlanlarýn devrimi zafere götürmek bakýmýndan yeterli olduðu söylenemez. Devrimci sýnýf partisinin önündeki en önemli sorun ve görev kitlelerle, iþçilerle sýký baðlarýn kurulmasý, kurulan iliþkilerin güçlendirilmesi ve geniþletilmesidir. Sonucu kararlaþtýrýcý hareket kitlelerden, özellikle de devrimci kitlelerden gelecektir. O halde iþçi sýnýfýnýn, halk kitlelerinin en ileri, en kararlý, en tutarlý kesimiyle canlý ve etkin baðlar kurulmasý için bilinçli bir çaba içine girilmelidir. Proletaryanýn gerçek devrimci partisi açýsýndan, emekçi kitlelerle sýcak ve sýký bað kurmak, onlarý etkilemek ve yanýna çekmek, gelecek ayaklanmada üstünlüðü ele geçirmek demektir. Ýþçi kitlelerle, emekçilerle güçlü ve köklü iliþki geliþtiremeyen komünist öncü, hedefine ulaþamaz. Bu ayný zamanda, devrim mücadelesinin amacýna varamamasý demektir. Sorun ve görev iþte bu denli yaþamsaldýr. Kazanmamýz gereken kitlelerin durumu ne? Sosyalizmden etkilenmiþ insanlarýn önemli bir bölümü uzlaþmacý sosyalist hareketlerin etkisinde. Bunlar,içinde yer aldýklarý politik yapýlarýn görüþlerinin gerçek içeriðine bakmýyorlar. Son derece kaba ve yüzeysel bir bakýþla, onlarý sosyalist, komünist olarak görüyorlar.
Bu durumdan hareketle, bu iþçilerin sosyalizmi nasýl kavradýklarýný anlayabiliriz. Emekçiler sosyalizmi, baðýmsýzca kavrama yerine, küçük burjuva sosyalist hareketlerin, sosyalizmi özel yorumlanmýþ haliyle kavrýyorlar. Sosyalizmin küçük burjuva kavrayýþý, iþçi ve emekçileri bilimsel sosyalizmden uzak tutuyor. Emekçileri sosyalizmin çarpýtýlmýþ kavranýþýnýn etkisinden kurtarmak kolay olmuyor. Ýþçilerin buradan marksist sosyalizme varmalarý için çok uzun bir mesafe almalarý gerekiyor. Bu noktaya gelene dek emekçi kitleler bu gruplarýn etkisinde kalýyor. Ayný emekçiler sonra bize dönüp: “Hepimiz de sosyalist deðil miyiz?” diye soruyorlar. Onlarýn þunu anlamalarý gerekiyor: Ýþçi sýnýfý içinde olan politik hareketler, kendilerine verdikleri adla, sosyalist olarak nitelendirilemezler. Bu gruplar kendilerine öyle söylüyorlar diye, gerçekten de sosyalist yani proleter ve bilimsel sosyalist olduklarý ileri sürülemez. Uzlaþmacý gruplarla aramýzda iþçi sýnýfýnýn temel sorunlarýnýn çözümünde, ilkelerde büyük fark var;onlarla aramýzda büyük bir uçurum var. Emekçi kitleler ne zaman ki, onlarla aramýzda büyük bir uçurum olduðunun bilincine varýrlarsa iþte o zaman, oportünist ve reformist hareketler emekçilerin üzerindeki etkisini yitirir ve iþte o zaman devrimci mücadele baþarýya ulaþýr. Devrimci komünistlerin bugüne kadarki zengin deneyimleri göstermiþtir ki, yýðýnlarý etkilemenin, uzlaþmacýlarýn etki alanýndan çýkarmanýn, devrimci marksizmi kavramalarýný saðlamýnýn yolu yalnýzca kitap, broþür basmak, bildiri yayýnlamak ve onlara götürmek deðildir. Ýþçi ve emekçilerle kalýcý ve derinlikli iliþkiler kurulmalýdýr. Ýþçi sýnýfýnýn devrimci partisinin, grev, sokak gösterileri ve diðer yýðýnsal eylemlerde bulunmasý en önde olmasý, sýk sýk eylemlerde basýn açýklamasý vb. yapmasý da yeterli deðildir; yýðýnlarý gerçek devrimci harekete kazanmak için bunlarýn her biri etkileme ve bað kurma aracýdýr. Ancak daha fazlasýný yapmak gerekiyor. Emekçi kitlelerle doðrudan iliþki kurulmalý, geniþ toplantýlar düzenlenmeli, iþçi sýnýfýnýn, emekçilerin, halklarýn karþý karþýya olduðu sorunlar üzerine net bir biçimde açýklama yapýlmalý. Kýsacasý etkin ve sonuç alýcý bir iliþki düzeyi ortaya konmalý. Ýþçi sýnýfýnýn önündeki sorunlara ve görevlere sýð yaklaþanlar, içi boþ ama süslü sloganlarla kitleleri yanlarýn çekmeye çalýþanlar, bunu geçici olarak yapabilirler, ama uzun sü202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
rede yaratýlan etki daðýlýp gider. Devrimci iþçiler o dönemi geride býraktý. Tüm mücadele boyunca olgunlaþan proleter kitleler, sloganlara, politikaya, taktiðe ve kendilerinin sosyal pratiðine daha bilinçlice yaklaþýyorlar. Boþ laflara deðil, yapýlan çalýþmaya, verilen pratik mücadeleye, üstlenilen sorumluluklara bakýyorlar. Emekçi ve sömürülenler, bir taraftan eylemden eyleme giderken, ayný zamanda dönüp attýðý adýmlarý deðerlendirmek, yeniden ele almak ister. Bu amaçla zaman zaman çeþitli toplantýlar yapma gereksinmesi duyar. Yürünen yolu, yapýlan iþi verilen mücadeleyi ele almak, zayýflýklarýný, eksikliklerini görmek ileriye gitmenin, baþarmanýn bir koþuludur. Karþý karþýya kalýnan sorunlar üzerine konuþmak ya da enternasyonal alanda yapýlmasý gereken mücadele görevleri hakkýnda görüþ ortaya koymak, tartýþma, emekçileri bu sorunlarda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek devrimci sýnýf savaþýmýnýn önemli bir görevidir. Bu toplantýlara geniþ kitleler çekilebilir. Çünkü gerçek devrimci düþünce ve politikalarý duymak isteyen kalabalýk bir kitle her tarafta var. Büyük kitlelere seslenme olanaklarý son derece bilinçli bir þekilde ele alýnmalýdýr. Sýradan iþçilerin, halktan insanlarýn bilinci ne denli yetersiz olursa olsun, kendilerine gerçek anlatýlýnca, bunlarý kavrayabilirler. Kendilerine kurtuluþ yolunu gösteren devrimci görüþleri benimseyenler onlardýr. Yüksek bir sorumluluk anlayýþýyla verilen devrimci görevleri üstlenenler ve sýnýf savaþýmýný bugünkü ileri noktaya getirenler, bu insanlardan baþkasý deðildir. Gerçekleri görerek, gerçek devrimci güçlere senelerce destek verenler halk kitleleridir. Güç, zaman ve enerji geniþ yýðýnlarýn kazanýlmasý için harcanmalýdýr. Büyük bir coþkunlukla mücadeleye katýlanlarýn sayýsý dalga dalga büyüyor. Yeni katýlanlarla devrimci dalga kabarýyor ve geniþliyor. Leninist Parti, proletaryanýn öncü, devrimci sýnýf partisi olarak, yükselmeye devam eden devrimci kitle dalgasýný etkilemeyi ve yönlendirmeyi öðrenmelidir. Yararlanacaðý zengin kaynaklar elinin altýndadýr. Gerek dünya proletaryasýnýn engin deneyimlerinin bilgisini içeren kaynaklar, gerekse buranýn sýnýf mücadelesinin deneyimlerinin bilgisi, öðrenmemiz ve yararlanmamýz gereken büyük olanaklar sunuyor. C.DAÐLI
3
SERMAYENÝN YAÞADIÐI PANÝK VE KORKU
Yeni Evrede
Güncel
Panik ve korku, mitolojinin savaþ tanrýsý Ares’in iki oðlu; gamsýz ve serseri iki ruh, nerede ne zaman ortaya çýkacaklarý, hangi ordunun karargahýna kamp kuracaklarý hiç belli olmaz. Gerçi bugünlerde nihayet kendilerine sabit bir adres bulmuþ görünüyorlar. Burjuva sýnýfýn karargahlarý... Eðri oturup doðru konuþan her insanýn gözünde 2011, “muhteþem yýl” olarak tarihteki yerini þimdiden aldý. En hayalperest devrimcinin bile fantezi dünyasýna sýðmayacak yoðunlukta, devrimler, kazanýlan ve kaybedilen zaferler, kanlý ve direþken isyanlar, duyulaný, duyulmayaný, abartýlaný ve üstü örtüleniyle bir dolu dev kitlesel atýlýmlar, doðrusu dünyanýn proletaryasýna ve ezilen halklarýna tam bir bahar havasý soluttu. Proletarya ve ezilen halklar cephesinde, zaferin kazanýlacaðýna dair kesin bir umut, cesaret ve cüret yaratan bu denli yoðun bir yýl süresince, son sömürücü sýnýf olan dünya burjuvazisinin ruh hali iyi olacak deðil ya! Hükümet sözcüleri, IMF, DB gibi kurum yöneticileri, tekellerin pek saygýn patronlarý, onlarýn hizmetindeki bir dolu profesör, uzman, yazar-çizer takýmý, 2011 yýlý boyunca burjuva dünyasýnda hüküm süren korku ve panik havasýna öyle bol sayýda örnekler sundular ki, insan hangi birinden baþlayacaðýný þaþýrýyor.
Mezar Taþý Kitabeleri... Herhalde bu yýl en çok kazanan, lüks otellerdir. Ne de olsa, hemen her hafta birden fazla “zirve”ye ev sahipliði yaptýlar. Süit döþeli uçaklar, jetler, görkemli makam araçlarý, oradan oraya, etekleri tutuþmuþ sermaye ve hükümet temsilcilerini taþýyýp durdular. Pembe hayallerle baþlayan her zirve, pörsümüþ patlýcan moruyla bitti. Her seferinde, mafyanýn suskunluk yasasý, “Omerta”ya uymak sözü verdiler birbirlerine. Ama yine her seferinde, felaket tellallýðýnda birbirini çiðneyen bir yarýþa girmekten kendilerini alamadýlar. Suçüstü yakalandýðýnda, rakibi kendi yokluðunda parsayý kapmasýn diye bildiði ne varsa, bülbül gibi þakýyan çete üyelerine benziyorlardý en çok. Henüz yýlýn baþýnda, Dünya Bankasý Baþkaný Robert Zoellick, “Tam boyutlu bir krizden sadece bir þok uzaklýktayýz” diyordu ve o þok hiç beklemediði bir yerden, Tunus ve Mýsýr’dan gelecekti. Arap Devrimlerinin ateþi dünyayý ýsýtýrken, burjuvalar kar dolu buz gibi Davos zirvelerinde buluþuyordu. Ama kar, tutuþan etekleri söndürmekte aciz kaldý. Davos 2011 toplantýlarýna dair gözlemlerini Milliyet gazetesinde yazan Meral Tamer: “Batýlý iþ dünyasýnýn seçkinleri kazdýklarý kuyudan çýkýþ olmadýðýnýn farkýndalar” derken, hemen komþu köþeden Osman Ulagay, toplantýlara hakim olan düþüncenin “Beklemediðimiz her þey olabilir” etrafýnda odaklandýðýný ifade ediyordu. Bunu “Ýstemediðimiz her þey” biçiminde tercüme etmekte yarar var. Hürriyet’ten Erdal Saðlam “2008 krizinde bile dünya ekonomi liderleri bu kadar karamsar deðillerdi” sözleriyle Davos’ta mezar kitabelerini hazýrlayan burjuvazinin halini gözler önüne seriyordu.
4
Mücadele Birliði
Kendini birden bire proletaryanýn 150 yýldýr kendisi için kazdýðý o mezarýn yaný baþýnda buluveren burjuvazinin karamsar ruh hali, kapitalizme dair tüm gelecek umutlarýný söndürüverdi. Gemi batar da, fareler durur mu? HaberTürk’te Serdar Turgut: “Kapitalizmin Sonu” baþlýklý makalesinde, “Galiba artýk bu sistemin alternatiflerinin düþünülmesi zamaný çoktan geldi de geçiyor” diye yazdý. Ferrarisini Satan Bilge havalarýnda konferanslar vermek için kýta kýta gezen iktisadýn dünyaca meþhur profesörü Nouriel Rubini, “Eðer Marx haklýysa, bu noktadan sonra kapitalizm kendini yok edecektir. Piyasalar bu aþamada çalýþmýyor” sözleriyle, küçük çaplý depremlere sebep oluyordu. Keçinin istemediði ot, iþte böyle tam burnunda biter.
Abdest Bozulmadý, Ýman Uçtu Arap halklarýnýn devrimci zaferleri birer birer ellerinden çalýnýr ve Libya’ya bombalar yaðarken, burjuvalarýn kampýnda düðün-bayram havasýndan eser yoktu. Çünkü bu kez, krizin merkezine Avrupa oturmuþtu, tarihin her döneminde dünyanýn dengelerinin kurulduðu ve yýkýldýðý o yerde... Almanya Baþbakaný Merkel: “2. Dünya Savaþý’ndan bu yana en zor dönemden geçiyoruz” sözleriyle irkiltici atýflarda bulunurken, baþka bir meþhur iktisatçý Prof.Dr.Carmen Reinhardt: “Aðýr çekim bir tren kazasý izliyoruz” demekle yetindi; herkesin gördüðü ama önleyemediði bir felakete dair gözlemler sunarak. Ama bu “kaza”nýn tarihsel sonuçlarýný, Ýsviçreli banka devi UBS’nin analistleri, daha açýk sözlerle ortaya serdiler. Hazýrladýklarý raporda, Avrupa’da bankacýlýk sisteminin çökeceðini, þirketlerin iflas edeceðini öngörmekle kalmadýlar, Euro bölgesinin daðýlacaðýna da kesin gözüyle bakýyorlardý: “Bugüne dek, diyorlardý analistler, hangi parasal birlik daðýldýysa, mutlaka onu ya bir askeri dikta ya da bir iç savaþ izledi.” Ama en irkiltici baþlýðý, Ýngiliz The Economist atacaktý: 1974 bunalýmýný ancak dört yýl sonra fark edebilmesiyle talihsiz bir þöhrete sahip bu dergi, Eylül sayýsýnýn kapaðýnda “Korkun” baþlýðýyla çýkýyor, dünya ekonomisinin bir kara deliðe sürüklenmekte olduðunu haber veriyordu. Kapitalist sistemin ölümsüzlüðüne bu denli iman etmiþ, alabildiðine yýkýcý pek çok krizi bile görmezden gelmeye alýþmýþ bu finans baronlarýnýn sözcüsü dergi için hiç alýþýlmadýk söylemlerdi bunlar. Anlaþýlan, olaylarýn þok etkisi, burjuvanýn sadece abdestini bozmamýþ, imanýný da uçurmuþtu. Ve nihayet bir büyük patron, Mc Kinsey tekelinin tepe yöneticisi Dominic Barton alýyor sazý eline: “Kapitalizmi ya biz reforma tabi tutacaðýz, ya da kapitalizmin siyasi tedbirlerle ve öfkeli halk yýðýnlarýnýn baskýlarýyla reforma tutulmasýný oturduðumuz yerden izleyeceðiz”. Sazýn namelerinden bir türkü deðil, aðýt çýkýyor. Ama sermayeyi bir kenara iten öfkeli kalabalýklarýn kapitalizmi “reforme” etmek yerine onu doðrudan ýskartaya çýkaracaðýný herhalde bu sermaye baronu da iyi
202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
bilmekte. Ve bir baþka para baronu, bir zamanlar dünyayý parmaklarýnýn ucunda oynatýp durduðuna bütün budalalarý inandýrmýþ olan Soros girdi topa: “Finansal sistem kopma noktasýna geldi. Bunun sonuçlarý korkunç olabilir”. Anlaþýlan, bugünlerde kendi kalesine gol yaðdýrmakla meþgul Soros efendi...
Þizofrenik Hayallerden Acý Gerçeklere Tüm dünyada sermaye sahipleri, böylesine korku, endiþe ve panik halinde bulunuyorken, Türkiye hükümetinin sözcüleri, cehaletin verdiði cesaretle, þiþinip durmayý býrakmadýlar. Hatta, “Bekle Avrupa, Türkiye seni kurtaracak” sözleriyle bir bakan, yöneticilerin þizofrenik arýzalarý konusunda tüm dünyada derin kuþkular uyandýrma gayretkeþliðini býrakmýþ deðil. Ama cehaletin verdiði cesaretle konuþ-mak yerine, olaný biteni dehþetle izleyen iþin uzmaný sermaye temsilcileri, bu þizofrenik hayalden misliyle uzak durdular. Merkez Bankasý Baþkaný Erdem Baþçý “Tahayyül bile edemeyeceðimiz geliþmeler”den bahsederken, sermayenin en parlak kafalarýnýn bile artýk “basmadýðýný” itiraf ediyordu. Hazinenin eski yöneticisi Yaman Törüner de, Milliyet’teki köþesinden “Þimdiye dek hiç karþýlaþýlmamýþ bir kriz” feryatlarý eþliðinde, hiçbir iktisat teorisinin geçerliliði bulunmadýðýný ilan ediyordu. Cehalet,þizofrenik hayallere, parlak kafalar ise bir akýl tutulmasýna maruz kalmýþlardý. En büyük servet sahipleri ise ya Ümit Boyner gibi geliþmeleri týrnaklarýný kemirerek izliyor ya da Rahmi Koç gibi kalbi duracakmýþçasýna dehþete kapýlýyordu. Basýna yansýyan, mikrofonlarýn önünde söylenen bu sözler, burjuva dünyasýna hakim olan panik durumunun yalnýzca küçük bir resmini ifade edebilir. Asýl kýyamet kapalý kapýlar, örtülü perdeler ardýnda yaþanýyor. Ve dünya burjuvazisi, tam gaz yaþanmakta olan devrimi bastýrmanýn giderek olanaksýzlaþtýðýný görüyor. Onu, þizofrenik hayallerle, travmatik acýlar ortasýnda sallayýp duran, iþte bu gerçekliktir. Bir devrim için, emekçi sýnýflarýn olduðu kadar, sermaye sýnýfýnýn da haleti ruhiyesi oldukça önemlidir. Güvenini ve gelecek umudunu kaybetmiþ bir sýnýf, artýk toplumu yönetmekten acizdir. Ayný ruh hali, en çýlgýn giriþimlere de kolayca kapýsýný açar. Bunun anlamý, kanlý savaþlar, en acýmasýz iç savaþlar kapýda demektir. Fakat, toplumu yönetemeyen bir sýnýf, savaþý da uzun süre devam ettiremez. Kendine imanýný kaybetmiþ, gelecekten umudunu kesmiþ bir sýnýfý, en baþta küçük burjuvalar terk ediyor. Böylece, bu ara katman sayesinde toplumun yýllarca nabzýný elinde tutabilen tekelci sermaye, en önemli taþlarýný düþürmüþ oluyor. Devrim, acýlý ve kanlý bir son sahne yaþamadan zafere ulaþamaz. Fakat savaþýn en yoðun yerinde, barut dumaný ve sisler daðýldýðýnda, proletarya kendisini birden, zaferin kapýsý önünde bulacaktýr.
