167

Page 1

SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 14 / Sayı: 167 / Kasım 1995 / 4,- DM

te

we .c

om

17 YILDAN BUGÜNE

1978

zamandı; sonraki bir zaman ise önceki bir zamandı. Kahredici kanıksanmış bir zaman, bir yaşam tekrarı vardı. Zaman ölü, yaşam ise boştu. Diri bütün dinamikler dipsiz derinliklerde gömülüydü. Yaşam sevgisi, insan sevgisi, doğa sevgisi kalmamıştı. Geleceğe tutku ise mezarda

w.

yılına kadar ki Kürdistan tarihinde günlerin ve yılların herhangi bir özelliği, herhangi bir gelişmesi yoktu. Yıllar, zamanlar, gece ve gündüzler birbirini takip eder, birbirinden farksız geçerdi. Önceki bir zaman sonraki bir

ne

B U G Ü N D E N TA M Z A F E R E !

TÜM ARGK KOMUTAN VE SAVAŞÇILARINA!

ww

ÖNÜMÜZDEK‹ SÜRECE ‹L‹fiK‹N GÖREVLER‹M‹Z VE PLANLAMA GERÇEKL‹⁄‹M‹Z

Abdullah ÖCALAN

Ulusal kurtuluş ve insanlık savaşında, 1995 yılı bütün ağırlığıyla devam etmektedir. Özel savaş cehpesinde olduğu kadar, ulusal kurtuluş cehpesinde de sonuca doğru gitmede önemli bir aşamaya girilmiştir. Her iki taraf için de ne sonuç alıcı kesin başarılardan, ne de yenilgilerden bahsedilebilir. Özel savaş, arkasındaki toplumsal, siyasal, uluslararası destek, nicel ve teknik üstünlüğüne rağmen tam bir başarıya ulaşamaması, kendi adına bir kayıptır. Aslında özel savaş rejimi için geçen yıl, mutlak bir zafer yılı olmalıydı. Çünkü öyle değerlendirildi ve yüklenimleri de bu temeldeydi. Bu sonuca ulaştıkları, hatta devrimci savaşımımızı gerileme sürecine soktuklarını iddia etmeleri zordur. Bu anlamda özel savaş başarısızdır. Buna karşılık devrimci savaşımımız karşısında tam anlamıyla çözüldükleri ve geriledikleri söylenemez. Bu konuda abartılı yaklaşımlardan, kendimizi yanıltmaktan kaçınmalı ve durumu gerçekçi tarzda değerlendirmeliyiz. Hiç şüphesiz, düşman cephesinde görülmemiş bir düzeyde yıpranma yaşanmakta ve gün geçtikçe de bu derinleşmektedir. Ekonomik, sosyal, siyasal yıpranma, çözümsüzlük ve verdikleri çok ağır kayıplar, herhangi bir savaştan daha fazladır. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisiyle, sosyal ve siyasal yapısıyla tarihinin en önemli bunalımını yaşamaktadır. Bu alanlarda çözülme giderek hızlanmaktadır. Devamı 16. sayfada

çürütülmüştü. 1978 yılının bir 27 Kasım günü, tarihten çok tarihsizlik, yaşamdan çok ölüm olan korkunç düşürülmüşlüğe son vermenin tarihi kararı veriliyordu. Bu bin yılların cesaret edilemeyen kararı ilan edilecek ve atılan bu büyük adımdan bir daha geri dönülmeyecekti. Verilen söze bağlı kalınıyor, ilan edilen karar takip ediliyor, atılan adım kesintisiz sürdürülüyordu. Böyle yaklaşıldığı için bugüne gelinebiliyordu. Kendini ulusal ve uluslararası sahalarda yenilmez kılarak kabul ettiren bir ülke ve halk gerçekliği ortaya çıkacaktı her şeye rağmen. Geçen 17 yıl bir tarihtir. Süresi kısa ama gelişmesi büyük bir tarih. Bu kısa tarih süresine sığdırılan asırlık değişimdir; yeni insandır, yeni ufuktur, yeni anlayıştır, yeni yasadır; topyekün kendine ait olan insanın onurlu yaşamıdır. Bütün dünya görüyor: En alttakiler, en ezilenler geleceğe müthiş bakıyorlar. Beyniyle ve yüreğiyle parçalananlar, ölü yaşama kader olarak boyun eğenler, bu konumlarıyla yeryüzünün lanetlilerine dönüşenler bütün bu kabul edilemez

özelliklerinden silkinerek arınıyorlar. Uyandılar, ayağa kalktılar, yürüdüler, konuştular, hakları için direndiler ve şimdi kazanıyorlar. Müthiş düşürülmüşlüğe karşı görkemli öfkelerini örgütlüyorlar. Birleşiyorlar, cepheleşiyorlar. “Karşımızda dünya bile olsa durduramaz bizi” diyerek, özgür insanlık cumhuriyeti, onurlu insanlık vatanı için kararlılıklarını haykırıyorlar. Kurşunlarla yaşamlarını yitiriyorlar, bombalarla parçalanıyorlar, ateşlerle yanıyorlar. Bunun karşılığında ise güç alıyorlar, ne kadar haklı olduklarını kavrıyorlar, ne kadar direnirlerse o kadar kazanacaklarını anlıyorlar, imha edildikçe çoğaldıklarını görüyorlar. Acılar, zorluklar, fedakarlıklar, kahramanlıklar içinde amansızca geçen 17 yıl bir tarihi durduruyor, yerine öz tarihi başlatıyor ve yeni yeni sayfalarla dolduruyor. Bu yıllar bilinç patlaması yaratacak, aydınlık saçacak, insan devrimini başaracaktı. 17 yılın tamamlandığı bugün; bütün her şeyin adandığı kutsal amacın zaferi uzanıp koparılacak kadar yakındır. Artık milyonlar hareketli, milyonlar coşkulu, milyonlar heyecanlı, milyonlar

umutlu ve milyonlar “hemen kurtuluş” sözlü... İnsanlığın en eski uygarlık merkezi Mezopotamya’nın Kürdistan coğrafyasından dünya dengelerini sarsan, Ortadoğu’da halklar sosyalizmini yeşerten, enternasyonalizmin bayrağını günden güne yükselten PKK; bu 17 yılın gerçeğidir, akımıdır, hareketidir, öncüsüdür ve yeni bir dünyasıdır. İlk günden bugüne aynı heyecanla bu yeni tarihin yazımına önderlik eden, bu diriliş adımını iç ve dış saldırılardan koruyan, stratejik-taktik belirlemelerini gözeten, tarihi güncelleştiren günceli ise tarihleştiren Başkan APO, bu 17 yılın bu kadar büyük gelişmeyi kapsamasında tartışmasız olarak birinci sırada rol oynadı, oynuyor. Halkımız ise bu mücadelenin temel dayanak gücü oldu, oluyor. PKK, sıfırdan bugünü 17 yılda yaratma başarısını gösteren hareketin adı olarak, bundan sonrasını bugünün birikimi üzerinde tamamlayacaktır. Nitekim 20. yüzyıl kapanmadan Kürdistan devriminin zafer kazanacağının teminatı geçen 17 yıl pratiğidir. 18. yıl zaferi tamamlama sürecinin başlangıcı olacaktır.

O GÜN F‹S’TE ÖZGÜR KÜRD‹STAN TAR‹H‹N‹N TEMELLER‹ ATILIYORDU Yazısı 26. sayfada


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.