SER XWEBÛN
ne te we .c om
JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 26 / Hejmar: 309 / Îlon 2007
ww
w.
KÜRTLER‹N ÖZGÜRLÜK ‹RADES‹ KIRILAMAZ
RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR
Kürdistan’da iktidar uygulamalar›
om
olurdu. Avrupa ve birçok ülke gerekti¤inde tehdit de edildi. fierbet ve sopa politikas› birlikte uyguland›. ‹ktidar statülerini ilk defa al›flageldikleri gibi sürdüremeyeceklerini derinden hissettiler. ‹ktidar›n bu yap›lan›fl ve uygulan›fl› sonucunda, hakim ulus-devlet bireyleri dört dörtlük iktidar kuflatmas› alt›nda herhangi bir ciddi insani ve demokratik çözüm önerebilecek güç ve yetenekten uzakt›lar. Devlet ne sunduysa kana kana içtiler. Sarhofl oldular. Sivil toplum ve sol geçinen cemaatler de sanki ataerkil bir anlay›flla ‘büyü¤ünün sözünü’ dinlemekten ve gerekli kendili¤inden refleksi sergilemekten geri durmad›lar. Karfl›l›¤›nda bulduklar› ise yo¤un ekonomik krizler, artan iç ve d›fl borçlar, 盤 gibi iflsizlik, politikan›n tükenifli, d›fl destek olmadan ayakta durulamaz hal ve her zamankinden daha güvensiz bir Türkiye, ‹ran, Irak ve Suriye oldu. Yanl›fl hesap her zaman oldu¤u gibi yine Ba¤dat’lardan geri döndü. Devleti tümüyle iktidardan ibaret saymak s›¤ bir görüfl olup birçok olguyu, iliflkiyi kar›flt›rmaya yol açar. Kürdistan’daki devlet gelene¤i ile uygulamadaki iktidar› ay›rt etmek önemli bir kavrama olay›d›r. Devlete karfl› olmakla iktidara karfl› olmak aras›ndaki fark› da iyi görmek gerekir. Devletin, genel bir güvenlik -toplumca üzerinde uzlafl›lm›fl- ile kamusal yarar -toplumun yine üzerinde uzlafl›lm›fl ortak yarar konular›arac› olarak reformdan geçilerek, demokratik uygarl›k ça¤›nda varl›¤›n› -küçük ama etkin ve ifllevsel olarakkorumas› gereklidir. Kürdistan’› içine alan devlet iktidarlar›n›n moda deyimle hortumculu¤a kadar batm›fl, faili meçhul cinayeti politika sayan, hukuk, sosyal demokratik özellikleri sözde varsayan biçimleniflinin reddi esast›r. ‹ki tan›mlama aras›ndaki fark› görmeden, tutarl› bir hukuk, sosyal ve demokratik bir mücadele vermek zordur. Özellikle Kürt Hareketindeki ayr› bir devlet güdümlüsü ak›mlarla, devlete yönelik yapt›¤›m›z tan›mlamalar› esas alan demokratik, sosyal, hukuki devlet yaratmak, bunun için demokratik siyaset ve toplum için mücadele veren ak›mlar aras›ndaki fark› iyi görerek teorik ve pratik sahibi olmak büyük önem tafl›r.
ww
w.
ne t
ew e. c
12 Mart ve 12 Eylül’le, en ac›mas›z politikalarla toplumsal muhalefet ezilirken, fliddetin bir kez daha as›l belirleyici oldu¤u kan›tland›. 1980’ler sonras› Kürdistan boydan boya bir fliddet alan› oldu. Her s›n›ftan askeri ve yar› askeri örgütlenmelerle ve Kürt ihanetçili¤inin klasik kullan›m›yla yurtsever demokratik hareket ezilmek istendi. ‹ran’da ‹slam Devrimi ad›na, Araplarda Baas milliyetçili¤iyle ayn› rejimler sürdürüldü. Halepçe katliamlar› gibi olaylar yafland›. Kürdistan’da binlerce köy boflaltmalar, onbinlerce cinayet sürüp gitti. Yürürlükteki rejimin karakterinde tek bir de¤ifliklik görülmedi. Hukuk, yarg›n›n özüne en ters davranan kurumlar›n bafl›nda geldi. Yüzbinlerce insan› kriminalize etme, sorgulama, suçlama ve yarg›lama yafland›; tek yanl› yarg›s›z infaz fleklinde hukukun en garabet bir biçimi uyguland›. Hukuk asl›nda kat›ks›z bir faflist uygulama rolü oynad›. ‹ktidar›n en gayri adil kurumu ifllevini gördü. Kürt olmak, hele hele onurlu Kürt kimli¤i tafl›mak suçlanmak için yeter de artard› bile. Kürt ve Kürdistanl›l›k tümüyle hukuk d›fl› ilan edildi. Sivil toplum, sanat, spor, cinsel açl›k ve seksten de genel politikalar gözetilerek yararlan›ld›. Kürt ve Kürdistan direniflinin bast›r›lmas›nda genel ve özel ev, politikan›n temel hücreleri olarak kullan›lmaktan kurtulamad›lar. Kürdistan’da iktidar uygulamalar›n›n bu denli olumsuz rol icra etmeleri, özünde gizli bulunan fliddet politikas›n›n s›n›rl› da olsa ifllevsiz kalmas›ndan duyulan korkuydu. Sistem s›n›rs›z bir zor üzerine kurulmufltu. Hiçbir ça¤dafl tan›m› olmaks›z›n uygulan›yordu. Hedef Kürt ve Kürdistan olgular›n›n tarih ve toplum d›fl› b›rak›lmas›yd›. Buna karfl›l›k resmi ideolojiler milliyetçiliklerini ve dinciliklerini en afl›r› biçimlerde ilan etmekten geri durmad›lar. Türkiye’de resmi iktidar›n flu andaki temel politikas› Kürt direniflini tamam›yla ‘terörist’ ilan edip bunu tüm dünyaya kabul ettirmektir. Baflta ABD’yle olmak üzere, ilgili tüm devletlerle Türkiye’nin ekonomi baflta olmak üzere tüm stratejik ve askeri de¤erleri bu politikan›n kabul edilmesi temelinde piyasaya sunuldu. PKK’nin terörist ilan edilmesi için AB ülkelerine vermedi¤i taviz kalmad›. Benzer politikalar nerede bir PKK bürosu varsa oraya tafl›nd›. Kendilerine göre topyekun savafl böyle
* Bu yazı Rêber Apo’nun “Bir Halkı Savunmak” kitabından alınmıştır.
‹çindekiler
ne te we .c om
Onlar aktif savunma çizgisinde özgürlük mücadelesini daha güçlü geliflflttirmeye ça¤r›d›r Tenînê fi fie ehitlerinin An›s›na) (T Böyle bir dönemde üzerimize yüklenen en önemli görevlerden biri de hareket ve halk olarak Tenînê’de flehit düflen 11 yoldafla do¤ru... (14’te)
12 Eylül faflfliizmine karflfl›› söz ve eylemin birli¤i Kenan Evren liderli¤indeki askeri faflist cuntan›n 12 Eylül 1980 y›l›nda ifl bafl›na gelmesinin 27. y›ldönümünde bulunuyoruz... (25’te)
15 A¤ustos gerçe¤i Önderlik çizgisinde eylem gücüne dönüflflm mektir 15 A¤ustos At›l›m›’n›n yarat›c›s›, yürütücüsü, Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesini büyük bir cesaretle, heyecanla yürüten... (30’da) PKK’de gazilik kahramanl›k gerçe¤idir fiehitlik ve gazilik, halk ve örgüt nezdinde de mücadelemizi temsil eden temel de¤erlerdir. Her gazimiz... (42’de)
Tüm özel savafl yöntemlerine karfl› direnece¤iz
ww
w.
“Demokratik konfedaralizm birçok yerde feodal prenslikler gibi alg›lanm›flt›r. Herkes bir a¤a, bir prens gibi iktidar› eline geçirme peflinde koflmufltur. J.J. Rousseau, ‘ilk kötülük insan›n kendi bahçesine çit çekmesiyle bafllam›flt›r’ demifltir. fiimdi tüm kurumlar›m›z etraf›na çit çekmifl, tam bir özel mülkiyet yaklafl›m› içinde toplumdan uzaklaflm›flt›r. Hareket olarak yeniden toplumun de¤er verdi¤i bir PKK’lili¤i ortaya ç›karmakta kararl›y›z. Kadro duruflumuz yaflam anlay›fl›m›z böyle giderse, düdüklü tencerenin kapa¤›n› atmas› gibi halkta patlamalara neden olacakt›r. fiehit ana babalar› bile bizi kabul etmez... ” (2’de)
Hilvan Siverek prati¤i ve ç›kar›lmas› gereken dersler Hilvan-Siverek’te çeteleflen ve sömürgeciler ad›na halk› sömürü ve bask› alt›nda tutan feodal a¤al›k sistemine... (45’te)
Do¤ru bildi¤imi hayat›m pahas›na da olsa söylerim (Önder Apo) Hücre cezas›n› uygulamaya henüz bafllamad›lar. 5 sayfal›k bir dilekçeyle itiraz etmifltim 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne. ‹tiraz dilekçemde... (56’da) Bar›fl mücadelesi ideolojik ve aktif savunma mücadelesiyle sonuca ulaflflaacakt›r Bar›fl, uluslar, s›n›flar, cinsler, gruplar ve bireyler aras› varolan çat›flmal› çeliflkinin –savafl halinin– sona ermesi ve iliflkilerin birbirini... (66’da)
Cinsiyetçilik milliyetçiliktir Toplumsal cinsiyetçilik öylesine tehlikeli bir aflamaya gelmifltir ki, milliyetçilik olarak belirlemek... (70’te) Gabar’a nakflfle edilmifl bir yüreksin Özlemin dili olur mu heval? Kaç kelime, kaç sat›r, kaç hayk›r›fl bu özlemi dile getirebilir? Hele bu... (74’te) Zulüm ezmedi cesur atlar›n dört nala koflflttu¤u ruhunu Yakup Alcal› (Agit) arkadaflfl››n an›s›na Nice k›fllar, tipiler afl›ld›. Kimisi da¤lar›n bafl›na gö¤sünü yaslayamadan, kokusunu rüzgara... (76’da)
SERXWEBÛN Eylül 2007
2
om
Tüm özel savafl yöntemlerine karfl› direnece¤iz
“Önümüzdeki dönemde demokratik çözüm, demokratik iliflkilerin gündeme gelmesinden çok, gündemi fliddet belirleyecektir. Onlar bizi özel savafl ile tasfiye etmek isteyecekler biz de buna karfl› direnece¤iz. Tabii onlar›n özel savafl›na karfl› propaganda ve ajitasyonumuzu, iliflkilerimizi güçlendirece¤iz, ama esas olarak da bunun bir tasfiye etme savafl› oldu¤unu bilerek mücadeleyi ve savafl› güçlendirece¤iz. Onun için hareket olarak bu tasfiye konseptine karfl› meflru savunma temelinde, serhildanlar› da güçlendirecek bir direnifl kültürü gelifltirece¤iz” demokrasi mücadelesinde kendi sonlar›n› görmektedir. Bu nedenle hareketimize karfl› daha büyük sald›r›lar gelifltirilmektedir.
Bölgedeki statükocular›n durufllar› ilerici ya da meflru de¤ildir
Kürt özgürlük hareketi, Ortado¤u’daki siyasal ve sosyal yap›da devrimci tarzda köklü de¤iflim ve dönüflümleri gerçeklefltirecek özelliklere sahiptir. Buna karfl›l›k, Kürdistan ve bölge halklar› üzerinde yüzy›llard›r egemenlik kuran güçler, statükocu konumlar›n› korumak için kapsaml› sald›r›lara girmifllerdir. ABD’nin Ortado¤u’ya gerçeklefltirdi¤i müdahale, bu güçlerin bölgede uygulamak istedikleri planlarda t›kanma yaratm›flt›r. Bunun temel nedeni, bölgedeki statükocu güçlerin bölge ve Kürt halk› aç›s›ndan oldu¤u kadar uluslararas› güçler aç›s›ndan da geri bir pozisyonda olmas›d›r. Tabii ki bölgedeki statükocular›n d›fl güçlere karfl› durufllar› ilerici ya da meflru konumda de¤ildir. Bu güçlerin mücadeleleri d›fl güçlere karfl› pozisyonlar›n› güçlendirme ve varl›klar›n› sürdürmeye yöneliktir. ABD’nin müdahalesi bölgedeki dengeleri de¤ifltirmifl ve varolan statükoyu zorlam›flt›r. Bunun yan›nda eski statükodan zarar görenler –baflta da Kürt halk›– bu statükonun parçalanmas›ndan, sars›lmas›ndan yararlanmaya çal›flmaktad›r. Kürt halk›, müdahaleden sonra yaflanan alt üst olufl sürecini özgürlü¤ü ve demokrasisini kazanmak için bir f›rsat olarak de¤erlendirmeye çal›flmaktad›r. Tabii ki bu çabalar sade-
ww
w.
ne t
Bölgede ve Türkiye’de yaflanan geliflmeler, Özgürlük hareketi aç›s›ndan da yeni bir dönemin bafllad›¤›n› göstermektedir. Yeni dönemin temel karakteri, Özgürlük hareketini bast›rma, Kürt halk›n› inkar ve imha etme yönlü olacakt›r. Türkiye devleti böyle bir bast›rma konseptine öncülük ederken, Suriye ve ‹ran devletleri de hareketimizi ezme plan›n›n içinde bulunmaktad›r. Yaflanan bu geliflmeler, örgütsel ve siyasal mücadelemizde üzerimize yeni görevler yüklemektedir. Özgürlük hareketimiz, mücadele tarihinde her zaman büyük tehlikelerle karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Ortado¤u gibi, dünya dengelerinin kuruldu¤u bir co¤rafyada mücadele ediyoruz. Kürt halk›n› inkar eden ve her türlü sömürgeci bask›y› uygulayan Türk, Arap ve Fars despotik egemen güçlerin bulundu¤u Ortado¤u, siyasal dengelerin sürekli de¤iflti¤i kaygan bir zemindir. Özgürlük mücadelesi, bölgede önemli geliflmeler yaratm›flt›r. Bunun yan›nda ABD’nin bölgeye müdahalesi ile sars›lan statüko, yeni siyasal iliflki ve dengelerin ortaya ç›kmas›na neden olmufltur. Kürt halk›n›n mevcut durumu, geçen yüzy›la göre nitelik olarak farkl›l›k arz etmektedir. Kürtler mücadelesi, örgütlülü¤ü ve yaflad›¤› bilinç düzeyiyle özgürlü¤ünü ve demokrasisini isteyen bir halk gerçekli¤i ortaya ç›karm›flt›r. Sömürgeci egemen güçler, ortaya ç›kan bu geliflmeler karfl›s›nda kayg› ve telafl içine girmifllerdir. Dolay›s›yla askeri, siyasi ve diplomatik imkanlar›n› devreye koyarak, Özgürlük hareketini bast›rmaya yönelmifllerdir. Sadece inkarc› ve sömürgeci güçler de¤il, tüm gerici güçler de özgürlük ve
ew e. c
✤
ce bu f›rsattan yararlan›ld›¤› için harcanm›yor. Kürt halk› on y›llard›r mücadele etmifl ve kendisini siyasi, askeri bir güç haline getirmifltir. Kürt halk› yaratt›¤› bu güçle yüzy›llard›r bask› ve sömürü alt›nda bulunan konumunu de¤ifltirmenin, özgür ve demokratik bir toplum yaratman›n mücadelesini vermektedir. Tabii ki statüko yerlefltikten sonra bunu de¤ifltirmek büyük bir mücadeleyi gerektirir. Bu aç›dan statükolar›n da¤›ld›¤› geçifl süreçleri, o güne kadar statükodan zarar görmüfl halklar›n kültürel ve demokratik de¤erlerini gelifltirmesi aç›s›ndan önemli bir dönemdir. Bu yönüyle önümüzdeki y›llar, Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasisini gerçeklefltirmesi aç›s›ndan önemli y›llar olacakt›r. Bununla birlikte dengelerin yeniden kuruldu¤u bu süreçlerde, inkarc› ve sömürgeci kesimler de yeni oluflacak statükoda pozisyonlar›n› güçlendirerek, Kürt halk›n› eski pozisyonda tutmak isteyeceklerdir. Yeni oluflacak statükoda güç belirleme mücadelesi, herkesin kendi rolünü oynamak istemesi ile ilgilidir, dolay›s›yla anormal bir durum de¤ildir. Dolay›s›yla Kürtler de rollerini oynamak istemektedir. Böylesine karmafl›k iliflki ve mücadelelerin yafland›¤› bir dönemden geçmekteyiz.
Türkiye Ortado¤u’daki inkarc›l›¤›n vurucu gücüdür Önderli¤imize yönelik gerçekleflen uluslararas› komplo ile Özgürlük hareketi tasfiye edilerek, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik iradesinin ortadan kald›r›lmas› amaçland›. Bu
Eylül 2007 SERXWEBÛN dolay› sars›nt› geçirmesi, sürece dezavantajl› kat›lmam›za neden olmufltur. Uluslararas› güçler bölgeye müdahale ettiklerinde, komployu tümden baflar›ya götürmek için içimizde tasfiyeci provokatör e¤ilimi gelifltirmifllerdir. Özgürlük hareketine yap›lmak istenen bu müdahale, bölgeye yap›lan müdahalenin bir parças›d›r. Bölgeye müdahale ederken, PKK’yi tümden kendi yede¤ine alma, çizgisine çekme müdahalesini gerçeklefltirmifllerdir. Örgüt içinde Osman-Nizamettin tasfiyecili¤inin ortaya ç›kmas›, bölgedeki bu geliflmelerle ba¤lant›l›d›r. ABD’nin Ortado¤u’ya müdahalesi olmasayd›, tasfiyeci e¤ilim böyle ortaya ç›kamazd›. ABD müdahalesinden cesaret alarak, beslenerek, hatta bu müdahaleci güçlerle organik iliflki içine girerek ortaya ç›km›flt›r. Özgürlük hareketi bu müdahale giriflimini bofla ç›karm›fl ve Kürt halk›n›n özgürlükçü ve demokratik iradesini korumufltur. fiimdi daha iyi anlafl›lmaktad›r ki PKK tasfiye edilseydi, yaln›z Kuzey Kürdistan’›n de¤il, Do¤u’nun, Güney’in ve Güneybat›’da yaflayan Kürt halk›n›n durumu da çok kötü olacakt›. Güçlü, iradeli ve mücadeleden yoksun bir PKK gerçekli¤i olsayd›, Kürdistan’›n di¤er parçalar›nda yaflayan Kürt halk›n›n iradesi daha çabuk k›r›lacak ve varolan pozisyonunun çok gerisine düflecekti. Bu gerçeklik, hareketimizin tasfiyeye karfl› mücadelesinde sahip oldu¤u baflar›n›n tarihsel de¤erini ortaya koymaktad›r. Gelinen aflamada Türkiye, ‹ran ve Suriye’nin ortak bir konseptle sald›rmas› da gösteriyor ki, Özgürlük hareketine yap›lmak istenen müdahale baflar›s›z olmufltur. Bölgedeki statükocu güçler, Türkiye’de, ‹ran’da ve Suriye’de PKK tasfiye edildi¤i takdirde Kürt halk›n›n yeniden güçlü bir irade-
yi ortaya ç›karamayaca¤›n› düflünmektedir. PKK tasfiye edildikten sonra Güneyli di¤er güçleri, Do¤u güçlerini ya da Kuzey Kürdistan’daki di¤er siyasal güçleri etkisizlefltirmenin ve Kürtleri etkisiz k›lman›n kolay olaca¤›n› düflünüyorlar. Ancak PKK’nin etkisiz bir güç haline getirilmesiyle pozisyonlar›n› güçlendirebileceklerini ve bölgede Kürtler için ortaya ç›kan f›rsatlar› tersine çevirme imkan›n›n oluflabilece¤ini görmektedirler.
ne te we .c om
komplonun içinde bölge güçleri, iflbirlikçi güçler ve uluslararas› güçler bulunuyordu. Uluslararas› güçler Ortado¤u’da bir Özgürlük hareketinin bulunmas›n› istemiyordu. Çünkü Özgürlük hareketinin mücadelesi gelifltikçe, ideolojisi ve pratikleflme düzeyi ile halklararas› kardeflli¤e, özgürlü¤e ve örgütlülü¤e dayanan bir sistem ortaya ç›kacak, böylelikle d›fl güçlerin bölgede kalma gerekçeleri de ortadan kalkacakt›. Özgürlük hareketinin etkili oldu¤u bir yerde, emperyalist, sömürücü ve bask›c› d›fl güçlerin kalma gerekçesi bulunmayacakt›. Uluslararas› güçlerin hareketimizi tasfiye etmek istemelerinin nedeni budur. Ortado¤u’da statükoculu¤un, inkarc›l›¤›n, sömürgecili¤in vurucu ve yönlendirici gücü olan Türkiye de Özgürlük hareketini tasfiye ederek, Kürtler üzerindeki egemenli¤ini devam ettirmek istemektedir. Di¤er yandan uluslararas› güçler, iflbirlikçi Kürtleri öne ç›kararak Özgürlük hareketini tasfiye etmeye yönelmifllerdir. ‹flbirlikçi Kürt feodal egemen güçler de hareketimizi tasfiye ederek, Kürt halk› üzerindeki egemenlik koflullar›n› sürdürmek istemektedir. Uluslararas› komplonun böyle bir karakteri vard›r. Özgürlük hareketi bu flartlarda gerçekleflen komploya ra¤men eksik ve yetersizlikleriyle bir durufl ortaya ç›karm›fl ve mücadele ederek komplonun baflar›l› olmas›n› engellemifltir.
3
PKK varoldu¤u müddetçe halk›n iradesi k›r›lamaz
✤
ww
w.
Son süreçte KCK Önderli¤ine ve Kürt özgürlük hareketine yönelik gelifltirilen kapsaml› imha sald›r›lar›n› bu aç›dan de¤erlendirmek gerekir. ‹ran’›n geliflen sald›r›lar›, bununla birlikte Suriye, ‹ran ve Türkiye iliflkilerinde yaflanan geliflmelerin temelinde Kürtlerin iradeli, demokratik ve özgürlükçü duruflunu ortadan kald›rman›n hedeflendi¤i görülmelidir. Önderli¤imize yönelik gerçeklefltirilen zehirleme durumu, ‹ran’›n Türkiye ve çeflitli güçlerle iflbirli¤i içinde Güney Kürdistan’a yönelik gelifltirdi¤i sald›r›lar, fiengal’de ezidi Kürtlerin katledilmesi, Kerkük üzerinde kurulan bask›lar sonucu referandumun ertelenmesi ve bununla ba¤lant›l› olarak Kuzey Kürdistan’da Türk ordusunun operasyonlar›n› artt›rmas›, Kürtlerin iradesini k›rmaya yönelik oluflturulan konseptin parçalar› olmaktad›r. Böyle bir konsept sonucunda geliflen tüm Tasfiyecilik bölgeye yap›lan yönelimler, bölgede Kürt halk›n›n iramüdahalenin bir parças›d›r desini k›rmaya yöneliktir. Bu nedenle Kürt halk›n›n içinde bulundu¤u süreci, tüm kazan›mlar›n›n ve yaratt›¤› deBölge statükolar›n›n parçaland›¤› ¤erlerin tehlikede oldu¤u bir dönem ve f›rsatlar›n daha fazla ortaya ç›kt›¤› olarak tan›mlamak gerekir. böyle bir dönemde Önderli¤imizin PKK varoldu¤u müddetçe bütün esareti ve örgütümüzün tasfiyecilikten parçalardaki Kürtlerin özgürlük ✤ ve demokrasi mücadelesini bas“PKK varoldu¤u müddetçe bütün parçalardaki Kürtlerin özgürlük t›rmak zordur. Tüm parçalardaki Kürt halk› gücünü PKK’nin müve demokrasi mücadelesini bast›rmak zordur. Tüm parçalardaki cadelesinden almaktad›r. PKK orKürt halk› gücünü PKK’nin mücadelesinden almaktad›r. tadan kalkmadan Kürtleri konPKK ortadan kalkmadan Kürtleri kontrol alt›na alman›n ve trol alt›na alman›n ve denetlemedenetlemenin mümkün olmad›¤›n› gören hakim güçler, nin mümkün olmad›¤›n› gören hakim güçler, mücadeleyi etkisiz mücadeleyi etkisiz k›lma karar› alm›fllard›r” k›lma karar› alm›fllard›r. Bütün
Statükocular›n politikas›ndaki ortak nokta ABD’nin yaflad›¤› zorlanmad›r
Güney’e müdahale Türkiye’nin tarihi yenilgisi ile sonuçlanacakt›
ne t
‹ran devletinin sald›r›lar›, PJAK baflkan›n›n bir röportaj› ya da bu süreçte gerçekleflen herhangi bir olayla ilgili de¤ildir. Kürt halk›n›n özgücünü ve enerjisini a盤a ç›kararak onu irade yapan, dinamik bir güç haline getiren PKK’nin, bu güçlerin iktidarlar›n› ve sömürgeci egemenliklerini tehlikeye düflürmesi ile ba¤lant›l›d›r. Sorun, ABD’nin bölgeye gelmesi, Kürtleri koruyacak olmas› gibi noktalarda de¤ildir. Bölgedeki statükocu güçler, PKK’nin tasfiyesi durumunda ABD’nin kendilerine muhtaç olaca¤›n› görmüfllerdir. Bu güçlerin politikalar›ndaki ortak nokta, ABD’nin Irak’ta yaflad›¤› zorlanma ve s›k›fl›kl›¤› görmeleridir. Bölgede Kürtler üzerinde egemenliklerini sürdürmek isteyen güçler ortak bir politikayla ABD’nin bölgedeki durumunu daha da s›k›fl›k bir duruma düflürerek, ABD’yi ‘ya bizimle iflbirli¤i yapar istikrar› sa¤lars›n ya da bizi dikkate almazsan, istikrar› sa¤layamazs›n’ noktas›na çekmeyi hedeflemektedirler. Bu aç›dan ‘Kürtleri b›rak bizimle iflbirli¤i yap, ancak böyle yaparsan Irak’ta ve bölgede bir istikrar sa¤layabilirsin. Sen de bu bataktan kurtulabilirsin’ demektedirler. Türkiye, ‹ran, Suriye baflta olmak üzere bölgede etkili olan statükocu güçlerin amac›, ABD’nin bu s›k›fl›kl›¤›ndan yararlanarak, onu kendilerine muhtaç hale getirmektir. ABD’nin bölgede s›k›fl›k bir konumda oldu¤u, zorland›¤› bir gerçektir. ABD’nin yaflad›¤› zorlanma sadece Ortado¤u’da de¤il, baflta kendi içinde olmak üzere, dünya çap›nda bir zorlanmaya
neden olmaktad›r. Statükoyu sürdürmek isteyen güçler, ABD’nin içinde bulundu¤u bu zorlanma durumundan yararlanmak istemektedirler. Bunun için öncelikle PKK’den kurtularak, ABD karfl›s›ndaki pozisyonlar›n› güçlendirmeyi amaçlamaktad›rlar. E¤er hedefledikleri gibi PKK ezilirse, bu güçlerin ABD karfl›s›ndaki pozisyonlar› güçlenecektir. Hem ‹ran, hem Türkiye hem de Suriye’nin konumu güçlenecektir. PKK engelini aflarak rahat bir flekilde ABD’nin karfl›s›na ç›kacak olan statükocu güçler, bölgedeki temel siyasi aktörlerin kendileri oldu¤unu, kendileri ile yap›lacak iflbirli¤i ile bölgede sonuç al›nabilece¤ini dayatacaklard›r. Amaç budur.
ew e. c
bunlar gerçekleflen sald›r› ve yaklafl›mlardan da anlafl›lmaktad›r. Amaç, PKK hareketini tasfiye etmek oldu¤u için, ortaya ç›kan sald›r›lar da dönemsel ve günlük de¤ildir. PKK’yi yok etmek için yap›lan sald›r›lar, bundan sonra da konsept dahilinde daha da artarak devam edecektir. Kürt halk› ve özgürlük mücadelesi üzerinde yo¤unlaflan sald›r›lar birbirinden ba¤›ms›z ele al›nmamal›d›r.
Türkiye, uzun bir süre ‘Güney Kürdistan’a girece¤im’ dedi. S›n›r ötesi operasyonu sürekli gündemde tuttu. Temel amac›, Güney Kürdistan’a girmek de¤ildi. Amaç, ABD’yi s›k›flt›rarak, KDP’yi zorlayarak Özgürlük hareketinin üzerine bir yönelimi gerçeklefltirmeyi sa¤lamakt›. Bu amac›nda baflar›l› olamad›. ABD ve Güney Kürdistanl› güçler, mevcut durumda PKK ile kavga ve çat›flma içinde olmay› ç›karlar› dahilinde görmediler. Türkiye bu temelde gelifltirdi¤i politikas›na devam ederek bu bask›s›n›, Kuzey Kürdistan’da Kürt özgürlük hareketini ezme çabas›na karfl› bu güçleri sessiz b›rakmak biçimindeki bir stratejiye dönüfltürdü. Nitekim bu bask›lar sonucunda ABD de, KDP de YNK de ‘siz Güney Kürdistan’a müdahale etmeyin, Kuzey’de ne yaparsan›z yap›n, istedi¤iniz gibi ezebilirsiniz, bu sizin hakk›n›zd›r’ diye aç›klamalarda bulundular. ABD’yi ve uluslararas› güçleri bu noktaya getirdiler.
w.
ww
om
SERXWEBÛN Eylül 2007
4
Türkiye, geçmifl Kürt isyanlar›nda oldu¤u gibi, özgürlük mücadelesini de uluslararas› zeminden ve Kürdistan’›n di¤er parçalar›ndaki Kürt halk›ndan kopararak tecrit etme politikas›na yönelmifltir. Bunu bir düzeye kadar da baflarm›flt›r. Türkiye, Güney Kürdistan’a müdahale ile b›rakal›m sonuç almay›, bütün Kürtleri birlefltirece¤ini ve baflta ABD olmak üzere çeflitli güçleri karfl›s›na alaca¤›n›, böylesi bir müdahalenin tersine dönece¤ini görmüfltür. Bu tarz bir yönelimin tüm cephelerde yenilgiyi getirece¤inin fark›ndad›r. Cephesi genifllemifl, birli¤ini oluflturmufl Kürtler karfl›s›nda Türk devleti yenilecek, Güney’e müdahale Kuzey’i de kaybetme ile sonuçlanacakt›. Türkiye bu nedenle Güney Kürdistan’a müdahale etmemifltir. Böyle bir müdahaleyi gerçeklefltirme koflullar› olsayd›, bunu gerçeklefltirecekti. Bunu yapacak gücü olsayd›, kimseyi –ABD de dahil olmak üzere– dinlemezdi. Güney Kürdistan’a Türkiye’nin bir müdahalesi olsayd› bu, ABD, Türkiye ve Kürtler üzerinde egemenlik kuran güçler aç›s›ndan tarihi bir yenilgi ile sonuçlanacakt›. Bu yüzden Güney Kürdistan’a operasyon ile müdahale olmam›flt›r. Önderli¤imiz de son görüflme notunda Güney Kürdistan’a operasyon tart›flmalar›na ‘hikayedir’ demifltir. Güney Kürdistan’a müdahale, bütün Kürtleri birlefltirecek, hem askeri anlamda büyük bir savafl› ortaya ç›karacak hem de Sine’den Dersim’e, Qam›fllo’dan Serhat’a kadar tüm Kürtler’in serhildana kalkmas›na neden olacakt›. ‹flte bunu göze alamam›flt›r. Mevcut durumda
Eylül 2007 SERXWEBÛN PKK’yi ezerek ve pozisyonlar›n› güçlendirerek ABD karfl›s›nda daha inisiyatifli duruma gelme stratejisini hayata geçirmek istemektedir.
zisyonunun tam olarak ne olaca¤› belli de¤ildir. Zaten YNK flimdiden ‹ran ile s›k› bir iflbirli¤ine girmifltir. ‹ran’n›n Güney Kürdistan’a girmesinde YNK’nin icazetinin ve ‹ran ile kurdu¤u iliflkilerin pay› vard›r. Bunun yan›nda ‹ran-Suriye-Türkiye iliflkileri de bu sald›r›y› ortaya ç›karm›flt›r.
duyarl›l›¤› yaratmay› esas alacakt›r. Kürt toplumunun bireylerinden ayd›nlar›na, halk›ndan siyasi kurulufllar›na kadar bu bilinç gelifltirilmeye çal›fl›lacakt›r. Bu, önemli ve tarihi bir konudur. ABD’nin, Kürtlerin sonuna kadar arkas›nda olaca¤›n› kimse söyleyemez. Bu, ancak Kürtler güçlenir ve varolan gücünü korursa mümkün olur. Ortado¤u, dünya dengelerinin kuruldu¤u yerdir. Her yerde ahlaki politika izlenir, Ortado¤u’da izlenmez. Latin Amerika’da, Afrika’da, Uzakdo¤u’da ahlaki politika izlenir, ama Ortado¤u’da izlenmez. Önderlik, Avrupa’ya gitti¤inde buz gibi ekonomik ve siyasal ç›karlarla karfl›laflt›¤›n› belirtmektedir. Ortado¤u’nun gerçekli¤i budur. Kimse kimsenin kara kafl›na kara gözüne bakarak iliflki gelifltirmez. Çünkü Ortado¤u’da dünya dengeleri kuruluyor. ABD küresel bir güçtür.
ne te we .c om
Kürtler herhangi bir güce dayanarak kendini koruyamaz
5
PKK’nin direnifli tüm Kürtler aç›s›ndan stratejiktir
2001 y›l›nda Güney Kürdistan’da YNK’ye karfl› gelifltirilen hamleler sürecinde hareketimiz baz› yerleri alm›flt›. Bunun üzerine ‹ran ile baz› görüflmeler yap›ld›. Bu görüflmelerde Zahmetkefller, Sosyalist Parti lideri Hac› Muhammet Bodur ile ‹ran’›n Güney Kürdistan temsilcisi haz›rd›. Tüm amaçlar›, Özgürlük hareketini ele geçirdi¤i yerlerden ç›karmakt›. ‹ran tem-
“PKK tasfiye olursa, Kürdistan’›n hiçbir parças›nda PKK gibi mücadele eden bir örgütü hiç kimse ortaya ç›karamaz. Geçmiflte de kimse ortaya ç›karamad›. Önderli¤imizin ve PKK’nin büyüklü¤ü bu tarzda mücadele eden bir güç olmas›ndand›r. PKK gerçekli¤i ortadan kalkt›ktan sonra bir daha böyle direnecek bir topluluk ortaya ç›kar›lamaz”
✤
silcisi o zaman “siz bizim dostumuzsunuz, ama YNK müttefikimizdir, ç›kmazsan›z YNK güçleriyle birleflir sizin üzerinize geliriz, bu iyi olmaz, vazgeçin” demiflti. Hareketimiz o zaman bunu kabul etmedi. ‹ran ile ciddi, gerilimli bir süreç yafland›. ‹ran’›n, KDP ve YNK’nin de bask›lar› karfl›s›nda nas›l bir tutum alaca¤› belli de¤ildir. Bu aç›dan hareketimizin mücadelesini sa¤lam tutmam›z önemlidir. PKK’nin direniflinin tüm Kürtler aç›s›ndan stratejik bir direnifl oldu¤unu Kürt halk›, ayd›nlar ve Kürt siyasi kiflilikleri anlamal›d›r. PKK’nin tasfiye edilmesi planlar›na karfl› tutum almad›klar›, PKK’nin mücadelesinin arkas›nda durmad›klar› ya da en az›ndan PKK’nin büyütece¤i direnifl mücadelesini meflru görmedikleri takdirde, yaln›zca Kuzey Kürdistan de¤il, bütün Kürdistan tehlike alt›nda olacakt›r. Kürt özgürlük hareketi bu temelde bir
ww
w.
PKK’yi tasfiye etme planlar› hayata geçti¤i takdirde, Kürt halk›n›n tüm kazan›mlar›n› geriye çekip, 20. yüzy›lda yaratt›¤› dengeleri koruma koflullar› oluflacakt›r. Kald› ki Türkiye flimdi bile siyasi gücünü kullanarak, Kerkük referandumunu ertelemeyi baflarm›flt›r. Bütün bunlardan yola ç›karak flunu söyleyebiliriz: ‘Kürtlerin arkas›nda ABD vard›r, Kürtlere sahip ç›kar’ biçimindeki ezbere yaklafl›m derin bir yan›lg›d›r ve Ortado¤u’daki siyaset zeminini tahlil edememekten kaynaklanmaktad›r. Kerkük referandumunun ertelenmesi, böyle bir durumun olmad›¤›n› aç›kça göster- ✤ mifltir. Kürtler, herhangi bir güce dayanarak mevcut konumlar›n›, hatta hiçbir fleylerini koruyamazlar. Bu nedenle Özgürlük hareketine karfl› gelifltirilen sald›r›lar, tüm Kürdistan parçalar› aç›s›ndan stratejik sald›r›lard›r. Kürtlerin iradesini k›rmaya yönelik sald›r›lard›r. Bu bak›mdan Kürt özgürlük hareketinin direnifli de duruflu da Kürdistan tarihi aç›s›ndan tarihi bir durufltur, stratejik bir direnifltir. Kürdistan özgürlük hareketi direnifli sürdürmezse, Güney Kürdistanl› güçlerin bölgede etkinli¤i kalmayacakt›r. fiu anda KDP ve YNK Türkiye ile tam bir iflbirli¤i içinde de¤ildir. Hatta Türkiye karfl›s›nda baz› fleyler de söyleyebilmektedir. Ama bu söylemlerini Özgürlük hareketi güçlü ve etkili oldu¤u müddetçe sürdürebilirler. Özgürlük hareketinin ezilmesi, güçten düflmesi durumunda, ABD bunlara varolan s›n›rl› imkanlarla yetinmeyi dayatacak, bu güçler de sesini ç›karamayacakt›r. Dünyada bunun örnekleri vard›r. Tüm Ermeniler yok edildi, kalanlar› küçük bir Ermenistan’da yaflat›yorlar. Buna benzer bir flekilde, Kürtleri de çok s›n›rl› baz› fleylerle yaflatma, kullanma durumu ortaya ç›kacakt›r. Bu aç›dan KDP ve YNK’nin po-
Dünya çap›ndaki küresel etkinli¤ini Kürtlerin arkas›nda durarak tehlikeye sokmayacakt›r. Kürtler bölgede etkili siyasal bir aktör olarak güçlerini ortaya koyacaklarsa bu, kesinlikle PKK’ye ba¤l› gerçekleflecektir. PKK tasfiye olursa, Kürdistan’›n hiçbir parças›nda PKK gibi mücadele eden bir örgütü hiç kimse ortaya ç›karamaz. Geçmiflte de kimse ortaya ç›karamad›. Önderli¤imizin ve PKK’nin büyüklü¤ü, bu tarzda mücadele eden bir güç olmas›ndad›r. Bu kadar deneyime ra¤men mücadeleyi yürütmenin zorluklar›yla karfl›lafl›yoruz. Direniflçi bir örgüt, iradeli bir halk gerçekli¤ini yürütmede zorluklar yafl›yor. PKK gerçekli¤i ortadan kalkt›ktan sonra bir daha böyle direnecek bir topluluk ortaya ç›kar›lamaz. Baflta Türkiye olmak üzere bölgedeki statükocu güçler ezme f›rsat›n› bir kere yakalasa, her türlü tedbiri
SERXWEBÛN Eylül 2007
Bölgedeki statükocu güçler taarruz pozisyonundad›r
ABD’nin zorland›¤› ortadad›r. Bölgedeki egemen güçler bu zorlanmadan yararlanarak ABD’yi kendilerine muhtaç b›rakmak istemektedirler. Nitekim ABD zorlad›¤› için Kerkük’te referandum ertelenmifltir. Özgürlük hareketi olarak daha önce buna dikkatleri çekmifltik, ancak gerekli duyarl›l›k sergilenememifltir. Kürtler güç olmazsa referandum önümüzdeki süreçte de gerçekleflemez. ABD’nin Kürtlere söz verdi¤i ve bunun için referandumun gerçekleflece¤ine kesin gözle bakanlar yan›lmaktad›rlar. Ortado¤u’da sözün de¤eri yoktur. Gücün varsa sözler yerine gelir, gücün yoksa hiçbir sözün önemi yoktur. Ahlaki politikan›n bu co¤rafyada geçersiz oldu¤unu belirttik. Dünya dengelerinin yeniden kuruldu¤u bu bölgede buz gibi ç›kar hesaplar› vard›r. Bu, Kürtler aç›s›ndan daha fazla geçerlidir. Dört devlet birleflerek Kürtlerin iradesini k›rmak istemektedir. Bölgede Kürt halk› üzerine sömürgeci siyaset yürüten güçler siyasi, askeri ve ekonomik güçlerini kullanarak, gerekti¤inde kendilerini pazarla-
ww
w.
‹çinden geçti¤imiz dönemde özgürlük mücadelesini güçlü ve aktif bir flekilde hayata geçirmez, halk›m›z ve kadrolar›m›z geliflmelere haz›r olmazsa, Kürt halk› üzerindeki bu tehlikeli oyunlar hayat bulacakt›r. Kürt halk› ciddi bir tehlike ile yüz yüzedir. Mevcut durumda tüm kesimler hareketimizin potansiyelinin fark›ndad›r. Bu nedenle hareketimizi tehlikeli görüp ciddiye al›yorlar. 20-30 y›l önce bu kadar ciddiye al›nm›yordu. Ama flimdi mücadelemizin ciddiyeti fark edilmifltir. Bu nedenle ciddi ittifaklar gelifltirilmekte, tedbirler al›nmaktad›r. Kürdistan özgürlük hareketi karfl›s›nda bölgedeki gerici, statükocu güçlerin tümü taarruz pozisyonuna geçmifltir. Bu tutum savafl pozisyonudur. Ortado¤u baflta olmak üzere
yarak Kürt halk›n›n gücünü ortadan kald›rmay› planl›yorlar. Kendi ç›karlar› do¤rultusunda gerekti¤inde kendine ba¤l›yor, gerekti¤inde gücünü sat›fla ç›kar›yor. Kendilerini kulland›r›rken bile uygun bir politik ç›kar do¤rultusunda bunu yapt›r›yorlar. Kürtler böyle bir gücü tamamen mücadele ile ortaya ç›karacakt›r. Bu nedenle özgürlük mücadelesini sa¤lam tutmak zorunday›z.
Özgürlük hareketi ‹ran sald›r›lar›na karfl› cevaps›z kalmayacakt›r
ew e. c Ortado¤u’da ahlaki politika geçersizdir
ne t
alacaklard›r. Demirel PKK için, “bin y›ld›r bafl›m›za gelen en büyük belad›r” diyordu. fiimdi bu bin y›ll›k beladan kurtulmaya çal›fl›yorlar. Bunun için uluslararas› pazarda kendisini sat›l›¤a ç›karm›flt›r. Avrupa’ya, ABD’ye PKK’nin tasfiyesi karfl›l›¤›nda her türlü tavizi vermeye haz›rd›r. PKK’nin yürüttü¤ü mücadele ile Kürt halk› Ortado¤u’da bir güç oldu¤u için uluslararas› güçler Kürtleri belirli düzeyde dikkate almaktad›r. Önümüzdeki dönemde bunu k›rma mücadelesi yürütülecektir. Bölgede Kürt halk› üzerinde egemenliklerini sürdürmek isteyen güçler bunu k›rmaya çal›flacak, Kürt halk› da Özgürlük hareketi flahs›nda iradesini koruma mücadelesi verecektir.
Türkiye, ‹ran ve Suriye gibi bölge güçleri Özgürlük hareketi karfl›s›nda böyle bir duyarl›l›k içindedir. Tüm güçlerini, enerjilerini hareketimizi etkisizlefltirme üzerine yo¤unlaflt›r›yorlar. Bölge güçleri böyle bir konsept ile Kürt özgürlük hareketini imha temelinde bir araya gelmiflken, özgürlük mücadelesini yürüten güçler geliflmeler karfl›s›nda kendine göre olamaz. Kendi halinde, gevflek bir durumda kal›namaz. Bu, bir gaflet durumu olur ve tamamen stratejik bir yenilgiyle sonuçlanabilir. ‹çinde bulundu¤umuz siyasal durumun böyle oldu¤unu görmeliyiz.
om
6
Yaflanan çat›flmalar ve ortaya ç›kan siyaset gösteriyor ki önümüzdeki süreçte ‹ran ile Kürt özgürlük hareketi aras›ndaki gerilim devam edecektir. ‹ran’›n sald›r›lar› devam ettikçe, buna karfl› Özgürlük hareketi cevaps›z kalmayacakt›r. ‹rade k›rma, bast›rma ve ‘YNK’yi ya da baflka güçleri yan›na alarak üzerine gidersen PKK teslim olur’ politikalar›na karfl› diflini t›rna¤›na takarak direniflle cevap verecektir. Önümüzdeki dönemde ‹ran’›n irade k›rma politikas›na karfl› daha sert bir politika ortaya ç›kabilir. ‹rade k›rma siyaseti basit ve s›radan bir durum de¤ildir. Bu siyaset karfl›s›nda teslim olunarak, her denileni yerine getirerek de¤il, ancak irade koyarak ayakta kalmak mümkündür. ‹ran devleti karfl›s›nda, özgürlük iradesini ve mücadele gücünü, ortaya ç›kacak olan zorluklara ve s›k›nt›lara ra¤men ayakta tutaca¤›z. Bunun yan›nda ulusal birlik siyasetimizi sürdürerek, di¤er Kürt siyasi güçlerini etkilemeye de devam edece¤iz. Özgürlük hareketi d›fl›ndaki Kürt siyasi güçlerine Kürdistan ve Kürt halk› üzerindeki tehlikeleri kavratmaya çal›flaca¤›z. Özgürlük hareketinin afl›lmas› durumunda bu siyasetin, Kürdistan genelinde güç olmak isteyen tüm siyasetleri etkisizlefltirece¤i bilinmelidir. Bu aç›dan bu güçlerin PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesine destek vermeseler bile engel olmayacaklar› bir konuma gelmelerini sa¤layaca¤›z. Ulusal konferans ile birlikte demokratik ulusal birlik siyasetimizi artt›rarak, bu güçlerin yanl›fll›klar içerisine girmesini engelle-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
7
ne te we .c om
meye çal›flaca¤›z. Bu güçlerin Öz- ✤ “Türkiye belirli düzeylerde uluslararas› güçlerin deste¤ini gürlük hareketine yönelik herhangi bir sald›r› ya da ihaneti olmad›¤› arkas›na alm›flt›r. Güney Kürdistan’a girmeme sözüyle Kuzey müddetçe mevcut iliflkimizi sürdürKürdistan’da s›n›rs›z bir imha ve bask› politikas›n› ABD’ye, me, giderek daha fazla gelifltirme Avrupa’ya, YNK ve KDP’ye kabul ettirmifltir. Bu temelde yaklafl›m›m›z vard›r. Her ne kadar Kürt güçleri ulusal konferans ça¤r›operasyonlar› artt›rarak, tampon bölgeler oluflturarak, lar›m›za olumlu cevap vermeseler de Kürt özgürlük hareketine yönelmektedir” bu talebimizi canl› bir flekilde gündemde tutmaya devam edece¤iz. Bu güçler Türkiye’nin, ‹ran’›n ve ulusDevlet Kürt sorununu le ivmemizin düflürülerek zaman kalararas› güçlerin tepkilerine karfl› duzanmak ve hareketimizin üzerine gelezerek çözme yönünde karar ald› ramayacaklar›n›, bu nedenle bu siyamek için istendi¤i, böyle bir ortamda seti izleyemeyeceklerini ifade ediyorBu y›l›n bafl›nda M‹T Müsteflar› Önderli¤imizin tasfiye edilmek istenlar. Buna ra¤men Kürt özgürlük ha- Emre Taner, ‘bekle gör’ politikas›n›n di¤i a盤a ç›km›flt›r. Zaten bu dönem reketi, Kürt halk›n›n demokratik ulu- art›k sürdürülemeyece¤ini, Kürt soru- içerisinde Önderli¤imizin zehirlendi¤i sal birli¤ini gelifltirecek ulusal konfe- nunun ya çözülmesi ya da ezilmesi ge- ortaya ç›kt›. Önderli¤imizin zehirlenrans yaklafl›m›n› sürdürecek ve tüm rekti¤ini belirtti. Ortado¤u’da de¤ifli- di¤i bir ortamda örgüt aya¤a kalkaKürdistanl› güçleri duyarl›l›¤a çeke- min yafland›¤› bir dönemde Kürt soru- mayacak, ateflkes nedeniyle pasif ducek bir siyaseti izleyecektir. nunda politikas›z kalman›n, seyirci rumda bulunan güçlerimizin üzerine olman›n, daha önce yap›ld›¤› gibi çö- yürünerek ve bitirilecekti. Ateflkesi Türkiye Güney’e girmeme sözüyle zümsüzlük en iyi çözümdür yaklafl›m› hareketimiz de uygun görmüfltü, aniçinde olman›n tehlikeli bir politika ol- cak durumdan bizden çok bu güçler Kuzey’de imhaya yönelmifltir du¤unu söylemeye çal›flt›. Bu nedenle yararland›lar. De¤erlendirilmesi gereken di¤er neredeyse ‘Kürt sorununa bir çözüm’ AKP özel savafl›n siyasi gücüdür bir konu ise Türkiye’de yaflanan ge- diye feryat etti. Ya ezerek ya da anlaliflmelerdir. Türkiye’de Özgürlük ha- fl›larak çözülecekti. Devlet bu konuda reketine karfl› yeni bir konsept dahi- ezerek çözme yönünde karar ald›. Türkiye’de bu süreç içerisinde hem Buradan M‹T ile genelkurmay genel hem de cumhurbaflkanl›¤› selinde tasfiye hareketi bafllat›lm›flt›r. Türkiye belirli düzeylerde ulus- aras›nda bir çat›flma oldu¤u sonucu çimleri oldu. AKP hükümeti, Özgürlük lararas› güçlerin deste¤ini arkas›na ç›kar›lmamal›d›r. M‹T müsteflar› bir hareketine karfl› bir mücadele yürütalm›flt›r. Güney Kürdistan’a girme- gerçekli¤i ortaya koymufltur. ‘Kürt müfltür. Ancak bu mücadele tam olame sözüyle Kuzey Kürdistan’da s›- sorununu çözme zaman› geçmekte- rak ordunun istedi¤i gibi olmam›flt›. n›rs›z bir imha ve bask› politikas›n› dir, çözecekseniz çözün ya da baz› Bu nedenle ordu 27 Nisan’da bir ABD’ye, Avrupa’ya, YNK ve KDP’ye Güneyli iflbirlikçi güçleri de katarak muht›ra yay›nlad›. 27 Nisan muht›kabul ettirmifltir. Bu temelde içeride PKK’yi kuflatal›m ve ezelim’ demifltir. ras› esas olarak AKP’yi teslim alma operasyonlar› artt›rarak, ihtiyaçlar›- Sonuçta bir taraftan askeri, di¤er ta- muht›ras›d›r. Bir taraftan muht›ra, na göre tampon bölgeler olufltura- raftan siyasi sald›r› yaparak ezme bir taraftan Türkiye genelinde yap›lan rak, yasalar›nda bask›c› maddeleri yaklafl›m›nda birleflilmifltir. Nitekim cumhuriyet mitingleri ile AKP üzerinartt›rarak Kürt özgürlük hareketine Haber Türk kanal›nda yap›lan bir de yo¤un bir bask› kuruldu. AKP 22 programda M‹T ile iliflki içinde bulu- Temmuz öncesinde ciddi bir s›k›flmay› yönelmektedir. Türkiye, özgürlük mücadelesi nan Fatih Çekirge ile orduyla iliflki- yaflad›. Bunun sonucunda bilinen Gekarfl›s›nda birkaç y›ld›r ciddi zorlan- leriyle tan›nan Metehan Demir bir nelkurmay-Erdo¤an görüflmesinde, malar yaflamaktayd›. Bununla bir- araya geldiler. Fatih Çekirge M‹T baflbakan genelkurmaya PKK’ye karfl› likte Ortado¤u’daki yeni dengelerin müsteflar› Emre Taner’in çok önemli ordunun tüm istemlerini yerine getirkuruldu¤u böylesi geçifl döneminde ifller baflard›¤›n› söyledi. Ateflkes sü- me sözü vermifltir. 22 Temmuz seçimPKK’yi tasfiye edemez ve pozisyonu- recinin geliflmesi esasta M‹T’in talebi lerine bu koflullarda gidildi. Aksi bir nu güçlendiremezse, Ortado¤u’da olmufltu ve resmi olarak en üst dü- durumda genelkurmay seçimi engellekurulacak olan yeni dengelerde ko- zeyde görüflmeler yap›lm›flt›. Ancak yebilir, AKP’yi tasfiye edebilirdi. AKP numunun zay›f kalaca¤›n› görüyor. bu sürecin herhangi bir çözüm ça- ve kurmaylar›ndan söz al›n›nca ve anBu nedenle PKK’yi tasfiye ederek ko- bas› de¤il de bir oyalama yaklafl›m› laflma yap›l›nca seçimlerin önü aç›ld›. numunu güçlendirmek istemektedir. oldu¤u flimdi daha iyi anlafl›l›yor. Zaten Abdullah Gül ve Cemil ÇiAteflkes baflta M‹T olmak üzere çek devletin önde gelen kadrolar›nDengelerin kurulaca¤› ve yeni statükonun belirlenece¤i bu süreçte, s›r- AKP hükümetinin talebiydi, ABD, dand›r. Genelkurmay, günümüzün t›ndaki PKK kamburundan kurtul- YNK ve KDP’nin buna dönük ça¤r›lar› Ortado¤u ve bölge koflullar›nda CHP olmufltu. Ateflkes ortam›nda mücade- ve MHP ile istedi¤i mücadeleyi yürümay› hedeflemektedir.
ww
w.
✤
SERXWEBÛN Eylül 2007
Hareketimiz askeri imha ve siyasi kuflatma ile karfl› karfl›yad›r
ne t
DYP Genel Baflkan› Mehmet A¤ar Kürt sorununun çözümü konusunda biraz daha samimiydi ve s›rt›nda herhangi bir kamburu yoktu. AKP’nin ise siyasal islam, laiklik karfl›t›, din gibi kamburlar› vard›. Bu neden-
lar›n namusu konumundayd›. Efli türbanl› bir cumhurbaflkan›n›n yerleflmesiyle namuslar› da çi¤nenmifl oldu. Buna tahammülün nedeni, en iyi kullan›lacak baflbakan, cumhurbaflkan› ve partinin AKP olmas›d›r. AKP’nin özellikle Kürdistan’da oylar›n› yükseltmifl olmas›ndan büyük memnunluk duydular. MHP bile bu durumdan memnun oldu. Kürdistan’da Kürtlerin siyasal iradesi yerine devlete ba¤l›, sömürgeci devlet politikas›n›n yede¤inde olan, Kürt halk›n›n demokratik iradesini temsil etmeyen bir partinin büyümesine destek verdiler. Bunun üzerine ‘bak›n iflte Kürtler özgürlük istemiyor. Öyle kimlik, kültür hakk›, dil hakk› istemiyor. Kürtlerin sorunu afl, ekmek sorunudur’ dediler. Kendi argümanlar›n› ve pozisyonlar›n› bu flekilde güçlendirdiler. Dünyaya Kürtlerin bir iradesi olmad›¤›n›, bir tek Diyarbak›r’›n kald›¤›n›, oray› da ald›ktan sonra kendileri aç›s›nda bir sorunun kalmayaca¤›n› ifade ettiler. Ortaya ç›kan bu durum Kürt özgürlük mücadelesi aç›s›ndan ciddi bir durum olarak de¤erlendirilmelidir. Bu bir kuflatmad›r. AKP’nin uluslararas› ve bölgesel iliflkileri iyi durumdad›r. Bu nedenle koordinatörlük görevini üstlenerek, özellikle bölge ülkelerini hareketimizin üzerine sürmektedir. KDP ve YNK ile de iliflkileri olumludur. Yak›nda Talabani ve Barzani Ankara’ya gidecek ve muhtemelen iyi karfl›lanacaklard›r. Çünkü özel savafl politikalar›n› hayata geçirmek için yumuflak bir iliflkiyi gerekli görüyorlar. Özcesi PKK’yi tasfiye edene kadar ‘ay›ya day›’ deme siyaseti izlenecektir. ‘Biz Güney’de bir Kürt oluflumuna karfl› de¤iliz, Kerkük d›fl›nda ne yapabiliyorsan›z yap›n’ diyerek, bu güçlerin kendi yanlar›nda yer almas› için çal›flacaklard›r. Yani bir taraftan askeri imha sald›r›lar›yla, di¤er taraftan çok kapsaml› bir siyasi kuflatmayla karfl› karfl›yay›z.
ww
w.
le Kürt sorununda herhangi bir çözüm üretecek durumlar› yoktu. Bu konuda A¤ar kendine güvenerek baz› ad›mlar atabilirdi. Mehmet A¤ar’›n tasfiye edilmesinin nedeni de budur. Bu flartlar alt›nda AKP’nin seçim baflar›s›n›n koflullar› yarat›ld›. Böylelikle AKP, seçimleri tek bafl›na, üstelik oylar›n› artt›rarak kazand›. 22 Temmuz öncesi baflta genelkurmay baflkan› olmak üzere devlet, AKP’yi bu kadar kullanacaklar›n› tahmin etmemiflti. fiimdi bu durumdan memnunlar ve günde k›rk kere AKP’nin seçimleri kazanm›fl olmas›na dua ediyorlar. ‘AKP’nin önünü açmakla iyi yapm›fl›z’ diyorlar. AKP mevcut durumda Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda tam bir özel savafl gücüdür, özel savafl›n siyasi gücüdür. Çankaya köflkü cumhuriyet tarihi boyunca klasik asker ve sivil bürokrat-
Türk devleti mevcut durumuyla bize karfl› pozisyonunu güçlendirmifltir. Bunu kabul etmek gerekir. Ordu ile AKP birleflmifltir. Ordu, siyasal islam›n aradan kald›r›larak, Kürtlere karfl› birlikte savaflma konusunda AKP ile uzlaflm›flt›r. Önümüzdeki süreçte devlet, AKP, MHP, CHP’si ve toplumsal güçleriyle üzerimize gelecektir. AKP, Kürdistan’da varolan pozisyonunu güçlendirmifltir. Bu ciddi bir tehlikedir. Bizim aç›m›zdan da yeni bir politik yaklafl›m ve eylem biçimlerinin geliflmesi gerekti¤i anlam›na geliyor. Özgürlük hareketi ilk manifestosunda, dört temel konuda de¤ifliklik gerçeklefltirmeyi hedefliyordu. ‹lk olarak ulusal yap›da de¤ifliklik yap›lmas› öngörülmüfltü. Bununla ulusal demokratik Kürt siyasetini ortaya ç›karmak, Kürt halk›n›n ulusal de¤erlerini güçlendirmek ve bu de¤erleri ulusal mücadele içine çekmeyi hedeflemiflti. ‹kincisi, Kürt halk›n›n kültürel yok oluflunun engellenmesiydi. Bununla ulusal, sosyal, kültürel ve siyasal yap›n›n y›k›lmas› hedeflenmifltir.
ew e. c
temeyece¤ini görmüfltü. Ordunun, yürütece¤i savafl› destekleyecek güçlü bir siyasi olufluma ihtiyac› vard›. Kürtleri idare edecek ve toplumu demokratik söylemlerle oyalayacak tek parti ise AKP’ydi. Bu nedenle AKP’nin seçim zaferine engel olmad› ve destekledi. Bununla birlikte zaten Türkiye’de AKP’ye alternatif olacak bir güç de yoktu.
om
8
Kürdistan’da siyasal sömürgecili¤i temsil eden güç AKP’dir
Siyasal yap›n›n hedeflenmesindeki amaç fluydu: Kürdistan’da sömürgeci siyaset vard›r. Bu siyaseti AP ve CHP temsil etmektedir. ‹flbirlikçi güçler ise bunun Kürdistan’daki ayaklar›d›r. Bu güçlere karfl› mücadele ederek Kürdistan’daki siyasal sömürgecili¤in tasfiye edilmesi gerekmekteydi. 1990’l› y›llarda Kürdistan’da ortaya ç›kan serhildanlarla birlikte siyasal sömürgecilik tasfiye edilmifltir. Bu partilerin hepsi, Kürdistan’da tabela partisi haline gelmifltir, kimse gitmiyor diye kap›lar›na kilit vurulmufltur. O dönem bunu ortadan kald›rmak ve Kürt özgürlük hareketini frenlemek için Kürdistan’da MSP’yi, Refah Partisi’ni örgütlemeye çal›flt›lar. Nas›l Kenan Evren dincilerin geliflimini sa¤lad›ysa, bunlar da Refah partisinin önünü açm›fllard›. Kenan Evren’in 12 Eylül’den sonra dinin geliflimini sa¤lamas›yla 1990’l› y›llarda Refah partisinin önünün aç›lmas› ayn› mant›¤a dayan›yordu. Daha
Eylül 2007 SERXWEBÛN Kürdistan’›n tüm parçalar›nda siyasal islam, demokratik ulusal siyasetin karfl›s›na ç›kar›lmak istenmifltir. Özgürlük hareketimiz daha ilk manifestosunda islamiyeti de¤erlendirirken Truva at› demifltir. ‹slam Kürdistan’da Truva at› olarak kullan›lmaktad›r. fiimdi de siyasal islam Kürt halk›na karfl› bir Truva at› olarak kullan›lmak istenmektedir. Bu nedenle AKP, tamamen bir özel savafl partisi olarak de¤erlendirilmelidir.
dönemi ile bafllayan süreci s›radan görmemek gerekir. Bu, herhangi bir seçim de¤ildir. Bu seçim ordu taraf›ndan düzenlenmifltir ve Kürt özgürlük mücadelesine karfl› savafl›n siyasi iradesini tazeleme seçimidir. Bu seçimle birlikte özgürlük mücadelemize yönelik yürütülen savafl›n siyasal iradesi tazelenmifltir. AKP hükümet, Abdullah Gül ise cumhurbaflkan› olmufltur. Bunun hemen ard›ndan, hiç zaman kaybetmeden Kürdistan’› iflgal seferini bafllatm›flt›r. Gül’ün ilk olarak Kürdistan’a gelmesi iflgal seferini bafllatmak içindir. Askere ‘yapt›¤›n›z do¤rudur, vatan millet görevi yap›yorsunuz’ diyerek moral, destek vermifltir. Tüm siyasi güçlere AKP ve devletin birleflti¤i, art›k karfl›s›nda savaflman›n mümkün olmad›¤› ve tek seçene¤in teslimiyet oldu¤u mesaj›n› vermeye çal›fl›yor. Bu iflgal seferinin amac›, ordusu, partisi, sivil toplum örgütleri ve ayd›nlar›yla Kürt halk›n›n özgürlük iradesi karfl›s›na bir güç olarak ç›kmak ve bize ‘mücadeleden vazgeçin’ mesaj›n› vermektir. Baz› sivil toplum örgütleri AKP’den beslenmektedir. Bunlar Gül’ün Kürdistan’a gidiflini desteklemifltir. Bu kesimleri de Kürdistan’daki iflbirlikçiler olarak de¤erlendirmek gerekir.
ne te we .c om
sonra Refah partisi bunu kendisine göre kullanmaya çal›fl›nca, 28 fiubat darbesi olmufl ve deyim yerindeyse terbiye edilmifltir. AKP bunun ard›ndan öne ç›kar›lm›flt›r. AKP’nin öne ç›kar›lmas›n›n temel nedeni ise Kürdistan’da siyasal sömürgecili¤i gelifltirecek yeni bir güç olmas›d›r. 1990’l› y›llarda tabela partisi haline gelen sömürgeci partiler, flimdi AKP flahs›nda siyasal sömürgeci güç olarak varl›¤›n› korumaktad›r. Kürdistan’da devlet politikalar›n› uygulayan güç flu anda AKP’dir. CHP, AP, MHP bunu yapamaz. Siyasal sömürgecili¤i Kürdistan’da temsil edecek olan ancak AKP’dir ve bu yapt›r›lmaktad›r. Bu büyük tehlike görülmelidir.
9
ww
w.
AKP eliyle gerçeklefltirilmek istenenleri, hareket olarak zaman›nda görüp de¤erlendiremedik. Bir özel savafl oyunu oynanm›fl ve etkili olmufltur. ‘CHP’den ya da farkl› siyasal oluflumlardan iyidir’ fleklinde geliflen özel savafl propagandas›n›n oyununa gelinmifltir. AKP’nin Kürdistan’daki gelifliminde ve son seçimde oylar›n›n artmas›nda iflbirlikçi ve Güney Kürdistanl› güçlerin de pay›n› görmek gerekir. Bu yönüyle asl›nda tam özel savafl›n parças› haline gelmifllerdir. Güneyliler de, iflbirlikçi güçler de Kürdistan özgürlük mücadelesini tüm parçalarda tasfiye etmek isteyenler gibi siyasal islam› güçlendirmifllerdir. Güney’de de KDP bask› yapmasa, siyasi islam güçlenecektir. ‹ran’da da islami Kürtler desteklenmekte ve gelifltirilmektedir. Böylelikle Özgürlük hareketinin geliflimi durdurulmak istenmektedir. Güneybat› Kürdistan’da ise bu siyaset yavafl yavafl hayata geçirilmeye bafllanm›flt›r.
AKP’ye güç verenler ise iflbirlikçi Güneyli Kürtlerdir. Bu güçler günlük ç›karlar peflinde olduklar›ndan, Kuzey Kürdistan’da Özgürlük hareketinin bast›r›lmas› veya yok edilmesi durumunda sonlar›n›n ne olaca¤›n› hesaplayam›yorlar. AKP, baflbakan ya da Abdullah Gül iyi bir söz söylemiflse, hemen ‘iyidir’ diyebilmektedirler. Güney Kürdistan’a operasyonu AKP’nin durdurdu¤unu sanmaktad›rlar. Böyle bir fley yoktur. Güney Kürdistan’a operasyon, AKP’nin muhalefeti nedeniyle de¤il, ABD ve AB istemedi¤i için durdurulmufltur. E¤er uluslararas› koflullar müsait olsayd›, Türk ordusu Güney Kürdistan’a girerdi. AKP defalarca ‘ordu istesin girelim’ dedi. Ordu, Güney Kürdistan’a girdi¤inde kaybedece¤ini bildi¤i için sorumluluk almam›fl, girmemifltir. Bu dönem içinde AKP’nin Güney Kürdistan’a operasyonu engelledi¤i yönünde yo¤un propagandalar yap›ld›. AKP’nin Güney Kürdistan’a girmek de¤il, fethetmek istedi¤i bilinmelidir. Özel savafl partisi olarak fethedip, ordunun iflini kolaylaflt›rmak istemektedir. Bu aç›dan AKP’nin iktidara gelmesini ve AKP’nin yeni iktidar
✤
“Güney Kürdistan’a operasyon, AKP’nin muhalefeti nedeniyle de¤il, ABD ve AB istemedi¤i için durdurulmufltur. E¤er uluslararas› koflullar müsait olsayd› Türk ordusu Güney Kürdistan’a girerdi. AKP defalarca ‘ordu istesin girelim’ dedi. Ordu, Güney Kürdistan’a girdi¤inde kaybedece¤ini bildi¤i için sorumluluk almam›flt›r”
Kürdistan’da AKP’ye ba¤l› yeni bir iflbirlikçi s›n›f oluflmufltur
Eskiden Kürdistan’da feodaller ve feodal kompradorlar vard›. Bu iflbirlikçi kesimler, Özgürlük hareketinin mücadelesi karfl›s›nda gerilemifltir. Mevcut durumda baz› korucu kesimler, afliret liderleri var, ama esas olarak yeni bir iflbirlikçi ve ihanetçi s›n›f geliflmektedir. Tarikat kültürüne dayal›, biraz da ‘Kürdüm’ diyen yeni bir burjuva Kürt egemen s›n›f› ortaya ç›km›flt›r. AKP nas›l ki Türkiye genelinde kendisine ba¤l› bir s›n›f ortaya ç›karm›flsa, Kürdistan’da da bunu yapmaya çal›fl›yor. Bu s›n›fla Kürdistan’› egemenlik alt›nda tutmay› planl›yor. Yürütülen özel savafl siyaseti, biraz Abdülhamit’in yürüttü¤ü özel savafla benzemektedir. Abdülha-
✤
Kürdistan’da islam truva at› olarak kullan›lmaktad›r
Seçimler savafl›n siyasal iradesini tazelemek için yap›lm›flt›r
SERXWEBÛN Eylül 2007
ww
w.
denle AKP, Abdülhamit’in uygulad›¤› özel savafl politikalar›ndan daha tehlikeli bir özel savafl rejimini temsil ediyor. Tamamen inkara dayan›yor. Döneminde Abdülhamit’e ‘bavê Kurdan’ deniliyormufl. Erdo¤an ise inkar›n babas›d›r. Kürtlere yapt›¤› babal›k, inkar babal›¤›d›r. Erdo¤an için ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye pankartlar aç›l›yor, bayraklar as›l›yor. Bunda ordunun da, korucular›n da rolü vard›r. Bir de tabii belirtti¤imiz gibi, yeni bir iflbirlikçi hain s›n›f, özel savafl politikalar›nda kullan›lmak için oluflturulmaktad›r. AKP, Kürdistan’da baflka türlü etkili olamayaca¤›n› bilmektedir. Kürdistan’a ancak islam› kullanarak girece¤ini ve etkili olaca¤›n›n fark›ndad›r. Oturdu¤u yerden biraz ‘Kürdüm’
bir anayasan›n gündeme gelmesinin temel nedeni, de¤iflen dünya ve bölge koflullar›yla ba¤lant›l›d›r. Art›k dünyada kimliklerden, farkl› kimliklerin özgürlüklerinden, demokrasiden söz edilmekte, bunlar bir hak olarak dünyada kabul edilmektedir. Bu durumda eski klasik sömürgecili¤in mevcut anayasa ile sürdürülmesinin meflruiyeti zay›flam›flt›r. Kürt halk› üzerindeki egemenli¤ini anlatmada eski argüman ve anayasas› ile uluslararas› alanda Avrupa’da, BM’de zorlanmaktad›r. Çünkü dünyada böyle bir durum kalmam›flt›r. Dünyada en s›radan insanlar›n bile ret edece¤i bir sömürgecilik Kürt halk› üzerinde halen uygulanmaktad›r. Kürtler üzerinde sürdürülen egemenli¤i en gerici insana bile anlatmak zordur. Kürt halk›n›n kimli¤inin ve kültürünün kabul edilmemesi, sömürgeci güçleri uluslararas› kamuoyu nezdinde zay›f b›rakmaktad›r. ABD’nin bölgeye müdahalesi ile oluflan Kürt federasyonu da pozisyonlar›n› zay›flatm›flt›r. Art›k mevcut anayasa ile ne Kürtleri idare etmek ne de dünyaya bunu aç›klamak mümkündür.
ew e. c
diyen, ama tamamen devlete ba¤l› olan ve devletten beslenen bu yeni iflbirlikçi hain s›n›f oldukça tehlikelidir. Bununla Kürt özgürlük hareketinin otuz y›ld›r verdi¤i mücadeleyle yaratt›¤› de¤erler tersine çevrilmek istenmektedir. AKP ve bu iflbirlikçi kesimin eliyle, Kürdistan’› askeri, siyasi ve kültürel olarak yeniden iflgal etmeyi hedefliyorlar. Önümüzdeki dönemde hem bölgesel çapta hem de Türkiye’de daha yüksek düzeyde geliflmesi gereken bir mücadele dönemine giriyoruz. Ordu ve AKP’nin tamam›yla birleflti¤i ciddi bir süreçteyiz. Özgürlük hareketine karfl› hiçbir hükümet bize karfl› savaflta bu kadar güçlü olmam›flt›r. Özal hükümeti de, Demirel hükümeti de, Çiller hükümeti de siyasal olarak bu kadar güçlü durumda de¤ildi. Bu hükümetler ya uluslararas› alanda ya da bölgesel düzeyde zay›flard›. Ama AKP, Kürdistan’da h›zla geliflme göstermektedir. Bu, tehlikeli bir durumdur. Neredeyse ‘Kürtlerin temsilcisi benim’ diyecek noktadad›r. ‹nönü’nün Lozan’da ‘bak›n ben Kürtlerin temsilcisiyim’ dedi¤i gibi AKP de ‘Kürtler bize oy veriyor, Kürtlerin temsilcisiyiz, Kürtlerin bir sorunu yoktur, Kürt’ü reddetmeyece¤iz’ demektedir.
ne t
mit, Osmanl› tarihinin en büyük özel savafl yürütücüsüdür. Abdülhamit de Kürt beylerinin ve afliret reislerinin s›rtlar›n› s›vazlam›fl, hatta zaman›nda Bedirxanlara ‹stanbul’un, Beyrut’un, Kahire’nin ve fiam’›n en güzel yerlerini vermifltir. Çünkü Bedirxanlar o zaman isyanc› ve büyük bir afliretti. Abdülhamit, Bedirxanlar vas›tas›yla Kürdistan’› kontrol etmifltir. Ama o dönemde hiç de¤ilse Kürt inkarc›l›¤› yoktur. Günümüzde ise ‘Kürt de¤ilsiniz’ denilmektedir, halk›m›za adeta Türkleflme dayat›lmaktad›r. Abdülhamit döneminde bile ‘Kürtsünüz, ama üst kimlik olarak Türksünüz’ denmemifltir. Tamam›yla Kürtlük vard›r, ama Osmanl› Kürt’ü olarak vard›r. Bilindi¤i gibi Osmanl›’da Kürt de, Arap da, Türk de vard›r. Ama günümüzde Kürtlük inkar ediliyor. Bu ne-
om
10
Yeni anayasa özel savafl› sürdürmenin meflruiyet belgesidir
Tüm bu geliflmelere ek olarak bir de yeni bir anayasay› gündeme getirdiler. Yürütülen anayasa tart›flmalar› oldukça önemlidir. Herhangi bir anayasa de¤iflikli¤i de¤ildir. Yeni anayasan›n mant›¤›n›n, felsefesinin çok iyi anlafl›lmas› ve bu süreçte neden gündeme getirildi¤ini görmek gerekir. AKP nas›l ki bir özel savafl hareketi olarak öne ç›kt›ysa, yeni anayasa da bir özel savafl belgesi olarak savafl› sürdürmenin meflruiyet belgesi olarak tan›mlanmal›d›r. Böyle
Siyasetin temel amac› egemenli¤e meflruiyet bulmakt›r Di¤er yandan on y›llard›r hareketimizin yürüttü¤ü mücadele ile Kürtlerde oluflan bir bilinç düzeyi vard›r. Verilen mücadele ile Kürt sorunu gündeme gelmifltir. Art›k Kürtler üzerindeki egemenliklerini, bask› ve inkar politikalar›n› eski anayasa ile sürdürmeleri mümkün de¤ildir. Bu anayasan›n meflruiyeti kalmam›flt›r, meflru bir anayasa de¤ildir. Kürt halk›n›, hatta kendi ayd›nlar›n› bile inand›ramaz durumdad›r. Türkiye toplumu da bu anayasan›n çok inkarc›, bask›c› oldu¤unu kabul etmektedir. Dünya bunu kabul etmiyor, Kürtler ise mücadeleleriyle tümden reddediyor. Bu durum, mevcut anayasan›n meflruiyetinin kalmad›¤›n›n göstergesidir. ‹nsanl›k tarihindeki tüm devletçi sistemlerde siyasetin temel sorunu meflruiyet konusuna cevap vermektir. Siyasetin tek maddesi meflruiyet sorunudur.
