s214

Page 1



DOÐRUDAN DEVRÝMCÝ MÜCADELE B

Yeni Evrede

Başyazı

Mücadele Birliði

u topraklarda sýnýf mücadelesi, kitlelerin mücadelesi, burjuvazinin egemenliðine karþý doðrudan mücadele, yani devrimci mücadele biçiminde sürüyor. Emekçi kitleler yalnýzca bir istekler listesi ortaya koymuyorlar, kendi isteklerini, hedeflerini kendileri gerçekleþtirmek için doðrudan eylemlere baþvuruyorlar. Dünya devrimi, kapitalist dünyada son yýllarda yükselen ve artan isyan, ayaklanma ve devrimlerle hýzla olgunlaþýyor. Emperyalist kapitalist sistem eylemlerle sarsýlýyor, alt üst oluyor, çatýrdýyor. Her ülkede emekçilerin, gençliðin doðrudan devrimci eylemleri için güçlü zeminler oluþuyor. Bizde çeþitli küçük burjuva hareketler egemenlere karþý doðrudan mücadelelere katýldýlar. Fakat bunu iktidarý alma düzeyine dek götürmediler. Politik mücadele “muhalefet” çizgisini aþmadý. Mücadele biçimi burjuva iktidarý yýkýp onun yerine emekçilerin devrimci iktidarýný koymazsa, kitle hareketi yarý yolda kalýr. Bu, uzlaþmacý sosyalist hareketin en kilit ve en belirleyici noktasýdýr. Bu politika aþýlmadan ne denli doðrudan mücadele yürütülürse yürütülsün, istenilen sonucu vermez. Yeni bir tarihsel dönemin önündeyken, önceki süreçteki olaylarý irdelemek, gözden geçirmek, hatalarý ve eksiklikleri eleþtirmek daha açýk olarak gündeme gelir. Buradan çýkan sonuçla yeni adýmlar atýlmalý ve bu tam bir devrimci anlayýþla yapýlmalý. Süreci karþýlamak için daha devrimci politika, daha devrimci taktik, daha devrimci siyasi mücadele zorunlu. Dünyayý yeniden kurmak istiyoruz. Yapýlanlar ve oluþturulanlar bu hedefe varmamýza yetmiyor. Yeni mevzileri, yeni örgütlenme ve yeni mücadele örnekleri yaratmalý. Yeni mücadele örneklerini yaratacak kitleleri, burjuva egemenliðine karþý verilen açýk mücadele içinde dönüþüme uðradýlar. Bugün devrimci bir kitle hareketi ortaya çýkmýþsa, yýllarca süren açýk kapýþmanýn sonucudur. Yýðýnlar kendi örgütlenmeleri ve sokaktaki kendi eylemleriyle inisiyatiflerini geliþtiriyorlar. Yýðýnsal devrimci mücadeleyle büyük bir kitle enerjisi ortaya çýktý ve büyük bir halk gücü oluþtu. Sýnýflar çatýþmasý öyle bir momentte ki, burada uzun süre kalýnamaz. Ya daha ileri-

ye, devrime varýlacak ya da ulaþýlan noktanýn gerisine düþülecek. Yoðun mücadelenin olduðu bir yerde, durum her an deðiþebilir. Olaylarý, olgularý kendi içi baðýntýlarý, hareketleri ve deðiþimleri halinde ele almalýyýz. Olaylar yavaþ ilerlemiyor. Geliþmeler çok hýzlý gerçekleþiyor. Sonuç almak için, emekçi hareketinin, devrimci güçlerin elini çabuk tutmasý gerekiyor. Çok açýktýr ki, devrimci bir iktidar hedefi olmadan ve iktidara gelme görevi varolan þartlar içinde günün öne çýkan bir görevi olarak görülmeden, daha ileriye gidilemez ve bu yönde ciddi bir hazýrlýk yapýlamaz. Kitleleri derinden etkileyen ve daha ileri momentlere ulaþmalarýný saðlayan etken, toplumun köklü dönüþümü, koþullarýn deðiþmesi, istek ve arzularýnýn gerçekleþeceði koþullarýn oluþmasý. Buraya ancak devrimci iktidarla varýlacaktýr. Devrimci kitlelerin, sömürücü azýnlýða karþý giriþtiði ve yýllarca süren açýk ve doðrudan eylemlerinin çok önemli bir etkisi -ki asýl burasý önemli- geniþ kitleleri uyandýrmasý ve daha kýsa sürede mücadeleye çekmesidir. Devrimci eylemlerin kitlelerin üzerindeki devrimcileþtirici etkisi ve hýzlandýrýcý rolü çok açýk. Bu etkinin nasýl bir geliþmeye yol açtýðý çok iyi biliniyor. Tekelci sermaye ve faþist devlete karþý, baþlangýçta, bir grup devrimcinin giriþtiði, sýnýrlý olan doðrudan devrimci eylemler, gitgide geniþ kitlelerin katýldýðý eylemlere dönüþtü. Açýk, doðrudan, devrimci eylemler Türkiye ve Kürdistan’da milyonlarýn kesintisiz süren büyük tarihsel geliþimleridir ve geliþmesi hedefe varmamýzý kýsaltmýþtýr. Kesintisiz olarak sürdürülen ve kitlesel boyut kazanan yýðýnlarýn ýsrarlý, kararlý açýk devrimci mücadelesinin kaçýnýlmaz bir sonucu, güçler dengesinin, emekçiler, sömürülen ve ezilenler lehine deðiþmeye baþlamasýdýr. Bu deðiþimle birlikte, burjuva sistem çok ciddi ve derin bir krize girmiþtir. Devrimci kriz ise emekçi ve sömürülenlerin yararýnadýr. Halk kitleleri ortaya çýkan uygun politik ve toplumsal ortamdan yararlanýp, isteklerini ve özlemlerini gerçekleþtirme yönünde daha ileri adýmlar atabilir. Devrimci ortam, kitlelere zafere ulaþmalarý için büyük olanaklar sunuyor. Halk yýðýnlarýnýn istekleri ve arzularý devrimin zaferiyle gerçek olacaktýr. 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

Dünyanýn en baskýcý, ezici, katliamcý politik, toplumsal düzenlemelerinden birine karþý savaþmak, böylesine militarist ve faþist bir güçle mücadele etmek, bu kavgayý yürütenleri güçlendirmiþ ve yetkinleþtirmiþtir. Bu denli zor ve aðýr koþullarda mücadele eden devrimci kitleler bu cesur ve yiðit davranýþý gösteren halklar, bu büyük savaþýmý zafere götürecek bilinç, ýsrar ve enerjiye sahip olduklarýný ortaya koymuþlardýr. Tekelci sermaye ve faþist devlet iþçi sýnýfýnýn ve halklarýn devrime doðrudan bu coþkun gidiþini durdurabilir mi? Bugüne dek durduramamýþtýr. Egemenliðini ve ayrýcalýklarýný korumak ve sürdürmek için burjuvazinin yapmadýðý ve göze almadýðý baský ve zorbalýk yoktur. Halk yýðýnlarýnýn geliþen devrimci hareketini ezmek ya da bastýrmak için uyguladýðý þiddeti en iðrenç düzeye vardýrmýþtýr. Yine de emekçi kitlelerin o büyük devrim yürüyüþünü durduramamýþtýr. Devrimci mücadele her koþul altýnda devam etmiþtir. Tekelci sermaye ve onlarýn devlet güçleri, iþçilerin ve halklarýn bugün daha da güçlenen ve büyük bir hýzla geliþen toplumsal hareketini ezmek için göze alamayacaklarý zorbalýk ve despotluk yoktur. Fakat ne yaparsa yapsýn, karþýsýnda en çetin süreçlerden geçerek gelmiþ, deneyimli, devrimci savaþý sürdürebilen devrimci emekçiler ve halklar var. Karþýsýnda kendi mücadele tarihinden dersler, sonuçlar çýkarmýþ ve yenmeyi öðrenmiþ olan kitleler var. Böyle bir yerde her burjuva saldýrýsý ve þiddeti, devrimci kitlelerden sert ve güçlü bir pratik yanýt alýr. Emekçilerin toplumsal hareketi, kurulu sosyal düzeni alt üst edecek, ileri bir geliþme aþamasýna ulaþmýþtýr. Sýnýflar mücadelesinin bugünkü düzeyini ve gereksinmelerini karþýlayacak adýmlar atýlmalýdýr. Ortaya çýkan yeni sosyal ve politik olaylarý ve koþullarý teorik olarak çözümleyerek, izlemesi gereken politik mücadele çizgisini belirleyemeyenler, mücadelenin gerisinde kaldýklarý gibi, kitlelerin toplumsal hareketinin geliþmesinin önünde de engel oluþtururlar. C.DAÐLI

3


Yeni Evrede

Zindanlar

AMED ZÝNDANINDA AÇLIK GREVÝ

Mücadele Birliði

BIÇAK KEMÝÐE DAYANMIÞTIR

Merhaba Deðerli Basýn Emekçileri; Devletin emekçi halklar üzerinde ki zulmü artarak devam ediyor. Türkiye ve Kürdistan devrim güçleri karþýsýnda çaresiz kalan devlet, en vahþi zor yöntemleriyle halklarýmýzýn üzerine geliyor. Ýç savaþý kendi lehine çevirmek için çaresizce kývranan sermaye sýnýfý, emekçi halklar karþýsýnda, katliam ve zulümüne raðmen aðýr yenilgiler alýyor. Giriþtiði her katliam býrakýn iç savaþý bitirmeyi, iç savaþý gürleþtiriyor ve Kürt Halký, emekçi halklarý zafere bir adým daha yaklaþtýrýyor. Uzun yýllarý alan Kürdistan iç savaþýnda, Kürt Halký diðer emekçi halklara iç savaþ dersi veriyor. En aðýr katliam ve kýrýmlara maruz kalmasýna raðmen 7’sinden 70’ine Kürdistan ve Türkiye birleþik devrimine olan baðlýlýðýný, bu devrimdeki militan rolünü terk etmiyor. Kürt halkýný ölümlerle, paramparça bedenlerle, sosyal-kültürel soykýrýmla terbiye etmek isteyen sermaye sýnýfý, “devrimcileri sindirme merkezleri” olarak gördüðü cezaevlerini de aktif þekilde kullanýyor. Tutsaklýkla sýnanan Kürt halký bu savaþtan da baþarýyla çýkýnca bu defa cezaevlerinde katliamlar baþladý. Ýnsani olmayan koþullar, tecrit, fiziki ve psikolojik saldýrýlar vb. devrimci ve Kürt tutsaklarý yýldýrmanýn, sindirmenin ve derin düþmanlýðýn bir ifadesi oldu. Bu anlamda en son Urfa cezaevinde “insani” olmayan koþullarý protesto etmek amacýyla dolaylý olarak “insani olmayan” düzene isyan eden tutuklular odalarýný ateþe vermiþ ve 13 insanýmýzý kaybetmiþtik. Bundan 10 ay önce de devrimci tutsaklar Urfa zindanýnda saldýrýlara karþý koðuþlarýný ateþe vermiþti. Bunun yanýnda Ýmralý adasýnda bulunan PKK lideri A.Öcalan üzerindeki tecrit yaklaþýk 1 yýlý buldu. PKK’li tutsaklar bu 1 yýl içinde çeþitli eylemlerle tecride karþý, saldýrýlara karþý tepkilerini koyuyorlardý. En son bizim de bulunduðumuz Amed cezaevinde bir yurtsever dostumuz tecride karþý bedenini ortaya koyarak eylem gerçekleþtirmiþtir. Arkadaþýmýz Vahit Kýlýç eylemi sonucu aðýr yaralý olarak hastaneye kaldýrýldý, halen Diyarbakýr Araþtýrma Hastanesi yoðun bakýmýndadýr. Daha önce de onlarca yurtsever dostumuz bedenlerini ateþe vermiþti. Bizler; Amed cezaevinde bulunan PKK, TKEP/L ve MLKP tutsaklarý olarak Urfa cezaevi katliamýný kýnamak amacýyla 3 günlük açlýk grevine girdiðimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Devrimi yükseltme, zaferle taçlandýrma kararlýlýðýmýzý dile getirmek için bir dizi eylemsellik gerçekleþtireceðiz. Eylemlerimiz, zafer kararlýlýðýyla sürecektir. 22 Haziran 2012 Amed Zindaný’ndan Bir Leninist Tutsak

4

Tekirdað 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden devrimci tutsaklarýn göndermiþ olduðu açýklamayý öneminden dolayý aþaðýda yayýmlýyoruz. “Halklarýmýza! 16 Haziran’da Þanlýurfa E tipi Cezaevinde 13 adli mahkum hayatýný kaybetti. Bu bir katliamdýr ve faili devlettir. 6 kiþilik C-15 bölmesinde 18 kiþi kalmaktadýr. 10 kiþilik mekanlara 30 kiþi týkýlmýþtýr. 350 kiþi kapasiteli hapishanede 1057 mahpus kalmakta, mahpuslar yerlerde ve ancak dönüþümlü olarak yatabilmektedir. Günde 4 kez birer saat su verilen koðuþlarda mahpuslar tek tuvaleti kullanmak için sýraya girmektedir. 45 dereceyi bulan hava sýcaklýðýna raðmen klimaya izin verilmemiþ hatta mevcut havalandýrma pervanesi sökülmüþtür. Bütün gayri insani þartlarýyla hapishane, mahpuslar için günlük bir iþkence merkezi niteliðindedir. Urfa hapishanesine iliþkin ÝHD ve Mazlum Der’in Temmuz 2010 ve Ocak 2012 tarihli iki raporu Baro’nun Nisan 2011 tarihli raporu mevcuttur. Temmuz 2011 de yurtsever bir tutsak bedenini ateþe vererek hapishane þartlarýný protesto etmiþ. Eylül 2011 de siyasi tutsaklar yine eyleme geçmiþtir. Urfa hapishanesi defalarca basýna haber olmuþ, son 1 yýlda Adalet Bakanlýðýna sayýsýz resmi þikayette bulunulmuþ, Ocak 2012 de TBMM’de soru önergesi verilmiþtir. Tüm bunlar hapishanenin gayri insani þartlarýnda bir düzelme saðlamaya yetmeyince adli mahkumlarýn baþkaldýrmaktan baþka seçeneði kalmamýþtýr. Göz göregöre gelen isyanda çýkan yangýnda, yeterli müdahale yapýlmamýþ, 13 mahkum yanarak ölmeye terk edilmiþtir. Katliamýn doðrudan sorumluluðu, faþist karakterli hapishane ve ceza infaz politikalarýnda ýsrar eden defalarca uyarýya raðmen gayri insani þartlarý iyileþtirmeyen ve nihayetinde mahpuslarýn yanmasýna yol açan hükümete, bakanlýða ve hapishane idaresine aittir. Katliamýn ardýndan devletin tutumu delilleri karartmak, bilgileri çarptýrmak ve tepkileri bastýrmak yönündedir. Polis hapishane kapýsýnda bekleyen acýlý ailelerin üzerine salýnmýþtýr. “Aralarýndaki kavga sonucu çýkan yangýnda öldüler” yalanýný uydurmuþtur. Fakat gerek tanýklarýn anlatýmýyla gerekse iki gün geçmeden bu kez çocuk mahpuslarýn isyanýyla devletin rezil yaný tuzla buz olmuþtur. F devletin hapishaneler tarihi Buca’dan Ümraniye’ye Amed’den, Ulucanlar’a ve 19 Aralýk’a uzanan katliamlarýn ve süreðen zulmünün tarihidir. Metris’te Engin Çeber’in katledilmesi, Kayseri’de ring aracýnda beþ mahkumun yanmasý, Pozantý’da çocuk mahpuslarýn sistematik iþkence ve tecavüze uðramasý devletin hapishaneler politikasýnýn yakýn dönem sembolleridir. Bu son 11 yýlda 943 hasta mahpus tahliye edilmeyip hapishanelerde ölüme sevk edilmiþtir. Devlet Kürt halk direniþini bastýrmak amacýyla 3 yýlda 8 bin siyasi tutuklama yapmýþ, baþta Kürdistan’dakiler olmak üzere tüm hapishaneler, dolup taþmýþtýr. Urfa katliamýnýn ve peþinden diðer hapishane politikasýnýn ve kitlesel tutuklama saldýrýsýnýn sonucudur. Adalet bakanýnýn çözüm adýna 196 yeni hapishane vaadi, gayri insani hapishaneler politikasýnýn derinleþtirileceðinin, Kürt halký ve devrimci demokratik güçler üzerindeki kitlesel tutuklama terörünün sürdürüleceðinin ilanýdýr. E tipinde 350 kiþilik kapasiteye 1057 týkýþtýrýlmasý ve F tipinde aðýr tecrit tredman uygulamasý faþist devletin insanlýk dýþý hapishaneler politikasýný yansýtan iki karedir. Mahpuslar saðlýk, sosyalleþme ve beslenme gibi asgari hayati ihtiyaçlarýndan mahrum býrakýlmaktadýr. Bulunduðumuz Tekirdað 1 Nolu F tipi hapishanesi dahil, tüm F tiplerinde býçak kemiðe dayanmýþtýr. Pek çok tutsaðý aylarca tek kiþilik hücrede tutmak iletiþim imkanlarýný ortadan kaldýrmak, disiplin cezasý yaðdýrmak ve infazlarý yakmak, ani hücre baskýnlarý yapmak, saðlýklý yaþam hakkýný budamak, aðýrlaþtýrýlmýþ müebbetlik tutsaklara en koyu tecrit iþkencesini ve idam cezasýnýn zamana yayýlmýþ infazýný dayatmak gibi faþist uygulamalar baþýný alýp gitmektedir. Tutsaklarýn þikayet ve suç duyurularý dikkate alýnmamakta hak talepleri daha fazla baskýyla yanýtlanmaktadýr. Bilinmelidir ki hapishanelerdeki olasý yeni trajik olaylardan devlet sorumlu olacaktýr. Halklarýmýzý, devrimci ve demokratik kamuoyunu yeni Urfa’larýn yaþanmamasý için duyarlýlýk göstermeye, Urfa katliamýnýn hesabýný sormaya ve tecrit ve tredman politikasýna karþý çýkmaya çaðýrýyoruz.

