319

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 319 / Tîrmeh 2008

ww

w.

14 Te m m u z d i r e n i fl i öz g ü r y a fl a m ç › k › fl › d › r


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

Bu s›cak yaz günlerinde, flartlar ne kadar aleyhte olursa olsun, direnme, azim ve kararl›l›¤›, olanaklar› ne kadar fazla umut vaat etmezse etmesin, yap›lmas› gerekenin, son bir çabayla da olsa, bugüne kadar ad› pek telaffuz edilmeyen bir ülke varsa, o ülkede en kötürüm bir halk yafl›yor ve insanl›k davas›nda her fleyini yitirmeyle insanlar yüz yüzeyse, yine de birilerinin kalk›p “ben de insan›m, henüz son sözümü söylemedim, bir fleyler yapmak gerekir” deyip bir yüceli¤i göstermesinin hayati anlam ifade etti¤i veya her fleyin ona ba¤land›¤› bir dönemin günü oluyor. Diyarbak›r gibi merkezi bir yerde, bir ölüm sessizli¤ini, bir zulüm kalesini direnifl abidesine dönüfltürenlere, bugün çok büyük bir kalk›flla cevap vermekle, özgürlük tarihine nas›l yarafl›r olunaca¤›n›n ispat›n› gerçeklefltirdik. Zafer konusunda sadece inançl› olmaya de¤il, onu nas›l en zor koflullarda, olanaks›zl›klarda kazan›labilece¤inin de büyük ispat›na ve ondan da öteye olana¤›na sahibiz. Mesele, bütün bunlar› iyi görmek ve ustaca kullanmakt›r. E¤er bundan sonra bu yetenek gösterilirse, mevcut olanaklar kesinlikle zaferi imkan dahiline sokmufltur. 1982 direnifl doru¤u eflittir; i¤ne ucu kadar bir imkan› bulup örgütlenme, siyasileflme, askerleflmedir. Bu çok daha iyi anlafl›l›yor mu? Savafl, her an i¤ne ucu kadar f›rsatt›r, buldu¤unuzda yapacaks›n›z. Buna hepimiz evet diyor muyuz? 1982 direnifl an›s›na, vasiyetine ba¤l›l›k ancak böyle olabilir. Bunda gafil olmak ne demektir? Çok iyi imkanlar oldu¤u halde, geliflmifl örgüt ve savafl imkanlar› oldu¤u halde, bunu elinin tersiyle itmektir, hatta ifllemez duruma getirmektir. Büyük bir kararl›l›kla mücadeleyi mutlaka zaferle taçland›raca¤›m›za dair bir kez daha söz veriyoruz!...

ww

w.

ne t

ew e. c

Bugün 14 Temmuz! Direnifl flehitlerimizin, insanl›k onuru ve her fleyin kendi flah›slar›nda bitirilmek istendi¤i bir süreçte, böyle bir günde, her fleyin kurtulmas›n›n ancak ve ancak biricik silah ve can bedeli olarak kendilerini ortaya koymaktan baflka bir çarelerinin kalmad›¤› anda, yap›lmas› gerekenin yap›lmas› için büyük kararl›l›kla içine girilen ölüm orucunun, bafllang›ç günüdür. Bafl›n› Kemal, Hayri ve Akif yoldafllar›n çekti¤i bu eylemin, giderek kendilerine dayat›lan bafl afla¤› gidifle, kötü bir teslimiyet dalgas›na karfl› en kritik anda böylesine bir eylemin bafllat›lmas›n›n etkileri, günümüze do¤ru geldi¤imizde daha iyi anlafl›labilir ve sonuçlar› ç›kar›labilir. Böylesine eylemler ve onlar›n kiflilikleri için çok fley söylenebilir. Eylemin gerçeklefltirildi¤i ortam, hedefleri, yöntemin kendisi çeflitli yönleriyle de¤erlendirilebilir. Biz böylesine bir eylemi haber ald›¤›m›zda, yapmam›z gerekenin, sadece ve sadece kararl› bir direniflçilik oldu¤unu, bunun da bütünüyle partinin amaçlar›na daha kapsaml› ve sonuç al›c› yol ve yöntemle yaklafl›m göstermekten geçti¤ini iyi biliyorduk. Bu eylem yürürken, biz partimizin II. Kongresi’ni yürütüyorduk. Kongre iki hususla u¤rafl›yordu: Biri, çizgiyi geriye, sa¤a çeken ve bir daha dönmemecesine kokuflmufl bir kaç›fla, mültecili¤e bizi çekmeye çal›flan yaklafl›md›. ‹kincisi ise; bütün gücümüzü ortaya koyup, mutlaka bu vatan için verilmesi gereken canlar›n, ak›t›lmas› gereken kanlar›n olmas› gerekti¤iydi. Bunu iyi biliyor ve alabildi¤ine yükleniyorduk. 1982 yaz› ortas›, sadece yaz s›cakl›¤›n› de¤il, ulus için, insanl›k için, partimiz için çok daha yaman bir s›cakl›¤›n, onurlu yolda varolman›n gücünü, cesaretini, inanc›n› gösterip-göstermemenin, bunun için insanda ortaya ç›kabilecek en son direnme haddinin, azminin, kararl›l›¤›n›n gösterilmesi günleri olarak kendini dayat›yordu.

om

14 TEMMUZ ULUSAL D‹REN‹fi fiEH‹TLER‹N‹N ANISINA

* Bu yazı Rêber Apo’nun “14 Temmuz 1994” tarihli çözümlemesinden alınmıştır


‹çindekiler

ne te we .c om

PKK militanl›¤› 14 Temmuz ruhuna ba¤l› kalmakla gerçekleflfliir 1982 y›l›nda Diyarbak›r zindan›nda bafllat›lan ölüm orucu eylemi üzerinden 26 y›l geçti. Kemal Pir ve Hayri Durmufl öncülü¤ünde gerçeklefltirilen ve 4 PKK önder kadrosunun flehit düfltü¤ü bu ölüm orucu eylemi yaln›z PKK...((10’da)

ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi üzerine (Duran Kalkan ile yap›lan röportaj) Büyük Ortado¤u Projesi (BOP), ABD’nin küresel sermaye ç›karlar›n› Ortado¤u’ya hakim k›lma projesi oluyor. Yani I. Dünya Savafl›’n›n ortaya ç›kard›¤› Ortado¤u statük... (22’de)

Son nefesime kadar onurluca yaflflaayaca¤›m (Önder Apo) Hücre cezas›n› uyguluyorlar. Bugün 12. gün. Dün itibariyle ald›klar› kalemi iade ettiler. Savunmalar›m›n geri kalan k›sm›n› yazmaya bafllad›m. Yan›mda defter var. Sa... (35’te)

malar ideolojik çal›flflm malar›n Örgütsel çal›flflm geliflflk kinli¤iyle sa¤lan›r Êdi Bese hamlesinin ikinci aflamas›n› Dünyada tüm dinler, siyasi görüfller, felsefeler, yeni bir baflar› ile yürütelim toplum için önüne hedef koyan bireyler veya örgütler “ABD’nin son zamanlarda, Türkiye’yi bölge amaçlar›na düflünce düzeyinde ulaflmak isterler. ‹deolojik et... (47’de)

ww

w.

politikalar›na entegre etmek için daha fazla çal›flt›¤› biliniyor. Türkiye’yi kendi politik çizgisine ne kadar çekerse, ‹ran ve Suriye üzerinde de o kadar etkili olabilece¤ini düflünüyor. Yine Irak, Güneyli güçler ve Türkiye’nin kendi politikas› do¤rultusunda hareket etmesi halinde...”

ehitlerine sözümüz kad›n partileflflm mesinde Haziran flfle hamle yapma sözüdür (PAJK Koordinasyonu) Fedai flehitlerimizin sembolü haline gelen Haziran ay›, özgürlük mücadelemizin art›k bir gelene¤i, ahlak› haline gelmifl kahraman fedai ruhuyla, anlam›n› büyüt... (55’te)

(2’de)

Bir kahraman›n ard›ndan PKK bir flehitler partisidir. ‹lk flehidimiz Haki Karer yoldafl›n 18 May›s 1977’de flehadeti, Kürdistan’da yeni bir tarihsel süreci bafllatman›n temel harc› olmufltu. Önderli¤imiz, Haki Karer... (64’te) fi››k (Baran) ve Firaz Yunus (Firaz) arkadaflfl-fiehit Hekim fi fie lar›n an›s›na yaz›lar... (75’te) Yol (An›) S›cak bir gecenin içinde esen kaçamak rüzgarlar yüzümüze çarp›yordu. Gökyüzü kadar sessiz olan yeryüzündeki sessizli¤i, bir iki tafla çarparak kendisini hissettiren küçük derenin kenar›ndaki sazl›¤›n h›fl›rt›s› bozuyordu. Havan›n... (79’da)


SERXWEBÛN Temmuz 2008

2

om

ÊDÎ BESE HAMLES‹N‹N ‹K‹NC‹ AfiAMASINI BAfiARI ‹LE YÜRÜTEL‹M “Ergenekon soruflturmas› çerçevesinde tutuklananlar, Kürt özgürlük hareketini ezme ve PKK’yi tasfiye etmede yeni bir siyasal tercih ve stratejiyi benimsemifl olan çevrelerdir. Onlara göre PKK’yi tasfiye etmede AKP’yi kullanmaya gerek yoktur. AKP’yi kulland›kça AKP devlet içine girmekte ve devletin siyasal, sosyal ve kültürel dokusunu

bozmaktad›r. Tutuklananlar ‘laiklik elden gidiyor, Türkiye’de siyasal ‹slam gelifliyor, bu Mustafa Kemal’in kurdu¤u

ew e. c

cumhuriyet için tehlikedir’ diyerek AKP ile uzlaflma politikas›na karfl› ç›kanlard›r. Genelkurmay karargah›, e¤er ABD ve Avrupa’dan uzaklafl›rsak bafl›m›za tehlikeli ifller aç›labilir kayg›s›yla bunlar›n saf d›fl› edilmesine onay vermifltir” ba¤lant›d›r. Yine Irak’taki durum, Türkiye’deki geliflmeleri de yak›ndan ilgilendirmektedir.

Türkiye’deki politikalar› Kürt özgürlük hareketi belirlemektedir

Ortado¤u’daki siyasal geliflmeleri, ABD’nin bölge politikas›ndaki ihtiyaçlar› ile Türkiye’nin Kürt özgürlük hareketini bast›rma konusundaki politikalar› belirlemektedir. ABD-Türkiye iliflkileri de bu do¤rultuda karfl›l›kl› istekler etraf›nda flekillenmektedir. Tabii Ortado¤u’daki siyasal geliflmeleri ve iliflkileri belirlemede ‹ran’›n konumu da önemli bir etken olarak görülmelidir. Türkiye söz konusu oldu¤unda, Kürt özgürlük hareketinin bast›r›lmas› konusu tüm politikalar› belirlemektedir. Bilindi¤i gibi 2007 May›s›nda, Erdo¤an-Büyükan›t Dolmabahçe uzlaflmas› temelinde Kürt özgürlük hareketini ezme politikas› devreye sokulmufltur. Bu temelde AKP hükümeti 22 Temmuz seçimleri ile yeniden hükümet olurken, Abdullah Gül de cumhurbaflkan› olmufltur. Bu uzlaflma ve belirlenen politikalar çerçevesinde topyekün bir sald›r› karar› al›nd›. Erdo¤an hükümeti içerde Özgürlük hareketine karfl› çeflitli güçlerle mutabakata giderken, d›flar›da da birçok gücü Kürt özgürlük hareketinin üzerine sürme çal›flmas› yürüttü. 5 Kas›m’da yap›lan Bush-Erdo¤an görüflmesinde, PKK düflman ilan edildi. Bu çerçevede PKK’nin teslim al›naca¤› düflünüldü. Ancak

ww

w.

ne t

ABD’nin son zamanlarda, Türkiye’yi bölge politikalar›na entegre etmek için daha fazla çal›flt›¤› biliniyor. Türkiye’yi kendi politik çizgisine ne kadar çekerse, ‹ran ve Suriye üzerinde de o kadar etkili olabilece¤ini düflünüyor. Yine Irak, Güneyli güçler ve Türkiye’nin kendi politikas› do¤rultusunda hareket etmesi halinde, Ortado¤u politikalar›nda avantaj kazanaca¤›n› varsay›yor. Bu aç›dan uzun süredir Türkiye-Irak eksenini güçlendirmeye çal›flmaktad›r. Yak›n zamanda Erdo¤an’›n Irak’a gitmesi ve orada baz› görüflmeler yapmas›, tamamen bu politika çerçevesinde oluyor. Türkiye, PKK konusunda taviz ald›kça bölge politikalar›nda ‘beni kullanabilirsiniz’ diyor. Zaten daha önceleri de, A¤ustosta genelkurmay baflkan› aday› ‹lker Baflbu¤ “Irak’ta bizsiz istikrar sa¤layamazs›n›z” biçiminde de¤erlendirmelerde bulunmufltu. Bunun tercümesi, “e¤er istikrar› sa¤lamak istiyorsan›z, bizi kullan›n, di¤er güçleri ve Kürtleri ikinci planda tutun ya da b›rak›n”d›r. ABD, Türkiye’yi kendi politikalar› temelinde kullanmak için Güneyli Kürtlerin baz› isteklerini –Kerkük’te oldu¤u gibi– karfl›lamamakta, PKK konusunda da baz› destekler vererek, kendi politikas›n›n bir parças› haline getirmek istemektedir. Bunlar›, Türkiye’nin kendi politikas›na uymas› çerçevesinde yapt›¤› aç›kt›r. Türkiye’de meydana gelen geliflmeler, ABD’nin bölge politikalar› ile yak›ndan

PKK’nin her türlü bask›ya ra¤men direnifl karar›nda oldu¤u görülünce, hava sald›r›lar›, hava sald›r›lar›n›n hiçbir sonuç vermedi¤i görülünce de kara operasyonu gerçekleflti. Tüm bu bask›lar hem gerillan›n direnifli hem de halk›n aya¤a kalk›fl›yla bofla ç›kar›ld›. Bu geliflmeler, Kürt özgürlük hareketine karfl› planlanan ve pratiklefltirilen tasfiye konseptinin bozulmas›n› beraberinde getirdi. Bu da Türkiye’de siyasal çat›flmalar› artt›rd›. Çünkü birçok güç PKK’nin tasfiyesi temelinde AKP ve genelkurmay uzlaflmas›na destek vermiflti. Bu deste¤i verenlerin aras›nda, Ergenekon’un soruflturmas›ndan dolay› tutuklanan Avrasyac› generaller ve subaylar da bulunuyordu. CHP ve MHP de PKK’nin tasfiye edilmesi karfl›l›¤›nda AKP-Genelkurmay uzlaflmas›na ve izledikleri politikalara destek vermiflti. Ancak Genelkurmay-AKP uzlaflmas›n›n PKK’yi tasfiye edemeyece¤i görülünce, AKP fliddetle elefltirildi. Ordu bile Türkiye’de ilk defa Zap operasyonunda yaflad›¤› baflar›s›zl›k nedeniyle elefltirildi. Bu süreçte AKP-Genelkurmay uzlaflmas›n›n baflar›l› olmamas›n›n faturas› AKP’ye yüklendi ve AKP’nin kapat›lmas› için dava aç›ld›. K›sa sürede Türkiye siyasi ortam› toz duman oldu. AKP bu durum karfl›s›nda, ‘PKK’ye karfl› savafl› en iyi ben yürütürüm, ben tasfiye ederim, PKK’ye karfl› hem d›flar›da hem de içeride kuflatmay› ben sa¤lar›m’ çabas›na girerek, kapatman›n önüne geçmeye çal›flt›. AKP ka-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN için, generallerin de tutuklanmas›n› içine alan Ergenekon denilen soruflturmaya izin verdi. Bu bak›mdan Ergenekon soruflturmas› ne AKP’nin yürüttü¤ü demokrasi mücadelesidir ne de bu tutuklananlar›n Kürdistan’da iflledikleri suçlar›n a盤a ç›kmas›n› sa¤layacak bir soruflturmad›r. Böyle görmek kesinlikle yan›lg›lara götürür. Bir taraftan devlet içindeki iktidar savafl›n›n bir arac› olarak bu operasyon bafllat›lm›fl, di¤er taraftan PKK’yi tasfiye etmede d›fl güçlerin deste¤ini sa¤lamak için Avrasyac› olan bu kesimlere yönelinmifltir. Bununla ABD’nin Güneyli güçlere daha fazla bask› yapmas›n› sa¤lay›p, onlar› PKK’nin üzerine sürmesini hedeflemektedirler. ‹nkarc›, sömürgeci güçlerin bu soruflturmadan bekledikleri budur. Bilindi¤i gibi bu soruflturma bafllat›ld›¤›nda, soruflturman›n sadece AKP’ye yönelik darbe giriflimi ve Türkiye’deki baz› olaylarla s›n›rl› kalmas› konusunda anlafl›lm›flt›r. Genelkurmay karargah› ad›na bu uzlaflma görüflmesine kat›lan ‹lker Baflbu¤ da Kürdistan’daki suçlar›n araflt›r›lmamas›, flu anda görevde olan subay ve generaller hakk›nda herhangi bir ifllemin yap›lmamas› kayd›yla bu operasyona izin vermifltir. fiu aç›kça bilinmelidir ki, e¤er genelkurmay karargah› PKK’nin tasfiye edilmesi konusunda ciddi bir destek almasayd›, iki generalin soruflturulmas›na kesinlikle destek vermezdi. E¤er iki generalin soruflturulmas›na izin verilmiflse bu, mutlaka ald›klar› büyük tavizlerle

ba¤lant›l›d›r. Bu da kesinlikle PKK ile ilgili bir tavizdir. Bunun d›fl›ndaki hiçbir taviz ve hiçbir durum genelkurmay karargah›n›n bu soruflturmaya izin vermesini sa¤latamazd›. Esas neden, PKK konusunda ald›klar› taviz olmakla birlikte, ordu içindeki bu generallerin ve onlar›n etraf›ndaki subaylar toplulu¤unun Türkiye aç›s›nda macerac› bir politika izledi¤i de düflünülmüfltür. Ergenekon operasyonunda tutuklananlar ne kontrgerillan›n ne de bu Ergenekon örgütlenmesi içinde yer alanlar›n tümüdür.

ne te we .c om

pat›l›rsa, Kürtlere karfl› mücadele edecek herhangi bir parti ortada kalmaz, PKK ve Kürt demokratik hareketi güçlenir biçiminde flantajlarda bulundu. Uluslararas› güçlere de, ‘Türkiye’de benim d›fl›mda senin bölge politikalar›na destek verecek baflka bir siyasi güç yoktur’ mesaj› verildi. Bu süreçte PKK’ye karfl› inkarc› ve sömürgeci savafl› yürüten genelkurmay, yeni bir imha konsepti gelifltirdi. Daha do¤rusu, ABD’nin bölge politikalar› ile Türkiye’ye dayatt›klar› ve Türkiye’deki iç siyasi durum dikkate al›narak, genelkurmay karargah›nda yeni bir PKK’yi tasfiye planlamas› yap›ld›.

3

Ergenekon soruflturmas› Kürdistan’da ifllenen suçlar›n a盤a ç›kar›lmas› de¤ildir

ww

w.

Genelkurmay karargah›, ABD ile yap›lan eski görüflmelerin, verilen tavizlerin PKK’yi tasfiye etmeye yetmedi¤ini görerek, bir yandan ABD’ye daha fazla taviz verme, öte yandan da AKP’yi biraz daha ehlilefltirip Kürt özgürlük hareketine karfl› daha fazla sald›rgan pozisyona sokma temelinde yeni bir konsept planlamas›, uygulamas› devreye soktu. ‹lker Baflbu¤-Erdo¤an görüflmesi bu çerçevede gerçekleflti. Zaten ABD ve Avrupa bir süredir orduya, AKP’ye ve çeflitli çevrelere ‘sizler ordunun içindeki ABD, Avrupa karfl›tlar›n› etkisizlefltirir ve AKP ile yürürseniz, biz de PKK’yi tasfiye etme konusunda size daha aktif destek veririz” mesaj› vermekteydi. Ordu da PKK’yi tasfiye etmede d›fl güçlerin deste¤ini almak

Ergenekon soruflturmas› Türkiye’nin demokratikleflmesini içermiyor

Ergenekon soruflturmas› çerçevesinde tutuklananlar esas olarak Kürt özgürlük hareketini ezme ve PKK’yi tasfiye etmede yeni bir siyasal tercih ve stratejiyi benimsemifl olan çevrelerdir. Onlara göre PKK’yi tasfiye etmede AKP’yi kullanmaya gerek yoktur. AKP’yi kulland›kça AKP devlet içine girmekte ve devletin siyasal, sosyal ve kültürel dokusunu bozmaktad›r. Tutuklananlar “laiklik elden gidiyor, Türkiye’de siyasal ‹slam gelifliyor, bu Mustafa Kemal’in kurdu¤u cumhuriyet için tehlikedir” diyerek AKP ile uzlaflma politikalar›na karfl› ç›kanlard›r. Di¤er yandan ABD ve AB yerine Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerin içinde yer ald›¤›, fianghay befllisi denilen ülkelerle iliflki kurmay› tercih etmifllerdir. Bunlara Avrasyac› da deniliyor. Mevcut genelkurmay baflkan› ve kara kuvvetler komutan›n›n içinde bulundu¤u genelkurmay karargah› da bu politikay› macerac› bulmaktad›r. E¤er ABD ve Avrupa’dan uzaklafl›rsak, bafl›m›za tehlikeli ifller aç›labilir kayg›s›yla bunlar›n saf d›fl› edilmesine onay vermifllerdir. Mevcut genelkurmay karargah›, AKP d›fl›ndaki di¤er siyasi güçlerin flu anda Kürt özgürlük hareketini ezmede –hem içerde hem de d›flar›da– kullan›lacak iyi bir araç olmad›¤›n›, en iyi arac›n AKP oldu¤unu düflünerek, Avrasyac› olan ve Ergenekon denilen gruptan ayr› bir politik çizgi belirlemifllerdir. Dolay›s›yla bunlar› saf d›fl› etmek için böyle bir operasyona izin verdikleri söylenebilir.


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Kürtsüz bir demokrasi anlay›fl› Kürtlere de kabul ettirilmek istenmektedir

ww

Devlet Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için insan haklar›n› çi¤niyor

Özel Harp Dairesi ve Ergenekon’un da içinde yer ald›¤› kontrgerilla denen oluflumun tarihi eski olmakla birlikte, kirli ifller imparatorlu¤u haline gelen bu çeteler, Kürt özgürlük hareketine karfl› savafl içinde flekillenmifltir. PKK’ye düflmanl›k yaparak, PKK ile savafla-

“Ergenekoncular PKK’yi y›pratmak için ABD ile iliflkilendirirken, AKP

yanl›s› bas›n ise, Ergenekon ile iliflkilendirerek y›pratmak istemektedir. Bunun bir psikolojik savafl biçimi oldu¤u aç›kt›r. Kara çal izi kal›r

yaklafl›m›yla hareket etmektedirler. Tabii ki bu ahlaks›zca bir politikad›r. Herkesin de bildi¤i gibi düne kadar PKK’ye karfl› en fliddetli savafl›

Ergenekon’un da içinde bulundu¤u kontrgerilla ve J‹TEM sürdürüyordu”

do¤ru bir yaklafl›m içinde olmufltur. Bu nedenle bu operasyonu ve bu operasyonun arkas›ndaki iliflkileri ve hedefi tüm ç›plakl›¤›yla teflhir etmifltir. Baz›lar› PKK’yi Ergenekon ile iliflkilendirmek istiyor. Daha do¤rusu, AKP ve Fethullahç› bas›n, Kürt halk önderinin ve PKK’nin siyasal ‹slamc› güçlerle ordu içindeki baz› asker ve sivil bürokratlar aras›ndaki çat›flmada taraf olmamas› karfl›s›nda öfkelenerek, PKK’yi Ergenekon ile iliflkilendirme biçiminde bir yalana, demagojiye baflvurmaktad›r. Ergenekoncular PKK’yi y›pratmak için ABD ile iliflkilendirirken, AKP yanl›s› bas›n ise Ergenekon ile iliflkilendirerek y›pratmak istemektedir. Bunun bir psikolojik savafl biçimi oldu¤u aç›kt›r. Kara çal en az›ndan izi kal›r yaklafl›m›yla hareket etmektedirler. Tabii bu ahlaks›zca bir politikad›r, yaklafl›md›r. Herkesin de bildi¤i gibi düne kadar PKK’ye karfl› en flid-

w.