Eylül 2007 SERXWEBÛN deyse Türkiye vat a n d a fl l › ¤ › n d a n at›lacakt›. Bu yeni anayasayla hepsi bu kamburdan kurtulacak ve ‘daha ne istiyorsunuz’ diyerek karfl›m›za ç›kacaklar. Bu cepheden de üzerimize gelecekler. 1991’de cezaevinde bir af ç›kart›ld›. O zamana kadar Dev yol ve çeflitli sol örgütler Özgürlük hareketi ile birlikteydi. Cezaevinde yap›lan ittifaklarla hareketimizi destekliyorlard›. Bir nevi Türkiye’yi rahats›z ediyorlard›. 1991 aff›ndan sonra bu sol çevrelerin hepsi ç›kt›, bir tek hareketimiz içerde kald›. Sistem böylelikle kendi muhaliflerini azaltt›. Hatta Ertu¤rul Kürkçü bu de¤ifliklerden sonra yazd›¤› bir yaz›s›nda, ‘art›k devrimciler neyin mücadelesini hangi gerekçeyle verecekler’ diye yazd›. Yeni anayasan›n bir amac› da budur. Böylelikle AB’de de ABD’de de ‘haklar›n›z verildi, gelin teslim olun’ diyecekler. Önderli¤imiz uyar›s›n› önceden yapm›flt›r. Baz› bireysel haklar›n verilerek, Kürt halk›n›n ulusal demokratik haklar›n›n ret edilece¤inin uyar›s›n› yapm›flt›. Bu nedenle yeni anayasa, uluslararas› alanda kuflatman›n ve özel savafl›n meflruiyet belgesi olacakt›r. Bunlar birbirini tamamlayan olgulard›r. Anayasay› yapmasalard› AKP içerde, bölgede ve uluslararas› alanda Özgürlük hareketine karfl› savafl yürütemeyecekti. Yeni anayasayla birlikte liberal yazarlar, burjuva kesimler ve Kürdistan’da ‘reform olsun’ diyen çevreler bu söylemlerini terk edecektir. ‹flbirlikçi Kürtler de ‘AKP baz› haklar verdi’ diyerek, bu anayasay› savunacak ve kendi vicdanlar›n› rahatlatacaklard›r. Zaten baz›lar› Kürt söylemi nedeniyle devletle girmifl olduklar› çat›flmadan kurtulmak istemektedir. Devlet bu anayasayla bu durumdan kurtulacak ve tamamen üzerimize gelecektir. Çeflitli Kürt çevreleri Kürt özgürlük hareketinin üzerine sürerek, siyasal çerçeveyi tamamlayacak ve kuflatmay› gelifltirecektir.
ne te we .c om
Siyasetin temel amac› egemenli¤e meflruiyet bulmakt›r. Sümer rahip devletinin büyüklü¤ü de egemenli¤e meflruiyet kazand›rmas›nda yatmaktad›r. Bu nedenle Önderlik dört bin y›ld›r meflruiyet kazanm›fl devletçi sistemi k›rmaktan bahsetmektedir. Devletçi, sömürgeci sistem aç›s›ndan Sümer rahip devletinin büyüklü¤ü, sömürü ve bask›ya meflruiyet kazand›rmas›d›r. Bu aç›dan siyasetin temel sorunun meflruiyet sorunu oldu¤unu bilmek gerekir. Her iktidar ve egemen güç –despot da imparator da olsa– uygulamalar›na meflruiyet kazand›rmak ister. Zorla, silahla toplumlar ayakta tutulamaz ve yönetilemez, toplumlar üzerinde egemenlik kurulamaz. Zorla toplumlar› yönetmek k›sa bir süre mümkündür.
11
Yeni anayasa Kürtlere giydirilmek istenen kefendir
ww
w.
Türkiye devleti de art›k on y›llard›r yürüttü¤ümüz mücadele, bölgedeki geliflmeler ve uluslararas› durum nedeniyle mevcut anayasa ile Kürtler üzerindeki hakimiyetlerini sürdürememektedir. Varolan anayasa ile Kürtler üzerindeki egemenli¤ine, hatta kendi toplumlar› üzerindeki egemenli¤e meflruiyet kazand›ramamaktad›r. Meflruiyetleri sars›lm›flt›r. Türk egemen s›n›flar›n›n ve inkarc› sömürgeci güçlerin hem Türkiye toplumu hem de Kürt halk› üzerinde egemenlik kurmak için yeni meflruiyet belgesine ihtiyaçlar› vard›r. Yeni anayasa bu nedenle gündeme getirilmifltir. Yeni koflullarda Kürt halk› üzerinde egemenlik sürdürmenin belgesi olarak haz›rlanmaktad›r. Bu nedenle yeni anayasan›n anlam›, Kürtlere giydirilmek istenen kefen olarak alg›lanmal›d›r. Buna karfl› mücadele verilmelidir. Baz› gazeteciler, ayd›nlar yaz›lar›nda zaman zaman Kürtlerden bahsetmekte ve de¤iflim yap›lmas› gerekti¤ini vurgulamaktad›r. Yeni anayasa yap›larak baz› haklar tan›nd›¤›nda da bu kesimler, ‘yeni anayasada bu haklar tan›nd›’ diyecekler. S›rtlar›ndaki kamburdan kurtulmufl olacaklar. Mehmet Ali Birand bir dönem Kürtlerden bahsetti diye nere-
Anayasa de¤iflimi sürecinde eylemimiz somut ve aç›k olmal›d›r
Yeni anayasaya karfl› durufl büyük önem tafl›maktad›r. Buna karfl› bir mücadeleyi yürütmemiz gerekmektedir. Bu mücadeleyi de Kürt halk›n›n demokratik ulusal taleplerini ortaya koyarak yürütmeliyiz. Anayasay› tart›flma sürecini Türkiye’nin gerçekten demokratikleflmesi ve demokratik birli¤in sa¤lanmas› için mücadele ederek karfl›lamal›y›z. Anayasada yer almas› gereken maddeleri talep edebilmeliyiz. Özgürlükçü ve demokratik sivil bir anayasa için bu gündemi yaratmal›y›z. Bu temelde tüm tart›flmalarda befl temel talebimizi dillendirmemiz ve mücadelesini yürütmemiz gerekmektedir. Bunlar; 1- Kürt kimli¤inin anayasada kabul edilmesi. 2- Anayasada yap›lacak de¤iflikliklerle, ilk ve orta e¤itimde Kürtçe’nin anadilde e¤itim dili olarak kullan›lmas›. 3- Kürt kültürü üzerindeki bütün yasaklar›n kald›r›lmas›, Türk kültürü nas›l destek görüyorsa Kürt kültürünün de bundan yararlanmas›. 4- Kürt kimli¤iyle siyaset yapma hakk›. 5- Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerel meclislerin, siyasal iradenin ortaya ç›kar›lmas›. Kürt halk›, anayasan›n bu befl maddeye icazet vermesi için mücadele yürütecektir. Bas›n›m›z panellerinde, röportajlar›nda bunu gündemlefltirecektir. Kürt toplumunda, Türkiye toplumunda, sivil toplum kurulufllar›nda ve di¤er Kürt siyasi çevrelerinde anayasan›n Kürtleri de içine ala-
SERXWEBÛN Eylül 2007
12
ww
w.
ne t
ew e. c
om
Önderli¤ini yafla ve yaflat edilmek, böylelikle Kürt iradesi k›r›lcak biçimde oluflturulmas› için mümak istenmektedir. PKK ç›kt›¤› günden cadele verilecektir. Di¤er önemli bir konu da Önderli¤i- flimdiye kadar öz gücü ve iradesiyle Kürt halk› ve hareketimiz aç›s›ndan bu sürecin do¤ru de¤erlendiril- mizin sa¤l›k durumuna iliflkindir. Da- ayakta durmufltur. PKK’nin en büyük mesi ve bunun için mücadele veril- ha önce Önderli¤imizin zehirlendi¤i ideas› da budur. Hareketimizin ilk ç›k›mesi gerekmektedir. Anayasa tart›fl- belgelerle ortaya konmufltu. Elimize fl›nda kulland›¤› ilk kelimeler öz güç ve malar›n›n yap›ld›¤› böyle bir dönem- ulaflan yeni bilgiler, Önderli¤imizin ze- iradedir. Bu kavramlar, bir müslümade Kürtler aya¤a kalkmal›d›r. Önder- hirlenmesinden kaynakl› sinüzitinin n›n bir ayeti okurken ya da bir ifle baflli¤imiz, bunun için her görüflmesinde vücuda yay›ld›¤› yönündedir. Dolay›- larken, “bisimilah-i rahman-i rahim” Diyarbak›r halk›n›n ne kadar onurlu s›yla Önderli¤imizin sa¤l›k durumu demesi gibi temel kavramlard›r. Öz güç ve mücadeleci bir halk oldu¤unu be- çok ciddidir ve yaflam› tehdit alt›nda- ve irade program›m›zd›. Dolays›yla sölirtmektedir. Diyarbak›r savunma ya- d›r. Önderli¤in sinüziti vard›, flimdi da- mürgeci güçler Önderli¤imiz ve PKK pabilir. Batman aya¤a kalk›p bu de- ha iyi anlafl›l›yor ki zehirleme, bu sinü- flahs›nda Kürt halk›n›n öz gücü ve iramokratik sivil anayasan›n içinde yer ziti azd›rarak yaflam›n› tehlikeye götür- desini k›rmak istemektedir. Özgürlük alan befl maddeyi dile getirebilir. meye yönelik planlanm›flt›r. CPT, dev- hareketinin, Önderlik üzerindeki imha Kürt halk› taleplerini bu tür tart›flma letle anlaflma yapt›¤›ndan dolay› aç›k- sald›r›lar›yla yok edilmesi hedeflenmiflve eylemliliklerle ortaya ç›karabilme- lama yapmam›flt›r. CPT’de iliflki içeri- tir. Bu nedenle Önderli¤e yönelik imha lidir. Bu, önemli bir serhildan nede- sinde oldu¤umuz baz› çevrelerden ald›- hareketi bofla ç›kar›lmal› ve yeni ananidir. Kadrolar›m›z iyi örgütlenebilir- ¤›m›z gayri resmi bilgilere göre, Önder- yasa ile birlikte Kürt halk›na giydirilse, Kürt halk› mücadele söz konusu li¤imizin yaflam› tehlike alt›ndad›r. Ön- mek istenen kefen y›rt›l›p at›lmal›d›r. oldu¤unda her zaman her fleyini or- derli¤imizin flu anda içinde bulundu¤u taya koymufltur, yine her fleyini orta- yer de¤ifltirilmez ve tedavi olmazsa, zeÖnderli¤ine sahip ç›kamayan haklar›na da sahip ç›kamaz ya koyacakt›r. Anayasal talepler çer- hirlenmeyle sinüzit birleflecek ve yaflaçevesinde bas›n, siyasal partiler, m›n› tehlikeli bir noktaya götürecektir. Kürt halk›n›n “Önderli¤i yafla ve yagençlik ve kad›n rolünü iyi oynayabi‹çinde bulundu¤umuz durumun lirse, ‘biz bu temel haklar›n yer alma- flat” slogan›yla Önderli¤ini sahiplenme- ciddiyetinin anlafl›lmas› önemlidir. s›n› istiyoruz’ derlerse, Kürt halk› so- si gerekmektedir. Tüm halk›m›z›n ve Önderli¤in zehirlendi¤ini aç›klad›¤›kurumlar›m›z›n Önderli¤imizin sa¤l›k m›z dönemde, içerden ve d›flardan yekaklara dökülecektir. Özgürlük hareketi otuz y›ll›k mü- durumunu sürekli gündemde tutarak, tersiz, hatta yer yer kafalar› kar›flt›ran cadelesini bunlar için yürütmektedir. bu planlara karfl› bir duruflu gelifltirme- söylemler ortaya ç›km›flt›. Oysaki bu Mücadelemizin somut ve aç›k bir ey- si gerekir. Bu gerçeklikten yola ç›karak aç›klamalar yap›lmadan önce Önderlileme dönüflmesi gerekir. Bu anayasal baflta Türkiye olmak üzere uluslararas› ¤imiz görüflme notunda ‘beni zehirlisüreç do¤ru anlafl›l›r ve etkili bir fle- alan› zorlamal›y›z. Önderli¤imiz son gö- yorlar demiyorum, ama böyle fleyler kilde mücadele verilirse, Kürt halk› rüflme notunda, kendisine yönelik sal- olabilir’ demiflti. Bu sürecin ard›ndan böyle taleplerin önünde her zaman d›r›yla, fiengal katliam›, Kuzey Kürdis- hareketimiz Önderli¤imize yönelik zeaya¤a kalkacakt›r. Anayasa tart›flma- tan’da devam eden operasyonlar, yine hirleme olay›n› belgelere, bulgulara lar›n›n yayg›nlaflt›¤› bir dönemde, Kerkük sorunlar›n›n birbiriyle ba¤lan- dayand›rarak tespit etti. Elde edilen Kürt halk›na giydirilmek istenen ke- t›l› oldu¤una dikkat çekmiflti. Bu sald›- saç telleri tek bir yerde de¤il, birkaç fen görülmelidir. Bu süreç iyi de¤er- r›lar birbirinden kopuk ele al›nmamal›- yerde laboratuvarlara götürülerek inlendirilir ve kurumlar›m›z da etkili bir d›r. Sald›r›lar›n amac›, Kürt halk›n›n celendi ve bu incelemeler sonucunda flekilde çal›fl›rsa, t›pk› 1990’l› y›llarda iradesini k›rmakt›r. Önderlik flahs›nda zehirlenme oldu¤u ortaya ç›kt›. oldu¤u gibi serhildanlar ortaya ç›ka- Kürt iradesi k›r›lmak istenmektedir. YiÖnderlik, ‘‹mral› sistemi içerisinde cakt›r. Bütün güçleri bu konuda ha- ne fiengal ve Kerkük flahs›nda Kürt ira- ABD de Avrupa da var’ dedi. Ve uluslarekete geçirebilmeliyiz. Kürt halk›n›n desi k›r›lmak istenmektedir. raras› güçlerin komplodaki yerine yeniKürt halk›na ve Önderli¤ine yönelik den dikkatleri çekti. Önderli¤imiz ‘ben taleplerini yans›tabilmeliyiz. Dolay›s›yla önemli bir süreç olarak görme- bu yönlü sald›r›lar yap›larak tasfiye zehirlenmedim’ demedi. Tam tersine, miz gerekiyor. Anayasan›n tart›fl›l✤ ma dönemini, Kürt kimli¤inin, Kürt “Baz› gazeteciler, ayd›nlar yaz›lar›nda zaman zaman kültürünün, iradesinin, dilinin kaKürtlerden bahsetmekte ve de¤iflim yap›lmas› gerekti¤ini bulünün anayasa üzerinde kabulüvurgulamaktad›rlar. Yeni anayasa yap›larak baz› haklar nün sa¤lat›lmas› için mücadele etme dönemi olarak alg›lamal›y›z. tan›nd›¤›nda da bu kesimler, ‘yeni anayasada bu haklar tan›nd›’ Kürt halk›n›n önümüzdeki dönediyecektir. S›rtlar›ndaki kamburdan kurtulmufl olacaklard›r ve min en temel görevlerinden birisi ‘daha ne istiyorsunuz’ diyerek karfl›m›za ç›kacaklard›r” bu olmaktad›r. Bunu da önemli bir biçimde gerçeklefltirmeliyiz. ✤
Eylül 2007 SERXWEBÛN göstermiyorsa bu, iflbirlikçi ve ihanetçi çizgide ›srar etme anlam›na gelmektedir. Bu nedenle bu kesimleri de önümüzdeki süreçte Önderli¤e sahiplenmeye çekebilmeliyiz. Bunlar› yapmak için örgüt ve kadro gerekir. Örgüt olmadan istedi¤in kadar planlama yap boflunad›r. Bir planlaman›n baflar›ya ulaflmas› için örgüt gerekir. Bu nedenle her türlü gevflemeye, dualizme, bürokratizme ve yarat›c› olmayan dogmatik yaklafl›mlara karfl› mücadele ederek örgütümüzü güçlendirmeliyiz. Avrupa ve Türkiye’de kadronun sistem içileflti¤inden bahsedilmektedir. Yeni dönemde PKK ve kadro aya¤a kald›r›lmal›d›r. PKK’lilik ve kadro aya¤a kalkmadan AKP’ye karfl› durmak mümkün de¤ildir. Bu aç›dan devrimci tarz ve üslubu, örgüt tarz›nda, yaflam›nda
m›flt›r. Herkes bir a¤a, bir prens gibi iktidar› eline geçirme peflinde koflmufltur. J.J. Rousseau, ‘ilk kötülük, insan›n kendi bahçesine çit çekmesiyle bafllam›flt›r’ demifltir. fiimdi tüm kurumlar›m›z etraf›na çit çekmifl, tam bir özel mülkiyet yaklafl›m› içinde toplumdan uzaklaflm›flt›r. Hareket olarak yeniden toplumun de¤er verdi¤i bir PKK’lili¤i ortaya ç›karmakta kararl›y›z. Eskiden halk, ‘sizin namaz›n›z yoktur, ama siz gerçek müslümanlardan bile daha iyisiniz’ demekteydi. fiimdi tam tersi bir durum geliflmifltir. Kadro duruflumuz yaflam anlay›fl›m›z böyle giderse, düdüklü tencerenin kapa¤›n› atmas› gibi halkta patlamalara neden olacakt›r. fiehit ana babalar› bile bizi kabul etmez. Halk bizi kucaklad›. Melle Abdurrahman bile iman› bizde buldu. Baz›lar› “bu ifli ilk defa siz baflard›n›z, ilk defa halk›n islami, de¤erlerine siz sayg›l› oldunuz” diyordu. Ortado¤u’da hiçbir sosyalist hareketin yapamad›¤›n› biz yapt›k. Onun için sadece örgüt anlay›fl› ve yaflam tarz›yla de¤il, halk›n bütün kültürel de¤erlerini koruyarak mücadele yürütmeliyiz. Geliflen bireycilik, postmodern anlay›fl, kendine görelik, birey ve özgürlük anlay›fl›, kendine göre birey ve toplum anlay›fllar› kadrolar›m›z› her fleyden koparm›flt›r. Buna karfl› da siyasal islama hay›r, kültürel islama evet dedik, halk›n taban›na gidece¤iz ve halk› örgütleyece¤iz. Böyle bir yaklafl›m içinde olaca¤›z. Önümüzdeki dönemde demokratik çözüm, demokratik iliflkilerin gündeme gelmesinden çok, gündemi fliddet belirleyecektir. Onlar bizi özel savafl ile tasfiye etmek isteyecekler biz de buna karfl› direnece¤iz. Tabii onlar›n özel savafl›na karfl› propaganda ve ajitasyonumuzu, iliflkilerimizi güçlendirece¤iz, ama esas olarak da bunun bir tasfiye etme savafl› oldu¤unu bilerek mücadeleyi ve savafl› güçlendirece¤iz. Onun için hareket olarak bu tasfiye konseptine karfl› meflru savunma temelinde, serhildanlar› da güçlendirecek bir direnifl kültürü gelifltirece¤iz.
ne te we .c om
uluslararas› güçlerin hakim oldu¤u bir sistem içerisinde bulundu¤unu belirtti ve isteselerdi kimse duymadan bunu engelleyebilirlerdi, dedi. Önderli¤imiz bu uyar›larla bu güçlerde siyasi bir duyarl›l›k yaratmak istedi. Baz› fitne fesat yapanlar, ‘Önderlik yok demifl, örgüt propaganda yap›yor’ diyerek, devlet ve hain Kürtler gibi hareket edebildi. Bu flekilde Önderli¤e yönelik gelifltirilen bu sald›r› gündemden düflürüldü. Bu kesinlikle alçakl›kt›r. Bunu yapmak isteyenler, halk›n, kadronun, dostlar›n örgüte olan güvenini sarsarak, örgütü bitirmek istemektedir. Örgüte güveni kalmayanlar bu gerçekli¤i göremedikleri gibi, tüm toplumun da güvenini sarsm›fl, böylelikle Önderli¤in durumunu gündemden düflürmüfllerdir. Bu, uluslararas› komployla ba¤lant›l› bir durumdur. Örgütü dinleme de¤il de baflkalar›n› dinleme, devleti dinlemektir. Tabii ki bas›n yay›n kurumlar›m›z da Önderli¤in durumunu yeterli düzeyde gündemde tutamam›flt›r. fiimdi daha iyi anlafl›l›yor ki Önderli¤imizin sa¤l›k sorunlar› çok ciddidir ve e¤er önlenemezse yaflam› giderek daha fazla tehlike alt›na girecektir. Önderli¤imize yönelik zehirleme tamamen imhaya göre planlanm›flt›r. CPT bir aç›klama yapmam›flt›r, ama sa¤lam kaynaklardan bu yönlü bilgiler al›nm›flt›r.
13
w.
ve eyleminde hakim k›lmal›y›z. Bundan sonra hareket olarak tüm alanlarda eksikliklere ve yanl›fll›klara karfl› mücadele içerisinde olaca¤›z.
Kadro aya¤a kalkmadan AKP’ye karfl› durulamaz
ww
Önderli¤imizin flahs›nda Kürt halk›n›n iradesi k›r›lmak istenmektedir. Bu nedenle Önderlik kendi durumunun Kürt sorununun çözümü ya da savafl durumuyla ba¤lant›l› oldu¤unu belirtti. Önderli¤ine sahip ç›kmayan haklar›na sahip ç›kabilir mi? Bu mümkün de¤ildir. Kürt örgütleri sahip ç›k›yor mu? Tek kiflilik bir hücrede bu kadar çürütme ve öldürme tehlikesi alt›nda olmas›na ra¤men, Önderli¤in durumu karfl›s›nda duyars›z kal›nabilmektedir. Bir halk›n ve örgütün sahiplenmesine ra¤men çeflitli çevreler sahiplenmiyor ve duyarl›l›k
Siyasal islam›n güç olmas›n›n önüne geçece¤iz
Di¤er yandan Kuzey Kürdistan’da AKP’ye, Do¤u ve Güneybat› Kürdistan’da ise islami güçlere karfl› ‘siyasal islama hay›r, kültürel islama evet’ yaklafl›m›n› benimsedi¤imizi daha yüksek sesle ifade edece¤iz. Bu yaklafl›m›m›zla siyasal islam›n Ortado¤u ve Kürdistan’da demokratik güçler karfl›s›nda, halk›m›z›n geleneksel kültürü ve de¤erlerini kullanarak güç olmas›n›n önüne geçece¤iz. Demokratik konfedaralizm birçok yerde feodal prenslikler gibi alg›lan-
SERXWEBÛN Eylül 2007
14 Tenînê Şehitlerinin Anısına
om
Onlar aktif savunma çizgisinde özgürlük mücadelesini daha güçlü geliştirmeye çağrıdır
ew e. c
“Hiçbir engel, hiçbir zorluk, hiçbir düşman saldırısı, hiçbir gerilik ve gericilik Rozalar, Delilalar gibi büyük askeri, örgütsel, sanatsal kişilikler yaratmış bir özgürlük hareketinin başarılı yürüyüşünü engelleyemez. Bu bakımdan özelde YJA-STAR militanlığının, genelde de özgürlük militanlığımızın bu değerli kişiliklerden kazandığı şeyler büyüktür, çoktur. Özgürleşen kadının gerçek yaşam gücünü biz bu yoldaşlarda gördük. Bu yoldaşlarla özgürlük militanlığı ölçülerimizin daha çok keskinleştiği ve kesinleştiği, özgürlük hareketimizin daha çok güçlenip ve yenilemez hale geldiği, toplumu daha etkiler bir konum kazandığı kesindir” Halk Savunma Merkezi
Düflmand›r, elbette sald›r›r, her türlü yöntemi de kullan›r. Niye bu yöntemleri kullan›yor diye serzeniflte bulunamay›z, yak›namay›z. Elbette savafl›n bir kural› olmal›, herkesi ba¤layan, herkesin uydu¤u hükümleri bulunmal›d›r. Fakat günümüz dünyas›nda böyle bir durum geçerli de¤ildir.
Dünya hukuku Kürt’ü yok sayıyor
Tarih boyunca oluflturulan, savafl hukuku denen fley, 21. yüzy›l›n bafl›ndaki dünya gerçe¤inde ifllemiyor. Hele bu durum Kürt’e karfl› söz konusu oldu mu hiçbir yasa, kural, hukuk burada ifllemiyor. Çünkü mevcut dünya Kürt’ü yok say›yor, inkar ediyor. Kürt’ün yok edilmesine ferman verilmifl durumdad›r. Oluflan hukuk, dünya hukuku Kürt’ü yok say›yor. Bir toplumu bu denli yok sayan bir hukuksal sistem içerisinde elbette ki Kürt toplumuna, insan›na karfl› savafl hukukunun uygulanaca¤›n› kimse bekleyemez. Nitekim bü-
ww
w.
ne t
Böyle bir dönemde üzerimize yüklenen en önemli görevlerden biri de hareket ve halk olarak Tenînê’de flehit düflen 11 yoldafla do¤ru bir biçimde sahip ç›kabilmek oluyor. Bu olay›n hem düflman sald›r›lar›yla, yani düflman›n 2007 y›l›na dönük imha dayatmalar›yla ba¤› var hem de bizim yaklafl›m yetersizliklerimizin, çal›flmalar› düzenleyip yürütürken yaflad›¤›m›z hata ve eksiklerin bu sonuç üzerinde pay› var. Elbette halk ve tüm hareket olarak bu flehadetlerden gereken dersi ç›karmam›z laz›m. Tabii bunu en çok da gerillan›n yapmas› gerekiyor. Önderli¤imiz bu konuda gerekli perspektifleri verdi, hatta sert elefltiri ve uyar›lar da yapt›. Özellikle baflar›l› sonuç alabilmek için, yaklafl›m ve tarz konusunda gerekli düzeltmelerin yap›lmas› gere¤i üzerinde durdu. Bafltan beri oldu¤u gibi son dönemde de bütün bask›, riskleri göze alarak kendi anlay›fl ve tutumunu ortaya koydu. Do¤ru meflru savunma çizgisine uygun savafl yaklafl›m› ve tarz›n›n ne olmas› gerekti¤ini ifade etti ve önemli bir belirlemede bulundu. “Sevgili gerilla, beynini ve yüre¤ini sa¤lam tut” dedi. Düflman›n imha sald›r›lar›n›n ancak sa¤lam bir beyin ve yürek durufluyla bofla ç›kartabilece¤ini ve mücadelemizin baflar›ya gidebilece¤ini böylece ifade etmifl oldu.
tün karfl›t çevreler, düflman güçler de böyle davran›yor. Türkiye’nin, ‹ran’›n, yine geçmiflte Saddam rejiminin yapt›klar›n› biliyoruz. Suriye’nin bask›lar› ortadad›r. Bütün dünya da son iki yüz y›ld›r Kürdistan’da yaflanan katliamlar›n arkas›ndaki güç konumundad›r. Herkes bu katliam›n flu veya bu biçimde orta¤›d›r, içinde yer al›yor. Hiç kimse neden bu topluma böyle bir bask›, katliam uygulan›yor diye sorgulama yapm›yor. Tersine, en iyi tutum göz yummak ve sessiz kalmak oluyor. Kürt’e karfl› ifllenen suçlar›n hepsi karfl›s›nda dünyan›n duruflu, en iyi düzeyiyle görmedim, duymad›m, bilmiyorum oluyor. Daha ötesi de her türlü kural d›fl› savafl› dayatmak oluyor. Hiçbir insani yaklafl›m, hukuksal düzen bu sald›r›lar üzerinde etkide bulunmuyor. Bu bak›mdan düflman gerçe¤i belirgindir. Anlafl›lmayacak bir durum da kesinlikle de¤ildir. E¤er anlayamad›k, tam çözemedik gibi bir yaklafl›m içinde olursak, bu sadece bizim bu gerçe¤i kabul edip etmememizle ba¤lant›l› olur. Asl›nda ortada anlafl›lmayan, görülmeyen bir fley yoktur. Kabul edilmek istenmeyen bir durum vard›r. Ancak, biz ne kadar kabul etmek istemesek de gerçek ortadad›r. Kendi hükmünü icra ediyor, iflletiyor. Dolay›s›yla bizim bu gerçe¤i görmemiz, anlamam›z, benimsemesek de bir realite olarak kabul et-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
hangi neden böyle bir olay›n gerekçesi olmufl olursa olsun, hepsinin bizimle ba¤lant›l› oldu¤u, hata ve eksikliklerimizden kaynakland›¤› bir gerçektir. Elbette bunu söylerken düflman›n vahflili¤ini, sald›rganl›¤›n›, özellikle 2007 y›l›na dayatt›¤› kapsaml› imha ve tasfiye plan› temelinde geliflen sald›r›lar›n› gözard› etmiyoruz. Düflman her dönemdekinden daha farkl› yöneliyor. Ekonomik gücünü, d›fl iliflki ve itibar›n›, siyasi gücünü her fleyini ortaya koymufl durumda ve kendi içinde yaratt›¤› kapsaml› bir uzlaflmaya dayanarak bu sald›r›lar›yla sonuç almaya çal›fl›yor. Cumhuriyet tarihinde islami kanatla klasik laik cumhuriyet uzlaflmas› ilk defa bu biçimde gerçeklefliyor. Böyle bir uzlaflmaya dayan›larak, Türkiye’nin bütün imkanlar› elinde ferdi silahtan baflka savafl arac› bulunmayan bir avuç cesur, fedakar Kürt gerillas›na karfl› sald›r›da seferber ediliyor.
ne te we .c om
memiz ve yaklafl›mlar›m›z›, tarz›m›z›, mücadelemizi buna göre gelifltirmemiz gerekiyor. Baflar›l› olman›n tek flart› budur. Bu bak›mdan da düflman›n vahfletinden, sald›rganl›¤›ndan, katliamc›l›¤›ndan, inkarc›l›¤›ndan söz etmek yerine –ki bunlar›n hepsi do¤rudur, ama bu do¤rular› ortaya koymak herhangi bir çözümü vermiyor– önemli olan bunlar karfl›s›nda mücadeleyi do¤ru bir anlay›fl, ölçü, tarz ve kurallar temelinde ne kadar yürütebildi¤imizdir. Bu noktada kendimizi sorgulamam›z, ne kadar katliamc›, vahfli, hiçbir hukuk kural›na uymayan, insanl›k de¤erini tan›mayan bir sald›r›yla karfl› karfl›ya olursak olal›m, tüm bunlara karfl› do¤ru bir anlay›fl ve tarzla mücadele ederek bunlar› yenecek, bofla ç›karacak, insanl›k de¤erlerini iflletecek bir düzeyi ortaya ç›karabilmemiz gerekiyor. Bu da bizim görevimiz, bizim ilkemiz, Önderliksel do¤ufl ve yürüyüfl gerekçemiz, duruflumuzdur. Bir kere böyle bir do¤ufl olmufl, halka ça¤r› yap›lm›flt›r. O halde do¤ru ve yeterli bir öncülük ile bunun gereklerini pratikte yerine getirebilmek gerekir. Yani bu yürüyüflü bizi baflar›ya götürecek bir anlay›fl ve tarzla sürdürebilmeliyiz. Bunun için de tabii yaflanan olumsuz olaylardan sürekli ders ç›karmay› bilen, içine düfltü¤ümüz hata ve eksiklikleri tespit ederek onlar› sürekli gideren, pratikte yaflanmas›n› azaltan bir tutum ve çaban›n içinde olmal›y›z. Baflka türlü bu iflleri baflar›yla yürütemeyiz.
15
w.
için büyük bir kay›pt›. Örgüt olarak sorgulayarak derslerini ç›karmam›z gerekiyor. Çünkü Medeni arkadafl, 17 y›l hiç silah›n› b›rakmadan ve savafl birliklerinden kopmadan gerilla saflar›nda mücadele etmifl, her düzeyde ve birçok alanda savafl prati¤i içinde yer alm›fl de¤erli bir Kürdistan gerillac›s›yd›. Güçlü bir gerilla savaflç›s› ve komutan›yd›. Uzun süre Zagros, Behdinan alanlar›nda savafla büyük katk›lar sundu¤u gibi, son iki y›lda da Dersim prati¤inde önemli rol oynayan, özellikle gerilla mücadelesinin aç›l›m yapmas› için en önde çaba harcayan bir konumdayd›. Hareket ve halk olarak henüz bu a¤›r kayb›n nedenlerini çözümlemeye, derslerini ç›kararak mücadele prati¤imize aktarmaya çal›fl›rken, Tenînê’deki flehadet olay› yafland›. 11 arkadafl›m›z›n kayb› gündeme geldi. Bu grubumuz da Dersim’de flehit düflen arkadafl grubu gibi büyük bir iddia ve kararl›l›kla mücadele sahas›na ç›kan bir gruptu. Neden kay›p oldu? Düflman›n yeni taktiklerini mi yeterince çözümleyemedik? Yoksa bir anl›k bir gaflet durumu mu buna yol açt›? Örgütsel çal›flmalarda m› yeterince sa¤laml›k gösteremiyoruz? Dolay›s›yla bu nedenle mi çeflitli oyunlara, komplolara düflüyoruz? Ancak
ww
Türkiye’nin bütün imkanları gerillaya karşı seferber edilmiştir
A¤ustos ay› kay›plar›m›z gerçekten önemli, düflündürücü, ders ç›karmay› gerektiren bir düzeyde oldu. 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›na girmeye haz›rlan›rken, yine a¤ustos bafl›nda HPG Komuta Konseyi Toplant›s›’n› yapmaya haz›rlan›rken, Dersim’de, bafl›nda Medeni arkadafl›n bulundu¤u arkadafl grubumuzun flehadeti yafland›. Gerçekten önemliydi, bizim
Genelkurmay Kürt toplumunu düşman ilan etmiştir
Bu savafl› yürütenler tutumlar›n› aç›k söylediler, “bir nefer kalmay›ncaya kadar savaflaca¤›z” dediler. Bunu bütün dünyaya ilan ettiler. “Ne mutlu Türküm demeyen herkes düflman›m›zd›r” dediler. Düflmana karfl› da ancak sald›r› yap›l›r, düflman imha edilir. Birisi düflman görülürse, o imha edilmek isteniyor demektir. Baflka türlü düflmanl›k olmaz. Böylece savafl› yürüten genelkurmay›n bütün Kürt toplumunu düflman ilan etti¤i ve bu toplumu bilinçlendiren, örgütleyen, mücadeleye çeken, özgür yaflam do¤rultusunda ilerleten öncü
“Düşman her şeyini ortaya koymuş durumda ve yarattığı uzlaşmaya dayanarak bu saldırılarıyla sonuç almaya çalışıyor. Cumhuriyet tarihinde islami kanatla klasik laik cumhuriyet uzlaşması ilk defa böyle gerçekleşiyor. Türkiye’nin tüm imkanları, elinde ferdi silahtan başka savaş aracı bulunmayan bir avuç cesur, fedakar Kürt gerillasına karşı saldırıda seferber ediliyor”
SERXWEBÛN Eylül 2007
man›n taktiklerini bofla ç›kartacak bir gerilla anlay›fl›n› ve tarz›n› Kürdistan’›n güçlü co¤rafyas›na dayanarak ortaya ç›karmak durumunday›z. Bunu gösteremedi¤imiz, bunda zay›f kald›¤›m›z, süreklilik sa¤layamad›¤›m›z veya duyarl›l›¤›m›z› kaybetti¤imiz anda kaybediyoruz. Bu çok aç›kt›r. Böyle bir gerillac›l›k zor olabilir. Baflka ülkelerde farkl› halklar›n yaflad›klar› ile tam örtüflmeyebilir, onlardan ayr› yönleri bulunabilir. Ama Kürdistan koflullar›na özgü olan gerillac›l›¤›n da baflar›yla gelifltirilmesinin mümkün oldu¤u, 24 y›ll›k kesintisiz gerilla prati¤imizin yüzlerce kez kan›tlad›¤› bir gerçektir. 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›na girdik. Gerilla, 24 y›ld›r savafl konumunda, bu ordunun karfl›s›nda bulunuyor. Türk ordusu 24 y›ld›r bu gerillay› imha etmek, yok etmek, tasfiye etmek için her türlü gücü seferber ediyor. Ama dikkat edilirse amac›na ulaflamam›flt›r. Evet, darbeler vurmufltur, katliamlar yapm›flt›r, binlerce ge-
w.
ww
Tüm saldırılara rağmen özgürlük mücadelesi durdurulamamıştır
Bu bak›mdan görülüyor ki, asl›nda düflman her fleye hakim de¤ildir. Böyle bir sald›rganl›k bofla ç›kart›lamaz, her fleye hükmeder de¤ildir. Ama bofla ç›karman›n yol yöntemleri var, kurallar› var. Gerillac›l›¤› derinli¤ine uygulamak, anlay›flta gerillalaflmak, yaflamda gerillalaflmak, savafl tarz›nda gerillalaflmak, bunun yan›nda düfl-
rillac›y› flehit etmifltir. 15 bine yak›n flehidimiz var. Yine halktan binlerce yurtseveri flehit etmifltir, katletmifltir. Binlerce köyü yak›p y›km›flt›r. Ama bütün bunlar ne Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini durdurabilmifl, ne halk› özgürlük mücadelesinden uzaklaflt›rabilmifl ne de Kürdistan’da gerillan›n geliflimini ve mücadelesini zay›flatabilmifl ve engelleyebilmifltir. Tersine, tüm bunlara ra¤men k›zl› erkekli Kürt gençli¤i, halktan ald›¤› destek ve Önderli¤imizin ayd›nlat›c› düflüncelerinin verdi¤i güçle, kahraman flehitlerimizin izinde gerillay› sürekli büyüten, gerillan›n istedi¤i gücü ona katan bir duruflun sahibi olmufltur. Bu durum flimdi de devam ediyor. Kürdistan’›n dört parças›nda ve yurtd›fl›nda yaflayan Kürt gençli¤inin, bütün Kürdistan co¤rafyas›na yay›lm›fl ve mevzilenmifl gerillay› bu biçimde yürüttü¤ü bir gerçektir. Bu bak›mdan asl›nda düflman›n imha amac› yüzlerce kez bofla ç›kart›lm›flt›r. Türk ordusu karfl›s›nda Kürdistan da¤lar›nda gerilla yaflam bulmufltur. Halkla birleflmifl, örgütlenmifl ve halk› serhildana çekmifl, büyük bir özgürlük hareketini gelifltirme gücünü göstermifltir. Bunlar birer gerçektir. O zaman flu ortaya ç›k›yor: Baflar› imkan› vard›r, ifller baflar›yla yürütebilir. Ne kadar vahfli, sald›rgan, katliamc› olursa olsun, baflta Türk gericili¤i olmak üzere ‹ran’›n ve Araplar›n Kürt halk›na dönük vahfli, gerici, katliamc› sald›r›lar› direniflle k›r›labilir. Ama bunun flartlar›, yol ve yöntemleri var. Onlar› bilerek hareket etmemiz gerekiyor.
ew e. c
Rahime Tuncer (Avesta Amed)
ne t
güçleri bu temelde imha etmeyi önüne görev olarak koydu¤u aç›kça ortaya ç›k›yor. Bunlar birer gerçektir. Bizim de bu gerçekleri bilerek, bunlar› bofla ç›karacak yol ve yöntem neyse onlar› bulmam›z ve ona göre hareket etmemiz gerekir. Bu noktada acaba düflman›n sald›r›lar› bofla ç›kart›lamaz m›? Gücü her fleye kadir mi? Tekni¤i her fleyi yok edebilir mi? Hay›r, böyle olmad›¤›n› Kürdistan’›n bütün eyaletlerinde, bölgelerinde görüyoruz. Sürdürdü¤ümüz gerilla mücadelesinde aç›kça yafl›yoruz. Türk ordusu bütün bu azg›n sald›rganl›¤a ra¤men HPG güçlerini etkisizlefltiremiyor. B›rakal›m imha edip tümden yok etmeyi, zay›flatam›yor bile. Gerillac›l›k bütün yol yöntemleriyle, kurallar›yla ve do¤ru bir anlay›fl temelinde derinli¤ine uyguland›¤›nda, düflman›n silah›, askeri gücü, tekni¤i ne kadar çok olursa olsun, yine ne kadar vahfli ve katliamc› konumda bulunursa bulunsun sald›r›lar›n›n bofla ç›kart›ld›¤›, baflar›s›z k›l›nd›¤› yaflad›¤›m›z pratikte her gün aç›kça görülüyor. B›rakal›m bu sald›r›lar üzerinden gerillaya aç›kça üstünlük sa¤lamay›, gerillan›n meflru savunma çizgisindeki misilleme eylemleri karfl›s›nda adeta pani¤i yafl›yor. Korkudan karakolundan ç›kamaz duruma düflüyor, askerler tam bir depresyon yafl›yor. Türk ordusunda intiharlar oluyor, kaç›fllar oluyor. Askere gidip gitmemek toplum içerisinde önemli bir tart›flma konusudur. “Neden zenginler çocuklar›n› askere göndermiyor? Neden baflbakan o¤lunu askere göndermiyor?” diyerek, halk her gün aç›k ça¤r›da bulunuyor veya yak›nma içinde oluyor.
om
16
Ahmet Kara (Andok Farqin)
Kararlılık doğru anlayış ve tarzla birleştirilmelidir Arkadafllar elbette bu mücadele içine girmek istiyorlar. Mücadeleye kat›lmak için gelmifller, e¤itim görüyorlar. Belli bir bilinçleri ve istekleri var. Yüksek bir yurtsever demokrat bilinç ve özgürlük tutkular› var. Kad›n erkek böyle bir tutkuyla mücadele içine giriyorlar. Mücadelenin en ön saf›nda, en k›zg›n ortam›nda olmak istiyorlar. Bu iyi bir fleydir, do¤ru oland›r, haklar›d›r. Ama bunun flartlar› var. Nas›l olmas›, nas›l yaklafl›l-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
inanç ve kararl›l›¤›m›z baflar›l› sonuç verir. Yoksa istedi¤imiz sonuçlar› alam›yoruz yoldafllar! Bin kere bu durum üzerinde düflünmemiz, tart›flmam›z gerekiyor. Nereye gitsek her ortamda arkadafllar büyük öfke içindeler, gerginler, hatta tepkili olanlar var. Mücadele istemi, kararl›l›¤›, bu do¤rultuda cesaret ve fedakarl›k çok ileri düzeydedir. Hareketimizin yönetimi, yine HPG komutanl›k düzeyi bu konuda ihtiyaçlar› tam karfl›layam›yor. Ciddi zorlanmalar da yafl›yor. Bu durum iyidir, güzeldir; bütün HPG yap›s›n›n tüm komuta ve savaflç› gücüyle böyle bir duruflu yaflamas›, büyük bir cesaret, fedakarl›k ve kararl›l›kla en ön safta mücadeleye kat›lma duygusu ve istemi içinde olmas› bizim en güçlü yan›m›zd›r. Gerillac›l›k aç›s›ndan do¤ru ve gerekli oland›r. Ama bu yaln›z bafl›na yetmiyor, bunu bir de baflar› tarz›yla birlefltirebilmemiz gerekiyor. Yaflam›n her an›nda, günün 24 saatinin her dakikas›nda bizi düflman karfl›s›nda baflar›l› k›lacak bir duruflun, duyarl›l›¤›n, yaflam ve mücadele tarz›n›n sahibi olmam›z gerekiyor.
ne te we .c om
mas› gerekti¤ine dair de yol ve yöntemleri var. fiimdi de tart›fl›l›yor; her yerde bu mücadelenin ön saf›nda olabilme istemi çok güçlü, mücadelenin en s›cak ortam›na girebilme talebi çok güçlü ve genel bir dayatma durumundad›r. Böyle bir istem içinde olmak iyi ve güzeldir, ancak bunun da flartlar› var. Onu da bilmek gerekiyor. Bu bilinmezse, baflar› yerine kay›p getirebiliyor. Halk›, hareketi zorlayan sonuçlar ortaya ç›k›yor. En son Önderli¤imiz o denli zorland› ki, uyarmak zorunda kald›. Bizi ciddiyete, duyarl›l›¤a, beynimizi ve yüre¤imizi sa¤lam tutmaya ça¤›rd›. Bu bak›mdan istek, kararl›l›k ve fedakarl›k göstermek iyi, güzel ve yerindedir. Bu duygular› her zaman gelifltirmeli, yüksekte tutmal›y›z. Ama bir de bunlar› do¤ru bir anlay›fl ve tarzla birlefltirebilmemiz, savafl ortam›nda her zaman duyarl›l›¤› gösterebilmemiz, Kürdistan saf›nda derin bir gerillac›l›¤› baflar›yla gelifltirebilmemiz gerekiyor. Elbette mevcut istek, cesaret, fedakarl›k kahramanca bir direnifli ortaya ç›kar›yor, ama baflar› getirmiyor. Bizi tam bir baflar›ya, özgürlük mücadelemizi zafere tafl›m›yor.
17
Onlar işleri başarıyla yapma kararlılığını tereddütsüz ifade ettiler
Arkadafllar›m›z tabii büyük bir istek ve kararl›l›k içindeydiler. Güçlü bir inanç ve iradeye sahiplerdi. Bunun verdi¤i güçle iflleri baflar›yla yapma kararl›l›klar›n› tereddütsüz ifade ettiler. Ve böyle bir kararlaflma temelinde, kararl›l›k sözü temelinde prati¤e yürüdüler. Buna ra¤men gördük ki, küçük bir aksakl›k büyük kay›plara yol açabiliyor, ufak bir ihmalkarl›k telafisi mümkün olmayan sonuçlar do¤uruyor. Küçük bir gaflet durumu darbe yememize yol aç›yor. Demek ki ifller daha çok incelmifl ve derinleflmifltir. Öyle dar, yüzeysel ve kaba yaklafl›mlarla günümüz koflullar›nda baflar›l› bir gerillac›l›k yapmak mümkün de¤ildir. Öyle bir gerillac›l›¤›n baflar› kazanmas› mümkün olmuyor. O zaman gerillac›l›kta daha çok derinleflmemiz, gerilla inceliklerini daha fazla gelifltirmemiz gerekiyor. Yani gerillac›l›¤a gerçekten bir sanatç› esteti¤iyle yaklafl›m göstermemiz gerekiyor. Ancak böyle olursa, bu kutsal istek, cesaret ve fedakarl›k duruflumuz,
ww
w.
Bu konular› flehit düflen bu arkadafl grubuyla da iki gün boyunca tart›flma imkan› bulduk. Uzun uzun tart›flt›k. Asl›nda bunlar bilmedi¤imiz, tart›flmad›¤›m›z, sürekli yo¤unlaflma içinde olmad›¤›m›z hususlar da de¤il. Böyle bir savafl ortam›na girme hakk› kazan›labilir diye kofltu¤umuz flartlar da oldu. Arkadafllar›m›z dinlediler, uzun bir süredir haz›rland›lar. Kapsaml› tart›flma, haz›rl›k, planlama içinde oldular. Sonunda biz de yaflanan pratikten ç›kard›¤›m›z dersleri aktarma f›rsat› ve imkan› bulduk. Hem ideolojik ve örgütsel duruflumuzu, hem siyasi ve askeri durumumuzu, içinde bulundu¤umuz sürecin özelliklerini ve bunun karfl›s›nda gelifltirmemiz gereken mücadele taktik ve tarz konular›n› çok net bir biçimde tart›flma, bilgi düzeyimizi bu arkadafl grubuna aktarma imkan›m›z oldu.
Eyüp Haydar (Erdal Serkeftin)
‹shak Yakut (Amed Akda¤)
Beynimiz başarı anlayışına yüreğimiz sağlam tutuma götürmelidir
Önderli¤imizin “beynini ve yüre¤ini sa¤lam tut” tespiti bu anlama geliyor. Beynini sa¤lam tut; do¤ru anla, önceden öngör, tedbirlerini yarat›c› olarak gelifltir ve pratikte baflar›yla uygula. Yüre¤ini sa¤lam tut; vicdanl› ol, zay›fl›klar›na teslim olma, mahkum olma, onlar› yen ve zay›fl›klar karfl›s›nda her zaman güçlü bir duruflu ve iradeyi göster ki, düflman›n d›fltan gelen sald›r›lar› karfl›s›nda zay›f düflmeyesin. Onlar› bofla ç›kartacak taktik ve tarz gelifltirmeyi baflarabilesin. fiimdi bunu gösterebilmemiz gerekiyor. Böyle bir anlay›fl ve tutumun sahibi olabilmemiz gerekiyor. Beynimiz bizi gerillac›l›¤› baflar›ya götürecek bir anlay›fl, kavray›fl düzeyine ulaflt›rmal›, sa¤lam yürek duruflu da bizi her türlü zay›fl›k ve hile karfl›s›nda onlar› bofla ç›karacak sa¤lam bir tutum sahibi yapabilmelidir.
SERXWEBÛN Eylül 2007
zaman›nda baflar›yla yapar›z. ‹ddiam›z ve irademiz güçlü olur. Yarat›c›, güçlü oluruz. Dolay›s›yla düflman sald›r›lar›n› bofla ç›kard›¤›m›z gibi, bir de düflmana darbeler vuran, baflar› üstüne baflar› kazanan bir duruflun sahibi oluruz.
Şehitleri doğru sahiplenmek gerilla çizgisinde derinleşmekle olur
Bütün gerilla güçlerimizin bu biçimde kendini yeniden ve yeniden sorgulayarak yetkinlefltirmesi, gelifltirmesi önem arz ediyor. Önderli¤imizin bizden istemi budur, Önderli¤in anlay›fl ve tarz› böyledir, halk›m›z›n bizden talepleri bu biçimdedir. Binlerce kahraman flehidimiz bize bu konuda güçlü bir miras b›rakt›. Anlay›fl ve tarzda do¤ruyu bulmak aç›s›ndan en zengin pratik dersi önümüze koydu. Onlardan ç›karaca¤›m›z sonuçlar böyle oldu¤u gibi, Tenînê’de flehit düflen son 11 kiflilik arkadafl grubumuzun flehadetinden ç›karaca¤›m›z ders de bu olmal›d›r. Onlar› do¤ru anlamak, tan›mlamak ve do¤ru sahiplenmek kesinlikle gerilla çizgisinde derinleflmek ve sa¤lamlaflmakla olur. Onlar›n amaçlar›n› ancak böyle bir durufl baflar›ya götürebilir. Onlar› kayba götüren hata ve eksikli¤i tespit
w.
ww
edip gidermek ve bu anlamda baflar›l› bir gerillac›l›¤› gelifltirmek, o yoldafllar›m›z›n ve dolay›s›yla bütün flehitlerimizin an›s›na do¤ru sahip ç›kman›n ve onun karfl›s›nda görevlerimizi do¤ru ve yeterli yerine getirmenin kesin yolu oluyor. Baflka türlü bu an›lara do¤ru yaklaflmak mümkün olmaz. A¤lay›p s›zlamakla hiçbir yere varamay›z. Elbette üzülmemek mümkün de¤il, yüre¤imiz adeta da¤land›. Fakat böyle olmak, söylemek de bir fleyi kurtarm›yor. Ondan ne kadar çok ders ç›karabiliyor ve bunu baflar›l› bir gerillac›l›¤a dönüfltürebiliyorsak, iflte o kadar bu yoldafllar› do¤ru anlam›fl ve an›lar›na do¤ru sahip ç›km›fl, onlar›n boynumuza yükledi¤i borcun gere¤ini pratikte yerine getirmifl oluruz. Baflka yaklafl›mla bu asla mümkün olmaz. Bir kere bunu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Mücadele yoldafllar› olarak, herkesten fazla bizim bu arkadafllar› do¤ru anlayan, sahiplenen ve flehadetlerinin üzerimize yükledi¤i görev ve sorumlulu¤u baflar›yla yerine getiren konumda olmam›z gerekiyor. Bunu dalga dalga tüm halka yayabilmeliyiz. Baflta gerilla güçlerimiz olmak üzere, böyle bir sonucu Özgürlük hareketimizin tüm sahalar›na mal edebilmeliyiz. Bu kahramanl›klar bize büyük güç, cesaret verdi. Kinimizi ve öfkemizi art›rd›. Mücadele azmimizi ve kararl›l›¤›m›z› biledi, cesaretimizi ve fedakarl›¤›m›z› büyüttü. Bu flehit yoldafllar›n an›s›na sahip ç›kma temelinde bütün bunlarla daha güçlü, daha çok yönlü, daha etkili mücadele edece¤iz. Mücadelenin her ortam›nda olaca¤›z. Kendimiz için oldu¤u kadar bu yoldafllar için de mücadele edece¤iz. Onlar›n da özlemlerini, amaçlar›n›, u¤runa yaflamlar›n› verdikleri davalar›n› baflar›ya götürmek için sonuna kadar mücadele edece¤iz. Bu kesindir, bu bir Önderlik kararl›l›¤› ve durufludur. fiehitler gerçe¤idir, hareketimizin tarihsel durufludur. Apocu hareketin tarih karfl›s›ndaki, Kürt halk› ve Ortado¤u halklar› karfl›s›ndaki durufludur. Bundan geri durmak olmaz. Bu konuda zay›fl›k olmaz.
ew e. c
Deniz Türk (Andok Deniz)
ne t
Bu noktalarda zay›f kal›yoruz yoldafllar! Eksiklerimiz iflte burada oluyor. Ya yeterince anlayam›yoruz ya da öngörümüz zay›f kal›yor, do¤ru de¤erlendiremiyoruz. Zaman›nda gerekli kararlar› ve tedbirleri gelifltiremiyoruz. Bunun sonucunda düflmana aç›k kap› b›rak›yoruz. Yüre¤imiz iyi ifllemiyor, canl› olman›n zay›fl›klar›n›n esiri oluyoruz. Al›flkanl›klar›m›za, keyfiyetçili¤imize, kendili¤indencili¤imize yenik düflüyoruz. Göz göre göre bize zarar verecek fleyler karfl›s›nda bir fley olmaz diyoruz. Küçük, basit yaflam tutkular› bizi düflman karfl›s›nda zay›f düflürüyor. Yüce amaçlar›m›z do¤rultusunda düflman karfl›s›nda sa¤lam bir durufl göstermemizi engelliyor. Adeta al›flkanl›klar›n, basit yaflam istemlerinin mahkumu oluyoruz. O da tedbir gelifltirmemizi, yeterince sa¤lam duruflumuzu zay›flat›yor. Yaflam tarz›m›z›, hareket tarz›m›z›, iliflki tarz›m›z›, örgüt tarz›m›z› bozuyor, üslenmemizi ve hareket tarz›m›z› engelliyor. Bize yürüttü¤ümüz mücadele karfl›s›nda zay›fl›k olarak yans›yor. Demek ki mevcut istek, cesaret, kararl›l›k ve fedakarl›k düzeyini do¤ru bir anlay›fl ve tutumla, sa¤lam bir duruflla her alanda düflman karfl›s›nda bizi baflar›l› ve güçlü k›lacak bir tarzla birlefltirebilmemiz gerekiyor. Bunu uygulamay›nca kay›p veriyoruz. Kay›plar, yani düflman karfl›s›ndaki zay›f düflmeler buradan kaynaklan›yor. Bunun tersi olarak, düflman karfl›s›nda baflar›n›n ölçütü de anlay›fl ve davran›fltaki ölçülü gerilla düzeyine uygun bir çizgiyi yakalamak oluyor. Beynimizi, yüre¤imizi ne kadar sa¤lam tutarsak, amac›m›za kendimizi kilitleyerek onun gerektirdi¤i bir duruflun ve tarz›n sahibi k›larsak, düflman karfl›s›nda da o kadar sa¤lam dururuz, tedbirlerimiz çok olur. Taktik ve tarz gelifltirmeyi yerinde ve
om
18
“Şehit yoldaşların anısına sahip çıkma temelinde mücadelenin her ortamında olacağız. Kendimiz için olduğu kadar onlar için de mücadele edeceğiz.
Özlemlerini, amaçlarını, uğruna yaşamlarını verdikleri davalarını başarıya götürmek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu bir Önderlik kararlılığı ve duruşudur. Şehitler gerçeğidir, hareketimizin tarihsel duruşudur”
Eylül 2007 SERXWEBÛN
19
Şehitler ordumuz özgürlük yürüyüşünün kurmay heyetidir
ne te we .c om
Önder Apo, “her flehadet, bir zincirin halkas› gibi özgürlük mücadelemizi büyüttü ve halk›m›z› büyük bir özgürlük ordusuna kavuflturdu” dedi. PKK hareketini böyle tan›mlad›. Partimizi flehitler partisi olarak gördü. Her geliflme ad›m›n› böyle ifade etti. Her flehadeti bu büyük özgürlük yürüyüflünün sa¤lam bir halkas› olarak tan›mlad›. Böylece kopmaz bir biçimde birbirine ba¤lanm›fl ve hep büyümüfl bir özgürlük zincirinin geliflimini tan›mlad›. Dolay›s›yla bu yoldafllar›m›z›n kahramanca direnerek ve düflmana öldürücü darbeler vurarak flehit düflmeleri hareketimiz aç›s›ndan, halk›m›z aç›s›ndan, Önderlik çizgimiz ve gerilla aç›s›ndan büyük de¤erlerin yarat›lmas› oluyor. Özgürlük mücadelemizde her türlü zorlu¤u yenmemizi ve engelleri aflmam›z› sa¤latacak güçlü bir komutan›n yarat›lmas›n› ifade ediyor. Elbette flehitler ordumuz, halk›m›z›n özgürlük yürüyüflünün kurmay heyeti, komutanl›¤› oluyor. Bu komuta çizgisi güçlü oluflturulmufltur. Bu komutanl›k etkisi yüzy›llara yay›lacak düzeyde sa¤lam yarat›lm›flt›r. Bu yoldafllar›m›z da bu büyük özgürlük ordusunun güçlü komutas›nda yer ald›lar. Biz onlar›n komutas› alt›nda cesaret ve fedakarl›kla yürüme gücünü her zaman gösterece¤iz. Zilan arkadafl flehit düfltü¤ünde Önderlik, “Zilan komutand›r, biz onun emir erleriyiz” demiflti. Bütün flehitlerimiz özgürlük mücadelemizin en sa¤lam komutas›n› oluflturuyor. Bu komuta öyle sa¤lam oluflmufl ki, Kürt halk› her türlü sald›r›ya karfl› böyle bir komuta alt›nda kahramanca ve baflar›yla yürüyebiliyor. Bu flehit yoldafllar›m›z da, Tenînê flehitlerimiz de bu büyük orduya, onun komutas›na kat›l-
¤› deflifrasyon ve benzeri durumlar böyle bir sonuca yol açan nedenler olabilir. Fakat daha ilk andan itibaren düflman denetimine girdikleri anlafl›l›yor. Art›k bu, gecikmeden dolay› deflifrasyon sonucunda m› oldu, yoksa baflka istihbarat kaynaklar› bu arkadafllar›n durumlar›na dair düflman› m› bilgilendirdi, onu bilemiyoruz. Ama ilk yürüyüflten itibaren düflman denetiminde olduklar› ve onu aflmak için çal›fl›r ve mücadele ederken böyle bir sonucun ortaya ç›kt›¤› anlafl›l›yor. Yürüdükleri gece düflman›n bilgi sahibi oldu¤u, havan atarak müdahale etmek istedi¤i bilgisi mevcuttur. Zaten ertesi gün do¤rudan üzerlerine gelen düflmanla toplu, grup olarak bir çat›flma içine giriyorlar. Ve sonuna kadar da kahramanca direniyorlar. Bu yoldafllar›m›z Kuzey Kürdistan’da mücadeleye kat›lmak için yola ç›km›fl yoldafllar›m›zd›. Garzan alan›n›n gelifltirilmesi ve aç›lmas›nda rol oynamaya da adayd›lar. ‹fade etti¤imiz gibi, gerçekten iyi haz›rlanm›fllar ve hareketi her bak›mdan, bütünlüklü biçimde temsil edecek, Kuzey Kürdistan gerillas›na tafl›rabilecek bir haz›rl›k düzeyine ve formasyona da sahiplerdi. Zaten toplu olarak savafla girmeleri ve gün boyu hiç fire vermeden kahramanca savaflmalar› nas›l bir bilinç, kararl›l›k, düflman karfl›s›nda sa¤lam durufla sahip olduklar›n› aç›kça gösteriyor.
Zarife Ad›belli (Roza Mardin)
d›lar. Bu durumu son direniflleriyle ve tutumlar›yla kan›tlad›klar› gibi, yaflam ve mücadele içinde de hep bu tutumun sahibi oldular. Büyük bir coflkuyla, istekle, heyecanla bu yürüyüfle ç›kt›lar. En son flehit düflmelerine yol açan yürüyüflleri de görülmeye de¤erdi. Coflkuluydu, heyecanl›yd›, istekliydi, kahramancayd›. Apocu hareketin, Kürdistan gerillas›n›n kahramanl›k çizgisini temsil ediyordu. Özgürlük bayra¤›n› sa¤lamca tutup, yüksekte tafl›ma gücü ve kararl›l›¤›n› ifade ediyordu.
Onlar istekle güçlü bir hazırlık temelinde yürüyüşe çıktılar
ww
w.
Asl›nda güçlü bir gruptu. Dokuz kiflisi bir savafl grubudur, iki arkadafl da onlar› götüren, öncülük eden, alan› tan›yan arkadafllar oluyor. Hepsi de çok istekle, güçlü bir haz›rl›k temelinde böyle bir yürüyüfle ç›kt›lar ve büyük bir güven ve umut vaat ettiler. Bu tür talihsiz sonuçlar›n ortaya ç›kmamas› için de epeyce duyarl›yd›lar. Uyar›lar, de¤erlendirmeler yeterince yap›lm›flt›, tedbirler al›nmaya çal›fl›l›yordu. Biraz 15 A¤ustos sürecinin etkisi olacak herhalde, harekette gecikme de oldu. O gecikmenin yol açt›-
“Büyük bir coşkuyla, istekle, heyecanla bu yürüyüşe çıktılar. En son şehit düşmelerine yol açan yürüyüşleri de görülmeye değerdi. Coşkuluydu, heyecanlıydı, istekliydi, kahramancaydı. Apocu hareketin, Kürdistan gerillasının kahramanlık çizgisini temsil ediyordu. Özgürlük bayrağını sağlamca tutup, yüksekte taşıma gücü ve kararlılığını ifade ediyordu”
Roza arkadaş sağlam bir duruşun sahibiydi
Bu arkadafllar tan›n›yor. Özellikle bir bölümü, genifl arkadafl grubumuz taraf›ndan tan›n›yor. Halk taraf›ndan tan›nanlar var içlerinde. Son bir haftad›r Kürt halk› bu nedenle infial halindedir. Kad›n erkek, tepkilerini ve duygular›n› bulduklar› her f›rsatta, imkanda dile getiriyorlar. Bu büyük mücadele flehitlerine, özgürlük flehitlerine sahip ç›kmak için yo¤un bir çaba içindeler. En baflta grubun sorumlusu olarak Roza arkadafl biliniyor. YJA STAR yönetimi içinde yer al›yordu. Öncesinde Xankurkê Karargah Yürütmesi’nde yer alm›flt›. Xankurkê alan›n›n örgütlenmesi ve bir karargah
SERXWEBÛN Eylül 2007
gerillan›n yürütülmesinde büyük rol sahibi oldu hem de kendini komutanlaflt›rd›. Kad›n komutanlaflmas›n›n, YJA STAR gerçe¤inin ortaya ç›kmas›nda, geliflmesinde önemli bir pay sahibi olmay› bildi. Bin bir türlü zay›fl›¤›n gösterildi¤i, ihanetlerin yafland›¤›, her türlü karalama ve karfl›t tutumlar›n gösterildi¤i bir ortamda, Roza arkadafl hem sözü ve durufluyla hem de gerillac›l›¤a ve komutanlaflmaya sahip ç›kan tutumuyla tüm bu sald›r›lar› bofla ç›karmada, Özgürlük hareketimizin sa¤lam bir öncülü¤e kavuflturulmas›nda önemli bir duruflun sahibi oldu. Özellikle kad›n özgürlük militanl›¤› çizgisinde gösterdi¤i net, kararl›, kesin, sa¤lam durufl, YJA STAR gibi hem Kad›n özgürlük hareketinin hem de Özgürlük hareketimizin, fedai çizgimizin ve özgür yaflam duruflunun flekillenip geliflmesinde, bütün sald›r›lar karfl›s›nda bu çizginin sa¤lam tutulup ilerletilmesinde rol oynad›. Yani büyük çaban›n, eme¤in sahibi oldu hep. Yüzlerce insan üzerinde eme¤i ve katk›s› vard›r. Önderlik Hasan Bindal yoldafl flehit düfltü¤ünde, “görünmez, ama hepiniz üzerinde az çok eme¤i vard›r” demiflti. Gerçekten de flimdi özellikle bu sahalarda yaflayan, mücadele eden herkes üzerinde Roza arkadafl›n eme¤i vard›r. Görünmez, ama vard›r. Onu bilmek, anlamak gerekiyor. Elbette o eme¤in boynumuza yükledi¤i büyük borç var, ödev var. Bu borcu Hayri Durmufl çizgisinde ödemek için sa¤lam bir durufl sahibi olmak zorunday›z. Roza arkadafl bu tutumuyla, sürekli Önderlik çizgisinde duruflu, yürüyüflü ve pratik çabas›yla, pratikte harekete yapt›¤› katk›larla yönetim oldu, görev ve sorumluluklar üstlendi, komutanlaflt›. Pratikte yaparak, hakk›n› vererek görev ve sorumluluklar yürüttü. Yoksa öyle resmiyetlere s›¤›nan, yetki ve imkan peflinde koflan birisi hiç olmad›. Her zaman zorluklar ortam›nda olmay›, mücadele etmeyi, bir özgürlük savaflç›s›, militan› konumunda bulunmay› esas ald›. Bu da O’nu hareketimizin bu dönemde gelifltirdi¤i, ilerletti¤i önemli militanlardan biri haline getirdi.
ew e. c
Nas›r Ayd›n (‹syan Brusk)
s›nda, hareketin geçmiflini, bugününü, büyük de¤erlerini yok etmeyi hedefleyen o provokatif ortamlar karfl›s›nda hiç yalpalamadan sa¤lam ve mücadeleci durufl sahibi olan az say›da devrimcilerden, özgürlük militanlar›ndan birisiydi. Bu bak›mdan halka ve Önderlik gerçe¤ine ba¤l›l›k düzeyi, flehadetiyle de ortaya ç›kt› ki sonsuzdu. Sa¤lam bir ideolojik durufl sahibi oldu hep. Bunu günlük çal›flmada üretime dönüfltürdü.
Şehitlere borcumuz var
ne t
alan› haline getirilmesinde önemli çabalar› olmufltu. Daha sonra ana karargahta da bir dönem çal›flt›. Güçlü bir haz›rlanma temelinde, edindi¤i birikimi mücadele ortam›na aktarmak ve büyük geliflmelere yol açmak kararl›l›¤› ve iste¤iyle bu yola ç›kt›. Gerilla tecrübesi olan arkadafllar›m›zdand›. Uzun süre en zor gerilla pratikleri içerisinde yer ald› ve savaflt›. Yeniden gitmek için yola koyuldu¤u Garzan alan›nda da uzun bir dönem savafl prati¤ine kat›lm›flt›. Kad›n ordulaflmas› ve komutanlaflmas›nda sa¤lam, örnek al›nacak güçlü bir durufl sahibiydi. Önemli katk›lar› oldu. Yüzlerce yeni savaflç›n›n e¤itilmesinde, 1999 geri çekilmesinden bu yana geçen yedi sekiz y›ll›k süre içerisinde büyük çaba harcad›. Savafl prati¤i içinde edindi¤i o büyük tecrübeyi yeni kat›lm›fl savaflç›lara aktarmak ve onlar› düflman karfl›s›nda güçlü savaflç›lar haline getirebilmek için sürekli görev bafl›nda ve çaba içinde oldu. Her zaman hiç yalpalamayan sa¤lam bir duruflun sahibi oldu. Önderlik çizgisine, flehitler gerçe¤ine, halka ba¤l›l›k O’nu her zaman gerilla mücadelesi içerisinde ve görev bafl›nda olmaya itti. Böylece de kat›ld›¤›ndan itibaren gerilla ortam›ndan hiç kopmad›. Silah›n› b›rakmad› hiç, kendisini hep e¤itti. Büyük tecrübe ve ideolojik bilinci birlefltirerek yeni savaflç›lar›n e¤itiminde pay sahibi oldu. Dolay›s›yla kad›n ordulaflmas›nda, YJA STAR örgütlenmesinde hep sa¤lam bir duruflun sahibi oldu, yine önemli katk›lar sunan bir konumda bulundu. Özellikle bu de¤iflim ve yeniden yap›lanma sürecinde hareketimize d›fla dayal› olarak içten dayat›lan provokatif tasfiyeci sald›r›lar karfl›s›nda hiç yalpalamad›. O tür ayart›c› düflman yaklafl›mlar› karfl›s›nda her zaman sa¤lam bir duruflun sahibi oldu. Gözünü, kula¤›n› bunlara kapatmak gibi bir tutum de¤il, tersine, bunlara karfl› Önderlik çizgisini savunan, sahiplenen, onun içinde gerillay› sürekli sa¤lam tutmay› ve gelifltirmeyi öngören bir tutumla mücadele etti. ‹nsan geriye dönüp bakt›¤›nda flunu rahatl›kla görebiliyor: Provokatif tasfiyeci sald›r›lar karfl›-
om
20
ww
w.
Bununla birlikte, ideolojik çizginin en sert ve k›zg›n hayata geçirme alan› olan gerillalaflma alan›nda sorumluluk üstlenip onu yürütmeyi öngördü. Her zaman zoru üstlendi, kolay› aramad›. Dedikodulardan, bofl tart›flmalardan uzak durdu. Do¤ru üslenmenin gerektirdi¤i cesaret ve fedakarl›k düzeyini hep gösterdi. Bu bak›mdan provokatif tasfiyeci e¤ilimin bertaraf edilerek Özgürlük hareketimizin ve
Cebrail Turan (Rohat Dilpak)
Eylül 2007 SERXWEBÛN
21
Roza arkadaş kadın özgürlük militanlığına büyük değerler kattı
ne te we .c om
Bu bak›mdan Roza arkadafltan ö¤renece¤imiz fleyler çoktur. Birçok özelli¤i örnek al›nacak ve benimsenecek bir komuta kiflili¤iydi. O, sorunlar karfl›s›nda y›lmayan, acze düflmeyen, kararl›, çözüm arayan durufluyla, yine mütevaz›, kendini hep çare haline getirmeyi öngören, zay›fl›klar› kendini sorgulayarak ve kendini çare yaparak aflmay› esas alan tutumuyla örnek oluflturuyor. Beritanlar›n, Zilanlar›n, Viyanlar›n, Sorxwinlerin çizgisini temsil ediyor, devam ettiriyor. Böylece hem YJA STAR gerçe¤ine hem de kad›n özgürlük militanl›¤›na büyük de¤erler katan bir kifliliktir. Hareketimiz ve halk›m›z böyle anacak Roza arkadafl›, tarih böyle yazacak. Özgürlük hareketimizin özü olan kad›n özgürlük yürüyüflünün zaferini garantileyen öncü militanl›¤› temsil ediyor. Böyle güçlü militan öncülü¤ün baflar› kazanaca¤›, zaferden zafere koflaca¤›, her türlü sald›r›y› bofla ç›karaca¤› ve baflar›y› yaratan olaca¤› kesindir. Bu bak›mdan da Roza arkadafl›n flehadeti genelde kad›n özgürlük yürüyüflümüzün, özelde genel özgürlük hareketimizin yürüyüflünün zafer temelinde kararl›l›kla sürekli devam edece¤inin ve asla kesintiye u¤rat›lmayaca¤›n›n en temel güvencelerinden birisini oluflturuyor. Bunu böyle anlamam›z gerekir. Xankurkê alan› aç›s›ndan da büyük katk›lar› var. Bu alanda bulunan komuta ve savaflç›lar›n e¤itiminde, örgütlenmesinde, bu düzeye gelinmesinde büyük katk›lar› olan arkadafllar›m›zdan bir tanesiydi. Savafl birliklerinin, yine özgür kad›n birliklerinin oluflmas›nda büyük pay sahibi, çaba sahibi olan arkadafllar›m›zdan birisiydi. Bu güç kendisine elbette en yüksek düzeyde sahip ç›kacak, bu büyük kiflili¤i sahiplenecek, hep do¤ru anlayacak ve an›s›na do¤ru ba¤lanman›n, sahip ç›kman›n gere¤i olarak O’nun çizgisini pratikte baflar›yla hayata geçirecek bir düzeyi ortaya ç›karacakt›r.
du. Tabii bu ortam kendisini çok zorlad› da. Öyle bir ortamda ve süreçte, provakatif tasfiyeci e¤ilimin en çok üzerinde oynamaya çal›flt›¤›, sald›rd›¤› bir kifli oldu. Duygular›n çok geliflti¤i sanat ortam›n›n buna aç›k olmas› nedeniyle de gerçekten çok zorland›. Kafas› kar›flt›r›ld›, düflüncesi köreltilmeye çal›fl›ld›. Delila arkadafl hainler taraf›ndan, provokatörler ve tasfiyeciler taraf›ndan çürütülmek istendi. Bu sald›r›n›n üzerinde etkisi çok oldu. Uzun süre bu etkiyi aflabilmek için kendini e¤itme çabas› içerisinde oldu. Ancak bir e¤itim sürecinde bulunarak bu provakatif tasfiyeci e¤ilimin sald›r›lar›ndan kendisini koruyup kurtarabildi. “Biz flöyle etkilendik, bilmem flu flekilde provokatörler kafam›z› kar›flt›rd›” denilerek, mücadelede zay›fl›klar çeflitli biçimlerde örtülmeye çal›fl›l›yor. Bunlar do¤ru de¤ildir. Asl›nda en çok zorlanandan söz edilecekse, en çok üzerinde oyun oynanan bir kiflilik aranacaksa, bunlardan bir tanesi Delila arkadaflt›. Genç ve tecrübesiz olmas›ndan, bir de sanata tutkun olmas›ndan yararlanarak, Önderlik çizgisinden ve mücadele gerçe¤inden kopartmak için çok u¤raflm›fllard›.
