145

Page 1

SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 13 / Sayı: 145 / Ocak 1994 / 4,- DM

Düşmanın “ya bitireceğiz, ya bitireceğiz” politikasını boşa çıkaracağız ve 1994 yılını

YA KAZANACAĞIZ, YA KAZANACAĞIZ! Kürdistan devrimi, yenilmezliği kesinleşmiş, bu konuda tamamen güven vermiş bir askeri ve siyasi güç olan PKK tarafından sağlama alınmış olarak 1994 yılına giriyor. Kürdistan halkı büyük umut, büyük güven içinde yeni savaş yılını karşılıyor; Başkan APO'yu, öncü gücü PKK'yi ve kurtuluş ordusu ARGK'yi selamlıyor. Geçmişte günler, aylar ve yıllar geçer, ama zamanın bu akışı Kürdistan halkı için bir anlam ifade etmezdi. Beklentisi yoktu, gelecek onun için ölüme yakınlaşmaktı. Ömründe bir yılı daha geride bırakmak, böylece daha yıpranmış olmak, daha da yaşlanmış olarak güçsüzleşmek, kısaca ömür tüketmek anlamına gelirdi her yılın sonu ya da yılın başı. Zaten yaşam ile ölüm arasındaki farkın kaldırıldığı koşullar altında bulunan insan

için yılbaşları anlamsızdır. Belki de Kürdistan'ın çoğu alanlarında yeni bir yıla girildiğinin farkına bile varılamazdı. Doğayla içiçe, umutsuz ve geleceği olmayan bir yaşam içinde alışılmıştı bütün bunlara. Değişmez kaderdir diye boyun eğilmişti. Bu tarihin bir halkı önüne katarak acımasızca başaşağıya doğru yol alışıydı. Gün gün insanlığın büyük çıkışının gerçekleştiği, çağları devirerek günümüze gelen uygarlığın ilk temellerinin atıldığı Mezopotamya'da tarih sahnesinin uçurum köşesinden düşüp yok olmak üzere olan bir halkın trajik hikayesi yazılıyordu. Son anda müdahale eden PKK hareketi, tarihin bu gidişatını durdurdu, adına layık bir çıkışla Kürdistan halkına yeni yön verdi ve onun gözlerini Devamı 2. sayfada

“Anlı-şanlı büyük Türk Ordusu”nun

ÇÖZÜLÜŞÜ VE ÇILGINLIĞI Mekadonyalı İskender'in en büyük düşü dünyanın bir ucundan diğerine uzanan büyük bir imparatorluk kurmaktı. Böyle bir imparatorluğu kurmanın, ayakta tutmanın yegane yolu da güçlü bir ordu oluşturmaktan geçiyordu. Bu anlamda dönemin en büyük ve güçlü ordusunu kurdu. İskender kurduğu orduyla düşündeki imparatorluğu gerçekleştirmek üzere yola koyul-

du. Tarihçiler İskender'in ordusunun büyüklüğünden ve barbarlığından bahsederken, bu ordunun geçtiği yerleşim yerlerini nasıl yakıp yıktığını, yine buralardaki tüketim maddelerini bir çırpıda nasıl kocaman ve doymak bilmeyen dev ordunun midesine indirildiğini, nehir sularının içilmekten adeta nasıl kuruduklarını uzun uzadıya anlaDevamı 4. sayfada

NASIL YAŞAMALI? Genelde her devrimin uzun bir süreç boyunca sorduğu en temel sorulardan birisi de yaşamın nasıl olması gerektiğine ilişkindir. Alışılagelmiş geleneklerle son derece tutucu, gelişmeye kapalı ve yaşamı boğan bir tarzdan kurtulma isteği, çok itiraz gö-

PKK Genel Sekreteri Abdullah ÖCALAN yoldaş değerlendiriyor:

DOĞRU TEMELDE KADROLAŞMAK DEVRİMDE BÜYÜK ZAFERİN GÜVENCESİDİR Oldukça malum yaşam, onun bütün özelliklerine ters dayatmalarla olur. Bunları sorguluyoruz. Şunu iyi bilmek lazım ki; ben yaşadıkça ham-

le yapacak gücümüzü korurum. Kimse ne değişik anlasın, ne de başka sonuç çıkarsın. Ulusun hakkını gözetirim, iyilik ölçülerine, güzellik ölçüle-

13. yıl hedefimiz BÜYÜK MÜCADELENİN GÜÇLÜ SESİ! Gazetemiz Serxwebûn'un yurt dışında sürdürdüğü yayın yaşamının üzerinden tam 12 yıl geçti. Ancak Serxwebûn'un bir ihtilalci yayın organı olarak doğuşu daha önceki yıllara uzanıyor. Kürdistan'da illegal olarak yayın yaşamına atıldığı 1978 yılı temel alındığında, Serxwebûn gazetesi 16 yıllık görkemli bir yayın tarihini geride bırakmış bulunuyor. Bu durumda gazetemiz aynı zamanda Kürdistan tarihinin en uzun süreli yayın organı ünvanını da kazanmış oluyor. Kuşkusuz ömrünün uzunluğu tek başına bir yayın organının niteliğini belirleyemez ve başarısının temel ölçütü olamaz. Önemli olan bu yayın organının halk kitlelerine açıkladığı görüşlerin pratikte hangi ölçüde uygulama olanağı bulduğudur. Teori ancak pratiğe kararlılıkla aktarıldığında çıkarlarını dile getirdiği halk kitleleri tarafından benimsenebilir ve maddi bir güç haline gelebilir. Pratikten kopuk teori, ne kadar doğruları içerirse içersin, gösterişli giysiler içinde bir ölü düşünceler yığını olmaktan kurtulamaz. Serxwebûn, Kürdistan üzerindeki sömürgeci egemenliğe ve onun doğrudan ya da dolaylı uzantılarına karşı düşünce alanında amansız ve kesintisiz bir savaşım yürütmüş; başka bir deyişle fikir gerillacılığının komuta merkezi rolünü oynamıştır. Devamı 11. sayfada

