154

Page 1

SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 13 / Sayı: 154 / Ekim 1994 / 4,- DM

Tüm ordu komutan ve savaşçılarına temel perspektifler-I

YÜREĞİNİZİN SONUNA KADAR, DÜŞÜNCENİZİN KALDIRDIĞI KADAR ORDULAŞIN! “Dünya benim

Bu son kurtuluş sürecinde, partileşme, ordulaşma bütün yönleriyle, sorun ve çözüm yollarıyla önemini korumaya devam ediyor. Üzerinde çalışılan gerçek; ona dayatılması gereken devrimci tarzın da bir o kadar özgün, somut olmasını, gittikçe daha bir etkinlikle hissettiriyor. Dirilişi mi yaşıyoruz, sıra kurtuluşta mı, yoksa partileşme mi, ordulaşma mı yaşanıyor? Hatta yaşamın neresindeyiz, nasılız? Bu soruları size sorduğumuzda, vereceğiniz tek boyutlu karşılıklarda veya sizi herhangi bir cevapta görmek pek mümkün olmadığı gibi, çok kaypakça kendini hızla değiştiren, çok farklı biçimlerde kendini gösteren kişilik veya kişiliksizlik özellikleri bizi daha da zorluyor. Yöntemler ne kadar kurallara göre veya siyaset ile askeri inceliklerine dikkat edilerek geliştirilse de Kürdistan'ın bu hususu gerçekten çok kaygan, çok silik, çok kendini yitiren kişilik özellikleri bizi böyle kesin konuşmaya, kesin tutum almaya

üzerimde ve ben karşınızda bir an bile herhangi bir yetersizliği yaşıyor muyum? Benim de kendime göre onurum, şerefim var ve en zorda olan kişi benim. Yirmi yaşındasınız ve böyle bir savaşçılığın içinde binbir kusuru yaşamaya, kendinizi sağa yatırmaya, ölüme yatırmaya utanmıyorsunuz. Ben olsam utancımdan bin defa kahrolurum.”

İ

lk sosyalist devrim olan Büyük Ekim biri olan Ortadoğu'da Devrimi'nin gerçekleşmesinden bu yükseltiyor. Bütün iddialara, yılgınlıkyana 77 yıl geçti. Günümüzde uluslar- lara, ihanet ve dönekliklere karşı, arasılaşan insanlık sorunlarının gittikmücadele pratiğiyle sosyalizmin zaçe artıyor olması nedeniyle, sosyalist fere doğru ilerlediğini gösteriyor ve devrimlere daha çok bunu ilan ediyor. ihtiyaç vardır. İnsanlıyenilmezPKK'NİN YENİLMEZLİĞİ Kendi ğın karşı karşıya buliğinde sosyalizSOSYALİZMİN ZAFERİDİR min büyük zafelunduğu büyük çıkmazın; sosyal, siyarini yaratarak, bu sal, kültürel ve ekonomik bunalımın anlamda enternasyonalist görevini aşılmasının vazgeçilmez yolunun dev- yerine getirerek, Ortadoğu'nun kalbi rimden geçtiği bugünkü koşullarda, olan Kürdistan'dan dünya insanlığını PKK böyle bir devrimi dünyanın en gururla selamlıyor. Devamı 7. sayfada hassas bölgelerinden

12 EYLÜL FAŞİZMİNİN 14 YILI VE PKK SAVAŞIMI (2)

zorluyor. Bu durum, hareketi zorladığı gibi, yoldaşlığı da aşan kural dışılığa, bütünüyle düşmandan gelişebilecek tehlikelere karşı da nasıl davranılması gerektiği bizi en çok zorlayan bir konu. Yoldaşça ölçüleri uygulamaya çalışıyoruz, ama yanıldığımızı da görüyoruz. Düşmana dayatılması gereken yöntemleri uygulamaya çalışıyoruz; çünkü bu konuda yanılıyorsunuz, yanıltıyorsunuz. Bu tutumların altında yatan temel neden, kaygan, kaypak, hızla renk değiştiren, şekil değiştiren özsüz kişiliklerdir. Bu nasıl ortaya çıktı, neden kendini bu kadar boyutlu gösteriyor? Ulusal kurtuluş çabaları hızlandıkça, partileşme ve ordulaşma mesafe aldıkça, bu kişilikler kendini neden bu kadar dayatıyor? Bunu yadırgamamak gerekir ve ne kadar gelişirse, o kadar da kendini böyle açığa çıkartma tutumları beklenmelidir. Devrim ile karşı-devrim, yine devrimci halk Devamı 12. sayfada

Türk ordusu 71. yılında cumhuriyetin çöküşünü durduramıyor 71. yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti'nin PKK önderliğindeki ulusal kurtuluş mücadelesi karşısında bütün kazanma şansını yitirmesi sonucu Kürdistan'da son dönemlerde tırmandırdığı katliam, yakma-yıkma politikası Neron'un Roma'yı yakma çılgınlığına, Moğolların taş üstünde taş bırakmayan akınlarına benzetiliyor. Neronlar, Moğollar yüzyıllar öncesinde, eski çağlarda yaşamış ve bu yöntemlere başvurmuşlardı. “Modern” ve henüz 71 yaşındaki “Genç” Türkiye Cumhuriyeti, Kürdistan halkının kurtuluş mücadelesine karşı çağımızın bütün yöntemlerini kullandı.