‹dris Babat (Xwinrej Botan)
Delila arkadaş hem gerillacıydı hem de sanatçı
ww
w.
Grupta yer alan ve tan›nan di¤er bir arkadafl›m›z, halk›n da çok iyi tan›d›¤›, hepimizin tan›d›¤› Delila arkadaflt›. Arkadafllar›n önemli bir bölümü de kendisini yak›ndan tan›yor. Birlikte kald›lar, e¤itim gördüler, çal›flt›lar. Delila arkadafl, Önderli¤e dönük uluslararas› komplonun sald›r›lar›na karfl› Önderli¤i savunmak ve sahiplenmek için mücadeleye kat›lan bir arkadafl›m›zd›. 1999 may›s›nda, bir grup arkadafl›yla birlikte Silvan’dan böyle bir kat›l›m gösterdi. Bir süre Amed alan›nda bulunduktan sonra, geri çekilmeyle Güney alanlar›na geldi. Üç kiflilik bir gruptular. ‹kisi safieenay natç›yd›: Kendisi ve Newal (fi Kurt) arkadafl. Hem gerillac›l›k hem de sanatç›l›k yap›yorlard›. fiehit Newal arkadafl fazla bu ikili görevi sürdürmek istemedi. O tür ortamlar kendisini çok sarmad›. Dolay›s›yla savafl ortam›nda sürekli bulunmay› ye¤ledi. Onunla birlikte Delila arkadafl uzun bir süre fiehit Sefkan Kültür Sanat Okulu’nda hem sanatç›l›k hem de gerillac›l›k yapt›. Okulun müzik gruplar›n›n solistiydi. Güzel sesiyle birçok eserin okul gruplar› taraf›ndan ortaya ç›kar›lmas›na katk›da bulundu. Her ikisini de çok seviyordu. Gerçekten de ne savaflç› olmaktan ne de sanatç› olmaktan kopabiliyordu. Delila arkadafl gerilla ortam›nda sanat›n gelifltirilmesine ve ürünler vermesine büyük katk›larda bulun-
Delila arkadaş kendini yeniden yarattı
Delila arkadafl› sanat çal›flmalar›nda oldu¤u gibi, e¤itim ortam›nda da daha yak›ndan tan›d›k. Böyle olmamas› gerekti¤ine karar vererek, aylarca tart›flmalar yürüttük. Gerçekten de sonuç ald›k. ‹nsan çaba harcarsa, azmederse, pes etmez ve ucuz karar vermezse, gericili¤in her türlü oyununu ve sald›r›s›n› bofla ç›karabilir. Bunun en belirgin örne¤idir Delila arkadafl. Gerçekten de bu süreçte ihaneti yendi içinde. Kar›flt›r›lm›fl duygular›n› düzeltti, köreltilmeye çal›fl›lan düflünce sistemini oluflturdu, kendini yeniden yaratt›. Delila arkadafl hem provokatif tasfiyeci e¤ilimin sald›r›lar›, hem erkek gericili¤inin her türlü oyun ve bozucu etkileri hem de bunlar karfl›s›nda zay›f kalan kad›n gerilikleriyle yo¤un bir mücadele sonucunda kendisini
SERXWEBÛN Eylül 2007
“Delila arkadaş sanat ve savaş arasındaki ilişkiyi, sanatçılıkla savaşçılık arasındaki bağı en iyi görenlerden oldu. Bunları en iyi kişiliğinde temsil etmeyi bildi. Sanat üretilmez diye gerilla ortamına yanaşmayan, hor bakan, bu büyük sanat birikimini işlemeyen, görmezden gelen sahte sanat anlayışına karşı gerçek halk sanatçılığının en yüce temsilciliğini ortaya çıkardı” Delila arkadaş dağı doğru anlayarak en anlamlı yaşayanlardan biri oldu
ew e. c
Orada yaratt›¤› sonuçlar, edindi¤i bilinç ve sa¤lad›¤› kararl›l›kla s›cak savafl ortamlar›na girmek istemiyle, 2007 prati¤ine aktif olarak kat›lmak üzere görev talep etti. Çok ›srarl› taleplerinin kabul edilmesi sonucunda, içinde bulundu¤u birli¤e her bak›mdan güç katan bir savaflç› kiflilik olarak bu yürüyüflte yer ald›. Farkl› önerileri reddetti. T›pk› daha önce gerilla d›fl›nda veya s›cak pratik d›fl›ndaki çal›flma ortam› tekliflerini reddetmesi gibi, bu dönemde de aktif pratik içerisine girmesini önleyecek her türlü düflünce ve önerileri reddetti. Büyük bir kararl›l›k, coflku, heyecan ortaya ç›km›flt›. Öyle ki insan o kararl›l›¤›, coflkuyu, heyecan› görünce, düflünce olarak gitmesine kat›lmasa bile O’nun önünde engel olunmamas› gerekti¤i sonucuna ulafl›yordu. HPG yönetiminin, YJA STAR yönetiminin bu süreçteki tutumu böyle olmufltur, biz buna tan›k olduk. Kendimiz de böyle davranmak zorunda kald›k. Belki de do¤rusu buydu. Halka daha güçlü mal edilmesi ve halk›n özgürlük mücadelesine, yine kad›n özgürlük hareketine büyük de¤erler ka-
ww
w.
ne t
yaratt›. Daha sonra genç arkadafllar›m›z›n tan›d›¤› coflkulu, kab›na s›¤maz, en az üç kifli kadar çal›fl›r, her ifle koflar ve en dirençli, en sa¤lam duruflu düflüncede de, fiziki olarak da gösterir bir gerilla kiflili¤i bu mücadelenin içinde olufltu. Öyle ucuz ve basit, mücadelesiz bir ortamda oluflan bir kiflilik de¤ildi. Bu süreçleri çok iyi takip ettik, içinde olduk. Her türlü gerici etkiyi yenerek düflman›, hiyerarflik devletçi sistemi, erkek egemen sistemi kendi içinde yenerek, kendini yarat›p özgür kad›n militanl›¤› ortam›na katt› Delila arkadafl. Öyle bir bilince ulaflt›¤› zaman, baflka hiçbir yeri gözü görmedi. Sadece HPG’de, YJA STAR birlikleri içinde yer almak istedi. Tekrar eski ortamlara çekmek için kendine götürülen bir sürü teklifi, istemi, çabay› elinin tersiyle bir tarafa itip, özgürlük mücadelesinin birlikleri içinde, gerilla birlikleri içinde yer al›p, bu temelde çal›flmay› tereddütsüz esas ald› ve sürdürdü. Gerçekten de büyük bir geliflme sa¤lad›. Oldu¤u ortama hep çare, çözüm getiren, ortam› güzellefltiren, güç katan, coflku ve heyecan katan, sevinç katan bir kiflilik oldu. Befl y›l birlikler içinde yer ald›. Xankurkê’nin hemen bütün kad›n birliklerinde bulundu. Savaflç›l›k yapt›, komutanlaflmaya ad›m att›. Bu birliklerin hepsinde yeri vard›r, bu bir gerçektir. Bu alan›m›zdan fiehit Beritan Özgür Kad›n Akademisi’ne e¤itim için gitti. Gericilikle yaflad›¤› derin iç mücadelede sa¤lad›¤› baflar›l› sonuçlar›, hem de gerilla birlikleri içinde edindi¤i zengin tecrübeyi fiehit Beritan Akademisi e¤itiminde yüksek bir bilince dönüfltürdü. En güzel meyvelerini akademide verdi. Birçok türkünün seslendirilmesinde, klip yap›m›nda yer ald› ve eserler verdi. fiimdi halk›n coflkuyla, heyecanla, istekle dinledi¤i bu güzel eserleri yaratt›.
tabilmesi için böyle bir yürüyüfl belki de flartt› ve en do¤rusuydu. Dolay›s›yla büyük bir istem ve kararl›l›kla, kendi arzusuyla, önerisiyle, dayatmas›yla bu yürüyüfle ç›kt› ve bu yüce sonuca ulaflt›. O, Mizginlerle, Serhatlarla devam eden bir gelene¤in en güçlü militan halkas›n› oluflturuyor. En geliflmifl ve üst düzeyini temsil ediyor. Sanat ve savafl aras›ndaki iliflkiyi, sanatç›l›kla savaflç›l›k aras›ndaki ba¤› en iyi görenlerden oldu. Bunlar› en iyi kiflili¤inde temsil etmeyi bildi. Sanat üretilmez diye gerilla ortam›na yanaflmayan, hor bakan, bu büyük sanat birikimini ifllemeyen, görmezden gelen sahte sanatç›l›¤a karfl› gerçek halk sanatç›l›¤›n›n en yüce temsilcili¤ini ortaya ç›kard›.
om
22
fienay Güçer (Delila Meyaser)
En büyük sanatçılık devrimcilik ve gerillacılıkla olur
Belki zaman bak›m›ndan birço¤umuzdan az bu da¤larda, özgürlük ortamlar›nda bulundu, ama da¤› do¤ru anlayarak en anlaml› yaflayanlardan biri oldu. Da¤ romantizmiyle gerilla romantizmini en iyi biçimde Delila arkadafl birlefltirdi. Onu gerilla savaflç›l›¤› ile sanatç›l›kta birlefltirdi. Dolay›s›yla gerçekten de duygusuyla, düflüncesiyle, cesaret ve fedakarl›¤›yla, coflku ve heyecan›yla halk önderli¤inin en önemli örneklerinden birini yaratt›. Her ortamda özgürlük mücadelesine katk›lar sunabilen, yeteneklerinin tümünü iflletebilen bir kiflilik oldu. Savaflç›l›¤›, çal›flkanl›¤› Kürt kad›n›n›n mücadelesinde, Kürt halk›n›n saflar›nda her zaman yaflayacak, dilden dile dolaflacak. Çünkü o kat›ld›¤› hareketle de ortaya ç›kard›¤› eserlerle de kendini ölümsüzlefltirmeyi bildi. Böyle büyük bir kifliliktir ve halk flimdiden ona bu de¤eri veriyor. Gerillan›n bir halk›n duygu, düflünce ve prati¤ini yönlendirmede nelere kadir oldu¤unu, gerilla ortam›n›n nas›l sanatla ba¤› oldu¤unu, en büyük sanatç›l›¤›n devrimcilik ve gerillac›l›k oldu¤unu en iyi Delila arkadafl gösterdi. Büyük bir savaflç› ve komutan olarak tarihte yerini ald›¤› gibi, büyük bir gerilla sanatç›s›, halk sanatç›s› olarak da halk›n saflar›nda
Eylül 2007 SERXWEBÛN
tu¤u bir ortamda, O, bu tür zay›fl›klar› bir iradeyle, bilinçle, kendini e¤iterek yenme temelinde aflmay› ve güçlü bir militan kiflilik olarak kendini yürütmeyi bildi. Sonuçta 2007 y›l› prati¤ine en s›cak ortamda kat›lmak üzere böyle bir birlik içinde yer ald›. Böyle bir tutumla hem düflman›n topluma dayatt›¤› bask› ve iflkence ortam›na bir cevap oluflturmak hem de her türlü zay›f, geri çeken tutumlara karfl› devrimci militanl›¤› gelifltirmek, yüceltmek, temsil etmek kararl›l›¤›ndayd›. Bu tutumu kat›l›m›yla, çabas›yla, grubun haz›rlan›p prati¤e yürütülmesindeki yaklafl›mlar›yla aç›kça kendini gösterdi. Gerçekten de yüzlerce flehidin ve savaflç›n›n ortaya ç›kt›¤›, düflman›n bin bir türlü oyun oynamaya çal›flt›¤› Gewer gibi bir ortam›n en sad›k, ba¤l› bir militan› olmay› baflard›. Bu bak›mdan Ruhat arkadafl›n tutumu, mücadelecili¤i, yine kiflilik özelikleri, komuta özelliklerinden ç›kart›lacak dersler vard›r. Xwînrêj, Andok Amed, ‹syan, Eflfl-ref, Andok ve Erdal arkadafllar da grubun de¤erli üyeleriydi. Baz› arkadafllar›m›z böyle bir prati¤e yeni giriyorlard›. Baz›lar› k›smi bir haz›rl›k ortam›ndan geçmifllerdi. Ama hepsinde varolan ortak özellik, gösterdikleri tutum, durufl, kararl›l›k, isteklilik, coflku, heyecand›. En son yola ç›karmadan önce, iki gün beraber olduk ve bu arkadafllar›m›z› büyük bir coflku ve heyecan kayna¤› olarak gördük. ‹stek, irade, kararl› durufl bak›m›ndan çok güçlü pozisyondayd›lar. Baflta da belirttim, asl›nda haz›rl›k düzeyleri iyiydi, bir duyarl›l›klar› da vard›. Bileflimleri de normaldi. Çok güçlü bir savafl birli¤i denebilirdi. Zaten bu durumda olmalar›, en olumsuz koflullarda girdikleri çat›flmada yaratt›klar› sonuçla da kendini gösteriyor. Düflmana gerçekten de darbe vurabildiler. Kuflkusuz böyle bir duruma düflmeselerdi, yani daha ilk andan düflman denetimi ve kontrolüne girmeseler ve çok olumsuz pozisyonda düflmanla karfl›laflmasalard›, çok daha güçlü bir savaflç›l›k örne¤i göstereceklerdi. Bu kesindi.
ne te we .c om
yer almay› bildi. Ortam› en iyi anlayanlardan oldu, gerillay› en güçlü benimseyenlerden oldu. Savafltan sanat›, sanattan savafl› yaratmay› en iyi becerenlerden oldu. Dolay›s›yla Delila arkadafl›n kiflili¤inden, yaflam›ndan alaca¤›m›z dersler de çoktur. Gerçekten insan yarat›c›l›¤›n›n nelere kadir oldu¤unu, gerilla ortam›n›n insan› ne denli yaratan ve güçlendiren bir ortam oldu¤unu Delila arkadafl›n kiflili¤i gösterdi. Fedakarl›k, cesaret sevinç, heyecan ve çal›flkanl›kta örnek bir kiflilik sergiledi. Kad›n özgürlük militanl›¤›, bu büyük kiflilikle YJA STAR militanl›¤› gerçekten de zaferi garantileyen bir de¤er kazanm›flt›r. Mücadele üzerindeki etkisi böyle olacak, her zaman mücadelemize öncülük edecektir.
23
Özgürlük militanlığı ölçülerimiz daha çok keskinleşip kesinleşmiştir
Gewerli bir arkadafl›m›zd›. Ruhat arkadafl› Çelik operasyonu esnas›nda tan›d›m. Yafl› çok genç olan bir savaflç› aday›yd›. ‹ki arkadafl olarak bulunduklar› ortamdan kaç›p gelmifllerdi. 1995 mart›nda düflman›n gelifltirdi¤i Çelik operasyonunda birlikte olduk ve operasyon ortam›nda bulunduk. O ve birlikte kat›ld›¤› arkadafl› küçük yafllar›na ra¤men her türlü sald›r›ya karfl› cesaretle gö¤üs geren, her türlü çabay› gösteren bir tutumun sahibi oldular. Özellikle Ruhat arkadafl›n bu küçük yafltaki davran›fllar›, çok e¤itimli, örgütlü bir militan›n savafl birli¤ine yapt›¤› katk›lar düzeyindeydi. Bilgisi, çal›flkanl›¤› ve olgun kiflilik özellikleriyle oldu¤u her ortama katk› sundu. Geçen 12 y›ll›k süre içinde çok de¤iflik e¤itim ortamlar›ndan geçti. Farkl› savafl birliklerine kat›l›m gösterdi. Birçok pratik sahada görev yürütüp tecrübe biriktirdi. Kendini güçlü bir militan kiflilik haline getirdi.
ww
w.
Roza ve Delila arkadafllarla birlikte, Avesta arkadafl da gerçekten yurtsever bir ortam›n gerillaya bahfletti¤i, kararl› hale getirdi¤i ve yürüttü¤ü bir kiflilikti. Bu temelde büyük bir bilinç ve cesaret edinerek s›cak savafl ortamlar›na girme kararl›l›¤›na ulaflt›. Böyle büyük de¤erler elde etmifl bir hareketin her zaman baflar› kazanaca¤›, zorluklar› yenece¤i kesindir. Hiçbir engel, hiçbir zorluk, hiçbir düflman sald›r›s›, hiçbir gerilik ve gericilik Rozalar, Delilalar gibi büyük askeri, örgütsel, sanatsal kiflilikler yaratm›fl bir özgürlük hareketinin baflar›l› yürüyüflünü engelleyemez. Bu bak›mdan özelde YJA STAR militanl›¤›n›n, genelde de özgürlük militanl›¤›m›z›n bu de¤erli kifliliklerden kazand›¤› fleyler büyüktür, çoktur. Özgürleflen kad›n›n gerçek yaflam gücünü biz bu yoldafllarda gördük. Bu yoldafllarla özgürlük militanl›¤› ölçülerimizin daha çok keskinleflti¤i ve kesinleflti¤i, Özgürlük hareketimizin daha çok güçlenip yenilmez hale geldi¤i, toplumu daha etkiler bir konum kazand›¤› kesindir. Bunlarla birlikte tabii Ruhat arkadafl var. Grubun sorumlular›ndan birisiydi, Roza arkadafl›n yard›mc›s›yd›.
Aziz Muhammed (Eflref Cilo)
Ruhat arkadaş Önderlik çizgisine yöneltilen saldırılara cevap olmayı esas aldı
Geçen dönemde harekete dayat›lan sald›r›lara karfl› tutum kadar, içten dayat›lan provaokatif tasfiyeci sald›r›lar karfl›s›nda da çizgi duruflu ve yürüyüflünü kararl›l›kla gösterdi. Daha zor ve etkili çal›flmalar içinde yer almak isteyerek, Önderlik çizgisine yöneltilen sald›r›lara pratik cevap olmay› esas ald›. Baz›lar›n›n kaçt›¤›, göçtü¤ü, farkl› aray›fllarda oldu¤u, kendini zay›flatt›¤›, sa¤a sola çekti¤i, pratiklerin gerisinde tut-
SERXWEBÛN Eylül 2007
Birikimlerinin sonuçlarını yaratmak boyun borcumuzdur
ne t
‹nsan›n üzüntüsü esas olarak bu noktada oluyor. Daha çok savaflabilmeliydiler bu arkadafllar›m›z. Örne¤in Roza arkadafl hem 1999 öncesi edindi¤i savafl tecrübesini, hem 1999 sonras› edindi¤i ideolojik ve örgütsel birikimi çok daha uzun süre hem savafl ortam›nda hem de halk›n örgütlenmesi anlam›nda mücadeleye ak›tabilmeliydi. Yine Delila arkadafl gibi en zor ve kar›fl›k ortamlardan geçerek, büyük bir mücadeleyle kendini yeniden yarat›p çok güçlü bir militan savaflç›l›k kazanan, böyle bir düzeyi tutturan bir kiflili¤in elbette o büyük yeteneklerini, ortaya ç›kard›¤› birikimi çok daha farkl› uzun dönemlerde mücadeleye ak›tabilmesi gerekirdi. Arzulanan, istenen, do¤ru olan da buydu. Böyle olmas› herkes aç›s›ndan bir rahatl›k kayna¤› olurdu. Nas›l Harun arkadafl flehit düflerken, “gözüm arkada de¤il, doya doya savaflt›m” dediyse ve savaflarak flehit düflenler arkas›ndan nas›l bir tutum gösterilmesi gerekti¤ini gösterdiyse, benzer bir tutum her savaflç› için oldu¤u gibi, çok güçlü biçimde haz›rlanm›fl bu arkadafl grubu için de arzulan›rd›, istenirdi, beklenirdi. Do¤ru olan buydu, Onlara yak›flan buydu. Kürt halk›n›n, Kürt kad›n›n›n, Ortado¤u halklar›n›n özgürlük mücadelesine bu temelde çok büyük katk›lar› kesinlikle olacakt›. fiimdi de böyle olamamas›n›n verdi¤i üzüntüyle flunu söyleyebiliriz: fiehadetleriyle böyle büyük bir de¤eri kendileri ortaya zaten koydular. ‹ster mücadele içinde olsun ister d›fl›nda olsun, Kürt insan›n› kad›n›yla, erke¤iyle, genciyle iliklerine kadar sarst›lar. Yine savaflan güçler olarak gerillay›, hepimizi yeniden bir durum de¤erlendirmesi yapmaya, görev ve sorumluluklar›m›z›n bilincine daha güçlü vararak onlar› daha güçlü, etkili sahiplenmeye yönelttiler. Dolay›s›yla mücadelemizin kazand›¤› büyük de¤erler olarak hem içinde yer ald›klar› gerillay› hem de halk› mücadeleye sevk eden birer özgürlük k›v›lc›m› ol-
may› bildiler. Onlardan bize üzüntü veren, onlar›n “flöyle olsayd› çok iyi olurdu” dedi¤imiz yönlerini tamamlamak boynumuzun borcu oluyor, bizim üzerimize düflen görev ve sorumluluk oluyor. Mücadele arkadafllar› ve yoldafllar› olarak, onlar›n o büyük birikimlerinin yol açaca¤› pratik örgütsel mücadele sonuçlar›n› çabalar›m›zla yaratmak, üzerimize yüklenmifl birer boyun borcudur. Hepimiz böyle bir bilinçteyiz. Bu yüklenmifl borcun a¤›r sorumluluk duygusu alt›nday›z. Çok etkilendik, üzüntü verici oldu diye ifade etti¤imiz duygular asl›nda bu anlama geliyor. Yani yoldafllar›m›z kendilerini en yüce makama ulaflt›rd›lar, büyük zaferlerini yaratt›lar. Bununla bize önemli güç verdikleri gibi, görev ve sorumluluk da yüklediler. Bu görev ve sorumluluk a¤›rd›r, gere¤inin yerine getirilmesi kesindir. Bu nedenle a¤›rl›k duyuyoruz diyoruz. Bu anlafl›l›rd›r. Elbette tek do¤ru olan da üzerimize yüklenmifl bu görev ve sorumlulu¤un gere¤ini baflar›yla yapmakt›r.
‹nan›yoruz ki, halk›m›z bu de¤erli evlatlar›na güçlü bir biçimde sahip ç›karak, onlara olan vefa borcunu ödeyecektir. Bütün hareketimiz, tüm yurtsever demokrat güçler bu büyük öncü militanlar›n açt›¤› yolda yürüyerek, bu yoldafllar›n amaçlar›n›n gerçekleflmesi için çal›flacaklard›r. Yine içinde yer ald›klar› gerilla güçlerimiz, özellikle kad›n özgürlük militanl›¤› bu yüce de¤erlere do¤ru bir çizgide lay›k›yla sahip ç›karak, bu büyük özgürlük sembollerinin, tanr›çalar›n›n kutsal amaçlar›n› pratikte gerçeklefltirmek için sürekli büyüyen bir özgürlük mücadelesini ve hareketini gelifltireceklerdir. Bunun için Beritan ve Zilan çizgisinde, fedaili¤in sürekli en güçlü yaflayan ve yaflatan› olacaklard›r. Bizim kararl›l›¤›m›z bu temeldedir. Özellikle HPG Komuta Konseyi Toplant›s› ard›ndan böyle büyük bir flehadet olay›n›n yaflanm›fl olmas› mücadelemize kazand›rd›¤› de¤erler
w.
ww
bak›m›ndan anlaml›d›r. Yine Türkiye’de seçimler ard›ndan oluflan yeni sistemin, Kürt özgürlük hareketine karfl› yeni politikalar oluflturmaya çal›flt›¤› bir ortamda böyle bir olay›n yaflanmas›, politik ve askeri ortam›n ayd›nlat›lmas› ve do¤ru anlafl›lmas› aç›s›ndan anlaml›d›r. Bu bak›mdan bu büyük flehadet olay›, Tenînê olay›, askeri ve siyasi ortam›n do¤ru anlafl›lmas› aç›s›ndan büyük ayd›nlat›c›l›k görevi görmüfltür. HPG Komuta Konseyi Toplant›s›’n›n yapt›¤› de¤erlendirmeler ve ald›¤› kararlar›n isabetlili¤ini ve uygulanmas› gerekti¤ini daha büyük bir kararl›l›kla göstermifltir. Yine tüm mücadele güçlerimizi ve halk›m›z› inkarc› ve imhac› sistemin yeni oyunlar›na karfl› uyan›k olma ve yeni imha ve tasfiye planlar›na karfl› aktif savunma çizgisinde özgürlük mücadelesini daha güçlü gelifltirmeye ça¤›rm›flt›r. Biz hareket ve halk olarak bu ça¤r›ya sahip ç›k›yoruz. Bu yoldafllar›n an›s›na gösterece¤imiz en sa¤lam tutum, 2007 y›l›n›n son çeyre¤ini bu yoldafllar›n an›s›na güçlü bir mücadeleye dönüfltürmek olacakt›r. Bu temelde özgürlük mücadelemiz gerilla ve serhildan hamlesi temelinde önümüzdeki süreçte çok daha güçlü geliflecek, Tenînê flehitlerimiz de bu sürekli büyüyen ve yükselen mücadelemiz içinde an›lacaklar ve yaflayacaklard›r. Önümüzdeki mücadele bu yoldafllar›n an›s›na geliflen bir intikam mücadelesi olacakt›r. PKK Hareketi bir yerde de flehitlerin an›s›na ba¤l›l›¤›n gere¤i olarak bir intikam mücadelesi olarak do¤du, geliflti, büyüdü ve günümüze kadar ulaflt›. fiimdi de bu yoldafllar›n an›s›na geliflen intikam mücadelesi bizi 2007 y›l›n›n son çeyre¤ini daha güçlü karfl›lama ve kazanma sonucuna götürecektir. Kararl›l›¤›m›z bu temeldedir, tutumumuz bunu gösteriyor. Tüm yoldafllar ve halk olarak böyle bir mücadeleyi gelifltirme kararl›l›¤›m›z da var. Önümüzdeki süreç bu durumu netçe gösterecek, Tenînê flehitlerimizin an›lar› aktif savunma çizgisinde geliflen gerilla ve halk eylemlili¤inde yaflayacakt›r.
ew e. c
Şehadetleriyle büyük bir değeri ortaya çıkardılar
om
24
Eylül 2007 SERXWEBÛN
25 12 Eylül faflizmine karfl›
ne te we .c om
Söz ve eylemin birli¤i “Kürt halk› 12 Eylül’ün 27. y›ldönümünde, kendisinin ölüm ferman› olan bu uygulamaya karfl› mücadelesini “asimilasyon ve oto asimilasyona karfl› hay›r” diyerek, kendi dilini hayat›n her alan›nda kullanarak, hem kendi kimli¤ini koruma hem de onu görmezden gelenlerin fark›na varmas›n› sa¤lamal›d›r. Özellikle özgürlük mücadelesi saflar›nda bulunanlar, kendi dilini kullanmaya özel bir önem vermeli, teflvik etmeli, herkes bunu günlük bir refleks haline getirebilmelidir. Türk sömürgecili¤ine direnmenin bir biçimi olan bu durumu “kendini bil” fliar›n›n temel bir ölçüsü olarak kabul etmek gerekir” mak için Demirel liderli¤inde tam bir özel savafl gelifltiriliyordu. Bu özel savafl, bilinçleri buland›rmaktan tutal›m kapitalist kültürü gelifltirme, toplumsall›¤› çözme, devrimci demokrat, ayd›n ve sanatç›lar› katletme, iflkenceyi gelifltirme temelinde halklar üzerinde tam bir terör havas› estiriyordu. Bu dönemde Türkiye’deki birçok ayd›n demokrat, devrimci bizzat kontrgerilla taraf›ndan katledildi ya da sakat b›rak›ld›. Birçok iflçi grevi, eylemi k›r›lmak istendi. Buna ra¤men ne Türkiye’deki devrimci demokratik muhalefet bast›r›labildi ne de PKK hareketinin yükselifli durdurulabildi. PKK, 1970’li y›llar›n bafl›nda Önder Apo önderli¤inde ideolojik bir grup olarak ortaya ç›kt›. K›sa süren ideolojik grup aflamas›n› tamamlay›p h›zla politik parti kimli¤i kazand›. Henüz ideolojik grup aflamas›ndayken Haki Karer yoldafl flahs›nda gelifltirilen sald›r›, PKK’yi kendisini daha erkenden savunmak zorunda b›rakt›. Bununla birlikte Kürdistan’da gençlik, iflçi, emekçi ve köylüler içinde h›zla yay›larak halklaflt›. Bir taraftan örgütlenme çal›flmalar›n› yürütürken, öte yandan sivil faflist güçlere, ajan flebekelere, afliretçi, feodal, komprador güçlere karfl› mücadele gelifltirdi. Di¤er taraftan da sosyal floven güçlere karfl› kendisini savunma mücadelesini yürüttü. Sözü ve prati¤iyle halk içerisinde taraftar bulan ve kadro gücüne ulaflan PKK, bir süre sonra Türk oligarflisinin dikkatini fazlas›yla çekmeye bafllam›flt›. Haki Karer, Ayd›n Gül, Mahir Can, Mehmet Ece, Hasan Ayd›n gibi yoldafllar›n katledilmesine ra¤men, partileflme kararl›l›¤›nda ilerleyen PKK’nin ilerlemesini durdurmak için bu kez 1978 Aral›k ay›nda Marafl’ta, Kürt hal-
w.
Kenan Evren liderli¤indeki askeri faflist cuntan›n 12 Eylül 1980 y›l›nda ifl bafl›na gelmesinin 27. y›ldönümünde bulunuyoruz. Ortado¤u’da, Kürdistan ve Türkiye’de önemli siyasal geliflmelerin yafland›¤› bir dönemde, 12 Eylül askeri faflist cunta rejimini do¤ru anlay›p yorumlamaks›z›n, meydana gelen bu geliflmeleri do¤ru tan›mlay›p, buna göre kendini dayatan görevleri lay›k›yla yerine getirmek mümkün de¤ildir. Bu aç›dan 12 Eylül askeri faflist rejimini birkaç temel noktada ele al›p de¤erlendirmekte yarar vard›r. Öncelikle iflkencehanelerde, dara¤açlar›nda ve zindanlarda, 12 Eylül askeri rejiminin topluma ve halklar›m›za dayatm›fl oldu¤u karanl›¤a karfl› birer k›v›lc›m gibi çakan devrim flehitlerini sayg›yla ve minnetle anarken, bu de¤erli yoldafllar› katledenleri ise nefretle lanetliyoruz. Onlar her zaman yolumuzu ve bilincimizi ayd›nlatan birer meflale oldular ve sonsuza dek hep böyle kalmaya devam edeceklerdir.
PKK sözü ve prati¤iyle halk içinde taraftar buldu
ww
Bilindi¤i gibi, 1970’lerde Önder Apo’nun liderli¤inde ortaya ç›kan Kürdistan ulusal kurtulufl mücadelesi ve Türkiye’de 12 Mart cuntas›ndan sonra geliflen Türkiye devrimci demokratik muhalefeti, birçok yetersizli¤ine ra¤men Türkiye oligarflik rejimini temel noktalarda zorlamaktayd›. Türkiye oligarflik rejimi, II. Dünya Savafl›’ndan sonra ABD ile çok yönlü iliflkiler gelifltirmiflti. Böylelikle hem ABD’nin Sovyetler Birli¤i karfl›s›ndaki ileri karakolu rolünü oynamak hem de burjuvazinin ç›karlar›n› koru-
k›na karfl› bir katliam gelifltirildi ve bu, çeflitli alanlarda da yayg›nlaflt›r›lmak istendi. Daha sonra da ajanlaflt›r›lm›fl feodal komprador güçler, MHP, sivil faflistler ve reformist milliyetçi Kürt küçük burjuva güçleri, bizzat özel savafl yönetiminin yönlendirmesiyle hareketimize karfl› harekete geçtiler. Hareketimiz tüm bu sald›r›lara ra¤men direnmesini ve kendisini savunmas›n› bilmifltir. Türkiye’de ise devrimci demokratik muhalefet çeflitli alanlarda darbelenmesine ra¤men (Karadeniz, Ege, Akdeniz) genel olarak kendisini koruyabilmiflti.
12 Eylül toplumu örgütsüzlefltirme sald›r›s›d›r
12 Eylül askeri faflist rejimini sadece iç nedenlerle aç›klamak flüphesiz yetersiz kalacakt›r. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n ifl bafl›na gelmesinin bir de bölgesel ve uluslararas› nedenleri vard›r. 1980’li y›llara gelindi¤inde, kapitalist sistemde ciddi yap›sal sorun ve bunal›mlar bafl göstermiflti. Art›k ithal ikameci politikaya dayal› sisteme son verilmek isteniyordu. Bunun yerine, ihracata dayal› ekonomi politikas› gelifltirilmek isteniyordu. Meflhur 24 Ocak kararlar› al›nm›flt›. 24 Ocak kararlar›, tümüyle uluslararas› sermayenin ç›karlar›n›n gerektirdi¤i bir program› ifade ediyordu. Bu program›n özü, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmaya dayan›yordu. Bunun için iflçi örgütlenmelerinin da¤›t›lmas› gerekiyordu. Bu da bask›y›, tutuklamay› ve iflkenceyi gerekli k›l›yordu. Öyleki, 12 Eylül darbesinden sonra dönemin T‹SK Baflkan› Halit Narin iflçi, emekçileri kastederek, “flimdiye kadar
SERXWEBÛN Eylül 2007
12 Eylül askeri faflist cuntan›n ilk ifli dara¤açlar›n› kurmak oldu 12 Eylül askeri faflist cuntas› ifl bafl›na gelir gelmez, 1978 y›l›ndan itibaren Kürdistan’da ve Türkiye’nin belli
kapat›ld› ve yöneticileri gözalt›na al›nd›. Bunlar da toplumu apolitik bir konuma getirip örgütsüzlefltirmek için gelifltirilen sald›r›lard›. Kürdistan’da okullar tam bir k›flla düzeni içerisine al›narak, gençlik bir taraftan korkutulup sindirilirken, 1970’lerde devrimci hareketlerin topluma kazand›rd›¤› devrim, sosyalizm, eflitlik, özgürlük, Kürt ulusal bilinci vb kavramlar› toplumun bilincinden söküp atmak için ellerinden gelen her fleyi binbir yöntemle gelifltirdiler. Gerek hareketimizin, gerekse Türkiye devrimci hareketlerinin topluma verdikleri ve s›n›rl› da olsa oluflan toplumsal haf›zay› silmek, onun yerine kapitalist kültürü ve devletin resmi ideoloji ve kültürünü yerlefltirmek için adeta ellerinden geleni yap›yorlard›. Bunu yeterli görmeyen ve toplumu tümüyle teslim alabilmek, halklar›m›z›n neolitik dönemden beri korumaya
“12 Eylül, komünal demokratik kültürü adeta kökünü kazarcas›na
toplumun ruhundan, bilincinden söküp atabilmek için bireycili¤i tarihte
efline ender rastlan›r tarzda allay›p pullayarak, k›flk›rtt›kça k›flk›rtm›flt›r.
ne t
Art›k toplumsall›¤› düflünmek ahmakl›k ve enayilik olarak
de¤erlendirilirken, gemisini kurtarmak ve köfleyi dönmek ay›planan bir durum olmak yerine, yükselen de¤erler içerisine al›nm›flt›r” çal›flt›¤› komünal demokratik kültürü, adeta kökünü kaz›rcas›na toplumun ruhundan, bilincinden söküp atabilmek için, bireycili¤i tarihte efline ender rastlan›r tarzda allay›p pullayarak k›flk›rtt›kça k›flk›rtm›flt›r. Art›k toplumsall›¤› düflünmek ahmakl›k ve enayilik olarak de¤erlendirilirken, gemisini kurtarmak ve köfleyi dönmek ay›planan bir durum olmak yerine, yükselen de¤erler içerisine al›nm›flt›r. Köfle dönücülük bir kavram olmaktan ç›k›p, toplumsal kültürü çözen bir kültürel virüse dönüflmüfltür. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan, orta kesimi önemli oranda çözen ekonomi politikas›n›n bir sonucu olarak, al›n›p sat›lma konusu yap›lmayan, özcesi metalaflmayan hiçbir fley b›rak›lmam›flt›r. ‹flsizlik h›zla artm›fl, enflasyon yükselmifl, yoksulluk artm›flt›r. Bu toplumsall›¤› çözebilmek için, kad›n› varolan top-
ww
w.
bafll› flehirlerinde gelifltirdi¤i s›k›yönetim sürecinde yapt›¤› operasyonlarla birlikte bafllatt›¤› toplu tutuklamalar› daha da yo¤unlaflt›rarak sürdürdü. Türkiye metropollerinde devrimcilere karfl› sürek avlar› düzenlendi, fazla zaman geçirilmeden dara¤açlar› kuruldu ve devrimcilerin idamlar›na baflland›. Gözü dönmüfl cunta rejimi, 17 yafl›ndaki Erdal Eren’i bile halklar›m›z› sindirmek ve korkutmak için idam etti. Bu sald›r›lar Kürdistan’da daha vahfli bir biçimde sürdürülmüfltür. Okullar, kapal› spor salonlar› birer gözalt› merkezi ve iflkencehanelere çevrilmifltir. PKK kadrolar›n›n yan› s›ra, ne kadar yurtsever demokrat, hatta kendisine Kürdüm diyen varsa, gözalt›na al›n›p yo¤un iflkencelerden geçirildikten sonra, tutuklanarak zindanlara at›lm›flt›. Öte yandan ne kadar –burjuva da dahil– parti, dernek, sendika vb örgütlenme varsa, hepsi
lumsal de¤erlerinden kopararak, kapitalist kültürün tamamlay›c› ögesi haline getirmifltir. Bunun sonucunda h›zla, özellikle Kürdistan flehirlerinde bir özel savafl politikas› olarak fuhufl yükseltilmifl, ‘beyaz kad›n tüccarlar›’ yerden mantar biter gibi ortaya ç›kmaya bafllam›flt›r. Kürdistan’daki toplumsal ahlak› ve Kürt toplumundaki geleneksel toplumsal ögeleri çözmek, özellikle de erke¤i düflürmek, kad›n› da Kürt toplumsal de¤erlerinden uzaklaflt›rmak için özel bir politika uygulam›flt›r. Çok özel olarak e¤itilmifl baz› bayan ö¤retmenler ve hemflireler, Kürdistan’›n en ücra köflelerine kadar gönderilmifllerdir. Bunlar hem gençli¤i yozlaflt›rmak hem de toplumu düflürmek için ellerinden geleni yapm›fllard›r. Matild Manukyan’›n birden bire Türkiye’nin vergi rekortmeni olmas› iflte böylesi kültürel yozlaflma ve ahlaki çöküflün sonucudur. Sabanc›, Koç ve Eczac›bafl›lar›n Türkiyesi’nde bir kad›n tüccar›n›n vergi rekortmeni olmas›, bu çöküflün düzeyini göstermesi bak›m›ndan ibret vericidir.
ew e. c
bizim anam›z a¤lad›, bundan sonra onlar›n anas› a¤las›n” diyecekti. Birde Reagen-Thatcher ikilisi, hem Sovyetler Birli¤i rejiminin hem de 1979 fiubat’›nda geliflen ‹ran ‹slam Devrimi’nin yay›lmas›n› engellemek için Türkiye’de toplumsal muhalefetin h›zla bast›r›larak etkisizlefltirilmesi ve bölgenin tümüyle ABD ç›karlar›na göre biçimlendirilmesini planl›yordu. Bunun için de 12 Eylül askeri faflist cuntas› uluslararas› güçler taraf›ndan da desteklendi, gelifltirildi. Gelinen aflamada yap›lmas› gereken, öteden beri Ortado¤u’da her türlü gericili¤i besleyen Türk ordusunun daha aktiflefltirilmesiydi.
om
26
12 Eylül rejimi Türkiye’de de ‘üç F’yi devreye koymufltur
Tüm bu pratik uygulamalar kültür sanat cephesinde de sürdürülmüfltür. Henüz tek kanal olan TRT bir taraftan yo¤un bir biçimde Kenan Evren’in nutuklar›n› verirken, öte yandan sol, demokrat, ayd›n, yazar ve sanatç›lar›n film, kaset, oyun ve kitaplar› yasaklan›yordu. Önemli oranda film ve kitap da yak›lm›flt›. Toplumu tümden eflitlik, özgürlük ve sosyalizm ideallerinden kopar›p teslim almak için, bireycili¤i iflleyen, yoz kültürü gelifltiren, gençli¤i sorgulamas›z her fleyi kabul etmeye zorlayan arabesk bir sanat ve kültür anlay›fl› gelifltirdiler. Öyle ki, Amerikan dizileri ve oyuncu isimleri bir anda toplumun günlük yaflam› içerisine kar›flm›fl, birçok iflyeri tabelas›n›n ad› olmufl, insanlar birbirlerini o isimlerle ça¤›r›r hale gelmifllerdi. Bu dizilerin oynand›¤› zamanlar neredeyse sokaklar boflalm›flt›r. Spor, özellikle de futbol, gençli¤i uyuflturan önemli bir araç olarak dev-
Eylül 2007 SERXWEBÛN tamda yo¤un bir bask›, demagoji eflli¤inde topluma zorla kabul ettirilmifltir. Parti literatürümüze 12 Eylül kiflili¤i olarak da geçen kiflilik özellikleri iflte böyle bir ortamda flekillenmifltir. Bunun topluma, halka, mücadeleye yaklafl›m› son derece zorlay›c› olmufltur. Hareketimizi önemli oranda zorlayan, Türkiye’de devrimci hareketleri bitiren, bu özelliklerle yetiflmifl kifliliktir. Darbe, iki üç y›l içerisinde Türkiye’deki devrimci hareketi tümüyle tasfiye ettikten, hareketimizin örgütsel çal›flmalar›n› da önemli oranda darbeledikten sonra, 1982 Anayasas› zemininde seçimlere gitmifltir. 1983 y›l›nda, 12 Eylül projesini ve uluslararas› sermaye ile Türk burjuvazisinin ekonomik ve siyasi program›n› tam olarak uygulayacak olan Turgut Özal yönetimindeki ANAP’›n ifl bafl›na gelmesiyle, Türkiye’de yeni bir dönem bafllat›lm›fl oldu. 12 Eylül askeri faflist cuntas›na karfl› mücadelede, Önder Apo’nun öncülük etti¤i partimiz tarihsel bir direnifl mücadelesi örgütleyip yürütmüfltür. Halklar›m›z›n bafl›na bela olan cuntaya karfl› ilk derli toplu mücadeleyi de hareketimiz bafllatm›fl ve zafer kazanm›flt›r. Marafl katliam›n›n hemen ard›ndan, Kürdistan’da ve Türkiye’nin belli bafll› yerlerinde s›k›yönetimin ilan›ndan sonra, hareketimiz askeri faflist bir darbenin ayak seslerinin geldi¤i tespitinde bulunmufltur. 1980 y›l›nda ise kesin bir biçimde, devrimcilerin inisiyatifi ele almad›klar› takdirde askeri faflist darbenin gündemde oldu¤u tespitinde bulunmufl ve bundan hareketle tüm devrimci demokratik güçlere, birlik ve cephe ça¤r›s›nda bulunmufltur.
ne en büyük darbeyi indiren ve Kürdistan’da militanl›¤›n, devrimcili¤in kanunlar›n› ve ölçülerini ortaya koyan, Amed Zindan›’nda PKK’nin önder kadrolar› olan Mazlum, Ferhat, Kemal, Hayri, Akif ve Ali Çiçek yoldafllar›n temsil etti¤i Apocu tav›r olmufltur. Önder Apo ülkede yeniden direnifli gelifltirmenin haz›rl›klar› bak›m›ndan Filistin’de I. Konferans ve II. Kongre’yi gelifltirirken, öte yandan bu çizgiyle oy-
w.
ne te we .c om
reye sokulmufltur. Çok daha fazla yabanc› oyuncu transferiyle futbola ilgi artt›r›lm›fl, Kürdistan’da bizzat Türk ordu subaylar›n›n teflviki ve yönlendirmesiyle neredeyse futbol tak›m›n›n olmad›¤› köy ve mahalle b›rak›lmam›flt›r. Yani Salazar ve Franko’nun Portekiz ve ‹spanya’da uygulad›¤› ‘üç f’ (Futbol, Fado, Fiesta) politikas›, Kürdistan ve Türkiye’de spor, seks, sanat biçiminde gelifltirilmifltir. Her zaman devrimci kalm›fl olan sanat, belki de ilk kez egemenlerin elinde bu denli karfl› devrimci bir rol oynam›flt›r. Öte yandan devrim ve sosyalizm ad›na ne varsa tümden ortadan kald›rabilmek için, 1970’li y›llarda önü aç›lmaya bafllanan tarikatlar, Kuran kurslar› ve imam hatip liseleri, Türkiye ve Kürdistan’›n her yerinde h›zla ço¤alm›fllard›r. Bir taraftan Kürt dili ve kültürü kanunla yasaklan›r, yo¤un bir asimilasyon gelifltirilirken, öte yandan islamiyetçili¤in bu denli siyasal amaçlar için kullan›lmas›, Türkiye’de 1970’li y›llarda akademik düzeyde tart›fl›lan Türk-islam sentezini resmi devlet ideolojisi haline getirmifltir.
27
ww
1982 Anayasas› faflizmin yasallaflt›r›lmas›d›r
Tüm bu uygulamalar, Türkiye ve Kürdistan’›n tam bir cezaevi haline getirilip, yo¤un iflkencelerin gelifltirildi¤i, devrimci demokratik muhalefet ad›na varolan ne varsa da¤›t›l›p ezildi¤i bir ortamda gelifltirilmifltir. Özü faflizmin yasallaflmas›, faflizmin anayasal güvenceye kavuflmas› olan ve Kürt halk›n›n inkar›n›n ve yok edilmesinin kararlaflt›¤› 1982 Anayasas›, tam da böyle bir or-
‹nsan›n yaflam› inançlar›na karfl› kullan›lmaya bafllanm›flt› Hareketimiz bir taraftan art›k kesinleflen askeri faflist rejime karfl› direnifli daha uzun soluklu k›labilmek için e¤itim amac›yla Ortado¤u’ya çekilmifl, öte yandan ülke içinde de haz›rl›klar›n› yürütmüfltür. Ancak esas olarak 12 Eylül askeri faflist darbesine, onun ideolojik, politik ve stratejik temelleri-
namak ve hareketi mültecilefltirmek isteyen Avrupa sosyal demokrasisine ve onlarla iflbirli¤i halinde bulunan Türk solu ve içteki tasfiyecili¤e karfl› yo¤un bir mücadele yürütmüfltür. Önder Apo’nun yürütmüfl oldu¤u bu haz›rl›klar›, tarihe, halka, gelece¤imize karfl› duydu¤u sorumlulu¤un yan› s›ra, büyük yoldafl sevgisi, yoldafl ba¤l›l›¤›, yoldafla sadakat, söze ba¤l›l›k, zorda olan yoldafl›n› unutmama, an›ya ba¤l›l›k gibi insani erdemlerin zirvesini teflkil edecek denli bir yo¤unlukla yürüttü¤ünü vurgulamamak büyük bir yetersizlik olaca¤› gibi sonraki geliflmeleri anlatmakta da eksik kal›n›r. Önder Apo, kendisini bu denli harekete geçiren düflünce ve duyguyu flöyle anlatmaktad›r: “Gelinen aflama, mülteci bir hareket olmayla ça¤dafl bir ulusal kurtulufl veya halk özgürlük hareketi olman›n ayr›flma noktas›yd›. Özgürlük hareketinin uzun süreli suskunlu¤unun tarihi sorumlulu¤u a¤›rd›. Özellikle zindan flehitleri ve iflkenceli ortam mutlaka bir fleyler yap›lmas›n› gerektiriyordu. Aksi halde ihanetle damgalanmak kaç›n›lmazd›.” (Bir Halk› Savunmak) Adeta bir karabasan gibi toplumun üzerine çöken 12 Eylül askeri faflist cuntas›n› ve PKK önder kadrolar› flah-
SERXWEBÛN Eylül 2007
Generalleri kendi kalelerinde dize getiren zindan direniflidir
lan, cesaretini yitiren, can derdine düflen ve bireysel kurtuluflu Avrupa kap›lar›nda arayan dönekler yüzünden, adeta Türkiye devrimi ve Türk halk›, PKK’ye kapat›lmak istendi. Tabii bu durumu yaflayanlar sadece bunlar de¤ildi. Bunlar›n Kürt versiyonlar› da onlardan daha iyi bir konumda de¤ildi. 12 Eylül’e karfl› direnifl haz›rl›¤› yapan hareketimizi macerac› grup olmakla, halk› katliama götürmekle suçlayarak, 12 Eylül generallerini rahatlatmaya, Avrupa sosyal demokrasisine yaranmaya çal›flm›fllard›r. Ancak tüm bunlara karfl› durularak, 12 Eylül faflizmine karfl› halklar›n umudu oldu¤unun bilinciyle haz›rl›klar sürdürülmüfl ve 15 A¤ustos 1984 y›l›nda devrimci at›l›m› gerçeklefltirmifltir.
ww
w.
ne t
Tabii ki böyle olmas›, gerçeklefltirilmifl bu darbenin bir amac›yd›. Fakat Apocu militanl›k gerçekli¤inin Mazlumlar›n, Kemal ve Hayrilerin direniflinde pratik olarak somutlu¤a dönüflmesi, en amans›z koflullarda bile olsa bir direnifl manifestosu olarak, Kürdistan devriminin kanununu ve Kürdistan özgürlük militan›n›n ölçülerini ortaya koymufltur. ‹flte 12 Eylül darbesinin ard›ndan zindanlar› dolduran, dara¤açlar› kuran 12 Eylül generallerini kendi kalelerinde dize getirip yenilgiye u¤ratan bu ruh, durufl, ideoloji ve kifliliktir. Ne yaz›k ki Türk solu kendisini mültecilikten kurtaramad›. Mustafa Özenç, Necdet Adal›, Veysel Güney ve Serdar Soyergin’lerine sahip ç›kamad›. Onlar›n en amans›z koflullarda hayk›rd›klar› ve her birisi bir vasiyet olan sloganlar›na karfl›l›k veremediler. Bugün Türkiye’de demokratik mücadelenin bir türlü ray›na girememesinin temelinde Türk solunun bu gerçekli¤i bulunmaktad›r. PKK, 12 Eylül faflizmine karfl› sadece Kürdistan’da de¤il, Türkiye’de demokratik bilinç, direnifl ve buna cesareti gelifltirerek, Türkiye’de demokratikleflmenin
önünü açm›flt›r. Bu süreçte Türkiye’deki birçok devrimci örgütle antifaflist ve Faflizme Karfl› Birleflik Direnifl Cephesi gibi oluflumlar gelifltirerek, direnifli Türkiye’ye de yaymak istemifltir. Ancak faflist cuntan›n sald›r›lar› karfl›s›nda Erdal Eren, Necdet Adal›, Serdar Soyergin, Veysel Güney, Mustafa Özenç ve isimleri daha da say›labilecek direnifl kahramanlar›n›n idam sehpalar›ndaki devrimci durufllar›n›n tersine, iradesi k›r›-
maz, dokunulmaz, eriflilmez olarak kabul edilen Türk ordusunun her kükreyifli karfl›s›nda flapkas›n› al›p kaçan Demirel’i, “benden ne istiyorsunuz, gücünüz yetiyorsa Cudi’ye gidin” dedirtecek kadar cesaretlendiren de bu mücadele olmufltur. Turgut Özal’›n flortla Türk ordusunu teftifl etmesi de yine bu zeminden beslenmifltir. Bugün her ne kadar Yaflar Büyükan›t arada bir esip gürlese de, asl›nda fiiliyatta yönelme yerine, bas›n toplant›lar› yapma ve internet dünyas›nda muht›ra yay›nlamaya gerilemiflse, bunun alt›nda Türk ordusunun PKK karfl›s›nda içine düfltü¤ü acizlik bulunmaktad›r. Türk ordusunun ve generallerinin PKK’ye düflmanl›¤›n›n yan› s›ra büyük öfke içinde olmas›n›n temelinde, halk nezdinde PKK karfl›s›nda yaflad›klar› bu acizlik durumudur. Yine bugün Türk ordusu toplumsal haf›zan›n zay›fl›¤›na güvenerek, kendisini laikli¤in bir numaral› savunucusu olarak göstermektedir. Oysaki Türk ordusu, s›rf sol, sosyalizm geliflmesin diye, toplumun bu görüfllere yönelmesini engellemek için, islam› politik bir kalkan olarak kullanm›flt›r. ‹mam hatiplerin ve Kuran kurslar›n›n yayg›nlaflmas› daha çok 12 Eylül sürecinde olmufltur. Bugün AKP’nin iktidar olmas› ve cumhurbaflkanl›¤›n› ele geçirmesi karfl›s›nda göstermifl oldu¤u tepkiler son derece aldat›c›d›r. Oysa bu zemin, öncelikle Türk ordusunun 12 Eylül paflalar› baflta olmak üzere, di¤er generaller taraf›ndan haz›rlanm›flt›r. Bugün yeni bir anayasan›n tart›fl›lmas› gündemdedir. Bu yeni anayasan›n sivil oldu¤u iddia edilmektedir. Anayasan›n sivil olup olmad›¤›, siviller taraf›ndan yap›l›p yap›lmad›¤›yla belirlenemez. Önemli olan, Kürdistan ve Türkiye gerçekli¤ini ifade ediyor mu, etmiyor mu? 12 Eylül’de dili, kültürü yasaklanan Kürt halk›n›n varl›¤›, dili, kültürü üzerindeki yasak kalk›yor mu? Siyasal, sosyal ve kültürel haklar› önündeki tüm engeller kalk›yor mu? Düflünce, örgütlenme önündeki engeller ortadan kalk›yor mu? Türkiye demokrasisinin turnusol ka¤›d› Kürt sorunudur.
ew e. c
s›nda yeniden dirilmeye bafllayan özgürlük umutlar›n› yerle bir etmek için uygulad›¤› yöntemleri anlamak aç›s›ndan, Diyarbak›r zindanlar›nda uygulanan vahfletin iyi anlafl›lmas› gerekir. Bu uygulama öylesine bir düzeye varm›flt›r ki, insan›n yaflam› inançlar›na karfl› kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Yaflam›n kendisi 24 saatiyle a¤›r bir iflkencedir, her fleyiyle bir iflkencedir. Bireyi Kürtlü¤ünden vazgeçirebilmek için her fley yap›lm›flt›r. Yap›lmad›k hiçbir fley b›rak›lmam›flt›r. Nas›l ki A¤r› direniflinin tasfiye edilmesinden sonra gazetelerde yay›nlanan “Kürdistan hayali burada gömülüdür” alt yaz›s›yla bir mezar karikatürü yap›ld›ysa, Diyarbak›r zindan› flahs›nda da yap›lmak istenen buydu. Zindanda Kürt halk›n›n direnifl umutlar› gömülmeli ve yok edilmeliydi. D›flar›ya direniflin sesi de¤il, teslimiyetin ve ihanetin, piflmanl›¤›n sesi yans›mal›yd›.
om
28
Türk ordusu toplumsal haf›zan›n zay›fl›¤›na güveniyor 12 Eylül faflizmine karfl› gerilla mücadelesi bafllat›larak, “anl› flanl›” Türk ordusu ve onun generallerinin özünde halk direnifli karfl›s›nda nas›l birer zavall› olarak acizlik içerisinde yaflad›klar›n› göstermifltir. Yine Türk ordusunun siyasetteki vesayeti ve a¤›rl›¤›n› önemli oranda darbelemifl ve tart›fl›l-
Eylül 2007 SERXWEBÛN ¤inde ana kuca¤›ndan al›nan bebeler, asimilasyon yuvalar› haline getirilen okullarda yo¤un bir Türkleflmeye tabi tutulmufllard›r. Nas›l ki 1930’lu y›llarda isyanlar›n vahfli bir biçimde bast›r›lmas›ndan sonra Kürdistan bafltan bafla askeri olarak iflgal edilmifl, dil kültür alan›nda asimilasyonu gelifltirmek için askeri k›flla benzeri okullar aç›lm›flsa, 12 Eylül’ün ard›ndan geliflen kuflaklarda da bu durum, benzeri bir flekilde yaflanm›flt›r. Ve ‘vazifemiz bu vatan içinde bulunanlar› behemehal Türk yapmakt›r’ fliar› temelinde nas›l bir yönelim olduysa, 12 Eylül’den sonra da benzer bir yönelim gelifltirilmiflti. Kürt toplumunu bitirmek için Kürt kültürü tam olarak Türk kültürünün hammaddesi haline getirilerek, stranlar›m›z birer özel savafl eleman› haline getirilen sanatç›lar vas›tas›yla türkülefltirildi, oyunlar›m›z ‘modernize’ etme ad› alt›nda Türk kültürüne kat›ld›. Yaflam tarz›nda da flehir kültürü yayg›nlaflt›r›larak, halk›m›z kendisine yabanc›laflt›r›lmak istendi. Öte yandan yayg›nlaflt›r›lan ve al›m› teflvik edilen televizyonlar vas›tas›yla, en pespaye dizilerde ö¤ütlenen yaflam tarz›na özenti gelifltirilmeye çal›fl›ld›. Giderek, kendi halk gerçekli¤ine yabanc›laflan, toplumsall›ktan kaçan ucube bir tip ortaya ç›kar›ld›.
önemli oranda gerçeklikten kopart›larak, asl›nda kimsenin Kürt olma gibi bir derdinin olmad›¤›n›, bunun suni bir biçimde üretildi¤i biçiminde inkar siyaseti yeniden üretilemeye çal›fl›lmaktad›r. E¤er Kürt halk› ve bireyi, özellikle genci ve kad›n› evde, sokakta, kahvede, otobüste, okulda, iflyerinde vb yaflam›n her alan›nda kendi dilini konuflursa, bunun Türk halk› içinde de bir kabule götürece¤ini, özellikle floven kesimlerin geriletilmesinde önemli bir rol oynayaca¤› görülmelidir. Bugün asl›nda 12 Eylül’ün zihniyeti ve uygulamalar› kendisini halk›m›z ve hareketimiz üzerinde sürdürmektedir. Önder Apo’nun zehirlenmesi, süren yo¤un operasyonlar, halk ve demokratik kurumlar üzerinde estirilen devlet terörü, Kürt halk›n›n direnifl iradesini k›rma, örgütlülü¤ünü da¤›tma, özgürlük umudunu yok etme, kültürel soyk›r›m› gerçeklefltirme ve bu temelde “tek devlet, tek ulus, tek dil, tek bayrak” hedefine varmak için gelifltirilmektedir. Bütün bu uygulamalar da AKP eliyle yap›lmaktad›r. CHP, MHP gibi partilerin Kürdistan’a ayak basmaya dahi korktu¤u bir dönemde, sömürgeci sistem bu kez Kürt toplumunun islami yönünü görerek, kendisini AKP eliyle geçerli k›lmaya çal›flmaktad›r. Bu, hem Türk ordusunun istemlerine denk düflmekte hem de ABD’nin ›l›ml› islam modelini karfl›lamaktad›r. Bununla halk›m›z bir kez daha aldat›lmak istenmektedir. Bu yönelimler karfl›s›nda halk›m›z kendisini köyde, mahallede, okulda, fabrikada hayat›n her alan›nda öz savunma temelinde örgütlemeli, kendisini koruyarak, bu yönelimleri bofla ç›karmal›d›r. Nas›l ki 12 Eylül bofla ç›kar›ld›ysa, onlar›n müsveddeleri de bofla ç›kar›labilir. Bunun için Kürdistan halk› her zamankinden bilinçli, örgütlü ve kararl›d›r. Kendisini kolay kolay yem etmemelidir. Unutulmamal› ki, ezilenin, iradesi k›r›lan›n söyleyecek sözü olamaz. Haks›zl›¤›n egemen oldu¤u bu dünyada, hakl› olmak yetmiyor, hakk›n› koruyabilecek örgütlülük ve güce sahip olmaks›z›n yaflamak mümkün de¤ildir. Özgür ve onurlu yaflama hakk›, örgütlenebildi¤imiz, mücadele edebildi¤imiz ve düflman› geriletebildi¤imiz kadard›r.
ne te we .c om
Dolay›s›yla yürütülen anayasa tart›flmalar›n›n özünde, 12 Eylül anayasas›n› tasfiye etme de¤il, restore etme yaklafl›m›n›n oldu¤u kesindir. E¤er bir demokrasi olacaksa bu, Kürtsüz demokrasi olacakt›r. Özgür Kürt kimli¤inin ve bu kimli¤in bütün do¤al haklar›n›n bir kez daha göz ard› edilerek oluflturulacak bir anayasan›n ne kadar demokratik ve sivil bir anayasa olaca¤› aç›kt›r. Çok aç›k olarak belirtmek gerekirse; anayasan›n ilk üç maddesi ile 66. madde baflta olmak üzere, bu maddeler dokunulmaz olarak görüldü¤ü sürece, bu anayasan›n da Kürt halk›na karfl› inkar› ve imhay› yasallaflt›ran bir ferman niteli¤inde oldu¤u ve olaca¤› aç›kt›r. Kim ne derse dersin, Kürt inkar› devam etti¤i müddetçe Türkiye’de yap›lacak hiçbir anayasa sivil olamaz, 12 Eylül anayasas›n› aflt›¤›n› da iddia edemez. Belki edebilirler, ama tarih ve insanl›k önünde vicdan›n› ve bilim ahlak›n› yitirmifl birer Orhan Ald›kaçt› müsveddesi olmaktan kurtulamazlar.
29
Kürt kültürü Türk kültürünün hammaddesi haline getirilmifltir
Kendini bil fliar› sömürgecilik karfl›s›nda direnmenin ölçüsüdür
Kürt halk› 12 Eylül’ün 27. y›ldönümünde, kendisinin ölüm ferman› olan bu uygulamaya karfl› mücadelesini “asimilasyon ve oto asimilasyona karfl› hay›r” diyerek, kendi dilini hayat›n her alan›nda kullanarak, hem kendi kimli¤ini koruma hem de onu görmezden gelenlerin fark›na varmas›n› sa¤lamal›d›r. Özellikle özgürlük mücadelesi saflar›nda bulunanlar, kendi dilini kullanmaya özel bir önem vermeli, teflvik etmeli, herkes bunu günlük bir refleks haline getirebilmelidir. Bu, Türk sömürgecili¤ine karfl› varolman›n ve direnmenin bir biçimidir. Bunu “kendini bil” fliar›n›n temel bir ölçüsü olarak kabul etmek gerekmektedir. Bunu bir de flunun için söylüyoruz: Türk toplumu içinde gelifltirilen yo¤un floven ›rkç› e¤itim ve propaganda ile
ww
w.
Bugün 12 Eylül’e karfl› mücadele, 12 Eylül anayasas›n›n temel esaslar›na karfl› ve onun yaratm›fl oldu¤u kültür ve kiflili¤e karfl› mücadele anlam›na gelmektedir. Bu, en baflta tekmeleriyle sehpalar› deviren, iflkencehanelerde sonuna kadar direnen, devrimci de¤erleri can› pahas›na zindanlarda açl›k grevlerinde ve ölüm oruçlar›nda koruyan yoldafllar›n an›s›na do¤ru sahiplenmeyi gerekli k›lmaktad›r. Ve o iflkenceleri asla ve asla unutmamay›. Sistemin gelifltirmeye çal›flt›¤› bireycili¤e karfl› komün kültürünü tüm topluma yaymay› ve toplumsallaflmay›, pasiflefltirme ve sindirilmeye karfl› direnifl konumuna geçmeyi, yozlaflt›r›lan kültüre karfl› toplumsal de¤erlerimize dönmeyi ve bu temelde hayat›n her alan›nda örgütlenmeyi gerekli k›lmaktad›r. Bunun için toplumsal haf›zay› canl› tutmak büyük önem tafl›maktad›r. 12 Eylül’ü unutturmamak ve bunu mücadeleyle tazelemek gerekmektedir. 12 Eylül Kürt halk› aç›s›ndan kapsaml› bir inkar ve imha hareketiydi. Bunun en bafl›nda, yo¤un bask› eflli-
SERXWEBÛN Eylül 2007
30
om
15 A⁄USTOS GERÇE⁄‹ ÖNDERL‹K Ç‹ZG‹S‹NDE EYLEM GÜCÜNE DÖNÜfifiM MEKT‹R Komutan, savaflflçç›, gerillac›, militan, fedai s›fatlar›n› takarsan gere¤ini yapacaks›n, yapam›yorsan gere¤ini, o zaman “K s›fatlar› takmayacaks›n. Taksan da gülünç duruma düflfleersin gere¤ini yapmad›¤›n zaman. PKK’lilik öyle söz söyleyip de söylenen sözden uzak yaflflaamak de¤ildir. Sözüyle özü, sözüyle prati¤i bir oland›r. Apoculuk gerçe¤inin en temel karakteri, söyledi¤ini yapan, yapt›¤›n› söyleyen olmas›d›r. Önderlik ‘halk ne söyledi¤ine de¤il de nas›l yaflflaad›klar›na bakarak PKK’lilere inand›, onlara kat›ld›, PKK buna dayanarak kitleselleflfltti’ dedi”
neler? Siyasi süreç, askeri durum, ideolojik mücadele konular› üzerine çok fazla fley söylemek istemiyorum. 15 A¤ustos tüm bu bak›mlardan Kürt halk›n›n güçlü bir do¤rultu kazanmas›n›, özgür yaflam düzeni kazanmas›n› sa¤lad›. Bundan öteye halk için gerçekten de bir özsu oldu, kan oldu. Bütün yaflam damarlar›n› açt› ve toplumun özgür yaflam gücünü ortaya ç›kard›.
15 A¤ustos at›l›mc›l›¤›na ihtiyaç var
Kuflkusuz yeniden bir 15 A¤ustos o düzeyde olmaz, ama günümüzde de 15 A¤ustos ruhuna, at›l›mc›l›¤›na büyük ihtiyaç var. Bundan 24 y›l önce halk›n çok ihtiyaç duydu¤u büyük ruh, kararl›l›k at›l›mc›l›k ortaya ç›kar›larak, geçen 24 y›l içinde Kürt halk› için özgür, demokratik yaflam do¤rultusunda güçlü ad›mlar atmas›n›, ilerleme sa¤lamas›n› gerçeklefltiren sonuçlara ulafl›lm›flt›r. fiimdi de yine özgürlük ve demokrasi mücadelesinde daha güçlü ve kal›c› sonuçlar almak, çözümsüzlü¤ü dayatan, çözüm gücünü yaratamayan, dolay›s›yla her türlü zay›fl›k ve t›kanma etkeni olan durufllar› ortadan kald›racak, aflacak ve Kürt halk›n›n özgürlük yürüyüflünü çözüm temelinde ilerletecek at›l›mc› bir yürüyüfle, hamleye gerçekten ihtiyaç var. Bu bak›mdan flimdi de 15 A¤ustos At›l›m›’ndan ç›karaca¤›m›z ders çoktur. Örnek alaca¤›m›z fleyler fazlad›r. 24 y›l önce de günümüzde yaflad›¤›m›z baz› s›k›nt›lar vard›. Belki arkadafllar›m›z›n ço¤u o süreçten sonra do¤dular. fiimdi ise o at›l›m›n görev ve sorumluluklar›n› yükle-
ww
w.
ne t
15 A¤ustos At›l›m›’n›n yarat›c›s›, yürütücüsü, Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesini büyük bir cesaretle, heyecanla yürüten, bu düzeye gelmesini sa¤layan kahraman flehitlerimizi, Agitleri, Beritanlar›, Zilanlar›, Erdallar› sayg› ve minnetle an›yoruz. 15 A¤ustos At›l›m› bir kahramanl›k at›l›m›yd› ve o çizgide devam ediyor. Önder Apo, Kürt halk›n›n kahramanl›k ç›k›fl› olarak tan›mlad› 15 A¤ustos dönemini, halk kahramanl›¤› dönemi olarak ifadelendirdi. Dolay›s›yla da bütün 15 A¤ustos flehitleri, halk kahramanl›¤›n›n sembolleri oluyor. Büyük gerilla komutan›m›z Agit yoldafl›n izinde, komutas›nda güçlü bir kahramanlar ordusu, gerilla ordusu ve komutas› ortaya ç›km›fl bulunuyor. Önderlik gerçe¤imizin, çizgi gerçe¤imizin prati¤e kavuflmas›, yaflama geçmesi oluyor flehitler gerçe¤imiz. fiimdi bir bütün, bir toplum olarak gençler, kad›nlar olarak, emekçi halk olarak böyle sa¤lam bir ordunun izinde, sa¤lam bir komutan›n emrinde özgürlük, eflitlik ve demokrasi için cesaretle, coflkuyla, kararl›l›kla yürüyoruz. Bu bizim gerçe¤imiz. Günümüzde Özgürlük hareketi gerçe¤i bu. Yine Kürt halk›n›n gerçe¤i budur. “Newroz laflflaan halk” dedi Önderlik Kürt halk› için, özgür yaflam› tutku düzeyinde benimseyen ve bedelini yi¤itçe ödeyen bir halk olarak ifadelendirdi. fiimdi böyle bir halk gerçe¤inin ortaya ç›kmas›n›n en önemli ad›m› olan 15 A¤ustos At›l›m› temelinde bu yürüyüflü devam ettiriyoruz. 15 A¤ustos At›l›m›’ndan günümüz aç›s›ndan ç›kartaca¤›m›z temel dersler
ew e. c
Halk Savunma Komitesi Baflkanl›¤›
nerek, baflar› çizgisinde yürütmeye çal›fl›yorlar. O dönemi yaflamad›lar, bilmeyebilirler, ama içinde bulundu¤umuz süreçle baz› benzerlikleri vard›r. Tabii k›yaslanmayacak, benzetilmeyecek yönler de fazlad›r. Benzemeyen yönler nelerdi? Bir geri çekilme döneminden hareketin ç›k›fl yapmas› gerekiyordu. Bir durufltan baflka bir durufla geçmek, geri çekilmeden at›l›mc› düzeye, hamleye girebilmek baz› zorluklar›, sorunlar› gündeme getiriyor. O zorluklar›n afl›lmas›, sorunlar›n çözülmesi gerekiyor. Ne tür zorluklar, sorunlar? Bir defa geri çekilme ortam›n›n yaratt›¤› al›flkanl›klar oluyor, ruh halleri oluyor, pasif konumlar oluyor. ‹nsan kendisini tek bir biçimde yaflamaya ve çal›flmaya al›flt›r›yor. Al›flkanl›klar da en az anlay›fllar kadar tehlikelidir, zorlay›c›d›r, insan aç›s›ndan engelleyicidir. Dolay›s›yla öyle dönemlerin yaratt›¤› al›flkanl›klar› küçümsememek gerekiyor. Yap›lmak istenen, yeni ad›mlar at›lmak istenen hususlar ise sadece tart›fl›lan, düflüncede de¤erlendirilen, baz› ilkeler biçiminde ortaya konan, ama somutta bilinmeyen, görünmeyen, ne olaca¤› tam belli olmayan fikirler oluyor. Düflünce düzeyinde, teorik düzeyde flunlar yap›labilir, flu tür geliflmeler olur deniyor. Bu, bilimsel bir izaha kavuflturulabiliyor, belli bir anlafl›l›rl›¤› oluyor, ama bunlar›n tümü sadece bir düflünce durumudur. Henüz prati¤e geçmedi¤i, yaflama dönüflmedi¤i için o düflüncelerin ne kadar pratikleflece¤i, söylenenlerin ne kadar gerçekleflece¤i belli olmuyor. Onlar› baflar›yla pratiklefltirmenin nas›l sa¤lanaca¤›, hangi
Eylül 2007 SERXWEBÛN inkar ve imha sistemini de yine o sistemin dayand›¤› hiyerarflik devletçi toplum düzenini de ideolojik yenilgiye u¤ratm›flt›r. ‹deolojik alanda onu aflabilen bir düzey tümüyle yarat›lamam›fl olsa da PKK’nin gelifltirdi¤i ideolojik düzeyin 12 Eylül rejimiyle karfl› karfl›ya gelmesi, onu 5-6 bin y›ll›k devletçi toplum düzeniyle karfl› karfl›ya getirdi ve PKK’yi onun d›fl›na ç›kma, onu aflma aray›fl›na sevk etti. Bugün çok daha iyi anlayabildi¤imiz, kapsaml› de¤erlendirebildi¤imiz, tart›flabildi¤imiz teorik düzeyin yarat›lmas› süreci bu dönemde bafllam›flt›. Bu bak›mdan zindanda gelifltirilen o kahraman direnifl, Mazlumlar›n, Hayrilerin, Kemallerin, Ferhatlar›n o kahraman direnifli bu büyük karanl›¤›, zulmü k›rd›¤› gibi, egemen tarihsel duruflu ve ideolojiyi de yenilgiye u¤ratm›flt›. Bu, önemli bir mücadele oldu. ‹nsanlara umut, heyecan verdi. Çok emin olunmasa da direnilebilece¤ini, direnilirse kazan›labilece¤ini gösterdi. Do¤ru yaflam›n, özgür demokratik yaflam›n direnmekten geçti¤ini ortaya koydu. Bu bak›mdan bir yol açt›, umut, heyecan oldu, ruh, düflünce oldu.
yaflam do¤rultusunda ilerlenebilece¤ini ifade etti. Böyle bir ortamda, bu zulüm makinesini do¤ru ele al›p, iyi tahlil edip onu parçalayacak, aflacak bir örgütlü mücadele gücü yaratmak, o dönemin sorumlu insanlar›n›n içine girdi¤i en temel tutumdu. Birçok insan, birçok çevre böyle bir aray›fl ve çaba içerisine girmiflti. Bir yandan 12 Eylül rejiminin kas›p kavuran zulmü, di¤er yandan büyük zindan direniflinin insanl›k de¤erleri temelindeki ayd›nlat›c›l›¤› herkesi bir fleyler yapmaya, baz› fleyler gelifltirmeye yöneltiyor, aray›flç› k›l›yordu. ‹flte bu iflin nas›l olaca¤›n› kendisine en çok soran ve do¤ruya ulaflmak için çaba harcayan kiflilik Önder Apo oldu. PKK’yi de böyle bir aray›fl temelinde yürüttü. Bilinç ve inançtan öte, direnmek için imkanlar yok denecek kadar azd›. Zorluklar› çoktu. Bu yönü flimdiki durumla k›yaslanamaz. Baz› bak›mlardan k›yaslanabilir, baz› bak›mlardan k›yaslanmas› mümkün bile de¤il derken, kastetti¤imiz nokta buras›yd›. Zorluklar, belirsizlikler, tecrübesizlik, imkans›zl›k, yokluk bak›m›ndan o dönemle flimdiki dönem k›yaslanamaz. Zaten o zaman biraz anlayan ve mücadele gücü kazanan insanlar büyük ölçüde cezaevlerine konulmufltu. Çeflitli yöntemlerle imha süreci içine sokulmufllard›. Geriye kalan birey ve topluluklar›n (Kenan Evren’in deyimiyle k›l›ç art›klar›) b›rakal›m böyle bir zulüm gücüne karfl› hamle yapacak, mücadele gelifltirecek gücü, imkan›, iradeyi bulup yürütmelerini, bu zulümden kendi yaflamlar›n› nas›l kurtaracaklar› bile ciddi bir sorun olmufltu. Birço¤u dünyan›n dört bir yan›na savruldu. Avrupa’dan Amerika’ya oradan Asya’ya, hatta Afrika’ya kadar Kürdistan ve Türkiye’de insanlar›n bu dönemde savrulmad›¤› kara parças› kalmad›. Niçin? 12 Eylül zulmünden kendilerini kurtarmak için. Bu bir çare miydi? De¤il. Belki fiziki yaflam olarak 12 Eylül ezilicili¤inden insan kendini kurtarabilirdi, ama bu özgür bir yaflam olmazd›, bir toplum yaflam› ol-
ne te we .c om
yöntemle, çabayla, sistemle olaca¤› pek bilinmiyor. Bu konuda tasar›mlar olsa da tasar›lar gerçe¤in kendisi olam›yor. Bu bak›mdan bir yandan eski olan›n, yaflan›r olan›n yaratt›¤› anlay›fl ve al›flkanl›klar, di¤er yandan yeni tasarlanan›n, hedeflenenin sadece bir düflünce tasar›s› olmas›, fiiliyatta nelerin olup olmayaca¤›n›n çok bilinmemesi ve bu durumun yaratt›¤› kayg›, endifle, tecrübesizlik, insan›n at›l›mc› yürüyüflü önünde engeller yarat›yor, frenleyici oluyor.