Böyle bir operasyon, Kürt halk›na karfl› ifllenen suçlar› kapsasayd›, devlet, ordu ve polis içindeki tüm kontrgerillay› temizleyecek bir hareketin bafllang›c› olsayd›, tabii ki böyle bir davada taraf olunabilirdi ve destek verilebilirdi. Ancak Kürdistan’da birçok suç iflleyen insan yakalanm›fl olmas›na ra¤men, sadece AKP’ye yönelik darbe giriflimine ya da Türkiye’de ifllenen baz› suçlara yönelik soruflturma yap›lmas›, Kürtler üzerindeki zulmü, bask›y›, iflkenceyi, faili meçhul cinayetleri meflru hale getirmek anlam›na gelir. Y›llard›r Kürtlerin temel demokratik haklar›n› kabul etmeden Avrupa’ya girme, Kürtsüz bir demokrasi ortaya ç›karma çabas› sürdürülürken, flimdi de suçlular yakaland›¤› halde onlar›n Kürtlere karfl› iflledi¤i suçlar görmezlikten gelinerek hukuk anlay›-

detli savafl› Ergenekon’un da içinde bulundu¤u kontrgerilla ve J‹TEM sürdürüyordu. Bu savafl› yürütürken de psikolojik savafl ve yalana fazlas›yla baflvuruyordu. Kürt özgürlük hareketine ve Kürt halk›na karfl› yürütülen özel kirli savafl› neo-ittihatç› ya da K›z›l Elmac› denilen ulusalc›lar›n ve Ergenekon’un elinden AKP ve Fethullahç› bas›n devralm›fl ve yürütmektedir.

ew e. c

fl›n› da Kürtsüz hale getirmifllerdir. Kürtsüz bir hukuk devleti, Kürtsüz bir demokrasi anlay›fl› giderek pratiklefltirilmekte ve bu durum Kürtlere de kabul ettirilmek istenmektedir. Bu aç›dan, bunun çok çirkin, tehlikeli bir durum oldu¤unu, Türkiye’deki siyasal güçlerin birbiri ile iktidar savafl› yürüttü¤ünü gören Kürt halk önderi ve PKK, bu çat›flmada taraf olunamayaca¤›n› aç›kça belirtmifltir. Taraf olmak, kendisine karfl› yürütülen kirli savafla ve tasfiye plan›na kendi eliyle ortak olmak anlam›na gelir. Bunun bir demokratikleflme ad›m› olmad›¤›n›, aksine Türkiye’nin en temel demokratik gücü olan Kürt özgürlük hareketini ezme hareketi oldu¤unu göstererek; daha bafl›ndan itibaren bunun bir iktidar mücadelesi oldu¤unu görmüfl, her iki taraf› da teflhir eden

ne t

Görüldü¤ü gibi bu, Türkiye’nin demokratikleflmesini içeren bir soruflturma de¤ildir. Tamamen ABD’nin ihtiyaçlar›na uyum gösteren ve PKK’yi ezmeye yönelmifl bir soruflturma ve siyasal tercihtir. Özellikle Baflbu¤ ve Erdo¤an görüflmesi, Kürtler aç›s›ndan çok tehlikeli bir anlaflmay› ifade etmektedir. Erdo¤an-Baflbu¤, Kürdistan’da ifllenen suçlara dokunulmamas› üzerinden anlaflarak, asl›nda Kürdistan’daki suçlar› normal ve meflru hale getirmifllerdir. Bu, tabii ki Kürtler aç›s›ndan çok tehlikeli bir durumdur. Bunun kabul edilmesi ve böyle bir davada Kürtlerin taraf olmas› düflünülemez. Sadece AKP’ye yönelik bir darbe giriflimi ile s›n›rl› olan ve Kürdistan’daki suçlar›n a盤a ç›kmas›n› hedeflemeyen bu soruflturman›n b›rakal›m Kürtlerin demokrasi ve özgürlük ihtiyaçlar›na cevap olmas›n›, aksine bu soruflturma Kürtlerin, Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi taleplerini bast›rmak için kullan›lan bir araç haline getirilmek istenmektedir. Kürtlerin ezilmesi, PKK’nin tasfiye edilmesi üzerinden AKP’nin iktidar›n› sürdürmesi hedeflenmektedir.

om

4

rak dokunulmazl›k elde etmifllerdir. Bir dönemler, PKK ve Kürt halk önderli¤i düflmanl›¤› yaparak Apo rant› elde eden çevrelerden söz edilirdi. Baz›lar› siyasal rant, ekonomik rant elde etmifllerdir, bunlar da darbe rant› elde etmifllerdir. PKK ve Kürt halk önderi düflmanl›¤› yaparak hukuk d›fl› ifller yapma dokunulmazl›¤›n› kazanm›fllard›r. Bunlar PKK’ye karfl› en fazla savaflm›fl kesim oldu¤undan, kendilerini PKK’ye karfl› savafl›n kahramanlar› ve gazileri olarak görmektedir. fiimdi bu gerçe¤i bir tarafa b›rakarak PKK’yi Ergenekon ile iliflkilendirmek, asl›nda Ergenekon ve bunun gibi çetelerin Kürt halk›na ve PKK’ye karfl› yürüttükleri mücadele içinde iflledikleri suçu görmezden gelmek anlam›na gelir. Tutuklananlar›n azg›n PKK düflman› oldu¤u belgelerle aç›kt›r. Bu gerçe¤i mu¤laklaflt›rmaya hiç kimsenin gücü yetmez. PKK’nin özgürlük


Temmuz 2008 SERXWEBÛN tasfiye etmek temelinde kurmufllard›r. Bunlar›n PKK ile olan iliflkileri iflte bu tür uygulamalard›r. Bunlar PKK’ye karfl› savafl ortam›nda ç›kan faflist ve inkarc› güçlerdir. Ergenekon soruflturmas› bunlar› gündeme getirmiyor. Asl›nda Kürdistan’a karfl› ifllenen suçlar› görmezden gelerek, Kürtlere karfl› suç ifllemeyi meflrulaflt›r›yor, normallefltiriyor. Tabii ki böyle bir yaklafl›ma, soruflturmaya Kürt özgürlük hareketi de, Kürt halk› da karfl› ç›kacakt›r. Türkiye içindeki güç savafl›na Kürt halk›n›n ve Özgürlük hareketinin ortak olmas› düflünülemez. Kürtlere karfl› ifllenen suçlar› meflru ve normal hale getiren bir soruflturmaya Kürtler destek vermez. ‹mral› sistemini Ergenekoncular kurduklar› gibi, Önderli¤in zehirlenmesinden de bunlar sorumludur. ‹mral› sistemini, d›fl güçlerin bir parças› olarak kurmufllard›r. D›fl güçlerin

Türk devletinin flimdiye kadar PKK’ye karfl› yürüttü¤ü özel ve kirli savafl›n bayra¤›n› ele almakt›r.

Erdo¤an-Büyükan›t uzlaflmas› PKK’nin tasfiyesine dayal› geliflmifltir

ne te we .c om

savafl›n› tasfiye etmek için her türlü kirli ifli, faili meçhul cinayetleri, köy yakmalar›, y›kmalar› bunlar yapm›flt›r. ‹nsan haklar› örgütleri her zaman flu aç›klamalar› yapt›: “Kürdistan ve Türkiye’deki iflkencelerin, hukuksuzlu¤un, bask›lar›n nedeni, Kürt sorununun çözümsüzlü¤üdür ve Kürt özgürlük hareketine karfl› devletin yürüttü¤ü kirli savafl›n meflru hale getirilmesidir.” “Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için devletin özel savafl birimleri insan haklar›n› çi¤niyor, hukuku çi¤niyor.” Birçok insan haklar› raporunda bu gerçekler vard›r. Ergenekoncular da Kürt halk›na karfl› ifllenen suçlar›n faillerindendir. Kürt özgürlük hareketi ve PKK’ye düflmanl›k temelinde palazlanm›fl, dokunulmazl›k kazanm›fl ve rant elde etmifllerdir. Darbeye ve hukuk d›fl› olaylara teflebbüs etmifllerse bunun nedeni, kendilerini PKK’ye karfl› savaflta kahramanl›k yapm›fl insanlar olarak görmelerindendir. PKK’ye karfl› savafl› yürütenleri ya da PKK’nin en büyük düflmanlar›n› PKK ile iliflkili göstermek, aç›kça Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savafl› ve suçlar› örtmektir. Bu da asl›nda devletin iflledi¤i suçlar› örtmek anlam›na gelmektir. Ergenekon soruflturmas›nda tutuklananlar›n Kürdistan’da iflledi¤i suçlar dile getirilmiyor. AKP hükümetini devirmek, darbe yapma girifliminde bulunmak ve Türkiye’de hukuk d›fl› baz› ifller yapmakla suçlanmaktad›rlar. Baflbakan ile kara kuvvetleri komutan› uzlaflarak, Kürdistan’da ifllenen suçlar›n soruflturulmamas› karar›n› alm›flt›r.

5

“‹mral› sistemini Ergenekoncular kurduklar› gibi, Önderli¤in zehirlenmesinden de bunlar sorumludur. ‹mral› sistemini, d›fl güçlerin bir parças› olarak kurmufllard›r. D›fl güçlerin amac› fakl›d›r, bunlar›n amac› farkl›. Bunlar›n

amac›, Kürt halk önderi üzerinde ‹mral› bask› ve iflkence sistemini kurarak teslim almak, bu temelde de PKK’yi tasfiye etmektir. Bu sistemin kurucusu Hurflit Tolon ve Atilla U¤ur’dur”

amac› fakl›d›r, bunlar›n kendine göre amac› farkl›d›r. Bunlar›n amac›, Kürt halk önderi üzerinde ‹mral› bask› ve iflkence sistemini kurarak teslim almak, bu temelde PKK’yi tasfiye etmektir. Bunun için ‹mral› sistemini kurmufllard›r. Bu ‹mral› sisteminden, tutuklananlarla bu tutuklanmaya onay veren mevcut genelkurmay ekibi birlikte sorumludur. Bu sistemin kurucusu Hurflit Tolon’dur, Atilla U¤ur’dur. Önderlik üzerinde öngördükleri hesaplar gerçekleflmeyince, 2004’te 1 Haziran hamlesi önemli geliflmeler gösterince ve serhildanlar giderek yükselince, bu kesimler ‹mral› sisteminin baflar›s›z kald›¤›n› görüp, Önderli¤i zehirleyerek sonuca ulaflmak istediler. Gerçek bu iken kalk›p Önderli¤i ve PKK’yi Ergenekon ile iliflkilendirmek ahlaks›zl›kt›r.

w.

ww

Ergenekoncular Diyarbak›r cezaevinde yap›lan iflkencelerden de sorumludur

Özel Harp Dairesi ve bunun içinde yer alan Ergenekon denilen grup, 1980’den sonra Diyarbak›r Cezaevi’nde yap›lan iflkencelerden de sorumludur. Diyarbak›r Cezaevi’nde oldu¤u gibi, d›flar›da da Kürt halk›na kan kusturmufllard›r. ‹mral› sistemini kuranlar bunlard›r. ‹mral› sistemini, Kürt halk önderini bask› alt›nda tutarak teslim almak, böylelikle PKK’yi

Mevcut komuta kademesi ile Ergenekoncular, 2007’de Erdo¤an-Büyükan›t uzlaflmas› temelinde PKK’nin tasfiyesi konusunda ortak hareket etmifllerdir. Halk serhildanlar›, Gabar, Oramar eylemleri ve Zap direnifli, bu uzlaflmay› ve hedefi bofla ç›kar›nca, genelkurmay-AKP uzlaflmas›na karfl› muhalefet geliflmifltir. Ergenekoncu denen grup ve bir k›s›m ulusalc›lar bunun faturas›n› AKP’ye ç›karmak için kapatma davas› açt›rm›flt›r. AKP’nin kullan›lmas›n›n içinde olmad›¤› ve ABD d›fl›nda baflka d›fl desteklerin aranmas› gerekti¤i biçiminde bir siyasal e¤ilim, ulusalc› çevreler içinde ge-

liflmifltir. Bu durum sadece Türkiye siyasetinde de¤il, ordu içinde de parçalanma ortaya ç›karm›flt›r. Mevcut genelkurmay karargah›, Avrasyac› e¤ilimleri tehlikeli gördü¤ü gibi, AKP’nin PKK’nin tasfiye edilmesinde kullan›lmas›n›n gerekli oldu¤unu da düflünmektedir. Bu nedenle Ergenekon soruflturmas›na izin verilmifltir. Dolay›s›yla bir demokratikleflme ad›m›ndan çok, iç ve d›fl odaklar›n içinde yer ald›¤› ve iktidar mücadelesi için yap›lan bir çekiflme ve çat›flmad›r. ‹slamc›lar›n yalan haber üreterek PKK’yi y›pratmas›n›n önemli bir nedeni de, son bir y›lda PKK’nin ve Önderli¤imizin AKP’ye karfl› gelifltirdi¤i ideolojik mücadele ve do¤ru politik tutum ile onlar› teflhir etmifl, Kürdistan’da bitirmifl olmas›d›r. fiimdi bunun öfkesini yafl›yorlar. Kürt halk› kontrgerilladan


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Türk devleti PKK karfl›t› olmayan hiçbir iliflkiyi stratejik görmemektedir

ne t

Genelkurmay-AKP uzlaflmas› ile yürütülen bir hareketin demokratikleflme içermedi¤i aç›kt›r. Bu generallerin tutuklanmas›ndan k›sa bir süre önce a盤a ç›km›flt›r ki, genelkurmay karargah› tamamen Kürt halk› üzerinde bir özel savafl yürütmektedir. Baflta bas›n olmak üzere bütün ekonomik, kültürel ve siyasal imkanlar› kullanarak PKK’yi tasfiye etmek, Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini bo¤mak istedi¤i a盤a ç›km›flt›r. Sadece PKK’nin de¤il, DTP’nin nas›l kuflat›laca¤›, tasfiye edilece¤i, ezilece¤i de genelkurmay›n planlar›nda aç›kça görülmüfltür. Böyle bir zihniyette olan bir gücün Kürt sorununu çözmek istedi¤ini ya da demokratikleflmek için eski suçlar› a盤a ç›kard›¤›n› belirtemeyiz. Yine ayn› dönemde AKP’nin Kürdistan’da asimilasyoncu politikalar uygulad›¤› ve bu konuda devletin bütün imkanlar›n› kulland›¤› a盤a ç›km›flt›r. AKP hükümetinin Kürt halk›n›n varl›¤›n› yok etmek için her türlü uygulamay› pratiklefltirdi¤i anlafl›lm›flt›r. Zaten Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmede iddial› oldu¤u, “bunu en iyi ben yapar›m, benden baflka güç yoktur” dedi¤i için Türkiye’deki klasik inkar ve imha siyaseti izleyenler AKP’nin hükümet olmas›na izin vermifltir. Yoksa Türkiye’deki klasik inkarc› ve imhac› güçler, AKP’yi çeflitli yollardan etkisizlefltirerek hükümet olmas›n› engelleyebilirdi. Bilindi¤i gibi, 22 Temmuz seçimlerinden önce Abdullah Gül’ün cumhurbaflkan› olmas›n› aç›kça engellediler. Hukuki olmayan

yollarla engellemediler. E¤er baflbakan Erdo¤an Dolmabahçe’de Kürt özgürlük hareketini ezme konusunda her fleyi yapaca¤›n› ortaya koymasayd›, ne seçimi kazan›rd› ne de Abdullah Gül cumhurbaflkan› olurdu. Erdo¤an-‹lker Baflbu¤ görüflmesi, asl›nda geçen y›lki tasfiye konseptinin ve ABD’den al›nan deste¤in yetersizli¤i karfl›s›nda, yeni bir tasfiye konseptinin planlamas› için yap›lm›flt›r. ABD’den daha fazla destek almak, AKP’yi ve baz› güçleri daha etkin kullanmak için yeni bir sald›r› konseptinin pratikleflti¤ini görüyoruz. Genelkurmay karargah› da Ergenekon denilen çevreyi feda

ederek asl›nda bu tasfiye konseptinin iç ve d›fl ayaklar›n› oluflturmaya yönelmifltir. ABD’nin bölge politikalar›na tümden endekslenmeden, PKK’yi tasfiye edemeyece¤ini düflünmektedir. Özellikle de ABD üzerinde bask› yaparak, Güney Kürdistanl› güçleri PKK’nin üzerine sürmeden Kürt özgürlük hareketini ezemeyece¤ini yaflayarak ö¤renmifltir. Bu nedenle AKP’yi kullanarak, ABD yoluyla Güneyli güçleri üzerimize sald›rtmaya çal›flmaktad›rlar. Nitekim bu yönlü baz› geliflmeler de ortaya ç›km›flt›r. Baflbakan Erdo¤an’›n Irak’a gidip “stratejik anlaflma yapt›m” demesi bu gerçe¤i ortaya koyuyor. Türk devletinin, hükümetinin stratejik anlaflma yapt›m dedi¤i fley, PKK karfl›tl›¤› üzerinden bir anlaflmad›r. Zaten Türk devleti, PKK karfl›t› olmayan hiçbir iliflkiyi stratejik görme-

w.

ww

mektedir. Nitekim ABD do¤rudan PKK’ye sald›rmad›¤› için, ABD-Türkiye iliflkisi stratejik de¤ildir de¤erlendirmeleri yap›lm›flt›r.

KDP ve YNK kaç›fllar› teflvik etmekte

‹nkarc› sömürgeciler, ABD’nin bölge politikalar›na kendilerini uyarlayarak, Güneyli güçlerin tasfiye plan›nda kullan›laca¤›n› düflünmektedir. Bu çerçevede aç›k ve gizli görüflmeler artm›fl bulunmaktad›r. Nitekim son zamanlarda Güneyli güçlerin söylemlerinde olumsuzluklar görülmektedir. Sadece söylemlerinde de¤il, bas›n-ya-

ew e. c

ve Ergenekon’dan çok zarar gördü¤ü için PKK’yi bunlarla iliflkilendirerek, Kürt halk›n›n kafas›nda kuflku yarat›p Kürt halk›n›n AKP’ye yak›nlaflmas›n› ve AKP’nin siyasal etkinli¤ini artt›rmak istiyorlar. Bu, k›sa vadeli bir politikad›r. Ters tepecek ve bu kirli silah› kullananlar› vuracakt›r. Kimin gerçekten Kürt sorununun çözümünden yana olmad›¤›, kimin devletin suçlar›n› örtmek istedi¤i k›sa sürede anlafl›lacakt›r.

om

6

y›nda, toplumun içinde, kendi siyasi çevrelerinde, “PKK bizim siyasi kazan›mlar›m›z› tehlikeye sokuyor, PKK’nin politikas› yanl›flt›r, silah› b›rakmal›d›r” biçiminde de¤erlendirmeler yapt›¤›n› biliyoruz. Aç›kça Türkiye’nin PKK’ye “teslim olun” ça¤r›s›n›n baflka bir biçiminin Güney Kürdistanl› siyasal güçler taraf›ndan yap›ld›¤›n› görüyoruz. KDP ve YNK son zamanlarda belirli kiflilerin kaç›fl›n› teflvik etmekte, kaçanlara kucak açmaktad›r. Kaçanlar› PKK’ye karfl› kullanma planlar› yapt›¤› anlafl›lmaktad›r. Tüm bunlar göstermektedir ki ABD, Güneyli güçler üzerinde bask› yaparak Türkiye’yi kendi bölge politikalar› do¤rultusunda kullanmak istemektedir. Güneyli güçler do¤ru bir ulusal politika izlemiyor. Bu konuda istikrarl›


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

“Biz, ulusal konferans çal›flmas›n›n yap›lmas›ndan yanay›z. Ulusal birlik konferans›n›n yap›lmas› bütün Kürtler ve Kürdistan parçalar› aç›s›ndan acil bir durumdur. Hiç kimse bundan kaçamaz. Kürtler kendi güçlerini birlefltirmekten kaç›n›rsa, bu siyasal ortamda, tarihi dönemeçte önemli

ne te we .c om

ve tutarl› de¤iller. Bazen net ve do¤ru fleyler söylerken, birden tam tersi fleyler söyleyebiliyorlar. Anlafl›l›yor ki zaman zaman böyle keskin, ulusal çizgideki söylemleri de bir politika gere¤idir. Daha fazla taviz koparmak için bu söylemlerde bulunmaktad›rlar. Bu aç›dan Güneyli güçlerin politik yaklafl›mlar›nda olumsuzluklar ve tehlikeler oldu¤u aç›kt›r. fiu aç›kt›r: Güneyli güçler üzerindeki bask›, PKK’nin üzerindeki bask›n›n yüzde biri bile de¤ildir. Hadi diyelim yüzde onudur. “Üzerimizde bask› var, kald›ram›yoruz” gibi de¤erlendirmeler yapt›klar›n› biliyoruz. Bu, kesinlikle do¤ru bir de¤erlendirme de¤ildir. Sorun bu bask›lara dayan›p dayanamama de¤il, do¤ru bir politik çizgide olmakt›r. Kürt halk›na da güvenmiyorlar, dört parçadaki halk›n bugün mücadeleyi çok önemli bir noktaya getirdi¤ine de inanm›yorlar. Kendi güçlerine de çok güvenleri yok. Bu güvensizlikleri, kendilerini d›fl politikan›n insaf›na b›rakma yaklafl›m›ndan kaynaklan›yor. Nitekim bu yanl›fl ve zay›f politikalar› bölge devletleri ve ABD taraf›ndan görüldü¤ü için, Kerkük sorununda oldu¤u gibi, Kürtlerin aleyhine olan politikalar ad›m ad›m pratiklefltirilmeye bafllanm›flt›r.

7

Ulusal birlik çizgisi d›fl›nda hareket edilmemeli

ç›karlar› için d›fl güçlere dayanan ve öz gücüne güvenmeyen güçler olur”

ca, hemen PKK’ye karfl› olumsuz tutum tak›nma e¤ilimi içine giriyorlar. Nitekim üzerlerine biraz politik bask› geliflince, Kürdistan halk›n›n özgürlük mücadelesine karfl› olumsuz bir pozisyona girmeye yatk›n hale geliyorlar. Tabii ki bunun Kürt halk› aç›s›ndan kabul edilmeyece¤i aç›kt›r. Biz, ulusal konferans çal›flmas›n›n yap›lmas›ndan yanay›z. Ulusal birlik konferans› yap›lmas›, bugün bütün Kürtler ve Kürdistan parçalar› aç›s›ndan acil bir durumdur. Kürtler böyle bir siyasal süreçte ve tarihi dönemde konferans yapmayacaklar da ne zaman yapacaklar? Böyle bir dönemde birlik olup, imkanlar›n› birlefltirip f›rsatlar› en iyi biçimde de¤erlendirmeyecekler de ne zaman de¤erlendirecekler? Bu sorular›n cevab›n›n do¤ru verilmesi gerekir. Kürtler için ulusal konferans bugün çok acil bir durumdur, bir ihtiyaçt›r. Hiç kimse bundan kaçamaz. Kürtler kendi güçlerini birlefltirmekten kaç›n›rlarsa, bu siyasal ortamda, tarihi dönemeçte önemli f›rsatlar kaç›r›rlar. Bunun sorumlusu da birlik politikas› yerine, kendi dar ç›karlar› için politika üreten ya da kendi dar ç›karlar› için d›fl güçlere dayanan, güvenceyi d›fl güçlerle kurdu¤u siyasal iliflkilerde gören, öz gücüne güvenmeyen ve dar yaklafl›mlar içinde olan güçler olur. Bu aç›dan KDP ve YNK’nin mevcut durumda izledikleri politika çok sa¤l›ks›z ve ulusal düzeyde tehlikeler yaratacak niteliktedir. E¤er tüm Kürdistan parçalar›ndaki Kürtlerin siyasi birli¤i konusunda hassas olunmaz ve bu birli¤in ortaya ç›karaca¤› imkanlar görmezden gelinirse, Türk devletinin y›llard›r u¤raflt›¤›, ama sonuç alamad›¤› Kürtler aras› savafl bu defa sonuç alabilir. Bu aç›dan Güney-

ww

w.

Kürtlerin pozisyonu zay›f de¤il, güçlüdür. E¤er do¤ru ulusal, demokratik bir politika izlenir ve bölgede çok etkili bir güç olduklar›n› görürlerse, teslimiyetçi ve pasif bir politika izlemezler. fiu anda ortaya ç›kan Kürt gücünü Ortado¤u’da da, dünyada da herkes dikkate al›r. Yeter ki ulusal birlik çizgisi d›fl›nda hareket edilmesin. Kürt gücünü, bölgeye müdahale etmifl ABD de, Avrupa da dikkate al›r. Ama özgücüne güvenen bir yaklafl›m içinde olmad›klar›ndan, neye dayanacaklar›n›, kime güven duyacaklar›n› bilememektedirler. Dört parçada halk›n gücünü esas alma, buna güven duyma yerine, hep al›fl›lm›fl bir politika gere¤i d›fl deste¤i önemsediklerinden, üzerlerinde birazc›k bask› olun-

f›rsatlar kaç›r›rlar. Bunun sorumlusu da birlik politikas› yerine kendi dar

li güçlerin tutumu inkarc› sömürgeci güçlere cesaret vermekte, onlar›n gerici direnifllerini sürdürmesini sa¤lamaktad›r. Di¤er taraftan da bu tutumlar›yla b›rakal›m bask›lara karfl› durmay› ve hafifletmeyi, d›fl bask›lar› cesaretlendiren bir politik durufl içinde olmaktad›rlar. Güneyli güçler, Kürt halk›n›n ortaya ç›kard›¤› güce inanmaz ve mevcut politik zay›fl›klar› terk etmezse, Kürtler aras› savafl› isteyenler amaçlar›na ulaflabilirler.