Tekirdað 1 Nolu F Tipi Cezaevinden DHKPC, Direniþ Hareketi, MKP, MLKP, PKK, TKEP/L ve TKP-ML Dava Tutsaklarý”

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

TECRÝDE KARÞI MÜCADELE

Tecrite Karþý Mücadele Platformu, son dönemde zindanlarda yaþanan ölümler ve hak gasplarýna dikkat çekmek üzere, 30 Haziran günü Taksim Galatasaray Meydaný’nda bir basýn açýklamasý yaptý.“Yaþasýn 19-22 Aralýk Direniþimiz, Katliamý Unutmadýk Unutturmayacaðýz” yazýlý pankart açýlarak yapýlan açýklamada, hakim sýnýflarýn her on yýlda bir gözden geçirilen ve emperyalist güçlerin çýkarlarýna göre planlanan kapsamlý saldýrýlarýn ilk adresinin ve sonuçlarýnýn açýða çýktýðý yerlerin cezaevleri olduðu belirtildi. Bugün en küçük demokratik hak talebi ve mücadelesinin dahi “terörizm”le iliþkilendirilerek en uç boyutlara uzanan devlet terörü eliyle onbinlerce kiþinin hapsedildiði ve cezaevlerinde yaþanan insanlýk dýþý uygulamalarýn yarattýðý direniþlerin bu tarihsel deneyimin sonucu olduðu belirtildi. F tipi cezaevlerinde tecrit içinde tecrit yaratýlarak þiddetin daha da derinleþtirildiði ve tutsaklarýn birbirlerinden ve yaþamdan tamamen yalýtýlmaya çalýþýldýðýna dikkat çekilen açýklamada süreli yayýnlara el konularak geciktirildiði, hatta bazen hiç verilmediði, sohbet hakkýnýn engellendiði, saðlýk sorunlarýnýn üst boyutlarda yaþandýðý, kantinlerde satýlan ürünlerin kalitesizliði ve pahallýlýðý, tutsaklarýn verdikleri en küçük tepkide aylarca hatta yýllarca süren iletiþim, haberleþme ve görüþ yasaklarýnýn verildiði, hasta tutsaklarýn tedavilerinin engellenerek ölüme terk edildiði belirtildi. Hükümetin daha çok cezaevi açma politikasýnýn, haklarýna sahip çýkan daha fazla insaný onlarca yýl hapse mahkum etmek, tutsaklarýn her türlü sosyal ve bireysel haklarýndýn gasp edildiði iþkencehanelere dönüþtürmek üzerine kurulu bu uygulamalar sonucunda cezaevlerinin yangýn yerine dönüþtüðü ifade edildi. Urfa Cezaevi’nde 13 adli tutuklunun yakýlarak öldürüldüðü ve bunun ilk olmadýðý ve son da olmayacaðý ifade edildi. Bu politikanýn sürdürüleceðinin bizzat Baþbakan tarafýndan ilan edildiði hatýrlatýlan açýklamada tüm devrimci demokrat ve ilerici kesimlere, içeride ve dýþarýda devam eden mücadelelerin baðýný kurma ve bu mücadele alanlarýný ortaklaþtýrarak toplumun bütününe yayma görevinin ertelenemezliðine dikkat çekildi. “Tecrite Son”, “Hasta Tutsaklar Serbest Býrakýlsýn”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma” sloganlarý atýlan basýn açýklamasý, tutsaklarýn talepleri doðrultusunda sürdürdükleri direniþi destekleme, içeride ve dýþarýda büyütülen tecridin ancak mücadele ile ortadan kaldýrýlabileceði vurgulanarak devrimci tutsaklarla dayanýþma çaðrýsý yapýlarak bitirildi.

Zindanlar

HAPÝSHANELER ÖLÜM MAKÝNESÝNE DÖNÜÞTÜ

ÝHD Ýstanbul Þubesi Cezaevi Komisyonu “Tecrit Öldürüyor, F Tipi Hapishaneler Kapatýlsýn” sloganýyla düzenlediði eylemlerin 25.sinde son dönemde hapishanelerde yaþanan ölümlere deðindi. Her Cumartesi olduðu gibi 30 Haziran günü de saat 18.00’de Taksim Tramvay Duraðý’nda bir araya gelen ÝHD üyeleri “Hapishanelerde Ölüm Ýstemiyoruz, Hasta Tutuklular Serbest Býrakýlsýn” pankartý açarak, “Hapishanelerde Ölüm Ýstemiyoruz”, “Tecrite Son”, “Yeni Ölümler Ýstemiyoruz”, “Hasta Tutuklular Serbest Býrakýlsýn” sloganlarý attýlar. Bu haftaki basýn açýklamasýný sanatçý Hakan Yeþilyurt okudu. Hapishanelerde beþ yüzün üzerinde hasta mahpus bulunduðu ve bunlardan yüze yakýnýnýn aðýr hasta olduklarý hatýrlatýlarak, yapýlan baþvurularýn görmezlikten, çaðrýlarýn duyulmazlýktan gelindiði ifade edilen açýklamada “Hapishaneler ölüm evleri olmasýn, Artýk yeter diyoruz. Hapishanelerde yeni ölümler istemiyoruz. Haziran ayý içinde hapishaneler adeta ölüm makinesine dönüþmüþtür” denildi. 4 Haziran’da Erzurum H Tipi Hapishanesi’nde Þahabettin Temur, 5 Haziran’da Bursa Yeniþehir Hapishanesi’nde Hüseyin Okus, 6 Haziran’da Muþ E Tipi Hapishanesi’nde Aydýn Kaya, 17 Haziran’da Urfa Hapishanesi’nde 13 kiþi, 25 Haziran’da ise Süleyman Acar, 29 Haziran’da Bursa E Tipi Hapishanesi’nde Erkan Erol’un ölümlerine ve nedenlerine deðinilerek Adalet Bakaný’nýn yapýlan bu uyarýlarý ýsrarla duymadýðý, tutsaklarýn yaþadýklarýný görmezden geldiði iade edildi. Mehmet Aðar için özel çiftlik hapishanesi inþa edip, her türlü konforu saðlayan devletin, tutsaklarýn ziyaretçilerini yasalarla belirlemiþ olmasýna raðmen, isteyenlerin Mehmet Aðar’ý ziyaret edebildiði hatýrlatýldý ve bu da yetmezmiþ gibi ziyaretçilerin rahatça gidebilmesi için hapishanenin bahçesine helikopter pisti yapýldýðýna dikkat çekilen açýklamada Adalet Bakaný’na seslenilerek, “2500 km yollara ring aracýnda çýkardýðýnýz mahpuslar hiç mi aklýnýza gelmiyor. Her yýl yüzlerce mahpusu ‘sürgün sevklere’ gönderirken, onlarý ziyaretçilerinden yoksun býrakýrken, Mehmet Aðar için yapýlanlar nedir?” denildi. Devletin kendi yasalarýný çiðneyerek her türlü hukuksuzluðu uyguladýðý, hapishanelerde ruh saðlýðýnýn bozuk olduðu bilindiði halde tek baþýna tedavisi yapýlmadan kendi hallerine býrakýlan tutsaklar yaþamýný yitirirken, “intihar etti” diyerek sorumluluktan kaçýlmasýna; aðýr hastalýðý olmasýna raðmen saðlýklý yaþam koþullarý yaratýlmadýðý için onlarý hücrelerde tedaviye muhtaç halde býrakýp, ölümleri seyrederken “Ecelinden Öldü” denilmesine tepki gösterilen açýklamada; ÝHD olarak mahpuslarýn yaþam haklarýný savunmaya, hapishanelerde saðlýklý yaþam koþullarý oluþturana dek yasa koyucularýn ve uygulayýcýlarýn yarattýðý sonuçlarý teþhir etmeye devam edecekleri belirtildi. Basýn açýklamasý “Hasta mahpuslar derhal serbest býrakýlmalý ve Hapishanelerdeki çifte standarda bir an önce son verilmeli” denilerek bitirildi.

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

5


Sokaklar

KESK ONURDUR

Ülkelerimiz emekçileri güne yine bir operasyon haberi ile uyandý. Aralarýnda KESK Genel Baþkaný Lami Özgen’in de bulunduðu çoðu Eðitim Sen’li 71 emekçi “KCK operasyonu’nda” gözaltýna alýndý. Bu saldýrý, anýnda tepkileri beraberinde getirdi, gözaltýlar hemen her merkezde protesto edildi. Ýstanbul’da da binlerce emekçi Tünel’de toplanarak Taksime yürüdü ve saldýrýlarý protesto etti. Saat 18.30’da “Hiçbir Baský Ve Operasyon Emekçilerin Sesi KESK’i Yýldýramayacaktýr!” pankartý açan KESK Ýstanbul Þubeler Platformu ile birlikte aralarýnda Mücadele Birliði Platformu’nun da bulunduðu binlerce kiþi Tünel Meydan’da toplandý. “Faþizme Karþý Omuz Omuza!”, “Gözaltýlar, Tutuklamalar Baskýlar Bizi Yýldýramaz!”, “Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði!”, “Kurtuluþ Yol Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!”, “KESK’li Tutsaklar Serbest Býrakýlsýn!”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarý atarak yürüyen emekçiler, saldýrýlarý protesto eden konuþmalar da yaptý yol boyu. “Unuttuklarý bir þey var, KESK sokakta kuruldu ve hiçbir baskýya da boyun eðmeyecektir” diyen emekçiler, Taksim Meydaný’na gelince oturma eylemi yaptý. Çeþitli konuþmalar yapýldý, türküler-marþlar söylendi. Eylem, Ankara’da KESK üyelerinin yargýlanacaðý duruþmaya ve 30 Haziran’da Kadýköy Boða’da yapýlacak yürüyüþe katýlým çaðrýsýyla sona erdi. “KESK’li Tutsaklar Teslim Alýnamaz” KESK Ýzmir Þubeler Platformu, yapýlan operasyonu akþam saat 18.00’de protesto etti. Kamu emekçileri “Susmayacaðýz! Direneceðiz! Baskýlar Bizi Yýldýramaz!/KESK” ve “Gözaltýlar Serbest Býrakýlsýn” imzalý pankartý açtýlar ve Sümerbank önünden Ýzmir Büyükþehir Belediyesine yürüdüler. Emekçiler eylem boyunca sloganlar attýlar. ÝBB önüne gelindiðinde okunan açýklamada, “bu gözaltý ve tutuklama furyasýnýn tek amacý haklý mücadelemizi yýpratmak ve kamuoyunun kafasýnda soru iþaretleri oluþturmaktýr. Bizleri ve mücadelemizi bu tür baskýlarla, gözaltýlarla sindireceklerini sananlarýn büyük bir yanýlgý içerisinde olduðunu bir kez daha ifade ediyoruz” denildi. Açýklamanýn ardýndan oturma eylemi yapýlarak eylem sloganlarla sona erdirildi.

6

KESK’liler Adliyede Gözaltýna alýnan 71 KESK üyesinden 30’u emniyetteki iþlemlerin ardýndan yoðun önlemler altýnda adliyeye getirildi. Türkiye’nin dört bir yanýndan gelen KESK üyelerini, birçok siyasi parti ve demokratik kitle örgütü de yalnýz býrakmadý. KESK’in mücadelesinde yalnýz olmadýðýný ifade eden emekçiler sloganlarla adliye önünde bekliyor. KESK Genel Sekreteri Ýsmail Hakký Tombul, gözaltýndaki 30 kiþinin emniyetteki sorgusunun tamamlandýðýný, 24 kiþinin ise sorgusunun devam ettiði bilgisini verirken 17 kiþinin gözaltýndaki sorgularý sonrasýnda serbest býrakýldýðýný belirtti. Tombul, emniyetteki sorguda, “21 Aralýk 2011’deki saðlýk örgütleriyle düzenlenen genel greve neden katýldýnýz? Baþbakanlýða yürüyerek bordro yakma eylemine neden katýldýnýz?” gibi sorular sorulan KESK’lilere, “ ‘KESK’li Kadýnlar Onurumuzdur’, ‘AKP’ye Teslim Olmayacaðýz’, ‘Zafer Direnen Emekçinin Olacak’ gibi sloganlar atmýþsýnýz” denildiðini aktardý. 22 kiþi Ankara 12. Aðýr Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliði’nin kararýyla tutuklandý. 12 KESK üyesi ise tutuksuz yargýlanmak üzere serbest býrakýldý. 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

KESK Tutuklamalara Karþý Yürüdü! KESK operasyona karþý eylemlerini bugün de sürdürdü, Galatasaray Lisesi’nden Taksim Meydaný’na kadar yürüyüþ düzenlendi. Kamu emekçilerinin düzenlediði eylemde operasyonda alýnlarýn derhal serbest býrakýlmalarý istendi. Galatasaray Meydaný’ndan yürüyüþe baþlayan emekçiler, “Baskýlar tutuklamalar bizi yýldýramaz” yazýlý pankart açarak, sloganlarla Taksim’e doðru yürüyüþe geçti. Yürüyüþ boyunca “Faþizme karþý omuz omuza”, “KESK’li tutsaklar onurumuzdur”, “Gözaltýlar Tutuklamalar Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý atýldý. Taksim Meydaný’nda, ayný saatlerde Roboskî katliamýyla ilgili basýn açýklamasý yapan HDK’liler tarafýndan karþýlanan KESK üyeleri adýna Hamdi Çalýk bir açýklama yaptý. Çalýk, “Yine bir zulüm döneminden geçiyoruz. Kendinden olmayan herkese kin duyanlarýn yarattýðý öfke dalgalarý gözaltý ve tutuklamalarla, ‘þafak operasyonlarýyla’ girdaba dönüþerek emek ve demokrasi güçlerini boðmaya çalýþýyor. Bütün toplumu ezerek, yakarak kendi kurumaya yüz tutmuþ kemiklerini ýsýtmaya çalýþan bir iskeletler sýnýfýnýn eðlencesine tanýklýk ediyoruz” dedi. 28 Haziran gecesi, gözaltýndaki 13 kiþiden 6’sý sevk edildikleri mahkeme tarafýndan tutuklandý. KESK Baþkaný Lami Özgen dahil 7 kiþi serbest býrakýldý. KESK Baþkaný Lami Özgen tutuklanan sendikacýlara seslenerek “KESKli bütün tutsaklar bizim onurumuzdur” dedi. Kurulduklarý günden bu yana birçok baský, gözaltý ve tutuklamayla karþý karþýya kaldýklarýný belirten Özgen, “Öyle bir mücadeleci gelenekten geliyoruz ki asla ve asla sonucu ne olursa olsun, yönelimler ne olursa olsun yürütülen bu baskýlara karþý dün boyun eðmedik, bugün de boyun eðmedik, yarýn da boyun eðmemeye devam edeceðiz. Bütün sendikalarýmýzýn MYK ve þubeleri adýna bir kez daha tutuklu olan ve yeni tutuklanan arkadaþlarýmýza söz veriyorum; asla ve asla mücadelemizden vazgeçmeyeceðiz. Geri adým atmayacaðýz. Sonuna kadar bu haklý mücadelemizi sürdürmeye devam edeceðiz. KESK’li bütün tutsaklar bizim onurumuzdur” dedi. Tutuklanan 7 KESK’li ise Adliye çýkýþýnda Çevik Kuvvet otobüsüne bindirilerek Sincan F Tipi Cezaevine götürüldü.


