1__

Page 1

..ı

ı-

~

:

ca

hejmar

-E

sayı

ca

ca

* .

co m

NAMLU LARlN GÖLGE SINDE KANLI YEREL SEÇiM. . ALDAT MACAS INA . . .

KÜRDiSTANlDAN llHAYIR ll ' AYlN DOSYAS I :

LEGAL SIYASE T VE

DEP

ww

w. ne

te we .

*

Ali BEVKÖVLÜ: ..DEP milletvekille ri sine-i millete dönmelidir.""

nisan nisan

HUKUK TERöRü! *Bilim adamları. yazarlar. yayıncı lar, milletvekilleri, sendikacılar, gazeteciler.. • Cezalar, Hapishaneler, sürgün, işkence

.-:.

.. ..

·

e 69. yılında ŞEYH SAID DIRENIŞI e "YENI OUNYA OUZEN(SIZLIG)I" UZERINE NOTLAR e Enneni,Pontus, Koçgiri celladı TOPAL OSMAN: MILLI KAHRAMA N . e HEVAL MIZGIN


YıVSal: 1 ~

Sayı/Höjmar: 1

e Tapal Osman Ağa: Milli kahraman ....................... ?0-72 • Şeyh Said Direnişi 1 Celal ŞERWAN .................. 64-67

Nisan/Nisan 1994 Büha-Fiyat 30. OOOTL

SahibiJXwedi Li ser Nave KOMAL BASIM-YAYIM-DAGITIM LTD. ŞTI ADlNA Rıza DINÇ

F ORUM

e. co m

JiN. KADlN

e

Kürt Kadın Hareketinde Bir Köşe taşı : U. D. K.D .......................... 54-55 e UDKD Başkanı Necla TAN RlKULU ile öy l eşi ................. ................... S5-58 e Heval Mizgin .............................. 73 e KUKM'de Kadının Yeri 1 Z.Beriwan ...................................... .... 57-58 e 8 Mart'ta kadın lar susturulamadı/59

Navendi/Merkez Çakıra~a Mah. Sineklibahçe Sok. Okumuş lşhanı 18/8 Aksaray/ISTANBUL Telefax: (212) 588 28 86

:Hanımeli

Sok. 24/18

Sıhhiye-Kızılay/ANKARA

Tel : (312) 231 9615

• •

lzmir :Saliha~a lşhanı No: 223 Konak/lZMlR Tel: 1232) 483 88 61 44118 05

BERPIRS1YARiYAN EWRUPA YURTDIŞI TEMSILCILIKLERI Avrupa temsilciliği; Bahoz BARAN Arnd Str.2 1O165 Berlin/Deutschland Almanya TemsilciliOi;Mehmet KORKMAZ. Allee Str. 37 47166 Hambom/Duisburg A.REŞIT Tel: 0049/231/420513/Dortmund S. ÖNER Merktseher Ring 33 58097/Hagen

• •

e Arkcolojiden Demirci Kawa'ya

ROJEV •

Ingiltere :Z.ZANA 0044171/2233730 34 Shawcourt Winstanley Road Battersea SWII 2HF/london

• •

Yunanistan : M.KAYA Velisariu 3 T.K 114 72/ Atina Telfax: 0030/1/64 38 295 Danimarka : A.M.ÖZCAN Bll!gl!rdsgade 38 3 th 2200/Kobenhaven N. Tei :0045/40/554576

Hollanda :E.CIHAN GROFVENBEEK 56 6715 HO. FDE/Arnhem Tel :0031/8380/42267

ww

'94

Çapkirin/Baskı : GOl Ofset /lSTANBUL Belavkirin/DaQıtım : KOMAL

Aboneyi/Abone Ko,ulları : Yurtiçi Meh11 6 aylık :150.000 Tl 1yıllık/Sal ek::300.000 TL

GüNDEM

Seçim" A l da tm acasıl Kürdistan'da "Seçimler" Reddedildi .................... 6-8 e Savaşın içi nde Seçim Oyunu ..... 9-1 1

e

e

Bir tarih denemesi ve Feodal Sömürgeci l ik Tezi /B.Boran ............ 39 DAD

e

HUKU K

e Hukuk Terörü/ .....................74-79 e ismail Beşi kçı Yine z ı ndanda ...... 74 e F .Ba~kaya ve M.Ceylan .......... 74-75 e Rojnama Welaı. .......................... 77 e Sorun ve Melsa 'ya Hapis .. .......... 79 e Bir Be l ge:S uç l uları bu ldular , şimd i

NUÇE

e

HABERLER

AvıN D OSYASI

e e

Lega l Siyaset ve D[P...............22-38 Rezani'ye Eşkere O DEP 1 NevzatSAC N ıç. .............................23 e DEP'e Yönelik devlet Terörünün k ısa birbilançosu ............................ ....... 28 e DEP Mill etvekillerininTutu klanmal arı Üzerine /Yorgo BACA ................... .. .. e Seçimden Çekilme konusunda ne dediler.............. ........................ 30 e Siyasi Parti ve Yayın Orga nl a rı n ı n Görüş leri ........................................ 31 H EVPEYivlN

e

e Seçim'de Gerilla Eylemleri ...........8 e istanbul'da Newroz Gösteri leri ... 19 e Avrupa'da New roz Kutlamal arı ....19 e Atina'da New roz Gecesi ............. 20 e Yunanistan Haberleri. .................20

R ÖPORTAJ

e Ali BEYKÖ YLÜ "DEP Milletvekille ri Sine- i millete Dönmelidir" .......... .42-45

eYazı işleri Müdürümüz

i şkencedeydi.

Yurtdı,ı 6 aylık : 50

OM Meha . 1 yıllık/Salek: 100 DM

Nisan

2

KiTAP

de suç arıyorlar..............................76 e R. Maraş l ı ve O.Aytar'a ceza ... .76

e Nam lul a rı n Gölgesinde Ka n l ı "Yerel

DOSYE MEHi

KüLTÜR VE SANAT

PiRTUK •

e Em Bi Tevayi van "Dek G DolabenH i lbijartina Xaplnok"Teşhi r Bikin GBerxwedane Bili nd Bikin/ 16-18

w. n

lsveç : lrtibatTele fax; (46) 8.76 01 117

Şertin

Iş ı k .

12-15 e Ku rdistan te şewitand in .......... .46-47 e Çukurovaya Göç eden ler....... .48-50 e Metropolde de Kürtlerin evi baş ı na istanbul Ayaıma'da y ı kım .......S1-52 e istanbul Kolonilc rinde Kürt Avı .... 53 NEWROZ

0 ÇEND e

e Niviskaren Kur 1/ Osman Sebri Serpehatiyen Osman Sebri .... 68-69

et

Fransa :S.ERDEMIR ÇH B 133 5 VOl DE L'AULNE 91 370 VERAlERES LE BUISSON/Paris Tei:0033f1 /69530060

HUNER

ew

Adana :Or.Aii Menteşeoglu Cad. Ünallşhanı No: 21 Seyhan/ADANA Tel . (322) 359 64 17

TARTIŞMA

e Yeni Dünya Düzen(sizliği ) Üzeri ne Notlar Temel-Yücel DEM iRER/........ 60-63

Berpirsiyare Nivisaran Sorumlu Yazıi,leri Müdürü Cihan KARTAL

Ankara

e

ı 994

1

ı

=


5UNUŞ

. /

om

"Sterka Rizgari", köklü bir siyasi gelenerJin yeni bir yayın organı olarak karş ı nızda ...

Uzun zamandır böyle bir yayın hazırlığı içindeydik; ancak koşu llarımız bugün olgunlaştı.

Kürdistan'daki kirli sömürge savaşı ve Türkiye'deki azgın siyasi gerici lik koşu l larında; devrimci, sosyalist, yurtsever muhalif basın üzerindeki baskıların uç noktalarda seyrettirJi bir bağlamda böyle bir yayını örgütlemenin güçlüklerini biliyoruz. Geçmiş prat iğimiz ve deneyimlerimizle yabancısı almadığımız bu alanın sorumluluk ve görevlerini üstlenmeye hazırız.

ne

te

we

.c

"Ba('J1ms1z ve tarafs1z yaymcil1k yapaca('J1z" ya da 'hak'km, hakimm yanmda olaca('Jrz." vb. gibı hamasi sunuşların bir anlamı olmadırJına inanıyoruz. Bir yayının temelleneceg i teorik-ideolojik bir birikimin; siyasal bir perspektif ve hitap edecerJi toplumsal bir tabanın olmasının YAYlN HAKKlNI belirleyeceğine inanıyoruz. Kendi adım ıza da bunun a rt ık bir "hak' olmanın ötesine geçip bir ZORUNLULUK haline geldiğini düşünüyoruz. Ayrıca biz ' tarafli' bir yayın olacağız . Taraf'ın net olarak belirlenmesiyle ortak paydaların daha kolay örgütlendirilebilecegine kuşku yok. Günümüz politikalarını global anlamda belirleyen temel etken; emperyalist-kapitalist sistemin kendini yeniden üretme koşullarına karşı l ık "YENI DÜNYA DÜZENI"nin alternatifi olacak sosyalist siyasal güçlerin teorik,ideolojik,felsefik, siyasal-örgütsel ve hatta estetik olarak geri çekilmiş olmalarıdır. ·sosyalist siyasal güçler mevzi savunmasına çekilmişlerdir. Burjuva anlamda daraltılmış ve sistem içi 'sosyal dernek faaliyetleri 'gibi' sterilize olmuş ve gittikçe kendilerini daraltıyorla r. Türkiye'de ise çok degil on yıl öncesine kadar devrimci dinamikleri inkar edilen ve ' s1radan burjuva milliyetçi/igl' olarak dışlanan, Kürt ulusal hareketi, bugün birçok sosyalist için devrimci bir sığınak/bir mevzi olarak görülüyor. . Bu belki Türk sosyalistleri için bir gelişmedir, ama Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücedelesi (biz kısaca KUKM diyoruz) öyle bir yerdedirki; Türkiye devrimci hareketinin görevlerini buraya yüklemek değil; tersine bu dinamikleri koşut düzlemlerde desteklemeleri gerekir. Bizler onyıllardan beri Kürdistan Ihtilali'nin teorik-ideolojik-siyasa l tezlerinin inşası ve siyasal pratirJi içinde bulunan bir akım olarak; Kürdistan ihtilalinin kendi özgün devrimci dinamikleri oldurJunu ve Ortadoğu düzeyinde enternasyonalist bir karektere sah ip olduğunu savunageldik. Kürdistan ihtilali bu toplumsal dinamikleri itibariyle nesnel olarak Anti-Sömürgeci ve AntiEmperyalist bir karekter ta şımaktadır. Biz aynı zamanda Kürdistan'lı Marksistlerle Yurtseverlerin BILEŞENINE tekabül etmekte ve ulusal kurtuluşun toplumsal kurtuluşla ayrılmaz bütünselligini ifade etmekteyiz.

* Sterka Rizgari ANTI-SÖMÜRGECI ve ULUSAL KURTULUŞÇU'

ww

w.

bir çizgi izleyecektir. Vaym çizgimiz bütünüyle - Kürdistan'daki sömürgeci zorbalığın kaldırılmasını; Ülkemizin askeri işgalden arındırılması na bağ lı görmektedir Türkiye•deki RESMI TARiH ve - Kürt Ulusu 'nun Kendi Kaderini Kendisinin Tayin RESMI IDEOLOJI ile çelişmek­ Etmesi bir Hak'tır. Bu hak'kın uygulanabili r olması için, tedir. Bu da kararlı bir mücadeBAGIMKürt Ulusu'nun ÖZGÜRLÜGÜ ve Kürdistan'ın SIZLIGINI önkoşul saymaktadır. leyi gerekli kılmaktadır. Bu - Ülke yönetiminin. Kürdistan toplumunun eşit, genel nedenle özellikle geçmişi yok ve tek dereceli oyları yla DEMOKRATIK olarak seç ilmi ş HALK MECLISI tarafından yapılmasını savunmaktadır. edilmeye çalışılan bir ulusun - Bu anlayışa denk düşen ulusal ve toplumsal kurtutarihini, diyalektik-tarihsel bir luş un bütünsellirJidir ve çıkarları birbiriyle çelişmeyen s ı nıf ve anlayışla ortaya çıkarmayı katmanlar birlikte bir CEPHE içinde birleşmelidirler. Çünkü bu aynı zamanda bir DEMOKRASI mücadelesidir. Bu ortak hedeflemektedir. paydada durmayı ve ona bilinçli bir ifade kazandırmayı yayın politikamızın temel ilkelerinden biri kabul etmektedir. * Sterka Rizgari; Kürdistan sorunsalını Ortadoğu düzeyinde ve global bağlantı ları içinde gören ENTERNASYONALIST bir kavrayışa sahip çıkmaktadır. Bundand ı rki Kürdistan sorununun çözümünün başta Türkiye olmak üzere, Irak, Iran ve Suriye gibi tüm bölge ülkelerine BARIŞ ve DEMOKRASI gelmesinin de bir anahtarı oldugunu savu nmaktadır. Kürdistan sorunu ULUSLARARASI bir sorundur. Bu sorun çözülmeden bölgede barış ve demokrasiden sözedilemez. Sorun siyasaldır ve çözümü de siyasal olacaktır. Bu neden le. yayın po l itikam ız, bu olgunun kendi muhataplarına götürülmesi, tartıştırılması ve canl ı bir organizmaya ulaştı rı lması için pozitif bir çizgi izlemeyi öngörmektedir.

Nisan 1994

3


PBşGOTiN

.c

om

Bu anlayışta olmamız farklı düşünce aksiyonların varlıQını ortadan kaldırmaz. Tersine dergimizde bu farklı düşünce ve egilimlerin de tartıştırılmasına olanak saglamak amacındayız. Çünkü bir ulusal kurtuluş mücadelesi aynı zamanda bir DEMOKRASI mücadelesidir; kendi içinde ve muhtevas ı nda siyasal demokrasiyi işletemezsek, mücadeleyi sakatlarız. Devrimci radikalizm, sekter, şabloncu veya dogmatik olmak zorunda değildir. Bu siyasal perspektif içinde Sosyalizm'in pratik ve uluslararası sorunlarının tartışılmasını sadece akademik düzeyde deQil; zorunlu ve ivedi bir görev olarak deQerlendirerek; Bütün Kürdistan'lı ve Türkiye sosyalistleri, Marksistleri, devrimcileri böyle bir diyalog ve işbirligine davet etmektedir. * St erka Rizgari; Aynı zamanda kültürel bir dergi olarak özellikle Kürt dili ve Kürdistan sorunu kültürünün geliştirilmesi, açıga çıkartılması için Kürtçe'nin yaygın ve uluslararasi bir sorundur. etkin kullanımına; edebi, folklorik, sanatsal ürünlerin sunulması ve Bu sorun çözülmeden geliştirilmesi için titiz bir çaba gösterme amacındadır. Bu nedenle mevcut kurumlaşmaların desteklenmes i kada~ bu yönde yeni bilimsel bölgede banş ve · araştırma ve çalışmaların yürütülmesi ve özendirilmesi için de çaba har-

demokrasiden sözedilemez. Sorun siyasaldir ve çözümü de siyasal olmak zorundadir.

cayacaktır.

te

we

Yayın çizgimiz bütünüyle Türkiye'deki RESMI TARIH ve RESMI IDEOLOJI ile çelişmektedir, bu da kararlı bir mücadeleyi gerekli kılmak­ tadır. Bu nedenle, bir yandan bugünün gerçekleri üzerindeki çarpıtmalara karşı mücadele ederken, bir yandan da özellikle ge çmişi yok edilmeye çalışılan bir ulusun tarihini, diyalektik-tarihsel bir anlayışla ortaya çıkar­ mayı hedeflemektedir. Bu hedefler GERÇEKÇI .bulunabilir veya bulunmayabilir. Biz 'gerçekçfligi sömürüsüz bir toplum ütopyasında buluyoruz. 'Yeni Dünya Düzeni'nin özellikle aydınlara ve eski 'solcu'lara dayattıgı determine bir GERÇEKÇILIK ve AKILCILIK'Ia, varolan durumu teorize etmeye, kabullenilir kılmaya çalışanlarla da felsefe ve siyasal ahlak alanında bir mücadelemiz olacak. Biz ülkemiz Kürdistan'ın sömürge statüsünden, üzerindeki kirli ve yıkıcı savaştan ve bütün çöküntülerin kaynaQında duran, ulusların/emekçi yıQınların başbelası emperyalist-kapitalist sistemden hoşnut degiliz. Onu deQiştirmek için bütün devrimci dinamiklerin tanımlanması , seferber edilmesi mücadelesinin içinde olacagız. Kısaca yapmak istediklerimiz ve yayın amaçlarımız bunlar. Degişik düşünce ve egilimlerin olmasının bu iklimde nefes alabilecegi ve onu güçlendirecegini düşünüyoruz .

çalışıldı.

ne

Sterka Rizgari; Aylık olacak. Fakat onbeşgünlük veya haftalık olarak da çıkabilmesi hedeflenecektir. Bu yüzden, Dergi 'nin dizayoı her üç tür için de geçerli olabilecek biçimde yapılmaya

* Sterka Rizgari'de;Dogal olarak Kürtçe önemli

bır yer tutacaktır. Tümüyle Kürtçe nedeni ; Birincisi; Yayınımızın yalnızca Kürtçe okuma- yazma bilen Kürt aydınlarına degil, daha geniş bir kesime seslenmesi, Ikincisi; Kendi açımızdan henüz böyle bir ayrıştırmavı yapacak olanaklarımız ın bulun-

olmayışının

mayışıdır.

ww

w.

Bu yüzden derginin · Kürtçe bölümlerini "ayrı' ve sadece kültür-edebiyatla sınırlandırılmış olarak degil; iç içe verilmesini uygun gördük. Anadilimizin dogru ve etkin kullanımının düzeyli bir egitimi gerektirdigi ve yayı n organlarına önemli sorumluluklar düştügü çok açık .. Bu noktada özendirici olmak da gerekiyor Kürtçe konusundaki bir diger sorun da; imla ve gramer konusundaki akademik tartış­ maların henüz çok canlı oluşudur. Ulusal Kurumlarımız yerine oturdukça, şimdi "sorun' gibi görünen birçok olgu tek tek çözülebilecektir. Yayın organları olarak bu süreçlere olumlu katkıları yapmak gereklidir. Sterka Rizgari, daha önce Kürdistan Press'de uyguladıQımı z gramer ve imiayı kullanmayı prensip edindi. Kuşkusuz hem gramer ve hem de yazım konusunda ihtiyaçlara cevap vermeyen birçok açıklıklar bulunmaktadır. Bu tartışmalara ise açıgız . Ancak konu akademik olarak az-çok bir çözüme kavuşuncaya kadar; ayrı tezler savunan ve farklı yazımlar kullanan yazarların makale ve yazılarını da aynen yayınlayacagız . Dil konusundaki ayrılıkların giderilmesinin acilligine ve okurl arın dogru yönlendirilmesi gerektigine olan inancımızla birlikte; ayrı düşünen yazariara karşı yasakçı-dışlayıcı davranmakla tartışmaların olumlu çözülmesine bir katkı saglanamayacag ı nı da kabul etmek gerekir. En içten dostluk ve başarı dileklerimizle...

4

.

~·· · ···~

rızgcı.rı

Nisan

ı 994

1

ı


KARiKATÜR

.c

om

.-

ww

w.

ne

te

we

'

Nisan 1994 1

ı

-· .......

-ı rizg~rı

5


e GÖZLEMCI HEYETLERI ABLUKAYA ALlNDI..

e DIYARBAKlR'DA

om

SEÇIME KATILMAMA VE GEÇERSIZ OY TOPLAMI % 48.9'u BULUYOR..

e

EN YÜKSEK BOYKOT ORANI DERSIM'DE:% 79

e KÜRT KOLONlLERIN

.c

YOGUNLAŞTIGI

...SEÇiM.. KATLiAMI

VE "ŞAIBELI" OLDUGUNU KENDILERI DE KABULLENDI: BÜTÜN SIYASI PARTILER SONUÇLARA ITIRAZ ETTI...

ÖZEL TIM, KORUCUBAŞLARI, KONTR-GERILLA'NIN KATILDIGI e RESMI TANK-TOP VE IŞKENCE SESLERI ARASINDA BASlN "RED TC'NIN DÜZENLEDIGI "SEÇIM" TÖRENIYLE KÜRDISTAN'DAKi CEPHESI"NI "YEREL YÖNETIM"LERIN ATAMASI YAPlLDI. GIZLEDI..

ne

• Şunak'ta savaş uçaklarayla bombalanan dört köyde 48 ölü, çok sayıda yara h...

e SEÇIMLERIN "HiLELI"

te

we

METROPOL MERKEZLERDE DE "RED" ÇlKTI

HERŞEYE

RAGME N

w.

KÜRDiSTAN.DA ..SEÇiMLER.. REDDEDiLDi !... ' 27 Mart-Genel Yerel Seçimleri' Kürdistan'da namgölgesinde yapıldı ve merkezi olarak belirlenen "yerel yöneticiler'in ataması şeklen tamam l andı. .. TC'nin; sonuçların ı bundan aylar öncesinden belideyip türlü uygulamalarla garanti altına aldı~ı bu 'seçimler'in en dikkat çekici yanlarından biri. Ulusal demokratik muhalefetin önemli bir kesimi tarafından bu seçimlerin gayrimeşru ilan edilmesiydi. 27 Mart yerel Seçimleri'nin bu niteliQine dikkat çekerek ilk red ça~rısını Şubat ayında PRIC/rizgari yapmıştı. Ardı ndan yo~un tartışmalar ve tabanın baskısı sonucu DEP. hiç bir meşruiyeti kalmayan 'seçimler'den çekildi~ini açıklaya rak devletin programını bozuyordu. PKK'nin tavrının da "yerel seçimlerin boykot edilmesi' yönünde belirlemesiyle "RED CEPHESI' genişlerken, Türkiye'de radikal sol muhalefetin önemli bir kesimi de 'seçimler"i gayrimeşru ilan ederek bu 'cephe'ye destek vermişti. Bazı reformisı Kürt çevrelerin tavırlarını 'seçimlere katılma· yönünde belirleyerek, ilk kez kitlesel ve örgütlü bir şekilde "seçimler'e karşı ortak hareket eden Kürt Ulusal Muhalefetinin bu tavrının dışında hareket etmesi ise ciddi bir zaaf olarak de~erlendirildi .

ww

luların

6

• Kürdistan'da "milli seçim

mutabakatı"

ilk kez bu 'yerel seçimler'de. sömürgeci düzen partileri Kürdistan'da tam bir ' milli mutabakat' içinde hareket ettiler. Uzun bir zamand ır devlet tarafından sunulup desteklenen RP dışındaki düzen partilerinin Kürdistan'da her hangi bir etkinliklerinin kalmadı~ı. ancak bazı yerlerde. devletin onayını da alan korucubaşları ya da eşraf­ mütegallibenin 'tercih'iyle isimlerini duyurabildikleri gözlendi. Öyleki, bazı yerlerde aynı aşiretin degişik bireyleri ayrı partilerden "aday" gösterilerek. bu partilerin silinen varlıklarına canlılık kazandınimaya çalışıldı. Diger yandan, sömürgeci metropollerde birbirleriyle kıyasıya bir rekabet içine giren düzen partileri Kürdistan'da birbirlerini 'incitecek' en küçük bir davranış­ ta bile bulunmadılar. Metropollerde aylarca öncesinden 'seçim' haz ırlık ları ­ na girişen. propaganda harcamaları için bütçelerinden

Nisan

ı 994

1

ı

milyarlarca lira para ayıran bu partilerin Kürdistan'a sadece hazırladıkları afiş ve pankartları göndermekle yet· inmeleri. bunların da askerler ve polisler tarafından asıl­ ması. devletin 'ola~anüstü rica'sıyla ve büyük önlemler altında ancak Diyarbekir'e kadar gelerek zoraki toplanmış küçük kalabalıklarla miting düzenleyebilmeleri. bu 'seçimler"de kendilerine ilişkin her hangi bir beklenti ve umut taşımadıklarının ve TC'nin programına tam bir 'milli mutabakat" içinde onay verdiklerinin en açık göstergesi olarak yorumlandı ...

• Medyada Anti-Kürt kampanya ... Sömürgeci iletişim tekelleri de kamuoyunun dikkatini Kürdistan üzerinden başka yerlere çekmek için yogun bir çaba içinde oldular. TC'nin "yerel seçimler' dolayısıyla Kürdistan'da giderek yogunlaştırdıQı sömürgeci vahşet ve zulümden tek kelime bile bahsedilmezkan bir yandan ·Kemalizm ve laiklik" çıQiıkları arkasından ,anti-Kürt bir


ROJEV

u

RED

GEÇERIJ Ge ersiz OY OY 161.634 889200 43.398 18.451 199.134 12.944 17.879 ı 1 33.278 ı 7.302 10.514 77.588 6.728 3.087 86.944 j 6.722 81 .868 255.609 69.032 18.349 230.223 11.878 11.524 106.131 4.004 35690 334.972 16.138 6.415 42.322 11780 38.156 l 1 09.763 ı 1.192 26.002 164.074 23.526 14.243 j 102.956 ı 14.346 11.212 66240 12.508 39470 j 11 .858 ı 3.335 56.386 331.324 39.484 30.492 ı 211.327 ı 25.133 11.382 97.332 16.567 22.116 ] 54 .....; 186 __,__10.552 15.459 40.577 3553

ww

w.

1

i

J

KüRDISTAN

saldırıları karşısında

ilk gelen sonuçlara göre Kürdistan'da tüm tehditlere, ve zorlamalara ragmen, Kürt halkının seçimleri reddettigi görüldü. Birçok yerde oy verme işlemleri karakollarda ya da korucu köylerinde kurulan sandıklarda yapılı rken, halkı sandıklara götürmek için zor kullanıldı. Buna ragmen. asker. özel tim ve korucul arın denetiminde, kan ve ateşin ortasında kurulan sözde 'seçim' sandıQına genelde itibar edilmedi. Halk, ya sa nd ı k başına gitmedi, ya da geçersiz oy kullandı. Türkiye genelinden farklı olarak, 'gün IŞI{Jtndan daha fazla yararlanma' gibi bir gerekçeyle 'oy verme' işleminin bir saat erken baş ia tıiıp sonuçlandırılmasının ise gerçekte 'oy verme· için deQil. sand ı kl arın askeri garnizonlara taşınması ve sonuçların uygun hale getirilmesi için zaman kazanmaya dönük bir manevra oldugu anlaşıldı. Karakollarda ve korucu köylerinde, başında si l ahlı adamların nöbet bekledigi sand ı klarda yapılan oylamaya çok düşlik sayıda bir katılım olurken, seçimler sırasında kullanılmayan aylar 'sand ık çeteleri' tarafın­ dan dolduruldu. 27 Mart günü 'sandığa gitmeme' ya da ' geçersiz oy' kullanma oranı yaklaşık % 60'1ar düzeyinde gerçekl eşti. Kürdistan'da Diyarbekir, Dersim, Mardin, Siirt ve Hakkari gibi kent merkezlerinde genell ikle bu tavır ' sandıQa gitmeme· şek l ind e gerçek l eşirken, devletin; baskı, tehdit ve zorlamalarla daha sıkı bir denetim uyguladıg ı küçük yerleşim birimleri ve köylerde ise sandıklara zorla götürülma nedeniyle ka tılma oranı yüksek gözükmüşse de, bu kez 'geçersiz oy kullanma· oranında oldukça yüksek bir rakama u l aşı l dı. haskılara

YEREL SEÇiM11 LERiNDE KÜRDiSTAN iLLERiNE GÖRE OY OACILIMI

IUER _ -=_-_ : -S-EÇMEN ullanıla SAYISI OY ADANA 1.094.232J 932.598 ADIYAMAN 230.529 212.078 AGRI ~ 158.459 J 140.58 .J BINGÖL 94830 84.316 BITIJS ı 96.753 ı 93.666 DIYARBEKtR 406.509 124.641 ElAZIG ı 260450 ı 242.101 ERZINCAN 121.659 110.135 ERZURUM 386800 ı 351.11 HAKKARl 60.517 54.102 KARS ı 149.111 1 110.955 ] MARDIN 231 .602 187.6 MUŞ 1 131.545 11 7.302 ı SIIRT 89960 78.748 DERSIM 54.663 15.193 ı URFA 427.194 370.808 VAN 266.952 j 236.46 ı BATMAN 125.281 113.899 ŞIRNAK L 86.854 64.738 ı lCDIR 59.566 441 10

I

Bir Alman gazeteci, kendilerine kadar yönelen devlet askerlerden yedikleri dayagın Kürt halkına yapılan l arın yanında bir hiç oldugunu belirtiyordu.

om

Bu arada, gerek DEP'in çagrısı, gerekse çeşitli demokratik kurumların gidişimleri ile hem Newroz'u, hem de 'seçimler'i izlemek üzere Kürdistan'a gelen yerli ve yabancı gözlemci heyetleri ne. TC tarafı ndan sert tepkiler gösterildi. Cumhu r başkan ı ve Meclis Başkanı baş ta olmak üzere devletin en üst kadernelerindeki yetkililerin gözlemcilerin bu sıfatiarın ı tanımadı klarını ve bunu • içişlerine müdahale' olarak yorumladıklarını açıklamalarıyla bir anlamda yabancı heyetler hedef gösterildi. Kürdistan'daki muhabirlerimizden a ldıgımız bilgilere göre Newrez'la birlikte, başta Van, Diyarbekir ve Dersim olmak üzere Kürdistan'ın d eg i şi k yerlerinde inceleme yapmak, halkla görüşmek, bilgi edinmek isteyen heyetierin bir kısmı toplu halde gözaltına alındı, hareketleri ve haberleşmeleri engellendi, yer yer de sal dırıya ugradılar. Van'da oldugu gibi bazı yerlerde otellerinden dışarı çıkartılmazken, Dersim ve Tatvan'da dövülüp tehdit edilerek gözaltına alındılar. Sürekli polis takibi altında tutulan heyetleıle görüşen k işiler de, biuat bu heyetierin önünde yaka paça gözaltına alın m akt a n k urtula madıla r. Uzun bir süredir, Kürdistan'da ancak ·resmi izin belgesi" ile dolaşabii en gazeteciler ise, '0/a{Janüstü Hal Bölge Valili{Ji''nin 'Bası n Bürosu'nca haz ı rlanan resmi bültenler ve geziler dışı nda her hangi bir habere gidemediler. Gerek bu heyetlerde yer alan çeşitli demokratik kurum ve kuruluş temsilcilerinin. gerekse gazetecilerin ortak yorumu, devletin bu 'seçimler'le ilgili u ygulamaların ı gizlemek için hareketlerini kısıt l ad ı Qı. seçimlerin hiç bir

ne

94

bırakıldılar

• Ve sandikiardan RED ç1kt1..

• Gözlemci heyetleri ablukaya alınd1 ...

te

'Seçim' dönemi boyunca Kürdistana uyguladıgı devlet terörünü yogunlaşt ı ran TC. özellikle son bir hafta içinde önceden saptadıgı ve statejik öneme sahip hedef bölgelere yönelik yogun hava ve kara harekatıarına girişti.. Herekol. Gabar, AQrı daQiarı ile Diyarbekir, Bingöl, Muş , Hakkari, Şı rnak ve. Bitlis' e baglı bir çok köy havadan bombarduman edildi.. Bu arada G.Kürdistan'a yönelik hava harekatı da ihmal( !) edilmedi. Koruculugu kabul etmedigi ve köylerini boşaltmak ta direndigi için seçime bir gün kala havadan bombalanan Şırnak'ın Hebler, Şax, Beave, Besuki, Ş iri ş ve Gewer köylerinde eliiye yakın köylü öldürüldü, onlarca kişi yaralandı.. Ayrıca yine koruculugu kabul etmediQi için özel timler tarafı n dan basılan Hizan ' ın Oulpik, Kundız, Axkis, Çexçıx, Xoroz ve Siyamimiri köylerinden on kişi ku rşu n a dizi Idi .. Öte yandan sömürgeci partiler içinden ya da bagımsız olarak 'seçimler'e giren 'aday' ların önemli bir kısmı da, DEP'in 'seçimlerden ç.ekilmesi' üzerine 'aday'lıktan çekildiklerini açıklad ı lar. üzeilikle son beş gün içinde 'adaylar'ın toplu ha lde çekilmeye baş l adıkları görüldü. Dersim'de CHP'li ve bagımsız 'aday'lar, Hozat'ta tüm adaylar, Çukurca'da t üm ' aday'lar, BatmanBekirhan'da DYP'li ve bagıms ı z 'aday'lar. Kozluk'ta

Siirt'te CHP ve DYP 'adaylar\ ' seçim'den hemen önce çekilenlerden sadece bır kaçıydı. Ancak. daha önce 'aday' oldugu halde çekilmek isteyen bir çok kişi ise askerler ve özel timler tarafından, • seçimlerden çekilmemefert hususunda tehdit edildiler. ' Seçimler'den çekilen 'adaylar'a istifalarını geri almaları yolunda yogun bir baskı yapılırken, Bekirhan ve Çukurca'da oldugu gibi bazı yerlerde "adaylıktan istifa'lar, devlet yöneticileri ya da 'seçim kurulları' tarafından kabul edilmedi.

meşru yanının oımadıgı, çogu yerde halkın zorla ve tehditle sandık başına götürüldügü yönündeydi. Nitekim. gelen heyet ve gazetecilerin hemen hepsi. hiç bir şeyi tam olarak gözleyemeden, üstelik çeşitli tehdit. sa l dırı ve hakaretlere ugramış olarak bölgeden ayrılmak zorunda

.c

• Devletin ..Seçimler..e yönelik eylemleri..

SHP 'adayı', Yüksekova'da SHP ve ANAP ' adaylar"ı, Ovacık'ta MHP dışındaki 'adaylar' ile baQımsız 'aday',

we

kampanya öne çıkararılıp Kürdıstan'daki sömürgeci uygu lamaları kamuoyunun dikkatinden kaçırıldı, bir yandan da TC'nin DEP nezdinde, legal alanda Kürt Ulusal Muhalefetini ezmeye yönelik harekiltı için kamuoyu destegi oluşturularak ·milli mutabakat'a katkıda bulunuldu. Gerek TV kanallarında, gerekse sömürgeci basında kamuoyunun.gundemi ' Istanbul seçimiert ile dolduruıdu. Kürdistan'la ilgili haberler, sömürgeci saldırılarla ilgili resmi haber bültenlerinin yayınlanmas ı ndan öteye gitmedi DEP'li milletvekillerinin ' dokunulmazlıklar 'ının kaldı rı lması ve bilahare gözal t ı n a alınarak tutuklanmalarının ardından Avrupa'da meydana gelen gelişme ve tepkiler ile yine Kürtlerin geçtigirniz günlerde Avrupa'da büyük yankılar uyandıran protesto gösterilerine de ya hiç deginilmedi, ya da çarpıtılarak verildi.

.

=I4.533471} 3885140

MHP

CHP

161.318 12.157 5.018 23.355 5.827 5.714 44.09 19.194 53.815 1.761 16.274 2.500 5.445 2.488 168 2.06 11 .809 1.004 259

47.219 6.979 5.139 O 297 6.145 19.035 8.771 1.939

1

769460

3508510 3368143

3959

SBP

o

ı

I 191776 I

9.801 161 2.023 1.169 1.051 6.299 6.349 O 252

o

1

T

Nisan 199 4 1

ANAP

2.858 2.953 185.797 O 760 35.823 O 536 31.161 O 106 12.176 o 392 19.408 ı o 2.258 54.387 o ı 803 ı 31.116 ı t+l 454 13.607 63.248 ı o ı 841 ı 338 10.219 42 356 22.279 ı ll o 817 31.96 o 620 17.312 ı o 331 12.778 o 105 413 o 378 73.549 ı O 464 44.692 O 950 21.949 o 3961 10.973 ı o · 230 ·8660

1

n8639

IP

2983 T1

ı

SHP

~DsP~YP

123.12 95.057 32.359 3.571 17.577 O 7.768 o 236 6.583 34.728 214 7.833 ı 3.575 20.532 2.839 17.321 ı 2.845 7.739 o 3.939. 16.044 23.579 9.86 o 8.912 o 4.915 173 22.768 22.666 29.31 3.522 10.044 o 6.105 o 5.975

1

l

ı

ı ı

149.307 38.837 35.072 17.285 15.474 50.869 30.06 12.918 60.1 16 14.189 24.365 50.373 18.299 16.661 1.996 39.292 36.829

RP 1

108.015 58.812 33599 35.033 33.1 58 87.552 75.862 24.303 11 .555 7.506 11.23 32.758 39.152 20.889 523 19.638 63.865 32.763 11.584

9:009

_r.. :6 !: ;9250=; ; ; ,.,.1;_4521.;;;;;;,;;~97~~~~~~..;.;ıı;;.;,1..;.;;491~


GüN DEM

- Bombalı gün: 18 yaralı ...

Adana'da Büyük Postane'ye atılan tahrip gücü yüksek bombanın patla ması sonucu 8'i asker ı3 kişi yara landı. Mersin'de bir kahvehaneye bırakılan bomba 5 kişinin yaralanma.sına neden oldu. Eylemleri üstlenen olmadı.. (14.3.94)

- ARGK'den Batman.TPAO'ya bir saldırı daha... Gece saat 23.00 sıralarında Batman'ın TPAO BIGA3'deki 2·petrol tankı na ARGK gerillaları tarafından düzenlenen saldırıda her iki tank tamamen yandı. Aynı saatlerde ve aynı mevkide bulunan dogalgaz tesisleri de ateşe verildi. Petrol tankları ve doQalgaz tesislerinde çıkan yangın itfaiye ta rafından sabah saat 08.00'de ancak söndürOlebildi ve zarar 3 milyar civarında. (15.3.94)

- Seçim bürolarına saldırılar amı...

te

• Resmi Basm ..RED CEPHESINI.. gizledi. ..

om

Cizre ve Şırnak 'ta ise sandıktan DYP ve RP'den 'aday' olan korucubaşları çıktı. Şımak'ta, tüm tehdit ve baskıla ra ragmen red oranı % 30'u buldu. Bunun yanı sıra, halen gerillaların elinde bulunan Siirt RP 'in GökçebaO Beldesi'ndeki DYP 'adayı· ise. katılımın sadece % 44 oranında kaldıgı 'seçim'i 'kazandı '(!l Kürdista n'ın genelinde SHP'nin % 3-4 civarında bir oy oranında kalması, '9 ı seçimleri'nde HEP'le girilen 'seçim ittifakı 'nın aldı~ı ayların gerçek sahibinin kim oldugunu gösterdi. SHP. red oranının % 60'a ulaştıgı Hakkari'de aşiret oylarıyla, Dersim'de ise geleneksel alevi oylarla sadece iki yerde varlık gösterebildi. Seçimlere yakın bir zamanda, Kürdistan'da hiç bir kitle tabanı bulunmayan MHP'nin devlet tarafından belli merkeziere yerleştirilerek 'seçimler'e sokulması ise, devletin Kürdistan'da 'ne yönelik desteQini kamufle etme ve Kürt halkını ' MHP tehlikesi' aldatmacasıyla sandıklara çekme manevrası olarak degerlendirildi.

-Tabura baskın: 9 asker, 2 gerilla öldü..

Çukurca'daki Sivritepe Sınır Jandarma Taburu'na önceki gece gerillalar tarafından yapılan baskı nda, ikisi astsubay 9 asker öldü 4 asker de yaralandı. Çatışma sırasın­ da 2 gerilla öldü. Siirt'in Pervari ilçesinde bir askeri konvoyun pusuya düşmesi sonucu 7 asker yaralandı.. (ı 0.3.94)

'Seçim sonuçları'nın anormal bir şekilde yavaş ve geç açıklanması bu seçimlerde dikkatleri çeken bir başka yan oldu. Kürdistan'da ' oy verme' işlemi bir saat önce bitirildiQi halde 'sayım' işlemine uzun süre geçilemedi. Keza,

Mersin'in Selçuklar Mahallesinde bu lunan SHP. Tarsus'un Mithatpaşa mahallesindeki ANAP, Fahrettin Paşa Mahallesindeki ·DYP seçim bürolanna molotof kokteyli atıldı. Fahrettin Paşa Mahallesindeki CHP bürosu da otomatik silahlarla tarandı. Istanbul'da Zeytinburnu Merkezefendi semtinde bulunan SHP seçim bürosuna molotof kokteyli atıldı. Yine Istanbul Göztepe Mobil Benzin Istasyonu yaglama bölümünde bulunan çöp kutusuna bırakılan bombanın patlaması sonucu 2 kişi yaralandı. Eylemleri ARGK ve YCK üstlendi.. (ı7 .3.94)

ne

bundan·önceki 'seçimler'de televizyon ve basın seçim sonuçların ı . ' seçmen sayısı ' , •kullanılan oy sayıs ı', ' geçerli oy sayıs ı ' gibi ayrıntılarla ve seri bir şekilde verirken bu defa, seçime katılım oranını da gösteren bu sayılar verilmedi. Özellikle Kürdistan'da 'seçimler'in yogun bir şekilde reddedlıdiQinin anlaşılması üzerine ilk saatlerden itibaren bası.ıı-yayın organlarının hepsinin birden buna ilişkin istatistikleri derhal yayından kaldırması oldukça anlam lıydı. . • . Sonuç olarak. Kürdistan'daki 'seçimler', halk tarafından çok büyük bir oranda reddedildi. Sandık başına gitmeyen. gidipte •geçersiz oy' kullanan, karakollarda zorla 'açık oy' kullanmak zorunda kalan ve devlet tarafından seçmen kütüklerine yazılmayan ~itle potansiyeli gözönünde bulundurulduQımda. seçimlerdeki gerçek red oranının % 70 civarında gerçekleştigi an laşılıyor.. Ataması yapılan 'adaylar'ın aldıgı oyları n gerçe~ oranı, % 4 ile 15 arasında ka ldı. Üstelik. hiç bir şekilde halkın iradesini temsile yeterli olmayan bu oran. aylarda!'\ bu yana planlı ve ıırogramlı bir şekilde. zor1a.vahşetle, tehditle. hileyle, göçett~rmelerle ve daha nice akla hayale gelmeyen oyunlarla. ' seçimler'i KUrt Ulusuna karşı bir 'referandum'a çevirmeye çalışan TC'nin tüm gayretiyle elde edilebildi. TOm bu olgular, Ulusal Demokratik muhalefetin önemli bir kesiminin gayrimeşru ilan ettiQi ' 27 Mart Gene~ Yerel Seçimleri'nin bu niteliQini bir kez daha açıkça gözler önüne· sererek. sonuçları itibariyle de bir meşruluQunun bulun madıgı nı

- Bombalar patlad1: 2 ölü, 17 yaralı...

Adana'da !cra Mahkemelerinin bulundugu binanıcı 3. katına konan bombanın patlaması sonucu 1 kiŞi ölürken. Adana ve Sason'da seçim bürosu olarak kullanılan kahvehaneler ve Istanbul'da Migros magazasına da bomba atıldı. Diyarbekir'de SHP Suriçi seçim bürosu bombalandı. Patlama sonucu ı kişi llldO, ı7 kişi yaralandı. Ayrıca Adapazarı ' nda 3 okula molotof kokteyli atı ldı. Eylemleri ARGK Ostlendi ... (ı9.3.94)

w.

ww ispatladı.

94 Yerel seçimlerinde Kürt Ulusal demokratik muhalefeti büyük oranda ilk kez kitlesel ve örgütlü olarak "Mçinle r" i RED edilmif oldu . Aynı zamanda sömürgeci sistemin en önemli ku rumlarından biri olan parlamento ile kopuşun da başlangıcı sayılacabilecek bu gelişme, TC'nin siyasi olarak Kürdistan'ı kaybetti Qinin de gösterııesidir.. . ·

8

~-· rizo-~i: . . .. -~ --rı

- Milli Gençlik öldü ...

Vakfı bombaland ı:

1 kişi

Pendik Kaynarca 'da bulunan Milli Gençlik Vakfı dOn gece bombalanması sonucu ı kişi öldü, biri polis 8 kişi de yaralandı. Aynı saatlerde Avcılar Cihangir Mah.Gökalp Sokakta ve Şişli Esentepe'de bulunan RP seçim irtibat bürosu. Be şiktaş'tak i Belediye Tanzim Satı~ magazası ve Şişli'deki Bag-Kur Istanbul Bölge MüdürlüQü'ne molotof kokteyl i atıldı. Çıkan yangın maddi hasara yolaçtı. Eylemleri ERNK üstlendi.. (2ı.3.94l şubesinin

.c

atandı.

SEÇ IME DOG RU GER ILLA EYL EML ERi ••

-Aimanya'yı

protesto:

NEWROZ ATEŞINI BEDENLERIYLE VAKTILAR!

we

sonuçlar; devlet destekl i RP'nin Kürdistan'ın bir çok yerinde önde oldu~unu gösterdi. Diyarbekir, Mu,, Bitlis, Van, Batman, Siirt, Bingöl, Elazıö, Adıyaman ve AOrı ' da adayları, sandıktan çıkan geçerli oylarıo ço~un­ luQunu alarak Belediye Başkanlıgı'na atandı. Ancak. adaylarının aldıgı oylar. ' seçmen' sayı sı ve 'seçim'e katılım oranıyla kıyaslanaıQında çok düşük bir yüzde içinde kaldıgı görüldü. OrneQin Diyarbekir'de 'geçerli aylar'ın % 36'sını aldıgı belirtile RP'nin gerçekteki oy oranı % 13 olarak hesaplandı. Ovacık'taki durum ise bu olgunun en çaıcı örnegi oldu. MHP dışındaki tOm adayların 'seçimler'den çekildiQi ve 1200 seçmenin bulundu~u bu yerde 55 oy alan MHP adayı o/o 4 oyla Belediye Başkanlıgı'na

- Elektrik Santrali tahrip edildi ...

Adana'da Çu,kobirlik'e enerji veren elektrik santrali bombaland ı. Elektronik panolarının tahrip edilerek çalışamaz hale geldigi santral eylemini YRNK (YekitTya Rizgar!ya Neteway/ Kurdistan) Ostlendi. (24.3 .ı 994)

- Seçim bombaları.... Haydarpaşa Garı'na

konan bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü. Üsküdar da Mesut Yılmaz'ın miting yapacagı alan ın yakınında patlayan bomba da maddi hasara yolaçtı. DYP'nin Mersin Akdeniz ilçesi seçim bOrosuna molotof kokteyli atıldı. . AQn'nın Patnos ilçesi CHP binası ve SHP ll Başkanlıgı bombalandı.

Malatya'da TopsöQüt beldesi DYP başkarı adayı Ahmet Kaya ugradıgı silahlı sa ldırı sonucu yaralandı.. (20.3.941

Nisan 1994 1 1

Almanya'da Newrez kutlamalarına polisin şi ddet kullanarak karşılık vermesi, kutlamaların engellenmesi üzerine 4 kişi saldırıları protesto etmek amacıyla kendilerini yaktıl ar. Bunlardan üçü öldü. Almanya ' nın Mannheim kentinde Bedriyll Ta, (Ranah1) ve Nilgün Yıldırım (Beriwanl isimli iki Kürt kadını. Kürdistan'daki katliamları ve Almanya 'nın TOrkiye'ye verdigi destegi protesto etmek için Newroz günü kendilerini yaktılar. Olayda Beriwan ve Ranahi yaşamlarını yitirdiler... Olaydan bir kaç gün sonra ise bu kez Frankfurtta 44 yaşındaki Müslüm SaQiamcı adın­ daki bir Kürt. Alman hükümetinin Kürtlere karşı sürdürülen savaşta Türkiye'yi desteklemesi ve Newrez gösterilerini yasaklamasın ı protesto ederek kendini yaktı... Bunun üzerine onbinlerce Kürt çeşitli eylemlerle Alman hükümetini protesto etti .. Alman hükümeti Ranahi ve Beriwan'ın cenaze törenine de izin vermedi. Alman hükümetinin "S1mrd1şt ve · Türkiye'ye iade etme" tehditlerine, şehre girişlerinin engellenmesine ra9men, cenaze törenine katılmak için Mannheimm'de toplanan 40 bin kadar Kürt, yaptıkları yürüyüş ile Alman h!tkümetine anlamlı bir ders verdi. -Seçim bürolarına salıJırı... Diyarbekir DYP Büyü~şehir Suriçi Belediye Başkan . adayının seçim bürosu bombalandı 2 kişi yaralandı. Patnos'ta RP ilçe bina sının yanına ses bombası atıldı. Marsin'de ANAP'ı n seçim· bürosu na bomba atıldı ve DYP Bekirhan Beldesi Başkan adayının yegeni kaçırıldı..

- Petrol durdu...

sahasına baskın:

TPAO'ya ait Raman Petrol

30 kuyuda üretim

Sahası'na

ARGK geril-

laları tar.afından önceki akşam saat 17.00 sıralarında

baskın düzenlendi. Saldırıda ana şebeke görevi yapan elektrik trafasunun yanması ile buna baglı çalışan 30 kuyuda üretim durdu ..

-Seçim bürolarına kai'Jı eylemler .. Adana'da DYP ve RP seçim bürosuna atılan patlayıcı sonucu ı ı yaşında~i bir çocuk öldü. Diyarbekir il merkezinde ANAP seçim bürosu otomatik silahla tarandı ve bir kiş i öldü. DYP Ceylanpınar seçim bürosunun bombalanması sonucu maddi hasar meydana geldi 4 kişi de yaralandı. Istanbul'da Mareşa l Fevzi Çakmak Mahallesindeki MHP Güngören seçim bürosuna düzenlenen bombalı saldırı sonucu 4 kişi yaralandı.


ne te we .c om

Türkiye ve Kürdistan'ın gündemini son üç aydır belirleyen '27 Mart Yerel Seçimlerr. TC 'tarafından hazır­ lanan senaryoya uygun olarak gerçekleşti .. Önceden belirlenen 'adayların" ataması yapıldı. Sömürgeci metropollerde seçim havası her zamanki gibi. düşük ölçekli .deprem dalgaianna benzeyen skandallada sürdü. Sag cenahta hizmet yarışı, denenmişlerle denenmek isteyenlerin medya düzleminde yaptıkları savaşla r biçiminde sürerken, merkez 'sol' cenah ın gedikli devletçileri sosyal demokratlar ise, verili gündem içinde vazifelerini icra ettiler. Fakat bu vazife ugruna heder oldular. o/o11'1ere düşen oy oranlarıyla hakim sınıflar için bile şimdi lik kaydıyla seçenek olmaktan çıktılar.

a) Kısaca "Seçimler" ve KUKM Güçlerinin Tavrı Seçimler, özlem ve taleplerini programlaştırdıkları sınıf ve tabakaların siyasal temsilcisi olarak partilerin, programlarını tanıtma, taraftar kazanma ve en nihayet programlarını kitlelerin tercihlerine sunma aracıdırlar. Burjuva demokratik anlamda seçimltır io yukarıda sayılan iş levlerinin yanısıra diger bir iş levi de partilerin güçlerini ölçen bir barometre olmasıdır. Sistemin sürekliliginin saglanması; bunu saglamak için yıpranan ekip ve kesimlerin degiştirilerek taze kan sagla nması ve bu anlamda sistemin yeniden üretilmesi seçimlerde ifadesini bu lmaktadır. Seçimler karşısında devrimci güçlerin tavrı, hakim sınıfların yönetemez durumda oluşları na veya toplumsal muhalefetin iktidar olma koşullarıy­ la orantılı olarak degişiklikler gösterebilmektedir. Seçimler, devrimci siyasi çalışma ve sistemi içinden teşhir için bir platform olarak kullanıldıgı gibi; iktidara yürüyen devrimin önünü kesme işlevi gördügü yerde boykota da başvurulabilmektedir. Kuşkusuz bu tahliller sömürge bir ülkenin koşullarına göre çok daha farklı laşmaktadır. Sömürge ülkeler ile kapitalist sömürgeci ülke devrimcilerinin seçim siyaseti arasındaki farklılıklar. çelişkilerinin ve öncelikli sorunlarının farklılıgından kaynaklanmaktadır. Parlamentonun sömürgedeki işlevlerine bakıldıgında bu farklılık neı şekilde görülmektedir. Sömürgeci devletin parlamentosu, sömürgeci statü nün devamını saglayacak politikaların· üretildigi, uygulamaların denetlendigi sömürgeci devletin temel yapısal unsurlarından biridir. Bu anlamda demokratik bir mücadele platformu da degildir. Sömürge ülke devrimcilerinin bu parlamentoda var oluşu, kendi sömürge statülerini meşru ve kabul edilebilir görme koşuluna baglıdır. Bu parlamentoda yer almak UKM'ni sömürgeci rasyonellere çekmek, sömürgeci statüye meşruiyet kazandırmak demektir. Yerel yönetim seçimlerine bakış açısı, ilgili yönetimlerin "k1smen özerK' yap ı la r ı ndan kaynaklanan farklılıklar arz eder. Yerel yönetimler (Belediye Başkanlıgı, Belediye ve lı Genel Meclisleri, Muhtarlıkfa r) sömürgeci politikaların üretildigi merciler olmadıg ı gibi, üretilen politikaları uygulayan direkt mekanizmalar da degildir. Kitleye dönük yönleri, program ve projeleri uygulama olanakları, kitle inisiyatifinin yönetimlere kısmen de olsa yansıması olanagından dolayı yerel iktidarların feth edilmesi KUKM açısından önemlidir. Yerel iktidarların temel esprisi, KUKM'nin program hedefleri içinde duran projelerin alt programlarının uygulanması; Kürdistanlıların gelecegin devrimci pratigi ile alt programlar baz ı nda da olsa tanıştırılması , mücadelenin kitleselleşmesi açısından önemlidir. Ayrıca seçimlerin ya rattıgı propaganda ve ajitasyon olanagının kullanılması, KU KM' nin kitlesel tabanını ölçme işlevi de ayrı bir yanı oluşturmaktadır. Bütün bunların gerçek leş mesinin ön koşulu, burjuva demokrati~ anlamda seçim koşullarının olmasından geçer. Yani gizli oy-açık sayım. tek dereceli seçim, sandık ve seçmen güvenligi, aday belirleme ve propaganda-ajitasyon özgürlügü, seçmenin tercih belirleme özgürlügü gibi·... b) 27 Mart "seçim"leri sürecinde Türkiye'nin Siyasi ve Ekonomik panoraması 94 yerel seçimleri TC açısından kritik bir dönemde yapı ldı. KUKM ka rşı sında kan kaybına ugrayan sömürgeci devlet, bütün kurum ve kuruluşlarıyla savaş haline uyarlı kan l ı bir 'seçim' pol itikası uyguladı. Devletin savaş durumuna göre reorganizasyon sürecine girdigi koşullarda, hakim sınıflar ciddi bir yönetim krizi yaşıyorlar. Üst üste tazelenen milli mutabakatlara, parlamento i~ "muhalefet"in döneme özgü tatilligine, parlamento dışı toplumsal muhalefetin dag ınıklıgı ve hareketsizligine ragmen, kriz gün geçtikçe derinleşiyor. TC devleti bütün diplomatik tavizlere, siyasi ve ekonomik rüşvetlere· ragmen emperyalistlere yaranamamıştır. Emperyalistlerce de desteklenen eski Sovyetlerdeki Türki Cumhuriyetlerde kapitalizmin yeniden inşasında taşeronluk görevi TC'ye yeni bir avantaj sa91cfnamıştır. TC'nin Türki Cumhuriyetiere yönelik yayılmacı politikası bizzat emperyalistlerce barajlanmıştır. Gerek Batılı emperyalistlerin SÖmÜrge Ü1k e gerekse bölgede egemenligini yeniden tesis eden Rusya'nın müdahalesi TC'nin ikinci Turan hayalini Ba«ü • •

kapılarınagömmüştür.

ı'

ww w.

.

Bakü petrollerinin Kürdistan toprakları üzerinden Yumurtalık boru hattına baglanması projesi; Türkiye'nin savaş içinde olması ve boru hattının da savaş bölgesinden geçiyor olması, Rusya'nın bölgedeki eski Sovyet Cumhuriyetlerini bu projeyle kendisine baglamak yönünde geliştirdigi manevralar ve konsersiyum üyesi diger emperyalist ülkelerin bu durumdan hareketle belirledikleri tavırdan dolayı suya düşmüştür. Öte yandan on yıldır savaş içinde olan Türkiye, emperyalist ülkeler tarafından siyasi ve askeri alanda destekleQmesine ragmen. dış borç konusunda gOvenilmaz ve yatırım yapılmaz ülke sınıfına konulmuştu'r. Türkiye'nin kredi notu BB sınıfına indirilmiştir. Bunun açık ifadesi kredi verilemez ve yatırım yapılamaz ülkedir. 'Ttrkiye'nin Batılı emperyalist ülkeler dururken, yüksek faizle Japonya'dan borç almasının arkasında yatan espri

1~

l ı

$

1,·

~

t

.

r ~~

t ~

1 ı

budur. KUKM karşısında tıkanan devletin şiddet politikasını tırmandırma ve asgari dOzayierde bile burjuva demokratik haklara karşı tahammülsüz tavrı tıkandıkça pervasızlaşması dünya kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. TC'nin savaş politikasına onay veren emperyalist ülkeler bile, ~EP milletvekillerinin dokunulmazlıgının kaldırılması ve yaka paça gözaltına alınması olayında oldugu gibi, kamuoyunun tepkileri karşısında sıkışmakta ve TC'nin kulak larını çekmek zorunda kalmakta, yer yer iflas eden şiddet politikası karşısında devlete önermalerde bulunmaktadırlar.

deVri mc j-

lermin bu parlamentoda Var O 1U Ş U k e nd i SÖmÜrge 1

1

••

1

• ~

f

, !'ı. f ~

t ?

~~:=~-~~:::~~~~~J 1ı

••

yer almak UKM m sornurgeci rasyonellere çekmek •• .. • .. • somurgf!cl statuye meşrUiyet kazandirmak demektir:

c) Siyasi ve Ekonomik Krizinin Motoru Krizin temeli, 160 trilyonluk bütçe açıgına ragmen 400 trilyonluk savaş yatırımı yapmaya yol açan Kürdistan'a yönelik imha savaşındadır. TC devleti erken yıpranan koalisyonun ikinci savaş hükümetini ayakta tutabiirnek için bütün olanakları seferber ederken, krizin ekonomik cephesi ise bankalar arası işlernde % 960 faizli para akışı, yıllık o/o 125 faizli kamu kaOıdı satışına dayanan kısa vadeli borçlanmayla, dünyanın en pahalı parasının satıldıOı Japonya'dan kısa vadeli dış borçlanmayla rahatlatılmaya, ertelemeli batakla çözOlmeye çalışılıyor. 12 EyiOI militarisı cuntasının gerekçelerinden birini oluşturan devalüasyondan 14 yıl sonra TC devleti gizli ve açık seri devamasyanlara boyun egmek zorunda kaldı.

Nisan 1994

.

statülerini meşru ve kabul d'1 b"1 ' ·· k 1 e 1 e 1 Ir gorme OŞU una bağlidir. Bu parlamentoda

riz<>~i'r~ -~ .

9


ne te we .c om

KUKM'nin kitle dinamigini kırmaya, kitleleri terörize ederek etkisizleştirmeye yönelik olarak yeni degişikliklerle çıkarılmaya çalışılan Anti-Terör Yasası ve sömürge valiligi sistemini Türkiye'ye de yaymayı hedefleyen lı idareleri Yasası gibi projeler henüz tasarı halindeyken Kürdistan'da fiilen uygulanmaktadır. TC devleti KUKM'ye karşı çıkardıgı/çıkaracagı bu yasalarla aynı zamanda savaşın faturasını ödeyen Türkiye emekçilerinin demokratik mücadelesini de budamaya çalışmaktadır. Kürdistan'a yönelik her sefer. cephe gerisinde de giyetinleri çalıştırmaktadır.

d) Krizin "Çözümü" ve özel bir "çare• olarak "27 Mart Yerel Seçimleri"

Yukarıda kısaca anlatmaya çalıştıgımız kriz karşısında sürekli kan kaybeden devlet. bütün gücüyle Kürdistan'a yüklenmektedir. KUKM'nin kitle dinamigini kırmak için köyler yakılıp yıkılmakta. şehir ve ilçe merkezleri atış po ligonuna çevrilmektedir. Son bir yı l içinde bu uygulamalarla 900 civarında köy boşaltılmış. yüzlerce Kürdistanlı kontra terörüyle kati edilmiş, il ve ilçe merkezlerinde kitleler devlet terörüyle sindirilmiştiL Bu uygulamalar yerel seçim takvimiyle tırmandırılmış. son üç ay içinde ı 00 civarında köy boşal tılmıştır. Kontra terörüyle günde ortalama 10-15 insanımız katledilmekte. terör sömürgeci metropollere ve giderek Avrupa metropollerine dogru genişlemekted ir. TC devleti emperyalist ülkelerle geliştirdigi diplomatik atak sonucu dogası geregi Anti-Emperyalist muhtevaya sahip olan KUKM'ni terörist ilan etme çabasında kısmen başarılı olurken. Kürdistan'da ise mücadelenin dinamiklerini kırarak "marjinal terörist bir hareker olarak sunma çabası ili temel alınırsa içerisindedir. Bu çabanın bir ayagı, tırmandırılan sömürgeci şiddettir. diger ayagı ise seçim oyunudur.

Diyarbekir Kürd istan'da "27 Mart Yerel Seçimleri"nin sonuçları, sandığa gitmeme ve geçersiz oy verme biçimindeki seçimleri protesto tavnnm %50'1ileri bulduğ unu gösteriyor. Bu da KUKM güçlerinin öngörülerini doğrulamakta ve toplumun nabzını tuttuklarını ortaya

e) "Seçim Uygulamaları•

~~

Sömürgeci devlet, yerel seçimleri, DEP'in nezdinde KUKM ile hesaplaşma zemini olarak tespit etmiş ve buna yönelik politikalar oluşturarak uygulamaları hızlandırmıştı. Devlete göre bu zemin mücadelenin yumuşak karnıydı. Psikolojik ve diplomatik dengelerin kendi lehine tesisini saglayacak olan yumuşak karın. Bu nedenle seçim dönemi boyunca bu noktaya güçlü vuruşlar yapmıştır. Seçim kararı ile birlikte yurtsever oy potansiyelinin yüksek oldugu köylerden başlayarak Kürdistan'ı n insansı­ zlaştırılması uygulamasına hız kazandırıldı. Köyterin yakılıp yı kılması. orman ların ve geçim .kaynaklarının imhası. yogun gözaltı ve katliamlarla kırsal alanın Kürt metropollerine ve sömürgeci metropollere akışı saglanmaya çalışıldı. Bu arada boşaltılan kırsal alandaki karakol ve kışiaiar da tahliye edilerek. askeri kuwetler 'sınır' boylarına ve il-ilçe merkezlerine kaydırıldı. ll ve ilçe merkezleri iyi tahkim edilmiş. birer askeri üs haline getirildi. Göçün yöneldigi bu merkezlerdeki Kürt yurtsever kitlesinin sindiritmesine yönelik olarak azgın bir terör dalgası estirildi. Kitlelerin terörize edilerek etkisizleştir­ ilmesine yönelik bu uygulama Şırnak, Cizre, Silopi gibi pilot uygulama alanlarıfıdan başlatılarak ge nişl etild i . Kitlesel direnişlerden kepenk kapamaya kadar gerileyen kitle eylemliligi bu terör dalgasıyla daha geri noktalara savruldu. Kontra terörü ile takviye edilen bu uygulama sonuçta kitleleri yalnızlaştırarak can derdin e düşecek kadar tehlikeli düzeyierin yaratı l ması

~*

amaçlandı.

koymaktadır. t~ %;

iil ~=< %: ~·:

i

.,~~ ~

1 i ı§

,.~~ ~:i

H lffi ~~

f) "Bozulan oyun" ve "seçim" sonuçları TC'nin KUKM'ne yönelik bu oyunu, DEP içindeki Anti-Sömürgeci grubun kararlı ve etkin çalışmaları ile Kürdistan örgütlerinin baskısı sonucunda yönetimin aldıgı seçimlerden çekilme kararıyla bozuldu. DEP'in sırtından kelay bir siyasi zafer elde etme hesaplarının suya düşmesi üzerine TC, panik içinde saldırıya geçti. 6 DEP milletvekilinin dokunu lm azlıgını kaldırarak yaka paça gözaltına a l dı. Terör suçlusu olarak 15 gün sorguladıktan sonra tutukladı. TC, "seçim" oyunuyla marjinalleştirerek, bitirmeyi, kapısına kilit asmayı hedefledigi DEP'i, oy_un bozulunca fiili saldırılarla bitirmeye çalıştı. Bu oyunun bozulması KUKM güçleri açısından bir başarı teşkil etsede, DEP'in aldıgı seçimlerden çekilme kararının etkin eylemliliklerle kitleselleştirilmemesi ve DEP'in nezdinde Kürt ulusuna yönelik devlet saldırısına karşı etkin tavır alınmamış o l ması 'seçim" sonuçlarının tahlilinde hesaplanması gereken bir faktördür. Kendilerini sosyalist olarak tanımlayan IP ve SBP gibi partiler, sistemle uzlaşmanın yeni bir ömegini sergilediler. Fakat bundan önemlisi bazı reformisı Kürt siyasal çevrelerinin bu oyunu meşrulaştırmaya denk düşen tavırlarıydı. Bu çevreler, 'seçim' oyununun bozulmasına yönelik ulusal tavrı tanımaya!rak. 'bagımsız' ve sömürgeci devlet partileri içinde keşfettikleri "yurtsever"(!l adayları destekleyerek seçimlere katılacakklarını beyan ettiler. lgili çevrelerin bu tavırlarına karşı KUKM güçlerinin gerekli tavrı göstermemiş olması da ayrı bir olumsuz 1ugu o1uşturma tadır. Sterka Rizgııri ve Özgür Halk dergilerinin ortak basın açıklamalarını ise olumlu bir tavır olarak anmak gerekiyor. Reformisı Kürt siyasal çevrelerinin bu tavrı, genel politikalarının bir yansımasıdır. Seçimlere katılma kararı alarak devletin oyununu meşru taşıırmasının kanallarını açan bu çevreler. öte yandan DEP'e yönelik devlet saldırısına karşı DEP'in göstermesi gereken kararlı tutumu da barajlama yolunu seçtiler. DEP'in kendi içindeki bütün çelişki ve çatışmaları dondurarak cephesini devlete dönmesi gereken koşullarda. bu çevreler çelişki ve çatışmaları gOndemleştirdiler. DEP sürecinin başına dönerek. DEP'te birlik sorununu tartıştılar. Gerek Seçimlerden çekilme tavrının kitleselleştirilmesi gerekse DEP'e yönelik devlet saldırısının püskürtülmesi konusunda Anti-Sömürgeci Grubun getirdigi bütün önerileri şiddetle reddettiler ve öneri sahiplerini DEP'ten ihraç etmekle tehdit ettiler. Seçimlerden çekilme kararını kitlelerin baskısı altında veren DEP yönetimi. içine sindiremedigi bu kararı k i t l eselleştirmek noktasında somut adımlar atmadı. Sonuç itibariyle adeta verdigi bu kararı etkisizleştirmeye çalıştı. Yukarıda sözünü ettigirniz reformisı Kürt siyasal çevreleriyle. onların e~ilimleriyl e çakı şan anlayışları taşıyan DEP milletvekillerinin iredesini yansıtan DEP yönetimi politika üretmeyi tatil ederek, yüzünü Avrupa'ya döndü. Avrupa'nın kendisi adına politika üretmesini bekledi. DEP'e yönelik devlet saldırısı karşısında eylemsizli~i seçen bu anlayış. potiste ve DGM'de DEP Genel Başkanı Hatip Dicle'yi yanlız bıraktı. .

ww w.

]

Devletin bu seçimlerde temel amaçlarından biri "PKK yanllSI Kürt partist" olarak lanse edilen DEP'i. sonucu önceden belirl enmiş bu "seçim"lerde agır bir yenilgiye ugratarak Kürdistan'daki uygulamalara siyasi ve diplomatik düzeyde meşru zemin saglamaktı. Seçim dönemi boyunca Kürt aydınlarına, yurtseverlere, DEP üye ve yöneticilerine yönelik misli görülmemiş bir fiili saldırı kampanyası na girişildi. Öyle ki, DEP yerel seçimler için aday bulma noktasında zorlanmakta. tespit edilen adayların açıklanması ise can güvenligi kaygısıyla son ana bırakılmakta, DEP'in tespit ettigi adaylar birbiri peşi sıra gözaltına alınmakta. bir kısm ı ise tutuklanma ktaydı. Öte yandan, sömürgeci devlet seçim sonuçlarını garantilernek için zora dayalı bu tür uygulamaların yanı sıra şiddeti yasallaştı ran idari tedbirleri de uygulamaya sokmaktan geri du rmadı .. YSK'ya verilen savaş koşullarına uyarlı olaganüstü yetkiler. seçim kanunundaki yeni degişiklikler gibi. Buna ek olarak MGK'nin direktifleri dognultusunda RP-Kontra-MHP ve korucubaşlarından oluşan bir karşı cephe örgüttendiril miş. bunların yerel yönetimlere seçtirilmesiyle de hainterin, işbirlikçiterin ve faşistt erin fiili egemenligine yasalite sag lanmış oldu.

i j

,;,,

i

i~

~

_,~._'_'_.:_ -:x

j

~~

ı:i

(_,i,i

,

~~

~~ ı;ı

~!

'''

1J ''"

1

;~

[

~1.

f@.

t

~).

[:

i. f

1' t

<> 1:_.,

"

tl i'!

;:\

f_;~

.., :,:, _!_._2.•,f,.

: _~,l .

~

~-'K>,~'$',~>$'" ' *"*' ;$:B3:=w.;ı r, ,~, ~@!$!~8ô'i"-*'i'~' ' -' -' -"1'* ~;,;c;ı; ' 'o">;ı; ;@i <'*@i<i' '~' ' ' ' ~' ' ;';ır,w,;ı;,;ı ı; Bi.o,e<'lo*i, s;ı;<,;'; ;,?<'<"' "-'"*' *'~;*i;*i,:,"*i8MS>I<.Xli<$i'i"-@*8~@';<;,;(.;,;o,?ili'l;,w; ,~'i'~'i '<,;?.t.;,ı; ;,; ,;,r,;'~'~,; ,ı >i'~' *'ı;iBli>;<';,; ; ı;, Nisan 1994

1

ı


we .c om

lik verilere göz atıldıgında; e 'Seçim sonuçları'nın TC tarafından önceden garantilenmiş oldugunu. sandıktan her halUkarda kendi 'adayları'nı çıkaracagını söylemek. yukardan beri anlattıklarımız ışıgında bir kehanet sayılmamalı. Kürdistan'da kırsal kesim oylarının tamamına yakınının böyle bir müdahaleden geçligine kuşku yoktur. Sandıklar korucu köylerinde, karakollarda ve garnizonlarda kurulmuştur. Bu sandıklardan TC' nin isıegi dışında bir sonuç çıkması zaten tartışılamazdı. (Hele Ankı,ıra veya Istanbul gibi herkesin gözü önündeki yerlerde bile yapılan yolsuzlukları dOşünOrsek Kürdistan'da korucu denetimde ve karakollarda kurulan sandıklarda hiçbir şansın olmadıgı kolaylıkla anlaşılabilir. Eldeki veriler genel olarak kitlelerin silah zoruyla sandık başına götürüldügünü ortaya çıkarmıştır. Buna ragmen katılım oranı düşüktür. Degerlendirmeye baz alınabilecek yerlerin başında; büyük kent olmasının getirdigi avantajların yanısıra. seçimler nedeniyle yerli ve yabancı basının, gözlemci heyetierin akınına ugrayan ve bu nedenle de bu tür müdahalelerin nisbeten .daha sınırlı olabilecegi bir alan olarak

e

ww

w.

ne te

DIYARBEKIR gelmektedir. Diyarbekir'derr gelen sonuçlar. Kürt halkının 'seçim oyununa' büyük bir çogunlukla ' HAYlR'' dedigini ortaya koyuyor. Daha önemlisi sandık başına gitme konusunda agır bir baskı gören kent halkının sandıga gitmekle birlikte geçersiz aylarda görülen 'patlama'dır. Böylece seçmen sayısı ile geçerli oy oranı temel alındıgında % SO'ye varan bir oranda •HAYıR· ortaya çıkmaktadır. Seçim sonuçlarının 1946'dan bu yana görülmemiş bir yavaşlıkta açıklandıgı ve yine ilk kez. geçersiz oy ve katılım Anti-sömürgeci grubun oranının 'Resmi Basm' tarafından ısrarla gözlerden kaçırıldıgı bir seçime tanık olduk. oyununa ilişkin tesseçim e Yine Diyarbekir'de tahminleri yapıldıgı gibi REFAH PART1SI • kazanmiştir.' Fakat RP'nin eski oylarında önemli bir artış söz konusu degildir. Bunun DEP'in seçimlere girmeyişi. halkın sandık başına gitmemesi veya geçersiz oy kullanması bitleri doğru çıkmiştır. Bu · üzerinde alınmış bir sonuç oldugu da ortadadır. ortamda gerçekleşen seçime ~eçim sonuçları KUKM güçlerinin öngörülerini dogrulamakta. ulusun nabzını tuttuklarını ortaya koymaktadır. lerde MGK'nın direktifleri Kitleler bütün zorluklarına ragmen. KUKM güçlerinin. kanlı seçim aldatmacası oyununu bozma çagrısına uymuşlardır. doğrultusunda devletçe Anti-Sömürgeci grubun seçim oyununa ilişkin tespitleri dogru çıkmıştır. Oyunun uygulanma aşamasında Kürdistan'a (devletin açıkladıgına göre) 150 bin asker ve polis sevkedilmiş. kitlelere yönelik seçim terörü tırmandırılmıştır. Seçim günü desteklenen çoğunluğu RP'Ii bile uçaklar köyleri bombalamıştır. Şırnak'ta bombalanan dört köyde kırkı aşkın köylü katledilmiş. onlarca köylü yaralanmıştır. korucubaşı-Kontra çetesi Bu ortamda gerçekleşen seçimlerde MGK'nın direklifleri doQrultusunda devletçe desteklenen çogunlugu RP'Ii korucubaşı­ Kontra çetesi yerel yönetimlere atanmıştır. yerel yönetimlere atanmıştır. e Türk Devrimci hareketlerinin önemli bir kısmının seçim oyununun bozulması konusunda gösterdikleri boykot ve seçimleri gayrı-meşru ilan etme tavırları her iki ulus devrimcileri adına bir olumluluk olarak degerlendirilmelidir. e 'Seçim' sonuçlarının gösterdigi başka bir olgu da en eski devlet partisi SHP'nin Kürdistan başta olmak üzere agır bir yenilgiye ugradıQıdır. SHP'nin iyice gerilere düşmesi SHP-HEP ittifakı sayesinde ; kimin kimi meclise taşıdıgı yolundaki demegojik tartışmalara da açıklık getirmiştir. RP'nin yükselişine karşı pasianmış Kemalizm silahlarıyla meydanlara düşmeler. Kemalist söylemin kitlelere birşey söylemedigini de ortaya koymuştur. e 27 mart Yerel Seçimlerinin Türkiye genelindeki en belirgin özellig i ise Kürdistan'da devlet destekli. Türkiye'de kendisini sistem dışı olarak tanıtmaya özen gösteren RP'nin oy patlaması yaratmasıdır.. RP'nin Kürdistan 'başarısı' devletin hibesidir. RP 'nin özellikle büyük şehirlere yogun göçle oluşan gecekondulardan yükselmesi üzerinde durmak gereklidir. Gerçekte sosyalist muhalefetin tabanı olması gereken bu kütle. sistem-dışı söylemi ve toplumsal hoşnutsuzlukları örgütleyen RP'nin demagojisine kapılmış bulunuyor. Yogun göçün oluşturdugu bu alanlardaki Kürt potansiyelini kucaklaması beklenen DEP'in; seçimlerden çekilme kararını kitleselleşiirmek noktasında kendi örgütlerine yöntem önermemesi sonucunda bu durum sömürgeci metropollerde de RP'nin işine yaradı .. e RP'nin oy oranını beklendigi ölçüde olmasa bile artırması, hem hakim sınıfiara ·laiklik elden gidiyor" yaygarası için malzeme saglayacak, hem de radikal dinci potansiyelin varlıgı uykularını kaçırtacaktır. TC'nin 'laiklik' yaygarasını Kürdistan için de koparacagını, şiddet politikasının malzemesi yapacagını söylemek ise kahinlik olmasa gerek. MGK destekli RP, KUKM önünde dalgakıran olarak konuşlandırılmıştır. Ulusal direniş Ommetçi anlayışla barajlanmak Istenmektedir. Islam ümmetçiligi ile Kürt ulusu yeniden tevekküle, yani boyun egmeye, köle statüsünOn kabulüne alıştınlmak istenecektir. e Türkiye'de sag partilerin oy oranlarını artırmış olmalan ise üzerinde durulması gereken önemli bir noktayı oluşturuyor. Türk toplumunda daha çok derinleşen bir şövenizm ve saga savruluş gözlenmektedir. Savaş hükümetinin başı Çiller meydanlarda 'vereceginiz her oy PKK'ya kurşun olarak gidecektir" diyordu. Çiller bütün konuşmalannda belediye programını degil, savaş hükümetinin şiddet politikasını onaya sunmaya özen gösterdi. Yerel seçim propagandasının hükümet programının degeriendirilmesi üzerine kurulması bu 'seçim'e kadar, muhalefetin politikasıy­ dı. Ilginç bir gelişme olarak bu seçimde muhalefet bu politikayı yer yer terkederken, siyasi iktidar bu politikayı esas aldı. Çiller'in bu sunuşunun ırkçı-şoven şartlandınmaya göre belirlenen kitlelerce onaylandıgı görülüyor. özellikle sömürgeci metropollerde savaş kabinesinin göstermelik başı Çiller'in partisinin oy oranın yükselmesi 'terör" şantajının buralarda daha çok tuttugunu gösteriy?r. Bunun KO~~istan açısından açıklaması şu olsa gerek: Bu seçim tablosuna bakarak toplumun geniş kesimlerince onaylandıgı varsayılarak devletın şıddet polıtıkasını daha da tırmandırması beklenebilir. Bu nedenle KUKM güçlerinin bu yeni duruma ilişkin yeni politika ve taktikler geliştirmesi gerekiyor. Elbette devlet bu politikanın maddi külfetini de bizzat kendisine oy veren kitlelere yükleyecektir. Sayımiara geçildigi gece 'Ekonomik ve Teknik Kurul'un Çiller'in başkanligında toplantıda olmasının anlamı da budur. 'Seçim' döneminde askıda bekleyen zam saganagının başlatılması kararı verildi bile. içindeki 'Seçim Oyunu'nun son perdesi böylece kapanmış oluyor ama TC . içinden çıkmak için çok daha başka oyunlar peşindedir..

Savaşın

bunalımın

.

:;

başta

agır

KUKM olmak üzere

ekonomik ve siyasal

:··

Nisan

ı 994

.. t . r k u

-~ .rızcıc_-ı_rı

11


SÖMÜRGECiLER NEWRoz•

Kürt Aydinlanmas

A~ •

we .c om

DEMI RO

e S.BULUT•un Kawa

Mitolojisini arkeolojik bulgular IŞiğtnda araşt1rd1ğ1 bilimsel inceleme KOMAL tarafindan yaytna haztrlantyor

e Gürdal AKSOY ve

ne te

Cemşid

S.Bulut. iki yıl önce hikayesini şöyle anlatıyor;

Araştırmacı/Arkeolog

Elinde çekici ve Şimşekşek/? Yaba ile Demi re i teşub ya da Demirci Kawa

Babil Imparatoru Asurbanipal oldugunu ve Demirci Kawa başkaldırısının M.Ö 612 yıl ı nda gerçekleştigini; bunun Babil'in yıkılmasını temsil ettigini savunuyor. Daha sonra ise G.Aksoy, C.Bender ve S.Bulut arasındaki sürekli yazışma larla süren tartışma daha da derin leşerek; söz konusu çalışmanın temel dinamigi haline gelmiş. S.Bulut. bu çalışmasında G.Aksoy ve C.Bender'in kütüphane çalışmaları için kaynak aktararak. ya da e l eştiri ve önerileriyle destek oldukların ı ifade ediyor. Ne var ki yazarlar a rası n da Kawa'n ı n tarihsel kök lerine ilişkin akademik düzeydeki görüş ayrılıkları henüz ortadan kalkmış degil. Bu arada Türk Üniversite ve akademik çevreleri. 'Kürt' olgusunun geçtigi bütün konularda oldugu gibi; Kawa efsanesinin araştırı lması çalışmalarında da kapıları S.Bulut'un yüzüne kapayarak katkılarını esirgernem işler. •Ünvanlan Prof.Or. 'li kimi Türk arkeologlar çal1şma süresince mektupla tartişma önerilerime cevap bile vermediler. Sadece, arkeolo(} olmayan

w.

başladıgı araştırmanın

BENDER aras1nda Kawa•n1n tarihsel kokenleri konusunda gelişen polemik yeni araşttr­ malara ç1k1ş noktasi oldu

ww

'Arkeoloji'den DEMIRCI KAWA 'ya IŞIK'!, ilk olarak 1991 yilmda Gürdal AKSOY ve Cemşid BENDER arasmdaki tart1şma nedeniyle haZirlamaya baş/ad1m ve ilk olarak eserin birinci bölümünü ihtiva eden yaz1/an Toplumsaf Kurtuluş 'a gönderdim. As/mda. G.Aksoy'un Kürt'lerin mitolojik kahramant olan 'Oemirci Kawa'nm. kö/eci Pers Kra/1 Kuraş o/du(}unu ileri süren tezine duygusal tepkim. bu eserin ortaya ç1kmasma bir yerde yol açmtştlf diyebilirim. • Gürdal Aksoy ise. Kawa mitolojisinin ikili kareleteri oldugunu; Şehname'de anlatı lan efsanede Dehhak'a karşı mücade lede Kawa'ya rastlansöylüyor ve muhtemelen Kawa mad ı gını tiplemesinin sonradan efsaneyle bütünleşmiş olabilecegini savunuyor. Aksoy'a göre Demirci Kawa olarak bildigirniz kişi Pers kralı Kuraş(JJ) 'd ır. Cemşid Bender. Şehname'dek i anlatımiara dayanmakla birlikte adı geçen zalim kral Dehhak'ın

12

Nisan 1994 1

ı

hukukçu. fakat 'Luvi Kültür ve Tarih Uz mam · Prof. Dr. Bilge UMAR bunlann d1şmdadlf. • diye ekliyor araştırmacı.. KOMAL Yayınevi yetkilileri. çalışmanın lsmail Beşikçi . Gürdal Aksoy ve Cemşid Bender'in 'yayınlanma tavsiyesi ile' kendilerine geldigini; fakat eserin bu aşamadan sonra yeniden bir tartış­ ma sürecine sokuldugunu belirtiyorlar. KDmal Yayın Kurulu'nun. eserin başka uzman ve ilgilenen çevrelerce iç tartışmasını yaptırması; eserin basım ı n ı geciktiriyor. Ama bu tart ı şma süreci . çal ı şmanın daha da oturup. yetkinleşmesi ne de katkıda bulunmuş ... Kendi alanında yapı lan 'ilk' bilimsel çalışmalar­ dan biri olan •Arkeolojiden Demirci Kawa'ya Işık' için yazışmalar ve eleştiri mektupları bile başlı başına bir yazın oluşturmuş şimdiden . Aralarında Cezaevlerinden gönderilen eleştiri yazıları bile var. S.Bulut'un araştı rması ise Kawa' nın tarihsel kökenierini sorgulayarak. aslında bu söylencenin maddi temellerini aydınlıga kavuşturmaya çalışıyor. Günümüzün politik bir imajı haline gelen NEWROZ


rihsel Kökle rini

Araşt1r1yor 1•

Gürdal AKSOY

OLOJIDEN BINLER CE YILLIK KAWA EFSAN ESi ARTIK AKADE MiK TARTIŞMA KONUS U ya da KAWA söylencesi; bundan böyle tarihsel temelleri itibariyle daha titiz tartışmalara konu olacak Newrez'un ve Ka wa ' nın giderek artan bir biçimde ve (doQal olarak) politize oldugu bir ortamda ; Kürt aydınlanması adına bu tür bilimsel akademik çalışmaların ortaya konması birşeylerin temelli deQiştiQini gösteriyor.. S.Bulut eserininin • Kürt halkmm eşitlik ve özgürlük kavgasma bir katki olmas diliyor. Kitabın yayınlandıktan sonra akademik çevrelerde yoQun bir tartışma yaratması bekleniyor. Artık doQal olarak; Newroz'u politik bir simge olarak Kürtlerin elinden alıp, resmi bayram ilan etme hazır­ lıQındaki TC'nin memurları da ' karşı kitap'larını

mr

hazırlamaya şimdiden başlayabilirler.

