s213

Page 1



DÖNÜÞTÜRÜCÜ MÜCADELE T

Yeni Evrede

Başyazı

Mücadele Birliði

ürkiye ve Kürdistan’da yýllarca mücadele veren halk kitleleri artýk sonuç alacaðýný görüyor ve anlýyor. Devrimci sokak gösterilerinin, devrimci sýnýf mücadelesinin ve boyutlanan eylemlerinin bunu saðlayacaðýný biliyor. Emekçiler verdikleri kavganýn dünyayý yaþanýr bir yer haline getireceðinin bilinciyle hareket ediyorlar. Bu bilinçle dünyayý dönüþtürme eylemine büyüyen bir tutku ve heyecanla katýlýyorlar. Bugüne deðin, on yýllarca, sermayenin, burjuva devletin, faþist devletin baskýsý altýnda kalan kitleler, devrimci mücadeleye atýlarak, sokakta, eylemde, grevde özgürce davranýyor ve geleceðin özgür günlerini derinden duyumsuyorlar. Kendi eylemlerinde, kendi toplantý ve giriþimlerinde özgürce tartýþma, görüþ ortaya koyma, eleþtirmede bulunarak büyük bir kitlenin gerçek bir üyesi olma heyecanýyla vuruyor yürekleri. Halk kitlelerinde görülen dönüþüm gözle görülür düzeydedir. Büyük baský gören, ezilen Kürt halký, kendini ifade edebildiði, inisiyatif geliþtirebildiði tüm etkinlik ve eylemlerde ve kendi örgütlediði giriþimlerde halkýn özgürce davranma coþkusunda tam bir patlama yaþanýyor. Kitlelerin pratiðinin ve bu pratiðin kavranmasýnýn teorik açýklamasý tüm gerçekliði içinde yorumlanmasý yapýlmalýdýr. Küçük burjuva uzlaþmacý sosyalistlerin kavrayamadýðý ve açýklayamadýðý tam da kitlelerin her gün olup biten devrimci pratiðidir. Devrimci örgütlenmeler, devrimci eylemler iþçilerin, kitlelerin Kürt halkýnýn baský ve sömürüye karþý geliþen öfkelerinin, düþünce ve politik görüþlerinin dýþa vurumudur. Tüm bu araçlar kitlelerin devrimci hareketini temsil ediyor. Halk yýðýnlarýnýn devrimci hareketi devrimci dönemlerde ileri düzeylere varýr. Devrimci mücadelenin kabarma dönemleri yýðýnlarýn politik ve toplumsal mücadelelerinin öne çýktýðý, þiddetlendiði ve boyutlandýðý dönemlerdir. Kitlelerin giriþimleri, aktiviteleri ve yaratýcýlýklarý en üst düzeye varýr. Emekçilerin isteklerinin ve çýkarlarýnýn ortak ifadesi olan örgütlenmeler bu dönemde ortaya çýkar. Kitlelerin kendi örgütlenmesi olan komite ve konseyler emekçilerin istek ve arzularýný gerçekleþtirmenin araçlarýdýr. Devrimci iþçilerin, devrimci kitlelerin burjuvaziye karþý geliþtirdikleri eylemler, mücadeleler ve hareket biçimleri, uzlaþmaz ve devrimci niteliklidir. Emekçilerin kendi yaþam koþullarýnýn farkýna varmasýyla birlikte savaþýmlarý, bilinçli olarak bu koþullarýn deðiþmesine yönelmiþtir. Bu koþullar ki, onlarý her gün binlerce yoldan eziyor. Bu koþullar, kapitalizmin insanlýk dýþý ko-

þullarýdýr. Kapitalist yeniden üretim, bu koþullarý ve sýnýflar arasý iliþkileri, ezenle ezilen, sömürenle sömürülenler arasýndaki baðlarý, her gün yeniden üretiyor. Devrimci biçimde dönüþtürülmesi gereken, kapitalist üretim biçimidir. Üretim iliþkileridir, toplumsal koþullardýr. Böylesine köklü, tarihsel dönüþüm ancak, toplumsal bir devrimle gerçekleþebilir. Kendilerini ezen ve sömüren toplumsal sistem deðiþmeden, emekçilerin durumu olumlu olarak deðiþmez. Esas olan sosyal düzenin deðiþmesidir. Sosyal sistem deðiþmeden, emekçilerin lehine yapýlacak deðiþiklikler, onlarýn yarýnlarýnýn bugünlerinden daha kötü olmasýný deðiþtirmez. Eski düzeni yýkacak ve emekçilerin yaþamýnda köklü bir deðiþiklik yapacak olan yalnýzca devrimdir. Devrimler, devrimci mücadeleyle baþarýya ulaþýr. Hedefe varmak için reformistlerin, oportünistlerin, küçük burjuva sosyalistlerinin örneði, onlarýn görüþ ve politikalarý izlenemez. Tersine zafer için, onlarla tüm baðlarýn koparýlmasý gerekir. Bizde, 1 Mayýs’ta Newroz’da ve diðer sokak gösterilerine büyük kitlelerin etkin olarak katýlmasý, uzlaþmacý sosyalistlerin örneði izlenerek deðil, devrimci mücadele örneði izlenerek gerçekleþiyor. Mücadelenin devrimci biçimde geliþmesi kitlelerin yýðýnsal devrimci savaþýma katýlmasý, isyanlarýn sýk sýk ortaya çýkmasý, ayaklanma düzeyine varan büyük halk eylemlerinin artmasý karþýsýnda uzlaþmacý reformist görüþ ve taktikleri iflas etmiþ, çökmüþtür. Halk yýðýnlarýnýn devrimci mücadelesinin, tüm baskýlara, katliamlara ve engellemelere karþýn belirgin olarak geliþme göstermesi, sonucun devrimci program ve devrimci taktiðin yönlendirdiði, gerçek devrimci hareketle alýnacaðýný gösteriyor. Bu yüzyýlýn baþýnda halk kitlelerinin emperyalist kapitalist sisteme karþý yükselen ayaklanmalarý ve devrimleri, pratikte, sýnýflar savaþýnýn nasýl geliþtiði ve nasýl sonuç alýnacaðýnýn örneklerini veriyor bize. Bu topraklarda devrimci mücadele daima canlý olmuþtur. Devrimi gerçekleþtirme düþüncesi de bu temelde canlýlýðýný hep korumuþtur. Baskýnýn en aðýr dönemlerinde, devrimci görüþler, devrimci amaç, hareket içinde canlý kalmýþtýr. Küçük burjuva sosyalist çevreler, mücadelenin en güç olduðu dönemlerde, devrime, devrim fikrine sýrt çevirirken, gerçek devrimci proleter hareket devrimci, mücadeleci anlayýþý ve hareketin genel çýkarlarýný kendi içinde, mücadelesinde somutlamýþtýr. Halk kitleleri, donuk ve heyecansýz reformist hareketlerin yanýnda deðil, canlý, coþkulu, ateþli devrimci güçlerden yana davranýyor ve git-

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

gide onlarýn yanýnda toplanýyor. Burjuvaziye, politikalarýna uygulanmalarýna yöneltilmiþ gerçek devrimci eleþtiri ücretli kölelerde, ezilen ve sömürülen kitlelerde büyük bir heyecan yaratmýþ, etkilemiþ ve harekete geçirmiþtir. Sistemin küçük burjuva eleþtirisi kitlelerde ayný etkiyi yaratmaz. Kurulu düzenin iþçi sýnýfýnýn devrimci konumundan hareketle yapýlan eleþtirisi -ki eleþtiri bir eleþtiri silahý olarak kullanýlýyor- yýðýnlara politik bilinç taþýr, teorik olarak, bilimsel olarak onlarý uyandýrýr, sorunlarý derinlikli olarak kavramalarýný saðlar. Türkiye ve Kürdistan’da halklarýn sosyal patiði, deneyimi doðru kavranmalýdýr, gerçekten kavranmalýdýr. Bu, kýrk mücadele yýlýný aþkýn bir zamanýn pratiðidir. Uzun iç savaþýn pratiðidir. Gerçek anlamda büyük mücadelenin pratiði ve deneyimidir. Sýnýf mücadelesinin zengin pratiði ve birikimi neyi gösteriyor? En baþta proletarya ve halk kitlelerinin mücadeleyi baþarýya götürecek , genel bir ayaklanmaya giriþecek denli yetkinleþtiðini ve kararlý olduðunu gösteriyor. Þiddetli, sert ve yoðun bir savaþým sürüyor. Hareketin geliþmesi gözle görülür, açýk ve belirgindir. Kitlelerin en ileri, en tutarlý, en devrimci kesimi daha ileriye gitmeyi göze almýþtýr. Daha ilerisini, ayaklanma ve devrimi göze alamayanlar, yalnýzca oportünist ve reformist politik hareketlerdir, bunlarýn uzlaþmacý önderlik çizgileridir. Hedef emekçilerin ekonomik kurtuluþudur. Ekonomik kurtuluþa politik yolla varýlýr. Politik mücadelenin ereði iktidarýn emekçiler tarafýndan ele geçirilmesidir. Bu anlamda politik biçim (iktidar) sorununun berrak olarak ortaya konmasý gerekiyor. Emekçiler ve devrimci politik güçlerin amaca ulaþmak için iktidara gelmesi gerekiyor. Kendisi iktidara gelmeyen politik güçler, baþka güçleri iktidara taþýmýþ olurlar. Sisteme karþý verdikleri tüm mücadeleler, yaptýklarý tüm eleþtiriler ve bunun yarattýðý uygun ortamdan çeþitli burjuva güçler yararlanýp, iktidara geliyorlar. Eðer emekçi hareketi, kendisi iktidar almayý hedeflemiyorsa yaptýklarý burjuva çevrelerin iþine yarar. Burjuvazi, iktidar (hükümet) olmak için, her zaman iþçi hareketinden, ezilen halklarýn mücadelesinden, sorunlarýndan, enerjisinden aktivitesinden yararlanmýþtýr. Bu nedenle iþçi sýnýfý, emekçiler burjuvazinin bütünlüðüne karþý tüm düzen güçlerini karþýsýna alarak, kendi baðýmsýz politik çizgisin doðrultusunda, devrimci iktidarý kurmayý hedeflemelidir. Burjuvazi, emekçilerin, gençliðin devrimci eylemleri, isyan ve ayaklanmasý için bütün koþullarý oluþturmuþtur ve oluþturmaktadýr. Günün ivedi, öne çýkan ve ana görevi devrimin gerçek koþullarýndan en iyi biçimde yararlanýp, mücadeleyi sonuca götürmektir. C.DAÐLI

3


ÝÞÇÝ SINIFININ DAHA ETKÝN OLMASI

Yeni Evrede

Etkin Mücadele

D

ünyayý saran devrimci dalganýn kabarýþý, devrimci hareketleri bulunduklarý yerden daha ileriye götürüyor. Fakat bu devrimci geliþme tüm yönleriyle anlaþýlmýþ deðil. Bu öylesine bir etki gücüne sahip ki, dünya burjuvazisi, kartopu gibi büyüyen dünya devriminin ilerlemesini durdurmada güçsüz kalmýþtýr. Ve çökmekte olan her gerici sýnýfýn yaptýðýný yapýyor; daha etkin ve daha yoðun þiddete baþvuruyor. Burjuva gerici þiddet ise çatýþmayý keskinleþtirmekten ve üst biçimler almasýný saðlamaktan baþka bir þeye yol açmýyor. Dünya çapýndaki çatýþmalarýn, küresel iç savaþýn ilk sonuçlarý ne olursa olsun, hareket, dünya devrimi yolunda þimdiden ileri bir konum edinmiþtir. Leninist Parti, eski dünyayý devirecek bir hareketin, devrimci bir dalganýn uzun süredir baþladýðýný biliyor ve bunu hýzlandýrmak için savaþým veriyor. Parti, rotasýný uzlaþmaz bir biçimde devrime doðru çizmiþtir. Proleter sýnýfýn gerçek devrimci partisi, mücadelenin her alanýnda, ýsrarla devrimci görüþleri savundu; yeni insanlarý devrimci marksist düþünceyle eðitti. Devrimci komünist partinin görüþleri, tezleri, politikalarý ve taktikleri, kitleleri baþarýya götürecek devrimci bir çizgi çizdi. Devrimci politikanýn, devrimci mücadelenin bir ifadesi olan Parti’nin sloganlarý, þimdi geniþ yýðýnlarýn dikkatini çekiyor ve gün gün yeni insanlar tarafýndan benimseniyor, maddi bir güce, yaþamý deðiþtirme gücü durumuna geliyor. Yýllarca mücadele eden, bugün sonuç alýcý bir konumda bulunan devrimci hareket sýnýrlý, yüzeysel, basit bir hareket deðil, tarihsel bir harekettir. Bir tarihsel dönemi sona erdirip, yeni bir tarihsel döneme geçmeyi hedefleyen bir hareket. Bir süre önce, çeþitli ülkelerde, sosyalist, komünist hareketler gerileme içine girerken, buradaki gerçek devrimci hareket ise en büyük ilerleme ve geliþme içine girmiþtir. Bu anlamda, dünya devrimci hareketler tarihi açýsýndan ileri bir rol oynamýþtýr, ileri bir konum edinmiþtir. Kitlelerin toplumsal hareketine öncülük eden proletarya ve devrimci proleter partinin bu dönem yaptýðý tüm giriþimler, tarihsel öncülük niteliðindedir. Egemenlerin giriþtiði her saldýrý, devrimci mücadeleyi her koþulda, kesintisiz olarak sürdüren örgütlü devrimci güçler

4

Mücadele Birliði

tarafýndan baþarýsýzlýða uðratýlmýþtýr. Tekelci kapitalist sýnýfýn yeni saldýrý dalgasý da ayný sonuca uðradý. Ýþçi sýnýfý ve halk kitleleri bu savaþýmdan güçlenerek çýkýyor. Hareket ve savaþým sadece güçlenmekle kalmamýþ, ayný zamanda yeni bir ivme kazanmýþtýr. Sürekli saldýrý ve baský altýnda olmalarýna karþýn, devrimci kitleler savaþýmý devam ettirme gücünü göstermiþtir. Devrimi bu güçler yapacaktýr. Devrimin güçleri az çok tüm kentlerde varlýðýný çeþitli eylemlerle gösteriyor. Devrimci mücadele milyonlarýn mücadelesi haline gelene dek, hareket uzun bir yol aldý. Hareket her ülkede farklý biçim ve yollarla bu süreci yaþýyor. Ama bir kez kapitalistlerin egemenliðini devrilecek bir noktaya ulaþtý mý, burada örgütlü öncü güçlerin yapacaðý þey, yýðýnlarýn devrimci hareketini zafere taþýmaktýr. Nasýl bir politik çizgi, nasýl bir hareket bizi buraya götürür? Bu çok basit ve açýk soru, devrimci marksizmle, oportünizm arasýnda ayrýmý ortaya koyuyor. Yýðýnlarýn yaþamsal istemlerini ifade etmek yetmiyor. Bu istemlerin nasýl gerçekleþeceðine de yanýt verilmelidir. Buna yanýt vermek, kitlelerin toplumsal hareketinin baþarýya kavuþmasý için temel önemdedir. Yanýtý kitleler pratikte veriyorlar: Devrimci gösterilerle. Daha bütünlüklü söylemek gerekirse, çatýþmalarla, ayaklanmayla, devrimle. O halde devrimci kitle gösterilerini desteklemek, güçlendirmek ve ileri götürmek günün gerektirdiði devrimci politik görevdir. Halkýn temel istekleri bugünkü toplumsal sistemin içinde deðil, ötesinde, eski düzenin yýkýlmasý ve toplumun yeniden örgütlenmesiyle gerçek olur. Küçük burjuva uzlaþmacý hareketlerin tüm geri, uzlaþmacý ve hatalý görüþ ve müdahalelerine raðmen kitleler, devrimci yönde ilerleyerek hareketi bir bütün olarak ileriye götürdüler. Devrimci hareket bütün engellemelere karþýn, geliþme gösteriyor. Önemli olan da budur. Ýþçilerin, halk yýðýnlarýnýn devrimci eðilim içinde olmasý, devrimci olana yönelmesi ve büyük bir heyecanla ileriye atýlmasý karþýsýnda uzlaþmacý görüþler iflas etmiþtir. Hareketin devrimci mücadele yolunda ilerlemesi, reformist yolu savunanlara bir yanýttýr. Hareketin devrimci mücadele çizgisinde yürümesi, gelip geçici ve bir anlýk deðildir. Hareketin devrimci niteliði, uzun süreli savaþýmdan geçerek þekillenmiþtir. Faþist 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

devlet terörüne, sermayenin despotluðuna karþý savaþým vermek, buradaki halk kitlelerine ve Kürt halkýna çok þey öðretmiþtir. Þimdiye deðin öðrendikleriyle gelecekteki mücadeleyi biçimlendirecektir. Böyle bir yerde reformist görüþler emekçiler üzerinde istenilen etkiyi yaratamaz. Býrakalým reformist etkiyi yaratmayý, her devrimci gösteri, çatýþma, eylem yýðýnlar üzerindeki devrimci etkiyi biraz daha güçlendiriyor ve hareketi bulunduðu yerden daha ileriye taþýyor. Politik ve toplumsal koþullar, iþçi sýnýfýna ve emekçilere daha etkin olma olanaðýný veriyor. Ortaya çýkan olanaklarý devrim yönünde en iyi biçimde deðerlendirme bilinci, kararlýlýðý ve deneyimi vardýr. Proleter hareket, sýnýf savaþýmýnda daha etkin bir rol oynayacak teorik ve politik donanýma sahiptir. Proletaryanýn enternasyonal mücadelesinin bilgisini savaþýmýnda bir dayanak olarak kullanýyor. Karþý karþýya geldiði yeni sorunlarý çözümlerken, uluslararasý deneyimlerden yararlanýyor. Enternasyonal deneyimlerinin bilgisiyle bir iç içelik var. Bütün bu mücadeleleri öðrenmiþ olmak proleter hareketi, savaþýmda güçlü durumu getiriyor. Ýþçi sýnýfý hareketi ve iþçi sýnýfý partisi etkin bir rol oynayacak bir geliþim göstermiþtir. Uzun süreli mücadelede, savaþýmýn bütün biçimlerini uygulamýþ olmak ve örgütlü çalýþmanýn her alanýnda bulunmak, kitlelere ve devrime önderlik etmede ona, gerçek devrimci bir konum kazandýrmýþtýr. Devrimci iþçi sýnýfý hareketinin, sýnýf savaþýmýnda tuttuðu yer ve etkin rolü bir gerçektir, bir olgudur. Tekelci burjuva sýnýf, büyümeye devam eden iþçilerin ve kitlelerin toplumsal hareketini nasýl durduracaktýr. Bugüne kadar devrimci mücadelenin ve devrimci hareketin önüne askeri faþist darbelerle geçmeye çalýþtý. Buna raðmen, faþizme ve sermayeye karþý mücadele, faþist terör altýnda devam etti. Bugün ise devrim mücadelesi büyük halk kitlelerinin katýldýðý bir mücadeleye dönüþtü. Kabaran devrim dalgasýný kýrmak için, önüne konan her burjuva engel, hemen aþýlýyor. Egemen sýnýfýn daha büyük bir kuvvet ve þiddeti harekete geçirmesi ise, kitlelerin daha aktif eylemleriyle yanýtlanýyor. Karþýlarýna çýkan zorluklar ve engeller ne olursa olsun, emekçi ve sömürülen yýðýnlar, büyük tarihsel devrimci kavgayý sonuna dek götürecek bilinç ve azme sahiptir.


