B22 2

Page 1

A y l

1

h

sosyali

t ii. r

OMER LA<;iNER Korfez sava~1 ve Arap di.inyasmm gelecegi OMiT KlVAN<;

CNN live, biz oli.i MURAT RUZGAR

Onadogu ve Baas Partisi JOE STORK-ANN M.LESCH Neden sava~? MARION FAROUK SLUGLEIT-PETER SLUGLETT

Saddam'm yi.ikseli~i •

JOE STORK-RASiD HALiDi

Washington'un Ortadogu'da oynad1g1 oyun ALAIN GRESH

Korfez krizi ve islami boyut ROGER OWEN ... 1970'lerde Arap e~Kmomiler"

AJ;J~ ABD~\d\1

'M'i.ibarek'i"il ~tfor'M ~1'AMARi

0 •

'

~FARSOUN i bir gi.ic; dengesi MAXIME RODINSON

Bir fatih mitolojisi CORNELIUS CASTORIADIS

Korfez sava~mm ctesindeki gerc;ekler

$UBAT 1991

a

e r g

.

I

S

.

1



• i.

$UBA T 1991

Ayl1k sosyalist kaltur derg is i

3 GEQEN

AY I N

BiA i KiM

Kurtlere ili.$11in senaryolar

6 '

OMER tACiNER

Korfez

Sava~t

ve Arap dilnyasmm gelecegi

12 OMIT KIVAN<;

CNN live. biz 6\u

18 MURAT R0ZGAR Onado~u

'

ve Baas panisi

23 jOE STORK · ANN M.LESCH

Bunahmm arka plan• Neden

sav~?

30 MARlON FAROUK SWGlf:TT · PETER SLUGLETT

1986'dan bugune lrak: Saddam'm yiikseli$i

34

jOE STORK • ~iD HALiDf

Washingwn'un Ortadogu'da ornadt~ oyun

38 ALAIN GRESH

K6rfez kri zi ve islami boyut Sovyct politikasmda silre,klilik ve de~~im

44 ROGER OWEN 1970'\erde Arap ekonomileri

50 AHMET ABDULLAH

MC1barek'in kuman

54 SALIM TAMARi Filistin ayaklanmasmm anlamt

61 SO Y LE$ i

..

SAMiH FARSOUN

Yeni bir gi:u; dengesi

65 MAXIM E IWDINSON

Bir fatih mitolojisi

67 CORNELIUS CASTORIA DIS

Korfez savasmm 6tesindeki gcn;ekler

70 OMiT KIVANC

l'atriyot

72 RES i MLi

GAYR i RES M

T A R I H

Araplar ve Turklcr

76 DEG i NMELER

RU$EN <;AKIR I Bu da bize ders o lsun • iSMAiL SOITEMiZ I Olumun rnakinesi sav~ bir kez <;;th$maya b~larsa • DEViN KUZV IT elevizyonda sava~ ...


~

··~

_...,.

..

.

. ..

-. ...

..

.

..

Birikim Yaymethk l.ld Sirketi adJna sahibi: YazJ4leri MOduru: Gorsel Tasanm: Gorsel Duzenleme ve Bilgisayar Uygulama:

Murat Beige Abdullah Onay Omit Krvan, Hilsnu Abbas

isrnail Abbas Perka A$. Ayhan Matbaaethk

Yaptm:

Bask!:

Hilrriyet Holding

D~nm :

AS.

Abo n e olmak i~in, a~Qrda belirtilen abone be· delini, Blrikim Llmittd ~lrketl'nln Pamukbank Tiirbe ~ 210233 No'lu hesablna yalllmaniZ ve banka dekontu fo!o. kOpislni, Blr1ldm Y~. ~ ' Caddesl, No:17-19/A. Sultanahmet34-400 Istanbul aqresineg&ldermenizyetertidir. Adrmzr, adresini.zi, posta kodunuzu ve abone i$1eminizin hangi sayrdan ba~ya­ caQrnrlutfen bildiriniz. ~bone

bedellerl:

Yurti~l :

Avrupa, OrtadoQu: Amerika : 40 $

70.000 TL. 40$ . Avustralya: 45 $

. E Its Ik s a y ri a r ir;in ba~uru adresleri:

ISTANBUL: il6~m Kitabevi Klodfarer Cad. No.7 Ca(JaloOiu ANKARA: heti~lm Kitabevi Selanlk Cad. .No.72/A Kwlay - . IZMIR: lleti~m Kitabevi 859. Sok. No: 1/8, Zemin Kat, Konak

B

Bir ikim Yaytnlan ~Cad. No.17·19/A&D-leh-

met 34400 istaroA

Tet 512 17 34

··· ----·-· -- ······---·-·· -·· --

-· -·-·--· -···

-· - ··-- -····-··· -·-- ...

-··-·- ---

..


·- - - -

G

E

c

E

N

K orfez'deki sava~m son ~­ mast addedilen kara muharebesi beklenirken, Irak'm kaderi ile ilgili soylentiler, temas ve pazarhklar da yogunla~tl . Ashnda laizin ilk g\i.nunden belki de daha Oncesinden ba~la­ yarak, ABD, oteki Banh gcu;:ler ve Ortadogu'nun kimi devlet yonetimleri arasmda sava~la veya sava~slZ r;okertilecek bir Irak'm kaderiyle ilgili gorli~ teatileri, proje ve pazarhklar yapthyor olmahyd1. 6zal yonetiminin krizin b* langtcmdan sava~m ikinci haftasma kadar izledigi politika, sOzkonusu pazarhklara ya bir bir;imde kanhndtgmt veya birinci elden (ABD tarafmdan) bilgilendirildigini gosterir rnahiyettedir. 6yle anl~tllyor ki bizzat Bay 6zal, "pastadan pay alabilecegi" veya alacagt paym gOsterdigi performansla orannh olacaS~ yolunda giivenilir sinyaller almt~tlr. Hissettirme tarzmd.aki ikinci ihtimal, daha ger;erli olmah ki 6zal yonetimi, lrak'a kar~1 sava~cak gtl(;lerin arasmda yer almak ir;in hayti r;npmd1. Irak'm Turkiye'nin ambargoya i~tirak karanm bir BM uyesinin olagan yukiimlt1h:igl1 gibi degil, du~manca bir

A

y

N

B

eylem gibi algtlanrnasm1 isteyen ifadeler sunmaktan ba~laytp, Bay Ozal'm Irak 11zerine basklmn yogunla~nnlmast ir;in Bush'a yaptlgt telkinlerin abaruh anlamlar yiiklenerek, ulke ve dunya kamuoyuna duyurulmas• gayretleriyle siiren, lrak smmna a~m olr;ude askeri birlik yollanmas1, TBMM'den sava~a i~tirak yetkilerinin tantanayla ahnmas•yla kapanan ilk safhada Bay 6zal pek de umdugunu bulmu~ saytlamazdt. Ne ulke kamuoyunda muhtemel bir sava~a katJlma konusunda gtir;lu bir egilim olu~turulabilmi~. ne . . TC ordusu havaya sokulabilmi~, ne de Irak, Turkiye'yi birinci plandaki dt1~manlan ara'smda sayd1gtm gosterir bir taVlra girmi~ti. Irak ka~tsmda ABD onderliginde kurulan sav~r;1 cephenin de Turkiye'ye ararnlZa kanl dedigi yokru. ABD tarafmdan Tiirkiye'ye, Ozal yonetimine laytk gorulen rol, lrak't bombalayacak Amerikan ur;aklanna yer tahsisi hizmetiydi. Bu ise "pasta"dan -pi~iri­ lmesine katkl oramnda: pay sahibi olunacaksa hir;bir ~y alamamak demekti. Parsa pe~in­ deki "cengaver"ler bu kez umutlanm Turkiye'den kalkan ABD

A

K

I

M

bombardtman ur;aklanna ka~t Irak'm bir misillemede bulunmast ihtimaline hagladtlar. Muhtemel bir Irak hava saldmsma ka~1, ~ehir ve kasabalannda uyan sirenleri bile olmayan Guneydogu Anadolu bOlgesi, adeta oyle bir hava saldmsmm geni~ bir zayiata yol ar;mast isteniyorm~r;astna uzun sure hir;bir korunrna· onlemi ahnmadan bekletildi. Ve ~u bile (me surlilebilir ki; galiba sonra. dan bolgeye Avrupa'dan NATO kanallan ile g6nderilen patriot filzesavar bataryalan, Ankara'mn talebi ile de~il, -sav~ ~tirak ir;in Irak'm stmrh bir hava aktmm bile bahane sayacak TO.rkiye yO.netimine bu bahaneyi vermemek ir;in- ABD ve NATO karargahlanmn giri~imleri ile gonderildi. Ashnda Turkiye'deki giirulrusu btiyCtk kendisi kur;uk cengaverleri 6teki cengaverler aralanna almad1lar, onlan cephane nobetr;isi gibi bir gOreve laytk gorduler. Ve arada bir de ikinci cephe Tilrkiye'den aplacak halon haberleri medyalarda yaytmlatarak, sutlanm stvazlamayt, heveslerini canh tutmayt. da ihmal etmediler. B6ylece sav~m ilk ayt daha

3


. . .. .. . dolmadan Ozal yonetimi, T urkiye halkmm ayranm1 kahanamadtgi gibi sava~a bir bic;imde kanhp, Kerkuk'e tahuravanla ginnek orn1k hayalinin de bu tarzda gerc;ekl~emeyece&ini anlamt~nr.

4

Kerkuk-Musul'a gidecek yol ba~ka rurlu ac;tlamaz mt? Simdi soru budur ve ~u ana kadar kullamlan barbutc;u-cengaver dili, bitirim numaralan bir yana buak.thp, "ana felsefesi"nin intibakta pek gOc;lok c;ekmeyece&i kiic;ilk muteahhit tarztyla "i~ bitirmeye" c;ah~tlabilir. Simdi iizerine oynanacak kart sava~ degil Kurt karttdtr. Bu oyun ise ba~ka arac;lan gerektirmektedir. 0 nedenle de Ozal ~imdi Kurt karnm oynama niyetinde oldugunu i~a edince, sava~ karnm oynatnrdtgt arac;Ian ilk.in ne oldugunu anlamad1lar. Bir ktsmt hilill anlamamakta, anladtysa da oynamak istememektedir. Bu, Ozal it;:in sorun yaratabilir, ama onun bu oyun it;:in kullanmaya n iyetlendi&i ba$ka "arat;:lar" vardu. Bu araylan da daha dun kendisine "sava$a ha)'lr'' diyerek kendisine muhalefet eden kesimlerden dev~irebilece'&ini ummaktadtr. Ozal'm yeni oyununun acth$t 141-142 ve 163. maddelerin kaldmlaca~ ve Kiirtc;enin serbest<;:e kullamlabilecegi ac;tklamastyla yaptldl. Eni~ten in bu 6pucuk atagt beklendigi kadar . degilse de y1ne de hayret uyand1rd1. Burada hO.kumett;:e her iki vaade ili~kin olarak sunulan de&i$iklik tasanlan hakktnda uzun boylu kon·u~mak gereksii:. Kamuoyunda bunlar yeteri kadar ele almmakta, tartl$11makta ve de$tiriimektedir. Ancak ~u var ki, bu ele almalarda, sunulan tasanlann "demokrasi"ye, "ki$i hak ve 6zgiirlukleri"ne ne olc;iide cevap verdigi, tutarh bir yakla~tmm

. -·· .

-. .

.

"

..

-

. .

-·- .. . . .

uriinu olup olmachgt ara~tmltilgili gorevlilerinin ~u anda tum yor ve ome~n Kurtye konu~ dikkat ve c;abas1 bunun olup mamn "bedava", yazmanm olamayacagt uzerine yogunl~"parah" olmas.1 gibi goriilmemi~ mt~ur. Yani lrak Kurt liderleri, bir ucubenin, nic;in ucube e~er masada lrak'ta federatif bir oldugu konusunda yt~nla soz yapt kurmak tart.J~tlacaksa -ki soyleniyor. oyle gorunuyor ve bu olmasa Oysa Ozal'm bunlan kanun bile halihaztr Irak anayasast tasanst niyetiyle degil, yem Kurt .o tonom bolgesini resmen olsun diye haztrlatu~ kesindir. . tamyor- kendi federal bolgeleAyrtca bu yem, Turkiye dahilinrini lrak ic;inde Turkiye dahideki "ku~lar" ic;in degil, astl olaIinde gormek istediklerini resrak Irak'takiler ic;in haztrlanmt~men ilan edemezler mi? Irak'nr ve onlann bunu bir ilk yem taki Ktm halkt, kendi kaderini gibi gorecekleri, ardmdan, daha tayin hakktm bir referandumla ne var diye soracaklan beklenkullanarak lrak devletinden mekte ve istenmektedir. Her aynhp, Tiirk.iye ile birle~mek, halde tam ~u Strada yurtdt~ma oradaki "soyda~lan " ile ozel Sta"gerekli temaslar"da bulunmak tulo bir bOlge ol ~turma karauzere gonderilen Kun kokenli nnda olduklanm hukuken tescil bakan Kamran inan'ui misyonettirmeye te~vik edilebilir mi? lanndan biri ve ba~hcas1 da Turk.iye'nin Kerkuk-Musul'a Irak Kurtlerinin liderleri ile ·ili~giri~inin degil Kerkuk-Musul'un kili olmahdtr. Turkiye'ye geli~ senaryosudur Ozal yonetimi fiilen hic;bir bu. Ozal yonetiminin .k endi hukrnu olmayan, ka~t uzerinde uslubunca oynatmak istedigi kalmt~ yasaklardan biri olan senaryo buna benzer bir ~eydir Kurtc;e konu~ma yasa~m kaldtgibi gorunmektedir. nrken sanmz, o Kum;e yazmayt Belirtelim ki burada sadece para cezalanna baglayan aktl henuz pek sm1rh saytdaki ipw;durdurucu maddeyi strf konuyu lanndan hareketle konu$uyoruz. sansasyonel bir. ilgiyle konu$turOzal yonetiminin hie; de boyle mak, kamuoyunu konuya tsmbir senaryosu olmayabilir. Ve dtrmak iyin kasten koymu~tur. Kurtc;e konu~ma yasagmm kalKorfez sava~t sona erip dmlmas1 gibi bizde boyle bir masaya oturma fash ba$laymsenaryonun i$letilmek istendigi caya kadar ka'muoyu, bu kamsmt uyand1ran i~ler, Ozalct konuyu istedigi kadar tartl$abiyonetirn tarzmm stk stk ba~vurlir, kulaklar ah~tr, toplumun en dugu -kamuoyunun dikkatini az yanst, Kurtlerin dillerini serstkt$ttgt noktalardan bestc;:e ve her tiir arac;:la kullamtu:z-akla$ttrrna- · takti&in yeni bir bileceklerini ac;tkt;:a savunur uygu lamast olabilir. Belki de bir hale gelirken, ancak sm1rh bir sure soma oyalama takti&i kesimin, 'Turkiye'de Kurt amac1 gercekle~tirdiginde yoneyoktur" t;:izgisinde direndikleri tim, tasanlanm "bir kez daha . ortaya ·~lKaT~ Supnesiz ounlin' .. ·---uien nae- du$u'iuii£I< -gen sonu nereye vanr diye kaygtlac;:ekip yeni bir oyalanma mcvnan o nedenle de muhalif bir zuu ortaya atar. tav1r almaya yatkm olan onemli Ama onada ister Ozal voneti' bir kesim de olacakur. i$te bu minin ciddiye aldtgt bir senaryo kesimi de ikna edebilecek fakolsun, ister oyalama maksadtyla tor, Irak it;:in masaya oturuldugu one surulmu~ olsun konunun safhada "devreye" girebilir. Sampe~i btraktlmamahd1r. Kimileri nz Ozal yonetiminin konuyla Ozal da dahil Turkiye'deki

'uzerew

Birikim 22/ $ubat 1991

-


etkili c;evrelerin hatta kamuoyunun onemli bir kesiminin Musul-Kerkuk'u de ic;erse Turk; iye'de ozerk bir Kfm bolgesinin -bir bolge degilse bile Kunlerin kultiirel haklanm losttstz kullandtklan bir statiiye sahip olmastm- varhgmt kabul edemeyeceklerini; dolaytstyla da bahsettigimiz bic;imde bir senaryonun olamayacagmt ancak bir kandmna marievras1 olabilecegini one surebilirler. Hakstz bir goru~ degildir bu. Belki de tamamen dogrudur. Ama konuya ili~kin zengin ic;erikli bir perspektif, bir tasan bir hedef olu$turabilmek ic;in anlamh olan bir ba~langu; noktast bOyle bulunmaz. Tersine Ozal ya da aym kategoriden birilerinin gerc;ekten de boyle bir se.naryosu olmast halinde nhtl bir tavlT ahnacagt sorulmahdtr. Bir ba~ka deyi~le sorun, · bugl1n diinyamn, bolge(ler)mizin ve Tnrkiye'nin geldigi noktada

ugruna g\1ndelik yabalanmlZI da hasredecegimiz hedefi.n nastl bir $ey oldugudur. Ozerk bir Kurdistan'I ic;eren bir Turkiye'yi mi; bunu bir ilk ad1m sayJ.p butiin Kurtleri ic;erecek bagJ.mstz bir Kurt devletine yonelmeyi mi; yoksa yeterince ya~anmt~ milli devlet tarihlerinin millet farkhhklan titizlikle gozetilen federal devlet deneylerinin gelip dayanmaktan kurtulamadtklan actmastz ikilemleri 3$mak ic;in en azmdan $U kan bedelini yeterince odemi$, hala kanayan bolgemizin tum milletlerine seslenecek bir "utopya" ic;in mi? Su anda sadece topraklarmda degil, ruhunda da nrtmalar kopmakta olan ba~ta Arap halkt olmak iizere tiim bolge halklannm kalbine ve beynine ancak bu utopya seslenebilir, seslenmel~dir. Ye galiba sadece iitopyalann zamam gelmi~tir.

•• • Bu saytmtzdaki yaztlann hemen tiimil "Ortadogu sorunu"yla ilgili. Sorunun 6nemi, c;apt ve boyutlan nedeniyle bundan sonraki saytlanmtzda da aym konuda yaztlar yaYJmlamayt surdtirecegiz. Bu sayJ.daki yaztlan geni$ bir dosya olu~tur­ malanna ragmen sadece konuya giri~ sayJ.yoruz ve bundan dolaYI da yorum, analiz ozelliginden ziyade bilgi verici, tazeleyici tiirden yaztlan tercih ettik. Bu yaztlann herbirinin Ortadogu ulke ve halklanmn biriyle ilgili oldugu gorOlecektir. Gelecek saytmtzda da bunu surdurup S.Arabistan, Kurt hareketi ve israil'le ili$kili incelemeleri okurlanmtza iletmi~ olacagtz. Aynca bu sayJ.mtzdan ba~laya­ rak giderek daha a~rhkh bic;:imde soruna farkl.J bak1~ ac;tlanndan yakla$an, tarn$an makale ve incelemelere yer vermek amacmdayJ.z.

5


. ·-

-

--

.

Korfez Sava~1 ve Arap dunyas1n1n gelecegi OMER LA~iNER

'

Sava~ ertesiyle ilgili konum-ytkar hesaplanrun, parsa top lama giri~imlerinin daha sav~ ba~lamadan yok once, krizin "b~1l" yontemlerle c;ozulmesi iyin gayretler hemiz b~lam~ken bu denli yogun, aleni ve fiitursuzca sergilendi~. ~ro~lldtgi ilk sava~ galiba bu Korfez sava~1 oldu. Bu, o hesaplann daha Korfez krizi ortada yokken yaptlchgtm, ~u anda On planda goriilen "aktor"lerin ve Ozal yOnetimi gibi rol kapma heveslilerinin· "lrak'm ~ini -~u veya hu ~kildebitirmeye" onceden karar verdiklerini gostermektedir. Gerc;i ytkar-konum hesabmm ilk etabt olan "lrak'm ~inin bitirilmesi" ille de Irak'm sava~la dize getirilmesini, c;okertilmesini gerektirmezdi, ama "infaz"m c;abukl~nnlmas1 da ~iiphesiz istenmekteydi. Irak. Kuveyt'i ~gal ve ilhak ederek -kimileri bunun bilinc;le, serinkanhlikla provoke edildigini One suriiyorlar- aranan "htzh infaz ve c;ozum" kaplStm ac;n. Su anda sav~ siirmekte, lrak, tarihin belki de en yogun hava bombardJmaru alnnda kati neticenin alinacagi kara muharebelerinde son ve tek kozunu kullanmay1 beklemektedir. Du~manlan , onun ~imdiye ka~ar ~ enneyerek iyi dayandJgJm s6yliiyorlar. Ama lrak'm galip <;;1kma ihtimali olmayan bir sav~nr bu. Degil galip gelmesi, sav~m kilitlenerek a~kes durumuna gelinmesi bile rnucize demektir. Kimin galip gelecegi ba~mdan belli sav~lan, yeni_lecek taraf.istemez. Arna-bu olayda-lt"ak-y.On.etimi, en-ufak bir taviz vermeye bile yan~mayarak sav~t istiyorm~ gibi gc5riindii. Kammca bunu, galip gelme ~smm var oldugu hesabtyla degil, kar$1Stnda silahh kuvvetleriyle saf tutan ABD ?mderligindeki cephenin Irak'm oyle ·ya da bOyle i~ini bitirmeye kararh oldu~nun bilinciyle yapn. Kriz, lrak'm Kuveyt'ten klSmen veya tamamen cekilmesiyle bir uz~ma sagla6 narak ~imdilik giderilseydi bile "hesap" bitmeyecek,

"Irak sorunu" b~ka yollardan, ama mutlaka "yozumlenecek"ti. Goronen odur ki; mart a}'l birmeden Irak, kan, oliim, }'lktm ve tahribat bilanyosu herhalde c;ok agir olacak son muharebelerden sonra c;6kertilecek ve Bay 6zal'm uynetini ele veren deyi~iyle "pasta" masaya konacak Kurtlann ve s1rtlanlann epeydir bekledikJeri, hesabtru yapnklan andtr bu. Az sonra bu rur hesap sahiplerinin unurmak, kaale almamak egiliminde olduklan baz1 noktalardan soz edecegi.z. Tarihte bir sava~tan sonra bolgelerin, halklann kaderinin tayin edildigi, parsalann payla~nnlip, starulerin belirlenctigi devletler aras1 antla~malann ornegi c;oktur. Ancak bunlann bir olc;iide kalic1 olanlan, masada oturan devletlerin her birinin temsil ettikleri toplumlann geni~ yogunlugunca onaylanm1~ talep ve dil~uncelerle orada yer ald1klan antla~malarchr. Yakinda "lrak'm ~nin bitirilmesift ertesinde ku- · rulacak masada, belki "Banh" devletler 6yle bir yetki ve giivenle bulunacaklar. Ama Arap muhataplan ic;in aynt ~yi s0ylemek, yonettikleri toplumlann talep, du~f.tnce ve ruh halini temsil ettiklerini iddia etmek daha ~imdiden bellidir ki- miimkiin degildir. "Masa"ya il~meye c;ah~n Tiirkiye devletinin halihazu yonetirni de ayn1dururndadu ger<;i, ama buna aldJrmamaktadtr. Her ne kadar o, ~imdiye kadar toplumu-nun--kar$l-OlU$t:ma -aldmnayarak diledigi-ni yapmaya · · · · ah~mt~ ve bu tavnna t_ ovbe dedirtecek etkili bir hareketle kar$tl~maml~ da, aym tutumun rnevcut Arap devlet yc5netimleri ic;in faturast tahmin ectilebilenden c;ok daha agir olabilir. Cunkil K6rfez kriziyle ba~layan ve sa~ varan siire~;, Arap toplumlan, halkIan ic;in olaganusru bir ic; hesapla~ma, en anndan son elli ytlltk tarihsel ara~ ve deneylerinin sentezini yapmaya ·de>gru htzla itildikleri bir sure<; olm~tur. KOrBir ikim 221

~ubat

1 9 91


....

. ...

-···-

fez krizi sava~ noktasma geli~iyle birlikte, bu sure<; ac;tsmdan "tarihsel gorevinl" yapm1~, Arap halklanmn du~unu~. taVlr ve ruh haline yeni bir mecra a<;nu~ur. Saddam lluseyin'in k1~ili!;inin, irak yonetiminin ni teli~nin, Irak'm Kuveyt'i ilhakmm dogru olup olmadtgtmn fazla bir 6nemi yoktur arnk. Ttpkl ne denli a~r bir bilanc;oyla bitecek olursa olsun surmekte olan sava~m askeri sonucunun da sozkonusu sure<; tlzerinde pek az etkisi olacagt gibi. . $u anda Ortadogu, 6zellikle Arap halklan, uluslann tarihlerinde ancak birkac,: kez y~ayabilecekleri istisnai d6nemlerinden birini y~maktadular. Bu, Arap halklanmn ken dileri i<;in nastl bir dunya du~unmek ve kurmak yeteneginde olduklanm gosterecek bir tarihsel imtihandtr. Gerc;i 20. yt.'izyilm ~u son on Yihnm ko~ullan, Dogu Akdeni.z merkezli c;ok daha geni~ bir alamn hal klan ic,:in, ilk planda Turkler, iranhlar ve Kurtler ic;:in de benzer bir imtiham zorlamaktadtr. Arap dunyasm1 kac;tmlmaz olarak ic;ine c;eken tarihle hesapla~ma ve gelecegi belirleme surecinin onIan da kapsayarak zenginle~ip zenginle~meyecegi sorusu bir tarihsel karar olarak 6niimuzdedir. Tiirkiye ic;in kon~ursak, bu noktada gOrev, herkesten once 6zal y6netimlnin tutumuna "sav~a hayJr'' slogam alnnda kar~1 <;1kan geni~ muhalefetin en tutarlt kesimine du~mektedir. Safllan az, ama hayastzhk ve saldtrganhk dereceleri stmrstz Ozal destekc;ileri, onun "masa"da ve parsadan pay kapma politikasmm Turkiye'ye Ortadogu'da guc;lu bir konum saglamaya matuf bir hesaba dayandtgml, oysa "sava~a haytr" diyenlerin benzer bir hesaplan olmadl~lll soyluyorlar. Suphesiz ~u anda ortahkta "cengav.er" postuyla dola~anlann salyalanm akuarak ovdukleri rurden bir "hesaba" sa hip olmanm alc;alncth~m ~Jmak­ tansa hesaps1z olmak bin kere yegdir. Ama ote yandan da, Korfez kriz'i patlak verip Irak'm sava~la c;6kertilmesi ihtimali ufukta belirince, fusat~thk ve hesapc;:thk damarlan birdenbire kabaran ve sava~t ellerini ogu~turarak kaf$tlayanlann aksine, Turkiye toplumunun onytllardJr i<;inde d6nendigi kimlik ve gelecek bunahmma..onurlu, ozgun bir <;6zum ufku sunmak isteyenlerin onCmde bu ulke halklannm Balkanlar'dan Asya ic;lerine, Kafkaslar'dan Nil'e uzanan tarih ve kultiir diinyasma ili~kin yeni bir perspektif ol u~turmak gorevi zaten durmaktadtr. Ozal'm ki~iliginde temsil edilen "hesapc;1" zihniyet, ABD veya ba~ka bir ''buyuk gu~··un koltugu ve himmeti altmda devlet guvenligi "milli ~tkar", kar ve rant imkanlan gibi yoneticiler, egemenler duzeyine has kategorilerle dti$iinmekte, amact sadece Turkiye'yi kendilerine gore "guc;lu" konuma gctirmek olan bir projeyi gerc;:ekle~tirebilmenin hesabm1 yapmakradtrlar. Oysa bu zihniyete, yakla~tma k6kten kar$1 olanlann sunabilecegi perspektif, am ian bOlge halklannm.ye-

--·- ----- - -- - -- - -- - - - - -

rei ya da milli c;tkar kaygdannm Otesinde arayt~lara y6nelten dinamiklerin ke~fine, bunlann yepyeni bir senteze yoneltilmesi c;abasma dayandmlmt~ olmahdtr. i~te bu nedenle, ~u anda Arap dCmyast halklanmn i<;inde bulundugu ruh halinin, y6nelimlerinin kavranmast konusu c,:ok biiyiik onem ta~lmaktadJr. Varsm ABD ve onun koltugu alnnda "i~ c;evirmeye" c;ah~nlar, hemen tumCmtln alundaki toprak sarsilmakta olan Arap uike y6netimleriyle masayi duzenleme ve pastayt payl~ma hesab1yla me!lgul olsunlar. Biz ~imdi Ortadogtl'da, Arap dunyasmdaki topragm hemen ytlreginden gelen ugulrulann nas1l bir dille ytlzeye c;:tklp kon~abilecegini ara$urmaya c;ah~ahm . Bu maksatla, Korfez krizi ve sava~m Arap halklanmn dii~unu~ dunyasmda ne tiir ve kapsamda etki yaratabildigini tespit edebilmek ic,:in yakla~tk son elli yddtr durulmayan bir harekellilik ve arayt~t ya~ayan Arap halklanmn bu surec;:te gec;:irdikleri belli ba!lh du~unii~ evrelerini 6zetle haurlatmak gerekiyor. * • •

Denilebilir ki Abbasi impararorlugu'nun <;6ku~ st1recine girdigi 10. yuzy1ldan itibaren Araplar, adeta "tarih sahnesi"nin dt~tna c;:ekildiler. islam diinyasmm neredeyse bugunku smtrlanna e~ bir cografyaya yaytlmasm~a 6ncii olan, asker, yonetici, du~iinur, bilgin ve tuccar olarak bu dunyamn peki~mesinde iki yiizYih ~km birinci derecede rol oynam1~ bu kavim, yakl~tk 10. yiizytldan itibaren ya yonetilenler kategorisine c;ekildi veya Arap c;:ollerinin ic;inde yan bagtmstz topluluklar halinde ya~ayageldi. Her ne kadar laik Pan-Arap aklmt ideologlannca Arap dunyasmm Osmanhdan kopu~u milli uyam~m 6nemli bir merhalesi olarak sunulursa da; Arap halklannm bu olay1 gerc;ekte bu anlam ve onemde ya~a­ madtklan s6ylenmelidir. Milliyetc;i ideolojilerin guc;lendirilmesi ic;:in mill! eylem simgelerine ihtiyac; oldugundan Osmanhdan kopu$ da bu ihtiyaca hizmet i<;in i~lenmi~tir. Yeri gelmi~ken bu olaytn ashnda Turkiye insam ic;in sessizce ya~anmt~ bir travma oldugu ozellikle belirtilmelidir. TC devletinin islam ve 6zellikle Arap dCmyasma Slrt c;:eviren bir politikayt hemen hie; itirazstz yl1riirliige koyabilmesi, bu rravma sayesinde mumkiin olm~tur. Turkiye halkl, din karde~i sayd1~ Arap ~iretlerinin ingilizlerle birlikte kendilerine, "Halifenin ordusu"na kar~1 sava~masmt asIa sindiremeyen bir ruh haliyle Anadolu smtrlanna c;ekilmi~ ; TC devletinin resmi ideolojisinin, strtmJZI Arap diinyasma, ba~mtzl Ban'ya d6ndurun emrine ses ~tkarmamt~tlr.

Yakm tarihte Arap diinyastm, halklanm kendileri hakkmda dCt~unmeye y6nelten ilk onemli olay israil devletinin kurulu~u ve 1947 Arap-israil sava~1d1r. Yeni bagJ.mstzbgma kav~m~ Ortadogu Arap devletleriyle

7


.

· · · lsrail arasmtlaki s~v~; 'Araplar· i~ ·owrc;· vertct bir - eytemlerini yapnl~r- Bu ·kez hie 'de bozguna ugrarulyenilgiyle sonu<;lanm~tl. Araplar, Miisluman olma- mach, ama sonu~ yine yenilgiydi. israil zorlamru~, ama yan bir d~mana ka~t ylizlerce ytldan beri ilk kez . altedilememi~ti. kendi b~lanna sava~m1~ ve tam bir bozguna ugraBu sonuc;, sanki Arap milliyetc;i-sosyalist alomm Araplan eri~tirebilecegi noktarun simgesi oldu. Bu alam~lardt. Ol~umu daha eskilere dayaiun Pan-Atabizm iderom seferber edebilece~ gil~lerin asketi-politik arac; olojisinin <;~itli kollan bu yenilgi utancmdan stynl- ve yOntemlerin kendi varol~ sorunu om1nde ancak ma hamlesinden gil<; altp ktsa zamanda MlStr'dan o noktaya kadar etkili olabildigi sorunun hata orada Irak'a uzanan bOlgenin Arap halklanm degilse 'bile durdugu ve orada duracagt teslim edilmi~ gibi Pan asker-sivil elit, aydm tabakalanm surukleyen ana Arabist alomlar ac;tk (Mtsu) veya onuk (Suriye) bialum haline geldi. 1960'lara gelindiginde bu kadro- t;imlerde iddialanndan uza~olar. Her biri kendi ullar, Mtstr ve Irak'ta hanedan y~netimlerini devirerek kelerindeki iktidar aygttlanru pe~rmeye agtrhk veve ek olarak Suriye'de iktidan ele gecirm~ bulunu- rerek, arnk ortak davarun ~tkarlanru ifade etme g6yorlarch. riinrusunden stynhp kendi devlet ve. millet r;:tkarla194 7 yenilgisi ile yukselen Arap milliyetc;i -Arap- nm kollayan tutumlar ic;ine girdiler. devlet~i~sosyalist alomlar yine bir yenilgi ile, 196 Tde Bu doneme kadar Arap dunyasmm b~hca dogal israil'le yaptlan "alu gun sav~t"ndan bozgunla ~·lo­ zenginligi -petrol- v·e .orgilth1 din! hareketin bayragt Suudi Kralhgt'nm elindeydi ve KOrfez emirlikleri de ~m. ertesinde ini~ ge<;ti. Yukseli~ doneminde asu olarak sadece Ortado~u Arap dunyasmda ve ozellikle onun yede~ndeydiler. Suudiler, bllylik kaynaklarla aydm-elit zllmreler. c;evresinde etkili olmu~tu. Oysa besledikleri bu dini hareketi "ortak du~man" israil'le <;Okll~u · Ulm Arap dunyasmda yanktland1. 1969'da mucadeleye degil, hemen rum gilcuyle b6lgedeki Arap Ubya'da Kaddafi, npkt Nasu ve Irak'm Baasc;1 subay- milliyet~i yonetimlerle mucadeleye yonlendirdiler. aychnlan gibi bir darbeyle Kralltgt deviriyor, ama Arap ~thklt ideolojik-politik ithamlar (milliye~i alommilliyet<;ili~nden ziyade referanslanm .islamiyette lann SSCB, S.Arabistan me~eyli dint.alomm ABD'arayan bir programla One c•ktyordu. Ubya'mn ban- ce desteklenmesinden kaynaklanan) bir yana bu iki smda ise Arap milliyet<;iligi alarru zaten fazla yaygtnhk alomm Arap halklanmn du~unce dunyasmda yanstkazanamamt~n . Akdeniz'in dogusunda kalan Arap yan c;an~mast, endiistri c;agtnm tipik toplumlanna dunyas1yla din ve dil beraberli~ dt~mda, aktif ili~ki­ benzeme yoluna girmelde bunu esastan reddetme tavleri yUzyillardan beri zaytf kalan ve gorece hayli farkh n arasmda oldu. Burada Ome~n Turkiye'deki gibi bir kulnlrel d!inya ol~turan bu Magrip ulkeleri, Ban "modeml~meyi" en azmdan Ban bilim ve teknolojiAkdeniz'in Avrupa kty1lanyla yuzytllardtr suregelen sini bunyeye almak, buna adapte olmak kaydtyla kaili~kileri, 19. yQzylltn ba~mdan beri y~dtklan Franbullenen, "degi~meme"yi Oteki alanlarda savunan bir SlZ s6m!irgesi tarihleriyle ayn bir dii$11nce ortamma dini hareketin sozkonusu olmadtgt belirtilmelidir. sahiptiler. Tunus neredeyse kanslZ denilebilecek bir Hambeli-Vehhabi kolu ve Safii mezheplerini referans mucadele sonunda b~mstzltgtna ka~urken ve hele alan Suudi destekli dint aktm milliyetc;i-modernist Cezayir ytllarca sQren ve bir milyonu a~ktn kurban kallonma hamlelerini neredeyse gilnah sayan, en verilen bir sav~la ba~mslZhgmt sOke soke ahrken, azmdan bun lara ilgisiz kalmaytOgutleyen bir propaOteki Arap !ilkelerinde ve genelde islam dunyasmda gandayt surdurdu. 6 ze1Hkle lsrail'e ~~ ugtarulan yeyogun bir milli veya dini ilginin, destegin odagt ol- nilgilerin ilacmt blr kalkmma seferberliginde goren mam~lardt. Cezayir bagtmslZltk miicadelesinin bilelaik yonetimlerin . Arap halklannda bu yonde bir gay~enlerinden biri olan dinf hareket geleneks~l kitlevi ret ve silkinmE- hali yar.ltamamalannm ~ok onemli gllcllne ragmen laik "Cezayir sosyalisti" kadrolanmn bir nedeni de !Ju oldu. 'i3una, israll'e kar~1 kazamlalnisyatif ve Onderligini ~amam~tl. cak bir ba~an milliyet<;i-modemist aktmm gil{! ve Burada Cezayir Kurtulu~ sav~1 kar~ISmdaki TC prestijini artnrmasm diye 1967 yenilgisinin ertesine devletinin tavnna ili~kin bir not dii~meliyiz. TC dev- kadar Suudilerin ve emirliklerin sav~n ulkelere.heleti, ku_rtul~ ha.r~ke~~i takbih. etmi~, so.run BM'de ve -m,f!n h i<;_y~r~hm. ~r:,meyj~~ni..fie ekl.~mekg_erekir.. uluslararas1 konferanslarda gundeme getirildiginde Hanedanbklarca desteklenen islami ideoloji ile tek sOmurgeci Fransa'dan yana oy kullanm1~ ve bu tutuparti diktalannca temsil edilen Arap milliyet~i ideomuyla da Tllrkiye'nin genel Arap diinyas1 ic;inde en lojilerin bu tarihsel zttla~mast en azmdan Ortadogu saygm ve yakm saytldtgt Magrip halklannm bilincinde Arap halklanmn olu~makta olan ortak biHncinde gerkolay onulmaz bir kotu iz buakm1~t1r. gin bir durgunluk hali yarattt. Sozde her iki aktmm 1973'de Arap milliyet~i-sosyalist alomlarla iktida- da ortak du~mam olan israil ka r~ISmda ardarda allra gelen Arap t:llke yOnetimleri, varhk ve yukseli~ nenan agtr yenilgiler, kanayan Filistin sorunu, bu oge8 denlerini saglayan "du~man" israil'e kar~I son ortak leri birbirini kemiren ortak bilinc; olu~umuna a~a~tBi ri kim 22 I ~ u b a I 1 S Sf


............................................................................................................... .

hk kompleksine yalon bir kendinden ho$nutsuzluk duygusu katti. Siiphesiz aralannda ~emel benzerlikler olan -dil ve din gibi- topluluklarm yeniden bir ortak bilinc; olu$turabilmeleri ic;in sadece bu ortak bilincin bir ideolojik alum oiarak bi~ilerince sunuluyor olmas1 yetmez; ortak bilinc,; ortak eylemlerin ba$ans1 potasmda dogar ve gU.~ienir. Bu balomdan israil'in Arap halklannm ortasma gelip kurulmastyla yapu&I meydan okumaya, zaferle ka~1bk verebilmenin olaganustii bir 6nemi vard1. Arap halklannm ortak bilincinin en azmdan kendi ic,;inde tutarb bir kimlik olu$umuna yol ar;:mas1 i~in tarihsel bir zorunluluk, on ko~ul mesabesindeydi bu. israil'i alt edememeyi, onun ardmdaki ABD ve 6teki uluslararas1 destege baglama gerekc,;esi de 1960'h ytllarda giderek inandmctbgtm yitirdi. 1973 sava$mda Suudilerin losmi parasal desteklerini de saglamt$ Mlsu, Suriye ve Drdfm ordulan harekete gec,;tiginde ardlannda neredeyse lsrail'inki kadar giic;lu bir uluslararast destek de vard1. Buna ragmen ba$an kazamlamarnast, ~imdiye dek israil'le miicadelenin bayraktarhgmt yapmt~ milliyetc;i aktm ve kadrolarla birlikte, o mucadelenin Oncuh:igune talip dahi olmamt$ geleneksel dint aktm ve temsilcilerinin de moral otoritesini fiilen sona erdirdi. 1973 sav~mdan sonra diinya, Araplan "petrolii silah olarak kullanan ulus" kimligiyle kar$tsmda gordii. Bir yandan Filistinli gerillalar israil'i b~lanna bela eden uluslararas1 -daha dogrusu "Ban"- camiasmdan intikam ahrcasma dunya olc,;eginde eylemler surduriirken 6te yanda sahneye Arap aleminin yeni sembolleri olarak efsanevi servetlerini ham bir gOsteri~ tavnyla sergileyen Korfez Araplan, emirler, prens ve prensesler r;:tku. Doga vergisi bir zenginlik uzerinde otunnaktan kaynaklandtgt ir;:in haliyle grotesk olan kibir\i tav1rlan, kustah savurganhk)an, hic;bir uretken, saygm, emegi, eylemliligi. temsil etmeyen konumlanyla Arap dunyasmm bu "yeni" tipleri, bu halleriyle hem kendilerini, hem de temsilcisi saytldtklan Arap halklanm rum dunyanm gozi.inde degersizle~tinnek足 ten ba~ka bir ~eye yaramadilar. Bu yargtya, emek mahsulu olmayan bir zenginlige kar$1 duyulan haset ve ofke de eklenmekte ve hele bu zenginligi!l pettole odedikleri her fazla parayla daha da artngmt bilen yokc;ul halklann indinde Arap imaj1 biisbutun sevimsizle~mektedir.

0 zcnginlikten nasibini almatm~ milyonlarca sira-

dan Arap insam ic;in 1973 sonras1 donem, otuz ytl-. du ol u~turulmaya ~ah~tlan ortak bilincin her aksmm ve ogesinin dagtlmasl diye ozetlenebilir. Milliyetr;:i, modernist, "sosyalist" akJmm iktidara getirdigi yonetimlerin oncusu, lideri konumundaki. MlSlr, "ortak davaya ihanet ederek" israil'le uzla~m1~, otekilerin her

biri kendi devlet ~tkarlan , hesaplan ile ugra~maya y6nelmi~, ba~mdan beri bu yonetimlere omuz vermi~ aychn-elit ziimreler hayal kmkhklan ile k6~lerine ~e足 kilmi~; emirlerin krallann ve ABD'nin kanad1 altmda koltuk degnekligi yapan geleneksel dinf vevreler, ''milliyetc;i-modemist" tehdidin zaytflamastyla yeniden eski ataletlerine dOnmii~lerdi, efendilerinin grotesk ~atafatlannm golgesi iizerlerine dii~erken maddi ve moral yaralanyla ktvranan halk Y'&Inlanna yol gosterme "hak"lan elbette olamazd1. DolaylSlyla l980'lere gelinirken Arap diinyasmm hemen tiim halklan, son elli ytlhk tarihlerinde kendilerine y6n ve kimlik kazandtrmayt 11stlenmi~ veya bu ihtiyaca cevap vermesi beklenmi~ ba~hca aktm ve hareketlerin ~ahsmda, irili ufakh bozgunlar, her defastnda katmerlenen utanc; ve yenilgiler ya~ayarak, mevcut dii~iince diinyasmm ve tariht birikiminin ancak sunabilir goriindugu tiim onak kimlik ve kadere sahip olabilme altematiflerinin nkah oldugunu teslimden gelen bir koti.imserlige suruklenmi~ haldedirler. Bu ortamda mevcut devlet yonetimlerinin ve muhalif hareket kadrolanmn da amk asli kaygtlan konumlanm peki~tinnek, varhklanm siirdurebilmektir. iran islam Devrimi bu surecin ortalannda meydana geldi. Daha ba~lang1~tan itibaren verdigi ~iddetli ABD ve israil kar~m mesajlarla Arap diinyastyla guc;lu rezonanslar kurmas1 beklenebilirken bu olmadt. C:unkii her ne kadar iran'daki islami hareket, Araplar a~tsmdan ozellikle ilgiye deger olan, yani ABOve israil'i aym potaya koyan ve bunu sozde btrakmayan bir islami aktmm ilk kez sahneye c;tlo~tm temsil ediyor ise de ; onerdigi ~ey yine israil'le ve iistelik daha geni~ bir cephede sava~ur. iran devrimi, bu kez astl sava~ gCtcuniln cihad co~kusunda bulunacagm1, zaferin bununla erge~ saglanacagtm iddia etmekteydi. Araplar, kendilerini ozellikle ilgilendiren benliklerinin bir parc;ast mesabesindeki bu sorunun ~llmasm足 da i~ gCtr;:lerini harekete ger;:irmeye hamdtlar. Ama israil'in ve gerisindeki "modem dunya"mn yalmzca asken arac,;lardan ibaret olmayan maddi ve pratik giicu ka~tsmda, cihad ve ~hadet co~kusu, istegi somut bir zafer vaadi, imkam sunuyor saytlamazdt. iRAN'DAN GELEN MESA]

Ancak burada dikkate ahnmas1 gereken nokta, iran'dan gelen mesajm asli yonumln bir annma daveti olu~udur. iran ne "Ban"yla simgelenen bilim-teknoloji ustunlugune ka~t, buna ragmen kazamlacak bir zaferin yolunu g6stennekte ne de ba$hca kaygmm bu olmas1 gerektigini soylernektedir. Ki~i ve teplurnun kendi kendisiyle, 6zel olarak da ta~man MuslumaR s1fauyla tutarh hate gelmeyi birincil odev olarak yucelten bir c;agndtr bu. Zafer d1~a kar~1 sonuc,;Jan ne olursa olsun ki$inin ve toplumun kendi kimligiyle tu-

9


10

m-tatmin edecek, kendi 1~ glic;:leri hakkmdaki kOtiimtarh blr.&ivram$ ve ya$ama ·tam i~inde olmasldlr. iran'm Onadogu halklanna bu <;tla$ noktastyla bir- serliklerinden St)'lracak "zafer" ~1s1mn nesnesi, iran likte hemen yapn~ islamm temel buyruk ve deger- islami devriminin askel1 yenilgisi olamaz. Bu a<;tdan leriyle tam uyarh bir ~isel ve toplumsal·hayat-dt1zen Kuveyt'i i$gal ve ilhak ederek 6zellikle ABD'ye -suf kunna ~;agrts1, iran'la bu bolge halklanrun ~ogunlu­ ABD olarak degil israil'i kollayan ve palazlandtran asli gu arasmdaki tarihl mezhep d11$manhklan, milli ve g\ic;: kimligiyle ABD'ye de- meydan okuyan, sonuna kuln1rel farkllhklar vb. nedeniyle fazla etkili olma- kadar direnen ve sonra da yenilen bir Irak, aranan yabilirdi, ama bizzat davrant$lanyla verdigi annma zafer ihtiyacmt hem de fazlastyla kaf$tlar. ve tutarh olma mesajmm balk kitlelerinde bir i<; he0 nedenle Kuveyt'in ilhaktyla Filistin sorunu arasapla$ma)'l, yonetimler, hakim dint ve siyasi hareket- smda kopmaz bir bag vardtr; ama bu bag.n en kuvler dilzeyinde tela$h bir Mkeyi tahrik etmesi de kap- vetli oldugu yer Ortadogu'nun siyasal sorunlan dt1zleminde degil -olaya strf buradan bakanlar, o iki korulmaz gibiydi. Ortadogtt'daki yonetimlerin geleneksel dini ve si- nunun apayn ~eyler oldugunu rahathkla yasi alamlann te~1, iran'm devrimini "ihra<;" etme- soyleyebilirler- Ortadogu Arap halklannm -herhalde si endi$esinden ziyade, balk kitlelerinin oncelikle buglln rum Araplann- sancllt, ytpranct bir t~ekkul kendilerini hedef almas1 $art olan bir i<; hesapl~!Oa­ siirecinde olU$makta olan ortak bilin<; dunyalanndaya, $U veya bu bi<;imde bir tutarhhk ara)Tl$ma yonel, dtr. Oradl1,, yani siyasi-iktisadi ~1kar denge ve gil<; hemeleri ihtimalinden Otilrilydii. iran'a kaf$l'SaVa$, bu sabt uzmanlanmn veya uzman ge~inenlerinin ancak goz ucuyla bakabildikleri bu hesaba gelmez alemde ihtimali hemen bogabilmek ic;:in bir ihtiyac;:n. "Gl">rev"i Irak yonetimi ustlendi. Saddam Huseyin -hele bu noktadan sonra- o "milli zafer" arayt~mm, daha iran'a saldmmn ba$mda, bu sava$m Miisliiman ihtiyacmm kurdurdugu bag i<;in onemli olan Kuveyt'Arap ordulanyla iran'daki Pers krallig. arasmda, is- in i$gal veya ilhala ya da bunun Filistin sorunuyla, lamm ilk yayllma ~;ag.nda yaptlan Kadisiye sav~mm israil'le birlikte ele almmasmm 6nerilmi~ olmas1 debir ~~ oldugunu ilan etti. Ger<;i kendisini islam hali- . gildir. Irak, Saddam yonetimi aym ~eyleri ABD'ye fesi, iran't da putperestlerin ulkesi diye tammlayacak meydan okuma tavn ic;:inde yapmasaydt, bu tavnm kadar ileri gitmedi, a rna "ufak" bir rl">tu$ yaparak "Ka- sonuna kadar surdurmekte di:renmeseydi, pazarhga disiye"nin bu yeni versiyonunda Arap ve Fars mil- otursaydt, olay Ortadogu'nun Stradan ihtilaflanndan letlerinin <;atl$Ugim, lrak'm Arap milletinin zaferi ic;:in biri olarak algtlamr, oyle de halledilirdi. c;:arpl$tlgml 11zerine basa basa hep soyledi. SADDAM'IN ZAFER SARHO~LUCU Derece derece rum y6re devletlerinin ve bu arada elbette "buyt1k giic;:ler"in askel1-mali yardunlanyla Stm 0 halde, lrak tarihin gOrmedigi yogunlukta bir bomdurmakstzm stvazlanan lrak yl">netimi, iran ic;:lerinde bardiman alnnda ezilir, ihlerken Saddam'm "zaferi ilerlerken, iran'1 hi<; degilse Zagros daglannm dogu- · $imdiden kazandtk" demesini yabana aonamak gesuna surmfl$, bu ulkenin ktsmen Arap kokenlilerle rekir. Onu alaya ah.naya haztr mekanik kafa sahiplemeskun zengin petrol bOlgelerini (Kuzistan) fethet- rinden ~ok daha kavra)'l$h oldugunu belli eden Sadmi~ bir lrak'm, bu Saddam diktatOrlugiiyle birlikte dam Huseyin, bu sav~m sembolik anlammm madbOlge i<;in nastl bir "tehlike" olacag1 sorusu, "dogal di sonucundan kat be kat onemli oldugunu ve bu anolarak" hie; kirnsenin akhna gelmedi. lamda sav~1 daha asken ~atl$ma ba$lamadan birka<; Burada sadece, Irak, Kuveyt'i i$gal ve ilhak ettigin- ay once kazanmt$ oldugunu bilmektedir. Onun yode, buna goz yumulursa Irak'm bolge ic;:in ne denli netiminin ve galiba lrak Arap halkmm da hatast bu "tehlike"li olacagmt done done anlatanlann ikiyilz- zaferin <;ok daha otesine gitmek, onu "maddile$tirluluklerine i$aret etmek istemiyoruz. Eger lrak'm tC$- mek''le ta~landtrmayt istemek olmu$tur. Yani Saddam kil edecegi teh~ike petrol yataklan 11zerine oturmak- Hiiseyin'in deliliginden, <;llgmhg.Ddan degil zafer sartan dolayi artacak idiyse Irak-iran sav~mda da bu ho$lugup.dan soz etmek gerekir. "tehlike" vardt. Yeniden "tarih sahnesi"ne girmeye <;ah$nklan son 0 halde sozii.edilen "tehlike"nin kaynag.ru.b3$ka elli }{11 boyunca.ozelHkle.Ortadogu .AI:ap halklan tayerde aramahytz. B3$tan alahm: Irak, iran't -dola)'l- rihi, kuln1ru, ic;: dunyast·ve insani-toplumsal sorunstyla islami devrimi- Zagros dogusuna anp Basra KOr- lan olan insanlar gibi degil, goz karna~nnct petrol zenfezi'nin iran yakasmdaki geni$ bOlgeye yerl~eydi ginlikleri uzerinde oturan, dola$an yarauklar gibi alkorkulan "tehlike" dogmazdt. <;unku Irak'm, dikta- gdandilar, buna yakm bir g6zle soz edildi onlardan. tOr Saddam'm kazandtg. bu zafer, o ne derse desin Onlara ili~kin ahnan taVIrlar, durum ve sorunlanna Araplar ac;:tsmdan -ozellikle son ktrk )'llhk tarihleri ilgilerin geri planmda hep petrol vard1, onlarla kobaglammda- "milli" bir zafer olarak asia g6rulmeye- nu$ulurken aslmda petrolle konu$uldu; petrol anlacekti. Araplann onanlmas1 gereken "milli gurur"lan- $tldt hep. Birikim 221$ubat 1991


---·~·

.. ~imdi

Irak'm g\ineyinde ve Kuveyt'te mengeneye st- her $eyi belirleyebilecek, kurulan hesap masalanru da~tmlan insanlann sozcusu olarak Saddam, bOlgegxtabilecek bir gii.~le sahneye ginneye hazulanmaktadtt niri bu petrol zenginligini berhava edebilecegini, kul"Irak olayt" sonrasmm Ortadogu'suna, Arap dunlarulamaz hale getirecegini ilan ederken, ilgin~tir ki yasma yonelik her giri$im bu fakton1 dikkate almak Ban dunyast urpeniler ge~irmekte, oysa yore Arapla- zorundadtr. Onun nastl, ne yone, hangi amaca dognrun ~<$Jnlu~ neredeyse ferahla~ bir ifadeyle Oyle ru i$leyebilecegini $imdiden soylemek imkanstzdtr. bir ihtimale sessizce haztr dunnaktadular. Irak'm y~adtgx ve belki de ~ok daha a8Irlanm da onuBtt. belki de kendi insani-toplumsal varhklanm gol- . mii.zdeki g\inlerde y~yacag1 kan ve ytlam firtmasmgelemi~. onun k~iligini bulma ~abalanm igvaya yo.dan yak.m tarihtekinden kesinlikle farklt bir Arap kimliginin zuhuruna tamk olacagtmtzt $imdiden soyleneltini~ ~eyden bir ~~it kurtulma isteginin bilin~ aln bir ifadesidir. Simdiye dek kendisine egemen ol- yebiliriz. Bu, ya olaylann anaforunda cani bir diktamu~ nesneye bu tarzda bile olsa, sana egemenim ditorden "kahraman"a donii$en -d6nO.~tun1len demek daha dogru olur- Saddain'm, i$galciden "muzaffer"e, yebilmi$ olma arzusunun ~agn$tmtdtr. Ancak nastl formule edilirse edilsin Irak'm "aktl "kulSal kurban»a donii$en Irak halkmm $ahsmda ba$1 !<an" saytlamayacak inadmda, bir petrol-doga felaketi egik durdu~ yakm tarihine kaf$1, diyetini odeyip kurihtimali kar~lSmda takmtlan, o adeta aldmnaz taVIr- tuldugunu' du~unen dik ba~h bir Arap halkt olacakda Arap halklannm sadece israil ve ABD'ce degil petnr; ya da lrak'm kendini kurban ederek kazandtgt zarol zenginligiyle de ezilmi$, golgede kalmt$, kii~;um­ feri i<; ktplrttlanyla, ama sessiz kalarak izlemenin versenmi$ hatta ~agtlanmt$ benliklerini, tum bu leke- digi kefaret duygusunun itkisiyle o zaferi maddi, soslerden anndmnak, ona bir yeniden diril~ huviyeti ka- yal, kulturel ve siyasal bir zaferle a$maya yonelimli zandtrmak gibi derin manevi bir ihtiyacm dile geli- bir halkla kar$tla$acagtz. $ini sezmek gerekmektedir. Son ve galiba en onemli nokta da $Udur: Eger Turkiye'den veya Arap dunyasmt ~evreleyen herhangi bir B1R DONEMiN SONU ulkeden konu~uyorsak, hemen onO.ml1zdeki donemde Artlk bundan boyle geli$meler nas1l cereyan cdcrsc A.'"ap aleminde nas1l bir halkla, neyi, nas1l isteyen, heetsin, siyasal, ekonornik ve asker!' karakteri trajik ni- defleyen insanlarla ~~l~bilecegimiz sorusu, o ~ev­ teliginin yanmda onemsiz kalmaya mahkum "Irak reden ona nastl, neyle yakla$tldt8I sorusuyla bir araolayt"ndan sonra Onado~ dunyasmda bir donem ke- da sorulmahdtr, c;unku cevap i~i~e verilecektir, vesinlikle son bulmu$ olacaknr. Hi<; kimse daha gtl\=- rilmelidir. Arap halktnm bundan boyle kaderini ic;insuz bir lrak'm oldu~ bir eski halin benzeri O.zerinde ya$ayacagt mecra, o dunyaya a~tlan kanallann, taden "hesaplar" yapmamahd1r. <::unku aruk o eski dorihen zaten var olan killtiirel-tarihsel arklan temiznemlerde, o hesaplann rahatca yaptltp i$letilebildigi leyip, geni$letenlerin oraya ta$tyacaklan insani duzaman ve durumlarda kaale bile ahnmayan bir faktor, $0.nce ve davram$ yukuyle de $ekillenecektir. ~

11


. Konumuz...Korfez. Sava~1,- . tavnm1z ki~isel . isyan

CNN live, biz ·alii . UMIT KIVANc;