(!)

ARAŞTlRMADA NELER VAR?

Dehhak'ın omuzlarında yılanlar çıkmaktadır. Bazı

kaynaklar biuat Dehhak'ı 'Ejdarha' olarak tanımla­ maktadırlar.

Araştırmacı S.Bulut, Susa'dan gelme bir silindir üzerinde omuzlarından ejderler çıkan 'yılan tanrıça' ve üzerinde boQa 'Kawa' motifini (MÖ.2120 yy) delil olarak sunuyor. Yine omuzlarından nebatat. bitki sapları, arslan başları çıkan lnanna/1ştar kabartması bir başka örnek. Bir başka silindir mühür üzerinde ise şu tasvir görülüyor; ' Gudea silindiri üzerinde, omuzlarından ejder başları çıkan tanrı Ning işzida , Gudea 'yı ellerindeki kürelerden sular fışkıran Şef tanrıya götürüyor.' Günümüzün Demirci Kawa tasvirlerini aratmayan ·Elinde Çekici ve Şimşek/? Yaba ile demirci Teşubf kabartmaları bize Kawa 'ların tarihsel izlerini veriyor.

EskiçaQYazılıKaynaklarında.

Kapadokya,Kommagene ve Kuzey Mezopotamya eskiçag çivi ve hiyegrolif yazılı kaynaklarında: bilim adamlarınca biuat okunmuş veya çalışma sırasında­ ki çözümlemelerde çok sayıda ' Kawa· şahıs adlarıyla karşılaşıldıgı ortaya konuluyor. Urartu Mitolojisinde de hem ' Newrez'un hem de 'Demirci Kawa' nın izlerini bulmak mümkün oluyor.

ne

' Arkeoloj i den Demirci Kawa'ya Iş ık ' araştırmasında etimalajik çözümleme tartışmaları aQırlıklı bir yer tutuyor. Bu çözümlemeler üzerinden giderek; şimdiye kadar arkeolajik bulgular ışıQında kurgulanan tarih bilgisinin pekala yeniden düzenlebileceQine tanık oluyoruz. Kuşkusuz arkeolajik bulgulara dayalı da olsa ve etimalajik çözümlemelerin tamamen gerçeQin yerine geçmeyeceQi doQruysa da 'Resmi tarih' in Arkeolajik oulguları sunuşunun sorgulanması açısından esaslı bir sarsıntı yaratacaQı da kesindir. .Kawa mitolojisindeki zalim Kral Dehhak' ın ya da Demirci Kawa'nın tarihte gerçekten yaşayıp yaşamadıkları ~ya benzer kişi lerin bir bilaşkesi olup olmadıQı sorgulanırken, arkeolajik bulgular ilginç ipuçları veriyor. Mitolojiye göre kral

'Kawa'nın.lran halklarının mitolojisinde, özellikle de KUrt mitolojisinde önemli bir yeri vardır. Çünkü Kawa. ezilenlerin dostudur Kürt Mitolojisinde. Oirenendir, başkaidırand ır. Ve Kawa, bir kurtarıcıd ır. Öyle oldu~u halde üzülerek söylüyorum. bu mitolojik kahramanın kim oldu~. ne zaman yaşadı~ı ve hatta böyle bir kahramanın tarih sahnesinde yeralıp almadıQı yeterince sorgulanmamış, mitolojideki olay ve kahramanlar oldugu gibi benimsenmiştir. Kuşkusuz söylencenin toplumsal ytlnil daha önemli ve etkileyicidir; ama bir de, söylenceyi Antik ça~daki mistik anlayıştan arındırarak bilmek gerekirdiye düşünüyorum. Defalarca belirttik, söylencenin orjinalinde Demirci Kawa'ya rastlanmaz. Çünkü. bizim içın temel kaynak olan Avesta'da , Azhi Dahbaka ile savaşan kahraman. Thraetaona adlı tanrı/kahramandır. Her ikisi de sonradan kişiselleştirilmiştir. Şahname'de Arap kralı Dabhak ve Iran'lı Feridun olarak geçerler. Şehna·me'de, bu savaşın dinamiginde yer alan yeni bir kahramaola karşılaşınz; Oemirci Kawa ... Kürt mitolojisinde Kawa, başlı başına Feridun'un yerini almıştır. Ancak Güneyli Kürtler ('Irak kürtlerrı arasında Feridun'un etkisi de gözardı edilmemelidir.'

te we .c om

(AWA YA 1 lK! 1

Araştırmacı şunları yazıyor;

w.

DEMIRCI KAWA'YA IŞIK 'Şubat/1991 'de kaleme aldıQım ' Demirci Kawa 'ys lş1K' başlıklı çalışmamda, bu mitolojik söylenceyi arkeolajik bulguların yardımıyla maddi temeline oturtmaya çalışırken degişik bir perspektif getirmiştim. Orada savunduQum tez özetle şöyleydi: M.Ö.4-3 .bin yıldan 'Eskiçag lran'ı diye

(G.Aicsoy, Kürt Dili ve SQy/enceleri Ozerine Incelemeler• Oteki Y. 1997.Ankara)

Cemşid

BENDER

'Newruz bayramı M.Ö.1600 yılianna yaklaşan dönemlerde ortaya çıktı. Zerdilşt'IOQün kutsal kitabı ~~n~ Avesta'da Newruz'dan söz. edilir. M.Ö.534 yıllında Anadolu'yu işgal eden Sirus'un Newruz'la Oahhak'la ve Kawe ustayla ilgili olduguvarsayımını dogru kabul edersek o zaman bu olayın ortaya çık­ masından en az bin yıl önceki bir efsane ve söylencede Newruz'dan söz edilmiş olmasını nasıl açıklayabiliriz? Guti'lerin bir uzantısı olan Kürt Kassitlerin. Babil' i işgal ettilderini ve M.Ö. 1896'dan 1176 yılına kadar egemen olduklarını, bu devletin halk arasındaki diger adının Cem, id oldu~unu, Med devletine de Feridun adı verildiQini. Anadoluda eski uygarlıkların ülkelerin en güçiO kralın adıyla adlandırıldıgını açıklamıştık. Yine söylenceye göre Cemşid'in bir taht üzerinde Oemawend'den Babil'e götürüldüQünde yüzünOn parlamasından O'nun Güneşe benzetildi~ini, böylece gökte iki Güneş görüldü dendigini, toplanan halkında bugün yeni bir gündür anlamına gelen 'Newruz' sözcü~Onü kullandıklarını yazmıştık."

{Or.C.Bender, Kürt Tarihi ve Uygar/t!}1 Kaynak Yay. 1992/stanbu/)

Gudea silindi ri üzerinde,

ww

y

Ne Dedil er ?

omuzlarmdan

ejderler çıkan

anr1

Ningişzida, Gudea•yı

ellerindeki kürelerden sular fışkıran şef tanrıya götürüyor Nisan 19 94

11

13


NE

DEDIL ER

?

olayanöte Ama bilecegini öne sürmüştüm. dan da , Demirci Kawa'nın Asur'a karşı "Demirci Kavim' kavramından bozuleırak da gelmiş olabi leceQini kolaycı ve zayıf olasılık da olsa dışlamıştım. Şahname'de geçe n adil hükümdar Feridun'un aslında Urartu/kral Sarduri, zalim Dahhak 'ın da Asur/komutan Daian olabileceQini etimalajik ve tarihi • benzerlikten ifade etmiştim. dogtarihte Ayrıca, demirin dugu kutsal dag ı n antik Kornmagene denilen bölgede oldugunu, Demirci kral yada Demirci krallıgın Hititlerden (şilphe· siz Hurri halklarla birlikte Zuvi-Hitiı Karum/u "Geç Hitit/er" sbl kaynakland ı gını, buradan Dogu ve KuzeyE dogru yayıldıgını, demirci tanrının ise kutsal hayvanı boga üzerinde duran ve elinde çekiş taşıyan tanrı oldugunu, aynı zamanda gök/ışık. fırtına tanrısı olan bu tanrıya Hurri lerin Teşub , Hititlerinsa • Tarhu dedikleri ve bu tanrının Roma lmparatorlugu döneminde bile bu bölgelerde Jupiter Dolichen-us olarak kutsandıQını , Alföldi'nin çözümlemelerine atfen deginmiştim. Araştırmalarım ilerledikçe, Teşub 'un Kawa söylencesinde anahtar bir rolü de oldugunu görmeye başladım. Bu mitolojinin bilimsel açıklaması için ilk çalışmamda _şöyle­ böyle degindiQim Teşub üzerinde derinleşme durumu d.oQdu. ' diye bir

Selahaddin MIHOTUU •...Firdevsi, Kürtler'in kökenini basite indirgemiş bir hik~ye ile verirken tarihi belgelerde Kawa adında bir

te we .c om

şahsiyete ve Dehak adı nda omuılannda yılan türeyen bir krala rastlanmamaktadır. Dehak binlerce yıllık vahşice bir yönetimin kişiselleştiritmi ş simgesi olmalıdır. Şahname'de Dehak'ın Arap oldugu, bin yıl yaşadıgı ve şehrinin Dicle kenarında oldugu belirtilmiştir. Bu tarif Asurlulara uymaktadır, Asur krallannın yönetiminin bın yıldan faıla bir sUre Ön Asya halklarının kanı tıe sulandıgını, bunların S•i (Proto-Arapl oldugunu, ilk başkentleri Asur'un ve son başkentle ri ninova'nın Dicle kenannda oldugunu biliyoruz. Bu durumda Debak'ın Asur KrallarJ'nı temsil ettiDinden kuşku yoktur.'

(S.Mihotuti, Alya Uygarliklarmdan Kürtlere, Koral Yay./stanbul/1992}

Nergiza TORi

•.•.. göçebe Sernit'lerin korku uyandırıcı kralları uzun yıllar Ari lıalkı üzerinde egemenlik kurmuşlardır. Pers kaynaklarına göre efsanemize konu olan zalim Dahak bu yaQmacı gOÇebe Semitlerdendir. Onun başkenti yalnızca Babil şehri idi. Dehak burada Med ve Pers'lerden oluşan bOtDn lran .halkının vergi ödemesini saglamakta idi. Bu vergiler binlerce aygır ve onbinlerce kUıudan oluşmaktaydı. Bu yöre halkırun kahramanlıklan uzun yıl­ lar bu üç burunlu, üç başlı ve altı kulaklı canavar şeklin­ dakl yarattıQı ta~ttan indirmeye çalışmışlardır. Bu uıun yılların sonunda Medya'da birkral doljdu. Bu kral feridun idi. ... Dehak efsanesinin KOrtlere ait oldugunu ünlü Iran ozanı Rrdevsi'nln yine OniU eseri, Gazne Krarı Gazneli Mahmud'a sundu~u 60 bin kıtalık kral kitabı Şahname'de binat kitabın yazan tara~ııdan doQrulanmıştır."

Tekaşer Yayın/art,

'Kafkas eşigi-Kuzeybatı lran-Dogu ve Güneydogu Anadolu"olarak bildigirniz cografya alanı. buralarda yaygın olarak bulunan ve ' Karaz· diye adlandırılan bir keramik tipinin de kanıtladıgı gibi kuwetli bir kültür birligi göstermektedir. Bu kült,ürü yaratan halk ise~ neolitikten miras kalan çiftçiligi ve çobanlıgı geliştiren ve ilk madenciler olan Hurrilerdir. M.Ö.2.binde dışarıdan gelen Hintari Mitanni'lerin Habur merkezli 'Güneydogu Anadolu" devletini saymazsak, genelde ilkel komünal yapısının çözülmedigi 'ülke"lerde ve küçük küçük beylikler halinde yaşayan Hurriler ve 'akraba" ya da 'yabancı" diger "Dogu Anadolu" halkları, M.Ö.1.binde Demir çagı'na gelindiginde Asur devleti'nin sömürgeci ve hegomanyacı politıka gütmesi karşısında birleşerek ilk merkezi devletleri olan Urartu'yu(Biaim l kurmuşlardı. Asur'un saldırılarındaki temel ekonomik faktör. başta demir olmak üzere bu bölgenin zengin madenierinin oynadıgı yaşamsal rol idi. Yine, Luvilerle birlikte Hurri halkının da yaşadıgı ve kültürünün yayı l mış oldugu tüm Anadolu ve Gorduwana'daki yer ve şahıs isimlerini. tarihi olgularla da baglantı içinde Demirci Kawa ile ilgili degişik çözümlemalerimize konu etmiş ve özellikle üzerindeki Fırat arası Elazıg - Malatya lzolu(Kömürhanl Urartu kaya kitabesi üzerinde okunan Kawa-la yer ismine vurgu yaparak. o çaglarda yer isimlerinin aynı zamanda şahıs

w.

adlandırdıgım,

S. Bulut, çalışmasında salt mitolojı , ve etimolojik-arkeolojik bulguların çözümlemesiyle yetinmeyip; daha geniş bir perspektifte bu bulguların toplumlar tarihinin hangi süreçlerine denk düştügünü de tartışıyor. • TARIHTE DEMIR YA DA KAHRAMANLIKLAR ÇAGI 'Tarihte demir, uygarlıgın çiçek açmasından sonra küçük mülkiyet ve hür yurttaşların pahalı tuncun (bronzunl tekelini ellerinde tutan köleci büyük mülkiyet ve topraklı aristokrasiye karşı "özgürlüQü" temsil eder. Çagında ilk uygarlıkların beşigi Yakın-dogu/lrak arkeolojisinin verilerine sahip olamadıgı için, yalnız­ ca antik Greke -Roma kaynaklarına uzanan F.Engels'in bu konuda yargısı şöyledir: ·Bir ad1m daha atarsak, kendimizi biltiln uygar halklarm kahramanlik çaarm geçirdikleri dönem olan barbarIlam (arkeolojide neo/itikiilk kalkolitik çaglar diye bilinen ilkel komünal çaglar sb.) yukan aşamasmda, demir saban ve demir balta (çag,). Tarihte devrimci rol oynayan bütün ilkel maddelerin en önemlisi ve... en sonuncusu olan demir, insanflgm hizmetine girmişti." Engels, demir çagını bir kahramanlık çagı olarak niteliyor. Yeni bir uygarlık çagını başlatan demirin işlen­ mesinin ekonomik yöntemi nerede ve hangi kabile tarafından keşfedilmiş idi? Daha M.Ö.4.binlerde. son kalkolitik çaQda, Elazıg Korucutepe kazısında bir mezardaki erkek iskeletinin gümüş bilekligi, bakır hançeri yanında "ham demirden' yapılmış topuz başı da bulunmuştur. G.Arsebük, bu 'zengin" mezar

ne

(N.Tori, Kawa Efsanesi. 1987/BrOksel}

ww

kahramanın

14

Nisan ı 994

1

ı

buluntularına

dayanarak Elazıg Altınova'da Hurri embriyonu olan 'toplumsal

toplumlarında, sınıfların

tabakalaşma· olasılıgına işaret etmiştir.

'Demirin ilk kez, Anadolu'nun kuzeyinde, Ermenistan yöresinde işlenmeye başlad1g1 tahmin ediliyor. Demir silahiarsa ilk kez, Anadolu ve Mezopotamya arasmda yer alan ve Hint-Avrupa kökenli bu halk taratmdan kurulmuş olan Mitanni kralilgi taratmdan kullamld1. Mitanni'leri Hititler izledi. Başlang1çta hem Mitanni/er hem Hititler demir işçili(Jini SIf olarak saklam1şlard1. • KÖLECI ÇAGDA SINIF SAVAŞLARI VE DEMIRel KAWA "Eski smlf/1 dogu toplumlarmda oldugu gibi, Asur'da da köleleşen emekçilerin ve halkiann isyanlan, kraliyer yaZ/tlanndaki satlrlanndan, sanat eseri tasvirlerden Çlkartlfabilir. "Dikkafa/1' kölelerin zincire vurulmasi smlf mücadelesinin pasif biçiminin varoldugunu kamtlar. Askerlik görevi, vergiler ve aglf çal1şma koşullan yüzünden y1k1ma uarayan Asur'lu çiftçilerin ayaklanmalan ise aç1k biçimidir.. Şüphesiz, Urartu'da smlflaşma gelişiyordu. Zaten, Engels'in de kamtlad1{}1 gibi, tarihsel bir ürün olarak devlet budur. Kral/1k ve aristokrasi taratmdan sadece 'köle' emekçiler de{}il, hür çiftçi ve zanaatç1


sömürü/zulme karş1 Oemi;c; Kawalar Çlkarabilirdi.' Akademik çevrelerde ciddi tartışmalara yol açması beklenen çalışmada; degişik arkeolajik kazılarda bulunmuş olan Kabartma, silindir mühür ve Karaı'ların fotograf ve çizimlerine de yer ver-

toplumunda etkisini sürdürmekteydi. Örne(Jin, Oiakov-Kovalev, Hurri toplumunda, M.Ö. 15.yy'da tefeciterin köylüleri köleleştirmek ve topraklanna el koymak amaçlanmn 'geleneklerce ' ya·sakland1(jma dikkati çekiyor. Zubritsky de kölelik düzeni olmasina ra(Jmen ilkel komünal düzen ilişkilerinin varfi(Jmm, Urartu'yu belirledi(jini söy-lemektedir. Öyleyse, ' toplumlar kanun kuwetinde ' bu denge unsurunun da varfltJwla 'diŞ' emperyal ve ' iç'

ilmiş.

KOMAL'ın yayına hazırladıgı kitabın sonunda bir de Urartuca-Kürtçe, Hurrice-Kürtçe, Luvice-Kürtçe sözcük ve kavramları karşılaştıran çizelgeler yer alıyor.

r

.

~

~

.

m

olarak devlet budur. Krai!Jk ve aristokrasi iarafmdan sadece 'köle' emekçiler de(Jil, hür çiftçi ve zanaatç1 halk kitleleri de sömürülmekteydi. Örne(Jin Urartu'fu kral Rusa-T zamanmda asker Nara-gu 'nun 'halkç1' isyanm1 böyle bir smlf temeline oturtabiliriz. (Nara, Urartuca 'da 'halk' demektir.) Bununla beraber, Asur'un yaylfmaclfl(}ma denk gelen bu ça(Jda, Sindiaşma aşamasmda bulunsalar da, k1rsa/ cemaat (komünal) ilişki ve gelenekler Hurri

ARAŞTlRMADA NELER VAR?

1 'Eski çaglarda 'Iran' neresidir?"

'Demir Çagı ve 'Dogu Anadolu' • 'TUŞPA (Van) Merkezli Urartu KrallıQının

ü agır berdidin. qesra wi. Gel ji nav kesen bazdayi ku çüne s·ere çiya yeki bi nave Feridune Mecusi linin ü wi dalinin ser text. Ji vi roja heta niha Newroz serketina serhildana gel li hemher Deheqa xwinxwar te zanin ü ji bo ve roje kurcl şahiya azadiye ü serketine piroz dikin. Li Kurdistana bakur de Dewlata Tirk pişli şikestina serhildana gele Kurd dest bi politikayen nijladpresti kir. Bi zor e pirozkirina ınewroze qedexe kir. Nehişt New-roz be pirozktrin . Heta doh ned.ihişlin, Newroz be pirozki.rin, roja Newroze ordiya Tirk diket alarme İroji dewlata Tirk dibeje ku sala 1995'an de Newroze bi ceJna miri were piroz kirine ü Wezir(: çand a dewlela Tirk ji eşkera :kır isal Newroze bi cejna miri .te piroz kirtn. ku dixwaze naveroka netewii Kurd ji newroze derxe.Newroze bete puç kirin ser nevaroka Newroü: dest bi çiroken şoveni ü derewin birıgeh kir. "Newroz ya me Tirkan e. Me vi cejne ji Asyaye bt xwe re aniye." Ji Lewra pirozkirina cejna newroze Tene mitolojiya İraniya. Belüciya. Kurda ü Afxaniya de cih glrtiye. di naveroka wida li ser çiyayen bllind agir pe dixin ü agirbt xwe ji di ola Zerdeşt de mana xweşi ü ronahiye line ziman. Ev edada hane di nav çarıda Tirk de tuneye. Tirk tu cari 2l'eAdare de newroze piroz nakin. "Newroz di tekoşina Kurrustane da cih girthiye ü her sal di 2l'e Adare de li Rojhilata navin de Kurd. Farisi ü Afxani piroz dikin". Gele Kurd gere nevaroka Newroze xedi te derkevin Newroz s.embola tekoşina netewiye Kurd e. Nehelin dewlata Tirk ser Newroze ramenen. "Em Helepçe, Koçgiri ü JDersime bir nakin!"

ww

w.

ne

Newroz ji hezar salan vir ve di nav gelen rojhilata navinda te pirozkirin. Newroz mitolojiya Kurdi de ciheki gelek girinbiha girtiye. Mana arınane ü nevaroka xwe wele bi him awa kiriye ku hezar sal in, sal bi sal li ser çtyayen Kurdislane hatiye pirozkirin. _ Pirozkirina ve roje bo Kurdan ji bo azadi ü serxwebüne ye. Dawiya meha adare roj edi tebiate germ dike, sala nü dest pe dike. Jiyan ji zivistane derdikeve, derkeve bthare. di milolojiye daji bihar bi xweş ü bereket te zanin. Dt 2l'e adare de şev ü roj wek hev dibtn. Bt rewşa dine, mirov bi sistbüna xwe derdikeve, dest bi xebate dike, bi vi avayi lebiat ji jiyana mirov dixerniline. Le bele beriyan hezar salan disa felek li Kurdan ba ketibü. Kurd di bin zordesti ü nire zalime Dehaq de dinalhiya. Dehaq li Kurdan zordesti wusa giran dikir ku edi Kurd nikaribü denge xwe derxe. Hemü kes dilirsiya ü dixwasttn ku ji vi rewşa xwe ya neçan derkevin. Ne Kurd qet li hembere dehaq dernekettn. Gelek caran merxasen dilpiltng li hemher dehaq derketin ü nerazibüna xwe nişan dan. U mixabin Dehaqe çavsor wan merxasan bi fen ü dolaban kuşt. Bi vi des ü dari Ursa dehaq zedelir kete nav Kurdan ü serdestiya Dehaq nav rojhilata navin de mezin bü. Di wi deme de hesinkareki bt nave kawa hebü. Hesinkarek be nav ü be deng bü Ew bi xwe bi xebala hesinkariye zike zaroken xwe ter dikir. Kawa te gihişt ku ev rewş weha naçe. Jiyan ü heysiyeta mirov ketiye bin lingan, zordesti ya Dehaq zede dibe, kem nabe. Jt ber zordestiya dehaq xort direvin diçin ser çiyan ü gel ji dev ji mal ü hale xwe berdide le dixe diçe derin dür.Van büyaren hene ü kuştina gel pir tesirek giran li kawa dike. Kawa li hemher Dehaq seri hildide. Gel bin seroktariya wi erişen qesra Dehaq dike. Dehaq digirin ü dukijin

te we .c o

Doguşu'

Bi Heviya pirozktrina New:rozan di Kurdistaneki Azad ü serbixw·e de! BijiAzadil Biji Newroz 1

'Urartu'lann kendilerine verdikleri isim: BlA.INI' 'Demirci Kawa'yı ararken ipuçları' 'Eskiçag Yazılı Kaynaklarında 'Kawa' ~ ' QALANIJKAWALA=' Maden Ülke' ~ 'Şehname'de Feridun (Seridun) ve Urartu krali :· Sarduri (Seduri)" · 'Zelim Kral Azhi Daha ka ile Assur komutanı Assur DAl-AN' 'Biyuresp- 'Oobinatlı' ya da '{Haraççı) Atlı Birlikleri' 'Hurri-Urartu Mitolojisinôe Newroı' 'Köleçagda Sınıf Savaşlan ve Demirci Kawa• Tarihte Demir ya da Kahramanlıklar Çagı' ·somer Uygarligında Demir' 'Demir Ülkeleri' NAIRive HAYAŞA 'Demiri Keşfeden' Khalybler ve Kumma~.a ~ 'Demirin Anavatanlarından Kiuuwatna Uzerine· ~ 'Gök/Işık/Fırtına Tanrısı Halpa-Tarhu(n)-

J 'TeHub'unJti.molojik Çöz~m Deneyi'

i

ı

~

ı 994

1

ı

. ~ 'Hurrili Teşub 'Güneş' in Urartu'lu HaIdi'de · ..... 1 Yansımaları' . 'Teşub'un Etimolojisi ve Kawa• 'Kara Demir'den Tanrıça Kybele' 'Omuılarıııdan Nebabat/Nar ve Gürı/Ok'lar ile

~ Yılanlar/Eider Başlan Çıkan Tanrıça·

t

lt

'Demirer Ka bi" • 'Demirci .Kabir-es! • .'Demirci Khalyb/Katyb Kavmi' 'Demirci' Kargamiş Kralı KATUWAS=KAWA

mı?

t

•t

·samanı' KILA MUWA mı? KAWA mı?' ·

'Mısır'lı KA-WAB

ile. Kanetli GAWA-A' 'TUBAL-KAN Tuballı KUWAI,1<AWAI mi?' [ ·urartu Tunç/Demir Eşyalan Üzerinde Bo~a 'KAWA• Hiyegrotifleri' 'Demirci KAW-IM" ! ı 'KAWA (GAWA) adı nereden kaynaklanıyor?' 'KAWA' etimolojisi ' Madenci/Demirci' midir? 'Bir etimoloji önerisi daha KAWA=DAÖ ! • 'Ira ni' Gök Tanrı AH URA MAZDA Hurri ~ TEŞUB'un asimilasyonu mu?~ ~ "Demirci Kawa'nın Yurtseverligi ve Toplumsal ı Devrimciligi." t 'TEŞUB'un NEWROZJDEMIRCI KAWA l. Söylencesjndeki DiQer Yansımaları.· f "Oemirci Ka bi'nin Egri Demir Çomaoı: l 'Şehname'deki Tahmurs=Luvi'li Tarhuns !' 1 'Şehname'de HUŞENG=? Hurri HUBUŞK-IA' ! "CEMŞID:NAIRI! • ~ "Kürtlerin Kökenieri Üzerine.~ • 1 "Urartu'ya dair: l 'Med'ler.•

I 1

~;·;"»'.

Nisan

1

Teşub/p

~-~n..-.;,;vu~.·:~

...:.«·

rizga_rı

,

!~

. ~ ; ·

~

'

-·»'~-~_.......J

15


urdistan di merce şereki bi qirej ü ku bi zore rikkirine de derbasi Newrozek nü di be. Di vi merce ku kolanyalist bi çarhawer ıi bi şikleki harbüyi erişen xwe yen zordar didominin, helbet we li hember van enŞan netawey me ıi civaten kedkar berxwedan en xwe yen meşru . bihonin ıi we derkevin peşiya kolonyalist an. Her sal dema ku dibe despeka bihare kolanyalist dibejin Mve bihare muUaq erne reha zorbazan qul bikin", "İsal temam e". Kolanyalist bi van beyanan ve fermana TRNIC e derdixinin. Bele, di her newroze de tekoşina neteweyi ü civaki a Kurdistane fetisandin ü reh qutkirina we li heleke; bi heviyen hin nuh ü mezinUr re dicewe u we bizeji ü we ev xwe nuhkirina weji dom bike. Li hember vi şere neheq we netawey me ü civaten kedkar, bi her metot ü pergelen meşru heta dawiye berxwebide ıi tekoşina xwe bidomine. Ji ber ku edi NetaV{ey Kurd di ve dinya ku amedekany a derbashun a qime (sedsala) 21 an de nexwaze bi qeyd u merbeten koloni ıi di bin nire zordaran de bi rewşeki stıixwar ü kolani raweste. Netawa Kurd ji, mina netewen din dixwaze xwedi li qedara xwe derkeve ıi ji bin nire zorkaran xwe rizgar bike. Ev daxwaza Netewey Kurd i meşru, hın bi van dewleten hererne yen kolanyalist ıi dest bixwin re ıi hin bi emperyalis tan re dikeve navkoka. Sebaba şer ev e. Netawey Kurd ne ..zorbaz" e Berxwadan a Netawey Kurda li hember niren kolonyalist an yaji bona mafen xwe yen netawey - demokrati ü meşru ne "zoroazı- ye. Gerillayen Kurdislane ne "zorbaz" in. Tekoşeren BERXWED ANEK MEŞRU RİZGARIYEKE NE7EWEY ne. Gel zorbazan xwedi nakin u ne alikaren wan in. Bi tevahi di şere berxwedan e de ne. Ew netawey ku cih ü ware wi te şewttandin ıi hilweşandin; gund, bajar, navçe u bajaren wı~ ciyayen wi ten bombe kirin; li küçen bajaren wan şebeken merkuj cirida diavejin ıi di m ereeki paşve ru u mijokdan de )i BERXWED ANE şun ve tu seı:kanya wi narnin e. Zorbaz ew arteşa KI" e a kolonyalist , Kontr-geril la, Umen taybeli ü çeteyen parezger in. Zorbaz ewen ku hefte salebi rezamya zordan, bi qirldrine ü bi kar ü baren jenosidi; bi koçberi, bi iskanen mecburi dixwazin ku netawey Kurd bihilin in. Zorbaz, ew nizama kolanyalist a KI" e ku sih sale bi idara Jeşkeri , li Kurelfs tane zordan ü çepelkanya xwe didamine ıi mafen meravaliiy e )i nasnake. Zorbaz ewen ku dumahiken diktatoriya Kemalist ıi destbixwin in; ji parlamento hetani qanıina denazani, ji uruversitey e helani sazıimanen weşan­ çapgeri bi her cıire ye sazendiyeiı kolanyalist in. Ewen ku qepa kedkara )i qirka wan didize u bi tirilyon lira ji bona vi şere bi qirej ku li Kurdistane domdike ü bi van peran Çeten parezger, guhbel ıi muxbiran xwedi dikin nikarin li ser Demokrasi ye ıi "mafen ıtıirovati'ye biaxivin. Dive rewşenbiren Kurd ıi kadroyen rezani teslimi ve "zorbazı- ya li Kurdistan a kolanyalist u "N'ızama Dlney a Nıl" nebin. Dive hlni devjl"aşitixwazi" ye bezkirina Deİnokrasi ye ıi xwe ispatkirina ku çlqa demokrat in berdin. Dev ji ve evindanya ku xwe bl kolonyalist an bidin naskirin berdin. Ji ber ku, hıin çiqasi bi keri wan ben de ew ji "hin betir koleti'ye" bxwazin. Ew bin li wi Kurde ku li ber zabitejend irme dirielli ıi bi wi dikeniyan, bar li pişte dlkirin; Le digertn. Ew li wı1<-urde ku digo "tu emir bike qomitan" ıi cavgirti diçıi ~er, li vi Kurdi digerln. Bele edi ev Kurd bu diroka kevin ıi bin erde .Des te xwe }i dawa vi netewey ku ji bona a.Zadi ya xwe seri hildaye ıi li berxwe dide berdin, berbi xwe de nekişin in. Wi nekişinin n av rasyonelen xwe. Kurd ji we rureşiya hefte saliya komare bi h ers xwe rizgar dikin ıi bi ve kirina xwe jl dilgeş ü şan az in. Tekoşi­ na ve netawey .ku ji bona azaqiya xwe rabliye ser piya demexin bazare. Kedi nekin ıi nekişinin :nav nizame. Dev ji we miTin-kirin a parsekiye berdin. Bere xwe nedin we belangazi ıi rureşiye. Ewen ku hetani duho dinarniken şoreşa Kurdistan red dikiTin ıi li hember rezaninen dijraberen li diji kolonyalizm e Şürkeşiya dlkirin Kemalizme dikJşandin; İro beyi pevajoka şoreşger a xwe rexnegiri bi derbeke re }i bona rezaniya pragmatist xwe avetine pişt PKK ıi gerillayen we. Ev ne bilind kirina 1RNK ıi tekoşina kadkeren Tirk e. Ev dixwazin ku fatora bare xwe ji Ji vir derx- . in ıi ev Uş teki zelal e ji. Duho çawa xeleti dikirin, iro ji di nav ve sekterizme de ne. ji ber ku ji heleke ve }i bona ku pinmen rezani ıi meşünyete berhev bikin, Medebiyata gerilla" çedikin; bele, )i bela din ve bl qasi ku kevneperes tiye seri hildaye ıi ku Kurdistan te şewilandin ıi hilweşandin ji ew tene protestoye ke ji li metropolen Tirkiye çenakin. Hew protestok şoreşger ji li dar naxin Ew tene mitingeke. alikanyeke jİ berhev n akin. Her ku kevneperes tiya razanm har dibe, ew betir denge xwe kem dlkin u dibln hevpare propagand aya dewlete . bi mana ku )i zerare veger iede ye". Di nav wan de ye beri be xetere grıibe "Aydınlik" e ye.

ww

w.

ne

te we .c o

m

K

16

Nisan ı 994 1

ı


Di salen 60 an de ewen ku bi weneyen zarakan meşhur dibün; wexta ku ev zarakana mezin bün ü ji bana azadiye derketin sere çiyan ev zarakana wek" 'Z<>rbaz" ilan kirin ü bi bedengi keün nav ve koraye. Ew ku, ew zaroken 60'an yen fedikok Cı belengaz yen gundi, ira li dewsa wan zaroken ku bi UHyen xwe işareta seriiraziye çedikin girtine. Ev weneya duyemin bin beUr şoreşger ü bi mane ye. Dive ew rewşenbir ü hunennend en Ttrk ku Kurdan ji bana sinema, helbest, roman, şan o ü weneyen xwe we bingeheke taqtfki dibfnin (ı bi ve ji b üne bi n av ü deng; edi dive ve pela şoreşgeri ku ji binide bejandina çedike ü te bi çaveki misyoneri le neniherin ü dev ji ve edaye berdin. Hemü kadroyen demokrat ü şoreşgeri ku li Ttrkfye ne, heger baweriye bi "wekhevi ü biraliya gelan ku bi hevre bijin" linin ü ku dixwazin nava ve slogane tiji b/kin; hfn betir nikarin li hemberi ve hilweşandina Kurdistane bedeng biminin. HILBIJAKr iNA PEWAR, 1EKOŞİNA LEGAL UDEP

ww

w.

ne

te we

KT. li hember Netewey Kurd ü TRNK di kampanya erişeke rüxfn ii yeküniye de ye . Hilbijartina PEWAR a 27 e Adare ji kiriye pergaleki erişe. D1 l l 'e Sibat 1994 'an de partiya me bi na ve "li Kurdistan hilbijartina pewar a di bin stya ~üla çekan de na" belav kir. Di ve belavoke de redda hilbijartfna pewar ü xapandtne we dikir. Hfn çend hefte di navre neborine derket hale ku bi ve bange em çiqasi maldar in. Hün dev ji heviya wan refoımisten me yen ku aqle wan berbihewa ne berdin; ku ev hilbijarüna pewar bingebe ji xebata nav girse a rezanın re bihele, terse ve ji bona ku li Kurdistane girsen gel terarize bike biiye wesila pergaleke enŞe. Jı seri de ev kifş bü. Ji ber ku li Kurdistane dolivgerlya a pewari ü ketina deste berendamen DEP e , kabüsa kolonyalist a bü. Ya din ji wexta ku DEP di ve hilbijartina pewar de qels biketa ji }i bana pilatfoıma rezanın a TRNKji we xeteriyen giran banfna qade ü we bihata mana ku piştgi.ıfya rezanina dewlete ya zorkar. Bi vi hawayiji ev raweşekjiyani bii. H eke hilbijartin bihata talüqkirin an ji DEP bihata da dan, we listika van yan li ser na ve demokrasiy e derketa hale, li ber dewlete yek re dima. · Ji ber ve, ji h~leke de ji b9na ku DEP e texe hilbijartine zordariyek psikoloji' dimeşand ü "beşa masümiyet e" dikir şantaj. Ji hela din ve jf bi rewşeke nedili erişi berendame n DEP 'e dikir ü zordariya xwe bi wan dida naskirin ü kampaniye ke hov jf di meşand. Bi van qayil nebü, ganüna hilbijartine guherand ü li Kurdistan e hemü sindoqen hilbijartine tesbini polis, timen taybeli Cı cerdevanan kir. Teslimi van şebeken çekdar kir. Veji tu mecalji berendame n welatperwe r re nedihişt . PRK/rizgar i di ve deme de ji bana kıi DEP 'nebe şirfke ve hilbijarUna bi hile (ı bi xwin, bangi DEP'e kir, xest ku ve hilbijartine red b ike..

Ji heleke ve wan hezen dijraberen kolonyalizm e ü radikal ji bana ku DEP ve hilbijartine red bike xebata xwe dimeşandin; ji bela din ve ji wan dorhelen DEP' e yen reformist beşdarbuna DEP e a hilbijartine kiribün pirsgireka hebüne. li gori wan "çawabe ew rayen TRNK yen ku bloqe bibin we ]i DEP ·e·· re ben heseb ü we DEP bi ve xurt bibe" ü we partiye bi ve meşrüiyete bidest xfne. Hesaben wan ev bii. Hinikaji bi van metoden basit dixwastin ku li metrople bibin serbajar ü li benda vi "serkan- b ün. Hinan jf. lig ü milen DEP e hatin şikinandin dive fugraniya "demokrasi ye" bidominin sazümana kolanyalist re ispat bikin ku "çi zaroken bi terbfye" ne Hinika je di gel jf bi sedan binçavkirin a en dam en be DEP re jf, bi bombekirin a b urayen partiye ü kujüna bi dehan berendame n we re jf; xwestin ku DEP di van mercan de ji tekeve hilbijarüne ü xwe bide nişan ku çiqasi "qabadayi" ye. Yen ku sere ve koroye dikişandin, teza wan a ku diparas ün jf ev bü; "şixwe dewlet naxwaze ku DEP tekeve hilbijartine , ji bona ku DEP ji hilbijartine vekişe zore Je dikin, annanca wan ku beyi 'DEP e hilbijartine çekin ü Kurdan mahkümi partiyen nizame bikin" digotin. Bele dewlet, tam terse gotina wana ne ji bona ku DEP nekeve hilbijartine , ]i bona ku tejs.ev_e hilbijarüne zorid/dane Cı fatora we tlilbijartine ji we derxistana ber TRNK 'e. Annane ev bü. Ji bana ku DEP 'e "biqedinin" ü reka xebata rezanın ku ji TRNK 'e re bete girtin a " qanüni" ev bü. Ji hilbijartine vekişandin, naye mana ku li qade xebaten rezani dibe betaqet bfhele; ji bona ku ve Hstfka hilbijartina bi xwin bete rlcim kirin, bi her pergali dibe bingeha xebate ji wan re. Dive bi vi awayi bete fem kirin. Dive em herin girse ü propagand aya ku ve hilbijartine rlcim bikin, neçin ser sindoqe ü raya nedin wan partiyen ve nizame. Pişli büyera 1Uzlaye, li ser endam Cı berendamen DEP 'e zorbaziyek sistemi ü behesab des pe kir. Bi du hev cfhen partiya DEP 'e bombe bün. Kuştin, gJrtin ü revandin hfn pirtir bü. Ev geşbünji edi yen ku bi xapandin bingeha partiye texinin hilb/jartine , ewJi nema karln biparezin. Pişti ku ev qeş biin gihan ve pfvane "ji kerema xwe de" mecHsa DEPe biryarek isabeli girt.Biıyara ]i "HILBIJAK ITNA 27 e ADARE VEKIŞANDIN'. Ev biıyar isabet girti ye. Ji ber ku. belki di nav ve naveraka bix win Cı zorbazi de her rayek ku ji DEP 'e re tekeve sindoqe he]aya sed raya be; bele ev wahşeta ku li Kurdistan e te meşandin ".xapand1na hilbljartlne k demokratr ku DEP 'e Ji tede b ike qirdik ü meşrüiyete Ji ve hilbljartine re çeke; xerameta we bi tu buhaya nedihat dayin. DEP bi bilyaraji "hilbljatine veklşandin• ve ev Hstika dewlete xera kir. Hesaben dewleteji ve hele de yen rezanin bi derbeke re iflas kirin. Qurfa ku ketiye nav van saziimanen ikidara rezanın Cı harbuna wan, sebaba we ev biıyara DEP 'e ye. Ev ji dide nişan ku DEP bi ve biıyare çawa listika wan xerakiri ye. Ji ber ve ye ku ev du sale di parlemento de rakirlna "masiimiye ta qani" a wekilen DEP 'e kirine pergalekf şantaje Cı wek şüre demok-

.c om

ye.

Nisan ı 994

1

ı

17


.c om

hem ber van boran en abori ü civaki xelimiye ü nem a dimeşe. Ew boriyen rezan i ü diplom ati ku Rojava }i wan re berhev kiribün, KT' e heta dawfye da xebi landin, beleji bela pirsgirek a Kurdistan e ve ketiye astengek e pir girarı ü xeter. Ev borana abon· ü rezani yek itiya geleri ji ji na ve radike ü borane hin kurtir dike. Di bingeha peşbüna paşverütiye de ji ev boran cih digre Ev borana ku bare komen kedkar hin · !!iranlir dike. Ev mecaleji we edebiyala "ciheker" ü ·weıat-Mlllet"re edi nahele ü edi her ku diçe ev hin behtir zor dibe. Li Kurdistan bi qasi ku Dewlel bi emirnarney KPG 'e kon.c:;eya Parezger a Geleri le doliv(!erkirin ji; wexta ku behsa ·cünta" te kirin le mana ku ev hatiye xemiland in ü naxebite. Ji heleke de PR (Partiya Refahe) li Kurdisla ne kirine partiyeke dewlete ü bi ve armance kıı xebat te kirin ji dür re bi derawen ku "ew ucubeyi bin dest derketı:Ve dive be sekinand in re rojave diçewtinin lİ ramanen Alalurk dihonin. KT 'e. ben' çend salan f.!e/ek awanxay en ku di konjuktu ra dine de zeft kiribıi ew jijl desle we derkeve ü li Bakü ye hat binaxkiri n. Ew Rusyaya Emperya list ku bi mezenen taqtiki bi paş de vekişlıiyabü, mezenen xwe yen nu damezira ndiibü. Daxu_yanfya ve a peşin yek em paşva vekişandina Tirkiye ya jl Kafkasyaye a duyemin ji ew re ka petrola (nifte) Qazakista n ü Bakıiyeku wek ~projek zer~ li dij Tirkiye hal xebitandi nc. Li sere van her se kirüyen borane ji pirsgireka Kurdistan sekiniye. Ew KT kıı diXlvaze Tekoşina Rlzgariya Netawey Kurd bi Xlvine di nav agirde bifelfsine . baş zanin ku bi metoden "ku ştin" ü •zordan-..ve wek salen 1925'an ü 1938'an ta dawiniye nestendiy e u nıkare bislin

ww

w.

ne

te we

lesiye li ser sere wan dibejandi n le iro bi rewşeke baybezi ev kirü ani rojeve. Ev du sale ku bi reıvşekeşantaji ev Mmasümiyet ~ li di) DEP 'e dihat xebitan din. le iroj kirine durüveki CEZAKlR JNE ü xisline pevajok e. Serokwez ir Çiller. raser bi deve xwe go U "Eger DEP tekelaya hilbijarti ne masümiy eta wekilen DEP 'e ranedibü u pir rehet vi tişti dibeje. Bi vi awayi }i bona ku DEP tck eve h ilbijarline her pergalen ku dan xebitandi n. pişti ku iflas kir, edi ji cezekirin e peve Uşle nema ü ev ji itiraf kirln. Kevnepir estiye rexani ku li lirkiye har büye; bi baybezi masümiy eta wekilen !!el yen DEP'e rakinn ü hin biryara cezen wan kif..c; nabübü ew li meclise teslimi palisan kirin. Ew wekilen gel yen Kurd ku di kursiya meclise de nehişt.in biaxivin. iro ew şandin dezgehen işkence. Di nav ve pirkima {histen} ya rezanin de ku çapgen· li xwe vedigere dibeje. ·em wan dardakm ,dardakin " ıi çepika dixine: dü reji dibeje "ma em pir zede neçüne? Gelo we Ewrüpa dıi re ji me re be çi?" U kes nabeje ·ma we gele Kurdji me re _çi beje? Diyarbeki n·. Merdini. Mü şi. Şimaqi ji me re çi bejin? Helbel napir~in? Ji ber ku KI'. züde Netawey Kurd wunda kiriye ü ev ji qebül kiriye. Yen ku neteweki bi zarok ü zeçen wi re bombe bike ü di nav xwin ü agir da bihele. Ma ew çawa wekilen ıvf netewi di we mecHse xwe de bihi•le? Ma we mana ve weki din çi be? Ev ne wek hirıa ku li gora iraben "demokrasiye~ bü: ji bana ku meravan bikşinin nav meşrüıyet ü nizama xwe ev lişt kiribün pergal ü helani neha dixebitan din. Heya ira ev rizaji bana ve bü. Pişte kü hesaben wan negirt buhustek girez ji de'v·e wan heriki ev wekilen gel girlin tesHme polis kirin. Ev ji wan kesen ku hina parlamen ta KI'. ya ku sazüman ek ji sazüman en kolanyali st e ü ji Kurda re tu meşrüiyela we lun eye. Fem nekirine; ji va na re bila bibe g-uhar ü di guhe wan keve. Ji TRNK di vir ve heleke a ku ibrel (fere) je be te girlin. Yek je ji dema ku ew girlin dan deste palisan ku hew tene "ji narezibü na Ewrüpa ten e ditirsiyan " bü. Halbuki wexta ku awan destdireja yfyet wusa kirin, dive peşi reye pirse bidana hesiband in. Dive nerazibü na muhalefe ta girseyi barıina ber çav. Yen ku hesabe xebata nava girse ya Jegalji bana hiş­ yarkirin ü hanandin a girseye nexebitin in, we rojeke bibin qurbana ve "bedengi" ye. Parlamen toya Tirkan heta kezaba we teşhir kirin. yen ki hina ji di bin ve meclise de silare dibinin. Ji xwe bi xwe teşhirkirin pe ve tişteki "beteşhir" nameye. Rojek beri roje dive hemü meroven welatpare z ü demokrat ve mezbehe ji xwediye we re bihelin ü vegerin nav gel. Sindoqa hilbijarti ne di ve pevajoke de yen ku ben ser kara we bi nave hevparen kontr-ger illa. Timen taybeti. parezger ü zorbaziya dewlele werine zanin. HEVALNO , DESTBIR ANO

SIBE A ME YEl.. Kolonyali zma KT' e ketiye nav boraneke abori ü re7..ani ya k ür. Sebeba ve boran e yek j e, ew çavk an fyen berkeşane k u ji ban a xwedikirina vi şere ku li Kurdis tane dirneşe xebitan dina wan e. Ev koalisyon a DYP ü SHP' e ku du sale dibingihek e yekiliya geleri de dimeşe; li

18

Nisan 1994

e.

Bi qasi wan ji KT 'e di Rojhılata Na vin de bi ji Bakure "Kurdista ne xisliyc bin des le xwe ü heremek ji yt·n parezi harema parezgeri ya xwe de dih mine ji ber ku li hember Iran. Iraq ü Sııriyeye meqerek ji verı rojava a peşi ü bi baweri te heseb, ev ji bingeha krediya rezani ü diplamatı ku didin KT. Bele.fi bana emperyal istan [eden strateji beri feden taktikiten mazate. Bi van metodan li gora statüya kewin da xwani ku edi KT. Nema Li Kurdista nedi deste xwe <le bihele ü ev ji bi sere Xlve ji bona ve kred~ve edi ne bese. KT. Nema kare direj li ser Kurdisıane hespe xwe gewşin

bimeşine. Meşüriyeıa

dolivgeriy a KT e a li ser ava Kurd bi derbeke ji na ve rabüye . Bi polis ü arteşa xwe li welate me ye. Sazıimanen we yen din. ideolojiya we a miri ü rezaniya we bi derbeker e )i bini de iflas kiriye. 'Eıv KT' a ku ji bela rezani ve Kurdista ne winda kiriyc.xew na we ku heta qiyamete Kurdisum e ji hela leşken' ve di da te ve pir .l{ran be ıi ji boraneke ku we ji di na va bifetisine pe ve üşteki din nehele. Di ve pevajoye de em nikann bejin ku erne di nav Tekoşina Rfzgariya Netaweyı Kurdis tan de cih girtine. Hin em nikarln di qada navnetew i de TRNJ{ de wer bikin ıiji ve_: re bingehek meşrü. U dinava welat de ENIYEK ku hem(i çin en civak i di bingehek erişek hevpard e birneşine neh a iiye dam ezirandın ü em hewceyi ve pergale ne. B i qasi h er UşUji li Kurdista n tu lişl ne mina bere ü edi wek bere j i n a be. Her bih ar bi Newroz re wela te me disa ji n ü h deh dize ü ber b i azadi ü serxweb ün e de we meşa xweyi bi b iryar did omin e.

1

ı


HABERLER iSTANBUL BAGCILARDA NEWROZ GÖSTERISI Ulusal isyan günü NEWROZ çeşitl i eylemliklerle kutlandı.

co m

Istanbul'un çeşitli semtlerinde korsan gösteriler Çiftlik belediye duragında anti-sömürgeci gençler tarafından düzenlenen gösteride, üzerinde Biji Newroz. Biji PRK/rizgari yazılı pankart asan göstericiler. cadde üzerinde benzin li lastikler yakarak yolu trafiOe kapattılar..çeşitli kuşlamaların yapılarak, Biji Kurdistan, Biji rizgari, Newroz Piroz Be gibi sloganların atıldıgı gösteri 10-15 dakika sürdükten sonra göstericiler ara sokaklara girerek kayboldu lar. Grubun dagılmasının ardından olay yerine gelen polis Suna Özcan ve Hasan Kaplan' ı gözaltına aldılar. yapıldı.

lstanbui/Sterka Rizgari

PRK/rizgari Taratmdan Duisburg•da Düzenlenen Coşkulu Newroz ge.c esinde Birlik ve Direniş Çağns1 Yapildl

bulunan yurtsever Kürt göçmenleri Avrupada en politik kesim olarak genel kabul görmektedir. 90'1ı yıllarda Kürt siyasal hareketlerinin siyasal, diplomatik ve kültürel faaliyetlerinde geçmişe nazaran önemli bir yogunluk gözlenmektedir. Avrupa'da her yıl geleneksel bir biçimde kutlanan Newroz gecelerinin ilki bu yı l 26 Şubat 1994 tarihinde

te

Kendi ülkesinde esaret koşulları içinde yaşamaya mecbur bırakılan Kürtler, ne yazık ki geleneklerilli bile özgür bir biçimde, kendi iradeleriyle yaşayamıyorlar. Bu geleneklerin hem en önemlisi, hem de en anlamiısı hiç kuşkusuz Newroz'dur. Tarihi neredeyse Kürtlerin tarihi kadar eski olan Newroz, bugün Kültler için artık KURTULUŞUN sembolü, sömürgeciliQe karşı başkaldırının sembolü haline gelmiştir. Kendi ülkelerinde özgür koşullarda Newroz ateşini tutuşturamayan Kürtler, sömürgeci şiddetin etkisiyle sıgınd ıkjarı yabancı topraklarda bu ulusal gelenegi yaşatma ugraşı vermektedirler. Sayıları yüzbinleri çoktan aşmış

PRK/rizgari tarafından Newroz gecesi düzenlendigini, gecenin kendileri aç ı sından başarılı geçtiOini ve kitle tarafından begenildigini vurguladı. Gece programı, Modern Kürt Müziginin ünlü ismi CIWAN HACO, Ozan EMEKÇI. SERDA DIMO. Falklar ve slayt gösterileri. Dersimli genç sanatçılar HAYDAR ve ŞENGÜ L'den oluşuyordu. Çeşitli kurul uşların mesaj gönderdigi geceye, yerel radyolardan ve devrimci demokrat basından da izleyici olarak katıl ı m oldu. Tüm devrimci ve yurtsever çevrelerin kitap sergisi açmaları. ayrıca Kürt

we .

ALMANYA AVRUPA.DA NEWROZ KUTLAMALARI

PRK/rizgari tarafından Almanya'nın Duisburg kentinde organize edildi. Gece tertip komitesinden görüştügümüz bir yetkili uzun bir aradan sonra ilk defa bu bölgede

halkı ile dayan ı şma amacıyla geceye katılan Ermeni

Müzik Grubu gecenin enternasyonal muhtevasını pekiştirdi. PRK/ rizgafı Polit Büro'sunun mesajının okunması yogun alkış i ar ·alırken . geceye çagrılı oldugu halde bürokratik engeller nedeni ile ge lemeyen, Kornal

w. ne

Kurucusu ve DEP parti meclisi Oyesi Ali Beyköylü izleyicilerde burukluk yarattı. Stirka Rizgari/Duisburg f;::t~':'fT'~·::::T:t::'t::~t:t.:t::::nı:st:r::r:rc::):::::::,fki}:,:~""~" 'f\'''*'1}}':' : :':' ':'rr-:~:s:Lt:t:a:::;;::~'':t'r:::DD::r::m::::~:::~::~:x~::ı:::r::ı:&t,~;;::ııT:::r:tEn?){''tt:t::~,:;,:;t:t+?;,++t' ?i:r+t}WT'tt#T'llf:fWti:J;lktYW?=>t'htt,tf'\1

"Binlerce yıllık direniş, mücadele, ulusal isyan ve f;[orta-doOu yeni bir Newroz' un ve tarihsel serüvenini hepiniz çok iyi biliyor:y sunuz.Bu nedenle Newroz'un tarihsel anlamı üzerinde ' i.; fazla Ancak, bu Newroz'un diger @Newroz'lardan farkl ı iki özelligi mevcuttur. Birinci; 27 I, Mart Yerel Seçimleri, ikincisi ise; Kürdistan Ulusal ;{ Demokratik Cephesi. Kürt Ulusu yıllardan beri özlemi&n.i çektigi yurtsever güçler arasındaki birlik ve ulusal &otorite sorunu. kurulma çal ı şma l arı süren Kürdistan :,~: Ulusal Demokratik Cephesi ile çözüme doQru gitmektedir. PRK-Rizgari olarak. Cephe'nin, gerçek bir ulusal iktidar, gerçek bir savaş örgütü ve bagımsız Kürdistan'ın ]t bir prototipi olması açısından elimiiden gelen her türlü );tçabayı sarfettik, etmeye de devam edecegiz. Umudumuz. ;.;;; her tür grupsal çıkarın üstünde, konjonktürel bagımiıiı k[:} lardan uzak. kendi özgür iradesi ile. ulusal çı karlarımızı :J temel alarak savaş meydanında yerini almasıdır. }} DeQerli Dostlar; bildiOiniz gibi Kürdistan'da son bir1#;kaç aydır. sömürgeci şiddet sınır tanımaz bir biçimde :;?hergün onlarca insanı mızı katiederek yerleşim birimlerini ;( boşaltarak, korkuyu ve panigi yaygınlaştırarak iki hedefe u laşmak istiyor. Birincisi; Ermenilere yaptıkları gibi Kürt Ulusun'uda mülteci ulus durumuna düşürmek. ':\ Ikincisi ise; yerel seçiml erde ke ndi adayl arın ı rt seçtirmek. ::;;;: Kürdistan'da hergün toplumsal dayanaklarını biraz :;~daha yitirerek vahşileşen sömürgecil er, şimdi ancak, ;§çıplak şiddete. korucu çetelerine, özel timlerin ve katil ({ordunun zulmüne dayanarak ömrünü biraz daha uzatmak ;;pstiyor. Seçim ise, Sömürgeci terörün yasal kılıfı olarak,

t·)

;!; :anlamını

halklarının tiayramı

durmayacagız.

T

ww

n

yılki

H'

;i

16 Ş b t 1994 G • - Dul b U

a

unu

'd D

urg a

n1

1

üze enen

'"

Toplantıda Yapılan Konuşma Eşit koşullarda

kamuoyuna yutturulmak istenmektedir. yapı lacak bi r seçimde agır yenilgiye ugrayacagını anlayan sömürgeciler, seçimin eşit koşullarda yapı l maması için her tür yöntemi denemektedirler. Yurtsever adaylar ve yasal düzeylerde duran demokratik muhtevalı partilere bile tahammül gösteremiyorlar. Bizleri teslim almak, Kürt Ulusal Ha raketin i ve si lah lı direniş i , sonuçları önceden belirlenmiş seçim oyunu ile yenilgiye uQratmak istiyorlar. Ama bu çabaları boşunadı r. KUKM'nin. bu seçim oyununda fıgüran olmayacagını, partimizin çok önceden saptadıgı fii li müdahale ile ortaya koyu lmuştur. Degeri i dostl ar; bir çogun uz okudunuz. Partimiz. sömürgeci namluların gölgesindeki yerel seçimlere hayı r dedi. Bu tavır önceleri tepki toplamasına ragmen, bugün tüm devrimci ve yurtsever güçlerin ortak düşüncesi haline gelmektedir. Bu tavır. KUKM'nin gelecegi için son derece önemlidir. Artık bizim önilmüzde kendi iktidar organlarımızı oluşturma, leendi ulusal olmitemize ulaşma süreci başlamıştır. Halkı mızın her türü baskıya ragmen Ulusal Kurtuluş Mücadelesine destek vermesi geleceQe olan güven ve umudumuzu pekiştirmektedir. Karar verilmiştir. Şiarımız bellidir: YA BA~IMSIZ KÜRDISTAN ·YA BA~IMSIZ KÜRDISTAN! Başka seçenek, başka yol yoktur. PRK-rizgari olarak tüm dostl arım ı za, yurtsever güçlere ve sosyalistlere bir kez daha şu çagrımızı yineliy-

Nisan ı 994 1 ı

S

karş1

:~: .-:~:=

şekilde';~;:

oruz. TC'nin ulusumuza topyekOn bir sürdürdüğü kirli sömürge savaşma karş1 zafer kazan-'t manm yolu birliktir. Kürt Ulusu ile sömürgeciler arasın- ).. da kopuş süreci başlamıştır, antagonizma giderek derin-:;. leşiyor. Kürdistan Ihtilali olgunlaşıyor. Sürece omuz ver- :I mek en acil görevdir. KUKM üzerindeki saldmla" ancak, ) birlikte ve direnerek aşabiliriz. Düşmanlarımız hakl ı ] mücadelemize karşı ul uslararası planda nasıl birlik yapa- j· biliyorlarsa, biz de on lara karşı aynı tavrı göstere- :I, bilmeliyiz. Emperyalizmin terörizm safsatas ı ile { KUKM'ni baskı altına alıp, bagımsızlı kçı perspektifler-:\, den uzaklaştı rma ve dişleri çeki lmiş, kontrol altına alın.- 'i' mış bir "Kürt Gücü" yaratma ugraşı bütün hızıyla devam ediyor. Partimiz Bag ımsız. Birleşi k, Demokratik Kürdistan / projesine karşı geliştirilen her tür karşı-devrimci çabaya :;: karşı sonuna kadar mücadele edecektir. Reformizmin ve =i:· işbirlikçilig i nin teşhiri ve o l uşturu l mak istenen ismi ? "Demokrat" kendisi Korucu Partisine izin verilmeyecegini dost düşman herkesin bilmesini istiyoruz. Bir kez daha { Partimizin Avrupa Örgütü ad ı na Newroz'unuzu kutluy- :( oruz." 1

l

i

.:t

i.

"BIJi NEWROZ

YAŞASlN BAÖIMSIZ-Bii.Eşk- IJEM(J(RAllC KiRJ1s. \

TAN !"

26.2.1994

;; .,,,, PRK/ rizgari Avrupa Örgütü :'t

19


HABERLER

KÜRD iSTAN •A 200 Milyo n KAMP ANYA SI

YUN ANiS TAN

Kürt Ulusunun mücadelesınin nihai sona belirledi. Konuşmasını "Yaşasın Kürt ve Yunan Uluslarının Dayanışması· ve "Yaşasın PAK • olarak bitirdi. Gece ARYA Kültür Merkezi müzik ve falklor grubu ile Irak ve Suriye parçalarından sanatçıların şarkıları ile daha bir anlam kazandı. Geceye PASOK Milletvekilleri, Atina Be l ad ıyesi ad ı na temsilciler, Kürt -Yunan Dostluk Dernegi onur başkanı direnişçi MANOLIS GLEZOS, PASOK Merkez Komitesi üyesi TOMAS BAKALAKOS, Birçok gazeteci ve televizyon temsilcileri katıldılar, Yeni Demokrasi milletvekili YANNIS STATOPULOS bir telgraf gönderdi. Geceye PONTUS- ERMENI- KIBRIS DERNEKLERI temsilcileri de katıldılar.. YUNAN SOLU PARTISI. SOL -FEMINISTLER. KADlN TEMSILCILERI DE geceye katılarak başarı diediler. Böylece devlet terörizmine bir tokat da ATINA da atılmış oldu. ve zulme

karşın

yaklaştıgını

Sterka Rizgari/Atina

w. ne

te

Seni düşünürken 1savaş ve zafer dü şüneceğiz birazda/Ve sancılı yüreklerimiz 1fırtınalarla çalkılanacak /seni dü,ünürken 1 hüzünlü türküler söylemeyecetiz hayır 1marşlarta, destanlarla, gerilerek, gererek, 1 baştan ayağa umutla, sevdayla 1ve öfkeyle çoğalacağız birazda

GÜNDOGDU

...:

,•

::-· . . .·

(

....)

HÜLY A. BiNG ÖL

.·. -:,

20

Sedat GÜNÇEKTI :: ·.. ·

Atina PASOK Avrupa milletvekili, PASOK dışilişkiler sekreteri Hristos Papucis'in 6 Martta . YUNAN DIŞ POLITIKASI konulu toplantıda konuştu. PRKRızgari Yunanistan temsilcisi'nin "PASOK'un Kürt sorunundaki resmi poltikas1 nedir. • sorusuna karşılık Papucis cevabında: Her zaman Kürt ulusunun ulusal kurtuluş mücadelesine destek olduklarını, Avrupa Birliginde yapılan katlı amlarla ilgili sürekli sorunu gündeme getirdiklerini. her tür yardımı ellerinden geldikçe yaptıklarını belirtmiş ancak çogu zaman Avrupada bu konuda yalnız kaldıklarınıda vurgulamıştır. PRK'yi tanıdıklarını, sürekli i lişki içinde olduklarını bellirtmştir. Kürt sorununda birçok çözümün olabilecegini vurgulam ı ş ancak Kürt sorununun politik olarak bir çözüme kavuşabilecegini vurgulamıştır. Pabucis kendilerinin politik çözümden yana oldu klarını bell irtmiştir .

Antep Özel Tip Cezaevinden Tutsaklar

Ayhan Bingöi,Nesimi YAMAN,Nedim BARAN, lbrahim BINGÖL ve Cemil GÜNDOGDU :·

...

.::

Sterka Rizgari/Atina

,;

Nisan ı 99 4 1

Sekreteri

.. Kürt Ulusal Kurtuluş Mücade lesini Destek i iyoruz ..

Amasya Cezaevinden

:.;: _: . :-

D1şişleri

PABU CiS;

Ayhan BINGOL, Nesimi YAMAN, Nedim BARAN, lbrahim BINGÖL,

·.•

ww

.

Stoforopulos'du. Toplantıda önce basına bilgi verildi.. Bölge basını konuya büyük ilgi gösterdi. Toplantıda ilk konuşmayı PRK- Rızgari Yunanistan temsilcisi yaptı. Konuşmacı Kürdistanın Türkiye için ekonomik önemini istatiksel verilerle bellirtL Türkiyenin ekonomik zenginliklerinin hemen hemen çogunu Kurdistan'dan temin ettigini, ve bu anlamda Türiye için vazgeçilmez bir hammadde deposu oldugunun önemi ni belirterek bitirdi. Birlik başkanı Türk devletinin tarihinin bütünüyle ulusları imha tarihi oldugunu; Ermeni ve Pontuslulardan sonra şimdide sırada Kürt ulusunun oldugunu bellirtti. Bölgede barışın saglanmasının tek güvencesinin Kürt ulusal kurtuluş mücadelesine destek verilmesi gerektigini vede yayılmacı Türk devletine karşı durulması gerektigini;Egedeki barışın güvencesinin Kürd istanın daglarında oldugunu bellirtti. Toplantı oldukça kalabal ı ktı.Veriada. lik defa Kürtlerle ilgili bir toplantı yapıl ıyordu .. Çogunlugu Pontus katliamı sırasında topraklarından kovulan Pontuslular oluşturuyorlardı. Bunların arasından biri dedesi bir Kürt tarafından katliamda alınıp saklanmış ve o Kürt ailenin aşiret adını almış. Bunun gibi örneklere rasiama k sık sık mümkün.

PASOK

Antep Özel Titı. Cezaevirfden tusaklar

YAŞAJl

konuşmacıları,Birligin Başkanı Dimitr i sMa rtos.Yunanistan 'ın Kıbrıs eskı elçisi

we .

PRK/Rizgari Yunanistan Temsilciligi Atina'da KürtYunan Dostluk dernegiyle birlikte ortak bir NEWROZ kutlama gecesi düzenledi. 18 Mart 1994 gecesi büyük bir kitle katılımı ile yunanlı dostlarla Newroz kullandı. Geceye Yunanlı sanatçılar da katılarak siyasi destek verdiler. 1922 yıllarında lımirden kovulan Yunanlı bir ailenin kızı olan ünlü sanatçı DOMNA SAMIO'da şarkılarıyla Kürt Ulusu'nun haklı ve Meşru Mücadelesine katkıda bulundu. Kürt-Yunan Dostluk Dernefji Başkam DAMIANOS VASILIADIS konuşmasında Kürt Ulusal ve demokratik hareketine en yüksek düzeyde destegin verilmesi gerekligini vurguladı. Amaçlarının yok edilen Kürt Kültürünü kavramak ve geliştirmek oldugunu belirtti. PRK/rizgari Yunanistan Temsilcisi ise konuşmasında ülkesinin içinile bulundugu son durumu anlattı.. Türk militarisı ve sömurgeci deviatınin KUKM üzerindeki katliam ve baskılarını ve hazırladıgı oyunları açıkladı. Bütün bası

Veria/Yunanistan 23 Şubat 1994 tarihinde Yunanistan ın Veria şehrinde Ulusal Kurtuluş Hakları Birliginin düzenledigi 'Kürdistan için 200 milyon kampanyası'nın Veriadaki toplantısına Kürtler adına PRK-Rızgari Yunanistan temsilcisi katıldı. Toplantının diger

co m

ATiN A.DA COŞKULU NEW ROZ GEC ESi

ı


m ·~

t,

:.; "

· ,{

we .c o

S; ',

Çünkü Meksika, kapitalizmin iç 1 toplumsal W' dengesizliOin en uç noktalarda seyrettig i bir ülke. Köylülük k u şku s uz ·•

huzursuzluk v e muhtemel potansiyeli

çe li şmeleri bakımından

kucaklaması bakımından

da isabetli bir çıkış oldu. A B D ,

te

,,,

Geçtigimiz Ocak ayı içinde Meksika 'da Zapata Ulusal Kurtuluş Ordusu'na (EZLN) baglı tarım işçilerinin dört kasabayı ele geçirmesiyle başlayan Zapatist ayaklanma, ' Yeni Dünya Düzeni' ideologlarının bombardımanı altındaki beyinlerde yeni esintiler yarattı. Güney Meksika'da Chiapas eyalatindeki San Cristobal , Ocosingo, Atamirano ve Las Margaritas kasabalarını ele geçiren, Zapatistler Meksika hükümetine ve ordusuna karşı savaş ilanı vermişlerdi . Güney'deki bu yoksul eyaletin birçok kasabasının ihtilalcilerin eline geçmesi üzerine de Meksika hükümeti bölgeye büyük bir askeri yı~ı nak yaptı.

Kanada

Fakat •'' ayaklan:j m a y ı

19 10 ' 1arın

e ksi ka sı ' n da k i ·=· ~ düzeydP. deQil.. Ama aradaki uçurum aynı radikalizme kaynalık edecek kadar keskin hatlarını koruyor. ,, ve

M eksik a ' nın imzala dı g ı

Meksika ayaklanmasının bir diger yan ı da ulusal... Mevcut toplumsal setalet ulusal baskı ve soykırım politi kası yla içiçe geçince Kızılderili köylüierin neden ayak l anman ın başını çektikleri sorusu da cevaplanm ı ş olmaktadır. Ulusal ve toplumsal başkaldırın ı n içiçe geçen diyalektiginin önemli bir göstergesi olması bakımından da Zapatist ayaklanmanın ulusal dinamiklerini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Zapata Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN),yayınladıkları bildirilerde toprak reformu istekleri ile birlikte ' halklarına karşı yıllardır uygulanan soykırım politikası'nı da ortaya koymaktadırlar. EZLN, Kızılderili yerli halka ve büyük çogunlugu ile yoksul köylülük ve tarım işçilerine dayanıyor. EZLN' nin diger bir özelligi de silahlı mücadele temelinde örgütlenmiş olmalarına karşılık, kitleselleşmaleri olmaları ve salt gerilla mücadelesi ile degil kitle ayaklanmasını yöni!tmeyi de başarmış olmalarıdır. Chiaps ayaklanması ile uluslararası gündeme giren hareketin, ideolojiksiyasal programı ve diger görüşleri h a kkı n da şimdilik çok ayrıntılı bir bilgimiz yok.. Bu da daha k apsamlı çözümlemeler yapmayı engelliyor. Fakat emperyalist-kapitalist sistemin emekçi yıgınlara ve mazlum uluslara dayattıgı bu siyasi gericilik koşullar ında devrimci odakların doguşuna tanıkilık etmesi bakımından EZLN

ww

t.

w.

i:!

ne

serbest Ticaret A ntiaşması olan NAFTA ile, ABD ile Meksika arasındaki tahıl gümrügü 1 Ocak 1994'den itibaren kalkıyor. Bu bastıraise zaten yoksullugun alt sınırındaki tarım işçi~=·=~ h madı. leri için ' ölüm fermanr anlamına geliyor.. i;:=:~ Hükümet kuvvetlerinin Siyasal gözlemciler NAFTA ile birlikte fU köyleri bombaladıgı ve ölü sayısının 400'ü aştıgı Meksika 'daki toplumsal dengesizligin daha da H ayaklanma, kendiliginden gelişen bir isyan degil. keskinleşecegi ve Chiaps ayaklanmasın ın daha i; Diger bir olgu da EZLN'nin Chiaps eyalatindeki büyük depremierin habercisi olabilecegini vurayaklanma sının bir uyarı niteligi taşıması ve ele guluyorlar. NAFTA antlaşmasının izlenebilir ilk )i geçirilen kasaba merkezlerini elde tut mayı sonuçları milyonlarca tarım işçisinin işten atılN; ama çlamadıkları.. Dolayısıyla EZLN'nin geri ması olarak görüldü .. N çekilmesi , devrimci eylemin bir taktigi olarak Benzer huzursuzluk sadece tarım i şçilerinde l_l~ ortaya çıkıyor. degil, diger kesimlerde de yaşanıyor. Dünyanın "~ Ayaklanmanın üçüncü haftasında hükümet en kalabalık ve en yoksul metropollerinden biri EZLN ile ateş-kes görüşmesi yapmak zorunda olan Mexico City'de sendikaların ve kitle örgüt&oi kaldı.Chiaps Eyaletinin büyük bir bölümünü konlerinin düzenledigi protesto gösterilerinde t.i. trolleri a ltında tutan ve giderek kitleselleşen onbinlerce göstericiye karşı polisin vahşice k• Zapatist'lerle Hükümet arasında varılan geçici saldırması ve Hükümetin Türkiye'dekine benzer ,,,, anlaşma ile Mexico'nu n zaman kazanmaya bir 'Anti-Terör Yasası'nı yürürlüQe sokmaya %;. çalıştıgı dikkatlerden kaçmıyor. hazırlanması ç alkantı ların boyutlarına işa ret :t Daha önce Devlet Başkanı Salinas' ın istifası ediyor. g konusunda direnen Zapatistler anlaşma ile bu Zapatist ayaklanma, 20. yüzyıl boyunca ihtilalisteklerinden vazgeçmişler f akat hükümetin · d. "ki t 1 M k ·k 1 q Ustlendigi yükümlülükleri yerine getirmemesi cı ınamı er aşımış o an e sı a top umunun, (1 üzerine bu taleplerini yeniden gümdemleştir' Yeni dünya Düzeni' Doktrini bakımından da ~-~,. mişlerdi. Devrimci Deprem kuşagında yer aldıgını ortaya ~~~~g~ö~~~~net~e~~~ca konuşulup tartışılmaya " Şimdi Zapatistler biraz daha güçlenmiş koydu. ~il olmakla birlikte karşılıklı bir bekleyiş egemen. . qogu Bloku'nun çökmesi ve Körfez Savaşıyla Kızılderil i köylülerin bu ihtilalci ayaklanması; ffi.::! ABD-Meksika işbirligi ile geniş çaplı saldırı bırlıkte ortaya atılan 'Yeni Dünya Düzeni' söylegerilla mücadelesi ve kitle eylemliligi çizgilerini planlarının hazırlanmasının ardından çatışmi radikal devrimci kitle ayaklanmaları ç agının bi rleştirmesiyle; anti-emperyalist ve sosyalist tJ maların yeniden başlaması an meselesi. sona erdigini; sistemin kendini yenileyerek mu htevasıyl a Kürdistan devrimine dünyanın M Hükümetin handikapı ise, bu başkaldırının devrimci süreçleri aştıgını ilan etmişti.Basın öbür ucundan eşlik eden bir isyan ateşidir. ;~j sadece bireyaletin belli bir bölgesinde kalmayıp yayın araçlarının ideolojik hegemonyası ile n ülkenin her yanına yayılma potansiyeli taşıması. yaratılan hayaller ve 'Yeni Dünya Düzeni'ne MERHABA! f. ~.·~-·-· Bu nedenle Chiaps ayaklanmas ı karşısında ilişkin beklentiler, kısa zamanda yerini sistemin "" tavizkar davranmayı ve çelişmeleri yumuşatacımasız gerçeklerine bıraktı. Koyu bir siyasal M mayı 'şimdilik' daha güvenlikli bir pol itik a gericil ik; haksız bölgesel savaşlar ve tl~:i:~~n~::rı::t:ISJ.=t~:::~:::r:::F:~m~=fi~::z-t_.~-.-~:-.:~:;.:;::=~::-·:=:=:=:=:::%ı::ryr~:ı::ı;r::~*;:iJill~~~~:=$w~==~r~:--~-::~.;:;G;.;:r~:-==;:::;:~:::~==:;:=::ı.w%:::::==~m~.-.:r.dk-»m~r::i*~=*==~;::ı'1::::$·*~~::s:::rr~~~trf::r:.."t~-!m~;~*~=~:--:~i:-:fif::==::::~:ff:~:r::z1:::rx~1z:ct~l~:;/::s:~~~-I :r:-:r:

N

m

Nisan 1994 1

I

ı

21

.E! ,,,

;'; ;-;: ;;~

A

,~ <4 ~J

p

$'1 ,,~ T h

k "l,·.:

,:ı

,:® ,,:ı

f~

1 _f.ı.•

l! ~

,, ~:


KURT ULUSAL DEM OKR ATIK GUÇLERINE LEGAL POLiTiKA YOLLARI KAPALI ..

m

DEV LET KUK LA KÜR T PAR TiSi iSTi YOR !

we .c o

Bir Yanda n "27 Mart Seçim lerine •• girip girme me tart11m alar1 ve nihaye t "seçim lerden çekilm e" karari ahnma s1; diğer yanda n Genel Batka n dahil 6 millet vekilin in dokun ulmaz hklar1 mn jet h1z1yla kaldir ilarak tutukl anmal ar1; DEP'i son günler in ençok konuşulan/tartlfilan konus u haline getird i.

KÜRT ULUSAL HAREKETiNDE TÜRK PARLAMENTARiZMiNiN SONU .. lerle her defasında ertelernek zorunda kaldıkları "legal Kürt Partisi" çalışmalarının son hazırlıkları yapılırken, bir yandan da HEP'in Anayasa Mahkemesi tarafın- "'>'• dan kapatılması olasılıQı- ,,§pP"' na karşı yeni bir ._.,."' ,y' "legal parti" 4 t.> kur u ıma s ı 4 ,,sf,i y·" ·• '

HEP'den DEP'e

t7"·"

e

w.

ne

te

1993 Newroz'u yaklaşırken PKK tarafından ilan edilen "tek yanlı ateşkes·. her ne kadar TC'nin Kürt ulusuna yönelik topyekün imha saldırılarının önünü kesmemişse de, Kuzey Kürdistan' lı siyasal güçler arasında "PKK - PSK Protokolü" ile birlikte yeni bir dönemin de sayfalarını aralıyordu . "PKK'nın PSK &'t:ı•Ji;Y' .-· çizgisine gelmesi" olarak da yorumlanan ve , • • ~ KUKM'nin radikal baQımsızlıkçı tal.eplerinin ...~K'w LEGAL SIYASET ve DEP ..eff;r.:• • "Yeni dünya Düzeni ile öngörülen 4"'}>'"' .4,;? -:· "" emperyalist rasyonellere çekilmesi girip ne " Seçimleri Yerel Mart "27 yandan Bir f!~/ ·" girmeme tartışmaları ve nihayet "seçimlerden çek- tehlikesini de içinde barındıran 4;;,.. ; ~ ilme" kararı alınması. ardından da genel başkanı b.~ gelişmeleKr. giderek ,,..-:, · ~ uzey ,x&) , dahil 6 milletvekilinin, MGK talimatları doQrultusun- tum '; -· yönünde .;",; ~ n'lı Kürdista büyük k" kaldırılara lıkları "dokunulmaz da jet hızıyla tartışmalara da bir ta~tanayıa.. göz.altına alınıp tutuklanması. DEP'i s.~ ya s a 1/ -:-, :Y' ' . başlanmıştı son gunlerın uzerınde en çok konuşulan/tartışılan guçler ;V" ların program Degişik r _, 4 konusu haline getirdi. içinde dönem tarihsel aynı ,.,-•fi/ -?···~ Farklı kanallardan tOm şiddeti ile devam eden bu

J,.

