SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 14 / Sayı: 168 / Aralık 1995 / 4,- DM
om
SAVAŞTA DA BARIŞTA DA
1996 YILI PKK'NİNDİR 1995
ne
te
we .c
PKK'siz çözüm Kürt ulusunun bitirilmesidir
SAVAfi VE BARIfi
“Türk sistemi insanın insan olma hakkına, her şeye yöneliyor, bu en büyük terörizmdir. Konuşma özgürlüğünden tutalım siyasi parti kurmaya kadar, hepsine acımasız bir terörle yönelmektedir. Biz ise var olmak için kendimizi savunuyoruz. Bizim şiddet anlayışımız, tamıtamına insan olma hakkımızı, ulus olma hakkımızı, özgür olma hakkımızı kullanmak içindir.”
“Gerçek bir demokrasinin ve bar›fl›n Kürt sorunu temelinde h›z kazanmas› imkan›na ulafl›lm›flt›r. Kürdistan’daki devrimci savafl›m ilk defa Türk halk›na da demokrasinin gere¤ini, savafl›m›n›, kurtuluflu için vazgeçilmezli¤ini aç›kça göstermifltir.”
Paris Match dergisinin Başkan APO'yla yaptığı röportaj
Yaz›s› 4. sayfada
Yazısı 16. sayfada
w.
yılını bitirip 1996’ya başlangıç yaparken devrim ve karşı-devrim arasındaki kazanım ve kayıpları değerlendirmek savaşın bundan sonraki gidişatı açısından önem arzetmektedir. Kuşkusuz 1995 yılını iyi bir sonuçla bitiren, rakibini zor durumda bırakan güç, 1996 yılına da iyi başlangıç yapmış olacaktır. Bu anlamda yılın muhasebesini sunmak ve birikimlerini 1996’a aktarmak gereklidir. Bu arada hemen belirtelim ki, 1995 yılını elbette bütün yönleriyle bir değerlendirme kapsamında ele almak zordur. Ancak yine de yıla damgasını vuran temel olayları değerlendirerek bir panorama çizme imkanı vardır. Türkiye ve Kürdistan’daki gelişmeleri değerlendirirken, dünyanın durumuna bakmakta da fayda vardır. Dünyadaki gelişmeler ve ittifak arayışları mevcut siyasal yapıları etkiliyor. Emperyalist-kapitalist sistem, 1996 yılına sorunları daha da ağırlaşmış olarak giriyor. Hatırlanacağı gibi, 1990’lı yıllarla birlikte dünyada mevcut olan iki blok arasındaki duvarlar yıkılmaya başladı. Reel sosyalizm ile emperyalist-kapitalist sistem arasında var olan denge durumu yerini oynak dengeye ve belirsizliğe bırakmıştı. Bu gelişmenin olumlu yönlerinin de olduğu şimdi daha fazla açığa çıkmış bulunuyor. Zira o dönemde mevcut olan denge durumu insanlığın sorunlarına çözüm olmada fazla ilerletici olamıyordu. Özellikle geri bırakılan, ezilen ve sömürülen ülkelerdeki gelişmeler bu çelişkinin Devamı 2. sayfada
Yürekleri bizimle büyük savaşa katılmayanların, yüreklerimize ortak olmaya hakları yoktur
ww
Abdullah ÖCALAN
ŞEHİTLERİMİZ KÜRDİSTAN'DIR KÜRDİSTAN ULUSAL ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR M. Ali Geyik, İbrahim İncedursun ve Ali Temel hevallerin anı yazıları 25-26. sayfalarda
Ç
aresizliklerinize, duygularınıza ve tutkularınıza bakıyorum çok yetersiz. Siz bu kişiliklerle bir çorbayı bile kurtaramazsınız. Halbuki devrim çok kudretli olma, kudretli vurma, yıkma ve yeniden kurma hareketidir. Dikkatli olmuyorsunuz, kendi ellerinizle kendinizi vuruyorsunuz. Düşman nerede, siz nerede? En kötüsü de gelişmek istemiyorsunuz. Hep zavallıları ve çaresizleri oynuyorsunuz. Devrim, siyaset ve askerlik çok ciddi olaylardır. Bunların kenarından bile geçmiyorsunuz. Tutkularınız, aşklarınız yok. Bir sigaradan, bir laklaktan aldığınız keyfi altın değerinde olan askeri bir kişilikten alamıyorsunuz. Sizin çürümüşlüğünüz buradadır. O kadar küçük şeylerle uğraşıyorsunuz ki, kendinizi o kadar basit yaşam alışkanlıklarıyla meşgul ediyorsunuz ki, size altın değerinde kahramanca bir yaşam sunsak bile, bu size sıkıntı veriyor. Neden böylesiniz? Büyük işleri amaçlayan, kendisine büyük iradeyi yakıştıran kişiler haline nasıl gelebilirsiniz diye çok düşünüyorum. Yaşamı ve savaşı kendi içinizde kilitlemişsiniz. Büyük tutkularınız o kadar dumura uğratılmış, kin ve intikam duygularınız o kadar çarpıtılmış ki, size acımamak elde değil. Benim gerçekten işlerim çok zor. Ama ben kendimi yaşatabiliyorum. Öyle ahım-şahım olmasa da, yaşam tarzım doğru ve ileri. Tabii sorun ben değilim. Sorun ben olsaydım, kendimi lime lime edip yeniden yapardım. Zaten bunu yapıyorum. Devamı 12. sayfada
HAREKETLİ SAVAŞ “On yılı aşkın süredir devam eden ulusal kurtuluş mücadelesi, bugün önemli mevzilere kavuşmuş, mevcut gelişmeler ve kazanımlar, bir üst aşamaya, yani stratejik açıdan denge, askeri açıdan da hareketli savaş aşamasına geçişi doğurmuştur. Zafere yakın olan böyle bir aşamada, ortaya çıkan koşulları doğru değerlendirip, taktik hamlelerle savaşı süreklileştirip tamamlamak devrimimiz için yaşamsaldır.” Yazısı 9. sayfada
DEVR‹MC‹ YAfiAM D‹S‹PL‹NL‹ YAfiAMDIR Sabri Ok- Muzaffer Ayata
H
er yönüyle kazanılması gereken yaman bir süreçten geçiyoruz. Savaş ülkede, metropollerde ve yurt dışında yığınsallaştıkça, bu bütün mücadele ortamlarına direkt yansıyor ve rejim önlem olarak, bir yandan şiddeti sınırsız bir şekilde dayatırken, diğer yandan da rehaveti yaygınlaştırarak gelişmelerin önünü tıkamaya çalışıyor. Kürdistan'ı insansızlaştırıyor, işkenceden geçirdiği insanların onbinlercesini zindanlara dolduruyor, ülke ve halk gerçekliği
karşısında nedamet gösterip kaçmaya zorluyor. Böyle önemli bir süreçte dayatılan; mücadeleden koparmak, maddi ve manevi olarak yıpratmak, moralmen çökertmek oluyor. Bir yandan sınır tanımaz şekilde dayatılan özel savaşın, dışarıda halk kitleleri üzerinde estirdiği terör ve rehabilite merkezi olarak görülen zindanlar üzerinde oynanan oyunlar, diğer yandan uluslararası alanda kullanılan taktik ve araçlar; Devamı 21. sayfada