S evgili Guzin Arkada~. 2 Agustos'tan bu yana onmaz bir ~uursuzluk illetine tutulmu~ oldu~mdan korkuyor ve sana hislerimi butun a~tklt~yla yazarak ~ifa ve deva dilenmekten ba~ka ~arem· kaJmadt~m du~u­ nuyorum. Ben, tarihinin iistunde degil ordusunun altmda ya~amak zorunda btralalmt~, fazlaca uysal bir millete mensup; ne Do~da ne Banda saytlan bir ulkede mO.kim; yakl~tk 60 milyonluk nufustan birka~ ·bin ki~inin okudu~ yaztlar ve kitaplar yazan, kendi halinde bir yazanm. Arastra dilimi tutamamak dt~mda etta& sozu edilmeye deger Ol~ude rahatstz eden tutum ve davran~lanm yoktur. Memleket politikasma bul~maktan ytllar Once imtina ettim. ilk mektepten yuksek okula uzanan tahsil hayan, evlilik, askerlik, gOzalnna ahnma, i~kence gorme gibi vatand~llk gorevlerimin hepsini hakklyla yerine getirdim. Ukin maalesef, elimde olmayan sebeplerle -annemle babamm evlenme tarihleri gibi- 12 Eylal memleketi kurtarmadan evvel "Cumhuriyet tarihinin en agtr bunah mt"na yola~an ku~aga mensup oldum. 12 Eylul'umu ifa ettikten sonra da ne yaztk ki, kismet ol~~dt, memleketteki butiin egilimleri hesap cetvelleri ve ytlsonu bilan~olannda birle~tiren ANAP ruhundan nasibimi alamadtm. Anayasa oylamasmm m~um yitzde sekiz bu~u~nun st&r virgul stnr st&r bilmemka~1 filan .ola}?iJdtm. De~l~tle_.~~ mHiet ~9~~luguyl<1 ;l~- . st bozuk y~amaya mahkum bir azmllk mensubu olarak, hi~ degilse dunyayt degi~tirmeye c;ah~an bir harekete aidiyet hissiyle yetinmeye c;abalarken, bu ha. reketin tarihteki en bllyitk ihanet ve felakete ugramt~ oldugu saplannsma kaptld1m. Tedavi edilemedim. Vucudumda zararl1 miktarda 1968 vin1sll bulundu~ tesbit edildi. Castro'yu bile sevmez oldum, sade12 ce Che Guevara ve Rudi Dutschke'nin ruhlanyla gun-

lerimi gec;:irmem de imkAnstzdt. Affedersin Guzin Arkada~. bizim milletin insanlan kendinden bahsetmeye ba~ladt mt kapnnr gider. Korfez Sava!?t ile ilgili olarak kendi ~ahst krizimi sana anlatabilmek i~in biraz On bilgi vereyim derken neredeyse otobiyografi yazacagtm, degil mi? Kesiyorum. Ve 2 A~stos sonrasma geliyorum. Bildigin gibi, bu ugursuz tarihten ben adtm adtm yakla~an bir sav~t bekliyorduk ve ~ok bllyitk gll~­ luklerle kar~t kar~Iyaydtk. Demokrasi, insan haklan ve insanhk degerleri gibi genet ilkelere baglt veya sadece ki~isel dun1stluge sahip butt1n insanlar, hi~bir tarafi tucimayacaklan ~iddetli bir ~an~mamn ortasmda kalmi~tl. $imdi, biliyorum, sen diyeceksin ki: "Aaa, oglum, ne var bunda·uziilecek? Bak, herkes nastl kolayca bir taraf tutabiliyor. Sen hi~ taktm da m1 tutmadm? At kendini Bush'un yamna, ozgtlrluk ve demokrasi bek~isi, uluslararas1 hukukun ytlmaz savunucusu filan ol; ya da ge~Yiver Saddam'dan tarafa, an ti-emperyalist saythrsm hi<; degilse; hi~ olmad1, Ozal't destekle, mannkh h~s!:lp-kitap adaml~nm.n arasma kan~,." Olmuyor Giizin Arkada~! Ben, iki kadeh i~ince biinln ~ocuklan seven, liseden bir arka~ma rastlaytnca hayannm en mutlu gunlerini lise doneminde ya~a­ dtgina kendini inandtran, gOzii ya~h ~ocuk resimle:rine. xe.ya O.rta.Almanya:danlor manzaralanna.balap . -- . -·duygulanan ve genellikle gazla c;a~an bir rnilletin ferdiyim: Benim vicdamm var! Aynca, mllsaade edersen, tara£ maraf tutmadan, dtlpediiz sava~a kar~1 ~lkma hakk1m var. Var... Degil mi?.. Yok mu, soylesene! insam ~iipheye du~urme, soylesene, yok mu?! Bugiin tariht marihr birtaklm ~aibeli gerek~eler bulup Kuveyt adh Ban petrol istasyonunu yutan, yann kesinlikle ba~ka ulkelere -ve bu sefer ger~ekten halklHrikim 22 i Sui> at 1991


Ian da olan ulkelere- ka~1 "El-Bismarck'hk" edecegi kesin bir D~uncu Dunya zorbasma dur.demek icin, su~ haneleri onunkinden kimbilir kac misli kabank super zorbalarm yanmda yeralmak zorunda mtytm? Kendi samklan silahlan bombalamakla me$gul medent canavar surilsiinden tiksiniyorum. Ba$parmaklan actk yumruklanyla 'okey' i~aretleri yaptp havalanan, 'sorti'den doniince 'very nice very nice' diye gOlen tosuncuklardan, zaten, actk bir televizyona maruz kald1gtm her an birtakim kalitesiz dizilerde kar~lma Clkuklan i~in yeterince yaka silkmi~tim , $imdi bir de ileri teknoloji cellatlan olarak -esir d~me­ mek kaydtyla- ne kadar sogukkanh olabildiklerini goriip ilave deh$et seanslan ya~tyorum. Demek Vietnam filmleri beni yeterince uyaramaml$. Ama obur yandan, biliyorum ki, lrak'ta ya$asaydlm, Saddam beni ~oktan ince ince dogra~ olacakn. Bug(ln bizim memlekette Saddam'dan yana taVlr almayt empoze eden insanlann Irak'taki muadillerine yapn~ gibi... Onun lrakh muhaliflere yapngt kadanru Kenan Evren bile yapamadt. Aslmda bu meseleyi ge~mehyim. <;unkil bu celi~ki sava$ ctkmadan da vardt ve taraflmdan olanca kuvvetve $iddetiyle y~myordu. Yani, taraf olmarun im~nsuh~ru yeni ke$fetmedim. Ukin, Guzin arkada~. ne zaman ki, ~u miittefikler, patlaytct dolu madent cisimlerin icine saklad1klan gee~ g(lnahlanm Irak'm ilstiine yagdtrmaya ba~ladtlar, beynimin duvarlanm tahrip eden o korkun~ zonklamalar da hem CC$itlen-· di hem gQclendi. Televizyonu sabaha ka~t dortte acorn, sava$ ba~­ layali yakla~tk iki saat olmu~tu ve verilen haberlere bakillrsa on-onb~ dakika icinde de bitmek iizereydi. Sunlan duydum: Irak'm biitiin kimyasal silahkapasitesi, hava kuvvetlerinin buyiik bOlf.imu ve israil'i tehdit eden fuze rampalanrun hepsi tahrip edilmi$ti, Irakli askerlerin kisa sO.re icinde kideler halinde teslim olmalan beklenebilirdi. ' Enesi g(ln ogleye dogru durumun bOyle olmadtgt anl~tld1. ilerleyen g(lnlerde, durumun daha da bOyle olmad1~ ve giderek, hie de boyle olmadtgt ogrenildi. Hayaumm yansmdan fazlasmt TV ka~1Smda gecirmeye ba~lamt~nm, ama ii~ giinde toplam1 oniki cumley! gecmeyecek kadar bilgi edinebilm~tim. Buna kar~thk, sav~I neredeyse naklen izledigim, ne olup bittigini amnda ve canh olarak haber aldtgtm bana soyleniyordu. Mutlli$ bir aptalhk send romu vucudumu sarsn. Birkac gun sonra da B~bakammtz degerli siyaset adamt Y1ldmm Akbulut hukumetin vatan~­ tan hicbir ~ gidemedigini, deniz analanm catlata~ kadar $Cffaf olduklanm iddia etti. Akbulut'un govdesinin icinden, arkasmdaki duvan gordugum izlenimine kapudt.m. Aynca, giic belA edinebildigim. oniki

ciimlelik malOmata ka~1ltk yirmiiki tane koskocaman yalan, otuziki tane korgozuinpannagma propaganda hilesi vesaire usruste y1gtllp 6numu kapatn~ icin TV ekramm da goremez oldum. . Birkac g(lnde bitecck denen <;ol Fnunast, kara sava~mm b~layabilmesi icin gerekli hava hareklitmm birkac hafta silrebilecegi beyanlanyla, TV'lerden bug(lne kadar g6sterilmi~ en cirkin ve en uzun dizi olmaya aday hale geldi. Ama kimse Clkip, ..Ne hakla bizi goz gore gore kandudmu?!" diye kimseyi suclamadt, Gilzin Arkada$ ; acaba ben fazla asabi bir insan mlytm?.. Sanki elimde herhangi bir gUC varmt~ da kullanai:naml$tm gibi, sava$1 onleyememi$ olmanm utanclm ya$ar ve yiiziimu surekli one egik tutarken teselli bulabildigim tek $Cy, Turkiye'de insanlann bO.yuk cogunlugunun bu sava$a sempatiyle bakmad1gtm bilmekti. Gazeteye baklyordum, "Kamuoyu ara$nrmaSI: Halktn yuzde 89'u sava$ istemiyor" gibi b~hklar goruyordum. Ama aym strada, oy destegi zaten ba~l­ nuza Sylvester Stallone kesilmeden once de yiizde yirmiye d~m~ fena halde hesap-kitapct iktidanm1z hepimizi alenen sava$a surukluyordu. Ostelik 'halk saY~ istemiyor' diye ba$hk atan gazereler, daha yukarda, koskocaman puntolarla "i~te sava$ plammtz", "Mehme~ik haz1r" diye haykmyorlardt. (Ben bu mekrubu ocak aytrun yirmidordiinde yaztyorum. Senin cline ula~ugtnda belki Adana'run birkac mahallesinde hafriyat ba$lam~ olabilir.) Bu arada, Cudi dagma kazara bir bomba dU$tli. Ardmdan, Adana'da bir Patriot fiizesi kazara kendini ate~leyip havada intihar etti. Onu Diyarbakir'da iki meslekda$1 izledi. Arada yine kazara ktrmut alarmtar verildi. Cudi dagt meselesi, Ortadogu'daki bircok kan~lk­ hgtn Kurtlerin veya Filistinlilerin katledilmesiyle sonuclandtgt gercegini -zaten bir an olsun akhmdan Clkararruyordum- beynime bir kez daha kaz1d1. Ama Gilzin Arkad~. hUron bunlar ~u durumu actklar mt: 'Ne olursa olsun, hicbir sorun insan Oldurerek coziilemez; demokrasi veya insan haklan diye bir ·derdi olan hie kimse, $U veya bu sebeple insan Oldiirmeyi mazur goremez' kabilinden yaz1lar yaztp bin c~it suclamayla yuzyuze gelen ben, nicin, CNN/ live/ Atari-Show'un ~1smda, "Ulan ~u Patriodar bu sefer ISkalasa da Irak'm ruzeleri Suudi'lerin tepesine inse" dememek i~in kendimi zor tutar oldum? israilll yarahlan i~im burkularak izlerken nasil olup da muttefiklerin bir ba~ansuhgt ka~1Smda bulundu~u­ mu du~iiniip beynimin gizli ko~elerinde bir ferahlama esintisinin dola$U~ml hissettim? Ben d e sava$CI m1 oluyorum Giizin Arkad~? Bu i~ bOyle surerse i~imde biriken kin ve ofkeyi ne yapacagtm? Kinle, Ofkeyle, b~kalannm hayaum il-

13


.

14

. ..

..

.... .

.

..

.

gilendiren herhangi bir eylem veya faaliyet yaptlmasma ~iddetle ~tyun. BOyle davranma}'l hi(: istemem. Ama, G\izin Arka~, herifler ~u ana kadar 2. Diinya Sava~t'ndakinden fazla bomba atnlar. Ve lrak'ta yalruz o alt-emperyalist o:z:entisi otokrat ve adamlan ya~yor ki! "Sivil hedefleri bombalamtyoruz, sivil halka zarar gelmeyecek" diyorlar; yerle bir edilen Savunma Bakanhgt binasmda mi.lstahdem, c;ayct, sekreter de mi yok yahu? Irak Ulusal Miizesi "stratejik heder· miydi? Orada yaralanan arkeologlar, ashnda lrak Mig'lerini ve Mirage'lanru yeraltma saklama ~inde mi c;a~tyorlardt? "Efendim, bugline kadar 17 bin~ yapnk, 20 bin dal ~~ yapnk" a(:Iklamalan birbirini izliyor. Bumundan kuyruguna kadar bombayla yiiklu sav~ uc;aklanrun iki dah~mdan birinde bit ki~i olse yakla~lk 10 bin insan olmii~ demektir. lrak'm ba~mdaki­ ler, sav~nr, moral bozulmasm, ka~t-propaganda olmasm gibi gerekc;elerle olii saytSt ac;tklamtyorlar, ABD ve su(: ortaklanysa 'sivillere dokunmuyoruz' palavrasina hale) gelmesin diye ~yle bir konu yokm~ gibi davrar.tyorlar, ~u ana kadar olrnii~ ve buglinden sonra olecek binlerce insan, bu diinyada hie; y~mam~c;a­ sma unutulup gidiyor. Ac; ve ilac;stz btrak1lan, tepesine bomba yagdmlan, oldurulen Irak halkt niye ve ne hakla cezalandmhyor? B~mdaki diktatOrii devinnedi diyc mi? Bu, ba~ka milletlerin bir milleti cezalanchrma sebebi olabiliyorsa, meseta biz yandtk. Miittefikler c;eksin Anayasa halkoylamast sonuc;lanm onlerine, en (:ok evet oyu veren ilden b~layarak 'dab~'a gec;sinler. Aynca, kim bu muttefikler? Pinochet'nin, Marcos'un hamYleri, Gii.ney Afrika'mn vasYleri, Mobutu'nun velileri degil mi? BOyle olmayacak, G\izin Arka~. Ben kafamdan gec;en her ~eyi anlatmaya kalkarsam sayfalar dolacak. Sen i hezeyanlanmla bu kadar m~gtll etmek istemiyorum. Sana gec;en gece TV ka~ISmda uyuyakahp gOrdugiim riiya)'l anlata)'lm, belki c;Ozumleyebilir ve hastahklanrru t~his E"debilirsin. · Riiya uyuyakaldtgtrn odada ba~hyordu. Ama ben . uyumuyorum. TV ekraru kocaman olm~. biitOn duvari kaplam1~. Bu belki de bir pencere ve ben d~n­ )'1 goruyorum. Herhalde Bagdat'ta falan olmahyun. Bulundugum yer birden, bir otel odasma benziyor. Yammda Bagdat kahramanlan john Holliman ve Bernard Shaw var. CNN'den. Onle.rinde karma~tk birtalam elektronik-aygttlar, ellerinde·kutu cola'lar, y\iksek sesle konu~up kahkahalar aoyorlar, Bernie, "Su camdan baktver john, bi numara oluyorsa bildiriverelim," diyor. Onlann g11n1ltOsanden, d~andaki konu~malan gOc;hikle duyabiliyorum. Arastra onlat'll sert~e seslerini kesmelerini ihtar ediyorum ve, '~Ba­ ktn, ben de bir Miisliiman ulke vatand~t)'lrn, fena yapanm," diye tehdit ediyorum onlan. Bernard Shaw bana, "Ben de zenciyim, n'olucak, bak hie; utamyor

~

..

~

..

..

..

.

.

. .. . . .

.. .

..

rnuyum?" diyor. Salak! Sanki ben utand1gtm ic;in SOy1uyorum o lafi.... Holliman da, "Biz senin ne mal oldugunu biliyoruz, oglum," diyor. "Senin ulkende dogru duriist devlet otoritesi olsa, devletin iilkesi ve milleu ile bOlunmezligi ve rnillY birlik ve beraberlik adam gibi saglansa, senin gibileri bir glin ya~tmazlar. Ne diye bize boyle millet c;ogunluguyla berabe~in ayaklan aoyorsunl" Cevap venniyorum. Dt~arda, goz alabildigine y1klnnlar uzamyor. Aynca her taraf ceset dolu. Soyle yanm yamalak ayakta kalmt~ bir duvann onunde elleri arkadan bagh uc;dort esir pilot var. Yarub~lannda Irakll subaylar, kar~tlannda da birkac; Amerikah senatOr ve CNN'irl merkez spikerlerinden bir-ikisi. (Hani o biraz daha gil:z:elleri TV dizilerinde oynayan, Ameri~n bo~ba~ hltgJmn se~me Ornekleri olan kadmlar, ciddiyet ve glivenilirlik sembolu adamlar falan.) Sert bir tam~ma ic;indeler. CNN'ciler Irakb subaylan lazdtrdtkc;a, subaylardan biri esir pilotlardan birinin midesine bir yumruk indiriyor. Pilot iki biiklum oluyor. Amerikah senator gelip pilotun strnru stvazltyor, kameraya donerek, "Pentagon can kaybtru asgart d\izeyde tutacagtna dair sOz verdi," diyor. CNN muhabiri de Irakll subaya, 'Bak, i~te, vurdunuz, gozumle gordiim' anlammda birtalam hareketler yapiyor, bir ~eyler SOyluyor. Irakh subay da Ofkeli ofkeli cesetleri gOsteriyor. C!\TN muhabirlerinden biri gidip cesetlerin sahte olup olmad1gtril kontrol ediyor. Cesetlerin iistiiste birikip bir tepe olu~turdugu bOlgede durup "Uve from Baghdad" diyor. Bu strada cesetlerden baz1lan hareketleniyor. Birkac;t ondeki gruba yakl~tp esir pilotlardan ikisini gOstererek, herhalde 'Bizi bunlar Oldurdu' diyor. Ama cesetlerden biri, lraklt subaylardan birine dOnuyor ve kendisini onun oldii.r~ diigiinu iddia ediyor. Irakh subay, ona, "Sus! Bir kere biz o zaman Sovyetler'den silah abyorduk," diye bagtnyor. Amerikalt senatOr, Irakll suba)'ln koluna giriyor, "0 glinler ge~~te kaldt," diyor. FtStlnyla, "Khomeini, Khome~ni," diye ekleyip b1)'lk altmdan smnyor, eliyle de '~nastl gec;irdik' i~areti yaptyor, 'biz, beraber'· demek istiyor. Irakh subay Amerikah senatOriin kolunu C>fkeyle itiyor ve bir gOren oldu mu acaba diye te~la ~evreye baloruyor. Ben dayanatrul)'lp ekrana dogru yWiiyorum ve arada cam falan bulunmachguu, grubun bulundugu yere gec;ebildigimi hayretle farkediyorum. Irakh suba}'l su~­ layan cesedin yaruna gidip ona giiliimsiiyorum ki... birka~ arkad~1m beliriyor yaruba~tmda. CNN muhabirleriyle sohbet. ediyorum sanarak bana bagmp c;agtrmaya ba~hyorlar. Ben emperyalizmle i~birligi halinde olmadtgtmt ve Irakh suba)'l su~layan cesedin durumunu a~lkla)'lnca da, ~imdi bu tiir cesetlerle u!ra~mamn strasl olmadtgtru, benim bir ke.2: daha zamanstz, dolaYIStyla bir kez daha apolltik bir davraBirikim 22/$ ub at 1891

·-

"' ' '

, ,.,.

'. ,.

....... ·-

,__

-- -·------·----------------


·- - - ---···-

m~

ic;inde bulundugumu soyh1yorlar. Ben uzulup ytkmular arasmda dola~maya ba$hyorum. Ellerinde bloknotlar bulunan bazt Amerikahlann cesetleri uzerlerine c;atpt atarak saydtklanm goruyorum ve saydtklan cesetleri yilze tamamladtkc;a, "CNN live, lraqui dead" diye bagtrdtklanm duyuyorum. Bu s1rada tenleri yamk, kollan dovmeli bazt Bauh askerlerin y1kmnlar arasmda gezinip bir $eyler aradtklanm fark ediyorum. Bulduklan silah parc;alanm supermarket po$etlerine saklaytp goruruyorlar. Gezinirken, yine elleri arkadan bagh, bir minare ytkmnsmm dibine c;okmfl$ bir esir pilota rasthyorum. Herif italyan. "Ulan i$e bak," diyor. "Yine en beceriksizi biz olduk." Cevap vermeyip yurilyorum, arkamdan sesleniyor: "Sava$mayt beceremiyoruz diye bi.itiin dunya bizimle dalga gec;iyor. Becersek daha mt iyi olacakn birader?" Donup yilzune baklyorum. Nefes nefese bir lrak askeri aramtzdan gec;iyor. Pe$inde de elleri po~etli Bauhlar. Po~etin Ctstundeki gCtl resmini az once fark etmemi$im. Irak askerini vurup elindeki silah1 ve matarasmt ahyor, po~ete koyup tshk c;alarak uzakl~tyorlar. italyan pilot, bakl$lanmdan soru soraca~m1 anla)'lp buna firsat vermeden konu$uyor: "Franstzlar. Irakhlann elindeki Franstz malzemesini topluyorlar. E, $imdi, aytp olur degil mi? Heriflerle sava$tyorsun, ellerinde senden aldddan mal. zeme ... Bir uc;ak bulundugum yere dogru dah~ gec;iyor. Pilot kabin camm1 ac;mi$, ayaga kalkmt~ , kollanm kaldlrml$ zafer naralan anyor. Bir Suudi pilot bu. "Vurdum! Vurdum!" diye bagtrarak iistlimuzden gec;ip az otede yere c;alohyor. Hemen irice bir masa getirip uc;ak enkazmt gizleyecek $ekilde koyuyorlar ve masamn etrafma taklm elbiseli, uniformah <;e$itli adamlar gec;ip gazetecilik teknolojisindeki geli$menin sav~1 nas1l an be an izlememizi sagladtgt uzerine tartl$maya b~­ llyorlar. Ko$arak odama donuyorum. Odam bu kez. bir olelin balo salonu olmu$. ic;erde miithi$ kalabahk bir kokteyl. Ortada biiyiik bir masa, l'lstiine haritalar ac;:tlmt$. Ozal haritalann orasmt burasm1 gostererek konu$uyor: "Suraya da otel yapanz. Surayajaponlardan kredi ahp bilgisayar fabrikas1 kuranz. Ben Romanya Ba$bakamna soyledim, onlar da i$c;:i gonderecek. Zaten Bush da telefonda dedi, sizin her $eyiniz var, niye bilgisayanntzi kendiniz yapm1yorsunuz dedi. Aynca, size bir miijde vereyim, Bush Kohl'e telefon etmi$, c;ok yakmda ATa biniyoruz." Dev\et Bakam GuOe$ Taner'e benzetti~m, gogsunde "Apocalypso now!" yaz1h bir turuncu ti$on giymi~ dans eden adam, davetlilere, "Zaten bu sefer de AT'ye almazlarsa Almanya'nm suyunu kesecegiz," diyor. 6zal'm yanmdaki kurmay subaylardan biri, "Saytn Cumhurba~kamm,"

...

diyor usulca, "Dag Turklerinin bebeklerinin dogum strasmda kendi dillerinde ba~rabilmeleri ile ilgili oneri paketini arkada$lara ne zaman dag1tacagu?" Masadan uzakla$Iyorum. ic;erde kimler var, neler konu$uluyor, c;:ok merak ediyorum, ama bir an soluk alamaz olup dt$an nrhyorurn. Kapmm dt$mda, ustleri ba~lan peri$an, aglayan, yalvaran, dilenen bir siirii c;:ocuk var. Kamuflaj elbiseli koruma gorevlilerinden biri, "Bunlar Adana, Malatya ve Cizre bombalandi~nda analan babalan olen Filistinli c;ocuklar," diyor. "i$te boyle peri$an oldular, ama ne yapahm, biz de emir kuluyuz." 0 Sirada kiic;:uk bir patlama oluyor ve koruma gorevlileri kar$1 kaldmma se~rtiyor. Oradaki Pepsi-Cola otomanna pallaytcl konmu$, alet hurdaha$. Yamna bir de bildiri bnakllmt$, "Kahrolsun · ABD emperyalizmi" diye. Muthi$ bir acizlik duygU5u her yammt kaphyor, oturup aglamaya b~hyorum, bir yandan da "Neyse kirnse yakalanrnadt" diye kendimi teselli ediyorum. Arna birden, omzuma sem,;e dokunuluyor. Otoman patlatanlardan biri meger c;:ok yaklnda saklanm~. Bana, "Sen ne hakla bizim ic;:in ttziiliiyorsun!" diye c;:tki$tyor. "Boyle durumlarda acizlik duygulanna kaptlanlann biz yakalanmad1k diye yilregini ferahlatmaya hakkJ yokrur." ·· Ben cevap veremeden kayboluyor. Tekrar salona giriyorum. Kap1dan giri~te kimlik soruyorlar. Korumalardan biri beni ic;eri sokmamaya niyetli, ama oteki, "B1rak gec;sin, ondan kimseye bir zarar gelmez aruk," diyor. Fena halde ic;:erliyor ama ses <;tkarm1yorum. ic;eri giriyorum. Tam salona ad1mtmt anyorum ki, tam~mad!gtm bir adam ht~1mla iistiime geliyor, beni kolumdan yakalaytp az otede ellerinde kadehlerle giilii~up konll$an bir grubun yanma goruruyor ve, "i$te, o h1yarlardan biri!" diyor. Herkes bana baktyor. Beni yakalaytp gotiiren adama "Engin Bey" diye hitap ediliyor. Onbe$ saniye ic;inde ettigi onsekiz cumlede annemin orospu, babamm ibne oldugunu; benim hic;bir i$te diki$ tutturamadigtm ic;in anar$istlige h eveslendigimi, zaten benim gibilecin ya kuc;:ukken tecavitze ugradJklan ic;:in ya ba~ka komplekslerden ya gerizekahhktan ya da kremah pasta yemeyi bilmedikleri ic;in boyle i$e yaramaz, zavalh, pespaye, eci$biiCii$ ve c;agdl$1 yarauklar haline geldigini anlanyor davetlilere. Hayret, nastlsa birden bu adamm Engin Ardt<; oldugunu anhyorum. "Bunlan c;:opluge bile atrnayacaksm, orayt da kokuturlar," deyip· l:ieni itiyor. Zaten o strada dikkatler gruba yakla$an birine yo• neliyor ve beni unutuyorlar. Gelen de, her nastlsa, once beni goruyor ve, "Vaay, sende mi buradasm, c;ok sevindim," diyor. Cengiz bu. (andar. Elimi stloyor. Burun gucumu toplamaya c;alt$Iyorum, anca listldayabiiiyorum : "Niye bOyle oldun Cengiz? Tiirkiye ce-

15


setler Clsrune basarak yiikselen bir alt-emperyallst devlet olunca sen de Demokratik Irak Cumhuriyeti Buyukel~imiz mi olacaksm?.. Niye boyle yaptyorsun?" Cengiz, gaynger~ek~iligimi ho~goren, diplomasi tecriibeli olgun uzman tavnyla gulumseyip su-o.ma dokunuyor. «Old urn bile," diyor. Gruptakiler yamna gelip onun elini stklyor ve tebrik ediyorlar. Ben bir kez daha kuvvet bulup onun yamna sokuluyorum. "Cengiz," diyorum, "bak dt~arda a~ billiv Filistinli ~ocuk­ lar var." Hayretle ylizilme baktyor. "Politikada ~ocuk­ luga yer yoktur, uluslararast poli.tikada hi~ yer yoktur, hele Ortadogu politikasmda asla," diyor. Donuyor. Soma beni yakala}'lp zorla bir gaz maskesi taklyorlar. Elime de koca bir mikrofon tutu~turuyorlar. "Hadi bakahm," diyorlar. Engin Ardt~'m sesini duyuyorum: "Nastl konu~cagmt ~una birisi tarif etsin, zaten mikrofonu ~ey tutar gibi tutuyor, neyi neresinden tutacaklanm bile bilmez bu salaklar!" Haritalann a~tldtgt masanm oralardan bir ses onu destekliyor: "Zaten salak olmasalar onlara aptal derdik, degil mi efendim?" Cumhurba~kamnm "Sus Ytl, dmm, herkesin ic;:inde boyle konu~ma" uyansmdan, bu seslenenin B~bakarumtz oldugunu anhyorum. Bakl~lan beni etkiliyor, ona kaytyor gozlerim. B~bakan hemen toparlamyor ve, "Bizim kimsenin toprag.nda gozumuz yok," derken, elindeki fmdtklan Guney Irak'm uzerine du~uriiyor. Pentagon Sozciisu Pete Williams -meger o da oradaym~- hemen aohp Guney Irak't temizliyor. Akbulut'a da ters ters bak.lyor. 0 Strada birden yiiz kadar mikrofon, Pete Williams'm agzma, bumuna, kocaman gozluklerine dogru uzaul!yor ve kl<,:t rahat insana ozgii telaffuz ve tonlamalanyla, yayvan yayvan konusan Amerikah gazetecilerin sesleri birbirine kan~tyor: "Efendim, Guney Irak'a ka~ fmdtk du~ru acaba?"- "Bunlar masadaki harita}'l kaplayan naylonun uzerinde iz btrakrm~ olabilir mi?'' - "Tam olarak temizlenmeleri ne kadar surer?" - "Bu Strada ABD'de kuruyemi~ stkmust olabilir mi?''- "Muttefik piyadesi Giresun'da da konu~landt­ nlacak mt?" Dt~an <,:tk.lnak istiyorum, btrakmtyorlar. Alt ·kata inen bir merdiven var, oradan iniyorum. Alt kat stgtnak. Bizim ulkemizin "Orast"nda. ya~ayan ve bizim soyda~lanmtz olan insanlann soyda~lan olan Kuzey Irakh gocmenler var burada. Hepsiningoguslerine hirer aygtt taktlmt~, agtzlanm a<,:ok:lan anda bu aygtt ya.: ltsmaya bashyor ve konu~malanm. bura:dan duyuyorsunuz. Agtzlanndan ses ~tkmtyor. Hepsi su gibi Turk~e konu~uyorlar.

16

Aralanndan ge<,:ip ilerliyorum. Stgmagtn ucra bir kosesinde Erda! inonii'ye rasthyorum. Milliyet okuyor. Milliyet'in manseti: "AT yolu a~tldt!" Demirel'in sesi duyuluyor: "Bunlar esek yolu bile a<,:amazlar. Turkiye'ye bir saldm olursa hep birlikte ka~1 koyanz."

S1gtnagm ic}nde dell gibi kosmaya b~hyorum. Hayret! ilk kez iyi bir sey oluyor ve bir <;tkt~ kaptst bulabiliyorum. (tklyorum. Olagan bir sokak. Perdeleri aztctk aralanrnl$ pencerelerden dev makama po~etleri bak1yor. Meger bir arkada~tmm evi hemen arka sokaktaymts. Oraya kapagt anyorum. Kaptyt <,:al!yorum, aralandtgt anda i~er­ den, "CNN live from Saudi Arabia, score for today, Patriot 6- Scud·l " anonsunu duyuyorum. Patriot fiizesinin Irak'm Scud'tm havada vuru~u slow-motion'da bir kez daha gosterilirken bir kolruga ytgthyorum. Arkadastma, b~1mdan ge<,:enleri simdi anlatarnayacagtrm, buna takatimin kalmadtgtm soyluyorum. 0, "Zaten btrak $irndi" bunlan," diyor. "Haz1r hrsat t;tkmt~ ken gel su ikinci Bogaz Kopriisu'yle Dolmabah<,:e'deki otelleri bombalayahin. Irakhlar yapu silsu veririz." Fikir ho~uma gidiyor. U<,:uracagtmtz yerlere patla}'ICI yerle~tirme i.$i i<,:in gerekli heveskar adamlan Sabah okurlan arasmdan kolayhkla bulabilecegi.mizi diisiiniiyoruz. "Yuzer tane Kazt-Kazan verdik mi bu i~i yaparlar," diyor arkadastm. Biz de padama strasmda <,:ok ya..kmda bulunacagtz, patlamamn hemen ardmdan giivenlik kuvvetleri gelince, onlara dogru ko~up, usrumiizun tozunu kirini silkelerken, "Irakhlar!" diye bag.racagtz. "~u tarafa gittiler! Al~akiar! Ko~un, yakalayahm onIan!" isimiz rast gitmiyor. Daha ba~langt<,:ta yakaiamyoruz. Bizi (61 Ftmnast'mn komutam Schwarzkopfun huzuruna <,:tkanyorlar. Amerykab general bize, "Suriim suriim suriinduriiriim ulan sizi!" diyor. Bu sozler, CNN tarafmdan, kara harekiunm yakmda ba~la­ yabilecegi dogrultusunda yorumlarup butfm dunyaya duyuruluyor. Star-1, Sibel Can ve Gokben ya}'lmm kesip, Peter Gabriel'i kalpten gotiirmek amactyla fonuna onun miizigini do~edigi fena halde estetize sav~ clip'ini sOyle bir gosterdikten sonra bu haberi seyircilerine duyuruyor ve seyircilerden kendisini siirekli izlemelerini istiyor. TRTde aym haber, "surum surum" ve "ulan" kelimeleri kesilerek veriliyor. Bizi Washington'a yolluyorlar: Ba~kan Bush sa~ su<,:lusu oldugumuzu ve yargtlanacagtmtzt soyluyor. Beyaz Saray SOzcusu Marlin Fitzwater'm ozel t;ah~ rna salonuna goruruluyoruz. (tplak tenine m~in bir yelek giymi~. kan ter it;indeki dev yaptl! burokrat bizj·· lcnn~th)fof. · -··-· · - · ··- - ·· - ·· · -·· -· - ·- -· ·- Daha anlataytm mt Giizin Arkada~? inan ki daha devam1 var. Ama bu kadannm sana bir fikir verebilece~ini samyorum. Liitfen bana yard1rnC1 ol. Seni temin ederim, bu bunahmdan kendi imkAnlanmla c,:tkabilmek i<,:in u~1yorum. (ok ~aba harClyorum. Hatta ge<,:en go.n kendime dedim ki: "Brrak o~lum bu i~leri. Millet ne bi<,:im acayip ko~e. Sen de bul bir priz, tak ~i bitir i.$i. Hie; hani amnda gonlnBirildm 22/ ~ubat 1991


-路

tii." MFO'yli de koydum kasete. Ama ne telkin ne MF6 i~e yarad1. Sonra, evleneyim, ~oluk ~ocuk sahi-

bi olaytm, cemiyetin arasma ~ytm. bOyle bir tertip ve tedbir i~ersinde smtr giivenligimi saglayaytm, dedim. Ama bu kez de ardarda ka~ kabus gordiim, biliyor musun? Her seferinde de CNN'in man~SLZ surath kadmlanndan biriyle evli g6rdum kendimi. Sapsan kafah ~ocuklanm, arkas1 ah~ap desenli bir stey~m arabam, yemy~il c;imenli bah~esi olan orta biiylikllikte bir villam varmt~ ve... ve ... en buylik oglum da Forestal uc;ak gemisiyle Korfez'e hareket etmi~, biz de ona Amerikan bayragi sallay1p fotograf c;ektirmekten donmu~flz. o fotogran da Cumhuriyet gazetesi birinci sayfasma basm1~... Alnna "Askerin gi~i, ailelerin huznu" resimaln b~hgm1 koymu~. Sen ~imdi diyebilirsin ki, "Elin Amerikah kadmlanyla ni~in evlenesin a yavrum? Bak, Star-l'in spikeri hamm klztmtz ne kadar giizel, ne kadar ho~. ne giiler- 1-u..." yuz Yok, Giizin Arkad~. ben sav~ haztrlanan bir milletin neferiyim, evlilik mes'uliyetini omuzlayamam... Bunu btrakahm ~imdi; sen beni ic;inde debelendigim son derece ciddi kimlik ve varolu~ bunahmmdan kurtarabilecek misin, onu s6yle. Su dunyada bir tek dikili fUzem bile yok. Savunmam hurdaha~. Korkuyorum. Biliyorum, sadece iki dolu Aygaz tupu ic;in kirnse evime saldtrmaz, arna yine de korkuyorum. Ben tabanstz mtytm yoksa?.. Yoksa ben cengaverlikten nasibini alamamt~ bir hammevlad1 miytm?.. Aynca, ~ok utamyorum. Bizi fena halde kandtrdtlar. Duvarlan ytktp, ban~ anl~malan imzalaytp, silahsizlanma sozleri verip, dunya c;ocuklanm kurtar-

.. . ---'

rna kampanyalan a~1p bizi gev~ettiler. Koca bir ytl boyunca TV ekranlanm sokaklara d6kulm~ kitleler susledi. Karamsarhgtmla herkesi btknrm~ olan ben, "Ulan dunya o kadar da kotu degil galiba," gibi ihtiyatstz s6zler etmeye ba~lad1m . Su sav~m bile ~~k颅 mayacagiru iddia ettim. Mehmet Ali Birand ve Tam! Bora ile路 birlikte bir ISSlZ adaya SUrfl}ecegiz, tahmin ediyorum. Oc;umuz. Du~unsene ohel ya da king bile oynamayacagi2. Ama belki yine de iic; ki~i bi~eyler yapabiliriz. Mesela birimiz merkezde kahr, oteki ikimiz ba~ka yerlere gidip ona ash astan olmayan haberler ge~eriz . Yammtza iic;-b~ bi~eyler verirlerse belki de sabah ak~m Pauiot-Scud oynartz. Gflzin Arkada~, bana sen de yardtmct olamazsan ne yapacagtm bilmiyorum. "(ifte standarth olmayaca&~m" illetine tutulup hayatta iktidarstz kaldtm. Acaba kaphcaya gitsem gec;er mi? Hem Bursa fuze menzili ic;inde degil. Senden deva bekliyorum. Hepsini reddettigim i~in Slginabilecegim otorite kalmad1. Hem de acele cevap bekliyorum. (unku bu durumu da anlarlarsa beni fena yaparlar. Lutfen ya ~ok c;abuk, bunahmtmdan c;:tkl~ yolunu bana goster ya da butiin bunlann aslmda hie; de onemli olmadtgmt soyle bana. "Camm, alt taraft bir sav~ be yavrum," de, "Nic;in bu kadar taklyorsun kafana," de, "Su gazetelere verilen ilanlardan birka~ma daha imza koy. rahatla," de, bi~eyler de. Ve c;:abuk davran; CNN live, alive, ama insanhgtmtz olmek uzere. Alenen isabet almt~ durumda ve tahrip edilmesi an meselesi; Giizin Arkada~. lutfen beni izlemeye devam et.

17


Ortadogu ve Baas partisi MURAT RUZGAR

19. yuzyddan bu yana dunyada devlet ve toplumu birle~tirme

18

egilimi o kadar yaygmla~u ki, in san kendini "acaba giiniimuzde millete dayanmayan bir devlet kurulabilir mi?'' diye sormaktan alamtyor. Ama yine de devleti meydana getiren sure~ ile milleti olu~­ turan sure~ birbirinden tamamen farkh olarak geli~i­ yor. Bir~ok ilim adamma gore millet, bir "siyasi birim" ve devlet de bu siyasi bi ri mi duz.enleyip yonlendiren "organizasyon"dur. Aym zamanda, "millet'' fikri "ait olma", "bir kimlige sahip olma" ve "dayam~ma" gibi olgulan da ~agn~unr. Bugun bize gorilndugu kadanyla millet olu~turma siirecini en iyi kullanan ve bu olgudan da bir devlet meydana getinnesini bilen en ba~anh ulke ABD'dir. Dunyamn degi~ik yerlerinden gelen degi~ik kiilturcl arka planlan olan insanlara "millet" ~uum a~tlanmt~ ve bu ~uurun etkisiyle de bir devlet kurulmu~tur. Bunun yamnda bazt devletler de vardtr ki ic1erinde bulunan azmhklan "millet" yapamamt~lar ve bu nedenle de bu insanlann bagtmstzhk istekleriyle ka~t ka~tya kalmt~lardtr. Bu ~~it devletlere en iyi omek gt1numuz ispanya'stdtr. ispanyollann ~oguna gore ispanya bir "millet-devlet"tir. Fakat ·>nemli azmhklara gore o sadece bir "devlet"tir. KO\; .~ lan veya Bask milleti kimligine sahip insanlar, \' :;anya'mn millet meydana getinne ~abalan olan elit_ri n ba~ansiZhgmm bir gostergesidir. Aym ~ekilde Latin Amerika ulkelerine bakogtmtz zaman da aym kUlturel ge~mi~e sahip insanlann degi$ik devlet organizasyonlan kurduklanm gorurilz. Ortadogu'da bu iki surecin varhgma $ahit olmak da bizim ic;in bir surpriz olmamahdtr. Fakat O rtadogu'daki yeni siyasi formlar sadece onceki normlann degi~tiri lmesiyle yaygmla~mamt$, fakat ge~mi~e ve bir Arap birligine duyulan ozlem ile 20. yuz)'lltn gerektirdigi $artlann dengelenmesiyle olu~mU$tUr. II. Ab-

dulhamit'in 19. yuzy1hn ikinci yansmda ortaya atugt "Pan islamizm" fikri Araplar ar-asmda pek ragbet gonnemi~, ancak Hindistan Mt1slumanlanmn Turk istiklal Harbi'ne mali yard1mda bulunmasmdan oteye gidememi~tir. n. Abdulhamit islam'w bizzat kendisinden aldtgt "ummet" kavramt ile degi~ik kiilturleri olan Muslumanlan biraraya getirmek istemi~ti. Fakat daha sonralan ortak bir "Mflsluman Devlet" fikri destegini kaybenni~ ve tarih, dil ve kulture dayab bir PanArap milliyet<;:iligi goril~u on plana ~1kmt~ur. Bu goril~ ~erc;:evesinde en azmdan Arapc;a konu~an Ortadogu devletleri arasmda baz1 muesseseler kurulmu~­ tur. 194 ?'de Arap Birligi Paku ve 1958-61 )'II!an arasmdaki Suriye-MISir birligi gibi. 1973 sav~mdan sonra "Arap dayalll$lll3SI"nm gerekJiJigi uzerinde duruJmu~ ve Nastrcthk, Baas~Il1k, Arap milliyet~iligi ve Miisliiman K.ard~ler gibi hareketler kendini gostermi~tir.

Sir Hamilton Gibb (1947, 106-129)'e gore Osmanh imparatorlugu'nun )'lkth~mdan sonra Arapc;a konu~an insanlar arasmda bir "Mehdi", bir "kurtanct" fikri benimsenmi~ ve bu fikir butun Araplann birle~erek bir y6netim alnna girmesi gerektigi sonucuna yol ac;:mt~ur. "Arap Birligi" goril~ii islam'm bu ulkelerdeki etkisini azaltmi~ ve Arap Htristiyanlar da kendi Musliiman vatanda~lanyla birlikte yeni bir dayam~­ manm tesisinde 6nemli rol oynam1$lard1r. Hatta bu birle~tirici ak.Im, Htristiyanlann islam'm mirasm1 birlik i~in kullanmalanndan, ihtilalci doktrinlere kadar ~e~itli ~ekiller alm1~nr. Beynit'taki Amerikan Oniversitesi'nde tarih profesoril olan Qustantin Zurayq ve me~hur Lubnanh avukat Edmond Rabbath islam'm milli bir din oldugurii.t, c;unku Hz. Muhammed'in Araplan birle$tiren, Arap kulturil yaratan ve yeni bir medeniyet kuran bir Arap kahramam oldugunu soyBi riki m 22/ ~ u bat 1991


lemekten yekinmediler. Mi~el Eflak. Baas Partisi'nin geli~iminden 'sonra iran Korfezi'nden Atlantik'e kadar butiin Araplan kayn~nnc1 sosyalist birligini temsil eden ve butiin Arap milletinin dirili~ini hedefleyen bir "Omk Arap Kaderi" temasmr geli~tirdi.

ARAP BiRLiCi VE MiLLiYETc;:iLiCi Ban'ya 6zenme kendisini bin;ok noklada gosterebilir. Mesela bunlardan birisi Ban toplumlanndaki dcvlet politikasmm sekulerizasyonu idi. Fakat bu olgu, dini hemen hemen hi<; elimine etmemi~ti. Karl Marx'm da dedigi gibi, "devlet kendi ~tkarlan ic;:in dine ihtiyac;: duyar. H1ristiyan devlet dine kar~1 politik. politikaya ka~t da dint laVJr takm1r" (Marx, ~844:82). Avrupa'da Fransa, Almanya ve ingiltere'nin 'Avrupa Toplulugu fikrini ortaya atoklan strada bu gorii~ Ortadogu'yu da etkiledi ve "Arap Birligi" fikrinin tohumlan anld1. Richard H. Pfaff da Arap milliyett;:iligini diger c;:e~itlerinden aymr ve der ki: "Karakter olarak butun milliyetc;:i aklmlar insanlann hislerine hitap ederler fakat Arap milliyetc;:iligi daha c;:ok siyasi bir din goriinumundedir" (Pfaff, 1970: 158). Ortadogu'da birle~me ic;:in gereken $artlar mevcuttur, fakat bu birl~medeki dinin rolunu de kiic;:limsememek laz1m. i~te bu nokla biraz kan~tk goriinuyor. Sati'el-Husri ise "Musltiman Birligi" ile "Arap Birligi" arasmdaki farki ~u ~ekilde omya koyuyor: "Arap birligi, insanlann Arap<:a konu~tugu degi~ik Arap ulkelerinin politik birligini amac; edinm~tir. Mush1man birligine gelince: Kon~tuklan dillere ve ait olduklan uklara balalmakstzm, vatanda~lan Musluman olan ' degi~ik islam ulkelerinin siyasi birligini hedefleyen bir go~tiir" (el-Husri, 1982:66). Husri'nin bu iki kavrarnm latiflerine dikkat edec.ek olursak, temel ogeyi "konu~ulan dilin ortak olmast" goru~u olu~rurmak­ ladu. ikinci olarak da "cografi ozelligi" goz onunde tularak Filipinler'den Atlas Okyanusu'na kadar uzanan bolgede birbirinden cografi olarak uzak olan 111kelerin siyasi birliginin pek mumkiin olamayacaS'Jm savunmakladtr. Aynca politi.k birligin saglanmast ic;:in omk "larih ve 1rk" birliginin de luzumuna i~aret etmektedir. Husri'nin Qzerinde durdugu onemli noklalardan birisi de "Musluman karde~ligi" ile "siyasi birlik" arasmdaki farknr: "Burada hanrlamamtz gereken ~udur ki; bu kontekste 'birlik', politik birlik demektir. Aynca ~urast unutulmamahdu ki islami birlik kavramt, Mlisluman karde~ligi mefhumundan olduk~ farkhdtr" (el-Husri, 1982:67). Ona gore bizim llzerinde durmam1z gereken nokla, Muslumanlann birl~mesinin siyasi manada gerc;:ekle~ip gerc;:ekle~e­ meyecegidir. Ayn1 zamanda El-Husri, dunyadaki dinlerin hiybir zaman -om~gda ~ok klsa bir sure haric;:d~ik dilleri kon~n insanlan birl~ti.remedigini id-

dia eder. islam dunyasmda da bu bOyle olmu~rur, harta Abbasi halifeligi bile en gfl~lii zamanmda dahi biitun Muslumanlan kendi (siyasi) bayra~ alnnda toplay4mam1~ur. Bu noklada Husri'nin getirdigi mannk olduk~a basittir: Sosyal hayaun basil, siyasi ili~kile­ rin ilkel ve dinin hareket ve du~un ceyi kontrolu alnnda tutrugu ge~mi~ zamanlarda siyasi birlik gen;:ekle~ememi~se, guniimuzde, sosyal hayaun kompleksl~tigi, siyasi meselelerin kaml~t~llgt, hilim ve teknolojinin dinin hakimiyetinden kurtuldugu bu as1rda "Mt1slumanlann 'birle~mesi" imkanstzdu. "Arap Birligi" fiktinin, islami birl~meye ka~1 olarak Musliiman ulkeleri par~lamak sonra da daha iyi somurebilmek; onlara daha kolay hukmedebilmek iyin Bau, ozellikle de ingiltere'nin ortaya atuS'J gorii~unu ~iddetle reddeder ve cevaben der ki: "Arap birligi fikri, tabii bir fikirdir. Suni olarak ortaya aolmamt~nr. Arap milletinin varhgmm labif bir neticesidir. Hayatiyetini AraPYa dilinden, Arap milletinin tarihinden ve Arap ulkelerinin birbirlerine smtr kom~usu olmalan gibi sosyal geryeklerden ahr. Ancak ingilizler'in Arap dilini yaratuklan, Arap milletinin tarihini meydana getirdikleri ve cografi olarak Arap ulkelerini yan yana koydugu manuken ispat edilebilirse, bu fikir de ingilizler'in bir ii.riinu olarak kabul edilebilir... Arap birligi fikri , biryok tabir ve sosyal gUy gibi, bimklm larihi faktorler sebebiyle yiiz)'lllar boyu pasif olarak kalmt~Ur. " (el-Husri, 1982:69). Buradan da <;1kanyon.1z ki, Araplann birligi Osmanh'mn YJkih~m­ dan soma Araplann ic;ine du~tii.kleri kimlik ve ait olma duygu bo~lugunu dolduracak nitelikte bir motifti. Bunun i<:in de Ortadogu iilkeleri bir dilemmanm e~igine geldiler: Ya toplum i~in organize olmu~ devlet fikrinden vazge~ilecek ya da devlet i~in toplum g6zardt edilecekti. Bu ikilemin y6ziimii iyin de dil, larih ve kt1ltiir onakhgma dayanan bir "Arap Birligi'' fikri one auld1. Bu uc; ogeden ozellikle tarih bu birle~imde en onemli rolu oynayacaku. Bu teoriye gore kultiirel miras kimligin tarifi ve rejimin me~rul~mast ic;:in bir anahtar kavramd1. DolaylSlyla da Araplar geymi~leriyle stki bir bag kunnahyd1lar. (unku Muhammed Huseyn Heykel'e gore "bugflnkii durumuyla ge~­ mi~i arasmda bir ili~kisi olmayan bir millet, ge<;mi~i ve gelecegi olmayan bir yaraukor. Binllnaleyh tarihimize donmekten b~ka bir ~remiz yokrur". (HuseynHeykel, 1937:26). Arap milliyet<;iligine clair ilk yaztlar 19. yUz}'llm sonuna dogru ozellikle Suriye ve Mtsir'da ya)'lmland1. (unkii bu ulkeler Avrupah ,Bau'nm g11ca alunda en <;ok ezilmi$ ulkelerdi. Osmanh'nm za)'lfu8J ve geri kalmi~hgmm ~uunma vararak islam'1 yeniden canlandinnak ve islam devletinin bekasmt saglamak ile m~gul oluyorlard1. islam't savunurken .de Arap ~h~ma­ lanna aS'Jrhk verildi Ve bu da Arap milliyetc;:ilig) duy..,

19


gusunun ba$langtclm te~kil etti. 1916 Haziran'mda Hicaz'da ~rif Huseyn Arap isyamru ba$1atn ve bu hareket Arap milliyetc;iligi ic;in luzumlu olan potansiyelin varhgm1 ac;1kc;a g6sterdi. Paris ve San Remo ban~ g6ru~melerinden sonra Osmanh imparatorlugu'nun topraklan "buyCtk gCtc;"ler tarafmdan payla~tldi ve kilc;uk bir Arap devleti ortaya ~1ku. Bu da Arabistan yanmadasmdaki Hicaz kralhS~ idi. Serif Huseyin de ilk kral oldu. Fakat ingiliz destegini kaybettikten ve kendisini l924'de halife ilan ettikten sonra Vahhabi hareketinin ba~1 olan Abdulaziz b. Suud tarafmdan y6netimden indirildi. iki Dunya sava~1 arasmda "Arap Birligi" fikri biraz 6nemini yitirdi. <;:cmku bu arada butun Arap devletleri kendi baS~mstzhklanm kazanmakla m~gulduler. Bu arada Mezopotamya'da birkac; kuc;uk Arap devleti kuruldu ve 6zellikle de ikinci Dunya Sava~t'ndan sonra da birlik fikri yeniden canlanmaya ba~lad1. Suriye'de Mart 1949'da Albay Husni el-Zaim'in yapugt asker! coup d'etat ile ulkede bir siyasi duzensizlik ba~gosterdi . 1949-1951 yillan arasmda Albay Edip Si~akh gCtc;lu bir siyasi lider olarak kendini on plana c;tkard1 ve 195l'de askeri diktat6rluk kuruldu. 1953'de bir anayasa haztrlatan Albay Si~akh ba$kan oldu. Fakat 1954'de yeni bir asketi darbe yaptldi ve 1955'de Sukru el-Quwatli Suriye'nin ilk cumhurba~kam se~ildi. Bu arada ulkede solcu Arap Baas Partisi siyaset sahnesinde giderek gilc;lendi. Baas, 1949'da Sam dogumlu Yunan Ortodoks H1ristiyam olan Mi~el Eflak tarafmdan kurulmu$tU. Eflak, genc;ler, idealistler ve 6zellikle de ordu subaylan arasmda hayti ilgi goren milliyet~ilik. sosyalizm ve demokrasiyi birle~tiren bir g6ru$ ileri surdu. BAAS PARTiSi

20

Ba'th (Ronesans, Yeniden Dogu~) Partisi olarak bilinen Arap Sosyalist Yeniden Dogu~ Partisi, isminden de anl~Ilaca~ gibi, Arap sosyalizmi vasnas1yla Araplann yeniden dogu~unu kendisine ideal edinmi~ bir siyasi g6ru$tiir. ideolojisi de Avrupa sosyalizmi ve Arap milliyetc;iliginin bir kan~1m1 olarak 6zetlenebilir. Bu fikir, ilk defa Sam Oniversitesi profesorlerinden Htristiyan Mi~el Eflak ve Sunni Musluman Salahuddin-el-BWlr tarafmdan ortaya auld1. Her ikisi de 1910-12 ytllannda Sam'da dogdu. Sorbonne Oniversitesi'nde Eflak tarih, Bitar da fizik ve matematik 6grenimi yapu. 1934'de Sam·a donerek Oniversitede ogretim uyeligi gorevine ba$ladllar. 6grencilik gunlerinde Frans1z Komunist Partisi ile ili$kileri vardt. Eflak bu partinin yaym orgam ic;in zaman zaman ~e­ ~itli yaz1lar yazd1. Parti'ye uye olmadilar, ama Suriye'ye dondukten sonra da ili~kilerini si.irdurduler. 1936'da Eflak'm belirttigi gibi ememasyonalligi savunan komunizmin Arap dCmyasma uymayacagi gerek-

~esiyle,

Frans1z Komunist Partisi ile hemen hemen burun ili~kilerini kestiler. 1949'da Baas Partisi i.ktidarda iken Mi$el Eflak, egitim bakanh~na getirildi. l966'da Suriye'den Simrdi$1 edildikten sonra Irak'a yerl~ti. Halen Arap Baas Sosyalist Partisi'nin Irak kolunu desteklemektedir. Baas'm milliyetc;i doktrininin k6kenleri iskenderunlu Zeki el-ArsOzi'nin yonetimindeki ve daha ~ok genc;lerin ili$kide bulundugu Milli Hareket Birligi'nde aranabilir, hatta bu birlik, Suriye siyaset sahnesinde Baas'm 6nciisu bile saytlabilir. Arsfizi bu Birlik'i 1932'de kurmU$tU ve 1939'da buradan aynlarak Milli Arap Partisi'ni kurmu~tu. Birlik de 1940'da faaliyetine son verdi. Milli Arap Partisi dort ana tez geli~tirdi: 1) Araplar bir milletrir. 2) Araplann bir tabi1lideri vard1r. 0 da siyasi-dini liderdir. 3) Arapr;!ltk milli bir $Uurdur; ve 4) Arap kendi kaderini kendisi belirlemelidir. Bu son prensip islam'dan 6nceki Cahiliye devri asil Arap medeniyetlerine donu~ ~gnst ile geni~letildi. <;:unku islam ve Araplann kendilerinin safiyetleri Turkler ve iranhlar tarafmdan bozulmu~tu. Eflak ve Bttar, bu teoriyi oldugu gibi benimseyip. daha sonralan Baas'm slogam haline gelecek olan "Birlik Hiirriyet ve Sosyalizm" l1zerine kurulmu~ ideolojilerini yaymaya ba~ladtlar. 1940'larda hemen hemen butun Arap ulkelerinin yabanc1 kontrolu veya ~iddetli yabanc1 etkisi altmda olmas1 nedeniyle Baas'm zamanlamast olduk~a yerindeydi. Baas'm ba$ansmm gecikmesi de, Baasc;1 ideolojinin anlauldigi dilin, 6zellikle de Eflak ve B!tar'm ula$maya r;ah$tiklan koylu ve i$~iler ir;in oldukc;a komplike olmas1 ve partinin recrubeli politikaCilan olmamastyla a~tkla­ nabilir. Baas'm ideolojisinin temelunsurunu toplumu ihtilale surukleyecek, Araplann dU$Ul1Ce ve hayaonda yaptsal degi$imi saglayacak bir inkllap fikri olu$turuyordu. Eflak. 1950'de yazdtgi bir denemede inkJlabm ba~anya ula~mas1 i~in gerekli $artlan $6yle belirliyordu: "1. Tarihi ve sosyal ~artlan cok iyi bilmek: Yani (inkilabi meydana getirecek olan nesil) bu degi$im ic;in milletin ihtiya~lanmn farkJnda olmahdtr. 2. Ahlaki karakter; yani (adil olmayan) $artlann elinde oyuncak olanlan surup c1karmak icin (bu nesil) bir 6ncu kol olmahdtr. 3. Kendine gi:lven; yani degi~imin liizumunu ve mesuliyetlerini bilmek kafi degildir. (Araplann) durumu, tarihi ve hedefinin bu inkJlabm ba~ans1 ic;in haz1r olduguna inanmahdtrlar·• (Eflak, 1963, Fi Sabil el-Ba'th, Robert Olson, l978'de gec;mekredir). Eflak, "birlik, hurriyet ve sosyalizmin ideallerinin birbirlerinden aynlmaz ve e$it ehemmiyeti haiz olduklanm vurgulayarak ink1labm ba?anst icin bu lie;Birikim 22/

~ubat

1991


---

lunun vazge~ilmez olduguna inanmt$tt". (Eflak, 1958:19). Ama bu e$it onem fikri sadece teoride kaldl ve·sosyalizm, uygulamada ikinci plana itildi. "Sosyalizm istiklal kazamld1kt<tn sonra geli$tirilecek milliyet<;i hareketin ~ir kana~ ! olarak kalmt$--- Baas gibi politik istiklal i<;in sava$an milliyetc;iler sosyalist fikirlerine digerlerinden daha az onem vermi$lerdi" (Abu.jaber, 1966:101). Eflak'm birlik, hiirriyet ve sosyalizm hakkmdaki di.i$i"mcelerini uzla$Urmadaki zorluk, onun du$0ncesinin belirsiz ve kesin olmamasmdan kaynaklamr. Du~uncelerini ac;tklamaya t~ebbiis ettiginde hislerini iislubuyla stk s1k kan$Unr. Bu durum, btrakm inlaJap hareketi i<;inde yer alrna)'l. ferdin onu anlamasm1 bile guc;le$tirir. Eflak'm kar~tla$Ugt en buyuk problem ise, "kafa ile" veya "yurekten inanma ile" kavranabilen daha dogrusu sezilebilen ve tarifi edilemeyen bir fenomenle kaf$1 kar~tya bulunulrnastdtr. Bu, irrasyonel ve dini bir hipotezdir, fakat Eflak bunun, mOcadelesi ic;in liizumlu bir $3rt oldugunda 1srar eder (Olson, 1978:64 7). Baas'a gore"Toroslar'dan Sahra'ya, Atlantik'ten iran Korfezi'ne kadar olan bOlge Araplar'm i.ilkesidir. Bu kadar geni$ bir sahaya ya)'llan bolgenin ezeli degerlerine tabi olunmabdtr. (Eflak, 1959 Fi Sabil 209;210). Bunun i<;inde en bi1yiik problemi siyasi suurlar olu~­ tunnaktadJr. Eflak'a gore bu smulan somurgeci gu~­ ler ~izmi$lerdi ve Arap dcmyasmda degi$ik bir auposfer olu$turmu~lardL Bu durumu degi~tirmek ic;in miicadele birligi saglanmauydL Eflak, komiinizm ile Baas<;:Ihk arasmdaki farklan da ~oyle a<;:tklami$11: L Komunist sistemde sosyalizm, ekonomik organizasyonla simrlandmlmamt$tlr, fakat komfmist sistemden <;:tkanlan hedef ve gayelere intisal eder. Baas sosyalizmine gelince; sosyalizm, Arap milleti i<;erisinde gelirin adil olarak dagtnlmast ve vatanda~lar arasmda ekonomik e$itligi ve adaleti garanti edecek bir ekonomik organizasyonla stmrlandmlmt~nr. 2. Komunist sosyalizm, spesifik bir toplumun urunu olan, komiinist felsefenin izini ~tr.. . Bizim savundugumuz sosyalizm ise, Arap toplumunun ihtiyar;lanndan kaynaklanan felsefemizin urilnudur. 3. Komunist felsefe , matel)'alizme dayamr ve toplumlann evrimini sadece ekonomik unsurlar ile ac;tklar... Bizim felsefemiz bu materyalistik goru$le bagda?maz; aksine, insanm geli$iminde entellektuel ve manevi unsurlara daha c;ok onem verir. 4. Komunist felsefe ferde onem vermez, saygt duymaz. Bizim sosyalizmimiz ferde dayamr ve onun ferdiyetini hi.irle$tirir. Butiin fertlere ~it olarak saygi duyar ve bizim gorii~iimuzde despotik diktatorluge yer yoktur (Eflak, Fi Sabil, J 959:96-98). 1943'de Eflak, islam'm milliyetc;i teorideki yerini ise •