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK
Barýþ Kaya bir öðrenci; devrimci bir öðrenci. Yiðit ve bilinçli bir Kürt genci. Kendi halkýnýn ve tüm dünya halklarýnýn kurtuluþunun sosyalizmde olduðunu bilen, bunun için mücadele eden bir genç. 2011 yýlýnda Amed’de asýlsýz iddialarla gözaltýna alýndý ve tutuklandý. Önce Diyarbakýr ve Urfa Zindanýna, oradan da sürgünle Mardin Zindaný’na götürüldü. Barýþ Kaya, göstermelik 1-2 duruþmadan sonra, hiçbir somut delile dayanmadan, sadece bir ayakkabý benzerliði gerekçe gösterilerek 11 yýl 3 ay hapis cezasýna çarptýrýldý. O, karar yüzüne okunurken, týpký yüzyýllar önce Bruno gibi, korkmuyordu; ama onu bu cezaya çarptýranlar, týpký Bruno’nun yargýçlarý gibi korkuyorlardý. Korkuyorlardý, çünkü Barýþ Kaya gözlerini onlara dikerek, 19 Aralýk katliamýný yapan ve 28 devrimci tutsaðý katledenlerin onlar olduðunu, Murat Ördekçi’yi Bayrampaþa Zindaný’nda katledenlerin onlar olduðunu suratlarýna haykýrýyordu. “Bizi bitiremezsiniz, bitiremeyeceksiniz” diyordu Barýþ Kaya. Adeta Murat olmuþ, mahkeme heyetinin karþýsýna dikilmiþ onu yargýlýyordu. Barýþ Kaya, askerler aðzýný kapatýp onu salondan çýkarana kadar “Murat Ördekçi Ölümsüzdür” sloganýný attý. Sonra fýrsatýný bulduðu ilk anda “Þehit Namýrýn” sloganýný atarak Adliye koridorlarýný çýnlattý. Adeta Murat’ýn 19 Aralýk’ta düþmana “Teslim Olun” diye baðýran sesi Diyarbakýr’da yeniden hayat buluyordu. Barýþ Kaya’yý asýlsýz iddialarla tutuklayanlar, onun bu militan tavrý karþýsýnda verdikleri “ceza”nýn beþ paralýk bir deðeri olmadýðýný görmüþ olmalýlar. Sinemanýn dahi oyuncularýndan Charlie Chaplin’in o ölümsüz sözleriyle söyleyecek olursak “Ýnsanlar uðruna ölmeyi bildikleri sürece, özgürlük asla yok olmayacaktýr”. BARIÞ KAYA YALNIZ DEÐÝLDÝR! ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK!
“Halklarýmýz Bu Saldýrýlarý Boþa Çýkaracaktýr”
Zindanlar
28 Nisan 2011 tarihinde Dicle Üniversitesi Mimarlýk Mühendislik Fakültesi öðrencisi Barýþ Kaya gözaltýna alýnmýþtý. Kampüste yapýlan “Aydýn Erdem Anmasýna katýlma”, “KCK duruþmasýnda adliye önünde eyleme katýlmak”, “Silahlý terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adýna suç iþlemek”, “Terör örgütü propagandasý yapmak”, “polise mukavemet ve “Ýzinsiz Toplu Gösteri ve Yürüyüþ Kanununa Muhalefet” suçlamalarý nedeniyle tutuklanan Kaya’nýn geçtiðimiz ay Diyarbakýr 5. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde görülen davasý görülmemiþ bir hýzla sonuçlanmýþ ve belirtilen nedenlerden dolayý 11 yýl 3 ay hapis cezasý verilmiþti. Barýþ Kaya, devletin Kürt halkýna, iþçi ve emekçilere yönelik saldýrýlara deðindiði mektubunda, bu saldýrýlarýn bir ayaðýnýn da zindanlarda sürdürüldüðünü fakat halklarýn bu saldýrýlarý boþa çýktartacaðýný ifade ediyor: “Merhaba Deðerli Basýn Emekçileri, Tükiye ve Kürdistan devrimi tüm yýkýcýlýðýyla geliþirken, sermaye ve faþist devlet çöküþ sürecinde. Böylesi süreçlerde sermaye sýnýfý bulunduðu durmda kurtulma çabasýyla hareket halindeki yoksul halklara pervasýzca saldýrýr. Bu saldýrlar onun acizliði ve güçsüzlüðünden gelir. Devrimci mücadelenin tüm alanlarýna fark gözetmeksizin bujruva zoru kullanýr. Ama belirtmek gerekir ki, sermaye için zindanlarýn ayrý bir önemi vardýr. Devrimin özgür tutsaklarýný etkisiz hale getirerek sýçramalý yükselen halk hareketini öncüsüz býrakma çabasý içine girer. Devrimimizin geliþip, sermaye güçlerine kendini dayattýðý bu günlerde, zindanlara saldýrýlar da arttý. Bu saldýrýlar yer yer fiziki boyutlara vardýrýldý. Birkaç cezaevinde nasıl olduðu belirsiz ‘intihar’ olaylarý yaþandý. Tutsaklarýn temel ihtiyaçlarý kýsýtlandý. Devrimci tutsaklar bu yolla güçten düþürülmeye, hastalanmaya zorlandý. Zindanlardaki devrimci hasta tutsaklara olmadýk iþkence reva görüldü. En son Erzurum Zindaný’ndaki devrimc hasta tutsak Mehmet Aras artan rahatsýzlýklarýna daha fazla dayanamayarak ölümsüzlük kervanýna katýldý. Mehmet Aras yoldaþýn ölümsüzleþmesi sermayenin, devrimin tutsaklarýna, devrime saldýrýlarýnýn açýk kanýtýdýr. Bununla birlikte yaklaþýk 5 aydýr PKK Genel Baþkaný Abdullah Öcalan üzerinde aðýr tecrit uygulanmakta, aile ve avukat görüþleri yalan sebeplerle engellenmektedir. Bu saldýrý da Türkiye ve Kürdistan birleþik devrimine yapýlmýþ bir saldýrýdýr. Ulusal kurtuluþ hareketi üzerindeki bu çok yönlü baskýnýn bir ayaðýdýr. Ve þühesiz halklarýmýz bütün bu saldýrýlarý boþa çýkaracaktýr. Bilindiði üzere bütün cezaevlerinde PKK Genel Baþkaný Abdullah Öcalan üzerindeki aðýr tecride karþý çeþitli eylemlilikler devam ediyor. Mardin E Tipi Cezaevi’nde de yurtsever tutsaklar süresiz-dönüþümlü açlýk grevi eylemi baþlatmýþlardý. Bu eylemliliklere, TKEP/L davasý tutsaklarý desteklerini açýklamýþlardý. Mardin Cezaevi’nde bulunan TKEP/L davasý tutsaðý olarak sermayenin devrimci tutsaklara yaptýðý bu saldýrýlara karþý, yurtsever dostlarýmýzýn devam ettirdiði 3 günlük açlýk grevi eylemine giriyorum. Devrimci Tutsaklar Teslim Alýnamaz! Yaþasýn Devrimci Dayanýþma!
MÜCADELE BÝRLÝÐÝ PLATFORMU
202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Barýþ Kaya Mardin E Tipi Cezaevi”
5
Sokaklar
9 Eylül Üniversitesi’nde Faþist Saldýrý!
9
Eyül Üniversitesi Yabancý Diller Yüksekokulu önünde stant açan sivil faþistler ve antifaþist devrimci öðrenciler arasýnda çatýþma yaþandý. Faþistler okulun önünde stand açarken, devrimci öðrenciler de onlarýn karþýsýnda bir stand açmýþlardý. Faþistler, devrimci öðrencilere saldýrdý. Saldýrýya devrimci öðrenciler karþýlýk verince, bir müddet çatýþma yaþandý. Üniversitede sürekli bekleyen TOMA adý verilen zýrhlý araç olaya müdahale etmezken, kampüse gelen çevik kuvvet polisleri ise faþistlerin ardýndan
Ý
devrimci öðrencilere saldýrdý. Polisin gaz bombalý saldýrýsýndan kampüs içindeki çok sayýda öðrenci etkilendi. Faþist saldýrý sonucu 1’i DÖB’lü 10 öðrenci yaralandý. Kampüse ambulans gelirken, bir öðrencinin durumunun ciddi olduðu öðrenildi. 10 öðrencinin yaralandýðý çatýþmadan sonra, faþistler kampüsten ayrýldý. Faþistlerin bir gün sonra “Türk-Ýslam sentezi” baþlýklý bir toplantý yapmaya hazýrlandýklarý bildiriliyor. Devrimci öðrenciler, saldýrýlarý protesto etmek için bir gün sonra saat 12.00’da Çeþmeler Kampüsü’nde basýn açýklamasý yapacaðý bildirildi.
Ýstanbul Üniversitesi’nde Faþist Saldýrý
stanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü’nde devrimci, yurtsever öðrenciler tarafýndan Roboski Katilamý’ný protesto eden afiþler asýldý. Özel Güvenlik Birimleri tarafýndan asýlan afiþlerin yýrtýlmasý üzerine, öðrencilerin tekrar afiþleri astýðý fakat daha sonra ÖGB’ler tarafýndan tekrar afiþlerin yýrtýldýðý belirtildi. Bu arada üniveristenin merkez kampüsüne faþist öðrenciler, satýrlarla girerek devrimci, yurtsever öðrencilere saldýrdý. Devrimci, yurtsever öðrencilerin faþistlere müdahale etmesi sonucu çatýþma çýktý. Çatýþmada saldýrýyý yapan faþist öðrencilerden birçok yaralanan olurken, ambulansla yaralýlarýn üniversite dýþýna çýkarýldýðý belirtildi. Faþist öðrencilerin saldýrýsýnýn ardýndan çok sayýda çevik kuvvet polisi okula girdi. Polisin çatýþmayý görüntülemeye çalýþmasý üzerine devrimci, yurtsever öðrenciler tepki gösterince gözaltýna alýndýlar. Yaklaþýk 30 öðrencinin gözaltýna alýndýðý öðrenilirken, okuldaki gerginliðin sürdüðünü belirten öðrenciler, cangüvenliklerinin olmadýðýný ifade ettiler.
6
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Taksim’de Katliam Protestosuna Polis Ablukasý
28 Aralýk akþam saatlerinde yapýlan Þýrnak’ýn Uludere (Qýlaban) Ýlçesi’ne baðlý Ortasu (Roboski) Köyü’nde savaþ uçaklarýnýn 35 köylüyü katletmesini protesto etmek isteyen Kürt halký meydanlara çýktý. Ýstanbul’da Roboski Katliamýný protesto etmek üzere BDP’lilerin yapacaðý basýn açýklamasýna izin verilmeyeceðini belirten polis, Taksim Meydaný’ný ablukaya aldý. Kürt halkýndan yüzlerce kiþinin Taksim Meydaný’nda toplanmaya baþlamasýyla polisin zaman zaman müdahale ederek kitleye daðýtmaya çalýþmasýna raðmen, meydana gelen yüzlerce kiþi oturma eylemi yaparak sloganlarla katliamý protesto etmeye baþladý. Taksim Tramvay Duraðý’nda basýn açýklamasýný yapmak isteyen BDP’lilerin Ýl binasýndan çýkýþýna bir süre izin verilmezken açýklamanýn yapýlacaðý yere gelen BDP milletvekillerine de polis açýklama yapamayacaklarýný söyledi. Polisle tartýþmalar sürerken yüzlerce çevik kuvvet polisinin müdahale hazýrlýðýnda olduðu görüldü.
Katliam Protestosuna Polis Saldýrýsý Taksim Meydaný’nda toplanan öfkeli kalabalýk, katliamýn fotoðraflarýný taþýrken, “Katil Erdoðan!”, “Ýntikam, Ýntikam!”, “Faþist Devlet Hesap Verecek!”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak!” sloganları atýldý. Roboski Katliamý’ný protesto eden konuþmalarýn yapýlmasýndan sonra, Tarlabaþý’nda bulunan BDP Ýl binasýna doðru yürüyen yüzlerce kiþiye polis, tazyikli su ve gaz bombalarý ile saldýrdý. Bunun üzerine kitle içinden polis araçlarýna taþlar atýlarak karþýlýk verilmesi üzerine polisle çatýþmalar yaþandý. Kitlenin ara sokaklara daðýlmasýyla çatýþma uzun süre ara sokaklarda da sürdü. Buralarda polisin kýstýrdýðý birçok kiþiyi gözaltýna aldýðý görüldü. Birçok kiþi gazbombalarý nedeniyle yaralanýrken, 30’dan fazla kiþinin gözaltýna alýndýðý tahmin ediliyor. Gözaltýna alýnanlar önce Beyoðlu Ýlçe Emniyet Müdürlüðü’ne ve ardýndan da Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüðü’ne götürüldü. Ýstanbul’un baþka bölgelerinde yapýlmak istenen protesto eylemine katýlmak isteyenlerin de polis tarafýndan engellendiði öðrenildi. Diyarbakýr, Van, Cizre, Hakkari, Mersin, Urfa,Yüksekova, Bitlis ve daha birçok merkezde Roboski katliamý için protesto eylemleri yapýldý.
202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Beyazýt Kampüsü’nde Gözaltýna Alýnanlar Serbest
Sokaklar
Roboski Katliamý Çukurova’da Protesto Edildi
28 Aralýk gecesi Þýrnak’ýn Uludere (Qýlaban) Ýlçesi’ne baðlý Federal Kürdistan sýnýrýnda (Irak) bulunan Ortasu (Roboski) Köyü’nde sivil halký F16’larla bombalayan ve 36 kiþinin ölümüne sebep olan TC devletine karþý Çukurova Üniversitesi’nde 30 Aralýk 2011 günü saat 12.00’de bir protesto
Ýstanbul Üniversitesi Beyazýt kampüsünden gözaltýna alýnan 23 öðrenci 3 Ocak günü Çaðlayan Adliyesi’nde mahkeme tarafýndan serbest býrakýldý.
B
irçok öðrenci örgütü bir araya gelerek üniversite önünde gözaltýna alýnan arkadaþlarý için protesto eylemi yaptýlar. Emekli Sen, Eðitim Sen, DÖB gibi bir çok öðrenci örgütü ve sendika eyleme destek verdi. Üniversitenin Hukuk Fakültesine Uludere’de ölenler için sosyalist öðrenciler afiþler asmýþlar; bir grup faþist asýlan afiþleri yýrtma gafletinde bulunmuþtu. Sosyalist, yurtsever öðrenciler, afiþlerin yýrtýlmasýna tepki gösterince hukuk fakültesi içinde býçak, satýr gibi kesici aletlerle saldýrýya geçen faþist öðrencileri, sosyalist öðrenciler geriye püskürtmüþ, faþistlerden 3’ü yaralanmýþtý. Üniversite idaresi ve polis iþbirliðinde kesici aletlerin kampüse sokulduðunu söyleyen öðrenciler, “Devrimci öðrenciler satýr ve sopalarla saldýrýya uðramasýna raðmen, çevik kuvvet yine onlarý gözaltýna aldý. Hatta orada bulunmayan öðrencileri de rastgele gözaltýna aldý” dediler Üniversite binasý önünde “Sað sol çatýþmasý deðil, zorbalýk, polis saldýrýsý” pankartý arkasýnda bir araya gelen öðrencilere, akademisyenler ve aileleri de destek verdi. Öðrencilerden birinin annesi, “Televizyonda, bir öðrencinin üstüne polisin çullandýðýný gördüm; bir baktým benim kýzým, kalbim duracaktý” dedi. “Kýzým Ýletiþim Bölümü’nde okuyor, her sabah okula gönderirken acaba akþam bugün bir saldýrýya uðrar mý korkusu yaþýyorum. Bu öðrenciler, AKP’nin üniversiteleri piyasalaþtýrmasýna karþý çýkýyor. Bu yüzden susturulmak isteniyorlar, susmayacaklar, ben çocuðumun yanýndayým” dedi. Basýn açýklamasýndan sonra öðrenciler, arkadaþlarýnýn ifadesinin alýndýðý Çaðlayan Adliyesi’ne gitti. Gözaltýna alýnan öðrenciler, saat 15.45’te serbest býrakýldý.
yürüyüþü düzenlendi. Yürüyüþ sýrasýnda tüm öðrencilerin aðzýnda söylenecek bir þey kalmadýðýný simgeleyen siyah bantlar vardý. Siyah renkli ve üzerinde katliam fotoðralarýnýn olduðu bir pankart açýldý Yürüyüþ boyunca zýlgýtlar çekildi. Alkýþ seslerimiz hiç kesilmedi. Yürüyüþ kortejinde pankartýn hemen ardýndan üstunde sarý yeþil kýrmýzý renkli bir puþi olan temsili tabut taþýndý. “Edi Bese”,”Kürdistan
Faþizme Mezar Olacak”, “Artýk Söylenecek Bir Þey Kalmadý”, “Katil Devlet”, “Botan Kan Aðlýyor” yazýlý sarý yeþil kýrmýzý renkli dovizler konuþtu sloganlar yerine. Bir de katliamýn fotograflarý.... R1 Alanýnda baþlattýðýmýmýz yürüyüþü yemekhane önünde sonlandýrdýk bir kaç dakikalýk bir oturma eylemý gerceklestirildi ve oradan tekrar R1Alanýna geçildi. Yurtsever arkadaþlarýn pazartesi günü yapýlacak eylemin çaðrýsýný yapmasýyla birlikte eylem sona erdi.