BEDAÞ ÝÞÇÝLERÝ SOKAKLARDA!

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

Eylemlerinin 32. gününde olan taþeron enerji iþçileri, yeni ve ses getirecek eylemlere imza atmaya baþladýlar. 21 Haziran Perþembe günü saat 14.00 sularýnda Boðaziçi köprüsünü trafiðe kapatan BEDAÞ iþçileri, Enerji Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal’la birlikte gözaltýna alýndýlar. Saldýrý ve gözaltýyý protesto etmek için akþam saat 18.30’da Taksim Tramvay Duraðýnda bir basýn açýklamasý yapýldý. “BEDAÞ’tan Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” ve “Direnen Ýþçiler Onurumuzdur” pankartlarý ile toplanan iþçiler, “Yaþasýn Köprü Eylemimiz” dövizleri açtýlar. Çok sayýda sendika yöneticisinin, Çapa Taþeron iþçilerinin ve emek örgütlerinin desteklediði eylemde, “Bugün ekmeði için gözaltýna alýnan iþçiler, gerekirse daha ileri eylemler yapacaklar. Yaptýklarýmýz yapacaklarýmýzýn teminatýdýr” diyen iþçiler, “ya 124 iþçiyi iþe alacaklar ya da bundan sonra her gün bir iþgal olacak. ..... Bu sese kulak verin,

bu ses Adana’da kendini yakmaya kalkanlarýn sesidir. Kavgamýz ekmek, özgürlük kavgasýdýr. Bizim hakkýmýzda savcýlýða suç duyurusunda bulundular, bunlar örgüt üyesi diye. Evet, her birimiz kahraman iþçi sýnýfýnýn neferleriyiz. Bilsinler ki, biz oradan oraya sürebilecekleri örgütsüz iþçiler deðiliz. Ýstanbul’da, Adana’da, Diyarbakýr’dayýz, her yerdeyiz” dediler. “Bu haklý mücadelemizde bugün gözaltýna alýnan tüm arkadaþlarýmýzýn derhal serbest býrakýlmalarýný, Adana’da ve Ýstanbul’da haksýz ve hukuksuz biçimde iþten çýkartýlan arkadaþlarýmýzýn derhal iþe dönmelerini istiyoruz” denilerek sona eren açýklamanýn ardýndan DÝSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroðlu bir konuþma yaptý. Binlerce taþeron iþçisinin onlarýn eylemlerini takip ettiðini vurgulayan Serdaroðlu, “sizin mücadeleniz onlarýn mücadelesinin önünü açýyor” dedi. Mecliste görüþülecek olan iþ ve çalýþma yasasý için taleplerini içeren imzalar toplayan iþçiler, 22 Haziran Cuma akþamý bu imzalarý meclise gönderecekler. Ýþçiler ertesi gün de Galatasaray Lisesi önünde BEDAÞ’a yaptýklarý yürüyüþle gözaltýlarý protesto ettiler. Saat 15.00 ‘da baþlayan yürüyüþte “BEDAÞ’tan Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” pankartý açtýlar ve yürüyüþ boyunca “Köprüyü Kestik, BEDAÞ’ý da Ýþgal Ederiz”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” slogan-

larý attýlar. BEDAÞ Genel Müdürlüðü önüne gelen iþçilere Dev Saðlýk Ýþ, Sosyal Ýþ ve Eðitim Sen’li sendikacýlar da destek verdi. Dev Saðlýk Ýþ baþkaný Arzu Çerkezoðlu yaptýðý konuþmada dayanýþma dileklerini sundu. Enerji Sen baþkaný Kamil Kartal da bir konuþma yaptý ve iþçilerin hukuksuzca iþten çýkartýldýðýný, yerlerine iþçiler çalýþtýrýldýðýný söyledi. Bunun anayasaya aykýrý olduðunu, suç olduðunu söyleyen Kartal, “bu iþçilerin yerine çalýþtýrýlan iþçileri çalýþtýrmayacaðýz. Gerekirse mahalle mahalle dolaþýp çalýþtýrmayacaðýz” dedi. BEDAÞ iþçileri adýna basýna açýklama yapan Arif Baþgedik, “BEDAÞ Genel Müdürlük önünde sürdürdüðümüz direniþte ve Boðaziçi Köprüsü’ndeki gösterimiz kararlýlýk gücünü güvenceli koþullarda çalýþma ve insanca yaþam taleplerimizin haklýlýðýndan almaktadýr. Bugün 33. gününde olan haklý mücadelemizde dün gözaltýna alýnan tüm arkadaþlarýmýzýn serbest býrakýlmalarýný, Adana’da ve Ýstanbul’da haksýz ve hukuksuz biçimde iþten çýkartýlan arkadaþlarýmýzýn derhal iþlerine geri dönmeleri istiyoruz” dedi. 29 Haziran günü eylemlerinin 40. gününde olan BEDAÞ iþçileri, Galatasaray Lisesi önünde toplanarak BEDAÞ önüne yürüdüler. Eyleme Devrim Öðrenci Birliði’nden öðrenciler de destek verdiler. Yürüyüþten sonra BEDAÞ binasý önünde kurdaki çadýrýn yanýnda BEDAÞ iþçileri adýna açýklama yapan Arif Baþgedik, 120 enerji iþçisi iþten atýldýðýný bunun gerekçesinin iþçilerin sendikaya üye olmak ve ödenmeyen ücretleri istemek olduðunu söyledi. Baþgedik, “Bugün yine ilan ediyoruz ki BEDAÞ bu sorunun asýl muhatabýdýr ve bu sorunu çözecek olan da yine BEDAÞ’týr! Haksýz, hukuksuz, keyfi bir þekilde iþten atýlan enerji iþçileri olarak buraya kurduðumuz çadýrda her gün 24 saat gece gündüz demeden iþimize geri dönene kadar kalacaðýz!” dedi.

D E V RÝ MC Ý Ö ÐR E N C ÝL E R B E DA Þ Ý Þ Ç ÝL E R ÝN Ý Z Ý YA R ET ET T Ý

29 Haziran günü sabah saatlerinde iþçilerin yanýna giden DÖB’lü devrimci öðrenciler, iþçilerle sohbet ettiler ve yanlarýnda olduklarýný dile getirdiler. Eylem çadýrýnda az sayýda iþçi vardý ama, bunun nedeni iþçilerin Gazi Mahallesi ve Nurtepe’de fatura okuma yapýlmamasý için nöbette olmalarýydý. BEDAÞ iþçileri eylemlerinin 40. gününde yine anlaþma saðlanamadý. Patronla yapýlan görüþmeler sonucunda 100 yakýn iþçinin iþlerine geri dönmesi kabul edildi ama kalan 16 iþçinin iþe alýnmayacaðý söylendi. Çýkan anlaþmazlýk sonucu patronla sendika arasýnda süren görüþmeler týkandý. Patronun Ülkü Ocaklarý’ndan devþirdiði grev kýrýcýlarý, kesme, okuma yapýlan bölgelerde (Çaðlayan, Kaðýthane, Nurtepe, Gazi Mahallesi vb.) BEDAÞ iþçileri tarafýndan engelleniyor. 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

7


HAVAYOLU ÝÞÇÝLERÝNÝN EYLEMÝ SÜRÜYOR

Yeni Evrede

Sokaklar

27 gündür eylemde olan hava yolu iþçileri, 24 Haziran günü Atatürk Hava Limaný’nda Dýþ Hatlar Geliþ Terminali önünde eylem yaptýlar. Çok sayýda sendika temsilcisi ve siyasi yapýlar destek olmak için oradaydýlar.. Saat 15.00’ten itibaren toplanan emekçiler, halaylar çekip sloganlar attýlar. Ýþçiler adýna konuþan Hava-Ýþ Sendikasý Teþkilatlanma Sekreteri Kaya Sayýn, dünyanýn hiçbir ülkesinde havayollarýnda grev yasaðýnýn olmadýðýný söyledi. 30 Mayýs günü grev yasaðýnýn TBMM’de onaylandýðýný, 2 Haziran günü Cumhurbaþkanýnýn onayýndan geçtiðini ve 3 Haziran’da da Resmi Gazete’de yayýnlanarak uygulamaya geçtiðini hatýrlatan Sayýn, bunun anayasaya aykýrý olduðunu söyledi. AKP yönetimi tarafýndan atanan THY yönetiminin 3 dönemdir TÝS masasýna otur-

Mücadele Birliði

madýðýný, söyleyen Sayýn, bu dönem de Yargýtay kararýyla masaya oturduðunu ancak TÝS imzalamadýðýný ve bu sürece gelindiðini, 305 kiþinin iþten atýldýðýný aktardý. Bu yaþananlarýn, kalifiye personel eksikliðinin uçuþ güvenliði zafiyetine, uçuþ süresinin uzatýlýp dinlenme süresinin kýsaltýlmasýna, uzman iþgücü deðil ucuz iþgücünün getirilmesine yol açtýðýný; bu anlayýþýn uçuþ güvenliðini ortadan kaldýrdýðýný söyledi. Uluslararasý iþçi örgütlerinin kendileri için yaptýklarý toplantýlar ve aldýklarý kararlarýn gurur verici olduðunu da dile getiren Sayýn, “27 gündür 200’e yakýn kurum ve

15.000 ziyaretçi gurur vericidir” dedi. Konuþma sýk sýk “Yasaklar Bizi Yýldýramaz”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlarý atýldý. Çok sayýda sendika yöneticisi ve iþçiler, çeþitli emek örgütlerinin ziyarete geldiði eyleme katýlan kurumlara, kendilerine destek olan herkese teþekkür ettiklerini söyledi. Konuþmalarýn ardýndan Havayolu iþçileri kortej oluþturarak, A Giriþ Kapýsýna yürüdü ve desteðe gelenleri yolcu etti. “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya HiçBirimiz”, “Uçma Uçtukça Sýra Sana Gelecek”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Grev Hakký Engellenemez”, “Yer Gök direniþ Onurlu Hava Ýþ” sloganlarýyla coþkulu bir þekilde yürüyen havayolu iþçileri, A Kapýsý önüne gelince ziyaretçileriyle yine sloganlarla vedalaþarak ayný kortej disiplini ve sloganlarla eylem yerlerine döndüler.

ÝÞÇÝ SINIFI TARÝHE VE SANATA SAYGILIDIR

Borusan Lojistik iþçileri, 20 Haziran günü saat 11.00 civarýnda Ýstiklal Caddesi’nde bulunan Borusan Kültür Sanat binasýna girerek iþgal ettiler. Borusan Kültür Evi’nde üst katta balkonlara ve pencerelere çýkan Borusan iþçileri, balkondan “Borusan Lojistikte Ýþçi Kýyýmýna Son, Yaþasýn Borusan Direniþimiz” pankartý açtýlar. Pencere ve balkondan sürekli slogan atan iþçiler, “Yýlmayýz, Yýkýlmayýz, Burdayýz”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlarýný attýlar. Borusan iþçilerine iþten çýkartýlan BEDAÞ iþçileri binanýn önünde durarak iþçilere destek oldular. Borusan Lojistik sorunu çözünceye kadar buradan ayrýlmayacaklarýný söyleyen iþçiler için binanýn dýþýnda çevik kuvvet ve TOMA araçlarý, itfaiye ve ambulans hazýr bekledi. Saat 14.00 civarýnda sendika yönetici-

8

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

leri ile Borusan yöneticileri arasýnda süren görüþmelerin ardýndan, Borusan yönetimi Cuma günü 11.00’de sorunun çözümü için randevu verdi. DÝSK Nakliyat-Ýþ Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu basýna açýklama yaptý. Küçükosmanoðlu, “Ýþçi sýnýfý tarihe ve sanata saygýlýdýr ama sermayenin ve patronlarýnýn iþçi sýnýfýna zulmüne karþý direniriz. Biz bu yola çýktýðýmýzda tutuklanmak gözaltýna alýnmak výz gelir bize, çünkü bu dava iþçi sýnýfýnýn davasýdýr. Bu dava iþçi sýnýfýnýn gelecek davasýdýr. Borusan yöneticileri yaptýðýmýz görüþmelerde Cuma günü saat 11.00’a kadar bu sorunu halledecekleri sözünü verdiler. Temennimiz Cuma günü bu sorunun çözümlenmesidir” dedi. Bu söz üzerine eylemi bitiren Borusan iþçileri, BEDAÞ iþçileri ile birlikte BEDAÞ genel binasý önüne yürüyüþ yaptýlar.


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

SAÐLIKTA DÖNÜÞÜM ÞÝDDETE DÖNÜÞTÜ!

ÝTO (Ýstanbul Tabip Odasý), SES Aksaray Þubesi ve Türk Psikiyatri Derneði üyeleri, arkadaþlarý Ý.Ü. Cerrahpaþa Týp Fakültesi Hastanesi Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý’nda Rotasyonda olan Dr. Veysi Çeri’nin hasta tarafýndan býçakla yaralanmasýný ve saðlýk emekçilerinin hasta ve hasta yakýnlarýnýn þiddetine maruz kalmasýný protesto ederek, saðlýkta dönüþüm programýnýn, saðlýkta þiddete dönüþtüðünü belirttiler. 25 Haziran günü öðle paydosunda “Artýk Yeter Saðlýkta Þiddeti Durdurun!” ve “Hekime Þiddete Alýþmayacaðýz, Saðlýkta Þiddete Son!” yazýlý pankartlarla Cerrahpaþa Týp Fakültesi Hastanesi bahçesinde bir a-

raya gelen ÝTO, SES Aksaray Þubesi ve Türk Psikyatri Derneði üyesi saðlýk emekçileri, bir basýn açýklamasý yaparak saðlýkta dönüþüm programý sonrasýnda hasta ve hasta yakýnlarý tarafýndan giderek artan þiddeti protesto ettiler. “Saðlýkta Þiddet Durdurulsun”, “Saðlýkta Dönüþüm Þiddete Dönüþtü”, “Saðlýk Bakaný Ýstifa” sloganlarý atan saðlýk emekçileri adýna basýn açýklamasýný Asistan Dr. Onur Bilgiç okudu. 22 Haziran günü Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý Rotasyonda olan Dr. Veysi Çeri’nin sevkle gelen hastayý muayene odasýna almak üzereyken, hasta tarafýndan kýlýfýndan çýkardýðý býçakla bacaðýndan

yaralandýðýný aktaran Bilgiç, arkadaþlarýna acil serviste yapýlan müdahalenin ardýndan savcýlýkta suç duyurusunda bulunmak istediklerini, ancak savcýnýn bunu idari bir olay olarak deðerlendirip geri çevirdiðini belirtti. “Sistem iþlemiyor, týkanýyor ve yaþananlar unutturulmaya çalýþýlýyor” diyen Bilgiç, her geçen gün artan þiddetin nedeninin ise saðlýk emekçilerini hasta ve hasta yakýnlarýyla karþý karþýya getiren hükümetin kýþkýrtýcý üslubu olduðunu belirtti. Saðlýkta Dönüþüm Programý’nýn iflas ettiðini ifade eden Bilgiç, saðlýk hizmetlerinin paralý hale getirildiðine, hastanýn “müþteri” saðlýk çalýþanýný ise onun hizmetkarý gören ve bunu sürekli dillendiren bir anlayýþla saðlýk emekçilerinin itibarsýzlaþtýrýldýðýna, saðlýk kuruluþlarýnda her kademede 14 ayrý kalemde katký ve katýlým payý alýndýðýna, acil servislerin dahi paralý hale getirildiðine deðindi. Þiddeti doðuran bu sisteme karþý mücadeleyi sürdüreceklerini belirten saðlýk emekçileri, bundan sonra da bu mücadelenin giderek büyüyeceðini belirterek baþta saðlýk emekçileri olmak üzere tüm emekçileri bu sisteme karþý mücadele etmeye çaðýrdýlar.