~oyle belirlemi$ti: islam, Arabizmin temelidir ve Arap-

lann kimlik arayt~lanna cevap verebilecek tek kaynakur. ~uras1 da bir geryektlr ki, Eflak, dinl dar kahplann arasmdan ~ekip <;:tkannayt ba~anm~u , fakat yine de Hz. Muhammed ve islam'm Arabizmi en iyi ~ekilde temsil ettiklerine de i~aret etmi~ti. <;unku Eflak'a gore islam "bir Arap hareketiydi. (islam'm) manast Arabizmi yenilemek ve mukemmele ula~ttnnak­ ta. Yahiy dili Arap~a idi ve olgulann kavranmas1 Arap zekasma gore dCtzenlenmi$ti. 6nerdigi faziletler, aytk veya gizli, Arap faziletleri idi. Mucadele etti~i hatalar da, zaten kaybolmakta olan Arap hatalan idi. 0 devirde Muslilman , ba$ka bir ~ey degil, sadece Arapt1, fakat mukemmelle~mi$ bir Arap ... islam ile Arabizm arasmdaki ili$ki herhangi bir din ile milliyet~ilik arasmdaki ili~kiye benzemez. Huistiyan Araplar da i<;lerinde milliyet<;ilik duygusu olu~tuktan ve milli kCtltiirlerine dondukten sonra islam'm milli kulturleri oldugunun fari<Jna varacaklard1r. Eger kendilerini onunla (islam'la) doldururlarsa, onu daha iyi anlayacak, sevecek ve islam'1 Arabizmlerindeki en degerli bir oge olarak muhafaza edeceklerdir" (Eflak, 1982; 1972: 109,111). Sonuc;ta, Arap milliyet<;iligi ve islam arasmdaki ili$ki yegane bir ili~ki idi ve hatta H1ristiyan Araplar tarafmdan bile islam dini bir milli kultur olarak kabul edihni~ti. Siyasi sahada Eflak'm Arap birligi ideali, Baas'm temel gorii$i.i, Suriye'yi de bu g6rii$iin merkezi yapn. Mim'la l958'de birle$rne 1961 'de bozuldu. 1963'de lrak ve Mistr'la yaptlan ikinci bir birl~me de sadece kagttta kald1. Birle$rnenin b~nsiZhgt ve Baas'm kendi organizasyonu ve faaliyet hurriyetini korumadaki ISran ve Mtstr'm Arap diinyasmm lideri oldugunu kabul etmesinden kaynaklanmt~tL 1949 Suriye se~imlerinde Baas Partisi agtr bir yenilgi ald1 ve l953'de de Ekrem Hawrani'nin Arap Sosyalist Partisi ile birle~ti ve 1954-55'de orduyla i$birligi yaparak huklimette baz1 gorevler ald1. Bu arada Baas, Antun Saadeh'in Suriye Sosyal Milliyet~i Partisi'ni elimine ederek komunistlerle i$birligine girdi. Muhafazakarlan da elimine ettikten sonra Baas Partisi komiinistler tarafmdan tehdit edilmeye ba$1andt. <;cmki.i komi.inistlerin ~o k iyi oriilmi.i$ bir organizasyonu ve Baas'tan daha gCt~lu bir ideolojileri vard1. Rejimin demokratik ve anayasal temellerini )'lkllktan sonra, Baas, hi"lki1meti kontrol etmekten aciz kaldt ve destegini de yitirdi. Sonu<;:ta da komunistlerin yonetimi ele gec;irememeleri ic;:in lvilsu'la l958'de bir birle~ime girdi. Baas ve Ellak, 1963'de Irak'ta ordunun Baasp kanadmm iktidan ele gec;innesiyle ba~anlan ­ nm zirvesine ula$U. Fakat Suriye ve Irak'ta partiler i.istu olarak kurulan Baas<;I Milli Heyet birbiri ardmdan gelen askeri darbelerde dag1lmak zorunda kaldt. Eflak ve Bitar da bu heyette idiler. 1967 Arap-lsrail Sa-

21


va~t

22

ve Baas'm Suriye'deki siyasi mticadelesi Eflak'm kariyeri ve Baas'm bir ideoloji ve hareketi birle~tir­ me cabalanmn uzerinde olumsuz bir etki yapn. 1966'da general Salih Cedid'in yapu~ askeri darbe Emin Hafiz ve Btt.ar hukumetini (Milli Heyet) devirdi. Bu arada i~lerinde Eflak'm da bulundugu onemli Baasc;:Ilar tutukland1. Sovyetler Birligi ile ili~k.iler giic;:lendirildi ve ~munistler de huki."lmette gorev ald1. i~te bu noktada Suriye ve lraklt Baasc;:liann yollan aynlmaya ba~lad1. israil ile yaptlan sava~. Suriye'nln Golan Tepelerini kaybeunesine sebep oldu. Agtlstos l967'de Sudan'm b~kenti Hartum'da yap1lan konferansa kaulmayt da yeni kurulan hukumet reddetti. Bu konferansta Arap liderleri sav~ yerine, israil'\e an~mazh~n. eger israil i~gal ettigi yerlerden c;:ekjJirse, ban~c;:t yollardan c;:ozuhnesi gerektigi goru~une tarafular. Suriye de bu konferansa ka~thk Baas Partisi Milli Heyet'in 9. kongresin! topladt ve butun Arap dCmyasmt me~gul eden meselelere radikal bir c;:ozum bulunmast gerektigi uzerinde durdu. Bu arada yonetici kadro -Suriye'nin askeri giivenligini on planda tutarak diger Arap devletleri ile i~birligine inananlar ve ihtilalci sosyalist degi~imi savunanlar- arasmdaki mucadele iyice k1zt~t1 . Bu an~mazltk SaUh Cedid'in gorevden indirilmesiyle son buldu, c;:unku Salih Cedid 1970'de Kral Huseyin'in Filistinlilere yapugt saldmlara kar~!ltk vermek \here Ordun'u i~gal etmekle c;:ok buyi.ik bir hata yapm t~u. Savunma Bakam ve Hava Kuvvetleri Komutam olan Hafu Esat solcu Baasc;:tlari elirnine ederek hukumetin ba~ma gec;:ti. 7 Mart 1971 'de Baas. Arap Sosyalist Hareketi, Sosyalist Birlik<;iler ve komunistlerle ortakla~a Milli Cephe'yi kurdu. Aym zamanda Baas'm eski halkc;:t goru~unu degi~tirerck cum hurba~ka­ mnm Musluman olmast gerekti~ni kanunla~nrdt. Fakat, subaylann ~ogu gibi, Esat bir Alevi idi. Halbuki ulkede Sunnilerin ezici bir c;:ogunlugu vard1. Baas'm Alevilerin hakimiyetini saglamada kullamldtgt su~­ Jamastyla kar~tla~u. hatta cliger Sunni Mi."lslumanlann, ozellikle MuslOman Karde:?ler'in silahh bir dire·ni~iyle kar~tla~acagt tehdidine maruz kaldt. Ama yine de Esat, diger Arap rejimlcriyle iyi ili~kilere girmeyi ba~ardt. Bu arada lrak'ta c;:e~idi hukumet degi~ikliklen m•:: dana geldi. Sonunda da Baas'm sivil fraksi yonu .~lic\1 eline gec;:irdi. Bu sivil grubun ba~mda da Sad dam Hilseyin vardt. lrak'taki Baas~tlar ulke ic;:indeki ve digr1 devletlerle olan ili~kilerind e daha radikal bir tav1r ta· kmdtlar. Ama ideolojik olarak Sllliye'li Baas~tlaraan daha thmh kalma)'l yeglediler. Sonunda da hem Stt · riye'dekj, hem de Irak'taki Baas<;tlar birbirlerini 8,1 as'm ilkelerini c;ignemekle suc;:ladliar. Saddam Huseyin, 1968'den sonraki lrak rejiminde giic;:lii bir karakter olarak ortaya c;•.ktt ve 1979'da da

ba~kanhgt

ele gec;irdi. Kendisine bagh kadrolarla ordu da dahil olmak uzere toplumun butun muesseseleri uzerinde hakimiyet kurdu. iran'la yaptlan -sllv~­ tan sonra popularitesini geni~letmek ve lrakh elitleri stabilize etmek ic;:in sava~ boyunca durdurulan projeleri yeniden uygulamaya koydu. Irak rejimi her zaman israil'in kurulmast du~uncesine kar~1 <;tkn. DolaYJstyla da israil'i destekleyen Ban'ya ~tyd1. Bunun bir neticesi olarak da Sovyetler Birligi ile yakm ili~kiye girildi. Hic;bir zaman Sovyetler Birligi'nin bir uydusu olmamasma ragmen diger Ortadogu ulkelerinden daha fazla ili~k.i kindeydi. iran'la yaptlan sava~ strasmda Amerika'dan aldtgt destek ile de Ban ile ili~kiye ginnek ic;in birc;:ok ~ans elde etti. Bugun Ban ulkelerinde birc;:ok lrakh ogrencinin egitim gonnesi de bunun bir neticesi saytlabilir. Bi BliYOGRAFYA Abu Jaber. Kcmal S. 1966 The Arab Bath Socialist Party, History , ldeoloji and Organization. Syracuse, N.Y. Syracuse University Press. Anderse n, Ray R. (ct al) 1982 ( 1990) Politics and Change in the Middle East: Sources of Con flict and Accomodation, New Jersey, Prentice Hall Publishers al-Arsuzi, Zeki 1972 ai-Mullafitu'l Kamila Damascus, baskt yeri yok. Devlin. john F. 1966 The Bath Party. A History From Its Origin to 1966, Stanford. (1976). Ellak, Mi~cl 1959 Fi Sabil a I-Bath, Bcyrut 1972 ( 1982) Dhikra-1 Ra sul al- Arabi. (Beyrut, Arap Foundation. 1972, ss.5-24. Terc Cunesi: "The Arab Personi liry Betwee n Past and Present", john ).Donohue vejohn L.Esposito (ed ). Is lam in Transition: Mus lim Perspectives. ss.6569, New York. Gibb. HAR 1945 Modem Trends in Islam, Chic ••go. Haim. Sylvia G. (ed) 1962 Arab Nation alism: An Antholagy Berkeley, California. Hermassi, Elbaki 1978 "Politics and Cultun: in the Middle Social Compass, XXV. 3-4 ss. 445-464.

Ea~;",

al-l"lusri, Sati 1982 "Muslim Unity and Arab Unity"',j oh •. ~.Do nohue vc John L.Esposito (ed) Islam in Transrition: Muslim Perspectives, ss.65-69. Huseyn -Heykel, Muhammed 1937 Menzil ai-Vahy, Kahire. Karpat, Kcma! (ed) 1982 Political and Social Th ought in the Contemporary Middle East, New York. ;(aylani, Nabil M. 1972 ~The Rise of the Syrian Bath 1940- I958", lntemational j oumal of Middle East Studies. 53)'1.3 ss.3-23. · ..•x, Karl 1963 "La Question Juive en 1844" Oeuvres Ch oisics I, Paris. •1-.>n,

Rohen 1978 'The Bath in Sy ria 194 7-1979: An Interpretive His torical F.~~a,·"', Oriente Moderno, c.58. s.l2. • ss.645-681 .

· 'en"}". Glenn E. 1983 The Middle E<tst: l'nuncen Islamic Cenlllril~S.

New Jersey.

!'i::' Kic hard H. 1970 "The Function of Arab Natiomtlism". Co-

mparatiue Politics, II. 2 (Ocak 1970). Seale, Patrick 1965 The Struggle for Syria: A Study of PostWar Politics, 1945-1958, New York. Birikim 22/ $ubat 19 91


...

............................................................................................. ,

Bunal1m1n arka plan1

Neden

sava~?

JOE STORK - ANN M.LESCH

5 Agustos 1990'dan bu yana, ABO'nin gen;:ekle~tir­ digi, II. Ounya Sava$1 sonrasmm en kapsamh ve htzh askeri seferberligini izlemekteyiz. Suudi Arabistan ve K6rfez bolgesinde bulunan 200 bin Amerikan askeri, ocak aytnm ilk giinlerinden beri sava~ ic;in pey sutiiyor. Ba$kan Bush bu S3V3$ yt~nagmm Suudi Arabistan'l savunmak ic;in zorunlu oldugunu belirtiyor, ancak Amerikan askeri gucunun buyuklugu ve yapiSI, Irak'a ka~t bir asken saldmnm amac;land1gtm gostermektedir. ABO, kendisi ic;in oldugu kadar bolge halkl ic;in de felaket getirecekb6ylesi bir sav~m C$igine ned en geliyor? Bush y6netimi meselenin son derece ac;tk oldugu iddiasmda; saldtrganhk ve kendi gelecegini tayin hakkt. Ancak ABO askeri miidahalesinin boyutlan ve zamanlamast, birinci planda 6nem ta~tyan Irak'm saldtrganhgt ile Kuveyt'in devlet olarak hiikiimranhgl sorununu, Washington'un Korfez b6lgesi ve Arap dunyast ilzerinde kendi hegemonyasm1 zorla kabul ettirme yonundeki c;abalanna ka~t Araplann kendi geleceklerini tayin gibi, daha kapsamh bir sorunun ic;inde yitip gitmesine neden olrnu$tur. Ortadogu'da y3$amakta olan pek c;ok insanm g6zilnde birbiri ile kesi$en don temel sorun sozkonusudur: 1) Mlgede, ABO'nin surdurmeye c;ah$ng-t. Irak'm ise meydan okur gibi g6tiindugu mevcut siyasal ve ekonomik dtizenin me~ruiyeti, 2) bolgedeki kaynaklann, 6zellikle petroliin denetimi ve dag-tum bic;:imi, 3) bolgede uzun zamandtr suregelmekte clan sorunlann 6zellikle israil, Filistinliler ve Arap devletleri arasmdaki c;an$rnalann c;ozume kaVU$turulmaSl, 4) Arap devletleri arasmdaki usrunluk mucadelesi. IRAK, KUVEIT VE SOMORGECiLiCiN MiRASI

Bagdat, Kuveyt'in Irak'm bir parc;as1 oldugunu iddia

etmektedir. Bu iddiamn ger~ekten herhangi bir dayanagt var mt? Kuveyt, ingiliz emperyalizminin yapay bir iitiini.'t mii? Osmanhnm yenilgisi ile sonw;:lanan ll.¡Oiinya Sava~t'ndan sonra Avrupah giic;ler, Ortadogu'daki stmrlann ~ogunu, yalmzca genel hatlan ile Osmanhnm idari yaptsmt temel alarak, kendi siyasal ve ticari c;tkarlanna uygun olarak c;i.zdiler. Bu Irak ic;in de gec;:erlidir; ingilizler 1926'da, petrol bakumndan zengin ve niifusunu ag-trhkh olarak Kiirtlerin olu~turdugu Musul vilayetini Irak'a katular. Yine de Irak'm Kuveyt iizerinde haklu oldugunu ileri siiren hie; kimse Musul'un, Turkiye'nin ya da Suriye'nin bir parc;:ast ya da bagtrnstz bir Kiirdistan topragt oldugunu savunmuyor. Bugiinkii Guney Irak ve Kuveyt, merkezi Konstantinopel'de (~imdi Tiirkiye stmrlan ic;:inde bulunan istanbul) bulunan Osmanh imparatorlugu'nun s6zde egemenligi altmdayd1. Kuveyt, Basra vilayetinin bir parc;:astydt, ama vilayetin hic;:bir yerinde Osmanhmn gerc;:ek bir otoritesi oldugu s6ylenemezdi. ingiltere, kendi siyasal ve ticari etkinlik alamm, iran da dahil b~tiin K6rfez bOlgesine geni~letmek ic;:in, Osmanhmn bu zay1fhgmdan yararlandt. Kuveyt, opkt K6rfez'in diger klytlannda oldugu gibi ~iretlerin bulundugu bir toprak parc;:asrydt. Esas olarak bugiinkii Suudi Arabistan'm kuzeyinde bulunan Need b6lgesinden, su aramak ve ticaret yapmak iizere yap1lan arahksu g6c;ler s1rasmda bir grup a~i­ ret 1700 ythmn b~lannda Kuveyt'e yerl~ti. Ayru yfuythn sonlannda Sabah soyu, b6lgenin en etkili ve 6nde gelen ailesi oldu. Sabah ailesinin iki yiiz ytldan fazla, arahksu siirdurdiigt:i hukumranhk Kuveyt'i, siyasal otoritenin c;:ok daha karars1z oldugu diger topluluklardan aytrmaktadlr. Bu donemde Avrupahlan n, ingiltere'nin Hindistan't

23


somurgel~tirmderinin

24

bir uzannst olarak oolgeye davetsiz giri~leri Korfez'in c;ehresini degi~tirdi . Sabah ailesinden ~eyh Miibarek, nzalan olmadan be>lgeyi b~­ kalanna devretmemek, kiralamamak ya da satmamak konusunda, onbe~ bin rupi ka~dtgtnda ingilizlerle an~o . ingiltere'nin manevralanm, Almanya ve Rusya'nm giderek buyiiyen siyasal ve ticari rekabeti yonlendinnekteydi; Sabah ailesinin ise, bir yandan Osmanlmm, ote yandan da Arap yanmadasmdaki Suud ailesinin saldtrgan yaytlrnaCihgtm dengelemek i<;in ingiltere'ye ihtiyact vardt. Bagdat ve Basra vilayetlerinin 1920'li ytllann ba~­ lannda ingiltere'nin mandast alondaki lrak Ulusal Birligine kanlmalanndan sonra da Kuveyt ingiltere'nin himayesinde kalmaya devam etti ve ibn-i Suud da, ailesinin Arap yanmadasmm biiyilk bolumii iizerindeki denetimini peki~tirdi. l 922'de ingiltere'nin Korfez'deki genel valisi Sir Percy Cox, Suud ailesi tarafmdan Irak flzerinde hak iddia edilen baz1 topraklarla birlikte, bugiin Kuveytlilerin kendi topraklan olarak gordiikleri olduk<;a biiyiik bir bOlgeyi Suudi.topraklanna katarak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Irak arasmdaki smtrlan tek yanh olarak belirledi. Sir Percy Cox'un c;izdigi smtrlar, Irak'm Korfez'e <;I~ yollanm kapamayt amac;lamaktaydt. Irak, 1932'de resmen bagtmstz oldu, ama ingiliz etkisi, 1958 Temmuz'undaki milliyet<;i devrime kadar varhgtm siirdiirdu. 1930'lann sonlannda Irak monar~isi Kuveyt'i "eskiden oldugi1 gibi" tekrar lrak egemenligine katabilmek i<;in ba~anstzhkla sonuc;lanan bir ~mde bulundu. Kuveyt 1961 Haziran'mda resmen bagtmstz olunca, lrak'm milliyet<;i lideri Abdulkerirn Kastm, lrak'm Kuveyt iizerindeki hak iddiastm bu kez Kuveyt ~eyhini Basra vilayetinin valisi olarak atarnak suretiyle daha ciddi bir bi<;imde yineledi. ingiltere buna, daha sonra yerini bir Arap Birligi'nden olu~an bir ban~ gtlcune btcikacak olan, Kenya'daki askerlerini yollayarak ka~thk verdi. 1963'de lrak bu kez Arap Birligi ve OPEC toplanttlanm, Kuveyt'i boykot ederek kaulmadt, aym ytlm ekim aytnda Bagdat, Kuveyt'in bagtmstzhgtm kabul etti. lrak, Kuveyt iizerindeki hak iddiastm, 1990 Agustos'undaki istilaya kadar bir daha gtmdeme getirmedi. Ancak hi<;bir zaman, Kuveyt'in dt~mda kalan ve lrak'm Korfez'e <;tkl~tru engelleyen, iizerinde sivil yerl~im alam bulunmayan Bubiyan ve Warba adalanm kendisine ac;mayan hic;bir stmr anl~masmt bitm\~ olarak gOrmedi. 1970'U ytllann b~lannda Bagdat, petrol uretimini ve ihracat kapasitesini buyilk Ol<;Ude aronnaya ba$ladt ve en buyiik du~m.am olan iran'la Korfez c;Ua~1 olarak payl~og1 .$attt1larap'a altematif olarak Umm el-Kasr Umarum kurmak istedi. Irak'm adalar 11zerindeki hak iddialan 1973'iin bahar aylannda ldic;uk c;aplt stmr c;an~malanna yol a<;t1. ·

Irak, iran'la olan sava~t strasmda bu iki adayt kiralamak istedi. Kuveyt bu istegi geri c;evirdi, a rna Irak'a sav~m en can ahct c;arpt~malanmn oldugu 1986 ve 1988 ytllannda Warba adasmda top<;u gozlem istasyonlan kunna izni verdi. Sava~ strasmda Irak'a c;ok buyilk miktarda ekonomik yard1mda bulundu ve Basra, <;arpt~malar nedeniyle kapandtgtnda bizzat Kuveyt lrak'm en buyuk limam olarak i~lev gOrdu. 1988 Agustos'unda iran'la at~kes yaptldtkt,an sonra lrak bir kere daha Umm ei-Kasr'daki liman kolayhklanndan yararlanmak iizere giri~imlerde bulunrnaya ba~ladt. 1990 Agustos'undaki istilaya kadar gec;en surede Irak'm Korfez'de daha guvenli bir c;tkt~ yolu edinme konusundaki 1sran, Kuveyt'le olan ekonomik sorunlanm -sava~ zamamnda verilen borc;lann geri odenmemesi, onak Stmrlan iizerinde bulunan Rumaila petrol bOlgesinden petrol c;•kamlmast ve Kuveyt'in a~m petrol uretiminin uluslararas1 piyasada fiyatlann du~mesine ve gelirlerin azalmasma yol a<;mast gibi- i<;inden <;tktlmaz bir hale getirdi. PETROL VE EMPERYALiZMiN MiRASI

Bagdat'm, 1990 Agustos'unda Kuveyt'i ~gal etmesinin nedeni, Kuveyt'in tflmu uzerindeki hak iddiast degildi. hin gerc;egi bu iddia, eylemin hakh gOsterilmesine yardtm etti. Irak'm argiimanma Arap diinyasmda ge<;erlilik kazandtran bu toprak talebindeki hakhhgmdan c;ok, bir burun olarak bolgede egemen olan siyasal ve ekonomik duzenin esas olarak llan yaranna ol~rurulmu~ ve bu amac;la surduriilmii~ olmasiydt. Bu anlayt~m ardmda petrol olgusu vardtr. Bolgeye buglinku ozelligini kazandtran siyasal diizenlemelerin c;ogu -smtrlar, aile egemenlikleri, ekonomik yapt, vb.- perrolun Bau'nm sanayil~m~ ulkelerinin gozunde ~1dtg1 degerden otlirii vardtr ve var olmaya devam etmektedir. KOrfez'de petrolun bulunmast II. Dunya Sava~t'mn oncesine rastlar ancak, b6lgenin en bliyilk uretici haline gelmesi 1950'\i ytllarda oldu. ABD'deki ve dilnyamn oteki bOlgelerindeki petrol sanayiini elinde rutan yedi dev Amerikah ve Avrupall petrol ~irketi ("yedi karde~ler") birbirlerine kenetlenrni~ bir ayncahk sisterni aracthgtyla Onadogu petrolunu ellerine ge<;irdiler. Bu ~irketlerin Onadogu petrolune olan buyuk ilgileri, uretim maliyetlerinin son derece d~uk -varil ba~ma 5 ile 15 sent arast- olmasmda yatrnaktadtr. Sonradan ABD ve diger yerlerdeki iiretim maliyetleri (aym dOnemde varil ba~tna 2 dolann listflnde) temel al.tnarak, aym ~irketler tarafmdan saptanan dunya pazar fiyan (1950'li ytllann onalannda varil ba~tna 2.25 dolar civannda) Ortadogi1 petrohinden olaganlistli kazanc;lar elde edilmesini sagladt. Onadogu'nun en bliyilk petrol iireticisi bOlge olarak ortaya <;tkmastna can ahct iki siyasal degi~iklik Bi rikim 2 2 /

~ubat

1 99 1


e~lik

etti: milliyetc;i hareketlerin yOksel~i ile Avrupa'nm dogrudan s6m0rgeci denetiminin sona ermesi ve bolgedeki ingiliz vc Franstz!ann ABD tarafmdan golgede btrakllmasi. Milliyetc;iler, petrol sanayii Ozerindeki d1~ denetiine b~kaldtrdtlar. iran parlamentosunun 195l'de Olkedeki ingiliz petrol yaonmlanm millil~tirmesi, Bao'mn iran petrolune ambargo koyarak 1953'de CIA'in Sah1 yeniden iktidara getirmek amactyla planladigt hukumet darbesiyle sonu~land1. iran parlamentosu, 1951 'de Olkede bulunan ingiliz petrol yatmmlanm millile~tirdiginde, 1953'de Sah1 yeniden iktidara getiren CIA'in b~tm c;ektigi ho.ko.met darbesinin sahneye konmasmda kilit rolii, Bao'nm iran petrolune koydugu ambargo oynad1. ingiltere, ABD ve onlann petrol ~irketleri iran'dan bo~alan yere Irak ve Kuveyt'i ge~irdiler. On Yll sonra lrak, Ban'mn denetimine ka~t milliyetc;i bir ba~kaldmda bulundugunda bu ~irket­ ler Irak't, uretimini engellemek ve boylelikle gelirini azaltmak suretiyle cezalandJrarak, ,piyasaya iran ve Kuveyt petrolOnO surduler. Bu s6z.iin0 ettigimiz iki durumda da Kuveyt'in rolii degi~miyordu; 1953 ile '60'lt Yillann ortalanna kadar gec;en sOrede yanm milyonluk nufusuyla Kuveyt, Ortadogu'da tek ba$ma en buyilk petrol uretimini gerc;ekle~tiren bir devletti. ilk olarak iran, sonralan lrak, Ubya, Cezayir ve diger Olkelerde ba~gosteren ekonomik milliyetc;i aklmlar, petrol sanayiinin son yirmi Yihna damgasmt vurdu. Meydana gelen butiin degi~ikliklere ragmen, 1990'da Irak'm Kuveyt'in petrol Oretimindeki a~mh­ gt konusunda yonelttigi ~ikayetlerin, Bao ~irket ve hiikumetlerinin, ~1karc1 yerel rejiminin de boyo.k bir istekle nza gosterdigi, yonlendirici etkilerinin act amlanm hala ta~tyan bir halkln ya~ad1g1 yerlerde yank1 bulmast son derece akla yatklnd1r. KUVEYI'TE SiYASAL YA,SAM VE TOPLUM

Petrol, butiin uretici Olkelerde siyasal y~amt ve toplumu yeniden bic;imledi. Petrolden once Kuveyt ekonomisi ticaret ve inci avCihgina dayanmaktayd1. HOkiimran aile ile yapisal olarak baglanns1 olan, ama ondan bagtmstz kiic;uk bir ticari sec; kin zilmre, emek g\1cono ve gelirini denetimi altma aldt. Server sahibi olanlar ile ayncahkstz olanlara; SOnni c;ogunluk ile Sii azmhk ve kentlere yerl~mi~ ahali ile agirbkl1 olarak go~ebe olan a~iretler arasmda biiyOk toplumsal aykmhklar vard1. Petrol gelirleri hiikumran aileleri, ticari sec;kinlerle yapnklan tarihsel ittifaktan kurtardt. Servet sahibi ruecar aileler, daha biiyOk bir siyasal yap1ya teslimiyetlerini sordurdokc;e, petrol gelirlerinin ~~itli bic;imlerde yeniden dagtommdan esas yararlananlar oldu. Kuveyt yu~1 olanlarla, giderek c;ogunlugu olu~tur­ maya b~layan "konuk"lar arasmdaki aynbk en bii-

yuk toplumsal anla~mazhk konusunu olu~tururken, hukumran ailenin gOcO de geni~?ledi. Kuveyt, diger Araplan (ozellikle Filistinlileri) ve Asya ile Hindi <;:in'inden yalmzca i~?~i olanlan degil doktor, ogtetmen, avukat ve muhendis gibi teknik ve mesleki i~?ler yapan insanlan da kendine ~ekti. Kuveyt l96l'de bagunstzhgma kavu~tugunda nufusunun yanya yalom kendi vatand~t degildi. Vatand~hk haklo, 1920'dan bu yana Kuveyt'te oturmakta olan ailelerle s1mrllydt ve her }'11 sadece elli ki~i vatand~ olabilmekteydi. Ekonomi durgunluga girdiginde ya da siyasal bunahmlar ba~g6sterdiginde vatanda~ olmayanlar ~ogu zaman yurt dt~ma ~tkarohrdt. 1980'li }'lllarda Kuveyt'te vatanda~ olmayan insanlann sayt51 nufusun yakla~tk 2/3'une ve i-~?giicOnOn de yakla-~?tk yilzde 80'ine ula~?tm~n. Ttp ve egitim olanak!an 1960'h ytllann ortalannda, Kuveyt vatanda~t olmayanlara da ya}'lltrken, Kuveytli olanlar ile digerleri arasmdaki derin toplumsal ve ekonomik u~urum oldugu gibi kaldt. Dagltlml c;e~itli yollardan planlanmt~ petrol gelirlerinden yalntzca vatanda~ olanlar pay alabilirdi. Servet sahibi olm~ b~nh bireylerle, y~mlanmn buyOk bOlumOnii Kuveyt'te ge~irmi~ olan insanlar da dahil, Kuveyt vatanda~t olmayanlann y~m ko~ullan giivenilir degildi. Vatanda~ olmayanlar -ki nufusun 2/3'udur-· mulk sahibi olamazlardt; her ~irketin yilzde 51'inin sahibi bir Kuveyt vatanda~1 olmak zorundaydt. Kuveyt vatand~1 olmayanlann ucret ve gelirleri, Kuveytli olanlannkinden ~ok daha azdt. Vatanda~ olmayanlar, Kuveytlilerin de zaten pek azma sahip olduklan siyasal haklardan hi~birine sahip degillerdi. Oy verme hakkl 21 y~m1 doldurmu~ erkek nOfusla -toplam nufusun yakla~tk yilzde 3.5'istmrbydt ve 1985'de se~imle kuruhnu~ olan en son padameRto bir Yil sonra feshedildi. 1980'li Yillarda, siyasal sistemin -Omegin kabine ve diger yilksek mevkiler- ilk kez $abah ailesi ile ili~kisi bulunmayan Kuveytlilere ac;tlmast yonOndeki giri~imler hic;bir sonuc; vermedi. 1990 bahannda Kuveytli muhalif guc;ler, sec;im ve parlamentonun yeniden olu~turulmasi­ m isteyen sert gOsteriler yapolar. IRAI:ITA SiYASAL YA$AM VE TOPLUM

Hemen hemen Kalifomiya biiyOklugunde bir toprak parc;ast o lan Irak, petroliin yol ac;ngi yap1sal d6n0~0mler nedeniyle derinden sars1lm~ belki de tek Arap toplumudur. l958'deki siyasal devrim, ytrmi Yil sonra . Iran'da meydana gelen devrimin bazt baktmlardan ilk omegidir. Bu yOzyllm ilk yansmda lrak, buyiik olc;Ode bir tanm toplumuydu. Nufusunun yakla~tk 1/ 4'il KOntOr; Arap olanlann ya~tk 2/3'0. Sii, l / 3'0 de Sunni Miislumandu. Toprak ve servet olaganiistii yogunl~m1~-

.

25


n ve mali desteklerini petrol gelirlerinde bulan geli~­ me projeleri ve yonetim harcamalan. bir avu~ servet sahibinin i~ine yanyordu. Yoksulla~an koylillerin klrlardan, ingiltere'nin yerl~tirdigi mona~iyi al~gt etmek i~in birbiri ile yan~an milliyet~i ve komunist gruplara vurucu gii~ saglayan kent var.o~lanna olaganustil boyutlarda akln etmesi, lrak toplumunun bolunmu~ yap!Slmn en canh ifadesiydi. 1958 devtiminden sonraki on YJlda buyiik bir istikraslZhk s6zkonusuyo':. C::ok saYlda farkh grup, devlet iktidanm ele ge~irmeye ~ah~t yordu . Gelir dagtltmmda, biiyuk toprak sahipleri ve tiiccarlardan, ilcretli orta stmf ile daha dii~D.k oranda ucretli ~ah~an­ lar ve ku~ilk ~ift~iler yoniinde bir degi~iklik meydana geldi. Baas, 1968 Temmuz'unda iktidan ele ge~ir­ diginde (bu arada 1963'iin Subat'mdan Kastm'ma kadar klsa silreli feci bir Baas y6netimi olmu~tu) kendini, 1958 devriminin nimetlerinden esas nasiplenmi~ olan alt orta smtfm (kii~ilk diik.kan sahipleri, ku. ~iik memurlann ~ocuklan ve 6gretmen yeti~tirme okullan, hukuk ve askeri akademi mezunlan) gorece tilrd~ bir hizbinde somutladt. Kuveyt'te oldugu gibi, petrolden elde edilen gelir, devletin buyClmesi ve gii~lenmesi i<;in harcand1. lrak'm haun saythr bilyuklukte bir nilfusa sahip olmast ile i<;inde <;ok saYJda toplumsal, etnik ve mezhep aynhgt ta~1mas1 nedeniyle. devletin idari aygm oldugu kadar, baskt aygnlan da son derece geli~mi~ ti . Gilvenlik ve istihbarat b6lumleri ile birlikte yaln!Zca i<;i~­ leri bakanhgmda hemen hemen 137 bin ki~i ~al~­ maktaydt ve bu rakam 6zel ve kamu alanmda imalat yapan ~irketlerde <;ah~an insanlann toplamma ~itti . l968'de iktidan ele ge<;irenler arasmda bugiin halc\i sag olan, komplocu politikalann ustadt Saddam Hilseyin'dir. 1979 ythna kadar ba~bakan yardtmctst olan Saddam Hilseyin aym ytl Ahmet Hasan'm istifast· ile yonetime geldi. Baas'm yamstra varolan diger biltun siyasal hareketler: Komunist Patti, Kilrdistan Demokratik Partisi ve (Sii) El Dawa Panisi yok edildi ve Baas i~indeki siyasal rakipler saf d1~1 bnak1ldt. Saddam rejimine olan baghhk biiyiik ol<;ilde, en kilit yerlerde bulunan Baas iiyelerinin, Bagdat'm kuzeybansmdaki Saddam'm dogdugu yer olan Tikrit bOlgesinden gelmelerine ve pek <;ogunun arasmda kan bagt bulunmasma dayanmaktadtr. BiR iSTii.ADAN DiGERiNE

26

Saddam'm bundan 6nceki ilk saldtrganhk eylemi 1980 Eylill'iinde iran't istilastdJr. 1990'da Kuveyt'e y6neltilen hareketten <;ok daha 6nemli sonuc;lan olan bu istilamn amac1 Tahran'daki yeni islam Cumhuriyetini ala~g1 etmek ve lrak't Korfez'deki en ustD.n gii<; durumuna getirmekti. Bu istila, ABD'nin ztmni destegine de sahipti.

Ancak Saddam'm ordusu hlzla bataga saplanarak 1982 Mart'mda savunmaya ~ekildi. iran'm zafer kazanma olastbgtnm anmas1, lrak'm <;6kii~ilnil engellemeyi ama~layan bolgesel ve ulusal gil~ler arasmda ah~t lmadtk bir ittifakm kurulmasma yo I a<;:n. Kuveyt ve Suudi Arabistan, lrak'a buyiik mali yard1mda bulundu; Fransa ve Sovyetler Birligi silah ve te<;hizat akltnlar; Mtstr ve Ordiln silah ve askeri dam~man saglad!. ABD kredi a<;n, "askeri ama~h olmayan" u~ak­ lar ve hatm saythr bir siyasal destek verdi. Kuveyt'in, iran'm petrol tankerlerine y6nelttigi saldmlara kar~~ ABD'den koruma istemesi, 1987-88 YJllannda ABO deniz kuvvetlerine Korfez'e girme izni verdi. Washington, BM Guvenlik Konseyi'nin, Irak'm ihtiya<;lanna gore bi <;:imlendirilmi~ bir ate~kes karan almas1 i<;in giri~imlerde bulundu. Saddam Huseyin rejimi iran'la sekiz ytl silren sava~tan, olaganiistii bir askeri guc;, biiyiik borc;lar ve bitmeyen bir Arap dunyasmm lideri olma tutkusu He <;tktl. Irak 1988 Agustos'unda ate~kes yapugmda Saddam, i.lk Miisliiman hanedanlardan bu yana Arap olmayan bir gilce kar~t sava~ kazanan biricik Arap lideri oldugunu ileri silrdii. Saddam, Korfez'i, lrak'm "doga\" nilfuz alam i<;inde gormektedir. iran'la atC$kes yapuktan sonra. bile lrak, Arap diinyasmda daha biiyuk bir rol ilstlenmek niyetinde olduguna dair kesin ipu<;lan verdi. Bagdat, kendisinden <;ok uzaklarda olan Moritanya'ya Senegal'\e olan <;atl~malannda destek verdi, Kuzey ile Gilney Yemen'in birl~mesine yardunc1 oldu. Saddam'm dayam~ma i<;ine girdigi manevra alam, ideolojik tutarhhgm gerekleriyle smtrh degildi; Bagdat (hem) Sudan'daki islami cuntaYJ (hem de) ve Lilbnan'daki general Michel Aoun'un Maruni Htristiyan isyamm tecrit etmek i<;in silah saglad1. Bu d6nemde Filistin Kurtulu~ OrgiitU (FKQ) ve Ordun, lrak'm en 6nemli milttefikleri arasmdaydt. FKO, israil'in 1985 Ocak'mdaki hava saldmsmdan ve 1988 Nisan'mdaki Ebu Cihad'm oldurulmesinden beri Tunus'ta kendini fiziksel ve siyasi olarak guvenlik i<;inde hissetmiyordu; idari, askeri mekanizmasmm en can ahc1 bolilmlerini Bagdat'a ta~1d1. Bu durum aym zamanda FKO'niln Mtsir'a olan diplomatik bagtmhhgtm azaltu ve FKO ile Suriye arasmdaki ili~ki\erin duzeltilmesi ic;in g6ril~melerin yap1labilmesinin yolunu ac;u. Irak liderleri, i~gal alttndaki Filistinlilere c;ekici gelen bir perspektif sundular. Irak, Araplar ekonomik ve askeri olarak zaYJf kald1klan silrece israil'i i~gal ettigi topraklardan ~tkartmalannm ve Filistin devletini kurmalannm milmkiln olamaycagmt ileri silrdil. Araplann ban~ konusuna yakla~tm lanmn , askerf ve maddi olarak gilc;lendirilmi~ bir Pan-Arap anlayi~t ile birle~Lirilmesi gerektigini savundu. Petrolden elde ediBirikim 221 ~ubat 19 91


len gelirler dt~anya degil, Arap dunyasma yannlrnah; zengin Arap y6netimleri yoksul olanlara yardtm etmeli ve Filistin ayaklanmasma yard1mct olmak llzere Ozel Pan-Arap fonlan kurulmah idi. Saddam'm 1 Nisan 1990'da yapng1 konu~manm ardmdaki anla~ buydu. Bu kon~rnada oncelikle Irak'm, israil'in nukleer saldmsma kimyasal silahlarla kar~lllk verecegini ve ikinci olarak da "eger saldm bir Araba ka~1 yap1hrsa ve o Arap, ~ok uzaklardan, yardmuna yeti~memizi i_c;terse, ona yard1m etmekten" geri durmayacaklanm soyledi. Saddam'm konu~masmm kopard1g1 yaygaranm i~inde iki unsur gozden ka~J­ nldl. Saddam, bolgeye nukleer ve kimyasal silahlan sokamn Irak de~l, israil oldugunu hanrlanyor ve butiin Ortadogu'yu nukleer, kimyasal ve biyolojik silahlardan annmt~ bir bolge haline getirmeyi oneriyordu. Saddam'm bu konu~mas1 Filistinliler ve Ordunluler taranndan memnuniyetle ka~tland1. Filistinliler, israil Ba~bakam izak Samir daha israil-Filistin arasmdaki hamhk g6rll~melerini engellediginde, ban~ giri~imlerinin bo~ gitti~ni gOrduler. 1988 Arahk'mda ba~lam1~ olan FKO-ABD diyalogu dayanaklanm yitirdi. Saddam, go~meler i~in gerekli destegi vermeyi inatla surduriir gorllndu. Ariel Saron'un "Urdiin Filistindir" sOzu, Ordunlulerin gozunde, binlerce Filistinlinin Bau Yakasmdan Ordiin'e suriilmesi ve Kral Hiiseyin rejiminin donu~iime zorlanmas1 anlammt ta~1maktaydL Sovyet Yahudilerinin israil'e akm1 bu tehdidin ger~ekl~me olasthguu arnrdt. Bu arada Ordunluler israil'le olan uzun smulannm savunmas1z durumda olu~undan da endi~ duyuyorlard1. Ordun'un ekonomik kaynaklanndan ~ogu, Ordiin vadisindeki sulak topraklar, Olu Deniz'in zengin mineralleli ve Akabe limam bu s1rur boyunca 10 mil gen~liginde bir ~elit iizerinde bulunmaktadlr. Irak, israil saldmsma kar~thk verilebilmesini olanakh kilacak stratejik bir dayanak noktast olarak Ordiinlulere ~ekici gelmekteydi. KOMPLO

Saddam'm 1 Nisan'da yapugt ve bol bol Irak'a ka~t d1~ komplolardan sOz eden sert konu~~st, iran as1lb ingiliz gazeteci Ferhad Barzoft'un lrak taranndan casusluk su~lamast ile idam edilmesinin hemen ardmdan geldi. C:ok ge~meden ingiliz g6revliler, nukleer silahlara ait oldugu iddia edilen malzemeler ele ge~irdiler. Saddam, lrak'm stratejik olarak israil ile e~it duruma gelmesini engellemeye <;ah~n Bao.lt d~man­ larla ku~aulmt~ oldugunu soyledi. Komplolar yaplld•&t yolundaki s6zleri Arap halklannm destek vermesine yard1mc1 oldu. 1990 Mayts sonlannda Bagdat'ta toplanan Arap zirvesinde burun gozler Saddam'a c;:evril~ti; saldlrganhga ka~t birl~ik bit: cephenin kurulmasm1, kaynak'·

lann birl~tir}lmesini istedi ve yap1lan i~lerle uyarll bir uslubun kurulmas1 gere~ne i~aret etti. Kendi uslubu, 1srarla Arap i~birliginin gu~lendirilmesi, intifada ve Ordun'e yap!lan yardmun arunlmas1 yonund eydi. Ancak Bagdat onculugunde be>yle bir birl~ik cephenin kurulmas1 bir yana diger Arap yOnetimlerinde, Saddam'm liderlik iddialanna ba~kaldtrma emareleri g6rlllmeye ba!llandt Hatta KOrfez oolgesinde bile lrak. denetimin elinden ~tkmakta oldugunu hissetti. KOrfez hbirli~ Konseyi'nin (GCC) ku~uk emirlikleri, gereksiz ve ~irkin bir tela~la iran'la ili~kilerini normall~tirmeye gi~tiler. Omegin Kuveyt yeniden dogrudan iran'a u~ak seferlerine ba!lladt ve deniz ticareti ile onak yatmmlar konusunda anla~malar yapn. Irak. Kuveyt'i, iki ulke arasmda ortak projelere ba~­ lamakta isteksiz davranmakla ve sonu~ta Basra'mn uluslararasl bir havaalam haline gelmesini onleyici bi~imde, Kuveyt hava sahas1m Irak u~klanrun kullanmasma izin vermemekle su~lad1. Irak. Korfez devletlerinin Irak'm nufuz alammn dt~mda kal<;~bilmek i~in iran'1 bir denge unsuru olarak gll~lendirmelerin­ den korkmaktayd1. Kuveyt ve Birl~ik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ~m petrol uretiminde bulunmalan, lrak'tan uzak durma arzulanmn su g6rurmez bir kamn oldu. R.EKABET

Saddam, ozellikle Suriye'nin Arap dunyasmdaki yalruzlt&Indan kurrulmakta olu~undan kaygt duydu. Korfez sav~t sons erdikten sonra (iran-lrak sav~1 ~.n. ) Suudi Arabistan ve M•s•r. Suriye'yi yeniden Arap cemaatine katmaya ~ah~nlar. Bagdat ve Sam, Baas partisinin rakip kanatlanm temsil etmekteydiler ve aynt zamanda amac;:lan balammdan da farlJltklar [a!ltmaktaydtlar. Suriye, Irak'la sava~mda iran'm yanmdaydt; Bagdat, Lubnan i~ sav~mm, Suriye himayesinde, ardmda Suriye'yi bir simsar olarak btrakan Taif Konferanst ruriinden bir anla~mayla c;:oziimlenmesini onlemeye kararhyd1; ve Irak ile Suriye, FKO'nun ban~ gorll~melerindeki konumunu fark11 du~unmekteydi­ ler. Sam, y11lardan beri ilk kez Golan tepeleri ile ilgili ciddi go~melerde bulunmaya haz1r oldugunu irna etti. Bu g6rll~meler FKO'yu daha da yalmz b1rakacak ve Irak Onderli~nde potansiyel Arap cephesini zaytflatacaku. Arahk 1989'da Suriye-Mtslr uzla~mast Bagdat't derinden sarsn. Irak'a ka~t bir denge unsuru olabilecek yeni bir eksen doguyor gibiydi. Mtstr, Saddam'm ana sorunuydu. Ote yandan Mubarek de savunma konumundaydl; bir israil-Filistin • anla!lmast i~in yaptig. {a!laronluk sonu~ vermemi~ti. Saddam'm, israil He gorll~meye otunnaiJm, srratejik inamhrhktan yoksun oldugu yolundaki el~tirisi strh yetkilileri incitmi~ olmahydt. Ba~dat'taki zirve·-

¥t-

27


28

de Mubarek, Saddam'm, kapsamlt bir ba~ ula?mak icin Pan-Arap dayam~masmm onemine i~ret eden konu~mastm alla~ladt. Ancak Irak devlet b~kamm imah yoldan adamaklllt · htrpaladJ. Arap liderlerinin d~ dunyaya nastl hi tap edeceklerini bilmek zorunda olduklanm belinen Muberek ~unlan s6yledi; "...Araplann verecegi mesaj...insani, mannkh, ger<;ekci...~t­ nltktan ve g6zda~ vermekten uzak olmahdtr.. .insanlann kaderi herkesten daha erkek goninerek ve kendini kandtrarak belirlenemez". Aym zamanda Mubarek, Irak'tan da uzak durdu. 1989 Mayts'mda yeniden Arap Birligi'ne kabul edildiginde, Birligin merkezini yeniden Kahire'ye almak istedigini belirtince destek gordu. Suriye ve Ubya ile olan ili~kilerini diizeltti ve bir Kl.ztl Deniz Guvenlik BOlgesi kurmay1 6nerdi. Ktsa siirede M1s1r bolgedeki eski ag1rhgma yeniden kavu~tu ve Saddam'm ta~­ maslZ liderlik anlayt~ma golge dii~iirdu. · Temmuz sorilannda lrak-Kuveyt bunahmt onaya ytkn~nda yollar zaten aynlmt~n. Bagdat'm ka~tsm­ da bir denge unsuru olarak M1su-Suriye-Suudi Arabistan oda~ olu~mu~tu; Korfez devletleri (ise) iranIrak arasmdaki dengenin bir kere daha kurulmasma yah~maktaydtlar; Ubya bile Mtstr'm yamnda yer ahyordu. Bunun tersine Ordun ve FKO, Irak't destekliyor ve yeni birl~mi~ olan Yemen, Bagdat'm Arap milliyetyisi savlanm ve zengin Korfez rejimleri konusundaki ele~tirilerini memn unlukla kar~thyordu. Saddam, kendini yalmzca uluslararast guyler tarafindan degil, bolgedeki gii~ler tarafindan da ku~ul­ mt~ olarak gormeye ba~ladt. 1990 Ocak'mda Turkiye, kisa bir tereddunen sonra, Suriye ve Irak topraklanna giren Ftrat nehri iizerindeki yeni Atarurk barajmdan akan suyu ciddi bir biyimde azaltu. Temmuzda Saddam, su kesintisinin Irak hallumn l/3'ini dogrudan etkiledigini belirtti. Tiirkiye'nin NATO uyesi bir ulke oldugu, israil ile diplomatik ili~kileri bulundugu ve hatta israil'e su satn~ iyin Saddam, Turkiye'nin bu giri~imlerini, Irak'a ka~t kurulmu$ uluslararast bir komplonun parc;ast olarak gordii. israil ile i~birligi halindeki emperyalist g(l~lerin, lrak'm ekonomik geli~imini durdurmak ve b6lge lideri olmastm engellemek iyin Turkiye'yi kullandtklanm ileri siirdu. Saddam'm stratejik gticii, her biri Irak'm i.iy kan niifusa sahip ve endustriyel olarak daha geli?mi$ olan iran, MlSlr ve Tiirkiye'nin g6ziinde kendisinden kurtulunmast -tutkulan oldugu gibi kalsa da- gereken bir gilytt1. Irak'm ekonomik durumu da iistelik Saddam'm i~le lafi uyu~turmak yolundaki yabalanndan ytkamlabilecegi gibi, guclu degildi. 1989 sonlannda Irak yonetimi, sanayile~me ve bor~ odeme planlannm OPEC tarafindan saptanmt~ varil ba~ma 18 dolar olan petrol fiyanmn yiikselme umuduna bagh oldugunu aylk-

lad!. Ama tersine petrol fiyatlan 1990 b~lannda hlZla du~ru. 1 Mayts'ta Cenevre'de toplanan OPEC bakanlan olagamlsru toplannsmda lrak petrol bakam, uyeleri, uzerinde anl~Jlmt~ iiretim kotalanna sadtk katmaya ca~rdt. Cok gecmeden D1~i~leri Bakam Tank Aziz, diger petrol iireticilerini piyasayt petrole bogmanm belirsiz "sonuclan" olaca~ konusunda uyardt. May1s zirvesinin kapam~ oturumunda Bagdat adma konu~n Saddam, petrol fiyatlanm kastth olarak d~iirme cabalannm ekonomik yoldan sava~ anlamma geldigini belinerek ~u uyanyt yapn: "Baskt, arok dayanamayaca~mlz bir noktaya geldi". Petrol piyasas1 diizensiz gidi~anm siirdurdii. Irak b~kan yardtmcJSI haziran so nunda Suudi Arabistan't, Kuveyt'i ve Birle~ik Arap Emirlikleri'ni ziyaret eni. Fa. kat Birle~ik Arap Emirlikleri 12 Temmuz'a kadar OPECin belirledigi kotaya nza gostermedi ve Kuveyt de, Tank Aziz Kuveyfi "sistematik ve kas1tl1" olarak lrak'a zarar vermek ve "askeli saldmdan hi~ de az etkili olmayan" ekonomik saldmda bulunmakla suclayan sen kelimelerle yaztlmt~ bir mektubu 15 Haziran I 990'da Arap Birligi'ne gonderinceye kadar anla~maya yana~madt. Aziz, varil ba~ma petrol fiyaonda 1 dolarhk dCt~u~un Irak'm ytlhk gelirinde 1 milyar dolarhk bir du~ii~e ned en oldugunu ve Kuveyt'in davram~lannm Bagdat'l korkuny bir mali bunabma sunikledigini soyledi. Aziz, aym zamanda Kuveyt'i, iran'la sava~ s1rasmda meydana gelen milyarlarca dolarhk borcun birka~ on rriilyonunu iptal etmeyi reddetmekle suyladt. Kuveyt'i, Arap milletinin sahip oldugu "servetten herkes yararlanmahdtr" Pan-Arap ilkesini yignemekle itham etti. Irak'm taleplerini ka~tlamaya doniik son dakika giri$imlerine ragmen Saddam "zehirli hanyerleriyle bizi stmmtzdan vuran Korfez devletlerinin yoneticilerini" ~iddetle ktnamay1 surdurdu. 17 Temmuz'daki konu~­ masmda bir kez daha Kuveyt ile Birle~ik Arap Emirlikleri'nin eylemlerini uluslararast komployla ili~ki­ lendirdi. Konu~masmt , lrak ekonomisine zarar verme "planlannm" Washington tarafmdan desteklenmekte oldugunu belirterek bitirdi.

.

SAVlAR VE KORKULAR

Saddam'm, kendisine zarar verilemeyecegi savt ile ku?aOimt~hk duygusu; lrak'm, Pan-Arap ideolojisinin esenlik ve rurde~liginin odak noktast oldugu inanct ile bolgesel rakipler tarafmdan baltalanmak korkusu; ekonomik guc;: kazanma emeli ile kaynaklannm stmrh olu~u arasmda belirgin bir ka~nhk vardtr. Bu ka~Jthklar Saddam'm dikkatini Kuveyt'e yoneltmesine yo! aytl ; petrol ~eyhliklerinin zenginligi, gosteri? du~kiinlukleri, Saddam'1bagtrlanna basmayt reddedi~leri ve d1~ gu~lerle flonleri. Oyle goniniiyor ki Birikim 22 I $ u l:lat 1 991


------------·

Saddam, Kuveyt'i htzla yutabilecegi ve dfmyayt oldu bittiye getirebilecegi kamstru ta~tmaktadtr. Kuveyt petrolU. kaynaklanm 6nemli oranda aruracak ve uluslararast mali gf.tdlnu daha iyi bir duruma getirecektir. Kuveyt wpragt. Korfez'e •c;tkt~ olanaklanm geni~letecek ve uluslararast asken erimini buy[Jtecektir. 861ge iizerindeki otpritesini. peki~tirecek ve global etkinligini arttracakttr. Saddam hesabmda kesinlikle yamldt. 1990 Agustos'unda Kuveyt'i istila eden lrak askeri gucf.t, ~u an lrak'a kar~1 birle$mi~ olan bolgesel ve uluslararast gilc;ler tarafmdan yaraulmt~Ur. Irak'm biiyiik bir olasthkla varolan duzene radikal olarak ba~­ kaldmnak gibi bir niyeti yok, bu nedenle de kendisine kar~1 boyle bir ittifaktn olu$abilecegini tahmin etmedi. ABD, Saddam'a, bu ittifaka kar~t kullanabilecegi hic;bir a<;tk kapt btrakmadt. Bununla birlikte Jrak'a kar~t ittilak, Saddam'm asketi giictmden <;ok daha korkunc; bir gerc;ekle -yani saldmmn Arap dunyasmda yaramgt halk destegi- kar~1 kar~tya kalacakm. Bu destek Saddam Hi.iseyin ve onun rejimine yonelik olmaktan c;ok. biiyi.ik olc;ude gayn me~ru olarak gi:iriilen bir siyasal di.izene kal"$t herhangj bir ciddi ba~kaldm ic;in duyulan co~kudur. Varolan hakim dii-

zene b~kaldmnm sol gilc;lerden c;ok populist bir despottan gelmesi, Bao'daki ilericiler ic;in siyasal denklemin c;ozumunu daha da gil<;le~tirmektedir: Irak, sava~ ve bask! altmda, kaynaklanm ve y[Jzbinlerce insammn ya~mmt heba etti. Saddam rejimi alnnda Irak, Filistin davasma bCtyOk zarar verdi. Yine de Saddam Huseyin ile ilgili pek c;ok Arabm ta~tdtgt belirsizlik. milyonlarca Arap yoksulluk ic;inde ya~arken bir avur; ailenin bolgenin kaynaklanm ellerine gec;irmesine olanak veren bir devlet sistemine duyulan nefretin yamnda tali kalmaktadtr. Bu stmfsal sorunun yanmda c;ozf.tmlenmemi~ bir Filistinisrail <;at1~mas1 ve ABD'nin saldtrganhga kesin bir bic;imde kar~1 r;tkarken gozle gon::mur bir iki yuzluliik sergilemesi gibi ba~ka sorunlar vard1r. Saddam'tn ba~­ kaldmst siyasal gf.tcunf.t; milyonlarca insan i~in katlamlmaz bir hal almt~ siyasal ve ekonomik statukoyu surdf.trmek ir;in ABO, Bau ve pek c;ok Arap rejiminin goz gore gore yapuklan dam ~1kh d ovO~le re ka~t Filistinli ve Arap halklann geni~ kesimlerinde varolan kuskunlukten almt~ur. (Middle East Report 'un Kasam-A rahll I 990 sayumdan ~eviren: SiNA SENER) .,

29


1986'dan bugiine Irak: Saddam'1n yiikseli~i MARION FAROUK SLUGLETT-PETER SLUGLETT

30

H aziran 1986'da lrak'm, i~inde bulundugu durumda "Genel hatlan ile tammlanabilir olsa da (lrak'ta) demokrasinin yerle~mesinin y~amsal bir zorunluluk olarak <>ne ~tkngim" yazm~nk Bu sorun don ytl sonra c;ok daha acil bir duruma gelm~tir; rejim daha da gO.c;lenmi~. baslosmt amnm~ ve bugiin Kuveyt'i de egemenligi alona alarak, bunm dunya ic;in olmasa da oolge a~IS1ndan sonuc;lan d~t1milmesi bile korkunc; olan bir bunahm ba~latnu~ur. Bu istila aym zamanda gec;en birkac; on )'lldtr Arap dunyasmdaki siyasal soylem ile kamu ya~ammm ne denli kopuk oldu~nu da gosterdi. Halkm Amman sokaklannda揃ve diger M~nk kentlerindeki dayam~足 ma g6sterilerinin Saddam ve rejimini desteklemekle h ic;bir ilgisi yoktur; bunlar derin bir umutsuzluk duygusunun ifadeleridir. Bu umutsuzlugun pek ~ok nedeni var - bunlar arasmda belki de ba~lJCast, bolgenin burununde c;ok sa)'lda insam etkisi altma alan ya~am standartlannda g<>zlenen slirekli du~~tlir. Buna ek olarak Araplar, c;ok uzun bir zamandtr Bau'nm israil'e ve Arap yanmadasmdaki oligar~ik siyasal sistemlere olan destegine gogus gerdiler. Ve onlar, Bao'mn iran'la olan sav~mda Irak't burun gft~leriyle destekledigini; ~imdi birdenbire Irak'm insan haklan konusundaki sicilinin ne denli korkun~ oldugunu "ke~fetmelerinin" alundaki nedenlerin ve Kuveyt'in biirunlugunu koruma kaygtsmm neredeyse hayasuca kendi dar bencil ~tkarlanndan kaynakland速m ~ok iyi bilmektedirler. Ordun'de, Ban Seria'da ve ba~ka yerlerde Irak'a veri len kitle desteklerinin boyutu, ayru zamanda b6lgede dogmakta olan demokrasi hareketinin za}'lfhgmt da yansttmaktadtr. Arap yonetimleri kendi halklanna tam anlam1 ile hesap verdiklerinde, ancak o zaman bOlgede ban~ ve refah ic;in bir umut olacakor.