Yeni Evrede

42. YILINDA 15-16 HAZÝRAN AYAKLANMASI 15-16 Haziran

Mücadele Birliði

15-16 Haziran’ýn 42. yýldönümünde DÝSK’e baðlý iþçi sendikalarý ülkenin bir çok yerinde eylemler düzenlediler. Ýstanbul’da da Þiþli Meydaný’nda sendikalarýyla toplanan iþçiler, “15-16 Haziran Ruhuyla Zalimin Zulmüne Direneceðiz” pankartý arkasýnda toplanarak Taksim Meydaný’na yürüdüler. DÝSK’in sanatçýlara yaptýðý çaðrý karþýlýk buldu. Bir çok sanatçý, aydýn, yazar, müzisyen “Çevik Adýmlarla Yürüyoruz” pankartý arkasýnda iþçilerin yanýnda yer aldýlar. Emeðe Ezgi, Mehmet Ali Alabora, Onur Akýn, Bilgesu Erenus, Grup Yorum, Grup Munzur, Düþbaz ve daha birçok müzik grubu ve sanatçý da yürüyüþe katýldý. Kýzýl Davul ve Borusan Ýþçileri Filarmoni Orkestrasý Bando ekibi, yürüyüþ boyunca Avusturya Ýþçi Marþý ile ritm tuttular. Þiþli Meydaný’ndan saat 11.00’da baþlayan yürüyüþte DÝSK’e baðlý sendikalar dýþýnda devrimci örgütler de yerini aldý. Mücadele Birliði Platformu, “Emekçiler, Saldýrýlara Karþý Ýktidar Ýçin Savaþalým” pankartýyla yürüyüþe katýldý. Taksim Meydaný’nda konuþan DÝSK Genel Baþkaný Erol Ekici, “42 yýl önce iþçi sýnýfýný sokaklara döken sorun neyse, bugünkü sorunumuz da ayný” dedi. AKP’nin sermayenin sadýk partisi olarak iþçi ve emekçilere elindeki bütün araçlarýyla savaþ açtýðýný söyleyen Ekici, “Sendika kurma ve üye olma hakkýndan

grev hakkýna kadar pek çok þey gasp edilmiþ, iþsizlik fonlarý yaðmalanmýþ, mezarda emeklilik getirilmiþ, güvencesizlik dayatýlmýþ, kiralýk köle bürolarý oluþturulmuþ, çalýþanlar açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþamaya mahkum edilmiþ, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði rafa kaldýrýlarak binlerce iþçinin hayatýna kastedilmiþ ve üstüne üstlük bir de iþçinin önemli bir güvencesi olan kýdem tazminatlarý hakký ellerinden alýnmaya çalýþýlýyorsa, bunun adý düpedüz savaþtýr” dedi. Konuþmalardan sonra BEDAÞ ve Borusan iþçilerinin eylem alanlarý ziyaret edildi. Ýlk önce enerji iþçilerini ziyaret eden sendika yönetimi, daha sonra Sarýyer’de bulunan Borusan iþçilerini ziyaret etti. Borusan iþçilerine bir konuþma yapan Nakliyat Ýþ baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu, “bizim talebimiz iþten atýlan iþçilerin iþlerine geri alýnmalarý ve sendikal haklarýna saygý gösterilmesidir” dedi. Küçükosmanoðlu;c21 gündür iþçilerin eylemlerini sürdürdürdüðünü, bundan sonra iþçilerin sorunu çözülmediði takdirde Borusan’ýn yaptýðý her faaliyette karþýlarýnda olacaklarýný söyledi. Konuþmalardan sonra iþçiler “Borusan Þaþýrma Sabrýmýzý Taþýrma”, “Yaþasýn 15 16 Haziran Direniþimiz” sloganlarý attýlar.

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

5


Yeni Evrede

15-16 Haziran

15-16 HAZÝRAN RUHUYLA YENÝ AYAKLANMALARA

İzmir: Ýzmir’de 15-16 Haziran büyük iþçi ayaklanmasýnýn 42. yýldönümü nedeniyle DÝSK tarafýndan bir yürüyüþ yapýldý. 15 Haziran Cuma günü saat 15.00’te Çiðli Organize Sanayi Müdürlüðü önünden 166 gündür eylemde olan Billur Tuz iþçilerinin yanýna yüründü. Organize sana-

yi içerisinde dolaþýlarak yapýlan yürüyüþe fabrikalardan alkýþlarla, ýslýklarla, geçen arabalarda da kornalarla destek verildi. Billur Tuz Fabrikasý’nýn önüne gelindiðinde sözü Tek Gýda-Ýþ Sendikasý Genel Baþkan Danýþmaný Gürsel Köse aldý. Köse konuþmasýnda; “Bu mücadele iþten atýlan iþçiler iþbaþý yapýncaya kadar, burada toplu iþ sözleþmesi imzalanýncaya kadar ayný þekilde devam edecek… Bizleri asla ve asla; asla yýldýramayacaksýn. Ayný kararlýlýkla ayný inatla bu mücadele devam edecek. Ne zamana kadar; atýlan iþçiler geri alýnýncaya kadar. Biz buradayýz burada olmaya devam edeceðiz” dedi. Ardýndan DÝSK Ege Bölge Temsilci-

6

Mücadele Birliði

si Ali Çeltek basýn açýklamasýný okudu ve 15-16 Haziran 1970 yýlýnda yaþanýlanlara; günümüzde de baskýlarýn ve saldýrýlarýn boyutunun arttýðýna ve bu saldýrýlara karþý mücadeleyi büyütmeleri gerektiðine deðindi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan eylem sloganlarla bitirildi. DÝSK tarafýndan organize edilen eyleme Sendikal Güç Birliði, Savranoðlu Deri Ýþçileri, Basma Fabrikasý Ýþçileri, Billur tuz Ýþçileri, Mücadele Birliði Platformu, BDSP ve kimi siyasi partiler de destek verdi.

Antep: Türkiye iþçi sýnýfý tarihinde önemli bir yere sahip olan 15-16 Haziran iþçi ayaklanmasý her sene iþçi sýnýfý tarafýndan bu ayaklanmaya sahip çýktýklarýný göstermek için eylemlerle anýlýyor. Bu sene de iþçi sýnýfý 15–16 Haziran’da alanlardaydý. Antep’te de DÝSK Bölge Temsilciliði tarafýndan 15 Haziran saat 13.30’da Kýrkayak Parký’nda toplanarak Yeþilsu Parký’na doðru yürüyüþ ve basýn açýklamasý yapýldý. Kýrkayak’ta toplanan kitle, çýplak ayaklarla Yeþilsu Parký’na doðru yürüyüþe geçerken “Zafer Direnen Ýþçilerin Olacak”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek” sloganlarý attýlar. Yeþilsu Parký’na gelindiðinde Gaziantep DÝSK Bölge Temsilcisi Nihat Bencan, son dönemde iþçi sýnýfýna yönelik baský ve hak gasplarýna deðinerek, uzun yýllar içerisinde birçok deðiþiklik olduðuna, ancak açlýk iþsizlik, sefalet ve yaþamsal sorunlarýn deðiþmediðine vurgu yaptý. Ardýndan iþçi ve emekçilerin bu yükselen saldýrý ve hak gasplarýna karþý direneceðini dile getirdi. Bizler de “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Zafer Savaþan Ýþçilerle Gelecek”, “Yaþasýn Haziran Ayaklanmasý”, “Ýþçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn” sloganlarý ile yer aldýðýmýz eylemde 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

Mücadele Birliði dergisi daðýtýmý yaptýk. Hem sloganlarýmýzla hem de kararlý ve dinamik duruþumuzla kitlenin ilgisini çektik. Bunu basýn açýklamasý sonrasý yaptýðýmýz dergi daðýtýmýnda iþçilerle yapýlan sohbetlerle görüyorduk. Yapýlan basýn açýklamasý basýn metni okunduktan sonra sonlandýrýldý. Eyleme KESK ve Sendikal Güç Birliði Platformu bileþenleri de destek verdi.

Adana: 15-16 Haziran iþçi ayaklanmasýnýn 42. yýldönümünde DÝSK Çukurova, bir yürüyüþ gerçekleþtirerek iþçi sýnýfýnýn ayaða kalkýþýný selamladý. Genel-Ýþ Adana þube binasý önünde saat 12.30’da bir araya gelen iþçiler sloganlarla Ýnönü Parký’na yürüdüler. “Yaþasýn 15-16 Haziran Direniþimiz, Yaþasýn Ýþçilerin Emekçilerin Birliði” pankartýyla yürüyen iþçiler yol boyunca “Yaþasýn 1516 Haziran Direniþimiz”, “Grev Hakký Yasaklanamaz”, “Sermaye Mezara Ýþçiler Ýktidara”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr”, “Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek”, “TEDAÞ Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganlarý attýlar. Yürüyüþe TEDAÞ’ta 105 gündür eylemlerini sürdüren TEDAÞ iþçileri de katýlarak destek verdiler. Ýnönü Parký’na gelindiðinde sendika adýna DÝSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Arslan okudu. Basýn açýklamasýnýn ardýndan eylem sloganlarla sona erdi. Eyleme KESK, BDP ve Mücadele Birliði okurlarý katýlarak destek verdiler.


BORUSAN HOLDÝNG ÝÞÇÝLERÝ EYLEMDE

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

Borusan Holding’e baðlý Borusan Lojistik’te Tuzla, Tepeören ve Þekerpýnar iþletmelerinde çalýþan iþçiler, DÝSK NakliyatÝþ Sendikasý’nda örgütlendikleri için iþten çýkarýlýyor. Borusan Lojistik, sendikalý olan iþçilerden 25’ini 18-23 Mayýs tarihleri arasýnda, 6 Haziran’da 14 iþçiyi, 7 Haziran’da ise 2 iþçiyi daha “performans düþüklüðü” nedeniyle iþten çýkardý. Nakliyat-Ýþ Sendikasý iþten atýlan iþçilerle birlikte Baltalimaný’nda bulunan Borusan Holding önüne eylem çadýrýný kurdu. 8 Haziran günü öðle saatlerinde pankartlarý, bayraklarý ve sloganlarýyla Borusan Holding önüne gelen iþçiler, anayasal haklarý olan sendikaya üye olmalarýna saygý duyuluncaya, iþlerine geri dönünceye kadar eylemlerini sürdürme kararlýlýklarýný bir kez daha belirttiler. Çadýrýn kurulmasýndan önce bir basýn açýklamasý yapýldý. Basýn açýklamasýnda DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Nakliyat-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu, Borusan Lojistik’te iþten atýlan iþçilerin sayýsýnýn 41’e yükseldiðini ve iþçilerin sendikalarýndan istifa etmeleri için uygulanan baskýnýn ve tehditlerin bir iþe yaramadýðýný belirtti. Nakliyat-Ýþ olarak Borusan’ýn olduðu her alana direniþlerini taþýyacaklarýný açýklayan Küçükosmanoðlu “Bütün iþletmelerde bildirilerimizi daðýtacaðýz, iþkolumuza giren, sendikasýz olan yerlerde örgütleneceðiz. Borusan Holding’in tüm iþletmeleri bizim için bundan sonra direniþ, mücadele alaný olacaktýr. Tüm iþletmelerde örgütlenmemizi sürdüreceðiz” dedi ve eylem çadýrýnýn kurulmasýna baþlandý.

Aya Ýrini’de “Ýþçi Kýyýmýna Son” Sloganlarý Sultanahmet’teki Aya Ýrini Müzesi’nde Borusan Holding’in sponsorluðunda düzenlenen Ýstanbul 40. Klasik Müzik Konseri’nin yapýldýðý 11 Haziran Pazartesi akþamý Borusan Lojistik iþçileri Müze Giriþinin bulunduðu meydanda “Borusan Lojistik’te Ýþçi Kýyýmýna Son. Yaþasýn Borusan Lojistik Direniþimiz” yazýlý pankartý, sendika önlükleri ve bayraklarýyla bir araya geldiler. Konserin hemen öncesinde bir süre bildiri daðýtýmý ve ajitasyon konuþmalarý yapan iþçiler, emeðe, sanata duyarlý olduðunu söy-

lemiyle kültür sanat etkinliklerine sponsorluk yapan Borusan Holding’e ait lojistik firmasýndaki iþçi-sendika düþmaný tutum nedeniyle iþten çýkarýldýklarýný anlatarak, Borusan Holding’i boykot etme çaðrýsýnda bulundular. Borusan Lojistik iþçileri Aya Ýrini Kilisesi önünde oldukça kalabalýk bir polis ve özel güvenlik ekibiyle karþýlandý. Kapý önünde ellerinde kalkanlarla duvar oluþturan güvenlik müdahale etmeden iþçilerin eylemini tamamlamasýný bekledi. Eylem boyunca ajitasyon konuþmalarý yapan iþçiler sloganlar attýlar. Eylemde Ali Teymun adlý iþçi, 5 yýldýr Borusan Lojistik iþçisi olduðunu bir çok arkadaþýyla birlikte geceli gündüzlü mesailerde evlerinden uzakta çalýþtýðýný anlatarak, þu anki sürece nasýl gelindiðini aktardý. 41 iþçinin þu anda iþsiz olduðuna dikkat çeken Teymur, Borusan Lojistik’in sendika-iþçi düþmaný tavýr sergilediðini; atýlan iþçiler geri alýnýncaya kadar Borusan’ýn bulunduðu her yeri eylem alanýna çevirmeye kararlý olduklarýný ve mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Ardýndan Figen Vural adlý kadýn iþçi, 3 yýldýr Borusan Lojistik iþçisi olarak çalýþtýðýný, verilen her iþte uzun mesailere kalarak emek parasý için çalýþtýðýný, sendikalý olduðu için iþten atýldýðýný söyledi. Aldýklarý çok az ücret ve aðýr çalýþma koþullarý nedeniyle sendikalý olduklarýný aktardý. Çalýþma koþullarýný anlatýrken duygulanan ve gözyaþlarýný tutamayan Vural, Aðýr ekonomik þartlar altýnda 3 çocuðunu bakmaya çalýþtýðýný ve sendikalý olduðu için þimdi iþsiz kaldýðýný belirterek “Þimdi ben bu 3 çocuðuma nasýl bakacaðým, onlara nasýl ekmek götüreceðim” dedi. Eyleme katýlan DÝSK Genel Sekreteri ve Birleþik Metal Genel Baþkaný Adnan Serdaroðlu ve DÝSK Baþkan Yardýmcýsý ve Nakliyat-Ýþ Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu da katýlarak birer konuþma yaptý. Konuþmalarýn ardýndan iþçiler bir süre halay çekti. Konserin daðýlmasýný beklerken de kendileri baðlama çalarak ve emekten yana türküler söyleyerek Klasik Müzik Konseri’ne alternatif bir etkinlikle konserin daðýlmasýný beklediler.