.:·,."'

t:.-

koşullarda kuruldugu, neyı amaçlayara k yola

o/ ·.·

'~;..

o·.·

çıktıQı ve bu gün nerede durduQu gibi konular

ww

~"

·

.·#7

doQru bir biçimde deQerlendirilmesi. onun tarihbütünsellik içinde ele alınarak çözümleomesını gerektirir. DEP'i. ~ısa tarihi iç~nde bu yönleriyle ele aldıQımızda. kendı..rasyonelle~ınde ulusal ve toplumsal kurtuluş mucadelemıze olumlu degerler kazandırdıgını söyleyebilmek ne yazı~ ki pek mümkün degildir. Bunda, daha önce yaşanmış bir HEP deneyimine raQmen. DEP'in tarihi ve siyasal misyonunun bir türlü oturtulamamış olması kuşkusuz önemli bir etkendir. OEP'i. şu kısa tarihi içindeki gelişmeleri birlikte ele almak, sanırız bu gün gelinen yer ve yapılması gerekenler hakkında bize önemli · puçları verecektir.

vesile olmuştu. Bu tartışmalarda üzerinde en çok

ve temel politikalarının belirlenmesine ilişkindi. ö~e.ll ikle bu gelişm~ler nedeniyle "!ega 1 Kürt Partısı" çalışmaları~a. bır .kez d.~ ha ara _v~~en çevreıer, kurulacak partının bır "Kurt Partısı olmasını önerirlerken. HEP sürecinden gelen çevreler ise bu getirmişti. olan ~ " . Aynı günlerde bazı Kürt partinin. Türkiye'de mevcut düzenden rahatsız 'Türkiye bir k ' çevrelerin, uzun süredir Ankara ve tüm demokratik muhalefeti kapsayaca rde hazırlıklarına başladık- Partisi" olmasında ısrar ediyorlardı. Bu güne kadar metropolle gibi Istanbul duran ve antiları, ancak gerek bagımsızlıQın ve radikalizmin güçlü "legal parti" çalışmalarının dışında bir kitle desteQine sahip olması. gerekse TC'nin mil- sömürgeci anlayış temelinde hareket eden çevreler uzun itarist seçenegi agırlıklı bir biçimde öne çıkarması ise •KUKM'nin radikal ba{ftms1zlıkÇJ hattmm. rde metropolle ist ve giderek tek yöntem haline getirmesi gibi neden- bir süreden bu yana, emperyal arasın-

·

.dJ>· "?"

da.. "Ulusal ..tartı ş.Cephe <! • ' / • "'' malarını da gundeme

Nisan 1994

22

demieşe n "legal parti" tartışmaları. Türkiye'deki tüm Kürt


da veriyordu. Sayı pazarlıkları ile giderek anlamsız bir hal alan bu tartışmalarda bazı çevreler, tüm programları ve kadroları ile bu işin içinde oldukları gerekçesiyle, yönetirnde daha fazla temsil edilme hakkına sahip olduklarını (!) iddia ederken, bazıları da kendilerinin "dört anlayışın temsilcisi"(!) olduklarını öne sürüp, her "an l ayış"a bir tane olmak üzere, en az dört kişilik bir kontenjanda ısrar ediyorlardı. Bu tartışmalara grupçu sayı pazarlıklarının

egemen

olmasını

eleştiren

antisömürgeci çevreni~.. dikkatleri partinin te me 1 politika ve stratejilerinin belirDOSYA MEHi lenmesine çekmeye " "' · *yönelik çabaları da , diQer çevrelerin konuya ilgisizliQi nedeniyle sonuçsuz kalıyor ve sonuçta karşılıklı

co m

. haz1rlanan 'legalleştirme ve ehlileştirme' programlan içine çekilme tehditi ile karş1 karşwa oldu{Juna" dikkat çekiyor ve "KUKM'ni; mevcut sömürge ilişki­ leri de{Jiştirilmeden, yozlaşm1ş bir 'dil ve kültür hakki' talebiyle SJnJrlandJrma, böylece radikal ba{JJmsJziJkÇJ çizgisini tarihe gömme amaCina hizmet eden bu programa karş1 duyarli olunmasmı" ve kurulacak partinin "meşruiyeti ve Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı ilkesini esas alan, sömürgeci TC parlamentosunun reddini öngoren" bir anlayış çerçevesinde tanımlanmasını gerekli görüyordu . Aynı şekilde geçmişte HEP süreci içinde yaşanan olumsuzluklar ve daralma nın ne şeki lde aşılacagı hususu da tartışmalarda sık sık gündeme gelen bir konuydu. Sonuçta, HEP çevresinin de ı srarlı tutumuyla şimdilik, "yerel seçimle(in öne al ınma olasılıQına karşı bu "seçim lere katılabilme" ve "hazine yardımından yararlanabilme" gibi teknik koşulların yerine getirilebilmesi bakımından bir an önce resmi prnsedürün tamamlanarak partinin kurulması, bu aşamada partinin bir "Türkiye Partisi" kimliQi ile tanımlanması, program ve tüzüQe ilişkin tartış­ malarının tabanda ve daha sonraki kurultaylarda sonuçlandırılmak üzere sürdürülmesi kararlaştırıldı ve Mayıs ayının ilk haftasında Demokrasi Partisi kuruldu. Kurul u ş aşamasında, daha önce "legal Kürt Partisi" girişiminin içinde olan ve bu tartışmalarda da kurulacak partinin "Kürt Partisi" olmasında ısrar eden küçük bir grubun, yönetim organlarının belirlen iş yöntemini de gerekçe göstererek çalışma lar­ dan ayrılması dışında (ki bu grupla hareket edenlerden bir kısmı kı sa bir süre sonra geri dönmüştü) deQişik anlayışlar arasında kısmen de olsa bir konsensus oluşmuş ve bu parti organlarının belirlenmesine de yansımıştı.

~~-w.<z:-..n&7.$J.@@llt~~..dWX1f%.K.&tıı.z.fiw-~ır:tW:W'4Wi&Wi"'M..ll.~rtw:z-;w...w.40tifJilliJ~

w

q

~ 0 ~ ~

~

4

11

REZANiYA EŞKERE 0 DEP Nevzat SAGNIÇ

J#, damezırandın dı

nav rezaniya Tırkiyeda partiyeki heye.Ew par.tiya eşkere DEP'e.Roja ku ev parti hate heya iro lı ser pır tışt hate gotın Onvisandın.Dı nava partiye pıxweda ji gelek tışt hate ~ gotın oheji te gotın. Başe,ev çı partiye? Çra ev qas gringe? Çra go.tın Onvisandın lı ser xılas nabe. ~ Çend sebebe wi hene.Em lıb Olıb reze bıkın. ~~ W. 1-Ev parti hema hema bı temamen hezen Kurdan hate damezırandın .Ev tene bı sere xwe tışteki pır ..:;, ~ gringe.Lewra dı Oiroka Kurden bakurda peymaneki vaha nO çebO.Kurd herdem hewce peymane ~ ~ahaye.~westına gele AKurd n~ d; v~ beşe da O dı beşe temame_ jin~ da ji hewce pey~~n O yeki~ tıya~e.~e ev peyman, beyrensıb u ~~ bername nabe.Bernama partıyekı nasnama wı partıye ye. Heke ftJ. M partı be bername bıbe·,be nasname ı ı d ıbe. ~ Çewtiya mezın ew bO ku, dı sere ewı lda tu bername jıbo DEP'e nehate arnade krın.Herkes bı ~{ ~~ ewaye xwe neri partiy'e.Hınekan got "ev parti partiya gele Kurd OTı rke" ~~ ~; hınekan ji "na! ev parti ya Kurdan teneye". Disa hınekan "armanca vi partiy'e ketına parlamen~1, toye Omeşana iqtidara rezaniya _Tırki.ye ye" , hıne~an)i "armanca pa~iya ~:ne parl~mant?.ye.Ev parti ı'; [j geleke xızmeta TRNK bıke, dı tekaşına demoqratık u eşkere da pışıya hezen netewı veke dıgotın.Ev 1·: boran~ (kriza) nasnam~. bandore (te.sir'e) lı_ ser tema~~ x~bate partiye Adıkır.Part}: jıbo ku xwe jı vi j ~ borane rızgar bıke,dı Cvına Gelemperıya paşında bıryare Cvına Bername u rezname da. ~ 2-Herkes bı_ ewaye.~we d!ner~ partiye. Jıb~ hındekan ev parti pır gringe.HebOn OtOnebOna van t~ W kesan ev partıye,an ıı partıyekı vahaye.Pıştı ku DEP hate damezırandın ew kesen ku vaha ii! dıhızırin.rexıstınen xwe yen xef hema hema tasfiye krın.Temame hezen xwe yen gregır ji dervaze t] DEP'e krın. ldi jı xeyne nave wan, tu tışteki wan dı xefitiy'eda nema. Ev hale hane ji wan t'exıste nava d kevneşopeki. gelek gring. Kevneşopiya wan zedetır lı ser qedexe nebOna DEP'e dıbOya.Lewr~ jı xeyne ~ ~ DEP'e tı~teki wan ne dımaya hole.Ev hale wan Oev kevneşopiya wan dest Ope DEP'e dıgırtiya.Jıbo W. ku parti dı nava qanOne Tırkiye da bırneşe çı jı desten wan dı hat texsir nedıkırın.Ger hOn xırabiya,agır ~ M lı ser sere gele Kurd bıbariya xema wan nebO.Jı kuştına Mehmet Sineara denge xwe dernexıstın.Jı M Beli i ro bive nave di gırtına s~rogişke partiye ra ji denge xw: dern~xıs~ın.}ıbo ku jı n~v re Orezıke _ganOnan d~rnekevın der deste me da partiyeki @ tu tıştekıra deng derned ıxıstın. DEP bu partıyekı be deng.(Ez ıı wanra nabeı ı m reformıst Lewra d ı heye. Ev parti geleke, - refo!mi_:;ti~e da j~ ev qas teslimiyet Oqreja_yi tuney:)~~ hevalen me yen _ku jı reza_niya ~artiye qayil ne :~ weke strikeki di çave ~ dı bun u rezanıye ·rexne d ıkırın, weke dı ımınan erışe lı ser wan dıbun O bı ıxrace dıhatne gef ~~ d dan(tehdit krın).Bıgır ku jı deste wan ne dıhat(!) dijmin da bisekine. Çi ~1 3-lro DEP hındıkeki hatiye ser xwe. Reya rast, reya netewi hındık ji bıbe ditiye.Mxabın ew tışta i) parti, çi rexistin ü çi jıbo me raste Ojıbo me ker te,jıbo dıjmın neraste Ojera çewt te.Dıjmın her gav DEP'eki be deng O . damezirandQx di deste ki DEP'eki meiOI OzeiGI dıve bıbine.Ew partiya ku rabe ser pexwe,daxwaza mafe xwe Ogele xwe da hebi geleki wi bexe lj bıke,xweyiti lı xwe,lı endame xwe Olı gele xwe bıke her gav dı çave dıjmında mina strikekiye.Dıjmın nava TRNK. Lewra man ü jıbo vi erişe lı ser DEP'e kır.Xwestına qedexa partiye ,gırtına endame wi yen Navenda Gelemperi tev · neman, hebün ü tinebün, jı vi sebebeye. Vaye tırsa merfet meye ku rexıstınan xwe tasfiye krıne evın.Lewra ku ev parti bete gırtı n tu pOnjin ü mirin li ser mili ıi galeki wan namine.Bona vi dıven ku jı DEP'e b ı qet ı n pOnga leki(!) nO,partiyeki nO jı xwera Tekoşina Rizgariya damez ı rinın.J ı bo vi d ı bej ı n • rObaren (muxalefet'en) dı nav DEP'da bla je bıqetın,partiyeki nO Netewa Kurde. ~ damezırinın" Partiyeki wısan t'e bıdan ın ku koledar bıbeje "bele rezani vahaye.Aferın j_ı_ wera,merıv ~$. vaha ser nerm dıbe.Eze bı kuj ım hOne tane bıg ırin,denge xwe demexı n,be qanOnl nekın.Kııan bemame ku mın dani pişiya we hOne lı ser.":"i bımeşın.Eze jı Ku~d bOna wera deyn nekım,hOne ji jı _kol~dariy?. ~ mınra deyn nekın.Lı hev hatınG aşıtı ancax dı bın seroktıya mı nda Odı nav qanOne mında pek te Oed ~· lik Kurultay !] Pırsa gring lı ser DEP' e eve; Oey Kurd dı karın dı Tırkiye da partiyeki eşkere vekın?Ere an na? t: Bersıva vi pırse jina HEP' e GDEP'e pıxwe daye me.Bele iro dı şerten kaledaranda tu partiyeki rezani DEP'in, 27 Haziran 1993 tarihinde Ankara'da M bı eşkere nayte danin.Heke ku bete dan in hale wi t'e weke DEP'e bıbe.Ew parti heta ku rısta koledari ~ yapı lan 1. OlaQan Kurultay' ına kadar geçen süre ~ meşru bıke,te bıji.Kenge ku jı rıste derket ew gav te bete xenıqandın.te bete qedexe krın... içinde parti çalışmaları, aQırlıkla il ve ilçe teşkilat­ Tekoşina gele Kurd tu car d ı nava qanOn O rısten koledarda nayte ajotın.Xwezaya mafe gele Kurd " la rın ın kuru lması ve delegelerin belirlenmesi şek­ ~ d ı nava tu qanGn O rısten koledarda ne hatiye nvisandın.Xwezaya mafe gele Kurd d ı nava r linde geçiyordu. Partinin temel program ve polimeşruiyeteda dıkare bımeşe.Mafen xwezaG meşru, lı ser mıle Odı nav d ı le gele Kurdaye. Gulen ' ., serxwebiin ii azadiye dı nav gundi n xırabe,bajarin kavıl kri ii dı qontarin çiyanda tika larının tabanda tartışılarak belirlenmesine il işkin vedıbe . Dı Enqere,dı Şame,dı Tehrane O dı Bexdaye da tu gul O çiçek,sosın obeybOne serxebün G ilke kararı, pratikte hiç bir işlerliQe sahip olamamıştı. azadiye heya naha venebO ye.Jı naha we da ji venabe,bla kes xwe nexapine,bla kes gele me nexapKurultay öncesi bir araya gelen çevrelerin tartış­ ma ları ise, program ve politika sorunlarından ziyade, ıı ine... Bele iro bıve neve dı deste meda partiyeki heye.Ev parti geleke. weke strikeki dı ~ve dıjm ın da yönetim o rganlarının belirlenmesi ve "ortak liste" bı sekıne.Çı parti.çı rexıstın Gçı damezırandox dı deste ki da hebı ,geleke wi bexe nava TRNK.Lewra çıkartıl ması çalışmalarıyla sı nırlı ka lm ıştı. Ancak man Oneman,hebOn OtunebGn, jin Omrın lı ser mıle Tekoşina Rızgariya Netewa Kurde.... yine de bu tartı şmalarda sergilenen tavırlar, tarafların DEP' e bakışları konusunda önemli ipuçları

(1

lro

i.l

1'1

[! ·

q

'f

te

1 li 1

q 1

we .

1

1

1

1F 1

ww

w. ne

1

m $

1

m ili

5

1 1 1

t

1

m

Nisan 1994

11

23


"pazarlık"

ve

çaba la rı

"uzlaşma"

gününe kadar devam ediyordu. Küçük bir sinema salonunda

yapılan

ve bir for-

malitenin yerine getirilmesi olarak görüldüQü için fazla ilgi çekmeyen kurultaydaki konuşmalar da, parti tabanına ve kitlelere mesaj vermek, partinin temel politika ve stratejilerini tartışmaktan uzak bir şekilde. adeta "zorunlu bir görev" in yerine getirilmesi anlayışıyla. bilinen genel şeylerin dışına çıka­ mamıştı. Kurultayda dikkat çeken önemli_ konuş­ ma lardan birini Parti kurucusu ve eski Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Soydan yapıyor ve konuşmasında, DEP'in tarihsel. toplumsal ve siyasal misyonu üzerinde durarak özetle, "Türkiye'nin, demokratikleşmesinin önündeki en önemli engelin

co m

kuru lt ay

we .

Parlamento konusu üzerinde daha ciddi durrnalıy1z. TC parlamentosu Kürdistan'a zulüm uygulatan sömürgeci bir kurumdur ve sömürge aç1smdan hiçebir meşruiyeti yoktur.

nıilt'<lt1ı>ll!:!~@çi_?O~·I·.ı·t}. me~ruiyııti~ ,.,.,·•wy,~' '-""l.''wı h<~ri:ıi\Minorfıı QE~liii!::Y~ıijia:rn:tle'i"iiı ve toplumsal bir .. . . . . . · ·. ; . . ·' ... Su .·· gerçek: anlamda savımınapıtı~Qrtaya çıkardıgt ve · ' .· · .gellnemeyec~ bif ·. ulusunun meşru haklarını sawrtduAuntı~ zaman ta~mlmaz olarat TC'nin dayattıgı "yasal . .

ve "for-

maliteler:ı~ çatı§~ içine girilecektir. ,,';::,., ;,~,lP~l; ... ' .· : : ,. t.., , · . . ÇÜR,J1i Tf:'nin mevc~hııtı.ık sist~;;~t4istan'm $1UrtOtgffkılmiJ®.M ;qasa.ı~ bir.PWim vep\ffl~!. m~riP~ kutU" . tud\lr, .K.~tmlo ,,~u:ı~l,tmklar~qı ;red YEl' iôk~r, e~n r~smı:idenkiji,:~tlfıı,ktlK sı~~i~H) ka.rŞt$ıij~ıf ijurıdması; hif

te

~ers~•~•~ Bl~ ~P)i Jegçt mücad~led~ ~~Rıgl· d~t, ~rutyetl'~;;ı:;~l;ij$t gerek~i kamsındQYJt OEP:itı •dtlıetı

dışı• bır fXIr'\l pfupotma~nıA tşmel t!Vfi{Jll txlradan ba§laf: .{...} ,,, ,,,, ,,,. .,,., ,,,,

..

,/'/"' '' ., ''

;

w. ne

OEP'.in' Jjolitikalan Nıı;,rı,...iıtr"'" Ufl' .pran31rıden Paris

Genel BaşkanlıQa tek aday olarak yeniden Yaşar seçildiQi Kurultay'ın sonuç bildirgesinde ise özetle, DEP'in Kürt ve Türk demokrasi güçlerinin ortak iradesi olarak siyaset sahnesine adım attıQı ve "Kürt sorunu çözülmeden, bu sorunun adil. barışç ı çözümü saQianmadan Türk halkının demokrasi özlemini gerçekleştiremeyeceQi" belirtilerek, Türk işçi ve emekçilerine. aydın, ilerici. demokrat ve devrimcilerine. kendi kurtuluş mücadelelerini DEP'le birleştirmeleri çaQrısında buJunuluyor ve "Kürt halkı­ na karşı yürütülen topyekün savaşın bir an önce durdurulması. tarafların karşılıklı ateşkes ilan edip, ateşkese uyulması, köy boşaltmalara son verilmesi, genel af çıkartılması, Kürt sorununun barışçı çözümünün önündeki tüm yasal engellerin kaldırıl­ ması" gibi talepler sıralanıyordu . Kaya'nın

.. Banş Kampanyasi"

ww 24

Kürdistan üzerinde sömürgeci ve militarist bir siyaset yürütmesi" oldugunu ve Kürdistan sorunu doQru bir biçimde çözülmeden. Kürdistan'ın mevcut sömürge statüsü deQişmeden Türkiye'nin demokratikleşebilmesinin mümkün olmadıQını, bu bakımdan DEP'in, Kürt Ulusunun kendi kaderini tayin hakkını savunup destekleyen, legal mücadelede yasallıQı deQil, meşruiyeti esas alan bir anlayışla ve sömUrgeci parlamenterizmi reddeden bir Çerçevede durması gerektiQini belirtiyordu.

Artık resmi prosedürün en önemli kısmı tamamlanmış, sıra partinin temel program ve politikalarının tartışılmasına gelmişti. Ancak bu konuda parti içinde

pek bir hareket de gözlenmiyordu. ilk kurultayın ardından parti yeniden rutin işlerine dönmüştü. Parti teşkilatlarının kuruluşu, HEP'lilerin DEP'e geçiş­ lerinin tamamlanması. günlük demeçlerin hazırlan­ ması gibi işler önemli bir zaman alıyordu. Sıra HEP milletvekillerinin DEP'e geçmelerine geldiQinde, bunların TC Parlamentosundan istifa ederek partiye geçmeleri ve yönetim organlarının denetiminde çalışmalarının saQianması gibi öneriler hiç dikkate alınmıyor, hatta HEP döneminde başlatılan bir çalış­ mayla TBMM'de "grup kurma· hesaplarına gidiliyordu.

Nisan 1994

11


bir hareketlilik, yenilik getirmemişti . DEP, yavaş yavaş HEP'in bir benzeri olmaya doQru gidiy,prdu. HEP sürecine ilişkin eleştiri ve degerlendirmeler.

Anti-Sömürgecil er KUKM'nin radikal bağımsızlıkçı hattının,

ehlileştirme proğramları

içine çekilme tehdidine dikkat çekiyorlar

ciddi eleştiriler muhatapsız ka lıyordu. BütOn hesaplar, 1994 Mart'ında yapılacak "yerel seçimler" üzerine kurulmuştu. Sonuçta DEP Merkez Yürütme Kurulu, tabandan gelen eleştiri lerin artması üzerine, biraz da zevahiri kurtarmak amacıyla ilk "kitlesel eylem programı "nı açıklıyordu. "Topyekün Saldırıya Karşı, Topyekun Barış Kampanyası" . DEP'in anti-sömürgeci kanadı, bu "topyekun barış" söylemine, TC'nin topyekun imha saldırıları ka rşısında topyekün bir direniş içinde olunmas ı gerektigini belirterek karşı çıkıyor ve metropollere kapanan pasif bir eylemlilik yerine bizzat Kürdistan'da, kitlesel direniş taleplerini öne çıkartacak eylemlilikler öneriyo rlardı. Kampanya, 2 Agustos'ta, "DEP'in Barış Çagrısıdır" baş l ıklı bir bildi riyle açılıyordu ve yeni bi r "ateşkes"le birlikte, Kürt kimliginin tanınması. Kürtçe egitim, radyo ve tv. hakkının verilmesi, olaganüstü halin ka ldırılması, sivil halka yönelik baskılara, köy boşaltma ve göçettirmelere son ver-

ilmesi, demokratik açı l ımlara gidilmesi gibi talepleri içeriyordu. Bunun dışında, Kürdistan'da ve belli DOSYA MEHi baş lı met ropo llerde .:·.<-: ..·. ' ... mitingler, açık ve kapalı salon toplantıları, şen l ikler v.s. gibi kitle etkinlikleri de hedeflenmişti. Ancak, 1 Eylül'de kitlesel bir miting le sonuçlanması öngörülen kampanya tam bir fiyaskoyla kapanmış ve sonuçta ne taleplere bir muhatap bulunabilmiş, ne de kitle etkinlikleri gerçekleştirilebilmişti. DEP, daha baştan kendisini ve kendisiyle birlikte kitleleri pasifizme mahkum ediyordu. Kampanya, kitleler üzerinde pek bir iz bırakmadan, her hangi bir sonuç da alınamadan tamamlandıgında, bunun Savcılarda "iyi" bir iz bıraktıQı ve ilerde DEP'in kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde açılan davaya gerekçe yapılacaQı ise henüz bilinmiyordu.

te we .c om

uzun bir süreden bu yana emperyalist metropollerde hazırlanan legalleştirme ve

aldıQ ına ilişkin

özellikle de HEP'in kitle muhalefetinin gerisinde kaldıgına, bunu yönlendirebilecek politikalar oluştu­ ramadıQına. bu nedenle de giderek etkisizleşip dar-

DEP• e YONELIK DEVLET TERÖRÜNÜN DÖRT AYLlK

K ISA

u

ww w.

ne

BiLA NÇO S

Nisan 1994 1

ı

25


yurtsever basını. demokratik kitle hedef alan saldırılarını arttırıy­ DEP'i ve örgütlerini ordu. 2 Eylül'de Batman'da katledilen ll Yönetim Kurulu üyesi Habip Kı lı ç 'ın cenaze törenine katılmak ve hizbi-kontra cinayetleriyle ilgili incelemeler yapmak üzere Batman'da bulunan DEP heyeti. 4 Eylül'de herkesin gözü önünde saldırıya uQruyor ve Mardin milletvekili Mehmet Sincar ile Batman ll Yönecisi Metin Özdemir katlediliyordu. Bu saldırıyla birlikte kuruluşundan bu yana katledilen DEP'lilerin sayısı. Tye ulaşmaktaydı. Bu son olay, kitlelerin öfke ve nefretini de iyice doruga çıkarmıştı. DEP yönetimi ise henüz olayın şokunu üzerinden atamamış , tam bir çaresizli9i yaşıyordu. Sonuçta, kendi milletvekilinin cenazesine bile sahip çıkamayan DEP. cenaze töreni için akın akın Ankara 'ya gelen onbinlerce kişiyi de şaşkınlıkla ortada bırakıyor. devletin şidde­ tine terkediyordu. Bir kez daha kitleler örgütsüz ve hedefsiz bırakılmaktaydı. Mehmet Sincar'ın katledilmesi, milletvekillerinin TC parlamentosundan topluca çekilmesi yönünde bir tartışmayı da gündeme getiriyordu . Özellikle Kürdistan'da partililer. Kürt Ulusu'nun namusunu ayaklar altına alan bu mecliste bir saniye -Bile durulmaması gerektiQini. yüksek sesle haykırıyordu . ilk günlerin yoQun baskısı. konttnun cenaze töreninden sonra. Parti Meclisi toplantısında deQerlendirileceQi belirtilerek geçiştiriliyordu. Olay, uluslararası kamuoyunda da yankılanmış ve çeşitli kurum ve kuruluşları harekete geçirmişti.

te we .c om

kaçırmak amacıyla

Mehmet Sincar' m Katledilmesi

ww w.

ne

DEP'in. "barış kampanyası"nı sürdürdüQü ve "gerilimi azaltma". "provakasyonlara gelme me" adına. kitle tepkilerini yönlendirmek bir yana, barajlamaya çalıştıQı günlerde Kürdistan'daki katliamlar, köy boşa ltmalar, faili malum kontra cinayetleri en küçük bir azalma göstermeden devam etmekteydi. Devlet,

-

kent merkezlerine, kitle içinde sevilen . sayılan yurtsever aydınlara dogru yoQunlaştırmaktaydı. HEP'in kapatılmasının ardın­ dan bu partinin bütün üye ve yöneticileri DEP'e geçmiş , HEP'in yönetici v.e üyelerine yönelik saldırılar da bir bakıma DEP'e devrolmuştu . TC. bir yandan ulusal kurtuluş mücadelesinin kitle tabanını imha etmek. etkisizleştirmek için yogun bir şiddet ve teröre başvururken, bir yandan da Kürdistan'da giriştigi sömürgeci vahşeti kamuoyunun gözünden saldırılarını yavaş yavaş

26

Mart 21 Adar 1994 / 1


uluslararası

ortamının

doOacak

bir

baskı

olması

dahi

TC'ye pıogramından geri adım attırmıyor ve bu kez de DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya·. Güney Kürdistan'da yapılan KOP Kongresi'ndeki konuşması gerekçe gösterilerek önce Terörle Mücadele tarafından gözaltına alınıyor, ardından da Ankara DGM tarafından tutuklanıyordu.

sürece

Ne varki Genel merkez ve milletvekillerinin önemli bir kısmı parlamentodan aynlma fikrine hiç de sıca k bakmıyor, "lojman korucu lan" gibi pek de yenilir yutulur cinsten olmayan suçlamalara dahi aldırış etmeden , "henüz parlamentoda yapacak çok işlerinin bu lunduğunu " öne sürerek · · çekilmeyecekterin i

bagımsız bir seçim siyaseti izlenmesi. Türk sosya 1i st ha reket ve demokratik güçleri ile ilkeli iş ve güç birli~leri yapılmas ı" gibi somut önerilere yer veriliyordu: 27 Eylül'de yapılan Parti Meclisi toplantıltınnda bu tesbit ve önerilere özel likle reformist ~evreler çok sert tepki gösteriyor ve bunların DEP'in varlık nedenlerine aykırı olduOu ileri sürülüyordu. Sonuçta. kitlelerin kabaran ve TC Parlamentosuna yönelen öfkesine adeta gem vurularak, "'ll illetveki llerinin me cl i sten istifanın şi mdi 1i k kaydıyla uygun görü lmedigi" açık l anıyor ve "TBMM 'nin fai li meçhul cinayetlere karşı kay ı tsızlıQına devam etmesi. Türkiye'nin sorunlarına çözüm getiremeyişi ve DEP'e yönelik saldırılar karşısında sessizligini sürdürmesi durumunda milletvekillerinin konumlarını yeniden gözden geçirecek leri" belirtilerek. "milletvekillerinin bir hafta süreyle TBMM oturumiarını boykot etmesi" kararıyla zevahir bir kez daha kurtarılıyordu. Bu arada radikal önerileri ile parti yönetimini s ı kıştıran Ali Beyköylü'nün "ihraç edilmekle" tehdit edi lmesinden de geri durulmuyordu. Her ne kadar geçen süre zarfında faili meçhul cinayetler hız kazanmış, DEP'e yönelik sa ld ı rılar artarak sürmüş ve TBMM'nin "kayıtsızlıgı", DEP'Iilere ve Kürt lere karş ı kararlılık içinde bir mi ll i mutabakata dönüşmüşse de, belkide bir "aşırı heyecan" anında

om

Ancak.

.c

DEP. 27 Eylül'de yapı l acak Parti Meclisi top lantısı na bu koşullar a ltında ve tabanın da baskısıyla. tarihi bir karar alın­ ması beklentisi içinde gidiyordu. Ne varki. genel merkez belirtiyorlardı. çevreleri ve milletvekillerinin önemli bir kısmı. parlamentodan ayrılma fikrine hiç de sıcak bakm ı yor, "lojman korucu ları" gibi pek de yenilir yutulur cinsten olmayan suçlamalara dahi a ldır­ madan, henüz parlamentoda "yapacak çok işlerinin bulundugunu" öne sürerek, çekilmeyeceklerini belirtiyorlardı.

ww

w.

ne te we

Parti Meclisi topla ntı sında, anti-sömürgeci kanatta yer alan MYK üyesi Ali Beyköylü'nün. partinin temel konulardaki pol itika l arının netleşti rilmesine ilişkin olarak sundugu "OEP'te Parlamento. Seçim Siyaseti ve Legalizm Anlayış ı Üzerine" başlıkl ı 20

Nisan 1994 1

ı

27


ol unmuştu.

Olağanüstü

Kurultay ·

ne te we

Devletin DEP'e yönelik sa ldırıları . MGK'da belirlenen program dogrultusunda giderek sistematikleşi rken. bunun "yerel seçimler"e dönük sinsi bir politika oldugu henüz tam olarak kavranamam ı ştı. Milletvekilinin öldürülmesi. genel başkanın tutuklanması derken, bu defa da partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açılmış , partiye yeni geçen yurtsever belediye başkanlar ı ise bir anda soruşturma ve dava bombardımanına tutulmuşlardı. Kasım ayına .gelindigind.e, Olaganüstü Kurultay hazırlıkları partiye yavaş yavaş bir hareketlilik kazand ırıyordu . Kuruluşundan bu yana tek aday olarak DEP'e başkanlık yapan ve halen tutuklulugu devam eden Yaşar Kaya'nın yerine bu kez üç aday

om

~[t""'W~ıım ·:."".-"~""'·~""' •. ,~"" -. "".m=•'iWlf,$WC

birden çıkmıştı. Adaylardan meyi yegliyordu. Kuşkusuz Mahmut Kılınç . "düzeni bunda, genel merkezin Kürdistan sorunu doğru degiştirmek isteyen. alternati"denetleyememe" ve "yanlış biçimde çözülmeden , fler üreten bir parti olduklarını. an l aşılma" kayg ı s ıyla kitleTürkiye'nin ancak yasalara göre hareket sel etkinliklerden uzak etmek zorunda bulunduklarını" durma an layış ın ı n önemli bir demokratikleşebilmesin belirterek seçildigitakdirde etkisi vardı. HEP'ten farkl ı mümkün değildir. Bu "DEP'i iktidarı hedefleyen bir olma. HEP döneminde bakımdan DEP'in, Kürt düzenin şimşeklerini üzerine parti haline getirmeyi" vaat ulusunun kendi kaderini ederken, lbrahim Aksoy ise çeken görüntülerden kaçın­ tayin hakkını savunup ma olarak algılanıyordu ve seçilmesi halinde "DEP'in destekleyen, legal re sm i çevre lerin HEP'e savundugu demokrasi çizgisini mücadelede yasallı ğı değil hayata geçirecegini" söylüyoryönelik sa ldırılarında, kurulmeşruiyeti esas alan bir du. Genel Başkan lık mücadetay ve mitinglerdeki radikal anlayışla ve sömürgeci lesinde Hatip Dicle. diger kitle gösterilerini bo l bo l parlamentarizmi reddeden adaylardan daha "radikal" bir malzeme olarak kullanmaları bir çerçevede durması karşısında. bu kez "yogurdun görünüm sergiliyor ve kendi deyimiyle "net ve cesur poligerekiyordu .. üflenerek yenmesi" tercih ediliyordu. tikalar" öneriyordu. Partinin temel program ve Olaganüstü Kuru ltay 12 Aralık'ta, beklenenin çok politikaları, kim li k sorunu üzerinde bir ka la ba lıkla toplanmış ve daha sabah gibi konular bu defa da genel başkanlık yarışına kursaatlerinde -tüm salon dol muştu. Ancak, önceki yıl­ ban gidiyor ve kurultayın gündemini. parti içi dengellarda aynı salonda yapı lan HEP Kurultayiarında er ve kimin genel başkan seçilecegi gibi konu lar gözlenen coşkudan eser yoktu. Kalabal ı klar bu kez belirliyordu. Kurultavda yapılan konuşmalar ise daha sakin ve "aO ırbaşl ı" bir şekilde ku ru ltayı izle· gene l tesbit ierin ötesine geçemiyordu. Ant isömürgeci muhalefetten, Merkez Dis iplin Kurulu üyesi Nevzat Sagnıç. part in in içinde bulundugu durumu eleştiren konuşmasında, T.C .'nin • Kürdistan'a yöne lik topyekün imha saldırısını . partinin eylemsizligi ve sessizliginden aldıg ı cesaretle daha da azgınlaştırd ı gın ı vurgulayarak. sömürgeci kurumlara karş ı , haik ı n özgücüne güvenerek mücadele edilmesi ve sömürgeci yasalitenin dışı nda durarak. ulusal demokratik mücadelenin legal öncüsü olma hedefine yönelinmesi gerektigini belirtiyordu. Genel başkan adayları ise temel politikalardan ziyade. gündelik gel i şmeler üzerinde durmayı yegliyor l ardı. Hati p Dic le'nin zaman zaman "radikal " mesajlar veren konuşması bazı parti yöneticiler inin surat l arında as ıl malara neden olurken, salondaki kalabailgın büyük bir kısmının da

.c

AYlN DOSYASI

ortaya çıkıveren ve bir çok ~p milletvekillerinin . yüreklerini hapiatan "meclisten istifa" mese lesinin üzerine ölü top r ag ı serpilmesinde başarılı

K 1 SA

B i LA N

ç o

an la mlı alkışiarını alıyordu.

ww

w.

Sıra Parti Meclisi seçim lerine geldiginde. geçen kuru ltayda son anda üzerinde mutabakata varı l an P.M. için bu kez ortak bir li ste belirlenmesi tartı ş· maları sonuçsuz kalıyor ve çarşaf listeyle seçimlere gidilmesi kararlaştırılıyordu. Ancak· yine de son anda "demokratik güçbirligi"l!) adıyla salonda dagıtılan "anahtar liste" delege lerin kafasını karıştırmaya yetiyordu. Kimsenin sahip çıkmadıgı, fakat delegeler arasında çok süratli bir biçimde dagılan bu listede, iki çevre dışında kalanlara. iradelerine başvurmaya bile gerek görülmeden numunelik birer kontenjan ayrılıyordu. P.M. üyesi Ali BEYKÖYLÜ bu duruma çok sert bir tepki gösteriyor ve 15 Ara lı k'ta Parti Meclisi'ne gönderdigi bir yazı ile "gene l kuru lda oynanan en tri ka l arı ve delegelerimizin iradesine konulan icazeti protesto etmek amacıyla MYK için aday olmayacagını ve Parti Meclisi topl antılarına da üç ay süreyle katılmayacağın ı " bildiriyordu. Hatip Dicle'nin genel başkanlığa getirilmesi ile Parti Meclisinin belirleome yöntemi. özellikle de Dicle'ni_n kurultaydaki konuşmas ı ve üslubu. parti içindeki reformist kanatta bir "HEP sendromı.i"nu da gündeme getiriyordu. Bu arada, reformistlerce uzun süre gündemde tutulan. ancak DEP 'in kuru l ması aşaması nda bir kez daha rafa kaldırılan "lega l Kürt Partisi" haz ı rlıkları da. kurultay öncesinden başla-

28

Nisan 1994 1

ı


Devlet, hazulanan koşullar altında DEP'i mutlaka seçimlere sokmak istiyordu. Kapatma davası ve mecliste bekletilen dokunulmazlık dosyaları 27 Mart'a kadar Parti'nin üzerinde "Demoklesin" kılıcı gibi sallandırılacaktı. "Yerel seçimlerin" sonucu önceden belirlenmiş bir "referandum" gibi sunulması için DEP"'in "seçim oyununa" çekilmesi gerekiyordu.

seçimler" olabilirdi.

Yerel Seçimler Yaklaşırken

Alınan bunca "etkili önlem "e ragmen TC'nin içi yine de rahat degildi ki, MGK'da a l ınan kararlar dogrultusunda sömürgeci düzen partilerinden , Kürdistan'da ortak tek aday çıkartmaları isteniyor, bir çok yerde RP adayları açık açık destekleniyordu. Öyleki, Kürdistan'da esamesi dahi okunm.~yan MHP bile mantar gibi her yerde bitiyor. MIT ve üzel Tim'in yardımıyla, özellikle korucular arasından çıkardıgı adaytarla seçimlere hazırlanıyordu. Bu şekilde, I şbirlikçi aoa ve korucubaşlarının seçilmeleri saglanacak ve bunlar Kürt halkının temsilcileri olarak sunulup meşrulaştırılacaktı. Diger sömürgeci düzen partiler iyle de tam bir "milli mutabakat" saQianmıştı. Eskiden seçim zamanlarında, üç beş oy ugruna da olsa bölgeye yönelik bir takı m vaatlerde bulunan düzen partileri artık buna dahi gerek duy-

we .c muyorlardı. TC'nin programı artık

iyice belirginleşmiştı. Bu seçimler. başlangıçta DEP'e de telaffuz ettirildi9i gibi bir "referandum"a çevrilecekti. Ancak bu kez

vermemeleri yönünde tehdit edilmekteydi .

·=::· -~:-

.Pılftlriiii ~e:f~i~~~~ . .(t ·kuritlii$ giflşimin

•..

·-:~::

-:~:

tt '1" . . . l

tJ,, , .t.,

.

,r,(:;., . . ]. .,. . tTt ..... +•'

?.,. ~ir· tt

deki aksakbkla{ve ekslldla~ llePimiziıl maluıood ll( Bun~ süreç için!f& de gider-..

·: itemedi..e:tt qQrum :n~#jpüne . ı:ı~llatıık ba~ıçşlı$malar yl3pdrlt ..Ge~ Kuruldanjti

g!ln öncEt{ parttiniz içm.dekF . siyasl~eVMerin'~ soo iOPfimtr, ruçbir:katıseıısus 'SaQianmadan,daQııttt: Taplaı:ıtıfi !ftıa Oç 6neri ,V;mıı, ÜÇüne ., pefÇıf.p~~qmı:gyde~larcapçıkliij~ f:f;, rk t;(,...,t_g··· . tt •'t''t'''l.ı; ~ı. ''\ii,' ';·· \ · Biritci::i•ri; Taı-4 qıutabafeatta~ırk ~r~ııtc P~i Meclisi tiŞtesini'!la~- ,;: . ,, .... , , ., , ,., . .• . .•. ; , ..

i .,., ., lki~j: ~ ~er ~~~tı(blr "@ pa 1~ '-kJşi: ua: tem~IJ e411Pinl ·~ı~ı möta~-atktii'fbo ®erıvtf'gl'ır~: ~i I . ,çevre1er P;ifti M~~i$itıe git~&etc lly~lefl~ $~~~pe ~(~ısf!i~rı ~lirtiyBf.!at~ı., f?~ty~ . ka~a~ ç()gyn,ıuo ~}S,!.,·:. ;del~erl ~Öf!l&rJIJ!d~!f!bel irl~v.etek~J bt "WT • ,,tt '' ;t' ' Uçiiııci. .a~rı.; ~Vtart ve delç,gelerr özgQr.Jtaôııhıfi'f1e pşşbaşa bırakıp,

..

;t·'

t''

·w,., :\i

' '' .,., '";'

'•

1:' ',,.,.

@tllnUyle Ç(lf.şşf ~~e~.. G~n~ !.

':;Kurulu ger~ekteştiimektit ··{;' · <tl• ;: tk'': t ?{? ·· ,, ' tt · ·'·'' \; '''t •••·· '-'/' "t · Bu üç ö,netideiı blrlıtisi, S(!Y!sal mutaÇ~t siiJlan~dıQdçin 9jl.ı'ldem~rı dü~tu. t~[ıd,.'{.e,, Oçüııc.A öııeci ,. ise.\ t yeni gorüşm~leılij, k-arara baQI~na~aı:tı_ Aricak tıliif: Ç3b~taU i~ gm en;bir daha siyasi çlivrel~ri bi'r afl!ya getirme',: ,

.imtc~ otrll~·;PY~vısf:~~ üçön~ ?W.' ~it~~derı ~ı m]rmu~

91da.~~a t~nJitıA~ Kytı-ı! saf~-~pda;. ve kıtfı'Sfeıde, lısteler Ozeandtttartışmalarttevam. ~lyotdu. Eskt HEP Çeılreşııx ten.afkadaşların·:Y31)fnava ~lı~tık.~ Tan klli kişilik li~e. ırıtlıJahel~ ~~k,. ad.lffi!ll şöı~oıııısu ~aııtJtar ~s~e<fAA çıkanlmıı sıllı ·*st~ıp,. Çıtııktli~~$!0i ., : ··mutabaliSt fialinM biı&;gıırıışterimlze tıaşvurufm<iSı gerekiYordu. Kaıd1ıd hazırlan~~~ slizllmon i:a_oahtar liste, tam : , ,f.OUtatıaka.t;~~faw:n,*ş ~!W. bir f~i,YP~.i~U.;~at~ııah'bT lişt~e h~f ç~vr~en ~i@cek ~~~i~er üzerinde tli~ uılaş.J .ma otsaydf ye gerı kalant delege ıradesına bırakıfsaydı, oona karşı çıbnamıı mümktıtı d~ldı •.)' . . ' . .I Ap~ bl,r(cmvasl'fe'1~~ ken~ı tat<ı~~ göp~ bq;Jiste h11ıırtar;tAıadi çevresi. dışıQ(!ald çeyret~td,en,bltec ki~~ :; · .ıtşta;ie ko'{<lr, bir çevre'{! (fe tamanı~n dıştarsa, hefe hele gertye kalan Paiti Meeflsi Ovelerlııden otuıuotı kendı . . , ~vreSfnd~p.yıı ~:vakffi .çe'll'~sindtıl\ t<oyar~a buoun s.iyasl termill(ltojldeki adtnı şi;ı kQyıııı, .Hiç · adına' •Demokrati! 6iiÇbirli~i ltstesi'" derse bununla ~a detegeferi.yanılt!f. özgıir irağ,elerftıe sıktlıııadan da :, i . . ,~adat;.tartı§mala;qı:ıp srn.!ra btı: bayl~ra ne;:,dem~Ji·? orurup siy<ısi a~ıak: dıl.rsfııri mi · ver_melif~er' koyaısa, o ..· listernn adıt · . GÜÇBIRLIÖI !Se. kerı9isi dı~dakı",90çlef.le biftiJciçiııde oıwası gerekmiyor muydu? Hele ~ı. demokrat , güçle.r,aengesfrü lıôzatriiesi geretmiypr mıi\ioo?'Anlaşı'ıiln eskf HEP çevreslhdeki atkMaşlar 'deleiı~erır ik jse, .. i Özgof r '' iradelerindefl ko~lar . Yol<sal)öylesifıoş.~may~~ir oyun o~f"~t~rd~., . . , ::,.i , ;,, / \

w.

ww

yogunlaşmıştı.

ardından ise köy ve kasabaların yakılıp yıkılmasına. boşaltı lmasına iyice hız veri l miş, bir anlamda DEP seçmenleri sürgün edilmiş, fiilen oy kullanamaz hale getiri lmişti. Seçim dönemiyle birlikte boşaltılan köyterin sayısı 900'ü buluyordu. Kalanlar ise DEP'e oy

ne te

Agustos ayı içinde, devletin en üst kademelerinden başlayarak, "27 Mart Yerel Seçimleri"nin Kürdistan'da ertelenmesi tartışmaları. sömürgeci devlet basınının manşetlerini süslüyordu. Aslında. önceden hazırlanan bir senaryo doQrultusunda ortaya atılan ve "seçim güvenliQi"nin bulunmadıQı gerekçesine dayandırılan bu yapay tartışma­ da ilk tepkiyi DEP veriyor ve "yerel seçimlerin ertelenmesi halinde seçme ve seçilme hakk1mn gasbedilecegi, seçim güvenligini saglamanm devletin görevi oldugu, bunun saUlanamamasi durumunda hükümetin Birleşmiş Milletler'den yard1m isteyebilecegr belirtiliyordu . DEP içinde, partinin "yerel seçimler"e sokulmaması gibi bir kaygı da mevcuttu ve DEP'in, olagan koşullarda yapılacak seçimlerden büyük bir zaferle çıkagı öngörüsünden hareketle "seçimlerin ertelenmesi"ne ka rş ı çıkmas ı ilk anda belki normal ka rş ı lanabil irdi. Öyleki, "yerel seçimler"in bir referandum olacagı dahi söyleniyordu. Ancak unutu lmamalıydı ki, Kürdistan'daki koşullar hiç te olagan deOildi ve Osmanlı'da da oyun çoktu. Nitekim bu çıkışın hemen ardindan TC tarafından senaryonun ikinci perdesi uygulamaya konuluyor ve başta seçim yasas ı nda degişiklik yapıl ması olmak üzere. "seçim güvenliOinin sag lanmasın a" dönük bir dizi "önlem"(!) gündeme geti riliyordu. Seçim Yasası 'nda yapılan ve "asker, özel tim ve k or ucu ların silahlarıyla sandık başına gitmeleri. sandıkların belli merkezlerde birleştirilmesi ve seçmen ierin askeri araçlarla buralara taşınması, oy verme saatlerinin deOiştirilmesi, seçim sandıklarının yine askeri araçlarla başka yerlere taş ı nıp sayı m işlemin in orada yapılmas ı, Yüksek Seçim Kurulu'na bu konuda geniş yetkiler verilmesi v.s." gibi hükümler öngören deQişiklikler, bu "önlem"lerin neye yönelik oldugu konusunda az çok fikir veriyordu . "Seçimlerin Prtelenmesi" meselesi bir süre sonra birden bire unutulmuş, ancak bu arada TC'de amacı­ na u laşarak, hem, DEP'e kendi aOzından bu seçimlerin bir "referandum· olacagını söyletmiş, hem de şimdiden bu "referandum"un sonuçlarını kendi lehine çevirecek uygulamaların zeminini hazır­ lamıştı. Şimdi hedefe DEP oturtu l muştu ve Kürdistan'daki tüm DEP yönetici ve üyelerine yönelik korkunç bir "sürek avı" başlatı l mıştı. Artık gün geçmiyorduki, bir DEP'Iiye sal dırı yapıl masın, her hangi oir DEP binası basılmasın. Ali BEYKÖYLÜ 'nün deyimiyle, "Kürdistan'da DEP üyesi. yöneticisi olmak. parti binalarına gidip gelmek başlı başına bir 'tehlike' haline gelmiş, sald ırı. gözaltı ve tutuklama turyasından kurtulmak isteyen yÖneticiler çareyi metropollere sıgınmakta bulmuşlardı." DEP'li Belediye Başkanları birer birer görevden alınıyor. tutuklanıyor. muhtemel DEP adayları da aynı akı betle karşı karşıya kal ıyorlardı . 6 Kasım'da yapılan "seçmen sayım ı "nda ise Kürdistan'da ve yurtsever potansiyelin yogun oldugu bir çok yerde, DEP'e oy vermesi muhtemel köyler. mahalle ler. sokaklar. evler sayı m dışı bırakı lıyordu. Salt Diyarbekir merkezde 30 ila 50 bin civarında seçmenin yazılmadıgı söyleniyordu. Yapılan itirazlar hiç

Sömürgeci devlet terörü ve vahşet, "seçim hazırlıkları · ile biri i kte da ha da

om

du. Ancak, kurultaydaki hava. ateşin yakılması için elverişli ortamı henüz olgunlaştırmamıştı. Bu i şi n "radikaller"le olmayacaOını göstermek gerekiyordu ve bunun için en elverişli fırsat da, olsa olsa "yerel

\

tym

w

pot'*

,ıVkada§lar•..sıyasette-:vesayet otmaı. Kımse ldmser:ıın vasısı

Oevıimti siyasetteala~Te-dalavere olmaz. k~açç!lık olmaz.,

;: ,.. ~'t , ;; deM, i:ımse kımsenın ~nne:g.örOş belırtetnez.

·: ·, ,, - . ·' .. : ffiır~ye ra~me!l, ~ngrndan man~ıtanlat mantagtyla litilırlallan1i$ieve o6ay v'trmi~ ols:ıVdtk bile~ Partr . ,Mect!~ ~~-C!'!.W!.~dfT~ yo~~a blt,~aş~~. ~f~l' f11! f~erir9~· txlif.? bil~T: ~~~t'lenıj~,nırt ~teki'"4 U. ,YokS<J ;. ' -~etıdistnt ~snraıı edımlar degtl~ :: · , ' , ·· ··· .. . , ·' ' ' ·· ,. :: ' .· tvet d~tii arkad~~lar, görk.e!Wt ancak. ol~4kça s~ncıfı, va politik nıffeksi ~ayıf hiı G~~~ Ktıwl geçirdil:.< '' I HoşgödlnnZe:sınırfar._.~iesayet altııida va·&ıyatma i!epolhika yapılmay.ac<10ından, PartiMeclisinden istifa ede:

.cektim, C~vre otaftıl<. ~Iti M~çtisi dışıntjıılğ tllm kademeterir.ıoo çqlı ~ma~,

a~caf( Parti ..Mecı isiııden çel<.ilmevı :·; : · dlişunôôk, ·Bpv~say~t~lcaz~!lfı potitika '\iaJ)ıltıfav~gıqın l<amtı olaı:akb~"Kendinl vasi'!ıan edenlere 11e bir t1ers ,qıu~:,A~Cfk~,~~.P~. KU[~Id~.rr-trem;~. !Qflf<l., kar~'t~lq.V~.mu~~.<l.ıtn;denlefd.fltı ö~rli_ P~rtNi _te~ ~rmek isteyen- ? \I!!Mtı. Jıtktılitel du~ e. a,vnı Çwwna duşmemek ıçın ve sıyasr soroml~:~l uklat geregt şırnditik ıstıfa eımeyecegim, .Ane~~~ Ge~~IJuwt.pa offl.ao~p .entrilqllan va deleg~lenoıhio i!Jlctest~ kontıtan ica~ett P.rotesto etmeı< amacıyla f için aday :;::: .

olmayacaOım gibi Parti Meclisi toplantıianna da Oç ay süreYle katHma'{< !CaQımtbilmepiıi isterim. ,BQndan ·wnra~iça!ışw$1tamuzda.Pıışarılardilerim. l~J2.l993 ;.;:-·-:-.--..· ·' .; Xl·'

;.; :~- :~:

:~:

-

-::~:- :~.

'.

·.•,

'

-~-

.

....

:;:.

·:;.·

-~:

.

;:;.

<;:• ·-:-·

<>

AU BEWô\1.0 J'Pitti MeeıiJ. ÔyEi;l t :;:

Nisan ı 994 1

ı

29


ve kuşkusuz bunun için DEP'in AYlN DOSYASI hazır 1ana n koş ull ar f!W7-t?'.S:ffi.X&W.1Vf:%f.tkl altında mutlaka seçimlere sokulması gerekiyordu . Kapatma davası ve mecliste bekletilen dokunulmazlık dosyaları, 27 Mart'a kadar DEP'in başında demoklesin kılıcı gibi sal l andırılacaktı. Bu arada. seçimler ve TC 'nin Newroz'la birlikte her yıl içine girdiQi "bahar sendromu" nun aynı döneme denk düşmesi de önemli bir ·avantaj" sayılma lıydı. TC böylece, artık gelenekselleştirdigi "bahar taarruzu"nu siyasi ve diplomatik bir başanya (!)da tahvil etme o lanaQına kavuşacak­ taşıyordu

"YEREL SEÇiM''LE GELEN ŞiDDET FlRTlNASI VE SANClLI BOYKOT gösterilmesinin, kamuoyu nezd inde mahkum edi lmesinin bir aracı olarak kullanılacagı, parti tabanından başlayarak genel merkeze kadar tartışıl­ maya başlıyordu. Kürdistan'da. seçimlere karşı tam bir tepki oluşmuştu ve çeki lme fikri yüksek sesle ifade ediliyordu. 16 Ocak'ta Ankara'da düzenlenen

tt. kapsaml ı

. . 1

r:: : ~:Q~~AH:o$ m~·.·. -- ·-···

~

açı klan ıyordu.

SEÇiMDEN · ÇEKiLME KONUSUNA TEPKILER 1

*'»:-~%~:-:;;;:;:;):: W

:-:-. .::=:-::::» X-. .v.v. .yh'WM~~:;;_ ~

"Seçimler" e, Karşı Tavır

DEP içindeki reformist çevreler başından beri; partinin kuruluş ve varlık nedeninin seçimler oldugunu. devletin DEP'i seçimlere sokmamak içi n elinden geleni yapt ıgını öne sürerek, sonuç ne olursa olsun bu seçimlere girilmesi nde ı s ra r e dı yorla rd ı. Olaganüstü kurultayda umdukların ı bulamayan bu çevrelerin, ocaga yerleştirdikleri "legal Kürt Partisi" haz ı rlıklarını pişi rmek için biraz ateşe i htiya çları vardı. Ateş ise. "yerel seçımler"de n a lına cak "yenilg( sonrası kopacak tı rtınada faz lasıyla mevcut olaca ktı. "Seçim yenilgisi"nin faturası "radika ller"e çıkartılarak bu işte41 kolayca sıyrılmak mümkün olabilecekti. Bu ba kımdan , fa rkl ı amaçlarla da olsa. "seçimlere girileceginin" açıklanması. TCile birlikte parti içindeki reformisı kanadı da bir ölçüde rahatlatmıştı.

ne dediler ?

Ancak, evdeki hesabın çarşıya uydugunu söylemek de pek mümkün degildi. Parti ta banında seçimlere girilmemesi yönünde büyük bir tepki yükseliyordu. Bu arada partinin "yaramaz çocugu" Ali BEYKÖYLÜ, Kürdistan'daki bu tepkilerden de yola ç ıkarak Genel Başkan'a hitaben bir metin sunuyor ve

ne te

program lar DEP'e yönelik böylesine· halen ne merkezi parti uygulamaya konulurken, yaşıyordu. ı sıkıntısın bilememenin yapı lacagını TC'nin DEP'e ve Kürt Ulusu'na yönelik saldırıların ın ne şekilde barajlanacagı konusunda, rutin parti faaliyetleri dışında en küçük bir hareket gözlenmiyordu. Bu arada lzmir ll örgütünde iki "acil eylem önergesi" tartışmaya açılyordu Genel merkeze de iletilen bu önergelerden ilki, mevcut ve hazırlanmak­ ta olan "Terörle Mücadele Yasa s ı"na karşı, bu yasanın "suç" saydıgı fiilierin meşruluQunu dile getiren "beni de tutuklayın !" kampanyasını, digeri de. bundan sonra DEP'e yönelik her hangi bir saldırı halinde tüm il ve ilçe yöneticilerinin en yakın konsolosluklara sıg ınmas ını öngörmekteydi. Ancak. Genel Merkezin ilgisizliQi bir yana. alttan alta karşı tavır alması nedeniyle bu "eylem önergeleri". tüm acilligine raQmen karar altı na alınamıyordu. DEP'in, sonuçları önceden belirlenmiş ve garanti altına alınmış bu seçim oyununda alacaQı çok düşük oy oranının. "agır bir siyasi yenilgi" olarak degerlendirilecegi ve bunun aynı zamanda. KUKM'nin kitle desteginden yoksun, marjinal ve gayrimeşru

DEP toplanantı sında bt>ı yönde bir karar çıkması beklenirken kamuoyu bir kez daha yanıltılıyo r ve "seçime girip girmeme konusunda bir belirsizligin yaşarıması nedeniyle bir çok kiş ini n adaylıgını açık­ lamaya çekindigi, ayrıca tabanın da kaymaya başladıgı" gerekçe gösterilerek seçimlere girilecegi

om

ı

politikalarının meşrula ştırılm as ı amacın ı

we .c

"referandum". TC'nin sömürgeci militarist

..

-~-=~-~

~t;&'*···· .; :~~~W;:f:::~ :::

,•, . ~~w

-::: :«:..;:!::-::m:::.w .....,. .-..~«:;...w....,

. ,

~~

=: ...._.._._._ ·) R. ·

~-:~~~f.':~:;;::8:::cr .v:-.·>:· ..:-:-:««::-::~

mıştır.J3u durumda, istisna sayılabilecek birkaç yerde varolan bagımsıı aday i · . kaldırma. ortadan koşullannı seçim Devletin, "... Ortaya çıkan tablodan. · parti- "düzan larla Kürdıstan ve TOrkiye'nin bazı yerlerinde seçime girecek olan •. seçimlere girilse dahi. yurtseverlerin "başarısız" olmasını saglayacak bir ~ sonucu. ıorbalık ve hileyle elde etme hesabı içinde orctugu kolaylıkla anlaşıl- leri dışındaki seçenekler desteklenmelidir. Yurtseverlerin ve devrimciların kullanılmalı. halkın, bu~uva partileri- l seçime giremedi~ i yerlerde Ise "boş · )1 maktaydı. etmesini saQiama yonünde çaba ~ protesto şekilde bir aktif ni ve oyunun kamu yurtsever Yerel seçimler yaklaşırken, ~~ harcanmalıdır... :~ çeşitli siyasııl çevrelerin, seçim için, gerekirse tek taraflı bir ~~ (Medya Güntfi, ~Medya Gündemi", Sayı; 45 s. 2) ~ '~ ~ 1 ateşkes çagrısına olumlu karşılık vermeyen PKk'ni n, tersine, ~~ ~ tırşiddeti Devletin ' ak yogunlaştırar askeri eylemlerini "..• Seçimlerden çekilme kararı; ulusal birlig in dışlanması, ~ mandır?n egilimini körüklemesi. Devletin seçim politikasını i.: ateşkes yapıtmaması, uygun bir seçim ortamının oluşturulması !~ . boşa çıkarma yönOnde bir çaba içinde olmadıg ının gösterge· için gerekenierin yerine getirilmemesi gibi yanlışlar zincirinin son halkasıdır... • . sicür. Varolan koşullarda. düzen partilerine de oy verilmemelidir. Varolan bagım- I u~rayane akibeti HEP'in ile tablo çıkan ortaya OlaQanüstü kong(esinde ı~ sız, devrimci, vurtsever adaylar ve SBP, Kurtuluş, Emek blokunun oluşturdugu ·~ cagı aniaşılmaya başlanan DEP, gerek genel başkanının ölçüsüz davranış ve . seçim blokuna oytar verilmelidir... ~.· açıklamalanyla , gerekse aday belirlemede izledigi sekter-uzlaşmaya kapalı bütOrılOidO bir ~ekilde ~ süreç, izleyegeldigl bugüne kuruluşundan DEP'in yöntem ve tutumuyla da; hem seçim sorecine ulusal bir politika ile müdahale ; yönelik girişim ve yaratmaya birligi niyetlt iyi bütün lnde; degerlendirildiQ edip devtetin oyunların! boşa çıkaracak. halka nefes aldıracak açılımlar ffi bence koşullan çalışmanın DEP'te ki. yazık ne ra<)men. çabalara ~ geliştirme şansını kaçırmış. hem de siyasal yaşamnnızın aktif ve süreci etkkalmamıştır... t ileme gücüne sahip bir öznesi olmaktan uzaklaşmıştır. ~ . . .. (•.•) . Devletterör estiriyor diye seçimlerden çekilmek. her tilrlU saldırı ve ıul mü t' ~ ınancın~ olmadıQı yanlışlık bır olmanın ış m al yer kadar bugune te DEP ilişkiler* göze alıp. seçimleri, ulusal twk ve özgOrlüklerimizi dile getirerek kitle bulyolu çıkış bir ayn muhalefetin DEP'teki aşamada, gelinen akat, F dayım. imizi galiştirmenin aracı haline getirmeliydik. Maalesef. bugün. bu olanak ~ ması gerektigi düşOncesiodeyim. Bu tutum, elbette kL DEP yönetimi ile 1 önemli vranda yitirilmiştir... . dır... dıştalamamalı anlayışını işbirliği e v dostluk. mey~ DEP'in seçimlerden çekilme kararı alması, halkımızı siyaset-seçim j (.J ID danında. burjuva seçeneklerle başbaşa bırakmıştır. Gelinen noktada, seçim ff Kürt alabilecek. yer siyasette legal il& kimliği Kürdistarti parti, yeni Bu ~ mevzuatı geregi, birçok imk~n ·örneğin bag ımsız aday başvuruları- tüketilm iş sorununun çözümüne katkıda bulunacak. akılcı. saglıklı politikalar üretecek ı.~ oldugundan. boykot ya da seçimlerden çekilme yaklaşımını doğru bulmayan j legal bir Kürt partisi olmalıdır. .. " kalkortadan ~ çevrelerin birleşik bir seçim etkinliginde bulunmalan olana()ı da «-m~:=>. ·*~ :~::w~::w.:: . .~:;W~:;ş;~~;:;W-~;.t::.x-:-:S: ::>. r;~:,Nffi.'::;.~.:.m:w.:~M<o#-~"P&t~ c..&;;.~~~=;::::~.;ot:;;~~=:;::-=::'J'w . •:%:;:;: :_: :-t=~::::w •*:·:$4:~~~~;;;:.~*'»ı·'c~~-f~~~-n om ~~=~-

t

1

l *

jf

1 4

1

30

i

n

ww

!

ot

w.

. l

l

e

1

Nisan ı 994 1

ı


metinden dolayı Ali BEYKÖYLÜ 'ye sert tepkiler gösterip, istifa etmesini ya da disipline verilmesini istiyorlardı. Bir kısım üyeler ise. metnin muhtevasına katıldıklarını. ancak zamanlamasını doOru bulmadık­ ların ı söylüyorlardı. Sonuçta Parti Meclisi'nden, "seçimlerden çekilme" yönünde bir karar çıkmıyor ve

DEP PM Üyesi A. Beyköylü'nün, Genel Başkan Hatip Dicle'ye 28.1.1994 tarihinde gön- ~ ·yerel seçimler"le ilgili değerlendirme yazısından bazı bölümler.

derdiği,

Sayın Genel Başkan:

; ' '

YÜRÜTME KOMITESI.. NIN21ı1994 TARIHU BILDIRISINDEN_.

::::·

,

*; ~

~

1 1 ~

•... DEP üst yönetimi ve bazı ulusaJ demokratik güçleri, yaşanan süreçte uyguladıkları· politikalarla, devlet yöneticilerinin kirli amaçlarına ulaşmaianna uygun koşullar yaratmışlardır. ( ) DEP PM. aldıOı çoQunluk kararıyla seçimlerden çekildi. Kitlelerin, devlet politikaları ve düzen partileri karşısında alternatifsiz bırakllması anlamında, yanlış, zamansız, halkımızın gerçekligini göıönünde bulundurmaktan uzak bir yaklaşımın ürünü olan bu tutumun, ulusal demokratik mücadeleye yarardan çok zarar getirecegi açıktır. ( ) DEP'in seçimlerden çekilm~si ve daha önce ulusal demokratik güçlerin böylesi bir durum karşısı nda tedbir olarak ortak baOımsız adaylar konusunda bir netleşmeye varmarnatan yerel seçimlerden istenen verimin alınmasını. bu platformun.

...

' ı

ı.;

ı

~

.., ~·

t

>

t i ·~

t

'

r1

;;

!

~7 Mart yerel seçimletinde. düz~~i partilerinin ·~ ~ 1

dışında; halkımıza yönelik yıldırma, sindirme ve ·~

imha pol it i kal a rına karşı çıkan , demokrasiye .,. gönülden inanan, halkım ızın kendi gelecegini özgürce belirl eme hakkın ı savunan, Kürt ve ! Kürdistan sorununda demokratik ve kalıcı çözümü <' ~ benimseyen demokrat. yurtseve'r, devrimci ve '' t sosyalist adaylar desteklenmelidir..." ,

?,

i;.

'i f

[ ~:~%~';~n~~~~~~~~:=~:~nd: ;k~!la~ı;masını ·~ ;:j

.:; '' '"

...

ww

r

Bildiginiz O~~re 27 Mart 1994 günü tüm TOrtiye'de ve Kürdistan'da , Belediye Başkanlan, Belediye ve ll Genel Meclisi Uyeleri ile Muhtarların belirlenecegi "yerel seçimler" yapılacaktır. Kuşkusuı uyerel seçimler". özellikle Kürdistan'da halkın kendi yöneticilerini belirlemesi, yerel inisiyatifini tayin etmesi ve KOrt halkının yararına. programiann uygulanmasının önünü açması açısından son derece önemlidir.{...) (... ) Ozgürlüklerin bulunmadı~ı sömürge bir toplumda kitlelerin önüne "efendilerini seçme ôzgürlüQüN dışında hiç bir seçenek sunulmaz. Esas olarak sömürgeci politikaların uygulanmasına yönelik yapılacak bir "seçim"in meşru bir yanı yoktur. Ancak, ·yerel seçimler" gibi, devletin ~ ·;ıgramının uygulanmasına daha sın ırlı olanak veren seçimlerde, anti·sömürgeci adayların seçilip yerel yönetimlere gelme. buralarda halka dönük kendi demokratik programlarını uygulama koşulları bulunmaktadır. Yerel yönetimler (beledi)'eler, muhtarlıklar, belediye meclisi), aynı zamanda devlet yönetimine ilişkin önemli deneyimlerin elde edilebilecegi bir laboratuvar niteligindedir. Yerel yönetimler, halkın özlem ve taleplerinin asgari ölçillerde de olsa karşılanabilecegi programIann uygulamaya sokulmasında da önemli bir araçtır. Bu bakımdan "yerel seçimler" e katılma ve "yerel yönetim· ler"de iktidar olma hedefi, meşru bir hak olarak tanımlanmaktadır. Ne varki, bugün ülkemizdeki devlet terörü böyle bir hak ve olanagın kullanilmasını tamamen imkansız kıl maktadır.(... ) (... ı Kürdistan'da sömürgeci terörün hedefi sadece partimiz mensupları degildir. Partimize sempati ile bakan. önemli ey potansiyelinin bulundugu köyler, yerleşim birimleri yerle bir edilmiş, hızla boşaltti mıştır. Kalanlar ise DEP'e oy vermemeleri konusunda tehdit edilmektedir. Şu anda OEP'e oy verebilecek binlerce insan yerinden yurdundan sürülmüş durumdadır. Yaratılan bu yogun sömllrgeci terör karşısında, geçmişte neredeyse aday enflasyonunun yaşandı~ı Kürdistan'da şimdi aday bulabilmemiz dahi mllmklln olamamaktadır. KUrdistan'daki adaylarımızın "guvenlik" gerekçesiyle, en son aoa yani 19 Şubat'a kadar kamuoyuna açıklanmayacagr söylen· mektedir. Ancak, 19 Şubat'tan sonra bu adayların "güvenligi"nin nasıl sagıanacagı belli d~ildir, Kürdistan'ın bir çok yerinde artık degil seçim propogandası yapmak, miting, toplantı v.b. gibi etkinliklerde bulunabilme olanagı da ortadan kaldırılmış durumdadır.. Kürdistan'da toplum tümüyle terörize edilmiştir. Aynı dönemde yurtsever. demokrat basın, sendikalar ve OKÖ'Ier üzerindeki baskılar da arttınlmış, gazete ve dergi bürolannın. dernek ve sendika binalaı1nın basıtması, peş peşe verilen toplatma ve kapatma karatları ile devlet terörü daha da genişletilmi ştir. Özgür Gündem gazetesi başta olmak ıızere parti politikamızı kitlelere 'taşıyacak bir çok yurtsever-devrimci gazete ve dergi. devlet tarafından Kürdistan'a sokulmamaktadır. (...ı TUrn bu uygulamalar bir arada tfegerlendirildiginde TC'nin "yerel seçimler"e ilişkin tüm hazırlık ve düıen­ lemelerini baştan beri KUrdistan'da "yerel seçimlerin" yapılmaması ya da ertelenmesi yönünde degil. mutlaka yapılması ve her yönden kuşatılan OEP'in. silahların gölgesinde yapı lacak bu ·seçim"lere sokularak ·agır bir siyasi yenilgi"ye ugratılması üzerine kurdugunu göstermektedir. Bu programın temel a(llaçları şu şekilde tesbit edilebilir. 1- DEP'in seçimlere katılması ile bu koşullar altında yapılacak "27 Mart Yerel Seçimleri"nin "demokratikligt ve ·meşrulugu· üıerindeki tartışmaların önünO almak. böylece özellikle uluslararası alanda içine düşebile­ ceQi olumsuzdurumlardan sıyrılma k, 2· Sonuçları şimdiden belirlenmiş ve garanti altına alınmış bu yerel seçimleri bir wreferandum· havasına bUrUndOrerek, DEP'in yenilgisini Kürdistan Ulusal Kurtuluş GOçleri'nin yenilgisi olarak sunmak ve böylece KUKM'ni uluslararası alanda ve kamuoyu nezdinde mahkOm etmek, tabansıı. marjinal ve gayri meşru gösterrnek, PKK'yi »terörist" ilan ettirme yönUnde diplomatik alanda elde ettigi başarıyı perç1nlemek, 3- 1991 seçimlerinden önce Kürdistan'da sömürgeci düzen partileri ve TC parlamentosuna karşı gelişen kitlesel tavrın, HEP'in SHP i1e seçim ittifakına sokularak barajianmasının ardından. bir anlamda bu seçimlerin ~rövan§(nı almak ve 91 seçimlerinde SHP hanesine yazılan oyları. DEP'in yenilgisi ileme§rulaştırmak, 4- Böylece, devlet yöneticilerinin bahara kadar önemli sonuçtar elde edeceklerinisöyledikleri askeri "başan"yı , siyasi "başarı" ile pekiştirmek. 5- KUrdistan'daki özgürlük mflcadelesinin düşmanı işbirlikçi aQa, mOtegalibe ve korucu başlarını, böyle bir seçim ile yerel yönetimlere taşıyarak. bunlan "Kürt halkının temsilcileri" gibi sunmak ve meş-utaştırmak. 6- Kitleleri demoralize etmek, umutsuzıuga ve yılgıolıga düşürmek. kitlefet neıdim1e Ulusal Demokratik Güçle(in prestinni kırmak, mücadeleye olan desteklerini ortadan kaldırmak. TOm bu olgular, TC'nin "yerel seçim"leri, KUKM'ne karşı tehlikeli bir tuzak Diarak :kullanmayı arnaçladıQını göstermektedir. Bu oyunu bozmanın tek yolu, burjuva demokrasilerinin en kOÇili< bir kırıntısının dahi olmadıgı, toplumun tamanlamıyla terörize edildigi, listelik kaıanılması halinde bile önerılan programfarın U)'!lulama koşu­ tunun hig bir ş ekilde bulunmadıgı bu seçimlerin reddedilmesidir. Bu koşultar altında "27 Mart Yerel Seçimlen"ne katılma, sınırtan bütünüyle devlet tarafından çizilen ve sonuçta TC'nin mevcut sistemin meşru­ laştırıtmasına dönük bu tehlikeli oyununa alet olmaktan başka bir anlam taşımayacaktır. (... ) (...) Bu bakımdan, mevcut durumu kitlelere ve dünya kam~oyuna anlatabilmenin ve TC nin oyunlarını bo şa çıkarabilmenin tek bir etkili yolu kalmıştır: »27 MARTYEREL YÖNETIM SECIMLEWINI REDDETMEK, .. t ..J K'urdistan'daki gelişmeler ve partimize yönelik saldırılar kar;ısında D~P ~larak bugün~ kadar iyi bir sınav veremedik.. Kitlelere açık ve net polltika~ar sunmada ya geç kaldık ya da kitlemizi hedefsiz ve poltlkasız bıraktı~.. S~hip~ldu~umuzkitle.deste~ine den~ ~O~en kararlı politikalar üretemeyişfmiz. TC'y.i ulusomuza yöneilk ' .. '' mılıtarıst saidıniarda daha da .cesaretfendırdı. (...)Sizin, ~sonuçları tartı~<ıh" :dedigioiı, bence SONUÇLARI BAŞTAN BEUAlENMIŞ:' olan "27 Mart Yerel Seçimleri• ne katılmak, sınırtan butOnUyle devlet tarafından çizilen ve sonuçta TC'nln. mavelli sistemin meşrulaştırıtmasını amaçlayan bu tehlikeli oyununa alet olmaktan, KUKM'nin bu gUne kadar varatılan deQerterinin imha edilmesine ortak olmaktan başka bir anlam ta$ımayacaktır. (... ı (...) Yetkili kuru lların konuyı.ı görüşmek üzere derhal, olaganüstü olarak toplantıya çagrılmasını ve bu talebima en geç 30.1.1994 tarihine kadar olumlu cevap verilmesini ve bu koşullar altında »27 Mart Yerel Seçimleri"nin reddedilmesi, katılınmaması yönünde karar verilmesini bekliyorum."Seçimlere katılma· kararında ısrar edilmesi ltalinde. siyasal sorumluıugumuz gere(li, bu tarihi yanlışhga ortak olmayacagımızf, gerek parti ta banında, geretcse kitleler nezdinde bu yaniışı düzaltrnek yönünde en geniş çabayı gösterecegimlzi bilmenizi isteôz.

w. ne

ll

om

DEMOKRASI PARTISI GENEL BAŞKANLIGINA

YE KB UN

Diyarbekir'e, bir çogu da. ya tutuklu gözaltında bulunail" Kürdistan adaylarının açıklanmasına gidiliyordu.

te we .c

"seçimlere katılma kararın ın gözden geçirilmesini ve tarihi bir yanlışlıktan dönülerek 27 Mart Yerel Seçim lerinin reddedilmesini" talep ediyordu. Oldukça önemli tesbitler içeren bu metinde. T.C.'nin "yerel seçim ler"e ilişkin programı ayrıntılı bir biçimde deOerlendiriliyor ve "seçimlere katılma kararında ısrar edilmesi halinde, siyasal sorumlulugumuz geregi, bu tarihi yanlışlıga ortak olmayacag ı mızı. gerek parti tabanında. gerekse kitleler nezdinde bu yaniışı düzeltmek yönünde en geniş çabayı göstereceOimizi bilmenizi isteriz." deniyordu. Genel Merkezde başlang ıçta tartışılmayan metne anti-sömürgeci kesimler sahip çı kıyor ve bu metin çeşitli il ve ilçe teşki latlarında hararetli tartışmalara yol açıyordu. Durumdan son derece rahatsız olan Genel Merkez çevreleri. Ali BEYKÖYLÜ 'nün disiplin kuruluna verildigi dedikodularını yayarak metnin tartışılmasına yasak koyuyorlardı. Bu arada. DEP'e yönelik saldırılar tüm hızıyla devam ediyordu. Bazı DEP binalarının bombatanmasının ardından bu kez de partinin henüz açıklanmayan Oiyarbekir adayları apar topar gözaltına alınıyordu. 10 Şubat'ta yapılan Parti Meclisi toplantısında özellikle reformist kanatta yer alan üyeler, bu

'·

Ali Beyki ylü

_ DEPPlt'ti Meclisi Uyesi ,

Mart 21 Adar 1994

1

ı

, "

"" 1 ~ o k u

31

,,,

r ,

'~

f

~

l

•.• .:'\,· ; .,

i

i

~.

~


Nihayet .. Seçimlerden Çekilme" Karan Parti tabanı. "seçimlere" girilmesindaki ısra r ortaya koymaya başlamıştı. Kürdistan'da halk sonucu önceden

karşısında artık tepkisinı açık açık

(... }

DEMOKRASI PARTISI PARTI MECIJSI ÜYELERINE

T.C.'nin amacının, OEP'i tamamen etkisizleştirerek seçimlere sokmak ve sonuçlarını önceden garanti altına bu seçimi bir "referandum" olarak sunmak oldugunu daha önce vurgulamıştım. Bu bakımdan, DEP'in mevcut koşullara dayan.ıırak seçimlerden çekilmesinin, parti içindeki bir kısım arkadaşlanmız tarafından MOEP'in devlet tarafından seçimlere sokulmaması" olarak yorumlanmasını n. TC' nin bu programının yetennce kavranmamasından kaynaklanan yanlış bir deQerlendirme oldugunu düşünüyerum. Nitekim, çekilme kararından önce resmi çevreler tarafından ,v-pılan "DEP'in seçimleri boykot edeceOi ve bu hususta PKK'dan talimat aldıgı· şeklindeki açıklamalar v.s., DEP'i. hazırlanan program içinde ve her koşulda seçimlere katılmaya zorlama amacını taşımaktadır. Bu çevrelerin. çekilme kararının ardından yaptı~ı "OEP'in seçimlerden kaçtıgı" yolundaki degerlendirmeler de, amacın DEP'i seçimlere sokmamak degil, kendi tayin ettikleri çerçevede seçimlere girmeye zorlamak yönünde oldugunu göstermektedir. Bu bakımdan. DEP'in aldıgı karar. TC' nin tam bir "milli mutabakat" içinde uygulamaya koydugu bu programa önemli ölçüde darbe vurmuştur. Ancak, bilinmeli ki, panige kapılan ve telaşa düşen TC'nin bize yönelik saldırıları yogunlaşarak artacaktır. "Seçimlerden çekilme· kararımızla ilk darbesini yiyen TC'nin henüz kendisini toparlamadarı, sersemletici yeni darbeler indirerek geri adım atması saDlanmal ıdır. Diger yandan. parti içindeki bazı çevrelerin. "DEP'in her koşulda seçimlere girmesi gerektigr yönünde baştan beri yürüttükleri ısrarlı tavrı amaçlı buldugumu ve kesinlikle onaytamadıgım bu tavrıo giderek, dikkat çekti~im program çizgisine kaydıgını da belirtmek isterim. (...) (... )Gerçekten de oldukça Lor ve çetin bir süreçten geçruekteyiz. Sömurgecilerin topyekün saldırıları karşısında top yekün bir direniş içinde olmak. her zamankinden daha da gerekli bir hal almış durumdadır. "27 Mart Yerel Seçimleri" nden çekilme kararı alınması, bu yönde önemli bir adım olmuştur. Ancak, bunun bur<la bırakılmaması, etkin ve programlı bir çalışmayla konunun parti tabanına, demokratik kamuoyuna ve uluslarası platformlara taşın­ ması. TC'nin ''yerel seçim" oyununun tam anlamıyla bozularak, bundan KUKM'nin lehine siyasi kazanımlar elde edilebilmesi yönünde ciddi çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Bu konudaki pratik önerilerimi şu şekilde sıralayabilirim; 1- Parti Tabanı ve Kitlelere Yönelik Çalışmalar:

a) "Seçimlerden çekilme" yönündeki karar ve gerekçesi en etkin bir şekilde parti tabanına ve kitlelere anlatılve demokratik hiç bir niteligi bulunmayan bu seçimlerin reddedilmesi dolayısıyla, bu yönde bir propaganda öne çıkartılmalı, toplantı, miting, afiş ve bildirilerle donatılmış bir kampanya hazırlanmalıdır. b) DEP Genel Merkez yönetimi tarafından, tüm il ve ilçe örgütlerinin, seçimdöneminin ba~lamasından bu yana bölgelerinde yürütOlan sömürgeci uygulamalar. yakılıp yıkılan, boşaltılan ve tehdit edilen köy ve kasabalar. gözaltına alınan. tutuklanan. tehdit edilen. saldırıya ugrayan ve öldürülen DEP yönetici, üye ve taraftarlan ile ilgili birer rapor hazırlayıp en kısa sürede Genel Merkeze ulaştırmalan saQfanmah, gerekirse bu konuda Ankara'da bir malı

toplantı düıenlenmelidir. 2- Dışa ve Uluslararası

parti yöneticilerince de. TC Cumhurbaşkanı ile bir görüşme yapılarak DEP'e yönelik saldırılar "şikayet" edilmişti. Bu iş biraz "kadıyı kadıya şikayet" gibi olmuş ve "şikayet"lerin ıncelenecegi söylenmişti. Ne varki, Genel Merkez binasının da bombalanması. DEP yönetimini bir yol ayırımına getiriyor ve belkide kendi kısa tarihlerinde ilk kez, parti tabanından yükselen sesiere kulak veriliyordu. Devletin, " PKK'nın emriyle hareket edildigi " yolundaki yogun sıkı şt ı rmalarına ve reformist çevreların ısrarlı karşı çıkışiarına ragmen, 25 Şubat'ta yapılan Par'li Meclisi toplantısında büyük bir çogunlukla. "bu seçimin artık meşruiyetinin kalmadıgı" belirtilerek "seçimlerden çekilme" kararı veriliyordu. Kararda. kitlelere somut bir hedef gösterilmiyor, ancak "seçmenimiz ne yapacagını bilir. düzen partilerine oy vermez" gibi açıklamalarla kısmen de olsa Bu arada

Bu arada Parti'nin "yaramaz çocuğu" Ali Beyköylü, Kürdistan'daki bu tepkilerden yola çıkarak Genel Başkan'a hitaben bir metin sunuyor ve "27 Mart yerel seçimlerinin REDDEDILMESINI talep ediyordu. Daha sonra tabanda kıyasıya bir tartışma başlayacaktı ..

w. ne

Kamuoyuna Yönelik Çalışmalar: a} Özellikle metropollerde, Kürtlerin yogun olarak yaşadıgı kesimlerde ~Kürt kökenli" adayları öne çıkartan sömürgeci dilzen partileri ve işbirlikçileri ile kendisini ·devrimci-demokrat" olarak tanımlayan bazı kesimlerın, · seçimlerden çekilme." kararımızı fırsat bilerek, tabandaki kitlemiz üzerinde bir takım oy hesapları içine girecekleri açıktır. Bu bakımdan, tüm il ve ilçe yOneticilerimiz ile üyelerimiz konuya duyarlı kılınarak. sözkonusu duzen partileri ve adayfarının kahve ve ev toplantılan yakından izlenmeli. bu toplantılara programlı bir şekilde gidilerek DEP' e yönelik sömüıgeci uygulamalar gOndemleştirilmeli ve tartışmalarla bu adayların. s6mDrgeci düzen partilerinin ve • . TC'nin k.itle önünde teşhiri saglanmalıdır. bl Türk sol-sosyalist. demokrat kesimleri, 01<0 ve sendikalarla devrimci~emokrat kamuoyu duyarlı kılınarak. DEP'in bu tavnnın desteklenmesi ve meşru hiç bir yanı kalmayan bu seçimlerin reddedilmesi sorumlulu!)u ile karşı karşıya olduklan hatıriatı Imaiıdır. c) Genel merkez tarafından. il ve ilçe örgütlerinden gelen bilgiler ve çeşitli gazete haberierinin derlenmesi suretiyle hazırlanacak kapsamlı bir rapor degişik dillere çevrilerek başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Sosyalist Enternasyonal olmak üıere belli başlı yabancı parlamenterlere. elç11iklere, tıtuslararası kurum ve kurureformist çevreler. gerçekten de ·ne yapacaklarını luşlara iletilmeli, çeşitli heyetler oluşturularak etkin bir diplomatik faaliyet yOrütOimelidlr. Aynı şekilde dışardan biliyor" gibiydi ler. DEP. "seçimlerin meşruiyetinin da bir çok uluslararası heyetin bölgeye çagnlması. olay ve olguları yerinde görmesi saglanmalıdır. 3- TC'nin Uygulamalanna Yönelik Eylemlilikler: kalmadıQı" gerçeQiyle çekilme kararı aldıgı halde bu • DEP'in ·seçimlerden çekilme kararı·, TC'nin uygulamakta oldu~ u imha programını alt..Ost etmiştir. Panige çevreler. sömürgecı düzen partilerinde de yer alsalar kapılan TC hızla misillerneye girmiştir. Milletvekillerimizin "dokurıulmazhk"lan kaldırılarak, yasal prosedür dahi "ilerici, yurtsever, demokrat adayları (!) destekteyebekleomeden gözaltına alınmalan bu misillemenin birinci raundudur. Ayrn zamanda TC böylesi bir tavırla; ·madem sistemin bir parçası olmuyorsunuz, ben de sizi sistemin en üst organı olan TBMM'den atar ve tutulclatınm• demceklerint ilan ediyor ve böylece bir anlamda.hem bu eye getirmiştir, Nitekim bizzat Başbakanın kendisi açıkça, "DEP seçimlere girmiş olsaydı, dokunulmazlıklat "seçimler" e. hem de sömürgeci düzen partilerine ~ldınlmazdı" demektedir. Elbetteki bu misilierne cevapsız kalmamahdır. Her zamanki gibi, her yapıları yanianna , meşruluk kazandırma yarışına giriyorlardı. Ali kar kalmamahdır. Çok etkin eylemliliklerle, topyekün bir karşı duruş saQianmalıdrr. Bundan hareketle; a) Tom milletvekillerimiz, bir deklerasyonla, sömürgeci sistemin en üstorganı olan TBMM'den Çekllmelidirler. · : BEYKÖYLÜ'nün. gelinen noktada doQrulugu kabul . bl Daha önce kamuoyu tarafından "Beni de Tutuklayın· kampanyası nlarak bilinen ve öıünde "Terörle 3 edilen metninin parti _içinde tartışılmasından dolayı Mücadele Yasas(nı tıkayarak işlemez hale getirmeyi öngören eylemlilik önerisi hayata geçiril.rnelidir. Yaklaşık Oç "disiplinle" tehdit edilmesi karşısında bu tavrın nasıl . milletvekillerimiıin bugün olsaydı. ş geçirilmi hayata ay önce MYK'na sunulan bu önerge eger ise büyük bir merak konusuydu ... deQerlendirilecegi olacaktı. tıkanmış yasalar gösterilen gerekçeolarak kaldırılmasına "dokunulmazlık-lannın c) Sıradan bir uyemizden, milletvektlimize kadar tüm DEP'lilerin can güvenliginin olmadı~ı herkes tarafından bilinmektedir. Genel Başkanımızın tutuldandıQı gün ya da uygun görülecek en kısa zamanda tüm il ve ilçe başkanlarımız en yakın konsolosluklara "can güverıliQimiı yok" gerekçesiyle sr~ınmalıdırlar. Nitekim Z5 Aralık 1993 tarihli, MYK liyelerine hitaberı böylesi bir eylemlilik önergemiz vardı. Ogun dikkate allnmayan bu önergenin ne kadar Tepkiler.. Tepkiler.. dogru oldugu şimdilerde daha iyi anlaşılmaktadır. Böylesi bir eyTemliligin. TC'nin gerçek yOzOnü teşhir ıttrnesinde Kamuoyunun uzun süredir meşgul oldugu mesele ve Kürdistan sorununtın uluslararası düzeyde büyük yankılar bulmasmda son derece etklli olacak ve TC'nln milisonuçlanmıştı. Artık sıra. bu kararla ilgili nihayet ) ... oluşturacaktır.! tarist politikalan karşısında kitlesel birbaraj yorum ve degerlendirmelerin açıklanmasına

ww t

muyorlardı.

te we .c

aldıgı

om

PM Üyesi A. Beyköylü'oün, 9 Mart tarihli PM toplanbsına sundu~u metinden...

görüyor. "seçimle(e hiç bir şekilde ilgi duymuyordu DEP, belirleyebildigi tüm adaylarını açıklıyor ve reformist kanat da, belli yerlerde kendi adaylarının gösterilmemiş olmasına içerieyerak tep~i gösteriyordu. Hatip Dicle'nin. sömürgecileri çileden çıkartan "radikal" demeçleri ise bunun üzerine tuz biber ekiyordu. Zaten genel başkanlarına oldum olası hiç ısı­ namamış lardı ve bu zatın üslubunun resmi çevreı­ erde yarattıgı rahatsızlıktan, kendileri de en az bu çevreler kadar rahatsızlık duyuyordu. Aynı anda, sömürgeci basının "liberal demokrat"ları da bir taraftan ırkçı-şoven dalgayı kabartırken , diger taraftan da reformist çevreleri sunmaktan geri dur-

32

Nisan 1994 1 ı


olmadıgı

belirtiliyor ve "kitlelere yol gösterici olmak, kendi çıkarlarını temsil edebilecek ilerici, yurtsever. demokrat adayları tercih edebilmeleri için onlara yardımcı olmak gerektigi" savunuluyordu. Medya Güneşi Gazetesi de, DEP'in "seçimlerden çekilme" kararı almasının halkı "siyaset-seçim meydanında. burjuva seçeneklerle başbaşa bırakılması" oldugunu belirterek, boykotun çözüm olmadıgını, "varolan bagımsız adaylarla Kürdistan ve Türkiye'nin sandık başlarında

bazı yerlerinde seçime girecek düzen partileri dış ındaki seçenekler"in desteklenmesi gerektig ini söylüyor ve bunun dışıı:ıdaki yerlerde "boş oy" kullanıl­ masını öneriyordu . Yekbün Yürütme Komitesi bildirisinde ve Sinan Dogru imzasıyla yayınlanan yazıda da. seçimlerden çekilmenin yanlış oldugu ileri

om

yorum ve degerlendirmelerin açıklanmasına gelm işti. Ancak, şöyle bır bakıldıgında, yorgan gitmiş, kavga ise henüz başlamış gibiydi. Konuyla ilgili tartışmaların giderek boyutlanacagı ve daha uzun bir süre devam edecegi anlaşılıyordu. Sıra, eteklerdeki taşların birer birer dökülmesine gelmişti ... Azadi Gazetesi. • ...ve DEP fiilen bitiriidi !" manşeti atarken, hem Cemşit Mert imzasıyla yapı lan yorumda, hem de PSK Yurtdışı Temsı lcigi adına yapılan açıklamada bu kararın dogru bir politik tercih

~AZADi

.n et ew e. c

".. 1egal siyasetin mevcut koşulları içinde, kitlelerin umudu olmaya soyunan bir parti; oyunu o zeminin kurallarına göre oynamak zorundadır.