SAVAS Vf.EKONOMI insan kaytplan ve c;ekilen aCilar balommdan neden oldugu korkunc; )'1Iom bir yana, sav~m lrak ekonomisi uzerindeki etkileri de biiyilk olmu~tur. Basra ile c;evresindeki petrol alanlanmn tumuy.le mahvolmastmn yamnda, Khur al-Zubair ve Fao'daki sanayi bOlgeleri ve altyapt da ciddi bic;imde hasar gonnli~ru ve Irak'm dt~ borc;lannm 60 ila 80 milyar arasmda oldugu tahmin edilmekteydi. iranhlann htzla teslim almabilecekleri konusundaki a~m iyimserlik ve durumun ciddiyetinin yanh~ degerlendirilmesi nedeniyle, 1980'nin son gO.nlerinde patlak veren c;a~mamn b~lannda Baas liderligi, Irak toplumunu miimkiin oldugunca yahtrnaya c;alt~o. geli~me programlanm savurgan bir bi~imde siirdurdii ve ithalata smulama getirmedi. Sonuc;ta, iran'm, glineydeki petrol bOlgelerine ve Basra'ya saldmlan ve Suriye'nin 1982'de Banias'daki petrol boru hatnm kapamast lrak'm petrol gelirlerinin c;arptct bir bic;imde (1980'de 29 milyar dolardan, 1982'de 9 milyar dolara ve 1983'de 7 milyar dolara) du~mesine neden olurken, Irak'm 35 milyar dolar olan d~ rezervleri de htzla eridi. Korfez d evletlerinin Irak adma petrol satmaya ve bol miktarda nakit para yardtmt yapmaya ba~lama足 lan da dt~ borr;lanmadaki am~l durduramad1. Karayla ku~nlmt~ olmanm yaratngi sorunlann ustesinden gelebilmek ic;in Irak, Turkiye ve Suudi Arabistan'dan ger;en (Ktztldeniz haltl 1988'de ac;tlm1~ olsa da) petrol boru hatlan kurmaya b~ladt, ooylelikle Irak'm durumu sava~m son ytllannda b~langtc;taki ihracat kapasitesini yakalayacak kadar duzeldi. lrak'm en bCtyiik borcu, yakla$tk 18-20 milyarhk "sav~ ba~t ham petrolu" lrak adtna satan Suudi AraBirikim 221 ~ubat 1 991


___ .. ,

bistan ve Kuveyt'e. olamydt; eger bu rezerv sau~lar gozonune altmrsa sadece Kuveyt ile Suudi Arabistan'm Irak'a verdigi para 50-60 milyar dolaymdaydt 1987 )'lb sonunda 9 milyan ticari bankalara, 14-15 milyan ise ihracat kredisi olmak uzere OECD ulkelerine Irak'm toplam borcu 24 milyar dolardt. Saddam Huseyin'in surekli olarak "Arap milleti" adma sava~ugl­ m soylemesine bakthrsa ve Saddam'm Arap alacakhlan, borcunu geri odemesini isteseler ya da geri almaya niyetlenseler de bunu saglayacak etkili arac;lardan yoksun olduklan ic;in, Irak'm "ger~ek" borcu Ban'ya olanlanydt; Sovyetler Birligi'ne olan tahmini 10 milyar dolar tutanndaki borcun geri oderunesi ise oncelik ta~tmtyor gibi goriiniiyor. Bu biiyiik miktardaki bon;lar, sava~tan ~tktp bir ba~ donemi ekonomisine gec;ilmesini zora soktu. lrak'm )'llhk g1da ithalat faturast (yanst Turkiye'ye yan s1 ABD'ye) en azmdan 3 milyar dolar tutanndayd1. Sivil, asken yaunmlar ve ulkenin yeniden iman ic;in gereken ytlhk ithalann maliyeti 1990'h y1llann ba~­ lannda 11 milyar dolar civannda tahmin edilmekteydi; bumm da yiizde 36'st ( 4 milyar) askeri amac;lara aynlmt~u.

SAVA$ SONRASI SiYASAL VE EKONOMiK DURUM

lrak, c;ok buyuk hasara ugrasa da, sava~tan, 1980'de oldugundan c;ok daha nitelikli bir askeri giice sahip olarak c;tku. 1979-SO'de Irak ordusundaki asker sa)'lSt 190 hindi; 1987-SS'de be~ kattan daha fa?, la bir artl$ gostererek yakla$tk l milyona ula$U. Aym ytllarda asken donamm baktmmdan da buna paralel arO$lar oldu; tank sa)'!St L900'den 6.310'a y\ikseldi; 339 olan sava$ uc;agt say1s1 SOO'ii a~u. helikopter saytst 231 'den 4 22'ye, mhh arae; saytsl l.SOO'den 4.000'e <;lktl. Sava~m sona ermesi ile birlikte lrak. M1s1r ve Arjantin'in yardtm1yla geli$tirilen, Sovyet Scud'lanna benzeyen karadan karaya fiizeler de iiretebilen onemli bir asken sanayi kurdu. 1989-90 ylllannda, lrak'm kimyasal silahlar ve sofistikc fuzeler imal ettigi ve uzak olmayan bir gelecekte de parc;alanm Ban Avrupa ve ABD'deki ~irketlerin sagladtgt niikleer silah uretebilecegi ogrenildi. Sivil ve asken i.iretimi bi rle~tiren ve bu arada buyiik petro-kimya komplekslerini de kontrol eden yeni bir Endustri ve Askeri Sanayile~­ me Bakanhgt'mn 1988 Temmuz'unda kurulmas1, ekonomik ve siyasal gucun daha da yo~unla~masma yol ac;u. Saddam Huseyin'in damach olan Hi.iseyin Kamil Macid'in ba~mda bulundugu bakanhk, silahh gti~:ler tarafmdan denetlenmekte ve askeri emirlere uygun olarak hareket etmektedir. Saddam Huseyin, sava~10 patlak vermesinden once stk stk askeri iiniforma ile bO)' gostermesine ragmen, -bu yalmzca onursal bir riHbe- askeri bir gee;-

mi~

sa hip degildir. Sava$ ilerledikc;e, subaylann a8Jrhgt kac;tmlmaz .olarak arm ve subaylar arastndan ciddi bir rakibin ortaya c;tkabilme olas1hgt vard1. Bunu engellemek ic;in Saddam Huseyin, ordu ile sava$m gidi~auna ciddi bic;imde kostek olan ordu komutanlan uzerindeki denetimini mumkun oldugunca anndt. Kommanlann bagtms1z karar almalan son derece zordu ve ustelik hata yapar ya da yenilirlerse cezalandmlabileceklerini de tahmin ediyorlardt. 1986'mn bahar aylannda Fao'da ya~anan bozgundan sonra c;:ok say1da subaym idam edildigi soyleniyordu. "Sadakatsizliklerinden" ku~ku duyulan ki$ileri de benzen bir aktbet beklemekteydi. Tersine ba~anh olmu~ komutanlar da zaman zaman eger bu b3$3nlanmn onIan hirer kahraman durumuna getirebilecegi sezilirse uzakla~tlnhyor ya da degi~tiriliyorlardt. Omegin Nisan l986'daki Fao harekatmdan onurla c;1kan Takriti'deki 7. ordunun komutam, ustelik ktz1 Saddam Huseyin'in kuc;uk oglu ile evli olan, ordu ve biirokrasinin y\iksek yerlerinde pek c;:ok yak.tm bulunan general Mahir Abdul ~id, Agustos 1988 ba~lannda ansiZm gozden du~tii ve anla~tldtg• kadanyla evinde goz hapsi ne ahnd1. K1sa bir sure sonra, o ve general oian kuzeni bir helikopter kazasmda oldu. Bu olaganusrii geli$mi~ askeri yap1, sava~m biti$iyle birlikte nihai olarak Saddam Huseyin'in konumunu guc;:lendirmeye yaradt. iran kar~1smda elde ettigi "zaferi", kendisinin ve "soylu lrak halkmm" ytlmadan savunduklan Arap dunyasmm liderligine soyunmak ic;in kuliand1. Saddam'm Arap liderligi saVl, Arap milliyetc,:iligi ile ilgili sembolieri kullam~mda, insan ic;ine geleneksel Arap giysileri ile c;:tkmaya ozen gosteri~inde, islam'• "yeniden ke~fetmesinde" ve daha sav~ sona ermeden (iran'la ittifaktndan dola)'l Suriye'den intikam almak amactyla) Lubnan'm ic; sorunlanna bula~mak ic;:in gosterdigi c;:abalarda ifadesini buldu. Bununla birlikte Saddam Hiiseyin'in gucu, sava~ Slrasmda ve sonrasmda hemen hemen tumuyle, ya sahip oldugu geni~ aileye ya da bu aileye evlilik yoluyla veya Saddam'la uzun sure birlikte c;ah~m1~ olmalan nedeniyle giren' ki$ilere dayanmaktaydt. Oyle ki Saddam Hiiseyin'in oglu Udayy, Ba~kan YardimCtSI lzzat al-Duri'nin ktztyla evliydi; Saddam Huseyin'in uzaktan kuzeni olan Endustri ve Asken Sa nayile~me Bakam Hiiseyin Kamil Macid, Saddam Huseyin'in ktz1 Raghad ile evliydi: Macid'in erkek karde$i ve bir fuze birliginde albay olan Saddam Karnil, Saddam Hilseyin'in diger klZI Rima ile evliydi; I. Nisan 1989'da Basra yakmlannda bir helikopter kazasmda olunceye kadar, Saddam Hiiseyin'in anne tarafmdan kuzeni ve Saddam'm kansmm erkek karde~i c lan Adnan Kharrullah Tulfah, savunma bakamydt; Adnan'm kanst, eski devlet ba~kam Ahmet Hasan al-Bakr·m ktz

31


karde$iydi ve Adnan ile Saddam'm kanst Sacide'nin eski bir ilkokul ogretmeni o lan babalan Hayrullah Tulfah uzun ytllar Bagdat'm belediye b~kanh~m yapn ve bu s1rada ~ok zengin bir i$adam t oldu. Saddam Hiiseyin'in en kli~iik oglu olan Kastm, general Mahir Abdul ~id'in ktztyla evlendi, ama babast 1988 Agustos'unda gozden dil$iince ondan aynldt. Saddam Huseyin'in en yakm ~lt$ma arkad~lan Musullu bir Htristiyan olan Tank Aziz ve Cezireh (kuzeybau Irak) Taha Yasin Ramazan ile kan ya da evlihk bagt yoktur, ama bunlann Baas l968'de yonetime el koymadan once de Saddam'la yakm ili~ki leri vard1. Kabinedeki, 1987-88 ytllannda atanmt$ olan 16 yeni bakamn <;ogu onceleri devlet ba$kammn ozel hizmetinde ~ah$mt~lardt. EKONOMi VE BUROKRASi

32

Sava$tan ayn olarak, devletin modeml~me <;abast ve olagani.istii petrol gelirleri, ozel i$ ya~aml i~in fJ.rSat lar yaratmt~Ur. Pek ~ok yerli 6zel $irket bi:tyiik altyapt ve yi.iksek teknoloji gerektiren proj eleri uygulayacak ara~lardan yoksundu, ancak kapasiteleri ve teknik becerileri olanak verdigince devletin geli$me politikalanndan yararlandtlar. Yine de devlet iilkenin petrole olan bagtmhhgmm bir sonucu olarak ekonomide\0 a~rhkh roliinii siirdi.irdi.i. Petrolden kazamlan 13.1 milyar d olarla kar$ll<i$Unldtgtnda l988'de petrol dt$tndaki dt$ ticaret geliri sadece 70 milyon dolardt. Demek ki Irak'm gemiyi yiizdi.irebilmesi ve uluslararast alacakhlara olan bor~ odemelerini eneleyebilme.si ya da yeni bir programa baglayabilmesi ke.sinlikle OPEC kotalanna baghydt. Sava$m ilk ytllannda Baas liderligi ozel sermayeyi; arazi, ihale, ticaret ve hizmet sektoriinden, kii~iik ve ona biiyiikliikte imalat sanayiine <;ekebilmek i<;in lC$-vik edici diizenlemeler yapma karan aldt. Gtda ithalanm azaltmak, daha kaliteli ve daha diizenli iiretimi lf$vik etmek ve rejimin giri$imci ona stmf arasmdaki destegini arurmak i~in ozellikle tanm alamnda bazt oz.elle$tinne giri$imlerinde bulunuldu. Buna ragmen sav3$ ilerledik~e ekonomik durum giderek daha da bozuldu ve ~ok daha sen ekonomik tedbirlerin almmast zorunlu oldu. iran'm asketi ba$anlan kaf$tsmda biiyiik bir moral <;6kuntiisiiniin ya$andtgl 1986-87 kl$ ve bahar aylannda ozellikle C1retim ve dagtum a<;tsmdan ekonominin geni$ kesimlerinde varolan klrtasiyecilik ve zaman alan u ygulamalar hedef tahtast durumuna getirildi. Uzun zamand1r gizliden gizliye pazar ekonomisinin destek~isi oldugu saYiyla Saddam Hiiseyin, 6zel giri$irne daha baskm bir rol verilmesi istegiyle onaya ~tktt. Baas liderligi -kamu alanmda k6$e b3$lanmn <;ogunu parti iiyeleri k.apugt i<;in aym anda Baas

partisinin gU.cilmi. de azaltmak anlamma gelen- biirokrasinin gU.cilnii azaltmayt ama~layan ve "idarede devrim" (thavra idariyye) olarak bilinen bir dizi k.arar aldt. G1da maddesi, tekstil, in$<1at malzeme.si, aliiminyum mallar ve plastik iiretiminde varolan 4 7 devlet i$letmesi 6zelle~tirildi; ~ok say1da devlet <;iftligi lorsal giri~imcilere sauld1 ve iireticilere, iirettikleri iiriinleri dogrudan toptanctlara satma izni verildi. Kamu iwerindc <;ah$<1nlann sendikalan dagtoldt. Stmrlamalara getirilen bu gene! esneklige, hammadde ve diger sanayi girdileri ithalauna vergi kolayhklan getirilmesi, devletin ozel $irketleri mali olarak destekleme.si, 6zel yannmlara getirilen tavan stmrlamalanmn kaldmlmast gibi uygulamalar f$lik etti. Yonetim aym zamanda, sava~ suasmda, temel olmayan mallarla ilgili ithalat stmrlamalannm sonucu olarak olaganiistii kazan~lar eld e etrni$ alan anonim ortakh klan da tC$vik etti. Ozel giri$imcilere, degerlerinin yilzde 60'tm tekrar lrak'a b1rakmalan ko$uluyla ihracat yapmalanna olan ak tanmdt. Bunlara ek olarak dt$ ticarette normalde varolan Slmrlamalardan muaf tutulmalan nedeniyle, Arap ulkelerinin sennaye akt$1 h1zlandt. Devletin sahip oldugu pek ~ok benzin istasyonu, garaj, supermarket ve otel de sanld t. Kendileri a~tsmda n , gU~ ve etkinliklerinin azalma51 anlamma gelen bu tiir 6nlemler, parti gorevlileri ve biirokratlar arasmda rejimin gii<;lenmesini saglamadt. Burokratik denetim aygttlannm yasal yapnnm gflciinden mah rum b1rak1larak gev~e til meleri ve Baas ideolojisinin gorece geri ~ekili$i rejimin, orta 51mflar ve asker i~inde taban ve destek arayi$tntn gostergeleriydi. Bu arad a devlet ba~kam ile yakln <;evresi kendi iktidarlanm hemen hemen sadece, siyasal 6nemi; siyasal ya~am m militarizasyonu ile asketi yannmlann sonucu olarak belirgin bi~imde biiyumii$ ve geli$tni$ olan ordu ile bask1 aygttlan -polis ve <;e$itli istihbarat birimleri- Ozerine dayandmnayt siirdiirdii. Biitiin bunlann yamnda, zaten varolan actmaSlZ bir ki$ilik kiiltii $iddetlendiriliyor ve her yerde bol bol "zafer" amtlan dikiliyordu. Ekonomik liberalizasyondan duyulan bu biiyiik oviincun yanmda, ortahk siyasal ozgiirliiklerin am nlmasm1 isteyen beyanatlarla ~alkalamyordu . Ge~ici anayasamn olanak tamdtg1 bir parlamenter yap1 olan Ulusal Meclis i<;in se~imler ilk kez 1980'de yap1ldt; ikinci sey.imin, gelecekte muhalif siyasal partilere izin verilecegi yolunda bulamk garantilerle birlikte, l Nisan 1989'da yaptlacagt ilan edildi. 1990 y1hnm onalanna kadar Meclisin biricik i$levi Baas liderliginin s6zciiliigunii yapmak oldu. Irak'taki iktidann yaptsl~t ve yasamn egemenliginin neredeyse yoklugunu goren her Irakh, Baas hderligini ciddi ve ger<;e~ anlamqa ele$tirmenin en iyi durumda ~Jlgmhk, en k6tii durumda in tihar olaca~m bilirBiriki m 22/ $ u bat 1991


- - -- - ---"·-·

...

gm umutlar 1990'lann ortalanna gelindi~nde baynk 6l«;iide hayal lonkhgma donii~tii. Saddam Hiiseyin, sava~m hemen bitiminde, ulkenin ve 6zellikle Basra'nm yeniden in~ edilmesinin maliyetinin yuksek olacag,.m a«;tkt;a belirtmi~ti. Baas liderli~nin ko~e ta~lanndan biri olm~ bu toplumsal refah taahhUdunden yiiz geri eden Saddam Huseyin ~i~di bir kere daha kendisini pan-Arabizm ve Arap milletine adadt~m dile getirirken, milliyet«;iligin serpilip geli~ebilecegi gerilimler yaratmanm yollanm bulmaya t;ab~1yor. 1990 b~lannda bir dizi etken, Irak liderinin kendisini bir kez daha "sava~ nizamt" i«;inde gormesine neden oldu. Subatta, merkezi New York'ta bulunan Middle East Watch*, Irak'm insan haklan dosyasmdaki sab1kalan ortaya koyan dokunakh bir bildiri yaymladl; mart a}'lnda lrak'm 1ngiliz gazeteci Ferhat Bazoft'u idam etmesi Ban medyasmda ge~ t;aph bir karalama kampanyasmm b~lamasma yolac;n; nisan aymda Irak'a ait oldugu soylenen super top ve daha sonra da Londra'mn Heathrow havaalanmda Irakh yolculatm bagajlannda niikleer silah par<Alanrun bu• lunmasl t1zerine bir skandal patlak verdi. Saddam HiiiSTiLA P~REvi seyin, butf.tn bu olaylann Irak ve Arap milletine karlrak'm sav~ sonrasmdaki ekonomik durumu ~ok kO~~ dllzenlenen emperyalist tertiplerin karun oldugutf.t olsa da, ulkenin sahip oldugu petrol rezervleri goznu s6yledi; Irak'taki medya, en azmdan Irak ve Arap Onune ahnd1gmda, umutsuz degildi. Kemerleri stkdunyasimn ba~ka yorelerinde ya~yanlann bazllanma, ithalat iizerinde stkt denetim ve hiikumet harcaru kendi yaruna «;eken ~idetli bir anti-Amerikan kammalan t1zerinde kontrol, petrol fiyatlannda korkunc panya b~lam. Bu arada, OPEC ic;inde petrol fiyatlanm belirleme bir d~ti~un ya~nmamas1 ko~uluyla, gorece ekonopolitikas1 ile ilgili gon1~ farkhhklan da yt1zeye c;tkmik bir iyil~me yaratabilirdi. Ancak, kentlerin ahyaplStmn ve sanayinin yeniden in~t en on emli hemaya ba~lad1. Ozet olarak, kendi ihracat kotalannclef iken, Baas liderligi 1988-92 aiasmda silahlann dan daha yiiksek uretim kapasitesi olan Kuveyt ve modernl~tirilmesi i~in her ytl 5 milyar dolar ve Birle~ik Arap Emirlikleri, varolan petrol fiyanmn de"zafer" amtlan Ue ba~kanhk saraymm yeniden yaptlvarruru istediler. Irak kendi tiretim kapasitesiyle uyarh mast it;in 2.5 milyar dolar aynd1. bir petrol uretimi gw;ekl~tirdigi ic;in, fiyat art1~1 yr,Ekonominin yeniden yapilanmasma yOnelik giriniinde baslo yapmaya son derece hevesliydi. 1990 ba~imler fiyat arn~lanna yol acn; enflasyonun 1990 yt~mda Irakl1 yetkililer, iiretimlerini azaltmak ve fiyan h i«;in yllzde 45 oldugu tahmin ediliyordu. Bu durum varil b~ma 20 dolara «;Jkartmaya zorlamak i«;in, g6etkisini en fazla sabit gelirliler, ozellikle kamu c;ahniilst1z olan Korfez: ~eyhlerine ka~1 lobi yapolar. Irak; ~nlan t1zerinde gosterdi. Ozel sennaye, ozell~tinne. Kuveyt'in kuzeyindeki topraklarda hakkt pldugu iduygulamalanna, sabit sennaye yannmlanndan 90k diasmt bir kere daha canlandtrarak, (~ttiilarap dt~m­ spekiilatif yannmlar yaparak ka~1bk verdi; zengin dada kendisine giivenli sular saglayacak olan) Bubiyan ve Warba adalanru kullanma talebini one surerek ve ha zengin, orta ve alt stmflar daha yoksul oldu. Bt1rokraside 1987'den bu yana yaptlan "kesintiler" i~- · borc;lannm bir boltimi.inu geri 6demesini isteyen Kusizligi arnrdt; bu nedenle asker terhisi siyasal olarak veyt'i azarlayarak, isteklerini daha da ileri gotiirdu . 2 Agustos gunu ise lrak Kuveyt'i i~gal etti. olanak dt~tydt ve erkekler cephedeyken emek gtict1nt1 olu~turan kadmlan arnk evlerinde oturmaya ikna etmek olanaks1Zd1. Hallon bir zamanlar kendile(Middle East Reporfun Kastm-Arahk 1990 rine gtivenli i~ olana~ sunan ve biitiin 1970-SO'li ytlsaytStndan {eviren : SiNA $ENER) lar boyunca temel ttiketim maddelerinin ~ogunu parastz veren bu devleti ayakta tutm~ olan kesimleri, • c;ogunlukla Amerikah insan haklan savunuculannm yOnltderin bir bo~luk ve giivensizlik duygusuyla d oldular. tiigu, Ortado~u'daki insan haklan ihlallerini izleyen kuruBan~m refah ve gtivenligi saglayaca~na ili~kin yay1~ (Edit6ron notu). di. Saddam HUseyin, Ocak 1990'da, demokratikl~­ menin zaytfhk i~reti olarak yorumlanmamas1 gerekti~ yo lunda bir uyanda bulundu, birka«; hafta sonra · Tank Aziz Bagdat'ta siyasal bilimcilerin bir toplanttsmda; uygulanmas1 du~Um1len siyasal6zgt1rliik rejiminin, siyasal yapmm .temelden de~~mesine ned en olmayaca~rta i~aret ederek "demokrasi"nin, ekonomik, toplumsal ve lctiltiirel ogelerden yahnk olarak varolatnayaca~m soyledi. Ashnda Baas liderliginin ald1g. 6nlemler, lrakh i~a­ damlanrun d~daki mal varhklanru 1rak'a getirmekte kesinlikle gOntilsO.Z davranchklanndan, 1988 ve '90 yt.llanndaki ekonomik bunahm.1 gidermekte hemen hi«; etkili olmam1~ gibi gOriinuyor. Dahas1, Saddam Hiiseyin'in du~iindiigii ekonomik reform bit;imi, 111keyi siyasal yapmm tiimden donl1$1imii ve hukukun egemenliginin tesisi olmaks1Zm b~nlmast olanakSlZ bir yeniden yaptlanma siirecine sokuyordu. Bu nedenle Saddam, kendini, mutlak egemenligini surdtirme arzusu ile bir piyasa ekonomisinin temel gerekleri arasmdaki uzl~mazhk i~inde kapana lostlrru~ bir durumda buldu.

33


Washingt6trlin ·Oriado.gu'da oynad1g1~

-··············-··· -· -

oyun

JOE STORK-RA$iD HALiDf

"Ne kadar degi~irse de~sin her ~ey aym kahr." Bu

istegine kapllanm kapatu. Washington'un, i~gal alnndaki b6lgelerde se~imle­ kinik de~. pek az duruma, ABD'nin israil-Filistin ~­ rin yaptlabilmesi i~in ana ko~ul olarak ileri surdiigu ~ma5ma ili~kin politikasma oldtt~ kadar uygun dii~amir'in "ban~ planma" olan b u baghhgmm nedeni, $Ct. Olaganiistii degi~iklikler oluyor. Temelde ilk kez bir onun 6ncelikle bir ABD plam olmasmdandtr. Bu baghhk aym zai:nanda Washington'un, bu ii~enge~ senarisrail hukumeti ba~ sorununun Filistinlilerden yayoyu bile son derece ciiret.kar bulduklan ic;in Samir na konmas1 kar$1Stnda ko~eye stkl~trken, Ban Seria ve Likudlulara duydugu bugiinki.i ktzgmhg1 da en ve Gazze'de aske11 i~gale ka~t kimi zaman yiikselen kimi zam~n alc;alan bir halk ayaklanmas1 ur;iincu ytazmdan lasroen a<;tklayabilir. lma giriyor. Sovyetler Birligi bolgedeki bi.itun asken Ge~en YJl yaptlan gaflara bir bakahm. 1988 Kastro've siyasal taahhutlerini fiilen ve radikal bic;imde geri maa iki se~im oldu. ABD'deki sec;imde George Bush c;ekti. Ortadogu'nun stmrlan d~mda, komunist rejim· ve james Baker iktidara geldiler. Siyasal tabanlan petrol diyannda bulunan bu Teksash beylerin il<isi de, lerin <;ok~u ve Moskova'mn soguk sava~tan kurtulmast, ABD'nin israil ile olan "stratejik ili~kilerinin" . Reagan'm hayal dunyasmt esir alm1~ israil'e,_aym yiirasyonalitesine bi.iyiik bir darbe indird i. Ve bizzat rekten baghhgi ve israil'in askerf gucune aym hayAmerika'da, ozellikle Amerikah Yabudi r;evrelerde isranhgt duymuyorlar. Ancak ikisi de her ~eyden once rail'in asked ~galine halk desteginin giderek erozyona Amerika'mn hegemonyasm1 geli~tirebilecek bir ittiugradtgt yolunda ~etler kendini gostermeye b~lad1. fakt kokten degi~tirmek niyetinde degiller. Ostelik Butiin bunlara ragtnen Washington, niyeti kesin~ Bush ve Bal.<er kilit durumdaki politik karar merkezlikle siyasr <;oziim yonundeki ·bir' giri$imin ~ini kolerine israil ile yakm ili~kileri o!.an ABD asken dalayla~urmaktan <;ok oyalamak ve durdurmak olmam~manlanm atadtlar; oncelikle D~i~leri Bakanhgt'sma ragmen, Ba~bak~n izak Sa.!Uir'in, ke~d~~in.e ait,_. • na ~~nee. ~gle~urger, l[lusal Siy~i Pl11..nlam.a !:fe"ban~ phuim1" benimsedi. Pentagon, iki ulke arasmyeti B~kanhgt'na Dennis Ross, Ulusal Giivenlik Kondaki askeri ili~kileri geli~tirdi ve derinle~tirdi -1989 seyi Ortadogu uzmanllgma Richard Haass ve Ulusal Eyh1l b~lannda Savunma Bakam izak Rabin ile Sa-Guvenlik D~manhgt'na Peter Rodman (Bak "Bush'- . vunma Bakanbgt sekreteri Richard Cheney tarafmdan un ekibi", Ortadogu Raporu, no. 158, s.31). .. .. i!l1:Z~!~l)~m..eiJ .~9.~ gpl~~m!! pmtPlsQl\mde. ~0. i..s.r;~-... ·- ..l9.8.8~in...Kasmrmda_bi.r..h~.s.eJ;im .de. ardmdart... . . ..... il'e "a~nrrna ve geli~tinne faaliyetleri" ir;in sav~ malizak Samir'in ba~bakan oldugu, ama Dt~i~leri Bakanzemesi ve askeri donamm olarak "bor~" veriyordu; hgt'nm hr;i Partili Simon Peres'ten Ukud'lu Mo~e bir ay sonra iki i.ilke aralannda "ikili" kullamm amaArens'e gec;tigi, israil'de yapud1. ABD'de bi.tyiimu~ olan yeni israil di$i~leri bakam kendine yardtmct olarak, ctyla ABD'nin israil'e 100 milyon dolar degerinde silah ve tec;hizat gondennesi konusunda a~maya vardemogojik yeteneklerini BM'de, israil buyiikel~isi oladllar. Ve Ocak 1989'da Washington, israil'e giderek rak gorev yapogt stralarda bol bol gostenne flrSan buloradaki dengeyi ilhak<;t gilr;ler a(.tsmdan giic;lendiremu~ olan bir ba~ka Ame1ikah Benyamin Netanyahu'34 ·cegini du~unerek c;ok saYJda Sovyet Yahudisinin go~ yu sec;ti. B6ylelik.le Bush'un Ortadogu politikast israBiri kim 22 I

~ u bat

199 1


----------------------~-~~~~

il hakkmda iyi emeller besleyen insanlann eline bt-

..

i~gal alundaki bolgelerde FKQ'ye se~enek olu~tura­

bilecek bir liderlik bulunmadigtm belirten bir israil rakthrken, israil'in Dt~i~leri BakanhSJ da, Amerikan siyasal uslubuna haiz, medyayt pannagtnd a oynat- istihbarat servisi raporuna yer verdiler. Dt~i~leri Bakam Baker iki kez Kongre'ye ABD silrekli olarak Fimakta ustala~mt~ ki~iler tarafmdan yonlendirilmeklistin devletine ka~t oldugunu sOylese de, israil ve teydi. . Bu olaganusp:i uyum, $amir'in "ba~ plammn" ger- FKO arasmda goril~meler yaptlmasi zorunlulugunu gozardt edemeyecegini anlatu. c;:ek yarauctsmm kim oldugu yolunda ku~kular d ogNisan ba~lannda W ashington'u ziyaret ettigi Stramasma neden oluyor. Bush gorevi devralmadan Once Yakm Ortadogu politikast ile ilgili Washington Ensda $amir'in online konulan plan, Washington Enstitiisii'niin ortaya koydugu re~etenin bir devamtydt ve tittisu, yeni yonetimin benimsedigi yakla~tml butiin Ross ile diger ABD'li yetkililere hiv olmazsa bir sure aynnulanyla ortaya seren "Ban~ kin Orgiitlenme" adtyla bir rapor yay:tmladt. Enstittinun b~kam, ABDi~in ka~t tarafm isteklerine, meselenin oziim1 ytgmisrail Halkla ili$kiler Komitesi'nin (AlPAC) eski yarla mevzuat alunda bogarak, boyun egdirme olanagt dtmct a~unna direktorti olan Martin Indyk'dir. Ravermekteydi. Ross ashnda "Samir plaruru" Samir'e beporu haztrlayan "Ba~kamn <;::ah~ma Grubu"nda nimsetmek i~in, hergiin Samir'in b~nim etini yemekten sorumlu bir ABD gorevlisiyd i. $tiphesiz ki bilin~li Indyk'm yamsna Eagleburger, Ross, ve Hass de vardt. Re~etelerinin ay:trdedici ozelligini, FKO'ye bir seo larak saglanan saytstz ftrsaun sonunda israilli mut,;enek olu~turabilecek "temsilt bir Filistin liderligi halifler statiikoda meydana gelebilecek her degi~ik­ olu~turmak iyin (i$gal alnndaki c;:.n.) bolgelerde serligi oyalayabildiler. best sec;:imlerin" yapllmast onerisi olu~turmaktaydt. AYRILIKLAR Sonradan Eagleburger'in $amir'in onerisini desteklemesi ve Ross'un onu "oynanabilir tek kart" olarak adBu nunla birlikte ABD'nin se~im plant ile Samir'in Ulandtrmast pek $a$trtlct olmadt. kud partisinin se~im plam arasmd~ bir aynm vardtr. <;ah~ma Grubu, se~imleri "uzun bir surecin" son safABD'nin dti~tincesi -ki bu israil i~~i Parti'sinin liderleri olan Rabin ve Peres'in du~uncesiyle de u~mak­ .hast olarak g6nnekteydi. Yine de, Reagan'm ardmdan Bush ile Baker goreve geldiklerinde yOnetim zaten tadtr- FKO'nun onay:t olsa da olmasa da, varhklan FKO ile Tunus'ta goni$meler yapllmast karanna varsonradan FKO'm1n devre d1~1 biralalmasm1 aklayacak olan Filistinli g6~me yanhlanndan bir ekip olu~ m~n ve (~gal alundaki ~.n.) bolgelerde meydana getunnaku. Samir ise tersine yalmzca bu plamn 6zunlen ge~meler, <;a~rna Grubunu golii.$11retmeye zorlayan bir~ ttir baskt yaratn. Bush'un resmen goreve geld en degil, bu Ozle ilgili sonu~lan olabilecek mevzudigi 20 Ocak tarihinde israil Savunma Bakam Rabin, attan da uzak durmaya kararhdtr. Bu nedenle hatta tam da Filistin intifadastmn b~ladtgt bir Strada seFKO'yu baltalamak i~in yem olarak FKO ile bitip ttiyim fikrini ort.aya atn. Bu strada $amir'e hi~ de bekkenmez goni~melerde bulunmay:t bile istememektelenmedik bir yonden baskt geldi. Subat sonlarinda dir. Samir "kendi" onerisini sadece, ne denli hafif olurKud11s'teki bir toplanuda D~i~leri Bakam Arens, Busa olsun Filistinlilerin ~rzulanna tanmacak bir m~­ yuk Amerikan Yahudi Orgiit B~kanlan Konseyi'ni, ruiyetin israil'i, bag.mstz bir Filistin devletine dogru Israil'in ABD-FK6 g6nl$melerine ili~kin yapngt suv- giden kaygan bir zemine sunlkleme tehlikesi.~tdt­ lamalara ort.ak etmeyi b~ramad1. gtna inanarak, herhangi bir "ilerlemeyi" 6nleyecek bir Bu arada Washington'daki yetkililer Samir'in str~t ara~ olarak gormektedir. Elyakim Rubinstein'a, $amir'in "ciddi ve ilgi c;:ekici bir Bush'un, israillileri, Filistinlileri ve MIStrblan mevger~ek ozerklik Onerisinde" bulunmasmt istediler. ~ zuat maddeleri i~inde birbirlerine dol~urma yonteAmerikah yetkililer bunun israil'i, Avrupa'da uluslami Baker plam ile doruguna vardt: Washington Ensrarast bir b~ konferansmm yaptlmas1 yont1nde ol~ titti.su'n.un raporundan ~~~ olan Samir plarumakta olan basktdan "korumak" ic;:in zorunlu olduna bir cila atan Mubarek'in plaru Ozerinde varyasyongunu belirttiler. Mo~ Arens de mart ortalannda Waslar~ .. Baker'm onerdigi plan i~inden vtlohnaz kannahington'u ziyaret edi~i strasmda•. Dt$i~leri Bakanhgt'~tkltktaydt : a) 6zle ilgili astl maddeler Ozerinde yandan olmasa da benzer yonde bir telkin aldt. Senato ptlan golii.$meleri.karara, b) pihayetinde ebediyen geDt~ ili~kiler Komitesi'nin bir k:apah oturumunda verli olmak iizere baglayacak clan, om1miizdeki birArens'e, israil'e olan halk dest~n ~mmakta oldugu kac;: ytlhk bir dOnem i~in bu (i~gal alundaki ~.n.) b61ve israil'in "ileri dogru bir adtm atmaya arzulu" gogelerle ilgili bir ozerk d11zenin ko~ullanm israil ile rtinmesi gerektigi soylendi. Bir senate~. sonradan bu birlikte karar~nracak olan, c) Filistinli gOrti~me yankonu ile ilgili $Unlan soyledi: "Bu dostlar arasmda hlanm. belirlemek amac1yla i~gal alundaki M lgelerolan bir taru~maydt ve israil bizim tam olarak neden de set,;imlerin yolunu a~,;acak, d) g6rii~melerin c;:er~e­ sOz etttigimizi anladt." israil'deki gazeteler, sonut,;ta, vesini ta~mak fizere israilliler ile masaya oturacak,

35


--

--·--· ·-----·---,,- ·- ...... ,,_,.

·- ·---·--,

·-.-~

·-

-·······~

..

... .

'

--- - - -- - - -- - - - - - ---

. . ...

.. .." .. ..

e) bir Filistin delegasyonunun uyelerini se~mek i~in bir Yahudi nilfusun bulundugu kendi se.;im bOlgesi Amerika, MlSu ve israU D1~~leri Bakanlan arasmda olan Ulinois'in 9. se~im ~evresinde yapngt se~m anKahire'de bir toplann, £) yapmak iizere, Amerika'run ketinin yiizde 66'smm "bir Filistin devleti"nden yataratlarla temasa ge~mesi... na oldugunu gordli. Bu plamn amacr israil'i ger~ekten de ~ozum yonun· israil, Temmuz 1989'da ABD-FI<O gorii~melerini de herhangi bir odunde bulunmayt isteyip istemedikesme kampanyasllll ba~latn~nda ii~ onemli 6rgiit gine karar vennekten korumakn. Fakat ne israilliler -Amerikan Yahudi Kornitesi, Amerikan Yahudi Kongne de Filistinliler dilnku c;ocuktu. Bu komik dereceresi ve Amerikan Musevi Cemaaderi Birligi- bu karade karma~tk planda, Kudf.ts'lin durumu ile ~gal alra ka~1 a~tk~ lobi faaliyeti y(iriittii. nndaki bolgelerin d~mda y~ayan Filistinlilerin soYahudi cemaaderinin ~tl orgiitii olan Ulusal Yarunu gibi, ozle ilgili canahct konulanm ana hadan hudi Cemaat i~kileri Daru~ma Konseyi Subat 1990 ile nastl tasarlandtgtru kavradtlar. sonlarmda, yerel konseylere yol gosterecek bir "orBu hareketin felce ugcamasmda, b~anh bir goril~tak plan" haztrlamak ic;in toplandl~da ABD-FKO gOme i~in ~amir'in vazgecilmez oldugunda tsrar eden ~meleri ile "Filistin milliye~iginin m~ruiyeti" iizeAmeri.ka'nm payt vardtr. Yonetim besbelli Samir'in ri.nde "konsensus" bulunmadtgoo kabul etmek zorunkendisini, kendi achru ~tyan ve blitiln ~bastru FKO'- · da kalmt~tl. nun bu sureci onaylamas1 i~in basktda bulunmaya Merkezi Tel Aviv'de bulunan isnul-Diaspora Ensadam!~ olan bir plandan koparmayt goze alamayatitiisii'niln Amerikan Yahudi Orgatleri liderleri Ue 780 cagma inandt. FK<:>-israil'in eskiden b~nh olmu~ yetkili arasmda yaptJ.gt gayn resmt bir ankette, kattyontemini benimsem~ g6rilnliyor: En ciddi ~rdara la,nlann yt1zde 74'1ln~n lsrail He FKO arasmda goril~bile, yalm bir ifadeyle haytr demek. meler yaptlmasmdan yana oldugu ve yiizde 76'smm Bunun anlamt, bl\tlin taktiklerin, sqnu gelmeyen toprak tavizinden yana oldugu gOriildii. manevralann, Samir'in zalimce yaptt~ engelleme si··Bu onemli kanaat aynhklan yin·e de ana ~izgiyi etyasetinin ve bunun yarunda ABD'deki israil destekkilememektedir -ABD'nin israil'e olan yardtmt siiril~ilerinin intifadarun-yaratttg1 etkiyi bo~yt b~rayor. SenatOr Dole'un Ocak 1990'da en buyilk ahctlar roamt~ olmalandtr. Tel Aviv'de Arens ve Netanyahu (Dogu Avrupa'daki fon programlanna) yaptlan ~ ile Washington'cia Eagleburger ve Ross'un arasmda gOyardtmda yilzde S'lik bir kesinti yap1lmas1 onerisi, isriin~te varolan uyum, ytllar ic;inde, Filistinlileri.n dorail yan~lanndan homurrularm yiikselmesine negal haklan sorununu i~eren bir anl~ma glindemini den oldu. Her ne kadar Senator Daniel Inouye'nin ek dondurmak i~in yeterli olmayacaknr. intifada (burayardtm olarak 500 milyon dolar vermeyi amaclayan da ekleyelim ki, vurdumduymaz Arap devlederinden yasa tasanst Kongre'den ge~tikten sonra halkta yarahi~bir yardtm gOrmeden) Amerika ile israil ve Arnetacagt ters tepkiden korkan israilli di~er destekciler ri.ka'daki Yahudi siyasi ~evreleri arasmda potansiyel tarafmdan geri ~evrilmi~ olsa da, Sovyet Yahuditeriolarak varolan baz1 onemli aynmlann glin yiizune nin goc; akt~1, biiyt1k bir olas1Wda bu fonlarm daha c;1kmasmt sagladt. da a~asma yol ac;acaknr. Daha sagduyulu gorilnen likud'un t..i.z~maz siyasetine ka~1 onde gelen Arnesenatorlerden Bob Kasten ile Patricik Leahy (eger rikan bizKongre'den gec;erse israil'in fiilen AID programuu dev. Yahudi c;evreleri.ndeki muhalefet i~rederi., :-.... zat lsrail'deki siyasal aynltklan yansttacak diizeyderalmas1 anlamma gelecek olan) geri Odemesiz konut dir. Yeni olan ~u ki, israil hukiimeti ·ABD'deki bu ayfonu olarak sadece 400 milyon dolar verilmesini cmernhklan arnk ortbas edebilecek gl1.;ten yoksundur. Gediler. orge Bush'la Mart 1989'da yapttg1 gorli$meden·sonra ··· Bu; ABDlX>litikast O.Zerinde-intifadamn e1de-ettigi - · - ·· · Seymour Reich, of B'nai Bri.th* !?U itirafta bulundu: bir ba~ olmu~tur. intifada, israil yanda~lan dada. "Sorun, Amerikan Yahudi toplulugunun, israil ya da hil Amerikan politik karar merkezlerini, FilistinlileAmeri.kan hilkiimetinden daha htzh ve stlo. ca~mari.n ulusal taleplerinin sadece basnrmaya ca~marun stdrr." Reich uzun zaman israil hllkiimetinin sadtk bir ~ yaramadt~ru. siyasal ternsll politikas1run da ge. ·snril gtrdt!ni olmu~ru;ama Samir'deiffa:rklrolarakou · · -retilioldugunul<aout etmelf'zorutfdaorrakl:i:·Bil,izak- - -- · - ·soguma belirtilerini gormezden gelmeye raz1 degilRabin ve Simon Peres gibi ~~ Panisi liderleri.nin yapdir. Bu belirtiler arasmda ~unlar saytlabilir: ngt besapla aym ~gidedir ve iktidarda bulunan UCumhuriyetc;i Ted Weiss'm , bliyilk bir Yahudi nitkud partisi ile varolan yiizl~meyi de htzlan~ttr. fusun y~digl Manhattan'm iist batt yakasmdaki kenSiyonist partilerin bile "ban~a ka~tltk toprak" godi 17. Kongre ser;im r;evresine yolladtgi secmen anril~Onu kabul etmelerinde de ar;tga c;tkngi gibi, israketine gelen yamdardan on bini ya da yiizde' 81'i il'deki ve Amerikall Yahudiler arasmdaki i~gal konulsrail-Filistin gorii~meleri.nin yaptlmasmdan yanaydL 36 Cumhuriyet~i Sidney Yates, ayru zamanda bUyilk • ABD'deki gn~h1 bir Yahudi lobisi (EditOtiln notu). Birikim 22/ ~ubat 1991


..

¡.

sunda siyasal b()liinmenin boyutlan ve Washington'un go~lertnin bu konuda israil'in politikasmm belirlenmesinde sahip oldugu agJ.rhk dii$iinuldiigunde, tzak ~amir'in ba$kam oldugu yeni bir hO.kilmet bile Baker plamm imzalamas1 i<:in agJ.r bask1 altmda kalacakttr. Yine de bu kendi b~ma pek bir anlam ifade etmeyecektir. Filistin'in kendi gelecegini belirleme hakki ne ABD'deki ne de israil'deki etkili siyasi ittifaklann giindemindedir. Bunca zamandrr go~melerde yoku~ siinilmii$ olan biitiin konular -Kudiis'te y~ayan­ lann stato.s\1, i$gal alondaki bOlgelertn dl$mda ya$ayan Filistinlilertn rolii vb.- toplannlar b~lad1~mda, birbirlerinin ic;:ine gec;:ecektir. Anllmda bulunmak ic;:in herhangi bir taraftan hele Washington'dan bask! gel.mesini beklemek ic;:in bir neden yok. Mevzuat konulan, soru:nlann ozunO gizlemeye devam edecektir. ABD hergiin 8.5 milyon dolardan fazla mali yardtm yapmaYI siirdurecek. ABD'de Filistin sorununda uyu$mazhk yaratan es-

ki siyasal bloklar dagllmaya b~l.lyor; ama henOz bel.$l.lyor. Filistinlilertn siyasal geleceklerini belirleme hakk:I ile birllkte "ba~ :ka~hk toprak" fonnulunden yana yeni hegemonik satla$malar heniiz ol~$madt. Bu gec;:i$ surecini surdunnenin esas y11k11nu Filistinlilertn kendilert ta$lyacakor. ABD ve lsrail'de onlan destekleyenlertn, Filistinlilerin statiikonunun maliyetini yOkseltme ~balanna kanlmalan zorunludur. Biz, "Vicdani Eylem Hareketingibi gruplann ABD'nin yaptl~ yardtmlann israil tarafmdan bu ulkede ya~yan Filistinlilerin haklanm ve J.lluslararasl hukuku c;:i~en­ mesinde kullamldtgtm dolaystz bi"c;:imde ortaya koyacak c;:abalanru onayhyoruz. Yard1m sorunu ashnda kaynaklann Dogu Avrupa'ya yeniden yonlendirilmesi sorunu olmamahdtr. Ortadogu'daki ABD pqlitikasmt, dunyadaki degi$tirilecek ~yler listesine katmamn zamam gelmi$tir. (Middlt East Rtport'un MaytS-Agusros 1990 saytSmdan 'tvirtn: SiNA $ENER)

37


Korfez kriztve·· islami -boyut· -·-

.. - - ........... ·- ··-·-·· ...•.

·- ··-··· ..... .

Sovyet politikas1nda siireklilik ve degi~im ALAIN GRESH.

l rak'm Kuveyt'i ~galinin ertesi glinil Sovyet Dl.$i~leri aralannda dostluk ve ~birli~i anl~mas1 bulunan miitBakam Eduard Sevardnadze ve ABD D1~i~leri Bakam tefi~ine silah teslimanru durdurdu. 6 Agustos'ta SSCB, james Baker "olagand1~1 bir ad1m" olarak tammlad1k- Birl~mi~ Milletler Giivenlik Konseyi'nde lrak'a karlan ~eyi aQkladtlar. Yaytmladtklan ortak teblig "ulus- ~~ uygulanacak genel yapnnmlar ic;in lehte oy kullararast platformu kendilerine kaolmaya ve Irak'a si- land1. 17 Agustos'ta Sovyet donanmastmn Karadeniz'lah san~ml asktya almaya" c;agmyordu. Soguk sava~ deki manevrast esnasmda Gorbac;ov ulkesinin.kao tusonrasJ donemin ilk onemli uluslararast krizi olan tumunu ~u sozlerle akhyordu: "Hain bir eyleme, ulusKorfez krizi, So:vyederin Ocuncu Diinya stratejisinin lararas1 hukuk yasalanrun ve BM karanmn, klsaca degi~imini somut ola_ rak olc;:me olana~ sagllyor. Sov- dunya toplumunun ~u anda umudanm bagladt~ her yet politikast genel olarak ABD ile iyi ili~kiler kurma . · ~eyin ac;ikc;a c;:ignenmesine tamk olduk. Uluslararast arzusuyla ac;:tklanabilmekle beraber, uzun ya da ktsa hukuka saygmm yeniden tesis edilmesi c;:ok onemli'~. donemde Moskova'mn Ortadogu ile ili~kilerinin a~r19 Agustos'ta savunma bakam anla~ma hiikumleri llgt ve bu ili~kilerin bolgedeki taktik ve stratejilerini geregince silahlann sayt ve karakteristiklerinin belirnasll etkiledigi de gozard1 edilmemesi gereken bir tilmedigini vurgulamasma kar~m. Sovyetler Pentanokta. . gon'u farklt donemlerde Irak'a teslim edilen silahlar Sovyet politikasl temel bir ihtiyaca, Sovyei: ekono- ve askert malzeme konusunda bilgilendirdi. Kremlin, misinin ve toplumunun yenilenmesi ihtiyacma ce- Irak'a uygulanan ambargonun tatbiki ic;:in bolgede vap veriyor. Sovyet yonetimi ic;:in bunun anlamt dun- "gerektiginde" ozel ko~ullara uygun onlemler almak ya pazanna entegre olmak ve Ban'dan gent.? ol~ekte iizere (ABD aguhklt) bir d,eniz gucii bulundurulmayardtm ve teknoloji aktanmt.' Gorba~ov'un kaydetti- sma yetki veren 25 Agustos tarihli guvenlik konseyi gi gibi, uluslararast politika, bu ic;: ihtiyac;:lara uyarh- c;:ozumu ic;:in de lehte oy kullandt. Mamafih Sevarddtr. Yalmzca yum~ama..Ban ile kapsamh bir .an~- nadze, Sovy~derin ~'gil~ kuUanm11ya.yo.nelik planlan rna gerektiren bu biiylik hedeflere ula~mak ic;:in ye- buluninad t~m" belirtmeye kesinlikle dikkat ediyorterli degildir. Sovyetler, i~erideki sonuc;lan harap edici du. "Guney tehdidi"ni sozkonusu eden ve askert harolabilecek ekonomik reformlan benimsemenin ari- camalarm ylikseltilmesini isteyen bazt ~atlak seslere fesinde, Namibya'dan Kambo~ya'ya c;:e~itli Ocuncti ka~m Afganistan amlannm actsmt hala hisseden Sov..[)unya-iilk~k"Iinin krizlerinin ~ozumlerine -eoon bi- ... yetluf .ulke-srnn:lan-dt~nda .onemli..bir..o.perasyona. .... ~imde kaularak ve gerekti~inde muttefikleri uzeringinnekten korkmaktadtr. ABD dt~i~leri bakanmdan. ABD birliklerinin Suudi deki etkilerini kullanarak, Ban ile ittifalam gli~lendirmeye c;:alt~maktadtr. Arabistan'da konu~landmlmasmm o lagandt~J ve geHAIN BiR tl'LEM ~ici bir ()nlem olduguna ve ilk fusatta geri c;:ekileceklerine ili~kin guvence alan Sovyet dt~i ~leri bakarunm Irak'm Kuveyt'i i~galinin haberleri geldikten hemen ifadesine gore, Kuveyt'in ilhala gibi ABD guc;:lerinin soma, Sovyetler Birligi olaym "saldtrganhktan ba~ka Suudi Arabistan'da konu~landtnlmast da "birtaklm 38 bir ~y olmad1~" hukmtinii verdi ve 1972'den bu yana korku ve kaygtlara'' yo! a~mt~o. Gorbac;:ov, ~~itli ve8 i Tikim 221 $ubat 1991


----------------------------------------------------~

silelerle ABD konu~land1rmasmm hukukiligini ifade etti: "ABD Suudi Arabistan'm istegine cevap verdi ve BM karannm normlanna uygun hareket etti." ABD ile boylesine an~makla beraber, SSCB askert bir seriiveni 6nlemeyi dilemekte ve BM'deki oylannm ve ambargonun kan bir bicimde siirdur11lmesininAmerikan ~ahinlerinin silahlanm ellerinden alacagtm umud etrnektedir. Moskova, kendi ~tkarlann颅 dan, ozellikle de bazt Arap ulkeleri ve bolge kamuoyu ti:zerinde hala sahip oldugu etkiden vazge~mek istememektedir. Dstelik gilney smmna 200 kilometreden daha yakm olan bir bolgede ya~anacak patlamadan korkmak icin Washington'dan cok daha fazla sebebi vardtr. Arap ve Mash1man dunya icin Ongorulemez sonU<;lar dogurabilecek bir -;a~madan 6nemli 6l~iide kaygt duyulmaktadu. Gorba~ov'un belinti~ gibi, "askert diizeyde bir azalma olur olmaz, kendilerini daha rahat hissedecekler." Sovyet stratejisinin ilk ekseni, Bagdat'la bir diyalog kurmak. Sovyet liderligi Saddam Hiiseyin'e baz1 mesajlar gonderdi ve "arzusu iizerine" 20-21 Agustos tarihlerinde Irak B~bakan Yardtmctst Sadun Hammadi'nin ziyaretini kabul etti. Bu tutum, SSCB'nin Kuveyt'teki butiin yun~lanrun ve Irak'ta cah~an 6500 sivil gorevlinin ailelerinin 91kl~ izni . alabilmesini mumkun luldt. Ancak g6revlerini tamamlayan Sovyet vatan~lanna ~~ izni alabilmek i~in Gorbacov'un dan~manlanndan birinin, Yevgeni M.Primakov'un Bagdat't ziyaret ennesi gerekti. Ekimin llk giinlerinde Bagdat'la ciddi bir diyalog ba~lanlmamt~n ve ok yaydan 91kmak ilzereydi. 路 Stratejinin ikinci ekseni Araplar aras1 bir -;Ozum bulma t~ebbiisu. Suudi Arabistan'm Washington Buylikelcisi Prens Bandar Bin Sultan Moskova'da ~ok iyi ka~tlandt. Gorba~ov duzenli olarak "Arap fakt6r11" fu:erinde tsrar ederken Biiyiikel~i Mihail Stenko da Arap diinyasmda fir dOnilyordu. Son olarak Sovyetler Birligi, Arap sorunlanm ozellikle de Filistin dramtru hesaba katan giri~imleri 6ne 91karmakta, Irak hakkmda verilen hukmiin, bir yanda Arap diinyasmm diger yanda Avrupa ve ABD'nin yeraldtgt bir can~maya don~mesini ne pahasma olursa olsun onlemek i~in caba harcamaktadtr. Eylulun ilk gilnlerinde Sevardnadze, Ortadogu ti:zerinde uluslararast bir konferans Onerisini ortaya anna firsanru yakalad1. "israil'in muvafakan durumu derinden etkUeyebilir" diyen b~kan, "SSCB'nin israil tarafmdan anlacak b6yle bir adtrrun cevapstz kalmasma izin vermeyecegini ve Sovyet-israil ili~kilerine Ozel bir dikkat gosterecegini" ekliyordu. HELSiNKi'DE ZiRVE

Pek ~ok Sovyet resmt gorevlisi, ABD kon~landuma颅 smm boyutlan konusunda kaygtlanmayt silrduruyor.

Alexander Belogonov, meclis komisyonu 6nilnde "ABD'nin kriz sona erdikten sonra Suudi Arabistan't terkedeceginin hi-;bir garantisi yok" derken Va~va Paku uzmanlan ~efi Vladimir N.Lobov Tass haber ajansma "~ahs1 adma, ABD askert varhgmm bOlgedeki stratejik gil~ler arasmdaki i~kileri derinlemesin~ d~tirdigini ve Avrupa'daki silahstzlanmaya dair go~meleri baltalayabilecegini" s6yliiyordu. Komunist Parti yaym orgam Pravda, askert bir giri~ime ili~kin uyanlarda bulunuyordu; "yalntzca balk ya da petrol rafinerileri degil, ilk ba~ta daha 6nemsizm~ gibi g6runen bir ~ey, ha.J.a ilk evrelerinde olan Doguyla Ban arasmdaki ili~kilerin insanil~mesi siireci de bu tiir eylemlere kurban gidebilir." Bu iddialann DI?~leri Bakanhgt adma Gennadi Gerasimov tarafmdan reddedilmeleri, iki ayn gOzleme imkan veriyor: Bunlardan ilki, Kremlinolojinin $emalan arasma st~mt~ olan Banhlann ~u anda gen~ bir fikir yelpazesini yansltan Sovyet basmtm degerlendirirken bt1tiin makalelerin resm! bir konumu temsil ettigini sanmalan ki bu arnk Pravda i~in bile dogru degil. ikincisi ise, Sovyet liderliginde de Amerikan b~rokrasisini andtran -;e~n ~lann ~~leri bakaru, ordu, KGB, ba$kansazkonusu oldugu ve bunun kimi zamanlar farkh ifadelere yol a~ng:t. Yani Bush'un ve Baker'in ifadeleri ABD politikasmt ne kadar ternsil ediyorsa, Gorba~ov ve Sevardnadze'nin kararlan da SSCB'nin politikastru o kadar temsil ediyor. Gorha-;ov ve Bush arasmdaki 9 Eyliil tarihli Helsinki zirvesi iki super ~ arasmdaki yeni i~birligini t~k etti. BM kararlanm destekled.iklerini ifade eden iki lider, "Irak'm saldmstrun ho~ g6r11lmemesi gerektigi inancmda birl~tiklerini, daha bilyiik devletlerin kom~ulanm yutmas1 durumunda ban~~1l bir uluslararast dti:zenin miimkun olmadtgtrit" beyan ettiler. Gorbacov, ABD'nin SSCB'nin Ortadogu'daki rolilnii tarumasmt ve diplomatik ~oziim araNt icin gereken zamam gilvence alnna aldt. "Tercihirniz krizin ba~91 -;6z11miinden yana. Ancak bu b~anlamadtgt takdirde Moskova BM karan ile tutarh ek onlemlere yani kuvvet kullammma ka~1 ~1kmayacaknr." Birka~ hafta sonfC!, BM tarafmdan koordine edilen askert harekata destek beyan eden Sevardnadze tek tarafh ABD askert harekanmn Gilvenlik Konseyi kararlarma ters dii~meyecegini de ekliyordu~ Bu tiir beyanlar bariz bir kotiimserligi ele veriyor ancak bu duygu, SSCB'nin diplomatik c6ziime yonelik umutsuz arayt~ma engel olmuyor. K0RFEZ'DE GlASNOST

Taraflann cephe cepheye gelmesini onlemek Kremlin i~in hayati onem ta~tyor, zira 路sava~. korfezde b~ ytldtr surdiiriilen ustahkh diplomasiyi harap edebilir ve SSCB icin istikran bozucu islami bir kopmaya

39


. --

-.

'-

~.

