315

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 315 / Adar 2008

ww

w.

Newrozlaflan halk Zap direniflini selaml›yor


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

onun üzerindeki hakimiyetinde çok iddial›d›r. NATO da diyor ki; “Do¤u’yu savunun, oradaki savunmada en ufac›k bir eksiklik olmas›n” diyor. Milyonluk bir ordusu var, ellerinde her fley var. Bizse bir avuç insan›z. Ama iliklerine kadar korkuyorlar. Bütün dünya gericili¤ine s›¤›n›yor, dünyaya vermedi¤i taviz yok. Bu korkusunun büyüklü¤ünü gösteriyor. Hakl›d›r, çünkü büyük suçludur. Bugün biz insan olmam›z›n zorunlu bir gere¤i olarak ve halk›m›za sayg›l› ve ba¤l› olman›n bir gere¤i olarak diyoruz ki; kavgam›z her zamankinden daha büyük bir fedakârl›k, cesaret ve güçle olacakt›r. Partimiz, her yüzy›l› bir y›la s›¤d›rarak ve böylece özgürlü¤ü kendi içinde yaratarak bu geliflmeyi sa¤lad›. Bunu bugünü yakalamak için, halk›m›z› aya¤a kald›rmak için yapt›k. Halk›m›z biraz uyanm›flt›r. Kendi ulusal kimli¤ine yüreklice sahip ç›k›yor. Bask›, açl›k ve yoksulluk dinlemeden Partinin sesine kulak veriyor. Partinin do¤ru söyledi¤inin fark›ndad›r ve bu çok önemli bir geliflmedir. Fakat biz bunu yeterli göremeyiz. Bugün halk›m›z daha çok kendi öz savafl›m›na girme aflamas›ndad›r. Bütün bunlar halk›n kendi savafl›m›n› mümkün k›lmak içindir. Halk bir güçtür, halk bir gerçektir, halk büyük bir yetenektir. Halk üretilen bütün sanat›n ve siyasetin kayna¤›d›r. Ama örgütlenirse, cesaretle aya¤a kalkarsa ve savafl›rsa böyledir. Bizim çekti¤imiz s›k›nt›lar, verdi¤imiz u¤rafl, iflkenceli yaflam savafl›ndan daha m› kolayd›r? Hiçbir yurtsever Kürdistanl›, yaflant›s›n›n savafl koflullar›ndaki yaflant›dan daha iyi oldu¤unu iddia edemez. Daha az ac›l›d›r, daha fazla yaflan›l›r durumdad›r diyemez. Böyle bir yaflam› haysiyetimize, onurumuza yak›flt›rm›yoruz. Tam tersine öfke duyuyor ve reddediyoruz. Büyük devrim ustalar›, “devrimler halklar›n bayram›d›r” der. Bu bir gerçektir. Bütün bayramlar büyük savafllar›n kazan›ld›¤› günlerin an›s›na ilan edilir. Biz sadece bir savafl›n kazan›ld›¤› günü bayram olarak ilan etmiyoruz. Newroz belki böyle bir gelenektir, fakat çok geride kalan bir gelenek. Oysa biz bu y›llarda ne yapt›k? Do¤aya karfl›, zalime karfl› hangi baflar›lar kazand›k ki kendimize bayram yapt›k? Bu bir an›d›r, biz bir an›yla yetinemeyiz. fiu anda gerçek bir bayrama muhtac›z ve en büyük bayram›m›z en büyük savafl›m›m›zd›r.

ww

w.

ne t

ew e. c

Newroz bizim için sürekli “yeni gün”, “bahara aç›lan gün” anlam›na gelmifltir. Newroz, ulusal giysilerimizi giydi¤imiz ve geleneklerimize uygun kutlamalarla karfl›lamak istedi¤imiz bir bayramd›r. “Yeni gün” halk ruhumuzun bulufltu¤u, özgürlük atefllerinin yükseldi¤i bir gün olarak da de¤erlendirilir. Böyle bir gün münasebetiyle, atefl yakman›n, “yeni güne” ulaflman›n gereklerini göstermeye çal›fl›yoruz. Büyük direnifl flehidimiz Mazlum Do¤an yoldafl kendisini 21 Mart direniflinin flehit bayraktarl›¤› haline getirmifltir. ‹nsan›n gelifltirmek isteyece¤i en büyük direnifli, dönemine uygun olarak, inan›lmaz koflullarda gerçeklefltirmifltir. Dolay›s›yla hiç kimsenin nefes bile almad›¤› bir ortamda, ancak ve ancak tek bir yolla bir ulus ad›na, bir halk ad›na, tarihe önemli bir katk› sa¤lanabilece¤ini kestirdi¤i anda, yer ve zamanda flehit olmas›n› biliyor. Ça¤dafl Kawal›k, ça¤dafl Newroz, ulusal kurtuluflçuluk böylesine büyük bir ad›m›n sahibi olmufltur. PKK’nin Newroz PKK’si olmas› ne kadar yerinde! Ne kadar yaflamsal, ne kadar aç›klay›c›! Partimizin geçen tüm y›llar› böyledir. Newroz bayram›yla bu Partinin temelini att›k. Bahar›n do¤aya getirdi¤i büyük renklilik, ›fl›k, umut, s›cakl›k ve canl›l›k ruhuna, PKK ruhuyla karfl›l›k vermek istedik. O günden beri gitikçe aç›l›yor, canlan›yor ve güçleniyor. En büyük direniflleri bugünlerde daha da yenilmez, ele avuca s›¤maz hale getiriyor. Her y›l, gelecek y›l›n kurtulufl müjdecisi haline gelmifltir. PKK, bu y›llar›, Kürdistan’›n amans›z koflullar›ndan, büyük umudun aya¤a kalkt›¤›, çofltu¤u bir y›llar zinciri haline getirmifltir. fiehitlerimiz vard›r. Her Mart ay›n›n flehitleri vard›r, her yeni 21 Mart’› flehitler vererek kutluyoruz. Bütün bunlar direnifl gerekçelerimizi yaratmak ve bunun gerçek hesap sorucusu olan halk›m›z›n kararl›l›¤›na dönüfltürmek içindir. Bugün 88 Newroz’u dünyaya, bölgeye Kürdistan halk›n›n ad›n› duyurdu. Bu karar›n› yüce eylemiyle hayata geçirebildi. Bu y›l›n kendi y›l›m›z oldu¤u, bu noktay› yakalad›¤›m›z ve b›rakmayaca¤›m›z çok aç›kt›r. Düflman yeni özel savafl biçimleri gelifltiriyor. Her türlü hilekarl›¤a baflvuruyor, taviz veriyor. Üstelik bunu en sahtekarca tarzda yap›yor. ‹çine büyük bir korku düflmüfltür. Çünkü bin y›ll›k suçlar›n›n ve hesab›n›n sorulaca¤› günün gelip çatt›¤›n› görüyor. Korkusu bundand›r, nas›l kurtulabilece¤ini düflünüyor. Bugün dünya bile

om

En büyük bayram›m›z en büyük savaflfl››m›zd›r

* Bu yazı Rêber Apo’nun “21 Mart 1988 tarihli” çözümlemesinden alınmıştır.


‹çindekiler

ne te we .c om

Newroz insanl›¤›n özgürlük ve demokrasi iradesidir Newroz bayram›, Newroz günü, Newroz kültürü insanl›¤›n toplumsallaflarak kendisini yaratt›¤› Ortado¤u co¤rafyas›nda ortaya ç›km›flt›r. ‹nsanl›¤›n komünal demokratik de¤erleri içinde yaflad›¤›... (15’te) 2008 Newroz’u Özerk Demokratik Kürdistan meflalesi olacakt›r Ortado¤u ve Kürdistan’da önemli siyasal geliflmeler yaflamaktay›z. Bu geliflmelerin baflta Türkiye olmak üzere tek tek ülkelere yans›mas› da olmaktad›r... (24’te)

Türkiye’de Kürt ‹syanlar› Osmanl› ve Cumhuriyet döneminde Türkiye’de yaflanan Kürt isyanlar›n› her dönemin kendine has karakteristik özelikleriyle ele almak gerekmektedir. Çünkü Osmanl› döneminde yaflanan Kürt isyanlar›... (33’te)

Operasyonlar›n yarataca¤› ortam kaostur (Önder Apo) Bilinen sa¤l›k sorunlar›m devam ediyor. Yaln›z gözlerimdeki yaflarma-ak›nt› iyice artt›. Bazen gözyafl›nda tuzlanma ve yanma oluyor. Bunun sebebi... (39’da)

Zap Direnifli ‹nkar ve ‹mha sistemini baflar›s›z k›lm›flt›r

ww

w.

“fiunu ifade edebiliriz; Türk ordusunun askeri sald›r›s› baflar›s›z kalm›flt›r. Gerilla çok haz›rl›kl› olmada¤› halde bu sald›r› karfl›s›nda üstün bir direnifl göstermifl, önemli bir askeri baflar› elde etmifltir. Türk ordusu hem verdi¤i kay›plar itibariyle, hem de planlad›¤› hedeflere ulaflamadan geri çekilmek zorunda kalarak baflar›s›zl›¤›n› ortaya koymufltur. 5 Kas›m 2007’de Bush-Erdo¤an görüflmesiyle ortaya ç›kart›lan planlama çerçevesinde 2008 için planlad›¤›, Güney Kürdistan ve Medya Savunma Bölgelerine dönük bafllatt›¤› iflgal sald›r›s›n›n ilk ad›m›nda baflar›s›z olmufltur” KCK Yürütme Konseyi (2’de)

Kazanan gençlik kazanan Kürdistan halk› olacakt›r Kaybedilen ne varsa hepsini kazanmak özgürlük mücadelesi ile mümkündür. Söylenir ki; Apocu hareket ayn› zamanda bir gençlik hareketidir. Peki Apocu hareketi bir gençlik hareketi yapan özel... (48’de)

‹deolojik çal›flma tüm çal›flmalar›n anas›d›r Türk devleti özgürlük hareketinin bafllad›¤› günden bu yana bu mücadeleye terörizm damgas› vurdurarak özgürlük mücadelesinin meflrulu¤unu ortadan kald›rmaya... (53’te) 8 Mart’la Newroz’u buluflturan özgürleflen kad›n iradesidir Bu y›lki 8 Mart etkinlik ve kutlamalar› Kürdistan’da gerçek bir serh›ldan ruhu ile geçti. Serh›ldanlar genelde, genel halk hareketleri olarak bilinir. Ancak kad›n›n kad›n için, kad›nl›k de¤erleri için, toplumsal komünal de¤erler için bu... (62’de)

Kad›n Mücadelesi ve feminizm -IDünya Kad›n Hareketinin geliflim düzeyi ve günümüzde yaflad›¤› sorunlar, dünya devrim hareketlerinin yaflad›¤› sorunlarla çarp›c› bir... (67’de) Kember Kuris ve Siser (An›) ‹ki A¤ustosta Baflkan Apo’nun ça¤r›s›yla Amed eyaletinden bafllayan Güney Kürdistan yolculu¤umuz, on dördüncü gününü dolduruyordu. Bitlis da¤lar›... (71’de) Direnifl flark›s›n› söyleyerek savafl›yordu sevda dolu yürekler (An›) Yeni evlatlar yetifliyordu. Özgürlü¤ün eriflilmez de¤eri olarak k›z›l kanlarla, al›n teriyle sulanm›fl do¤urgan topraklarda. Cudi’nin büyüleyici güzelli¤ine bürünmüfl B›l›ka köyü yeniden kahramanl›klarla...(75’te)


SERXWEBÛN

2

Mart 2008

om

Zap direnifli inkâr ve imha sistemini baflar›s›z k›lm›flt›r “Büyük geliflmelerin arifesinde bulunuyoruz. ‹çinde bulundu¤umuz zorlu mücadele ve direnifl durumu büyük siyasi at›l›mlar› a盤a ç›karacak, tarihin köklü bir de¤iflime u¤ramas›n› sa¤latacak düzeyde geliflmeler yaratmaya aç›k bir durum sergileyecektir. Yeter ki bu durumu iyi görelim, hata

yapmayal›m, gücümüzü iyi kullanal›m, gafil olmayal›m. Düflman sald›r›lar›n›n k›r›lmas›n› sa¤layal›m. O zaman görece¤iz ki gerçekten de bütün Kürdistan’da büyük ad›mlar at›l›yor,

ew e. c

geliflmeler oluyor. ‹nkâr ve imha sistemi art›k ifllemez hale geliyor”

KCK Yürütme Konseyi

Yeni bir iflgal süreci bafllat›lm›flt›r

Yani PKK’nin tasfiyesi ard›ndan Güney Kürdistan’daki geliflmelerin yok edilmesi ve Kerkük’ün, Kürdistan’dan kopart›lmas› hedefini güttükleri de kesindir. Bu biçimde flimdiye kadar Kürt varl›¤› ad›na, Kürt özgürlü¤ü ve demokrasisi ad›na ortaya ç›kar›lm›fl tüm geliflmeler yok edilerek, 20. yüzy›l›n ilk çeyre¤inde I. Dünya Savafl› ile ortaya ç›kart›lan Kürdistan’› parçalay›p, sömürgeci egemenlik alt›na alan, Kürt’ü yok sayan ve yok etmeyi hedefleyen statünün baflar›ya götürülmesini öngörüyorlar. 21 fiubat tarihinde bafllat›lan ve esas olarak, HPG Ana Karargâh›n› hedefleyen sald›r›n›n böyle bir amaç temelinde ve planl› bir biçimde gelifltirilen sald›r› oldu¤unu tespit etmemiz do¤rudur, yerindedir. Yoksa bu kadar kapsaml› hedefler gözetmeselerdi herhalde fiubat ortas›nda, karak›flta, metrelerce kar içinde kendilerini o da¤lara vurmazlard›. Bu kadar so¤u¤u, kayb› göze almazlard›. Belli ki kapsaml› amaçlar peflindedirler. Ve aceleleri vard›r. Amaçlar› do¤rultusunda h›zla sonuç almaya çal›fl›yorlar. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül bunu aç›kça; “daha çok gecikseydik, PKK yap›lanmas› daha çok güçleniyordu ve sonra yürütece¤imiz sald›r›lar›n bedeli daha a¤›r olacakt›” diyor. Yani imha ve tasfiye amac›yla bu ifli yürüttüklerini, bunun için de kendileri aç›s›ndan en uygun zaman›n k›fl ortas› oldu¤unu de¤erlendirmifl bulunuyorlar. Öyle rast gele, hesaps›z, s›radan, basit amaçlar

ww

w.

ne t

Türk ordusunun, 21 fiubat’ta Medya Savunma Bölgelerimize dönük yeni bir iflgal sald›r›s›n›, havadan ve karadan bafllatt›¤›n› biliyoruz. Bunun bir iflgal sald›r›s› oldu¤u kesindir. Her ne kadar ordu geri çekiliyor veya baz› çevreler geri çekilmesini talep ediyor olsa da bu tür durumlar aldat›c› ve geçici olacakt›r. ‹flin esas› Medya Savunma Bölgelerine dönük bir iflgal hareketinin bafllat›ld›¤›d›r. Baz› çevreler bu durumu 1982 Haziran’›nda, ‹srail’in, FKÖ’yü Lübnan’dan ç›kart›fl›na benzetiyorlar. O bak›mdan Medya Savunma Bölgelerinin tasfiye edilmesini, dolay›s›yla HPG’nin bir savafl gücü olmaktan, siyasal güç olmaktan ç›kar›lmas›n› hedefliyorlar. Zaten Türkiye yetkilileri de hedeflerinin böyle oldu¤unu aç›kça belirtiyor. “Sonuç alana kadar” bu sald›r›n›n sürece¤ini söylüyorlar. Sonuçtan kas›tlar› nedir? Medya Savunma Bölgelerinin yok edilmesidir. Gerillan›n darbelenmesi ve tasfiye edilmesidir. PKK hareketinin tasfiyesidir. Birinci planda amaçlanan›n bu oldu¤u tart›flma götürmez bir gerçektir. Sald›r›y› yapanlar, yani Türkiye yetkilileri hedeflerinin sadece bu oldu¤unu s›k s›k vurguluyorlar. Fakat o da gerçe¤i tam yans›tm›yor. Çünkü “kök kaz›maktan” söz ediyorlar. “Bölücülük” dedikleri Kürt varl›¤›n› yok etmeyi hedefliyorlar. Bu bak›mdan iflgal hareketinin birinci hedefi PKK’nin tasfiyesi olmakla birlikte, onu daha da ileriye götürmeyi öngörerek, Kürdistan üzerindeki inkâr ve imha siyasetini baflar›yla sürdürmeyi hedefliyorlar.

için baflvurulmufl bir sald›r› durumu de¤il. Bizi en çok a¤›r k›fl koflullar›nda zorlayacaklar›n›, darbeleyeceklerini düflündükleri için, böyle bir sald›r›y› k›fl koflullarda gerçeklefltirdiler. Bu da amaçlar›n›n kapsaml› oldu¤unu, inkâr ve imha siyasetini baflar›ya götürme amac› do¤rultusunda böyle bir sald›r›ya girifltiklerini gösteriyor. Dolay›s›yla da 21 fiubat’la bafllayan sald›r›n›n yeni bir savafl sürecinin, iflgal sürecinin bafllang›c› oldu¤unu görüyoruz. Tabi bunun içerisinde baflka hesaplar da var. Her fleyden önce zorluklar› var Türkiye yönetiminin. fiartlar siyasi ve askeri bak›mdan her dönem kendisi için elveriflli de¤il. fiimdi baflta ABD olmak üzere dünyay› biraz etkileri alt›na alm›fllar. Biraz f›rsat ve destek oluflturmufllar. Bölgede farkl› herhangi bir çat›flma süreci ortaya ç›kmadan bu günleri de¤erlendirerek, bu f›rsat ve imkânlar› kullanarak baz› sonuçlar alabilmeyi umut ve hesap ediyorlar. Yani öyle zamanlar› çok fazla yoktur. Süreç Türkiye yönetiminin, inkâr ve imha siyasetini esas alan Türkiye devlet güçlerinin lehine ifllemiyor. O aç›dan da daralm›fl olan zaman› de¤erlendirmek amac›yla böyle ç›lg›nca bir hareket içerisine girmifl oluyorlar. Ayr›ca kendi içinde bir de iç çeliflkiler var. Ordu siyasette etkinli¤ini bu sald›r›larla daha da güçlendirmek istiyor. Kürtlerle, AKP’yi çat›flt›r›p klasik cumhuriyet yap›lanmas›n›n düflman sayd›¤› iki e¤ilimi bu çat›flma içinde zay›flatmay› hedefliyor. Biliyoruz, cumhuriyet yap›lanmas›n›n yasak


Mart 2008

SERXWEBÛN

ne te we .c om

sayd›¤› üç e¤ilim vard›. Birincisi, solkomünist e¤ilimdi, ikincisi, Kürt ulusal hareketiydi, üçüncüsü de, irtica diye tan›mlad›klar› siyasi islamd›. Sol-komünist e¤ilim geçen süre içerisinde SSCB’nin çözülmesiyle tasfiye oldu. Art›k mevcut cumhuriyet sistemini tehdit eden bir güç olmaktan ç›kt›. Böylece geriye iki e¤ilim kald›. Biri “irtica” diye tan›mlanan siyasi islam, di¤er ise bölücülük olarak ifade edilen “Kürt Ulusal Hareketi”. 90’l› y›llarda ABD’yle ittifak halinde olan Türkiye yönetimi, Kürt Ulusal Hareketi içerisinde kendilerine yak›n, ABD’ye yak›n, milliyetçi-devletçi çizgiyi esas alan güçlere dayanarak daha büyük tehdit olarak gördükleri Kürt Ulusal Hareketinin, özgürlük ve demokrasi güçlerini tasfiye etme hedefini güttüler. Bu temelde PKK’ye karfl› hemen hemen herkesle ittifak yaparak bir savafl yürüttüler. Bu süreçte Erbakan liderli¤indeki siyasi islam üzerine de biraz gittiler. Bu son dönemde Genelkurmay yönetimine gelen kifliler bu politikan›n yanl›fl oldu¤u yönünde de¤erlendirmeler gelifltirdiler. 90’l› y›llarda Çekiç Güç sistemi içerisinde izlenen bu politikan›n hatal› oldu¤unu özelefltiri yap›yormuflças›na de¤erlendirdiler. Öyle a盤a ç›kt› ki, “hata” dedikleri siyasi islam›n üzerine gitmek, onlar› zay›flatmakm›fl. Yine kendilerine, PKK’ye karfl› savaflta büyük yarar sa¤lam›fl olan Kürt milliyetçi güçleriyle ittifak yapmay› hata olarak de¤erlendiriyorlar. Yaflar Büyükan›t yönetimindeki Türk Genelkurmay› bu temelde politika de¤iflikli¤ine giderek, siyasi islamla ittifak› esas al›p tüm Kürtlerin üzerine gitmeyi stratejik bir yaklafl›m haline getirdi. Siyasi stratejiyi bunun üzerine oluflturdu. Biliniyor, hem Yaflar Büyükan›t’›n, hem de ‹lker Baflbu¤’un Türkiye’nin güvenli¤i aç›s›ndan tehdit s›ralamas› diye gelifltirdikleri bir stratejik yaklafl›mlar› vard›r. Bu tümüyle Kürtleri düflman gören stratejik bir yaklafl›md›r. Bunlar önlerine üç büyük hedef koyuyorlar. 1- PKK, 2- Güney Kürdistan, 3- Kerkük sorunu. Türkiye’nin yeni güvenlik de¤erlendirmesi bu üç hedef üzerinde olufluyor. Böyle olunca da bu üç hedef d›fl›nda kalan herkesle ittifak yap›yorlar.

3

AKP orduyla gerillay› savaflt›rarak iktidar alan›n› geniflletiyor

ww

w.

Bu temelde, son befl y›ld›r Erbakan hareketinden kopmufl olan AKP oluflumuyla ittifak yapt›lar, destek verdiler. 3 Kas›m 2002 seçimlerinde AKP’nin iktidara getirilmesinin en temel gerekçesi buydu. Genelkurmay›n bu politik tutumu AKP’yi en çok destekleyen yaklafl›m oldu. PKK’ye karfl›, AKP’nin temsil etti¤i siyasi ‹slam› kullanmak amac›yla iktidar kap›lar›n› açmak, tabi AKP’yi çok güçlendirdi. Neredeyse devletin tüm kademelerini ele geçirir hale geldiler. Son 22 Temmuz seçimlerinde de görüldü ki, toplumun yar›s›n›n oyunu alabilecek güce ulaflm›fllar. Bu, cumhuriyet yap›lanmas›n› zorluyor kuflkusuz. Neredeyse Türkiye Cumhuriyetini, ‹ran’dakine benzer bir islam cumhuriyetine dönüfltürüyor. Dolay›s›yla baz› askeri çevreler bundan endifle duyuyorlar, kayg›l›d›rlar. Bunun engellenmesinin yollar›n› düflünüyorlar. fiimdi izlenen politika bir yerde PKK’ye karfl› befl y›l içerisinde yürütülen mücadele çerçevesinde AKP’ye kazand›rd›klar›n›, flimdi PKK’yle savafl içerisinde tüketmeyi hedefliyorlar. Cumhuriyet, muhalefet sayd›¤› ve kendisi için tehlike gördü¤ü iki e¤ilimi bu biçimde çat›flt›rarak, her ikisini de zay›f düflürerek kendisini güçlendirmeyi hedefliyor. Mevcut Türkiye Genelkurmay›n›n böyle bir politik yaklafl›m içerisinde oldu¤u, bu nedenle tüm Kürt varl›¤›na karfl› savafl› tahrik etti¤i tart›flma götürmez bir gerçektir. Böyle bir iç politik hesap, bu sald›r›la-

r›n içerisinde var. Benzer biçimde AKP’nin de hesaplar› var. AKP de, orduyla gerillay› savaflt›rarak kendisi önünde engel gördü¤ü iki gücü zay›flat›p, iktidar alan›n› daha fazla kendisine aç›k hale getirmeyi hedefliyor. O da bu amaçla savafl› tahrik ediyor. Dikkat edilirse yang›ndan mal kaç›r›r gibi hemen, 22 fiubat günü Cumhurbaflkan› Abdullah Gül “türban yasas›n›” onaylad›. Sanki türban› geçirmek için gerçeklefltirilmifl bir operasyon oldu 21 fiubat operasyonu. Bu kadar hayati savafl yürüttü¤ünü söyleyen güçler, kendi içlerinde böyle basit hesaplar peflinde kofltular. Baz›lar› ortal›kta dolafl›yor, “üniversite hakk›m›zd›r” diyor. Bilmem iflte “türbanl› okuma hakk› elde edebiliriz” diyorlar ve bunun arkas›na s›¤›narak halk çocuklar›n› karak›fl ortas›nda savafla sürüklüyorlar. Türkiye ortam›nda böyle “birileri donsun, ölsün, ne olursa olsun ama onlar›n yaratt›klar› üzerinden ben rahat yaflayay›m” yaklafl›m› içerisinde olan bir rantç› durufl, e¤ilim, siyaset var. Bu da savafl› tahrik ediyor. Müthifl k›flk›rt›yor. Öyle ki bu tür çevreler PKK’ye karfl› savafl 盤›rtkanl›¤›nda MHP’yi bile geride b›rakm›fl durumdalar. Sonuçta hem ideolojik durufl itibariyle, hem de siyasi ç›karlar çerçevesinde Genelkurmayla, AKP’nin birbirlerine karfl› yürüttükleri mücadeleyi bile PKK’ye karfl› savafl temelinde yürütmeyi öngören bir durufllar› ortaya ç›k›yor. Dolay›s›yla 22 Temmuz seçimleri ard›ndan oluflan yeni yönetimin, AKP-Genelkurmay uzlaflmas›n›n tümüyle PKK’ye karfl› savafla dayana-


SERXWEBÛN

“Yaflar Büyükan›t’la ‹lker Baflbu¤’un Harp okulundaki konuflmalar›n› izleseler, Türkiye’nin güvenli¤i için en büyük tehdidin Kerkük meselesi ve Güney Kürdistan’daki geliflmeler oldu¤unu, öngördüklerini rahatl›kla anlayabilirler. Bu

Hedeflenen Ana Karargâh›n tasfiye edilmesidir

rast gele söylenmifl, sözler de¤il”

bafllatt›klar›n›, sald›r›y› gündeme getirdiklerini biliyoruz. Hava sald›r›lar› ard›ndan topçu at›fllar› alt›nda kara harekat›n› bafllatt›lar. Çukurca önündeki bütün karakollardan harekete geçtiler. Do¤udan Basya’dan, Zagros’tan gelerek genifl bir kuflatmay› sa¤lamak istediler. Bir de Hezil’den tank geçirerek, Zaho’ya tanklar getirerek yine Güney’de 97’den bu yana var olan tanklar›n› harekete geçirerek bat›dan ve güneyden kuflatmak istediler. Yani hem Zaho’dan Gerdiya’ya kadar bir alan› içine alan genifl kuflatma yaratmak istediler, hem de onun içinde daha dar olarak Zap-Avaflin aras›nda dar bir kuflatma yaratarak Ana Karargâh› tasfiye etmeyi öngördüler. Kani Masi’den ve Çukurca’dan hareket eden güçlerle, Zap’› kapatmay› yine Çukurca karakollar›ndan hareket ederek, bir de fiela Dize’den ilerleyerek Avaflin ve Çemcu hatt›n› kapatmay› böylece dar bir flekilde Ana Karargâh kuflatmas›n› öngördüler. Planlar›n›n böyle oldu¤u anlafl›l›yor. Uç noktalardan ç›k›fl biraz yan›ltmay› da hedefliyor. Sanki genel bir operasyon yap›yorlarm›fl gibi bir hava vermeyi de amaçl›yor. Hedefledikleri noktaya daha kolay varabilmek için onun içinde bir yerde biraz taktik aldatma plan› da vard›. Ama esas olarak bir genifl kuflatma, daha genifl bir çember oluflturmay› da ifade ediyor. Planlar›n›n böyle oldu¤u önemli ölçüde anlafl›lm›flt›r. Ayr›nt›lar›nda daha neler var? Bunlar› ise önümüzdeki süreçte elbette ö¤renece¤iz,

ww

w.

Öyle anlafl›l›yor ki pratik olarak hedeflenen, Ana Karargâh›n tasfiye edilmesidir. Bir kuflatmayla HPG Ana Karargâh›n› tasfiye edip, ifllemez k›larak, gerillay› savafl› yürütemez duruma düflürmeye çal›fl›yor. Buna dayanarak da PKK’nin 2008 y›l›nda siyasi etkinlik göstermesinin önünü al›p, öncü gücünü, dayana¤›n› yok edip sonuç almak istiyor. Yani Kürt inkâr ve imhas›n› öngören siyaseti, PKK’nin tasfiyesinde somutlaflt›rmak. PKK’nin tasfiyesi de HPG’nin ifllemez k›l›nmas›, o da Ana Karargâh›n tasfiye edilmesinde noktalan›yor, somutluk kazan›yor. Bu bak›mdan da iflgal hareketinin bafllang›ç noktas› olarak Ana Karargâha sald›rmay› öngörmüfl bulunuyorlar. Sald›r›y› bu temelde de gelifltirmek istediler. Tam ayr›nt›lar›n› flimdi bilemesek de elimizde birçok bilgi mevcut. 21 fiubat’ta ö¤lenden itibaren yo¤un bir hava sald›r›s›yla bu savafl›

tart›flaca¤›z. Buna dayanarak Türk ordusunun operasyon yaklafl›mlar›n›n neler oldu¤unu anlamaya ve ona göre tutumlar gelifltirmeye çal›flaca¤›z. Böyle bir planlama do¤rultusunda geçen bir haftal›k süre içerisinde geliflen pratik nas›l oldu? Temel maddeler biçiminde ifade edecek bilgilere sahibiz. Bir kere bat›dan ve güneyden kuflatmay› öyle anlafl›l›yor ki, KDP’nin bilgisi d›fl›nda yapmak istemifller. Yani bir yerde art›k destek alamayacaklar›n› düflünmüfller, veya KDP, “PKK’ye bilgi verir” diye endifle duymufllar. Belki bunlar›n hepsi de geçerli ama KDP’ye de bilgi vermeden bir oldu-bitti yaparak, emri vaki yaratarak tanklar› harekete geçirip, bir mevzilenme ortaya ç›kararak, KDP’ye bunu kabul ettirmeyi hedeflemifller. Çünkü operasyon bafllad›¤› ana kadar KDP’nin herhangi bir askeri hareketlili¤i söz konusu de¤ildi. Biz bunu biliyoruz, yak›ndan gördü¤ümüz, izledi¤imiz bir durum. Bu husus bir oldubitti yaklafl›m› içerisinde Türk ordusunun hareket etti¤ini gösteriyor. Ancak bu bir hesapt› tabi, 90’l› y›llarda zaman zaman Türk generalleri böyle operasyonlar yapm›fllard›. O an›lar›n› övünerek de anlat›yorlar flimdi. Yine “benzer bir fley yapabiliriz” umut ve hesab› içinde olduklar› anlafl›l›yor. Ama bu hesap tutmad›. KDP sald›r›n›n kendisine de yöneldi¤ini hissetti. Asl›nda Güney yönetiminin Baflbakan› Neçirvan Barzani “hissettik” diyor da, bence hissedilecek bir fley yok zaten aç›k söylüyorlard›. Yaflar Büyükan›t’la, ‹lker Baflbu¤’un Harp okulundaki konuflmalar›n› izleseler, Türkiye’nin güvenli¤i için en büyük tehdidin Kerkük meselesi ve Güney Kürdistan’daki geliflmeler oldu¤unu ve bunu öngördüklerini rahatl›kla görüp, anlayabilirler. Bu stratejik bir söylemdir. Öyle rast gele söylenmifl, propaganda amac›yla ifade edilmifl sözler de¤il. O bak›mdan asl›nda bir süreden beri Güney’e dönük ciddi bir tehdit vard›.

ew e. c

stratejik bir söylemdir. Öyle

ne t

rak, kendi aralar›ndaki mücadeleyi yürütmeyi hedefleyen bir uzlaflma oldu¤u tart›flma götürmeyen bir gerçektir. ‹ki taraf da kendisinin güçlenece¤ini, bu iflten baflar›yla ç›kaca¤›n› hesap ediyor. Art›k kim kazanacak, kim kaybedecek onu süreç gösterecek. Fakat kazanmalar›n›n PKK’nin tasfiyesine, imhas›na ba¤l› oldu¤u bir realitedir. Bu gerçekleflmezse, öyle anlafl›l›yor ki ikisi birden zarar görecek. O nedenle de PKK’yi bafl düflman say›yorlar. Kendi siyasal varl›klar›n›, güçlerini, Türkiye yönetimi üzerindeki etkinliklerini sürdürebilmek için PKK’yle savafl› yürütmeyi, hem de baflar›yla yürütmeyi gerekli görüyorlar. Bu da iflte fiubat ortas›nda, karak›fl alt›nda Güney Kürdistan’a dönük böyle bir iflgal sald›r›s›n›n bafllat›lmas›n› gündeme getiriyor. Bu bak›mdan anlafl›l›rd›r. Hem bir tak›m siyasi hesaplar, iç siyasi mücadele, hem de süreç bak›m›ndan Türkiye yönetiminin, art›k inkâr ve imha siyasetini yürütmekte yaflad›¤› t›kan›kl›k ve bu imha ve inkar siyasetinin miad›n› doldurmas› böyle bir sald›r› sürecini gündeme getirdi.

Mart 2008

om

4

Güney halk› Türk ordusunun alanlardaki varl›¤›ndan rahats›zd› Hava sald›r›lar›nda da KDP’nin yapt›¤› köprüleri vurdular. Bir yerde KDP’nin Barzan’a, Zap’a hatta Metina’ya dönük yeniden infla projesinin


Mart 2008

SERXWEBÛN

ve bat›dan kuflatma yap›lamad› o zaman kuzeyden sald›rarak askeri amac›n› gerçeklefltirmeyi hedefledi. Dolay›s›yla bir yandan Heregol, Küçük Cilo, fiikefta Birindara hatt›ndan Çemcu’ya girmek istediler. Di¤er yönden ise Çiyaye Refl’ten, Zap yamaçlar›na ilerleyip, Zap vadisi üzerindeki tepeleri tutmay› öngördüler. 22 fiubat’ta Çiyaye Refl’e inmek isteyen düflman gücüne gerilla a¤›r bir darbe vurdu. Orda 22 askerin öldü¤ü bas›na yans›tm›flt›. Bu çarp›flman›n sonuçlar›n› yabanc› bas›n organlar› da verdi. Daha sonraki günlerde 23-24-25-26-27 fiubat tarihli bilançolar hep yay›nland›. Türk ordu güçleri Çiyaye Refl, Heregol, fiikefta Birindara ve Küçük Cilo üzerinden Çemcu hatt›na, Avaflin’le Zap aras›ndaki araziye girmek, Ana Karargâh sahas›n› ele geçirmek istediler. Hedeflerinin bu oldu¤unu ortaya da koydular. Özellikle Oramar’da esir al›nan Türk askerlerinin teslim edildi¤i yeri ele geçirmeyi hedefledikleri yapt›klar› aç›klamalar›ndan anlafl›ld›. Fakat buna ulaflamad›lar. Yo¤un teknik donan›ml› hava bombard›man› yan›nda, her türlü a¤›r silahlar› kullanarak karadan yürüttükleri sald›r›ya ve yine özel kuvvet komutanl›¤›na ba¤l› tüm güçleri savafla sevk etmelerine ra¤men bir sonuç alamad›lar. Esas olarak Türkiye-Irak s›n›r› olarak çizilen s›n›rdan güneye, Irak taraf›na çok fazla geçemediler. S›n›r› geçen kuvvetler hep darbe yiyip, gerilla darbeleri sonucunda geri çekilmek zorunda kald›. Hareket alanlar› daha çok s›n›r›n kuzey taraf›nda, geçmifl süreçte boflalt›lm›fl olan baz› yerleri doldurmak biçi-

minde oldu. Heregol’dan, fiikefta Birindara ve Küçük Cilo’ya, fiamke taraf›na do¤ru hareket etmek isteyen güçler, gerillan›n gece bask›nlar› ve gündüz de çat›flmalar temelinde gelifltirdi¤i direniflle durdu. Savafl tekmilleri vard›, bilançolar izlenmifltir. Hepsi elimizde, gün gün bu savafl›n nas›l geliflti¤i biliniyor. Bu Heregol, fiikefta Birindara ve Küçük Cilo aras›ndaki arazide gerillan›n ordu birliklerinin ilerleyiflini durdurdu¤u, çat›flmalar›n en çok yafland›¤› alan oldu¤u biliniyor. Ordunun Çemcu’ya inmeyi, bir yarma hareketi gerçeklefltirmeyi hedefledi¤i anlafl›l›yordu. Fakat gerilla buna izin vermedi. Buradaki çat›flmalarda 23 fiubat’ta bir kobra helikopter düflürüldü. Biliniyor ayn› alan, 97 May›s operasyonunun sonunda da bir Skorsky helikopterinin vuruldu¤u aland›. O operasyonu yürüten komuta kademesinin hepsi o helikopterde vurulmufltu. Dolay›s›yla operasyon baflar›s›z kalm›fl, Türk ordusu h›zla geri çekilmek zorunda b›rak›lm›flt›. Ayn› sahada bu sefer iki subay›n komuta etti¤i bir kobra helikopteri vuruldu.

ne te we .c om

ön giriflimlerini önlediler. Tanklar› da harekete geçirince tümüyle Bamerni, Amediye, fiela Dize hatt›n› kontrol alt›na al›p, bir askeri mevzilenme yaratacaklar›n› görerek buna müdahale ettiler. Yerinde bir müdahaleydi. Askeri gücü yetmeyince KDP halk› harekete geçirdi bu noktada. Zaten Güney halk› bir süreden beri Türk ordusunun bu alanlardaki varl›¤›ndan rahats›zd›. Oldukça duyarl› hale gelmiflti. Bamerni’de, Amediye’de hareket etmek isteyen tanklar›n önünü kapatt› halk, harekete geçmelerine izin vermedi. Güç alan ve zaman kazanan KDP, bunun üzerine peflmerge güçlerini alana sevk etti. 21 fiubat gecesi Irak ile Türkiye yönetimi aras›nda, yine Güney Kürdistan ile Türkiye yönetimleri aras›nda büyük bir kriz yafland›. Sonuçta Türk ordusunun tanklar› geri çekmesi, KDP’nin de, Medya Savunma Bölgelerine, PKK’ye dönük sald›r›lara ses ç›karmamas› karfl›l›¤›nda anlaflarak bir neticeye vard›lar. Türkiye tanklar›n› geri çekti, KDP’de güçlerini geri çekti. K›saca bir oldu-bittiyle Zap, Avaflin hatt›n› do¤udan ve güneyden kuflatma hedefi gerçekleflmedi.

5

Gerilla T.C ordusuna a¤›r darbeler vurdu

ww

w.

Ayn› gece Basya’dan ç›kan operasyon güçlerini gerillalar vurdu. Oradan ilerlemenin de öyle kolay olmayaca¤› ortaya ç›kt›. ‹lk savafl bilançosu orada 2 askerin öldü¤ü, 8 askerin de yaraland›¤›yd› ve bunu çeflitli bas›n-yay›n organlar› da zaten verdi. D›fl kuflatma gerçekleflmeyince bu kez Zap ve Çemcu üzerinden dar kuflatmay› sa¤lamak için harekete geçtiler. Herhalde ABD’nin Irak’a yöneltti¤i sald›r›y› taklit etmek istediler. Nas›l ki ABD kuzeyden askerlerini sokamay›nca bütün gücünü güneyden yöneltti, tek cepheden Saddam yönetimini düflürdü, Türk Genelkurmay› da madem ki güneyden

Türk ordusu planlad›¤› hedeflere ulaflamam›flt›r

Yine gerillan›n her gece en az iki-üç noktada yapt›¤› sald›r›larda çok say›da asker vuruldu. Baz› sald›r›lar çat›flmaya dönüfltü. Fakat birkaç sald›r›da gerilla iyi sonuç ald›. Bir yerde 15’in üzerinde düflman gücü öldürüldü. Cenazelerin üzerine gidilip, silahlar› al›nm›flt›. Yine içlerinde binbafl›lar›n oldu¤u güçtü o. Sonuçta savafl bilançosu olarak HPG’nin verdi¤i, 125 ölü, ve çok say›da yaral›d›r. Bu süreçte 9 HPG savaflç›s› flehit düflmüfltür. Türk Genelkurmay› gün gün savafl bilançosunu art›r›yor. Hala da ekliyor, flimdi 240 olmufl. ‹lk gün bafllay›nca biz demifltik “300’ü hedeflerler herhalde”. Gerçekten de o say›ya do¤ru gidiyor. Çat›flmalar›n devam etti¤i operasyonun sürdürüldü¤ü söylense


SERXWEBÛN

“Türk ordusunun hedefledi¤i yerlere girememesi çok önemli bir askeri durumdur. Herhalde Oramar’dan esir al›nan askerlerin satranç oynad›klar›, törenle teslim edildikleri yerlere bayrak dikme hedefleri vard›r. Genelkurmay aç›klamal›, neyi hedefledi, neyi yapt›, neyi savafl›yorsa,

söyleyebilmelidir”

dan yaral›s› çok fazlad›r. Ne kadar› so¤ukta kald›, dondu o da belli de¤il.

Yeni Sar›kam›fl seferi

Baz›lar› yeni bir “Sar›kam›fl seferi” diye tan›ml›yorlar 21 fiubat Zap operasyonunu. Bas›n-yay›n organlar›, televizyonlarda savafl görüntüleri olarak, beyaz elbiseler giymifl, a¤›r silahlarla ve yüklerle donanm›fl, Rambo gibi insanlar›n 1-2 metre kar içerisinde yürüyüflünden baflka bir fley göstermiyor. O durumun sonuçlar› ne oldu? Tabi o aç›klanm›yor kamuoyuna. Herhalde o görüntülerle Genelkurmay siyasi yönetimi zorlamak istiyor. Türkiye toplumuna da; “iflte bak›n ne kadar zor koflullarda bu iflleri yap›yoruz, onun için kay›p veriyorsak da mazur karfl›lans›n” demeye getiriyor. Genelkurmay baflar›s›zl›¤›n nedenlerini koflullar›n zorlu¤uyla gizlemek istiyor. Deflifre etmek laz›m bu durumu. Çünkü karfl› taraf›n aç›klamalar›n› bir yana b›raksak bile, böyle bask›n bir operasyonda Türk ordusunun Genelkurmayca aç›klanan kay›plar› çok büyüktür. 24 asker ve 6 korocunun ölmüfl oldu¤unu kendileri de kabul ediyor. Böylece toplam 30 kay›plar› oluyor. Bunlardan en az üçü subayd›r, biri binbafl›, biri yüzbafl›, biri üstte¤mendir. 1 tane kobra helikopter düflmüfltür. Bunlar somut kay›p olarak verilenler. Tabii ne kadar yaral›lar› var o bilinmiyor. HPG’nin kayb› 9’dur. Kay›plar›n kimliklerini Ana Karargâh kamuoyuna aç›klad›. Kendi fle-

w.

ww

hitlerinin kimler oldu¤unu halka ve kamuoyuna duyurdu. Kendilerinin planlay›p, her türlü teknik malzemeyi kullanarak yürüttükleri bir savaflta helikopter kaybetmeleri, bu kadar subay›n›n vurulmas› ve hemen hemen hepsi özel kuvvet eleman› olan 30 mensuplar›n›n vurulmufl olmas› az bir kay›p de¤ildir. HPG’nin verdi¤i bilançoyu hesaba katmasak bile, Genelkurmay›n mevcut aç›klam›fl oldu¤u sonuç Türk ordusu aç›s›ndan bir askeri yenilgiyi ifade eder. Bask›na giden bir güç e¤er 30 personel, bir helikopter kaybetmifl ve birçok fleyi ortada b›rakm›flsa bunun askeri aç›dan baflar› oldu¤unu hiç kimse iddia edemez. Baflar› diye de hiç kimse buna inand›r›lamaz. Bu noktada Türk ordusunun bu sald›r›s› baflar›s›zl›kla sonuçlanm›flt›r.

ew e. c

yapamad›? E¤er yi¤itçe

ne t

de, HPG bilgileri daha çok Türk ordusunun a¤›rl›kl› olarak geriye, karakollar›na çekildi¤i biçimindedir. Fakat tümden operasyon, çat›flmalar sona ermifl de¤il. Bir aldatma da olabilir. K›saca askeri aç›dan de¤erlendirdi¤imizde Türk ordusu planlad›¤› hedeflere ulaflamam›flt›r. Yine Ana Karargâh sahas›na girememifltir. S›n›r›n güneyine çok sarkamad›. Bu do¤rultudaki bütün sald›r›lar› gerilla direnifliyle k›r›ld› ve geri püskürtüldü. fiimdi geçici de olsa geri çekilmek zorunda kal›yor. Oysaki “habersiz” gelifltirilen bir sald›r›yd› bu. Bir yerde Türk ordusu bask›n yapt›. Hiç kimse fiubat ortas›nda, karak›flta böyle bir operasyona girifleceklerini beklemiyordu. Bu bizim için de geçerli kuflkusuz. Dolay›s›yla genel planda hava sald›r›lar› olsa, kara operasyonuna dönük sald›r›lar› Türkiye yönetimi yo¤unca sürdürse de, bunun hemen fiubat ortas›nda bir askeri sald›r›ya, kara sald›r›s›na dönüflece¤ine ihtimal vermek zordu. Asl›nda gerillan›n genel anlamda operasyon ve sald›r›ya karfl› geçen y›ldan beri yürüttü¤ü bir haz›rl›k düzeyi, planlamas› vard›. Onun ötesinde somutlaflm›fl bir haz›rl›k çal›flmas› henüz yoktu. Buna ra¤men askeri sald›r›n›n baflar›s›z k›l›nmas›, geri püskürtülmesi, Türk ordusunun hedefledi¤i yerlere girememesi çok önemli bir askeri durumdur. Herhalde Oramar’dan esir al›nan askerlerin satranç oynad›klar›, törenle teslim edildikleri yerlere bayrak dikme hedefleri vard›. bizce Genelkurmay aç›klamal›, neyi hedefledi, neyi yapt›, neyi yapamad›? E¤er yi¤itçe savafl›yorsa, bunlar› söyleyebilmelidir. Çeflitli bas›n organlar› fazla aç›k ve resmi olmayan tarzda bunlar› ifade etmifl bulunuyorlar. Herhalde onlar kendileri uydurmad›lar. Baz› askeri yetkililerin verdikleri bilgileri yans›tt›lar. O bilgilere bak›ld›¤›nda, hedeflerinin bu oldu¤unu insan anl›yor. Bu gerçekleflmemifltir. ‹kincisi, kay›plar› çoktur. Asl›nda HPG’nin somut verdi¤i bilanço da az olabilir. Çünkü günlük savafl cephelerinden verilen bilançolar, günlük savafl tekmilleri o sonucun çok ötesindedir. Düflman›n, Türk ordusunun en az›n-

Mart 2008

om

6

Gerilla önemli bir askeri baflar› elde etmifltir

fiunu ifade edebiliriz; Türk ordusunun ilk askeri sald›r›s› baflar›s›z kalm›flt›r. Gerilla çok haz›rl›kl› olmadan maruz kald›¤› bu sald›r› karfl›s›nda üstün bir direnifl göstermifl, önemli bir askeri baflar›y› elde etmifltir. Türk ordusu hem verdi¤i kay›plar itibariyle, hem de planlad›¤› hedeflere ulaflamadan geri çekilmek zorunda kalarak baflar›s›zl›¤›n› ortaya koymufltur. 5 Kas›m 2007’de Bush-Erdo¤an görüflmesiyle ortaya ç›kart›lan planlama çerçevesinde 2008 için planlad›¤›, Güney Kürdistan’a, Medya Savunma Bölgelerine dönük bafllatt›¤› iflgal sald›r›s›n›n ilk ad›m›nda baflar›s›z olmufltur. Kesinlikle bunu böyle görmek gerekir. Bu askeri baflar›s›zl›k durumun tabi siyasi sonuçlar› olacakt›r. Kald› ki daha flimdiden de siyasi sonuçlar görülüyor. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül gerillan›n büyük direnifl gösterdi¤ini itiraf etmek zorunda kalm›flt›r. Savafl 盤l›klar› atan o Türk medyas›, birer generalden daha fazla kendini uzman sayarak, haber gündemlerini baflka yönlere kayd›r›yorlar. Türk ordusunun içine düfltü¤ü baflar›s›zl›k durumunu gizlemeye çal›fl›yorlar. Genelkurmay metrelerce karda yürüyen asker görüntülerini ha bire bas›na vererek iflin ne kadar zor oldu-


Mart 2008

SERXWEBÛN

Çünkü her fley savafl alt›nda yap›l›yor. Tam bir despotizm vard›r. Bask›, sömürü had safhadad›r. Aylard›r zam yap›yorlar bu operasyonun masraflar›n› ç›kartabilmek için. Bir de tabi savaflt›r yani, gerilla karfl›s›nda Türkiye’nin askerleri tutunamad›. Oramar çat›flmas› sonuçlar› itibariyle Genelkurmay bu konuda elefltirildi, dolay›s›yla niteliksiz askerleri geri çektiler. Bütün s›n›ra komando gönderdiler. Bu operasyona da özel kuvvetleri gönderdiler. Özel kuvvetler komutanl›¤›n›n yönetti¤i bir operasyondur. Öyle ordunun di¤er güçlerinin kat›ld›¤› bir operasyon de¤il, özel kuvvet bu kadar kay›p vermifl ve baflar›s›z olmufltur. Bir de genel kuvvet olsayd›, elbette ki sonuçlar› Türk ordusu için çok daha a¤›r olacakt›. Bu noktada da toplumun art›k savafl› kald›racak durumu yok. Herkes “bu kayb› art›k kald›ramay›z” diyor. Analar, aileler çocuklar›n› askere göndermek istemiyor. Bülent Ersoy, “benim de o¤lum olsa göndermem” dedi. Yine bir baba diyordu; “o¤lum ne Anafartalar’da, ne de Çanakkale’de flehit düfltü. fiehit mehit de¤ildir. Ne u¤runa vuruldu¤u belli olmayan bofl bir fley u¤runa gitmifltir.” Bunu feryat ederek söylüyordu. Art›k mevcut Genelkurmay ve AKP yönetimi için, Türkiye toplumunu aldatma imkân› yok. Hiçbir gerekçeyle bu operasyonu savunamazlar. Dolay›s›yla e¤er faflist askeri, darbeci yaklafl›mlarla toplum susturulmazsa, Türkiye’deki siyasi tart›flmalar bu olay ard›ndan ge-

liflecektir. AKP’nin gücü de Genelkurmay›n politikalar› da çok de¤iflik kesimler taraf›ndan sorgulanacak, Türkiye’de savafla karfl› bar›fl ve Kürt sorununa demokratik çözüm e¤ilimi giderek güçlenecektir.

ne te we .c om

¤unu, dolay›s›yla baflar›s›zl›¤›n›n mazur görülmesi gerekti¤ini topluma anlatmaya çal›fl›yor. Fakat bütün bunlar yetmez. Daha flimdiden Türkiye toplumunun tepkileri çok ve büyük bir k›sm›n› da vermiyorlar. Halk neredeyse infial halinde. Savafl›n yükünü kald›rm›yor. Baz› faflist, gerici hükümet yanl›s› çevreler bol bol cenaze töreni yap›yor olsalar da, vurulan asker ailelerinin baz›lar›n› zorla konufltursalar da, iflin gerçe¤i öyle de¤il. Toplum bu durumu sorgulayacak. Çünkü flu havay› verdiler “gidece¤iz, vuraca¤›z, bitirece¤iz” ama öyle olmad›. Gittiler geriye cenazeler geldi. fiimdi o eski yemen türkülerini söylüyorlar. “Yemene giden gelmiyor” diye. Toplumu onunla teselli etmeye çal›fl›yorlar. Olmaz, tabi onunla da sonuç al›nmaz.

7

Aileler çocuklar›n› askere göndermek istemiyor

ww

w.

Türkiye toplumu bunu sorgulayacak. Ne ifli vard›r karak›flta, fiubat ortas›nda Türkiye s›n›rlar›n›n da ötesinde Türk ordusunun? Bu kadar kay›p verildi. Bu insanlar niye öldüler? fiimdiye kadar diyorlard› ki, “teröristler geliyor, sald›r›yor, vuruyorlar, öldürüyorlar” diye, oysa biz kendimizi savunuyoruz. fiimdi ortada sald›ran bir gerilla gücü falan yok. Karda askerlerin yürüyemedi¤i görülüyor ki herhalde gerilla da yürüyemez. Dolay›s›yla da sald›r›ya geçecekleri sav› da yanl›flt›r, çürüktür, temelsizdir. Gerçek olan kendilerinin sald›rganl›¤›d›r. Dünya da, bölgedeki güçler de bunu gördü. Herkesten çok Türkiye toplumu gördü. Onun için Türkiye’nin en çok sorgulayaca¤› operasyon bu olacakt›r. fiimdiden avukatlar, çeflitli meslek gruplar› bildiriler yay›nl›yor ve Hükümeti, Genelkurmay› bu operasyondan dolay› suçluyorlar. Sanatç›lar görüfl aç›kl›yorlar, Bülent Ersoy öncülük yap›yor onlara. Gerçekten de flunu söyledi: “Herkesin içinde düflünüp de, korkudan söyleyemedi¤ini ben söyleme cesaretini gösterdim. Bakt›m ki kimse bu cesareti gösteremiyor, söyledim suçsa as›lmaya haz›r›m” dedi. Türkiye toplumunun gerçek düflüncesini yans›t›yor asl›nda. Herkes s›k›flm›flt›r.

“Türkiye ikiye bölünmüfl

durumda. Kürt toplumunun

durufluyla, Türkiye toplumunun

duruflu apayr›d›r. Yani ortada bir birlik kesinlikle yok. Birlik olacak m›, olmayacak m›? O, bundan sonraki izlenecek politikalara ba¤l›d›r. Bu toplumlar› birlefltirmek bile çok fazla çaba harcamay› gerektiriyor. Yoksa kopufl olmufltur”

Kürt toplum yediden yetmifle ayaktad›r

Zaten flu anki görüntüde Türkiye ikiye bölünmüfl durumda. Kürt toplumunun durufluyla, Türkiye toplumunun duruflu apayr›d›r. Yani ortada bir birlik kesinlikle yok. Birlik olacak m›, olmayacak m›? O, bundan sonraki izlenecek politikalara ba¤l›d›r. Bu toplumlar› birlefltirmek bile çok fazla çaba harcamay› gerektiriyor. Yoksa kopufl olmufltur. Zaten devlet de fiubat’ta sald›rarak Kürtlerle herhangi bir uzlaflmaya girmeyece¤ini ilan etmifl bulunuyor. Bir yerde derler ya, “köprüleri atmak” anlam›na geliyor. Yoksa bu kadar aç›k sald›r›, k›fl ortas›nda bu sald›r›n›n ne anlama geldi¤i iyi anlafl›l›yor, biliniyor. Bu anlamda da toplum yediden yetmifle ayakta zaten. Kuzey’de öyledir. Amed’de, Van’da bütün flehir ve kasabalarda böyle. Güney’de öyle, bat›da öyle, do¤uda öyle, yurtd›fl›nda da öyledir. En çok tepki gösteren kesimlerden biri Güney Kürdistan halk› oldu. Sadece Bamerni ve Amediye’de halk tanklar›n önüne geçmekle kalmad›, Hewler’de, Kerkük’te halk yürüyüfl halinde, Türkiye’yi protesto ediyor. ‹stisnas›z bu sald›r› Kürtlerin hepsinedir. “Bizedir” diyorlar. Toplum sald›r›y› öyle hissetmifl durumda. O bak›mdan bir kere Kürt toplumu nezdinde de Türkiye’nin o inkâr ve imha siyasetini yürüten devlet gerçe¤i ile AKP’nin aldat›c› yüzü iyice teflhir olmufl durumda. Herkes AKP’yi sorumlu tutuyor, sokaklar “Katil Erdo¤an!” sloganlar›yla ç›nl›yor. Devletin bunu önleyecek gücü yoktur. Çünkü Toplum “art›k yeter” dedi. 5-6 ayd›r Êdî Bese karar› etraf›nda eylem sürdürüyor. Kürt toplumunun öfkesi çok büyük. Üzerine fliddetle giderlerse bir ayaklanma ortaya ç›kabilir. Bunu herkes görüyor. Bu bak›mdan mevcut savafl› yürütenler için bu askeri baflar›s›zl›¤›n, siyasi ve sosyal alandaki sonuçlar› a¤›r olacakt›r.


SERXWEBÛN

ww

w.

ne t

Bu durum Türkiye’de yeni geliflmeleri ortaya ç›kartabilir. Demokratik e¤ilimi, bar›fl e¤ilimini, savafl karfl›tl›¤›n› güçlendirebilir. Kürt toplumunu tümden aya¤a kald›rm›fl durumda zaten. Bir de Türkiye’nin d›fl siyaseti aç›s›ndan da daha flimdiden önemli geliflmeler var. Savafl› en çok destekleyen, tahrik eden ABD’ydi. 5 Kas›m’da Bush-Erdo¤an görüflmesi ard›ndan “istihbarat paylafl›m›” ad› alt›nda yeni bir süreç bafllat›ld›. Hem siyasi, hem askeri alanda geçen 3-4 ayl›k süre içerisinde çok yo¤un bir diplomasi yürütüldü. ABD‹ngiltere ve ‹srail ittifak›, Türkiye’yi böyle bir savafla tahrik etmek için her türlü çabay› harcad›. Destek verdiler, teflvik ettiler, askeri malzeme satt›lar. Sonuç, daha üç gün geçmeden ABD yönetimi h›zla iflini bitirip Irak’tan çekilmesini istedi. Savunma Bakan› operasyonun yedinci günü Ankara’ya gelip verdi¤inin karfl›l›¤›n› istedi. fiimdi bütün siyasi çevreler, bas›n “acaba ABD’nin savunma Bakan› Türkiye’den ne istemeye geldi?” onu tart›fl›yor. Zaten gelmeden önce “operasyon h›zla bitirilmeli, Türk ordusu geri çekilmeli Irak’tan. Bunun için aylardan söz etmiyorum, günlerden söz ediyorum” dedi. Yani öyle günlerin geçmesine izin verilmeyecek. Bir yandan Türkiye’yi savafla sürüklediler arkas›ndan “dur” diyorlar. Hepsi siyasettir, teslim alma yöntemleri bunlar. Tabi Afganistan için daha fazla asker istiyorlar. Güney Kürdistan yönetimiyle anlaflmas›n› istiyorlar. ABD Savunma Bakan›n›n bu taleplerde bulundu¤unu herkes de¤erlendiriyor. Bu talepler daha güçlü öne sürülsün diye ABD Baflkan› Bush da, “Savunma Bakan› yönetimimizin görüfllerini ifade ediyor” dedi. Ve böylece Türkiye bir ç›kmaz içine sokulmufltur. AKP hükümeti devlet imkânlar›n› ele geçirebilmek için, baz› ideolojik yaklafl›mlar›n› gelifltirebilmek için Türkiye’yi gerçekten bir ç›kmaz›n içine soktu. Anayasada türban de¤iflikli¤i yapabilmek için Türkiye böyle bir savafla sokuldu. Bunu herhalde Türkiye toplumu da, ayd›nlar› da iyi anlar.

Herkesin politikas› bu geçti¤imiz 78 gün içerisinde netleflti. AKP’nin ne kadar düflük, rantç›, kan üzerinden imkan sa¤lamak isteyen, kendini yaflatmak isteyen bir topluluk oldu¤u ortaya ç›kt›. Çünkü askerler kar alt›nda ölürken, onlar ha bire üniversitelerde türban eylemlerini yürütüyorlard›. AKP toplulu¤u o topluluktur iflte! Bu kadar savafl rantç›l›¤›n› hiçbir toplum kald›ramaz. Genelkurmay›n siyaset ve siyasetçiler üzerinde etkinlik kurmak ve rakiplerini zay›flatabilmek için kendi mensuplar›n› ölüme göndermekten çekinmeyen bir tutum içinde oldu¤u ortaya ç›kt›. Bu generallere toplum art›k fazla güven duyamaz. O yaklafl›m da teflhir olmufltur, onlar›n siyaseti de iyi göründü. Niye böyle yapt›lar? ‹fade ettik iflte, zamanla yar›fl›yorlar asl›nda. fiimdi bir fleyler elde ederlerse ederler, yoksa zaman ilerledikçe zor koflullarla yüz yüze geleceklerini iyi görüyorlar. Yar›n gerilla karfl›s›nda sonuç alamaz, mevsim ilerler, Kuzey’de her tarafta gerilla harekete geçerse, bu ordu dayanamayaca¤›n› çok iyi görüyor. Sonuç alamazsa, bu 2008 y›l›n›n sonuna kadar Ortado¤u’da geliflecek yeni çeliflkiler ortam›nda -ki bu kesin olacak- ABD‹ran, ABD’nin Ortado¤u’nun di¤er güçleriyle çeliflkileri ortam›nda, PKK’nin ve Kürt Ulusal Hareketinin çok daha güçlü bir geliflme imkân›, f›rsat› yakalayaca¤›n› iyi görüyorlar. O nedenle ç›lg›nca bir sald›r› halindeler. Öyle bir güçlülük durumu de¤il bu. fiubat’ta kendini karak›fla vurmak bir

güçlülük de¤ildir. Bir zay›fl›¤a iflaret ediyor. Ne kadar s›k›flm›fl durumda olduklar›n› gösterir. Bunun karfl›s›nda gerilla sab›rla bekleyebildi örne¤in. Resmen çat›flmal› durum sona ermese de, mevsim itibariyle fiilen kendisini riske atmayacak bir flekilde askeri, siyasi durufl gösterebildi. Niye? Çünkü gücü ve etkinli¤i var. O kadar zay›f de¤ildir. Bunun karfl›s›nda Türkiye yönetimi ise bu durumu gösteremedi.

ABD Türkiye’yi Ortado¤u politikas›nda kullanmak istiyor

ew e. c

Türkiye bir ç›kmaz içine sokulmufltur

Mart 2008

om

8

Di¤er yandan ABD, ‹ngiltere, ‹srail ittifak›n›n yaklafl›mlar› da ortadad›r. Zaten onlar da ne amaçlad›klar›n› çok gizlemiyorlar. “iki tarafla da iliflkiliyiz” diyorlar. Geçenlerde bir ABD’li yetkili “Kürtlerin de isteklerini dikkate al›p, dinlemek laz›m” diyordu. “Türkiye ve Irak yönetimleriyle birlikte çal›fl›yoruz” diyorlar. Bu çat›flmay› TürkiyeIrak ittifak›n› sa¤latabilmek için teflvik ettiklerini, tahrik ettiklerini, desteklediklerini söylüyorlar, gizlemiyorlar. ABD’nin amac› budur. TürkiyeIrak ittifak›n› yaratarak ne yapmak istiyor? Türkiye’yi Ortado¤u politikas›nda daha çok kullanabilecek bir noktaya çekmek istiyor. Afganistan’da daha fazla kullanmak istiyor, ‹ran’a karfl› daha çok kullanmak istiyor, Araplara karfl› kullanmak istiyor. Büyük Ortado¤u Projesi kapsam›nda Türkiye’ye, Ortado¤u’da yeni rol vermek istiyor. ABD’nin, Afganistan’da, Irak’ta bafllat›p da sürdüremedi¤i savafl› Türki-


Mart 2008

SERXWEBÛN

den yana kullanamad›. Bu imkân›, f›rsat› do¤ru de¤erlendiremedi. Tersinden, emperyalist güçlerin ç›karlar› do¤rultusunda kullanarak basit rant elde etmek, ç›kar sa¤lamak istedi. Kendini bu biçimde iyice teflhir etti.

meye çal›flacak ve bu temelde de mevcut savafl› sürdürmek isteyecektir. Bu bak›mdan yan›lmamal›y›z. Yani bu 21 fiubat sald›r›s›yla bafllayan süreç hemen bitmeyecek, en az›ndan 2008 y›l› boyunca devam edecektir. Her ne kadar ABD yönetimi, çeflitli güçler “Türkiye çekilsin” dese de, Türk-Amerikan iliflkilerinin bir sonuca ba¤lanmas› aç›s›ndan da böyle bir çekilme büyük olas›l›kla söz konusu olmayacak. Türkiye öyle bir girifl yapmak istedi. Medya Savunma Bölgelerini ortadan yararak ve Ana Karargâh› ifllemez hale getirerek gerillan›n mevcut duruflunu zay›flatmak istedi. Bir yandan komuta kontrol sistemini da¤›tarak, di¤er yandan en temel üs sahas›n› parçalayarak zay›f düflürmek istediler. Ona dayanarak parça parça Medya Savunma Bölgelerini tasfiye etmek istiyorlard›.

ne te we .c om

ye’ye sürdürtmek istiyor. Türkiye’yi ikinci bir ‹srail gibi kullanmak istiyor. Bütün Ortado¤u devletleriyle, toplumlar›yla savafl›r, çat›fl›r hale getirmek istiyor. Bu istemi do¤rultusunda tabi ABD daha çok zorlayacak Türkiye’yi. fiimdiye kadar Türkiye’nin bahanesi “imkân vermiyorsunuz, PKK önümde engel” diyordu. fiimdi Amerika hava sahas›n› açt›, kara sahas›n› açt›. Her türlü teknik imkân› verdi, istihbarat verdi. Bütün bu destekleri alarak Türk ordusunun yürüttü¤ü sald›r›n›n sonuçlar› ortadad›r. Gerilla karfl›s›nda baflar›s›z kalm›flt›r. Art›k Türkiye’yi yönetenlerin baflta ABD olmak üzere, Avrupa’n›n çeflitli devletlerine söyleyecek bir fleyleri kalmam›flt›r. Onun için art›k hiç kimse Türkiye’nin sözlerini dinlemez. Türkiye’nin isteklerine, taleplerine e¤ilim göstermez. Türkiye d›fl siyaseti aç›s›ndan da böyle zor bir duruma düfltü. Öyle anlafl›l›yor ki bu politikalar›yla kendilerini bu y›l boyunca HPG’yle çat›flmaya verecekler. Gerillay› etkisizlefltiremiyorlar. Bu, Türkiye’yi daha çok d›fla ba¤l›, muhtaç hale getirecektir. Sonuçta ABD, ‹ran-Afganistan çat›flmas› içerisinde yeni çeliflkili, çat›flmal› ortam karfl›s›nda Türkiye denetimi iyice kaybedecektir. Bu politikan›n Türkiye’ye kazand›raca¤› hiçbir fley yoktur. Kazanacak olan ABD, ‹srail, ‹ngiltere ittifak›d›r, küresel sermaye sistemidir. Zarar görecek olan kesinlikle halklard›r, zaten bölgenin bütün halklar› bu savaflta k›r›l›yor, çat›flt›r›l›yor, kayba u¤rat›l›yorlar. Ac› çekecekler, yoksulluk içinde olacaklar. Fakat esas yenilgiye u¤rayacak olan da Ortado¤u’nun statükocu güçleri olacakt›r. Bu çat›flma ortam›nda onlar yok olup gidecekler. Kazanmay› bir yana b›rakal›m, varl›klar›n› bile koruyamayacaklar. Mevcut durumda AKP yönetiminin Türkiye’yi içine soktu¤u politik durum kesinlikle böyledir. AKP hükümeti bunu tersine çevirmek için bir politik yaklafl›m gösterebilir mi? Çok zor gözüküyor. Asl›nda flimdiye kadar Türkiye yönetiminin önünde gerçekten bir flans vard›. AKP’ye hem uluslararas› alan, hem bölge güçleri, hem de Kürt ve Türk toplumu büyük kredi verdi. AKP bunu bar›fl ve demokrasi-

9

Mevcut yönetim savafl› sürdürmek isteyecektir

fiimdi bu operasyon sonucunda mevcut politikas›nda bir de¤ifliklik olabilir mi? Bir fley diyemeyiz, çok zay›f bir ihtimal olarak gözüküyor. Türkiye toplumunun karfl›t talepleri, duruflu siyasi süreci tersine çevirecek düzeyde geliflebilir mi? O da zay›f bir ihtimal gözüküyor. Geçmifle göre toplu-

“Türkiye yönetimi sald›r›lar›n›

devam ettirecek. fiimdi k›smen geri çekilebilir. Bu da mevcut sonuçlar› de¤erlendirip yeni sald›r›lar› planlamak ve

uygulamak içindir. Zap’tan girifl yapamad›ysa baflka alanlardan sald›r›

gelifltirecektir. Bu sefer sonuç alamad›ysa, baflka bir sefer

farkl› bir sald›r›yla sonuç almak isteyecektir”

ww

w.

mun, Kürdistan’da yürütülen savafla karfl› tutumu daha fazla geliflecek. Savafl karfl›tl›¤›, bar›fl ve demokratik çözüm yanl›l›¤› daha fazla artacak. Bu kesin, ama bunun k›sa sürede büyük bir siyasi kitle hareketine dönüflmesi zordur, zay›f bir ihtimaldir. Olmas› elbette ki en do¤rusudur. Halklar›n yarar›na olan, Türkiye toplumunun yarar›na olan bir sonucu ortaya ç›kar›r, ama mevcut realite dikkate al›n›rsa bu düzeyde bir geliflmenin h›zla olmas› zordur da. Geriye ne kal›yor o zaman? Demek ki bir kere derler ya “denize düflen y›lana sar›l›r” Türkiye kendisini denize atm›flt›r. Ve flimdi de d›fl güçlere sar›l›yor. fiu veya bu güçten yard›m dilenerek, daha fazla kendisini ba¤›ml› hale getir-

Art›k gerillan›n konuflaca¤› zaman geliyor

fiimdi ilk sald›r›da bu baflar›lmad›ysa da, Türkiye yönetimi sald›r›lar›n› devam ettirecek. fiimdi k›smen geri çekilebilir. Bu da mevcut sonuçlar› de¤erlendirip yeni sald›r›lar› planlamak ve uygulamak içindir. Zap’tan girifl yapamad›ysa baflka alanlardan sald›r› gelifltirecektir. Bu sefer sonuç alamad›ysa, baflka bir sefer farkl› bir sald›r›yla sonuç almak isteyecektir. Daha çok da yan›lt›c› yaklafl›mlar gelifltirmeye çal›flacak. Gerillay› oyalamaya, yan›ltmaya, habersiz yakalamaya çal›flacaklard›r. Sald›r›lar›n› parça parça devam ettireceklerdir büyük ihtimalle. Siyasi çözüm yaklafl›m›n›n geliflmedi¤i bir ortamda, bir-iki ay sonra iflin çok daha kapsaml› bir çat›flma halini alaca¤› tart›flma götürmez bir gerçek. Bunun için ne siyasal, ne de askeri deha olmaya gerek yok. Çünkü Türk ordusu 16 Aral›k’tan beri sald›r›yor. Bu günlerde sald›r›lar›n› sürdürüyor. Herhalde buna karfl› gerillan›n da, Kürt halk›n›n da, PKK’nin de baz› cevaplar› olacakt›r. Bu yap›lanlar hiç kimsenin yan›na kâr kalmayacak. Dolay›s›yla bundan sonra art›k giderek gerillan›n konuflaca¤› zaman geliyor. Siyasi sü-


SERXWEBÛN

Kürt halk› savunma direnifli içerisindedir

onun özgürlük kuvvetleri savunma konumundalar. Hep savunma direnifli içerisinde oldular. Baz›lar› diyor, “PKK ortak düflman›m›zd›r”, ABD yönetimi bunu s›k s›k tekrarl›yor. Kesinlikle bu sald›rgan bir yaklafl›md›r. Kürtler kimseyi düflman görmedi, görmüyor da. PKK düflman tan›m› üzerinde bir strateji ve siyaset oluflturmufl de¤ildir. Hiç kimseye de düflman de¤ildir. Kürtlerin, PKK’nin düflman diye tan›mlad›¤› hiç kimse yok. Kendisine sald›ranlar da dâhil. Sald›r›lar›n› durdurduklar› zaman düflman olmaktan ç›karlar. PKK düflmanl›k üzerine de¤il, Meflru Savunma çizgisi üzerine oturmufl bir özgürlük çizgisine sahip, özgür yaflam çizgisine sahiptir. Önder Apo, bu çizgiyi çok somut tan›mlad›: “Dünyay› yenecek gücümüz olsa da kimseye sald›rmayaca¤›z. Dünya birleflip üzerimize gelse de meflru haklar›m›zdan, özgür yaflamdan asla vazgeçmeyece¤iz” dedi. Kürtler bu ilke temelinde direniyorlar. Gerilla bu ilkeye ba¤l› olarak direnme savafl› veriyor.

ww

w.

ne t

Önderli¤e dönük sald›r›lar karfl›s›nda Êdî Bese kampanyas› çerçevesinde halk›n ve gerillan›n direnifli boyutlanarak geliflecektir. Bunun karfl›s›nda Türkiye’nin yapaca¤› ne vard›r? Derler ya, “zarar›n neresinden dönülürse kârd›r.” fiimdi dönerlerse bir kâr sa¤lam›fl olabilirler. Fakat öyle yapmazlar da, mevcut siyasete devam ederlerse, herhalde bunun varaca¤› yer May›s ortas›nda, Haziran bafl›nda Kuzey’de ve Güney’de çok kapsaml› bir savafl düzeyi olacakt›r. Türkiye, ordusunu Güney Kürdistan’a yöneltecektir. fiimdi özel kuvvetler kapsam›nda dar bir alanda bafllat›lan sald›r›ya bakarak, iflte bu s›n›rl› bir operasyondur biçimindeki de¤erlendirmeler kesinlikle yanl›flt›r. Bu bir öncü koluydu. Türklerde ak›nc› savafl› bir savafl gelene¤iydi. 21 fiubat sald›r›s›, ard›ndan büyük iflgali gelifltirmek için bir yerde ak›nc› sald›r›s›yd›. Siyasi çözüm yaklafl›m› göstermedi¤i müddetçe Türkiye devletinin, tüm gücünü bu savafla sürmek ve Güney Kürdistan’a, Irak’a yöneltmek tutumundan geri durmayaca¤›n› bilmeliyiz. Bu da tabi Ortado¤u’da yaflanan ve birçok çevrenin “III. Dünya savafl›” olarak tan›mlad›¤› savafl›n, Kürdistan’da sürer hale gelmesi olacakt›r. Süreç biraz o yöne do¤ru eviriliyor. Böyle bir savafl nereye gider bilemeyiz. Biz ifller böyle bir savaflla olsun istemedik. Gerçekten de Kürt halk›,

ew e. c

reç aç›s›ndan da, mevsim aç›s›ndan da, gerilla aç›s›ndan zor günler afl›l›yor. K›fl bitti, bahara giriliyor. Bahar mevsim olarak ilerleyecek ve yaz süreci gelecek. Bahar ortas›nda Güney’de, Kuzey’de her tarafta gerilla, elbette ki bütün bu yap›lanlar›n hesab›n› sormak üzere aktif savunma direniflini gelifltirecek. Buna gücü de var, haz›rl›klar› da iyidir. Mevzilenmesi bunu gerçeklefltirecek düzeydedir. fiubat’ta Ana Karargâha sald›r› karfl›s›nda yürütülen direniflin baflar›s›, di¤er alanlarda bulunan gerilla güçleri taraf›ndan da 2008 y›l› prati¤inde geliflecektir.