FAÞÝZMÝ DÖKTÜÐÜ KANDA BOÐACAÐIZ! Çukurova Üniversitesinden DÖB’lü Öðrenciler
Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz!
29 Aralýk günü Þýrnak Uludere ilçesi Ortasu (Roboski) köyünde yapýlan katliamý Ege Üniversitesi öðrencileri, üniversite içinde protesto etti. 30 Aralýk Cuma günü saat 12.30’da Eðitim Fakültesi önünde toplanan yurtsever, devrimci, komünist öðenciler siyah pankartýn arkasýnda yürüyüþe geçtiler. Eðitim Fakültesi’nden Ziraat Fakültesi’ne gelindiðinde öldürülen 35 kiþi için saygý duruþu ve basýn açýklamasý yapýldý ve Gýda Fakültesi önüne geçildi. Kortejde “Katil TC Hesap Verecek”, “Açýlým Dediðin Katliam Mý”, “Dün Saddam Bugün Erdoðan”, “Þehit Namýrýn” dövizleri taþýnýrken katliam aný ile ilgili fotoðraflar ve Özgür Gündem gazeteleri taþýndý. Kitle sýk sýk “Þehit Namýrýn”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Daðlara Çýkarýz Hesabýný Sorarýz”, “HPG Cepheye Misillemeye”, “Vur Gerilla Vur Kürdistan’ý Kur” sloganlarý atýldý. Gýda Fakültesi önünde yeniden basýn açýklamasý yapýldý. Yapýlan basýn açýklamasýndan sonra Eðitim Fakültesi’ne gelinerek eylem marþlarla, sloganlarla sonlandýrýldý. Eyleme 400’e yakýn devrimci-yurtsever öðrenci katýldý. İzmir Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
7
Uludere Katliamı
Ankara’da Siyasi Tutsaklara Özgürlük Eylemi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ýn ve siyasi tutuklu ve hükümlülerin serbest býrakýlmasý talebiyle Ankara’ya gelen Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanýþma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) üyeleri, 4 Ocak günü sabahýn erken saatlerinde Abdi Ýpekçi Parký’nda toplandý. Abdi Ýpekçi Parký çevik kuvvet, sivil polis ve TOMA’larla sarýldý. Adalet Bakanlýðý’na yürümek isteyen TUHAD-FED üyeleri polis engeli ile karþýlaþtý. Polis engelinden dolayý Barýþ Annelerininde içinde bulunduðu 10 kiþilik bir heyetle Adalet Bakanlýðý’na gidildi. TUHAD-FED üyeleri ve Barýþ Anneleri Adalet Bakanlýðý tarafýndan görüþmeye kabul edilmedi. Görüþme kabul edilmeyince Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklara özgürlük talebinin olduðu dosyayý bakanlýða teslim ettiler. Heyet bakanlýða gittiði sýrada BDP Milletvekilleri Nursel Aydo-
ðan ve Ýbrahim Binici’de Abdi Ýpekçi Parký’na gelerek eyleme destek verdi. Adalete Bakanlýðý’ndan heyetin gelmesinin ardýndan basýn açýklamasý okundu. “Tecrit Deðil Özgürlük, Savaþ Deðil Müzakere” pankartý açýldý. Basýn açýklamasýný TUHAD-FED adýna Zübeyde Teker okudu. Zübeyde Teker; “Son iki aylýk süreçte 35 gerilla kimyasal kullanýlarak katledilmiþ, Kürt halký hukuk çerçevesinde mücadele veren baþta sayýn Öcalan’ýn avukatlýðýný üstlenen 35 avukat ve 35 basýn emekçisi olmak üzere yüzlerce kiþi tutuklanmýþ, yeni yýla ikiþ gün kala Þýrnak ili Uludere Ýlçesine baðlý Roboski köyü sakini bir çoðu 20 yaþýn altýnda ve bir aileden 26 kiþi olmak üzere 35 kiþi jet uçaklarýyla bombalanarak katledilmiþtir… Yapýlan düzenlemeler tutsaklarýn hayatlarýný zorlaþtýrmaktan ileriye gitmezken sürgünlerle tecrit koþullarý içerisinde yaþamak zorunda býrakýlan yakýnlarýmýzýn hayatýndan endiþe ediyoruz. Sayýn Öcalan’ýn özgürlüðü için cezaevlerinde baþlatýlan süresiz dönüþümsüz açlýk grevlerinin son bulmasý ve yeni acýlarýn yaþanmamasý için taleplerin bir an önce gündeme alýnmasý ve bu meþru taleplerin karþýlanmasý gerekmektedir” dedi. Basýn metnini ardýndan “Zindanlar Yýkýlsýn Tutusaklara Özgürlük”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Be Serok Jiyan Nabe”, “Öcalansýz Dünyayý Baþýnýza Yýkarýz” sloganlarý atýldý. Okunan basýn metinin ardýndan BDP grup toplantýsýna katýlmak için meclise yüründü. Polisin engellemeye çalýþmasýna raðmen TUHAD-FED ve Barýþ Anneleri yürümekte ýsrar etti. Meclise gelen TUHAD-FED ve Barýþ Anneleri BDP grup toplantýsýna katýldýktan sonra, Baþbakan’ýn odasý önünde oturma eylemi yaptý. Oturma eyleminde BDP miletvekilleri de bulundu. Anneler taleplerini dile getirdikten sonra eylemi sona erdirdiler.
8
Yeni Evrede
Uludere Katliamý Açýklama
Mücadele Birliði
Faþizmi en iyi ne tanýmlar: “Tekellerin açýk terörist diktatörlüðü”... Faþist devletin yýðýnlar üzerinde estirdiði terördür faþizm. Ve bugün Türkiye ve Kürdistan’da yaþananlar 12 Eylül uygulamalarýna rahmet okutacak düzeydedir. Ýþçi sýnýfý ve emekçilerin, Kürt Halkýnýn mücadelesi karþýsýnda iyice acze düþen sermaye iktidarý, sürdüremediði egemenliðini bir gün daha fazla ayakta tutabilmek için artýk gözü dönmüþ bir þekilde her yere, iktidarýna baþkaldýran herkese saldýrmaktadýr. Siyasi mücadele sürdürenlere, avukatlara, gazetecilere, zindanlardaki komünist, devrimci ve yurtsever tutsaklara vb saldýrmak suretiyle geliþen toplumsal mücadeleyi baský altýnda tutmaya, sindirmeye çalýþmaktadýr. Devlet son süreçte saldýrý-larýný Ulusal Kurtuluþ Hareketi üzerinde yoðunlaþtýrmýþ durumdadýr. Bugüne kadar ne yaptý ne ettiyse Kürt Halkýnýn devrimci dinamizmini yok edemeyen devlet, halkýn yükselen özgürlük mücadelesinden korku ve paniðe kapýlmýþtýr. “Örgütlü bir halký hiçbir gücün yenemeyeceði”ni iyi bilen sermaye iktidarý, Kürt Halkýnýn örgütlülüðünü daðýtmak için harekete geçmiþtir. Bunu yaparken bir kitle gösterisine, bir basýn açýklamasýna bile tahammül edemediklerini her bir adýmlarýnda göstermiþlerdir. Öyle ki, iþi basýn açýklamalarýna dahi pervasýzca saldýrmaya, kitlesel gösteriler sonunda daðýlan kitlelerin üzerine gaz bombasý atmaya ve insanlarý katletmeye kadar vardýr-mýþlardýr. Siyasi iktidar bu tür katliamlarla hem gözdaðý vermeye çalýþýyor hem de bu katliamlarý insanlara kanýksatmaya çalýþýyor. En son Uludere/Roboski Katliamýnda yaþanan ise tam bir vahþettir. Devlet, kelimenin gerçek anlamýnda “kasti mahsusa” ile katliam yapmýþtýr. Devlet yetkililerinin ve kurumlarýnýn aðzýndan dökülen cümleler katliamýn itirafýdýr. Devlet býrakýn özür dilemeyi, iþi nasýl örtbas edeceðinin, sorumluluktan nasýl kaçacaðýnýn hesaplarýný yapmaktadýr. Ancak ne yaparlarsa yapsýnlar, ne söylerse söylesinler, katledilenlerin sýnýrdan sürekli gelip giden çoðu genç ve çocuk yaþta insanlar olduðu, askerlerin bu insanlarý fark ederek durdurduklarý, bir yerde toplu halde beklettikleri, sonra oradan ayrýlmamalarýný söyleyerek onlarý orada býrakýp gittikleri ve arkasýndan Diyarbakýr (Amed)’dan havalanan F16 savaþ uçaklarýndan üzerlerine atýlan bombalarla vahþice katledildikleri ortadadýr. Bunun anlamý açýktýr, devlet Kürt Halkýna, gerekirse kitlesel katliamlar yapmaktan da çekinmeyeceði mesajý vermektedir. Hükümet sözcüsü Bülent Arýnç’ýn Meclis’te yaptýðý konuþmanýn nasýl okunmasý gerektiði de bu þekilde daha iyi anlaþýlmýþ oluyor. Devlet,bir yandan bu türden açýklamalarla Kürt Halkýný ve Ulusal Kurtuluþ Hareketi’ni oyalamaya çalýþýyor, bir yandan da Kürt Halký üzerinde bir imha operasyonu sürdürüyor. Ýçinde bulunduðu ekonomik ve siyasi krizin kapitalist sistemin buhraný ile daha da derinleþmesi sonucu ciddi bir þekilde devrim korkusuna tutulmuþ olan Türkiye tekelci kapitalizmi ve onun faþist devleti, ancak kan dökerek ayakta durabiliyor. Ama onlarýn unuttuklarý bir þey var: “hiçbir þey zamaný gelmiþ bir fikirden daha güçlü olamaz” ve “zulüm ile abad olanlarýn akýbeti berbat olur”. Tarih, Türkiye ve Kürdistan’da da halklarýn baharýný görecektir mutlaka; biliyoruz ki, “karanlýðýn en koyu olduðu an þafaðýn sökmesine en yakýn olunan andýr”. Mücadele Birliði Platformu
202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Kürt Analarýna Polis Engeli Ýþe Yaramadý
BDP Kadýn Meclisi ve Demokratik Özgür Kadýn Hareketi, Abdullah Öcalan’ýn altý aydýr avukatlarýyla ve ailesiyle görüþmesinin engellenmesi ve Uludere’de 35 kiþinin katledilmesini Taksim tramvay duraðýnda protesto ettiler.
K
ürt analarýnýn kalabalýk olduðu eylemde Ýstanbul milletvekili Sabahat Tuncel’de eyleme katýldý. Taksim Tramvay duraðýndan Galatasaray Lisesine yürümek isteyen Kürt kadýnlarý polis barikatýyla karþýlaþtýlar. Sabahat Tuncel polis emirine tepki göstererek “herkese taksim’de eylem yapmak izni veriyorsunuz, Kürtler olunca yasak oluyor” uzun süren tartýþmalardan polisin Galatasaray Lisesine yürütmeyeceði anlaþýlýnca oturma eylemi yaparak eylem sürdürüldü. Yarým saate yakýn bir oturma eyleminde dövizler taþýyan analar “Kaza Deðil Bu Bir Katliam”, “Siyasi Tutsaklara Özgürlük”, “Dün Halepçe Bugün Uludere Katliamý Unutmayacaðýz” dövizleri taþýndý. Sabahat Tuncel konuþma yaparak; “74 milyon nüfuslu bir ülkede 20 milyon Kürt var, diðer yaþayan halklar da var, Araplar, Çerkezler, Lazlar var, bütün nüfusu aynýlaþtýrmak faþizmdir” dedi. Tuncel; dün Halepçe katliamý bugün Uludere’de bu katliamý unutmayacaðýz. AKP ve devlet tarafýndan yapýlan açýklamalarda ‘terörle mücadele sekteye uðramayacak, karlýlýkla sürecek’ gibi söylemler,zihniyetler deðiþmediði müddetçe bu savaþ bitmeyecek” dedi. Eylemde “ Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Þýrnak Halký Yalnýz Deðildir”, “Katil Ker Doðan”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasý yapan Esma Kaya; “2012 yýlýnda Türkiye cumhuriyetinin Roboski köyünde 35 insanýmýzý katletmesiyle girdik. Buna cevaben 2011 yýlýný halkýmýzýn serhildanlarýyla bitirdik. Kürt halkýnýn demokratik istemleri ve demokratik mücadelesi ‘terörize’ edilmeye çalýþýlýrken katliamlara çýt bile çýkarýlmamaktadýr. Yine bu Süreçte en çok Kürt kadýnlarý hedef gösterilerek özgülük mücadelesine her türlü saldýrýlar devam etmektedir” dedi. Açýklamadan sonra Tarlabaþý’na yönelen kitlenin polis tarafýndan yollarý kesildi, tekrar bir sokaktan çýkarak caddeye yönelen kitle yine polis tarafýndan ablukaya alýndý; kitle, polis ablukasý altýnda Tarlabaþý’na kadar takip edildi. Beyoðlu Emniyet Müdürlüðü önünden giren gençlerden 16 yaþýnda bir kýzýn polis tarafýndan kitle içinden gözaltýna alýnmasý öfkeyi büyütü, BDP Ýl binasý önünde daðýlmayan kitle gözaltýna alýnan kýzýn derhal serbest býrakýlmasýný istedi. Yarým saat bir bekleyiþten sonra gözaltýna alýnan kýzýn serbest býrakýlmasýyla eylem sona erdi.
B
Uludere Katliamı
AKP Önüne Siyah Çelenk Býrakýldý
DP Ýstanbul il yönetimi Uludere’de F16 savaþ uçaklarýyla 36 kiþinin öldürülmesini AKP Ýl binasý önünde siyah çelenk býrakarak protesto ettiler. BDP ilçe örgütleri, Mücadele BÝrliði, ve bir çok siyasi çevre eyleme destek verdi. AKP binasý önünde toplanarak “ Kökümüzü Kazýmaya Gücünüz Yetmez Yaþatmak Ýçin Ölmeye Hazýrýz! Katliamý Ve Katliamcýlarý Lanetliyoruz” yazan siyah bir pankart açtýlar. AKP binasý önünde ve etrafýnda beþ TOMA aracý, akrepler ve yüzlerce çevik kuvvetin, olmasý dikkat çekti. Kürt analarýnýn yoðunlukta olduðu eylemde “Katil Devlet Hesap Verecek,” “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Bijý Serok Apo”, “ Ýntikam, Ýntikam” sloganlarý atýldý. Yaðmurun yaðýþýna aldýrmayan eylemciler eylemlerini bir saat kadar sürdürdüler. BDP Ýstanbul Ýl baþkaný Asiye Koçak;
“ bizi katlederek bitiremezsiniz, çünkü biz 5 milyon nüfuslu bir halk deðiliz, 40 milyon nüfuslu bir halkýz ve kökenlerimiz tarihin derinliklerindedir” dedi. HDK ve Barýþ Anneleri adýna kýsa kýsa açýklamalardan sonra yapýlan katliam lanetlendi. Açýklamadan sonra BDP il yönetiminden bir grup siyah çelengi AKP binasý kapýsýna býrakmak istedi. Polis kapýya koyulmasýný istemeyince kýsa sürelik bir tartýþma yaþandý. Eylemlerin devam edeceðini bildiren BDP’liler Ýstanbul AKP ilçe binalarýna siyah çelenk býrakýlacaðýný duyurdular. Eylem atýlan sloganlarla sona erdi.
“Yaþatmak Ýçin Ölüme Hazýrýz!”