FIRTINA ÖNCESÝ SESSÝZLÝK

Adana Tedaþ iþçileri, her Cuma günü yaptýklarý yürüyüþlerine devam ediyorlar. Eylemlerinin 112. günü olan 22 Haziran günü saat 19.00’da Atatürk Parký’nda toplanan iþçiler, bu kez farklý bir þekilde protestolarýný dile getirdiler. Slogan atmayan iþçiler, sloganlarýný farklý pankartlar açarak ifade ettiler. “Adana’da Hak Aramak Suç”, “Alacaklarýmýz Neden Hala Ödenmiyor”, “Yatmayan Maaþlarýmýzý Ýstedik, Sendikalý Olduk, Ýþten Atýldýk”, “Vali Söz Verdi Çözülecek Dedi Çözmedi”, “Sahipsiz Adana”, “Ýstanbul Bedaþ Ýþçileri Yalnýz Deðildir” pankartlarýyla sessizce Ýnönü Parký’na yürüyen iþçilere aileleri de katýldý. Parkta kýsa bir açýklama yapan Enerji-Sen Örgütlenme Sekreteri Süleyman Keskin “Þimdiye kadar sayýsýný hatýrlamadýðýmýz kadar eylem yaptýk, ailelerimiz yerlerde sürüklenerek gözaltýna alýndý, bugün eylem biçimimizi farklýlaþtýrarak sessizce yürümek istedik” dedi. Ýstanbul’da eylemlerini sürdüren ve boðaz köprüsüne çýkarak eylem yapan Bedaþ iþçilerini selamlayarak sözlerini bitirdi. Konuþmanýn ardýndan iþçiler “Fýrtýna Öncesi Sessizlik” pankartý açarak öfkelerini alkýþlarla göstererek, 5 dakikalýk oturma eylemi yaptýlar. Alkýþlarla sona eren oturma eyleminden sonra, 25 Haziran Pazartesi günü Adana Adliyesinde görülecek olan iþe geri dönüþ davarlýna çaðrý yapýlarak eylem sonlandýrýldý. Mücadele Birliði / Adana

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

9


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

“BU TARAF ACI DOLU GEÇMEYÝN, SESÝMÝZÝ DUYURUN”

Yakýnlarýný iþ cinayetlerinde yitirenlerin aileleri “Vicdan ve Adalet Nöbeti”nde Galatasaray Meydaný’nda 7. kez bir araya geldi. Bu haftaki eylemde Tuzla Tersanelerinde yaþanan iþ kazalarýna ve iþ cinayetlerine dikkat çekilirken, tersanelerde yaþamýný yitiren 19 yaþýndaki Sezai Demiral ve 51 yaþýndaki Ýbrahim Levent’in aileleri eyleme katýldý. Ýþ cinayetlerinde yakýnlarýný yitiren aileler adýna konuþan Sinem Emir, aileler olarak hükümete, siyasi partilere, milletvekillerine, sendikalara, meslek odalarýna, derneklere ve iþçilere seslenerek “Ýþ Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Yasasý”nýn baþtan niyeti ortaya koyduðuna dikkat çekerek doðru olanýn “Ýþçi Saðlýðý ve Güvenliði” olmasý gerektiðini belirtti ve “Ýþin yapýlmasýný ve güvenliðini saðlayýn yeter” denildiðini, bunun için iþ müfettiþlerinin sayýsýný arttýrmak, güvenlik tedbirlerini güçlendirmek, devam eden adalet mücadelelerinde yargýlanan sorumlu kurumlarýn cezalandýrýlmasý konusunda bir ilerleme kaydedilmediðini söyledi. Emir, yeni yasanýn çýkmasýndan sonra da iþ kazalarýnýn ve iþ cinayetlerini sürmekte olduðunu söyleyerek son süreçte yaþanan iþ cinayetlerinden bazýlarýný sýraladý. Ardýndan aileler söz aldý. Hanife Demiral 19 yaþýndaki oðlu için “ben istiyorum ki baþka kimse ölmesin, baþka analarýn babalarýn yürekleri yanmasýn. Benim oðlum ölmedi, oðlumu öldürdüler. Bu iþ kazasý deðildir, Allahtan deðildir, onu öldürdüler. Niye ölsün bu iþçiler, insanlar. Cezalarý yüksek tutsunlar, sorumlu olanlara yüksek cezalar verilsin ki, insanlar ölmesin” dedi. Sezai Demiral’ýn babasý Hikmet Demiral da 25 yýldýr tersanelerde çalýþan bir iþçi, ayný zamanda Limter-Ýþ Sendikasý Genel Sekreteri. Demiral emekli olmasýn raðmen geçimini saðlayabilmek için halen Tuzla Tersanelerinde çalýþmaya devam ediyor, bir yandan da iþ cinayetlerinin son bulmasý, sorumlularýnýn cezalandýrýlmasý için mücadele veriyor.

10

19 yaþýndaki oðlunu kaybeden Demiral, ilk baþlarda duygulandýðý için konuþmakta güçlük çekti. Oðlunun basýnçlý kap üreten bir firmanýn çatýsýnda çalýþýrken yaþamýný yitirdiðini söyleyen Demiral, oðlunun çalýþtýðý firmada yerde çalýþmak üzere iþe baþlatýldýðýný, daha sonra firmanýn çatýsýnda basýnçlý kap üretme iþinde çalýþýrken hiçbir güvenlik önlemi alýnmadýðý için yaþamýný yitirdiðini aktardý ve “Çatýda hiçbir güvenlik önlemi alýnmadan 18 metreden 19 yaþýndaki bir genç yaþamýný düþerek yaþa-

mýný yitirdi, oðlum iþ cinayetine kurban gitti” dedi. Demiral ailesinden sonra yine tersanede çalýþýrken bir patlama sonucu yaþamýný yitiren Ýbrahim Levent’in eþi Ruhiye Levent, eþinin ölümünü ve sonrasýndaki geliþmeleri aktardý. Tuzla Tersanelerinde 15 yýldýr çalýþmakta olan Ýbrahim Levent’in 2006 yýlýnda tersanenin hiçbir önlem almamasý nedeniyle gerçekleþen patlama sonucunda yaþamýný yitirdiðini belirten Ruhiye Levent, eþinin elinde kaynak lambasýnýn parlamasý sonucu yaralandýðýný ve hastaneye kaldýrýldýðýný kendisine telefonla bildirdiklerini aktardý. “Hastaneye gelir gelmez eþimin elinde kaynak makinesinin patladýðýný söylediler. Alýþtýra alýþtýra söylemeye çalýþýyorlar. Hatta önce patlama demediler, parlama dediler, çünkü patlama ile parlama farklý þeyler.. Parlama olduðunda böyle büyük bir yaralanma olmaz, ama patlama gaz sýkýþmasý 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

sonucunda olan bir þey ve büyük hasar meydana gelir. Bana böyle alýþtýrarak söylemeye baþladýlar. Zaten yavaþ yavaþ yalanlar da ortaya çýkmaya baþladý” dedi. Hiçbir tersane iþçisinin dava açma, takip etme þansý bulunmadýðýný belirten Levent, “Tersane iþçisi çok az ücret alan bir iþçi, çoðu tersane iþçisinin ailesi yoksul, dava açabilmek için ise ciddi bir paranýzýn olmasý gerekiyor ve bu paraya ölen bir iþçinin ailesinin denkleþtirmesi mümkün deðil, kaldý ki, dava süreci çok uzun sürüyor. O yüzden bir çoðu dava süreci bile yaþanmadan kan parasýný almak zorunda kalýyor ve susuyor” dedi. Eþinin çalýþma koþullarýný aktaran Levent, özellikle 2006’dan önce çok aðýr koþullarda çalýþmak zorunda kaldýðýný, aktardý. “Eþim o zaman günlerce eve gelmeden çalýþýrdý. Bir bayram bilmedik, hafta sonu tatili bilmedik, bir pazar oturup sabah kahvaltý edemedik, bir yere gezmeye gidemedik, gidemezdik. Eþim 3-4 gün hiç eve gelmeden çalýþýrdý. Bir ya da iki günlük dinlenmenin ardýndan iþe çaðrýlýr sonra gene günlerce gelmeden çalýþýrdý” dedi. Tuzla Tersanelerinde yaþanan iþ kazalarý ve iþ cinayetleri sonrasýnda güçlü bir mücadele vermek için neler yapýlabileceði konusunda ise Ruhiye Levent, “Tersaneler bölgesi çok büyük daðýnýk bir bölge, aileler birbirlerini tanýmýyorlar. Bir olay olduðunda bir araya gelmeleri pek mümkün olmuyor. Zaten firmalar ailenin etrafýnda olduðu için, genelde kan parasý vererek olayýn kapanmasýný saðlýyorlar. Benim gibi bir çok aile, kendi olanaklarýyla bir þeyler yapmaya çalýþýyor, ama güçlü bir birliktelik oluþturmak mümkün olmadý” diyerek dayanýþmanýn eksikliðini aktardý. Tersanelerdeki iþ cinayetlerindeki ölümlerde “iþ kazalarý”, “iþçinin dikkatsizliði”, “iþçilerin cahilliði” gibi açýklamalarda bulunulmasýna da tepki gösteren Demiral, “Bunca dünya güzeli gemileri inþa eden iþçiler, cahil olsalardý bunlarý yapamazlardý. Ýþçiler cahil olsa bu teknolojiyi kullanarak


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

bu üretimi yapabilirler mi? Ama iþçinin güvenliði için önlem alýnmýyorsa, iþçi çok aðýr þartlarda uzun saatler boyunca çalýþýyorsa, elbette ki kaza oluyor. Özellikle yaz aylarý çok sýcak, bir çok iþçi uzun iþ saatlerinde çok sýcakta çalýþýyor. Kapalý alanlarda gaz sýkýþmalarý oluyor. Gaz ölçümleri yapýlmadan iþçiler burada çalýþmaya zorlanýyorsa, elbet burada bir patlama olacak, bir elektrik kablosu yerden veya açýktan geçiyorsa, bir iþçi elbetteki buna takýlacak, deðecek” diyerek iþçilerin saðlýðý ve güvenliði için önlem alýnmadýðýný anlattý. Ýþçilerin artýk birer birer deðil, 5’er 5’er hatta 10’ar 10’ar ölmekte olduðunu belirten Demiral, iþ cinayetlerinin kesinlikle önlenebilir olduklarýný ve bunun için de iþin sorumlularýnýn ceza almasýnýn bir nebze de olsa caydýrýcý olabileceðini ifade etti. Ýþ yerlerinde iþçilerin saðlýðý ve güvenliði konusunda eðitim verildiði konusuna da deðinen Demiral, “Ýþçi saðlýðý ve iþçinin güvenliði için eðitim dedikleri, bir çok iþyerinde iþ öncesinde iþçiye verilen ve 15-20 dakikaya sýðdýrýlan ve nelere dikkat etmesi gerektiðinin sýralandýðý anlatýmlardýr. Kimi yerde 1-2 saate sýkýþtýrýlmýþ eðitimler vardýr. Ama genelde bu iþçi iþe baþlarken, bak burada kablo var, bak burasý yüksektir, burada iskele var, burada gaz sýkýþmasý olabilir, vb. þeyler anlatýlýr, eðitim dedikleri bundan ibarettir” diyerek iþyerlerinde iþçi saðlýðý ve güvenliði konusunda eðitime de yer verilmediðine dikkat çekti. Demiral’dan sonra Davutpaþa’daki patlama sonucu kardeþini yitiren Hakký Güneþ söz aldý. 21 kiþinin yaþamýný yitirdiði Davutpaþa’daki patlama sonrasýnda tek bir kiþinin dahi gözaltýna alýnmadýðýný hatýrlatan Güneþ “Biz kadere de, ölüme de inanýrýz, ama önlem alýnmadýðý için meydana gelen iþ cinayetlerini kabul etmiyoruz. Buradan bütün insanlara sesleniyoruz. Bu tarafa geçmeyin, bu tarafta acý doludur. Bu tarafa hiç geçmenizi istemiyoruz. Ama sizden de bir isteðimiz, bizlere destek olun, sesimizi duyurun. Baþka ölümler olmasýn istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladý. Ailelerin konuþmalarýnýn ardýndan Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi Haziran ayýna iliþkin iþ kazalarý ve meslek hastalýklarý hakkýnda bilgi verdi.

KATLÝAM 6. AYINDA PROTESTO EDÝLDÝ

Sokaklar

Roboski katliamýnýn 6. ayýnda Ýzmir BDP il örgütü, katliamýn unutturulmaya çalýþýlmasýný bir eylemle protesto etti ve faillerin yargýlanmasýný istedi. 28 Haziran günü, “Beyazýt, Halepçe, Sivas, Gazi, Roboski Katliamlarýnýn Faili DevlettirHalklarýn Demokratik Kongresi”, “Roboski ve Urfa Sorumlularý Hesap Versin Unutmadýk, Unutturmayacaðýz- BDP Ýzmir Ýl Örgütü”, “Bin Operasyon Yaptýn Çocuklarýmýz Nerede” pankartlarý taþýndý. Saat 17.00’de Basmane Meydaný’nda toplanan kitle, polisin yoðun güvenlik önlemleriyle karþýlandý. Çevik kuvvet ve sivil polis yoðunluðunun yaný sýra pek çok TOMA da eylem alanýndaydý. Saat 18.00’de yürüyüþe geçen kitlenin önü, polis tarafýndan kesildi. “Eylemin yasalara aykýrý olduðu bu yüzden yürüyüþe izin veremeyeceklerini” söylediler. Uzun süre polisle tartýþan BDP’li yöneticiler, izin verilmemesi üzerine bu durumu yaptýklarý oturma eylemiyle protesto ettiler. Oturma eyleminin ardýndan basýn açýklamasý okundu ve Roboski Katliamýnýn üzerinden geçen altý aya raðmen hiçbir þey yapýlmadýðýna, bunun Kürt Halký açýsýndan bir onur meselesi haline geldiðine ve KESK’e yönelik tutuklama terörüne, Urfa Cezaevi’nde katledilen tutsaklara ve hükümetin baþýnýn Roboski katliamýnýn kürtaj meselesinin bir tutulmasýna deðinildi. Hükümetin yargýladýðýný iddia ettiði 12 Eylül dönemini aratýr bir þekilde tutuklama ve baský dönemi yaþattýðýný belirten BDP, basýn açýklamasýndan sonra Suriye’de yaþanan olaylarda Suriye’ye demokrasi ve silahlardan vazgeçme çaðrýsý yapan ama kendi ülkesinde halklarý katletmekten ve baský ve terör uygulamaktan çekinmeyen hükümeti “Amerikan-Türk iþbirliðiyle yapýlacak Suriye savaþýna hayýr” þiarýyla uyardý. Eyleme Mücadele Birliði Platformu da destek verdi. Ayný gün Taksim Meydaný’nda Halklarýn Demokratik Kongresi HDK’nýn organize ettiði eylemde, katliamýn üzerinden 6 ay geçmesine raðmen sorumlularýn açýða çýkarýlmamasý protesto edildi. Basýna açýklama yapan Erdal Demirhan, “Katliamýn üzerinden 6 ay geçti. .... Ýsimlerini bilmesek de ‘vur’ emrini verenleri, bunu gerçekleþtirenleri unutmayacaðýz ve her fýrsatta lanetleyeceðiz ve bu kez peþinizi býrakmayacaðýz. ... Buradan halklarýmýzý tüm bu kapsamlý saldýrýlar karþýsýnda 2 Temmuz’da Sivas katliamýna karþý öfkemizi haykýrmaya ve 2 Temmuz’da Silivri’de görülecek olan KCK davasýný sahiplenmeye çaðýrýyoruz. 2 Temmuz’da Sivas’ta ve Silivri’de zulme boyun eðmeyeceðimizi haykýrýyoruz, hesap soracaðýz” diye konuþtu. Açýklamadan sonra oturma eylemine baþlayan kitle KESK’e yapýlan operasyona tepki için Kamu emekçilerinin Galatasaray Lisesinden baþlayan yürüyüþünü bekledi. 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

11


ULUSAL SORUNDA BU Yeni Evrede

Gündem

Emperyalizmin Kürt halkýna sunabileceði çözüm, kendi kaderini tayin hakký içermeyen, alabildiðine güdük ve de biçimsel olacaktýr. Çünkü ulusal sorunun çözümü için, kendi kaderini tayin hakký gerekir, bunun için de ancak bir dizi devrim, köklü demokratik çözümler gereklidir. Böylesi dönüþümlerden sonra gerici tekelci egemenliklerin ayakta kalmasý mümkün deðil. Emperyalizm, Kürt halkýný kazanayým derken, sermaye devletlerini kaybetmeyi göze alamaz. Bu yüzden eksik, güdük ve biçimsel bir çözümden öte, emperyalist kapitalist dünyanýn Kürt halkýna sunabileceði hiçbir þey yok. 12

Mücadele Birliði

“Kürt sorunu” konusunda Türk sermayesinde ciddi bir telaþ yaþandýðý anlaþýlýyor. Dersim Katliamý’ný savunan CHP “Biz çözmezsek baþkalarý çözer” diyerek soruna dair beklenmedik bir çýkýþ yaptý. Hükümet de, bu çýkýþý adeta havada kaptý, kabul etti. Kelleler ortaya kondu, hançereler yýrtýldý, samimiyet yeminleri edildi. Bu mutlu mesut birlik tablosunu, Oramar’da zirve yapan geniþ çaplý askeri tartýþmalar bile gölgeleyemedi. Her kaybýn ardýndan intikam yeminleri edenler bu kez sustu. Eski MÝT yöneticisi Cevat Öneþ baklayý aðzýndan çýkardý: “Bu sorun için Türkiye’nin fazla vakti kalmadý.” Nedir bu telaþýn, taklalarýn sebebi? Sözü edilen þu “baþkalarý” da kim ola? Kürt sorunu konusunda devreye girdiði iddia edilen o “gizli el” kime ait?

