SERXWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE Yıl: 18 / Sayı: 205 / Ocak 1999 / 5,- DM
we .c
om
PKK her flfleeyden önce bir s›çrama hareketidir H
te
er şeyden önce yüzyılın son yılına girerken ve büyük devrimler yüzyılını bu yılda tamamlamaya çalışırken, biraz da bazı gazetecilerin bize biçtiği yüzyılın son devrimciliği sıfatını seve seve kabul ettiğimizi belirtiyorum. Başlarken büyük devrimcilerle başlayan bu yüzyılın sonunun da iyi bir devrimcilikle tamamlanmasını çok gerekli bulmaktayım. Bu rol bize düşmüşse bundan da gurur duymaktayım ve gereklerini yerine getirmek için bu büyük devrimcilerin anısına layık olmanın gereklerini bu yılda iyi yerine getirmeye çalışacağım. Bana göre birileri mutlaka bu göreve tamamen sahip olabilmeli, gereklerini yerine getirmeli. Öyle anlaşılıyor ki bu görev biraz bize düşüyor. Bu, son Roma yürüyüşümüzde daha da kendini gösteriyor. İnsanlığa bir devrim her zaman
Süreç yaman ça balar amansız olmalı!
“Roma yürüyüşü büyük bir hamledir. Uluslararası emperyalizmin, gericiliğin, sömürgeciliğin, siyonizmin dayatmalarına, komplosuna, imha saldırılarına karşı bir karşı hamledir. Onların saldırılarını boşa çıkaran ve kendine yeni bir yaşam alanı, yeni bir mücadele ve savaş alanı açan bir hamle... Ama çok riskliydi ve çok tehlikeliydi de. Bu aynı zamanda işlerin çok zora girmesi demektir. Peki bunun oluşmasında bizim payımız nedir?”
● M. Can Yüce arkadaşın yazısı 8. sayfada
w.
Başkan Apo değerlendiriyor...
Mezarda da olsa rolümüzü oynar›z
ww
PKK’nin ve ARGK’nin değerli militanları! Parti ve ordu adına yapılan çalışmaların büyüklüğü tartışmasız olmakla birlikte, özellikle kendi adıma hemen belirtmek isterim ki, bunun gereken karşılığı verilmemiştir. Kendi açınızdan, belki haklı gerekçeleriniz olabilir. Belki o çokça mahkum edilen, köleleştirilen, insanlıktan çıkarılan, yaşamı başına bela yapılan kişiliğinizin bu sözde haklı nedenleri; belki gücünüzün bu kadar olması; belki yüksek bir sorumluluktan yoksunluğunuz; belki en hayati görevlere çok yanlış yaklaşmanız ve belki de “bu kadarı bize bin defa yeter” tarzındaki anlayışınız bu duruma yol açmıştır. Bütün bunlar kişiliğinizde an“Benim resmen sizlerle olup layış bulmuştur, pratik ifadeye kavuşmuştur. Bu nedenlerle bana göolmamam pek o kadar önemli re aslında oldukça kazanılabilecek ve değil. Yani resmen olabilirim, ama fiilen olamam veya koşullar değişik bir gelişmeye dönüştürülebilecek bu çalışmaları, şu veya bu düzeyartık bunu zorlayabilir. de bahsettiğim nedenlerle kaybettiğiniBu açıdandır. Yoksa her zaman zi belirtmek zorundayım. Bu, şüphesiz söylediğimiz gibi, mezarda da olsa tarihi kazanımları inkar etme anlamına gelmiyor. Bu en başta da şehitlerin mirolümüzü oynarız.” rasıdır. Bunu öncelikle vurgulayayım. Adı-sanı belli olmayan milyonlarca halkımızın emeğinin bir sonucudur. Bunu da belirtmeyi görev biliyorum. Belki de bunda en az payı olan bizleriz, sizlersiniz. Çünkü yaşayanlar, ellerinde sorumluluk bulunduranlar eğer hâlâ başarı yolunu ● devamı 6. sayfada