Roboski katliamýnýn ardýndan birçok yerde protesto eylemleri yapýlmaya devam ediyor. Ýllerde merkezi olarak protesto eylemleri yapýlýrken, bölge ve mahallelerde de halk sokaklara çýkarak katliamý protesto ediyor. Gazi Mahallesi halký da 30 Aralýk günü Roboski’de yapýlan katliamý protesto etti. Gazi Mahallesinde saat 15.30 sýralarýnda bine yakýn kiþi Eski Karakol önünde bir araya gelerek “Kökümüzü Kazýmaya Gücünüz Yetmez, Yaþatmak Ýçin Ölmeye Hazýrýz, Katliamý ve Katliamcýlarý Lanetliyoruz” yazýlý pankart açtý. Kalabalýk ve öfkeli kitle Ýsmet Paþa Caddesini trafiðe kapatýp yürüyüþe geçti. Ellerinde “Medya Dilsiz Þeytan”, “Kaza Deðil Katliam”, “Terörist AKP”, “Kahrolsun Faþizm” dövizleri tutarken, sürekli olarak “Ýntikam”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Disa Disa Serhildan Serokeme Öcalan” sloganlarý atýldý. Yürüyüþü Cemevi’ne kadar sürdüren öfkeli kitle içinden Roboski Katliamý protesto edilerek Cemevi yakýnýndaki Akbank’a taþlar ve molotoflar atýldý. Eylemcilerin yukarýsýnda bekleyen çevik kuvvet polisleri, Akrep ve Toma araçlarý da kitleye gaz bombalarý ve tazyikli su sýkarak saldýrdý. Kitle polise havai fiþek, molotof ve taþlarla karþýlýk verdi. “Ýntikam” sloganý atan kitle barikat kurarak polislerle çatýþa çatýþa Heykel Parký’na kadar yürüdü. Burada da protesto eylemini sürdüren eylemciler,uzun süre polislerle çatýþmaya devam etti. Perþembe Pazarý mevkiine geçen kitle, burada barikat kurarak uzun süre katliamý protesto eden sloganlarýna devam etti. Bunun üzerine polis akreplerle saldýrarak kitleyi püskürtmeye çalýþtý. Okul Parký’na kadar sloganlarla çekilen eylemciler, burada eylemi sonlandýrdý. Katliamýn gerçekleþtiði günden itibaren baþlayan protestolar nedeniyle Gazi Mahallesi dört gündür polis tarafýndan ablukaya alýnmýþtý. Bu süre içinde on kiþinin gözaltýna alýndýðý öðrenilirken, bu haber yapýldýðýnda polisin ablukasý Heykel Parký civarý ve Gazi Mahallesi’nin ara sokaklarýnda sürüyordu. 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
9
Uludere Katliamı
Ý
Ýzmir’de Kürt Halký Uludere Katliamýný Protesto Etti
zmir’de Þýrnak’ýn Uludere ilçesine baðlý Roboski köyünde F-16 uçaklarýnýn bombalarýyla katledilen 35 köylü için 30 Aralýk günü basýn açýklamasý ve yürüyüþ gerçekleþtirildi. Saat 13.30’da Basmane Fuar kapýsý önünde toplanan kitle sloganlarý ve öfkesiyle dikkat çekti. Yaðan yaðmura ve geniþ güvenlik(!) önlemine raðmen protesto eylemine yoðun bir katýlým vardý. “AKP’nin Gizlenemeyen Kürt Soykýrýmý” yazan pankartýn üzerinde Uludere’de katledilenlerin isimleri ve fotoðraflarý da vardý. Ayrýca “Uludere Katliamýnýn Hesabýný Verin” pankartý ve üzerinde kýzýl güllerin yer aldýðý yasý ifade eden siyah bir pankart da taþýndý. Saat 14.00’te yürüyüþe baþlayan kitle yürüyüþ sýrasýnda coþkusu, öfkesi ve sloganlarýyla sokaklarý inletti. Yürüyüþ sýrasýnda “Vur Gerilla Vur Kürdistan’ý Kur”, “Erdoðan Þaþýrma Bizi Daða Taþýrma”, “Kürt Halký Yalnýz Deðildir”, “Þehit Namýrýn”, “Kürdistan Halký Yalnýz Deðildir”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Gerilla Vuracak Kürdistan’ý Kuracak” sloganlarý atýldý. Basmane Fuar kapýsý önünden Konak Eski Sümerbank önüne sloganlarla gelen kitle burada da coþkusunu kaybetmedi. Kitle tarafýndan söylenen Kürtçe marþlarýn ardýndan basýn
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
metni okundu. Okunan metinde; “Uludere katliamý sürmekte olan savaþ gerçeðini gözler önüne sermiþtir… Gözaltýlarla, tutuklamalarla kiþi güvenliði kalmadýðý gibi Uludere katliamý ile hiç birimizin yaþamýnýn da güvende olmadýðý ortaya çýkmýþtýr. Bir yandan hiçbir kural tanýmayan savaþ sürdürülüyor, yaþam alanlarý bombalanýyor, diðer yandan gerçekleri söyleyen gazeteciler, akademisyenler tutuklanýyor, korku imparatorluðu kurulmaya çalýþýlýyor… Artýk Yeter Edi Bese” denildi. Basýn metninin okunmasýnýn ardýndan TUHAD-FED,157 gündür avukatlarýyla görüþtürülmeyen Abdullah Öcalan için yapacaklarý Ankara yürüyüþü için çaðrý metni okudu ve “Cezaevlerinde 12000 evladýmýz, yoldaþýmýz süresiz dönüþümlü olarak açlýk grevi yapýyor. Onlarýn onurlu direniþini selamlýyoruz. Sayýn Öcalan’ýn özgürlüðüne kavuþmasýnýn, Türkiye halklarýna özgürlük ve eþitlik getireceðine olan inancýmýzla siyasi tutsaklarýmýzýn bu talebine destek vermek için Ankara’ya yürüyeceðiz. Duyarlý tüm kesimleri imha ve inkar siyasetine karþý biz Kürtlerle dayanýþmaya çaðýrýyor, Ankara’da buluþalým diyoruz” denildi. Metnin okunmasýnýn ardýndan protesto eylemi “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganýyla sona erdi. Bizler Ýzmir Mücadele Birliði Platformu olarak Basmane Fuar kapýsý önünde toplanan Kürt halkýný “Yaþasýn Kürt-Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði” sloganýyla selamladýk. Kürt halký da Mücadele Birliði Platformunu alkýþlar ve zafer iþaretleriyle karþýladý. Yürüyüþ boyunca kitlenin içinde yapýlan katliamý protesto eden sloganlar atýldý. “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük ”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Faþist TC Kürdistan’dan Defol”, “Jibo Azadi Aþiti Þer Þer Þer”, “Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan”, “Kürdistan’da Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek”, “Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan, Kemal Pir, Sema Yüce, Mazlum Doðan, Delila/Yaþýyor; Þehit Namýrýn”, “Kürdistan Goristan Jibo Faþistan”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak” sloganlarý Kürt halký tarafýndan sahiplenilerek hep birlikte atýldý. FAÞÝZMÝ DÖKTÜÐÜ KANDA BOÐACAÐIZ! YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ!
KESK Uludere Katliamý’ný Protesto Etti
10
KESK Ýstanbul Þubeler Platformu’nun çaðrýsýyla beþ bin emekçi 30 Aralık günü Taksim’de toplanarak, Uludere katliamýný protesto etti. Taksim Tramvay duraðýndan Galatasaray Lisesi önüne doðru yürüyüþe geçen kitle, katliamý kýnayan pankart ve dövizler taþýdý. Eyleme Mücadele Birliði, BDP ve bir çok emek örgütü destek verdi. Galatasaray Lisesi’ne gelindiðinde, katliamda yaþamýný yitiren 35 kiþi anýsýna saygý duruþunda bulunuldu. Yürüyüþ boyunca “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Kaza Deðil Bu Bir Katliam” sloganlarý atýldý. KESK Þubeler Platformu Dönem Sözcüsü Barýþ Uluocak, “Ýnsanlarýn temel haklarýný gö202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Mücadele Birliği/İzmir
zardý ederek, herkesi yok edilmesi gereken ‘ayrýk otu’ olarak görenlerin politikalarý, eninde sonunda yaþam hakkýnýn yok edilmesine ulaþmaktadýr. Söz konusu paranoya herkesi düþmanlaþtýrmakta ve yok etmeye çalýþmaktadýr. Demokrasinin var olduðu iddia edilen bir ülkede böylesi bir akýl yürütme biçimi kabul edilebilir deðildir” dedi. Uluocak konuþmasýný “Katliamýn ardýndan saatler geçmesine raðmen merkez medyanýn olayý görmezden gelen çalýþmasý Türkiye’de basýn özgürlüðünün ibretlik durumunu da gözler önüne sermiþtir. 35 sivilin öldüðü bir vahþeti haber yapmanýn dahi merkez medya açýsýndan AKP’nin gazabýna uðrama endiþesi yaratmasý son derece düþündürücüdür” diye sürdürdükten sonra eylem sloganlarla sona erdi.
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Roboski Katliamý Gazi Mahallesinde Protesto Edildi
Türk ordusunun Roboski köyünde 36 köylüyü katletmesinin ardýndan Türkiye ve Kürdistan’da protesto yürüyüþleri ve gösteriler yapýldý.
Gazi Mahallesi’nde 2012’nin son gününde Roboski katliamını protesto etmek isteyen halk akþam saat 19.00 sýralarýnda Heykel Parkýnda toplandılar ve sloganlarla Dörtyol’a yürüyüþ yaparak yolu trafiðe kapattýlar. Kitle “Ýntikam”, “Biji Serok Apo”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz” sloganlarýyla Þair Abay Lisesi’ne doðru yürüyüþe geçti. Yol üzerinde bulunan Ýþ Bankasý’na saldýrý gerçekleþtirildi. Þair Abay Lisesi önünde yukarý doðru yürüyüþ yapan kitle Ziraat Bankasý’ný kullanýlmaz hale getirdi. Eylemin yapýldýðý süre boyunca polislerin yaklaþamamasý dikkat çekti. Katliamý protesto eden kitle Gazi Hastanesi önünden tekrar Hey-
Ý
kel’e doðru sloganlarla çýkýldý. Heykel’de toplanan kitle saygý duruþu yaparak ölen köylü gençleri ve þehitleri andýlar. Anmadan sonra yapýlan konuþanýn ardýndan kitle daðýlma kararý aldý. Karar üzerine kitle daðýlmaya baþlayýnca çevik kuvvet polislerinin, akrep ve toma araçlarýnýn Heykel Parký’na doðru çýktýðý bilgisinin alýnmasý üzerine kitle daðýlmayarak çatýþmaya devam etti. Toma eþliðinde Heykel Parký’na doðru çýkarken kitle içinden havai fiþekler atýlýrak polis püskürtülmeye çalýþýldý. Yaklaþýk 1 saat süren çatýþmanýn ardýndan eylem saat 21.30’da sona erdirildi.
Sarýgazi’de Roboski Protestosuna Polis Saldýrýsý
Þýrnak’ta Roboski (Uludere) Katliamýna tepkiler devam ederken, birçok kentte ve mahallede protesto eylemleri düzenleniyor.
stanbul’da birçok semtte olduðu gibi Sarýgazi’de de devrimci yapýlarýn öncülüðünde halk sokaklara çýkarak katliamý protesto etti. Yýlýn ilk günü akþam saatlerinde katliamý protesto etmek üzere “Þýrnak Uludere’de Katleden Devlettir Hesap Soracaðýz” pankartý açýlarak Sarýgazi Vatan Ýlköðretim Okulu önünde toplanýlarak yürüyüþe geçildi. Demokrasi Caddesi’nde Sarýgazi Meydaný’na doðru sloganlarla yürüyen kitlenin önü polis araçlarýyla kesildi. Meydana gidilmesine ve açýklama yapýlmasýna izin verilmeyeceðini bildirdi. Polisin müdahalesi üzerine bir grup yasal haklarý gereði basýn açýklamasý yapacaklarý yönünde konuþurken, kitle kararlý bir þekilde sloganlarla polis barikatýna yürüdü. Bunun üzerine polis araçlarndan tazyikli su sýkýlýrken bir yandan kitlenin üzerine gazbombalarý atýlmaya baþlandý. Polise karþý koyanlardan gözaltýna alýnanlar olurken kitle polisle çatýþmayý sürdürdü. Gecenin geç saatlerine kadar polis Sarýgazi’yi abluka altýnda tuttu. 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Uludere Katliamı
Çukurova Üniversitesinde Protestolar Devam Ediyor
Roboski katliamýný protesto yürüyüþleri devam ediyor. 2 Ocak Pazartesi günü, daha önceden duyurusu yapýlan protesto eylemi için Çukurova Üniversitesi Kampüsü’nde R1 Alaný’nda bir araya geldik. “Kürdistan’a Uzanan Eller Kýrýlsýn” sloganý eþliðinde R2 Alaný’na doðru yürüyüþe geçtik. Yürüyüþ boyunca “Edi Bese”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Katil Devlet Kürdistan dan Defol”, “Þehid Namýrýn” sloganlarý atýldý. R2 Alaný’nda saygý duruþunda bulunuldu ve basýn açýklamasý okundu. Basýn açýklamasýnda, devletin, öldürülenlerin kaçakçý olduðu gerekçesiyle katliamý meþrulaþtýrmaya çalýþmakta olduðundan ve bu katliamýn Kürdistan’da süren savaþýn bir parçasý olduðundan bahsedildi. Açýklamanýn ardýndan alana tekrar sloganlar eþliðinde gidildi ve konuþma yapmak isteyenlere söz hakký verildi. Konuþmalarýn ardýndan bu süreçte daha çok mücadele etmek gerektiði ve eylemlerin artýrýlmasý gerektiði vurgulandý. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan eylem sonlandýrýldý. KÜRDÝSTAN FAÞÝZME MEZAR OLACAK! ÇUKUROVA ÜNÝVERSÝTESÝ/DÖB
11
DEVRÝMÝN ÖNC Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
U
Elbette “eylem her þeydir, sonal amaç hiçbir þey” düþüncesi ya da politikasýnýn Leninist düþünceyle, Leninist politikayla uzaktan yakýndan alakasý yok, olamaz da. Aksine þimdi sonal amacý, yani politik iktidarýn bir devrimle fethi amacýný en baþa koymak ve bütün eylemleri kurtuluþa giden bu ilk amaca baðlamak yaþamsal önemdedir. 12
ludere katliamýnýn Kürt halkýnýn bilincinde ve özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktasýna iþaret ettiðinden artýk þüphe yok. Kürt halký büyük bir çoðunlukla faþist devletten ve tekelci kapitalist sistemden düþünsel, ruhsal, manevi, akla gelebilecek tüm diðer yönlerden kopmuþtur. O topraklarýn baþka bir coðrafya, baþka bir ülke olduðu, o topraklarda yaþayan halkýn baþka bir ulusa ait olduðu, net biçimde ortaya çýktý. Barzani bunun farkýnda olduðu için elini çabuk tutarak Kürt halký devrimci kanallara akmasýn diye, dolarlar daðýtýyor. Türk devleti, “kendi” topraklarýnda baþka birilerinin “kendi” halkýna para daðýtmasýna sesini çýkaramýyor. Faþist devlet ise çaresiz. Kürt halkýnýn enerjisinin devrimci kanallara akmasýný önleyecek her çareye razý. Bir-iki yýl önce, Kürt halkýnýn devrimci baþkaldýrýsýný önlemek için Amerikan ordusunu çaðýracak kadar çaresizleþmiþti. Bir devrime razý olmaktansa bir iþgali yeðleyeceðini göstermiþti. Þimdi ise, Barzani’nin Kürt halký içinde taraftar bulmasýna, güçlenmesine razý. “Devlet kendi halkýný bombalamaz” sözü Recep Tayyip Erdoðan’a ait. Suriye’ye karþý Türk ve Kürt halklarýný kýþkýrtmaya çalýþýrken iþte bu demagojiye baþvuruyordu. Oysa Paris Komünü’nden yani, 1871’den beri sömürücü sýnýflarýn, iktidarlarýný tehlikede gördükleri anda gözlerini kýrpmadan “kendi” halklarýný bombaladýklarýný, “kendi” topraklarýný iþgal etsinler diye baþka devletlerin ordularýný çaðýrdýklarýný biliyoruz. Uludere’de, “devlet kendi halkýný bombalamaz” diyen Recep Tayyip Erdoðan’ýn devleti “kendi” halkýný bombalamýþtýr. Bunu Kürt halkýný sindirmek, korkutmak, gözdaðý vermek için yaptýlar. Ancak, attýklarý adýmýn yarattýðý yýkýcý öfke ve kýzgýnlýk karþýsýnda dehþete, korkuya, paniðe kapýlanlar kendileri oldu. Baþlarda, “terörle mücadelede olur böyle þeyler” demeye getirdiler. Kürt halkýnýn öfkesi karþýsýnda “soruþturma” ve tazminat sözü vermek zorunda kaldýlar. “En az zararla nasýl atlatýrýz”ýn derdine düþtüler. 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
Sömürücü sýnýflarýn her zaman baþvurduklarý yolu denemeye karar verdiler: Araþtýrma, soruþturma komisyonlarý, mahkemeler vb yollarla sorunu zamana yayarak unutmaya býrakmak. Demek ki, katliamýn soruþturulmasýný, bunun için komisyonlar kurulmasýný, iþin mahkemelere dökülmesini istemek; oradan çýkacak bir “adalet” beklentisini yaratmak, egemen sýnýfýn, devletin deðirmenine su taþýmaktan baþka anlama gelmeyecek. Böyle bir þey hükümete, devlete, egemen sýnýfa kapýldýklarý dehþet, korku ve panik durumlarýný yatýþtýrmak için gereken zamaný kazandýrmaktan baþka iþe yaramaz. Devlet ve hükümet, Uludere katliamýyla attýklarý adýmýn kendileri açýsýndan nasýl yýkýcý sonuçlara yol açtýðýný ürpertiyle fark ettiler. Döktükleri kanýn kendilerini boðacaðýný korku dolu gözlerle gördüler. Çünkü katliamýn Kürt halkýnda yarattýðý yýkýcý öfke, burjuva düzenden kopuþ duygusu bir devrimin güçlü haberci iþaretleriydi.