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

7


SENDÝKALI ÝÞÇÝYÝ ÝSTEMÝYORLAR

Yeni Evrede

Röportaj

8 Haziran günü Baltalimaný’na gelen iþçiler arasýnda iki de kadýn iþçi var. Borusan Lojistik iþçileri gruplar halinde bir yandan sloganlar atýlýp, çadýr kurarken, bir yandan da sohbet ettik. Mücadele Birliði: Borusan Lojistik’te iþten çýkarmalar devam ediyor. Bize çalýþma koþullarýnýzý ve iþten atýlma gerekçenizi anlatýr mýsýnýz? Þükran Selçuk: Borusan Lojistik’te üç yýldýr çalýþýyorum. Bizim gibi 3 yýl ve daha fazla çalýþan bir çok iþçi arkadaþýmýz var. Biz hiçbir gerekçe gösterilmeden iþten çýkarýlýk. Daha önce iþten çýkarýlan 25 arkadaþýmýz için “performans düþüklüðü” demiþler, bu doðru deðil. Bizler için de baþka yöntem uyguladýlar. Bizlere sendika üyeliðinden istifa etmemiz yönünde baský yapýyorlardý. Biz de kabul etmiyorduk. Sonunda bize bir belge imzalatmak istediler. Ýmzalatmak istedikleri belgede, þirketin bizi istediði bir iþyerine gönderebileceðini ve burada çalýþacaðýmýzý taahhüt etmiþ oluyoruz. Aksi halde iþ akdimizin de feshedilebileceðini kabul etmiþ oluyoruz. Bu taahhütnameyi imzalamayý kabul etmedik. Bunun üzerine de bizi iþten çýkardýlar. Asýl neden sendikaya üye olmamýz. Sendikalý iþçiyi istemiyorlar. Mücadele Birliði: Sizler iþten atýlan ilk kadýn iþçilersiniz sanýrým. Lojistikte kaç kadýn iþçi çalýþýyor? Göreviniz nedir? Figen Vural: Evet, sýra bize de geldi. 80 kadýn arkadaþýmýz var. Biz etiketleme yapan iþçiler olarak geçiyoruz. Ama etiketleme deðil, tüm kadýn iþçiler, paketlemeden, temizlikten tutun da getirip götürmeye, taþýmaya kadar ne iþ olsa yapýyoruz. Yaptýrýlýyor daha doðrusu... Sabah 08.00’de iþbaþý yapýyoruz. Ýþ bitinceye kadar da çalýþýyoruz. Asgari ücretle çalýþýyoruz. Ama bazen uzun saatler mesailere kalýyoruz. Þartlarýmýz çok aðýr, aðýr iþlere de bakýyoruz ve rahatsýzlýk çeken arkadaþlarýmýz var. Biri de Þükran mesela. Biz de sendikalý olmaya karar verdik. Ben 3 yýldýr burada çalýþýyorum. Paketleme, temizlik, taþýma, her iþi yaptýk. Ama þimdi kapýnýn önündeyiz. Bizi gönderdikleri herhangi bir iþletmede çalýþtýrabileceklerine dair bir kaðýt imzalamamýzý istediler. Bunun yasal olmadýðýný söyledik, kabul etmedik. “O halde sizin iþ akdinizi feshetmek zorunda kalýyoruz” dediler. Mücadele Birliði: Ýþ akdinizin feshedildiðine iliþkin bir belge aldýnýz mý? Figen Vural: Hayýr... Hiçbir belge yok.. Bizi hukuksuz bir þekilde iþten atýyorlar çünkü. Biz ertesi sabah yine iþbaþý yapmak için iþyerimize geldik. Sabah kapýda güvenlik görevlileri bizi içeriye almadý. “Sizler Borusan Lojistik iþçisi deðilsiniz artýk, içeri giremezsiniz” dediler. Kapýda kaldýk öylece.

8

Mücadele Birliði

Þükran Selçuk: Ýkimizi Çarþamba günü çýkardýlar. Ýmzalatmak istedikleri kaðýtta nereye gideceðimiz, nerede çalýþacaðýmýz bile belli deðil. Bize gideceðimiz yeri bildirmeleri gerektiðini söyledik. “Sen imzala kaðýdý, sonra söyleriz” diyorlar Kabul etmedik tabii. “O zaman iþ akdiniz fesholur” dediler. Bunun yasalara aykýrý olduðunu söyledik. Ýþte o zaman gerçek yüzlerini gösterdiler. “Gidin o zaman sendikanýza hakkýnýzý arasýn” dediler. Figen Vural: Evet, bizi sendikaya üye olduðumuz için çýkardýklarýný açýkça belli ettiler. “Gidin sendikanýza da, baþýnýzýn çaresine bakýn, sendikanýz arasýn bakalým hakkýnýzý” gibi cümlelerle, resmen sendikalý olduðumuz için iþten çýkarýldýðýmýzý tehditkar bir þekilde söylediler. Yani “sendikalý oldunuz da ne oldu” der gibi... Þükran Selçuk: Ýþimiz aðýr, aldýðýmýz ücret az. Uzun mesailere kalarak çalýþtýðýmýz oluyor. Ben rahatsýzým. Kollarýmda sinir sýkýþmasý

var, sürekli ayný iþi yapmaktan dolayý... Çok aðrý çekiyorum. Tedavi olmam gerekiyor ama izin alýp, hastaneye gidemiyorum. Çok defa söyledim. “Çalýþmakta zorlanýyorum, biraz süre tanýyýn, gidip tedavimi olayým” diye. Bana “Hay, hay... Tabii ki gidebilirsin, kapýmýz gitmek isteyene her zaman açýk” þeklinde cevap veriyorlar. Mücadele Birliði: Hastane izni filan isteme, iþi býrakýyorsan býrak diyorlar yani... Þükran Selçuk: Aynen öyle... Açýkça bir tehdit. Doktora gitmeme izin verecek insan vizite yazar. “Doktora git raporunu al, tedavini ol” der. Evliyim, eþim bir süredir iþsiz. Tüm yük benim üzerimde, rahatsýz olmama raðmen çalýþýyorum. Çünkü doktor için izin istesem, ertesi gün kendimi iþsiz bulacaðým. Mücadele Birliði: Yine iþsizsiniz, ama bu sefer sendikalý olduðunuz için. Þükran Selçuk: Evet... Ama sendikalý olmasak, daha da baský yapýyorlar. Biz 08.00’de iþbaþý yaparýz. Hafta içi bir gün saat 14.00-

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

15.00’de iþ bitti, paydos ettik diyelim. Cumartesi-Pazar iþ olunca çaðrýlýrýz. O gün yine iþ bitinceye kadar çalýþýrýz. Ya da fazla mesai yapmak gerekir. Kalýp çalýþýrýz. Ama bu Cumartesi-Pazar çalýþmalarý, fazla mesailer asla, ama asla fazla mesai olarak yazýlmaz. Bunun için tek bir kuruþ bile alamayýz. Bunlar o eksik çalýþtýðýmýz saatlere sayýlýr. Üstelik fazla fazla çalýþtýðýmýz halde.. Þimdi sorun çok arkadaþýmýzý “performans düþüklüðü” diye iþten çýkardýklarýný söylerler. E, bu insanlar yýllardýr çalýþýyordu, en iyi performansý olan insanlardý.. Þimdi niye kapýnýn önüne konuldu. Mücadele Birliði: Siz de Borusan Lojistik’te taþeron firma çalýþaný olarak mý görünüyorsunuz? Þükran Selçuk: Hepimiz Real Grup çalýþaný olarak gözüküyoruz. Bizi etiketleme elemaný olarak tanýmlýyorlar. Gelen mallarýn, paketlemesini yapýyoruz. Son çalýþtýðýmýz iþ, kozmetik firmasýnýn paketlemesini yapmaktý. Ama bir arkadaþýn evrak alma ihtiyacý oldu. O zaman öðrendik ki, farklý iþlerin elemanlarý olarak kayda geçiyoruz. Biz mesela bayan olmamýza raðmen ‘hamal’ olarak gözüküyoruz. Mücadele Birliði: Þirket sizi sigortalarken, asýl yapmakta olduðunuz iþe göre deðil, göstermeyi uygun bulduðu alanýn elemaný olarak gösteriyor yani... Þükran Selçuk: Aynen öyle... Yani ben þimdi “Ben yük kaldýrýp indiremem” itirazýnda bulunamam. Çünkü “hamal” olarak görünüyorum. Belki baþka arkadaþlar da yaptýklarý iþlerden farklý þekilde tanýmlandýlar. Bunu biz tesadüfen öðrendik. Mücadele Birliði: Eylem hakkýnda söylemek istediðini bir þey var mý? Þükran-Figen: Emeðimizin, çalýþmamýzýn karþýlýðýný alabilmek için sendikalý olduk, haklarýmýz için de mücadele etmeye devam edeceðiz. Çünkü baþka türlü ne mesailerimizi alabiliriz ne de baþka haklarýmýzý kullanabiliriz. Onun için de bu eylemi kazanýncaya kadar sürdüreceðiz. Mücadele Birliði: Ýþten yeni atýlan diðer arkadaþlarla da görüþelim biraz. Þükran-Figen: Tabii, onlarýn da farklý çalýþma sorunlarý oldu. Onlar da anlatsýnlar.. 14 arkadaþýmýz daha var bizden önce iþten çýkarýldýlar. Erol Keçeci: Merhaba, Ben 3 yýldýr Borusan Lojistik’teyim. Tepeören Deposu’nda çalýþýyorum. Biz Borusan Lojistik elemanlarýyýz. Ama þimdi Real Grup çalýþaný olduðumuz söyleniyor. Biz yýllardýr Borusan Lojistik yöneticileriyle konuþtuk, onlarla muhatap olduk. Bir kere olsun Real Grup yöneticisi olan bir kiþi ge-


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

lip bir þey söylemiþ deðil. Engin Demircan: Evet, Ben Tepeören’de, Þekerpýnar’da çalýþtým. 3 yýldýr da Borusan Lojistik elemanýyým. Ama bir gün olsun Real Grup’tan bir insan bize talimat vermiþ deðil, bir tek yöneticisiyle karþýlaþmýþ deðiliz. Ama iþten atýldýðýmýz söylenmesine raðmen, ertesi sabah iþbaþý yapmaya gittiðimizde “Sizler Borusan Lojistik iþçisi deðilsiniz ki, siz Real Grup çalýþanýsýnýz, burasý Borusan Lojistik’in yeri giremezsiniz” dediler. Mücadele Birliði: 3 yýldýr çalýþan elemanlar olarak birden bire tanýnmayan, bilinmeyen kiþiler mi oldunuz? Erol Keçeci: Aynen öyle oldu. Biz iþbaþý yapmak için geldiðimizi söyleyince kapýdaki görevli içeriye alýnmamamýz için talimat olduðunu söyledi. Biz ýsrar edince içeri gitti, sonra telefonla konuþup yanýmýza döndü. “Ýnsan Kaynaklarý Müdürünün içeriye alýnmamamýz yönünde talimatý olduðunu” söyledi. Ama telefonda konuþurken de biz bir kýsmýný duyuyoruz. Bizi içeri almamak için nasýl bir neden göstermesi gerektiði konusunda fikir alýþveriþi yapýlýyor. Asýl mesele sendikalý olmamýz. Mücadele Birliði: Son iþten çýkarýlan arkadaþlardan bazýlarý kendilerine bir evrak imzalatýlmak istendiðini söylediler. Siz de ayný baskýyla karþýlaþtýnýz mý? Erol Keçeci: Evet, son iþten atýlan iþçilerin hepsinden ayný þey istendi. Mücadele Birliði: Bir taahhütname sanýrým. Ýmzalamayý kabul etmeyenlerin iþ akdinin feshedildiði bildirilmiþ. Erol Keçeci: Bizi tek tek ya da birkaç kiþi olarak “Bunu imzalaman gerek. Borusan Lojistik’in iþleri bitti baþka firmanýn iþlerini aldýk. Bu iþte çalýþacaðýnýza dair evrak” diye anlatýyorlar. Ama evrakýn altýnda iþin yapýlmamasý halinde iþ akdimizin feshedilebileceðini kabul ettiðimize dair bir cümlenin altýna da imza atmýþ oluyoruz. Bu þirketin kim olduðu, yerinin neresi olduðu belli deðil. “Sen imzala iþ baþlayýnca biz sana söyleyeceðiz” diye geçiþtiriyorlar. Muhammed Baþalma: Ýmzalanmasý istenen evrakta boþluk býrakýlan bir bölüm var ,bir de bir adres yazýlý, boþ býrakýlan yer sözde þirket adýnýn doldurulacaðý yer. Evrak’a göre bu adresteki þirkette çalýþmayý kabul etmiþ oluyorsunuz. Gidip iþbaþý yapmazsanýz da iþ akdiniz feshedilebilir. Bunu kabul ediyorsunuz. Mücadele Birliði:Bu muvazaalý bir durumu gösteriyor. Hangi þirket, nerede, þartlarý nedir? Bunlarý bilmeden nasýl çalýþacaksýnýz? Muhammed Baþalma: Asýl önemli olan bu zaten. Orada bir adres var sadece... Hangi þirket olduðunu bilmiyoruz. Hatta öyle bir þirket var mý, o bile tartýþmalý. Belki “iþbaþý yap” diye gönderdiklerinde gittiðin adreste böyle bir þirket olmayacak. Hatta belki böyle bir adres bile yok... Mücadele Birliði:Bu durumda iþbaþý yapmadýðýnýz bahanesi ileri sürülebilir. Muhammed Baþalma: Amaç da bu zaten,

bir arkadaþýmýza bu adreste iþbaþý yapmasý söylendiðinde gidip bakacak böyle bir yer yok. Zaten þirket ismi de verilmemiþ. Daha önce görevli olduðu depoda da çalýþmamýþ olacak. Bu arkadaþýn iþbaþý yapmadýðý gerekçesiyle iþ akdini feshedecekler. Açýkçasý muvazaalý bir durum yaratýlarak iþten çýkarma yöntemleri uygulanýyor. Mücadele Birliði: Ýmzalamayanlara de iþ akdinin feshedildiði söylenmiþ. Her iki durumda da iþsiz kalmakla karþý karþýyasýnýz yani. Engin Demircan: Bir arkadaþýmýzýn kardeþi de bizimle birlikte çalýþýyor. Ayrý yerlerde olduklarý için yeni iþe giren bu evraký imzalamýþ. Bizim arkadaþ soruyor. “Evrakta ne yazýyor, nerede çalýþacaksýn?” Evrakta firma ismi yok. “Ne zaman iþbaþý yapacaksýn?” Kardeþi “Bana iþ baþladýðýnda þu adrese gel, iþbaþý yap diyecekler ben de o zaman gideceðim” diyor. Ama gitse öyle bir þirket bulamayacak büyük ihtimalle... Erol Keçeci: Yani iþten çýkartmanýn yöntemleri bunlar. Þirketin ismini býrak, belki çocuk gittiðinde böyle bir adres bile bulamayacak. Sonra da iþe gelmedin, hadi kapýnýn önüne... Mücadele Birliði: Sendika, Borusan Holding yönetimiyle de görüþmüþtü. Ýlk etapta sendikayla ilgili bir durum deðildir. Biz görüþür sorunu çözeriz demiþlerdi. Sanýrým bir daha geri dönüþ olmadý. Engin Demircan-Erol Keçeci: Yok, Biz Borusan’ýn elemanlarý deðilmiþiz. Real Grup elemanlarýymýþýz. Böyle söylüyorlar þimdi. Mücadele Birliði: Eylem hakkýnda ne söylemek istersiniz? Engin Demircan: Çalýþma koþullarý aðýr, her geçen gün daha da zorlaþýyor. Biz haklarýmýzý almak için sendikalý olduk. Bu bizim anayasal hakkýmýz. Þimdi çalýþan arkadaþlarý da istifaya zorluyorlar, gittikçe daha çok baský yapýyorlar. Ama onlar içeride biz burada mücadele veriyoruz. Ýþimize geri dönünceye kadar da eylemi sürdürmeye kararlýyýz. Erol Keçeci: Arkadaþýn dediði gibi, gün geçtikçe daha da zor koþullarda çalýþmaya baþlamýþtýk. Sendikalý olunca, daha çok göze battýk. Ama sendikalý olmazsak da anlattýðýmýz gibi, bize her türlü iþi yaptýrmak için uðraþýyorlar. Bizim eylemdeki amacýmýz iþlerimize geri dönmek ve insanca koþullarda çalýþmak. Sendikadan istifa edelim diye çok uðraþtýlar ama biz kabul etmedik. Kazanýncaya kadar da eylemi hep birlikte sürdüreceðiz. Mücadele Birliði: Peki eyleminizde baþarýlar. Diðer arkadaþýnýz la da görüþelim. Engin Demircan-Erol Keçeci: Tabii, kolay gelsin size de... Mücadele Birliði: Merhaba, çalýþma koþullarýnýz ve iþten atýlmanýz konusunda sizden de bilgi alabilir miyiz? Ümit Aksu: Tabii.. Ben 7 yýldýr Borusan Lojistik’te çalýþýyorum. Tuzla’daki deposunda forklift operatörü olarak görev yapýyorum. 900 lira maaþ alýyorum. Son süreçte forklift operatörü olmama raðmen beni farklý görevlerde çalýþ-

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

Röportaj

týrmak istediler. Mücadele Birliði: Hangi iþleri yaptýrmaya çalýþýyorlar. Ümit Aksu: Yani o anda nasýl bir elemana ihtiyaç varsa... Yükleme-boþaltma yapmak gerekiyorsa o iþe veriyorlar. Paketleme varsa o iþe veriyorlar. Bir çok operatör arkadaþýmýza ayný þeyi yaptýlar. Kabul etmeyenleri iþten atmakla tehdit ediyorlar. Daha önce de bu tür durumlar olmuþtu. Örneðin bir operatör arkadaþýmýzý farklý bir iþte çalýþtýrmak istediler. Bunun yasa dýþý olduðunu söyleyen arkadaþýmýzý tazminatsýz iþten çýkardýlar. O da hukuki yola baþvurdu, davasý þu anda sürüyor. Mücadele Birliði: Borusan Lojistik’in farklý yerlerde depolarý var. Bunlardan herhangi birinde görevlendirilebiliyorsunuz sanýrým, bu konuda sorun olmuyor mu? Ümit Aksu: Biz bunu problem etmedik hiç. Aslýnda evet birbirinden uzak farklý yerlerde görevlendirmemesi gerekir. Ama biz ayný iþletmenin depolarý olduðu için sorun yapmýyorduk. Tuzla’daysak örneðin, Þekerpýnar’a, Tepeören’e de gidip çalýþýyorduk. Ama baþka sorunlarla karþýlaþmaya baþladýk. Özellikle de sendikalý olmaya baþlayýnca... Mücadele Birliði: Sendikalaþma sürecinizden bahseder misiniz biraz? Ümit Aksu: Çalýþma þartlarýmýz aðýr, uzun mesai saatlerimiz oluyor, mesai ücretlerini alamýyoruz. Bazý arkadaþlardan görevlerinin dýþýnda farklý iþlerde çalýþmalarý isteniyordu. Biz de sendika çalýþmasý baþlattýk. Önce bunu çok dýþarýya vermeden yürüttük. Sonra sendikalý arkadaþlarýn sayýsý arttý, çalýþmayý hýzlandýrdýk. Þirket yetkilileri bunu öðrenir öðrenmez bizim üzerimizde baský uygulamaya baþladý. Ýnsanlara sendikalý olmamalarý için farklý þekillerde tehditlerde bulunuldu. Ýlk önce bize de sendikadan istifa etmemiz söylendi ama bizler ilk örgütleyicileriz. Bize sözlerinin geçmeyeceðini bildikleri için diðer arkadaþlarýn üzerinde baský kurmaya baþladýlar. Mücadele Birliði: Bugün ikinci kez eylem çadýrý kuruluyor. Eylem konusundaki görüþünüz nedir? Ümit Aksu: Biz çalýþma þartlarýmýzýn düzeltilmesi için sendikalý olduk. Bu da bizim yasal hakkýmýz. Þu anda içerideki arkadaþlarýmýzýn desteði çok iyi. Fakat içerideki arkadaþlarýmýza sendikadan istifa etmeleri konusundaki baský ve tehditleri arttýrýyorlar. Biz iþlerimize geri dönmek için gereken her þeyi yaptýk. Burada da anayasal hakkýmýz olan sendikayý kabul etmeleri ve iþlerimize geri dönmek için buradayýz. Hukuki yollara da baþvurduk. Fakat burada da iþlerimize geri dönmek için mücadelemize devam edeceðiz. Burada, Tuzla’da... Mücadele Birliði: Eyleminizin baþarýyla sonuçlanmasýný dileriz, söyleþi için teþekkür ederiz.