Oyunu, kurallarına göre oynamak gerek. Oynanmak için sahneye konulan oyundan çekilmek. düpedüz mızıkçılıktır.

PR K/r izg ari Polit Büro'sunun 11.2.1994 Tarihli

Oy ve seçim. legal siyasete soyunan bir partinin varlıgıyla özdeş Bu unsurlardan ayrı düşerek legal siyaset yapmanın hiç bir mantıQı olmadıgı gibi. başarı şansı da yoktur. unsurlardır.

ileriye yönelik engellerden ve mevcut baskılardan sözedilerek; dişle, tır­ nakla kazanılmış olan seçime katılma hakkı ve seçim mevzi si terkedilemez. Legal bir parti için bu mevziden çekilmek, yanlış oldugu gibi, varligını inkar etmek, ilke ve politikalarını da fiilen rafa kaldırmak anlamına gelir. Bu nedenlerle DEP yönetimi, "seçimlerden geri çekilme kararı" nı almış olmakla ciddi bir hata yapmıştır...

Bildirisi'nden...

Sömürgecilerin parlamentosu. sömürge için candamarlarına çevrilmiş en güçlü silahlardan birisidir. Sömüi]~Yi talan etme eyleminin "kanuni" kılıfları bu organda yayılır. OYSA, KURDISTAN ULUSAL KURTULUŞ MÜCADELESI ile SOMÜRGECI TÜRK PARLAMENTOSU ARASlN- , DAKI ÇEUŞME ANTAGONISTtir. ~,~

{ ..l

DEP yönetimi, DEP'in mevcut baskıların olmadıgı bir topluma, özgürlüge ve demokrasiye ulaşmak için mücadeleye atıldıgını unutarak, baskıları gerekçe gösterip bu mücadele maratonunda kendisi için çok önemli bir mevzi olan seçim alanından çekiliyor. Kuşkusuz DEP yönetiminin, bunu özgürlük. demokrasi ve deQişim vaadettigi kitlelere anlatması da çok zor olacak ...

Bu açıdan PRK/rizgari, sömürgeci TC parlamentosunu reddederken, t parlamento seçimlerini sadece siyasi propaganda ve ajitasyon için bir araç olarak deQerlendirmektedir. Namluların gölgesinde ve kan gölü üzerinde kurulacak bir SEÇIM SANDIGI'nın içinden ne çıkacagı önceden bellidir. Halk iradesinden ~::= başka herşey ! ,, .:=·

..

{ )

* Böyle bir sandıktan ÖZEL TIM VE KORUCU ÇETELERININ ,

kurşunlan çıkacaktır.

*Kürdistan köylerinin, kasabalannin bombardiman edilmesi, ya§malanması ve ÖZEL SAVAŞIN ONAYLANMASI çıkacaktır. * Aydınların, yurtseverlerin, gazetecilerin katiedildiği SIYASI CINAYETLER çıkacektır. • SÖMÜRGECI ZULÜM çıkacaktır.

(... ı

Kitlelere yol gösterici olmak, sandık başlarında kendi çıkarlarını temsil edebilecek ilerici, yurtsever. demokrat adayları tercih edebilmeleri için onlara yardımcı olmak gerekir. Bu nitelikteki adayları tercih etme olanagının olmadıQı yerlerde ise. bugüne kadar halklarımızın demokratik hak ve özgürlüklerini gasbeden politikaları temsil edenlere gerekli dersin verilebilmesi için çaba göstermeli ve onlara oy vermeme! iyiz ... " ( Cemşit Mert, Aıaöı, Sayı: 95)

::;

===

ww w

Bu durumda yapılacak tek şey; SONUÇLARI ÖNCEDEN BELIRLENMIŞ SAHTE SEÇIM SANDIGINA "HAYlR" DEMEK11R 1

IANe wro zl

,, Sömürgecilerin bu HILEU ve SONUÇLARI ÖNCEDEN BELIRLEN-· } '' MIŞ YEREL SEÇIM TUZAGINI BOZMANIN EN IYI YOW "HAYlR" :, demektir.

"... Herşeye ragmen, bu seçimden çekilmek, bizce verimli. hedefe adım attıncı bir karar degildir. Bu tesbitimizin arka planının. adil bir seçime girileceQi vb. yanılsamala r olmadıgını da hemen ekieyeiim. aşamada

::::

Kürdistan'daki savaş. sürgün, soykırım ortamında DEMOKRATIK ve 1 ADIL BIR SEÇIM OLAMIYACAGI tüm dünyaya il§n edilmelidir. :~ (...}

(.. .)

·:

Seçim startını verişten sonra, bu noktadan itibaren, seçimlerden geri çekilmek VKötünün iyis( olamayacaktır; en ileri tercihin "Kötünün iyisi" olabildiQi bu ortamda seçimlere katılma kararhlıgını sürdürmek "Kötünün iyisi" sayılmalıdır. (... ) PRK/rizgari, TOPYEKÜN DIRENIŞIN ÖRGÜTLENDIRILMESI IÇIN ' Parlamentodan çekilme, güçlü alternatif kurumlaşmalar yaratma ' KITLE MUHALEFETINI YÜKSELTMEYE ÇAGIRMAKTAOIR ... düzeyini yakalamış olma gibi, bütünsellik içinde alınmayan çekilme kararNAMLULARlN GÖLGESINDEKI"YEREL SEÇIMN ALDATMACASI· ,~ ' ları; seçim çalışmaları içinde şehitler ve tutsaklar pahasına ''Partileşme" ve NA HAYlR!. .. binat kavga arenası içinde dOzeni teşhir etmeden daha "etkili" olamaz...· PRK/rizgari, Kürdistan'daki bütün ulusal demokratik güçleri bu koşullar altında TC'nin KANU YEREL SEÇIM SANDlKLARlNI reddetmeye çaOırmaktadır.

(Dursun Yaprak, Newroz, Sayı: 2)

Nisan ı 994 1

ı

.. • • • k .. ~

rız gc--ırı

33


"Seçim"den çekilme kararına devletin tepkisi; hemen DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp, polise teslim

·:t··

edilmeleri oldu .. Çiller "DEP seçime katılsaydı

dokunulmaztıklarını şimdi kaldırmayacaktık"

diyor.. da Kürt halkının istemleri dogrultusunda bir sonucun çıkacagı ve bunun bir referandum niteligi taşıya­ cagı" öne sürülerek, mevcut koşullarda DEP'in kararının desteklendigi belirtiliyordu. Newroz Ateşi ve Serketln Dergisi'nden yapılan açıklamada ise, kararı esas olarak dogru bulmakla birlıkte, kararın henüz erken oldugu, bu alanın biraz daha zorlanması gerek-

om

.,

tigi ve DEP'in bu konuda üzerine düşen görevleri tamamlayamadıgı ileri sürülüyordu. Türk sol çevreleri de bu konuda farklı yaklaşımiara sahiplerdi. Sosyalist Işçi Pa5rtisi, DEP'in kararının hemen ardından "27 Mart seçimlerinin gayrimeşru oldugunu" açıklıyor ve "seçim oyununun reddedilmesi" çagrısında bulunuyordu. Devrim, Hedef, Direniş, Devrimci Çözüm, Ekimler ve Barikat dergi leri DEP'in kara rına tam destek verirken, Emeğin Bayrağı, Işçinin Yolu, Devrimci Emek ve Devrimci Proleterya dergileri de DEP'in kararı­ na karşı olmadıklarını, ancak destekledikleri bagım­ sız adaylarla seçim çalışmalarını sürdüreceklerini açıkl ıyorlardı. SBP, Emek ve Kurtuluş'un oluştur­ duğu "Birleşik Sosyalist Alternatif'in seçimlere katılma kararı ise platformda tartışmalara yol açıyor ve Emek grubu, seçimlerden çekilmek gerektigini savunarak platformdan ayrılıyordu. Bu arada, SlP, Odak, Direniş, Devrim, Devrimci Mücadele, Sterka Rizgari, Özgür Halk, Barikat Kornal ve Ekimler ortak bir bildiri ile "27 Mart'ta düzen güçlerinin sandıklarıyla yalnız bırakılması. gayrimeşru seçim oyununun red dedilmesı"ni ıstıyor ve " lşçilerden , emekçilerden, Kürt halkından oy yok !" çagrısında bulunuyorlardı. Öte yandan. Türk sol çevrelerine. (haklı olarak) "seçimleri reddetmeleri"nin kendileri için tarihsel bir görev ve sorumluluk oldugu hatırlatılırken, seçimleri

.n et ew e. c

sürülmekte ve düzen partileri dışında, yurtsever. demokrat, devrimci adayların desteklenmesi istenmekteydi. Gündem Gazetesi'nde. eski genel başkan Yaşar Kaya'nın yazısında , DEP'in "tarihi bir karar vererek genel yerel seçimlerden çekildigi" belirtilerek karar destekleniyordu. Newroz Gazetesi'nde Dursun Yaprak imzasıyla yayınlanan yorumda ise. "her şeye ragmen, bu aşa­ mada seçimden çekilme(nin) verimli, DEP'e adım attıncı bir karar (olmadıgır belirtilmekte ve "parlamentodan çekilme. güçlü alternatif kurumlaşmala r yaratma düzeyi yakalanmadan" alınan çekilme kararının etkili olamayacagı öne sürülmekteydi. Özgür Halk Dergisi'nden yapılan açıklamada "seçım lere girilse de, girilmese de, her iki durumda

PKK Genel ~!kreteri

Abdullah

Oçalan'ın

20 mart 1994 tarihli açıklamasından;

•...Bız Türkıye parlamentosunda gerçekten halkın sesi olabilecek bazı destekledik. Bunlar PKK'li degildi, ama destekledik. Çünkü, halkı­ na biraz baglıdır ve bazı taleplerini kürsüde konuşacak. Bizim başka herhangi bir beklentimiz yoktu. Ama bu anlayışla katiedilip şimdı de vatana ihanetle yargı lanıyorlarsa, onların yerine geçecek olanlara da bizim gösterecegimiz dil aynıdır. Bu oyuna alet ol mamalarını istiyoruz. Ister Refah kisvesi, ister SHP kisvesi. ister başka bir kisve altında olsun alet olmamalarını istiyoruz. Bizim gücümüz var. daha da geliştikçe kesinlık le en sert bir biçimde ceza landırılacaklarını bil mel idi rl er. Seçimlere bu çerçevede giriyoruz. Seçimleri gücümüz oranında yaptırmamaya, boykotu biraz geliştirme tutumunu uygulayacagız .... " adayları

Yurtdışı Bürosu Üyesi Ünal Yardımcı'nın Demeci nden...

# • ••

PKK Sözcüsü Kani Yılm az'ın 1 Mart 1994 Tarihli Açıklamasından

ww w

•... Devlet, kendisi gibi düşünmeyen. kendinden olmayan adayları vuruyor, tutukluyor. günlerce süren işkenceye alıyor. Seçim propagandası yapanlar kurşunlanıyor. belediye başkanları görevden alınıyor. parti genel merkezleri bombalanıyor; sandıklar askeri garnizonlarda kuruluyor, sandık güvenligi köy korucuları ve özel timlere teslim ediliyor. Bu koşullarda seçimlerden bahsedilecek, bu tam bir sahtekarlıktır. .. Kürdistan'da PKK ve ARGK'nin otoritesi var. Sömürgeci siyasi partiler daha önce yasaklanmıştı. Hiç kimse bu partilerden aday olmamalı. Aday olanlar da derhal çekilmeli, çagrımıza uymayıp adaylıkta diretenlar hedeftirler ve ARGK tarafından cezalandırılacaklardır... •

ERNK Avrupa Örgütü'nün 10 Mart 1994Tari hli Bildirisinden

•...SOreç, dünyanın bşşka hiç bir yerinde rastlan mayacak tarzda anti· demokratiktir. O halde seçimi boykot etmenin dogrutugu da tartı şmasız olarak anlaşılmıştır.

(... )

PKK tarafından yasaklanan sömürgeci partilerden aday olanlar, derhal ve gecikmeden seçimlerden çekilmelidirter. Seçilseler de bu akıbetten kesinlikle kurtulamayacaklardır..."

34

DEP, Türkiye'nin acil çözümler bekleyen

sorunlarını

çözmek, ülkeyi

düzlü~e. esenlige kavuşturmak, özgürlük, barış, demokrasi içinde kardeşçe yaşanabilir adil. demokratik ve eşitlikçi bir düzen kurabilmek için 70 yıldan

beridir ülkenin gündeminde duran ve çözümlenemeyen sorunları çözebilmek için Türkiye siyasal yelpazesindeki yerini çizdigini tüm dünyaya ilan etmiştir.

(. ..)

Ama devlet ve düzenin savunucuları ona fırsat vermiyorlar. DEP'e karşı devlet tarafından tam bir savaş açıldı. Onu bagmak için ne gerekiyorsa yapılıyor.

(... )

Ne var ki, bize göre tüm bunlar, DEP'in genel yerel seçimlerden çekilmesini gerektirmemeliydi. Çünkü o. zaten bu baskıların olmad ıgı bir topluma, özgOrlüQe ve demokrasiye ulaşmak için yola çıktı. Yenilenmeyi ve degi~imi savundu. Legalitede. yasaları zorlayarak mücadele edeceQini ve iktid;;ın hedefleyecegini söyledi. (... )

Bu nedenle DEP'in seçimlerden çekilme si yanlış politik bir tercih olmuştur. Biıe göre kitleleri. bu güne kadar onları ezen, analarından arndikleri sütü burunlarından getiren partilerin ve devlet politikalarının insafına terk etmemek gerekir. Kitlelere yol gösterici olacagız. Sandık başında kendi çıkarlarını temsil edecek ilerici, yurtsever, demokrat adayları tercih etmeleri için onlara yardımcı olacagız. Bu nitelikte adayları tercih etme olanagının olmadıgı yerlerde de (...) oy vermeyecegiz..."

Nisan 1994 1 1


ısrarla savunan reformist Kürt çevreleri ile Işçi Partisi ve Aydınlık çevresinin

arada unutuluyor gibiydi.

Ve DEP Milletvekilierine "Dokunuş ... "

DEP'in "seçimlerden çekilme" kararı, sömürgecilerin üzerinde bomba etkisi yapmıştı. Kürt Ulusu açısından son derece elverişli bir siyasal ortam oluşm~ş: oyun bozulmuştu. Şimdi derhal gündem yeniden belirlenmeli ve bu olayın etkı~ı en aza indirilerek geçiştirilmeliydi. 70 yıllık TC tarihi kendilerine bu konuda bır çok deneyim bahşetmişti ve bunları uygulayacak kudret de, "damarlarındaki

KAW A

.

DOSYA MEHi Basın

Bürosu'nun 3.3.1994 Tarihli Bildiri sinden

•• •

" ..:::··.·.

_.?·. ::=··

EY INSANUK ONURU ! DEP VE MECUSTEN IHRAÇ EDILEN YURTSEVER MILLETVEKIUERINE SAHIP ÇlK !

asil kanda" mevcuttu. lik etapta bazı DEP milletvekillerinin "dokunulmazlık"farına el atılmalıydı. Zira, 70 yıllık engin tecrübe, Kürtlerin kendi kimlikleri ile bu parlam~nto~a ?lamayacaklarını gösteriyordu. Bu iş "ata"larının şanına uygun halledılmelıydı ve nitekım öyle de yapıldı. Önce, hem gelebilecek tepkileri barajlamak, hem de

Faşist devletin seçimler politikası, Kürdistan'da yürütülen "topyekOn savaşı"na baglanmıştır. Bu bakımdan, yerel seçimler, silahlı ulusal kurtuluş hareketin bir aracı olarak kullanılmak istenmektedir. Bu gerici taktik gözönüne alınmaksızın seçim politikasında dogru ve başarılı olmanın imkanı yoktur. O taktirde. ulusalcı güçler içte ve dışta bu "savaş seçimler(ni boşa çıkarmanın pratiQine girişmelidirler. Uluslararası gözlemci heyetlerini kabul etmeyen, adil ve demokratik bir seçime razı olmayan sömürgeci güçlere verilecek en iyi cevap seçimlere katıılınama kararıydı. ~Ne pahasına olursa olsun. seçime katılmak" politiikası bu çok yönlü kirli sömürge savaşı koşullarında gerçekçi degildir.

imha

te we .c

WELA T DEP

Içinden geçtigirniz bu özel koşullarda en dogru seçim taktigi budur. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması. TC'nin ve gerici siyasi odakların legal planda sistemin, yurtsever Kürt muhalefetine izin vermediQini bir daha göstermektedir. Açıktır ki; böylesi bir durumda refımin gerçek yüzü ve niyeti daha iyi görülmektedir. Halk kitlelerinin iradesi ile seçilmiş milletvekilierini bile mecliste barındırmayan bu yozlaşmış sistem, halkımıza hıç bir şey verme taraftarı olmayacagını vurgulamaktadır.Silahh ulusal kurtuluş hareketiini imha etme sapiantısı içinde olan devlet, legal alanları Ulusal Kurtuluş Mücadelesine kapatmaktadır. Bu siyasetin devamı olarak o, DEP'i kapatma hazırlıgı içindedir. Bütün yurtsever-devrimci güçlerin DEP'i ve dokunulmazlıkları kaldırılıp tutuklanan milletvekillerimizi sonuna kadar savunmalıdırlar. Şehitlerin kanı pahasına kazanılmış hiç bir mevzi terk edilmemelidir. DEP'in bölünmesine ve kapatıl­ masına izin vermemek yurtseverlik görevi olarak kavranılmalıdır. KUrdistan'ın siyasi örgüt ve çevrelerinin bugün her zamankinden daha çok birlige ihtiyaçları vardır. Artık sekterliQi ve grup çıkarlarını bir tarafa koymanın, gerçekten ulus kaygısı ile hareket etmenin zamanı gelmiştir. Unutmamak gerekir ki. ancak ulusal birli~imiz ile kazanabiliriz. Kürt halkının tarih billnci. birliktir. Halkımızın temel istemi de budur. Kazanan halkımız olacaktır ı

ne

Wek rojnameya Welat em xebaten DEP' e ji nezlk ve taqip dikin. iro kemasiya heri mezin a dewleta Tirk demokrasi ye. Bicihkirina demokrasiye li Tirkiyeye oli Kurdistans kareki zarOri ye. Ji bo ve ji tekoşin pewist e. Ev tekoşin bi awayen cur be cur dikare be meşandin. Xebat O tekoşina partiyeke legal di ve hele de dikare roleke mezin bilize. Her çendi, bi riya Maciisa Komara Tirk ya ku bi fermanen Arteşa Tirk kare xwe dimeşine heviya guhertinen girfng ney~ kirin ji, tekoşina partiyeke legal di nav gel de dikare gelek tiştan biguherine. Gele Tirk e ku her tim bi propagandayen partiyen dewlete 1~ hembar tekoşina gele Kurd bi awayeki çewt te agahdarkirin Opirsgireken wl. yen bingehin pe didin jibirkirin, bi navglna partiyeke demokrat dikare be şiyarkirin onenna wi hadi hedi be ji, be guhertin. Ev yek dikare re veke ji bo yekbOna karkar Okarmenden Tirk li hemberi dewleta kedxwar Obibe berdevke girsen gel en ku li pey mafen xwe yen mirovi Odemokratik digerin. · DEP, bi xebat Ofaaliyen birekOpek dikare peywira ve partiya legal bigire ser xwe ogaven giring biaveje. Bi rasti, her çiqas partiyeke hfna no be ji, tevf hem Okemasiyen xwe. DEP ji vega ve ve peywira xwe t1ne cih. Ger em DEP'e wek berdewama HEP'e bipejirinin, ta iro ji SO' yi zMetir reveber oendamen we hatine kuştin, bi sedan endamen we hatine girtin OsirgOnkirin Ogelek arişkan qirejlli hembar wl hatrn pekanin, tevi ve yeke, bi baweri Obi viheke xurt tekoşfna xwe damandiye Oji bo teşhirkiri­ na faşlzma dewleta Tirk O şiyarkirina gele Kurd O Tirk be rawestin, xebaten xwe damandiye Ohe jfdidomine. Bi taybetl ji bo afirandina giyana biratiya gelan DEP di nav hewldanen pewist Ogiring de ye. Bi ve mebeste. roj bi roj ji gele Tirk, Çerkez. laz il yen din ji gelef mirov di DEP'e de ten bicihkirin. Ev jt dibe sebebe xurtkirina tekiliyen gelen Enedole Oyekitiya teko~Tna wan a ji bo rizgarl O azadiy@. fro. kozeki mezin e di dest@ dewleta Tırk de. bikaranlna gelen Tirk. laz, Çarkez Ohwd. li hember gele Kurd e. Heriklna gellln din ber bi beşdarbOna nev DEP'S" ve. vi koze gir1ng ji deste dewlete derdixine Ore li ber xerabOna · tekiliyen nav van gelan d1gire. Kurd bi tesira tekaşina li Kurdistane edi tera xwe şiyar in. Oimine gelen din. Ew ji bi navgina DEP'e Orexistinlln wek DEP'e roj bi roj bi xwe dihesin. dev ji neyartiya gele Kurd berdidin Oli peymatan xwe digerin. Ger DtP xebaten xwe hineki din bi .rekOpektir bimeşine. di demeke nezlk de dikare 6ibe berdevke gellln Kurd. Tirk, Çerkez, laz uhemO çinen bindest Qbi piştgiriya van gel an riya demokrasiye veke.

SERK ETiN Dergisinin 21!.2.1994 tarihli açıklamaşından..

w.

Demokratik bir seçime evet hileli seçim oyununa karJı boykot ! Yerel Seçimlerde Ulusal Muhalefetin Taktiği Ne Olmalıdır? Seçimlerin demokratik olmayacagı ortadadır. Bu koşullarda ulusal muhalefetin taktigi: Her türlü zorluga raQmen seçim sürecinin demokratikleştirilmesi çin mücadele etmek. yani burjuvaziyi mümkün oldugunca demokratik bir seçime zorlamak, buna koşut olarak burjuvazinin antidemokratik seçim oyununu ve militarist yüzünü teşhir etmek, demokratik mücadele süreci tıkandıQı anda da halkın düzene karşı devrimci muhalefetini derinleştirmek amacı ile seçimleri boykot etmek olmalıdır. Seçimleri başından boykot taktigi do!)ru deQildir. Seçim süreci dinamik bir süreçtir ve her aşamaya uygun taktikler belirlemek gereklidir. 8uı,tıvazi demokratik olmasada halkı seçimlere çekebiliyor. Bunu yaptıQı propagandalarla. politik çalışmalarıyla saglıyor. O halde bizde öncelikle seçimlerin anti-demokratik oldugunu halka kavratmalıyız. Bu da en iyi şekilde, seçim sürecine katılmakla saglanabilir. Ancak seçim sürecine katılmak demek, her zaman seçime katılmak demek de(lildir. Ayrıca başlangıçta burjuvazinin amacı anti- demokratik bir seçim düzenlemek alsada devrimci-demokratik ve sosyalist güçler demokratik bir seçimi dayatabilirler. DEP'in seçimlerden çekilmesiyle gözler Kürdistan'a çevrildi. Açık ki önemli bir deQişme olmazsa PKK seçimleri boykot edecek ve bölgede saçimferin yapılmaması için çalışacak. Bu koşullarda bölgede bir seçim beklemek dogru olmaz. Daha çok savaşın kızışacagını söyliyebiliriz.

ww Mazhar Günbat 23 Şubat 1994 Welat Gazetesi Yazıişleri Müdürü

om

tavrı

-~:

Nisan 1994

1

ı

35


AYlN DOSYASI

düzen içinde kendisi için öngörülen sınırı deneti mleri dışında aşmaya · başlayan Refah Partisi'ni ''inine geri döndermek" için

r:z;ı.;ru;z:::ı7zı:t:t::zti:mm~t-:~:~~<:::~:::::r~~f.·:~:=::;f::::~:::ı;:ızm:z::~:;:zrz:ızlmttr~~~tt=~:ı.::r:mmrz:ittJ:~ :·:==ıı::~~.::~~:·::=::·.;~:~;:~:· :·.~==:·

l

. ~

~

?; ' ,"~

Yorgo BACA

Türkiye'deki son u girdigini gösteriyor.

siyasi

gelişmeler

ülkenin yeni bir dönemece

h

örnegin; DEP'li altı milletvekilinin sömürgeci TC tarafından apar~~ topar "dokunulmazlıklarının kaldırılarak gözaltına alınması. sorgulanmaları, Yerel Seçimlerin yaklaşması vb ...öte yandan Kürdistan'da on yıla yakın bir zamandır silahlı mücadelenin devam etmesi. Görüldügo gibi. TC Kemalist anlayış ve- ilkelerinden hiçbir biçimde geri adım atmamıştır. r.· ;;1 Tersine, tüm askeri gücü ile Kürdistan'a yüklenmiş ve işgalini devam ~~i ettirmektedir. Üstelik Yerel Seçimler yaklaşırken. DEP'li milletvekilierini gözaltına alarak işi daha da ileriye vardırmıştır. Bu uygulama aynı zaman~ da TC açısından taktik bir sorun olarak da düşünülmefidir. Bununla aynı 1 zamanda hedef şaşırtarak. dikkatleri Kürdistan'daki .katliam ve terörden f.i parlamento düzeyine çekmeyi denemektedir. Kürdistan'daki askeri 1:~ operasyonlarını rahatça sürdürabilmesi için dünya kamuoyunun dikkatleri ·'~ bu anda 6 milletvekilinin durumuna çevrilmiştir... Sorunu biraz daha detayiandıra Iım. Sayın Cemşit Mert DEP'le ilgili şöyle demektedir: "DEP. Türkiye'de acil çözümler bekleyen sorunlarını çözmeli. ülkeyi ii1 düzlüge, esenlige çıkarmak. özgürlük. barış. demokrasi içinde kardeşçe ''ı yaşanılabilir. adil. demokratik ve eşitlikçi bir düzen kurabilmek için. 70 yıl­ z~ dan beridir ülkelerin gündeminde duran ve çözümlenemeyen sorunları çözebilmak için Türkiye siyasal yelpazesindaki yerini programıyla }_~ çizmiştir." (1) (Bkz. Deng Der9isi. Sayı :26 l Gerçekten. 70 yıldan beri Kürdistan TC için gündemde duran ve p !''~ çözümlenemeyen sorun olarak ele alınıyorsa. bu DEP ve HEP gibi pa~iler * ve sömürgeci TC parlamentosu ile çözümlenemez. Asıl sorun. salt sıyası '1 partilerin konumunda degil, bizzatihi sömürgeci TC parlamentosunun . , niteliginde durmaktadır. Bunu iyice kavramak gerekiyor. .. Kürdistan tari'~; hine bakarsak, Mustafa Kemal daha ön çalışmalarında Ankara'da bir ve o dönemde Koçgiri'de de "Heyeti Temsiliye· toplamakla ve gerekli örgütlenmeler gelmiş gündeme hareketi ~:_: _ Ulusal bir direnme devam etmiştir. Ankara KOÇGIRI ve DERSIM ileri gelenlerini "Meclis"e ~J getirmek taraftarıdır. Bu nedenle. Aifşan Bey'in de gelmesi istenmiştir. i_l Bildigirniz gibi, Alişan Bey Kemalistleri reddetmiştir. Ama. Diyap Ajia, Meço Ajja, Hasan Hayri vb... gibileri ise. milletvekili olmak için can f_,,:: atmışlar ve hemen Ankara'ya gitmişlerdir. .. Ve böylece. 72 "Kürt f Milletvekili" Ankara Hükümeti ile birlikte olduklarını ltilaf Devletleri'ne bildirmişlerdir. (2) (Koçgiri Halk Hareketi. Sh:53. Kornal Yayınları). W Daha ötesini hepimiz biliyoruz.. Hatta. Hasan Hayri görüşmeler olduklanm ve hiçbir surette ayni"Kürtler ile Türklerin Kemal. Hasan Hayri'yi Mustafa zaman O ... söylüyordu mayacaklarm" • r ödüllendirmek için "Meclise" ulusal giysileriyle gelmesini söylemişti !(3) t~ age. Sh: 54. Bütün bunların Kürdistan için hiçbir farkı olmadı. TC parlamentosu kuruluşundan beri (1920). Kürtler için Mecburi lsk§n. ve Olaganüstü Hal asimilasyon. jenosit. katliam. H Yasaları. Umumi Müfettişlik vb ... gibi Kürdistan üzerindeki zulmün ve L~ sömürünün en baş uygulayıcısı olmuştur. Çünkü. TC parlamentosu mili~: tarist-sömürgeci bir devletin en üst kurumudur. Böyle bir devlet olmasına karşın TC. dışa dönük uluslararası düzeyde I)J ~-~ kendi parlamentosunu bir yasallaşma "demokratikleşme" aracı olarak f sunmaktadır. Tüm cumhuriyet tarihinde. "mecliste" Türk ve "Kürt milletvekillerinin" bulunması. Türk parlamentosunun Türk ve Kürtlerin ortak ~i "meclisi" oldugu tarzında sunulmuştur. Özellikle AET ve AGIK gibi kuru

n 'l

I

ne

;j

işe başlamış

;~

il

w.

l

ll

1sırasında

ww

~-*-~:rr%1r?i4~:J.~~l:;;l~~t=;:;::;:rw:trL:ts~::rz.ı;~::;l\~:·:x:~::t;:.d:~J::;j

luşlarda da TC parlamentosu böyle sunulmuktadır... Diger yandan zaman ve mekana uygun olarak TC. programında Kürt sorunu konusunda bazı reform vaatlerinde de bulunmaktadır ya da bulunabilir. Ama. Kürdistan'ın sömürge statüsü degişmeksizin "TC devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmezligi" her vesile ile savunulurken; terörizm ile "mücadele" adına Kürdistan'da ordu-jandarma terörü tüm boyutlarıyla devam ederken. TC parlamentosunda "Kürt milletvekilleri" nin bulunması zaten bir anlam ifade etmemektedir. Bilindigi gibi TBMM üyeleri göreve başlarlarkan şöyle and içmektedirler: 'Devletin varlıgı ve bagımsızlıgını. vatan ın ve milletin bölünmez bütünlügünü, milletin kayıtsız-şartsız egemenligini koruyacagıma'vb.. (4) Bkz. ('Devletlerarası Sömürge Kürdistan' sh: 129.1.Beşikçi.) Dogal olarak sormak gerekiyor. TC parlamentosunda bulunan Kürt yurtsever milletvekilleri böylesine bir yeminle 'Meclis'te Kürt sorununu. ya da Kürdistan sorununu nasıl savunabilirler? Bir yandan silahlı mücadele sürdürülürken. diger yandan Kürdistan TC ordusu tarafından agır bir katliam ve tahribata ugratılırken. acaba 'Meclis'te 'Kürt milletvekilleri' ne yapacaklar? Bütün bunlar birbiri ile çelişkili degil mi? Acaba DEP düzen dışı aktif bir muhalefet partisi olarak kalabilir mi? Sorun TC'nin Avrupa'ya dönük vitrinini oluşturmak ise elbette 'Kürt milletvekillerinin" yapacagı pek fazla bir şey yok, onları ancak kendi çıkar ve önerileri dogrultusunda Avrupa devletleri savunacaklardır. Ve onların kendilerine uygun sunacakları programlarda DEP ve benzeri partileri başka bir yörüngeye oturmaya zorunlu kılacaktır. Farklı bir görüş açısından bakarsak. KUKM'nin meşru kitlesel bir ögesi olarak legal bir partinin TC parlamentosunu bir kürsü olarak kullanabilmesi mümkün müdür? Bunun nasıl olacagı ve programı da ayrıca belli olmalı ve açıklanmalıdır. Ama. bunun mümkün olmadı~ı bir kez daha tüm çıplakı ıgı ile ortaya çıkmıştır. Elbette 'Meclis' içinde bir takım sorunlar oluşturabilecek olaylar yaratılabilir. Ama, Türkiye'ye 'demokrasi-eşitlik' DEP ya da HEP gibi partiler tarafından getirilebilecegine kuşkusuz inanılamaz. Çünkü. TC'nin üniter devlet yapısı ulusu ve ülkesi ile bölünmüş olan Kürdistan ' ın sömürge statüsü ile daha başından çelişmektedir. Eger. gerçekten Türkiye emekçileriyle KUKM'nin bir çıkar biriiDi va~sa. zaten bu vardır ve Türkiye'ye demokrasi ve Kürdistan'a bagımsızlık getıreCQktir. Türk emekçi yıgınlarının Kürdistan'ın sömürge statüsünde tutulmasında hiçbir çıkarları yoktur. Başka ulusu ezen bir ulusun özgür olamıyacagını da en iyi bu kesimin bilmesi gerekir... Ama. Türk emekQil~~inin örgütlendirilmesimisyonunu Türk sosyalist ve demokratları üstlenebıdlırler. Bu açıdan da Kürdistan'daki silahlı direniş mücadelesi haklı ve meşru ur... 1970'1i yılları kısaca anımsarsak, Dönemin CHP Genel Başkanı ve Başbakan B.Ecevit Kürt ulusu'na karşı ırkçı saldırılarını sürdürür~e~. kendierine 'Dogu Milletvekilleri" diyenlere zerre kadar deger vermemıştır. Çünkü. hiçbir sömürgeci devlet. sömürge milletvekilinedeger vermemiştir ve vermez de ... Çünkü. varoluşları sömürgeci devlete baglıdır. O nedenle bay Ecevit. konuşmalarını onların gözlerinin içine baka baka h§l§ sürdürmektedir. (5) 'Mecburi lsk§n, I.Beşikçi, Sh: 67' Görüldügü gibi. tüm cumhuriyet tarihinde TC parlamentosunun rolü apaçık görünmektedir. Bu konuda Rizgari 1977'de 3. sayıs ı nda 'Ba§ımsız Seçim Siyaseti' ile bugün artık klasik haline gelen önermalerini yapmıştı. 'Sömürgeci burjuva parlamentosunun reddi' , 'Sömürgeci burjuva partilerine oy vermeme' . 'Yerel yönetimler ve milletvekilli seçimlerinde anti-sömürgeci bagımsız adayları destekleme' vb ... gibi defalarca vurgulanmıştı .. . Bugün Yerel seçimlerin tümüyle boykot edilmesi KUKM'si açısından haklı ve meşru bir davranış sayılmalıdır.

te we .c

~

N

om

i

DEP MILLETVEKILLERININ TUTUKLANMALARI ÜZERINE

ı.

minde oldugu gibi bu kez de "kurtarıcı" olarak sarı lınıyor ve kitleler bu ideoloji etrafında kenetlenmeye çagrılıyordu. Bir yandan da emperyalist batı metropollerinin dikkati "din tehlikesi"ne çekiliyordu. Geçmişte de ne zaman Kürtlere karşı bir harekata giriş i lecek olsa. hemen "irtica· olgusu öne

"din tehlikesi" olgusu öne çıkartıldı. RP ve Hasan medya yardımıyla bir anda gündemin tepesine oturtuldu. Laiklik mitingleri düzenlendi. Siyasal bir iktidar erki olarak çoktan tarihe gömülmüş olan, ideolojik olarak da her yanından dökülmeye başlayan Kemalizm·e. her kriz döneMezarcı olayları.

t! ~~

kardeş

sıkıyönetim ilanları

~-1-'''l'i"'Jo'fTZKiiJZZZ'f:'1':&%'~"");;r::tz;;ttf::=Z'l!.Z.hid"l',·• ' "'·;.,;

~=""

Atina /1 4.3.1994

..__,_;::·ct4;;.;.t

36

Nisan ı 994

1

ı

·

~w

·• ''' ;;

i] V ti f~

Id

[:~ { ';; t'

tt

;.-:;::::

k'

f';

;;

b

fe~ r::~

::::::~

q

tJ

M *:::;e

f~

# '"

;ff :ili~

.,,

~

~i

f:~ ~,t

.,. ·::>; .,/ ~'

j~ ~-:-~~.ı.,

,; ;;

t:J "''

;4 <oJ

rj

~,~

h tJ ~~

l::


DEP'in en önemli sorunu kuşkusuz kimlik bunalımını aşamamış olmasıdır. Içinde

barındırdığı farklı eğilimleri ortak bir platform etrafında kaynaştıramayışı;

bütünlüklü politikalar üretilemeyişi ;

kadar

Bütün bu gelişmeler içinde DEP yönetimi, geleneksel tavrını göstererek bunu da uzaktan seyrediyordu. Bir kez daha kitleler hedefsiz bırakılırken. politika üretme işi de Avrupa 'ya havale ediliyordu. Yeniden gündeme gelen "parlamentodan çekilme" meselesinin bu defa nasıl atlatılacaoı da merak konusu oluyordu. 9 Mart'ta yapılan P.M. toplantısında Ali BEYKÖYLÜ. sömürgecilerin saldırıları karşısında topyekün karşı durulması ve tüm DEP milletvekillerinin bir deklerasyonla sömürgeci parlamentodan çekilmesi gerektiOini belirterek. lzrnir il örgütü içinde daha önce de gündemleştirilen "beni de tutuklayın kampanyası" ile "konsolosluklara sıgınma" gibi acil eylem önergelerinin derhal hav.~ta _geçirilmesini istiyordu. Ne var ki. Ali BEYKOYLU'nün radikal önerileri. biraz midelere oturacak cinstendi ve bunun yerine öneri sahibinin tartışma konusu yapılması. önerilerinin gündemden düşürülmesinin en basit ve bilinen yöntemiydi. Bu vesileyle şu "parlamentodan ayrılma". "parlamentoyu teşhir" gibi ikide bir önlerine getirile n meseleler de yine unutulmaya terkedilebilirdi. Tam da Kürdistan sorununun uluslararasılaşmaya başladıgı ve ortak. ilkeli bir duruşa. kararlı politikalara ihtiyaç oldugu bu anda partinin içe döndürülmeye çalışılması da oldukça

kendisine güç veren ve umut bağlayan kitlelerin ya yanlış yönlendiri lmesine ya da hedefsiz bırakılınasına neden olmaktadır. Diğer yandan Devletin DEP üzerindeki hesapları da doğru

değerlend irilememiştir.

"özelleşti rme". "çekiç güç" falan gibi güncel konular nedeniyfe "Batı"n ın dikkatlerinin zaten üzerinde olduOu galiba biraz unutulmuştu. "Kürt kartı", bölgeye ilişkin emperyalist programların TC'ye kabul ettirilmesinde. "Batı"nın önemli bir kozuydu ve son gelişmeler de bu kozu daha kullanılır hale getirmişti. ilk tepkiler oldukça "sert" gibiydi. Iş "Kürtlere yerel otonomi verilmesi. kültürel kimliklerinin tanınması"

düşündürücüydü .

Gözaltındaki Genel Başkan ve milletvekillerinin 17 Mart'ta DGM tarafından tut uk l anması da bu "rehavet"i pek bozacak gibi degildi.

ne te

2 Mart'ta başlatılan misilierne harekatı 48 saat içinde tamamlanıyor ve DEP Genel Başkanı dahil. 7 Kürt milletvekilinin "dokunulmazlıklar"ı kaldırılıyor­ du. "Dokunu lmazl ıklar"ın kalkmasının ardından ilk "dokunulanlar" Hatip Dicle ile Orhan Doğan oluyor ve TBMM kapısından yaka paça alınarak Terörle Mücadele'ye doOru yola çıkartılıyorlardı. Kalanlar ise aşaOılanarak kovuldukları TC Parlamentosu'na kendilerini hapsetmeyi yegliyorlardı. Gerçekten de traji-komik bir durum sözkonusuydu. Bu toz duman içerisinde Hatip Dicle'nin "ifade vermeyi reddedeceOini" belirten mesajının. şaşkınlık ve telaş içindeki milletvekilierine en azından örnek olması beklenirken. sonucun pek de öyle olmadıOı. Dicle'nin siyasi tavrında yanlız bırakılacaoı sonradan anlaşılıy­ ordu. Sonunda "içerdekiler" de. kendi deyimleriyle "çocuk gibi kandırılarak" çıkartılıyor ve kısa bir DGM turundan sonra şubeye sevkoluyorl ardı. "Dokunulmazlıklar"ın kaldırılmasından ziyade "vekiller"in tartaklanma ve gözaltına a l ınma biçimleri (!) gündemin tepesine oturtulurken. "seçimler" vasilesiyle Kürdistan'daki "asiller"e yapılanlar ve DEP'in "seçimlerden çekilme" gerekçeleri de gündemden düşürü lüyordu. "Dokunulmazlıkların bir "misilleme" eylemi oldugu ve baştan be ri DEP'i seçimlere sokmak için bir t ehdit unsuru olarak kullanıldıOı bizzat T.C. başbakanı tarafından itiraf ediliyor ve "eOer seçimlerden çekilme kararı almasalardı, ne yapıp edip dokunulmazlıkların kaldırılmasına engel o lunacagı"

taleplerine vardırılmıştı.

om

çalışılıyordu.

buyuruluyordu. TC'nin. bu "iç mesele"yi "irtica" örtüsü altında "Batı "nın dikkatinden kaçırma planı bu defa pek tutmamış gibiydi. Aslında

we .c

çıkartılarak bu harekat perdeleniyor. hem "Batı"nın, hem de belli bir "sol" çevrenin desteOi saOianmaya

DEM OKR ASI PART ISI, Parti Mecl isi'ni n 25.2. 1994 tarih li aç1kl amas 1.

KAMUOYUNA

Demokrasi Partisi'nin kuruluş gerekçesini ülkemizde barış. kardeşlik. eşitlik ve özgürlüklerin savunulup saglanması oluşturmuştur. DEP bu mücadeleyi. agır bedeller ödemesine karşın yaşatılmayan Halkın Emek Partisi'nden miras olarak devralmış ve onurlu bir düzeye getirmiştir. Partimiz. tarihinde en derin bunalımını yaşamakta olan Türkiye'nin barış ortamına kavuşması. hergün onlarca insanımızın yaşamına mal olan şiddet politikalarının son bulması. demokrasinin. yaşamın her alanında egemen olması, emekçinin. dar gelirlinin sırdındaki agır yOkleri n hafifletilmesi ve özgürlüklerin elde edilmesi için üzerine düşeni yaptı. Bunu yaparken de dünya siyasi tarihinde eşine az rastlanır baskılarla karşılaştı, agır bedeller ödedi. DEP ve HEP'in dört yıllık çok kısa tarihinde. aralarında milletvekili ve yöneticilerimizin de bulundugu 70'in üzerinde demokrasi şehidi verildi: DEP Genel başkanı. örne'!)ine rastlanmayan bir uygulamayla DGM'de yargılana rak cezaevine kapatıldı. Binlerce üye ve yöneticimiz gözaltına alı nda. tutuklandı . tehdit edildi. 20'yi aşkın il ve ilçe bina mız kullanılamaz hale getirildi. Cenaze törenlerimiz tarand ı. engellendi, dahası cenazelerimiz morglardan kaçırıldı. Milletvekillerimizin seçmenlerden tecrit edilmesi için akla hayale gelmedik senaryolar uygulandı. Biz DEP olarak. bütün bu olumsuzluklara ragmen. özlenen barış ortamının yaratılması. demokrasinin Türkiye'de kurumsallaşması için çalışmaya devam ettik. Karşıligında yeni şehitler verdik, yeni bedeller ödedi k. Siyasi iktidar, hiçbir zaman sesimize kulak vermedi. Bizim barışçı siyasi bir güç oldugumuz gerçegini gizleme gayretlerine girdi. 70 yıllık inkar politikalarını onaylamadıgımız için. ·hain" dahil birçok suçlamaya maruz kaldık. Salt kendileri gibi düşünmedigimiz için. muhalefet partileri ile medyanın çeşitli kuruluşları da en az siyasi iktidar kadar DEP' i bogmak için kıyasıya bir çaba harcadılar. Böyle bir ortamda, Türkiye'nin de bir üyesi oldugu uluslararası kuruluşlara yaptıgımı z başvurular iktidar ve medya tarafından kasıtlı degerlen dirmelere tabi tutuldu. Avrupa ile birleşmeyi 30 yıldır gündeminden düşürmeyen siyasi iktidar· arın deOişmeyen tutumu dogrultusunda; AGIK'e başvurumuz. ihanet belgesi olarak lanse edildi. Avrupa Parlamentosu'nun seçimlere gözlemci gönderme kararı. Türkiye'de yapılmak istenen hileli seçimin boyutunu gözönüne serecegi çin siyasi yetkililer. gözlemcilere atfen. "gelirlerse hakaret görürler" diyerek reddettiler.

Seçim takviminin başlamasıyla birlikte. bütün engellemelere ragmen çalış­ malarımızı yoQunlaştırarak. çok sayıda il. ilçe ve beldede adaylarım ızı belirleyip

YSK'ya bildirdik. Ancak her türlü saldırı ve spekülasyona karşı seçimlere girme ne yazık ki yeni saldırılara hedef olduk. Son 45 gün içinde 7 şehit daha verirken. 6 il ve ilçemiz de bombal andı. Genel sekreterim iz evinde silahlı saldırıya ugradı. Genel Merkezimiz bombalanarak bir şehit ve 17 yaralı ile kullanılamaz hale getirildi. Bir yandan bu tür saldırılar sürerken. öte yandan da güvenlik güçleri oy potansiyelimizin yogun oldugu yerleşim birimlerinde baskınlar düzenleyerek halkı partimize oy vermemeleri için tehdit ettiler. Halk süren bu tehditlerde. DEP'e oy verenlerin evlerinin. köylerinin yakılacaQı dile getirilmekte ve bu kişilerin öldOrOiecegi şantajında bulunulmaktadır. Adaylarımız ve aday adaylarımız DEP'ten ayrılmaları için tehdit edildiler. Yine bu süre içinde, bunlardan 320'si gözaltına alındı, bazı adaylarımız bu baskı lar karşısında vazgeçti ve Genel Merkezimize aday olmalarının hayatiarı na mal olacagı gerekçesiyle çekildiklerini bildirdiler. Bu nedenle de partimiz pek çok çevresinde aday gösterernemiş duruma getirildi. Seçim yasası, bilirıdigi gibi DEP'i seçimde bogma amacıyla yeniden düzenlenmiş. hiçbir demokratik ülkede uygulanamaz hale getirilmiştir. Bu koşullar altında Parti Meclisi miz. 23 Şubat günü toplanan 2. Genişletilmiş Danışma Kurulu Toplantısında ortaya konan görüşleri de dikkate alarak, iki gün süren toplantılar sonucunda: Özel yasalarla yalıtılmış, korucu-özel tim-asker-polis baskısı altında kolumuz kanadımız budanarak. şeklen sokulmak istendigirniz 27 Mart ı 994 Genel Yerel Seçimlerden çekilmeyi, anti-demokratik uygulamalarıyla insanlarımızın iradesini ortadan kaldırmayı amaçlayan bu politikalara alet olmamayı ve adil olmayan bu yarıştan çekilmeyi büyük çogunlukla kararlaştırmıştır. Parti Meclisimiz, seçime verdigirniz öneme raOmen, bu kararın gerçek demokratik seçimlerin yapılmasına hizmet edeceQi düşüncesiyle ve bu seçimin artık meşruiyetinin kalmadıg ı ve başkaca da bir çıkış yolu bı rakılmadı gı inancıyla bu kararı almıştır.

ww

w.

kararlılıgımız arttıkça

l

Nisan ı 994

1

PART I

ı

MEC LISI

31


deQerlendirip yönlendirici politikalar oluştu rmak yerine. "yerel seçimlerden çekilme" kararı ile yakaladıQı bu fı rsatı da teperek gündemin arkası­ na takılıyordu. Şim~ DEP'in en önemli sorunu. hiç kuşku yokki. kuruluşundan bu yana sancısını çekSonuç olarak; kendinden önceki süreçten yeter- tiQi ve halen de aşamadıQı kimlik bunalımıydı. Içinde taşıdıQı çok çeşitli siyasal AYlN DOSYASI ince ders alamayan ve "ne lsa'ya, ne de Musa'ya" eQilimleri ortak bir mücadele platformu etrafında kaynaştıramamıştı. Bu daQınık­ NSi~i.t#@tf4 yaranamayan DEP. gündemi belirlemek. lık içinde, bir yandan DEP'ten çok şey bekleyen kitle potansiyeli hedefsiz ve siyasetsiz bırakılıyor. diQer yandan da devletin. her ve egemen sınıfların tom ldikleri ııin, seçimin eşit türlü yönteme başvurarak DEP'i "terbiye etme" koşullarda ve demokratik bir biçimde yapılacaQmı politikalarına yeşil ışık yakı lması gibi bir konuma EGITIM EMEKÇILERINE söylemeleri yalandır. Acı olan. içinde E~IT-SEN 1 düşülüyordu. Baskılar karşısında izlenen nolu şube başkanynııında bulunduQu kimi sosyalist politika(sızlık). adeta devletin yeni baskılarına davBilindiQi gitıi 27 Mart'ta Yerel "seçim"ler yapıla­ çevrelerin. bu söylemi. bizatihi sistem içinde kalarak etiye çıkartır nitelikteydi. Yönetiminin yanlış policaktır. Yaklaşık iki aydır Türkiye gündemini bu seçimDOCRULAMALARIDIR. Öznel niyetleri ne olursa tikaları nedeniyle DEP'e güvenen kitlelerin umutler ve olası sonuçları i~gal etmektedir. de~ir­ burjuvazinin olsun, nesnel durumları sömOrgeci larının her geçen gün biraz daha tüketilmesi ise !zmir ôzgfilünde ECJT-SEN' li egitim emekçileri menine su taşımak ve onların programianna entegre büyük bir tehlike olarak ortada duruyordu. olarak bu gündem bizi daha da ilgilendirmektedir. olmaktır. Bu "sosyalisflerimizin Avrupa liberallerinin Gelinen noktada koşullar DEP'i. artık kimliQi ve Çünkü, gerçektir. bir acı düşmeleri gerisine bile mücadele anlayışını net olarak ortaya koyma aşa­ t nolu şube başkanımız da Yerel "seçim" lere emekçileri; Degerti egitim mas ı na getirmekteydi. DEP. üzerindeki ölü . bagımsız aday olarak katı lmaktadır. B.u baglarnda tik ekonomik-demokra kalınarak, içinde Sisttım topraQın ı süratle atarak, kendisine omuz veren tavnmız ne olmalıdır? her deQil<1ir.Sistemin mOmkOn ulaşmak haklanmıza KÜRT kitlelerinin gücüne güvenen, onlara radikal Gözle görülen ve madditeşan iki tutum giderek tutum karşı aldatmacaianna tOrlü bir zeminde öncülük eden. net zeminler koyan bir netleşmektedir. Birincisi; Burjuvazi ve onların tüm göstermeliyiz."Seçim"leri de bu baglarnda degerçizgiye gelmeliydi. Bunun için de; siyasal partileri ve medyalarının tutumu. Ikincisi; Ienditip tavnmııı netleştirmefiyiz. Tavır; KUKM'nin - Yüzünü ülkeye dönen , Kürdistani bir mazlum KUrt halkıyla, Türk emekçi sınıf ve reddettiQi bu seçimlerde Kürt. halkının yanında olmakmuhteva sergilemesi, tabakalarının gerçek temsilcilerinin tutumu. tır. onun haklı kavgasına Enternasyonalist destek sun- Kürt ulusunun anti-sömürgeci, ulusal Sömürgeci burjuvazi,Kürdistan Ulusal Kurtuluş maktır. Bu. Türkiyenin demokratik mücadelesine demokratik mücadelesinde legal bir mevzi . MOcadelesinin cephe gerisini imha etmek, Kürt halkı­ hizmet edecek bir tavırdır. • olması. na karşı sürdürdügü kirli ve haksız savaşr meşrutaştır­ - Sorunun sömürgeci TC parlamentosunda mak ve Türk emekçi sınıf tabakalannın ekonomik-Kabrolsun Sömür'gecilikl · çözülemeyece!li gerçe!linden hareketle, pardemokratik mücadelesinin KUKM'den izole ede- Yqasın halidann özgür ve e1it temeldeki lementoya girme değ i l, onu teşhir etmenin bilmek için seçimleri önemli bir araç olarak kullan· brdeJii~il hedeflenmesi. bu çizginin çerçevesini oluş­ maktadır. Btırjuva demokrasisinin kırıntılarının bile 20 Mart1994 tunnalıdır. olmadıgı, tüm toplumun terörize edildigi ve özellikle Yoksa. yasal zeminde varlık şartları korunsa bile Kürdistan'da açık oy-gizli sayım yönteminin egemen Anti·Sömü'lJ&ei ÖOretmenler toplum vicdanında meşruiyelin kaybedilmesi oldugu bir süreçten geçllmaktedir. Burjuva partilerinin sözkonusu olacaktır. ge l işmeleri

we .c

om

i Ne Vapmah?

ne te

.

e

YURTSEVER KAMUOYUNA seçimlerin meşru olmadıOını ilan etmişlerdir. Kürt ulusu, TC devletinin bu oyununu bozmak için irade birliQi göstermektedir. Buna karşın. bazı reformisı Kürt çevreleri ile sosyal-şoven Türk "sol" çevreleri, Türkiye ve ~ünya kamuoyunda hiç bir meşruiyeti ka lmayan bu seçimlere meşruiyet kazandırma gayretleri içine girm işler­ lerdir.. Böylece devletin olabildiQince sıkıştıQı bir dönamde, bu çevreler TC'ye manevra a lanı açm ışlardır .. Kürdistan'da sömürgeci düzen partileri ve onların adayları olan hain. işbirlikçi. faşist ve Kontralar seçime katı lmaktad ırlar. Devlet partilerinin biribirileriyle yarıştıQ ı , Kürt Ulusunun militarisı yöntemlerle d ı ş landıgı bir seçim elbette meşru degildir. Buna raQmen. bazı reformisı Kürt çevrelerin • ba(}1ms1z'' ya da sömürgeci düzen partileri içinde keşfettikleri "yurtsever adayla(ı (!)destekleyerek "seçimler"e katılma kararı almaları, ulusumuza karş ı sürdürülen kirli savaşı aklama çabasına alet olmaktan başka bir anlam

ww

w.

"27 Mart Yerel Seçimleri"ni, sömürgeci TC . Kürdistan'da, Kürt Ulusuna ka rşı sürdürdüQü kirli savaşı meşrulaştırmanın bir aracı olarak kullanmak istiyor... DEP., 1wlu kanadı kırılmış olarak sonucu önceden belirlenmiş bu seçime sokularak. KUKM' "kitle desteksiz, terörist' ve gayrı-meşru ilan edilecekti. Bütün hesaplar böyle bir senaryo üzerine kurulmuştu .. Böylece DEP'in a l acag ı sonuç, KUKM 'n in yenilgisi olarak sunulacak. böylece baharla birlikte daha kapsamlı bir biçimde uygulanmaya sakulacak askeri harekata da meşru bir zemin saQianmış olacaktı.. TC'nin, kendince "referandum"a çevirmek istediQi bu anti-demokratik seçim oyunu. DEP'in seçimleri gayrimeşru ilan ederek çekilmesi ile bozulmuŞtur. TC. Kürtlere hazırladıQı bu seçim tuzaQının boşa çıkarılmasına telaş içinde reaksiyon göstermiş ve 6 Kürt mi ll etvekilinin "dokunulmazlıgını" kaldırarak tutuklanmalarını

saQiamıştır ..

Kürt Ulusu. "27 Mart Yerel Seçimleri"ni ilan ederek "red " ve "boykot " etmiştir. Kürt Ulusal Muhalefetinin bu kararına. Türkiye'deki Devrimci kesimler de büyük ölçüde destek v:rmişler ve dayanışma göstererek

gayrimeşru

taşımamaktadır.

Içte ve dışta giderek sıkışmaya başlayan TC'nin arayıp da bulamadıgı bu tavır sömürgeci devletin seçim oyununa meşruluk kazandırmak

demektir. Bunun kendisi açısından ne kadar önemli oldugunu çok iyi bilen TC. bu çevrelerin tutumlarını sansasyonel bir biçimde sunmaya başlamıştır. TC, soydan gelen yeteneklerini de kullanarak, bir kez daha Kürtler arasındaki çelişk­ ilerle oynamaktadır. Bunca tarihi tecrübelerimize ragmen ne yazık ki bu oyuna bi_r kez daha gelinmektedir. Sömürgeeller açısından bu tutumu anlamak ve tanımlamak kolay: Böl ve Yönet... Ama Kürtler aç ısından bu tutumu yorumlamakla ve tanımlamakta güçlük çekmekteyiz.. Adına ister eylem kırıcılıOı diyelim, isterse "1 P" diyelim, ne dersek diyelim. açık olan şu ki sonuçta bundan kazançlı çıkacak tek güç sömürgeci TC olacaktır.. Sizce; bütün Kürt hareketlerinin bütünlüklü bir duruş göstermeleri .gereken bu dönemde. sözkonusu çevrelerin böylesi bir kampanyaya girişmeleri Kürt Ulusal Hareketi açısından bir talihsizliktir .. Bu çevreleri. tavırlarının sonuçları konusunda düşünmeye ve bu tutumlarından vazgeçmeye çaQırıyoruz . Bütün yurtsever kamuoyunu da bu konuda duyarlı olmaya çaQırıyoruz.

özgü rHalk Y.ıı: 4 SıyJO

38

Nisan 1994 1

ı

1.5 ,.._, , _,

Afl« tlyıN.~dıti'Qi 1SOOOT\. IKOV)aahil


KITAP gerek iyor. Çalı ş malarda

Türk kaybelli bir perspektif

doQrultusunda yararlanı l m ış olma sı ise, zen gi nlik a çısı nda n a yrı bir olumlulugu oluştu ruyor. Yaza r ın Osman lı toprak sistemini ve Osma n l ıl a rın Kürt beyliklerine müdahalesini g en i ş olarak açımla­ ması , Kürd i stan 'ın Osm anlı sömurgesi oldugu, O smanlı imparatorlugu tarafından sömürg eleşti ri l d ig i temel savına dayanak oluştu rma ça basın ­ da n kaynak la nı yor. Yazara göre

Kürdi st an

O sma n l ı döne minde sömürgel eştirilm işti. Bu savın temel

daya n ak la rından

biri ise Lenı n 'in Emperyal izm adl ı eserinde (s.99) aktardı g ı sömürge politi kası nı n kapitalizmden öncede. ömekse Roma döneminde de var oldugu biçimindeki sözleridir. Fakat Lenin'den aktarıl an bu alıntı aynı zamanda bu degerlendirmeyi çürütmektedir. Çünkü Lenin devam ediyor ·Ama iktisadi ve toplumsal biçimler ara s ındak i farkı görmezden gelerek ya da arka planlara iterek. emperyalizmin "genel düzeni" üzerine fikir yürütmek tıpkı "Büyük Roma" ile " Büyük Britanya· ara s ında kı yas lama l a ra gitmek gibi bir takım boş palavralara ve bayag ılı klara düşürür kişiyi" (a.g.e s.99) Toplumların sınıfiara göre bölündügü aşa madan itibaren emek-sermaye çelişkisinin oldugu her toplumda sömürü vardır. Fakat sömürünün oldugu her yerde sömürgecilik yoktur. Sömürgeciligin temel karakterlerinden biri ulusal sorundur. Oysa Köleci Roma lmparatorlugunda ulusal sorun oldugunu kımse iddia edemez. ı<ol eci bir ı mpa ratorlu gun işga l ve talana dayanan yayı lmacılıg ı sömürgeci b ı r yöntem olarak adland ı rmak mümkündür. Fakat Roma ' yı sömürgeci imparatorluk olarak adlandırmak mümkün degildir. Yine bilindigi gibi kapitalizmin tekelci aşa­ masını ifade eden emperyalizm tanımından hareketle emperyalist politika izleyen Roma'yı emperyalist bir impratorluk olarak adlandırmak ne kadar vahim bir hataysa. sömürgeci politikalara sahip köleci ya da feodal bir toplumu sömürgeci olarak nitelemekte o kadar vahim bir hatadır. Yukarıda adı geçen alıntıya ilişkin husus Leninizm ve Ulusal Sorun ad l ı eserde "Lenin 'Kapitalizmin en son aşamasından önce, hatta eski Rl"malıların bir "sömürge politikası" oldugunu söylemiştir" (s.99) biçiminde aktarılırken sömürge politikası tırnak içine alınmıştır. Sömürgecilik kapitalizmin meta ihracatı ve pazar alanı ihtiyacından dogan bir olgudur. Sömürgeciligi karakterize eden temel olgu budur. Kapitalizmin ulusal pazarın ihtiyacı için başka ulusların pazarın ı gaspetmek, kaynaklarını yagma ve talan etmek. bunun için işgal ve ilhaklara girişrnek temelindeki sömürgeci eylemi beraberinde ulusal sorunu getirmiştir. Ulusal sorun sömürge sorunu olarak kapitalizm sayesinde tarih sahnesine çıkmıştır. Kapitalizm öncesi toplumlarda ulusal sorun olmadıgı gibi, meta ya da sermaye ihracı da yoktur. Görüntülerden genellernelere giderek. toplumsal formasyonlar hakkında hüküm vermek. olguların tarihsel toplumsal temellerini gözden kaçırmak demektir. Kapitalist toplumun bir kölelik düzeni oldugunu söylemek (emegin köleleştirilmesi esasına day::ınır) nasıl kapitalist bir ülke olan 19. yy Ingilteresini köleci toplum olarak nitelernek anlamına gelmiyorsa. köleci bir toplum olan eski Roma ve feodal bir toplum olan Osmanlıyı kapitalizmin tekel aşaması olan emperyalist olarak nitelernek anlamına da gelmemeli. Lenin'in de belirtigi gibi iktisadi ve toplums;ıl biçimler arasındaki farkı görmezden gelirseniz Fevual Osmanlı lmparatorlugunu sömürgeci, henüz ulus bile olmayan Kürdistan'ı da zamanından önce sömürge yaparsınız. Yazarın sömürgecilik ile sömürüyü bir birine karıştırd ı gı , sömürüyü gördügü yerde sömürgecilik aradıOı Fedoal Dönemde Sömürgecilik (s.173) alt başlıgı ·

ww

w. n

et ew

Bu çalışmalar içinde tarihe i lişki n olanlar özel bir anlam arz etmektedir. Zıra . Kürtlerin köleliQinin temelleri g eçm işte yatmakta dır. Bugünü anlayabilmenin yolu g eçmişi bilmekten geçmektedir. Kürdistan tarihi. ulusun üstünde bulunduQu cografyanın öneminden dolayı oldukça zorlu bir tarihtir. Kürdistan tar!.hi aynı zamanda öQretmeyi bekleyen bir öQretmendir. ooretmenin tembelligi, öQrencilerin nankörlügünün nedenleri ise tarihsel toplumsal ilişkilerde durmaktadır. Bu çalışmanın konusunu ol uşturan eser (*1 olumluluk olarak degerlendirdiQimiz Kürt siyaset adam l a rı nın yakın tarihe i lişkin araştırmalar yapması olgusu içinde deQerlendirilebilecek bir çalışma . Tarihin belli bir siyasal perspektifle ele alınma s ı önemli oldugu kadar hassaslıg ı da gerektirir.Çünkü, toplumsal ge l işmenin belli evresinde ortaya ç ı kan toplumsal forma syonları bütün iç baglantıları ve dış etkileriyle neden sonuç ilişkisi içinde ele alarak deQerlendirmek, olgudan siyasal çıkarımlar yapmak. bazen siyasal şa bl onu olguya giydirmek hatasıyla yer degi şıyor. lnceledigimiz kıtap . bazı bölumler ı t ı barıy la kilapiaş amamış bir ç a l ışma ya da derleme olarak adlandırılabilir. Özellikle 15. ve 17. Yüzyılların işlendiQi bölümlerde mantıksal baglantı kurma zorluklarıyla kronolojik tasnif hatal arı iç içe geçiyor. Tarih çalışmalarında belli bir tarihsel dönem incelenirken. toplumun sosyo ekonomik yapısı, bu sosyo ekonomik yapı içinde mevzilenan sınıf yada kesimler. sın ı f yada kesimlerin birbirleriyle ilişkileri esas al ınır. Fakat Kitapta bu esasa pek uyulmamış. Bölümler daha çok bagımsız birer çalışma konusu olarak ele alınmış. Birbirleriyle baglantıları ise bu nedenden do layı eklektik duruyor. "Kürdistan'da Kürt Beylikleri, Islamiyelin Kürt Beylikleri Üzerindeki Etkisi. Hükümet ve Ocaklar, Kanuni Devri, Safavi Savaşları. 16. yy'da Osmanlı - Iran Savaşları, Selçuklu Toprak Sisteminin Osmanlı Toprak Sistemine Etkisi .. ." birbirini takip eden bu konu başlıklarında görüldügü gibi konular aras ında mantıksal bag l antı oldukça zayıftır. Yine bir konu başl ı gı altında kronolojik sıralamaya dikkat etmemek gibi hatalada da karşılaşıyoruz. (s.16,17) Kitapta "Osmanlı döneminde Islamlık ulusal bilinçten önce gelir" (s.21) gibi belirlemeler ise kapitalist üretim ilişkilerin in yarattıQ ı ulusal bilinci feodal Osmanlı imparatorlugunda aramak, hatta isl aml ı ktan sonra keşfetmek gibi vahim bir kavrayış var. Yine kitapta', Çaldıran Savaşı anlatılırken "lik bölünmeyi Kasrı Şirin'e baglamak yanl ı ştır ... Çaldıran ilk bölünmedir (s.11l" deniliyor. Bölünmenin anlamı , bö l ünmüşlügün an l aş­ malara bag lanmasıdır. Yani meşrulugudur. ~asrı Şirin' In önemi de buradadır. Kasrı Şirin ile belirlenen sınırlar küçük bazı degişikliklerle birlikte Lozan'a kadar Türk-Iran "sınır"ını oluşturmuştur. Çaldıran Savaşı ise Malazgirt Savaşından sonra Osmanlının Kürdistan'a açılan kanalı olması açısından önemlidir. Tarih araştırmalarında kavram ve kelimelerin kullanımında titiz olmak gerekiyor. Kitabın konu bütünlüQü ve kapsam genişliQi açısından en doyurucu bölüml~ri Osmanlı Toprak sisteminin incelendigi bölümlerden oluşuyor. Ayrıca Osmanlının Kürt Beyliklerine mülkiyet i lişkisi açısı ndan müdahalelerine ilişkin çalışmaları da bu kapsam içinde degeriandirmek

nak l arınd a n

Osmanlı

-Kürt Ilişkileri ve Sömürgecil ik

e. co m

Kuzey Kürdistan'da Ulusal ve Toplumsal K urtulu ş Mücadelesinin son 20-25 yıllık sü rec ı. mücadelenin ideolojik ve siyasa l ha rcının ka rı l dıgı dönem olmasını n yanısı ra , dil, tarih, kültür ve sanat al an ınd a da ulusal aydın lanm a nın. Kürt rönensans ın ı n yaşandı g ı dönemdir. Bu süreç son on yıl içinde daha verimli hale gelm i ştir. Kürtler halen tarihlerini yabancı yazarlardan ögreniy orlar. Ustelik bu ya bancı yaza rların önemli bir k ısmı Kürdistan üzerinde hesa pl a rı bulunan devletleri n bölgedeki görevlilerinden ol uşu yor. Bu anlamda bu eserlerde kıs m e n de olsa subjektivizm göze çarpıyor. Fakat sözünü ettiQimiz süreçte bu alanda Kürt aydı n ların ı n ve siyaset adam la rın ı n çalışmaları ortaya çıkmaya ba şl adı.

Nisan 1994 1 ı

altında

ya ptıgı

incelemede a n la şıl ıyor. Yazar "Sömürgeciligin salt kapitalist sistem

dö neminde uygula n d ıgın ı söyl emek g e ç mi ş i ve günümüzOkavrarnamakla eş degerdır. Sömürü (a.b.ç) her hangi bir ezen ülkenin kendi iç işlerine na sı l baglıysa aynı zamanda bu ezen ülkenin, ezdıgi sömürdügü ülkenin iç koşullarına ve kendilerini çevreleyen koşullara göre de şekillenir.. .Feodal sistem toprakla özdeştir. Haliyle ezen-ezilen ülke koşullarında sömürünün temelini toprak oluşturur" belirlemesini yapt ı ktan sonra • .. feoda l beylikleri n varl ı k koşullarında sömürge ilişkilerinin o l mayacagını varsaymak gerçeklerle bagdaşmaz. Ingiltere'nin tüm sömürgelerinde benzer fakat aynı olmayan sömürge statüsünü o takdirde nasıl açıklama k gerekir? Hindistan'da bir beye veya bir ulusa tan ı dıg ı ayrıcalık temelindeki siyasal ilişkileri ni nasıl açık l amak gerekir? Hiç bir şekilde Kürdistan'da feodal beylerin varlıgı, sömürgecilik i l işkilerine ters düşmez. Bu

karakteristik tarzıdır ."(S . 173-174) diyerek Feodal toplumda "sömürgecilik" olgusunu açıklıyor. Şimdi yazarın iddialarını açalım.

Birincisi: Osmanlı döneminde Kürdistan'ın işgal ve i l hakı henüz tamamlanmamıştır. Yer yer merkezi Osmanlı otoritesinden özerk Kürt beylikleri varlıklarını sürdürmektedirler. Bu beyliklerin Osmanlı ile siyasal bag ilişkisi kuwete dayalı pazarlıklarla belirlenen haraç ve askeri yükümlülükle sını rlıdır. Diger Kürt beyliklerinin Osmanlı feodal sistemiyle eklemleşmesi ise bütünüyle başarılmış degildir. Osmanlı , miri toprak sistemini Kürdistan'da yerleştirmeye çalışmışsada bunu tamamıyla başara­ mamıştır. Osmanlının Kürdistan toprakları üzerindeki varlıgı istikrars ızlık arzetmektedir. Osmanlının Kürdistan üzerindeki tahakkümü, her iki gOçün ve kapitalist ülkelerin güçler dengesine baglı olarak belirlenmekte. kapitalist ülkelerin Osmanlı toprakları üzerindeki rekabet ve çatışma l arı sayesinde çürümüşlüge terk edilen Osmanlının durumundan etkilenmektedir. Ikincisi: yazar düşüncelerinin "doOrulanması" için tehlikeli zorlamalara başvurmuştur. Oyleki kapitalist Ingiltere ile Hindistan arasındaki sömürgeci-sömürge ilişkisini fedadal Osmanlı ile Kürdistan arasındaki ilişkiye benzetmiş. hata özdeşlik kurmuştur. Birbirinden farkı üretim tarzına sahip olan toplumsal yapılar arasın­ da böylesi bir özdeşlik kurmak, Lenin'in deyimiyle "palavra"dır. Ingiltere'yi Hindistan'a iten hammade ihtiyacı ve meta ihracıdır. 1860'dan itibaren ise Ingiltere Hindistan'da dev dokuma sanayi, petrol şirketleri ve neredeyse bütün ortadoguyu dolaşacak olan demiryolu şebekesiyle vardır. Yani meta ihracından sermaye ihracı­ na geçmiştir. Oysa Feodal osmanlı yönetimi. Kürdistan'ı haraç ve yagma ile sömürmekte, fakat elde ettigi ranı. sermayeye dönüşmemektedir. Yani kendisini yeniden üretecek mekanımalara sahip degildir. Bu mekanizmanın varlıgı kapitalizmle mümkündür. Yazarın kaçırdıgı temel nokta. toplumsal yapıların niteliOinin belirlenmesidir. Yazar biçimden hareket etmekte, niteliQi ise biçime uydurmaya çalışmaktadır. (*) M. Kalmam, Osmani1-Kürt Ilişkileri ve Sömürgecilil<, Med Yaym/an Şubat 1994-/stanbul

39


e. co m

et ew

w. n

ww


om

we .c

ne te

w.

ww


DEP. in ..Seçimleri Red.. Karanırıa Öncülük Eden Ve Bu Nedenle Partiden .. ihrac1.. istenen PM Üyesi

••

••

1

om

1

··oEP Mille1tvekilleri e

O'"l

" DE Pm illetvekilleriı ni n d okunulma zlikiarın ın kal dm i m ası

ve tutuklanmaları", " DEP'in kapatılması" , " yeni parti kurma girişimleri".,"boykot" ve "yerel seçim sonuçlan", şu anda ençok ko nuşulan konu lar... 00 Son dönemde bu konulara ilişki n önerileriyle gerek parti içinde ve gerekse parti dışında yoğun tartışmalara neden olan Ali BEYKÖYLÜ ile görüştük ..

süreyle boykot ettigim PM toplantısına yenidan katılmaya karar verdim. Ankara'da. Genel Başkanımız Hatip Dicle ile ayak ustü de olsa kısa bir süre görüşme olanagı buldum. Kendisine verdigim raporun neden yanıtlanmadıgını sordum. Başkan ·seninle görüşmek istiyordum. Şimdi toplantıya girmem gerekiyor. Fakat sana kısaıca şunu söyleyeyim: Raporunu başından sonuna olumlu buldum. Çok yerinde. çok olumlu degerlendirmeler içeriyor. Bunları kabul ediyorum. A l tına imzamı da atabilirim. Fakat biz bir karar verdik. Bu karara yönelik yogun çalışmaılarımız var. Süreç metindeki saptamaları dogrular. kitleler üzerindeki baskı tahammül edilemez hal alırsa biz bu ka rarı yeniden gözden geçiri riz. Bu durumda kitleleri de hare:kete geçirebilme imkanımız dogar. Şimdilik bu karar için erkendir. Biz bu alanı sonuna kadar kullanmak istiyoruz· dedi. PM toplantısında, gerekçelerimi de anlatarak metni mi sundum. Söz alan arkadaşlar benim parti kararını çignedigimi, bu metnin parti tabanında tartışmay3 açıld ı gını belirttiler. Oysa ben, metni sundugurıda yanıt verilmemesi durumunda metni tartışmaya açacag ı mı be l irtmiştim . PM kendi görev ihlalerini gt:.ıgelemek ve metnin içerigini tartıştırmamak için usul tartışması yaratma yöntemini seçtiler. Devamla, bu metnin parti tabanın­ da seçim çalışmasını engelledigini, metni okuyan insanların çalışmalardan çekildigini, seçime ilişkin görevlerinden istifa ettigini belirttiler.lzmir'den gelen bir arkadaş. "A. Beyköylü'nün metni.lzmir'de seçim çalış­ malarımızın önüne engel olarak çıkmıştır. lzrrıir'de seçim çalışması yapamıyoruz. Partililer çalışmıyorlar, istifa ediyorlar. Bu nedenle A.Beyköylü disiplin kuruluna verilmelidir" dedi. Bumeyanda eleştiriler sürdü. Ben arkadaş ların yanlış bir noktada oldugunu, öncelikle metni degerlendirmeleri gerektigini, sonra bana ilişkin varsa eleştiri getirmelerinin daha do{lru olacagını söyledim. Zira, son derece kritik bir karar aşamasında bulunuyorduk ve partimizin dikkatini öncelikle. Kürdistan'da oynanan oyunlar üzerinde yogunlaştırması gerekiyordu. Toplantıda. Kürdistan'dan gelen arkadaşlar da vardı. Bu arkadaşların anlatımları ile PM'nin gerçekligi bir birini dışlıyordu. Özellikle bazı arkadaşlar benim "s.eçim kararını

ww

w.

ne te

Saym Be.yköylü, DEP'in "seçimlerden çekilme · karart almasmdan çok önce. Parti'ye ve GeneiBaşkan 'a bu yönde bir ça!Jo yaptt{Jmtz biliniyor. Böyle bir ça!Joya neden gerek duymuştunuz ve bu ça!Jomz nastl bir tepki gördil. PM'de yanktst ne oldu ? ee Parti'nin Olaganüstü Kurultay'ında yerel seçimlere hazırlanma kararı çıkmıştı. Benim görev bölgem Marmara idi. Fakat memleketim olan Erzurum'da parti örgütü münfesih duruma düşmOştO. Bu nedenle hem parti örgütünü yeniden tesis etmenin olanaklarını araştırmak, hem de yaklaşan yerel seçimlerle ilgili çalışmalar yapmak için Erzurum'a gittim. Bundan bir süre önce Kürdistan'da başka bazı yerlere de gitmiştim . Keza Kürdistan'dan gelen belediye başkanları ve bazı partililerle görüşmüştüm. Buradan edindigirniz izieni mler. verilen karar konusunda beni kaygılandırıyordu. Son 4-5 aylık süreç degerlendirildiginde, devletin yerel seçimlere ilişkin ciddi bir programı adım adım uygulamakla oldugunu gösteriyordu. Erzurum'da ise bu kaygılarımın somut gerçeklige denk düştügünü gördüm. Insanlara parti örgütünün yeniden tesisi ve yerel seçimlere ilişkin programı açtı~ımızda "koyun can derdi nde. kasapet derdinde" gibi tepkiler alıyordu k. Kürdistan'dan dönüşte düşüncelerimizi sistemleştirdik. Devletin şiddet politikasını meşrulaştırmak. KUKM'ni gayrı-meşru, marıinal, kitle desteksiz göstermek için yerel seçimlere yönelik olarak bir programı hayata geçirdigini, bu program kapsamında Kürdistan'ın, yurtsever potansiyelin yüksek oldugu alanlar başta olmak üzere. hızla insansızlaştırıldıgını, kitlelerin terörize edilerek sindirilmeye çalışıldıgını. idari ve yasal düzenlemelerle bu uygulamalann desteklendigini, bu koşullar içinde yerel seçime gidildigini tespit ettik. Devlet, bu koşullarda ve adeta "referandum· havası vererek gittigiyerel seçimlere DEP'i. kolunu kanadını kırarak sokmaya çalışıyor. DEP'in sırtından kolay bir zafer elde etmeyi amaçlıyordu. Yani bu koşullarda DEP yerel seçimlere girerse agır bir hezimete ugratılacak, hezimet de, DEP'in nezdinde KUKM'ne ve onun aktif güçlerinden biri olan PKK'ya mal edilecekti. Işte bundan hareketle, devletin bir oyun tezgahladıgını, bu oyunda DEP'e de figüran rolü biçildi~ini. DEP'in bu oyunu bozarak seçimleri red etmesi gerektigini belirten metni 28 Ocak'ta PM'ne sundum. Acil olarak parti yürütme kurulunun toplantıya çagrılmasını. mevcut durumun degerlendirilmesini. önerilerime somut bir cevap verilmesini talep ettim ... Fakat ilk PM toplantısında raporum gündeme alınmadı. Ancak. parti içindeki, benimle aynı siyasal perspektifi paylaşan anti-sömürgeci kesim buna sahip çıkarak, parti tabanında seçimlerin red edilmesine yönelik etkin çalış­ malar başlattı. Raporumun parti yönetimi tarafından gündemleştir­ ilmemesi karşısında, ulusa ve partiye karışı sorumlulugumdan hareketle, olaganüstü kurultaydaki antidemokratik uygulamaları protesto etmek için üç ay

we .c

Sine-i Milliete Dönmelidir•

42

Nisan ı 9194

ve seçim çalışmalarını proveke ettegmi, seçime her şart altında katılmamız gerektigini, bir partinin siyasal etkinliginin ölçüsünOn seçimlere katıl mak oldugunu, yüzde sı fır bile oy al sak, mutlaka seçimlere katı l mam ızı . seçimlere katı lmayan bir partinin parti sayılamayacagını" söylüyorlardı -ki. seçimlerden çekilme kararı alınmasına ragmen bu gün de aynı tavn sürdürerek, seçim çalışmaları yürütmektedirler. Her konuşmacı Kürdistan'daki olumsuz koşulları belirtmesine ragmen yine de seçimlere katılma istegini belirtiyordu. Hatta bir arkadaş "A.Beyköylü bu metni bize ~ ·rıuncaya kadar devlete bir dilekçe yazarak korkutugunu 1irtseydi daha dogru olurdu" dedi. Ben ise. söz hakkı ver ıı~ed i gi için oturdugum yerden "Devletin seçim oyununa alet olunacagı için ha size metin ver-

Bu seçim sonuçlarının DEP'i bağlamayacağı ve hiçbir meşruiyeti olmayacağını önceden ilan etmişti k. Devlet bu seçimlerle "yerel yönetim kurumlarını" birer militarisı kurum haline getirmiştir. mişim. ha devlete dilekçe vermişim hiç fark etmiyor" diye tepki gösterdim. Bunun üzerine başkan müdahale ederek gündemi kapattıgını belirtti. Gündemin ikinci maddesi adayların belirlenmesiydi. Seçimleri red eden bir anlayışa sahip oldugum için aday belirleme çalışmasına katılmaya­ cag ı mı belirterek toplantının bundan sonraki kısmına katı lmadım. Sonuçta toplantıda metin üzerine tartı şma açılmıştı. Fakat, her koşulda seçime katı lma kararı yeniden teyit edilmiş olarak bitmişti . e Parti içinde de{Jişik anlaytşlarm oldu!Ju biliniyor. Seçimlere ilişkin tavrm belirlenmesi sürecinde bu de{Jişik anlaytşlarm e{Jilimleri ne şekilde yanstdJ. bu yans1manm politik çerçevesini siz nastl deger/endiriyorstinuz? • • Partide üç egilim göze çarpıyordu. Birinci egilim; seçimlerin red edilmesini savunan ve yönetirnde azınlıgı


om

ilginç olan nokta, daha bir kaç gün önce bizi provakasyon la, seçim zaferini engellemekle suçlayanlarm, bir gün sonra bu olguyu ilk kez kendileri tespit etmişlercesine, büyük bir siyasi pişkinlik içinde ve tek kelime özeleştiri verme gereği duymadan sunmaland Ir. Bu, ashnda Kürdistan'li siyasetçilere geçmişten miras kalan kötü bir gelenektir.

ne te we .c

da Kürdistan'lı siyasetçilere geçmişten miras kalan kötü bir gelenektiL Siyasal pratik geçmişten farklı olarak çok hızlı gelişmektedir. Olayları izleyebilmek bile oldukça zor. Dolayısıyla bir olguda hayatın sizi dogrulaması, ya da tekzip etmesi artık yılları almıyor. Bunu hesaplayamayanlar, ülkenin ve mücadelenin gerçekligini kavrayamamak-

ALİ BEYKÖYLÜ KİMDİR?