Bölgenin Dengeleri Kürt Halkýna Baðlý Cevaplar, pek çok insan için büyük bir sýr deðil; yayýnýmýzda da defalarca iþlendi. Ortadoðu bölgesindeki halk devrimleri, isyanlar ve askeri çatýþmalarla alt üst olan siyasal dengeler içinde, bir halk giderek, öyle bir güç kazanýyor ki, hangi tarafa meylederse, o tarafta dengeler yeniden kurulacaktýr. Bu halk, Kürt halkýdýr. Bu önemi Kürt halkýna kazandýran, emperyalistlerin bölgeye dair planlarý, arzularý deðildir. Hayýr, bu halk söz konusu kritik önemde gücü, ileri derece ulusal bilinci, on milyonlar halinde birlikte hareket etme yeteneði, sahip olduðu silahlý kurum ve örgütleri sayesinde kazanmýþtýr. Ortadoðu’da bu denli kalabalýk olup da, bu denli yoðun silahlý ve siyasal-ulusal bilince sahip baþka bir halk yok. Bu durum, Kürt halkýnýn en büyük avantajýdýr. Ancak dezavantajlar da var. Ulusal çeliþkinin yeðinliði nedeniyle, halk arasýnda sýnýfsal bilinç belirleyici konuma gelemiyor. Bu haliyle Kürt halk güçleri, ulusal çýkarlarý adýna, farklý sýnýf güçleriyle iþbirliði eðilimine de sahip. Fakat hemen be214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

lirtmek gerekir ki, Kürt halkýnýn içinde olgunlaþan sýnýf çeliþkileri, ulusal çýkarlar için giriþilen iþbirliði arayýþlarýna damgasýný vuruyor, sýnýrlandýrýyor, ayrýþtýrýyor. Bu eðilimin burjuva temsilcisi Barzani iken, bölgede Kürt halkýnýn emperyalizmle iþbirliðine engel olan eðilimler daha çok Kuzey Kürdistan halkýnda ve onun siyasal temsilcileri içinde yuvalanýyor. Nitekim Öcalan Ýmralý’dan son açýklamasýný tam bir yýl önce bu konuda yapmýþtý ve Kürt halkýna emperyalist planlara dahil olmama çaðrýsýnda bulunmuþtu. O gün bu gündür tecrit altýnda.

Türkiye Ortadoðu’dan Kovuluyor Bir süredir Türk tekelci egemenliði, Kürt halkýnýn Ortadoðu’da eriþtiði bu emsalsiz konumu zayýflatmak için elinden geleni yaptý. Suriye’ye karþý yükseltilen bütün o pervasýz, savaþ çýðýrtkaný söylemin ardýnda ayný hedef vardý. Bu yolla Türkiye, emperyalizmin bölgede görmek istediði dengelerin kendi potansiyeliyle kurabileceðini ispatlamaya çalýþtý. Gerici Müslüman Kardeþler örgütüne silah, para ve askeri üs desteði saðladý. Ancak Baas rejimi, bu silahlý çeteleri kentlerden sökmeyi baþardý. Nisan ayýndan itibaren iyice anlaþýldý ki, Türkiye’nin tüm Ortadoðu politikasý çökmüþtür. Belki de bu çöküþün etkisiyle iyice hýrçýnlaþan Türk devleti, tüm bir bölgeyi sürekli savaþýn eþiðine getiren provokasyonlara baþvurmaktan kendini alamaz oldu. Jet krizi bu þartlarda ortaya çýktý. Geçtiðimiz yýllarda bir Ýsrail savaþ uçaðý, tam da düþürülen Türk jetinin bulunduðu bölgeden geçerek Suriye’yi bombalamýþ ve apar topar Türkiye bölgesine geçerek paçayý kurtarmýþtý. Ýþte malum RF4 savaþ uçaðý, Suriye için mimli o hassas bölgede, hem de böylesi gergin þartlarda hava sahasý ihlali yaptý. Bu açýk provokasyon, Suriye tarafýndan askeri karþýlýðýný buldu ve uçak düþürüldü. Ankara bir anda ortalýðý


URJUVA ÇIRPINIÞLAR Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

toz dumana katan açýklamalarla, baðýrýþ çaðýrýþla gerilimi týrmandýrdý. “Uçaðýmýz uluslararasý hava sahasýnda düþürüldü” çýkýþýna gerçekte kimse inanmasa da, Suriye üzerindeki baskýyý artýrmanýn bir vesilesi olarak Avrupa baþkentleri ve NATO inanmýþ görünmeyi tercih etti. Ama bu, ziyadesiyle kýrýlgan bir durumdu. Zaten kýsa süre sonra bir süredir “Ankara’nýn baþbelasý” haline gelen Wall Street Journal, Türk jetinin Suriye hava sahasýnda düþürüldüðünü yazýverdi. Yetmedi NATO Genel Sekreteri Suriye’nin kabahatinin “uyarmadan düþürmek” olduðunu söyleyerek aslýnda “uçak uluslararasý hava sahasýnda düþürüldü” Türk tezinin doðru olmadýðýný açýða vurdu. En sonu Beyaz Saray sözcüsü de üstü kapalý bir þekilde benzer görüþü dillendirdi. Ankara ve TSK dilediði kadar kendini paralasýn, “en yakýn müttefikleri” bile onlara inanmadý. Savaþ tamtamlarýnýn o boðucu uðultusuna raðmen Cenevre’de Suriye konusunda Türkiye’den apayrý yol haritalarý hazýrlandý bile. Ankara bir kere daha sürecin dýþýna doðru itiliverdi. Bundan sonrasý o meþhur “Türk’ün Türk’e propagandasý” olmaktan öteye geçemeyecekti! Öte yandan Kürt halkýnýn Barzani gibi burjuva önderler vasýtasýyla emperyalizmle iliþkilerini yeniden kurabilmek adýna Türkiye’nin önlemeye çalýþtýðý ne varsa, belli bir süredir birer birer devreye girmeye baþladý. Ýlki, ekonomik baðýmlýlýk iliþkilerinin yoðunlaþtýrýlmasý oldu. Güney Kürdistan’daki muazzam petrol ve doðalgaz yataklarýnýn iþletilmesi için, son ana kadar geri duran ABD devi Exxon, bölgeye yatýrým yapmaya baþladý. Barzani’nin temsil ettiði burjuva ulusal güçler için bu adým tarihi önemdeydi; petrolü tek baþlarýna kullanmalarýna engel olan Baðdat yönetimine karþý Exxon’un geliþiyle birlikte, ‘Baðdat Limaný’nda zorla tutulan baðýmsýzlýk gemisinin neredeyse bütün palamar-

larý çözüldü. Diðer dev petrol tekelleri de, þekere üþüþen sinekler gibi Güney Kürdistan’a akmaya baþladý. Türk tekelci sermayesi bu yaðlý kuyruðu tutmakta hiç tereddüt göstermedi. Karamehmet’ler, Koç’lar, üzerinde Kürdistan damgalý resmi anlaþmalarý imzalarken, salyalarýný zor tuttular. Ve nihayet, bu salya nehrinin karþýsýnda daha fazla tutunamayan hükümet Mayýs ayýnda Güney Kürdistan’la petrol ve doðalgazýn Avrupa’ya taþýnmasý konularýnda stratejik önemde anlaþmalara imza attý. Bu imzalar, esasýnda Güney Kürdistan’ýn Baðdat’tan baðýmsýz varlýðýný tanýmaktý. Ýkinci adým, siyasal alandan geldi. Suriye’deki Kürtlerin, gerici burjuva ittifaký Suriye Ulusal Konseyi’ne katýlmalarý yönünde Barzani’nin çabalarý yoðunlaþtý. Bu amaçla SUK’un baþýna, Kürt bir sürgün getirildi. Fakat SUK’un ardýndaki Türkiye’nin varlýðý bu planýn yürümesini engelliyordu. Ankara’ya hiç güven yoktu. Bu güveni uyandýrabilmek adýna, Leyla Zana’nýn giriþimleri, umutsuz olmaktan öte, trajik bir hal aldý. Zana’nýn AKP hükümetine güven telkin eden talihsiz açýklamalarý, Kürt halkýnýn en ileri sýnýfsal bilince sahip kesimlerini barýndýran Kuzey’de tepkiyle karþýlandý. Uzun uzun propagandasý yapýlan Erdoðan-Zana görüþmesi hükümet için tam bir fiyaskoya dönüþtü. Hükümet yanlýsý basýn Zana‘nýn baþbakana teþekkürünü manþete taþýsa da, Zana’nýn yaptýðý basýn açýklamasýnda sýralanan öneriler, hiçbir þekilde hükümetin iþine gelmiyordu. Görüþmenin özü-özeti ve asýl amacý, Erdoðan þahsýnda burjuva iktidara güven aþýlamak idi. UKH peþ peþe yaptýðý eylemlerle ve en üst açýklamalarla bunu büyük oranda boþa çýkardý. Mevcut þartlarda Erdoðan’a güven aþýlamaya ne Zana’nýn gücü yeterliydi, ne iktidarýn buna zemin hazýrlayabilecek hareket serbestisi vardý. Bu þartlarda Erdoðan’ýn payýna kuru bir 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

teþekkür kaldý. Böylece bir kez daha anlaþýldý ki, Kürt halkýnýn burjuva gerici güçlere yaslanmasýnýn önündeki en büyük engel, Kuzey Kürdistan halký ve onun politik temsilcileridir. Ve UKH’yi uzlaþmaz tutuma sokan da, sermayenin varlýðý deðil, ama hali hazýrda hükümetin uyguladýðý politikalardýr. Geri Basan Yenilmiþ Sayýlýr Kürt halkýný Ortadoðu’daki emperyalist planlara angaje etmek için ulusal sorunu Uluslararasý platforma taþýyacak adýmlar gelmeye baþladý bile. ABD Temsilciler Meclisi’ne sunulan bir karar metni, Kürt sorununda siyasi çözümün saðlanmasý için Türk hükümetini cesaretlendirme ifadeleri taþýyor. ABD açýsýndan þu “cesaretlendirme” teriminin anlamý açýk, Türk sermayesi de biliyor bunu. ABD’nin ardýndan, Rusya da konuyu ele almaya baþlayýnca Ankara’da etekler tutuþtu elbet. Emperyalizmin Kürt halkýna sunabileceði çözüm, kendi kaderini tayin hakký içermeyen, alabildiðine güdük ve de biçimsel olacaktýr. Çünkü ulusal sorunun çözümü için, kendi kaderini tayin hakký gerekir, bunun için de ancak bir dizi devrim, köklü demokratik çözümler gereklidir. Böylesi dönüþümlerden sonra gerici tekelci egemenliklerin ayakta kalmasý mümkün deðil. Emperyalizm, Kürt halkýný kazanayým derken, sermaye devletlerini kaybetmeyi göze alamaz. Bu yüzden eksik, güdük ve biçimsel bir çözümden öte, emperyalist kapitalist dünyanýn Kürt halkýna sunabileceði hiçbir þey yok. Bütün bunlara raðmen, dünya ve bölge dengelerinin dayattýðý bu politika, Türkiye’nin iç sýnýfsal dengelerini alt üst etmeye yeter. Çünkü gelinen aþamada, ilk geri adým atan tarafýn yenilmiþ sayýlacaðý özgün bir durum yaþanmakta. Ýþte böyle bir dünyada yaþýyoruz þu an: Emperyalist kapitalist sistem attýðý her adýmda, sadece devrimi güçlendiriyor.

13


Sivas Katliamı

SÝVAS’I UNUTMA UNUTTURMA!

29 Haziran Ýzmir Ulukent: 2 Temmuz 1993 yýlýnda Sivas’ta devlet tarafýndan gerçekleþtirilen katliamýn ardýndan 19 yýl geçti. Sivas katliamýnýn unutulmadýðýný unutulmayacaðýný ve Sivas davasýnda zaman aþýmý gerekçesi ile ertelenemeyeceðini dile getirmek için yürüyüþler ve anmalar düzenlendi. Ýzmir’in emekçi mahallelerinde yapýlan anmalar ve yürüyüþler Alevi Yol Kültür Derneði tarafýndan düzenlendi. 29 Haziran Perþembe günü saat 20.30’da Ulukent’te yapýlan anmada yürüyüþe izin verilmemesine raðmen, Alevi halkýnýn kararlý duruþu ile yürüyüþ gerçekleþtirildi. Sivas’ta katledilenlerin fotoðrafýnýn yer aldýðý bir pankart açýldý ve “Sivas’ý Unutma Unutturma”, “Dersim Sivas Roboski Unutulmaz Hiç Biri”, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarýyla anma alanýna gelindi. Açýlýþ konuþmasý ve saygý duruþunun ardýndan müzik dinletisi ve Güzeltepe Alevi Yol Kültür Derneði’nin Sahnesizler Tiyatro Grubu’nun “Ateþ Çemberi” oyunu sergilendi. Semah dönülerek sona eren anmaya Mücadele Birliði Platformu ve Partizan katýldý.

30 Haziran Narlýdere: Sivas Katliamýnýn unutulmadýðýný unutulmayacaðýný ve Sivas davasýnda zaman aþýmý gerekçesi ile ertelenemeyeceðini dile getirmek için Narlýdere Demokrasi Platformu tarafýndan bir yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Saat 20.00’da Narlýdere Narkýz Parký’nda baþlayan yürüyüþte, Sivas’ta ölümsüzleþenlerin resimlerinin bulunduðu 30 Haziran Menemen Asarlýk: Asarlýk’ta Alevi Yol Kültür Derne- “Yanýyor Madýmak Yanýyor Her Yer Döði’nin yeni yapýlan bahçesinde bir anma nen Dönsün Ben Dönmem Özümden” ve etkinliði düzenlendi. Anma etkinliði açýlýþ Pir Sultan Abdal’ýn pankartlarý taþýndý. konuþmasý ve saygý duruþu ile baþladý. Yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk “Sivas’ýn Iþýðý Müzik dinletisi ve tiyatro oyunun sergilen- Sönmeyecek”,”Sivas’ý Unutma Unutturdiði anma etkinliði, Sema ekibinin sunu- ma”, “Dersim Sivas Roboski Unutulmaz muyla sona erdi.