Kuþatma Altýnda Devrimle Boðuþmak Devlet ve hükümetin düzeni tahkim etmek, devrimi önlemek, Kürt halkýnýn özgürlük savaþýný bastýrmak için attýklarý her adým devrimi geliþtiriyor. Faþist devlet, hükümetin izlediði politikalarýn da yardýmlarýyla(!) dört bir yandan kuþatýlmýþ durumda. Dahasý, burjuva basýnýn, televizyonlarýn, benzeri propaganda araçlarýnýn öne sürdüðünün, topluma egemen kýlmaya çalýþtýklarý düþüncenin aksine, giderek itibar kaybediyor. Türkiye’yi Suriye üzerine salan emperyalist devletlerin baþýnda Fransa geliyordu. Ancak, ülkesinde “Ermeni soykýrýmý yoktur” demeyi yasaklayan da ayný Fransa oldu. Türk hükümetinin ve devletin buna tepkisi yaygara koparmak oldu. Daha ötesini yapamazdý. Emperyalizme baðýmlýlýk iliþkisi buna izin vermezdi. Türkiye, geri çektiði Büyükelçisini bile bir ay içinde gerisin geri Fransa’ya göndermek zorunda kaldý. Hükümete ve devlete indirilen bu darbeyi hiç beklemedikleri yerden, Cezayir’den
CÜ ÝÞARETLERÝ Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
yedikleri darbe izledi. Fransa’yý Cezayir’de iþlediði suçlarla sýkýþtýrmaya çalýþan Türk hükümetine yanýt Fransa’dan deðil, Cezayir’den geldi. Cezayir, en nihayetinde, Türkiye’yi “benim kaným üzerinden politika yapma” diye uyarmak durumunda kaldý. Azardan beter bu uyarýnýn bir devlet için son derece aþaðýlayýcý olduðundan þüphe yok. Türk hükümeti ve devlet, devrimi önlemek için emperyalist çýkarlarýn Ortadoðu’daki, hatta dünyadaki çýkarlarýnýn koçbaþlýðýna soyununca bu çýkarlarýn ve iliþkilerin neden olduðu tüm çeliþkilere, çatýþmalara, olumsuzluklara muhatap olmak, onlardan doðrudan ve birinci dereceden etkilenmek durumunda kalýyor. Bunun son örneðini Irak’ta gördük. Suriye’de emperyalist çýkarlarýn koçbaþlýðýna soyunan Türkiye, bu misyonu yerine getirebilmek için Þii ve Alevi toplumlarýný hedef alýnca önce Ýran’ýn, arkasýndan Irak’taki Þii aðýrlýklý hükümetin düþmanlýðýný üzerine çekti. Ama iþ bununla bitmedi. Ayný emperyalist çýkarlar nedeni ile Irak’ýn Þii ve Sünni iþbirlikçileri birbirlerine düþünce ve Þii tarafý Türkiye’nin desteklediði Sünni tarafý tasfiye etmeye baþlayýnca Türkiye’nin Irak’taki etkisi de neredeyse sýfýrlandý. Böylece Türkiye, güneyde Suriye-Irak, doðuda Ýran, kuzeydoðu ve kuzeyden de Rusya tarafýndan kuþatýlmýþ oldu. Ýþte devrimi önlemek ve Kürt halkýnýn özgürlük savaþýný bitirmek için emperyalistlere sarýlmanýn Türkiye’yi dýþ politika alanýnda getirdiði nokta bu.
Düzen Sallanýyor Burjuva düzenin dýþarýda böyle bir kuþatma altýnda olmasý ve sürekli itibar kaybetmesi, hiç kuþku yok, devrimin lehine, devrimi geliþtiren bir durumdur. Devlet ve hükümetin içine düþtüðü bu durumdan devrim için yararlanmak yerine hayýflanmak, ancak bir sosyal þovenistin iþi olabilir. Bölgede ve hatta dünyada bir savaþýn ýsýtýlmakta olduðunu, bu savaþýn çýkýp çýkmayacaðýndan baðýmsýz olarak, büyük bir kesinlikle söyleyebiliriz. Ortadoðu ve dün-
yanýn daha pek çok bölgesinde topyekûn bir savaþýn hazýrlýðýný gösteren sayýsýz iþaret ve kanýt var. Fidel Castro’nun sözleriyle söylersek, “dünya acýmasýzca mahvedici bir savaþa doðru sürükleniyor.” Bu savaþ hazýrlýðý ne kadar gerçek ise, hazýrlýðý yapýlan savaþýn odak noktasýnýn Ortadoðu olmasý da o kadar kesindir. Basra Körfezi’nde ABD ile Ýran arasýnda týrmanan güç gösterileri, tatbikatlar, askeri yýðýnak bu öngörünün somut kanýtýdýr. Bu geliþmelerden dolayý dünyanýn gözü Ortadoðu’da ise Ortadoðu’nun gözü de Türkiye’nin üzerinde. Çünkü Ortadoðu’da emperyalist çýkarlarýn, emperyalist politikalarýn –Irak’ý saymaz isek- tek koçbaþý Türkiye’dir. Tam da bu nedenle, savaþýn patlak verip vermeyeceðinden baðýmsýz olarak, salt savaþ hazýrlýklarý bile Türkiye üzerinde bir savaþ kadar yýkýcý etkilerini göstermeye baþladý. Kanýt: Rusya, Ýran ve Suriye’nin füzelerinin þimdiden Türkiye’ye doðru çevrilmiþ olmasýdýr. Kanýt: Türkiye’nin Ortadoðu’ya yaptýðý ihracatýn büyük düþüþ göstermesi ve dahasý, emperyalistlerin Türkiye üzerinde Ýran’la ticaretini kýsmasý için büyük baský yapmalarý. Devlet ve hükümetin pembe tablo propagandalarý kimseyi kandýrmamalý, kimseyi aldatmamalý. Onlarýn yaptýðý -þayet kendi söylediklerine kendileri de inanýyorsa- mezarlýktan geçerken ýslýk çalmaktýr. Ama onlarýn söylediklerine kendilerinin de inandýðýný düþünmemiz için ortada bir neden yok. Öyleyse Hitler’in propaganda mekanizmasýna rahmet okutacak bir yalan propaganda organizasyonuyla karþý karþýya olduðumuzu bilmeliyiz. Ömrü dolmuþ bir toplumsal düzen ne kara propaganda yoluyla ne de zor yoluyla uzun süre ayakta durabilir. Hitler nasýl duramadýysa bunlar da duramazlar. Ekonomik ve politik kriz þimdi bir de savaþ hazýrlýklarýnýn yýkýcý etkileriyle birleþiyor. Bu koþullarda öncü devrimci iþçiler ve örgütlü devrimci güçler açýsýndan sorun, “ne yapmalý” sorusuna doðru yanýt verebilmektir. Leninist Parti bu sorunun yanýtýný çok öncesinden ve büyük açýklýkla vermiþ 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
bulunuyor: Bu koþullardan bir devrim için, iktidarýn fethi için yararlanmalý. Uludere katliamýndan Türkiye’nin komþularý tarafýndan açýkça tehdit edilmesine kadar bütün bir tablo devrim için koþullarýn büyük bir hýzla olgunlaþtýðýný gösteriyor. Ýþte bu koþullarda devrimci komünist olmak bütün gücünü devrimci eyleme, emekçi sýnýflarýn, gençliðin, devrimin tüm toplumsal ordusunun harekete geçirilmesi için harcamayý gerektirir. Elbette “eylem her þeydir, sonal amaç hiçbir þey” düþüncesi ya da politikasýnýn Leninist düþünceyle, Leninist politikayla uzaktan yakýndan alakasý yok, olamaz da. Aksine þimdi sonal amacý, yani politik iktidarýn bir devrimle fethi amacýný en baþa koymak ve bütün eylemleri kurtuluþa giden bu ilk amaca baðlamak yaþamsal önemdedir. Bu anlamda, Kürt halkýna ve Türkiye emekçi sýnýflarýna durmadan ve býkýp usanmadan iktidar hedefini göstermek, bu hedefi onlarýn önüne koymak, tüm eylemlerde politik iktidarýn bir devrimle fethinin önemine ve kaçýnýlmazlýðýna vurgu yapmak, “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak”, “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Emeðin Olacak” þiarlarýný Kürt halkýna ve emekçi sýnýflara götürmek; bir devrimin baþlangýcýnýn ilk ve mutlak iþareti olan zindanlarýn yýkýlmasý gerektiði bilinç ve hedefini öne çýkarmak gerekiyor. Kürt halký büyük bir ayaklanma halindedir. Uludere katliamý bu ayaklanma durumunu pekiþtirdi ve en ücra köþelere kadar taþýdý. Ne yazýk ki, Kürt halký bu büyük devrimci enerjiye raðmen iktidarýn ele geçirilmesi hedefinden yoksun olduðu için daha ileri gidemiyor. Benzer durumu Türkiye emekçi sýnýflarý için de söylemeliyiz. Tüm bunlardan çýkan sonuç, Kürt halkýna olsun Türkiye emekçi sýnýflarýna olsun devrimci hedefleri, devrimci amaçlarý götürme; sayýsýz devrimci eylemi tek bir nehirde birleþtirip iktidara akmasýný saðlama görevinin Leninistlerin omuzlarýnda olduðudur. Leninistler bu tarihi görevi baþaracaklar!
13
Sokaklar
Mehmetçik Lisesi Öðrencileri: “Katliamý Kýnýyoruz”
Sarýgazi Mehmetçik Lisesi öðrencileri, Devletin Roboski’de 36 sivili katletmesini protesto etmek için basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. 3 Ocak günü Demokrasi Caddesi üzerinde toplanan öðrenciler Sarýgazi Merkez’e kadar bir yürüyüþ gerçekleþtirdiler. Yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceðiz”, “Býjý Býratiya Gelan” sloganlarý atan öðrenciler “Þýrnak Son Deðil Katliama Sessiz Kalma” yazýlý pankartý taþýdýlar. Basýn açýklamasýný yapan bir Mehmetçik Lisesi öðrencisi, devletin katliam dosyasýna bir yenisini daha eklediðini ve F-16’larýn bu sefer sivilleri hedef aldýðýný belirtti. AKP hükümetinin Kürt sorununda barýþçýl bir çözüm aramadýðýný belirtti ve “AKP’nin ileri demokrasisi ve açýlým politikasýnýn, bombalý bir katliam olduðunu gördük” dedi. Demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerine de çaðrý yapan öðrenciler, “Baþta sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütlerini bu katliamý lanetlemeye çaðýrýyoruz” dediler.
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
ODTÜ’de Uludere Protestosu
3 Ocak tarihinde ODTÜ’de üniversiteli öðrenciler, Uludere’de gerçekleþen katliamý protesto etmek için yürüyüþ düzenlediler. Öðle saatlerinde Hazýrlýk Binasýnýn önünde toplanan öðrenciler, yürüyüþe geçerek Yemekhane’ye giderek eylemin duyurusunu yaptýlar. Öðrenciler bu katliama sessiz kalmayacaklarýný söyleyerek, bunu protesto etmek için, ODTÜ sýnýrlarý içerisinde bulunan ve Kürt halkýna atýlan silahlarýn-bombalarýn geliþtirildiði Aselsan’a doðru yürüyüþe geçtiler. Yürüyüþ sýrasýnda “Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði”, “Biji Biratiya Gelan”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Uludere’yi Unutmayacaðýz” sloganlarý atýldý. Aselsan önüne gelindiðinde yapýlan basýn açýklamasýnda, Kürt halkýna yapýlan bu saldýrýnýn kabul edilemeyeceði, bunun kaza deðil bir katliam olduðu vurgulandý. Daha sonra öldürülen Kürt vatandaþlarýn temsili olarak taþýnan bir kara tabut, Aselsan’ýn içine býrakýldý. Ardýnda Recep Tayyib Erdoðan, genelkurmay baþkaný Necdet Özel, Fetullah Gülen ve Hüseyin Çelik’in fotoðraflarý yakýldý. Kürtçe ve Türkçe marþlarýn okunmasýyla eylem sona erdi.
Uludere Katliamýna Öfke Dinmiyor!
H
alklarýn Demokratik Kongresi Taksim’de Uludere’de TSK’nýn hava saldýrýsýnda öldürülen 35 kiþi için protesto eylemi gerçekleþtirdi. 7 Ocak günü saat 13.00’da Taksim Tramvay duraðýnda toplanan ikiyüzü aþkýn kiþi ellerinde “Zulme Boyun Eðmeyeceðiz”, “Gözaltýlara Son, Tüm Siyasi Tutsaklar Serbest Býrakýlsýn” gibi çeþitli dövizler taþýndý. Sýk sýk
14
“Katil Devlet Hesap Verecek”, “Kaza Deðil, Bu Bir Katliam” sloganlarý atýldý. Halklarýn Demokratik Kongresi adýna konuþmalarda bulunan Mersin Milletvekili Erturul Kürkçü, “HDK’nýn baþlatýðý kampanya ile Uludere katliamýný Türkiye’nin her tarafýnda protesto gösterilerimiz olacaktýr, bu bizim ilk eylemimizdir. Bu katlimý onlara unuturmaycaðýz” dedi. Kürkçü, “Biz bir kar topunun büyüyerek bir çýð haline gelmesi gibi hükümeti önümüze katýp yuvarlayacaðýz ve ondan yaptýklarýnýn hesabýný soracaðýz” diyerek konuþmasýný bitirdi. Ardýndan BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel; “Biz biliyoruz ki vicdanlýlar vicdansýzlardan daha çok, halklarýn kardeþliðini isteyenler katliamcýlardan daha çok. Onlar bu ülkeyi tek tipleþtirmeye karar vermiþ biz ise bu ülkeyi renklendirmeye, halklarýn bahçesine çe202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
virmeye karar verdik. Tarih zulmedenleri de yazar ama asýl olarak direnenler tarihe yazýlýr. Tarihte hep direnenler kazandý.” “Bizler, o bölgede yaþayanlar olarak herþeyi biliyoruz. Orada bir katliam yaþandý. Eðer hükümetin biraz gruru varsa istifa etmelidir.” diyen Tuncel, hükümetin bunun yerine yeni katliamlar hazýrlanmak için yeni savaþ konsepti kurma çabasýnda olduðunu söyledi. KESK Genel Baþkaný Lami Özgen; katliamlarýn aydýnlatýlmasý için emek ve demokratik kitle örgütlerini mücadele etmeye çaðýrdý. Levent Tüzel, “Emeði ve onuru ile yaþamak isteyen herkes, devlet terörüne, baský ve yasaklara karþý birleþmeli, mücadele etmelidir” dedi Yapýlan konuþmalardan sonra her hafta ayný yerde eylemlerin devam edeceði vurgulandý.
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Rusya Seçimleri
Burjuvazinin Korkusu
Rusya’da seçimler bitti ama bütün kapitalist ülkelerin seçimlerinden sonra görmeye alýþtýðýmýz manzara burada da karþýmýza çýktý. Pek “demokratik” olduklarýný iddia eden burjuvalarýn seçim hileleri, seçimlere yapýlan itirazlar, sonuçlarý tanýmama açýklamalarý aldý baþýný gitti. Hatýrlatma babýnda söyleyelim, gösterilerin ardý arkasý kesilmiþ deðil ve ne yöne doðru evrilecekleri; iktidarý ellerinde tutanlar bu eylemleri bastýrabilecekler mi yoksa eylemler giderek bir ayaklanmaya mý dönüþecek, henüz belli deðil. Ama bir þey belli: Seçimler, pek çok kapitalist ülkede olduðu gibi, hileli ve þaibeli. Kendilerini “demokratik” diye yutturan bu ülkelerde halkýn iradesi hiçbir þeydir, para ve sermaye sýnýfýnýn onay verdiði partilerin iktidara taþýnmasý her þeydir. Baþka bir ifadeyle söylersek, bu tür ülkelerde düzenlenen seçimler, egemen sýnýf ya da sýnýflarýn gereksinim duyduklarý partileri iktidara getirmek için düzenledikleri bir tiyatrodan baþka bir þey deðildir. Burada halkýn sandýk baþýna götürülmesi, figüranlarýn film setine götürülmesinden ne bir eksik ne bir fazladýr. Ýlk ortaya çýkýþ döneminde iþçi sýnýfýnýn ve diðer emekçilerin olgunluk derecesini ölçmeye yarayan “genel oy sistemi” burjuvazinin elinde büyük ölçüde iþte bu duruma getirilmiþtir. “Büyük ölçüde” durum budur ama bu, sermaye sýnýfýnýn ve devletlerin her þeye hâkim olduklarý, halkýn iradesinin yansýmasýný tümden ve mutlak biçimde engelleyebildikleri, isteklerini, eðilimlerini, olgunluk derecelerini mutlak biçimde saklayabildikleri anlamýna gelmiyor. Rusya seçimleri buna örnek oldu. Kameralarla tespit edilen tüm hile ve oyunlara, komünist propagandaya getirdikleri tüm yasaklara ve paranýn gücüne karþýn Rusya halklarý eðilimlerini belli etti: Komünizme özlem… Rusya seçimleri sonrasýnda Putin-Medvedev ikilisinin anti-komünist partisi, hilehurda yöntemleriyle Duma’da çoðunluðu saðlayacak oy miktarýný sandýktan çýkardýlar ama Rusya halklarý da Komünist Partiye
Rusya
verdiði oylarla Sovyetler Birliði’ne duyduklarý özlemi ortaya koyma fýrsatýný kaçýrmadýlar. Bu, dünya burjuvazisinin beklemediði bir durumdu. En þaþkýnlarý da “bizim” burjuvalar oldu. TRT spikeri Rusya’daki muhabirine soruyor: “Komünist Partinin bu kadar oy almasý ne anlama geliyor?” diye. Muhabir, spikerin þahsýnda aslýnda Türk burjuvazisini rahatlamaya çalýþýrken þöyle saçmalýyor: “Halkýn Komünist Partiye yüksek oy verdiði doðru ama merak etmeyin bu komünistler eski bildiðiniz komünistlerden deðil” Muhabir, efendilerini rahatlatmak is-
münist Partisi’ne oy verirken o partinin programýnda yazýlý olanlarý deðil, kendi özlemlerini, isteklerini, eðilimlerini okuyordu. Dünya burjuvazisinin ve “bizim” burjuvazinin RKP’nin oylarýnýn artmasýndan duyduklarý korkunun kaynaðý iþte budur. Rusya halklarý sosyalizme, “eskiye” büyük bir özlem duyuyorlar. Rusya’nýn anti-komünist karþý devrimcilerinin baþarý þanslarý olmadýðýný yirmi yýl önce söylediðimizde iþte bu günlere iþaret ediyorduk. Dünya tarihi komünizme akarken antikomünistlerin aþýlmýþ bir toplumsal sistemi geri getirme çabalarýnda baþarý þanslarý ne olabilirdi ki? Hiçbir þanslarý yoktu; ol-
terken týpký efendileri gibi kendisinin de dar kafalýlýktan muzdarip olduðunu farkýnda olmadan ortaya sermiþ oluyor. Evet, Rusya halklarýnýn oy verdiði “komünistler” burjuvalarýn “bildiði” komünistlerden deðiller. Bu doðru! Ama her dar kafalý burjuva gibi, dar kafalý uþaklarýn da akýl edemediði, düþünme yeteneðinden yoksun olduðu þey, halklarýn oylarýnýn þimdiki Rus “komünistleri”ne deðil, komünizme iþaret ettiðidir. Rusya iþçi sýnýfý ve emekçi halklarý komünistten çok sosyal demokratlara benzeyen þimdinin Rus komünistlerine oy verirken, gerçekte o partinin programýna deðil, gerçek komünist programa oy veriyordu. Rusya emekçi halklarý Rusya Ko-
madýðýný þimdi daha net, pratik yaþamýn içinde görebiliyoruz. Dün teorik olarak görebildiklerimizi bu gün pratik olarak görebiliyoruz. Öyleyse bir kez daha: Teori gridir, yaþam aðacý yeþildir. Dünyada bir devrim süreci yaþanýrken Rusya’nýn bu süreçten baðýþýk kalmasý düþünülemez. Aksine, yetmiþ yýl boyunca sosyalizmi yaþamýþ, sosyalizmin tüm meyvelerini tatmýþ halklarýn bu süreçte en önde yürümeleri beklenmelidir. Son seçim sonuçlarý ve akabinde Kazakistan’daki ayaklanma böyle bir geliþmenin iþaretlerini veriyor. Dünya burjuvazisi ne kadar korksa yeridir!