Bu yetmeyince, bundan sonuç alamayınca bu kez geçmiş çağların en barbar ve en ilkel savaş yöntemlerine başvuruyor. Bu cumhuriyetin tarihte kurulmuş bütün imparatorluklardan, devletlerden ve hatta Osmanlıların egemenliğinden daha çarpık, daha temelsiz ortaya çıkmış olması, onun günümüzde başvurduğu eski yöntemleri anlaşılır kılmaktadır. Bu anlamda TC için en öldürücü darbe, onu bütün gerçekliğiyle tanımak ve bu tanıma göre çok güçlü vurmaktır. “Bütün bu vahşi ormanları biz açtık. Canavarlarla, kaplanlarla savaşa savaşa bu kurtuluş yolunu

araladık” sözleriyle Abdullah ÖCALAN yoldaş, aynı zamanda 100 yılın daha ikinci yarısında çöküşe doğru yol alan TC'yi de tanımlıyor. Türk egemenlik sistemi Orta Asya'dan başlayan tarihi boyunca halklara, topraklara hiçbir zaman insancıl duygular beslememiş, sürekli vurmak, yıkmak, yakmak, katletmek vb. yöntemleri esas politika olarak geliştirmiştir. Resmi ideolojinin söylemiyle, “kıtalara hükmedilirken” bu akıncılık, bu talancılık ve vurgunculuk ruhuyla geçilen her yer yakılmış, değerler gasp edilmiş, ganimetlerle beslenilDevamı 2. sayfada

Abdullah ÖCALAN

Türk egemenlik tarihi yeniden yazılmalıdır 12 Eylül darbesiyle devrimin yapısında meydana gelen değişiklik, özellikle de partiler, liderlik ve hatta kişilik dönüşümüne ilişkin üzerinde dikkatle durulması gereken hususları yeterince açıkladık. Türkiye'de kavranılmaya çalışılan olay Türk egemenlik sistemidir; buna Türk tarihi de diyebiliriz. Türk egemenlik sistemi veya Türk tarihi yeniden nasıl yazılmalı? Sanıyorum son günlerde bu konuda birçok seminer düzenleniyor. Sağ ve sol kesimde Türk tarihi yeniden yazılmak isteniyor. Biliyoruz ki, resmi tarih gerçekleri çarpıtma tarihidir. Bu tarihin Türkiye gerçekliğiyle, Türk ulus gerçekliğiyle, özellikle siyasal gerçeklikle fazla bağlantılı olmadığı açıktır. Var olan bağlantısı da, son derece ideolojik amaçlıdır; tamamen baskıyı meşrulaştırmaya yöneliktir. Bu durum toplum üzerinde yanıltıcı sonuçlara ve özellikle şovenizm yanı ağır basan bir dünya görüşüne yol açıyor. Bu temelde 12 Eylül faşizmi de toplumun teslim alınması ve içinden çıkılmaz bir yaşamla karşı karşıya getirilmesidir. Nitekim toplumun ciddi bir çıkış yolu bulamaması, böylesine bir tarihi yaklaşımla veya Türk resmi tarihinin askeri, siyasi, sosyal, ideolojik ve örgütsel yapılanmasıyla ilgili yönlerinin doğru kavranmamasıyla bağlantılıdır. Devamı 5. sayfada

Kürdistan gerçeğinde

İŞGAL ORDUSU ❑ Türk ordusunda kastlaşma kesindir; kışladaki dünya ayrıdır. Kurmaylar, generaller ve subaylar mutlak ölçüde her şeyi kendilerinin belirlediklerini biliyorlar. Ordunun ölçüleri, devletin ve Türkiye toplumunun ölçüleridir.

❑ Türk ordusu iç savaş ordusu olmanın yanında, yeni-sömürgeleşme ile birlikte kendi halkına karşı bir yönüyle “işgal ordusu” rolünü oynar. Bu işgal Kürdistan'daki gibi değil tabii. Türklerin uluslaşması ordu ve devlet eliyle geliştirilmiştir. 4. sayfada

ŞEHİTLERİMİZ GÜZ HAMLESİNİN ŞEHİTLER HAREKATI'NDA YAŞIYORLAR Ziver Ağaoğlu Ferhat Taş Ramiz Mehmetoğlu Mehmet Manaf Abdulkudüs Çelik Cemil Doğan 8-11. sayfalarda


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.