SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 15 / Sayı: 171 / Mart 1996 / 5,- DM
om
Parti ve ordumuz için İleri! Mutlaka kazanacaksınız!
● Yazısı 6. sayfada
we .c
Başkan APO'nun Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung'a yaptığı açıklama
“Kürt sorunu PKK'ye danışılmadan çözülemez!”
te
Y
1
ne
Yeni sınav politik süreci de kazanmaktır sa, bunun her yılın baharında dile getirilen bir vurgu olarak anlaşılmaması gerekiyor. Bu çok ciddi ve vahim bir yanılgı olur. Yıl yıldan farklıdır. Bugünün dünden farklı olduğu gibi. Değişmeyenler, süreçleri takip etmeyenler veya kavramayanlar, kendilerinin tekrarının her şeyin tekrarı sanırlar. Onlar için öyle olabilir, ama tarih bunu, kendi kendini kandırmak
w.
996 baharı, savaş tarihimizin en zengin boyutlarını içeren bir sürecin özelliklerini taşıyor. Şüphesiz 1984 Kürdistan’ından bu yana geçen bütün bahar ve Newrozlar atılımlara dönüştürülmüş ve bu yönüyle büyük anlamlar kazanmıştır. 1996 baharının bütün geçmiş baharlardan apayrı bir özelliğe sahip olduğu vurgulanır-
ww
NEWROZ YAfiAM VE D‹REN‹fi GÜNÜDÜR ABDULLAH ÖCALAN
T
üm parti kadroları, ARGK savaşçıları ve ERNK çalışanları, 1996 yılı Newroz bayramınız kutlu olsun!
Mücadelenin ateşi içinde doğan Newroz'u, günümüzde de adeta yeniden ateşle yoğurarak, özgür bir halkın yaşamını yaşayarak kutluyoruz. Bugün Kürdistan'da insanın var oluşunun temel esasları, belki de insanlık tarihinde örneği görülemeyecek düzeyde katledilmiştir. İnsanlarımız sadece yaşam dışı bırakılmakla kalınmamış, ölümden daha beter bir yaşamın içine itilmiştirler. Böyle bir gerçeğin parçası olmak, sadece baskı ve sömürüyle izah edilemez. Aynı zamanda yüzkarası ve son derece kahredici bir durumdur. Yaşam adeta bir suç haline getirilmiş. Yaşanılanların karşılığı verilmezse her gün ölümden daha da beter bir durumun halkımıza yaşatılacağı ortadadır. Yine bu karşılığın verilmesi de muazzam bir direnişi gerektirdiği gerçekliğimizin ayrılmaz bir parçası olan bu Newroz günlerinde yeni bir yaşam seçeneğine daha adım attık. ● Devamı 12. sayfada
olarak sayfalarına kaydetmiştir. Fakat bir devrimci gibi yaşayanlar, PKK’lilik iddiasını pratik bilimsellikle buluşturanlar içinse, aynı durumdan bahsedilemez. Esas olan, değişimdir, içerisinde bulunulan süreçtir. Büyüklük ile küçüklük, büyük dönüm noktalarında insanın karşısına çıkar. ● Devamı 2. sayfada
PKK BİR DÜNYA YARATMA EYLEMİDİR “Dünya yaratmak, yalnızca PKK'nin ve onun önderliğinin büyük bir eylemi değil,aynı zamanda her savaşçının kendisine ve ilişkisi dahilindeki her şeye ve herkese ilişkin bir eylemi olması gerekir. Bu dünya nedir? Bu, yasalarını son başkaldırının devrimcileri olarak savaşçıların koyduğu bir dünyadır.” ● Yazısı 18. sayfada
Şehit Simko, Sinem, Berivan, Mizgin ve Pala, hevallerin anıları yazıları ● 9-10 ve 11. sayfalarda