9


Yeni Evrede

Sokaklar

GÜVENCESÝZLÝK ÖLÜM DEMEKTÝR!

BEDAÞ iþçileri, mücadelelerin 16. gününde Taksim’deki BEDAÞ Elektrik Daðýtým Þirketi önündeki eylem çadýrýna yürüdü. 5 Haziran günü DÝSK Genel Merkez binasý önünde toplanan BEDAÞ iþçilerine DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý ve NakliyatÝþ Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda Enerji-Sen’in mücadelesinin ayný zamanda sarý sendikacýlýða karþý mücadele olduðunu, baský ve zulme raðmen emekçilerin mücadelelerinde baþarýlý olduðunu dile getirdi. BEDAÞ iþçileri Halaskargazi Caddesi üzerinden tek þeridi trafiðe kapatarak BEDAÞ binasý önünde kadar yürüdüler. Çevreden geçen sürücüler eyleme kornalarýyla destek verdi. Halk da iþçileri sýk sýk alkýþladý. Yürüyüþte “Taþerona Teslim Olmayacaðýz” pankartý taþýnarak “BEDAÞ Þaþýrma Sabrýmýzý Taþýrma”, “Biz Biz Enerji Senli’yiz Taþerona Geçit Vermeyeceðiz”, “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz” sloganlarý atýldý. BEDAÞ binasý önüne gelen iþçiler adýna basýna açýklama yapan açma-kesme iþçisi Arif Ýnan Baþgedik, haklarýný alana dek sonuçlarý ne olursa olsun mücadelelerinden geri adým atmayacaðýný söyledi. Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal da, Adana’daki eylemin 94. gününde, Ýstanbul’da ise 16. gününde olduklarýný hatýrlattý. Kartal, Adana’da bu sabah valiliðin karþýsýna “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz” yazýlý pankartý asan iþçilerin, yine gözaltýna alýndýðýný duyurdu. Her eylemin ardýndan 3-5 kiþinin iþten çýkarýldýðýný belirten Kartal, BEDAÞ yöneticilerinin BEDAÞ binasý içerisinden halay çekenleri fotoðraflayýp, onlarý da iþten attýðýný ifade etti. 8 Haziran Cuma günü de Galatasaray Lisesi önünden BEDAÞ binasý önüne yürüyüþ planlayan iþçiler, eylemlerini Taksim’de bitirdiler. Verilen sözlerin yerine getirilmesini ve iþçilerin Pazartesi günü iþbaþý yapmasýný temenni eden Enerji Sen Baþkaný, iþçiler iþbaþý yapana kadar çadýrlarýný kaldýrmayacaklarýný bildirdi. BEDAÞ iþçilerinden konuþma yapan Turgay Kopal da, “Bizler taþeron iþçiler olarak yumruðumuzu dimdik havaya kaldýrdýk. Tüm haklarýmýz verilene kadar direnmeye devam edeceðiz. Haklarýmýz verilmezse kaldýrdýðýmýz yumruðu baþlarýna vuracaðýz” dedi. Dev SaðlýkÝþ, Elektrik Mühendisleri Odasý, Mücadele Birliði Platformu, Emeðe Ezgi ve bir çok devrimci kurum eyleme destek verdi.

10

Mücadele Birliði

ÝÞÝMÝZÝ GERÝ ÝSTÝYORUZ

TEDAÞ iþçileri, eylemlerinin 95. günü olan 5 Haziran Salý günü, Adana Valiliðinin karþýsýndaki Baysan Ýþ Merkezi’nin çatýsýna çýkarak pankart açtý. Valiliðin tam karþýsýndaki çatýda “Ýþimizi Ekmeðimizi Geri Ýstiyoruz” pankartý açan Sertan Þenol ve Mustafa Maaþoðlu adlý iki iþçiye, diðer enerji iþçileri de aþaðýda sloganlarla eþlik ettiler. Enerji iþçileri, TEDAÞ Genel Müdürü Mahmut Dalkýr’ýn gelmesini isterken, çok sayýda ambulans, itfaiye ekipleri ve çevik kuvvet polisleri geldi ve çatýdaki iþçileri ikna etmeye çalýþtýlar. Polis, aþaðýda sloganlar atarak arkadaþlarýna destek veren iþçileri gözaltýna almaya çalýþtý, ancak iþçilerin kararlý duruþu sonucu vazgeçmek zorunda kaldý. Olay yerine gelen iþçi eþleri ise, “iþte sonunda istediðiniz oldu, bu insanlar teker teker kendilerine kýyacaklar, artýk bu sorunu çözün” diye haykýrarak Adana Valisi’ne tepki gösterdiler. Çok sayýda gazetecinin görüntülediði eylem yaklaþýk yarým saat sürdü ve iþçiler kendi inisiyatifleriyle eylemlerini sonlandýrdýlar. Gözaltýna alýnan iþçiler, “Bizim tek isteðimiz var. Biz iþimizi geri istiyoruz, evde aç yatýyoruz, çocuklarýmýza verecek ekmeðimiz bile yok” diye basýna seslendiler. Eþleri de “bizler de eþlerimizin yanýnda gitmek istiyoruz” diyerek gözaltý aracýna bindiler. Ýþçilerin Emniyet müdürlüðüne götürülmesinden sonra olay yerinde bulunan diðer iþçiler de TEDAÞ önündeki çadýrlarýna dönerek eylem alanýný terk etmediler. 15 Haziran Cuma günü TEDAÞ iþçileri, her hafta olduðu gibi Atatürk Parký’nda buluþup Ýnönü Parký’na yürüdüler. Eylemlerinin 105. gününde saat 19.00’da “15-16 Ruhuyla TEDAÞ’ta Direniþ Kazanacak” pankartý açan TEDAÞ iþçileri, iþçi sýnýfýnýn yarattýðý büyük 15-16 Haziran Ayaklanmasýný da selamladýlar. Ýþçiler sloganlar atarak Ýnönü Parký’na geldiler. Burada öncelikle eyleme katýlan KESK üyeleri adýna dönem sözcüsü EðitimSen Adana Þube Baþkaný Kamuran Karaca bir konuþma yaptý. Ardýndan iþçiler adýna basýn açýklamasýný Tayfur Karayaka okudu. “Unuttuklarý bir gerçek var. Ýþçi sýnýfýnýn tarihi þanlý destanlarla ve direniþlerle doludur. 15-16 Haziranlarý yaratanlarýn, 89 Bahar eylemliliklerini yaratanlarýn yoludur bizim yolumuz. Biliyoruz ki bu yolun sonunda biz çocuklarýmýza aydýnlýk bir gelecek býrakacak, bu haklý kavgamýzda biz kazanacaðýz!” denilen basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan eylem sloganlarla sona erdi. Mücadele Birliði / Adana

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012


Yeni Evrede

THY ÝÞÇÝSÝ YALNIZ DEÐÝLDÝR

Sokaklar

Mücadele Birliði

KESK Ýzmir Þubeler Platformu, iþten atýlan THY iþçileri için bir eylem yaptý. 6 Haziran Çarþamba günü saat 18.30’da Cumhuriyet Meydaný’nda toplanan emekçiler “Grev Haktýr Yasaklanmaz” pankartýyla sloganlar atarak THY Ýzmir bilet satýþ bayisine yürüdü. THY iþçileri de kamu emekçilerini alkýþlar ve ýslýklarla karþýladýlar. THY Ýzmir þubesi önüne gelindiðinde KESK Dönem sözcüsü BES þube baþkaný Ramiz Saðlam basýn açýklamasý yaptý. Okunan açýklamanýn ardýndan THY iþçileri adýna Hasan Coþkun kýsa bir konuþma yaptý ve “Biz birlikte olduðumuz sürece aþamayacaðýmýz hiç bir engel yoktur. Yeter ki yüreðimizle bilincimizle sokaklarda buluþalým… Yaþasýn iþçi sýnýfý. Yaþasýn iþçilerin mücadele birliði” dedi. Sendikal Güç Birliði Platformu Ýzmir bileþenleri tarafýndan örgütlenen eylem için 9 Haziran günü saat 12.00’de Ýzmir Cumhuriyet Meydaný’nda toplanýlmayla baþladý. Eyleme TÜMTÝS, Belediye-Ýþ Ýzmir þubeleri, eylemdeki Billur Tuz ve Savranoðlu iþçileri kitlesel olarak katýldýlar. Ayrýca KESK, Sosyal-Ýþ, iþten atýlan ve Buca’da Caroline Koç’un

cýna kadar tüm süreci, hükümetin grev yasaðýna karþý yapýlan eylemi aktardý. Hukuki ve eylemsel süreçlerin iþçiler iþe iade edilinceye ve grev hakkýna dönük saldýrýlar geri çekilene kadar süreceði vurgulandý. Ardýndan DÝSK Ege Bölge Temsilcisi ve Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý Ýzmir Þube Baþkaný Ali Çeltek havayolu iþçilerini selamlayan ve her zaman direnen iþçilerin yanýnda olacaklarýný ifade eden bir konuþma yaptý. Sendikal Güç Birliði Platformu Ýzmir Bileþenleri adýna hazýrlanan basýn açýklamasýný ise TÜMTÝS Ýzmir Þube Baþkaný Þükrü Günseli okudu. Basýn açýklamasýnda ayný gün Ýstanbul, Adana, Ankara, Gaziantep, Antalya, Bursa, Mersin’de havayolu çalýþanlarýna destek eylemleri yapýldýðý belirtildi. Ortak mücadele çaðrýsýnuþmalar yapýlmaya baþlandý. Ýlk sözü Tek nýn yapýldýðý açýklamanýn ardýndan katýGýda-Ýþ Sendikasý Genel Baþkan Danýþ- lýmcý kurumlarýn isimleri sayýlarak maný Gürsel Köse aldý ve tüm katýlýmcýla- teþekkür edildi. Eylemden sonra Hava-Ýþ Sendikasý Ýzmir Þube baþkaný Serkan rý selamladý. Hava-Ýþ Sendikasý adýna hazýrlanan Mutlu, Ýstanbul Atatürk Hava Limaný’ndabasýn açýklamasýný Hava-Ýþ Sendikasý Ýz- ki eylem alanýna gitmek için yola çýktý. mir Þube Baþkaný Serkan Mutlu okudu. Mücadele Birliði / Ýzmir Toplu sözleþme sürecinden grev baþlangý-

evinin önünde tazminat haklarý için eylemde olan Ýzmir Basma Ýþçileri de eyleme katýlarak destek verdiler. Kitlenin toplanmasýnýn ardýndan Cumhuriyet Meydaný’nda baþlayan yürüyüþte yolun tek þeridi trafiðe kapatýldý. Yürüyüþ boyunca alkýþ, ýslýk ve sloganlar hiç susmadý. Ýzmir Gümrük’te bulunan Türk Hava Yollarý merkezi önüne gelince ko-

ADANA’DA HAVA ÝÞÇÝLERÝNE DESTEK

THY’de grev yasaðýný getiren yasayý protesto eden 305 Hava-Ýþ üyesi iþçinin iþten çýkarýlmasýný protesto eden Adana Sendikal Güçbirliði Platformu üyeleri, Þakirpaþa havaalanýnda bir eylem gerçekleþtirdiler. 9 Haziran günü “Grev Haktýr Yasaklanamaz, Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” pankartý açan iþçiler, saat 12.30’da havaalaný giriþinden sloganlarla THY Bilet Satýþ Noktasý’na kadar yürüdüler. Yürüyüþ sýrasýnda “Grev Haktýr Yasaklanamaz”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz” sloganlarý atarak THY bürosu önüne geldiler.

Burada Adana Sendikal Güçbirliði Platformu adýna Dönem Sözcüsü Tümtis Adana Þube Baþkaný Halil Çekin basýn metnini okudu. Yapýlan açýklamada “Tehdit altýnda olan, iþçi sýnýfýnýn bedeller ödeyerek elde ettiði sendikal hak ve özgürlüklerdir. Bu nedenle biz Sendikal Güçbirliði Platformu olarak bu saldýrýyý iþçi sýnýfýnýn ve sendikalarýmýzýn bütününe yapýlmýþ bir saldýrý olarak deðerlendiriyor, bertaraf etmek için her þeyi göze alarak, iþçiler iþlerine iade edilene ve grev yasaðý kaldýrýlana kadar mücadele edeceðimizi ilan ediyoruz” denildi. KESK emekçilerinin de destek verdiði eylem sloganlarla sona erdi.

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

11


ULUSAL SORU KÜRT ULUSUNUN KENDÝ KADERÝNÝ TAY Yeni Evrede

Gündem

S

ermaye sýnýfý ve hükümet, devrim yangýnýný söndürme umudunu göle maya çalmaya baðlamýþ görünüyor. Yine her zamanki boþ ve asla yerine getirmeyecekleri vaatleri sýralamaya baþladýlar. “Öcalan’a ev hapsi” oltadaki en iri ve iþtah açýcý yem olarak düþünülmüþ. Oltanýn ucuna yemi takan Bülent Arýnç, hani þu Ölüm Orucu eylemini bitirtmek için gözyaþlarý içinde olmadýk sözler veren, amacýna ulaþtýktan sonra ise sözlerinin bir tekini olsun yerine getirmeyen Bülent Arýnç. Þimdi bu ayný adam Kürt halký için oltanýn ucuna böylesine iþtah açýcý bir yem takmýþ. Kürt halký ve UKH “yerse”, “bu konuyu konuþuruz” diye buyurmuþ. Hani UKH silahlarý bi býrakýversin, bi teslim olsun sonra da “bu konuyu konuþuruz” diyor. Yani oltanýn ucundaki yem “laf”tan ibaret baþka bir þey deðil. Demek ki, devlet ve hükümetin Kürt halkýna “laf”tan baþka vaat edeceði bir þey kalmamýþ ya da artýk “laf”tan baþka bir þey vaat edemiyor. Doðrusu bu. Ama amacýna ulaþmada önünde engeller var; hem de boyunu aþan engeller. Her þeyden evvel bu mesele üzerinde öyle geliþi güzel söz söylenecek bir mesele olmadýðý için ilk tepki en yakýn arkadaþýndan, partisinden ve hükümetten geldi. Beþir Atalay, “gündemimizde ‘ev hapsi’ konusu yok” diye açýklayýverdi. Arkasýndan baþbakan Erdoðan Bülent Arýnç’ý yalanladý. Ama buna bakýp “iþte hükümet içinde çatlaklar baþladý” diyerek bunun üzerinden görüþler oluþturmaya gerek yok. Zira Bülent Arýnç’ýn oltaya taktýðý yemin iþe yarayacaðý görülse aralarýndaki görüþ ayrýlýðýna anýnda son vereceklerinden kuþku olmasýn. Bu anlamda diðer engellerin yanýnda bunun pek bir önemi yok.