12/7/1941 Erzurum do~umlu.llk ve orta ö~retimini Erzurum'da tamam lad ı. 196063 yılla rı nda Istanbul üniversitesi Gazetecilik ve Halkla llişk ~ er Yüksekokulu'nu 1964-69 yıllarında ise Ankara Tıcaret Itimleri Akademisini bitirdi. Bu yıllarda Kürt gençleri arasında ge lişmekte olan Yurtsever-Sosyalist bir çok etkinliklere katıld ı. 1969'da "DDKO"nun ku rucuları a rasında yer aldı. 1970-74 DDKO Davasından yargılandı. 10 yıl a ~ı r hapis cezası aldı. 1983' de Rızgari davas ı ndan yargılandı. Dava sürerken 1986 yılınd a tahliye oldu .Yargılanma sonucunda hüküm giydi . üç yıl aradan sonra tekrar tutuklanarak yargılandı. 1991 yılında şartlı tahliye kararıyla serbest bırakıld ı. Ayrıca Komal, Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı, Kürt Enstütüsü, Şeyh Sait Vakfı gibi kurum l arın kurucuları ve yönetimlerinde yer aldı. 93' de ise DEP kuruculu~u ve PM ve MYK' da yer ald ı. Bugün hala ba şta KOMAL Yayınları olmak üzere birçok Sosyal, Kültürel ve Siyasal oluş umla r içinde ça lı şmalarını sürdürmektedir.

biriyle dahi karşılaşmaları halinde seçimleri reddecekleri. örnekleriyle bilinmektedir. Tabi seçimlere katılma anlayışını sadece politik öngörüsüzlük veya politik körlük olarak nitelernek dogrunun bir yanına oluştursa da, tümünü kapsamıyor. Bu anlayış. özünde KUKM'nin radikal hattının törpülenmesi. reformisı özlerine denk düşecek kanalların açıl ması politikasının bir yansımasıdır. e Peki, sizin raporunuzdan yaklaş1k 25-30 gün sonra DEP Parti Meclisi, bu kez oy çok/ugu ile seçimlerden çekilme karan ald1. Ve ileri sürülen gerekçeler de aşa{J1 yukafi sizin daha önce tartişilan raporunuzdaki gerekçelere çok yakmd1. DEP'i bu karaflalmaya iten etmenler neydi, siz nasil deger/endiriyorsunuz? • • DEP yönetiminin böyle bir karar vermiş olması kuşkusuz coşkuyla karşılanması gereken bir olay. Ancak biz olaylara objektif bakmak, niteligini tespit etmek durumundayız. DEP yönetimi bu kararı bizim tabanda yaptıgımız çalışmaların ve özellikle Kürdistan teşkilatlarının agır baskısı altında vermiştir. Bir anlamda DEP kendi tarihinde ilk kez karar verme mekanizmasını dogru işi etmiştir. Daha dogrusu tabanın isyanı karşısında işletmek zorunda kalmıştır. Ilginç olan nokta, daha bir gün önce bizi provokasyon la. seçim zaferini engellemekle suçlayanları n , bir gün sonra bu olguyu ilk kez kendileri tespit etmişlercesi ne. büvük bir sivasi oiskinlik icindeve tek kelime

ww

w.

oluşturan anti-sömürgecı egilimdir.lkinci egilim; içten içe red anl ayışının gerekçelerine katılan. zamanlama açısın ­ dan erken bulan. dışa karşı seçimlerden zaferle çıkacak­ larını söyleyen ve karar konusunda milletvekillerinin iradesini mutlak suretle hesaba katan eOilimdi. Bu egilim her ne kadar düşüncelerimize yakın oldugunu ifade etmekteysa de, seçimlerin red edilmesine ilişkin parti tabanında yürütülen çalışmaları, üçüncü egilimle birlikte engellemeye, barajlamaya çalıştı. Disiplin tehditine, ihraç şantajına baş vurdu. Son dönemlere dogru bu tutumların­ da bir degişiklik olmamakla birlikte, örnegin Newroz'da seçimlerden çekilme kararının alınabilecegini de teleffuz etmeye başladılar. Üçüncü egilim ise; "her koşulda seçime girmeyi" savunuyordu.lkinci egilimin belirsiz bir tutum takınması nedeniyle bir anlamda parti merkezinin çogunlugunu oluşturuyordu. Temelde devletle karşı karşıya gelmemeyi hedefleyen bir politika ile düzenin rasyonelleri içinde biçimleniyordu. Yüzünü parlamentoya dönen bu egilim seçimlerin reddini savunan bizleri "azınlık karanlık grup, provaktör ve sabotajcı" olarak suçlayacak kadar fütürsuzdu ve "legal bir partinin varlık koşul unun, ne pahasına olursa olsun seçimlere katılmak oldugu· gibi ucu be bir düşünceyi savunuyordu. Oysa. dünyanın degişik yerlerinde, iktidara gelme şansları olsa bile siyasi partilerin bir çogunun. şu anda Kürdistan'daki baskıların onda

Nisan ı 994

tadırl;ır.

Ancak. burada dikkatlerden kaçan bir hususa daha deginmek isitiyorum. Parti içindeki arkadaşlarımızın bir çogu, gerek karardan önce, gerekse sonra DEP'indevlet tarafından seçimlere sokulmayacagı ya da sokulmadıgı yönünde degerlendirmelerde bulunmuşlardır. Ben bunun dogru olmadıQını, bilakis devletin, kendi tayin ettiQi çerçeve içinde, kolunu kanadını kırarak DEP'i seçimlere sokmak ve bunu bir referanduma dönüştürmek istedigini defalarca söyledim. Zaten, milletvekillerinin dokunulmazlıkların ı n kaldırılmasından sonra bizzat başbakanın ken-

disi, "DEP seçimlerden çekilme kararı almamış olsaydı, dokunulmazlıklar kalkmazdı" diyerek, bir anlamda bu gerçegi de itiraf etti. e Söz milletvekillerinin dokunulmaz/Jklarmm ka/dm/masi· na gelmişken hemen soralim. 7 Kürt milletvekilinin dokunulmazliklafi kaldmlarak gözaltina almmas1, ardmdan da tutuklanmasi olaym1 nas1/ degerlendiriyorsunuz_ Bu konuyla ilgili olarak DEP içindeki tartişmalar nas1/ bir seyir izliyor ? • • Her şeyden önce. milletvekillerinin dokunulmazlık­ larının büyük bir tantanayla gündeme getirilip görülmemiş bir süratle kaldırılması, daha karar hukuken bile kesinl eşmaden gözaltına alınmaları, derken tutuklan ma ları; bütün bu gelişmelerin, DEP'in seçimlerden çekilmesi ve devletin oyununu bozmasına karşı. panik içinde bir misilierne olarak görmekteyim. Parti Meclisi. bütün bu gelişmeleri görüşmek üzere 9 Mart'ta toplantıya çagrılmıştı. Ben de, son gelişmeler ve yapılması gerekenleri e ilgili görüş ve önerilerimi yazılı olarak Parti Meclisi'ne getirdim. Hazırladıgım metin. DEP'e yönelik devlet saldırısının ba rajlanması ve püskürtülmesi ile yerel seçimlerden çekilme kararını n kitlelere ulaştırılması için bütünlüklü bir e't)em programını içeriyordu_ Devletin panik içinde 7 milletvekilinin doku nulmazligını kaldırması ve gözaltına aldırtm.~sı. bizim açımızdan elverişli bir siyasal ortam yaratmıştı. Oneelikle tüm DEP milletvekillerinin sömürgeci parlamentodan çekilmesini ve acil eylem programları oluşturu lmasını öneren raporumu. önceden PM Oylerine de daQıttım. Ben bu raporu götürürken. en azından "seçimden çekilme" kararından önce bu görüşü savunmamdan dolayı bana hakaret edercasine saldıran kesimlerin devrimci ahlak geregi bir özeleştiri yükümlülüklerinin oldugunu da düşünüyordum. Toplantıda böyle bir tavır bir yana, yine ben tartışıldım. Bu da. arkadaşların bu kararı. mevcut durumu kavrayarak vermediklerini ve her şeye ragmen seçimlere katılmayı çok istemelerine ragmen. mevcut konjüktürün dayatması sonucu böyle bir kararı almak zorunda kaldıklarını gösteriyordu. Bu nedenle de. bu uygu-

.

... t• rkoo.~

rızg9:rı

43


önce milletvekillerinin dokunulmazhklarmm büyük bir tantana ile gündeme getirilip süratle kaldırılmasi , daha karar hukuken bile kesinleşmeden gözaltana alınmalan ; bütün bu gelişmelerin; DEP'in seçimlerden çekilmesi ve devletin oyununu bozmasana karş1 panik içinde bir misilierne olarak görmekteyim.

vardır.

ne te we .c

erneyen lamaların adeta bana gösteriliyar ve bundan ben sorumlu tutuluyordum. Bu arada daha önce "seçimlerin reddi" ile ilgili olarak verdigim metin üzerinde bir tartışma açıldı. Bu metinde. ·bu koşullar altmda seçimlere girmek, devletin plan ve programlan içinde yer almak demektir biçiminde bir belirleme vardı. Bir çevre, bu belirlemenin kendilerini hedef aldıQını, benim kendilerini "devletin plan ve programları içinde yer almak ve ihanet içinde olmakla" suçladıgımı belirterek saldırıya geçti. Oysa bu belirleme, belirli bir çevreyi degil, bir bütün olarak bu egilimi taşıyan bütün çevreleri kapsıyordu. Fakat bu çevreden arkadaşlar bunu üstlendiler. Oysa ben, mücadele saflarında yer alan hiç kimseye, gerçekten düşmanla bütünleşmedigi sürece bu tür kavramiann kullanılmaması gerektiQini. düşmanın manyetik alanına düşenierin de devrimci mücadele saflarına kazanılması ve bu yönde çaba sarfedilmesi gerektigini düşünüyorum. Ulus olarak da buna ihtiyacımız bana söz hakkı verilmedigi gibi yöneten arkadaşın (ki bu arkadaş milletvekiliydi ve ben de milletvekillerinin istifasını istemişti m) hakkım­ da ileri sürdügü ·Ali Beyköylü ikide bir deklarasyolarla bizi meşgul ediyor, bu arkadaş partinin kuruluşundan bu yana parti dili dışında bir di l kullanıyor, metinlerle parti bütünlOgünü bozuyor. parti artık bu sorunu (yani benilkatı kararlarla çözecektir ve ne yapılması gerekiyorsa yapacaktır." şeklindeki görüşler de oldukça ilginçti. Seçimlerden çekilmekle radikal bir tavır sergileyen ve devletin oyunlarını bozan DEP'e karşı, devletin zindanlarla cezalandırma gibi bir yönteme başvurdugu koşullarda, radikal önerilerde bulundugum için parti içinde disiplinle, ihraçla tehdit edilmemi büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. e Bu toplanttdan somut olarak ne gibi kararlar çtktJ? eesomut olarak pek bir şey çıktıgını söyleyemem. Benim son PM toplantısında edindigim izienim PM' nin siyaset yapmayı tatil ettigi yönündedir. Bulundugum süre içinde çeşitli il ve ilçe örgütlerinden eylem önerileri, eylem p rogramları ve yöntem talepleri geliyordu. Fakat PM, g~rek bu taleplerin karşılanması, gerek partiye yönelik devlet saldırısının barajianma sı, gerekse çekilme kararı n ın kitlesell eşiti rilmesine il işkin :;omut kararlar almadı. PM şu anda bu işi Avrupa'ya havale etmiş durumda. Avrupa, PM adına siyaset yapacak. Diplomasiyi küçümsemiyorum. Fakat, Kürt ulusunun kanı ve canı üzerinde. mücadelenin kazanımları üzerinde inşa olmuş bir yapının kitlelere dayanmak, kitleleri hareket ettirmek yerinı:ı, sıyaseti kitlelere götürmek, kitlelerin siyaset yapmasını saglamak yerine, kitlelerden aldıgı destegi bütünüyle Emperyalist Avrupa ülkelerinin ipoteQine yatır­ ması, sonuç ları bak ımından tehlikeli bir oyundur. Elhak Avrupa'n ın da bu soruna nası l ve ne şekilde sahip çıktıg ını Saldırılar karşısında

ww

w.

topla ntıyı

arkadaşlar açısından bu parlamentoda var olma. hayat da görüyoruz. Bu konuyu, daha çok Türkiye ile olan me mat meselesidir. HEP-SHP ittifakı. HEP'li milletvekilpazarlıklarında (çekiç güç, askeri ihaleler. lerinin ulusumuza karşı sömürgeci savaşı kumanda eden özelleştirme v.b.) bir malzeme olarak kullanıyorhükümete güven oyu vermesi bilinen örnekler oldugu için lar.( ...) üstünde ayrıca durmayacagım. Başka bir örnek vereyim. Önümüzde acil ve tarihi nitelikteki sorunlar Mehmet Sincar'ın katledilmesinden sonra, sömürgeci pardururken, bunlara ilişkin somut politikalar üretelamentodan çekilmeyi öneren bir metin vermişti m. Bu mezken bazı çevreler, kendi gidişlerine yol yapmak metin bir çok milletvekillerinin yanısıra o zamanki genel için olsa gerek, partinin gündemini grup çıkarlarıyla başkanın da yüre~ini hoplattı. Hatta, benim parlamento: belirlemeye çalışıyorlar. Bugün için bunu başardılar nun Kürt ulusu açısından meşru olmadıgı, Kürtlerin parlada. Devletin saldırısı karşısında çelişki ve çatış­ mentodaki varlıklarının ulusumuza yönelik sömürgeci polimaları dondurarak ortak ulusal duruş göstermemiz tika ve uygulamal arı meşrulaştırd ıgı, dolayısıyla bu parlagerekirken, bu arkadaşların önerisiyle PM, 24 mentodan çekilmemiz gerektiQi yönündeki önerim Mart'ta toplanarak partide iç il işkiler sorununu karşısında eski genel başkan ın. ·sen beni öldürmek mi tartıştı. Esasında bunun daha önce yapı lması ve istiyorsun, benim kalbirn var, ben hastayrm· biçimindeki partinin kimlik bunalımının çözülmesi gerekiyordu. tepkisi ilginç olmuştu. Ama şu anda, siyasal pratigin dayattıgı görevler e Bu kimlik bunaltmmm, DEP'in kitle politikalarma ne geregi dışa dönmemiz gereken bir dönemde. içe dönmeye hiç bir anlam veremiyorum. Bu tavırlar şekilde yanstdi(Jrnt da de(Jerlendirebilir misiniz ? sömürgeci devletin seçim oyunuyla sindiremedigi • • Evet Parti içindeki egemen anlayışın, aynı zamanda DEP'i. fiilen bitirme programına uygundur. Bu kitleden, kitlenin radikal taleplerle hareketlenmesinden, uygunluk niyetler degil. sonuçlar itibanyla böyledir. düzeni sarsmasından korktukları, çekindikleri söylenebilir. bu tür politik manevra ların neyi hedefledigina Yönetimin, kitleleri kucaklamak, örgütlernek ve harekete ilişkin ciddi tereddütleri m var. Karşı l ıklı olarak, dar grupçu geçirmek gibi bir perspektifi olmamıştır. Bu nedenledir ki, bir anlayış partide egemen kılınmaya çalışılıyor. Bu kitlelesel tepkilerin oluşmasından çekinildigi için, şehit anlayışın temel özelligi, "benim anlayışım partide egemen Mehmet Sincar'ın ceoazesi Kürdistan'dan kaçırılmış. ise ben varım degilse yokum· anlayışıdır .. Bu anlayış, Ankara'da devletin cenazemizeel koymasının zemini "ben yoksam parti de olmamalı" anlayışına va rdırılıyor. yaratılmıştır. Yine Barış Kampanya"sı için düşünülen proDar grupçu anlayışın bugün geldigi nokta, artık kendi gramda, Kürdistan başta olmakOzere her yerel alanda hareket kabiliyelleri önünde engel teşkil eden radikal kampanyan ı n kitlesel eylemliliklerle başlatı lmas ı yönünan layı şın dışlanması noktasıdı r. Bana öyle geliyorki bu deki önerimiz dikkate alınmamış, "flaş" biçimde başlatı la­ an layışın bir ucunu temsil eden reform ist kesimler, şan­ cagı belirtilen Istanbul'daki eyleme dahi, diger il ve ilçe taj dahil her yola baş vurarak ya partide istedikleri sonucu örgütlerinden gelecek katı l ı m, idari emirle engel l enm i ştir. elde edecekler, ya da partiyi de yok edecek faaliyetlerine Sonuçta bir ay süren bu kampanya, kitlelerden tecrit hız vererek kendi an layışlarından müteşekkil dar kadrocu edildigi için, deyim yerindeyse tam bir fiyaskoyla ve uz laşmacı bir partinin oluşumuna gidecekler. Bu yönde sonuçlanmıştır. bir takım hazırlıkların ve pazarlıkların sürdürüldügü de Yine, olaganüstü kurultaydan sonra hazırlanarak partiye biliniyor. Yine devletin de parçalanmavı hızlandırıcı bir önerilen ve DEP üyeleri ile yöneticileri başta olmak üzere politika izledigi ve bu çevralere cesaret verdiQi gözleniyor. Kürtlere yönelik kontra terörünü etkisiz kılmayı amaçlayan Oysa bana göre; bir parti, kitlesinin militan ruhu üzerinde acil eylem önergesi de dikkate alınmamıştır. Bu önergaye örgütlendigi ve bu ruhu yansıttıgı ölçüde ayakta durur. Bu göre, DEP yönetici ya da üyelerine her hangi bir sald ı rı partinin kapatılmış olup olmaması o kadar önemli degildir. Çünkü o, üzerinde yükseldiQi tabanın niteligi ve destegiyle bir güçtür ve meşrudur. mücadelenin kazamınlan üzerinde e Gerek PM'e verdi!Jiniz önerge/erde, gerekse bu · inşa olmuş bir yap mm kitlelere görüşmemizde stk stk DEP'in kimlik sorununa dikkat çektiniz. Nedir bu kimlik buna/tml. Parti dayanmak, kitleleri hareket ettirmek içinde ne şekilde gündemieşiyar? . . DEP'in kimlik bunalımı, kuruluşundan bu yana yerine, kitlelerden ald1ğ1 desteği hep üzerinde durdugum bir konu. DEP'in kuru luşu bütünüyle emperyalist avrupa aşamasında, hazine yardımı, yerel seçimlere katıl­ yasal bazı gibi ma şartlannın yerine getirilmesi ülkelerinin ipoteğine yatumas1 prosedürler öne çıkartılarak, bu sorun ertelenmişti. sonuçlan bak1mmdan tehlikelidir. Geçici bir durum olarak öngörülmesine ragmen, giderek için bazılarının programına denk düştüQü kalıcılaşan ve tüm ısrarlarımıza ragmen bir türlü ele alınmayan bu sorun. parti içinde sık sık karşımıza çıkmıştır. DEP'in kimlik bu nalımı. önceolması durumunda başta milletvek111eri olmak üzere bütün likle nasıl bir parti olduguna ilişkindir. Yin'1 buna baOiı il ve ilçe yöneticileri en yakın konsolosluk ya da olarak, legalitedeki duruşunun belirlenmesidir. Yani bu çerçevenin. TC yasalitesinin sı nırlanyla mı, yoksa büyükelçiliklere, sıgınma talebiyle başvuracaklardı. Bu mücadelenin meşru zeminlerinden alınacak güçle mi öneri de devletle karşı karşıya gelmeyi, devletin Kürdistan'a yönelik siyasi meşruiyet bagını tartıştıgı için belirlenecegi sorunudur. Bu baglarnda parlamentonun niteliQine ve ona karşı alınacak tavra il i şkindir. Bunları haliyle kabul edilmedi. Böylece, bir partinin kendisine daha da ayrı ntı landı rmak mümkündür. Bunlarla ilgili görüş yönelik saldırıları püskürtmeda yegane mücadele aracı olan kitlesel karş ı koyuş l arın örgütlendirilmesi görevi de ve önerilerimi, DEP'e sunduQum raporlarda ge n iş olarak tartışmaya açtım. Ancak, üzerine ka psaml ı bir tartışma savsaklanarak, adeta bu saldırılarda devlete-eesaret verilmiştir. açılmadıQı ve fiili durumlarla idare edildiQi için bu Bu kimlik bunalımı, parti içi ilişkilere de yansımakla ve bunalım aşılamamış ve bundan dolayı da bu oluşumdan aynı zamanda tahamülsüzlügü ve sekterlig i de çok şey bekleyen kitleleri kucaklayamamıştır. beraberinde getirmektedir. TahammülsüzlüQün en fazla Burada. bizim dışımızdaki anlayışların en temel özelligi, yöneldigiyer ise radikal duruş ve taleplerdir. Yani parlamentoyu demokratik bir zemin olarak görme!eridir. sömürgeci kabulleri red eden anlayıştır. Örnegin; Onlara göre bu zemin sonuna kadar kullanılmalıdır. Yani kurultay öncesi yapılan genişletilmiş bir olaQanüstü Kürt ulusuna karşı katliam. sürgün, imha, baskı ve terör toplantıda bir arkadaş (daha önce benim ihracımı kararını veren parlamento ... Kürdistan'ın sömürge istemişti.) neredeyse sömürgeci düzen partilerinden statüsünOn yasal dayanaklarını oluştura n parlamento. Bu birinin kullanabilecegi bir üslupla Türkiye partisi olmak.

om

Herşeyden

44

Nisan 1994 1

ı

~-.


ancak konuşmas ı için çagırmadıgını belirtmişti .

YUNANISTAN IHD Istanbul Ş u bes i Yönetim Kurulu üyesi

Zeynep BARAN Atina Barolar Birliği ,Sendikalar ve Insan Haklan Örgütlerinin Düzenlediği Basm Toplntısmda

co m

Türk basınıyla iyi ilişkiler kurmak, "bölücü" olmamak gibi konusu yapı lan faaliyetleri mparti içine dönüktü. Bu konulara ilişkin bir konuşma yapmıştı. Toplantıda bulunan arkadaşlar ise parti zemini dışında faaliyet yürütüyorlar. Merkez Disiplin Kurulu üyesi bir arkadaşımız ise tavır Bazı bagı msız adayları, hatta, Kürdistan'da sömürgeci koyarak. "Türkiye'nin toprak bütünlüQünü, Misak-ı milli'yi düzen partileri içinde yer alan bazı adaylan destekleme savunmak bizim işimiz degil. Bu sömürgeci devlet partiegilimindedirler. lerinin işi. Böyle düşünmeyenler varsa SHP'ye, DYP'ye Bu çevrelerin eylemlerinin tekabül etttigi siyasi muhtevayı gitsinler" gibi belirlemeleri e buna cevap vermişti. Bunun yukarıda açıkladım . Enternasyonalist görevlerini yerine üzerine, daha önceki konuşmacıya hiç bir tepki göstergetirmeyen bazı Türk Solu çevrelerine karşı gösterilen meyen eski genel başkanım ı z. bu arkadaşa tepki gösterip duyarlılık ve teşhir tavrının bu çevrelere göste ri l memiş önce sıfatını sormuş ve ardınolması önemli bir siyasi zaaftı r. Burada. dan da PM üyesi ol madıQını Aydınlık. Sosyalist Alternatif gibi ögrenince. "sen kimsin. çevrelerle, DEP içindeki refo rm i sı DEP'in, Kürt Ulusu açısandan seni kim çaQırdı? Seni çevrelerin tavrı, devletin programıyla tenzil ederim. Sen PM üst üste düşmektedi r. Bunu böyle hiçbir meşruiyeti olmayan" 27 üyesi degilsin, konuşa­ degerlendiriyorum. Mart Yerel Seçimleri"ne katıi­ mazsın" gibi sözlerle bu e 27 Mart 'Seçim'lerinin sonuçlanm arkadaşın konuşmasını mama kararı, gelişmelerin de nasil yorumluyorsunuz. engel lemişti. Toplantıda doğruladığı gibi TARIHI BIR • • Bu seçim sonuçları nın DEP'i bulunan bir yetkili baglamadı gını ve Kürt ulusu açısın ­ KARAR niteliği kazanmıştır. a rkadaş ise bu arkadaşı dan da hiçbir meşruiyeti olmadıQını kendisinin davet ettiQini, önceden ilan etmiştik. Devlet bu I •••••••••••Psseçimlerle "yerel yönetim' kurumlarını

yaptı.

Konuşmasının devamında Baran, son bir yıllık insan hakları ihallerinin Kürdistandaki istatiksel yanına deginen ve Türk devletinin uluslararası insan haklanyla ilgili antlaşmalara anıgı imzasına ragmenl bu antlaşmalara uymadıgın belirterek Kürdistan'da yapılan katlamlan örneklendidi .. Gelen basın mensuplarının ilgisini çeken bır konu da Türk hükümetinde Insan Haklan Bakanlıgının olmasıydı. 'Bir ülkede insan hakları çignenmiyorsa .Türkiye neden böyle bir komplekse kapılıp bu tür bir bakanlıga ihtiyaç duymaktaydı.'. şeklinde yorumlara

ww

w. ne

te

we .

birer militarisı kurum haline getirmiştir. Halbuki, PM üyesi olmadıgı halde bazı milletvekilleri ve il Kürdistan'da . büyük baskı lara. hilelere ragmen belli bazı başkanları toplantıya katılıp konuşmuşlar ve her hangi bir engelleme ile de karşılaşmamışlardı. Toplantıya çaQırıp merkezlerdeki göstegeler halkın seçimleri %50'1e, konuşma hakkı vermemek bir yana, bu arkadaşımız. par%70'1ere varan oranlarda "red" ettiQini ortaya koydu. tinin Merkez Disiplin Kurulu üyesiydi ve davet üzerine devlet bunu gördü. geldigi bu toplantıda herkes kadar konuşma hakkına RP ise Kürdistan'da biuat devletin arka çıktıg ı bir ' düzen sahipti. Aslında bu durumu, var olan belirsizlik içinde parti'sidir. 'Sol'un. bBüyük şehirlere göçeden kırsal kendi programlarını partiye dayatan ların. bu belirsizliQi nüfusun taleplerini programlaştıramayı şı; buna karşılık giderme ve onu aşma yönünde partinin kimlik bunalımı na RP'nin kendini düzen dışı gibi sunmaya çalışması bu kesradikal önerileriyle çözüm arayan anti-sömürgeci anlayışa imdeki oylarının artmasına yol açmıştır. bir tepkisi olarak degeriendirm ek gerekir. e DEP'in muhtemelen kapat1/mas1 halinde yeni parti e Yeniden seçimlerden çekilme meselesine dönersek; kurma girişimleri hakkmda ne diyorsunuz? DEP'in çekilme karaflnm Türk Devrimci hareketleri eeParti Meclisi'nin, ' DEP' i sonuna kadar savunma' taratmdan da desteklenmesi gerekti!}i yönünde beyanlanmz vard1. Bu ça!}nya bir çok çevreden de olumlu cevapkararı alması ve şartlar degişmedikçe yeni bir parti kurlar geldi. Ancak. halen bu dayamşma görevini yerine manın gereksiz oldugu görüşüne raQmen yeni bir parti getirmeyen ve kendilerini ·sosyalisit. devrimci" olarak kurma tartışmaları yogunlaşıyor. Fakat ben PM kararının niteleyen Türk solu içindeki baz1 çevre/ere ilişkin yo!}un yerinde oldugu görüşündeyim. eleştiriler de yap1/1yor. Türk Solu içindeki bu çevre/ere e son olarak eklemek istedl"giniz başka bir husus var ml ? karş1 yo!}un bir eleştiri sözkonusuyken. benzer bir tavlf " Evet. Bütün DEP üyelerini sömürgeci devletin pariçinde olan DEP içindeki reformist çevrelerin bu tutumtimize yönelik saldırılarına karşı tek vücut halinde ortak larmm eleştiri konusu olmamasm1 nas1l de!}erlendiriyorduruş göstermeye çagırıyorum. sunuz.? Partimize yönelik bu saldı nda " Burada. sorunun cevabıParti Meclisi'nin "DEP'i sonuna hukuki bir sakatlık, bir na geçmeden önce, duruyasadışılık yoktur. Türk hukuk mun bir boyutuna daha kadar savunma" kararı alması ve dikkat çekmek istiyorum. sistemi. Anayasası ve şartlar değişmedikçe yeni bir parti Parti içinde siyasal perspekParlamenter geleneO i kurmanan gereksiz olduğu görüşüne Kürtlerin kendi kimlikleriyle tifimi yansıtmamı, partiyi ve :,.o ııısu duyarlı kılmaya dönük temsilini dışlamaktadır. Bu rağmen ''yeni bir parti" kurma girçalışmamı bu çevreler parti devletin işbirl ikçilere bile işimleri yoğunlaşıyor.Parti disiplini n ihlali olarak tahammülü olmamıştı r. degerlendiriyorlardı. Bundan ",-eclisi'nin "DEP'i sonuna kadar Burada, tabana çok şey hareketle benim ve diger ciVunma" kararı alması ve şartlar düşüyor. DEP kitlesi. arkadaşlarımın ihracını i·sömürgeci parlamentonun orlardı. Bugün ise kri~ı değişmedikçe yeni bir parti kurKurt ulusu açısından meşru dönemde oy çoklu ~u·. ,, manan gereksiz olduğu görüşüne nan bir karar var. Bu karar olmadıgını. Kürtlerin bu pardönem itibarıyla kararlı bir rağmen "yeni bir parti" kurma girlamentodaki varlıgının ise ulusal tavrı. ulusal karşı ulusumuza yönelik sömürgeci işimleri yoğunlaşıyor. koyu şu da gerektiriyor. politika ve uygulamaları Seçimin hiç bir demokratik meşru kılmaktan öteye bir yanı olmadıgı ve bu anlamda anlam ifade etmediQini görme li ve bir meruiyetininde kalmadıOrgenel merkezi harekete geçirmek için mücadele na nedereyse bütün dünyanın ikna oldugu bir süreçte, etmelidirler. Üyelerimiz. genel merkezin toplumsal Parti içindeki bazı çevrelerin her şeye ragmen seçimleri gerçekligimize, mücadelemizin tarihsel haklılıgına ve bu meşru gören bir tavır içine girmeleri. bu seçimleri ve TC' nin oyunlarını teşhir etmek yerine seçim çalışmaları haklılıgın yarattıQı meşruluga çekilmesini istemeli, bunun içine girmeleri, TC'nin arayıp da bulamadıQı bir destektir. için mücadele etmelidirler. Yine ulusal tavrı kırmaya, etkiBu desteQin önemini çok iyi kavrayan bazı köşe yazarları, siz kılmaya ve boOmaya yeltenen anlayışiara karşı da son dönemde tam bir şoven kampanya içindeyken. birden duyarlı olunması gerektigini belirtiyorum. bu durumu sunma yarışına girmişlerdir. Sözkonusu çevreler şimdi bu ulusal tavrı baltalamak, ulusal karşı koyu şu Son olarak. yayın hayatına başlamanızı büyük bir sevinç etkisizleşti rmek, tamamen gayrimeşru bir nitelige bürüve coşkuyla karşıladıgımı da belirtmek isterim. nen bu seçimleri meşrulaştırma k anlamına gelen bir eylem içindeler. Bu durumda ben de bu çevrelerin disipline verilmesini istiyorum. Ama partinin disiplin kuruluna Teşekkür ederiz... . . deQil, ulusun vicdanının disiplinine .. Bu teh11keli bir oyundur. Tehlikeli oldugu kadar vebali de agırdır. Benim

Konuştu

At ina Barolar B i rli ğ i'nin davetiisi olarak Atinaya gelen IHD Istanbul şubesi yönetim kurulu üyesi Zeynep Baran 9 Şubat 1994 tarihinde. başta barolar biri lig i olmak üzere bir çok kuruluş ve sendikanın düzenledigi oldukça kalabalık bir basın toplantısında, 1980-1993 tarihleri arasında Ttürkiyede ve Kürdistandaki insan haklan ihlalleri üzerine oldukça önemli bilgiler içeren bir konuşma

Nisan 1994 1

ı

yolaçtı.

Yunan basını toplantıya, özellikle Zeynep çok geniş yer verdi.

Baran'ın konuşmasına

BASlN TOPLANTlSlNI düzenleyen kuruluşlar ve diger konuşmacılar 1- Insan Hakları Için Marangopulu vakfı adına Aliki Marangopulu 2- INAP ( Atina-Pire Hastaneleri Doktorları Birligi) adına Kristina Papanikolau 3- POEDIN (Tüm Yunanistan Devlet hastaneleri Işçileri Federasyonu) adına Spiros Papaspıru 4- Işkence ye ugrayanlar Için Rehabilitasyon Merkezi adına Maria Kalli 5- Kürt Dostluk Derneği adına Dami anos Vasiliadis 6- Ati na Baro l ar B i rl iğ i adına Dı m ıtrıs Paksin os 7- Toplantıyı Atina Belediyesi yönetim kurulu üyesi Marina Dizi yönetti. Kıbrıs'ta

KÜRTLERLE YARDlMLAŞMA DERNEGI BAŞKANI

TEOFILOS YORGIYADIS ÖLDÜRÜLDÜ! Gözlemciler olayın Türk MITi tarafından gerçekleştir­ ilebileceQini belirtiyorlar. Daha önce bir kaç kez telefonla öldürülme tehditi aldıgını ve bununda Türk tarafından yapıldıgını kamuoyuna açıklam ıştı. Kıbrıs Hükümeti Türk terörünün Kıbrısada sıçratılmasını protesto etti. Serka Rizgari 1Atina

- ·· · ·k·~

ri.zga_rı

45


co m we .

te

Di Bin Nave '7ekoşina bi terore" re Politikayen "ii Holerakirin", "Koçeberkirin" "Valakirin" e bandere li ser sedhezaran kesi dike A

w. ne

KURDISTAN TE EWITANDIN !.. O Hember Kurdan Helwest ü Revecüna Şer a KJ•

nşERE TOMERin her wiha bersiva Kurdan ya li

hembere ve bi nBERXWEDANA TOMERin re gund giş va la bün ü niluse bajaran rezebun, ev rewş de bi be sedema hin tevliheviyen jiyana

ww

KT. bi hikumeta koalisyone a bi "yekTtlya n eteweyl" ya DVP/SHP' e re ji bo Kurdistans riya ku daye peşiya xwe 'Şere Tomeri"ye. Serokatiya Arteşa Tirk ji ve re ' Şere Heremi ye Kemtundi" ji bese. Ji ber ku peviya "Şer" bikarnayne. Demeke diveje li berxwe dan Cı ketin hinek astengiyan. DOre bi deven rayadaren terml, qewiminen li Kurdistans wek 'Şer' · pejirandin. ideolodi tomeri 'Şere Tegina (Kavram) jiye de konevaniye de, aborzaniye de, çapemenl, diplomasi O hiqOqe de, di çend O di perwerdehlya leşkeri de an ew tişten din yen curbecur ku ben hişe mirov O di her hele de li hember derketina 'Tekoşina Rizgariya Neteweya Gele Kurd'e ev mefhCım erişeke rek O pek dide. Zaningehen KT. e bi nivlskar Cı xezkaren

46

O

Ew Kesen ku Hatina Koçeberkirin li Çukuroveye Koloniyen nü tinin pe. Ew taxen ku Kurd le dijin, ku mirov dikeve nav taxa, kesen ji kurdistane nü hatiye te ber bi çavan

dewlete ya siyasi O Ideolojik O rastiyen wi diafirinin. Ew baca ku ji xuha bedena karker O kedkaran te standin, giş ji bo şere qirejiye te bikaranin. Di hela dlplamaslye de, di hernCı dinyaya de ew koçen ku deste wl de ye difroşe, ji bo kO ev dewlet O sazlyen AwrOpaya rojava Şere qiresi ye li Kurdistans nebinin O li ser ronewestin. Le disa ji mirov nikare bibeje ku AwrOpa dilxweş kiriye. Dedgeh, dozger, girtigeh öısa ji cOntaya ilone zadetir terare dimeşlne o ji bo ve ji deste wan çi te dikin. Rojname O kovaran digirin. niviskar O xezkaran bi dehan sal didin cezakirine. Bi dehhezaran kes! didarlzlnin O diavejin zindanan nave ve kirine zorbaziya hiqOql ye. Di dawiye de TBMM(Meclisa Mezin a

Nisan 1994 1

ı

derdixe o t edbiren ku digire, re liber. tevgera ji hale rakirine rast dike. Ji bo ku ev xwe ve şere pedruyen we yen zagonl tlne cih. Wek minak biryara hildana mafe destnedane ye MebOsen DEP'e biryareka bi vi rengi bO. Helbet. doktorina şere Tomeri her sal bibeje 'eme ve bihale koka wan biqellnin jl polltikayeke ku ji her all ve dikeve tengasiye O tek diçe ye'. Ji bo kurdan ' Berxwedana bi Tomeri' roj ji roje zedetir. bi girseyi hembez. dike. Berevajiyi bawerlya ku dibeje: 'Dewlete pirsgireka Kurdistans bi deste leşkeran ve berdaye'. arişbaziye ke paşverCı ji her aiT ve. bi zanati Cı rek O pek te meşandin Li Kurdistans çawa ku terara tlmen taybeti O cerdevanan ya ku bi öıpçik Cı paletan te meşandın. Bombekirin, Şew itandin Cı cinayeten kontrayan aliye şer ye leşkerine .


.c om

rojnameyen rengin, kanalen TV' yane wek bi weşartina rastiyan , bedengiya li hemberi hovltlye O helwesta xwe ya ku berxwedaran wek "terorist' bı nav dıke ~wke vi şeri ne. Şewitandina ü rüxandina gundan bi vi awayl F koçberkir ina gel encamen bı xetere ji bo kesen ku ve yeke dikın derdixe hole ango gora xwe bi deste xwe dikolin. Miroven ku li metropola n kom dibin kona raperin O tevliheviye civakl ne. Ew bandora xwe li ser hewkeşaya aborl ji di kin Berevajiyl hewldanen KT'e ku TRNK' e li çiyan izole bibe, şer li saransere KT'e bi taybetl li metropolan belav dibe. Kurden ku ji bere ve li metropolan bı clh O war bune Q pir-hindik, bı sisteme ve entegre bune jı dikevine bin bandora şer Q li gorl helwesta li hemberi şer ji hev parçe dibine. Şere Tomeri zora xwe lı mıroven sıvi! dikiye bi ve jl dixwazlye, gel bi tirsandin Q gutifandi ne ıi xebate bike ango · Pasıfikasyone· pek bin leşker raste rast bere xwe didin gel, dixwazin di demeki direj de Kurdistane vala bıkın. Be Insan bihelın, gerılla ji gel bikin, wan wek masiye be av bihelin Pasıtıkasyon Q be mlrovhistin azineyen ku ji aliye hemQ hezen metingehkar ve hatıne ceriband ine ne. Ew metot lı Wietname , Cezaylre. u Angolaye hatin bikaranin le dagirker ji tekçune xilas nekirin. Niha Komara Tirk ji tecrübeyen OYA (Dewleten YekbOyl yen Amerikaye) O Britanya ya Mezin Istifade dıke.

te we

.

DI KÜRDISTANE DA GUND Ü MEZRA Ü NAVÇEYAN KÜ HATIYE VALAKIRIN, HATIYE ŞEWITAN DIN ...

SIIRT BITLIS HAKKARl

~

IRNAK

-i

MARDIN DIYARBEKIR BATMAN

j

PERVARI Hot Zoravan Keleh Medrese

]

Neç ev Hol ~ Ceman Axer

15§ GUND 28 • 62 • 100 •

21 95

w.

18 •

MUŞ

BINGÖL TOPLAM

2 • ~1 - • 489 GUND

-

SIIRT ERUH

Ne~an

Tarham

ww

Geli a Osman Daran Milan _

Garişan

=

Oesra Cello Ceme Gevir Emte __ Çem_g_ Şişil ____ Bingol Zeve

Geli Yusufhan

Yan ılmaz G ırd ara Şehvel i

Nivila

_

BEYTUŞ EBAB

Zoravan Gelikan Surge Hey§l!ve Koçniş Sarıy'!Q!"~ ~ı Kele_hok Meşeh Inceler Bilbe~i Baglıca Hestan _Newalagenima Mexes Besta _ Xırabeldaş Kal _ Besa _ Kaçede Kundes _ _ ~Omyanqş Govike J Kesrik _ Kevzin ~ Xewşaberl! Hqje Axıyan Sirke Xırbike- Bestan -· Xıvare Sera Bordikel _ GERGUŞ __ Halikar §undike Kolan Kelehe Darahine Çalan Zivirga-Abirb inya Xenzorik Malmihe Beheve Xurizut Derefe Bakolil}!! Henke Xına Zeviyaso r Cinda SIIRT _ Kevzanke _

ne

Ev Rapor, di dıroke da 13 Tinneh 1993'de ji aliye Şubeya IHD DIYARBEKIR hatiye amadekiri n.

Kutnis Sexbubiker Gewok Komir

Suxu rpaşa

Setkar Pirdoda Hecelya Melixa Ceml!pire

Berşikera

j koranan

1

Kona rga Xwarg Ezdinan 1 Xumar Cenefe Sul Haceros

Melekeleş

~ Turbeset _

Hacib~

l'l9öl Peremate Heveke

Gurgavik _ fevene _ Pirana Miryanes Mehri NORDIZ ~ Torane _ Difne _ Gere.lli!_ Hoz _ Lafena Berga~ Gundike Siperkiya MUKUS Hmoloriz Memod~ Telefan Aviyan KaniXumar Pers Gıregabely~ Gundi Zilan Giyanis HIZAN

ı Pişta Reşan ~ GiyaZiyaret

Aviya~

l

ı

Gomşek

Suve

~ ~erde j_Otlumezrası

Geraviş Dodayiş Xintorek Gebe Mehke =-ı Kai!Jndor Biloris ~~elbege Gıvijoke __ Serik Bingol _ _ Gevat _ _ Tavlik _ Birman Suhurpaşa ı GıradifinGebir _ _ KURTAlAN _ _ _ ÇATAK Cinda Gere Beytil Kendala Turanis _ Kelehe ı Şe>turk _ Kesirke ~fe _ Go,.hetlan _ Ferxines Kaniya Biye_ Hüseyn_ i _ _ Gazi k_ _ Bezani s _ Çiç_an _E laziz __ ~iavlike __ _çemkurik to.!an.enis Kornur Serkari Kurk Desetan Göründoruk Malmihe__ _ Behevfi_ _ Xurizut Gl!!!.dike Siperkiyaı ı Fınıfıklı Derefe _ Bakaline _ Henke Hmoloriz Heraresk Xı n a Zeviyasor _ ... Cinda Aviyan Emte _ __ Kevzanke Gıregabelya

1

Emin es Kete Zetaran . Salat

BtrUS

Şikefta

Nisan ı 994

Orik -

.

........

~

rızga.rı

47


TOPLUM

TC'nin ülkemizde sürdürdü!lü sömürge sava~ ını n en önemli tah ribatların da n biri de,l<orucu ve i ş birl i kçı ol mayı reddeden yurtseverlerin yerinden yurdundan siJ~ülmesi, göç ettirilmesidir. Giderek Kürdista n'ı boşal tma, ıns9nsı­ zlaşıırma, tampon bölgeler yaratmaya yönelen bu polıtıka.

asl ı nda

.c om

KÜRDiSTAN.DAN GÖÇ El11RiLENLER ÇUKUROVA.DA YENi KOLONilfR OWŞIDRUVOR

ile i imilasyonu hızlandırmak ve ulusal bilinçlenmeyi kır­ makt ı r. Bu potansiyelin metropollerde ucuz iş gücü olarak kullanı lması ise olgunun diger bir yanın ı ol uşturmaktadır. Bu politikalar nedeniyle göç ettirilen Kürt~otansiyelin önem l ı bir kısm ı , halen yogun bir biçimde ukurova'ya yerleşmişt i r. Aslında Çukurova, yoksul Kürt öylülerinin eskiden ·beri oldukça yak ı ndan tan ı dıgı bir bölged ir. Geçmişte, belli dönemlerde mevsimlik tarım işç isi olarak, ai l elerıyle birlikte gelip pamuk ve narenciY,e toplad ı k l arı, ç ı rçırda çal ı ştık l arı bu yerlerde şimdi 'her mevsim" yaşam kavgası ver-meye hazırlan ıyorlar. Bölgede, özellikle Kürtlerin yogun olarak yaşadı(lı mahalfelere girildiginde, Kürdistan'dan yeni göçmüş aileler daha ilk anda hemen farkedilmektediL Bunfarın büyük bir kısm ı kendi lerinden önce göçüp buralara yer l eşm i ş akrabalarının yanına yerl eşmiştır. Fazla büyük olmayan bu evlerin çogunda, genellikle l:iir kaç aile bir arada yaşa­

belli dönemlerde diger sömürgeci ülkelerde de

uygulandigı, bilinen bir gerçektir. TC 'nin geçmişte "Mecburi sk~n" larla yaptıgı uygulama. bugün yapıl an­ lar muhteva olarak pek farklı degildir. Amaçlanan, Küri·stan'ı Kürtsüz bırakmak, sürgün ve imha pofıtika ları

ili!

maktadır.

Son bir y ı l içinde Mersin ve civarına en yo~un göç, Lice ~atliamından sonra gerçekleşmişti. Bölgeye.oundan yaklaşık iki ay önce yeni tiir toplu göç daha oldu. Görüştügümuz kişilerin hemen çogu, halen Kürd ı stan'da yaşadıkların ı n etkisinden kurtu l amam ı ştı. Olayları adeta ı kinci kez yaşayarak anlatırken, büyük bir zu lümden kaçtıklarını ve bu nedenle de henüz tam olarak görüşmeye hazır olmadık l arını söylüyorlardı. Sorularım ı za ıse adlarının yazılmamas ı ya da fotografların ın çekiimamesi kavdıyla cevap veriyorlardı. l ik görüşmemizi , Lice katliamı sırasında gelip, Iki göz, derme-çatma bir evde sobasız ve nice imk~nsızlıklarla, "Xwede mezine" demeyi de ihmal etmeyerek yaşayan bir aile ile yap ı yoruz. Sorularımızı daha çok evı n anas ı cevaplıyor.

te we

Mersin'e, Lice'nin Şaqlat köyünden, toplam sekiz a[le ile birlikte göçettiklerıni anlatı yoı. Neden göç ettıklerın ı ise şöyle açıf(l ı yordu; " ... Bize yak tn köyler birer b1rer yaklllf!.-Yikliwordu. Namusianna el uzatlld1ğtn1 duyuyorduk. S1rantn bizim köye geldiğini söylüyorlardt. Kbyde MIT de vard1 herhalde .. . Ne zaman geriilan tn köye g_e/diliini duysak, ertesi gün köyü askerler do/duruyordu. Göç korkusu verip gidiyorlardi.. {!1zde _mecbur kaldik. Namusumuzu, cammill korumak IÇin, ev1mm yurdumuzu b1rakmak zorunda kaldtk..." Göç ettikten bir kaç gün sonra köyün tümden yakı ld ı gı nı ögrenmişler. Her ne !(adar ölen olmamışsa da, yaralıların çok oldugunu haber almış l ar. Bu olaydan sonra köyün fıemen hemen tamamının göçettig ı ni söylüyor ana. Ço!lunlukla da Mersin'e, akratialarının yanına göçmüşler. Rendilerinin pek fazla tanıdık ve akratialarının

ne

Di KÜRDiSTANE DA GUND Ü MEZRA Ü NAVÇEYAN KÜ HATiYE VALAKIRIN, HATiYE ŞEWiTANDIN ... UCE -rSavat Bawerda Şexmus ____ ı Hezan ----ı

w.

:.;___+G=e re n

ww 48

-

Ni san 1994


CiVAK müşler. Kocası

ve oglunun bu nedenle ~enüz bır iş bulamadı!lını. kimseyi tanımadıkları için kendisinin de lcomşu kadınlar gibi tarlada çalışmaya gidemedigini anlatıyor. Oturdukları ev iki gözden ıbaret ve senelik kirası da beş milyon. Gelirken ellerinde olan uç-beş kuruşları da kiraya ve günlük ev masraf iarına gitmiş. Bu nedenle. büyük bir ekonomik sıkıntı içinde yaşamaya çalışıyorlar. Başkalarından yardım ıstemeyı JJUruruna hiç yediremiyor ve bunu da şöyle açıklıyor ana; .. .Burast biztm topra{Jtmtz de{Jil. El kap1smdaytz. Başkasmm topralimda iken htç bir şey isteyemeyiz. Tek istegimiz, bir gün leendi topra1Jtm1za abnmek... • Seçimlerde oylarını, kendi de-yimiyle •Partiya X~zal~·ye vereceklerini söylüyor. Ama. onun seçimden çekilmesi nedeniyle şimdi hiç kimseye oy vermeyecegini

köyünde ise 4 kiŞIYI 6/dürdüler. Bunlardan ikisi kardeş, ik1si de amcaog/u idiler. 0/dürdüklerine de PKK'li diyorlar. Hergün insanlan gözalrma alwor yakaladlklanm blfaktllarml, başka ~'iJ.bnlanm yakaliyor/ar. Tüm aile ve yakm/anna işkence ediyor, bunmla da kalmwor kadmlara ve k1zlara tevcavüz ediyorlardi... " diye öfkeyle anlatıyor yaşadık­

larını.

Ayten, • ... Çocuklanm küçük olmasaydi, Kürdistan'm durmazd1m... • diyor ve de şöyle özet iyor; ... Çocu~lanmt kurtuluş mucadelesi için hallfliyorum. Baoa/arma. ülkelerine. /ialkma lay1k olmalan için elimden geleni yapaca{11m. Bu kadar kan döküldü. Bu kadar şehit verildl Ulkemizin mutlaka kurtulmaSini istiyorum.

kurtuluş mücaaelesi için bir an bile gelecege ilişkin duşüncelerini

Şehitlerimizin kam ~rde

kalmasm istiyorum.. :

GörüştüQOmijz kışilerdan (... ) ıse 52 yaşında ve tam 9 çocuk tiabası. lik anda çekinmekle birlikte daha sonra, adının yazılmama sı kayd ıyla bizimle konuşu-yor. Göç etmeden önce hali vaktınin yerinde oldugunu ve hayvan ticaretiyle ugraştıgını ögreniyoruz. Gerillaların. evınde yemek yemesinden dolayı, bir gün sonra evi özel tim tarafından basılıp ateşe verilince, çocuklarını ve bir de baskından geriye kalan bir miktar odunu yanına alarak Adana'ya göçtügünü anlatıyor. Kürdistan'daki durumlarını ise. "biz orada yaşamıyorduk.

sıramızı bekliyorduk. Çünkü hergün bir köy basıyorlar. evleri yakıyorlardı." diye açıklıyor. Adana' da, daha önceden satın aldıgı bir arsa üzerinde.

ww

w. ne

te

we .

açıklıyor. Savaşı yakından yaşamış

ve bu nedenle yerinden yurdundan edilmiş biri olarak savaşa ve insanların ölmesine karşı oldugunu söylüyor. Bir gün topraklarına g_eri dönece!lı umudunu ıse hiç eksiltmemi~ yüreQinde. Son olarak, 5unun sorumlusunun devlet oldugunu belirtiyor ve "...hem kardeşiz diyorlar. hem de bizi topra{JJmlldan ediyorlar Hiç boyle kardeşlik olur mu? Ama bu rıunler de geçecek, biz kendi topraklanm/la dönece{Jiz... diyerek, ıçindeki derin özlemi de dile getiriyor... Ayten, 27 yaşında. Uç çocuk annesi dul bir kadın. Bölgede yurtsever olarak llilınen kocasının Hizbu llahçılar tarafından öldürülmesi üzerine çocuklarını da yanına alarak Sismil'den Adana'ya göçmüş. Çektigi acılar, yüz ifadesine de yansımış. Genç yaşına raömen karşılaştıgı zorluklar, onu oldugunaan yaşlı gosterme"kte. Görüşmemizde, soyadının açıklanmamasını istiyor ve göç etmelerinin nedenini, devlet tarafından yapılan zulumler olarak açıklıyor. Kocasının öldürülmesi üzerine evinin ve tarlasının da ellerinden alındıgını söyiOyor. Bunun üzerine, kocasının sagda solda olan alacaklarını da tahsil ederneden çocuklarıyla birlikte Adana'ya, yakın­ larının yanına göçtı.iöünü belirtiyor. Burada kirada oturan Ayten'ın çocuklarılıenüz çok küçük. Calışanı olmadıQı içın, kardeşlerinin yardımı ile geçinebiliyor. Ne varkı. kardeşlerinın durumu da pek iyı olmadıgından tam bir ekonomik sıkıntı içinde vasıvorlar. Ayten, devletı~ ve koru~uların Kürdistan'da~i uygulamalarının tam bır vahşetı andırdıgını, sureklı yapılar. baskınlarda insanların keyfi olarak gözaltına alınıp işkenc­ eye tabi tutulduklarını. bazılarının da kaybedilaigini söylüyor. " ... Ornegin; Ceteli köyunde 3 kişiyi, Gülgü/o köyünde ise 4 kişwi öfdürdüler. Bunlardan ikisi kardeş,

'

co m

olmadıgından dert yanıyar ana. Zira. buralarda bir iş bulabilmek için tanıdıga, akrabaya ihtiyaç oldugunu gör-

.

1 Ocak 1994-DERIK-Oerik'e bagh Tepebag köyü BeJkardeJ meırasını basan devlet güçleri köyl ülere ait hayvanlarla birlikte 10 evi ateşe verdiler. MALAZGIRT-Devlet güçlerince yapılan baskıntar sonucu Malazgirt'in 8 lcöyün~e 78 ev ya kılarak köylüler gf}ç etmeye zorlaod ı lar. Bahçeköy 55 . DoOantqı 1, Boyucaplun 4, Demya 2. Mele Derman 2. Eıdo 4, Yeniköy 2 , Çiçekveren 2.

1*

2 Ocak 94 -MAlAZGIRT-Malazgirt'in köylerinde korucu olmaya zorlanan 22 aile ..· göç etti. AZR0-20 Aralık'ta askerleres bası lan ŞakJat köyü tekrar basıldı, bir köylü kurşu­

na dizi Idi, köy tamamen ateşe verilerek yakıldı ve boşaltıldt. .. DICLE-4 gün önce basılan Taşahil köyü tekrar basıldı 11 ktlylO gözaltına alınarak. köyün boşaltılması için köyiDiere süre tanıldıQı belirtildi.

i

f

( ~~~~ak- KULP-Kulp'a baglı 5 köy daha koruculugu kabul etmedikleri için •

L:~yle boş~~:ı~ı. Bu, k,öyl:~:»~etiv.:_~eçi~:~::· MG~~:ik, Nisan 1994 1

ı

Pi:ei_:J 49


TOPLUM

.

ikamet eden kOyiOier can güvenliklerinin olmadıgı

~ gerekçesiyle köyleri boşaltmaya başladılar.

ARAUK-IIçeye bag lı Alagıııl köyü ve Yanı köyde korucular tarafından roket ve uzun namlolu silahlarla tarand ı.

6 Qçak-DIYARBAKIR-GerillaJann 3 Ocak günü llce ilçesine baglı Engüle karakolunu basmasından sonr.a minObOsü tarayan deVlet güçleri 5 kişiyi öldürdOler. EngOie köyUndeki 9 evi yakıp yıktı. Köylln top attşına tutulması sonucu 1 çocuk öldü, 2 kişi de yaralandı.

1 Ocak~ tCDIR-Igdır ve Aralık'a bagh yaklaşık 38 köydeki gencin baskılardan dolayı 500 ünün metropollere göçettigi, l OO'ününse PKK'ye katıldıgı bildirildi. y ık TATVAN-Tatvan'a ba~lt Avetax, Xıyaıta k• an , Ünsü.z_'. E.z 118 Kurtı.kan.kö.YI.er,in.e bask··'·". düzenleyd kl b1ld Id ., ırı ı. · . . e!ek ıkısını ateşe ver ı etl 9 Ocak ·94'-Sll!IT·Baykan ilçesi Gırdikaıt (Çevrim tepe) köyüne baskın düzenleyen aşkerler 6 evi yakıp, köylllleri göç etmeye zor~

ww

co m

Görüştügümüz kişilerin durumu hemen hemen aynı. .. Hepsi de. TC'nin sömürgeci terörü nedeniyle yerlerinjen. yurtlarında n sürülmüş yoksul Kürt insan ları . Sürgün, aynı zamanda ekonomik bir yıkım olarakda ya p ışmı ş vakaları­ na. Ev ki rası. ekmek borcu gibi mültecilik koşu llar nda henüz tanışılan kavramlar. bu güne kadar biçimlendi<leri degerierde yeni yabancılaşmal a rı n da kapı ları n ı aralıyor ş imdi . Ancak. tüm bu olgular. on l arın sömürgecilere karşı öfkesinin her geçen gün daha artmasına da yol açmış durumda. Patlamaya haz ır bu öfkenin dogru yerlerde örgütlenmesi, kirli sömürge savaş ı n ı n giderek batayına sapianan TC 'nin kendi kalbinden v u ru l masını n da ana htarını ol uşturacaktı r.

IMılar. ŞIRNAK-Cizre ilçesinde güvenlik güçlerinin baskısı

sonucu halk ilçeyi terkediyor. Cudi mahallesinde 1000 i aşkın aile evlerini terk etti.

.

ç

;~ f

KURTıKAN {Tokaçlı) ve Pcıtvosk {Pataelınalı) köyOnde ilçe merkezine göçler sllryor. MARDIN-Merkeze bag lı Kunlise iYar11ere) köyUnde bazı evlerin yakıldıgı ve köyOn boşaltılma sı içinde 7 gün tar · ?ıgı bildiriidi. NUSAYBIN-Ilçeye bag lı 7 köy CIZRE-Cizre'ye yönelik devletin yaptıOı top atışları tamamen boşaltıldı. sonucu 2'si çocuk 6 kişi öiUdcen. 5 kişi de yaralandı. CIZRE-26 Aralık'ta ilçeye Kereşa \ DIYARBAKIR-Lice ilçesine ba~h Sise {Yolçatı), ve Serdagıl köyleri. Bel efent \~ Bamitne (KurtJu), Derx:ust (Dibek) köyleri ve mezrasına havan topu atıld ı. Kereşa toplam 50 hane yakılırken Sl:.öylü gözaltına alındı. köyünden Mehmet ve Tabet Sevgin ve Aeşiye f\..\~ MARDIN-Nusaybin ilçesine baglı 7 köye adlı 3 köylü yaşamını yitirdiler. Köylerden yogun bir baskın düzenl eyen devl et gOçleri .. .ı\i göçün başlatıldıgı bildirildi. ~~,.' köylüleri göçe zorladıkları IOIL-Idil'e baglı Yarbaşı köyü ve Hendek lcöylerine top ve 1':. ~'JııSERIKANYA atışı yapı ldıgı ve Yarbaşı köyünde 1 kadın Yaşamını A'~ - ıl ' BÜZGURE köylerini yit irdi. Bu köylerde ya klaşık 8-9 hanenin kald ıg ı • -..\ \ yakan askerbildirildi. lerin ÇAU köyünde ~ f\..\~ CIZRE-Ilçe merkezinin Cudi ve Sur mahallerine hava 4 evi ya'ktıklannı ()Orenit. R . ~· topu atılması sonucu M.Emin ve~şineMOmıne atmış . , dı. ~' ve 1 yaşındaki çocuklan yaşamioı yitirirkan {3V halkın· '· • \~V dan 60 ya şındaki Me le l::fmail. Yusuf, Lo~man ve 14 Qçak 94-TA~~~:Merkeze bagl d Osman Tefik yaralanmıştır. Yine aynı mahhallede top Çanges ve Kırtvan köylerınır b(ışaltılmaya zor· ~ atışı sonucu ikisi çocuk 5 kişi ölürken. ·M. Şerif Bilgiç · landıgı belirtildi. Çarsen, Vamk ve Ez köylerinin de yaralandı. yakılmasının ardından Avetaıc v~ lı~süs köyterinin 16 Oçak 94-TATVAN-.Ilçeye ba~lı Çorsin. Sarxaç, tamamen boşaldıgı, Uranı·s {Anadere) mıntıkasında Ez. Avetax, insüs , Vanik köyleri yakılarak boşaltıibulunan Kürt. lnzan ve Engesor köyOndan çok sayıda mak suretiyle Tatvan 6. zırhlı Tugay KomutanhQına köylünOn göç ettigi beli.rtildi. baQh askerlerin yerleştirildigi bildirildi. DARGEÇIT-IIçeye baglı Baskile köyünün yakıldıgı 15 Ocak 94-TATVAN-Merkeze bag lı Sarxaç ve bildirildi. Vanik köyüne devlet tarafından baskın düzenlendi.

11 Ouk 94 -BATMAN-Eruh'a bagl ı DaQyeli Tatkonak. Ker,ar ve Payemh köylerinden yaklaşık 1000 yakın köylü yaya olarak. göç ettiler. Kart or kilyOnden l'i çoban 3 kişi öldU

w. ne

1 TATVAN-IIçeye baglı Aveta~ ve Unsüz köylerinde i

or.

te

rG.'ıiye ttuni.

Evlerindeki eşya ların korucular tarafından ta lan edilmesi nedeniyle, yanlarına pek bir şey alamadan geldiklerini anlatıyor . Burada karşılaştıkları en büyük zorlugun ise; evinden, yurdundan kop muş olmak şek l inde tanımlıyor. Babasının daha önce Tarsus'a yerleşmiş olması nı büyük bir şans olarak degeriendiriyor ve her tarafından yagmur suları sızan, iki göz. sıvasız evini bize gösterirken, göçenlerden bir çogunun ev bulamadı kları için bu sogukta çoluk çocuk çadırla r da kaldıg ı nı a nla tı yor. Ay n ı şekilde Cizre'den birli kte göç ettikleri dayı l arın ın ise ev bulam adık l arı için şimdi dört aile bir eve yerl eşmek zorunda kaldıklarını da söylüyor. Felek. gece araba sesi duyunca. baskına geldiklerini dOşünerek hemen irkildigini belirti-yor.. Sonra Cizre'de degil de, Tarsus'ta oldugunu anımsayarak saki nleşebil iy-

we .

henüz inşaat halinde olan bir evde kalıyor. Komşularının ve destegini gördüklerini, bu inşaatta çocuklarla birlikte baharı getirmeye çalış tıgını belirtmaden de edemiyor. ·Buraya yeni geldigirnde muhtarla birlikte bir kaç kişi geldi. Dilekçe verelim, devlet yardim etsin dediler. ben kabul etmedim. Benim evimi devlet y1kt1 • ben devlete avuç açmam dedim. onlar da gittiler." derken, bir anlamda içindeki öfkeyi de d ışa vuruyor. Mücadeleye i lişkin düşünc elerini ise; "Birlik olursak, birbirimizi ihbar etmezsek. hep yard1m edersek iki ayda haklaomfZI almz. Gerillalar da halka fazla yüklenmeseler. yard1m etseler el birligiyle kazanmz.." şeklinde aktarıyor. Felek. Botan'dan . Cizre'ni n Cudi ma halles inden !şi mdilerde Cumhuriyet Maha llesi adı verilm i ş burayal kı sa bir süre önce Tarsus'a göçmüş. 35-40 ya şlarında, iki çocuk annesi, dul bir kadın. Cizre'de y aşadı k ları n ı u n utamıyor Felek. Unutması da mümkün degil. Korucuların ve polisin sürekli baskısı nedeniyle Cizre'de bile göçebe hayatı yaşadık l arını anlatıyor bize. Yı lbaşından sonra ise. ya koruculugu seçmeleri. ya da göç etmeleri dayatılmış onlara. Bu. onlar için göç etmekten başka bir seçenegin ka l maması demektir aynı zamanda. O günlerde. Cudi Mahallesi'nin panzer ve tanklarla topa tutulması ve ka p ı komşu larından tam dokuz kişi ni n katledilmesi. artık göçü de kendileri için zorunlu kı lm ı ş bir anlamda . Öldürülenleri yakı nda n ta n ıyor Felek Ramazan, evin gelini olan ve ölmeden önce çocugunu düşü ren Sabahat, Hediye, Berxwedan, Çektar ve evin kız ı olan Sebahat hemen yanl arınd a k i evde bombalanarak öldürü lmü şl er. Felek, bu ailenin soyad ını Bilgiç olarak hatırlıyor. Diger üç ölü ise. Korkutata ailesinden. Emin, Mornin ve bir de Emin'in karısı... Yaralılardan çocuk olanla rın isimlerini hatıriamamakia birlikte, Mehmet Şerif Bilgiç'in her tarafınd a n kan a ktı gın ı , Muhyettin Bilgiç'in bacag ın ın kopmak üzere oldugunu, Xoxe Korkutata 'nın ellerinin koptugunu, iki çocugunun ise vücutla rının ya ndıgını çok iyi hatırlamaktı: Bu vahşetten sonra gözal tına a lınan iki kişinin olayların açı ga çıkmaması için göza ltında kayıp edildigini, halen o k işilere ne oldugu kimse tarafından bilinmedigini de ekliyor.

yardım

s

-.\0'

r

l ~

r

\Ip

10 Ocak·URFA-AQu stos 93 tarihinde 56 han el Viranşehir'e baQiı Kank (DardoOanl köyOnun tama~~n lm_a_m_a_k_ıç@ın_____s_ar_k_•.ç_k_öy~U-nd_e_~~~~~~gı~,~he~l~ik~op~t~er~b~o~m~---,--------------------?-----~----~ __c_u_o_ --'t-ıld-~-ın~ı-be_l-irt-en--ko~y·_lü_le-rk_o_r~ L-b_o~

50

Ma rt 21 Adar 1994 1

ı


CiVA K

METROPOLDE DE KÜRTLERiN EVi BAŞlNA ...

om

00 11 Mart'ta, istanbul ikitelli Köyü, Ayazma Mahallesinde Kürtlerin yaptığı yaklaşık 60 Gecekondu 300 asker ve 100 zabıtanın gözetiminde yıkıldı

iSTANBUL AVAZMA.DA YlKlM

.n et ew e. c

ı ı Mart' ta. Istanbul Ikiteli i Köyü, Ayaıma Mahallesi'nde Kürtlerin yaptıgı yaklaşık 60 gecekondu. 300 asker ve 100 zabıtanın gözetiminde dozerlerle yıkıldı. Yıkım sırasında 9 kişi gözaltına alınırken, yıkıma engel olmak isteyen bir Kürt genci askerler tarafından dipçiklerle dövülerek yaralandı. Kürdistan'daki sömürgeci terör ve baskıdan dolayı topraklarından göç etmek zorunda bırakılan Kürtlerin, agır muhacirlik koşulları altında kurdukları kolonilere her gün bir yenisi daha eklenmekte. Ayaıma Mahallesı de, Istanbul'da. son bir kaç yıl içinde. kurulan bu koloniterden sadece biri. Gecekondu mahallelerinin tüm özelliklerini burada görlmek mümkün ... En küçük bir ya~murda. çamur deryasına dönen yollar degil bir gecede. bır kaç saat içinde yapılmış izlenimi veren derme çatma kondular. Kürdistan'dan kopartıimanın öfke ve hüznünü yüreklerinde taşıyan kadınlar. bir günü daha arnele pazlırlarında ya da işporta tezgahlarında geçirmek üzere yollara dökülen yorgun erkekler ve her şeye ragmen neşelerinden hiç bir şey eksilmayen çocuklar... Ayazma; bu .top rakların derinlikleri nde yatan kök lerinden kopartılarak sürülen bir başka halkın, Rumların. kutsal saydıkları pınariara verdikleri addır. Bu mahalle de adın ı böyle bir kaynaktan alır. Tüm mahallenin su ihtiyacı. 1 km mesafedeki bu kaynaktan taşınarak saglanır. Bu bakımdan. mahalleli için de kutsaldır bu kaynak.

- iercedozenientıa'Si·ıricı~''HöViil9e7ITia dfY;öldörüıiın.

22 Ocak CIZRE-Cizre kent merkezinde yapılan baskın sonucu toplam 9 ki şi öldü, 11 kişi de yaralandı. Ilçedeki Kurtuluş ve Cudi mahallelerine baskın düzenleyen askerler, bütün tırkarleri gözaltına aldılar. 500 den fazla kişinin gazaltına alındıgı bildirildi.

18 Ocak 94-LICHice'ye baglı Engüt köyünü basan TC güçleri, köylüle re gerillaların saldırmaması talebinde bulunmalarına karşı köylülerin arabuluculuk yapamayacakfarını belirtmeleri üzerine daha önce kısmen yakılan köy tamamen yakıldı. Köye yakın olan benizin istasyonu ateşe verildi. Askerler bir sonraki operasyonda köyden lice'ye giden minübüsü "taramaları sonucu 5kişi öldOrüldü_ ÖMERLI-Ilçeye bagh Fıstıkh köyünü basan TC güçleri köyü terketmedikleri gerekçesiyle bOtün köylüler meydan dayagından geçirdiler. ı ARDAHAN ·llçeye baglı Xerabe köyUnO basan askerler köydeki azı evleri yakarak aralarında Hani Avcı ve ı Mehmet Altu~·unda bulundugu 8 kişiyi gözaltına

··- ..... _

~-

....... _. -m.·r·-«J'»". .·.·.·H.·n.·.·.-.••·...

.·.-.-~.-

.... .-...-n.-.-uNo/'.·m

28 Ocak 94-HASANKEYf· lçeye baglı Mirdese ve Kalehe köyleri Özel Timler ta atından tamamıyle yakıldı. • AÖRI-IGDIR-Igdır'a baglı 22 köy boşaltılması için Özel Timler tarafından bas~ina ugradı.

ww w

30 Ocak 94 SIIRT-DEP milletvekili Zübeyir Aydar'ın Deravüt 3.kez köyünü basan devlet güçleri sa~lam kalan evleri ~\\,. basılarak bütün evler yakıldı. 1500 kiş yakarak 15 'e yakın koylüyü gözaltına aldılar. goç etti. · ~ ftı...\,. LICE-lıce'ye bagh Çelebi meırası asker ve korucuKIZILTEPE-Ilçeye bag lı lıerya .. -...\~ \ lar tarafından basılarak yakıldı. " (Dikman) koyünü basan ~~~ devlet güçleri Harnit ~C:.~ 31 Ocak 94-VARTO-Varto'ya bagl ı Oarapıngal Akkoyun adlı ~ ~ (Karapınar) köyüne baglı Gomaberxo, Gomaxaci, &.\ \ köylünün evini Muhammed mezralarına bask ın düzenleyen devlet ~ ~\,. ateşe vererek yaktılar güçleri 2 mezrayı tamamen yaktılar. ULUDERE-Ilçeye baglı Kelik KARLIOVA -Karlıova'ya baglı Seli (Çobantatı), df'~ (Ba.glı) .köyün~ bask!n düzenleyen Xelifan {Halifan). Azizan(SuduraOı). Haciyan devlet güçlen, köylutere aıt ot,saman ve 6 (Hacılar), Cofran (Darhtepel köyleri korucu olmaları aldılar. ~V hayvanlan evlerle birlikte yaktılar. yönünde sOrekli baskıya maruz ~aldıkl arı için göç ettiler. 20 Ocak 94-NUSAYBIN-Ilçeye baglı 26 Ocak 94-SIIRT-Milletvekili Zübeyir Aydar'ın köyü DIGOR-Ilçeye baglı Bacalt köyüne baskın düzenleyen ı Sereçke, Serince ve larova köylerini boşaltDerravit ikinci kez Özel Timler tarafından basılarak bir devlet güçleri köyde yagma vetalan yaptılar. maları için devlet güçleri tarafından bir hafta süre çok evın yaktı ldıgı bildirildi. GÜÇLÜKONAK-Itçeye ba~lı Kerxer (DemirboOaz), tan ındı. Deravut (Peyamlıl. DaDyeli(Neviya). Şıkeftiya BAYKAN-Nizamettin Toguç' un Gırdıka 27 Ocak-BEŞIRI--KOZLUK-Ateşkes bitiminden (Taıkonal<), Geliye Osman, Zıvınga Sikaka (AOaç {Çevrimtepe) köyü devlet gOçlerinin 3 kez baskınına bugüne kadar boşaltılan köyler Herende (Aearl , Vurdu) ve bunlara baglı mezralar Özel Tımler ve koruugrçıyarak tamamiyle yakı ld ı . Henve (Dalba,ı), Ardaye(GüneJii}. Tirej (Ömerli). cular tarafından yakıla rak. köylüler göç etmeye zorHAMUR-Hamur'a ba~lı yaklaşık BO köyün asker ve Tanze (Heybeli). Permesa {Aydınlık), Helis landı. Özel Tim tarafından boşaltılarak korucu olmaları (Çallı), Tumak (Gümü,örgü). yönünde tehdit ettililer. KARAKOÇAN-IIçeye ba~lı Muhubet köyüne asker-

!~DIR-Merkeze ba~lı Yukarı Alicanlar ve Muştalı

&.\ \

&.\V

r

,,....v

S\

Nisan ı 994

1

ı

51


.n et ew e. c

om

Ne var ki; şu günlerı'.~ binlereesi dikilen koca koca apartman tipi binalar arasından her nasılsa bir tek kendilerinin mütevazi gecekonduları göze batmıştı. Önce, Belediye'nin Zabıta Amiri adam göndererek kendilerinin "görülmesini" istemişti . Daha mahalleliler bu meseleyi nasıl halledeceklerini aralarında kara kara düşünüp bir çıkış yolu ararlarken, bu kez Içişleri BakanlıQı'nın direktiliyle Valilig in "yıkı m " talimatı ulaşı-yo rdu Ayazma'ya. Küçükçekmece Belediyesi. hiç vakit geçirmeden gecekonduların yıkımına karar veriyor ve mahallenin muhtar adayı, aynı zamanda da DEP üyesi olan Mahmut Gülmez'i çaQırarak, yeni yapılan gecekonduların kendilerine göstenlmesini istiyordu. Ancak M.Gülmez'in. muhbirlik yapmayacagını söyleyerek bu istegi reddetmesi üzerine Belediye görevlilerince, geceleri gizli gizli mahalleyi dolaşıyor ve yıkılacak evler tesbit ediliyordu. Nihayet 11 Mart'ta. çok sayıda asker tarafından ablukaya alınan mahallede. daha önceden tesbit edilen yaklaşık 60 kadar evin yıkımına geçiliyordu. Askerlerin de yardımıyla Belediye Zabıtaları tarafından dozerlerle yapılan yıkımda. evlerin bir çoQu içlerindeki eşyalarla birl ikte yerle bir edil i-yordu. Gecekonduların yıkılmayacagı sözüne güvenerek borç harç başl arını sokacak bir yer yapan Ayaımalıların umutları da evleriyle birlikte yerle bir oluyordu. Yıkıma engel olmak isteyenlerden Kürt gençlerinden biri. dipçik ve tekme darbeleriyle ya ralanırken, aralarında Mahmut Gülmez'in de yer aldıgı 9 kişi ise gözaltı na alı­ narak 1 gün karakolefa tutuluyordu. . Olaydan sonra. aralarında Istanbul ll Rafkanı Kemal Parlak, PM Üyesi Ali Beyköylü ve Esenyurt Ilçe Ba1kanı Orhan Kaya' nın da bulundugu bir DEP heyeti ineemelerde bulunmak üzere Ayaıma'ya gitti. Yıkımların yapıldıgı yerleri gezen ve evleri yıkılanlada görüşen heyetten K~mal Parlak yaptıg ı konuşmada, • Kürdistan'da Kürt köylerini yıkan devlet bugün de burada Kürtlerin yapttUt gecekondulan ytkmaktadtr. Bu ikisi arasmda hiçbir fark yoktu( dedikten sonra. Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir' in • teröristler göç edenlerin evlerinde kaltyor/a( diyerek Kürtlerin kaldıgı yerleşim alanla rı nı hedef gösterdigina dikkat çekti ve Ayaıma'daki yıkımların siyasi nedenlere dayand ıgını belirtti. Gecekonduları yık ı lanlar, yaşadıkları olayların etkisinden henüz kurtulamam ışlardı. Kendi leriyle yaptıg ımı z

böyle bir kaynaktan alır. Tüm mahallenin su ihtiyacı, 1 km mesafedeki bu kaynaktan taşınarak saglanır. Bu bakımdan . mahalleli için de kutsaldır bu kaynak. Nüfusu. çogunlukla Erzurum, Kars ve Agrı'dan göçen Kürtlerden oluşan Ayazma, aynı zamanda devlet güçlerinin potansiyel "terörist" olarak niteledigi mahallelerden de biridir. Akşamları, mahallenin giriş ve çıkışlarında sık sık jandarma tarafından kimlik kontrolleri yap ı lır. "Terörle mücadele" timleri de, oluşturdukları muhbir agı vası ta sı yla ilgilerini hiç eksik etmezler bu mahallenin üzerinden. Sık sık düzenlenen baskınlarda evler didik didik aran ır, darmadagı n edilir ve "şüphel iler" gözaltına alınır. Her seçim döneminde, halka olur olmaz vaatlerde bulunmak artık adetten sayılmaktadı r. Kürdistan'da sürd~rülen haksız sömürgeci savaşa akıtılan trilyonlarca liranın faturasını emekçilerin ve yoksul halkın sırtına yükleyen siyasi iktidarın, yaklaşan "yerel seçimler"den dolayı , halka umut dagıtmak amacıyla "gecekondulara tapu verilecegint ilan etmesi, Ayaıma'd a da yoQun bir

adını

~--~

<,

t

l

j

..... Y.'.-.'.V.......y.•.w.•.v.-~·~·~.·.-.,:.

--·~"""'".J'"NH

.-,•. .-,· -.:-·. •

.....

'

1 Şubat 94-ERUH-Eruh'a baglı Ersa (Gedikya,ar), Şavuran (Ku,dah), Eski ve Şukan köylerine yapılan baskında Jandarma komutanı Hüseyin Kurt köylerin boşalması için 5 gün süte tanıdıQırıı söyledi.