Siyasal örgütler aras›ndaki çat›flman›n zemini önemli oranda zay›flam›flt›r

Zap direnifli ve Kürdistan’da geliflen serhildanlar, tüm parçalardaki halk›n ulusal birlik duygusunu gelifltirmifltir. Siyasal örgütler aras›ndaki çat›flman›n zeminini önemli oranda zay›flatm›flt›r. Gerçekten de Kürtler, Kürt halk›, Kürt demokratlar›, yurtseverler Kürtler aras›nda bir çat›flma istemiyor. Art›k böyle bir ulusal irade ortaya ç›km›flt›r. Ancak KDP ve YNK’nin yanl›fl politikalar›, her an bu ulusal iradeye ters bir tutum içine girmelerine yol açabilir. Özellikle Türkiye’nin istedi¤i bir çat›flma durumu böylece ortaya ç›kabilir. Bu aç›dan tüm Kürtlerin, Kürt demokratlar›n duyarl› olmas› gerekir. PKK tabii ki çat›flma istemiyor, çat›flmaktan kaç›n›yor, kaç›nacakt›r. Kürtler aras› birlik kesinlikle bütün parçalarda özgürlü¤ü getirece¤i gibi, Kürtler aras›ndaki çat›flma da bütün parçalardaki özgürlük ve demokrasi imkanlar›n› eritecek ve Kürtleri 20. yüzy›lda oldu¤u gibi, çok tehlikeli bir duruma düflürecektir. Bu aç›dan do¤ru siyaset, do¤ru yurtseverlik, do¤ru politika, kesinlikle Kürtler aras› çat›flmadan kaç›nmakt›r. Kürt siyasi güçle-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

8

om

ri, “kim dayat›rsa dayats›n, biz her fleyi yapar›z, ama bunu yapmay›z” diyen bir duruflun sahibi olmal›d›r. Böyle bir yaklafl›m, bütün Kürtlerin tarihi ulusal politikalar› olmak durumundad›r. Bu politikaya uygun davranmayanlar teflhir edilmelidir. Bu aç›dan KDP’nin ve YNK’nin olumsuz söylemlerine tav›r al›nmal›, Kürtler aras› bir çat›flmaya do¤ru gitmelerinin önü kesilmelidir.

kas› yoktur. AKP hala demokrasi söylemlerini sürdürebiliyor ve bu konuda belirli düzeyde etkili olmaya devam ediyorsa bunun nedeni, Türkiye’de ciddi bir muhalefetin ve demokratik hareketin olmamas›d›r. Bu alanda bir boflluk oldu¤u için demokrasi demagojisi yaparak toplumu ve kitleleri aldatmaktad›r. Demokrasi güçlerinin olmad›¤› yerde AKP neredeyse demokrat görünmektedir. Ama bir çat› etraf›nda toplanm›fl bir demokrasi hareketi oluflturulursa, kesinlikle AKP’nin de yüzü a盤a ç›kar, CHP de tümden etkisizleflir ve böyle bir hareket Türkiye’de yüzde otuzlara yak›n oy al›r. Türkiye’de güçlü bir demokrasi istemi vard›r. Kürt sorununun çözümü de birçok çevre taraf›ndan istenmektedir. Çünkü Kürt sorununun çözümsüzlü¤ü, Türkiye’de her konuda sorunlar ortaya ç›karmakta ve krizler yaflatmaktad›r. Bugün herkesin dillendirdi¤i gibi, ekonomik sorunlar da a¤›rlaflm›flt›r. Önderli¤in belirtti¤i gibi, bar›fl, demokrasi ve anti tekel ilkeleri etraf›nda bir demokratik birlik hareketi, çat› partisi Türkiye’nin sorunlar›na çözüm olabilir. Bir çat› alt›nda toplanm›fl demokrasi hareketi, stratejik de¤erde bir ad›md›r. Sadece güç biriktirme ya da bir hedef için güçleri birlefltirme olarak anlamaktan öte bir de¤eri vard›r. Tabii ki hedefe ulaflmada güçleri birlefltirme önemlidir. Ancak Önderli¤imizin ve hareketimizin yaklafl›m›nda, Türkiye demokrasi güçleri ile ortak bir hareket oluflturmak, ideolojik ve stratejik de¤erde bir kapsama

ww

w.

ne t

Kürt özgürlük hareketi tabii ki bir taraftan Kürtler aras› çat›flmay› önleme politikas› izleyip, bunu çok önemli, stratejik de¤erde bir politika olarak görürken, di¤er taraftan Türkiye’de demokrasi güçlerini bir araya getiren bir çat› partisi ya bir demokrasi hareketini çok önemli görmektedir. Bugünkü aflamada Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçeklefltirecek stratejik iki yaklafl›m vard›r. Birincisi, Kürtler aras› birlik ve bu birlikle düflman›n cesaretlendirilememesi. ‹kincisi ise baflta Türkiye olmak üzere, bölge halklar› ile bir demokrasi hareketi bafllatmakt›r. Bu aç›dan Türkiye’deki çat› partisi çal›flmalar› stratejik de¤erde önemlidir. Çat› partisini sadece politik gücü artt›rma partisi olarak görmek yanl›flt›r. Bu, ideolojik bir durufltur. D›fl güçlere ve milliyetçi anlay›fla dayal› bir siyasal çözüm de¤il, halklar aras› kardeflli¤e ve birli¤e dayanan bir çözümü stratejik olarak ele alan bir yaklafl›m olarak görülmelidir. Böyle bir demokrasi hareketini gelifltirmek, her türlü diplomasiden ve d›fl iliflkiden daha üstün de¤erde sonuçlar ortaya ç›kar›r. Demokratik güçlerin birli¤ini esas almayan bir çözüm, Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan kendisini politikas›z b›rakma anlam›na gelir. Bu politikan›n sahipleri de, d›fl güçlere dayanan milliyetçilerdir. Dolay›s›yla demokrasi hareketini gelifltirmek ve buna dayal› bir çözüm aramak, Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan stratejik bir yaklafl›md›r. Bugün Türkiye’de, AKP hükümetinin demokratlar› ya da liberalleri tatmin edecek bir yaklafl›m› ya da politi-

ew e. c

Bölge halklar› ile demokrasi hareketi bafllat›lmal›d›r

sahiptir. Sorunlar› d›fl güçlere dayanarak çözme de¤il, halklar›n kardeflli¤i içinde, Türkiye s›n›rlar› içinde çözme politikas›n›n siyasetini ve yap›lanma gerçe¤ini ifade etmektedir. E¤er Kürt sorunu d›fl güçlere dayan›larak ve milliyetçi bir yaklafl›mla çözülmek istenmiyorsa, böyle bir çat› hareketini oluflturmak bir zorunluluktur. Kürt sorunu, d›fl güçlerin müdahalesine gerek b›rak›lmadan Türkiye s›n›rlar içinde çözülmek isteniyorsa, tüm Türkiyeli yurtsever ve demokratlar›n böyle bir çat› alt›nda birleflmesi gerekir. Demokratl›k da budur, ulusalc›l›k da budur, liberallik de budur ya da böyle bir duruflu gerektirir.

Türkiye floven milliyetçi yaklafl›mlarla hiçbir yere varamaz E¤er sorunlar› d›fl güçlere dayanmadan çözme anlay›fl›na ‘ulusalc›l›k’ diyorlarsa, çat› partisi tam da bu güçlerin toplanmas› gereken yerdir. Yok, ulusalc›l›k Kürtleri ve bütün topluluklar› inkar eden, ‘Türkiye’de sadece Türk vard›r, Kürdistan da Türkleflecektir, bütün herkes de Türkleflecektir’ deniliyorsa, bu kesinlikle faflizmin ulusalc›l›¤›d›r. fioven milliyetçili¤in ulusalc›l›¤›d›r. Bununla da Türkiye’nin hiçbir fley kazanmayaca¤› aç›kt›r. Bu bak›mdan bu tür ulusal yaklafl›mlarla Türkiye’de hiçbir yere gidilemez. Bir çat› alt›nda demokratik güçlerin toplanmas› çal›flmas›na kat›lmazlarsa, demokrasinin ve özgürlü¤ün de-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN demokratik program etraf›nda Türkiye’nin demokratikleflmesidir. Türkiye’nin demokratikleflmesi gerçeklefltikten sonra, herkes kendi farkl› program›n› da ortaya koyabilir. Ama flu anda demokrasi güçleri farkl› bir program› ortaya koyacak demokratik zemine sahip de¤il. Mevcut durumda dayand›klar› toplumsall›k itibariyle marjinaller, etkisizler. Sol demokratlar e¤er Türkiye’nin demokratikleflmesinde rol oynarsa, toplumsal, siyasal itibarlar› artar. Bu itibarlar›n› do¤ru siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel programlar›yla tamamlarlarsa, daha etkili bir siyasal güç haline gelebilirler. Hiçbir olumlu rol oynamadan, sadece kuru do¤rular› söyleyerek hiç kimse Türkiye toplumunda siyasal, sosyal, kültürel etkinlik sa¤layamaz. Bu aç›dan çat› partisi konusunda Kürt demokratik güçlerinin de, Türkiyeli sol demokratik güçlerin de sorumlu davranmas› gerekir.

ratiklefltirecek bir de¤er ifade etmesi için, Türkiye’de sol demokrat güçlerle birleflmeyi de stratejik önemde bir çal›flma olarak de¤erlendirmek, bunun baflar›laca¤›na inanmak ve bu konuda gayret göstermek gerekmektedir. Sonuç itibariyle, Erdo¤an-Baflbu¤ görüflmesi sonras› geliflen soruflturmalar ve yeni siyasal konsept, kesinlikle Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme üzerine kurulmufltur. Bu aç›dan önümüzdeki süreçte bir çözüm görünmemektedir. Daha çok savafl›n fliddetlenece¤i bir döneme girmekteyiz. Sadece silahl› alanda de¤il, siyasi ve psikolojik alanda da Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için her türlü imkan›n kullan›laca¤› flimdiden anlafl›lmaktad›r. Bu gerçeklik, bütün Kürt özgürlük hareketine, bütün kurumlar›m›za, kadrolar›m›za, çal›flanlar›m›za, birinci Êdî Bese hamlesinde ortaya ç›kan zemini do¤ru de¤erlendirip, bunu güçlü bir örgütsel hamleye dönüfltürerek, bu örgütsel ayak temelinde eylemleri ve siyasal mücadeleyi gelifltirerek ikinci Êdî Bese hamlesini de baflar›yla sonuçland›rmam›z› gerekli k›lmaktad›r. Êdî Bese hamlesiyle Önderli¤in özgürlü¤ü temelinde Kürt halk›n›n, Kürdistan’›n özerkli¤ini gerçeklefltirmek için her türlü çabay› göstermemiz gerekmektedir. Zaten tasfiye hareketinin gelifltirilece¤i, Önderli¤imizin üzerindeki uygulamalardan da aç›kça görülmektedir. Önderlik art›k bir irade görülmüyor, ‘sen s›radan bir insans›n’ deniliyor. Yani Kürt sorununda bir çözüm yaklafl›m› yerine, Kürt sorunun çözümünün merkezinde yer alan ve en makul yaklafl›m› ortaya koyan Önderli¤imize karfl› sergilenen tutumda oldu¤u gibi, yaklafl›mlar siyasal çözümü ve demokrasiyi de¤il de, her türlü bask› ve zulmü gelifltirerek Kürt özgürlük hareketine karfl› bir tasfiye hareketinin bafllat›ld›¤›n› ortaya koymaktad›r. Dolay›s›yla tüm güçlerimiz de buna göre mücadelesini yükseltip bu sald›r›y› bofla ç›kartarak, Önderli¤imizin özgürlü¤ü ve bu temelde Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü gerçeklefltirme hamlesini yükseltip baflar› ile sonuçland›rmal›d›r.

ne te we .c om

magojisini yapanlar da bugüne kadar oldu¤u gibi Türkiye halklar›na hiçbir fley veremezler. Bu aç›dan sol demokratik güçlerin bir araya gelmesini, sol demokrat bir seçene¤in ortaya ç›kmas›n› hiç kimse bir taktik yaklafl›m olarak görmemelidir. Gerçekten de Türkiye’nin sorunlar› bar›fl ve demokrasi içinde, kimsenin kar›flmad›¤› bir biçimde çözülmek isteniyorsa, böyle düflünen herkes bu çat› partisi içinde yer alabilir. E¤er bu yap›l›rsa, AKP de zay›flar, CHP de zay›f konuma düfler. Kürt sorununun demokratik temelde çözüldü¤ü bir yerde MHP de zaten ifllevini kaybeder. Çünkü MHP, Kürt sorununun çözümsüzlü¤ü ve milliyetçi flovenizm zemini üzerinden oy topluyor. Savafl›n getirdi¤i s›k›nt›lar› tahrik ederek ve sömürerek oy topluyor. Kürt sorunu demokratik temelde çözüldü¤ünde, Kürtleri ve di¤er halklar› inkar eden milliyetçi ulusalc› CHP de, faflist MHP de, demokrasinin demagojisini yaparak toplumlar› aldatan AKP de asl›nda tarih sahnesinden silinecektir. Kürt sorununun çözüme kavufltu¤u yeni siyasal ortamda yeni partiler, yeni siyasi hareketler ortaya ç›kacakt›r. Asl›nda mevcut siyasi partiler eski Türkiye’nin siyasal partileridir. Buna AKP de dahildir. Yeni ve demokratik Türkiye’nin ortaya ç›kmas›yla birlikte Türkiye siyasal yaklafl›m› köklü de¤iflikli¤e u¤rayacakt›r. Kürt sorununun demokratik temelde çözüm yaklafl›m› ortaya ç›karsa ya da böyle bir sol demokratik hareket ortaya ç›karsa, Türkiye’de farkl› yeni siyasal aktörler de yaflam imkan› bulur.

9

Türkiye’de demokrasi güçleri ile birlik olunmal›d›r

w.

En fazla da Kürt demokratik hareketinin sorumlu davranmas› gerekir. Sorun sadece Kürdistan’da oylar› yüzde beflten yüzde alt›ya ç›karmak de¤ildir. Türkiye’de Kürt sorununu çözmek esas olarak Türkiye’deki demokrasi güçleri ile birlik olundu¤unda imkan dahiline girer. E¤er Kürt sorununu zorla, fliddetle çözmeyece¤iz diyorsak, e¤er Kürt sorunu yüzde beflten yüzde yediye ç›kararak çözülmez diyorsak, o zaman Türkiye’deki demokrasi hareketini daha fazla gerçeklefltirmek gerekir. Böylece savafla ya da sadece Kürtlerin gücüne dayanarak ya da d›fl güçlere fazla rol vererek çözüm arama yaklafl›mlar› bir tarafa b›rak›lm›fl olur. Sorunun çözümü,: Kürt halk›n›n kendisini her yerde en güçlü biçimde örgütledi¤i ve Türkiye demokrasi güçleri ile birleflerek Türkiye siyasetine müdahale etti¤i anda bafllar. Tabii ki Kürt özgürlük hareketinin yürüttü¤ü meflru savunma da önemlidir. Kürdistan’da Kürt demokratik hareketinin oylar›n› yükseltmesi önemlidir. Ancak bunlar›n Türkiye’yi demok-

ww

Sol Türkiye’nin demokratikleflmesinde rol oynarsa itibar› artar

DTP’nin kongresinde çat› partisi konusunda ald›¤› kararlar yerindedir. E¤er içi do¤ru doldurulursa, bu kongreden bafllayarak sol demokrasi hareketinin somutlaflma süreci bafllayabilir. Kald› ki böyle bir sol demokratik hareket içinde herkes kendi kimli¤iyle yer al›r. Ortak bir demokrasi program›nda birleflilsin deniliyor. Türkiye’nin flu anda ihtiyac› da, ortak bir


SERXWEBÛN Temmuz 2008

10

om

PKK M‹L‹TANLI⁄I 14 TEMMUZ RUHUNA BA⁄LI KALMAKLA GERÇEKLEfi fi‹‹R

çekleflmifltir. Bu isyanlar›n ço¤u da sömürgeci güçler taraf›ndan k›sa süreden bast›r›lm›flt›r. Kürt halk›n›n özgürlük umutlar›, kendi kimli¤iyle, kültürüyle, de¤erleriyle yaflama, bu temelde ekonomik, sosyal yaflam›n› gelifltirme umutlar› her isyan sonras›nda biraz daha k›r›larak, gelece¤e umutsuz bakmas›yla sonuçlanm›flt›. Özellikle 20. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Türk devleti Kürt isyanlar›n› ac›mas›zca bast›rm›fl, 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda da uygulad›¤› özel savaflla Kürtlerin asimile edilerek tümden ortadan kald›r›lmas›n› hedeflemifltir. Daha sonra özellikle Türkiye devleti s›n›rlar› içinde kalan Kürt halk› üzerinde bir pasifikasyon yarat›lm›flt›r.

ww

w.

ne t

1982 y›l›nda Diyarbak›r zindan›nda bafllat›lan ölüm orucu eylemi üzerinden 26 y›l geçti. Kemal Pir ve Hayri Durmufl öncülü¤ünde gerçeklefltirilen ve 4 PKK önder kadrosunun flehit düfltü¤ü bu ölüm orucu eylemi yaln›z PKK ve Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan de¤il, Kürt halk›n›n halk olma ve özgürlük mücadelesi yürütme tarihinin de çok önemli bir parças›d›r. 14 Temmuz direniflini anlamadan, bunun yaratt›¤› sonuçlar› görmeden Kürt özgürlük hareketini tan›mlamak ve bugün ortaya ç›kan Kürt halk gerçekli¤ini anlamak mümkün de¤ildir. Bu yönüyle 14 Temmuz direniflinin Kürt özgürlük hareketine ve Kürt toplumuna kazand›rd›¤› özellikleri ve üzerinde yaratt›¤› etkileri çok kapsaml› irdelemek gerekmektedir. 14 Temmuz eylemini, yaratt›¤› sonuçlar itibariyle Kürdistan özgürlük mücadelesi tarihinin en büyük eylemlerinden bir olarak tan›mlamak yanl›fl olmaz. Bu aç›dan sadece PKK’lilerin, özgürlük mücadelesini verenlerin de¤il, tüm Kürt halk›n›n, gençlerinin, kad›nlar›n›n bu ölün orucunun neden bafllat›ld›¤›n› ve hangi sonuçlar› yaratt›¤›n› bilmesi gerekmektedir. Kürdistan tarihinde sömürgeci güçlere, bu güçlerin Kürt halk› üzerindeki bask›lar›na karfl› çeflitli zamanlarda isyanlar gerçekleflmifltir. Bu isyanlar›n tümüne yak›n› toplumun en örgütlü tabakalar› olan Kürt egemen s›n›flar›n›n öncülü¤ünde ger-

ew e. c

“14 Temmuz direniflçili¤ini anlamadan partileflmek; Hayri’yi anlamadan iyi bir siyasetçi ve halk yöneticisi olmak mümkün de¤ildir. Kemal’i anlamadan iyi komutan iyi savaflç› olmak, Akif’i anlamadan halk›na, önderli¤ine, partisine, yoldafllar›na sonsuz güven duyan, inanç duyan, yoldafll›k duygusunu her türlü de¤erin üstünde tutan kadro duruflunu göstermek mümkün de¤ildir. Ali Çiçek’i anlamadan halk›n ac›s›n›, öfkesini yüre¤inde tafl›yan genç olmak, Ali Çiçek’i anlamadan halk›n özgürlük mücadelesinin yükünü ben kald›raca¤›m, halk›n çekti¤i ac›lara ben son verece¤im, düflman›n Kürt halk› üzerindeki zulmünü ben duruflumla püskürtece¤im diyen genç olunamaz”

Öz gücüne dayanmayan hareketler baflkalar›n›n ç›karlar›na kurban edilir

‹nkarc› sömürgecili¤in özel savafl politikalar›yla asimilasyonu geniflli¤ine ve derinli¤ine boyutland›rd›¤› 1960’lar›n ve 1970’lerin bafl›na geldi¤inde, Türk devleti Kürt halk›n› bir daha isyan edemeyecek duruma getirdi¤ine kendisini inand›rm›flt›. 1950’li ve 1960’l› y›llarda dünyan›n her köflesinde ulusal kurtulufl hareketleri geliflirken, ezilen, sömürülen, inkar edilen topluluklar aya¤a kalkarken, Kürt halk›n›n Kürdistan’da özgürlü¤ünü ve demokrasisini gerçeklefltirecek bir mücadele yürüte-

medi¤i görülmektedir. Belki Güney Kürdistan’da KDP öncülü¤ünde bir hareket yürütülmüfltür, ancak bu hareketin öncülü¤ünün ideolojik-politik darl›¤›, öz gücüne güvenmemesi, öz iradeye sahip bir hareket olmamas› ve buna dayanmamas›, Kürtlerin 1970’lerin bafl›nda egemen güçlerin uluslararas› ve bölgesel ç›karlar›na kurban edilmesini beraberinde getirmifltir. KDP hareketinin 1970’lerin bafl›nda tasfiyeyle yüz yüze kalmas› ve içine düflürüldü¤ü durum, Ortado¤u’da öz güce, öz iradeye dayanmayan hareketlerin, uluslararas› ve bölgesel siyasal konjonktür de¤iflti¤inde ne duruma düfltüklerinin iyi bir örne¤idir. 1960’lar›n sonu ve 1970’lerin bafl›nda Türkiye’de gençlik hareketi çok radikal bir konumda seyrederken, Kürt toplumsal yap›s› içinde ç›kan ve daha çok Kürt egemen s›n›flar›n›n çocuklar›ndan oluflan DDKD örgütlenmesinin ya da onlar›n izinde gidenlerin çok örgütsüz ve çok pasif bir konumda kalmalar› –tüm dünyada ezilen uluslar›n aya¤a kalkt›¤› dikkate al›nd›¤›nda– Kürt toplumunun sömürgeci güçler taraf›ndan getirildi¤i durumu da ifade etmektedir. Tabii Güney’de savaflan KDP’nin Türk devletiyle olan iliflkileri de bunda olumsuz rol oynam›flt›r. KDP hareketi, Türk devletiyle iliflkileri nedeniyle Kuzey Kürdistan’da ulusal demokratik bir hareketi teflvik etmedi¤i gibi, Kuzey Kürdistan’-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN ulusal demokratik haklar›n› elde etme sorunlar›n›n varl›¤› ortam›nda ayr› bir örgütlenmeye gidilmesi gerekti¤i ve bunun bir ihtiyaç oldu¤undan hareketle, yeni bir grupla Kürt özgürlük hareketinin çekirde¤i olacak, ad›na Apocular denilecek bir ideolojik ve siyasi olufluma gitmifltir. Apocu grubun en temel özelli¤i; tarihte Kürt halk›n›n ilk defa örgütlü hale getirilmesi, halk güçlerinin ilk defa bir irade olmas›n› ifade etmesidir.

tulup gelecek için umutlu olmaya bafllam›flt›r. Bu yüzdendir ki Kürt halk önderinin “umut zaferden daha de¤erlidir” sözü en fazla da Kürt halk› ve gençli¤i taraf›ndan derinden bir anlamland›rmay› yaflam›flt›r. Bu sözün özünde, bir halk›n kazanacak iradeye, inanca getirilmesi, onda öz güvenin yarat›lmas›, özgürlü¤ü isteyen bir halk gerçekli¤ine ulaflt›r›lmas› gerçekli¤i vard›r. Böyle bir halk gerçekli¤i ve duygu ortaya ç›kar›ld›ktan sonra, gerisi örgütlenme, taktik ve mücadele iflidir. Böyle bir halk gerçekli¤i yarat›lmadan istedi¤iniz kadar örgüt, taktik, mücadele deyin, do¤ru fleyler söyleyin, bir fley ifade etmez. Bu aç›dan Apocu hareket Kürt halk›nda en baflta mücadele azmini yaratmak ve iradesini ortaya ç›karmak istemifltir. ‘Koflullar ne olursa olsun, bask› ve zulüm ne kadar büyük olursa olsun bir halk isterse özgürlü¤ünü kazanabilir’ inanc›n› vermifltir. Bu nedenle Apocu grup her sözünde, her cümlesinde, her konuflmas›nda öz güç kavram›n› sürekli vurgulam›fl; Kürt halk›na ve gençli¤ine kendine güvenmeyi ve mücadele edildi¤i takdirde yenemeyece¤i bir gücün olmad›¤›n› ö¤retmifltir. Bu konuda da daha ilk günden baflar›l› olmufltur.

ne te we .c om

da ulusal demokratik haklar›n› elde etmek için örgütlenmeye yönelen –baflta gençler olmak üzere– çevrelere de radikalleflmemeleri için telkinde bulunmufltur. Bu süreçte, Kürt toplumsal yap›s› içinde bir yandan Kürt egemen s›n›flar›n eliyle Kürt gençli¤i üzerinde böylesi bir olumsuz etki yarat›lmak istenirken, di¤er yandan sosyalizm ideolojisinden etkilenen, onun etkisiyle demokratik ulusal ç›karlar temelinde özgürlük ve demokrasi mücadelesinin verilmesi gerekti¤i bilinci ve kararl›l›¤›yla hareket eden Kürt gençlerinin de giderek kendisini örgütlemesi gerçekli¤i vard›r.

11

Apocu hareket ç›k›fl›ndan itibaren sadece halka dayanm›flt›r

Kürdistan’da daha önceden oluflan tüm siyasal hareketlerde Kürt egemen s›n›flar›n›n damgas› vard›r. Apocu hareket ise daha ilk ç›kt›¤› günden itibaren yoksul Kürt çocuklar›n›n ve Kürt halk›n›n iradesini, örgütlenmesini ifade etmektedir. Bu aç›dan Kürt tarihinde ilktir. Halka dayanma özelli¤iyle de bu grup, tamamen öz gücüne güvenen, öz gücüne güvenerek irade olmay› hedefleyen, mücadeleyi de bu temelde yürütmeyi önüne koyan bir hareket olmufltur. Öz güce güvenen, öz irade ortaya ç›karan, karfl›daki düflman ne kadar güçlü olursa olsun baflar›l› olaca¤›na inanan, bu inanc› gençli¤e ve tüm topluma yaymaya yönelen bir hareket olarak ortaya ç›km›flt›r. Bu yönüyle de Apocu hareket di¤er Kürt örgütlerinden farkl› olarak, baflta Kürt gençli¤i olmak üzere Kürt halk› içinde k›sa sürede önemli bir taraftar kitlesi bulmufltur. Gençlik ve Kürt halk›, Apocu grup flahs›nda gelece¤e umutla bakmaya bafllam›fl, özgür olabilece¤i konusunda inanc› yükselmifltir. Öz güveni olmayan, öz gücüne inanmayan “ne yapsak da bofltur” diyen Kürt halk› ve gençli¤i, Apocu hareketin ideolojik mücadelesiyle ad›m ad›m bu negatif duygulardan kur-

ww

w.

12 Mart 1971 muht›ras› sonras› gelifltirilen s›k›yönetim döneminde, Türkiye devrimci hareketi üzerine bir yönelim gelifltirildi. Bu yönelim sürecinde, 1972’de Mahir Çayan ve on arkadafl›n›n Tokat’›n Niksar ilçesinin K›z›ldere köyünde katledilmesi sonras›, bu katliam› protesto etmek için Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Kürt halk Önderi öncülü¤ünde bir boykot eylemi gerçeklefltirilmiflti. Kürt halk Önderi gerçeklefltirilen boykot sonras›nda tutuklanm›fl ve Deniz Gezmifllerin de idama götürüldü¤ü Ankara s›k›yönetim cezaevinde 7 ay kadar tutuklu kalm›flt›r. Cezaevinden ç›kt›ktan sonra Türkiye devrimci hareketlerinin önderlerine ba¤l›l›k gere¤i, onlar›n mücadelesini sürdürme istemiyle ilk baflta Türkiye’deki devrimci demokratik güçlerle ortak bir mücadele ve hareket gelifltirme e¤ilimi göstermifltir. Fakat Türkiye’deki sol güçlerin Kürt halk›na ve devrimcilerine “kontrolünde olmas› gereken bir olgu” olarak bakmas›; Kürtlerin örgütüyle, özgünlü¤üyle bir irade kazanmas›n› ön görmemeleri ve bu konuda ipotekçi bir yaklafl›m içinde olmalar›ndan dolay›, Kürt halk önderinin iki halk›n mücadele birli¤ini sa¤layacak bir örgütlenme yaratma amac› gerçekleflememifltir. Daha sonraki süreçte Kürt halk önderi, Kürt halk›n›n acil özgürlük sorunlar›ndan,

Umut zaferden daha de¤erlidir


SERXWEBÛN Temmuz 2008

‹nkarc› sömürgeci güçler, Apocu grubun ve PKK’nin giderek tüm Kürdistan’da halka böyle bir umut verdi¤ini, Kürt halk›n›n duygu ve düflüncesini de¤ifltirdi¤ini görmüfltür. O güne kadar Kürtler üzerinde egemen olan a¤alar›n, beylerin, tarikat fleyhlerinin PKK’nin mücadelesiyle Kürt halk› üzerindeki etkinliklerini, a¤›rl›klar›n› yitirdi¤ini fark etmiflti. Bu, Türk devletini tedirgin etmiflti. Çünkü inkarc› sömürgeci güçler Kürdistan üzerindeki egemenliklerini sadece askeri iflgal, ideolojik ve siyasi hakimiyetle de¤il, en az bunun kadar Kürt egemenleri üzerinden de Kürt halk› üzerinde hahaki-

PKK’nin ideolojik mücadelesi ve örgütlenmesiyle birlikte, Kürt gençli¤inin Türk devletine karfl› mücadele istemi ve azmi ortaya ç›km›flt›r. Bu mücadele, Kürt halk›n›n ba¤›ms›zl›¤›n›, özgürlü¤ünü kazanma düflüncesini Kürdistan’da giderek yayg›nlaflt›rm›flt›r. Bu durum, Türk devletinin on y›llard›r askeri iflgal temelinde yürüttü¤ü ideolojik ve siyasi sömürgecili¤in, bunun flehirlerden köylere kadar yay›lan kurumlaflmas›n›n çat›rdamas›, hatta yer yer y›k›lmas›n› gündeme getirmifltir. Bu tehlikeyi gören inkarc› sömürgeci güçler, özellikle Marafl’ta gerçeklefltirilen provokasyon ve ard›ndan tüm Kürdistan’da yayg›nlaflt›r›lan s›k›yönetimle PKK öncülü¤ündeki Kürt özgürlük hareketini bo¤mak ve PKK’yi tasfiye etmek istemifltir.