31
Zindan direniflflii özgürlü¤e geçiflfltte sa¤lam bir köprü oldu
Bilinç ve inançtan öte direnmek için imkanlar yok denecek kadar azd›
Önder Apo “kölelikten özgürlü¤e geçifl köprüsü oldu” dedi. Zindan direnifli gerçekten de özgürlü¤e geçifl bak›m›ndan sa¤lam bir köprüydü. Önder Apo büyük ölüm orucunu, yine Mazlum arkadafl›n direniflini de¤erlendirirken, köprünün sa¤lam yap›ld›¤›n›, bu köprü üzerinden yürünerek özgür
ww
w.
Bu durum 24 y›l önce de var m›yd›? Evet, çok a¤›r biçimde vard›. 12 Eylül faflist askeri yönetimi, halk üzerine bütün devrimci demokrat hareketler, sol örgütler üzerine, Kürt yurtsever hareketleri üzerine adeta ezici bir balyoz gibi inmiflti. Hiçbir kanun, nizam b›rakmam›flt›. Hepsini rafa kald›rarak, kanun da nizam da kendisi olmufltu. Befl kiflilik cunta, yine onun bafl› olarak Kenan Evren ne söylüyorsa, ne düflünüyorsa Türkiye’nin do¤rusu da oydu. Güya Türkiye toplumuna yarar getiren oydu. Herkes onu böyle bilmek, kabul etmek, do¤ru saymak ve ona göre yaflamak zorundayd›. Bunun d›fl›nda kimsenin söz söyleyecek, bir fleyler yapmak isteyecek konumu yoktu. Türkiye’nin ve devletin bütün imkanlar› ele geçirilerek, bunun uygulanmas› için seferber ediliyordu. Ekonomik kaynaklar, siyasi güç, e¤itim, sa¤l›k, kültür, sanat, edebiyat bütün toplumsal yaflam alanlar› böyle bir amac› gerçeklefltirmek için seferber ediliyordu. Askeri kuvvet, polis, ordu hiçbir kurala, kaideye ba¤l› olmadan sadece ‘vurulmal›d›r’ kanaatinin oluflmas› temelinde sald›r›ya geçiyor, yak›yor, y›k›yor ve vuruyordu. ‹flkence had safhaya ç›km›flt›. Buna karfl› büyük direnifller oldu. Her fleyden önce büyük zindan direnifli oldu, Amed Zindan›’ndaki direnifl oldu. Bu direnifl, sadece 12 Eylül faflist askeri rejimini de¤il, Kürdistan üzerinde uygulanmaya çal›fl›lan
SERXWEBÛN Eylül 2007
32
ww
w.
ne t
ew e. c
om
mazd›. ‹nsani de¤erleri ifade delesinin gelifltirilmesine güç “Toplumsal kurtulufl nas›l olacakt›? Tarihin zulümlerle eden ve bir toplumsal yaflam› kat›yor. Kürt halk› da, onun özörülü gerçe¤i tersine nas›l çevrilecek? Kürt halk›na içeren düzeyi kesinlikle olgürlük öncüleri de 12 Eylül mazd›. Çok bireyci, bencil, dayat›lan yok olufl süreci, inkar ve imha sald›r›lar› nas›l darbesi öncesinde geliflen bu yani canl› organizmay› kursüreçte böyle bir durumu deyenilgiye u¤rat›lacakt›? Sorumlu insanlar, gerçekten tarmay› sa¤layan bir tutum¤erlendirdiler. halka ba¤l›, tarih karflfl››s›nda sorumluluk duyan, dan öteye gidemezdi. Çünkü Filistin-Lübnan sahas›ndaki darmada¤›n oluyor, bütün çal›flmalar ve Lübnan, Filistin özgür, eflfliit yaflflaam ilkelerine sahip olanlar›n insani, sosyal iliflkileri, tophalk›yla dayan›flma, kardefllik çözmesi gereken sorun esas olarak buydu” lum olma düzeyi kayboluyor. böyle bir durumu ifade etti. Bu, Böyle bir hareketten elbetteki özgür mana ve uygun bir ortama sahip ol- düflünce düzeyinde soyut da olsa, toplumsal yaflam ortaya ç›kmaz. Dola- mas› gerekti, onu sa¤lamaya çal›flt›. subjektif yönleri fazla da olsa, en az›ny›s›yla demek ki zordu. Yani bir yan- Yurtd›fl›na ç›k›fl budur iflte. Lübnan- dan 12 Eylül gerçekli¤ini çözümleyedan kendini feda ederek özgür yaflam Filistin sahas›na kadar, askeri deyim- rek, ona karfl› halk›n özgürlü¤ü, eflitliçizgisinde kalabilmek, di¤er yandan le ifade edersek manevra yapmak, si- ¤i ve demokratik geliflim do¤rultusundünyan›n dört bir yan›na savrulup yasi deyimle ifadelendirirsek k›smen da bir haz›rl›k düzeyinin ortaya ç›kmakendini en tortu alanlara atarak, pa- geri çekilmek böyle gündeme geldi ve s›n› sa¤lam›flt›r. Ne tümden olumsuz, ramparça edip da¤›tarak fiziki yaflam› gerçeklefltirildi. Lübnan-Filistin çal›fl- ne tümden olumlu olabilir. Dolay›s›yla zorla kurtarabilmek. Onun d›fl›nda za- malar› böyle bir ortamda PKK için ne yurtd›fl›na ç›k›fl, Lübnan-Filistin sahaten geriye bir fley b›rakmak istemiyor- oldu? 12 Eylül gerçe¤ini anlama, çö- s›ndaki çal›flmalar, mevcut durumun zümleme imkan› veren bir çal›flma sü- de¤erlendirilmesini ve onu aflacak bir du 12 Eylül zulmü. Böyle bir ortamda en zoru, bu zu- reci oldu. Yine kendini derleyen, to- mücadelenin nas›l gelifltirilece¤ine dalüm makinesini k›racak, parçalayacak, parlayan, örgütleyen, k›saca 12 Eylül ir düflünsel, örgütsel çal›flma yapmaya aflacak yeni özgür toplumsal yaflam› zulmüne karfl› onu y›kacak, parçala- imkan sa¤lad›. Bu yönlü olumlu rol yaratacak bir örgütlü mücadeleyi gelifl- yacak düzeyde örgütlü bir özgürlük oynad›, fakat ülkeden de kopard›, tirmekti. Yaflam da ancak bunun bafla- mücadelesinin nas›l gelifltirilece¤inin halktan, mücadeleden kopard›. Baflka r›lmas›yla olabilirdi. Dikkat edilirse, di- yol, yöntem, kadro, örgüt sorunlar›n› diyarlarda, baflka halklar›n imkan ve ¤erleri bir toplumsal kurtulufl özelli¤i en az›ndan düflüncede çözmesini sa¤- f›rsatlar› içerisinde, kendi hayat datafl›m›yordu. Toplumsal kurtulufl nas›l layan bir ortam oldu. marlar›ndan adeta kopmufl bir biçimBu önemliydi, ciddi bir imkand›. de bu çal›flmalar› yapmak, yaflam› olacakt›? Tarihin zulümlerle örülü gerçe¤i tersine nas›l çevrilecek? Ortadan Halklar›n dayan›flmas›, tarihin yarat›l- sürdürmek zorunda kald›. Bu da tabii nas›l kald›r›lacak? Kürt halk›na daya- mas›, yine insanl›¤›n yürüyüflü aç›s›n- ciddi bir zay›fl›kt›, bunu iyi bilmek, t›lan yok olufl süreci, inkar ve imha dan büyük de¤er ifade ediyor. Onu her anlamak gerekiyor. sald›r›lar› nas›l yenilgiye u¤rat›lacakt›? zaman bilmeliyiz. O bak›mdan halklaYeni ça¤da köleleflflttirme alanlar› Sorumlu insanlar, gerçekten halka r›n kardeflli¤i, halklar dayan›flmas› ve araçlar› ço¤alm›flfltt›r ba¤l›, tarih karfl›s›nda sorumluluk du- bofl kavramlar de¤ildir. ‹çi dolu, anyan, özgür, eflit yaflam ilkelerine sahip laml›, özgürlük, demokrasi tarihinin olanlar›n çözmesi gereken sorun esas yarat›lmas›n›n en temel kuvvetidir. Ülkede olman›n, halk içinde olmaHareket ve halk olarak, 12 Eylül n›n, bir halk olman›n de¤erini gerçekolarak buydu. Ve ciddi bir sorundu. zulmü ard›ndan özgür yaflam aray›flç›- ten iyi anlamal›y›z. Kürt toplumu buPKK’nin yurtd›flfl››na ç›k›flfl›› 12 Eylül l›¤›n› sürdürebilmek için, halklar›n nu çok iyi ö¤renmeli. Tarihsel gerçekgerçe¤ini çözümleme sürecidir dayan›flmas› ve kardeflli¤inden yarar- ten sonuçlar ç›kararak ö¤renmeli ve lanma ihtiyac› duyduk. Ortado¤u’da günümüzde yaflanan zorluklar›n, zaPKK hareketi böyle bir ortamda Ön- böyle bir dayan›flma güçlüdür. Birey- y›fl›klar›n bu konudaki bilinç kayb›yla der Apo yürütücülü¤ünde bir çizgi iz- lerin s›cak iliflkileri, sosyaliteleri güçlü iliflkisinin ne oldu¤unu bilince ç›karledi. Zulmün bütün y›k›c›, ezici, da¤›- oldu¤u gibi toplumlar›n, halklar›n bir- tarak ö¤renmeli. Bu konuda baz› t›c› sald›r›lar›na ra¤men inanc›n›, biriyle dayan›flmalar›, kardefllikleri, afl›nmalar, zay›fl›klar var. Kürt halk umudunu kaybetmedi. Kendini da¤›- iliflkileri de güçlüdür. ‹nsanl›k kültü- gerçe¤ine, onun tarihine gerçekten t›p parçalay›p sa¤a sola savurmad›. rünün oluflup geliflmesinde tarihsel yak›flm›yor, ona terstir. Bu zaten inÖnder Apo’nun izinde bir topluluk ola- bak›mdan öncülük eden bir konumu kar ve imha sisteminin birey ve toprak, özgür yaflam aray›flç›l›¤›n› ifade vard›r. Bu öz çeflitli biçimde zay›flat›l- lumda yaratt›¤› terslik oluyor. O needen bir yürüyüflü sürdürmekte ka- maya, dejenere edilmeye çal›fl›lsa da denle ülkeden, halktan, toplumdan rarl›, ›srarl› oldu, ama bu zordu. Ger- hala halklar›n yaflam› içinde, o yafla- kopuflun, bir toplum olarak gerekli çekten de ortada hiçbir verisi yoktu. m›n derinliklerinde ciddi bir biçimde de¤erleri kaybediflin, savrulman›n ne Öncelikle en az›ndan düflünüp, olup varl›¤›n› sürdürüyor. Bu de¤erler, zor kadar zor oldu¤unu, tehlikeli oldu¤ubitenleri anlayabilmek için biraz za- anlarda özgürlük ve demokrasi müca- nu, ne olursa olsun böyle bir duruma
Eylül 2007 SERXWEBÛN liyor, mesela ülke, toplum terk ediliyor. Halk olman›n, bir yurtta yaflaman›n bilinci çok güçlü sahiplenilmiyor. Bu, tabii ciddi bir erime, yok olma durumunu gündeme getiriyor. Birkaç elefltiri yapmaya çal›flt›k bu konuda, tepkiler ald›k. Bu da nereden ç›kt› diyen, adeta karn›m nerede doyarsa vatan odur, karfl›ma kim ç›karsa dostum odur gibi çok gerçek d›fl›, yurtseverlikle, demokratl›kla ba¤daflmayan –çünkü toplum olma gerçe¤ini ifade etmeyen, içermeyen e¤ilimler, anlay›fllar var– tutumlar ortaya ç›kt›. fiimdi bunlar parça parça tehlike olarak var.
tür sald›r›lara maruz kal›yorlar, bunlar karfl›s›nda ne yapmalar› gerekir, bunun fark›nda bile olmuyorlar. Oysa Önder Apo’nun deyimiyle, insan›n kar›ncalaflt›¤› bir dönemin içinde bulunuyoruz. Küresel emperyalizmin, bilimsel teknik devrimin sonuçlar›n› olumsuz yönde kullanmas›n›n günümüz insanl›¤› içinde yaratt›¤› sonuç budur. Bu, insan›n tarih boyunca en zay›f hale gelmesi durumudur. Yarat›c›l›¤›n›n en çok köreltildi¤i, toplumsal sosyal bilincin en çok zay›flat›ld›¤›, yine insanlar›n ruh ve duygular› d›fl›nda baz› amaçlar do¤rultusunda kitlesel olarak en çok yönlendirildi¤i dönem, içinde bulundu¤umuz dönemdir. Eskiden savafl›rlard›, ordular kurarlar, k›l›ç çekerler savafl meydanlar›na ç›kar vurur, ezer, ya katlederler ya da dize getirirlerdi insanlar›. Bununla kölelefltirme olurdu, hakimiyet sa¤lan›rd›. Elbette bu da kötüydü, tehlikeliydi. Belki savafl›n oldu¤u yerde insanlar köleleflirdi. Bu tür tehlikeli e¤ilimlerin, örgütlenmelerin ortaya ç›kt›¤› yerde bu durumlar yaflan›rd›. Onun d›fl›nda yine de halklar, kabileler, insan topluluklar› kendi düzeyleri içinde özgür yaflamlar›n› sürdürürlerdi. fiimdi bu durum kökten de¤iflmifltir. Belki eskisi gibi savafl yok, gerçi savafls›z bir dünya yarat›lm›fl de¤il. Belki de eskiden daha tehdit edici, ezici, kan dökücü sald›r›lar oluyor, savafllar oluyor. ‹flte böyle bir savafl bölgesinin ve döneminin içinde bulunuyoruz. Yine insanlar eziliyorlar, katlediliyorlar, idam ediliyorlar, zorla, bask›yla dize getiriliyorlar. Fakat bu iflin bir yan›d›r.
ne te we .c om
düflmemek, toplumun bu hale gelmesine f›rsat vermemek gerekti¤ini örgüt olarak bu dönemde Lübnan-Filistin sahas›nda yürüttü¤ümüz çal›flmada gördük. Birçok arkadafl bu durumu bilmez, biz de o zaman bilmiyorduk. Önderlik bu konuda bizi hemen hemen her gün uyard›. Yanl›fl yapmamam›z, basit tutumlar sonucunda kendi gerçeklerimizden kopmamam›z için sürekli do¤ru bilinç ile donanmam›z› sa¤lamaya çal›flt›. Bu çok önemliydi. Az anlad›k, zor anlad›k. Fakat yine de PKK’yi bir topluluk olarak ayakta tutan o çal›flmalar oldu. Bu durum bilinmeli. En az›ndan hareket olarak bilinmeli. Çünkü Kürdistan üzerinde hareket ediyoruz hep. Kuzey’de olmasa Güney’de, Güney’de olmasa Do¤u’da, orada olmasa Güneybat›’da, yani ülkenin de¤iflik alanlar›nda hareket ediyor, sürekli ülke ve halk içerisinde olmay›, yani kendi yaflam damarlar›n› sürekli sa¤lam, canl› tutmay› sa¤l›yoruz. Bu, asl›nda insan›n ruhsal, duygusal, düflünsel duruflundan tutal›m davran›fllar›na kadar büyük güç veriyor.
33
Eskiye göre daha tehdit edici ezici sald›r›lar savaflflllar oluyor
12 Eylül darbesi sonras›nda bir bütün olarak hareketin önünde bir tehlike olarak duruyordu bunlar. Yani ha-
Ülkeden kopufl ve savrulma tehlikeli durumlara yol açar
reketin ülkeden, halktan kopmufl, zay›f düflmüfl bir vaziyette giderek da¤›lmas›, savrulmas›, bir mülteci hareketi konumuna gelmesi iflten bile de¤ildi. Böyle onlarca örgüt oldu. Bir yandan 12 Eylül rejiminin zulmü, di¤er yandan Avrupa sisteminin aldat›c›l›¤› insanlar› eflitlik, özgürlük, demokrasi ilkelerinden kopartmak için her türlü bask›y›, sald›r›y› hayata geçirdi. Gerçekten sald›r› büyüktü. Duygu, ruh bak›m›ndan büyüktü. Bunlar insan düflüncesi üzerinde her gün k›rk defa evirip çevirecek etki yap›yordu. Sistemin bask›s› insan üzerinde çoktur. Ama öyle bir geliflme süreci izlenmifl, öyle bir sistem oluflturulmufl, insanlar yavafl yavafl, al›flt›r›la al›flt›r›la öyle bir konuma getirilmifller ki kendi üzerlerinde ne tür bask›lar var, ne
ww
w.
Ülkeden kopuflun, savrulman›n ne kadar büyük tehlike oldu¤u burada ortaya ç›k›yor. Ne yaz›k ki Önderli¤in daha o dönemden bu konuda yürüttü¤ü büyük çal›flmalara, gelifltirdi¤i ruha ra¤men kopufl e¤ilimleri var. Mücadele süreci içerisinde daha sonra savrulmalar oldu. Toplumdan ülke d›fl›na savrulmalar oldu. Hareketimiz içinde sa¤a sola savrulmay› öngören provokatif tasfiyeci e¤ilimler oldu. Örgüt içindeki provokatif tasfiyeci e¤ilimlerin, anlay›fllar›n da¤›t›c› etkisi, toplumun ülke d›fl›na çok fazla savrulmas›na yol açt›. fiu an ço¤u ne durumda oldu¤unu göremiyor, bilemiyor, de¤erlendiremiyor. Tehlikeli bir süreç içerisinde kendi insani özünü, dolay›s›yla yaflam gelece¤ini kaybediyor, ama fark›nda de¤il. ‹çinde bulundu¤umuz süreçte bu konuda toplum düzeyinde biraz bilinç kaymas› var. Çok kolay sa¤a sola gidi-
Mevcut sistemde insanlar her gün gerici sald›r› alt›ndad›r Eskiden sadece bu savafllar›n yap›ld›¤› yerlerde insanlar kölelefltirilir, onun d›fl›ndakiler hiç olmazsa özgür yaflamlar›n› sürdürme f›rsat› bulurlard› bu yerkürede. fiimdi o de¤iflmifltir. Sadece savaflla ezilenler köleleflmiyorlar, kölelefltirme onun çok ötesindedir. Teknik araçla yap›l›yor, kültürle yap›l›yor, ideolojiyle yap›l›yor,
SERXWEBÛN Eylül 2007
34
ww
w.
ne t
ew e. c
om
rüttü, ama bunlar çok zor kosanatla yap›l›yor, edebiyatla “Önderlik, çabalar›yla kadroyu e¤itir, güçlendirir, flullarda oldu. ‹mkans›zl›klar yap›l›yor. Kölelefltirme alanlar› militanlaflfltt›r›rken, 12 Eylül rejimini ortaya ç›karan içinde oldu. Bir yandan bunlar ço¤ald›¤› gibi, araçlar› da çoNATO sistemi de kadrolar› mücadele edemez olurken, böyle bir Önderliksel, ¤alm›flt›r. Ulaflmad›¤› hiçbir insani çaba sürdürülürken ve yer, fethetmedi¤i hiçbir topduruma düflflü ürmek için her türlü çabay› sürdürdü. bununla kadrolar e¤itilmeye, lum kalmam›flt›r küresel emTutucu k›ld› insanlar›, bireycileflflttirdi. Özgürlük, mücadele ruhu, bilinci kazanperyalizmin kültürel sald›r›s›eflfliitlik gibi ilkelere ba¤lanma, bunlar u¤runa cesaret d›r›l›p mücadele militan› haline n›n ve sald›r› araçlar›n›n. Bu getirilmeye çal›fl›l›rken, di¤er bir gerçek. O bak›mdan insanve fedakarl›kla yürüme inanc›n› zay›flatt›” yandan bu insanlar› bütün bu lar mevcut yaflam içinde her Emperyalist devletler provokasyona amaçlardan, her türlü özgürlük, eflitgün gerici sald›r› alt›ndad›r. Duygu büyük destek verdiler lik ve demokrasi, Kürt yurtseverli¤i dünyalar› sald›r› alt›ndad›r, düflünce amaçlar›ndan, toplumsall›¤›ndan kosistemleri sald›r› alt›ndad›r. DavraBelirtti¤im hususlar, Önderli¤in pararak dünyan›n dört bir yan›na san›fllar›, yaflam özellikleri sald›r› alt›ndad›r. Bunu gören, bilen az tabii. Ço- e¤itici çabalar›na karfl›n, O’na karfl› vurup tüketmek, kölelefltirmek için de ¤u görmeden, anlamadan, hem de geliflen, insan› zay›flatmay› ve bitirme- en az Önderli¤in yürüttü¤ü çaba kaaman ne güzelmifl diye dört elle sar›- yi hedefleyen sald›r›lar oldular. Böyle dar çaba emperyalizm ve onun ajanlar› larak adeta kendi ruhunu, duruflu- k›yas›ya bir mücadele yafland› hareket taraf›ndan sürdürüldü. Hatta bunlanu, düflüncesini kültürünü kaybedi- içinde. Emperyalist sald›r›lar giderek r›n imkanlar› daha çoktu, güçleri daha yor. Giderek insanl›¤›n› kaybediyor, provokatif tasfiyeci e¤ilimler haline fazlayd›, dolay›s›yla kadrolar› etkileme geldi. Süreç ilerleyip tutumlar netle- düzeyleri gelifliyordu. fark›nda bile de¤il. Kadrolara ulaflma, onlar›n ruhlaBu süreç, sözkonusu etti¤imiz dö- flince, Önderlik çizgisi düflünceyi pranemlerde çok geliflti. Kürt toplumu- ti¤e geçirip yurtd›fl›nda olmay› ülkeye r›n›, duygular›n›, bilinçlerini karartnu da öyle bir etki alt›na ald›. Her ne geri dönüfl do¤rultusunda geliflmeye ma, çarp›tma, dolay›s›yla mücadelekadar Önderlik çabalar›, örgütsel du- sevk edince, hareketi da¤›tmak, ez- den uzaklaflt›rarak dört bir yana sarufl ve halklar dayan›flmas›n›n verdi- mek, yok etmek isteyen emperyalist vurma etkileri günlüktü, anl›kt›, her ¤i güç olumlu yönde etkilese de küre- sald›r›lar da provokatif tasfiyeci e¤ilim zamand› ve hiç zay›f de¤ildi. Bu tusel emperyalist gericili¤in duygu, haline geldiler. Bu, 1982 sonunda tumlar, çabalar etkisiz olmad›. Gerruh, düflünce dünyas›na dönük kül- 1983 y›l›nda ciddi bir çeliflki durumu- çekten insanlar›n duygu dünyalar›n› türel sald›r›lar› da had safhadayd› ve na ulaflt› ve çat›flmaya dönüfltü. Pro- çeflitli biçimlerde etkiledi, düflünce d›flar› ç›kan, dünyayla tan›flan insan- vokasyon kendisini harekete karfl› sistemlerini etkiledi. Bu durum ülkelar böyle bir sald›r› alt›nda çok fazla aç›ktan bir sald›r› olarak ilan etti. Tüm den ve halktan, toplumdan kopmufl kald›lar. O bak›mdan yurtd›fl› çal›fl- örgütü, herkesi ülkeye dönmekten olman›n yaratt›¤› etkilerle birleflince, vazgeçmeye, yurtd›fl›n›n de¤iflik alan- insanlar› zay›flatt›. mas› zordur. Gerçekten yurtd›fl›nda düflünce lar›na savrularak kapitalist, emperya12 Eylül rejimi kadrolar› zay›flatmak üretmek, örgüt kurmak, insan e¤it- list devletçi düzenin teknik imkanlaiçin her türlü çabay› sürdürdü mek çok zordur. Önderlik “Biz yurt- r›ndan yararlan›larak kendini yaflatd›fl›nda bunlar› yapan bir önderli¤iz, maya çekmeye çal›flt›. Bu konuda emkendi ülkemizde, da¤›m›zda m› insan peryalist devletler büyük destek verdiÖnderlik, çabalar›yla kadroyu e¤iörgütleyemeyece¤iz” dedi¤inde, biz ler. Provokasyonun arkas›nda oldular. tir, güçlendirir, militanlaflt›r›rken, 12 bu gerçe¤i az anlam›flt›k asl›nda. Bi- Onun düflüncesini, takti¤ini yaratt›k- Eylül rejimini ortaya ç›karan NATO ze göre imkanlar d›flar›da daha çok- lar› gibi, kap›lar›n› onun çal›flmalar›na sistemi de kadrolar› her bak›mdan tu, dolay›s›yla örgüt de daha kolay ard›na kadar açt›lar. ‹mkanlar›n› onun zay›flatarak mücadele edemez durukurulabilirdi. Çünkü örgüt kurmay› için seferber ettiler. Ve buna dayana- ma düflürüp, da¤›t›p parçalamak için sadece imkana ba¤l› bir geliflme san›- rak sonuç almak istediler. Bu dönem- her türlü çabay› sürdürdü. Bunun inyorduk. Oysa gerçe¤i çok iyi gördük de Almanya’n›n, ‹sveç’in, di¤er Avrupa sanlar üzerindeki etkisi çok oldu. Bir ki, alakas› yok. O imkanlar do¤ruyu ülkelerinin PKK’ye karfl› provokatif yandan örgütlü gerici provokatif çaanlamam›z ve kendimizi örgütleme- tasfiyeci sald›r›lar› besleme ve gelifltir- ban›n etkisi, di¤er yandan yurtd›fl›na miz için de¤il, bilincimizi kaybedip mede rolü belirleyicidir. Asl›nda bunu ç›km›fll›k, ülkeden, halktan kopmuflörgütsel sistemimizi da¤›tarak, em- örgütlü bir biçimde yapt›lar. luk, geri çekilmenin yaratt›¤› psikolofiunu söylemek istiyorum: 15 A¤us- ji, pratik durufl, al›flkanl›klar çok deperyalist devletçi sistemin kölesi haline gelmemiz için bize sunuluyor. tos At›l›m›’na bu sürecin ard›ndan ge- ¤iflik düflüncelerin, aray›fllar›n, e¤iBu bak›mdan gerçekten zorla oldu. lindi. Bir yandan zindan direniflinin limlerin, yaflam hesaplar›n›n ortaya Yurtd›fl› çal›flmalar›, bir sürü yeter- etkileri, di¤er yandan Önderlik çaba- ç›kmas›na yol açt›. Tutucu k›ld› insiz, yanl›fl e¤ilim, anlay›fl, zay›f tu- lar›, düflünsel, örgütsel çabalar› olum- sanlar›, bireycilefltirdi. ‹nsanlarda özlu yönde geliflmeleri sürdürdü, yü- gürlük, eflitlik, demokrasi gibi ilkelere tum ortaya ç›kard›.
Eylül 2007 SERXWEBÛN yap›lanlar› biliyoruz. Kürdistan’›n köy köy, flehir flehir nas›l yeniden iflgal alt›na al›nd›¤›n›, bütün Kürt köylerinin nas›l iflkence ve zulümden geçirildi¤ini de biliyoruz. Bunlar bilinen fleyler, genelde yap›ld› da somutta yap›lanlar hala karanl›ktad›r. Bunlar üzerinde kanun z›rh› var, sorgulanmas›, a盤a ç›kar›lmas› yasaklanm›fl durumda. O bak›mdan 12 Eylül rejimi sadece laf söylemiyordu, yap›yordu da. Yine emperyalist gericilik sadece ça¤r› yapm›yordu, imkanlar da sunuyordu. Avrupa, Türkiye ve Kürdistan’dan gitmifl solcularla dolmufltu. Hepsine yer, maafl, yaflama imkan›, kimlik veriyordu. Mücadeleyi terk et, örgütü da¤›t, gel Avrupa’n›n istedi¤in baflkentinde, istedi¤in gibi yafla diyordu. Onu yapanlar profesör bile oldular Almanya’da, bilmem baflka yerlerde. fiimdi o dönemde örgütü da¤›tarak Avrupa’ya, emperyalizme teslim olmufl insanlardan yarat›lm›fl profesörler bile vard›r. Yeter ki sen ülkeden kop, halktan kop özgürlük, eflitlik, demokrasi ilkelerinden kop, örgütü da¤›t, vazgeç mücadeleden. Böyle olursan Avrupa emperyalizmi sana her türlü yaflama imkan›n› verebilirdi. Bunun için kap›lar ard›na kadar aç›lm›fl, bütçeler oluflturulmufl, imkanlar sevk edilmifl, bu iflleri yapmak için örgütler kurulmufltu. Demek istedi¤im, söylenenler lafta de¤il, pratikte gerçeklefliyordu. Tabii tüm bunlar›n çok fazla geri çekici, zay›flat›c›, insan› tereddüde sokucu etkisi vard›. Bir de bunlara uzun geri çekilme dönem çal›flmalar›n›n yaratt›¤› al›flkanl›klar› eklememiz gerekiyor. Ger-
çekten de yarat›lan bu al›flkanl›klar yeni bir tarz ortaya ç›kar›yordu. Öyle bir tarz oldu mu? Oldu, o zaman Lübnan-Filistin sahas›nda kamplarda yaflamak ve kendini e¤itmek devrimci görevleri yerine getirmekti. Zaman›nda öyleydi, do¤ruydu, ama her zaman için de¤il. Öyle bir sistem kurulunca, sanki her zaman için geçerliymifl gibi al›flkanl›klar, yaflam tarzlar› olufltu. Gerçi savafl ortam›yd›, ‹srail-Filistin savafl›, ‹srail-Lübnan savafl› zaman zaman gündeme geliyor, öyle rahat ortam b›rakm›yordu, ama bunlar dar savafllard›. Yani biraz rahat denilebilecek ortamlarda askeri düzen kurup kendini e¤itme, yaflama imkan›n› ortadan kald›rm›yordu. Bu koflullar al›flkanl›klar yaratm›flt›. fiimdiki durum aç›s›ndan bu çok daha önemli. O dönemle bu dönem aras›nda en fazla benzerli¤i bu noktada kurmam›z gerekiyor. O zaman yurtd›fl›yd›, baflka alanlard›, farkl› halklar›n imkanlar›yd›, tabii insan daha çok zorlan›yordu. Yaban ellerde kalmak, baflkalar›n›n imkanlar›yla çal›flmak elbette kabul edilecek bir durum de¤ildi. fiimdi bu noktada içinde bulundu¤umuz dönem çok daha fazla zorlay›c›d›r. Çünkü ülkemizden kopmam›fl›z, halktan kopmam›fl›z, asl›nda kendi öz gücümüzle ve imkanlar›m›zla hareket ediyoruz, bir yerde çok uzad› bu geri çekilme dönemi.
ne te we .c om
ba¤lanma, sahip ç›kma ve bunlar u¤runa cesaret ve fedakarl›kla yürüme inanc›n› zay›flatt›. Tereddüt, endifle, ikirciklik soktu insanlar›n içerisine. ‹kili kiflilik ortaya ç›kard›. Çünkü iki yandan da etkilenme vard›. Bir yandan Önderlik etkisi, di¤er yandan emperyalizmin etkisi. Adeta ikisi aras›nda tereddüt, bocalama yaflayan bir insan durumu ortaya ç›kt›. 15 A¤ustos At›l›m› gerçekleflirken, birey, örgüt olarak durumumuz böyleydi. Her ne kadar Önderli¤in e¤itici, ayd›nlat›c› çabalar› karfl›s›nda düflünce gücü kazan›lm›fl, yine zindan direniflinin etkisi insanlar›n yüre¤inde, vicdan›nda büyük bir sorumluluk duygusu ortaya ç›karm›fl olsa da yine de pratik geliflme olmad›¤›, nelerin yap›laca¤› bilinmedi¤i, at›lacak ad›mlar›n ne olaca¤› net görülmedi¤i için, zay›f bir durufl vard›. Bu, ad›m atmada, bir fleyler yapmada gerçekten çok zorlay›c› bir durumdu. 12 Eylül rejimi tam bir kabaday› gibi sadece PKK’yi, sol hareketleri de¤il, bütün Ortado¤u devletlerini, hatta Avrupa’y› da tehdit ediyordu. Her gün yerim, yutar›m, ezerim tehdidi Türk generallerinin yapt›¤› ifl olmufltu. Di¤er yandan emperyalist gericili¤in ayart›c›, kültürel özden kopararak yozlaflt›r›p savurucu etkisinin çekicili¤i vard›.
35
12 Eylül rejimi sadece laf söylemiyor söylediklerini uyguluyordu
ww
w.
Avrupa bu dönemde önemli bir merkez olarak çal›fl›yordu. Bütün bunlar›n öyle laf olmad›¤› da bir gerçekti. 12 Eylül rejimi, onu yürüten generaller sadece blöf yapm›yorlard›, flantaj yapm›yorlard›, söylediklerini gerçekten uyguluyorlard›. Büyük iflkence, zulüm makineleri kurmufllard›. Aradan 27 y›l geçmifl olmas›na ra¤men o dönemde yap›lanlar›n ço¤u ayd›nlat›lmam›flt›r, hepsi karanl›ktad›r. Ne kadar insan iflkenceden geçirildi, ne kadar insan iflkencelerde katledildi, sokakta, da¤da, köyde, mahallede vuruldu, ezildi, katledildi bilinmiyor. Biz zindanlardaki büyük iflkence gerçeklerini biliyoruz. Da¤da, k›rsal alanda
12 Eylül zulmüne pratik ve askeri darbeyi vuran tek güç 15 A¤ustos At›l›m›’d›r
Pasif savunma duruflu gere¤i, geri çekilmeyle mücadele yürütme içiçe geçti. Yurtd›fl›na ç›k›fl bir iki y›l sürdü. Dolay›s›yla o dönemde içinde bulunulan durumu de¤ifltirmek ve al›flkanl›klar› aflmak biraz daha kolayd›. fiimdi bu biraz daha zordur. Yani gerçekten köklü bir sorunumuz var. Ne yaparsak yapal›m bu pasif savunma duruflunu de¤ifltirmek çok kolay olmuyor. Ruhumuza ifllemifl, neredeyse bir psikoloji olmufl, bir sürü al›flkanl›k yaratm›fl bizde. Bir de mücadele etme ve geliflme yaratmayla birleflti¤i için, ‘iflte çal›fl›yoruz, ge-
SERXWEBÛN Eylül 2007
36
ww
w.
ne t
ew e. c
om
liflme de oluyor bu yeterlidir’ olup gitti. 15 A¤ustos At›l›m›’n›n “15 A¤ustos At›l›m›, 12 Eylül zulmüne karflfl›› gibi bir yeterlilik anlay›fl› yagelifltirdi¤i büyük vurufllar bungeliflflttirilen bir eylem oldu. Zindan›n direniflfliini da¤a lar› ezip geçti. Ülkede oldu¤u giratm›fl. Neye yeterlidir? Gerçekten dönemi kurtar›yor bi, yurtd›fl›ndaki halk› da Apocu taflfl››d›. Ölüm orucunu gerillaya ulaflfltt›rd›. Zindan›n mu? Kürt sorununun çözüçizgi etraf›nda, ulusal demokraideolojik zaferini, da¤da gerillan›n politik, askeri münü gerçeklefltiriyor mu? tik hareket içerisinde bilinçlendizaferi haline getirmeyi hedefledi. 12 Eylül zulmüne rip örgütleyerek birlefltirdi ve büÖzgürlük ve demokrasi harepratik, askeri darbeyi vuran tek güçtü. Onun d›flfl››nda yük bir yurtsever halk hareketi ketimizi büyütüp, Kürt halk›n› kendi öz gücüne dayal›, 12 Eylül rejimine darbe vuran bir ç›k›fl olmam›flfltt›r” haline getirdi. özgür ve demokratik örgütlü 15 A¤ustos insanlar›n yüre¤ini iradesiyle kendi kendini yaflatt›¤› bir oldu. Zindan›n direniflini da¤a tafl›d›. sald›r›lardan korudu kurtard› duruma çekiyor mu? Hay›r. Böyle de- Ölüm orucunu gerillaya ulaflt›rd›. Zindan›n ideolojik zaferini da¤da gerilla¤il, ama hesap böyle yap›lm›yor. Mesela bunlar hedef olarak konula- n›n politik, askeri zaferi haline getirEn esasl› olan da 12 Eylül zulmüm›yor, tam benimsenemiyor. ‹nsanlar, meyi hedefledi. 12 Eylül zulmüne pra- nün yüreklerde yaratt›¤› korkuyu k›run bunlar› mutlaka ben yapmal›y›m diye tik darbeyi, askeri darbeyi vuran tek mas› oldu. Bilim adamlar› ilk kurflflu bir görev sahiplenmesi içine giremiyor. güçtü 15 A¤ustos At›l›m›. Onun d›fl›n- dedi. Zulümle insanlar›n yüreklerine ‘Çal›fl›yoruz iflte, geliflmeler de oluyor, da ne Kürdistan’da, ne Türkiye’de ne korku salarak özgür yaflamdan kopagünlük bir fleylerle u¤rafl›yoruz, de- de baflka yerde 12 Eylül rejimine dar- ran kölelefltirici aray›fl›na öldürücü mek ki görev ve sorumluluklar›m›z›n be vuran, onunla hesaplaflan bir poli- darbeyi vurdu 15 A¤ustos At›l›m›. O gere¤ini yerine getiriyoruz, o zaman tik askeri ç›k›fl olmam›flt›r. zulüm makinesini darbeleyerek kor12 Eylül zulmünün k›r›lmas›nda kutucu sald›r›lar› k›rd›. ‹nsanlar›n daha baflka fleye gerek yoktur’ biçiminde kendini, vicdan›n› rahatlatan temel rolü 15 A¤ustos At›l›m› oynad›. yüre¤ini sald›r›lardan korudu, kurbir durum fazlas›yla yaflan›yor. Bu du- 12 Eylül’ün kapkara bir askeri rejim tard›. Cesaret ve fedakarl›kla doldurrum geçmiflte de k›smen vard›, ama oldu¤u gerçe¤ini herkese gösterdi. du. Bu, bireyin özgürleflmesi, yi¤itleflflimdi çok daha ileri ve köklü düzeyde- Oluflturulan sivil kurumlar›n, askeri mesi, kahramanlaflmas› aç›s›ndan dir. Dolay›s›yla daha ciddi bir tehdit ve devlet örgütlenmesinin üzerini ört- büyük geliflmeyi ifade ediyor. Yine tehlike durumu arz ediyor ve yan›lt›c›, mek için gelifltirilen bir maske oldu- emperyalist devletçi düzenin insan›n aldat›c› yönü fazlad›r. O nedenle de ¤unu ortaya ç›kard›. Bunlar›n askeri zay›fl›klar›na hitap eden, tüketici k›z›rh üzerine giyilen basit bir elbise ol- larak insan› ruhsal, duygusal gerçekpratikleflmemizi zay›flat›yor. du¤unu herkese gösterdi. Ciddi bir likten koparmaya çal›flan, ayartarak zorlanma içine soktu 12 Eylül rejimi- tüketmeyi hedefleyen çabalar›n› da 15 A¤ustos bir özgürlük at›l›m›d›r ni. 1990’lar›n bafl›nda da giderek reji- k›rd›. O da çok önemli. Özgürlük gibi, Bütün bunlardan ne sonuç ç›kara- min Kürdistan üzerindeki örgütlü et- eflitlik gibi, demokrasi gibi, Kürt yurtca¤›z? 15 A¤ustos At›l›m› bütün bun- kisini k›rarak, ulusal dirilifl devrimi- severli¤i gibi yüce de¤erlere, ilkelere lara darbe vuran, bu tür davran›fllar›, nin Kürdistan’da yaflanmas›n› sa¤- ölümüne ba¤l› yeni bir özgür insan ruh hallerini, beklentileri da¤›tan, lad›. Ulusal birlik, ulusal ruh, bilinç duruflu yaratt›. Do¤ru duruflun, yasald›r›lar› k›ran bir at›l›m olmufltur. ve örgütlülü¤ün oluflmas›n› ortaya ç›- flam›n bu de¤erlere ba¤l›l›k oldu¤unu Bu kadar sald›r›ya, engelleyicili¤e kard›. Bu yaflanm›fl bir gerçektir. 12 ortaya ç›kar›p kesinlefltirdi. Böylece ra¤men bir at›l›md›r. Bir Önderliksel Eylül’ün o zulüm makinesinin iflleyi- bu de¤erlerden kopuk o bireysel, fiziat›l›md›r, gerilla at›l›m›d›r, özgürlük flini durdurdu, iflkenceleri giderek ki, tüketici yaflam› kölece sürdürmeyi at›l›m›d›r. Bu gerçe¤i iyi bilmemiz, azaltt›, idamlar›, sokak ortas›ndaki öngören e¤ilimleri k›rd›, onlara öldükatliamlar› durdurdu. rücü darbeyi vurdu. Bu bak›mdan anlamam›z gerekiyor. Bütün bunlar 15 A¤ustos At›l›- her türlü zay›fl›¤a, ortayolculuk diyeBu, öyle büyük imkanlar dahilinde, ortada hiçbir engel yokken, çok büyük m›’n›n güncel olarak politik, askeri or- bilece¤imiz ikircikli¤e, tereddüde, bigüce sahip olunan bir ortamda geliflti- tamda yaratt›klar›d›r. 15 A¤ustos At›- reycili¤e, pasifizme öldürücü darbeyi rilen bir at›l›m de¤ildir. Kesinlikle öyle l›m›, emperyalist devletçi sistemin her 15 A¤ustos At›l›m› vurdu. Önder Apo’nun gelifltirdi¤i teorik ele almamak gerekiyor. Yine hiç karfl› türlü ideolojik, kültürel sald›r›s›na da sald›r› yok, tehdit yok, engelleyicilik büyük darbe vurdu. Y›kt› o sald›r›lar›, çözümlemeler ve ideolojik, politik yönyok, kendi kendine de¤erlendirilip ka- onlar›n maflas› olan provaokatif tasfi- lendirmeler temelinde hareketin yürürarlaflt›r›lan, gelifltirilen bir mücadele yeci e¤ilime ölümcül darbe vurdu. Se- yüflünün önünü açt›. O temelde güçlü kesinlikle de¤il. Her düzeyde en a¤›r mir provokasyonu hareketi etkileme, bir özgürlük yürüyüflü bafllatt› ve sürsald›r›lara, bask›lara, engellere, zor- yurtd›fl›na çekme ve tasfiye etme ama- dürdü. Geri çekilme döneminin, yurtluklara ra¤men onlara karfl› gelifltiri- c›n› baflaramayaca¤›n› 15 A¤ustos At›- d›fl›na ç›k›fl›n yaratt›¤› pasifizmi, ralen bir at›l›md›r. Dikkat edelim, 12 Ey- l›m› ile gördü. At›l›m karfl›s›nda provo- hatlamay›, geri çekilme e¤ilimlerini en lül zulmüne karfl› gelifltirilen bir eylem katif hareket da¤›l›p, eriyip, tuz buz çok darbeleyen ve k›ran da 15 A¤ustos
Eylül 2007 SERXWEBÛN yaratt›. At›l›mc›l›¤›, giriflkencili¤i, cesareti, cüreti ortaya ç›kard›. Her türlü geri, köle ruh hallerini k›rarak, insan›n kahramanlaflmas›n› sa¤lad›. Onun için Önderlik 15 A¤ustos At›l›m›’n› kahramanl›k at›l›m› olarak tan›mlad›. 15 A¤ustos bir at›l›m gerçe¤i oldu. Düflman gerçe¤ini zay›flatan, darbeleyen, gerileten onun yerine Kürdistan birey ve toplumunun ruhsal, duygusal, düflünsel her alanda güçlü bir yenilenmesini, hamle yapmas›n›, yeni özellikler ve de¤erler kazanarak yeni bir yaflam düzenine geçmesini sa¤lad›. ‹flte at›l›m budur, at›l›mc›l›k budur.
mu yanl›flt›? Kesinlikle öyle de¤il. Bu tür nedenler sebepsiz de¤ildi, bofl de¤ildi. Kesinlikle süreçle çeliflkili de¤ildi. Öyle anlamayal›m. Genel bak›fl aç›s›yla olmas› gereken sonuç öyleydi ve onlar öyle de¤erlendiriyordu. Bu çevrelerin hesap etmedikleri Önderlik gerçe¤idir, Önderlik çizgisidir. Bunu bilmemiz laz›m. Apocu çizgiyi, Önderli¤in felsefesini, ideolojik, örgütsel duruflunu, yine stratejik, taktik anlay›fl›n›, en zor ortamlarda geliflme yaratmay› sa¤layabilecek bir tarza ve etkileyicili¤e sahip olma gerçe¤ini de¤erlendiremediler. Bilmiyorlard›, tan›m›yorlard›. Henüz iflin bafl›nda olundu¤u için kimin ne oldu¤u, olaylar›n nereye gidece¤i tam kestirilemiyordu. Onun için bafl›nda öyle de¤erlendirdiler. Yoksa o de¤erlendirmeler yanl›fl de¤ildi. O halde baflar›y› ne kazand›? Mademki süreç, ortam öyleydi, ›fl›k çok zay›f görünüyordu, geliflme imkanlar› gerçekten azd›. Baflar›yla mücadele etmeyi bir yana b›rakal›m, mücadele içinde ayakta kalma imkanlar› bile yok denecek kadar azd›. Buna ra¤men o büyük at›l›m kesintisiz olarak sürdü, günümüze kadar yeni bir halk yaratarak, Kürt halk›n› genç yafll›, kad›n erkek tüm kesimleriyle yeniden yarat›p özgürlük için her türlü mücadeleyi yürüten bir halk haline getirmeyi ne sa¤lad›? Önderlik çizgisi sa¤lad›. Önderli¤in tarz› sa¤lad›. Zay›f da olsa, aksak da olsa o çizgide, o tarzda yürüyebilmek bu geliflmeleri yaratt›. Bunu bilmemiz gerekiyor. O sa¤lam durufl bunlar› ortaya ç›kard›. Bütün emperyalist sald›r› ve 12 Eylül zulmünün yaratt›¤› korkuyu, endifleyi o sa¤lam özgürlükçü, eflitlikçi ve insan› yarat›c› k›lan Önderlik duruflu bofla ç›kartt›. En zor ortamlarda, zay›f ortamlarda bile bu geliflmeyi yaratma gücüne sahip olan Önderlik gerçe¤i, her türlü zay›fl›¤›, gericili¤i aflt›rtt›. Bir de bu do¤rultu önemli. Yani iki e¤ilim o dönemde çok iyi örgütlenmifl, a盤a ç›km›fl olmasa da pratik davran›fllar içinde vard›. Bir tanesi, hiçbir fleyin yap›lamayaca¤›, art›k sisteme karfl› mücadele edilemeyece¤i, en normalinin çok fazla ruhunu satmadan sistemle uzlaflarak, onun
ne te we .c om
At›l›m› oldu. Dolay›s›yla yeni mücadele hedeflerini belirleyen o hedeflerin nas›l gerçekleflece¤inin yol, yöntemini ortaya ç›karan ve onu gerçeklefltirme iradesini yaratan da 15 A¤ustos At›l›m› oldu. Bunun için at›l›m diyoruz.
37
15 A¤ustos her türlü gerici köleleflflttirici e¤ilime karflfl›› bir ç›k›flfltt›r
Apocu çizgi en zor ortamlarda geliflflm me yaratan bir tarzd›r
‹fade etmeye çal›flt›k; bu, imkans›zl›klar ortam›nda oldu. fiunu kabul etmemiz laz›m: ‹flte bunlar oldu, geliflme oldu demek ki o zaman imkan çoktu, ortam iyiydi, Önderlik, parti onu de¤erlendirdi, dolay›s›yla bu tür geliflmeler ortaya ç›kt› demek yanl›flt›r. 15 A¤ustos gerçe¤ini hiç anlamamakt›r. Olumlu yönde geliflme e¤ilimi en az oland›, en zay›f oland›. Sürecin olumsuz yönü, özgürlük ve demokrasi hareketine karfl› sald›r› yönü baflat olan yönüydü. Ve herkes durumun öyle olaca¤›na, çok raz› olmasa bile PKK’nin de ezilerek, da¤›larak genel ortama kat›laca¤›na, yani sistem içinde eriyip, yok olup gidece¤ine inan›yordu. Böyle bir düflünce, inanç oluflturulmufltu. Dolay›s›yla baz› çevreler bizi çok fazla ciddiye almaz hale de gelmiflti. Nitekim 15 A¤ustos At›l›m›’ndan sonra baz›lar› ciddiye almak istemediler. Kenan Evren’in k›l›ç art›klar› dedi¤i gibi, baz› kal›nt›lar›n tepkileri olarak yorumlad›lar. Son ç›rp›n›fllar dendi, birkaç eylemle ezilip gidecekler, yok olacaklar diye tan›mlad›lar. Tabii bu tür de¤erlendirmeler yanl›fl ç›kt›, böyle de¤erlendirenler yan›ld›lar. Neden yan›ld›lar? Çok mu subjektif bak›yorlard›? Düflünce sistemleri gerçekten çok
ww
w.
Dikkat edelim 15 A¤ustos bir at›l›m olarak de¤erlendiriliyor. Tabii bir direnifl bafllang›c›d›r. Kahramanca bir duruflu ifade ediyor. Ulusal dirilifl devrimini yaratm›flt›r. At›l›m olma özelli¤ini buradan al›yor. Di¤er yönüyle her türlü gerici sald›r›lara karfl› durdu¤u, her türlü gerici, kölelefltirici, pasifize edici e¤ilimlere, ruh hallerine karfl› onlar› k›rarak ilerlemeyi sa¤layan bir ç›k›fl oldu¤u için at›l›m deniliyor. Yani bir dura¤anl›k vard›, daha da ötesi geri çekicilik vard›. Zay›fl›klar vard›, da¤›t›c›l›k vard›, belirsizlik vard›. ‹lerleyen bir durum de¤il, 12 Eylül rejiminin uluslararas› planda yaratt›¤› ittifaklara dayal› olarak Kürt halk›n›n özgürlük hareketini ortadan kald›rmak için yürüttü¤ü sald›r›lar›n baflar›ya gitmesi için yo¤un çaba harcad›¤› ve mesafe katetti¤i bir durum vard›. 15 A¤ustos At›l›m› bunu k›rd›, buna karfl› geliflti. Ve böyle bir süreç bafllatt›. Ne yapt›? Her türlü gericili¤in umut ve beklentilerini, hesaplar›n› k›rd›. Her türlü insan zay›fl›¤›n› k›rd›, darbeledi. Gericili¤in Kürt özgürlü¤ünü yok etme umutlar›n› k›rarak, Kürt halk›n› özgürlük ve demokrasi yoluna ç›kard› ve yürüttü. Yine gerici sald›r›lar›n yaratt›¤› insan zay›fl›klar›n›n tümünü yok ederek, kahramanl›¤› ortaya ç›kard›. Büyük cesareti ve fedakarl›¤›
SERXWEBÛN Eylül 2007
38
ww
w.
ne t
ew e. c
om
her zaman inand›. Di¤er yaniçinde eriyerek milliyetçili¤i “Önderlik, ne biraz zorlan›nca düflflm manla uzlaflflm ma dan ise mücadelenin örgütlü bir yerde koruma temelinde sa¤layan oportünizmi do¤ru tutum sayd› ne de yürütülmesinin, ideolojik, posistemle uyumlu yaflama e¤ilimiydi. Böyleleri örgütü dainsanlar›n yüre¤ini serinletecek bir at›m barut olacak litik çizgiye ba¤l› yürütülmesinin zafer kazanaca¤›n›, baflar›¤›tt›lar. Kendilerini yaflam orbir eylemcili¤i do¤ru bir direnifl tarz› olarak gördü. ya götürece¤ini her zaman detamlar›na att›lar, sisteme baKoflflu ullar do¤ru de¤erlendirilirse gerici sisteme karflfl›› ¤erlendirdi, analiz etti, buna l›klama dald›lar. Yaflatt›lar özgürlük mücadelesinin yürütülebilece¤ine, inand›. Koflullar ne kadar zor kendilerini, günümüzde de hala sa¤da solda konufluyorbunun devrimci temelde geliflflttirilebilece¤ine inand›” olursa olsun, imkanlar ne kadar az olursa olsun, zorluklar lar. Yaz›lar yaz›yorlar, kitaplar yay›nl›yorlar, televizyonlarda, lar›n yüre¤ine su serpecek bir ifl yapa- ne kadar fazla olursa olsun her orl›m da insanlar eziliyorlarsa, yok olu- tamda mücadele edilebilece¤ini ve poradyolarda konufluyorlar. Özellikle ulusal dirilifl devriminin yorlarsa, ölüyorlarsa hiç olmazsa yü- litik, örgütlü mücadele yürütülerek geliflti¤i, 12 Eylül zulmünün k›r›ld›¤› rekleri biraz serinlemifl olarak ölsün- sonuç al›nabilece¤ini, baflar› kazan›ortamda dilleri daha çok aç›ld›. Baz›- ler. Kurtulsunlar, özgür olsunlar, ge- labilece¤ini de¤erlendirdi, buna lar› yeniden politika yapma hevesi de liflme sa¤las›nlar yoktu bu anlay›fl›n inand›, felsefesini, ilkelerini, tarz›n›, takti¤ini buna göre kurdu. kazand›. Bunlar var, ama nas›l bir sü- ufkunda, çünkü dard›. reçten geldiler? Nas›l bir ortam onlar› 15 A¤ustos Apocu çizginin Her flfleey 12 Eylül sald›r›lar› bu duruma getirdi? Onlar›n iyi bilindo¤rulu¤unun pratikteki zaferidir alt›nda kaybolmuflflttu mesi gerekli. PKK olmasayd› flimdi her biri ajanl›kta birbiriyle yar›fl›r olacakt›. Önderlik bunlar›n ikisini de kabul Bu kesin. E¤er bu biçimde yafl›yorlar15 A¤ustos At›l›m› bir de böyle örsa, o yine de PKK’nin yürüttü¤ü müca- etmedi. Önderlik çizgisi, Apocu çizgi gütlü direnifl at›l›m›d›r. Her türlü sadeleye ba¤l›. Di¤eri ise madalyonun di- bunlar›n d›fl›ndad›r. Öyle çok objek- ¤a sapmay› ifade eden pasifizme ¤er yüzü diyebilece¤imiz, dar, geliflme- tivist de¤erlendirme ad›na maddiyat- karfl› güçlü bir devrimci iradenin orde çok umut görmeyen, yani onuru ç›l›¤a giden, ekonomizmi ifade eden, taya konmas› iken, di¤er yandan da kurtarmay› ifade eden bir bireysel ey- dolay›s›yla da koflullar bunu gerekti- zafer ufku olmayan, zafere inanc› ollemcilik düzeyi idi. Birincisine sa¤ e¤i- riyor, ona göre hareket edelim diye- mayan, iradesi yetmeyen, onuru kurlim denirse, ikincisine solculuk da de- rek argo deyimle ‘araziye uyan,’ ken- tarmay› ifade eden bireyci direniflçilinebilir. Sol hastal›k diyorlar bilimsel dini yaflatmay› öngören bir çizgiyi ka- ¤e karfl› halk›n özgürlük ve demokraliteratürde çocukluk hastal›¤›. Özü flu: bul etmedi. Her zaman elefltirdi, bun- si çizgisinde geliflme sa¤lamas›n›, zaÖrgütlü ve politik direnifl yerine kendi- lara karfl› büyük bir devrimci durufl, fer kazanmas›n› ifade eden politik, ni rahatlatmay› ve onuru kurtarmay› irade oldu. Di¤er yandan da sadece örgütsel bir mücadelecili¤i içerdi. 15 ifade eden, tepkileri dindirmeyi ifade onuru kurtarmay› ifade eden, insan- A¤ustos At›l›m› böyle bir çizginin at›eden bireysel direnifl. Böyle e¤ilimler lar›n yüre¤ine bir damla so¤uk su ol- l›m›d›r ve en zor koflulda bile bunun var m›yd›? Vard›, bizim d›fl›m›zda da maktan öteye geçmeyen dar yakla- yap›labilece¤inin, do¤ru çizgide harevard›. Dev Yol içinden baz›lar› ç›kt›lar, fl›m› kabul etmedi. Onun hiçbir ba- ket edilirse baflar› sa¤lanabilece¤iöyle birkaç vuruflma yapt›lar, yok ol- flar› yaratmayaca¤›n› de¤erlendirdi. nin, zafer kazan›labilece¤inin kan›t› dular. Dev Sol vard›, büyük bir gücü Gerçi öyle yapmak isteyenler baflar›l› olmufltur. 15 A¤ustos At›l›m› temebu tür eylemler içinde tüketti. PKK olacak diye düflünüyorlar m›yd›? Ba- linde yarat›lanlar gerçekten de do¤ru içinde de vard›. 12 Eylül zulmünün flar›l› olacak diye mi öyle yapmak is- çizginin zaferinin en somut kan›tlar›toplum içinde bask›, ezme durumunu tiyorlard›? Yok, onlarda da baflar› uf- d›r, Apocu çizginin zaferinin kan›t›yüre¤i kald›ramayan, büyük vicdan ku yoktu, zaten baflar›ya ba¤lanm›fl d›r. Pratikte do¤rulanan, gerçekleflen azab› çeken gerçekten derin sorumlu- bir amaç yoktu. Hiç olmazsa vicdan› Önderlik çizgisi olmufltur. Zafer kaluk duyan, ama ona karfl› baflar›l› bir rahatlatma tutumu vard›. zanan bu çizgi olmufltur. Tabii Önderlik yaflam›, mücadeleyi mücadelenin nas›l yürütülece¤ine dair 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›nda düflünce, ruh ve tutum oluflturama- öyle ele almad›. Ne biraz zorlan›nca bütün bunlar› neden söyledik? O döyan durufllar böyle bir e¤ilim olarak düflmanla uzlaflma sa¤layan oportü- nemle bu dönem aras›nda elbette birnizmi do¤ru tutum sayd› ne de insan- birine benzemeyen çok yön vard›. ortaya ç›kmak istediler. Ufku dar, eylem gücünde s›n›rl›, lar›n yüre¤ini serinletecek, bir at›m Benzemeyen yönler neydi? fiimdi imduygusal, mücadeleye tepkiyle, duy- barut olacak bir eylemcili¤i do¤ru bir kanlar fazla, f›rsatlar çoktur. Büyük guyla yaklaflan belli bir vicdani sorgu- direnifl tarz› olarak gördü. Koflullar geliflmeler yarat›lm›fl, Kürt halk› bülamas›, sorumlulu¤u da olan insanla- do¤ru de¤erlendirilirse, gerici sisteme yük bir özgürlük bilincine ulaflm›fl, r›n tutumuydu bu. En az›ndan cevap- karfl› özgürlük ve demokrasi mücade- çeflitli örgütler kurarak her tarafta s›z kalmayal›m diyorlard›. Madem in- lesinin yürütülebilece¤ine, bunun mücadele ediyor. Çok kararl›, iddial›, sanlar eziliyor, biz de hiç olmazsa on- devrimci temelde gelifltirilebilece¤ine gelece¤e güvenle bakan bir halk ko-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
Arkadafllar baz› yerlerde bana soruyorlar, bu meflru mu de¤il midir? Yasal olmay› bir yana b›rakal›m, istifa etmek, yani kaçmak da serbesttir, hain olmakta. Kimse onun önünü kapatm›fl de¤il de, sen militan m› olacaks›n ne olacaks›n? Ona kendin karar vereceksin. Devrimci mi olacaks›n, yoksa kendini yaflayan biri mi olacaks›n? fiimdi çok zorlan›yoruz. Birkaç gün önce de her bak›mdan öncülük etmesi gereken arkadafllar bile, bize a¤›r görevler yükleniyor diyordu. ‹nsan flafl›r›yor neyi a¤›r? A¤›r olan nedir? Yaflam sana yükse, parti ne yaps›n, Önderlik ne yaps›n. Kendini do¤ruya çek, yaflamay› ö¤ren, yaflama gücü kazan. Öyle de de¤ilsen, o zaman niye bu mücadelenin içine girdin, niye kendine o tür s›fatlar tak›yorsun? Bilmem filan komutan, filan savaflç›, gerillac›, flöyle militan, böyle fedai bunlar olur mu hiç? Hem bu s›fatlar› takay›m hem de bunlar›n gere¤ini yerine getirmeyeyim. Bu dünyada da bu yok iflte. S›fatlar› takarsan gere¤ini yapacaks›n, yapam›yorsan gere¤ini, o zaman s›fatlar› takmayacaks›n. Taksan da gülünç duruma düflersin gere¤ini yapmad›¤›n zaman. PKK’lilik öyle söz söyleyip de söylenen sözden uzak yaflamak de¤ildir. Sözüyle özü bir oland›r. fiimdi Türkiye’de de cumhurbaflkanl›¤› seçiminde tart›fl›yorlar. Sözüyle özü, sözüyle prati¤i bir oland›r. Apoculuk gerçe¤inin en temel karakteri, söyledi¤ini yapan, yapt›¤›n› söyleyen olmas›d›r. Önderlik ne dedi, “halk ne söyledi¤ine de¤il de nas›l yaflad›klar›na bakarak PKK’lilere inand›, onlara kat›ld›, PKK buna dayanarak kitleselleflti.”
ne te we .c om
numundad›r. O zaman bunlar›n hiçbirisi yoktu. Her fley gizli kapakl›yd›. Halk unutmufltu bizi neredeyse. Önderlik bazen söylüyordu; acaba flimdi Urfa’da ne düflünüyorlar diyordu, filan köyde insanlar ne diyor, nereye gitti¤imizi düflünüyorlar diyordu. PKK kaybolmufltu, y›llarca kaybolarak yaflad›. Bir zaman öne ç›k›p insanlara umut veren, mücadeleye ça¤›ran hareket, 12 Eylül’ün sald›r›lar› alt›nda giderek kaybolmufltu. Zindanda bir direnifli vard›, onun da etkisi çok azd›. Amed’de direnme olmufl, insanlar katledilmiflti, ama cezaevinin etraf›ndaki evler bile yaflananlar› bilmiyordu, her fleyi gizli tutuyorlard›. Öyle flimdiki gibi olup bitenden herkesin haberdar oldu¤u, bildi¤i, ona karfl› tav›r koydu¤u, düflünce gelifltirdi¤i, örgüt kurup eyleme geçti¤i durumlar yoktu.
39
Apoculuk gerçe¤inin en temel karakteri özün sözle çeliflflm memesidir
ww
w.
fiimdiki duruma bak›p geçmifli anlamak gerçekten zordur. Bu kabul edilebilir, ama yine de anlafl›lmas›nda yarar var. Onun için de anlatmaya çal›flmam›z gerekti¤ine inan›yorum. Böyle bir karanl›klar ortam›yd›, bofluna 12 Eylül karanl›¤› denmedi ki. Gerçekten karanl›kt›, insanlar kendi beyinlerinden ve yüreklerinden korkar hale gelmifllerdi. Do¤ru dürüst iliflkilenemiyorlard›, çal›flma yapam›yorlard›, her yere girip ç›kam›yorlard›. Gece rahat bir uyku uyuma, yatma güçleri bile yoktu. Nerede, ne zaman hangi darbeyle yüz yüze geleceklerinin endiflesi tabii insanlar› yerinde duramaz, oturamaz, yatamaz, rahat edemez bir duruma getirmiflti. Bunun bir de PKK aç›s›ndan ne tür etkiler yapt›¤›n› düflünelim. Bir isyan bafllatm›fl, mücadeleye giriflmifl, halk› ayakland›rm›fl, düflmana darbeler vurmufl bir gücün üzerindeki bu bask›lar› bir düflünelim. Yurtd›fl›na ç›k›fl adeta kaybetmiflti. Ne olundu? Yok mu olundu? Dünyan›n çeflitli yerlerinde bir yem mi olundu? Yoksa insanlar kendilerine göre bir yaflam ortam› bulup, yaflam düzeni kurup kendilerini yaflamaya m› yöneldiler? Bundan kimsenin haberi yoktu. Ger-
çekten de mücadelenin geliflti¤i saha olarak Kuzey Kürdistan’dan bu bak›mdan kopulmufltu. Kürdistan’›n di¤er parçalar›n›n çok fazla haberi bile yoktu. Zaten Güneybat› Kürdistan yeni yeni ö¤reniyor, tan›fl›yordu. Bir de Avrupa’da baz› iliflkiler gelifliyordu. Bu dönemin kitle çal›flmas›, Güneybat› Kürdistan ile Avrupa’da oldu. PKK halktan kopmad›. Baz› yerlerdeki halktan koptu, baflka yerlerde iliflkilendi. Kendine kitle taban› buldu. Onlar› örgütledi, onlara dayand›, mücadelesini onlar›n gücüyle gelifltirdi. O bak›mdan flunu söylemek istiyorum: 15 A¤ustos öyle imkanlar›n, f›rsatlar›n normal koflullar›n bir ç›k›fl› de¤ildir. Bütün bunlar› dikkate al›rsak, flimdiyle o dönem k›yaslanamaz. O zaman flunu söylememiz laz›m: O kadar zorluk ve bask› ortam›nda bu kadar büyük ç›k›fllar, etkili mücadeleler yürütülebildiyse flimdi böyle bir güçle, bu kadar imkanla neler yap›lmaz ki? ‹flte bu yüzden “biz yapamay›z, edemeyiz” biçimindeki karamsarl›klar gerçe¤e terstir. Biz zorland›k, bilmem imkan›m›z olmad›, örgütümüz darald›, flunu bulamad›k o nedenle ifl yapamad›k, baflaramad›k demek, kesinlikle do¤ru de¤ildir, kabul görmez yani. Nas›l baflaramad›n? O zaman kendine bak. ‹flte günümüzün en geçerli gerekçesi ben zorlan›yorum, onun için ifl yapamam, görev kabul etmiyorum, bilmem sorumluluk üstlenmiyorum deyip istifa etmek, bu durum karfl›s›nda ne anlam tafl›yor?
Yap›lamaz ben yapamam demek düflflm man›n etkilerini içinde taflfl››makt›r 24. 15 A¤ustos y›l›na girerken, gerçekten durumu de¤erlendirelim ve vicdanl› olal›m. Zorluk flimdi mi var, o zaman m› vard›? Zay›fl›k flimdi mi var, o zaman m› vard›? Gücümüz flimdi mi az, o zaman m› azd›? E¤er flimdi deniliyorsa, bir fley diyemem. Ama yok öyle de¤il de o zamand›, flimdi de¤ildir deniliyorsa, o zaman zor-
SERXWEBÛN Eylül 2007
40 luk ve zay›fl›k ortam›nda, güçsüzlük ortam›nda bunlar yap›labildi¤ine göre flimdi yap›lamaz demek, ben yapamam demek do¤ru de¤ildir. Bu ruh hali, bu psikoloji do¤ru de¤ildir. Bu, düflman›n etkisini içinde tafl›mak demektir. Düflman etkisini, küresel emperyalizmin etkisini, Türk sömürgecili¤inin etkisini, faflist sistemin etkisini içinde, yüre¤inde, ruhunda, duygusunda tafl›mak demektir. Atal›m düflman› içimizden! Niye tafl›yoruz? Niye yüre¤imizi, beynimizi düflman fethediyor? Beyni, yüre¤i düflman taraf›ndan fethedilen insan ona karfl› iyi savaflç› olabilir mi? Bofluna m› söyledi, Önderli¤in sözlerinden ne ders ç›karaca¤›z? Önderlik bu durumu gördü¤ü için bize ne dedi? “Sevgili gerilla beynini ve yüre¤ini sa¤lam tut.” Ne demek istedi? Düflman›n etkilerinden uzaklaflt›r, Apocu yap, militan yap beynini ve yüre¤ini ancak o zaman yaflayabilirsin, do¤ru savaflabilirsin, baflar› kazanabilirsin. Öyle olmazsan tabii ki kaybedersin, sap›r sap›r dökülürsün. Düflman›n oyunlar›na gelirsin, her türlü darbeye aç›k olursun. O bak›mdan vicdanl› olaca¤›z.
kadar zay›fl›ktan, gerilikten kurtulmak m› istiyoruz? Ne ile kurtulaca¤›z, at›l›mla kurtuluyoruz. Geliflmeyi, yeni at›l›m yarat›yor. At›l›mc› olamazsan, at›l›mc› bir ruha, cesarete sahip olamazsan geriye çeken, seni ba¤layan, kölelefltiren, zay›flatan fleylerden kurtaramazs›n kendini. S›radan yaklafl›mlar ve tutumlarla Kürdistan’da mücadele yürümez, geliflme olmaz, özgürlük ve demokrasi hareketi olmaz. O bak›mdan geri çeken özellikler çoktur. Yani eskinin özelliklerinden kurtulamamak var. Gücümüz, imkan›m›z var, ama dönem gere¤i çok planl›, imha ve tasfiye amaçl› siyasi, askeri sald›r› var üzerimizde. Türk genelkurmay› bunu örgütlüyor ve yürütüyor. Yeniden yeniden planl›yor, gücünü düzenliyor, uluslararas› iliflkilerini kuruyor, yine sald›r›yor. ‹mha ve tasfiye amac›ndan vazgeçmifl de¤ildir. Böyle bir sald›r› alt›nday›z. Sadece bu mu? Hay›r, bir de ideolojik, örgütsel sald›r› alt›nday›z. Kim yap›yor bunu? ABD yap›yor, öteki yap›yor, öteki yap›yor. Nas›l ki 1981-82-83’te Almanya, ‹sveç provokatif tasfiyeci güçleri toplad›, örgütledi Kürdistan’a geri dönüflü ve gerillaya yürüyüflü engellemek için sald›r›ya geçirdiyse, Irak’› iflgal etti¤i dört seneden beri de ABD, ayn› yöntemlerle provokatif tasfiyeci güçleri örgütleyerek hareketi içten tasfiye etmek için ideolojik, örgütsel sald›r› yürütüyor. Sadece dört y›ldan beri mi? Hay›r. Öncesinde de var, ama Irak iflgalinden bu yana bu sald›r›lar en ileri düzeyde sürüyor. Demek ki hem emperyalist sald›r›, ideolojik, örgütsel sald›r› geçmifltekinden az de¤ildir hem de siyasi, askeri sald›r›, günümüzde Yaflar Büyükan›t’›n yürüttü¤ü sald›r› Kenan Evren’in yürüttü¤ü sald›r›dan az de¤ildir.