Doğa, toplum ve insan gerçekliği incelendiğinde görülecektir ki, evrensel değişim yasasının elinden bugüne kadar kurtulan ve değişmeden eskisi gibi kalan bir tek şeye rastlamak mümkün değildir. Yine bu yasa karşısında değişmemek için ayak diretmeyen bir tek şeye de rastlamak mümkün değildir. Ama her şeye ve herkese rağmen bu yasa hükmünü yürütmeye devam etmiştir. İnsan iradesinden bağımsız olarak işleyen evvel-ahir bütün süreçlerde yerin yedi kat dibinde de, göğün yedi kat üstünde de kesintisiz olarak kendi kendisini gerçekleştirmeyi başaran bu yasa karşısında direnenlerin sonu hep traji-komik olmuştur. Özellikle kurumlaşmış, bilinçlilik ve köklü alışkanlık taşıyan gelenekler, kişilikler ve anlayışlar bu duruma düşmekten kurtulamamışlardır. Akibetleri genel değişim yasası karşısında acıklı olduğu kadar gülünç duruma düşerek tarih sahnesinden kovulmak olmuştur. Bu yasa gitmek istemeyeni, kendisine ayak uydurmayanı, onu kendisine uydurmak isteyenleri götürmüştür, kendisine uydurmuştur, uymak zorunda bırakmıştır. ● devamı 4. sayfada
na merdiven dayayan yüzyılın bir devrimcisi olabilmek önemlidir. Zor da olsa bu görevi taşımak gerekiyor. Bu bizi daha fazla düşündürecek, daha fazla bir pratiğin sahibi kılmaya zorlayacak. Bu yükü taşıyacağız. İnsanlığa vereceğimiz söz bu. İnsanlığın bu yüzyılının son yılını kutlamayı bu temelde yapacağım. Bir devrimcinin bütün 2000 yılının da, son yüzyılın da anılarına bağlı olmayı, dikkat etmeyi, daha hassas olmayı, devrimlerin insanlık için çok gerekli olduğunu, onsuz insanlığın kalmaması gerektiğini gücüm oranında düşüneceğim, söyleyeceğim ve adımları pratikle tamamlamaya çalışacağım. Bu konuda bir PKK tarifi yapma ihtiyacını duyuyorum. Daha çok Ortadoğu halkları gerçeği içinde PKK, Kürtler açısından ● devamı 12. sayfada
Serxwebûn 18 yafl›nda
ne
Tarihi Roma yürüyüflü ve ötesi
gereklidir. İnsanlık başlarken ortada devlet yoktu, devletin yasaları da yoktu, bunlar sonradan icad edildi. Ama devrimci insanın yürüyüşü vardı. Demek ki devletin de, yasanın da temelinde ileriye yürüyen, olgunlaşmaya yürüyen insanın ta kendisi vardı. Bu, insanlığın sonuna kadar devam edecektir. Ve şimdi böyle ilginç, kritik bir noktada devrimci bir yürüyüşe daha çok ihtiyaç var. Bu 2000 yıl şüphesiz Hz. İsa’nın doğum yılı ile adlandırılıyor. O da büyük bir devrimciydi ve kesinlikle bize de çok yakındı. Anısına saygılı, bağlı bir yaklaşımı kesin göstermek gerekir. PKK olayında bu bağlılık vardır. Gerçekten tüm yüce peygamberlerin olduğu gibi Hz. İsa’nın da büyük eylemine PKK somutunda bir yanıt verebilmek ve bu yüzyılın, yani 2000 yılı-
yazısı 3. sayfada
Ortado¤udaki dengeler ve olas› geliflmeler üzerine
O
rtadoğu bugün tarihinde belki de en çalkantılı bir dönemi yaşıyor. Yarın ne olacağı kendisiyle tartışmalı ve birçok varsayım içiçe bulunuyor. Dünyada varolan genel oturmamışlık ve bozulan dengeler, dengesizlik biçiminde en yoğun ve yakıcı bir şekilde kendisini Ortadoğu’da hissettiriyor. Ortadoğu’yu bu duruma getiren nedenler üzerinde durmak, bizi bu şekilde öylesine bir değerlendirme yapmaya götüren nedenleri belli yönleriyle ortaya koymaya, tartışmaya
Onlar gelecekte sakl› Şehit Berzan Öztürk, Şadiye Turan arkadaşların anı yazıları ve ’98 şehit sicilleri 22-23-24 ve 25. sayfalarda
götürüyor. Eğer Ortadoğu üzerine bir gözlemin sahibi olmak, ne olup bittiğini anlamak ve de geleceğe yönelik olarak neler olabilceği yönünde fikir sahibi olmak istiyorsak bu gereklidir. Bu gün dünyanın gözleri Ortadoğu’ya dikilmiştir. Yoğunlaşmalar, ‘acaba ne olacak?’ beklentileri yine Ortadoğu üzerinedir. Dünyada hakim duruma gelmek isteyen güçlerin öncelikli olarak yöneldikleri alan Ortadoğu olurken, yine aralarındaki ● devamı 20. sayfada
Büyük özgürlük yürüyüşü büyük dönüşüme davet ediyor ● Serxwebûn’dan 2. sayfada