rine bağlı kalırım. Tarih bir gün bu gerekçelerle hesap sorarsa, kimse şaşırmasın. Savaşı başkalarının istem ve beklentilerine göre değil, doğru istem ve beklentilerine göre yürütürüm. Tek başıma başladım ve tek başıma da bitirebilirim. Savaşa gelmeyenin, kolektivizme gelmeyenin, yüce yoldaşlığa gelmeyenin kim olduğunu kanıtlayabilirim. Bütün bunları şunun için söylüyorum; bize dayatılan tutumlar, fazla iç açıcı olmadığı gibi, anlamsızdır da. İşler neden iyi düzenlenmiyor, bir çalışma alanı niye iyi gelişmiyor, niye bariz hatalar sürekli tekrarlanabiliyor; niye işler PKK'nin ilk günde, yani hiçbir şeyi yokken bile büyük bir coşkuyla, inançla ele alındığı gibi ele alınmıyor? Zaferin eşiğindeyiz, niye bunun kıymeti bilinmiyor? Tabii ki bunu soracağız. Çünkü, benim dışımda binlerce insanın emeği var, onların vasiyetlerinden tutalım emanetlerine kadar mirasları var. Bunlara bağlı kalarak, zarar verene hesap soracağız. Bu yetki resmen ve fiilen bana tanınmış; gerekeni yapacağız. “Başkana selam, her şeye keyfiDevamı 7. sayfada

türen bir yaşam yerine yeniye ve bu temeldeki bir oluşuma ilgiyle ve bir soruyla başlayan, giderek bunu devrimci teori ve devrimci pratikle geliştiren çabalar bir anlamda böyle bir soruya cevap vermelidir. Devrim, “Nasıl yaşamalı?” sorusuna cevaptır. Devrim kendi başına salt askeri, siyasal ve örgütsel kurallar ve pratikler sergilemek için değildir. Bütün bunlar sosyal bir yaşamın alt ve üst yapısını sağlamak içindir. Kişilikler arası çarpıklıkların baskıya, her türlü sömürüye, bu temelde yalana ve ikiyüzlülüğe dayalı ilişki biçimleri yerine, baskı ve sömürüden uzaklaşmış, herkesin emeğine dayalı olarak belli bir ortaklaşalığı eşitlik ve özgür iradeyle kurmak isteyen çabalardır. Bunlar yine devrim süreçlerinin en çok dikkat ettiği ve yerleştirmek iste-

diği değerler oluyor. Özgürlük, özgür ilişkiler sistematiği her devrimin büyüklüğüne bir cevap teşkil ediyor.

Her şeye itiraz etme ve tepki gösterme temelinde devrimci teori ve eyleme ulaştım Denilebilir ki, Kürdistan gerçekliği de hiçbir ülkeyle kıyaslanmayacak kadar bu sorunun yakıcılığını dayatmakta ve o denli de acil cevabını istemektedir. Ben kendi yaşam pratiğimi özetlemeye çalıştım. Bildiğiniz gibi “Dirilişin Öyküsü”nde çocukluktan itibaren kendi yaşam pratiğimi anlatmıştım. İşte orada da görüldüğü gibi, hemen her şeye bir itiraz ve tepki gösterdim; hemen her şeyin aleyhte olduğu bir düzene daha gözümü açar Devamı 12. sayfada

Amansız yüklenerek başarmaya kesin kararlıyız

Ama hangi kişilik ve hangi pratikle? “Şakası yok bu işin. Gerçek yaşam yasası budur. Hazırlığınızı buna göre yapın. Çok ısrarlı ve yoğun hazırlıklar sonucu sizlere savaş gerçeği hatırlatılıyor. Tabii aynı zamanda karşılığı da isteniyor. Yaşamın her alanında bir iç mücadele içindeyiz; bunun yüzde beşi düşmana karşı yürütülüyorsa yüzde 95´i de kendi saflarımızda yürütülüyor. Sağı solu yakmadan-yıkmadan önce kendimizi yakıp yıkmalı ve yapmalıyız.” Başkan APO, bu sözleriyle 1994 yılı için çok net ve anlaşılır bir şekilde

perspektif çiziyor. Tarih bir kez yaşanır, tekerrür etmez. Yine tarih boyunca insanlığı olabildiğine yücelten, tersinden olabildiğine düşüren çok çeşitli olaylar dönem dönem gerçekleşmiş ve bu olaylar toplumsal gelişmelere damgalarını vurmuşlardır. Hiç şüphsiz imkan ve fırsatlar yerinde ve zamanında değerlendirilerek bu gelişmeler sonucunda ya kazanılmış ya da kaybedilmiştir. Öte yandan geçmişte ve günümüzde bir zamanlar kazananlaDevamı 5. sayfada


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.