Tarihin Dersleri Diðer engellerden kastýmýz, UKH hareketinin kendi mücadele tarihinden ve Kürt halkýnýn tarihinden çýkardýðý dersler

12

Mücadele Birliði

sonucu oluþan bilinç durumudur. Tarihi boyunca ezen ulusun egemen sýnýfý tarafýndan aldatýlmýþ, çeþitli vaatlerle kandýrýlmýþ, oyuna getirilmiþ, ihanete uðramýþ olan Kürt halký ezen ulusun politik temsilcilerinin verdikleri sözlere güven olmayacaðýný çok büyük bedeller pahasýna öðrenmiþ bulunuyor. UKH, Kürt halkýnýn “Kurtuluþ Savaþý” sýrasýnda ve Lozan antlaþmasý sonrasýnda ezen ulusun politik temsilcileri tarafýndan nasýl aldatýldýðýný, nasýl ihanete uðradýðýný unutmadýðýný açýklamalarýyla ortaya koyuyor. Sadece bu da deðil. UKH, kendi çok yakýn geçmiþinden de, ezen ulusun politik temsilcilerinin sözlerine güven olmayacaðýný, bu insanlarýn istediklerini pratikte elde ettikten sonra çeþitli bahanelerle hiçbir sözlerini tutmayacaklarýný, hiçbir vaatlerini yerine getirmeyeceklerini; aksine ilk fýrsatta katliamlara baþvuracaklarýný görmüþ, anlamýþ ve bunu bir bilinç durumuna yükseltmiþ durumda. Nitekim daha dün denilecek bir süre önce Roboski katliamýnýn emrini verenler bu gün “görüþme/müzakere yapmaya hazýrýz, Kürtçe seçmeli ders olabilir” benzeri vaatleri sýralamaya baþlayýnca UKH, “Bunlar oyalama ve teslim alma politikasýdýr. Direniþten baþka seçenek yok; demokratik özerklik olmadan ne çözüm ne de barýþ olur” açýklamasýný yaptý. Kürt halký gibi UKH’nin de boþ laflara ve vaatlere karný toktu. Bir Tas Çorbaya Devrim Hakký Çok deðil, bir yýl önce, 15 Temmuz 2011’de yani seçimlerde kullanýlan oylarýn mürekkebi kurumadan “Bizden hiçbir yerde iyi niyet beklemesinler”, “Bir defa þu dört temel ilkemiz deðiþmez; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biz bununla devam edeceðiz. Bunun dýþýnda herhangi bir düþüncemiz yoktur. Burada kimse bizden geri adým beklemesin” diye kükreyen baþbakan ne oldu da birden aðýz deðiþtirdi? 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

Ne oldu da “tek tek” giden baþbakan birden bire “Kürtçe seçmeli ders olabilir; baþka þeyler düþünülebilir” deme noktasýna geldi? Onu bu noktaya getiren saikler nedir? Tek cümleyle yanýtlayalým: Sermaye sýnýfýný ve hükümeti açýk meydan okuma noktasýndan “uzlaþýrýz caným, ne var bunda” noktasýna getiren þey, Türkiye ve Kürdistan birleþik devriminin geliþimidir. Geçen yýl, seçimlerden büyük bir oy oranýyla birinci çýkýnca hükümet partisi ve sermaye sýnýfý, kitlelerin desteðini arkalarýna aldýklarý sanýsýna kapýlmýþlardý. Bu havayla, devrimi zor yöntemleriyle ezeceklerini hesapladýlar ve zor araçlarýný devreye daha çok sokarak baský ve þiddeti artýrdýlar. Roboski katliamý, Kürt halkýnýn yüreðine korku salma giriþimi olarak en öne çýkan olay oldu. Fakat evdeki hesap çarþýya uymadý. Seçimleri halkýn gerçek nabzýný ortaya koyan barometreler olmaktan çýkaran bizzat sermaye sýnýfý ve onun partileriydi. Hilehurda yöntemlerle oluþturduklarý seçim sonuçlarýna sonradan kendileri inanmaya baþladýlar. Ancak bu yanlýþ hesap önce Kürt halkýnýn mücadelesine sonra Türkiye iþçi sýnýfý ve diðer emekçi güçlerin mücadelesine çarpýp daðýldý. Roboski katliamý sonrasý Kürt halký tam bir ayaklanma içine girdi. Bunu iþçi sýnýfýnýn ve diðer emekçi sýnýflarýn sokaklarý dolduran devrimci kitle eylemleri izledi. 1 Mayýs, dünyada eþine az rastlanýr bir kitle katýlýmýyla gerçekleþti. Newroz, Kürt halkýnýn bir ayaklanmasý biçiminde geçti. Ýrili-ufaklý birçok iþçi eylemi ortaya çýktý. Kamu emekçileri eylem üstüne eylem yapmaya baþladýlar. Hükümetin politikalarýna toplumun her kesiminden eylemli tepki gelmeye baþladý. Kadýnlar sokaklara indi. Alevi halk hükümetin kendilerine yönelik politikalarýna sokaklara çýkarak yanýt verdi. Kýsacasý devrimin geliþimini durdurmak bir yana, attýklarý her adýmla bu geliþimi hýzlandýrdýlar. Bunun üzerine, daha dün denecek kýsa


UNUN ÇÖZÜMÜ YÝN HAKKINI KOÞULSUZ TANIMAKTIR! Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

bir süre öncesinde “Bundan sonraki süreç çok daha farklý stratejilerle ve uygulamalarla kendini gösterecektir. Bunu bilmeleri lazým” sözleriyle tehditler yaðdýran baþbakan aniden çark ederek “tavizler politikasý”na döndü. Peki, taviz bile denmeyecek ve ne Kürt halký ne de UKH tarafýndan ciddiye alýnan vaatler karþýlýðýnda istenen neydi? UKH’nin silah býrakmasý ve teslim olmasýydý. Ýstenen buydu ve bu açýkça ifade ediliyordu. Türkçesi, Kürt halkýndan ve UKH’den bir tas çorba karþýlýðý devrim hakkýný satmalarý isteniyordu.

Her Taraftan Kuþatma UKH ve Kürt halký devrim yolunda ilerleme kararlýlýðýný gösterince hükümet ve sermaye sýnýfý tam da dinci tüccarlara özgü bu “aç ve açýkgözlülük”ün iþe yaramayacaðýný gördüler. Ancak pes etmeye niyetleri yoktu. Pes etmek ve gerçek amaçlarýyla ortaya çýkmak burjuva sýnýfýn ve onun politik temsilcilerinin bildikleri bir erdem deðildi. Gerçek amaçlarýný gizleyerek iþbirlikçilerini, yeni figürleri, yeni partileri, emperyalist güçleri devreye soktular. Önce CHP devreye girdi ve “kanýn akmasýný durdurmak için” hükümet partisiyle görüþmelere baþladý. Bol laf üretmekten baþka bir iþe yaramayacak olan “akil adamlar” önerisini getirdi. CHP’nin devreye girmesi bir planýn yürürlüðe konduðunun iþareti oldu. Bunu, geliþmelerin bütününden anlayabiliyoruz. Barzani’nin ABD ziyareti; sonrasýnda Türkiye’ye geliþi sadece Irak ve Suriye’deki geliþmelerle deðil ama esas olarak Kürdistan’daki geliþmelerle ilgiliydi. Barzani’nin geliþini Talabani’nin PKK’ye silah býraktýrmak için devrede olduðu açýklamasý izledi. Barzani ve Talabani Kürt halkýna karþý her zamanki “uðursuz” rollerine yine soyunmuþlardý anlaþýlan. Ama bunlardan çok daha önemlisi ve þaþýrtýcý olaný, henüz birkaç ay önce “silah Kürt halkýnýn sigortasýdýr” diye açýklama

yapan Leyla Zana’nýn çýkýþý oldu. Leyla Zana, sonradan ortaya çýkýyor, ABD’li yetkililerle görüþtükten sonra, Erdoðan’a desteklerini –aslýnda baðlýlýðýný demek gerekifade ediyor; onu çözüm umudu olarak gördüðünü, PKK ve BDP’nin politikalarýný gözden geçirmeleri gerektiðini, Erdoðan’ýn desteði arkasýnda hissetmesi için çaba harcanmasý gerektiðini vb. açýklýyordu. Sonraki haberler, Barzani ve ABD’nin BDP yönetimini deðiþtirmek için bir çaba içinde olduklarý yönündeydi. Becerirler mi, ayrý bir konu; fakat Zana’nýn çýkýþýnýn bu haberle uyum içinde olduðunun altýný da çizmek gerek. Denilebilir ki, Zana’nýn Kürt halkýnýn özgürlük savaþýndaki yeri ne ki önemi olsun. Elbette Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkýna sýrt çeviren kim olursa olsun bir deðeri/aðýrlýðý kalmaz ve bu anlamda Zana’nýn açýklamasýnýn saman çöpü kadar bir aðýrlýðý olamaz. Kürt halkýnýn özgürlük savaþý Zana’lar sayesinde ortaya çýkmýþ deðil ama Zana’larý yaratan Kürt halkýnýn özgürlük savaþýdýr. Burada sorun Zana’nýn açýklamasýnýn içerik olarak taþýdýðý önem deðil ama sermaye sýnýfý ve emperyalistlerin Kürt halkýna ve UKH’ye yönelik kuþatma çabalarýnýn nerelere kadar uzandýðýný görmektir.

Göl Maya Tutar mý? Her þeyden önce þunun altýný çizelim: Kürt halký bilinç olarak olsun, örgütlülük ve örgütlü davranma yeteneði açýsýndan olsun, savaþma kapasitesi açýsýndan olsun geçmiþle kýyaslanmayacak denli ilerdedir. Bu bakýmdan sermaye sýnýfýnýn bitpazarýndan adam toplar gibi getirttiði Kemal Burkay’lar nasýl bir iþlerine yaramadýysa Zana’nýn çýkýþý da iþlerine yaramayacaktýr. Çünkü bunlarý iþe yaramaz kýlan þey Kürt halkýnýn özgürlük tutkusudur ve bu tutku, bu özlem her geçen gün büyüyor. Bu anlamda sermaye sýnýfý ve hükümet, emperyalistlerin, Barzani’nin, AB’li emperyalistlerin sýnýrsýz desteðine karþýn bu çabalarýndan sonuç alamayacaktýr. Bu 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

çabalar göle maya çalmaktan ibarettir ve göle maya çalmak ne kadar iþe yararsa bu çabalar da o kadar iþe yarayacaktýr; daha fazla deðil. Kürt halkýný artýk iþe yaramaz tavizlerle, iþ iþten geçtikten sonra yerine getirilmeyecek vaatlerle özgürlük hakký savaþýndan vazgeçirmek mümkün deðildir. Dolayýsýyla “Kürdistan Sorunu”nun tek çözümü Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkýný koþulsuz tanýmaktýr. “Kan dökülmesini istemiyoruz” diyenler UKH ve Kürt halkýný teslim olmaya ikna etmeye çalýþacaklarýna sermaye sýnýfýný bu hakký tanýmaya ikna etmeye çalýþsýnlar. Edebilirler mi!? Sermaye sýnýfý ve devletin bu hakký bir dizi devrim olmadan tanýmayacaklarýný artýk biliyoruz. Ama bir dizi devrim sonucu bu hak elde edildiðinde ortada sermaye sýnýfýnýn egemenliði diye bir þeyin kalmayacaðýný anlamak çok mu zor? Bir devrime doðru doludizgin gidiyoruz. Bu gidiþi artýk ne Suriye’ye karþý baþlatýlacak bir dýþ savaþ ne de politik kuþatma durdurabilir. Sermaye sýnýfýnýn, hükümetin, emperyalistlerin, iþbirlikçilerin çabalarýný küçümsemek anlamýnda deðil sözlerimiz. Bu çabalar gidiþin hýzýný elbette etkileyecektir. Ama tarihin akýþýný hiçbir güç tersine çeviremeyecektir. Sermaye sýnýfý ve hükümet, Kürt halkýnýn özgürlük savaþýnýn kýzýþacaðýný anladýklarý her seferinde sahneledikleri oyunu tekrar piyasaya sürmeye baþladýlar. Oyunun biçimi ve aktörleri zaman zaman deðiþse de özü ayný kalýyor. Oyunun özü, Kürt halkýnýn beklentiye sokarak savaþýn koþullarýnýn kendileri için uygun hale gelmesini beklemekten ibarettir. Sermaye sýnýfý ve hükümetin bu oyunu tutuyor ya da etkili oluyor mu? Bu oyun tutmasa veya etkili olmasa, sermaye sýnýfý boþa kürek sallamazdý.

13


Sokaklar

EYLEM ÇADIRLARINA ZÝYARETLER

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

Mücadele Birliði Platformu 6 Haziran günü Türk Hava Yollarý’nda eylem yapan iþçilerini, 121 gündür fabrika önünde duran HEY Tekstil iþçilerini ve yakýn bir zamanda sendikalý olduklarý için iþten çýkartýlan BEDAÞ iþçilerini ziyaret etti. Ýlk olarak eylemlerinin 10. günündeki havayolu iþçilerini ziyaret edildi. Dýþ hatlar bölümünde bir araya gelen Mücadele Birliði Platformu, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Havayolu Ýþçileri Yalnýz Deðildir”, “Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak” sloganlarý ile geldi hava iþçilerinin yanýna. Bir süre iþçilerle sohbet edildikten sonra platform temsilcisi, her zaman THY iþçisinin yanýnda olacaklarýný belirti. Emeðe Ezgi de seslendirdiði parçalarla iþçilere moral verdi. Mücadele Birliði Platformu, THY iþçilerinin yanýndan slogan ve alkýþlarla ayrýldý. Ziyaret sýrasý 121 gündür fabrika önünde çadýr kurarak ödenmeyen maaþ ve tazminat haklarýný isteyen Hey Tekstil iþçilerindeydi. Öðle saatlerinde yeri Mahmutbey’de olan Hey Tekstil iþçilerinin yanýna gelen Mücadele Birliði Platformu “Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak, Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” pankar-

tý ile Sanayi Duraðýnda toplanýp yolu trafiðe kapatarak eylem çadýrýna doðru yürüyüþ yaptý. HEY Tekstil iþçileri de yürüyüþü alkýþlarla ve sloganlarla karþýladý. Ýþçiler artýk eylemlerini farklýlaþtýracaklarýný, yeni eylem kararlarý alacaklarýný belirtiler. 121 günlük eylem çadýrýnýn onlara çok þey öðrettiðini, eksikliklerden dersler çýkartýklarýný söylediler. Sonra Emeðe Ezgi’nin türkülerine hep birlikte eþlik edildi. Ýþçilerle eyleme dair yapýlan uzun sohbetten sonra sloganlarla ve alkýþlarla ayrýlýndý. BEDAÞ’ta sayaç okuma, kapatma açma, denetim kontrolcüsü, teknik vb. iþçilerinin BEDAÞ genel müdürülük binasý önünde kurduklarý eylem çadýrýna gidildi öðleden sonra. Muhtar Bey Caddesi üzerinden yürüyüþ düzenleyen Platform “BEDAÞ Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarýyla enerji iþçilerinin yanýna geldi. BEDAÞ iþçilerine Platform adýna yapýlan konuþmadan sonra Emeðe Ezgi de türküleriyle iþçilere yalnýz olmadýklarýný gösterdi.

BEDENÝMÝZ EMEÐÝMÝZ ÜZERÝNDE TAHAKKÜME HAYIR! Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý Aksaray Þubesi, 5 Haziran günü, Çapa Týp Fakültesi Poliklinikler binasý önünde kürtaj yasaklanmasýna karþý “Bedenimiz, Emeðimiz Üzerinde Tahakküme Ýzin Vermeyeceðiz” pankartý açarak tepkilerini dile getirdiler. Saðlýk emekçileri adýna açýklama yapan SES Aksaray þubesi sekreteri Sakine Gücüyeter kürtajýn, istenmeyen bebeklerin týbbi olmayan yollarla düþürülmesini

14

lýnmasýna itiraz ediyor, kadýnlarýn bedeninin sadece kadýnlara ait olduðunun tartýþmayacaðýnýn altýný çiziyoruz. Kadýnlarýn sokak ortasýnda katledilmesini seyreden, kendi dini referans ve yaþam tarzýný topluma faþizanca dayatan zihniyetin kürtajý- sezaryeni cinayetle eþleþtiren yaklaþýmýný kýnýyor ve buna karþý mücadele edeceðimizin engelleyen, anne ölümlerini azaltmada etkili bir yöntem olduðunu söyledi. Gücü- bir kez daha beyan ediyoruz” dedi. Açýklamadan sonra atýlan sloganlaryeter; “Biz kadýnlar; kadýnlarýn bedeninin, yaþamýnýn zapturapt altýna a- dan sonra eylem sona erdi. 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012


Yeni Evrede

HÝZMET ÜRETENLER OLARAK YÖNETÝME TALÝBÝZ

Sokaklar

Mücadele Birliði

Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi taþeron saðlýk iþçileri 13 Haziran günü öðle paydosu sýrasýnda, Ýstanbul Tabip Odasý baþkan ve üyeleri, EnerjiSen üyesi BEDAÞ iþçileri, Hey Tekstil Ýþçileri, Dev-Saðlýk-Ýþ Sendikasý üyeleri ve yöneticileri, SES Aksaray Þubesi yönetici ve üyeleri, Emeðe Ezgi, yazar Cezmi Ersöz’ün katýldýðý bir basýn açýklamasý yaptýlar. Eylemlerini sürdürdükleri çadýr önünde basýn açýklamasýný taþeron saðlýk iþçileri adýna TASÝÞ-DER Baþkaný Güneþ Cengiz okudu. Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi yönetimi ve Rektörlüðünün taþeron sistemin bir maþasý olduðu ifade edilerek 114 gündür taþeron sisteme karþý mücadele yürütüldüðü, keyfi baskýlara, 3 ayda bir yapýlan ihalelere, angarya çalýþmaya karþý direniþ yapýldýðý ifade edildi. Direniþin basit bir ücret ve iþ talebi olmaktan çýkarak tüm iþçi sýnýfýnýn ortak sorunu olan taþeron sisteme ve insanlýk dýþý uygulamalara karþý bir mücadele olduðu ifade edildi. Ýþçiler, eylemi sürdürdükleri 114 gün içinde “hiç” olanýn kendileri deðil, rektörler, rektör yardýmcýlarý, hukuk fakültesi profesörleri, baþhekimler, hastane müdürleri, dekanlar olduðunu anladýklarýný ifade ettiler. Eylemdeki taþeron iþçiler olarak, her çözüm arayýþý ve destek için gittiklerinde acizliklerini dile getiren “Elimizden ne gelir”, “Siz söyleyin bir yapalým, bizim gücümüz yetmez”, “Yukarýsý bilir” sözleriyle karþýlandýklarýný, bir dilekçenin bile 45 gün cevapsýz kaldýðýný, çadýrdaki iþçilere ait olan dilekçenin üzerinde adres olmadýðý için cevap verilmediðine tanýk olduklarýný söylediler. Böylesine acizlik içindeki kiþilerin hastaneyi de yönetemeye-

ceðinin gayet açýk olduðunu ifade eden taþeron saðlýk emekçileri, “Hastaneyi yönetmeyi beceremiyorsunuz, koltuklarýnýzý terk edin, biz yönetmeye hazýrýz” diyerek hastane yönetimine talip olduklarýný açýkladýlar. 1 Temmuz itibariyle geçerli olacak ihale þartnamesinde % 20 iþçi azaltýlmasý, yol ücretlerinin kesilmesi ve %5 ile %10 arasýnda ücret kesintisini gündemde olduðu bilgisini veren taþeron iþçiler bunu durdurmak için Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesinin tüm bileþenleri olarak iþçileri, memurlarý, asistanlarý, öðretim üyeleriyle birlikte ortak bir grev yapma çaðrýsýnda bulundular. Ýþçiler; “Onlar vermeyecek, biz alacaðýz! Greve hazýrlanýyoruz, ve tüm çalýþanlarý greve hazýrlýða çaðýrýyoruz. Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!” diyerek açýklamalarýný sonlandýrdýlar. Basýn açýklamasýna katýlan Ýstanbul Tabip Odasý Baþkaný Prof Dr. Taner gören ve yazar Cezmi Ersöz de taþeron iþçilerin mücadelesine desteklerini bildiren konuþmalar yaptýlar. Açýklamanýn ardýndan iþçilerin eylem alanlarýný sürekli ziyaret eden Emeðe Ezgi de birçok yerde iþten atýlan, haklarýný arayan iþçilerin eylemlerinin olduðunu ve iþçilerin bu mücadeleyi birleþtirdiðinde, bu sömürü düzenine son verileceðini belirterek “Yaþasýn iþçilerin emekçilerin birlikte mücadelesi” dedi ve kýsa bir dinletiyle iþçilerin eylem coþkusuna ezgilerin coþkusunu kattý. Ýþçiler ve desteðe gelenler bir süre halay çektiler. Ýþçiler kýsa aralýklarla hastane bahçesinde ajitasyon konuþmalarý ve bildiri daðýtýmlarý yaparak taþeron sistemine, iþten atmalara, saðlýk hizmetlerinin ticarileþtirilmesine karþý mücadele verilmesi konusunda halkla konuþmaya devam ediyorlar.