“12 Eylül’de Apoculara yemek verenlerden selam verenlere kadar herkes tutuklanm›fl, iflkencelerden geçirilmifl, binlercesi de

cezaevlerine doldurulmufltur. PKK’lilerin yürüdü¤ü, ayak izlerinin oldu¤u her yer bu zulüm düzeninden pay›n› alm›flt›r. Öyle bir kök kaz›ma hareketidir ki bu, en küçük bir kökün bile

ne t

bir köyde, mahallede kalmamas› için vahflice sald›rm›flt›r”

12 Eylül PKK’ye karfl› bir kök kaz›ma hareketi bafllatm›flt›r

Türkiye’de 12 Eylül 1980’de gerçeklefltirilen faflist askeri darbenin uluslararas› ve bölgesel nedenleri olmakla birlikte, Türkiye s›n›rlar› içindeki en önemli nedeni, PKK öncülü¤ündeki Kürt özgürlük hareketinin geliflmesi ve önlenemez yükseliflidir. Tabii ki o dönemde Türkiye’deki demokrasi güçlerinin, devrimci demokratik güçlerin, gençlerin, emekçilerin Türkiye’deki rejime karfl› yürüttü¤ü mücadelenin rejimi zorlad›¤›, Türk egemenlerini Türkiye’yi art›k yönetemez hale getirdi¤i bilinmektedir. Ancak bütün bu krizleri, s›k›nt›lar› zorlaflt›ran, daha da karmafl›k hale getiren Kürt özgürlük hareketidir. Bu nedenle 12 Eylül 1980’de gerçeklefltirilen faflist askeri darbeyle as›l hedeflenenin, PKK’nin Kürdistan’da ekti¤i özgürlük tohumlar›n›n, mücade-

ww

w.

miyet kuruyorlard›. Befl-on Kürt egemeninin kontrol alt›na al›nmas›n›n üzerinden tüm Kürtleri kontrol alt›na almak, onlar›n farkl› yöne hareket etmesini engellemek mümkündü. Egemen sömürgeci güçler taraf›ndan Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini, onun hareket etmesini önlemenin en ucuz ve en rahat yolu hep böyle görülmüfltür. PKK’nin ortaya ç›kmas›yla birlikte, inkarc› sömürgeci güçlerin elindeki bu en gerekli araç ifllemez hale gelmifltir. Öte yandan, Türk devletinin askeri ya da polis otoritesinin Apocular›n örgütlendi¤i, güçlendi¤i yerde etkisiz hale geldi¤i k›sa sürede görülmüfltür. ‹nkarc› sömürgeci güçler ideolojik etkinin k›r›ld›¤›, siyasi etkinin zay›flat›ld›¤› ortamda, askeri hakimiyetin de çok fazla bir anlam ifade etmedi¤ini, ç›plak bir zor haline gelerek istenilen rolü oynayamad›¤›n› ve etkisinin giderek k›r›ld›¤›n› görmüfllerdir.

le azminin ve umudunun k›r›lmas›, Kürdistan’da yeniden bir pasifikasyon ortam›n›n yarat›lmas› oldu¤u aç›kt›r. Bu darbeyle birlikte Kürdistan boydan boya yeniden iflgal edilmifl, bir iflkence, bask› ve zulüm düzeni kurularak, tüm Kürdistan kapal› bir hapishaneye dönüfltürülmüfltür. Kürdistan’da bask›n›n, zulmün ve iflkencenin yo¤unlaflt›r›ld›¤› flehirler, kasabalar, köyler ise Apocu grubun ortaya ç›kt›¤›, örgütlendi¤i ve mücadele yürüttü¤ü yerler olmufltur. Apocu hareket, aya¤a kalkt›¤›, yeflerdi¤i, geliflti¤i yerden bo¤ulmak istenmifltir. Bu aç›dan PKK’nin mücadele etti¤i, iliflki kurdu¤u bütün flehirlerde, kasabalarda ve köylerde bir kök kaz›ma hareketi bafllat›lm›flt›r. Apoculara yemek verenlerden selam verenlere kadar herkes tutuklanm›fl, iflkencelerden geçirilmifl, binlercesi de cezaevlerine doldurulmufltur. Öyle ki, PKK’lilerin yürüdü¤ü, içinden geçti¤i, ayak izlerinin oldu¤u her yer bu zulüm düzeninden pay›n› alm›flt›r. Öyle bir kök kaz›ma hareketidir ki bu, en küçük bir kökün bile herhangi bir köyde, mahallede kalmamas› için vahflice sald›rm›flt›r. 12 Eylül’ün PKK’ye karfl› bir kök kaz›ma hareketi bafllatt›¤› görülebilir. Belki di¤er Kürt hareketlerine karfl› da yönelimler geliflmifltir. Ancak onlar›n daha çok yöneticilerini tutuklamak, varsa örgütselliklerini da¤›tmak biçiminde olmufltur. Onlar›n örgütlendi¤i bölgeler ile PKK’nin örgütlendi¤i bölgeler aras›nda 12 Eylül rejiminin yapt›¤› uygulamalar araflt›r›l›rsa, arada muazzam fark görülür. Apocular›n çal›flt›¤›, örgütlendi¤i, mücadele etti¤i yerde bulunan halka, kelimenin tam anlam›yla kan kusturulmufltur. Neredeyse PKK ile iliflkilenmek, merhaba vermek en büyük ceza sebebi haline getirilmifltir. Bask› ve iflkenceyle bin piflman ettirmek istemifltir. Halk›n ve gençlerin böyle iddial›, mücadeleden, özgürlüklerden söz eden, Türk devletinin inkarc› sömürgeci politikas›n› zorlayan hareketlere, örgütlere kat›l›m›n› engellemek ve ürkütmek için böyle bir politika izlenmifltir. Türk devletinin di¤er Kürt hareketleri ile PKK aras›nda koydu¤u politik farkl›l›k, di¤er örgüt

ew e. c

Apocular›n örgütlendi¤i yerde sömürgeci sistemin etkisi k›r›l›yordu

om

12


Temmuz 2008 SERXWEBÛN yonu derinlefltirmeyi hedeflemifltir. Bunun için de özgürlük tutsaklar›n› pasifikasyonun derinlefltirilmesine materyal ve zemin olacak biçimde ezmek, piflman ettirmek, davas›ndan vazgeçirmek istemifltir. Bu temelde onlar› kifliliksizlefltirip topluma, “bak›n en iddial› olanlar›n›z bile ne hale geldi, bu mücadele bofltur, Türk devletine kafa tutanlar›n sonu bu olur” biçiminde bir mesaj vermeyi hedeflemifltir. Diyarbak›r zindan›ndaki uygulamalar›n program› da, hedefi de bu olmufltur. Bu aç›dan d›flar›da oldu¤u gibi içeride de esas olarak PKK’li tutsaklar hedeflenmifltir. PKK’li tutsaklar üzerinde a¤›r bask› ve zulüm düzeni kurulmufltur. Bu amaçla Diyarbak›r zindan›nda her saniyesi iflkence olan bir atmosfer yarat›lm›flt›r. B›rakal›m fiziki bask›y›, kötü uygulamay›; yarat›lan atmosfer, psikolojik ortam bile her

tiklefltirmesinin önünü alacak her türlü yol ve yöntem de önceden düflünülmüfl ve pratikte uygulan›r hale getirilmifltir. Bu nedenle insanlar›n kendisini öldürebilece¤i, yaflam›na son verece¤i bütün araçlar› Diyarbak›r zindan›nda ortadan kald›rm›fllard›. Çok ince makara ipliklerini bile ne olur ne olmaz diye keserek vermifllerdir. ‹nsanlara trafl olmas› için jilet vermifllerdir, ama tutsaklar›n kendisinde kalmas›na müsaade etmemifllerdir.

ne te we .c om

üyelerinin gözalt›na al›nmas›nda da, cezaevine getirilmesinde de görülmüfltür. Hatta di¤er Kürt örgütleri PKK’li tutsaklara, “siz niye böyle mücadele ediyorsunuz, siz de neden di¤erleri gibi olmuyorsunuz?” gibi telkinlerde bulunmufllard›r. Apocular ve onlar›n taraftarlar›, sempatizanlar› üzerinde bask› o kadar a¤›r sürdürülmüfltür ki, bask›lardan kurtulmak isteyen di¤er örgütün üyeleri ve sempatizanlar›, “biz Apocular gibi de¤iliz” diyerek Türk devletinin zulmünden, bask›s›ndan kurtulmak istemifllerdir. Burada bu hareketleri elefltirmekten çok, Türk devletinin PKK ve Apocu hareket üzerinde ne kadar zalim bir politika uygulad›¤›n›; bu insanlar›n da bu zulüm ve iflkenceden kurtulmak için böylesi bir yola baflvurdu¤unu belirtmek istiyoruz. Tüm dile getirilen hususlar birer tarihi gerçektir, buna flahit olan ve birebir yaflayan çok insan bulunmaktad›r.

13

12 Eylül darbesi Kürtlük ad›na ne varsa ortadan kald›rmak istemifltir

Uygulamalar›n içinde çok kapsaml› bir ideolojik ve siyasi hedef vard›r

‹nsanlara bask›yla, zulümle ihanet d›fl›nda baflka bir yolun olmad›¤› gösterilmek istenmifltir. Bunun için de her tür yol, yöntem, uygulama mubah görülmüfltür. Bu uygulamalar›n içinde

“Diyarbak›r zindan›nda esas olan öldürmek de¤il, öldürmekten bin beter eder biçimde insanlar› ruhsuz bir ceset haline

getirmektir. Hatta bask›lar o düzeye gelmifltir ki, insanlar bu

ortamda kalmaktansa ölmeyi tercih eder hale getirilmifl ve yaflama istemleri k›r›lm›flt›r. Zaten bask›lar›n amac› da, bu insanlar için ölümü bir kurtulufl haline getirmektir”

türlü fiziki iflkenceden daha a¤›r bir iflkenceyi içermekteydi. Diyarbak›r zindan›nda iflkenceler ve zulüm dönemi derken, fiziki iflkenceler kadar bu psikolojik havay›, her salisesi ac›, iflkence olan bu ortam› anlamam›z gerekir. Zaten Diyarbak›r zindan›nda uygulama yapanlar için esas olan öldürmek de¤il, öldürmekten bin beter eder biçimde insanlar› ruhsuz bir ceset haline getirmekti. Hatta bask›lar o düzeye gelmiflti ki, insanlar bu ortamda kalmaktansa, ölmeyi tercih eder hale getirilmifl ve yaflama istemleri k›r›lm›flt›r. Zaten bask›lar›n amac› da, bu insanlar için ölümü bir kurtulufl haline getirmektir. Bir yandan böylesi çekilmez, dayan›lmaz bir iflkence ortam› yarat›l›rken, öte yandan insanlar›n bu durumdan kendilerini kurtarmak için ölümü seçenek olarak seçip bunu pra-

ww

w.

12 Eylül darbesi, baflta Kürdistan’da PKK’nin öncülük etti¤i mücadeleyi bast›rmay› hedefledi¤i gibi, Kürtlük ad›na ne varsa her fleyi ortadan kald›rmak istemifltir. Bu aç›dan Kürt halk›nda özgürlük umudunu en fazla yükselten, gençli¤e ve topluma öz irade kazand›rmak için büyük bir ideolojik mücadele veren, örgütlenme gerçeklefltiren ve bunun mücadelesini yürüten PKK’nin, bir daha ortaya ç›kmayacak biçimde tasfiyesi hedeflenmifltir. Diyarbak›r zindan›ndaki uygulamalar esas olarak bu amaçla yap›lm›flt›r. A¤r› isyan›n›n bast›r›lmas› sonras› “hayali Kürdistan burada yatmaktad›r” diyen sömürgeci güçler, bu sefer PKK’li tutsaklar flahs›nda yeniden dirilen Kürt halk›n›n özgürlük umudunu Diyarbak›r zindan›n›n betonlar› aras›na gömmek istemifllerdir. Sömürgeci Türk devleti zindanda gerçeklefltirece¤i uygulamalar, tutsaklar üzerindeki politikalar ve elde etti¤i sonuçlarla, bütün isyanlarda oldu¤u gibi bu mücadelenin bast›r›lmas› sonras›nda da Kürt halk›nda pasifikas-

çok kapsaml› bir ideolojik ve siyasi hedef vard›r. Bunu sadece bir intikamla aç›klamak yanl›flt›r. ‹ntikam olsayd› iflkence yapard›, zulüm yapard›, ac›s›n› ç›kar›rd›. Ancak Diyarbak›r’da amaçlanan ve ulafl›lmak istenen hedef farkl›d›r. 12 Eylül faflist darbesiyle birlikte PKK tutsaklar›na yönelik bu uygulamalarda k›sa süreli de¤il, Kürt halk› ve Kürdistan tarihi aç›s›ndan gelece¤i belirleyecek bir ideolojik ve siyasi amaç güdülmüfltür. Amac›n kapsam›, derinli¤i ve uzun süreli olufluyla birlikte, yap›lan uygulamalar da insan›n havsalas›n›n almayaca¤› bir düzeye ulaflm›flt›r. Amac›, kapsam› bu kadar genifl bir ideolojik, politik planlama ile hareket eden ve PKK’yi tümden ortadan kald›rmak üzere örgütlük oluflturan düflmana karfl›, onun bu amaç ve


Kürt halk›n›n gelece¤i karart›lmak umutlar› k›r›lmak istenmifltir

ww

w.

ne t

Di¤er gruplar, “12 Eylül gelmifltir, bask› vard›r, bunlar 3-4 y›l sonra çekip gider, bu nedenle direnmeye gerek yok” demifl ve böyle bir yaklafl›m içine girmifllerdir. Yani Türk devletinin bu ideolojik, siyasi ve örgütsel aç›dan inkarc›, sömürgeci, çok haince olan hedefini görmek yerine, geçici bir durum olarak de¤erlendirmifllerdir. PKK’li tutsaklar ise daha bafltan itibaren 12 Eylül’ün almak istedi¤i sonuçlarla sadece bugünü de¤il, Kürdistan halk›n›n gelece¤ini karartmak, umutlar›n› k›rmak istedi¤ini görmüfllerdir. Buna göre bir direnifl duruflu ve ruhu daha bafltan itibaren Diyarbak›r zindanlar›nda oluflmufltur. Yürütülen direnifl ve ortaya ç›kan sonuçlar›n bu kadar kapsaml› ve etkisinin bu kadar büyük olaca¤›n› görmemifl olabilirler, ama 12 Eylül’ün ne kadar haince ve tehlikeli bir hedefle uygulama içinde oldu¤unun derin bi-

lincindedirler. Bu konuda da daha 12 Eylül faflizmi gelir gelmez zindanlarda bir devrimci durufl ortaya koymufllard›r. Ancak Diyarbak›r zindan›ndaki ilk direnifl büyük bir bask› ve zulümle k›r›lm›flt›r. Asl›nda bu sonuç, Türk devletinin amac›n›n ideolojik, siyasi ve örgütsel derinli¤inin yeterince kavranmamas›ndan kaynakl› bir sonuç olarak de¤erlendirilebilir. Daha ilk bafltan Türk devletinin bütün amac›, hedefi iyi kavransayd›; direnifle, mücadeleye ve örgütlenmeye daha haz›rl›kl› girilir, ona göre bir mevzilenme ve durufl gösterilebilirdi. Tabii ki daha bafltan 12 Eylül’ün amac›n›n Kürt özgürlük hareketini bast›rmak, tasfiye etmek oldu¤u; Apocu hareketin, PKK’nin Kürdistan’da ekti¤i özgürlük tohumlar›n›n kökünü kazmak oldu¤u tespit edilmifltir. Daha bafltan de¤erlendirme bu çerçevededir. Ancak 1981’in yaz› ve 1981-’82 k›fl›nda Diyarbak›r zindan›nda yap›lan uygulamalar Türk devletinin ne kadar tehlikeli bir amaç peflinde kofltu¤unu kan›tlam›flt›r. Amaç sadece iflkence, bask›, zulüm yapmak de¤ildir. Diyarbak›r zindan›nda kimli¤inden, kültüründen, inanc›ndan, mücadelesinden, örgütünden piflman olmufl bir insanlar toplulu¤u yaratarak, bunlar flahs›nda Kürt halk›n›n özgürlük umudunu bitirmek, bunun yarataca¤› pasifikasyon zeminine dayanarak Kürdistan’daki inkarc›, sömürgeci, asimilasyoncu politikas›n› tam baflar›ya götürmektir. Mahkemelerde itirafç›lar›n PKK’ye, Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine, Kürtlü¤e sald›rmalar›, böyle bir sürecin belgeleri ve zemini haline getirilmek istenmifltir. ‹tirafç›lar›n saatlerce mahkemelerde konuflturulmas›, PKK’yi ve Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini savunanlar›n ise konuflturulmamas› bu gerçe¤in en somut ifadedir.

ew e. c

planlar›n›n gerçekleflmemesi için bir direnifl verilmesi gerekmekteydi. PKK’li tutsaklar flahs›nda Diyarbak›r zindanlar›nda, inkarc› sömürgeci Türk devletine karfl› ideolojik, siyasi ve örgütsel düzeyde tarihsel de¤erde olan, bu yönüyle de duruflu, iradesi, derinli¤i çok büyük olan bir direnifl gerçe¤i yaflanm›flt›r.

om

SERXWEBÛN Temmuz 2008

14

B›çak kemi¤e dayanm›flt›

Türk devletinin, Kürt özgürlük hareketini tutsaklar flahs›nda tasfiye etme çabas›; mahkemelerde Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi hareketine ideolojik ve siyasi sald›r› yap›lmas›, buna karfl› savunma yap›lmas›n›n engellenmesi, bu engelleme giriflimlerinde tutsaklara uygulanan çok a¤›r iflkenceler had safhaya ulaflm›flt›. Art›k b›çak kemi¤e dayanm›flt›. Bask›lar›n yo¤unlaflt›r›l›p a¤›rlaflt›r›lmas›na dur demek ve inkarc› sömürgeci politikalar›n uygulamas›n› engellemek için direnifl gerçeklefltirmek bir zorunluluk haline gelmiflti. Bu temelde 1981-’82 k›fl›nda yap›lan tart›flmalarda, mahkemelerin savunma aflamas›na geldi¤i süreçte direnifle geçmek ve böylelikle hem savunma hakk›n› almak, hem cezaevindeki koflullar› düzeltmek; savunma hakk› elde edilmese bile bu sald›r›lar› bofla ç›karmak, kabul edilemeyece¤ini ortaya koymak ve püskürtmek için direnifle geçmenin yaln›z örgütsel de¤il, Kürt halk› aç›s›ndan tarihsel bir görev oldu¤u karar›na da var›lm›flt›. Ancak birkaç ayda bitmesi beklenen mahkemeler uzad›kça uzam›fl, bir türlü sonuçland›r›lamam›flt›. Tutsaklar tümden bitirilip tüketilerek, Kürt halk›n›n özgürlük umudu ve mücadelesi aç›s›ndan en olumsuz sonuçlar›n ortaya ç›kar›lmas› amaçlanmaktayd›. Mazlum Do¤an yoldafl›n bu uygula-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN siyle birlikte telafla düflmüfller ve ölüm orucunu engellemek için çaba harcam›fllard›. Ancak Hayri ve ölüm orucuna kat›lan di¤er arkadafllar›n kararl›l›¤›, 14 Temmuz direniflinin bafllat›lmas›n› ve sürmesini engelleme çabalar›n› bofla ç›karm›flt›. 14 Temmuz direnifli, tutuklular›n düflünmelerinin, nefes almalar›n›n bile zor oldu¤u bir koflulda bafllat›lm›flt›r. Bu kadar a¤›r bask›; ‘tutsaklar ac›dan, iflkenceden baflka bir fley düflünmesinler, sadece bunun duygusunu, kayg›s›n› yaflas›nlar, bizim uygulamalar›m›za boyun e¤en bir topluluk haline gelsinler diye uygulanm›flt›r. 14 Temmuz direnifli, bu kadar zor koflullarda bafllayan, yürütülen bir direnifl olmufltur. Ölüm orucu bafllad›ktan k›sa bir süre sonra Hayri arkadafl, bütün tutsaklar ad›na cezaevi idaresine bir dilekçe yazm›fl; ölüm orucunun amac›n›, PKK’li ve sosyalist olduklar›ndan dolay› bask›ya maruz b›rak›lmamalar›n› ve savunma haklar›n›n verilmesi gerekti¤ini belirtmiflti. Dolay›s›yla Kürt özgürlük hareketine ve Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine sald›r›lar karfl›s›nda, Kürt özgürlük hareketini ve Kürt halk›n›n ulusal varl›¤›n› savunma temelinde 14 Temmuz direnifli kararl›l›kla bafllam›fl ve kararl›l›kla sürmüfltür.

bekleme, sonuna kadar onlara “teslim olmaktan baflka çareniz yok” politikas›n› dayatma içinde olaca¤› daha bafltan düflünülmüfltü. Kemal ve Hayri yoldafllar eyleme bafllad›klar› andan itibaren bu direniflin sonunda yaflamlar›n› yitireceklerini biliyorlard›. Bu aç›dan 14 Temmuz direnifl süreci bu yoldafllar için, PKK’yi ve Kürt halk›n› en iyi temsil etmek oldu¤u gibi, direniflin anlam›n› ortaya koyan ve gelecek aç›s›ndan vasiyetlerini, önerilerini, duygular›n› içeren bir direnifl süreci olmufltur.

ne te we .c om

malar karfl›s›nda, “Art›k tahammül edilemez. Direnifle geçilmelidir” mesaj›n› içeren Newroz direnifliyle bu direniflin k›v›lc›m› çak›lm›flt›r. Dörtler, Mazlum’un yolundan giderek, bu zulmün kabul edilemeyece¤ini, bu zulme karfl› direniflten baflka yolun kalmad›¤›n› ortaya koymufllard›r. Diyarbak›r zindan›nda PKK önderlerinin ald›¤› direnifl karar›n›n pratiklefltirilmesinin gecikmesi daha fazla zarara yol açacakt›.

15

Darbeciler eylem karar›n›n bildirilmesiyle telafla düfltüler

Kemal ve Hayri ölümle sonuçlanaca¤›n› bilerek eyleme girdi

ww

w.