-· ··--·

------ -·-·-· --·-·--·----- -·- -·- ·-·· .. . --· .. Dl$i$leri Bakam Ali Ekber Velayeti, Moskova'yi ziya-

-···-·-····--······---·---·-··· -·--- -· ··--·-- -··--· -.

yol at;abilir. Dogu Ara~or:nalan Enstirusu'nden iki Onemli bilim adam1 Vitali Naumkin ve irina Zviagels- ret etti ve SSCB ile gene! anlamda ili$ki temellerini kaya ~oyle yaztyorlar: "ideolojik dogmalar aruk or- altlklanm at;lkladt. iran\n Irak'la ate$kesi kabul ettak ya da munefik seciminde bi.r engel tC$kil etmedi- memesinin yarattlgt fikir aynhgma ka~m Kremlin iran'm i.kili ~bi.rligi konusundaki arzulanna s1cak bak~ine gore, SSCB bolgede gil~ dengesi degil, ~1kar dengesi temeline dayah bir ili~kiler sistemi olU$turmak u ve ortak proje taslaklan haztrladt. 20 Temmuz hedefiyle Ortade>gu'daki tO.m devletlerle politik tem3s- 198 ?'de BM Guvenlik Konseyi'nin iran ile Irak aralar ve yakm ekonomik ili~kiler kurmaya C$it olt;iide smda ate$kes talep eden 598 sayih karan oy birli~i hazirdtr." Yeni Sovyet dil~t1ncesin e bu fikir rehberlik ile kabul edildiginde Sovyetler Birligi hem Araplar etmeKteOlr ve uraun ve Mlstna yogun 01r eKonomlK nem ae Jranmana cuyruog l<Urmaya t;aU$an teK onemu ve politik il~kiler a&~ geli$tirilmesini mumkun kll- glit;t11. iran'a ka~1 rum aske.rt ambargolan geciktirdi, mJ$Ur. Ancak Sovyet politikasmdaki kayma en cok Tahran'a at~kes anl~masm1 kabul eunesi it;in basKOrfez Emirlikleriyle ili$kiler konusunda fark edil- ki yapu; ABD'yi bOlgede asked usler aramakla itham mektedir. etti. iran Agustos 1988'de BM karanm kabul ettiginl963'ten sonra, Moskova'yla diplomatik il~ki.leri- de SSCB her iki tarafla da dostlugunu peki$tirmesini ni kaybetmeyen tek Korfez mona~isi Kuveyt'ti. Hat- mumkUn kllan bir statO.ye sahipti. Nisan 1990'da iran, ta 1977 ve l980'de SSCB ile silah anla$malan imza- kendisine savunma silahlan saglamayt kabul eden lad1. Suudi Arabistan'la diplomatik ili$kiler 1938'de SSCB'ye benzin 530$101 yeniden b3$latt!. Eylull990'da sona ermi$ti ve baz1 durumlarda re-smt temaslar ya- iran, Mig-29'lanru teslim ald1. ptlmasma ka~m, Suudiler Sovyetler Birligi'ni d11$man KOrfez mona~ileriyle al1$veri$ de h1zlandl. Kuveyt ulkeleri silahlandtran, devrimci karg~a}'l tahrik eden Moskova'ya 1988'de 150 milyon dolar, Ma)'IS 1990'da ve -ozellikle Afganistan'm i~galinin uyandirdtgi duy- ise 300 milyon dolar kredi at;tl. Ancak politik, ekogu ile- islama sald!ran d11$man bir gilt; olarak algila- nomik ve stratejik t;1karlann otesinde 1988'den· bu yana Moskova bu ulkelei-le ili$kisinin o zamana dek d1klan surece fazla bir b3.$an $3DSI yoktu. l 980'lerde Brejnev'den Gorbacov'a uzun get;i$ sii- olmayan bir boyutunu fark etmeye b~ladt : islam. recinde buzlann erimesinin ilk ~retleri belirdi. Arahk tSLAMi OYUT 1982'de Fas zirvesjni takiben Yuri Andropov, Dflnya B islam Konferan st'ndan Suudi d!$i$leri bakamnm da Eylull987'de Moskova'Yl ziyaret etti~imde baz1 gOdahil oldu~ bir heyeti kabul etti ve burada iki ulke revliler bana islamm herhangi bir sorun tC$kil etrnearasmdaki Uk ticari anla$mamn -lrak hesabma pet- digini soylemi~lerdi. Hele bunlardan biri islamdan rol 530$1- pazarl1~ru yapu (SSCB dOviz gelirlerinin . "zahiri bir olgu" olarak s6z etmi$ti. Bir )'11 sonra sOyyU.zde 80'ini olU$turan petrol fiyat.lan konusunda s6z lem radikal bir degi~iklige ugrad1. islam yalmzca bir haklana sahiptir ve politikasm1 OPEC'inkiyle birlC$- meydan okuma olarak alg~lanmakla kalrruyor, bUtO.n tirmeye b~lamaktadn). 1988'de s1ra Moskova'da se- Sovyet yetkilileri Ortad<>gu'daki ge~meleri ulke it;infaret acan Katar'mdi. Bir Sovyet gorevlisinin Suudi deki yankllan aciSmdan de~erlendiriyordu. Arabistan'a ilk ziyareti ise SSCB'nin Afganistan'daki 1955'ten bu yana SSCB, iilkesindeki Musluman birliklerini geri cekecegini ilan etmesinden birkac glin azmhgt Mush1man hiikiimetler ve ulkelerle temaslanm kolayla~urmak icin kullamyordu. Bugo.n ise -ki sonra, Subat l988'de gercekle$tL 1982 sonbahanndap. sonra SSCB'nin Saddam H\i- bu radikal bir degi$imdir- evdeki havayt sakinle$tirseyin'e yeni silah teslimau yeni iklime katlada bu- mek ve Sovyetler Birli~i'nin butiinlugtlnu korumak lundu. iran .de:v.rimiriin .yaratugt .korku, monar~ileri ... i~in kom.~ulanndan .faydalaruyor:. .. . . .. - ··· · · · · ··· · koruyucular aramaya ve Sovyetler Birligi ile uzl3$ma1986-87'deki islam ka~ttl kampanyadan (bir nokya irti. Nisan 1987'de Sovyetler Birligi Kuveyt'in pet- tada Sovyet Orta Asya Cumhuriyetlerini denetim alrol tankerlerinin band1ralanru de~~tirebilme isterni- tmda tutan "mafya"lara ka~1 verilen mucadeleye ili.$ne yamt veren ilk buyiik gut;tU. Birkat; ay sonra, iki kindir) ve bunu izleyen tereddut dOneminden sonra • ·gemisi sal.dmya ·ugFayan .Sovyetler Birligi· iran'm y~· ·5SEB-Mflsliimanlanrribadetlerinr-serbesttnrnkmaya ni bir saldtrganh&~na $iddetle kaf$Ihk verecegi uyan- b~ladt. Mart 1989'da Ta~kent'te yeni ve daha gene smda bulundu. bir muftil secildi. 60 rnilyona yakm Mush1man m1fuTahran'la yumU$ama sureci de paradoksal olarak, suyla dunyadaki hC$inci buyak Musluman guc olan aym donemde b~ladt SSCB, yakl~1k 2000 kilomet- .SSCB, hareketi kanalize edebUecegini umut ediyor ve re ortak s1run olan kom~usu iran'la daima iyi ili$ki- bu iddia en azmdan dinsel kaf$Itl!klan harekete geler kurmaya c;ah$ml$nr. islam! devrimi takiben 1980- ~irebilen gu~ler kar$1Smda tarafs1z bir tutum almast82 arasmda i~kiler en koro. evresindeydi. 1987 Su- ru gerektiriyordu. 40 .bat'mda lrangate skandahrun patlak verdigi stralarda Moskova Rafsancani'nin Haziran 1989'daki Mosko'I

• •

... . .

'I ..

.,

~'

••

..

..

• '

..

~

..

..

..

• •

..

..

..

.

.. .

Birikim221$ ub a t 1991

..


................................................................................................................................................................._____________ ,___

.....

.

va ziyareti suresince iran'a ili~kin yeni ve dengeli tutumunu gosteri$li bir bic;imde sergiledi. iranl.t bakarun b~yl1z Miisliimana hitap etmek 11zere Bakii'ye davet edilmesi olagandt$1 bir jestti. Rafsancani Bakii'de Gorba~ov'dan yalniZca Sovyetler Birligi'nin degil, diinyamn buyiik devlet adam1 olarak sozetti. Moskova arok dogrudan ili~kilerden de korkmuyordu. Azerbaycan, Tacikistan, Turkmenistan v:e Ozbekistail'dan birkac; heyet iran'1 ziyaret etti ve smtr ge~i~lerini kolayla~unct giri~imlerde bulunuldu. islami boyut, Suudi Arabistanla olan temaslarda da etkili. Omegin Agustos 1989'da Suudi a~rllkh Dunya islam Konferans1'ndan bir heyet SSCB'yi ziyaret etti ve Sovyet Musliimanlanna Medine'de bastlm~ bir milyon Kuran armagan etme sozu verdi. SSCB Ku-, ran'1 bir baskJda 25 bin basiyor ve yeni bastm yirmi' ytlda bir yapthyordu. Son basun tarihi ise 1968'di. Subat l990'da Vladimir Polyakov, kutsal kitaplann Sovyet kentlerine nakli, 500 yeni caminin (ki 1980'de rum SSCB'de 350 resm1 cami vardt) yap1m1 ic;in yardtm kabul etme ve Mekke'ye Hac konusunda anla~­ maya varmak amaetyla Suudi Arabistan'a gitti. Uzun sure ytlda 25-30 olan Sov.yet hac1 saytsx 1990'da 1525'e ula~u ve oniimiizdeki birka~ ytl ic;inde htzla artabilir. Bu onlemler, Moskova'nm bazt cumhuriyetlerde ozellikle de Tacikistan'da var olan ve Afganistan'dan bu yana SSCB'ye kar~1 mucadele eden Vahhabi gruplan etkisizle~tirmesini miimkiln kllacak m1? Sovyetler nihayet eylill ortasmda Kral Fahd't iki illke arasmda diplomatik ili$kileri yeniden kurma konusunda ikna etti. 1990 yazmdaki KOrfez krizinde kao Sovyet .tutumu ili!lkileri daha da ilerletti. Korfezde artan gerilim istikrar bozucu bir patlamayla sonuc;lanmazsa Moskova Irak'la gayet pahahya mal olan ittifakJrun bozulmasmm tesellisini Saddam Hiiseyin'in her ikisi de ic; politikastrun ba~ansma katlada bulunabilecek iki dii~rnaruyla- Vahhabi mona~isi ve islam Cumhuriyeti- ili$kisinin ga~lendigini bilmekte bulacak STRATEJiK SINIRLAR Tamnmt~

bir gazeteci ve Ortadogu uzroam olan Igor Belayev, mevcut kriz suresince Moskova'run ba~ ac;tSim Literaturnaya Gazeta'da ~oyle ozetledi: "Korfezde ABD'ninkinden fark11 ctkarlara sahibiz ancak biz de bolgeyi sakin gormek istiyoruz. Sonu~ olarak Irak gl1ney smmm1zdan c;ok da uzak degtl. Durumu ya~urrnak ic;in elimizden gelenin en iyisini yapaca~z. "Sovyetler Birligi'nin Tiirkiye, iran ve Afganistan'la birkac bin kilometrelik smm var ve ulke israil ve Irak fii.zelerinin menzili ic;inde. Sovyetler Birligi 6zellikle ikinci Diinya Sav~1'ridan bu yana kom~ulanyla iyi ili~kiler kurmak ic;in c;ok cabalad1 ve Ban'mn kom-

~ulanrun

topraklanria iisler kurrnastm 6nlenieye c;aIJ~u. Giindemdeki krizde SSCB, Amerikan USS Wisconsin uc;ak gemisindeki 30 Cruise fuzesinin menzili ic;inde kahyor. izvestia'run yorumcusu Alaxander Bovin'in Baas politikasma ili~kin actmastzl.t~ anla~l­ labilir bir durum: "Kuveyt'in ilhakJ nesnel olarak ABD'ye g6nderilmi~ bir davetiye rohi oynadt ve Amerikan askerlerine lrak absurd tiyatrosunun en iyi kol.tuklanm garanti etti. Amerikan guc;leri Suudi Arabistan'dan htzla c;ekilseler bile, arkalannda mukemmell~m~, kendilerine gore bir altyapt (havaalanlan, depolar, radyo istasyonlan) ve belirlenmi~ bir patika btrakacaklar. Arap diinya,st rum bunlar ic;in Saddam Huseyin'e ne kadar t~ekkitr etse azdtr." Orqunun bazt c;evrelerinde h<lla gucu olan "Ban'nm ku~atma stratejisi" takmnsuim yamsua, SSCB ne yapaca~ onceden kestirilemeyen yerel liderlerin, OzeUikle Saddam Huseyin'in elinde m1kleer ve kimyasal silahlar birikmesinden de korkuyor. AralJk 1987'de Washington gezisi strasmda Primakov israil m1kleer silahlara sahip olduguna gore, "ka~t tarafm da aym ~eyi yapabilecegi ve c;au1lmanm yeni boyutlara siiriiklenecegi olasthgmt bir kenara atmaytmz" demi~ti. Subat 1989'daki Ortadogu turu strasmda ise Sevardnadze "bizim v'e ABD'nin ortadan kaldtrdt&Imtz silahlar Omegin INF fii.zeleri !limdi bOlgede goziikmeye ba~hyor. Ortadogu silahstzlanma siirecinin ileri dogru geli~iminin ba~l.tca engeli olma yolunda" diye ac;tklama yaptyordu. Mayts 1990'da MIStr Cumhurb~karu Mubarek'in Moskova gezisi strasmda Gorbac;ov, savunma yeterliligi noktasma dek silah indirimini savundu ve bolgeyi kitle klytmma yolac;acak silahlardan anndtrma fikrini ic;eren bir ortak bildiri hazuland1. Sovyetler, Bagdat'm kimyasal ve nukleer silahstzlanmanm baglantlh bir ~ekilde ele ahnmast konusundaki argl1mamm reddetmi~ti ve KOrfez krizinin ba~langtcmda Belonogov "Araplann kimyasal silahlar sorununu israil'in sahip oldugu mikleer silahlara ba&Imh lalmalanndan ve bOylece Onadogu'da kimyasal silah yan~masma y~il 1~1k yakmala nndan" esefle soz·ediyordu. Mevcut kriz, bOigede c;tkabilecek "yangm" korkusunu yeniden canlandmh. Agustos 1990'da Sevardnadze silah sat1~mm BM ~er~evesinde kontrolum1 onerirken, dunyadaki c;ao~malarm politik ~6ziimu­ niin silah teslimatlanna ili~kin iki tarafit bir smtrlamayt ic;ermesini tavsiye ediyordu. iSRAiL-ARAP C0z0MD MO?

Sovyet yonetiminin iSrail-Arap c;au~mastrun ~ozumu­ ne yonelik adtmlar~ Afganistan ve Namibya'daki <;6zum ara~lanna yol gosteren aym ruhu yansmyor: <::a~an butiin taraflann -ister israil olsun ister Giiney Afrika, ister SSCB olsun ister ABD- ~tkarlan he-

41


sababb.Tmai1~ 198i'cte.ya)rinhin.an "kftabl.Perestroy--·-· ----Soryetl.~rBirllgi ~i~Ja~{-konfu~~-ilk~ln~ b~gh ka'da Gorba~ov ~oyle diyor: "Mevcm ko~ullarda, ~­ kald1 ancak ban~ silrecini ilerletebilecek hi~bir oneriyi reddetmedi. Yani SSCB, FKO ve ABD arasmdaki ~an gruplann ~tkarlaimt uz~ormanm ne denli gil~ oldugunu anhyoruz.. Ne var ki, Araplann, israil'in diyalogu te~vik eonekle kalmay1p Baker plaru gibi ABO giri~imlerini diinya ban~ma dogru ileri bir adtm kom~ulannm ve diger devlederin ~tkarlanru onak bir paydaya indirgemek gerekiyor. (Aym ~kilde) Bizim i«;ermeleri ko~uluyla, ba~tan mahkum etmekten de ABD'yi Ortadogu'nun d!~ma ionek istememiz de lXly- vazge<;ti. le. Bu a~1k~a realist olmayan bir hedef. Ancak ABD in lPAKLAIUN YENiDEN DEGERLENDiR1LMESi de kendi a~tsmdan realist olmayan hedeflere goz dikSuvyd poiitikasmdaki bu yeni yonelimier, Moskova'.....'"'.....""...... Bu yakla~tm ~oziimun temel bil~enlerini yadstmak mn geleneksel muttefiklerini memnun etmedi. Yahudi anlamma gelmiyor. (israil'in i~gal ettigi topraklardan goc;u konusunda "Sovyet Amerikan tuzagma" ka~1 Arap basmmdan gelen saldmlar, Sovyet liderligini ra~ekilmesi, FKO'min miiz.akerelere kaolmas1, Filistin devletinin kurulmas1.) Daha ~ok taktik esneklige - hatslZ etti. FKO Yurunne Kurulu iiyesi Abdullah Huozellikle israil a«;1smdan- u~abilmek ic;in ZerdO~t­ rani'nin sozleri Arap dunyasmdaki genel hissiyao 6zetliyor: "Sovyederin konumu arnk Filistin hallo<;0. yakla~tmm (Kotii israillilere ka~1 iyi Araplar) ~1lmn beklentilerine denk d~muyor. " Mamafih, perestmasm1 istiyor. Temmuz 1985'te Gorbac;ov'un Komiinist Parti Ge- roykamn b~lamasmdan b~ YJl sonra, kimi zaman ne! Sekreteri olmasmdan birka~ ay sonra, israil-Sovyet ger~ekc;ilik ve dogru anla~tlan ~1karlar Ozerine kurudiyalogu ba~lad1. iki iilke ka~thkh konsolosluk ac;n- lu ortak bir dil bulmak da mumkun o)abiliyor. SSCB lar. D1~i~leri bakanlannm temast dOzenli bir hal al- ve Suriye arasmdaki ili~kiler. bunun iyi bir omegini dl. KilltOrel ve ticari i~birligi ba~lad1. Suriye Curnhur- olu~turuyor. Nisan l987'de Ba~kan Esad'm Soryetler ba~karu Hafiz Esad'm Moskova ziyareti s1rasmda GorBirligi gezisi k6tu ge~ti. Gorbacov Moskova ve Telabac;ov iilkesi ve israil arasmda diplomatik ili~kilerin viv arasmdaki ili~ki yoklugunun normal addedilmeyoklugunun normal addedilemeyecegini, israil'le ili~­ digini ve "silahh giic;lerin c;au~mamn coziimunu kilerindeki geli~menin Ortadogu'da ban~ silreci ap- mumkun kllacaklan iddiasma kulak asmadtklanm" smdan anla~tlmast gerektigini kaydetti. a«;1kca belirtti. Suriye'nin borcu layastya bir pazarhk Korfez krizi bu tutumu degi~tirdi mi? Gorbac;ov'un konusu oldu ve S;lm, Sovyetlerin FKO'niin Yaser AraMoskova'da t~'rail kabinesinin sag kanad!ndan iki ba- ~t ba~kanhgmda birl~mesini desteklemesini ofkeykam, Modai ve Neeman'1 kabuhi ve eylCil sonunda le ka~tladt. Suriye Savunma Bakaru Mustafa Tlas dukonsolosluk dOzeyindeki resmi ili~kilerin yeniden rumu ~oyle a~Jklad1 : "Miizakere etmek, pazarhk etmek, mermi mermiye paz.arhk etmek zorunda kaldtk ba~lamas1, iki iilke arasmdaki normall~menin surdugunu g6steriyor. Hatta Gorba~ov'un bir lrak saldt- ve gereksindiklerimizin en aztm aldtk." i.ki YJl sonra, nst ka~ISmda Sovyetler Birligi'nin israil'i destekleye- Nisan 1990'da Ba~kan Esad'm bir b~ka z.iyareti, iklimde farked_ilir bir geli~menin i~rederini verdi. Sovcegini s<5yledigine ili~kin soylentiler var. Yine de FKO'niin desteklenmesi Kremlin politika- yeder Birligi'nin Sam Biiyiikel~isi Alexander Zotov, smm ko~e t~lanndan biri olarak kalmay1 surdurii-...._ iilkesinin Suriye'nin giivenligine katlo.da bulunacagma yor. Bu. Sovyetler Birligi'nin politikasm1 ABD'ninkin- sOz verdi. "Adaletin ilkeleri hakim olmadJgtna gore, den ayn~ormasm1 saglayan bir koz. SSCB, Nisan bu iilkenin guc;lii bir gQvenlik tabanma sahip olmas1 1987'de Cezayir'de biraraya gelen Filistin Ulusal Kon- lazun." Sovyetler MiG 29'lan teslim e~ ve SU 25'leri seyinde f1<0'm1n yeniden birl~mes.ine etkin olarak .sevketmeye haztr l;laldeyken, -askeri-heyetler birbiri- .. · · · katktda bulundu. 1985'teki Ordun-Filistin anl~ma­ ni izliyordu. Herzamanki gibi gercekc;i bic;imde, B~smm yol a~u~ sogukluktan ii~ y1l sonra Yaser Arafat kan Esad ~nlan soyluyordu·: Sovyet yOnetimi perestNisan 1988'de Moskova'da kabul edildi. Sovyetler, Fi- roykaYJ uygulamaya b~ladtgtnda temel kriter bunun listinlilerin intifada'run b~rum1 Birl~m~ Milletler'- Araplara nasll yans1yaca~ degildi. Zaten hie; kimse .inisra.i.t.in tanJl1Jll3.Sl.l1a ve~ddetin reddine iJi~kin 242. - Sevyetler·Birligrnden~ve ch~ i$l·erint Alap «;!karla; · ·· ve 338 say1h kararlanm onaylayarak tac;landtrmast- nna gore dOzenlemesini bekleyemez." ru istedi. Bunun israil'i Ban Seria'YJ ve Gazze'yi ilhak Sovyet Yahudilerinin g~ii Moskova ve Araplar araeoneye itecegi korkusuyla FKO'yii devledigini ilan et- smdaki gerginlik ortammm si.'lrmesine yolacn. Ancak mekten caydtrmaya «;ah~tl. Sovyetler Birligi, Filistin Suriye gibi FKO de bu konunun miizakere edilmeyedevletini ta Ocak 1990'da Eizer Weizman'm Mosko- cegini anlam1~t1. Gorbac;ov, israilli gOcmenleri i~gal va'da bulunmasmt-ki bu Sovyetler Birligi'nin bir is- alundaki topraklara yerl~tirmemesi konusunda uyarrailli bakan tarafmdan ilk z.iyaretiydi-dengelemek i~in dt. Ancak go«; politikasmm ozu degi~medi. A~ustos kabul etti. 1990'da israil'e go~ eden Sovyet Yahudilerinin say1s1 't"'r"\ O 't"'r"\01; , ,

42

Birikim 22/ ~ubat 1 991


17.494'le rekor dii.zeye ula~u. Tiim bunlara ka~m, Sovyetler Birligi ABD'yi memnun etmek iein bile olsa, mO.ttefiklerini kurban etmek istemiyor. Afganistan bunun iyi bir omegi. Sovyetler, birliklerini geri ~ekti ancak Necibullah rejimini terketmedi. inip kaikan Sovyet u~ yonetirni gO.~­ lendirdi. Prestij ve .strateji sebepleriyle -Sovyetler Afganistan'la 2500 kilometrelik bir strur pay~maktadtr­ SSCB, Kabil'de islam devrimini ihra~ edebilecek dii~­ man bir gu~ kurulmasma izin vermek istemedi. Yeni bir dt~ politika goni~u, stratejik zorunluluklar ve ekonomik ger~eklikleri hesaba katan degi~im­ ler oluyor. 25 Haziran l990'da Gorba~ov "iilkemizin ger~ek kaynaklan"na gore O~uncu Dunya ulkelerine yard1m edilecegine dair bir Ba~kanltk karanm imza-

lad1. Bu degerlendinne, SSCB'nin Giiney Yemen'le baglanostm kesmesi ve iki Yemen'in birl~mesi ic;in verdigi kayttslZ ~rtslZ destekte de gOruhiyor. Baz1 kaynaklara baklllrsa, SSCB, Guney Yemen ve Etiyopya'daki asken ~irliklerini da~tmaya ba~lamt~. Onadogu'da Sovyet politikasma ili~kin bu gene! degerlendinne, ister istemez igteti kahyor. Ulkenin geleceginin nas1l olaca~ bile ~iipheli. Musliiman cumhuriyeder birlik ic;inde kalacaklar mt? lii~ kimse Sovyeder Birligi'nin yannki yapiSlOln nas1l olaca~m kes- · tiremiyor. Dogu halklan tarafmdan geli~tirilecek bu tiir i~kiler, Ko rfez' krizinin sonu~lanna oldugu kadar, bu ~el~kilerin c;ozumiine de bagll. (Middle East Report'un Kastm-Arahk 1990 tarihli saJ1Smdan, ~ev: 0ZLEM NUDRALI.)

43


--- --- I97U'firde Arip ekonOffillerl ROGER OWEN

44

l 970'ler tarn~tlmaz bi~imde, Ortade>gunun yakm tarihindeki en onemli ve dramatik yillardtr. Bu donem, politik olarak Nastr'm oliimu, ingiltere'nin Korfez'den resmen ~ekilmesi ve petrol fiyatlanndaki ilk biiyiik artt~la b~ladt. Petrol, iiretimi, pazarlanmas1, sa~ladl81 gelir ve sosyal etkileriyle, bu bOlgedeki ekonomik don~iimiin merkeziydi. On )'llm biti$iyle birlikte, ~o­ gu Arap petrol illkesi (Si.lUdi Arabistan dt~mda) petrol rezervlerini ve uretim tesislerini millil~tirdi ve iiretim miktanyla fiyatlan resmen denetim altma aldt. 6nemli miktarda para b6ylece petrol ihracat~tla­ nna aktl; Korfez ulkeleri ve Ubya da buyQk ~ph yatmmlanyla bu ulkelere ~~~i gO~unii t~k etti. Tum bunlar, b6lgede ve uluslararast ili~kilerde beklenmedik degi~ikliklerin oldugu bir on ytlda ger~ekl~ti yerel sav~lar, Camp David Anla~mast, iran Devrimi ve Sovyetler Birligi'nin pek ~ok Arap iilkesine askerr ve politik yardtmm kayna8J olarak ABD'nin yerine ge~mesi. Bunlann yarunda iki ciddi ekonomik gerileme ve uluslararast ekonomide ~i goriilmem~ bir enflasyon donemini de saymak gerekir. 'rum bu degi~ken ko~ullarda , Arap ~lke~eri.~in. Kuzey Yemen dt~mda- gil~ kazanmalan ve varhkla. n m surdCmneleri ~a~mtct bir durumdu. Arap perife~ risindeki ulkeleri, ba~anlt d~rbe ve devrimler kapla~tl : Etiyopya, TOrkiye ve iran. Arap tejimlerinin bu istilgan, <kvlet aygiUnU\ '60'larda ve. '70'lerin ba~n- _ daki bl1yiimesine ve denetim giicune ba~hydt. Istikrann korunmasmdaki bir ba~ka etken de Arap .iilke- . lerinin kendilerini ~evredeki gerilimin dt~mda tutabilmeyi ba~alanydt (Lubnan'daki i~ sava~ ve Sedat'm Kudiis yolculugu gibi). Politik onarndaki ist:ikrar (LUbnan d~mda) ~ogu ekonominin nufustaki yiiksek arn~a ragmen ki~i b~ma dO.~en milli geliri artullll\Ya devam edebilmelerini sagladt. Fakat bu geni~-

lemenin bir bedeli vard1: Artan bir daralma, ~itsizli­ gin buyumesi, Arap iilkeleri arasmdaki ekonomik ill~ kileri daha duzenli ve kurumsal bir ~er~eveye oturtma konusundaki zaten seyrek olan <;abalara ters du~en politikalann izlenmesi. Bu geni~leme, MlSII orneginde ve Sudan'da politik yahulrru~hk, ABD ve uluslararas1 para kuru~1lanna daha buyiik bir bagtmhh8J da getirdi. Su ya da bu ~kilde bu on ytl, Araplar arasmdaki an~roazhklar, politik a<;tdan son derece tehlikeli bicimde yiyecek, silah ve teknolojide dt~a ba~mhhk ve bOlgesel ya da mezhepsel sadakatlere dayah muhalefet hareketlerinin yeniden dogu~u (Halep ve Mekke'de '79 sonundaki hareketler bunlann u~ ornekleriydi) gibi sorunlann birikimiyle sona erdi. SOSYALiZMiN ETKtstNi YiTiRMESi Bu periyodun en onernli ~izgilerini anlayabilmek i~in

iki ayn ve farkh egilimin ka~tl~masmm etkilerine bakmak gerekli: Bunlardan Nastr'm olOmOyle sembolize edilebilecek olan ilki, kabaca "sosyalist" olarak tamrnlanan politikalann etkisini yitirmesi - bunJar servetin yeniden da8Jhmma planh devlet mudahalesi ve geli~m~ kapitalist dunyaya politik ve mali ba~mhbgm azalulmas1 gibi politikalardt. '70'lerde ortodo~ savunulmaya ba~lanan terim ise "intifah"n. .(~lkb.k..ya.da. serl>esd~rme:) -llu-terim-yine-kabaea-· ·--- ---·-~yle

tammlanabilir: Daha fazla yabanc1 sennayeye ihtiya~ duyuldu~nun vurgulanmas1, yabanc1 mali kururolarla siirekli irtibat ve gelir ~itsizligine ka~l buyiik bir ho~gorii. Bu degi~im petrol baktmmdan yoksul MlSlt, Tunus ve Suriye gibi ulkelerde daha belirgindi, fakat on ytlm sonuna dogru Irak ve Cezayir'de de farkh bi~im lerde gorulebiliyordu. C:ok gene! olarak baktlacak olursa, bu d~irnin neBirikim 22/ ~ ubat 1991

-·-


..

.

denleri biiyiik Olc;ude ic;seldi. Bunlar yiiksek burok- Palmolive, johnson, Reynolds, Hoechst, Stein-Muller, ratlann, kamu sektOrii yOneticilerinin ve bunlann Oz.el .Siemens, Handel Co., Michelin, Hutchinson, Bonna, sektOrdeki milttefiklerinin bir dizi surekli krize ka~1 Chloride, Massey-Ferguson, Wilkinson, Otovoko jabir biltiin olarak tasarlanm~ tepkilerini ifade ediyor- pon, Schindler, Honda, Brown-Bovery, Sheoda ve du. Bu kri:zler, yaunmlar ic;in yeterli yerli serynaye bu- Volkswagen. yiikliigune ula~llmasmda, tanmsal uretimde tatmin PETROL YE PARA edici a~m saglanmasmda ya da sanayi uretiminin arnnlrnas1 veya c;~idendirilmesindeki ba~nsJzhklar­ Bu on yth karakterize eden ikinci egilim ise, on petdan kaynaklamyordu. Tum bunlar, Ban serrnayesi ve rol ihracatc;lSl Arap iilkesinden OPEC iiyesi olan seteknolojisinin ulkeye giri$ini haklt c;1kanyor ve t~k­ kizinin muazzam mali kaynaklara sahip olmas1ydt. nik sorunlara teknik c;OzOmler bulunabilecegini id- (Bu sekiz iilke: Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Ceza.dia eden ekonomik gorii~un giic;lenmesine yol ac;t- yir, Libya, Katar, Bahreyn ve BirlC$ik Arap Emirlikleyordu. Bu degi$im aym zamanda bOfgesel ve uluslar- . ri. Diger iki t1lke, M1s1r ve Suriye) 1970-77 arasmda arasl c;evredeki degi$iklikler, Suudi Arabistan'm eko- Suudi Arabistan'm GSMH'si parasal deger olarak yO.znomik giict1ndeki dikkat c;ekici artl$ ve bOlgede ABD . de lOOO'in uzerinde arn~ gosterdi. Bu rakam Arap nOfuzunun artl$tyla da dogrudan ilgiliydi. E®.rlikleri i~n yt1zde 800, Kuveyt ve Ubya ic;in yiizde LiberallC$meyf en ileri gotilren ulke ku~kusuz Ml- 400'dii. 1980'de M1s1r ve Suriye'nin nufusu OPEC iilsrr'dt. 1974'te Ba$kan Sedat, yabanc1 serrna,yenin tC$- kelerininkinin toplammm yans1 olmasma ragmen, viki, kamu sektoriiniln yeniden diizenlenmesi, pazara toplam OPEC GSMH'sinin yahuzca yiizde ll.S'ini ahyOnelik tanm dahil Ozel sektonm denetim alnna aim- yorlardt. Cezayir ve Irak bu miktann yiizde 19.5'ini mas• ve dt$ ticaretin serbestlC$tirilmesine dayah bir payla$uken, dt1$iik nu(uslu Korfez t1lkeleri yiizde 69 yeniden yap1lanma giri$imini haztrladt. Mtstr, bun- ahyorlardt Kendi kalkmma planlanna gore 1970'lerin dan sonra israil'le ban$ ic;inde olmamn Oduliinii al- ildnci yanst ic;in dokuz petrol ureticisi (KOrfez iilkema ve kendi ucuz yari: vasifll i$giiciinden yararlan- leri, Irak, Libya ve Cezayir) yakla$tk 275 milyar doma imkanma kavu$iu. Yedi ytl sonra bu politika Mt- lan ulusal yatmmlara aytrdtlar, bu rakam diger Arap Slr iiretiminin ileri derecede uluslararas1 hale gelme- t1lkelerinin yannm toplanurun dOrt kaundan fazlaysine, ekonomi iizerindeki devlet miidahalesinin azal- <h. 19BO'de d1$ yaonm olarak sahip olduklan miktar masma, Odemeler dengesini bozan ve ancak petrol, da ~agt yukan buna denkti. Tum bu surecin merketurizm ve kanal gelirleriyle ka~tlanabilen bir ithalat zinde, OPEC iiyesi diger illkelerin toplam harcama patlamasma yol ac;n. Sedat'm plaru, bazt c;eli$kileri de ve gelirlerinin iki kanm kazanan ve harcayan Suudi beraberinde getirdi. israil'le ban$ yap1lmasl, Arap ser- Arabistan vardt. 198l'de Suudi Arabistan'm savunmayesinin. ak~tm durdurdu. Bu para daha c;ok devma ve giivenlik ic;in harcad1~ para (20 milyar dolarlet kontroliinde, kamu finansmam ic;in kullamhyor- dan fazla), nilfusu en c;ok olan d6rt Arap ulkesinin du. Kamu yOneticileri ve ~$3nlannm tepkisi Sedat'm (M1s1r, Cezayir, Suriye ve Irak) her c;e~it geli~me harpolitik guc;ten feragat etme konusundaki isteksizligi camalanna aytrdt~ toplam paraya yakmd1. ile birlC$ince, kamu sektorllniin yeniden duzenlenPetrol kazancmm onemli holiimil c;ok ac;tk ~ekilde mesi sQrll.ncemede kald1. degeri tarn~mab ve yt1ksek maliyedi projelere harcanSon olarak, MJSII"m uluslararas1 ekonorniye ileri de- dJ. Bu kazanc;., geli~memi~ y6netsel sistemleri olan c;Ol recede eklemlenmesinden ileri gelen c;ok c;e$itli fak- devlederinde c;ok htzh bir ~ekilde birikmi$ti. Bu devtorler ve smuhhklar Olkenin endt1striyel kapasitesi- letler, modem devlete uygun bir ordu ve refah sagla. ni biiyiik ol~iide etkiledi. Dt~ ticaretin serbesdC$me-. malan ic;in hem i~eride hem de dt~anda buyiik bir si kimi fabrikalara hammadde ve yedek parc;a giri$i- basklyla ka~t ka~tya idiler. Ve bu n1r projelerin mani kolayla~nrarak ~m kapasiteli c;a~malanm saglar- liyetleri astronornikti. ken, ba~kalanm ~iddetli bird~ rekabetle cezalandlrBiriken fonlann yandan fazlas1 ise, harcanmaytp tadl. Az saytdaki kapitalist MJStr sanayiine yatmm yap- sarruf ediliyordu. OPEC iilkelerinin dl$ yannmlan, rnaktan ~ekindi. l974'ten sonra kurulan 53 yeni ya- ABD ve Ban Avrupa bankalanrun teminat ve guvenbancr (ya da Mtstrh/yabanct ortak) banka, fonlan Mt- cesi alnnda bulunuyordu. Bu politikamn giivenlik ve sn d~tna yOneltti. Buna ragmen 1980'e gelindiginde emniyet ac;JSmdan elt$tirilmesi konu ~~. ancak iran'MJStr'da pek c;ok firma kurulmu~ ve sanayi uretim te- m mali varhklanna el konulmas1 ve birikimlerin do· sisleri kurmaya ya da i~ ve d1~ pazarlar i~in tanm lann degerindeki oynamalara gore deger kaybma ugiiriinlerini toplamaya b~lamt$lardt. A$agtdaki ulus- rama tehlikesi alnnda olmast da hanrlanmah. lararast $irkederin listesi, bu durumu yeterince ac;tkAncak on ytbn sonunda bazt kiic;uk petrolulkeleri hyor: Dupont, Crush Co., Coca Cola, International degerli petrollerinin buyttk losnum toprak alnnda btPaint, Ford, Goodyear, Union Carbide, Colgate- rakmalanm saglayacak politikalar iiretmeye ba~ladt-

45


- ..... - - --· - · -.---- - ·- . ----.. ---·-·· .. ···-·· ·-. -- ... ··-- -·-- - -·... lar. Bu tartl~malat, Suudi Arabistan'd.a pek az yankt biraradayd1. Arap rejimlerinin kar~lla~uklan en hubuldu. En buyuk petrol ureticisi olan bu iilke, en bu- yiik giic;h:igtin kendi g~me planlanrun formiile edilyiik geli~me projelerini finanse edebilecek miktann mesi oldugu haurlarunah. <;ok buyiik miktardal.q para bile \izerinde petrol satmaya devam ediyordu. Suudi ve i~g\icunun yer de~tirmesinin etkilerini degerlen~ petrolunun fiyao, rum oteki uretici ulkelerinkinden direcek ya da bu de~iklikleri kendi farkllla~m1~ <;1daha du~ukru. Bu da Suudi firmalan ve Suudi petro- karlanna gOre yonlendirecek etkin bir yOntemden lo s~tmaya yetkili ~irketler i~in beklenmedik Ol<;Ude yoksundular. Crnegin i~giicu ithal eden Ulkelerin kenbiiyiik ldrlar yaraoyordu. dilerinin 1980'lerde ihtiyac;: duyacaklan i~c;ileri egit. . me konusunda yoksul ulkelere yardlm etme onerileA} "d 1' 'k . : fKLEMLENMENIN BOYliTLART n,. uyg~ Ianma d 1. Nedenl er, b..u''"'k 1 ~ v c;u e po 10 n , 1970'lerde Ortado~u ekonomisi, petrol tarafmdan be- (Camp David Antla~mas1'ndan sonra MlSu'm Arap lirleniyordu. Bu ekonomide ~nmsal ve sanayi ure- Birligi'nden c;:1kanlmasmda ifadesini bulan Arap bOtim surec;leri, bu tek uriinun ihracma dayall ba~mll- lunm~lugu ve ko~u ulkelerin kendi c;Ikarlanna dahktan kaynaklanan yaptsal Ozellikler nedeniyle, St- ha c;ok Onem vermeleri gibi). Diger bir Oge, ekonomrlandmlffil~tt. mik eklemlenmenin ger<;ekle~tirilmesi ic;in yaptlan Arap ekonomileri ~c;in "intifah", genel olarak pet- bOlges~l yenilik gi~imlerinin AErde oldugu gibi tirol balammdan yoksul iilkeler ile kazand1klanm sa- caretin arttmlmasma degil, sermaye ve i~giic\1 al~vurganca harcayan petrol zengini ulkeler arasmda ~- veri~ine dayanmastydt. Bu ozel eklemlenme turii, dagQcu ve sermayenin akt~m1 hiZlandrran ve bolgeyi ha Once e~ine rastlanmamt~ ve benzersizdi. uhislararas1 ekonomiye baglayan baglan derinl~tiren On }'11m ikinci (memli ozelligi ise, rum Arap bOlbir rol oynad1. Ekonomik eklemlenme kahplanyla gesinin uluslararast ekon01niye eklemlenmesiydi. b~lanacak olursa: 1980'de 11<; milyon Arabm kom~u 1972-79 arasmda Arap iilkelerinin dunya ticaretinulkelerde c;ah~ttgt tahmin ediliyordu. - Muhtemelen den ald1klan toplam pay, iki kattan fazla arttJ (yiizde 1.5 milyon MlSlrh, bir milyona yaktn Yemenli, iic;3.6'dan yiizde 8'e). Bu am~ esas olarak artan yiyecek, y\izbin Suriyeli, ikiyi).zbin Ordunlu, ve . a~a~ yukan silah ve sanayi m.amulleri ithali ka~1h~ yap1lan petayn• say.da da Su(lanh. Bu toplamm hemen hemen rol ihracmdan kaynaklamyordu. Bu, ekonomik etkinyanst Suudi Arabistan'da kalam ise Kuveyt, Irak ve liklerini c;~idendiren petrol ureticisi Ulkeler i.;in de Ubya'da c;a~1yordu. Bunlann dortte birden fazlast in- gec;erliydi. 1970'lerin sonunda, petrol Cezayir'in top~at i~indeydi. Bu muazzam hareketin nedeni, petrol lam ihf<lcaonm yiizde 93'unu, Irak'mkinin ise y\izd~ zengini devlederin buyiik miktarda ~guciine olan ih- 98.4'unii ol~turuyordu . tiyac;lan ve ~i ba~ma d~en ortalama milli gelirleriYalruzca MlSlt ve Ordiin gibi az saytda ulkenin ihnin kom~ulanrunkinden c;ok daha yiiksek olu~uydu racannda birinciluriinlerin oram on yll i~inde d11(bazt durumlarda on kat). i~giicunun bu hareketi ne- ~~ g6sterdi. ithalat bakunmdan en dikkate deger geredeyse kontrol edilemez bir durumdu. Somali ve Su- ~melerden biri, yerel talebi ~tlayabilmek ic;in Arap dan gibi ulkeler bo~ yere bu dola~1rnt duzenlemeye olmayan arz kaynaklanna baAJ.mllli~n giderek artmac;ah~olar. Ama bu durum, hiik11mederin isteseler de styd1. 1970'lerin sonunda Arap alkelerinin ithalaoistemeseler de kabul etmek zorunda olduklan bir ger- run y\izde 93'ii, bolge d~mdan ka~ilaruyordu. Bu c;ek haline gelmi~ti. oran, Arap dunyas1run toplam yiyecek ihtiyacmm yai~giicu bir yoldan hareket ediyordu, para daha s1ns1ru da ic;eriyordu. Irak ve Cezayir gibi illkeler bile, rurh bir ~ekilde, bir b~ka yoldan. 1980'le birlikte b'~- tilketim ve yannm i<;in ihtiya~. duyduklan mallann ka Arap iilkelerinde c;ah~n Araplann ulkelerine gon- · ancak yilzde 60'1m satlayabiliyor, ·kalaruru ch~a:ridan· derdikleri para 3 milyar dolara ula~nn~. Daha da .bii- saon ·ahyorlardt. Arap iilkelerinin Avrupa, Amerika )"'1J< miktarlarda para, petrol zengini devletler tara- ve japon mallan ic;in pazar olarak onemleri m\1~ fmdan yoksul Arap iilkelerine transfer edildi. Bu fon- bir luzla arnyordu; ·oyle ki, yalruzca Suu<li Arabistan, lardan baz1lan, Yusuf Sayih'in dedigi gibi, Birl~ik 1979'da yedind biiyiik Amerikan pazan halit:le gel--Arap-.Geli~titme -5ek~orii~ne harcandt-.,-bir dizr·o nalc - mi$ti-idr:thnal.tanna otari-fatel5iif'artmasl ve dt~ o.: ~orma projesi, on y.hn spnunda 22 milyar dolar caret denetiminin esnekl~mesi, petrol baktmmdan tutannda sermayeye sahip olan ekonornik ge~tirme yoksul ulkelerin odemeler dengesihde ciddi krizlere ~irketleri . · · yol a.;ti. Bu hoyiikliikteki mali ~. banka ve banka tUrii ku- - GO rul~lann bu transferleri gerc;:ekl~tirecek buyiikluge ~CU CU ula~malanru te~vik etti. Bu tur Orgtitlenmelerin c;ok 1970'lerde Arap ekonomik hayatmm ana ozellikleyonlulugu, en alt diizeyde ~giidilm ve denetimle ve rinden ikisi, Arap ulkelerinin birbirleriyle i~kilerin­ 46 Araplar arast gene} bir ekonomik plarun yokluguyla deki da~ ve orgtits\izliik ile bu ulkelerin ulus._

~--

--

··

~-

Birikim 22 I$ u b a 1 1 9 9 1

- . -.

-


lararas1 ekonomiyle birincil iininler ile sanayi mamullerini talep, perrolii ise arz ederek eklemlenmeleriydi. Bu <;erc;eve, birbiriyle ili~kili iic; geli~meyi anlamaffilZl sagltyor: i~gCtcu go<;imiin ekonomik etkileri, tanmda suren yava~ ilerleme ve sanayi uninlerlnin <;e~itlendirilmesin de ba~anstzhk ithal edilen ~gticuncm geldigi iilkedeki etkileriyle ilgilenen kimi ara~unna ­ lar vardtr, fakat i~gticu ihrac; eden iilkelerin bundan nastl etkilendikleri r;ok daha az konu edilmi~tir. 1980 ythnda dt~ ulkelerde (Arap ya da b61ge dt~l) istihdam edilen i~t;:i say1smm toplam c;ah~an nufusa oram Sudan'da yiizde 3, Mtstr'da yuzde 12, Ordun, Cezayir ve muhtemelen Kuzey Yemen'de ise yiizde 33.5'in U.Zerindeydi. Her iilkenin ihrat;: ettigi i~gU.cunun bil~imi, vas1fh olup olmamasma ve kOkenlerine gore de farklthk gosteriyordu. Yine de, surec;le ilgili birkar; gene! t;:6zumleme yapmak mumkun. Birincisi, belli bir ekonominin -bu Sudan gibi tanmsal iiretimde i~sizligin goriildii~ bir iilke bile olsa- i~giicii ihrat;: eunesi, bu ekonominin hem tanmsal uretimin miktan hem de vaslfh i~gucCmun her an kullamlabilir durumda olmas1 baktmmdan etkilenmesine yol at;:ar. l978'de Sudanlt g6t;:menler u~e­ rinde yap1lan bir ara~urma, bunlann yiizde 90'mm 20-39 y~ arasmda oldugunu gOsteriyor. Diger bir deyi~le, ulke i~giiciiniin en etkin ve i~siz kalma ihtimali en d~uk kism1. Aym ara~urma, Sudanh doktor ve di~ tabiplerinin yuzde 1 ?'sinin, ogretim iiyelerinin yuzde 20'sinin, miihendislerin yo.zde 30'unun ve a~­ nrmacllann yo.zde 45'inin ~ iilkelerde c;ah~t1l9na i~­ ret ediyor. Mls1r'da yap1lan gozlemlere gore, belli kOylerin, genellikle belli bir toplulugun tum gene; erkeklerinin gor; eunesi ~eklindeki egi.lim, bu ulkede klrsal kesimde son derece yaygmd1. Bu durum sonucu, . sosyal farkhhklar dikkate deger olt;:iide biiyiidf.t, gelir ve harcama kahplannda ve yeti~tirilen uriin tipleJinde de~iklikler oldu. Ayru zamanda tamnsal faaliyedn belli las1mlan ic;in ucretler yukanya c;ekildi. ikincisi, denetlenemeyen go<;, i~gticii planlamasmt imkanslzla~tlrmad1ysa bile, belli yonlerden ~ok giit;:le~tirdi . Omegin Tunus'ta, kom~u ulke Libya'ya dogru ba~layan ani got;: dalgast, dU.Zenli i~ yaratma c;abalanm kesintiye ugratn. Ordun'de, ona 6gretimin iyil~tirilmesi konusunda bir isteksizlige neden oldu; ul- · kenin gent;:leri Korfez iilkeleri ya da bir ba~ka yerde ~~malan i<;in mi biiyiik rnaliyetlerle egitileceklerdi? Oc;unciisii, goc;menlerin buyo.k bolumii erkekti ve bu, kadmlann istihdatnml bUyo.k ol<;Ctde etkiliyordu. Suudi Arabistan'da yabanCI ~giicf.tne bagimhhgm azalnlmas1 yolundaki gllt;:lu egilim, her ne kadar bunlar ulusal ekonominin "kadm sektoril"yle sLmrlanmt~ da olsalar, daha c;ok saytdaki Suudi kadmmm egiti. mini te~vik etti. Isgticii ihrac; eden Urdun gibi ulkelerde giderek daha t;:ok saytda kadm, i~gticune kattl-

-

d1. M1Str'da kadmlar, hem kusal kesimde hem de ~e­ hirlerde, ev d1~ma her ge~en gtin daha ~ok t;:tknlar. Goc;men i~t;:ilerin gonderdigi paranm c;ok kilt;:iik bir oram dogrudan verimli yannmlarda kullamld1. Pek t;:ok iilke, ozellikle Tunus, bu oramn amnas1m te~­ vik etmek ic;in sennaye mallannda giimrilk vergilerini indirmek gibi uygulamalar yapn. 500 Sudanh ilzerinde yaptlan bir ara~urmada, yabanc1 iilkelerde t;:ah~rak kazand1klan paramn yansma yakimru ev, araba, kamyon, diikkan ve arsa almak it;:in kullanmak istediklerini belirtiyorlardt Bu a~nrmaya kanlanlann yalmzca ylizde lO'u t;:iftlik, atelye ya da sermaye mallanna yannm yapacaklanm soyluyordu. Yilzde 22'si it;:in en buyiik harcama, dayamkh ve dayamkstz tuketim mallanna yaptlacaku. Bu <;~it harcamalar,. g6<;men i~c;ilerin kendi ulkelerinde ciddi bir enflasyona ve ilerideki ithalaun da ana kalemlerinin bu tur tiiketim maHan olmasma neden oluyordu. Tum o televizyonlar, elektrikJi supiirgeler, vb. Yl&lm dt~ iilkelerden ahmp memlekete gOnderildiginde, bu bir yandan riiketim kahplannda yaptsal degi~melere yol at;:u, bir yandan da sozkonusu (lriinlerin yerli iireticilerinin pazarlanm daraltn. 1980-Sl'de M1strli i~t;:ilerin kazanchklan paranm yakla~1k dortte biri bu c;~it maltar olarak yurda g()nderihni~ti. Petrol zengini ulkelere ve Avnlpa'ya got;:, elbette ki bOlgedeki ~ok temel bir ekonomik degi~menin par~tydt: Koylerden ~ehirlere got;:. Cezayir Planlama Bakanh&l, 1970'1erin sonunda her )'ll 170.000 insanm knsal kesimi terkettigini tahmin ediyordu. Bu miktar, toplam klrsal nUfusun yuzde 8'iydi. Bu buyiiklukteki got;:, Arap tanrruru onemli oh;iide etkiledi. Pek ~k tanmsal alanda ~giicu noksanh&l ya~andt. Giderek geni~leyen ~ehir niifusu hemen hemen yalmzca ithal yiyecekle besleniyordu. Petrol fiyatlanndaki artl~, ~tma maliyetini arttmyor ve yeni alanlann tanrna a<;tlmasmt ekonomik olmaktan ~tkanyordu . TARIM: ASiL'iN T OPUCU

Pek ~ok Ortadogu ulkesinde, petrol, ekonominin inerkezi olmadan once de, tanm sektoliiniin problemle- . ri vardl: iklim ve arazinin sert yaptsl, larsal alanda devlet denetiminin dogal olarak verimsiz kalmas1, su kaybt, toprak reformundan sonra bile tarimsal gelirlerin esasb bir bOlumiinii orta buyiiklukte toprak sahiplerinde btrakan toprak dagillrn ~ekli. <;;:ogu Ortadogu hiikumeti , ~ehirli kesimi kaytran mali politikalar izledi, tanmsal nufusu gOreli olarak yiiksek oranda vergilendirdi ve yiyecek ithalini destekledi. Arap diinyasmt bir biiriin olarak ele alacak olursak, 196075 arast tanmsaf iiretim nufusun 'Uzerinde artmadt ve daha bol ve besleyici yiyecek talebini ka~tlamal<tan ~k uzakn. 1973-77 arasmda Araplann ithal ettigi yiyecegin ger~ek degeri iit;:te iki oramnda artm~tl. Bun- 4 7


lam birde .deimh.ma;-sio~ ve aa~tiin-i~in -I<uruiacak ·-- cakA.vru-pa-ve-Affierika'dakind.en -~ok- cfafia-)1lk5ek:-- ·-- -- ··- · . . geni~ boyutlu sist~min yOksek maliyeti eklenince, gi-

olan teknoloji maliyetlerini ~~tlayabiliyordu. Yerel derek daha <;ok rniktarda et ve talul ~hirlere lorsal pazar yeterli talep ko~ulunu hamladtgi i<;in, uteticilerin hi<;biri petrokimya iirunlerini dt~ pazarlara atz bolgeden degil, limanlardan gelmeye b~ladt. <;o~ hiikiimet, bu dOnemde tanma goreli olarak enne imkanlanru hazulamam~u . 1970'lerde petrol du~uk pay ayudt. 1976-81 ytllan arasmda yaymlazengini illkelerde b~lat:J.lan ya da geli~tirilen diger iki nan.geli~me planlanrun hepsinde, tanma aynlan pay sanayi, temel metalurji (ozellikle aluminyum) ve <;itoplam harcamalann yOzde 10'unun alundaydt (tamentoydu. 1970'lerin sonunda bu iki urfin grubu Cenmda istihdam edilen nufus Mla <;ah~n Arap nufuzayir ve Irak'ta yeni sanayi projelerine yatmlan para.sun.yanslyken). Du m.iktar, toplam .;al~~m nlifusun mn u~te lklslni i.ukt:liyonlu; bu uran Suudi Ara.bisyOzde lO'unu i.$tihdam eden sanayi sektOrune ayntan ve diger Korfez ulkelerinde yOzde 83'un lizerinlan paym yanst kadardt. TUm Arap ulkeleri i<;inde yaldeydi. Fabrika binalan genellikle yabanct ~irketler tamzca Suriye, tanmsal ge~meye sanayiden fazla pay rafmdan .;ok ~ ~gllcu kullarularak ve anahtar teslimi yOnterniyle il'i~ ediliyordu. aytrdt. <;ogu rejim, verimli arazileri l_<onut ya da ticaPetrol baktmmdan yoksul alan devletlerin temel ret i<;in harcanmaktan kurtaracak pek az ~ey yapn. Ome~n Mtsrr'da verimli arazinin aluda biri 1970'e stratejisi ,devlet eliyle bir ithal ikamesi endllstrisi kurmakn. Nas1t'm M1s1r'mda da goruldug-u gibi, bu pollgelinceye dek b~ka ama<;larla kullamlm~n. Tanmsal araziyi verimsizl~mekten koruyacak yontemler tik-alar urun ~~itlili~nin sa~lanmast konusunda son konusunda da pek bir <;aba gt'>stermediler. Yalmzca derece b~artstzdl. BOylece, bu tilr ulkeler uretim <;aSuriye ve Cezayir, tanm kooperatifleri sisterninin gebalanm tekstil, gtda ve dayamklt tuketim mallannda ~mesi ve verimliligin amnlmast ir;in yaptlacak progy~n~nrmaya devam ettiler. 1970'ler boyunca, yeni endustriyel etkinliklere sahne olan yerlerde, bu etramlara koylulerin kauhmmt saglamak amactyla bir ~eyler yapnlar. kinlik esas olarak yerel ~ubeleri alan cokuluslu ~irDevlederin giderek gfir;lenen e~ilirni, iiretimin ankeder tarafmdan, devlet t~erinden, vergi muafimast i.;in pazar kuvvederine gfivenmek ve arazi sayederinden ya da dllzenli i~gficu avantajmdan yararhiplerini uygun gorulen urum1 yeti~tinnek ve ticari lanmak ir,:in gercekl~tirilrni~tir. Sonuc, Mtstr, Ordun anla~malara girmek konusunda serbest btrakmakn. ve Tunus gibi ulkelerde iirun miktannda ve GSMH'da sanayi urunlerinin oranmda yav~ fakat em in bir arKendi <;al~malanm makine kullammmm armnlmau~. endiistriyel etkin!Wn <;~itlenmesi ise ihra<; urunst, sulamanm ge~tirilmesi, daha verimU whum cins-lerinin tarunmt gibi daha teknik gOrilnen <;:Oziimler- · lerinin Oretiminde ~ sa~la~:b. Bu gel~me daha htzh le smulam~lardt. Bu konuda Dunya Bankast, IMF ve • olabilirdi, fakat ithalann biiyOmesi ve Sudan'da on ytdi~er uluslararas1 kurul~lar tarafmdan r;~itli ~ekilhn sonunda oldu~ gibi s1k stk meydana gelen doviz lerde destekleniyorlardt. krizleri yOzunden <;ogu fabrika tam kapasitenin alSonu<;, o~ biiyOkliikte arazi sahiplerinin, tefecilennda <;a~mak zorunda kaldt. Arap diinyast, Lubnan rin, traktor sahiplerinin, ~~~ simsarlanmn ve ~rlai<;sav~mdan r;ok etkilendi. 1975'ten Once Liibnan ihnnm vergilendirilmesi devletr;e geciktirilen tanm rae;: arunlerinirl <;oklu~ ile kendine yeterli bir ulkeydi, urunleri t11ccarlanmn durumlannm iyil~mesi oldu. Ome~in sav~m b~ladtgt ytl sanayi Otiinlerinin yuzMtstr'da arazi kiralannm an1~1m engelleyen yasalade 80'ini ihrar; etmi~ti. nn oldu~ yerlerde ortak<;:thk gibi eski usullere doArap sanayiinin ge~mesinin onundeki en buy11k nu~ler goruldu. Irak'ta hukumet orta buyOkliikteki engel, miihendis, teknisyen ve vastfh ~gficil eksikliarazi sahiplerini devlet destekli hizmet kooperatifle-... giydi. Egitim sistemleri .Ozerinde onca durulmasma ri kurmaya t~vik etmeye hazrrdt ra~men, bunlann sanayinin ihtiyar; duydugu tiirden bir egitimi ya da tatmin edici bir ~nrma rorunu orSANAYi SEKTORU gfideyemedikleri r;ok a~u. Yusuf Sayih, 1976-80 SuSanayi sekt.Orunde durum biraz daha umut vericiyudi Geli~me Plam'nm SOO.OOO'in iizerinde teknisye.. ... di. .Petrol zengini- devl~tlet:- gerek 1:1luslanras1 kuru- - -nin·hizmetini ongerdiigunti soyliiyo~ rakam tt1m·l~larca ilretilen petroh1 ~leyerek ve ~1yarak, gerekst Arap orta dereceli teknik okullanmn mezun saytstkendi iirettikleri petrol ve bile~~ dogal &azt hammadna ancak eri~ebiliyordu. Sayih, Arap dunyasmm bir de olarak kullarian petrokimya fabrikalanyla, bir saigi'le ya da r;ivi yapacak makineyi bile ilretme kapanayi sektOru kurmaya t~ebbiis ettiler. 1980'de OPEC sitesinden yoksun oldugunu gozlemi~ti. C.H.Moore'i\lkeleri, kendi Orettikleri petroh1n ancak yU.zde 15'ini un Mtstr omeginde gostermeye <;ah~ngt gihi, egitim i~leyebilecek kapasiteye sahiptiler bu bile tam <;ah~­ sisterni resml akadernik niteliklere <;ok fazla deger verntyordu. Petrokimya urunlerinde oldu~ gibi, enerriyordu. Moore, Nasu'mki gibi politikamn yerine idaji. petrol v " benzin maliyetlerindeki du~iikliik de anrenin ger;mesini amar;ladtgtru iddia eden bir rejimde

·i

I

· · · ··

48

Biti'ktm 22/ ~ubat 11111

..