ANTEP’TE TRAFÝK KAZALARI HALKI SOKAÐA DÖKTÜ

3 Haziran günü akþam saatlerinde Vatan Mahallesi Þanlýdere Caddesi’nde meydana gelen trafik kazasýnda 9 yaþýnda bir kýz çocuðunun hayatýný kaybetmesi sonucu, 4 Haziran Pazartesi günü sabah 08.00 civarýnda, ölen çocuðun ailesi ve yüzlerce kiþi caddeyi trafiðe kapattý. Çöp konteynýrlarýný da caddeye getirerek oturma eylemi yapan öfkeli kalabalýk belediyeye ateþ püskürdü. Belediyenin gerekli önlemlerini almadýðýný söyleyen halk polisin uyarýlarýna aldýrmadan, yaklaþýk 1 saat boyunca trafiði durdurdu. Ýlçe emniyet müdürünün gerekli önlemlerin alýnacaðýna dair söz vermesi üzerine kalabalýk daðýldý. Bu olayýn ardýndan bir eylem de lise öðrencileri gerçekleþtirdi. Aralarýnda DÖB’lü öðrencilerin de bulunduðu Ülgan Konukoðlu Lisesi öðrencileri, 72 nolu Caddede 5 arkadaþlarýnýn kaza geçirdiðini belirterek bir eylem yaptýlar. 5 Haziran Salý günü, dövizlerle, sloganlarla caddeyi trafiðe kapatan öðrenciler bir süre sonra daðýldýlar. Eylem esnasýnda Mücadele Birliði muhabiri de polisler tarafýndan bir süre bekletildikten sonra serbest býrakýldý. Ýsyan ve ayaklanma potansiyelinin çok güçlü olduðu ve her geçen gün daha da güçlendiði Antep’te, düþmanýn bütün baskýlarýna, saldýrýlarýna ve engellemelerine karþý “Ýsyan, Ayaklanma ve Devrim” þiarýný þimdi daha da yükseltme zamanýdýr. Mücadele Birliði/Antep 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

15


Yeni Evrede

Sokaklar

EYLEMLERÝN EN ÖN SAFLARINDA OLACAÐIZ!

KESK’li kadýnlar, tutuklu olan KESK’li kadýn emekçilerin serbest býrakýlmasý için eylemler yapmaya devam ediyor. KESK Ýstanbul Þubeler Platformu kadýn üyeleri 13 Haziran’da Bakýrköy Kadýn Kapalý Cezaevi önünde yaptýklarý basýn açýklamasý ile tutuklu arkadaþlarýnýn serbest býrakýlmasýný istedi. Kadýn emekçiler, Bakýrköy Kadýn Kapalý Cezaevi yakýnlarýnda “KESK’li Kadýn Tutsaklar Onurumuzdur” pankartý açarak, “KESK’li Tutsaklar Onurumuzdur”, “KESK’li Tutsaklara Özgürlük”, “Yaþasýn Kadýn Dayanýþmasý”, “Jin Jiyan Azadi” sloganlarý atarak cezaevi kapýsý önüne geldiler. KESK’li kadýnlar adýna adýna basýn açýklamasýnda, 13 Þubat 2012’de bir þafak operasyonuyla KESK ve ona baðlý sendikalardan 14 kadýn arkadaþlarýnýn tutuklanarak cezaevlerine konulduðu, Eðitim-Sen üyesi olan Prof. Dr. Büþra Ersanlý’nýn ise ders notlarýnýn delil gösterilerek tutuklandýðý hatýrlatýldý. AKP’nin kurmaya çalýþtýðý tek parti iktidarýna dayalý otoriter rejimin kendi suretinden ibaret bir dünya yaratma uðraþýsý olduðu ifade edilen açýklamada, tasavvur ettiði bu resme uymayan her unsuru her geçen gün hegemonyasýný arttýrdýðý kolluk-yargý-medya aracýlýðýyla yok etmeye çalýþtýðýna dikkat çekildi. Türkiye’de en çok kadýn üyeye sahip olan KESK’in ayný zamanda yönetici kademesinde en çok kadýnýn bulunduðu konfederasyon olmasý nedeniyle özel olarak KESK’li kadýnlarýn hedef seçildiði, bu tutuklamalarýn ayný zamanda siyaset alanýnda kadýnlarýn varlýðýný ve mücadelesini de büyük bir tehdit olarak algýlamakta olan hükümetin saldýrganlýðýnýn da bir göstergesi olduðunu belirtildi. Kadýnlara ve emekçilere, ezilen halklara zulmün her türlüsü reva görenlerle ilk kez karþýlaþmadýklarýný ve onlara cevabý grevlerin, eylemlerin en ön saflarýnda yer alarak, sokaklardan, meydanlardan, iþ yerlerinden vereceklerini belirten kadýnlar, “Vardýk, Varýz, Varolacaðýz” diyerek sözlerini tamamladýlar. KESK’li kadýnlar tutuklu arkadaþlarýna seslerini duyurabilmek için tekrar zýlgýtlar eþliðinde “KESK’li Kadýn Tutsaklar Onurumuzdur” sloganý atarak eylemlerini sonlandýrdýlar.

16

Mücadele Birliði

HASTA TUTSAKLAR ÝÇÝN BASIN AÇIKLAMASI

Tutuklu Aileleri Derneði (TUAD) Bakýrköy Cezaevi önünde siyasi tutsaklarýn hastalýklarýna ve ölümlere dikkat çekmek bir için eylem yaptý. 8 Haziran günü Bakýrköy Kapalý Kadýn Cezaevi önünde saat 12.30’da toplanýlan eylemde cezaevlerinde yaþanan ölümlere dikkat çekildi. Eylemde “Cezaevlerinde Ölümlere Son Hasta Tutsaklara Özgürlük” pankartý açarak “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Hasta Tutsaklara Serbest Býrakýlsýn”, “Hasta Tutsaklar Onurumuzdur” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasý sýrasýnda “Biji Serok Apo” sloganýna polis müdahale ederek bu sloganýn atýlmamasýný istedi. BDP Ýl baþkaný Asiye Kolçak ise tepki göstererek “siz bizim açýklamamýza karýþamazsýnýz” dedi. Kýsa süren tartýþmadan sonra basýn açýklamasýnýn okunmasýna devam edilen eyleme Mücadele Birliði de destek verdi. Basýn açýklamasýný okuyan TUAD baþkaný Mahmud Taþdan 32 tutsaðýn hayatýný kaybettiðini, 248 tutsaðýn ölümcül hastalýklarýn pençesinde olduklarýnýn altýný çizdi. Taþdan hayati tehlikesi olan bazý siyasi tutsaklarýn isimlerini þöyle sýraladý ; Hediye Aksoy: görme engelli, kanser ve böbrek yetmezliðinden 3 ameliyat geçirmiþ. Bakýrköy Cezaevinde. Nesimi Kalkan: Çölyak hastasý tek baþýna hiçbir ihtiyacýný karþýlayamýyor. Erzurum H tipi cezaevinde. Avni Uçar: Böbrek kanseri sað böbreði alýnmýþ tedavi edilemiyor. Siirt E tipi cezaevinde. Temino Baysal: Felçli ihtiyaçlarýný tek baþýna karþýlayamadýðý için18 yaþýndaki oðluyla beraber Siirt E tipi cezaevinde. Hayati Kaytan: kanser ve tedavi edilmemekte. Denizli F tipi cezaevinde. Mehmet Tapar: Ýleri derecede tüberküloz tedavi edilmemekte. Maltepe kapalý cezaevinde. M.Þirin Bozcalý: Hepatit B iken C’ye dönüþmüþ ölümcül ve bulaþýcý. Bolu F tipi cezaevinde. Cengiz Sinan Halis: Omurgasýndan ve baþýnda þarapnel parçalarý var epilepsi hastasý temel ihtiyaçlarýný karþýlayacak durumda. Tekirdað 1 no’lu cezaevinde. Basýn açýklamasýndan sonra; BDP Ýl baþkaný Asiye Kolçak kýsa bir konuþma yaparak, Kürt Halkýnýn verdiði 30 yýlýk mücadelede mutlaka Kürtlerin de bir statüye kavuþacaklarýný söyledi.

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

“BÝZ KORKU DUVARLARINI AÞTIK! ASIL SÝZ BÝZDEN KORKUN!”

Cumartesi Anneleri 2 Haziran Cumartesi günü saat 12.00’de, 375. kez buluþtuklarý Galatasaray Meydaný’nda 27 Mayýs’ta Aydýn Yenipazar’da Mehmet Aðar’ý protesto etmek için gittiklerinde Korkut Eken’in kayýp yakýnlarý ve BDP Milletvekili Pervin Buldan’ý tehdit etmesini protesto ederek “Yakýnlarýný kaybedenler korkuyu da kaybetti. Biz korku duvarýný çoktan aþtýk asýl siz bizden korkun” dediler. Eylem, gözaltýnda kaybedilen Murat Yýldýz’ýn annesi Hanife Yýldýz’ýn gönderdiði ve Cumartesi annelerini, kayýp yakýnlarýný selamladýðý mektup okunarak baþladý. Ýlk olarak kayýp yakýnlarý söz aldý. Cemil Kýrbayýr’ýn aðabeyi Mikail Kýrbayýr, “Bizler de bilerek, isteyerek, kendi irademizle burada gözaltýnda kaybedilen yakýnlarýmýzý aramak için geliyoruz. 17 yýldýr her hafta kendi isteðimizle, kayýplarýmýzýn bulunmasý ve sorumlularýnýn yargýlanýp cezalandýrýlmasý için adalet aradýðýmýz için geliyoruz” dedi.

Hasan Ocak’ýn aðabeyi Ali Ocak ise “Korkmadýk, ne yaptýlarsa yýlmadýk. Asýl siz bizden korkun. Bu mücadelemizden de vazgeçmeyeceðiz” dedi. Basýn açýklamasýný kayýp yakýnlarý ve ÝHD Gözaltýnda Kayýplara Karþý Komisyonu adýna Aysel Ocak okudu. “Emniyet güçleri, kontrgerilla eskileri ve onlarýn maþalarý bilsin ki, evlatlarý, eþleri, kardeþleri kaybedilenlerin korkma duygusu da kaybolur. Bizi devletin polisi, ordusu, cinayet þebekeleri, cellatlarý korkutamadýðý içindir ki, 17 yýldýr buradayýz. Biz korku duvarlarýný aþtýk, asýl siz bizden korkun. Korkun, çünkü peþinizdeyiz. Korkun, çünkü yaptýklarýnýzýn yanýnýza kar kalmasýna izin vermeyeceðiz. Korkun çünkü iþlediðiniz insanlýk suçlarýnýn hesabýný vermek zorunda kalacaksýnýz. Saldýrganlýðýnýz, manipülasyon çabalarýnýz da bu yüzdendir” dedi. Eylemde her hafta olduðu gibi 376. haftada gözaltýnda kaybedilen yakýnlarýný ve adaleti aramak için burada olunacaðý belirtilerek bitirildi.

MA DI MAK HA LA YA NI YOR

Pir Sultan Abdal Kültür Derneði’nin Ýstanbul’da Ýnsan Haklarý Derneði’nde yaptýðý basýn açýklamasýyla 2 Temmuz günü Madýmak’ta olacaklarýný duyurdu. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði genel baþkaný Kemal Bülbül yaptýðý basýn açýklamasýnda, “Madýmak Katliamýnýn 19. yýlýnda Temmuz 2012 günü, bir kere daha ‘Unutmadýk, Unutturmayacaðýz’ demek için, ‘Madýmak Utanç Müzesi Olsun’ demek için Madýmak Otelinin önünde olacaðýz” dedi. Madýmak davasýnýn Hý(n)zýr Paþa zihniyeti tarafýndan katledilen Pir Sultan Abdal’ýn davasý olduðunu, Cumhuriyet döneminde yapýlan “Koçgiri, Dersim, Maraþ, Malatya, Çorum, Gazi, Ümraniye katliamlarýnýn davasý” olduðunu belirten Bülbül, “Madýmak davasý sadece Alevilerin deðil, devrimcilerin, sosyalistlerin, demokratlarýn insaným diyen her canýn davasýdýr” dedi. Ankara’da görülen Sivas davasýnýn zaman aþýmýna uðradýðýný, orda toplanan binlerce insanýn üzerinde yine bir katliam provasý yapýldýðýný hatýrlatan Bülbül; “Ankara’da gaz ve panzerlerle bizlere saldýrarak yine bir Sivas provasý gerçekleþtirdiler. Biz hukuk sisteminin verdiði kararý tanýmadýðýmýzý bir kez daha ifade ediyoruz” dedi. Açýklamaya sanatçý, Pýnar Aydýnlar (Sað), Grup Munzur ve bir çok dernek ve devrimci kurum destek verdi. 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

17


Yeni Evrede

GELECEKLERÝNE SAHÝP ÇIKMAK ÝÇÝN YÜRÜDÜLER

Sokaklar

Liseli devrimci öðrenci gençlik 4+4+4 eðitim sistemini protesto etmek ve eþit, parasýz, bilimsel ve anadilde eðitim için Kadýköy’de bir miting düzenledi. DÖG, LÖB, Dev-Lis, DLB, DGH, DÖG, LAF.Mayýs’ta Yaþam, Ýleri Liseliler, Liseli Kývýlcým, Liseliler Meydana Ýnisiyatifi, Direniþçi Liseliler, Ýlerici Liseliler’in düzenlediði mitinge Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) ve bir çok liseli gençlik örgütü destek verdi. 10 Haziran günü Tepe Nautilus önünde “4+4+4 Deðil, Nitelikli Parasýz Bilimsel Eðitim” ana pankartý arkasýnda bir araya gelen öðrenci örgütleri, ayrýca kendi pankartlarýný da taþýdýlar. Devrimci gençler yürüyüþ boyunca 4+4+4 eðitim sistemine, paralý eðitime, emekçi çocuklarýna okul kapýlarýnýn kapatýlmasýna, sýnav sistemine ve yapýlan usulsüzlüklere, okullardaki siyasi ve cinsiyetçi ayrýma, uygulanan teröre karþý sloganlar attýlar. Ayrýca iþlerinden atýlan ve eylemlerini sürdüren Havayolu, Hey Tekstil, Bedaþ ve Borusan Ýþçileri de sloganlarla selamlandý. Ýskele Meydaný’na gelindiðinde gençlik örgütleri adýna yapýlan basýn açýklamasýnda sýnav odaklý eðitim sistemine, öðrencilerin sürekli rekabet içine sokulduklarýna, üniversiteye gidebilmek için her geçen gün daha fazla çalýþmak zorunda kalmalarýna, ve hükümetin her ilde bir üniversite açmasýna karþýn, emekçi çocuklarýna üniversitelerin

Mücadele Birliði

kapýlarýnýn kapatýldýðýna dikkat çekildi. Kürt ulusuna yönelik baskýlara, “ileri demokrasi” söylemleriyle operasyonlara devam edildiði, Roboskî’de bombalanarak katledilenlerin ve gözaltýnda kaybedilen ço-

cuklarýný arayan Cumartesi Anneleri’nin tüm çabalarýna raðmen evlatlarýnýn faillerinin bulunmasý için hiçbir adým atýlmadýðý, Kürt ulusu baþta olmak üzere ülkedeki tüm halklarýn eðitim hakkýnýn elinden alýndýðý belirtildi. Zorunlu din eðitimi ve okullardaki cinsiyetçi baskýlara yer verilen açýklamada, meslek liselerinde staj adý altýndaki sömürüye, yeni eðitim sistemiyle çocuk iþçiliðin önünün açýldýðýna iþaret edildi. Öðrenciler son olarak, hükümetin tüm bu uygulamalarýna, baskýlarýna karþýn liseli gençlik olarak geleceklerine sahip çýkmaya ve parasýz, eþit, bilimsel, anadilde eðitim için mücadele etmeye, alanlara, sokaklara çýkmaya devam edeceklerini belirttiler. Ardýndan ayný açýklama Kürtçe olarak okundu. Konuþmalarýn ardýndan iþçi-emekçilerin, gençlerin her zaman yanýnda olan Emeðe Ezgi, gençliðin coþkusuna coþku katan marþlar, halay parçalarý söyledi. Liseli devrimci gençlikle birlikte eylem alanlarýnýn marþý haline gelen “Söz Veriyoruz” marþýyla bir kez daha devrim sözü verildi. Emeðe Ezgi’nin ardýndan Grup Yanký da söylediði devrim þarkýlarýyla gençliðin coþkusunu paylaþtý. Liseli devrimci gençlik, geleceklerine sahip çýkmak için okullarda, alanlarda mücadeleyi sürdüreceklerini belirten sloganlarla mitingi sonlandýrdý.