Mart 2008

om

10

Her alan› direnifl alan› haline getirmeliyiz

Bu bak›mdan da her türlü sald›r› karfl›s›nda tabi özgürlük ve demokrasi çizgisini, Önderli¤i, halk› ve kendisini savunmak için fedai çizgisinde ne gerekiyorsa onu gösterecektir. HPG’nin tutumu bu. Bu bak›mdan da tabi uyan›k, gafil olmayaca¤›z. Art›k 21 fiubat’taki gibi bir hata da yapmayaca¤›z. Biraz süreci geriden de¤erlendirdi¤imiz ortaya ç›kt›. Kar-

fl›tlar›m›z›n içinde bulunduklar› durumu tam de¤erlendiremedik. Onun için “geri çekiliyoruz” deseler de aldanmayaca¤›z. Amerika “askerlerinizi gerin çekin” dese de Türkiye’ye aldanmayaca¤›z. Türkiye çekilmeyecek, çekiliyor gibi gösterecek, bizi oyuna getirmek isteyecek. Biraz bizi gevfletip, yumuflat›p vurmak isteyecek. Bunu hiçbir zaman ak›ldan ç›karmamal›y›z. Onun için her yerde gerilla güçleri olarak tümüyle bize yönelen sald›r›ya karfl› savunma direniflini gösterecek bir tutum içinde olaca¤›z. Mevzilenmemiz, çal›flma tarz›m›z, yaflam tarz›m›z tümüyle böyle bir direnifli gerçeklefltirecek bir duyarl›l›¤a sahip olacak. O aç›dan da yanl›fl de¤erlendirmememiz laz›m. Gelip geçici görmemek gereklidir. Bütün Medya Savunma Bölgelerini olas› iflgal sald›r›lar›na karfl› direnifl için haz›rl›kl› k›lmal›y›z. Her alan her türlü sald›r› karfl›s›nda direnifl gösterebilmeli. Savunma bölgelerimizin bu alanlar›n› sald›r›lar karfl›s›nda kar›fl kar›fl savunabilmeliyiz. Her yer düflmana karfl› direnme alan› haline getirilebilmeli. Her güç, her birlik direnifl içinde olmal›. Ama bunu tabi gerilla tarz›yla yapmal›y›z, gerilla düzeninde yapmal›y›z. Bu bak›mdan da gerilla düzenini, sistemini ve tarz›n› derinli¤ine gelifltirmemiz, örgütsel mevzilenmemizi buna göre oluflturmam›z ve pratik haz›rl›klar›m›z› bu çerçevede yapmam›z gerekiyor. Düflman çekiliyor gibi gösterip ans›z›n vurarak hedefine ulaflmak isteyebilir, böyle bir olas›l›k vard›r. Bunu 21 fiubat’ta sald›r›y› bafllatt›¤› alan üzerin-


Mart 2008

SERXWEBÛN

gelmemeleri, yanl›fl de¤erlendirerek “iflte sald›r› var, bir fleyler yapal›m” diye kendilerini afl›r› riske atmamalar›n› istedik. Bunun do¤ru oldu¤una da inan›yoruz. Onun yerine süreci takip etmek, f›rsat ve imkânlar› kollamak, f›rsat bulunca elbette düflmana vurmak. Ama öyle bir durum yokken de, iflte düflman sald›rd› a¤›r durum var, bizde ona cevap olmal›y›z diye afl›r› riskli durumlara girmemek en do¤rusu. Kuzeydeki gerilla güçleri böyle hareket ederse, asl›nda en do¤rusunu yapm›fl olur. Kald› ki mevsim art›k onlar için de giderek elveriflli hale geliyor. Newroz’dan itibaren birçok alan gerilla hareketine aç›k hale gelecektir. Bu giderek tüm Kürdis-

netiminin sald›rganl›¤›n› teflhir edecek bir çal›flma ve demokratik eylemlilik içinde mutlaka olabilmeli.

Korucular halktan af dileyerek ulusal saflara kat›lmal›d›r

ne te we .c om

de de baflka alanlar üzerinde de yapmak isteyecektir. Orada sonuç alamam›flsa, bir baflka bölgede gerillaya darbe vurmak için sald›r› yürütmek isteyecektir. Bu bak›mdan asla yanl›fla düflmemeliyiz.

11

Siyasi gündemi Kürt sorunu ve PKK direnifli belirledi

Ne Kerkük konusunda ne de

Güney Kürdistan’›n statüsünü gelifltirmek konusunda geri

ad›m atmak gerekiyor. Kürtler zay›f de¤ildir. Gerilla direnifli, PKK’nin duruflu, Güney

Kürdistan’da neredeyse

ba¤›ms›zl›k ilan edecek bir

düzeyi yaratacak, sa¤layacak konumdad›r. Bu sald›r›

karfl›s›ndaki gerilla direnifli

bunun somut göstergesidir”

tan’› kucaklayacakt›r. ‹flte o zaman bu operasyon karfl›s›ndaki görevlerini de, 2008 y›l›na düflman›n dayatmak istedi¤i imha ve tasfiye amaçl› sald›r›lar karfl›s›nda da direnifl görevlerini baflar›yla yerine getirecek f›rsat› ve imkân› gerilla güçleri bulacaklar. O bak›mdan öyle çok aceleci olmaya gerek yok. Yaln›z flunu söylememiz laz›m, toplum aç›s›ndan da hareketimiz çeflitli ça¤r›lar gelifltirdi. Daha fazla da gelifltirmek gerekiyor. Halk direnifli geliflmeli, yani Kürt halk› bütün parçalarda, yurtd›fl›nda direniflini gelifltirdi¤i gibi onu birlikte iç içe yaflad›klar› toplumlara da yaymal›lar. Yurtd›fl›ndaki Kürtler, özellikle Avrupa’da kesinlikle Avrupa kamuoyunu harekete geçirecek, mevcut savafl gerçe¤ini, AKP yö-

ww

w.

Kesinleflmifl sonuçlar ortaya ç›kmad›kça, iflgal sald›r›s› karfl›s›nda gerilla direniflini güçlü bir biçimde gelifltirecek bir savunma mevzilenmesini her zaman korumal›y›z. Bütün güçlerimiz bu biçimde duyarl›, örgütlü, haz›rl›kl›, uyan›k olmal›. Oyuna gelmemeli. Kuzey güçleri aç›s›ndan da biz flunu ifade ettik; çok acele etmeye gerek yok. Telafla gerek yok. Kendinizi afl›r› riske atmaya gerek yok. Durum iyidir, geliflmeler olumludur. Bu sald›r› bizim için biraz faydal› olmufltur. Asl›nda k›fl›n biraz zorlanm›flt›k. Düflman her türlü sald›r›y› yap›yordu. Halk üzerinde her türlü bask› vard›. Önder Apo üzerinde fiziki ve psikolojik iflkenceye dayal› imha süreci alçakça yürütülüyordu. Bunun karfl›s›nda mevsim gere¤i görevlerini tam yerine getirememek gerillay› biraz zorluyordu. Deyim yerindeyse biraz s›k›flm›flt›k asl›nda. Örgüt yönetimimizin beklentisi vard›, siyasi süreç bizden birçok fley yapmam›z› istiyordu. Art›k halk, gerillay› göreve ça¤›r›r noktaya gelmiflti. “HPG cepheye misillemeye!” slogan›n› at›yordu. Böyle bir ortamda “nas›l etmeli ki bir darbe vurmal›” diye düflünürken, derler ya körün istedi¤i bir göz, Allah vermifl iki göz, düflman en çok haz›rl›kl› oldu¤umuz alan›n üzerine kendisini getirdi, att›. fiubat ortas›nda siyasi gündemi yine Kürt sorunu ve PKK direnifli belirledi. Kendimizi ne kadar afl›r› risklere atsak bile elde edemeyece¤imiz siyasi, askeri sonuçlar› bu operasyonda ald›k. Bu bak›mdan asl›nda düflman›n bu sald›r›s› ve onun karfl›s›nda gerilla direniflinin baflar›s›, savafl ortam›ndaki gerilla birliklerine büyük güç, moral ve destek verdi. Kuzeydeki güçlerimiz için büyük destek oldu. Sürecin baflar›yla götürülmesini sa¤lad›. Bu bak›mdan kendimizi çok zorlamaya, afl›r› riske atmaya gerek yok. Kuzey’deki güçlerimizin heyecana

Kuzey Kürdistan’daki halk, Türkiye’deki Kürtler, Türkiye toplumu en derin sorgulama içerisinde. Daha do¤ru, bar›flç›l, kardeflçe bir yaklafl›mla Türkiye’nin tüm demokratik güçlerini birlefltirecek, bu faflist, ›rkç›, gerici sald›rganl›¤a karfl› demokratik birli¤i, ittifak› kuracak bir yaklafl›m›n ve demokratik eylemlili¤in sahibi mutlaka olabilmeli. Ayn› fley Bat› Kürdistan halk› için de Güney Kürdistan halk› için de geçerli. Zaten neredeyse Irak’taki mevcut sistemi Kürtler ayakta tutuyorlar. Bu iyi bir durumdur. Baz› çevreler bu pozisyonu geriletmek için sald›r›yorlar, gerilememek laz›m. Ne Kerkük konusunda ne de Güney Kürdistan’›n statüsünü gelifltirmek konusunda geri ad›m atmak gerekiyor. Kürtler zay›f de¤ildir. Gerilla direnifli, PKK’nin duruflu, Güney Kürdistan’da neredeyse ba¤›ms›zl›k ilan edecek bir düzeyi yaratacak, sa¤layacak konumdad›r. Bu sald›r› karfl›s›ndaki gerilla direnifli bunun en somut göstergesi olmufltur. O bak›mdan Güney Kürdistan halk› kesinlikle yaln›z de¤il, zay›f konumda de¤ildir. Özgür demokratik yaflam›n›, duruflunu, Irak çerçevesindeki etkinli¤ini daha fazla gelifltirebilmek için direnmelidir. Do¤u Kürdistan için de bu önemli. Zaten bize yans›yan bilgiler 2008 ortas›na kadard›. Herhalde 2008 ortas› olmazsa, en geç 2009 bahar› Do¤u Kürdistan bütün siyasi, askeri çat›flmalar›n merkezi haline gelebilir. Amerika‹ran iliflkilerinin giderek gerginleflece¤ini görmek zor de¤il. Bu bak›mdan da ‹ran, Kürt sorununa çözüm üretirse belki bir güç, bu ABD sald›r›lar› karfl›s›nda yeni bir durufl kazanabilir. Öyle olmazsa tabi ABD-‹ran çeliflkisinin, çat›flmas›n›n artt›¤› ortamda hem Do¤u Kürdistan’da büyük mücadeleler verme imkân› olacak, hem de genel Kürdistan Özgürlük Hareketi bu mücadeleden, bu or-


SERXWEBÛN

ew e. c tutum Türk ordusuna gidip askerlik yapmakt›r. Hele hele baz› çevreler, aileler bunu yurtseverlik ad›na da yapmaya kalkmamal›d›r. Onun yurtseverlikle, bilmem zorunlulukla bir âlakas› yok. Soyk›r›m› tamamlamak, imha ve tasfiyeyi gerçeklefltirmek isteyen düflman sald›rganl›¤›na ortak olmak, güç vermek oluyor. Baz› yerlerde bak›yoruz, vurulan askerler Kürt’tür, Kürdistan’dan gitmifltir. Ön cepheye de sürülüyorlar. Ço¤u zaten arkadan vuruluyorlar. Baz›lar› zorunluluktan oldu¤unu söylüyor, âlakas› yok. Ne zorunlulu¤uymufl? Öyle Türk ordusuna kat›larak, Kürt halk›n›n mevcut koflullarda elde edece¤i bir fley yoktur. Bu durum de¤iflmedikçe öyle yap›lmamal›d›r, öyle bir yaklafl›m içinde kesinlikle olunmamal›d›r. Tam tersine cellad›n hizmetine girmek oluyor askere gitmek. Bunu hiç kimse ne kendine yedirmeli, ne de mazur görmeli. Teori haline de kimse getirmeye çal›flmamal›.

w.

ne t

tamdan yararlanacak. Halk flimdiden bunu görerek, bir durufl göstermelidir. Geçen y›l çok sald›r› yürüttü Mahmut Ahmedinejat yönetimi. Bast›rd›, en son bir arkadafl›m›z› alçakça idam da ettiler. Halka a¤›r bask›lar uygulad›lar, önemli ölçüde sindirdiler. Do¤u Kürdistan halk› buna boyun e¤memeli, gö¤üslemeli, her türlü sald›r›ya karfl› direnebilmeli. Biz operasyonun hemen öncesinde baz› ça¤r›lar yapt›k. HPG Ana Karargâh› korucular› operasyona kat›lmamaya ça¤›rd›. Önemliydi, ça¤r›y› dinlemediler 6 tane korucu hemen Çukurca da vuruldu. Devam ederlerse daha fazla kay›p vereceklerdir. Genel yönetimimizin de ça¤r›s› var; koruculuk art›k mevcut durumda daha çok teflhir olmufltur. Zaten olumsuzluktu, tabi onun öyle olumlanacak her hangi bir yönü yoktu, ama flimdi bu kadar aç›k çat›flmal› ortam›n olufltu¤u bir durumda daha fazla bir onursuzlu¤u ifade ediyor. Kimse bu onursuzlu¤u daha fazla yaflatmamal›. Çat›flmalara, operasyonlara kat›lmamal›lar en az›ndan. Daha da makulü bu ifli b›rakmal›lar. Halktan af dileyerek halk saf›na, ulusal saflara kat›lmal›lar. Bütün Kürtler birlik oluyor, Kürt ulusal birli¤i olufluyor. Biz gerillan›n temel ulusal kuvvet oldu¤unu her zaman söyledik. Tabi ki Önder Apo bütün ulusal direnifl güçlerinin bir cephede birlefltirilebilece¤ini söyledi. Bu temelde gerillay› ulusal direnifl kuvveti içinde örgütlenmeye haz›r ilan ettik. Bu düzeyde bir ulusal birlik öngörülüyor. Korucular da buna kat›labilmeliler.

Bu süreçte askere gitmek onursuzluktur

ww

Gençli¤in durumu ve gençli¤e ça¤r› önemlidir. Yani gerillaya kat›l›m hiç kimse taraf›ndan engellenmemelidir. Gerillaya kat›lmak, direnmek, mücadele etmek, topluma öncülük etmek isteyen her gencin tak›naca¤› tutum olmal›. Koflullar ne olursa olsun, f›rsatlar, imkânlar ne kadar az olursa olsun onlar› aflarak gençler özgürlük alanlar›na, da¤lara ç›kabilmeliler. Tabi daha da önemlisi Kürt gençli¤i askere gitmemeli. ‹çinde bulundu¤umuz süreçte en onursuz tutum, ihanetten daha kötü

Mart 2008

om

12

Gerillaya kat›lmak her gencin görevi ve yurtseverlik borcudur

Gerillaya kat›lmak her gencin temel görevi, yurtseverlik borcu, onurlu insan olarak, genç olarak var olma durumudur. Herkes bu yi¤itli¤i gösterebilmeli, her genç bu tutumu gösterebilmeli. E¤er bunu gösteremiyorsa, en az›ndan hiç olmazsa uzak durmal›d›r. Kaçar, göçer nereye giderse art›k ama düflmana alet olmamal›. Yoksa bütün bunlar› yapmay›p da

“mecbur kald›k” diyerek, iflte baz› aileler diyor “bir çocu¤u gerillaya gönderdim, bir tanesini de orduya.” Öyle pazarl›kç›l›k olmaz. Onun yurtseverlikle herhangi bir âlakas› yok. Rantç› bir yaklafl›md›r, “hem devleti idare ederim, hem PKK’yi idare ederim” demektir. Taraf olmamak oluyor bu, çok basit rantç› bir tutum, biz reddediyoruz öyle yurtseverli¤i. Onun ne yurtseverlikle, ne demokratl›kla, ne de onurlu bir tutumla iliflkisi var. Sadece küçük hesaplar peflinde koflmay› hedefliyor. Vazgeçmeli herkes ondan, o bak›mdan da “bir genci bile da¤a göndertmeyece¤im” diyen, bunun için stratejisini buna oturtan, her türlü çabay› harcayan Genelkurmay›n mevcut yaklafl›m›na karfl›, Kürt halk›n›n da bir tutumu olmal›. “Bir genci bile Türk ordusuna asker vermeyece¤im” diyebilmeli ve gerçekten de vermemeli. Bu süreçte do¤ru tutum budur. Halk öyle bir tutum içinde olursa bir de serhildan› gelifltirirse bu süreçte elbette ki güçlü bir sonuç ortaya ç›kacak. Yani bu operasyon ve onun karfl›s›ndaki direnifl oldu. Büyük bir aç›l›m yapt›, moral verdi. Asl›nda bu 15 fiubat komplosunun onuncu y›l›na girerken, halk›n gelifltirdi¤i komployu lanetleme tutumuyla uyumlu oldu. Bu fiubat’taki protestolar, t›pk› 1999 fiubat’›na benziyordu. Halk›n öfkesi, nefreti çok büyüktü. Tepkisi çok güçlü oldu. Bunu, gerillan›n direnifli daha da anlaml› ve güçlü hale getirdi.


Mart 2008

SERXWEBÛN

2008 Newroz’u özgürlük umudunun en güçlü oldu¤u Newrozdur

“21. yüzy›l Kürtlerin geliflimi için aç›k bir yüzy›ld›r. Zorlu bir mücadeleyle bu geliflme sa¤lanabilir. Özgürlük ve

bir iflgal sald›r›s›n› yine “Günefl Operasyonu” ad›yla yürütüyorlar. Günefl Operasyonuyla bafllad›, Günefl Operasyonuyla bitecek gibi bir tutumlar› var sanki. Öyle bir sonuç da ortaya ç›kt›. Mevcut askeri sonuç fiyaskodur. Türk ordusu aç›s›ndan tam bir baflar›s›zl›k, hatta yenilgi durumunu ifade ediyor. Biz hareket olarak bu durumu 95 bahar›nda 5. Kongre ard›ndan yakalamay› hedeflemifltik. Önder Apo’nun taktik yaklafl›mlar› öyleydi. Hareketin önüne koydu¤u görev oydu. Çelik operasyonu karfl›s›nda bu sonucu almakt›. Fakat süreci yönlendirecek kadar, Önderli¤in ön gördü¤ü kadar bir sonuç ortaya ç›kmad› o zaman. Ard›ndan Güney savafl› oldu, onun ard›ndan 97 operasyonlar› oldu. Hepsinde asl›nda hareketin benzer bir hedefi vard›. Bir taktik üstünlük sa¤layarak Türkiye yönetimine art›k gerillay› ezemeyece¤ini kavratmak, gerillayla uzlaflmak zorunda oldu¤una ikna etmek, mecbur b›rakmakt›.

ne te we .c om

Mart ay› Kürtler aç›s›ndan en büyük direnifl ay›d›r. 8 Mart var, Emekçi Kad›nlar Günü. Son 10-15 y›ld›r sadece Türkiye’de de¤il, dünyada da Kürt kad›nlar› kad›n özgürlü¤ünün öncülü¤ünü yap›yorlar. En militanca durufllar›yla bunu yürütüyorlar. Kad›n›n bilinci, ruhu, direnci haline gelmifl durumdalar. Kuflkusuz bu y›l›n 8 Mart’›nda operasyon karfl›s›nda gerillan›n direniflinin verdi¤i coflku ve moralle, kad›n özgürlük mücadelesini daha da yükseltmek için 8 Mart etkinliklerini en ileri düzeyde gelifltirecekler. Bu bir gün de¤il, haftalarca sürecek ve 2008 Newroz’una böyle bir halk direnifliyle ulaflaca¤›z. 2008 Newroz’u özgürlük için direniflin en güçlü oldu¤u Newroz’a benziyor. Özgürlük umudunun, bilincinin, eyleminin en fazla geliflece¤i Kürt ulusal demokratik tutumunun, flimdiye kadar olan› da aflan bir birlik düzeyine ulaflaca¤›n› gösteriyor. Ard›ndan kahramanl›k haftam›z var. Hem gerilla bu sürece etkin kat›lacak, hem de halk büyük Komutan Agit arkadafl› anma etkinliklerini, gerçekten de günümüzde gerilla direniflinin kahramanl›¤›n›n s›cakl›¤›n›n etkisiyle en güçlü, en görkemli bir biçimde yaflatacak. Bu bak›mdan Mart tabi halk›n serhildan ay›, özellikle kad›nlar ve gençler gerilla direniflinin verdi¤i büyük güç, moral ve coflkuyla Mart’› en büyük özgürlük direnifline ulaflt›rabilir. Art›k daha sonras› büyük bir çat›flma süreci olaca¤a benziyor. Onu ifade ettik. Hareket olarak ve halk olarak flunu öngördük, 2008 için final düzeyinde büyük bir direnifl yürütmemiz gerekti¤i aç›k. Kendimizi böyle bir direnifle haz›rlam›fl durumday›z. Geçen y›ldan beri bunu de¤erlendirdik. Bu k›fl sürecinde bu de¤erlendirmelerimiz daha çok pekiflti. Hem çeflitli kurum ve örgütleriyle tüm Özgürlük hareketi olarak, hem de halk olarak böyle bir direnifle çok daha güçlü ve haz›rl›kl› hale kendimizi getirdik. Önderli¤imizin her türlü alçakça sald›r› karfl›s›ndaki o büyük, bir milim bile

13

demokrasi mücadelesini çok

güçlü yürütmeyi gerektirebilir. Fakat önleri aç›kt›r, geliflme

imkânlar› çoktur. Dolay›s›yla da Ortado¤u’da hiçbir strateji Kürtleri yok sayamaz,

Kürtleri esas almadan baflar›ya ulaflamaz”

ww

w.

gerilemeyen direniflçi tutumu hareketimizin ve halk›m›z›n tutumudur. Bunu her türlü sald›r› karfl›s›nda büyük bir direnifle dönüfltürece¤iz. fiunu insan rahatl›kla görebiliyor, aç›kça belirttik; Türkiye’nin inkâr ve imha siyaseti için art›k zaman bitti asl›nda. Biz, belki Mart’ta veya Nisan’da büyük bir operasyon yaparlar, baz› sonuçlar› almak isterler diyorduk. fiimdi o haklar›n› fiubat’ta kulland›lar. Önümüzdeki haftalarda tekrarlamak isterlerse onu art›k gerillaya fazla zarar verecek düzeye ç›karamayacaklard›r. Geriye tüm orduyu Güney Kürdistan’a, Irak’a sürmek kal›yor. Belki bahar sonunda onu da deneyebilirler. Ama öyle bir durumun da gerillay› darbelemesi, geriletmesi art›k mümkün de¤ildir. Türkiye’nin bu inkâr ve imha siyasetinin sonuna gelinmifltir. Belki belirtti¤imiz gibi ç›lg›nca orduyu Güney’e süren, polisi halk›n üzerine süren katliamc› giriflimlerde bulunabilirler. Bunlara haz›rl›kl› olmal›y›z. Kesinlikle dikkate almal›y›z. Öyle kendimize göre yaklaflmamal›y›z. Herkesi kendimiz gibi de¤erlendirmemeliyiz, gaflete düflmemeliyiz. Tedbirlerimizi gelifltirmeliyiz. Duyarl›, haz›rl›kl› olursak bütün bu sald›r›lar› hem gerilla olarak, hem de halk olarak bofla ç›karmak zor de¤il. Sonuç inkâr ve imha sisteminin sonu olacakt›r. “Bir avuç çapulcudurlar, hainlerin 48 saatlik, 72 saatlik ömürleri var” diyorlard›, 24 y›l geçti. fiimdi 24. y›lda yeni

Türk devletinin iflgal plan› ölü do¤mufltur

fiimdi belki “Çelik operasyonu” kapsam›nda olmad› ama 21 fiubat’ta bafllayan operasyon karfl›s›nda, gerillan›n tutumu kesinlikle 95’ten beri hareketimizin askeri bak›mdan elde etmek istedi¤i sonuca ulaflmak oldu. Askeri sonuç bu düzeydedir, müthifl bir taktik üstünlük elde edilmifltir. Sald›r› püskürtülmüfltür. ‹flgal girifliminin ilk ad›m› k›r›lm›flt›r. Dolay›s›yla yeni bir Günefl Operasyonuyla herhalde Kürdistan’›n güneyini de iflgal etmeyi amaçlayan, böylece yeni bir süreç bafllatmak isteyen Türk ordusunun ve devletinin bu yeni plan› ölü do¤mufltur. ‹lk ad›m›yla baflar›s›zl›¤a u¤ram›flt›r, art›k sonras› yoktur bunun. Neden? Çünkü oldu bittiyle bu ifli yapmak istiyorlard›. Bir ittifaklar› yoktu. 98’deki gibi uluslararas› komployu yürütecek düzeyde de¤iller. Komploya o zaman en büyük destek Güney’deki Kürtlerden gelmiflti. Çeflitli vaatlerle, bask›yla öyle bir durum ortaya ç›kart›lm›flt›r, o zamanki siyasi askeri koflullar öyleydi. fiimdi bu iflin öyle olmad›¤› ortadad›r. Türkiye


SERXWEBÛN

önü aç›k, önümüzdeki sürecin böyle olaca¤› kesin. O bak›mdan da büyük geliflmelerin arifesinde bulunuyoruz. ‹çinde bulundu¤umuz zorlu mücadele durumu, direnifl durumu büyük siyasi at›l›mlar› a盤a ç›karacak, tarihin köklü bir de¤iflime u¤ramas›n› sa¤latacak düzeyde geliflmeleri yaratmaya aç›k direnifl durumudur. Yeter ki bu durumu iyi görelim, hata yapmayal›m, gücümüzü iyi kullanal›m, gafil olmayal›m. Düflman sald›r›lar›n›n k›r›lmas›n› sa¤layal›m, o zaman görece¤iz ki ard›ndan gerçekten de bütün Kürdistan’da büyük ad›mlar at›l›yor, geliflmeler oluyor. ‹nkâr ve imha sistemi art›k ifllemez hale geliyor. Nereye gider sonuç? Ne tür uzlaflmalar ortaya ç›kar? Bilemeyiz veya kimler böyle bir çat›flma sürecinde ne tür darbeler yer, da¤›l›r, yok olur o da belli de¤ildir. fiunu insan rahatl›kla söyleyebi-

w.

Büyük geliflmelerin arifesinde bulunuyoruz

ww

Di¤er yandan tehlikeler var ama Kürt halk›n›n tehlikelere karfl› direnme gücü ve imkân› da var. O direnifli gösterdi¤i ölçüde, 21. yüzy›l Kürtlerin geliflimi için aç›k bir yüzy›ld›r. Zorlu bir mücadeleyle bu geliflme sa¤lanabilir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesini çok güçlü yürütmeyi gerektirebilir. Fakat önleri aç›kt›r, geliflme imkânlar› çoktur. Dolay›s›yla da Ortado¤u’da hiçbir strateji Kürtleri yok sayamaz, Kürtleri esas almadan baflar›ya ulaflamaz. Bu kadar aç›k bir durum söz konusu. Bundan da öteye Kürtlerin de bir gelecek stratejileri var art›k. Bir direnme çizgileri var, gelecek planlar›, programlar›, perspektifleri var. Bunu anlaya-

lir; e¤er Türkiye yönetimi mevcut politikas›nda ›srar ederse,-ayn› fley ‹ran yönetimi için de geçerli- bunda ›srar ederlerse sonlar›n›n Saddam yönetiminden farkl› olmayaca¤›n› söylemek bir kehanet de¤il. Mevcut bölgedeki statükocu duruflun ve onda ›srar›n sonucunun ne oldu¤unu Saddam yönetiminin durumu gösterdi. Türkiye için de, ‹ran için de bu durum geçerlidir. E¤er bir demokratik dönüflüme, de¤iflime, demokratik çözüme yönelmezlerse karfl› karfl›ya kalacaklar› durum Saddamvari bir çöküfl olacakt›r. O da çok tercih edilen olmasa da -çünkü bedeli halklar aç›s›ndan a¤›r oluyor, kay›plar verdiriliyor- ancak despotizm-diktatörlükler, inkârc›l›k

ew e. c

cak bir bilinç ve örgütlülük düzeyleri söz konusu. O bak›mdan da flunu söyleyebilir insan; belki önümüzdeki haftalar, aylar çok çetin bir mücadeleye sahne olacak, ancak e¤er çok büyük hatalar yap›lmaz, a¤›r kay›plar ortaya ç›kmazsa Kürt halk› için önümüzdeki süreç çok güçlü siyasi geliflmelerin yaflanaca¤› bir süreç olacakt›r. Kendine dönük sald›r›lar› püskürten bir Özgürlük hareketi ve Kürt halk› Ortado¤u’da geliflecek her türlü çeliflki ve çat›flma ortam›nda hem kendi özgür ve demokratik yaflam›n› daha güçlü ve örgütlü hale getirecek, hem de bölge halklar›n›n dönüflümünü, birli¤ini yaratma da öncü düzeyde rol oynayacakt›r. Bunun

ne t

98-99’daki gibi bir güce, uluslararas› bölgesel politik ortama sahip de¤ildir. ‹stedi¤i kadar Amerikan yönetimi “PKK bizim düflman›m›z” desin, bunlar›n biraz da Türkiye’yi rahatlatmaya, aldatmaya dönük sözler oldu¤unu art›k herkes görür hale geldi. Türkiye’ye bir rol oynatmak istiyor, fakat Ortado¤u’da Kürtleri hesaba katmayan bir stratejinin etkinlik sa¤lamas›n›n mümkün olmad›¤› Irak savafl› temelinde, geçen 5 y›ll›k süre içerisinde bir kere daha netçe ortaya ç›km›flt›r. Bu bak›mdan soyk›r›m tehlikesi var. ‹nkâr ve imha sistemi var. Tüm Kürt halk›n› onun her türlü özgürlükçü, demokratik kazan›m›n› yok etmek için her türlü oyuna baflvuruyor. Türkiye’nin bütün imkânlar›n› seferber ederek vahfli sald›r›lar yürütüyorlar. Sald›r›lar› ç›lg›ncad›r. Hiçbir hukuk, kural, ilke ahlaki ölçü tan›m›yor. Ekonomiden psikolojiye kadar her alan› kullan›l›yor. ‹nsan›n her fleyine toplumun bütün de¤erlerine sald›r› yürütülüyor. Bunlar›n hepsi birer gerçek ve ciddi bir tehdit, bunu anl›yoruz, görüyoruz, basite alm›yoruz, almamal›y›z da. Fakat flunu da görelim ki, art›k bütün bu sald›rganl›¤›n alan› daralm›flt›r, s›k›flm›fllard›r, sonuna geliniyor. Bu kadar h›rç›n ve sald›rgan olmalar› biraz da s›k›flm›fll›klar›ndan, art›k sonlar›n› görmüfl olmalar›ndan kaynaklan›yor.

Mart 2008

om

14

bunda ›srar ederse halklar›n, demokratik güçlerin de onlara karfl› her türlü mücadeleyi yürütmekten baflka çareleri kalm›yor. Dünya gerçe¤i, siyaseti onlara yaflama hakk› tan›m›yor. Sonuçta kendi kaderlerini kendi elleriyle belirliyorlar. Nitekim Saddam yönetimi öyle yapt›. Sonu hüsran oldu, hazin oldu. E¤er di¤er yönetimler de benzer tutumlar› gösterirlerse onlar›n sonu da benzer olacakt›r. fiu ç›k›yor ortaya; önümüzdeki süreç gericili¤in, despotizmin parçaland›¤›, y›k›ld›¤›, tersine halklar›n özgürlük ve demokrasi e¤ilimlerinin güçlendi¤i, örgütlendi¤i, toplumlar›n demokratik dönüflümlerinin yafland›¤›, Ortado¤u halklar›n›n, Önderli¤imizin öngördü¤ü gibi kardefllik temelinde, demokratik birlik içerisinde yaflay›p, güçlendi¤i, Ortado¤u demokrasisinin insanl›¤›n özgürlük yürüyüflünde yeni bir hamleyi ifade etti¤i bir geliflme süreci olacakt›r.


Mart 2008

SERXWEBÛN

15

ne te we .c om

NEWROZ ‹NSANLI⁄IN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRAS‹ ‹RADES‹D‹R “Newroz, yaflam u¤rana ölümü göze alabilme kültürüdür. Böyle bir yaflam› u¤runda ölecek kadar sevmektir.

Newroz’un hedefledi¤i yaflam için her fleyini vermektir. Burada büyük bir yaflam sevgisi, özgürlük sevgisi ve demokratik yaflam sevgisi vard›r. Bask›s›z yaflam özlemi ve sevgisi vard›r. Böyle bir yaflama büyük bir ba¤l›l›k vard›r. Böyle bir ruh

ve yaklafl›mla Rahflanlar, Berivanlar, Zekiyeler, Ronahiler ve tüm Newroz serh›ldanlar›nda flehit düflen yoldafllar›m›z Kürt toplumunda yeni bir yaflam kültürünü ortaya ç›karm›flt›r. Yaflam olacaksa özgür, u¤runda ölecek kadar de¤erli bir yaflam olacakt›r. Ancak u¤runda ölünecek kadar de¤erli bir yaflam sevilebilir”

Kürdistan halk› tarih boyunca hep direnifl içinde olmufltur

‹nsanl›k tarihinin geliflim sürecinde insanl›¤›n toplumsallaflmas›na, farkl›laflmas›na ve farkl› etnik topluluklar›n oluflumuna tan›k olunmufltur. Ancak tarihi süreç içerisinde oluflan etnik topluluklar ile kapitalizmin geliflmesiyle ortaya ç›kan milliyetçilik, etnisite ve flovenizm ayn› fley de¤ildir. Etnik topluluklar›n farkl› kimliklere sahip olmas› nedeniyle birbirlerine düflmanl›klar› kesinlikle yoktur. Yaflam alanlar› aç›s›ndan zaman zaman karfl› karfl›ya gelseler de, bu, milliyetçilik ve flovenizmde oldu¤u gibi bir ›rkç›l›¤a ve düflmanl›¤a dönüflmemektedir. Bunun içindir ki tüm topluluklarda zulme karfl› yaflanan direnifli kendi direniflleri gibi ele alm›fl ve sahiplenmifllerdir. Ve bu yüzden Demirci Kawa’n›n Dehak zulmüne karfl› direnifli bütün Ortado¤u halklar› taraf›ndan sahiplenilmifltir. Bu nedenle Newroz evrenselleflerek bütün Ortado¤u halklar›n›n bayram› olmufltur. Sömürgeci devletlerin, imparatorluk-

ww

w.

Newroz bayram›, Newroz günü, Newroz kültürü insanl›¤›n toplumsallaflarak kendisini yaratt›¤› Ortado¤u co¤rafyas›nda ortaya ç›km›flt›r. ‹nsanl›¤›n komünal demokratik de¤erleri içinde yaflad›¤› neolitik toplum bu co¤rafyada kültürünü oluflturmufltur. Bu kültür, özü itibariyle demokratiktir, özgürlükçüdür, eflitlikçidir, adildir. Zulüm ve bask›y› tan›mamaktad›r. Zulüm ve bask› ortaya ç›kt›ktan sonra da sindirilemeyen bir kültürdür. Bu aç›dan s›n›fl›-devletçi toplumun komünal demokratik de¤erleri bast›rarak, insanlar üzerinde bask› kurarak devletçi sistemi kurmas›na karfl›n, özgürlük ve demokrasi kültürünün ilkin bu co¤rafyada ortaya ç›kmas› ve bu kültürün de en fazla Kürtler içerisinde temsilini bulmas› tesadüfü de¤ildir. Her ne kadar çevresinde s›n›fl›, devletli, egemenlikli, bask›c› sistem kurulsa da, bu co¤rafyada ortaya ç›kan ve binlerce y›l süren, özgürlük ve demokrasi kültürü tabi ki bask›c›, egemenlikçi zihniyeti kabul etmemifltir. Köleci-devletçi sistemin ortaya ç›k›fl› karfl›s›nda halklar›n da bir direnifli geliflmifltir. Köleci-devletçi sistem kendisini güçlendirmek, gelifltirmek için çevresinde bulunan komünal demokratik de¤erler tafl›yan topluluklara sürekli sald›rarak kendisini beslemeye çal›flm›flt›r. Bu aç›dan devletçi sisteme karfl› her direnifl komünal demokratik de¤erler tafl›yan topluluklar taraf›ndan büyük bir coflkuyla karfl›lanm›flt›r.

lar›n sürekli iflgal ve istilas›na u¤rayan Kürdistan halk› tarih boyunca hep bir direnifl içinde olmufltur. Ovalarda yaflayanlar teslim olsa da, Kürdistan’›n ulafl›lmaz sarp da¤lar› sürekli Kürt toplumunun daha özgür yaflad›¤›, komünal demokratik de¤erleri koruyarak yaflam›n› sürdürdü¤ü alanlar olarak kalm›flt›r. Kürtler tarihte hep mazlum bir halk olmufltur. Hiçbir halk›n topra¤›nda, kültüründe, de¤erleri üzerinde gözü olmam›flt›r. Kürtlerin Newroz’u neden bu kadar sahiplendi¤i ve Newroz’un Kürtlerle neden bu kadar özdeflleflti¤i burada daha net gözükmektedir. Kürt halk› zulüm ve bask› karfl›s›nda neolitik toplum yaflam›ndan kaynaklanan do¤al, demokratik, özgürlükçü durufluyla ve bunun destans› sembolü olan Newroz ruhunu yaflayarak hep gelece¤e umutla bakm›flt›r. Bu aç›dan Newroz, Kürtler aç›s›ndan özgürlük ve demokrasi umudu, güzel gelecek yar›nlar›n›, umutlar›n› koruma günü olarak hep kutlanm›flt›r. Asl›nda


SERXWEBÛN

Newroz tüm Ortado¤u halklar›n›n bayram›d›r

Newroz zorbal›¤a karfl› isyana kalkmay› emreder

Kürt özgürlük hareketi daha ç›k›fl›ndan itibaren, Newroz ile Kürt halk›n›n temel kültürel de¤erleri aras›ndaki ba¤› görmüfltür. Ç›k›fl›n› Newroz’un tarihsel kökleriyle buluflturarak ça¤dafl Med hareketi olarak gördü¤ünü ilan etmifltir. Ç›k›fl manifestosunda da bunu dile getirmifltir. Newroz kültürünün canland›r›lmas› ile direnifl, özgürlük ve demokratik yaflam kültürü daha da gelifltirilmifl, özgürlü¤üne ve demokrasisine afl›k bir toplum yaratma gerçe¤ine yönelinmifltir. Kürdistan’da Newroz kültürünü güçlü bir biçimde canland›ran›n kesinlikle PKK hareketi oldu¤u unutulmamal›d›r. PKK hareketi Newroz kültürünü canland›r›rken sadece bir flölen ya da ritüel olma durumdan ç›karm›fl, onu tarihteki özüne uygun olarak direniflçi bir karaktere büründürmüfltür. Newroz, PKK ile ça¤dafllaflarak, mücadeleci bir karakter kazanm›flt›r. Newroz’un özgürlü¤ün, demokrasinin canland›¤› ve tüm topluma mal oldu¤u bir gün haline gelifli, PKK’nin Newroz’u tarihsel anlam›na uygun olarak yeniden canland›rmas›n›n bir sonucudur. Bu anlamda PKK’nin Kürdistan tarihindeki oynad›¤› rolü daha ilk ç›k›fl›ndan itibaren, New-

ww

w.

ne t

Buradan hareketle de Kürt halk›n› yaratan en temel kültürel de¤erlerden biri de Newrozdur diyebiliriz. Topluluklara genellikle baz› kültürel de¤erler biçim verir, yaflat›r ve davran›fl›n›, ruhunu belirler. Bu yönüyle de Kürt toplumunun kültürel flekillenmesinde, etnik bir topluluk olarak yaflamas›nda Newroz’un etkisini görmek gerekmektedir. Newroz’u Kürtler aç›s›ndan sadece bir bayram günü olarak de¤il, Kürtlerin kimli¤ini, düflünce ve duygular›n› oluflturan bir gün olarak da tan›mlamak gerekmektedir. Yine bu duygular›, düflünceleri kuflaktan kufla¤a aktaran kültürel bir de¤er olarak alg›lanmal›d›r. Bu aç›dan da Newroz’un Kürtler aç›s›ndan önemi çok köklü, derinlikli ve süreklilik arz eden bir olgu oldu¤u görülmelidir. Newroz’u, Kürdün yaflama sar›lma kültürü olarak da de¤erlendirebiliriz. Yine Newroz Kürt’ün umudunu canl› tutmas›na neden olmufltur. Kürt’ün bugüne kadar özgürlü¤e ve demokrasiye olan özlemini korumas›n› sa¤lam›flt›r. Newroz’un içindeki eflitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi özlemi Kürtlerin içinde yaflanmasayd›, Kürtler varl›klar›n› korumakta zorlan›rlard›. Belki de bugüne kadarki varl›klar›n› zor ayakta tutabilirlerdi. Tarihte iz b›rakmakla birlikte bugün yok olan topluluklar›n var oldu¤u gerçe¤i Kürtler için de bir tehlike yaratm›flt›r. Onun içindir ki Newroz’u bu yönüyle, Kürt’ün ölüme yat›fl›n› engelleyen, Kürt’ü ölüm döfle¤ine düflürmeyen bir kültür olarak de¤erlendirmek gerekmektedir.

Newroz’un Kürtler aç›s›ndan tafl›d›¤› önemi, yak›n tarihte yaflad›¤› durumla da kan›tlamak mümkündür. Asimilasyonun geliflti¤i, sömürgeci egemenli¤inin hakim oldu¤u ve Kürtlük bilincinin azald›¤› yerlerde Newroz‘un anlam ve önemi unutulmufltur. Ancak Newroz’un canl› oldu¤u yerlerde Kürtlük de¤erleri ayakta kalm›fl, Kürtlük de¤erlerinin yaflad›¤› yerlerde de Newroz varl›¤›n› koruyabilmifltir. Bu gerçeklik bile bafll› bafl›na Newroz ile Kürt kültür ve de¤erleri aras›ndaki ba¤›n gücünü ortaya koymaktad›r. Nitekim Newroz kültürünün gelifltirilmesi ve Newroz’un yeniden canlanmas› ve her yerde kutlanmas›yla birlikte Kürtlük bilinci de geliflmifltir. Kürtlük bilincinin geliflti¤i yerlerde Newroz daha güçlü biçimde kutlanmaktad›r. Böylece Newroz de¤erleriyle Kürtlük de¤erleri aras›nda diyalektik bir ba¤›n oldu¤unu tarihsel gerçeklik bize aç›kça göstermektedir.

“Kürdistan’da Newroz kültürünü güçlü bir biçimde canland›ran›n kesinlikle PKK hareketi oldu¤u unutulmamal›d›r. PKK hareketi

Newroz kültürünü canland›r›rken

sadece bir flölen ya da ritüel olma durumdan ç›karm›fl, onu tarihteki özüne uygun olarak direniflçi

bir karaktere büründürmüfltür.

Newroz, PKK ile ça¤dafllaflarak,

ew e. c

Kürtler yakt›klar› her Newroz ateflini umutlar›n› canl› tutma, koruma olarak görmüfllerdir. Bu yönüyle de sürekli olarak Newroz günlerinde Kürt halk›n›n özgürlü¤e, demokrasiye ve güzel yaflama olan özlemleri yo¤unlaflmaktad›r. O gün bütün Kürt toplumu ayn› duygular› yaflamakta ve bu duygular ortak bir mücadele ve direnifl gücünü ortaya ç›karmaktad›r. Bu da Newrozlarda eylem ve direniflin coflkusunu toplu olarak dile getirmekte ve ortak ifadeye kavuflturmaktad›r.

Mart 2008

om

16

mücadeleci bir karakter kazanm›flt›r”

roz’un tarihteki anlam›n›n canland›r›lmas› olarak da görmek gerekir. Apocu hareketin ortaya ç›k›fl›yla birlikte Newrozlarda, Newroz atefli her yerde çok gür bir biçimde yak›lm›flt›r. Newroz atefli ne kadar gür yak›l›rsa o kadar mücadele ruhunun yükselece¤ine, özgürlük ve demokrasi özlemlerinin a盤a ç›kaca¤›na inan›lm›flt›r. Newroz ateflinin sönmesi ya da Newroz’un c›l›z kutlanmas› özgürlük ve demokrasi özlemlerinin bast›r›lmas› olarak de¤erlendirilmifltir. Bu aç›dan da özgürlük ve demokrasi özlemlerini en yüksek düzeyde tutmak ve canland›rmak için tüm Newrozlarda Newroz ateflini her yerde, en yükseklerde ve en gür biçimde yakmaya büyük özen gösterilmifltir. Bu nedenle günler öncesinden Newroz ateflini yakmak için haz›rl›klar yap›lm›fl, günler öncesinden bafllayarak Newroz’un içeri¤ine uygun direniflçi militan ruhunu, özgürlük ruhunu gelifltirmek için eylemler planlanm›fl ve Newroz gününde inkarc› sömürgecili¤e karfl› güçlü eylemler gerçeklefltirilmek istenmifltir. Hareketimiz ilk ç›kt›¤› andan itibaren gücü oran›nda her Newroz’u Kürt halk› aç›s›ndan bir eylem ve harekete geçme günü, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltme günü haline getirme çabas› içinde olmufltur.

Mazlum Do¤an Newroz eylemini üç kibrit çöpü yakarak gerçeklefltirmifltir 12 Eylül rejimi, Diyarbak›r zindan›ndaki tutsaklar flahs›nda Kürt özgürlük hareketini yok etmek istemifl


Mart 2008

SERXWEBÛN

seltilmesinde çok önemli bir etkisinin oldu¤unu biliyoruz. Mazlum Do¤an’›n eylemi yeni halk serh›ldanlar›nda ateflleyici bir rol oynam›flt›r. Halk ve mücadele tarihimizde oynam›fl oldu¤u bu rol nedeniyle de halk›m›z Mazlum Do¤an’› Ça¤dafl Kawa olarak kabul etmifltir. Sadece zindan direnifli aç›s›ndan de¤il, bir bütün olarak ça¤dafl Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan Mazlum Do¤an’›n eyleminin anlam›, ça¤dafl Kawa’n›n atefli yeniden tutuflturmas›, tüm Kürt toplumunu ve Ortado¤u halklar›n› isyana davet etmesi olarak görülmüfltür. Böylece Mazlum Do¤an’›n eylemi Demirci Kawa’n›n eylemi gibi PKK içinde ve bir bütün olarak Kürdistan toplumunda ve Ortado¤u halklar› aras›nda etkisini göstermifltir. Herkes bulundu¤u her yerde yüre¤indeki özgürlük tutkusunu tutuflturarak, umudunu, özlemini yükselterek, gelifltirdi¤i mücadeleyle bu atefle karfl›l›k vermifltir.

lerindeki yüre¤i isyan yüre¤i, beyni isyan beyni haline gelmifltir. Newroz günleri yaklaflt›¤›nda Kürt halk›n›n yüre¤ine, beynine yerleflmifl olan isyan ateflinin tutuflturulmas› bilinci, halk›m›z› harekete geçirmektedir. Kuzey Kürdistan’da 1989’lardan bafllayarak 1990’larda alevlenen serh›ldanlar esas olarak da Newrozlarda doru¤a ç›km›flt›r. Newrozlarda bafllayan serh›ldanlar tüm Kürdistan’a yay›lm›flt›r. Önderli¤imizin “Dirilifl devrimi” dedi¤i serh›ldanlar›n Newrozlarda bafllamas›, dirilifl devriminin Newroz ruhuyla gerçekleflmesini ifade etmektedir. Özellikle 1990’l› y›llarla birlikte Newroz tam anlam›yla tarihsel ruhuna, özüne uygun biçimde, sadece öncü güç olan PKK’nin eyleminde, yaklafl›m›nda de¤il, Kürt halk›n›n eylemlerinde, duygular›nda da özgürlük ve demokrasi özlemlerinin yükseldi¤i ve isyana dönüfltü¤ü gün haline gelmifltir. Böylelikle Kürt halk›n›n mücadelesi Newroz’un direnifl kültürüyle yo¤rulmufl, beslenmifltir. Bu aç›dan Kürt halk›n›n direnifli saman alevi gibi parlay›p sönen de¤il de, süreklileflen bir direnifl kültürünü ortaya ç›karm›flt›r.

ne te we .c om

ancak Mazlum Do¤an Newroz günü üç kibrit çöpüyle Newroz ateflini yakarak buna cevap vermifltir. PKK önder kadrolar›ndan olan Mazlum Do¤an’›n eylem günü olarak Newroz’u seçmesi PKK’nin ilk ç›k›fl›nda Newroz’a verdi¤i önem ve anlamla ba¤lant›l›d›r. Newroz, zulme “dur”, zulme karfl› “isyana kalk!” demektir. Mazlum Do¤an, Newroz’un oldu¤u yerde zulmün kabul edilmeyece¤ini, ancak ve ancak zulme karfl› isyan edilebilece¤ini ortaya koymufltur. 12 Eylül faflizminin yaratt›¤› büyük bask› ortam›ndan ancak Newroz ruhuyla aya¤a kalk›labilece¤ini göstermifl ve bu yüzden de Newroz’u eylem günü olarak seçmifl, üç kibrit çöpüyle de eylemini gerçeklefltirmifltir. PKK, Newroz’a ilk ortaya ç›kt›¤› andan itibaren güçlü bir anlam vermifltir. Mazlum Do¤an’›n eylemi ile bu anlam daha da derinleflmifltir. Newroz Kürt halk›n›n kültürü oldu¤u gibi PKK’nin de en temel direnifl de¤eri haline gelmifltir. Bu da önemli bir gerçekliktir. PKK’nin ruhunu Newroz ruhu haline getirmek ve PKK’yi söndürülemeyen bir özgürlük ve direnifl atefli, bir direnifl gücü haline getirmek önemlidir. O aç›dan da Mazlum Do¤an yoldafl›n bu tarihsel eylemini Kürt özgürlük hareketine, Kürt halk›na ve Newroz’a katt›¤› yeni bir duygu yo¤unlu¤u, direnifl ruhu olarak de¤erlendiriyor ve Mazlum arkadafl› sayg› ile an›yoruz. Mazlum Do¤an yoldafl›n bu eylemi sadece zindanda de¤il, bütün Kürdistan’da Newroz ruhuyla serh›ldanlar›n yük-

17

Kürt halk›n›n mücadelesi Newroz’un direnifl ruhuyla yo¤rulmufltur

ww

w.

Gerillan›n 1984’te yükseltti¤i Kürt özgürlük mücadelesini, Mazlum Do¤an’›n Diyarbak›r’da yakt›¤› özgürlük meflalesi ve daha sonra 14 Temmuz eylemiyle boyutlanan direniflin gerillada temsilini bulmas› olarak de¤erlendirmek gerekmektedir. Gerillan›n Newroz ruhuyla devrald›¤› ve yükseltti¤i direnifli halk›m›z Kürdistan’da serhildanlara dönüfltürerek yükseltiyor. Art›k, Kürt halk›n›n Newroz gün-

Newroz özgürlük özlemlerinin zirveleflti¤i bir duygudur

Kürt kültürünün en temel dinami¤i olan Newroz, Kürt halk›n›n özgürlük direnifli, duygusu olmufltur. Önderli¤imizin “Serkeft›n halk›, Newroz halk›” belirlemesi bu gerçekli¤i anlatmaktad›r. Bu aç›dan Newroz, Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesinin bir kültür haline dönüflmesi, Kürt halk›n›n mücadelesinin yenilmezli¤i anlam›na gelmektedir. Bir hareketin kültürleflmesi, asl›nda o mücadelenin kal›c›laflmas›n› ifade etmektedir. Kültür demek, kal›c›laflmak demektir. Kültür demek, toplumun yüre¤inde, beyninde kökleflmek demektir. Kültür demek, kolay kolay sökülemeyecek de¤erlerin birey in ve toplumun yaflam›na girmesi demektir. Bu yönüyle Newroz’un tarihsel özüne ve içeri¤ine uygun bir biçimde doldurulmas›, militan, dinamik, direniflçi bir gelenekle mümkündür. Art›k Newroz bir direnifl gelene¤i


SERXWEBÛN

“Kürtler Newroz’u bambaflka kutluyorlar. Herkesin g›pta edece¤i bir coflkuyla, heyecanla, Newroz’la özgürlü¤ü, demokrasiyi, yaflam› özdefllefltirerek kutluyorlar. En güzel de¤erleri Newroz’a bahflederek kutluyorlar. Sadece do¤an›n yeniden canlanmas›, gelece¤e dair umutlar›n yeflermesi, korunmas› de¤il, aksine bu

Ancak u¤runda ölünecek kadar de¤erli bir yaflam sevilebilir

olarak kutluyorlar”

Kürt halk›n›n yeni kültürel de¤eri, özlemi olmufltur. Bu aç›dan da Kürt halk› serkeft›n halk›, özgürlü¤üne afl›k bir halk haline gelmifltir. Özgürlü¤ü için birçok flehit verebilecek, kendini feda edebilecek, her türlü bask›ya katlanabilecek bir halk haline gelmifltir. Kürt halk›n›n her türlü bask›ya, ac›ya ra¤men yaflam›n› ortaya koyarak direnmesi, böyle bir halk gerçekli¤inin ortaya ç›kmas› Newroz gelene¤inin insanlar›m›z flahs›nda büyük bir direnifl kültürü haline dönüfltürülmesi anlam›na gelmifltir. E¤er bugün onlarca Newroz türküsü ve flark›s› varsa ve bu flark›lar Kürdün en coflkulu flark›lar›ysa, bu flark›lar Kürt halk›n›n yüre¤ini ve beynini tutuflturuyorsa, onlar› yerlerinde k›p›r k›p›r eder hale getiriyorsa, onlar› meydanlara döken etkide bulunuyorsa tabi ki Newroz kültürünü ve onun türkülerini bu hale getiren flehitlerimize borçluyuz. Bu flehitlerimiz durufllar›yla, tutumlar›yla, Newroz’a verdikleri anlamla yeni bir Newroz kültürü, gelene¤i ortaya ç›karm›fllard›r. Bir Newroz halk› ortaya ç›km›flt›r. Nitekim Ortado¤u’da baflka halklar da Newroz’u kutluyor. Ancak Kürtler Newroz’u bambaflka kutluyorlar. Herkesin g›pta edece¤i bir coflkuyla, heyecanla kutluyorlar. Newroz’la özgürlü¤ü, demokrasiyi, yaflam› özdefllefltirerek kutluyorlar. En güzel de¤erleri Newroz’a bahflederek kutluyorlar. Sadece do¤an›n yeniden canlanmas›, gelece¤e dair umutlar›n yeflermesi, korunmas› de¤il, aksine bu umutlar›n pratikleflmesi olarak kutluyorlar. Bu

ww

w.

Newroz, yaflam u¤runa ölümü göze alabilme kültürüdür. Böyle bir yaflam› u¤runda ölecek kadar sevmektir. Newroz’un hedefledi¤i yaflam için her fleyini vermektir. Burada büyük bir yaflam sevgisi, özgürlük sevgisi ve demokratik yaflam sevgisi vard›r. Bask›s›z yaflam özlemi ve sevgisi vard›r. Böyle bir yaflama büyük bir ba¤l›l›k vard›r. Böyle bir ruh ve yaklafl›mla Rahflanlar, Berivanlar, Zekiyeler, Ronahiler ve tüm Newroz serh›ldanlar›nda flehit düflen yoldafllar›m›z Kürt toplumunda yeni bir yaflam kültürünü ortaya ç›karm›flt›r. Yaflam olacaksa özgür, u¤runda ölecek kadar de¤erli bir yaflam olacakt›r. Ancak u¤runda ölünecek kadar de¤erli bir yaflam sevilebilir. Sevilecek bir yaflam olacaksa, o da u¤runda ölünecek kadar güzel ve de¤erli bir yaflam olacakt›r. Yaflam› u¤runda ölecek kadar sevmek Kürt halk›n›n kültürü olmufltur.

umutlar›n, özlemlerin art›k yaflam›n bir parças› haline gelmesi için bu Newrozlar› yafl›yorlar, somutlaflt›r›yorlar. Bir halk›n kültürü haline getiriyorlar. Art›k sadece geçmifle bir özlem de¤il, Newroz’un güzelliklerini sadece bir an› olarak yaflatmak için de de¤il, onu insan yaflam› içinde gerçeklefltirmek için kutluyorlar. Kürtler Newroz’u, yaflam›n her an›n›, her saniyesini özlemlerinin mücadelesi haline getirme çabas›ndad›r. Bu yönüyle tabi ki Newroz Kürdistan’da farkl› kutlanmaktad›r. O nedenledir ki Newroz Kürdistan’da özgürlük ruhunun atefllenmesi olurken, bütün zalimler, zulüm yapanlar Newroz’un bu gücü karfl›s›nda titreyecek ve korkacakt›r.

ew e. c

umutlar›n pratikleflmesi

ne t

halini gelmifltir. Newroz, Özgürlük ve demokrasi özleminin zirveleflti¤i bir duygudur. Nitekim Zekiyeler, Rahflanlar, Ronahiler, Berivanlar hep bu günlerde bedenlerini özgürlük meflalesi haline getirmifllerdir. Böylelikle Newroz ateflini daha da anlaml› k›lm›fllard›r. Bedenlerini atefl yapmak demek, özgürlük için saç›ndan t›rna¤›na kadar her fleyini Newroz atefline katmak demektir. Özgürlük tutkusunun, özgürlük ve demokrasi özleminin bütün bedeni tutuflturmas› demektir. Bu düzeyde bir duygu yo¤unlu¤unun yaflanmas›, Newroz ateflini art›k bir sembol olmaktan ç›karm›flt›r. Newroz’u tamamen saç›ndan t›rna¤›na kadar beyniyle, yüre¤iyle gerçek bir atefl haline dönüfltürmüfltür. Bu yönüyle Newroz gelene¤i bir insan için en de¤erli varl›¤› olan yaflamla özdefl k›l›nm›flt›r. Kemal Pir’in “yaflam› u¤runda ölecek kadar seviyorum” söylemini pratiklefltirmesi, anlamland›rmas› bu gerçe¤i daha da derinlefltirmifltir. Bu, zulme karfl› bir isyan ve ayn› zamanda bask›n›n olmad›¤› bir yaflam için insan›n yaflam›n› verebilece¤i anlam›na gelmektedir.

Mart 2008

om

18

Newroz tüm Kürtleri ortak de¤erler etraf›nda birlefltirmifltir

Newroz günlerinden Türk devletinin bu kadar çekinmesi, korkmas›, ürkmesinin nedeni de bu gerçekliktir. Newroz, özgürlük, demokrasi ve direnifl ruhudur. Dünyada zalimlerin, diktatörlerin, kötü yönetimlerin bir bayramdan, bir günden bu kadar korkmas› bir ilktir ve tesadüf de¤ildir. Newroz’larda halk umutlan›rken, büyük bir heyecan ve coflku duyarken, halklara zulüm ve bask› uygulayanlar ürkmekte ve korkmaktad›rlar. Bu yönüyle de Ortado¤u co¤rafyas›nda ortaya ç›kan Newroz kültürü, Ortado¤u’da neolitik, komünal demokratik de¤erleri gerileterek tarih sahnesine ç›kan devletçi, sömürücü, s›n›fç› sisteme karfl› da bir isyand›r. Bunu kabul etmemektir. Bu bak›mdan Newroz’un zulme, s›n›fç› devletçi sisteme karfl› bir isyan biçiminde bu co¤rafyada ortaya ç›kmas› tesadüf de¤ildir. Onun içindir ki Newroz, köklerine dayanarak, komünal demokratik de¤erleri gerileten sisteme isyan etmek, onu bir kültür olarak ortadan kald›rmak için kendisini güçlü bir kültür haline getirmek anlam›na gelmektedir. Newroz, tarihsel olarak zalime ve zulme karfl› isyan olurken halk›n birli¤ini ifade etmektedir. Demirci Kawa’n›n, Dehak’›n saray›nda yakt›¤› atefl, Dehak’› öldürerek onun saray›n›


Mart 2008

SERXWEBÛN

ne te we .c om

atefle vermesi, zulüm alt›ndaki bütün halklar›n, bütün insanlar›n birleflerek aya¤a kalk›p isyan etmesini anlatmaktad›r. PKK, Newroz’u bask› ve zulüm gören bütün Kürtlerin özlemlerinin atefllendi¤i bir gün haline getirmifltir. Kürtleri bu duygu etraf›nda bir araya getirerek, Kürtleri birlefltiren bir rol oynam›flt›r. Newroz bu yönüyle Kürtlerin birli¤ini de temsil etmektedir. Bu birlik herhangi amaçs›z, hedefsiz bir birlik de¤il, zulme karfl›, haks›zl›¤a karfl› özgürlük ve demokrasi özlemi etraf›nda birleflen bir birliktir. Anlaml› bir birliktir. Kürtleri ortak de¤erler etraf›nda birlefltiren bir birliktir. Kürtlere en fazla gerekli olan özgürlük ve demokrasi de¤erleri etraf›nda birlefltiren bir birliktir.

19

Kürt halk› için Newroz bir direnifl bayram›d›r

Rahflan Demirel

ww

Zekiye Alkan

lanmad›¤›na da rastlanmaktad›r. Bu yönlü çok klasik söylem ve yaklafl›mlara tan›k olunmaktad›r. Tabi bu flekilde gerçekleflen Newroz kutlamalar› yanl›fl ve içerik olarak çok zay›f geçmekte ve Newroz’a gerçek anlam›yla verilen bir de¤er olmamaktad›r. Bu yönlü baz› yetersizliklere ra¤men, yine de Kürdistan’›n tüm parçalar›nda Newroz’un ruhuna uygun, demokratik ulus birli¤inin yarat›ld›¤›n› ve bütün Kürt halk›nda Newroz anlay›fl›n›n özgürlük, demokrasi, direnifl biçiminde geliflti¤ini söylemek mümkündür. Bugün Newroz’da Kürtler her zamankinden daha fazla tüm parçalarda birlik ruhunu yaflamaktad›rlar. Newroz günlerinde demokrasi ve özgürlük özlemleri daha da artmaktad›r. Bütün Kürtlerin birbirleriyle dayan›flma iste¤i daha da geliflmektedir. PKK’nin öncülük etti¤i Kürt özgürlük mücadelesi Newroz ruhuyla Kürt halk›nda büyük bir birliktelik ortaya ç›karm›flt›r. En son olarak gerçekleflen, Türk devletinin Medya Savunma Alanlar›na yönelik iflgal giriflimine karfl›, bütün Kürtlerin karfl› koymalar›, PKK’nin Newroz kültürüyle yaratt›¤› direnifl gelene¤inin Kürtler üzerinde nas›l bir birlik yaratt›¤›n› ortaya koymaktad›r. Demokratik ulus birli¤i demek, ulusun gücünün en üst düzeye ç›kmas› demektir. Demokratik ulus birli¤i demek, bilinçli bireylerin özgürlük ve demokratik duygularla bir araya gelmesi demektir. Böyle bir uluslaflma, devletçi uluslaflmadan çok farkl› olarak bütün gücünü ve enerjisini ortaya ç›karan uluslaflma de-

w.

PKK binlerce y›ld›r Kürdistan üzerinde süren inkarc›, sömürgeci egemenli¤e karfl›, direnifli güçlendirip Kürt halk›n› özgürlefltirme do¤rultusunda bir birlik ruhu gelifltirmifltir. Bu yönüyle Newroz, ayn› zamanda demokratik ulusal birlik ruhunu ifade etmekte, devletçi bir ulusalc›l›k ya da ulus devletçi bir zihniyete karfl› demokratik ulusal birlik çizgisini temsil eder bir boyut kazanm›flt›r. Bu nedenle de 1990’l› y›llar›n bafl›nda yaflanmaya bafllayan serh›ldanlar ve dirilifl devrimi bir demokratik ulus devrimi ve demokratik ulus kültürünün geliflmesi anlam›na gelmifltir. Newrozlarda gerçekleflen serh›ldanlar sadece Kuzey Kürdistan halk›n› de¤il, bütün Kürdistan halk›n› etkilemifltir. Kürdistan’›n tüm parçalar›ndaki kasabalar›, köyleri, flehirleri etkilemifltir. Yurtd›fl›ndaki tüm Kürtleri etkilemifltir. Sadece Kuzey Kürdistan’da demokratik ulus birli¤ini de¤il, bütün Kürdistan parçalar›n› kapsayacak bir flekilde demokratik ulus birli¤ini yaratan bir etkiye yol açm›flt›r. Bugün sadece Kuzey Kürdistan’da de¤il, Kürdistan’›n tüm parçalar›nda Newroz çok farkl› kutlanmaktad›r. Belki baz› yerlerde hala Newroz’un gerçekten özgürlük ve demokrasi ruhuna direnifl gelene¤ine uygun kut-

Bedriye Tafl(Ronahi)

Nilgün Y›ld›r›m(Berivan)

mektir. Bu konuda bilinç düzeyinde önemli geliflmeler yaflanm›flt›r. Ancak örgütlenme düzeyinde yaflanan zay›fl›klar›n da afl›lmas› gerekmektedir. Bu sa¤land›¤›nda ve yaflanan yetersizlikler giderildi¤inde demokratik uluslaflma her yerde giderek daha fazla geliflecek ve kendini örgütleyerek gerçek anlamda bir demokratik ulus gücü haline gelmifl olacakt›r.

