SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 14 / Sayı: 166 / Ekim 1995 / 4,- DM
om
EK‹M DEVR‹M‹’N‹N 78. YILDÖNÜMÜNDE
KÜRD‹STAN SOSYAL‹ZM‹ SINIRLARI A fi IYOR !
Yazısı 11. sayfada
Aç›k faflizmin kendisini gizleme telafl› ve çözüm aray›fllar›
te
planda da kendisine göre “kutsal amaçlar” ileri sürer. Bu “kutsal amaçlar” her faşist rejime göre değişkendir. Hitler faşizmi; sosyal, siyasal planda üstün Alman ırkına dayandırırken, Türk devleti, “toprak bütünlüğü, üniter devlet, milli birlik ve bütünlük” gibi kavramlara kendisini dayandırıyor. Bununla amaçlanan katliamlara, baskılara, kısaca faşist rejime gerekçe yaratmak ve kitle desteği sağlamaktır. Uyguladıkları suç pratiğine ortaklar aramaktır. Faşist Türkiye Cumhuriyeti bu konuda bugüne kadar kısmi bir başarı da sağladı. Faşizmin araç ve yöntemleri tek düze değildir. Tarzı her zaman kaba değildir. Kullanılan Devamı 3. sayfada
T
w.
ne
F
aşizm, klasik tanım itibariyle tekelci-burjuvazinin en kural tanımaz, baskıcı ve katliamcı yönetim biçimidir. Bu tanım daha da uzatılabilir. Ancak bilinmesi gereken faşist rejimin kendini zorla yaşatmasıdır. Böyle olmasına rağmen faşist rejimler kendilerini “demokratik” olarak gösterme çabasını hiçbir zaman bırakmazlar. Tekelci-burjuvazi ve onun iktidar gücü, içinde bulunduğu duruma geniş halk yığınlarının örgütlenme ve mücadele durumuna göre kendisine burjuva demokrasisinden tutalım, faşist rejimlere kadar bir yönetim biçimini tercih ediyor. Faşizmin temel dayanağı sermayenin ve sömürücü sınıfın çıkarları olurken sosyal ve siyasal
İNADINA ÇÖZÜM İLE ÇÖZÜMSÜZLÜK
KOMUTA K‹fi‹L‹⁄‹NE ULAfiALIM ZAFER‹ KES‹NLEfiT‹REL‹M
ww
“Benim en büyük sorunum, halkın biraz savaşa katılımını, yine savaşçının gelişimini sağlamaktı. Bunları sağladık. Diğer araç gereçlerdi, az çok çözümledik. Ama şimdi, bu komutanı çözemiyoruz. Komuta sorunu bir tehlikeyi ifade ediyor. Aşamazsak her şeyi alıp götürebilir. Burada da hiç kimse alınmasın. 'Ya biz bu kadar mıydık?' Hayır. İyi niyetlisiniz, yiğitsiniz. Fedakarlık da yapıyorsunuz, ama komutanlığı, askerlik sanatını hiç anlamamışsınız. Köylü de böyle samimidir, iyi niyetlidir. Allah’ına yalvarır, yakarır, çok hamallık yapar. İyi bir komutan mıdır? Hayır! Ancak sömürgeci orduya askerlik yapar. Tekrar söyleyeyim; hamalca çalışmanıza, cesaretinize, fedakarlığınıza, dürüstlüğünüze, içtenliğinize hiçbir şey demiyorum. Ama ortada bir sanat var. Onun gereklerine göre yaşamak, gücünü göstermek gerekir. Sizde bu yok. Olmadığı için her şeyi kaybetmişsiniz. Bu olursa, belki her şeyi kazanabiliriz.” (Başkan APO) Başkan APO'nun çözümlemeleri, günümüz savaş gerçeğinin en canalıcı sorununu ele almaktadır. “Nedir bu?” denildiğinde, akla ilk gelen ulusal kurtuluş savaşımızda komuta olayıdır. Şüphesiz tarih boyunca bütün ilerici görüşler, ayetler, değerlendirmeler, emirler, insan düşüncesinden çıkmıştır. Ve tarihin ileriye yönelik çarkını bunlar çevirmişlerdir. Zerdüşt'ün Avesta'sı, Veda'lar, Musa'nın 12 Emri, İncil, Kuran vb. hepsi böyle olmuştur. Açıktır ki tarihin o dönem koşullarında bunları bir Tanrı'ya bağlamak, hiç de onların gücüne şüphe düşürmez. Daha sonraki süreçlerde Komünist Manifesto, Lenin ve Mao'nun serileri, tarihin çarkını çeDevamı 17. sayfada