Bu gerçeklik, mevcut koflullarda savunma aflamas›n› beklemeden direnifle geçilmesi gerekti¤i karar›n› ortaya ç›karm›flt›r. Tabii ki 1982’in May›s ve Haziran ay›na gelindi¤inde, tutsaklar›n öyle uzun uzad›ya tart›flacak, eylemi uzun vadeli planlayacak, direnifli örgütleyecek ve direnifl bildirisini haz›rlayacak imkanlar› yoktu. Birbiriyle çok s›n›rl› haberleflme ve mahkemelerde çok s›n›rl› söz söyleme d›fl›nda direniflin farkl› örgütlendirilmesi ve yürütülmesi için tart›flma imkanlar› bulunmamaktayd›. Urfa duruflmalar›nda daha fazla arkadafl kat›ld›¤› için hem avukatlar›n hem de izleyicilerin Hilvan-Siverek davas›na daha fazla ilgi gösterdi¤i, burada yap›lacak bir aç›klaman›n hem arkadafllar› bilgilendirece¤i hem de kamuoyuna direnifli bildirmede olumlu etki yapaca¤› düflünülerek, Urfa duruflmalar›nda 14 Temmuz direnifli bafllat›ld›. 14 Temmuz direniflinin bafllat›lmas› da kolay olmam›flt›. Hayri arkadafl, birkaç duruflma üst üste büyük ›srarlar sonucu söz hakk› alabilmifl ve böyle bir direnifli bafllatt›¤›n› aç›klayabilmifltir. Arkas›ndan, baflta Kemal Pir olmak üzere 5 arkadafl daha Hayri arkadafl›n ölüm orucunu bafllatma karar›na kat›lm›fl, böylelikle 14 Temmuz direnifli 6 arkadafl›n kat›l›m›yla bafllat›lm›flt›. Mahkeme heyeti ve Diyarbak›r’da zulüm düzeni kurmufl güçler, Hayri ve Kemal’in kararl›l›¤›n› bildiklerinden, daha Hayri’nin karar› bildirme-

14 Temmuz ölüm orucu direniflini bafllatan Hayri Durmufl ve Kemal Pir yoldafllar, ideolojik ve politik derinlikleriyle, Türk devletinin politik amaçlar›n› derinli¤ine kavray›fllar›yla, kendilerinin flehit düflmeden direniflin sürdürülemeyece¤ini, baflar›ya ulaflmayaca¤›n› daha bafltan görmüfl, bunun bilinciyle eylemi bafllatm›fllard›. Çünkü düflman›n esas amac›n›n, Kemal ve Hayri gibi önderlikler flahs›nda PKK’nin zindandaki iradesini k›rmak, bu temelde sadece zindanda de¤il, d›flar›da da Kürt özgürlük hareketini bitirmek oldu¤u bilinmektedir. Bu aç›dan düflman›n bu direniflin baflar›s›z kalmas› halinde Kemal ve Hayri’den direnifli b›rakmalar›n›

U¤runda ölecek düzeyde bir yaflam yaratmak

Kemal Pir flehadete gidece¤ini bildi¤inden, Apocu hareket gerçekli¤ini, Önderlik felsefesini, PKK’nin yaflam ve mücadele felsefesini ortaya koyan duruflunu ve de¤erlendirmelerini ölüm orucu içinde dile getirmifltir. “Yaflam› u¤runa ölecek kadar sevdi¤i” için bu eyleme kat›ld›¤›n› vurgulam›flt›r. Bu eylemin “u¤runda ölecek düzeyde bir yaflam› yaratmak” için yap›lan bir eylem oldu¤unu vurgulam›flt›r. Bu aç›dan 14 Temmuz direnifli, PKK’nin ve Kürt halk›n›n yeni yaflam ve mücadele felsefesini ortaya koyan tarihsel bir dönüm noktas› olarak görülmelidir. Kemal Pir, bu mücadelenin ne kadar de¤erli oldu¤unu, Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesi aç›s›ndan nas›l sonuçlar yarataca¤›n› ve inkarc› Türk sömürgecili¤inin sonunun ne olaca¤›n› ortaya koymak aç›s›ndan, “bu Türk devletine bir kaz›k çakt›k, ç›karabilirse ç›kars›n” demifltir. Yani PKK’nin ortaya ç›k›fl›, Türk sömürgeci politika aç›s›ndan ölümü ifade etmektedir. Art›k bu politikaya öldürücü bir kaz›k vurulmufltur ve Türk devletinin bu darbeden kurtulmas› mümkün de¤ildir. Daha 1982 y›l›nda, gerillan›n bu kadar geliflmedi¤i, PKK’nin siyasal etkisinin bu kadar artmad›¤›, halk taban›n›n bu kadar boyutlanmad›¤› bir dönemde bile Kemal’in bu sözleri söylemesi, O’nun PKK’nin yaflam ve mücadele felsefesi üzerine ne kadar derinleflti¤inin, PKK’nin yaflam ve mücadele


SERXWEBÛN Temmuz 2008

14 Temmuz PKK yaflam felsefesi ve ruhunun pratikleflmifl ifadesidir

ww

w.

ne t

Kemal Pir yoldafl›n verdi¤i bu özelefltiriyi, hem Kürt özgürlük hareketinin hem de Kürt halk›n›n de¤erlendirmesi, yaflam ve mücadele felsefesi aç›s›ndan büyük bir de¤er haline getirmesi gerekmektedir. Kemal Pir ve flehit düflen yoldafllar›n flehadete yaklaflt›kça coflkular›, heyecanlar› ve moralleri artm›flt›r. Halka, ve insanl›¤a karfl› görevlerini yerine getirmenin mutlulu¤uyla; Kürt gençlerinin, Kürt devrimcilerinin, Kürt halk›na ve insanl›¤a karfl› sorumlu olanlar›n yaflama nas›l anlam vermesi gerekti¤ini bu durufllar›yla çarp›c› biçimde ortaya koymufllard›r. Ayn› flekilde Hayri Durmufl yoldafl “Mezar›ma borçlu yaz›n” demifltir. Kendisini halk›na ve Kürt özgürlük hareketine borçlu görmüfltür. Yani yaflam›n› özgürlük mücadelesi için daha fazla anlamland›rabilece¤ini, bu konuda eksiklik varsa buna karfl› özelefltiri verdi¤ini ortaya koymufltur. Bu de¤erli yoldafllar›m›z en de¤erli varl›klar› olan yaflamlar›n› verirken bile hiç kimseyi kendilerine borçlu görmedikleri gibi, kendileri-

ni bu özgürlük hareketine ve halka karfl› borçlu görmüfllerdir. Bencil, bireyci ya da kapitalist sistemin duygusuyla yaflayan insanlar gibi hak arama içinde olma ya da ‘flu kadar eziyet çektik, çile çektik’ biçiminde bir flikayet yerine, yaflam›n her an›n› e¤er halk için, özgürlük için anlamland›ramam›fllarsa, burada yapamad›klar› görevleri ve yerine getiremedikleri sorumluluklar› kendileri için bir borç olarak görmüfl ve bunun özelefltirisini vermifllerdir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren insanlar için yaflam da, mücadele de budur. Bu yoldafllar›n u¤runa ölecekleri kadar sevdikleri yaflam da budur. Bunu gerçeklefltirecek olan militan duruflun nas›l olmas› gerekti¤i sorusuna verilecek cevap da yine bu durufltur. 14 Temmuz direnifli Kürt halk önderinin ve PKK’nin yaratmak istedi¤i yeni yaflam ve mücadele felsefesinin, yeni ruhun pratikleflmifl ifadesidir. Bu nedenle Kürt halk önderi 14 Temmuz’a “PKK’nin ruhu” diyordu. Asl›nda sadece PKK’nin ruhu de¤il, Kürt halk›n›n da ruhu olmufltur. 14 Temmuz ruhu PKK’yi yo¤ururken, Kürt halk›n› da yo¤uran, duyguda, düflüncede, tutumda yeniden flekillendiren bir rol oynam›flt›r. En zor koflullarda mücadele edilebilece¤ini, zor koflullar›n teslimiyet ya da umutsuzluk gerekçesi de¤il, mücadeleye daha fazla sar›lma, mücadele etme, mücadelenin tarz›n›, üslubunu, yöntemini daha fazla gelifltirme,

baflar›n›n tarz›n› yakalama gerekçesi olabilece¤ini, bu hareket daha ç›kt›¤› ilk günden itibaren ortaya koymufltur. Ancak bu yaflam ve mücadele felsefesinin pratikleflti¤i, somutlaflt›¤› ve do¤rulu¤unu ispat etti¤i yer Diyarbak›r zindan› olmufltur. Özellikle de 14 Temmuz direniflçi durufl ve onun ç›kard›¤› ruh hali olmufltur.

14 Temmuz Kürdistan devriminin tarz›n› yaratan bir direnifltir

ew e. c

felsefesine dayanan Kürt özgürlük hareketinin nas›l sonuçlar yaratabilece¤ini görmesinin ifadesi olmaktad›r. Yine Kemal Pir yoldafl o günlerde direniflin geciktirilmesinin bir özelefltirisi olarak, “bizim yaflam›m›z› sürdürmemiz, bir et ve kemik olarak varl›¤›m›z› devam ettirmemiz çok önemli de¤ildir. Biz bu ifli yapsak da, yapmasak da arkadafllar bu mücadeleyi sürdürürler ve gerekeni yaparlar” demifltir. Bir devrimci, özgürlü¤e muhtaç bir halk ve bunun bireyleri aç›s›ndan bireysel yaflam›n› devam ettirmenin, canl› bir beden olarak ayakta olman›n bir anlam› olmad›¤›n›; do¤ru, esas ve gerekli olan›n halk›n özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütmek oldu¤unu, bu nedenle de direniflin gecikmesinin kendileri aç›s›ndan bir özelefltiri oldu¤unu ifade eden bu sözleri söylemifltir.

om

16

14 Temmuz bir yönüyle de Kürdistan devriminin tarz›n› ortaya ç›karan bir direnifl olarak tarihe geçmifltir. Bilindi¤i gibi Kürdistan, dünya dengelerinin kuruldu¤u Ortado¤u co¤rafyas›n›n merkezinde yer almaktad›r. Hem uluslararas› güçlerin, hem bölgesel güçlerin egemenlik kurma aray›fllar›n›n sürekli yo¤unlaflt›¤›, bunun için her türlü bask›y›, zulmü yapma politikas› içinde oldu¤u bir co¤rafya olmufltur. Böyle bir co¤rafyada nefes almak bile büyük bir mücadele gerektirir. Kürdistan’da özgürlük ve demokrasiyi kazanmak ise zor koflullar› mücadele gerekçesi, baflarman›n zemini yapan, imkanlar› de¤il de, zorluklar› arayan bir mücadele felsefesi ve tarz›yla olabilir. Diyarbak›r zindanlar› bir yönüyle Kürdistan’›n maketi gibidir. Kürdistan’da nas›l ki yaflamak ve mücadele etmek zor ise Diyarbak›r zindan› da öyledir. Diyarbak›r zindan› gibi en zor koflullarda mücadele etmek, düflman› geriletmek, de¤erleri korumak mümkün oluyorsa, imkanlar›n daha fazla oldu¤u bir zeminde hayli hayli mücadele edilebilir, baflar›labilir anlay›fl›n› vermesi aç›s›ndan da 14 Temmuz direniflinin hem Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan hem de Kürdistan halk tarihi aç›s›ndan önemi çok çok büyüktür. Kürdistan zor koflullar›n co¤rafyas›d›r. Burada özgürlük ancak zor koflullara katlan›l›rsa kazan›labilir. Ancak zor koflullar›n devrimci tarz›, mücadele tarz› pratiklefltirilirse, demokrasi ve özgürlü¤ü kazanmak mümkün olur. Bu yönüyle 14 Temmuz direniflini, hem Kürdistan dev-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

“14 Temmuz ile birlikte tutsaklarda yaflanan duygu kabarmas›n›n art›k kontrol edilemez hale gelmesi, y›ld›rma politikalar›n›n baflar›s›z kalmas›n› beraberinde getirirken, öte yandan direnifli h›zland›ran bir etki yaratm›flt›r. Ayn› fley

ne te we .c om

riminin tarz›n›n ortaya ç›kt›¤› bir direnifl olarak alg›lamak hem de Kürdistan devrimi’nin tarz›n›n Diyarbak›r zindan›nda denendi¤i bir direnifl olarak de¤erlendirmek gerekmektedir.

17

Yeni bir yaflam mücadele felsefesi ve kültür kazan›lm›flt›r

bask› çemberi duygu ve düflüncede k›r›lm›flt›r”

gün özgür durufllu, iradeli yaflamay› tercih etme kültürünü esas olarak 14 Temmuz ruhu vermifltir. Eskiden koflullar, düflman›n gücü bahane edilerek köle ve basit yaflam meflrulaflt›r›l›r, kabul edilirdi. Bu da asl›nda Kürt halk›n› bir bütün olarak mücadele edemez hale getirmiflti. Kürt halk›n›n zor koflullarda mücadele etme anlay›fl› ve kültürü zay›flam›flt›. 14 Temmuz, inkarc› sömürgeci güçlerin Kürtlerde yaratt›¤› bu ruh halini, teslimiyetçi, boyun e¤meci ruh halini tersine çevirerek, en zor koflullarda direnilebilir, hiçbir silah olmasa da inançla, duyguyla direnilebilir ve kazan›labilir gerçe¤ini Kürt halk›na göstermifltir.

Direniflle birlikte bask›lar korkuyu de¤il öfkeyi büyütmüfltür

14 Temmuz’dan sonra Kürt halk›n›n çekti¤i ac›lar pasifikasyona de¤il, düflmana öfkeye dönüflmüfltür. Onlar bask›yla pasifikasyon yaratmak isterken, karfl›lar›na bask›ya, zulme, öfke duyan bir halk gerçekli¤i ç›km›flt›r. Bunun somut örne¤i cezaevinde yaflanm›flt›r. 14 Temmuz öncesi birçok tutuklu bask›ya ve zora dayanamayarak itiraflarda bulunmufl, piflmanl›k göstermiflti. Ancak 14 Temmuz’dan sonra düflman›n uygulad›¤› iflkence, bask› ve zulüm de¤iflmedi¤i halde, tutuklular üzerindeki etkisi k›r›lm›fl, yeni direniflin mayalanmas›n› sa¤layan öfkeyi artt›rm›flt›. Öte yandan piflmanl›k gösterenler, itiraf edenler, zay›fl›k gösterenler mahkemelerde kalkarak, “bize zorla, bask›yla bunlar› söylettiler, bu ifade tutanaklar›n› zorla imzalatt›lar” diyerek, daha önce yaflad›klar› zafiyetten piflmanl›k duymufl ve kendilerini yeniden toparlam›fllard›r.

ww

w.

Bilindi¤i gibi her halk›n ya da toplumun kendine özgü yanlar› ve toplumsal koflullar› vard›r. Bu toplumlarda özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren devrimci ve demokrat hareketler, bulunduklar› toplumun somut koflullar›na göre yürütecekleri mücadelenin devrimci tarz›n›, yöntemini, üslubunu buldu¤u takdirde baflar›ya gidebilir. Toplumlar tarihsel, siyasal, kültürel etkenlerden dolay› çok farkl› özelliklere sahiptirler. Tarihsel ve kültürel koflullar toplumlara yeni özellikler kazand›rd›¤› gibi, o ülkelerde nas›l yaflan›laca¤›n›n, nas›l mücadele edilece¤inin ve nas›l ayakta kal›naca¤›n›n özelliklerini de, karakterini de verir. 14 Temmuz direnifli, Kürt halk›n›n ve özgürlük savaflç›s›n›n eline Kürdistan devriminin tarz›n› vermesi aç›s›ndan da çok tarihsel bir rol oynam›flt›r. Bu aç›dan hem Özgürlük hareketi hem de Kürt halk› 14 Temmuz direniflçilerine çok fley borçludur. Direniflçi bir halk, zor koflullarda mücadele edebilecek bir topluluk ve yeni kuflaklar ortaya ç›karmas›, Kürdistan devriminin baflar›s›n› garantileyen, güvenceye alan en temel etken ve güç kayna¤›d›r. Önderlik, 14 Temmuz direniflini PKK’nin ruhu olarak de¤erlendirdi. Bu ayn› zamanda PKK’nin ve toplumun yeni kültürü anlam›na gelmektedir. Gerçekten de Kürt halk›, Özgürlük hareketi flahs›nda yeni bir yaflam ve mücadele felsefesi, dolay›s›yla yeni bir kültür kazanm›flt›r. Mücadelede, yaflamda yeni özellikler, güzellikler kazanm›flt›r. 14 Temmuz direniflçili¤i, hiçbir zor koflulda y›lmamay›, aksine gelece¤e umutla bakmay›, zor koflullarda inançl› olmay› Kürt toplumuna ö¤retmifltir. Basit yaflam›n kabul edilemeyece¤ini, basit yaflamaktansa, bir saat, bir

d›flar›da halk için de geçerlidir. 14 Temmuz ile birlikte a¤›r

14 Temmuz’la birlikte tutsaklarda yaflanan duygu kabarmas›n›n art›k kontrol edilemez hale gelmesi, y›ld›rma politikalar›n›n baflar›s›z kalmas›n› beraberinde getirirken, direnifli h›zland›ran bir etki yaratm›flt›r. Ayn› fley d›flar›daki halk için de geçerlidir. 12 Eylül’den sonraki bask›lar, zulüm halk üzerinde y›ld›rma, ürkütme, korkutma rolü oynarken; zulümle, bask›s›yla hem Türkiye’de, hem Kürdistan’da bir sessizlik yarat›lm›fl, Kürt halk› aç›s›ndan çok karanl›k bir dönem bafllam›flken ve bunun toplumdaki etkisi her yerde görülürken, Kürt halk› 14 Temmuz’la birlikte bu a¤›r bask› çemberini duygu ve düflüncede k›r›lm›flt›r. Hatta 12 Eylül’ün yapt›¤› bask›lar, halk›n öfkesini, mücadeleye daha fazla sempati duymas›n› beraberinde getirmifltir. Tabii ki 12 Eylül askeri darbesi ortam›nda inkarc› sömürgeci politikalara karfl› bir direnifl olmasayd›, düflman›n uygulad›¤› bu politikalar pasifikasyon ve y›ld›rmayla sonuçlanacakt›. Zaten 12 Eylül’ün hesab› da buydu. Ancak 14 Temmuz direnifliyle Türk devletinin beklentileri, hedefleri tersine çevrilmifltir. Türk yetkilileri, bas›n› ve çeflitli çevreler PKK’nin ortaya ç›kmas›n› zaman zaman 12 Eylül’de zindanda yap›lan bask›lara dayand›rm›flt›r. ‘12 Eylül’de zindanlardaki bask›lar PKK’yi ortaya ç›karm›flt›r’ biçimindeki de¤erlendirmeler yap›lm›flt›r. Bu nedenle 1980 sonras› Diyarbak›r zindanlar›nda yap›lan iflkencelerin a¤›r siyasal sonuçlar› oldu¤u biçimindeki de¤erlendirmeler vard›r. Tabii ki belirtildi¤i gibi Diyarbak›r zindan›nda çok a¤›r iflkenceler olmufltur. ‹nsanl›k d›fl› uygulamalar yap›lm›flt›r. Tutuklular üzerinde utanç verici bask›lar uygulanm›fl, bu-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ne t

Kürdistan’da sömürgecilik ancak zoruyla hakimiyetini sürdürebiliyor

14 Temmuz direniflçilerine veya bu direniflin sahibi olan PKK’ye büyük bir sempati beslemifltir. PKK’ye sempati zaten eskiden beri vard›r. 12 Eylül’den önce tüm yoksul Kürtlerin, gençlerin, kad›nlar›n PKK’ye karfl› sempatisi artmaktayd›. 14 Temmuz direnifli ile birlikte bu katlanarak artm›flt›r. Kürtlerin yüreklerinde biriken öfkeleri, düflmana, inkarc› sömürgecili¤e karfl› mücadeleye dönmüfltür. 14 Temmuz direnifli yaln›z 12 Eylül’ü de¤il, Kürdistan’daki inkarc› sömürgecili¤in ideolojik, siyasi temellerini de önemli oranda zay›flatm›flt›r. Belki inkarc› sömürgecilik Kürdistan’da hakimdir, ama ordusuyla, askeriyle, polisiyle bu hakimiyetini sürdürmektedir. Yoksa zindan direniflçili¤inin Kürt toplumunda yaratt›¤› etkiler muazzam olmufltur. Zorluklar› gerekçe göstererek mücadele etmeme, uzak durma yaklafl›m› 14 Temmuz ile birlikte yerle bir edilmifltir. 12 Eylül darbesi sonras› PKK’nin birçok kadrosu tutuklanm›flt›. Çok az› kendini kurtarabilmifl, yurtd›fl›na çekilebilmiflti. Yurtd›fl›na ç›kan birçok kadroda ise 12 Eylül darbesinin yaratt›¤› yenilgili bir ruh hali ortaya ç›km›flt›. Bu kadrolar y›pranm›fl, sars›lm›fl, k›sa sürede mücadeleyi sürdürmeye haz›r de¤illerdi. Hatta Kürdistan’a dönüp mücadele etmek zordur biçimindeki gerekçelerle sa¤ teslimiyetçi anlay›fllar, ülkeye dönme yerine yurtd›fl›nda mücadeleyi sürdürmek istiyorlard›. Yani mülteci anlay›fllar geliflmiflti. Yüzünü ülkeye dönen de¤il de, yurtd›fl›nda kalan, gözünü Avrupa’ya diken anlay›fllar giderek kendini dayatmaktayd›.

ww

w.

12 Eylül, tutsaklar flahs›nda PKK’nin ve Kürt halk›n›n özgürlük onurunu ve kökünü kaz›mak isterken, 14 Temmuz’da PKK önderlerinin gösterdi¤i direniflle inkarc› sömürgecili¤in kökünün kaz›naca¤› süreç h›zlanm›flt›r. 12 Eylül’ün yapt›¤› bütün planlar›n alt üst olmas›n› beraberinde getirmifltir. Tutsaklar pasifikasyonun materyalleri haline getirilmek istenirken, tutsaklar, zindan direniflçileri direnen kahramanlara dönüflmüfltür. Bu Kürt halk›ndaki direnifl ruhunu artt›rm›flt›r. E¤er tutsaklar zor koflullarda, iflkence alt›nda direnebiliyorsa, biz hayli hayli direniriz düflüncesi Kürt halk›nda geliflmeye bafllam›flt›r. Öte yandan Kürt halk›, tutsaklara yap›lan bask›y›, zulmü kendisine, kendi kimli¤ine, kiflili¤ine yap›lm›fl bir iflkence, bask› olarak görmüfltür. Bunun Kürtlerin onurunu k›rmak, Kürtlere boyun e¤dirip, yerlerde süründürmek için yap›lan bir bask› oldu¤unu görerek,

engelleyen bir duruflun sahibi olmufllard›. Tarihte de Kürdistan co¤rafyas› hep istila edilmifl, buna karfl› gelifltirilen isyanlar ezilmifl, geriye kalanlar ise hep böyle sa¤a sola savrulmufltur. 12 Eylül sonras›nda PKK’nin bafl›na da bu getirilmek istenmifltir. ‘Koflullar zordur, düflman darbe vurmufltur, art›k direnilemez’ ya da ‘k›sa bir sürede toparlan›p tekrardan direnifle geçmek mümkün de¤ildir’ anlay›fl›yla mücadeleyi tali plana atan, rahat›n› arayan, oturan, koflullar›n iyileflmesini bekleyen, zor koflullarda mücadeleyi göze almayan bir e¤ilim örgüt kadrolar›nda geliflmifltir. Bu anlay›fl ve durufl örgütü zorlam›flt›r. Önderli¤in tüm toparlama, mücadeleyi tekrardan ülke sahas›na tafl›rma ve oradan bafllatma çabalar›na engeller ç›kar›lm›flt›r. ‹flte tam da bu dönemde 14 Temmuz direniflçilerinin en zor koflullarda direnifli baflar›yla sürdürmesi, bu tür mülteci, kaçk›n, teslimiyetçi e¤ilimlere büyük darbe vurmufltur. 14 Temmuz ülkeye dönüfl ça¤r›s› olmufltur. Zor koflullarda mücadele edilebilir, kazan›labilir anlay›fl›n› kadroda yerlefltirmifltir. 14 Temmuz direniflçilerinin yaflam ve mücadele felsefesi kadroda da etkisini göstermifltir. Bunun sonucu mültecililik, kaçk›nc›l›k art›k konuflamaz, söz söyleyemez, bu ruh karfl›s›nda sinerken, 14 Temmuz ruhu ve direnifli karfl›s›nda geriye çekilirken, direnenlerin, mücadele etmek isteyenlerin sesi, iradesi a¤›r basm›fl, bunlar ülkeye dönüfl çabalar›na büyük güç ve destek vermifltir. Nitekim Önderlik 14 Temmuz direniflçilerini, “Partiye, yoldafllar›na en büyük deste¤i veren, partinin, yoldafllar›n›n durumunu anlayan, tutumlar›n›, durufllar›n› bu çerçeveden ortaya koyan büyük devrimciler” olarak de¤erlendirmifltir. Önderli¤imiz 14 Temmuz ruhunu, tarz›n›, üslubunu, yöntemini PKK’nin ruhu, tarz› ve üslubu olarak de¤erlendirmifl, bundan sonraki mücadelelerin de ruhu ve tarz› haline getirmifltir. Özellikle Kürdistan devrimi gibi çok zor olan, mücadele edilirken her zaman büyük zorluklarla karfl›lafl›lan bir co¤rafyada, 14 Temmuz direniflçileri-

ew e. c

nun sonucunda birçok tutuklu da flehit düflmüfltür. Hatta Diyarbak›r cezaevinde yap›lan bask›lar, iflkenceler, zulüm konusunda söylenenler azd›r. Bu konuda yap›lan de¤erlendirmeler yanl›fl de¤ildir. Ancak PKK’nin ortaya ç›kmas›n›, direniflin bu düzeyde sürmesini oradaki bask›lara ba¤lamak yanl›flt›r. Bu bask›lar karfl›s›nda direnifl olmasayd›, bu bask›lardan ne bugünkü direnifl ç›kard› ne de PKK bu düzeyde etkili ve güçlü olabilirdi. Direnifli ortaya ç›karan PKK’dir. PKK’nin mücadele ruhu, zor koflullarda savaflma gücü, öz güç ve öz iradeye dayanma gerçekli¤i, 14 Temmuz direniflçileri flahs›nda kendisini bir kez daha göstermifltir. Bu gerçeklerden yola ç›k›larak direnifl gelifltirilirse, yenilmeyecek düflman, afl›lmayacak ve bofla düflürülmeyecek yöntem ve uygulamalar›n olmad›¤›n› 14 Temmuz direnifl ruhu tüm Kürt halk›na göstermifltir. 12 Eylül faflist uygulamalar› 14 Temmuz direnifli flahs›nda önemli bir yenilgiye u¤rat›lm›flt›r.

om

18

14 Temmuz ülkeye dönüfl ça¤r›s› olmufltur Önderlik büyük bir ideolojik teorik çabayla, e¤itimle, moral vermeyle bu kadrolar› e¤itip yeniden mücadele eder hale getirmek isterken, birçok kadro da Önderli¤in bu çabalar›n›n tersine, olumsuz durufl, negatif ruh hali ve olmaz, baflar›lamaz söylemleriyle bu toparlanmay› geriye çeken,


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

19

ne te we .c om

“Nas›l PKK’li olunur, bunun ölçü ve ilkeleri netleflmemifl demek kesinlikle oportünist olmakt›r. PKK’lileflmekten, PKK’nin militan› olmaktan kaçmakt›r. Gerçekten mücadele etmek, partileflmek ve var olan imkanlar› baflar›yla taçland›rmak isteyenler 14 Temmuz ruhuyla ruhlar›n› temizleyebilir. PKK militan› haline gelerek, mücadeleyi yükselterek baflar›y› kazanabilirler”

muz ruhuyla kendi eksikliklerini giderebilir. Ruhlar›n› temizleyebilir, gerçek PKK militan› haline gelerek bu temelde partileflmeyi yarat›p, onu güçlü k›lma temelinde mücadeleyi yükselterek baflar›y› kazanabilirler. Bugün de 1980’li y›llardaki gibi, 14 Temmuz ruhuna fazlas›yla ihtiyac›m›z vard›r. Uluslararas› güçlerin ve bölge ülkelerinin bask›lar›n›n, ideolojik, teorik, kültürel sald›r›lar›n›n esas amac› hareketimizin Önderlik ve PKK ölçülerinden kopmas›n› sa¤lamaya yöneliktir. Bütün bunlar PKK’yi PKK olmaktan, PKK’yi Önderlik gerçe¤ine ba¤l› olmaktan ç›karmak için yap›lm›flt›r. Tabii ki bu sald›r›lar›n olumsuz etkileri olmufltur. Örgüt içinde, kadroda, yönetimde, toplumda etkileri olmufl ve belli zay›fl›klar› ortaya ç›karm›flt›r. Daha do¤rusu, büyüyen imkanlar›n do¤ru de¤erlendirilmemesi, birçok f›rsat›n kaç›r›lmas›n› beraberinde getirmifltir. Bugün yaratt›¤›m›z sonuçlar imkanlar›m›z›n gerisindedir. Bunu rahatl›kla belirtebiliriz. Belki bir iki y›ld›r, özellikle PKK’nin yeniden inflas›ndan sonra bir toparlanma gerçekleflmifl, kadroda, yönetim tarz›nda, mücadele tarz›nda belirli netleflmeler ve önemli geliflmeler de ortaya ç›km›flt›r. Ama hala örgütümüzü zorlayan geri anlay›fllar, tasfiyeci e¤ilimler kendini dayatmaktad›r. Dr. Ali tasfiyecili¤i buna en somut örnektir.

nin yaratt›¤› “zor koflullarda mücadele devrimcili¤i, zor koflullarda direnme tarz› ve gelene¤i” Önderli¤imizin Kürdistan’da gelifltirmek istedi¤i özgürlük mücadelesine büyük bir katk›da bulunmufltur. Mücadelecilerin mücadele tarz›n›, temposunu, üslubunu ve karakterini belirlemifltir. 14 Temmuz ruhuyla, anlay›fl›yla yetiflen kadrolarda, savaflç›larda, komutanlarda en zor koflullarda mücadeleyi süreklilefltirme, bunun iddias›nda bulunma kararl›l›¤›na ulafl›lm›flt›r. Bu da 14 Temmuz’un, 12 Eylül darbesinden 15 A¤ustos at›l›m›na giden süreçte mücadele aç›s›ndan nas›l bir köprü rolü oynad›¤›n› aç›kça göstermektedir.

