163

Page 1

SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 14 / Sayı: 163 / Temmuz 1995 / 4,- DM

we .c

Onlar bugün ve yarın için şehit düştüler

om

Onbinlerin topyekün yükselen direnişi ve sesi

“ZAFER ‹Ç‹N ÖLMEYE HAZIRIZ!” M

ücadele tarihimiz de kanıtlamıştır ki, biz halkımızın özgürlüğü ve onuru için bedeller ödemekten asla çekinmedik. Özgürlük için şahadeti büyük bir sevinçle kucakladık. Eğer düşman, halkımızı kanlı katliamlarıyla bile yok edemeyeceğini, hiçbir saldırısının artık halkımızı zafer yolundan alıkoyamayacağını anlamadıysa ve hala vahşi ölüm şantajıyla sonuç 15. Sayfada alacağını sanıyorsa, işte cevabımız: BİZ ZAFER İÇİN ÖLMEYE HAZIRIZ!

14 TEMMUZ

HALKIN S‹YASAL ORDULAfiMASINI BAfiARALIM!

ne

Parti Önderliği'ne inanç eylemiydi

nlar büyük bir coşkuyla, heyecanla, umutla, özlemle şehit düştüler. Şehit düşerken umutları, özlemleri, heyecanları, tutkuları azalmadı, daha da arttı. O kadar büyük umudu, özlemi, inancı şahadetlerine şahit olan arkadaşların taşımamaları mümkün değil. Yazısı 18. sayfada

O

Halk dalkavukçuluğu ve halk inkarcılığını aşalım

te

MUSTAFA KARASU yoldaş, içinde yer aldığı büyük ölüm orucunun 13. yıldönümünü değerlendiriyor

w.

Yaz hamlesi perspektifleri

Yeniden düzeltme hareketimize, fırtınalı bir süreci başlatarak cevap verelim! ABDULLAH ÖCALAN

ww

Değerli yoldaşlar! Tüm savaşçılar! Baharı geride bırakıp yaz sürecine girerken, her bakımdan bir sıcaklığı yaşıyoruz. Mevsim sıcak, mücadele sıcak, halkın duyguları sıcak ve tüm ilişkiler sıcak. Bu da bir gelişmeyi ifade ediyor. Bu geçen bir ay içinde sizlere yönelik yoğun bir biçimde, anlayış düzeyinde çok yoğun değerlendirmeler, eleştiriler geliştirdik. Bunun ne kadar önemli olduğunu sanıyorum giderek daha iyi farkediyorsunuz. Şunu unutmamak gerekir ki, savaş önce anlayışta kazanılır. Anlayışta kazanılmayan bir savaşın kendiliğinden tesadüflerle, rastlantılarla kazanılması çok ender görülür ve buna fazla güvenilemez. Anlayışta derinlik, her ciddi savaşımın (hele bizdeki gibi bir ölüm-kalım savaşımının) en vazgeçilmez gereğidir. Dikkat edilirse yaptığımız değerlendirmelerde çok açıkça görüyorsunuz ve hatta itiraf ediyorsunuz ki, anlayışlarda büyük eksikliği, büyük yanlışlıkları, büyük yoğunlaşma düzeyinde çok sınırlı bir gelişmeyi yaşıyorsunuz. Halbuki siyasi ve askeri yaşamın kendisi, anlayışta bir yoğunluğu ifade eder. Siyasi-askeri kişilik, ne kadar anlayışta yoğunlaşırsa o kadar gelişir. Anlayış nedir? Anlayış, ülke gerçekliğinin, halk gerçekliğinin, parti gerçekliğinin, bizzat savaş gerçekliğinin hem tarihsel yönleriyle, hem de güncel siyasi, pratik, coğrafik yönleriyle bilince çıkarılmasıdır. Bunların birbirleriyle bağlantılarının kurulmasını ve giderek an be an

Devamı 6. sayfada

H

alkı örgütleme çalışmalarımız, esas itibariyle bir devrimcinin kitle içerisine girmesi, ilgi duyanları çekmesi, hatta uykuda olanları uyandırması, eğitmesi ve örgütlendirme çabası içinde olması biçiminde bir faaliyet türü olarak değerlendirilebilir. Buna halkın örgütlenmesi, siyasallaşması, cepheselleşmesi deniliyor. Şimdi neden bunu bu kadar tartıştık? Bu beni daha fazla düşündürüyor. Neden halkından bu kadar kaçış? Neden çok zoraki ve hatta tahripkar bir halk gerçekliğiyle karşılayış yaşanıyor? Halksız devrimci, sudan çıkmış balık gibidir. Bu çok açık olduğu halde, bu halksız yaşamak, bu halka rağmen yaşamak sizde nasıl bu kadar etkili olabiliyor? Bu beni düşün-