ANTEP’TE VAN OPERASYONLARINI PROTESTO

12 Haziran Salý akþam saat 18.00’de Þahinbey BDP ilçe binasýnda Van’da yaþanan gözaltý ve tutuklamalarý protesto etmek için basýn toplantýsý düzenlendi. Basýn metni okunmadan önce Ýl baþkaný Av. Salih Þahin kýsa bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda tüm bu yaþananlarýn asýl nedeninin Kürt halkýnýn siyasi iradesini, karþýsýnda çok büyük bir güç olarak gördüðü için yaptýðý sözde KCK tutuklamalarýnýn sindirme ve pasifize etme çabasý taþýdýðýný dile getirdi. Ayrýca basýn toplantýsýnýn yapýlacaðý binanýn çevresinde çok sayýda çevik kuvvet aracý, Toma araçlarý, akrepler ve sivil polislerinin bulunmasýný da yine kitlenin

18

moralini alt üst etmek buradan uzaklaþtýrmak amaçlý olduðu da vurgulandý. Basýn açýklamasýnda Av. Salih Þahin “Komþu ülkelere demokrasiyi, insan haklarýný ve vatandaþlarýný öldürmemeyi tavsiye eden Baþbakan, kendi ülkesinde Roboski’de olduðu gibi kendi vatandaþlarýný F16 ‘arla katledebilmekte ve partimiz üzerinde KCK bahanesi ile siyasi soykýrým politikalarýný uygulayabilmektedir. Bu soykýrýmý uygularken de yargýyý araç olarak kullanmaktadýr. En son Van ilimizde, baþta Van Belediye Baþkanýmýz Bekir Kaya ile birlikte Van’ýn il, ilçe ve beldelerinin tamamýnda ayný anda operasyon düzenlenerek neredeyse tümü gözaltýna alýnmýþ ve bunlardan Van belediye baþkanýmýz Sayýn Bekir Kaya’nýn da içinde 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

bulunduðu 10 kiþi tutuklanmýþtýr (…) Bu olaydan bir hafta öncesine kadar Baþbakan Van’ý istediðini söylemiþti (…) Kürt halkýnýn demoralize olmak deðil tam tersine direnme gücünü kullanacaðýný kendi iradesi ile kendisini yöneteceðini cümle âlem gibi Baþbakanda görecektir. Bir diðer neden de Roboski katliamýný unutturmak. Çünkü Roboski’nin katili Baþbakanýn ta kendisidir. Çok iyi bilinsin ki Kürt halký Roboski’yi hiç unutmayacak ve unutturmayacaktýr. Hiçbir güç insanlarla katýrlarýn etlerinin birbirine karýþtýðý o zalim, o hunhar, o canavarca katliamý unutturmayacaktýr” diyerek basýn toplantýsý sonlandýrýldý. Mücadele Birliði/Antep


T U T U K LU Ö Ð R E N C Ý L E R E Ö Z G Ü R L Ü K M Ý T Ý N G Ý

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

Öðrenciler 9 Haziran’da, Kadýköy’de tutuklu arkadaþlarýnýn özgürlüðü için sokaklardaydý. Tepe Nautilus önünde saat 14.00’de tutuklu öðrencilere özgürlük talebiyle bir araya gelen gençler, kortejin önünde cezaevlerini temsilen parmaklýk ve özgürlük talebi içeren dövizler taþýdý. Türkçe ve Kürtçe pankart ve dövizleriyle arkadaþlarýna özgürlük isteyen gençler sloganlarla Kadýköy Ýskele Meydaný’na yürüdü. Birçok tutuklu öðrencinin ailesi, öðretmenler, sanatçýlar da oradaydýlar. Mitingde okunan gençlik örgütlerinin ortak basýn açýklamasýnda üniversitelerde artan sivil faþist saldýrýlara , polis operasyonlarýna ve yoðun tutuklamalara dikkat çekildi. Öðrenciler ve gençlik olarak, Þerzan Kurt, Aydýn Erdem, Özgür Taþar baþta olmak üzere Kürt öðrencilerin öldürülmesini, kýnadýklarýný belirtilen açýklamada, “öðrencilerin katillerinin yargýlanmadýðý, anma etkinliði yapanlarýn ise tutuklandýðý” hatýrlatýldý. Tutuklu lise öðrencilerinin sayýsýnýn 1500’den fazla olduðu belirtilerek tutuklu öðrencilerin hangi

koþullarda olduklarýnýn Pozantý’yla öðrenildiði, ülkücülerin saldýrýsýna uðrayan gençlerin tutuklandýðý ya da soruþturma açýldýðý söylendi. Örgütlü sosyalist gençlere yönelik saldýrýlarla hedeflenenin sosyalist hareket ve iþçi sýnýfýyla öðrencilerin baðlarýný koparmak olduðu ama buna güçlerinin yetmeyeceði görüþlerine yer verilen açýklamada, “Sorguladýðýmýz için, siyaset yaptýðýmýz için binlercemiz soruþturmaya uðruyor, okuldan atýlýyor. Kimilerine Anayasa Mahkemesi tarafýndan iptal edilmiþ olan yükseköðretimden çýkarýlma cezasý veriliyor. ... Terörle Mücadele Kanununuzu da, Özel Yetkili Mahkemelerinizi de baþýnýza çalacaðýz. Ya biz arkadaþlarýmýzý dýþarý çýkaracaðýz ya da bütün bir halký içeri alacaksýnýz. Hava da dönüyor! Hava iþçiden, emekçiden, Kürt’ten, kadýndan, Alevi’den, devrimciden yana dönüyor” dendi. Mitinge destek veren BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ,Sanatçýlar Giriþim adýna konuþan Orhan Aydýn, BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, utuklu öðrencilerin aileleri, yaptýklarý konuþmalarda tutuklu öðrencileri ve bu mitinge katýlan öðrencileri selamladýlar Orhan Aydýn’ýn “Ama biz yalnýz deðiliz. Bu ülkenin yurtseverleri, devrimcileri, sosyalistleri var. Bu ülkenin sanatçýlarý yalnýz deðildir. Ülkeyi yarý açýk cezaevine çeviren Tayyip gidicidir. Kalýcý olan devrimciler, sosyalistlerdir. Bu yaþlý sistemi alaþaðý edecek olan sizlersiniz, yolunuz açýk olsun” sözleri

yoðun alkýþ aldý. Öðrencime Dokunma Ýnisiyatifi adýna konuþan Galatasaray Üniversitesi öðretim üyesi Verda Ýrtiþ, konuþmasýnda “Vicdani rahatsýzlýðýmýzý ifade etmek, tutuklu öðrencilerimizin serbest býrakýlmasýný istemek için buradayýz. Gittikçe daha fazla terbiye edilmeye çalýþýlan, terbiye edilemedikçe tasfiye edilen gençlerle karþý karþýyayýz. Düþünce ve ifade özgürlüðünün tehlike altýnda olduðunu düþünüyoruz” dedi. Son olarak cezaevinden yeni tahliye olan öðrenci Cebrail Günebakan, Tekirdað F Tipi Cezaevi’nden selam getirdiðini söyleyerek, “Sözün bittiði yerdeyiz, baskýnýn olduðu yerde direniþ vardýr. Direniþimiz devam edecek” dedi. Tutuklu Öðrencilerle Dayanýþma Ýnisiyatifi, Halklarýn Demokratik Kongresi, Gençler Meydana, Tüm-ÝGD, Devrimci Öðrenci Birliði, DÝP, Öðrencime Dokunma Ýnisiyatifi, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Öðrencileri, Eðitim-Sen 6 Nolu Ýstanbul Üniversiteler Þubesi’nin de katýldýðý miting, Bandista konseriyle sona erdi.

1 MAYIS MAHALLESÝ’NDE 4+4+4 PANELÝ

6 Haziran 2012 Çarþamba günü 1 Mayýs Mahallesi öðrenci velilerinin çaðrýsý üzerine Sivas Ýmranlýlar Boðazören Köylüleri Derneði’nde 4+4+4 eðitim sistemi üzerine bir panel düzenlendi. Panele Eðitim-Sen 2 Nolu Þube iþyeri temsilcisi Rýza Zeyrek ve Eðitim-Sen 2 Nolu Þube Yöneticisi Mehmet Aydoðdu konuþmacý olarak katýldý. Panele katýlanlarýn büyük bir çoðunluðunu emekçi kadýnlar oluþturdu. Saat 19.30’da baþlayan panelde ilk sözü Rýza Zeyrek aldý. Zeyrek 4+4+4 eðitim sistemiyle ilgili: “Öncelikle 1 Mayýs Mahallesi’ni kurmak için canlarýný feda eden arkadaþlarýmý selamlayarak baþlamak istiyorum. AKP, uluslararasý sermayenin ihtiyaçlarýna göre düzenlemeler yapýyor. Kendi egemenliklerini saðlamlaþtýrmak ve kendi ideolojilerine göre yeni bir nesil yetiþtirmek istiyor. Karþý koymayan, susan, itaat eden bir kuþak yetiþtirmek istiyorlar. Hitler gibi ýrkçý, faþist bir toplum istiyor. Kindar ve dindar bir nesil” dedi. Daha sonra sözü alan Mehmet Aydoðdu da kýsaca: “Gerici, ýrkçý ve bilimi yok sayan bir saldýrýdýr. 4+4+4, ev yýkýmlarý, ulusal istihdam stratejisi (taþeronlaþtýrma, esnek çalýþma, kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasý) vb. þeyler birbirinden baðýmsýz saldýrýlar deðildir” dedi. Panelistlerden sonra katýlýmcýlar da söz alarak düþüncelerini dile getirdi. Özellikle emekçi kadýnlarýn 4+4+4’le ilgili düþüncelerini söy-

lerken, hükümete karþý öfkeleri dikkat çekti. Panele katýlan bir emekçi kadýn bu sorunun diðer toplumsal sorunlarla baðlantýlý olduðunu ve mücadelenin ancak sokakta kazanýlabileceðini vurgulayan bir konuþma yaptý. Baþka bir emekçi kadýn ise çocuðunun böyle gerici, ýrkçý bir eðitimle yetiþmesini istemediðini ve hükümetin ‘cehennem ateþi’nde yanmasýný istediðini söyledi. Son sözü alan Mücadele Birliði Platformu’ndan bir emekçi de “Bu saldýrýlarýn nedeni sermaye sýnýfýna servet, emekçilere de sefalet biriktirmek içindir. Yani saldýrýlar AKP ile baþlamadý. Dersim-Çorum-Maraþ-Sivas-Gazi-19 Aralýk katliamlarý, iþçi sýnýfýna, Kürt halkýna yönelik saldýrýlar ve diðer bütün baskýlar sermaye sýnýfýnýn saldýrýlarýdýr. Bu düzlemde de sermayenin hükümeti olan AKP’nin ‘tek din’, ‘en az 3 çocuk’, ‘dindar bir nesil’, ‘kürtaj yasaðý’, ‘4+4+4 eðitim sistemi’ ve þu an hazýrlanýlmakta olan olasý Suriye savaþý birlikte ve bütünlüklü düþünülmeli ve ele alýnmalýdýr. Emekçiler, ezilen halklar artýk seçim sandýklarýndan toplumsal sorunlarýn çözümü için bir sonuç çýkmadýðýný görüyorlar. Gerçek çözüm emekçilerin kendi mücadelelerini birlikte yürütmelerinde. Yani iþçi sýnýfýnýn, Alevilerin ve Kürt halkýnýn mücadele birliðini örgütlemektir” dedi.

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

19


Yeni Evrede

BÝZ KADINLAR KONUÞURSAK ONLAR BÝZÝM YERÝMÝZE KONUÞAMAZ

Emekçi Kadın

Emekçi Kadýnlar (EKA), Emeðin Dünyasý tarafýndan 15-16 Haziran Büyük Ýþçi Ayaklanmasýnýn 42. yýldönümünde Gazi Mahallesi’nde düzenlediði festival kapsamýnda bir panel düzenledi. 17 Haziran Pazar günü Gazi Mahallesi Okul Parký’nda düzenlenen panelde konu, “Kapitalizmin Kadýnlara Yönelik Saldýrýlarý Ve Kürtaj” idi. Kürtaj üzerine, Emekçi Kadýnlarýn da söyleyecek sözü vardý. Gazi Mahallesi’nde farklý yaþ gruplarýndan kadýnlarýn katýldýðý panelde kadýn saðlýðý konusunu TTB yönetiminden Halk Saðlýðý Uzmaný Süheyla Aðkoç, hukuksal alanda Avukat Sevinç Sarýkaya, toplumsal ve politik alanda anlatmak için de EKA adýna A.Rojda Þendur yer aldý. Paneli sunan Mücadele Birliði Dergisinden Özlem Oral, kadýnlarýn yaþamlarýnýn her geçen gün kötüye doðru gittiðine, yaþamýn onlar için her geçen gün daha da zorlaþtýðýna deðinmesiyle baþladý panel. Kapitalist sistemin saldýrýlarý çok yönlü olduðunu, bugün burada sadece kürtaj sorununu ele alacaklarýný söyleyen Oral, sözü ilk Dr.Süheyla Aðkoç’a verdi. Dr. Aðkoç da bu konunun tartýþýlabilir bir konu olmadýðýný söyleyerek baþladý. Bu konunun çaðlar boyunca kadýnýn mücadele ederek kazandýðý hak olduðunu söyleyen Aðkoç, 2003’ten sonra getirilen Saðlýkta Dönüþüm Sistemine deðindi ve bununla birlikte 1. basamak saðlýk sisteminin Aile Hekimliði’ne dönüþtürüldüðünü, büyük hastanelerin ise tek çatý altýnda toplanarak baþlarýna týpla ilgisi olmayan profesyonel yönetici getirileceðini yani saðlýðýn nasýl piyasalaþtýðýný anlatýrken, ana-çocuk saðlýðý, doðum kontrolü, kürtaj gibi kar saðlamayacak bir alan da aþama aþama ortadan kaldýrýlmak istendiðini anlattý. Gazi Mahallesindeki Aile Hekimliði uygulamasýný örnek gösteren Aðkoç, kürtajýn yasaklanmasýnýn Yeþil Kartýn iptali, zorunlu GSS uygulamasý getirilmesi ve benzeri saldýrýlardan baðýmsýz ele alýnmamasý gerektiðini açýkladý ve kürtajýn yasak olduðu yýllarda