4 Şubat-ERUH-IIçeye baglı Saltana (Akdiken) köyOnO basan Özel Ordu mensupları 7 evi yakarak köylülere köyü boşaltma l arı yönünde 7 gün süre tanıdıgı bildirildi.

ww w

CIZRE-Kent merkezi tekrar tarand ı. Birçok işyeri tahrip edilirken hastahaneye birçok yaralının kaldırıldıı bildirildi. 5 Şubat~KOZLUK-KozluQa baglı 30 köy muhtarının köylerini boşaltmaları yönünde verilen sOrenin dolduQunu fakat köylerini boşaltmayacakiatını belirttiler. BEŞIRI-llçeye baglı Meueıe. Ganika ve Memika köyleri sürkeli baskıya u(jradıkları gerekçesiyle korucu olmamak için göçetti ler.

~

7 Şubat- GÜÇLÜKONAK-IIçeye baQiı Derhala, Meyclanasılık, Dere, Zıvıngo, Şıkaka, Şikaftiya köylerine baskın düzenleyen devlet güçleri birçok evi yaktıkları, HOsnO Yılmaz, Sait Demirtaş ve Mitezer Kaçar adlı kişileri öldürüldükleri bildirildi. 9 Şubat-CIZRE-Cizre yine tarandı. Askeri yıgınagın yapıldı~f kôyde 200 aile Çukurova'ya göç etti. ÇÜNGOŞ-ÇUog!lş'e baglı Gazo lÇınar), Oerdere. Xaya llbikkayal, Karameşe, Keleşovler Bir (Kuyu) köylerine zorla koruculuk dayatılarak baskı yapıldıQı bildirildi.

52

[Jii?BIJ

yükleyen siyasi iktidarın. yaklaşan "yerel seçimler"den dolayı, halka umut dagıtmak amacıyla "gecekondulara tapu veri/eceginf' ilan etmesi, Ayaıma'da da yoQun bir hareketlilige ve hummalı bir faaliyete yol açtı . Sagdan soldan bulunan üç-beş kuru şlar. elde avuçta olanlarla birleştiri l di ve borç-harç da olsa başl arın ı sokabilecekleri bir yer yapmanı n telaşına girişi ldi. Ne mimari. ne proje, ne stathl<. ne dinamik, ne de başka mühendislik hesapları. Üst üste konan piriketler, göz kararı alınan hizalar, eski inşaat artıgı dogramalarla bu iş peka la olabiliyordu. ÇoQunlugu Kürdistan'dan yeni göçmüştü ve ne zamandır yanlarına misafir oldukları akrabalara artık daha fazla yük olmamanın sabırsızlıgı nı taşıyordu. Sonuçta. çogu sıvasız ve badanasız evler, birer i kişer ortaya çıkmış, kadınlar maharetli elleri ve kendilerine özgü ya ratıcılıkl arıyl a evi düzenlemişlerdi bile. Ne var ki; şu günlerde binlereesi dikilen koca koca apartman tipi binalar arasından her nasılsa bir tek kendilerinin mütevazi gecekondu l arı göze batmıştı. Önce, .···- ~1ô Şlıiiat:ER Utt:'Uste~men H. Kurt komutas;nctafi~-~~-~~~~~ Özel Ordu Birliklerinin 1 hafta önce tehdit ettikleri Eruh'un Sapan Köyü tarname boşaltıldı.

11 fubat -SIIRT-Eruh'un Eynçirk köyüne baglı 8 tıane olan Koxa (Çırpılı) mezrasıda boşaltıldı. OIGOR-Köylere yapı lan operasyonlarda gözaltına alının 29 kişiden 22 kişi tu tukl andı. Ayrıca ilçeye baglı Bocalı köyüne baskın düzenleyen devlet güçleri ev aramalarından sorıra köylüleri meydan dayagından geçirdiler. Ayrıı şekilde göıaltına alınan 28 köylünr·n yo~un işkence altında oldugu gelen hc.berl"r

.., v.w.·-.-.····.·wu...w~---1

TUTAK-IIçeye baQiı 26 köy devlet güçlerinin ya korucu olun yada köyü boşaltın baskısı nedeniyle göç ediyorlar. 16 Şuba "lERIK-IIçenin yaklaşık 2000 erke~inin Kaça meydanır~ " toplayarak tek tek ·numaralandırıp kamer-

aya aldı.

ilçesine baglı Kalecik mezrası Özel Timler tarafından yakıldı. ~\\~ Elbistan ilçesine baglt Hasanali A.\'y köyUnUn Remik mevkiine baskın düzenleyen * ~ ~\~ Özel Timler birçok evi ateşe vererek yaktılar.. .. Al,'\

arasında.

t:f-"~ 12 Şubat·ERUH-IIçeye baQit 2. ~~ (Gedikya, a) Ersey -"(~ köyüne devlet güç.._\ lerince yapılan baskında köyü m tf!...~ ~\~ tamamı yakıldı. ,--;;~ \

1

14 Şubat- SILOPI-Beriila baskının. _ tıf.-0dan sonra Silopi ilçe merkezi harabeye ~'V

çevrildi. 11 sivilin ilçe dışına çıkartıbp kurşuna dizildikelir ögrenildi. Karşıyaka mahallesinde 2 çocuk öldü. DERSIM-Merkeze baQiı Haceri(Güleç) köyü askerlerce basılıp birçok evin yakıldıgı ve köyün boşalttl ­ ması için sUre verildigi belirtildi. 15 Şubat-CIZRE-Askeri panzerin nehre uçmasından sonta nehrin çevresindeki mahalleleri tarayan askerler 1 kişiyi öldürdü. Birçok kişide yaralandı.

Nisan 1994 1 ı

MARAŞ - Ça§layancerit

.._\ \

19 Şubat-ARALIK-IIçeye baglt AnaOı Topraklı köyüne baskın düzenleyen asker ve korucular köyü rastgele tarayarak BO köylünün gözaltına alınmasından sonra köyün tamamıyla boşaltıldıgı bildirildi.

111 •aw~~m ....JGI'Ia ı

.......... _,


CiVA K

iSTANBUL KOLONILERINDE

Yıkılan

yerlerde

om

te w

anlatıyordu.

OOTuzla eylemin in ard1ndan Menzir hedef gösterdi ; 150 kişi gözaltin a ahnd1

e. c

e, y ı ım e ıp erıne or u ve orgutsuz ten yeterince tepki gösteremediklerini, Kürt o lmaların­ dan dolayı da, benzerlerine göre çok daha şiddetl i bir yı kım yapıldıg ını , taş taş üstünde bı rakılmadıOın ı belirttiler. Ayrı ca yı kı m a ka tıl a n askerler arası nda, sonradan Kürt oldukları ögrenilen b a zılarının yıkım s ı rasında agladık­ larının görüldügünü de belirttiler. Mahalle halkı yerel seçimlerin oldugu bir dönemde yalnızca Ayaıma'da yeni yapıl an gecekonduları n yıkıl ması nı Kürt ol mala rı na baglıy­ orlar. Yıkımdan sonra mahalle ha l kına "geçm iş olsun" ziyaretlerinde bulunmak isteyen SHP Küçükçekmece Ilçe Örgütü'ne "yı kan da sizsin iz, yıktıktan sonra geç mi ş - alsuna gelen de sizsiniz. Eger mahalleye gelirseniz halk sizi sille tokat kovar" diyerek gelmemeleri konusunda uyardıklarını ve tepki gösterdiklerini belirttiler. Evi tamamen yıkılan bir Kürt kadını ise 4 çocugunun oldugunu, ailesiyle birlikte 4 yıl önce Karayazı 'dan, devlet baskısından dolayı göçederek lstanbul'a geldiklerini, ı ay önce dişinden tırnaklarından arttırdıklarıyla kendi evlerini yaptıklarını belirtiyor ve evinin yıkıntıları arasındaki buzdoiabını göstererek. eşyalarını dahi dışarı çıkaramadan evinin yıkıldıgını, yatakta hasta yatan çocugunun zabıtalar tarafından çıkarı larak dışarı atı ldıgını, bunun üzerine kendısinin tek başına zabıtaları ~ Jıgını kızgın bır şekilde goruşme

dolayı

K u RT AV1••

şimdi

sarece bir kaç binanın enkazı büyük çogunlugunun enkazı da\ıi bırakılmamış durumda. Çocuklar ise yine her zamanki gibi gülücüklerinden ve zafer işaretlerinden hiç bir şey yitirmeden dolaşıyorlardı... duruyor.

Binaların

ARGK'nin üstlendigi12 Şubat 1994 tarihinde Tuzla'da eylemden sonra bir açıklama yapan Emniyet Müdürü Necdet Menzir "Orgüt mensup/an, Sistanbu/'a daha önce göç etmiş vatandaşlanmilin evlerinde barmt-yorlar. Hemşerilik bal}1 altmda suçluyu evlerinde saklayanlar bu işten vaz geçsin, yoksa yann onlarla birlikte hesap vereceklerdir" dedi. Menzir'in açıklaması Istanbul'daki Kürt kalanilerine yönelik olarak yapılacak operasyon ve sa ldırıların startını oluşturdu. Açıklama ayrıca, bu yörelere yönelik saldırı ve infazları da meşru kılmaya. kamuoyunu bu duruma hazırlamaya

ne

gerçekleştiri l en

TÜRK Mlrl CINAYETLERINE BIR YENISI DAHA BAYAN GAZETECIYE SUIKAST

Elizabeth SCHMIT Zaho'da öldürüldü.

Menzir'in açıklamasından sonra harekete geçen polis kuvvetleri Tuzla, Pendik, Esenyalı, Sultanbeyli. Soğanlık , Esenyurt. AvcJiar, Parseller, TaksimTarlabaşı, Bağcılar, Küçükköy ve Karayolları gibi yerlerde 15 gün içınde çogu DEP üye ve yöneticilerinden ol uşan 150 kişiyi göz altına aldı. Bu yerleşim alanlannda operasyonlar halen sürmektedir. TC devleti KUKM'nin kitle dinamiklerini kı rmak için Kürdistan 'da köyleri yakıp yı karak boşatmaya, Kürt cografyasını insansızlaştırmaya, azgın bir terör da l gasıyla kitleleri terörize ederek sind irmeye çalış ırken. TOrkiye metropollerinde de Kürt kitlelerini sindirmek. ülkesine ve ulusuna karşı görev bilinçlerini köreltmek, korku ve yılgın­ lıgr hakim kılmak amacıyla polisiye baskıları yogunlaştırı­ yor. Polisiye baskı Kürdistan'daki gibi örgütlü yapıla rdan başlaycırak. Kürt kimlikli sıradan insana kadar yayılıyor. Saldırıların özellikle yurtsever kitlenin yogunlaştı gı alanlara, buralarda ulusal demokratik mücadele içinde öne çıkan unsurlara yönelik o l ması tesadüfi degil. Bu sindirme operasyonu. yerel seçim takvimiyle birlikte ele alındıgı nda DEP yönetici ve üyelerinin seçilmesi anlam kazanıyor. Devlet DEP'in ve DEP tabanının yerel seçimlere ilişkin faaliyetlerini barajlamaya çalışıyor. Tuzla eyleminden sonra gözaltına alma tu r yasın ı n dökümü ve gözaltına al ınanlardan ismini tespit edebildigirniz kişilerin listesi aşagıdadır Tuzla DEP Ilçe Yönetim Kurulu Uyesi Rıfat Sopapanlu ve 5 kişi gözaltına alı ndı. Pendik Esenyolu Mahallesi 'nde bır evi basan polisler 16 yaşındak i V.S, 20 yaşındaki Murat, 22 yaşındaki Ertaş ve Kemal Sapanlı adındaki kardeşleri gözaltına aldı. Polisler evin altını üstüne getirdiler. (15 Şubat 941 .. DEP KQçükçekmece li Yönetim Kurulu !Jyesi Nurettin Kaplan, Uyeler Faruk Kaplan, Nuri Gztaş, Nevzat Kocak ve adları belirleomeyen iki k i ş i göza l tına alındı.

w.

Son dönemlerde yurt dışında siyasi cinayetlerini yog u nlaştıran MIT ela manları K ı brıs'ta bulunan Kürt'lerle Yardımlaşma DerneOi başkanı Teofilos

uyarlıydı.

ww

Yorgiyadis'ten sonra şimdi de üssy'i katletti. Kürdistan sorunuyla yakından ilgilenen Alman bayan gazeteci Elizabeth (Lissy) Smchmit GUney Kürdistan'ın Süleymaniye kenti yakınlarında korumasıy­ la birlikte MIT tarafından hazırlanan bir suikast sonunda 5 nisan günü öldürüldü. Lissy için Süleymaniye kentinde düzenlenen cenaze törenine kalabalık bir kitle katıldı. Lissy'inin cenazesi daha sonra Hewler'e oradan da Almanya'ya gönderildi. Lissy Schmit için Münih'te de ' lrkçılıga Karşı Birlik' örgütü tarafından bır anma yürüyüşü yapıldı. Yürüyüşe çok sayıda Kürt ve Alman'ın dışında tanınmış politikacılar katıldı.

Güney Kürdistan'dan edindigirniz bilgiye göre Lissy, öldürülmeden önce defalarca Türk MIT'i tarafından öldürülmekle tehdit edilerek, öldürülecekliler lıstesine

alındıgı bildirilmiş.

Nisan ı 994

1

ı

DEP Istanbul ll Yönetim Kurulu Uyesı Omer Aşkara ve Pendik Ilçe Başkanı M.Emin Tenlik'in de aralarında bulundugu 40 kişi Sultanbeyli'de gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan isimleri belirlenenler şunlar: Mehmet ve Dudul Toplu, Sakir ve Mehmet Bahadır. Miakil Artın, Allahverdi Yılmaz ve Musit Kılıç Son bir kaç gün içinde Tuzla, SoOanlık ve Pendik'te 43 kışı göza l tına alındı. Gözaltına alınanlarda n haber alınamıyor. ll BŞubat 941 Esenyurt'ta DEP üyeleri Tuncer, Şener, Eser ve Yener AlioQiu ile misafirleri Tahsin MengioQiu gözaltına alındı. Avcılar Parseller'de bir eve baskın düzenleyerek karakol kuran polisler. Gülizar Yapan (601. Ali Rıza Yapan, lsmail Alaca, Baki Alaca, Kenan Yapan, Muzaffer Yapan ve Arkın adı ndaki bir kişiyi gözaltına aldılar. Avcılar Cihangir mahallesinde Siirt-Eruh nüfusuna kayıtlı Cevdet Ekinci, Behçet Yumuşak, Burhan Yumu,ak, Rıdvan Ekinci ve Abdullah Ekinci gözaltına alındı. (20 Şubat 941 Bagcılar'da iki ayrı eve düzenlenen baskında Rıza Yarga ve Nejdet Boga gözaltına alındı.l21 Şubat 94) Kaynarca Karapınar Mahallesi'nde yapılan operasyonlarda DEP Pendik ilçe üyesi Latif Avcı ile ayıı ı mahallede oturan Faik Işler ve adı belirlenmayen üç kişi gözaltına a l ındı . Unkapanı' n da mazlum P l ak' ın sahibi Bayram Yurdakul gözaltına alındı. Taksim Tarlab<J$ı'nda bir eve yapılan baskında Mehmet, Abdülkerim, Mebmet ve Arif Çiçek ıle Gesas ve Fırat Çavuk gözaltına alındılar. 122 Şu bat 941 Bagcı l ar'da bir eve baskın düzenleyerek karakol kuran polisler Hasan Aktürk ve şahin Aklürk ile Komşuları Hasan Akbaş'ı gözaltına aldılar. Esenyurt'ta araları nda Lesi öOrencisi Emre YaQan'ında bulundugu Ali Rıza YaOan, Kenan yağan, Muzaffer YaQan ve misafirleri lsmail Alaca, Baki Alaca gözaltı­ na alındı lar. (25 Şubat 94) Şehsuvarbey Kulluk sokaktaki bir eve baskın düzenleyerek karakol kuran polisler Nimet Acar, Mahmut Gürel ve zeynel Abidin lsa'yı gözaltına aldılar.I2B Şubat 94) Küçükköy Karayolları mahallesinde bir eve bask ın düzenlendi. Baskında Metin Adar, Nevzat Adar, Behi Şenses ve Kamil bayram ·ıe adı belirlenmayen bır kişi gözaltına alındı.(l Mart 94) Sterka Rizgari/lstanbul

53


.

.

.

KÜRT KADlN HAREKETiNDE BiR KÖŞE TAŞI

\

Haziran 1990'da degişik siyasal anlayı şiara sahip bir grup Kürt kadınının " BaQımsız Kürt Ka d ın Örgütlenmesi" amacıyla hazırladıkları bildiri, Ulusal Demokratik Kadın DerneQi'nin (UDKD) de ilk harcı sayılabilir. Bildiri, Kürt Kadın Hareketinde. özgün konumu itibariyle bagımsız nitelikli bir ulusal kurumlaşma hedefini tartışmaya açmaktadır. Çalışmaların bu dönemi, kamuoyunda "BaQımsız Kürt t..adın Grubu" tartış­ ması olarak bilinmektedir. Bu dönemde, bir yandan "BaQımsız Kürt Kadın Örgütlenmesi" nin niteligi, programı ve tüzügo üzerine içte yogun bir tartışma süreci açılırken, bir yandan da güncel gelişmeler hakkında kamuoyuna dönük yaygın ve etkin faaliyetlerde bulunulmuştur Süreç içinde NUiusal Demokratik Kadın Grubu" adı alınırken. y,Or~tülen iç tartışmalar ise; oluşum içinde azınlıkta bulunan bazı çevrelerin çalış­ malardan ayrılmaları ve kalanların da, daha önce hazır­ lanıp kabul edilen ortak programa sahip çıkarak. Agustos 1993'de Ulusal Demokratik Kad ı n DerneQi'ni kurmalarıyla sonuçlanm ı şt ı r. Yaklaşık 3-4 yıllık bir emegin ürünü olarak ve kendi içinde sancılı bir süreçten süzülerek bu günlere gelen UDKD, kendisini Anti-Sömürgeci Ulusal Demokratik Mücadele'nin etkin bir ögesi olarak tanımlarken, bu mücadele zemininde genelde kadınların, özelde de Kürt Kadınların özgün sorunlarına dikkatleri çekmektedir. Dernegin niteligi ve amacı. resmi kuruluşunu tamamlandıgı Agustos 1993 ayında kamuoyuna yapılan duyuruda şu ana hatlarla belirlenmektedir. "... UDKD; KU KM' sinde kad n sorununu programatik bir çerçeveye oturtırak; Kürt kad1nlarının sorunlarına sahip çıkmak; br~ütienme ve kurumlaşma zeminini olgunlaştırmak amıcıyla üç yı önct temelleri atılan ve gelinen ışamada önemli bir teorik ve pratik tecrübeye ulaşmış ıan UDKG'nun (Ulusal Demokratik Kadın Grubu' nun) bir devam ıdır. Kadınların özgül sorunlarına oldugu kadar ulusal ve toplumsal sorunlarına da kadın kimligiyle sahip çıkmayı amaçlayan UDKD; program ve ilkeleriyle, ıçinde farklı anlayışıarın ve farklı toplumsal katmanların yer alabilecekleri ve aynı düzlemde birlikte çalışabilecekleri bir perspektife sahiptir. UDKD; tarihi, zulme ve işgale karşı başkald rılarla dolu olan Kurt Ulusunun özgürlük ve bagımsızlık mücadelesinde her zaman onurlu yerini almış olan Kürt kadınlarının; leyla Kası m' ların, Zerife'lerin, Zekiye Al kan'ların onurlu mücadele geleneginin mirasçısıdır. UDKD; Kürdistan'daki sömürge boyunduruguna; bunun yol açtıgı jenoside, asimilasyoncu politikalara ve her türlü tahribata karşı mücadeleyi temel demokratik görevleri arasında sayar. Kürt Ulusunun Kendi Kaderıni Tayin Etme Hakkı'nı gerçekleştirme yönünde verilen anti-sömürgeci mücadeleninin etkin bir parçası olmayı amaçlar. UDKD; ulusal nitelikli bagımsız demokratik kadın örgütlenmesi ile bir yandan cins olarak kendi özgül sorunlarına sahip çıkarken; ulusal ve toplumsal boyundurugun kırılması ve böylece toplumun dönüştürülmesi sürecinde de etkin olarak yer alır. UDKD; Kürt kadınlarının, siyasal ve toplumsal yaşamın her alanında etkin olarak yer alması ıçin mücadele eder. Bu amaçla kad ı nların yetenek ve beceri-

ww

w.

ne

te w

e. c

O "UDKD; Kürdistan'daki sömürge boyunduruğuna, bunun yol açtığı jenoside, asimilasyoncu politikalara ve her türlü tahribata karşı mücadeleyi temel demokratik görevleri arasında sayar. Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı'nı gerçekleştirme yönünde verilen ANTI-SÖMÜRGECI mücadelenin etkin bir parçası olmayı amaçlar. "

om

UL US AL DE MO KR AT iK KA Dl N DE R EÖ i

54

./

Nisan 1994

1

ı


· lerini geliştirebilmelerinin önündeki engellerin kaldırıl­ için çalışır.. UDKD; metrepallerde mültecilik koşullarında yaşayan, asimilasyon politikaları sonucu kendi kimligine yabancılaşmış, dört duvar arasına hapsedilmiş Kürt kadınlarının dünya. ülke ve kadı n gerçekligine duyarlı kılınması ve bilinçfendirilmesi için çalışır. UDKD; Kürt kadınının bir butOn olarak kendi kimligine sahip çıkmasını, bedeni üzerinde söz sahibi olması ve cinsel yabancılaşmayı kı rm asını kurtuluşunun önemli ölçütlerinden sayar. UDKD; geleneksel deger yargılarından kaynaklanan cins ayrımcılıgına karşı mücadele eder. Sömürgeci ve cinsiyetçi saglık politkasını red eder. lrkç ı ve asimilasyoncu egitime karşı ana dilde egitim hakkını savunur... " Önüne, oldukça geniş ve kapsamlı hedefler koyan UDKD'nin programında, "Kürt halkı özgür olmadan, Kürt kadınının da özgür olamayacagından hareketle. Ulusal Kurtuluşun, Kürt kadınının kurtuluşunun ön koşulların­ dan biri" olarak görüldügü belirtilmektedir. Bu program ve anlayış dogrultusunda Kürt kadıniarına " bagımsız ve demokratik" bir örgütlenme modeli önerilirken. bagımsı­ zlık anlayışı da; politik örgütsel düzeyierin prog ra mın­ dan, ezen ulus kadın hareketlerinden ve erkek egemen ideolojiden bagımsız olma şeklinde tanımlanmaktadır. Üç yıldır, gerek kadınlara. gerekse Kürdistan'a ilişkin çeşitli etkinliklerde aktif olarak yer alınması. dinamik bir yapılanma süreci yaşandıQını göstermektir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen degişik panel, toplantı ve gösterilerde yapılan konu§· malar, röportajlar, Kürdistan'daki çeşitli sömürgeci uygulamalara ilişkin protesto eylemlilikleri ve basın açıklamaları gibi etkinlikterin yanı sıra mahallelerde ve evlerde Kürt kadınlarının egitim. saglık gibi temel sorunlarına ilişkin faaliyetler, kurumsallaşma sürecinin de temelini oluşturmaktadır. 92 Agustos'unun son günlerinde, Şırnak katliamını protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen ve polisin saldırısı sonucu gözaltına alı­ nan 28 kadından 7'sinin tutuklandıgı Sultanahmet'deki "oturma eylemi", oluşumun militan niteligini de öne çıkarmaktadır. Ki, bu eylemden itibaren polisin üzerlerindeki baskısı da. giderek kanıksanan bir süreklilik almıştır.. · UDKD'nin; ulu s la raras ı alanda kurdugu ilişkiler aracılıgıyla gerek Kürt ulusuna gerek Kürdistan'lı kadın ­ lara yönelik ihlalleri uluslararası kamuoyunun dikkatine sunma yönündeki faaliyetleri, informasyon agırlıklı diplomatik çalışmalara da önemli bir agırlık verdiklerini göstermektedir.. Eylül 93'de yayı nlanan tan ı tım broşürü, gerek Kürt Kadın Sorunu'na programatik bir çerçeve sunması . gerekse kamuoyuna yansıyan iç tartı şma l arı cevapla· ması bakımından, UDKD ve Kürt Kadın Hareketi açısın­ dan önemli bir belge olarak nitelenmektedir. Üç dilde hazırlanan Salname 1994 ise, 'Kürt Kadın Sorunu'n u gündemleştiren bir an l ayışla hazırl anmasıyla dikkat çekiyor. legal mücadele alanında ulusal nitelikli bir kurumlaş­ maya aday olan UDKD'nin legalitedeki duruşunun çerçevesi; sömürgeci yasalitenin dışında ve kaynagını tarihsel ve toplumsal haklılıgından alan bir meşruiyeıle belirlenerek, ulusal kurumlarla mevcut legalite arasın­ daki ilişkinin sınırlarına da açıklık getirilmektedir. Kısa süreli faaliyetlerindeki en önemli eksiklik ise enerjik ve yetenekli kadroların ı n, Kadınların Kurtuluş Mücadelesinin tarihsel birikiml erini Kürt Kadın Hareketi'ne yeterince taşıyamamatan olarak görülebilir. Bunda, Kürt Kadın Hareketi'nin Kürdistan tarihi ve KUKM açısından yeni bir olgu olmasının ve bu alanda yararlanabilecekleri, üzerinde yükselebilecekleri bir deneyimden yoksun bulunmalarının büyük payı vardır. Ancak UDKD pratiginde kısa süre içinde elde edilen kazanımlar Kürt kadın Hareketi'nin gelecegine güvenle

JiN

.

UD KD

ma s ı

Başkan•

co m

Necla Tanr1kulu ••G üçl ü bir kad1n har eke ti özg ür Kü rdi sta n top lum unu n özgü~ .. 1 bir eyl erin in tem ina ti olacak~ e

Ulusal Demokratik Kadm Dernegi olarak nasil bir geliyorsunuz. Bize k1saca aniatif

s ınıfsa l baskının yanısıra. cinsel baskıya karşı da kendi öz örgütlenmelerinin koşullarını olgunlaştırıyor.. Giderek içinde bulundugu durumun tarihsel ve toplumsal temele e Öncelikle Kürt kadın örgütlenmesini yaratan lerini de kavrayan Kürt kadını. iç içe geçmiş ve birbirini koşullara kısaca deginmek istiyorum. Ülkemize yönelik besleyen ulusal. sınıfsal ve cinsiyetten kaynaklanan sömürgeci kirli savaştan en fazla etkilenenler Kürt özgül sorunların ın bOtünselliQini bilince çıkarmaktad ı r. kadın larıdır. Cinsel taciz gibi. görünür baskıların Ne var ki. bugün KOrt kadınların ı n mücadele içerisinde yahısıra. kadının yüklendigi geleneksel görevler ve istenilen oranda ve biçimde yer aldıkları söylenemez. Bu degeri er açısından bakıldıgında. zulüm. açlık, göç, alanda örgütlenme tecrübelerinin yok denecek kadar az katliam en fazla Kürt kadınlarını etkilemektedir. Aç olması. erkek egemen ideolojinin yarattıgı tahribatlar. çocuklarının çıgııgı, kaçırılan, tutsak alınan eş ve çocuksömürgeci baskılar Kürt Kadın Hareketinin örgütlenlarının akibeti, yakılan ürünlerin yarattıgı açlık endişesi. mede karşı karşıya kaldıgı sorunların başında gelmekte· göç yollarının zorlugu, göç edilen metropollerde dil dir. sorunu, yabancı Biz. farklı ideolojik degerlerle ekiemsiyasal tifiere leşma sorunu birinci Kürt kadmlan cezaevi kapilannda sahip birperspek grup KUrt kadını dereceden kadınları esirlerin Çlg"' hklanyla; köy meydan- olarak, 1990 yılında Kürt etkilemektedir. kadın l arının bilKürdistan'da larmd a işkenceyle; yakilan y1k1lan inçlendirilmesi. örgütlenkadının siyasaltaşmesi ve aynı zamanda ması süreci, köyleriyle ve geçim s1kmtllanyla; KUKM'nin program hede· sömürgeci uygulafleriyle metr opoll olarak erde Irkçi -ŞOVe n horla nmay - hareketeuyumlu malara karşı geçirilmesi direnişin. örgüıto la siyasallaşti Iar. Kürt kadmlar1 farkm- amacını taşıyan bir mücadelenin örgütlenme yaratmak için başladıgı süreçle da olmaktan Çikip, değiştirmeyi, biraraya geldik. Bu bir araya geliş, kendini

ww

w. ne

te we .

oluşum sOrecinden miSiniZ?

bakmam ı zı sagıyor.

~~~~~~a~~~ı~~~ı~ıarı

sömürgecitigin koruyup kökleştirdigi köhnemiş deger

yargıtarını yıkmaya.

ülke ve ulus gerçeginin farkına varmaya başladılar. Kürt kadınları cezaevi kapılarında esirlerin çıglıklarıyta, köy mey-

dönüştürmeyi hedefleyen ulusal

eylemin etkin bir ögesi haline gelmeye •• başladiiar.. Ulkemizin dağlarmda ve şehirlerinde yürütülen siyasal mücadele içinde artik mutfağ1 değil , kavgayi seçiyorlar..

başlangıçta Bagımsız

Kürt Kadın Grubu olarak ifade etti. Süreç içerisinde Ulusal Demokratik Kadın Grubu adını aldı. Sonuçta bu grup içinde azınlıkta bulunan bir kı sım arkadaşlar sürııçten ayrıldı ve bizler de. daha

hedefleyen uluŞ.al eylemin etkin bir ögesi haline gelmeye başladı l ar.. Ulkemizin daglarında ve şehirlerinde yOrütülen siyasal mücadel e içinde artık mutfagı deQil. kavgayı seçiyor. Mücadele içinde giderek artan etkin konumlarıyla sömürgeci devletin militarisı güçlerinin hedefi oluyorlar. Bütün bu gelişmeler KUrdistan lı kadınların ulusal ve

önce birlikte hazırlanıp kabul edilen program ve tüzük çerçevesinde:'1993'te Ulusal Demokratik Kad ı n Dernegi'ni kurduk.Yani örgütlenmemiz bu yöndeki bir ihtiyacın ürünü olarak doQdu ve birçok çevreden Kürt kadının katkıları ile üç yıl­ lık bir teorik ve pratik çalışmanın içinde şekilfenerek günümüze kadar geldi. e UDKD'nin temel program hedeflerini ne şekilde tamml!yorsunuz ? e e Kürt kadınlarının özgül sorunlarına oldugu kadar. Ulusal ve Toplumsal sor unlarına da kadın kimligi ile sahip çıkmayı amaçlayan demeQimiz, program ve

TC'nin Kürt Ulusuna yönelik "topyekOn imha UDKD'nin kı sa sa yılabilecek bir dönem içerisinde gerçekleştirdiOi faaliyetler ve anti-sömürgeci anlayışı kendisine bayrak yapan tavrı.IC'nin KUKM'ne ve onun ulusal-demokratik mevzilerine yönelik topyekOn imha saldırısının hedeflerinden biri haline getirmiştir. Olu ş um süreci ve son dört aylık faaliyeti. önüne koydugu program ve sundugu perspek tif itibariyle UDKD. 'Kürt Kadın Hareketi'nde önemli bir köşe taşı olarak deQerlendirilmelidir.

bu anlamlı çabaları. KUKM'nin düzey itibariyle şiddetle ihtiyaç duyulan "ulusal kurumlaşma · ıarın önemini de daha açık ortaya koymaktad ır . Ulusal ve Toplumsal K u rt uluş Mücadelesinde önemli birer mevzi olarak degeriendirilmesi gereken bu çabalara sahip çıkılmas ı . kökleşip yaygı n l aşması için daha fazla desteklenmesi ayn ı zamanda hepimiz için de bir görevdir... O

danlarında işkenceyle, yakılan yıkılan köyleriyle ve geçim sıkı ntılarıyla , metropollerde ırkçı- şoven horlan-

mayta si yasallaştı lar. Kürt kadınlarının başlıca siyasal okulları bun l a rdı . Kürt kadın l arı farkında olmaktan çıkıp,

degiştirmeyi , dönüştürmeyi

sa ldırısında

Kürdi stan'lı kadınların

ulaştıgı

M art 2 1 Adar 1994 / 1

55


KADlN önemsiyor, bu nitelikte oluşturulacak örgütlülü~üiı Kürdistan'da yaşanan birlik süreçlerine de katk ı da bulunacagın ı düşünüyorduk. Bu amaçla, Kürt kadın hareketinin ülke gerçekliginden hareketle antisömürgeci olması gerektigini savunduk. Bu ilkemiz, kurumlaşma ve sonrasındaki süreçlerde çeşitl i tartı ş­ malara yol açtı. Kendilerini HKD ve YDKD'Ii kadı nlar olarak adl a ndıran arkadaşla r, anti-sömürgeci ilkenin Kürt Kadın Hareketinde daralmaya yol açacagını, demokratik niteligin esas alınması gerektigini belirttiler. Oysaki. Ulusal Demokratik Kadın Grubu, ulusal ve demokratik muhtevaya sahip bir oluşumdu. Bu keyfi olarak belirledigirniz bir nitelik degildi .. Üikemizin nesnel durumunun zorunlu bir sonucuydu bu .. Sömürge u l us l arın bütün kurumları anti-işgalci ve anti-sömürgeci olmak

leşmesini

zorundadır.

Bunun yanısıra Kürt Kadın Hareketinde ideolojik birligi ... .xıs alan çizgi örgütlenmeleri hakkında da bir kaç şey söylemek istiyorum. Bu an layı ş• kendi özgıliOnde somutlayan bazı arkadaşlar, ulusal nitelikli Kürt Kadın Hareketine s~uk bakmış ve karıdilerinin ideolojik birligi dayatma anlayış ı nı eleştirdi~imi z için, örgütlülü~ümüzü KUKM'sinden kopl;k olarak deger-

ww

w. ne

te we .

edebilecekleri bir perspektife sahiptir. Bin yıllard ır süregelen cins ayrımcı lı ~ı nı n son bulması , bedeni, kim li~i ve emeQi ile yaşadıgı ezi l mişlik le rin ortadan kalkması, Kürt kadınının ancak örgütlü mücadelesiyle mümkün olacaktır.. Kürt kadınları ulusal nitelikli; bagımsız, demokratik kadın örgütlenmesi ile bir yandan cins olarak kendi özgül sorunlarına sahip çıkarken, ulusal ve toplumsal devrimsürecine de katılm ı ş o l aca ktır. Dernegimiz, Kürt kadınının bir bütün olarak bedeni, beyni ve yetenekleri üzerinde söz sahibi olmasını kurtuluşunun en önemli ölçütlerinden sayma ktadır. Bundan hareketle, bedeni ve kişiligi üzerindeki baskılar arasında sayacagımız geleneksel degerieri e peki ştirilip korunan başlık pa rası, berdel, kuma l ık , beşi k kertmesi gibi kurum ve kurallara karşı mücadele etmeyi hedeflemektedir. Kürt kadınının tarihsel köleliginin temel ayaklarından birini de. ülkemizin sömürge konumu oluşturmaktadır. Bu bakımdan, özgürlüQünün çıkış noktalarından birini de ulusal bagımsızlık ol u şturmaktadır. Ulusal ku rtuluş mücadelesinin bütün sınıfları kapsayan demokratik muhtevası ile kadın sorununun demokratik muhtevası son derece yakın benzerlikler içindedir. Kadınların özgül soru nları da her sı nıftan kadı nları belli noktalarda ortak paydalarda birleştirmektedir. Bundan hareketle dernegimiz, Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Etme yönünde verilen Anti-sömürgeci Ulusal Demokratik Mücadelenin etkin bir parçası olmayı amaçlamış ve Kürdistan'daki sömürgeci boyunduru~a. bunun yol açtıgı jenoside, asimilasyoncu politikalara ve her türlü tahribata karşı mücadeleyi temel demokratik görevleri arasında saymıştır. Metropollerde mültecilik koşullarında yaşayan asimilasyoncu politikalar sonucu kendi kimligine yabancılaşmış, dört duvar arasında hapsedilmiş Kürt kadınlarının kadın­ ülke ve dünya gerçekli~ine duyarlı kılın ması ve harakete geçirilmesini de programatık hedefleri arasında belirlemiştir. Ayrıca Kürt kadınlarının siyasal yaşamın her alanında etkin kılınması amacıyla, yurtsever-sosyalist örgütlenmelerde saglıklı bır perspektifin oluşması için çaba harcamavı; Kürdistan'ın bütün parçlarındaki ve Kürdistan dışın­ daki Kürt Kadın Hareketleri ile dayanışmayı, giderek ortak örgütlenmeler içinde birleşmeyi de hedeflerimiz arasında sayabiliriz. Yine egemen ulusun emekçi kadın­ ları ile işbirliQi ve dayanışma içinde olmayı da hedeflerimiz arasında görüyoruz. Özetle programımız; bir cinsin başka bir cins üzerinde, bir ulusun başka bir ulus üzerinde ve bir sınıfın başka bir sınıf üzerinde uyguladıgı her türlü baskı ve sömürüye karşı mücadeleyi esas almış, hedeflerini bu anlayış üzerine oturmuştur. e Çalişmalara birlikte başladi!Jtmz. ancak daha sonra gruptan aynlan bir k1stm arkadaşlartnmn. sürecinize, özellikle de yönetim anlaytştna ilişkin çeşitli eleştirilerde bulunduklan biliniyor. Merkeziyetçilik ve Demokratik Merkeziyetçilik temeline dayandm/an bu eleştirileri nasil de!Jerlendiriyorsunuz ? e e Daha önc..~yayınladıgımız dernek bülteninde bununla ilgili yurtsever-demokrat kamuoyunu bilgilendirdik. Sorun esas olarak örgütlenme anlayışında ortak paydaların yakalanamamasından kaynaklanmıyor­ du. Kaldıki örgütlenme modeli ve işlerlik sorununda belli bir anlayış birligi en azından teorik olarak yakalanmıştı.. Sorunuıı temelinde. UDKG'na isteklerini kabul ettiremeyen bu arkadaşların, örgütlenmemizi dagıtmak pahası­ na dar grup çıkarlarını bize dayatmak istemeleri duruyordu .. Ancak arkadaşlar ayrılık gerekçelerine teorik bir kılıf uydurmak için örgütlenme anlayışına ilişkin konuları yeniden tartışmaya açtı lar.. Oysa Kürt kadın örgütlen-

Dolayısıyla çalışmalarımııda farldı ideolojik anlayışlardan kadınların ortak bir program etrafında bir-

geçiyor.

çerçevesinde bir araya getirmek ve bu beraberlig i koruyup gel iştirecek bir örgütlülük işleyişine sahip almaktı. Bu amaç dogrultusunda farklı çevrelerden KUrt kadın ­ la rı nın ortak katkısı ile 3 yıl boyunca bir tak ı m teorik ve pratik çalışmalar yürütmüş ve örgütlülügümüzOn üzerinde yükselecegi siyasal zeminin temel harçlarından olan program ve tOzüge ulaşmıştı k.. Hazırlıkların tamamlanıp demek kurma çalışmalarına geçilece~i bir süreçte, arkadaşlar önceden hem fikir old u~u muz konuları tartış­ maya açtı lar. "Demokratik Merkeziyetçilik"te bunlardan biri idi ... Bu. bilinçli olarak yaratılan yapay bir tartışmay­ dı. Arkadaşlar kurulacak dernegin yönetim kurulunun, dernek içerisinde yer alan grup ve çevrelerin eşit temsiliyle oluşturulmasını istiyorlard ı. Bizler ise; yönetimin kitle tarafından seçimle belirlenmesi gerektigini savunuyordu k. OKÖ'Ierde irili-ufaklı bütün çevreleri yönetirnde eşitlerneyi savunmak. "azınlıOının egemenligini savunmak" anlamına geliyordu. Ancak biz yine de heterojen bir nitelige sahip kitle örgütlenmesinde yer alan bütün

co m

tüzü~ü ile farklı anlayışlardan ve farklı katmanlardan kad ınların yer alabilecekleri ve aynı düzlemde mücadele

56

·· rizg8;r

mak" anlamına geliyordu. Ancak biz yine de he bir nitelıge sahip kitle örgütlenmesinde yer alan bütün anlayışların yönetiminde temsil edilmesi ve bunların görüşlerinin karar alma süreçlerine de yansıtılmasını ilke olarak dogru buluyorduk ve bunun saglanması için gerekli çabayı gösterece~imizi bu arkadaşlara belirtmiştik. Ancak bu arkadaşlar. Oç kişiyi de olsa yüz kişiyi de temsil etse her anl ayışın yönetirnde eşi t temsille yer almasında direterak süreçten kop~ular. Aslında burada, DKÖ'Ierdeki işlerligin nasıl olması gerektigi hususundaki görüşlerimizide belirtmek istP.rim. Yönetim organlarının seçimle oluşturulması ve her tL'IÜ fikri n kendini ifade etme ve karar alma sür'3cirıeı katılma hakkı, işleyişin demokratik yanını oluşturm;k,aoır. Burada karar alma sürecine ilişkin açıklık retirmek istiyorum. Karar alınırken ikna yöntemi esa~tır. Ikna süreci ise "konunun acil ve güncel çözüme ulaş ~ası gereken en son an. yani uygulanacak eylemin başlama noktasına en yakın zamandır. Bu noktaya kadar anlaşma saglanamıyor­ sa oylamaya gidilir. Azınlık çogunluga uyar. ama her zaman azınl ıgın eleştiri ve muhalefet hakkı saklıdır. Demok~atik işleyiş sonucu oluşturulan birim ve organların. tekrar kitlenin istem ve talepleri dogrultusunda, merkezi bir anlayış içinde programlarını yukandan aşagıya dogru uygulamaya koymaları ve buna da uyuimaşı süreci ise. işleyişin merkezi yanının bir geregidir. DKÖ'Ierin genelinde oldugu gibi, dernegimizde de genel işleyiş. bu anlayış dogrultusunda bel irlenmiştir. e Bu aynşma. Ulusal-demokratik oluşumlarm "ortak ulusal kurumsallaşma/ara" ulaşmasi amacm1 ne yönde etki/edi. Siz buna yönelik neler yaptmu. ne tür yamtlar a/dm1z? e e Gerçekten de. Kürdistan'da bütün şiddetiyle sürmekte olan kirli savaş. ulusal demokratik oluşumların ortak ulusş,l kurumlarda bir araya gelmesini zorunlu kıl­ maktadır. Ulkenin co~rafi parçalanmışlıgı kadar. ulusal parçalanmışlıgının da aşılabilmesi. Kürtlerin siyasal zeminlerde ortak hareket düzeylerini geliştirmesinden

Nisan 1994

1

ı

lendirmiştir. Kuşkusuz, dışardan yapılan tanımla­

malardan ziyade, propratigimiz bunu belirlemektedir. Bizler. böyle b;r çalışmaya omuz verirken, dün oldugu gibi bu gün de temel hareket noktamızı, Kürt Kadın Hareketi'nde ulusal bir kurumla ş maya ulaşmak fikri oluşturmuştur. gramımız ve

e

Derne!Jiniz sömürgeci devlet tarafmdan fazla Bu süre içinde progra{E hedefleriniz do!Jrultusunda neler yapabildiniz, k1saca anlatabilir misiniz? e , Öncelikle. Kürt kadın sorununu programatik bir turtmayı ve derne~imizin tanıtımını çerçeve~ amaçlayo ı Ji bo Rizgariya Jinan· isminde bir bülten çıkard ık. Ayrıca Kurt kadın sorununu gündemleştirmeye yönelik Metropol Kadın Hareketi etkinliklerinde yerimizi aldık . Mitinglerde, panellerde, şenliklerde anadilimizle,

yaşattlmadt.

zılg ıtlarım ızla ezilmişliklerimizi haykııdık. Geçmişten bu yana. ulusumuza yönelik sürdürülen

kirli protesto etmeye yönelik; gerek kendimizin organize ettigi gerekse ulusal-demokratik çevrelerce oluştu­ rulan platform ve heyetlerde yer alarak gücümuz oranın ­ da ulusumuzun yanında olmaya çalıştık. Şırnak katliamını protesto eden Sultanahmet'deki oturma eylemini. oluştu­ rulan çeşitli platformlarda yer almamızı bunlara örnek verebiliriz. Bunun yanısıra. Şükran Aydın, Nezahat Özen ve Aysel Malkaç gibi örnekler nezdinde, Kürdistan'da yürütülen kirli savaşta. Kürt kadıniarına yönelik Stecavüz, ölüm ve cezalandırma vb. uygulamaları protesto eden eylemler gerçekleştirdik. Ayrıca. gerek ulusumuzun gerekse kadınlarımızın içinde bulundugu durumu raporlar, metinler ve mesajlar araı:ılıgı ile uluslararası kamuoyunun bilgisine sunduk. Onları bilgilendirmeye ve harekete geçirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdik. Tabi bunların yeterli oldugu söylenemez. özellikle, metropollerdekı Kürt kolonilerinde her türlü sosyal ve siyasal etkinlikten uzak ve kendi içine kapanık yaşayan geniş KOrt kadın kitlelerine yeterince ulaşa­ madık. Kürt kadıniarına yönelik e~itim. sa~ lık. kültürel çalışmalar ve benzeri faaliyetleri programlamamıza ragmen. yeterince hayata geçiremedik. Bunda. Kürt kadın savaşı


JiN

~l~ ~:r:r;r~:~ı~~ .;;;:-:$:-.:::: ::~:-::~-~:::;::~t:~:~tı~·r:f:t:x~~:~:::;::::~::::;:::: :~·:::

yilrilyilşlerine dönilşilyor.

Bunu nastl degerlendiriyorsunuz

e e Bu sorunuz, olgunun tarihsel ve toplumsal

nedenleriyle birlikte ele alınarak cevaplandırılmasını gerektiriyor ve aslında yanıtını da yukarda anlatmaya çalıştıgım olgular içinde bulmak mümkündür. Sorunuz vasilesiyle burada önemli bir noktaya parmak basmak istiyorum. Engels, "emekçilerin kurtuluşu onların kendi eserleri o l malıdır" der.. Kuşkusuz aynı gerçeklik biz kadınlar için de bire bir geçerlidir. Her şeyden önce biz kad ınlar kendi sorunlarımızı sahiplenmemiz gerekiyor. Bizim adımıza birilerinin "kurtarıcı" ol masını bekleyemeyiz.. Sorunun çözümü de bu noktada duruyor. Bilinç düzeyleri düşük, yönetim alışkanlıklan gelişmemiş işçileri onlar adına "bilinçli ve tecrübeli" aydı nlar ne kadar kurtarabildilerse, birilerinin bizi vekaleten ku rtarması da o kadar mümkün olacaktır... 8 Mart mitingleri ne yazık ki biz kadınların kendi sorunlarımıza ne ölçüde sahip çık­ tıgımızın da somut göstergelerinden biridir. Kuşkusuz, erkeklerin soruna sahiplenmesi olumlu bir olgu.. Sorunun asıl sahipleri olarak bizlerin kendi mücadele günümOze yeterince sahip çıkmamamız ise ayn ı ölçüde kendimize ilişkin bir olumsuzluk sayı lmalıdır. Bu durum aynı zamanda kadınların sivasallaşma süreci ve genel depolitizasyondan nasıl etkilendigini de gösteriyor.. . Burada bir olguyu daha belirtmek gerekir ki. yukarda degindi~ i miz sorunu salt kadın eylemliliklerinde deQil

om

ata geçirmemizi engelledi .. Ancak, son üç yıllık pratigimiz, benim ve arkadaşlarım üzerinde oldukça olumlu gelişmelere neden oldu. Gerek sosyal hayatımızda, gerekse siyasal bilincimizde önemli dönüşümler yaşadık. Toplumun kendilerine biçtigi geleneksel rolün içinde duran, ev yaşamının köreitici ve sınırlandı rıcı duvarlarına hapsolan bir çok arkadaşımız kabukları nı çatiattı Iar, kendi kadın kimliklerini tanımaya başladılar. Kendilerine karşı güvenleri arttı. Bütün bunlar, çalışmalarımızın asla küçümsenemeyecek önemli sonuçlarıdı r. Kuşkusuz bu alışkanlıklar halen önemli ölçüde üzerimizde etkisini sürdürüyor, halen kendi kendimize büyük sınırlamalar koymaktayız; utangaçlık, çekingenlik, edilgenlik, kendine güvensizlik, kendi ola ma ma, kadın olarak ortak çıkar bilincindeki zayıflık, rekabet ve bunun gibi .. Kuşkusuz. binlerce yıllık ataerkil ilişkilerle oluşan bu alışkanlıkların bir anda ortadan kalkması da beklenemez. Ancak, mücadele süreci içinde, erkek egemen ideolojiye oldugu kadar, kadın olarak içselleştirdiQimiz bu alışkanlıkla rı da sorgulamamız, bunlara karşı da kararlı bir biçimde mücadele etmemiz gerekiyor. Arkadaşlarımla birlikte, bütün bu zorlukların mücadele süreci içinde aşılabil eceg ine inanıyo­ rum .. e Son ytlla(da 8 Mart Dilnya kadmlar gilnilnde yaptlan eylemliliklere baktldtOmda kattltmm çok az oldugu göze çarptyor. Bu yilzden yer yer kadm eylemleri. erkek

te we .c

larının mevcut durumu ile ilgili olarak programımııda da tesbit ettigirniz hususların önemli bir etkisi vardır. Yüzyılların etkisiyle edinilen ve muhacirlik koşullarında daha da çeşitlenen evcil alışkanlıkların kırılmasının oldukça zor oldugunu gördük.Çalışma yaptıgımız mahallelerdeki kadınların büyük bir bölümü ev kadını idi. Sosyal yaşamları aileleriyle ya da bir iki komşularıyla sınırlıydı . Bazıları yaşadıgı mahallenin dışına dahi çıkmamış, hiç bir sosyal ve siyasal etkinlige katılmamış durumdaydı. Hemen hepsinin çok ciddi saglık sorunları olmasına ragmen kadınlıktan kaynaklanan sorunlarını konuşmaktan dahi utanıyorlardı. Buna ragmen kendilerine gittigimizde bize büyük ilgi gösteriyorlardı. Özellikle ulusal sorunların konuşulmasına-tartışılmasına büyük ilgi gösteriyorlardı. ögrenmeye ve daha yaygın sosyal ve siyasal ilişkilere girmeye çok istekliydi ler. Ancak bir yandan devletin yarattıgı korku. öte yandan erkek egemenliginin getirdigi baskılar kadınlarımızın kendilerini ifade etmelerini ve pratikte ortaya koymalarını engelliyordu. Çalışmalarımıza etkin olarak katılan bir çok arkadaşımızın babasıyla. ailesiyle çatışmak zorunda kald ıgını yakından biliyorum. Burada. olgunun kendimize ilişkin yanlarına da kısaca deginmek istiyorum. Arkadaşlarımızın tüm özverilerine ragmen tecrübe ve bilinç eksiklig imiz, kadro ve olanaklarımızın oldukça sınırlı oluşu gibi faktörler de, programımııda öngördügümüz çalışmaları bütünüyle hay-

KÜRD iSTAN ULUS AL KURTULUŞ MÜCA DELE SiNDE KADI NIN VERi Z. Beriwan

ana başlık altında dile getirmek mümkündür.

1- "Kürdistan'daki Kürt kadını. çok yanlı bir sömürU ve mücadele içindedir. Kürdistan toplumu. kadınına deQer veren belirlı topiumiar içinde olmaları gereken yerde oldugunu söylemiyor. Hatta hemen her politik grup, yer almasına karşın, kadına verilen deger ve saygı, onun toplumsal statüde;J denebilir ki "Kadın Sorunu" üzerine mutlaka birşeyler söyleme zorunlulugu ki yerini belirlememektedir. Kürt kadını bekarlık döneminde baba, erkek t:~ da duyuyor. Bunların çogu da genellikle kadınların oyunu kazanmak ya da kardeş ve abi, evlilik döneminde ise; kocasının egemenligi altındadır. • · belli bir noktada tutmak için söylenen kalıplaşmış sözlerden öteye gitmiyor. Çocukluktan başlamak üzere bütün süreçlerde Kürt kadını . hem tarlada, ·• Bizzat kadın hareketleri ve kadın eylemlilikleri ve örgütlenmelerine bagda-bahçede üretime katılmakta hem de evin bütün işlerini götürmektedayanan. pek çok görüş de birbiriyle çok çelişik ve aykırı dir. C düzeylerde ele alındıgından marjinal hareketler olarak kalıyor ve Bu durumda kadın, yoksulluQun, setaletin dizboyu büyük kadın kitlelerini harekete geçiremiyor. ;.. oldugu bir toplumda çocuk bakımından tutun da ev işler­ Sömürge bir toplumda, k en· ~* Herşeye ragmen bugün bütün politik akımların, (dinci örgütine, üretime kadar bütün kahrın agırligını omuzlarında lerin bile) "Kadın SorunuH Uzerine birşeyler söyleme zorunlulugu di~ne haksız savaşlar, taşımaktadır. duymalarının nedeni, kadınların her gün daha fazla sosya l ve Toplum içindeki bu geri statüsü bir yıQın gelenek, örts~gün, soykınm ve köleük ; . siyasal yaşamda taleplerini yükseltmelerinin yarattıgı baskının adet ve dinsel yargılarla daha da donatılıp ;; bir sonucudur. statüsüdayatılan bk topkalıcılaştırılm ı ştır. Dinsel normların ön plana çıktıQı kasaKadının bugünkü toplumsal statüsü sın ıflı toplumlardan ba şehir merkezlerindeki Kürt kadını. köylülüQe göre ;·-: bugüne gelen, insan emeginin, insanın köleleştirilmesiyle içiçe lumda KADlN OlMAK kat· dahavebüyük bir baskı içine çekilmektedir. geçmiş; yüzyıllar boyu egemen siyasal kültür, ideoloji, din. Sömürgeci zulüm ve zorbalık Kürdistan'da kadın ve merli b ir zulüm v e ;m:; ahlak. töre vb. bir yıQın hegemonya araçlarıyla yeniden üretilmiş çocuk ayrımı yapmamıştır. Tersine, kadınlara yapılan : bir sömürü sürecinin sonucudur. sömürünün en alt basa. eziyet, kadını bir şantaj unsuru olarak kullanmak feodal :1 Günümüzde sınıflı toplumların vardıgı en yüksek aşamada, kalıplar içindeki zorbalıQın elden bırakmadıQı bir hedef mağında durmak deınekti. C emperyalist-kapitalist sistem içinde. kadın hareketinin bu sishaline gelmiştir. Kürt kadını sömürgecilerin dipçigi, W temin en etkin muhalif odaklarından. ögelerinden biri olması postalı ve saldırılarının ilk hedefi halindedir. r~ bundandır. Ve yine bu nedenledir ki kadın ların mücadele çizgisini 12 eylül sürecinde Kürt kadınının politikleşmesinde adeta bir patlama ~·~ genelleştirip muQiaştırmaktan daha da tehlikesi. kadın haklarını düzen yaşanmıştır. Köylerde, kasabalarda hemen bütün Kürt erkekleri, gençleri içinde bir yerlere oturtma çaba larıdır. · hapishanelere doldurulup işkenceden geçirilince; Kürt kadını devlet aygıtıy­ ~.i"':.ı,i: Genel durum bu iken KUrdistan'da kadın sorunu, diger ülkelere nispeten la doQrudan yüzyüze, karşı karşıya kalmıştır. Daha önce bu aygıta karşı hep • daha çetin bir mücadeleyi beraberinde getirmektedir. Cinsel ve sınıfsal erkeklerin aracılıQıyla ve ikinci dereceden muhatap olan kadınlar, yalnızca 't • sömürünün yan ı sıra, ulusal sömürüyle de karşı karşıyadır Kürt kadı nı. jandarma. komando dayaQına karşı degil. mahkemelere. savcılara. cezaevi ~J f Dolasıyla sömürge bir toplamda, kendisine haksız savaş lar, sürgun, kapılarına, devletin diger bütün kurumlarına yüzbeyüz muhatap olunca; bu tJ . ___, Hh soykırım ve kölelik statüsü dayatılan bir toplumda KADlN OLMAK. katmeryapılar kendileri için bir muamma olmaktan çıkmaya ve onlarla doQrudan ·~~ f li bir ~ulüm ve sömürünün en alt basamagında durmak demektir. çatışma içine girmeye başladılar. KUrt kadını bu aygıtlar karşısında hem 1 "'' KURT KADlNI toplumsal statünün agır yükünü çektiQi gibi, bu katmerli toplumsal ve hem de ulusal statüsünü sorgulama ve kendini yenileme i':{ S siyasal zorbalıga karşı mücadele etmek durumundadır. i:;j olanaQı buldu. Bu mücadeleyi en az erkekler kadar. hatta daha büyük bir V ;t::1 ~~~a~ı ~ kararlılıkla yürütebileceQini kendi deneylerinden ögrenmeye ;i]~ Kürt kadınının sorunla rı nı, Kürdistan ve metropolde Kürt kadını olarak iki

t! ~

t.l ~::

tt

kadınların sosyal ve siyasal yaşamda

ww

~-::

· Günümüzde hemen hiç kimse

w. ne

®~

-:ı::::-::=···:-··.:­ ;.:•••:~-- :i!

Ni san 19 94

1

ı


KADlN

::~-

. ::~: -:: :

*-~--I<::;~~:~ .~.

...

__

yanlızca kadınların örgütlenmiş olması açıklamıyor.

kendi beyinleri, kimlig i ve yetenekleriyle bunun niteligini belirliyor. Tersi durumda erkek egemen toplumundeger yargıları ve ideolojik belirlenmişligi altında biçimienilir ki bu durumda kadınlar örgütlü de olsalar, mevzilerini. özgürlüklerini koruyamazlar. Aksine. bu tür örgütiOIOk. kendi köleliklerinin bekçisi olur. Bu nedenle biz kadınların, kendi dönüşümümOzOn anahtarını oluşturan toplumsal dönüşüm eylemi için, öncelikle kendimizi dönüştürmemiz gerelctigini düşünüyorum ... e Kürdistanli kadmlar. ulusal dederlerin taştytCISI olarak da ön piOna Çlktyorlar. Siz. genel olarak bu ulusal dfıderleri nasil tammltyorsunuz. ne gibi bir anlam yüklüyorsunuz? e e Ulusal degerler. ulusal kimlige hayat kazandıran. ulusal bilinci tanımlayan degerlerdir. Yani dilimiz. kültOrümüz, folklorik degerierimiz ve toplumsal yaşam tarzı içinde kuşaklara akan olumlu geleneklerimKadınların

örgütlenmiş olması

izdir. Bilindiglgibi ulus kavramı, kapitalist dönemin yarattıgı bir kavramdır. Dolayısıyla ulusal kimlige hayatiyat kazandıran degeri er de çagdaş degerlerdir. Sömürge bir ülkede bu degerler. sömürgeci yapıya başkaldırın ın bayragıdırlar.

Öte yandan bir de geleneksel degerler vardır. Kürdistan gibi sömürge ülkelerde feodal kurumlar ve degeri er, ulusal bilinçlenmenin önünü tıkamak. köleligi ka lıcılaştırmak için sömürgeci ülkelerce korunup güçlendirilmektedir. Bu yapı ve degeri er. hem ulus olarak hem de kadın olarak köleligimizi pekiştirmektedir. Bu nedenle biz, bu feodal yapı ve degerieri red edi-yoruz. Yanlız. burada bir ayınma da dikkat çekmek istiyorum. Kapitalizm öncesi toplumların bazı güzel otantik degerIeri de vardır. Insanın insan kurdu olmadıgı, hesapsız kitapsız ilişkilerin, dayanışmanın erdem sayıldıgı degerlerdir bunlar. Kürdistanda bu degerierin bir çogu da, bütün zorluklara ragmen ve belki de zorluklardan dolayı yaşatı lmışt ı r. Biz bu insani degeriere de sahip çıkıyoruz. Ancak oldukça içiçe olan ulusal degerlerle geleneksel degerierin birbirine karıştınldıgını da vurgulamalıyım. Kimi zaman "ataerkil degerlerdir" denilerak ulusal degerler rededilebiliyor. Mahalle çalışmalarımııda saptadıgımız olgulardan biri de, kapalı ve kendi içinde yaşıyan Kürt ailelerinin ulusal degerieri oldukça canlı bir

om

özgür beyinleri. yetenekleri ve kadın kimlikleriyle mücadele içinde yer almalarıdır. Biraz önce de belirttigim gibi bizler. yanlızca erkek egemen toplumundeger yargılarıyla degil. bu deger yargıları dönüştürmek konusunda kendimizle de mücadele etmek zorundayız. "Dünyayı degiştirmeye kendimizden başlamak" eyleminin anlamı da buradadır. Kadın örgütlenmesinin niteliQini

te we .c

işçi, memur, ögrenci eylemlilikleri gibi toplumsal muhalefetin ifadesi olan diger eylemliliklerde de görmek · mümkündür. Suralardan gözlemledigimiz kadarıyla, sivasallaşma büyük oranda genç gövdelidir.. Daha çok ligrencil er ile memurları kucaklayan. daha dogrusu bu eylemliliklerden yükselen siyasallaşma, fabrikalara, atölyelere, gecekondu mahallerine aynı hızla giremiyor. Kürt kadınları olarak aynı sorunu farklı boyutlarıyla biz de yaşıyoruz. Ancak, bizim farklı bir konumumuz var. Aynı zamanda sorunumuzun yakıcı şekilde ulusal yanının oluşu bütün kesimlerin KUKM'yi sahiplenmesini getirmektedir. Bu da, Kürdistan'lı kadınların giderek daha hızlı siyasallaşmalarına neden olmaktadır. Ülkede agır savaş koşullarına karşın. genel olarak farklı sınıf ve katmanlardan Küdistan'lı kadınlar mücadele içinde yer alırken. sömürgeci metropollerde küçük burjuva kadınlar mücadelenin öncüleri olarak ön plana çıkıyorlar. Yani gerek genel örgütsel mücadele içinde. gerekse bu mücadelenin hizmetinde olan özgül programlara sahip kadın örgütlenmelerinde gövdeyi hala genç kadınlar oluşturuyor. e Anlatttklarmudan şöyle bir olgu da çtktyor. Genelde kadmlann özelde de Kürt kadmlannm politik süreç içinde özgün kimliklerini geliştirememe sinin bir nedeni de kadmlarm kendilerine koyduk/an stmrlama m1d1r? e e Kadınların politikleşmesinin ölçülerinden biri,

.

.-x--x·.~-=---~·..-:·........v.

...

~~~t:~~~J~,~~~i~~;ı~~~J~ı~~~~~ş ~ee~~~t~:~?~~lı~~~ı~;;;;~~~~~~;~~~~uy~!~~··•, ;:•~

·:·: -=~: ::::: :=~:

Kürt kadını, mahkeme ve cezaevi kapılarında ve çıplak jandarma terörü karşısında. KORKUYU SÜRATLE YENEN bir kesim haline geldi. ;::-:~ oldugu, üstelik toplumsal dayanışmanın yerine kapitalizmin parçalayıcı ! Günümüzde kadının politize olması ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde degerieri köreitici yogun ektilerine maruz kalmaktadırlar. Bu da hem sosyal ,. ön saglarda yer almasının itici gücü, onun bu katmerli sömürü karşısında­ ~ siyasal hem kültürel yaşamda gettolaşmayı, yabancılaşmayı getirmek- -,~ istegidir. hem büyük yönündeki yönündeki kırmak ki konumu ve artık bu statüyü ::; tedir. Düne kadar. babası ya da agası tarafından kime hangi başlıkla gelin ,: biçimbazı sorunlarını bütün olmanın kadın kadını, Kürt içinde tablo Bu 16daha bugün kızlarımız, < gidecegini tevekkülle beklerneye şartlanmış genç sel farklılıktarla burada da yaşamaktadır. Sömürge ülkenin eziklik psikolojisi 17 yaşlarında silahlarını kuşanarak daga çıkıyorlar. geriliaya katı lıyorlar. Bu, Kürt insanı. metropollerde bu duyguyu daha yogun biçimde yaşa­ de hem içindeki attıgını, kabuk içinde degişim hem Kürt toplumunun nasıl büyük bir Diliyle. kültürüyle. tavır ve davranışlarıyla yabancı oldugu bir maktadır. kendi statüyü gösterdigi Kürt kadınının toplumun kendilerine yıllardır T yaşamaya mahkOm edilmeleri, beraberinde horlanmalarını. !:; zorla toplumda elleriyle nasıl yıkmakta oldugunun en güzel. en belirgin örnekleridir. dıştalanlarını da getirmektedir. Kürt kadınının politize oluşu ve hareketliligine karşın. bu aktivitesine Ülkesinden zorla göçettirilen Kürt kadın ve erkegi, n;ıetropollerde en zor t koşut olarak siyasal oluşumlarda. hareketlerde, sosyal ve siyasal yaşamda en pis işleri . hiçbir sosyal güvenceye sahip olmaksızın yapmak zorun- L ve buna denk düşecek oranda bir SÖZ VE KARAR sahibi olabildigini söyleKadınlarda ev ve büro işlerinde, bulabilirlerse fabrikalarda ,;; dadırlar. * rnek ise mümkün degildir. Kadınların mücadelesi ve degişimi bütün cephelbagımsızlıklarını kazanma mücadelesi içine girmekte- J;i ekonomik çalışarak erden hissedilmesine ragmen bu sosyal ve siyasal yaşama aynı denklikle ,;:. dirler. b yansımamaktadır. Bu da Kürdistan Ulusal Kurtuluş f,:·.-ı:i.' bagla~~ald~:.ızbl~ gelenekhse kadının_ı Kürt yaşamı, Metropol si~eme sömür~eci ıniarın Ka~ egeerkek oranda önemli çok halen Mücadelesi içinde koparmakla birlikte. onu cinselligın meta a1ıne getırı ıı:~ı ır " oluşuna sürdürmekte varligını men bir yapılaşmanın to~lumsal·s~asal hegenıonya~a pazara dogru çekmektedir. Kültürel yabancılaşma ve : işaret etmektedir. ekonomik sefalet. kadınları kapitalizmin kadını metalaştıran r.:.·-~ Fakat şurası çok açıktır ki. Kürdistan Ulusal Kurtuluş ., bu anlayışı içine çekmekte daha da etkin olmaktadır. Mücadelesinde Kürt kad ını çok aktif bir öge olarak öne Kürdistan'dan metropole gelen kadınların büyük çogun- :,1 çıkmaktadır. Üstelik kendisine dayatılan bütün toplumlugunun okur-yazar olmayışları, eQitimsizlikleri, metropolde l belirl~ici ~örev , sal statüleri yıkarak bunu gerçekleştirmekte oldugu için k; onları daha da güvencesiz ve savunmasız bırakmaktadır. Kürt kadını bu eylemliligiyle kendi kurtuluşunun, ulusal KÜRT KADlNI, ister ülkede olsun. ister ~i. Özetle; ka~ını ~elme~e~ir. ve toplumsal kurtulu şla içiçe oldugunun FARKINA metropolde olsun sömürge toplumun bir bireyi ve bir kadın 11 VARDIGINI göstermektedir. olarak sistemin ögütmeye başladıgı ilk basamak olmaktadır. .•\•·-~ Tarihteki ulusal direnmelerde Zerile Xanım'lar. tabi toplumsal statü olarak çocuk bakımı ve annelik misy- ~ Ve Leyla Qasım'lar, Bese'ler, PeJmerge Emine'ler ve bu anlamda kadın ve çocukları büsbütün korumasız ve ·4 onu günümüzde silahlı mücadele içinde yerini alan geri!~;; savunmasız kılmaktadır. \~ !alar; siyasi örgütlenmeler. parti ve derneklerde yer ki, kadınların sömürgeci sisteme ve toplumnedenledir Bu f almaları Kürt kadınının UKM'deki yerini açıklayan sal-siyasal hegemonyaya karşı bilinçlendirilmeleri son derece belirleyici bir 'p somut örneklerdir. görev haline gelmektedir. Kürt kadını silkinrneksizin sömürge toplumdaki K N U devrimci dalganın yükselme şansı yoktur. 2- Metropollerde Kürt kadını: Jt sosyal ve siyasal degiştirmeye, statülerini toplumsal kendi kadınları Kürt poliskan i mecburi sürgün, soykırım, Kürdistan tarihi boyunca yaşanan ~, ;t; kadın Kürt ve başlamıştır almaya yerini olarak öge bir bilinçli ·mücadelede daha gün her toplumu Kürt parçalanan tikları ve ekonomik sömürü sonucu hareketi b\1 niteligiyle toplumumuzdaki devrimci dinarnizmin yıldızlarından ~[j fazla oranda metropollere taşınmaktadır. X biri olmaya hak kazanmaktadır. Günümüzde daha da hızlanan zorla göçettirme, köy boşaltma ve insansıL hem statüsünü. kölelik yıllık bin biçilen kendilerine hem kadını Kürt göçü yogun olan zlaştırma politikaları kanlı savaş ortamı metropollerde yerlerini öndeki en karşı sömürüye toplumsal de hem zulme. ve baskı ulusal ; daha da hızlandırmıştır. ~t' almalıd ırlar..... Denilebilir ki, Istanbul, izmir. Ankara vs. gibi büyük metropollerde, W: f:~~-.· : ·~ Kürdistan'dakinden daha büyük bir nüfus yogunlugu temerküz etmeye fi başlamıştır. Metropollerde, yeni kültürel ve sosyal koşullara adepte olmaya . ; .?·==~=::=:=: -~ ~:.~~:;::;:ı:·=:::=z~==·=~~-=:::-.r;~~=:~::;:::::::r;r~:~-:-:- -·- -:JZ-irZ::if=:::=:_s;:~ ... »·~ıu-=:::~:t~~-z:::tr*=-<·.·-·=.-.-::::~;r.t:r . ~ -~-c-= -=~:=): K7 ~ ·- .:::~:;:r. ~rt:?:::= . .t··=-=-· :<·Mı< :~~: :=~=- ·-·· .... « .

w. ne

f.

··:~:-

!

ve

·

ka~ıbilin~len~irilmeleri son ~e·

rece

ww

f:

bir Kürt

haline silkin·

rneksizin sömü~e t~lum~aki ~evrimci ~al~anın JÜkselme ~nsı ~oktur.

1i

f;l

58

iJ

y

:->

riz<">~'l'rı - . --- ~

·

Nisan ı 994


gerçeQiydi. Fakat bu aileler, dış dünyaya açılırken Kürtlerle deQil, daha çok egemen ulusun degerieriyle yüz yüze geldiklerinden sosyalleşmeleri, beraberinde asimilasyon ve dejanarasyon gibi bir olumsuzlugu da getiriyor. Bu durum, mültecilik yaşamının getirdigi bir paradokstur. Metropol yaşamının yarattıgı asimilasyon ve ulusal yabancılaşmanın etkilerini bir çok arkadaşımııda da görmek mükün. Bunu mahalle çalışmalarımııda çok daha belirgin şekilde gördük. Bundan sonraki sürecimizde bu olguları da gözönünde bulundurarak mültecilk koşullarının yarattıgı ulusal yabancılaşmayı kırma yönündeki çalışmalarımıza daha da agırlık vermeyi düşünüyoruz. e Derneginizin uluslararasi kamuoyuna yönelik faaliyetleri de söz konusu.. Degişik Kürt dergilerinde ve günlük basmda buna ilişkin çeşitli haberlere de rastlad1k. Biraz da bu faaliyetleriniz hakkmda bilgi verebilir

şekilde yaşattıQı

olduguna inanıyoruz.

e

Son olarak, demeginiı kapati/diktan sonra neler yaplYorsunuz ya da bu konuda kapsamli görüş ve programlan olan bir kadm grubu olarak. bundan sonra neler

et ew

w. n

ww

Bu ilişkilerin. gerek Kürdistan sorununun. gerekse Kürt Kadın Hareketinin dünya kamuoyuna yansıtılmasının, ulusl ararası düzeyde destek

ve dayanışma köprülerinin kurulması açısından

yararlı

S MARrTA KADlNLAR SUSTURU LAMADI

e. co m

yapmayt plbnlfYorsunuı? e e DerneQimizin kapat ı lmasını, sömürgeci güçlerin, ulusal-demokratik kamuoyuna ve dolayısıyla da Kürt Kadın Örgütlenmesine yönelik saldırısının bir parçası olarak deQerlendiriyoruz. Bizler KUKM'sine. Kürt kadının kendi kimligi ve örgütlülüQü ile katılması gerekliliQinden hareket ederek çalışmalarımızı oluşturduk. Özellikle. sömürgecilerin ulusumuza yönelik imha hareketi. mücadelenin daha y~ksek bir boyutta yürütülmasini ve kadınların da bu mücadelede kendi kimlikleriyle yer almasını zorunlu kılıyor. Bizim legal mücadele ve örgütlenme ~nlayışımız, misiniz? sömürgeci devletin ülkemizin sömürge statüsünü korue e Kürt ulusal hareketinin ve üzerindeki uygula- maya ve pekiştirmeye uyari ı yasalitesine degil, kaynaQını tarihsel ve toplumsal haklılıktan maların dünyaya anlatılması son derece ve program UDKD; alan meşruluga dayanır. Bu önemlidir. Ancak bu yönde önemli eksikliklerimizin oldugunu söylemeliyim .. Gücümüz ilkeleriyle içinde farkli nedenle, kapatılmış olmamız yalnızca legal alanda yürütve olanaklarımız ölçüsünde bazı çalış­ a nlay1şlarm ve farkli tüQümüz faaliyetlerde bir daralmalarımız oldu. Bu faaliyetlerimizde, toplumsal katmanlarm ma yaratmıştır. Ancak. bizim sorunu salt "insan hakları· boyutlarına mücadele zeminlerimiz toplumindirgernemeye de özen gösterdik. yer alabilecekleri ve sal pratiQin her alanıdır. Kürt ve Çalışmalarımızda. gerek Kürdistan soruaym düzlemde birlikte Kürdistan var oldugu sürece bu nunu ve utusumuza yönelik saldırıları, çahşabilecekleri bir alanlar da var olacaktır,• gerekse Kürt kadınlan özgülUndeki ihlalleri Dernegimiz kapandıktan perspektife sahiptir. sonra, maalesef Kürt ve Türk haber. gözlem raporları ve mesajlar biçiminde, Avrupa Demokratik kamuoyununa Kadın çevrelerinden gereken dayanışmayı göremedi. Dayanışma daha çok Avrupa ulaştırma çabası içinde olduk. Bu çevreler özelinde Kadın demokratik kamuoyu ile sınırlı kaldı. Her şeye ragmen. Hareketlerini bilgilendirme ve bu konuda harekete ulusumuzun özgürlük ve bagımsızlık mücadelesinden geçirme amacıyla faaliyetler düzenledik. Ülkemizde süren aldıQımız güç ve Kürt kadın sorunlarının yakıcılıgı, heyetler gelen kirli savaşı yerinde gözlemlemek amacıyla ışık tutuyor. Bunun bilincinde olan biz mücadelemize ile çeşitli temasiarım ız oldu. Komal Yayınevi Yönetmeni çalışmalarımızı durdurmadı k. Üç yıllık çalışanları UDKD Recep Maraşlı hakkında verilen gıyabi tutuklama birikimlerimizden gerekli dersleri de çıkararak. sürece ve kararını protesto etmek ve dayanışmada bulunmak döneme daha güçlü ve daha donanı mlı çıkmayı amaçlıy­ amacıyla lstanbul'a gelen Alman Özgür Üniversite oruz. ögrenci Dernegi Heyeti ile yakın ilişkilerimiz oldu. Bu Bu arada, bütün Kürdistan'lı kadınlara da seslenmek arkadaşlar daha sonra dernegimizin kapatılması ile ilgili istiyorum. Nerede. hangi alanda olursak olalım. olarak kendi ülkelerinde çeşitli k<>mpanyalar gerçekKürdistanlı kadın olmak bilincini ve KOrdisıani degerierleştirdiler. Bu kampanyalarda, TC yetkililerine imizi koruyalım. Sömürgeci şiddet örgütlü bir güç olarak (Başbakana) UDKD'nin kapatılmasını protesto eden mekbize saldırmaktadır. Bizim de örgütlü bir güç olarak sömürgeci politika ve uygulamalara. köhnemiş deQer tuplar gönderip, ayrıca UDKD'yi tanıtıcı toplantı . semiyargıianna karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Bu yüzden nerler cffizenlediklerini, dernegimizi tanıtıcı broşür ve hayatın her alanında örgütlenelim, örgü~O mücadele metinleri n dagıtıldıgı ve bunların çeşitli yayın organların­ yerimizi alalım. içinde da yayınlandıgını, pullama, afışleme gibi etkinliklerio yanı karşı yürütülen topyekOn imha savaşı bir Ülkemize sıra, belki de en önemlisi. Üniversitenin ögrenci birligi bütün olarak ulusumuzu karşısına almaktadır. Öyleyse, ait içinde yer alan Kürdistan ögrenci Birimi' nde. Kürt oldugumuz sınıf ve katmanların özlem ve taleplerinin yanKadınlarıyla Dayanışma Grubu oluşturuldugunu ögrendik. sıması olan ideolojik ve siyasal farklılıklarımızı koruyarak, Bunun yanısıra, Yunanistan'da UDKD'Ie ilgili olarak bunları mücadelenin zenginligı olarak kabul edip topydüzenlenen ve Yunan demokratik kamuoyunun büyük ilgi ekOn direniş cephesi içinde yerimizi alalım. Kürdistan lıların ortak ulusal kurumlar yaratma azmini gösterdigi topla ntılar ile radyo ve televizyon programgösterdikleri koşullarda. Kurdistanlı kadın çevreleri de larını da eklemek gerekir. Temaslarımızda, Yunanlı kadın­ ortak ulusal kurumlarda bir araya gelmelidir. ların büyük destegi ile karşılaştı k. UDKD'nin. Her şey özgür ve baQımsız bir Kürdistan'ın özgür kadın­ Uluslararası Kadın Örgütleri Birligine üyelik için önerileları olmak için! ceQini de belirttiler. Ayrıca. lsveç'te bulunan Kürdistan Güçlü bir Kürt Kadın Hareketi. aynı zamanda özgür Kürdistan toplumunun ve bu toplumun özgür bireylerinin Kadınlar Birligi temsilcileri ile Istanbul'da yakın görüşmelerimiz oldu ...

KISA ... KISA ...

teminatı olacaktır!

e

25.11.1993 tarihinde Gayrettepe Dernekler Masası tarafından bir grup polisin hiçbir gerekçe göstermeden bütün arşiv ve dökümaniarına el koyması sonunda kapatılan Ulusal Demokratik Kadın Dernegi; 8 Mart nedeniyle bir bildiri yayınladı. Kürdistan'ın çeşftli llerinde ortak platformlara katılarak Dünya Emekçi Kadınlar GUnü'nO kutladı.

e Yıl{!ız l eknik Üniversitesi Fen-Edebiyat FakOitesi'nde dOzenienan kutlamada 8 Marfın önemine deDinilerek emekçi kadınlar ve wKOrdistan'da savaşan kadın gerillaların re-simlerinden oluşan dia gösterisi yapıldı, müıik gruplan tarafından çalınan tilrkOier eş liginde halaylar çekildi. e

Istanbul Üniversitesi fen-Edebiyat Fakültesi Kültur iletişim Kurulu'nun hazırladıgı kutlamaya çok sayıda öQrenci katıldı. Tören, tüm devrim şehitleri için 1 dakikatık saygı duruşu ile ba$1adı, Çeşitli Üniversite ve Uselerden gönderilen mesajlar okundu. Grup Yorum, Grup Yıldız. Grup hasret, Grup Kutup Yıldızı. ve Grup Şafak'ın sundu~u KUrtçe ve Türkçe şarkılarla coşan katılımcılar ·zorunlu Askeriile Hayır· , "Kürd istan fa fiıme mezar olacak"gibi sloganlar attılar.

e

Öte yandan OISI(.TMMOB. Kamu Çalışanları

Sendikaları. IHD Kadın Komisyonu Istanbul'da

kokart d~tırken. pankartlara polis tarafın­ dan el kondu, IHD Istanbul ve Kütahya şubesi, TOrkIş Kadm Işçiler Bürosu. ÇHD Gernel Merkezi ve Ankara Şubesi, !zmir Kadın Platformu tarafından 8 MARTkurtandı. ortaklaşa

. MEHDI lANA'DAN LEYLA lANA'YA 8 MART KUTLAMA MESAJI Oiyarbekir Eski Belediye Başkanı Mehdi lANA, dokunulmazlıQı kaldımılarak gözaltına alı­ nan eşi DEP Diyarbakır milletvekili Leyla lana'ya Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla gönderdigi mesajda; "Bugün 8 Mart Dünya kadınfar Günü. Ne yaztkki, yanına gelemiyorum. Tabiki üzgün de§ilim. Bilakis çok mutlu ve gururuluyum. Halkımız ateş, kan, ölüm ve göçü ya~a rken; başka balklar gibi insanca ya,ama kavgası yüzünden sen de bir parlamenter olarak sorgudasın. tarihin cilvesine bak. 11 yıl ziyaret kapılarına gidip geldin. Bugün sen içeridesin, şimdi sıra bende. Demokrasi ve insan haklarının hüküm sürdüöü (!), günümüz larkiye'sinde, ne yazık ki sana u laşamıyo­ rum. Ama zevkle, gururla, bu mesajla sana ulqmaya çalışıyorum.• Sterka Rizgari /Istanbul.

Son olarak derginize. Kürt Kadın sorununa gösterdigi anlamlı duyarlılıktan dolayı da kendim ve arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum... Biz de, bu söyleşi için size teşekkür ederiL ..