202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
15
Yeni Evrede
“Devrimci, Sosyalist ve Özgür Basýn ile Dayanýþma Sürecek”
Özgür Basın
20 Aralýk sabahý “KCK operasyonu” adý altýnda DÝHA, Özgür Gündem, Fýrat Daðýtým, Etkin Haber Ajansý, Gün Matbaasý, Etik Ajans ve çalýþanlarýn evlerine yapýlan baskýnlarda gözaltýna alýnan 48 gazeteciden 36’sý tutuklandý. Kürt basýný ve Özgür Gündem Gazetesi’ne yapýlan saldýrý ve tutuklamalarý protesto etmek ve suçlamalarýn hiçbir hukuki dayanaðýnýn bulunmadýðýný kamuoyuna açýklamak üzere 28 Aralýk 2011 Çarþamba günü ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde saat 11.00’de bir basýn toplantýsý gerçekleþtirildi. Basýn toplantýsýna Özgür Gündem Gazetesi’nden Þerafettin Sürmeli, Av. Özcan Kýlýç, ETHA muhabiri Arzu Demir, Av. Sema Taþgan katýlarak operasyon ve sorgu sürecinde meslekleri gereði yaptýklarý haber ve görüþmelerin suç unsuru sayýlmasý ve Kürt basýnýna yapýlan saldýra deðindiler. Ýlk olarak Etkin Ajans çalýþaný Arzu Demir, baskýnlarýn hemen ardýndan bir araya gelerek basýn açýklamasý, yürüyüþ ve “Özgür Basýn Ýçin Nöbetteyiz” eylemi gerçekleþtiren DÝHA, Özgür Gündem Gazetesi, Etkin Haber Ajansý, Atýlým Gazetesi, Mücadele Birliði Dergisi, Kýzýlbayrak, Emeðin Dünyasý Gazetesi, Sendika.Org, Özgür Gelecek, Alýnteri, Yarýn Gazetesi, Özgür Radyo, Halkýn Günlüðü çalýþanlarýna teþekkür ederk, bu dayanýþmanýn, Kürt basýnýna, devrimci sosyalist basýna yapýlan saldýrýlar karþýsýnda sessiz kalýnmayacaðýný ifade etti. Av.Özcan Kýlýç ise burjuva basýnda yer alan haberlerden operasyonun olacaðýný anladýklarýný, gözaltýna alýnan ve tutuklanan gazetecilerin iþlerini buna raðmen devam ettirdiklerini, hepsinin ya iþyerlerinden ya da evlerinden alýndýðýný, gazetecilerin herhangi bir nedenle aranýr durumda olmadýklarýna dikkat çekti. Gözaltýna alýnýp serbest býrakýlan Fýrat Daðýtým çalýþaný Þerafettin Sümeli ise, “PKK” ve “KCK” operasyonlarý kapsamýnda gözaltýna alýndýklarýný, ama sorguda kendisine daðýtým þirketine, daðýtým iþlerine ve çalýþanlarýna iliþkin sorular sorulduðunu aktardý. Örgüt üyeliði suçla-
16
Mücadele Birliði
masýna iliþkin hiç soru sorulmamýþ olduðunu vurgulayan Sümeli, amacýn korkutmak ve gözdaðý vermek amaçlý olduðunu belirtti. Arzu Demir; gözaltýnda bulunduklarý süreçte, emniyetteki tutuma iliþkin “anket” adý altýnda kiþilerin mesleki, özel ve sosyal yaþamlarýna dönük sorular sorulduðunu ve bu anketi cevaplamýy reddettiklerini ifade etti. Zaman, Star, Sabah gibi gazetelerde yer alan “Bunlar gazeteci deðil terörist”, “KCK’nýn basýn ayaðýna operasyon” gibi ifadelerin yayýnlandýðý hatýrlatýlarak bu gazetelerde yer alan yazýlar teþhir edildi ve bu haberler hakkýnda suç duyurusunda bulunulacaðý belirtildi. Basýn toplantýsýna Pýnar Sað ve Mehmet Esatoðlu gelerek destek verdiler. Gazetecilerin Tutuklanmasýna Ýtiraz Eylemi 29 Aralýk günü “KCK operasyonu” adýyla yapýlan baskýnlarla gözaltýna alýnan ve sonrasýnda tutuklanan, Dicle Haber Ajansý, Özgür Gündem Gazetesi, Fýrat Daðýtým, Etik Ajans çalýþanlarýnýn serbest býrakýlmasý için avukatlar tarafýndan itirazda bulunuldu. Beþiktaþ Adliyesi’ne yapýlan itiraz sýrasýnda yapýlan basýn açýklamasýna destek vermek için devrimci sosyalist basýn çalýþanlarý, Özgür Gündem çalýþanlarý ve milletvekilleri katýldýlar. Tu202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
tuklanan gazetecilerin resimlerinin yer aldýðý “Özgür Basýn Susturulamaz” pankartý açýlan eylemde açýklamayý Av. Emine Þeker Okudu. Basýn emekçilerinin yaptýklarý iþ nedeniyle sorgulandýklarýný ifade eden Þeker, çalýþmalarýnda haber aktarýmý yapmalarýnýn, yurtdýþýna çýkmalarýnýn, kýsacasý gazetecilik görevleri gereði olarak, ötekilerin, ezilenlerin, ülkenin gerçeklerini yazdýklarý için tutuklandýklarýný belirtti. Operasyonlarýn hükümet talimatýyla gerçekleþtiðini, iktidara geldiðinden beri hükümetin basýn üzerinde tahakküm oluþturup özgür basýnýn susturulmaya çalýþýldýðýný susmayanlarý ise emri altýndaki özel yetkili savcýlara talimat verip susturmaya çalýþtýðýný ifaden Þeker, özgür basýn emekçilerinin derhal serbest býrakýlmasýný talep etti. Eyleme BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Aðrý Milletvekili Halil Aksoy, Mardin Milletvekili Erol Dora ve Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioðlu da gelerek destek verdi. Sebahat Tuncel, gazetecilerin tutuklanmasýnýn “siyasi soykýrým operasyonlarý” nýn bir parçasý olduðunu, Kürt sorunu çözülmediði sürece de hem askeri operasyonlarýn, hem de siyasi operasyonlarýn devam edeceðinin göründüðünü belirterek tutuklanan gazetecilerin derhal özgürlüklerine kavuþturulmasýný istedi.
Yeni Evrede
Maltepe Belediyesi Ýþçileri Eylemde
Mücadele Birliði
Sokaklar
Maltepe Belediyesinde park bahçe iþlerinde çalýþan iþçilerden 2 iþçi iþten çýkarýldý. Ýþçiler Belediye Baþkanlýðý binasý önünde eyleme geçince 110’a yakýn iþçiye “iþe bir ay ara veriyoruz, biz sizi çaðýracaðýz” denilmiþ. Ýþçiler bu durumu, iþçiler arasýndaki mücadeleyi kýrma giriþimi olarak nitelendiriyorlar. Maltepe Belediyesi Baþkanlýðý binasýna geldiðimizde iki yolun ortasýndaki kaldýrýmda duran iþçiler etrafa “Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni”, “Direne Direne Kazanacaðýz” pankartlarý ve iþçilerinin taleplerini içeren bir pankart asmýþlardý. En çok dikkat çekici olan CHP genel baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun sözü olan “21 yüzyýlýn kölelik düzeni taþeron sistemidir” yazýlý pankartýnýn asýlmýþ olmasýydý. Maltepe Belediyesi bilindiði gibi CHP’nin belediyesi, iþçiler bu duruma “kendine sosyal demokrat diyen bir parti ancak , buradan soslu demokrat olduðu anlaþýlýyor” diyorlar. 13 gündür, soðuða raðmen Belediyenin önünde eylemde olan Yalan söyleyerek... Ama biz diðer arkadaþlarýmýza kaç defa aniþçilerden iþten çýkartýlmýþ bir iþçiyle sohbet etmek için yanýmdaki latmýþtýk; demek ki onlarýn özlerine inememiþiz, korkuyla ne kadar iþçilere soruyorum, “siz iþten çýkartýlan iþçilerden misiniz?”, “hayýr” yaþayabileceklerini, her gün iþten atýlma korkusu, iþ kazasý korkusu, diyor birisi, “arkadaþlarýmýzý destekliyoruz”. Diðerine soruyorum, bir kere iþçiler korkunun üstüne gidebilmeli; bunu diðer arkada“hayýr” diyor; bir kaç iþçiye daha soruyorum, hepsi “hayýr” diyor; þlarýmýza öðretemedik eksiliðimiz bu, ama onlar burada duran iþçiiyice þaþýrýyorum, “peki” diyorum, “siz burada mý çalýþýyorsunuz?”, lerin kararlýlýðýyla etkinlenecekler, ‘demek ki oluyormuþ’ diyecekler. “Evet” diyorlar. Buradaki iþçilerin kazanmaktan baþka bir þansý yok ki! Kazanacaðýz, Kafam iyice karýþýyor; kendimce düþünmeye baþlýyorum, eðer kesin kazanacaðýz” diye anlatıyorlar yaşadıklarını. bu iþçiler burada çalýþýyorlarsa bu saatte iþ baþýnda olmalarý gerekir, nasýl burada durabilirler? Dayanamayýp soruyorum: “eðer çalý- Ýþçiler taleplerini þöyle sýraladý: þýyorsanýz nasýl buradasýnýz iþ baþýnda olmanýz gerekmez mi?” iþçi-Atýlan iþçiler iþe geri alýnsýn. lerden biri “evet öyle olmasý gerekirdi” diyor, “ama bizim taþeron -Ýþten atýlmalara son verilsin, Ýþ güvencesi saðlansýn. ÝMKA þirketimiz bize 1 ay tatil izni verdi”. Durumu anlýyorum, iþçi-Güvencesiz çalýþmaya ve taþeron uygulamasýna son verilmeli, ler geliþen süreci þöyle anlatmaya baþlýyorlar: “Burada 6-7 aylýk bir meclis bünyesindeki siyasi partiler bu sorunun çözümünde önerge iþçi örgütlenmesi çalýþmamýz var, üst üst toplantýlar yaptýk, komite- versin. mizi seçtik, çalýþtýðýmýz yerin çalýþma koþullarýnýn deðiþmesi için mü-Taþeron iþçilerin insanca yaþamaya dahi yetmeyen maaþlarý, cadele etme kararý aldýk, listemizi çýkardýk, o aralar Genel Ýþ belediyede ayný iþi yapan kadrolu ve sendikalý iþçilerin maaþlarýna ve sendikasýyla görüþtük, bize ‘siz þimdi üye olun talepleriniz için mey- diðer ek sosyal haklarýna eþitlensin. danlara çýkarýz ondan sonra iþten atýlanlar olur, ondan sonra ba-Gerçekte tüm iþçilerin alýmýna ve çýkarýlmasýna karar veren, üst karýz, siz þimdi üye olun’diyorlardý, biz de kendi aramýzda iþveren Maltepe Belediyesi’dir. Tüm taþeron iþçiler belirsiz iþ sözleþdeðerlendirdik. ‘öyle saçma bir görüþ olur mu? ‘Siz üye olun sonra mesiyle çalýþtýrýlsýn ve ayný zamanda kýdem ve ihbar tazminatlarýnýn biz bakarýz’ der mi bir sendika? ödenmesi Maltepe Belediyesi’nin güvencesine alýnsýn. Biz de sendikaya üye olmadýk, güvenmedik sendikaya, kendi -Belediyede taþeron iþçilerle ayný iþi yapan kadrolu ve sendikalý aramýzda komite seçtik, bunu kendi aramýzda 120’ye yakýn iþçiyle iþçilerin çalýþma saatleri gibi taþeron iþçilerin de çalýþma saatleri 40 bir demokratik oylamada yaptýk. Ýþçiler 7 kiþiden oluþan bir komite saate indirilsin ve Cumartesi günü çalýþmasýna derhal son verilsin. seçtiler, o komiteyle çalýþmalarýmýzý sürdürdük. Ýþçi arkadaþlarýmýzla -Cumartesi günü çalýþmasýna devam edilirse, bu çalýþmalar 4857 taleplerimizi hayata geçirmek için örgütlenme ve mücadelemizi sürSayýlý Kanun gereðince de fazla mesai ücreti olarak taþeron iþçilere dürürken 2 iþçi arkadaþýmýz iþten çýkartýldý. 2 arkadaþýmýz iþten çýkarýlmadan önce iþten çýkarma olabileceðini düþünerek durumu ödensin. -Belediyede taþeron iþçilerle ayný iþi yapan kadrolu ve sendikalý deðerlendirmiþtik ve arkadaþlarýmýza sahip çýkacaktýk. 2 arkadaþýmýz iþten çýkarýldýktan sonra, eyleme baþlanýldý ve iþçilerin iþçilerin almýþ olduklarý sosyal yardýmlar gibi taþeron iþçilerine de büyük bir kýsmý gelmemiþti, þaþýrmýþtýk, sonra anladýk ki belediyenin tüm sosyal yardýmlar (ikramiye, aile, çocuk, yakacak ve giyim amirleri, yöneticileri boþ durmamýþ, diðer iþçilere ‘sizi iþten atmadýk yardýmý) yapýlsýn. -Tüm taþeron iþçilere sendikal örgütlenme hakký verilsin. þimdi dinlenin biz sizi çaðýracaz, eyleme gitmeyin, eðer eyleme katýlırsanýz sizi hayata iþe geri almayýz’ diyerek korku psikolojisi yaMaltepe Belediyesi taþeron iþçileri Cumartesi günü saat ratmýþlardý. Ýþten çýkarma olmadan bir kaç gün önce burada bir 13.00’da Taksim Tramvay Duraðý’ndan Þiþhane’de bulunan CHP Ýl basýn açýklamasý yaptýðýmýzda 200’e yakýn iþçi vardý. Polis de bilerek buraya çevik kuvvet, polis araçlarýný yýðmýþtý;o da etki etmiþ ola- binasýna yürüyüþ düzenleyerek, taleplerinin hayata geçirilmesini isbilir. Diðer arkadaþlarýmýzý böyle bir korku yaratarak kandýrdýlar. teyeceklerini de sözlerine eklediler. 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011 17
Sokaklar
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Deri Ýþçilerine Polis Saldýrdý; 16 Gözaltý!
KESK Milletvekili Emeklilik Maaþýný Protesto Etti
Bolu Gerede Ýlçesi’nde yaklaþýk 3 bin 500 iþçinin çalýþtýðý Deri Organize Sanayi’de çalýþan iþçiler 4 Ocak günü sabah saatlerinde fabrikalarýnýn önünde toplanan iþçiler aðýr çalýþma koþullarýný protesto ettiler. Sigortasýz, güvencesiz, az maaþ alan iþçiler “Patron kalleþ iþçi kardeþ”, “Baþkan istifa” ve “Yuh” sloganlarý attý. Gerede Ýlçe Emniyet Müdürü Metin Þenol, iþçileri izinsiz gösteri yaptýklarýný belirterek daðýlmalarýný istedi. Bunun üzerine iþçiler toplu halde fabrikalarýn içerisinde yürüyüþe geçti. Polis ekiplerinin müdahale edeceðini söylemesi üzerine iþçiler bu kez de fabrikalarýn bulunduðu alanýn dýþýna çýkarak jandarma bölgesine geçti. Polis ekiplerinin peþini býraktýðý iþçiler daðlýk alanda yaklaþýk yarým saat beklediler. Fabrikalarýn bulunduðu alana tekrar geri dönüþe geçen iþçiler polis ekiplerinin yola barikat kurduðunu görünce bu kez daðlýk alandan kent merkezine doðru yürüyüþe geçti. Yaklaþýk 4 saat polisi peþinden koþturan iþçiler Gerede Belediye Binasý’nýn önünde “Baþkan istifa” sloganý atmaya baþladýlar. Belediyenin önünde iþçilere polis, gaz ve jopla saldýrdý. Bazý iþçilere polisin jopla kafalarýna vurmaasý dikkat çekti. Polisin biber gazý ve copla müdahale sýrasýnda 16 iþçi gözaltýna alýndý. Olayýn ardýndan arkadaþlarýnýn serbest býrakýlmasýný isteyen iþçiler Ýlçe Emniyet Müdürlüðü önünde toplandý. Polisin saldýrýsýný ve gözaltýna alýnan arkadaþlarýný istediler.