20

Mücadele Birliði

kadýnlarýn tavuk kanadý vb. yöntemlerle düþük yaptýðýna þahit olduðunu, yeniden yasaklama geldiðinde de Kýbrýs baþta olmak üzere bir “kürtaj turizmi” doðacaðýný söyledi. Aðkoç konuþmasýnýn sonunda kamuya ait olmasý gereken saðlýðýn piyasalaþtýrýlmamasý gerektiðini, saðlýk hakkýna en çok ihtiyacý olanlarýn da kadýnlar olduðunu hatýrlattý. Av.Sevinç Sarýkaya da baþbakan ve saðlýk bakanýnýn kürtaj yasaðý konusunu gündemin zirvesine çýkaran sözlerini hatýrlattý yeniden. Kürtajýn 7 sebebi olduðunu söyleyen Sarýkaya bunlarý annenin hayatýný tehlikeye atýyorsa, annenin fiziksel ve ruh saðlýðýný tehlikeye atýyorsa, tecavüz-ensest vb. sonucu oluþmuþsa, ekonomik-maddi gerekçeler, ve kadýnýn kendi isteði üzerine diyerek sýraladý. Dünya üzerinde kadýn ölümlerinin en fazla kürtajýn yasak olduðu bölgelerde gerçekleþtiðini anlatan Sarýkaya kürtaj yasaklarý ve anne ölümleri ile ilgili istatistik bilgiler verdi, ardýndan Ceza Kanunu ve Medeni Kanun’dan örnek maddeler okuyarak yasalarda hiçbir þekilde doðmamýþ çocuðun haklarýna dair veri olmadýðýný, kadýnýn haklarýnýn esas alýndýðýný aktardý. “Tecavüze uðrasa da kadýn doðursun, devlet bakar” sözlerine karþý Türkiye’den çocuk rakamlarýný örnek verdi: 1000’in üzerinde kayýp çocuk, 20000 sokakta yaþayan ve çalýþan, 38.000 madde baðýmlýsý, 400.000 hýrsýzlýk suçundan, 38.000 cinayet suçundan hapis yatan, 14.000 Çocuk Esirgeme Kurumunda kalan çocuk. Ve “bu rakamlar ortada iken, kadýn mý suçludur, bu koþullarý yaratanlar mý. Tecavüze de uðrasa doðursun deniliyor. Hiç kimse bir kadýný tecavüzcüsünün çocuðunu doðurmaya zorlayamaz” dedikten sonra dünyada ilk kürtaj hakkýný tanýyan ülkenin SSCB olduðunu söyledi. Katolik Latin Amerika’da kürtaj hakkýný ilk tanýyanýn Küba olduðunu hatýrlatarak Nazi Almanyasýndan örnek verdi, annenin hakkýný devletin hakkýna dönüþtürüldüðünü anlattý. Devletin, ben sana hiçbir saðlýk hizmeti vermiyorum, kürtaj da olma, git öl denildiðini anlatan Sarýkaya “kadýn adýna bu kararý devlet verirse faþizmdir” dedi. Bugün buna dur demezsek yarýn diðer pek çok hakkýmýzýn, boþanmanýn vb. elimizden alýnacaðýný söyleyerek, buna asýl karþý çýkmasý gerekenin iþçi, emekçi kadýnlar olduðunu, parasý olanýn zaten dünyanýn dört bir yanýna giderek kürtaj hizmeti satýn alabileceðini vurguladý. Rojda Þendur ise “bunlarýn bu þekilde 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

tartýþýlmasý bile arsýzlýk” diyerek baþladý sözlerine. Baþbakan Erdoðan’ýn sansasyon yaratan cümlelerinde “nüfusun artýþýna yönelik” kurduðu cümleleri anýmsatan Þendur, “asker” ihtiyacýna, “Türk nüfusunu artýrma” politikasýna vurgu yaptý. 3267 yýl önce Hammurabi Kanunlarý ile isteðe baðlý düþüðün yani kürtajýn ilk kez yasaklandýðýný belirttikten sonra, devrimden 2 gün sonra kadýna boþanma hakkýný, 2 yýl sonra da kürtaj hakkýný veren SSCB’ni örnek verdi. Yaþanmýþ birkaç kürtajdüþük örneði veren Þendur, hiçbir eðitimsel, kültürel bütün haklarýndan mahrum olan kadýnlarýn kürtaj hakkýný savunmasýnýn beklenilemeyeceðini, kürtaj hakkýnýn da kadýnýn tüm haklarýyla beraber bir bütün olduðunu anlattý. Ve bu haklarýn ancak emekçi kadýnlarýn mücadelesiyle kazanýlacaðýnýn altýný çizdi. Son yýllarda kadýnlarýn mücadelede ön plana çýkmasýna da deðinen Þendur, bunun kadýnlarý mücadeleden geri çekmek, üretim sürecinden de uzaklaþtýrmak olduðunu anlattý. Ýçinde kadýnlarýn yer aldýðý, kadýnlarýn destek verdiði tüm eylemlerin baþarýya ulaþtýðý hesaba katýlýrsa, devletin bunu yapmada da kendi açýsýndan ne kadar haklý olduðu ortaya kondu. Sözü alan Süheyla Aðkoç, bu konunun içinde yaþadýðýmýz süreçten baðýmsýz ele alýnamayacaðýný hatýrlatarak bu konu üzerine hep erkeklerin konuþtuðunu, biz kadýnlar konuþtuðu müddetçe yerimize konuþamayacaklarýný söyleyerek, emekçi kadýnlarýn kendi haklarýný kendilerinin kazanacaðýný vurguladý. Özlem Oral da kürtaj üzerine söylenen sözleri, yorumlarý aktararak kürtaj üzerine yapýlmýþ 3 filmi örnek verdi. “Vera Drake”, “Duvarlarýn Dili Olsa da Konuþsa”, “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün” filmlerine deðinerek izlenmesini önerdi. Ýlk haftalardan bu yana sokaða çýkan eylem yapan kadýnlarýn taleplerini de þu þekilde sýraladý: 10 hafta olan kürtaj sýnýrýnýn 12 haftaya çýkarýlmasý, kürtajda kocanýn ve babanýn izninin kaldýrýlmasý, tüm hastane ve saðlýk kuruluþlarýnda doðum kontrol yöntemlerinin ücretsiz ve kolay ulaþýlabilir olmasý ve gebeliðin istenmediði koþulda sonlandýrýlmasýnýn serbest olmasý, doðum kontrol politikalarýnýn sadece kadýnlar üzerinden yürütülmemesi, erkekleri de kapsamasý. Büyük ilgiyle izlenilen panelde, bu zamana kadar kürtajýn yasaklanmasýna karþý yapýlan eylemlerin yeterli olup olmadýðýna ve ne yapýlmasý gerektiðine dair soru ve cevapla sona erdi.


Yeni Evrede

15-16 HAZÝRAN RUHUYLA EMEÐÝN DÜNYASINI YARATMAYA!..

15-16 Haziran

Mücadele Birliði

Emeðin Dünyasý Gazetesi tarafýndan Gazi Mahallesi’nde “15-16 Haziran Ruhuyla Emeðin Dünyasýný Yaratmaya” þiarýyla iki günlük iþçi festivali düzenlendi. Etkinlik öncesinde semtte mahalleler dolaþýlarak, standlar kurularak mahalle halký etkinliðe davet edildi. 16 Haziran’da Okul Parký’nda düzenlenen etkinliðin ilk günü saat 16.00’da Devinim Tiyatro Atölyesi’nin hazýrladýðý “Yaþamýn Mimarlarý” adlý tiyatro gösterimi ile baþladý. Özellikle iþçilerin ve çocuklarýn ilgisini çeken oyunun ardýndan “15-16 Haziran 1970 Büyük Ýþçi Ayaklanmasý ve Günümüze Etkileri” konulu panel düzenlendi. Panele Marmara Üniversitesi Öðretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Özgür Müftüoðlu, Devrimci Ýþçi Komiteleri’nden Yýlmaz Ekþi, eski Tekel iþçisi Metin Arslan katýldý. Paneli yöneten Ali Ekber Seven kýsaca 15-16 Haziran 1970 Büyük Ýþçi Ayaklanmasý’nýn tarihçesini aktardý ve sözü Özgür Müftüoðlu’na verdi. Müftüoðlu, büyük iþçi ayaklanmasýnýn nedenlerine deðinerek, o dönemde iþçilerin emekçilerin örgütlenmelerini engelleyen yasal düzenlemenin meclisteki siyasi partiler ve Türk-Ýþ’in desteðiyle meclisten geçtiðini fakat 15-16 Haziran Ayaklanmasý sonucunda bu yasanýn geri çekildiðini aktardý. Bugün 15-16 Haziran öncesindeki durumundan çok daha fazla iþçi ve emekçilerin haklarýnýn kýsýtlandýðýný, son dönemdeki yasal düzenlemelerle iþçi ve emekçilerin örgütlenmesinin önüne engeller konulduðunu, saðlýk, eðitim, çalýþma yasalarýyla emekçilerin tüm haklarýnýn bir bir ellerinden alýndýðýný ve bugün 1970’lerden çok daha fazla mücadeleye ve örgütlenmeye ihtiyaç duyulduðunu aktardý. Ve 15-16 Haziran 1970 büyük iþçi ayaklanmasýný anmak deðil, ondan daha ilerisini gerçekleþtirmek için hýzla örgütlenmek ve mücadele etmek gerektiðini ifade etti. Eski Tekel iþçisi Metin Arslan ise iþçi mücadeleleri tarihinde Tekel direniþi sürecini aktardý. Burada verilen mücadelede 1516 Haziran’ýn yansýmalarýný, Tekel direniþinin iþçi sýnýfýnýn örgütlenme ve mücadeleye etkilerini aktardý. Ýþçi sýnýfý açýsýndan sendikal örgütlenme ve iþçi sýnýfýnýn kendi öz örgütlülüklerini oluþturmalarýnýn ö-

nemine deðindi. Devrimci Ýþçi Komiteleri’nden Yýlmaz Ekþi ise 15-16 Haziran Büyük Ýþçi Ayaklanmasý’nýn tarihçesine, nedenlerine ve nasýl sonuçlandýðýna deðinerek, emek-sermaye arasýndaki mücadelede iþçi sýnýfýnýn iktidarý alma hedefiyle mücadele etmesinin önemini anlattý. Ýþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin sendikal mücadeleyi de dýþlamaksýzýn, kendi öz örgütlülüklerini oluþturmalarý gerektiðini

belirtti. Ýþçi sýnýfýnýn komite ve konseyler þeklinde oluþturacaklarý örgütlenmelerin kendi sýnýfýný iktidara taþýyacak olan örgütlenmeler olduðunu vurgulayan Ekþi, iþçi sýnýfýnýn sýnýfsýz sömürüsüz bir dünya kurabilmesinin ise Marksist Leninist ilkeleri benimsemiþ proletarya partisinin öncülüðünde mümkün olabileceðini ifade etti. Panelde izleyicilerin 15-16 Haziran’ýn geçmiþte ve bugün iþçi sýnýfý ve siyasetler tarafýndan nasýl deðerlendirildiði, 15-16 Haziran iþçi ayaklanmasýnda kadýnlarýn 213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012

mücadeleye katýlýmý, büyük iþçi ayaklanmasýnýn günümüzdeki etkileri üzerine sorularý cevaplanarak deðerlendirmeleri alýndý. Panelistlerin anlatýmlarýnýn ardýndan izleyicilerin sorularý cevaplandý. Panelden sonra verilen kýsa bir aranýn ardýndan saat 21.00’de müzik dinletisi verildi. Ardýndan film gösterimine geldi sýra. Zeytinburnu deri iþçilerinin anlatýldýðý“Çark”ýn gösterimi yapýldý. Festivalin ikinci günü program saat 17.30’da “Kapitalizmin Kadýnlara Yönelik Saldýrýlarý Ve Kürtaj” konulu panelle baþladý. Panel, baþta kadýnlar olmak üzere bir çok genç emekçi tarafýndan, son günlerde öne çýkan ve en çok tartýþýlan konulardan biri olmasý nedeniyle büyük ilgiyle karþýlandý. Bir çok kadýn paneli ilgiyle izledi. Panelin hemen baþlayacak olan etkinlik öncesi bir çok kadýn panelistlere sorular yöneltti bu konuda birbirleriyle sohbet etti. Panelin ardýndan Ayýþýðý Sanat Merkezi’nde çalýþmalarýný yürüten Devinim Tiyatro Atölyesi emekçilerinden Pýnar Turan’ýn Gazi Mahallesi’nin çocuklarýyla festival esnasýnda bir araya gelerek oluþturduðu “Þirinler Þiir Grubu” kýsa þiirler ve çocuklarýn güzel ve mutlu bir dünya istemini anlatan þarkýlarýný sundu. Miniklerin küçük programýnýn ardýndan þair Nazým Akarsu ve Devinim Tiyatro Atölyesi emekçileri Nazým Hikmet’in þiirlerinden oluþan bir dinleti sundular. Þair Selah Özakýn da kendi þiiriyle dinletiyi renklendirdi. Emeðe Ezgi de 15-16 Haziran Büyük Ýþçi Ayaklanmasý’nýn yýldönümünde iþçi ve emekçilerle birlikte bir etkinlikte buluþmak ve bu mücadele ruhunu paylaþmanýn coþkusuyla türküler, marþlar ve halay parçalarýný söyledi. Müziðin baþlamasýyla birlikte parka insanlar akmaya baþladý. Emeðe Ezgi’nin parçalarýna bir çok kadýn, erkek, çocuk hep bir aðýzdan eþlik etti. Her parçanýn ardýndan parçanýn içeriðine göre festival alaný sloganlarla inledi, coþkulu parçalarda gruplar halinde halaylar çekildi. Konserin ardýndan Emeðin Dünyasý adýna Ali Ekber Seven 15-16 Haziran 1970 Büyük Ýþçi Ayaklanmasý’nýn tarihçesine, gerçekleþme nedenlerine ve iþçi sýnýfýnýn mücadele tarihindeki önemine deðindi. Ýþçi-

21


Yeni Evrede

15-16 Haziran

lerin emekçilerin o gün haklarý için verdikleri mücadeleyle iþçilerin örgütlenme haklarýný sýnýrlayan yasayý geri çektirdiklerini hatýrlattý. 15-16 Haziran’ýn yýldönümünde 42 yýl sonra iþçi ve emekçilerin bir çok haklarýnýn bir bir geri alýndýðýný, esnek çalýþma, taþeron çalýþma sistemi, örgütlenme haklarýna getirilen kýsýtlama, eðitim, saðlýk, iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði alanýndaki düzenlemeler, kadýnlarýn haklarýna ve bedenlerine yönelik çýkarýlan yasalarla emekçilerin tüm haklarýnýn ellerinden alýndýðýný, kölece bir yaþama mahkum edildiklerini, kýsacasý yaþamdan kovulduklarýný belirten Seven, bu nedenle iþçilerin ve emekçilerin 15-16 Haziran ruhuyla mücadele etmesi gerektiðinin önemini vurguladý. Ýþçi ve emekçilerin þimdi 1970’lerden çok daha fazla mücadele etmesi gerektiðini ve bunun içinde güçlü örgüt-

Mücadele Birliði

çi sýnýfýnýn insanca bir yaþama kavuþmasýnýn, kurtuluþa ermesinin ise sosyalizm ve iktidar hedefiyle mücadele eden ve kendi öz örgütlülükleri olan komite ve konseylerde ve marksist leninist ideolojiyle donanmýþ proletarya partisi saflarýnda mücadelesiyle mümkün olabileceðini ifade etti. Alkýþlar ve sloganlarla zaman zaman konuþmasý kesilen Seven, kadýn, erkek, genç yaþlý tüm emekçileri, kendilerinin ve çocuklarýnýn geleceði için, insanca bir yaþama kavuþmak için örgütlenme ve mücadele çaðrýsýnda bulundu. Konuþmanýn ardýndan sýra yine müziðindi. Bu kez Koma Çiya sahne aldý. Gazi emekçileri, gençleri Koma Çiya’nýn Kürtçe türküleriyle duygulu ve coþkulu anlar yaþarken, türkü ve marþlarýyla geç saatlere kadar halaylar çekti.

TE DAÞ’TA KA ZA NA CA ÐIZ lenmeler yaratmalarý gerektiðini belirtti. Ýþ-

“15-16 Haziran Ruhuyla TEDAÞ’ta Direniþ Kazanacak” þiarýyla 14 Haziran günü Adana’da TEDAÞ iþçileriyle bir dayanýþma konseri düzenlendi. Tüm baskýlara raðmen eylemlerini kararlýlýkla 104 gündür sürdüren TEDAÞ iþçileri ve ailelerine destek olmak için düzenlenen dayanýþma konseri saat 19.30’da Doðal Park Anfi Tiyatro’da büyük bir coþkuyla gerçekleþti. Etkinlikte ilk sözü alan Enerji-Sen Genel Baþkaný “Deðerli dostlar, Türkiye iþçi sýnýfý hareketinin en þanlý direniþlerinden bir tanesi olan 15-16 Haziran direniþimizin 42. yýlýna giriyoruz yarýn. Bugün sermaye ve egemenler nasýl iþçi sýnýfýnýn geliþen sýnýf hareketini yok etmek doðrultusunda çeþitli tezgâhlar çevirdiyse ve bu tezgâhlara karþý bugünün nesnel koþullarýnda Türkiye iþçi sýnýfý hareketi sermayeye ve onlarýn egemenlerine ve onlarýn uþaklarýna nasýl cevap verdiyse, 42 yýl sonra bu ülke topraklarýnda yeniden bir direniþ destaný yazýlmaya çalýþýlýyor. 15-16 Haziranýn 42. yýlýnda TEDAÞ’ta baþlayan bu direniþ ateþi bugün Ýstanbul’da 120 iþçi arkadaþýmýzýn 26. gününe giren bir baþka direniþinle yeniden közleniyor, yeniden ateþleniyor. Bu devleti yönetenler bu ülkeyi emekçilere zindan etmeye çalýþanlar, bu ülkenin her bir tarafýný açýk bir ceza evine dönüþtürme-

22

ye çalýþanlar bilsinler ki eninde sonunda sýnýflar mücadelesi mutlaka ama mutlaka bu iktidar sahiplerini alaþaðý edecek ve kendi iktidarýný bu topraklarda baþarýya ulaþtýracak ve kuracaktýr” dedi. “TEDAÞ’ta Direniþ Kazanacak” sloganlarýyla biten konuþmanýn ardýndan tüm iþçileri ve aileleri platforma çaðrýldý. Aileler adýna bir iþçi eþi, yaþadýklarý baský ve gözaltýlarý ve kadýnlarýn gözaltý sýrasýnda yaþadýðý vahþeti anlattýðý duygusal bir konuþma yaptý. Konuþmalarýn ardýndan sahne alan sanatçý Hilmi Yarayýcý, iþçilere þarkýlarý ve marþlarýyla desteðini verdi ve son olarak Çaw Bella marþýný hep beraber söyleyerek veda etti. Daha sonra sahne alan Ozan Irmak ve Grup Bandista’nýn söyledikleri þarkýlardan sonra dayanýþma konseri sloganlarla sona erdi. Konser boyunca “Ýþçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “TEDAÞ’ta Direniþ Kazanacak”, “TEDAÞ Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Taþeron Ýþçiyiz Örgütlüyüz Güçlüyüz”, “Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm” sloganlarý atýldý. Etkinlik bitiminde iþçiler tüm katýlýmcýlarý 15 Haziran saat 19.00’da yapýlacak yürüyüþlerine desteðe çaðýrdý ve etkinlik sonlandýrýldý. Mücadele Birliði / Adana

213. Sayý / 20 Haziran - 4 Temmuz 2012




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.