Sa¤lam durufl kazan›lmazsa zorluk oluflfltturulur
ew e. c
ne t
w.
ww
om
Bütün bu sald›r›lar›, siyasi, ideolojik, örgütsel, askeri alanda geliflen sald›r›lar› k›rabilmek için 15 A¤ustosçu olmak gerekiyor. Yani 15 A¤ustos ruhuna, at›l›mc› ruhuna, iradesine, iddias›na, kararl›l›¤›na, cesaretine, fedakarl›¤›na sahip olmak gerekiyor. Mücadeleye 15 A¤ustos at›l›m›n› gelifltiren kahramanlar ve militanlar gibi yaklaflmak gerekiyor. Agitler gibi, Erdallar gibi, Sevgatlar gibi kat›lmak laz›m. Yine Rahimeler, Han›mlar gibi kat›lmak gerekiyor. Öyle p›s›r›k, m›z m›z, biraz kendimi idare edeyim, biraz örgütün içinde olay›m, biraz kendimi konuflturay›m, biraz da kendimi yaflatay›m, böyle olmaz. Bu ortayolculuktur, fukaral›kt›r, özgürlük militanl›¤› de¤ildir. Özgürlük hareketine gelip kendini onun imkanlar›yla yaflatmak demektir. Bu hareket hiç kimseyi gel seni içimde oturtay›m diye ça¤›rmad›, ça¤›rmaz da. Hiçbir imkan›n› böyle vermez. Önderlik bu konuda çok nettir, herkesi savafla ça¤›rd›. Siz zaten savafla ça¤›r›lm›fls›n›z, bizi de savafla çaGeliflflm meyi yeni at›l›mlar yarat›r ¤›rd›. Bana aç›kça söyledi, savaflmaya var m›s›n, yok musun? Geleceksen savafla gel, yoksa gelme bu memlekete Vicdan devriminden söz ettik geçtidedi. Ben aç›k söylüyorum, siz niye ¤imiz dönemde. E¤er gerçekten vicdan nas›l ça¤r›ld›¤›n›z› gizliyorsunuz flafl›devrimi bir realiteyse, biz de buna inar›yorum. Hiç kimse gizlememeli bence, n›yorsak, bunu yapt›ysak, o zaman herkes neden etkilendi¤ini, nereye Sezar’›n hakk›n› Sezar’a verece¤iz. ça¤r›ld›¤›n› ve nereye geldi¤ini, hangi Zorluklar dönemi neydi, flimdi nedir? ça¤r› üzerine nereye geldi¤ini iyi anlaO kadar imkans›zl›klar, zorluklar ortamal›. ‹yi itiraf etmeli ve ona göre sa¤m›nda yap›lm›fl fleyleri flimdi yapamalam durufl kazanmal›. Sa¤lam durufl y›z demek yanl›flt›r. Kald› ki onu yapkazan›lmazsa zorluk oluflturulur aç›k maya kalkmak da yetersizdir art›k. 15 belirtelim. Kendisi de zorlan›r kiflinin, A¤ustos’u kat kat aflan hamleler yapgeçmifl pratik tarihimize bak›n, hepimak, mücadelelere girmek gerekiyor. miz çok zorland›k öyle olmad›¤› için. O kadar zay›f imkanlar içinde bu yap›Örgütü de zorlar›z, örgüt de bu zorlanlabildiyse, flimdi bu kadar çok imkanmaya karfl› mücadele eder. la, bu kadar örgüte, güce, “Apocu çizgi, kölelikle uzlaflflm mayan bir çizgidir. Hiçbir zaman zay›fl›klarla, getecrübeye sahip oldu¤umuz riliklerle uzlaflmaz. Apocu çizortamda 15 A¤ustos’u kat Önderlik her zaman “benden köleli¤e özgürlük gi, kölelikle uzlaflmayan bir kat aflan yeni büyük hamleistemeyin” dedi. Kölelik her türlü zay›fl›k, ba¤›ml›l›k çizgidir. Önderlik her zaman ler yapma gere¤i var. demektir, onun bunun bask›s› alt›nda yaflflaamay› kabul söyledi, “benden köleli¤e özBir bu. ‹kincisiyse bu gegürlük istemeyin” dedi. “Her ri çekme e¤ilimlerinden kuretmek demektir. Demek ki Apocu çizgi, Önderlik fleyi isteyebilirsiniz, ama bu oltulma gere¤i bir ruh gerektigerçe¤i bunlar› kabul etmiyor. O zaman çizgi neyi maz” dedi. Kölelik her türlü zariyor. O 15 A¤ustos demek kabul etmiyorsa onlarla savafl yürütece¤iz” y›fl›k demektir, ba¤›ml›l›k deki bir at›l›m ruhuydu. Bu
Eylül 2007 SERXWEBÛN ve yurtd›fl›ndaki halk›n temel duruflu ve yaflam gücü haline getirmek ancak böyle bir at›l›mla ve mücadeleyle olur.
Olmaz zorland›m yapamam teorisine karflfl›› ç›kaca¤›z
yüten de, özgürlük temelinde yaflatan da gerillac›l›kt›r. Kiflinin kendini özgür k›l›p yaflatt›¤› ortamd›r gerillac›l›k, hem de halk›n özgür olma, irade kazanma, örgütlenme ve yaflam gücünü sürdürme durumunu yaratma iflidir. Dolay›s›yla bütün bunlardan ç›kard›¤›m›z dersler ve ald›¤›m›z güçle 24. 15 A¤ustos y›l›n› aktif savunma kararl›l›¤›m›z temelinde güçlü bir hamle y›l› haline getirme hedefimiz var. Hareketimizin kararl›l›¤› bu çerçevededir. KONGRA GEL V. Genel Kurulu kapsaml› tart›flmalarla böyle bir hamleyi kararlaflt›rm›flt›r. HPG Komuta Konseyi, A¤ustos bafl›nda yapt›¤› toplant›yla böyle bir hamlesel ç›k›fl› gerekli gördü. Demek ki 24. y›l da t›pk› 23 y›l önce içine girilen at›l›m süreci gibi yeni bir at›l›mc›l›k istiyor bizden. Ancak böyle bir at›l›mc›l›kla aktif savunma sürecinin görevlerini baflar›yla yerine getirebiliriz. Madem süreç bizden bunu istiyor, o zaman tüm hareket olarak kararl›l›¤›m›z bu konuda nettir, tamd›r. Sürece iliflkin Önderlik çözümleme ve de¤erlendirmeleri çok kapsaml›d›r. Onun ayd›nlat›c›l›¤› ve onlardan ald›¤›m›z güçle yeni süreci kararlaflt›rma ve pratiklefltirme irademiz Önderli¤imizin verdi¤i güç temelinde tamd›r. Bu bak›mdan diyoruz, 24. A¤ustos y›l›n› çok daha güçlü karfl›l›yoruz. Daha büyük bir mücadele y›l› yapaca¤›z. Daha fazla özgürlük çizgisinin kazand›¤›, kal›c› kazan›mlar sa¤lad›¤› bir y›l haline getirece¤iz. Bunlar temelinde yeniden 15 A¤ustos At›l›m›’n›n bu 24. y›l›n›n tüm yoldafllar›m›za kutlu olmas›n›, Önderli¤imize, halk›m›za kutlu olmas›n› diliyorum. Bu 24. y›lda gerçek bir 15 A¤ustos militanl›¤›yla donanarak ve at›l›m ruhu edinerek gelifltirilecek mücadelede bütün arkadafllara baflar›lar diliyorum. 24. y›lda flehitlerimizi bir kere daha an›yorum.
ne te we .c om
mektir, fukaral›k demektir, onun bunun bask›s› alt›nda yaflamay› kabul etmek demektir. Demek ki Apocu çizgi, Önderlik gerçe¤i bunlar› kabul etmiyor. O zaman çizgi neyi kabul etmiyorsa, onlarla savafl yürütece¤iz. Çizgi neyi kabul ediyor, hangi özellikleri benimsiyorsa, onlar› esas alaca¤›z. Bu çok önemlidir.
41
Güçlü bir çizgi militanl›¤› haline gelmek önem taflfl››yor
ww
w.
Baflar› aç›s›ndan yeniden güçlü bir çizgi militanl›¤› haline gelmek ve bütünlüklü mücadele yürütmek önem tafl›yor. ‹deolojik, siyasi, örgütsel, askeri bütün alanlarda komple bir at›l›ma, hamleye ihtiyac›m›z var. 15 A¤ustos böyle bir at›l›md›. 15 A¤ustos, her türlü gericili¤e, sald›r›ya karfl› büyük bir özgürlük ideolojisi at›l›m›yd›. Dedik ya, zindan direniflini da¤a tafl›d›, 15 A¤ustos, büyük bir siyasi at›l›md›. Kürt özgürlük ve demokrasi hareketini yaratt› ve ulusal dirilifl devrimini baflard›. 15 A¤ustos, büyük bir örgütsel at›l›md›. Gerillay› ortaya ç›kard›, PKK’yi yeniden örgütledi, ulusal dirilifl devrimiyle halk serhildan›n› gelifltirdi. Halk›n serhildan içinde yeniden örgütlülü¤ünü yaratt›. Tabii ayn› zamanda büyük bir askeri at›l›md›, düflmana darbeler vurdu, hem de ezici darbeler. Gerilla direniflini ortaya ç›kard› ve günümüze kadar 23 y›l kesintisiz süren, direnen bir gerilla duruflunu bir gerilla mücadelesini yaratt›. fiimdi de böyle bütünlüklü, komple, bütün alanlar› içine alan yeni bir 15 A¤ustos At›l›m ruhuyla gelifltirilecek hamleye ihtiyac›m›z vard›r. Hareketimize dönük d›fltan ve içten gelifltirilen ideolojik, örgütsel, siyasi, askeri sald›r›lar› k›rmak ancak böyle bir at›l›mla mümkün olur. Bir de yeni demokratik konfederalizm at›l›m›n›, hamlesini baflar›ya götürmek, halk› demokratik toplum konfederalizmi içerisinde örgütleyerek kendi özgücüne dayal›, özgür ve demokratik yaflam›n› sürdürdü¤ü bir sistemi pratikte var etmek, hayata geçirmek, Kürdistan’›n dört parças›nda
24. 15 A¤ustos y›l› aç›s›ndan ç›kartaca¤›m›z en temel dersler budur. Bir, at›l›mc› olaca¤›z. ‹ki, olmaz teorisine, zorland›m ve yapamam teorisine karfl› ç›kaca¤›z. Bu, gericili¤in üzerimizdeki etkisidir, geçmifl dönemin, al›flkanl›klar›n üzerimizdeki etkisidir. K›raca¤›z onlar›, öyle kendili¤inden olmuyor. Durduk yere ortaya ç›km›yor. Nedenleri var, nedenlerinin üzerine gidilir, mücadele edilirse, o özellikler k›r›l›r, afl›l›r. Herkes çok güçlü, çok baflaran bir militan haline gelir. Hedefimiz bu. Bunlar› sa¤lad›¤›m›z ölçüde de gerçekten bu 24. 15 A¤ustos y›l›n› büyük bir hamle y›l› haline getirece¤imiz kesindir.
Mücadele kesintisiz sürüyor. Her tarafta savafl var. Kan döküyoruz, yine en de¤erli gerillalar›, savaflç›lar› flehit verdik. Bu 24. 15 A¤ustos y›l›na girerken, 17 y›ld›r gerilla saflar›nda her düzeyde savafl yürütmüfl, savafl›n her alan›ndan geçmifl Medeni arkadafl›m›z› da flehit verdik. Bir tarihti gerçekten. 17 y›l silah› hiç b›rakmadan, defalarca yaralanma pahas›na yüzlerce savafl, eylem çat›flma içerisinden geçerek özgürlük mücadelesini yürütmek, yaflam› sürdürmek çok de¤erli bir fley. Öyle kolay ele geçmeyecek bir durum. Bu da nedir? Gerillan›n gücünün kan›t›d›r. Gerillac›l›¤›n özgür birey yaratma ve özgür yaflam› gerçeklefltirme gücünün kan›t›d›r. Demek ki insanlar› bü-
– Yaflflaas›n Özgürlük ve Demokrasi Mücadelemiz! – Yaflflaas›n 15 A¤ustos At›l›m›m›z! – Bijî Reber Apo! 18 A¤ustos 2007
SERXWEBÛN Eylül 2007
42
PKK’de gazilik kahramanl›k gerçe¤idir
Ortado¤uda çeliflki ve çat›flmalar devam edecektir
ABD-Türkiye iliflkileri, Kürt sorunu ve bölgesel politikalar nedeniyle iliflkili ve çeliflkili bir biçimde devam etmektedir. ABD, Irak ve ‹ran politikalar› aç›s›ndan Türkiye’yi kendi politikas› do¤rultusunda de¤erlendirmek istemektedir. Bu nedenle Türkiye’yi Güneyli güçlerle uzlaflt›rmay› hedeflemektedir. Böylesi bir çaban›n da ancak PKK üzerinden yap›lacak bir pazarl›kla sonuç alabilece¤ini düflünmektedir. Baz› ABD’li yetkililer, “Irakl› Kürtler PKK’ye tav›r al›rsa, Türkiye ile varolan sorunlar çözülür’’ derken, Türkiye’de baz› çevreler de “‹ran Kürtleriyle iyi iliflki kurulursa, PKK sorunu çözülür” diyerek, benzer politikay› ya da plan› dillendirmektedirler. Zaten Türkiye’nin ABD ve Güneyli güçlere olan yaklafl›m›, bir taraftan bask›, bir taraftan da iliflki gelifltirme aray›fl›n›n esas amac› da onlar› PKK’nin üzerine sürmektir. Kürt sorununda çözümsüzlü¤ün sürmesinde ABD’nin rolü büyüktür. Bu konuda Kürdistan’daki di¤er egemen güçlerle üzerinde uzlaflt›klar› ortak nokta, Önderli¤imizin ve hareketimizin yok say›lmas›d›r. Önderli¤i ve örgütü olmayan Kürtler de bu güçlerin kabul ölçüleri kapsam›na girmektedir. Mevcut durumda Türkiye devleti Kürt sorununu çözme gücü ve iradesinden yoksundur. Kürt sorununda kilitlendi¤i tek nokta ise imha tutumudur. Seçim öncesi yürütülen kapsaml› operasyonlar seçim sonras› daha fazla t›rmand›r›lm›fl
w.
ww
durumdad›r. Türkiye ve Kürdistan’a cenazelerin gitmedi¤i gün yok gibidir. Bu kapsama Güney operasyonu ve Özgürlük hareketinin öncü kadrolar›na dönük imha amaçl› komplolar da dahil edilmek istenmektedir. Tüm bu geliflmeler önümüzdeki süreçte fliddetin t›rmanaca¤›na iflaret etmektedir. 22 Temmuz seçiminin bizim aç›m›zdan en çok irdelenmesi gereken boyutu, DTP ile ilgili olan›d›r. Mecliste grup kuran DTP, bir ilki gerçeklefltirmifl bulunmaktad›r. Kürt halk› ilk olarak kendi öz iradesi ile seçti¤i vekilleri bir grup kuracak düzeye getirmifltir. Bu durum Türkiye meclisinde gerçekleflen bir ilktir. Al›nan oy oran›yla hakk› olan, ama tekniki düzenleme ve Çukurova’da oldu¤u gibi çeflitli engellemelerden kaynakl› olarak DTP yaklafl›k eksi befl vekille mecliste yerini ald›. Bu baflar›n›n yan› s›ra, Kürt özgürlük mücadelesi ve onun legal taban› olarak 22 Temmuz seçimlerinde yaflanan oy kayb›n›n analizinin derinlikli yap›lmas› da önemlidir. ‹ptal oylar, birleflik seçim pusulas›n›n etkisi vb gerekçeler gerçek olsa da, oy kayb›n›n salt bununla s›n›rl› bir durum olmad›¤› ortadad›r. Bu sürede Avrupa’da da çal›flmalar›m›z› daraltma ve bask› alt›nda tutma amaçl› sald›r›lar parça parça devam etmifltir. AB, Kürt sorununun çözümsüzlük politikas›nda Türk devletiyle ortaklafl›rken, Türk ordusunun sald›r›, imha tutumlar›na göz yumma ve destekleme pozisyonunu geçen dönemde de devam ettirmifltir. Avrupa’n›n bu pragmatist politikas›, Önderli¤imize karfl› gelifltirilen tecrit, sald›r› ve imha amaçl› zehirleme politikas› karfl›s›nda ortaya koydu¤u tutumunda da çok net bir flekilde anlafl›lm›flt›r. Halen bu konuda, Avrupa hukuku ve demokrasi cephesi aç›s›ndan söylenmesi gerekenler söylenmifl de¤ildir. ‹lgili kurum olan
ew e. c
Irak baflbakan›n› bu nedenle davet etmifl ve görüflmeler yapm›flt›r. Tüm bunlardan da anlafl›lmaktad›r ki özellikle Irak, ‹srail-Filistin ve Kürt sorunu etraf›nda Ortado¤u’da çat›flma ve çeliflkiler devam edecektir.
ne t
Bilindi¤i gibi ABD, sadece Irak’› de¤il, ‹ran ve Suriye’yi de bölgesel ç›karlar›na göre siyasal olarak yeniden yap›land›rma amac›n› tafl›yor. Henüz bu amac›ndan tümden vazgeçmese de, Irak’ta karfl›laflt›¤› çat›flmal› ortam ve yaflad›¤› sorunlar nedeniyle gerek ‹ran gerekse de Suriye’ye karfl› daha farkl› bir politika yürüterek sonuç almak istiyor. ‹ran ve Suriye yönetimleri ise Türkiye ile gelifltirdikleri anti Kürt ittifak›n› sürdürerek, bask›c› politikalar›nda ›srar ediyorlar. ‹ran, yürüttü¤ü askeri operasyonlara, bask› ve tutuklamalara flimdi de yurtseverlerin idamlar›n› eklemifl durumda. Suriye ise bask›lar›n yan› s›ra daha önce bafllatt›¤› Araplar› yerlefltirerek Kürdistan’› Araplaflt›rmay› esas alan politikas›na h›z kazand›rd›. ‹ran, Suriye ve mevcut kaos durumu ile Irak’›n do¤ru çözümü gelifltirme güçleri, iradeleri, perspektifleri ve çabalar› görülmemektedir. Anlay›fl ve sistem olarak da bunu gerçeklefltirmeleri mümkün de¤ildir. Irak’ta bir parçalanm›fll›k ve oturmayan bir sistem mevcuttur. Kürdistan bölgesi özerk mi olur, federasyon mu olur, konfederasyon mu olur, belli de¤ildir. Bu noktada önümüzdeki süreçte yap›lmas› gereken Kerkük referandumu önemlidir. Referandumun ertelenmesi, Türkiye ve bölgedeki anti Kürt güçlerin iste¤idir. Bir an önce gerçekleflmesi de flüphesiz Kürtlerin istemidir. Söz konusu bu referandum, Kürtlerin gelece¤ini belirlemede önemlidir. Türkiye’nin buna karfl› çeliflki ve çat›flma içinde mi yoksa uzlaflma içinde mi olaca¤› ise henüz belli de¤ildir. Öyle görünüyor ki, referandumun bu sene gerçekleflmesi zordur ve takvim istenilen flekilde ifllememektedir. Ayr›ca Türkiye’nin operasyon tehditleri devam etmektedir. Irak’› da kendi çizgisine çekmeye çal›flan Türkiye,
om
“‹‹nsan›n, yaflam› boyunca hayata ve insanl›¤a katt›¤› de¤er ne kadarsa, hayat ve insanl›ktan da o kadar de¤er görür ve o kadar yüceltilir. Kuflkusuz ki bu de¤erlerin bafl›nda da flehitlik ve gazilik gelir. ‹nsanl›k tarihi boyunca ortaya ç›kan her türlü ideolojide, bir insan›n ulaflabilece¤i en yüksek sayg›nl›k ve kutsall›k derecesi flehitlik, yaflarken de buna denk olarak gazilik olmufltur. Çünkü hayat›n› bir dava u¤runa vermekten veya ortaya koymaktan ötesi yoktur”
Eylül 2007 SERXWEBÛN mek, gazi olmak da kaç›n›lmaz gerçekler olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bu belirlemeler mücadele eden tüm halklar aç›s›ndan geçerli olmakla birlikte, Kürdistan ve Kürtler aç›s›ndan flehitlik ve gazilik tan›mlamas› bir kat daha önem kazanmaktad›r. Her halk›n flehitleri ve gazileri vard›r. Her halk, mücadele edip bedel ödeyerek özgürlü¤üne kavuflmufltur veya özgürlü¤ünü elinde tutabilmek için bedel ödemifltir. Ama Kürtlerin tarihi yüzy›llar, hatta bin y›llar boyunca bir direnifl tarihi olmufltur. En son hareketimizin bafllatt›¤› özgürlük mücadelesi ile efli benzeri görülmemifl kahramanl›klarla binlerce flehadet yaflanm›fl ve say›s› yüzleri aflan gazilerimiz ortaya ç›km›flt›r. Bu, mücadeleyi derinden yaflama, mücadeleyi adeta etinde, kemi¤inde hissetmedir. Birçok Kürt, mücadeleyi etinde kemi¤inde hissetmifltir. Ama gazilerimiz sadece hisseden de¤il, bedenleriyle bedel ödeyenler olarak, mücadeleyi bizzat etinde kemi¤inde yaflayanlard›r.
Tabii ki gazili¤in teorik ve manevi aç›dan böyle bir tan›m›n› yaparken ve gazili¤i bir moral, ahlaki de¤er kurumu olarak ortaya koyarken, ayn› zamanda gerçek hayatta ve mücadele içerisinde örgütsel yönleriyle ele al›p de¤erlendirmek de önemli olmaktad›r. Baflta flunu belirtmek gerekir ki, gazilerimizin birçok fiziki, sa¤l›k sorunlar›, yine tedavi ve bak›m ihtiyac› olabilir. Yine zaman zaman dar ve yetersiz yaklafl›mlara maruz kalm›fl olabilirler. Kendilerini ifllevsiz ve ihmal edilmifl gibi hissetmifl de olabilirler. Zaman zaman duygular› temsil ettikleri politik kimli¤in önüne de geçmifl olabilir. Ama y›llard›r içinde bulunulan ve saflar›nda yaralan›lan hareketimizin, gazilere gerçek yaklafl›m›n›n nas›l oldu¤unu bilmekteyiz. Bir dostuna bile büyük de¤er veren PKK hareketinin, kendi gazisini ihmal etmesi düflünülemez. PKK bir emek ve vefa hareketidir. Dolay›s›yla gazilere yaklafl›mda ortaya ç›kan yetmezlikler veya yanl›fl uygulamalar varsa, bunlar› do¤ru anlamland›rmal› ve bunlara karfl› mücadele edebilmeliyiz. Bilindi¤i gibi sorun sadece gazilere yaklafl›mdaki yetersizlik ya da gazileri önemsememe de¤ildir. Son dört befl y›ld›r örgüt kendi içinde ciddi bir zorlanmay› ve mücadeleyi yaflad›. Büyük bir tasfiye hareketine maruz kald›. Bu süreçten sadece gazilerimiz de¤il, tüm arkadafllar›m›z flu veya bu flekilde olumsuz etkilendi. Yine Avrupa sahas›nda yaflanan eksiklikler de gazi arkadafllara yaklafl›mda direkt yans›mas›n› buldu. K›sacas› gazilerin özgünlükleri olmakla birlikte, sorunlar› genel örgütün sorunlar›n›n bir parças›d›r, yans›mas›d›r. Dolay›s›yla sorunlar›n çözülmesinin tek çaresi, örgüt sorunlar›n›n çözülmesi, örgüt çizgisinin tüm çal›flmalara hakim k›l›nmas› ve kendi gerçek özünü tam olarak a盤a ç›karmas›ndad›r. Asl›nda bu öze en yak›n olanlar gaziler olmal›d›r. Avrupa sahas›nda çok say›da gazi arkadafl›m›z bulunmakta. Baz›lar› kendi günlük ihtiyaçlar›n› dahi gideremeyecek durumdad›r. Bu arkadafllara her türlü maddi ve manevi deste¤i sunmak, bir anne baba kadar duyarl›, ilgili olmak, yoldaflça sevgi göstermek
ne te we .c om
CPT taraf›ndan konuya iliflkin henüz herhangi bir aç›klama yap›lmam›fl ve kamuoyu bilgilendirilmemifltir. Bütün bu durum ve geliflmeler, önümüzdeki dönemin görev ve sorumluluklar›n›n ne oldu¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r. Bu da her alanda daha fazla çal›flma, Önderli¤e ve örgüte daha fazla sahip ç›kma ve düflman karfl›s›nda net durufl anlam›na gelmektedir.
43
Gazilik mücadeleyi bizzat etinde kemi¤inde yaflamakt›r
Bir parçam›z› kaybetsek bile vicdan›m›z› ve beynimizi kaybetmedik
Uzun soluklu oldu¤u kadar, neredeyse birkaç kufla¤› kapsayan niteli¤inden ve büyüyerek devam etme özelli¤inden dolay› mücadelemiz, bir bütün olarak hepimiz için, ama özellikle de mücadelenin emek sahipleri olan gazilerimiz için kesintisiz olarak devam etmektedir. Henüz halk›m›za verdi¤imiz sözü yerine getiremedik. fiehit yoldafllar›m›z›n özgürlük hayallerini gerçeklefltiremedik. Halen günlük olarak yoldafllar›m›z› yitirmekteyiz. Halen flehadete ulaflan yoldafllar›m›z›n cenazeleri parçalanmakta. Halen halk ve hareket olarak imha tehdidi alt›nday›z. O zaman bize düflen, her ne pahas›na olursa olsun mücadele etmektir. Aya¤›m›z›, kolumuzu, gözümüzü kaybetmifl olabiliriz, ama yüre¤imizi, beynimizi, vicdan›m›z› ve onurumuzu kaybetmedik. Hatta fiziki olarak kaybetti¤imiz fleyler kadar mücadelemizde de¤er ve onur da kazand›k. Asl›nda PKK’deki gazilik gerçe¤ini bir kahramanl›k hareketi olarak tan›mlamak mümkündür.
ww
w.
‹nsan›n, yaflam› boyunca hayata ve insanl›¤a katt›¤› de¤er ne kadarsa, hayat ve insanl›ktan da o kadar de¤er görür ve o kadar yüceltilir. Kuflkusuz ki bu de¤erlerin bafl›nda flehitlik ve gazilik gelir. ‹nsanl›k tarihi boyunca ortaya ç›kan her türlü ideolojide bir insan›n ulaflabilece¤i en yüksek sayg›nl›k ve kutsall›k derecesi flehitlik, yaflarken de buna denk olarak gazilik olmufltur. Çünkü hayat›n› bir dava u¤runa vermekten veya ortaya koymaktan ötesi yoktur. Kimse ‘flehit veya gazi olay›m’ diye mücadeleye ve savafla girmez. Amaç, inand›¤› de¤erler u¤runa direnmek ve mücadele etmektir. Bu u¤urda gereken neyse o yap›l›r. Sonuçta ölüm olursa flehit olunur. Yaralan›l›r veya sakatlan›l›rsa, gazilik unvan›yla onurland›r›l›r. Bu manevi unvanlar›n büyüklü¤ü, cana bedel olmalar›ndan ileri gelir. ‹flin ucunda ölüm vard›r ve hiç kimsenin de verecek ikinci bir can› yoktur. fiehitlik ve gazilik, halk ve örgüt nezdinde de mücadelemizi temsil eden temel de¤erlerdir. Her gazimiz, halk›m›z›n mücadelesini zaferle taçland›rmay› amaç edinmifltir. Gazi, ölmeyi göze ald›¤›, halk u¤runa, inand›¤› de¤erler u¤runa her türlü fedakarl›¤› gösterdi¤i için konumu da yücedir. Gözünü bile k›rpmadan ölüme gitmek, herkesin yapabilece¤i bir fley de¤ildir. Bunun için sars›lmaz bir inanç, ba¤l›l›k, cesaret, fedakarl›k gerekir. Ancak böyle insanlar mücadeleyi göze alabilirler ve neticede bunun bir bedeli de vard›r. ‹nan›lan de¤erler u¤runa mücadele ederken direnmek ve savaflmak nas›l ki varoluflun bir parças›ysa, flehit düfl-
SERXWEBÛN Eylül 2007
Eme¤ini sahiplenmeyen kifli en baflta kendisine ihanet eder
‹çinde yaflad›¤›n›z kapitalist toplum kendini çok iyi örgütlemifltir. Kendinden olmayan› ve kendi sistemine uygun olmayan her fleyi ö¤ütmeyi, tüketmeyi ve kendine benzeterek yeniden üretmeyi esas almaktad›r. Yani baz›lar›na son derece cezbedici görünen Avrupa sistemi asl›nda tuzaklarla doludur. Kendisinden taviz vermeyi, kendisinden uzaklaflmay› dayatmaktad›r. Sistemin ö¤ütücü, kendi özüne yabanc›laflt›r›c›, çürütücü gerçekli¤inden kendisini koruyabilmek de bafll› bafl›na bir mücadeleyi gerektirmektedir. Tüm arkadafllar›m›z gibi gazilerin de sistemin afl›r› bireysellefltirici, bencillefltirici etkilerine karfl› kendini koruyabilmesi hayati bir görev olmaktad›r. Bunun yolu da halk ve mücadele de¤erlerimize do¤ru ba¤l›l›ktan geçmektedir. Gazilerin yaflad›¤› sorunlara çözüm gücü olabilmek ve her gazi arkadafl›n üretim içinde yer almas›n› sa¤lamak için sorunlar›n kaynaklar›n›, çözüm yollar›n› ve gerekli örgütsel yap›lanmay› tart›flmak ve kararlara ulaflmak önemlidir. Kuflkusuz tart›flmalarda ortaya ç›kan sonuçlar› idealize etmek ve salt tart›flma platformlar›yla tüm sorunlar›n çözülebilece¤ini, ondan sonra hiçbir sorunun yaflanmayaca¤›n› düflünmek, böyle bir beklenti içinde olmak do¤ru olmaz. Ayn› zamanda tart›flma platformunu sorunlar›n tekrarland›¤› ve çözümün geliflmeyece¤i bir platform olarak görmek, böyle yaklaflmak da bir o kadar yanl›flt›r. Yüksek bir kararl›l›k düzeyine ulaflmak, do¤ru örgütsel yap›lanmay› ve mekanizmay› oluflturmak ve gazi arkadafllar›n kendi yönetim düzenlemelerini oluflturmas› gerekir. Bu anlamda gaziler konferans›nda kararlaflt›r›lan tüm hususlar› uygulayacak ve tart›flma platformlar›nda ulafl›lan sonuçlar› iddia, istek ve azimle yerine getirecek bir görevlendirmeye gitmek önemlidir. Di¤er önemli bir konu da üretime kat›l›m noktas›d›r. Nicelik olarak gazi arkadafllar›m›z›n a¤›rl›¤›n›n bulundu¤u bir alan olan Avrupa sahas›n-
ww
w.
ne t
Her gazimiz kendi durumuna, konumuna göre kendine bir rol biçebilmeli ve bir fonksiyon sahibi olabilmelidir. Bir insan için, hele bir mücadele insan› için en kötü fley ifllevsiz olmakt›r, üretmemektir. Gözleri görmüyorsa düflüncesiyle, elleriyle ve ayaklar›yla; elleri, ayaklar› çal›flm›yorsa düflüncesi ve diliyle yaflamal›, üretmelidir. De¤er üreten ve de¤er ürettikçe kendini de, mücadeleyi de üreten ve büyüten bir konumda olmal›d›r. PKK gazisine yak›flan budur. Hiçbir gazi arkadafl›m›zdan yapabilece¤inden fazlas›n› isteme gibi bir beklentimiz yoktur. E¤er bir fleyler bekliyorsak, bu gazilerimize olan sayg›m›zdan ve onlara yüklenen misyondan dolay›d›r. Önderli¤imizin hayati tehlike alt›nda olmas›na ve sekiz y›l› aflk›n bir süredir içinde bulundu¤u emsali görülmemifl koflullara ra¤men ç›rp›n›rcas›na verdi¤i mücadele karfl›s›nda hepimizin vicdani, ahlaki ve siyasi sorumluluklar› bulunmaktad›r. En baflta da tüm gazi arkadafllar›m›z›n kendi içinde bir sorgulamay› yaflamas› hayati önemdedir. Her arkadafl mücadeleye kat›l›m ve katk›s›n› hangi düzeyde devam ettirecek? Bir militan m›, bir dost olarak m› kalacak, yoksa gönül ba¤›yla m› devam edecek? Bu sorular› her arkadafl kendisine sormal› ve cevab›n› da verebilmelidir. En önemlisi de herkesin baflta kendi eme¤ine sayg›l› olmas›, kendi eme¤ini sahiplenmesidir, kiflinin kendisine ihanet etmemesidir.
Avrupa sistemi tuzaklarla doludur
daki gazi arkadafllar›n fiziki durumlar› elverdi¤i oranda üretime kat›lmas› önemlidir. Yine savafl›m›m›z›n önemli ve yak›c› bir gerçe¤i olarak gazili¤i bas›n yay›n organlar›nda iflleyebilmek gerekir. Bir grup arkadafl gaziler üzerine bir kitap çal›flmas› yapabilir. Derleme niteli¤inde olabilecek bu kitap çal›flmas›yla mücadele gerçekli¤imiz anlat›l›rken, özelde de gazilerimiz tarihe mal edilmifl olur. Yine yaz›l› bas›na düflünsel anlamda (kad›n, gençlik vb) katk›da bulunmak için gereken çaba sergilenmelidir. Ayn› zamanda flehit, tutuklu ve kay›plara yönelik çeflitli çal›flmalar yap›labilir. En önemlisi de halk›n gazi arkadafllar›n yaflam›na daha duyarl› hale getirilmesi amac›yla görselde gazilere yönelik bir program yap›labilir. Avrupa sahas›ndaki gazi arkadafllar›n yaflamlar›n› bir sisteme kavuflturmalar› için mevcut olanaklar di¤er sahalara göre daha elverifllidir. Buradaki imkanlar›n ülkedeki, Türkiye’deki ve Kafkasya’daki gazi arkadafllar›n da hizmetine konulabilmesi için bu alanlarla düzenli bir diyalog içinde olmak, maddi ve manevi olarak karfl›l›kl› katk› ve destek sunmak önemlidir. Tart›flmalarda ortaya ç›kan sorunlar› ve çözüm yöntemlerini ortaya koymak, pratik uygulamada sorunlar›n yaflanmayaca¤› anlam›na gelmez. Ancak gazili¤in mücadelemiz aç›s›ndan tafl›d›¤› manevi de¤erin bilincinde olarak ve hareketimizin bugünlere bedel vererek geldi¤i gerçe¤ini unutmayarak, yitirilen her de¤ere ço¤altarak, yaratarak cevap olabilece¤imizi bilerek bir kat›l›m gösterirsek, sorunlar›m›z› böyle bir yaklafl›mla çözme gayreti içinde olursak kendimizi yürütecek bir düzeye ulaflm›fl oluruz. Gerekçelere s›¤›nmadan, içten ve kendini adamaya haz›r bir yaklafl›mla ihtiyaç duyulan her görevlendirmeyi gönüllü bir temelde üstlenmek, en do¤ru, olmas› gereken ve bekledi¤imiz yaklafl›m olacakt›r. Görevler karfl›s›nda kendini geri çeken de¤il, görev talep eden bir iddian›n ortaya ç›kmas› gazili¤e oynamas› gereken as›l rol olan manevi, moral de¤erlerin temsilcisi olma misyonunu da verecektir.
ew e. c
ve hizmet etmek en temel görevimizdir. Ve varsa bu konuda yetersizlik, afl›lmas› için yap›lmas› gereken neyse mutlaka yap›lmal›d›r. Fakat gazi arkadafllar›m›z da temsil ettikleri de¤erlerin bilincinde olarak, yine örgütün imkan ve olanaklar›n› iyi hesap ederek yaklaflmal›d›r. “Ben verebilece¤im kadar verdim, benden bu kadar” ya da “direndim, haklar›m› istiyorum” demek, sadece flikayetçi bir tav›r içinde olmak, mücadele arkadafllar›n› sadece elefltirmek, bir PKK gazisine yak›flmayacak yaklafl›m ve tutumlard›r.
om
44
Eylül 2007 SERXWEBÛN
45
ne te we .c om
Hilvan Siverek prati¤i ve ç›kar›lmas› gereken dersler
“PKK biraz da Hilvan-Siverek’te yürüttü¤ü mücadeleyle tan›n›r hale geldi. Kürdistan özgürlük mücadelesi ve PKK biraz da burada gelifltirdi¤i mücadele ile Kürt halk›n›n gönlünde yer etti, örgütlülü¤ü ete kemi¤e büründü. Eksiklikleri, yetersizlikleri ve bu temeldeki elefltirilerimiz bir yana, Hilvan- Siverek mücadelesi hem parti tarihimizin dersler ç›kar›lmas› gereken önemli bir dönemi hem de partimizin tüm eksikliklerine ra¤men her koflul alt›nda sahiplenece¤i bir prati¤idir. Hilvan-Siverek PKK ve Kürt halk› aç›s›ndan bir okuldur” KCK Yürütme Konseyi Üyesi Cemil Bay›k anlat›yor Kemal Pir arkadaflla birlikte faaliyet yürütmek ve kurtulufl ideolojisini halk›m›za tafl›rmak amac›yla Antep’e gittik. Buras› daha önce tan›d›¤›m›z bir yer de¤ildi. ‹liflkilerimiz yoktu. Önümüzde çok ciddi tehdit ve tehlikeler vard›. Ancak biz bunlar› biliyorduk ve bu güçlükleri gö¤üsleme kararl›l›¤› içindeydik.
Önderlik tedbirlerini almadan ad›m atmazd›
Her devrimci partinin tedbirli davranma ve yedekli çal›flma gibi baz› temel prensipleri vard›r. Henüz çok küçük bir grupken bile ihtiyatl› davranma ve yedekli çal›flma bizde di¤er sosyalist ve devrimci partilerden çok daha belirgindi. Önderli¤imizin tarihten ders ç›karma anlay›fl› muazzamd›. Kesinlikle tedbirlerini almadan ad›m atmazd›. Bu dönemde al›nan karar, Kürdistan’a dönmeye yönelikti ve biz çal›flanlar›n ço¤u da faaliyet yürütmek üzere döne-
ww
w.
Hilvan-Siverek’te çeteleflen ve sömürgeciler ad›na halk› sömürü ve bask› alt›nda tutan feodal a¤al›k sistemine karfl› bafllat›lan mücadelenin üzerinden otuz y›la yak›n bir zaman geçti. Parti tarihimizin bu önemli mücadele dönemi halk›m›z› büyük kazan›mlarla buluflturdu. Halk›m›z feodal komprador kurum ve sisteme karfl› gelifltirilen bu mücadelede yerini alarak, a¤al›k düzeni ve sistemine karfl› oldu¤unu gösterdi. Hilvan’da feodal gericili¤e karfl› gelifltirilen mücadele, kuflkusuz halk tarihimizin yeniden yaz›lmas›nda önemli bir yere sahiptir. Hilvan-Siverek’te yürütülen mücadele hangi flartlarda ve nas›l yürütüldü? Bilindi¤i gibi Apocu hareket, Türkiye metropollerinde baflta üniversiteler olmak üzere ayd›n gençlik içerisinde flekillenmeye bafllam›flt›. Araflt›rma, inceleme ve ideolojik yap›lanma bu alanda sa¤lanm›fl, ilk kadro ve sempatizanlar burada devflirilmifl, ilk toplant›lar burada yap›lm›fl, baz› önemli kararlar burada al›nm›flt›. Küçük de olsa ilk örgütsel grup burada, ülkemizden ve halk›m›zdan uzak topraklar üzerinde flekillenmiflti. Halktan ve ülkeden uzakta küçük bir grup da olsa, halka ve ülkeye dönme ve mücadeleyi bafllatma, önemli bir amaç ve hedef olarak o dönem kadrolar›n önündeki temel görevdi. Kürdistan’a dönme ve mücadeleyi bafllatma karar›na da bu flekilde var›ld›. Ülkeye dönme karar›n›n al›nd›¤› Dikmen Toplant›’s›na kat›lan ve Kürdistan’a dönecek olan ilk arkadafllar aras›nda ben de vard›m. ‹lk olarak,
cektik. Hatta ço¤u arkadafl›n nereye gidece¤i, nerede faaliyet yürütece¤i de tespit edilmiflti. Ama buna ra¤men hepimiz bir ç›rp›da yola ç›k›p faaliyet alanlar›m›za yönelmedik. Bu da Önderli¤in tedbirlili¤inden, ihtiyatl›l›¤›ndan kaynaklanan bir durumdu. Uzun erimli bir mücadele yürütülecekse, böyle davranmak zorunluydu. Bu temelde ilk olarak ben ve Kemal arkadafl Kürdistan’a, Antep’e gitmifltik. Sonras›nda di¤er arkadafllar da faaliyet yürütecekleri alanlara yönelmifllerdi. Biz sömürge bir ülkeye, daha do¤rusu sömürge oldu¤u bile kabul edilmeyen, ‹smail Beflikçi’nin dedi¤i gibi, sömürge bile olamayan bir ülkeye, kendi ülkemize faaliyet yürütmeye gidiyorduk. Partimizin kurtulufl ideolojisini üzerinde uygulanan sömürünün fark›nda bile olmayan halk›m›za tafl›racakt›k. Bunun bizler aç›s›ndan çok ciddi bir tehlike oldu¤unun fark›ndayd›k. Devlet, Ankara’dan ç›kmam›z› kesinlikle istemiyor, bizim de di¤er hareketlerin bafl›na gelenlerden pay›m›z› almam›z› istiyordu. Devlet, baflta Önderli¤imiz olmak üzere, grubumuzu Ankara’da tutmak için çok u¤raflm›fl, bu temelde grubu kontrol alt›nda tutmaya da çal›flm›flt›. Pilot olarak bilinen Necati Kaya adl› ajan›n grup içindeki görevi de bu temeldeydi. Grupta bulunan bizlerin, Pilot’un bu durumundan yeterince haberdar oldu¤umuz söylenemez. Ama Önderlik sezgileriyle de olsa Pilot’un durumunun fark›ndayd› ve onu bir kontrol arac› olarak grubun güvenli¤i için kullan›yordu. Grubumuz bununla tehlikeler-
SERXWEBÛN Eylül 2007
Kürdistan’da ilk yap›lmas› gereken gerici inkarc› ideolojileri yenmekti
w.
ww
beden bu güçler, varl›klar›n› korumak ve ayaklar›n›n alt›ndaki zeminin kay›fl›n› durdurmak amac›yla da olsa partimizin üzerine fliddetle geldiler. 1977 y›l› bafllar›nda Ayd›n Gül arkadafl Dersim’de, sosyal floven bir örgüt taraf›ndan katledildi. Oysa biz hiçbir zaman bu güçlerle silahl› mücadeleye girmek istemiyorduk. ‹deolojik alanda mücadeleye ‘evet’ diyorduk, ama silahl› çat›flmaya karfl›yd›k. Bu güçleri bitirmek gibi bir niyetimiz yoktu. Fakat tüm bu iyi niyetimize ra¤men bunlar üzerimize silahla geldiler.
ew e. c
Deyim yerindeyse, herkesin bir Kürdistan’› vard›. Biz de halk›m›z›n Kürdistan’›n›, kendi Kürdistan›m›z› istiyorduk. Bu da herkesin tekerine çomak sokmam›z anlam›na geliyordu. Dolay›s›yla rahat çal›flmam›za, halk›m›z› örgütlememize izin vermeyeceklerini tahmin etmek bizim için zor de¤ildi. Öncelikli görevimiz, ideolojik bir mücadele yürüterek bunlar› etkisiz duruma getirmekti. Daha sonra baz›lar›yla silahl› çat›flmalara girsek bile, bafllang›çta görüntü düzeyinde bile olsa sol ad›na hareket eden güçlere karfl› silah kullanma gibi bir düflüncemiz kesinlikle yoktu. Ülkeye bu düflünsel yaklafl›m, haz›rl›k ve öngörü temelinde yöneldi¤imizi söyleyebilirim. ‹deolojik planda her fleyden önce yap›lmas› gereken, Kürdistan’da varolan gerici, inkarc› ideolojileri geriletip yenmekti. ‹deolojik mücadele esasen bu dönemde geliflti. PKK’nin ideolojisi, di¤er tüm ideolojileri geriletip etkisiz k›larak üstünlük sa¤lad›. Bu ideolojik mücadele, PKK’nin Kürdistan’da hangi sonuçlara yol açabilece¤ini de ortaya ç›kard›. Kürdistan’da egemen ve etkin olan devletin resmi ideolojisiydi. Bununla birlikte feodal, mezhepçi vb birçok gerici anlay›fl ve ideoloji söz konusuydu. Bunlarla hesaplaflmadan, ideolojik planda bunlar›n iflini bitirmeden Kürdistan’da hiçbir geliflme söz konusu olamazd›. Ülkeye giriflle birlikte baz› Türk sol gruplar›n sosyal floven anlay›fllar›yla karfl›laflt›k. Bizim faaliyet yürüttü¤ümüz ilk alanlar, Kürdistan’da Türk solunun egemen oldu¤u yerlerdi. Partimiz gitti¤i her alanda önemli bir geliflme ortaya ç›kar›yor ve bu, di¤er güçlerin gerilemesine neden oluyordu. Bu durumda yaflam zeminlerini kay-
ne t
den korunuyor, böylelikle devletin gruba direkt yönelimleri engellenmifl oluyordu. Çünkü devlete hep kontrol alt›nda oldu¤umuz ve devletin pençesine düflece¤imiz imaj› yarat›l›yordu. Pilot’un Kürdistan’a dönece¤imizden haberi yoktu, olmam›flt›. Bundan dolay›d›r ki nispeten güvenlikli bir flekilde Kürdistan’a dönebilmifltik. Tehlike sadece Ankara’dan ç›kmakla s›n›rl› de¤ildi. Tehlikenin esas büyü¤ü partinin kurtulufl ideolojisinin halka tafl›r›lmas› esnas›nda yaflanacakt›. Az çok bunun çok fark›nda ve bilincindeydik. Devletin bu faaliyetimize sessiz kalmayaca¤› kesindi. Kendi adlar›na hareket ediyor gibi bir izlenim verseler de, gerçekte devlet ad›na hareket eden güçlerin varl›¤› da taraf›m›zdan biliniyordu. Örne¤in feodalizm ve onun afliretçilik biçimindeki örgütlü yap›s›n›n önümüzde engel olarak duraca¤›n›, bizi Kürdistan’a sokmamak için elinden geleni yapaca¤›n› tahmin etmenin de ötesinde biliyorduk. Bu güçler Kürdistan devriminin önünde engeldi ve bir noktada çat›flma kaç›n›lmaz olacakt›. Programsal düzeyde biz de bu güçlere karfl›yd›k ve bunlar› tasfiye etmeyi düflünüyorduk. Aksi takdirde Kürdistan’da devrimi ilerletmek ve halk›m›z› kurtulufla tafl›mak mümkün olmayacakt›. Yine Kürdistan’da örgütlü bulunan ilkel milliyetçi güçler ile reformist teslimiyetçi küçük burjuva örgütlerin de engel olarak önümüze dikilmeleri kaç›n›lmaz görünüyordu. Sosyal floven örgütlerin ciddi bir engel olarak önümüze dikilmeleri de iflin cabas›yd›. Sömürgeci devleti de bunlar›n örgütlü koordinasyonu olarak en tepeye yerlefltirirsek, hangi güçler aras›nda kendimize yer açmam›z gerekti¤i, dolay›s›yla nas›l bir tehlike ortam›nda mücadele edece¤imiz ve tehlikenin düzeyi kendili¤inden anlafl›l›r.
om
46
Dünyan›n hiçbir yerinde bir güç kendi ülkesine giriflte büyük bir tehdit ve “D tehlikeyle karfl›laflmam›fl, fliddet kullanarak girmemifltir. Bu halk›m›za reva görülen bir yaklafl›md›. Kürdistan’›n sahipleri çoktu ve kendilerine rakip ya da ortak kabul etmiyorlard›. Biz de hiç kimsenin yapmad›¤›n› yaparak, zora baflvurarak kendi ülkemize girifl yapmak durumunda kalacakt›k”
Her zaman meflru savunmay› esas alan bir örgüt olduk
18 May›s’ta Haki Karer arkadafl ajan provokatör bir örgüt olan Sterka Sor taraf›ndan, içimize s›zd›r›lm›fl birkaç ajan unsurun da deste¤iyle Antep’te katledildi. Görüntüsü ne olursa olsun, düflman sald›r›lar›yla erkenden karfl›laflm›flt›k. Bu güçlerin bizi çal›flt›rmayacaklar› anlafl›l›yordu. Ellerinden gelse, bizi Kürdistan’a bile sokmayacaklard›. Bu da istemesek bile, yine kimi yönleriyle kendimizi koruma temelinde de olsa, bizi fliddet kullanma temelinde ülkemize girmeye mecbur etti. Her zaman meflru savunmaya inanan bir hareket olduk. Önderli¤imiz bunun bir do¤a yasas› oldu¤una ikna oldu¤unu savunmalar›nda aç›kça ifade ediyor ve flöyle diyor: “Sald›rganl›k do¤ada olsa da, esas olan varl›klar›n do¤al oluflum yasalar›d›r. Meflru savunma bu anlama geliyor. Bir kiflinin bile bu anlamda dünyaya karfl› baflar›l› meflru savunma yapabilece¤inden kuflku duymam. Burada geçerli olan, karfl› güçlerin fiziki a¤›rl›¤› de¤il, geliflimin özündeki yasad›r.” Bu, çok ilginç bir durumdur. Dünyan›n hiçbir yerinde bir güç kendi ülkesine giriflte bu kadar büyük bir tehdit ve tehlikeyle karfl›laflmam›fl, kendi ülkesine fliddet kullanarak girmemifltir. Bu durum ülkemize ve halk›m›za reva görülen bir yaklafl›md›. Kürdistan’›n ve Kürt halk›n›n sahipleri çoktu. Bu sahipler kendilerine rakip ya da ortak kabul etmiyorlard›. Böyle olunca, biz de hiç kimsenin
Eylül 2007 SERXWEBÛN Süleymanlar devleti aratmayacak bir otorite ve bask›n›n sahibiydi Hat›rl›yorum, Diyarbak›r’dayd›k. Haki arkadafl›n flehadetinin y›ldönümüydü. Bizler flehitlerimizi anma amac›yla e¤itim fakültesine Haki Karer ile Ayd›n Gül arkadafllar›n posterlerini asmak istiyorduk. Reformist Kürt milliyetçileri de bu afiflleri asmam›z› engellemeye çal›fl›yorlard›. Bunun üzerine bir çat›flma bafllam›flt›. Asl›nda burada yap›lmak istenen, Kürdistan’a girmemizi engellemekti. Reformist küçük burjuva milliyetçileri bizim için “ya onlar burada kalacak ya biz” demifllerdi ve bu do¤ruydu. Onlar kald›¤› müddetçe bizim ideolojimizi halka tafl›mam›z mümkün olmayacakt›. Haki Karer ile Ayd›n Gül arkadafllar›n afifllerinin as›lmas›n›n engellenmek istenmesinin, bizim de asma iste¤imizin böylesi bir arka plan› vard›. Çat›flma bu temelde ve çerçevede geliflmiflti. Diyarbak›r’› onlara dar etmifltik ve neredeyse onlar› tamamen saf d›fl› etmek üzereydik ki, Hilvan’dan ac› haber geldi; Halil Çavgun arkadafl katledilmiflti. Halil arkadafl›n Süleymanlar denilen çeteleflmifl bir afliret eliyle katledilmesi, yepyeni bir olayla karfl› karfl›ya oldu¤umuzu çok net ortaya koyuyordu. Diyarbak›r’da o kadar s›k›flt›rd›¤›m›z DDKD (Devrimci Do¤u Kültür Dernekleri)’yi bir yana b›rakarak, Hilvan’da olup bitenleri ö¤renmek ve geliflmeleri yerinde görmek üzere Kemal arkadaflla birlikte Hilvan’a gittik. Bafl›ndan beri devrimci geliflmenin önüne dikilen Süleymanlar’a karfl› art›k mücadeleyi bafllatmak gerekiyordu. Bu önemliydi, böyle bir mücadele öne al›nacakt›.
Hilvan’da durum oldukça kötüydü. Süleymanlar ile MHP örgütlenmesi iç içeydi. Süleymanlar, Urfa yöresindeki MHP teflkilat›n› elinde tutan bir afliretti. Ayr›ca çete tarz› bir örgütlülükleri vard› ve daha da önemlisi devlete dayan›yordu. Bu özellikleriyle bölge üzerinde tam bir egemenlik infla etmifllerdi. Devleti aratmayacak bir otorite ve bask›n›n sahibiydiler. Güçlü ve örgütlüydüler. Bu özellikleriyle de topluma korku salm›fllard›. Tam bir savafl a¤al›¤› tarz›nda örgütlenmifllerdi. Otoritelerine karfl› gelinmesini asla kabul etmiyorlard›. Zaten kimse de otoritelerine karfl› ç›kmaz, istese de buna cesaret edemezdi. Halk, devletten daha fazla bu kesimlerle yüz yüze geliyordu.
ww
w.
ne te we .c om
yapmad›¤›n› yaparak, zora baflvurarak kendi ülkemize girifl yapmak durumunda kalacakt›k. 1978’lere do¤ru Kürdistan’›n önemli bir kesimine öncü birimler halinde da¤›lm›flt›k. Gitti¤imiz her yerde toplant›lar düzenleyerek parti ideolojisini halka tafl›rmaya çal›flm›flt›k. Böylece s›n›rl› da olsa ülkede ö¤renci gençlik kesiminden, k›smen de emekçi kesimden belli bir kadro potansiyeli a盤a ç›kar›lm›flt›. Bu toplant›lar›n gelifltirildi¤i döneme kadar hareket belli bir kitlesellik yaratm›fl, s›n›f temelini kazanmaya do¤ru h›zl› bir geliflme ortaya ç›karm›flt›. Gerçeklefltirilen eylemler, suikastlar ve sabotajlarla faflistlere büyük darbeler vurulmufl, bunlar Kürdistan’›n baz› flehirlerinden sökülüp at›lm›fllard›. Antep ve Urfa’ya girdi¤imizde, devrimciler ve demokratlar faflistlerin örgütlülükleri ve etkinliklerinden dolay› ad›m atamazken, buralar faflistlerden temizlenmifl ve devrimcilerin önemli merkezleri haline getirilmiflti. Bu geliflme giderek ülkenin di¤er sahalar›na da tafl›r›lm›flt›. Partimizin yaflad›¤› bu geliflmeye paralel olarak düflman›n da hareketimize karfl› sald›r›lar› geliflti. Eskiden sadece sosyal floven güçlerle karfl› karfl›ya gelip çat›flma yaflarken, bu geliflmelerle birlikte karfl›m›zdaki sald›r› cephesi giderek geniflledi. Sosyal floven oluflumlar›n, ajan örgütlerin ve faflistlerin yan› s›ra, ilkel milliyetçi ve reformist Kürt örgütlerinin, yine feodallerin sald›r›lar› da gündeme gelmeye bafllad›. Partimiz büyüyüp etki alanlar›n› genifllettikçe sald›r›lar›n çerçevesi de geniflledi, sald›r› kervan›na kat›lanlar daha da ço¤ald›.
47
Kürdistan’da sömürgecilik afliretçili¤e dayanarak ayakta kalm›flt›r
Afliretçilik Kürdistan’daki temel örgütlenme modeliydi. A¤al›k gibi tüm gerici kurum ve örgütlenmeler bu toplumsal sistemden besleniyordu. Afliretçilik, derebeylik düzeni ya da a¤al›k sistemi asl›nda ça¤›n d›fl›nda kalan bir sistemdi. Ama Kürdistan’da ça¤›n gerisinde kalmas›n› bir yana b›rak›n, hakimiyeti oldukça etkindi. Bu iliflkilerin d›fl›nda bir ifl yapmak neredeyse mümkün de¤ildi. Tüm kanallar bu ça¤ d›fl› sistem taraf›ndan denetim alt›nda tutuluyor ve bu sistem son derece sa¤lam bir görüntü de sergiliyordu. Toplumu daraltan, adeta nefessiz b›rakan bu yap›n›n halka karfl› kullan›lmas›n›n sonucudur ki, yüzy›l›n bafllar›nda geliflen kimi isyanlar da yine bu engele tak›larak baflar›s›z kalm›flt›. Bu ça¤ d›fl› araçlarla ulusal demokratik bir geliflmeyi yakalamak son derece güçtü, dahas› mümkün de¤ildi. Bunu bilen düflman, Kürdistan’da hemen her kurumun tasfiye edilmesine onay vermiflti. Di¤er tüm kurumlar›n ya da halklar›n kültürel yap›s›n› tasfiye etmek için yo¤un bir çaba gelifltirmifl olmas›na ra¤men, bu ça¤ d›fl› kurumun ayakta tutulmas› için elinden geleni ard›na koymam›flt›. Bu sistem zorla ayakta tutulmufltu.
SERXWEBÛN Eylül 2007
PKK ilk ad›m›nda gerici yap›lanmayla mücadeleyi esas alm›flt›r
w.
ww
c›ndayd›. Ancak çeliflkilerin yo¤unlu¤u bu çat›flmay› çok daha erkene ald›. Henüz haz›r olmad›¤›m›z bir dönemde ve flartlarda bu mücadeleyi kabul etmek zorunda kald›k. Halil Çavgun arkadafl, 18 May›s 1978 günü, yani tam da Haki Karer arkadafl›n flehadet y›ldönümünde katledilmiflti. Halil Çavgun de¤erli bir arkadaflt›. Önder Apo’nun bizzat konuflup tart›flt›¤› ve haz›rlad›¤› bir arkadaflt›. Halil arkadafl partiye, mücadeleye ve halka ba¤l›, dürüst, fedakar ve çal›flkan bir arkadaflt›. Bu özellikleriyle halk üzerinde ciddi bir etki yaratm›flt›. Güvenilirli¤i, fedakarl›¤›, halka ba¤l›l›¤› ve cesareti halk›n da bu temelde karfl›l›k vermesini sa¤l›yordu. Bu özellikleriyle Halil arkadafl, Hilvan’da k›sa sürede belli bir geliflme yaratmay› baflarm›flt›.
ew e. c
Bu iliflkilerin en yayg›n ve örgütlü oldu¤u alanlar›n bafl›nda da Urfa ve çevresi gelir. Bu anlamda Hilvan’da Süleymanlar yerel bir devlet gibi görülmüfl, böyle davran›lm›flt›r. MHP ile de iliflki içinde olunca, kendilerini tam anlam›yla devlet yerine koymalar›n› anlamak zor olmasa gerek. Art›k adam da vururlar, istediklerinde de da¤a kald›r›rlar. Kimse bir fley söyleyemez, kimse bir hesap soramaz. Yasa, hukuk zaten yoktur veya hukuk onlar›n diliyle, onlara hizmet edecek temelde yaz›lm›flt›r. Yarg› ifllemiyorsa, yol kapal›ysa ve bireylerin de karfl› koyacak gücü yoksa, o zaman devlet ad›na ötecek olan boru da a¤an›n borusu olacakt›r. Ya da a¤a devletten ald›¤› güçle kendi borusunu öttürecektir. Köylüye istedi¤ini yapt›racak ve kimse de buna kar›flamayacak, ‘niye yap›yorsun’ diyemeyecektir. PKK geliflmeye bafllad›¤› ilk anlardan itibaren feodal kal›nt›lar›n Kürdistan toplumunun geliflmesi önünde engel oldu¤unu görmüfl ve bunun mutlaka tasfiye edilmesi gerekti¤i sonucuna varm›flt›r. Daha o zamanlar haz›rlanan “ Kü rdi st a n Devri mi ni n Yolu” adl› manifestoda, devrimimizin milli ve demokratik olmak üzere iki yan› tespit edilmifl; demokratik yan bu feodal kal›nt›lar›n, afliretçili¤in, a¤al›k iliflkilerinin son bulmas› biçiminde isimlendirilmiflti. Bu iliflkilerin en fazla öne ç›kt›¤› alan olarak Urfa ve çevresinin mücadelenin de en fazla yo¤unlaflaca¤› alan olmas› beklenen bir durumdu. Ama partimiz inisiyatifi kendi elinde tutabildi¤i ve örgüt olarak kendisini haz›r hissetti¤i bir dönemde bunu gerçeklefltirmek ama-
ne t
Sömürgeci devlet yetkililerinin konuflmalar›na bak›ld›¤›nda, feodalizme, afliretçili¤e, a¤al›¤a karfl› görünmelerine, bu yap›lanmalar› hep kötüleyip karalamalar›na ra¤men, s›ra Kürdistan’a gelince, tam tersine bu kurumlar›n ayakta tutulmas› için yo¤un çaba harcam›fllard›. Devlet bu kurum ve sistemleri adeta kendi yönetim temsilcilerini atar gibi görevlendirmiflti. Kürdistan’daki egemenli¤ini kendi devlet sistemi ya da kurumlaflmalar› arac›l›¤›yla yürütmekten ziyade, bu geri kurumlar arac›l›¤›yla sürdürmüfltü. Kürt halk›n› kendi içlerinden ç›kan bu gerici kurumlar arac›l›¤›yla denetlemeye ve yönetmeye çal›flm›flt›. ‹fline geldi¤i oranda ayakta tutmufl, ifline gelmedi¤i oranda da tasfiye etmiflti. Afliretlere dayanarak geliflen isyanlar bast›r›ld›ktan sonra, afliret toptan cezaland›r›lm›fl, bunun d›fl›nda afliret ve a¤al›k iliflkileriyle birlikte ayakta tutulmufltu. Halen de Kürdistan’daki iliflkiler ‘afliret iliflkileridir’ denilerek afla¤›lan›r, ama yine de bu geri kurum ayakta tutulur. Sistemin kendisini bununla ayakta tutmaya ve sürdürmeye çal›flt›¤›n›, geçmiflte de kendisini bu temelde sürdürdü¤ünü gayet iyi biliyoruz. Bunun d›fl›ndaki tüm söylemlerin ikiyüzlü bir politikan›n sürdürülmesinden baflka bir anlam›n›n olmad›¤› aç›kt›r. Türk devlet sistemi bu geri kurum arac›l›¤›yla Kürt halk›n› kontrol ve denetim alt›nda tutmaya çal›flm›flt›r. Son yüzy›ll›k politikalar›n›n bu temelde oldu¤unu ve baflar›yla yürütüldü¤ünü söylemek de mümkündür. Afliretçilik Kürdistan’daki en yayg›n ve en eski örgütlenme modelidir. Kürdistan’dan da öte, Ortado¤u’da yayg›n bir modeldir. Bu yap›lanman›n afl›lmas›n›n önündeki engellerin en önemlilerinden biri de buradan kaynakl›d›r. Co¤rafi yap›n›n durumu da hem bu kurumlaflman›n geliflmesinde hem de korunmas›nda rol oynam›flt›r. Her fleye ra¤men ça¤›n gerisinde kalan ve afl›lmas› gereken bir kurum olarak o dönem oldu¤u gibi bugün de halen önümüzde engel olarak durmaktad›r.
om
48
Süleymanlar halk üzerinde terör estiriyordu
Halil arkadafl›n katledilmesi haberini Diyarbak›r’da alm›flt›k. Hemen Kemal arkadaflla birlikte Hilvan’a gittik. Neler oldu¤unu görecek, anlayacak ve neler yap›labilece¤ine karar verecektik. Hilvan’a gitti¤imizde karfl›laflt›¤›m›z manzara ürkütücüydü. Süleymanlar Halil arkadafl› katletmekle yetinmemifl, Hilvan’da halk üzerinde terör estirmifllerdi. ‹nsanlar büyük bir korku ve panik içindeydiler. Son derece tedirgin bir ruh halleri vard›. Ne yapacaklar›n› bilemez durumdayd›lar. Adeta geçmifl yeniden canlanm›fl, karfl›lar›na ç›km›fl gibiydi. Süleymanlar her an sald›r›p birilerini yok edebilecek durumda ve o birileri de kendileri olabilirmifl gibi bir ruh hali egemendi. Partimizin yürüttü¤ü faaliyetler temelinde k›sa bir süre önce oluflturulan güven ve inanç da bu sald›r› sonucunda neredeyse yok olacakt›. E¤er erkenden müdahale edilmez, Halil arkadafl›n intikam› al›nmaz, Süleymanlar yapt›klar›na piflman edilmez ve bir daha böylesi bir yaklafl›m içine giremez duruma getirilmezlerse, tüm çabalar›m›z yerle bir ola-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
Apocuyduk, flehit düflen arkadafllar›m›z›n an›lar›na sonuna kadar ba¤l›yd›k, “A kararlar›m›za sonuna kadar sad›kt›k. Düflman›n büyüklü¤üne, küçüklü¤üne bakmadan özgürlük u¤runa sonuna kadar savaflma kararl›l›¤›ndayd›k. Olanaklar›n azl›¤›na ya da çoklu¤una bakmadan savafl içerisine giren bir harekettik. Yeter ki kararl›l›¤›m›z olsun, bir karara ulaflm›fl olal›m”
ne te we .c om
cakt›. Bu da bir daha Hilvan’a girmemizi imkans›z hale getirmese bile son derece zorlaflt›racakt›. Buna karfl› mutlaka bir fleyler yapmam›z, halka güven vermemiz ve üzerlerindeki korkuyu k›rmam›z gerekiyordu. Korku Hilvan’a hakim hale gelmiflti. Örne¤in Kemal arkadaflla birlikte Hilvan’a gitti¤imizde, daha önce bize teklifsiz aç›lan kap›lar bir türlü aç›lm›yor, bizi evlerine kabul etmiyorlar veya kabul etmek istemiyorlard›. Bize kap›lar›n› açanlar bir Halil arkadafl›n, bir de baflka bir arkadafl›n ailesiydi. Baflka da kimse bize kap›lar›n› açmaya yanaflmad›. Korku bu kadar egemen hale gelmiflti. Tabii bize kap›lar›n› açanlar da bunu bizi sevdikleri kadar ac›malar›ndan da yap›yordu. Öyle ki, bu ailelerin bize söyledikleri halen bugünkü gibi hat›r›mdad›r. Bize aynen flunlar› söylüyorlard›: “Halil flehit düfltü gitti. Bu ifli fazla sürdürmeyin, sürdürmek isterseniz size de yaz›k olur, sizi de öldürürler. Bunlar Süleymanlard›r, ne kadar vahfli ve ac›mas›z olduklar›n› bilmiyorsunuz. Halil gitti, biz ona da raz›y›z, hiç olmazsa baflka arkadafllar gitmesin. Bunlarla bafl edilmez, hem sizi öldürürler hem bizi. En iyisi bunu kabullenmektir.” Bize ba¤l› halk›m›z›n, ailelerimizin söyledikleri bunlard›. Bu söylemde güçsüzlük, var olan› de¤ifltirmeye olan inanç zay›fl›¤› oldukça belirgindi. Bizler bunu görüyor, bir fleyler yap›lmas› gerekti¤ini de biliyorduk. Bir fleyler yapmazsak, Süleymanlar kazanm›fl olacakt›. Kürdistan’a daha ad›m att›¤›m›z ilk gün de böylesi durumlar›n geliflebilece¤ini biliyorduk. Bu s›n›flarla zaten bir mücadele kararl›l›¤›m›z vard›. Dolay›s›yla korkup geri çekilmemiz söz konusu olamazd›. Biz böylesi bir sald›r› karfl›s›nda sinecek, geri çekilecek bir hareket de¤ildik. Tam tersine, bu türden sald›r›lar hareket olarak bizi birbirimize kenetliyor en sert flekilde karfl›l›k vermek gerekti¤ini de ö¤retiyordu. Tarihsel tecrübemiz bunu bize kavratm›flt›. Dolay›s›yla hareketimizin irade ve mücadele gücünü Süleymanlar çetesine de mutlaka göstermeliydik. Bu bizim aç›m›zdan oldukça hayatiydi.
49
Apocu eylem tarz› kesin baflar› kazanmakt›r
ww
w.
Apocu hareket gelifltikçe Hilvan’da Süleymanlar›n ayaklar› alt›ndaki zemin de kay›yordu. Bu geliflmeyi Süleymanlar da fark ediyordu. Bu, onlar aç›s›ndan ciddi bir tehlikeliydi. Önü al›nmazsa o alanda otoritelerinin sars›laca¤› ve bitece¤i aç›kt›. Bu tehlikeyi gören Süleymanlar, devletin deste¤ini de arkalar›na alarak hareketimize yönelmifl, Halil arkadafl› katletmifllerdi. Dikkat edilirse, Halil arkadafl›n rasgele seçilen bir hedef olmad›¤› görülecektir. Halil arkadafla yönelik sald›r› gündeme geldi¤inde, biz haz›rl›ks›zd›k. Elbette düflmandan sald›r›lar gelebilece¤ini biliyorduk ve bu beklemedi¤imiz bir durum de¤ildi. Haz›rl›ks›zl›¤›m›z bu anlamda de¤ildi. Haz›rl›ks›zl›¤›m›z teknik boyutluydu. Yani e¤itilmifl yeterli kadromuz yoktu, genifl bir örgütlenme a¤›na henüz sahip de¤ildik. Böyle bir mücadeleyi ya da savafl› yürütecek yeterli derecede silah ve donan›m›m›z yoktu. S›n›rl› say›da olana¤›m›z ve birkaç tane tabancam›z vard›. Büyük silah anlam›nda bir kalaflnikofumuz bile yoktu. Zaten bu olay›n ard›ndan bir kalaflnikof alacak, böyle bir silah›n sahibi olacakt›k. Yani bir kalaflnikof, birkaç tabanca ve s›n›rl› say›da arkadafl gücüyle genifl bir afliretçi yap›ya ve çete tarz›nda örgütlenmifl olan feodal a¤al›k sistemine karfl› savafl içerisine girecektik. Bu öyle kolay de¤ildi, çok zordu. Her fleyden önce Süleymanlar genifl bir afliretti, binlerce üyesi vard›. Yüzlerce büyük silaha ve birkaç kat› da tabancaya sahiptiler. Bunun da ötesinde, MHP’nin bölgedeki temsilcileriydi ve devletle iç içe geçen bir iliflkileri vard›. Bu aç›dan savafl ilan edece¤imiz güç sadece Süleymanlar de¤il, bir bütün olarak devletti, devletin maskelen-
mifl gizli yüzüydü. Dolay›s›yla zordu. Baflaramama durumunda, bölgeye bir daha ad›m atamama gibi bir gerçeklik de vard›. Zaten bize sald›r›lm›fl, bir arkadafl›m›z katledilmiflti. Buna karfl› sessiz kalmak da hemen hemen ayn› anlama geliyordu. Bu durumda da alanda faaliyet yürütmemiz hayli zor olacakt›. Partimizin gelece¤i aç›s›ndan risk bu kadar büyüktü. Ama biz de Apocuyduk, flehit düflen arkadafllar›m›z›n an›lar›na sonuna kadar ba¤l›yd›k, kararlar›m›za sonuna kadar sad›kt›k, düflman›n büyüklü¤üne veya küçüklü¤üne bakmadan özgürlük u¤runa sonuna kadar savaflma kararl›l›¤›ndayd›k. Apocu hareket olarak bizim bir özelli¤imiz vard›: Biz olanaklar›n azl›¤›na ya da çoklu¤una bakmadan savafl içerisine giren bir harekettik. Yeter ki kararl›l›¤›m›z olsun, bir karara ulaflm›fl olal›m, bu yeterliydi. Kararl›l›k varsa, kervan› yola koymak mümkündü. Temel yaklafl›mlar›m›zdan biri de buydu. Dolay›s›yla Süleymanlar’a karfl› mücadelemizde de temel yaklafl›m›m›z bu olmufltu. Bir kalaflnikof, birkaç tabanca ve s›n›rl› say›da arkadafl toplulu¤uyla bu örgütlü güruha karfl› erkenden bir savafl içine girmifltik.
Bize silah do¤rultanlar zaman geçmeden karfl›l›¤›n› gördüler Mevcut olanaklar›m›z› da dikkate alarak bir planlama gelifltirdik. Halil arkadafl›n flehadetinin üzerinden fazla bir zaman geçmeden, s›ca¤› s›ca¤›na karfl›l›k vermemiz gerekiyordu. Bize yönelen silahlar›n dumanlar› hala tüterken misilleme eylemlerimizi gerçeklefltirmifl, kendilerine karfl›l›k vermifltik. Bu da bizim bir özelli¤imizdi. Bize silah do¤rultanlar zaman geçmeden karfl›l›¤›n› görece¤ini bilirdi, bilmeyenler de ö¤renecekti. Süleymanlar’a da ayn› yaklafl›mla cevap verildi. Planlamam›z en k›sa
SERXWEBÛN Eylül 2007
O zamana kadar bize kapal› olan alanlar, yerler, köyler, evler birer birer aç›lmaya bafllad›. Hareketimizin otoritesi, tek hakim otorite haline geldi. Do¤al olarak bu baflar›n›n etkisi sadece Hilvan’la s›n›rl› kalmad›, baflta çevre il ve ilçeler olmak üzere Kürdistan’›n her taraf›nda etkili olmaya bafllad›. Süleymanlar›n teslim olmas›n›n etkisi, mücadelemizin h›zl› geliflim kat etmesinde önemli bir rol oynad›.