Nisan 1994

1

ı

59


fORUM

ll nsanlık

eşikte. Tanımlanması

eşik,

et ew

e. co m

acil bir görev olan bo yeni bir çagrılabilir. ısmiyle (sizlıgi)" "Yeni Dünya Düzen ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniev Brzesinski Soguk Savaş sonrasını inceledigi "Out of Control/Kontrol Dışı" adlı kitabında. "21 .Yüzyılı n eşiğinde global kargaşaya" dogru gidildigina dikkat çekiyor. Bu yeni eşik. Kuzey'den Güney'e siyasi konsensüsün saQianamadıgı bir kaos hali. Kapitalizmin agır ekonomik krizi ile içiçe duran bu duruma damgasını vuran ana egilim küreselleşme. 200 uluslarötesi şirketin. dünyadaki tüm gelirlerin %30'unu kendi arasmda paylaştJ{JJ küreselleşme; insanlan gereksiz ktlan teknoloji patlamasi ve öte yandan da. katianan bir nüfus artiŞI yamnda. yoksullar ordusunun büyümesiyle şekilleniyor. Dünya kapitalizminin sorunlarını daha da giritleştiren bu durum. dünyanın yüzünü yeni bir Ortaçag·a döndürüyor. Paul Kennedy'in deyişi ile "insanlar giderek artan ölçüde kendilerini mensup oldukları din ya da kültüre göre tanım­ lama " (Preparing For The Twenty-First Century/21. Yüzyıla Hazırlık) eksenli bir yabancılaşmaya mahküm oluyorlar. ABD'nin Yale Üniversıtesin de Tarih profesörü olan Paul Kennedy'i için. verili duruma "ne Marksizm ne de katışıksız kapitalizm" yanıt verecek durumda değil; "çözüm", "sosyal açıdan sorumlu bir ılı mlı kapitalizm"de (y.a.g.e) "Liberal Çözüm" ve "Ulusların Yeni Zenginligi" adlı çalışmaları ile tanıdıgımız Fransız ekonomisli Guy Sorman'da, Paul Kennedy gibi düşünü-yor. Guy Sorman'a göre; "En az va hşi düzen, kapitalizm "dir. Ancak. yeni durumda Guy Sorman' ın da işi zordur. Çünkü. "eskiden sosyalizme karşı ç ıkarak kapitalizmi savunurduk. Şimdi günah keçimiz, düşmanımız kalmadı . Artık kapitalizmin iç çelişkileriyle başbaşayız " (Guy Sorman. Milliyet 12.11'1993) "Kapitalizmin iç çelişkileriyle başbaşa" oldugunu itiraf eden Guy Sorman. kapitalizmin de bir sonu oldugunu kabul edip, "sosyal adaletsizliğin sorumlusu. devlet"tir (Sabah. 12.11 .1993) diyor. Guy Sorman. tabiri caız ise 'topu taça atarak' oyuna devam etmek istiyorı .. Oysa. yine bir Fransız liberal düşünürü olan Alain Mine, "Le Nouveau Moyen Age/Yeni Ortaçag" adlı çalışmasında. topu taça atmadan oynuyor ve dünyanın yeni bir Ortaçaga girdiginin altını çizerek; kapitalist egemenlik altındaki dünyaya dair şu sonucu çıkartıyor: "Ne umut, ne hayal. ne ilerleme var, tablo kesinlikle kazınmıştır".(A. Mine. Le Nouveau Moyen Age) Alain Mine'in karamsar sonucunu kabullenmemekle birlikte, önemli bir dogruyu da dile getirdigini inkar etmiyoruz. Insanlık bır uygarlık krizi yaşıyor. "Ütopya ların öldügü" iddia ediliyor. Andre Gorz'un "Le Nouvel Observateur" dergisiyle yaptıgı söyleşi de dedigi gibi: " Çalışanların kaçı kimliğini işinden bağımsız olarak tanımlıyabilir"ki?.. Oysa, "bir çok

için yaptığı işler hayatlarının parçası değil (... ) Kapitalizm mantığı ile yönetilen bu toplum ölmek üzere." (Andre Gorz. Le Nouvel Observatuer dergisi-1994) "Üçüncü Dalga"nın yazarı Alvin Toffler'in, "bu dalga başka dalga" diye nitelernek zorunda kaldıgı yeni eşik, her türlü dizginlerinden boşanm1ş kapitalist küreselleşmenin kaosunda ifadesini buluyor. Müthiş bir alt üst oluşun önünü açan verili durumda "tarih; 'klasik' hareketlerin, partilerin ve kurumların gölgesinde kalarak unutuluyor" (Andre Gunder Frank. Büyük Kargaşa). lnsanlıgın önünü açacak olan tarih bilinci köreliyor. Emek/sermaye. ezen/ezilen kavramlarının üzerine sünger çekiliyor. Ütopyalara "veda" rasyonalizme "hoşgeldin" davetiyeleri çıkartılıyor !.. Samir Amin 'in de-yişiy l e. " çağımızın dramı tam da (bu türdeki-y.n) toplumsal bilincin geri kalmışlığında yatıyor." (Samir Amin, Kaos imparatorlugu) Ezilenlerin tepkisi. yeni eşikte " kendiliğinden başka pek anlamı olmayan toplumsal hareketlerin" (y.a. g.e) ötesine geçemiyor. Oysa. ita lya Komünist Yeniden Yapılanma Partisi U l uslararası ilişkiler sorumlusu Luciano Pettinari 'nin ifade ettigi gibi; "sosyalizmin önemi kapitalizmin en köklü çelişkilerinin yaşandığı günümüzde geçmişten daha da artıyor.· (Özgür Gündem, 23.10.1993) Kabul etmek zorundayız, ortada aşılması gereken bir paradoks vardır. Paradaksun aşılması, yeni durumun bilimsel tan ımla­ masını ve açımlanmasını 'olmazsa olmaz' kılmaktadır.

w. n

kişi

YANlTlNI BEKLEYEN SORU VE SORUNLAR

ww

"Yeni Dünya Oüzen(sizlig)i"nin yanıtını beklediQi soru ve sorunları 'kaba'ca şöylesine sı ralıyabili riz: 1) Öncelikle. dünyamızın Kuzey/Güney eksenindaki yeni kutuplaşmanın, Kuzey'de öne çıkardıgı stratejik siyasal egilimlerle

birlikte; Güney'de buna karşı boyveren tepkilerin ne oldugu ve nereye yöneldigi sorularına yanıt aranması. ll) Kanada Ottowa Ünivrırs itesi ögretim üyesi Michael Chossudovsky'nin deyişi ile, "IMrnin işlevi Güney'den Kuzey'e kaynak aktarmaktır". Kuzey ile Güney arasındaki eşitsiz mübadeleyi körükleyen bu durum: bilimsel teknolojik gelişimin insanlıga büyük imkanlar. zenginlikler sunarken; Güney'deki açl ıgın büyümesi ile, içiçe geçmiştir. Güney'de, iflas eden modernite g irişimlerinin geçmişine sarılmasına yol açan bu durum. lslamköktendinciligi ile mill iyetçi tepkilerin tabanın ı genişletmektedir. Bu anlamda; yan ıt aramak durumunda oldugmuzu bir diger önemli eksen ise, insanlıgın önünde potansiyel bir tehlike olan uygarlıklar savaşı ve kültür ırkçılıgının açımlanmasıdır. lll) Şu çok açık. ekonomik toparlanmanı n neo-Keynezyen yönelimlere karşın hala çok geciktiQi ve uzatmalı bir krizin yaşand ıg ı Kuzey'de sosyal devlet kavramı tahrip edilerek askıya alın ı rken devreye giren çürüme, ırkç ı-faşist egilimli ve aynı zamanda liberal aşırı sag ın yükselmesine yol açmıştır. : 8il

........ .. "~-:

60

rizge:ı_rı'

;;;;;;

Nisan

ı 994

1

ı


-: :.

·.

.·.-: .:

:- ,·.

:· ·:· :

:-. :=. :-.

: :.. ...

::- .

ne te we .c om

Verili durumda Kuzey paradigmasının iflası ve rasyonalitelerini tüketmesi; post-modern bir yeniden yapılanma ve kopuş yaşayan Kuzey'de, yeni köktenci çalkanlıları devreye sokacak olan sorun ve çözümleri de tarihin gündemine sokmaktadır. Sorunlar ve çözümler nelerdir? Bu soruların ve çözümlerin de ne olduguna yanıt aranmalıdır. IV) Insanlık. 21'inci yüzyılın başında çözümlemesi gereken yeni köklü sorunlarla karşı karşıyadır. Sorunlar karşısında eski şemalar ve çözüm önerileri yetersiz kalmaktadır. Yeni sorunların çözümü bilimin de yenilenmesini zorunlu kılmaktadır. Verili sorunlar karşısında insanlıgın elinde hazır reçeteler yoktur. Ayrıca unutulmamalıdır ki. Almanya'da yayınlanan Focus dergisinin de ifade ettigi gibi; dünya'da ve u Avrupa'da durum, yeni bir Karl Marks ç ıkartabil ecek kadar gergin"dir. Şimdi sorun. bu "gerginligin" bilimsel olarak tanımlanması ve giderek politik tedbirlerinin alınması noktasındadır. Yani. büyük bir kargaşanın eşiginde olan ve yeni kapitalist küreselleşmesini. eş zamanlı bir parçalanma ile yaşayan dünyamızda Sam ir Amin'in deyişi ile kurulmakta olan "Kaos lmparatorlugu"nun gelecegi nedir? .. sorusu; bilimin yanıtlamak zorunda oldugu acil bir sorudur. V) Çünkü, Avrupa merkezli bakış açılarının artık hiç bir şeyi açıklayamaz oldugu, 'Tüketiyorum öyleyse varım" sloganını bayrak etmiş pazar ekonomisi fetişine tapınıldıgı verili durumda; küreseli ikle/ ülkesellik ciddi bir çatışma halindedir. Çatışma dünya ölçeginde emek/sermaye eksenindeki ezen/ezilen ilişkisi baglamında, üç alanda boy vermektedi r: 1) Kuzey/Güney, 2) Kuzey'in ve 3) Güney'in kendi iç çelişkileri . bu çelişkilerin de somut verileri ile politik ve uluslararası ilişkiler temelinde tanımlanması. bir diger gerekliliktir. VI) Bu baglamda. dünyanın Kuzeylileştirilmesi; ulus devletlerin kendi sınırları içinde kapitalizmlerine (ulusal baglamdal hakim olma düşlerinin noktalanması; yeni durumun devreye soktugu politik ve ideolojik degişimlerin ne gibi stratejik konumlanışları gerekli kıldıgı; ya da NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması)'nın. APEC (Asya Pasifik Ekonomik lşbirligi)'nin. GAIT (Gümrükler ve Ticaret Genel Anlaşmasıl'nın ve AT (Avrupa Toplulugu)'nun hangi işlevleri üstlenip, ne anlam taşıdıgı ve geleceklerinin de ne oldugu soruları. acil yanıtlarını beklemektedir.

YENI EŞIGIN KiMi iLK VERI VE ÖZELLIKLERI

Küreselleşmenin damgasını vurdugu yeni eşik ya da "yeni dünya düzen(sizlig)i'', konjonktürel bir kriz degildir. Yaşanan kriz. kapitalizmin tarihinde yaklaşık 25-30 yıllık canlı birikim dönemlerinin aynı uzunlukta daralma ve depresyon dönemlerinin izlenmesi durumunda ortaya çıkan oluşumdur. Buna 'engel' veya 'büyük' kriz diyebiliriz. Konjonktürel krizden çok farklı olan bu durumun altında.dünya kapitalizminin yapısal sorunları yatmaktadır. Evet. sermaye devasa bir hızla küreselleşmektedir. lvmesi çok yüksektir. Ulusların. sınırların önemini bütünüyle 'yok etmeye' yönelen bu gidişat, 1970'1erde uygulamaya konulan Monetarist politikaların iflas ve yıkımı üzerinde yükselen kör bir gidişattır. Bu kör gidişatı n. "abartılıp", "yüceltilmemesi" gerekiyor ... "Abartma"/"yüceltme"nin sonucu. Çağlar Keyder gibi liberal savrulmalara yol açıyor. Örnegin, Çağlar Keyder'in şu saptamaları gibi: "20. yüzyıl Marksizmi üçüncü dünyacı versiyonunda kapitalist dünya ekonomisinin prekapitalist toplumlara etkisini sadece bir yıkım ve sömürü öyküsü olarak göstermeye başladı (...) Hisleri ve heyecanları ne kadar haklı olsa da güneydeki ayrılıkçılar tarihsel açıdan gerici olarak değerl end irilmel i d i r. " (Çaglar Keyder. Ulusal

Ka lkınmacı ilgın Iflası)

w.

Çağlar Keyder. Kuzeylileştirilmek kastını yaşayan dünyanın Güney'inden bi-haber !... Kuzey gerçegini ve emperyalizmin egemenlik biçimlerini unutmuşa benziyor !... Öncelikle. Nelson A.Rockefel ler'ın Başkan Eisenhower'e 1946.1arda yazdıgı bir mektupta ifade ettigi mantık. emperyalizm açısından yeni eşikte de (modern versiyonuyla) hala geçerli: "Büyük ölçüde politik ve askeri nüfus garantileyecek genişlikte bir ekonomik yayılma planı Asya, Afrika ve diğer azgelişmiş bölgelerde uygulamak zorudayız (... ) Oltaya takılmış balığın yeme ihtiyacı yoktur."(Oltadaki Balık Türkiye'den naklen S.17) Güney, bugün hala Kuzey'in "oltadaki ballği"dl(. Ve bu durumuna karş1 farkli eksenlerde tepkiler geliştirmektedir. Bu tepkiler ne adma olursa olsun. emperyalist egemenlik biçimlerine yöneldiği. ona darbeler vurduğu ve emperyalizmle anlaşmad1ğ1 düzlemde "ilerici"dir... Dünyanm verili eşitsizlik tablosunda bu çok anlaş!labilir ve unututmamasi gereken bir durumdur. Bu aç1dan. dünyan m zenginlik haritasma göz atmak bile yeterlidir. Yeri gelmişken belirtelim: NATO üyesi ülkelerin 1992 yılında silahlanmaya toplam 518 mi lyar dolar ayırmaları bunun içindir ... Bu nedenle ABD'nin Savunma Bütçesi 1994-1997 yılları arasında 210 milyar dolarlık bir rezerv öngörü l müştür. (Dallar and Sense dergisi. Ocak/Ş ubat-1994).... UABD'nin askeri harcam&ları hegemonya amaçlıdır" (y.a.g.k). Örnegin. ABD'nin askeri harcamalarında, hemen hemen degişen bir şey yok gibidir.

ABD ASKERI HARCAMALARI Mali Yıl

Jimmy Carter

Ronald Reagan George Bush

1980 1989 1992

Bill Clinton

1994

ww

Başkanlar

Milyar Dolar

238 355 315

253

Not :Bütün rakamlar enflasyon gözönüne alınarak 1993 rakamalarma uyarlanmıştır.

ABD'nin silahianma harcama larında degişen bir şeyin ol mamasın ı , ABD Savunma Bakanı Les Aspins Eylül-1993'te yayı m­ lanan "Yeni Dönemin Güçleri" baş l ıklı incelemesinde şöyle formüle etmektedir: "1-ABD topraklarının savunulması. 2ABD'nin etki alanındaki toprakların savunulması. 3- Tehlikeli ülkelerden ABD yurttaşlarının güven içinde boşaltıl­ ması. 4- Müttefik ve dost ülkelerin savunma sistemlerini de$teklemek. 5- üçüncü dünya ülkelerindendeki ayaklan-

Nisan 1994

1

ı

61


'"'

!iii

ii

i iii!

iii' i

Ili

iı:iii

ve yasadışı uyuşturucu trafi(jini engellemek, enerii, petrol maları bastırm ak, terörizm karşıtı güçleri desteklemek, savunmak, dost ülkelerdeki demokrasilere maden kaynaklarına güven içinde ulaşmak,bölgesel güç dengele rini yönelen tehditleri bastırmak." (Les Aspins) do{jrudur. ama aym zamanda tarihinin en "güçlü· dönemini de Şunu kabul etmek durumundayız: ABD bir gerileme içindedir. Bu

orluklar ve ülkeler askeri olarak en güçlü olduklan yaşamaktadlf. Bu noktada şöylesi bir varsaytmda bulunabiliriz: Imparat bir

ne te we .c om

gücü desteklemek için ekonomi/erin önemli dönemde/anda bir güç olarak inişe geçmeye başlar/ar. Çünkil, o sonsuz askeri ileri büyük krize girebilir. ekonom da bölümünü askeri harcamalara aytrtmak zorundadtrlar. Bunun sonucu olarak da. ABD'nin "yeni dünya düzen(sizlig)i" anlam Bu ir. dönemid Kriz, son'un ve başlangıç'ın iç içe geçtigl bir geçiş ve alt üst oluş düşünülmemelirlir. nlrlııl'lu rlıınım bir "mutlak" koşullarındaki askeri hegemonyasının ve sancıl ı işgal politikasının

GERÇEGIN DIGER YÜZÜNÜ DE GÖRMELIYIZ

ww

w.

paylaşıma dogru ilerledigi bir kehanet degildir. Kuzey'de emperyalistlerarası politik konsensüsün zayıfladıgı dünyamızın yeni bir Huntigton. "uygarlıklar savaşı"na dogru iler"Foreign Afairs" dergisinin 1993 yaz sayısında yayınlanan bir makalesinde Samul omurgası üzerinde yükselen ezen/ezilen eksenli lendigine dikkatleri çekse de; dünya çapındaki yeni saflaşmanın emek/sermaye mücadelelerde terciheya da mükemmelliyetçi dogGüney/Kuzey kapışmasında ifadesi bulması mümkündür. Toplumsal ve tarihsel . sorumsuz/kaderci bir tarih anlayışının çık­ matik şernalara yer yoktur. Kuzey/Güney ikilemine, çeşitli "gerekçe"lerle sırt çevirmek tam da oradan başianacaktır !... Bunun unutulmaması gerekiyor... Bu mazıdır. Mücadele nerede ve nasılsa. dünyayı deQiştirmeye saptamada n hareketle devam edelim. , <ımi i bir saptam;l var: "21. yüzyıla adım Mehmet Yılmazer'in, •21. Yüzytla Girerken Insan/i/( adlı yazısında altını çizdigim i\ .. eQienen Roma yurttaşını andırıyor. abnak üzere olan insanlık, Colosseum'da gladyatörlerin birbirierin katiediş ın çöküşü nü hazırlad ı. UBarbar ~ termenler (...) Roma yurttaşı, Colosseum'daki vahşetten keyif aldıkça , bir uygarlığ Batı uuygarlığa"ndak i insan ekrandan seyredbir vuruşta içi çürümüş imparatorlu§u yıktılar. Dünyadaki vahşeti zde Batı ülkelerini kuşatan geri ülke halkerken, yoksul ülke halklan bu vahşeti do(jrudan yaşıyor. (... ) Günümü Gr. (...) Maddi bollu(jun ortasında insani deGerieri yitirelarının durumu, Roma'y ı kuşatan barbar toplulukları andırıy karşısmda-y.n) (......... ) 21. yüzyılda insanlığ ın cek bencilli Qi en yüksek noktasana çıkartan Batı uyt,arlığının (krizi yaratab ilmek için yaşamdan vazgeçmeyi göze alabilen çürüyüşünü engelleyecek vuruş. insaneli bir yaşam ortamı yoksul ülke halklarından gelebilir." (Özgür Gündem 29/09/1993 iş çözümlemesinin tartışılması gereken önemli bir saptama Yılmaze(in, Dr. Hikmet Kıviicım iı'nın "Tarih Tezi"nden etkilenm oloırak da nitelenmesi mümkün olan kesitten oldugu kanısındayız. Çünkü. Batı uygarlıgının çöküşü anlamında; bir ·çagdönümü" ıktan yoksunlugu ve bir bütün olarak Güneyi geçmekteyiz. Batı kültürünün dünyaya da-yattıgı tek-biçimiilik sürecinin yaratıcıl ın çürümesini de devereye sokmuştur. karşısına alması. Batı'nın pozitivist Avrupamerkezci dünyasın 3'de Ingiliz Işçi Partisi'nin Kongresinde yapÇürüme. Batı (ya da Kuzey) için maddi ve manevi bir realitedir. Örnegin, 27 Eylül199 um (.... ) Ülkemezin içinde bulundu!lu görüyor zluk tıgı konuşmasında John Smith, uher baktığam yerde çürüme, umutsu maddidir. Ortalama bir ABD vatanyanıyla bir durumdan açıkcas ı, utanıyorum" derken bir gerçegi dile getirmektedir. Çürüme ABD nüfusunun beşte biri yok- . tir. gerilemiş düzeyine n yani 1973'ü~ daşının bütçesinin satınalma gücü, 1993'de yirmi yıl öncesini cinayet işleniyor. Her 15 civarında bin 30 ila 25 sulluk sınırında yaşamaktadır. Üç milyon kişinin evinin olmadıgı ABD'de. her yıl ya~ılıyor. Yılda 2 milyon soygun saniyede 46 saniyede bir kadı n dövülüyor, her 2 saniyede mülke saldırı. 10 saniyede hırsızlık, in sayısının 1Obini n çetelerin Gençlik var. mahkum araba çalınıyor, 20 milyon kişi cezaevine girip çıkıyor. 430 bin de sürekli orta ögrenim talebefazla binden 100 . altında yaşın 18 üzerinde oldugu ABD'de. her yı l çete çatışmalarında ölen gençlerin 2300'ü elinde. n si ateşli silah taşıyor. Ülke çapında ise 120 milyon ateşli silah insanları da yükseldigi ve yogunlaştıgı bir dönemini Çürüme ile içiçe geçmiş eşitsizligin daha da katmerlendigi Batı uygarl ıgı, ırkçılıgın Turgut eklemektedir: "Açık ve net Serdar diyen yaşamaktadır. Örnegin; ABD'de ut<lararası ilişkiler pek parlak değil" rden nefret ediyor." (Hürriyet, zencile r beyazla söyleyeyim: ABD'de ı rklara rası ilişkil er iyiye gitmediii i gibi, Partisi', Fransa'da Jean Marie Le k 'Özgürlü in Haider' 31/08/1993) Avrupa'da ise ırkçılık hızla tırmandırıl ıyor. Almanya'da Joerg U

Ir.!·.

Nisan

ı 994


.c om

Pen'in 'Ulusal Cephesi', ltalya'da 'Fascist Mavimento Sacile !taliano', Belçika'da 'VIaams Blok', Ingiltere'de 'Ulusal Parti' vd'lerı. Batı'daki ırkçı yükseliş. aşırı saQcılıQı yoğunlaştıran devlet düzenlemelerı ile de körüklenırken; Avrupa hükümetlerın ın yabancılar ve ilticacılar politikalarına damga sını vuran, artık ırkçı motıfler olmaktadır OrneQın. "dünyanın en demokratık ülkelerınden biri sa yılan" !sveç'teki durumu yazar Maria Pia Boethius, "utanç duyuyorum. Bugün gerçekten hızla 1930'1ardaki Almanya'ya mı benzerneye başlıyoruz? " diye nitelemeıctecıır Öte yandansa. 1993 yılı başında Fransa'da yap:lan bır ankete gore beş Fransızdan bırı " ırkçıyım ", üç fransızdan biri de· ırkçılığı çekici buluyorum· diyor. Batı, ıçinde debelendiQi krızı ile Roma'yı andırı-yor. çurüyor ·:e çürürken de bır kez daha ırkçılık sılahına sarılıyor. ·vDD"nın "teorisyenle rinden biri olan Samuel P. Huntingtom, Batı uygarlığını dengenın ve denetiminın aleyhıne bozulması olasılığına karşı uyarıyor. (Die zeit, 13/08/1993) Sonuç itıbari ·le sorunun çözüm eksenini "The West and the Rest/Batı ve Diğerleri"' ikılem ı nin oluşturacağına dikkatleri cekivor

UD

t--l-

t-r-

Mil U (ittir'~ oranll olarak

te we

t--1-

lıaıırlaanıq

Dtinya llarlW1

Evet. yöneline n gıd şatın bôyledir Yanı dünya ya batılı aştırılmanın şızofrenıK kulturüne ve boyuııduruğuna 'teslim olacak'tır veya başkaldıracaktır. Unutulmasın, bugün Güney ülkelerine kendi kendilerini yadsımak, hatta kendi varlığını tartışma

ww

w.

ne

konusu yapmak ve tamamen Batılılaşmak (.....) Öteki olmak için kendi özvarlığını yadsımak (.....) Ötekine benzer ol mayı iıecieiiemek " (Serge latouche, Dünyanın Batılılaştırılması) dayatılmışlığının aşılması; Batı'ya çal< yonıli bır başkaidırıyı gerekli kıl· maktadtr. Çünkü. Batı art k (Avrupamerkezl düşüneesme tutsak kıldıQı) "sol"unu da "YDD" projesıne eklemlemektedir. Orneğin. Avrupa'da "soı" artık, "milliyetçil ik tabularını yıkmak" ı,e bu sılahı saQır elinden almak adına, gıderek sosyal şövenleşmek te· dir. Dünün "solcu"/an, artik kendilerını Güney'den ve enternasyonalizmden soyut/ayan (ve muaf gbren) Avrupamerke z/ı Kuzeycı "tez"/ere sarılabılmektedirler 21'ı:-ıcı yuzyılın eşığırde Guneyın, artık bir bUtun otarak dunyarıın batılılaştırılmasını hedefleyen "YDD" çurümuşluğu karşısında Peter Sellers"in .. KiJkreyerı Fare" s nde kı devlet başkanının ABD'yıışgal etiT'ek kararını almış curetıne gereksını mi vard r Guney, yenı bır ınsanlık hareketinın oluşturularak dünyanın Batılılaştırılması vahşetine "dur" demenın ekseni olmalıdır Yoksa. batın n çüruttUğü dünyanın vay haline. ·vay haline t • dıyoruz çunku, Kuzey'ın paradıgmas1 Iflas etmiştır. Ortak karektenm rasyorıalumde bulan bu parad1gma. Avrupa-merkezci pozıtJvıst goruşun urunt.idür. Sözde "burjuva bzgurluklerN adma, insan bilinemın çarpıtılarak yabanci/aşt mlması yanı insanın kapitalist barbarli{}a mahkOm edılip, tuketilmesi anlamıni taşımaktadir Ayrıca şunların da eklenmesı zorunludur: Dünya gelirinin % 854'ne. toplam nüfusun ancak % 23'nü oluşturan Kuzey ülkeleri tarafı ndan el konuluyor Dunya ülkelerinin en zengın % 20'si ıle en zengın % 20'si arasındaki gelir farkı 1960'da 30 kat ıken. 1970'de 32. 1980'de 45. 1990'da 59 kat oldu Kışı başına düşen ulusal gelır bakımından bakı'dığında. fark 1960'da 1864 dolar iken. 1989'da 15149 dolara çıktı. 1960 ile 89 arasında dünyanın en zengın% 20'si içinde yer alan ülkeler, toplam uretım ıçındekı payını % 70.2'den %82 7'ye çıkardılar En fakir% 20'nin payı ise % 2.3'den, 1.4'e indı. Bundan başka. Güney'ın toplam ekonomik tiretım ıçindekı payı 1965'den. 1985'e% 20'den,% 18'e duştü ... Burada artık durup, diyeceklerimizi ··son"larken, şunu da ifade etmeden geçmeyelim; Francis Fukuyama, "Tarıhın Sonu"nu ılan ederken çok aceleci davrandı. Tarih, insanlıgın tanık olacağ ı yeni ve fırtınalı bır dönemine doğru ilerlemektedır. Önümüzdeki süreçte ulusla ra rası ılişkıler tarıhine önemlı sayfalar eklenecektir. Bunun için yaşanan, yaşanacak olanın ınsanlık ıçin bir felakete dönüşmesini engellemek içın bilimsel düzlemde çözümlenmelidir. Dünyayı değiştirmek isteyenlerin acıl görevlerinden biri de kuşkusuz budur.. 05 mart.1990

Nisan 1994 1

ı

63


ILK SAVAŞ ORGUTU

m

ŞEYH SAiD [JiRENiŞi

a· Tarihsel/Toplumsal Koşullar Kemali st hareket, emperyalist Almanya'nın besledigi Ittihat ve Terakki

ı çinden dogdu. Ermeni-Rum sermayesinin yarattıgı artı-degeri g~spederek semiren asker/sivil bürokrasiden oluşan burjuvazi II.Abdülhamit döneminde ilan edilen ikinci Meşrutiyetle iktidara ortak oldu. 31 Mart 1908 darbesiyle de iktidarı ele geçirdi. Ittihat ve Terakki bu tarihten itibaren ise kendisiyle ittifak yapan muhalefet güçlerini sindirmeye girişti .

turan Musul sorunu kaldı. TC devleti meşru l ugunu Lozan paylaşım belgesiyle emperyalistlere tescil ettirdikten sonra sömürgesi Kürdistan'ın işgal ve ilhakına girişti. Koçgiri di renişinden sonra Kürdistan'a askeri yıgınak yapmaya, aşi retler ve mezhepler arasındaki çelişkileri kaşımaya, Kürt yurtseverleri imha ve göçertmeye başladı. 1924 Anayasası'yla Kürtçe konuşmak yasaklandı. 1505 sayılı yasa ile etkili ve yurtsever nitelikli Kürt beyleri batıya sOrOiürken, bu beylere ait geniş topraklar daha önce Kürdistan'a yerleşti rilen Türklere tahsis edildi. Bir dönem 'önece 'Ermeni ve Gavura'a karşı Kürtleri hi lafeti korumaya çagıran Kemalistler. Lozan sonrasında inkar ve imha siyasetini gündem l eştirdi l er. • Gavur elinde esir bulunan hi/afeti kurtarma· şia rı yerini; "alti aslfdlf osmanogullannm elinde esir bulunan Türklügü kurtarma· şian ­ na bıraktı. Takrir-i SükOn'la birlikte Kürdistan'da kanlı bir jenosid harekatına girişilirken, batı'da da "Kemalist Tasfiye Harekatı " başlatıldı. Ingiliz emperyalizminin çıkarlarının ifadesi olan ve kendini Hürriyet ve lıilaf Partisinde ortaya koyan Anadoluculuk akı rr. ı iıe Alman emperyalizminin çıkarlarının ifadesi olan ve kendini lttahat ve Terakki Partisinde ortaya koyan Turancılık, özgün bir ideoloji olarak Kemalizmde ~entezleşirken,Türk­ Yunan savaşına kendi özgün siyasal düşünce ve yapılarıy­ la katılan ancak, kemalistle,meyen tüm siyasal ve toplumsal güçlerle hesapl aşmaya girişildi. "lzmir süikasti" olarak bilinen provakasyon. bu hesaplaşma için oldukça elverişli bir zemin hazırladı. Batı'da hilafet k u rumları dagıtıldı ve laisizm öne çıka r ı ldı; tasfiye hareketi "Türk Solu"nu da içine alırken, "sol" bu eylemleri anti-feodalizm olarak alkışladı. Kemalistler Kürdistan'da merkezi otoriteye destek veren agalık, şeyhlik vb. gibi kurumların üst yapıda varlıgını güçlendirici politikalar yürüttOier. Hilafetin Kemalist burjuvazi açısından anlam ı . Kürtleri devlete baglayarı bir çimento işlevi görmesiydi. Fakat Kürdistan'ın işgalinde bu çimento esas olarak işlev­ siz kalacaktı. Çimento iki ayrı unsurun bir l eştiricisidir. Oysa, Kemalist yönetim Türk unsurun egemenligi altında Kürtlerin köleligini öngürüyordu. TC devleti Kürdistan'ın işgali ve ilhakı için karakol ve yol yapımını hızland ı rdı . A~ker ve vergi toplama sistemi sagla mlaştırılarak, yoksul-

ww

w.

ne

Ittihat ve Terakki Hareketi, Türkiye'de faşist hareketin ideolojik kaynaklarından birini oluşturmuştu. lrkçı Turan ideolojisiyle Uzakdogu ile Azarbeycan. Kafkasya ve Türkmenistan'ı kapsayan Türk birliginin kurulması rüyası, ittihat ve Terakki'nin ebesi Alman emperyalizmi tarafın­ dan destekleniyordu. Zira. emperyalistler arası çelişki ve çatışmaların odagında çürümekte olan fakat, bu çelişki ve çatışmalandıklarından dolayı • tahakkümleri altında bulundurdukları topraktarla iştah kabartan iki impatorluk bulunuyordu. Rusya ve Osmanlı imparatorlugu. Işte Alman emperyalizminin bu projeyi desteklemesinin temel esprisi tepeden ilişkilerle yönetimini belirledigi Osmanlı sayesinde Rusya ve Rus sömürgelerine yayılmaktı . Bu projenin önündeki engel ise zayıf bir örgütlülüge sahip olsa da Ermeni Ulusai .Hareketidir. Bu hareket bir dönem önce aynı Alman emperyalizmi tarafından desteklenmektedir. Fakat, Rusya'ya dogru yürüyüşte köprü başını tutmaktadı r. Bu nedenle 1905- 1915 yılları arasında Ermeni cografyası soykırımla insansızlaştırıldı. Kürtler açısından talihsizlik. bu soykınmda Kürtlerden müteşekkül Hamidiye Alayları'n ın kullanılmasıydı. Ancak !.Paylaşım Savaşı, Almanların ve lttihatçıların yenilgisiyle sonuçlandı. Turan hayalleri Kı rım'a gömüldü. Türkçülük ve Turancı lık Misak-ı Milli ile sınıriandınimak zorunda kalındı. Genç TC devleti 1. Paylaşı m Savaşı'nın yıkıntıları içinde dogdu. Paylaşım savaşının devamı - olan Türk-Yunan savaşı Fransız. Ingiliz ve ltalyanların rızaları ve de~tek­ leriyle Türklerin lehine sonuçlandı. Sovyetlerin eteginde, batı sermayesine baglı güçlü bir tamponun bulunması emperyalistler açısından önemliydi. Kemalistler bu şart­ lar içinde, Sovyetler- Batı çelişkisine yaslanarak diplomatik şan tajlar l a iktida r larını tesis etti ler. Savaşın sürdügü tek cephe Kürdistan'ın pay laşım ıydı. Bu paylaşım ise Lozan'la bitirildi. Geride bu sorunun bir pa rçasını oluş-

64

ŞERWAN

te we .c o

Celal

Nisan

ı 994

1

ı

luk katmerleşti rildi . Aşiretler silahsızlandırılmaya ça lı şı ld ı. Kürdistan. jandarma süngü ve tahsildar zulmüne a lı ştırıl ­ maya çalışılıyordu.

b- Sava, Örgütünün DoQuşu

Işte bu koşullarda çogu asker kökenli Kürt aydınları bagımsız bir Kürdistan'ı yaratacak savaş örgütünü oluş­ turma kararını verdiler. Örgütün liderlik kadrosu asker kökenliterin yan ısıra. feodal aşiret liderlerini de kaps ıyor­ du. Fakat örgüte damgasını vuran asker kökenli aydın­ lardı. lik adı Ciwata Azadi Kurd (Kürt Özgürlük Örgütü) olan. daha sonra Ciwata Xweseriya Kurd (Kürt lstiklal Cemiyatı ,dını aldı. Kısaca Azadi olarak anıldı. Örgütün ' işkin çeşitli kaynaklarda çelişik tarihler verkuruluşun ilmesine ~a rşın. agırlık lı görüş Azadi'nin 1923 yılında

kuruldugu yolundadır·1 Örgütün kuruluşuna ilişkin bizi şüpheye götüren verilerden biri Isyana katılmamış Kürt liderinden lsmail Hakkı'nın 1925 yı lı Aralık ayında Ermeni gazetesi Trosak'ta çıkan makalesidir. lsmail

Hakkı 'ya göre örgüt 1920 Ekim'inde kuruldu. 2 Yine Ingiliz istihbaratı tarafından yakalanarak sorgulanan bazı Kürt subayların verdigi ifadelerde ise kuruluş tarihi 1921 olarak geçer. 3 Örgütün kuruluş tarihindeki belirsizlik ilk kurucuları konusunda da mevcuttur. Bu durum örgütü illegal olarak örgütlenmesiyle yak ı ndan ilgilidir. Örgüt Cibranlı Xalid'in liderliginde kurulur. Diger kurucular arası nda Bitlis şubesi başkanı Milletvekili Yusuf Ziya bey, Varto Şubesi Başkanı milis Komutanı Xalid Hasenan Bey, Malazgirt Şubesi Başkanı Milis komutanı Kör Hüseyin Bey, Istanbul Şubesi Başkanı ve Sayıştay Başkanı Seyit Abdülkadir Bey, Diyarbekir Şubesi Başkanı Ekrem bey bulunmaktadır. Şeyh Sait'in adı kurucular arasında geçmez. Şeyh , örgütün sade bir üyesidr. Azadi'nin merkezi Erzurum'dur. Merkeze baglı olarak yukarıda sayılan şubeter in yanıs ıra Siirt, Dersim, Kars. Hınıs, Muş, Erzincan, Harput ve Van'da toplam 23 şubesi bulunmaktadır.

Azadi Kürdistan'da örgütlenme faaliyetini sürdürürken 1924 yılında ilk kongresini topladı. Kongreden iki önemli

1


TARIH arasında

bilinçli bir ayıklama yaparak, isyan sırasında bazı aşiretlerin tarafsızlaştırılması. hatta devletin yedegina alınması amacına uyarlı olarak Mutki aşiretı

lideri Hacı Musa ve Nakşibendi lideri Nursinli Masun ve Hizanlı Selahattin serbest bırakıldı. Nitekim bu aşiretler ayaklanmaya katılmadılar. Beytülşebab lsyanı hazırlanan ulusal ayaklanmayı proveke etti. Ayaklanma bir anlamda bu isyanla yenildi. Zira ayaklanmanın beyin kadrosu tutuklanmış ve ayaklanma planı ve kadrolar deşifre olmuştu. Bütün bu gelişmeler genel ayaklanmanın başlamasını zorunlu kılıyordu. Temel düşünce, devlet Kürdistan'a güç yıgmadan ayaklanmak. inisiyatifi tekrar ele geçirmekti. Fakat ayaklanmanın hazırlıkları da bitmiş degildi. Azadi son Kongresini 4 Ocak 1925'te Kırkan köyü'nde yaptı. Kongrede Cibranlı Xalid Bey'in direktifi dogrultusunda her aşiretin kendi bölgesinde ayaklanarak, devlet dairelerini ele geçirmesi kararlaştırıldı. Ayaklanma tarihi Mart 1925 olarak yeniden belirlendi.

om

işti. Isyancılar kıstırıldı. 200 kadar Kürt şehit vererek Hakkari ve Bitlis daglarına çekildiler. Devlet toplar ve makinalı tüfeklerle techiz edilmiş ikinci kolorduyu isyancıların üzerine sürdü. Isyancılar genel bir ayaklanmanın olmadıQını gördüklerinde iş işten geçmişti. Devlet elde ettigi bilgileri degerlendirerek Yusuf Ziya Bey ve Cibranlı Xalid Bey'i tutukladı. Bu tutuklamalar. Azadi örgütünü ve eylem planını deşifre etti. Ayaklanmayı yürüten lhsan Nuri Paşa Dogu Kürdistan'a kaçtı. (lhsan Nuri paşayı daha sonra Büyük Agrı isyanında görecegiz.) Türk devleti lhsan Nuri'yi kendisi yakalamayınca Ingilizlere yakalatmaya çalıştı. Ingilizierin eline geçecek şekilde şifreli sahte mektuplar düzenledi. Bu mektuplarda lhsao Nuri'nin ajan oldugu yazılıyordu. Amaç lhsan Nuri'yi etkisiz hale getirmekti. ı O Beytülşebab olayları TC devletini uyardı. Devlet bu olaylar sayesinde ~di'nin beyni olan Cibranlı Xalid'i tutukladı. Eylem planı devlet tarafından bilindigi için, eylemi etkisizleştire­ cek. bogacak önlemleri hızla almaya başladı. Tutuklular

te we .c

karar çıktı. Birincisi: Kürdistan'da genel bir ayaklanma başlatılacak ve bunu bagımsızlık ilanı izleyecekti. Bunun için ayaklanma bütün ayrıntılarıyla planlanacak ve stratejisi çıkarılacak. Ikincisi: ayaklanmaya dış destek saglamak için Ingiliz. Fransız ve Sovyetlerle görüşü lecek. Ikinci madde tartışmalara yol aç'tı. Bazı aşiret liderleri Sovyetlerin inançsızlıgını gerekçe göstererek yardJm talebinde bulunulmamasını· istediler. Ancak Şeyh Sait, "Türkler tarafından Ermenilerin akibetine ugratılmak­ tansa.' inançsıziardan yardım almanın mübah oldugunu" anlatarak aşiret liderini ikna etti. 4 Bu karar dogrultusunda bir kurye Gürcistan'a gönderilerak yardım talebi iletildL Ancak Sovyet yetkililerı hareketi desteklediklerini fakat harekete yardım edecek koşullarının olmadıgını belirterek kuryeyi eli boş gönderdiler·5 Örgütün lider kadrosu aşiretler üzerinde etkinligi bulunan şeyhleri örgütleme ve aşiretleri harekete baglama için görevlendirdi. Bu nedenle liderligin propaganda düzeyi kitlelere Şeyhler aracılıgıyla yansıyordu. Bu düzey ise birleştirici özelligi bulunan din motifini barındırıyordu. Yine aşiretlerarası çelişki ve çatışmaların nedenlerinin bir kısmı. Osmanlı ve Türk hükümetleri döneminde askeri komutayı elinde bulunduran Kürt subayların eylemlerinin oluşturması, örgütün kitlelerle bag kurmasını zorlaştırıy­ ordu. Çünkü bu liderler bir süre önce bugün kurtulmaya çalıştıkları Türk yönetiminin emrinde aşiretlere zulüm etmişlerdi. Bu nedenle örgüt varlıgını ve amaçların ı, aşiretlerarası çelişkileri n çözümünde di nin niteliklerinden dolayı tarafsız konumları bulunan ve verdikleri kararlar baglayıcı olarak kabul edilen Şeyhler aracıl ıgıyla anlatmak zorundaydı. Bu zorunluluk ise önderligin fiilen Şeyh iere geçmesini saglryordu. Şeyhler arasında harekete katılmayı kendi otoritelerinin sarsılması nedenine baglayanların yanısıra (otorite maddi ve manevi koşulları içermektedir) Bagımsız bir Kürdistan idealine baglayanlar · d.a vardı. Azadi bu anlamda bu iki egilimin bileşkesiydi. Ote yandan Şeyhler hareketin finansman kaynagını da oluşturuyorladı. Örnegin; Şeyh Sait'in emrinde 20 çoban çalışıyordu ve yılda 200 sürü satıyordu.

ŞEYHSAiD

"Dünya yaşant1mm sonu geldi. Ulusum için kurban edildiğim­ den dolayi pişmanlik duymuyorum. Yeterki torunlanmiZ bizi düşmanm sönünde mahçup buakmasmlar"

w. ne

c-

DARAGACINA GIDERKEN SON SÖZLERI

Direniş

ve Provakasyon

ww

1924 yılında Diyarbekir'de Azadi temsilcileriyle Türk yetkililerinin katıldıgı bir zirve toplanır. Zirvede Türk tarafı Kürtlerin altı şartını kabul eder. Buna göre; 1- Kürt bölgelerine Özerklik verilecek, 2- Hapisteki Kürtler için genel af çıkarılacak, 3· Beş yıllık dönem için Kürdistan'da zorunlu askerlik uygulaması kaldırılacak, 4- Devlet Kürt bölgelerinin ekonomik gelişmesi için kredi verecek, SŞeriat mahkemeleri tekrar kurulacak ve toplatılan silahlar Kürtlere iade edilecek, 6- Istenmeyen Türk asker ve sivil yöneticiler Kürdistan'dan çekilecek. Kürtler bu altı şarta karşılık Musul sorununun çözümü konusunda Türkleri destekleyecekler. Bu antlaşma kag ıt üstünde kalacaktı. Türkler geliyorum diyen felaketi sezdikleri için bir taraftan Kürdistan'a asker yıgarken. diger taraftan Azadi ile ilişk­ ili olduklarını düşündükleri Kürt asker ve memurları bölgeden sürmeye başladılar. Genel ayaklanma için belirlenen tarih Haziran 1925'tir. Fakat 3-4 Nisan 1924 tarihinde Beytülşebab-Hakkari olayları bu planlamayı alt üst etti. Kimi kaynakların Azadi'nin devletin dikkatini ve güçlerini dagıtmak için organiz~ ettigi bir ayaklanma olarak aktardıkları bu olay,l Kürt kaynakları başta olmak üzere bazı kaynaklarda ise; Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya'nı n şifreli mesajın ın lhsan Nuri Paşa tarafından yanlış çözOimesi,B hatta Yusuf Ziya veya lhsan Nuri'nin merkezi kararı .çigne-yerek erken davranmaları sonucu çıkan bir isyan olarak nitelenir. 9 Bulgular ve olayın objektif degeriendirilmesi bu ikinci savı doQrulamaktadır. 3-4 Eylül gecesi Azadi temsilcisi lhsan Nuri'nin emrindeki 500 askerle isyan etmesi, genel programlamayı dinamitledi. Olayı erken haber alan garnizon komutanı geniş tutuklamalara girişti. Isyancılar kıstırıldı.

Nisan 1994

1

d· Kürdistan Ayaklanıyor

Son Kongrede Şeyh Sait Kurmav başkanlıga seçildi. Genel kurmaya baglı 5 asli cephe oluşturuldu. Buna göre Kuzey/Kuzey Dogu Cephesi Melekanlı Şeyh Abdullah'ın kamutasında olacak. Bu cephedeki diger mıntıkalar ise Çan Şeyhleri Hasenan Aşireti, Mehmet ADa. Halil Kete ve Şeyh Sait'in oglu Ali Rıza kamutasında olacaktı. Harput Cephesi'ni Eşkıya Yado ve Şeyh Şerif, Ergani Cephesi'ni Şeyh Sait'in kardeşi Abdurrahim, Diyarbekir CephesiniZaza aşiretlerinden Hakkı Bey, Batı Cephesi'ni Zaza Emin Faruk, Silvan Cephesini Şeyh Şemsettin kumanda edeceklerdi. lsyanın önündeki en büyük zorluk Dersim aşiretleri, Tatvan'daki Lolan ve Horrnek aşiretleriyle Şırnak. Cizre. Midyat. Mardin aşiretleriydi. Zira. bu aşiretler ayaklan~anın bastınlmasında devletten daha büyük rol oynadılar. Özellikle Horrnek ve Lolan aşiretleri ayaklanmanın başarısızlıgında kilit noktayı oluşturdu. Ayaklanma kuwetlerinin batıya dogru açılmasını. devletin oluştur­ dugu çemberi yarmasını engellediler. Lolan ve Horrnek aşiretlerinin temel çelişkisi Cibranlı Xalid idi. Cibranlı Xalid, Hamidiye Alayları komutanı iken bu iki aşirete zulmetmiş, hatta Hormekelilerin lideri lbrahim Talu'nun oglunu öldürmüştü. 11 Osmanlılar hesabına işlenen bu cinayetin bedelini, Cibranlı Xalid'in nezdinde bütün bir ulus ödedi. (Her iki aşiret daha sonraki Agrı isyanında devlete karşı kahramanca savaştılar.) 8 Şubat 1925'te jandarmalar Piran'da provakasyona girişti ler. Devletin bu planlı provakasyonu sonucunda silahlar patladı. Jandarmalar Şeyh Sait'in bazı adamlarını zorla götürmeye çalışmıştı. Silahların patlaması ayaklanmanın da zamanından önce başlaması anlamına geliyordu. Ankara. Piran olayını hemen isyan olarak ilan etmişti bile. ~unun üzerine Kürt kuwetleri harekete geçtiler. Bir kaç gün içinde Piran,Lice, Genç, .Hani işgal edildi. Genç. Geçici Kürdistan Hükümeti'nin merkezi ilan edildi. Şeyh Sait kısa sürede Diyerbekir çevresindeki ilçeleri işgal ederek Diyarbekir'i kuşattı. Türkler toplar ve makinalı tüfeklerle Kürt kuwetlerini surlardan içeriye sokmadılar. Kürtler yalın kılıç Biji Kürdistan, Biji Serxwebun sloganlarıyla makinalı tüfek ve top ateşine karşın kuşatmayı kaldırmadılar. 12 Şeyh Sait komutasın­ daki Kürt kuvvetleri kuşatmanın beşinci gününde Mardinkapı civarında tünel kazarak 70 kişilik bir birligi içeri sokmayı başardılar. Içeriye giren birlik, içeride Azadi tarafından örgütlandirilmiş halkla birlikte direnişe geçti. Diyarbekir'in düşmesi an meselesiyken, Fransa'nın izniyle Suriye Demiryolunu kullanarak gelen ve agır silahlarla techiz edilmiş Türk birligi kuşatmayı yardı. 13 Bu yolla ayaklanma boyunca toplam 105 bin asker ile a~ır silahların Kürdistan'a aktardıldıgı bilinmektedir. Yado ve Şeyh Şerif Kuwetleri Elazıg ve Palu'yu zorlanmadan alırlar. Nüfusunun ço~unlugu Türk olan Elazıg'da

ı

65


DIROK YUSU F ZİYA B :E Y

Isyan sömUrgeci TC devletinin Kürdistan'ı işgal ve ilhak projesinin uyarıcısı işlevini gördü. Devlet bütün gücünü sömürgeye verirken, savunmadan eQitime kadar iç lle dış politika önceliklerini Kürdiştan'a göre belirledi. TC'nin o günkü bütçesi bilinmemekle birlikte ayaklanmanın TC maliyesine maliyeti 60 milyon lirayı aşıyordu. Devletin Kürdistan'daki sömürge savaşına kendisini uyarlamasının bir sonucu olarak. Halk Partisi içinde liberalleri temsil eden Fethi Bey M.Kemal tarafından görevden alınarak lsmet Paşa Başbakan olarak atanır. lsmet. görevinin ikinci günü Takrir-i Sükfı n Kanunu'nu çıkartır Kürdistan'a yönelik savaşı bahane eden kemalist diktatörlük. 'Komünist'lerden, liberallere. şeriatçılara kadar bütün muhalefet odaklarını sindirmeyi hedefler. Başarılı da olur. Kürdistan'daki katliamı onaylıyan. enerjik reformlar oları;ık alkışiayan Aydınlık ve Orak Çekiç'in de aralarında bulunduQu çeşitli kesimlerin çıkardıQı 22 dergi ve gazete kapatılır, yazar ve yöneticileri tutuklanır. Aynı dönemde ~O'ye kadar 'Komünist' tutuk1 lanır ya da gıyabi tutuklu olarak aranır duruma düşer. 6 dünya Devlet. Kürdistan'daki katliama onay vererek sosyalistleri nezdinde de meşrulaştıran ve kendi kirli ellerini yıkayan bu sahte komünistleri kullandıktan sonra kenara atar. Kapatılan gazetelerin bir kısmı daha sonraki M.Kemal'in kendi eliyle yazdıgı düzmece itirafı yayınla-

ww

w. ne

te we .c

DOKTOR FUAD BEY

e- Ayaklanmanın Devlet Politikasın a Etkileri

om

Kürt kuvvetiere şehirdeki Kürt harnallar ve oduncular da DARAGACINA GiDERKEN SON S katılır. Aneykıya kökenli Yado ve Şeyh Şerif birlikleri şehirde yagma ve talana girişirler. Bu hareket Kürt kuvvetiere sempatiyle bakan halkta tepki yaratır. Bu arada Türk ajanlar cephaneligi uçururlar. Bu olayda çok (Bitlis Milletvekili) sayıda Kürt ölür. Sonuçta tepkili bir avuç Türk silahla"Bize mevki ve rütbe bahşeıtmek narak Kürt kuvvetlerine karşı saldırıya geçerler. Kazım suretiyle bizi aldatabilirsiniz tmdişesi paşa komutasındaki orduda Elazıg'a yürüyünce Kürt çekilirler. kuzeyine ve kuvvetleri Murat suyunun dogusuna içindeydim. Şükü r Allah'a Id bizi Dersim aşiretlerinden destek b.ekleyen Kürt kuvvetleri mermi ve iple karşılıyorsu rıı uz ve destek bulmadıkları gibi, suyun öbür yanına geçirelebundan dolayı hiç pişman değiliz. mezler ve saldırıya uQrayarak geri çekilirler. Dersimiiierin -Hayri Hasan Mebusu Dersim işbirlikçi bu hareketi Verdiğiniz ders sayesinde torı~nlanmız 14 Aynı tarafından takdir edilerek telgrafla kullanır. ücümüzü alacaktır." Hasan Hayri isyandan sonra bu hareketinden dolayı idam edilere~ ödüllendirilir. (!) Gerçegi idam sehpasında gören Hasan Hayri. sehpada "Yaıasın Kürt Milleti ! Ey ''Vatanım için yiğitçe kurban olmayı Kürdistan ıehitleri Hasan Hayri size .kavuıuyor' diye haykırarark kendisini adeta ulusuna aifettirmeye daima düşünürdüm. Şüphetsiz ki çalışır. (Idam gerekçesi M.Kemal'in emriyle meclisin asılmakta olduğumuz bu t(]1prağa açılışında giydiQi milli kıyafetlerdir.) bağımsızlık bayrağı dikile(:ektir." KOrt kuvvetleriyle Türk ordusu Palu ovasında karşılaşır. Yado kuşatmayı yararak Çabakçur dagl arına çekilirken. ~lllli!i!Et1BOJIIIIII!IiiiJleJII~f Şeyh Şerif yaralanarak lstiklal Mahkemesine gönderilir. 1!!1 Kuzey/Kuzey Oogu cephesinde Türk kuvvetlerini yenen Kürt kuvvetleri Lolan ve Horrnek aşiretleri tarafından durguladılar. Bu vurgu bütün şehitleri son sözlerinıje vardır. durulur. Muş üzerine yapıl an bütün seferler Lolan ve Ayaklanma, liderlerin yakalanmasından S1onra mevzi Horrnek aşiret kuvvetleriyle takviye edilmiş Türk ordusu savaşlar şeklinde yer yer sürdü. Sömürgeci devlet ayaktarafından geri püskürtülür. Sonuçta Hasenanlı Xalid lanma ile birlikte Kürdistan cografyasını kana buladı. beyle askerleri Oogu Kürdistan'a sıgınmak zorunda Aralarında Azadi liderlerinin de bulundugu 660 Kürt idam kaldılar. edildi. Kürtler ayaklanma sırasında 3-4 bin !<adar kayıp Giyarbekir kuşatması sürerken, ikinci stratejik hedef verirken, ayaklanma sonrasında toplu kıyımıcırdan geçirBitlis'tir. Çünkü, Cibranlı Xalid bey ve Yusuf Bey ildiler. Köyler yakılıp yıkıldı. Kadın, çocuk, ihtiyar onbinBitlis'te tutukludurlar. Bitlis'e yönelik harekat bunların lerce Kürt katiedildL Haritadan silinen köylerde yapılan kurtarılması nı amaçlamaktadır Harekatı yöne ten Şeyh tasnife göre 1925-1928 yılları arası nda ayaklanma bölAbdullah oradaki Horrnek engelini hesaba katarak, gesinde 206 köy 8758 hane yakılıp yıkılmış, bu köylerde Horrnek topraklarını çigneyerek Bitlis'e girme emri verir. bilinen 15206 kişi katledilmiştir.15 Ancak, bu yanlış taktik felakete yol açar. Horrnek ve Lolan direnişi bu cephede de Kürt kuvvetlerini ezer. Durumu farkeden devlet. Cibranlı Xalid ile Yusuf Ziya beyi yargılamadan 19-20 Mart 1925'te kurşuna dizer. Bu cephede tutunamayan Şeyh Abdullah Dogu Kürdistan'a sıgınır. Kürt liderlerinin katledilmesi ve tek tek cephelerdeki yenilgiler Kürt kuvvetleri içinde moralsiziiDe yol açar. Bu moralsizlik içinde geri çekilirler. Çekilme sırasın­ da Lolan ve Horrnek aşiretl erinin sal dırıları sonucu çok sayıda Kürt askeri şehit olur. Aşiret kuvvetleri yakaladık­ larının bir kısmını da devlet kuvvetlerine teslim ederek kati ettirdiler. Ayaklanmanın yenilgiye doQru g idişi üzerine Şeyh Sait komutanları Solhan'da toplayarak durumu deQerlendirdi. Top lantıda kuvvetleri çembere almak için harekete geçen 8.0rdu, 2.Fırka ve 35 Alay ve Horrnek-Lolan aşiret kuvvetlerinin kuşa tmasının yarılarak güvenli bir şekilde Güney ya da Dogu Kürdistan'a geçmeye karar verildi. Karar dogrultusunda harekete geçen Şeyh Sait ve Kürt kuvvetleri Horrnek ve Lolan aşiret kuvvetlerini takibi altında 15 Nisan'da Çarpık Köprüsü'nU geçerken bu aşiretlerin pususuna d üşere k yakalandı l ar. Şeyh Sait'i yakalatanın Cibranlı Kamber oldugu lstiklal Ma.hkemeleri yargılamasında ortaya çıktı. Zira. bu hain ceza almadı. Şeyh Sait ve beraberindekiler yakalanarak lstiklal mahkemesine çıkarıldılar. 4 Eylül1925'te Şeyh §ait ve 47 yoldaşı Diyarbekir'de idam edildiler. Kürt direni şç iler idam sehpasında son sözlerinde baQıms ı zlık bayraQını kendilerinden sonraki nesillere devrettiklerini vurgul adılar. Bu vurgu bütün şehit­ leri son sözlerinde vardır.

66

Nisan

ı 994

1

ı

yarak tekrar çıktılar. ll TC devleti ayaklanma ile birlikte Kürdistan'a askeri yıQ ı­ nak yaptı. Bu arada 1923 yılından başlayarak 1925 yılına kadar Kürdistan'da kullanılmak üzere uçak alımına başlayan devlet. isyandan sonra 24 yeni uçak daha aldı. Ayaklanma sırasında kullanılabilir durumdaki 11 uçak Kürdistan'a bomba yagdırdı. Uçaklar Almanya. Fransa ve ltalya'dan alınıyor, pilotların egitimi Aifnan subayları tarafından veriliyordu. Ingiliz istihbarat belgelerine göre ayaklanma sırasında Alman uçak satıcısı firma bir de kimyasal silah uzmanı geti rmişti. Fakat TC, bu ayaklanmada kimyasal silah kullanmadı. 1926 yılında TC devletinin uçak sayısı 105, KOrdistan'a yıgdıgı asker sayısı ise 200 bin olarak h esaplanıyordu. Yine, ayaklanma sırasında başlatılan seferberlik (ki 40 yaşındakileri de kapsıyordu) ve sıkıyönetim uygu laması sürdü. TC devleti ayaklanma ile birlikte dış çelişkileri tavizler pahasına çözmeye yöneldi. Zira, bu ülkelerin Kürt yarasını kaşımalarır ırı korkuyordu. Bu amaçla 5 Haziran 1925'te Iran devletlyıtı sınırları garantiye alan bir antlaşma. 22 mayıs 1926'da ise dostluk 30 Mayıs 1926'da da Fransa ile dostluk antiaşması imzaladı. Ingiltere ile yürütülen diplomaside ise, Musul sorununun Ingiliz çıkarları lehine çözülecegine ilişkin sinyaller vermeyi sürdürdü. f- Dünyanın gözü önünde bir katliam Şeyh Sait direnişi başlad ıg ı nda Ingiliz, Fransız ve Sovyet destegini almak hedefleniyordu. Fakat. bu devletler direnişi desteklemek bir yana, katliamlarla bagdurumasına seyirci kaldılar ve hatta biuat katıldılar. Sovyetler Birligi ise katliamı dünya devrimci kamuoyuna onaylattı.

Fransızlar. Sovyet ve ingiliz faktörüne karşı güçlü bir Türk devleti istiyorlardı. Ayrıca savaş silah sanayisi için iyi bir pazar da açmıştı. Bu nedenle ayaklanmanın en kritik noktasında devreye girdi-ler. Diyarbekir'irı düşmesinin an meselesi oldugu koşullarda Suriye demiryolunu TC'ye kullandırtarak Kürdistan'a asker ve mühimbat sevkiyatı i mkanı sundular. Sovyetler Birligi, bu yıllardan başlayarak 'sosyalist anavatan ın savu nulması' gerekçesiyle dünyadaki mazlum ulusların ve devrimci güçlerin seslerine kulak tıkama politikasını hayata geçiriyordu. Milli sınırların güvenlig i pahasına, Kürdistan'daki ulusal hareketin


TARIH devrimci kamuoyuna 'gerici bir ayaklanmaya Kemalizmin enerjik reformu' olarak sunuldu-. Bu sıra­ da Türkiye'de faaliyet gösteren sahte Komünist Partisi ise, devletinin kanlı ellerini yıkamak . için III.Enternasyonal'e bu dogru ltuda raporlar sunu-yordu. llLEnternasyonal 26 şubat 1925'le yayın l adıgı bildiride şunları söylüyordu; • ... Son zamanlarda bOtün gerici güçler, Kemal'e karş1 bir har~kete önderlik eden Terakkiperver Cumhuriyet F1rkas1m kurdular. lsyanc1lar, din adamla"nm yobazlaşt1rd1g1 göçebe aşiretleri harekete geçirdi. (yani Kürtler.C.B) Dinci sloganlarla ortaya Çiktiiar. • Ayaklanma bütün toprak agalarının hakim oldugu dogu illerinde patlak verdi. Isyancıların arkasında Musul meselesinde. yani petrol meselesinde çıkarı bulunan ingiltere bulunuyordu. 18 • Ingiltere ise, Musul sorunu çözölünceye kadar TC'nin kan kaybetmesini istiyor fakat, Kürdistan'dan çekilmesini istemiyordu. Çünkü, Kürdistan'daki varlıgı kendileri tarafından onaylanmıştı. Sovyetlere ka rşı güçlü bir TC emperyalist Ingiltere'nin çıkarınaydı. Diger önemli yan ise: Ingiltere'nin kontrol ettigi Dogu ve Güney Kürdistan'da da aynı sorun vardı. Bu nedenle Kuzey'de güçlü bir Kürt hareketi Ingiltere'nin çıkarlarına tersti. Ayrıca, ayaklanma boyunca TC Musul sorununun Ingiltere lehine çözülecegine ilişkin sinyaller vermişti. Çarpıcı bir örnekle açıklayalım; Ayaklanma sırasında Şemdinan'da Türk Kuvvetlerinden kaçan Seyit Abdullah ve 700 Kürt. 16 eylül'de, ingilizierin Irak Yüksek Komiseri Sir Henry Dobbs ile görüşerek, kendisi ve halkı için lrak'a iltica uluslararası

hakkı talep eder. Dobbs Türkiye'ye said ı rmamaya söz vermeleri şartıyla kabul eder ve ekler: 'Eger, Türkler Irak hududuna dair Milletler Cemiyeti kararla"na itaat etmez ve husumete devam ederlerse. o zaman mücadele yeniden başlar ve böylelikle büyük Britanya'nin Kürt milliyetçiligine yard1m etmesi mümkün olabilir.' 19 Görüldügü gibi, Ingilizler Musul sorununun çözülmemesi durumunda Kürtlerden kendi çıkarları için dtivüşmelerini beklemektedirler.

DARAGACINA GIDERKEN SON SÖZLERI

HALiD CİBRİ BEY .. Karşm1zda yalmz değilim. Arkamda Iran, Mezopotamya ve Türkiye•de muazzam bir Kürt ulusu bulunmaktadir. Bugün beni as1yorsunuz, fakat hiç şüphemiz yoktur ki, yan n torunlanmiZ da sizi yokedecektir:•

te we .c om

karşı

H

yılı aşkın bir zamandır hazırlık çalış. Bir

lj Zinar Silopi, "Doza Kurdistan· özge yay. s. 2 Garo Sasuni. "~Prt l)lusııl H~reketleri ve GQ(lUmDze l:rrneni -rıJirt ıUskıleri ' M~. 3J. H.Qb.er:t Olso.nö' Kürt Milliyetc ıligını Şerı ::ıaıt ısyanı zqe yay. s. 73 4 R. U on, gıı. s 78 5 M. ~an &ruınessen. "Aga, Şeyh ve Devlet" yay. s 349 olıtVi. V.Bruinessen..,age. s. 349 7 8 ı·. ~Isan. Jsorı. age. age. s.s.,g 81 9 . ılopı, age. s. 86 1 G. Sasuni, age. s. 186 11 R.Oison. age. s.1 43 1 .Sasu i ge. .188 .1 ~ ~asan ~ılıfız. ·!şiretten Ulusallıga Kürtler' Dıcfı~ va.v.s.ı 07 14 R .Yı ldız age. s.104 15 Lucien ı:lambout, 'Çagdaş Kürdistan Tarihi', yay s.28-29 T6) L.Rambout, age. s.33 ö .._ 11J Malmisanjıl "Kemal Fevzi ve KOrt rgütlı::ri 1 ı Yeri Fı ~cıt yay. s. 1 5-77 18) H.Yıi<Jız, age. s.1 1 19) R.Oison. age. s.183

k · d K·· A d 1 K t ı ı er esım en Urt ~ m armm a l ı mly a

ŞairMOLlA

ABDURRAHMAN

..Sefiller! ... sizi ayağ1m1zm altmda çok alçak ve küçük görüyorum. Bilin iz ki Kürt bir ağaç değildir, ölür, fakat

EY H SA1D VA KF1

eğilmez:•

.. .

_,

Bir süre sonra da Vakıf ya da ben- ·, ıeri bir ulusal kurum oluşturmak

için start verilmiş oldu. Bu tartış- , en belirgin özelligi, çok: SAID Araştırma Eliitim zamandır özlemi çekilen bir Kültür ve biçimde bütün Kürt çevrelerini bir YardımlaşmaVakh, araya getirmekte olmasıydı. geçti§imiz yıl Ekim ayınSosyalist ya da Yurtsever fraksiyda formalitelerini tamam- II•IIIIIBII.IIIIIIBIIIIII.IIIIIIIIIIIIIIIIIIIII.BIIr onların bile bir araya zor geldikleri layarak kuruluşunu açıkladı. düşünülürse.Kürt marksistlerin'den Islamcıianna kadar bütün e~llimlerin bu amaçla biraraya gelmeleri KÜRT Her kesimden Kürt aydınlarının katılımıyla kurulan va kıf'ta Şeyh Said OEMOKRASISI_ NE ilişkin izJenebilir ômekler verdi. ailesinin de agırlıkh bir veri var. Yaklaşık 50 kişilik Kurucular kurulu. son toplantılarında 11 kişilik yönetim kvrulurıu belirleyip Kamuoyuna açıkladılar. Yaktın Bir ulusal meclis havasında geçen toplantıların tutanak veya bantlan varsa, Başkanlıgına Şeyh Said'in torunlarından Kasım FlRAT getirilirken, Başkan bunların bir dönem sonra önemli bir tanıklık örnegi olacagına kuşku yok. yardımcılıgına Özgür GOndem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Tartışmaların önemli bir yanını da Şeyh Said önderliginin tanımlaması oluştur­ ERSÖZ seçildi. Yönetirq kurulu'nun diger üyeleri ise M.Celal BAYKARA. du. Ailenin bir kısım fertleri ve lslamcılar. Şeyh Said'in dinsel önderligine Yılmaz ÇAMLIBEL, Ali BEYKÖYLÜ, lbrahim GÜRBÜZ. Hüseyin Musa vurgu yaparken. sosyalistler ve liberaller ulusal bir önder oluşunun tartışılma­ SA~NIÇ, Osman AYTAR, M.Sıddık TAŞDEMIR'den oluşuyor. zhgı oı savundular. Topl antılara l<atılan Komal temsilcileri vakfın. yalnızca Şeyh Said degil, Seyit Rıza va diger tarihi kişiliklerin anısın ı da kucaklaması Vakıfın Amacı, ·şeyh Said hareketi hakkında gerçekçi bir temelde bilimsel gerektigini savundular. araştırma-inceleme yapmak, belge, yaym toplamak ve bunlan kamuoyuna sunmak. aynı zamanda Şey/ı Said ve dava arkadaşlarının mezarlarmt inşa etmek Şeyh Said ailesinin vakfın kuruluşuna ilişkin tutumu is-e par~alı otdu. Kasım ve böylelikle inazlumlaan mücadele/erine. birligine katki sunmak, Kürt halkt için Fırat herşeyiyle ve büyük bir iyiniyet göstererek tüm kesimlerin katılımını saglatJnemli bir şahsiyet. ulusal ve dini bir önder olan Şeyh Sait ve mücadele mayı amaçlarken; TBMM'deki bazı aile fertlerinin de suçlamalarına hedef arkadaşlanm anmak, mücadelelerini yaŞatmak· olarak tanımlandı. olmaktan kurtulamadı. DYP Erzurum milletvekili Melik Fırat ise uzak durmakla birlikte. sempatisini Şeyh Said Vakfı'nın kuruluşuna giden yot 1993 yılında Şeyh Said ve belirtmekten de geri durmadı. Arkadaşları için bir anma gecesi düıenlenmek istenmesiyle başladı. Şeytı Said'in torunlarından Kasım ARAT, Mezopatamya Kültür Merkezi, Kornal Daha önce benzeri Vakıflar gibi, bu Vakfın da siyasetin aglarına takı lı p takıl­ Yayınevi. Özgür Halk. Medya Güneşi ve Serketin Dergileri ile mayacagı merak konusu. Amaç ve vakıf senedi titizlikle hazı rlanmasına ragMilletvekilleri Hatip Dicle, Mehmet Emin Sever, Muzaffer Demir ve HEP men Şeyh Said vakf ı'na. bu tarihsel kişilige duydukları allerji nedeniyle ile Istanbul il başkanı Felemez Başboiia'nın hamlık komitesinde yer aldı Oı · onayiayıp onaylamayacakları kuşkulu. ANMA GECESJ.lstanbul Valilig i tarafından defalarca yasaklandı~ Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı pratiQine bakılırsa, bürokratik engeller dag Anma Gecesinin düzenlenmesi ve ertelenmeler nedeniyle sık sık biraraya gibi yı ğılacaga benziyor.Daha önce kurul muş Olan bu vakfın amaç maddesinde gelen çevreler bu Anma çabasını daha a nlamlı ve kalıcı bir biçime dönOştürecek yer alan 'anti-sömürgeci' ilke ileri sürülerek de~iştirilmesi istenmişti. Bu istem ~ önerileri tartışmaya başladılar. yerine getirildiginde de • ropörtor olumlu görüş bi ldirdiği halde Kürt' sözünün çıkanlması talep edilmi§ ve dava sürOncemeye b ırakılmıştı. maları

sürdürülen

ş

DIPNOTLAR

ŞEYH

·

maların

ww

w.

ne

KURULDU

l.

.

Mart 21 Adar 1994 / 1

67


te we .c om

SE RP EH AT iY EN OS MA N SE BR i

dive liser reya Antaliye tu wl ji nav deste tirkan bi derxini, dixwaze bi şorişe rabe. Liser ve Di roja 5- ı- ı 905 an da li gunde Narince ye daxwaze digel hin siwar en xwe çom Rhaye o li hatime dine. Gunde me Narince, rOniştgeha bende hatina wl rawestim. Dema anin rihaye min serek en eşira mirdes bO ev eşir, di navbera ew revand Ovegeri welet, gelek mixabin ku ape bajar en Malatya, riha (lhia), sewerek OsemsOr min bi hevalbend en xwe serek en eşiran xapi O (Adfyaman)e da dimfne, Obi bajare dawiye va li bende tevkariya wan rawesti divya bO em 7ilka hatiye giredan. bi şorişe rabin Ohemi sereken eşiran texirı ber Bave min sebri serekil eşıre mirdes bO, ev eşir herçiya bOyT, ji ber ku eşir en wan be du dili li pe bi çek ji mfritiya mirdese, ku liser reya koçeriye me dihatin hole serekeşir behemdi xwe diketin hatiye di binhela çiya ye -Belli- ku bi çiya ye ;ıava şorişe Le me wele nekir, nezika meheke (Nemrut) hatiye nasfn da bi ci h bOye. em li sere çiyan man, heya serekeşir xwe pek Di peşiya jina xweda, jiber ku kure sereke binin. Dema leşker hat nava welet serekeşiran eşire bOm, ji bo dewreke hole hatibOm pekanin: xwe dane paş , em Oeşira xwe tene lipeşbere swari, şervanl, re Orezana eşire nasin. Heya sal neyar man, ku bi eşira xwe ten e me nedikari şere en min bOne hejde, ev hersil rOçik en han armanbikin, Hole careke din ape min ket nava tirkan ca min bOn, u di van waran da hindeki peşva Ve care ez oape min NOri digel şanzde hikOmete. çObOn. Di sala (19ı6) an da bave min mir, li şOna li pe wl şandin mehkema istiqlale. hevalan wl ape min Şukri bO sereke eşire. ez di ber dest O Di roja 24-6- ı926 an da pişti mehkemeke Kurd siya baviti ya wl da mezinbOm . VT api pirtiri kur herdO aDiln min Şukrf ONOri bi darve kirin, ez O en xwe ji min hez dikir, Odidam peşiya hemi malşanzde hevalen mayi hi kum kirin Oşandin zindan en bate dema rojeke li nav eşire derketa , şOngire welate tirkan . Hole ez hatim avetin nav derya wiez bum. siyasete , be ku tişteki je bizanim an bira bibim. Ramana nO : Dema ku sal- en min bOne hejde, Çiqas ku xorteki gunöı ne serwext bOm, çav en min ji feleke bi nave mamosta ismail efendi payaki ketina han netirsin, min 'ji di xwest di derya ve xwenda. hişyar Oserwext xiste peş min, bi nasi da be perwa avjeniye bikim, heye ku siyasete il dostani ya wi min gelek tişt en çak il heja hin bikarim bi kM gele xwe Mm Otola herdu apen xwe kirin. Beri her tişti rezana eşiri ya şaş Oçepel di O çend kalen min ku bi dest en turkan hatibOn çave min da ket, min ji zore ozorbazan rOye xwe kuştin bistinim. bada, Odixwest bibim keseki qenc Oxerxwaz. Bi Du salan kemi meheke di zindana Denizli da ra min ve ramane çend gund en ku axatiya wan ji Di ve navll da heöı Mdi çav en min vedrawestim. hatibO sipartin min bi careke berdan Odeste ne ew gundiye çav nebişkuvi bOm, roj bi edi ibOn, xwe je kişand, hingi min ji ape xwe xwest ku re ı hin dibOm, Oji bo tekoşaneke xurt O tiştine roj bide min da ji nav eşire derkevim, biçim di dijwar pek drhatim. Di meha gulane sala 1928 an bajareki da rOnim. Le mixabin ku ape min nehiş~ da Mistefa Kemal efwa hem! girti yen Kurdan da, O ev yeka han bO Oş ta sar'i'yeke xurt di navbera me· nav wan da hatim berdan. da hole du sal bOrin, lll roj bi roj rikeke dijwar Gava jl zindane vegerim welet. ji mal o milkil liser rezana eşiriyll di dile min da cih digirt, Q malbate e pirr Ofireh di deste me da tişteki Mja kil mi okiretiyen wll rezane pirtir didTtin. nemaba milk li gundiyan parva kiribOn, mal Çawa beril min kete gelpareziye: Di dawi ycı hikumete dest dabO ser, hemi çirr Ovirr kiribOn, sala (ı 924) an da de ma şex seid bi şoriş~ tişteki hindik hiştibOn ku çav en meriv ne digirt. rabO,hinge min tiştek liser gele Kurd O gel Dema min li dora xwe niheri Oli we rewa xwe hOr pa reziye ne dizani. Çiqas ku min dizani ez Kurdim. bOm, tene li peş min du re mabOn: yek reya sernizmi Lernin Kurd piçek ji dewleta tirk dinasin. Herçi oxwe sipartine, a din rllya tekoşane, dudili min da ape min Şukri meriveki jir Oserwext bO dizani ku ser reya paşin, di peşiya sala 1929 an da öısa digel gava şorişa neçe seri Kurd geleki şerpeze bibin. bist Oşeş serekeşir Oaxan hatim girtim Oem şandin Liser ve ramane di ciVineke malbati da gote me: Malatye mehkema leşkeri. Me tiştek nekiribO le Hake şorişa Şex Seid neçe seri. Mistefa Kemal hikOmete dixwest me ji ber çav en xwe bide ali. Seid Şex haya em dive, bOn de re me, pekanina şorişekil bO we riça Kurdan raweşine, Şqme da 7.3.19 72 Gunehe ku xisti bikin, çi dema bigihe sewreke em de rabin o,. Osman Sebri di :tindan a bO ji bexte ça~ e ku digel darvekirin we cezayil ku wll ji en sere bi darve dikirin,O yen mayi hukum deste xwe deynin ser bajaren Malatya, Maraş, eyintab me tehqiqat kir, bi navll Husen Husni Kolonllleki Kurd dikirin Odişandin zindanen Tirkan dawi dora me bO geleki keyfa xwe ji min ra ani di nav tehqiqat1! da osemsOre, hole em de dikarin roavaye Kurdistan azad kes hefte O dused O ez min, en xal du O ap du hat peyakl digel gote mini ez ji weki te Kurdim, le mixabin ku min ji milbikin. Liser ve ramane sibetire nemayek tevan me Le istiqlale, mehkema xestin me eşira ji bigihe şoriş ku beri ku let!! xwe ra tu xebat nekiriye xebata min tev ji Tirkan mixabin Le şand ji Şex Seid ra. Şukri Oxalenmin haci min ape tene st. de neda xwe o Tirkan desten nava ket ji id ra bO. Bawerim ku tu y1! bi kM milete xwe beyi heke Se Şex şikest Sewereke derweş çOn mehkeme , em en mayi me dixwest sere min tl! biçe eze te Oheval en te berdim, 11! nebi li digel çil oheşt heval en sereki bi darve bOn. ke mehkeme pişti bibinin, xwe yen girti dongiya vi welati bimini, Trrk we te bidim kuştin evi ku sereke Hinga hikOmeta Tirk bere xwe da kuştina xwenzinbişinin ku kirin hukum salan (15) Şukri ape Kurt hikumete wi hinge lsmet lnunu dixwest me zor da o serekeşir en ku me Idari ya Şex Seid dikirinan xale Dema kirin. berat mayi en em Antaliye, bi1!şine, pişti heft mehan di zindane da mayne wi dana ser bi roje rojekil dikarin seri hildin. Bi ve ramane te Ape got: vegeriya zindane ji Derwiş hacı cwamM bi diwariyeke mezin em berdan. min Lepekurt ku en kes o eşfreke da digirtin, serekeşir nav deste tirkan bi ji wi tu Antaliye reya divllliser Di 24-12- ı929 an da ji welate xwe derketim SOriye , -istiqlalemahkema dişandin digirtin je bihatana

ww

w.

ne

"Di we re da gelek i westi yame , surgü n bume u ketim e zinda nan. Le iro di nivisa na wan buyer an da qenci yeke ji bo me Kurda n nabin im. Je peva berpi rsiyar en wan buyer an hemi mirin çun. Ji bo min ne rume te ye ku ziman e xwe direji miriy an dikim . "

68

Nisan 1994 1

ı


KüLTÜR VE SAN AT j1

Kurd Osman Sebri bi peyva APO bi nav dikin: Ape Osman Sebrl. Ew ape tevger O edebiyata Kurdl ye. Ji bo ku qedre wi bigirin Orez Orezdari nişan bidine. kurd je re ditıejin Apo. Zarok ji, kal ji je re weha dibejin. Ew 'the grand old man• e edebiyata kurdi ye. Her gava ku ez çOme mala wi, çend kes li nik wi bOne: gundi, karker. xort, xwendevan. ronakbir, hevalen wi yen kevn. jin Ozarok. Mala wi c'ilıeki nas e Oderiye wi her tim vekiri ye. Bi kurtebiri. ew ji xelkE! ye Odi nav xelke de diji.Gelek caran zarok Onasen wi xwestine ku ew derkeve EwrOpaye . Le wi qebGI nekiriye. Li hember van peşn iyaran. wi her gav weha gotiye; "Ez ji insanen xwe bi dur nakevim. Gava ez ji wan bi dOr kevim. ez dE! bimirim.' Herweki ku di nivisara wi ya keleke de ji berpeş dibe, ew ji malek dewlemend tE!. le ew quretT O maxrOriya ku meriv pir caran li nik serdestan dibine. ~ re tune. Jixwe herçend wi li dijl serdesten kurdan ku nokeri O bindestiya dijmirı kirine. jl şer kiriye. Ew vi aliye xwe ji di gelek şi'ir O nivisaren xwe de baş sal ix dide. Herweki te zanin. niviskari kare tanebOne ye. Niviskar bi tena sere xwe rOdine. difikire. dixebite O berhemen xwe diafirine. Serhem bi hezar Cı yek zehmetT diafire. Hezar tişt ten bira niviskar. Wext, büyer, mesela. meriv dikevin nav hevdu . Meji O bala niviskar ji mesele Cı tişten doran Orojane bi dür dikevin Oxwe li daraliyen berheme tekGz dikin da ku berhem biafire. Yane tenebOna niviskar şerte esasi ya afirina berheman e. Pir caran min meraq kiriye ka Ape Osman Sebri kenge berhemE!n xwe diafirine! Ji ber ku min wi bi tene neditiye, her gav kesine li nik wl hebOne. Li gor ku ew dibeje, jiyana wi her bi vi awayi derbas bOye. Yane. ew him niviskar e O bi tena sere xwe barhemen xwe diafirine Ohim ji bi şev Oroj bi insanen xwe re ye. Ev ji ne tiştekl hindi~ e.... Mehmed UZUN

Osman Sabri Nivisevar ô helbestvan

co

te w

Apo

Mi ri n

Sibe an dusibe, pi,ti çendaki Teqez di birnirim bi xwe' i il çaki. Heye bem ku,tin bi çi awayi. Bii şik ji bo min ev yeka ,ayi. Ji bo çilna min hiivi ji ya ran, Ew nexeyidin zinhar tu ca ran. Cendek dimire, Iii can dimine, Bo tiştiin herhe tunebfın nine. Mirin, vejine li ciheki din, Ew cih ,ırın e, diyar e ji min. Ge lo ma zani, ku de diçenik Yiizdan. Kesin bir nabin telsefa jine, Wan naviin mirin, çav li mayine. Diven birninin pir il pejmilrde, Qels il berdesti, qilils il qurde. Ma kinga meywe maye li ser dar, Dema bO payiz divii biite xar. Heke jii nebü diçilmise ew, An diperite di helise ew. Xwe şiya jinii xurti Ozanin, li cihön bilind lingii xwe danin. Dema nizim ket pe, ka te dijin, Nama hiija ye li dini mayin. Miroviin qelsok newerin hercar, Ditirsin gelek li ti ştön nediyar. Tirsa mirini bo kesen nezan, Mina bi çfıkii di nav pizan. Qima xwe tine bi wi ci he teng, Di nav qirriijii dimi ne be deng. Li çend tivanjiin ku tenpi şta di, Bii hemd wi dajon diexin ser ri. Gava te dini zarin ugirin, Cihi ku şa be ew dike qirrin. Mirin ii Y(elt je re dijwar e, Jıber dogı peva nedı yar e. le deste ecel dema dighii wan, Hi nek je bi laz, hinek cangiran. Ew xwe disperin singa miri ne, Bi xweşi, bi zor diçin ji dinö. Heke bizanin diçe ku mişwar, Nema ditirsin ji mirini yekcar. Çima bitirsin ji ve çfına han, Ma ki naxwaze biçe nik Yezdan

Di xwendin Onivlsandina Kurmanci de Osman Sabri jT şagirt~ rehmeti Mir Caladet BedTrxan bO. Pişti derketina kovara Hawar' e di sa la 1932 an de ew1' zO te de dest bi niirısandin~ kir. Di pişiye de, bi kurdiyeke rast niVisandin je re jl ne hesan bOoMir je re rez odOzanen zmen digotin. Le. herweki Osman Peyayeki zirek O hinge xort bO O bi kurmanciya a.xaftine xweş dizani, di demeke kurt de xwe hini kurmanciva nivlsandine. kurmanciva bilind. kir. li ser ve. di Hawar'e de. nivisanen wl yen rengareng derketin: Li ser dirok. civat, zman. sinç Oserpehatiyen tevel. Thomas Bois. kurdinass binavOdeng. di kiteba xwe de 'Connaissance des Kurdes" -Naskirina Kurdan- bi pesn behsa awaye nivisandina Osman Sabri dike o kefa .xwe pir ji çimken wi yen li ser neçir o neçiirvanan tine. le. meydana ku le. ji heştirti betir. O.Sabri şarezahiya xwe nişan dide helbest o marşen wi yen neteweyi ne. Bi hezaran law okeçen Kurd en SOrf OTirkiye bi xwendina wan ji kurdbOna xwe ageh bOne. hej welat Omilete xwe kirine. ji bo azadiya wan rabOne ser xwe Ocanbezariyine mezin kirine Oiro jl dikin. Belavkirina wan welatpareziyeke mezin e.

e.