14

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

Hiç Biri”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Sivas Faþizme Mezar Olacak”, “Dün Maraþ’da Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta”, “Sivas’ýn Katili Faþist TC Devleti”, “Asimilasyona-Ýmhaya-Ýnkara Hayýr’’, ‘’Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, ‘’Türküler Susmaz Pir Sultanlar Ölmez’’ sloganlarý atýldý. Narlýdere Demokrasi Meydaný’na gelindiðinde Narlýdere Alevi Bektaþi Kültürünü Tanýtma Derneði Baþkaný tarafýndan basýn açýklamasý okundu. Açýklamada “Bu topraklar Dersim, Maraþ, Çorum, Sivas, Beyazýt, 1 Mayýs 77 Taksim, Gazi ve Roboski gibi onlarca katliama tanýklýk etmiþtir. Sivas’ta 33 canýmýzý yakan bu yargýyý tanýmamak hepimizin hakkýdýr. Son 7 ayda KCK operasyonlarý ile 8 bin kiþinin nedensiz tutuklandýðý, Roboski’de 34 köylünün katledildiði, Urfa E tipi hapishanesinde 13 mahkumun yaþamýný yitirdiði katliama, 4+4+4 eðitim sistemine, yapýlan hiç bir haksýzlýða karþý susmadýk, susmayacaðýz. Sivas katliamýnda yaþamýný yitiren insanlarýmýzý bir kez daha saygýyla anýyoruz, onlarýn savunduðu deðerleri ve mücadelelerini kendi mücadele anýlarýmýzda yaþatacaðýmýza söz veriyoruz ve biliyoruz ki türküler yanmaz...” denildi. Mücadele Birliði Platformu’nun da destek verdiði eylem, türkülerle sona erdi. 1 Temmuz Gültepe: EGE Kars Dernekleri Federasyonu (EGE KARSFED) ve Gültepe Halkevi’nin örgütlediði eylem için saat 20.00’den itibaren Çýnartepe Son Durak’ta toplanýlmaya baþlandý. 21.00 civarýnda KARSFED’in sloganlarla toplanma yerine gelmesinin ardýndan meþaleler yakýlarak yürüyüþe geçildi. Eylem kýsa sürede çevreden katýlýmlarla 200 kiþiye ulaþtý. Mahalle halký balkonlara çýkarak ve alkýþlayarak eylemi destekledi. Coþku ve öfkenin hakim olduðu yü-


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

rüyüþ boyunca “Kurutuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”, “Sivas’ýn Iþýðý Sönmeyecek!”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz!”, “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta!” sloganlarý atýldý. Bir saat kadar süren yürüyüþ, KARFED’in önünde son buldu. Burada Sivas’ta katledilenler þahsýnda devrim savaþçýlarý için saygý duruþu yapýldý ve kurumlar adýna basýn açýklamasý okundu. Açýklamada Sivas katliamýnýn sadece galeyana getirilmiþ gerici bir grubun iþi olmadýðý ifade edilerek, planlý olduðu vurgulandý, 19 yýl boyunca katillerin kollandýðý ifade edildi. Eylem, basýn metninin ardýndan bir þairin okuduðu þiirlerle son buldu.

geçmesine raðmen katliamýn sorumlularýnýn, planlayanlarýn hala yargýlanmadýðý ve zamanaþýmý adý altýnda katillerin serbest býrakýldýðý, yalnýzca küçük bir grubun devleti aklamak adý altýnda kurban edildiði söylendi. Ardýndan Sivas’ta katledilenler þahsýnda mücadelede yitirdiklerimiz adýna saygý duruþu yapýldý ve Tekirdað F Tipi Cezaevi’nden gelen mektup okundu. Sivas’ta katledilenlerin anýldýðý mektupta Sivas’ýn hesabýný sorma çaðrýsý yer aldý. Programda Alevi Yol Kültür Derneði’nin baðlama ekibi türkülerle müzik dinletisi verdi. Baðlama ekibinden sonra Alevi Yol Kültür Derneði’nin tiyatro ekibi “Ateþ Çemberi” adlý oyununu sergiledi. Sivas Katliamý’nýn canlandýrýldýðý oyun ilgiyle izlendikten Alevi Yol Kültür Derne1 Temmuz Güzeltepe: ði Semah Ekibi’nin semah gösterisiyle Çiðli Pir Sultan Abdal Kültür Derne- etkinlik son buldu. ði ve Alevi Yol Kültür Derneði’nin düzenEtkinliðin yapýldýðý alana katliamla illediði anma etkinliðine Mücadele Birliði, gili resim sergisi açýldý. Etkinlik saat BDSP, Hoþan Derneði, VARTODER’in 23.00’te sona erdi. yaný sýra kimi siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi. 1 Temmuz Taksim: Saat 20.00’de Çiðli Güzeltepe/Uður Galatasaray Lisesi önünde toplanan Mumcu Parký’nda toplanýlmasýnýn ardýn- kitle, “Sivas Þehitleri Ölümsüzdür” ve dan baþlayan yürüyüþte “Dün Maraþ’ta, “Sivas’ta Yakan da Aklayan da Devlettir! Bugün Sivas’ta, Çözüm Faþizme Karþý Hesap Soracaðýz” pankartý ardýnda toplaSavaþta” pankartýn arkasýnda flamalar, Sivas’ta katledilenlerin resimleri ve meþaleler taþýndý. Yürüyüþ boyunca sýk sýk ajitasyon konuþmalarý yapýlarak Sivas Katliamý’nýn birkaç gerici yobazýn iþi olmadýðý, devlet tarafýndan önceden planlanmýþ bir katliamý olduðu gerçeði dile getirildi. Oldukça coþkulu geçen yürüyüþ boyunca Güzeltepeli emekçiler evlerden ve kahvehanelerden alkýþlarla ve eyleme katýlarak destek verdiler. Yürüyüþ sürdükçe kitlenin sayýsý sürekli arttý. “Dün Maraþ’ta, Bugün Sivas’ta, Çözüm Faþizme Karþý Savaþta!”, “Katil Devlet Hesap Verecek!”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Hirimiz!”, “Sivas’ýn Hesabý Sorulacak!”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceðiz!”, “Devletin Alevisi Olmayacaðýz” sloganlarý sýklýkla atýlýrken, ajitasyon konuþmalarý da yürüyüþ boyunca durmadý. Kasaplar Meydaný’na gelindiðinde ilk önce basýn açýklamasý okundu. Açýklamada Sivas Katliamý’nýn üzerinden 19 yýl 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

Sivas Katliamı

narak “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta”, “Sivas’ýn Hesabý Sorulacak”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Katil Devlet Hesap Verecek” ve “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceðiz” sloganlarý ile Ýstiklal Caddesi’ni inleterek Taksim’e yürüdüler. Yol boyu devletin yaptýðý katliamlar anýmsatýldý, Sivas Katliamý davasýnýn zamanaþýmýna uðramasý protesto edildi. Ýþ cinayetleri, Roboski katliamý ve “demokratikleþme” söylemlerine dair ajitasyon konuþmalarý, alkýþ ve sloganlarla Taksim Tramvay Duraðý’na gelen kitle, yine sloganlar eþliðinde basýn açýklamasýný okudu. “Aradan geçen 19 sene içinde olayýn üstünün örtülmesi için gereken her þey yapýldý. Ve nihayetinde 13 Mart 2012’de Sivas Davasý düþürüldü. Vahþi katliamýn ardýndan açýlan göstermelik davadan tam da beklenildiði gibi bir zamanaþýmý kararý çýktý. Böylece katliamcý devlet ve ve onun tetikçiliðini yapan dinci-gerici ve faþist güruhlar, düzen yargýsý tarafýndan alenen aklandý” diyerek baþlayan açýklamada, “Sanýyorlar ki susacaðýz, sanýyorlar ki, hafýzamýz ve vicdanýmýz zaman karþýsýnda yenik düþecek. Sanýyorlar ki onurumuzun, insanlýðýmýzýn ayaklar altýna alýnmasýna izin vereceðiz. Ama yanýlýyorlar. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta 35 canýn devlet organizasyonuyla katledildiðini unutmadýk” denildi. “Asla unutmayacaðýz, asla affetmeyeceðiz” denilen açýklamada devletin halklar ve emekçiler üzerinde estirdiði baský ve teröre örnekler vererek 12 Eylül’ü aratmayan saldýrýlar uygulandýðýný söyledi ve binlerce kiþinin keyfi olarak yýllarca cezaevlerinde tutulduðuna deðinildi. Mücadele Birliði Platformu, BDSP, Devrimci Hareket, EHP, EÖC, PDD, TKP1920 ve Köz’ün düzenlediði eylem, sloganlarla sona erdi. 2 Temmuz Ýzmir: Cumhuriyet Meydaný’nda saat 18.00’da toplanýlmasýyla baþlayan eylem Konak Sümerbank’a doðru yapýlan yürüyüþle devam etti. Eylemi gerçekleþtiren kitle Konak Sümerbank’a trafiði kapatarak 2.Kordon’dan yürümek istedi, ancak polis bunu engellemek için kitlenin önüne barikat kurdu. Bir süre sonra emekçilerin ve devrimcilerin kararlý tutumu ve baský-

15


Yeni Evrede

Sivas Katliamı

sýyla polis geri adým attý ve yolu açmak zorunda kaldý. Alevi Bektaþi Federasyonu Ýzmir Bileþenleri’nin örgütlediði eyleme KESK, TMMOB, TÜMTÝS, Ege Bölgesi Kars Demokrat Dernekler Federasyonu, Ýzmir Dersim Kültür ve Dayanýþma Derneði, Partizan, BDSP, Halklarýn Demokratik Kongresi‘nin çeþitli siyasal partiler ve demokratik kitle örgütleri katýldý. Mücadele Birliði Platformu, Alýnteri, Demokratik Haklar Federasyonu, Devrimci Hareket ve Emek Özgürlük Cephesi’nin tek bir pankart arkasýnda beraber katýldýklarý eylemde en önde “Madýmak YanýyorUnutmadýk, Unutturmayacaðýz” yazýlý ve Sivas’ta ölümsüzleþenlerin fotoðraflarýnýn olduðu bir pankart açýldý. Arkasýnda Alevi Bektaþi Federasyonu Ýzmir Bileþenleri pankartý vardý. Geçen yýllara göre katýlým yüksekti. Emekçilerin öfkeli ve coþkulu olduðu dikkatlerden kaçmadý. Mücadele Birliði Platformu, Alýnteri, DHF, Devrimci Hareket ve EÖC “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” yazýlý bir pankartla katýldý. Eylem boyunca “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Sivas’ýn Iþýðý Sönmeyecek”, “Sivas’ý Unutma, Unutturma”, “Dersim’i, Gazi’yi, Çorum’u, Roboski’yi, Sivas’ý - Unutmadýk” sloganlarý sýk sýk atýldý. Konak Sümerbank’a varýlmasýyla öncelikle saygý duruþunda bulunuldu, ardýndan basýn açýklamasý okundu. Açýklamada katliamýn –týpký Koçgiri, Dersim, Newala Kasaba, Maraþ, Roboski gibi devletin planlý bir iþi olduðu, halklarýn birlikteliðine, insanlýða yönelik bir saldýrý olduðuna vurgu yapýlýrken “Eþit Yurttaþlýk Talebi” dile getirildi. Son dönemdeki baskýlara, ev iþaretlemelerine deðinildikten sonra Sivas’ýn unutulmayacaðý, unutturulmayacaðý haykýrýldý. Açýklamanýn ardýndan eylem sona erdi.

Mücadele Birliði

Saat 19.30’da Sarýgazi Vatan Ýlköðretim Okulu önünde toplanýlarak baþlayan yürüyüþte Mücadele Birliði Platformu “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” pankartý, kýzýl bayraklarý ve önlükleriyle katýldý. Yürüyüþte Sivas Yýldýzeli Yusufoðlan Köyü Gençliði ve “Türküler Yanmaz Pir Sultanlar Ölmez” yazýlý bir pankartla Sivas’ta yitirilen aydýn ve sanatçýlarýn resimlerini taþýndý. Genci, yaþlýsý, kadýný, erkeði, iþçisi öðrencisiyle Vatan Ýlköðretim Okulu önünde toplanan kitle yürüyüþ boyunca “Türküler Yanmaz Pir Sultanlar Ölmez”, “Sivas’ýn Katili Faþist Devlettir”, “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceðiz”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Emekçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “Dersim, Sivas Koçgiri Unutulmaz Hiçbiri”, “Pir Sultanlar Burada Faþistler Nerede/AKP Nerede”, “Sivas’ta Yakanlar AKP’yi Kuranlar”, “Sivas’ý U-

2 Temmuz Sarýgazi: Sivas’a gidemeyen bir çok iþçi ve emekçi, Sarýgazi’de yapýlan anma yürüyüþüne katýldý.

16

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

nutma Unutturma”, “Sivas’ýn Hesabý Devrimle Sorulacak”, “Sivas Þehitleri Ölümsüzdür” sloganlarý attý. Yürüyüþ boyunca sýk sýk Sivas’ta yitirilen aydýn ve sanatçýlarýn adlarý sayýlarak “Burada”, “Yaþýyor” denildi. Ayrýca Dersim, Koçgiri, Maraþ, Sivas, Gazi Mahallesi, Roboski katliamlarý hatýrlatýlarak “Unutmadýk, Unutturmayacaðýz” sloganlarý atýldý. Demokrasi Caddesi boyunca yürüyen halk, Eski Ankara yolunu trafiðe kapatarak bir süre sloganlarýna devam etti. Ardýndan Sarýgazi Cemevi önüne devam edilerek burada basýn açýklamasý yapýldý. Basýn açýklamasýný Sarýgazi iþçi ve emekçileri adýna Sami Tunca okudu. Sivas Katliamýnýn 19.yýlýnda faþist devletin mahkemelerinin göstermelik bir davayla insanlarý oyaladýðýna deðinilerek, TC devletinin mahkemelerinden “adalet” bekleyenlerin bir kez daha hüsrana uðradýklarý ifade edildi. Kimilerinin mahkemeleri adým adým izlerken, kimilerinin “ceza vermezler ama” diyerek beklentisini sürdürdüðü sonuçta katliamý yaptýranlarla katliamý yapanlarý saklayanlarýn ve “aklayanlarýn” hep ayný olduklarýna vurgu yapýlarak devletin “derin”inin vb. olmadýðý “derini”inin de sýðýnýn da hep ayný olduðunun nihayet anlaþýldýðý ifade edildi. Ordusu, polisi, hükümeti, mahkemeleriyle devletin faþist bir yapýya sahip olduðu ve egemen sýnýfýn baský ve zor aygýtýndan baþka bir þey olmadýðý ve egemen sýnýfýn egemenliðini sürdürebilmek için açýk terörist diktatörlüðe baþvurduðu belirtildi. “Faþist devlet Sivas’ta 35 canýmýzý yakarken asýl amacý geliþen devrimi engellemekti” denilerek, devletin kuruluþundan bugüne ne zaman varlýðýný tehlikede görmüþse iþçi sýnýfý ve emekçi halklara karþý en acýmasýz en vahþi yöntemlerle saldýrmaktan geri durmadýðý, bunun en son örneðinin ise Roboski katliamý olduðu ifade edildi. Bu topraklar üzerinde egemenlerin zulümleri ve katliamlarýnýn bitmek bilmediði Pir Sultanlardan Bedreddinlere, Mustafa Suphilerden Deniz


Yeni Evrede

Sivas Katliamı

Mücadele Birliði

Gezmiþlere, Maraþ’tan Çorum’a, Sivas’tan Roboski’ye kadar devletin yaptýðý katliamlarýn bu toraklarý tam anlamýyla kan gölüne çevirdiði hatýrlatýlarak zaman zaman gündeme getirilen “toplumsal mutabakat” söylemlerinin hiçbir deðerinin olmadýðýna, su üzerine yazýlan yazýlar gibi silinip gitmeye mahkum olduðuna vurgu yapýldý “Artýk sol yanaðýmýza vuranlara sað yanaðýmýzý çevirmenin ‘kalsýn benim davam divana kalsýn’ demenin zamaný deðil. Bugün yapýlmasý gereken dünyada esen devrim rüzgarlarýna bütün kapýlarýmýzý sonuna kadar açmaktýr” denilerek devrimin uzak bir geleceðin sorunu deðil, güçlü yürek atýþlarý kadar yakýnýmýzda olduðu ifade edildi. “Bugün devrimi hissedemeyenler, yüreklerini yitirmiþ olanlardýr” denilen açýklamada Deniz Gezmiþ’in “Devrim ya ruhumuzdadýr ya da hiçbir yerde” sözü hatýrlatýldý. Bugün birikmiþ olan sorunlarýn temelinde kapitalist sömürü sisteminin yattýðý bunun çözümünün ise devrimde ve sosyalizmde olduðu belirtildi. “Yeter ki sizler nasýrlý ellerini topraða dayayýp ayaða kalkýn ve ARTIK YETER deyin, yeter ki siz örgütlenin ve kendinizi özgürleþtirin. Yeter ki siz el ele verin ve ‘Bir gülüþün ateþiyle yakmasýný biliriz / ölümün önünde sigarýmýzý’ deyin ve yeni bir dünyayý kendi ellerinizle kurmaya cesaret edin” denilerek tüm iþçi ve emekçiler, kadýnlar, gençler hep birlikte mücadele etmeye çaðrýldý. Basýn açýklamasý “Biz sizi bir olmaya, iri olmaya, diri olmaya çaðýrýyoruz. Biz sizi düþlerinizi gerçekleþtirmeye, devrim yapmaya, özgürleþmeye çaðýrýyoruz” denilerek bitirildi. Sarýgazi halkýndan Alevi dedesi Kasým Ülker ise “Sivas’ta yitirdiðimiz canlarý anmak, zalimin zulmüne karþý durmak için buradayýz. Sizler zalimin zulmüne baþ eðmeyenlersiniz, bizler zalimlerle cennette olmaktansa, zulme karþý durup cehennemin bir köþesinde olmayý seçenleriz” diyerek Alevilerin her türlü haksýzlýðýn, zulmün karþýsýnda yer alan bir inanýþa sahip olduðunu belirtti. Sivas’ta yanarak yitirilen 35 aydýn ve sanatçýyý andý. Ülker

sözlerini “Sizler zulme karþý yumruðunu havaya kaldýranlar olarak var olduðunuz sürece zulme karþý durdukça insanlýðýn yolu aydýnlanacaktýr. Yolunuz ýþýklý aydýnlýk olsun. Yok olsun zulüm varolsun insanlýk.. Selam olsun Sivas þehitlerine, selam olsun zulme karþý duranlara” diyerek tamamladý. Eyleme Tokat Yaðmurlu Kasabasý Gençlik Kollarý, Tokat Keçeci Köyü Gençliði, Dersimli Gençler, Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB), Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK), Emekçi Kadýnlar (EKA), Devrimci Emekçi Komiteleri katýlarak destek verdi. Yürüyüþ boyunca çevreden korteje katýlanlar ve alkýþlarla sloganlarla destek verenler oldu.