Kürtler Newroz ruhuyla ayaktad›r

Bugün Kürdistan’da halk özgürlük ve demokrasi için ayaktad›r. Neredeyse otuz y›ld›r sürekli yürüyen, özgürlük ve demokrasi için mücadele eden bir halk gerçe¤imiz vard›r. Dünyada hiçbir halk bu kadar özgürlük ve demokrasi için yürümemifl, mücadele etmemifl ve bedel ödememifltir. Bu, belirli bir düzeyde örgütlülü¤e de kavuflturulmufltur. Kürtlerin örgütlenme düzeyi geçmifl on y›llardakinden çok daha farkl›d›r. Bu da Newroz ruhuyla aya¤a kalkan Kürt halk›n›n bir kazan›m›d›r. Nitekim inkarc› sömürgeci güçler halk›m›z›n bu örgütlenme düzeyinden korkmaktad›rlar. Türk devlet yetkilileri yapt›klar› de¤erlendirmelerde bunu itiraf etmektedir. Kürt halk› üzerindeki bask›lara son verildi¤inde büyük bir örgütlülük içine girece¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz. Bugün dünyada topluluklar›n, halklar›n örgütlenme düzeyi giderek azalmaktad›r ve giderek örgütlülükten bir kaç›fl yaflanmaktad›r. Kapitalist sistemin tüm dünyada etkinli¤ini gelifltirmesi karfl›s›nda örgütlü yaflamdan bir


SERXWEBÛN

“fiehit yoldafllar›m›z›n kahramanl›klar› Newroz’u Newroz yapan en temel

olgudur. A¤it yoldafl Kürdistan’da halk kahramanl›¤›n›n sembolü olarak

halk›m›z›n bilincinde yer edinmifltir.

A¤it, gerilla komutan› olarak, gerillan›n yarat›lmas›nda inkarc› sömürgecili¤e karfl› mücadeleyi en üst düzeyde

temsil etmifltir. Bugün A¤it yoldafl›n izinden yürüyen gerilla karfl›s›nda

sömürgeci güçler çaresiz kalmaktad›r”

gudur. A¤it yoldafl (Mahsum Korkmaz) Kürdistan’da halk kahramanl›¤›n›n bir sembolü olarak halk›m›z›n bilincinde yer edinmifltir. A¤it yoldafl Gerilla komutan› olarak, gerillan›n yarat›lmas›nda inkarc› sömürgecili¤e karfl› mücadeleyi en üst düzeyde temsil etmifltir. Bugün A¤it yoldafl›n izinden yürüyen gerilla karfl›s›nda inkarc› sömürgeci güçler çaresiz kalmaktad›r. Büyük ordular›na ve bütün imkanlar›na ra¤men çaresizdirler. Gerilla savafl›n›n bafllat›lmas›nda ve komutas›nda tarihsel rolünü oynayan A¤it yoldafl›n, yine bir Newroz’un s›cakl›¤›n›n yafland›¤› bir günde 28 Mart’ta flehit düflmesi Newroz’un anlam›na yeni anlamlar katm›flt›r. Özgürlük için flehit düflmeyi Kürt toplumunda de¤erli k›lan Agit yoldafl›n flahadetidir.

w.

Newroz sömürgecilerin korkulu rüyas› haline gelmifltir

ww

Newrozlarda Kürt halk› birli¤ini pekifltirmektedir. Bu da Kürt halk›n›n direnifl ruhunu ve inkarc› sömürgecilere karfl› mücadelesinin daha fazla gelifltirilmesinin önünü açmaktad›r. O nedenledir ki, Newrozlar inkarc› sömürgecilerin korkulu rüyas› haline gelmifltir. Kürdistan’da Newroz ruhunu ve anlay›fl›n› yok etmek için inkarc› sömürgeciler taraf›ndan büyük katliamlar gerçeklefltirilmifltir. Kürdistan özgürlük mücadelesine karfl› büyük katliamlar Newroz günlerinde yaflanm›flt›r. Bunun nedeni Kürtlerde geliflen direnifl ve birlik

PKK Ortado¤u’nun de¤erlerini de sahiplenen bir Newroz partisidir Önderli¤imiz PKK’yi Newroz partisi olarak ilan etmifltir. PKK için yap›lan en do¤ru tan›m, kuflkusuz Önderli¤imizin yapm›fl oldu¤u bu tan›md›r. Önderli¤imiz bu flekilde PKK’nin klasik sosyalist ve komünist partilerden farkl›l›¤›n›, demokratik sosyalist bir parti oldu¤unu ortaya koymufltur. Önderli¤imiz, PKK’yi yürüttü¤ü özgürlük mücadelesiyle, özgürlük ve demokrasi özlemleri yüksek olan, bütün toplumsal kesimlere seslenen, dar s›n›f yaklafl›m›n› aflan, toplumsal özgürlük çizgisini esas alan bir anlay›flla bütün Kürt halk›n› kucaklamay› hedeflemifltir. Önderli¤imizin Kürt halk›n› Newroz’la özdefllefltirmesinin ve PKK’yi bir Newroz partisi olarak tan›mlamas›n›n nedeni bu gerçekliktir. PKK’nin program›na Newroz’u özgürlük, demokrasi, özgüce dayal› direnifl anlay›fl› ve özgür iradeye dayal› tutum gelifltirmesi PKK’nin bir Newroz partisi haline gelmesinin yolunu açm›flt›r. PKK, Ortado¤u da halklar›n kardeflli¤ine dayal› ideolojik ve teorik bir yaklafl›ma sahiptir. Newroz gelene¤i ve Kültürü ise neredeyse Ortado¤u halklar›n›n hepsi taraf›ndan sahiplenilmektedir. Önderlik bu gerçeklikten de hareketle, Newroz’u bir direnifl gelene¤i, bir de¤erler sistemi olarak kabul ederken, ayn› zamanda Ortado¤u halklar› için de PKK’nin ideolojik ve siyasal bir hareket oldu¤unu, Ortado¤u’nun özgürlü¤ünü, demokrasisini hedefleyen bir Newroz partisi oldu¤unu kabul etmifl ve bunun böyle görülmesi, kabul edilmesi gerekti¤ine iflaret etmifltir. PKK ayn› zamanda Ortado¤u’daki di¤er hareketlerden ve Kürt örgütlerinden farkl› olarak mücadele ve direnifl kayna¤›n›; Newroz direnifl miras›ndan ve Ortado¤u gerçe¤inden almaktad›r. Bat› taklitçisi de¤ildir. Bat›dan bir fley al›nacaksa bunu kendi de¤erlerine dayanarak alma yaklafl›m› içerisindedir. Onun içindir ki PKK Ortado¤u’nun de¤erlerini de sahiplenen bir Newroz partisidir. Newroz bütün halklar›n, kültürlerin zenginli¤ini içinde tafl›maktad›r. Newroz’da dar bir milliyetçilik yok-

ew e. c

kültürünü yok etmektir. Ancak bunu baflaramad›klar› da bir gerçekliktir. Newrozlarda di¤er eylemliliklerden farkl› olarak çok daha fazla insan bir araya gelmektedir. Tüm bunlar asl›nda devletin bir bütün olarak bast›rma giriflimlerine karfl›, halk›n Newrozlarda daha fazla birli¤ini korudu¤unu, hiçbir bask›n›n onu mücadelesinden al› koyamad›¤›n› göstermektedir. Dost da düflman da Newroz’da Kürdün aya¤a kalkt›¤›n›, özgürlük ve demokrasi istedi¤ini görmektedir. Bu kendili¤inden oluflmam›flt›r, Mazlum Do¤an’lardan bafllayarak direnen ve flehit düflen yoldafllar›m›z›n mücadelesiyle olmufltur. fiehit yoldafllar›m›z›n kahramanl›klar› Newroz’u Newroz yapan en temel ol-

ne t

kaç›fl yaflanmaktad›r. Baz›lar›n›n belirtti¤i gibi kapitalist sistemde “özgürlük” ve “demokrasi” geliflmemektedir. Toplumun örgütlenmesinin geliflmedi¤i, kendi iradesini ortaya koymad›¤› bir yerde gerçek anlamda özgürlük ve demokrasiden söz etmek mümkün de¤ildir. Kapitalizm asl›nda üst toplum demokrasisini ve onlar›n öz yaflam gerçe¤ini ifade etmektedir. Bunun karfl›s›nda PKK öncülü¤ündeki Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi bilincinde yaflad›¤› geliflme ve örgütlenme e¤ilimi gerçek anlamda özgürlük ve demokrasinin nas›l geliflece¤ini göstermektedir. Kürdistan’da örgütlenmeye yatk›n bir halk yarat›lm›flt›r. Kürtler PKK’den önceki süreçte, örgütlenmeden kaçan, örgütlenmeye gelmeyen, örgütlenmesi afliret ve aile örgütlenmesini aflmayan, geri sosyal yaflam ve örgüt anlay›fl›na sahipti. Öndeli¤imiz taraf›ndan bu k›r›lm›fl ve Kürt halk› bugün yetersiz de olsa do¤ru bir örgüt anlay›fl›na kavuflmufltur. Buna ra¤men bu yöndeki çabalar›m›zda hala baz› yetersizlikler yaflanmaktad›r. Fakat buna ra¤men Önderli¤imizin ve hareketimizin Kürtleri demokratik ulus de¤erlerini tafl›yan bir topluluk haline getirme çal›flmalar›, çabalar› da bütün yo¤unlu¤u ile devam etmektedir. Tüm bunlar, Newroz kültürünün Kürt halk›nda yaratt›¤› geliflmelerin bir sonucu olarak yaflanm›flt›r. Newrozlardan inkarc› sömürgecili¤in korkmas›n›n nedeni de bu gerçekliklerdir.

Mart 2008

om

20


Mart 2008

SERXWEBÛN

bildi¤i bir örgütlenme modelidir. Bu yönüyle demokratik konfederalizmle Newroz, dolay›s›yla demokratik konfederalizmle Kürt toplumsal gerçe¤inin geldi¤i düzey, demokratik konfederalizmle Ortado¤u co¤rafyas›n›n kültürel özelli¤i komünal demokratik duruflla örtüflen bir sistemdir. Bu aç›dan da Önderlik, bütün toplumun benimsedi¤i ve ortak duygularla yaflad›¤› Newroz gününde konfederalizmi ilan ederek konfederal sistemin halkç› ve demokratik niteli¤ine vurgu yapm›flt›r. Demokratik konfederalizm her hangi bir s›n›f›n, toplumsal kesimin de¤il, özgürlük ve demokrasiden yana olan, devlet d›fl›, devletten zarar gören tüm topluluklar›n örgütlenip irade haline getirdi¤i bir modeldir. Newroz da, tarihsel olarak devletçi sisteme, zulme karfl› ç›kan bütün topluluklar›n bu zulümden kurtulmak için isyan etti¤i ve Demirci Kawa flahs›nda s›n›fl› devletçi sistemi temsil eden Dehak’›n y›k›ld›¤› günü temsil etti¤i için demokratik konfederalizm ile benzer, ortak özellikler tafl›maktad›r. Bu aç›dan da Önderli¤imiz demokratik konfederalizmi Newroz’da ilan ederek asl›nda demokratik konfederalizmin toplum taraf›ndan, hareket taraf›ndan, herkes taraf›ndan daha iyi anlafl›lmas›n› sa¤lamaya çal›flm›flt›r. Demokratik konfederalizmin ruhu ile Newroz’un ruhunun birbirinden ayr› olmad›¤›n›, Newroz’a ters düflen fleyin, demokratik konfederalizme de ters düfltü¤ünü, Newroz’a uygun olan fleylerin demokratik konfederalizme de uygun oldu¤unu, demokratik konfederalizmin böyle bir model oldu¤unu Kürt halk›na ve bütün halklara göstermek istemifltir. Newroz bütün toplumsal kesimlerin kat›ld›¤› bir mücadele gününe, bir bayrama ve flölen gününe dönüflmektedir. Hiçbir gün, hiçbir yürüyüfl, hiç-

bir miting Newroz kadar genifl toplumsal kesimleri kapsayan bir özelli¤e sahip de¤ildir. Önder Apo, konfederalizmi Newroz gününde ilan ederek “bu model hepinizin modelidir” demifltir. Konfederalizm modeline herkesin sahiplenmesini böyle bir günde yapt›¤› ça¤r›yla sa¤lamaya çal›flm›flt›r. Öte yandan Türk devletine de konfederalizmin; bir halk›n kendisinin özgür ve demokratik yaflam›n› örgütleme modeli oldu¤unu, halk›n iradesinin ortaya ç›kar›ld›¤› demokratik bir model oldu¤unu, bunun bir devlet kurma veya

ne te we .c om

tur. Newroz’da di¤er haklarla, di¤er kültürlerle kaynaflma ve kardefllik vard›r. Bu anlamda Newroz Ortado¤u halklar›n›n ortak olarak sahiplendikleri kültürel bir zenginliktir. Newroz’u büyük yapan, Newroz’u de¤erli k›lan bu temel özelli¤inin olmas›d›r. Newroz sadece Kürtlerin sahiplendi¤i bir bayram olarak kalsayd› bu kadar etkili olmazd›. Bu kadar sahiplenilen bir gün haline gelemezdi.

21

Newroz dünyan›n en eski bayram› olarak Kürdistan’da coflkuyla kutlan›yor

ww

w.

Bu gün Newroz dünyan›n en eski bayram› ve sembolik bir günü olarak en güzel de¤erleri içinde tafl›maktad›r. Bu aç›dan da sadece Kürt halk›n›n ve Ortado¤u haklar›n›n de¤il, insanl›¤›n temel kültürlerinden biri haline gelmifltir. PKK de ilk ç›k›fl›ndan itibaren insanl›¤›n ortak de¤erlerine önem vermifltir. Kesinlikle milliyetçilikten uzak kalm›flt›r. ‹çerisinde farkl› kültür ve topluluklardan kadrolar yer alm›flt›r. Araplara, Farslara, Türklere ve bütün farkl› kültürlere yak›n durmufltur. Sünnileri, Alevileri, Yezidileri, H›ristiyanlar› ve her türlü dini inanc› ve mezhebi kendi ba¤r›nda tafl›yan bir hareket olmufltur. Direniflini de bütün bu halklar ad›na, zulüm gören bütün insanl›k ad›na gelifltirmifltir. PKK, tam anlam›yla Newroz’un gerçek anlamda içeri¤ine uygun bir programla, ideolojiksiyasi bir yaklafl›mla kendini Newroz partisi olarak örgütlemifltir. Nas›l ki Newroz binlerce y›l geçmesine ra¤men bast›r›lamam›fl, ezilememifl, yok edilememiflse PKK’de yok edilemeyecektir. Böyle bir de¤er anlay›fl›yla, zenginli¤i ve zihniyetiyle PKK’de Newroz gibi, insanlar›n özgürlük ve demokrasi umutlar›n› yaflatacakt›r. Günümüzde Newroz’u halklar ve toplumlar aç›s›ndan en iyi ifade ve temsil eden demokratik konfederalizmdir. Demokratik konfederalizm, her türlü toplulu¤un örgütlenip kendi iradesini ortaya ç›kard›¤›, sadece belli toplumsal kesimlerin, etnik ve dini topluluklar›n de¤il de, bütün toplumsal kesimlerin bütün zenginli¤iyle kendisini bir sistem içinde ifade ede-

ayr›lma olmad›¤›n›, hatta Kürt halk›n›n kendi demokratik iradesini ortaya ç›kararak bütün bölge halklar›yla kardefllik içinde ortak yaflama iradesi oldu¤unu duyurmufltur. Çünkü Newroz, halklar›n birbirine karfl› düflmanl›k yapt›¤›, ayr›ld›¤› bir sistem de¤il, tam tersine birbirine güç verdi¤i, destekledi¤i, birbirini besledi¤i, özgürlük ve demokrasi ideallerini bask›c› rejimlere karfl› ortak yaflamay›, özgürlük ve demokrasi kültürü ile sa¤layan bir gündür. Onun için Önderlik, demokratik konfederalizmi böyle bir günde ilan ederek asl›nda bütün halklara demokratik konfederalizmin halklar›n iradesi temelinde kardeflli¤e dayanan bir model oldu¤unu göstermek istemifltir.


SERXWEBÛN

Öte yandan demokratik konfederalizm demokratik ulusun örgütlenme modeline denk düflmektedir. Demokratik konfederal bir yap›lanma ulus devletçili¤i de¤il, demokratik bir ulusu temsil etmektedir. Bu yönüyle de demokratik ulus gerçe¤ini Newroz ruhuyla ortaya ç›karan Kürt gerçe¤i Newroz gelene¤iyle demokratik ulus gelene¤inin birlefltirmifltir. O nedenledir ki demokratik ulus örgütlenmesi olan konfederalizmin böyle bir günde ilan edilmesi Newroz’a derin bir anlam katm›flt›r. Demokratik konfederalizmin Newroz’da ilan edilmesiyle birlikte, Kürt halk›na; sadece Newrozlarda meydanlarda toplanmak, demokrasi ve özgür-

“Sadece Newrozlarda meydanlarda toplanmak, demokrasi ve özgürlük özlemlerini dile getirmek ve sadece eyleme geçerek gerçek bir irade olmak yetmez. Demokrasi ve özgürlük

ne t

özlemlerini en yüksek düzeyde tafl›ma,

m›flt›r. Bunun nedeni de, örgütlülü¤ünün köklü olmamas›d›r. Köylerden, sokaklara, mahallelere kadar örgütlenmenin yetersiz olmas›, ister istemez halk›n iradesinin, mücadelesinin süreklileflmesine yetmemektedir. Halk›n iradesinin ortaya konulmas›nda ve mücadelesinin süreklileflmesinde de kesintiler yaflanmaktad›r. Bu aç›dan da Newroz’un yaratt›¤› halk gerçe¤inin, duygular›n, fedai ruhunun daha anlaml› hale gelmesi ve mücadelenin, direniflin daha etkili olarak yaflamda ifadesini bulmas›, ödenen bedellerin daha iyi sonuç almas› için bu duygular›n, bu özlemlerin gerçek anlamda somutluk kazanmas› gerekir. Bunun için Önderli¤imiz Kürt halk›na “demokratik konfederalizmi örgütleyin, demokratik konfederalizm etraf›nda birleflin, demokratik konfederal sistem biçiminde bir model yarat›n. Newroz’daki bu coflku, Newroz’daki bu özlemler, bu umutlar gerçek anlamda yaflam bulur” demifltir. Newroz alanlar›, bütün Kürt halk›n›n inkarc› devletçi sistemden kopan, kendi toplumsall›k gerçe¤ini sahiplenen, sömürüye, bask›ya alet olmam›fl, sömürü ve bask›n›n parças› haline gelmemifl bütün Kürtlerin topland›¤› yerlerdir. Böylelikle Önderli¤imiz bütün Kürtlere Newroz’un özünü en iyi temsil eden demokratik konfederal yap›lanma için “gelin bu model etraf›nda örgütlenin ve böylelikle binlerce y›ld›r üzerinizde bir kara leke gibi tafl›d›¤›n›z ve üzerinize kader gibi yap›flan egemenli¤i de, bask›y› da, zulmü de, inkarc›l›¤› da, imhay› da y›k›n parçalay›n” mesaj›n› vermifltir. Çünkü demokratik konfederalizm örgütlenmesi, ayn› zamanda bu duygular›n örgütlü güç haline getirilmesi ve kendini yenilmez k›larak toplumsal bir güç ve irade haline getirilmesi anlam›na gelmektedir.

bunun mücadelesini verme yan›nda, bu mücadeleyi süreklilefltirecek,

demokrasi ve özgürlük özlemlerini yaflamsallaflt›racak bir örgütlenme

modeline de kavuflmam›z gerekir”

ww

w.

lük özlemlerini dile getirmek ve sadece mücadele ederek, eyleme geçerek gerçek bir irade olmak yetmez. Demokrasi ve özgürlük özlemlerini en yüksek düzeyde tafl›ma ve bunun mücadelesini verme yan›nda, bu mücadeleyi süreklilefltirecek, demokrasi ve özgürlük özlemlerini gerçek anlamda yaflamsallaflt›racak bir örgütlenme modeline de kavuflman›z gerekir. Özlemleriniz, mücadeleniz, birli¤iniz ancak böyle bir modelle gerçek anlamda sa¤lanabilir mesaj› verilmifltir. Kürt halk› özgürlük ve demokrasi özlemi yüksek olan bir halkt›r. Sürekli mücadele eden bir halkt›r. Mücadelesi içinde büyük bedeller ödeyen bir halkt›r. Ama zaman zaman bu özlemi, bu mücadelesi kesintiye u¤ra-

gal harekat›n› püskürtmesi, 8 Mart’ta kad›nlar›n güçlü biçimde aya¤a kalk›fllar› 2008 Newroz’unun Kürdistan tarihinde bir dönüm noktas› haline gelece¤ini ortaya koymaktad›r. Bu Newroz’da Kürdistan tarihinde bütün Newrozlardan daha fazla coflkuyu, daha fazla kitlesel, daha fazla özlemlerini gerçeklefltirmeye yak›n bir Newroz yaflayaca¤›z. Genciyle, kad›n›yla, yafll›s›yla Kürdistan’daki bütün toplumsal kesimler bu Newroz’da, bask›ya, sömürüye, inkarc›l›¤a Êdî Bese! diyecektir. Art›k Yeter! diyecektir. “Kimli¤imizi, dilimizi, kültürümüzü, özgür irademizi istiyoruz”, diyerek Newroz alanlar›na ç›kacaklard›r. Bütün bu zulme ve bask›ya Êdî Bese derken, yine Kürt halk›n›n iradesinin sembolü olan Önderli¤imiz üzerindeki bask›ya, her türlü insanl›k d›fl› uygulamalara Êdî Bese diyeceklerdir. 2008 Newroz’u verilen mücadelenin amac› olan, demokratik özerkli¤in, tamamen Kürt halk›n›n program› haline geldi¤ini gösteren bir demokratik özerklik Newroz’u halinde geçecektir. Bu Newroz’da; “Bask›ya, zulme Önderlik üzerindeki tecrite ve bask›ya, her türlü zorbal›¤a karfl› hay›r! Bütün bask› ve zorbal›¤›n ortadan kalkt›¤› demokratik özerk bir yaflam istiyoruz! Demokratik özerk bir Kürdistan istiyoruz!” denilecektir. Kürt halk› bugüne kadar verdi¤i mücadelenin bir finali olarak meydanlara ç›kacakt›r.

ew e. c

Demokratik konfederalizm Newroz ruhu ile yaflamsallaflt›r›lacakt›r

Mart 2008

om

22

Halk›m›z meydanlara ç›kacakt›r Newroz’un, konfederalizmin ve demokratik ulus olman›n belki de en fazla kendisini ortaya koyaca¤› ve anlaml› k›laca¤› Newroz, 2008 Newroz’u olacakt›r. 2008 Newroz’u, 15 fiubat’ta bafllayan halk›n direnifli, gerillan›n ifl-

2008 Newroz’u Demokratik özerklik Newroz’u olacakt›r Bu aç›dan biz 2008 Newroz’unu “Êdî Bese, Önderli¤i Yafla ve Yaflat, bu temelde demokratik özerkli¤i kazan” Newroz’u olarak görüyoruz. Demokratik özerklik Newroz’u olarak görüyoruz. Nas›l ki 2005 y›l› demokratik konfederalizm Newroz’uysa, toplumun kendisini örgütleyerek demokratik irade haline getirmesiyse 2008 Newroz’u da kendini örgütleyen, irade haline getiren bir halk›n tamam›yla kendi özgür yaflam›n›, iradesini inkarc›sömürgecili¤e ve dünyaya dayatt›¤› ve kabul ettirdi¤i, kendi özerk demokratik yaflam›n› kurdu¤u bir demokratik özerklik Newroz’u olacakt›r diyoruz.


Mart 2008

SERXWEBÛN

kavuflurdu. Kesinlikle flu anda talep etti¤i isteklerinin tümü gerçekleflmifl olurdu. Kürt halk› asl›nda demokratik özerkli¤i için, özgürlü¤ü için az mücadele vermemifltir. Ancak Türkiye’deki ve bölgedeki gericilik ile uluslararas› gericilik Kürt halk›n›n büyük bedeller vererek elde etti¤i kazan›mlar› kendi ç›karlar› do¤rultusunda çeflitli oyun ve hilelerle Kürt halk›n›n özgür ve demokratik yaflam›n› engellemeye çal›flmak istemektedirler. Ancak Kürt halk›n›n mücadelesi ve öfkesi öyle büyümüfl ki demokratik özerk yaflam d›fl›nda baflka bir yaflam› kabul etmeyece¤ini ortaya koymufltur. Bunu gerçeklefltirmek için her türlü bedeli ödemeye ve mücade-

mokratik birlik içinde yaflayan bir Ortado¤u gerçe¤ini ortaya ç›karaca¤›na inan›yoruz. Ve bu temelde de Kürt halk›n›n özgürlü¤ünün Ortado¤u’nun özgürlü¤ü, demokrasisi ve bar›fl› olaca¤›n› söylüyoruz. Ve böylelikle de Kürt halk›n›n özgürlü¤ü temelinde Ortado¤u’da neolitik dönemle bafllayan uygarl›¤›n tekrardan Kürt halk›n›n, Ortado¤u halklar›n›n eline geçece¤ini söylüyoruz. Baflta gençlik ve kad›n olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin Newroz’da meydanlara dökülerek, demokratik özerklik talebini hayk›rarak, bu Newroz’u tarihsel bir dönüm noktas› haline getirerek demokratik özerkli¤in bu topraklarda kök salmas›na, yerleflme-

ne te we .c om

Art›k, Demokratik özerkli¤in kabul edildi¤i, demokratik özerk yaflam›n ortaya ç›kt›¤›, Kürt halk› ve Kürt halk Önderli¤i üzerindeki bütün bask›lar›n ortadan kalkt›¤› yeni bir y›la girmek istiyoruz. Böyle bir gelecek, böyle bir gerçekli¤in bugün ortaya ç›kmas›n› hem bugün demokratik özerkli¤in oluflmas›na, hem de bu demokratik özerklik temelinde Türkiye halk›yla, Ortado¤u halklar›yla Kürtlerin eflit ve kardefllik içinde yaflamas›n› istiyoruz. Bu, iradelerini ortaya koyacaklar› bir Newroz olacakt›r.

23

Kürt halk› 2008 Newroz’unu final y›l› olarak de¤erlendiriyor

ww

w.

2008 Newroz’u demokratik özerklik program›n›n Kürt toplumu taraf›ndan kabul edildi¤i, bunun sadece bir hareketin, bir partinin de¤il tüm Kürt halk›n›n program› oldu¤unu ve bunun da tüm dünyaya ilan edildi¤i bir Newroz olmal›d›r diyoruz. Kürdistan halk› son bir y›lda gerçeklefltirdi¤i eylem ve direnifl mücadelesiyle, Önderli¤ini sahiplenerek, art›k her türlü bask›ya yeter demekte ve özerk, demokratik yaflam d›fl›nda hiç bir yaflam› kabul etmedi¤ini belirtmektedir. 15 fiubat’tan bafllayarak Önderli¤ini, hareketini sahiplenmesi ve bunun yan›nda gerillan›n iflgal harekat›n› k›rmas› ile a盤a ç›karm›flt›r ki Kürt halk› demokratik özerk yaflam d›fl›nda baflka bir yaflam› kabul etmemektedir. Biz bu temelde Newroz’un yaln›z hareketimiz ve bütün örgütlü kurumlar›m›z aç›s›ndan de¤il, bütün Kürt halk› aç›s›ndan da bir final y›l› olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini düflünüyoruz. E¤er demokratik irademizi ortaya koyarsak, birli¤imizi pekifltirerek Önderli¤imize, Özgürlük hareketine sahip ç›karsak baflar›n›n kesin oldu¤unu düflünüyoruz. Bu düzeyde aya¤a kalkan, bu düzeyde örgütlenen, bu düzeyde bedeller ödeyen bir halk›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinin art›k bütün dünya taraf›ndan da, Türkiye taraf›ndan da kabul edilmek zorunda kal›naca¤›n› düflünüyoruz. Dünyada baflka bir halk, Kürtlerin yürüttü¤ü mücadelenin onda birini yürütseydi kesinlikle özgürlü¤üne

leyi yürütmeye haz›r oldu¤unu da ortaya koymufltur. Bu nedenle biz 2008 Newroz’unu bunun zirvesi olarak de¤erlendiriyoruz. Hem Kuzey Kürdistan’da, hem Güney Kürdistan’da, hem Güney Bat› Kürdistan’da hem de Do¤u Kürdistan’da k›sacas› Kürtlerin bulundu¤u her yerde 2008 Newroz’unun; her türlü bask›y› parçalayarak, demokratik özerkli¤i gerçeklefltirerek Kürt halk›n›n özgürlü¤ü temelinde Türkiye’nin de, ‹ran’›n da, Suriye’nin de, Irak’›n da gerçek anlamda özgürlü¤ünü sa¤layaca¤›n› inan›yoruz. Ayn› zamanda Ortado¤u’da halklar›n›n birbirleriyle kavga eden de¤il de, bar›flan ve de-

sine öncülük edece¤ini ve bu sereci bafllatacaklar›na inan›yoruz. Bu temelde öncelikle Reber Apo’nun Newroz’unu kutluyoruz. Newroz halk›n› ortaya ç›karan, PKK’yi bir Newroz partisi haline getiren flehitlerimizi sayg›yla selaml›yoruz. Yine tüm Kürt halk›n›n ve Ortado¤u halklar›n›n Newroz gününü kutluyor, Newroz’un özgürlük, demokrasi iradesi oldu¤unu ve bu temelde de baflta Kürt halk›n›n ve Ortado¤u halklar›n›n Newroz’un ruhuna uygun bir Kürdistan, bir Türkiye, bir Irak, bir Suriye, bir ‹ran ve bir bütün olarak demokratik bir Ortado¤u yaratacaklar›na olan inanc›m›z› belirtiyoruz.


SERXWEBÛN

24

Mart 2008

om

2008 NEWROZ’U ÖZERK DEMOKRAT‹K KÜRD‹STAN M E fifiA ALES‹ OLACAKTIR

ne t

Ortado¤u ve Kürdistan’da önemli siyasal geliflmeler yaflamaktay›z. Bu geliflmelerin baflta Türkiye olmak üzere tek tek ülkelere yans›mas› da olmaktad›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda 2008 y›l›n›n siyasal geliflmeler aç›s›ndan çok çalkant›l› geçece¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz. Bir yönüyle 2008 y›l›, yeni iliflkilerin, yeni ittifaklar›n, yeni çeliflki ve çat›flmalar›n yaflanaca¤› bir y›l olacakt›r. Esas olarak da özellikle Sovyetlerin y›k›lmas›ndan sonra dünyada ABD öncülüklü gelifltirilmek istenen Yeni Dünya Düzenini bu yeni siyasal durum ve iliflkiler çerçevesinde kal›c›laflt›rma çabalar›n›n h›zland›r›ld›¤› bir sürece girmifl bulunuyoruz. Reel sosyalizmin y›k›l›fl›yla birlikte göreceli de olsa yeni statükolar›n kurulaca¤› süreç bafllam›flt›. ABD’nin Ortado¤u’ya müdahalesiyle birlikte bu geçifl sürecini h›zland›rma ve daha çabuk tamamlamay› ifade eden yeni bir döneme girilmiflti. Gelinen aflamada bu geçifl süreci tamamlanmak isteniyor. Çünkü bu sürecin daha fazla uzamas›, sistem aç›s›ndan çok pahal›ya mal olmaktad›r. Bu yönüyle ABD’nin bafl›n› çekti¤i kapitalist emperyalist sistem, kendi etkinli¤inin oldu¤u yeni bir dünya düzeni daha do¤rusu yeni bir statükolar dünyas›n› gerçeklefltirmek istiyor. Art›k bu konuda ideolojik, ekonomik ihtiyaçlar ve dünyan›n, bölgenin siyasal gerçekleri dengelenerek yeni bir sistem kurulacakt›r. Tabi ki bu kapitalist sistemin öngördü¤ü ve planlad›¤› bir sistem olmayacakt›r.

ew e. c

“5 Kas›m’da Bush “PKK, ABD’nin de düflflm man›d›r” diyerek, PKK’nin tasfiye edilmesi konusunda Türkiye’ye destek vermiflflttir. Bunun karfl› fl›l›¤›nda da Türkiye’yi kendi bölge politikalar›na ba¤layan, yak›nlaflfltt›ran bir durum ortaya ç›km›flfltt›r. Her ne kadar Türkiye “bir flfleey vermedik” dese de, bu gerçe¤i yans›tmamaktad›r. Ancak ABD’nin her dedi¤ine “evet” dedi¤ini de düflflüünmüyoruz. ABD, Türkiye’yi ad›m ad›m kendi politikas›na çekme gücünü kendisinde gördü¤ünden, -istedi¤i her flfleeyi kabul ettirmese de- Türkiye’nin yönünü kendi politikas› içine sokarak istedi¤ini gerçekleflflttirmiflflttir”

Ortado¤u dünya dengelerinin oluflflttu¤u bir omurilik so¤an› gibidir

ww

w.

Geçifl süreci tamamlan›p statükolar oluflturulmaya gidilirken, yaflanan çat›flmalar› ve siyasal gerçeklikleri belirli yönleriyle dikkate alan, sadece kendini dayatan de¤il, di¤er siyasal gerçekleri de flöyle ya da böyle gözeten yeni dengeler kurulacakt›r. Bunun da halklar dahil sistem içi güçlerin çok karmafl›k bir mücadelesi sonucu kurulaca¤›n› unutmamak gerekir. Tabi ki kapitalizmin ideolojik yaklafl›mlar› ve ekonomik ihtiyaçlar› tamamen kendi istedi¤i do¤rultuda, güvenli¤ini ve istikrar›n› sa¤layan, tam hakimiyetinin olufltu¤u bir statükonun oluflumunu gerekli k›lmaktayd›. Sermayenin serbest dolafl›m› ve güvenli¤inin sa¤lanmas› sistemin temel ekseni olarak düflünülmüfltü. Ancak dünya tarihi; ideolojik, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal sistem gerçe¤i böyle oluflmuyor. Kendi iç dina-

mikleriyle olufluyor. Bu aç›dan geçen yirmi y›ll›k süreç, asl›nda bir yönüyle kapitalist sistemin hakim güçleri aç›s›ndan di¤er güçlerle mücadele içinde kendini hakim k›lma süreciydi. Bu mücadele içinde halklar›n da kendi ç›karlar› do¤rultusunda önemli yer ald›¤›n› bilmeliyiz. Bu mücadele süreci sonuçta kimin nereden, nas›l, hangi güçle yer alaca¤›n›, sistemin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak nas›l oluflaca¤›n› belirli yönleriyle ortaya ç›karm›flt›r. ‹flte böyle yeni ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel dengelerin olufltu¤u bir sürecin sonuna do¤ru geliyoruz. Ortado¤u, yeni dünya dengelerinin oluflumunda her zaman oldu¤u gibi flimdi de çok önemli bir yer tutmaktad›r. Hatta yeni dünya dengeleri belirli yönleriyle Ortado¤u’da geliflen çat›flmalar ve mücadeleler sonucu belirleniyor. Bu nedenle Ortado¤u dünya dengelerinin olufltu¤u omurilik so¤an› gibidir. Bu aç›dan tabi ki yeni dünya sürecinin nas›l oldu¤unu anlama aç›s›ndan Ortado-


Mart 2008

SERXWEBÛN

devreye sokarak, onlarla iliflkilenip, kendisi aç›s›ndan kullanarak yeni bir dönem bafllatm›flt›r. Bu asl›nda BackerHem›lton plan›n›n belli düzeyde devreye sokulmas›n› ifade etmektedir. Her ne kadar Bush yönetimi Backer-Hem›lton plan›n› reddetti biçiminde yans›malar olmuflsa da, gerçek böyle de¤ildir. Bu plan, sistem taraf›ndan de¤erlendirilip tart›fl›larak, kimi rötufllar yap›l›p, baz› yerler ç›kar›larak baz› yerlere de eklemeler yap›larak devreye sokulmufltur. Bunun alt›n› çizmekte fayda var. Her fleyden önce ABD, dünyan›n di¤er güçleri ile iliflki aç›s›ndan müdahalenin bafl›ndaki pozisyonda de¤ildir. AB’yi ve BM’yi iflin içine katmadan kendisinin tek bafl›na çok zorlanaca¤›n› görmüfltür. Bu nedenle AB ve BM ile iliflkilerini düzeltmifl, onlar›n da görüfllerini ve ç›karlar›n› belirli düzeyde gözeterek dikkate alm›flt›r. AB ve BM ise yaflanan ekonomik, siyasal gerçeklik karfl›s›nda ABD ile karfl› karfl›ya gelmenin kendileri aç›s›ndan ciddi s›k›nt›lar yaratt›¤›n› fark etmifl, ortak sistemin parçalar› olarak ABD ile iliflkilerini sürdürerek dengeleyebileceklerini görmüfllerdir. Dolay›s›yla karfl›l›kl› iliflkileri düzeltme, iliflki ve çeliflki diyalekti¤i içinde bir sistem gerçe¤i ç›karmaya yönelmifllerdir. Becker-Hem›lton plan›, bu gerçe¤in somut ifadesi olarak görülmelidir. ABD, yaflad›¤› deneyim sonucu özellikle Müslüman-Sünni güçleri hem Irak’ta hem de Ortado¤u’da belirli düzeyde örgütleyerek, Irak’ta fiiili¤e karfl› Sünnili¤i güçlendirerek dengelemeye yönelmifltir. Yine bu Sünni cephesiyle ‹ran’› dengelemeye çal›flm›flt›r. Ve böylece bu siyasal iliflkilerle ‹ran’› bask› alt›na alarak kendi istedi¤i politikaya çekmek istemektedir. ‹ran’la savafl içerisine girmekten çok onu hizaya getirmek istedi¤ini söylemek daha gerçekçi olacakt›r. Bu yüzden savafl› silahl› alandan çok siyasi alanda yürüterek sonuç almay› hedeflemektedir.

“ABD yaflflaad›¤› zorlanmalar karflfl››s›nda bölgedeki siyasal aktörleri de¤erlendirmek ve kullanmak istemektedir. Sadece siyasi ve askeri gücüyle bölgede etkin olamayaca¤›n› gören ABD bölgenin çeflfliitli siyasal aktörlerini devreye sokarak, onlarla iliflflkkilenip kullanarak yeni bir dönem baflflllatm›flfltt›r. Bu, asl›nda Backer-Hem›lton plan›n›n belli düzeyde devreye sokulmas›d›r ”

ne te we .c om

¤u’daki geliflmeleri görmek, de¤erlendirmek önem kazanmaktad›r. Özellikle de Kürtler söz konusu oldu¤unda bu gerçek bizim aç›m›zda çok daha fazla geçerli hale gelmektedir. Kürtlerin 21. yüzy›ldaki kaderi bu mücadele içerisinde çizilecektir. Bu yönüyle de geliflmelerin Kürtler aç›s›ndan ne anlam ifade etti¤ini, geliflmeleri kendi lehlerine çevirmek için neler yapmas› gerekti¤ini, yeni dengelerin oluflmaya do¤ru gitti¤i bu dönemde çok iyi de¤erlendirmek, ona göre bir yaklafl›m, bir örgütlenme anlay›fl›, siyasal ve mücadele stratejisi ortaya ç›karmak gerekmektedir.

25

ABD kendisini tam bir kaos içerisinde bulmuflflttur

ww

w.

Ortado¤u söz konusu oldu¤unda tabi ki, ABD’nin müdahalesi önemli bir olgu olarak öne ç›kmaktad›r. Dört y›ll›k süreç sonunda ABD’nin kendi istedi¤i düzeni tümüyle kuramayaca¤›, müdahale etti¤i günden itibaren farkl›laflan siyasal denklem gerçekli¤inde bu çok net olarak anlafl›lm›flt›r. ABD, son dört y›l içinde yaflad›klar› dikkate al›nd›¤›nda müdahaleden sonra bu kadar zorlanaca¤›n› beklemedi¤i aç›kça görülmektedir. Ne var ki ABD bekledi¤inden çok daha büyük direnifllerle karfl›laflm›flt›r. Bir yönüyle de kendisini tam bir kaos içerisinde bulmufltur. ABD bir kaos yönetimi olarak bu durumdan ç›kmak isterken, tam da kaosun içine düflmüfltür. Bir taraftan baz› alanlara kendini yerlefltirirken, etkisini artt›r›rken, iliflkilerini güçlendirirken di¤er yandan ciddi zorlanmalar yaflam›flt›r ve yaflamaya da devam etmektedir. Bu aç›dan ABD’nin dünyada ve bölgede yeni dengeler kurulurken yaflad›¤› bu zorlanman›n siyasal sonuçlar›n› iyi anlamak, bunun hangi siyasal iliflkileri, tarz›, mücadeleyi ortaya ç›kard›¤›n› görerek, halklar için olumlu-olumsuz yanlar›n› mücadele gerçe¤imizde do¤ru de¤erlendirmek gerekiyor. fiunu önemle belirtmek gerekir ki, ABD yaflad›¤› zorlanmalar karfl›s›nda bölgedeki siyasal aktörleri de¤erlendirmek ve kullanmak istemektedir. Sadece kendi siyasi ve askeri gücüyle bölgede etkin olamayaca¤›n› gören ABD, bu yönüyle bölgenin çeflitli siyasal aktörlerini

ABD Ortado¤u’da Türkiye’ye önemli bir rol vermeyi düflflüünmektedir ABD’nin politikalar› bu yöne do¤ru evrilirken, Ortado¤u’da kuraca¤› yeni dengelerde Türkiye’ye önemli bir yer

vermeyi düflünmektedir. Verece¤i bu rolü iki biçimde de¤erlendirmek mümkündür. Birincisi, Irak-Güney Kürdistanl› güçler ve Türkiye’yi ortak bir politikada birlefltirmek ve böylece yarataca¤› bu güçle bütün Ortado¤u’da a¤›rl›¤›n› artt›rmak, ikincisi ise Türkiye’yi Sünni cepheye yak›nlaflt›rarak Ortado¤u’da kuraca¤› yeni düzenin güç dengelerini oluflturmakt›r. ABD’nin son zamanlardaki bütün politikalar›n› bu eksende de¤erlendirmek gerekir. Tabi ki ABD’nin politikas› daha çok Ortado¤u ve Kürt gerçe¤ine uymayan, özellikle Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini ve iradesini dikkate almayan, geçmifl yüzy›lda oldu¤u gibi Kürt özgürlük hareketini yeniden saf d›fl› b›rakmak isteyen, -daha do¤rusu Kürtlere s›n›rl› bir yaflam alan› tan›yarak- daha çok di¤er bölge güçlerini esas alan bir Ortado¤u düzeni kurmak istedi¤i bilinmektedir. Böylelikle Kürtlere, Güney Kürdistan’da küçük bir yer vererek kendine ba¤lama, di¤er taraftan da Kürt sorununu çözümsüz b›rakarak di¤er güçleri de kendine muhtaç k›l›p Ortado¤u’daki bu gerilim ve çekiflme ortam›nda kendi siyasal egemenli¤ini 21. yüzy›lda da devam ettirmek istemektedir. ABD’nin politik yaklafl›mlar›n› bu çerçevede ele almak gerekmektedir. Son zamanlarda ABD ile Türkiye iliflkilerinin eskiye göre daha fazla yo¤unlaflt›¤›n› görüyoruz. Özellikle 5 Kas›mda Bush “PKK, ABD’nin de düflman›d›r” diyerek, PKK’nin tasfiye edilmesi konusunda Türkiye’ye destek vermifltir. Bunun karfl›l›¤›nda da Türkiye’yi kendi bölge politikalar›na ba¤-


SERXWEBÛN

26

Mart 2008

ye’yi birlefltirerek Irak eksenli güç olma yaklafl›m›na ra¤men halk›m›z›n 15 fiubat’ta Önderli¤ini sahiplenmesiyle bu plan önemli düzeyde bofla ç›karm›flt›r.

om

ABD’nin ve Türkiye’nin planlar› alt üst edilmiflflttir

“Türkiye’ye izin veriyorum, benim çizgime gelmezsen tasfiye olursun” yaklafl›m›yla da PKK üzerinde bask› yapmay› hedeflemifltir. Böylelikle Türkiye ile Irak ve Türkiye ile Güneyli güçler aras›ndaki iliflkinin kendi istedi¤i do¤rultuda yürütülmesine engel olan PKK’nin aktif pozisyonunu ortadan kald›rmak ve giderek PKK’yi tek tarafl› ateflkese, hatta silahlar› b›rakt›rmaya kadar götürmeye zorlamaktad›r. PKK’nin pasiflefltirilmesi Kürtlerin aleyhine olaca¤› aç›kça bellidir. Bundan dolay› ABD, Türkiye ile Irak ve Güneyli güçleri bir araya getirmek istemektedir. Böylelikle Türkiye-Irak, Türkiye-Güneyli güçlerin iliflkilerinde sorun olan, bu nedenle Türkiye-Irak, Türkiye-Güneyli güçler ve TürkiyeABD iliflkilerinin geliflmesinde s›k›nt›lar yaratan Kürt özgürlük hareketi etkisiz k›l›nm›fl olacakt›. ABD’nin amac› buydu. Türkiye ise, ABD’nin bu politikas›n› kendisi aç›s›ndan de¤erlendirerek PKK’yi tasfiye etme ve bu temelde de pozisyonunu güçlendirerek ilerde bugünkünden daha fazla Irak, Güney Kürdistan ve bölge politikalar›nda etkili olmay› hedeflemiflti. Türkiye bu plan›n içine girerken PKK’nin tasfiyesini hedefleme yan›nda, Güneyi bask› alt›na alan, kazan›mlar›n› s›n›rlayarak kontrol alt›nda tutan yaklafl›mlara karfl› da hesap yapmaktad›r. Bu niyetini aç›kça söylemese de PKK’nin tasfiyesinin arkas›ndaki niyetinin bu oldu¤unu art›k bir çocuk bile anlayabilecek durumdad›r. Ancak ABD’nin Türkiye’ye destek vererek PKK’nin tasfiyesi temelinde yeni iliflkiler gelifltirmesi, Güneyli güçlerle Türki-

ne t

ABD kara harekat›na izin vererek Türkiye’yi kendisine ba¤lam›flfltt›r

ew e. c

layan, yak›nlaflt›ran bir durum ortaya ç›km›flt›r. Her ne kadar Türkiye “bir fley vermedik” dese de, bu, gerçe¤i yans›tmamaktad›r. Ancak ABD’nin her dedi¤ine “evet” dedi¤ini de düflünmüyoruz. ABD, Türkiye’yi ad›m ad›m kendi politikas›na çekme gücünü kendisinde gördü¤ünden, -istedi¤i her fleyi kabul ettirmese de- Türkiye’nin yönünü kendi politikas› içine sokarak istedi¤ini gerçeklefltirmifltir.

ww

w.

Bu iliflkiler sonucu Türkiye ilk önce hareketimize yönelik hava sald›r›lar›n› gerçeklefltirmifl, bundan sonuç alamay›nca, ABD ile iliflkilerini daha da yo¤unlaflt›rarak, ABD’nin politikalar›na kendini daha da yak›nlaflt›rarak kara harekat› için izin alm›flt›r. Bu kara harekat›nda ABD aç›s›ndan öngörülen hedeflerle Türkiye aç›s›ndan öngörülen hedefler farkl› olarak ele al›nmal›d›r. Türkiye’nin büyük bir baflar›s›zl›kla sonuçlanan kara harekat›na ABD izin vererek hem Türkiye’yi kendine daha fazla ba¤lamak, hem de bu harekatla KDP ve PKK üzerinde bask› yaratmak istemifltir. Yani ABD, kara harekat›na izin vererek bir taflla üç kufl vurmak istemifltir. ABD, KDP’ye “Bu topraklarda Türkiye’ye düflmanl›k yapan bir hareketin varl›¤›n› kabul edemeyiz ve Türkiye’ye belirli düzeyde izin vermek zorunday›m” diyerek KDP üzerinde bask› yaratarak, KDP’yi PKK’nin üzerine sürmeyi hedeflemektedir. Di¤er taraftan ABD,

15 fiubat’ta halk›m›z uluslararas› komplonun y›ldönümünde Önderli¤ine ve hareketine sahip ç›karak bu komplolara art›k yeter demifltir. Kürt özgürlük hareketinin bu tür iliflkilerle tasfiye edilmesine müsaade etmeyece¤ini, bütün bask›lara ra¤men, yi¤itçe durufluyla göstermifltir. Kürt halk›n›n 15 fiubat’taki bu kararl› duruflu hem Türkiye’yi, hem de uluslararas› güçleri düflündürmüfltür. ‹flte böyle bir ortamda Kürt halk›n›n tüm parçalardaki iradesini koruma, gelifltirme gücü olarak varl›¤›n› sürdüren ve Kürt özgürlük mücadelesinin esas güç merkezi olmaya devam eden gerillan›n tasfiyesine yönelik bir sald›r› bafllat›lm›flt›r. ABD’nin deste¤iyle k›fl koflullar›nda bafllat›lan bu sald›r›, asl›nda Türk devletinin niyetiyle ilgilidir. Onlar›n planlamas›na göre bu k›fl koflullar›nda ani sald›r›yla gerillan›n üzerine gidecek, gerilla karargah›n›n ve temel güçlerinin bulundu¤u askeri güçler ezilecek, gerillan›n esas güç merkezinin da¤›t›lmas›n›n ard›ndan di¤er gerilla sahalar›na yönelerek -onlara göre HPG karargah›n›n düflürüldü¤ü andan itibaren halk›n ve gerillan›n moralinin bozulmas›n› da kendine dayanak yaparak- di¤er güçleri de tasfiye edecek ve etkisizlefltirecekti. Böyle hesap yap›lm›flt›. Ama halk›m›z›n dedi¤i gibi hesap gerilladan, Zap’tan dönmüfltür. Bu asl›nda ABD’nin ve Türkiye’nin bütün planlar›n› alt-üst etmifltir. Onlar san›yordu ki bir-iki gün içinde HPG karargah› düflecek hemen onun arkas›ndan di¤er alanlara yönelinecek, oralar› da k›sa sürede etkisizlefltireceklerdi. Böylelikle de Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda hem Türkiye’nin hem de ABD’nin pozisyonu güçlenecekti. Ne var ki düflünülen olmam›flt›r. Aksine 15 fiubat’la bafllayan halk›n direnifli bu iflgal harekat›yla birlikte daha da boyutlanm›fl, yaln›z Ku-


Mart 2008

SERXWEBÛN

nü, iflgal harekat› sürerse kendi pozisyonunun daha da zay›flayaca¤›n› görerek, Türkiye’nin geri çekilmesini kendi ç›kar›na görmüfltür. Karadan böyle bir askeri harekata izin veren ABD’nin, neden böyle söyledi¤ini irdelemek gerekir. Harekat›n süresi ABD taraf›ndan belirlenmifltir. Hatta Kandil gibi derinlikler, bu operasyonun planlamas›n›n d›fl›nda tutulmufltur. ABD esas olarak PKK’nin iradesini k›rmak, KDP üzerindeki etkisini ve bask›s›n› artt›rmak ve Türkiye’yi de kendine ba¤lamak istemiflti. Ama direnifl geliflince, bütün halk PKK etraf›nda birleflince, PKK’nin iradesini k›rma, PKK üzerine siyasi bask› kurma ortaya ç›kmad›¤› gibi PKK’yi güçlendiren bir direnifl ortaya ç›km›flt›r. Bu gerçeklik, ABD’nin 1999’da gerçeklefltirdi¤i uluslararas› komplonun da amac›na ters düflen bir durum yaratm›flt›r. Komployla ABD Kürt özgürlük hareketini s›n›rlay›p KDP ve YNK’nin önünü açma, böylelikle Kürt siyasi gerçe¤inde bu güçleri öne ç›kararak kendi politikas›n› hem Kürdistan gerçe¤inde hem de Ortado¤u’da etkili k›lmak istemifltir. Kendi politikalar›na engel olan PKK’yi saf d›fl› etmeyi amaçlam›flt›r. Komplonun böyle bir amac› vard›. ABD bu amaç için y›llard›r büyük çabalar harcayarak PKK’yi daraltma, tasfiye etme, etkisiz k›lma, ideolojik, siyasi ve yaflamsal olarak kendi çizgisine çekme mücadelesini verirken, PKK’nin direnifliyle karfl›laflm›flt›r. Arzulad›¤› sonuçlar›n tersi etkiler yaratt›¤›n› görmüfltür. PKK bu direnifl ile bütün bu sald›r›lar› bofla ç›kar›p daha güçlü bir konuma gelerek hem Kürdistan’da, hem de Ortado¤u’da siyasi güç haline gelmifltir. Bu gerçek karfl›s›nda ABD telafla kap›lm›flt›r. Bu nedenle de PKK’yi daha fazla güçlendirecek bu iflgal harekat›n›n uzun sürmesini istememifltir.

“Harekat›n süresi ABD taraf›ndan belirlenmiflflttir. Hatta Kandil gibi derinlikler, bu operasyonun planlamas›n›n d›flfl››nda tutulmuflflttur.

ne te we .c om

zey Kürdistan’da de¤il, Güney’de, Güneybat›’da, Do¤u’da, Avrupa’da Kürtlerin yaflad›¤› bütün bölgelerde yayg›nlaflm›fl ve halk gerilla etraf›nda bütünleflmifltir. Gerilla da halk›n iradesi ve umudu olarak bu sald›r›lara karfl› yi¤itçe direnerek masa bafl›nda yap›lan tasfiye planlar›n›n gerçekleflme flans›n›n olmad›¤›n›, Kürt halk›n›n iradesini dikkate almayan planlamalar›n bofla ç›kar›laca¤›n› bir daha göstermifltir.

27

ABD’nin erken geri çekilin ça¤r›s› Türk ordusu için can simidi olmuflflttur

ww

w.

Türk ordusu operasyonun ikinciüçüncü gününde bu harekat›n yeni bir Sar›kam›fl harekat› oldu¤unun fark›na varm›flt›r. Belki Sar›kam›fl kadar asker say›s› fazla de¤ildir, ama günümüzde zaten insan gücünden fazla teknikle savafl yürütülmektedir. Teknik destekli sald›r› gücü, gerillan›n direnifli karfl›s›nda avantaj olarak hesaplamas›na ra¤men k›fl koflullar› tamamen aleyhine dönmüfltür. Her ne kadar belirli bir güç de¤iflikli¤i yaflasa da yani askeri gücünü operasyon boyunca de¤ifltirip yenilese de k›fl koflullar›nda yaflad›¤› bu periflanl›¤› giderememifltir. Asl›nda büyük kay›plar verdi¤i, bozgun yaflad›¤›, ama geri çekilmeyi de yapabilecek bir ortam›n bulunmad›¤› koflullarda Genelkurmay karargah› bu durumdan nas›l kurtuluruz hesaplar› yaparken ABD’nin savunma bakan› ve baflkan›n a¤z›ndan “erken geri çekilin” ça¤r›s› gelmifltir. ABD’nin bu ça¤r›s›, Türk ordusu için can simidi olmufltur. Kamuoyuna yans›tmasalar da “ABD söyledi, öyle çekilindi” havas›n›n olufltu¤u ortamda, Türk ordusu gerilla karfl›s›ndaki baflar›s›zl›¤›n› böylece örtmüfl, amiyane deyimle namusu kurtarm›flt›r. ABD savunma bakan› “yar›n de¤il, çabuk çekilin” demifltir! Hatta iki hafta diyerek en az›ndan Türkiye’ye bir haftal›k süre tan›m›flt›r. Ne var ki Türk ordusu bir hafta de¤il, bir gün bile kalacak pozisyonda olmad›¤› için apar topar askerini çekmifltir. Asl›nda bir yerde ABD, Türkiye’nin gerilla karfl›s›nda periflanl›¤›n› görerek kendi planlad›¤› siyasi hedeflerinin tersine döndü¤ü-

Türk ordusunun bozgunu ABD’nin politikalar›n› boflflaa ç›kard› ABD, Türkiye’nin Medya Savunma Alanlar›na operasyon düzenlenmesine izin verirken, hedefi farkl›yd›. Bu aç›dan Türk ordusunun bekledi¤i gibi

ABD esas olarak PKK’nin iradesini

k›rmak, KDP üzerindeki etkisini ve

bask›s›n› artt›rmak ve Türkiye’yi de

kendine ba¤lamak istemiflflttir. Bütün

halk PKK etraf›nda birleflfliince, PKK’nin iradesini k›rma yerine PKK’yi

güçlendiren bir direnifl ortaya ç›km›flfltt›r”

ç›kmamas›, gerilla karfl›s›nda etkisiz kalmas› sadece Türkiye’nin de¤il, ABD’nin de hedeflerini bofla ç›karm›flt›r. ABD, bu aç›dan PKK’nin daha da fazla geliflip bölgede etkili olmas›n› ve Türkiye’nin de daha kötü bir duruma düflmesini engellemek için Türkiye’ye böyle bir ça¤r› yapm›flt›r. Çünkü PKK aç›s›ndan hesaplad›¤› hedeflere ulaflamad›¤› gibi, Güney Kürdistan’da PKK’nin etkisinin artmas›, ABD’nin KDP üzerinde etkisinin zay›flayaca¤› tehlikesini ortaya ç›karm›flt›r. ABD’nin neden önce Türkiye’ye izin verdi¤i, sonradan geri çekilin dedi¤ini bu çerçevede anlamak laz›m. Anlafl›l›yor ki ABD de Türk ordusunun kabiliyetine inanm›fl, k›sa sürede hem Türkiye’nin hem de ABD’nin istedi¤i hedeflere ulafl›laca¤›n› düflünmüfl, ama sonuç böyle olmam›flt›r. Bu aç›dan ABD’nin ça¤r›s›, asl›nda Türk devletinin yaflad›¤› bozgunu ve girdi¤i batakl›kta -sembolik olarak belirtiyoruz Zap vadisinde- bo¤ulmas›n› engellemek için yap›lm›flt›r. Bir nevi ABD’nin ça¤r›s› Türkiye’ye girdi¤i batakl›ktan ç›kmas›n› sa¤lamak için at›lm›fl bir can simidi rolünü oynam›flt›r. Türk ordusu ABD’nin çekil ça¤r›s›n› bask›dan daha çok kendisi için bir kurtar›fl, kurtulufl ça¤r›s› olarak de¤erlendirmifltir. Kendi onurunu böylelikle kurtarmaya çal›flm›flt›r. ABD’nin ça¤r›s›yla Türkiye’nin çekilmesi aras›ndaki ba¤› böyle de¤erlendirmek gerekmektedir. Tabi ki ABD operasyonun zaman ve mekan konusunda s›n›rl› olmal› mesaj›n› Türkiye’ye iletmiflti. Türkiye


SERXWEBÛN

ABD’nin politikas›nda ne Kürtleri ne de bölge güçlerini düflflüünme vard›r

ww

w.

ne t

Bu askeri harekat›n sonuçlar›n› birçok bak›mdan de¤erlendirmek gerekir. ‹lk önce ABD aç›s›ndan de¤erlendirmek önemlidir. ABD asl›nda harekat›n daha fazla uzamas›n› istemeyerek daha do¤rusu Türkiye’yi bu batakl›ktan kurtararak asl›nda kendi izledi¤i politikan›n tümden çökmesini, batmas›n›, etkisiz kalmas›n› engellemifltir. E¤er bu harekat biraz daha uzun sürseydi ABD, KDP, Güneyli güçler ve hatta Kürtler üzerindeki etkisini tümden yitirecekti. Türkiye’ye geri çekilin, diyerek bu çekilmedeki rolünü, a¤›rl›¤›n› hissettirerek Güneyli güçler üzerindeki etki ve bask›s›n› belirli bir düzeyde sürdürmeyi hedeflemifltir. Yine geliflen direnifl sonucunda PKK’nin daha fazla güçlenmesinin ve kendi politikalar›n›n tümden bofla ç›kar›lmas›n›n önüne ge-

çerek, bir yönüyle PKK üzerinde çeflitli biçimlerde bask› yaratma imkan›n› elinde tutmaya çal›flm›flt›r. Nitekim önümüzdeki dönemde ABD’nin KDP ve YNK eliyle PKK’nin üzerinde bask› kurmak istedi¤i flimdiden anlafl›lmaktad›r. ABD’nin ve Güneyli güçlerin söylemi, böyle bir politika içerisinde olacaklar›n› göstermektedir. ABD, PKK direniflinin ortaya ç›kard›¤› itibar›n, PKK’yi daha fazla güçlendirerek, Türkiye karfl›s›nda etkili hale gelmesini ve Türkiye’yi daha fazla zorlamas›n› istememektedir. PKK’nin bu direniflten ald›¤› güçle yürütece¤i mücadelenin, ABD Türkiye iliflkilerini bozaca¤›n›, kendisinin Türkiye’yi Irak ve Güneyli güçlerle birlefltirip Ortado¤u’da güç yap›p buna dayanarak a¤›rl›¤›n› artt›rma politikas›n› belli düzeyde engelleyece¤ini görmektedir. PKK’nin direniflini ve mücadelesini etkin olmaktan ç›karmak bunun için de Güneyli ve çeflitli güçler üzerinden PKK’yi aktif konumdan ç›karmaya, silah b›rakt›ramazsa bile tek tarafl› bir ateflkes ile pasif konumda tutarak, kendisinin Türkiye ile iliflkilerinin yine Güneyli güçler ile Türkiye’nin iliflkilerinin daha rahat yürütülmesini sa¤lamaya çal›flacakt›r. Daha do¤rusu ABD, PKK’nin pasif tutuldu¤u bir ortamda TürkiyeIrak, Türkiye-Güneyli güçler iliflkisini gelifltirerek kendi politikas›n› yürütmeye çal›flt›¤› söylenebilir. Dolay›s›yla ABD’nin politikas›nda ne Kürtleri ne de bölge güçlerini düflünme vard›r. ABD bu güçleri birbirlerine yak›nlaflt›r›p, belirli düzeyde bir araya getirip bir eksen yaratt›ktan sonra da, uygun f›rsa-

t›n› buldu¤unda PKK’yi tümden tasfiye etmeye yönelecektir. ABD’nin böyle bir politik hesap içerisinde oldu¤unu söylemek mümkündür. Ancak ABD yapm›fl oldu¤u bu hesab›n içerisinde Türkiye’yi daha fazla teslim almak için de PKK’nin gücünü ve direniflini koz olarak kullanmak istedi¤ini bilmeliyiz. Dolay›s›yla ABD’nin ne Türk ne de Kürt dostlu¤u vard›r. Ç›kar› gere¤i her iki gücü de Ortado¤u’daki politikas›nda politik bir araç olarak elinde tutmak istemektedir.

ew e. c

de bu mesaja göre hareket ediyordu. Verilen iznin yarataca¤› sonuçlar›n, kendisi aç›s›ndan ilerde daha yeni mevziler kazand›racak nitelikte olaca¤›n› düflünüyordu. Baz› yerleri tutma planlamas›yla iflgal harekat›n› bafllatm›fl, ancak bu kendine askeri ve siyasi olarak pahal›ya mal olmufltur. Apar topar ç›kmak zorunda kalm›flt›r. Yoksa “ABD çekil dedi, Türkiye hemen an›nda çekildi” demek, asl›nda bir gerçe¤i tamamen sapt›rmakt›r. Gerillan›n direnifli karfl›s›nda hem Türk ordusunun yaflad›¤› bozgunu hem ABD’nin öngördü¤ü politikalar›n bofla ç›kard›¤›n› görmezden gelmektir.

Mart 2008

om

28

PKK karflfl››s›nda zorlanan Türkiye ABD taraf›ndan daha fazla kullan›lacakt›r.

Türkiye devleti gerilla karfl›s›ndaki zay›fl›¤›n› görmüfltür. Kürtlerin PKK etraf›nda birleflmesi, özellikle Kuzey’de Önderli¤ine ve PKK’ye sahip ç›kmas›, Türkiye’nin hesaplar›n› altüst etmifltir. Türkiye, PKK’yi tasfiye edip Güneyli güçler üzerinde, Ortado¤u’da hatta ABD karfl›s›nda pozisyonunu güçlendirmek isterken, tam tersi bir durumu yaflm›flt›r. Türkiye’nin Kürt Özgürlük Hareketi karfl›s›ndaki pozisyonu zay›flam›flt›r. Hatta Güneyli güçler üzerinde yaratmak istedi¤i etkinin tersi sonuç ortaya ç›km›flt›r. ABD ve bölge politikalar› aç›s›ndan düflündükleri de benzer bir sonuçla karfl›laflm›fl ve bunlar üzerinde de pozisyonu zay›flam›flt›r. Türk devleti inkarc› ve imhac› politikadan vazgeçmemekte ve Kürt sorununa demokratik çözüm politikas›na ise yanaflmamaktad›r. Hala, Kürt sorunun demokratik çözümünü “Kürtler ayr›l›r, ba¤›ms›z devlet kurar” gibi geri bir yaklafl›mla ele almaktad›r. 19. ve 20. yüzy›l›n paradigmalar› ile düflünülmektedir. Oysa Kürt sorunun çözümünü demokratik temelde gerçeklefltirip Türkiye’nin birli¤ini güçlendirdi¤inde Avrupa Birli¤i ve ABD karfl›s›nda daha fazla inisiyatif sahibi olaca¤›n› görememektedir. PKK karfl›s›nda daha da zorlanan bir Türkiye, önümüzdeki dönemde ABD taraf›ndan daha fazla kullan›lacakt›r. ABD, Türkiye’yi kendine daha fazla ba¤lamak için, PKK’yi tasfiye etme sözü vererek, destek vaadinde bulunarak tümden kontrol alt›na alma politikas›n› gelifltirecektir. Önümüzde-


Mart 2008

SERXWEBÛN

üretemedikleri için bu yaklafl›mlar›n›n hiçbir de¤eri olmamaktad›r. Hatta daha milliyetçi ve floven bir söylemin sahibi olmaktad›rlar. Herkes bilmelidir ki Kürt sorunundaki inkarc›l›ktan kaynaklanan çözümsüzlük, bu konudaki tutuculuk ve gerici direnç Türkiye’yi d›fl güçlerin politikalar›na teslim olmaya götürmektedir. Buradan ç›k›fl›n tek yolu, Kürt sorununda demokratik çözüm üretmektir.

Büyük geliflme potansiyeli olan Türkiye’nin politik üretimdeki yarat›c›l›¤›n› do¤ru kullanmamas› nedeni ile yaflad›¤› handikaplar Türkiye’nin demokratik aç›l›mlar yapmas› önünde büyük bir engeldir. Askeri harekatlarla sonuç al›nam›yor denilerek, demokratik siyasal çözüm yollar› gelifltirilebilmelidir. Kürt özgürlük hareketinin de beklentisi bu gerçe¤in art›k görülmesidir. Ama görünen odur ki, Türk devleti ve siyasi çevreler sorunu böyle alg›lamamaktad›rlar. Kendilerini bir muharebe kaybetmifl gibi görmektedirler. Bu nedenle yeni savafllara, muharebelere haz›rlanmaktad›rlar. Nitekim Türk Genelkurmay›n›n brifinginde ve ayn› gün yap›lan bakanlar kurulu toplant›s›nda Kürt sorunun demokratik çözümü do¤rultusunda herhangi bir çözüm yaklafl›m› ortaya konulmam›flt›r. Zaten hükümet bakanlar kurulu toplant›s›n›n kararlar›n› aç›klamak için Genelkurmay›n brifingini beklemifltir. Yap›lan aç›klamadan sonra da, orduyla yapt›¤› ittifak ve iflbirli¤inin gere¤i bast›rma politikalar›na devam edeceklerini aç›klam›fllard›r. Zaten daha sonraki günlerde Talabani’nin Türkiye’ye gelifli örnek gösterilerek siyasi aç›l›m beklenmemesi, Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi için siyasi, sosyal ve ekonomik tedbirlerin dün oldu¤u gibi bugün de devam edece¤i vurgulanm›flt›r.

ne te we .c om

ki süreçte PKK direnifli karfl›s›nda a¤›r darbeler alan Türkiye ABD’nin bu tür politikalar›na daha fazla çekilecektir. ABD Türkiye’nin bu iflgal harekat›yla PKK’nin pozisyonunun zay›flayaca¤›n› düflünüyordu. Bu temelde yeni iliflkiler yuma¤› kurmak isterken ortaya farkl› bir durum ç›km›flt›r. ABD bu defa da bu operasyonun sonuçlar›n› kendisi aç›s›ndan farkl› biçimde de¤erlendirmek isteyecektir. Özellikle Türkiye’yi kendi politikalar›n›n içine çekmede kullanacakt›r. ABD ve Avrupa’n›n, di¤er d›fl güçlerin bu kadar hesap yapmas›n›n temelinde yatan esas gerçek Türkiye’nin inkar ve imha politikas›ndaki ›srar›d›r. Türkiye, Kürt sorununun çözümü konusunda özel savafl›n eskiyen yerlerini yamalama d›fl›nda bir politika üretememektedir. Bu da Türkiye’yi giderek ABD’nin tümden uydusu, her dedi¤ini yapan pozisyona düflmeye götürmektedir. Türkiye’de baz› güçler tümden ABD’nin politikas›n›n etkisine girme, kimli¤ini, kiflili¤ini, inisiyatifini tümden kaybetme yaklafl›m›na ve prati¤ine girmek istemiyor olabilir ve bu yönlü belirli düzeyde bir direnifl de var ve bu gözüküyor da. Türkiye’de hem siyasi güçler içinde hem de ordu içinde Ortado¤u’daki siyasi güçlerle bu kadar karfl› karfl›ya gelme politikas›n›n kendilerini çok zorlayaca¤›n› görenler bulunmaktad›r. Bu yönüyle ABD’nin politikalar›na kayg› ve kuflkuyla yaklaflan çevreler de vard›r. Bunlar da Kürt sorununda politika

29

Türk devleti çözüm anlay›flfl›› yerine bast›rmada ›srar etmektedir

w.