Kovara Aso ijmarl-1992 Siyamend BŞam 5-6- 1978 Jı ellili

ww w

:1

ObOm endamek ji endam~n partiya XoybOn. L~ pirtir'l du salan digel XoybOn nemam. zOka je dür ketim O goreyi zanin Obaweriya xwe di hin sazi yen din da xebitim. Heya bizanT di ve reya han da çiqas westfyame ter dike ku bejim di navbera sal en 1926-1972 an da hejde c~ran ketime zindane se caran surgun bO me. her çi sal en mayf heya bi fro di bin çavderiya polfs da me. Di ve nave da min ji xwe ra gelek ne yar çar kirin. le mixabin ku pirini'ya wan ne yaran ji mezin en Kurdan bOne. Jfiştf ketin rabOne ke direj qire O keftelefteke dijwar. tene ji bo bika rim rOmeta gelparezf o tekoşen'ye di xwe da biparezim berf heşt salan min deste xwe ji hertişti Kişand Otekiliya xwe ji hemf yan birr-i Oli mala xwe rOniştim.

.n e

m

K

12.3.1980 Dr. Nuredin ZA1A

Osman Sebri

jiyana dirokrM ya Osman Sebri

1905 Li narince çaven xwe vedike 1915 bave xwe diçe dilovaniye xwede 1922 dibistana 'ROştiye' kutayi tine 1928 ta dawiya sa le girtigeha Denizli de 1929 li Meletiye didin dadgeha cengi 1929 di 24.11 de derbasT binxete {SOriye) dibe 1930 vadigere Kurdistanabakur 1930 DOrxistin {sOrgOn) li Reqa 1930 meha dehan xweveşartin di nav lnizan de 1930 dawiya sale derbasi Iraq {Barzan) ji bo xwe bighine Birkoye Celali. şoreşa Agiri 1931 meha gulane li Musil oBexda di girtigehe de 1931 meha yazdan ta sa la 1935 dOrxistin li Aman OFilistin 1935 direve nav erişa Barzan. te girtin du mehan di.girtigehe dedimine O 1936 dOrxistin li Girava madagaskar {Efrika) 1937 vegerandineı LObnane

Nisan ı 994 1

ı

'1'938 yegerandina Şame 1938 ta sala1941 danxwedina zaroken Kurd di 'Nadi Seleheddin" de 1941 payiza ve sale disa direve Kurpistana Bakur {tev lawe xwe Welato, e ku paşe hat kuştin)

1942 ta 1943 xebat di kovara Hawar'e de, tev Geladet Bedirxan 1944 ta sa la 1949 memuriye dike. bi deste wezire hunduri tete avetin 1956 danina hime Partiya Demokrati Kurdi li SOriye 1960 ta 1962 girtigeh 1962 ta 1963 1i BeyrGt 1963 23.5 ya ve sale ta 31.12.1964 girtigeh 1964 14.6 ya ve sale dikeve nav Kurdistana Bakur. ji ber ku16.3.1969 de biryara 2 sal girtigeh li ser hatibO dayin 1972 ta 1973 disa di girtigehe de. li Şame 1974 tanihali şame di bin çavneriye (nezareta binçavi) de diji. {ji aliye H. Reşo hatiye amadekirini

[ tjt4§i11J

69


ERMENi

co m

TOPA l Milli

te w

e.

Kemal Paşa Samsuna'a çıktıktan sonra ilk işi; Ermeni katliamı sorumlusu olarak aranan Topal Osman'la Pontus Rumlar'ının 'hal"lini konuş­ maktır.. Ağa sonra'dan Kemal Paşa ve meclis'in "muhafızı" olacaktır.

Fakat Kemalistler bu grupların yardımıyla Rum ve Ermenilere karşı kesirı başarı kazandıktan sonra, onların teker teker hepsini tasvıye etmeyi ihmal etmemişlerdir.

Dersim Mebusu Diyap lstikl§l Aga'ların Mcço Aga'ların, ıyla; malar boyla nı agacı Mahkemelerinde dar yere sonra esi; tasviy 'in Ege'de Çerkes Ethem asıl­ bile inin cesed 'ın göge konulamayan laz Osman 'rastarının tavırl aki konud ması Kemalis ~rin bu (Jirlci ve lantısal' olmac nı gösteren örneklerdir. ) ... att!Jr hatJrl rine Bucak aşireti Reisie

ne

Kürt

Om edilerek !hemde mezarından çıkarı lıp) Hasan Mezarcı ve 6 milletvekilinin TBMM'ye bir mahk l bacagınd~n asılması. bir 'h aksızlık' olarak niteönerge vererek;'1926 lzmir suikasti' için lstikl§ lendiriliyor. Fakat bu 'haksızlık' çok vurgulu biçimde Mahkemeleri Yargılamalarında siyasi nedenlerle ında ' ifade edilemiyor. Çünkü 'haksızl ıgın' arkas mahkOm edilen devlet adamları için 'iade-i itibar Kemal Paşa var.. isteminde bulununca; Kemalist ve Atatü rkçiller hep de bulunAra larında Giresun Milletvekillerinin · birlikte ayaklandılar. faaliyeti kulis bir grup eşraf bu konuda bir 'Atatü rk' e büyük saldırı' vavey l asıyla yapay bir dugu ılar bu zamar bir na çevrildi. yürüt üyor. Hatta Turgut Özal'ın. gündem .ya ratılıp ortalık toza-duma ' kendi rk'ün Atatü konuya "s ıcak bakt ı gı· ve TC'nin 'resmi ideolojisi' ile birlikte 'resm i tarihi ' de düşeni e üzerin fedaisinin feda edilmesi noktasında ne zaman sorgulanmaya' kalkışılsa; egemenlerde .. yapmadıQını' da söyledigi bilinir büyük bir telaş başlar. Nedensiz de-gildir. Çünkü tepŞimdi ise 'lzmir Suikasti'ne karşı gösterilen ojiyi ideol Resmi Tarih, kurgusu itibariyle resmi beliri akıbet nın Olayı' kinin ardından 'Topa! Osman temellendirir. Resmi ideoloji ise TC'nin egemen iktisiz görünüyor .. an arınd dar blok~nun en etkili hegemonya araçl lar.. lamaz nu biridir. Dolayısı ile bunlar ta budur; doku •Resmi Tarih'in Yazmadıkları .. Resmi ideoloji ve resmi tarihin dokunulmazlıOını lerin' dokunulkaldırmaktansa; bunu isteyen 'vekil 'Resmi Tarih• yazıcılarının 'Türk ulusal kurtuluş r. mazlıklarını kaldırmak ·daha kestirme bir yoldu döneminin savaş ı' diye biçimlendirdikleri 1919-22 iktidar len girişi karşı ara özünü Ermeni ve Rumi davası: TopalOsman yine

Bir •Etnik arındırma• ustası Günümüz diplomasisinde artık sıkça kullanılmaya ırma' ya da başlayan bir kavram var: 'Etnik arınd

w.

ww Bir •Iade-i itiba,. TBMM' de..

'TopaJ Osman Olayı' ise resmi tarihe karşı bir politik çıkış alınaktan çok, "Resmi tarih'in gecikmiş bir 'tashih'i gibi ele alınıyor.. Son günlerde 'TopaJ Osman Olayı' basında sık sık yer almaya ve hakkın­ da 'övücü' yazılar çıkmaya başladı .. Kurtuluş ızlıgı ile ün savaşında Atatürk'ün Fedaisi ve acımas idama ından taraf yapan TopaJ Osman'ın. TBMM

70

<><::1.. ı~"t­ riz t-t

'etnik temizlik' ..

Homojen olmayan çokuluslu toplumlatda. birlikte lerini zor kulyaşayan ulusal gruplardan birinin diger lanarak yaşadıgı topraklardan sürmesi ve böylece çoQunluk haline gelme politikasını anlatıyor bu deyim . Türk diplomasisi de özellikle Bosna-Hersek sözkonusu oldugunda sık sık 'etnik temizlik'ten yakın ır.

'ayrık' !Aslında başka ulusları mantıkta 'pis' ve isözler olarak kabul eden 'temizlik' veya 'arındırma'

savaşı oluşturur.

Bu mücadelede Kema listlerin en büyük kozu ise; i, Anadolu'daki Müsl üman azınlık l arı. Çerkesler düş­ Ortak ve mak kurtar ıgı lazları, Kürtleri ' lslaml man olarak belirlediklerei Ermeni ve Rumiara karşı örgütlemektir. Işin siyasal ve ideolojik söylemi bir yana, bu işbirliginin sınıfsa l temelini eşraf. mütegallibe, aga ve beylerin Kemalistlerle işbirligi yapmaları oluşturur.

Nis an 199 4 1

işbirlikçileri

ı

r. bile başlı başına bir igrençlik ifade ediyo e halin ik' 'Temizlik' kavramının aslında 'pisl gelebildiQi bir paradoks! .. ) Halbuki. 'etnik arındırma' eylemi üzerine bir devlet kurmuş olanlar da; bu kavramın içini en iyi dolduranlar da kendileridir .. ÖrneQin Ermeni arındırma' soykırımı 20 yüzy ılı n büyük 'etnik runlu ir'/'zo harekatıd ı r. Bu eylem sadece 'tehc birşey n tinde göçettirme' adı verildiQinde bile dehşe


,- ----~~--~~--------~~--~~--------~~~

--------~~~~~--~~--~----~----~

PON TUS VE KOÇ GiRi CEL LAD I

Kahraman

.c om

OSMANAGA

'•

kaybetmiyor.. Hitler Avrupa'da Yahudileri ortadan kaldırırken, bu tarihsel örnege işaret eder; 'Şimdi Ermenileri hatırlayan var mı? ' diye sorar.. Karadeniz'de de Rumlar. Ermeniler, Lazlar. Gürcüler. Türkler ve Kafkas kökenli birçok ulusal topluluk birarada yaşarlarken Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Pontusluların. Ermenilerin katledilerek. sindirilerek göçe zorlanması bu bir 'etnik arındır­ ma' harekatının devamıdır .. Bu eylem bilinçli ve sistemli bir politika oldugu halde çogu kez birilerinın kişisel hırsı veya ahlaki düşkünlüQüne baglı yorumlanarak gerçek politiksorumlular gizlenmeye

ww

w.

ne

te we

imlerle süslenip; kurtuluş savaşı tarihi başlangıcı olarak belirtilen 19 Mayıs 1919'da Kemal Paşa'nın Anadolu'ya çıkışının, 'ulusal mücadeleyi başlatmak' gibi bir 'ülkü' taşımayıp, Sultan Vahdettin'in izin ve onayı ile politik destekler yaratmak için çıktıgı bir görev gezisi oldugu bugün artık daha iyi biliniyM. Ikincisi de Kemal'in Karadeniz'e güneş gibi doQmak bir yana bunun Karadeniz Rumlarının söndürülmesi anlamına geldigi de açıga çıkıyor. (SSCB dagıldıktan sonra Yunanistan'a geri dönen Pontus'lu Rum'lar 19 Mayıs'ı bu yüzden ulusal yas ve katliam günü olarak an ıyorlar..) çalışılır. Mustafa Kemal Samsun'a çıkar çıkmaz Ermeni Belkide Topal Osman'ı sahiplenmek bu bakımdan katliamının sorumlularından (ve yargılanmak üzere hayırlı bir 'iş' olacak. Çünkü o, bir etnik arındırma aranan) Topal Osman AQa ile bir görüşme yapar.. ve jenosid uzmanıoldugu için Kemal Paşa' nın ilk işi Bazı kaynakların 29 Mayıs 1919 günü Havza'da Topa·ı Osman'la işbirligi yapmak olmuştur. gerçekleştigini yazdıkları bu görüşmede gündem PONTUS Rum' l arının imhasıdır. Paşa, Osman'a TopalOsman-Kemal Paşa dostluOu ... ' Çetesini derme çatma bir kuwet olmaktan çıkarıp bir alay teşkil etmesini, Giresun'u işgal ederek. Bütün Resmi Ta rih kitap la rında Atatürk'ün bölgedeki Pontusçuların hangi usullerle olursa Karadenizden 'Güneş gibi dogdugu'nu gösteren res- olsun temizlemesini' ister ve desteklenecegini vaat eder. Ermeni celladı Osman AQa; Payitaht destegi de aldıktan sonra agzı kulaklarına varır; ' Siz hiç merak etmeyin paşam.' der. 'Bu Pontus Rumiarına öyle bir tütsü vereceQim ki hepsi magaralarda eşek arıları gibi boQulup gidecekler .. !· Kemalist tarihçilerin 'milli direniş kahramanı ' Topal Osman AQa. bundan sonra artık. korku filmlerinin vahşet sahnelerini gölgede bırakan bir '<ıyıcılıkla Pontus Rumlarını katletmeye girişir. Oogaı .olarak bu . Topal Osman Aga'nın gasbettiQi mal. to~rak ve zenginliklerle derebeyi haline gelmesi; Hergün !)üyüyen genişleyen bu çetesini dayurabilmek için daha çok talan ve daha çok katliam yapılması anlamına geliyordu. Pontus'u Topal Osman çetesi'ne havale eden Mustafa Kemal; yerel eşrafı, Kürt aQa ve şeyhlerini 'Ermenilerin geri dönme teh likesi' karşısında _ örgütlernek üzere Erzurum ve Sıvas 'a gidecektir. .. Işte ol hikayet böyle başlar. TopalOsman Koçgiri'de

Topal Osman yalnız Ermeni ve Rum'ların degil ilk. Kürt ulusal direnişi olan Koçgiri halk hareketi'nin

Nisan

ı 994

1

ı

bastırılmasında da rol oynamıştır. Topal Osman Çetesi 'kahramanlı k' ve 'ünü'nü askeri yeteneQi veya yigitliginden degil; sivil halkı hedefleyerek, ölçüsüz bir zulüm uygulaması ve korku salmasından

almaktadır.

Topal Osman'ın 'Laz Alayları' adını taşıyan çetesiyle birlikte halk üzerindeki zulmü dayanılmaz bir hal alınca Koçgiri 'li Beko bu çete ile savaşmak üzere özel olara~ görevlendirilir. Beko Topal Osman çetesi'ni Refahiye'nin Kayadibi bölgesinde kuşatır. Ancak Erzincan 'dan gelen 11. Alaya baglı 2. tabur'un dag topları Topal Osman ve çetesini kurtarır. (25 Mart 1921) Ali Şükrü suikasti ve son..

Topal Osman'ın sonu, ibret verici bir trajedidir. 'Giresunlular Gönüllü Alayı' komutanı olarak Atatürk'ün ve 1.Meclis'in koruma görevini üstlenen Osman Aga; Ankara'daki iktidar hesaplaşmalarında ' pis işler' için de kullanılmaya devam etmektedir. Muhalif Grup milletvekillerinden Trabzon mebusu Ali Şükrü ' nün 26 mart 1923'de öldürülmesi olayı bunlardan biridir. Atatürk'e ve iktidara sert muhalefetiyle tanınan Ali Şükrü'nün Mustafa Kema l' in direktifleriyle Topal Osman tarafından öldürüldüQü bugün az-çok açıga çıkmış bir olgudur. Fakat bu siyasi cinayeti açıkça üstlenemeyen iktidar, Topal Osman'ın kellesini muhalefet'e. yem olarak atarak bir taşla iki kuş vurmuş olur. Hem Ali Şükrü gibi bir muhalifden kurtularak karşı tarafa esaslı bir gözdaQı verir; hem de Topal Osman gibi, artık pasası çıkmış eski bir cellattan kurtulmuş olurlar. Ali Şükrü cinayetinin sorumlusu olarak aranan Topal Osman, nizami ordu birliklerince Çankaya'da kıstırıldı. Bir anlatıma göre teslim olmasına raQmen kurşuna dizilerek öldürülüp meclis'in bahçesine gömüldü. Bir başka anlatıma göre ise çatışmada yaralı olarak ele geçti ama. sonradan kan kaybından öldü. Meclis bununla da yetinmeyince. idama mahkum ed il dikten sonra gömüldüQü yerden çıkarılarak. başsız cesedi Ulus meydanında günlerce ayagından sallandırıldı. Ermeni tehcirinden. Pontus katliamına. Koçgiri'den. siyasi muhaliflerinin temizlenmesine

71


TARiH

yıkadılar!

Topal Osman'a ' iade-i itibar' aranmasının nedeni. yeni Topal Osman'lara ihtiyaçları olmasındandır. Eski TopalOsman 'ulusal kahraman' ilan edilecek ki yeni Topal Osman'lar gayrete gelsinler..Bir zamanların MALKOÇOGLU, KARAOGLAN veya Fatih'in Fedai 'si KARA MURA1' ın yerini şimdilerde çizgi roman kahramanı olarak "Atatürk'ün Fedai'si TOPAL OSMAN" almış ..Bu "tip" kahramanların yaratıcısı Suat YALAZ'ın çizgi bandını SABAH gazetesi tefrika ediyor.. Şimdilerde

(~,:;:-:-

anlaşı lıyo r.

Laz aydın ve yurtseverlerince çıkarılan ve ilk say ı s ı nda Istanbul DGM'nin agına takı lan OGNI' de rgis inde. Besa GUNZEGZA. ' TOPAL OSMAN:BIR KAHRAMAN(MI?)' diye soran Bazı

Laz Y urtseve rl iğ i ne

ka rşı

"Topal Osman

Mirası" mı ?

Topal Osman'ın 'gömüldü~ü yerden' bu kez 'milli kahraman olarak' çıkarılma gayretlerinin bir nedeni de; son birkaç yıldır mütevazi de olsa sesini duyurmaya başlayan Laz Yurtseverli~ine bir kontr çekme gayreti olsa gerektir. Topal Osman ' ın ' Türk Kurtuluş Savaş ı' ve cumhuriyet'in kurulmasındaki kahraman lıkları teslim edilirse Laz' ların bu işe katılımı da Topal Osman'ın şahsında özdeşleşmiş ve Laz'ların 'ulusal psikolojileri tatmin edilmiş olacak diye düşünülüyor herhalde .. Kendi kültür mirasına ve diline sahip çıkmak isteyen Laz Osman'lara karşın. Resmi ideolojinin

UNUTULMUŞ BiR JENOSiD :

':·:- -:

Topal Osman Ma tiplerini kutsayaca~ına kuşku yok.. Fakat Laz'lar da artık 'Karedeniz Fıkraları 'nda kalmak veya ' ToP.al Osman'ın m.illi kahramanlıklariy­ la ' anılmak istemiyorlar. Resmi Ideoloji yandaşlarının Laz yurtseverli~ine karşı topal Osman m irasını dikme gayretlerinin de tutmayaca~ı

.c om

Yeni Topal Osman'lara cesaret ! Topal Osman'a 'iadei-i itibar' ve "Milli kahraman' ilan etme tavrının arkasındaki edim; ulusal sorunu katliamlar ve jenosidlerle çözme düşüncesinin kutsanmasıdır. Kemalistler Ermeni celladı TopalOsman Ma'yla Karadeniz'de Pontus sorununu jenosid ve katliamlarla çözümlediler. Koçgiri'de Kürt direnmesinin üzerine saldılar. Sonra da ' bütün pis işlerini görüp' palazlanan bu adamdan da kurtularak ellerini

Ne va_rki son aylardaki Ahmet Cem Ersever vb. türündeki cinayetler, TC'nin Topal Osman 'lara bakışını pek de~iştirmedigini gösteriyor. "Rahmetli " Kürdistan'da bütün kirli işlerin fedailigini yaptıktan sonra. di~er kliklerle aralarında "çıkar" ve "görüş" çelişkisi çıkınca. çok yakından bildigi "Faili malüm cinayetler" e. sevgilisi ve orta~ıyla birlikte kendisi de kurban gitti!

yazıs ında şunları yazıyor:

•... bazt kimseler vard1r ki 'tersinden· yaşad1{}1 döneme damgasim vurur/ar. Şekil olarak kahramand~rlar. ama altm1 eşince kötü kokular yayl11r. Siz daha fazla eşe/emeden külleri örtersiniz. Işte Laz'lann. kurtuluş savaşmdaki rolüyle özdeş/eşmiş olan Osman A{)a ya da Topa/ Osman da bu ikinci kategoriye giren. yeniden incelenmesi gereken kişilerdendir..' (Ogni, S.3.,s.9. Mart-Nisan 1994)

te we

dostu için Kemal Paşa ne mi yaptı? Suç orta~ındarı. kurtulan biri ne yaptıysa onu ..

poNTus !

XA.PTHL: THL: E:=:OllO- Y- KA.I THL: lliA.L:OOPAL: ~

-

~-

-~

ww

w.

ne

--

Nisan 1994

72

11

--

-


:

w.

ne

te w

e. co m

JiN

ww

Min vetirin Li Bagoki , Herekoli Wayi wayi ez neminim Biyi havalan li dinyayi Bivim silava Partiyi Şehidanre ji hevalanre Hayi hayi ez neminim Bey havalan li dinyayi Di hazaran me tehitda Ne cih kifte ne war kifte Şev ü rojan silavi bibim Jiboy tahiden be nav dayi.

Nisan 1994 1 ı

13


ISMAIL BEŞIKÇI YINE ZINDANDA...

Yaşar

B AŞKAYA

e Fikret BAŞKAYA'ya GECEYARISI APAR-TO PAR GÖTÜRDÜLER... e YAZilŞLERI MÜDÜRÜMÜZ Cihan KARTAL IŞKENCEDEYDI e TBMM ÖNÜNDE DARAGAÇLARI/ SUÇLULARI BULDULAR "SUÇ" ARlYORLAR 1Kürt Milletvekilleri önce SORUŞTURMAYA, ARDlNDAN CEZAEVI KOGUŞUNA GÖNDERILDI. .

yatıyor.

Bugüne kadar Yargıtay'ca 6.5 yıl agır hapis cezası bulunuyor. Kesinleşen para cezası ise 1B4.0BO.OOO lira.

onaylanmış

Beşikçi hakkında Yargıtayca onaylanmış. kesinleşmiş

te w

cezalar: 1- Kürt Kad ı nlarının Geriliaya Katılması ' nın Anlamı (Yeni ülke. Sayı 1. 1990). Istanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl hapis ve 80 bin lira para cezası. (TCK 312) 2- Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Programı (1931) ve Kürt Sorunu (Belge Yayınları. 1991 ). Istanbul 1 nolu DGM tarahndan 1 yıl B ay agır hapis. 42 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası Bl1) 3- PKK Üzerine Düşünceler (Melsa Yayınları. 1991 ). Istanbul 2 nolu DGM tarafından 1 yıl B ay agır hapis. 42 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası B/ll 4- Devrimci Yurtsever Gençlik Röportajı (Dev-Yurt Gençlik dergisi. sayı 1. Ocak 1992),1stanbul 1 nolu DGM tarafından 2 yıl agır hapis. 100 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası B/1) Yargıtay Aşamasında Bulunan Cezaları: 1- Ankara Devlet Güvenlik mahkemesinde görOien ve Yurt Kitap-Yayın'ın yayınlamış oldugu kitaplara ilişkin (1991112B nolu toplu dava dosyası) 4 yıl B ay hapis ve 84 milyon lira agır para cezası. (TCK 312 veTerörle Mücadele

ne

Yurt Kitap-Yayın Sahibi Ünsal ÖZTÜRK 'ün Yargıtay Aşamasındaki Dosyaları

1- 12 Eylül Faıizmi ve PKK Direniş i (Abdullah öcalan. Kasım 1992). Ankara DGM tarafından 1 yıl agır hapis. 100 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası 7121

2-Kendini Keşfeden Ulus Kürtler (lsmail Beşikçi, 1993). 6 ay agır hapis. 50 milyon agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası B/2) 3- Sonsuzluk Ülkesinden Masallar. (~1etin Çiyayi, 1991 ). 3,5 milyon lira agır para cezası. (TCK 312) 4- Be ıikçi Toplu Dava, 4,5 milyon lira agır para cezası. (TCK 312) 5-lsmail Beıikçi Davası V (Yurt Kitap-Yayın, Ankara 2. Asliye Ceza tarafından 9 ay agır hapis. (TCK 26B)

ww

w.

2- Anayasa Mahke.m~si Başkanı'na Açık Mektup (Yeni Ülke, 2.B.1991 ). ist..1 nolu OGM tarafından 2 yıl agır hapis. 100 milyon lira agır para cezası. (Terörle MOcadele Yasası Bil) 3-UQur Mumcu'ya Mektup (Yeni Ülke. 7.7.1991). lst.1 noluDGM tarafından 2 yıl agır hapis. 50 milyon lira .. agır para cezası. (Terörle Mücadele YasasıB/ll 4- Devlet Güvenlik Mahkemeleri (Yeni Ulke, 29.12.1991) lst.1 noluDGM tarafından 2 yıl agır hapis. 50 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele YasasıBill 5- Bilim Yöntemi ve Mücadelem (Özgür Üniversite Açılış Dersi. 5.12.1992), Ankara DGM tarafından 2 yıl agır hapis. 50 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele Yasası Bil) 6- Bilincin Yükselişi (Yurt Kitap-Yayın. 1993).1st.2noluDGM tarafından 2 yıl agır hapis, 250 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele YasasıBil) 7- lsmail Beşikçi Davası V (Yurt Kitap-Yayın. Ankara 2. Asliye Ceza tarafından 9 ay agır hapis. (TCK 26B) B- Kendini Keşfeden Ulus Kürtler (Yurt Kitap-Yayın, 1993). 2 yıl agı r hapis. 250 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele YasasıBi l ) 9- Mahkemeterin AçtıQı Yol (Yurt Kitap-Yayı n. 1993). 2 yıl agır hapis. 250 milyon lira agır para cezası. (Terörle Mücadele YasasıBil)

74

Münür CEYLAN

e "IS MAILBEŞIKÇI YINE ZINDANDA...

Sosyolog Dr.lsmail Beşikçi ile ilgili 12 Nisan 1991 tarihinde TCK'nın 140-141-142. maddelerinin kaldırıl­ masından sonra BO'den fazla dava açıldı. Bu davalarda dikkati çeken yön.TCK'nın 140 141-142. maddelerinden yargılandıgı, hüküm giydigi ve davaları düşen kitap ve makalelerden tekrar yargılanması ve tekrar hüküm giymesidir. Beşikçi . halen Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde

YasasıB/ll

KAYA

e. co m

Fikret

Recep MARAŞ LI

lsmai l BEŞIKÇI

Münir CEYLAN'ın cezası onaylandı ...

Petrol-lı Sendikası Genel Daıkanı Münir Ce~lan

21-2B.Temmuz.1991 tarihli Yeni Ulke Gazetesinde yazmış oldugu "Yarın çok geç olacaktır' adlı makalesinden dolayı •Devletin bölünmezli{}i aleyhine propaganda yapmak. sımf ve trk farkltlıgı gözeterek halkı kin ve düşman/ıga açıkça tahrik etmek suçundan· 16.9.1991 günO Istanbul DGM tarafından dava açıldı. TCK'nın 312/2-3 maddesinden yargılanan M.Ceylan. 2 yıl agır hapis ve 100 milyon lira agır para cezasına çarptı rı ldı. Cezası yargıtayca onaylanan Ceylan. ceza alması nedeniyle Petrol-iş Sendikası Genel Başkanlıgı görevinden ayrıldı. hakkında

Nisan 1994 1

ı

YARIN ÇOK GEÇ OLACAK Petrol-Iş Genel Başkanı Mün ir Ceylan 'Bugün Dogu ve Gilneydogu Anadolu'da giderek yo{}unlaşan Devlet Teröril. Kürt Halkı üzerinde uluslararast plbnda uygulanan. emperyalizmin güdümündeki politika/ann tam bir yansımasmdan başka bir şey degildir. ABD er oryalizmi Irak'ta Kürt hareketini ktrmak için, önce Kürtlt- Saddam rejimine karşı kışlartmış, sonra da bu hareketi ezebilecek kadar güç/il btrakttgı Saddam yönetimini Kürtlerin üzerine göndermiştir. Sonuç. tüm dünya insanlıgnın yüreklerini SIZiatan görilntüler altında on binlence Kürdün açlıktan. sGguktan. salgın hastalıklardan km/ması, bir o kadarının Irak ordusunca yok edilmesi, yüzbinlerce insanın yerini yurdunu terketmek zorunda zorunda kalışıdtr. Emperyalizm kendi yarattıgı bu tablo karşısında sahte gözyaşlan dökerken tüm dünyanın gözil önünde. Türkiye 'de giderek yogunlaşan soyktrtmınada seyirci kalmaktadtr. Özellikle son çıkartılan Terörle Mücadele Yasası'nın ardından. Güneydogu'da hızla ttrmanan yargısız infaz/ar. toplu gözaltllar, gözaltında kaybolma/ar. gelecek günlerin ne denli zorlu geçece{}inin adeta birer habercisidir. Son olarak HEP Diyarbaktr il Başkanı'nın büyük bir o/astlıkla kontr-gerilla tarafından gözaltmda öldürillmesi. cenaze töreninde halka ateş açılarak polisin verdi{}i bilgiye göre 3, yöre halkına göre 10 kişinin öldürülmesi, yilzlerce insanın yaralanmasi, bini aşkın insanın gözaltına alınması devlet terörünün son örnegi olmuştur. Anti-terö; Yasasını dikkatlice inceleyenler kolaylikia göreceklerqir ki bu yasa yalnızca Kürt halkının de{}il. tüm işçi sınıtıtTrızın ve emekçi halk yıgın/anmwn ekmek, özgürlük ve demokrasi mücadelesini ktrmaya yöneliktir. Bu yasalar ve bugünkü 'devlet terörü" bu nedenle karşısında sadece Kürt halkını degil. bir bütün olarak emekçi ha/kımızt bulmaltdtr. Sendikalar açısından da


A. Zeki OKÇUOGLU

Osman AYTAR

ne te we .c o

Recep MARAŞLI TV' deki SÖZLERI NEDENIYLE GIYABI TUTUKLU e Yaşar KAYA ÜST ÜSTE 5 KEZ TUTUKLANDI.. e Münir CEYLAN ve Sun ÖZTÜRK SIRASINI BEKLIYOR... e ÖZGÜR GÜNDEM'in TAM 26 ELEMANI CEZAEVINDE e GAZETECILER, YAYINCILAR, SANATÇilAR, BiLIM ADAMLARI, MILLETVEKILLERI, SENDIKAClLAR "HUKUK TERÖRÜ"NÜN KURBANLARI.

Hatip DICLE

--

Olıan DOGAN

Kürdistan sözcuklerini kullanmış karara gerekçe olarak saydı.

olmalarını

Fikret BAŞKAYA 'yı geceyarıs ı götürdüler...

Fikret Başkaya Istanbul'da Doz yayınları taraf·ndan yayınlanan "Paradigmamn Iflası" adlı kitabı nedeniyle,

yayınevi

sorumlusu Av.Selim Okçuojjlu ile birlikte yargı ­

landı.

Mahmut ALINAK

geçtikten sonra 6.9.1993 tarihinde bu kez. R . Maraşlı ve A.Cabbar Gezici' nin. "TC. Devletinin ülkesi ve milleti ile bölümez bütünlüğünü bozmay1 hedef alan propaganda yaptlklarm( öne sürerek tutuklanmalarını talep etmiş ve nöbetçi DGM'de bu talebe uyarak Maraşlı ve Gezici hakkında gıyabı tutuklama kararı vermişti. Karar sonrasında KOMAL Yayınevi tarafından yapılan basın açık l amasında "..... Genel Yaym Yönetmenimiz ve A.Cabbar Gezici hakkmda verilen bu karar tamamen siyasi bir karard1r. Devletin Kürdistan'da sürdürmekte oldu!Ju topyekDn savaşm blf parçasi ve uzantiSidlf. DGM'nin bu karanm şiddetle kmwor. kamuoyunu duyarli olmaya çağmyoruz...." dendi.

3713 sayılı terörle mücadele yasasının B. maddesine göre yargılanan F.Başkaya 20 ay hapis 41 milyon TL para. S.Okçuoğlu ise 5 ay hapis 41 milyon TL para cezasına çarptırıldılar. Ceza gerekçesi · Türkiye Cumhuriyeti 5 bin imza lı PROTESTO ... topraklannm bir bölümünü Kürdistan ve bir bölüm vatandaşimiZI Kürt olarak göstererek, bölücüli.Jk yaptJklan sabit Maraşlı ve Gezici'nin tutuklanmasını protesto için oldu!Jundan...... cümleleri gösterildı. Başkaya , polis düzenlenen kampanyada 5 bin imzalı protesto dilekçesı tarafından evine baskın yapılması sonunda gözaltına alı- . DGM'ye, Adalet BakanlıOına ve Insan Haklan kuruluşları­ narak, hakkındaki ceza vicahiye çevrildi. na gönderildi. Ayrıca. Uluslararası Af Örgütü ve PEN Klupleri tarafından Türkiye Başbakanlıgı, Adalet Recep MARAŞLI'ya Bakanlıg ı vd. gibi kurumlara protesto metinleri gönderilerek Istanbul DGM tarafından verilen mahkOmiyet TV tartışmasından tutuklama ... kararının kaldırılması istendi. Avrupa parlamentosu Sol Grup Milletvekilleri . bir grup PASOK Milletvekili de 27.6.1993 tarihinde Kanal 6 TV' deki • Dinamir tutuklamayı kınayan metinleri C um hurbaşkanlıgı, programının hazırladıgı ve KOMAL Yayınl arı Genel Yayın Başbakan lık ve Adalet bakanrlıgı'na gönderdiler.. Yönetmeni Recep Maraşil 'nında konuşmacı olarak çagrılı oldugu "Kürt Sorunu· konulu tartışma programı YAŞAR KAYA sonrasında görüşlerinden ötürü R .Maraşlı ve A.Cabbar Gezici hakkında Istanbul 1 nolu DGM tarafından dava 5 KEZ TUTUKLANDI açıldı. Hukuk terörünün bir kez daha örnegi yaşanan • Dinamir programının hikayesi şöyle gelişti; Özgür Gündem gazetesi imtiyaz sahibi ve DEP eski 16.7.1993 tarihinde. hakkında dava açıla n R .Maraşlı Genel Başkan ı Yaşar KAYA. Güney Kürdistan'daki DGM savcıhgına dava ile ilgili ifadesini vererek serbest konuşması bahene edilerek bir süre tutuklu kalıp salıve­ bırakılmıştı. Ancak. aynı DGM savc ı lıgı aradan 1 ay ril m işti.

w.

ww

Demokrat dergisinin 1991 yılı Mayıs sayısında. "Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?" konulu, yuvarlak masa toplantısı n da. yaptıgı kon u şma nedeni ile diger konuşmacı Ömer AQın ile birlikte. 20"er ay hapis. 41 milyon TL. para cezası ile ceza landırı ldılar.lstanbul Bayrampaşa cezaevinde 2 aydır tutuklu bulunan A.Zeki OkçuoQiu 25.2.1994 günü Gemlik cezaevine nakledildi. Ceza, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının B. maddesine göre verildi. Mahkeme. sanıkların konuşmalarında, Kürt ve

SAKIK

Leyla ZANA

A. Zeki OKÇUOGLU "Demokraf' söyleşisiyle cezalandmldı ...

Sırrı

--

·O R U

sorun, b"kaç demeç, birkaç il~nla geçiştirilemeyecek kadar onemh ve canai1C1d1r. Bir tak1m mu!Jiak kavramlarla, her eylemi, her örgütü, b" terör suçu ya da terör örgütü olarak tamm/ama olana!JI yaratan s1yas1 iktidar ve tekelci sermaye; uygun bir ortam buldu!Ju an bu si/ahm1 işçi Slmf1m1za çevirmekte tereddüt bile etmeyecektir. Her zaman belirtti!Jimiz gibi, işçi smd1m1z ve onun ekonomik, demokratik örgütleri yanl1zca ekonomik talepleri de!Jil, siyasi ve demokratik taleplerini de ön p/~na Çlkartmall, bu mücadele içerisindeki ektin yerini almalld,. Bunun için yasalardakl tüm engellere karşm, demokratik kitle örgütleriyle, siyasi partilerle ittifak yaplfabilecek tüm kişi ve kuruluşlarla eylem birli!Ji gerçek/etirilmeli, olabildi!Jince örgütü/ ve eşgüdüm içerisinde. bu kanli katliam/ara. bu devlet terörüne karş1 Çlklfma/idl(. Aksi takdirde. emperyalizmin güdumünde Kürt halkmm sesini so/u!Junu kesme amacmdaki tekelci sermaye çevre/en için SJ(a kaçm1lmaz olarak işçi Slnlf1m1za ve emekçi halk1m1za gelecektir. "Yarın çok geç olacaktır" diyor. tüm halkimiZI ve demokrasi güçlerimill bu kavganm içnde aktif olarak yer almaya ça!Jmyoruz. •

Ahmet TÜRK

m

Sırrı ÖZTÜRK

Nisan ı 994

1

ı

75


Özgür GÜNDEM'in 5 çahşanı halen cezaevinde toplatma ve kapatma kararları verilen Özgür GÜNDEM gazetesi, geçtigirniz yıl Aralık ayında basılıp talan edimişti. Özgür Gündem Yazar ve çalışanların ı n siyasi suikastiere kurban gitmesi veya kaçırılarak öldürülmeleri bakımından dünyada kırılması güç bir rekoru O) elinde bulunduruyor. 17 Ayda 19 çalışanı katiedi Idi. Özgür Gündem'in halen Genel Yayı n Yönetmeni Gurbetelli ERSÖZ, Yazı Işleri müdürleri Kem~,ı Şahin, Ömer Özdemi r, Mehmet Emin Başa r ve Ozdemir Toprak cezaevinde bulunuyorlar.

Hakkındaki 15 günlük kapatma cezası Ya rg ı tayca onaylanan Özgür Gelecek dergisi'nin bulundugu işhanı tümüyle mühürlendi. Böylece aynı işhanınd a bulunan Partizan dergisi ve Umut yayıncılık da Polis tarafından fiilen kapatı lm ış oldu. Dergi kapatma olayı ile ilgili basın toplantısı düzenlenerek olay protesto edildi. Azadi, Newroz. Welat dergilerinin son sayı la rı da her zaman oldugu gibi yine top latı ldı. Devrimci ve sosyalist basın üzerindeki kapatma dava larına IDGM'Ierinde devam edil iyo r. Özgür Gündem'e yine 1 aylık kapatma cezası verildi..

NEWROZ ATEŞI Mühürlendi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet ÜNAL tutuklandı Askeri cunta uygulamalarını aratmayan bir uygulamaya da NEWROZ ATEŞ I dergisi muhatap oldu. Terörle Mücadele Ekipleri, bir operasyonu gerekçe göstererek Newroz Ate şi'ni mühürteyerek yayınma fiilen son verdiler. Derginin Genel Yayı n Yönetmeni Ahmet ÜNAL, yaptıgı basın açıkla masında Dergiye yönelik uygulamayı protesto etti. Ama bir süre şonra Ahmet ÜNAL da gözaltına alındı ve tutuklandı.

ne te we .c o

Hakkında saysız

Özgür Gelecek' le birlikte PARTIZAN ve Umut Yayıncılık da mühürlendi

m

Yaşar KAYA, IDGM tarafından Mart ayı içerisinde, Özgür Gündem'de yer alan yazı ve yorumları nedeniyle hakkında açılan davaların duruşmalarında hazı r bulunmadını gerekçesiyle 5 kez ayrı ayrı tutukland ı.

Recep MARAŞU ve Osman AYrAR'a İHD'nin Düzenledigt Paneldeki Konuşmalanndan ötürü ceza ...

yurttaşlar... " tan ı m lama sı yapmakta ve "...Kürtlerin demokrati k ve kü ltürel h a kl a rın ı savun manın ötesinde.. : deyimini kullanarak, böyle bir hakkın varl ı Oından bahsetmektedir. Bunlar (eger bir daktilo hatası degilse) kuşkusuz olumlu sayılabilecek gelişmelerdir. Ancak iddia makamının buradan yola ç ı karak müvekkilin "Kendi Kaderini Tayin Ha k k ı " ile ilgili görüşlerine getirdigi yorum, evrensel hukuk ilkelerinin belirledigi tanımlamalara uymamaktadır. Zira, " Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı", müvekkil tarafından ortaya at ı lan bir tanım değil, bir çok uluslarası sözleşmenin de temelini ~ teşkil eden evrensel bir hukuk ilkesidir. l: Dolayısıyla, bu hakkın varlıgına degin ilmesi, bu ·· çerçevede degerlendirmelerde Dulunulması hiç bir şek-~. ilde "suç" olarak degerlendirilemez. Müvekkil. · " Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı "n ı · . "demokratik bir hak" olarak gördügünü belirtirken, ~ iddia makamı, bu hakkın "Kürtlerin bağımsız bir • devlet kurma hakkı " an la mında savunu ldugu gerekçesiyle "ceza" talep etmektedir. Bundan ç ı kan an lam, "kendi kaderini belirleme hakkı eğer Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma hakkını içermiyorsa "cezalandırma w konusu olmayabilecektir." Başka bir deyişle, "kendi gelece!'jini belirleme hakkı"nın sa vu nu l ması, Kürtler için sözkonusu o lmad ı !jı sürece ya da Kürtlerin öme!jin bu haklarını sadece mevcut üniter yapı içinde kalma yö nü nı: kullan m a la rı halinde " cezal and ı rma"ya konu ol, yabilecektir. Bu an lay ış. kuşkusuz "ulusl a rın kendi gelecekleri ni özgürce belirleme hakkı " ilkesinin evrensel hukuktaki anlam ve içeriOine aykırıdır. Nitekim müvekkil, " ulusların kendi geleceklerini özgürce belirleme hakkın ı savundullunuH ve bunu "demokratik bir hak olarak gördüllünü" ifade ederken, bu ilkeyi subjektif bir açıdan değil, bunun evrensel bir hukuk i lkesi olarak, uluslarası hukuktaki anlamıyla öbjektif bir açıdan ele almıştı r. Bu bakımdan , müvekkilin tamamen bilimsel temellere dayanan görüş ­ leri nden dolayı " ceza landırılması"nın istenmesi, hukuki değil, siyasi bir taleptir.. H Osman Aytar ve Sungur Savran' ı n avukatları Av.Eren Keskin ve Av.Ercan Kanar da ya ptıkları savunmalarda. DGM'Ierde, düşüncenin yargılandıgı davala rda sa·vunmanın dikkate a l ınmad ı g ı n ı ve DGM'lerin taraflı mahkemeler oldugunu vurgu layarak, bu pane lde müvekkillerinin "Kürt sorunu" ve dünya nın çeşitli yerlerindeki sorunları degerlendirdiklerini, ko nuşmala rında "Kürdistan· kavramını kullanma l arı ve " Ulusların Kendi KaderleriniTayin Hakkı "na ilişkin görüşlerini di le getirip savunmalarının suç sayılamayacagını, DGM'lerde bu davalara iliş kin ne tür bir karar verilirse verilsin, bu konuların konuşulmaya devam edecegini belirt-

ww

w.

Kü rtlerin demokratik ve k ültürel h ak l arını savunmanın ötesinde a yrı lık ç ı bi r yaklaşım IHD Istanbul Şubesi tarafından 6.12.1992 tarihiAde içinde oldukları, Kürt etnik kökenli yurttcrşların Mülkiyel iler Birligi'nde düzenlenen "ULUSAL SORUN VE ÇÖZÜM ÖNERILERI" konulu panelde yaptıkları ballımsız bir devlet kurma hakları olduGunu ve kendi kaderlerini belirleme haklarını bu anlamkonuşmatarla "Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milda savundukları gerek polis tutanallındaki sözleti ile bölünmez bütünlül}ünü bozmay1 hedef alan prolerinden, gerekse Savcılıktaki o sözlerine ilişkin paganda" yaptıkları iddiasıyla Istanbul 3 No.lu ifadelerinden anlaşılmıştır." denilere k "cezaDGM'de yargılanmakta olan Kornal Yayınevi Genel landırılmaları "n ın talep edilmesi hususuna verilen Yayın Yönetmeni Recep Maraşlı ile Medya Güneşi cevapta ise şöyle denilmiştir; Dergisi eski Genel Yayın Yönetmeni Osman Aytar. "Terörle Mücadele Yasası"nın 8/1 maddesinden ıkişer " ... Burada şu husus. yani " Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı "nın mı, yoksa "bu hakkın yıl agır hapis ve 100'er milyon lira da agı r para cezası­ Kürt ulusu açısından da demokratik bir hak na çarptırıldılar. Aynı davada yargılanan Sungur · Savran'ın ise beraatine karar verildi. olduğu " yönündeki görüşleri n mi "cezalandırma" Ercan Karakaş, Ahmet Kahraman, Osman nedeni sayıldıgı hususu yeterince anlaşılamamaktadır. Aytar, Mahmut Kılınç, Recep Maraşlı. lbrahim Zira "iddianame· de, " ...sanıkların, Türkiye toprakl arı içinde yaşayan Kürtlerin demokratik ve Aksoy ve Sungur Savran 'ın konuşmacı olarak katıldıg ı ve konuşmacıların "Ulusal Sorun ve Çözüm kültürel haklarını savunmanın ötesinde a yrılıkçı Önerileri"ne ilişkın görüşleri nin tartışıldı gı panelle bir yaklaş ı m içinde o ld u kl a rı ..." yani " ... Kürt etnik kökenli y urttaş ların ba ğ ım sı z bir devl et ilgili olarak Istanbul DGM savcı lı§ı' n ca başlatılan kurma hakları olduğu ve kendi kaderlerini belirsoruşturmada, konuşmac ı lardan Rece p Maraşlı . leme h ak l arı nı bu anlamda savu nd uk ları ... " Osman Aytar ve Sungur Savra n' ı n ko n uşmalarında • ... Türkiye toprak SinJr/an içinde yaşa yan Kürtlerin gerekçesiyle cezalandırılma l arı talep edilmeKtedir. demokratik ve kültürel haklanm savunmanm ötesinde Burada bir olgu gerçekten de dikkat çekicidir. Bir bütün aynllkÇI bir yaklaş1m içinde olduk/an, Kürt etnit kökenli olarak mevcut hukuk sistemi ve yasalar ı n. Künıerin yumaşlarm bal}lmSIZ bir devlet kurma haklan oldul}unu varligın ı dahi hiç bir şeki lde kabul etmedigi, bunu yok ve kendi kaderlerini belirleme hak/anm bu anlamda saydıa ı bilinmektedir. Hatta bir dönem öncesine ~3dar savunduklan. .. " gerekçesiyle, Terörle Mücadele Kürtlerin "Dal} Türkü' oldukları, "karda yürürken a~ak­ Yasası'nın 8/1 maddesiyle cezala ndırıl maları talebi ile lannm Çlkardl/}1 kart-kurt sesleri nedPn :'yıe da!Jda lstanbul3 No.lu DGM'de dava açılmıştı. yaşayan bu Türklere zamanla Kürt denilri!Ji, Kürtçenin Recep Maraşil'nın avukatı Av.Rıza Di nç tarafın­ gerçekte Türkçenin bir lehçesi olduçu· gibi hiç bir bildan "esas ha kkında ki mütalaa"ya karşı verilen cevapta imselligi olmayan iddial~r. resmi devlet görüşü olarak özetle; bu davanın. resmi ideolojinin dışında duran sunulmuş ve savunulmu ştu r. Ancak, dünya düzleminde tarihi, kültürel ve sosyolojik alanda yapılan bir düşüncenin ceza landırılması amacı taşı dıgı belirtilerek. çok bilimsel araştırmada ; ''Kürtlerin OrtaRecep Maraşil 'nın düşünce ve görüşlerinin kamuoyu DoOu'nun en eski ve yerleşik halkı olduğu, tarafından bilindigi, bu düşüncelerinden dolayı yıllard ı r kendisi hakkında sa yı sız so ruşturmalar açıl d ı~ ı, geçmi şte bir çok uyg a rlık ve devlet kurdullu, kendi lerine has dilleri ve kültürlerini n bulunişkencelerden geçirilip agır hapis cezalarına çarpdullu. ulusal nitelik arzeden etnik bir toplum tı rıldı~ı. çagrılı oldugu bu panelde de yıllardır savundugu gö rüşler ini tartışmaya aç tıgı , Recep olduOu" belirtilmektedir. Nite kim, resmi mevzuatta Maraşlı'nın, genel olarak herkes tarafından bilinen bu Kürt va rlıgı yok sayı l makla birlikte a rtık bunun tarihsel düşünce l erinden dolayı " terör yasasi" ile ceza la ndırıl ­ ve bilimsel bir gerçeklik oldugu hususu genel bir kabul mak istendigi, oysa düşünceleri nin " terör yasasi" na görmekte. resmi çevrelerde dahi "Kürt realitesinin kabul edildilli" açı klanmakta , "Kürtlerin kültürel daya n ılarak ·ceza tehditt a ltında tutulması olgusunu bir çeşit "devlet terörü" olarak degerlendirmek haklarında n. kardeşliklerinden v.b." sözedilmekte, gerektigi ifade ed i lmi ştir. hatta ve hatta resmi Irak sı nırlan içinde fiilen ballım ­ Ayrıca. DGM Savcısı Aykut Tolay tara fından sız bir devlet şeklinde oluşan Güney Kürdistan hazırl anan iddianamede. "sanıkların konuşmaların­ ile yakın ilişk i ler kurulmaktadır. Nitekim iddia da Türkiye toprak sınırları içinde yaşayan makam ı da "iddianame"de. • ... Kürt etnik kökenli mişl erd i r. l~res-~ .· -".w®.~ .•... mA=w.wm.=ll!miiliiı!liiıllliı1liıii'lllilii@.ıllliı1l======iiiiiıj~====ıııı.w..·'"'*t«:®<"*''"''"''"'''"'"'''=m·.liiiillı=Uiil!l:illil!!lil!!m'il!l:ı<il!!iiiElllil!!iillil!lliil!l~==wıııı·-mıtM .:ııf.;';;=.Y.«ı»:;Mc%~~~rnw.z;"

76

.

... ~

....

~

D_zg~~ı

Nisan 1994 1

ı


HUKUK

.c om

DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRILARAK TUTUKLANAN DEP MILLETVEKILLERI HAKKINDA ..SUÇ.. VARATMAK IÇIN IDARI BIRIMLER ALARMDA ! ..

SUÇLU LARI BULDU LAR ... ŞiMDi DE

..

ew e

~~suç

ARlYOR LARI

TBMM önünde DARAGAÇLARI ... DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRILAN KÜRT MILLETVEKILLERI ZiNDANDA Milletini

savaş uçaklarıyla bombardıman

edip, köyünü

ocagını yakıp-yıktıktan sonra. "vekil"leri için lstiklal

halde; Cumhurbaşkanından, Başbakana, Hükümet ve Parti sözcülerine kadar DEP Milletvekillerinin "suçlu' olduklarını ve o yüzden "dokunulmazlıklarının kaldırıldıgını' açıklamakla yarıştılar. Mahkemelere yapacak iş kalmamıştı, kararı Hükümet ve Meclis vermişti .. DEP milletvekilleri tamamen konuşmalarından. açıkla­ malarından. demaçierinden ötürü suçlanıyorlar ... Bu durum aslında Milletvekillerinin Meclis kürsüsünden ifade ettikleri düşünceleri veya onların devamı açıkla­ malarından ötürü yargılanamayacaklarına dair genel hukuk kuralını da ortadan kaldırmış oluyor. Tüm bunlar yapıldıktan sonra Dokunulmazlıkları kaldırılınca 'kapmak' için Meclis kapısında pusuya yatan polislerin Orhan DoQan 'ı yaka paça götürmelerini bazı 'demokratlar"ın içine sindiremedigi söylendiysa de inanmak güç! Aslında, polis efendi davrandı sayılır. Çünkü bu kampanyanın gidişine bakılırsa. TBMM çevresinde nişancı timlerin yerleştirilmesi ve dokunulmazlıkları kaldırılan Milletvekillerinin Meclis kapısından çıkar çık­ maz •ölü ele geçirilmeleri" gerekiyordu .. Bu eylem sırasında Milletvekillerinin de ·TOrk polisi çok yaşa· diye al kış çalmaması da büyük bir noksanlık sayılabilir .. Ardından Bagımsız Yargı harekete geçti ve "Milli Güvenlik Cuntası" nın kilit adamı Nusret DEMIRAL, Milletvekillerin Meclis kürsüsünde konuşturmadıkları şey­ leri. sorgu odasında konuşturmak için 15 gün süreyle gözaltına aldımı. Cezaevindeki koguşlarının da hazır­ landıgını söyleyerek YARGI'nın kararını ilan etmiş oldu. Milletvekilleri Hatip Dicle, Ahmet Türk. Leyla Zana, Mahmut Alınak, Orhan Dojan ve Sırrı Sakık tutuk-

ww

w. n

et

Mahkemeleri ve daragaçları kurmak TC'nin tarihinde var. Resmi söylem "terörizmle mOcadele" lafına sarılmış gidiyor. Ama "bukuk terörü" ya da "terör hukuku" hergün daha da azgı nlaşıp kurumlaşıyor. TBMM'ye seçildikleri günden beri kürsü özgürlüklerini kul lanarnıyan ve itilip kakı lan DEP milletvekillerinin serüveni. TBMM'nin Kürt ulusu açısından hiçbir biçimde "Kürsü" olarak kullanılamayacagını da bir kez daha kanıt­ lamış oldu. Başta MGK olmak üzere, bütün politikacılar. devlet erkanı kötü giden heryşeyin ve bir türlü altedemedikleri özgürlük ateşin i n.lon l ar terör diyorlar) "suçlularını" buldular. Bunlar DEP'in TBMM'deki milletvekilleriydi ler. 50 Yı l önce aynı Mecliste Mahmut Esat BOZKURT. "Bu memlekette Türk olmayanların bir tek hakkı vardır, o da köle olma hakkı!. ." demişti. 50 yıl sonra aynı mecliste iktidar partisi sözcüsü Coşkun KIRCA aynı vecizeyi tekrarladı: ·su memlekette Türk olmayaninın bir tek hakkı vardır o da susma hakkı• dedi. Ve 6 milletvekilinin dokunulmazlıgı şöven bir histeri töreni ile tamamlandı. Kendi Anayasa ları, 'milletvekillerinin dokunulmaz!fklarmm kaldmimasi Parti Gruplarmda konuşulamaz'' diyordu. Oysa karar önce DYP ve ANAP gruplarında alındı. Başbakan "startı" verdi .. Bayan Çiller durumun "hukuki" degil siyasi oldugunu her zamanki saflıgıyla 1!) ' Seçimlere katılsalardı dokunulmazilkiarını kaldır­ mayacaktık . Artık bir engel kalma«ıı .' diye açıkladı. Yine kendi 'yasaları· Yargıya intikal eden davaları yönlendirici ve diraktif veren beyanları vermeyi yasaklı-yar. Ama DEP milletvekillerinin ne kadar suçlu ve ' gözü dönmüş teröristler" olduklarına dair tepeden tırnaga bir yayın kampanyası sürdü. Herkes, hakkındaki 'suçlamalar· adil yargılamalarla sonuç lanıncaya kadar suçsuz oldugu

Valilikler ve Emniyet Müdürlükleri arac1hğ1yla Cumhuriyet Savc1hklanna gönderilen '7ALIMAT'Iarda dokunulmazliklari kaldmlan 6 DEP Milletvekili hakkmda ..suç teşkil edebilecek konuşma larm.., ..örgüt militanlanndan almacak suçlay1c1 ifadeleri n" Ankara DGM Başsavc1hğma gönderilmek üzere haznlanmas1 isteniyor..

landılar.

"GIZLI", "GÜNLÜ" ve "ACELE" olarak gönderilen yukarı­ da bir örnegi gördül en yazıda şöyle deniyor.: ".6.3.19894 tarihinde T.B.M.M taratmdan yasama dokunulmazliklan kaldinlan ve Ankara O.G.M. C. Başsavclfl{}mca gözaltma alman, DEP (Demokrasi Partisi) Milletvekillerinden ... Orhan DOGAN,... Mahmut ALINAK. .... SAKli( ... Hatip DICLE, .... Leyla ZANA, .... Ahmet TÜRK isimli milletvekillerinin. ilimizde yapm1ş oldukfao konuşmalardan suç teşkil edebilecek olanlar, ya~~lanan örgüt militanlartnm milletvekilleriyle ilgili verdikleri suç unsuru içeren ifadeler. varsa dökOman niteli{Jindeki bilgiler ve delillerin Ankara DGM. C. Başsavclf1{}ma verilmek üzere ilgi sayi/1 yaz1 ile

s,,

istenmiştir.'

Bunun tercümesi açık. Sanıklardan milletvekilleri aleyhine ifçıde alınması. delil toplanması. yani kısaca "suç" yaratı l ması için verilen bir talimattır bu ... Milletvekillerinin ne ile suçlandıkları açık, hazır dosyalar, anlaşılır. somut iddialar karşısında dokunulmazlıklarının kaldırıldıgını ve yargılanacaklarını sananlar yanılıyor. Milletvekillerinin "suç'ları asıl şimdi belirlenecek.. Emniyet Müdürlükleri ve Yerel Savcılıklar harıl harıl ça l ışarak seri halde ifade ler alacaklar. zabıtlar düzenleyip "yukarıya' gönderecekler.. · Bu senaryoları biliyoruz. Bundan sonra ise milletvekilleri ' Yargılanıyormu f gibi olacaklar. Savunmaları yapılıyormuş gibi olacak .. Sonra "yüce hakimler' bu deliliere ikna olmuş gibi veya (siyasal konjonktüre baglı olarak} ikna olmamış gibi yapacaklar.. Ama uygulanan baskı ve zulüm çok açık ve çıplak bir gerçek olarak tarihin, toplumun hafızasına kazı nacaktır. e

Şimdi belki de tüm dünyan ı n gözleri önünde aynı senaryo TBMM'ye seçilmiş parlamenterleri 'yargılamak" üzere yeniden sahneleniyor. Bugünlerde Valiliklere. Emniyet müdürlüklerine

Nisan 1994 1

ı

77


Vaz• işleri müdü rüm üz l şke ncedeyd · ...

K1z ka rdeş l eriy l e birlikte gözaltina ahnan Cihan KA RTAL•a Bağci i a r Vüzy1l Karakol •unda üç gün iş kence yap1ld1. Gözaltına al ndıktan sonra 'Karakol' zıyaretine giden Avukat Rız a DINÇ ve lrfan GÜLER müvekkillerinin işkence altında oldugunu görünce a nın · da 'suç" duyurusunda bulundu · lar ve basın açıklaması yapı ı· Cihan, Özgül ve Songü 1 kardeşler üç gtün sonra mahke meye çıkcarılıp serbe st

ew e

Dogrusu arkadaşvnız Cihan. işe 'hızlı ' başladı. Her Yazı Işleri Müdürü gibi kendisini bekleyen ifadeler, sorgular. gözaltıla r . mahkemeler, para cezaları ve nihayet 'dayalı-döşeli' koguşlara hazırlıklıy­ dı . Ama tüm bunların en azından dergimiz St~rka RizgarT yayınlanıp da 'bazılarının' kulaklarına kar suyu

.c om

kaçınca başlayacagını sanıyorduk.

Ama öyle olmadı. Kızkardeşlerı Songül ve Özgül Kartal 'ı gözaltına almak üzere eve gelen polislerden 'tutanak' ıstedi. Çunkü polisler nedense. gözaltına aldıkları insanları ·sonradan unutuyorlardı", ·biz boyle bir kişiyi gözaltma almadik, kayltfanmlzda yolt' deyip işin içinden çıkıyor­

bırakıld ı..

Adli Tabip Cihan Kartal a gördügü işkenceleri belgeleyen rapor verdi. IHD'de de düzenle nen basın toplantısında gözaltına alınıp işkenceden geçirilenler başlanndan geçenleri anlattılar. Cihan şöyle anlatıyor: ·Göz altmda tutuldu!Jum süre içinde. Kom a/ Yaymev1 ve SMrka Rizyari dergisi çalişan/an. ortaklan ve ziyaretçilerine ilişkin asilSIZ iddialarda bulunmam için işkenceye tabi tutuldum. Filistin asklSI, ask1da cinsel organa ve vücudumun çeşitli yerlerine elektrik verme, cop/a cinsel taciz, tecavüz tehdidiyle 3 gün boyunca gece ve gündüz (her gece 3 seans) sürekli işkence gördüm. Terörle Mücadele Şubesinin özel bir timi taratmdan yürütülen işkence/i sorguda ifade vermeyi reddettim. lşkencede ba{jlfmama tutumunu sergiledim. Ifade alama-yaca{jtm ~n/ayan tim, bu kez ba{j1rmam için ,'rence yapmayd başladi. Benim diŞimda karakol'da bulunan kizkardeşlerim Songül, Özgül Karta/, Saniye Güler, Hasan Kaplan ve Suna Öıcan 'a da aym işkenceler yapiiarak, Yaymevi ve Dergi hakkmda yalana dayall ifade vermeleri isteniyordu. Ayflca, Suna Öıcan'a ajan/1k teklifi

lardı.

Cihan, yapılan işlemlere itiraz edince 'sen çok biliyorsun(!)" diyen polislerce kız kardeşleriyle birlikte gözaltına alındı. Bu 'bilmiş'liginden ötürü epey dayak yedi. Arkasından asıl büyük 'suçu', yani daha yayınlanmamış bir Dergi'nin yazı ışleri müdürü oldugu ortaya çıkınca iyi bir "iş' üzerinde olduklarını sanan yetkililer Cihan'la daha yakından 'ilgilendi'ler. Cihan bu kez de "ifade vermeme' tavrı gösterdi. Falaka. ters askı, düz askı. elektrik derken Cihan'dan ' bağırtı-ça!Jırtı' yerine de derin bir sessizlik alınca bu kez 'ille de baQırtacagız' diye işkenceye davam ettiler. Yalnız bu kadar degil. birlikte gözaltına alındıkları kızkardeşlerine cinsel sarkıntılık. tehditler ve 'ailece sorguya' çekilenterin başına neler gelebilecekse hepsini bir bir uyguladılar Karta rı arın üzerinde.. Terörle mücadele Şubesi'ni n tüm istedigi Kornal yayınevinde çalışanları n . orta kl arın ı n üzerine "ifade' almaktı. Böylece nası l sa baskılarını eksik etmedikleri Yayın kurumları üzerine ·Yeni Baskı'lar yapmak için bahene oluşturmayı düşünüyorlardı.

TC polisi /ega/ demokratik bir kurum olan Yaymevi ve Dergimize yönelik 'suç' üretme u!JraŞISI içindedir. Ben ve gözaltma alman di{jer kişilere yapilanlar bunun kamlld1r Bütün bunlar, Yaymevi ve Dergimize yönelik bir komplo ve provakasyon hallfli{jl içinde oldu{Junu göstermektedir. Bu komplo ve provakasyonlar için ise işkence/i operasyon düzenleyerek 'suç" üretmeye

w. n

et

şey

yapild!Omt ö{pend1m. Bu olay, TCde işkencenin"münferit' olmad10m1 bizzat DGM savcilarmm izni, gözetimi ve denetimi altmda sistemli olarak yaplfdl{jml göstermektedir.

SORUN ve MELSA Yayın ia rına Hapis ve Para Cezası

ww

Sarn ÖZTÜRK

Yakanda cezaevine Giriyor !

Sorun ve Melsa Yayınevlerince birlikte ve daha matbaada iken toplatı larak hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının B.maddesine göre istanbul DGM 2'nolu mahkemesinde dava açılan. "19801990 CEZAEVI ŞIIR ANTOLOJISI" adlı kitap, adı geçen mahkemece beraat etmiş. Yargıtay 9.Dairesinin, başkan ve savcısının karşı oyuna ragmen bu karar bozulmuş, bilahare aynı mahkeme bozma kararına uyarak adı geçen ki tabı yayım i ayan yayınevi sahiplerine ayrı ayrı olmak üzere 6'şar ay hapis SO' şer milyon para cezası verilmiştir. Hapis ve para cesazı 1/6 oranında indirilerek ceza kesin1992

yılında

yayı mlanan

78

çallŞiyorlar.

Te1 .'r/e Mücadele Şubesi'nin bu komplo ve provaka" 1n girişimlerinden hareketle. bundan böyle yaymevi ve dergimizin çalişan/an. ortaklan ve ziyaretçilerine yönelik her türlü eylemden devleti sorumlu tutacaOimiZI belirtiyor, demokratik kamuoyunu duyarli olmaya ça{jmyoruz. •

--------------------------------~

l e şm iştir. Yapılan itiraz sonunda Yargıtay başkanı n ın karşı oyuna ragmen bu kez ceza yeniden ~esi n leşmiş ve karar sanıkiara tebtig edilmiştir. Antoloji'yi yayına hazırlaya n ve mahkumiyete esas oluşturan şairler hakkında hiçbir soruşturma acılmayışın ı ve söz konusu davanın seyri hakkında bilgisine baş vurdugumuz SORUN Yayın l arı sah ip ve yönetmeni Sırrı ÖZTÜRK şunları dile getirdi; "Antoloji hakkmda verilen karar, ulusallik ve S1mfsall1k temelinde yaym yapan iki kardeş yaymevine karş1 verilmiş bir siyasi karard!f. Sistem ulusallik ve sm1fsall1k dinamiklerinin birlikte iş yapmasım istemiyor. Makasm açlSim iyice açmak istiyor. Sistem şiir. sanat ve estetik söz konusu olunca da sansüre baş vururor. Kitabi hazlflayanlan. şairleri davaya dahil etmeyerek do{Jrudan devrimci yaymevlerini karşwa afdl{jml. bizlerin hayat damarlanm maddi ve manevi aç1dan keserek toplumc2 herkesi susturmak istiyor. Düşünmeyen. tart1şmayan. ayaklan üzerine

Nisan 1994 1

ı

dikilirek taleplerini hayklfmayan sürü bir toplum yaratilmak isteniyor. Bu süreçte özgrülük ve smifsal kurtuluş taleplerini bizim şahs1m1Zda sindirrnek de istiyor. DGM'lerinin bu karan. kendi kanunlanm zorlayarak. hukuki temelleri asla oluşmayan swasi bir karar niteli{Jindedir. Sorun Yaym/an 12 Eylül'de tam aft1 yil keyfi olarak kapatilmlştl; sonradan beraat ettikse de, sistem açtsmdan, ·maksat hasil olmuş", sistemin düşüneeye karşı smlfsal kini egemen ktfmmiŞtl. Ne yapa/1m? Üretiminden onur duydu{jumuz kitap/anmmn siyasi. ah/Oki, maddi-manevi sorumlu/u{junu elbette taşwarak verilen hapis cezasm1 çekece!Jiz. Para cezalanda on eşit taksitler/e ödenmektedir. Derginizin konuya duydugu ilgiye teşekkür ediyorum. lira, devrimci ve sosyalist sol cenahlmlll da, b1rakal!m sevgi ve içten yaklaşim/an. duyarilliklar bile köre/tilmiştir. Hüküm kesinleşeli iki ayn aşmasma ra!Jmen. 'ilerici' basmda haber bile olamadik. Elo{Jiu da zaten böyle istiyordu.... •


iDGM Türkiye'de tamami Kürtçe yay1nlanan tek haftahkgazete WELAT'1 kapatmak istiyor

••

KURTÇE V ARGILANIYOR Daha sonra Diyarbeki'deki tüm siyasi tutsaklar 1988 21 mart'ından itibaren Mahkeme lerde Türkçe konuşmama, Kürtçe yazılı ve sözlü yapma tavrı geliştirdi l er. S ı kıyönetim Mahkemelerinin "Kürtçe'yi tan ı mama" tavrı nedeniyle bu dava lar tam bir çıkmaza gir<li. TC'nin yükselen mücadele karşısında "Kürt realitesini tanıması ' ve ' Kürtçe yasaklayan kanunu nu kaldırınası 'na kadar sürdü. IDGM daha önce de KOMAL 93 TAKVIMIN'deki Kürtçe şiirlerin tercüme edilmesi için Kürtçe bilen bir tercüman tayin edilmesi karar almıştı. Kornal Yargılamasında Avukat Rıza DINÇ, Welat yargı lamasında ise Avukat Eren KESKIN . mahkemenin Kürtçe tercüman bulma konusunda ehliyetli kurum ola rak KÜRT ENSTITÜSÜ' ne başvurmasın ı talep etmiş lerdi. Fakat mahkeme açıkça bir karar almak yerine "bu hususta savcılığa yazı yazılması" ile yetindi. Komal , tamam ı Kürtçe çıkan tek haftalık gazete olarak Welat' ın . yarg ı lamala rda anadi l kullanma kararlılığın ı destekl ediğin i açıkl adı. e

te we .c om

ROJNAMA WELAT

Türkiye'de ta mamı kürtçe yayı nlanan tek hafta lı k gazete olan WELAT, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinde "kapatma " istemiyle

Welat' ın sorumlu Yazıişleri Müdürü. Mazhar Günbat, gazeten in niteliğine uygun olarak yargılama sırasında "anadili olan Kürtçeyle savunma yapmak" istiyor. IDGM. Günbat'ın bu tavrına karşı iki ay önceki duruşmada. Mahkeme'de "yeminli Kürtçe tercüman bulundurulmasi için Savctltt}a yazt yaztlmast karart " aldı.

Kürtçe'nin ·siyasi mahkeme lerde resmen ge len bu uygulamadan Mahkeme. 5.4.1994 günü yapılan duruşmada geri adım attı. Bir önceki celse alınan kararın ı uygulamayan mahkeme, aksine Mazhar Günbat'ı Türkçe konuşması için zorladı. Daha önce 'Kürtçe bilen görevlt' ya da "tercüman" arayan DGM bu kez Kürtçe'yi te laffuz etmekten kaçınarak . 'mahkememizce anlaşıl­ mayan bir dil' olarak niteledi. Bu tavır değışikliği DGM 'lerin döne min politik atm osfe rııı P uyumlu bir 'geri çe kilme" olduğuna kuşku yok. Siyasi yargılamalarda mahkemelere karşı kürtçe savunma yapma tavrı ilk kez; 1987 yılında Diyarbekir tan ınma sı anlamına

w. ne

Welat beri du salan di 22' ye Reşemiya (Sibat) 1992'yan de hate weşandin. Hejmara we ya 1. 12 rOpel bO. Ji hejmara 2. ve wek 16 rOpel derket Welat ji hejmara xwe ya yakemin ta niha xwerO bi Kurdl derdikeve. Bi girani zaravaye Kurmancı te de te bi karanin. li aliye din nivisen bi zaravayen Sorani ODimill jT di Welat de ten weşandin. Welat berhem O fi~kiye tekoşina neteweyi ya Kurdistane ye. Bi hezbOn O berfirehbOna tekoşina neteweyi, bi taybati jl tekoşlna çekdar. re li ber çalakiyen waren legal ji vebO. Bi tesira ve tekoşine, ne tene Welat, gelek we~n o faa 1iyeten di n en demokratik bün xwedi Tmkanen avabOn Ovejine. Rojnameya Welat ji wan weşanan e ku pevajoya tekeşine re je re vekiriye. Bi awayeki din ku mirov bibeje dertete weşane ne ji aliye dewlete an jl bi xebatan çend kesan. le ji ber xurtbOna tilkoşina şervanen azadiye, ji Welat re hatiye afirandin. Heta niha der bare Welat de dozeke girtine hatiye vekirin, di danişlna ve doze de ji ber ku me bi Kurdl xwe parası ji bo peydekiri na wergefeki KurdT danişin ta 5' e Avrele (Nisan) hatiye taloqkirin. Darbare hejmara Welat a 91. de jT DED'a Stenbole amadekariva vekirina dozeke din dike. Em niha Welat bi destan belav dikin. Ji ber ku em nikarin we bigihinin hemO xwendevanen xwe di hefteyen dawi de tiraja we jT ta se hazaran daketiye. Di şerten ku re li ber belavkirina Welat neye girtin de bi hesani li dora 5 hazaran tene li Tirkiye oKurdistanete firotin.

yargılan ıyor.

Sıkıyönetim

Mahkemelerin'de Rizgari davası yargıla­ malarında Yakup çiçek ve a rkad aş ları

I?F'l~~I!W!?iımtımsıııı!!!!&l~~~!!!!&lıııı:w~>ıııW~~=mtamraı:>ıfmın®dman®.m.Yawz®ılımoımlasıı~rak~;:m;:,:~.ııw.w.=~ ~ :m:;ı:%:ıısmı::·~''.l'iı ===========:ı>~~

ROLA WELAT

ww

1ro li Tirkiyeye, wek rojnameya hefteyl O xwerO bi Kurdi tene Welat derdikeve. Ji ber ve yeke ew xwedl roleke pirr giring e. li aliye din Welat ne tene ji bo Kurden bakur le ji bo hemO Kurdan te weşandin. Bi awayeki din ku mirov bibeje ew wek rojnameyeke neteweyi ye. Ji çar parçeyen Kurdistane xwendevan. nOçevan O nivlskaren me hene. Di ve çarçoveye de ku mirov dinirxlne. dibine, dibine ku bareki pirr mez in a peywireke pirr giring li ser milen Welat e. Pewist e ku 11 gor xoy oxisleten hemOKurdan xwe bixemllne ohewl ş bide ku bersiva pediviyen wan bide. Di rupelen Welat de ji diroke bigirin taçand

siyasi. ji helbest o stranen gelörl bigirin ta hlnkirina xwendin il nivlsandina zimane Kurdl li ser gelek mijaran nivls ten weşandin. Ji ber ku Kur.d be dibistan obe saziyen ferml ne, Welat bi awayekl dixwaı:e bibe dibistana gele Kurd. Di ve Oibistane de gerek e her Kurd ji aliye xwepeşvebirine ve tişteki li gora xwe di Welat de bibine. Ji aliye yekftiya zarava o devoken Kurdl O bicihkirlna zirnaneki nivlskl ye hevpar j1' Welat hewl dide ku xebaten giring pek bine. Weke te zanin ji ber dagirkirina Kurdistane ji aliye çar dewletan ve i1 ji ber ji hev belavbuna gele Kurd, ta lro zirnaneki nivfskili Kurdistane nehatiye pekanın Ocudahiya di navbera devok O zara va yen KurdT de pirr zede büye . Ye k j i " armancen Welat en heri giring ew e ku van cudahiyan roj bi roj ji hole rake Ozirnaneki hevpar e ~~k!i. aliye hemGKurdan ve be femkirin bi cih

w.

Ji aliye awaye rastnivls O rezimana ve, em Celadet Bedirxan wek pispor diblnin Cı riya ku Wı vekiriye dişoplnin Odixwazin bi peş ve bibin. Em di we baweriye de ne ku di pevajoya du salen ku me li pey xwe hiştin de bi navglna Welat bi sedan re wşenblren Kurd de st bi ~ nivfsandina Kurdi ki ri n O bi hazaran Kurd j'l hfni xwendin Onivisandina Kurdi bOn. Weki din em di afirandina bingeha rojnamegeriya Kurdi de jT xwedi idia ne. Ji bo weşandina rojnameyeke Kurdlya rojane Welat bingeheke giring e. Tekiliyen me bi hernil rojname, kovar O rexisıinen Kurdl re pirr baş in Odixwazin her tim bi wan re van tekiliyen xwe xurt ozeximtir bi kin. 24 Şubat 1994

1

Mazhar GÜNBAT Rojname Welat

1

~ı:>ııü~h®u~n1erıııı, 12 ~ji:oıan~G1çe1200y1 e1l2 'l lın dine bigirin ta şlroveyen~===~ım~~~~ım~~~=~-'m~===~>ıııW~===~==III1*··w,.,·.<=~M~'l:'*'$'=.w.w..~S'$.~;~=~

w

~

--~~;:s::~~~.w.s.s=..:

r-uw·~~~

Nisan 1994 1 1

~~

79


5 Nisan Ekonomik Paketinin Özeti Sömürge Savaş1n1n .F aturasi

EMEKÇiLE RE ÇlKARlLDI ...

w. ne

te we .c om

Türkiye kapitalizmi son yılların en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Ekonomik kriz, toplumsal ve siyasal krizle birlikte büyümektedir. Kürdistan'da yürütülen kirli savaş, yalnız siyasal ve toplumsal olarak değil, ekonomik olarak da derin sarsıntılara neden olmuştur. TC, siyasal krizini bütün askeri darbe dönemlerini geride bırakan bir siyasal gericilikle gemlerneye çalışıyor. Dikkatleri başka yönlere çekmek için çevrilen türlü dölaplara, bu arada "seçim aldatmacasma" rağmen; ekonomik kriz yüklü bir fatura ile halkın karşısına çıkarılmıştır. 5 Nisan '94 kararları, sistemin bütün yükünü emekçilerin sırtına bindirerek, batan devleti kurtarma ve sermayeyi rahatlatma operasyonudur. Türkiye'nin iktisadi ve siyasi tarihinin önemli dönemeçlerinden birini oluşturan 24 Ocak Kararlarından sonra, 5 Nisan •Istikrar paketı.. de ekonomik "darbe" niteliğini taşıyor. 24 Ocak kararları Türk Ekonomisinde yapısal değişimleri öngörürken, 5 Nisan Kararları sadece" Devleti koruma" amacıyla, kamu harcamalannın kısılması; zam ve devalüasyon kararlarından oluşuyor. Tl:m KlT'Ierin özelleştiri/me kampanyası ise, öngörüldüğü halde siyasi nedenlerle geciktirilmiş bir uygulamanın hızlandırılmasından başka bir şey değil.. Kısaca 5 Nisan, 24 Ocak Kararlari'nın ve savaş ekonomisinin zorunlu devamıdır. 5 Nisan Kararlari, bütün kamu yatırımlarını durduruyor ve cari harcamaları kısıtlıyor. Bir tek istisna ile; Askeri Harcamalar. Oysa, bütçeye en büyük yükü Kürdistan'da yürütülen sömürge savaşına ayrılan pay bindiriyor. Kontra-korucu, ajan ve muhbir şebekelerine trilyonlarca lira akıtan TC, bunu, işçinin, memurun, emekçinin cebinden çaldığı paralarla ödeyecek.. Sosyal güvenlik ve kamu yararına harcamalar kısıtlanacak, yatırımlar durdurulacak fakat; Kürt halkını imha etmek için silahlar; ~apalmlar, helikopterler, tanklar, toplar alınmaya devam edilecek .. Bu, bütün dış borçların birkaç misli daha katlanması demek.. Işçilerin ücretleri, memur maaşları enflasyon ve fiyat artışları karşıSinda birkaç mislioaha aşağılara çekilirken; Özel Tım'in, güvenlik kuvvetlerinin Kürdistah'da aldıkları ödenekler artarak devam edecek. "Vergi reformu" adı altında tuttuğundan vergi alan ve aldığı vergileri de kredi olarak sanayi sermayesine akıtan sistem;" kara paranın" idaresini de yine Kürdistan'daki güvenlik birimlerinin denetimine bırakmıştır. Özel savaşl·a birlikte büyük bir uyuşturucu, silah ve mal kaçakcılığı, rüşvet ve şantaj rantiyesi yaratmış olan Güvenlik Matyası daha da büyümüştür. Özelleştirilen ya da kapatılan fabrikalarda binlerce işçi, issizler ordusuna katılmak üzere "sokağa atılımaktadır Halktan bu ağır ekonomik faturanın "çekilmesi için" istenen fedakarlık, savaş matyasının daha da semirmesinden; Kürt ulusunun imhası ve özgürlük mücadelesini boğma temelinde yükselen sömürge savaşı ve siyasal gericiliğin daha da azgınlaşmasından başka bir şey değildir. •Ekonomik paket•le birlikte, özellikle sermaye kesimleri, bu •ekonomik kara, •r-ın siyasi •önlem paketleri• ile tamamlanmasını da talep etmekten geri durmuyorllar. Çünkü bu turayı topluma kolaylıkla benimsetmenin mümkün olamayacağını çok iyi biliyorlar. Cumhurbaşkanı Demirel ile görüşen Sabancı ve Koç, Anayasa'nın 119. maddesine dayanarak "Olağanüstü Hal• ilan edilmesini talep ettiler.. Sömürgeci basında da sı k sık yinelenen •olağanüstü har ça{ırıları, 5 Nisan Paketinin mutlaka siyasal zorbalıkla tamamlanmasının zorunlu görüldüğünü ortaya koymaktadır. Kürdistan'da kalıcı yönetim biçimi olan ·olağanüstü Hal• , bu kez •istikrar programınıu uygulamanın bir anahtarı olarak Türkiye'ye yayılmaya çalışılacaktır.

ww

5 Nisan'la birlikte emperyalist kapitalist sistem ve onun Kürdistan'daki, Türkiye'deki varoluş biçimlerinin , kitlelere yıkı m ve setaletten başka bir gelecek vadetmadiğini bir kez daha ortaya koymuştu r.. 5 Nisan paketi'nin başarısızlığı demek; Savaş ve soygu n şebekelerinin başarısıziiğı demektir. Ama eğer "milli birliK', " fedakarlıK', "uzlaşma" vb. demagojilerine; dikkatleri başka y önlere çekm e k için yapilan bir sürü aldatmacaya prim verilirse; arkasından aynı "bombali paketleri n" arka arkaya patiayacağ ı unutulmamalıdır. Emekçi kitleler; sömürüye, sömürgeciliğe karşı ente rnasyonalist dayanı,maları yüksettmeli ve paketi sahiplerinin suratlarma fırlatmahdır. Gün; .. TOPYEKÜN SAVAŞA KARŞI'' ''TOPYEKÜN DIRENIŞ " günüdür. 21 Mart'larda .. 1 Mayıs'larda birleşelim ...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.