2 Temmuz Sivas: Katliamýn 19. yýlýnda Alevi Bektaþi Federasyon’u, Pir Sultan Abdal Kültür Derneði, Dersim Dernekler Federasyonu ve Mücadele Birliði Platformu, KESK, BDP, DHF, Partizan, Devrimci Alevi Komiteleri, birçok alevi derneði, devrimci kurum, sabah saat 11.’de baþlayan anma yürüyüþüne katýldý. Katliamý protesto etmek için deðiþik illerden ve yurtdýþýndan binlerce kiþi Sivas’a aktý. Sivas giriþinde araçlarý durduran polis otobüslerde aramalar yaptý, kimlikleri toplayarak GBT kontrolü yaptý. Sabah erken saatlerinde Ali Baba Mahallesi Cemevi önünde buluþan kitle, saatler 11.00’e gelirken, kortej oluþturan kitle, Madýmak Oteli önüne doðru yürüyüþe geçti. Katledilen aydýn ve sanatçýlarýn aileleri, ellerinde onlarýn fotoðraflarý ile yürüyüþün en önünde yer aldýlar. Yürüyüþe 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

Pýnar Aydýnlar, Tolga Sað, Ferhat Tunç, Grup Munzur, Mustafa Özarslan, Erdal Erzincan’ýn da aralarýnda olduðu çok sayýda sanatçý katýldý. Ali Baba Mahallesi’nden baþlayan yürüyüþte, Sivas Ýl Özel idaresi önünde kurulan arama noktalarýnda gerginlik çýktý. Polis, bayrak ve pankarta kullanýlan tahta sopalarý eylemcilerin elinden alýnmak istedi. Mücadele Birliði Platformu’nun giriþinde ve Devrimci Alevi Komiteleri’nden sopalarýn çýkartýlmak istenmesi karþýsýnda kitlenin kararlý duruþu polise geri adým attýrdý. Mücadele Birliði Platformu eyleme “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” pankartýyla katýldý. “Faþizm’i Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizm’e Karþý Savaþ’ta”, “Aleviler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “Faþizme Karþý Silah Baþýna” sloganlarý atýldý. Yürüyüþ halindeki kitlenin önü çevik kuvvet ekipleri, panzer ve akrepler tarafýndan kesildi. Tertip komitesinin valiyle görüþmesi için kitle bekletildi. Bekleme uzadýkça öfke arttý. Sýk sýk “Katil Devlet Hesap Verecek”, “ Davamýz Mahþere Kalmayacak”, “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþ’ta” sloganlarý atýldý. Eylem sýrasýnda yaþlýlarýn çokluðu dikkat çekti. Tertip Komitesinin valilikle yaptýðý görüþmeden sonra çevik kuvvet ve panzer kitle önündeki barikatý açtý, kitle madýmak oteline önüne öfkeyle hýzla aktý. Madýmak Oteli önüne barikat kuran polis sadece ölenlerin ailelerine izin verdi. Burada otelin önüne karanfiller býrakýldý. BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, BDP Urfa Milletvekili Ýbrahim Binici, BDP Muþ Milletvekili Demir Çelik ve bir çok siyasi parti temsilcisi, aydýn ve sanatçý eyleme katýldý. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Kemal Bülbül, Avrupa Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný Turgut Eker, katliamda yaþamýný yitirenlerin aileleri adýna Hüseyin Karababa’nýn yaptýklarý konuþmalardan sonra anma yürüyüþü sloganlarla sona erdi.

17


Yeni Evrede

Sokaklar

DENÝZ, YUSUF, HÜSEYÝN’Ý ANANLARA TUTUKLAMA TEHDÝDÝ

Antep’te Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan’ýn idam ediliþlerinin 40. yýlýnda onlarý anmak için “Denizleþenlerimizle Yürüyoruz” adýyla düzenlenen mitinge katýlanlar hakkýnda soruþturma baþlatýlarak, tutuklanmakla tehdit edildi. Antep’te 6 Mayýs 2012 tarihinde THKO savaþçýlarý Deniz Gezmiþ Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan’ý anmak üzere Kýrkayak Parký’nda yürüyüþ ve miting düzenlenmiþti. Erdoðan’ýn geliþi, Hýdýrellez Kermesi ve futbol maçý bahane edilerek miting engellenmeye çalýþýlmýþ, fakat yüzlerce kiþi miting alanýnda Denizler için bir araya gelmiþti. Antep savcýlýðý, yürüyüþe ve mitinge katýlanlar hakkýnda hemen soruþturma baþlattý. 18 Haziran tarihinden itibaren Antep Emniyeti tarafýndan ifadeye çaðrýlmak üzere bir çok kiþi arandý ve aranmaya devam ediyor. Ýfade vermek üzere emniyet birimine çaðrýlanlara eylem haricinde de sorular sorularak, tutuklama tehdidinde bulunuluyor ve psikolojik baský uygulanarak sindirilmeye çalýþýlýyor. Emniyete çaðrýlanlar ifade vermek istemediklerini ve savcýlýkta ifade vereceklerini söylediklerinde “Ya burada susarsýnýz ya da burada konuþursunuz, savcýlýk sizi kabul etmiyor. Siz savcýlýða gitmek isteseniz de savcýlýk sizi kabul etmeyecek ve tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edecek” sözleriyle tehdit ediliyorlar. Miting hakkýnda ifade vermek istemeyen ve konuþmama hakkýný kullananlar üzerinde psikolojik baský kurulmaya çalýþýlýyor. Ýfadeye çaðrýlanlar “Bizlerin söyleyeceði tek söz, ne tehditler, ne baskýlar ne gözaltýlar ne de tutuklamalar bizi yýldýramayacak. Denizleri anmak onurdur” diyorlar.

Emeðe Ezgi’ye de Denizleri Anma Soruþturmasý Emeðe Ezgi üyeleri hakkýnda da 6 Mayýs günü yapýlan Anma Mitingi’ne katýldýklarý için Antep Savcýlýðý tarafýndan soruþturma baþlatýldý. “6 Mayýs Pazar günü Antep’te gerçekleþtirilen Deniz GEZMÝÞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin ÝNAN’ý anmak için düzenlenen mitingde yer aldýðýmýz için grup üyelerimiz hakkýnda soruþturma baþlatýldý” diye açýklama yapan Grup üyeleri, “Emeðe Ezgi bulunduðu her platformda Adým Deniz, Adým Yusuf, Adým Hüseyin demeye devam edecektir. Umudumuz Kavgada, Kavgamýz Sanatýmýzla” dedi.

18

Mücadele Birliði

REDHACK TÜRK DIÞÝÞLERÝ’NÝN BELGELERÝNÝ ELE GEÇÝRDÝ! RedHack, Türk Dýþiþleri’nin belgelerini ele geçirdiðini ve gün içinde belgeleri yayýmlayacaðýný duyurdu. 2 Temmuz günü geç saatlerde önemli bir eylem yaptýklarýný ve ilerleyen saatlerde açýklayacaklarýný duyuran Kýzýl Hackerlar, kýsa süre önce Dýþiþleri’nin belgelerini ele geçirdiklerini ilan ettiler. Aþaðýda grubun yaptýklarý açýklamayý yayýmlýyoruz: “Emperyalizmin Ortadoðu Projeleri kapsamýnda dünün dost ülkeleri hýzla savaþa sürüklenmekte, suni savaþ senaryolarýyla halkýmýz savaþ psikolojisine sokulmakta, milliyetçi duygular körüklenerek kardeþ halklara düþmanlýk besletilmeye çalýþýlmaktadýr. Kendi ülkesindeki savaþý çözemeyenler nedense baþka ülkelerin sorunlarýna eðilir olmuþ, onlarýn iç iþlerine karýþmayý ‘büyük devlet’ olmanýn gerekliliði olarak görmüþler. Fakat unuttuklarý birþey var. ‘Bu tiyatroda doðduk diye bu tiyatroda yasamak zorunda deðiliz’ diyen insanlar da var bu dünyada ve sizin bu oyununuza çomak sokmaktan büyük zevk duyacaklar. Sizler dýþiþleri politikasýný baþka ülkelerin ‘iç iþlerine’ karýþmak ve emperyalist devletler için ‘þirin’ gözükmek için ‘kabadayýlýk’ olarak algýlýyorsunuz ve bizleri savaþa sürüyorsunuz! Çok savaþ istiyorsanýz býrakýn meclisi, giyin postallarýnýzý ve savaþýn. Sizleri çoðunluk seçti diye sizler için ölmek mi zorundayýz arkadaþým? Sizler kendinizden küçük devletlerle ego tatmin edeceksiniz diye canýmýzý mý vereceðiz yani? Yok öyle dava.. Sana gelince bay Ahmet Davutoðlu; Ýçisleri Bakanýna takla attýrmýþtýk ama bu defa sana daha büyük bir takla attýracaðýz! Dışişleri portalýndaki tüm belge ve bilgileri aldýk, hepsini açýklayacaðýz! Açýklayacaðýmýz belgeler sizlerin aslýnda ne kadar güçsüz olduðunuzu ve kabadayýlýðýnýzýn ise balondan ibaret olduðunu kanýtlayacak. Eh zaten bir uçak düþünce havanýz batmamýþ mýydý? Siz hava atacaksýnýz diye gencecik insanlar orda burda canýný veriyor.. ABD çýkarlarýna hizmet eden bu devletin yürüttüðü hiç bir savaþ ne benim ne de ezilen halklarýn savaþýdýr.. Kendi davamýz ve gündemlerimiz için savaþacaðýz, kimsenin piyonu olmayacaðýz, kimsenin kirli emelleri için canýmýzý vermeyeceðiz! Bizim Dýþiþleri Bakaný emperyalizmin kapýsýnda nöbet duracaðýna, Malatya’da iktidarýn namusunun ortasýna dikilen füze rampasý ile uðraþsýn.. Pensilvanya merkezli ve cemaat güdümlü Dýþiþleri politikasýný býrakmadýðýnýz surece ensenizde olacaðýz! Anneleri aðlatan, ‘kirli savaþ’ politikasýna son! ‘Savaþý kim istiyorsa’ o gitsin.. Dünyanýn tüm ezilen, emperyalizmin ‘kan içme’ temelli politikasýna karþý birleþiniz! Yaðma yok ARTIK RedHack var! Bu eylemimizi iktidardakilerin unutturma çabalarýna inat, Sivas Katliamý’nda yitirdiðimiz canlara armaðan ediyoruz! Suni gündemlerle unutturulmaya çalýþýlan Madýmak’ý unutturmaya çalýþanlarýn her sene burnunun dibini hackleyerek unutturmayacaðýmýzý göstereceðiz! Sivas katliamý’ný zaman aþýmý diye rafa kaldýranlar, Sivas katliamýný meþru görenlerdir. Bu durum katliamýn halen sürdüðünün kanýtýdýr. Zaten RedHack’e atanan özel yetkili savcýnýn Sivas davasýný rafa kaldýran savcý ile ayný olmasý bizler için hiç de þaþýrtýcý olmadý. Ayrýca yine bu eylemimizi Suriye ve Türkiyeli halklara armaðan ediyor, eylemimizin halklarýn kardeþliðine bir tuðla olmasýný diliyoruz! Sitede ele geçirdiðimiz belgeleri bugün itibariyle ilerleyen saatlerde açýklayacaðýz! #RedHackAilesi ni selamlarýz! Halk için Hack! 1977’den bu yana.. Kaynak: http://www.zone-h.org/mirror/id/17997355”

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

9 ÇOCUK 18 YILDIR BABALARINI ARIYOR! Cumartesi Anneleri/Kayýp yakýnlarý, eylemlerinin 379. haftasýnda kayýplar mücadelesinde yer alan Baba Ocak’a ve 1994 yýlýnda Lice’de gözaltýnda kaybedilen Mehmet Can Ayþin’in dosyasýna yer verdi. Her hafta olduðu gibi Galatasaray Meydaný’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve kayýp yakýnlarý adýna Leman Yurtsever, bu hafta yýllarca kayýplarýn bulunmasý ve sorumlularýnýn yargýlanmasý için mücadele veren Baba Ocak’ý anmak istediklerini belirtti, “Biz hala senin býraktýðýn yerdeyiz” dedi. 1995 yýlýnda gözaltýna kaybedilen Hasan Ocak’ýn kýzkardeþi Maside Ocak ise babasýnýn Hasan Ocak’ýn gözaltýnda kaybedildiði günlerde hep mücadele ettiðini, dimdik ayakta durarak Hasan Ocak’ýn cenazesinde de “Bu Hasan’ýn düðünüdür” dediðini hatýrlattý. Hasan Ocak’ýn cenaze töreni için “Babam binlerce kiþinin katýlýmýyla Hasan Ocak’ýn düðününü yaptý” diyen Maside Ocak, kayýplarýn bulunmasý için mücadele veren ve þu an hayatta olmayan anne ve babalarý da anarak “Sadece babamý deðil bu meydanlarda yan yana durduðumuz bir çok insaný, Gülizar teyzeyi, Ramazan amcayý ve adýný þu an sayamadýðým kayýplar mücadelesindeki tüm annelerimiz, babalarýmýzý ve yol arkadaþlarýmýzý da saygýyla anýyorum” dedi. Ardýndan söz alan Rýdvan Karakoç’un aðabeyi Hasan Karakoç ise konuþmasýna Baba Ocak’ý anarak baþladý. Ýnsan Haklarý Derneði Gözaltýnda Kayýplara Karþý Komisyon adýna ise Mine Mezali, bu hafta 8 Mayýs 1994 tarihinde Lice’ye baðlý Mizag

(Kýlýç) köyü ve çevresinde yapýlan operasyon sýrasýnda gözaltýna alýnarak kaybedilen Mehmet Can Ayþin’in akýbetini sormak için burada olduklarýný belirtti. 1994 yýlýnda köy halkýný bir araya toplayýp evleri yakan askerlerin köyde bulunan bütün erkekleri gözaltýna alýp 67 saat yürüttükten sonra Lice Jandarma Komutanlýðý’na götürdüðünü, 2 gün sonra ise 8 köylü dýþýnda diðerlerinin serbest býrakýldýðýný, gözaltýnda tutulan 7’sinin daha sonra serbest býrakýldýðýný, fakat Mehmet Can Ayþin’in gözaltýna alýndýðýnýn inkar edildiðini, ailesinin Diyarbakýr DGM Savcýlýðý’na baþvurduðunda ise dilekçenin alýnmadýðýný aktaran Mezali, ailenin Lice Savcýlýðý’na, OHAL Valiliði’ne, Diyarbakýr Valiliði’ne, TBMM Ýnsan Haklarý Komisyonu’na baþvurular yapmasýna raðmen bunlardan hiçbir sonuç alamadýðýný belirterek “Oðlu askerdeyken askeri taburda kaybedilen 45 yaþýndaki 9 çocuk babasý Mehmet Can Ayþin’den bir daha haber alýnamadý” dedi. Ýç hukuku bir türlü harekete geçiremeyen Ayþin ailesinin 24 Þubat 2002 yýlýnda AÝHM’e baþvuruda bulunulduðunu belirten Mezali, “Halime Ayþin yýllardýr eþini, 9 çocuk ise babalarýný arýyor ve ‘Gözyaþýmýzý akýtacak bir mezar taþýmýz olsun’ diyerek mücadele ediyor” dedi. Kendi yönettiði topraklarda kayýp ailelerine yaþatýlan zulüm karþýsýnda susan Baþbakanýn “Zulme ortak olmayýn” söylemiyle Suriye için küresel vicdan çaðrýsý yaptýðýný hatýrlatan Mezali, “Kayýp ailelerine yaþattýðý zulüm karþýsýnda baþbakaný kaybedenlerin yanýnda durmaktan vazgeçemeye çaðýrýyoruz” dedi.