Türkiye’de zihniyet de¤iflimi yaflanmam›flt›r. “Dil serbestli¤i, e¤itim ve kültürel haklar verilirse, yerel yönetimler inisiyatifli k›l›n›rsa ilerde konjönktür de¤iflince farkl› fleyler de isterler, devlet kurarlar” denilerek tümden çözümsüz politikalara saplan›p kal›nm›flt›r. Emekli askerler içerisinde, ordu hiyerarflisinde yer alan baz› kesimlerde, sivil bürokratlar içerisinde bu klasik zihniyeti aflmayanlar bulunmaktad›r. Öte yandan MHP, CHP gibi çok fazla ulusalc› olan, bu nedenle Kürtleri eriterek Kürt toplumu ve Kürdistan üzerinde Türk uluslaflmas›n› daha fazla derinlefltirmek ve gelifltirmek isteyen çevreler de bu zihniyeti sürdürmektedirler. Bu politikan›n terk edilmesi ve yeni bir yaklafl›m›n gösterilmesi gerekti¤i halde, eski politikada ›srar edilmektedir. Özellikle anadil e¤itimi konusunda tutucu olmalar›, Kürt halk› üzerindeki hain emellerinin itiraf›d›r. Zaten klasik politikada ›srar etmelerinin nedeni de budur. Çünkü demokratik bir çözümün dil e¤itimi olmadan gerçekleflmeyece¤ini onlar da bilmektedirler. Anadilde e¤itim gerçekleflmedi¤i taktirde sorun çözülmüfl olmayacakt›r. Bunlar çözüm anlay›fl› yerine bast›rmada ›srar etmektedirler. Ancak bu politikan›n sürdürülmesinin imkan› kalmam›flt›r. Klasik politikay› ›srarla sürdürme yaklafl›m› en fazla da Türkiye’ye zarar vermektedir. Bu tür yaklafl›mlar Türkiye’yi bir ç›kmaz soka¤a sürükleyerek k›s›r bir döngüde tutmaktad›r. Tüm di¤er politikalar da bu konudaki çözümsüzlü¤ün esiri olmaktad›r.

ww

“AKP hükümetinin gündeminde Kürt sorununun çözümü yoktur. Özellikle AKP türban sorununu ortaya att›¤› bir süreçte Güney’de de iflflggal harekat›n› baflflllatarak gerçek siyasi çizgisini ortaya koymuflflttur. Asl›nda AKP hükümeti türban› kabul ettirme temelinde Kürt sorunu karflfl››s›ndaki inkarc› ve imhac› politikas›n› her zamankinden daha fazla hiçbir örtüye ihtiyaç duymadan prati¤e koymuflflttur”

AKP türban sorununu ortaya atarak güç kazanmam›flfltt›r

Görüldü¤ü gibi AKP hükümetinin gündeminde Kürt sorununun çözümü yoktur. Özellikle AKP türban sorununu ortaya att›¤› bir süreçte Güney’de de iflgal harekat›n› bafllatarak gerçek siyasi çizgisini ortaya koymufltur. Asl›nda AKP hükümeti türban› kabul ettirme temelinde Kürt sorunu karfl›s›nda inkarc› ve imhac› politikas›n› her zamankinden daha fazla hiçbir örtüye ihtiyaç duymadan prati¤e koymufltur. Bu yönüyle AKP türban sorununu ortaya atarak güç kazanmam›fl, aksine türbanla birlikte kendi hükümetinin de kafas›n› klasik politikalarla örtmüfltür. Daha


SERXWEBÛN

ne t

AKP’nin ipli¤i pazara ç›km›flfltt›r

konudaki potansiyellerini bile do¤ru kullanamamaktad›r. E¤er Türkiye gerçekten demokratik ve güçlü bir ülke olsayd›, savaflla de¤il, demokratikleflme temelinde bölgedeki siyasal gücünü artt›r›rd›. Ortado¤u’daki sorunlar› yaratan ve bu temelde bölgenin her bak›mdan geliflmesini önleyen güç odaklar› demokratikleflen Türkiye’nin etkisiyle dönüflerek demokratikleflme yoluna girebilirlerdi. Ancak Türkiye tamamen kendisine kaybettiren bir seçenekte ›srarla devam etmektedir. Türkiye’nin bu inkarc› ve imhac› politikas› eskisinden daha fazla kaybetmeye mahkumdur. Bu politikada ›srar sürerse, Türkiye’nin pozisyonu eskisinden daha fazla zay›flayacakt›r. ABD’nin ve Avrupa’n›n baz› konularda deste¤ini alsa da bu güçsüz pozisyonundan kurtulmas› nerdeyse olanaks›z hale gelmifltir. PKK, Kürt halk›yla ba¤›n› daha da güçlendirmifltir. Halk eskiden daha fazla PKK’nin etraf›nda toparlanm›flt›r. Kuzey Kürdistan’da AKP’nin ipli¤i pazara ç›km›flt›r. Türk devletinin AKP’yi kullanarak siyasi sömürgecili¤i yeniden infla etme politikas› da bofla ç›km›flt›r. Öte yandan Güney’de, Do¤u’da, Güneybat›’da, Avrupa’da Kürtler PKK etraf›nda daha da kenetlenerek uluslararas› komplonun yaratt›¤› bütün olumsuz etkileri 15 fiubat’ta bafllayan ve gerillan›n direnifliyle zirveleflen süreçle birlikte aflm›fllard›r. PKK, birçok eksi¤ini ve zay›fl›¤›n› bu ortamda gidererek daha

ww

w.

AKP ile ordu el ele vererek Türkiye’yi tamamen d›fl güçlerin istekleri do¤rultusunda bir politikaya mahkum etmifllerdir. Türkiye art›k bölgede inisiyatif kazanacak, inisiyatifi ele geçirecek güç olmaktan ç›km›flt›r. Her ne kadar kendi askeri ve siyasi gücünü pazarlamak istese de, Kürt sorunundaki zay›fl›klar› nedeniyle bu

güçlü mücadele edecek bir pozisyona gelecektir. Zaten flimdiden PKK’nin etkili mücadele eder hale geldi¤i görülmüfltür. Özellikle 2003-2004 y›l›nda ortaya ç›kan tasfiyecilik ilk bafllarda PKK’yi zay›flat›yor görünse de, daha sonra bunlar›n yaratt›¤› zay›fl›klara karfl› mücadele nedeniyle bu süreç PKK’yi güçlendiren bir etkene dönüflmüfltür. Bu tasfiyecili¤in tasfiyesi ile görülmüfltür ki, PKK öyle komplolarla, oyunlarla, ideolojik ve siyasi bask›yla etkisizleflecek, güçsüzleflecek bir hareket de¤ildir.

ew e. c

do¤rusu 22 Temmuz öncesi AKP ile ordu aras›nda yap›lan Kürt karfl›t› ittifak, türbanla birlikte zay›flamam›fl, daha da geliflmifltir. Türban›n gündeme getirilmesinin alt›nda bu gerçeklik yatmaktad›r. Medya Savunma Alanlar›na ve Güney Kürdistan’a yönelik iflgal harekat›n›n bafllat›ld›¤› gün türban›n AKP’li Cumhurbaflkan› Abdullah Gül taraf›ndan onaylanmas› da bu gerçe¤i do¤rulamaktad›r. Dikkat edilirse geçmiflte türban ve siyasal ‹slam konusunda olur olmaz konuflan Genelkurmaydan bu konuda ç›t ç›kmam›flt›r. ‹flgal harekat› sonras› Genelkurmay ve Hükümetin birbirine sar›lmas›, Kürt sorununda bir çözüm umudu ortaya koymamaktad›r. Bu aç›dan Türk ordusunun Zap’taki baflar›s›zl›¤›n›n, Genelkurmay ve AKP hükümeti aç›s›ndan bir sorgulama yaratmas› temelinde Kürt sorununa çözüm yaklafl›m› göstererek, Ortado¤u’da inisiyatif kazanma politikas›na yönelecekleri konusunda hiçbir iflaret görülmemektedir.

Mart 2008

om

30

De¤erlere olan ba¤l›l›k Zap’taki büyük direniflflii ortaya ç›karm›flfltt›r

Önderlik gerçe¤i daha ç›k›fl›ndan itibaren her türlü bask›lara, s›k›nt›lara ve zorluklara karfl› mücadele eden bir örgüt ortaya ç›karm›flt›r. Bunun tarz›n›, bunun üslubunu, bunun ideolojik ve siyasi anlay›fl›n› gelifltirmifltir. Tabi ki bizim hareketimizin de ideolojik ve siyasi olarak baz› yetersizlikleri vard›. Reel sosyalizmin yanl›fll›klar› ve eksikliklerinden etkilenmiflti. Klasik sosyalist anlay›fl›n yaratt›¤› olumsuzluklar, darl›klar ve dogmatik yanlar vard›. Önderli¤imiz bunlar› da ideolojik ve teorik çal›flmalarla aflarak Kürt özgürlük hareketinin önünü açm›flt›r. Kürt özgürlük hareketi tarihteki mücadele birikimini, Önderlik gerçe¤inden ald›¤› örgütçü yönetim ve kadro anlay›fl›n› daha da gelifltirerek, derinlefltirerek, zenginlefltirerek bugün dünyada gerçekten hem kapitalist sisteme karfl›, hem de inkarc› sömürgeci sisteme karfl› en güçlü zeminde mücadele eden bir örgüt haline gelmifltir. Zap’taki direniflin baflar›s›n› esas olarak da buna ba¤lamak gerekiyor. Halk›m›z›n 15 fiubat’taki aya¤a kalk›fl›n› buna ba¤lamak gerekiyor. Kürt halk›n›n Önderli¤ine ve hareketine ba¤l›l›¤›n› buna ba¤lamak gerekiyor. Bütün bunlar, bütün bu geliflmeler bir bütün olarak birleflerek Zap’taki büyük direnifli ortaya ç›karm›flt›r. Bu direnifl ideolojik, teorik geliflmelerden, Önderli¤e, örgüte ve halka ba¤l›l›¤›ndan gücünü alm›flt›r.


Mart 2008

SERXWEBÛN

Türk ordusu Zap’ta gerilla karflfl››s›nda yenilgiye u¤ram›flfltt›r

15 fiubat’la bafllayan ve Newroz’da zirveye ulaflacak olan bu süreç, bu y›l içinde Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi iradesinin kendisini herkese kabul ettirdi¤i bir y›l haline gelecektir. Art›k ABD de Avrupa da belli düzeyde bunu dikkate alacakt›r. ABD ve Avrupa Kürt halk›n›n iradesini dikkate almayan politikalar›n art›k eskisi gibi pürüzsüz sürdürülemeyece¤ini görmektedir. Her ne kadar Güney Kürdistan halk› üzerinde bask› kurup PKK’nin üzerine sürmek isteseler de, bu art›k 15 fiubat ve Zap’taki direniflten sonra gerçekleflemeyecektir.

“Halk›m›z›n 15 fifiuubat’ta gösterdi¤i büyük direnifl ve Türk ordusunun Zap’ta gerilla karflfl››s›nda yenilgiye u¤ramas›, Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan önemli imkanlar ortaya ç›karm›flfltt›r. Art›k siyasi olarak Türk devleti ve komplocu d›fl güçler inisiyatif yitirdi¤i buna karflfl››l›k ise Kürt özgürlük hareketi ile Türkiye demokrasi güçlerinin inisiyatif kazand›¤› bir süreç içerisine girmifl bulunuyoruz”

ne te we .c om

Kürt halk›, en zor koflullarda gelifltirdi¤i direniflle bugünkü sonuçlar›n yarat›lmas›nda en önemli rolü oynam›flt›r. Zaman zaman çeflitli çevrelerin “PKK’nin taban› darald›” ya da “Apo cezaevine düfltü, örgüt ve halk üzerindeki etkisi azald›” söylemlerinin 15 fiubat’taki halk›n aya¤a kalk›fl›, halk›n aya¤a kalk›fl›n›n ortaya ç›kard›¤› moralle gerillan›n gösterdi¤i direnifl taraf›ndan bofl oldu¤u bir kez daha gösterilmifltir. Halk›m›z›n 15 fiubat’ta gösterdi¤i büyük direnifl ve Türk ordusunun Zap’ta gerilla karfl›s›nda yenilgiye u¤ramas›, Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan önemli imkanlar ortaya ç›karm›flt›r. Art›k siyasi olarak Türk devleti ve komplocu d›fl güçler de¤il de, Kürt özgürlük hareketi ile Türkiye demokrasi güçlerinin inisiyatif kazand›¤› bir süreç içerisine girmifl bulunuyoruz. Öyle masa bafl›ndaki hesaplarla Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek, bu do¤rultuda yap›lan planlar›n gerçekleflece¤ini düflünmek, kendini kand›rmaktan baflka bir fley de¤ildir. Halk›m›z, PKK’nin gücünü, Önderli¤inin ve Kürt özgürlük hareketinin gücünü 8 Mart’a ve Newrozlarda alanlara ç›karak çok aç›k bir biçimde ortaya koyacakt›r. 8 Mart’ta Önderli¤in ideolojik-teorik öncülü¤ü ile siyasal pratik deste¤i alt›nda geliflen Kad›n özgürlük hareketinin geldi¤i düzey a盤a ç›km›flt›r. Kürt kad›n›n›n Önderli¤ine ba¤l› oldu¤u ve Kürt özgürlük hareketinin yenilmezli¤inin mayas› haline geldi¤i bir kez daha kan›tlanm›flt›r. 8 Mart, Newroz’un nas›l geliflece¤ini gösterdi¤i gibi, 2008 y›l›n›n özgürlük ve demokrasi yanl›lar›n›n inisiyatifi ile geliflece¤ini de dost ve düflmana ilan etmifltir. 8 Mart’ta Kürt kad›n›n›n ortaya koydu¤u performans, çok boyutlu de¤erlendirilecek düzeyde bir niteli¤e sahiptir. Baflta Kad›n özgürlük hareketi ile Kürt özgürlük hareketinin de¤erlendirip bundan gerekli sonuçlar› ç›kararak mücadeleyi güçlendirici bir etkene dönüfltürmesi gerekmektedir.

31

Güney halk› iflflggal harekat› sürecinde Türk devletinin niyetini iyi anlam›flfltt›r

ww

w.

Güney Kürdistan halk› PKK’nin kendi siyasi iradesi ve onuru oldu¤unu da görmüfltür. ‹flgal harekat› sürecinde Türk devletinin niyetini daha da iyi anlam›flt›r. Bu yönüyle Güney Kürdistan halk›n›n ve Güneyli siyasi güçlerin ABD’nin bask›s›na tümden boyun e¤ece¤i düflünülemez. Tabi ki KDP ve YNK’den tutarl› politikalar bekleyemeyiz. Her an her türlü eksikli¤e, yetersizli¤e, zay›fl›¤a girebilirler. Ancak onlar da Kürt halk›n›n duygular›n› ve gösterdi¤i tutumu flöyle ya da böyle dikkate almak zorundad›rlar. Çünkü gerillan›n bu direnifli sadece Türk devletinin yapt›¤› bir askeri harekata karfl› olmam›flt›r. Ayn› zamanda bütün parçalardaki Kürt ulusal iradesinin tan›nmas› ve Türkiye’nin her türlü inkarc›, imhac› politikalar›na karfl› da bir direnifl olmufltur. Bu hareketle birlikte bütün parçalarda Kürt halk›n›n duygu ve düflünce birli¤i geliflmifltir. Genel olarak Kürt halk›n›n gücüne güç katm›flt›r. Bir yönüyle Kürt halk› bu direnifl etraf›nda birli¤ini sa¤lam›flt›r. Bir ulusal birlik gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r. KDP’nin, YNK’nin bu ulusal birlik politikas›n›, anlay›fl›n› çok zorlamas› düflünülemez. Ancak ABD, di¤er d›fl güçler ve Türkiye’nin bask›lar› karfl›s›nda tümden halk›n iste¤i do¤rultusunda bir ulusal çizgiye gelmeleri, ulusal çizgi etraf›nda bir ulusal birlik politikalar› izlenmeleri de beklenemez. Halk›n ira-

desiyle onlar›n duruflu aras›ndaki kopukluk, farkl›l›k devam edecektir. Ama Talabani’nin iki ay önceki tutumu da devam etmeyecektir. Talabani de bu halk›n direnifli karfl›s›nda üslubuna, politikas›na en az›ndan biçimsel olarak da olsa düzen vermek zorunda kalacakt›r. Çünkü Kürt halk› Talabani’nin politikalar›n› serh›ldanlarda onaylamad›¤›n› ortaya koymufltur. Türkiye ziyaretine so¤uk yaklaflmas› da bu tutumun bir parças› olarak geliflmifltir. Dolay›s›yla Kürt halk›n›n bu tutumunu yaln›z Talabani de¤il, tüm Kürt siyasi güçleri dikkate almak durumundad›r. Belli düzeyde alacaklar›n› düflünmek de gerekir.

ABD Türkiye ve Irak Kürt özgürlük hareketine karflfl›› ferman ç›kard›

AKP, Kürt özgürlük hareketi ve Kürtlere karfl› ferman ç›kar›rken, orduyla birleflip Kürt özgürlük hareketini ezerek pozisyonunu güçlendirip arkas›ndan Güney Kürdistan’›n pozisyonunu daraltmay› düflünüyordu. Bu aç›dan Talabani’nin, “Kürtler AKP’ye oy versin, destek versin” yaklafl›mlar›n› bir daha dillendiremeyecektir. Bunu bir daha dillendirdi¤inde bu Talabani’nin bitifli anlam›na gelecektir. Talabani’nin Türkiye’ye gelifli üzerimize çeflitli oyunlar›n geliflmesi biçiminde baz› sonuçlar ortaya ç›karabilir. Çünkü Talabani gelmeden önce, özellikle de ABD’li yöneticilerle konuflmufl ve belli bir politika do¤rultusunda Türkiye’ye gelmifltir. Zaten Erdo¤an, bu görüflme-


SERXWEBÛN

Kürt sorununun çözümü için bir iradenin ortaya ç›kmas› gerekir

ww

w.

mokratik çözümünün toplumsal zemini Kürdistan’da eskisinden daha güçlü hale gelmifltir. Yine siyasal zemini de eskisinden daha güçlü hale gelmifltir. ‹nkarc› ve imhac› politikada ›srar edenler asl›nda çok güçsüz durumdad›rlar. Zaten güçsüz olduklar›ndan dolay› d›fl güçlere, bask›ya ve fliddete çok daha fazla sar›lmaktad›rlar. Ancak bunlar›n sonuç alamayaca¤› daha iyi görülmüfltür. Art›k Türkiye’deki ayd›nlar, yazarlar, sivil toplum örgütleri, çeflitli toplumsal kesimlerin örgütlü güçleri ve önderleri inkar, imha ve Kürt sorununu fliddetle çözme politikalar›nda ›srar›n Türkiye’yi daha fazla bata¤a götürece¤ini, d›fl güçlere daha ba¤›ml› hale getirece¤ini bugün daha iyi görmektedirler. Bu nedenle Türkiye

Türkiye’nin iradesizleflmesi, bir yönüyle Ortado¤u’nun iradesizleflmesi olacakt›r. Bunu böyle belirtmekte fayda vard›r. Tersine Türkiye iradeleflirse, demokratik iradesini ortaya ç›kar›rsa, Kürt sorununu demokratik çözümü temelinde birli¤ini güçlendirirse asl›nda Ortado¤u halklar› da güçlü bir iradeye kavuflurlar. Bu Newroz’u sadece Kürt halk› aç›s›ndan bir Newroz de¤il, Türk halk›yla Kürt halk›n›n buluflmas›n› gerçeklefltirecek Newrozlara dönüfltürmemiz gerekiyor. Art›k Türkiye’nin demokrasi güçleri de, Kürt demokratik güçleri de Türkiye’deki inkarc› rejimi ortadan kald›r›p, Türkiye’nin demokratiklefltirilmesi aç›s›ndan güçlerini birlefltirmeleri zorunlu hale gelmifltir. Zaten inkarc› sömürgeci güçler de iki halk›n birleflmemesinden yararlanarak kendi politikalar›n› uygulamaktad›rlar. Yine iki halk›n demokratik birli¤i yarat›lamad›¤› için d›fl güçler Türkiye üzerindeki emellerini rahatl›kla gerçeklefltirmektedirler. E¤er Türkiye’nin demokrasi güçleri, Türkiye’nin gelece¤inin tehlikeli oldu¤unu görüp, birleflebilirlerse olumsuz gidiflat› engelleyebilirler. Asl›nda Kürt sorununu çözüm etkenleri eskiye nazaran artm›flt›r. Çözüm etkenleri t›katma etkenlerinden daha güçlüdür. Kürt özgürlük hareketine karfl› gerçeklefltirilen kara harekat›n›n sonuç alamamas› ve bu tür yönelimlere karfl› Kürt halk›n›n aya¤a kalk›fl› özünde çözüm zeminini daha da olgunlaflt›rm›flt›r. Bu nedenle Mart ay› baflta olmak üzere Kürt halk› ve Türkiyeli demokratik sol ve sosyalist güçlerinin demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltmeleri ve yeni operasyonlar›n gelifltirilmesine karfl› tutumlar›n› ortaya koymalar› önemlidir. Bunun için de somut olarak Newroz’dan bafllayarak “Art›k Yeter”, “Demokratik Özerklik Projesi Yaflamsallaflt›r›lmal›d›r” diyerek aya¤a kalkmalar›, demokratik Türkiye, özerk Kürdistan gerçe¤ini pratiklefltirmede önemli bir ad›m olacakt›r. Bu sa¤land›¤›nda da 2008 y›l›n›n halklar›m›z aç›s›ndan özgür, demokratik birli¤in gerçekleflmesinde önemli bir y›l olaca¤›n› söyleyebiliriz.

ew e. c

halk›n›n iradesine ve Türkiye halk›n›n Kürtlerle birleflerek özgür irade ortaya ç›karmas›na dayanan daha özgürlükçü, daha demokratik, daha inisiyatifli bir politik iradenin ve buna dayal› bir Türkiye gerçe¤inin ortaya ç›kmas› için aya¤a kalkmalar› art›k kaç›n›lmaz hale gelmifltir. Çünkü Türkiye’nin demokrasi güçleri Kürt halk› ile birleflerek Türkiye halk›n›n ve Kürt halk›n›n birlikteli¤ine dayanan siyasi iradeyle Türkiye’nin demokratik, özgür ve iradeli bir ülke haline gelece¤ini ya da Kürt sorununu ezme do¤rultusunda ›srar edilerek Türkiye tamamen d›fl güçlerin parças› haline getirilece¤ini art›k anlam›fl bulunmaktad›r.

ne t

nin ABD baflkan› Bush ile 5 Kas›m’da yap›lan görüflmede kararlaflt›r›ld›¤›n› itiraf etmifltir. Dolay›s›yla bu ziyaretin ABD’nin, Irak-Türkiye ve Güneyli güçleri birlefltirme politikas›n› belirli düzeyde pratiklefltirme çerçevesinde geliflti¤ini görmeliyiz. Ancak flunu da belirtebiliriz ki 5 Kas›m’da Bush ve Erdo¤an aras›nda mutab›k kal›nan PKK karfl›t› politikan›n temelleri bugün çok daha zay›ft›r. 15 fiubat ile bafllayan ve giderek yükselen halk›n serh›ldanlar›n›n Türkiye’deki çeflitli kesimler üzerinde etki yapaca¤› aç›kt›r. 8 Mart’ta a盤a ç›kan halk›n gücü, Newroz’la birlikte daha iyi görülecektir. Kürt sorununun de-

Türkiye bir yol ay›r›m›ndad›r. Bu yol ay›r›m›nda nereye gidece¤ini halklar›n iradesi ve mücadelesi belirleyecektir. E¤er böyle bir yol ay›r›m›nda da demokratik güçler, sol-sosyalist güçler, liberal güçler, Türkiye’yi seven güçler Kürtlerle bir araya gelip demokratik siyasal çözüm için mücadele vermezlerse, Kürt sorununun demokratik çözümü için bir irade ortaya ç›karmazlarsa, bu asl›nda Türkiye’yi daha kötü ç›kmazlara sokacak yeni bir dönemi bafllatacakt›r. Bu sadece Türkiye aç›s›ndan de¤il, Ortado¤u halklar› aç›s›ndan da çok olumsuz sonuçlar do¤uracakt›r.

Mart 2008

om

32


Mart 2008

SERXWEBÛN

33

ne te we .c om

Türkiye’de Kürt isyanlar› “Koçgiri ve A¤r› ‹syanlar›n›n ba¤›ms›zl›kç› ulusal özelikleri bu her iki isyan›n ortak yönlerini oluflflttururken, fi fieeyh Sait ‹syan› ve daha sonra gerçekleflflm mifl olan Dersim ‹syanlar›ndan farkl›l›klar›n› ortaya koymaktad›r. Her ne kadar fi fieeyh Sait ‹syan›n bast›r›lmas›ndan sonra idam sehpas›na ç›kar›lan Kürt flflaahsiyetleri, kimlikleri ile birlikte, Kürdistan ideallerini ortaya koymufl olsalar da, bu farkl›l›k öz itibariyle varl›¤›n› korumuflflttur” Osmanl› ve Cumhuriyet döneminde Türkiye’de yaflanan Kürt isyanlar›n› her dönemin kendine has karakteristik özelikleriyle ele almak gerekmektedir. Çünkü Osmanl› döneminde yaflanan Kürt isyanlar› genel olarak imparatorlu¤un çöküfl döneminde (1800-1900 y›llar› aras›nda) yaflan›rken, Cumhuriyet döneminde olanlar› ise, Cumhuriyetin kurulufl ve bir sistem olarak kendini hakim k›lma, sürecinde yaflanm›flt›r. Bu temel farkl›l›klar, Osmanl› ve Cumhuriyet döneminde yaflanm›fl olan Kürt isyanlar›n›n gerçekleflme nedenlerini ve ana karakterlerine damgas›n› vuran yönlerini oluflturmaktad›r.

Osmanl› döneminde Kürt isyanlar›

ww

w.

Kürtler, Mezopotamya’n›n yerleflik halklar›ndan olurken, Türkler M.S 10. yüzy›llardan itibaren Mezopotamya üzerinden Anadolu’ya göç eden bir topluluk konumundad›r. Tarihteki Türk- Kürt iliflkileri de bu süreçte ilk defa göçebe Kürt afliretleri ile Türkmen boylar› aras›nda geliflmeye bafllam›fl, siyasal olarak da Selçuklu devletinin kurulmas›yla geliflmifltir. 1071 Malazgirt savafl› bu anlamda bir dönüm noktas› olmufltur. O süreçten itibaren 1800’lere kadar Kürtler ile Türkler aras›ndaki iliflkiler ittifaklar biçiminde sürmüfltür. Hatta bu ittifaklar daha da ileriye giderek birlikte hareket etmeye kadar varabilmifltir. Kürtlerin ‹ran Safavilerine karfl› Osmanl›lar›n yan›nda yer almas›, Çald›ran Savafl› ve Kasr› fiirin antlaflmas›, bu konuda yaflanan en somut örnek-

lerdir. Osmanl›n›n çöküfl sürecine kadar bu iliflki devam etmifltir. Osmanl›lar›n Bat›daki egemenlik alanlar›n› kaybetmeye bafllamas› ile birlikte siyasal alanda yaflad›¤› çürüme, egemenli¤i alt›nda kalan topraklarda oldu¤u gibi, Kürdistan’da da yeni sorunlar›n yaflanmas›na neden olmufltur. Osmanl› imparatorlu¤u 15. ve 16. yüzy›lda Asya, Avrupa ve Afrika k›talar›nda etkili bir güç konumuna gelirken, o sürecin konjonktürel durumundan da fazlas›yla yararlanmas›n› bilen bir devlet olma özeli¤ine sahiptir. Avrupa’da feodal imparatorluklar çöküfl aflamas›n› yaflarlarken, ‹ran Safavi ve M›s›r Memluk devletleri Osmanl› karfl›s›nda rakip olma özeliklerine sahip de¤illerdir. Bu durum Osmanl› için bir imparatorluk haline gelinmesinde önemli bir ortam yaratm›flt›r. Yaklafl›k 300 y›l süren bu dönem Osmanl› imparatorlu¤unun dünyada hükümran bir güç haline gelmesine neden olurken; üretime de¤il, vergi-

lendirme ve savafl ganimetlerine dayal› servet edinimini ve ekonomik dayana¤›n› esas almas› nedeniyle, daha sonralar› ciddi krizleri yaflamaktan kurtulamam›flt›r. 15. 16. yüzy›lda Avrupa, zanaatç›l›¤›n ve deniz ticaretinin geliflimine ba¤l› kapitalist iktisadi yeni bir flekillenifl içerisine girerken, Osmanl› egemenlik alanlar›nda da varl›¤›n› hissettirmeye bafllam›flt›r. Giderek de Osmanl›ya borç verme konumuna ulafl›lm›flt›r. ‹ktisadi alanda yaflanan bu geliflme dünya da yeni bir dönemin bafllamas› anlam›na gelmifltir. 19. yüzy›la gelindi¤inde de Avrupa kapitalizminin dünya ekonomisi içinde etkili hale gelmesi ve yeni ham madde kaynaklar›na ihtiyaç duymas›, Osmanl› imparatorlu¤u gibi feodal özelikler tafl›yan imparatorluklar›n bu güç taraf›ndan ekonomik ba¤›ml›l›k sürecine al›nmas›n› beraberinde getirmifltir. Böylece geçmiflin feodal imparatorluklar› 19. yüzy›l›n bafllang›c›ndan itibaren giderek siyasal alana


SERXWEBÛN

‹syanlar 1800’ün baflfl››ndan itibaren baflflllar

‹syanlar yerel düzeyde kalm›flfltt›r

O zamana kadar al›fl›k olmad›klar› bu dayatmalar karfl›s›nda Kürtler, 1800’ün bafllar›ndan itibaren parça parça ayaklanmaya bafllarlar. ‹lk isyan, 1806’da Babanzadelerin baflkald›r›s›yla bafllar. 1834-1835 Revanduz isyan›na Mir Muhammet öncülük eder, pefli s›ra

ulusal niteli¤e bürünememiflflllerdir. Bu isyanlar›n farkl› yanlar›n›n oldu¤u da söylenebilir. Örne¤in; fi fieeyh Ubeydullah’›n isyan›na rengini veren din faktörü iken, di¤er isyanlarda bu faktör çok s›n›rl› bir yer iflflggal eder. Kürtlük motiflerinin

zay›f da olsa bu isyanlarda bulundu¤unu söylemek mümkün”

Bedirxan Bey, Yezdan fier ve 1880 de Nehirili fieyh Ubeydullah’›n isyan›yla doruk noktas›na var›r. Bu isyanlar›n ortak yanlar› yerel düzeyde kalmalar›d›r. Her ne kadar kimi isyanlar yerelin s›n›rlar›n› k›smen aflsa da, ulusal niteli¤e ve renklere bürünememifllerdir. Bu isyanlar›n farkl› yanlar›n›n oldu¤u da söylenebilir. Örne¤in; fieyh Ubeydullah’›n isyan›na rengini veren din faktörü iken, di¤er isyanlarda bu faktör çok s›n›rl› bir yer iflgal eder. Kürtlük motiflerinin zay›f da olsa bu isyanlarda bulundu¤unu söylemek mümkündür. Ancak Kürt feodallerinin daralan ç›karlar›n› koruma iste¤i bu isyanlar›n geliflmesinde belirleyici rol oynam›flt›r. Bu isyanlar›n zamanlamas›nda, özelikle de Osmanl› imparatorlu¤unun çöküfl sürecine girdi¤i, Balkanlardan parça parça toprak kaybetmeye bafl-

w.

ww

lad›¤›; yine M›s›r Kavalas› Mehmet Ali Paflan›n o¤lu ‹brahim Paflan›n komuta etti¤i bir orduyla Osmanl› ordular›n› Ege k›y›lar›na, Kütahya s›n›rlar›na kadar geriletti¤i dönemde Revanduz isyan›n›n yaflan›yor olmas› zamanlama itibariyle baflar› flans› tafl›yordu. Ancak dar ç›karlar›n› koruma temelinde isyana kalk›flan feodal Kürt beylerinin isyanlar› yenilmekten kurtulamam›fllard›r. Bu yenilgilerde dinin etkisi kadar ‹ngiliz, Frans›z ve Prusya imparatorluklar›n›n rolleri de belirgindir. Örne¤in ‹brahim Paflan›n Kütahya’dan geri dönmesini sa¤layan ‹ngiliz ve Frans›z imparatorluklar›n›n donanmalar›n›n olmas› ve Kürt isyanlar›na karfl› Osmanl› ordular›n› düzenlemek üzere görevlendirilen Prusyal› Moltke olmas› gibi. Bu koflullar yan yana gelince dar ç›karlar temelinde yaklaflan ve yerel kalan 19. yüzy›l Kürt isyanlar›n›n yenilmesi kaç›n›lmaz hale geliyordu.

Her ne kadar kimi isyanlar yerelin s›n›rlar›n› k›smen aflflssa da “H

ne t

Kürdistan co¤rafik olarak o süreçte Osmanl› ve Safavi ‹mparatorlu¤u aras›nda Kasr› fiirin antlaflmas›yla ikiye bölünmüfl bir ülke olma durumundad›r. Bu paylafl›m içinde Kürdistan’›n dörtte üçlük co¤rafya ve nüfus oran› Osmanl› egemenli¤i alt›nda yer almaktad›r. Osmanl› imparatorlu¤unun Kürdistan üzerindeki egemenli¤i ise kendisi ile iflbirli¤i içinde olan mirler üzerinden sürmektedir. Mirler egemenlikleri alt›nda olan bölgelerde tamam›yla özerk hareket etmekte ve otorite oluflturmaktad›rlar. Varolan bu yönetim bir nevi prenslikler gibi babadan o¤ula ya da kan ba¤›na dayal› bir iliflkiyle devredilerek sürdürülmektedir. Osmanl› imparatorlu¤u egemenli¤i alt›na ald›¤› di¤er ülkelerde oldu¤u gibi uygulad›¤› t›mar sistemi Kürdistan da geçerli olmamaktad›r. O topraklar mirin kontrolü alt›nda bulunurken, ço¤unlukla da Osmanl›ya vergi dahi vermemektedirler. 19. yüzy›lda yaflananlar, Kürdistan’daki bu durumu do¤rudan etkilemifl, tersinden bir sonuç yaratmaya bafllam›flt›r. Osmanl› ekonomik ve si-

yasal anlamda yaflad›¤› zay›flamay›, do¤uya yönelerek aflmaya çal›flm›flt›r. ‹lk aflama da Kürdistan’da mirlerin kontrolüne son vermeye ve onlar› kendine ba¤l› devlet görevlileri haline getirmeye çal›flm›flt›r. Ekonomik anlamda vergilendirmeye tabi tutarken, askeri olarak da hizmet yükümlülükleri getirilmeye bafllan›lm›flt›r. Bu da, Kürdistan’da ciddi rahats›zl›klara, tepkilere ve isyanlar›n geliflmesine neden olmufltur.

ew e. c

da tafl›r›lan ekonomik yar› ba¤›ml› devletler konumuna gelmifllerdir. ‹çine girilen bu sürecin Osmanl› imparatorlu¤unu sarsmas› kaç›n›lmaz bir sonuç olarak ortaya ç›km›flt›r. Osmanl› egemenli¤i alt›nda bulunan Kuzey Afrika ve Balkanlar’da bir dizi isyanlar yaflan›rken, imparatorluktan kopma e¤ilimleri ortaya ç›km›flt›r. Daha sonra da Osmanl› imparatorlu¤u bu alanlarda büyük toprak kayb›na u¤ram›flt›r. Osmanl› imparatorlu¤unun h›zla nüfuz kaybetmesi, siyasal anlamda yeni sorunlar yaflanmas›na neden olmufl, bu da imparatorlu¤un gerek elinde kalan topraklar üzerinde yeni yönelimler içerisine girmesine, gerekse de toplumsal ve siyasal alanda yeni yaklafl›mlar belirlemesine neden olmufltur. Kürdistan da Osmanl› egemenli¤i alt›nda kalan topraklar aras›nda olmas› nedeniyle, içerisine girilen bu yönelimlerin en fliddetli bir flekilde hissedildi¤i ülkelerin bafl›nda yer alm›flt›r.

Mart 2008

om

34

19. yüzy›lda Kürt isyanlar› bu flekilde bir birinin ard› s›ra patlak verirken, çöküfle geçen Osmanl› imparatorlu¤u da kendi iç sorunlar›yla u¤raflarak bunlar› aflmak için kendine göre aray›fllar içerisine girmifltir. Bu aray›fllar III. Selim ile bafllayan II. Mahmut ile devam ederek ard› s›ra tahta geçen di¤er padiflahlar döneminde de sürmüfltür. Gerek isyanlar gerekse de bu aray›fllar, Osmanl› imparatorlu¤unun yaflad›¤› sorunlar›n ciddiyetini ve içerisinden ç›k›lmazl›¤›n› ortaya koyan göstergeler olmufllard›r. Osmanl› imparatorlu¤u bu aray›fllar›yla bir nevi kendini yeniden yap›land›rma yaklafl›m›n› ortaya koyarken, içeriden de çok ciddi dirençle karfl›laflm›flt›r. Öngördükleri de¤iflimleri düflünsel olarak ortaya koymufllarsa da pratikte bir türlü bunu uygulayamam›fllard›r. ‹mparatorluk bünyesinde isyanlar›n art arda gelifl-


Mart 2008

SERXWEBÛN

ler bu flekilde askeri olarak örgütlendirilirken, siyasal iflbirlikçilik içine çekilmeye de bafllan›lm›fllard›r. Ayn› dönemde Kürdistan’da ve ‹stanbul’da oluflturulmaya bafllayan afliret mektepleri de bu yönde at›lan ad›mlar olarak tarihte yerini alm›flt›r. II. Abdülhamit dönemi Osmanl› içinde her yünüyle muhalefeti bast›rma, Kürtler içinde de iflbirlikçili¤i dört bafl› mamur bir flekilde gelifltirerek, askeri ve siyasi bir haz›rl›k süreci olarak geçmifltir. Dünyan›n içerisinde bulundu¤u konjonktürel durum da böylesi bir yönelim için gerekli olan koflullar› sunmufltur. ‹ngiltere ve Fransa karfl›s›nda Almanya yeni bir kapitalist güç olarak siyaset sahnesinde yerini alm›fl ve yeni pazar aray›fllar› içerisine girmifltir. O zamana kadar bilinen dünya

Geliflfleen milliyetçilik ak›m› Kürtler içerisinde de etkisini göstermiflflttir Dünyada geliflen milliyetçilik egemenlik alanlar›n› kaybeden ve giderek daralan Osmanl›’da da etkisini göstermeye bafllay›nca, Osmanl› için de art›k tehlike çanlar› çalmaya bafllar hale gelmifltir. II. Abdülhamit’in istibdad›, koyu milliyetçi geliflime zemin yarat›rken, reformist e¤ilimlerin de budanmas›na neden olmufltur. Ancak bu bir yere kadar, 1908‘de ilan edilen II. Meflrutiyete kadar sürmüfltür. II. Meflrutiyet de I. Meflrutiyet gibi k›sa ömürlü olmufltur. 1909 y›l›nda 31 Mart Vakas› olarak tarihe geçen ayaklanman›n ard›nda, bu dönem son bulmufltur. ‹ttihat ve Terakki Cemiyetinin koyu diktatoryal yönetimi alt›nda, Abdülhamit dönemindekine benzer bir istibdat re-

ne te we .c om

ti¤i bir süreçte gerçekleflen Gülhane Hatt› Hümayun’unda (Tanzimat Ferman› 1839) da öngörülen yerelin inisiyatifi, ademi merkeziyetçilik yerine merkezin rolü öne ç›kar›larak uygulanmaz k›l›nabilmifltir. Asl›nda Osmanl›’da yaflanan bu “de¤iflim” var olan sorunlar› çözme yerine pansuman tedavi diye adland›rabilece¤imiz anl›k geçici çözümleri ifade etmekten öte bir rol oynamam›flt›r. Tüm bunlara ra¤men, Tanzimat Ferman›’ndan sonraki süreçte de siyasal ve ekonomik istikrars›zl›k sürmüfl, isyanlar h›z›ndan hiçbir fley kaybetmemifltir. Osmanl› imparatorluk tarihinde görülmedi¤i kadar, fazla say›da padiflah tahta ç›km›flt›r. D›fl borçlanmalar artm›fl ve ödenemez duruma gelmifltir. Do¤uda devam eden Kürt isyanlar›na Ermenilerin isyanlar› da eklenmifltir. H›zla çöküfle do¤ru giden bu süreci gelifltirilen tedbirler de engelleyememifltir. 1876’da ilan edilen I. Meflrutiyet çok k›sa sürmüfl II. Abdülhamit’in kanl› diktatörlü¤üne dönüflmekten kurtulamam›flt›r. O süreçten itibaren “de¤iflimin” ad› bile an›lmaz olmaya bafllam›flt›r.

35

II. Abdülhamit dönemi Kürtlerde iflflbbirlikçili¤i geliflflttirme dönemidir

ww

w.

II. Abdülhamit dönemi, Osmanl› devleti içerisinde özel bir öneme sahip oldu¤u kadar Kürtler içinde ayr› bir yere sahiptir. Bu dönem, Osmanl› devlet tarihinde istibdat dönemi olarak yerini bulurken, Kürtler aç›s›ndan iflbirlikçilik ve Kürtleri Osmanl› milisi haline getirmeyi hedefleyen bir dönem olarak tarihe geçmifltir. II. Abdülhamit Kürt isyanlar›n›n bast›r›lmas›n›n ard›ndan, do¤uda patlak veren Ermeni ayaklanmas›na karfl› “Hamidiye Alaylar›n›” oluflturma yoluna gitmifltir. Oluflturulan bu Hamidiye Alaylar›, Ruslar›n Kazaklardan oluflturdu¤u atl› düzensiz süvari birliklerinden esinlenerek örgütlendirilmifltir. Nas›l ki, Ruslar Kazaklar› kullanm›fllarsa Osmanl›lar da, Kürtlerden Hamidiye Alaylar›n› oluflturarak, baflta Ermeniler olmak üzere bölge halklar›na karfl› kullanma yoluna gitmifltir. Kürt-

pazarlar›n›n egemen emperyalist devletler taraf›ndan paylafl›lmas›, Almanya’y› bu devletlerin pazar alanlar›na yöneltirken, geçmiflte bu imparatorluklar içerisinde yer al›p bu ba¤›ml›l›k iliflkilerinden rahats›z olan devletlerin tutumlar›ndan yararlanma aray›fl› içerisine girmeyi kendi ç›kar›na görmüfltür. Osmanl› imparatorlu¤unun da bu tür devletler aras›nda bulunmas› Almanya’n›n iflini kolaylaflt›rm›flt›r. Osmanl› da Almanya’n›n bu yaklafl›m›ndan yararlanma yoluna gitmifl ve ordusunu yeni askeri teçhizatlarla donatmaya bafllam›flt›r. Bu do¤rultuda Almanya ile antlaflmalar imzalam›fllard›r.

jimi o süreçten sonra damgas›n› vurmaya devam etmifltir. Ancak Sultan Hamit döneminden farkl› olarak, istibdad›n padiflah taraf›nda de¤il bir parti taraf›ndan yürütülmesi gerçe¤i burada söz konusu olmufltur. K›sa erimli olup ard›ndan bir darbeyle sonuçlanm›fl olsa da II. Meflrutiyet dönemi Osmanl› devleti içinde bir nefes alma anlam›na gelebilecek aç›l›mlara da zemin yaratm›flt›r. De¤iflik kimlik tafl›yan milliyetlerin kendi kimliklerini kullanarak, kendilerini ifade etmelerini ve örgütlenmeleri bu gerçeklik içerisinde yerini bulmufltur. Kürtler de bu süreç içerisinde kendisini örgütleyebilmifllerdir.


SERXWEBÛN

gütlemeye ba¤l› Roji Kürt ad›yla bir yay›n organ› ç›kar›labilmifltir. 1912’de bafllayan Balkan Savafl› Osmanl› için bir dönemeci olufltururken, ayn› flekilde o süreçte kendi isimleri ile örgütlenen Kürtlerin de Kürtlüklerini bir yana b›rakt›klar› bir süreç olmufltur. Kürtler Osmanl› kimli¤i alt›nda Balkan Savafl›na kat›lmay› tercih etmifllerdir. Yine 1914’te bafllayan I. Dünya Savafl›na da Balkan Savafl›ndaki gibi Osmanl› kimli¤i alt›nda girmifllerdir. Türkler kadar Kürtler de bu savaflta yer alm›fllard›r. I. Dünya Savafl›nda Osmanl› imparatorlu¤unun yenilmesi ve Sevr Antlaflmas›, eski Osmanl› egemenli¤i alt›nda kalan halklar için yeni bir süreci bafllatm›fl olsa da, Kürtler aç›s›ndan önceki dönemin farkl› biçimlerde sürdürülmesinden öte bir anlama gelmemifltir. Oluflturduklar› kimi örgütlemelerine

ne t

“Nas›l ki, Türk milliyetçili¤i için Avrupa bir okul haline gelmiflflsse, Kürtler için de ‹stanbul ayn› anlama gelmiflflttir. Ancak bir fark› vard›r, o da Avrupa’da Türkler Türk milliyetçili¤i ile kendi hükümranl›klar›n› hedeflerken, Kürtler kendi kimlikleri ile Osmanl› bütünlü¤ü içinde yer almay› esas alan bir yaklaflfl››mla milliyetçiliklerini dillendirme yoluna gitmiflflllerdir”

ra¤men bu gerçeklik de¤iflmemifltir. 1918’de ‹stanbul’da kurulan Kürt Teali ve Terakki Cemiyeti Sevr Antlaflmas› uyar›nca kendine “tan›nan haklar›” savunurken, ondan ba¤›ms›z oluflumu Erzurum da bafllayan Azadi ad›yla örgütlemeler oluflmaya bafllam›flt›r. Asl›nda bu noktada Kürtler de kendi içinde fiiliyatta bir yol ayr›m›na girmifllerdir.

ww

w.

kendi hükümranl›klar›n› hedeflerken, Kürtler kendi kimlikleri ile Osmanl› içinde yer almay› esas alan bir yaklafl›mla milliyetçiliklerini dillendirme yoluna gitmifllerdir. 1898’de Kahire’de ç›kan Kürdistan adl› gazetenin ideolojik do¤rultusunu da bu yaklafl›m oluflturmufltur. Ayr›ca bu süreçte Kürtler ilk defa ‹stanbul’da kendi kimlikleri ile yasal olarak örgütlenmifllerdir. Mehmet Ali Bedirxan, Seyit Abdulkadir ve fierif Paflan›n da içerisinde yer ald›¤› kifliler taraf›ndan, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti kurulmufl ve ayn› ismi tafl›yan bir yay›n organ› ç›kar›lm›flt›r. II. Meflrutiyetin k›sa sürmesi beraberinde di¤er cemiyetler gibi Kürt Teavün ve Terakki Cemiyetinin de kapat›lmas›na neden olmufltur. Buna ra¤men Kürtler de¤iflik isimler alt›nda örgütlenmelerini sürdürmüfllerdir. 1909’da Amed’te Peyman ismiyle bir gazete ç›kar›l›rken 1912’de Hêvi ismiyle gençlik örgütlemeleri içine girilmifl ve bu ör-

Koçgiri isyan› Alevi Kürtlerin yo¤unlukta bulundu¤u Sivas ve Dersim (Ümraniye ve Refahiye) aras›nda kalan bölgede gerçekleflmifltir. Koçgiri bölgesinin di¤er bölgelerden ayr›lan özeli¤i tarihte mirlik ve beylikler aras›nda yaflanan çeliflki ve çat›flman›n burada yaflanmam›fl olmas› ve yine H›ristiyanErmeni tehlikesine karfl› kullan›lan din propagandas›n›n etkili olmamas› ile Kürt ve Kürdistan fikrinin burada canl› olmas›nda kaynaklan›yor. Koçgiri isyan› belli bir program çerçevesinde bafllam›flt›r. Bu ‹syan›n talepleri aras›nda: 1-) Kürt özerkli¤inin Ankara taraf›ndan kabulü, 2-) Elaz›¤, Malatya, Sivas ve Erzincan cezaevlerinde bulunan Kürt mahkumlar›n›n serbest b›rak›lmas›, 3-) Kürt ço¤unlu¤unun yaflad›¤› yerlerde görev yapan Türklerin geri ça¤r›lmas›, 4-) Türk kuvvetlerinin Koçgiri bölgesinden geri çekilmesi bulunmaktad›r. Ayr›ca isyan›n geliflmesi ile birlikte ba¤›ms›z Kürdistan’n›n kabulü de Ankara’dan istenen talepler aras›na yer alm›flt›r. Koçgiri isyan›, Kemalist hareketin baflar›s›ndan önce gerçekleflmifltir. Da¤›lan Osmanl› topraklar› üzerinde Kürt kimli¤i ile yaflamak hedeflenmifltir. Bu isyana Kürt Teali ve Terakki Cemiyetinin kurucular› aras›nda yer alan, Ali fian Bey ve Nuri Dersimi gibi flahsiyetler öncülük etmifllerdir. ‹syan daha sonra Kürdistan’›n bütününe yans›mam›fl, bölgesel düzeyde kalarak bast›r›lm›flt›r. Asl›nda Koçgiri isyan›na öncülük eden, Ali fian Bey ve Nuri Dersimi gibi Kürt flahsiyetlerin özgünlü¤ünden yola ç›karak ‹stanbul’da ortaya ç›kan Kürt kimlikli kifli ve hareketlerin aray›fllar›n› da tespit etmek olas› görülmektedir. II. Meflrutiyet döneminde ‹stanbul’da Kürtler Teavün ve Terakki ad›yla örgütlenirlerken, oluflan bu yap›lanma içerisinde her ne kadar Kürt afliret reislerinin çocuklar› yer alm›fl olsalar da bunlarla birlikte ‹stanbul’da bulunan sosyal olarak farkl› s›n›f ve kategorilere mensup Kürtler de yer alm›fllard›r. Mut-

ew e. c

Kürtler daha önceleri de Kürt-Kürdistan gibi kavramlar› kullanmaya bafllam›fllard›r. Kürtlerin kendi kimliklerini kullanmaya bafllamas›, Osmanl›y› korkutsa da II. Abdülhamit döneminde Kürtlere yönelik özel politikalar›n gelifltirilmesinin önünü alamam›flt›r. Kürt afliret reislerinin çocuklar›, afliret mekteplerine al›narak iflbirlikçilefltirme yoluna gidilmifl, Kürt feodalleri ve Osmanl› devleti aras›nda iliflki a¤›n›n örgütlendirilmesinin halkalar› olarak de¤erlendirilmifllerdir. Buna ra¤men, ‹stanbul’da afliret mekteplerinde e¤itime al›nan Kürt afliret reislerinin çocuklar›n›n Osmanl›da geliflen milliyetçi düflüncelerin etkilerinden s›yr›lmalar› engellenememifltir. Nas›l ki, Türk milliyetçili¤i için Avrupa bir okul haline gelmiflse, Kürtler için de ‹stanbul ayn› anlama gelmifltir. Ancak bir fark› vard›r, o da Avrupa’da Türkler Türk milliyetçili¤i ile

Cumhuriyet dönemi Kürt isyanlar›

I. Dünya Savafl›ndan yenik ç›kan Osmanl› devletinin parçalanmas› karfl›s›nda, Kemalistlerin bafllatt›klar› ulusalc› hareket karfl›s›ndaki izlenen tutum burada belirleyici olmufltur. Kürtler Kemalistlerin yan›nda tutum belirlemeyi tercih etseler de kendi kimlikleri ile varl›klar›n›n gözetilmesinden vazgeçmemifllerdir. 1919’da patlak veren Koçgiri isyan› bunun somut bir ifadesi anlam›na gelmifltir.

Mart 2008

om

36


Mart 2008

SERXWEBÛN

olup öncüleri yakalan›nca cemiyetinin öncülü¤ünü daha geri planda kalanlar üstlenmifllerdir. fieyh Sait de bunlar aras›nda bulunmaktad›r. Daha sonra Piran’da ortaya konan provokasyonla Kürtlerin zaman›ndan önce plans›z bir flekilde harekete geçmesi sa¤lanm›fl, 1925’te Genç, Palu, Hani bölgeleri içerisinde kalan ve fieyh Sait ‹syan› olarak tarihe geçen bu isyan k›sa sürede bast›r›lm›flt›r. fieyh Sait ‹syan›’n›n bast›r›lmas› sadece Kürtlere yönelik bafllat›lan bask›lar› de¤il, ayn› zamanda baflar›ya ulaflan Türk Kemalist ulusal hareketinin siyasal bir organizasyon ve devlet olarak o süreçle birlikte yöneliminin ne olaca¤›n› da ortaya koymufltur. Bu anlamda fieyh Sait isyan›n›n bast›r›lmas› Kürtlere soyk›r›m

mifl ve Kürdistan tamam›yla Türk uluslaflmas›n›n gerçekleflme alan› olarak görülmüfltür. Askeri, ekonomik, kültürel ve siyasal boyutlar›yla da buna h›z kazand›r›lm›flt›r.

ne te we .c om

ki’li Halil Hayali bunlar aras›nda bulunmaktad›r. Mutki’li Halil Hayali’nin de¤iflik toplumsal kesimlerden gelen Kürt çocuklar›na, Kürtlük bilincini verme çabalar› bilinmektedir. Hatta o süreçte kurulan Kürtçe E¤itimi Yayma Cemiyeti’nin ‹stanbul’da 30 bin Kürt çocu¤una hizmet vermeyi hedefleyen bir çal›flmay› ön görmesi de, II. Meflrutiyetten sonra geliflen, Kürt kimlikli e¤ilimlerin içerdi¤i farkl› toplumsal kesimlerin varl›¤›na iflaret etmifl olmaktad›r.

37

‹syanlarda erken kalk›flflm ma ve plans›zl›k yenilginin nedenidir

ve asimilasyon, Türk siyasal yap›lanmas›na da otokratik bir flekillenme olarak damgas›n› vurmufltur. Böylece “tek ulus, tek pazar” yaratma do¤rultusunda “tek flef, tek parti” rejimine geçilmifl, “Takriri Sükun” yasalar›yla “Bölge Müfettifllikleri”, “‹stiklal Mahkemeleri” kurulmufl, “Tedip ve tenkil” uygulamalar›n›n önü aç›lm›fl, ç›kart›lan “Tekke ve Zaviyelerin” kapat›lmas› kararlar›yla, dinlerin ve mezheplerin ibadet etmelerine konulan yasaklamalarla Türkiye tamamen kapal›, otokratik bir sistemle yönetilmeye bafllanm›flt›r. Koçgiri isyan›n bast›r›lmas›, Azadi Cemiyeti’nin yöneticilerinin tutuklanmas› ve fieyh Sait isyan›n bast›r›lmas›ndan sonra Türk devletinin Kürdistan politikas› uygulanmaya devam et-

ww

w.

Osmanl›n›n da¤›lmas›ndan sonra yeniden bir canlanma içine giren Kürt kimlikli e¤ilimler aras›na giren bu farkl›l›klar kendisini göstermektedir. Koçgiri isyan›nda bu somut olarak yaflan›rken, Azadi Cemiyeti’nin faaliyetlerinde de bu gerçek a盤a ç›kmaktad›r. Koçgiri isyan›nda ve Azadi Cemiyeti’nin örgütlenmesinde Kürt kimli¤inde ›srar eden yaklafl›mlar, Kürdistan’a tafl›nma ve orada örgütlenme ve mücadeleyi öngörürken, Kürt egemen s›n›f›na dayal› ve onlar›n temsilini öngören Kürt kimlikli yaklafl›m ise daha çok ‹stanbul’da kalmay› ve Türk devleti ile bütünleflmeyi kendi ç›kar›na uygun görmüfllerdir. Koçgiri isyan›n›n örgütlendirilmesi gibi, Azadi Cemiyeti de kendisinin öncülük edece¤i bir isyan› öngörmüfl ve bunu örgütlendirme çabas› içerisine girmifltir. Beytüflflebap’ta erken bir kalk›flma içerisine girmifllerdir. Azadi cemiyetinin birleflimi de¤iflik kesimlerden oluflmaktad›r. Osmanl› bürokrasi ve devlet yap›s› ile geçmiflte iliflki içinde olanlarla birlikte, onunla bütünleflmeyenler de bu hareket içerisinde yer alm›fllard›r. Kürtlerin içinde Amed’te yaflayan Cemil Paflazade örne¤inde görüldü¤ü gibi bilinen aileler ise bu hareketten uzak kalmaya çal›flm›fllard›r. Azadi Cemiyeti deflifre

Xoybun örgütlenmesi önemli ad›mlar›n sahibi olmuflflttur

Türkiye devlet s›n›rlar› içersinde kalan, Orta, Kuzey ve Bat› Kürdistan’da Türk egemenlerinin bu soyk›r›mc›, asimilasyoncu politikalar› sürerken, Kürtlerin karfl› koyuflu da devam etmifltir. Yurt d›fl›na ç›kmak zorunda b›rak›lan ve daha çok da Ortado¤u ülkelerine giden (Tebriz, Lübnan, Kahire, Tahran vb) Kürt ayd›nlar› kendi aralar›nda iliflkilenmelerini sürdürmüfl ve 1927’da Beyrut’ta Xoybun (Ba¤›ms›zl›k) ad›yla örgütlenmifllerdir. Xoybun önceki Kürt kimlikli örgütlenmelere oranla daha genifl bir yelpazede örgütlenme ve öngörüye sahip olmufltur. Konjonktürel durum da bunun için gerekli koflular› yaratm›flt›r. 1917’de Rusya’da gerçekleflen devrim ezilen halklar için umut ›fl›¤› olurken, bat›l› devletler içinde Wilson prensiplerinde de dile geldi¤i gibi, “Uluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk›” ilkesine kay›ts›z kalmama gibi bir sonuç yaratm›flt›r. I. Dünya Savafl›ndan sonra Türkiye ve ‹ran’›n yan›nda Suriye ve Irak gibi yeni devletlerin oluflmas›, Kürdistan’›n Güney ve Güneybat› parçalar›n›n bu devletlerin s›n›rlar› içersinde kalmas›, Türkler ve ‹ranl›lar›n yan›nda, ‹ngiltere ve Fransa’n›n bölgede müdahil güçler aras›na girmeleri, Ortado¤u’da yeni güç iliflkileri ve dengelerinin oluflmas›na neden olmufltur. En önemlisi de ba¤›ms›zl›k mücadeleleri yeni bafllayacak olan mazlum halklar için yeni örgütlenme, savafl strateji ve taktiklerinin gelifltirilmesi olana¤›n› yaratm›flt›r. Tüm bunlar Xoybun cemiyetinin oluflumunda elveriflli konjonktürel koflullar› oluflturmufltur.


SERXWEBÛN

38

“Dersim isyan›n›n bast›r›lmas› Kuzey Kürdistan’da bir dönemin kapanmas› ve yeni bir dönemin baflflllamas› anlam›na da gelmiflflttir. Cumhuriyetin ilan›yla birlikte Türkiye iflflggal etmiflflttir. Dersim’de bast›r›lan isyan ise bunun son halkas› olmuflflttur”

ilan›yla birlikte Türkiye devlet s›n›rlar› içerisinde kalan topraklar› askeri olarak iflgal etmifltir. Dersimde bast›r›lan isyan ise bunun son halkas› olmufltur. Dersim isyan›n›n da önceki isyanlarla hem benzer, hem farkl› yönleri bulunmaktad›r. Ortak yönleri; isyanlar›n bölgelerle s›n›rl› kalmas›, ülke ve halk bütünlü¤ünü temsil edememesi ve hakl› gerekçelere dayanm›fl olmas›d›r. Ayr›lan yönleri ise; Koçgiri ve A¤r› isyanlar›nda olan programl› ve ba¤›ms›zl›kç› karakterin fieyh Sait ve Dersim ‹syanlar›nda olmamas›, Kürtlük temalar› olsa da böyle bir özeli¤in isyanlar›n bafllay›fl›na gerekçe oluflturmam›fl olmas›d›r. Dersimde bast›r›lan ‹syan, ayn› zamanda askeri iflgalin kültürel ve ekonomik iflgal ile tamamlanmas›n›n önünün aç›lmas› anlam›na gelmifltir. Art›k Kuzey Kürdistan Türk devletinin kontrolü alt›na girmifl, buralarda Türk uluslaflmas›n›n gelifltirilmesi önünde hiçbir engel kalmam›flt›r. Beyaz sömürgecilik olarak da adland›r›lan kültürel sömürgecili¤in baflar›s› için kap›lar sonuna kadar aç›lm›flt›r. Kürtçe’nin yasaklanmas›, bölge yat›l› okullar›nda çocuk say›labilecek yafllardaki Kürtlerin Türklefltirilmesi sürecine girilmifltir. Türklük övünülecek, ulafl›lmas› gereken bir hedef olarak kabul ettirilirken Kürtlük afla¤›lanmaya bafllanm›flt›r. Nas›l Cumhuriyetin kuruluflunda, hâkim parola “Ne Mutlu Türküm Diyene” biçiminde belirlenmifl ise, beyaz sömürgecilikle birlikte Kürdistan da “e¤er yaflamak istiyorsan, Türk olacaks›n” parolas› öne ç›kar›lm›flt›r. Böylece beyaz sömürgecili¤e rol oynat›larak ekonomik iflgalle, tüm zenginlik kaynaklar›n›n, insan›n fizik ve beyin gücünün talan› dahil Kürdistan’da sömürgecilik süreci tamamlanmaya çal›fl›lm›flt›r.

ew e. c

nüfusa Türk dili ve kültürünün benimsetilece¤i alanlar, 3-) Boflalt›lacak olan alanlar baflta olmak üzere üç bölgeye ayr›flt›r›lm›flt›r. Ve ard›ndan da 1936 y›l›nda Dersim’de ola¤anüstü hal ilan edilmifltir. Amaç, bahsi geçen bu yasan›n pratiklefltirilmesi için Dersim’in kontrol alt›na al›nmas› ve her yönüyle denetimin sa¤lanmas›d›r. 1876’dan beri on bir sefer düzenlenmesine ra¤men bir türlü girilemeyen Dersim’in iflgal edilmesidir. 1936’da ola¤anüstü halin ilan›yla birlikte Dersim kuflat›lm›fl ve her türlü girifl-ç›k›fl yasaklanm›flt›r.

‹syanlar›n bast›r›lmas› Kürdistan’da sömürgecilik sürecini tamamlam›flfltt›r

Dersim’de yaflanan isyan, önceden gerçekleflen bir planlama do¤rultusunda de¤il Türk ordu birliklerinin yönelimleri karfl›s›nda bafllam›flt›r. Türkiye devleti Dersimlilerin teslim olmas›n› istemifltir. Bunun karfl›s›nda ise Dersimliler bu kuflatma ve yönelime karfl› durarak Dersimi kendilerinin yönetmelerine izin verilmesi talebinde bulunmufllard›r. Türk devlet yetkilileri Dersimlilerin bu taleplerini götüren elçilerini öldürerek karfl›l›k vermifl ve sald›r›s›n› bafllatm›flt›r. Dersimde büyük bir direnifl yaflanm›fl olsa da isyan sonuçta katliamla bast›r›lm›flt›r. Resmi rakamlara göre K›rk bin kifli katledilmifl, köyler boflalt›lm›fl, hayatta kalanlar “mecburi iskâna” tabi tutulmufl ve Dersim yasak bölge ilan edilmifltir. 1936’da ilan edilen ola¤anüstü hal ise, 1948’de kald›r›lm›flt›r. Dersim isyan›n›n bast›r›lmas› Kuzey Kürdistan’da bir dönemin kapanmas› ve yeni bir dönemin bafllamas› anlam›na da gelmifltir. Cumhuriyetin

w.

ww

om

devlet s›n›rlar› içerisinde kalan topraklar› askeri olarak

ne t

Xoybun’un var olan bu konjonktürel koflullar› de¤erlendirip, kendisi için ne kadar bir dayanak ve alt yap› haline getirdi¤i ise tart›flmal›d›r. Buna ra¤men önemli say›lacak ad›mlar›n da sahibi olmufltur. Xoybun, merkezini Halep’e tafl›yarak Kuzey Kürdistan’da bir ayaklanmay› ön görmüfl, en elveriflli alan olarak gördü¤ü A¤r›’da gerilla taktiklerini esas alarak isyan› bafllatma karar›n› alm›flt›r. ‹syan›n komutas›n› ‹hsan Nuri üstlenmifltir. 1928’te A¤r›’da bafllayan isyan, belirli bir e¤itim alm›fl askeri güce dayal› bafllat›lm›fl ve Kürt Hükümetinin kurulmas›n› da hedeflemifltir. A¤r› isyan› ile Türk birliklerine önemli kay›plar verdirilmifl ve isyan A¤r› ve bölgesinde belli bir dönem etkili de olmufltur. Ancak daha sonra ‹ran’la yap›lan anlaflma çerçevesinde Türk askerlerinin geçifline izin verilmesiyle birlikte gerçekleflen kuflatma harekat› ile isyan bast›r›lm›flt›r. ‹syan›n bast›r›lmas›ndan sonra da Xoybun varl›¤›n› sürdürmüfl ve 1942’de Do¤u Kürdistan’da kurulan Komala örgütüne kat›larak varl›¤›n› sona erdirmifltir. Komala örgütlemesi her ne kadar Do¤u Kürdistan’da kurulmufl olsa da daha sonra Kuzey ve Güney Kürdistan’dan da bu örgüte kat›l›mlar gerçekleflmifltir. Do¤u, Güney ve Kuzey Kürtlerinin kat›l›mlar›n›n sa¤land›¤› Dalamper da¤lar›nda bir toplant›n›n yap›lmas› bile söz konusu olabilmifltir. Koçgiri ve A¤r› isyanlar›n›n ba¤›ms›zl›kç› ulusal özelikleri bu her iki isyan›n ortak yönlerini olufltururken, fieyh Sait ‹syan› ve daha sonra gerçekleflmifl olan Dersim ‹syanlar›ndan farkl›l›klar›n› ortaya koymaktad›r. Her ne kadar fieyh Sait ‹syan›n bast›r›lmas›ndan sonra idam sehpas›na ç›kar›lan Kürt flahsiyetleri, kimlikleri ile birlikte, Kürdistan ideallerini ortaya koymufl olsalar da, bu farkl›l›k öz itibariyle varl›¤›n› korumufltur. A¤r› isyan›n›n bast›r›lmas›ndan sonra 1934 y›l›nda ç›kan 2510 say›l› kanunla Türkiye: 1-) Yo¤un bir biçimde Türk kültürüne sahip alanlar, 2-) Türk kültürüne sahip olmayan

Mart 2008


Mart 2008

SERXWEBÛN

39 Abdullah Öcalan

ne te we .c om

Operasyonlar›n Yarataca¤› Ortam Kaostur

“Mutlaka bir diyalog yolu bulunmal› diyorum. Türkiye toplumuna,

ayd›nlara, kendini sorumlu hisseden herkese diyorum, Operasyonlara karfl› ç›kmak gerekiyor. fiiddetle bir araya gelmek gerekiyor. Terör örgütü söylemlerine falan tak›lmay›n. Diyalog yolunu açmaya çal›fl›n. Her iki taraf› da diyaloga getirmeye çal›fl›n. PKK ile gidip görüflsünler, kabul etti¤i ölçüde hükümetle de, devletle de bunu sürekli görüflsünler”

lu görünüyorlar. Ancak operasyonun ne kadar sürece¤i bunlara ba¤l› de¤il, tamamen ABD’nin eli alt›ndad›r. ABD Savunma Bakan›, operasyonun 14 gün içinde sona ermesi gerekti¤ini söylüyordu. Asl›nda Türkiye’de varolan tehlikeyi görebiliyor, bunu bilebilecek durumdad›r. Bu ifl Erdo¤an’› da Hükümeti de aflan bir fleydir. Ortado¤u’yu, Ortado¤u’nun tamam›n›, petrolü denetimi alt›na almak istiyorlar, böylece çeliflkileri derinlefltiriyorlar. Ben daha önce de söyledim, plan çok eskidir. Buna ‹ngiliz plan› demifltim. Asl›nda flimdi yap›lan bunun hayata geçirilmesidir. Bu plan›n ayr›nt›lar›na da girmeyece¤im, çünkü daha önce söylemifltim. Ben geçen görüflmede de söylemifltim. Türkiye’de anti tekel demokratik bar›flç›l bir durufla ihtiyaç var. ‹flte Amerika finans olarak asl›nda Türkiye’yi denetliyor. Buna karfl› anti-tekel bir durufl demifltim. Ama Türkiye solu bunu hiçbir zaman tam olarak anlayamad›.

ww

w.

Bilinen sa¤l›k sorunlar›m devam ediyor. Yaln›z gözlerimdeki yaflarmaak›nt› iyice artt›. Bazen gözyafl›nda tuzlanma ve yanma oluyor. Bunun sebebi ne olabilir? Burun ak›nt›s› da devam ediyor. Eskiye oranla flimdi biraz daha rahat nefes alabiliyorum. Ancak bilinen sa¤l›k sorunlar›m devam ediyor. A‹HM ile ilgili bir geliflme var m›? A‹HM’e sunmak üzere savunma yazd›m. Bunlar› ileride A‹HM’e yollamay› düflünüyorum Yeniden yarg›lama dosyas›nda bir geliflme var m›? Yunanistan davas› aç›ld› m›? Yunanistan davas› önemlidir. Ankara’da A¤›r Cezada süren bir yarg›lama vard›, ne oldu? Ben zaten oraya bir savunma sunmufltum. Savunmalar için A‹HM ile yapaca¤›n›z görüflmenin sonucunu bekleyece¤im. Atina’daki avukat›n vekaletini imzalar›m. Yunanistan davas› aç›labilir. Üzerinde çal›fl›l›r. Avukatlar›m üzerine yasaklamalar geliflebilir. Ama bunlar sorun de¤il. Bir avukat bile gelse benim için yeterlidir Operasyonlar› radyodan takip ediyorum. Belirttikleri kadar içeri girdiklerini zannetmiyorum. Da¤›lma, parçalanma falan diyorlar ama herhalde öyle bir fley yok. Operasyon Amerika’n›n inisiyatifiyle oldu, ne kadar sürece¤i de buna ba¤l›d›r. Operasyon devam ederse halk tepkileri daha da sertleflir. Sünni-fiii bloklaflmas›n›n yarat›lmak istendi¤ine dair uyar›y› daha önce de yapm›flt›m. Türkiye’nin Güney’e girmesi Kürt-fiia ittifak›n› do¤urur. Demek ki Kürt-fiia ittifak›na el at›ld›. Askerler ve Erdo¤an flimdilik uyum-

Herkes bir çat› partisi alt›nda buluflmal›

Ulusal sol’un bu yaklafl›m› sonuçta faflizme ç›kar. Türk solunun da söylemleri sonuçta faflizme hizmet etmifltir. Ben bu tehlikeleri görerek demokratlar›n, ayd›nlar›n, herkesin bir çat› partisinde buluflmas›n› önermifltim. Hala bu önerimde ›srar ediyorum. AKP de öyle ba¤›ms›zl›kç› falan de¤ildir. Zaten ba¤›ms›zl›kç› olmak öyle kolay de¤ildir. Bir kriz patlat›rlar, dünyay› adam›n bafl›na y›karlar. Bu planla dünya hakimiyetini sa¤la-

maya çal›fl›yorlar. Burada Kürt meselesiyle ilgili bir boflluk vard›. Biz bu bofllu¤u gördük ve bu bofllu¤u özgürlük temelinde doldurmak istedik. Bu da onlar›n ifline gelmiyor, bunu istemiyorlar. Asl›nda bizi de denetim alt›na almak istediler. fiam’da yan›ma elçiler de geldi gitti. O zaman anlamam›flt›m. Yeri gelmiflken söyleyeyim: Talabani bana adam gönderdi. Bizzat kendisi benimle görüfltü. “Apo, silah›m›z var, param›z var istedi¤imiz her fleyi yapabiliriz, devlet de kurar›z. Yeter ki sen bizim yan›m›za gel” diyordu. Yani kontrolümüzü kabul et demek istiyordu. “Rica ediyorum” dedi, “bizim yan›m›za gel, silah da var, adam da var, hatta devlet de var” diyordu. Barzani de ayn› biçimde haberler gönderdi. Ben kabul etmedim. Talabani’yi ald›lar, Londra’da e¤ittiler, gönderdiler. ‹flte Barzani’yi baflka flekilde ba¤lad›lar. Biz, özgürlükçü ve ba¤›ms›zl›kç› çizgimizi koruduk. ‹flte bildi¤iniz gibi bafl›ma bir sürü fley getirdiler. O zaman anlamak istemedi¤im fleyleri böyle anlat›yorlar. Böylece anlamam› istediler. Ama ben, bu konuda kararl›y›m. Bununla Kürtleri denetim alt›na alm›fl olacaklard›, yani ‘benim denetimim alt›nda de¤ilsen yaflama flans›n yok’ diyorlar.