14 Temmuz nas›l PKK’li olunur sorusuna verilen cevapt›r

ww

w.

14 Temmuz militan duruflu ve yoldafll›¤› ayn› zamanda PKK’lileflme, PKK çizgisinde mücadele etme ve baflar› gerçe¤ini ifade ediyor. 14 Temmuz direniflçili¤ini, Kemalleri, Hayri leri, Akifleri, Ali Çiçekleri anlamadan partileflmek mümkün de¤ildir. Hayri’yi anlamadan iyi bir siyasetçi ve halk yöneticisi olmak mümkün de¤ildir. Kemal’i anlamadan iyi komutan, iyi savaflç› olmak; Akif’i anlamadan halk›na, önderli¤ine, partisine, yoldafllar›na sonsuz güven ve inanç duyan, yoldafll›k duygusunu her türlü de¤erin üstünde tutan, bu temelde de partileflmenin temel tafl› olan kadro duruflunu göstermek mümkün de¤ildir. Ali Çiçek’i anlamadan halk›n ac›s›n›, öfkesini yüre¤inde tafl›yan genç olmak, Ali Çiçek’i anlamadan halk›n özgürlük mücadelesinin yükünü ben kald›raca¤›m, halk›n çekti¤i ac›lara ben son verece¤im, düflma-

n›n Kürt halk› üzerindeki bask›s›n›, zulmünü duruflumla, mücadelemle püskürtece¤im diyen genç olunamaz. 14 Temmuz direniflini, hangi koflullarda gerçekleflti¤ini, hangi yaflam ve mücadele felsefesiyle bafllat›l›p sürdürüldü¤ünü, baflar›ya götürüldü¤ünü, bu mücadelenin hangi tarzla zor koflullarda sonuca götürüldü¤ünü, hangi ruhla, duyguyla, düflünceyle flehadete gidildi¤ini, gelece¤in kurucular›, yap›c›lar› haline gelindi¤ini anlamak zor olur. Bu aç›dan günümüzde, özellikle mücadelenin keskinleflti¤i, düflman›n, uluslararas› güçlerin hareketi tasfiye etmek istedi¤i süreçte, bizim mücadeleyi daha fazla yükselterek ortaya ç›kan imkanlar› Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü kazanma, demokrasisini yaratma, bu temelde 35 y›ld›r verilen mücadeleyi sonuca ulaflt›rma aç›s›ndan 14 Temmuz direniflçili¤ine, onun ruhuna, kadro durufluna ihtiyac›m›z vard›r. Bizi baflar›ya götürecek baflka bir yol yoktur. Baflar› nas›l sa¤lan›r sorusunun cevab› aç›k ve nettir. Bu cevap, 14 Temmuz ruhudur, direniflçili¤idir. Hayrilerin, Kemallerin, Akiflerin ve Ali Çiçeklerin durufludur. Bu mücadele nas›l baflar›ya götürülür, PKK’lilik nedir, PKK kadrosu nedir sorular›n›n cevab› netleflmifltir. Bu konuda nas›l PKK’li olunur, bunun ölçü ve ilkeleri netleflmemifl, nas›l kadro olunur net de¤ildir demek kesinlikle oportünist olmakt›r, gerçekleri çarpt›rmakt›r. Bu durufl ve söylem, do¤rulara girmekten, PKK’lileflmekten, PKK’nin militan› olmaktan kaçmakt›r. Bu aç›dan gerçekten mücadele etmek, özgürleflmek, partileflmek, var olan imkanlar› baflar›yla taçland›rmak isteyenler 14 Tem-

Tasfiyecilik partileflmeyi ve militanl›¤› hedeflemifltir

Daha VII. Kongre döneminde partiyi Önderlik çizgisinden ç›kar›p, baz› ilkeler etraf›nda ittifak yapm›fl bir örgüte dönüfltürmek isteyenler ç›kt›. Bunlar›n bafl›nda da kaç›p giden Dr. Ali geliyordu. Zaten Dr. Ali tasfiyecili¤i esas olarak PKK’lileflmeye, partileflmeye, parti militanl›¤›n› gerek duymayan, da¤›tan ve bu gerçekliklere sald›ran bir tasfiyeciliktir. VII. Kongre’de Dr. Süleyman, Nas›r gibi inkarc›, teslimiyetçi e¤ilimlerle bir olan Dr. Ali de¤erlendirmelerinde, “öyle disiplinli, s›k› bir örgüte gerek yok” diyerek, art›k PKK gibi örgüt olman›n,


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ew e. c örgüt duruflunu, örgüt yaflam›n› tasfiyeci çizgiye çekmek isteyen, ölçülerle oynayan, bu temelde mücadeleyi gerileten anlay›fl ve yaklafl›mlar vard›r. Avrupa’da da benzer durumlar vard›r. Bu ölçülerin geriye çekilmesi, parti ölçüleri, kadro duruflu ve mücadele anlay›fl›yla örgütlenememe ve mücadele edememe Türkiye’deki muazzam imkanlar›n de¤erlendirilememesine yol açmaktad›r. Bu durum da mücadelenin ortaya koydu¤u birçok hedefin yerinde, zaman›nda gerçekleflmesi önünde engel olmaktad›r.

ne t

PKK gibi öncü bir örgüt biçiminde iflleri yürütmenin, böyle bir partileflmenin gerekli olmad›¤›n› belirtmiflti. Tasfiyeciler esasta parti birli¤ini yaratmay›, partiyi bir ruh, düflünce, örgüt ve eylem birli¤i haline getirmeyi de¤il, uzlaflmaya dayal›, çeflitli kiflilerin, gruplar›n baz› ilkeler etraf›nda ittifak yapt›¤› bir birlik haline gelmesini hedefliyordu. Daha o zaman bu anlay›fl›n tasfiyeci, örgüt d›fl› bir anlay›fl oldu¤u, bunun kabul edilemeyece¤i aç›kça belirtilmifl, Dr. Ali’nin bu söylemi ve bu söyleme sahip duruflu mahkum edilmifltir. Bu e¤ilimlere daha sonra BotanFerhat çetesi sahip ç›km›flt›r. Zaten Ferhat, Dr. Süleyman ve di¤erleri için “bunlar asl›nda erken gittiler, biraz daha kalsalard› bunlar› zaten yapacakt›k, böylesi bir sürece girilecekti” de¤erlendirmesini yaparak, tasfiyecili¤in örgüt, yaflam ve mücadele anlay›fl›n› ortaya koymufltur. Bu temelde örgütü ele geçirip mücadeleyi geriye çekmek ve çeflitli güçlere teslim etmek istemifltir. Ama Önderli¤in müdahalesi, kadronun ve yönetimin duruflu karfl›s›nda kaç›p gitmifltir. Örgütü örgüt olmaktan, kadroyu kadro olmaktan ç›karan, örgütü ve kadroyu uluslararas› komplonun istedi¤i çizgiye çekmek isteyen tasfiyecilik kaç›p gitmifl, ama bu tür tasfiyeci, bozguncu, da¤›t›c› e¤ilimler, bireyci, bencil, grupçu e¤ilimler devam etmifltir. Bunlar›n bafl›nda Dr. Ali gelmektedir. Özellikle hareketimizin en temel gücü olan HPG’de bu anlay›fl› gelifltirerek, asl›nda tasfiyecili¤in, Ferhat-Botan tasfiyecili¤inin yapamad›¤›n› Dr. Ali onlar ve uluslararas› komplo ad›na yapmak istemifltir. Liberal, bireyci, burjuva düflünceler ve bunun yaflamdaki yans›malar› mücadeleyi geriye çekmektedir. Özgürlük hareketinin gözbebe¤i, büyük bir ideolojik, siyasi, örgütsel, eylemsel derinli¤in ve birlikteli¤in bileflkesi olan gerilla örgütlenmesinde bu kadar geriye çeken, kendine göreli¤i dayatan tasfiyeci anlay›fllar oldu¤u düflünülürse, bunun Türkiye ve Avrupa’da da oldu¤unu kabul etmek gerekir. Gerçektende bugün Türkiye’de örgütü, kadro ve

om

20

Bu süreçte de baflar› 14 Temmuz ruhunu yaflamaktan geçer

ww

w.

1980’lerde yaflanan ruh haline ba¤l› olarak kadrolarda yaflanan; mücadeleyi geriye çeken, mücadeleyi sa¤a yat›ran, liberal burjuva yaflam anlay›fllar›n› örgüte dayatan, kendine göreli¤i, bencilli¤i bir marifet gibi kendinde somutlaflt›ran e¤ilimler Türkiye ve Avrupa’daki örgütsel yap›m›z içinde de bulunmaktad›r. Bu tür e¤ilimleri etkisizlefltirmek ve büyük mücadele hamleleri yapmak aç›s›nda 14 Temmuz ruhuyla partileflmek, kadrolaflmak, yaflam ve mücadele felsefesiyle toplumu örgütleyip, süreklileflen bir eyleme çekmek gerekmektedir. E¤er 14 Temmuz ruhunu kadro durufluna, mücadele tarz›na, örgüt anlay›fl›na yedirmezsek, 14 Temmuz tarz›n›, üslubunu, ruhunu örgütleri-

mizin, kadrolar›m›z›n ruhu ve tarz› haline getiremezsek zorlanmaya devam ederiz. Zaten inkarc› sömürgeciler, kadro yap›m›z içinde partileflmede, parti duruflunda, ölçülerinde geriye düflme, yafland›¤›n› düflündükleri için mücadelemizi ezme, baflar›s›n› engelleme umudunu tafl›maktad›rlar. Gerçekten PKK’lileflsek, PKK militan› olsak, inkarc› sömürgeciler tir tir titrerler. Asl›nda onlar da PKK ruhunun, PKK kadro duruflunun, yaflam anlay›fl›n›n, imkanlar›n az oldu¤u yerlerde bile büyük baflar› yaratt›¤›n›, her türlü sald›r›y› bofla ç›kard›¤›n› bilmektedirler. Kemal Pir bofluna 14 Temmuz’da, “Bu Türk devletine bir kaz›k çakt›k, ç›karabilirse ç›kars›n” dememiflti. Burada kaz›k derken, esas kastetti¤i PKK’nin örgüt anlay›fl›d›r, mücadele tarz›d›r, yaflam felsefesidir, ortaya ç›kar›lan bir mücadele örgütüdür, mücadele kiflili¤idir. Bunun örgütlenmesi ve topluma yans›t›lmas›d›r. Böyle bir hareketin Kürdistan toplumunda maya tutmas› ve geliflmesidir. Örgüt içinde bu ölçüler geriye çekilmek, ortadan kald›r›lmak isteniyor.12 Eylül faflizminin isteyip de yapamad›¤›n›, inkarc› sömürgecilerin, uluslararas› komplocular›n gerçeklefltiremedi¤ini tasfiyeci e¤ilimler bugün içten yapmaya çal›flmakt›r. Bunlar kabul edilemez. Bu e¤ilimlerle inkarc› sömürgecili¤e kaz›k çak›lamaz. Kaz›k ancak parti ölçüleriyle çak›l›r. Müca-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN olmak isteyen, yenilgiyi kabul etmeyen Önderlik gerçe¤ini, bugüne kadar yenilmeyen PKK gerçe¤ini pratiklefltirmek isteyenler aç›s›ndan temel ihtiyaç 14 Temmuz ruhunu sahiplemek ve onun gereklerini yapmakt›r. 14 Temmuz ruhu ve tarz›yla militanlaflmak, partili olmak ve mücadele çizgisini tutturmak gerekmektedir. 14 Temmuz direniflçili¤i düflmana karfl› bir mücadele gerçekli¤i oldu¤u gibi, ayn› zamanda bir özelefltiri gerçekli¤idir de. O güne kadar direniflin geciktirilmesine, PKK’nin mücadele tarz›n›n pratiklefltirilmemesine, bu konuda belirli kayg›lar›n direniflin gecikmesine yol açmas›na karfl› bir özelefltiridir. E¤er di¤er gruplar gibi PKK yönetimi ve kadrosu da “bask› var, köprüyü geçene kadar ay›ya day› diyelim, elimizden ancak bu kadar gelir” deseydi, direnifl gerçeklefltirilemezdi. Ya da daha keskin ölçülerde, daha mücadeleci ruh ve tarzla yaklaflmak yerine, flimdi sadece kendimizi koruyal›m, bu yeterdir anlay›fl›yla hareket edilseydi, 14 Temmuz direnifli gerçekleflemezdi. 14 Temmuz direniflçileri kendi geriliklerine lanet okuduklar›, bunu kabul etmedikleri, o gerilikleri ret ettikleri için direnifl gerçekleflmifltir. Diyarbak›r zindanlar›nda PKK’li tutsaklar›n, PKK kadrolar›n›n ve PKK yönetiminin durumu di¤er gruplarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda sa¤lam bir durufltu. Onlar›n hepsinden daha sa¤lam bir duruflun sahibiydiler. Hem mahkemelerde, hem düflman karfl›s›nda devrimci bir durufla sahiptiler.

hiçbir ideolojik teorik önderin yapamad›¤› kadar do¤ru çözümleme yapm›fl ve önümüze koymufltur. Bu konuda her hareketin eksikli¤i olabilir, her mücadele gücünün eksi¤i olabilir. Ama PKK’nin, PKK kadrolar›n›n, PKK örgütünün ideolojik, teorik düflünsel ve politika konusunda bir eksikli¤i yoktur. ‹zledi¤i politikalar da, ideolojik ve teorik yaklafl›mlar› da do¤rudur. Sorun, do¤ru düflünceleri, teoriyi ve politikay› örgüt anlay›fl›yla, do¤ru tarzla, militanl›kla pratiklefltirmek, yaflama geçirmek, maddi güce dönüfltürmek, halk› örgütlemek ve eylem gücüne dönüfltürmektedir. Bütün toplumu demokratik konfederalizm temelinde örgütleyip, demokratik ulus olma temelinde, Kürt ulusunun demokratik ulusal haklar›n› kazanma sorunumuz vard›r. Esas sorun örgütlenme sorunudur. Ve onu pratiklefltirme sorunudur. ‹flte bunun cevab›n› da 14 Temmuz direniflçileri fazlas›yla vermifltir. Önderli¤imiz, savunmalar›nda, 21. yüzy›l›n özgürlük düflüncesini, sosyolojisini, anlay›fl›n›, demokratik komünal anlay›fl›, özgür yaflam anlay›fl›n›, özgür toplumu yaratma anlay›fl›n›, bunun mücadelesini yürütecek parti anlay›fl›n›, toplumsal örgütlenme anlay›fl›n› ve bunun pratikleflmesini kapsaml› biçimde ortaya koymufltur. Bize düflen görev, 14 Temmuz ruhuyla ideolojik, teorik, örgütsel militan durufl ve eylem çizgisini pratiklefltirmektir. Bu temelde 12 Eylül faflizminin, Kürt halk›n›n özgürlük umutlar›n› k›rmak için Diyarbak›r zindanlar›nda uygulad›¤› bask›, zor ve iflkencelere karfl› PKK ruhuyla direnen ve Kürt halk›na yeniden gelece¤i kazanma ve gelece¤e umutla bakma gücünü veren, Kürdistan devriminin tarz›n› tüm halka ve onun öncü gücüne kazand›ran 14 Temmuz direniflçilerine; Kemal Pirlere, Hayri Durmufllara, Akif Y›lmazlara, Ali Çiçeklere “u¤runda ölecek kadar sevdikleri yaflam›” Kürdistan’da ve tüm Ortado¤u’da demokratik konfederal sistemi yaratarak, onlara olan borcumuzu ödemeli, bunun için de mücadeleyi daha fazla yükseltmeli ve gelifltirmeliyiz diyoruz.

ne te we .c om

delede kararl›l›kt›r, iddiad›r. Bunlar›n düflman› sarsmas›d›r. Gitti¤i her yerde sonuç almas›d›r, düflman› geriletmesidir. ‹nkarc› sömürgecilik örgütü ve onun kadrosunu bu tarzdan, bu üsluptan uzaklaflt›rmaya çal›flmaktad›r. Elbette ki Apocu felsefenin, ideolojinin sahibi olan, bunu örgüt ve eylemiyle hayata geçirmekle yükümlü olan örgüt kadrosunun bunu kabul etmesi mümkün de¤ildir.

21

14 Temmuz ayn› zamanda bir özelefltiri gerçekli¤idir

ww

w.

Bu tür zehirleyici e¤ilimlere karfl› en büyük panzehir 14 Temmuz ruhudur, direniflçili¤idir, tarz›d›r. Bugün her zamankinden daha fazla 14 Temmuz ruhuna, tarz›na, üslubuna ihtiyac›m›z var. Yoksa bugünkü kadro ölçülerinin geriye çekilmesinin önüne geçemeyiz. Bugün gerileyen ve mücadeleyi yükseltmeyen ruhlar› canland›ramay›z. Sistem içileflme dedi¤imiz; mücadeleyi yükseltmeyen, bir aya¤› sistemde bir aya¤› örgüt içinde, biraz çal›flan, ama tarz›yla, temposuyla asl›nda düflman› sarsmayan bir gerçeklik var. Kadroda bu tür geri, yanl›fl, e¤ilimler var. Bunu art›k gidermemiz gerekiyor. Neyle giderece¤iz? 14 Temmuz ruhuyla giderece¤iz. Kemallerin, Hayrilerin, Akiflerin, Alilerin parti durufluyla, partileflme ruhuyla, militan ruhuyla giderece¤iz. ‹stenenler fazla de¤ildir. Bunlar PKK kadrosundan normalde olmas› gerekenlerdir. Bu tarz, bu üslup Kürdistan devriminin tarz›d›r. Kürdistan devrimi zor bir devrimdir. Koflullar› zordur. Birçok düflman› vard›r, düflmanlarla sar›lm›flt›r. Bunlara karfl› s›radan, gevflek örgüt ve kadro durufllar›yla mücadele etmek mümkün de¤ildir. Bu flekilde de kat›l›m sa¤lan›labilir gibi bir düflünce ve durufl kendini katmamakt›r, kand›rmakt›r. Bu durufl ve düflünce bir gaflettir, aptall›kt›r, kendini düflmana yem etmektir. Ölüme giderken bile nas›l öldü¤ünü bilmemektir. Kaybederken bile nas›l kaybetti¤ini bilmemektir. Bu aç›dan kaybetmek istemeyen, baflarmak, PKK gerçekli¤ine lay›k

Esas sorunumuz örgütlenme ve pratiklefltirme sorunudur

Bu aç›dan mücadelenin zor günler geçirdi¤i, gerçekten örgüt ve kadro sorunlar›m›z›n oldu¤u, PKK kadro tarz›n›n, ruhunun arand›¤›, ancak bununla do¤ru örgütlenip, baflar›ya gidilece¤inin görüldü¤ü yerde 14 Temmuz ruhunu pratiklefltirmek gerekir. Sorun ideolojik, teorik de¤ildir. Do¤ru ideolojimiz vard›r. Do¤ru teorimiz vard›r. Eksi¤iyle, yetersizli¤iyle Önderli¤imiz hiçbir filozofun, hiçbir devrimcinin,


SERXWEBÛN Temmuz 2008

22

om

ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi Üzerine

ew e. c

Kürtlerin rolü Ortado¤u’da demokratik birlik harc› olma rolüdür. Politikay› kesinlikle temel ilkeler “K do¤rultusunda yapmal›lar. ‹lkesiz olmamal› veya ilkeleri baz› dar politik ç›karlara, konjonktürel durumlara feda etmemeliler. ‹lkeli davranman›n gerektirdi¤i fedakarl›klar ne olursa olsun onlar› gösterebilmeliler. Bir de d›fl güçlerin geliflflttirdi¤i oyunlara karflfl›› uyan›k davranmal›lar. Bunlar olursa Kürt halk› Ortado¤u’nun demokratikleflflm mesinin ve Ortado¤u halklar›n›n demokratik birli¤inin harc› olabilir. Yeni Ortado¤u ve dünya sisteminin kurulmas›nda Kürtler ve Kürt siyaseti temel bir denge rolü oynayabilir”

Duran Kalkan ile yap›lan röportaj

Serxwebûn: Nedir ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi? Kürtler bu projenin neresinde yer al›yor?

ww

w.

ne t

Duran Kalkan: Büyük Ortado¤u Projesi (BOP), ABD’nin küresel sermaye ç›karlar›n› Ortado¤u’ya hakim k›lma projesi oluyor. Yani I. Dünya Savafl›’n›n ortaya ç›kard›¤› Ortado¤u statükosunu aflarak, tümüyle küresel finans sermayenin ç›karlar›na aç›k hizmet edecek bir Ortado¤u yap›s›n›n yarat›lmas›n› öngörüyor. Bu yönüyle mevcut statükonun afl›lmas›n› gerektiriyor. Ortado¤u’daki siyasi yap›lar›n, bu kadar kat› s›n›r bölünmelerinin, yine despotik siyasi durufllar›n de¤iflmesini gerektiriyor. Böyle bir de¤iflimin bölge düzeyinde yarat›lmas›nda da en büyük potansiyel güç Kürtlerdir. Bir kere bu statüko Kürtleri yok say›yor. Dolay›s›yla yüz y›ld›r Kürtler bu statükoyla çeliflki ve çat›flma içindedir. ABD, BOP’u gelifltirmeden önce de Kürtler bu statükoyla çat›flma içindeydi. Bütün parçalarda isyan halindeydi. Bu statükonun de¤iflmesini istiyor, bu temelde de çok yönlü bir isyan hareketi, direnifl mücadelesi yürütüyorlard›. Dolay›s›yla bölgenin en temel de¤iflim dinami¤i, gücü Kürtler oluyor. Bu konuda bir örgütlenmeleri ve mücadeleleri de var. Böyle olunca, ABD’nin bu statükoyu de¤ifltirmek için gelifltirdi¤i BOP’ta elbette ki Kürtlerin yerinin olmas› gerekiyor. Böyle bir yeri bafllang›çta çok kapsaml› vermemifl olsa da giderek

verdi¤ini görüyoruz. Bafllang›çta BOP’ta daha çok Güney Kürdistan vard›. Çekiç Güç politikas› temelinde zaten bir statü oluflturulmufltu. Irak’taki rejimi de¤ifltirmenin temel gücü olarak ABD taraf›ndan kabul edilmiflti. Böyle bir pratik süreç de yafland›. Fakat ABD bölgedeki statükoyu de¤ifltirme mücadelesini derinlefltirdikçe, bunu öyle çok kolay gerçeklefltiremeyece¤ini gördü. Dolay›s›yla yeni dinamikler aramaya yönelmek zorunda kald›. Bölge gerçe¤ini daha yak›ndan ve derinden ortaya ç›karmak, tan›mak zorunda kald›. Bu, bütün Kürdistan’› görmesini, Kürt gerçe¤ini ve realitesini gerçekçi ve derinden anlamas›n› zorunlu k›ld›. ABD politikas›nda ifade etti¤imiz gibi bu yönlü de¤ifliklikler oluyor. fiimdi geldi¤imiz noktada insan flunu söyleyebilir: ABD’nin BOP’unda, en az›ndan

mevcut statükoyu aflma sürecinde Kürtlerin yeri en öndedir, baflatt›r. Kürtler etkin bir düzeydedir. Kuflkusuz ABD di¤er dinamikleri görmeme gibi bir yaklafl›m içinde de¤il. Ama Kürt potansiyelinin gücünü de iyi gördü¤ünü son yaklafl›mlar›ndan anl›yoruz. Kürtler flu anda en temel dinamiklerden biri konumunda. Bu hep böyle mi olur? E¤er BOP baflar› kazan›rsa, küresel finans sermayenin bölge hakimiyeti sa¤lan›rsa oluflacak yeni bölge yap›lanmas›nda Kürtlerin yeri ayn› kal›r m›? Kuflkusuz o konuda flimdiden net bir fley söyleyemeyiz. Çünkü bölgede Kürtlerden daha çok geliflmifl güçler var. ABD onlar› görmezden gelemez. Zaten gelmiyor da. Onlar›n kendisine ters düflen siyasi yap›lanmalar›n› yok ederek, oralar› ele geçirip kullanmak istiyor. Bu konuda Türkiye’ye önemli yer ver-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

23 ri direnifl gündeme geldi. ABD savafl sürecinde verdi¤i kay›plar›n katbekat üstünde kay›plar› savafl sonras›ndaki çat›flmada verdi ve bu hala devam ediyor. Herkes elini Irak’taki savafl›n içine soktu. ABD, askeri siyasi olarak hem Ortado¤u hem de yak›n müttefiki olan Avrupa devletleri düzeyinde Ortado¤u-Irak müdahalesinde zorlan›r hale getirildi. Almanya ve Fransa gibi devletler aç›k itirazlar›n› ortaya koydular. Rusya ve Asya’n›n birçok gücü benzer tutum gösterdi. Böylece, yeni bir siyasi yap›lanma yaratmada da ABD Irak’ta zorland›. Onu da engelleyen, bozan birçok bölge ve dünya gücünün varl›¤› ortaya ç›kt›. Siyasi ve askeri alandaki zorlanma, ABD-‹ngiltere-‹srail üçlüsünü yeni durum de¤erlendirmesini yapmaya, yeni politikalar aramaya yöneltti. 2005 y›l›ndan itibaren ABD politika de¤iflikli¤i sinyallerini vermeye bafllad›. Ortado¤u devletlerine dönük böyle sinyaller verdiler, AB devletlerine dönük bu sinyalleri verdiler. ABD yönetimi çeflitli uluslararas› konferanslarla, yine AB iliflkilerinde Irak’taki durumu birlikte yürütme istem ve ça¤r›s›n› aç›kça ortaya koydu. Yaln›z bafl›na sonuç alamad›klar›n›, art›k Irak’taki durumu uluslararas› ve bölgesel düzeyde baflka siyasi güçlerle de paylaflmak istediklerini ifade ettiler. Bu, önemli bir politika de¤iflikli¤iydi ve 2005 y›l›ndan sonra bu do¤rultuda bir politika de¤iflikli¤i de yafland›. Bu konuda k›smi pratik geliflmeler de yafland›. Bu, ABD’yi biraz rahatlatt›. ‹kincisi, 2006 Kas›m›nda yap›lan seçimlerden sonra izlenen politik stratejide daha somut bir de¤ifliklik yap›ld›. Bu seçimlerde Bush yönetimi oy kayb›na u¤rad›. Bunun Irak politikas›na ba¤l› oldu¤u de¤erlendirildi. ABD toplumunun Bush yönetiminin Irak politikas›na onay vermedi¤ini birçok güç ifade etti. Böyle olunca, yönetim daha fazla direnemeyerek toplumun e¤ilimlerini yans›tan yeni bir politik strateji oluflturma aray›fl›na girdi. Çeflitli komisyonlar oluflturuldu, araflt›rma-incelemeler yap›ld› ve 2007 bafl›nda yeni bir politik strateji oluflturuldu. Neydi bu politik

ne te we .c om

ABD-‹ngiltere-‹srail ittifak› dünya hegemonyas›n› sa¤lamak isteyen bir “A ittifakt›r. ‹srail, sermayeyi kontrol ediyor. ‹ngiltere siyaseti belirliyor. ABD de askeri güçle uyguluyor. Üçü bir bütünü oluflfltturuyor. Dolay›s›yla küresel sermaye dünyas›n›, önderli¤ini elde tutuyorlar. Böyle bir güce dayal› olarak hareket ediyorlar. Irak’a müdahalede de böyle oldu. Mevcut üçlü istedi¤i gibi karar verip bunu prati¤e geçirdi”

lenin sürdü¤ü, anlaflmalar›n kolay kolay sa¤lanamad›¤› tek alan Kürdistan’d›r. Dolay›s›yla Kürdistan’›n BOP içerisinde de yeri olacakt›r. Ama bu, Kürt halk›n›n iradesini, ç›karlar›n› ne kadar temsil eder, ne kadar demokratik olur, o ayr› bir konudur.