.. . .

......._____ _______________________________________________________________________________________. ,

...


"

bile, tamamen politik faktorl erin butunluklu bir ara~nrma ve geli~tirme programm1 nastl bozabildigini

gostermi~ti.

SINIF YAPISI

1970'lerde i~giicu gcu;u, Arap tanm ve sanayiindeki geli~meler ve dunya sistemiyle baglann g(t<;lenmesi arasmdaki etkile~im , Ortadogu'da smtflan, bunlann birbirleri ve devletle ili~kilerindeki baz1 temel geli~­ meleri anlamak ic;in bize bir anabtar sunmakrad1r. 6nce istihdamm yap1smdaki degi~imler uzerinde dural.tm: Gene! olarak belinmek gerekirse, l970'lerde ekonomik balomdan aktif nufusi.m tanmda istihdam oramnda kuc;uk bir dft~me olmu~, buna ka~1 sanayide istihdam goreli olarak ·istlkrar gosrerirken bizmet sektorunde (ozellikle de devlet hizmetinde) istihdam cram artrnl~Ur. 1975'te ~ehirli c;ah~an nufusun hemen hemen yiizde 60't devlet tar<~fmdan, yiizde 10.4'u ise sanayide istihdam edilm~ti. l975'te Giiney Kore'deki yfude 18.6'hk orana ka~thk, rum Arap ulkelerinde imalat sanayii c;ah~anlanmn toplam yah~nlara oram yiizde lO'du. Sanayi i$<;ileri, politik bir gU<; olarak ternsil edilemeyecek kadar az saytdaydtlar. Buyiik devlet giri~imleri iki ya da 11<; alancia yogunlasma egilimindeydi ancak isc;ilerin c;ok s1k degi~meleri, bu bOlgelerde say1ca ustun olma avantajlm yok ediyor, dayan($rnayt azalnyordu. Diger kentli c;ah~n kesim, 6rgiitlenmeleri c;ok gil<; olarak bilinen kamu ve 6zel hizmet sektorunde istihdam edilmi$ti. Koylu dayam~mas1, pek c;ok kOyiin go<; etmesi ve pazar g(tc;leri tarafmdan yaranlan sosyal farkhla~ma taraf.mdan zaytflaulml~U. Bu farkhhklar, yalmzca Slmflar arasmda degil, farkh b6lgeler, a$iretler ve hatta koyler arasmda da giderek keskinlesiyordu. Mtsu'da tanm i$<;ilerinin go<;ii belli alanlarda goze r;arpan ucret a~lanna yol ac;o. Sudan'da devletin ve Arap destekc;ilerinin et iiretiminin arttmlmast i<;in yapoklan 1,1ygulamalar s1g-tr yeti$tiricisi a~iretlerin servetini buyiik oh;ude arturd1. Bu tiir geli$meler, lothk, enflasyon ve gerc;ek iicretlerdeki du~ii$lerden kaynaklanan ho$nutsuzlugun smtrh kalmasmt ya da Ban hukUmranhgma ka~1 islami tepki bayragt alnnda ifade edilmesini saglad1. Petrol zengini ulkelerdeki Arap goc;men i$<;iler, on ythn sonunda aileleriyle birlikte be$-aln milyon dolaymdaychlat Kendilerinden onceki Filistinli miilteciler gibi onlar da yal.t$tlklan iilkenin vatandaslanndan ~ok daha az ucret ahyorlardt ve orglltlenme haklan yoktu. Kendi hiikiimetleri, omegin Fransa'daki ~<;i­ leri i<;in Cezayir hiikUmetinin yapogt gibi, onlarla diizenli bir baglanu saglayamtyordu. Bu konudaki her gi~im, onlpnn gittikleri ulkenin ekonomik ve sosyal

hayanna eklemlenmesini engelleyici bir etki yaptyordu. Arap toplumlanndaki 6teki stmflar ve bunlann birbirleri ve devletle olan ili$kileri herhangi bir basit analize im.kan vermemektedir. "Devlet kapitalizmi" ya da "devlet burjuvazisi'' gibi kavramlar, Ortadogu baglammda herhangi bir aytklaytct ya da ~6zumleyici i$leve sahip degiller. Yalmzca ~o k gene! birtaktm saptamalar yaptlabilir. ilkin, devlet yonetiminin ust kademeleriyle surekli ili$kide olan pek c;ok tiiccar, banker ve ozel giri~imci, kamu yatmmlanmn ve dt$ ticaretin buyi:tmesinden muazzam karlar sagladtlar ve bu kazam;lanm genellikle yurt dt$mda yahut vergi mekanizmasmm dl$mda tuttular. Emekli bOrokratlann eski ili$kilerini kullanmak iizere ozel giri$irncilige soyunmalan ya da go<;men i$<;ilerin kendi i$lerini kurmalanna yetecek tasarrufla geri donmeleri sayesinde pek <;ok komisyoncu turedi. ikincisi, bu karlar verimli alanlara yannlmadt, daha <;ok kentsel mulk edinme ve ozel saghk ve e~tim gibi ruketim harcamalannda kullan1ld1. BC1yuyen servetlerine ragmen bu gruplar politik surec;leri etkileme gudinden yoksundular. Mallanm kamula$unlmaktao koruyabilmek ve varbklanm surdf1rebilmek i<;in devlete ve yabancl sermayeye rumuyle baS~mhy­ dilar. Bu onlann uzun donemli yaunmlara giri$mekteki gonulsi:tzliiklerinl ve politik g(tvence i<;in yabanc1 ~irketlerle i$ yapma konusundaki tercihlerini a<;tkhyor. Yine de, yabanCJ sermaye ve teknolojinin daha fazla kullamlmasm1 ve ucretlerin du~uk tutulmasmt talep ederek oldukc;a gilc;lii bir bask1 grubu gibi davranabiliyorlardJ. Bu anlamda, "sosyalist" hatta e,sitlikc;i politikalara d6nii$ii engellemekte hayli etkili oldular. Bu tiir gruplar, devlet planlamas1 altmdaki alanlann azalnlmasmt sagladtlar ve kamu sektoru ile Ozel sektor arasmdaki aynmt bulamkla$tlrd1lar. Kamu ~a­ h$anlan, ozel giri$imcilerle i~birliginin sa~ladtgt imkanlardan yararlanmaya ozendirildiler. <;:ogu Arap ulkesinde ril$vet ve irtikap gibi sozcukler yalmzca yabancllarla yap1lan islere ili~kin olarak kullamlan sozciikler haline geldi. Kamu giri$imini korumak ic;in yapllan duzenlemeler saptmldt ya da ihmal edildi. Bu c;~it geli~meleri dikkate deger lolan, kamu yaranrun nastl saglanacag-tna dair ol~turulmu$ bir tanunm bulunmamastydl. Bu durum, Arap rejimlerini kamu yarap pahasma ki$isel karlan ho~goren hana te,svik eden bir rurum izlediklerine ili~kin yaygm bir ele,stiriye ac;tk hale getirdi. Bu ele~tiri, 6zellikle Musluman gruplar ya da Suriye ve lrak'ta oldugu gibi komiinist parti tiiru orgiitlii politik gO<;ler taraftndan yaptldtgtnda, hiikumetleri kaygllandmyordu. (Merip Report'un Ekim-Arahk 1981 WJIStndan ,ev: AKSU BORA)

49


Mubarek'in kuman AHMET ABDULLAH •

50

M tstrblar tarihsel d evamhhklanndan ve her ko~ul alnnda ya~maya devam edebilmelerinden gurur duyarlar. Ancak, agustosta Korfez bunahm1 patlak vermezden on ce, gelecege il~kin yogun bir kaygt ve belirsizlik duygusu hakim olmu~ru. Yeni bir yCtzythn yeni bir binytlla birl~mesi, kendi ya~ml binyt!larla olc;mesi gereken bir ulus ic;in ozel bir onem ~tmaktadtr. Siiregiden tarn~malann en giincel olanlanndan birinde, Mtstr'm geleceginin, siyasi anlamda ya da ba~­ ka bir anlamda olsun, tarihsel kararhhgmda yatngt savunulmaktadtr. Buna kar~n c;tkan bir alam da bu "kararhhgm'' tehlikeli ve uy~turucu bir eylemsizlikten ba~ka bir ~ey olmadJgtm one siirerek, M1sn siyasi sisterninin "degerini" (gec;erliligini) sorgulamaktadu. Bu kararhhgtn yamln c1 nitehgi, bunahmlar b~gos­ terdiginde gozler online serilir. Bu durum, kitlesel apatiyle sec;kinci ~iddeti hi rle~tiren -siyasi radikallerin, ozellikle bazt isla met gruplann kitle ayaklanmalanna ters dii~en ~iddeti- giindelik hayatta da gozlenebilir. Bu apati bir sukOnet ve kararhhk duygusu getirir. Ancak rejimlerin kararhhg1, halklan uyudugunda de~il. kamu hayatma kanld1klan zaman ortaya <;1kar. Mtstr'da 1976'dan beri yeni-liberal bir rejim olu~um safhasmda. Halk kitleleri, geni~ olc;ude ilk kez Ocak 1977'de sokaklarda boy gosterdiler. 0 donemden beri, sanayi ~c;ileri arasmda birc;ok huzursuzluk ortaya c;tktJ, bunlann sonuncusu l989'da Hilvan'da demir-c;elik i~c;ilerinin biiyiik greviydi. Ogrenciler de yer yer devletle ka~t ka~1ya geliyorlard1. isyanct polis kurulu~u Merkezi Giivenlik Giic;leri'nin ba~kaldmlan Subat l986'da ancak ordunun miidahalesiyle air edilebildi. Siyasi gruplar c;erc;evesinde geli~en sec;:kinci ~id­ det yer yer islamct mihtanlann Asken Akademi'yi i~­ gal etmeye c;ah~uklan 1974'den beri devam ediyor-

du. Bu sec;kinci ~iddetin dorugu Ekim 1981 'de Enver Sedat'm oldiirulmesiydi. Sec;kinci ~iddet, 1990'da Yukan MlSir'da ciddi boyutlara varan gruplar arast mucadeleyle baglannh olarak kitle h uzursuzluklanm uyand1racak klVllctmlan c;akma yetisine sahipti. Dostlukla el stkt~an Miisluman ve Htristiyan din adamlannm ekrandaki torenlik goriintillerine ve "ulusal birligi'' giic;lendirmeye c;agtran 1srarh r esmr ac;Jklamalara ka r~m, mezhepler ve dinsel gruplar arasmdaki c;au~malar ~imdiye kadar ko-· ca bir ku~agm tum hayaum kaplam1~ bulunuyor: Bu c;an~mamn kendisini daha geni~ bir c;erc;evede gozler {mime sermesi ic;in, belki bir ku$Clkhk surenin daha gec;:mesi gerekecek; ama M1S1r gibi birlige sahip bir ulke bile Lubnan sendromu kar~tsmda bagt~lk degi.ldir. Bu gerilimlerle kar~t ka~1ya kalan devletin ic; giivenlik politikas1 ve uygulamast, hukumetle muhalefet arasmdaki bir u~mazhk tarafmdan belirlenen ve yalmzca stradan vatand~lan rejimden sogutan konulardJr. Rejimin islamc1 militanhgt sindirmek amacma hizmet etmek ic;in eski ic;i~leri Bakam Zeki Bedr, emri altmdaki kolluk kuwetleri vc dikkate deger avam diliyle don y!l boyunca nufusun neredeyse tiim kesimlerini ka~tsma alm1~n : Koyliiler iirunlerini teslim etmeye zorlamyor, b ir c;elik i~c;isi Hilvan grevi Slrasinda-polis cil-rafmaaii olatnuluyor; gaze tee! ve 6gretim uyeleri tutuklamyor, gozaluna ahmyor, polis yetkilileri bir yargtcm evini didik didik ediyor ve b akan muhalefet milletvekillerine sozle ya da fiilen meclisin gobeginde saldmyord u. Bedr'in giivenlik konusuna yakla~1 mmm en 6nemli ktsmma, hapisteki ya da d~andaki islamctlar ve devletle gilndelik i~leri olan srradan MJStrh vatanda~lar muhatap oluyordu. Kaderin garip bir cilvesi, Subat 1990'da i~ten el c;ektirildiBirikim 22 I $ubat 1 991


. ... .. .,

I ;

II ~nde, dilinin "pisligi."

nedenlerden biri olarak goste-

rilm~ti .

islamc1hk ve mezhep<:iligin en glit;lu oldu~ Asyut'un eski valisi Abd-el Halim Musa'mn bak.anhk gore~ vine getirilmesi ulkede geni~ c,:evreler tarafmdan ho~ ka~tlandi. Gorunu~te degi.~ik bir siyasal bilinci temsil ediyordu. Ancak yat1$malar devam etti ve baz1 muhalefet ~evreleri ~imdilerde onun da eski yakla~1m1 benimsedigi goru~unde birle~iyorlar. SON DARBE

Ekonomik cephede M1su bor<;lardan-i$Sizlikten ve enflasyondan olu~an bir yap1Sal ikilem k.a~1smda bulunuyor. Hukumet ulusal ekonomiyi ayakta tutabilmek it;in petrol gelirlerinin, Silvey~ Kanah gelirlerinin ve i~<;i t;Ikarmalann dengeli bir iit;lemesine dayamyor. Bu unsurlar bolgesel ve uluslararas1 geli~me­ lerle dalgalamyorlar. 4ten <;1karmalar ~u andaki Korfez bunahmmdan <;ok onceleri azalmaya ba~lad1, Cite yandan Suvey~ Kanab gelirleri de krizin ortaya ~~k­ mastyla birlikte dii$meye.ba,ladt. 1989 )'llmda "islam" finans kurul~lanmn <;okii~ii. oldukya geni~ bir ku~uk yaonmc1 tabakasm1 a~r bir ytloma ugt"ato. Korfez bolgesinde c,:ab~a n yurtd1~1 i~c,:ilerinin geri donu~u ulkenin ekonomik y~ma vurulan son darbeydi. Ul11Slararast Para Fonu (lMF) hukumet uzerinde, 60 milyar dolar olarak tahmin edilen dt~ bor<; odemelerinin yeniden diizenlenmesi amactyla yap1lan pazarhklann parc,:as1 olarak yaptsal bir uyum program1 dogrultusunda baskt uygulamaktaydt. Ancak rejim stlul~onlmt~ bir duzenin yaratacagt siyasal yanlulardan . c,:ekinmektedir; bu konuda hukiimet ile muhalefet arasmda bir fikir birligi bulunmadtgl gibi, muhalefetin .ic;inde de ortak bir goril~ yoktur. Ekonomik so run basktstm gittik<;e gil~lu bir bi<;imde hissettirmekte ve artan sue,: oranlannda, uyu$turucu bagtmhhgtnda ve genel olarak toplumsal gerilimlerde kendini a<;1ga vurmaktadtr. Siyasal sistemde gerc,:ekle$tirilecek bir reform, ekonomik sorunlarla ba~edebilmenin 6ncelikli gereklerinden biri haline gelmi~tir. Geni~ anlamtyla demokrasi, hemen herkesin slogam ve bayrag1d1r. Farklthk, ka)'ltslZ bir hilkumetle yakman bir muhalefet arasmdadtr. MlSlr siyasi sisteminin merkezi, ba~kanhk sistemi ve onun da ardmda bulunan ordu gilt;leridir. Devlet b~kanmm icraatma clair endi$e ve ele~tiriler, karakterine ili~kin &kralar, soylediklerine ve yapoklanna ili~kin yer yer ba$g6steren ka~t t;~lo$lar var olmastna ragmen, ba~kanllk kurumu siyasal <;an~malann ustiinde yer almakta ve m~rulugunu korumaktad1r. Muhalefet oklanm hukO.mete, tek tek kabine uyelerine, se<;im sistemine ve iktidar partisine yoneltmektedir.

MlStr d~vlet ba,kanlan $imdiye kadar hep asker kokenli olmu$lardir; ba,kanhk se~imi suasmda yurtta$lar kapah oy sistemiyle sadece "evet" veya "hayu" diyebilirler. MlSlr birliklerinin Korfez'e gonderilme karanm 6nceden·tam~bilecek tek kurum ordu ba~ku­ mandanhgtydt; partiler (hatta iktidar partisi bile), hukumet degil ve ku~kusuz meclis de degil. Sistemin ciddiye ahnan diger bir tek unsuru yargtdu. Yuksek mahkeme ~u anda varhgtm surdilren dokuz siyasi paniden be$inin dogumunu gert;eklt!$tirmi$ti. Bu paniler devletin Siyasi Partiler Kurulu tarafmdan yasal olarak tamnmamt~ olmalanna ka~m. Yuksek Mahkeme karanyla yasalhk kazanmt$lardt. (Bu arada, Yuksek Mahkeme bile yeni bir Nastrct partiye yasal statii kazandtrmay1 reddetmi$ti). Yargt~lar o andaki meclislerin kurulu$unun anayasaya ayk.m oldugu gerek~esiyle , 1987 ve 1990 ytllannda set;ime gidilmesi karanm da verebilm~lerdi. YO.n1tmenin kanhgt, muhalefet partilerinin etkisizligi ve kidelerin kaynstzhgt. btkkmhgt dl.i$1.inuliirse, halkm yarg1 kurumunu siyasal sistemde ger~ekl~tirilecek her reformun merkezinde gormesi anla~tlabilir. Bu yargt mudahalelerinin sonuncusunda, muhalif hukukc;ular, ya~tk 70 milletvekilinin, dokunulmazhklanm kalduan kararlan, Meclisin gorev sO.resi heniiz dolmadan mahkemelerden c,:lkartabilmi~lerdi. Bu milletvekilleri, ba~ka yasalann meclisi "kararlanmn tek hakimi"loldtgt gerekc,:esiyle karan reddettiler. Bunun ardmdan ~1kan yeni bir karar ise meclisi toptan ilga etti. Bu karar, hukumeti apanstz yakaladt; hukumet yeni bir sec,:im ic,:in hamhkl! degildi. Mubarek, gelecekteki anayasaya aykmhk kararlanm engelleyebilecek ~ekilde meclis yasasmda gerekli degi~iklikleri ger~ek­ le~tirecek bir hukuk uzmanlan komitesi atadt. Muhalefet ise daha derin bir yaptsal degi~ikli k ongorerek, sec,:im yasasma bir ek haztrlad1. Yargtc,:lar da, kendi hesaplanna, sec;imlerin kendi denetimleri altmda saghkl1 bic,:imde yaptlmast ic,:in bir dizi oneri sundular. Hukumet -yani devlet ba~kanhgt- islamc1 militanhgm iktisadi zorluklarla birle~en tehditleri kar~t­ smda rejimin m~rulugunu gen~letmek gereksinimini bir sure kabul eder gibi gorundu.

.,,

SAVASA DOGRU

Korfez bunahm1, yeni bir atmosfer yaratarak reformun ciddi bir ~ekilde vurgulandtgt donemin sonunu getirdi. Se<;im yasalannda baz1 ufak degi~iklikler yaptldt ve ekim aymda yap1lan bir olagan referandumla, 29 Kas1m ic,:in planlanan parlamento sec,:imlerinde, pani programt agtrhkh adayhk yerine, bireysel adayhgt getiren bir sistem kabul edildi. it;i~leri bakam, "temiz bir sec,:im" onerirken, muhalefet koltuklannm azalacagtm 6ngoruyordu. Bakanm referanduma 9 mil-

51


-----

52

yon se.;:menin kat1ldig1 yolu'ndaki a~1k1amas1 da -bu feze gonderdikten sonra Mtstr yonetimi, iilkedeld kaolduk~ d~Ctk bir kaubma i~aret ediyordu- hUkiimemuoyunu harekete gec;irmek veya yatl~ttrmak amatin, daha sonra ~ogu muhalefet partisinin boykot et- ctyla yogun bir lrak kar~ltl kampanyaya ba~vurmak tigi se~imler konusundaki niyetleii.nin, tehditkar bir zorunda kald1. Bu resmt medya kampanyas1, i~gal ve tavtrla dt~a vurulmastydL i~galin va h ~eti, Korfez bolgesini terketmek zorunda Korfez bunahm1, sec;:im bunaiJmmm b~lannda hii- kalan MlSlrh ve diger milletlerden kimselerin sorunkumetin hissettigi endi~elere bir son verdi. Ancak, bu lan, Irak despotizmi ve lrak Devlet Ba~kam Saddam rahatlamanm bedeli yiiksek oldu. Agustostan bu ya- Huseyin'in ki~iligi iizerinde yogunla~Jyordu . Filistin na geli~en olaylar, M1s1r'm bolgedeki rolilnii ~imdiye kar~ltl bir hava da sezilebiliyordu. kadar hi~ olmad1g1bir ~ekilde tehdit etmeye ba~lad1, Tum bunlann etkisi c;:eli~kili oldu. Simdiye kadar hatta rejimi kendi evinde bile tehdit eder bir hale gelkayltSIZ kalan Mtsuhlarda kamu i~lerine, ama oz.eldi. likle Korfez bunahmt kaf$Ismda bir ilgi uyanmaya lrak'm Kuveyt'i i~gal etmesinden once Mtsir, Camp- ba~lad1. Bolgede c;:ah~an birc;ok Mtstrhmn geri donuDavid sonras1 boykotunun ardmdan, Arap dilnyast- $ii, yol ac;ug1 kaytplarla, sorunu, aym zamanda bir ic;: na donil~unun en ~ansh donemini ya~amaktayd1. Ka- soruna donu~ turdii . Bunahmm ilk gilnlerinde ezici hire, Slrayla tum Arap ulkeleriyle -son olarak c;ogunluk Mubarek'in yakla$1m1m destekliyordu. Ama Suriye'yle- diplomatik ili~kiler kurmu~tu. lrak, Ordiin zaman ge<,;tikc;e ve bunahrn ormand•k.;:a bu destek gove Yemen'le birliki.e MISlr, Korfez i~birligi Konseyi ve nulsuzle~meye ba~layarak bir ~a~klnhk ve kararslzMagtip Birligi'ne paralel bic;imde Arap hbirligi Kon- hk havasmm dogmasma yo! ac;:u. seyi'ni olu~turmu~tu. Bu belirsizlik, her ~eyden once bolgedeki AmeriAncak bolgesel denge, Kahire'nin gozuyle, saglam kan askeri varhgmm boyutlannm ve Mtsu'm saldutemeller uzerine kurulmatm~ti- Bin;:ok MIS!rh israil'- gan da olsa bir Arap iilkesinin yiklmmda i~birlikc; i le resmi ili~kilerin varllgma ve resmi basmm yer yer durumuna dt:t~mesinden duyulan korkulann bir yanFilistin-ka~ltl kampanyalara yer vermesine ragmen, SimastydL lrak'm zengin petrol ~eyhl erine kar~1 saFilistin intifadast'na olumlu bir gozle baklyorlardt. Fi- vurdugu sloganlar, Mtstr't ziyaret eden zengin Korlistin sorunu konusu t;Jkmaza girmi~ti: intifada kok- fez bolgesi yurtta~lannm a~m gosteri~ini gozlemleten degi~ikl ikler getirmekte ba~ansu kalmt~, a~m sag . mi~ olan fakir Mlslrhlar arasmda yank! bul11yordtt. israil'dc iktidara yerle~mi~. Amerika ve Filistin ara- M1s1r'm refah ic;indeki baz1 Arap ulkeleri arasmdaki smdaki "deneme" diyalogu kopm~tu. Liibnan c;:tk- ya ltulm1~hgmt hissettiriyordu. Baz1 MisirlJiar, resmi mazi sertle~mi~. Sudan sorunu ortaya c;:tkrru~uyaym organlanmn, Amcrikan askerlerinin Korfezde Tum bunlann 11stl1nde Mtstr'm Korfez sav~ma dog- muzaffer yt1n1yu~unt1 selamlayarak veri~ bic;:imleri ru kay1~1 cngellemeye c;ah~~ n iyi niyetli ~balan so- kaf$Ismda ele~tirel dum1aktayd1. Ama bunlardan hi~­ nuc;suz kahm~ ve ulke taraf tutmaya itilmi~ti. Acaba biri, iic;:te bir oranmda resmi politika)'l destekler gosec;:tigi tara£ dognt muydu? Diger tarafla yiiriittitgu mu- n1nen stradan MISJr varanda~lan arasmda miliran bir cadele onurlu bir mucadele miydi? Devlet Ba~kam muhalefet uyandmntyordu. Mubarek, erkenden yapn~ bir Arap zirvesi c;:agnstyla ulke ic;inde puan kazanm1~u. Ama Kahire Zirvesi WASHINGTON'UN GOLGESi sona erdigi anda, Misir'm Korfez politikas1 ic;eride ve Mubarek'in Washington gOlgesindeki siyasal ~izgisi, dt~anda yogun bir ta ru~ma konusu haline geldi. gorevi suresince gen;ekJe~tirdigi en bi.\ytik kumar olaZirve bildirisi, lrak'a Kuveyt'ten c;:ekilrne c;:agtlsm- rak ortaya <;tkmaktad1r. M1sn ve lrak arasmdaki eski da bulunuyor ve Suudilerin Amerikan birliklerini da- Arap dunyast ·liderligi mi.\cadelesi, artlk Mii.barek ve vet etmesini destekliyordu. BUtiin birliklerin aym an- Saddam'dan yalmzca birinin yasayabilecegini ongoda c;:ekilmelerini ongOren bir oneri a<;1klanamaz bir ren bir ki~il~tirme ile birle~mektedir. Stradan Mlsubic;imde gimdem dt~I biraktlml~tl. Bu, Arap dunyasl- l!lar, pragmatik olarak kazananm ardma taklhr, eger nm biiyuk bir kesiminde Amerikan-kaf$ltl duygulan kendi adamlanysa onu yilceltir, eger rakip taraftansa yogunla~urarak, lrak'a belli bir halk destegt oldugu onunla birarada ya$'3mayr kabull~niTle"C --·---- --- -- ·- ---izlenimini uyandtrdt. Saddam Hiiseyin, "petrol gelirSe~kinler cli.izeyinde, Mubarek, Vafd partisi tarafmlerinin adil bOI Ct~iimu" ve bolgenin turn sorunlanm dan temsil edilen liberal sagm destegine sahiptir. Bu hep birlikte c;ozme gibi slogan ian beceriyle kulland1. partinin gfmluk yaym orgam el-Vafd, Kuveyt'teki lrak Buna kar~m ABD'nin yeni bolgesel giivenlik sistem- mezalimini bUyiik bir gorse! zenginlikle vennekre ve leri uzerine soyledikleri insanlara eski donemin as- asken ittifak onerilerinden uzak durmasma ragmen, ken ittifaklanm ve uslerini haurlauyordu. Irakl1 i~­ Amerikan varhgm1 desteklemekteydi. Gazetenin ongalci boylece kurtanc1 kisvesine buriinmu~tii. de gelen iki ko~e yazan -bu arada Vafd gene! sekreABD'nin taraflm tutmakla, ozellikle birliklerini Kor- teri Numan Guma, parti ve gazetenin c;:izgisiyle c;:c8 i ri ki m 2 2 I

~ u oat

199 1


li~kiye dii~erek

destek venneyi btraknlar. Muhalefetin diger iki kutbu, islamo hareket ve sol, ba~langt~ta lrak i~galini reddettikten sonra, geni~ 61r;iide resmi politikaya ka~1 ~·kular. Bu hareketlerin saflanndaki boliinme Amerikan varhgmm bolgede giir;lenmesiyle birlikte geni~ledi. Tagammu Partisi'nin onde gelen bazl iiyeleri, liberal sag kanat politikacl ve aydmlanyla birlikte i<uveyt Halkmm Savunmas1 ir;in Mtsa Komitesi'ni olu~turdular. Bu grubun liderligine, partisinin Irak i~galine "yumu~ak" ka~t r;II.<I~l nedeniyle Tagammu Partisi'nden istifa eden Amr Muhyi ei-Din (aym zamanda Tagammu Partisi lideri Halid Muhyi el-Din'in karde~i olan bir iktisat profesorii) getirildi. islamc1 harekette ise boli.inme c;.ok daha keskindi. Radikal kesim. bin;ok ge nr; militan ve i~r;i Panisi liderlik kadrosu, ama ozellikle resmf politikanm en ate~li ele~tiricisi olan Adil Hiiseyin tarafmdan temsil edilmekteydi. Diger tarafta ise Oteki islanlCI haftahk gazete olan El-Nur'da hakim olan ve Saddam'1 lanetleyen kitaplar yaytmlayan, ar;tk Suudi yanhs1 kanat yer almaktaydt. Eger Korfez bunahmt uza)'lp gidecekse, bu boliinmeler Mtstr'daki siyasi giir;lerin yeni bir bir;imleni~i ­ nin habercisidirler ve M1s1r siyasal y~ammm gelecek donemdeki bir;imini ve 6ziinii belirleyeceklerdir. Baz1 partiler, yeni siyasal olu$umlann gerisinde ka-

larak ortadan kalkabilirler. Bu durum, yalntzca ic; politika)'l degil, Mtslr'm bolgede oynayaca8J. rolii de etkileyecektir. Kabaca soylemek gerekirse, M:s;r'm Kcnfez bunahrm kar~1smdaki twn ve bu kom...:laki Amerikan programmm destekJenmesi daha n:~:··Tekri u; vennemi~­ tir. Sonu<;, bunahmm nas1l crtad::ll• kalkacagma ba~­ hdlf. Mlsir, Arap dunyasmm lideri ve kurtanclSl olma)'l arzulamaktad1r, ama bunun bede1inin Irak'm )'1 ktml olmast, Mtstr'm zaferine ~C. t bir tad ven:cek ve rejim. ABD'nin i$birlikyisi clara:~ koru bir un kazanma riskiyle kar$1 kar~tya kalacakttr. M1s1r, uzla:?Unna roliim1 daha iyi oynayabilir miydi ve bir :tnla~rna yolu bulabilir miydi? Se~me ~ans1 v:1r nuyd1? KatklSl kar~~h~nda daha adil bir bedel Odeyebilir miydi? D1~ cit>.stegin gi.ivenilir olmayan miko:an ve ABD'nin 7 milyar dolarllk asker! borcu silmesi, dmumun ciddiyetini ortaya koymaktadtr. Bu sorulann ve daha b·.;·t;ok l">a$1-:.a son.m-..~n cevabt Abdin Saray1'ndan r;oh: Bt>yaz. S::t::;:-.:c;un vt-riie.:ek gibi gon::muyor. Yine de: cevap vec.n;; sorumlulugu lviUbarek yonetiminin r.. m:.zlat1ndac ·'· !vhstr'cl.a hallona kar~l sorumlu bir y.:'Jncrim oh:$ana kadar bu sorulara bir cevap bulmay1 1!.f ll it c:cit weyi2.. (Middlt East Repor.'t.n Ocak-Subal 1991 saylStndan. ~tv: l:i..."JS BAKER)

53


\

'

Filistin ayaklanmas1n1n anlarn1

SALiM TAMARI '

54

l srail devlerinin kumlu~unun 40. ylldonumu olan rail'in, elbette zor kullanma gucC1 ve geni$ b ir istih1988'de israil'in Bau ~eria ve Gazze ~eridi'ni i~gali­ barat ag1 ile desteklenen bir bic;imde, b6lge iizerinnin 20. y1h da doldu. Bu, israil'in kontrolunde Celideki siyasi egemenligini iizerine in~a ettigi temeldi. le'de iki ku~ak, Ban ~eria ve Gazze ~eridi'nde ise bir Fiziksel altyaptyla ilgili olarak, israil, Ban ~eria ve ku$agm yeti~mesi demektir. Batt ~eria ve Gazze ~eri­ Gazze ~eridi'ni kendisine baglayan telekomiinikasyon di nufusunun yakla~Jk yiizde 60'1 1 7 ya~m alnndadtr ve ula~urma agm1 yeniden kurmak ic;in bUy11k bir c;ave herglin israil askerleriyle ~u~maya girenlerin astl h$ma ba~latu . Ariel veya Hebron (El Halil) bolgesinkesimini bunlar olu~turuyorlar. Ya~ 6nemli, c;unku deki Qiryat Abra'daki bir Yahudi yerl~im birimi i<;in Tel Aviv ya da Kud us'le bagla·n u kunnak, Bau ~eria'­ gene; insanlar ya~amlannt yitirme ya da sakat kalma daki bir Yahudi yerle~im biriminin c;evredeki Arap korkusunu yitirmeye ba~byorlar. israil, 1967 Haziran'mda Ordun, Suriye ve M1s1r orkoyleriyle ili~kiye gec;mesinden daha kolay hale geldulanm yendikten sonra i~gal tOpraklanna girdigindi. Bunda, Yahudi goc;menlerin Arap niifusunun yode, bu topraklan ne yapmak istedigi pek ac;1k degilgun oldugu bOlgelere ugramaks1zm serbestc;e hareket etmesini saglamak gibi b ir guvenlik kayg1S1 da etkidi. Zamanm Ulusal Birlik hiikumetinin iki kanad1 arasmda, ~imdiki birli~ hukilmetindekine benzer, yogun liydi elbette. Ama ilk ba~ta dii~iinulen, i~gal toprakbir tart1$m·a vard1. 0 zamanki birlik hilkumeti, ~im­ lanm israil d evletiyle fiziksel olarak butiinle~tirecek diki Likud Cephesi'nin merkezini olu~turan sagc1 Hebir agt olu~tunuaktt. rut Panisi ile lg:i Panisi'nden olu$uyordu. 0 donemAym $ekilde, su ve elektrik ~ebekesi ile rum to prak deki israil stratejisini belirleyen eski savunma bakaimar sistemi de israil'le biiti:mle$tirildi; Oyle ki, Araplar m M o~e Dayan'm bakl$ ac;tsl, en iyi, "israil yonetimi elektrik ve su alabilmek ic;in israil su idaresine (Mih issedilmeli, ama gorulmemeli" ~eklinde ozedenebikerot) ve israil ~ebekesi n e bag1mh kl hndtlar. Sonuc;Hr. Araplar hic;bir israil yetkilisi ile yuzyiize gelmeta Arap belediye orgi.\tlerinin is rail ve israil ekonoden kendilerini yonetmeli ve dogum kay1tlan, evlenmisine dayand1g1 bir bagtmhhk bic;imi yarauldt. me, okul gibi gunliik ya~amlanm idame ettirmek ic;in i$G0C0 VE PAZARLAR gerekli i~leri yapabilmeliler ve ayru zamanda, israil, guvenlik ve bolge (dogal) kaynaklanyla ilgili tiim koAltyapmm bUtllnle~tirilmesinden daha onemli olan, nularda stla bir kontrol uygulamahdtr. _ .. ___ . ___Mo~.e.D..a.y.an'm...israilpazarlamuArap i$gl1ciine.a~n Buna rakip bir bak1~ ac;Isl ise, bir sure once Ba~bapolitikalanmn tarzt idi. 1970'lerin ba$mdan beri, iskan izak ~amir tarafmdan d ile getirildi: israil, Araprail buyuk miktarda Arap i~c;isini israil in~aat, hizlann kalbinde bir Yahudi korkusu yaratmahd1r. Sometier, tanm ve daha sonra sanayi sektorlerine c;eknuc;ta, Dayan'tn dolayh yollardan kontrol stratejisi ga..: meye ba~lad1. Bu i$c;iler mesleki piramidin en ~agt lip geldi. Dayan, i~gal topraklannm israil'le alt}rap1, basamagtna yerl~tirildiler ve israillilerin hazen "Arap i~glicii ve pazardan olu~an iic;lii bir kurumsal mekai$i" dedikleri "a~agthk i~leri" yapnlar. nizmayla biitiinle~tirilmesini 6ng6ren zekice bir plan "Arap i~i" deyimi, "Kiirt i$i" deyiminin yerini aldt; c;fmku etnik baktmdan Yahudi tabakala~masmm en haztrlad1. Bu uc; merkezin kontrol mekanizmas1, isBirikim 22 1 $vbat1991


alt basamagmda, lrak ve iran'dan gelen Yahudi Kimler bulunuyordu. Fakat ~imdi, B.an ~eria ve Gazze ~e­ ridi'ndeki kOylerden gelen Filistinliler, Yahudi i~c;:i­ ler tarafmdan istenmeyen i~leri yapmaya ba~lamt~­ lardl. Bu ozellikle, hizmetler ve yiyecek temini ile, israil ekonomisinin niteliksiz i~giicune dayanan sektoru haline gelen in~aat sektoru ic;:in dogruydu. Arap i~giicCmfm (israil ekonomisiyle) bUrunl~tiril­ mesinin ikili bir amact vard1. ilk olarak, ozellikle israil'in hem yaunm hem de Filistin urunleri ic;:in pazar anlammda, yerel endusrrilerin geli~mesi ve buy(lmesi ic;:in olaganustO. engeller olu~turdugu ~artlar­ da, Arap nufus arasmdaki yaksek diizeyde i~sizli~n yarataca~ toplumsal basklyt engelledi. Ayn ca, bu politika israil'e i~ga l topraklanndan gelen Arap i~g(tcu alom sayesinde dii~ilk i~lerden kurtulan Yahudi i~­ giic(tm1 massetmek ic;:in serrnaye yogun endusrriler kurrna imkam verdi. Sonuc;:ta bugiin yakla~1k 100 bin i~c;:i her gun Ban ~eria ve Gazze'deki kamp, koy ve kentsel bolgelerden israil'e gidiyor ve bunlann bilyak bir c;:ogunlugu a~am koylerine donuyorlar. Bu i~c;:ilerin yakla~1k yans1 in~aat sektoriinde c;:ah~tyor. Bu grup, Ban ~eria'daki toplam i~giicunun uc;:te birini, Gazze ~eridi'ndekinin ise yansmt olu~turuyor. Oc;:uncii butunle~tirme mekanizmast ise pazarlardtr. Ban ~eria ve· Gazze Seridi israil mallan ic;:in en onemli pazar haline geldi; eger elmas ve askeri donammt da hesaba k.1tarsak, belki yalmzca ABD ilk SIrayt ahr. i~gal topraklanna giren mallann yakla~1k y(lzde 90'1 -ki 1986'da 780 milyon dolar kadar tutuyor- israil'den gelir. Bu miktar israil'in toplam ihracaumn yl1zde 11 'inden buyakrur. Ban ~eria ve Gazze Seridi pazarlan tarifelerin olmadtgJ pazarlardtr; yakmh~ ve elbette neredeyse hie;: rekabet olmamast nedeniyle israilliler bu pazarlara kolayca eri~i rl er. israilliler, Arap mallannm israil sektOrlerine ginnesine izin verrnedikleri gibi, Araplar ic;:in iiretim yapacak yerel sanayi uretiminin geli~mesini de engellediler. BOylece, Araplar, israil mall buzdolaplannda koruduk. Ian israil'in i~lenmi~ gtda maddeleri ic;:in zoraki bir pazard1r. Bu iic;: mekanizma, -alryap1, i~giicu ve pazarlar- israil'in ~gal topraklan iizerindeki politik kontrolunun kurumsal yap1 ta~lan olarak goriilmelidirler. Fa kat bu mekanizmalann kendileri, bu komrolun harct degildirler. Nihai olarak, israil'in i~gal topraklan uzerindeki kontroh1 sosyo-ekonomik degil, politik ve askeridir. Siyasi kontroliin arkasmdaki yapt~tmcl guc;:, 1968'de ba~layan topraklara el konmas1 ve (Yahudi) go~men kolonyalizmidir. ilk donemde, i~c;:i Partisi kontrolu elinde tutuyordu. Amac;:, Ordun ve Ban Seria arasmda insan ku~ag1 vazifesini gorecek Yahudi yerle$im birimleri yaratmakn. israil ilk olarak, jericho'dan Ordun'e <:tkl$1 olan Ordun vadisi koridorun-

da bir dizi Yahudi yerle~im birimi olu~turdu. Bt~nun arkasmdaki du~unce ise, i~gal topraklanm bir ban~ anla~mas1 ka~1hgmda Ordiln'le de~$ toku$ etmekti. 1970'lerin ba~mda Ba~bakan yard1mcts1 olan Yigal Allon'un adtyla amlan planm ozii buydu. Ukud, 1977 sec;:imlerinde iktidara geldi ve ban~ kar~1hgmda toprak perspektifini tilmuyle sabote etti. Likud, i~gal topraklannm yeniden Arap kontrolune gec;:mesi ihtimalini onceden engellemek ic;:in, RamallahNablus-Hebron-KudCtS'un olu$turdugu nufusun yogun bulundugu orta Filistin'de yogun bir Yahudi yerl~im merkezi kurma surecini b~latn. Boylece, bundan sonra, herhangi bir Arap giicu -Filistinliler ya da bir Arap devleti- ile toprakla il&rili herhangi bir anla~ma ic;:in goru~me giri$imi is rail ic;:inde toplumsal bir c;:au$maYl at~leyecekti. Bu donem, IJkud'un, Araplarm oturdugu bolgelerde Yahudi yerle$im merkezleri kurmak ic;:in, iskan hareketi ile baglanoh ~m dinci Gush Emunim hareketini destekledigi donemdi. Eger bir haritaya bakar ve yerle~im yerlerini -Ban Seria ve Gazze Seridi'nde 120 kadar vard1r- renklerle kodlarsamz, i~c;:i Panisi doneminde kurulan yerl~im merkezlerinin Ordun Vadisinin bausmda yogunla$nken, Likud'un desteklediklerinin genellikle orta b6lgelerde, Arap nilfusun y~ad1~ bOigelerin onalannda oldugunu gOrilrsiiniiz. Bu yerle~im yerleri, yaygm olarak topraklara el konulmasma yol ac;:mt ~ur. Simdi Yahudi Ulusal Fonlanna aktanlm1~ olan devlet ya da kamu topraklannm yamstra, ozel Arap mulk sahiplerinin topraklanna da el konulmas1 zorunlu idi. Ban ~eria'daki tum topraklann yl1zde 55, Gazze Seridi'nde ise yuzde 30 kadan $imdi Yahudilerin elinde. Bilerek, israilliler ·de~l, Yahudiler dedim. israil'de kamu topraklanyla ilgili ulke~m bir tammlama vard1r, oyle ki bu sayede toprak tiimilyle Yahudilere aittir, ama yalmzca lsrail devleti ic;:indeki Yahudilere degil, Yahudi olmayan israil vatanda$lan toprak sahibi olamazlar, ama israil'de ya~amayan Yahudiler toprak sahibi olabilirler. BugOn Bau ~eria ve Gazze ~eridi'ndeki goc;:menlerin c;:ogu Sovyetler Birligi, Kuzey Amerika ve bir olc;:ude latin Amerika'dan heniiz yeni gelmi$ Yahudilerdir. Sovyetler ve Amerikahlar nihayet Bau Seria'nm tepelerinde ve Gazze'nin plajlannda ban~ ic;:inde biraraya geldiler. 197Tden Once goc;:menlerin ideolojik dogast ve yerle~irn birimlerinin fiz iki dawhmt kontrol edilebilir durumdaydt. Gelecekte kurulacak siyasi yerl~im birimleri aracth~yla izole edilebilirlerdi. Goc;:menler, onemli miktarda tazminat ka~11Jgmda topraklanru vermeye haztr olduklannda, Sina'da olanm benzeriydi. Ban Seria'daki mevcut Yahudi goc;:men hareketi ise ideolojik balomdan oyle "bir taVlr ic;:indedir ki, bu ki~iler muhtemelen herhangi bir toprak pazarh~na ka~1 sava~acaklarchr. Likud da onlann muhtemelen sava~-

55


I

· ·· · · ·cak1anm biliyoh·e biterek onlann u~maz tutumunu destekliyor. Boylece, herhangi bir toprak pazarhgt durumunda "balun, biz de ban~ isteriz1 ama bizim de se~menlerimiz, bUyuk bir ~ogunlugu burayt Tel Aviv ya da Hayfa'dan daha ta~ la, hele Brooklyn'den daha daha fa zla kendi topragt 0l:uak goren vatanda!?lanmtz var" diyebile:cekler DiRENi$iN EVktLERi

56

Bu uyn$mazhk s!y:lserine k~.r~1 Filistinlilerin direT\i~i iyi bir ~ekilde bdgelenmi~ti. Bu direni!? ~e~itli bic;imler aldt, kararliyd1, zamana yaytlm1~n ve kimi kez $iddete ba$vurdu. Burada biirunle~tirme/ilhak politikasma ka~• filisti nlilcrin direni~inin iki farkh evresini kar$ll~urmak istiyotum. Birine kurtulu~. digerine bagimstzhk eVl·esi diyeccgim. l970'lerin orrasma kadar, Filistin ulusal hareketinin, hem s6ylem hem program olarak hede.6, buWn Filistin'de laik bir devlet kurmaktL Bu amac1 gerc;ekle~tirmenin yollan silahh miicadele ve uzun bir halk sava$1yd1. Hareketin yalmzca sol kesimlerinde degil, ana aktm olan El Fetih'c;ilerin . akhnda da Vietnam/~in modeli egemendi. 1970'lerin ortalanndan beri ve buyiik oranda, ilk kez Arap diinyast ile israil'in askeri gucu arasmda bir ye~emezligin ya$anchgt Ekim Sav~1'nm sonucu olarak, Filistin ulusal hedeflerinin ideolojik formiilasyonunda 6nemli bir degi~iklik, kayma oldu. $imdiki strateji, israil'in i$gal topraklanndan ~ekilmesini ve israil'in ~ekilecegi bu topraklarda bir Filistin devleti kurulmasmt amar;llyor. B~ka bir deyi~le, Filistin ulusal hareketi, aralannda, israil'in rumuvle kontroliin, de kalacak bolgelere Filistinlilerin donme haklan ve kay1plannm tumiiylc razmini.nin de oldugu belirli $artlann kabulu ko!iuluyla, israil devletiyle birarada ya~ayacak bir devlet kurmaya niyetli olduklan i~are­ tini vei·di. Bu stratejinin bir sonucu, temel ama~lan Yahudilerle e$itlik olan israil'de y~ayan Filistinlilerle, astl amacm aynlma ve ba~ms1zhk oldugu Ban $eria ve Gazze ~cridi'nd e.ki Fil istinlilerin mucadelelerinin do~asmt birbilinder. farkhla$Urmas1yd1. Buna ek olarak laik siyaset dili , bagunstzhk ve egemenlik dilinden daha az kullamhr hale geldi. Laikhk ha!il. Filistin ulusal hareketinin ideolojisidir. Ama hareket arok Filistin halktm inan<:lanna gore -Miislurnan, Htristiyan, Yahudi- diye tammlatmyor, mucadeleyi temel olarak Araplar ve Yahudiler arasmdaki hi~ mucadele olarak goruyor. Bu donemde Filistin Ku1tulu~ 6rgiiti1 (FKO) i~gal topraklannda, ri1$eym halindeki iktida"r kurumlan olu~turma stratejisini geli~tirdi. ilk olarak, 1976'da israil'le i~birligi yapanlan cezalandmnaya rakip bir y6nelim olarak belediye ser;imlerine girme sorunu ortaya c;1ko. Bu. ayru zamanda, gelecek iktidann kurumsal bil~enleri olarak hizmet verecek i$c;i sendikalan,

meslek kurulu~lan, belediyeler ve Ozellikle O.niversiteler gibi yerel kurum1ann ge~tirilmesi demekti. BOyIeee, Filistin devleti kuruldugunda bir bo$luga dogmayacak, kendisini destekleyecek daha Onceden hazlr bir politik altyapt ve sivil kurum1ara sahip o1acakn. Bu kurum olu$turma stratejisinin ba$ka bir yom1 de hayatta kalma nosyonudur: israil gidene kadar, ki daha uzun sure bm-ada kalacaklar, toprak i$gali, baskt ve siirgiin ytllannda hayatta kalmamtza yardtm ede.cek nolirik irade ve kurumsal vamlara ihtivactmtz .. , ,. " var. Bu resm'i olmayan direni~ (isterseniz onu boyle de adlandtrabilirsiniz) ya da kurumsal direni$ stratejisi, gerr;ekte onu tasarlayanlarm ongordiiklerinden bile r;ok daha fazla ba~anll oldu. 1970'lerin sonuna gelindiginde, bu strateji Filistin milliyet~iligi ve Filistinlilerin arzulanmn tek birl~tiridsi olan FKO'niin siyasi hegemonyasnu tam olarak kurdu. Ve, Likud'un 1981 'de Hebrew Oniversitesi'nde Arap dil ve edeb iyau profesOrii olan Menahem Milson'u Ban ~eria'­ )'1 'yonetmek" ic;in atadtgtnda b~latogt ''demir yumruk" politikast, bu stratejinin ba~ansma bir tepkiydi . Milson, Mo$C Dayan'm Araplan c;ok faz1a kendi bll$lanna b1rakugmt ve Filistin milliyetr;iliginin azmastna izin verdigini dCt$ilniiyordu. Milson, bir olumlu mudahale polirikas1 onerdi. Ona gore, Filistin milliyetc;ileri cezalandmlmah, "olum1u" di1~11nen, yani ir birligi yapmaya niyetli Filistinliler ise desteklenmeliydi. Bu. Likud'un astl amac1 FKO'm1n iktidar Clslerini askerr ve politik olarak ezmek olan, l980'lerin ba~mda uyguladtgt genel politikanm bir parcastydt. Lubnan kampanyas1 bu politikamn en ~iddetli bolflmuydu. Bu politikamn dogal bir sonucu, i~gal topraklanndaki milliyetr;i kutumlann politik olarak basnnlmasJydt. ist-ail 1976'da demokratik olarak sec;ilen belediye meclislerini dagm1. "Sivil yonetim" maskesine biirunmu~ olan askert rejim bir tutuklama, resmen su(lamadan g6zaltmda tutma, smtrdt~l etme, ev • )'lkma dalgas1 ba$lam ve My Birlikleri olarak bilinen i~birlik~i milisleti oh\~turd u. 198l'den sonra topraklara el koyma uygulamastnm geni~lemesi He birle~en bu bask! eylemlerinin olu~turdugu birik.\rn, !]imdiki ayaklanmamn hazulayJctsJ iJi. ":)emir yumr..:k' politlkasmm ikinci a$3mast izak R~:J)\ n sav~.;;·,rn;.; ba~n; olduktan sonra l985'de ba!5lad: ~ "lliSti nlil{!l' IsraW!r; cl)us;~l gP..~len~ . ka~1 bir go<oJar,. olarak Koy i3irliki.:!r; olU$turrna ~­ baianm ba~anh Hr ~eblde ,veniir!.ive u"'ratnlar. Pet. 5 rol ilreren Korfez u!k'~h·rindd<i d wr.omik du~ii~un ba$lamast ist: IS ·•rayar. gene; Filistinliler ic;in 6nemli bir subab1 kap~tt.t. FKO ve tJrtliin, far:-:!1 sek~orlerde rekabete dayah mah :!c:·rt>k v t 0!-~,'l niz;;.syonlara ba~­ ladtlar. ~a u~n1" 1:~ .' :'!.;:, 'id •1k<;u ;;;··to Rabin doneminde israil bt.'l\lc 1 (iniemlt:t l'H 0 )-k. )"(•[';,mla.;;urdi ki, 1\ itikin, 22 f

~ubat ;

991


-------------------------------- --·

""

..

~---- -~

'

- ·- - .. ... - ...... ·--.. .. ~--

"

savunma bakanmm kendisi bile "demir yumruk" terimini kullamr oldu. Bugiin gordu~umiiz sivil itaatsizlik ve silahh kuvvetlerle yao~malar 198l'den 198Tye kadar, -kesinlikle 1985'den beri- olanlardan radikalligi bak1mmdan farklt degildir. Giinliik, haftahk, ayhk hadiseler vardl, ama bu ~ao~malann yaygm bir karakter ta~1mas1 , bunlan kontrol edilebilir hale getirdi. israilliler bunian izole edebildi ve toplumu pasif tutmayi devam ettirebileceklerini dii$iinduler. Bu kontrol alnnda tutulabilir bir isyand1. ~imdiki ayaklanmada yeni olan ~y. bu ayaklanmanm boyutlan ve karakteridir. Boyutla, daha ~nee kanlmayip da ~imdi ayaklanmaya kaulan ~ok sayida insam, k.admlar, <;ocuklar, daha once israil'de <;all$maya ah$ml~, ama $imdi u~ aydrr grevde olan i$<;iler, belli ba~h kent merkezlerindeki ekonomik sektOrlerin ya~m hatnru olusturan serbest meslek sahipleri ve dukkan sahiplerini kastediyorum. Burada, Rabin'in ayaklanmanm baslangJ.cmda, bunun d1~rdaki ki~klruCilann hareketi oldugu seklindeki sozierini haoriamak iigin<;· oiacaktu. Rabin, "iyi bir halka, iyi Araplara sahibiz. Tunus'taki Ebu Cihad'm telefonlanyla harekete ge<;en birka<; 6fkeli insan var" diyordu. lki hafta sonra, ayaklanmanm boyutlan Filistinliler de dahil herkesi ~asmn. Rabin'in bas• dertteydi. Eger. FK6, bu ayaklanmayt ba$latmt~sa, o zaman U1m halk1 harekete ge<;irebilecek gil<;te demekti. Bunun uzerine, Rabin tutumunu de~tirdi. Ve simdi biz Rabin'in, bu ayaklanmanm kendiliginden, uzun ytllardu biriken hayal km kl1gt ve Filistin milliyet~i­ lig)nin tedavi edilmemis iltihaph yaralannm sonucu oldugunu gosteren istihbarat raporlanmn varltgmdan bahsettigini biliyoruz. Ama Rabin'in hala ba$1 dertteydi: hangi $ekilde olursa olsun, bu israillilerin kontrol edemedikleri bir krizdi. Rabin ve israil savunma sistemi kitlclerin kendiliginden hareketi ile ugra~ma­ nm, FKO'niin darbesi ile ugra$maktan daha iyi olduguna karar verdiler. AYAKLANMANIN SONU<;LARI

Rabin'in ikilemi ayaklanmamn astl sonu<;lanna i$aret ediyordu: ayaklanmanm boyut ve surekliligi israil kontrohine onceden beklenmedik bir bi~mde . . ' meydan okudu. Israil aruk "i~gal topraklanm" yonetemiyordu. Bu onemli nokta, zaman zaman basm yaym organlannm, dikkatlerini ayaklanmayt kontrol teknikleri (yani ger<;ek cephane, dayak, gozy3$3TUCl gaz ve plastik mermiden olu$an se<;enekleri arasmdan ne gibi bir kombinasyonun Filistin halklm geriletecegi) sorununa yoneltmeleri nedeniyle golgede kald1. israil ordusunun mart aymm ortalannda kullanmaya ba~­ ladigi yeni alet ise, Filistin ekolojisi ile israil teknigi-

..

-

..

, , _ , '"

nin yarauc1 bir sentezi idi: "Manctmk". Bu alet, buyC!k bir ta$ sepeti ile binlerce orta biiyC!klukte ta$1 bCIyC!k bir hiZla atabilen doner bir taretten olu$uyordu. Ama as1l sorun, israil'in giri~imlerinin, gosterdigi \;aha oranmda ac1kh bir hal almas1yd1. Yigit, ku~anhm~ Davut imaj1, bir daha onanlamaz ~ekilde ytkllmt$tl. Nablus ve Hebron'un ve Ban Seria ile Gazze Seridi'nin yiizlerce koyiiniin yocuklan, (israil'e verdikleri -~.n) tahribata a$ag1lanmayt da eklemek i<;in Davut'un sapamm buyuk bir maharetle devrald1lar. Sonu<;ta ortaya <;tkan ~uydu : Akdeniz'in en biiyt'ik askerf giicu, aruk, tek silah1 sokaklardaki ta~ ve korkusuzlu~ olan sivil bir halkln kendili~inden direni$ini basnramtyordu .. ikinci olarak. ayaklanma Filistin politikasmm <;.ekim merkezinde, Filistin dt$mda Lubnan, Suriye ve Ordun'de ya~ayan Filistin cemaatlerinden israil'in l967'de i$gal ettigi topraklara dogru bir kaymay• ifade eder. 1970'lerin ortalannda ba~layan bu kaymamn donum noktalan Filistin Ulusal Konseyi'nin 1974'de Ban Seria ile Gazze ~etidi'nde bagtmstz bir ut=vlt:i. kutullua5i i.;in y.rpugl ~agn, 1976'da belediye se\;imletine girilmesi ve daha once anlatog.m kummolu$turma stratejisidir. Bir zamanlar FKO liderligi i~­ gal topraklan i<;indeki hareketleri yonlendirirken, ~imdi i<;erdeki hareketler dt~ardaki Filistin politikasmm formulasyonunun tonunu belirlemektedir. Ocunca olarak, ayaklanma, yalmzca Ban ~eria ve Gazze Seridi'ndeki Filistinlilerin degil, ilk kez, Celile ve ba~ka yerlerdeki israil'in Arap vatandaslanmn da kaulmas1 baklmmdan onemlidir. Daha once de Ye$il Hat'm otesinde Filistin!ilerle dayam~ma Omeklerine rastlaruyordu, ama bunlar $imdiki 61\;ek ve tarzda degillerdi. 21 Arahk'taki (1988) genel grev beklenmedik bir geli~meydi . Genel grev, israillilere, tuttuklan yolda devam ederlerse yalmzca i$gal topraklanndaki Araplarla degil, ama "kendi" Araplanyla da ugra~mak zorunda kalacaklanm gosteren bir uyanyd1. Ayaklanmanm dorduncu ve <;.ok onemli bir sonucu ise, ~imdiye kadar bOliinmii~ durumda olan rum farklt Filistin gruplan i<;.i.n bir politik birlik imkaru yaratml~ olmas1dtr. Simdi direktifler yayinlayan bir Birle$ik Ulusal Ayaklanma Komutanhgt var. Halk, grev, ~an~ma ve sivil itaatsizlikle ilgili bu direktiflere cevap veriyor ve direktiflere uyuyor. Dahast, ~imdiki ayaklanmamn devrimci retori~ne, hallan neyi yapabilip, neyi yapamayacag1 konusunda gu<;h1 bir pragmatik kavrayt$ e$lik etmektedir. Komutanhk, halkm kanhmma stmrlar getirmekte, ama bu kanhmt durmadan geni~leyen ~e~relere de yaymayl ustlenmektedir. Bu nedenle, $imdiki hareketin, l938'de e~kiya ­ hga donu~en 1936 ayaklanmasmm du~tugu tuzaklardan koruna ca~m bekleyebiliriz. Sonu~ olarak, ayaklanmanm, politik duzeyde Bau

57


Seria ve Gazze Seridi'nin israil devletiyle fiziksel, ekonornik ve altyapt olarak bilti.inl~tirilrnesinin geri donOlrnez sonu~lar yaratttgt du~fincesini ytkn~m samyorum. Bu du~Once, Meron Men\'esti ve Filistin kanadmda Sari Nusaibeh gibi insanlann dahil oldugu • bir di.i~i.ince aktmt tarafmdan savunuluyordu. Bunlar, bilri.inl~menin ~ok ileri ~amalara ula~ngmt, bu a~amada bizim umabilecegimiz en iyi ~eylerin, yun ta~ olarak ~it muamele gormek ve vatanda~hk haklanrun tanmmast icin . mi.icadele etmek oldu!hlnu sf>v. luyorlard1. Filistinli ~ocuklann yalmzca birkat; gunluk bir ayaklanmastyla bu garip yaptsal belirlemeci ·iddialan ri.imuyle yerle bir etmesi oldukt;a dikkate deger bir ~eydir. Hem Filistinlilerin hem de israillilerin bakt~ a~tsmdan, aynlmamn tek yol oldugunun t;ok a~tk oldugunu ve Filistinlilerin egemenligi hatn dogrultusuti.da bir aynhnarun gelecek it;in <;ok kesin, apk bir se~enek haline geldigini du~unuyorum.