Dünyay› tekeller yönetiyor 8 Mart vesilesiyle mesaj›m› vermek istiyorum. Koflullardan kaynakl› parça parça de¤inebiliyorum. Asl›nda kad›n sorunu bir iktidar sorunudur Kapital finansla insanlar› kand›r›yorlar. Tekel-


SERXWEBÛN

40

“Kendini iyi tan›mak ve tan›mlamak gerekiyor. Özgürlü¤ün olmazsa

Kad›nla özgürlük temelinde yaflanmal›

ww

w.

Sizi para pul, kad›nlarla kand›rmaya çal›flacaklar. Kendi çizgilerini böylece oturtmak istiyorlar. Kapital finans, kad›n› bu anlamda korkunç kullan›yor. Reklamlar tamamen kad›n üzerine kurulmufltur. Kapital finans›n iktidar mant›¤› ya bu iktidara tabi olursunuz ya da ölürsünüz üzerine kurulmufltur. Baflka bir seçenek tan›m›yor. Kad›n›n cinsiyetçili¤ini bu iktidar›n arac› olarak kullan›yorlar. Daha önce de söylemifltim. En eski, en sald›rgan faflizm, erke¤in kad›n karfl›s›ndaki yaklafl›m›d›r. O yüzden söylüyorum, çünkü beni do¤ru alg›lamalar› gerekiyor. Benim kad›na yaklafl›m›m tamamen özgürlükçü temeldedir. Bu halk için oldu¤u kadar, kad›n için de böyledir hatta erkek için de böyledir.

kültürü içinde bir kad›n›n ne ruhu, ne beyni sa¤lam kal›r, ne güzellik anlay›fl› kal›r, ne de sevgisi ve aflk›. Kapital finans, insanl›¤›n reddidir. Kapital finans, kad›n cinsiyetçili¤i üzerinden topluma egemen olmufltur. Befl bin y›ll›k bir meseledir ve kad›n›n da buna karfl› görkemli direnifli vard›r. Ancak nas›l yaflamak gerekti¤ini iyi anlamak laz›m, kendini bu temelde iyi tan›mak laz›m. Bana da özgürlükçü temelde yaklafls›nlar. Ben kad›nla tamamen özgürlük temelinde iliflkilendim. Kad›n için oldu¤u kadar halk ve erkek için de özgürlükçü çizgi esas olmal›d›r. Kapitalizm bunlarla iktidar›n› sa¤l›yor. Bununla kad›n üzerinde, toplum üzerinde iktidar oluyor. ‹flte üç S demifltim. Futbol, sanat dedikleri fley, reklamc› k›zlar, magazin dedi¤iniz fley! Herkes futbolkolik olmufl, futbolla yat›p kalk›yorlar. Sanatç› diye her gün bir sürü insan ç›kar›yorlar. Kimin kiminle oldu¤u belli de¤il, o mankenlik, magazin dedikleri fley bunu yap›yorlar, buna da sanat diyorlar. Bu gerçek sanat de¤ildir. Her gün bir sürü uygunsuz fley yap›yorlar, ad›na da sevgi, aflk diyorlar. Onlarda insanl›k, ruh kalmam›fl. ‹flte aflk günü, sevgililer günü ilan etmifller. Kapital finansla insanlar› bu hale getiriyorlar.

ew e. c

Kendini iyi tan›mak ve tan›mlamak gerekiyor. Özgürlü¤ün olmazsa olmaz oldu¤u tart›flmas›zd›r ama özgürlük, beyin ve ruhsal bir durumdur. ‹nsan›n duygular›yla kendini tan›mas›, kendi düflüncelerine hakim olmas› ve ne yaflamak istedi¤ini tan›mlamas› gerekir. Özgürlük budur. Ben k›zlara hep bunu söylüyordum. O yüzden e¤er kad›n özgürlü¤ü diyorlarsa bana bu temelde yaklafls›nlar, seveceklerse böyle sevsinler, yoksa bofluna kendilerini yormas›nlar. Geleceklerse bu temelde gelsinler. Kad›nlara iliflkin yaklafl›m›mdan dolay› bana çok sald›rd›lar. fiemdin alça¤›, fiam’da kad›nlarla flöyle böyle yaflad›¤›m› söylüyordu. Ben kad›nla özgürlük temelinde yaflad›m, yaflayaca¤›m. ‹flte Osman örne¤ini görüyorsunuz. Onlara “size para, kar› verece¤iz” dediler. Ceplerine Dolar koydular, paraya al›flt›rd›lar. Geçenlerde gazetede okudum, Osman ikide bir “kar› hele o çocuklar› getir de birlikte bir foto¤raf çektirelim” diyor. Bu, asl›nda bir ideolojik mesajd›r. Bunu bofluna yapm›yorlar. ‹flte sana yaflayacak yer, falan diyorlar. Bu, asl›nda bir çizgidir. Gördü¤ünüz gibi onlar iflbirlikçileri yanlar›na alm›fllar, bize de bunlar› yapt›lar. Ama ne olursa olsun fiam’da k›zlara da söylüyordum. Sürekli özgürlük temelinde yaflay›n, erke¤e bu temelde yaklafl›n diyordum. Bu konuda beni elefltiriyorlar, ben de bir erke¤im, benden de kendinizi sak›n›n. Kendinizi bu iliflkilerden, bu erkeklikten sak›n›n. Gazetede okudum, doktor olan bir kad›n, asker eflinden boflanmak istedi¤i için on iki kurflunla öldürülmüfltü. ‹flte Kapital finans, kad›na bunu söylüyor, ‘ya benim iktidar›ma yüzde yüz tabi olursun, ya da yüzde yüz ölürsün’. Geçenlerde de tecavüz kültüründen bahsetmifltim. Günümüzde evliliklerin yüzde doksan befli tecavüzdür. Kad›nlar her gün tecavüze u¤ruyorlar. Böyle bir tecavüz

om

olmaz oldu¤u tart›flmas›zd›r ama özgürlük, beyin ve ruhsal bir durumdur. ‹nsan›n duygular›yla kendini tan›mas›, kendi düflüncelerine hakim olmas› ve ne yaflamak istedi¤ini tan›mlamas› gerekir. Özgürlük budur. Ben k›zlara hep bunu söylüyordum. O yüzden e¤er kad›n özgürlü¤ü diyorlarsa bana bu temelde yaklafls›nlar, seveceklerse böyle sevsinler”

ne t

ler böylece dünyay› yönetiyor. Bu ifli de hiçbir üretim yapmadan trilyon ve katrilyon paray› ortaya sürerek yap›yorlar. Amerika karfl›l›ks›z, hiç bir karfl›l›¤› olmadan dünyaya k›rk trilyonluk tahvil satt›. fiimdi bu büyük balon yer yer patl›yor. Ekonomik kriz dedikleri nokta budur. Dünyadaki hiçbir güç kendini tekellerden kurtaram›yor. Dikkat edin Çin’in hiç sesi ç›km›yor. Rusya’y› terbiye ettiler. Sesini ç›karan ülkelerin bafl›na dünyay› y›k›yorlar. Bütün bunlar› uluslararas› alanda hisse senetleri, tahvil vb yöntemlerle, borsayla ka¤›t üzerinden yap›yorlar. Bunlar AKP’ye de bu paralardan verdiler. Kürtleri de paraya al›flt›racaklar. fiimdiden Erbil’i, ‘ikinci Dubai yapaca¤›z’ diyorlar ve yapacaklar. fiimdiden kredilere, büyük yap›lara bafllad›lar. Kapital finans, her fleyi denetimi alt›nda tutmak istiyor. Bu söyledi¤im çok inan›lmaz da gelebilir ama kendini do¤ru tan›madan mücadele edemezsiniz. Hatta bu iktidar› do¤ru tan›mlamaz ve anlayamazsan›z tasfiyeci Osman’›n durumuna düflersiniz. Hatta sizi kullan›rlar, nas›l kullan›ld›¤›n›z› bile anlayamazs›n›z. Beni de tan›mlamak istediler. Kapital finans beni denetleyemedi¤i için bugün buraday›m. Bizim özgürlükçü çizgimiz ile iflbirlikçi çizgi mücadele halindedir.

Mart 2008

Arap sermayesi ve petrol finans kapitalin denetimi alt›ndad›r Son savunmalar›mda da bütün bunlar›, bu iktidar kavramlar›n› de¤erlendiriyorum. ‹ngilizlerin Ortado¤u’ya iliflkin yaklafl›m›, daha önce de söylemifltim, eskidir. Kapital finans büyük oranda hakimdir. ‹flte Arap sermayesi, petrol onlar›n denetimi alt›ndad›r. Her fleyi denetim alt›na almaya çal›fl›yorlar. Bana “Kemalizm’den etkilenmifl” falan diyorlar, öyle birfley yok. Ben bilimsel de¤erlendirdim, ben asl›nda Kemalizm’in


Mart 2008

SERXWEBÛN

ne te we .c om

özgürlükçü çizgisini tart›fl›yorum. Daha önce de belirtmifltim. Kemalizm, 1919-1924 aras›ndaki dönemde biraz ba¤›ms›zl›kç›yd›, ancak ‹ngilizler bundan sonra denetimi ellerine ald›ktan sonra devleti tan›d›lar. Mustafa Kemal biraz ba¤›ms›zl›kç›yd› ama biliyorsunuz o dönemin bütün kadrolar› ‹ttihat Terakki kadrolar›yd›, etraf›n› sararak onu bo¤dular. 1920’lerde bile Mustafa Kemal bunlarla çok u¤raflt›, çünkü çok güçlüydüler. Sonra çok say›da kadrolar›n› Dr. Naz›m, Cahit... vb gibileri tasfiye ettiler. Yalç›n Küçük kendisinden etkilendi¤imi söylüyormufl, asl›nda kitaplar›nda belli olgular› ele al›yor, bunlar› baflka kaynaklardan da ö¤renebiliriz. Olgular› okudum ama de¤erlendirmelerine bir bütün olarak kat›lm›yorum.

41

Mustafa Kemal daha pragmatist ve biraz daha özgürlükçüydü

‹lginç bir fley anlatay›m. Seyit R›zalar›n idam›nda, Dersim’den bir heyet, Mustafa Kemal ile görüflmeye çal›fl›r. Mustafa Kemal Elaz›¤’a gelecektir. Ancak bu kadrolar, bu görüflmeyi engellemifllerdir. Üç saat erken gelseydi Seyit R›zalar›n idam›n›n gerçekleflmeyece¤i söyleniyor. Birtak›m eksik evraklarla, imzalar› bile tamamlamadan idamlar gerçeklefltirilmifltir. Mustafa Kemal’le görüflebilselerdi belki de Koçgiri’deki gibi bir uzlaflma ile sonuçlanabilirdi. Ama buna engel olundu. Kad›nlarla iliflkisinde Latife ile iliflkisine kadar bir özgürlük, bir güzellik aray›fl› vard›. Babam da bana anlat›rd›, o dönem askermifl. Mustafa Kemal Antalya’ya gitti¤inde k›zlarla yapt›¤› bir toplant›da sohbet edip, fliir ve edebiyat konuflmufllar. Halk “Mustafa Kemal, k›zlar›m›za el att›” diye isyana kalk›flm›fl. Bu nedenle Mustafa Kemal, Antalya’y› apar-topar terk etmek zorunda kalm›fl. Ben küçükken babam bana bu hikayeyi anlatm›flt›. Daha sonra kitaplardan okudu¤um hikaye ile babam›n anlatt›¤› hikaye ayn›yd›. Beni de kad›n özgürlü¤ü konusunda çok suçlad›lar ancak biz onlara özgür alanlar sunabildik. Mustafa Kemal çok okuyan biriydi. O dönemin bilgilerini alarak mevcut elinde olanla derleyip toplamaya çal›flm›flt›r. Pragmatist biriydi. ‹ttihat terakki çizgisi, Enver çizgisi yay›lmac› ve macerac›yd›. Mustafa Kemal gerçekçiydi, mevcut olan› derleyip toplayarak Cumhuriyeti kurdu. O dönem, ‹ttihat kadrolar›n›n bir bölümünü tasfiye etti. Yine o dönemin Mustafa Suphilerini bo¤durdu. Kendi ba¤›ms›zl›k çizgisini oturtmaya çal›flt› ama adamlar kurt

ww

w.

Asl›nda Mustafa Kemal, biraz ba¤›ms›zl›kç› bir çizgiyi temsil ediyordu. ‹ngilizler, 1920’lerden sonra Sovyet Rusya’ya karfl› bir ittifak olarak ‹ttihat Terakki kadrolar› ile iliflki gelifltirdi. Mustafa Kemal Cumhurbaflkan’› olduktan sonra, as›l gücün ‹smet ‹nönü’de oldu¤u anlafl›l›yor. Yalç›n Küçük de bir kitab›nda as›l gücün ‹smet ‹nönü de oldu¤unu söylüyor. ‹smet ‹nönü’nün ‹ngilizlerle iliflkisi vard›, Mustafa Kemal bunu biliyordu. Sonunda uzlaflmak zorunda kald›. Baflbakan› ve yak›n okul arkadafl› Fethi Okyar’a ablas› Makbule ile birlikte daha sonra Serbest F›rkay› kurdurdu. Asl›nda baz› özgürlükçü ç›k›fllar› vard› ama sonunda uzlaflt›. ‹nönü, Fevzi Çakmak ve ‹ttihat kadrolar› ‹ngilizlerle iliflkiliydiler. Mustafa Kemal’e ‘sen cumhurbaflkan› ol’ diye dayatt›lar, bütün gücü ‹nönü’ye verdiler. ‹leride bu konuda biraz daha tart›flmak istiyorum. ‹nönü, Ege’de Çerkezleri, Rumlar› tasfiye etti. Asl›nda Mustafa Kemal, bu çizgide de¤ildi. Biraz daha özgürlükçü yaklafl›yordu. ‹flte ‹zmit konuflmas›nda bir çeflit otonomi dedi¤i demokratik özerkli¤e karfl›l›k gelen baz› aç›l›mlar yapmak istiyordu ancak her seferinde karfl›s›na bir olay ç›kard›lar. fieyh Sait isyan›, Menemen Olay›, ‹zmir suikasti gibi!

Dersim isyan›na kat›lan afliretlerden bir gurup

gibiydi, çünkü bütün kadrolar ‹ttihat Terakki kökenliydi. Bu çizgi uzun sürmedi. ‹nönü ve Çakmak gibi kadrolarla ‹ngilizler iliflkilendi. Mahir Çayan’› bu çizgisinden dolay› tasfiye ettiler. O dönemin ülkücüleri de kullan›ld›lar. Madano¤lu, Do¤an Avc›o¤lu gibi baz› üçüncü dünyac›, Küba’ya yak›n subaylar›n tümü tasfiye edildi.

Yahudi sermayesi Anadolu’da etkindir

Bugün Türklü¤ü dayatan ve savunanlar asl›nda Türk de¤ildirler. “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü Mustafa Kemal söylememifltir. Mustafa Kemal’in kat›ld›¤› bir toplant›da Nahum ad›nda bir Yahudi kalk›p konuflmufl ve bir slogan olarak “Ne mutlu Türküm diyene” demifltir. Hatta san›yorum ad› Haim’di, Haim Nahum söylemifl bu sözü. Bugünkü Türklü¤ü savunanlar›n gerçek anlamda Türkmenlerle bir iliflkisi yoktur. Mümtazer Türköne gibi baz› milliyetçilere dönek diyorlar, asl›nda onlar dönmüfl falan de¤il, sadece bu milliyetçili¤i yapanlar›n Türklükle alakas› olmad›¤›n›, bunun Türklü¤e bir yarar›n›n olmad›¤›n› biraz anlam›fl gibiler. Bugün de ayn› anlay›fl sürdürülmek isteniyor. Hatta bizim komflu köylerin bir k›sm› Türkmen’dir. Bunlarla bir al›p veremedi¤imiz yoktur. Ortak yaflama sorunumuz yoktur ama bundan rahats›z olanlar var. Bunlar önceden de vard›lar. AKP’ye para verip halka da¤›t›p oy toplamas›n› sa¤l›yorlar. Bu paran›n kayna¤› a¤›rl›kl› olarak Yahudi-


SERXWEBÛN

Demokratik geliflmemize tahammül edeceksiniz Kapital finans, kad›n› denetim alt›na almak için cinsiyetçili¤ini kullan›yor. Nas›l afl›k olaca¤›ndan, nas›l yaflayaca¤›ndan, nas›l seviflece¤ine kadar tümünü tek tiplefltiriyor. Kad›n üzerinden toplumun iktidar›n› hedefliyor. Senin özgünlü¤ünü, farkl›l›¤›n› tan›m›yor. Ben nas›l belirliyorsam öyle olacaks›n, yüzde yüz benim elimde olacaks›n diyor. Milliyetçilik ve dincilikle de topluma tek tip düflünceyi dayatt›. Ulus-devlet de nas›l bir kimlik istiyorsa onu dayat›yor. ‹flte Türk devleti örne¤i ortada, ben nas›l belirliyorsam öyle Türk olacaks›n diyor. Milliyetçilik budur. Kürt milliyetçili¤ini yaratarak ‘ben nas›l ol’ diyorsam ‘öyle

“Kapital finans, kad›n› denetim alt›na almak için cinsiyetçili¤ini

kullan›yor. Nas›l afl›k olaca¤›ndan, nas›l yaflayaca¤›ndan, nas›l

seviflece¤ine kadar tümünü tek tiplefltiriyor. Kad›n üzerinden toplumun

iktidar›n› hedefliyor. Senin özgünlü¤ünü, farkl›l›¤›n› tan›m›yor. Ben nas›l belirliyorsam öyle olacaks›n, yüzde yüz benim elimde olacaks›n diyor.

ne t

Milliyetçilik ve dincilikle de topluma tek tip düflünceyi dayatt›”

Kürt olacaks›n’ diyecekler. Tabi ki bu iki milliyetçilik çat›flacakt›r. Kapital finans tek tiplefltirerek her fleyi denetim alt›na almak istiyor. Ulusu da kad›n› da erke¤i de! Senin geçmiflini, kültürünü, inançlar›n› ve farkl›l›¤›n› reddediyor. Yerine kendi belirledi¤ini koymaya kararl› bir dayatmada bulunuyor. Peki buna karfl› nas›l durulacak? Bizim demokratik geliflmemize tahammül edeceksin, biz de devlete tahammül edece¤iz. Uzlafl› temelinde ikisi bir arada var olacak. Ulus-devlet do¤rudan Kapital finansa hizmet ediyor. Marks’›n sosyalizmi bile buna hizmet etmekten kurtulamad›. Yetmifl y›ll›k deneyimin ortaya ç›kard›¤› en geri sermaye neredeyse faflizm de¤il midir? Çünkü yetmifl y›l boyunca bir avuç oligarka hizmet etmifllerdir. Ulus-devletin Hitlerle geldi¤i noktada yaratt›¤› sonuç faflizmdir. Avrupa, bunu biraz gördü, aflmaya çal›fl›yor. Ulus-devlet anlay›fl›yla yok ederim, ezerim, bitiririm mant›¤›yla hiçbir yere var›lamaz. Ben Hükümete, Say›n Erdo¤an’a

ww

w.

si Anadolu’da etkindir. Koç’lar ve Ta¤maç’lar›n Yahudi oldu¤u söyleniyor. Soner Yalç›n biraz Sebatayistlerden bahsediyor. Sand›¤›n›zdan çok daha fazla etkinler. Niye H›ristiyanlar› öldürüyorlar? fiimdi ben size Malatya olay›n›n arkas›nda Yahudi mant›¤› var desem flafl›r›rs›n›z. Ama Yahudiler Anadolu H›ristiyanl›¤›’n›n yaflamas›n› istemiyor. Ermeni ve Rumlar›n bafl›na gelenlerin arkas›nda onlar var. Erbakan’›n bugünkü durumunun arkas›nda da bunlar var. Erbakan’›n ‹slamc›l›¤› biraz farkl›yd›, Erbakan biraz daha Türk demokrat›yd›. Ama Erdo¤an’› destekliyorlar. Sermaye, Anadolu Kaplanlar› diyor. Sermaye biraz Anadolu’ya kayd›. Kayseri sermayesi Gül’ü ç›kard›. Bugünkü AKP ‹slamc›l›¤› Kalvinizm’dir diyorum. Kalvinizm, Protestanl›¤›n bir mezhebidir. Hollanda’da çok etkin olmufltur. Hollanda’n›n bunlarla iliflkisi ortadad›r. Amsterdam-Kayseri, hatt› vard›r, Hollanda Kraliçesi bofluna Kayseri’ye gelmedi.

ça¤r› yap›yorum; operasyonlarla bir yere varamazs›n›z. Operasyonlar›n yarataca¤› ortam kaostur, bununla iflin içinden ç›k›lmaz bir hale geliriz. ‹stedi¤iniz kadar bana “terörist bafl›” deyin, PKK’ye “terör örgütü” deyin, bu hiçbir fleyi çözmez. Mutlaka bir diyalog yolu bulunmal› diyorum. Türkiye toplumuna, ayd›nlara, kendini sorumlu hisseden herkese diyorum, operasyonlara karfl› ç›kmak gerekiyor. fiiddetle bir araya gelmek gerekiyor. Terör örgütü söylemlerine falan tak›lmay›n. Diyalog yolunu açmaya çal›fl›n. Her iki taraf› da diyaloga getirmeye çal›fl›n. PKK ile gidip görüflsünler, kabul etti¤i ölçüde hükümetle de, devletle de bunu sürekli görüflsünler. Ben tekrar ediyorum, devletin sorumlu kurumlar› var. M‹T’e de söylüyorum, bildiklerini Türkiye kamuoyuna daha fazla aç›klas›nlar. Hükümete tekrar söylüyorum. E¤er benim fikrimi sorarlarsa, daha önce de belirtmifltim, siz toplum olarak, birey olarak benim haklar›m› tan›rsan›z, bana sayg›l› olursan›z benim silaha ihtiyac›m olmaz. E¤er bu konuda hükümet cesaretli ad›mlar atarsa, demokratik özerklik dedi¤im çerçevede üzerime düfleni yerine getirmeye haz›r›m. Buna gücüm de var. Sonuna kadar savafl olmaz, bu y›k›m getirir. Ne Türklere ne Kürtlere bir yarar› olmaz. Herkes bunu görmelidir.

ew e. c

lerdir. Yahudiler, Anadolu’da san›ld›¤›ndan çok daha eskiler. Selçuklular döneminden beri Anadolu’da bir Yahudi etkisinden söz edilebilir. Hatta Hazar Türkleri’nin Yahudi oldu¤una dair bir iddia bile var. Türk Yahudiler de var. Hatta Kürt Yahudiler, baz› dönme aileler var. Yani Türk, Kürt, Arap Yahudiler var, zaten Yahudiler Araplar gibi Semitisttir. Bunlar her dönem son derece etkin olmufllard›r. ‹flte Ester Kira adl› bir kad›n Osmanl›’n›n maliyesini kontrolü alt›na ald›, daha sonra, onu parça parça ettiler. 1300-1400’lerde ‹spanya’dan gelen Yahudiler var. Bunlar son derece etkin oldular. II. Mahmut döneminde baz›lar› idam edildiler. Sokullu Mehmet Pafla vb gibi kiflilikler onlar› idam ettiler. Ancak Yahudi sermaye-

Mart 2008

om

42

Her yerde Kent Konseyleri Kent Meclisleri oluflturulmal› Kürtler, demokratik tav›rlar›n› göstermelidirler. Her yerde demokratik örgütlenmelerini güçlendirerek dayan›flma içinde cevap olmal›d›rlar. Yar›n sizi parlamentodan atabilirler, belediyelerden d›fllayabilirler ama o zaman bile bulundu¤unuz kentlerde demokratik temelde örgütlerinizi kurarak tavr›n›z› ve mücadelenizi sürdürmelisiniz, bunun araçlar›n› yaratmal›s›n›z. San›yorum Demokratik Toplum Kongresi yap›ld›. fiimdi bir fley söyleyece¤im bunu hemen hayata geçirmeleri bar›fl için önemli olacakt›r. Sadece Kürtler için de¤il, Türkiye flehirlerinde Kent Konseyleri, Kent Meclisleri çok h›zl› bir flekilde oluflturulursa iyi olur.


Mart 2008

SERXWEBÛN

ler zaten belli bir grup, Erbakan’dan kalma bir grup vard›r; bir grup olarak Kürtler vard›r; bir de d›flar›dan ‹ngilizlerin destekledi¤i bir grup vard›r ki, as›l ifli yürüten grup budur. Mehmet fiimflek bunlardan biri olarak ‹ngilizler taraf›ndan direk partiye yerlefltirilen biridir. fiu aflamada AKP askeriyeyi de eline alm›flt›r, planlamay› AKP yap›yor, askerler harekete geçiyor. Uluslararas› alanda derin ve görünmeyen güçlerle büyük ba¤lant›lar› vard›r. Yani askerler AKP’yi de¤il. AKP askerleri yönlendiriyor, bunu herkesin bilmesi gerekir. Yalç›n Küçük meselenin temelini biliyor. Ona gelen bilgi ve raporlar›n nereden geldi¤ini biliyorum. Dayand›¤› kaynak vard›r. M. Kemal asl›nda Kürt meselesini çözmeye çal›fl›yordu. 1926’dan sonra

Bizde dinin üzerine siyaset yapmak olmaz ama inançlara sayg›l› bir politika ile kazan›mlar daha fazla olabilir. AKP gelip bölgede dini duygular üzerine siyaset yap›yor ama siz halk›n dini duygular›na sayg› temelinde daha kazan›mc› bir siyaset yapam›yorsunuz. Bunun için defalarca söyledim, bu konuda gere¤i yap›lmal›d›r. fiimdiye kadar niçin yap›lmad›. AKP’nin silah olarak kulland›¤› din olgusu elinden al›nmal›d›r. DTP’nin bunu do¤ru kullanmas› laz›m. Milletvekilleri ellerinden geleni yapmal›d›rlar, çünkü halk›n beklentileri var, bu kendileri için de iyi olur. Milletvekillerinden kim tam görevini yapmazsa, kaçarsa kendi kendini bitirecektir. Zaten gidecek yerleri de yok nereye gidecekler. Herhalde kongrelerini de yapacaklar, kendi baflkanlar›n› kendileri seçecekler. Bölgede her yerde kent konseylerinin kurulmas› gerekir. Kürtler, Türkler, Araplar, Lazlar, Çerkezler bütün milliyetler hep birlikte bar›fl için mücadele etmelidirler.

ne te we .c om

Say›s› iki yüz mü üç yüz mü olur bilmiyorum, kentin büyüklü¤üne göre kendileri belirlerler. Her çevreden, her kesimden insan› kapsamal›. Bir nevi Kentin vicdan› ve akl› olur. Bu meclisler ayn› zamanda demokratik temelde Türkiye’nin oluflumuna da katk› sunar. E¤er DTP Meclis’ten at›l›p belediye seçimlerinde engellenir, para marayla d›flar›da b›rak›l›rsa, hem k›rsalda, hem kentlerde kendi alternatiflerini oluflturacakt›r. Çat› partisi demifltim. Bu süreçte anti-tekel, demokratik bar›flç›l temelde tüm Türkiye ayd›nlar›n›, demokratlar›n›, güçlerini bir araya getiren bir çal›flman›n yürütülebilece¤ini düflünüyorum. Benim Ergenekon’la iliflkimin oldu¤unu söylüyorlar. Öyle bir fley yok. Onlar›n Kuva-i milliye dedi¤i fleyin as-

43

Bu sorun askeri yöntemlerle çözülmez

M. Kemal sözde yetkilidir ama elindeki tüm yetkileri al›nm›flt›r. Yetkilerini ‹smet ‹nönü alm›flt›r ve O’nu da ‹ngilizler destekliyordu. ‹ngilizler 1926’dan sonra ‹nönü’yü destekleyerek M. Kemal’in elindeki bütün yetkileri alm›fllard›r. Örne¤in M. Kemal o tarihlerde k›z kardefline bir parti kurduruyor ama bu güçler partiyi da¤›t›yorlar, hayata geçmiyor. M. Kemal bu kadar etkisiz hale getirilmifltir. Dogmatik solculuk Sovyetleri bitirdi, Türkiye solunu da bitirdi, bunlar›n durumlar› ortadad›r. E¤er biz dogmatik solculukla mücadele etmezsek durumumuz iyi olmaz, ça¤a göre bir mücadele yürütmek laz›m. Ben tüm halk›n demokratik sorunlar›na yan›t olabilecek birçok proje aktard›m.

w.

l›nda benimle hiçbir ilgisi yok. Benim Kuva-i Milliye dedi¤im fley 1920’lerin dayan›flma ruhudur. fiimdi Kuva-i Demokrasi diyorum.

ww

AKP bölgede dini duygular üzerine siyaset yap›yor

AKP nin bölgeye dönük çok tehlikeli ve sinsi bir siyaseti var. AKP eski Milli Selamet Partisi’ne benzemez. Refah Partisi ile de k›yaslanamaz. Ben Suriye’de iken Erbakan’›n Kürtlere tavr› farkl›yd›, bana iki mektup gönderdi, Suriye devletini de çözüm için devreye koydu. Ama flimdiki AKP dört e¤ilimi bir arada tutuyor ve her e¤ilimin bir görevi var. Bu dört e¤ilimin içinde solcular› da var; Milli Görüflçü-

Bugün önemli, tarihi aç›klamalarda bulunaca¤›m, Newroz’a iliflkin görüfllerimi de belirtece¤im. CPT raporunu aç›klad› san›r›m. Raporda belirtilen maddeler neden kaynaklan›yor olabilir? Nas›l çevresel etkenler? Deniz ürünlerini tüketmiyorum ama deniz iklimi olabilir. Bo¤az›mdaki ak›nt›, bu sorunlar ci¤erden kaynaklan›yor olabilir mi? Tamam, çözüm olarak neyi öneriyorlar? Anlad›m, benim koflullar›m belli, bu koflullara iliflkin burada yapabilece¤im çok fazla bir fley yok, sizler d›flar›da bunun hukuki mücadelesini verirsiniz. Bunlar› benimle tart›flman›za gerek yok. Hatta bu konular› konuflmak bile saçma. Belki burada kalmak daha iyi olabilir ama flartlar önemli; bu koflullar›n de¤ifltirilmesi gerekiyor. ‹mral› rejiminin iyi anlafl›lmas› ve de¤ifltirilmesi gerekiyor. Ben 9 y›ld›r burada direniyorum ve direnmeye de devam edece¤im. ‹ntiharvari herhangi bir giriflimde bulunmayaca¤›m, ben ömrümün sonuna


SERXWEBÛN

Bu sorun milyon Dolarlar harcanarak da çözülmez

edildi. 1990’da Bekaa’da bana karfl› bir plan yap›lm›flt›, ben fark edip

fiam’a çekildim. Onlar Bekaa’da kald›lar. Bekaa’da, o vadide bana karfl› ne yapabilirlerdi ki? Vadi bana ba¤l›yd›. Orada bir fley yapamad›lar. Ben de biraz tedbir alm›flt›m. Daha sonra oradan çekildim fiam’a gittim.

fiam’da onlar› tek tek ça¤›rarak dinledim. Onlar› anlamaya çal›flt›m”

di? Bunlar bir kliktiler ve ‹ngilizlerle ba¤lant›lar› vard›r. Kaz›m Karabekir’in M. Kemal’e yap›lan suikastte ismi geçmesine ra¤men O’na hiçbir fley yapamad›lar çünkü O da o gruptand›. Bunlar›n M. Kemal’i Çankaya’ya hapsetmeleri çok bilinçli bir olayd›r ve bir yerden kontrol ediliyor. Rahflan ülkeyle ilgili baz› kayg›lar›n› dile getiriyordu ve Bülent Ecevit de bu konuda baz› fleyleri biliyordu. Yalç›n Küçük de söylüyor, onun için deli deniyor ama bence deli de¤il, baz› fleyleri biliyor. Onun baz› kaynaklar› var ama bu kaynaklar› için “ben aç›klayamam” diyor. Demek ki baz› yerlerden bilgi al›yor. Ayn› flekilde bana da biliyorsunuz suikastler düzenlendi. Yak›n arkadafllar›m tasfiye edildi. 1990’da Bekaa’da bana karfl› bir plan yap›lm›flt›, ben fark edip fiam’a çekildim. Onlar Bekaa’da kald›lar. Bekaa’da, o vadide bana karfl› ne yapabilirlerdi ki? Vadi bana ba¤l›yd›. Orada bir fley yapamad›lar. Ben de biraz tedbir alm›flt›m. Ben de da-

w.

ww

ha sonra oradan çekildim fiam’a gittim. fiam’da onlar› tek tek ça¤›rarak dinledim. Onlar› anlamaya çal›flt›m. fiener’le Metin’i biliyorsunuz. Daha sonra Hasan Bindal’in flahadeti oldu. Kendisini çocuklu¤umdan beri biliyorum. Çok de¤erli bir arkadafl›md›. Benim etraf›m› da yaln›zlaflt›rmaya çal›flt›lar. Tabi ben bunlar› baflta tam anlayamad›m, daha sonra bilgiler parça parça birleflince daha iyi anlad›m. Cemil Bay›k yan›mdayd›. Ben olmazsam onlar›n hepsini götüreceklerdi, tasfiye edeceklerdi. Cemil Bay›k onlar nas›l tasfiye edilece¤ini dahi anlayamadan tasfiye edileceklerdi. Hiçbir fleyden haberleri yoktu. Öyle söyledikleri gibi fiam’da siyaset kolay de¤ildi, çok zordu. fiam’da siyaset aslan›n s›rt›nda olmak gibidir. Çok

“Bana da biliyorsunuz suikastlar düzenlendi. Yak›n arkadafllar›m tasfiye

ne t

Devlete ve hükümete de ça¤r› yap›yorum. Bu sorun milyon Dolarlar harcanarak çözülmez. Haberleri dinliyorum. Haberim var geliflmelerden. Benim hakk›mda tasfiye karar› al›nm›fl. Kürt özgürlü¤ü tasfiye edilmek isteniyor. M. Kemal de ba¤›ms›zl›k ve özgürlük düflüncesiyle yola ç›kt› ancak d›fl güçler onun ilerlemesini engellediler. Bu d›fl güçler flimdi benim etraf›mda çember oluflturdular, beni tasfiye etmeye çal›fl›yorlar. M. Kemal’i de biliyorsunuz Çankaya’ya hapsettiler. Hapis diyorum, çünkü durum öyledir. M. Kemal’i Çankaya’ya hapsederek bo¤mak istediler. Hatta bir defas›nda onu gerçekten öldürmek istediler, olay› biliyorsunuz, çarflaf giydirerek bir kad›n k›l›¤›nda Çankaya’dan ç›kararak kurtarabildiler. Biliyorsunuz ben de 98’de Avrupa’da Yunanistan’da benzer flekillerde kaçarak, k›l›ktan k›l›¤a girerek dolaflt›m. M. Kemal’in etraf›n› da çevirmifllerdi. Birçok fley yapmak istiyordu ama etraf›nda bir çember vard›. Bunlar O’nu bile tehdit ediyordu. Birçok fleyi yapmad›, birçok fleyi de yapmak zorunda kald›. M. Kemal’i saran bu kadro güçlü bir kadrodur. Biliyorsunuz M. Kemal bir defa bile yurt d›fl›na ç›kmad›, hep Türkiye’de kald›. As-

l›nda M. Kemal bir cumhuriyetçidir, milliyetçi de¤ildir, kendisini koruma alt›na almak için Türkçülü¤ü gelifltirdi. Kürt sorunu konusunda da özerklik anlay›fl›na sahipti, yani muhtariyet istiyordu. Bunu dile de getirmiflti ama Mustafa Kemal’in Kürtlerle uzlaflmas› engellendi. Her defas›nda karfl›s›na bir fley ç›kard›lar; Menemen Olay›-Kubilay, fieyh Sait Ayaklanmas›. fieyh Sait ‹syan›’nda Fethi Okyar Baflbakand›r, “Benim en yak›n arkadafllar›m Kürttür, ben Kürtlerin üzerine gidemem” dedi. Bunun üzerine Fethi Okyar’› düflürdüler ve Kürtlerin üzerine gittiler. Seyit R›za’n›n idam›ndan önce M. Kemal’e ulafl›lmaya çal›fl›ld› ancak ulafl›lamad›. Kim bunu engellemeye çal›fl›yordu engelleyen güçler kimler-

ew e. c

kadar da burada kal›r›m, bu benim için sorun de¤il. Bunu kendim için de¤il, yaflamam gerekti¤ine inand›¤›m için yap›yorum. Halen Kürt halk›na faydal› fleyler yapabilece¤ime inan›yorum. Ben Kürt halk›n›n özgürlü¤ü için buraday›m. ‹mral› rejiminin iyi anlafl›lmas› laz›m; ‹mral› rejimi benimle ilgili de¤il, Kürt halk›n›n özgürlü¤ünün tasfiyesi ile ilgilidir. Biliyorsunuz, tarihte de imparatorluklar döneminde de buraya liderler, imparatorlar, yine baflbakanlar getirildi; onlar buraya ölmek üzere gönderildiler. Zaten iklimi onlar› öldürmeye uygundur, bunun için ölüme terk edilmifller. Yazar R›fat Ilgaz da bahsediyor kitab›nda. Gerekirse ben de ölürüm, ölüm benim için sorun de¤il. Önemli olan Kürt halk›n›n özgürlü¤ü ve özgürlük iradesidir.

Mart 2008

om

44

dikkatli olmak gerekiyordu. En ufak bir hatada yere düflüp aslana yem olabilirdin. fiam’da da beni bitirmeye çal›flt›lar. ‘96’da yaflananlar› di¤er birçok suikast› biliyorsunuz. Hürriyet, bana 17 kez suikast girifliminden bahsetti. Hiçbirisi baflar›l› olamad›.

Kemalizm anlafl›lmadan bugünkü siyasal durum anlafl›lamaz Mustafa Kemal’in kurdu¤u devlet 1922’den beri o kontrole girmifltir. M. Kemal bofluna ba¤›ms›zl›k, özgürlük demiyordu. M. Kemal’i yaln›zlaflt›rmaya çal›fl›yorlard›, çocukluk arkadafl› olan Ahice Arif Albay’› tasfiye ettiler. M. Kemal, ‹smet ‹nönü ve Fevzi Çakmak’a yönelecekti, bu güçler engelledi. Çünkü onlara yönelseydi s›ra kendisine gelecekti. 1926’da bir Türklük gelifltirdiler. Zaten Mustafa Kemal 1930’larda ne yapt› ki? Pek bir fleyle u¤raflmad›, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu kurdu, daha çok bunlar üzerine çal›flt›.


Mart 2008

SERXWEBÛN

Hükümetin iradesi yok çözüm yerine operasyon gelifltiriyor Anadolu uygarl›¤› önemlidir. Mezopotamya uygarl›¤› var, ortada. Bunlar esas al›nabilir. Bir çözüm geliflebilir. Hükümet de art›k Hükümet de¤il, iradesi yok. Çözüm yerine operasyon yap›yorlar, ben operasyonun baflar›l› olmayaca¤›n› ve çözüm getirmeyece¤ini defalarca söyledim. Türkiye flu anda bir karmafla ve keflmekefl içinde, kimse ne yapt›¤›n› bilmiyor. Bütün bu politikalar›n nedenleri araflt›r›ld›¤›nda ucu birçok yere gidiyor, Merkezi Londra’d›r. Bütün bunlar Küresel sermaye taraf›ndan kontrol ediliyor. AKP’nin herhangi bir çözümü de yok. Paket maketleri de yok. Ellerindeki paket dedikleri fleyler, Çiller döneminden hatta Çiller’den de önce haz›rlanm›fl çözüm getirmeyen paketlerdir. Özellikle yirmi y›ld›r Kürtler açl›¤a mahkûm b›rak›l›yor. Erdo¤an bugün “Teröre karfl› 12 milyar Dolar” ay›rarak terörü bitirece¤ini söylüyor. Gül’ü dinledim, Gül de ayn› fleyi söylüyor. Daha önce de “Teröre Karfl› GAP Projesi” dediler. Atatürk Baraj› yap›ld›, suyu bir tünelle Harran’a götürdüler. Viranflehir, Ceylanp›nar, Suruç sussuz b›rak›ld›. Oysa o su, hepsine yetecek kadard› ama suyu Harran’a götürdüler. Neden sadece Harran’a götürüldü? Bu projeler de baflta bize karfl› kullan›ld›. Size birkaç ilginç olay anlatay›m; Harran Belediye Baflkan› bir kad›nla aflk yaflad›, kad›n sonra milletvekili yap›ld›. Sözde aflk yapt›lar ama her türlü yolsuzlu¤u, pisli¤i yapt›lar. Adam Arap, iki-üç kar›s› vard› ama gidip ya-

banc› bir kad›nla aflk yaflad›. Bu iliflkiyi inceledi¤inizde her fleyi çok aç›k net göreceksiniz, bu iliflkinin içinde rant› görürsünüz, AKP’nin gerçek yüzünü görürsünüz, Urfa’y› görürsünüz, Harran’› görürsünüz. Siz bunlar› incelersiniz, inflallah, o zaman her fleyi, oynanan tüm oyunlar› görürsünüz ve anlars›n›z. Yine Bahçesaray Belediye Baflkan›’n›n k›z› milletvekili yap›ld›, biliyorsunuz. Yine anlatacak baflka olaylar da var ama anlatmaya gerek yok, baflka zaman anlat›labilir.

ww

w.

ne te we .c om

Mustafa Kemal, kendisi hiçbir zaman Kemalizm dememifltir. Zaten Kemalizm kavram›, Mustafa Kemal’den ba¤›ms›z, onun d›fl›nda ortaya ç›kar›lm›fl bir kavramd›r. S›ra Kürtlere gelene kadar Sosyalistleri de tasfiye ettiler, Mustafa Suphileri kim öldürttü? Burada üç kesim tasfiye edildi. Sosyalistler, Kürtler ve ‹slamc›lar. Bu politikalar bugün iflas etmifltir. Ben bunlar› dile getirince bana Kemalist diyorlar, hay›r ben Kemalist de¤ilim. Bütün bunlar› iyi anlamak laz›m. Kemalizm anlafl›lmadan bugünkü durum anlafl›lamaz. Mustafa Kemal’in bilim kapasitesi s›n›rl›d›r. Ancak bilime önem veriyordu. Çok okudu¤u, sabahlara kadar okudu¤u söyleniyor. Kendisi birtak›m düflünceleri gelifltirmek istiyordu. Anadolu uygarl›¤›n› araflt›r›yordu. Dil için söyledi¤i teoriler, tarihle ilgili söyledikleri farkl› olabilir, “Sümerler Türk’tür” diyor, Hititler için de bir fleyler söylüyor ama ben bunlar›n derdinde de¤ilim, tabi ki bunlar tart›fl›l›r, mesela ben de “Sümerler Kürt’tür” diyorum, Kürtlerin tarihini, kaynaklar›n› araflt›r›yorum. Ancak burada benim için önemli olan Mustafa Kemal’in bilime önem veriflidir. Biliyorsunuz “hakiki mürflit ilimdir” gibi sözler sarf ediyor. Kendilerini Kemalist olarak tan›mlayanlar Mustafa Kemal’i bilmiyorlar. Mustafa Kemal’e az›c›k sayg›lar› varsa O’nu do¤ru anlarlar. Ben bunlar› ifade etti¤im zaman savc› baflka flekilde yorumluyor disiplin cezalar› veriyor.

45

Krediler alarak üç günde holding kuruyorlar

Mehmet fiimflek’in hiçbir gücü yokken neden Türkiye’ye getirildi? Çünkü bunlar küresel sermayenin sözcüleri. Talabani Türkiye’ye geldi. Talabani’yi Türkiye’ye getiren de, Mehmet fiimflek’i Türkiye’ye getiren de ayn› iradedir. Talabani’yi Ankara’da asker istemiyordu, caml› köflkte a¤›rlad›lar. Küresel sermayeyi kontrol edenlerin amaçlar› Güney’de Arap emirlikleri gibi emirlikler kurmay› hedefliyorlar. Dubai gibi yerleflimler kurmak, Erbil’de, Diyarbak›r’da Holdingler kurmak, merkezler oluflturmak. Topraklar›n yar›s› sat›lm›fl di¤er yar›s›n› da almak istiyorlar. Yer alt› ve yer üstü kaynaklar›na da sahip olacaklar. Kürtleri de kar›n toklu¤una kendilerine, patronlar›na ba¤layacaklar. Kad›n nas›l erke¤e muhtaç hale getirilmiflse, kad›nlar böylece nas›l kar›laflt›r›lm›flsa, Kürtleri de bu flekilde kendilerine ba¤›ml› k›lmaya çal›fl›yorlar. Kürtlere nas›l davranmas› gerekti¤ini ö¤retiyorlar flöyle davranacaks›n flöyle giyineceksin, böyle yapacaks›n, flöyle evleneceksin gibi. ‹flte Osman’›n düfltü¤ü durum ortada. ‹kide bir foto¤raf çektiriyorlar flöyle yapacaks›n diyorlar. Osman ve Botan’› da bu flekilde kopard›lar, bunlarla birlikte bin kifliyi de kopard›lar. Bu ifli parayla yapmaya çal›fl›yorlar. Onlar›n projesi bu. ‹sim vermek istemiyorum A¤r›’da Bitlis’te Holdingleri aç›ld›. Krediler alarak üç günde Holding kurduruyorlar. Böyle k›sa zamanda Holding mi kurulur? Krediler alarak üç gün gibi k›sa sürelerde A¤r›’da Bitlis’te Holdingler kura-


SERXWEBÛN

46

“AKP’de on yedi e¤ilim oldu¤u söyleniyor, bunlar› nas›l kontrol edecek

bilemiyorum ama buradan Baflbakan’a sesleniyorum; benim teorik gücüm de pratik gücüm de çok daha fazla, Talabani’den daha fazla, gelip burada

Halk›mla aramda bir ba¤ var Onlar› tehlikelere karfl› koruyorum

daha fazla gözyafl› dökmesini, bir askerin dahi ölmesini istemiyorum. Bizim Türk halk›yla hiçbir sorunumuz yok”

ww

bu flekilde Kürtler kabul etmez. Kürtler namuslar›na düflkündür, Kürtlerin k›rk bin flehidi var, hepsi birer abide gibidir. Bu sorunu da bu flekilde çözemezler. Halk›mla aramda bir ba¤ var. Onlar› tehlikelere karfl› koruyorum, uyar›yorum. Kendileri de belirtiyor, Cevat Önefl söylemiflti “Apo’nun politik-manevi gücü var” diye. Benim de burada politik gücüm var. Yalç›n Küçük, “Apo’nun politik gücü büyük ama ekonomik gücü yok” demiflti. Bu do¤ru olabilir ama politik güç önemlidir, politik güç ekonomik gücün üstesinden gelebilir, do¤ru çal›fl›l›rsa e¤er. Ben burada Baflbakan’a sayg›s›zl›k etmek ya da onu küçük düflürmek için bunlar› dile getirmiyorum. AKP’de on yedi e¤ilim oldu¤u söyleniyor, bunlar› nas›l kontrol edecek bilemiyorum ama buradan Baflbakan’a sesleniyorum; benim teorik gücüm de pratik gücüm de çok daha fazla, Talabani’den daha fazla, gelip burada benimle konuflabilirler. Önderli¤im de ayr› bir konudur. Ben kimsenin daha fazla gözyafl› dökmesini, bir askerin dahi ölmesini istemiyorum. Bizim Türk halk›yla hiçbir sorunumuz yok. Benim nenem Havva bir Türk köyündendi. ‹lk namus dersimi Havva nenemden ald›m. Do¤du¤um yerde Türk köyleri vard›. Daha fazla kan ve gözyafl› dökülmesini, sorunun ‹srailFilistin gibi olmas›n› istemiyorlarsa, anlaml› bir diyalog gelifltirmeliler. Burada yanl›fl anlafl›lmas›n ben Ortado¤u’da Yahudilerin de devleti olmal›d›r diyorum, anti semitist de¤ilim ama demokratik bir flekilde olmal›lar. Benimle görüflürler veya görüflmezler bu da bir yerde önemli de¤il. Önemli olan anlaml› bir diyalogun geliflmesidir. Çözümü d›flar›da arayacaklar›na neden gelip benimle konuflmad›klar›n› anlamak gerekiyor. Bunlar› siz de anlayabilirsiniz.

ew e. c

amac› 12 milyar› buradan ayarlamak, 15 milyar ‹srail paras›ndan ayarlamak, bilmem ne kadar milyar› nereden ayarlamak... Siz çözümü Washington, Talabani’de flurada burada arayaca¤›n›za gelin benimle konuflun. Daha önce ifade etmifltim Genelkurmay temsilcisi yan›m›za gelmiflti “neden fliddette ›srar edelim, sorunlar›m›z› demokratik flekilde çözelim, bu oyunu birlikte bozal›m” demiflti. Ama ben flimdi daha iyi anl›yorum sorunu ciddi anlam›yorlar. Ben Erdo¤an’a sesleniyorum, siz bu flekilde “terörü” bitiremezsiniz ancak “terörü” tahrik edersiniz. “Anadili serbest b›rakaca¤›m, bir kanal kuraca¤›m” diyor. Sen kimsin ki dil hakk›nda karar veriyorsun? Seksen y›l bu dili yasaklayacaks›n, sonra da ben karar verdim diyeceksin. Bu dil senden önce de vard› senden sonra da var olacak. Kürtlere bir kanal verecekmifl! Kürtlerin zaten kanal› var. Burada kimse çocuk de¤il, kimseyi bu flekilde kand›ramazs›n. Bir küçük çocu¤u kand›r›r gibi, yok paket açaca¤›m, yok flunu yapaca¤›m, bunu yapaca¤›m, okus-pokus gibi fleylerle Kürtleri kand›rmaya çal›fl›yorlar. Tamam, ben biliyorum. Bir maaflla, kendilerini teslim edenler var ama

w.

ABD’nin Irak merkez komutan› yapt›¤› aç›klamada “uzlafl›labilir olanlar ile uzlaflmayanlar› ay›rmak gerekir” dedi¤ini dinledim. Tamam dinledim biliyorum onlar›. Erdo¤an “Teröre karfl› 12 milyar Dolar ay›rd›k, bununla terörü bitirece¤iz” diyor. Bunlar›n

om

benimle konuflabilirler. Önderli¤im de ayr› bir konudur. Ben kimsenin

ne t

rak Kürtler üzerinde denetim kurmaya çal›fl›yorlar. ‹flte bunlar›n etraf›na insanlar› toplayarak Kürtleri parçalamay› hedefliyorlar. Ben kredi almas›nlar demiyorum ama neye ve niçin hizmet ettiklerini iyi bilsinler. Bu flekilde Kürtleri kendilerine ba¤l›yorlar Kendilerini de Küresel sermayeye ba¤l›yorlar. Barzani daha ihtiyatl› yaklafl›yor. Barzani’nin operasyon sonras› yapt›¤› aç›klamay›, Talabani’nin Ankara ziyaretinde Türkiye’yi Barzani’yle iliflkilendirme konusunda teflvik etti¤ini dinledim. Bana da zaman›nda elli kez geldiler, teklif ettiler. Denizler ve Mahir Çayanlar› tasfiye ettiler. Ben de o dönem vard›m, beni de tasfiye edeceklerdi ama ben neden tasfiye etmek istediklerini anlamaya çal›fl›yordum. Bunlar› sezdim ve bir ç›k›fl sa¤layarak yurt d›fl›na ç›kt›m. fiam’da bir ‹ngiliz Müsteflar, ‘Talabaniyle iliflkilerimiz var, yard›m ediyoruz ona’ diye belirtti bana. Bana Talabani’ye, Barzani’ye yard›m ediyoruz neden size yard›m etmeyelim diyorlard›. Bununla benim de onlar›n denetimine girmemi istiyorlard›. Ben kabul etmedim. Benim için önemli olan özgürlüktür, özgürlük hareketinin büyüyüp geliflmesidir.

Mart 2008


Mart 2008

SERXWEBÛN

AKP üzerinden bir Kürt ‹slam partisi kurmaya çal›fl›yorlar

seniz avukatl›¤› da gelifltiremezsiniz. Gençler için gereklidir, kad›nlar için gereklidir. Siz siyaseti bilmezseniz bu oyunlar› nas›l anlayabilirsiniz. Ben ayd›nlanm›fl bir insan›m, en az›ndan bilimi biliyorum. Siz daha çok gençsiniz, bunlar› bilmezseniz fark›na varmadan sizi bitirirler, gelece¤inizi karart›rlar. Ben hayat›m›n geri kalan›n› cezaevinde geçiririm, bu benim için sorun de¤il, zaten önemli olan fikirlerimdir hatta ölümüm daha da güçlendirebilir.

Ben bu konuda daha önce önerilerde bulunmufltum. Bunlar net. Önemli olan anlaml› diyalogdur, çözüm bulunur, mekanizmalar gelifltirilir. Urfa için de bir park düflünülüyor “Dinler Bahçesi” ad› alt›nda. Ben de daha önce önermifltim ayn› fleyi fakat benim amac›m farkl›d›r. Özellikle belirtiyorum, özelde Urfa’y› anlamak gerekiyor. Savunmalar›mda ve daha önceki ‹brahimî çözümlemelerimde belirtmifltim. Bu söylediklerim Urfa’da bir Rönesansa neden olabilir. Harran biliyorsunuz ‹brahim’in kardeflinin ad›d›r. Siz gençler de araflt›rabilir, araflt›rma yapabilirsiniz. Ben gerçekten gençleri de severim. En çok gençler özgürlük için mücadele etmeliler. Gelecekleri söz konusu. Önümüzde bahar var, Nisan güçlü geçer. Bu sorun ciddi, Erdo¤an’› da aflar. Jandarmaya, emniyet genel müdürlü¤üne, devlete, hükümete sesleniyorum demokratik bir çözüm gelifltirilebilir. Say›n Erdo¤an ve Gül’den de rica ediyorum demokratik çözüme katk›da bulunabilirler benimle diyaloga da geçebilirler. Talabani’yi de fazla elefltirmesinler. Talabani ve Barzani’nin demokratik bir çözüme katk›lar› sa¤lanabilir. Cezaevlerinden mektuplar ald›m. Bir arkadafl mektubunda baz› araflt›rmalar yapt›¤›n› Said-i Nursi’yi araflt›rd›¤›n› belirtiyor. Muhtemelen araflt›rman›n sonunda Said-i Nursi’nin Ermenilere dayand›¤›n› belirtecek. Baz› Ermeni aileleri baflka yere gidince ortada kalan çocuklar var, oradan geliyor sonucuna varabilir, bilemiyorum. Bu konuda bir fley söylemek istemiyorum. Söylediklerimi bir mesaj halinde halk›m›za iletebilirsiniz. Halk›m›z›n Newroz’unu kutluyorum. Suriye, ‹ran, Irak tüm parçalardaki halk›m›z›n Newroz’unu kutluyorum, onlara selam ve sevgilerimi iletiyorum. Urfa kazanacakt›r, biliyorum, er ya da geç tarihine ve Hz. ‹brahim’e yak›fl›r Rönesans›n› gerçeklefltirecektir.

ne te we .c om

DTP’liler de baz› görüflmeler yap›yor. Bu görüflmeler önemlidir. Görüflmeler iyi niyetle yap›l›rsa onlar› desteklerim. E¤er örgütü tasfiye veya bask› alt›na alma temelinde kullan›l›rsa Kürt halk› bunu kabul etmez, buna karfl› ç›kar. Bilinçli veya fark›nda olmayarak buna alet olurlarsa o zaman kötü niyetli olurlar. Ben DTP görüflmesin demiyorum, görüflsünler ama çok dikkatli olmal›lar. AKP üzerinden bir Kürt-‹slam partisi kurmaya çal›fl›yorlar. AKP içindeki yetmifl milletvekiliyle bunu yapmaya çal›fl›yorlar. Bir dönem fierafettin üzerinden yapmaya çal›flt›lar. Baflaramad›lar, Sertaç Bucak üzerinden yapt›lar, baflaramad›lar, flimdi bu yöntemi kullan›yorlar, Kürtleri bölmeye çal›fl›yorlar ama bunu da baflaramayacaklar. DTP içinde de baz›lar› bu siyaseti anlamayabilir ama ben biliyorum. DTP hemen bir demokratik siyaset akademisi açmal›d›r. Bunu daha önce defalarca söyledim. DTP bunu neden bugüne kadar yapmad›? Di¤er partilerin AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin, DSP’nin bile siyaset okullar› var de¤il mi? Bunlar üzerinden örgütleniyorlar. Neden DTP’nin yok. Orhan Do¤an’›n an›s›na bunu yapabilirler. ‹kide bir benim ismimi an›p ceza alacaklar›na bu iflle ilgilensinler. Her yerde Orhan Do¤an Demokratik Siyaset Akademisi aç›lmal›d›r. Bu onlara son önerimdir. E¤er bunu da yapmazlarsa, onlara hakaret edece¤im, DTP’yi iflbirlikçi ilan edece¤im. Bu iflle kim ilgileniyor, bu iflin sorumlusu kim? Nas›l kuracaklar, ne zaman kuracaklar, bunlar› ö¤renmek istiyorum. Demokrasinin geliflmesini, demokratik siyasetin güçlenmesini istiyorlarsa bu okullar flart. Bu akademiler herkes için gereklidir. Benden ziyade herkes için sizin için gereklidir. Demokratik siyaseti iyi bilmez-

47

Demokratik güçler ve sol kesim çözüm için çal›flmal›d›r

ww

w.

Hemen bir öneri yapmak istiyorum; her ilde Meclisler kurulmal›, ilçeler ve köylerde de bir fleyler kurulabilir. Bunlar mutlaka kurulmal›d›r. Bu flekilde örgütlenebilirler. E¤er öneri istiyorlarsa bunu öneriyorum, bunu da yapmazlarsa bir daha onlara öneri yapmayaca¤›m. Demokratik güçler, sol kesim de çözüm için çal›flmal›d›r. Anti-tekel bir hareket gelifltirilebilir. Daha önce ifade etmifltim Demokratik Cumhuriyet Kongresi temelinde bir hareket veya partileflmeye gidilebilir.


SERXWEBÛN

48

Mart 2008

om

Kazanan gençlik kazanan Kürdistan halk› olacakt›r

Gençli¤e yak›flan bildi¤i kadar yapmak yapt›¤› kadar temsil etmektir. Bunun örnekleri mücadele tarihimizde “G

vard›r. Ve tarihimiz bu örneklerle yaz›lm›flt›r. Cesaretin, kararl›l›¤›n, fedakarl›¤›n ve fedaili¤in en büyük temsilcisi ve yarat›c›s› gençliktir. Da¤da da flehirde de köyde de bu böyledir. Sadece kaba eylemsellik anlam›nda da de¤il.

Zihinsel güçle ve moral güçle yine politik bilinç ve örgütlenme düzeyi ile bu böyledir. Gençlik, yaflayabilmek için

ne t

Kaybedilen ne varsa hepsini kazanmak özgürlük mücadelesi ile mümkündür. Söylenir ki; Apocu hareket ayn› zamanda bir gençlik hareketidir. Peki Apocu hareketi bir gençlik hareketi yapan özellikler nelerdir? Otuz y›l› aflk›n bir mücadele tarihine sahip Apocu hareketin halen bir gençlik hareketi olarak an›lmas› nedendir? Bunu, flüphesiz gençli¤in zihni, pek cesareti, tükenmez enerjisi aç›k yüreklili¤i, kararl›l›¤› ve zorluklar karfl›s›ndaki mücadele azmi ve y›lmayan, engel tan›mayan özelliklerinde aramak gerekir. Yoksa Apocu hareketi sadece Önder Aponun yan›nda bir avuç genç arkadafl›n›n olmas›ndan hareketle yorumlamak yan›lg› olur ya da eksik kal›r. Kendisini sürekli yenileyen, önüne hedef koydu¤unda hedefine ulaflmay› esas alan, zorluklar›, s›k›nt›lar›, olanaks›zl›klar›, baflar›s›zl›¤a gerekçe yapmayan, az imkanla çok fley yapan bir hareket olma özelli¤inden dolay› hareketimiz her zaman bir gençlik hareketi olarak tan›mlanmaktad›r, ki do¤ru olan da budur. Nas›l ki Apocu hareket ilk ortaya ç›kt›¤›nda Kürdistan sahas›na ve Türkiye’ye bir moral bir beyin güç ve enerji, bir örgütlenme ve eylem gücü olduysa, nas›l ki bir önderlik rolünü oynad›ysa günümüz Kürdistan gençli¤inin de ayn› donan›mla rolünü oynamas› Apocu harekette olman›n bir gere¤i hatta zorunlulu¤udur. Çok iyi bilinmektedir ki hareketimiz ve halk›m›z çok tarihi ve yak›c› bir dönemden geçmektedir. Bu dönem kararl›l›¤›n fedakarl›¤›n eylemlili¤in ve ör-

ew e. c

ekmek su ve havaya ihtiyaç duydu¤u kadar e¤itim, eylem ve örgütlenmeye de muhtaçt›r”

ww

w.

gütlenmenin s›n›r tan›mayaca¤› birey ve örgüt olarak herkesin ve hepimizin kendisini üçe-befle katlayarak sürece yönelmeyi gerektirdi¤i bir dönemdir. Ola¤anüstü, kader tayin edici bir dönem ise buna verilecek karfl›l›¤›n da o denli güçlü ve kuvvetli olmas› gerekir.

Gençlik özgürlü¤ün ad›d›r

Kürdistan gençli¤i, Kürdistan halk›n›n özgürlü¤üne yak›n oldu¤u kadar bafl›nda belalar›n da eksik olmad›¤› bu dönemde tam da özgür iradesi ile, s›n›r tan›mayan eylem gücü ile Apocu ruha yak›flan yoldafll›k ve örgütlülük bilinci ile rolünü oynamas› gereken bir durumla karfl› karfl›yad›r. Günümüz Kürdistan gençli¤i, Apocu mücadelenin k›rk y›l› aflk›n tarihini bilince ç›karmas› durumunda bu hareketi yenilmez k›lan özelliklerini, irade gücünü, bilinç düzeyini, yo¤unlaflma ka-

pasitesini ve kararl›l›¤›n› daha iyi anlayacakt›r. Bu hareket ayn› zamanda bir inanç hareketi olarak ortaya ç›km›flt›r. Elinde maddi imkanlarla ortaya ç›kan bir hareket de¤ildir. Elinde silahla ortaya ç›kan bir hareket de de¤ildir. ‹nanc› ile, azmi ile, yaflam tarz› ve mücadele tarz› ile imkan yaratan, en baflar›lmaz denileni kararl›l›kla baflaran bir harekettir. Bu anlamda düflman› bol dostlar› az olan ama Kürdistan’da düflman› flafl›rtan, halk› arkas›ndan sürükleyen bir harekettir. Muazzam mücadele zenginli¤i ve tarihi ile deneyim ve tecrübesi ile günümüz gençli¤ine çok daha büyük baflar›lar gerçeklefltirmesi için her fleyi sunan bu hareket ve bu halk do¤ald›r ki kendi gençli¤inden yani yurtsever devrimci Kürdistan gençli¤inden çok fley isteyecektir. Kürdistan gençli¤i yeter ki bu muazzam gücü, moral de¤erleri, ideolojik donan›m› arkas›na al›p yürü-


Mart 2008

SERXWEBÛN

Gençli¤i kazanan gelece¤i de kazan›r

Bugün özgürlük mücadelesinin eylemci, örgütçü ve vurucu gücü “B tabi ki Kürdistan gençli¤inden oluflmaktad›r. Belirtmek gerekirse yafllar› 20 ile 25 aras›nda olan askeri güçlerimiz gelece¤imizdir, onurumuzdur, moralimizdir, herfleyimizdir. ‹flte gençlik

ne te we .c om

yebilme kararl›l›¤›n› ve becerisini gösterebilsin. Bu temelde Kürdistan gençli¤inin tarihin önüne koymufl oldu¤u soylu görevleri hakk›yla gerçeklefltirece¤i kuflkusuzdur. Gençlik bir gelecek ise, gençlik özgürlü¤ün ad› ise bundand›r ki egemen güçler gençli¤i bafltan ç›karmak ve özünden boflaltmak için ne gerekiyorsa yapmaktad›rlar. ‹deolojik sald›r›yla, ekonomik kuflatma ile, dayatt›¤› kültürel yozlaflma ve yaflam biçimi ile gençli¤i gençlik olmaktan ç›karmak en büyük hedefleri olmaktad›r. Beyni körelmifl e¤itimsiz b›rak›lm›fl, örgütsüz b›rak›lm›fl gençlik egemenlerin en büyük rezervi ve en büyük sermayesi olmaktad›r.

49

kendisini ifade eden bir gençlik yetmez bir gençlik olur”

tanesi de gençliktir. Kürt halk›n›n ya da özgürlük hareketinin onuru ve iradesi kirletilmek ve k›r›lmak isteniyorsa bunu en güçlü koruyacak ve en temiz tutacak olan gençliktir. Sömürgeci düzenin sunmufl oldu¤u ahlaki ölçüleri reddetmesi, yaflam tarzlar›na asla tenezzül etmeyip soylu yaflam›, özgür yaflam› esas almas› hem beklenendir hem de yak›fland›r. Sürekli moral ve pozitif enerji pompalayarak zaman›n› ve enerjisini rasgele de¤il tam da mücadelenin baflar›s› için kullanarak her an› bir e¤itime, her iliflkiyi bir örgütlenme biçimine dönüfltürmesi mümkündür. ‹ster ayd›n, okumufl gençlik ister okumam›fl, ister çal›flan ister boflta gezen gençlik olsun ayr›ms›z gençlik gençliktir. Ayd›n ve okumufl gençli¤i ayd›nlatarak ve e¤iterek, boflta gezeni özgürlük mücadelesi gibi en kutsal bir davay› ve görevlerini anlatmaya çal›flarak her iki kesimin birikimlerini cesaret ve yeteneklerini birlefltirerek mücadelenin kutsal saflar›na kat›lmas› önemlidir. Düzenin gençli¤e ne Avrupa’da ne Türkiye‘de ne de Kürdistan’da, gençli¤in bulundu¤u hiçbir yerde özgürlük ad›na insanl›k ad›na gençlik ad›na verebilece¤i hiçbir fley yoktur. Aksine Kürdistan gençli¤inin kendisine ait neyi varsa hepsi kendisi d›fl›ndaki güçler taraf›ndan al›nm›fl durumdad›r. Kaybedilen ne varsa hepsini tekrar kazanmak özgürlük mücadelesi vermek ile mümkündür.

ww

w.