– ABD, Irak’ta istenen düzeyde sonuç alamay›nca komflu ülkelerle diyalog gelifltirerek stratejisinde de¤iflikli¤e mi gitti?

– ABD, Irak savafl›n› ‹ngiltere ve ‹srail’le ittifak halinde yürütmeyi planlad› ve yürüttü. Buna katmak istedi¤i dördüncü güç Türkiye idi. Türkiye son anda böylesi bir savafl›n içerisine girmekten vazgeçince, geriye üçlü ittifak kald›. Irak savafl› böyle bir ittifak temelinde yürütüldü. Saddam yönetimi bu temelde y›k›ld›. Bu ittifak sadece Irak’› y›kma ittifak› de¤il, bölgede küresel finans sermaye siyasetini yürüten bir ittifakt›r. Asl›nda dünya hegemonyas›n› sa¤lamak isteyen bir ittifakt›r. ‹srail, sermayeyi kontrol ediyor. ‹ngiltere siyaseti belirliyor. ABD de askeri güçle uyguluyor. Üçü bir bütünü oluflturuyor. Dolay›s›yla küresel sermaye dünyas›n›, önderli¤ini elde tutuyorlar. Böyle bir güce dayal› olarak hareket ediyorlar. Irak’a müdahalede de böyle oldu. Mevcut üçlü istedikleri gibi karar verip bunu prati¤e geçirdiler. 2003-2004 y›llar›nda uygulamalar bu temelde geliflti. Baflta kimseyi iflin içine katmadan bu savafl› yürütmeye çal›flt›lar. Dünyay› ve bölgeyi hiçe say›p, görmezden geldiler. Geliflmeler gösterdi ki bu güçlerin yaln›z bafl›na Irak’ta ve Ortado¤u’da hakimiyet sa¤lamas› mümkün de¤il. Yürüttükleri politika her alanda ciddi zorluklarla karfl›laflt›. Irak’ta ciddi bir karfl› aske-

ww

w.

di¤i aç›k. Yine ‹ran, geçmiflte de ABD müttefikiydi. Kuflkusuz ABD, ‹ran’a da büyük bir rol biçiyor. Bir de Ortado¤u’nun en genifl, petrol kaynaklar›na sahip olan Arap âlemi var. Zaten ele geçirmek için üzerinde savafl yap›lan bir alan oluyor. Küresel sermaye elbette bunlara önemli yer verecek. Bir de küresel finans sermayenin politikalar› ‹srail güvenli¤i do¤rultusunda oluflturuluyor. Bu Projenin çekirdek gücü ‹srail’dir. Bütün bunlar elbette BOP içerisinde daha aktif, etkin yer alan güçlerdir. Bu anlamda yeniden yap›lanmada bunlar daha çok önde olabilirler. Yani Kürtler bunlar›n düzeyinde yer alamayabilir. Ancak flunu da rahatl›kla ifade edebiliriz ki, art›k eskisi gibi Kürt inkar› da olmayacakt›r. Yani BOP’ta Kürt inkar› yoktur, olamaz da. BOP Ortado¤u’da yap›lanmas›n› yarat›rsa bu, Kürt inkar› üzerinde olamaz. Bunun içinde de, yeniden yap›lanma sürecinde de Kürtlerin mutlaka yeri olacak. Baz› Türkiyeli ayd›nlar, dar milliyetçi çevreler Kürtleri korkutmak için ‘ABD geçmiflte sizi satt›. Yine satar. Bize muhtaç kal›rs›n›z’ falan diyorlar. Bunu bir tehdit arac› olarak kullan›yorlar. Kuflkusuz ABD büyük devlet. Küresel sermaye siyaseti yürütüyor. Ç›karlar› neyi gerektirirse onu yapar. Ancak 20. yüzy›l sistemi gibi bölgede Kürtleri yok sayacak bir sistem gelifltirmesi zordur, hatta imkans›zd›r. Yok sayarsa, karfl›s›na yine eski statüko ç›kacakt›r. BOP’un her aflamas›nda art›k Kürtlerin bir yeri vard›r ve bundan sonra da olacakt›r. Çünkü Kürdistan önemli bir co¤rafya, önemli zenginlik kaynaklar›na sahip neolitik devrimin ülkesi. Buray› dünyaya hakim olan her güç ele geçirmek istiyor. Zaten dikkat edilirse I. Dünya Savafl›n›n ard›ndan mücade-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ABD’nin Kürt politikas›n›n sadece genel politik çizgileri bellidir

fiimdi Irak müdahalesi üzerinden geçen befl y›l› aflk›n süre içerisinde ABD, bölgede do¤rudan askeri, politik bir güç olarak yer ald›, hareket etti ve bölge gerçekli¤ini biraz daha iyi gördü, tan›d›. Ortado¤u üzerinde

ww

w.

– Yaflanan geliflmelerle ba¤lant›l› olarak, Kerkük sorunuyla birlikte ABD’nin Kürt politikas›nda bir de¤iflikli¤e gitti¤ini söylemek mümkün mü?

– ABD’nin Kürt politikas›nda ciddi bir de¤iflikli¤in oldu¤u gözlenmiyor. Asl›nda ABD Kürt politikas›n› yeni yeni oluflturuyor. fiimdiye kadar Kürt politikas› esas olarak Güney Kürdistan ile s›n›rl›yd›. fiunu biliyoruz: ABD, 20. yüzy›l›n bafl›ndan itibaren Ortado¤u’ya ilgi duyan bir devlet olmufltur. I. Dünya Savafl› sü- Kerkük

kapsaml› bir savafl halindedir. III. Dünya Savafl› denilen fley bir realitedir, kimse yok sayamaz. Bunu yürüten güç de ABD’dir ve bu savafl Ortado¤u’da sürüyor. ABD bu savafl›n en temel aktörü olarak sürekli yeni politikalar gelifltiriyor. Zaten bu savafl› baflka türlü de sürdüremez. ‹flte bu politik yönetim içerisinde yeni Kürt politikalar› gelifltiriyor. Befl y›ll›k savafl içerisinde gördü ki, Güney Kürdistan ile s›n›rlanm›fl bir Kürt politikas›yla Ortado¤u’da baflar›l› olamaz, etkinlik gelifltiremez. B›rakal›m Ortado¤u’yu, Kürtler üzerinde etkinlik gelifltiremez, Kürtleri kendine ba¤layamaz. Nitekim Güney Kürdistan’da ne kadar çaba harcad›ysa da bütün Kürtleri kendi politikas› do¤rultusunda yönlendirir hale getiremedi. Bu konuda ciddi zorluklar› var. Dolay›s›yla di¤er parçalara dönük de yeni bir Kürt politikas›n› üretme sürecine girdi. fiimdi bu yönlü bir geliflmeden söz edilebilir. Öyle Kürt politikas›ndan vazgeçti¤i, yok etti¤i anlam›nda yeni bir süreç kesinlikle yok. Bütün parçalara dönük Kürt politikas›n› oluflturma süreci yaflan›yor. Bu aç›kça gözüküyor. Yaln›z burada flu hususu görmek laz›m: ABD, di¤er parçalara dönük de politika oluflturmaya zorland› ve böyle bir politika oluflturma süreci yaflan›yor. Ancak bütün bunlar çok düz anlafl›lmamal›. Bunlara ra¤men ABD’nin Kürt politikas›n›n ayr›nt›lar› nelerdir, nerede ne kadar somutluk kazanm›fl dendi¤i zaman çok net fleyler söylenemez. Güney Kürdistan’› bir realite olarak kabul ediyor. Bir siyasi toplumsal sistem olarak görüyor, art›k onun geliflim sürecini durduramaz. Di¤er parçalarda da Kürt sorununun çözülmesi gerekti¤ini, Kürtlerin bir güç oldu¤unu, dolay›s›yla politik savafl›nda yerlerini görüyor, kabul ediyor. Fakat bunlar nas›l flekillenecek, ABD bu alanlarda neyi kabul edecek, di¤er parçalardaki Kürtlerle iliflkisini nas›l oluflturacak, di¤er parçalardaki Kürt sorununun çözümünü nas›l öngö-

ew e. c

recinde Ortado¤u siyasetiyle ilgili oldu ve Ortado¤u içerisinde Kürdistan’la iliflkisini sürdürdü. Her ne kadar bölge ve dünya siyasetinde etkili veya önder konumda olmasa da, I. Dünya Savafl› ard›ndan çeflitli aray›fllar›, dünya politikas›n›n flekillenmesi üzerinde etkisi oldu. Hatta Lozan Antlaflmas›’n› en son imzalayan devletlerden birisidir. ABD’nin Ortado¤u önderli¤i biraz farkl›yd›. ‹ngiltere ve Fransa’n›n yaratt›¤› Ortado¤u’yu tam benimsememiflti. Yine Türkiye yönetiminin gelifltirdi¤i Ortado¤u’ya da evet demedi. Farkl› bir Ortado¤u aray›fl›, kendi ç›karlar›n› farkl› yönlerde görme durumu söz konusuydu. II. Dünya Savafl› ard›ndan kapitalist Bat› sisteminin liderli¤i konumuna gelince, Sovyetler Birli¤i’ne karfl› mücadele içerisinde bir Ortado¤u siyaseti izledi. Kürt politikas›n› da buna göre flekillendirdi. Burada esas olarak Güney Kürdistan’la s›n›rland›r›lan bir Kürt politikas›n› oluflturdu ve bu, Körfez Savafl›’na, hatta 2003 Irak müdahalesine kadar geldi.

ne t

stratejinin unsurlar›? Bir, ABD ve müttefiklerinin eskisi gibi tek bafl›na de¤il, daha genifl bir politik ittifak dahilinde hareket etmeyi esas almas›. ‹ki, geçmiflte oldu¤u gibi Bush yönetiminin yaln›z bafl›na ve her sorunu askeri müdahale yöntemi ile çözmeye yönelmemesi. Askeri güç kullanmay› d›fllanmamakla birlikte, daha çok ekonomik, politik yöntemlerin yürütülen mücadelede esas al›nmas›. Ekonomik ve politik bask›ya dayal› olarak karfl›tlar›n geriletilmesi. Üçüncüsü de ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n›n yarat›lmas› ve Kürtlerin de buna kat›lmas› temelinde BOP’un çekirde¤inin oluflturulmas›. Bu güce dayal› olarak ‹ran ve Suriye baflta olmak üzere bölgenin di¤er alanlar›nda BOP ile çeliflen, karfl›t olan yap›lar›n tasfiye edilmesi. ABD flimdiye kadar bu do¤rultuda çal›fl›p mücadele ediyor. Amaçlar›nda bir de¤ifliklik yok. Yani ABD, küresel finans sermaye ç›karlar› do¤rultusunda yeni bir Ortado¤u’yu yaratmay› öngören amac›n› koruyup sürdürmekle birlikte, bu amaca ulaflmadaki mücadele yöntemlerinde, ittifaklar›nda ve stratejisinde k›smi de¤iflikliklere gitti. Bu, BOP’un de¤iflti¤i, ABD’nin esas amaçlar›ndan koptu¤u anlam›na gelmiyor. Sadece strateji ve takti¤in de¤ifltirilmesi yöntem de¤iflikli¤idir. O da pratikte karfl›lafl›lan zorluklardan kaynakl› olarak ortaya ç›km›flt›r.

om

24


Temmuz 2008 SERXWEBÛN ye-Irak üçlü ittifak›n› yaratabilmek ve Irak’›n buna haz›r hale getirilmesi için de engel olan yap›lar›n afl›lmas› gerekiyordu. Bir tanesi Saddam rejimiydi, o devrildi. Di¤eri direnen örgütlerin etkisizlefltirilmesiydi, bu do¤rultuda hem operasyonlar art›r›ld› ve gizli görüflmeler yap›ld› birçok örgütle. Celal Talabani’nin böyle görüflmeler yapt›¤› biliniyor. Tabii Irak’› yeni ittifak temelinde flekillendirirken, baz› de¤ifliklikler yapmas›, bunun için de taviz vermesi gerekirdi. Taviz, Kürt sorununda oldu. Bir yandan Irak’›, di¤er yandan Türkiye’yi haz›rlarken, böyle bir üçlü ittifakta Kerkük sorunu öne ç›kt›. Bu sefer de Kerkük’ün Kürdistan’a ba¤lanmas› politikas›nda isteksizlik ifade eden bir tutum gösterdiler. Bu do¤rultuda da Kerkük referandumu ikinci kez ertelenmifl oldu. fiimdi ne zaman yap›laca¤› da belli de¤il. K›saca-

ve birlikte yaflamalar›na hizmet etmesidir. Böyle bir politikay› savunmada ›srarl› olmalar›, yine gerekli pratik, örgütsel ad›mlar› zaman›nda atmalar›d›r. Esasen bunlar yap›lmam›flt›r.

ne te we .c om

recek, Güney Kürdistan’daki mevcut sistemin statüsünü sürdürmesini ayr›nt›da nas›l kabul edecek, bu konular net de¤ildir. Öyle çok netleflmifl hususlar yok. Genel politik çizgiler var. ‹çinin dolmas›, politik askeri geliflmelerle, mücadeleyle oluyor. Yürütülen mücadele neyi ortaya ç›kar›yor, ABD ç›karlar› neyi gerektiriyorsa ayr›nt›lar› ona göre de¤erlendiriyor. Bu genel çerçevenin içini ona göre dolduruyor. Bir kere bunu görmek laz›m. Onun için de farkl› bir durum ortaya ç›k›nca ya da bir konuda ayr›nt›da belirginlik olunca, bunu politika de¤iflikli¤i olarak görmemek laz›m. ‹kinci bir husus ise Irak’taki politik durum çok kar›fl›kt›r. Çok etkili bir politik askeri savafl›m var, çok yönlü bir çat›flma yaflan›yor. Öyle düz bir yaklafl›mla Irak politikas›n› yürütüp baflar›l› olmak mümkün de¤ildir. Buna Tüklerin

25

De¤erlendirilmesi gereken, ABD’nin politika de¤iflfliimini yap›p yapmad›¤›ndan “D çok, Kürtlerin tutarl› politika izleyip izlemedi¤idir. Kürtlerin do¤ru politika izlemeleri ve projelerinin olmas›d›r. Bu projelerin demokratik olmas›, Kürt ve Irak halklar›n›n demokratik ve birlikte yaflflaamalar›na hizmet etmesidir. Böyle bir politikay› savunmada ›srarl› olmalar›, yine gerekli pratik ad›mlar› zaman›nda atmalar›d›r. Esasen bunlar yap›lmam›flfltt›r”

s›, Kerkük’ün nas›l bir statü kazanaca¤› netleflmifl de¤ildir. O yüzden de ABD’nin politikas› kesin fludur denilemez. Kerkük sorunu bir politik sorundur. Irak’taki politik mücadele sonucu belirleyecektir. ABD ve di¤er güçler bu mücadeleye göre politika de¤ifltiriyor. ABD kendisini aç›k tutuyor, hiçbir duruma net angaje etmiyor. Çünkü bir politik savafl›m gücüdür. Öyle net angaje ederse, politik pazarl›k yapamaz, dolay›s›yla politikada da etkili olamaz. Kerkük politikas› bu temelde sürüyor. Bu noktada önemli olan ve de¤erlendirilmesi gereken, ABD’nin politika de¤iflimini yap›p yapmad›¤›ndan çok, Kürtlerin bu konuda daha tutarl› politika izleyip izlemedi¤idir. Kürtlerin do¤ru politika izlemeleridir, projelerinin olmas›d›r. Bu projelerin demokratik olmas›, Kürt halk›n›n demokratik yaflam›na, Irak halklar›n›n demokratik

ww

w.

durumu da, Kerkük sorunu da dahildir. ABD’nin Kerkük sorununda politika de¤iflikli¤ini ne kadar yap›p yapmad›¤› henüz belli de¤il. Bafllang›çta Irak’ta denetim oluflturabilmek için Kürtlere daha çok yer verdi, öne ç›kard›. Bu anlamda Güney Kürdistan’da oldu¤u gibi Kerkük’te de Kürt etkinli¤i geliflti. Kerkük’ün statüsü için baz› yöntemler belirlendi. ABD bunu bir oyun olarak m› yapt›, daha sonra bu de¤iflti mi, hay›r. O zaman ç›karlar› bunu gerektiriyordu. ABD’nin Irak’ta yürüttü¤ü mücadelenin gerekleri oydu, ona göre davrand›, onunla politik etkinli¤ini gelifltirdi.

Kerkük’ün çözümünü Irak’taki politik mücadelenin sonucu belirleyecektir

Fakat geçti¤imiz y›l geliflmeler zorlay›nca, ABD politik de¤ifliklik yapmak zorunda kald›. Merkezi yap›y› biraz daha güçlendirmesi gerekiyordu. ABD-Türki-

Kerkük’te di¤er halklar için de kesinlikle demokratik bir ortam olmal›

Kerkük için de Kürdistan referanduma haz›rlanmad›, haz›rl›k çal›flmalar› yap›lmad›. Bunda Kürt yönetiminin de sorumlulu¤u vard›r. Kerkük projelerini Kürt yönetimi tam netlefltirmedi. Evet, Kürdistan’a kat›ls›n dendi, ama Kürdistan içerisinde nas›l bir statüsü olsun, onu netlefltirmesi gerekiyordu. Kerkük’ün bir özgünlü¤ü var. Di¤er toplumlar için demokratik bir ortam kesinlikle olmal›. Bu anlamda Kürdistan içerisinde de özgün bir statüsünün olmas› gerekiyor. Bir konfederasyon olmal› asl›nda. Zaten Irak’›n sorunlar›n› çözecek olan temel biçim de demokratik konfederasyondur. Kürdistan’›n da demokratik bir konfederasyonu olmal›. Behdinan, Soran alanlar›n›n çözüm bulmas›, Hewler’in iyi bir statü kazanabilmesi, kesinlikle demokratikleflmeye ba¤l›. Kerkük bu konuda bir maket durumundad›r. Demokratik konfederalizm Kerkük’te bir model olarak gelifltirilirse bu, bütün Irak ve Ortado¤u için bir örnek haline gelebilir. Demokratik Irak, yine demokratik Ortado¤u konfederasyonunun adeta bir maketi, bir çekirde¤i rolünü oynayabilir. Bu konuda somut projeler üretilmifl, bütün toplumlar›n deste¤ini alan, Kürtlerin, Araplar›n, Türkmenlerin, hatta varsa Asurilerin ortak kat›l›m›na dayanan, hepsinin deste¤ini alan, hepsinin özgür demokratik yaflam›n› birlikte örgütleyen bir proje haz›rlanm›fl de¤il. Böyle olunca da sorun ortaya ç›k›yor, birçok güç Kerkük üzerinde ç›karlar› do¤rultusunda politika yapmaya çal›fl›yor, oyunlar gelifltiriyor. Çözümsüzlük biraz da buradan kaynaklan›yor. Böyle bir durum Irak’taki geliflmelere göre ABD’ye, hatta Türkiye’ye iliflkileri do¤rultusunda politika de¤ifltirme f›rsat› veriyor. Dolay›s›yla ABD de ç›karlar› do¤rultusunda böyle bir de¤ifliklik yapabiliyor.


SERXWEBÛN Temmuz 2008 çimlerden sonra pratik hamle yapaca¤›n› düflünüyor. Dolay›s›yla seçimlerden sonra BOP’ta de¤ifliklik de¤il de, bu üçlü ittifak temelinde pratik hamleye kavuflturmak gündeme gelebilir. ABD böyle bir ittifak› baflar›yla sa¤layabilirse bunu yapar.

– ABD’nin ‹ran’a askeri bir müdahalesi yak›n dönemde ihtimal dahilinde mi? Askeri müdahale olmazsa nas›l bir politika izleyecek?

– ABD, seçimlerden sonra BOP’ta bir de¤iflikli¤e gidebilir mi?

ww

w.

ABD seçimlerinden sonra BOP projesinde herhangi ciddi bir de¤iflikli¤in olaca¤›n› düflünmüyorum. Zaten BOP, amaçlar› belirlenmifl bir proje. Amac›; Ortado¤u’yu küresel sermaye sisteminin hakimiyeti alt›na almak. Bununla çeliflen statükoyu de¤ifltirmek, bu engelleri temizlemektir. Bu amaçlar› hiç de¤iflmiyor. Fakat yöntemler konusunda zaman zaman de¤iflikliklere gidiyor. Dönemlere göre izledi¤i yöntemlerde de¤ifliklik yap›yor. Bu projenin içinde Ortado¤u’nun bütün unsurlar›na yer var. Türkiye ile Irak’› temel bir ittifak dahilinde çekirdek güç yapmay› öngörüyor. Bununla sisteminin merkezini oluflturmak istiyor. Tabii bunun yan›nda ‹ran’a da, Araplara da, ‹srail’e de, Kürtlere de yer veriyor. Bu aç›k görülebilen bir durum. Bunlar temelinde pratik yap›yor. Se-

lenebilir. Hem Irak’taki geliflmeler hem de ABD’deki politik de¤ifliklikler öyle bir durumu ortadan kald›rd›. Fakat bu durum ‹ran’a karfl› hiç askeri güç kullan›lmayacak anlam›na gelmez. Baz› askeri güç kullan›mlar› olacak. Nitekim Suriye’nin bir hedefini ‹srail vurdu. Kimse de bir fley demedi. fiunun iyi bilinmesi gerekiyor: Suriye’ye dönük de benzer sald›r›lar gündeme gelebilir. ‹ran’a dönük sald›r›n›n daha genifl boyutlu olma ihtimali var. Yani ‹ran’›n baz› hedeflerini vurmak her zaman gündemdedir. fiimdi de böyle bir olas›l›k var. 2009 bafl›ndan itibaren bu durum daha fazla gündeme gelebilir. Fakat ‹ran savafl›m›n›n Irak veya Afganistan savafl›m› gibi olaca¤›n› beklememek laz›m. ‹ran’›n koflullar› da, bölgedeki geliflmeler de farkl›d›r. Askeri boyutu az, ekonomik, siyasi bask› boyutu fazla olabilir. Bir de içten çeflitli örgütlenme ve isyana yöneltme durumu gündeme gelebilir. ‹ran’›n durumu buna uygun. ABD-‹ran iliflkileri gerginleflirken, çat›flma daha çok bu boyutlarda geliflebilir.

ew e. c

– Evet, ABD’nin ‹ran’a aktif bir müdahalesi yak›n görünüyor. Bunun askeri boyutu ne kadar olur, o konuda kesin bir fley belirtemeyiz. Fakat k›smi bir askeri boyutunun olma ihtimali de güçlenmifltir. fiöyle bir formül ortaya konabilir: 2006 Kas›m seçimlerinden sonra ABD, politik stratejisinde de¤ifliklik yapt›. Bu, tek yanl› askeri müdahaleler yerine ittifaklara dayal› ekonomik siyasi müdahaleyi öne almay›, askeri müdahaleyi de buna ba¤lamay› öngören bir stratejik de¤iflikliktir. Bu temelde de Türkiye-Irak-ABD ittifak›n› yaratabilmek için önemli bir çal›flma süreci bafllatt›. Yani ittifaklara dayal› geliflecek ekonomik politik a¤›rl›kl› müdahalenin çekirde¤i olarak Türkiye-Irak-ABD üçlü ittifak›n› öngörüyordu. Kürtleri de buna dahil etmek istedi. Bu konuda AB’nin onay ve deste¤ini ald›. Bu temelde ‹ran ve Suriye üzerinde ekonomik, politik bask›s›n› art›rmay›, onlara karfl› bir üstünlük sa¤layarak hamle yapmay› öngördü. Bir buçuk y›ld›r da bu temelde çal›fl›yor. Seçimlerle ABD yönetimini yenilemeyi öngörüyor. Bunlar› gerçeklefltirirse, 2009 y›l› bafl›ndan itibaren bu duruma dayanarak ‹ran ve Suriye üzerinde hamle gelifltirecektir. ABD planlamas›n›n böyle oldu¤u de¤erlendirilebilir. Tabii ‹ran ve Suriye’ye dönük hamle gerçeklefltirebilmesi için söz konusu ittifak› baflar›yla yaratmas› laz›m. O olmadan bunu yapamaz. Bu plan›n önemli bir yan› budur. Yine ‹ran’a dönük ne kadar askeri güç kullan›lacak veya kullan›l›p kullan›lamayacak m› oras› önemli. Irak benzeri bir ‹ran savafl›m›n› yürütme durumunun ortadan kalkt›¤› rahatl›kla söy-

ne t

Somut flu söylenebilir: Kürt politikas›nda ABD’nin bir de¤iflikli¤i yok, ama Kerkük politikas›nda 2003-2006 sürecinde izledi¤i politikayla 2008 sürecinde izledi¤i politikada de¤ifliklik oldu. 2003-2006 döneminde Irak’ta daha çok Kürtlere dayanarak bir sistem gelifltirmeye çal›flt›. Onun için Kerkük referandumu gündeme geldi. 2007’den itibaren ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n› yaratmay› temel politik strateji olarak belirleyince, ABD, Kerkük konusunu da böyle bir politikan›n baflar›s›na ba¤l› olarak yürütmeyi esas ald›. Bu noktada hem Irak merkezi yönetimini hem de Türkiye’yi böyle bir ittifaka haz›rlama konusunda Kerkük politikas›nda baz› de¤ifliklikler yaparak taviz vermeyi öngördü. Demek ki politik sistemleri netleflmedikçe, bu konuda aç›kl›k devam ettikçe, bu de¤ifliklik politikalar› gündeme gelecektir. Bunu görmek, buna göre hareket etmeyi bilmek laz›m. Politika de¤iflikli¤inin fazla olmas›n› önlemenin yolu da politik projeler üretip, onu hayatta geçirmeyi bilmek oluyor. Bu anlamda Kerkük konusunda Kürt yönetimi etkili, aktif bir politika yürütmede zay›f kalm›flt›r.