Bu durum, afliretçi feodal yap›lar›n kendilerini yeniden konumland›rmalar›n› da beraberinde getirdi. Kürdistan’da çanlar art›k feodal kurumlar ve a¤al›k sistemi için çal›yordu. Böyle bak›nca, feodallerin Apocu harekete karfl› yeni bir örgütlenme ve ittifak içerisine girmeleri kaç›n›lmazd›. Bu durum yeni bir sald›r›yla karfl› karfl›ya gelmemizin ortam›n› yarat›yordu. Art›k kendilerinde sald›r› gelifltirecek güç bulmasalar, buna cesaret etmeseler de, savunma amaçl› da olsa bir araya gelmeleri ve hareketimize karfl› ittifak kurmalar› mümkündü. Art›k hareketimizin önüne koydu¤u yeni bir hedef vard›. Kürdistan’›n en büyük savafl a¤as› durumunda olan Bucaklar tasfiye edilmeden, feodalizme karfl› tam bir baflar› ve zaferden bahsedilemezdi. Bu da bu savafl a¤as›na karfl› bir savafl›m içerisine girmemizi zorunlu k›l›yordu. Hilvan’› tamamlayan Siverek ve Bucak çat›flmalar› bu temelde geliflecekti. Süleymanlar›n karfl› sald›r›s›nda flehit düflen taraftar arkadafl›m›z için bir cenaze töreni düzenlemifltik. O arkadafl›n cenazesi görkemli bir yürüyüflle kald›r›ld›. Cenaze töreni silahlar›m›z›n gölgesinde, silahl› güçlerimizin korumas› alt›nda gerçeklefltirildi. Bu, Kürdistan’daki ilk silahl› yürüyüfl hareketiydi. Hilvan halk›n›n tümü bu silahl› cenaze törenine kat›lm›flt›. Salih Kandal arkadafl, yüksek ajitasyon yetene¤i ve yapt›¤› konuflmayla halk› aya¤a kald›rm›fl, yürüyüflü baflar›l› bir flekilde sonuçland›rm›flt›. Ondan sonra Hilvan’›n merkezi tümüyle denetimimize geçti. Bu önemliydi ve sürdürmek gerekiyordu.
w.
ww
O dönemde Cuma Tak arkadafl Hilvan’da kal›yordu, Mazlum Do¤an arkadafl da zaman zaman alana geliyordu. Hilvan’da yürütülen mücadelede eme¤i geçen arkadafllar› saymak gerekirse, bunlar›n en bafl›nda Kemal Pir arkadafl olmak üzere Mehmet Karasungur, M. Hayri Durmufl ve Mazlum Do¤an arkadafllard›. ‹kinci derecede kadro düzeyinde yer alan arkadafllar ise Salih Kandal, Cuma Tak, Mehmet Sevgat ve Emin Dal arkadafllard›. fiüphesiz baflka arkadafllar da vard›, ancak esas eme¤i geçenler bu arkadafllard›. Hilvan’daki direnifli bu arkadafllar yaratm›fllard›. Bunlar›n hepsi de partimizin büyük flehitleridir, an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyor, kendilerini minnetle an›yoruz.
ew e. c
Bucaklar tasfiye edilmeden feodalizme karfl› baflar›dan bahsedilemezdi
ne t
sürede en etkin tarzda bir vuruflu gerçeklefltirme temelindeydi. Hedef planlamam›z afliretin ya da sald›r›n›n beyin tak›m›na, MHP’nin örgütçüleri de olan en üstteki kesime yönelikti. Savafl› öyle genifl tutma, tüm aflirete yayma gibi bir fikrimiz ve yaklafl›m›m›z yoktu. Daha sonra Siverek’te bu tarza kayan savafl bize fazlas›yla zarar verecek veya parti takti¤inden sapmaya götürecekti. Hilvan ve Süleymanlar ilk olmas›na ra¤men, taktik do¤rultusunda hareket edilmifl ve baflar›l› sonuçlar al›nm›flt›. Eylem hedeflerimiz do¤rultusunda planlamalara gidildi. ‹lk eylemlerimizin mutlaka baflar›l› olmas› gerekiyordu. Baflar›s›z bir eylem, süreci farkl›laflt›rabilirdi. Buna f›rsat tan›mamam›z gerekiyordu. Dolay›s›yla eyleme kat›lacak arkadafllar kesin bir baflar› temelinde hedeflerine yönelmek durumundayd›lar. Apocu eylem tarz› da buydu; kesin baflar› kazanmak, hedefin mutlak imhas›n› gerçeklefltirmek. Süleymanlar’dan hedef seçilenlere de ayn› temelde yönelim sa¤land›. Eylemlerimiz eksiksiz gerçekleflti, hedefler istenilen düzey ve biçimde imha edildi. Bir k›sm› olay yerinde öldü, bir k›sm› yaraland›. Yaral›lar da Antep’e hastaneye kald›r›l›rken, hastane kap›s›nda öldüler. Biri Mersin’e kaçarak partiden kurtulaca¤›n› sand›, ancak yan›lm›flt›. Mersin’de arabadan inerken vuruldu. Süleymanlar karfl› sald›r›yla taraftar bir arkadafl› vurdular. Bu da partinin daha fazla yönelmesine yol açt›. Etkili darbeler pefl pefle vurulmaya baflland›. Süleymanlar flaflk›na u¤ram›fl, evlerinden ç›kamaz duruma gelmifl ve Hilvan’› terk etmek zorunda kalm›fllard›. Yapt›klar›na piflman olmufllard›. Apocular› art›k tan›m›fllard›, ama onlar aç›s›ndan art›k çok geçti. Bir süre devam eden mücadele ve çat›flma sonras›nda, Süleymanlar Apocu harekete teslim olmak zorunda kald›. O zamana kadar ellerinde olan Hilvan Belediyesi’ni bize b›rakt›lar. Yine silahs›zland›r›ld›lar, ellerindeki silahlara hareketimiz taraf›ndan el konuldu. Biz o zaman ciddi bir silah birikimine sahibi olduk. fiüphesiz bu önemliydi. Ama bundan daha önemlisi, Süleymanlar›n partimize teslim olmalar›n›n yaratt›¤› etkiydi.
om
50
Siverek’te hukuk Bucak’a karfl› iflleyen bir fley de¤ildi
Siverek’te Bucak çetesine karfl› mücadeleyi bafllatmak, Süleymanlar’a karfl› mücadele etmekten biraz daha farkl›yd›. Süleymanlar Bucak afliretiyle k›yasland›¤›nda nispeten daha zay›flard›. Bucaklar, Kürdistan’da k›yaslama kabul etmeyecek kadar güçlü bir çete ve a¤al›kt›. Yüzlerce köyün sahibiydi, on binlerce insan› yönetimi ve denetimi alt›nda bulunduruyordu. Hakimiyeti Siverek’in s›n›rlar› d›fl›na taflm›flt›. Bu çetenin bafl› iktidar partisinin milletvekiliydi. Silahland›r›p savaflt›rabildi¤i binleri bulan afliret adamlar›n›n yan› s›ra, yüzlerce silahl› eflk›yay› da besliyor, denetimi alt›nda tutuyor ve kullan›yordu. Siverek’te ona karfl› duracak kimse yoktu. Küçük çapl› afliret ve a¤alar kelimenin tam anlam›yla Bucak’a teslim olmufllard›. Benimsemeseler de karfl› koyacak güçleri olmad›¤›ndan boyun e¤iyor, haraç veriyorlard›. Halk›n durumu ise çok daha korkunçtu. Karfl› koymalar›n› bir yana b›rakal›m, söylediklerine karfl› konuflmak bile s›radan insanlar için zordu. Yani Bucak’a ‘gözünün üstünde kafl›n var’ demek, vatandafl için hayati tehlike demekti. Çünkü tan›k olduklar› olaylar vard›; Bucak’›n insanlar› evlerinden al›p öldürdü¤ünü, evlerini ve köylerini yakt›¤›n›, kad›nlar› ve k›zlar› al›koydu¤unu, bunlar› aç›ktan yapma-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
ne te we .c om
Emin Dal
51
Halil Çavgun
durmak büyük bir önem tafl›r. Ayn› kural burada oldu¤u gibi bizim için de geçerliydi. Önceden karar vermifl olmak, ona göre haz›rlanma zaman› da yarat›yordu. Önemli bir kadro birikimimiz oluflmufltu. Bu alana ay›rabilecek daha fazla kadromuz da vard›. Yine tecrübeli arkadafllar da bu alana kayd›r›lm›fllard›. Bafllang›ç aç›s›ndan bu da yeterli bir kadro ve savaflç› birikimi demekti. Hilvan’da Süleymanlar’a karfl› mücadelede Kemal Pir arkadafl görev alm›fl, k›sa bir süre sonra da bir talihsizlik sonucu yakalanm›flt›. Kemal Pir arkadafltan sonra hareketimizin askeri faaliyetlerinden de sorumlu hale gelen Mehmet Karasungur arkadafl bu alanda görevlendirilmiflti. Karasungur arkadafl, Hilvan’la birlikte Siverek alan›nda da görev üstlenmiflti. Yani Bucak’a karfl› faaliyetlerin komutas›nda en üst düzeyde arkadafllar yer alm›fllard›. Partimiz buna bu kadar önem veriyordu. Karasungur arkadafl›n yan› s›ra Cuma Tak, Salih Kandal, Mehmet Sevgat gibi partimizin yerel militan fiaahin K›lavuz gibi hareketi kadrolar›, fi bilen, tan›yan ve eylem konusunda önemli tecrübeleri olan arkadafllar da komuta düzeyinde yer al›yorlard›. Bu mücadelede yer alan yönetim ve kadro yap›m›z güçlüydü. Dolay›s›yla önemli sonuçlar alaca¤›m›z› düflünüyorduk. Bucak’›n partimiz karfl›s›nda fazla flans› yoktu, ama yine de karfl› koymas› beklenen bir durumdu. Bu güçlü kadro ve yönetimimizle buna fazla f›rsat tan›mayaca¤›m›z› düflünüyor, eylemsel plan›m›z› da buna göre planl›yorduk. Süleymanlardan edindi¤imiz tecrübe h›zl›, ani ve seri eylemlerin bizi daha erken sonuca götürece¤i yönündeydi.
w.
s›na ra¤men kimsenin bir fley yapamad›¤›n› Siverek’te bilmeyen yoktu. Siverek’te hukuk, Bucak’a karfl› iflleyen bir fley de¤ildi. Dahas›, mahkemelere baflvurarak, Bucak hakk›nda dava açma cesaretini kim gösterebilirdi ki! Her fleye ra¤men birinin Bucak hakk›nda dava açmaya cesaret etti¤ini hat›rl›yorum. Tabii ki mahkemede bir sonuç almas› mümkün olamazd›. Çünkü mahkeme hemen her zaman Bucak’›n hakl›l›¤›n›n ispat› do¤rultusunda kararlara var›yordu. Mahkeme yarg›çlar› ya tehdit alt›nda ya da sat›n al›narak kararlara var›rd›. Demek istedi¤im, Bucak’›n tam bir devlet gibi etkin ve hakim oldu¤uydu. Zaten neredeyse parlamentonun da daimi üyesi gibi her dönem mebusluk koltu¤unda oturuyordu. Bu da gücüne güç kat›yor, devleti keyfince ve istedi¤i gibi kullanmas›n› beraberinde getiriyordu. Yani Siverek baflta olmak üzere, Urfa yöresinde Bucak’a ra¤men bir fleyler yapmak çok zordu. Bunu ancak biz aflabilir, halk›m›z› bu zulümden kurtarabilirdik.
ww
Bucak’›n partimiz karfl›s›nda fazla flans› yoktu
Bucak’a karfl› bir eylemsellik sürecinin bafllat›lmas›na, Hilvan’da Süleymanlara karfl› bafllatt›¤›m›z mücadeleden bir süre sonra karar vermifltik. Bu mücadele biraz daha farkl› oluyordu, karar› biz veriyorduk. Yani Hilvan’daki gibi bir sald›r› sonucu zorunlu bir savafl›m de¤ildi. Bunun bizler aç›s›ndan avantajlar› fazlayd›. Ne zaman, nerede ve nas›l bafllayaca¤›m›za biz karar verecektik. ‹nisiyatif tümüyle bizim elimizde olacakt›. Savaflta inisiyatifi elde bulun-
Cuma Tak
Ayd›n Gül
Siverek’te bafllayacak savafla göre haz›rlan›yorduk. Bir savafla girmeden önce yap›lmas› gereken fley, hedef yap›n›n iyice teflhir edilmesi, halk›n örgütlülü¤ünün yüksek düzeye ç›kar›lmas›d›r. Bucak’›n teflhir edilmesi için çal›flmaya gerek bile yoktu. Çünkü halka uygulad›¤› bask›dan dolay› kendisini yeterince teflhir etmiflti. Bu da örgütlenmeye aç›k bir kitle yap›s› yaratm›flt›. Bunun sonucudur ki k›sa bir dönem yürüttü¤ümüz çal›flmalar sonucunda önemli bir zemin yakalanm›fl, halk›n böylesi bir savaflta deste¤i sa¤lanm›flt›. Ama ilginçtir, bu destek aç›k de¤il koflulluydu. Bu destek Bucak’›n kifli olarak imha edilmesine ba¤l›yd›. ‹liflkilendi¤imiz halk›n bir kesimi, dahas› taraftarlar›m›z bize aç›kça, “Bucak ölürse sizinle birlikte, ölmezse size karfl› savafl›r›m” diyorlard›. Bucak’›n yaratt›¤› korku bu düzeydeydi. Herkesle, hatta devletle savaflmaya haz›rlard›, ama Bucak’a karfl› savaflmak, üzerinde yüz kez düflünülmesi gereken bir konuydu. Hele Bucak yaflarsa intikam›n›n korkunç olaca¤›, tüm Sivereklilerin üzerinde hemfikir olduklar› bir konuydu. ‘Yukar›da Allah, afla¤›da Bucak’ vard›. Korku bu düzeydeydi ve tan›kl›klar› da bu korkunun nedensiz olmad›¤›n› gösteriyordu.
Kürdistan’da siyaset yürütmek için her mevzi sa¤lama al›nmal›d›r Hilvan’da Süleymanlar etkisiz duruma getirilmifl ve mücadelemiz de önemli bir mevzi kazanm›flt›. Ancak bunun kal›c› olmas› gerekiyordu. Güçlü bir mevzi de olsa sa¤lama ba¤lanmam›flsa, elden gitmesi iflten bile de-
SERXWEBÛN Eylül 2007
lahl› kolunu yaratmam›z gerekiyordu. Siverek bunun için uygun bir zemin ve kitle yap›s› sunuyordu.
Hilvan-Siverek direnifli gerilla savafl›na geçiflin ilk ad›m›d›r
w.
ww
de bile en ufak bir karfl›l›k verme durumlar› yoktu. Siverek’te çal›flmaya bafllad›¤›m›zda bu örgütlere flu öneriyi götürdük: “Kendinize devrimci diyorsunuz. M. Celal Bucak halka bu kadar bask› uyguluyor. Gelin buna karfl› birlikte bir mücadele gelifltirelim. ‹stiyorsan›z, hanginiz istiyorsa mücadeleye öncülük etsin, biz destekleyelim.” Bu, kabul edilmedi. O zaman biz, “mücadeleye biz öncülük edelim, siz destekleyin” dedik. Bu da kabul edilmedi. Hiç biri buna yanaflmad›. Bu güçler mücadeleye kat›l›m gücünü gösteremeyince biz yaln›z bafllad›k. Bizim esas düflüncemiz bunlar›n hepsini mücadeleye katmakt›. O zaman M. Celal Bucak’a karfl› ç›kma cesaretini ne bu örgütler ne de halktan insanlar gösteremiyorlard›. Oldukça sindirilmifllerdi. Bu dönem, partileflme do¤rultusunda önemli ad›mlar›n at›ld›¤› bir dönemdi. Halil Çavgun arkadafl›n flehadeti üzerine Parti Önderli¤i’nin haz›rlad›¤› manifesto ile partileflme do¤rultusunda önemli bir ad›m at›lm›flt›. Eski amatör iliflkilerle mücadeleyi sürdürmek ve sald›r›lara karfl› koyabilmek zaten mümkün de¤ildi. Profesyonellik, partileflme bu anlamda önemli bir geliflmeydi. Ço¤u arkadafl›m›z o dönem bunun fark›nda olmasa da, parti kuruluflu yeni bir dönem demekti.
ew e. c
Siverek’te silahl› propaganda takti¤i uygulanacak, sonuç al›n›rsa gerillaya geçilecek ve gerilla da Botan’a oturtulacakt›. Gerillay› gelifltirmek ve Botan’a oturtmak 1979-80’lerde Önderli¤imiz taraf›ndan de¤erlendiriliyordu. Siverek’teki esasl› amaçlar›m›zdan biri de buydu. Belirtilen bu plan›n gelifltirilmesi Halil arkadafl›n flehadetiyle gündeme gelmifl, ancak koflullardan dolay› o zaman bunu gerçeklefltirmek mümkün olmam›flt›. Bu anlamda Siverek mücadelesi daha da planl›yd›. Dikkat edilirse, 1980’lerde gerillay› Botan’a oturtma gibi büyük bir hedef ve mücadele vard›. Ancak Siverek’te istenen sonuçlar al›nmad›¤› ve taktik uygulanamad›¤› için bu hedefe ulafl›lamad›, fakat bundan da vazgeçilmedi. Siverek’te daha planl› ve haz›rl›kl›yd›k. K›sa say›lamayacak bir haz›rl›k çal›flmas› yürütülmüfl, oldukça genifl bir kesime ulafl›lm›flt›. Bir anlamda flartl› da olsa halktan önemli bir destek al›nm›fl, önemli bir örgütlenmeye ulafl›lm›flt›. Evlerini bize açan genifl bir taraftar kitlemiz vard›. Hilvan’la k›yasland›¤›nda çok daha fazla say›da arkadafl›m›z Siverek’te faaliyetler içerisindeydi. Hilvan’la birlikte tecrübemiz artm›flt›. Silah ve donan›m›m›z halen yetersiz olmakla birlikte, önceki dönemlerle k›yaslanamayacak kadar fazlayd›. Süleymanlar’›n silahs›zland›r›lmas› teknik donan›m olarak bizi güçlendirmiflti. Yani bu yönleriyle biz yeni bir mücadeleye haz›rd›k. Biz bu mücadele ortam›na girmeden, bu mücadeleyi daha genifl bir zemine ve toplumsal temele oturtmak istiyorduk. Bu amaçla Siverek’te faaliyet yürüten ve kendilerine devrimci diyen kimi örgütlere de ça¤r›da bulunduk. Siverek’te egemen olan DDKD, KAWA, T‹KKO, Ala R›zgari vb örgütler vard›. O zamana kadar bu örgütlerin Celal Bucak’a karfl› b›rakal›m eylemsel bir faaliyet içerisine girmelerini, söz düzeyin-
ne t
¤ildi. Hele hele Kürdistan gibi bir alanda siyaset yürütenler, her mevzinin mutlaka sa¤lama ba¤lanmas› gerekti¤inin bilinciyle hareket etmek zorundad›rlar. Biz bunun fark›ndayd›k. Bucak çetecili¤ine karfl› savafl›m içerisine girmek, hem Hilvan’da kazan›lan mevziyi korumak, hem yeni mevziler yaratmak hem de Bucak’›n flahs›nda feodallere ciddi bir darbe vurmak anlam›na gelecekti. Bucak’a darbe vurmak, hareketimize karfl›t tüm feodal odaklar› sindirebilece¤i gibi, hareketimizin demokratik yönünü daha da güçlendirip a盤a ç›karacakt›. Kald› ki, biz Bucak’a yönelmesek bile Bucak bize yönelecek ve yine bir çat›flma ortam› oluflacakt›. Gözlemlerimiz ve ald›¤›m›z istihbarat bilgileri de Bucak’›n partimize karfl› bir sald›r› haz›rl›¤› içerisinde oldu¤u yönündeydi. Bucaklar cephesinde bunun hakl› bir nedeni vard›: Apocular Hilvan’da güçlü bir afliret olan Süleymanlar’a karfl› mücadele bafllatm›fl ve onlar› etkisiz duruma getirmiflti. PKK, Kürdistan’da a¤al›k sistemine karfl› oldu¤unu aç›kça ilan ediyordu ve en büyük bask›c› savafl a¤as› da Bucak’›n kendisiydi. Urfa yöresinde feodalizmi temsil eden, devletle iflbirli¤i içinde olan ve birinci derecede hedef haline gelen a¤ayd›. Bunu Bucak’›n kendisi de görebilecek durumdayd› ve buna karfl› tedbirli davranmas› da anlafl›l›rd›. K›sacas›, Bucak’la bir çat›flma her halükarda önümüzde duruyordu. Haz›rl›kl› olmak ve inisiyatifi elde bulundurmak bizim aç›m›zdan do¤ru olan yaklafl›md›. Siverek’teki mücadelede baflka amaçlar›m›z da vard›. Hilvan mücadelesiyle zamans›z bir flekilde feodallerle karfl› karfl›ya gelmifltik. Hem teknik anlamda yeterli araçtan yoksunduk hem de askeri anlamda bir örgütlenmemiz yoktu. Mücadele silahl› bir aflamaya do¤ru evriliyordu. Mücadelenin bundan sonraki gelifliminin güvence alt›na al›nabilmesi için, askeri bir örgütlenmeye gidilmesi zorunlulu¤u ortaya ç›km›flt›. Mücadele giderek k›z›flacakt›, bu durum artan sald›r›lardan anlafl›l›yordu. Bu sald›r›lar› gö¤üslemek ve hareketin gelece¤ini, geliflimini sa¤lama almak için, onun si-
om
52
PKK’nin ilan› Bucak’a karfl› eylem ile kamuoyuna duyurulacakt› Hilvan mücadelesinden k›sa bir süre sonra, 27 Kas›m 1978’de PKK’nin Kurulufl Kongresi gerçeklefltiriliyordu. PKK fiilen kurulmufltu. ‹lan› da büyük bir eylem olacak olan, Bucak’a karfl› gerçeklefltirilecek eylemle kamuoyuna duyurulacakt›. Bu haz›rl›klar›m›z tamamland›¤›nda, eylemin planlama safhas›na geçilmiflti. Eylem direkt M. Celal Bucak’›n flahs›na ve çevresindeki birtak›m yak›n adamlar›na yönelik olacakt›. Öyle dalland›r›p budakland›rmadan, aflireti iflin içine fazla sokmadan, dar eylem gruplar›yla ve profesyonel bir tarzda eylem gerçeklefltirilecek ve sonuçland›r›lacakt›. Hilvan’da baflar›l› bir tarzda uygulanan, edinilen tecrübelerle daha yetkin bir tarzda uygulanacakt›.
Eylül 2007 SERXWEBÛN kolayd› hem de dikkat çekmezdi. Arkadafllar da arabalarla dikkat çekmeden köyün içine kadar giriyorlar. Zaten arabadan ç›k›p evi kuflatmak veya eve sald›rmak, saniyelerle ölçülebilecek bir zamanda gerçeklefltirilebilecek bir eylemdir. Arkadafllar da o k›sa zaman süresinde belirlenen eve, yani hedefe ulafl›yorlar. Bucak tedbirli olsa da haz›rl›ks›zd›r. Arkadafllar imha temelinde hedefe yönelecek olsalar, Bucak karfl›l›k vermeyi bir yana b›rakal›m, hareket etmeye bile zaman bulamayacakt›r. Ancak arkadafllar Bucak’› sa¤ yakalay›p teflhir etmeyi düflündüklerinden ve bu temelde bir karara vard›klar›ndan, imha temelli bir sald›r›dan ziyade, teslim olmas› ça¤r›s›nda bulunuyorlar. Bu da Bucak ve adamlar›n›n toparlanmalar›na ve karfl›l›k vermelerine yetecek zaman› yarat›yor.
do¤rultu her olayda olamasa bile, ço¤unlukla karfl›lafl›lan bir durumdur. Hilvan’daki mücadele de bu temelde de¤erlendirilebilir. ‹lk eylemin baflar›l› geçmesi için çok u¤rafl›lm›fl, zaman iyi de¤erlendirilmifl, baflar›l› ilk eylemin ard›ndan baflar›l› bir sonuç al›nm›flt›. Hem de çok az kay›p vererek ve büyük geliflmeler sa¤lanarak bu baflar›lm›flt›. Ama Siverek için ayn› fleyleri söylemek mümkün de¤ildi. ‹lk eylem kay›p ve k›smi bir baflar›yla tamamlanm›fl, bu da sonras›nda geliflecek olan savafl›n biçimine yön vermiflti. K›sa süreli ve kadrosal düzeyde yürütülmesi planlanan bir savafl, son derece genifl bir zamana yay›lan, çokça kay›plara ve olanaklar›n heba olmas›na yol açan bir savafla dönüfltü. Köylü tarz› öne ç›kt›, savafl yüzlerce insan›n kat›ld›¤› bir köylü savafl› halini ald›. Bu da inisiyatifin elden kaç›r›lmas›na, savafl›n ard›na tak›lmam›za neden oldu. Bu ise devletin aray›p da bulamad›¤› bir f›rsatt›. Devlet bunu körükledikçe körükledi, yer yer de güçlerini devreye sokarak, Bucaklar’› organize ederek ve yöneterek bu çat›flmay› çözümsüz hale getirmek için elinden geleni yapt›. Önderli¤imizin ve yönetim düzeyindeki baz› arkadafllar›n yurtd›fl›nda olmalar›, Mazlum ve Kemal arkadafllar›n tutuklanm›fl olup cezaevinde bulunmalar› nedeniyle, bu prati¤e yeterince müdahale de edilemedi. Dolay›s›yla partinin ülke içindeki dönem yöneticileri, bu yetersiz prati¤in peflinden sürüklendiler.
ne te we .c om
Planlamam›z bunun üzerineydi. Eylem gerçeklefltirildi¤i gün partinin ilan› da gerçeklefltirilecekti. Hilvan ve Siverek baflta olmak üzere, say›sal bileflimleri küçük, ama eylem kapasiteleri yüksek gruplar›m›z haz›r bir vaziyette yerlefltirilmifllerdi. Bu gruplar›m›z her an harekete haz›r durumdayd›lar. Gelecek bilgiye ve talimata göre hareket edecek, hedefe yönelip yok edeceklerdi. Bucak’›n 30 Temmuz tarihinde Urfa’da bir dü¤üne gidece¤i bilgisi edinilmiflti. Bu bilgi üzerine eylemin Urfa’da dü¤ünde yap›lmas› planland›. Bu amaçla iki arkadafl otomatik tabancalarla bu alana yerlefltirildiler. Di¤er gruplar›m›z da tam teçhizatl› ve haz›r pozisyonda planland›¤› biçimde yerlerinde kal›yorlard›. Gelecek bir talimatla an›nda hedefe yönelebilecek pozisyondayd›lar.
53
Bafllang›çlar genelde gidiflat› belirler. ‘Bafllang›ç nas›lsa sonuç da öyledir’ “B denir ya, bu do¤ru bir de¤erlendirmedir. ‹lk ad›m veya ilk yaklafl›m neyse, sonras› da ayn› zemin üzerinde yükselir. Baflar›s›z ve zay›f bir pratik, baflar›s›z ve zay›f bir sonuç yarat›r. Bu do¤rultu her olayda olamasa bile, ço¤unlukla karfl›lafl›lan bir durumdur”
‘Teslim ol’ ça¤r›lar›na ateflle karfl›l›k verilince, arkadafllar zorunlu olarak imha etme temelli bir sald›r›ya girifliyorlar. Bask›n böylece çat›flmaya dönüflüyor. Her ne kadar Bucak yaralansa ve adamlar›ndan baz›lar› ölse de eylem planland›¤› gibi yürümüyor, baflar›s›z bir sonuç ortaya ç›k›yor. Dahas› Salih Kandal arkadafl flehit düflüyor, baz› arkadafllar da yaralan›yorlar. Çokça de¤erlendirmelere konu olan Siverek çat›flmas›, bu ilk çat›flmayla birlikte böyle bafllam›fl oluyordu.
ww
w.
M. Celal Bucak Urfa’daki dü¤üne giderken, Hilvan’la Urfa aras›nda k›z›n›n bulundu¤u K›rbafl› köyüne u¤ram›fl ve geceyi burada geçirmeyi kararlaflt›rm›flt›. Bu bilgi, k›sa bir sürede o köye çok yak›n olan Hilvan’daki birimimize ulaflm›flt›. Hilvan ve Siverek’teki faaliyetlerden sorumlu olan Mehmet Karasungur arkadafl da bu s›rada Hilvan’dayd›. Bu da eylem karar ve inisiyatifinin Hilvan’daki birime geçmesini sa¤l›yordu. Zaten oradaki arkadafllar da eylem için haz›r durumdayd›lar. Böyle olunca tereddüt bile etmeden, istihbarat al›n›r al›nmaz eylem plan› haz›rlan›p yola ç›k›lm›flt›. Eylem plan› köye bask›n yapma, Bucak’› yakalama ve sonras›nda da köylerde teflhir etme üzerine kurulmufltu. Bu do¤rultuda harekete geçilmiflti. K›rbafl› köyü, Hilvan’›n ç›k›fl›nda bulunan küçük bir köydür. Köy yolun kenar›ndad›r. Karayolu oradan geçti¤inden, arabayla oraya varmak hem
‹lk ad›m neyse sonras› da ayn› zemin üzerinde yükselir Bafllang›çlar genelde genel gidiflat› belirlerler. ‘Bafllang›ç nas›lsa sonuç da öyledir’ denir ya, bu do¤ru bir de¤erlendirmedir. ‹lk ad›m veya ilk yaklafl›m neyse, sonras› da ayn› zemin üzerinde yükselir. Baflar›s›z ve zay›f bir pratik, baflar›s›z ve zay›f bir sonuç yarat›r. Bu
Zay›f da olsa bir savafl teorimiz vard› ‹lk eylemin baflar›s› ya da baflar›s›zl›¤› her zaman önemlidir. E¤er K›rbafl› eylemi istedi¤imiz gibi gerçekleflmifl olsayd›, Siverek’teki mücadele çok daha farkl› bir rota izleyebilirdi. Yani M. Celal Bucak ilk eylemde imha edilmifl olsayd›, afliretin bütünlü¤ünü çok daha k›sa zamanda etkisiz duruma getirmek ve fazla zayiata yol açmadan bunu gerçeklefltirmek mümkün olabilirdi. Bu olmay›nca, Bucaklar kendilerini toparlad›lar ve savafl›n zamana yay›lmas›na neden oldular. Bu da hem büyük bir güç hem de zaman kayb›na neden oldu.
SERXWEBÛN Eylül 2007
w. Siverek’te yürütülen savafl esasen köylü savafl› olmufltur
ww
Siverek’te koflullar›m›za denk düflen ve sonuç al›c› bir savafl tarz›ndan bahsetmek gerçekten de mümkün de¤ildir. Yürütülen savafl tarz› esasen köylü savafl olmufltur. S›n›rl› say›da kadro ile çok say›da köylünün kat›ld›¤› ve etkin olduklar› bir savafl yürütülmüfltür. Köylülerin savafla kat›lmas› kötü bir fley de¤ildir, bu olumludur, ancak bizim kastetti¤imiz bu de¤ildir. Bizim sözünü etti¤imiz savafl tarz›, köylülerin düzensiz, disiplinsiz, plans›z tarzlar›n› partiye dayatmalar› ve yetersiz kadrolar›n da bunlar›n ard›na tak›lmalar›d›r. Daha sonra bu
inisiyatifi asla düflmana kapt›rmayan bir savafl tarz›yd›. Eylemlerini saniyelere, bilemediniz dakikalara s›¤d›ran, eylemlerini zamana yaymayan, zamana yay›lan çat›flmalar›n kendisine elinde bulundurdu¤u inisiyatifi kaybettirece¤ini bilerek hareket eden ve dolay›s›yla zamana yay›lm›fl çat›flmalara zorunlu olmad›kça girmekten kaç›nan, son derece h›zl› ve aktif bir savafl tarz›yd›. Toplanma da¤›lma ilkesini iyi uygulayan, eylemin çap›na göre toplanan ve eyleminden sonra da zaman geçirmeden da¤›lan, pusu ve bask›n gibi eylem inisiyatifini hep elinde bulunduran bir savafl tarz›yd›.
ew e. c
pratik parti taraf›ndan de¤erlendirilmifl, taktik d›fl› olarak elefltirilmifltir. Bu anlamda partinin elefltirisi hakl›, do¤ru ve yerindedir. Kemal Pir arkadafl yurtd›fl›ndan dönüflünde, Siverek’te gördü¤ü manzaray› bir mektupla Önderli¤imize rapor etmiflti. Kemal Pir arkadafl›n Parti Önderli¤i’ne yazd›¤› mektubun özü fluydu: “Bu iflin sorumlular› kimse, yakalar›na yap›fl›p hesap sormak istiyorum. Kimin bu savafl›, bu hale getirdi¤ini görürsem, iki elimle yakalar›na yap›flaca¤›m ve kendilerinden hesap soraca¤›m. PKK ad›na burada neler yap›lm›fl? PKK’ye ancak bu kadar düflmanl›k yap›labilir. Kim bunu yapt›?” Parti Önderli¤i de “o mektup, Siverek’in içinde bulundu¤u durumu, bu durumun nedenlerini ve sorumlular›n› ortaya koyar” diyerek, büyük öfkesini bu sözlerle dile getirmiflti. Partimiz Siverek’te gerilla tarz› bir mücadeleyi gelifltirmeyi hedeflemiflti. Belki ilk anda bir gerillaya geçifl olmayabilirdi. Ama gerilla burada gelifltirilecek, Botan’a oturtulacak ve oradan da tüm ülkeye yay›lacakt›. Hedefimiz de planlamam›z da buydu. Gerilla neydi ve örgütlülü¤ü nas›ld›? Gerilla küçük güçlerin büyük güçlere karfl› yürüttü¤ü savafl›n ad›yd›. Küçük, gizli, seri, inisiyatifli savafl tarz›yd›. Ne zaman, nerede ortaya ç›kaca¤›, ne zaman nerede ve hangi hedefe karfl› eylem koyaca¤› bilinmeyen; ortaya ç›kmalar›, eylem koyup kaybolmalar› bir anda olan, küçük ve son derece gizli yürütülen bir savafl tarz›yd›. ‹nisiyatifi her zaman elinde bulunduran, istedi¤i yer ve zamanda ortaya ç›kan ve eylem koyan, istemedi¤i ve inisiyatifinde olmayan hiçbir yer ve zamanda ortaya ç›kmayan ve eylem yapmayan, bu anlamda da
ne t
Hatta burada uygulanan ciddi bir savafl tarz› yoktur. Elbette partimizin savafla yaklafl›m› ve zay›f da olsa bir savafl teorisi vard›. Ulusal kurtulufl mücadeleleri incelenmifl, bunlar›n savafl tarzlar› her yönüyle gözden geçirilmiflti. Birebir onlar›n uygulad›klar›n› al›p uygulama diye bir sorunumuz hiç olmad›. Hareketimizin grup aflamas›nda bile hep kendi koflullar›m›zdan, kendi ülkemizin ve halk›m›z›n somutundan hareket ederek kendi teorimizi oluflturmufltuk. Savafl konusundaki yaklafl›mlar›m›z da hemen hemen ayn›yd›. Uzun süreli halk savafl›n› aç›l›m düzeyinde olmasa da, formülasyon düzeyinde biliyorduk. Kald› ki, daha önce küçük bir grup oldu¤umuzdan ve hedeflerimiz de genifl çapl› olmad›¤›ndan, küçük çapl› suikastlar ve sabotaj gibi eylemlerle hedeflerimize yöneliyorduk. Hilvan’da ve öncesinde bunu baflar›yla uygulam›flt›k. Eylemcilik boyutuyla de¤erlendirecek olursak, asl›nda Siverek’te de baflar›l›yd›k. Cesareti ve eylemcili¤i konusunda hiç kimse arkadafllar›m›zla yar›flamazd›. Arkadafllar›m›z harika eylemcilerdi. Yeter ki hedeflerini görsünler, tan›s›nlar ve bilsinler, o eylem kesinlikle gerçeklefltirilmifl olurdu. Siverek’te e¤er bir düzey tutturulduysa, bunun nedeni arkadafllar›m›z›n cesareti ve eylemci yap›lar›yd›. Aksi takdirde farkl› bir sonuç da ortaya ç›kabilirdi.
om
54
Çat›flmay› genifl zaman aral›¤›na yaymak gerilla için ölümdür
Biz böyle bir gerillay› Siverek’te yaratmak istiyorduk. Eylemlerimizin de gerillan›n bu yaklafl›m›na göre yürütülmesi gerekiyordu. Partinin tarz› ve takti¤i buydu. Buna uygun davran›ld›¤› müddetçe parti takti¤ine uygun yüründü¤ü, bunun d›fl›na ç›k›ld›¤›nda ise parti takti¤inin d›fl›na ç›k›ld›¤› nettir. Siverek’te yürütülen tarz, parti tarz ve takti¤inin d›fl›nda bir tarz ve taktikti. Verece¤imiz bir örnek o dönem yaklafl›mlar›n›n nas›l oldu¤unun anlafl›lmas›na yard›mc› olabilir. Onlarca, hatta bazen yüze varan arkadafl Bucaklara ait bir köyün bas›lmas›na kat›l›rlard›. Köy gece karanl›¤›yla birlikte kuflatmaya al›n›r ve sabaha kadar bu kuflatma çat›flmal› bir biçimde devam ederdi. On binlerce merminin yak›ld›¤› bu çat›flmalar›n say›s› bir hayli fazlad›r. Köylülü¤ü içine alarak, köylülü¤ün savafl›na dönüflüyor. ‹flte o kozik savafl dedi¤imiz, mevzi savafl› dedi¤imiz çat›flma tarz› bu biçimde giderek egemen oldu. Bu tarz Kürdistan’da oldukça egemen olan ve çokça yaflanan bir tarzd›r. Kürdistan’da Kürt insan› bu tarza yatk›nd›r. Geçmiflte birçok birimimizde yaflanan bu geleneksel tarzd› ve halen de zaman zaman ayn› tarzla karfl›lafl›yoruz. Yani hemen mevziye yatma, çat›flmay› sürdürme ve çat›flmay› daha genifl zaman aral›¤›na yay-
Eylül 2007 SERXWEBÛN manevi birçok kayba yol açt›. Birçok arkadafl›n flehit düflmesine, birçok de¤erlerimizin yitirilmesine yol açt›. Evet, Bucak’a darbeler vuruldu, birçok köy etkisinden kurtar›l›p köylülere geri verildi. Bucak’›n bask›lar›ndan ve ölüm tehditlerinden dolay› evlerini, köylerini terk edip kaçan, metropollere yerleflen köylüler geri gelip köylerine yerleflti. Bucak, 145 civar›nda köyü otoritesi alt›nda tutuyordu, bunlar›n büyük bir kesimi kurtar›ld›. Halk›n büyük bir kesimi mücadeleden olumlu yönden etkilendi. Bizim esas amac›m›z, silahl› propaganda birliklerini gelifltirip gerillaya ulaflmakt›. Ancak bu amac›m›za ulaflamad›k. Silahl› propaganda takti¤ini uygulamad›¤›m›z için, silahl› propaganda birliklerini gelifltiremedik, gerillaya hiç ulaflamad›k.
her koflul alt›nda sahiplenece¤i bir prati¤idir. Hilvan-Siverek, PKK ve Kürt halk› aç›s›ndan bir okuldur. Mücadelemizin bugünlere gelmesinde çok önemli bir temel olmufltur ve bu asla göz ard› edilemez. PKK küçük bir güçtü. Ciddi iddia ve ütopyalar› vard›. Kürdistan’› sömürge konumundan ç›karmak, Kürt halk›n› da onurlu her halk gibi özgürlü¤üne kavuflturmak, kendi tarihinin öznesi yapmak esas amaçlar›ndand›. Kürt halk›n›n demokratikleflmesinin önündeki engelleri kald›rmak, bu anlamda ça¤ d›fl› kurum ve örgütlenmeler olan afliretçilik ve a¤al›k sistemine son vermek ve halk›m›z› sosyalizmle buluflturmak esas amaçlar›m›zdand›. ‹flte Hilvan ve Siverek’te gelifltirdi¤imiz mücadele bu do¤rultuda att›¤›m›z önemli ad›mlard›. Yaratt›¤› sonuçlar da son derece olumluydu. Halk›m›z› kendi kimlik ve kiflili¤iyle buluflturdu. Halk›m›z› kendi özgürlük mücadelesiyle buluflturdu. Kürt halk›n›n o döneme kadar örgütsüz ve mücadelesiz bir toplum oldu¤u gerçe¤i gözönüne getirildi¤inde, yarat›lan geliflme ve sonuçlar›n anlam ve önemi daha iyi anlafl›l›p de¤erlendirilebilir. Hilvan-Siverek mücadelesi PKK’nin antifeodal, antikapitalist ve sosyalist özünü tüm ç›plakl›¤›yla a盤a ç›kard›. Teoride sosyalist olmak, feodalizm ve kapitalizm karfl›t› olmak yetmez. Devrimci ve sosyalist geçinen çok say›da örgütün programlar› bu temeldeki de¤erlendirme ve çözümlemelerle doludur. Ama pratik dendi¤inde, difle dokunur bir tek eylem ve pratiklerinin olmad›¤› görülür. O zaman nerede kald› sosyalistlik, nerede kald› antifeodallik. Her ikisi de eylem ister. Eylemsiz program su üstüne yaz› yazmaya benzer. Etkisi anla s›n›rl›d›r. Marx ve Engels’in, “sosyalizm do¤rultusunda at›lan her ad›m, bir düzine programdan daha de¤erlidir” biçimindeki sözleri, eyleme yönelen düflüncenin gücünü göstermesi aç›s›ndan önemlidir. PKK ilk iki sözü bir araya getirdi¤i andan itibaren eyleme yönelmifltir. Hilvan ve Siverek, amac› gerçeklefltirme do¤rultusunda çok ciddi eylemselliklerdir. Tüm eksikliklerine ra¤men, tarih yap›c› rolleri de asla göz ard› edilemez, inkar edilemez.
ne te we .c om
ma durumunu yafl›yoruz. Oysa bu durum gerilla için ölüm demektir. Neden bu yap›l›yor? Kuflkusuz çok kötü niyetli olduklar›ndan de¤il. Geçmiflte hep afliret çat›flmalar›, köy çat›flmalar› yaflanm›fl, bu çat›flmalarda uygulanan tarz da bu tarz olmufl. Bu da oradan bizlere yans›m›fl. Önderlik o kadar müdahale etmesine ra¤men, gerillam›z bu tarz›n etkilerinden kolay kopmad›. Halen de etkileri var, söküp atmaya çal›fl›yoruz. Sonraki savafl prati¤imizde de tan›mlad›¤›m›z bu gerilla tarz›n›n d›fl›na ç›k›ld›. K›sa sürede bitirilmesi gereken eylemler zamana yayd›r›ld›, girilmemesi gereken çat›flmalara girildi. Gizlilik esaslar›na fazla riayet edilmedi. Uzak durulmas› gereken köylerin çevresine yerleflmeler yafland›, düflmana çokça görüntü verildi ve gere¤inden fazla istenmeyen çat›flmalara girildi. Toplanma da¤›lma ilkesine fazla uyulmad›. Esneklik, h›z ve inisiyatife fazla dikkat edilmedi veya gerillan›n bu özellikleri yeterince uygulanamad›. Önderli¤in gerillay› oturtma temelinde bu yönlü kapsaml› elefltirileri oldu. Tüm bunlar sonraki süreçte de çok say›da yersiz kayb›n geliflmesine neden oldu. Yukar›da anlatt›¤›m›z fleyler, tan›m›n› yapt›¤›m›z gerillaya hiçbir yönüyle benzemiyor, uymuyor. Bu, sürdürülebilir bir savafl tarz› de¤ildir. Böyle bir savafla ne adam, ne silah ne de cephane yetifltirilebilir. Öyle bir duruma gelmifltik ki, s›n›rl› kaynaklar›m›z›n büyük ço¤unlu¤unu da Siverek’te yürütülen bu mücadeleye ay›rmak zorunda kal›yorduk. Bu savafl› kabullenmek ve sürdürmek zorunda kalm›flt›k. B›rakmak çok daha farkl› sonuçlara yol açard› ve buna da izin veremezdik.
55
Eylemsiz program su üstüne yaz› yazmaya benzer
ww
w.
1980 yaz›nda Lübnan’da e¤itim görüp dönen arkadafllar›n müdahalesiyle, bu savafl biraz düzene girer gibi olmufltu. Ancak Kemal arkadafl›n talihsiz bir biçimde yakalanmas› yafland›. Hemen ard›ndan da 12 Eylül faflist darbesinin gelmesiyle devlet, durumu tüm yönleriyle kontrol alt›na ald› ve partimize karfl› sald›r›ya geçti. Devrimci hareketlerin k›sa sürede da¤›lmas›, cuntaya karfl› bir fley yapamamas›, bizim de kendi bafl›m›za cuntaya karfl› durabilecek güç ve örgütlülükten yoksun olmam›z ve bütün bunlar›n sonucu olarak Önderli¤in yeni döneme haz›rlanmak üzere partiyi yurtd›fl›na, Lübnan sahas›na çekmesi, bu sürecin böylece kapanmas›n› sa¤lad›. Hilvan-Siverek güçlü birer mevzi olmufltu. PKK biraz da Hilvan ve Siverek’te yürüttü¤ü mücadeleyle tan›n›r hale geldi. Kürdistan özgürlük mücadelesi ve PKK, biraz da burada gelifltirdi¤i mücadele ile Kürt halk›n›n gönlünde yer etti, örgütlülü¤ü ete kemi¤e büründü. Eksiklikleri, yetersizlikleri ve bu temeldeki elefltirilerimiz bir yana, Hilvan ve Siverek mücadelesi hem parti tarihimizin dersler ç›kar›lmas› gereken önemli bir dönemi hem de tüm eksikliklerine ra¤men partimizin
Siverek’te uygulanmas› gereken silahl› propaganda takti¤iydi
Siverek’te uygulanmas› gereken neydi, ne uyguland›? Siverek’te uygulanmas› gereken silahl› propaganda takti¤iydi, ama uygulanan mevzi savafl› oldu. Yani taktik uygulanmad›. Taktik d›fl› bir tutuma sapma yafland›. Onun için de sonuç al›namad›. Tam tersine, bu taktik d›fl› tutum orada bizi ç›kmaza sürükledi, ç›kmaz› derinlefltirdikçe derinlefltirdi. Bu da maddi
SERXWEBÛN Eylül 2007
56
Abdullah Öcalan
om
Do¤ru bildi¤imi hayat›m pahas›na da olsa söylerim “De¤er afl›nmas› varsa, afl›nd›ranlar›n üstüne gideceksiniz.
Herkes sorumlulu¤unu tam yerine getirecek. Bir fley yapamayan,
mücadele edemeyen herkes bana göre sadece insan taslaklar› niteli¤indedir. Siyasetçiysen siyaseti tam yapacaks›n, demokratsan tam bir demokrat olacaks›n. Demokratl›¤›n ilkelerini yerine getireceksin. Gerillaysan
Üzerime düfleni yapmaya her zaman haz›r›m
Onlar›n da hesaplar› var. Neden ‹mral› deniyor, ‹mral› siyasetinden bahsediliyor? Benim görüfllerim iflte cümle cümle kaydediliyor. Devlet benim bu görüfllerimden 24 saat yararlan›yor ve günlük siyasi olarak cevap veriyor. Fakat ne PKK ne de legal siyaset yapanlar beni anl›yor. Öyle görüfller net de¤il deniliyor, bu do¤ru de¤il. Buraya geldi¤imden beri, 9 y›ld›r sürekli proje üretiyorum, öneride bulunuyorum.
Siyaset onurlu yap›l›r
ne t
Hücre cezas›n› uygulamaya henüz bafllamad›lar. 5 sayfal›k bir dilekçeyle itiraz etmifltim 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne. ‹tiraz dilekçemde, bana verilen bu cezan›n siyasi ve idari bir karar oldu¤unu ifade ettim. Bu cezay› infaz hakimli¤inin vermesi gerekti¤ini belirttim, cezaevi idaresinin vermemesi gerekli. Avukatlar›m da gerekli itiraz› yapmal›d›rlar. Dilekçeme henüz bir cevap gelmedi. Cezan›n uygulan›p uygulanmayaca¤›n› bilmiyorum. Siyasi süreci izliyorum. Bu konuda de¤erlendirme yapaca¤›m. Gazetelerden okudu¤um kadar›yla benimle ilgili baz› hususlar bas›na yans›m›fl. DTP’ye müdahale etti¤ime dair bas›na yans›yan de¤erlendirmeler var, palyaço siyasetinden söz ediliyor. Tam öyle demedim, bas›na yanl›fl yans›t›lm›fl olabilir. Mehmet Metiner benimle ilgili bir yaz› yazm›fl galiba. Bu tür yaz›lara karfl› cevap hakk›m› kullanmam gerekiyor. Do¤ru siyaset yürütülmesi gerekiyor. Beni çocuk mu san›yorlar! PKK’de de bana bu muameleyi yap›yorlard›; ya yafll› bilge insan muamelesi yap›yorlard› ya da çocuk yerine koyuyorlard›. Çocuk da de¤ilim, yafll› bilge de de¤ilim. Aktif siyasi yaflam› olan canl› siyasi bir figürüm. Benim siyasi iddiam da, gücüm de var. Kimse beni kabul etmek zorunda da de¤il, hatta avukatlar da buraya gelmek zorunda de¤il. Zaten kendileri gelmiyorlar m›? Devlet de benim bu siyasi misyonumun, gücümün fark›nda.
ew e. c
gerillac›l›¤›n› tam yapacaks›n, avukatsan avukatl›¤›n› tam yapacaks›n”
ww
w.
Benim kimseyi yönlendirmek, kimseye talimat vermek gibi bir durumum söz konusu olamaz. Yazd›¤›m savunmalarda da belirtmifltim, politik özgür yurttafl olarak görüfllerimi belirttim ve buna hakk›m da var. Siyasi bir kiflili¤im var, tabii ki siyasi konularda de¤erlendirmeler yapaca¤›m, siyasi görüfllerimi belirtece¤im; ben siyasi bir figürüm. Son yazd›¤›m 5 sayfal›k itiraz dilekçesinde de bunlar› belirttim. Ondan önce yazd›¤›m 124 sayfal›k dilekçede de aç›k aç›k bunlar› belirttim. Siyasi bir tutukluyum, davam da siyasi bir davad›r. Hiçbir fleyden çekinmeden do¤rular› söylerim, hiçbir fleyden de korkmam. Benim burada bu koflullarda yaflamam›n gerekçesi de budur. Yükselen tansiyonu düflürmeye dönük bir tav›r içerisinde olduklar› söyleniyor. Gerginlik böyle mi düflürülür! Siyaset ilkeli yap›l›r, onurlu yap›l›r. Hiçbir karfl›l›k almadan politika yap›lmaz. Sen dilini bile do¤ru dürüst ö¤re-
nip konuflam›yorsun, çocuklar›na ö¤retemiyorsun; Bahçeli bu konular ve genel olarak Kürt sorunu hakk›nda ne düflünüyor, çözüme dönük bir politikalar› var m›, yoksa inkarda ›srar m› ediyorlar? Bahçeli’nin bu konudaki görüflleri nedir, konufluldu mu? Seni inkar ediyorsa, sen onunla hangi temelde buluflabilirsin. Seni inkar eden, yok sayan bir zihniyetle kucaklafl›labilir mi, senin onurun nerede kal›r! Halk›m›z›n bu kadar eme¤i, çekti¤i ac›lar ne olacak? Siyaset onurlu yap›l›r. Uzlaflma olmayacak, tokalaflma olmayacak demiyorum. Bunun hangi temelde oldu¤u önemlidir. Çözüme dönük bir irade gösterilirse, samimiyet varsa, kardeflçe bir tutum sergilenecekse tokalafl›l›r da, kucaklafl›l›r da. Ben de burada sorgucular›mla tokalaflt›m, bu ay›planacak bir fley de¤il. Onlar samimi olduklar›n›, bu sorunun çözülmesi konusunda ellerinden geleni yapacaklar›n› ifade etmifllerdi ve karfl›l›kl› sayg› çerçevesinde tokalaflm›flt›k. M. Kemal’i bofluna örnek vermiyorum. Cumhuriyetin kurulufl y›llar›nda Kürtlerle ittifak sa¤lan›rken, kucaklafl›l›rken, M. Kemal gerekti¤inde Kürt büyüklerinin elini de öpmüfltü. Yemin meselesinde de önceden bir protokol haz›rlan›p halka ön aç›klama yap›labilirdi. Bu yeminin hangi koflullarla yap›laca¤› belirlenirdi. Tamam, bu yemin anayasal bir zorunluluktur, yap›lmas› gerekir. Fakat böyle oldu¤u gibi kabul etmek do¤ru de¤il. Bu halk›n bu kadar çabas›, eme¤i göz ard› edilmemeliydi. fiöyle denilebilirdi; “Biz bu yemini, Kürt milletvekilleri ve Türk
Eylül 2007 SERXWEBÛN ard› edilemeyece¤i, küreselleflmeyle birlikte yaflamay› ö¤renmek gerekti¤i fleklinde yayg›n bir kan› var. Bu görüfle kesinlikle kat›lm›yorum, benim küresel sermayeye karfl› mücadelem her zaman sürecek. Bu politikalar› kabul etmek zorunda de¤ilim. Ben öyle son zamanlarda söylendi¤i gibi liberal demokrasi anlay›fl›na sahip de¤ilim. Benim anlay›fl›m uzun süredir gelifltirdi¤im, savunmalar›mda da iflledi¤im komünal demokrasidir. Afl›r› bireycili¤in, liberalizmin insanl›¤› getirdi¤i nokta ortad›r. DTP’nin elindeki silah konusuna gelince, DTP’nin öyle silahla bir ilgisi yok, PKK ile hiçbir ba¤lant›s› ve iliflkisi yok. DTP, Kürt sorununun çözümüne dönük politika yapan bir partidir. Sorunun çözümü ad›na PKK ile arabuluculuk yapmaya çal›fl›yor, onu da yapabilirler mi tart›fl›l›r.
aç›k bir flekilde açl›kla terbiye ediyorlar, daha sonra da mikro kredi vb flekillerle sat›n almaya çal›fl›yorlar. Bas›nda da yaz›yordu; AKP finansal sermayenin deste¤ini sonuna kadar kullanm›flt›r bu seçimde. Diyarbak›r ve bölgede erzak ve g›da yard›m› yapm›fllar. ‹nsanlar›n maddi ç›kar karfl›l›¤›nda oyunu satmas› onurlu bir davran›fl de¤ildir. ‹nsanlar sadece onur ad›na aç yaflayamazlar, ama onursuz da yaflanmaz. Bölge halk›n› suçlamak da do¤ru olmaz, ma¤duriyetleri had safhadad›r, bilinçli olarak aç b›rak›lm›fllard›r. Aç insan her fleyi yapar. Asl›nda yard›ma da karfl› de¤ilim. ‹nsanlar açsa tabii ki kar›nlar› doyurulmal›, yard›m edilmeli. ‹nsanlar›n aç b›rak›lacak hali yok. Ama DTP neden bu bilinci halka veremedi, halk› uyaramad›, uyand›ramad›. AKP’nin arkas›nda küresel sermaye var, bu do¤ru, ama bu demek de¤il ki DTP hiçbir fley yapamazd›. DTP de yoksullar›n ihtiyaçlar›n› gidermek için çeflitli organizasyonlar, yard›m kampanyalar› düzenleyebilirdi. Neden çal›flm›yorlar, bunlar hiç bir fley yapm›yor mu? Bu kadar sorun varken yapacak bir ifl mi bulam›yorlar? Bu kadar açl›k varken, do¤al çevre adeta yok edilirken, iflsizlik sorunu bu kadar büyükken, sadece oturup seyir mi ediyorlar? AKP bu kadar çal›fl›yorken onlar ne yap›yordu? DSP’yi de mi kendilerine örnek alam›yorlar. DSP kurulur kurulmaz kadrolar›n› gerekli düzeyde e¤itip donatmak için bir siyaset okulu açt›. Benim ise dilimde tüy bitti. 8-9 y›ld›r, çok say›da siyaset okulu aç›lmas› için öneride bulundum, bir tane bile aç›ld› m›? Hiç mi anlafl›lm›yorum? ‹ran’da da devrimci demokrat ve sol güçler ‹slam Devrimi’nden önce Humeyni’ye destek vermifllerdi. Aldat›ld›lar, devrimden hemen sonra ço¤u öldürüldü, yok edildi. Cezayir’de de benzer fleyler yafland›. Ben, Dev Genç kökenliyim, bu miras› sahipleniyorum. AKP bugün 1920’lerin rövanfl›n› al›yor. Hepsini kastetmiyorum, ama asker de bu sürece katk›da bulunmufl oldu. Il›ml› islam, finansal sermayenin destekledi¤i bir projedir. Kolay de¤ildir, CHP’yi bile ne hale getirdiler,
ne te we .c om
demokratlar› olarak Kürt sorununun çözümü için, Türkiye’deki faflist uygulamalar› ileride düzeltebilmek ad›na, onurlu bir birlikteli¤i, kardeflli¤i tesis etmek ad›na içece¤iz.” Bu flartlar ve kay›tlardan sonra Türk demokrat› olarak da çal›fl›labilir, o zaman “Türk demokrat›y›z” da denilebilir. Hatta ben de kendime “Türk demokrat›” diyebilirim, bu flekilde kendimi tan›mlayabilirim.
57
Küresel sermayeye karfl› mücadelem her zaman sürecek
Halk› açl›kla terbiye etmeye çal›fl›yorlar
Son savunmamda da belirttim; Türkiye sanki baflka bir alternatif yokmufl gibi iki dayatmayla karfl› karfl›ya b›rak›l›yor. Bir yanda AKP’nin küresel sermayenin tam deste¤ini alarak yürüttü¤ü ›l›ml› islam politikalar›, öte yanda da ulusalc› milliyetçi cephenin dayatt›¤› inkarc› politikalar. Halk seçeneksiz b›rak›ld›, insanlara alternatif sunulamad›. DTP bu politikalar› deflifre edip, baflka bir yol oldu¤unu anlatamad› insanlara. AKP, baflta Diyarbak›r olmak üzere bölgede halk› açl›¤a mahkum edip oy devflirme politikas› gütmüfltür. Bu tür politikalar ahlaki ve do¤ru de¤ildir. Halk› çok
ww
w.
En az›ndan Birinci Meclis’teki Kürt milletvekillerinin tutumu örnek al›nabilirdi. Onlar da 1920 meclisinde yemin ettiler. Buras› önemli; bu vatan› birlikte iflgalden kurtarmak ve birlikte özgürce yaflama ad›na yemin ettiler. O dönemin meclisi, anayasas›, o dönemin koflullar› araflt›r›lmal›d›r. Bu flekildeki bir yemin kabul edilebilecek bir yemindi. E¤er Bahçeli de samimiyse, Türkiye’nin karfl› karfl›ya bulundu¤u tehlikeleri görüyorsa, finansal sermayenin Ortado¤u’ya müdahalesini, çat›flt›r›c›, parçalay›c› politikalar›n› ve Irak’› ne hale getirdi¤ini görüyorsa, gerçekten söyledi¤i gibi milliyetçi ve yurtsever ise ve inkar politikalar› yerine kardefllik temelinde kimli¤imizi tan›yacaklarsa, 1920’lerdeki kucaklaflmay› gerçeklefltirmeye haz›rsa gerçek bir kucaklaflma yaflan›r. Türkiye demokratik, güçlü ve örnek bir model halinde gelebilir. Küresel finans›n göz
SERXWEBÛN Eylül 2007
Beni anlamak demek çal›flmakt›r
Do¤ru bildi¤imi hayat›m pahas›na da olsa söylerim
Ben, do¤ru bildi¤imi hayat›m pahas›na da olsa söylerim, hücre cezas› vermeleri de önemli de¤il. Gazete, kitap vermiyorlar, zor da olsa böyle de idare ederim. Her zaman, ‹mral› öncesinde de sonras›nda da çözüm için ne gerekiyorsa do¤ru bildiklerimi söyle-
PKK’yi yem olarak kullanmaktan vazgeçilmeli
fiengal’de yap›lan intihar sald›r›lar›nda 700 civar›nda ezidinin hayat›n› kaybetti¤ini duydum, çok üzüldüm. Ölenlerin yak›nlar›na, baflta ezidiler olmak üzere bütün halk›m›za baflsa¤l›¤› diliyorum. Ama bu konuda daha önce uyar›da bulunmufltum, ezidilere sahip ç›k›lmas› gerekti¤ini
bildiklerimi söyledim. Herkes beni böyle kabul etsin, düflüncelerim ortadad›r, somut önerilerimi sundum, herkesçe de biliniyor. Herkes görüfllerimi
benimsemek zorunda de¤il. Ama bafl›ndan beri herkesin farkl› düflüncelere sahip olsa da özverili bir flekilde mücadelede yer almas›ndan yana oldum”
dim. Komplo sürecinde ABD, gerçeklerin a盤a ç›kmamas› için çok direndi, ama bu gerçekleri kamuoyuyla paylaflabilmek ad›na konufltum. Herkes beni böyle kabul etsin, düflüncelerim ortadad›r, somut önerilerimi sundum, herkesçe de biliniyor. ‹lla herkes benim görüfllerimi benimsemek zorunda de¤il. Ama bafl›ndan beri herkesin farkl› düflüncelere sahip olsa da özverili bir flekilde mücadelede yer almas›ndan yana oldum. Sürekli bütün sol güçleri, devrimci demokratlar›, herkesi kapsayan bir çat› örgütünden söz ettim. Bunun mümkün oldu¤unca genifl tutulmas›ndan yana oldum. Mesela Bask›n Oran üzerinde de bu nedenle durdum. Kendisi gerçek bir demokrat, Türk yurtseveri ve gerçek bir Kemalisttir. Babas› da paflad›r. Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleflmesini isteyen bir isimdir.
w.
ww
DTP’nin kongresi de olacakm›fl. Herkesin sorumlulu¤u var, bu sorumlulu¤un bilinciyle hareket edilmeli, hiç kimse bahane aramamal›d›r. Yeni sivil bir anayasa haz›rlanmas› tart›fl›l›yor. DTP’nin de f›rsat› de¤erlendirip, sorunun çözümüne iliflkin somut önerilerini ve taleplerini kamuoyu ve ilgili mercilerle paylaflmas› gerekir. Yeni anayasada nas›l bir vatandafll›k anlay›fl› öngörülecek ? Kürtlerin asgari talepleri karfl›lanacak m›?
“‹mral› öncesinde de sonras›nda da çözüm için ne gerekiyorsa do¤ru
ne t
Siz de beni tam anlam›yorsunuz. Gerekinse gidin konuflun ilgililerle, uzun uzun anlat›n. Beni anlamayacaksan›z buraya gelmeyin, baflka amaçlarla buraya gelmeyin. Meclise girenler aras›nda benim avukatlar›m var, Aysel var. Onlar da zaman›nda çok gelip gittiler. Beni hiç mi anlamam›fllar? Neden bu hale gelindi? Beni anlamak demek çal›flmakt›r. Bunlar hiç çal›flm›yor mu? Bunca fley bofluna m› yafland›? Kimse s›rt›n› bana dayamas›n. Bunlar›n gece gündüz demeden çal›flmalar› gerekir, oturup bu halk›n sorunlar›n› nas›l çözeriz diye sabahlara kadar tart›flmalar› gerekir. Halktan kopuk olmamalar›, sürekli halkla iç içe olmalar› gerekir. Bunlar ne yap›yorlar! Kad›nlar için de söyleyeceklerim var. Ben bir kad›n özgürlük savaflç›s›y›m, bu konuda çok radikalim. Kad›n benim için çok önemlidir. Kad›na tanr›ça seviyesinde de¤er verdim. Kad›na iliflkin çözümlemelerim biliniyor. Kad›n milletvekillerimiz de var. Üzerlerine düfleni yapmal›d›rlar, kad›nlar›n sorunlar›yla ilgilensinler, tabii ki milletvekili de olmal›lar. Tabii beni do¤ru anlayarak do¤ru uygulamal›lar. Ve en önemlisi çal›flmal›lar. Bir de DTP’li yöneticiler benim ad›m› kulland›klar›nda beni övdükleri gerekçesiyle ceza al›yorlar. Eflbaflkanlar da yan›lm›yorsam bu konuda birkaç y›l hapis cezas› alm›fllard›. Bunlara gerek yok. F tiplerindeki tutuklulara nas›l yaklafl›yorlarsa bana da o flekilde yaklafls›nlar. Benim di¤er tutuklu arkadafllardan hiçbir fazlam yok. Onlar›n koflullar› için ne yap›labiliyorsa benim için de onu yaps›nlar. Temsiliyet önemlidir. Yetenek, uzmanl›k, kapasite, ba¤l›l›k, fedakarl›k gibi kriterler tabii ki olmal›. Ama da¤daki çoban›n bile siyaset yapma hakk› vard›r, bunu göz ard› edemeyiz. fiunu da biliyorum; bir süre sonra milletve-
killerine yönelecekler, düflürmeye çal›flacaklar. Zor da kullanacaklar, gerekti¤inde sat›n almaya çal›flacaklar, milyarlarca lira söz konusu olacak, bu ifller böyledir. Bu tehlikelerin fark›nda de¤iller. Bu tür fleyler geçmiflte de yafland›. Ranta bulaflma olaylar› yaflanabilir, buna dikkat etmek laz›m. ‹çlerinde avukatlar›m da var. Buraya geliyor gidiyorlar, milletvekili oluyorlar, olabilirler, ama beni anlamal›lar ve çal›flmal›lar. Baflka fleylere bulaflmamal›lar, yoksa rezil olurlar.
ew e. c
DTP onlar için çerezdir. CHP ulusalc› milliyetçi politikalar›n› sürdürürse, bir dahaki seçimde % 10’un alt›nda kalacak. CHP bitmifltir, milliyetçilik geliflecekse MHP ile yükselecektir.
om
58
belirtmifltim. Daha ne yapay›m! Ezidilerin imha tehlikesi alt›nda oldu¤u konusunda, baflka di¤er konularda da defalarca uyar›da bulundum, üzerime düfleni fazlas›yla yerine getirdi¤imi düflünüyorum. Ama beni dinliyorlar m›, gere¤ini yerine getiriyorlar m›, bilmiyorum. ‹ran ve Türkiye’nin Irak s›n›r›nda ortaklafla operasyon yap›p, top at›fl› gerçeklefltirdi¤i, hatta ‹ran’›n Kandil’e bir operasyon haz›rl›¤›nda oldu¤u da söyleniyor. Bunu hala göremiyorlar m›? Barzani ve Talabani’ye de bu mesaj›m iletilebilir. Türkiye liderli¤inde Suriye ve ‹ran taraf›ndan bir savafl yürütülüyor, bu bafllam›fl durumdad›r. Türkiye Irak’› kolay kolay b›rakmaz. Barzani ve Talabani Türkiye ile masaya oturup bu konular› do¤ru temelde konuflup çözmeliler. Öyle PKK’yi yem olarak kullanmaktan da vazgeçilmeli.
Eylül 2007 SERXWEBÛN
“AKP’nin her yolu mubah görüp Diyarbak›r Belediyesi’ni almaya dönük giriflimde bulunmas› durumunda PKK’nin yan›t› çok sert olacakt›r. Bu yine bir tehdit olarak alg›lanmas›n. Böyle olaca¤›n› bildi¤im için söylüyorum ve uyar›yorum. Diyarbak›r halk›n› açl›kla terbiye edip, para, rüflvet, rant vb gayri
ne te we .c om
PKK de kendini yem olarak kulland›rtmamal›. Ayr›ca buna güçleri de yetmez. E¤er bu konuda Türkiye ve Suriye savafl› derinlefltirirse, Kürt-flia ittifak› geliflir, bunu biliyorum. Bu tür sald›r›lar karfl›s›nda do¤al olarak kendilerini savunacaklard›r.
59
Halk›n çekti¤i bunca ac› ve y›llar›n çabas› bir ç›rp›da yok say›lamaz
Bir örgütü böyle ayda bir yap›lan bir saatlik görüflme ile yönetemezsiniz. Bu mümkün de de¤il, ahlaki de olmaz. Bir örgütü yönetmek için bazen günde 40 talimat vermek bile yetmez. Zaten bütün konuflmalar›m›z banda kay›tl›, her fley ortada. Geçmiflte de PKK’nin fiilen bafl›nda olmama ra¤men, kontrol d›fl› gruplar›n ortaya ç›kt›¤›n› defalarca anlatt›m. fiimdi de PKK’de böyle gruplar var m› yok mu bilemiyorum. Söyledi¤im gibi, PKK üzerinde hiçbir kontrolüm yok. AKP’nin Diyarbak›r, Van vb illere yönelmesi durumunda bu tür gruplar›n nas›l tepki verece¤ini bilemiyorum, bu nedenle uyar›yorum. Bunlar›n kontrolsüz, fliddet uygulama ihtimalleri vard›r. Benzer gruplar geçmiflte beni bile tasfiye etmeye çal›flt›lar. fiahin Baliç, Mehmet fiener, Sar› Baran, Hog›r, Kör Cemal, fiemdin’in çetesi vb beni tasfiye etmeye çal›flm›fllard›. Çok sevdi¤im Hasan Bindal’›n flehadetini unutmad›m. O zaman neden Hasan› yanlar›nda götürmek istediklerini anlayamam›flt›m. Gidip yerinde inceledi¤imde, Hasan’›n 300 metre kadar derinlikte bir kovu¤un içinde büzülmüfl halde, gö¤sünü içerden parçalayan tek bir özel kurflunla ölmüfl oldu¤unu gördüm. Bunlar› örnek olsun diye söylüyorum. Sorgu s›ras›nda yetkililer de bana “Apo, ko-
ww
w.
Ayr›ca ezidiler konusunda daha önce yapt›¤›m uyar› gibi AKP’nin düflürmek için bütün gücü ile yöneldi¤i Diyarbak›r konusunda da flimdiden uyar›da bulunuyorum. AKP’nin her yolu mubah görüp Diyarbak›r Belediyesi’ni almaya dönük giriflimde bulunmas› durumunda PKK’nin yan›t› çok sert olacakt›r. Bu yine bir tehdit olarak alg›lanmas›n. Böyle olaca¤›n› bildi¤im için söylüyorum ve uyar›yorum. Diyarbak›r halk›n› açl›kla terbiye edip, para, rüflvet, rant vb gayri ahlaki yöntemler uygulan›rsa Diyarbak›r halk› buna gerekli cevab› verecektir. Diyarbak›r halk› fedakard›r, yi¤ittir, mücadelenin yükünü canlar› pahas›na omuzlar›nda tafl›m›flt›r. Halk›n çekti¤i bunca ac›, y›llar›n çabas› ve eme¤i bir ç›rp›da yok say›lamaz. Öyle para u¤runa rant iliflkilerine bulaflm›fl aileler de bu tutumlar›n› terk etmelidir. Bu tür aileler ile oturup konuflulmal›, gerekli uyar›lar yap›lmal›. AKP bu yöntemlerde direnirse Diyarbak›r’da çok kan akacakt›r. Ben uyar›yorum. PKK’nin ne durumda oldu¤unu bilmiyorum. fiu anda onlarla herhangi bir iliflkim söz konusu de¤ildir, olamaz da. Öyle buradan bu koflullarda talimatlarla örgüt yönetilemez.
ahlaki yöntemler uygulan›rsa Diyarbak›r halk› buna gerekli cevab› verecektir”
mutanlar›n sana yanl›fl raporlar gönderiyordu. Biz bunlar› fark ediyorduk” demifllerdi. ‹flte bunlar sonradan kaçan Botan ve onun gibi komutanlard›. Söyledi¤im gibi, bilgim d›fl›nda onaylamad›¤›m›z pratikler de yafland›. Duruflmalarda da söylemifltim, savunmalar›mda da de¤inmifltim; 20 y›l boyunca ayn› zamanda bu tür anlay›fllarla da mücadele ettim. Zaman zaman beni bile kand›rd›lar.
Özgür birliktelik için ad›m at›lacaksa elimden geleni yapar›m
Bas›ndan okumufltum, cumhurbaflkan› taraf›ndan Jak Kamhi’ye Türkiye’nin en yüksek devlet madalyas› verilmifl. Bu madalyay› O’na bofluna vermiyorlar. Ben ta bafl›ndan söylemifltim; bir taraf ‹srail’den yard›m al›yor, s›rt›n› oraya day›yor. Bir tarafsa Suudilere, Dubai Emiri gibi arap fleyhlerine s›rt›n› day›yor, para yard›m› al›yor. Bu çok aç›k ortadad›r. Bu iki kesim de kendisini hem milliyetçi hem de Atatürkçü olarak lanse ediyor. Milliyetçilik bu mudur? Yabanc› sermayeye s›rt›n› dayamak m›d›r? Bunlar›n M. Kemal’e de sayg›lar› yok. M. Kemal olsa böyle mi hareket ederlerdi. Zaman›nda masonlar Selani¤i almas› için onu çok zorlam›fllard›. Ama onu ikna edememifllerdi. M. Kemal son derece gerçekçi yaklaflm›flt›. Bu son madalya olay› da kendilerine ulusalc›y›z diyenlerin asl›nda M. Kemal’le ne kadar çeliflti¤ini göstermektedir. Bütün bu ve benzeri gerçeklerin Türkiye halklar›na çok iyi anlat›lmas› gerekir. Üzerime düfleni yapmaya her zaman haz›r›m. Daha önce de ifade ettim; e¤er gerçekten kardefllik temelinde bir çözüme gidilecekse, özgür birliktelik için ad›m at›lacaksa ben de elimden geleni yapar›m. Bir yetkili gelip benimle bu konular› aç›kça konu-
SERXWEBÛN Eylül 2007
flabilir. Art›k ne bir damla askerin kan› ne de gerillan›n kan› aks›n istemiyoruz. Bu duruma son vermek gerçekten mümkündür. Yeter ki taraflar bu konuda irade göstersinler ve samimi olsunlar. Sonuç olarak da parlamentoda bir grup var. Parlamentoda bar›fl›n ve diyalogun yolu aç›labilir.
Güney’deki Kürtleri BM flemsiyesi alt›na almaya çal›flacaklar. ABD bu konuda Avrupa ile anlaflm›fl olabilir. ‹ran, Türkiye, Suriye de Kürtlere bütün güçleriyle yüklenmeye çal›flacakt›r. ABD belki de bu üçlü bask›y› k›rar. Hangi olas›l›ğ›n güçlü geleceğini ileride göreceğiz.