Yine bundand›r ki tüm mücadelelerde oldu¤u gibi Apocu hareket de hiçbir mücadele gücü ile k›yaslanmayacak kadar gençli¤e önem vermekte, gençli¤in e¤itimini, örgütlenmesini ve mücadeleye kat›l›m›n› esas almaktad›r. Zira kim gençli¤i kazanm›flsa kim gençli¤i örgütlemiflse gelecek onundur. Gençli¤in halklar›n gelece¤inin belirlenmesinde böyle bir rolü var ise dolay›s›yla özgürlük mücadelemizin flekillenmesinde böyle bir rolü varsa rolünü oynamamas› düflünülemez. Genç olmak dinamik olmak kararl› olmak cesaretli olmak her fleyin baflar›labilece¤i anlam›na gelmez. Dolay›s›yla bütün bu özelliklerini bilinçlice, zekice, gücünü do¤ru zamanda do¤ru yerde do¤ru biçimde kullanmas› da önemlidir. Bunun için mücadelenin sunmufl oldu¤u imkanlar, kazand›rd›¤› e¤itim ve perspektif düzeyi ile gençli¤in en az hatayla çok fley baflarmas› mümkündür. Y›lg›n umutsuz heyecans›z bir gençlik düflünülemez. Kendisini geleneksel tutucu düzenin dayatm›fl oldu¤u s›n›rlarla yetindiren bir gençlik de¤il, aksine s›n›rlara s›¤mayan, tabular› k›ran, engel tan›mayan, varolanla asla yetinmeyen, sürekli aray›fl› esas alan özellikleriyle mücadele ile bütünleflmesi kaç›n›lmazd›r gençli¤in. Bugün onurun iradenin en anlam bulaca¤› kesim ya da kuflaklardan bir

budur. Yoksa sadece izleyen, sadece gönül ba¤› ile

Amaçs›z hedefsiz yaflayan gençlik gelece¤i zehirler toplumu bozar Yine amaçs›z hedefsiz nas›l yaflad›¤›n› ve niçin yaflad›¤›n› bilmeyen bir gençlik sadece kendisini de¤il gelece¤i de zehirleyen toplumu da bozan bir gençlik olur. Dolay›s›yla bilinç, ayd›nlanma ve ayd›nlatma, kendini bulma,

özgürlük hareketi ile varolmayla gençlik anlaml› yaflayan bir gençlik olacakt›r. Sorgulamayan anlamayan halk› ile mücadelesi ile kim oldu¤unu ve nereye gitti¤ini bilmeyen bir gençlik kör kötürüm bir gençliktir. Anlay›p sorgulamayan, rolünün gereklerini yerine getirmeyen bir gençlik ise silik ve hay›rs›z bir gençlik olur. Gençli¤e yak›flan ise bildi¤i kadar yapmak yapt›¤› kadar temsil etmektir. Bunun örnekleri mücadele tarihimizde vard›r. Ve tarihimiz bu örneklerle yaz›lm›flt›r. Cesaretin, kararl›l›¤›n fedakarl›¤›n ve fedaili¤in en büyük temsilcisi ve yarat›c›s› gençliktir. Da¤da da flehirde de köyde de bu böyledir. Sadece kaba eylemsellik anlam›nda da de¤il. Zihinsel güçle ve moral güçle yine politik bilinç ve örgütlenme düzeyi ile bu böyledir. Gençlik, yaflayabilmek için ekmek, su ve havaya ihtiyaç duydu¤u kadar e¤itim, eylem ve örgütlenmeye de muhtaçt›r. Kendisini bu anlamda ne kadar e¤itir örgütler ve eyleme kalkarsa yerindedir, beklenendir ve olmas› gerekendir. Kendisini harekete geçirmeyen, üretmeyen, var etmeyen gençlik kendisinden tüketendir. Sonuç bir yozlaflma, kendini tan›mama, baflkalar›n› hizmetine koflmad›r. Nitekim Kürdistan tarihinde de mücadele tarihimizde de böyle olumsuz örnekler ve e¤ilimler vard›r. Ama art›k hiçbir mazeret Kürdistan gençli¤inin özgürlük mücadelesinin d›fl›nda kalmas›na yeterli bir gerekçe olamaz. Aksine ne kadar yetersiz olursa olsun insan›n yüre¤i ve bilinci oldukça, nefes al›p verdikçe mücadeleye katacak çok fleyin oldu¤unu bilerek varolan imkanlarla yürümek ve kendini katmak tarihi bir görevdir. Bugün Özgürlük mücadelesinin eylemci, örgütçü ve vurucu gücü tabi ki Kürdistan gençli¤inden oluflmaktad›r. Belirtmek gerekirse yafllar› 20 ile 25


SERXWEBÛN

Militan ruh neredeyse gençlik oradad›r

ne t

Böyle bir kararl›l›k hiç flüphesiz ki sahip olunan ideolojik düzey ve inançla mümkün olabilir. ‹deolojisi zay›f olan yönlendirilmeye aç›kt›r. Bozmaya ve bozulmaya aç›kt›r. ‹deolojik derinli¤i olmayan gençlik yetmez bir gençlik olur. Politikada önünü görmeyen ideolojik perspektifle yarat›c› taktikler gelifltirmeyen örgüt kurma ve gelifltirme taktik ve yetene¤inden uzak bir gençlik, enerjisine ve mücadelesine süreklilik kazand›rmaktan uzak bir gençlik olur. Ayn› flekilde bütün bunlardan uzak bir gençli¤in eylem gücü de yetersiz ve s›n›rl› olur. Dolay›s›yla gençli¤in kendisinde olan bu dinamizmi moral ve manevi de¤erlerle büyüterek ve buna ideolojik öz kazand›rarak, örgüt gücü kazand›rarak yürümesi önemlidir. Herkesten çok Kürdistan gençli¤inin asla ve hiçbir biçimde taviz vermeyece¤i baz› de¤erler vard›r. Bunlar Baflkan Apo’nun kiflili¤idir. Onun flahs›nda halk›m›za ve tarihe mal olmufl Kürdistan halk›n›n ve mücadelesinin flehitleridir, manevi de¤erleridir ve kazan›lan maddi olanaklard›r. Bütün bunlara vicdanl› ahlaki tutarl› ve dürüst yaklaflmak önemlidir. Gençlik çok fazla politize olmamal›. “Gençlik çok fazla politize ol-

mamal›” derken k›s›r döngülere giren, bofl tart›flmalara kulak asan e¤itim ve örgütlenmeye, ortak iradenin sa¤lanmas›na ve büyümesine hizmet etmeyen tart›flmalara ve spekülasyonlara girmemeli aksine bütün bunlara duruflu ile sa¤lam cevap olabilmelidir. Gençlik ayn› zamanda gündemi do¤ru belirleyen herkesin gündem üzerinde do¤ru düflünmesini ve do¤ru yapmas›n› sa¤lamaya çal›flan bir görevle karfl› karfl›yad›r. Gençlik bu anlamda ne adeta nostalji yaparak an›lar› ile yaflayan ne enerjisini ve zaman›n› bofla tüketen, aksine enerjisini do¤ru zamanda kullanan, do¤ru söz söyleyen ve eylem yapan bir özelli¤e sahip olmal›d›r. Böyle olmayan bir gençlik gerçekten do¤ru

bir gençlik hele hele Apocu gençlik hiçbir zaman olamaz. Militan ruh neredeyse gençlik oradad›r. Eylem neredeyse gençlik oradad›r. Daha do¤rusu gençlik neredeyse orada eylem var demektir. Gençlik neredeyse orda örgüt demek, orda çizgi hakimiyeti demek daha do¤ru olur. Bütün bunlar ayn› zamanda flu anlama da gelir. Düzenle ba¤lar›n› çok keskin ve radikal biçimde kesen, yüre¤ini ve ruhunu mücadeleye katan ve büsbütün bütünleflen, gelece¤ini özgürlük mücadelesinde gören ve özgürlük mücadelesini gerçeklefltiren anlam›na gelir. Her bir Kürdistanl› genç mücadeleye tam h›zla ve kuvvetle sar›lmak için adeta s›f›rdan bafllama flans›na sahiptir demek yanl›fl olma-

w.

ww

yacakt›r. Kendisini temiz ve duru tutarak düzenin sunduklar›na asla tenezzül etmeden mücadelenin güzellikleri ile beslenerek kendisini e¤iten ve donatan gençlik mutlaka baflaracakt›r. Zaten gençlik baflar› demektir.

Gençli¤inin Êdî Bese hamle sürecindeki rolü önemlidir

Hareketimizin bafllatt›¤› Êdî Bese hamle sürecinde flüphesiz Kürdistan gençli¤i rolünü oynama kararl›l›¤› ve gayretini göstermifltir. Mücadelenin ihtiyaçlar›na halk›m›z›n ve hareketimizin Kürdistan gençli¤inden yana beklentilerine bak›ld›¤›nda Kürdistan gençli¤inin yetersizliklerini görme ve gerçekten rolünü tam oynayabilme görevi ile karfl› karfl›ya oldu¤u da bir gerçektir. Hamle sürecinin motor gücü gençlik olmal›d›r. Her mahallede her meydanda her sokakta hem tart›flmalar› ile hem de eylem gücü ile hem sürükleyicili¤i ile gençlik her güne ve her ana damgas›n› vurmal›yd›. Yapt›klar› flüphesiz önemlidir. Ama eksiktir ve yetersizdir. Dolay›s›yla gençli¤in yetersiz ve eksik olman›n nereden kaynakland›¤›n›, örgüt ve irade olma yetersizli¤inden mi, süreci yeterince bilince ç›karamad›¤›ndan m› veya örgütlenme ve koordine düzeyini gerçeklefltirememeden mi, gençli¤in bunu ve bu gibi yetersizliklerini de¤erlendirmesi gerekmektedir. Bu de¤erlendirme üzerinden hareket ederek halen de devam etmekte olan hamle sürecinde beklenen güçlü kat›l›m› ve temsiliyeti yerine getirmesi önemlidir. Kürt gençli¤inin Êdî Bese hamle sürecindeki yeri önemlidir. Fakat bilinmelidir ki sadece baz› araçlar yakarak s›n›rl› say›da arkadafllarla ya da gençlerle gruplar halinde gösteri ve eylem gerçeklefltirerek beklenen ve olmas› gereken yap›lm›fl anlam›na gelmez. Avrupa’y› Fransa’y› göz önünde bulundurdu¤umuzda bir Afrikal›n›n bir trafik kazas›na u¤ramas› karfl›l›¤›nda ya da

ew e. c

aras›nda olan askeri güçlerimiz gelece¤imizdir, onurumuzdur, moralimizdir her fleyimizdir. ‹flte gençlik budur. Yoksa sadece izleyen, sadece sevinen ya da üzülen, sadece d›fl›nda kalarak duygusal ba¤l›l›kla ya da gönül ba¤› ile kendisini ifade eden bir gençlik yetmez bir gençlik olur. Bu mücadeleden ideolojik ahlaki g›das›n› alan moral de¤erler anlam›nda nasibini alan her bir Kürdistan genci bulundu¤u her yerde muhakkak de¤er katan ço¤altan örgütleyen olmal›d›r.

Mart 2008

om

50


Mart 2008

SERXWEBÛN

ulafl›labilsin. Yeter ki bunlar›n mücadele ile bütünleflme kanallar› aç›k tutulsun. Yeter ki bunlara do¤ru kat›l›m tarz› ile yaklafl›labilsin. ‹nan›yoruz ki bu temelde bir gençlik ordusu ortaya ç›kabilecektir. Bu orduyu özgürlük mücadelesine seferber etmek en baflta gençlik örgütlerinin gençlik kadrolar›n›n görevi olmaktad›r. Önderli¤imizin sa¤l›k durumuna iliflkin CPT’nin aç›klam›fl oldu¤u rapor asla halk›m›z› örgütlerimizi ve gençli¤imizi bir rehavete sürüklememeli asla bir hamle sürecini sekteye u¤ratmamal› zay›flatmamal›d›r. Önderli¤imizin sa¤l›k sorunlar› itibari ile ölümcül bir durumla henüz karfl› karfl›ya olmam›fl olmas› bizim rahata ve rehavete girmemize bir neden de¤ildir. Halen çok ciddi kayg›lar›m›z›n ve kuflkular›m›z›n oldu¤unu belirtmek durumunday›z. Bu

Örgütsüz hiçbir gencimiz kalmamal› Tarihte öyle anlar vard›r ki çok fleyler s›¤d›r›labilir, çok fleyler kazan›labilir ama sorumlu yaklafl›p gere¤i yerine getirilmedi¤i takdirde çok fley de yitirilebilinir, çok fley de kaybedilebilinir. ‹çinden geçti¤imiz süreç tam da böyle bir sürece benzemektedir. Gençli¤in her düzeyde yayg›n ve yo¤un bir e¤itim ve örgütlemeye geçmesi tam bir seferberlik ruhu ile sürece yüklenmesi ancak beraberinde baflar›y› getirecektir. Temel örgütlenme biçimimiz olan konfederalizm sitemi içerisindeki komünal örgütlenme yine gençli¤in oldu¤u her yerde mevcut düzeydeki örgütlenme yine somut alan ve ortamlara göre komisyon ve komiteler düzeyinde örgütlen-

ne te we .c om

bir polis taraf›ndan öldürülmesi karfl›l›¤›nda Afrikal›lar›n adeta Paris Komününe benzer bir ayaklanma gerçeklefltirdi¤ini biliyoruz. Kürt gençli¤inin tam da bu süreçte olanca gücüyle kat›l›m gerçeklefltirmesi, olanca gücüyle eylem gerçeklefltirmesi gerekirdi.

51

Örgüt eylem ikilisi geliflmenin diyalekti¤idir

Tarihte öyle anlar vard›r ki çok fley s›¤d›r›labilir ve “T

kazan›labilir ama sorumlu yaklafl›p gere¤i yerine getirilmedi¤inde çok fley de kaybedilebilir. ‹çinden geçti¤imiz süreç tam da böyle bir sürece

benzemektedir. Gençli¤in her düzeyde yayg›n ve yo¤un bir e¤itim ve örgütlemeye geçmesi, tam bir seferberlik ruhu ile

sürece yüklenmesi ancak beraberinde baflar›y› getirecektir”

kayg›lar›m›z ve kuflkular›m›za CPT raporunda da cevap verilmemifltir. Bu nedenle Êdî Bese hamle sürecinin devam etti¤ini ve edece¤ini belirtmek durumunday›z. Bu ayn› zamanda tüm halk›m›z›n ve tabi ki en baflta da Kürdistanl› gençli¤in hamle sürecine yeni bir sinerjiyle yeni bir ivme kazand›rmas› anlam›na gelecektir. Kürdistan gençli¤i bu süreçte yönünü Kürdistan da¤lar›na çevirmelidir. Kürdistan da¤lar›nda halk›m›z›n iradesini özgürlü¤ünü temsil eden gerillam›zla empati kurarak o heyecan›, o onuru yaflayarak muazzam bir kat›l›m gerçeklefltirebilmelidir. ‹kincisi, Kürdistan gençli¤i asla ve hiçbir biçimde asker olmamal›d›r. Bunun için tüm Kürdistan gençli¤ini kapsayan ve tüm Kürt gençli¤ine hitap eden askerli¤e gitmeyi ret eden en az›ndan vicdani ret gibi bir karar alabilmelidir. Bu karar› en genifl gençlik kesimlerine ulaflt›rabilmeli, örgütleyebilmeli ve yaflamsallaflt›rabilmelidir.

ww

w.

Özgürlük mücadelesi ve hamle süreci halen de devam etmektedir. Kürdistan gençli¤inin hamle sürecinde muhakkak beklenen baflar› düzeyini göstermesi önemlidir. Ve Kürdistan’da büyük bir mücadele azmi ve potansiyelimizin oldu¤u aç›kt›r. Yönelinecek say›s›z hedef vard›r. Meflru ve demokratik eylem kadar halk›m›z›n iradesine onuruna ve özgürlü¤üne kasteden ve sald›ran güçlere on misli cevap vermek gençli¤in görevidir. ‹stenilirse irade ve kararl›l›k gücü oluflturulursa bunlar›n imkanlar›n›n oldu¤u aç›kt›r. Gençli¤in burada bir kez daha kendisini sorgulay›p böyle bir dönemde gerçekten beklenen rolünü oynamas› mücadelemizin bundan sonraki geliflim düzeyi aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Avrupa gençli¤inin e¤itim ve kat›l›m sorunlar›n› fazla öne al›p eylem gücünden bir düflüflü ve yetersizli¤i yaflam›fl olmas› önemli bir eksikliktir. Örgüt eylem ikilisi geliflmenin diyalekti¤idir. Eylemin olmad›¤› bir yerde örgüt de oluflmaz. Oluflan örgüt de gevflek ve kof örgüt olur. Örgütün oldu¤u yerde ise eylem gücü geliflir. Birbirini besleyen ve do¤rulu¤u defalarca kan›tlanan temel gerçeklerdir. Ne kadar örgüt o kadar eylem, ne kadar eylem o kadar örgüt olmas› laz›m. Bu süreçte e¤er gençlik örgütümüz ve kadrolar›m›z derinli¤ine ve geniflli¤ine yo¤un bir çaba ile çal›flabilselerdi kat›l›m potansiyelini hak edildi¤i kadar de¤erlendirebilselerdi yüzlerce binlerce yeni genç kat›l›mc›n›n olaca¤› aç›kt›. Potansiyelimiz yeterince de¤erlendirilmemifltir. Gençlik örgütlerimiz yeterince gerekli kat›l›m› gerçeklefltirememifltir. Ancak bu bundan sonra da baflar›lmaz diye bir fley de yoktur. Halen yüre¤i duygular› mücadele ile olan yüzlerce binlerce Kürdistan gençli¤inin oldu¤una inan›yoruz. Yeter ki bunlara

me esast›r. Örgütsüz hiçbir alan›m›z›n hiçbir gencimizin kalmamas› temel hedef olmal›d›r. Mükemmele yak›n en ifllevsel ve en aktivite kazanan örgütlenme gençlik örgütlenmesi olmal›d›r. Komünal örgütlenmeden ne anl›yorsak, ortaklaflma ortak düflünme ortak yaratma ve paylafl›mc›l›¤› en baflta gençlik örgütlenmesinde bulabilmeliyiz. Ve gençlik bu yönü ile de tüm örgütlenmelerimize bir örnek olabilmelidir. Yine üniversitelerde akademik ve demokratik alanda gençli¤in mücadele etme, örgütlenme ço¤alma ve nitelik kazanma görev ve sorumluluklar› da vard›r. Demokratik mücadeleyi hiçbir zaman küçümsemeden ama meflruiyeti ve s›n›rs›z kat›l›m› da esas alarak örgütlenmek önemlidir. Gençli¤in sosyal siyasi kültürel ve daha baflka boyutlarda cezbedercesine örgütlenmeye ça¤›ran çekici k›lan bir yaklafl›mla birlefltirmek mücadelenin hizmetine


SERXWEBÛN

rircesine an an kendisini bulabilecek bir minvale çekmek önemlidir. Kürt ailelerinin Kürdistanl›lar›n kendi çocuklar›na sahip ç›kmas› da önemlidir. Mücadeleye kat›lmas›n diye sokaklarda Avrupa’n›n yoz yaflam›nda kaybolmufl bir gençli¤e yaz›k olmaktad›r. Kullan›lan gençlik ailesine de halk›na da hay›rs›zd›r. Bu anlamda Kürdistanl› aileleri de ayd›nlatmak, yönünü mücadeleye çekerek Kürtlü¤ü tekrar kazand›rarak, özgürlü¤ü benimsetmek ve kimli¤i için yaflamay› kavratmak gençli¤in önemli bir görevi olmaktad›r. Bu anlamda her Kürdistanl› genç mücadeledeki baflar› düzeyini ö¤renmek istiyorsa e¤itti¤i, harekete geçirdi¤i ve mücadeleye kazand›rd›¤› insan say›s› ve niteli¤i ile kendisini de¤erlendirmelidir. Bunun d›fl›nda

lar›n› omuzlayan, birbirini yoldaflça elefltiren birbirine, büyük güven veren güven kazand›ran bir yaklafl›m sahibi olmal›d›rlar. Gençlik örgütümüz ve yönetimimiz ne kadar uyumlu, istekli, kararl› ve yarat›c› ise bu pozitif enerjinin, kararl›l›¤›n ve baflar› düzeyinin o kadar gençlik kadrosuna yans›yaca¤›n›, kadrolar› büyütüp örgütsüz gençli¤i örgüte çekece¤ini düflünmek durumunday›z. Ancak irade birli¤i sa¤layamaman›n zay›f örgüt gücü, yetersiz bir gençlik yönetimin a盤a ç›karaca¤›n› ayn› düzeyde kadrolara ve gençli¤e negatif enerji sunaca¤›n› bunun da moral heyecan ve kat›l›m düzeyini olumsuz etkileyece¤ini bilmek durumunday›z. Bu anlamda her bir kadronun ve gencin ayn› zamanda kendisini aflarak bu sürece kat-

ew e. c

sunmak ve mücadeledeki yerini kazand›rmak gençlik örgütlerimize düflmektedir. E¤er bir yerde gençlik, meclis, komisyon ya da komün düzeyde kendisini örgütleyememiflse temel hedef olarak komünal yaflam ve komünal örgütlenmeye kavuflamam›flsa örgütlenmede yetersiz oldu¤unu anlayabilmelidir. Komünal yaflam komünal düflünmeyi beraberinde getirir. Dolay›s›yla paylafl›mc›l›¤› beraberinde getirir. Bu ayn› zamanda en büyük demokratizmdir de. Konfederal sistemimize de ifllev kazand›racak olan budur. Okuyan gençli¤in beyinsel sömürgecilikten kurtar›l›p o beyinlerin kendisi için düflünen kendisi için yapan bir düzeye kavuflturulmas› yine gençli¤in e¤itim ve örgütlenme çabas› ile mümkündür. Bu konularda hantall›k, atalet ve yetersizlik içerisinde olan bir gençlik bekledi¤i ve hak etti¤i sonuçlar› elbette elde edemez.

Mart 2008

om

52

Bu anlamda her Kürdistanl› genç mücadeledeki baflar› düzeyini “B

Gençli¤in beyni ve yüre¤i kendisi için çal›flmal›d›r

insan say›s› ve niteli¤i ile kendisini ele almal›d›r. Bunun d›fl›nda

günlük, kal›c› olmayan duygusal ba¤l›l›¤›n yetersiz sonuçlar› tatmin

edici bulmamal›d›r. Süreç karfl›s›ndaki duruflu ve kat›l›m›n nitelik ve

ne t

Burada özellikle Avrupa’da yaflayan gençli¤e de¤inmek durumunday›z. Gençlik örgütlerimiz kadrolar›m›z da çok iyi bilmektedir ki; Avrupa, Kürt gençli¤i için bir vantuz, bir girdap bir pusudur asl›nda. Kirleten, beyni ifllevsizlefltiren, yüre¤i karartan bir ortam bir hayat gerçekli¤i vard›r. Ülkesinden, topra¤›ndan, halk›ndan, mücadelesinden soyut, ne oldum delisi, ayaklar› sa¤lam yere basmayan, kendisi olmaktan ç›km›fl bir gençlik bu zeminde geliflmeye müsaittir. Zemin buna uygundur. Her türlü kirli ifllere bulaflt›r›lan içki, eroin vb kifliyi bafltan ç›kartacak bir ortam›n oldu¤u Avrupa’da gençli¤i bu yozlaflmadan, bu çürümüfllükten kurtarmak yine tüm hareketimize ve flüphesiz gençlik örgütü ve arkadafllar›m›za düflmektedir. Bozulan her Kürt genci kaybedilen gençliktir. Beyni ve yüre¤i kendisi için çal›flmayan her Kürt genci kaybedilmifl gençliktir. Bu nedenle de çaba inat ve sab›rla gençlik sorunlar› üzerinde yo¤unlaflmak gençli¤i Avrupa’n›n çürütücü ve yozlaflt›r›c› yaflam ve iliflki tarz›ndan kurtarmak, gençli¤i adeta serum ve-

ö¤renmek istiyorsa e¤itti¤i, harekete geçirdi¤i ve mücadeleye kazand›rd›¤›

yo¤unlu¤unu ölçü almal›d›r”

ww

w.

günlük ve anl›k, kal›c› olmayan duygusal ba¤l›l›¤›n yetersiz sonuçlar› asla tatmin edici olmamal›d›r. Gerillam›z özgürlük mücadelemiz tüm halk›m›z› ve gençli¤i nas›l derinden sars›yor büyük moral güç olabiliyorsa halk›m›z kadar Kürdistan gençli¤inin de büyük moral destek büyük heyecan unsuru olmas› gerekir. Bunu gerçeklefltirdi¤i eylemlilikle süreç ve an karfl›s›nda gösterdi¤i duruflla ve mümkün olan en nitelikli ve en yo¤un kat›l›mla gösterebilmelidir. Burada flüphesiz gençli¤in kendi örgütlenmesi iç uyum, çal›flma tarz› ve iradesi büyük önem kazanmaktad›r. Heyecans›z, moralsiz baflar›ya tam kilitlenmeyen adeta namus belas› ile yar›m yamalak yürüyen bir gençli¤in beklenen baflar›lar› sa¤lamas› mümkün de¤ildir. Büyük bir yoldafll›k ruhuyla birbirini do¤ru anlayan birbirini büyük destekleyen birbirinin önünü açan, birbirinin sorumluluk-

mas› bireysel hiçbir s›k›nt›y› ve sorunu temel görev ve sorumluluklar›n önüne koymamas› her fleyini tümüyle mücadelenin büyümesine hasretmesi Apocu genç olman›n gere¤idir. Önderli¤imizin halen sa¤l›¤›n›n tehdit alt›nda oldu¤u mücadelemizin çok tarihi bir süreçten geçti¤i böyle bir dönemde hem ayd›nlatan hem öncülük rolünü oynayan hem savaflç› gücümüzü büyüten ve oldu¤u yerde eylem gücü olan bir gençlik olmas› gerekmektedir. fiimdiye kadarki baflar›lar› ile bundan sonra daha büyük baflar›lar sahibi olabilece¤i yetersizliklerini ise daha büyük yeterliliklere gerekçe yapaca¤›n› düflünerek buna olan inanc›m›zla gençlik hareketinden ve Kürdistanl› gençlikten rolünü oynayabilece¤i beklentilere cevap olaca¤›n› biliyor ve bekliyoruz. Büyüyen, örgütlenen ve kazanan gençlik, kazanan Kürdistan halk› örgütlenen Kürdistan halk› olacakt›r.


Mart 2008

SERXWEBÛN

53

ne te we .c om

‹deolojik çal›flma tüm çal›flmalar›n anas›d›r

II. BÖLÜM

“E¤er bir örgüt bir toplum kendi içine yönelik ideolojik mücadeleyi durdurursa, ideolojik

çal›flmalar› durdurursa, kendi içindeki ideolojik yanl›fll›klara karfl› mücadeleyi önemli

görmezse, bu ayn› zamanda d›fla karfl› ideolojik hassasiyetlerin de zay›flamas› anlam›na gelir.

‹deolojik mücadelenin verilmedi¤i yerde ideolojik derinlik geliflmez. ‹deolojik derinli¤i gelifltiren esas olarak da içerdeki somut yanl›fll›klara karfl› tutum koymakt›r. Somut ideolojik

kaymalara karfl› duruflla ideolojik hassasiyetler geliflir, ideolojikleflme derinleflir, ideoloji somutlafl›r”

belirli oranda güç de yapm›fllard›r. Ortado¤u da dünya dengelerinin kuruldu¤u yer oldu¤u için, bu güçlerini pazarlayarak Kürtlerin mücadelelerini terörizm olarak damgalamaktad›rlar. Türk devletinin zaten bütün Kürt isyanlar›n› eflk›ya ve çapulcu olarak de¤erlendirip bast›rd›¤›n› biliyoruz.

ww

w.

Türk devleti özgürlük hareketinin bafllad›¤› günden bu yana bu mücadeleye terörizm damgas› vurdurarak özgürlük mücadelesinin meflrulu¤unu ortadan kald›rmaya çal›fl›yor. Günümüzde bütün egemen güçler ezilenlerin, sömürülenlerin direniflini terörist olarak damgalamaktad›r. Terörizm kavram› egemen güçler taraf›ndan bir ideolojik araç haline getirilmifltir. Dünyada büyük güçlerin kendilerine karfl› yürütülen mücadeleleri terörizm olarak de¤erlendirip uluslararas› alanda mahkum ettirmesiyle birlikte, bundan di¤er egemen s›n›flar yararlan›p kendilerine karfl› olan her harekete terörizm damgas›n› vurmaktad›r. ‹nkarc›-sömürgeci Türk devleti de bu siyasal ortamdan faydalanarak kendilerine karfl› mücadele eden her hareketi savafl kurallar›na uysa da, meflru temelde mücadele etse de terörizm olarak de¤erlendirip, kendi yürüttükleri kirli savafl› meflrulaflt›rmaya çal›flmaktad›r. Özellikle siyasal ç›karlar›n esas al›nd›¤›, hele hele Ortado¤u söz konusu oldu¤unda ilke, ahlak, hukuk bir tarafa b›rak›l›p tamamen ekonomik ç›karlara göre tutum tak›n›ld›¤›ndan, bundan da en fazla benzeri görülmemifl bir haks›zl›¤a u¤rayan, zarar gören Kürt halk› olmufltur. Çünkü Araplar, Farslar, Türkler birer devlettir, birçok gücü ele geçirmifllerdir. Ekonomik, siyasi olarak kendilerini

20. yüzy›l sistemi Kürt inkarc›l›¤› üzerine kurulmuflur

Dolay›s›yla Kürtlerin isyanlar›n›n bu tür tan›mlamalarla bast›r›lmas› yeni de¤ildir. Bu inkarc›-sömürgeci güçler Kürtler geridir, vahflidir, hak ve hukuka lay›k olmayan topluluklard›r, bu nedenle onlar›n isteklerini, mücadelelerini bast›rmak hakt›r zihniyetindedirler. Zaten 20. yüzy›l sistemi Kürt inkarc›l›¤› üzerine, Kürtlerin inkar edilmesi üzerine kurulmufl bir sistemdi. Bu bak›mdan da Kürtlerin mücadelesini kimse desteklemiyordu. Güney Kürdistan’da oldu¤u gibi büyük güçlerin ç›kar›na ol-

du¤u zaman destekleme durumu söz konusu oluyordu. Dikkat edilirse, Güney Kürdistan’daki Kürtlerin mücadelesi d›fl›nda Kürtlerin mücadelesine ilgi gösterilmemifltir. Kald› ki 1975 Cezayir anlaflmas›nda görüldü¤ü gibi yine bu güçler ç›karlar› gere¤i Kürtleri yüz üstü b›rakm›fllard›r. Özellikle bat› sistemiyle iliflkide olan ABD ve Avrupa ile iliflki gelifltiren Türkiye’nin s›n›rlar› içindeki Kürtlerin mücadelesine ise hiç ilgi duyulmam›flt›r. Zaman zaman çok haks›z bask›lar karfl›s›nda hiçbir fley söylemeseler, kendi kültürel de¤erlerine ve belirli ilkelerine ters düfleceklerinden vicdan rahatlatma bab›nda çok fazla siyasi sonucu olmayan baz› protestolar ve de¤erlendirmeler yapmaktad›rlar. Bunun d›fl›nda Türkiye’nin Kürtler üzerindeki bask›s›na göz yumulmufltur. Biraz aya¤›n› yere vurup pat›rt› kütürtü ç›kar›nca bir halk› inkar ederek yok etmek isteyen Türk devleti desteklenmifl, ama dili, kültürü, varl›¤› yok edilen bir halk›n özgürlük mücadelesi ise terörizm ile damgalanm›flt›r. Bugün de Türkiye’nin inkarc›l›¤›n›n ideolojik düzeyde sürdürülmesine destek sunulmas›, bir yönüyle de Bat› ve ABD taraf›ndan da desteklenmektedir. Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen bu ideolojik mücadele Türkiye’nin bütün kurumlar› taraf›ndan bir özel savafl biçiminde yürütülmektedir.


SERXWEBÛN

“Türkiye’de her fley demokratik

mücadeleyle elde edilebilirmifl, bu nedenle meflru savunma

yapman›n ve direnmenin bu demokrasiyi tehdit etti¤i

konusunda baz› sosyalistleri,

sol kesimleri, ayd›n yazarlar› da buna and›rm›fllard›r. Tabi ki bütün ayd›n-yazarlar›n

ne t

Dünyaya Kürt’süz bir demokrasiyi kabul ettirme çabas›dad›rlar

Öyle ki Kürt halk›n›n inkar›n› ve yok edilme sürecini bütün araçlarla sürdürürken, Türkiye’yi ise demokrasinin oldu¤u bir ülke olarak tan›tmaktad›rlar. Kürt’süz bir demokrasiyi dünyaya kabul ettirme çabas› içindedirler. Bu yönüyle de kendi bask›c› konumlar›n› ve rejimlerini demokratik olarak göstermeye, ama demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren Kürt özgürlük mücadelesini neredeyse demokrasi karfl›t› göstermeye çal›flmaktad›rlar. Bu tabi esas olarak da bir ideolojik sald›r›d›r. Devletin resmi ideolojisini devam ettirme, onu Türkiye’de geçerli düflünce ve ideoloji olarak savunma dayatmas› yap›lmaktad›r. ‹nsanlar ve ayd›nlar bu tezi sa-

Kürtlerin varl›¤›n› inkar eden bir sistemin demokratik oldu¤una inand›klar›n› düflünmüyoruz”

vunma mecburiyetinde b›rak›lmaktad›r. Bu nedenle hala ayd›nlar, yazarlar, demokratlar Kürt sorunu söz konusu oldu¤unda düflüncelerini cesaretlice savunamamaktad›rlar. Çünkü bu konuda resmi tez d›fl›na ç›kt›klar›nda sadece mahkemelerde süründürme de¤il, bas›n, yay›n, üniversiteler, herkes devreye girerek söz konusu kifliler ya da topluluklar kuflat›lmaya, toplumdan tecrit edilmeye, itilip kak›lmaya u¤ramaktad›rlar. Bunlar› her gün görmekteyiz. Türkiye’de demokrasi varm›fl, her fley demokratik mücadeleyle elde edilebilirmifl, bu nedenle meflru savunma yapman›n ve direnmenin bu demokrasiyi tehdit etti¤i konusunda baz› sosyalistleri, sol kesimleri ve kimi ayd›n yazarlar› da buna inand›rm›fl-

ww

w.

Türkiye’deki inkarc› rejimin geçen yüzy›ldaki tutumu biliniyor. Kürt varl›¤› Türklerin karda yürürken Kart-kurt sesi ç›karmas›yd›. Mücadele geliflince mecburen a¤›z ucuyla bile olsa, Kürt sözcü¤ünden bahsetmeye bafllam›fllard›r. Bunu da Kürt kimli¤ini tan›ma ve onun gereklerini yerine getirmek için de¤il, bir özel savafl arac› olarak, toplumu aldatmak için, kand›rmak için yapmaktad›rlar. Sanki Kürt varl›¤›n› kabul edebilirlermifl gibi bir hava yaratarak PKK’nin varl›¤› ve uygulad›¤› meflru savunmay› Kürt sorununun çözümüne engel gösterme çabas› içindedirler. Hareketimizin yürüttü¤ü mücadeleyi ideolojik ve siyasi olarak mahkum etmek için bu tür özel savafl yöntemleri kullanmaktad›rlar. Bu aç›dan dünyada bu kadar yo¤un ve eflit olmayan koflullarda ideolojik ve siyasi mücadele veren baflka bir harekete ve halka rastlamak mümkün de¤ildir.

lard›r. Tabi ki bütün ayd›n-yazarlar›n Kürtlerin varl›¤›n› inkar eden bir sistemin demokratik oldu¤una inand›klar›n› düflünmüyoruz.

Özel savafl›n temel arac› bas›nd›r

Türk devleti kendi tezlerini kabul ettirmek için en fazla da bas›n› kullanmaktad›r. Bas›n tek merkezden yönetilmektedir. Kürt özgürlük hareketinin hakl›l›¤› konusunda kuflku uyand›r›p, amaçs›z, hiçbir hedefi olmayan ve sindirme hedefli terör uygulayan bir örgüt gibi göstermektedirler. Özellikle son zamanlarda bunu hep bir a¤›zdan, özellikle bas›n-yay›n araçlar›nda b›kt›r›rcas›na tekrarlamaktad›rlar. Kendileri günümüz insanl›¤›n›n kabul etmeyece¤i amaç için fliddetin ve zorun her çeflidini uygulad›¤› halde, inkarc› sömürgecili¤i a¤›r sald›r›larla Kürt toplumu üzerine yürütürken bu yok etme amac›na karfl› direnen Özgürlük hareketini ise amaçs›z göstermeye çal›flmaktad›rlar. Asl›nda günümüz dünyas›nda mahkum edilen floven milliyetçilik ve bunun uygulamalar› hakl› gösterilmeye çal›fl›rken, en mazlum konumda olan bir halk›n direnifliyse uluslararas› bölgesel ç›karlara kurban edilmeye ve ezilmeye çal›fl›lmaktad›r. Türk devleti, bir yandan devlet ideolojisi olan inkarc›l›¤a karfl› duran her türlü eylemi ve mücadeleyi suç olarak gösterirken, inkarc› politikas›n›n meflruiyetini yaln›z Türk toplumuna de¤il, Kürt toplumuna bile inand›rmaya çal›fl›rken öte yandan dini, tarikatlar› da bu do¤rultuda yo¤un biçimde kullanmaktad›r. Nas›l ki reel sosyalizme karfl› ABD yeflil kuflak anlay›fl›yla ‹slam’› kullanm›flsa, en büyük dinsizli¤i kendi yapt›¤› halde sosyalizmi ve komünizmi en büyük dinsizlik olarak gösterip tecrit etmeye çal›flm›flt›r. Bilindi¤i gibi Kürt özgürlük hareketi ortaya ç›kt›¤› süreçlerde, bunlar Ermenidir, dinsizdir, propagandas› yap›larak halk›n dini inançlar› istismar edilip hareketimize karfl› bir ideolojik sald›r› olarak kullanmaya çal›flm›flt›r. Son birkaç y›ld›r özellikle baflta Fettullahç›lar olmak üzere tarikat çevreleri, din tüccarlar› flimdiye kadar dev-

ew e. c

‹deolojik savafla devletin bütün siyasi partileri, üniversiteleri, sivil toplum örgütleri, yazarlar›, TV’leri, radyolar›, gazeteleri hepsi kat›lmaktad›r. Böyle kapsaml› bir ideolojik sald›r› vard›r. Bu sald›r›lar da terörizm kavram› ekseninde yürütülmektedir. Sanki dünyada özgürlük mücadelesi veren hareketler, bask› alt›nda olan toplumlar hiç silahl› mücadele vermemifl, yok olmaya karfl› silahl› direnifl göstermemifl gibi dünyada görülmemifl düzeyde yürütülen inkar ve imha savafl›na karfl› verilen özgürlük mücadelesi terörizm örtüsü alt›nda bast›rmaya çal›fl›lmaktad›r. Hem de NATO’nun ikinci ordusu olan bir ordu ve birçok devlet deste¤i ile yürütülen inkar ve imha siyasetine karfl› Kürt halk›n›n zor koflullarda yok olmamak için, varl›¤› için direnen özgürlük hareketi kirli bir savaflla tasfiye edilmek istenmektedir. Bilindi¤i gibi Türkiye’nin hedefi esas olarak Kürt özgürlük hareketinin silahl› meflru savunma gücü de¤ildir. Esas amac›, bu gücü bast›rma temelinde inkarc›l›¤› daha fazla dayatarak Kürt halk›n›n temel demokratik haklar›n› reddetme imkan› bulmakt›r.

Mart 2008

om

54


Mart 2008

SERXWEBÛN

ideolojik ve siyasi sald›r›lar›n› artt›rmalar›n› sa¤lamaktad›r. Böylece hareketimizin özgürlükçü demokratik çizgisinin Kürt halk›na özgürlük ve demokrasi getirmezmifl gibi göstermeye çal›flmaktad›rlar. Kürt özgürlük hareketinin taban›n›, bu çerçevede yürütülen ideolojik ve siyasi sald›r›larla daralt›laca¤›n› hesaplamaktad›rlar. Nitekim son zamanlarda bu ideolojik sald›r›n›n parças› olarak ya da bu ideolojik sald›r›y› belirli bir sonuca götürmek için Baflbakan Erdo¤an, “PKK hiçbir zaman benim Kürt vatandafllar›m›n temsilcisi olmam›flt›r, olmayacakt›r” iddias›nda bulunmaktad›r. Yani bizim ideolojik teorik tezlerimizin Kürtleri savunmad›¤›n›, Kürtlere zarar verdi¤ini söyleyen bir ideolojik sald›r› içerisine girmifllerdir.

konusu ekonomik sosyal gerili¤in nedeni de¤ilmifl gibi, kendi politikalar›n›n yaratt›klar› sonucu Kürt özgürlük hareketinin üzerine y›kma gibi bir ideolojik ve propaganda sald›r›s› içinde olduklar› görülmektedir. Bu ideolojik sald›r›y› özellikle siyasi ‹slamc›lar›n yürütmesi dikkat çekicidir. Özel savafl›n, halk›m›z›n ‹slami duygular›n› istismar etmeleri için bu çevreleri bu do¤rultuda kullanma karar› ald›klar›n› ortaya koymaktad›r.

ne te we .c om

letten d›fllanmalar›n› ortadan kald›rmak için PKK karfl›tl›¤› üzerinden klasik asker, sivil-bürokratlar›n icazetini al›p devletin köfle bafllar›n› tutmaya bafllam›fllard›r. Dini, PKK düflmanl›¤› temelinde bir ideolojik sald›r› arac› olarak kullanm›fllard›r. Halk›n dini duygular›n› istismar ederek hareketimizi toplumdan koparmaya ve böylelikle Türk devletinin inkarc›, sömürgeci sisteminin devam etmesini sa¤lamaya çal›flmaktad›rlar.

55

Çok yönlü bir ideolojik sald›r› alt›nday›z

Kendileri politikalar›yla Kürdistan’› ekonomik, sosyal çöküntüye u¤ratt›klar›, sömürgeci anlay›flla Kürdistan’da gerili¤e neden olduklar› halde, Kürdistan’daki ekonomik ve sosyal gerili¤in nedenini de Kürt özgürlük hareketine yüklemeye çal›flmaktad›rlar. Bu halk›n kendi kültürü ve dili ile yaflayamamas›, öz örgütlenmelerini yap›p demokratik kurumlar›n› gelifltirememesi, böylelikle toplumun sosyal, kültürel, ekonomik potansiyelini ortaya ç›karamamas› ve bu nedenle de Kürt halk›n›n sa¤lam bir toplum olarak de¤il, hastal›kl› yar›m bir toplum olarak yaflam›n› sürdürmek zorunda kalmas›n›n suçunu üzerlerinden atmak istemektedirler. ‹nkarc› sömürgecili¤in bask›s› alt›nda Kürdistan halk›n›n bütün dinamizmini ve potansiyelini a盤a ç›karamamas›, söz

ww

w.

Öte yandan ABD’nin bölgeye yerleflmesinden sonra özellikle Kürt milliyetçili¤inin hareketimize karfl› bir ideolojik sald›r› yürüttü¤ünü biliyoruz. Özellikle de Güney’deki oluflumdan güç alarak, onlar taraf›ndan desteklenerek yürütülen bir sald›r›dan söz etmek gerekir. PKK’nin Kürt sorununu kardefllik ve demokratik birlik temelinde çözme aray›fl›n› Kürt sorunundan vazgeçilmifl gibi göstermeye çal›flm›fllard›r. Kürt halk›n›n özgür demokratik yaflam› sadece devletle olurmufl gibi. Önderli¤imizin ve hareketimizin devlet d›fl› çözüm aramas›n› milliyetçi ideolojik söylemleri kullanarak çeflitli kesimleri hareketimize karfl› ç›karmay› hedefleyen bir ideolojik sald›r› yürütmektedirler. Kimi site ve gazetelerde yazan baz› kesimler, hem Avrupa’dan destek alarak hem de Güneyli güçlerden cesaretlenerek bu tür sald›r›lar›lar›n› sürdürmüfltür. Bu yönüyle ideolojik olarak çok yönlü bir sald›r› alt›nda oldu¤umuz aç›kt›r. Özellikle çeflitli milliyetçi ya da iflbirlikçi kesimlerin bu sald›r›lar›n içinde olmas› Türk devletinin inkarc›-imhac› ideolojik sald›r›lar›na zemin haz›rlamaktad›r. Kürt özgürlük hareketine karfl› inkarc› çevrelerle paralel biçimde ideolojik sald›r›lar yürütmeleri özel savafl›n siyasi ve propaganda güçlerinin, “bak›n Kürtler de PKK’ye karfl›, bunlar Kürtleri temsil etmiyorlar” biçiminde,

Devlet inkar politikalar›nda iflbirlikçi zemine dayanmaktad›r

Devletin özel savafl merkezlerinin yürüttü¤ü ideolojik ve siyasi savafla baz› Kürtler de çanak tutmaktad›r. Özellikle kapitalizmin geliflmesiyle birlikte, bireycili¤in geliflmesi, insanlar›n toplumsal de¤erlerine, halk de¤erlerine, kültür de¤erlerine yabanc›laflmas› sonucu toplumsal ve kültürel de¤erleri de¤il de bireyci, bencil ç›karlar›n› önemseyen insan tipolojisi ortaya ç›km›flt›r. Kürdistan’da da belirli düzeyde kapitalizmin geliflmesiyle birlikte özellikle dünyada geliflen kapitalizmin yaratt›¤› bireyci, bencil kültürün de etkisiyle Kürdistan’daki kimi burjuva kesimler hem Kürt özgürlük hareketine karfl› ideolojik düflmanl›klar› nedeniyle hem de Türkiye’deki ekonomik çevrelerle s›k› iliflkileri nedeniyle Kürdistan’daki sorunlar›n kayna¤›n›n ve Kürt sorunun çözümsüzlü¤ünün sorumlusunu devlet de¤il de, Kürt sorununun çözümünü gündemlefltiren ve makul bir çözümü dayatan hareketimizi sorumlu tutan bir iflbirlikçi kesim ortaya ç›km›flt›r. Bu iflbirlikçilik baz› kesimleri tam bir ihanete götürmektedir. Türk devleti bu ideolojik sald›r›lar›n› yürütürken böyle bir iflbirlikçi zemine de dayanmaktad›r. Bunlara son y›llarda palazlanan iflbirlikçi Kürt burjuvazisi de denilebilir. Uflak karakteri kazanm›fl Kürt


SERXWEBÛN

Bireycilik gelifltirilerek toplum örgütlülükten uzaklaflt›r›l›yor

Popüler kültür toplumun kültürel zenginliklerini tüketmektedir

Kapitalist sistemin, kapitalizmin geldi¤i aflaman›n ve onun yaratt›¤› popüler kültürün, postmodern kültürün bireycili¤i “gelifltirdi¤i” aç›kt›r. ‹nkarc› sömürgecilik postmodernizmin birey özgürlü¤ü ad›na bireyi toplumsal de¤erlerinden uzaklaflt›rmas›ndan, yani emperyalist kapitalist sistemin ideolojik sald›r›s›ndan kendi ç›karlar› do¤rultusunda yararlanmaktad›r. Bu yönüyle emperyalist kapitalist sistemin

ww

w.

‹nkarc› sömürgecili¤in ideolojik sald›r›lar›n›n bu iflbirlikçi burjuvalar üzerinde yapt›¤› etki farkl› düzeyde de olsa toplumun di¤er kesimleri üzerinde de etkisi bulunmaktad›r. Kapitalizmin yaratt›¤› bireycilikten, bireyci kültürden, inkarc›-sömürgecilik de günümüzde yararlanmaktad›r. Bireycili¤in, toplumun mücadeleye verece¤i deste¤i azaltaca¤›n›, bunun da Kürt özgürlük hareketine karfl› verilen mücadelede kendilerine avantajlar sa¤layaca¤›n› hesaplamaktad›r. 12 Eylül öncesi Türkiye’de ciddi bir toplumcu kültür ve zihniyet varken, 12 Eylül sonras› faflist bask› alt›nda gelifltirilen Özal’›n bireyci politikalar› toplumsall›¤›n da¤›t›lmas›nda çok etkili oldu. Bu temelde toplumsall›k ve örgütsellik da¤›t›l›p, bireycilik körüklenerek örgütlenmeye yak›n olmayan, örgütlenmeden kaçan,

ç›karlar›yla, inkarc›-sömürgeci sistemin ç›karlar› asl›nda birbirini tamamlayan niteli¤e bürünmüfltür. ‹nkarc› sömürgeci sistem biraz da kapitalist kültürün, bireycili¤in Kürt toplumu içinde de yaratt›¤›, kolektif haklar›na, kimlik, dil, kültür sorunlar›na ilgisiz kalmas›ndan yararlanmaktad›r. Toplumsal gerçekli¤inden kopuk olarak bireysel yaflam peflinde koflman›n kapitalizmin gelifltirdi¤i tüketimden bir fleyler alman›n esiri haline gelmenin özgürlük ve demokrasi mücadelesini olumsuz etkileyece¤i aç›kt›r. Günümüzde insan›n var oluflu olan toplumsall›¤›na yani insan›n varl›k nedenine bir sald›r› oldu¤u gibi, insan topluluklar›n›n, farkl› etnik topluluklar›n yaratt›¤› kültürel zenginliklerin, toplumsal kolektif haklar›n da ortadan kald›r›ld›¤› bir süreç yafl›yoruz. Her ne kadar farkl› kültürlerin canland›¤›ndan söz edilse de bunun do¤ru oldu¤u söylenemez. Özellikle kapitalist sistemin kültür sald›r›s›n›n, bireyci, bencil insan yaratmas›n›n asl›nda kültürel de¤erlere de sald›r› oldu¤unun, farkl› kültürel zenginliklerin de giderek zay›flamas›na yol açan bir sonuç ortaya ç›kard›¤›n› görmek gerekiyor. Kelaynaklar gibi kültürlerin, topluluklar›n neslini koruma gibi bir yaklafl›m zaman zaman görülmektedir. Böylece toplumlar›n yaratt›¤› kültürel de¤erler kendi yaratmak istedikleri kültürün bir parças› haline getirmek istiyorlar. Nas›l ki Türkiye, Kürt kültürünü, bütün kültürleri eriterek kendi kültürünün parças› haline getiriyorsa, kapitalist sistemin egemen kültürleri de di¤er kültürleri eriterek, onlardan da bir fleyler alarak kendi kültürünün çok tali bir rengi haline getirmektedirler. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda farkl› kültürlere sald›r› ve yönelme vard›r. Kültürleri tüketme vard›r. Di¤er yandan da farkl› kültürlerin metalaflt›r›lmas› vard›r. Lazlar›n flivesini popüler kültür haline getirmek, Kürtlerin kültürünü popüler kültür haline getirmek, farkl› kültürleri popüler kültürün malzemesi haline getirmek bir kültürel zenginlik yaratmaktan çok, o kültürel zenginli¤e yeni de¤erler katmaktan çok, hiçbir de¤er katmadan meta haline getirip tüketmeyi ifade etmektedir.

ew e. c

kendi toplumsal sorunlar›yla ilgilenmeyen bir toplumsal gerçek ortaya ç›kar›ld›. 12 Eylül sonras› sadece devletin verdi¤iyle yetinen, örgütlenip mücadele gücü olmay› düflünmeyen bir Türkiye toplum gerçe¤i yarat›ld›ysa, bugün de Kürdistan’da bireycilik körüklenerek, bireycili¤i körükleyen politikalar bilinçli biçimde izlenerek Kürt toplumunun, Kürt kad›n›n, Kürt gençli¤inin kendi halk›n›n dil ve kimlik sorunlar›na, kültürel sorunlar›na yani kolektif haklar›na, bir halk olmaktan kaynakl› haklar›na duyars›z kalmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu aç›dan kapitalizmin yaratmak istedi¤i bireycili¤i de Kürt özgürlük hareketine karfl› bir ideolojik sald›r› olarak de¤erlendirmek gerekiyor. Çünkü toplumsal haklar için mücadele vermeyen, bireycileflen, bencilleflen bir toplumu yönetmek, yönlendirmek, inkarc› sömürgecili¤i böyle bir halk üzerinde uygulamak tabi ki daha kolay olacakt›r.

ne t

burjuvas› da denilebilir. Kürt egemenlerin tarih içinde iflbirlikçilikleri, ihanetleri bilinmektedir. Kapitalizmin geldi¤i aflama, bencilli¤i ve bireycili¤i bu kadar körüklemesi, toplumsal de¤erlerden bu kadar uzaklaflt›rmas›, bu çevreleri tarihsel iflbirlikçili¤e ve ihanete dayanarak devletle ve sistemle bütünleflmeye götürmektedir. Bu yeni türeyen burjuvalar›n tek derdinin daha fazla para kazanmak oldu¤undan, meflru savunman›n ve mücadelenin geliflti¤i süreçte bunlar›n belirli düzede s›k›nt›ya düflmeleri sonucu daha fazla özgürlük karfl›t› tutuma girmektedirler. Bu yeni jenerasyon iflbirlikçiler Kürt halk›n›n özgürlü¤ünden, demokrasisinden yana tutum tak›nma, bu temelde Türk devletinin politikas›na karfl› ç›karak sorunlar›n kal›c› çözümünü inkarc›-sömürgecili¤in ortadan kald›r›lmas› görme yerine, k›sa dönemdeki bencil ç›karlar› için, Kürt toplumunun de¤il de kendi ç›karlar› için Türk devletinin inkarc›-sömürgeci politikalar›na ve onun ideolojik sald›r›lar›na zemin olmaktad›rlar, çanak tutmaktad›rlar. Bunlar›n Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savaflta belli düzeyde rolleri oldu¤unu da söylemek gerekir.

“Nas›l ki Türkiye, Kürt kültürünü bütün kültürleri eriterek kendi kültürünün parças› haline getiriyorsa, kapitalist sistemin egemen kültürleri de di¤er kültürleri eriterek, onlardan da bir fleyler

alarak kendi kültürünün çok tali bir rengi haline getirmektedirler. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda farkl› kültürlere sald›r› ve yönelme vard›r”

Mart 2008

om

56


Mart 2008

SERXWEBÛN

57

Kültür asl›nda belirli düzeyde rafine ideolojidir

ne te we .c om

Kapitalist sistemin de, Türkiye’de görüldü¤ü gibi inkarc›-sömürgeci sistemin de Kürt kimli¤ini ve kültürünü yok etme savafl›n› verdi¤ini söylememiz gerekiyor. Kültür asl›nda belirli düzeyde rafine ideolojidir. Kültürler özünde belirli bir ideolojik durufllar› içerir. Kültürler esas olarak da komünal demokratik de¤erleri tafl›rlar. Halklar›n kültürlerinde komünal ve demokratik de¤erler fazlas›yla vard›r. Her ne kadar hiyerarflik, devletçi sistemin, sömürücü sistemin etkileri olsa da, saf niteli¤ini koruyamasalar da, bütün kültürlerde komünal demokratik de¤erleri, komünal demokratik toplum yaflam›n›n figürlerini, renklerini görürüz. Görüldü¤ü gibi kapsaml› bir ideolojik sald›r›yla karfl› karfl›yay›z. Bu ideolojik sald›r›yla Hareketin meflruiyetini ortadan kald›r›p kendi ideolojik ve siyasi hakimiyetlerinin meflruiyetlerini güçlendirmeyi amaçlamakta ve buna dayanarak siyasi ve askeri sald›r›lar›n› artt›r›p hareketimizi yok etmeye yönelmektedirler. Bunu yaparken esas olarak da toplumu kendi ideolojik etkileri alt›na alma, Kürt özgürlük hareketinin toplum üzerindeki etkilerini silme mücadelesini vermektedirler. Tabi ki bu ideolojik mücadeleyi örgütün içine kadar da sokmaya çal›flmaktad›rlar. Özellikle kapitalizmin bireyci, bencil kültürüne dayanan burjuva liberal ideolojiler, di¤er taraftan milliyetçi ideolojiler vas›tas›yla hareketimizi ideolojik çizgisinden sapt›rmaya, Önderli¤in cinsiyet özgürlükçü demokratik ekolojik toplum paradigmas›na dayal› demokratik sosyalizm çizgisi yerine bir yüzü milliyetçilik di¤er yüzü de kapitalizmin ideolojisi olan liberalizm ile hareketi baflkalafl›ma u¤rat›p teslim almaya çal›flmaktad›rlar. Böylelikle Kürdistan gibi çok zorlu bir mücadelenin yürütüldü¤ü bir co¤rafyada ancak toplumsall›¤› esas alarak bu temelde gücünü ortaya ç›kararan bir özgürlük hareketi olarak mücadele etmek mümkünken bunun yerine, inkarc›-sömürgeci güçlerle, sistemle savaflamayacak, hatta giderek sistemin kontrolüne girerek mücadele etmekten düflecek bir hareket yaratmak istedikleri de aç›kt›r.

En büyük ideolojik sald›r›y› Önderli¤e karfl› yürütmektedirler

ww

w.

Bütün bu ideolojik sald›r›lar›n bir yönü Türk devletinin dedi¤i gibi, teröristleri toplumdan izole etme, özgürlük hareketinin meflruiyetini ortadan kald›rarak kendi meflruiyetini hakim k›lma çabas›yken, di¤er yandan bu ideolojik sald›r›lar›n önemli amac› örgüt içinde ideolojik bulan›kl›klar yaratmakt›r. Komünal demokratik çizgimizi milliyetçi ve liberal e¤ilimlerle buland›rmak istemektedirler. ‹nkarc› sömürgecili¤e karfl› komünal demokratik de¤erlere dayal› inançl› ve kararl› bir duruflla mücadele verilmesi gerekirken, ideolojik ve örgütsel duruflu gevfletecek liberal ideolojik sald›r›larla hareket mücadele edemez hale getirilmek istenmektedir. Zaten uluslararas› komplonun en büyük amac› da hareketimizi Önderli¤in siyasi ve ideolojik çizgisinden kopar›p hakim sistemlerin kontrolünde milliyetçi ve liberal bir çizgiye çekmekti. Ya da hareketimizin ideolojik etkisini k›rarak milliyetçi liberal ideolojinin önünü açmakt›. Bu yönüyle komplonun ayn› zamanda çok köklü bir ideolojik sald›r› oldu¤u tart›flmas›zd›r. Önderli¤imizin belirtti¤i gibi PKK’nin ideolojik, siyasi, örgütsel ve yaflam duruflu ABD’ye de, Barzani’ye de, Talabani’ye de fazla ifl yapt›rmamaktad›r. Çünkü Önderli¤in özgürlükçü ideolojisi onlar›n Kürt toplumu üzerinde etkili olmas›n› engellemektedir.

Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi özlemlerinin d›fl güçler taraf›ndan kullan›lmas›n› engellemektedir. Yine Kürt halk›n› özgürlük ve demokrasi özlemlerinin, kimlik ve yurt özlemlerinin Kürt milliyetçili¤i taraf›ndan sömürülmesini engellemektedir. PKK’nin böyle güçlü bir ideolojik duruflu ve ‹deolojik kimli¤i vard›r. Komplo, PKK’nin bu ideolojik kimli¤ini ortadan kald›r›p farkl›laflt›rmak, PKK’yi PKK olmaktan ç›karmak, daha do¤rusu Önderlik gerçekli¤ini PKK gerçe¤i olmaktan ç›karmay› hedefliyordu. Önderli¤e yönelik sald›r› esas olarak da ideolojik bir sald›r›yd›. Hala milliyetçi çevrelerin, uluslararas› güçlerin Önderli¤e düflman olmalar› da bu gerçe¤i ifade etmektedir. Önder Apo olmazsa, PKK ideolojik ve siyasi olarak kontrol edilebilir istedikleri çizgiye getirilebilir düflüncesindedirler. Bu nedenle Önderli¤e büyük öfke duymaktad›rlar. En büyük ideolojik sald›r›y› da Önderli¤e karfl› yürütmektedirler. Bu aç›dan Önderli¤e karfl› yürütülen savafl›n da mücadelenin de Önderlik aleyhindeki her türlü sald›r›n›n da ideolojik sald›r› oldu¤unu bilmek gerekiyor. Bunlar Önderli¤i anlam olarak bitirmek istedikleri gibi asl›nda Önderlik çizgisini örgüt içindeki etkinli¤ini k›rmak istiyorlar. Önderli¤e karfl› sald›r› ayn› zamanda örgüt içine yönelik bir sald›r›, bir ideolojik sald›r› olarak görülmelidir. Dolay›s›yla bütün bu sald›r›lara karfl› da ideolojik mücadele yürütmek gerekmektedir.


SERXWEBÛN

Kendi yetersizliklerimize de “Êdî Bese” demek gerekiyor

E¤er bir örgüt bir toplum kendi içine yönelik ideolojik mücadeleyi durdurursa, ideolojik çal›flmalar› durdurursa, kendi içindeki ideolojik yanl›fll›klara karfl› mücadeleyi önemli görmezse, bu ayn› zamanda d›fla karfl› ideolojik hassasiyetlerin de zay›flamas› anlam›na gelir. ideolojik mücadelenin verilmedi¤i yerde ideolojik derinlik geliflmez. ‹deolojik derinli¤i gelifltiren esas

ww

w.

ne t

Bilindi¤i gibi Ferhat-Botan çetecili¤inin as›l sald›r›s› örgütte var olan ideolojik hassasiyetleri zay›flatma yönlüydü. Önderli¤imizin; özgürlük, demokrasi, adalet, eflitlik ve insan haklar›yla ilgili tan›mlamalar›n› çarp›k, milliyetçi, liberal biçimde anlayarak, yorumlayarak esas olarak da kavramsal düzeyde bir ideolojik sald›r› bafllatm›fllard›. Kavramlar› burjuva biçimde yorumlayarak, kavramlar›n içini milliyetçi yaklafl›mlarla doldurarak hatta Önderli¤imizin ve hareketimizin çok aç›k olarak berraklaflt›rd›¤› kavramlar› da zorlama biçimde çarp›tmalara u¤rat›p hareketi ideolojik olarak sapt›rarak uluslararas› komplonun istedi¤i ideolojik çizgiye getirmek istemifllerdir. ABD’nin ve milliyetçi güçlerin etkisi ve deste¤iyle böyle bir ideolojik, örgütsel ve siyasi sald›r› gerçeklefltirmifllerdir. Ancak Ferhat-Botan tasfiyecili¤i esas olarak da örgüt içindeki zay›fl›klardan güç alm›flt›r. Sistemin son y›llardaki ideolojik sald›r›lar›n›n yaratt›¤› zay›fl›klar›, bireycilikleri, bencillikleri tasfiyeciliklerine zemin olarak kullanm›fllard›r. E¤er belirli bir zemin olmasayd› Ferhat-Botan tasfiyecili¤i bu düzeyde etkili olmazd›. Di¤er yandan sistemin ve bu tasfiyecilerin etkili olmas› yap›m›zda geliflen bireyciliklerin ve burjuva e¤ilimlerin bu ideolojik sald›r›lara yatk›n olmas›yla aç›klanmal›d›r. Sistemin ideolojik ve kültürel sald›r› araçlar›n›n artmas› sonucu ideolojik sald›r›lar›n belirli düzeyde etkili oldu¤unu kabul etmek, bu temelde de ideolojik mücadeleyi çok yönlü sürdürmenin gerekli hale geldi¤ini görmek ve gereklerini yerine getirmek önemli hale gelmifltir. Bu gerçekler de gösteriyor ki ideolojik sald›r› çok boyutludur. Halka yöneliktir, kadrolara yöneliktir. Kapsaml› bir psikolojik savaflla birlikte yürütülmektedir. Dolay›s›yla da, kadrolar›m›z›n ve örgütümüzün ideolojik duruflunu sa¤lam tutmak, bu konuda yanl›fll›klara ve eksikliklere karfl› mücadeleyi gelifltirmek gerekiyor. Yak›n dönemde ideolojik mücadeleyi anlams›zlaflt›ran, gereksizlefltiren, gerekli görmeyen bir e¤ilim örgüt içinde gelifltirilmiflti. As-

l›nda bu tasfiyecili¤in gelifltirdi¤i anlay›flt›. Daha sonra baz›lar› taraf›ndan bu anlay›fla meflruluk kazand›r›lmak istendi. Yan›ndaki yanl›fll›klara göz yuman, ses ç›karmayan, “bana ne” diyen, “ben mi sorumluyum, herkes kendinden sorumludur” gibi yaklafl›mlar, asl›nda kapitalizmin bireycili¤inin ve bencilli¤in kadroda yarat›¤› en büyük zafiyetlerden biri ortaya ç›km›flt›. Örgüte ve genele karfl› sorumluluk duymayan, yan›ndaki arkadafl›na karfl› sorumluluk duymayan, onun yanl›fll›klar›na karfl› mücadele etmenin en büyük kadro olma özelli¤ini görmeyen yönetim anlay›fllar› ve kadro durufllar› ortaya ç›km›flt›r. Bunlar örgüt içindeki ideolojik mücadeleyi zay›flatan bir durum ortaya ç›karm›flt›r. Örgüt içindeki mücadelenin zay›flat›lmas›, örgüt içindeki ideolojik hassasiyetlerin zay›flat›lmas› demek, asl›nda kadrolar›n ideolojiden kopmas› demektir. ‹deolojik derinlikten kopmas›, ‹deolojiyi önemsiz görmesi demektir.

olarak da içerdeki somut yanl›fll›klara karfl› tutum koymakt›r. Somut ideolojik kaymalara karfl› duruflla ideolojik hassasiyetler geliflir, ideolojikleflme derinleflir, ideoloji somutlafl›r. Bu aç›dan hem içimizdeki ideolojik geriliklerine karfl› durmak, bu temelde ideolojik hassasiyetleri gelifltirmek, ideolojik mücadelenin önemini ortaya koymak, di¤er yandan, e¤itim, elefltiri ve özelefltiri silah›n› güçlü biçimde pratiklefltirerek, bu konuda geçmifl dönemdeki zaaflar› aflarak, örgüt içinde ideolojik geliflmeyi yükseltmek gerekiyor. Bunun için de, her fleyden önce yanl›fll›klara karfl› bir ideolojik duruflun ortaya ç›kar›lmas› gerekiyor. Yani kendi ideolojik ve örgütsel eksikliklerimize, yanl›fll›klar›m›za, yetersizliklerimize “Êdî Bese” demek gerekiyor. Zaten Önderli¤i yaflatmak, Önderli¤i yaflamakla mümkündür. Önderli¤i yaflamak ise, onun düflüncelerini yaflamak, onun düflüncelerini benimseyerek örgüte ve eyleme çevirmekle olur. Yoksa sadece “Önderli¤i seviyorum” demek “Önderli¤e ba¤l›y›m” demek bir aldatmaca, bir sahtelik ve ikiyüzlülük olur. Bir kand›rmaca ve aldatmaca olur. Onun için Önderli¤e sahiplenme, Önderlikte var olan ideolojik hassasiyeti, ideolojik mücadele gerçe¤ini bütün kadrolar›n ve bütün örgütün kendisinde somutlaflt›rmas› gerekiyor. Bu gerçeklerin önemini daha iyi ortaya koyarak son Kongra-Gel genel kurulundan sonra ideolojik mücadeleyi güçlendirme karar› ald›k. O bak›mdan bas›n, kültür konferanslar›, gençlik kongresi, Bilim-Ayd›nlanma ve Özgür-Eflit yurttafl toplant›lar›, yeniden ideolojik mücadele bafllatma ve ideolojik hassasiyetleri gelifltirme konferanslar› gerçeklefltirdik. Bunlar örgütlenmemizi, eylemlerimizi, ideolojik duruflumuzu gelifltirme konferanslar› ve toplant›lar› olmufltur. Geriliklerimize karfl› dur deme toplant›lar› olmufltur. Bu aç›dan bir ideolojik mücadele dönemi bafllatt›¤›m›z› söyleyebiliriz. Bu ideolojik mücadeleyi bafllat›rken ilk önce de, yönetimlerimizin kendileri özelefltiri verdiler. Kendi eksikliklerine karfl› öz elefltirel yaklaflarak ideolojik mücadeleyi kendilerinden bafllatt›lar. Bu yönüyle de ideolojik mücadele der-

ew e. c

Tasfiyecilik iç zay›fl›klardan güç almaktad›r

“Önderli¤i yaflatmak, Önderli¤i

yaflamakla mümkündür. Önderli¤i yaflamak ise, onun düflüncelerini yaflamak, onun düflüncelerini benimseyerek örgüte ve eyleme çevirmekle olur. Yoksa sadece “Önderli¤i seviyorum” demek, “Önderli¤e ba¤l›y›m” demek bir aldatmaca, bir sahtelik ve ikiyüzlülük olur. Bir kand›rmaca ve aldatmaca olur”

Mart 2008

om

58


Mart 2008

SERXWEBÛN

muzun esas›d›r. Önderlik bu özgürlük çal›flmas›na “destans› çal›flmamd›r” dedi. Destans› çal›flmam derken de çok köklü bir ideolojik çal›flmadan, sistemden bu anlamda köklü bir kopufltan söz etti. Bu aç›dan da paradigmay› ve ideolojik çizgiyi do¤ru kavramak, radikal biçimde yeni paradigman›n yörüngesine girmek esas olarak da özgürlükçü kad›n çizgisiyle mümkündür. Bu aç›dan da kad›n özgürlük çizgisini burjuva liberal etkilerden, feminist etkilerden uzak bir biçimde, Önderli¤in en radikal çal›flmam dedi¤i biçimde ele almak, kad›n özgürlük çizgisini esas olarak da devletçi ve sömürücü genlerden kopman›n en temel duruflu olarak görmek ideolojik duruflun ve mücadelenin en önemli parças› olmaktad›r. Bu aç›dan geçmifl dönemdeki duyars›zl›klar›n, geçmifl dönemdeki sorumsuzluklar›n giderilmesi gerekiyor.

¤un enerjisini patlatma anlam›na geldi¤ini bilen, de¤erlendiren ve böyle yaklaflan bir anlay›flla ideolojik mücadeleyi örgüt içinde güçlendirmekle özgürlük ve demokrasiyi kazanabiliriz. Bunun için de yoldafllar›m›z›n ve kendi eksikliklerimize karfl› liberal ve reformist de¤il, arkadafllar›m›z›n da kendimizin de eksikliklerine karfl› de¤ifltirici, dönüfltürücü bir yaklafl›m içinde olmam›z gerekmektedir. Son zamanlarda ideolojik çal›flman›n ve ideolojik mücadelenin en temel faaliyeti olan e¤itimlerde bir gerileme yaflanm›flt›r. ‹deolojik, örgütsel ve pratik alandaki geriliklerin esas›n›n e¤itimsizlikten kaynakland›¤›n› görmek gerekir. Türkiye’de ve Avrupa’da neredeyse e¤itim görmeden örgüt çal›flmas› yap›labilirmifl gibi, e¤itim görmeden örgüt olunabilirmifl gibi, e¤itim görmeden mücadele yap›labilirmifl gibi bir e¤ilim ortaya ç›km›flt›r. Bu da ister istemez ideolojik durufllardaki zay›fl›¤› ortaya ç›kard›¤› gibi, ideolojik mücadeledeki zay›fl›¤› da ortaya ç›karm›flt›r. Kurumlar›m›zdaki geriliklerin, herkesin kendine göre bir düflüncesinin ortaya ç›kmas›n›n nedeni budur. Parçal›l›¤›n nedeni budur. ‹deolojik mücadele ayn› zamanda ideolojik durufl ve mücadele birli¤i demektir. Merkezi kadro okullar›m›z›n, merkezi e¤itimlerimizin olmamas› her kadronun kendine göre düflünmesini beraberinde getirmifltir. Bu nedenle kadro birçok yerde olay ve olgulara kendine göre yaklafl›yor. Ortak durufl yok, ortak anlay›fl yok, ortak refleks yok. O zaman örgüt de ortaya ç›km›yor. Bugün Türkiye’deki örgütlerimizin örgüt olamamas›n›n, parçal› duruflunun, kurumculu¤un olmas›n›n nedeni, ortak e¤itimden geçmifl kadrolar›n ortaya ç›kar›lmamas›d›r. Kadrolar›n, taraftarlar›n, sempatizanlar›n zaman zaman örgüt e¤itiminden geçmemesidir. Bu da ne örgütlerimizi, ne de halk›m›z› güç yap›yor. Dolay›s›yla ortak duruflla ortak bir hedef etraf›nda kilitlenilmedi¤inden örgüt haline gelinemiyor. Bu da eylemi ve mücadeleyi zay›f düflürüyor. Bu gerçe¤i çok iyi görüp bilince ç›kararak e¤itim çal›flmalar›n› her yerde gelifltirmek gerekiyor.

ne te we .c om

ken de, geçmiflte yaflad›¤›m›z ideolojik, örgütsel yetersizliklerimizi, tarz ve tempo yetersizliklerimizi ideolojimize uygun aflmay› ifade etmektedir. ‹deolojimize göre yaflama, iliflkilenme, ideolojimize uygun bir duyarl›l›k ve hassasiyeti gelifltirme aç›s›ndan geçmiflte bu yönlü eksikliklerimize karfl› özelefltiri vermek de bu ideolojik mücadelenin en temel yan› olmaktad›r. Bunlar yap›lmadan sadece ideolojik mücadele veriyorum demek de anlaml› olmaz.