ürkiye’nin siyasal ortamı en hareketli günlerini yaşıyor. Son günlere sığdırılan olay ve gelişmelerin neden bu kadar aceleye getirildiğinin cevabı arandığında, bu günlerin çok tarihi özellikler taşıdığı ortaya çıkıyor. Bu çalkantılı, gürültülü olayların sistemin kendi içinde gelişiyor olması, süreç içerisinde meydana gelebilecek değişikliklerin öngörüsüne, ek katkılar sağlıyor. Bunun kendiliğinden gelişmeler olarak politika sahnesinde sarsıntı yaratmadığını da hemen kaydetmek gerekiyor. İyiden iyiye tutuşan yangından, mal kurtarma çalışmalarının yaygınlaştırılmasını nasıl anlamak gerektiği bir yoğunlaşma görevi olarak duruyor. TC’nin daha yılın başındayken, bahar operasyonu ve buna bağlı olarak geliştirtiği katliamların ters tepmesiyle kaybettiği çokça söylendi. Nitekim daha sonraki bütün taktiklerin, oyunların ve komploların özel savaşın seyrini, Türkiye’den yana bir rotaya oturtmada başarılı olmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Bütün beklenti, umut ve hayallerin hiçbiri PKK’nin önünü açtığı Kürdistan ulusal kurtuluş ve özgürlük mücadelesini durduramadığı kesinleşti. Yılın sonuna doğru gelindiğinde, özel savaşın yürütücüleri tarafından kuşkuya, umuda yer verilmediği çok daha iyi anlaşıldı. Bunun üzerine yapay gündemler, suni olaylar, oyun içinde oyunlar geliştirildi. CHP’nin 20 Eylül’de yapılan büyük kurultayı bu günlere tesadüf etti ki, böyle bir olayın sürecin seyrine müdahalede kullanılmamasını beklemek için saf ve politik gelişmelerin tarihsel ve güncel Devamı 2. sayfada
we .c
“PKK, sosyalizmin büyük savunma gücü olarak, uluslararası devrim ve karşı-devrim savaşına müdahale etti. Gerçekleri yerli yerine oturturken, yeni insansal, toplumsal ölçüler geliştirdi. Ulusal boyutu uluslararası çerçeveyle kaynaştırdı. Ulusal kurtuluş mücadelesi somutunda sosyalizmin gücüne dayanarak, emperyalizm ve sömürgeciliğin karşısına çıktı.”
Novoe Vremya gazetesi adına Rus gazeteci Makarinco Vadim'in Başkan APO'yla yaptığı röportaj:
Her şey parti, devlet için değil,
Düşmana sıkacağımız her kurşunda yaşayacaksınız
HER fiEY ‹NSANLIK CUMHUR‹YET‹ ‹Ç‹N “İdeolojimizin temelinde, yeni insan kişiliğini yaratmak esastır. Sovyetler’de gerçekleşen sosyalizmde, bu noktada ciddi yetmezlikler görüyoruz. Sınırlara çok önem verildi. Biçimde enternasyonalizm vardı, ama özünde milliyetçilik ağır basıyordu. Sovyet sosyalizmi döneminde mevcut sisteme öncülük yapanlar kapitalizmden aşağı değillerdi. Sosyalist bir devlet kuruldu, sosyalist bir halk örgütlendi, fakat sosyalist birey yaratılamadı.” Yazısı 12. sayfada
Osman KARATAŞ
Ayşe OCAR
Dursun USTAÇAN, Osman KARATAŞ, A. ERMIŞ ve Ayşe OCAR Yazıları 9-10. sayfalarda