21 Aralýk Çarþamba günü mecliste gece yarýsý düzenlenen oturumda vatandaþlara yazýlan ilaç reçetesinden “katký payý” adý altýnda ücret alýnmasýný düzenleyen yasaya son anda eklenen madde ile milletvekili emeklilik maaþlarýnýn %100’e varan oranda artýrýlmasý, ülkenin bir çok yerinde düzenlenen eylemlerle protesto edildi. 27 Aralýk günü Ankara’da saðlýk emekçilerinin Kýzýlay Meydaný’ndan Meclise yürümek istemesi, polis tarafýndan sert bir þekilde engellenmiþti. Polis, emekçilere gazla saldýrmýþ, bir çok emekçi yaranlanmýþ ve gözaltýna alýnmýþtý. Ýstanbul’da da KESK Ýstanbul Þubeler Platformu 28 Aralýk günü Taksim Tramvay duraðýnda gerçekleþtirdikleri basýn açýklamasýyla bu kararý protesto ettiler. Saat 19.00’da toplanan kamu emekçileri “Memura %3 vekile %63, Vekile Kýyak, Emekçiye Dayak” pankartýný açtýlar. Basýn açýklamasýný yapan KESK Dönem Sözcüsü Barýþ Uluocak, “2012 bütçe planlamasýna göre kamu çalýþanlarýnýn maaþlarýna yapýlmasý planlanan zam %3 iken milletvekili danýþmanlarýnýn maaþlarý %170 artýrýlarak 2.000 TL’den 5.400TL’ye çýkarýlmýþtýr” diyerek yapýlan zamlarý dile getirdi. Uluocak sözlerini “Bizler herkes için parasýz ve nitelikli kamu hizmetini savunan kamu emekçileri olarak, saðlýkta katký payýnýn artýrýldýðý gün milletvekillerine kýyak emeklilik yasasýnýn çýkarýlmasýný kabul edilemez buluyoruz” diyerek tamamladý.
AYDA 52 İŞÇİ ÖLÜYOR
Unkapaný Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Müdürlüðü önünde yapýlan basýn açýklamasýnda raporu Aslý Odman okudu. Odman, yazýlý, görsel ve dijital basýndan derlenen rapora göre, iþ kazalarýnýn en çok Ýzmir, Ýstanbul, Erzurum, Mersin, Zonguldak, Þýrnak ve Urfa’da yoðunlaþtýðýný söyledi. * Güvencesiz çalýþmanýn en görünür olduðu inþaatlarda bu ay 18 iþçi öldü, 45 iþçi yaralandý. * Madenlerde sekiz ölüm, 20 yaralanma ve enerji sektöründe 7 ölüm, 7 yaralanma yaþandý. * Atamasý yapýlmayan bir öðretmen yaþamýna son verdi. 6 saðlýk emekçisi hastanelerde þiddete maruz kaldý. 15 yaþ altýndaki 5 çocuk ve 16-18 yaþ arasýndaki 10 genç iþçi çalýþýrken yaralandý.
18
Odman, 10 Þubat 2011’den beri 2’si mühendis 9 maden iþçisinin cenazelerinin hala Kahramanmaraþ Çöllolar Kömür Havzasý’nda toprak altýnda olduðunu hatýrlatarak maden iþçilerinin sorunlarýna dikkat çekti. “Dev Maden Sen raporuna göre, 2011’de 92 madencinin öldü, 262’si yaralandý. Madenlerde yaþanan iþ cinayetlerinin sebeplerinin baþýnda; yeterli kamu deneti202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
minin olmamasý, aþýrý kar hýrsý sonucu üretim zorlamalarý, taþeronlaþma, kötü çalýþma koþullarý, hatalý projeler ve uygulamalar gelmekte. “Bunun sorumlularý, konu ile ilgili gerekli mevzuatý hazýrlamayan ve yeterli denetim mekanizmalarýný oluþturmayan siyasi iktidar, her þeyin önüne kar anlayýþýný koyarak maden emekçilerine deðer vermeyen patronlar ve denetim görevini yapmayan veya yapamayan konuyla ilgili/sorumlu kurumlar” diyen Odman, madenlerde, özelleþtirme ve taþeronlaþmanýn kalkmasý, sendikalaþmanýn önündeki engellerin kaldýrýlmasý, sektörde ulusal düzeyde acil durum planý ve risk haritalarý çýkarýlmasý, saha denetimlerinin bu doðrultuda yapýlmalý, iþ cinayeti sorumlularýnýn yargýlanmasýný talep etti.
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Elta Elektrik Ýþçileri Eyleme Baþladý
Ýþ cinayetleri ile ünlü Tuzla tersanelerinde, elektrik taþeron þirketlerinden Elta Elektri’te Aralýðýn son haftasý iþten atýlan iþçiler eyleme baþladýlar. Düþük ücretlere ve hak gasplarýna karþý sesini yükselten iþçiler, patrona taleplerini 25 imza ile iletmiþti. Patron da karþýlýk olarak önce 26 Aralýk günü Zeynel Kýzýlaslan’ý, 1 hafta sonra da Murat Havan ve Ali Akgül’ü iþten attý. Bu durumla ilgili patronla görüþmeye giden iþçiler de iþten atýldýlar ve ödenmemiþ ücretlerine de patron tarafýndan el konuldu. Sömürü saltanatýnýn karþýsýna dikilen iþçileri, iþten atarak yýldýrmaya çalýþan patronun saldırılarına karşı ELTA Elektrik iþçileri, 4 Ocak günü ana firma olan RMK Tersanesi önünde direniþe baþladýlar. Ýþçiler, konuyla ilgili bir de bildiri yayýnladýlar: “Bizler, ELTA Gemi Elektrik Mühendislik þirketinde çalýþmýþ taþeron tersane iþçileriyiz. Aylarca o tersaneden bu tersaneye yoðun çalýþma koþullarýnda çalýþmamýza raðmen elimize geçen para en temel masraflarýmýzý dahi karþýlamaktan uzaktý. Kuralsýzlýðýn ve keyfiliðin hakim olduðu tersaneler cehenneminde sorunlarýmýzýn çözümü için birlikte mücadele etmekten baþka yolumuz yok! Düþük ücretlere dair sorunlarýmýzýn çözülmesi ve yol paralarýmýzýn þehir içi ulaþým giderleri standartlarýna çýkarýlmasý için çalýþan iþçi arkadaþlarla imza kampanyasý düzenledik. Bir yandan sefalet ücretlerine çalýþýrken yol parasý olarak sadece 50 TL ek para veriliyor. Aldýðýmýz maaþ geçinmemize yetmezken bir de yol paralarýný da kendi cebimizden karþýlamak zorunda býrakýlýyoruz. Bu sorunlara dair topladýðýmýz imzalarý þirkete geçen hafta 26 Aralýk Pazartesi günü ilettiðimizde taleplerimizin karþýlanabilir olduðu ve gerekeni yapacaklarýný söylediler. Fakat patronlarýn gerekenin yapýlmasýndan kastý bir iþçi arkadaþýmýzýn iþten çýkarýlmasý oldu. Patron oyalama taktiklerini kullanýrken bu hafta baþý da iki iþçi arkadaþýmýzý daha iþten çýkardý.
Sokaklar
“Billur Tuz Ýþçileri Yalnýz Deðildir”
Ýzmir Çiðli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Billur Atýlan arkadaþlarla ilgili görü- Tuz Fabrikasý’nda 6 ay önce Tek Gýda-Ýþ’e baðlý 2 iþyeri temsilcisi iþten þmeye gittiðimizde bu seferde 4 atýlmýþtý. Ýþten çýkarmalar, 31 Aralýk 2011 tarihinde taþeron firmanýn iþçiyi daha iþten attýlar. Toplamda iþyeri ile sözleþmesi bittiði gerekçe gösterilerek 47 iþçinin iþine son ve7 iþçiyi atarak haklý taleplerimizi rilmesiyle devam etti. Bunun üzerine iþten atýlan iþçiler, fabrika önünde eyleme baþladý. bastýrma niyeti taþýyorlar. ELTA elektrik taþeronu üst Bugün eylemlerinin 4. gününde olan Billur Tuz iþçileri sloganlarý ve üste aldýðý iþlerle palazlanýrken halaylarýyla Çiðli Orkarýný artýrmak için iþçileri birer ganize Sanayi Bölgeköleye çeviriyor. Geçmiþte sosyal si’nde seslerini diðer haklarý, ikramiyeleri dahi sunan- iþçilere duyurmaya lar, bugün asgari ücrete razý ol- çalýþýyor. Fabrika mamýzý bekliyorlar. Bu sömürü önünde iþçilerin talepsaltanatýna karþý en insani talep- lerinin yer aldýðý birlerle çýkan iþçileriyse kapý önüne çok pankart var. koyarak susturmaya çalýþýyorlar. Eylemlerinin 4. Bizler hakkýmýzý aradýðýmýz için gününde bizler Mücaiþten atýldýk. Fakat hakkýmýzý ara- dele Birliði Platformu maktan vazgeçmeyeceðiz! Baþta olarak Billur Tuz iþçiELTA patronu olmak üzere tersa- lerini ziyaret ettik. neleri bize cehennem kendilerine Çiðli Organize Sanayi Bölgesi’nin giriþinde “Billur Tuz Ýþçisi Yalnýz cennet yapmak isteyenlerin Deðildir / Mücadele Birliði Platformu” yazýlý pankart açýldý. Ýþçilerle karþýsýnda hakkýmýzý aramaya, birlikte “Billur Tuz Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele emeðimizin bedelini savunmaya Birliði”, “Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi devam edeceðiz. Düne kadar bir- Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarý atýldý. Ýþçiler alkýþlar ve birine güvenmeyen, patronun deðil ýslýklarla bizleri karþýladý. ustabaþýnýn bile karþýsýnda hakkýný Mücadele Birliði Platformu adýna bir arkadaþýmýz konuþma yaptý: savunamayan ELTA iþçilerine bir- “Ýþçi sýnýfýna bin selam olsun, selam olsun bütün dünyadaki güzellikleri lik olunduðunda nelerin deðiþebi- yaratana, selam olsun onurlu bir gelecek için, en doðal hakký olan senleceðini gösterdik. Ýþten dika için mücadele eden Billur Tuz iþçilerine. çýkarmalarda türlü ayak oyunlarý Bizler Deniz Gezmiþlerin yoldaþlarý olarak Billur Tuz iþçilerinin yapan ELTA Patronu Erkan Coþ- onurlu ve haklý mücadelelerini destekliyoruz ve sahipleniyoruz. Ama kun ihbar tazminatlarýmýzý gasp biliyoruz ki iþçi sýnýfý baþta Billur Tuz iþçileri olmak üzere, bu sanayietmeye çalýþýyor. Bizler içerideki deki iþçiler ve Türkiye iþçi sýnýfý bu mücadeleyi birlikte yürütürse, iþçi tüm haklarýmýz ödeninceye kadar sýnýfýnýn burada yürüttüðü onurlu ve haklý mücadeleye sahip çýkarsa, mücadelemizi sürdüreceðiz! birlikte mücadeleyi yükseltirse, zafer sizin savaþan iþçilerin emekçilerin Patronlarýn yoðun sömürü ve olacaktýr. Bizler bu mücadeleniz boyunca ne önünüzde ne de arkanýzda düþük ücret dayatmasýnda en her zaman yanýnýzda olacaðýz. Asla yalnýz deðilsiniz. Ve biz inanýyoruz büyük kozlarý biz iþçilerin birliði- ki týpký Bornova Sanayi bölgesinde 9 ay boyunca 282 gün Tümtis Sennin olmamasýdýr. Eðer biz iþçiler dikasý’nýn öncülüðünde eylem gerçekleþtiren UPS Kargo iþçileri gibi patronlarýn karþýsýnda tek bir kararlý, tutarlý ve birlikte mücadelenizi örgütlü bir þekilde sürdürürseyumruk olarak çýkabilirsek hak- niz bu zafer sizin yani Türkiye iþçi sýnýfýnýn yani dünya iþçi sýnýfýnýn olalarýmýzý alabiliriz. Birliðimize gü- caktýr. Ve burada son olarak þunu söylüyoruz, mücadelenizde sonuna venerek, birliðimizi güçlendirerek kadar yanýnýzda olacaðýz. Elimizden, yüreðimizden, bilincimizden ne kazanabiliriz. Bugün iþten atma geliyorsa bu kavganýzda her zaman yanýnýzda olacaðýz. Sizleri Deniz saldýrýlarýný devreye sokanlar yoldaþlarýn devrimci duygularýyla selamlýyoruz.” bizim birliðimizden korktuklarý Konuþma sonunda iþçilerle birlikte “Yaþasýn Onurlu Mücadeleiçin saldýrýyor. Bu saldýrýlarý ber- miz” sloganlarý atýldý. Ziyaret sýrasýnda fabrika önünde görüþtüðümüz taraf edebilmek için haklarýmýza Tek Gýda-Ýþ Sendikasý Genel Baþkan Danýþmaný Gürsel Köse patronun ve geleceðimize sahip çýkmalýyýz. öne sürdüðü taþeron firmanýn yalnýzca paravan olduðunu, asýl nedenin Bizler iþten atýlan ELTA elek- “Billur Tuz iþvereninin sendikal faaliyeti engelleyip, sendikasýz iþçi trik iþçileri olarak önemli olanýn çalýþtýrmak istemesi olduðunu” vurguladý. hakkýmýzý aramaktan vazgeçmeÝþçilerle halaylar çekilirken ayrýca sýcak sohbetler de yapýldý. Bilmek olduðunun bilincindeyiz. Bu lur Tuz iþçilerinde, ilk defa bir eylem yapmanýn heyecaný ve coþkusu kavgamýzda ELTA patronunun sö- vardý. Ýþçilerle epey zaman geçirildikten sonra Ayýþýðý Sanat Mermürü saltanatý kýrýlamasa da elbet kezi’nden bir arkadaþýmýz Nazým Hikmet’in þiirini paylaþtý iþçilerle. bir gün iþçilerin mücadelesi zafere Son olarak sloganlarýmýzý gür bir þekilde haykýrarak tekrar görüþmek ulaþacaktýr. üzere iþçilerin yanýndan ayrýldýk. Ýþten Atýlan Mücadele Birliði/İzmir ELTA Elektrik Ýþçileri” 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
19
Beþiktaþ Belediyesinde Taþeron Ýþçilerin Eylemi
Yeni Evrede
Sokaklar
Beþiktaþ Belediyesi bünyesinde çalýþan 178 taþeron iþçiyi 31 Aralık günü iþten çýkarttý. Yýllardýr Beþiktaþ Belediyesi’nde çalýþan iþçiler, iþ koþullarýnýn aðýrlaþmasý nedeniyle çekilmez hale geldiðinde Genel Ýþ Sendikasý’na üye oldular. Ýþçiler Genel Ýþ Sendikasý’na üye olduklarý gerekçesiyle iþten çýkarýldýklarýný söylüyorlar. Belediye baþkaný ise herhangi bir açýklama yapmýyor.
Yine Bir CHP Belediyesi Kýlýçdaroðlu’nun “21. yüzyýlýn rejimi, taþeron sistemidir” sözünü iyi idrak eden belediye baþkanlarý bir çok yerde taþeron iþçi çalýþtýrýrken, buna karþý çýkan iþçileri iþten atmaya devam ediyor. Belediyenin yan þirketi gibi çalýþan Beltaþ Þirketi’ne baðlý olan 178 iþçi, “bizleri iþten çýkartarak, yerlerine MHP’li, AKP’lý iþçileri alýyorlar, haksýzlýða ses çýkarmayacak, boyun eðecek kiþileri seçiyorlar” diyerek durumu izah ettiler. 3 gündür Etiler’de bulunan Beþiktaþ Belediyesi önünde çadýr kuran iþçiler gece gündüz eylemdeler. Ara ara slogan atarak, þarký türkü ile halaya duran iþçiler kazanacaklarýndan eminler. Ýþten çýkartýlan Salih TAM, çýkartýlan iþçilerin park bahçe iþçileri olduðunu söylüyor. Tam; “Bizleri sýrf sendikalý olduk diye iþten çýkarttýlar. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceði. Amacýmýz, sendikal haklarýmýzla iþe geri alýnmak” dedi. Bir baþka park bahçe iþçisi Dursun; “Belediye yöneticileri, iþten çýkartýlan 178 iþçiden bazýlarýna ‘sizi iþe alacaðýz onlara katýlmayýn’ diyerek eylemimizi kýrmaya çalýþýyorlar, o iþçilere söz verdiler, onlarý iþe aldýlar sonra bir kaç gün sonra hepsini yine iþten çýkarttýlar. Yeni yýlda Çalýþma Bakanlýðý’ndan bize ödenen 1
20
Mücadele Birliði
milyar ödenek olmuþtu, belediye mühendislerinden bir bayan, iþçilerden kartlarý topladý ve niçin olduðunu söylemedi. Sonra anlaþýldý ki, Çalýþma Bakanlýðý’ndan bize ödenen paralarý almýþlardý. Bunun için mahkemeye baþvurduk” diyerek belediye tarafýndan yapýlan haksýzlýða dikkat çekti.
Sancaktepe Belediyesinde Ýki Ýþçi Ýþten Çýkartýldý Sancaktepe Belediyes’inde iþten atýlan iki iþçi de yýllardýr çalýþan iþçilerdi ve sendikalýydýlar. Belediyede sendika faaliyeti yürüttüklerini söylediler. Daha yeni geliþen olayda bugün iþ akitleri fesh edilmiþ. Sancaktepe Belediyesi iþçileri, “Sarýgazi’de yaþayan bir iþçiye tahammül edemiyorlar” diyerek, Belediyenin devrimci bir mahallede yaþayan devrimci bir iþçiye tahammül edemediðini anlatmaya çalýþýyorlar.
Beþiktaþ Belediyesinde Eylem Gece Gündüz Sürüyor Ýþçilerin büyük çoðunluðu sabah erken saatlerde belediyenin önünde kurduklarý çadýrýn yanýnda toplanýyorlar. Gece nöbeti için 20 iþçinin nöbetleþerek kaldýðýný söyleyen iþçiler, “bunu arkadaþlarýmýzla dönüþümlü olarak 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
yapýyoruz” diyorlar. Gündüzleri halkýn desteðinin yoðun olduðunu, insanlarýn bireysel destekler yaptýðýný, kafe, restoranlarýn iþçilerin yiyecek içecek ihtiyaçlarýný karþýladýklarýný söylüyorlar. Halkýn tepkilerinin çok olumlu olduðunu, kitle örgütlerinin desteklerini beklediklerini söylüyorlar.