59

Önderli¤in kad›n çizgisi özgürlük çizgimizin esas›d›r

‹deolojik mücadele varsa özgürlük ve demokrasi çizgisi vard›r

‹deolojik mücadeleden söz ederken baz›lar›n›n çarp›tt›¤› gibi ideolojik mücadele demek, kadromuzu ve insan›m›z› de¤ersizlefltirmek, birbirimizi bitirmek de¤ildir. Bu kesinlikle tasfiyecili¤in içimize ekti¤i nifak tohumlar›d›r. Nas›r, elefltiri ve özelefltiriyi H›ristiyanl›ktaki günah ç›karmaya benzetmifltir. Ferhat-Botan çetecili¤i, özelefltiriyi, kadrolar›n hiçlefltirilmesi olarak de¤erlendirmiflti. Bunlar kesinlikle demagojidir, yaland›r. ‹deolojik mücadele kadrolar› zay›flatmaz, aksine güçlendirir. ‹deolojik mücadelenin oldu¤u yerde özgürlük ve demokrasi çizgisi vard›r. ‹deolojik mücadelenin ve elefltiri özelefltirinin olmad›¤› yerde ise, a¤al›k, beylik, despotizm, iktidarc› devletçi sistem geliflir. Ya da kendini özgür sanan, kendini birey sanan, bireycili¤i geliflen, ama esas olarak da sistemin kölesi olan bireyler toplulu¤u ortaya ç›kar. Bu aç›dan örgüt içi ideolojik mücadeleyi anlaml› bulan, bunun insan›m›z›n, toplumumuzun ve örgütümüzün güçlenmesi olarak gören, ideolojik olarak güçlenmeden düflmana karfl› mücadele edilemeyece¤ini, ideolojik mücadelenin bir örgütün, bir toplulu-

ww

w.

‹deolojik mücadelemizin en önemli boyutu da asl›nda yeni paradigmay› ve Önderlik çizgisini kavramakt›r. Çünkü Önderlik paradigmas›, Ferhat-Botan tasfiyecili¤i taraf›ndan çarp›t›lmaya çal›fl›ld›. Belirli düzeyde de çarp›t›ld›. Bu aç›dan paradigma de¤ifltirdi¤imiz dönemde böyle bir talihsizlik yaflad›k. Bu da kimilerince paradigman›n yanl›fl anlafl›lmas›na, tasfiyeci e¤ilimin yaratt›¤› kavramlar›n örgüt içinde belirli düzeyde etki yapmas›na yol açm›flt›r. Bu aç›dan paradigmay› do¤ru anlamak, paradigman›n ortaya koydu¤u kavramlar› do¤ru anlamak, bunlar› gerçekten özgürlükçü ve demokratik zihniyetle, mücadeleci ve devrimci zihniyetle ele almak, ideolojik sald›r›lara karfl› durmak ve mücadele etmek için flartt›r. Paradigma de¤iflikli¤imizi kapitalizmin, postmodernizmin yenilikçili¤i, de¤iflikli¤i biçiminde ele almadan, gerçekten hiyerarflik devletçi sistemin paradigmas›ndan kopmak, köleci, feodal, kapitalist develetçi ve s›n›fl› sistemin bütün etkilerinden kopma biçiminde radikal bir paradigma de¤iflimi olarak ele almak çok önemlidir. B›rakal›m kapitalizmin yaflam, özgürlük, demokrasi anlay›fl›na yaklaflmak, aksine ondan köklü kopuflu sa¤layacak bir durufl içine girmek, onun; demokrasi, özgürlük, birey ve kad›n anlay›fl›na karfl› demokratik komünalizmi ve özgürlük çizgimizin esas› olan kendi radikal kad›n özgürlük çizgimizi savunmak, ideolojik kimli¤imizin olmazsa olmaz kofluludur. Özellikle Önderli¤in kad›n çizgisi özgürlük çizgimizin ve komünal demokratik duruflu-


SERXWEBÛN

ne t

Tabi ki d›fl güçlere karfl› ideolojik mücadele de çok önemlidir. Bu yönüyle bu alandaki ideolojik mücadele esas olarak da daha önce belirtti¤imiz gibi propagandad›r, ajitasyondur. Bu da kendi ideolojimizin hakl›l›¤›n›, karfl› ideolojinin haks›zl›¤›n› ortaya koyan bir çal›flma olmaktad›r. Karfl›t güçlerin ideolojik sald›r›lar›n› bofla ç›karmak, bizim ideolojik mücadelemizin hakl›l›¤›n› baflta kendi halk›m›z olmak üzere, Ortado¤u ve dünya haklar›na anlatmak bu çal›flman›n esas›d›r. Biz dünyan›n en özgürlükçü ideolojisine sahip oldu¤umuza inan›yoruz. ‹nsanl›¤›n yeni ideolojik temiz nefesi, bilimsel de-

do¤ru kullanmak, düflünce gücümüzü kitlelere akatarmak gerekmektedir. Özellikle kültür sanat kurumunun komünal demokratik de¤erlerde geliflmesi için çal›flmak çok önemlidir. Çünkü kültür belirli düzeyde rafine ideolojidir. ‹deolojilerin kendisini somutlaflt›rmas›n›, pratiklefltirmesinin en etkili yolu kültür-sanat çal›flmas›d›r. Kapitalist sistem kendisini kapitalist kültürüyle hakim k›lar, feodal sistem feodal kültürüyle hakim k›lar, köleci sistem kendisini köleci kültürle hakim k›lar, komünal demokratik sosyalist sistem de komünal demokratik kültürüyle kendisini hakim k›lar. Bu aç›dan kültür alan›nda ideolojik mücadeleyi önemsemek ve gelifltirmek gerekir. Kültür alan›n›n büyük bir ideo-

lojik mücadele alan› oldu¤unu görerek ideolojik mücadeleyi bu alanda sanat diliyle, estetize eden bir dille, edebi bir dille yapmak gerekiyor. Kitaplar, broflürler, dergiler, makaleler, bildiriler de ideolojik mücadele araçlar›d›rlar. Bunlarla kültür-sanat alan›ndan farkl› olarak daha aç›k bir ideolojik dille bu mücadele yürütülür. Bu alanda da ideolojik mücadelenin gelifltirilmesi flartt›r. Bu yönlü eksikliklerimiz vard›r. ‹deolojik araçlar›m›z›n fazlal›¤›na göre ideolojik mücadele yo¤unlu¤umuzun zay›f oldu¤unu söyleyebiliriz. Güçlü bir ideolojiye sahibiz. Bu güçlü ideoloji, elimizdeki geliflkin ideolojik araçlarla birleflti¤inde karfl› güçler karfl›s›nda çok etkili bir ideolojik mücadele verilebilir. Bunun için her fleyden önce ideolojik gücümüze inan-

ww

w.

mokratik sosyalizmin evrensel temsilcisi oldu¤umuza inan›yoruz. Ça¤dafl ideolojik düflünceye, ça¤dafl yaflam anlay›fl›na sahip olarak Önderlik çizgisini ve Önderlik çizgisini temsil etmeye çal›flan örgütlenmenin PKK oldu¤unu görüyoruz. Bu aç›dan yaln›z Kürt halk›na karfl› de¤il, Ortado¤u halklar›na ve bütün insanl›¤a karfl› olan sorumlulu¤umuzun böyle bir ideolojiyi Kürt toplumunda, Ortado¤u toplumunda ve bütün insanl›k içinde etkili k›lmak oldu¤una inan›yoruz. Bunun için de kapitalist sisteme ve onun her türlü versiyonuna ve etkisine karfl› etkili ideolojik mücadele vermek, karfl› ideolojik sald›r›lar› gerileterek kendimizi örgütsel ve siyasi olarak etkin k›lmak sorumlulu¤umuz vard›r. Bunun için de tabi ki baflta bas›n yay›n araçlar›m›z›

mak, bu temelde ideolojik gücümüzü gelifltirmek, e¤itimlerimizle ideolojik mücadeleyi etkili yapar hale gelmek ve ideolojiyi iyi temsil etmek gerekir. ‹deolojik mücadelede TV’yi ve radyoyu etkili kullanmak önemlidir. Günümüzde siteler de etkili ideolojik çal›flma alanlar›d›r. Ne var ki biz tüm bu ideolojik araçlar› çok etkili kulland›¤›m›z› düflünmüyoruz. Öte yandan ideolojik mücadele ve araçlar›n› etkili kullanmad›¤›m›z gibi d›flar›dan geliflen ideolojik etkilerden dolay› yürüttü¤ümüz ideolojik mücadelede zay›fl›klar ortaya ç›kmaktad›r. ‹deolojik mücadelede ancak alternatif ideolojimiz gerçekten ortaya konulursa, alternatif kimli¤imizle ideolojik mücadele verilirse, di¤er ideolojilerin etkilerinden kurtulursak etkili olabiliriz. D›flar›dan yönelen ideolojik sald›r›lardan etkilenerek, onlar›n etkisi çerçevesinde yürütülen ideolojik mücadele kesinlikle etkili olmaz. E¤er kendi ideolojimize hakimiyet temelinde bir ideolojik mücadele yürütemez ve bu temelde siyasal mücadele yapamazsak kendimizi güç yapmaktan çok Kürtler içindeki farkl› ideolojik kesimlere, burjuva ve milliyetçi ideolojik kesimlere hizmet etme konumuna düfleriz. Dolay›s›yla ideolojik alanda netleflmifl temelde ideolojik araçlar› kullanmak çok önemlidir.

ew e. c

PKK Önderli¤i demokratik sosyalizmin evrensel temsilcisidir

Mart 2008

om

60

Kurumlar›m›zda ideolojik hassasiyet gelifltirilmelidir Öte yandan özellikle ideolojik kurumlar›m›zda ideolojik hassasiyetleri gelifltirmek gerekir. ‹deolojik mücadeleyi en baflta da bas›n alan›m›zdan, kültür alan›m›zdan, bilim ve ayd›nlanma alan›m›zdan, araflt›rma ve inceleme kurumlar›m›zdan bafllatmak gerekiyor. Buralarda ideolojik mücadele bafllatmadan bütün topluma ve kurumlar›m›za yaymak mümkün de¤ildir. Geçen dönemde ideolojik durufllar›n yetersiz kald›¤› alanlar buralar olmufltur. Buralar bir nevi ideolojik mücadele yerleri de¤il de asl›nda sistemden etkilenen ve sistemden etkilenerek ürün ve çal›flma ortaya ç›karan kurumlar haline gelmifltir. Bunu zaten bas›n ve kültür konferans›yla, bilim ayd›nlanma alan


Mart 2008

SERXWEBÛN

temelde daha güçlü mücadele kararl›l›¤›na ulaflt›rd›. Hareketimizin tasfiye giriflimlerine karfl›, tarihsel bir direnifle yönelirken, ideolojik alanda geçmiflte yaflanan zay›fl›klarla, yetersizliklerle, -bu alanda ç›kan yan›lg›lara ve bunun örgütsel duruflta ve eylemde zay›fl›k yaratan etkilerine dur demedenmücadeleyi gelifltiremeyece¤imizi görerek “Êdî Bese ” “Önderli¤i yafla ve yaflat” hamlesi bafllatt›k. Bu hamle Önderli¤imizin özgürlü¤ü temelinde Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü sa¤lama hamlesi oldu¤u gibi ayn› zamanda kendi ideolojik ve örgütsel geriliklerimize ideolojik mücadele temelinde dur deme hamlesidir. Geriliklerimize karfl› ideolojik mücadele vererek mücadeleyi gelifltirme hamlesidir.

partileflmeye ve kadrolara ihtiyaç vard›r. Herkes bilmelidir ki, demokrasinin ve özgürleflmenin güvencesi partileflmedir. Cinsiyet özgürlükçü demokratik toplum paradigmas› m› hakim olacak, yoksa sistemin özgürlük ve demokrasi anlay›fl›n›n etkisine mi girilecektir? Sistemden kopup özgürlük paradigmas› içine girmeyi esas olarak partinin ve parti kadrolar›n›n öncülük düzeyi gerçeklefltirecektir. Son y›llarda kurumlar›m›zdaki ideolojik ve örgütsel zay›fl›k asl›nda partileflme zay›fl›¤›d›r. Partileflmeyi, parti öncülü¤ünü ve parti kadrolaflmas›n› gelifltiremedi¤imiz için bu kurumlar›m›zda zay›f düflmüfltür. Parti öncülü¤ü olmay›nca her türlü örgütlenme ve çal›flma da zay›f kalm›flt›r. Bu da eylemlere ve mücadeleye zay›fl›k olarak yans›m›flt›r. Hatta ideolojik çal›flma olmay›nca, ideolojik çal›flma temelinde partileflme ve kadrolaflma olmay›nca, sistemin ideolojik ve örgütsel sald›r›lar›na karfl› etkili mücadele verilemedi¤i için giderek kadrolarda sistem içileflme geliflmifltir. Bu yönüyle de özellikle Türkiye ve Avrupa’daki kadrolar›m›zda sistem içileflmenin geliflti¤ini görüyoruz. Bu sistem içileflme inkarc›-sömürgecilere de, uluslararas› komplo ile PKK’de çizgi de¤iflikli¤i yaratmak isteyen güçlere de cesaret vermektedir. Bir yönüyle bizim ideolojik mücadelemiz ve ideolojik çal›flmalar›m›z bu sistem içileflmeye dur deme mücadelesidir. Bu aç›dan ideolojik mücadele çal›flmalar› tüm kadrolarda, taraftarlarda ve sempatizanlarda ve kurumlar›m›zda ortaya ç›kan sistem içileflmeyi karfl› mücadele olarak da yürütülmelidir. Zaten ideolojik mücadeleler her zaman toplum içindeki karfl› sistemleri geriletmek için alternatif bir sistem olmak için yap›l›r. Farkl› ideolojilerin içimizdeki etkilerinin artmas›, bunun örgütsel ve yaflamsal durufluna yans›mas› da sistem içileflmeyi ifade etmektedir. Bu aç›dan bir daha tekrarl›yoruz, baflta bas›n yay›n kurumlar›m›z, kültür kurumlar›m›z, araflt›rma ve inceleme yapan kurumlar›m›z›n temel görevi ideolojik duruflu kendinde temsil ederek içe ve d›fla karfl› ideolojik mücadeleyi güçlü bir biçimde yürütmektir.

ne te we .c om

toplant›lar›yla elefltirip aflmaya çal›fl›yoruz. Bu yönlü çabalar›m›z devam ediyor. ‹deolojik mücadele araçlar›m›z› etkili kullanacak pozisyona gelmede belirli ad›mlar att›k. Bu ad›mlar› at›nca karfl› güçler de bizim bu ideolojik hamlemizi görerek, ideolojik alanda da geriliklerimize dur dedi¤imizi görerek, son zamanlarda görüldü¤ü gibi ideolojik alan çal›flmalar›m›za, bas›n yay›n ve kültür çal›flmalar›m›za karfl› bir ideolojik sald›r› içine girmifllerdir. Çünkü kendi ideolojik sald›r›s›n›, kendi psikolojik savafl›n› bofla ç›karacak bir ideolojik mücadelenin verilmesini istememektedirler. Bu yönüyle asl›nda Türk devleti son zamanlardaki ideolojik durufllar›m›zdan, ideolojik hassasiyetlerimizden, ideolojik mücadeleyi gelifltirerek yeniden gerçek kimli¤imize ulaflmam›zdan korkmaktad›r. Türk devleti geçmiflte bir yönüylede ideolojik ve örgütsel olarak kendi kimli¤imizden uzaklaflt›¤›m›z› düflünerek umutlanm›flt›. Do¤rudur, Apocu çizgiden ve PKK çizgisinden belirli düzeyde uzaklaflmak ya da yeterince temsil edememek tabi ki düflmana karfl› mücadelede zay›fl›klar ortaya ç›kar›yordu. Özellikle Ferhat-Botan çetecili¤inin ortaya ç›kmas›yla birlikte güçten düflece¤imizi düflünerek umutlanm›fllard›. Önderli¤imiz ideolojik ve örgütsel alanda bir bozulma yafland›¤›n› düflünerek harekete müdahale etti. PKK’nin yeniden infla edilmesini emretti. Bu temelde infla çal›flmalar› bafllat›larak PKK kongresi gerçeklefltirildi. PKK’nin kongresi asl›nda ideolojik sald›r›lara karfl›, ideolojik sapt›rmalara karfl› yeniden ideolojik çizgiye girme ad›m›yd›. Önemli düzeyde etkisi oldu ve örgütsel toparlama yaratt›. En az›ndan ideolojik alandaki kar›fl›kl›klar› giderdi. Tasfiyecili¤in ve d›fl güçlerin ideolojik sald›r›lar› ve etkisi sürse de, kongre ile gerçeklefltirilen netleflme bu e¤ilimlere karfl› mücadele zemini ortaya ç›kard›. ‹deolojik mücadele temelinde bir örgütsel toparlanma yaflad›k. Belirli bir mücadele gücü ortaya ç›kt›. Özelikle Önderli¤imize karfl› zehirleme sald›r›s›n›n ortaya ç›kmas›, hareketimizin yok edilmek istendi¤i gerçe¤ini önümüze koydu. Bu, bizi ideolojik

61

‹deolojik ve örgütsel zay›fl›k asl›nda partileflme zay›fl›¤›d›r

ww

w.

Bu hamleyi örgütsel aç›dan da önderlik çizgisinde partileflme hamlesi olarak görmek gerekir. ‹deolojik mücadele her zaman, ayn› zamanda sorumluluk düzeyi yüksek kadrolar yaratarak partileflme mücadelesidir. ‹deolojiyi temsil etmek demek, parti kadrosu haline gelmek demektir. ‹deolojiye sahiplenme asl›nda parti kadrosu olman›n en temel görevidir. Partileflme de esas olarak sorumlu kadrolar›n örgütü anlam›na gelmektedir. Bu aç›dan bir taraftan ideolojik mücadeleyi gelifltirip yükseltirken, buna dayanarak da sorumlulu¤u yüksek kadrolaflmay› ortaya ç›kar›p partileflmeyi gelifltirmek durumunday›z. Partileflme geliflmeden, ideolojik ve örgütsel öncülük geliflmeden mücadeleyi baflar›ya götürmek mümkün de¤ildir. ‹deolojik mücadele esas olarak da parti örgütlenmesi ve parti durufluyla yürütülebilir. ‹deolojik mücadele bireysel bir olgu de¤ildir. Bunun örgütlü yürütülmesi baflar› için flartt›r. Sistem nas›l ki çok örgütlü biçimde ideolojik ve siyasi sald›r› yürütüyorsa, bizim de eyleme, mücadeleye do¤ru öncülük yapmam›z için do¤ru ideolojik do¤rultuda örgütlenmifl bir kurmay örgüte ihtiyac›m›z vard›r. Yani ideolojik ve örgütsel düzeyde komünal demokratik çizgiyi temsil edecek partiye,


SERXWEBÛN

62

Mart 2008

8 Mart’la Newroz’u buluflturan

om

özgürleflen kad›n iradesidir

“8 Mart’› kad›n Newrozuna çeviren Kürdistan’daki kad›n›n, Kürt halk›n›n iradesel duruflflu unu ifade ederek kat›l›m›n› Newroz meydanlar›nda da yükseltmesi beklenmektedir. Kürt kad›n›n›n Newroza kat›l›m›, Türk

devletini Kürt halk› üzerinde yürütmüfl oldu¤u savafl ve flfliiddet stratejisinden cayd›rma düzeyinde olmal›d›r. armaya muktedirdir. T›pk› Kürt halk›n›n dört parça Kürt kad›n› ve Kürt halk› bunu baflfla

ew e. c

Kürdistan’da ve yurt d›fl› fl›nda koydu¤u siyasal tavr›n ve Zap’taki gerilla direniflfliinin, Türk ordusunun yirmibeflfliinci s›n›r ötesi harekat›n› geri püskürtme iradesini gösterdi¤i gibi ” güçlü ve her türlü riskin üzerine cesaretlice yürüyen bir kad›n serh›ldan hareketi hiçbir yerde görülmemifltir. ‹zledi¤imiz kadar›yla, dünya çap›nda yürütülen 8 Mart etkinliklerinin tümünün toplam›na denk büyüklükte bir serh›ldan oldu Kürdistan’daki 8 Mart serh›ldan›. Kürdistan’da her y›l serh›ldan ruhuyla kutlanan 8 Martlara Kürt kad›n›n›n kat›l›m düzeyine toplum al›flt›. Özellikle de Kürt toplumu ve demokratik kurumlar› kad›n›n 8 Martlara yaklafl›m›na, bu özgürlü¤e kalk›fl›ndaki cesaretine ciddiyetle yaklaflmaya bafllad›. Kürt halk›n›n hem yaz›l› hem görsel hem de iflitsel bas›n ve medyas› da bu konuya denk bir ciddiyetle yaklafl›yor. Kürtlerin tüm bas›n-yay›n organlar› konuyu bu temelde gündemine almakta, kad›nlar›n bu gününü kutlamadan geçmemektedir.

ww

w.

ne t

Bu y›lki 8 Mart etkinlik ve kutlamalar› Kürdistan’da gerçek bir serh›ldan ruhu ile geçti. Serh›ldanlar genelde, genel halk hareketleri olarak bilinir. Ancak kad›n›n kad›n için, kad›nl›k de¤erleri için, toplumsal komünal de¤erler için bu denli bir harekete kalk›fl› ilk defa yaflanmaktad›r. Dünyan›n birçok yerinde 8 Mart dünya emekçi kad›nlar günü kutlan›r. Kad›nlar ezilmiflliklerinden ve toplumsal cinsiyetçilikten kaynakl› sorunlara karfl› ç›kmak temelinde zaman zaman tepkilerini ortaya koyarlar. Bu eylemler dönemsel dayan›flma hareketlerine veya belli küçük kurumlaflmalara dönüflürler. Kad›n ezilmiflli¤ine dair birçok araflt›rma ve kuramsal çal›flmalar yürütülür üniversitelerdeki kad›n kürsüleri taraf›ndan. Buna toplum da al›flm›flt›r, devletler de art›k al›flm›fllard›r. Ancak Kürdistan’daki gibi

Kad›n›n özgürlükte ›srar› önemli bir dönüflüm vesilesi olmaktad›r

Toplumsal cinsiyetçili¤in küreselli¤inden kaynakl› yaflad›¤› etkiler ve yetersizlikler, yine bu konudaki derinleflme sorunlar› olmakla birlikte konuya ciddi yaklaflma çabas›nda oldu¤u yans›maktad›r. Belki de kad›n›n bu düzeyde kendi özgürlüksel iradesini ortaya koymas›ndan kaynakl› böyle bir gündemi oluflmaktad›r. Demek ki; kad›n›n özgürlükte ›srar› tüm toplumsal dinamikleri harekete geçirmekte ve önemli bir dönüflüm vesilesi olmaktad›r. Bu konuda Türkiye medyas›na bir bakacak olursak, bu düzeyde bir 8 Mart kalk›fl›n› yans›tma çabas› olmamaktad›r. Dünya çap›nda kad›nlara adanan bu günü Türk bas›n ve medyas› kutlamamaktad›r bile. Baz› TV kanallar›nda çok s›n›rl›, o günle s›n›rl› olan formalite bir iki tart›flma d›fl›nda derinli¤ine bir gündem oluflmamaktad›r. 8 Mart’›n Kürdistan’da bu denli güçlü geçmesinin di¤er bir sonucu ise Kürt siyaseti ve Kürt siyasetçileri üzerinde yaratm›fl oldu¤u etki düzeyidir. Kürt halk›n›n TBMM’deki siyasi temsilcileri olan DTP’li kad›n milletvekillerinin hepsi sokak ve meydanlarda kad›n kitlesinin içinde kendi kültürel motifleri ile kendi siyasi ve felsefik argümanlar› ile yer ald›lar. Tabi bunu yapmak onlar›n görevleri. Denebilir ki DTP’li kad›n milletvekilleri, kad›n olmalar›n›n bi-


Mart 2008

SERXWEBÛN

lincinde ve kad›n olma bilincinin kendilerine yüklemifl oldu¤u sorumlulu¤un ciddiyetindedirler.

ri olarak belirlemiflse, o kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar›n çözüm aray›fllar› etraf›nda buluflmak temel bir sorumluluktur

Erdo¤an erkek egemen ideolojinin

çeviren fleylerdi. Uzun vadede erkek egemenlikli ataerkil zihniyet ve sistemiyle mücadele etmeyi gerektiren fleylerdir. Dolay›s›yla Türkiye’de kad›n özgürlü¤ü ile u¤raflan, bunun mücadelesini yürüten, daha özgür, daha demokratik, daha huzurlu yaflamak isteyen her kesin ortak tepkisini göstermesini gerektiren bir durumdur. Bu mesaj›n içeri¤i ideolojik bir içeri¤e sahiptir. Erkek egemen ideolojinin temel argüman›d›r. Kad›n aleyhine yürüyen toplumsal cinsiyetçi ideolojinin ve yaflam felsefesinin, bir baflbakan taraf›ndan dillendirilmesidir. Yüzeyden bak›ld›¤›nda acaba Türkiye’de Türk nüfusunun azalmas› sorunu mu yaflanmaktad›r, baflbakan bundan dolay› m› her kad›n en az üç çocuk do¤urmal›d›r diyor. Bu, ilginç bir yaklafl›m olaca¤› gibi mesaj›n içeri¤i esasta bunun çok ötesindedir. Erdo¤an’›n mesaj›; erkek egemenlikli ideoloji, zihniyet ve sisteminin kad›na befl bin y›ld›r biçmifl oldu¤u rolü ya da esareti, bu sistemin birinci dereceden bir temsilcisi olarak kad›na yeniden hat›rlatmas›d›r.

ne te we .c om

Meclislerdeki kad›n temsili

63

salt fiziksel bir temsil olmamal›d›r

sözcülü¤ünü yapmaktad›r

ww

w.

Kad›n›n siyasete girmesi, parlaBir de flu anda iktidarda olan mento ve meclislere erkekle eflit AKP’nin kad›n yaklafl›m› oldukça oranlarda girmesi için son iki yüz aç›ktan yans›d› bu 8 Mart’ta. Küry›ld›r bu kadar mücadele yürüt- distan’daki 8 Mart serh›ldan›n›n Ermüflken, bu kadar bedel ödemifl- do¤an üzerinde yaratm›fl oldu¤u ken, kad›n›n meclislerdeki ve parla- bask›dan olsa gerek Erdo¤an’›n bir mentolardaki temsilinin salt fiziksel toplant›da kad›nlara verdi¤i bir mebir temsilden ibaret olmas› oldukça saj oldu. AB’ne üye olmak isteyen ac›d›r. Dolay›s›yla kad›n iradesinin Türkiye’nin baflbakan›, bu mesaj›ntemsilinden, yeni bir kad›nl›k zihni- da kad›nl›¤›, anal›¤›, çocuk do¤uryet ve felsefesinin anlafl›lmas› ge- ma ve bakma s›n›rlar›na mahkum rekti¤i konusunda Kürt kad›n mil- etti. Ve “her kad›n en az üç çocuk letvekillerine düflen önemli sorum- do¤urmal›d›r” dedi. Erkek egemenluluklar bulunmaktad›r. Kürt kad›n likli tarihin kad›na kaybettirdi¤i kamilletvekillerinin di¤er muhalefet ve d›nl›k de¤erlerini, özgürlüksel deiktidar partilerinin kad›n milletve- ¤erlerini yeniden yaratma sorununkilleri ile bu noktalarda ortak so- dan, cins bilinci ve kimli¤inin yenirumluluklar›n›n bulundu¤una dair den elde edilmesi sorunundan ziyahat›rlatmalarda bulunmalar› önem- de kad›nlar›n sorununu anne olma li olacakt›r. sorununa, kaç çocuk do¤urmas› ge‹ktidar olmaktan veya muhalefet rekti¤i gibi kad›n›n art›k b›k›p olmaktan, Kürt olmaktan veya Türk usand›¤› bir soruna indirgeyen içeolmaktan, türbanl› olmaktan veya rikte oldu verdi¤i mesaj. En vahimi Kapital finans kad›n cinsiyetçili¤i türbans›z olmaktan önce kad›n ol- ise AKP’li üst düzey kad›nlar›n da üzerinden topluma egemen olmufltur man›n verdi¤i sorumluluklar vard›r. Erdo¤an’›n kad›nl›¤› anal›¤›, çocuk Türkiye siyaseti içindeki ideolojik ve do¤urmaya ve bakmaya indirgeyen siyasi ayr›l›klar›n oldukça ötesinde- yaklafl›m›n› oldukça sessiz ve tepkiErdo¤an’n›n bu mesaj› finans kadir kad›n olmak. Bir kad›n›n evinin siz karfl›lad›. Oysa AKP’li kad›nlar pitalin iktidar›n› ayakta tutma yönd›fl›na ç›kamamas›, bir kad›n›n so- da dahil Türkiye’de yaflayan tüm temlerine de iflaret etmektedir. Bu kakta ve caddede her an taciz ve te- kad›nlar›n, Erdo¤an’n›n kad›na bu konuda Önderli¤imiz 8 Mart Dünya cavüz riskiyle karfl› karfl›ya olmas›, yaklafl›m› karfl›s›nda k›yametler ko- Kad›nlar günü vesilesi ile flöyle debir kad›n›n aile içi veya d›fl› erke¤in parmas› gerekirdi. Ki, bu tepkiyi mektedir: “Asl›nda kad›n sorunu fliddetine, taciz ve tecavüzüne ma- göstermek için hala geç kal›nm›fl sa- bir iktidar sorunudur. Kapital firuz kalmas›, toplumsal gerilikten y›lmaz. O mesajda söylemifl oldu¤u nansla insanlar› kand›r›yorlar. Tekaynakl› bir töre fliddetine fleyler asl›nda erkek egemenlikli sis- keller böylece dünyay› yönetiyor. u¤ramas›, hangi partili oldu¤u veya temin kendisini sürdürmesine yar- Bu ifli de hiçbir üretim yapmadan hangi ideolojik çizgiyi temsil etti¤i d›mc› olan, günlük yaflam çark›n› trilyon ve katrilyon paray› ortaya ile ilgili de¤ildir sadece. sürerek yap›yorlar. Bunun çok çok ötesin“En vahimi ise AKP’li üst düzey kad›nlar›n da Erdo¤an’›n Dünyadaki hiçbir güç de bir durumdur. Dolakendini bu tekellerkad›nl›¤› anal›¤›, çocuk do¤urmaya ve bakmaya y›s›yla tüm ideolojik veden kurtaram›yor. indirgeyen yaklaflfl››m›n› oldukça sessiz ve tepkisiz ya siyasi ayr›l›klar›n Kapital finans, kad›n› yan› s›ra kad›nlar› bir bu anlamda korkunç dinlemesi oldu. Oysa AKP’li kad›nlar da dahil Türkiye’de araya getirecek ortak kullan›yor. Kapital fiyaflfla ayan tüm kad›nlar›n, Erdo¤an’n›n kad›na bu yaklaflfl››m› sorunlar› bulunmaktanans, insanl›¤›n redkarflfl››s›nda k›yametler koparmas› gerekirdi. Ki, bu tepkiyi d›r. Hele hele bir topdidir. Kapital finans, lumda yaflayan kad›nkad›n cinsiyetçili¤i göstermek için hala geç kal›nm›fl say›lmaz ” lar sizleri kendi vekilleüzerinden topluma


SERXWEBÛN

Do¤al toplumun inflas›nda diflil

zihniyetin belirleyici rolü vard›r

Her iki cinsten oluflan insanlar, hayvanlar, bitkiler ve tüm do¤a bin y›llarca hep birlikte, ayn› anlam de¤eri içinde yaflam›flt›r. ‹nsanlar do¤an›n bir bilefleni, kad›nlar ise do¤an›n yaflam› süreklilefltiren özneleri olarak an›lm›flt›r. ‹nsanlar, do¤an›n ne alt›nda ne üstünde görülmemifltir. Do¤aya bu gün oldu¤u gibi akl› rekabet h›rs›yla doldurulmufl, oburlaflt›r›lm›fl ve bencillefltirilmifl insan›n hizmetçisi olarak bak›lmam›flt›r. Böyle bir toplumun inflas›nda diflil zihniyetin belirleyici rolü olmufltur. Çünkü kad›n kendi ba¤›ms›z sezgisel ve duygusal zekas›yla; do¤uran, yetifltiren, e¤itip-ö¤reten, yürüten bir rolün sahibi olmufltur. Dolay›s›yla insanl›¤›n bu dönemine damgas›n› vuran zihniyet, kad›n›n ba¤›ms›z duygusal zekas› ve bu zeka etraf›nda flekillenen diflil zihniyeti olmufltur. Diflil zihniyette, üretken ak›l ve yarat›c› sezgiler, duygular derin bir denge içerisinde birbirini ve toplumdaki yaflama bak›fl aç›s›n› beslemifltir. Kad›n›n toplumsal dokudaki

w.

ww

belirleyicili¤ini yitirmesiyle beraber; kutsallar lanetlenmifl, güzellikler çirkinlefltirilmifl, do¤all›klar sunilefltirilmifl, anlamlar yitirilmifltir. Analitik ak›l, sezgi ve duygulara hakim k›l›nm›flt›r. Altlar, üstler, merkezler ve çevreler oluflturulmufltur. Analitik ak›l; sezgi ve duygunun, insan do¤an›n, erkek kad›n›n, beyaz siyah›n, bat› do¤unun, resmiyet sivilin, kamusal alan özel alan›n, baz› halklar di¤er baz› halklardan “üstün” k›l›nm›flt›r. T›pk› Türklü¤ün Kürtlü¤e üstün k›l›nmas› gibi. Erkek egemen literatürde var olmak, sadece analitik düflünmekle özdefllefltirilir. Sezgiselli¤i ve duygular› d›fllayan, salt akl›n hakimiyeti esas al›n›r. ‹nsan›n var olmas›, analitik zekal› olmas›na ba¤lan›r. Analitik akl›n› yaflam›na hakim k›lmayan varl›klar var say›lmazlar. Var say›lmad›¤› gibi analitik akl›yla öne ç›kan erkekli¤in tahakküm alan›n› olufltururlar. Dolay›s›yla do¤a ak›ls›z ve tahakkümü hak eden bir alan olarak görülür. Kad›n da do¤a gibi akl›n yasalar›na gelmeyen, kendi do¤al yasalar›yla yaflayan, denetlenemeyen, söz geçirilemeyen bir alan olarak görülür. Kad›n do¤urganl›¤› ve sezgiselli¤i denetlenemez bir alan olarak ele al›n›r. T›pk› do¤adaki olaylar›n önüne geçilemeyece¤i gibi, kad›n›n biyolojik ve ruhsal do¤as›nda yaflanan olaylar›n da önüne geçilemeyece¤i düflünülmektedir. Kad›nla do¤an›n bu denli yak›n olmas› ve birbirine benziyor almas›, onu da tahakkümü hak eden bir pozisyonda görmeye yol açm›flt›r. Dolay›s›yla rasyonalist, ak›lc› felsefeye göre kad›n ve do¤a ayn› kategoride ele al›n›r. Günümüzde de hala geçerlili¤ini koruyan bu zihniyet yap›lanmas›, rasyonalist filozoflar›n “sadece düflünüyorsam var›m” argüman›n›n üzerine kuruludur. Anne-çocuk aras›nda, kardefller aras›nda ya da her iki cins aras›nda var olan sevgi, flefkat, duygulan›m ve sezgilenimler yok say›l›r. Yaflam mekanik fizi¤in yasalar›yla ele al›n›r. Fizik yasalar› gibi de¤iflmez ak›l yasalar› da insan yaflam›na hakim k›l›nmaya çal›fl›l›r. Bu bak›fl aç›s› Sokrates, Platon,

ew e. c

liklerinde kaybolan ve diflil özelliklerle yaflam sürmüfl olan özgürlükçü, ekolojik toplumun yeniden güncellefltirilmesi anlam›n› tafl›maktad›r. Yaflama diflil bir anlam biçen bu ilk toplumsal yap›lanmada, do¤aya kendi içinde ak›ll› ve duygulu bir alan olarak bak›lm›flt›r. Çünkü do¤a, kendi ba¤r›nda yaflayan tüm canl›lar› t›pk› bir ana gibi koruyup beslemekte ve yaflam›n sürmesini ve süreklili¤ini sa¤lamaktad›r. Kad›nlara da yaflam› yeniden do¤uran ve yaratan, yaflam›n yarat›c›lar›n› yeniden yeniden do¤uran ve yaratan varl›klar olarak bak›lm›flt›r.

ne t

egemen olmufltur. Befl bin y›ll›k bir meseledir ve kad›n›n da buna karfl› görkemli direnifli vard›r. Kad›n›n cinsiyetçili¤ini bu iktidar›n arac› olarak kullan›yorlar” demektedir. En önemlisi de Reber Apo, kad›n özgürlü¤üne olan ba¤l›l›¤›n›, “anal›k” de¤erlerine, bu de¤erlerin kad›nda yaratt›¤› özgürlükçü, bar›flç› ve demokratik zekaya olan ba¤l›l›¤›n› yine kad›n özgürlü¤üne olan inanç ve kararl›l›¤›n›, Kürdistan kad›n özgürlük hareketini gelifltirerek somut ortaya koymufltur. Anaya ba¤l›l›¤›n› ve anaya lay›k olmay› bu gün Kürdistan sokak ve meydanlar›nda özgürlü¤ü hayk›ran kad›n serh›ldan hareketini yaratarak somutlaflt›rm›flt›r. Bu temelde “anal›k” bir zihniyet, bir felsefe, bir de¤erler zinciridir. “Anal›k” sadece kad›n› de¤il, tüm insanl›¤› insan yapan temel bir zihniyetin duygusal ve düflünsel yap›s›n› oluflturmaktad›r. Kad›nca bir duyguyu, kad›nca bir düflünceyi, kad›nca bir toplumsallaflmay›, kad›nca bir komünalizmin zihniyetini oluflturmaktad›r. “Anal›k” zihniyet ve felsefesi insan›n toplumsallaflmas›n› do¤urmufltur. Dolay›s›yla toplumsallaflman›n, komünalizmin temel tafllar›n› döfleyen “anal›k” sadece bir rol olmaktan öteye insanlaflma eti¤inin ve de¤erler sisteminin, toplum ahlak›n›n ve vicdan›n›n da üzerine kuruldu¤u, diflil bir zihniyeti ifade etmektedir. “Anal›k” imgesine biçti¤imiz bu anlam; insanlaflma ve toplumsallaflma tarihinin derin-

Mart 2008

om

64


Mart 2008

SERXWEBÛN

Dolay›s›yla her ne kadar kabul görmese de günümüzdeki aile anlay›fl›, çoktan özel olmaktan ç›km›fl ve politik alana dönüflmüfltür. Ancak egemen literatürde hala politik alan›n d›fl›nda görülmektedir. Aile kurumunun politik alan›n d›fl›nda görülmesi ise sadece kad›na kaybettirmektedir. Çünkü kad›n›n aile içindeki rolü; çocuk do¤urmak, bakmak, büyütmek, yetifltirmek, e¤itmek, yine di¤er aile fertlerinin günlük ihtiyaçlar›n› karfl›lamak biçiminde belirlenmifltir. Dolay›s›yla kad›n, salt bedensel bir varl›k olarak görülmeye devam edilmektedir. Bedensel bir varl›¤›n etkinli¤inin de sadece bedensel konularda olaca¤›na inan›l›r. Oysa akl›n da bedenin bir parças› oldu¤u düflünülmez. Analitik akl›n yan›nda, sezgisel, duygusal bir akl›n da oldu¤u hesaba kat›lmaz. Kad›n›n politik alan›n d›fl›nda görülüyor olmas›, kad›n›n aile d›fl›nda görülen politik alana kat›l›mdan al›koymaktad›r. Kad›n›n bu flekilde politik alan›n d›fl›na itilmesi, kad›n›n gelece¤i aç›s›ndan önemli bir sorundur.

ve kanun olmufltur. Erke¤in kendi tekelinde oluflturdu¤u bu töre, yasa veya kanunlar›n tümü, yaflam› erke¤in lehine ve ç›karlar›na göre flekillendirmifltir. Örne¤in erkek egemenli¤inde yürüyen evlilik yasas› veya nikah sözleflmelerinin temelinde, erke¤in miras›n›, servetini devredebilece¤i ve kendi soyunu sürdürebilece¤i çocuklar›n›n, kendi kan›ndan oldu¤una emin olmas› yatmaktad›r. Kad›n erke¤in çocuklar›n› do¤urmakla görevli bir üretim arac› olarak görülür. Üretim aletleri, ak›ll› kullan›c›lar› olmadan ifl yapamayaca¤›na göre kad›n da erkek olmadan yaflam›n› sürdüremez, ifl göremez. Dolay›s›yla bu cinsiyetçi zihniyete göre kad›n›n kendi yaflam›, kendi kaderi ve kendi bedeni üzerinde karar verme yetkisi yoktur. Cinsiyetçi zihniyetle örülmüfl günümüz cinsiyetçi toplumu bu gerçe¤i kad›n için kader bellemifltir. ‹flte Erdo¤an’›n kad›na verdi¤i mesaj bu kaderi kad›na 8 Mart vesilesi ile yeniden hat›rlatmak olmufltur. Adeta haddini bil, erkek egemenlikli tarih, zihniyet ve sistemin sana verdi¤i yeri ve rolü hat›rlat›r›m. Ona göre ad›mlar›n› denk at. Bunun ötesine bir milim bile geçemezsin. Elinin hamuru, karn›ndaki ve s›rt›ndaki çocuklar›nla erkek ifline kar›flma. Senin iflin çocuk do¤urmak, evinde uslu uslu oturup kocan›n çocuklar›n› yetifltirmek. Sana sahip olan erke¤ine en az üç çocuk do¤urma gibi bir görevin var demifltir. Kad›n yüz binlerle sokak ve meydanlarda gerçek özgürlü¤ü talep etme¤e, hayk›rmaya bafllam›flken, Türkiye baflbakan›n›n kad›na verdi¤i mesaj bu olmufltur. Nerede kald› AB’ne girme haz›rl›¤›nda olan

ne te we .c om

Deskartes gibi ak›lc›l›¤› savunan rasyonalist felsefecilerin ürünüdür. Newton’un do¤ay› matematiksel yorumlay›fl› ise bu felsefeyi daha fazla formüllefltirmifltir. Sonradan geliflen bilimcili¤in insanl›¤a kazand›rd›¤› keflifler bile, insan› salt mekanik, duygudan, sezgiden ve ruhtan yoksun, duygusuz ve ruhsuz atomlar›n bir araya getirdi¤i bir bedensel yap› olarak tan›mlayan anlay›fltan kurtaramam›flt›r. Oysa canl› do¤an›n sezgisel akl›n› tart›flmaya bafllayan günümüz bilimine ters düflen bir bak›fl aç›s›d›r. Do¤an›n sezgisel akl›n› bir kenara b›raksak bile kad›n›n ak›l d›fl› bir varl›k olarak görülmeye devam edilmesi, insan do¤as›na ayk›r› bir anlay›flt›r.

65

Aile kurumu cinsellik etraf›nda örülen toplumsal yap› tafl›d›r

Kad›n erke¤in çocuklar›n› do¤uran bir üretim arac› olarak görülüyor

Kad›n ak›lc›-politik alan›n d›fl›nda görüldü¤ü için kendi kendisini yürütebilecek, kendisi hakk›nda karar verebilecek, kendi yasalar›n› oluflturabilecek bir varl›k olarak say›lmaz. Dolay›s›yla akl›n tekelini eline alan erke¤in, kad›na bir biçimde sahiplik ve rehberlik etmesi gerekmektedir. Bu da kad›n› befl bin y›ll›k erkek tahakkümüne maruz b›rakm›flt›r. Bu tahakkümün ad› kimi zaman namus olmufl, “Erkek egemenlikli devlet mant›¤›n›n içinde yeflfleerdi¤i ve kimi zaman töre olmufl, süreklili¤ini sa¤layan temel kurum olan aile adeta devlete kimi zaman kadro yetiflflttiren bir kurumdur. Bu kurumda çocuklar, ahlak olmufl, devletinin ve milletinin namuslu bekçileri olarak yetiflflttirilir. kimi zaman Egemen devletçi politikay› besleyen ve süreklili¤ini gelenek ve görenek ol- sa¤layan en temel okul pozisyonundad›r. Böyle bir kurumu mufl, kimi politik alan›n d›flfl››nda görmek mümkün de¤ildir” zaman yasa

ww

w.

Bu bak›fl aç›s› günümüz devletçi, iktidarc›, fliddetçi siyaset alan›n›n temel tafllar›n› döflemifltir. Kad›n ak›ls›z, salt sezgisel ve duygusal bir varl›k olarak görüldü¤ü için özel alan›n s›n›rlar› içerisine s›k›flt›r›lm›flt›r. Özel alan diye tabir edilen aile kurumu, cinsellik etraf›nda örülen toplumsal yap› tafl›d›r. Kar›-koca, anne-baba ve çocuklar›ndan oluflur. Duygusal ve cinsel merkezlidir. Dolay›s›yla hakim ideolojiye göre ak›lla de¤il, duygularla ve sezgilerle yürüyen bir kurumdur. Bundan dolay› kamusal kurumlaflma ve politik alan›n d›fl›nda görülür. Aile s›n›rlar› içerisine s›k›flt›r›lan kad›n da politik bir varl›k olarak görülmez. Hareket alan› politik alan›n d›fl›nda kalan aile duvarlar› ile s›n›rl›d›r. Oysa erkek egemenlikli devlet mant›¤›n›n içinde tohumlan›p yeflerdi¤i ve kendi süreklili¤ini sa¤layan en temel kurum aile kurumudur. Adeta devlete kadro yetifltiren bir kurumdur. Aile kurumu içerisinde yetiflen çocuklar, devletinin ve milletinin namuslu bekçileri olarak yetifltirilir. Egemen devletçi politikay› besleyen ve süreklili¤ini sa¤layan en temel okul pozisyonundad›r. Böyle bir kurumu politik alan›n d›fl›nda görmek mümkün de¤ildir.


SERXWEBÛN

Egemen politika salt analitik ak›l üzerinden yürümektedir

ww

w.

ne t

Bu kaderi AKP hükümeti ve di¤er egemen muhalefet partilerinin de¤ifltiremeyece¤ini bu gün Kürt kad›n› ve Kürt halk› biraz anlam›flt›r. Anlam›flt›r ki, bu denli sokak ve meydanlara dökülerek yüksek sesli özgürlü¤ü hayk›rmaktad›r. Ancak bunu fark etmifl, bunu anlam›fl, bu bilinci edinmifl, bu ayd›nlanmay› yakalamaya bafllam›flt›r. Kürt kad›n›n›n bu gerçe¤i di¤er halklar›n kad›nlar›na da anlatmas›, kavratmas›, özgürlük aray›fl› kapsam›na girmesini sa¤lamas› gerekmektedir. Di¤er yandan “anal›k” zihniyeti savafla, fliddete, her türlü iktidar ve tahakküme de karfl›d›r. Günümüzün geliflen ça¤sal koflullar›, kad›n›n politik sahaya kat›l›m›n›n önünü yavafl yavafl açmaktad›r. Ancak politik alana kat›lan kad›n, kendi öz benli¤i ve kendi do¤as›ndan ald›¤› diflil rengiyle kat›lamamaktad›r. Çünkü erkek egemen politik güçler, kendi panteonuna kat›lacak kad›n›n kendine benzemesini isterler. Politik alan için yetifltirilen kad›nlara verili erkekli¤e, verili politik güçlere benzeflmesi emredilir. Verili politik s›n›rlar›n d›fl›na taflan, kendi do¤as›ndan gelen diflil ö¤eleri politik zemine yans›tan kad›n, bu panteonun d›fl›na sürülür. Erkekleflmifl, egemenleflmifl, tahakkümcüleflmifl bir kad›n tiplemesi ön görülür. Politikaya bulaflm›fl bir kad›n›n sezgisel ve duygusal akl›yla kat›lmas›, egemen politika sanat› aç›s›ndan riskli bulunur. Çünkü mevcut egemen po-

litika salt analitik ak›l üzerinden yürümektedir. ‹çinde sezgilere, duygulara ve insan do¤as›n›n ruhsal yap›s›na yer yoktur. Bunlar hakim politik güçleri zay›flatacak özellikler olarak görülür. Nitekim öyledir de. Çünkü ›rkç›l›¤›n, milliyetçili¤in, ulusçulu¤un, militarizmin ve cinsiyetçili¤in dolay›s›yla tahakkümcülü¤ün üzerinden yükseldi¤i zihniyet yap›lanmas›nda bunlara yer yoktur. Bu özellikler, devletleflmeyi, iktidarlaflmay›, otoriterleflmeyi engelleyecek özelliklerdir. Örne¤in bir devlet baflkan›n›n, bir hükümet baflkan›n›n, askeri bir generalin; insanlar›n gözünün yafl›na bakmas›, duygular›na anlam vermesi, ac›mas›, sevmesi onu bu niteliklerinden yoksun b›rak›r ve ifl görmez hale getirir. Egemenli¤ini ve otoriterli¤ini sarsar, güç kaybettirir. Çünkü bunlar› tan›mayan nitelikler üzerinden bu egemen, otoriter konumunu oluflturur. ‹ktidar›n ve devletin do¤as›nda sevme, ac›ma, de¤er verme, yüceltme yoktur. Küçümseme, de¤ersizlefltirme, ezme, fliddet ve bask›lama vard›r. Gerekti¤inde ölme ve öldürme vard›r. Çünkü karfl›s›ndakilerin küçülmesi, onun büyümesine yol açar. Karfl›s›ndakilerin bask› ve fliddet görmesi onu kurtar›c› k›lar. Karfl›s›ndakilerin de¤ersizleflmesi ve ezilmesi onu de¤erli ve yüce k›lar. Ona meydan okuyanlar›n sindirilmesi veya öldürülmesi onun yaflam›n› uzat›r.

ve bu durufluyla güç kazanmaya çal›flmas›, erke¤i de özgürlükçü potaya çekmesi, kad›n özgürlük mücadelesi aç›s›ndan baflar›n›n tek anahtar›d›r. Kad›n›n diflil zihniyetle siyasete kat›l›m aray›fl› yukar›da da belirtildi¤i gibi Kürt kad›n milletvekilleri flahs›nda görülmektedir. Ancak hem kad›n›n yaflad›¤› derin sorunlar›n çözümü hem de derinleflen Kürt sorununun demokratik çözümünün geliflmesi rotas›na di¤er partilerin kad›n milletvekillerinin de kad›n olmalar›ndan kaynakl› çekilmesi oldukça önemli olmaktad›r. Kendilerine kad›nl›klar›n›n, hat›rlat›lmas›, erkek egemen sistemin iyi birer kadrosu olmak yerine kad›n ve halklar›n özgürlük kalk›fl›na hizmet etmelerinin, kad›nl›¤› temsil etmeleri aç›s›ndan tarihsel bir görevleri oldu¤unun kavrat›lmas› belirleyici bir husustur. Özellikle de Kürt sorununun demokratik ve siyasal çözüm yollar›n›n tart›fl›lmas› sürecinin gelifltirilmesi gerçekten de siyasetteki kad›n›n ortaya koyaca¤› sürükleyici tav›rdan geçmektedir. Bunun da yolu; kad›n›n yaz›s›z tarihinde kaybetti¤i de¤erleriyle yeniden tan›flmas›, kendi özünün derinliklerine gömülmüfl olan kad›n zekas›n›n yeniden ortaya ç›kar›lmas› ve egemen savaflç› ve fliddetçi, bask›c› ve tahakkümcü siyaset anlay›fl› ile cesurca çarp›flmas›ndan geçmektedir. Bu anlamda kad›n›n demokratikleflmede öncülük ve belirleyicilik rolü vard›r. Bu temelde 8 Mart’› kad›n Newrozuna çeviren Kürdistan’daki kad›n, Kürt halk›n›n iradesel duruflunu ifade ederek kat›l›m›n› Newroz meydanlar›nda da yükseltilmesi beklenmektedir. Kürt kad›n›n›n Newroza kat›l›m›, Türk devletini Kürt halk› üzerinde yürütmüfl oldu¤u savafl ve fliddet stratejisinden cayd›rma düzeyinde olmal›d›r. Kürt kad›n› ve Kürt halk› bunu baflarmaya muktedirdir. T›pk› Kürt halk›n›n dört parça Kürdistan’da ve yurt d›fl›nda koydu¤u siyasal tavr›n ve Zap’taki gerilla direniflinin, Türk ordusunun yirmibeflinci s›n›r ötesi harekat›n› geri püskürtme iradesini gösterdi¤i gibi.

ew e. c

Türkiye’nin kad›n özgürlük politikalar›? Nerede kald› kad›n›n demokratik bir Türkiye’ye öncülük misyonu? Nerede kald› kad›n intiharlar›n› ve kad›n katliamlar›n› engelleyecek politikalar? Nerede kald› gericileflen törelerin yerine yeni bir sosyal hukukun gelifltirilmesi? Nerede kald› kad›n›n befl bin y›ll›k bask› ve fliddet cenderesinden kurtar›lmas›? Nerede kald› bu kaderin de¤ifltirilmesi?

Do¤ru temelde cins mücadelesi baflar›n›n tek anahtar›d›r

Kad›n›n diflil do¤as› ise tarih boyunca buna yatk›nl›k göstermemifl, tam tersi bir tablo çizmifltir. ‹flte bundand›r kad›n›n politik alan›n d›fl›nda b›rak›lmas›, alan›n içine giren kad›n›n da ço¤unlukla erke¤e benzeflmek zorunda b›rak›lmas›. Çarp›flan zihniyetler, çarp›flan felsefeler, çarp›flan kültürler ve çarp›flan yaflam anlay›fllar› vard›r burada. Cins mücadelesi biçiminde tan›mlad›¤›m›z bu çarp›flmalar karfl›s›nda, kad›n›n ba¤›ms›z duruflunu korumas›

Mart 2008

om

66


Mart 2008

SERXWEBÛN

67

Kad›n Mücadelesi Ve Feminizm (I)

ne te we .c om

“Kad›n gerçekli¤ini toplum ve tarih sahas›ndan koparmak, giderek onu devletçi bir zemine

çekmektir ki, bu kad›n›n bütün özgürlükçü ve devrimci potansiyelinin eritilmesi anlam›na gelmektedir. Bir dönem dünya kad›n hareketine öncülük eden en radikal kifliliklerin flimdi devlet siyasetinin

merkezinde yer almas›, neo- liberalizmin kad›n cephesinden ideologlu¤unu yapmas› bu anlamda

bofluna de¤ildir. T›pk› 68 Gençlik hareketinin önde gelen isimlerinin flimdi sistemin merkezlerinde

içiflleri veya d›fliflleri bakanl›klar›n› yürütmesi veya sistemin önde gelen ideologlar› haline gelmesi gibi” Kad›n kaostan ç›k›fl›n temel unsurudur

mel unsuru haline getirmektedir. En dinamik tarihsel ve toplumsal potansiyeldir. Dipte alttan-alta kabaran ve kaynayan bir fleydir. Kaos süreçlerinde potansiyeller ve olas›l›klar her türlü yap›laflmalar›n ve zorunluluklar›n önüne geçer. ‹çerisinde en yüksek düzeyde özgürlük potansiyelini bar›nd›ran kaos süreçleri, her boyutta yepyeni iliflki ve çeliflkilerin de rahmi konumundad›r. Potansiyellerin ve olas›l›klar›n kendisini en ileri düzeyde gerçeklefltirebilece¤i bir zemin. Geliflimin do¤rultusu tarihsel-toplumsal gerçeklik içerisinde tümden bir muamma de¤ildir kuflkusuz. Toplum ve tarih olgular›n› tan›mlama ve tan›ma düzeyiyle sosyal bilimlerin geliflmifllik düzeyi, oluflturaca¤› toplumsal perspektif ve ideolojik formasyon gelecek yüzy›llar›n, hatta bin y›llar›n özgürlük düzeyini de belirleyecektir. ‹nsanl›¤›n kaosu karfl›lama düzeyi, onun kendi gerçekli¤ini ve geliflimini olabildi¤ince bilimselli¤e yak›n tan›ma ve tan›mlama düzeyi ile ba¤lant›l›-

ww

w.

Dünya kad›n hareketinin geliflim düzeyi ve günümüzde yaflad›¤› sorunlar, dünya devrim hareketlerinin yaflad›¤› sorunlarla çarp›c› bir paralellik arz ediyor. Hatta denilebilir ki, devrim hareketlerinin ç›kmazlar› kadar bu ç›kmazlardan ç›k›fl da dünya kad›n hareketinin durumuna önemli oranda kilitlenmifl durumdad›r. Bu belirleyicilik, dünya kad›n hareketinin pratik-siyasal düzeydeki geliflmiflli¤inden veya etkinli¤inden kayna¤›n› almamaktad›r. Zira; dünya kad›n hareketi devrimci hareketlerden çok daha geride bir daralm›fll›¤› ve içe büzülmeyi yaflamaktad›r. Fakat dünya kad›n hareketinin belirleyicili¤i, 21. yüzy›l›n sistemsel çeliflkileri ve kad›n olgusunun tarihsel gerçekli¤iyle alakal›d›r. Modernist sistemin, kendisini üzerine bina etti¤i çeliflkiler ve geçirdi¤i sars›nt›lar geçmifl yüzy›llarda oldu¤u gibi yüzeyde seyretmiyor art›k. Bina yüzeydeki veya tavandaki çatlaklarla salt ekonomik-siyasal düzeylerde sars›lmamaktad›r. Sistem çok daha kökten ve temel yap›tafllar›ndaki çatlaklarda çökme durumunu yaflamaktad›r. Üzerinde kendisini infla etti¤i temel düflünce ve kiflilik formasyonlar›ndan tutal›m, sosyal- siyasal iliflki, davran›fl, ahlak ve yaflay›fl biçimlerine kadar, sistem deyim yerindeyse toplum dokusu iliklerine kadar sars›lmaktad›r. Kad›n gerçekli¤i ve etraf›nda örülen sistemin yaflad›¤› bu çöküfl, kad›n› bir toplumsal-tarihsel olgu olarak yap›sal çöküflün de, ama ondan ç›k›fl›n da te-

d›r. Erke¤in üzerinde kiflilik ve tan›m buldu¤u, flekillendi¤i zeminin yalanc›l›¤›, yan›lt›c›l›¤› ve yabanc›laflt›r›c›l›¤›, onun için çok önemli bir dezavantaj konumundad›r. Kaosun erkek aç›s›ndan en zorlay›c› ve sars›c› yönü belki, ama en özgürlefltirici ve heyecan verici yönü de bu kiflilik formasyonunun çözülüflü olsa gerek. Egemen erkekli¤in bu yalan dünyas›n› deflifre etmek, daha özgürlükçü, do¤as›na daha yak›n bir erkeklik tan›m›n› yapmak sosyal-bilimlerin belki de en önemli görevleri aras›ndad›r. ‹flte burada en dipte seyreden, en ve ilk ezilen, ilk kölelefltirilen, en çok iktidar›n hammaddesi haline getirilen, üzerinde devasa ve kompleks bir egemenlik sisteminin kuruldu¤u kad›n, kendisini tan›ma ve tan›mlama düzeyi ölçüsünde sistemi çözücü reaksiyonun tetikleyicisi konumundad›r. Bu bir defa devrimci ve özgürlükçü bir konumdur. Özgürlü¤ün do¤rultusunu ve perspektifini kad›n özgürlük perspektifi oluflturmak durumundad›r.


SERXWEBÛN

68

Kad›n tarihsel toplumsal

zemininden kopmamal›d›r

Toplumsal hareketlerin oluflum süreçlerinde bütün karfl›tl›klara ra¤men, benzeflme, uçlar›n birbirine yak›nl›¤›, üzerinde boy verdi¤i zeminden beslenme daha a¤›r basar. Farkl›laflma e¤er do¤ru gelifltirilmezse, kimlik kazanma kendi do¤as› üzerinden de¤il de salt karfl›tl›k üzerinden geliflirse, orada uçlaflma, toplumsall›¤›n do¤as›n› zedeleyen bir geliflim olarak ortaya ç›kacakt›r ki, bu tersinden bir ayn›laflmay› getirecektir. Bütün toplumsal hareketlerin yaflad›¤›, dünya feminist hareketinin de nihayetinde yaflad›¤› bir durumdur bu. Toplumsal hareketlerin kendini kendi tarihseltoplumsal zemininde, onunla s›k› bir ba¤ içerisinde gelifltirememesi, tan›m›n› bunun üzerinden yapamamas›, onlar› mevcut sistemin çeperlerine atacakt›r. Ki, önemli oranda yaflanan da budur. Kad›n hareketi aç›s›ndan bu çok daha geçerli bir durumdur.

w.

ww

om

minden tutal›m, toplumun, toplumsal hareketlerin, insan›n, maddenin oluflum ve geliflimine kadar iflin gerçekli¤inin öyle olmad›¤› günümüz biliminin ulaflt›¤› kimi verilerden de anlafl›lmaktad›r. Her birinin oluflumunda ve gelifliminde tarihten, kökten gelen, kendi do¤as›ndan farkl›laflmayla ulafl›lan, çevreyle iliflkisinde, ayn› zamanda çeliflkisinde de de¤iflime u¤rayan, ama onunla hep bir bütünlük arz eden bir gerçeklik vard›r. Bu bütünlü¤ün kopar›lmas›, tek yanl› bir oluflumun ve geliflimin dayat›lmas› özünde mümkün de¤ildir. Bir patoloji olarak faflizm bunun en uç örne¤ini teflkil ediyor. Bu gerçeklik toplumsal hareketler söz konusu oldu¤unda çok daha geçerli ve çok daha önemli olmaktad›r,

ne t

Dünya kad›n hareketinin, ayn› zamanda Kürt kad›n hareketinin de belki de en çok de¤erlendirilmesi gereken ve en çok zorland›¤› nokta, kad›n özgürlük perspektifini bu toplumsal-tarihsel örgü içerisine oturtmada yaflad›¤› darl›k ve yetersizliktir. Özellikle 80’lerden sonra kad›n hareketinin ve onun içinde de feminist hareketin bu denli elit-akademik bir flekillenmede kal›fl›, marjinalli¤i aflamamas›, kendisini toplumsal bir harekete dönüfltürememesi, dolay›s›yla da çok parçal› oluflu kad›n özgürlük perspektifinin yerli yerine oturmamas›ndan ve sistemin yüzeylerinde seyrediflinden kaynaklanmaktad›r. Dünya kad›n hareketinin marjinalleflmesi ve yine parçal› duruflu genel bir elefltiri konusudur k›sacas›. Fakat bunun yeterli olmad›¤›, bunun nedenlerine daha derinli¤ine inilmesi gerekti¤i aç›kt›r Dünya kad›n hareketinin kendi oluflum ve geliflimini tarihsel ve toplumsal ba¤lam içerisinde ele almas› ve kendisini bu ba¤lama oturtmas›, bu örgü içerisinde tan›mlamas› yeni yüzy›l›n beraberinde getirdi¤i çeliflkiler ve iliflkiler sistemati¤ini kavramak ve çözüm gücü olmak aç›s›ndan da önemli olmaktad›r. Ça¤›m›z›n temel çeliflkileri ve toplumsall›k düzeyi parça-bütün, temeltali, merkez-çevre gibi modernist paradigman›n parçalay›c›, kutuplaflt›r›c› ve tekçi-belirlenimci mant›k yap›s›n› zorlamaktad›r. Daha bütünlüklü, organik, daha örgüsel ve kapsay›c› bir düflünce formasyonu ve felsefe anlay›fl› insan iliflkilerinde, yaflam›nda, bilim-teknikte, siyasette hemen her sahada kendisini dayatmaktad›r. Bu ayn› zamanda oluflum ve geliflim yasalar›n› da etkilemektedir. Bir fleylere göre olmak veya olmamak, bir fleylerin karfl›s›nda olmak veya olmamak, ya o ya da bu olmak; tüm bunlar özgürlük düzeyinin çok az oldu¤u, zorunlulu¤un ve tahakkümün çok a¤›r bast›¤› kimlikleflme biçimleridir. Asl›nda oluflumun ve geliflimin çok daha karmafl›k ve ikililik içerisinde de¤il de çokluk içerisinde, yine her fleyin kendi do¤as› ve kökleriyle, tarihle çok daha s›k› bir ba¤ içerisinde oldu¤u anlafl›l›yor. Düflüncenin oluflum ve gelifli-

“68 Gençlik Hareketiyle birlikte feminist hareketin k›sa sürede yayg›nlaflmas›, hiyerarflik devletçi yap›lanmay› en çok sorgulayan ve sarsan bir konuma gelmesi, onu toplumsal niteli¤i daha geliflkin bir hareket olmaya götürmüfltür. Kad›n, bar›fl, gençlik ve çevre hareketi bu dönemin en dinamik ve toplumsal niteli¤i en yüksek hareketlerdir. Avrupa gibi toplumsall›¤›n atomize edildi¤i bir merkezde 500 binleri yürütebilmektedirler”

18. yüzy›l sonlar›ndan itibaren daha çok da Bat› eksenli, kapitalizmin geliflkin aflamas›nda ortaya ç›kan, kapitalizmi ve asl›nda sistemi çok fazla çözümleyemeyen feminist hareket, ilk etapta sistem içinde kad›na yer açma, seçme, seçilme, yurttafll›k, e¤itim veya çal›flma gibi eflitlikçi haklar elde etme temelinde geliflmifltir. Bu çok ters bir durum de¤ildir. Sistemin içinde, ondan beslenerek, onun zemininde geliflmesi çok do¤ald›r. Sistemden bir anda, hemen iflin bafl›nda bir kopuflun geliflmesi, kad›n hareketinin kendi tarihsel geliflim ve toplumsal gerçekli¤i üzerinden ve evrensel nitelikte geliflmesi beklenemezdi; bu diyalektik bir yaklafl›m da olmazd›. Sorunun kayna¤› da o de¤ildir zaten. Ama bütün sistemle benzeflme ve ondan beslenme gerçekli¤ine karfl›n, kökeni, do¤as›, tarihi ve toplumsal niteli¤iyle farkl›laflma potansiyeli en fazla olan hareket olmas› itibariyle, bu do¤rultudaki geliflimi ve perspektifi çok zay›f kalm›flt›r. Erkek egemenlikli, tek tanr›l› ve s›n›fç›-devletçi sistemi önemli oranda çözümledi¤i ve daha radikal bir kopufla yöneldi¤i ikinci dalga sürecinde kendisini kad›n tarihi içerisinde tan›mlama, bir kad›n bilincini tarihsel ba¤lam içerisinde oluflturma ve ekolojik bir bak›fl kazanma durumu biraz daha geliflmifltir. Kad›n›n tarih bilincindeki ve kiflilik flekillenmesindeki karanl›k noktalar biraz daha giderilmifltir, ayd›nlat›lm›flt›r. Hatta gittikçe anarflizmle ba¤lar› geliflmekte. Emma Goldman gibi güçlü kad›n kiflilikleri ortaya ç›kmaktad›r. 1968 Gençlik Hareketiyle birlikte feminist hareketin k›sa sürede yayg›nlaflmas›, hiyerarflik devletçi yap›lanmay› en çok sorgulayan ve sarsan bir konuma gelmesi, onu toplumsal niteli¤i daha geliflkin bir hareket olmaya götürmüfltür. Kad›n, bar›fl, gençlik ve çevre ha-

ew e. c

Feminist hareket elit-akademik bir flekillenmede kalm›flt›r

Mart 2008


Mart 2008

SERXWEBÛN

daha da derinlefltiren ve besleyen uçlaflmalar daha a¤›rl›kl› olarak bu süreçte radikalizm ad›na boy vermektedir. Karfl›tlaflman›n feminist hareket aç›s›ndan ulaflabilece¤i son ve genel olmasa da uç nokta olarak cinsiyetçili¤in kad›nc›l›k ad›na derinlefltirilerek özünde sistemin beslenmesidir. Kad›n›n do¤as›ndan ve gerçekli¤inden kaynakl› toplumsallaflt›r›c›l›¤›, bunun düflünsel, ruhsal ve biyolojik yap›lanmas›n› tam da sistemin en çok gelifltirmek istedi¤i derin bir bireycilikle reddetmeyi feminizm olarak de¤erlendirmek do¤ru olmayacakt›r elbette. Binlerce y›ll›k erkek egemen fliddetinin ve tahakkümünün kad›n do¤as› üzerindeki etkileri ve sonuçlar› mutlaka

nist miyiz, de¤il miyiz” gibi çok dar ve ak-kara mant›¤› içerisinde ele alman›n fazla yararl› olmayaca¤› aç›kt›r.