Savunma düzenine geçmeyen bir toplumun korunabilmesi mümkün de¤ildir
Savunmas›z b›rak›lan halk›m›z›n tedbirlerini alm›yor Talabani ve Barzani ezidiler ile ilgili savunma düzeni almad›ğ› için bu katliama yol aç›ld›. Savunma düzenine geçmeyen bir toplumun korunabilmesi mümkün değildir. Talabani, Barzani de her zaman öyle çok direnebilecek durumda değiller. Konjonktüre göre siyasi durufllar› değifliyor. PÇDK de çok yetersiz, görevlerini yapam›yor.
ew e. c
Hücre cezas›n›n uygulanmas›na baflland›. Sekizinci gününe girdi. Operasyonlar yoğun olarak devam ediyor san›r›m. Cenazeler de verilmiyormufl. Ailelerin avukatlar› baflvuruda ve suç duyurusunda bulunabilirler. Bu konuda gerekli giriflimlerde bulunsunlar. Kahtaniye’de ezidilerin katledilme-
“Ezidilere yönelik sald›r›lar›n olaca¤› konusunda uyarm›flt›m. Kerkük’te de her gün katliam oluyor. Halk›n kendisini savunma olanaklar›n› sa¤larlarsa öyle
köylerin içerisine gidip araçla, 500 kiloluk patlay›c›larla eylem yapamazlar. fiengal katliam›, ‹ran operasyonlar›, napalm kullan›lmas› hadisesi ve
ne t
bana uygulanan hücre cezas› birbirleriyle ba¤lant›l›d›r”
Oradaki savunmas›z b›rak›lan halk›m›z›n tedbirlerini alm›yor. Savunma düzenine geçip katliama engel olam›yor. Savunma düzenine geçmezsen halk› nas›l koruyabilirsin? Talabani, Barzani için de iflbirlikçi kavram›n› kullanm›yorum, onlar› bu flekilde suçlam›yorum, ama onlar da görevlerini yapm›yorlar. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Suriye, Türkiye ve ‹ran bu tür eylemleri ileride daha da çoğaltacak, daha büyük eylemler olacak. ‹ran hizbullah üzerinden, Suriye ise Arap örgütleri üzerinden katliam yapacak. Kemalist ayd›nlar›n tasfiye edilmesi de bununla bağlant›l›d›r. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner K›fllal› ve di¤er Kemalist ayd›nlar›n öldürülmesinin ard›nda ‹ran vard›r. Devlet de buna yeflil ›fl›k yakt› ve katliamlar›n önünü açt›. Yeflil ›fl›k yak›lmas›ndan dolay› Batman ve diğer bölgelerde bize karfl› savafl›p, binlerce insan öldürdüler. Bask›n Oran da Kemalist bir ay-
ww
w.
si büyük bir olayd›r. Ezidilerin katledilmesi tehlikesine karfl› daha önce de uyarm›flt›m. ‹ran ile ilgili de uyar› yapm›flt›m. ‹ran çok ac›mas›zd›r, güçlü devlettir, katliam yapacakt›r. Orada tehlike alt›nda bulunan bir k›s›m halk›m›z›n güvenli bir bölgeye, Bradost bölgesine tafl›nmas› gerektiğini belirtmifltim. Bu konuda bir fleyler yap›l›yor mu, söylediklerimi yerine getiriyorlar m›, bilmiyorum. Oradaki savunmas›z halk›m›z›n güvenli bölgelere tafl›nmas› ve BM flemsiyesi alt›na al›nmas› sağlanabilir. PKK yeterince sağl›kl› anlam›yor. 1915’lerden önce Ermenilerin çok destekçileri vard›. Uluslararas› güçler anlaflt›lar ve desteklerini çektiler, yaln›zlaflan Ermeniler 1915’teki katliamdan kurtulamad›lar. fiimdi Rumlara, Ermenilere yapt›klar›n› Kürtlere de yapmaya çal›flacaklar. Kürtleri birçok bölgeden kovmaya, ç›karmaya çal›flacaklar. Ama Kürtlerin s›ğ›nabileceği bir oluflum var Güney’de.
d›nd›r. Onun için bahsetmifltim. Ama onlar da zay›ft›rlar, say›lar› azd›r. Uyar›yorum! Daha önceden de uyarm›flt›m ezidilere yönelik sald›r›lar›n olacağ›n›. Neden güvenlik önlemi alm›yorlar? Kerkük’te de her gün katliam oluyor. Halk›n kendisini savunma olanaklar›n› sağlarlarsa öyle köylerin içerisine gidip araçla, 500 kiloluk patlay›c›larla eylem yapamazlar. fiengal katliam›, ‹ran operasyonlar›, napalm kullan›lmas› hadisesi ve bana uygulanan hücre cezas› birbirleriyle bağlant›l›d›r. ‹ran sald›r›lar› sonucunda köyler boflalt›lm›flt›. Halen devam ediyor herhalde. Haciümran bölgesinde 5 metre yükseklikte 4 km uzunluğunda beton duvar örüyormufl. Türkiye’de de Irak s›n›r›nda 470 km uzunlu¤unda duvar örme düflüncesinin tart›fl›ld›ğ›, Ankara’da bunun planlar›n›n yap›ld›ğ› yaz›l›yor. Bu, hükümetin plan›d›r. Yeni fiafak gazetesinin görüflü hükümetin görüflüdür. Duvar örmekle oradaki insanlar› tamamen kendiniz ay›rm›fl olursunuz. ‹srailFilistin aras›nda örülen duvar gibi. Doğu’da Komela ve ‹-KDP gibi örgütler önemli oranda zay›flam›fllar ve diğer gruplarla birlikte PJAK’a karfl› tav›r alm›fllar galiba, bir dönem Türkiye’deki küçük örgütlerin PKK’ye karfl› tak›nd›klar› tav›r gibi. Bu sorunlar afl›l›r.
om
60
AKP’nin yükselifli marifet de¤il devlet düzenlemesidir AKP’nin yükselifli, % 46’l›k bir oy almas› sadece AKP’nin marifeti değil, demokrasi de değildir. Sahte demokrasidir, devletin iflidir. Yani bir devlet düzenlemesidir. Sezer ve CHP, hepsi anlaflm›flt›, AKP’nin yükseliflini sağlad›lar. Il›ml› islam modelini getirttiler, islam modeli değil. Bu devlet düzenlemesine göre AKP’ye bir rol verildi, CHP’ye ayr›, MHP’ye ayr› bir görev verildi. MHP’nin ‹ç Anadolu’da oy almas› sağland›. CHP’ye ald›ğ› kadar oy sağland›. DTP’de de baz› flah›slar üzerinden yapmaya çal›flacaklard›r. DTP devletle görüflmesin demiyorum. Devletle, baflka kurumlarla, herkesle de görüflülebilir. Bunlar bir partinin siyasi faaliyetleridir, fakat ilkeli siyaset yap›lmal›d›r.
Eylül 2007 SERXWEBÛN
ne te we .c om
AKP de bundan böyle tek tarafl› bir düzenleme yapacak. ‹lk savunmamda “güdümlü demokrasi” tabirini kullanm›flt›m. AKP de bundan böyle güdümlü demokrasiyi gelifltirecek. Yani her fleyi bir devlet düzenlemesi etraf›nda yapmaya çal›flacak. Demokrasinin tan›m› olan, devlet müdahalesi olmadan toplumda kendili¤inden bir geliflme varsa, bunu engelleyecekler. 8 y›l evvel yetkililere, tek tarafl› ad›m atamazs›n›z demifltim. AKP bundan sonra güdümlü demokrasiyi iflletecek, bölgede insanlar› iflsizlefltirip yoksullaflt›racak, tarikat flefleri ve afliret kal›nt›lar›na dayanacakt›r. Gerçek tarikatlar› kastetmiyorum. Gerçek tarikatlar, dürüst tarikatlar vard›r, bunlara bir diyece¤im yok. Ama bu tarikatlar gerçek tarikatlar de¤il, bunlar› iyi tan›yorum. Bunlar namaz dahi k›lmazlar, oruç tutmazlar. Her birinin bir sürü kar›s›, fluyu buyu vard›r. Bunlar sahtekard›rlar, bunlara çok dikkat edilmesi gerekir. ‹flsizlikle, yoksullukla bunlar insanlar› kand›racaklar. Belediye baflkanlar›n›n üzerine de gidecekler, daha fazla da gidebilirler. Daha fazla üzerlerine giderlerse görevden de alabilirler. Bu mant›klar› demokrasi ile ba¤daflm›yor. AKP, tarikat flefleriyle kurdu¤u iliflkilerle bölgede oyunlar içerisindedir. M. Kemal 1920’lerde tarikatlar› tasfiye etti. Nedeni dine karfl› oldu¤undan de¤ildi. Gericidirler diye tasfiye etti. Bundan sonrada tek tarafl› olarak ciddi olmayan birkaç düzenleme yapacak, bizi de muhatap almamaya çal›flacaklard›r. A¤ar’› tasfiye ettiklerine göre, beni muhatap almalar›n› beklemek safl›k olur. A¤ar, Türkiye’de gerçekten liberal demokrasiyi istiyordu, kendini buna haz›rlam›flt›. Daha önce de bunu ifade etmifltim; A¤ar devletin en tepesinde güvenlik ve idari hizmetlerde bulundu. Devlete en çok
61
hizmet eden biriydi. Devlet A¤ar’› istemedi ve tasfiye etti. A¤ar’› tasfiye ettiklerine göre beni hayli hayli tasfiye etmeye çal›flacaklard›r.
Buradaki koflullar›n çok a¤›r
ww
w.
PKK beni pratik Önder olarak görüyor. Bu do¤ru bir anlay›fl de¤il. Biz devletin esiriyiz, devletin elindeyiz. Buradan pratik önderlik yapamam. Benim buradan pratik önderlik yapamayaca¤›m anlafl›lmal›d›r. Onlar da bunu anlamak zorundad›rlar. Bunu herkes bilmeli. Tecrit çok a¤›r bir fleydir. Burada sanki bir tabuttay›m. Tabutta olan birisi d›flar›ya seslenemez, d›flar›yla konuflamaz. Bu durumda iletiflim ne kadar sa¤l›kl› olabilir. Pratik önderlik günlük en az k›rk talimat gerektirir. Ben bunu bu koflullarda nas›l yapabilirim. Bu koflullara ra¤men benim pratik önderlik yapmam haks›zl›k olur, ahlaki de olmaz. Devlet müsaade etse bile ben yapmam. Kendileri hangi örgütlenmeyi yapacaklar, nas›l baflar›l› olacaklar, nas›l örgütlenecekler, baflar›l› olacaklar m› olmayacaklar m›, ben bilemem, kar›flamam. Bir iki konuda aç›klamada bulunmufltum. Devlet de bundan dolay› disiplin cezas› verdi. Devletin bana di-
“Ben ancak politik görüfllerimi ifade edebilirim, pratik önder olamam.
Baz› özdeyifllerim var, onlar› ifade ediyorum. Herkes beni pratik önder olarak görüyor; PKK pratik önder olarak görüyor, DTP pratik önder olarak görüyor. Benim gelip onlar› kurtarmam› bekliyor. Ben tanr› de¤ilim, bir kahraman da de¤ilim. Sadece dürüst, vicdan sahibi bir demokrat, halkç› biriyim”
siplin cezalar›n› vermesinde, benim bu duruma gelmemde PKK’nin de sorumlulu¤u vard›r. PKK beni pratik önder olarak görüp ona göre davran›yor, devlet de bunu görüyor ve ciddiye al›yor. Konuflmalar›ma ceza vermeye çal›fl›yor. Devlet istese her sözüme farkl› bir anlam biçip disiplin cezalar›yla beni bo¤abilir, ama devlet anlay›fll› bile davran›yor. Avukatlar›m da Avrupa’daki, A‹HM’deki davalar›m› takip etmeye devam edip, haklar›m› korumak için hukuki mücadele verebilirler. Yunanistan’daki davay› da açabilirler. Orada hakk›mda verilen karara itiraz eder veya yeni bir dava açabilirler. Bu mümkün olmazsa, durumu A‹HM’e tafl›y›p orada da dava aç›labilir. Bunun bir yolu bulunmal›. Buradaki koflullar›m çok a¤›r. Hiç kimse bu flartlara dayanamaz. Benim yerimde siz olsayd›n›z ancak üç gün dayanabilirdiniz, bas bas ba¤›r›p kafan›z› duvarlara çarpard›n›z. Ben yine de dayanmaya çal›fl›yorum. Bu koflullarda farkl› bir yola da baflvurabilirdim; Kemal Pir ya da di¤erleri gibi anl›k çok fliddetli bir direnifl gösterebilirdim. Ama bunlar› bu koflullarda yapmay› do¤ru bulmuyorum. Kald› ki bunun yarar› da yok. Çok düflündüm, yaflamam daha yararl› olabilir. Bu flartlara ra¤men dayanmaya, görüfllerimi ifade etmeye çal›fl›yorum. Her fleye ra¤men bu süreci bundan sonra da götürmeye çal›fl›r›z. Vicdanl› olunmal›. Benim içinde yaflad›¤›m koflullar her yerde anlat›lmal›. Halit Çelenk, Deniz Gezmiflin avukat›yd›. Halit Çelenk Deniz Gez-
SERXWEBÛN Eylül 2007
‹ktidar olma hastal›¤› bir nebze herkeste vard›r
ne t
Ben ancak politik görüfllerimi ifade edebilirim, pratik önder olamam. Baz› özdeyifllerim var, onlar› ifade ediyorum. Herkes beni pratik önder olarak görüyor; PKK pratik önder olarak görüyor, DTP pratik önder olarak görüyor. Benim gelip onlar› kurtarmam› bekliyor. Ben tanr› de¤ilim, bir kahraman da de¤ilim. Sadece dürüst, vicdan sahibi bir demokrat, halkç› biriyim. Benim ideolojik, felsefik düflüncelerimle ilgili 500 kitab›m var her fley var orada, als›nlar okusunlar daha ne istiyorlar benden. Bu flartlarda kimseyi kurtaramam. Avrupa’daki davalar›m devam edecek, bunlar› birlikte takip etmeye devam edece¤iz. Görüfllerimi ifade etmeye devam edece¤im. Yeni bir savunma haz›rl›yorum. Çok kapsaml›, çok de¤iflik bir savunma, yazmaya bafllad›m. Uzun zaman alacak. Avukatlar›m da savunmam› hukuk tekni¤i bak›m›ndan inceleyebilir. Bana ba¤l› oldu¤unu iddia edenlerin gözyafl› dökmesi ve maruzat bildirmesi do¤ru de¤il. Kimse bana bu tür mazeretlerle gelmesin. ‹ktidar hastal›¤› ile en çok ben savaflt›m. ‹ktidar olma hastal›¤› bir nebze herkeste vard›r. Bunu herkes için söylüyorum. ‹ktidar odaklar›yla, oyunlar›yla savaflamayacaklarsa bu ifle girmesinler. De¤er afl›nmas› varsa, afl›nd›ranlar›n üstüne gideceksiniz. Bunu kimseye bireysel olarak söylemiyorum, herkes için söylüyorum. Herkes sorumlulu¤unu tam yerine getirecek. Bir fley yapamayan, mücadele edemeyen herkes bana göre sadece insan taslaklar› niteli¤indedir. Siyasetçiysen siyaseti tam yapacaks›n, demok-
ratsan tam bir demokrat olacaks›n. Demokratl›¤›n ilkelerini yerine getireceksin. Gerillaysan gerillac›l›¤›n› tam yapacaks›n, avukatsan avukatl›¤›n› tam yapacaks›n. ‹flini tam yapamayacaksan bu do¤ru bir anlay›fl olmaz. Mandela’ya selamlar›m› gönderiyorum, ona ad›ma flunlar iletilebilir: Benim Afrika yolculu¤um Güney Afrika’ya ulaflmak ve kendisiyle görüflmek amaçl›yd›. Daha sonra Kenya oyununu karfl›ma ç›kard›lar ve beni engellediler. Onlar›n mücadelesine yüksek de¤er biçiyorum. Bizim mücadelemize bak›fllar›n› de¤erli buluyorum. Herkes için söylüyorum; herkes bu süreçte görev almal›d›r. Bas›nda Irak’ta Bush ve Talabani’nin görüfltü¤ü belirtiliyor. Talabani, Barzani ve Bush önemli kararlar alacaklar. Daha iyi geliflmeler de olabilir, daha kötü geliflmeler de. ABD’de Kerkük referandumunun ertelenmesi mi tart›fl›l›yor? Ne referandumu! Kerkük’te her gün katliamlar oluyor. Bu sahtekarl›kt›r. Kerkük’te her gün bomba patlam›yor mu? Bir de Güney’de AKP ile iliflkili Adalet ve Özgürlük Partisi’nin kuruldu¤u belirtiliyor. Kurup ne yapacaklar, herhalde birtak›m fleyleri hesapl›yorlar.
Demokratik özerklik demokratik siyaset demokratik toplum demokratik cumhuriyete dayan›r
Bir savunma haz›rl›yorum. Verilmeyen 125 sayfal›k savunmadaki görüfllerimi de içeriyor, hatta afl›yor. Son hücre cezas›na iliflkin de 5 sayfal›k bir dilekçe yazm›flt›m. ‹nfaz hakimli¤inden cevap geldi. Dilekçemi cezaevi idaresine ve savc›l›¤a göndermifller. Ordan al›nabilir.
w.
ww
Son 5 sayfal›k savunmamda da savc›lara söyledim. Benim görüfllerim flunlard›r, beni yarg›layacaks›n›z bunlardan yarg›lay›n. Bunlar benim do¤ru bildiklerimdir. Benim siyasi bir kiflili¤im var, sorumlulu¤um gere¤i bunlar› söylemek zorunday›m. Beni hücreye de atsan›z bunlar› söylemeye devam ederim. Ama benim görüfllerimi herkes do¤ru bilsin, görüfllerim bunlard›r diye belirttim. Önceki cezalarda oldu¤u gibi, c›mb›zla birkaç cümleyi al›p ceza vermeleri do¤ru de¤il. Savunmamda bütün bunlar› iflliyorum. Avrupa Konseyi buradaki koflullar›m› çok iyi biliyor. Buraya getirildi¤im ilk gün CPT’den bir kifli de buradayd›. Koflullar›m› onlarla görüflüp öyle belirlemifller. Hatta o zaman bana “flimdi koflullar›n›z bu, biz izlemeye devam edece¤iz” diyordu. O gün burada olduklar›na göre onlar da biliyordu. Bu nedenle onlar›n da sorumlulu¤u var. Bu komployla amaçlanan PKK’nin, daha do¤rusu Özgürlük hareketinin tasfiyesiydi ve birçok devlet yer ald›. Avrupa Konseyi, Rusya, ABD, Yunanistan, tabii ‹srail, ‹ran ve Suriye daha sonra ikili görüflmelerle ba¤land›lar, Güney’deki federe yap› bir bütün olarak bu iflin içindeydi. Bizim tasfiyemiz karfl›l›¤›nda her devletin kendine göre bir hesab› vard›. Avrupa’n›n ekonomik istekleri vard›, Türkiye ekonomisi onlara aç›lmad› m›? Türkiye ekonomisinin % 50’sini götürmediler mi? Rusya daha ben oradayken do¤al gaz ile ilgili Mavi ak›m projesini imzalad› ve beni ç›kard›. Yunanistan’›n Türkiye ile K›br›s ve Ege meseleleri çözülecekti, bu süreç devam ediyor. Söyledi¤im gibi, amaç bizi, Özgürlük hareketini tasfiye etmekti, ama ifller her zaman beklendi¤i gibi olmuyor, ka¤›t üzerinde planland›¤› gibi yürümüyor. Özgürlük hareketi, biz, gördü¤ünüz gibi halen buraday›z. Bu yaflad›klar›m›z ABD’nin Ortado¤u’ya dönük planlamalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildi. Ama söyledi¤im gibi, ifller planland›¤› gibi yürümüyor. Geçti¤imiz haftalarda Altan Tan’a iliflkin olumlu say›labilecek de¤erlendirmeler yapm›flt›m, ama bunu bir özelefltiri olarak söylüyorum. Hatta ken-
ew e. c
mifl’e iliflkin birkaç kitap yazm›flt›. Kald› ki Deniz Gezmifl 1-2 y›l hapiste kalm›flt›. Ben 9 y›ld›r buraday›m. Avukatlar›m da koflullar›mla ilgili en az 5-10 kitap yazabilirdi. Bana ac›y›n demiyorum, ama yap›lacak çok fleyin oldu¤unu ifade etmek istiyorum.
om
62
Eylül 2007 SERXWEBÛN
63
“Otoriter cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçifli sa¤lamak gerekiyor. Benim söyledi¤im de otoriter cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçifltir. Ama AKP’nin duruflu cumhuriyetin bütün kazan›mlar›n› tehdit etmektedir.
ne te we .c om
Cumhuriyet, demokratik cumhuriyete dönüfltürülece¤ine siyasal islama teslim
iliflkili. Binlerce Kürt yurtseverini vahflice katleden hizbullah bunlardan ba¤›ms›z de¤ildir. Bunlar halk›m›za iyi anlat›lmal›d›r. Yaflanan vahfleti unutmamak gerekiyor. Diyarbak›r’da insanlara arkadan yaklafl›p baltayla ya da enselerine tek kurflun s›karak binlerce gariban Kürt yurtseverini öldürmediler mi? B›raksalar hepimizi vahflice katlederler. Önce Bahriye Üçok, U¤ur Mumcu gibi sol Kemalistleri katlettiler, daha sonra devlet –ki devletin tümünü zan alt›nda b›rakmak istemem– baz› valiler ve garnizon komutanlar› eliyle özellikle 1992’de hizbulkontra olarak Kürtlere karfl› kulland›. Örne¤in Batman Valisi. Diyarbak›r mahkemesi y›llar sonra verdi¤i kararda, bu yöntemin ne kadar hatal› oldu¤unu belirtiyordu. Yani mahkeme bile bunu kabul edilemez bulmufltu. Bugün art›k M. Kemal’in cumhuriyeti bitmifltir, Il›ml› islam dönemi bafllam›flt›r. Bunun böyle olmas›nda Baykal’›n çok büyük günah› vard›r. Ordudan da bir kesimin katk›s› oldu buna. Baykal, kemalizmin sol demokrat yorumunu yaparak güncellefltirebilseydi, bunun önüne geçebilirdi, ancak ulusalc› faflist söylemde direndi ve bugünkü geliflmelerin önünü açt›. Bask›n Oran gibi kemalistleri bu yüzden s›k s›k an›yorum. Onlar›n gerçek kemalistler oldu¤unu ve bu tehlikeyi görmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bask›n Oran iyi bir hocad›r, demokratt›r, ama tehlikeyi tam olarak göremiyorlar. Bu, sadece Kürtlerle ilgili de¤il. Ben de bafl›nda siyasal islam› önemsemedim. Bir dönem gençli¤imde, lise ça¤lar›mda içlerinde yer ald›m, daha sonra sosyalizm düflüncesiyle tan›flt›m. ‹deolojilerinin tehlikesini göremedim, bir avuç softa deyip geçtim, ama yan›ld›¤›m› sonra anlad›m. Bunlar öyle çok basit de¤il, çok planl›, kapsaml› çal›fl›yorlar. Son derece ac›mas›zlar. Özellikle ‹ran’a dayananlar. ‹ran’›n komplocu gelene¤i çok eski ve meflhurdur. ‹ran’›n komplocu gelene¤ini Irakl› Kürtlerden
edilmifltir. Bunu aç›kl›kla söylüyorum ve bu Baykal eliyle yap›lm›flt›r” disiyle konuflulabilir, görev de alabilir demifltim. Daha sonra gazetedeki yaz›s›n› okudum, ihale ifllerine de kar›flm›fl. Alevi ve ezidi Kürtleri, solcular› Kürtlerin bafl›na getirdi¤imi söyleyerek, güç kaybetmemi sa¤lamaya çal›fl›yorlar. Böylece kitleden uzaklaflt›racaklar, kafa kar›flt›racaklar, nifak sokacaklar, beni halk›n gözünde düflürmeye çal›fl›yorlar. Duruflumdan dolay› benden nefret ediyorlar, ellerinden gelse bir kafl›k suda bo¤arlar. Bunlar bir ekiptir ve bilinçli hareket ediyorlar, bunlar›n oyununa gelmemek laz›m. Halk›m›za bu oyunlar iyi anlat›lmal›. Baz› isimler de verece¤im; Ali Bulaç, Altan Tan, Mehmet Metiner gibi.
Bektafli tarikat›n›n tasfiyesinden sonra Nakflilik devlet tarikat› haline geldi
ww
w.
Bunlardan ikisi daha önce partide de görev alm›fllard›. Daha önce bunlarla görüflülsün demifltim, ama flimdi tekrar söylüyorum, özelefltiri olarak anlayabilirsiniz; onlar hakk›nda yan›lm›fl›m. Bunlar Kürt iflbirlikçileridir. Halk›n bunlar› tan›mas› gerekiyor. Bunlar AKP’nin içindeler, hepsi Güney’de çok büyük ihaleler al›yorlar. Bu ihaleler d›fl›nda da milyarlarla para aktar›l›yor. Bir ayaklar› her zaman Güney’dedir. Bunlar Türkiye’nin ajan›d›r demiyorum. Ajand›rlar, ama karmakar›fl›k iliflkileri var. Bunlar ayn› zamanda Nakfli gelene¤inden geliyorlar. Bunlar gözü kara adamlard›r. Bunlar›n mazisi Sultan Mahmut’a kadar gider. O dönem, Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›na, 1826’lara kadar gider. Yeniçeri Oca¤› Bektafli tarikat›yd›, biliyorsu-
nuz. Büyük bir katliamla tasfiye edildikten sonra, Nakflilik bir çeflit devlet tarikat› haline geldi ve onlar›n yerine geldi. Tabi bu geliflmelerle birlikte Yavuz Selim döneminde bafllayan Kürtlerin mirlikler dönemi de sona ermifltir. Mirlikler düzeninin yerini tarikatlar ve fleyhler almaya bafllam›flt›r. Mesela Halidi Ba¤dadi var, Süleymaniyelidir. Ondan sonra bugüne dek Nakfli gelene¤i devam etmifltir. M. Kemal zaman›nda Seyit Abdülkadir de bu gelene¤in temsilcisidir. M. Kemal kendisine ‹ngiliz süsü verilmifl iki ajan gönderip düflüncelerini ö¤renmifl ve ‹ngiliz yanl›s› oldu¤u için ilk idam edilenlerdendir. Said-i Nursi de Nakflilik gelene¤inden gelir, biliyorsunuz; Teflkilat-› Mahsusa’n›n adam› olarak Moskova’dan fiam’a kadar görev yapm›flt›r. M. Kemal cumhuriyetin bafl›nda Said-i Nursi ile görüfltü, cumhuriyet için çal›flmas›n› istedi. Said-i Nursi buna yanaflmad› ancak bildi¤iniz gibi fieyh Sait isyan›na da kat›lmad›, kenarda durdu. Siyasal islam, cumhuriyetin bafl›ndan beri partilerle iliflkili. Geçmiflte DP, daha sonra AP ve Milli Selamet, flimdi de AKP ile devam ediyor. Bu yeni bir fley de¤il. Siyasal islam›n bir kanad› Suriye üzerinden Suudilere dayan›yor, oradan ekonomik yard›m al›yor. Bir k›sm› da ‹ran ile
SERXWEBÛN Eylül 2007
w.
Türkiye iki çizgi aras›nda seçim yapmak zorunda de¤il
ww
Bofluna güdümlü demokrasi tabirini kullanmad›m. Türkiye’de CHP ve MHP, devlet bürokrasisinin de bir kesimini yan›na alarak faflizme varan bir ulus devletçilik gelifltiriyorlar. Kürtleri tamamen d›fllayan, Kürtlere hiç yer vermeyen bir durufllar› var. AKP ise islam› kullanarak iflbirlikçi Kürtlerle, iflte bu yukar›da bahsetti¤im Kürtlerle siyasal islam› gelifltirerek cumhuriyeti bugünkü haline getirdi. CHP’nin ülkücülerden daha koyu faflizan ulus devleti savunan k›z›l elmac› çizgisiyle AKP’nin siyasal islam çizgisi aras›nda tercihe zorlan›yoruz. Sadece Kürtler için söylemiyorum. Bu iki çizginin d›fl›nda de-
ye ederler. Siyaset dedi¤iniz uza¤›, ileriyi görme sanat›d›r. Benim için siyaset budur. AKP’nin bölgeye yönelece¤i çok önceden belliyken, tedbir almad›lar, halk› bu konuda örgütlemediler. Halk›n demokratik örgütlenmesini sa¤lay›n, halk› binlerce sivil toplum örgütü ile toplay›n demedim mi? Bu kuflatmay› ancak bu flekilde aflabilirsiniz. Bu ifller söylemekle olmaz. Baykal’›n kalelerini birer birer düflürdüler. Senin kaleni de düflürürler. AKP’nin arkas›nda ABD dahil uluslararas› güçler vard›r. Ordunun bir k›sm› da AKP’nin karfl›s›nda duramad›. AKP sizin bütün ekonomik olanaklar›n›z› kesecek. Sonra da halk›m›za gidip, bunlar çal›flam›yor, bunlar beceriksiz diyecektir. Demeye de bafllad›lar. Siz hal-
ew e. c
mokratik cumhuriyetin benim çizgim oldu¤unu belirtiyorum. Türkiye iki çizgi aras›nda seçim yapmak zorunda de¤il. Demokratik cumhuriyet seçene¤inin yeniden ciddi biçimde tart›flmaya aç›lmas›n› istiyorum. Demokratik cumhuriyet üniter yap›yla da, s›n›rlarla da çeliflmiyor. Bu söyledi¤im kemalizm ile de çeliflmiyor. M. Kemal cumhuriyeti kurmufltur, otoriter cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçifli sa¤lamak gerekiyor. Benim söyledi¤im de otoriter cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçifltir. Ama flu an AKP’nin duruflu cumhuriyetin bütün kazan›mlar›n› tehdit etmektedir. Atatürk’ün cumhuriyeti demokratik cumhuriyete dönüfltürülece¤ine siyasal islama teslim edilmifltir. Bunu aç›kl›kla söylüyorum ve bu Baykal eliyle yap›lm›flt›r. Baykal yürüttü¤ü kötü siyaset tarz› ile bunlara sebep olmufltur. Baykal’›n oynad›¤› rolü DTP içinde oynayacak biri de olabilir. Baykal flimdi de bas bas ba¤›r›yordur. Ordunun da bir bölümünü –bütünü diyemiyorum– arkas›n› alarak seçime gitti, ama seçimlerin sonucu ortada. Darbe yapt›rmaya da çal›flt›. Sonuç alamad›. Muhtemelen flimdi yine çal›flacakt›r. Ama büyük ihtimalle sonuç alamayacakt›r. Baykal, kalelerini bir bir AKP’ye kapt›rd›. Bunu zaten tart›flacakt›m, ama yeri gelmiflken bahsetmek istiyorum.
ne t
ö¤rendim. Bilindi¤i gibi Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk, dini kisve alt›nda bir Haflhaflinin elini öpme bahanesiyle yan›na yaklafl›p çorab›ndan ç›kard›¤› hançeri saplamas›yla öldürülmüfltür. Ben de benzer bir an›m› anlatay›m: Beni Suriye’de görmeye gelen bir ‹ranl› ile ayn› odadayd›k. Elbiselerini almak için arkamda duran valizinin bafl›na gidince bu olay› hat›rlad›m ve yönümü ‹ranl›ya döndüm. Adam benim bunu yapt›¤›m› görünce flafl›rm›flt›. Hizbullah da ayn› yöntemleri uyguluyordu. Normal sizin gibi k›yafetler giyip, hiç belli etmeden arkadan yaklafl›p gariban yurtsever insanlar›m›z› katletmedi mi? Dan›fltay bask›n›n› yapan Alpaslan Arslan ifadesinde “Cumhuriyet gazetesine bomba att›m, cumhurbaflkan›n› da vuracakt›m” diyor. Adam rahat rahat konufluyor. Öyle sabukluyor diye düflünmeyin, söylediklerinde gerçeklik pay› vard›r. Bu adamlar gözü karad›r, arkalar› da bofl de¤ildir. Radikal islam falan diyorlar, ama bunlar siyasal islamdan ba¤›ms›z de¤il. O da, ‹stanbul’daki sinagog sald›r›lar›n› yapanlar da Bingöllü de¤il miydi? Bir de bu Velio¤lu ekibi vard›, onlar da Mardin ekibiydi. Hizbullah’›n 1992’de kulland›¤› yöntemleri flimdi bunlar kullan›yor. Bunlara dikkat çekmek istiyorum. Bunlar›n hepsi Kürt de¤il mi? Halk›m›z bu tehlikelere karfl› uyan›k olmal›d›r.
om
64
Siyaset uza¤› ileriyi görme sanat›d›r
Baydemir’in baz› aç›klamalar› olmufltu. Bizimkiler uyan›k olmal›. AKP çok sistemli çal›fl›yor. Do¤rudur, devletin bütün imkanlar›n› kullanarak üzerlerine gidecekler. Seçimlerde halka ekonomik yard›m da yapm›fllard›r oy almak için. Ben belediyelerin ekonomik olarak ç›kar elde ettiklerini söylemiyorum, ama belediyecilik böyle yap›lmaz. Siyaseten gerekli ciddiyeti, duruflu göstermezseniz AKP sizi afl›p geçer. Daha önce defalarca söylemifltim; do¤ru siyaset yürütmezseniz sizi tasfi-
k›m›z› bafl›n›za toplayacak, AKP’nin Kürtlere yönelik politikalar›n› deflifre edeceksiniz, siyasal islam›n hizbullah prati¤ini unutturmayacaks›n›z. fiimdi yeni anayasa tart›flmas› yürütülüyor galiba. Bu konuya iliflkin flimdiden söyleyeyim; demokratik özerklik sa¤lanmazsa benim oyumun rengi hay›rd›r. E¤er demokratik özerkli¤e iliflkin tutumlar›nda bir de¤ifliklik olmazsa, Kürtlere önerim budur. DTP ye önerim de demokratik özerkli¤i siyasal programlar›na almalar›d›r. Bunlar› öneri olarak söylüyorum. Yoksa öyle DTP benim kurdu¤um bir partidir fleklindeki iddialar gerçekçi de¤ildir. Ben sorumlulu¤um gere¤i bu önerileri yapmak zorunday›m. Uyup uymamak onlar›n sorunudur, düflüncelerimi söylüyorum. Devlet de al›p kullanabilir, DTP de. Ben Kürtlere önderlik ettim. Sonra Apo bize
Eylül 2007 SERXWEBÛN
65 at›yor, ama kendisi de bunun nereye varaca¤›n› bilmiyor. Çözüme dönük herhangi bir mesajlar› var m›? Vatandafll›k tan›m› ile ilgili tart›flmalar bas›na yans›yor. “Türkiye cumhuriyetinde yaflayan bütün etnik gruplar Türk’tür” fleklinde bir tan›mdan bahsediliyor. Bu kabul edilemez. Bu flekildeki bir tan›m dayatma olur. M.Kemal bile “ne mutlu Türküm diyene” sözünü o dönem hor görülen Türk kimli¤ini onure etmek için söylemiflti. Osmanl› döneminden kalma Türklü¤e yüklenen olumsuz anlamlar›n önüne geçmek, Türklü¤ün utan›lacak bir fley olmad›¤›n› anlatmak için bunu söylemifltir. Ben de “ne mutlu kürdüm diyene” diyebilirim, bunda bir sorun olmaz. Kürtlük utan›lacak bir fley de¤il. Anayasada yapmaya çal›flt›klar› de¤ifliklikler flekli de¤iflikliklerdir. Özde demokratik bir de¤iflim gerekiyor, özde demokrat de¤iller. Bir belediyeler ve demokratik özerklik, bir de anayasayla ilgili olarak daha önce belirtmifl oldu¤um düflüncelerimi iki broflür haline getirip DTPlilere, belediyelere, ayd›nlara ve di¤er ilgililere verirsiniz. PJAK ve PKK zaten kendi topraklar›nda siyaset yap›yor. ‹ran’la çat›flmalar devam ediyor mu? ‹ran, Suriye ve Türkiye anlaflm›fllard›r. Bu çok nettir, buna göre hareket edilmelidir. Doktorlar gelmiflti, baz› tedaviler uygulad›lar, ilaçlar falan verildi, burun spreyi. fiimdi daha rahat nefes alabiliyorum. Ancak vücudumda kas›lmalar var. Kramp biçiminde de¤il, tüm vücudumda kas›lmalar oluyor. Eskiden de uykuda zorlan›yordum, flimdi kas›lmalarla daha da güçleflti. Onun d›fl›nda sa¤l›k eskisi gibidir. Demokratik özerklik de demokratik siyaset, demokratik toplum, demokratik cumhuriyete dayan›r. Benim KCK dedi¤im sistem, bunun Kürtlere uyarlanm›fl fleklidir. Ne ulusalc› faflist politikalar ne de siyasal islam Kürt sorununu çözebilir. Bu konuda getirdikleri hiçbi proje de yoktur. Demokratik özerklik olabilecek en makul ve uygulanabilir yegane çözümdür. Bunu savunmalar›mda ayr›nt›l› iflledim. Federerasyonun da bir çözüm olamayaca¤›n› biliyorum.
ne te we .c om
latmay›n. ‹flte görüyorsunuz, a¤z›m› açt›¤›mda hücre cezalar› gündeme geliyor. ‹flte baz›lar› haber gönderiyor, flikayet ediyor. Böyle siyaset olmaz. Siyaset ciddi bir ifltir yapacaksan›z ciddi ciddi yap›n, öyle flikayetle a¤layarak siyaset olmaz. Böyle ciddiyetsiz siyasetiniz devam ederse ben de deste¤imi çekerim, beni sevenlere, taraftarlar›ma art›k sizi desteklemedi¤imi söylerim. Belediye baflkanlar›n› da DTP’yi de tasfiye edebilirler. Ben onlar›n tasfiyesine de¤il, halk›n onlara verdi¤i deste¤e, eme¤ine, binlerce öldürülen yurtseverin dökülen kanlar›na ac›yorum. Siyaseti yapacaklarsa bunu bilerek yaps›nlar.
önderlik etti, bafl›m›za bütün bunlar geldi, bizi yar› yolda b›rakt› demesinler diye uyar›lar›m› yap›yorum. Daha önce uyard›m ezidilere sald›r› yap›labilir diye, tehlike alt›ndaki halk› Bradost bölgesindeki güvenli alanlara tafl›y›n demifltim, iflte görüyorsunuz. Ne kadar› hayata geçiriliyor, bilmiyorum.
Siyaset ciddi bir ifltir ciddi siyaset yaps›nlar
Gül’ün gezisi Kürtleri tasfiye hareketidir. Gül’ün gidifli Kürtlerin tasfiyesinin bafllang›c›d›r. Bunun görülmesi gerekiyor. Bunu bilerek politika yaps›nlar. AKP’nin arkas›nda uluslararas› destek var. Bizi tasfiye edecekler, bir iki kültürel hakk› tan›yacaklar, AB’ye karfl› da KDP, HAK PAR gibi partilerin çal›flmas›na göz yumacaklar. Bunlar› öne ç›karacaklar. Bu böyle olmaz. Adamlar›n amac› belli, seni tasfiye etmek istiyor. Siyaset yapacaksan›z ilkeli siyaset yap›n, sizi tasfiye etmeye çal›flt›klar› gerçe¤ini görerek siyaset yap›n. Cumhurbaflkan› ile görüflülmesin demiyorum, ama bunlar bilinerek görüflülsün. Konsensüs sa¤lanm›fl ve tasfiye de bafllam›flt›r. Gül’ün cumhurbaflkan› seçildi¤i gün beni tecride ald›lar, bu tesadüf müdür? Normalde böyle günlerde af ç›kar›l›r. Bir yandan da çat›flmalar devam ediyor. Cumhurbaflkanl›¤›n› ve baflbakanl›¤› bizim üzerimizden yapt›klar› siyasetle ald›lar. AKP çat›flmalar›n sona ermesini istemez, çat›flmalar üzerinden kendisini var ediyor. Erdo¤an da siyasetini yürütürken baz› ad›mlar
ww
w.
fiimdi de üzerime düflen uyar› görevimi yap›yorum. DTP do¤ru siyaset yapmal›, halkla iç içe olmal›. AKP halka gidiyor, siyaseti halka indiriyor. AKP’nin yapt›¤› çal›flman›n bin kat›n› yapmal›. Demokratik toplumun bir gere¤i olarak mahalle mahalle, köy köy, hatta sokak sokak örgütlenmelerini önermifltim. Her türlü demokratik örgütlenmeyi yarat›n; demokratik toplum, demokratik kad›n, demokratik gençlik, demokratik çevre, demokratik ekonomi, demokratik sanat, demokratik kültür vs. Siyaset ciddi bir ifltir. Ciddi siyaset yaps›nlar. Yoksa b›rak›p gitsinler. Daha önce de söylemifltim. Uyar›lar›m› ne kadar ciddiye ald›lar? Belediye baflkanlar› tasfiye de edilebilir. Sen bunlara karfl› ne önlem ald›n? Karfl›n›zdakiler çok ac›mas›zd›rlar, sizin canlar›n›za da yönelebilirler. Hatta burada beni de öldürebilirler. Siz buna ne diyebilirsiniz. Ben ne yapabilirim ki? AKP’nin bu gücü var. Siyaseti yapacaksan›z bunlar› göreceksiniz, yoksa yapt›¤›n›za flarlatanl›k derim. Bunu daha önce de size defalarca söyledim. Bunlar› art›k bana tekrar-
Gül’ün gezisi Kürtleri tasfiye hareketidir
SERXWEBÛN Eylül 2007
66
om
Bar›fl mücadelesi ideolojik ve aktif savunma mücadelesiyle sonuca ulaflacakt›r “Kürtler aç›s›ndan bar›fl mücadelesi, çok güçlü bir ideolojik yap›lanma, politika gelifltirme ve
örgütlülük sa¤lama biçiminde geliflme flans›n› bulabilmektedir. Nitekim bir özgürlük hareketi olarak
geliflen PKK, belirtti¤imiz koflul alt›nda geliflme flans›n› yakalay›p büyüyüp süreklileflebildiyse, nedeni budur. Amans›z bir biçimde örülmüfl a¤lar›n içerisinden, ölüme mahkumiyetten kurtulmak ve bar›fl›n mücadelesini
da kast ediyoruz. Böyle ele ald›¤›m›zda, bar›fl mücadelesinin ayn› zamanda ideolojik bir mücadele oldu¤u görülür.
Kürtler sürekli bir bar›fl özlemini ve aray›fl›n› yaflam›flt›r
Kürdistan özgünlü¤üne gelirsek; Kürdistan co¤rafyas›n›n içinde bar›nd›rd›¤› zenginlikler, kültürel birikim, yine çeflitli uygarl›klar›n kesiflme, geçifl hatt› olmas› sürekli bir savafl haline neden olmufltur. A¤›rl›kl› d›fl nedenlerden kaynakl› savafl ortam›, zamanla Kürtlerin bölgede kal›c› bir güç haline gelmemesi için, Kürtler aras› bir iç savafl haliyle de beslenmifltir. Tabii böylesi bir durum Kürt iç dinamiklerinin süreklileflerek büyümesini, birikmesini engellemifl ve adeta hep bir geri kalm›fll›k durumuna mahkum edilmifltir. 20. yüzy›l›n bafl›ndaysa, dört parçaya da¤›tarak kimliksizlefltirme, çeflitli biçimlerde eritme, inkar ederek imha sürecine tabi tutma resmilefltirilmifltir. Karmafl›k ve çeflitli a¤larla örülmüfl olan bu savafl yazg›s› Kürtleri sürekli bir savafl halinde tutarken, sürekli bir bar›fl özlemi ve aray›fl›n› da do¤urmufltur. Burada flu ayr›nt› çok önemlidir: Kürtler aç›s›ndan savafl bir döneme, bir sürece has bir gerçeklik de¤il, çeflitli biçimlerde süreklileflen bir gerçekliktir. Kürtler aç›s›ndan bar›fl mücadelesi en fazla da bu nedenle çok güçlü bir ideolojik yap›lanma, politika gelifltirme ve örgütlülük sa¤lama biçiminde geliflme flans›n› bulabilmektedir. Nitekim bir özgürlük hareketi olarak geliflen PKK, belirtti¤imiz koflullar alt›nda geliflme flans›n› yakalay›p büyüyüp süreklileflebildiyse, nedeni budur. Aman-
ww
w.
ne t
Bar›fl, uluslar, s›n›flar, cinsler, gruplar ve bireyler aras› varolan çat›flmal› çeliflkinin –savafl halinin– sona ermesi ve iliflkilerin birbirini anlama ve eflitlik temelinde yeniden düzenlenmesi sürecidir. Anahtar cümle, ‘iliflkilerin birbirini anlama ve eflitlik temelinde yeniden düzenlenmesi süreci’ cümlesidir. Bu karmafl›k, hatta bazen çat›flmay› da içeren bir süreçtir. Düz bir çizgide ilerlemez, tek bir yönteme ba¤l› olarak geliflmez. Dünya savafllar›n›n insanl›¤a verdi¤i tahribat sonucunda, II. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan, savafl›n bafllang›ç tarihi olan 1 Eylül’ün ‘Dünya Bar›fl Günü’ olarak ilan edilmesi anlaml›d›r. Ancak bar›fl› hemen ortaya ç›kan bir olgu olarak de¤il, iliflkilerin ve çeliflkilerin yeniden düzenlenmesi süreci olarak tan›mlad›¤›m›zda da yetersiz kal›r. Bu süreç zorlu ve karmafl›k bir mücadele sürecidir. Bar›fl olgusu mücadele aya¤›ndan kopar›ld›¤›nda, güzel bir hayal olman›n ötesine geçilemez. Oysa bar›fl, zengin ve güçlü mücadele yöntemleriyle bütünlüklü ele al›nd›¤›nda, somutlaflan ve somutlaflabilecek bir realitedir. Dünya insanl›¤› ve Ortado¤u, bu somutlu¤u yaratacak zihniyeti ve bu zihniyet etraf›nda örgütlü mücadeleyi oluflturamaman›n sanc›lar›n› yaflamaktad›r. Ayn› nedenle çat›flmay›, savafl› kendi iktidarlar›n› devam ettirmenin temel yöntemi haline getirmifl olan egemen güçlerin sürekli savafl gelifltirmesinin önünde bir engelleyici set oluflturulamamaktad›r. Tabii savafltan kast›m›z, sadece silahla yürütülen çat›flmalar de¤ildir. Bununla birlikte özel, psikolojik savafl uygulamalar›n›
ew e. c
vermek, özgürlük hareketinin hem baflar›s› ve hem de insanl›¤›na sundu¤u önemli bir katk›d›r”
s›z bir biçimde örülmüfl a¤lar›n içerisinden, ölüme mahkumiyetten kurtulmak ve bar›fl mücadelesini bu biçimde vermek, Özgürlük hareketinin hem baflar›s› hem de dünya insanl›¤›na sundu¤u çok önemli bir katk›d›r. Son süreçteki siyasal geliflmeleri de¤erlendirdi¤imizde de egemen güçlerin Kürtler için belirledi¤i politik kaderin de¤ifltirilmedi¤ini, bilakis daha da ortaklaflan bir biçimde bu kaderi yeniden örmek istediklerini görüyoruz. Türkiye, ‹ran, Suriye ve Irak’›n gelifltirdi¤i anti Kürt ittifak›, bu do¤rultudaki iflbölümü ve ortaya ç›kan sald›r›lar, fiengal katliam›, Önder Apo’ya yönelik zehirleme politikas›n›n sessizce devam›, yine hücre cezalar›, Kuzey’de kimyasal silah kullanma da dahil yo¤unlaflt›r›lan operasyonlar, legal ve meflru demokratik tabana çeflitli biçimlerde sald›r›lar, ‹ran’›n medya savunma alanlar›na yönelik gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar, Suriye’de ise Arap Kemeri politikas›n›n güncellefltirilmesi vb politikalar, y›llard›r gündemlefltirdi¤imiz ‘Kürt sorununda bar›flç›l çözüm’ yöntemine gelinmek istenmedi¤inin, tersine, savaflta ›srar etmenin göstergeleri olarak ortaya ç›k›yor. AKP, son seçimlerle birlikte önemli bir oy potansiyeli ile hükümet oldu. Yine aylard›r bir krize dönüflmüfl olan cumhurbaflkanl›¤› seçimi, Abdullah Gül’ün cumhurbaflkan› olmas› ile çözüldü. Ordu, a¤ustos ay›nda kurmaylar›n› belirledi, netlefltirdi. Türkiye yönetimi, mevcut iktidar düzenlemelerini tamamlam›fl, bir uzlafl› içinde Özgürlük hareketini tasfiye etme politikalar›n› hayata geçirme yaklafl›m›ndad›r. Mevcut hükümet, bir savafl hükümetidir.
Eylül 2007 SERXWEBÛN Hücre cezas› demokratik çözüm perspektifini engellemektir
bu tarzda sald›r›, savafl› derinlefltiren yaklafl›mdan baflka bir fley de¤ildir. Önderli¤imizin ‹mral›’daki hücresinin geçen y›lla birlikte yeniden düzenlenifli –klima, boya vb– bile bir özel savafl düzenleniflidir. Direkt imhay› amaçlamaktad›r. Hücre cezas› uygulamas› da Önderli¤in demokratik çözüm do¤rultusundaki perspektiflerini engelleme uygulamas›d›r. Bu bile bafll› bafl›na, ‘biz çözümü istemiyoruz, savaflaca¤›z’ mesaj›n› vermektedir.
yayg›nlaflt›rmaya çal›flacakt›r. Bu nedenle DTP üzerinde sürekli bir bask› oluflturma, gözden düflürme gibi politikalar uygulayacakt›r. AKP, Kürdistan’da Özgürlük hareketinin yaratt›¤› de¤erlere karfl› örgütlenmekte, bu, ordunun da içinde oldu¤u k›z›l elma cephesi taraf›ndan desteklenmektedir. Bu politikan›n temel amac› da Kürt halk›n› Önder Apo ve özgürlük çizgisinden koparmakt›r. ‹kincisi, anayasa de¤iflikli¤i, hukuki baz› yöntemleri kullanarak Kürt sorununda aç›l›m gösteriyormufl gibi bir izlenim yaratmak, halklar aras› eflitlik ve özgürlük sorunlar›na asla dokunmadan sorunu baz› taleplere, iflbirlikçi bir çizgiye indirgeyerek göz boyamakt›r. Bununla esas amaçlanan, Önder Apo’yu ve Özgürlük hareketini Kürt sorunundan kopararak marjinallefltirme, terörize, kriminalize etmedir. Bunun için de kendi içlerindeki baz› iflbirlikçi Kürtleri öne ç›karacak, kullanacaklard›r. Üçüncüsü, Türkiye cephesinden olas› baz› bar›flç›l giriflimleri bast›rmak, bu giriflimlerin Kürt hareketi ile olas› ittifak›n› engellemeye çal›flmak olacakt›r. Dördüncü, Kürt demokratik örgütlenmesini, serhildan gücünü alabildi¤ine s›n›rlama, parçalama, bast›rma, baz›lar›na fiziken sald›r›, baz›lar›n› tutuklama, baz›lar›n› da göç ettirme yoluyla etkisizlefltirme gündeme gelecektir. Beflincisi de sosyal yaflamda yozlaflmay› gelifltirerek, ortaya ç›kan özgür Kürt kimli¤ini inkar ettirme politikas›d›r. Yoksullaflt›rma, fuhufl, uyuflturucu al›flkanl›¤›n› yayma hemen her egemen gücün politikas›d›r, ancak Kürtler üzerinde uygulanan bu politika, kendi kimli¤ini inkar üzerinden gelifltirme amac› ile istisnai bir özel savafl politikas›d›r. Esas olarak ›l›ml› islam çizgisine çekme, buna gelmeyenleri ise açl›k, fuhufl, uyuflturucu bata¤›nda etkisizlefltirme çok kirli bir sosyal politika olarak gelifltirilmektedir. Bu, hiçbir de¤eri ayakta b›rakmamacas›na bir sald›r›d›r. Belediye seçimlerine yönelik haz›rl›klar›n art›k gündemleflti¤i bu süreçte, çok önemli bir politika da Amed’i mer-
ne te we .c om
‹çine girdi¤imiz yeni süreçte yürütülecek politikalar, salt askeri fliddet temelinde de¤il, bunu da yüksek düzeylerde içeren, ancak ideolojik bir örgütlenme ve mücadelenin de yo¤unluklu devrede oldu¤u bir biçimde olacakt›r. Il›ml› islam çizgisi, koyu bir ideolojik ve askeri savafl çizgisidir. Özgürlük hareketini, Önderli¤ini ve yarat›lan mücadele de¤erlerini eriterek yok etme plan›d›r. Bu, çok tehlikeli bir pland›r. Ve üstelik de seçimlerle birlikte güven tazelemesi yaparak, ordu ile bir uzlaflmaya girerek, yine d›fl güçlerin de deste¤ini alarak bu plan› devreye sokmaktad›r. Kürt tarihi aç›s›ndan ifade etti¤imiz ‘sürekli savafl hali’ çok daha derinli¤ine, kapsaml›l›¤›na ve inceli¤ine güncellefltirilmektedir.
67
Türk devleti savafla göre mevzilenmifltir
w.
Bunun yan› s›ra Kuzey’de y›llard›r yürütülen savafl aç›s›ndan yeni uygulamalar gündeme getirildi. Birincisi, art›k profesyonelleflmifl özel timler, komandolar yoluyla savafl› gelifltirmeyi kararlaflt›rd›lar. Buna yönelik haz›rl›klar›n› daha da güçlendirmektedirler. ‹kincisi, kara kuvvetleri komutanl›¤›, flahin komutanlar›n› Kürdistan’daki savafl› koordine etmek üzere düzenledi. Üçüncüsü, gerilla tarz›n› esas alarak küçük birimler halinde hareket etmektedirler. Dördüncüsü, gerilla ile halk iliflkisini, yine gerilla ile merkez iliflkisini kopararak gerillay› yaln›zlaflt›rma, yaln›zlaflt›rarak tasfiye etme yaklafl›m›ndad›rlar. Beflincisi, bu belirlenen savafl politikas› hiçbir kural tan›mayacak, her tür yöntem devreye konulacakt›r. Daha da detayland›r›labilecek bu maddeler, sürecin temel askeri politikas›d›r. Bunda ordu ile hükümet anlaflm›fllard›r. Abdullah Gül krizi böyle bir anlaflma ile çözülmüfltür. Cumhurbaflkanl›¤› seçiminin arka plan›nda bu uzlaflma vard›r. Siyasi alanda ise birincisi, AKP seçim sonuçlar›ndan ald›¤› güçle Kürdistan’da hem parti kanallar› yoluyla hem de tarikat örgütlenmeleri yoluyla kendini sa¤lama almaya, örgütlemesini
ww
Mevcut hükümetin ve iktidar odaklar›n›n kötü niyetleri, en baflta Önderli¤imize yaklafl›mda belirgin olarak görülmektedir. 1 Mart tarihinde kamuoyuna aç›klanan Önderli¤in zehirlenmesi konusu görmezden gelinerek sürece sark›t›lmaktad›r. Durumun netlefltirilmesine yönelik k›smi baz› ad›mlar at›lm›flsa da bu sonuçlar kamuoyundan gizlenmekte, herhangi bir tedbir al›nmamaktad›r. Yine asl› olmayan gerekçelerle Önderli¤imize tecrit cezas› uygulanmakta, ‹mral› tam bir tabuta dönüfltürülmek istenmektedir. Halk›m›z›n ve hareketimizin Önderli¤ine ba¤l›l›¤› ve bu konudaki hassasiyeti bilinmesine ra¤men
SERXWEBÛN Eylül 2007
“Halklar, kendilerini çepeçevre kuflatm›fl egemen politikalar karfl›s›nda her zaman kendi
alternatiflerini yaratabilmifltir.
Çeyrek yüzy›l› aflan PKK mücadelesi
bunun en somut örne¤i olmaktad›r.
ne t
Halklar egemen politikalar karfl›s›nda alternatifini yarat›r
lar, kendilerini çepeçevre kuflatm›fl egemen politikalar karfl›s›nda her zaman kendi alternatiflerini yaratabilmifltir. Çeyrek yüzy›l› aflan PKK mücadelesi bunun en somut örne¤i olmaktad›r. Önderli¤imizin bir tarz olarak esas ald›¤› pratikten sonuç ç›karmak, onu bir deneyime, tecrübeye dönüfltürmek ve ç›kar›lan dersin kendisini bir hamle haline getirmek bar›fl alternatifinin yaflam bulmas› anlam›na gelecektir. fiimdi bizim de mücadelemizin her alan›nda bu tarz› esas alan bir yaklafl›m› gelifltirmemiz yaflamsal bir görev olmaktad›r. Aktif savunma salt askeri bir kavram de¤ildir. Mücadelemizin her alan›nda gelifltirilmesi gereken bir boyuttur. Her alanda aktif ve sonuç al›c› bir tarz olmaktad›r. Bunu ayn› zamanda bir mücadele ruhu olarak da de¤erlen-
Önderli¤imizin bir tarz olarak esas ald›¤› pratikten sonuç ç›karmak, onu bir deneyime, tecrübeye
dönüfltürmek ve ç›kar›lan dersin kendisini bir hamle haline
getirmek bar›fl alternatifinin
ww
w.
Bar›fl mücadelesi, do¤as› gere¤i çift tarafl›d›r. Karfl›l›kl› savaflan güçlerin anlaflmas›na, birbirine r›za göstermesine dayan›r. Ancak Kürt sorununa yaklafl›mda görüldü¤ü gibi, hep bir taraf›n bar›fl› gündemlefltirmesi, di¤er taraf›n ya da taraflar›n savaflta ›srar etmesi, bar›fl mücadelesinin aktif savunma temelinde verilmesinin temel bir gerekçesi olmaktad›r. Kald› ki bunun da bir s›n›r› vard›r. Hiçbir flekilde buna cevap verilmezse, savafl daha da fliddetlenece¤i gibi, farkl› politik tercihler de gündeme gelir. Bu, elbetteki isteyerek tercih edilen bir durum olmaz, ancak karfl› taraf hiçbir flekilde bar›fla f›rsat tan›yacak yaklafl›mda olmayacaksa, gidiflat buraya götürür. Seçim sonras› daha da netleflen bu politikalara karfl› hamlesel bir karfl›l›k vermemiz çok belirleyici olmaktad›r. Baflta ideolojik alanda olmak üzere siyasi, askeri ve sosyal alanlar›n tümünde hamlesel ve sonuç al›c› bir süreci bafllatmak durumunday›z. Halk-
gütleyen bir tarzda olmak durumundad›r. Herhangi bir süreci yaflam›yoruz. S›radan bir yaklafl›m, al›flkanl›klar›n rutinlefltirdi¤i tarz, süreç aç›s›ndan kesinlikle baflar›s›zl›¤a yol açacakt›r. Bu nedenle her fleyden önemlisi, mücadelemizin kazan›mlar›n›n verdi¤i güç ve güvenle, hatalar›m›z›n, yetersizliklerimizin özelefltirisini h›zla yaparak pozitif bir pratikleflme sürecine girmektir. Gerillan›n yeni süreç aç›s›ndan bafllatt›¤› bir yo¤unlaflma ve haz›rl›k düzeyi vard›r. Kendi içinde bu çal›flmalar sürmektedir. Gençlerin her zamankinden daha fazla da¤la buluflan bir kat›l›m› esas almas› önemlidir. Bununla birlikte aktif savunma mücadelesi, herkesin ama herkesin aktif olarak kat›ld›¤› bir süreç olmak durumundad›r ki, gerillan›n da yürüttü¤ü mücadele siyasal ve toplumsal alanda güçlü sonuçlara ulaflabilsin. Her iki alan birbirini güçlü bir flekilde tamamlamak durumundad›r.
ew e. c
keze alarak, tüm Kürt flehirlerindeki belediyeleri eline geçirme politikas›d›r. Ekolojik boyutta da Kürdistan ormanlar›n› yakma, köylülerin hayvanlar›n› telef etme, yine tarihi, stratejik bölgeleri baraj projeleri ile sular alt›na gömme de bir özel savafl uygulamas› olarak devreye konulmufltur. Çok önemli di¤er bir boyut ise bas›n yay›n alan›n›n bu konuda bir seferberlik ruhuyla kullan›lmas›d›r. Bu yönlü de tam destek alan hükümet, çeflitli çarp›tma haberlerini, gündemlerini kamuoyunun beynini zehirlemek üzere yo¤un kullanacakt›r. Bunun yan› s›ra muhalif, elefltirel ve özgürlü¤ü temsil eden bas›n yay›n kurulufllar›na ise alabildi¤ine yüklenecek ve engellemeye çal›flacakt›r. Tüm bunlar›n toplam›nda durumu bar›fl talebi aç›s›ndan ele ald›¤›m›zda, Türk devletinin bar›fltan, çözümden yana de¤il, savafltan, çözümsüzlükten yana bir tutum tak›nd›¤›n›, buna göre düzenlendi¤ini, mevzilendi¤ini görüyoruz.
om
68
yaflam bulmas› anlam›na gelecektir” dirmek gerekir. Daralt›lan çemberi aflmak ve mücadele tarihimize bir baflar› halkas›n› daha eklemek için buna ihtiyac›m›z vard›r. Tabii bu soyut ya da geçmifl al›flkanl›klar›m›zla gerçeklefltirebilece¤imiz bir durum de¤ildir. Çok somuttur ve kendini, hatalar›n› aflarak gerçekleflecektir. Öncelikle mevcut hükümetin ideolojik bir yaklafl›m belirledi¤ini ve bu ideolojik yay›lmay› tasfiye planlar›n›n merkezine koydu¤unu ifade etmifltik. O halde buna karfl› bizim mücadelemiz de ideolojik muhtevada, yine zengin yöntemlerle kendisini yayan, ör-
‹deoloji yarat›lan sistemle hayat bulur
Her fleyden önce Önderli¤imizin durumu hala ciddiyetini korumakta ve zaman geçtikçe tehlikeli bir boyuta ulaflmaktad›r. Bu nedenle Önder Apo’nun sa¤l›¤› ve özgürlü¤ü ekseninde eylemsellikler gelifltirmek sürecin en baflat görevidir. Bu konuda sadece Kürt halk›n› de¤il, Türkiyeli halklar› da duyarl› k›larak bu sürece katabilmek çok önemlidir. Di¤er yandan demokratik konfederalizm sistemini toplumda bir sistem olarak güçlü oturtmak en temel görev olmaktad›r. Tabandan örgütlenme, toplumun çeflitli ihtiyaçlar›na cevap vermek üzere yerel örgütlenmeleri yayg›nlaflt›rma, do¤rudan kat›l›m›n sa¤lanabilmesi için meclis oluflumlar›na h›z verme esast›r. Bu aç›dan geçmiflte yetersizlikler olmufltur. Tabandan siyaseti esas almayan, elit ve kitle örgütlülü¤ünden uzak bir siyaset yürütme anlay›fl› boflluklar ortaya ç›karm›flt›r. Ve nihayetinde bu durum, egemen güçlerin kendi çizgisini örgütlemesine en büyük zemini sunmufltur. Bu nedenle her kadro, her
Eylül 2007 SERXWEBÛN vard›r, bunlar›n örgütleme yapmas›na izin verilmemelidir.
Öz savunma bilinci ve örgütlemesini gelifltirmeliyiz
güçleri birlefltirme ustal›¤›n› gelifltirmek de sürecin en önemli görevlerinden olmaktad›r.
Serh›ldanlar› yükseltmek sürecin temel görevi olmaktad›r
ne te we .c om
çal›flan önündeki görevi uzaktan kumanda ile yürütmemeli, bilakis her iflin içinde, önünde olmal›, kelimenin tam anlam›yla öncü olmal›d›r. ‹deoloji, yarat›lan sistemde, örgütlenmelerde hayat bulur. Bundan yoksun bir ideolojik mücadele, soyut ve demagojik kalman›n ötesine geçemez, yine toplumun esas ihtiyaçlar›na cevap oluflturamaz. Bu örgütlülük ne kadar güçlü oturtulur ve ifller hale getirilirse, ideolojik mücadelemiz de, politik mücadelemiz de karfl› taraf› çözüme çekme do¤rultusunda çok önemli bir yo¤unluk ve bask› oluflturur. Yine bu örgütlenmeler vas›tas›yla mevcut hükümetin ve iktidar odaklar›n›n savafl yanl›s›, yozlaflt›r›c› politikalar› en güçlü biçimde teflhir edilebilir. Taban örgütlülüklerimiz esas gün-
69
ww
w.
demler dahilinde örgütlenmeler yaratmal› ve eylemsellikler gerçeklefltirmelidir. Savafl›, iflsizli¤i, yoksullu¤u, fuhuflu, uyuflturucuya ba¤›ml› hale getirme politikalar›n› somut, yerinde ve zaman›nda teflhir etmeli ve buna alternatif yaklafl›m›m›z› h›zla oluflturmal›y›z. ‹nkar› ve kimliksizli¤i, sosyal alandaki de¤erlerimizi derinli¤ine paramparça ederek, kirleterek gerçeklefltirmeye çal›flan bu politikaya asla izin vermemeliyiz. Öte yandan ›l›ml› islam çizgisine karfl› da tavr›m›z› aç›k ortaya koymal›, bunun yan›nda siyasallaflmayan, kültürel ve dürüst inançsal de¤erleri ifade eden islam çizgisine sayg›m›z› somut olarak ifade etmeliyiz. Bu, bir çizgi mücadelesidir. Devlet bunu çok ciddiye almaktad›r. Bunun için özel örgütlenen tarikatlar
Devletin bu gözükara politikalar›, halk›m›z›n da kendi güvenli¤ini mutlaka sa¤lamas›n› zorunlu k›lmaktad›r. Önderli¤imizin bu konuda ciddi uyar›lar› vard›r. Bu nedenle öz savunma bilincini gelifltirmek kadar, bunun araçlar›n› da oluflturmak, örgütlemek önem kazanmaktad›r. Bas›n yay›n alan› bu konuda çok önemli bir rol sahibidir. Sürece iliflkin temel gündemi oluflturma ve yönlendirme boyutuyla önemli olmaktad›r. Yeni süreçte bu alana yönelik de yo¤un bask›lar›n, engellemelerin oldu¤u, olaca¤› aç›kt›r. Her fleye ra¤men direnen ve gerçekleri ortaya koyarak kamuoyunu ayd›nlatan çizgi esast›r. Bask›lara karfl› da inad›na kendi alternatiflerini ortaya koyan ve süreklili¤ini kesintiye u¤ratmayan bir tedbirin her zaman olmas› gerekmektedir. Demokratik siyaset yürüten güçler üzerinde de çeflitli bask›lar mevcuttur. Bu bask›lara gelmeden, demokratik siyasetin gereklerine uygun ve ilkeli hareket etmek gerekir. Yine elit siyaset anlay›fl› h›zla afl›lmal›, gerçekten halk›n temsilcisi olma rolü güçlü oynanmal›d›r. Belediyeler, devlet taraf›ndan fethedilmesi gereken ve ifltah kabartan bir mevzi olarak ele al›nmaktad›r. Bunun elde edilmesi için çal›flmalar›n start› flimdiden verilmifl durumdad›r. Bu nedenle yerel yönetim çal›flmalar›nda halka dayanan hizmet anlay›fl› tam bir alternatif olarak büyük bir ciddiyetle gelifltirilmelidir. Bunlarla birlikte Türkiyeli devrimci demokrat ve duyarl› kesimleri tüm bu sorunlar paydas›nda ortaklaflt›rabilmek, çeflitli düzeylerde birliktelikler –dönemsel ya da uzun vadeli– örgütlülükler oluflturabilmek çok önemlidir. 1 Eylül günü ilan›n› yapan Bar›fl Meclisi, önemli bir ad›m olmaktad›r. Bu meclisin aktifleflmesinde, ifllevli hale gelmesinde itici bir güç olmak gerekir. Yine giderek bir çat› örgütlenmesini oluflturmak, süreç karfl›s›nda da¤›n›k ve parçal› duran sol
Bar›fl belirtti¤imiz gibi, ‘iliflkilerin birbirini anlama ve eflitlik temelinde yeniden düzenlenmesi süreci’ ise süreç tablosunda bu tan›ma uygun bir yaklafl›m görülmemektedir. Devlet, hükümet sürecin çözümsüzlük ve savafl do¤rultusunda ilerlemesi için elinden geleni ard›na koymuyor. O halde bir yandan buna karfl› meflru savunma mücadelesini aktif olarak verirken, di¤er yandan da devlet d›fl›, iktidar d›fl› kalm›fl güçleri örgütlemek, Kürt halk› aç›s›ndan esas olarak konfedere siste-
mi gelifltirmek, do¤rudan kat›l›m esas›nda egemen politikalar› teflhir etmek ve alternatifini oluflturmak, serhildanlar› yükseltmek sürecin en temel görevleri olmaktad›r. Güçlü ve ola¤anüstü bir duyarl›l›kla görevleri sahiplenen, kendini çal›flmas›n›n gerçek bir öncüsü ve mütevaz› kat›lan› haline getiren, iddia, ›srar ve inatla çal›flmalar›na yüklenen militan, baflar› halkas›n› yakalayan ve bunu halk›na mal eden militan olacakt›r. Mücadele tarihimiz, çok zorlu ve çetrefilli bir mücadelenin, savafl›n ard›ndan, yarat›lan soylu de¤erlerin aflk›na bu baflar›y›, onurlu bir bar›fl› hak etmifltir. Bar›fl mücadelemiz, böyle kapsaml› bir sald›r› karfl›s›nda ancak kapsaml› bir mücadele ile sonuca ulaflacakt›r.
SERXWEBÛN
70
Eylül 2007
Cinsiyetçilik milliyetçiliktir
om
“Ortado¤u’nun demokratik devrimi kad›n olgusunun ne kadar gündemleflece¤ine ve çözüme kavuflaca¤›yla yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Dincili¤in, milliyetçili¤in güçlü oldu¤u Ortado¤u’da toplumsal cinsiyetli¤i aflmak
hayli yüksek bir çabay› ve hassasiyeti gerektirir. Ulus devletlerin yerine yeni markayla kurulan ulus devletler demokrasiyi, özgürlü¤ü getiremez. Demokratikleflmenin esas› kad›n özgürlü¤üne dayan›r”
Sosyal bilimin laboratuvar› toplumun kendisidir
ww
w.
Cinsiyet, cinsellik, toplumsal cinsiyet, cins kimli¤i tan›mlamalar›na iliflkin kad›n hareketlerinin ve sosyal bilimcilerin hemfikir oldu¤u ve ayr›flt›¤› yanlar›n oldu¤unu söylemek gerekir. Biyolojik tan›mlamalarda sorun ç›kmamas›na ra¤men, biyolojik varl›¤›n toplumsal yaflamdaki tan›mlanmas›nda, yani sosyal bilim alan›na giren konularda ideolojik bak›fl aç›lar›ndan kaynakl› farkl› tan›mlamalar yap›lmaktad›r. Sosyal bilim alan›na giren her konu tart›fl›ld›kça, farkl› yönleri ortaya konuldukça güçlenir, derinleflir, do¤rulu¤unu ise hayat›n kendisi, insanl›¤›n geçmifl tarihi, günümüz ve gelece¤e iliflkin amaçlar›m›zla gerçekleflme uyumu test eder, ortaya koyar. Sosyal bilimin laboratuvar› toplumun kendisidir. O halde sosyal bilime ait olan tüm olgulara
bireyin kendi dönemine ait tan›m›n› ele verir. ‹nsan›n tarihsel yarat›mlar›, onun ideolojik kimli¤inde birikmifltir. Neolitik dönemde do¤a canl›d›r, kutsald›r ve sayg› duyulur. ‹nsan canl› do¤an›n bir parças›, uzant›s›d›r. ‹nsan do¤ayla uyumludur. Do¤a, koruyan, besleyendir. Do¤an›n karakteri kad›nda somutlaflt›¤› için kad›n, tanr›ça ana kültüyle ifade edilir ve kutsan›r. Tanr›ça etraf›nda toplumsal yaflam flekillenir. Paylafl›mc›, adil, eflitlikçi ve her fley klan yarar› içindir. Ve bireyler ihtiyaçlar›n› klan yarar›na olacak çerçevede karfl›lar. Toplumsal yaflam›n flekillenmesinde belirleyici olan kad›n, elbette toplumu kendi karakterinde, niteli¤inde flekillendirmifltir. ‹deolojik kimli¤i, insan›n kendisini, do¤ay› tan›mlamas›nda yatar. Köleci toplumla birlikte bafllayan s›n›flaflma -iktidar, hiyerarfli, devlet, hükmetme, egemenlik, insan›n, kad›n›n metalaflmas›- süreci ise günümüze kadar katlanarak, büyüyerek gelmifltir. Kad›n ilk cinsel k›r›lmay›, kölecili¤e geçiflle birlikte yaflar. Tanr›ça ‹nanna, ‹fltar flahs›nda yaflananlar, dönemi yeterince özetlemektedir. Her fley köleci zihniyet paradigmas›na göre yürür. Efendi, erkek cinsidir, rahipler yönetim s›n›f›d›r. Erkek tanr›lar karfl›s›nda ancak kul köle olunarak yaflamda var olunabilir. Erkek, kaba gücüyle bir üretim arac›d›r, köledir. Köle pazarlar›nda efendi erkek taraf›ndan al›n›p sat›l›r. Kad›n da zaten al›n›p sat›ld›¤› gibi, ruhu, bedeni her fleyiyle köledir. Kad›n, ortaça¤da ikinci büyük cinsel k›r›lmay› yaflar. Kad›n›n en ufak itiraz›, tek tanr› olan allaha karfl› ç›kmak olarak hüküm sürer. Kad›n, erke¤i bafltan ç›karan, ruhunu fleytana satan olarak tarif edilir. Kad›n cay›r cay›r yanand›r. Dilsiz, ruhsuz bir nesne muamelesi ya-
ew e. c
iliflkin getirilen tan›mlamalar› kuru ve tercih üzerinden geliflen ideolojik tan›mlamalar olarak alg›lamaktan çok, bize fazlas›yla veri olabilecek kadar insanl›k tarihi var. ‹deolojik dayanaklar›m›z insanl›¤›n tüm tarihsel miras›na dayanmaktad›r. Günümüzdeki sorunlar›n böyle ele al›nmas›, hem tarihsel süreç içinde katlanarak günümüze kadar gelen problemlerin çözümlenmesini hem de gelecekte bizi neyin bekledi¤inin ihtimalini daha fazla güçlendirmektedir. Bu ayn› zamanda nas›l bir toplumsal yaflam istiyoruz ütopyas›n› da anlafl›l›r k›lar. Cinsiyeti, kiflinin biyolojik farkl›l›¤›n›, hormonal kromozomlar› belirler. Cins kimli¤i ya da cinsiyet kimli¤iyse, kiflinin kad›n ya da erkek olarak toplumsal gerçeklikle kazan›lan edinimleri, rolleri, davran›fllar›, psikolojik duyumsamalar›, karakteri, bilinç ö¤esiyle ba¤lant›l› sosyal bir olgu olarak karfl›m›za ç›kar. Cinsiyet kimli¤i tek bafl›na biyolojik farkl›l›kla aç›klanamaz. Cins olarak kad›n ve erkek olmak, birbirinden farkl› olmak, toplumsal eflitsizli¤e, birinin di¤erine göre daha fazla de¤erli, özgür, hak sahibi, rol sahibi olmas›na, ay›r›mc›l›¤a neden olamaz. Burada sorgulanmas› gereken konu, cinsiyet kimli¤inin nas›l olufltu¤u, niteli¤inin neden toplumsal cinsiyetçili¤e yol açt›¤›d›r.
ne t
Toplumsal cinsiyetçilik öylesine tehlikeli bir aflamaya gelmifltir ki, milliyetçilik olarak belirlemek yerinde olacakt›r. Toplumlar›, halklar›, toplumsal kesimleri, bireyleri birbirine karfl› zehirleyen, savafllar›n öz suyu olan milliyetçili¤i salt politikan›n kendisi olarak tan›mlamak yetersiz olacakt›r. Politik sahada milliyetçilikle mücadele etmek kadar, milliyetçi karakter alan di¤er toplumsal olgular› da günümüzün tehlikeli geliflmeleri olarak de¤erlendirmek yerinde olacakt›r. Toplumsal cinsiyetçili¤in bir tür milliyetçilik olarak tan›mlanmas›, asl›nda net bir tan›mlama olarak çok fazla dilimize ve gündemimize yerleflmifl de¤ildir. Cinsiyetçilik ve milliyetçilik iliflkisi ve neden böyle tan›mland›¤› yeterince anlafl›lmazsa, ideolojik karfl› koyufl ya da ret edifl de yeterince geliflmez.