Ýþçiler 5. Günde Kazandý! Beþiktaþ Belediyesi Beltaþ firmasýna baðlý park bahçe iþçileri, verdikleri mücadele ile eylemlerinin 5. gününde kazandýlar. Beþiktaþ Belediyesi önünde, 5 gün gece gündüz çadýr kurarak eylemlerini sürdürmüþ olan iþçiler, 4 Ocak günü bir basýn toplantýsý yaptýlar. Genel Ýþ Sendikasý Avrupa yakasý bölge baþkanlýðý binasýnda iþçiler ve sendikanýn yaptýðý basýn toplantýsýnda açýklama yapan 1 nolu þube baþkaný Hikmet Aygün, “Beltaþ’ta çalýþan üyelerimizin sendikalý olmak için verdikleri mücadelenin, taþeronlaþtýrmaya karþý önemli bir kazaným olduðunu düþünüyoruz” dedi. Aygün, taþeronlarda örgütlenmenin ve mücadelenin, Türkiye iþçi sýnýfýnýn iþçi sýnýfýnýn geleceði açýsýndan yaþamsal bir önemi olduðunu belirti ve iþe alýnmayan 30 iþçinin olduðunu, o iþçilerin taþeron þirkete baðlý olduklarýný, ama sendikaya üye olan 135 iþçinin iþe geri alýnarak, Pazartesi günü iþ baþý yapabileceklerini söyledi. Ýþe alýnmayan 30 iþçi içinde “o arkadaþlarýmýzý ilk önce kandýrarak ‘iþe alacaðýz’ diyerek, bir kaç gün iþ baþý yaptýrmýþ ve eylemimizden çekebilmiþlerdi. Ama arkadaþlarýmýzý tekrar iþten çýkarttýlar, onlar için iþe geri alýnmalarý konusunda mücadele edeceðiz” diyerek yaþanan süreci aktaran Aygün, emekten yana siyasi yapýlara, sendikalara ve basýn mensuplarýna teþekkür etti.
Yeni Evrede
Ayýþýðýmýz Üçüncü Yýlýnda
Mücadele Birliði
3 yýl önce açýlýþýný 27 Aralýk 2009’da yaptýðýmýz Antakya Ayýþýðý Sanat Merkezi tüm baskýlara raðmen çalýþmalarýný sürdürmektedir. Terörle Mücadele Þubesi yaklaþýk 1 yýldýr Antakya Ayýþýðý Sanat Merkezi’ni baský altýna almýþ; Ayýþýðý’nýn çalýþmalarýný bitirmeye ve emekçi halkla olan baðlarýný koparmaya çalýþmýþlardý. Mayýs ayýndan itibaren kuruma gelen tüm gençlerin ailelerine gidip, sanat merkezini bir terör yuvasý olarak tanýtmaya baþladýlar, aileleri korkutup çocuklarýný uzaklaþtýrmalarýna sebep oldular. Çocuklarýnýn sanat merkezine gelmesine izin veren aileleri daha sonra emniyet müdürlüðüne çaðýrýp adeta sorguya çekiyorlardý. Bizleri tamamen yalnýzlaþtýrmak, çalýþmalarýmýzý bitirmek adýna yapýlan bu baskýlar, son süreçte daha da artmýþtýr. Gelen kurs öðrencilerini, dernek üyelerini kurumdan uzaklaþtýrmanýn ötesinde, þimdi de sanat merkezinin taþýnmak için tuttuðu yerlere gidip, ev sahiplerini korkutup tehdit ediyorlar. Bu durum dört beþ defa tekrarlandý. Bizler halen çalýþmalarýmýzý sürdürebileceðimiz bir yer bulma çabasýndayýz. Türkiye’nin Suriye’ye açacaðý olasý bir savaþta Antakya’nýn coðrafik konumunun ne kadar önemli olduðu bilinmekte. Devlet bu noktada Antakya’yý politik anlamda yaprak kýmýldamayacak hale getirmeye çalýþýyor. Bu yüzden oradaki halka doðru bilinci, doðru politikayý taþýyan herkesi listesine almýþ durumda. O listede var olan tek isim bizleriz. Ayýþýðý Sanat Merkezi dýþýndaki tüm reformist çevreler, rahat bir biçimde çalýþmalarýný insanlara aktarabiliyorlar.
Ekin Sanat
Ayýþýðý Sanat Merkezi Çalýþanlarýna Yönelik Saldýrýlar Sürüyor
6 Ocak Cuma günü saat 13.00’te Ýzmir ÝHD’de son süreçte Mücadele Birliði okurlarýnýn ve Ayýþýðý Sanat Merkezi çalýþanlarýnýn ailelerine yönelik yapýlan saldýrýlar ve baskýlarla ilgili basýn toplantýsý gerçekleþtirildi. Basýn metnini Ýzmir Ayýþýðý Ekin Sanat Derneði baþkaný Ýpek Kutlu okudu. Sermaye sýnýfý ve onun devletinin hedefinde asýl olarak kendisine muhalefet eden güçlerin deðil, önüne devrimi hedef olarak koymuþ olan devrimciler bulunduðu belirtilen açýklamada Ortadoðu’da savaþ hazýrlýklarýna soyunan, Ortadoðu halklarýna karþý baþýný ABD’nin çektiði emperyalist metropollerde hazýrlanan savaþ planlarýnýn en hevesli uygulayýcýsý olarak öne fýrlayan, içeride geliþen devrim mücadelesini bastýrmadan tek bir adým Peki Neden Ayýþýðý Sanat Merkezi? dahi atamayacaðýný gören burjuvazinin açýk terörist diktatörlüðün Çünkü Ayýþýðý Sanat Merkezi iþçi-emekçilere ulaþtý ve onlarla yeni her türlüsüne baþvurmaktan çekinmediði ifade edildi. insaný yaratmaya baþladý.. Faþist diktatörlük örneklerinden birinin de Antakya ve Ýzmir’de Çünkü Ayýþýðý Sanat Merkezi müzik grubu Saut-ýl Þems (Güneþe yaþandýðý ifade edilen açýklamada “Antakya ve Ýzmir’de Mücadele Ezgi) ezgileri ile emekçilere acýlarý hüzünleri sevinçleri öfkeyi kavgayý Birliði dergisi okurlarýmýzýn ve Ayýþýðý Sanat Merkezi çalýþanyaþattý.. larýmýzýn Antakya ve Ýzmir’de bulunan aileleri yüz yüze ya da teleAyýþýðý Þiir ve Tiyatro atölyesi 2 Temmuz 1993’te katledilen 33 fonla rahatsýz edilmektedir. Gerek ailelerin evlerine gidilerek, gerek ozaný anlattý. telefonla aranarak aileler taciz edilmekte ve usulüne uygun(!) bir Halk piknikleri ve kahvaltý günleri ile komünal yaþamýn örneklerini þekilde tehdit edilmektedir. yarattý. Ayrýca Antakya’da 3 senedir faaliyet gösteren Ayýþýðý Sanat Öðrenci gençliðin YGS eyleminde, Tekel çadýrlarýnda Ankara’da Merkezi, Antakya polisinin yoðun baskýsý altýndadýr. Ýlk önceleri Antakya’da, 8 Martlarda, 1 Mayýslarda emekçi kadýnlarýn ve iþçi sýnýfýnýn sanat merkezine gelip giden insanlarý yolda durdurup, buraya gelip kavga gününde yanlarýnda idi. gitmemeleri için tehdit eden polis, iþi ifrada vardýrýp, kurs almak Çünkü Ayýþýðý sýnýfsýz, sömürüsüz bir dünya kurma umudu ile ka- için sanat merkezine gelen insanlarýn tek tek evlerine gitmek sureranlýkta yol göstererek büyüyor geliþiyor. tiyle baský oluþturmakta, aileleri çocuklarýný sanat merkezine gönKapitalist sistemin kolluk güçleri çalýþmalarýmýzý baltalamak için dermemeleri için tehdit etmektedir. Polis bununla da kalmayarak, ellerinden geleni yapýyorlar. Ama þunu bilmeliler ki Ayýþýðýnýn ýþýðý An- sanat merkezinin daha yeni kiraladýðý yerin sahibine giderek eðer kitakya’da yol göstermeye devam edecek. Baskýlar çalýþmalarýmýzý engel- ralamaktan vazgeçmezse iþlerini baltalamakla tehdit etmektedir. leyemeyecek. Bizler yine sýnýfsýz sömürüsüz bir dünya kurmak için Polis adeta Antakya’da terör estirerek hiçbir faaliyete izin vermemücadele etmeye devam ediyoruz ve edeceðiz.. meye çalýþmaktadýr” denilerek yaþanan baskýlar aktarýldý. Bizler üçüncü yýlýmýzý kutlamak için 30 Aralýk günü dostlarýmýzla Ayrýca ÝHD Genel Merkez Yöneticisi ve Ege Bölge Temsilcisi bir araya geldik.. Sanat Merkezi emekçilerinden bir arkadaþýmýz son sü- Necla Þengül’de kýsa bir açýklama yaptý. Necla Þengül son süreçte reci özetleyip, þimdi sanat merkezine daha fazla emek harcanmasý ve devrimci, sosyalist, yurtseverler tarafýndan ÝHD’ye bu tür baþvurudaha çok sahiplenilmesi gerektiðinden söz etti. Ve birlikte üretmeye larýn çok yapýldýðýný, bu durumlara yabancý olmadýklarýný dile geçaðýrdý. Daha sonra dostlarýmýzla þiirler okuduk. Türkülerimizi, marþ- tirdikten sonra; insan haklarý savunucularý olarak bu tür baskýlara larýmýzý söyledik. Tekrar dostlarýmýzla bir arada olmanýn sevinciyle günü karþý her zaman mücadele edeceklerini dile getirdi. Basýn metninin sonlandýrdýk… okunmasýnýn ardýndan basýn toplantýsý sona erdi. Basýn toplantýsýna UMUDUMUZ KAVGADA KAVGAMIZ SANATIMIZLA! Partizan ve BDSP destek verdi. BASKILAR BÝZLERÝ YILDIRAMAYACAK! Baskılar Bizleri Yýldýramaz! Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Herþey Emeðin Olacak! Mücadele Birliği/İzmir ANTAKYA AYIÞIÐI SANAT MERKEZÝ 202. Sayý / 11 - 25 Ocak 2011
21
HEP BÝR AÐIZDAN EMEÐÝN TÜRKÜLERÝ
Yeni Evrede
Ekin Sanat
Mücadele Birliði
Yirmi yýldan fazla oldu yola çýkalý, birlikte üretmek, birlikte paylaþmak, birlikte yürümek için gelecek güzel günlere.... Ve geçen zaman içinde ustalaþýldý birlikte üretmekte, birlikte paylaþmakta, sýnýfsýz sömürüsüz bir geleceðe yürümekte.... Ayýþýðý Sanat Merkezi, çeþitli sanat dallarýnda çalýþmalarýný sürdürürken Grup Emeðe Ezgi de kendi çalýþmalarýnýn da yer aldýðý bir albüm hazýrlýðýna baþladý. Zamanla biriken ezgilerini taþýmak istediler emekçilerin semtlerine, sokaklarýna... 8 Ocak akþamý Gazi Mahallesi’nde Sultan Düðün Salonu’nda “Hep Bir Aðýzdan Emeðin Türkülerini Söylüyoruz...” denilerek taþýndý yüzyýllardan, bin yýllardan gelen ve henüz birlikte üretilen ezgiler... Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan nezdinde tüm devrim savaþçýlarý için yapýlan saygý duruþunun ardýndan “Ýnsanlarýn türküleri kendilerinden güzel / kendilerinden umutlu / kendilerinden kederli / daha uzun ömürlü kendilerinden / sevdim insanlardan çok türkülerini... / Ýnsansýz yaþayabildim, türküsüz hiçbir zaman / hiçbir zaman aldatmadý beni türküler de / türküleri anladým hangi dilde söylenirse söylensin / bu dünyada yiyip içtiklerimin / gezip tozduklarýmýn, görüp iþittiklerimin / dokunduklarýmýn hiçbiri beni bahtiyar etmedi türküler kadar” diyerek Nazým’ýn dizelerini paylaþtý küçük bir kýz Gazi Mahallesi’nin halkýyla... “Emeðin türkülerini söylediðimiz yeni evrenin, yeni insanýn devrimler çaðýna hoþgeldiniz” diyerek sözlerine baþlayan Ayýþýðý Sanat Merkezi adýna konuþan Songül Yücel, yeni bir yýla Gazi’nin yiðit insanlarýyla birlikte emeðin türkülerini hep birlikte söyleyerek girmek istediklerini belirtti. “Türkülerimizden korkuyorlar, türkülerimizi söyleyen, sanatçýlarýmýzý, türkülerimizi söyleyen gazetecilerimizi, türkülerimizi söyleyen avukatlarýmýzý tutukluyorular. Devrimci ve sosyalistleri tutukluyorlar... Neden? Çünkü korkuyorlar, türkülerimizden, sevdamýzdan, kavgamýzdan, devrimden, sosyalizmden korkuyorlar... Dünyayý deðiþtirmek için hazýrýz.. Türkülerimizi her þart altýnda söyleyemeye devam edeceðiz... Katlederek tutuklayarak vazgeçiremeyecekler...” diyen Yücel, Gazi mahallesinin her yanýnýn devrimin simgeleriyle dolu olduðunu ve devrimcilere kucak açan Gazi mahallesi halkýnýn onurunu koruyarak mücadeleyi sürdürdüðüne deðinerek “Yaþam bizden yana... Gelecek bize ait.. Orada kan içiciler olmayacak emeðin dünyasýný yaratana dek türkülerimizi söylemeye devam edeceðiz!..” diyerek bitirdi sözlerini.. Ardýndan Emeðin Dünyasý Gazetesi adýna bir iþçi söz alarak Uludere’deki katliama, devrimcilere, sosyalist basýna yönelik saldýrýlara deðindi. Emeðin Dünyasý Gazetesi olarak bu saldýrýlara karþý Gazi halkýyla birlikte mücadele etmek için Gazi Mahallesi’nde büro açtýklarýný belirtti. “Gazi Mahallesi halkýnýn tek isteði halklarýn, iþçilere, emekçilere ait olan emeðin dünyasýný kurmak. Biz de bunun için büromuzu bu mahallede açtýk. Ýþçiler, emekçiler için Emeðin Dünyasý’na sahip çýkmak geleceðe sahip
22
çýkmaktýr” diyen iþçi, “Þimdi emeðin dünyasýný oluþturabilmek için daha fazla iþ düþüyor. Gazi Mahallesi’nde yeni bir atýlýmýn zamanýdýr. Gazi Mahallesi’nin devrimci halkýný emeðin dünyasýndan yana tavrý belirlemeye, iþçi ve emekçilerin, yoksul Kürt halkýnýn mücadele birliðini örmeye çaðýrýyoruz” dedi. Ardýndan Pýnar Sað türkülerini Gazi halkýyla paylaþmak üzere sahneye geldi. “Ýnsanlarýn hangi topraklarda, hangi ailede doðacaklarýný seçme þansý yok... Ama dostlarýný seçmek, yolunu, duruþunu belirlemek kendi elinde... Ben þanslýydým, devrimci geleneklerle büyüdüm... Ve ne mutlu ki, Gazi Mahallesi’ndeki insanlar dostlarým, Ayýþýðý Sanat Merkezi emekçileri gibi genç devrimci insanlarla türkülerimizi birlikte söyleyip, ayný yoldan yürüyoruz... Tüm saldýrýlara raðmen türkülerimizi söylemeye devam edeceðiz...” diyerek Türkçe türkülerinin, deyiþlerinin yanýnda repertuvarýna yeni kattýðý Zazaca parçalarla dinleyenlere duygulu coþkulu anlar yaþattý. Ayýþýðý Sanat Merkezi’ne birlikte üretmeye, birlikte paylaþmaya ve yüzyýllar öncesinden gelen türküleri, sýnýfsýz sömürüsüz bir dünyaya yürünen yolun marþlarýný birlikte söylemeye gitmiþlerdi birkaç yýl önce... Sonra her biri ustalaþtý biraz daha emeðin türkülerini söylemekte... Ýþçiler, emekçilerle eylem alanlarýnda oldular. Grevde, direniþte olan iþçilerle birlikte söylediler türküleri marþlarý... Güçlendirdiler eylem ateþini... Kürt halkýyla birlikte çekildi halaylar, serhýldan marþlarý söylendi hep bir aðýzdan... Biraz daha ustalaþýnca bu iþte, yüzyýllardan gelen türkülere karýþtý kendi ezgileri de... Ve paylaþalým artýk dediler hep birlikte üretileni... Grup Emeðe Ezgi olarak paylaþtýlar, türküleri, ezgileri her yerde... Grup Emeðe Ezgi sahneye çýktýðýnda halklarýn baðrýndan kopup gelen Türkçe-Kürtçe parçalara kendi ezgilerini katarak türküleri, marþlarý baþladýlar söylemeye... Ýlk önce birlikte mýrýldanýldý, alkýþla tempo tutuldu ezgilere, çok bilinen türkülere geçilince hep bir aðýzdan söylenmeye baþlandý... Ardý ardýna ezgiler sýralandýkça coþku arttý, halay parçalarýna dönüþtü ezgiler... Halay parçalarý ayaða kaldýrdý herkesi... Hep birlikte halaya duruldu bu kez... Grup Emeðe Ezgi’nin eylem alanlarýnda, mitinglerde en çok paylaþýlan “Söz Veriyoruz” adlý parçasýyla coþku bir kez daha yükseldi. Emeðin insanlarýyla hep birlikte devrim sözü verildi coþkulu ezgiler eþliðinde... Ardýndan Nurettin Güleç sahneye gelerek önce Türkçe, Zazaca hüzünlü parçalarla duygulandýrdý Gazi halkýný..Sonra tempo tutulup birlikte söylenmeye baþladý türküler... Yüzyýllarýn emeðiyle oluþan türkülerle coþuldu daha sonra... Coþkulu türküler halay parçalarýna dönüþtü ve kolkola girilip halay çekilip, coþkulu parçalar söylendi hep birlikte... Etkinlik hep bir aðýzdan emeðin türkülerini tekrar baþka yerlerde söylemek üzere bitirildi.
202. Sayý / 11-25 Ocak 2011