-

Rabin'in ayahlanman!n birihmi~ hayal hrnhlthlan ve aalann· sonucu oldugu sehlindehi ihinci tesbitine katillyor gibisini.z. · · .

.

• Rabin'den, Israilli stratejistl'erin ne du~undukleri konusunda bir ipucu vermek i~in s6z ettim, yoksa onun degerlendirmelerini payl~ttgtm i<;in degil. Hayal ktnkh~ kelimesinin dogru kelime olmadtgtm samyorum. Hayal ktnklt~, sevgiliniz a~kla ilgili 6neri, lerinize cevap vermedigi, reddettigi zaman hissettiginiz ~eydir. Bizim burada hissettigimiz ~ey ise, baskt. Bu, zihinsel bir psikolojik durum degil, fiziksel olaylara ka~t politik bir tepkidir. Birinci olarak, hiyera~ik kontrol bit;imini gizlemedig:i, ikinci olarak da tepkinin dogasmt yanh~ anladt~ it;in, hayal kmkh~ kavramt lsrail ile i~gal topraklan arasmdaki ili~­ kiyi yanh~ aksettirmektedir. (:unku tepki bilint;Siz bir patlama degil, politik saikleri alan, kendiliginden, ama a<;tk politik hedefleri olan bir tepkidir: Bagtmstzhk istiyoruz, si.zi burada gormek istemiyoruz, defolmamzt istiyoruz! Tepkinin ta~lar gibi hem sava~ ara<;lan kullanmast ger~egi, arkasmdaki politik mesajm at;1khgmm degerini azaltmamah. Kendiliginden oldugunu soylediniz, dl$ardan yonlendirilmedi mi?

58

• Kendiligindenlik ve dt~ardan yonlendirilme, birbirlerini zonmlu olarak dt~layan kategoriler deg:ildir. Ayaklanmamn ba~langt<; ~masmda kendiligindenlik egemen unsurdu ve ulusal hareketin zorunlu bir par~as1 olmayan gen<; sokak c;:etelerinin kan~ugt bir ~eydi. FKO bunyesinde yer alrnayan Gazze Seridi'nde fundamentalist bir alum da ~e kan~tt. Ama ikinci haf-

tadan itibaren, ~e politik hareketlerin kan~tlgt actku. Birle~ik Komutanhk tarafmdan yaytmlanan bildiriler, komutanltgtn kendisini FK6'niin bir part;ast, bir kesimi olarak du~undugunu at;tga ~1kardt. Sorun, FK6'den olinak ya da olmamak sorunu degil, sorun Filistin ulusal hareketinin iki boyutu olmastyla ilgilidir. iki boyut arasmda yuksek derecede bir koordinasyon var, ama fiziksel farkhbk ve FKO'nun bu bile~enleri arasmdaki gil~ farkt nedeniyle aym degiller. Fundamentalist Musluman gruplann gucumln, leerde dt~ardan, Gazze Seridi'nde ise Batt Seria'dan daha biiylik oldugu a<;tk. Ozet olarak, kendiligindenlik unsuru hareketi haztrhksu yakaladt, ama hareketin ktsa surede ivme kazandtgmt soylemek isterim. Bugun, hareketin dt~ardan degil icerden yonetildigi konusunda herhangi bir ~iiphe yok Dt!janst, i<;erinin politik gucunun farkma vardt. Sonu~ta, ~unu soruyorsunuz: ir;erdeki kadrolar ile El Fetih, Halk Cephesi ve Demokratik Cephe, vb. dt~ardaki liderlik arasmdaki organik bag kesin olarak nedir? Bu benim cevaplayamayacagtm bir soru. Ni~in FKO Filistinlilerin Shultz'la go~mesini engel-

ledi? • Shultz'un ziyareti, Filistin sorunuyla gercekci olarak ilgilenmeyi reddetme ~eklindeki buytik Amerikan gelenegine uygun bir ziyaretti. ABD ~imdiye kadar israil'in i~gal topraklan uzerinde gelecekteki egerrienligiyle ilgili en a~m ifadelerini destekledi ve topraga dayah bir cozum konusunda bizzat Filistinlilerle gorli~me masasma oturmayt du~i.inmedi. Filistinlilerle goru~meyi reddeden Shultz'dur. Shultz get;mi$te, kendi gozunde, Filistin halkt tarafmdan kendisini temsil icin secilmi~ olan liderligi aldatmaya niyetli olan Filistinlilerle (isterseniz, kilcuk "P' ile yaztlmt~ filistinJiler diyebilirsiniz) goru~tu. Neden Filistinliler, Shultz'la goru~up ona bunu anlatmadtlar? Shultz'un gerr;ek durumu bildigini samyomm. Filistinliler Shultz'un bunu bildigini biliyorlarch. Ve Shultz eger goru~rne ko~ullanm degi~tirseydi, Filistinlilerin kendisiyle ni~in gorii~eceklerini biliyordu. Bugun bircok Filistinlinin, Filistin sorununa ozerklik bit;imlerini de i<;eren ara <;ozumler -bu ara t;ozi.imlerin i~birlikt;ile r~e degil, Filistin liderligi ile goru~ul­ mesi ko~ uluyla- du~i.inmeye egilimli oldugu a<;Jktu. Filistin liderliginin bir Filistin devleti ile yan yana egemen bir israil devletini kabul eden bir ~oziimu du~unmeye niyetli oldugu ~imdi a<;tga t;tkm1~or. Ama bu go~melerin konusu, israil'in hegemonyast·alnnda bir "ozerklik" degil, egemenlik olmahdtr. Go,menlerin baZt 'ozllmlere

ha~1

direnmedeki rolle-

Bidkim 22

I~

u bat 1 9 91


..

............................................--------------------------------------·-------·---------------------------------------------

---·~

...

-.

• Filistin ulusal hareketi ic;inde, Miisliiman alamlar, bir~ok sol grubun da i~inde yer aldtgt laik bir ha-' · reket olmast nedeniyle daima FKQ'ye ka~1 c;ok d11$• Su an ka~1 ka~tya oldugumuz durum budur: Eger israil i~gal topraklanmn kontrolilnu elinde tu- manca bit tutum talonmt~lardtr. FKO'niin gelecektetuyorsa; 2010 y!lma gelindiginde Fihstinde Araplar ki Filistin toplumu ile ilgili olarak onaya koydugu gove Yahudiler arasmda sa)'l olarak ~itlik ger~ekle~mi$ . t:ii~ ve iislup, Milslilman alomlar i~in ho$ bir ~ey deolacak 1987, 1948'den beri, kutsal topraklarda do- gildi. Bunu ~ok iyi biliyorum, c;iinkii ideolojik miigan Yahudi bebek kadar Arap bebegin dogdugu ilk cadele alanlanndan biri de iin iveisite kampiisleriy)'1ld1. Golda Meir'iri de k~b'usu buydu. Nufustaki bu di. KI.sa bir sure Once, 1983-84 doneminde, Musliiman I<ard~ler ve muhtemelen daha az radikal diger geli~melerle ilgili olarak ne yapabilirsiniz? i~~i Partisi, 'i~gal toprakla,nndan ne kadar ~abuk kurtulurlar- kana dar ulusal harekede uz~maya, buna ka~thk da, ulusal hareket, islamf alamlan Filistin toplumundasa,_ o kadar iyi olacagtm dii~iinuyor. israil siyasi yap1Smm sol kanachmn aklmdaki budur. Sag ise, bu top- ki m~ru muhalefetin bir par~t olarak gormeye b~~ raklan, Yahudi egemenligini istiyor, ama Filistinlile- ladt. 0 zamana kadar bu iki alom arasmdaki ili$kiler re vatanda~ gibi davranmak istemiyor. A$m sag el~ok gergin, hazen de ~iddet i~eren bir nitelik ta~tyor. du. Ashnda, ulusal hareket daima, Miisluman alambette ilzerinde insan olmayan toprak istiyor ve a$ln lara nerdeyse vatan haini gozuyle bakn. israil gizli sersag israil'de gu~leniyor. Ama israil'i yaliuzca, a$m sagtn gUy kazand1gt bir yer olarak gormek yanh$ olur. visinin Miish1rnan alomlarla i$birligi yapugt durumYahudi kamuoyunun ve Yahudi partilerinin onemli lar oldugunu biliyoruz. Omegin, 1970'lerde Celile'bir boliimu Filistinlilerle go~me yoniinde daha ce- deki Umm el-Fehm'da israil Miisluman gruplara sisaretli adtmlar auyorlar. Ne yaztk ki, ban$ istegi laslah temin etti. Bu gruplardan bazilan bu silahlan El men nufus olarak ~itlenmekten duyulan uk~1 kay- Fetih iiyelerine verdi, ya da emin degiliz ama, satn. gJdan kaynaklamyor. Fakat bu bizim lehimize i~le­ Bu durum ac;tga ~1kt1gtnda, gizli serviste bir skandal yen bir $eydir ve bu kii~iik inayederi i~in Tannya $iikpadak verdi. Umm el-Fehm'daki Miisliiman I<ard~retmeliyiz. israil'in ortak bilincinde bu gedigin apl- ·ler'in israil devletinin ajanlan olduklanm sOylemiyomasmda, ayaklanma en son ~rna idi: ilk olarak, b6yrum, ama kesinlikle belirli dilzeyde bir manipulas· le devam edemezdiniz; ve ikinci olarak Bau Seria ve. yon vardt. Gazze Seridi'nde gizli servis, Miisliiman I<arde~ler'in Gazze Seridi yonetilemez hale gelmi~ti. Ne kadar erken bir c;oziime u~usak, herkes ic;in o kadar iyi olur. Klztl Ay ve komiinistlere saldtrmasma izin verdi. iki kez Gazze Seridi'nde i~ki depolanm yakular ve gizli Ayahlanmanm devam etme $ans1 nedir? servis hic;bir $ey yapmad1. Bu nedenle, israil'in Musluman alomlan Filistin milliyet~iligine ka~t sava$ta • Bunu soylemek zor. Daha $imdiden, israilli ve degerb bir arar; olarak gordugti a~1knr. 1983-84'\e birArap birc;ok ki~inin en cesur tahminlerinin otesine likte, bu manzara degi~ti ve iki ~ey oldu. Gazze Serigec;ti. Klsmen genc;ligin ~evkirlden dolayt. Ancak, kri- di'nde Mii.sluman ak~mlar hem 6rgiitsel hem de balktik nokta, ayaklanmaya kanlan herkesin, bunu genytan gOrdukleri destek anlammda gii~lenmeye ba~la­ lerdeki gibi aynt $evkle yapmastdn. Onumuzdeki aydtlar. Ostelik, -belki bu iki $ey birbiriyle ili$kilidirlarda, siireklilik mekanizmalanru pllinlamak zorun- politikadan bahsetmeye ba~ladtlar. Omegin, iiniverdalar. Aksi durumda, bir bakkal hesabmm bu tarz bir site sec;imleri ic;in yaytmladtklan program, ideolojik ayaklanmayt nastl surdiirebilecegini dii~iinmek im- bir program degil, bir hizmet, vaatler program1 idl: Mnstz. Ama ~imdiye kadar bu konuda oldukc;a yarahar~lan dl1$iirmek ic;in mucadele etmek, kafeteryanclydtlar. Omegin, ~au~ma ve sabotaj oyle koordine lardaki yemeklerin iyil~tirmesi i~in yonetimle gO~edildi ki, bu hic;bir bOlge ve sektor iizerinde ~ok fazmek gibi, daima laik kesimlerin programlannda olan la baslo yaratmadL israil'de ~b~an i~c;ilerle birlikte ~eyler ic;eriyordu. Yani, isterseniz oyle de diyebilirsihareket etme zorunlulugu onemli bir sorun. israil'- niz, politikalannda bir thmhla~ma oldu. Bu yaunmm den aldrklan giinluk ucretle ya$ayan, yakla~1k i~gii­ ka~thgtnda ise kendi bloklanna daha ~ok kanhm olciinfm iic;te birini olu~turan 100 bin ki~i sozkonusu. du. Bau Seria'da yeraltmdaki en bftyiik gii~ olan El Niifusun geri ~alan KC!!imi kaynaklanm bu insanlarFetih i~inde de Muslilman aktmlara yonelik belirli bir la payla~mazsa, ayaklanma farkh politik muhalefet bi- sempati vardt. El Fetih'in kendisi, bir~ok ideolojik c;imlerine burunmek zorunda kalacakur. alomlann bir kan~tmtdu. Belirli bir kanadt dint kesimlere c;.ok yalondan sempati duyuyordu. Bu nedenOzeilikle Birle~ih Komutanhk kuruldugu dikkate alt- le, olumlu ve olurnsuz sonuc;.lan olan bir birliktelik n!rsa, fundamentalist Mllslamanlan n rola honusunda bic;imiyle kar~t kar~tya oldugumuzu dii$iiniiyorum. ne soyleyebilirsiniz? iyidir, ~unku en yliksek derecede politik birlik gerek- 59 rini nast! degerlendiriyorsunuz?


lidir. Glumsuz yanlan ise, daima laik bir toplum ve · Yan yol, Filistitl sorununu cozmek icir., -eger egemenlaik bir hareket olmakla oviinen Filistinlilerin bug\ln lige donCI~ecegini bitirsek- ozerklik dahil ara cozumHumeyniciligin istilasma ugramalanndan kaynakla- leri tarn~mz demektir. Bunun gerc;eklesmesi ic;in iki ~ey gerekli: israil ic;in, Filistinlil.er d1smda herkesle gomyor. rii~ebilecegi seklindeki yanlt~ fikirden kurtulmak -bu Filistinliler politik taleplerini nasd gerc;ellle$tirecekler? c;ok gereklidir- ve Washington ic;in, israil'in ula~mak zorunda oldugu bu yeni konumu desteklemek. ABD • Ta~lann, gelecekteki mucadelenin as1l unsuru ol- Kongresi'nin israil ve di'myada ~u anda varolan politik tavtrdan etkilenecegini ve sonuc;ta Filistinlilerin dugunu si.>yleyebiliriz. Ta~lar silaha donu~meyecek, kendi taleplerini cl:~h::~ g~r~ek~i. bi.<;imde .form(ile etcunkC1 isgal topraklanndaki Fiiistinlilerin silah1 vok. Sokaklardaki c;ocuklar, sivil itaarsizlik bic;imlerini kulmelerinj saglayacagt umulabilir. Bu degisikliklerin lanmanm silahh mucadele bic;imlerini kullanmaktan muhtemelen dramatik bir ~ekilde gen;ekle~ecekleri­ ni samyorum; ornegin yeni sec;imler, tek bir olay, ya daha etkili oldugunu kamtladtlar. Ama, bu politik terimlere tercume edilmelidir: Go- da belki dramatik bir jest olaylan c;ok ani olarak yeru~meye niyetliyiz ve gOiil~me g\lciine sahibiz. Asni bir dogrultuya suri'1kleycbilir. Aunosferin ~u an bunun i;;.in c;ok uygun: oldugunu du~unCiyorum . gari ko~ullanmlzt kar~tlamayan her politik secenegi veto edebiliriz. Soyledikleri budur. Eger bize dogru (Middle East Report'un Mu)1S-Ha zirun 1988 yan yola kadar gelirseniz sizinle g6rt1~meye hazmz. sayasmdan (:evi•·en: SAMi OCUZ)

-

.

60 Birikim 221 $ u l>at 1991

..


s

6

Yeni bir

y

gu~

E

L

$

dengesi

SAMiH FARSOUN*

B u hrizin bOlgedehi gu~ler dengesi uzrmndehi etkisini nastl degerlendiriyorsunuz? • Bolge iizerindeki etkileri ac,;1smdan bu krizi, yilzytlm en onemh uc;uncu olay1 olarak goriiyorum. ilki, Arap dunyasmm Balkanla~unlmas• ile sonuc;lanan I. Dunya Sava~1 idi. ikincisi, ardmdan gelen butiin sonuc;lan ile 1948 Filistin felaketiydi. Bu krizin yeri, bu stralama ic;indedir. Yalmzca alu saat surecek bir sava~la ya da sava~s•z c;ozumlense de bundan sonraki durum asia aym olmayacaknr. Sokakta ve yonetimlerin kendisinde taVIrlar kahc1 bir bic;imde degi~mi~­ tir. Ban ile olan ili~kiler, daha keskin ve parlak bir 1~1k altmda kendini gostermektedir. Magrib sokaklannda ve bolgedeki pek c;ok yerde yaptlan sohbetlerde ilginc; bir slogan var: "Ia ~ikak ve la nifak, kullana ma'al-lrak" ("nifaka hay1r, ikiyuzlnluge hay1r"; "hepimiz lrak'm yanmday1z"). Burada tarihsel bir olaya gonderme yap1byor. 7. yuzy1lda Omeyye ailesi Ali'yi yendigi ve ~am'da halifeligi kurdugunda, halife, donemin onemli ~ahsiyetlerinden ElHaccac't Irak't yonetmek iizere gOnderdi. El-Haccac hukumranhgma ~u sozlerle ba~ladt: "ya ehlu lrak ya ehlu ~ikak ya ehlu nifak" ("ey lrak hallu, ey fimeciler, ey ikiyuzluler'') ba~ka bir deyi~le "Eger yeniden isyan ederseniz, kafamzt kesmeye hazmz". Bu herkesc;e malum uyannm, Arap tarihindeki yanlolanyla birlikte bugunkil krize aktanlmas• bolgede guc;lu bir halk hareketi oldugunu gosterir. Ben bunu Tunus'ta sokakta, yerle~ik siyasal gn1plar arasmda duydum. Sam'da bu hissiyat kendini sokak yaztlannda gosteriyor. Pek c;ok Arabm gOzilnde, Amerika'mn butiln mudahalelerinde mi:tthi~ bir ikiyilzlilhik havas1 vard1r. Washington'un Araplan Araplara kird!rdtgtm, Arap

Birligi sayesinde Araplan e1.:1de tuttugunu, S:uudilerin, Kuveytlilerin ya da digerlerinin butiln harcamalanm kendisinden yapt1g1m s6ylilyorlar. Bunlar ABD'ye ve Hilsnil Milbarek'e yonelik Arap kinizminin ve nefretinin ardmdaki etkenlerdir. Bu nefret, Mubarek'in Kahire'deki Arap Birli~ toplannsmqaki tutumundan dogmaktadn. Ortak kam ~u ki, Mil.barek, Korfez devletlerinin geli~tirdigi c;ozilmii zirvedeki liderlere zorla kabul ettirdL Sozkonusu ~6ziimil sunmas1 it;in yalmzca Umman temsilcisine s6z verdi. Cezayirlilerin yapmak istedigi degt~ikliklere ve Filistinlilerin altematif sunma isteklerine izin vermedi. Halk bunun K6rfez devletlerinin oldugu kadar, mildahalesine bir Arap kthft gec;iren Washington'un da ihtiya~lanm kar~tlamaya yonelik oldugunu gordil. Bu biiyilk baslo olmasayd1 ya da eger Korfez devleclerinin c;ozi.imil diger onerilerle birlikte tartl~llsaydi, kabul edilme ~ansmm pek fazla olmad1g.na inamhyor.

Sava$ dr$mda bir yolun se,ilmesi daha az rishli olmayacak mr? · • Evet, ancak Suudi, Kuveyt ve Mtstr yonetimleri, ardmda asken baktmdan giic;lil bir lrak btrakan ~o­ ziimle yetinmezler. Bu baklmdan Amerika'nm gorii~ ­ lerini pay~maktadular. Buyilk ol~;Ctde Urdun ve FKO tarafmdan geli~tirilmi~ olan Arap onerisi, Kuveyt'teki Irak giic;leri yerine Arap gil~lerini, Suudi Arabistan'daki ABD askerleri yerine belki de BM gozetiminde uluslararast giic;ler yerl~tirmeyi oneriyor. Ancak Washington bu yondeki bfltiln onerileri geri c;evirdi. 861gedeki kam o ki, Amerikablar sav~ gitmekte kararh. Oradaki insanlann cinlerini ba~ma toplayan ba~ka bir ilginc;: tarihsel ko~utluk var; ingiltere'nin, 1830'lu • Merip'in edit6rlerinden, Washington'da sosyoloji profes6rii.

61


YJ.llarda Misir'da bir iktidar odagmm ortaya ~lkl$Inl Onlemek i~in, MlSH lideri Mehmet Ali Pa~a'nm yukseli$ine kar~l ~1kmas1... Mehmet Ali'nin oglu ibrahim P~a . elden ayaktan kesilmi~ Osmanh imparatorlugu'nun i~ini bitirip yerine merkezi M1sn'da olan daha canh ve atak bir iktidar kurabilmek ic;in gU.c;lerini Anadolu ic;lerine yollad!. ingiltere duruma mudahale ett1 ve Turklerle birlikte Mehmet Ali'yi maglup etmek ic;in yerel guc;lerden olu~an bir ittlfak kurdu. trartSIZiar, Kuzey Airika'da bagtrnsiZ bir yonetim ol~­ turabileceklerini anlayarak Mehmet Ali'yi yCtziisru biraknlar. Mistr'a kendilerine minnet borcu olan ~ok k\ic;uk bir rol verdiler. Bu son derece guc;lu tarihsel bir amnm diger di~a­ vurumudur. Saddam't seven c;ok azdtr, onu zalim bir despot olarak gorurler. Duydugum burun siyasal espriler Saddam'la ilgilidir. insanlar, durumu, YJ.pratlcl bir sava~tan ekonomik olarak zaytflami~ , ama asker1 balomdan guc;lenmi~ olarak c;1kan lrak'm beklenmedik bir ~nda bolgede varolan gU.c; dengesine meydan okumas1ve Amerika'mn Irak'm kolunu kanadmt lormaya kararh olmas~ ac;tSmdan gorilyorlar.

Washington'un yanmda yeralan Arap kampmm i(: yaplSI nedir? Suudi toplumunda bile, girdihleri i$ hakkmda farkh dt1$iinenler de var gibi gonlniiyor. • Suudi Arabistan'da gen~ aynhklan var, ancak ben bunlann, bu karan alm1~ olanlarla boy 6lc;u~ecek denli kapsamh, yaygm ve ytklci olduklanm dil~unmuyorum. Bazt insanlar fazlastyla komplocu bir mannkla omegin Savunma Bakam Prens Sultan'm koalisyon adma ban~ onerileri ortaya atmasma bakarak Suudiler ile Amerikahlar arasmda belli bir ~bOliimil oldugunu du~iinuyorlar. Baz1lan ise tersine Prens Abdullah'm kansmm Suriyeli olmasma ka~m Sultan'm kansmm Irak'h olduguna bu nedenle Saddam'la baglanns1 bulunduguna dikkat c;ekiyorlar...

Bu arada Amerika'yla ili$kiler hi~ bu kadar a$ikc2r olmam~tl.

• Dogru. Prens Abdullah'm baz1 basktlar gormil~ olabilecegi, hatta evinde goz hapsine almm1~ olabilecegi yo lunda ~yialar var. Bu SOylenti.ler, Abdullah'm bu bunahm strasmda pek fazla ortalarda gorilnmemesine dayamyor sadece. ABD askerlerini Suudi Arabistan'a c;ag1rma karanm Kral Fahd ald1. Ve onu bu karan almaya ikna eden de an~tld!gt kadanyla Washington'daki Suudi Buyukeh;:isi Bender oldu.

62

Bu krizin lx:llgedeki g-U~ler dengesi a{!Smdan bir bilan~osunu ~tkarm.ak mumkun mu?

• En kotu olasthkla sava~ inamlmaz bir insani ve maddi ytklma neden olabilir. Sava~ buyuk bir olasthkla Kuveyt ve Guney Irak'la smtrh kalmayacaknr. Ve boyle bir sava~ sonunda lrak tumuyle parc;alanabilir. Sava~m diger rejimler iizerindeki etkisine gelince, esas soru, yalmzca Irak'la degil, bu sav~m neden olacagt i~ huzursuzluklarla yl1z yl1ze geldiklerinde militer yaptlarm ic;inde ne olup bitecegidir. Bu krtz 1948 Filistin felaketine bemer degi~meler yaratabilir. Suriye ve Mtsir bu ttir bt1y11k degi~imlerin yolunu ac;acak karga~ahklann ~1kabilecegi ba~hca yerlerdir. Suriye'de gozle gorilh'i.r bir muhalefet yok, ama bu konuda halkln hissiyau rejimle aym degil. Misir'da, dogrudan Suudi Arabistan'dan malt yardtm almayan islami gti~ler, Arap milliyetc;ilerinin ve solculann yapngt gibi gU.c;lil bir Amerikan ka~m aklmi temsil etmekteler. Ttpkl i~gal alnndaki bolgelerde Hamas (Filistinli islami grup) ile FK6 arasmdaki rekabete bemer bir;imde burada da islamctlar ile milliyetc;iler ~imdi yan~ halindedirler.

BaZt ki$iler Suudi Arabistan 'm liderligi ve malr destegi ile sokaktaki Amerikan ka~1t1 hissiyat arasmda stkt~m~ olan islami hareketlerin Mylelikle ilk siyasal krizini ya~amakta oldugundan soz ettiler. Bu kri.z lrak lehine (:OZ!imlenir mi? • Bir c;atlak var. Suudilerin surekli destegini c;ekebilecek yeterince islami yapt mevcut. Burada onemli bir tanh var. 1950'li ve '60'h ytllar boyunca solcular ve laik gu.~ler 11srundt1. l967'den sonra islami gtic;ler rekabete dahil oldu, ama islami ideoloji c;ok iyi tammlanmt~ degildi. "islam bir cevapnr" diyecek olsalar ka~1smdaki "soru nedir?" diyebilirdi. Filistin c;an~masi ve toplumsal adalet konulan siyasal gundeme hakimdi. l979'a kadar islamCilar esa5 olarak muhafazalclr rejimlerden yana taVIr ahyorlardt, ama 1979'da iran devrimiyle gerc;ek bir gilc; haline gelmi~ olan gizliden gizliye siirduriilen daha radikal bir yonelim vard1. $imdi popiiler islami glic;ler ve laik milliyetr;i gflc;ler, eski dt1zeni ala~agt etmek, Amerika'mn etkisini bertaraf etmek, Arap bag1msiZh~ru saglamak gibi ama~lar etrafmda, ~!mdiye kadar gOriilmemi~ boyutlarda biraraya geldiler. Ocak ayt b~lannda Harem elSerif'te israillilerin 6lduri1lmesi bu dinamigi daha da htzlandtrdl. KOrfez rejimleri giderek m~ruiyet smtrlannm dt~ma du~uyorlar. Bir diger etken struf sonmudur, "sahip olanlar" ve "sahip olmayanlar". Bu krizle birlikte lrak bu konuyu daha onceden gOrillmemi$ bic;imde bir pan-Arap dt1zeyine <;1kard1. Bu zamana kadar ~itlik sorunu yakln bir tarihte Mtstr'da, Suriye'de, Lubnan'da CezaBirikim 22 I ~ u bat 1 9 91


--------------------------------------------------------------------·------·

yir'de ve Ordun'de oldugu gibi tek tek ulkelerin bir scirunuydu. Bolgede yeni baglann kurulmasmt saglayan 1970'\i ytllardaki buyiik ~aph sermaye ve emek akt~mm ardmdan Arap Dogusunun " petrol ekonomisinde" goriilen durgunluk servet, yoksulluk ve toplumsal hareketlilik gibi konulan, daha onceden olmadtgt bi~imde, bolgesel bir ol~ekte biraraya getirdi. Zengin petrol devletlerinin sagladtgt malt yardtm -ki isterseniz siz buna koruma parast deyin- resmY olarak Arap Birligi'11in aractl.tgtyla, gayn resmr olarak masa altmdan tek tek bireylere yollanan havalelerin yanmda ayn ayn devletlerin geli~me bankalan tarafmdan Odeniyordu. Gelirlerde ve ya~am standardmda genel bir patlama vardt: Bunun 1980'in son giinlerinde du~mesi struf sonmunu bolgesel bir duzeye ~tkardt. Simdiye kadar hi~bir lider, sonmun bOlgesel boyutunu, Kuveyt'in istilasmm ardmdan Saddam'ln yapug-t ol~ude one <;tkarmamt~o. Saddam'm ama<;lanmn en azmdan oportiinist ve ~upheli oldugu s6ylenebilir, ama Saddam bu derin kiiskiinlugun a~1ga ~Jktnasmt sagladt, bu olaganustCt bir durumdur ve uzun vadeli sonu~lan olacakur. Ulusal plan on saflardaki yerini korumaktadJr, ama bunun s1mf sorunuyla ili~kisi kurulmu~tur. Hatta bOlgedeki ve Avrupa'daki perrol devletleri tarafmdan mali olarak desteklenen ve denetlenen gunluk Arap basmmm, ki~ilerin petrolden kaynaklanan inamlmaz servederi; yozla~ma, kumar ve har vurup harman savurma ile ilgili hikayeleri ytllardan beri lSrarla i~lemeleri de bu geli~meye yardtm etti. Belli ol~ulerde lrak'ta da yozla~ma goriilse de, fazlamn buyiik oranda iilkenin yaranna kullamlmakta olu~u. bu egilimi gu~lendirici bir etki yaratn. lrah'taki yozla~a ve ~ilrnme Monte Carlo'da oldugu gibi gecede y!lz milyon dolarltk bir boyuta vanmyor, ama kesin olan $U ki go.zahcr bir servet birikimi so.zkoitusu olm~tur.

• Elbette, am~ ya tam anlam1 ile bilinmemekte ya da tam olarak duyumlmuyor ve bilindigi kadanyla da ta~tdt~ onem rumuyle farkltdu. KOrfez'deki $eyhler hakkmda duyacagtmz du~man­ bk ifadeleri hayret vericidir. Korfez baglammda belli bir oportiinizmle, baskt a luna ahnml$ bir ofkenin kan~lmtdtr, ama yine de etkileyicidir. Hall! bUyuk 6l~iide ~ekilsiz olsa da bu stmf sorunu a~tkr;a onaya konmakta ve ulusal soruna baglanmaktadtr. Halk, ozel birikimi, siyasal muhafazakarhgt, Amerika'mn baglanttsmt ve r;uriimu~. yoz davram~­ lan birbirleri ile ili~kilendiriyo r. Bu smtfsal kiiskiinlugun, ABD'nin Filistin sorunundaki cifte standardt ve iki yiizlu tutumunun yol a~ngt kmlmt~ Arap onuruyla baglanusmt goriirseniz, halk arasmdaki hissi-

yann ne denli gii~lii, ama o oranda da ge~ici oldugunu anlarsmlZ. Bu krizin nastl ~ozulecegini bu aktmm ya gelip ge~ici ya da gii~lu dogast belirleyecektir. Sava~ olmast halinde, sonu<;lan daha buyiik ve daha yakm olacaknr. Bu konular, 0karlann ne denli birbirleri ile baglanttlr oldugunu ortaya koydu. Bolgenin kaynaklan bakrmmdan durum ne? Bu petrolden gelen gelir nereye ve nasrl harcamyor? • Araplann, Kuveytlilere ve Suudilere ait oldugu kabul edilen petrol Ctzerinde daha da biiyiik bir hak iddiast sozkonusu. "Sa)lip olmayanlar" ~ok kucuk bir pay ahyorlar, ama bu paym ne kadar olacagma Suudiler ve Kuveytliler karar veriyordu. Bu durum degi~iyor. Saddam'm "sahip olmayanlann" bayraktarh~­ m yapmak gibi bir niyeti olmasa da mesele, sava$la ya da sava$SIZ geri dondiiriilemeyecek bir yola girdi. Oyle samyorum ki sava~ bir ya da birkac devletin denetleyebilecegi sm1rlan a~an bir halk mucadelesinin yolunu ar;acakttr. Devletler aras1 ~u~malar olabilir, ama bu ~ok daha kapsamh bir r;au~manm ba~ka bir boyutu olacaknr ancak Siyasal durum son derece degi~ken olacak. Krizin ~6ziilme bi~imi Om1muzdeki ylizytla sarkacak bir mucadelenin zamanlamasmm; konulanmn ve alanmm belirlenmesine yardtmcJ olacakur. Sava$ dJ.$tnda bir (ozum herkesin tercihi, fa kat bunun olumsuz sonu(:!an olacak. Bagdat'taki rejimin, en a.zmdan kiSa vadede daha da gu~lenecegi hemen hemen kesindir. Bu durum, Humeyni, $a1un despotizmine son vermenin biricik etkili yolu olarak ortaya 0ktrgmda iran'dahi sol gu,lerin ka~1 ha~rya kaldrgr o ikilemi akhma getiriyor. • Su an bOyle bir ikircikli ruh halinin oldugunu sanm1yomm. Bugiinkii krizin yaratngt etki oylesine ezici ki insanlar bu krizi'n sonrasmt Saddam baglammda du~unmtlyorlar. Saddam'fa alay ediyorlar, ama daha gii~lii bir Saddam'la nas1l ba~a ~t kacaklanm hesaplamak i<;in zaman harcamtyorlar. Ezilmi~ ve ytktlmt$ bir Irak yeni bir somiirgeci donemin ba~lamast anlamma gelebilir. Kafalan kart$0ran ikilem ~u: Bir yandan Irak'a kar~1 Kuveyt'le Ote yandan ABD'ye ka~1 Trak'la beraber olmak. Amerika'run b6lgedeki _hegemonyasmm yeniden canlanmast yalruzca son derece dar bir se<;kin tabakamn yaranna olacakor ~e bOlgeyi hi~ olrnadtgi kadar par~­ layacakot Araplann yuzde 2'si ya da yiizde 5 kadan petrol zenginligini denetleyecek ve ondan yararlanacak, yaonmlann ~ogunli dl$<lnya yapmaya devam edecekler Eger Irak ayakta kahrsa bu, bolgedeki ABD ve isra-

63


il'e kar~1 ba~anh bir b~kaldm gi~imi olarak gonilecektir. Bu da beraberinde pek c;ok degi~ikligi getirecektir. hla da Arap Bismarck'! Saddam yiizunden olmas1 gerekmiyor, ama bOlgedeki genel gorii~. lrak'l Amerika'mn bOlgedeki ekonomik ve siyasal egemenligine neredeyse toptan kafa tutuyor gibi algthyor. ister sava~la ister sava~lZ zaten ~imdiden 6nemli bir geli~me ortaya c;1kt1. Filistin sorunu, nihayet bolgenin gen kalammn siyasai gelecegi ile irtibatlandlnldl ve bolgede c;1karlan bulunanlar bu gerc;egi hesaba katmak zorundalar. ABD, Bush'un burun ~~ koymalanna ragmen, ayru anda olmasa da srrayla bir ~ey­ ler yapmak zorunda kalacak.

Irak'm htZla yenilgiye ugratrlmas1 bu baskzyt bertaraf edebilir. • Aym fikirdeyim, ama bolgede bulunan hie; kimse boyle hlZh bir yenilginin olaca&~m du~unmuyor. Sorun, buradaki baz1 insanlann bunun mumkun oldugunu d~unmeleri . Pek c;ok baklmdan lrak, ABD'nin global olarak yapogt ~eyi bolgede yap1yor. Her iki ulke de ekonomik olarak zaYlfuyor ve bunu asken ve siyasi gilc;lerini arnrm;1kla telafi ediyor. Sorun, Irak'm bolgesel egemenliginin, Washington'un global du~~u He c;au~makta ol~udur. · (Middle East Rcport'un Ocah-$ubat 1991 saytStndan ,eviren: SiNA SENER)

64 Biriki m 22 I$ u b a I 1 9 91


Bir fatih mitolojisi MAXIME RODINSON

K orfez krizi? Saddam Hiiseyin'in tehditleri? Banh ve diger rehineler? iki dunya g6rii~ii bu sorular iizerinde c;:ao~ryor - herbiri, halk kitlelerini yamna alan iki farkl1 g6rii~. yine herbiri iyi savlara sahip iki fa rklr kanatta hararetl.i bir bic;:imde yerlerini ahyorlar. En gen~ anlamtyla "Banhlar"m Hitler'i haurlamamast mumkun mu? Saddam, insafsrz bic;:imde uluslararasr hukukun en temel kurallanm ihlal etmektedir. Defalarca sozCmden donmii~tiir. ilkesiz ya)'llmacthgt ile herkesi tehdit ediyor. Eger diinya onun bu ilk fethine izin verdigi takdirde Saddam nerede durdurulacak? Arap kitlelerinin ve diger bazr Miisliimanlann gozunde (insan. her ~eyden Once, Oc;:uncii Dunya'nm geri kalan boliimilnun sessiz kaldtgtm goriiyor) ise Saddam bir kahramandu. Nefret edilen Bau'ya, mureffeh somurgecilere ve zalimlere ka~1 imikam saatini c;:ahnaktadu. Saddam, ustiinliigun kustah savunuculanm korkuyla titretiyor. Hakarete ugrama, hapsedilme, dovillrne ya da daha kotii bir muameleye maruz kalma s1rasr arnk Baohlarda. Ku~kusl!Z bin;ok k.i~i buna itiraz edecek: Irakhlan n act c;:ektirdikleri Kurtler ve digerleri; Arabistan'm yeralo hazinesinin efendileri; Saddam'm alay ettigi hukiimetler; bu yo~n bic;:imde silahlanm1~ hasmm rahanru kac;:trd1g1 herkes. Fakat Bao'mn hic;:bir yamlsamaya kaprlmamas1 gerek.ir. Saddam'm Bau'ya kar~~ meydan okumasmda en agtr basan unsur, bu yonde bir istegin, bir co~kunun bulunmasrdrr. . Bunun birc;:ok nedeni var. islamiyet ic;:in merkezr oneme sahip olan ulkelerde petrol zenginli~nin da~hmt ger~ekten de rezilanedir. Suudi Arabistan'm ve Birl~ik Arap Emirlikleri'n.in sayrsrz prensi, hak eonedikleri petrol gelirlerini, a~m harcamalanm finanse ennek, curetkar bir liiks ic;:inde anlamstz hayatlar ya-

~mak, ~k

ve fah~e ordulanru beslemek, Paris, COte d'Azur, Londra ya da New York'ta bina ve arazi sann almak ic;:in kullamrlar. Milyonlarca vatan~lan ya da dinda~lan en berbat sefalet, ac;:hk ve yoksulluk ko~ullannda ya~arken servetlerinin c;:ok az boh1munden bu insanlara pay verirler. Uluslararasr hukuk ihlal edildi diyorsunuz. Ama diger birc;:ok ac;:rk ihlal gom1l rahathgtyla ka~rlandrgt halde bu ani ktzgmhktan, bu dolaysrz ve muazzam boyutlardaki asker ytgma seferberliginden insan nasrl ku~kulanmaz? Onytllar boyunca BM kararlanna bUyuk bir sogukkanhllk ve kibirle tepeden bakan israil'in bu tavn Ortadogu'da akla en srk gelen ve bizler ic;:in hie;: de ~a~rrncr olmayan bir 6mektir. Hepimizin bildigi gibi, bu konuda formule edildikleri andan itibaren i~levsiz kalan kmamalardan b~ka bir ~y yaprlmadt. Tum biiyiik kan~rkhklann ardmda temel bir saik bulunur, Kendilerini srkrnnya sokan adaletsizliklerin lazdrrdrgt, me~ru bir giicenmenin harekete gec;:irdi~i kitleler 6c;: almak ve onurlannr kurtarmak ic;:in ayaklamrlar. Faqt hic;:bir zaman ktzgmhklanm d~dan • ve otomatik bic;:imde eyleme d6kmezler. Daima on derlik eden bir grup. bir orgiit vard1r. Milliyetc;:i bir ofkenin motive ettigi ba~kaldinda bu, daima, ba~m­ da bir monarkln, bir lider ya da filhrerin bulundugu bir devlettir. Milliyetc;:i hareketler biiyiik olc;:iide bir mit olan kendi ideolojilerini geli~tirirler. Devletler ya da liderler -Lassalle ve Garibaldi'den c;:ok Bismarck ve Cavour- srk srk tek devlet-tek halk dli$11ncesine sahip c;:rkrnakta ve bu du~Cmceyi kendi c;:tkarlan do~­ rultusunda kullanmaktadular. Hedeflenen bu birlikler gerc;:ekl~tirildi. Fakat sonuc;:, gerc;:ekten de bu halklara ve digerlerine yarar sagladr m1? Ele aldtgtmrz vakada ne gorecegiz? Irak, Kuran'm

65


bilgece buyruklan alnnda toplanan milyonlarca Arabm co~kuyla umit ettigi gibi, Arap hallonm nihai olarak Ozgurle~ecegi ve birle~ecegi bir Prusya ve Piyomome mi olacak? Her ~eyden once lrak, yetersiz kaynaklara sahip ulkelere benzemez. Irak da petrole ve ornegin M1s1r'm dayamlmaz 6l~ude yoksun oldugu ekilebilir bol araziye sahiptir. An.iden Bau'mn ofkesinin nesnesi olarak kutsanan Saddam'a gelince, o, yoksullann devriminin garantoru oldugunu ~ok az iduta t:iil. \.lt:\=IIH:;ikK.l glfl:;;trnu::n .:>aaaam m uc;:uncu Dunya'y1 kunannaktan c;:ok i~gallerle ugra~ugmt du~undurtmektedir. Saddam, kendini s1k s1k atast Nebukadnazer'le ka~tla~unnakta . Ku~kusuz Nebukadnazer ilk Musevi devletlerinin son aCikh izlerini ortadan kaldtrdi, ama seleflerinin fethettikleri SuriyeIrak bolgesini.n buyuk bolumCme de egemen oldu. Saddam hakh. 0, ac;:tkc;:a, ideolojik hareketleri a~an Ortadogu jeopolitiginin degi~mez 6geleri konusunda milyonlarca yeni partizamndan daha fazla bilinc;:li. Nebukadnazer'in c;:agmda (i6 600 civan) ve ondan once ne islam ne de Arap sorunu vard1. Yine de guc;: odaklan bugtinkii gibiydi: Mtstr, Mezopotamya (yani lrak) ve iran. iki ya da uc;: bin ytl 6nceki mujdecileri gibi Saddam, mumkun oldugu kadar geni~ 6lc;:ude yaytlmaya c;:all~n. Kuvvetlerini seferber etmek ve akwlanm me~­ rulasttmlak ic;:in birbiri ardtna elinin alnndaki tum ideolojileri·kullandL (:ok uzun olmayan bir sure once, islam tarihini Arapltgm iran'a latr$1 ebedi mucadelesi olarak cesaretle yeniden yorumlad1. Bu bize sekiz ytl sCtren bir sava~ ve bir milyon 6lu verdi. Bir ahmak bize, kendi <;:tkarlanm gozeten igrenc;:, zengin emirlerin bu fakir, zaytf ve yureksiz adam• w;: noktalara surukledigine inandmacak. Bu, militanlann safhgtdtr. Fatih olmaya yeltenen bir ki$i has1mlannm gCtcunil iyi hesaplamahdtr. Saddam, iran'daki engelleri yan h~ hesaplad1. Belki bunu tekrar yapu. Zaman gosterecek. Her ko$ulda bu, dCmyamn lanetlilerini kurtaracak bir devrim ic;:in degil, yeni bi r Babil impara•·

,....

1

'

,..

1

1

't

..- .

...

-

torlu!tunun kurulu~ u ic;:in, burunsel bir guc; ic;:in mucadelenin bir amdn. Pers imparatoru Sirus'un Nebukadnazer'in imparatorlu!tunu losa surede Yikngtm haurlayahm. Simdi gec;:mi~i unutmadan gl.inumuzdeki durumdan yararlanan diger iranhlar benzer bir fnsat kolluyorlar. Tatihin sonu yok. ABD'nin ve Birle~m i$ Milletler'in yenilgisi -eger bu du~iinu lebili rse- parlak bir yeni dunyanm $afagt olmayacak. insanltk, sec;:ilmi~ yeni bir ' .... . .. . .. . natKill -oaas t'amsrmn ana s10ganmm yansnugt gtbt "ebedi bir misyona sahip bir Arap ulusu"- ya da islarom $a~trt1Ct toplumsal buyruklanmn uygulanmastyla yeni bir ozgtirluk ve mutluluk c;:agtna girmeyecek. Tarih boyunca zafere susamt~ kitleler ne hayal ederlerse etsinler, burada daha ziyade Irak-Arap arenas1m da kapsamak uzere yeniden formiile edilmi$ bir yeniBabil imparatorlugunun olumlanmastyla ugr~tyoruz. Nic;:in bu yeni/eski imparatorluk, Botswana'nm ya da Peru'nun hatta Banglade~'in yoksul insanlanmn kaderini degi~tirsin ki? Simdi Noel Baba'ya inanmaya son verme zamam. Hic;bir mucizevi c;:ozum yok ve durum, buyii.k olc;:ude tehlike ir;eriyor. Yanh$ bi<;imde de olsa umutlanm bagladtklan bir liderin ko~ulsuz teslim olmasm1 dayatarak, ac1 c;eken kitleleri kuacak ve a~agtlayacak mty1z? Yoksa, uluslararast hukukun asker! fetihlere kar'$t buyii.k gtic;:luklerle olu~turdugu engelleri -bu engeller daha ayncahkh fatihler kar$tsmda uluslarara~1 hukuk tarafmdan tehlikeli bic;:imde al~al ulsa da- ottadan kaldtrarak gucu ve refah1 yeniden b61u~n1rme yoluna m• gidecegiz? Her $eyden evvel, ongorulemeyecek sonuc;:lan olacak bir sava~l mt ba~latacagtz? (:ok sukur monolitik bloklarla ugra$mtyoruz. Arabulucular varve bu gorevi yiiklenecekletin en iyileri, ilgili halklann ku~ku duymasma en az mahal btrakacak olanlardtr. Onlar 6zgl1r bir sesi ve kaYitsiZ $artstz yetkiyi hak ediyorlar.

..

-

.

(Middle East Report'un Ocah-$ubat 1991 saylslndan 'ev: ENGiN YILMAZ)

66 Bi r ikim 22/ ~ubat 199 1


----------------路--

..

Korfez sava~1n1n otesindeki gerc;ekler CORNELIUS CASTORlADIS

C:an~mamn niteligi, nedenleri ve bu c;an~mamn olas1 sonU<;lan konulannda a<;:1k bir fikre sahip olmadtkc;a, sava$ gerekiyor muydu, yoksa gerekmiyor muydu sorusunu reddetmeliyiz. Ne Filistinliler ne de Kuran Saddam H(iseyin'in umurunda degil. Saddam bu ikisinin varh~1111 , Kuveyt'in ilhakma gosterilen ~iddetli tepkiler kar~tsm颅 da alelacele bagla~tklar bulmak ic;in haorlad1. Kuveyt'in i~galinin arkasmda mali ve cografi gii<; olma hedefinden ba~ka bir ~ey aramak abes. Eger Kuveyt'in Slmrlan yapaysa lrak'm ve boJgedeki rum diger devletlerin smulan da, diinyadaki birvok devletinkiler gibi yapayd1r. Saddam 1980'de iran'a Filistinlileri ozgiirl~tinnek it;in de&tl, topraklanm geni$1ennek, mali kaynaklanm buyiitmek ve hem Sovyetler Birligi hem de Banh gl'tc;lerce tepeden a$agt silahla donaulmak i<;:in saldJrml$tl. Saddam zenginlere kar$1 fakirleti, Kuzey'e kar$1 Guney'i temsil etmiyor. Dogal olarak zengin bir ulkeyi, silahlanmak ve bir terot rejimini ayakta tutmak i~in bire kadar tiiketen bir ki~iyi temsil ediyor. Muhaliflerini dogramanm, Kurt azmhgtm kimyasal silahlarla bogmanm sureti Saddam. Sadece "ilericiler" burun bunlan unutmaya haz1rlar. Cunku Saddam, bu "ilericiler"in her zaman imanla savunmaya haztr olduklan cellatlar koleksiyonunu (Stalin, Mao, Castro, Pol Pot) mukemmelen tamamilyor. Baoblar "hukuk"tan soz ediyorlar. Hafiz Esad ve Kral Fahd'm yamnda yer ahp, insan haklanm ve hukuku savunmamn bir anlam1 var m1? "Uluslararas1 hukuk"tan soz ediyorlar. Bau Ordiin, Lflbnan, K.lbns, Granada, Panama sozkonusu oldugunda haSlr alu edilen, stmrsu elastikiyette bir hukuk bu. Kimse Kuveytlilerin kendi kaderlerini tayin etmeleri hakkma kar~t olamaz. Ama o zaman Filistinlilerin; Saddam rejimi, iran ve bagla$tg1m1z Turklerin elbirligiyle katlettik-

leri Kcmlerin; Timor adalannda ya$ayanlann, Balnk ulkelerinin, Ermeniler ve Gurculerin, vb. kendi kaderlerini tayin hakkrnt da talep etmek gerekir. Banhlar lrak'm daha fazla guylenmemesi gerektigini, aksi takdirde onun dunya petrol zenginliklerinin onemli bir boltunCtnil ya mulkiyeti altma alacagtm ya da fiyatlan kendisi tayin ederek denetim alunda tutacagmt, Onadogu'ya egemen olup Suudi Ai-abistan veya israil'e (ya da ikisine bird en) saldtracagmt iddia ediyorlar. Ama Irak'm blitilnuyle ezilmesi durumunda iran gibi daha tehlikeli bir bolgesel super guce ye. $il t$tk yaktlmt~ olmayacak m1? li.ibnan t)zerindeki emelleri ve israil'le alan bilikmi~ hesaplan nedeniyle Suriye daha tehditkar hale gelmeyecek mi? Soylenenlerin aksine, ABD'nin sava$1 istemesindeki nedenler arasmda petrol ~o k geri planda yer ahyor. Petrol fiyatl varil ba~tna 25 dolann i.izerine <;:tktlgl andan itibaren diger enetji kaynaklan ona vadede verimli oluyorlar. ABD'nin sava$t istemesi路miyop bir ~ekilde kendi "diizenini" empoze etmek arzusundan kaynaklamyor. Bunun i<;:in Irak'm ezilmesi gerekiyor. Bu St~naryonun geryekle$tigini farzedelim. Bolgede ve $imdilik "!"urkiye hari<;, diger tum Musliiman ulkelerde <;:ok daha buyiik bir kaos anaya <;:tkacak. "Uluslararast Konferans"m herhangi bir $eyi <;:6zebilecegi !tkri, c;ocuklan uyutmak i<;:in soylenen masaldan ba~ka bir ~ey degil. Sadece Arap degil, P4kistan'da oldugu gibi Musli.iman ni.ifusun 6<; ve eziklik duygulan ~imdiden zirveye dogru urmanmakta. Bundan sonraki geli~meler ne olursa olsun, Saddam kahraman haline donu~ecek. Hatta bu ~imdiden gerc;ekl~ti bile. Dini fanati zmle paranoyak sistemler arasmda onemli bir yakmhk vard1r. Muzaffer olunca Allah sizi zafere gotfnmi.i~ olur. Yeni ii~ce ise aym Allah size $ehitlik tacmt takar. Eger Saddam'm Kuveyt'i hazmet-

67


68

mesine kan~tlma.saydt da ~a~ yukan bu noktaya gelecektik. Banhlar Saddam't silahlandn-arak, Fil.i.stin sorununu kangrenle$meye btrakarak, vb. buyt1k olc,:ude kendi elleriyle imal ettikleri bir tuzaga yakalandtlar. Simdi ise deh$et verici sonuc,:lan onytllarca his.sedilecek yeni bir durum yaranyorlar. FanatizR1 Oyle bir noktaya varm1~ durumda ki, Seyit Ahmet_gibi birisi,* boyle dii$immemekle beraber, "Pan-Arabizme" rum giivenceleri vennek zorunda hisst:diyot kt:ndiui. Bugune kadar eie~riri ve muhakeme degerleriyle yogrulmu$ oldugunu zannettigimiz birkac,: Arap aydmt bile ~imdi Arap tarihinin mitosla$tlnlmast ~basma aktif olarak kauhyorlar. Boylece Araplar 13. yU.zytldan beri bembeyaz, saf giivercinler halinde kahp, ba~lanna gelen rum felaketlerin sorumlulugu Bau kolonyalizmine havale ediliyor. Herbalde Wall Street nedeniyle dort yllzytl boyunca dind~.lan Turkler tarafmdan boyunduruk altmda tutuldular? Bugiin de kimi Araplann Kiirtleri, digerlerinin Berberileri, Moritanyah Araplann ise zencileri boyunduruk alonda tutmalannm .sorumlusu da Ban emperyalizmi olsa gerek! Bu i~te n butunuyle ka)'lpla <;:tkan Filistinliler. Devletler dCtzeyinde Arap dayam~mast sadece marrak bir laf. Arap hukiimetlerinin hic;:birinin umurunda Filistinliler olmadtgt gibi, tersine, hepsi Filistin sorununun <;:ozCtlmemesini goniilden istiyorlar. Boylece bu koku$mU~ rejimler kimi birkac;: dolar sadaka vererek, kimi si."lslii laflar ederek, halklannm kin ve 6fkesini yonlendirebilecekleri $eytanl~tmlmt~ bir dt$ dii~ma­ na -ucuz fiyata sa hip olmaya devam ediyorlar. israil i$gal euigi topraklan geri vermek istemiyor ve hic;bir zaman bunlan kendi arzusuyla ge1i vermeyecek. Geti vermek isteseydi, bunu c;:oktan yapard1. FKO'niin temsil giicu konusundaki laflar c;:ar$1 kahvelerindeki taru~malar ic;:in gec;:erli. i~gal edilmi~ topraklarda uluslararast temsilcilerin denetiminde yapllan sec;:imler kimin temsil gucu oldugunu ac;:1k~ gostermeye yeterdi. israil "sa,fmm istedigi ve israil "sol"unun kar~1 c;:1kmaya cesaret edemedigi ~ey, Ordun nehrinin dogusunu kesin olarak ilhak edip, bunu daha da "biiyiik israil" emeli yolunda bir ara ad1m olarak kullanmak. Bu son hedefin c;:tlgm bir sac;:mahgm iiriinu olmast sonuc;: olarak bir $ey degi~tirmiyor. Banhlar, otuz y1l veya iic;: yiizyll once kendileri bogazlanna kadar ic;inde olmanna ragmen, dini astarh bir milliyetc;:iligin (hem israillilerde hem de Araplarda) ne olabilecegini bugun anlamaktan acizler. Ban toplumunun talihsizligi, bir "diger"iyle, velev ki bu Miisluman veya Vietnamh olsun, bir gii<;: ili$kisine girdiginde bunu sadece teknik iistCmliik cephesiyle kavramast. Bu ise rakibinin direni$ motiva.syonlanmn hic;:birisini zaytflatmak i<;:in yeterli degil. Bu direni~ motivasyonlanmn ''dogru" veya "yanh$" olma-

lannm bu ac;:tdan hic;:bir onemi yok. Asken-teknik yamlsama, elektronik sava$ ve nes- . kafe usu!Ct zafer... Ama ne var ki miidahalenin ba$lamasmdan yirmi gun sonra Irakhlar hala muttefik guc;:lerin birkac;: uc;:agmt du~O.rebiliyorlar. Bir lrak birligi Suudi Arabistan topraklan ic;:inde, farkedilmeden, otuz kilometre ilerleyebiliyor. Belki bir gece lrakh dort albay ~arjorlerini Saddam'm (tzerinde bo~altacaklar ya da Kuveyt'teki piyadeler gi.in gelince savu~mayt tercih eciecek1er. Ama bugiinden gorunen o ki, lraklJiann uzun miiddet direnecekleri ihtimalinin c;:ok daha biiyt1k oldugu. Strateji uzmanlan Irak'm Vietnam olmadJgmt, Irakltlann ic;:inde saklanacaklan bir cangtl olmad1~ ic;:in, bombard1manlar kat~Ismda boyun egeceklerini bilgic;:c;:e iddia etmek ic;:in yerlerinden ftrlamakta gecikmediler. Boylece strateji uzmanlan, en iyi ba~ardtklan i~ olan budalahgt bir kez daha dile getirmi$ oldular: lnsanlan unutmak. <;:ol ve cangtl farkhdtrlar, ama aksi ispat edilene kadar. Irak ve Vietnam onemli bir noktada birbirine benziyor. iki durumda da 6nemli bir insan kitlesi teslim olmaktansa 6lmeyi tercih ediyor. Boyle bir davram~m nedenlerinin c;Ilgmca olmas1 (veya olmamast) bilindigi gibi sonucu degi~tinnez. Irakhlan Slgtnaklanndan kiirdanla c;:Ikarmak zamam gelip de, muttefik go.c;:lerin insan kaybt hanesi dikey olarak yt1k.selmeye ba~laymca , hem Ban toplumlannda hem de Magrib'de kamuoyunun geli~mesini izlemek sosyolojik ac;:tdan ilginc;: olacak. Birka<;: istisna dt$mda Bauh aydmlar, Musltiman meslektaslanndan daha farkl1 davranmtyorlar. BiiyO.k boliimii susmayt tercih ediyor. Soz alanlann bir boliimii ise "Arabizm", "islam", "Baulmm su<;luluk duygusu" ~antajlanna teslim oluyorlar. Ya da kendiJerini budalaca bir ("Amerika ne yapsa kOtudur"! ..) Amerikan aleyhtan kine kaptmyorlar. Daha da ileri gidip, tiranlann ve kaba guciin kendilerinde yaratugJ cazibeye kendini koyverenler de az degil. Digerleri ise, Saddam'm rejimi ve harekete ge<;:irdigi fanatizmle temsil ettigi rnutlak korkun<;luk kars1smda dchsete kap1hp, Bauhlann sava~m neden ve ama<;lanm, utanc;: verici ittifaklanm, "hukuk"a yapttklan ikiyiizli.i c;:agny1, Bush'un nastl tam gaz sava~a gittigini, israil hiikiimetinin hi<;bir ko$ul ve gerekc;:eyle kabul edilemeyecek davram~ ve uygulamalanm unutmaya haztrlar. Sava~m en onemli kurbanlan arasmda, yogu gozlemcinin hakh olarak belirttigi gibi, Musluman diinyasmda demokrasi ve laikli~in zaten ktslth olan $ansmm bilruniiyle yok olma.smt saymak gerekiyor. Ama sava$. ayn1 zamanda unlii Ban "demokrasi"sinin c,:a• Cezayir kunulu~ hareketinin 1arihf liderlerinden. Ktsa zamanda tasflye cdilip. Fransa'd<t muheci olarak y3.$adl. Gec;en yii Cezayir"e dOnt1p aguhkla Berberileri toparlayan sosyalist bir parti kurdu.(<;.N.) 13irikim 22/$ uba t 199 1


ll~ma bi~imini

de daha ~~~ bir t~tkla aydmlatu. Beklenecegi gibi "yiirutme" her ~eyi "yuruuu'' . Yurtta?lann ama~ ve arac;:lann tammlam~I konusundaki rolleri hi~ oiarak kaldt. Denecektir ki kamuoyu yoklamalan halktn hukumetletin politikasmt c;:ogunlukla destekledigini gosteriyor. Ama ne zaman? Sav~m b~­ lamasmdan birka~ giin <."Jnce, kamuoyu yoklamalan FransiZlann dome u~uniin "hi<,:bir clava, ne kadar hakh olursa olsun, sava~a ba?vurmayt gerektirmez" goru~unu benimsedigini gosteriyordu. Bu inamlmaz ve kabul edilemez bir tavndt: Eger bu gilzel prensip her zaman uygulanml.'? olsaydt , aym Franstzlar bugiin bir serf gibi ya~tyor olacaklarch. Onemli olan bu degil, zaten hukumet de bu gilzel sonucu ciddiye almadt. Hakhydt da. Sava~tn ba~lamasmdan birkac; &>i'ln sonra, aym Franstzlann dome uc;:Cmden fazlast sava?t onayhyorlardt. Kamuoyunun bu ters y\lz olu~u . ne daha fazla dii$linup ta~mmayla ilgiliydi (ocak ba$mdan beri tum veriler ortadaydt), ne de kamuoyu an. ketlerinin suniligiyle. Huzun verici, ama havadan ta~tmab ve elektronik Amerikan penisi kar~tsmda bO.yiilenen insanlar alelacele guc;ll"t tarafm yanmda yerlerini aldilar. Boyle "demokrasi" boyle "yurtta~lar" yarauyor. Sav<l.'? ~imdiden Irak't ve Saddam Huseyin'i a$U. Giderek, dint tahayyiilun etkinliginin gii~l u kaldtgt ve hatta tepkisel olarak daha da gCtc;lendigi toplumlarla, bu tahayyiilden iyi kotu kurtulup, buna kar?thk diinyamn geri kalan boliimune sava$ teknikleri ve kamuoyu manipiilasyonu yontemleri dt$mda bir ~ey ak-

-

tannaktan aciz kalan Ban toplumlan ·arasmdaki ~a­ o~maya donl"t?Ciyor. Her iki taraf da bu aczin sorumlusu. Bizim i ~in onemli olan, i<,: inde ya?adtgimtz Ban toplumlanrun maddiyat dt?mda, ba~ka hi<,:bir etkile?im uygulayabilecek kabiliyetlerinin olmayt?l. Tuketim tapmmast ve televizyon "zapping"ine* kendini adarnJ? bir toplumun Kuran'm veya Hinduizmin antropolojik etkisini a~mdmnas1 mumkun olamaz. Kendi ku~iik ozel dunyalan uzerine kapanmt$, siyasal, iktisadi, kiiltiirel oligar?ilere, parti aygttlanna ve medyalara iktidan terk eden canstz yurUa?lar, modem dunya ic;inde kaybolduklan i~in etnik-dint aidiyetlerine stktca sanlan halklann izleyebi\ecekleri veya onlan dii?Clnmeye zorlayan bir omek olu?turmuyorlar. 0 zaman ne yapmah? Malum iradelerce ifade edildigi gibi, halk rn1 degi?titmeli? Elbette hayn. Halkt rnl degi?tinneli? Ama bunu kim gen;eklt$tirecek? Halkin kendi kendisini degi~tirmesi gerek. Bu degi~ikli­ ge herkes kanlabilir. Kendini degi$tirerek. mumkun oldugunca etrafmda konu~arak, bu c;evreyi degi~me­ ye zorlayarak. Bu degi~imden ba?ka. inamlmaz olc;ude yanlt? ifade edilen sorulara verilrni$ yanlt$ cevaplardan ba?ka bir ?ey olamaz. (Liberation. 5.2.199l 'den ' '": AHMET iNSEL)

• ingilizce "to zap" kelimesinden rilreme. Uzaktan kumandayla teleVi.zyonda bir kanald.an d.igerine atlamayt tammhyor. (C.N.)