HEY TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝ 127. GÜNÜNDE

HEY Tekstil iþçileri eylemlerinin 127. gününde yine AKP Ýl Baþkanlýðý önündeydiler. 28 Haziran günü AKP önüne yürüyen iþçiler, oturma eylemi yaptýlar ve haklarýný almak için her yolu deneyeceklerini söylediler. Ýþçiler, iþten atýlma ve eylem süreçlerini yeniden anlattýktan sonra, patronlarýndan Süreyya Bektaþ’ýn tutuklandýðýný ve haklarýný alabilmek için muhatap alabilecekleri patronlarý olmadýðýný söyleyen Hey Tekstil iþçileri, konunun muhatabýnýn iktidar partisi AKP olduðunu söylediler. Bir grup iþçi ve avukatlarý AKP il baþkan yardýmcýsý ile görüþtükten sonra iþçiler fabrika önündeki çadýrlarýna döndüler.

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

19


Yeni Evrede

Ekin Sanat

Mücadele Birliði

“ÖZENSÝZ ÇALIÞMA”YA HAKARET DAVASI 1 Kasým günü Ankara’da bir operasyonla gözaltýna alýnan Cihangir Öz’e, Ankara savcýlýðý tarafýndan savunmasýnda “bunu yalnýzca iddia makamýnýn özensiz çalýþtýðýný belirtmek için dile getiriyorum” sözleri, “hakaret” olarak görüldü ve “görevli memura hakaret”ten suç duyurusunda bulunuldu. 1 Kasým sabahý eþzamanlý olarak Ankara’da birçok Mücadele Birliði okurunun evleri basýlmýþ; 5 örgüte birden üye olmakla suçlanan üniversite öðrencisi Yusufcan Yýldýrým’ýn annesi Melek Yýldýrým, BES üyesi iþyeri temsilcisi Ahmet Turan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öðrencisi Cihangir Öz, yine üniversite öðrencisi Akdemir Gedik ve Mart Kültür Sanat Derneði üyelerinden olan Eskiþehir’de üniversite öðrencileri Onur Týraþ, Çaðlar Bülbül, Hatay’da öðrenci Nilgün Bostancý sabah saatlerinde evleri basýlarak gözaltýna alýnmýþlardý. Ev aramalarýnda Komünist Manifesto, çok sayýda cd ve bilgisayar harddisklere ve flashbellek gibi “delil”lere el konulmuþtu. Bu aramalarda Terörle Mücadele Þubesi ekipleri Melek Yýldýrým’ýn çantasýna cdler koyup, bu cdler arama sýrasýnda çýkmýþ gibi iþlem yapmaya çalýþmýþlardý. Aradan geçen altý ay sonunda Ahmet Turan, Cihangir Öz ve Akdemir Gedik’e, ki-

þi baþýna 30 yýla varan ceza istemiyle dava açýldý. Hem de Can Yücel’in þiirleri, Deniz Gezmiþ’in fotoðraflarý, su faturalarý, Marx, Engels ve Lenin kitaplarý “delil” olarak gösterilmiþ; “15 Mayýs’ta TMMOB’un mitingine katýlmak”, “ODTÜ Baþkaldýrýyoruz eyleminden dava açýlan öðrencilere destek olmak için adliye önünde basýn açýklamasý yapmak”, “8 Ekim’de KESK, DÝSK, TMMOB ve TTB’nin sokak meclisi eylemine katýlmak” gerekçe olarak gösterilmiþtir. 31 Mayýs 2012’de ise 12. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde davanýn ilk duruþmasý görülmüþtü. Bu duruþmanýn ardýndan, Cihangir Öz hakkýnda duruþmada yaptýðý savunmadan ötürü duruþma savcýsý tarafýndan suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu metninde ise “...sanýklar hakkýnda yapýlan yargýlama sýrasýnda sanýklardan Cihangir Öz’ün duruþmada tamamýna yakýnýný tekrar ettiði ekli yazýlý savunma dilekçesinde iddianameyi hazýrlayan Cumhuriyet Savcýsýna yönelik hakaret içeren görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma suçlamalarý içerdiði, þüpheli Cihangir ÖZ hakkýnda görevli memura hakaret suçundan gereði ve takdir ifasý konusu bilgilerinize arz olunur” denmektedir. Cihangir Öz’ün yazýlý savunmasýnda ise “görevli memura hakaret” içeren yerlerin

altý çizilmiþtir. Mücadele Birliði Dergisini bulundurmayý örgüt üyeliði ile iliþkilendiren savcýnýn bu iddiasýna karþýn yapýlan açýklamalarýn ardýndan söylenen “hiçbir yoruma gerek yok sanýrým, iddia komiktir, çeliþkilidir ve uydurmadýr” söylemi; iddianamenin bir sayfasýnda Mart Kültür Sanat ve Düþünce Derneði’nin üyesi öteki sayfasýnda kurucu üyesi olduðu iddiasýna karþýn söylenen sözlerin sonunda “bunu yalnýzca iddia makamýnýn özensiz çalýþtýðýný belirtmek için dile getiriyorum” ifadesi; dernekler masasýnda kaydý bulunmayan, hayatta karþýlýðý olmayan bir dernekten söz edip bu derneðin olmadýðý halde basýlmasý ve çýkan yayýnlara el konulmasý ile ilgili söylenen “iddianamenin akýllara durgunluk veren yerlerinden biri daha. Bu olay iddia makamýný altý aylýk ‘titiz çalýþmasýnýn, yoðun deðerlendirmesinin ve onca yorgunluðunun’ niþanesidir. bu iddianamenin nasýl bir komedi olduðunun kanýtýdýr. neredeyse yarýsýnýn gereksiz, önsezisel ve niyet okuma mantýðýna dayandýðýnýn göstergesidir” sözleri ve buna benzer ifadeler, duruþma savcýsýnda “hakaret” olarak algýlanmýþ ve Cihangir Öz hakkýnda mahkemedeki savunmasýndan ötürü “görevli memura hakaret”ten suç duyurusunda bulunulmuþtur.

DEVÝNÝM OYUNCULARI AYSUN ÝÇÝN SAHNEDEYDÝ

A

yýþýðý Sanat Merkezi’nde çalýþmalarýný sürdüren Devinim Tiyatro Atölyesi oyuncularý hazýrladýklarý “Itza’nýn Doðuþu” adlý oyunu 26 Haziran Salý günü Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde gösterime sundu. Ýþten atýlan bir kadýn tekstil iþçisinin iþini geri alabilmek için mücadelesiyle baþlayan oyun, geri dönüþler üzerinden kadýnlarýn yaþamý ve mücadelesini ele alýyor. Bir taraftan iþçi Leyla’nýn mücadelesini izlerken, bir taraftan da kadýnlarýn mücadelesini tarihten örneklerle izleme fýrsatý buluyoruz. Süreklilik ve kopuþ sarmalýnda geçmiþ-gelecek iliþkisini görüyoruz. Daha önce ölüm orucu savaþçýsý Sibel Sürücü anýsýna 22 Nisan’da Su Gösteri Merkezi’nde sahneledikleri oyunu, bu defa 26 Haziran 2001’de Ölüm Orucu eyleminde ölümsüzleþen Aysun Bozdoðan’a ithaf ederek oynadýlar.

20

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012


Yeni Evrede

Ekin Sanat

EÐÝTÝM-SEN 2. YILSONU ÞENLÝÐÝ

Mücadele Birliði

KESK’e baðlý Eðitim-Sen emekçileri, eðitim yýlýnýn sona ermesiyle birlikte yýlsonu þenliði düzenledi. Þenliðe, Eðitim Sen yöneticileri ve üyeleri, kurum temsilcileri, eylemlerinin 110. gününde olan TEDAÞ iþçileri ve yüzlerce kiþi katýldý. Þenlik 19 Haziran Salý günü saat 19.30’da Doðal Park Amfi Tiyatro’da baþladý. Ýlk olarak sahneye Eðitim-Sen þube baþkaný Kamuran Karaca çýktý. Konuþmasýnda 4+4+4 eðitim sistemini eleþtirerek, eðitimcilerin ve emekçilerin AKP hükümeti döneminde baský, sürgün, soruþturma ve tutuklamalarla karþý karþýya býrakýldýðýný vurguladý. Konuþmanýn ardýndan sahneye EðitimSen halk oyunlarý ekibi çýktý. Diyarbakýr yöresine ait halk oyunlarýný sergilediler. Þenlikte KESK Kadýn korosu ve Karadeniz müziði topluluðu da sahne aldý. Daha sonra sahneye Antep Ayýþýðý Sanat Merkezi tiyatro atölyesinden bir kiþi Nazým Hikmet’in “Onlar Ki” isimli þiirini dramatize etti. Þenlikte son olarak Emeðe Ezgi sahne aldý. Emeðe Ezgi konserine baþlamadan önce, Antep TMÞ polisleri tarafýndan bir gün önce telefonla arandýklarýný ve 6 Mayýs’ta Denizleri anmak için Antep’te yapýlan mitinge katýldýklarý için “suçu ve suçluyu öv-

dükleri” gerekçesiyle ifadelerinin alýnmasý gerektiðini söylediler. Bu baskýlarýn gruplarýný yýldýramayacaklarýný belirterek ilk olarak “Adým Deniz” marþýný okuyacaklarýný “suçu ve suçluyu övmeye” devam edeceklerini söyleyerek, etkinliðe katýlan herkesi marþý birlikte söyleyerek bu “suça” ortak olmaya çaðýrdý. “Adým Deniz” isimli yeni çýkardýklarý albümlerinden ve halk ezgilerinden oluþan repertuvarlarýyla ilgi toplayan grup, dinletisine halaylarla ve marþlarla devam etti. Özellikle farklý etnik dillerde seslendirdikleri türküler dinleyicilerden büyük beðeni topladý. Etkinliðin sonunda dinleyicilerden gelen yoðun istek üzerine “Adým Deniz” marþý tekrar söylendi. Alkýþlarla ve sloganlarla konser sona erdi. Konser sýrasýnda “Tedaþ Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Ýþçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür” sloganlarý atýldý. Sahnenin hemen yanýnda kurduðumuz stant ile Emeðe Ezgi’nin albüm tanýtým ve daðýtýmý yapýldý. Adana Ayýþýðý Sanat Merkezi

EMEÐE EZGÝ TEDAÞ ÝÞÇÝLERÝ ÝLE BÝRLÝKTE

Ýþçi ve emekçilerin sermayeye karþý eylemleri birçok alanda devam ederken, devrimci sanatçýlarýn onlarla birlikte yürüttükleri mücadele de sürüyor. Ýþçi sýnýfýnýn kavgasýnýn ve yeni bir dünya isteminin seslendiricisi olma iddiasýnda olduklarýný belirten Emeðe Ezgi, Adana’da gerçekleþecek olan konser öncesi eylemdeki TEDAÞ iþçilerini ziyaret etti. Ýþçiler, eylemlerinin nasýl baþladýðý, hangi süreçlerden geçtiði ve hedeflerinin ne olduðu üzerine bilgiler verdikten sonra, Emeðe Ezgi de bu mücadelenin sadece TEDAÞ iþçilerine ait olmadýðýný ve her zaman kendilerinin yanýnda olacaklarýný belirterek, iþçilerle beraber marþlar söylediler. Ertesi gün Doðal Park Açýkhava Tiyatrosu’nda gerçekleþtirilen konserde de TEDAÞ iþçileri ve Emeðe Ezgi yine birlikteydi. Etkinlik baþlamadan hemen önce salona sloganlarla giren eylemci iþçiler sahneden türkülerle selamlandýðýnda salondaki coþku daha da arttý. Adým Deniz marþýnýn hep birlikte söylenmesinin sonrasýnda etkinlik, TEDAÞ iþçilerinin zafer iþaretleriyle bitirildi. 214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012

21


Yeni Evrede

Anma

Mücadele Birliði

AYSUN BOZDOÐAN ÝZMÝR’DE ANILDI

19 Aralýk 2000’de 20 ayrý zindanda gerçekleþtirilen katliam sonucu 28 devrim savaþçýsý ölümsüzleþmiþti. Yapýlan katliamýn ardýndan, devrimci tutsaklar bedenlerini ölüm oruçlarýna yatýrarak devlete diz çökmeyeceklerini gösterdiler. Aysun Bozdoðan 26 Haziran 2001’de bu kavgada devraldýðý bayraðý yoldaþlarýna býrakarak, Ölüm Orucu’nun 183. gününde ölümsüzleþti. Güneþe uðurlanýþýnýn 11. yýlýnda Aysun Bozdoðan, bir yürüyüþ ve basýn açýklamasýyla Ýzmir’de anýldý. 26 Haziran Salý günü saat 18.30’da Konak Pier önünden eski Sümerbank’a sloganlarla ve ajitasyon konuþmalarýyla yüründü. Yürüyüþ sýrasýnda “Aysun Bozdoðan Ölümsüzdür/Mücadele Birliði” pankartý açýlýrken “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm”, “Aysun Yoldaþ Ölümsüzdür”, “Aysun Yoldaþ Yaþýyor Savaþýyor”, “Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan, Mahir Çayan, Ýbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doðan/Yaþýyor”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Fabrikalar Tarlalar

Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak” sloganlarý atýldý. Sümerbank önüne gelindiðinde Aysun Bozdoðan nezdinde tüm devrim ve sosyalizm savaþçýlarý adýna saygý duruþu yapýldý ve Mücadele Birliði adýna basýn açýklamasý okundu. Yapýlan açýklamada 19 Aralýk Katliamýna deðinilirken, Aysun Bozdoðan’ýn yaþamý ve mücadelesi de anlatýldý. Devletin saldýrýlarýnýn 19 Aralýk’ta ve sonraki süreçte sadece devrimcikomünistlere yönelik deðil; bütün ezilen halklara, iþçilere, emekçilere, öðrencilere, emekçi kadýnlara da yönelik olduðunun altý çizildi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan Dört Ateþten Gün Dört Ölümden Gece þiirinden, Aysun Bozdoðan’ý anlatan bölüm okundu ve marþlarla yürüyüþe geçilerek eylem belli bir yere kadar devam etti. Basýn açýklamasýna BDSP, Partizan, Taþerona Karþý Ýþçi Dayanýþma Derneði destek verdi. Mücadele Birliði/Ýzmir

DENÝZ ÝSYAN DEVRÝM

Türkiye ve Kürdistan halklarý, emekçileri, onyýllardýr yaþadýklarý baskýya, sömürüye baþkaldýrýyor. Kürt halký, yoksul Aleviler, öðrenciler, kadýnlar, iþçiler, kamu emekçileri dört bir yanda isyan ve ayaklanma içindeler. Maruz kaldýklarý hiçbir baský, tutuklama, katledilmeler onlarý yýldýrmýyor. Her seferinde daha güçlü olarak ayaða kalkýyorlar. Halklarýn Deniz olup 1 Mayýslarda, 6 Mayýslarda, Sivas anmalarýnda, Kürt halkýna yapýlan her saldýrýda nasýl meydanlara aktýðýný dost da düþman da gördü... Bugün Denizleþenler daha güçlü ki, sermaye her geçen gün Denizleþen Halka daha güçlü saldýrmaya kalkýþýyor. Leninistler, Denizleþen emekçi halklarýmýzý selamlamak için, Gazi Mahallesi’nde devasa büyüklükte “Deniz, Ýsyan Devrim! TKEP/L” yazýlamasý yaptý.

22

214. Sayý / 4 - 18 Temmuz 2012




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.