ılmaz'ın Kürt sorununun askeri çözümünün mümkün olmadığı, sorunun barışçıl ve siyasi yöntemlerle çözülmesi gerektiği şeklindeki açıklamalarını ciddiye almıyoruz. Bunlar taktik adımlardır. Gelinen aşamada Yılmaz kendisini bu şekilde hareket etmek zorunda hissediyor. Bugüne kadar birçok Türk hükümeti, kısa bir süre sonra unutulan benzer tekliflerde bulundu. Hükümet önce bizimle direkt bir görüşme başlatmalıdır. Sonuçta Kürt sorunu, Kürtlerin kendisine danışılmadan çözülemez. Kürtlerin temsilcisi de PKK'dir. Türkiye ve Almanya'daki Newroz kutlamaları bunu kanıtlamıştır. PKK yalnız değildir. Devlete yakın kurumlar tarafından yürütülen araştırmaların sonuçları doğru değildir. Seçimlerde HADEP'in Kürdistan'da %77 oranında oy alması Kürt halkının taleplerini ortaya koyuyor. Bizi askeri yönden kimse küçümsememeli. Dünya Türkiye karşısında yürüttüğümüz savaşta konumumuzu görmeli. 12 yıl önce sıfırdan başladık, şimdi Türk ordusuyla askeri bir dengeyi yakaladık ve Kürdistan'da geniş alanları kontrol altına aldık. Türkiye'nin arkasında da bütün bir NATO duruyor. İkinci bir husus var, onu da göz önünde bulundurmak lazım. PKK, Kürt sorununa yaşam verdi. Kürt sorunu 1938 yılında bastırılan Dersim ayaklanmasının ardından toprağa gömülmüştü. Şartlarımız şunlardır: Önce ordu çekilmeli, bütün politik tutsaklar serbest bırakılmalı. Ordu tarafından imha edilen 3 bin Kürt köyünün hepsi yeniden inşa edilmeli ve yerleşim alanı haline getirilmeli. Uzun vadede ise Almanya örneğinde olduğu gibi federatif bir sistem düşünüyorum. Bunun için de Türk anayasası değiştirilmelidir. Almanya'da Kürtler olay çıkarmıyor. Bunlar önyargılardır. Adil olmak gerekiyor. İki polisin burnu kanamıştır. 300 Kürdün yaralanmasından ise Almanya'da kimse söz etmiyor. Başbakan Kohl, kendisini “Kürt teröristlerinin” yüzünden acı çeken bir adam gibi göstermeye çalışıyor. Alman devleti ve polisi gelişmeleri provoke etmiştir. Alman devleti Kürtlere karşı yürütülen Türk soykırımına ortak oluyor. Ankara'ya yıllardır milyarlarca mark tutarında askeri ve ekonomik yardım yapıyor. Kürt köyleri Alman silahlarıyla tahrip ediliyor. Bu silahlar Ruslara karşı mı kullanılıyor? Kürtlere karşı yapılan sert yönelimler Almanya'nın Kürdistan'da yaşanan savaşta yer almasından gözleri uzak tutmak içindir. Savaşı sürdürmemiz konusunda hiç bu kadar emin olmamıştım. Eğer Ankara şimdi PKK ile diyalog kurmazsa, savaş tarzımızı değiştireceğiz. O zaman başta turizm merkezleri olmak üzere bütün Türkiye'de intihar eylemlerini gerçekleştireceğiz. Eğer Almanya Kürtleri faşist Türk devletine teslim ederse, sınırdışı tehtidi sürerse Almanya'da da bu tür intihar eylemleri yaşanabilir. Almanya o zaman savaşta karşımıza alacağımız ikinci bir devlet olma tehlikesine girebilir. Fakat Alman hükümeti ile hâlâ bir centilmenlik anlaşması yapabilmeyi umut ediyorum. FKÖ'yü bile gölgede bırakabilecek bir tarz olabilir. Şimdiye kadar gerillalarım ölümün ne anlama geldiğini tam bilmiyorlardı, şimdi öğrenecekler. O zaman her Kürt yaşayan bir bomba olacak. Eylemlerimiz sıradan Alman insanlarına yönelik değil, Türkiye'deki turistik tesislere yönelik olacaktır. İnsanlar ölebilir ve bunların büyük olasılıkla da Almanlar olabileceğine de dikkat çekiyorum. Almanlar Kürdistan'daki savaşı finanse etmemek için Türkiye'de tatil yapmamalıdır. Zorla para toplama ve uyuşturucu ticareti gibi bilinen suçlamaların hiçbiri doğru değil. Bağışlar gönüllü olarak yapılıyor ve tek bir PKK'linin uyuşturucuyla ilişkisinin gösterilmesi durumunda diz çökeceğim. Ahlaki olarak uyuşturucuya ve ticaretine karşıyız.