..

II e t I f I m Y a r 1 n I

a r ,-' n t1 a n

Devlet-Ocak-DergAh 12 Eylul'den 1990' 1ara Ulkucu Hateket T ANIL BORA I KEMAL CAN

ideolojlk ve siyasall9 dlnamlglyle, du!Junce dunyas1yla Ulkucu Hareket • 12 Eylul'un !JOku • • • Sol'' soylemln kabarrnas1, islamclla·ma ve i9 kampla.ma •

M~P'nln

bunallm• •

"Uikucu Mafya"n•n anlam• • D19 Turkler ve Ulkucu Hareket • • 'Komunlstler'' kar••••nda Ulkucu Hareket • ANAP'hla.an ulkuculer OAGITIM : iLET i ~iM PAZARLAMA A.$ . • ·ISTANBUL: Klodlarer Caddasi. het~m Han No: 7, Kat: 2, Ca0aJo¢1u, 34400 Tel: 515 22 5364 • ANKARA: Selanik Cad. No: 72/A KIZIIay, ()66110 1el: 125 06 82 • izlllR: 859. Sol:ak No: 118, Zemin Kal Konak, 35250 Tel: 13 10 40

69


1 KOY

~izi

3AL

izlemeye

KUPONU MACERAPEREST UYANIK CENGAVER GAZETE -

••

YIL 2 SAYI 5 SORTi 48

• •

Cumhurba~kam:

" Fuze o kadar korkulacak bir ~ey degil!''

.. , -

Cumhurba~kam, "Bolgede bir harita degi~ikligi

olmaz. Ama ekonomik olarak pasta var. 0 pastadan biz de bOyOk oranda payrmrzr almally1z'' ~ek­ linde konu~tu . Millet olarak "IOkse 9ll~t1 Q 1 mrz1" belirten Ozal ~unlan soyledi: "Kaybedecek ~ok ~eyimiz var, o yuzden k?rkulu~or. ~ma biz •• cengaver _m1llet1z." Turgut Ozal ABO Ba~kanl ile son telefon g6Adalet Bakan1 Oltan rO~meleri hakkmda biiSungurlu, "Saddam gi verirken, " Bush'tan Kuveyt yerine TOrkiye'- lsrail'in i~e bula~mama­ ye sald~rsa bu kadar sm1 istedim, oldu," demuttefik guc biraraya di. gelmezdi" dedi. SunCumhurba~kanl , bu gurlu ~oyle konu~tu: arada, " Saddam eger ''Allah bize yardrmc1 ol- Kuveyt yerine Turkiye'du da bizden bulacag1 ye girseydi, dag1lmr~1k" belay1 Amerika'dan bul- $eklinde de konu~tu. • du. Bu bize Allah' m bir ESKI BAKANDAN lutfudur.' ·

I

..

•t'i...,, .

::ea . .

..

)'c>.l• •.

~· ·

.,_.,... .... • :· •

.. ..

~\ .: Vlflll'

an T:afifl d ..Urk ' e T

lutuf

Ba$bakan BM'ye meydan okudu

"Ama~ demokrnsi, sav~ stirecek'' Yrld1nm Akbulut, " Bizim amac1m1z" m, " Saddam·, dO~Ormek ve 1rak'a demokrasiyi getirmek" oldugunu soyledi. Akbulut, " Saddam·, devirinceye kadar sava~ devam edecektir,' · ~eklinde konu~tu .

MERHAMET

''Askeri 90lde yaln1z kOIJ1$yaln11'' Eski Milli Savunma Bakanlanndan Zeki YavuztOrk, MOttefik ulkelerin askerini Arap yanmadasmm ~610nde yaln1z b1rakmamam1z gerektigini" bildirdi. I'

devam edin


1 KOY 3AL KUPONU MACERAPEREST UYANIK CENGAVER GAZETE

2 SAYI 6 SORT! 5216

Sivil Savunma Muduru soruyor:

-

I

Bakan1n hakll isyanl

77 Sivil Savunma Gene! MOdOrO Ahmet luran Boz- Maliye Bakam Adnan

" 1

.

Tanesi tam ti~ milyon

II

Z3izi izlemeye devam edin

ANAP Genel Ba~kan Yard1mc11anndan eski vali Galip Demirel, lrak fUzelerinin ve u~aklan­ mn menzillerinin Turkiye'ye ula~1p ula~ama­ yacagmm kendisine sorulmasl Ozerine, "bunun imkans1z oldugunu" bildirdi. Galip Demire!, " Gaz maskesi takana gOierim" ~eklin­ de konu§tu. Galip Demirel ba~ka ne gibi durumlarda gOIecegine ili~kin herhangi bir a~Jklama yapmadL

klr, •'vocuklar ivin gaz maskesi olmadlglm ·' belirtti. Bozk1r kamuoyunda bir sOredir devam eden _ " gaz maskesi" tartl~­ malanna son verirken ~unlan bildirdi: " Diyelim ki TOrkiye'de herkese gaz maskesi daQ!ttJk. Qocuklar ivin gaz maskesi yok. Onlara ne verecegiz?'' Bozk1r, IIQocuklar oiOrken anneler ve babalann gaz maskelerini takacak halleri yok ya'' ~eklin­ de konu~tu . •

Kahveci, bir siiredir kamuoyunu me~gul eden "gaz maskesi" tartl§malanyla ilgili olarak, maskelerinin 'tanesinin Ov milyon lira' ' olduguna dikkat 9ekti. Bakanl "10 milyon ki~iye dag1tsak 30 trilyon eder" §eklinde konu~­ tuktan sonra, "Nas11 dag1tahm?" diye sordu. Bilindigi gibi, 10 milyon ki~i. TOrkiye nOfusunun altlda biri ediyor. I

HEM TABANSIZ HEM FAKIRIZ

Taner: Gitti 1 milyon dolar!

Sava,•n Turkiye'ye hayn Cengiz Candar Turkiye, bu sav~a blriikte, kendi hallomn bile f8.11unda olmlldt¢l boyut· '-rda "ulualwaru~ gilndenl"de. Onoekl gun. Aoma'da NATO Savunma Koleji'nde " OrtlllfoOu" ve "Ku· ay Atrikll " konulu bir konferans veriyorum; bakryOflJm, aoru~ap bOIumilnde yOnellllen sorularm Onamli bOiilmil lncirtik'ln harekAI amacryta kunamlmasma lllfkln. " RWiawahk" (9eren sorutann aahlpl&ri bafta Almanlar ve ~1\er .. . Atdlndan ~kaltlai gellyor. NATO'· nun bu " m0tteflldef1" I Kuzey AttanUk Anlafmast'nm 5. maddesinden dem vuruyoriar. SOz konusu mlldde, sal· d1rrya u{lrayan milttef!kln yardlm~na, ancal< "klt*Jtt!lmam" bit ttaldm ~ hallnde" gldllmeslnl OngOrOyor.

Devlet Bakam GOne~ Taner, lrak'tan ba~ka 01kelere g6nderilen fOzeleri Turkiyelye geliyor sanarak kendini yanll§llkla ate§leyip hatasm1 anlaymca havada intihar eden bir Patriot fOzesiyle ilgili olarak, "Gitti 1 milyon dolanmlz'' ~eklinde konu~tu. . Ote yandan, l~i§leri Bakam AbdOikadir Aksu da evlerinde Patriyot fOzesi bulunmad1g1 ge-

rekvesiyle kritik IJolgeleri bo~altan halka aslinda millet~ e kahraman ol~ugumuzu hatJrlattL l9i~leri Bakam, Ne kadar tabans1z bir millet oldugumuzu " bildirdi. ·I

Patriyot'un dev hizmeti Tam taknn CONAN Birblrinden suriJkleyicl birbirinden kanll 32 macera. 5 renkll 45 citt. Sadece 8 kupona.


R

s

E

M

I

L

G

I

y

A

R

I

R

E

s

M

T

I

A

R

I

H

..

' .ii!Er.3b

.. .

'

-..

f CS

~

.

-·. .. ...

-

·-.

-

-

.

.

.

. ..

.. . . ··-

.-......

QV

£....,,..• •-

'

.

\

., •' H"'.

Mustafa Kemal Afrika c;611erinde (1912).

Sinsl, y11an Araplar Geldigimiz yollara g6z gezdiriyorum: Elari~'deki Turk erlerine erzak ve cephane ~tyan sabtrh, c;ileke$ develer... yuksek bir meyilden s1ra, Sl ra, agir, agir vadiye ini yorlar. Onlar inerken ... Yollanmn hemen sa~na dii$en Elari$ kasabasm1, adeta ev ev, tarar ve sayarcasma butun his... Biitun llkrimle dikkatle reckik ediyorum: 0, sinsi bir seyirci gibi... Hareketsiz duruyor. Muteessir oluyorum. ic;imi kemiren c;ok derin ve act duygular... B3$1ffit sersem eden c;ok $iimullu d0$unceler cenderesine k.lstlmt~ gibiyim. ic;imde ve ba~unda tzdtraplann en kudunnu~u ~h­ lamyor. Bilir misiniz nic;in? Adt Miislliman oldugu halde bize dii$man ingilizlere dost olan sinsi Araplar ugruna bu c;olde c;ekecegimiz, yersiz ve luzumsuz oliim kahm miicadelesi ic;:in... (. ..)

72

B6h1gume silah ba$t ve hareket emrin i vennek iizere geri d6nerken ... _Biraz Otede, c;:ol gfme$inin yakngi kuru

esmer yiizlii, siyah seyrek sakalh, derinlikleri delecek kadar dikkatli ve mutecessis, iki kuc;uk c;ipil gozlii, yalmayak, ba$t ac;:tk, gogsu k.llh ... Elbise namma, usriinde tek ve kirli bir entari .. . ~ya adma, bogazmdan gec;me tOrba asth bir insanla kar$Ila$tyorum... Kirlenmi$ beyaz di$lerini gosterircesine smup yamma yakla~arak:

.._ Esselamu aleykiim ya bek, diyen, sozum yabana bu insan c;:olde bize ktlavuzluk edecek: Bedeviden ba$kaSt degildir (. ..)Ayaklanm kuma batar, c;1kar gibi olan yerlerde, bolugumiin yurilyii$Ct ag1rfa$tyor; zorla$tyor. K.tlavuzumuz bizi yanh$ bir yoldan du~manmt kucagina m1 gotunlyor acaba diye, yiizumde hakh bir $iiphe dalgas1, vok kere geziniyor. Gozlerim, bu biiytik tehli.ke tahakkuk ederse ne yapanm endi$esi ile... Once belimdeki (~inaydar) tabancasma ve akabinde sertlC$ip dikle$erek. .. Yammda giden, ktlavuzumuz Bedeviye bak.lyor. Paraya taparak dun ingilize... Paraya taparak bugiin bize -sozi.im ona- hizomet eden ... Ve ruhen sinsi bir y!landan ba$ka bir ~ey olmayan bu adam, ne dii~i.in­ dugilmi.i sezer gibi sukli.im pi.iklum bir vaziyet alarak Birikim 22/ $ u ba l 1991


"-Allah yansuru islam" sozlerini tekrarlamakla guya vazifesini dogru yapugmt anlatmak istiyor. Muallim $ukru Fuad Gucuyener, [I.Cihan Harbinde Ftrka: 3, Alay: 32, Tabur: 1, Boluk: 2 Kumandam], Sina <;:oliinde

Turk

Ordusu,

(istanbul: 1957), s.23-30.

!Jilndlye kadar uyuy~r muydunuz? Von der Goltz

Pa~a'mn

maiyetinde demiryolu ile Haydarpa~a-Eski~ehir-Konya Eregli'den Adana'ya kadar rahatc;a gelip oradan Bagdat'a vannak uzere yola c;tklldtgt vakit, feci bir duruma ~ahid oldum. Normal katardan inmi~. in~aau henuz tamamlanmamt~ olan Bahc;e Tuneli'ni dar hath bir dekovli treniyle gec;mi~­ tik. Ayran Mevkii'ne geldikten sonra tedbir ahnak kabilinden bu tOnelin ikmaline c;ah~t hyordu . Ama henuz bitirilmemi~ti . Osmanh imparatorlugu, o topraklann yuzytllar boyunca sahibi ve hakimi idi. Bir sava~ta hayati bir onemi olacak bu tiinel, sava~ ic;inde mi tamamlanmahydt?! 0 zamana kadar bu ihtiyac1 du~unen olrnanu~ rmydt?! Ka~tmtzdaki d tl~man yani ingilizler, Mtstr'da kum c;ollerinde "Suvey~ Kanab" boyunca demiryolu hatn do~emi~. asken ula~tmt kolayla~unm~ken biz, en 6nemli bir kav~ak noktasmm demiryolunu sava~ ba~ladtktan sonra bitirmeye c;ah~tyorduk. Birisi c;tksa da: "- Efendiler ~lmdlye kadar uyuyor muydunuz?" demi~ olsa ne cevap bulup verebilirdik?! Sonra ic;inden ge<;:tigimiz bazt $ehir ve kasabalann balomstzltgt, yoksullugu, hele pisligi acmacak ve yurek parc;alayacak bir haldeydi. Mesela bugun diinyanm belli ba~h petrol rnerkezlerinden biri olan Musul'un o zamanki pisligi, halklmn cahillik ve gorgusuzliigO. aglanacak bir haldeydi. Topraklanmn alnnda yatan petrol gibi baha bi~ilmez hazinelerden habersiz, bu topraklar llstlinde yoksul ve cahilane ya$ayan halkm o peri~an hali neydi?! i~­ te Osmanh imparatorlugu bu gayri-i musaid ~artlar alnnda, en kudretli ve zengin devletlerden fngiltere ve Fransa ile bogu~uyor, (arhk Rusya'st gibi insan ve tabii kaynak itibariyle hudutsuz bir guce sahip olan devletlerle harb halinde bulunuyordu. BC1tlln bu ~art­ lara ragmen metanet ve fedakarhkla dovii~O.yor, kan dokuyordu. Karargah1mtz, bu tren ve dekovil ile yapngt seyahatten sonra bazen kamyon ve otomobille bazcn de beygir, strtmda yola devam ederek Haleb'e vanm~u. "Re'sulayn" yani Pmarba~1 istasyonu Bagdat hatumn, son istasyonu idi. Abdulhamid devrinin bir eseri olan

bu "Bagdat Hatu" ancak buraya kadar uzaulabilm i~­ ti. Haleb'ten sonra aruk c;ol ba~hyordu. Kum nrnnalan, yer degi~tiren kum tepeleri ve saldtrgan bedevileriyle un sahm~ olan u~suz bucakstz <;:61!.. i~te bu elim ~artlar ic;inde, binbir zahmete katlanarak sa)'lSIZ engelleri yenerek Bagdat'a ula~abilrn i~tik. Bagdat'a vardtgtmtzda Mare~al von der Goltz Pa~a: "- isrnail Bey, eski bir Turk sozu vardtr" dedi, "0 s6z de 'vararak, vararak, bulunur Irak'nr". ismail Hakkt Okday, Yanya'd an Ankara'ya, Sebil Yaymevi, (istanbul: 1975), s.252-254.

• 'Turklerin ayak bast1g1 yerde ••• '' 10 Ma)'ls'a dogru [1918) Turk hukumetinin, Suriye'-

nin ic; politikas1 ile ilgili i$leri de bana vermek niyetinde oldugundan gizlice haberdar edildim. Suriye'nin o stralardaki i~i~leri haklonda burada biraz bilgi vennek yerinde olur. Boylece T~rk hukumetinin ~imdiye kadar tuuugu yola aykm olan bu yeni tutuma neden ihtiyac; duydugu da daha iyi anla~tlrr. 0 zaman i<;:in Suriye'nin ir,.:i~leri tek kelimeyle "iimitsiz" olarak vastfiandmlabilir. Bir defa, halk ilzerinde etkili, duzenli ve gttvenilir bir idare mevcut degildi. Yiiz)'lllar boyunca suriip gelen kotli idare, birkac;t miistesna, biiyuk ve ku~uk memurlar ile jandarmanm bozuklugu ve gorevlerini kotliye kullanmalan y\izunden ho$nutsuz.luk yaratmt~ idi. Hangi millete mensup bulunursa bulunsun biitiin fakir halk, keyfi bir idareye tabi idi ve agtr yukler alnnda eziliyordu. Eski bir medeniyete sahip olan ve bu durumu 15 maddelik Beyrut lslah Programt ile onaya koymu$ buJunan ahali, harp yuzilnden haklanndan her zamankinden fazla yoksun btraktlm1~ idi. Hakimler, memleketin dili olan Arapc;a)'l asia bilmezken, bu memlekette adalet ve hakkln korundugu nastl iddia edilebilirdi? Suriye'de "Sami 1rk" c;ogunlukta ise de, bu kan~1k millet ic;inde halis Araplar da c;oknt. Gerc;ek Suriyeli yaman bir tiiccar, mOte~ebbis ve efendi bir adamdu. Bllyuk ticaret, c;:ogunlukla Htristiyanlarda, kiic;uk ticaret ise Musliiman Araplar elindedir. Ticaret ve sanayiin gel~mesi ne Hukumetin k~layhk gostennesi gerekirken, rii~vetc;i memurlar, bu konuda durmakstzm guc;lukler c;tkanyordu. Turkler ile Suriyeliler arasmdaki anl~mazhgt en iyi bic;imde ~u Suriye atasozu dile getirir: "Tiirklerin ayak basngt yerde yl1z ytl ot bitmez". Turkler memleketin bagtms1zhgm1 saglayacak bir idare tarzma taraftar degillerdi, ilerisi ic;in de bir te-

73


minat venniyorlardt. Hukumetin mali itiban Suriye'de ~ok azd1. (...) Eger elimizde para bulunsaydt, yiyeceklerimizin hepsini buradan tedarik edebilirdik. Ama para verilmedi~i i.;in, bu zahire memleketinde mahsuh1n biiyCik klsmt ve binlerce deve yi"lk(t bugday, kar$thgmt alnn olarak almak iizere, Durziletin oturdugu Havran'dan ingilizlere gonderiliyordu. Bu durumdan haberdar edilen istanbul, hatastm kabul etmedikten ba~ka. buralarda uygulanmast miimkiin olmayan hir tah1l vPrgi$i $i5tl?mi.nde !Sr.<~.r ediyordu. Memleketin durumunu bilen ve bolgeyi iyi tamyan ~am, Beyrut ve Halep valileri, bu tedbirlere itiraz. edince, u.;u birden yerlerinden auldtlar. Suriye'nin i~i$lerinin de bana verilecegi hakkmda ve Enver tarafmdan bana giz.lice yaptlan teklife, burun zamammm asken gorevlerle dolu oldugu oz.runu ileri surerek red cevabt verdim. Zira Turk hukumetinin tutumunu degi$tiremeyecektim ve bu umitsiz durumun si1rup gitmesinin sorumlulugu benim iiz.erime yiiklenecekti. Uman Von Sanders, Tiirkiye'de 5 Y1l, Burytk Ya)'lne-vi, (istanbul: 1968), s.265-266.

Henuz zaman1 degll ...

74

Milli Kunulu$ sav3$mm en parlak z.aferi strasmda, bu mesele [Arap alfabesinin degi.~tirilmesi] tekrar bir toplanoda konu$ulmU$tU ve bUyOk inlolap dahisi bunun henCiz z.arnam gelmemi$ oldugt~nu orada haztr bulunanlara anlatmt$tl. Kendi lisanmdan (sofrada) i~ittigim uzere toplanoda konu$ma $6yle olmu$tU : istiklal mahkemesinden kunulan birkac gaz.eteci -ricalan Cizerine- Gaz.i tarafmdan izmit'te kabul olunmu$lar, hatalt hareketlerini itiraf ederek affa mazhar olrnt.J$lardt. Ondan sonra, daha samimi ve benirn telakkime gore, daha fikirli konU$maya ha$ladtk. Ben cok memnun ve mesrur idim ki, memleketin munevver kalem ve kelam sahipleriyle hembezm (toplann arkad3$t) olmU$tum. Arnk uyamkltklanna gl1venerek dedim ki: 'Ben hilafeti kaldtra~!' H.azu bulunanlar, biri rnCistesna [Hiiseyin Cahit] g6ru$11mu kabul ettiler. 0 bilmern ne dereceye kadar dint ve islami hislerle rneluf, bilrnem ne rnanada Allah ve peygamber mefhurnuna mergup idi; fakat bana dedi ki: 'i$te en buyCik hata bu olacaknr. Hilafeti kaldmnak... kari alai (alaiIt i$i) degildir. Bunu hi~ yapmaym ve sizden bu derece mannkstz bir i$in .;tkacagmt beklemiyorum'. Bunlan i~itenler, muhatabtmm sozlerinde mana ve

manok var zanruna dl1$tiile; ve yan yan bana bakoliu. - Beyefendi, merak buyurmaym; islam alemi, ki maatteessuf bir suru esirlerden miirekkep acmacak hale gelmi? ytgmlardtr, ben henuz onlarla me$gul olabilecek kuvvet, kudret ve mevki sahibi degilim; ben ~imd i lik, dogrudan dogruya mensubu olmakla iftihar ettigirn Turk milletinin kunulu~undan bahsediyorum. Bu millet $imdiye kadar Araplann, Acemlerin, din maskeli igfalleriyle aldaulmt$ oldugunu ispat etmek "I ..ic:te\IPTl ....... ) - · · hi ..... ..r "l,.l".21""t"''1"'" _ ..... "'"' ... ... ~ ·-&•

Ahme t Cevat Emre, ild Neslin Tari11i, (istanbul: 1960). s.314-315. •

• 'lzolasyonist'' ve • • pasitist' ' ~imdi

vazife ve salahiyet-i Hilafetten bahseclenlere gore bu Halife-i miisliminin vazifesi nedir? Soruyorum! Bu Alem-i. islam1 kurtarmak degil mi? Bu Hilafet-i musliminin daire-i ~umuluncle bir Turkiye devleti varcltr, bir iran devleti vardu, bir Afgan devleti vardlr ve yetrni$ milyonluk bir Hindistan kitle-i islarriiyesi vardn, Mtsu varcltr, Fas vardtr vs. vs. vardtr. Bun. • rp;-

' '

"

...

..

...

.

..,

..' '

Trablusgarp'ta yerel kJyafet ile {1912}. Birikim 22 / ~u ba 119 91


~ · ·

lann hepsini - Halifenin vazife-i hilafetini maruf kitablarda tarif olundugu vechile kabul etti~mize gore, kurtarmak laz1mdir. Kurtarabilmek i~;:in de kuvvet laz1mdu, kudret lazimd1r. Para ve nufus lazlmdu! Kim diyebilir ki bunun i~;:in Tiirkiye devleti ve Tiirkiye devletini vucuda getiren Anadolu'nun sekiz milyon halk1 Halifenin emrine tabidir. Kim diyebilir ki buyurun efendim i~te Turkiye'nin sekiz mil yon fakir halk.I dunyay1 maglub edin ve Alem-i islam1 siyanet edin! Ben soranm millete! Buna raz1 m1dJT? Bunu yapmaya muktedir midir? Yapabilir mi? Bu zavalh millet bu kadar azim bir mes'uliyeti, bu kadar azim bir vazifeyi deruhde edebilir mi? Hakikaten millet boyle bir vazifeyi deruhde etmekle.. ifasma t~ebbiis etmekle muvaffak olabilece~ni bir an i ~i n olsun timid edebilir mi? Buna imkan tasavvur olunabilir mi? Zannederim ki hay.r, asia... Efendiler! Milletimiz, asirlarca bu nokta-i nazardan hareket ettirildi fakat ne oldu? Her gittigi yerde milyonlarca insan b1rakn. En nihayet oralardan kovuldu, kovuldu. Ve bugiin sekiz milyona indi. Yemen ~6llerinde ka.vrulup mahvolan Anadolu evlatlannm miktanm biliyor musunuz? Suriye'yi, lrak'1 muhafaza etmek i~;:in, Mts1r'da bannabilmek i~;:i n, Afrika'da turunabilmek i~;:in Viyana kap1lanna kadar fiituhat yapabilmek i~;:in ne kadar insan telef oldu bunu biliyor musunuz? Ve neticede ne oldu g6riiyor musunuz? An inan, Gazi Mustafa Kemal Atatiirk'un 1923

Eski~hir-izruit Konu~mala.n,

T urk Tarih Kurumu Yaymla.n, (Ankara: 1982), s.l06- 107.

Her millet 1ay1g1n1 bulur 1923 Man'mm 17. cumanesi gilnii Mersin'e giriyoruz. istasyonda yaya olarak kafile halinde ilerlerken, yolun ortasmda, opki Adana'ya girerken oldugu gib_i, biiylik bir levha ~tyan birka~;: ktz SePin ka~tsma pku. Levhada ~u cumle yazth idi: "Suriye. hem~irenizi de kurtanmz." iki giln evvel Adana'da, Antakya ve iskenderun i~;:in yaptlan o levhah tezahur, Antakyah k.Izm o herkesi aglaop s1zlatan h1~;:kmkl• hitabesi ve SePin ona verdigi tarihi cevapla, ulvi bir mahiyet alm1~U. Sef ~im­ di bu Suriye levhasma ne diyecekti? "- Her millet lay1k oldugu mazhariyete nail olur!" dedi ve yliriidu. ismail Habip Sevilk'ten akta.ran , Kemal Anbumu, Atatiirk'ten Arular, Tt1rkiye i~ Bankas1 Yay., (Ankara: 1969), s.20 l.

......

..___,

---·-·

Aktlt d19 polltlkaya bir ornek Kr'al Edward'm istanbul'u ziyaretinde: Mrs. Simpson yeni bir mevzua gecti: - Londra'da iken Mtstr el~;:isiyle olan hadiseyi i~it­ mi~tim. fakat ne derece dogru oldugunu ~;:ok bilmek . isterdim, dedi. - Atatiirk hemen auldt: - Ha fes meselesi mi? Bii.yiik bir skandal oldu, ama netice iyi bitti. Ataturk, krala teveccuh etmi~ti: - Zan ~ahanelerlnin de malumu oldugu 11zere, Turkiye'de yalmz ~;:a~a£1 degil, fesi de kaldtrmi~Om. Fes gormeye katiyyen tahammulum yokrur. Fes, benim i~;:in eski geriligimizin, taassubumuzun semboludiir. Ankara Palas'ta yabanc1 elc;ileriyle resmi bir ziyafette idik Misir sefiri memleketinin adetine uyarak, sofraya fesiyle otunnu~ru. Davetlilerin arasmda, laplanntzt fes gozii.me baoyordu. Hie olmazsa yemek s1rasmda fesini pkarmasmt rica ettim. Sefir ~iddetle itiraz etti. Bunun 11zerine garsonlardan birine emir vererek fesini zorla ~;:tkannrdtm. Sefir protesto makammda yalntz ziyareti degil, memleketi de terketti. Yerine gonderilen maslahatgiizar, MlSlrh olmak itibariyle k:tpk.Irmtzl bir fes giyiyordu, ama Allahtan, maslahatgllzarlar her yere ~agnlmtyor. Gelse bile buyiik ve orta el~;:ilerin gerisinde bir ko~eye, b11zulup duruyor, ba- 1 na g6riinmuyordu. Protokol ~efi bu hususa azarni dikkat ettigi halde iran Sahmt kab.ul ederken bir tertip hatas1yap1ld1 ve Mtstr maslahatgllzan, larmtzt fesi ilt birden ka~tma c•laverdi. Fesi gorerek 11zerine gitmeye ba~laym ca, etraflmdakiler birdenbire donakald1 ve kordiplomatigi bir huzursuzluk kaplad1. Herkes Iran Sahmm huzurunda, maslahatgiizann fesini yere ~;:a­ lacagmu ve eski rezalete, daha buyU.k bir yenisini ilave edece~mi zannediyordu. Mrs. Simpson, heyecan i~;:inde sordu: - Sonra ne bldu? - Agtr agtr MISirhya dogru yiin1diim ve etraflmdakilerin heyecamru sonuna kadar tatum. Korkudan ne yapacagtm ~~tran MISirh diplomata: - Bu ne? Diye sorarak, ciger l<.lrmtzlSI fesini i~aret ettim. - Fes efendim!.. - Ya, fes mi? Ne de yara~1yor, m~allah! C::tkarmaym, ~;:tkarmaym! Prof. Herber! Melzig, "Atatilrk'ten n~redilmemis haoralar". istanbul Ekspres gazetesi, aktaran, Kemal Anbumu, Atattlrk'ten Hanralar, s.31-32.

75


D

E

G

Bu da bize ders olsun

76

CNN'in ilk gunlerdeki yaymlanna inanmayammtz var mi? Hepimiz sabahm korunde televizyon b~ma ge<;ip, Saddam HD.seyin'in yenilmesinin an meselesi oldugunu d~un足 medik mi? Sabahlan elimize ald1~lZ gazetelerimiz de yine CNN'in buyilsuyle ayru ~Jeri tekrarlamadi m1 bizlere? Sonras1 malu~ Korfez Sa~1'mn hie; de samldig-1 gibi birkac; gunde bitemeyecegi. Saddam'Im samld1~ndan daha aktlh, Irak'm beklenenden daha guc;lu oldugu nihayet k~fedildi. ~imdiki haberler ise sava~m neden uzun surebilecegi, bu uzama suresince neler olabilecegi lizerine. Acaba ilk gunkii sarho~luktan sonra birc;ok kanaldan akmaya b~ layan haberler ne kadar dogru? NaSI! ilk gunler CNN'in soylediklerini itirazstz kabul ettiysek, onlann abaro oldugunu anladiktan sonra, kulaklanmlZl CNN ~mdaki butun haber kaynaklanna diktik, bundan boyle sav~ hakkmda esrarengiz, birbirlerini surekli ya1anlayan haberlere itimat ediyoruz. Hele Irak'm gizli kalm1~ gil<;ICiliig-ilnu ortaya <;1karan ne kadar ftstlo vb. varsa ba~l mtzm iizerinde yeri var.

N

M

Burada derdim, hangi haberin, hangi haber kaynag-mm dogru oldugunu taru~mak degil. ~unkii inamyorum ki, diinya c;apmda prim yaprru~ biitiin haber kaynaklan ve onlann iirettigi haberler eninde sonunda yanh~. Eger haberden yalntzca neyin anlanldiglm anhyor ve bunun nas1l sunuldugunu 6nemsemiyorsamz benimle aym goru~te olmayabilirsiniz. Ancak medyalarda ideolojik yOn, az olarak anlanlanda, c;ogunlukla da anlanb~ ~klindc yerini ahyor. Omegin bizlere naklen Tel Aviv'e bir Scud fuzesinin du~ii~ii足 nii anlatan TV ekibi, ister istemez bu fuzenin dii~ii~ii hakkmda "hakiki" bilgileri vermek ister, zorundadlr. Ama fuzenin du~u~ ger<;egini anlanrken kul1and1gl sozcukler, onun bu gerc;eklikle kurdugu ideolojik ili~kiyi onaya <;Ikanr. Nasi! m1? israil ya da Suudi Arabistan'a du~en Scud'lann herbirine b~-on dakika a}'lran televizyon, herbiri bu flizelerden daha etkili olan bombalann yilzlercesinin lrak kentlerine dCI~mesini "hah bombardimam" deyimiyle evcille~tirerek izleyicilere tek bir cumleyle aktanr: "Saym seyirciler, muttefik gil<;ler lrak ve Kuveyt iizerine hava saldmlanm bugun de surdiirduler."

E

L

E

R

Sozu daha fazla uzatmaya gerek yok. Hepimiz Once CNN'in, sonra rum haber tekellerinin kazl~ru yedik, yemeye devam ediyoruz. Bir ~eylerden rahatstz ve ~ikayet<;iyiz. jean Baudrillard'm ktsmen Cumhuriyet ve Nokta'da yaymlanan s6zlerine galiba kanhyoruz. Evet sav<l$ esas olarak otutma odalanmtzda ya~amyor. iyi guzel de, medyalann bizi esir almas1 kar~1smda ne yaptyoruz, yapmak istiyoruz? Benim gorebildi~m kadanyla koca bir hi<;. Ku~kusuz uluslararast haber tekelleri birbirlerinin kopyast degil. Bu anlamda habercilikte daha duriist olduklan soylenen baz1 yaym kurumlanna, gazetecilere, yorumculara, ko~e yazarlanna daha fazla iltifat etmek ~ok anla~Ihr bir ~ey. Ama yeterli degil. Medyalann tahakkumiinden rahatstz olan rum Turkiye vatand~足 lannm yapmasi gereken kendi haberle~me kaynaklanm yaratmak, daha sonra dunyamn b~ka yerlerinde aynt de m en muzdarip olanlarla dostc;:a temaslar kurmak olrnah. Bu a<;Idan, Turkiye'deki basm-yaym kurumlanna yillardtr kadro yeti~ti ren Turkiye soluna buyilk i~ du~uyor. Gazetecili~. grup ~1karlanm her ~eyin 6nl1ne koyan dergicilige indirgeyen Turkiyeli solcular aruk tum Turkiye Birikim 22/$ubat 19 9 1


.........

..................................................................._____________________, ____________

.. toplumuna hitap eden bir yaymCihk anlay1~tyla kollan slvamahlar. Enii1de sonunda hirer kapitalist i~letme olan gazete ve dergilerde yaptlan usturuplu solculuktan geriye c;ok fazla bir ~ey kalm1yor. Ku$kusuz bir meslek olarak gazeteciligi sec;:mi~ insanlar gec;inmek i~in bir yerlerde c;ah~mak zorundalar. Ve misyoner gazetecilik, herkesin c;ok iyi bildigi gibi kimsenin kam1m doyunnuyor. Zaten sorun da b'urada. Ben misyoner bir gazetecilik degil, devrimci bir gazetecilik oneriyorum. ~u ya da bu diinya gotii~iinun (bizim i~in sosyalizmin) ya·da bu dunya gorii~i.i­ nun ~u ya da bu yorumunun toptum kaonda daha da yaygmla$masmt, giic;:lenmesini 6nceleyen arnator bir gazetecilik degil onerdigim. Devrimci gazetecilikte, devrimci stfao, benim ic;in dunya ve ulke <;a-· pmda gene! kabul goren gazetecilik anla~ma ka~1 ol~u tarif ediyor Yani medyalan n fnsanlann giindelik hayatmdaki tahakkumi.ine ka~1 olan, bir $ekilde bunu klrrnak isteyen tum insanlan biraraya getirebilecek bir platfonnu imliyoc Devrimci gazetedligin nas1l bir $ey oldugunu ben bilrniyorum. Kirnsenin tam olarak bildigini de sanm1- · yorum. A.ma hepimizin kendimize gore deneyimlerimizin, g~ru~leri­ mizin oldugunu d~niiyorum. i~te bu dii$1inceden hareketle, daha faz., Ia "duvarlar ytlahrken" edebiyan dinleme.mek, oturma odalanmJZda bombarchmanlara turulrnarnak i<;in herkesi dunyayt yorumlamanm dl~mda dunyayt degi~tinnek ic;in de bir ~eyler yapmaya, bu ama\'la <;a- · ba gostenneye c;a~nyorum. • RUSEN

~AKIR

Olumun makinesi sav~ bir kez falt~maya b~larsa Don ve bugiin radikal literatiirun

her tiirli.isiinun i\'inde "bu mi.icadeleye b~1mlZt koyduk" tiitiinden inan~ soylemlerini gordiigumuzde, ashnda gotiinmez tarihin derinliklerinden kopup gelen arkaik bir duygu dilinin kendini yineledigini acaba ka\'liDIZ dii$linmli~­ tiir? Y~am gori.i~lerinin olumle ol<;iilen bir kararhlJkla somud~ma­ smm ardmda, insanhgm karanhk gec;mi~inden suzulen korkuyla yogrulmu~ duygusalhk, oliim kadar donukla~nnlm1~ tevekkul, oliim kadar surekli kllmmt~ edilgenlik ve ya~ama arkasm1 d6nmu~ bir gelenekselcilik hileli bir bic;imde kendini radikall~tinnektedir. Kimi zaman sportmen ruhlann tribune geli$ maksadtdtr o... En kristalize y~am kurgulannm mucadele dusturu yine odur; kimi zaman "cihad ve ~ehadet~le, kimi zaman "gurur ve ~uur"un adanml$hg•yla, kimi zaman Latin Iiizgarlanyla "ho~" gelir ''safa" gelir... Siyasi davalann dogal hukuk savunusu ve yaponmsiZllk haykm~~ . oliime meydan okuyan yigitligin kabuludtlr o!Um... Eski dinlerin nihai mi.ikafatJ ve ezas1 salt 6llime gore bi\'imlenmez, asll olume gore bir ya~am vazeder durur. Ya~imn sonu, ya~amm 6m1ndedir hep... i~lerin, halklann, mazlumlann ya~am hakk1 ve bilcumle siyasi miicadele kararb1Jg1, olumcul sloganlarla savunulagelir. Dfizenin korunmasmda kul1amlan ceza normlanmn en a~r yapt1nm1, ya$am ili$kilerinin fizerinde tarifsiz bir adaletsizlikle as1hd1r. Klasik siyaset anlayt$lannm genel duzlemi varhkla yoklugun, ya~m ve ~10mun kanna$astyla, ama astl Oh1m korkusuyla olume meydan okuyu$~n ili~kisinde kurulur. Kutsal ohim tiirleri ve omek oliimlerin bayrakl~tmlmas1., aym siyaset potasmda hannanlantr. Bu tOr bir slyasi s~ylemde onursuzluk, gerektigin de ~lmeyi bilmemekten d~r ve y~mak. Ulftma Olebilmckle dcterlenir. Y~mm sdrekliligi,

sanki olOmtm surekiiligidir; ya~a­ mm liretkenligi, sanki olum liretmeye \evrilmi~tir; ya~m kultlitii, oliimiin oliimsuzle~tirilmesi fizerinde ylikselir sanki ... Y~ma ve ya~am1 iiretmeye tutkuyla bagh anlayt~lann, ya~am i~inde kendini olumlu olarak kurmasmm 6niinde, egemen bir oliime baghhk cephesi vard1r. Ogrenilmez ve ogretilrnez oh1m kor bir duyars1zhkla, du~Cmcesiz, tevekkiilcli, edilgen kurbanlannm hastahkll ruhlannda otiiliip, ya~ml tiiketmektedir. Evrende dunya d1~mda k~fedilmi~ bir y~m hemlz yoktur. Dunya ise olumun y~m ilkesi saytldlgt egemen d~iince bi~imiyle heniiz ya~yan bir gezegene degil, olen, oldiiren, yok eden bir kultiitiin barmagtna benzer. Salt insanhga ait olmayan bir ya~am filizi, gokadanm bu mavi gezegeninde insanhk eliyle bir daha dogtnamak iizere oldutiilebilir. <;unkU "olumun damgasm1 almlannda ta~lyan" otiimcekli kafalar ic;in b~ka bir kurtulu$ yoktur. Olumun makinesi sava~ bir kez <;a~tmlmaya ba$lamnca, olumcul felsefenin "Menelik"leri ziyafet <;~g­ ltklan atacak ve bu makine "Baba Tann"yt doyuruncaya kadar i$letilecektir. • Y~m1 kucaklamayan bir c;aresizligin ad1 olan insanhk, aruk "olelim de kurtulahm" noktasmda teslim bayragt c;ekecek, ama ne yaz1k ki aym insanhk, sav~amayacak kadar geli~tiginin ve aym zamanda y~ayamayacak bir noktaya itildiginin bilincinde olmayacakor. Yeni dunya dlizeninin kanla, olumle kurulmasma hie; kirnse izin vennemelidir. • iSMAIL SOYTEMiZ

Bla~ Ctndrars, Se~meler, ~eviren

Said Maden, "La fin du monde - filme par l'Ang~ Notre-Dame• (1917) De Yaytnevi, Istanbul 196i, s. 119-138.

77


T elevizyonda sav~...

78

Evde oturrnu~. ~arap ve sigara i~i­ yorum. Televizyonda CNN. Sava~ seyrediyorum. Kendimden utamyorum, sonra Star l 'i seyreunek ic;in bulundugum yerden kalktp neden eve geldigimi soruyorum. Bilgi almak mt? Dunya olaylanyla ilgilenmek mi? Once israil'e fuze au\mast sonra borsa haberleri. Bu bana ~ok ironik geliyor, guluyorum. Kuzey denizi petrolu yiikseliyor diyor biri. Gozumfm online -hani o eski karikaturlerde gordugumuz- purolu, kahn enseli kalantor tipler geliyor. "Aruk devir degi~ti , bu tiplen boyle canlandmnamahsm" diyorum. Acaba, alundan ince tel ~er~veli gozliik takar, puro yerine ince sigarlardan mt i<;er yeni kalantor tipi, bilmiyorum. israil'e iki flize du~mu~. once 35 sonra 70 ki~i yaralanmt~. Hepsi de "hafir•. Bu sav~ta kimse 6lmiiyor. Kimsenin bumu kanamtyor. Kanasa da "hafiP' kamyor. U~aklar havalamyor, bombalann lizerinde "Ba~dat Ekspres" yaztyor. Gozilmun 6niine "Enola Gay" geliyor. Dresden'e giden uc;aklann bombalannda "Dresden Ekspres" mi yaztyordu merak ediyorum. Adana'da sirenler r;ahyor. insanlar nereyi bulurlarsa oraya stgmtyor, vali smuyor, "tehlike yok" diyor. Okudug11m bir kitapta hava saldtnst strasmda en guvenli yerin sokak oldugu, stgmaklarda insanlann r;ogunlukla bogulup oldugu yaztyordu. Dogru mu bilmiyorum, ben hie; sava~ ya~amadtm. Birden ne c;ok sav~ romam okudugumu, sava~ filmi gordugumu farkediyorum. Bir tanesi. kollan ve bacaklan kopan, gozleri kor olan bir adam1 anlauyordu. Bagdat'ta ka<; ki~inin kollan, bacaklan koptu, gozleri kor oldu bilmiyorum. Bu sava~ta sava~n taraflann uygun gordugu miktarda insan

olliyor, yaralantyor, ar; kahyor. Yetkili mercilerin iznine tabi olmadan kimse 6lmiiyor, 6lseler bile saytlan ortaya c;tkrnasm diye mezar da yapmiyorlardtr, ya~adtgmt da, oldugunu de kimse bilmiyor! Ba~mnak istiyorum! insanhk tarihi ~ok sav~ gordu, ama en onursuzu. en kirlisi bu gibi geliyor bana. Amerikan askeri Amerikan silahtyla, Franstz Franstz silahtyla, italyan ... oliiyor. Franstzlar daha once samklan silahlann bulundugu yerleri bombahyorlar. Amerikahlar Patriotlann parasmt kimden tahsil edeceklerini du~unuyorlar. Ban~ Odiih1 sahibi Gorbac,:ov BaiUgl supuriiyor. Sonra da "insanlan i.'l ldurenler hakkmda soru~tur­ ma a<;tlacak" diye deme<; veriyor. Guliiyorum, gulmekten ba~ka c;arem yok. Bush, ''valla Gorbi aytp ediyor" diyor. insanlann• hayatlanmn iki faninin dudaklan arasmda olmasma <;ok ~a~myorum. Evet h1lla ~ok ~~trabiliyorum! Beni bunca enayi yerine koymalanna <;ok ktztyorum. Ama "ne yapabilirim" diyorum, bir ba~kast da "ne yapabilirim" diyor. Hep beraber "ne yapabiliriz" diyoruz. Sana((;tlar Amerikan Konsoloslugu'na pankart asmaya gidiyor, 10 sanatpya l 0 gazeteci, 20 ki~i­ ye de 50 polis du~(lyor. Haztrlanan pan kart polis tarafmdan Ylruhyor. "Neden bez pankart yapmadtlar o zaman )'lrtamazlardt" diye dii~il- . niiyorum. Biri ytrolan pankart parc;:asmm "Turkiye Demokrasi Tarihi Muzesi"ne konmak ic;:in saklanmasml istiyor. Gozumun online devir teslimi yapan dedeler ve torunlar geliyor: "Al" diyor dede, "bu pankart par<;as1, demokr-asi miicadelemizde r;:ok onemli bir merhaleyi t~kil ediyor, onu iyi sakla ve koru, yalmz dikkat et dag1lmasm, r;:unku r;:ok eski, bu bizim ailemizde be~ ku~knr saklanan kutsal bir armagan". Giiluyorum, glilmekten b~ka <;arem yok! ingilizler "Saddam'm saraYl yerin 7 kat dibinde, biliyoruz, ~un-

kfl biz in~a ettik" diyorlar. Nedense kafam 7 saytsma takthyor. nede11 7 kat dibi de 10 kat degil. Gokyuzunun de 7 kat oldugunu iddia ederler, acaba Saddam bunun ic,:in mi boyle yapurdt diye du~un uyonun (bu arada Saddam Hiiseyin'in bir suredir CNN'de "Saddam" diye amldtgt dikkatimden kac;mtyor. ingilizler ~imdi kendi yapuklan sarayt bombahyorlar diye du~iinup gith1yorum! Bir suredir beynimde cehennem senaryolan uretip dutuyorum. Mescla Kuveyt'teki biitun petrol kuyulan bombalamr da "Nukleer Kt~" ba~larsa diye du~unuyorum . Sonra bombaland1~ ve tahrip edildigi iddia edilen nukleer tesislerdeki radyasyonu merak ediyorum. Herhalde radyasyonun ya)'llmast da taraflann iznine bagh diye dii~unuyorum. Oysa benim bildigim radyasyon oyle izin mizin dinlemez Yiiyil,r. Ama biz radyasyonlu <;aylan hupur hupur ic;:mi~ bir milletiz -"ulusal balkondaki inek" televizyonda gostere gostere ic;mi~­ ti hani- bize VIzgelir diye dCt~iinup rahathyorum. Ama lrak halkmm • boyle "dogal" bir ba&I~tkltgt var m1, yok mu bilmiyorum? . Sabahlan kalk.tp i~ gitmek, normal bir ya~am surdCtrmek c;ok gatibime gidiyor. Bu sava~tan ben hi<; etkilenmeyecek miyim? diye d~iinilyorum. Boyle sabah kalkacagtm, ~ gidecegim, a~am i<;me- ,_. ye, sinemaya, oraya, buraya gidecegim, eve gelip CNN seyredecegim, boyle mi olacak diyorum. Mutfakta dolaplan a<;tyorum bombo~. Ah~veri~ panigine kaptlmadtglm i~in kendimi kutluyorum. Ama beynimin arka taraflannda bir kurt, "bir kac; paket makama, • un vs. alsamtydm acaba" diyor. Once kendimden utamyorum, sonra insan oldugumu hanrhyorum. Ben hie; a<; kalmadam! A<; kalmanm ne demek oldugunu bilmiyorum. Ama bu dCtnya sonunda bana bunu da ogretecek biliyorum. Birileri gtrgir gec;:iyor, biz di~ Blrikim 22/

~uba t

t 991


................................................................................................................................................................

macunu ve Camel sigaras1stok).uyoruz diye, benim akhma bir ~ey gelmiyor. Ben bir kadmun! Ar:;. kalmamak ir:;.in fahi~elik yapar m1ytm acaba diye du~unuyorum. Once "hayu" diyorum, ama insan oldugumu haorltyorum. Satacak bir ~ey kalmaymca acaba ...? Birden bir tabur askerin bana tecavuz ettigini dii~iiniiyorum (bunlann bir tabur olmasJ okudu~um bir romanm sonucu biliyorum). Artlk pek 6yle askerler de yok, yalmzca havada ur:;.u~an ve nereyi vuraca~ belli olmayan fuzeler var. Bu fuzelerin c;ok pis nesneler olduklanm du~u­ m1yorum. Nedense o eski yalm kihc; sava~lar bana daha insani geliyor -sava~m insantsi olurmu~ gibi-

If

~

...

am a o rur sava~lardan kac;mak her zaman mi:immkun, girersin bir c;ahhgm aluna, sav~ bitince ortaya r:;.1kar, bir guzel uyursun. (.:unku yeni saldm ir:;.in "giil parmakh" ~a­ fak beklenir. Ama fuzelerden ka<;1~ yok. Adam 500 kilometre oteden dugmeye bastyor, filze tepende pailiyor. Ostelik bir de efendim, kimyasal ya da nukleer ba~hk ta~lyabiliyor.

insanlann sonu bu kadar belli, berbat, pis bir sav~ neden girdiklerini anlayam1yorum. Herkes bir ~eyler soyluyor. Yunanistan ba~ba­ kam "Ti.irkiye parsa)'l toplarken, bizim bu sava~m d1~mda kalmamJz 3)'lpur" anlamma gelen ac;tklamalar yaptyor. Herkes pastadan pay kapma sava~mda. Butiin dun

1m'

ya mezar soygunculuguna soyunmu~ durumda. Bir arkad~1m "le~ yiyicilere postayla kemik yollayahm" diyor. Hakh m1 ne? insanlar televizyona r:;.tkip, "camm sava~ta tabii ka)'lplar olur" demekten utanmtyorlar. insanlar sava$tyor, ucuz petrol ir:;.in, ~~~man ve yagh, CNN seyreden, ulkelerini direnmeden teslim eden petrol ~yhleri ir:;.in sava$tyor esir dii$11yor ve oluyor. Sonra esir dii$tl1gtinun 2. saati "ban~ever lrak halki"ndan soz ediyor. Bu dunya bunca pislige la)'lk degil. Ben bunca utanmazhga, pislige; c;irkinlige, bu it dala~ma la)'lk bir insan degilim. Hir:;.birimiz degiliz. • DEviN KUZU

KITAP! DEN.. BIR .

TURKIYE TOPLUMUNUN BUNALIMI •

AHMET INSEL

TURKiYETOPLUMUNUN BUNALIMI I AHMET INSEl l iu ~~ I ll'

)

.n

.nl•••

Ahmet insel, bir yanda TC devletini kuran ve surduren kadrolarm 6b0r yanda "sivil" politikac1lann yeraldiQI iktidar iligkileri ve cah$malanna egiliyor. Ama asll onemlisi, devletin toplum hayatlna, toplumsal geli$meye vurdugu damgaya ve topluma dayatiiQI ili$kiye dikkat cekiyor. Ti.irkiye toplumunun son y1llarda yogunlagml$ olarak ya$ad1g1 derir. bunallmm hem tarihi k6klerini hem gOncel nedenlerini aydmlatmada ilk ad1mm, bi.iti.in projekt6rleri ve gozleri devlete dogru cevirmek oldugunu ileri suren yazar, temel sorunsah ac1smdan onem ta$1yan. Islam kar$1Smda devlet, laiklik, milliyet<;:ilik, Turk siyasi partileri ... konulanm ele ahyor. insel aynca, Turkiye toplumunun yagad1g1 bunahmdan ((1kl$ yollann1 aragtlnrken, hem bir temel kavram olarak demokrasinin i<;erigini aydlnlatmaya cahglyor. hem de bir sosyalist demokrasi perspektifi olugturmaya yonelik 6nermelerde bulunuyor.

.

79


TanerAk~m

~KENCEYi DURDURUNt insan Haldan ve Marksizm lnsan ile ilgili rum d.avran~ bi~imleriyle ilgilenen ama i~kence konusunda sessiz kalan sosyal bilimleri ·~kencenin en onemU su~ ortaklarmdan birisi" <liyerek yargJiayan Ak~m. kitabmda bu sessizligi bozma cabasma giriyor. Konuya ili~kin ahlaki ilkelerin insan haklarma ters di.i~meyecek · bir bicimde netle~medigi, insan haklanna ters du~en pek ~ok yakla~urun dogal kabul edildigi, dolaY!Slyla fazla soru sorulmad181 bir ortamd.a, gerek bu ortamla gerek bu ortarru belirleyen tarihsel ve kl.iltiirel ko~llanmayla hesapla~mak icin gerekli sorulan kendi sormak zorunda kahyor. Ak~m'm yakl~lffil ise aCJk ve net: lnsan haklann1 politik faaliyetimizin bir ttirevi olarak ele almaktan vazge~erek politik faaliyetimizin merkezine almak zorunday1z. \=linkii ".•• blr toplumun ger~ekten ideal olup olamayacagx art1k iiyelerlne vaad ettlgi cennede degll, ~ektlgi Stnlrlann ~mda kalanlara yapug. uygulamalarla ol~lecektlr." Paulo Freire

E •

• PEDAGO]iSi

Paulo Freire hayatJru ezilenlerin egitimine, ozellikle de okuma yazma bilmeyen ye~kinlerin egitimine ad.am1~ bir egitimci... Freire'ci pedagojiyi diger pedagojik yontemlerden farkli ve hayati kuan ~y. bilginin aktanlma ili~kisini sorgulamast ve anti-otoriter bir diyalog onermesidir. Ka~lltkh bir si.irec olan egitimde, ogretmen/ogrenci ili~kisindeki ~eli~kilerin ozgi.irle~tirici bir bicimde nastl a~daca­ gmt ara~tJrmas1 d1r. Freire, cok yeni ve devrimci (=buna radikal de dlyebillrslniz) bile olsa bir fikri, otoriter il~kileri yeniden i.ireterek ogretmeye ka~1 ~1kar: Bilme siirecinde yer alan ogretmen ve ogrencilerin ka~Lhkli ve e~it bir ili~ki i~inde birlikte ogrenmelerinin yollanru a~tJnr. Ona gore onernli olan, icinde yeraldlg1rruz bilme eyleminde nas1l varoldugumuzdur: Otoriteyi ve egemenligi cogalran bir ili~ki mi i.iretiyoruz, yoksa e~il.likci ve diyalogcu muyuz?

joel Spring

OZGUR EGiTiM Spring bu kitabmda ozgi.irliigu engelleyen faktorlerden biri o lan " 1~11~~ otorite"yi ol~turan etkenlerden egitimi ele ahyor. Yazara gore iki ti.ir egitim vardlr: tiki duzen, plan ve yi.iksek verimlilik araahgtyla toplumsal ilerleme arayan teknolojik ve rasyonalist model. Bu mcxielin egitim arac1 olan okula Illich "lktldann fahl$esi" diyor. lkinci modelde ise onc;:rnli olan di.izen ve verirnlilik degil, bireysel ozerkligin artmas1dtr. Bu model "bireyln toplumsal maldneye nastl uydurulacaiJ degll, insanlann ~Isel tatmln olmadan ~~mayt ve 6zgiirliigu su:urlayan toplumsal otoriteyi neden kabul etmeye lstekll olduklan" sorusunu ~ozmeyi kendine ilke ediniyor. Boris Frankel

SANAYi SONRASI UrOPYALAR Gelecekteki toplum nasll olacak? Sanayi devrimiyle birlikte bu konu dii~Gni.irleri her zamankinden daha ~ok m~gul etmeye b~lad1. Romantik i.itopyalardan bilimsel ongori.ilere kadar uzanan gelecek toplum modellerinin omri.iyse 20. yiizyllm b~dondiiriici.i toplumsal degi~im ruzmda pek de uzun olamtyor. l§te Boris Frankel bu kitabmd.a, sanayi sonras1 topluma ili~kin modern i.itopyalan degerlendiriyor. Bahro ve Gorz gibi yazarlann geli~tirdikleri kuramsal du~i.inceleri ve siyasi prograrnlan irdeliyor; Eko-sosyalistlerin, feministlerin , Y~il hareketin ve bar~ hareketinin savundugu yeni toplumsal il~ki ve kurumlann uygulanabilirligi.ni inceliyor. Gelecekte, omegin gi.inumi.izdeki refah devletleri ve askeri-s1nai komplekslerde altematifler sunan yeni demokratik devlet kurumlan rru, yoksa kendine yeterli komunle r ve kooperatifler a&lna dayali devletsiz toplurnlar rru olacak? Sanayi sonras1 sosyalizme siyasal gecl~ nas1l ger~kle~ecek? Konuya ele~tirel bicimde yakl~an Frankel sonu~ta kendi ozgi.in perspektifini ger~ekle~tiriyor ve uygulanabilir toplumsal siyasal alternatifler koyuyor.

aynntllar onemlidir! ..



Birikim Yaytnlar i K~!ikayasolya Cad. No.l7 路19/A Su~anehmel

34400 istanbul

Tel 51217 34


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.