Abdullah ÖCALAN dürüyor. Bir halkı görmeden, bir halkın ilişkisine gitmeden nasıl yaşanılır? Bunu kendinize sormalısınız. Çünkü yaşam pratiğiniz halk inkarcılığını o kadar yaşamış ki, fırsat bulursa halka çok büyük bir despotizmi dayatacak. Bu da örgütsüz birey, partileşmeyen birey anlamına geliyor. Güçsüzlük, askeri olamama, giderek bu halk ilişkisine ulaşamama gerçeğine dayanıyor. En önemlisi de siz bu konuda hiç oralı bile olmuyorsunuz. Halka dikkat mi edin diyoruz, halkla ilişki mi diyoruz, halka kesinlikle örgütleyici temelde yaklaşın mı diyoruz? Adam tepki duyuyor, bundan kaçıyor. Bizim tek başımıza yarattığımız halk ilgisi bugün milyonlarla ifade edilebilir. Örgütlenen ise onbinleri bulmaz. Bunu engelleyenler de parti-

lilerdir. Gel de çelişkiyi çöz. Aslında bunu biraz daha iyi görmek gerekiyor. Bana göre particilik adı altında halk üzerinde çok ucuzundan ve çok erkenden bir despotizm uygulaması geliştirilmek isteniyor. Zaten birçok örnek de durumun böyle olduğunu ortaya koymuştur. Övünmek gibi olmasın ama biz kendimize bağlı bir halkı biraz ortaya çıkardık. Şimdi verilen kavga bu halkı eğitip örgütlemek değil, bu zor bela uyanan insanlar üzerinde çok kof ve modası geçmiş bir ağalık mı dersiniz, bir lümpenin kabadayılığı mı dersiniz, bir küçük jandarma örneği olma mı dersiniz, bir yaramaz bürokratın keyfiliği mi dersiniz, bu tarzda bir egemenliği yaymaktır. Güçleri halka doğru ulaşmaya Devamı 27. sayfada

TC'NİN OYUNLARI VE KÜRDİSTAN'I SARAN

14 TEMMUZ RUHU Cumhurbaşkanı Demirel: “Mutlu- kiye Cumhuriyeti, iç ve dış kamuoyunu yor. Asıl çözmekle karşı karşıya olduğu yum.” Başbakan Çiller: “Meclis kendi- aldatmaya devam ediyor. Bu cumhuriye- sorunların üstünü kapatmak ve bu konuni aklamıştır.” Gazetelerin manşeti: tin önünde, tecritliğini atlatma, imajını da atabileceği adımlarla süre kazanmak “Meclis'e bravo!” istiyor. Hem içte Bir ayı aşkın süreve hem de dışta “Bosna dramı” Kürdistan'da bin kat beter olan dramı dir kavgalarla, tehditböyle bir durukapatmak içindir. Özel savaş basınının, televizyon ve radyolarının, yine lerle, küfürlerle mecma ihtiyaç duyudevlet yönetici ve dalkavuklarının duygulara hitap eden sözleri, timsah liste görüşülen anayor. Faşist anagözyaşları vb. her söz ve davranış, sırtlarında gün geçtikçe büyüyen Kürdistan yasa değişikliği, son yasanın bazı kamburunu örtbas etmeye, özellikle de dış kamuoyunu aldatmaya yöneliktir.” anti-demokratik anda perde arkası gücün müdahalesiyle maddelerini deonaylanınca bir zafer kazanılmışçasına düzeltme durumu en büyük görev olarak mokratikleştirmeyi bir sorunu olarak saybarış sarhoşluğu yaşandı. Yukarıdaki duruyor. Bunun için suni gündemler icat mıyor. Sorun olmayanla sorun olanı kasözler bunun kısa bir yansıması. ederek, olmadık senaryolar geliştirerek patmayı önünde görev olarak görüyor. İyice kontralaşan ve mafyalaşan Tür- yaygın bir psikolojik savaşı yoğunlaştırıDevamı 2. sayfada


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.