Siyaset iktidar›n en çok pekifltirdi¤i sahad›r

ww

w.

ne te we .c om

reketi bu dönemin en dinamik ve toplumsal niteli¤i en yüksek hareketlerdir. Avrupa gibi toplumsall›¤›n önemli oranda atomize edildi¤i bir merkezde bir ç›rp›da 500 binleri yürütebilen hareketler konumundad›rlar. Neredeyse 70li y›llar›n ortalar›na kadar bu geliflim az-çok devam etmektedir. Tam bir sosyal, siyasal ve kültürel çözülmedir yaflanan; sosyal iliflkiler sorgulanmakta, aile olgusu reddedilmekte, daha özgürlükçü iliflki aray›fllar› geliflmekte, siyaset elit konumundan indirilerek, do¤rudan eylem anlay›fl›yla günlük yaflam›n önemli bir parças› haline getirilerek, yeni yaflam aray›fl›n›n ifadesi konumuna yükseltilmekte, kültür ve ahlak bütün gelenekselli¤inden ve ezicili¤inden ar›nd›r›lmak istenmektedir. Yine de elefltirilecek ve elefltirilmesi gereken yönleri vard›r kuflkusuz. Birincisi; bat› eksenli yaklafl›m›n›, onun zihniyetini ve bireycili¤ini aflamam›flt›r, Avrupa ve KuzeyAmerika çap›nda s›n›rl› kalm›flt›r, ikincisi; kapitalizm flahs›nda sistemi özellikle iktidar ve kad›n iliflkisini derinlikli çözümleyememifltir, üçüncüsü; kendi içindeki parçal›l›¤› aflamam›flt›r, kad›n özgürlü¤ünde örgütselli¤in önemini yeterince kavrayamam›flt›r. Bu elefltiriler daha da s›ralanabilir belki, yap›lmas› da gerekiyor. 80’lerin özellikle ikinci yar›s›ndan sonraki dönem dünya kad›n hareketi aç›s›ndan ayr›ca ele almay› gerektirir. Genelde dünya devrim ve ulusal kurtulufl hareketlerinde yaflanan daralma ve gittikçe marjinalleflme, kad›n hareketi için de geçerlidir. Gittikçe bir dernekleflme düzeyini aflmayan, daha a¤›rl›kl› olarak teorik-akademik düzeyde kalan, topluma nüfuz etmeyen ve en belirgin özellik olarak da parçal›l›¤›n derinleflti¤i bir hareket konumuna düflmüfltür. Toplum, do¤a ve kad›n gerçekli¤ini zorlayan, toplumsall›¤› zedeleyen, toplumsal cinsiyetçili¤i cinsel tercih veya özgürlük ad›na tersinden

69

daha derin araflt›r›lmak durumundad›r. Çünkü tahribatlar› çok fazla. Fakat erkek egemenli¤ini reddetme ad›na, cinslerin gerçekli¤ini, do¤as›n› ve farkl›l›¤›n› yads›yacak denli toplum karfl›tl›¤›nda ›srar ve sapk›n bir yaklafl›m elbette ki do¤ru olamaz. Bu feminizm de¤ildir, bir uçlaflmad›r, toplumsall›kla bütün ba¤lar›n kopar›l›fl›d›r. Bunun da do¤ru çözümlenmesi gerekmektedir. Fakat bu durum genel dünya kad›n hareketinin mevcut durumunu izah etmemektedir tabi. Dünya kad›n hareketinin mevcut içerisinde bulundu¤u durumu daha derinlikli ele alma, özellikle felsefik-ideolojik düzlemde yaflad›¤› sorunlar› derinli¤ine çözme ihtiyac› var. Sorunu salt “femi-

68’ler sonras› dünya kad›n hareketinde yaflanan radikalleflme ve toplumsall›k düzeyi 80’lerle birlikte önemli oranda geriledi. Bunun belki de en önemli nedenlerinden birisi dünya feminist hareketinin sistemin d›fl çeperlerinden, yüzeyinden giderek derinliklerine ve merkezine do¤ru bir kay›fl› yaflamas›d›r. Ne ilginçtir ki, ayn› kay›fl› çevre hareketi de yaflar. Özünde toplumsal zemin üzerinden yükselen ve önemli bir potansiyel olarak ortaya ç›kan feminist hareket, bu tarihten itibaren bu zeminden siyaset zeminine bir kay›fl› yaflam›flt›r. Siyaset, egemen iktidarc› sistemin kendisini en çok yaflatt›¤›, karfl›t›n› kendisine en çok benzefltirdi¤i ve ba¤lad›¤›, üzerinden iktidar›n› en çok pekifltirdi¤i bir saha konumundad›r. Kad›n-erkek iliflkisinin ve çeliflkisinin bu süreçten sonra siyasetin temel bir malzemesi haline getirildi¤i, toplumsal çeliflkilerin bunun üzerinden daha da derinlefltirilerek üzerinden siyasetin beslendi¤i bir zemine dönüfltürüldü¤ü bilinmektedir. Dünya kad›n hareketinin bu denli kendisini toplumsal zeminden koparmas› ve sistemin kendisini yeniden üretti¤i temel bir zemine kaymas› onun iktidarla olan iliflkisinin önemli bir göstergesi konumundad›r. Kad›n ve siyaset olgusunun daha sistemsel bir çözümlenmeye ihtiyac› vard›r. Kad›n hareketinin bu gerçeklik karfl›s›nda siyaseti bir toplumsal ifade ve çözüm yöntemi olarak yeniden toplumsal bir perspektifle yeni bafltan ve kendi renginde tan›mlamas› gerekirken, kendi özgürlük perspektifinden ve örgütlülü¤ünden uzak bir flekilde bu


SERXWEBÛN

Özgürlük perspektifi iktidarc› mant›ktan ar›nm›fl olmal›d›r

ww

w.

Dikkat edilirse, dünya kad›n hareketinin çok daha çarp›c› bir flekilde yaflad›¤› oluflum ve geliflim diyalekti¤i ve sonuçlar›, Kürt kad›n hareketinin oluflum ve geliflim karakteriyle önemli benzerlikler göstermektedir. Kürt kad›n özgürlük hareketi bu süreçleri dünya kad›n hareketi kadar aç›k ve çarp›c› bir flekilde yaflamad› belki, tümden ayn› sonuçlara ulaflmad› belki, daha do¤rusu daha çekirdekselkadrosal düzeyde yaflad›, fakat geliflim duraklar›, yine yaflanan t›kanmalar›n ortak ve ayr›flan yönlerini iyi tespit etmek gerekiyor. Dünya kad›n hareketin yaflad›¤› sorunlar› aflmak baflka türlü mümkün görünmüyor. Bu çerçevede bak›ld›¤›nda, dünya kad›n hareketinin yaflad›¤› sorunlar›

yaflam›n en gizli-sakl› ayr›nt›s›na bile nüfuz etmifltir. Kendisini siyasal-örgütsel bir ifadeye kavuflturmam›flt›r, örne¤in dernekleflmemifl, partileflmemifl veya bir birlik haline gelmemifltir. Fakat kad›n ortakl›¤›, bak›fl› ve refleksleri derinden ve kendili¤inden bir komünalite içerisinde ifllemektedir. Biz “Do¤uda feminist kültür yoktur” diyemeyiz. Anatanr›ça kad›n kültürünün insan bilincine ve yaflam›na bu denli nüfuz etti¤i bu alanda devletin ve egemen erkek sisteminin her fleye ra¤men tahrip edemedi¤i, insan haf›za ve duygu dünyas›nda silemedi¤i ana gerçekli¤i feminizmin en güçlü zemini konumundad›r. Dolay›s›yla biz feminizmi ele al›rken, onu flu veya bu feminist grubun bak›fl aç›s›n› yorumlayarak tan›mlayamay›z. Kendimizi de ille flu veya bu gruba yak›n veya uzak görerek tan›mlayamay›z. Özgünlü¤ümüz, kad›n özgürlük ideolojisini yeni bir toplumsal paradigman›n ana eksenine oturtmufl olmam›z. Fark›m›z, ideolojik-felsefik çerçevemiz olmaktad›r. Kad›n özgürlük ideolojisini bir toplumsal yaflam ve kültür olarak ele ald›¤›m›zda, sorunun kad›n-erkek eflitli¤ini yaratmak veya salt bir cinsin kurtuluflu sorunu olmaktan çok öte oldu¤u daha iyi anlafl›lmaktad›r. Sorun bu yaflam ve kültür zeminin toplumsal-siyasal zeminde kendi rengini yaratmas›nda, kendi temsilinde ve örgütlendirilmesinde yaflanmaktad›r. Toplumsal-siyasal zemine kayan kad›n militan gerçekli¤i, erke¤in iktidar zeminine kaymakta, ona benzeflmekte, ondan do¤ru bir kopuflu ve do¤ru bir farkl›laflmay› yaratamamaktad›r. Dolay›s›yla çok güçlü ideolojik-felsefik çerçevenin içini dolduramamaktad›r. Sorun biraz da bu olmaktad›r. Feminizmi çok güçlü bir elefltiri-özelefltiri ve kendi gerçekli¤ine, kendi do¤as›na ve toplumsall›¤›na dönüfl hareketi zemininde tart›flmak gerekir. Bu çerçevede kad›n militanl›¤›n›n ve partileflmesinin yeniden-yeniden ele al›nmas› gerekmektedir. Kendi do¤as›na ve toplumsall›¤›na dönüflü yapamam›fl, de¤iflimi bu anlamda kendi bünyesinde gelifltirememifl olan bir kad›n militan›n veya kad›n özgürlük partisinin toplumsal de¤iflim ve dönüflümün en önde gelen dinami¤i olmas› düflünülemez.

ew e. c

özellikle felsefik-ideolojik aç›dan daha derinlikli tart›flmaya ihtiyaç duyulmaktad›r. Güçlü yeni bir toplumsal perspektife oturmam›fl, ideolojikleflmeyi daralt›p salt bir çeliflki üzerinden tan›mlamay› aflamam›fl bir kad›n hareketinin, 21. yüzy›l sorunlar›na ve çeliflkilerine çözüm oluflturmas› düflünülemez. Kald› ki, ne toplum do¤as› ve geliflim çizgisi ve ne de kad›n do¤as› ve tarihsel geliflim karakteri salt ikili bir dünya anlay›fl› içerisinde, bir çeliflki üzerinden tan›mlanamaz, tan›mlaman›n çok daha ekolojik bir felsefe ile yap›lmas› gerekir. Kad›n özgürlük perspektifinin bu anlamda kendisini ataerkil, tekçi zihniyet yap›s›ndan ve iktidarc› mant›ktan ar›nd›rmas› önemli bir noktad›r. Kad›n›n da, toplumun da düflünce geliflimi, dünyay› alg›lay›fl ve yaflay›fl biçimleri farkl›d›r. Bunun felsefik ifadesi ve gelifltirece¤i çözüm yöntemleri ve geliflim esaslar› da bir farkl›l›k arz etmek durumundad›r. Bu noktada dünya feminist hareketin özellikle Bat› eksenli kal›fl› veya Bat› eksenli geliflimi önemli bir dezavantaj konumunu yarat›yor olabilir. Bak›fl aç›m›z› ve yaklafl›m tarz›m›z›, kendimizi ele al›fl biçimimizi etkiliyor olabilir. Do¤uda kad›n gerçekli¤i kendi do¤as›na Bat›da oldu¤u kadar yabanc›laflmam›fl, bir toplumsal kültür ve yaflay›fl tarz› olarak ana-kad›n hala çok diri, bütün ezilmiflli¤ine karfl›n ancak toplumsall›kla veya toplumsall›¤›n› yaflayabildikçe kendisini var edebildi¤inin haf›zas› çok canl›. Nihayetinde Do¤u’da bu kadar kad›n intiharlar›n›n gelifliminin nedenlerini toplumsal dokunun, gelenek ve kutsall›klar›n bu denli s›n›rs›z ve kör bir fliddet sarmal› içerisinde tahrip edilmesine karfl› kad›nca bir direnç olarak bakmak gerekir. Toplum olabilmenin zeminleri Do¤uda bütün ataerkil, devletçi ve tektanr›l› sistem dayatmalar›na karfl›n hala ortadan kald›r›lamam›flt›r, hatta toplumsal doku gücünü hala belli oranda korumufltur. Resmi devletli toplum yan›nda çok güçlü etnisite, cemaat kültürü yaflamaktad›r. Toplumsall›¤›n zemini, kad›n›n da yaflam zeminidir. Dikkat edilirse, toplumsal kültürün en güçlü oldu¤u- korunabildi¤i sahalarda güçlü feminist kad›nlar ortaya ç›kabilmekte. M›s›r‘da, Hindistan‘da feminizm bir toplumsal yaflam ve kültür olarak vard›r,

ne t

sahaya kaymas›, sisteme entegre olmaktan ve eklemlenmekten baflka bir sonucu do¤urmamaktad›r. Kad›n gerçekli¤ini toplumsal-tarihsel ba¤lamdan kopararak, salt karfl›tl›k üzerinden veya salt ezilmifllik ve eflitlik üzerinden siyasete konu yapmak, onu her fleyden önce iktidar olgusuna bulaflt›rmak ve marjinallefltirmek anlam›na geliyor ki, zaten yaflanan da budur. Kad›n gerçekli¤ini toplum ve tarih sahas›ndan koparmak, giderek onu devletçi bir zemine çekmektir ki, bu kad›n›n bütün özgürlükçü ve devrimci potansiyelinin eritilmesi anlam›na gelmektedir. Bir dönem dünya kad›n hareketine öncülük eden en radikal kifliliklerin flimdi devlet siyasetinin merkezinde yer almas›, neo- liberalizmin kad›n cephesinden ideologlu¤unu yapmas› bu anlamda bofluna de¤ildir. T›pk› 68 Gençlik Hareketinin önde gelen isimlerinin flimdi sistemin merkezlerinde içiflleri veya d›fliflleri bakanl›klar›n› yürütmesi veya sistemin önde gelen ideologlar› haline gelmesi gibi. Benzerlik çok çarp›c›. Dünya kad›n hareketi bu sürece biraz daha geç, da¤›n›k ve parçal› girifl yapt›, ama kesinlikle önemli oranda liberalize edildi, bütün radikalli¤inden, yenilikçi, toplumcu ve özgürlükçü niteliklerinden ar›nd›r›ld›.

Mart 2008

om

70


Mart 2008

SERXWEBÛN

71

KEMBER KUR‹S VE S‹SER

ne te we .c om

“Gerçekten de Siser tepesinin, yukar›s›ndan aflflaa¤›ya do¤ru inen derin ve dar vadi bir b›çak yaras›n› and›r›yordu. Yine tepesi düzlük olan Kember, sanki tokmakla vurularak düzeltilmifl gibiydi. ‹kisinin aras›nda duran Kuris ise kavga eden iki insan› ay›rmaya çal›flflaan birisi gibi görünüyordu. Efsaneydi ama bir gerçe¤i de ifade ediyordu. Kürtlerin baflfl››na gelen felaketlerin en temel sebebi Kürt aileleri aras›ndaki kavgad›r. Ve bu kavga bin y›llardan bu yana ilk kez birlik olma, insanca yaflflaama flflaartlar›n› oluflfltturan Önder Apo’nun esaretine neden olmuflflttu. Bir yandan efsanede anlat›lanlarla karfl› fl›mda görünen tepelerin flfleeklindeki benzerlikle bir hayreti yaflflaarken, di¤er yandan ifade etti¤i gerçeklik ve Önderli¤imizin esaretini düflflüünüyordum” Kavgay› izleyen Tanr› kardefl kavgas›na hiddetlenir ve onlar› da¤a çevirir

fiehit Çavrefl

olur. Sabah›n serinli¤inde uyuyabilirsin ancak, yoksa dinlenemezsin dedi. Çavrefl daha önce Garzan’da kald›¤› için, yüksek yaylalardan oluflan arazinin özelliklerini iyi biliyordu. Serhatl›yd›. Çocuklu¤u Serhat’›n yüksek yaylalar›nda geçmiflti. Tecrübelerine güvenerek kefiyeyi üzerime örttüm ve s›rt›m› onun s›rt›na dayay›p uyudum. Sabah›n serinli¤inde dald›¤›m uykudan bo¤ucu s›ca¤›n etkisiyle uyand›m. Terden s›r›ls›klam olmufltum. Gece yürüyüflünün yorgunlu¤unu yeni yeni hissediyordum. Günefl tüm yak›c›l›¤›yla tepemize dikilmiflti. Uzand›¤›m yerden kalk›p, e¤ilerek derenin kenar›na gittim. Akan buz gibi suyla yüzümü y›kamaya bafllad›m. Suyu yüzüme vurdukça kendime geliyordum. Zaten yaylalar›n en çok hofluma giden yan›, yerin alt›ndan fokur fokur kaynayarak ç›kan buz gibi sular› idi. Etraf›ma bak›nd›m. Derenin içinde her biri bir tarafa da¤›lm›fl olan arkadafllar, s›caktan korunmak için, kefiyeleriyle yapt›klar› gölgeliklerin alt›nda uyumaya

ww

w.

2 A¤ustos 1999’da Baflkan Apo’nun ça¤r›s›yla Amed eyaletinden bafllayan Güney Kürdistan yolculu¤umuz, on dördüncü gününü dolduruyordu. Bitlis da¤lar›nda küçük bir derecikte, gür otlar›n aras›nda, do¤acak günefli bekliyorduk. Eylülün ilk günü olmas›na ra¤men sonbahar›n so¤u¤u kendisini iyiden iyiye hissettiriyordu. Sabah›n durulu¤unda, do¤an›n bütün ayr›nt›lar› tüm ç›plakl›¤›yla fark edilebiliyordu. Da¤lar, sonbahar›n belirtisi olan sar› renge bürünmüfltü. Karfl›da görünen ç›plak tepeleri seyrediyordum. Güneflin ilk ›fl›nlar›n›n vurmaya bafllamas›yla birlikte do¤adaki sar›l›¤›n yerini, mor bir görüntü al›yordu. Tepeleri ç›plak gözle iyice kontrol ettim. Herhangi bir canl›l›k belirtisi görünmüyordu. So¤u¤un etkisiyle olacak ki, tepelerin zirvesine vuran günefl ›fl›nlar›n›n, bulundu¤umuz dereye ulaflaca¤› an› sab›rs›zl›kla bekliyordum. Güneflin do¤ufluyla sanki tepelerin duru görüntüsü önüne beyaz bir tül perde çekiliyordu. ‹nce, uzun boyuyla otlar›n üzerinde uzanm›fl yatan Çavrefl’e, - Sen üflümüyor musun? diye sordum. Yüzünü örttü¤ü kefiyeyle vücudunun d›flar›da kalan k›s›mlar›n› kapatmaya çal›flarak, yar› uykulu bir sesle, - ‹stersen biraz uyumaya çal›fl, günefl yükselince bunalt›c› bir s›cakl›k olacak. Bu mevsimde yaylalar›n havas› gece so¤uk, gündüz ise s›cak

çal›fl›yorlard›. Akflam ç›kaca¤›m›z yürüyüfle dinç bafllamak ve iyi yürüyebilmek için, yemek vakitleri d›fl›nda, günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyorduk. Gözlerim Çavrefl’i ar›yordu. Ben uyurken yan›mdan kalk›p gitmiflti. Etraf› dikkatle süzünce derenin az yukar›s›nda, otlar›n içinde, gölgelik için aç›lm›fl bordo renkli kefiyeyi gördüm. Bu onun kefiyesi olmal› diyerek oraya do¤ru yürüdüm. Oraya ulaflt›¤›mda Çavrefl s›rt üstü uzanm›fl, elindeki sigaray› yudumlarken, ela gözlerini kefiyenin bordo rengine dikmifl, çok uzaklar› seyreder gibi hareketsiz duruyordu. Beni görünce biraz yana çekilip, - Gel sende uzan, dedi. Yan›na uzan›p, - Kefiyen, dedim, - Kefiyenin rengi çok uzaklardan bile görülebilir. Niye bu kadar yükse¤e ba¤lad›n? Çavrefl kendini bordo rengin etkisinden kurtar›p, ne yapt›¤›n› çok iyi bilen bir edayla;


SERXWEBÛN

w.

ww

zaman ben de onun sessizli¤ine bürünüyordum. Çok konuflmuyordu ama sessizli¤in dilini iyi biliyordu. Yan›ndakini düflünceler aleminde bir yolculu¤a ç›kar›yordu kendisiyle beraber. Yan›na oturup, a¤›r a¤›r ilerleyen araçlar›n ›fl›klar›n› izledim. fiu an asfaltla döflenmifl olan ‹pek Yolundan yüzlerce y›l önce gidip gelen kervanlar› düflündüm. Anadolu’nun içlerinden gelip, Amed’den, Malabadi köprüsünden geçip, Bitlis’e ve Ba¤dat’a kadar giden ticaret kervanlar›n›... ‹nsanlar bu yolu denetimlerine almak için ne kadar savaflm›fllard›. O zaman da Kürtler da¤lar›n doruklar›ndan yola bakmak zorunda kalm›fllard›. Bugün yine da¤lar›n doruklar›ndan bak›yorduk. Kendi da¤lar›m›zda kaçak yaflamak zorunda kalm›flt›k. Biz de bir kervan grubuyduk. Dönmek kayd›yla ayr›l›yorduk bu topraklardan. Ama ticaret için de¤il, bar›fl için yürüyorduk. Bo¤azdaki flose yoldan a¤›r a¤›r iniyorduk. Ay olanca güzelli¤iyle geceyi ayd›nlat›yordu. Gökyüzündeki y›ld›zlar ay ›fl›¤›yla ayd›nlanan gecede silikleflmiflti. Bu nedenle mesafeli yürüyorduk. K›vr›la k›vr›la inen yol uzun süre kullan›lmad›¤› için bozulmufltu. Gecenin sessizli¤ini ayak seslerimiz ve ‹pek Yolundan konvoylar fleklinde geçen araçlar›n u¤ultusu bozuyordu. Savafltan önce gece gündüz sürekli iflleyen yol, savafl›n fliddetlenmesiyle, askeri araçlar›n denetiminde konvoylar oluflturularak geçiliyordu. Ayr›ca yol, sa¤›na soluna iki yüz metre aral›klarla kurulan kulübelerle, 24 saat denetimde tutuluyordu. Bunun için yolu geçerken çok dikkatli olmam›z gerekiyordu. Pusuya düflmeden geçmemiz halinde yolculu¤umuzun en zor merhalelerinden birini aflm›fl olacakt›k. fiose yol bizi yak›lan bir köye götürmüfltü. Koruculu¤u kabul etmedikleri için düflman boflaltm›fl ve yakm›flt›. Bir an gözümde oradan oraya kofluflturan çocuklar› canland›rd›m. Ellerinde yass› tafllarla

ew e. c

lad›¤› gibi peflimizden geliyorlard›. Bu, dikkatimi çekmiflti ve normal bir fley de de¤ildi. Bu kadar kin ve öfkenin sebebi ne olabilir diye çok düflündüm. Savafl bu insanlar› kendi özünden uzaklaflt›rm›fl ve kendi kendinin düflman› yapm›flt›. Çavrefl’in, - Sabaha kadar yürüyece¤iz, sözlerinden sonra uykum gelmedi¤i halde gözlerimi kapat›p, uyumaya çal›flt›m. Akflama do¤ru günefl kavurucu s›cakl›¤›n› yitirmiflti. Bir sonbahar gününün serinli¤i çökmüfltü Bitlis da¤lar›n›n üzerine. Biz de yürüyüfl için haz›rl›klar›m›z› yapm›fl, havan›n kararmas›n› bekliyorduk. Bu arada kurye olan arkadafl yürüyüfl an›nda dikkat etmemiz gereken hususlar› s›ral›yordu. Birbirimizden kopmaya-

ne t

- Biliyorum ama yaylalarda yetiflen ›flk›n›n yani revaslar›n yapra¤› kuruyunca bordo rengini al›r. Düflman görse bile bunun kurumufl revas yapra¤› oldu¤unu san›r. Da¤›n yamac›na dikkatlice bakarsan bunu sen de fark edebilirsin, dedi. Söylediklerine karfl›l›k veremedim. Bunu hissetti¤inden, - E¤er sen de yaylalarda ve ç›plak arazide gerillac›l›k yapm›fl olsayd›n, bunu bilirdin, dedi. Amed Eyaleti kayal›klarla ve mefle ormanlar›yla kapl›yd›. Garzan’›n ç›plak ve yaylalardan oluflan da¤lar›na ilk girdi¤imiz günlerde, çok kayg›lanm›flt›m. Bir operasyon olursa, çat›flmaya girersek, kendimizi nas›l koruyaca¤›z diye günlerce düflünmüfl ve o kayg›y› sürekli içimde tafl›m›flt›m. Fakat araziyi tan›yan arkadafllar›n tav›rlar›ndaki rahatl›¤› görünce, zamanla ben de rahatlam›flt›m. Ama yine de temkinli olmay› elden b›rakm›yordum. Sadece bafl›m›z gölgedeydi. Vücudumuzun geri kalan k›sm› k›zg›n güneflin alt›ndayd›. Çavreflin konuflmas›ndan sonra oluflan sessizli¤i bozarak, - Bu gece kaç saatlik yolumuz var? diye sordum. Çavrefl, - Sabaha kadar yürüyece¤iz, ‹pek yolunu geçip fiêx Cuma vadisine ulaflmam›z gerekiyor, dedi. Üç gün önce, Mutki yolunu geçerken öncülerimiz pusuya düflmüfllerdi. Kay›p vermemifltik ama pusudan kurtulduktan sonra, altm›fl kifliden oluflan grubu üçe bölmek zorunda kalm›flt›k. fiêx Cuma vadisinde birleflip yolumuza devam edecektik. Korucular bir haftadan beridir izimizi sürüyordu. Düflman, karakollardan d›flar›ya ad›m atm›yor, korucular› telsizde verdi¤i talimatlarla yönlendiriyordu. Korucular ise bu ifli o kadar can› gönülden yap›yorlard› ki, y›llard›r intikam duygusuyla yan›p tutuflan birinin, can düflman›n› kova-

cakt›k, yüksek sesle konuflmayacakt›k ve talimatlara uyacakt›k. Ayd›nl›¤›n alacakaranl›¤a dönüflmesiyle yola koyulduk. Yaklafl›k dört saat süren yolculu¤un sonunda ‹pek Yolu’nun geçti¤i vadinin üst taraf›ndaki s›rta ulaflt›k. Bo¤azda dinlenmek için mola vermifltik. Oturdu¤um yerden kalk›p, ileride, s›rt›n üzerinde oturan Çavrefl’in yan›na gittim. Yine sessizdi. Çavrefl’in belle¤imde kalan en belirgin özelli¤i sessizli¤iydi. Vadinin derinliklerinde ard arda, kavisler çizerek giden araçlar›n ›fl›klar›n› izliyordu. - ‹pek Yolu bu mu? diye sordum. - Evet bu, dedi. Nedense Çavrefl’le beraber oldu¤um

Mart 2008

om

72


Mart 2008

SERXWEBÛN

73

ww

w.

ne te we .c om

“Goge” oynayan çokarken ilk göze çarB ö y l e a n l a r d a d u y a r l › l › k d o r u k t a o l u r . K e n d i a y a k s e s i n “ cuklar›... Ve “Goge” pan, vadiyi çevreleve nefes al›p verirken bo¤az›ndan ç›kan çok hafif bir ses yapt›klar›nda, yüzleyen tepelerdi. Bu terinde oluflan mutlulupelerin zirveleri ç›pbile seni rahats›z eder. Öncüler gider. Çat›flflm ma olursa, ¤un resmini getirdim grubun hepsi zarar görmesin diye. Öncülü¤ün onuru, yaflfla am›n› lak ve kayal›kl›, yagözlerimin önüne. maçlar› ise mefle oryoldaflflllar› u¤runa feda etmekte yatar. Öncünün fedakarl›¤›n›n Toprakla konuflan, manlar›yla kapl›yd›. bedeli, bazen yaflflaam›n› feda etmeyle sonuçlan›r. Öncü olan dertlerini anlatan ve Yeflil görüntünün içiherkes bunu çok iyi bilir ve bilerek gider. Çavreflfl,, yola bol ürün vermesi için ne sonbahar›n geldiona umut ba¤layan varmadan önce bir arkadaflfl›› yan›na alm›fl ve önden gitmiflfltti ” ¤inin belirtisi olan sainsanlar›... Onurlar› r›l›k kar›flm›flt›. Ama u¤runa kopup gitmifllerdi köylerinden, meyle sonuçlan›r. Öncü olan herkes yeflil hükmünü kaybetmemiflti daha. ihaneti kabul etmemifllerdi ve boyun bunu çok iyi bilir ve bilerek gider. Orman›n yak›ld›¤› yeflilin içinde yer Çavrefl, yola varmadan önce bir arka- yer gözüken mor renkli parçalardan e¤memifllerdi. Kuryelerle Çavrefl aras›ndaki tar- dafl› yan›na alm›fl ve önden gitmiflti. anlafl›l›yordu. Ama mefle a¤ac› kadar t›flma düflüncelerimi bölmüfltü. Yü- Grup da arkadan onu izliyordu. inatç› bir a¤aç türü yoktur herhalde. O gece düflman pususuna tak›lmarüyüfl kolundan ç›k›p yanlar›na gitYak›lmas›na ra¤men a¤açlar, bahardan ‹pek yolunu geçtik. Sabaha do¤- da köklerinden yeniden yefleriyordu. tim. Kurye, - Bu gece yetiflemeyiz, geç oldu, git- ru fiex Cuma vadisinin s›rtlar›na Yok edilmesi için kökünden sökülmeulaflt›k. Kurye, bizden önce gelen ar- si gerekiyordu. Bunun için mefle ormeyelim, diyordu. Çavrefl ise, - Bu gece yolu geçmemiz gerekir, di- kadafllarla telsiz ba¤lant›s› kurmaya manlar› Kürdistan gerillas› için çal›fl›yordu. Sabah›n alacakaranl›¤›n- önemli bir bar›nak olmufltur hep. ye ›srar ediyordu. Tart›flmaya bende kat›ld›m. Kurye- da önümüzde uzanan ovaya bak›yorVadiye inceler gözle bakt›¤›m› farkedum. Ay son demlerini yafl›yordu. ye, ‹pek yoluna ne kadarl›k yolumuden Çavrefl arkadafl, ben bir fley sorOvadaki ›fl›klar belirginli¤ini yitirme- madan konuflmaya bafllad›; zun kald›¤›n› sordum. ye bafllam›flt›. Çavrefl arkadafla, - Bir saat, dedi. - fiex Cuma Garzan’›n en güzel va- Görünen yer neresidir? diye sor- disidir. Bir zamanlar burada yüzlerSaatime bakt›m on ikiyi gösteriyordu. Kuryenin, keflif yapmadan ‹pek dum, ce arkadafl kal›yordu. Ama birço¤u - Baykan ovas›d›r. Befliri ve Kozluk flehit düfltü. Baz›lar› da ihanet etti. Yolunu geçme riskini göze alamad›¤›n› fark ettim. Bir an düflündüm, çünkü ovas›na kadar uzan›r, dedi. fiehit düflen arkadafllar› düflündükçe Kozluk ismini duyunca, orada kal- suçluluk duygusu sar›yor beni. Onayn› kayg›y› bende yafl›yordum. Ama beklemenin de bir o kadar tehlikesi d›¤›m günleri hat›rlad›m. Ayr›l›rken lara verdi¤imiz sözü tutamad›k... Sevard›. “Bunu göze almal›y›z” diye geçir- köylülerin, si a¤›rlaflm›flt›. - Heval bizi b›rak›p gidiyor musudim içimden. Sonra kuryeye dönüp, Ona bakt›¤›mda yutkundu¤unu nuz? sözleri kula¤›mda yank›lan›yordu. - Ne olursa olsun bu gece yolu geçefark ettim. Kafllar›n› çatm›flt›. Bir süKendime geldi¤imde Çavrefl arkadafl›n re duraksad›ktan sonra konuflmaya ce¤iz, dedim. Çavrefl de ayn› kararl›l›kla konu- k›m›lt›s›z, fiex Cuma vadisini izledi¤ini devam etti, flunca kuryeyi ikna edip, yola devam fark ettim. Y›llarca ayr› kalman›n has- Geçmiflte Garzan’da taburlarca retini giderir gibi bak›yordu vadiye. ettik. gerilla vard›. Hem uygulanan yanl›fl Arkadafllarla ba¤lant› kurulama- savafl tarz› hem de iç ihanet birçok Köyden ç›kan yola girdi¤imizde dönüp dönüp uzaklaflt›¤›m›z köyün y›- m›flt›. Vadinin yamac›na iniyorduk. arkadafl›n flehit düflmesine neden olk›nt›lar›na bak›yordum. Bir daha ayn› Çünkü hava ayd›nlanmak üzereydi. du. Adnan diye birisi vard›. Ajand›. Ve s›rtlarda daha fazla kalamazd›k. Üstelik bölge komutanl›¤›na kadar canl›l›¤a kavuflacak m›yd› acaba? Yola yaklaflt›¤›m›zda nefesler tutul- Yamaçta mefle a¤açlar›n›n aras›nda da yükselmiflti. Tabi biz o zaman, mufltu. K›sa aral›klarla önden hep bekledik. Hava ayd›nlanm›fl ve güne- onun ajan oldu¤unu bilmiyorduk. 98 flin ilk ›fl›klar› fiex Cuma vadisini çev- y›l›nda Amed eyaletinde tutuklan›p, ayn› talimatlar geliyordu, releyen hakim tepelere vurmufltu. Bir soruflturmaya al›n›nca, Garzan’da - Arkadafllar sessiz olsun... Böyle anlarda duyarl›l›k dorukta süre sonra sonbahar güneflinin tatl› verdi¤imiz kay›plar›n sebebini anlaolur. Kendi ayak sesin ve nefes al›p s›cakl›¤›n› bizde duyumsayacakt›k. d›k, dedi. Çavrefl arkadafl sabahlar› genellikverirken bo¤az›ndan ç›kan çok hafif Adnan’›n soruflturmas›nda verdi¤i bir ses bile seni rahats›z eder. Öncü- le uyan›k kal›rd›. Ta ki, hava ayd›nla- bilgileri biliyordum. Garzan karargah›ler gider. Çat›flma olursa, grubun n›p araziyi tan›yana kadar. Bu sefer n›n yerini telsizle düflmana bildirip, hepsi zarar görmesin diye. Öncülü¤ün onunla birlikte ben de uyan›k kal- eyalet komutan› Kemal arkadafl›n flaonuru, yaflam›n› yoldafllar› u¤runa fe- d›m. Yakt›¤›m›z ateflin bafl›nda ›s›n›- hadetine sebep oldu¤unu. Yine, ondan da etmekte yatar. Öncünün fedakarl›- yorduk. fiex Cuma vadisi bütün gör- flüphelenen arkadafllar› göreve gönde¤›n›n bedeli, bazen yaflam›n› feda et- kemiyle karfl›m›zda duruyordu. Ba- rip nas›l imha ettirdi¤ini, itiraflar›nda


SERXWEBÛN

ew e. c ismi, Siser’dir. Ondan biraz alçak olan ve ortada bulunan tepenin ismi ise Kuristir. Di¤er, zirvesi düz olan›n ad› da Kember’dir. Bunlar üç kardefltir. Büyük olan Siser ile küçük olan Kuris erkek, Kember k›zd›r. Kember’in güzelli¤i dillere destan imifl. Güzelli¤inin yan›nda asi ve inatç›ym›fl. Bu üç kardefl, Cennetten küçük bir parça olan bu vadide, mutlu ve huzurlu yaflarlarm›fl. Gel zaman git zaman ne olduysa bilinmez, bir gün Kember ve Siser kavgaya tutuflur. Küçük kardeflleri Kuris yalvar›r yakar›r fakat bir türlü kavgay› durduramaz. Asi olan Kember o kadar öfkelenir ki, eline geçirdi¤i b›ça¤› Siser’in yüzüne savurur ve yüzünde derin bir yara açar. Can› yanan Siser, elindeki tokma¤› Kemberin kafas›na öyle bir hiddetle indirir ki, Kember’in boynu gövdesinin içine girer. Kardefllerinin tutufltu¤u kavgadan flaflk›na dönen Kuris, dayanamay›p araya girer ve onlar› ay›r›r. Kavgay› izleyen Tanr›, kardefl kavgas›na hiddetlenir ve onlar› da¤a çevirir. Bu efsane Bitlis yöresinde dillerden dillere dolaflarak bu güne kadar gelmifltir. O yüzden Bitlis halk›, kardefl kavgas›n› bir aile için en büyük felaket sayar,dedi. O, efsaneyi anlat›rken ben de tepelere bak›yordum. Gerçekten de Siser tepesinin, yukar›s›ndan afla¤›ya do¤ru inen derin ve dar vadi bir b›çak yaras›n› and›r›yordu. Yine tepesi düzlük olan Kember, sanki tokmakla vurularak düzeltilmifl gibiydi. ‹kisinin aras›nda duran Kuris ise kavga eden iki insan› ay›rmaya çal›flan birisi gibi görünüyordu.

ww

w.

ne t

utanmadan anlatm›flt›. Çavrefl’e; - Adnan’›n yapt›klar›n› biliyorum, dedim. Öfkelenmiflti. - Korucular›n peflimizden neden ayr›lmad›klar›n› biliyor musun? sorusuna cevap vermedim. O da beklemeden devam etti. - Adnan eylem yap›yorum ad› alt›nda, düflman›n bask›s›ndan dolay›, partinin onay›n› alarak silah alan yurtsever köylere bask›n yap›yor ve parti için çal›flan insanlar› katlediyor, halk› gerillaya düflman ediyordu. Parti’ye de ‘eylem yap›p silah ald›k’ diye tekmil veriyormufl dedi. Sonra bana dönüp; - fiimdi anlad›n m› korucular›n neden böyle kin ve öfkeyle peflimizden geldi¤ini. ‹çlerinde bize düflman olanlarda var ama bir k›sm› geçmiflte bize dosttu, dedi. Çavrefl’in anlatt›klar› sinirlerimi bozmufltu. Çünkü anlatt›klar› ac›yd› ama gerçekti. Hem içteki ihanet hem de d›fltaki ihanet, birde gerillan›n rolünü tam olarak oynayamamas›, Önderli¤imizin esir düflmesinin nedenlerinden biriydi. Suçluluk duygusu içimi kemirmeye bafllam›flt›. Düflündükçe nefes alam›yor gibi oluyordum. Konuyu de¤ifltirmek için, - Afla¤›daki ›rmakta bal›k var m›d›r? diye sordum. Çavrefl, bafl›n› a¤›r a¤›r öne ve arkaya götürüp getirerek; - Do¤ru flu sesini duydu¤un ›rmakta o kadar bal›k var ki, üstelik bal›klar› çok büyük ve lezzetlidir. Yine vadi boyunca badem a¤açlar›, asma bahçeleri uzan›r. Erzaks›z kald›¤›m›z zaman bu vadi beslerdi bizi. Çavrefl arkadafl konuflurken, göz ucuyla ona bak›yordum. Yüzündeki öfke ve durgunluk gitmifl, yerini hüzünle kar›fl›k bir tebessüme b›rakm›flt›. Onun bu kadar uzun konuflmas›na ilk defa tan›k oluyordum. Tabi bu da benim hofluma gitmiflti. Art›k eskisi gibi a¤z›ndan kelime koparmak için çaba sarf etmek zorunda kalm›yordum. - Sana flu görünen üç tepenin hikayesini anlatay›m, dedi. Konuflurken iflaret parma¤›yla tepeleri gösteriyordu. - Bu hikayeyi afla¤›da yak›lm›fl olan köydeki yafll› bir amca anlatm›flt›. fiu vadiye hakim olan en yüksek tepenin

Mart 2008

om

74

Efsaneydi ama bir gerçe¤i de ifade ediyordu. Kürtlerin bafl›na gelen felaketlerin en temel sebebi Kürt aileleri aras›ndaki kavgad›r. Ve bu kavga bin y›llardan bu yana ilk kez birlik olma, insanca yaflama flartlar›n› oluflturan Önder Apo’nun esaretine neden olmufltu. Bir yandan efsanede anlat›lanlarla karfl›mda görünen tepelerin fleklindeki benzerlikle bir hayreti yaflarken, di¤er yandan ifade etti¤i gerçeklik ve Önderli¤imizin esaretini düflünüyordum, öfkeliydim. Bir süre ateflin bafl›nda sessizce anlatt›klar› üzerine düflündüm. Garzan, Adnan, ihanet, Önderli¤in esareti, korucular... Dura¤anlaflm›flt›m. Sonra Çavrefl arkadafla dönerek; -Tarih tekerrür mü edecek? diye sordum. Gözlerini fiêx Cuma vadisine dikip kendinden emin bir edayla, -Bu sefer etmeyecek. Etmemeli de..! dedi. Kuryeler vadideki arkadafllarla telsiz ba¤lant›s› kurmufl ve yerlerini ö¤renmifllerdi. Çantalar›m›z› s›rtlay›p vadinin derinliklerine inmeye bafllad›k. Yürürken sürekli Çavrefl’in anlatt›¤› efsaneyi düflünüyor, Kember, Kuris ve Siser’e bak›yordum. fiêx Cuma vadisinde dört gün kald›ktan sonra sonbahar›n serinli¤inde kervan›m›z bar›fla do¤ru yola koyuldu. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Güney’e ulaflm›flt›k. ‹hanetin ac›s›n› ve Kürt halk›n›n bafl›na getirdiklerini çok iyi bilen Çavrefl arkadafl, uluslararas› komplonun Kürtler içindeki aya¤› olan YNK’ye karfl› savafl›rken 2000 y›l›n›n sonunda flehit düfltü.


Mart 2008

SERXWEBÛN

75

ne te we .c om

Direnifl flark›s›n› söyleyerek savafl›yordu sevda dolu yürekler

“Merhaba sizlere, selam sizlere! Vaktiniz güzel olsun. Ben hissediyorum... Bir so¤ukluk kan›ma geçiyor, kemi¤ime de¤iyor... Ve bedenim o ac›dan titriyor. Kalemim, benim duygular›m›, hislerimi aktaram›yor.

Ama niye? Oysa ki ben güneflin o¤luyum. Kürdüm, Medya asl›ndan gelen... Vücudumu çelikten silahlarla donat›yorum. Güneflin o¤lu olmama ra¤men halen bir so¤uklu¤un vücuduma düfltü¤ünü hissediyorum,

hem de durmaks›z›n... Ama o güvendeyim ki, ben bu ac›y› Sipan suyundan içip kurutaca¤›m. Ey yarim! ‹flte ben geliyorum! Beni kucakla. E¤er beni da¤lar›na gömeceksen bir kahraman gibi haz›r›m. E¤er beni kucaklamak istiyorsan, bafl›m dimdik bu flahadetle” flahadetle”

Son 盤l›k sonsuz 盤l›k

yaralanmas›ndan ötürü arkadafllar ona “sana gazilik unvan› vermek gerekli” diyerek espri yap›yorlard›. Türk devletinin sömürgeci okullar›nda ö¤retmenlik yapm›flt›. Savafl ve yaflamdaki tecrübesi, parti ilkelerine ba¤l›l›¤›yla komutas›ndaki savaflç›lara öncü olmufltu. Parti içerisinde de e¤itmenlik yap›yor ve parti do¤rular›n› çevresine afl›l›yordu. Çiya arkadafl bunun bilinciyle hareket ediyordu. Ve zaten görevini eksiksiz olarak yerine de getirdi.

ww

w.

Yeni evlatlar yetifliyordu. Özgürlü¤ün eriflilmez de¤eri olarak k›z›l kanlarla, al›n teriyle sulanm›fl do¤urgan topraklarda. Cudi’nin büyüleyici güzelli¤ine bürünmüfl B›l›ka köyü yeniden kahramanl›klarla buluflmaya sahne oluyordu. Cudi’nin, Erdallar›, Cumalar›, Hamzalar›, Berivan ve Adarlar› yeniden seslenifle geçmifllerdi: “Teslimiyete hay›r, direnifle davet var” fliar› can buluyordu. Evet. 1997 y›l›nda Cudi’ye sürülen kara leke ve Haftanin’de 1999’da sergilenen teslimiyet lanetlenmeliydi. Bu topraklar binlerce yi¤idi ba¤r›nda sakl›yordu. ‹flte onun için ‘98’deki toplu direnifl sesleri her yeri inletiyordu. Arfl›nlamad›¤›, zapt etmedi¤i tek kar›fl yer, tek bir hücre kalmam›flt›. Bütün yürekler bunu dinliyor ve savaflan yürekler bu direniflin sesiyle cofluyordu, cofltukça savafl›yordu. Kabaran direnifl dalga dalga yay›l›yordu. Düflman kap›ld›¤› yan›lg›n›n flaflk›nl›¤› ile kuduruyor, her türlü tekni¤i kullan›yordu. Ama nafile! Siper tutmufl, kenetlenmifl canlar yan›nda, do¤al korumaya uygun Cudi arazisi sayesinde düflmana geçit verilmiyordu. 98’in direnifl flark›s›n› duyarak, onu hissederek savafl›yordu sevda dolu yürekler. ‹lk anda bir bayram çocu¤u kadar flen olan Çiya arkadafl aram›zdan ayr›lm›flt›. Son görevini yerine getirmenin huzuruyla boylu boyunca uzanm›flt›. Sanki bizi seyrediyordu. Gelip geçen herkes intikam sözünü yineliyordu. Savafl içerisinde bir çok defa

O ölümün lanetli gerçe¤ini tutsak etmiflti Yoldafllar› Çiya arkadafla söz verdikleri gibi mevzilenmifl, düflman›n çaresizleflen haliyle alay edercesine, en geliflkin tekni¤e inat savafl›yorlard›. Sonunda BKC ile taranan bir kobra darbe alm›flt›. Direnifl komutan› Hamza arkadafl “haydi çawe mîn, kim isa-

bet ettirirse o ödüllendirilecek” diye gür, keskin sesiyle çevresine moral veriyordu. Hele düflman›n “teslim olun” ça¤r›s›na karfl›, “Biz APO’nun intikam flahinleriyiz. fiahinler teslim olmaz. Gelin, siz PKK’nin adaletine teslim olun” diye hayk›r›yordu. Hamza arkadafl›n bu sözleri karfl›s›nda düflman ç›lg›na dönüyor, sald›rganlafl›yordu. Hamza arkadafl, sürecin Apocu ruhuyla arkadafllar› etraf›nda kenetliyordu. Savaflç›, direniflçi ve gözü pekli¤i ile düflmana korku sal›yordu. Botan’›n en eski komutanlar› aras›nda ‘savafl ustas›’ s›fat›yla nam salm›flt›. Y›llard›r savafl içindeydi. Ama yenik düflmemiflti y›llara. Coflkusu ve canl›l›¤› her geçen gün daha da art›yor, en büyük zorluklara karfl› gö¤üs gerilmesinde güç kayna¤› oluyordu herkese. B›l›ka’da geçen pratik süreç, alandaki tüm güçler için oldu¤u kadar Hamza arkadafl›n denetimindeki


ew e. c

dumu çelikten silahlarla donat›yorum. Güneflin o¤lu olmama ra¤men halen bir so¤uklu¤un vücuduma düfltü¤ünü hissediyorum, hem de durmaks›z›n... Ama o güvendeyim ki, ben bu ac›y› Sipan suyundan içip kurutaca¤›m. Ey yarim! ‹flte ben geliyorum! Beni kucakla. E¤er beni da¤lar›na gömeceksen bir kahraman gibi, haz›r›m. E¤er beni kucaklamak istiyorsan, bafl›m dimdik bu flehadetle. Çünkü ben insanl›¤›n savunucusu, bir kahraman olaca¤›m. Biz direndik zulüm ve sömürüye karfl› ve yine direnece¤iz. Türkiye ve emperyalizm vahfletini ne kadar sürdürmeye çal›flsa da sonuçta yenik düflecekler ve mutlaka devrimcilere itaat edecekler. ‹flte bu yüzden ›srarla bu yürüyüflü sürdürece¤iz. Baflar›y› gerçeklefltirece¤iz ve baflaraca¤›z.” Böyle yazm›flt› fiepal yoldafl, flehadetinden birkaç dakika önce. O da bilirdi ki Kürdistan’da edebiyat gerillan›n günlü¤ünde gizliydi. Bu yüzden savafl›n canl› tan›¤›, uygulay›c›s› olarak yaflayanlar destanlaflmal›yd›. Partiden ald›¤› ideolojik siyasi güçle bu gücünü birlefltirmifl ve keskin militan gücü ortaya ç›karm›flt›. Yaflam› da militanl›¤›n gereklerine göre ayarlanm›fl, olgun, düflünceli, sakin duruflu ile bölü¤ün say›lan ismi olmufltu, fiepal yoldafl.

ne t

üç için de zorluydu. Bölük, günlerce dinlenmeksizin s›rt›nda yük tafl›rken Hamza arkadafl›n ifllere kendisini katmas› ve yüksek morali oluflu arkadafllara tüm yorgunluklar›n› unutturuyordu. Onun bu emekçili¤i karfl›s›nda herkeste gönüllüce ifl yapma istemi gelifliyordu. Bir çocuk gibi saf ve temiz bir dünyas›, içten dürüstlü¤ü vard›. ‹flte bunun için daralsa da, k›zsa da kimse rahats›z olmazd›. Onun içtenli¤ine ve samimiyetine herkes güvenirdi. Önderlik sahas›ndayken, onca y›l okumas›na ra¤men neden Botan’da sadece pratikçili¤e dayal› bir yaflam› seçti¤ine dair bir sorgulamaya yönelmiflti. Geç kalman›n sab›rs›zl›¤›yla kendini e¤itime vermifl ve küçük bir çocu¤un merak› ile aray›fllara kap›lm›flt›. Önderli¤in çözümlemeleri onun için en temel cevap kayna¤›yd›. Evet, O, Apocu bir militan olarak, düflman› teslim olmaya ça¤›rm›fl ve ölümün lanetli gerçe¤ini tutsak etmiflti. ‹lk kez Cudi’de ‘merhaba’ demiflti yaflama. Ve flimdi, yine ayn› yerdeydi. Fakat bu kez ‘elveda’ diyordu. Yeni yaflamla buluflma umuduyla söylenen her ‘elveda’ asl›nda ‘merhaba’ demek de¤il miydi, gerillan›n dünyas›nda? fiehit Hamza, son veda sözüyle yeni yaflamla bulufluyordu...

Oysa ki ben güneflin o¤luyum

ww

w.

Evet, olanlar bir serüven gibiydi. Do¤ru muydu bu yaflananlar? Yoksa savafl›n edebiyat› gere¤i bir tasar›, bir hayal miydi? Ama yine de olanlar› fliir tad›nda yazmak gerekirdi. ‹nce ruhlu fiepal yoldafl da günlü¤üne flöyle yazm›flt›: “Yeflil bahçeler kar düflüflüyle beyazlan›r ama s›cak bir güneflte o so¤uk rüzgarlar› geçer. Öyle bir günefl ki yapraklar›n üzerindeki buzlar› eritir. ‹nci taneleri gibi ›fl›l ›fl›l damlalar akt›r. Bu do¤a Cudi’yi daha da bir güzellefltiriyor. Merhaba sizlere, selam sizlere! Vaktiniz güzel olsun. Ben hissediyorum... Bir so¤ukluk kan›ma geçiyor, kemi¤ime de¤iyor... Ve bedenim o ac›dan titriyor. Kalemim, benim duygular›m›, hislerimi aktaram›yor. Ama niye? Oysa ki ben güneflin o¤luyum. Kürdüm, Medya asl›ndan gelen... Vücu-

Mart 2008

om

SERXWEBÛN

76

El eme¤i ve ince ruhu ile ismini yoldafllar›n›n gönlüne nakfletmiflti

Ma¤aran›n derinliklerinde bir melek yüz belirginlefliyordu. Evet, bu Berçem yoldafl olmal›yd›. Ancak ondaki masumluk, o sadelik, o temiz görünüfllü yüz karanl›klar› y›rtabilirdi. fieytanlara meydan okuman›n endam›yla, sahnedeydi. Onca y›ld›r eksik harflerle üzerine “Munzur” diye kaz›d›¤› silah›na bakt›. fiahadetinden sonra silah›n›n k›z kardefli fievin’e ve-

rilmesini hayal ederdi hep. O an silah›n›n ona ulaflamayaca¤›n› anlad›. Ama olsun, onlar birbirlerine en güzel arma¤an olan ülkeyi vereceklerdi. Onun için gam etmiyordu. Yoldafllar›n› tek tek süzüyordu. ‹nsanlara olan saf sevgisi, duygular› onu tekrardan düflüncelere bo¤mufltu. El eme¤i ile, ince ruhu ile ismini yoldafllar›n›n gönlüne nakfletmiflti. Cudi’ye geliflen s›cak sevgisiyle “benim köyüm B›l›ka’d›r” dedi¤i yerde gömülecekti. Ama çeflme bafllar›nda yeflerecek May›s’›n kan çiçeklerinden biriydi art›k O.

Tüm güzellikleri hak etmifl bir tanr›ça gibiydi “Hay›r, hay›r! yoldafllar›m›n gözümün önünde düflmesine dayanamam. Onlardan önce ben ölmeliyim, ben ölmeliyim” diyen Sos›n yoldafl içinden hayk›rmaya bafllad›. Belki hayk›r›fl› duyulmad› ama yoldafllar› için yüre¤inde ne f›rt›nalar›n koptu¤unu herkes çok iyi biliyordu. Peki ya bu can yoldafla ne demeli? ‹nsana olan sevgisi, gösterdi¤i anlay›fl, yoldafll›¤a ve davaya verdi¤i de¤er ile alt›n gibi bir Kürt k›z› m› diyelim... Sos›n arkadafl her zaman için özümsedi¤i parti yaflam›n› örnek bir flekilde sergilemekle, partinin ahlak ve terbiyesini en iyi bir flekilde temsil etmekle tüm güzellikleri hak etmifl bir tanr›ça gibiydi. Bu devrimin tanr›çalar› hem savafl›, hem kad›n› gelifltirip güzellefltirmiyorlar


Mart 2008

SERXWEBÛN

yapmal›yd›. Ve sonunda dört çocuk babas› Ömer yoldafl küçük ailesiyle vedalaflarak Kürdistan’›n büyük ailesine kat›ld›. Evine çiçekler dolusu bir ülkeyle geri gelmek üzere... Yoldafllar toplulu¤una kat›ld›¤›nda onun tatl› sohbetlerini ve an›lar›n› dinlemek için herkes etraf›na toplanmaya can atard›. O, bulundu¤u ortam›n bafl konu¤u olarak çevresine sevgi rüzgarlar› da¤›t›rd›. Keskin mavi gözlerinden hiçbir fley kaçmazd›. Parti do¤rular›n›n flaflmaz savunucusuydu. Büyük Güney’deki Ana Karargah prati¤indeki yanl›fll›klar› görmüfl, orada da partinin bir neferi olarak müdahale etmiflti. Bu yüreklili¤ini ve cesaretini dilinden hiç düflürmedi¤i, sohbetlerini zenginlefltirdi¤i, Parti Önderli¤inin perspektiflerinden al›yordu. Tüm bu güzellikleri yaflayan birinin elbette ki giderken ard›ndan insanl›¤a b›rakt›¤› notlar da olurdu. Hep “Ceylanlar evlerinde ölür ama flahinlerin nerede, ne zaman vurulaca¤› bilinmez” derdi.. Ve flimdi tüm yaflanmam›fll›klara ulaflmak için, yeniye merhaba demenin coflkusuyla bir flahin gibi göklerde süzülüyordu art›k. Ve sen Apo’nun intikam flahini olarak her zaman yüreklerde, yüre¤imizde olacaks›n. Al›fl›lmad›k bir fley de her zamanki suskunlu¤undan s›yr›lm›fl olan Akif yoldafl›n göze çarpan hareketlili¤iydi. Askeri kanunla partiye al›nmas›na ra¤men partiyle s›k› s›k›ya ördü¤ü ba¤l›l›¤›n› art›k de¤iflik bir biçimde sergiliyordu. Arkadafllarla gülüyor, slogan at›yor ve savafl›n özgürlefltirici etkisini etrafa yans›t›yordu. Çok alçak gönüllü, biraz da utangaç yap›s›n›n verdi¤i özelliklerle son ana kadar duygu ve düflüncelerini fazla ön plana ç›karm›yordu. Ama flimdi tüm do¤aya ifllenen, belki de gelecekte tarihi dillendirecek olan, da¤a, tafla büyük bir inanç ve ba¤l›l›kla ismi kaz›lan “Kelha Berxwedan” direniflinin karfl›s›nda hangi yürek suskun kalabilirdi ki? ‹flte bunun için coflkun akan bir ›rmak gibi, can veren damarlardan önü al›nmaks›z›n ak›yordu. Ve Akif yoldafl da hiç tereddütsüz kendisini bu ›rma¤›n ak›fl›na b›rakt›. Sonsuz 盤l›¤a O’da sesini katt›.

Gücünün kayna¤›n› düflmana duydu¤u kininden al›yordu Mazlum Do¤an yoldafl›n deyimiyle; “Uzun saç örgüsünün her telinde öfke, sevgi ve intikam...” ile Xwinda arkadafl da ordayd›. “BKC ile ben de savaflaca¤›m” diyerek yine iradi bir ç›k›fl yapm›flt›. Hakkari’de yap›lan son kahramanl›klar onu çok etkilemifl ve “mutlaka günün birinde ben de fedai olaca¤›m” demiflti. O an bölük toplu olarak fedailefliyordu. Zaten fedailik de ne zaman istenirse orada savafl›p ölümü karfl›lamak de¤il miydi? O, çok öncesinden düflman›n iflkencelerinde iradesini s›nam›fl ve düflman› kendisine yalvartm›flt›. Yani o partiye olan sars›lmaz ba¤l›l›¤› ile direnifl kararl›l›¤›n› çoktan vermiflti. Ve flimdi, tarih ona bu f›rsat› tekrar veriyordu. Henüz küçükken hal› dokumac›l›¤› ile kendi ailesinin geçimini sa¤lam›fl ve çocuklu¤undan beri omuzlar›na binen bu sorumluluk ona hakimiyet ve otoriterlik kazand›rm›flt›. fiimdi, hakimiyeti yine elinden b›rakm›yordu. Israrl›, ilkeli sözleriyle etraf›na güç kayna¤› olmufltu. Gücünün kayna¤›n› düflmana duydu¤u kininden al›yordu. Gördü¤ü iflkenceler onu daha da güçlü intikam almaya itmifl ve intikam yeminleri ederek ailesini b›rak›p gerillaya gelmiflti. Ailesinin tek dayana¤›yd›. Ama flunu anlam›flt› ki bu aileyi kurtarman›n tek yolu partiye kat›lmak ve böylece kendi ailesi gibi binlerce aileyi kurtarmakt›. fiimdi bu flanl› kavgan›n zaferle sonuçlanmas›na giden yolda o da bir yap› tafl› olmufltu, en güzel renklerle süslenmifl bir yap› tafl›..

ne te we .c om

m›yd›? Sos›n arkadafl da kad›na olan sevgisini, onu yüceltme istemini her zaman sergilerdi. Hastal›¤›ndan ötürü zorland›¤› Kürdistan da¤lar›nda sorumluluk almam›flt› ama onun partiye olan bilinçli, can› gönülden ba¤l›l›¤›, onda do¤al bir sorumlulu¤u gelifltirmiflti. Herkeste hayranl›k uyand›ran bir militan olmufltu. Yani O, Önder Apo’nun yetifltirdi¤i özgür militan kad›n›n temsilcilerinden biri olmufltu. Sos›n arkadafl “müzeye al›nm›fl” canl› bir abide gibi her zaman sevgi dolu bak›fllar›yla bizi izleyecek. Yeminimiz, sözümüz ve kararl›l›k gücümüz olacak.

77

w.

Sonsuzluk kadar eminim ki Muhtaç de¤ildin bize Bir tanr›ça gibi Ülkemizin gö¤ü Lekesiz mavili¤i ile y›kad› seni Karanl›kta Da¤ ve y›ld›zlar tuttu nöbetini K›sacas› Daha da güzelsin flimdi Kalabal›klara s›¤an bir yaln›zl›kt› seninki Her yan›n bomban Yüzün herkesin ki Varl›¤›n etsiz Alt›n sar›s› bayrak olmufltu saçlar›n Sol elin yumruk Ve bütün zamanlara yay›lan Bütün mekanlardaki durufllar gibisin Her yan›n Zilan...

ww

Aralar›nda, yüzy›ll›k ç›nar misali, tarihin canl› bir tan›¤› olan Ömer yoldafl da vard›. PKK ile yükselen diriliflin coflkusuna varm›flt›. Yani Ömer yoldafl halk›n kanayan yaras›ndan ac› duyarak irkilmifl ve özgürlük yolunun canland›r›c›, güzellefltirici yönünü hissetmiflti. Kürdün eski ve yeni tarihinden bir kesitti. Geçmifl, bugün ve gelece¤in en anlaml› buluflmas›n› yaratan tarihin köprüsünü kurmufltu. 20. yüzy›l bizzat tan›kt›r ki O, mücadelesi ile tarih yazan bir sanatkar gibiydi. PKK ile dostluktan daha iyi ne olabilirdi ki? ‹lk önce özgürlük savaflç›lar›n› evine konuk etmifl, bafl tac› yapm›flt›. Yurtseverli¤i her gün daha da art›yordu. Daha çok, daha çok fleyler

Öfkeliyim, kinliyim biraz da yorgun Yüre¤im 盤l›klara gebe Yüre¤im bir yan›k sevda türküsü ça¤›r›r Genç k›z bedenimin delikanl› yüre¤i F›rt›nal›, özlemli, a¤›r... Kürdistan’a sevdal› Seydo yoldafl sevdas›n› anlamak istemeyen dünya gericili¤ine sevdas›n› flu sözlerle anlat›yordu.


SERXWEBÛN

luydu. Bunun için “yoldafllar›ma olan sevgimi nas›l anlataca¤›m” derdi. Hay›r yoldafl, bu tasaya gerek yok. Biz biliriz namertli¤e nas›l darbe vurdu¤unu. Biz biliriz senin engin sevginin içinde ça¤layan umutlar›n›.

ww

w.

cek zaman› bulamadan sen, ayr›ld›n aram›zdan. Omuzlar›m›za a¤›r yükler b›rakarak ayr›ld›n aram›zdan. Yarini emanet etti¤in yoldafllar›n olarak, yaflam› senin kadar moralli k›lmay› en temel görevimiz olarak bilece¤iz.

Canda’n›n Kürdistan’la nikahl› gönlünden alm›fl›z kara sevday›

Gülüflü ile ço¤u zaman elefltirilen Canda yoldafl düflman›n zavall›l›¤›na dayanamay›p, sesini daha da yükselterek gülüyordu. Zaman›yd›, gülüflünün zaman›. Bu gülüfl kurflun gibi saplan›yordu düflmanlar›na. Ve yoldafllar› ilk defa müdahale etmediler bu gülüfle. “B›rak›n yanaklardaki son

kapmaca. Çal›flt›rd›klar› klefller ve att›klar› mermiler, çocukken oynad›klar› gibi ne kartondand›, ne de tahtadan. Savafl›n kutsal araçlar›yd›lar. Henüz namlular›n ucundan ç›kan k›v›lc›mlar› doyas›ya izlememifllerdi bile. Ama iflte tüm sadelikleriyle ve içtenlikleriyle ön mevzide savaflmak için f›rsat ar›yorlard›. Hamza yoldafl “onlar için henüz çok erken” deyip, çocuklar ad›na düflmana lanet ya¤d›r›yordu. Ag›r yoldafl savafl›n ateflinde y›kanm›fl, orada çelikleflmifl iradesiyle olanlar› gö¤üslüyordu. O, volkandan düflmüfl bir lav parças› gibi hep s›cak ve dinamikti. Çok yeni kat›lm›flt› ama hem savafla hem de yaflama o kadar adapte olmufltu ki kaç y›ll›k eski savaflç›lar› and›r›yordu. Her fleye s›ca¤› s›ca¤›na girmesi o enerjikli¤i yorgun arkadafllar› imrendirirdi. Öyle bir istekle çal›fl›rd› ki proletaryan›n gönüllü emektar coflkusunu yaflama dam›t›rd›. Onun s›cak kanl›l›¤› devrim ateflinde piflmifl yüre¤inden gelirdi. Bir atefl yuma¤› olarak Kürdistan’› küçük elleri ile kucaklarken hepimize bir ça¤r› oldu. Direniflten bir renk cümbüflü olarak, adanm›fll›¤a ça¤r›... Zelal ise bir bebe¤in sade, endiflesiz, berrak gözlerinin simgesiydi. Veya Zelal kurak çöllerde serap misalinden ç›k›p, avuçlanan beyaz köpükleri ile yudum yudum içilen suyun ad›yd›. Zelal da¤ bafllar›nda el de¤memifl kadife tenli bir çiçek gibiydi. Kirletilmifl dünyadan s›yr›lm›fl, dostlu¤un elleri ile tokalaflm›flt›. Fiziki zorlanma yaflasa da kendinden büyük inad›, h›rs› ve öylesi bir direnci vard› ki bu ona çok güzel bir olgunluk ve baflar› umutlar›n› kazand›r›rd›. Bunun karfl›l›¤›nda yoldafllar›ndan yard›m al›nca dünyalar onun olurdu. Bülbülleri mest eden yumuflak, melül sesi ile türküler tutturup, Cudi da¤lar›nda gezmeye bafllard›. Yeni açan bir gülün güzelli¤indeydi Zelal. Düflman bunun k›skançl›¤› ile onu doruklardan al›p koparmak istedi. Ama o da¤ çiçe¤inin köklerinin, kalan yoldafllar›nda oldu¤undan habersizdi. Her gün daha da güzelleflerek büyüyen bir da¤ çiçe¤iydi.

ew e. c

gülüfl iyice flahlans›n, flahlans›n ki ölümün burada nas›l tutsak edildi¤ini dünya alem bu gülüfllerden anlas›n” dediler. Ve onlar da gülüfllerini katt›lar Canda’n›n gülüflüne. Kubani’li olan Canda yoldafl, kat› feodal ölçülerle yetiflti¤i çevrenin etkilerini tafl›yan, içine kapan›k bir arkadaflt›. Ama, kendini parti içinde bulman›n sevinciyle bir o kadar da ilkeliydi. ‹ri vücuduyla, güçlü iradesiyle tepelere vurdu¤unda “bayan Rambo” diye ço¤u zaman tak›l›rd› arkadafllar› ona. Yine iyi gözlem gücü, düflünceli ve olgun davran›fllar›yla yaflam›n öncülerindendi. Kat› görünüflü, yumuflak kalbini oldukça gizliyordu. Ama o çok hassas ve duygu-

ne t

“Yarim, Kürdistan’›m. Ben seni yar olarak ilan ettim, defterimin yapra¤›nda. Bunun için tüm gericiler, BM ve di¤erleri beni terörist olarak ilan etti. Onun için beni sa¤ ya da ölü istediler ve her fleyi bana yapt›rd›lar. Senin için Kürdistan’›m.” Evet, her fleyi yapt›rd›lar. K›skand›lar, çekemediler bu yaflam›n esrarengiz gizemini. “Tek tip, tek düflünce” diyorlard›. Onun için bu çok renkli yaflam› çekemediler. Senin insanl›k davana, çal›flmandaki titizli¤ine, görevlerine yaklafl›m›na ve savaflç› ruhuna tan›k olabildik. Kim bilir? Yarin diye sayd›¤›n Kürdistan gibi binlerce güzelli¤in vard›. Ama biz daha bunlar› göre-

Mart 2008

om

78

Bilmez misin ki? Savafl›n çocuklar›yd›k biz Akranlar›m›z oynarken sokaklarda Biz Elde silah Da¤ bafllar›nda savafland›k... Bu savafl›n da çocuklar› vard›. Zelal ve Ag›r’d› isimleri. Onlar›n flimdi oynad›¤› oyun çok ac›mas›zd›. Ne köfle bafllar›nda saklambaçt›, ne de elde mendil

Cudi flehitleri an›s›na I.Bölüm


Mart 2008

SERXWEBÛN

79

Reber Apo

ne te we .c om

“fifiehitlerimizin sözcüsü olmak, onlar›n vasiyetlerinin yerine getiricisi olmak, yaflam›m›z›n varl›k nedenidir”

Ad›, soyad›: Ahmet TEVF‹K

Ad›, soyad›: Dadafl EBAZER‹

Ad›, soyad›: Erdal TORO

Kod ad›: Kahraman Amude

Kod ad›: Munzur Botan

Kod ad›: fiervan Bitlis

Do¤um yeri ve tarihi: Salmas 1984

Do¤um yeri ve tarihi: Bitlis 1976

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

Bingöl

Bingöl

Bingöl

Ad›, soyad›: Fettah KAYA

Ad›, soyad›: ‹rfan SAYAR

Ad›, soyad›: Mehmet HAYME

Kod ad›: Rojger Erzurum

Kod ad›: Demhat

Kod ad›: Devrim Amed

Do¤um yeri ve tarihi: Karayaz› 1976

Do¤um yeri ve tarihi: Mardin 1979

Do¤um yeri ve tarihi: Silvan 1982

fiehadet tarihi ve yeri : 03 fiubat 2008

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

w.

Do¤um yeri ve tarihi: Amude 1970

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

Bingöl

Bingöl

Ad›, soyad›: Mehmet fi‹MfiEK

Ad›, soyad›: Sedat GÜLTEK‹N

Ad›, soyad›: Nas›r KOÇ

Kod ad›: Hogir Sekvan

Kod ad›: Sidar Amed

Kod ad›: Serhat Koçer

Do¤um yeri ve tarihi: Mardin 1976

Do¤um yeri ve tarihi: 1986 Lice

Do¤um yeri ve tarihi: Van 1982

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

fiehadet tarihi: 03 fiubat 2008 Dall›tepe-

Bingöl

Bingöl

Bingöl

ww

Dall›tepe-Bingöl


SERXWEBÛN

80

Reber Apo

ew e. c

om

“fifiehitlerimiz insanl›¤›n belki de en unutulan halk›n› en onurlu bir biçimde ça¤a yaklaflt›rma, ba¤lama de¤erleridir”

Mart 2008

Ad›, soyad›: Y›lmaz AYDIN

Ad›, soyad›: fiirvan AL‹ Kod ad›: Agit Caf Do¤um yeri ve tarihi: Süleymaniye 1983 fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

Kod ad›: Erdal ‹syan

Kod ad›: Artefl Hevak

Do¤um yeri ve tarihi: Çermik 1980

Do¤um yeri ve tarihi: Bozova 1974

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

direnifli

direnifli

ne t

direnifli

Ad›, soyad›: Mahmut MANAP

Ad›, soyad›: Faik ASLAN

Ad›, soyad›: Ali IfiIK

Ad›, soyad›: ‹brahim AHMET

Kod ad›: Ayhan Gorse

Kod ad›: Cahit Kobani

Do¤um yeri ve tarihi: Hilvan 1978

Do¤um yeri ve tarihi: Pervari 1978

Do¤um yeri ve tarihi: Kobani 1972

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

direnifli

direnifli

direnifli

Ad›, soyad›: Ayd›n IfiIK

Ad›, soyad›: Ali ABBAS

Ad›, soyad›: Secat M‹ROY‹M‹LAN

Kod ad›: Özkan Gar›sa

Kod ad›: Tufan

Kod ad›: Zindan fiiyar

Do¤um yeri ve tarihi: Pervari 1975

Do¤um yeri ve tarihi: Kobani 1985

Do¤um yeri ve tarihi: Maku 1985

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

fiehadet tarihi: 20-29 fiubat 2008 Zap

direnifli

direnifli

direnifli

ww

w.

Kod ad›: Baran Urfa


ne te we .c om “1990 Newroz’unda

Zekiye Alkan yoldafl›n isyan

ateflini bedeninde tutuflturmas›yla bafllayan, 1992 Newroz’unda Rahflan Demirel yoldaflla, 1994 Newroz’unda da

Ronahi ve Berivan yoldafllarla devam eden bu gelenek, kitleselleflmeye bir ça¤r›

oluyor. Mazlum yoldafl nas›l partiye ba¤l› kal›p PKK’yi

yaflaman›n ça¤r›s›n› yapt›ysa, yine Mahsum yoldafl nas›l

gerillaya ba¤l› kal›p onun ça¤r›s› olduysa, bu genç k›zlar›m›z›n

ww

w.

flahadeti de “serh›ldana bafllay›n, ba¤l› kal›n, ülkeye yönelin, yurtseverli¤e yönelin,

kitleselleflin ve bu anlamda

alevi tutuflturun” ça¤r›s›d›r.

“Zekiyeler, Rahflanlar, Berivanlar, Ronahiler, ‘jin’i ‘jiyan’ haline getirmenin de en büyük ad›d›rlar” Reber Apo


ew e. c

ne t

w.

ww om


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.