Toplumsal cinsiyetçili¤e yol açan ideolojik kimliklerdir Cinsiyet kimli¤ine etkide bulunan ideolojik kimliklerdir. ‹deolojik kimlik, toplumsal yaflam›n tüm alanlar›n› belirler. Düflünce ve zihniyet yap›lanmas›d›r. ‹nsan ve toplum yaflam›nda belirleyici önemde bulunan ideolojik kimlikler çözümlenmeden çeliflkilerin çözümü zorlafl›r. Her ideolojik kimlik toplumla
Eylül 2007
SERXWEBÛN
71
“Ataerkil toplum, kaskat› egemenli¤ini getirerek kad›n› d›fllamakla muazzam bir yaflam fakirleflmesine yol açm›flt›r. Çok sesli toplum yerine, tek sesli erkek toplumuna yol açm›flt›r. Ortado¤u uygarl›¤›ndaki bu k›r›lma belki
ne te we .c om
de bafl afla¤› gidiflin ilk ad›m›d›r. Sonuçlar› her geçen dönem daha da karart›c›
Kad›n›n bir dönemler harikalar yaratan ve son derece insanc›l, canl› duygusal zekas› kaybolurken, dogmatizme teslim olmufl, do¤adan kopmufl, savafl› en yüce erdem sayan, oluk oluk insan kan› dökmekten zevk alan, kad›na ve kölelefltirilmifl erke¤e her keyfi muameleyi hak sayan zalim bir kültürün lanet kendileri tersini söyler- analitik zekas› do¤mufltur. Bu zeka veya düflünce türünün canl› do¤a, insanc›l üretime odakl› eflitlikçi kad›n zekas›n›n tersi bir yap›s› vard›r.” Kad›n cinsi somutunda geliflen kölelik ve mülkiyet iliflkisi, peyderpey tüm toplumsal iliflkilerde yerini alm›fl ve toplumsal bir düzeye ulaflm›flt›r.
olmufltur. Tek boyutlu afl›r› erkeksi toplum kültürüne geçilmifltir” p›l›r. Do¤al toplumun tanr›çal›¤›ndan eser kalmam›flt›r. Toplum ruhen, fikren silinmifltir. Savafllar, allah ad›na yap›l›r. Kad›na yönelik uygulamalar tanr›n›n kutsal emrine ba¤lan›r. Tanr› buyru¤u olarak yerine getirilir. Kad›n silindi¤i için toplum da silinmifltir. Kad›n›n cinsel k›r›lma süreci kapitalizmle birlikte daha fazla derinleflir, farkl› biçimler kazan›r. Kapitalist sistem medya arac›l›¤›yla bilinç çarp›tmas›n› öyle geliflmifltir ki, yanl›fllar do¤rular›n yerini alm›flt›r. Kapitalist sistemde pornografi bile özgürlükle özdeflleflebilir olmufltur. Ataerkil sistemin bir sonucu olarak, kad›n kendi bedenini pazarlayacak duruma gelmifltir. Feodal dönemde eve kapat›larak sömürüyü yaflayan kad›n, kapitalist dönemde evden ç›kart›larak, kapitalizmle birlikte toplumun sömürüsüne aç›k hale getirilmifltir. ‹ki cins aras›nda çeliflki, her fleyin kad›n aleyhine oldu¤u toplumsal sistem, fiziksel, ruhsal, düflünsel olarak kad›n katliamlar›na sebep olmaktad›r.
Köleli¤e kaynakl›k eden esas musibet iktidar›n kendisidir
ww
w.
Kad›n ve erkek aras›ndaki toplumsal dengesizlik, eflitsizlik iki cinsin biyolojik do¤all›klar›n›n bir gere¤i de¤ildir. Bunu fliddetle reddetmek gereklidir. Ancak kad›n›n davran›fl›na, ruhuna, fizi¤ine, düflüncesine içertilmifl kölelik bin y›llard›r süregeldi¤i için, kad›n›n do¤al yap›lanmas›ym›fl gibi alg›lan›r. Kad›n›n kendisi de bu duruma al›flt›r›lm›flt›r. Böylesine derin köleli¤e kaynakl›k eden esas musibet, iktidar›n kendisidir. Çünkü iktidar›n do¤as› kölelik ister. ‹ktidar›n kendisi erkek egemen kültürün yarat›m› oldu¤undan erkek, iliflki ve çeliflkide oldu¤u kad›n cinsini muazzam sömürmekte, iktidar›na göre flekillendirmektedir. Zaten evdeki kad›n, erkek için kan›ksanm›fl eski bir mülküdür, s›n›rs›z bir
flekilde kendisine ait gördü¤ü bir nesne gibidir, kad›n üzerinde her türlü tasarruf hakk›na sahiptir. Erkek, kendisini kad›n›n sahibi olarak görür. Kimlik, toplumsal yaflamda durufl yerimizi bildiren niteliklerin bir toplam› olarak ifade edilebilir. ‹çinde kendimizi tan›mlama, özlemlerimiz, amaçlar›m›z vard›r. Bunun yan› s›ra yetenek ve mesleki uzmanl›kla toplumsal üretime kat›l›m biçimi ve onun iliflki düzene¤i de içinde yer al›r. Bireyler toplumsal hayata kimlikleriyle kat›l›rlar. Kimli¤imizin sadece bizim taraf›m›zdan ifade edilmesi yetmez, baflkalar› taraf›ndan da kabul edilmesiyle bir kimlik halini al›r. Kad›n ve erkek de toplumsal yaflama eflitsizli¤e, tahaküme dayal› toplumsal cinsiyetçi kimlikle kat›l›r. Yaflama gözlerini yeni açan her iki cins de toplumun hakim ideolojik kimli¤ine göre flekillenir. Bilinçle kazan›lan irade, verili kimli¤i de¤ifltirmeyi dönüfltürmeyi, kimlik kazanmay› sa¤lar. Tabii kad›nlar kendisini özgür k›lmak, özgür kad›n kimli¤iyle toplumsal yaflama kat›lmak için cins bilinciyle örgütlenerek, kad›n hareketleri oluflturarak, egemen sisteme karfl› ideolojik, siyasi, meflru müdafaa mücadelesi vererek kimlik kazanmaya çal›flmaktad›r. Toplumsal cinsiyetçili¤in özgürlefltirilmesi, demokratikleflmenin özünü teflkil etmekle birlikte, kendi bafl›na ele al›nmas› gereken olgular›n bafl›nda, kad›n ve etraf›nda oluflan iliflki ve çeliflkiler düzeni gelmektedir. Önder Apo kad›n›n durumunu flöyle ifade etmektedir: “Ataerkil toplum, kaskat› egemenli¤ini getirerek kad›n› d›fllamakla muazzam bir yaflam fakirleflmesine yol açm›flt›r. Çift sesli toplum yerine, tek sesli erkek toplumuna yol açm›flt›r. Ortado¤u uygarl›¤›ndaki bu k›r›lma belki de bafl afla¤› gidiflin ilk ad›m›d›r. Sonuçlar› her geçen dönem daha da karart›c› olmufltur. Tek boyutlu afl›r› erkeksi toplum kültürüne geçilmifltir.
“Tehlikeli olan cinselli¤in iktidar›n objesi haline gelmesidir”
Cinsiyetçilik bir tür milliyetçilik midir? sorusuna verilecek cevap milliyetçiliktir. Önder Apo toplumu tehdit eden dört ideolojinin varl›¤›na önemle flöyle iflaret etmektedir: “Dört ideoloji var; milliyetçilik, dincilik, cinsiyetçilik ve bilimcilik. Bu dört ideoloji de tehlikelidir. Bu dört ideolojide iktidar h›rs› var, dördü de iktidar› amaçlamaktad›r. ‹ktidar› ele geçirince her fleye sahip olaca¤›n› düflünürler. Milliyetçilik ad›na halklar birbirini bo¤azl›yor. Filistin-‹srail çat›flmas› bir türlü sona ermiyor. Yine Yugoslavya ve Irak örnekleri yafland›, yaflan›yor. Menfaatleri u¤runa halklar› çat›flt›r›yorlar. Din ad›na mezhep çat›flmalar› yaflan›yor. ‹flte flia ve sünniler her gün Irak’ta ve di¤er yerlerde birbirlerini vahflice bo¤azl›yorlar. Dincilikle ilgili olarak, bizim dindarlarla bir sorunumuz yok. Din olgusunun tarihi geliflimini biliyoruz. Ama din üzerine siyaset yapanlara karfl› uyan›k olunmas› gerekiyor. Cinsiyetçilik ad›na kad›n zorla ba¤›ml› hale getiriliyor. Kad›na zorla sahip olmakla iktidar olunmaya çal›fl›l›yor. Cinsiyetçilik bir çeflit milliyetçiliktir ve en az milliyetçilik kadar tehlikelidir. Kad›n iktidar›n nesnesi haline getiriliyor, bir et parças› gibi sunuluyor topluma. Cinsiyetçilik ideolojisi ile kad›n tamamen tahakküm alt›na al›n›yor. Cinsel
SERXWEBÛN
Milliyetçilik, iktidar› ele geçirmede etkin bir ideolojik araç olarak kullan›l›r. Dikkat edilirse, seçim sürecinde iktidara gelmek için Türkiye’deki devletin uzant›s› olan partiler sa¤›yla, soluyla milliyetçilikte birbiriyle yar›fl›r haldeler. Toplumda milliyetçilik duygusu iyice flahland›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Milliyetçilikle toplum büyük bir karanl›¤a itilmifltir
w.
ww
avuç egemen, elit, toplumun üst yap›s›n› oluflturan, iktidar› ve iktidar›n nimetlerine sahip olan, bunu elinde b›rakmak istemeyen kesimlerin ç›karlar›n› koruma gayesidir. Halk›n yaflam›n› ve ç›karlar›n› korumak de¤ildir. Milliyetçilikle flahland›r›lan kesimler, di¤erine düflmanlaflt›r›l›r. Toplumdaki farkl›l›klar, çeflitlilikler birbirine karfl›tlaflt›r›l›r. Birinin varl›¤› di¤erinin yok say›lmas›n›n nedeni say›l›r. Bu yüzden kin, öfke, nefret, fliddet bask›n bir ruh hali olarak flekillenir. Toplum psikolojik olarak hastal›kl› duruma getirilir. Milliyetçilik toplumun ruhsal sa¤l›¤›n› bozar, düflünme yetisini erozyona u¤rat›r, kontrolsüzlü¤ü gelifltirir. Sayg› ve sevgiden uzak davran›fl biçimleri giderek linç, katliam kültürünü gelifltirir. Tek çözüm fliddette aran›r.
ew e. c
Milliyetçilik, kapitalizmin ideolojisidir. Ortaça¤›n ideolojisi olan dinin yerini bu kez milliyetçilik alm›flt›r. Kendini di¤erine göre üstün, öncelikli, ayr›cal›kl›, de¤erli, her fleyin esas sahibi gören; ötekilefltiren, d›fllayan, küçümseyen, horlayan, afla¤›layan; asl›nda yaflam hakk› tan›mayan, hizmetine koflturma, siliklefltirme, asimile etme, özde inkar, gerekti¤inde imhay› göze alacak, sözde ‘yüce amaçlar’ u¤runa savaflacak kadar tek kimlik, tek renklilik, tek dil, tek tip düflünceyi savunan uluslar›n var olmas› milliyetçilik ideolojisiyle geliflmifltir. Rönesans ve reformasyonla bilimsel düflünceyle ayd›nlanan toplumun düflüncesi ve ruhu tekrar milliyetçilikle karart›lm›flt›r. Burjuvazi, ulus kavram›ndan milliyetçili¤i üretmifltir. Milliyetçilik ideolojisiyle asl›nda halk ve toplum, ulusun kendisi iktidar›n tüm imkanlar›na sahipmifl gibi alg›lat›l›r. Bu yüzden milliyetçilik vatanseverlik olarak benimsetilir. Ve eflitsizli¤in, özgürlüksüzlü¤ün, fakirli¤in, ezilmiflli¤in, adaletsizli¤in, savafllar›n kayna¤› olan devlet, sadece üst toplum, egemen toplumsal kesim taraf›ndan savunulmaz, tüm toplum taraf›ndan savunulur bir hal al›r. Ve kendi cellad›n› savunmak u¤runa ölüme gidilir. Milli, ulusal ç›karlar denilerek savafl t›rmand›r›l›r. Günümüzde Kürt sorununu çözümsüz tutma, inkar imha uygulamalar›, Kürt halk›na karfl› yürütülen savafl›n özü, bir
ne t
güdüler do¤ald›r, her insanda bulunur. Tehlikeli olan cinselli¤in iktidar›n objesi haline gelmesidir. Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n bir iliflki vard›r. Mevcut cinsellik bir iktidard›r, flaha kalkm›fl erkekliktir. Hatta erke¤i vahflilefltiren bir hale getirmifltir. Sonuçta mevcut cinsellik iliflkisi erkek egemen topluma hizmet ediyor. Kaba, vahflilefltiren, yok edici bir iktidar anlay›fl› ortaya ç›karm›flt›r. Hepsinin temelinde bu anlay›fl vard›r. Namus cinayetleri, tecavüz kültürünün alt›nda bu anlay›fl vard›r ve bu anlay›fl de¤iflmeden ne demokrasi ne de özgürlük sorunu çözümlenemez. Cumhuriyetin kuruluflundaki eksik kalan ayaklardan biri de budur, kad›n sorunu çözülmemifl, dondurulmufltur. Saddam’›n ipe giderken bile “erkeklik öldü mü” demesi bu vahflileflmifl erkek anlay›fl›d›r, biz bu anlay›fla karfl›y›z. Biz hep bu anlay›fl› aflmak için mücadele verdik.” “Kad›n ve cinsiyet özgürlü¤ü konusunda felsefi olarak çok önemli bir yerdeyim. Bütün kad›nlara flunu söylemek istiyorum: Kad›n›n befl bin y›ll›k boyunduruk alt›ndan kurtuluflu yönünde çok önemli çal›flmalar yapmal›, kendilerini çok gelifltirmeliler. Çok çal›flmal› ve çok örgütlenmeliler. Kad›n özgürlü¤ü konusunda cinsiyetçilik yap›lmamal›. Cinsiyetçilik en az milliyetçilik ve di¤er baz› fikirler kadar tehlikelidir.” Asl›nda toplumsal cinsiyetçilik genel olarak iktidarlaflan dincilik, bilimcilik ve milliyetçili¤i de kapsamaktad›r. Cinsiyetçili¤in ayd›nlanmas›, di¤er olgular›n da anlafl›lmas›na cinsiyetçilik olgusunun oluflum diyalekti¤i gere¤i bir pencere sunmaktad›r.
Eylül 2007
om
72
Milliyetçili¤in son evresi faflizmdir ve telafisi mümkün olmayan felakettir
Nas›l ki Roma arenalar›nda aslanlara parçalat›lan insanlar ölüm kal›m savafl› verirken etraf›ndakiler öldür öldür naralar› at›yorduysa, günümüzde de devlet halklar›, kad›n›, farkl› etniseteleri, mezhepleri ve dini az›nl›klar› parçalay›p dev midesine atmak için iktidar›n gücüyle yönetti¤i, etkisi alt›na ald›¤›, kimliksizlefltirdi¤i, kifliliksizlefltirdi¤i kesimleri, bireyleri, gruplar› bir kitlesel güce, bir ulus tavr›na dönüfltürecek düzeye vard›r›r. Toplumda geliflen fliddet, vatanseverlik ad›na ‘en yüce, en büyük, en üstün’ bütün en’leri kendi hanesinde toplayarak savafl naralar› at›larak yap›l›r. Katliam dayat›l›r. Halklar›n kültürüne, diline, tarihine tecavüz edilir. O da yetmezse yok edilir. Milliyetçili¤in son evresi faflizimdir. Üstün ›rk, üstün kimlik, üstün ulus savunusu toplumu telafisi mümkün olmayan felaketlere götürür. Hitler faflizmi, Musolini faflizminin örnekleri dünyada iyi bilinir. Ulus devlet olan her yerde bu durumlar›n yaflanmas› her zaman beklenen bir durumdur. Saddam rejimi de buna örnektir. Milliyetçili¤in esas› kutsal vatan anlay›fl›na dayanmaz. Yo¤un propaganda araçlar›yla böyle gösterilir, va-
Eylül 2007
SERXWEBÛN
tarz›na iliflkin dayanaklar› ve sonuçlar› kapsaml›ca ortaya koymak, önümüzdeki dönemde olas› geliflmeleri daha iyi görmemize katk› sa¤layacakt›r.” Demokratikleflmenin gerçekleflti¤i toplumlarda ulusal birlik ve bütünlü¤ü sa¤layan ideoloji milliyetçilik olmaktan ç›kar, demokratik birliktelik sa¤lan›r. Toplum ve birey ç›karlar›, iliflkisi birbirinin aleyhine geliflmez, birbirini bütünleyerek güçlenir.
li¤in güçlü oldu¤u Ortado¤u’da toplumsal cinsiyetli¤i aflmak hayli yüksek bir çabay› ve hassasiyeti gerektirir. Ulus devletlerin y›k›l›p yerine yeni markayla kurulan ulus devletler, demokrasiyi, özgürlü¤ü getiremez. Demokratikleflmenin esas› kad›n özgürlü¤üne dayan›r. Ad› demokratik ya da sosyalizm olsun kad›n özgürlü¤ünü hedeflemeyen hiçbir ideolojik, politik gücün veya örgütün halka vaad etti¤i demokrasiyi, bar›fl› tesis edemeyece¤i bir gerçektir. Bu temenni olman›n ötesine geçmeyecektir. Toplumsallaflmay› ve toplumsal özgürlü¤ü hedeflemeyen, cins sorununun di¤er toplumsal sorunlarla -ulus, s›n›f, ekoloji, demokrasi, yoksulluk vb- ba¤›n› bilimsel kuramayan kad›n örgütlenmeleri de marjinal kalmaktan kendisini kurtaramayaca¤› gibi, toplumu da de¤ifltiremeyece¤inden özgürlük hep bir güzel hayal olmaya devam edecektir. Baflka bir deyiflle, salt tek cinse indirgenmifl bir cins örgütünün ideolojik, politik duruflu bir tür milliyetçilik olarak geliflebilir. Kad›n› önce mallaflt›ran, günümüzde ise her fleyiyle korkunç metalaflt›ran sistemin en zay›f yan› kad›n sorunudur. Erkek egemen ideolojiye, ahlaka, toplumsal güç ve bireylere karfl› baflta güçlü bir ideolojik savafl›m vermek gereklidir. Bu da kad›na toplumsal özgürlü¤ü sa¤layacak kad›n kurtulufl ideolojisidir. 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde Kürt kad›n›nda flekillenen, pratikleflen bu yeni ideolojik kimlik, toplumsal cinsiyetçi ideolojilere karfl› halklar›n tercihini ekolojik demokratik ve cinsiyet özgürlükçü bir toplumu kurma amac›ndan ve kurulabilirli¤inden yana yapmaktad›r. Kürt halk›, Önder Apo önderli¤inde demokratik komünal sisteme, KCK’ye ad›m atarak, bu sistemin inflaas›nda öncü ve belirleyen role sahip olan kad›n da demokratik konfederal sistemini KJB’yle gerçeklefltirmeye çal›flarak böyle bir sürece girifl yapm›flt›r. Sümerlerden bu yana bafllayan s›n›fl› toplumu ve kad›n›n kölelefltirilmesini aflmak kadar, halklar›n biny›ll›k özlemi olan bar›fl ve demokratikleflmeyi sa¤lamak için çal›flmak en temel görev olarak baflta kad›nlar olmak üzere herkesi beklemektedir.
ne te we .c om
tan öne ç›kar›l›r, ancak nerede kar varsa esas vatan oras›d›r ve co¤rafik bir alg›lama d›fl›ndad›r. Amaç sermayeyi korumak ve büyütmektir. Bunun için de silahl› güç dahil güce ihtiyaç duyulur. O da iktidarda vard›r. Milliyetçilik merkeziyetçili¤i güçlendirdi¤i gibi, milli de¤erlere afl›r› bir kutsanm›fll›k atfeder. Bunun yan› s›ra bireyin vatanseverli¤i ve topluma kat›l›m› bu de¤erleri her zaman yüceltmek olarak benimsetilir. Bu yüceltmenin tersine düflen herkes ihanetle suçlan›r. Devlet milliyetçili¤i afl›r›laflt›¤› zaman karfl›t›n› do¤urur, bu da tersinden etnik milliyetçiliktir. Böylelikle do¤al bir arada yaflan›labilir kültürel, etnik, mezhepsel, ulusal farkl›l›klar, fliddete sürükleyen temel çeliflkiler ve nedenler olarak gösterilir. Devletler, iktidarlar bu gerçe¤i ters yüz ederler. Önder Apo bu fliddet sarmal›na çözüm olarak flunu ortaya koymaktad›r: “Demokratik, komünal ve sivil toplum etraf›nda bir Kürt uluslaflmas› en sa¤l›kl› ve ça¤dafl yöntemlerden biri olabilir. Klasik devlet odakl› ulusal hareketten farkl› olmas›, uzun vadeli ulusal kurtulufl savafl› yöntemlerine dayanma yerine, ifllevsel sivil toplum ve demokratikleflme faaliyetlerine öncelik vermesi, demokratik ulusal flekillenmeyi sa¤layabilir. Özellikle kad›n›n özgürlük temelinde kat›l›m› önemini daha da art›rmaktad›r. Milliyetçilikten ar›nm›fl, din radikalizmine yer vermeyen, yerel kültürün özgür ifadesine, toplumsal cinsiyet özgürlü¤üne ve çevreci ekolojik çal›flmaya dayanan bu tür uluslaflma, ayr›l›kç›l›k ve fliddet içermeyen yöntemleriyle demokrat ulus olman›n en sa¤l›kl› yoludur. Kürt uluslaflmas› bu yöntemle Ortado¤u gibi etnik, dini, mezhebi, milliyetçi bo¤azlaflman›n en yo¤un yafland›¤› bölgede çözümleyici de¤eri yüksek bir örnek olabilir. Kürt statüsünü yasal tan›maya dayal›, kendine özgü kültürel özgürlük ve demokratikleflmeye içten ba¤l› bir çözüm tarz›, milliyetçilik d›fl› yeni bir çözüm modeli olarak gündemleflebilir. Bunun hem bar›flla hem de ülkelerin devlet ve ulus bütünlükleri içinde gerçekleflme potansiyeli tafl›mas›, tarihsel ve toplumsal gerçekliklerle daha çok ba¤daflmaktad›r. Bu her iki çözüm
73
Ataerkil yaflam biçiminde kad›n yaflayan ölüdür
ww
w.
Erkek egemen kültürün, kad›n cinsine yaklafl›m› nas›l bir tür milliyetçilikse, devletin halk karfl›s›nda duruflu, egemen ulus flovenizminin ezilen ulasa yaklafl›m› da ayn›d›r. O nedenle kad›n halka benzetilir. Erkek egemen kültür de kad›n› hiçlefltirir, afla¤›lar, horlar, yaflam imkan› tan›maz, mülkü yapar, istedi¤i gibi kullanmak ister, en ufak bir karfl› ç›k›fl›n› ölümle cezaland›r›r. Kad›n geleneksel toplum gerçe¤inde yaflayan bir ölü gibidir. Geleneksel toplumun de¤er yarg›lar›na ve yaz›s›z hukukuna -berdel, küçük yaflta evlendirme, bafll›k paras›, zorla evlendirme, recm, çok efllilik, namusu kad›n›n bedeninde ele alan ve bunun için ifllenen namus cinayetleri vb- bireysel karfl› ç›kan kad›nlar bunun bedelini katledilmekle, öldürülmekle öder. Toplumun, devletin, ataerkil zihniyetin tüm biçimlenifllerinin de¤iflip dönüflmesi için bilinçle örgütlenerek eyleme geçen ve bir ideolojik, siyasal, sosyal nitelik tafl›yan kad›n hareketleri ise baflta devletin fliddetiyle karfl›lafl›r. ‘Kad›n özgür do¤mufltur’ diyen, cinsler aras›ndaki ayr›mc›l›¤a karfl› ç›kan Olympe de Gouges gibi nice kad›n, idam sehpalar›n› boylam›flt›r, iflkencelerden geçirilmifl, sürgüne gönderilmifllerdir. Ortado¤u’da kad›n sorunu çözümlenmeden demokratikleflmenin sa¤lanamayaca¤› do¤ru olsa da, bunu do¤ru olarak sahiplenme, bu eksende kad›n örgütlenmesine, e¤itimine, eylemine önem verme henüz zay›ft›r. Ortado¤u’nun demokratik devrimi kad›n olgusunun ne kadar gündemleflece¤i ve çözüme kavuflaca¤›yla yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Dincili¤in, milliyetçi-
SERXWEBÛN Eylül 2007
74
Gabar’a nakfledilmifl bir yüreksin
om
“A¤açlar›n s›kl›¤›ndan biraz s›yr›l›nca ay›fl›¤›n›n güzelli¤ine hayranl›kla bakt›k. Bizim için düflman suretinde olan bu güzel manzaray› doyumsuzca izledik. Ay›fl›¤›n›n bizim için çok tehlikeli oldu¤unu bildi¤imiz halde ›fl›lt›s›na kap›l›p gitti gözlerimiz. Gerillan›n hem dostu hem düflman› olan ay, bu gece tüm bulutlar›
arkas›na alarak gökyüzündeki hakimiyetinin tad›n› ç›kar›r gibi ›fl›ld›yordu. Gökyüzünün ayd›nl›¤› ise yeni günün s›cak ve bo¤ucu geçece¤inin habercisiydi. Yeni güne dair en büyük umudumuz
ew e. c
çat›flmalara girmemekti. Çünkü tüm operasyonlar ay›n döngüsünü tamamlad›¤› günlerde yap›l›yordu”
rütürdük? Bu da¤lar bizim mabedimiz ve kutsal sularda y›kanm›fl gibi ar›n›yoruz bu da¤larda. ‹flte yoldafl›m senin da¤lara olan sevdan, tutkun bu sözlerle hep an›lacak. Da¤lar, özgürlü¤ün buram buram koktu¤u da¤lar. Her kar›fl›na yi¤it genç k›zlar›n ve delikanl›lar›n kan ve ter kokusu sinmifl da¤lar... Uzun bir yolculuktan sonra sizin bulundu¤unuz alana ulaflm›flt›k. Art›k Çiyayê Refl’i arkam›zda b›rakm›flt›k. Gabar’›n gerillaya huzur veren mekanlar›yla tan›flma vaktimiz gelmiflti. Çiyayê Refl kendini tüm heybetiyle Gabar da¤›na ulaflt›rmak ister gibi bak›yordu bize. Gabar, Botan’›n kalbi de¤il miydi? Belki de bunun için k›skan›yordu Çiyayê Refl da¤› onu. Dicle suyu bereketini bir tek bu da¤a bahfletmifl gibiydi. Toroslara kadar uzanan bu silsilenin görkemi karfl›s›nda etkilenmemek mümkün müydü? Çiyayê Refl’te geçirdi¤imiz günler, gerillan›n Gabar da¤›na sevdal› yüre¤ini tan›mam›z› sa¤lam›flt›. Dicle suyunun, di¤er ad›yla fiata Botan’›n görkemiyle taçlanm›fl bir mekan›n ad›n› alm›flt› Gabar da¤›. Sular›yla, bahçeleriyle ve bereketiyle sadece gerillan›n de¤il, tüm yöre halk›n›n en korunakl› yeri haline gelmiflti. Kendinden olana yumuflak, kendinden olmayana sert Hac› Dumanl›da¤ (Savafl) gözüken Gabar da¤›
ww
w.
ne t
Özlemin dili olur mu heval? Kaç kelime, kaç sat›r, kaç hayk›r›fl bu özlemi dile getirebilir? Hele bu, yüre¤i özgürlü¤e vurgun da¤ yürekli bir yoldaflsa, hangi kelimeler onu anlatmaya yetebilir. Ka¤›tlar, kalemler ve sözcükler boynu bükük kal›r onu anlatmaya... En temiz, en s›cak duygularla, yoldafl yitiminin bir kadermifl gibi kabul edildi¤i bu mekanlarda oturmufl seni düflünüyorum. Özlemin dili beliriyor yüre¤imde ve seni düflünüyorum. Yüre¤im özlemin patikalar›nda seni aramakta. Gabar’›n her kar›fl›n› seninle bir kez daha arfl›nlayamaman›n buruklu¤uyla, özlemin patikalar›nda geziniyorum. Patikalar bir y›lan gibi k›vr›l›rken, yeflile bürünmüfl yol boyunda görüyorum seni. S›rt›nda çantan, elinde silah›n ve o masum, ama heybetli gülüflünle da¤lar›n yüre¤ini anlat›yorsun bana. Bafl›n› çevirip ard›nda yürüyenlere bak›p, her zaman söyledi¤in sözleri tekrarl›yorsun. – Kürdistan’›n bu kutsal da¤lar› olmasayd›, gerilla mücadelesini nas›l yü-
ile iflte biz de böyle tan›flm›flt›k. Susuzlu¤uyla meflhur bir alandan sonra böyle bir alana ulaflmak, yüreklerimize de su serpmiflti. Maalesef Çiyayê Refl böyle bir bereketten yoksundu. Ama yine de gerillan›n ba¤land›¤› bir mekand›. Susuzlu¤uyla tan›nan Çiyayê Refl’te kalan gücümüz, ya¤an ya¤mur sular›n›n kaya oyuklar›nda oluflturdu¤u birikintilerle su ihtiyaç›n› karfl›l›yordu. Ttabiat ana adeta do¤an›n bir dengesini yerine getirir gibi evlatlar›n› susuz b›rakm›yordu. Bu sular uzun süre kaya oyuklar›nda kald›¤›ndan kurtlanm›fl olsa bile, bidonlar›n a¤z›na geçirdi¤imiz flutiklerimizin yard›m›yla suyu içilebilir hale getiriyorduk. Suyun içindeki sar›, k›rm›z›, yeflilimsi kurtçuklar a¤›zda ac› bir tat b›raksa bile biz umursamazd›k. Cennet suyu içmifl gibi tad›n›n hoflnutlu¤una doyam›yorduk. ‹flte flimdi verimsiz topraklardan en verimli da¤lara geçiyorduk. ‹stikametimiz Gabar da¤›yd›. Çiyayê Bizina bizi beklemekteydi. Çiyayê Refl kusura bakmas›n, ama hepimizin olmak istedi¤i yer Gabar da¤› idi! Gabar’a do¤ru ilerlerken, araziyi tan›mad›¤›m›zdan, karanl›k ormanlar›n içinde yabanc›s› oldu¤umuz bu co¤rafyada biraz heyecanl› biraz da sab›rs›zca ilerliyorduk. Ormandaki a¤açlar geceyle iflbirli¤i yapm›flcas›na s›kt›. O gece üstümüzde beliren cömert ay›fl›¤› bile a¤açlar›n karanl›¤›n› y›rtam›yordu. O kadar karanl›kt› ki, geçti¤imiz bu ormanda gruptan kopmamak için birbirimizin çantalar›n› tutarak yürümek zorunda kal›yorduk. Bazen gecenin karas›nda yoldafllar›m›z›n gözlerine ihtiyaç duyuyorduk. Daha çok direnmek, daha
Eylül 2007 SERXWEBÛN fl›lam›flt›n. Daha sonra ad›n›n Savafl (Hac› Dumanl›da¤) oldu¤unu ö¤renecektim. Tüm heybetinle ve huzur veren yoldaflça tutumlar›nla, sen yan›m›za geldikten sonra gece boyu arfl›nlad›¤›m›z yollar›n yorgunlu¤u bir anda üzerimizden kalkm›flt›. Ortama yüre¤indeki s›cakl›¤› hemen afl›lam›flt›n. Yani sen yoldafl›m, PKK yoldafll›¤›n›n tüm vas›flar›n›n toplam›yd›n. Kapkara bir geceydi, ama ben yine de ay ›fl›¤›n›n a¤aç yapraklar› aras›ndan süzülen ›fl›lt›s›yla senin yüzünü görmeye çal›flm›flt›m. Tüm heybetinle karfl›m›zda duruyor ve ‘hoflgeldiniz hevaller’ diyordun. Yüz hatlar›n› tam se-
nöbetine girer gibi üflümüfltüm. Bunu fark etmifl olacaks›n ki, fiehit Zekiye’ye seslenerek, – Bu kefiyeyi al›n, galiba terledi¤inizden bu akflam çok üflüyeceksiniz, demifltin. fiehit Zekiye senden ald›¤› kefiyeyi bana vermiflti. Gece boyuncada titrememi fark etmifl olacak ki, beni kendisine çekerek ›s›tmaya çal›flm›flt›. Bir anan›n kuca¤›nda yatan çocuk gibi büyük bir huzura kavuflmufl ve yatm›flt›m. Art›k günler birbirini takip etmeye bafllam›flt›. Zaman bir su gibi akarken, yaflad›¤›m›z her çat›flma düflman gerçekli¤iyle daha fazla tan›flmam›za sebep olmufltu. Çat›flmalar›n, eylemlerin olmad›¤› günlerde yürüttü¤ümüz e¤itim çal›flmalar›nda seni daha iyi tan›m›flt›m. Uzun ve heybetli duruflunla arkadafllar›n önüne geçiyor ve gelen talimatlar› okuyordun. Talimatlar› okurken örgütün ve Önderli¤in yap›lmas› gereken noktalar› belirtmesi karfl›s›nda daha h›rsland›¤›n› ve daha içerilere gitme isteminin oldu¤unu hemen hemen herkes anl›yordu. Zaten Gabar sadece bir geçifl noktas› de¤il miydi senin için? Nereden bilirdim ki da¤ yürekli yoldafl›m, Gabar topra¤›yla sözleflti¤ini. Nereden bilirdim ki, Gabar da¤›na hiç ayr›lmamacas›na ba¤land›¤›n› ve yüre¤ini ona teslim edece¤ini... Aslen Cihanbeylili ve sürgünde yaflayan Kürtlerden oldu¤unu ö¤rendi¤imde flafl›rm›flt›m. Baz› arkadafllar senin asl›nda Türk oldu¤unu söyleyerek tak›lmaya çal›fl›yordu. Sen ise sistemin kendi yaflam›n› idame ettirme anlam›nda sundu¤u tüm olanaklar› ret etmifltin. Sürgünde büyüyen bir Kürt çocu¤u olmana ra¤men, ulaflm›fl oldu¤un tarih bilinci sonucu bir fleylerin de¤iflmesi gerekti¤ine inanarak, Apocu olma yolunu seçmifltin. Bazen tart›flma aras›nda anlatt›¤›n olaylar karfl›s›nda etkilememek mümkün müydü? Bizden ayr›laca¤›n günün yaklaflt›¤›n› bilseydik, daha çok anlatman› istemez miydik senden? Me¤erse 14 Temmuz’u 15 Temmuz’a ba¤layan gecede söyleyeceklerin bize son mesajlar›n olacakt›. 14 Temmuz direniflini anma ve moral düzenleme amac›yla bir araya gel-
ne te we .c om
çok umut ekmek için yoldafllar›m›z›n gözlerindeki ›fl›¤a ihtiyac›m›z vard›. Ah karanl›k bir izin verseydi de görebilseydik. Mola verdi¤imizde hemen yan›ma oturup, s›rt›n› bana yaslayan fiehit Zekiye’nin (Canan Sözen) terli bedeninin s›ca¤› ›s›tt› beni. Gözlerini göremesem de s›cakl›¤› de¤iyordu s›rt›ma. A¤açlar›n s›kl›¤›ndan biraz s›yr›l›nca ay ›fl›¤›n›n güzelli¤ine hayranl›kla bakt›k. Bizim için düflman suretinde olan bu güzel manzaray› doyumsuzca izledik. Ay ›fl›¤›n›n çok tehlikeli oldu¤unu bildi¤imiz halde, ›fl›lt›s›na kap›l›p gitti gözlerimiz. Gerillan›n hem dostu hem düflman› olan ay, bu gece tüm bulutlar› arkas›na alarak gökyüzündeki hakimiyetinin tad›n› ç›kar›r gibi ›fl›ld›yordu. Gökyüzünün ayd›nl›¤› yeni günün s›cak ve bo¤ucu geçece¤inin habercisiydi. S›cak bir geceden sonra gelen yaz günlerinde en büyük umudumuz çat›flmalara girmemekti. Çünkü tüm operasyonlar ay›n döngüsünü tamamlad›¤› günlerde yap›l›yordu. Böyle günlerde yaflanan çat›flmalar, susuzlu¤un anlam›n› çözmemize yarayan en önemli flifre rolü oynard›. Uzun yol yürümenin yorgunlu¤uyla Gabar’daki arkadafllara ulaflman›n heyecan›n› bir arada yafl›yorduk. Bir ses ‘ev kiye’ diye seslenmiflti. Bu ses hem içimde bir ürpertinin dolaflmas›na sebep olmufl hem de yüre¤imi yoldafllar› yeniden görmenin s›cak duygusuyla doldurmufltu. Gelen ses, nöbetçinin sesiydi ve bu, noktaya ulaflt›¤›m›z›n kan›t›yd›. Nöbetçi arkadafl gelenlerin arkadafl olup olmad›¤›n› ö¤renmeye çal›fl›yordu. Gerillan›n kendi içinde sözleflmesi olan parola söylenmeliydi. Grup komutan› arkadafl, bizi Çiyayê Refl’ten gelen arkadafl grubu olarak tan›tm›flt›. Ulaflm›fl oldu¤umuz yeni nokta, karanl›¤›n içinde bile insan yüzünü ay›n ayd›nlatmas› gibi ayd›nlatmaktayd›. Palamut ve mazi a¤açlar› gökyüzüne ulaflmaya çal›fl›r gibi tüm heybetiyle uzan›rken, sararm›fl yapraklar topra¤› tüm kötülüklerden korur gibi örtmüfltü. Topra¤› kapatan yapraklar›n üstüne bast›¤›m›zda ç›kan ses, bizi deflifre etmeye yetmiflti. Nöbetçi olan Zozan heval, biz daha uzaktayken geldi¤imizi fark etmiflti. Art›k noktaya ulaflm›flt›k. Arkadafllar›n yan›na gitti¤imizde, bizi sen kar-
75
Hac› Dumanl›da¤ (Savafl)
ww
w.
çememifltim, ama gecenin karanl›¤›na inat ›fl›ldayan gözlerindeki s›cakl›ktan, herkesin söyledi¤i, ama senin dilinden ç›k›nca bize bambaflka bir t›n›yla ulaflan o k›sac›k selam›ndan anlam›flt›m yüre¤indeki da¤ sevgisini, yoldafl sevgisini ve insan sevgisini. Yol boyunca yaflad›¤›m›z susuzlu¤u hemen anlam›fl olacaks›n ki, ‘heval su içer misiniz’ diye sormufl, sonra da flaka yaparak – Art›k Çiyayê Refl’in kurtçuklu sular›ndan kurtuldunuz diyerek, o koflullar› bildi¤ini ima etmifltin. Nereden bilirdim ki yoldafl›m birkaç gün sonra bizi b›rak›p gidece¤ini... O gece terden dolay› s›r›ls›klam olmufl yorgun bedenimi tafl›yamaz hale gelmifltim. Elbiselerim suya band›r›lm›fl gibiydi. Bunun sonucu bir titreme
SERXWEBÛN Eylül 2007
76
ew e. c
om
du¤undan, kendimizi da¤ yamac›na vermifltik. Ayakkab›lar›m›z Sür at›n› hoyrat›n üstüne sürekli ayaklar›m›zda oldu¤unutans›nlar seni korkak bilenler dan ayaklar›m yanm›flt› ve yayüreklensin seni yi¤it bilenler nan derinin ac›s›yla bir kurals›zseni da¤lara sürece¤im yüre¤im l›k yapm›flt›m. Bize s›¤›nak olan omzunda çarpraz kals›n mavzerin bir palamut a¤ac›n›n dibine namluya sürülü mermin uzanmadan önce, ayakkab›m› ve çoraplar›m› ç›karm›flt›m. Çoraplar›m› ve ayakkab›m› hemen baflucuma koymufltum. Sabaha do¤ru derin bir uykuya dalm›flt›m ki, nöbetçi olan arkadafl hem düflman cihazlar›n›n takibinden hem de arazideki hareketlenmeden düflman›n araziye ç›kt›¤›n› fark etmiflti. Nöbetçinin tepeci arkadafllar› uyarmas›yla, tepecilerin düflman›n etraf›m›z› sard›¤› tekmilini vermesi ayn› anda olmufltu. Tüm arkadafllar hemen uyand›r›lm›flt›. Sen yan›m›za gelerek, anda yüre¤imden gelen bir dürtüyle – Kalk›n düflmanla iç içe girmek seni önermifltim. Kendimce ulaflt›¤›m üzereyiz, hemen beni takip edin desonuç fluydu: Arkadafl siyasi komiser mifltin. oldu¤undan flark› bilmedi¤ini söyleye‹lk gözüme çarpan yüzündeki ifade cek ve arkadafllardan özür dileyerek olmufltu. Yüzündeki ifade bir korkuoturacakt›. Ama sen komutan Savafl, nun temsili de¤ildi. Düflmana kay›p mütevaz› bir edayla kalkm›fl ve arka- verdirmek istemeyen, çare arayan ve dafllar›n huzuruna geçerek, hemen harekete geçmek isteyen bir – fiimdi size Kemal Pir arkadafl›n komutan›n durufluydu. Cesaretinin, en çok sevdi¤i ‘eflk›ya dünyaya hü- fedakarl›¤›n›n en aç›k tan›kl›¤›n› yekümdar olmaz’ flark›s›n› söylemek is- niden yapacakt›k bugün. Hemen tiyorum, demifltin. ayaklar›ma geçirdi¤im ayakkab›laBöyle bir yaklafl›m karfl›s›nda hayal r›mla, seni takip etmeye bafllam›flt›m. k›r›kl›¤›na u¤ramam›flt›m. Çünkü sen Berivan arkadafl, benim, hepimizin örnek gerillas›yd›n. – Hadi heval acele edin diyordu. Bir yandan tam bir militana yar›fl›r bir ‹ki tepenin aras›ndan yukar›dan duruflu sergiliyordun. Bir yandan da afla¤›ya do¤ru uzanan ve ya¤mur sulaarkadafllar›n tüm paylafl›mlar›na or- r›n›n oluflturdu¤u küçük, ama dar patak olmak istiyordun. O benim komu- tikay› t›rmanmaya bafllam›flt›k. Aya¤›tan›md›, ben O’nun savaflç›s› ve böyle m›za tak›lan odun ve tafl parçalar›n› bir komutana sahip olman›n gururu- hissetmiyorduk. Önümüzde yürüyen nu yafl›yordum. O içten sesinle flark›y› arkadafl›n aya¤›n›n alt›ndan kayan tafl söylemifltin ve yüre¤indeki ezgileri Ga- parçalar›ndan kendimizi korumaya bar’›n tüm yamaçlar›na nakfletmifltin. çal›flsak da hafif darbeleri engelleyemiBiliyor musun o flark›y› okurken, yü- yorduk. Nefessiz kalsak bile yürümek re¤imde bir fleylerin depreflti¤ini fark zorunda oldu¤umuzu biliyorduk. Hiçetsem de bir anlam verememifltim. bir yoldafl› düflmana kapt›rmaya niyeNereden bilirdim ki yüre¤im bir yolda- timiz yoktu. Ve bu ruh Savafl arkadafl›n›, komutan›n› kaybetmenin ac›s›n› fl›n tüm yüz ifadesine, göz bebeklerine bana önceden haber veriyordu. yans›maktayd›. Ser verip s›r vermeyen Moral sona ermifl, dinlenmek için bir mücadelenin çocuklar›yd›k bizler. da¤›n eteklerine çekilmifltik. Vadide üslenme her zaman çok tehlikeli olDevam edecek...
ww
w.
ne t
mifltik. Akademiden gelip Dersim alan›na geçecek güç de yan›m›zda bulunuyordu. Bir de yap›lacak farkl› çal›flmalardan dolay› Çirav’da kalan arkadafllar da yan›m›za gelmiflti. Gabar, gücüne güç katm›fl, gelebilecek her türden sald›r›y› bekler konumdayd›. Böyle bir etkinli¤i yapabilmek için Basret taraflar›nda bulunan kuytu bir vadiye do¤ru yol alm›flt›k ve sen yine yoldafl tavr›nla bizden yard›m›n› esirgemiyordun. Hat›rl›yorum da yorulunca ‘bu ne biçim da¤lar biraz düz olsayd› olmaz m›yd›’ diye söylenmifltim. ‹flte o zaman bana bu da¤lar›n önemini anlatan sözcükleri s›ralam›flt›n öfkeni hissettirmemeye çal›flarak. Ve hakl›yd›n. Uçurum kenar›na gelmifl bir halk› yeniden dirilten bu da¤lar›n geçit vermemesi de¤il miydi? Say›m›z toplam olarak yüz alt›ya yükselmiflti. Yolumuz çetin olsa da k›sayd›. Sen yine de duyarl›l›¤› elden b›rakmay›p, dikkatini da¤›tmamaya özen gösteriyordun. Bu, herhangi bir yoldafl kayb›n› kabul etmemenden kaynakl›yd›. Alanda bulunan köylerin ço¤unlu¤u yurtsever olsa bile, bu köylerin baz›lar›nda düflmanla çal›flan iflbirlikçiler de bulunuyordu. Duyarl›l›¤›n, bize daha önce ulaflan bilgilere karfl› bir tedbirdi. Oysa ihanet de pusuya yatm›flt›. Geçti¤imiz bir köyde say›m›z tam olarak say›lm›fl ve düflmana haber verilmiflti. Biz bunlardan habersiz, hedefledi¤imiz noktaya ulaflm›flt›k. Vadinin en derin k›sm›nda çember kurup oturmufltuk. Gece zifiri karanl›¤a gömülmüfltü. Art›k a¤açlar, tafllar ve derin vadi suskunlu¤unu gerillaya b›rakm›flt›. Mahsum Korkmaz’›n meskeni, ard›llar›n› karfl›laman›n görkemiyle beklemekteydi. Ay, Gabar da¤›nda yap›lacak toplant›ya huzur katmak için bulutlar›n arkas›na saklanm›flt›. Sular›n duruldu¤u and› o zaman. Çünkü 14 Temmuz yeniden an›lacakt›. ‹lk baflta günün anlam ve önemine iliflkin konuflma yap›lm›flt›, daha sonra moral amaçl› önerilen arkadafllar flark› söylemeye bafllam›flt›. Tam bu
Eylül 2007 SERXWEBÛN
77
Zulüm ezmedi cesur atlar›n
ne te we .c om
dört nala kofltu¤u ruhunu
Ölüm sadece gidenlerin bedenlerini kopard› bizden. Zulüm de¤medi, cesur atlar›n dört nala koflflttu¤u “Ö ruhlar›na. Ölümün hükmüne boyun e¤medi özgürlük için atan yürekleri. Ve onlar her baharda f›rt›nalara direnmifl yayla çiçekleri olup açt›lar bu da¤lar›n zirvelerinde. Rüzgarlar baflflllar›n› okflflaad›, günefl emzirdi bereketli gö¤sünden ve ya¤murlar y›kad› bedenlerini. Kökleri bin y›llar önce burada ekilen, insanl›¤›n en güzel ülkesinin tohumlar›na de¤di”
Ad›, soyad›: Yakup ALCALI Kod ad›: Agit PAZARCIK
Do¤um yeri ve tarihi: Musolar köyü/Pazarc›k, 1979
Ad›, soyad›: M.Hanifi KORTAK
fiaahan ZERVAN Kod ad›: fi
Kod ad›: Zerdeflfltt
Do¤um yeri ve tarihi: Tatvan
Do¤um yeri ve tarihi: ‹zmir
1975
1982
Mücadeleye kat›l›m tarihi: . . .
Mücadeleye kat›l›m tarihi: . . .
fiehadet tarihi ve yeri: 7 Mart
fiehadet tarihi ve yeri: 7 Mart
2007, Xoy/‹ran
2007, Xoy/‹ran
w.
Mücadeleye kat›l›m tarihi:
Ad›, soyad›: Turhah ‹NAL
1999 Almanya
fiehadet tarihi ve yeri: 7 Mart 2007, Xoy/‹ran
ww
“S›n›rlar›n›n yüre¤inde uçurum açan bir ülkenin çocuklar›n›n canla r›yla ülkelerinin yüre¤ini saran baha r›ndaki güzel yoldaflflllar›na yaz›lm›flfltt›r. Asmen, Agit, Serhat, Çayan, Cemal, Mazlum ve Nurhak flflaahs›nda tüm öz gür ve insan olma onurundaki flfleehit lerin an›s›na”
Umuda yolculuk! Umuda yolculu¤u ülkeye yolculu¤a dönüfltürenlerin gerçe¤i. Aral›k ve flubat zemherileri Binbo¤alar’›n binbir renkli çiçeklerini defalarca yoldu. Ya-
flam tohumlar›n› yaflatmak için aral›k ay›n›n da¤›na, kar›na vurmufltu ve baflarm›flt›. Yeni yetiflen çiçekler insanl›¤›n özsuyunu içsin diye, yaflam çiçekleri zemheriden, f›rt›nalardan, boranlardan korunmal›yd›. Nice k›fllar, tipiler afl›ld›. Kimisi da¤lar›n bafl›na gö¤sünü yaslayamadan, kokusunu rüzgara katmadan, güzelli¤ine doymadan yolundu çiçekler, arkadan hançerlendi. Kimisi bu topra¤›n kokusunu içine çekemeden, bafl›n› topra¤›n gö¤süne huzurla koyamadan hasretlikleriyle soldu.
Topra¤a hasret yaflamak insanl›¤›na hasret yaflamakt›. Bu topraklarda do¤mufltu insana yarafl›r yaflam. ‹nsana en yaflan›las› bir dünyay› veren bu co¤rafyan›n tad›nda, mayas›nda insana ait bütün güzellikler vard›. Sevgi, bar›fl, eflitlik ve özgürlük... Bir tek insana bahfledilmiflti bu güzellikler. Toprak do¤urmufltu bu de¤erleri, ama bir tek insana sunulmufltu. ‹flte bu yüzden insanl›¤a afl›k olmakt› bu topraklara sevgiyle ba¤lanmak. Ve bu topraklar u¤runa can vermek. Kan›n› ba¤r›nda yetiflecek binbir renkli çiçe-
SERXWEBÛN Eylül 2007
w.
ww
“Ruhu bedeninden önce düflmüfltü yollara. Beynini kemiren bütün sorulara da¤lar› aflt›kça cevap bulaca¤›n›, yüre¤indeki a¤›rl›¤› ancak da¤lar›n doruklar›nda hafifletece¤ini biliyordu. Ve iflte bafllam›flt›r gerillan›n zorlu yürüyüflü. Aln›ndan dökülen ter
damlac›klar› ona bambaflka bir mutluluk veriyordu. Bu, zorluklarla yarat›lan güzelliklerin mufltusuydu”
ew e. c
rükleyen o lanetten kurtarmak için nice f›rt›nalar› atlatm›fl ve gelip burada yaflam› yeniden yaratm›flt›. ‹brahim bu topraklarda yanm›flt›. Dünyan›n zalim efendileri karfl›s›nda, haks›zl›¤›n, zulmün karfl›s›nda umutla direnmeyi bilmiflti. Bir kar›nca yang›n›na a¤z›yla su tafl›yorsa ve sönmüyorsa da yang›n, gelecekten umutlu olmufltu. Kutsall›¤› yaratan, her seferinde inanc›n zorluklara galip gelmesi gerçe¤iydi. Kahramanlar›n kavgaya tutuflurken tutunduklar› dal buydu iflte. Tarihin insanl›¤a sundu¤u en güzel mirast› bu. Çünkü kavgan›n atefli hiç sönmemiflti Mezopotamya’da. Ama bir de bahar çiçeklerini zemherinin kanl› ellerinde parçalamak, insan›n içinde uyuyan fleytan›n iplerini sal›verip bu kutsall›¤› ihanetle, zulümle kirletmek isteyenler vard›. Direnç çiçeklerinin yan›bafl›nda açan dikenlerdi bunlar. ‹nsanl›¤›n cennet bahçesi olan bu güzel ülkenin karn›n› deflen lanetti. Ve tarihin nas›rl› elleri böyle yazd› onlar›n ad›n›. Kazanmad› yine de ihanet ve zulüm. Kazanamad›. Ölüm sadece gidenlerin bedenlerini kopard› bizden. Zulüm de¤medi, cesur atlar›n dört nala kofltu¤u ruhlar›na. Ölümün hükmüne boyun e¤medi özgürlük için atan yürekleri. Ve onlar her baharda f›rt›nalara direnmifl yayla çiçekleri olup açt›lar bu da¤lar›n zirvelerinde. Rüzgarlar bafllar›n› okflad›, günefl emzirdi bereketli gö¤sünden ve ya¤murlar y›kad› bedenlerini. Kökleri bin y›llar önce burada ekilen, insanl›¤›n en güzel ülkesinin tohumlar›na de¤di. Zalimler anlamad› narin bahar çiçeklerinin zemherilerden sa¤ kurtulmas›n›. Ve onlar budand›kça yefleren bu dallar›n köklerine ulaflmak istiyorlard›. Zalimler bahar gülüfllü savaflç›lar› güneflten mahrum b›rakmak için kanl› t›rnaklar›n› geçirmifllerdi da¤lar›n s›rt›na. Ve üstünde nice yi¤idin kan› kurumufl pasl› hançerlerini ülkenin kalbine saplamaya koyulmufllard›. Ama umut tarlarlar›n› sürmek için yola ç›km›flt› o bilge insan. Umut kimilerine göre vaat edilmifl topraklard›, bizim ülkemizde ise kendi mayas›yla yo¤rulma, halk›yla buluflma ad›na halk›n
ne t
¤in özsuyu yapmak, bir tek bu topraklar›n afl›¤› olan yi¤itlere mahsustu. Dünyada baflka hiçbir co¤rafyada insanlar bu kadar farkl› fleye inan›p bu denli birlik içinde de¤ildi. Bu, bir tek tarihin kutsal mekan› Mezopotamya’ya hast›. Burada binlerce y›ld›r onlarca inanç, tanr› ve tanr›ça s›rt s›rta vermifl ve insanl›¤a her ça¤da bir de¤er katm›flt›. Her biri ayr› bir fleye inansa da, bu topraklar›n bir yerinde kesiflen yollar› vard› insanlar›n. Bu topraklarda umuda yolculuk yapanlar›n hikayesi yaz›l›d›r. Umut ac›n›n içinde yo¤rulmufltur. Nuh, insanl›¤› hükmü dünyay› k›yamete sü-
om
78
kanayan yüre¤ini ve çekti¤i çileyi her hücresinde duymak ve bunun için yollara düflmekti, kendini da¤lara vurmakt›. Ülkesinin kalbine bat›r›lan pasl› hançeri çekip ç›karmak için bu ülkenin en güzel çocuklar› da¤lar› mesken tutmufltu. Sonu gelmez bir ak›flt› kentlerden da¤lara do¤ru. ‹ntikam zaman›yd›. Sevdalar›n›, yaflanmam›fll›klar›n›, özlemlerini günlerin ütopyas›na kat›k ederek, ard›na bile bakmadan yola koyulmufltu insan oldu¤unu duyumsayanlar. Önderlik düflmana esir düflünce, bu zulüm cenderesinden geçmifl herkesin umudu bitmiflti. ‘Öteki’ diye an›lan herkesin umud ba¤lad›¤› bu kavga, tam da yüreklerdeki korkuyu azaltm›fl, bak›fllar› keskinlefltimiflken hem de. Oysa ülkemi sarmalayan lanet, Gazi mahallesi’nde, Marafl’ta ve Çorum’da içilen intikam yeminlerinin koynunda saklanan baflarma umudunu bir kez daha kurfluna dizmiflti. Umudun haf›zas› büyük ve derin insani öz kadar, yönetenin ve zulmün öfkesinin paranoyas›n› da tafl›yordu. Ama Agit arkadafl içindeki umudu insan› nice kuflatmadan çekip ç›karan bir komutan gibi izlemifl, vazgeçilmez bir yaflam ba¤› bellemiflti. Umudu onu da¤lara ça¤›r›yordu, bu k›yameti and›ran savaflta, taraflar›n birbirine difl biledi¤i, mu¤lakl›¤a yaflam hakk› tan›mayan bu k›yas›ya dövüflte, kendi saf›n› belirlemesi gerekti¤ini f›s›ld›yordu kula¤›na. Çal›flt›kça mutlu olmay›, içinde tafl›d›¤› umudun ateflini hep Newroz kadar taze tutmay›, ateflin çocuklar› nöbetlefle baflar›yordu. fierwan Ad›ya-
Eylül 2007 SERXWEBÛN
79
Da¤ yaflam›na
cine, sevincine ve hüznüne kaynak yapt›¤› için sistemin O’na tuzak kurmas› mümkün de¤ildi. Ne istedi¤ini bilirdi. Kendisini hedefine kilitlemesi ile amac›na ulaflmas› aras›ndaki zaman hep k›sa sürerdi. Bunlar› yaparken toplumun ihtiyaçlar›n› gözard› etmezdi. Önüne koydu¤u her hedefi afl›yordu. Aray›fllar› bu k›tan›n s›n›rlar›n› afl›yordu. Çünkü kendisi bir aray›fl olan da¤ yaflam›na büyük özlem duyuyordu. Bu kab›na s›¤maz enerji ancak da¤larda gerçek bir üretime dönüflebilirdi. Avrupa’dan da¤lara gitme karar›n› iflte bu yüzden verdi. Gençli¤ine en çok yak›flan mekan da¤lard›. Kat›l›r kat›lmaz yeni savaflç›lar e¤itim devresinde alt› aya yak›n e¤itim gördü. X›nere ve Lolan’da geçti¤i bu e¤itimden sonra art›k kendisini gerilla olarak tan›mlayabilirdi. Ve iflte yine bambaflka maskelerle özgürlü¤ü baflka yerde araman›n oyunlar› oynan›yordu. Direnifl oldukça ihanet de yan›bafl›nda bitiyor, bedenlerden önce ruhlar› teslim alma, ayd›nl›k bilinçleri karartmaya çal›fl›yor-
du. Agit arkadafl› hiç etkilemedi bunlar. Ne istedi¤ini bilmek insan›n üstüne geçirdi¤i sapasa¤lam bir z›rh gibiydi. ‹hanet yine kuyru¤unu k›s›p köflesine çekilen bir hayvan gibi sinmiflti. Çünkü gerilla yüzünü ülkeye, daha kuzeye çevirmiflti. Kürdistan’›n her köflesine solu¤unu katmak, ayak izlerini b›rakmak, hasret kald›¤› ana kuca¤›na dönüp, tarih boyunca kimseden esirgemedi¤i flefkatinden, güzelli¤inden savaflma gücünü almak istiyordu. Agit yoldafl da yüzünü kuzeye ilk çevirenlerden oldu. Büyük çalkant›lar›n içinde düflse de insani ilkelerini ve özünü korumak için çaba harcad› hep. Yaflam›n ilkeleriyle çeliflen her yan›, yaradan irini ak›t›r gibi temizlemeye çal›fl›rd›. Elefltirir, tart›fl›r, pratik ad›mlar›n› atar ve örgütü ayakta tutan en önemli yöntemlerden biri olan rapora baflvururdu. Ama illa ki gördü¤ü yetmezli¤i yenerdi. Erdal arkadafl’›in flehadeti O’nun yaflam›nda bir dönüm noktas›yd›. Bu kay›p derin ac›lar çekmesine neden olmufltu. Çünkü Erdal arkadafl› Avrupa sahas›nda tan›m›flt›. Örgütü tan›mada kurulan bu sa¤lam temel, yaratman›n da temel kayna¤› olmufltu. 2003 sonras› çalkant›l› süreçte, özlemini çekti¤i, can ci¤er oldu¤u yoldafl› fierwan’a kavuflmufltu. Agit yoldafl, Anakarargah’a ba¤l› tabur olarak 28 A¤ustos’ta fi.Rojhat alan›ndan sabaha karfl› kuzeye do¤ru yola ç›karlar. Art›k gerillac›l›k bafllam›flt›r. Ruhu bedeninden önce düflmüfltür yollara. Beynini kemiren bütün sorulara da¤lar› aflt›kça cevap bulaca¤›n›, yüre¤indeki a¤›rl›¤› ancak da¤lar›n doruklar›nda hafifletece¤ini biliyordu. Ve iflte bafllam›flt›r gerillan›n zorlu yürüyüflü. Aln›ndan dökülen ter damlac›klar› ona bambaflka bir mutluluk veriyordu. Bu, zorluklarla yarat›lan güzelliklerin mufltusuydu. Dört zorlu geceden sonra Xankurkê’ye gelinir, belli bir haz›rl›ktan sonra Basya ve Avaflin’e ulafl›rlar. Bir gün burada dinlenirler, Basya’n›n suyunda ço-
ne te we .c om
man ve Asmin arkadafl da 2001 de kat›lm›flt›. Onlar da Önder Apo’nun yakalan›p haks›zca hapsedilmesine dayanamam›flt›. Agit arkadafla da kat›ld›¤› Avrupa sahas›nda çal›flma yürütmek yetmiyordu. ‹çinde büyüyen inanç, yüre¤inin çeperlerini zorluyordu. Daha çok emek verme ve daha çok çal›flman›n gerillada oldu¤u gerçe¤ini derinden hissediyordu. Ve 2002 sonlar›na do¤ru çok istedi¤i ülkesine do¤ru bir umud yolculu¤u yapacakt›. Agit yoldafl, Önderli¤in esaretinden sonra, 1999 y›l›nda partiye kat›l›m sa¤lad›. Leverkusen bölgesinden kat›lan Agit yoldafl dürüst, zeki durufluyla genel toplum içerisinde çok sevilen bir arkadaflt›. Dernek ortam›nda kültür (folklor) çal›flmalar›nda yer alm›flt›. Folkloru severdi sevmesine, ama bunu kendi kültürünü di¤er halklara tan›tmak için bir f›rsat biliyordu. Kendi kültürünü tan›tmaktan büyük bir zevk al›rd›. Folklor oynarken de bunu derinden hisseder, tafl›d›¤› mutlulu¤u her figürle d›flar›ya iletirdi.
büyük özlem duyuyordu
ww
w.
Agit arkadafl gençli¤inin bitmez tükenmez enerjisini ak›tacak bir alan buldu mu tereddütsüz içinde yer al›rd›. Futbola bu yüzden ilgi duymufltu. Zaman›n› bofl geçirmekten ziyade, Kürt halk› için elinden geleni yapmaya haz›rd› ve yap›yordu. Yaln›zca kültürel çal›flmalarla s›n›rl› kalm›yor, siyasi çal›flmalar› da yürütüyordu. Gençlik çal›flmalar›nda yer alan Agit yoldafl, Leverkusen gençli¤i içinde örnekti. Avrupa’da okullara gitmesine ra¤men, özünde tafl›d›¤› kültürden, kendi kültüründen asla taviz vermezdi. Mücadeleye s›ms›k› sar›lm›flt› ve istedi¤ini yapard›. O’nun istekleri halk›n›n ac›lar›ndan uzakta, bireysel yaflam›n› örgütleme amac›n› tafl›mazd›. Zaten sistemin O’nu esir almamas›n›n, buradaki di¤er gençler gibi tan›m› yap›lamaz bir çeliflkiler yuma¤› yapmamas›n›n nedeni de buydu. Mücadeleyi ruhuna, bilin-
Turhan ‹nal (fiahan Zervan)
SERXWEBÛN Eylül 2007
ww
prati¤iyle yetersizliklere elefltiri, en ba¤l› durufluyla herkesi göreve ve baflarmaya davet etmiflti. Dola fiive’nin en üst köflesinde nar a¤açlar›n›n gölgesinde kurdu¤u küçük birimle maatbaac› olmufltu. En son karfl›laflmam›zda, güleç yüzüyle, nas›rlaflm›fl elleri ve uzam›fl sakallar› ile bir tek gerillan›n anlayaca¤› esprilerle hasret giderdik. Parastina Gel dergisini basman›n sevincini yafl›yor o sevinci daha da katlamak için büyük bir özveriyle matbaa mangas›n›n temellerini at›yordu. “Heval iflte burada tarihi yazaca¤›z” diyordu sevinçle. “Y›kayay›m elimi ve yüzümü de, tarihin bafllang›ç noktas›nda bir an› foto¤raf›n› çekelim” espirisiyle vedalaflt›k umuda giden yollarda. Sonras›nda duydum, yine uzun yollara düfltü¤ünü, savafl birliklerinde yerini almak üzere baflka alanlara gitti¤ini. Ve bir haber bülteninde geçen ad›nla birlikte zaman› durdu içimin. “‹ran güçleri ile PJAK gerillalar› aras›nda sabah 09.00 sular›nda çat›flma ç›kt›. Çat›flma gittikçe fliddetlenerek akflama kadar devam etti. Ç›kan çat›flmada Agit ve fiahan ad›ndaki gerillalar yaflam›n› yitirdi, Zerdeflt isimli gerilla da yaral› olarak ele geçti.” Sesler kesilmiflti, sadece ekrandaki resimleri görüyordum. ‹flte bir kez daha tarihi yazm›flt›n, yazm›flt›n›z. fiehit sitesinde her üçünüzün ismi alt alta duruyordu. Hayata meydan okuyan bak›fllar›nla sen, ›fl›l ›fl›l bak›fllar›yla fiahan ve bir çocu¤un bak›fl›ndaki durulukla hayata bakan Zerdeflt. Yaflam› boyunca verdi¤i eme¤i, sarfetti¤i sözleri flehadetiyle birlikte vasiyet olmufltur hepimiz için. Hoflgörülü, kültürlü ve anlay›fll› güzel bir insan› yitirmek herkes gibi tüm tan›yanlar›n› derinden sarsm›flt›. Böyle güzel, böyle asi yürekli bir insan› tan›d›¤›m için gurur duyuyorum ve biliyorum ki O’nu tan›yan bütün arkadafllar benim gibi düflünür. Ve biz yoldafllar› olarak O’nunla paylaflt›¤›m›z tüm zamanlar› onurla tafl›yaca¤›m›za dair sözümüzü yineliyoruz. Ülkemizin bahar gülüfllü savaflç›lar›n›n yi¤idini unutmayaca¤›z.
ew e. c
w.
ne t
cuklar gibi yüzerler ve onlara sundu¤u bereketten faydalan›p bal›k bile yerler. Sonra zemzem suyunu baflka yerde araman›n anlams›z oldu¤unu insana hissettirecek kadar so¤uk suyundan içerler Avaflin’in. Ülkesinin bütün güzellikleri, gerilla yaflam›n›n bütün dinamizmi bu birkaç güne s›¤ar. Yaflad›klar›n› ruhuna sindirmeye çal›fl›r ve her saniyesini bir bafllang›ç olarak zihnine kaz›r. Gerilla için y›k›lmaz bir mevzi olan Zap’a on iki gün sonra ulafl›rlar. Gerilla hayat› bafllam›flt›r. Çok zorlu ve tempolu bir süreç olmas›na ra¤men coflkuyla, büyük çal›flma flevkiyle eme¤ini sevdi¤i güzel yürekli yoldafllar›yla paylafl›r. Sonra ABD’nin Irak’a girmesinden sonra yap›lan kongre ve sonras› geliflmelerle çok derin zorlanmalar› herkes gibi Agit arkadafl da yaflar. Biraz duraksama olsa, arkadafllar birbiriyle anlams›z konular üzerinde küçük tart›flmalara girse huzursuzlafl›rd›. Tüm zorlanmalar›na ra¤men insana, kendine ve halk›na bir flekilde hizmet etmeyi sürdürmüfltü. ‹nsan de¤eri ve eme¤ini hiçe sayan anlay›fllara, herkesin kendini birileriyle ifade etmeye çal›fl›p eme¤ini esirgemesine, kendi gücü ve eme¤i yerine otoritelerin gücüne s›¤›nanlara ve ihanete tarifsiz bir öfkesi vard›.
Hiçbir siyasi tecrübesi olmadan, kendilerini y›llar›n kurdu olarak tan›tan, kirli siyaset yürütenlerle çizgi savafl›na girmek kolay de¤ildi. Ama O, kolay› seçmeyecekti ve mücadele etmeye devam edecekti. Agit, her zaman oldu¤u gibi bu sefer de umudunda ›srar etmiflti. Agit, umudu ülkesine yolculuk ederek büyütmüfltü. Agit, gerillac›l›k eme¤iyle, eme¤i çürütenlerin yüzlerine bir tokat olmufltu. Biliyorum ki fiziki olarak hala burada olsayd›, halk›n evlatlar›na karfl› sorumluluklar› olanlara görevlerini hat›rlat›r ve evlatlar›n halka hizmetlerini en derin duygular›yla anlat›rd›. Tüm dertleri efkar olunca müzi¤e sar›l›rd›. Avrupa’dan ailesinin gönderdi¤i müzik çalar› yan›ndan hiç ay›rmazd›. Çok özledi¤i Kürtçe müziklerin kanad›nda uçuverirdi. En çok Ciwan Haco’yu dinlerdi. Modern müzikle halk›n de¤erlerini ustaca birlefltirmesi biraz O’na benziyordu. Agit de modernitenin merkezinde büyümüfl, ama kendi de¤erleri ile bütünleflmiflti. Kürtçe konuflmaktan büyük zevk al›rd›. Marafl’›n yerli aksan›n› tafl›yan Kürtçe’sinden asla gocunmazd›, zevkle Kürtçe konuflurdu. Belki de annesinden ö¤rendi¤i bu dille özlem gideriyordu anas› ile. Kürtçe’de ülke gizliydi. Yaflam›nda çok mutevaz› ve sab›rl›yd›. Kimseyi incitmeden, kimseye büyük sorumluluklar yüklemeden, ama herkesi de sözünün sahibi olmaya ça¤›rarak ayr›lm›flt›k. Do¤ru görmedi¤i fleylere karfl› ç›k›fl›, sakallar› da uzay›nca bana Seyit R›zalar›n hissiyat›n› veriyordu, Yoldafllar›na sonuna kadar güvenirdi. Agit, isminin ciddiyetiyle, sorumlulu¤uyla halk›na kendisini adad›¤› son ana kadar halka ve arkadafllar›na karfli görevlerini yapt›. Yüre¤indeki derin ba¤l›l›kla, üstüne düflen tarihi sorumlulukla hayata ba¤lanmaya, duruflu ile mücadeleyi yükselterek
om
80
Mücadele arkadaflflllar›
ne te we .c om
“Onlar özgürlük ateflfliinin hiç sönmeyen alevi olacaklard›r.” Önder Apo
Ad› soyad›: Müslüm SOLMAZ
Ad› soyad›: Salman ÖZKUR
Ad› soyad›: Mehmet KARATEK‹N
Ad› soyad›: Rahim AL‹
Kod ad›: Hebun
Kod ad›: Devrim YURTSEVER
Kod ad›: Cudi Cesur
Kod ad›: fiirvan
Do¤um yeri ve tarihi: Suruç, 1976
Do¤um yeri ve tarihi: Pazarc›k, 1979
Do¤um yeri ve tarihi: Suruç, 1983
Do¤um yeri ve tarihi: Urmiye, 1985
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
2007, Siirt/Pervari
2007, Siirt/Pervari
2007, Siirt/Pervari
2007, Siirt/Pervari
Ad› soyad›: Sadrettin TAN
Ad› soyad›: Ahmet ATEfi
Ad› soyad›: Reflit ELEGAfi
Kod ad›: Çekdar BARAN
Kod ad›: Rubar
Kod ad›: Firaz
Ad› soyad›: Özgür Ç‹FTÇ‹ Kod ad›: Aslan ÖZGÜR
Do¤um yeri ve tarihi: Tekman, 1984
Do¤um yeri ve tarihi: Mardin, 1977
Do¤um yeri ve tarihi: Siirt, 1983
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
2007, Siirt/Pervari
2007, Siirt/Pervari
2007, Siirt/Pervari
2007, Van/Baflkale
ww
w.
Do¤um yeri ve tarihi: Hakkari, 1986
Ad› soyad›: Suat KARADA⁄
Ad› soyad›: Menaf KANAT
Ad› soyad›: Mehmet Mansur KOÇAK
Ad› soyad›: Vaceddin ARSLAN
Kod ad›: F›rat
Kod ad›: Sinan BATMAN
Kod ad›: Munzur WELAT
Kod ad›: Süleyman ROD‹
Do¤umyeri ve tarihi: Tekman, 1988
Do¤um yeri ve tarihi: Befliri, 1977
Do¤um yeri ve tarihi: Siirt, 1979
Do¤um yeri ve tarihi: Sason, 1974
fiehadet tarihi ve yeri: 29 A¤ustos
fiehadet tarihi ve yeri: 15 Eylül
fiehadet tarihi ve yeri: 15 Eylül
fiehadet tarihi ve yeri: 15 Eylül
2007, Van/Baflkale
2007, Mawa/Kerboran k›rsal›
2007, Mawa/Kerboran k›rsal›
2007, Mawa/Kerboran k›rsal›
ew e. c
ne t
w.
ww om