om

26

– Ortado¤u’da Kürtler büyük bir potansiyele sahip. Olas› bir müdahalede Kürtler nas›l bir politika izlemeli? – Kürtler Ortado¤u’da büyük bir potansiyel. Gericilik kullan›ld›¤›nda olumsuz rol oynayan bir güç oldu¤u gibi, Ortado¤u’nun demokratikleflmesinde de önemli bir rol oynayacak potansiyele sahiptir. Kürtler, demokratik Ortado¤u’nun merkezi çekirde¤i olabilir. Ortado¤u’nun birinci demokratiklefltirme kuvveti olarak rol oynayabilir. Ortado¤u’da oldu¤u gibi ‹ran’da da Kürtler önemli bir potansiyeldir, büyük bir güçtür. ‹ran’›n en temel demokrasi dinamikleri konumundad›r. Do¤u Kürdistan hem konum hem de zenginlik kaynaklar› ve nüfus potansiyeli itibariyle böyle bir gücü ifade ediyor. ABD-‹ran çat›flmas› geliflirse, Kürtler nas›l bir politika izlemeli, nas›l davranmal› dendi¤inde de hemen flunu ifade etmek isterim: Kürtler, özgürlük ve demokrasi mücadelelerini baflka herhangi bir müdahaleye ve çeliflkiye


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

ne te we .c om

kesinlikle ba¤lamamal›d›r. Bu, yanl›fl bir durufl olur, yanl›fl bir politik çizgiyi ifade eder. ABD-‹ran çat›flmas› olsun da, bu çat›flma içerisinde politika yapal›m, f›rsatlar› de¤erlendirelim, bundan sonuçlar alal›m demek, do¤ru de¤ildir. Kürtlere fazla bir fley kazand›rmaz, ahlaki de de¤ildir. Kürtlerin buna ihtiyac› da yok. O bak›mdan çizgiyi bafltan do¤ru tutturmak laz›m. Kürt milliyetçili¤i hatal› siyaset izleyebiliyor, daha çok böyle siyasal kabarmalara umut ba¤l›yor. Yöntem olarak o mücadelelere dayan›yor. Yine farkl› politik güçlerin çat›flmas› içersinde oluflacak f›rsatlar› de¤erlendirerek sonuç almay› öngörüyor. Yani konjonktürel bir politika izliyor. Bu, belki f›rsatlar oldu¤unda de¤erlendirme imkan› veriyor. Ama yanl›fl bir politikad›r, zararl›d›r, sak›ncal›d›r. Kürt toplumunu baflka toplumlarla karfl› karfl›ya getiriyor. Toplumsal çat›flmay› gündemlefltiriyor, milliyetçi çeliflki ve çat›flmalar› tahrik ediyor. Bu, kesinlikle yanl›fl bir politikad›r. Kürtler bu politikaya karfl› da uyan›k olmal›. Fakat genelde oldu¤u gibi, Do¤u Kürdistan’da da milliyetçi politikan›n etkisi büyük oranda azalt›lm›flt›r. Do¤u Kürdistan toplumu milliyetçi politikalar›ndan kurtar›larak, demokratik Kürt politikas› içerisine çekilmifltir. PJAK öncülü¤ü bunu ifade etmektedir. PKK’nin etkisi ile Do¤u Kürdistan toplumunda önemli bir bilinçlenme ve örgütlenme yaflan›yor. Milliyetçi bilinç ve stratejik durufl afl›l›yor, ulusal demokratik bilinç ve stratejik durufl gelifliyor.

27

w.

görüflmeleri oluyor, hatta ittifaklar bile oluflturuyorlard›. ABD’nin ‹ran ile iliflkileri gerginleflince, ‹ran gericili¤ine ve despotizmine karfl› Türkiye ile anlaflt›. Kürt özgürlük hareketini ezmek üzere gelifltirilen bütün bu sald›r›lara karfl› geçen iki y›l içerisinde, özellikle 2007-2008 y›llar›nda güçlü bir direnifl mücadelesini ortaya ç›kard›. Bu, tamamen ba¤›ms›z bir çizgide, Kürt halk›n›n ç›karlar› do¤rultusunda, yine bölge halklar›n›n demokratikleflme ve demokratik birlik yaratma stratejisine uygun olarak gelifltirilen bir direnifl mücadelesidir. Do¤u Kürdistan özgürlük mücadelesi, do¤ru bir stratejik anlay›fl içine çekilmifl durumdad›r. Bu durum genel Kürdistan özgürlük mücadelesi aç›s›ndan da, Ortado¤u halklar›n›n demokratik mücadelesi aç›s›ndan da önemlidir. Küresel sermayenin gelifltirdi¤i bölge müdahalesinin yeni bir despotik sistem kurmas›n› engellemek aç›s›ndan da önemlidir. Bölge halklar›n›n özgür ve demokratik iradelerini öngören, ç›karlar›n› esas alan demokratik Ortado¤u birli¤inin yarat›lmas› aç›s›ndan, Do¤u Kürdistan’daki bu ba¤›ms›z demokratik siyasi çizginin gelifltirilmesi önem kazan›yor. Do¤u Kürdistan toplumu kesinlikle böyle bir ba¤›ms›z çizgi izlemeli. Özgürlük ve demokrasi mücadelesini kendi gücüyle gelifltirmeli. Birincisi, ulusal demokratik bir bilinç edinmeli, demokratikleflmeyi esas çizgisi olarak öngörmeli. ‹kincisi, kendi halk gücüne dayanmal›, halk gü-

PJAK güçlü bir direnifl mücadelesini ortaya ç›kard›

ww

PJAK, ulusal demokratik bilinci ve stratejik duruflu ifade eden bir politik hareket konumundad›r. Dikkat edilirse PJAK, ‹ran gericili¤ine ve despotizmine karfl› yürüttü¤ü Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesini, ‹ran-ABD çeliflki ve çat›flmas›na ba¤l› olarak yürütmüyor. Geçti¤imiz y›l ABD-‹ran gerginli¤i fazla yoktu, hatta zaman zaman görüflüp Irak üzerinde anlafl›p politikalar belirliyorlard›. Yine PJAK’›n vurulmas› yönünde ABD-‹ran

cünü örgütlemeli. Üçüncüsü, ittifaklar›na dikkat etmeli, ilkeli davranmal›. Ama elbette politika yapmal›, çeflitli güçlerle iliflki ve ittifakta bulunmal›, oluflan f›rsat ve imkanlar› özgürlük ve demokrasi mücadelesi lehine de¤erlendirmelidir. fiimdiye kadar böyle yapt›. ABD-‹ran savafl›n›n geliflmesi durumunda da tabii ki flu ya da bu gücün taraf›nda yer almas› gerekmiyor. Kendisi zaten bir taraft›r. Özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütüyor. ‹ran gericili¤ine, despotizmine karfl› mücadele veriyor, kendi savafl›n› yürütüyor. Bunu her ortam ve koflulda da yürütecektir. Savaflan farkl› güçlerin hiçbirine karfl› savafl ittifak›n› kesinlikle yapmayacakt›r, yapmamal›d›r. PJAK, halklar›n özgürlük ve demokrasisini yaratacak meflru savunma çizgisinde olan bir direnifl içerisindedir. Bu savafl› esas al›yor Do¤u Kürdistan özgürlük stratejisi. Böyle bir çizgi izleyece¤ini de söyleyebiliriz. Bu konuda önemli bir bilinç ve irade kazanm›flt›r. Kürtler tamamen halklar›n ç›karlar›n›, özgürlük ve demokrasi çizgisini esas alacak. Herkes bunu bilmeli, güvenmeli. ‹ran rejimi demokratikleflirse, Kürt sorununun demokratik çözümü ‹ran gerçe¤ine uygundur. ‹ran gerçe¤ine, kültürel durumuna, hatta ‹slami gelene¤ine uygun bir Do¤u demokrasini gelifltirip Kürtlerle bu temelde ittifak, birlik yapmas›, ABD müdahalesinin zeminini de ortadan kald›r›r. ABD-‹ran gerginli¤i, savafl› da olmaz. fiimdi böyle bir gerginlik ve savafl varsa, Ahme-


SERXWEBÛN Temmuz 2008 ç›kan her f›rsat ve imkan› Ortado¤u halklar›n›n demokratik yaflam› ve birli¤i do¤rultusunda de¤erlendirecektir.

– ABD’deki seçimleri demokratlar›n kazanmas› durumunda, ABD’nin Kürt politikas›nda bir de¤ifliklik bekliyor musunuz?

w.

ww

manda görece¤iz. ABD politikas›n›n bu konuda netleflmesi gerekiyor. Güney Kürdistan’a dönük de s›n›rland›r›c› durumlar önemli ölçüde afl›ld›. Özellikle Türkiye’nin Medya Savunma Alanlar›’na dönük sald›r›lar› karfl›s›nda PKK’nin gösterdi¤i direnifl, gerillan›n baflar›lar›, tüm sald›r›lar› yenilgiye u¤ratmas› Güney Kürdistan’› rahatlatt›. Bu anlamda ABD’nin Güney Kürdistanl› güçleri daraltma ve s›n›rland›rmas› ortadan kalkt›. Geriye Kerkük konusu kald›. Kerkük üzerinde de bir mücadele sürüyor. Asl›nda Kerkük’te ABD politikalar›n›n çok fazla etkinli¤ini düflünmemek laz›m. Baflka birçok unsur var, onlar›n haz›rlanmas› gerekiyor. Bu konuda Kürt yönetiminin yapmas› gereken çal›flmalar var. Dar ve s›n›rl› kal›nmazsa, Kerkük konusu da çözüm yoluna girer. Bu bak›mdan demokratlar›n yönetime gelmesiyle yeni bir politik de¤iflikli¤e gitmekten ziyade, ABD’nin 2007 bafl›ndan itibaren ortaya koydu¤u de¤ifliklikleri yapmas› gerekiyor. fiimdiye kadar Kürtleri s›n›rland›rarak, Türkiye ve Irak’› ittifak politikas›na haz›r hale getirmek istedi. Askeri operasyonlarla PKK’nin üzerine geldi, PKK’ye dönük askeri operasyonlara destek verdi. Irak hava sahas›n› açt›, de¤iflik keflif ve istihbaratlar verdi. Yine Güney Kürdistan yönetimini daralt›, Kerkük referandumu erteletti. Bunun sonuna gelinmifltir. fiimdi yeni politikalar oluflturmas› gerekiyor. PKK’nin böyle geriletilemeyece¤ini görmüfltür. Bundan sonra ya PKK’ye karfl› aç›k savafl ilan eden politika izler ya da PKK ile ortaya ç›kan Kürt iradesini tan›yarak, bar›fl içerisinde sorunlar› demokratik yöntemlerle çözmeyi esas al›r. Tabii biz ikincisini tercih ediyoruz. Bunun olmas›n› istiyor, bekliyoruz. Ama neye karar verece¤ini kuflkusuz ABD belirler. Di¤er yandan Güney Kürdistan hükümetini s›n›rland›rma ve Kerkük referandumunu ertelemenin de sonuna gelindi. Daralma yerine, Güney Kürdistan’›n statüsü konusunda daha net, herkesçe kabul gören bir politika izlenmesi ABD’den beklenmeli. ABD de böyle bir politikay› daha aç›k izler hale gelebilir. Türkiye de bunu kabul

ew e. c

– Hay›r. ‹ster cumhuriyetçiler, ister demokratlar kazans›n, bu y›lki seçimlerde Kürt politikas›nda ciddi bir de¤iflikli¤in olaca¤›n› sanm›yoruz. ABD’nin Ortado¤u ve Kürt politikas›nda de¤ifliklikler yafland›, bunlar› zaten ifade ettik. 2007 bafl›ndan itibaren ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak› do¤rultusunda Kürt politikas›nda da baz› de¤iflikliklere gitti ve PKK’ye karfl› savafl› öngördüler. ABD, 2006 A¤ustos’unda yapt›¤› ateflkes, bar›fl ve çözüm ça¤r›lar›ndan vazgeçerek, Türkiye’yi Kürtlerin, PKK’nin üzerine sald›rtt›. 16 Aral›k 2007 tarihinden itibaren ABD’nin Medya Savunma Alanlar›’na dönük sald›r›lara deste¤i, ortakl›¤›, hatta teflviki oldu. Bu sald›r›lar üçlü ittifaktan kaynaklanm›flt›r. Türkiye ve ‹ran’› PKK’ye karfl› askeri operasyona yöneltirken, Güney’de de Güney Kürdistan yönetimini biraz daraltan, Kerkük referandumunu erteleten bir politikay› izledi. Bütün Kürdistan’› etkileyen k›smi politika de¤iflikli¤i yapt›. Fakat bunlar konjonktüreldir, çok temelli de¤ildir. PKK bu sald›r›lara karfl› direndi ve bofla ç›kard›. Dolay›s›yla Türkiye bu sald›r›lardan bir kazanç elde edemedi. fiimdi yeni bir durum var, ABD de herhalde ortaya ç›kan bu yeni durumu de¤erlendirecek. Yeniden çat›flma m› öngörecek, yoksa 2006 yaz›nda öngördü¤ü ateflkese dayal› bar›flç›l çözümü mü arayacak, onu yak›n za-

ne t

dinecad rejiminin, ‹slami rejimin despotik, anti demokratik karakterinden ileri geliyor. Bu durum bir çekim gücü oluyor. ‹ran üzerine bask›y› çekiyor, bahane oluflturup f›rsat veriyor d›fl güçlerin müdahalesine. Di¤er yandan ‹ran’› zay›f konumda b›rak›yor. Biz, ne böyle bir müdahale olsun ne de ‹ran zay›f olsun istiyoruz. Ama despotik, Kürtleri katleden, zülüm eden, Kürt halk›n›n demokratik haklar›n› tan›mayan ‹ran’› da istemiyoruz. Sadece Kürtler de de¤il. ‹ran’da çok say›da dil, kültür ve halk var. ‹ran, bir kültürel ve halklar mozai¤idir. Dolay›s›yla demokrasiye en fazla lay›k olan, ihtiyac› olan bir ülkedir. Biz de böyle bir demokrasinin gelifltirilmesini istiyoruz. Kürtlerin tutumu bu konuda tamamen demokratik bir tutumdur. Buna göre bir strateji izlemek gerekir. Kimsenin aleti olmamak, ba¤›ms›z bir çizgi izlemek, tamamen halklar›n özgürlük ve demokratik ç›karlar›n› esas almak, bu temelde mücadele etmek, kimin durumu böyle bir mücadeleye hizmet ediyorsa, onunla iliflki ve dayan›flma içerisinde olmak Kürtlerin izleyece¤i politika olacakt›r. Kesinlikle Kürtler kimseye karfl› gizli, milliyetçi anlaflmalar içerisinde olmayacakt›r. Bu tür yak›flt›rmalar Kürtlere hakareti ifade ediyor. Bu tür oyunlara geçmiflte baz› Kürt çevreleri geldi, fakat Kürtler art›k böyle bir oyuna gelmeyecek bilinçteler. Mevcut durumu de¤erlendirebiliyor, tümüyle öz güçlerine dayan›yorlar. Özgürlük ve demokrasi mücadelesini öz gücüne dayal› olarak yürütüyor. Dolay›s›yla kimseye muhtaç ve minnettar de¤iller, kimseye angaje olacak durumlar› yok. Ama f›rsat ve imkanlar› da de¤erlendireceklerdir. Yani özgürlük ve demokrasiyi gelifltirmek için ortaya

om

28

Kürtler tümüyle öz güçlerine dayan›yorlar. Özgürlük ve demokrasi “K mücadelesini öz güçlerine dayal› olarak yürütüyor. Dolay›s›yla kimseye muhtaç ve minnettar de¤iller, kimseye angaje olacak durumlar› yok. Ama f›rsat ve imkanlar› da de¤erlendireceklerdir. Yani özgürlük ve demokrasiyi geliflflttirmek için ortaya ç›kan her f›rsat ve imkan› Ortado¤u halklar›n›n demokratik yaflflaam› ve birli¤i do¤rultusunda de¤erlendirecektir”


Temmuz 2008 SERXWEBÛN Kürtler özgün siyasal duruflflllar›n› geliflflttirmelidir Tabii bunu yapabilmeleri baz› flartlara ba¤l›, öyle ezbere olmaz. Baflka toplumlar›n yapt›¤›na bakarak da, dünyadaki siyasal ilkeleri taklit ederek de olmaz. Kürtler özgün siyasal durufllar›n› gelifltirebilirlerse, Ortado¤u’da geliflen siyasette aktif ve etkin bir rol oynayabilir, 21. yüzy›l siyasi dengelerinin aktörü olabilirler. Bu flartlar› k›saca flöyle tan›mlayabiliriz: Birincisi, her parçadaki Kürt toplumu demokratik örgütlülü¤ünü en ileri düzeyde mutlaka sa¤lamal›. Bunun için baflta kad›nlar, gençler, iflçiler, memurlar, köylüler, esnaflar, bütün toplumsal kesimler demokratik ilkeler temelinde örgütlenmeli, örgütsüz bir Kürt kalmamal›. 7’den 70’e tüm Kürtler demokratik örgütlülük içine çekilmeli, yaflamlar›n› kendi demokratik örgütlenmeleriyle sa¤lamal›lar. Bunun formülünü Önder Apo ortaya koydu, demokratik komünalizm dedi. Bütün toplumsal kesimlerin demokratik örgütlülü¤ünün böyle bir demokratik komünal düzenle olabilece¤ini öngördü ve birbirleri ile iliflkilerini de demokratik konfederalizmin ilkelerine göre sa¤layabilirler dedi. En örgütlü, demokratik bir toplum gücünün ortaya ç›kmas›n› öngördü. Bu, çok hayati önemdedir. Çünkü Kürt toplumunun siyasal gücü demokratik örgütlü¤ünden, öz gücünden geliyor. Dolay›s›yla öz gücünü de ancak örgütlülü¤ü ile harekete geçirebilir. Örgütlenmeyen Kürt, ne kadar bilinçli olursa olsun, konjonktür ne kadar uygun olursa olsun kesinlikle hiçbir siyasi varl›k gösteremez. Siyaset yapma flans› Kürdistan genelinde yoktur. Ancak öz gücüne dayal› politika yapabilir, o da halk›n örgütlülü¤ü demektir. Kürtler ancak halk›n örgütlü oldu¤u, gücünü harekete geçirdi¤i yerde etkili siyaset yürütebilir. ‹kincisi, birlik olmal›lar. Örgütlenmifl halk gücünün ulusal düzeyde birli¤i yarat›lmal›. Kürt ulusal birli¤i gittikçe daha fazla önem kazan›yor. Bu, elbette despotik, milliyetçi bir birlik de¤il, demokratik, demokratik konfederalizm ilkelerine uygun olmal›. Kürt örgütler

aras›nda da, Kürdistan parçalar› ve Kürt toplumsal kesimleri aras›nda da birlik kesinlikle demokratik konfederalizmin ilkelerine uygun olmal›. Öyle despotik, bask›c›, sömürücü, birinin di¤eri üzerinde tahakküm kurdu¤u bir birlik Kürtlere fayda getirmez, pratikte de gerçekleflmez. Kürtlerin aktif siyaset yapmas›na da izin vermez. Bu tür birlikler bölgede çok var, baflkalar› yap›yor. Ortado¤u yap›s› Kürtlere bu bak›mdan ihtiyaç duymuyor. Kürtlerin yenili¤i ve oynayaca¤› rol de ancak demokratik konfederal sistemle olur. Bunu kendi içlerinde gelifltirmeli ve demokratik konfederalizm esaslar›na uygun ulusal birlik yaratmal›lar. Bu do¤rultuda ulusal stratejileri olmal›. Ortak bir demokratik siyasi durufl göstermeleri, demokratik siyaset ilkeleri temelinde, ortak ulusal strateji oluflturmalar› kesinlikle gerekiyor. Öz güçlerini harekete geçirip siyasette aktif olabilmeleri buna ba¤l›d›r. Birincisi, de¤iflik toplumsal kesimler ile halk›n örgütlülü¤üdür. ‹kincisi, demokratik konfederalizm çizgisinde ulusal birli¤in yarat›l›p ulusal stratejinin oluflturulmas›d›r. Üçüncü husus uyan›k olmak laz›m. Kürtler siyasette uyan›k olmal›lar. Öyle baflkalar› gibi davranmamal›lar. Uyan›k olmaktan kast›m›z iki yönlüdür. Birincisi, Kürdistan üzerinde oyunlar çok, herkes birbiri aras›ndaki çeliflkiyi Kürt siyaseti ile uzlaflt›rmaya çal›fl›yor, Kürt karfl›tl›¤› temelinde ittifak yap›yor. Bu durum birçok oyununun geliflmesine yol aç›yor. Böyle oyunlara karfl› uyan›k, tedbirli olunmal›. Ancak böyle olursa Kürt siyasi güçleri aktif siyaset yapabilir. ‹kincisi, ilkeli davranmal›d›rlar. Siyaseti, mevcut devletçi düzende hakim olan bir ç›kar arac› olarak kullanmamal›d›rlar. Baflkalar›na karfl› oyun yöntemi olarak de¤il, kesinlikle özgürlük, demokrasi, eflitlik ilkelerine, yine halklar›n kardeflli¤i, birlikte yaflama arzu ve isteklerine dayal› olarak yürütmelidirler. Çok pragmatist olmak tehlikelidir. Milliyetçili¤i tahrik eder. Kürtler, milliyetçili¤in tahrik edildi¤i ortamda geliflme sa¤layamazlar, tam tersine Kürtlere karfl› katliam ve sald›r› tehdidi artar. Buna karfl› dikkatli olmak laz›m. Kürtlerin güvenilirli¤i bu konuda zedelenmemelidir.

ne te we .c om

etmek mecburiyetinde kalm›flt›r. Askeri operasyonlarla içine düfltü¤ü baflar›s›zl›k, Türkiye’yi de böyle bir zorunluluk içerisinde itiyor. Sonuç olarak, Kuzey’de ve Güney’de ortaya ç›kan Kürt iradesini kabul etme temelinde, demokratik iliflkileri gelifltirmeyi öngören bir politikan›n izlenmesi ABD’den beklenmelidir. Art›k bunu demokrat yönetim mi, cumhuriyetçi yönetim mi yapar, bilemiyoruz. Ama ABD politikalar›n›n böyle bir rotaya girmesi laz›m. Partilerden ziyade bir devlet politikas› izleniyor. ABD’nin devlet politikas›n›n da önümüzdeki süreçte bu biçimde flekillenmesi en mant›kl› durum olarak görülüyor.

29

– Kürt siyasal güçleri Ortado¤u’da ve dünyada etkin bir siyaset yürütebilmek için nas›l bir politika izlemelidir?

ww

w.

– Ne yaz›k ki Kürtlerin sorunlar› siyasal yöntemlerle çözme flanslar› çok zay›f. Bu konuda flimdiye kadar f›rsat ve imkan bulamad›lar. Dolay›s›yla hep isyan ettiler. Silahl› direniflin yaratt›¤› sonuçlara dayal› olarak Kürtlerin de siyaset yapmas›n›n önü aç›lm›fl bulunuyor. Siyaset yapma imkanlar› artm›fl, siyasal güçleri geliflmifltir. Hem kendi içlerinde bir siyasi güç haline gelme, siyasi örgütlenmelerini ilerletme f›rsat ve imkanlar› büyümüfl, hem d›fla dönük siyaset yapma, sorunlar›n› demokratik, siyasal yöntemlerle çözme hem de bölge siyasetinde etkin bir siyasal güç olma imkanlar› artm›flt›r. Önümüzdeki süreçte Kürtler bölgenin en dinamik siyasi gücü olarak rol oynayacak ve yeni Ortado¤u’nun flekillenmesinde etkinlikleri artacakt›r. 20. yüzy›l Kürtleri ve Kürdistan’› de¤iflmifltir. 21. yüzy›l, Kürt yüzy›l› olacakt›r. Kürtler en dinamik siyasi güç olacak ve bölge dengelerinin oluflumunda rol alacaklard›r. Nas›l ki 20. yüzy›lda Kürt iradesinin yok edilmesine, yok olmas›na dayal› bir bölge dengesi oluflturulduysa, 21. yüzy›l Ortado¤u dengesi de Kürtlerin özgür, aktif, dinamik kat›l›m› temelinde flekillenecek. Kürtler özgür iradeleriyle bu siyasi denge içerisinde yer alacakt›r.


SERXWEBÛN Temmuz 2008 mokratik birlik ve kardefllik esast›r. Yani tamamen demokratik ilkeler temelinde herkesin demokratik hakk›n› kulland›¤›, ama kardeflçe birlik içerisinde yaflad›¤›; bask›, sömürü, zulüm, birbirinin aleyhine ç›kar gelifltirmenin olmad›¤› bir yaflam sistemini öngörüyor. Bir kere bu projeyi böyle tan›mak, anlamak laz›m. Bu anlamda KCK’nin kendisi bir projedir. PKK hareketinin gelifltirdi¤i, Kürdistan’da örgütledi¤i ve Ortado¤u için de örgütlenmesini öngördü¤ü somut bir Ortado¤u projesidir. Buna karfl› ABD’nin de ad›n› Büyük Ortado¤u Projesi koydu¤u projesi var. Bu projenin temel ilkeleri, ölçüleri belirlenmifl, ama içi çok doldurulmufl de¤il. ‹çini siyasal geliflmelere ve siyasi mücadelenin durumuna göre ABD dolduruyor. ABD projesinin temel ilkeleri, küresel sermayenin hakimiyetini öngörüyor. Sermayenin serbest dolafl›m›n›n sa¤lanmas›n› ifade ediyor. Küresel sermayenin Ortado¤u’da istedi¤i gibi yat›r›m yap›p kâr sa¤lamas›n› ifade ediyor. Siyasi sistemin buna uygun olmas›n›, bunun önünde engel oluflturmamas›n›, tersine buna hizmet etmesini hedefliyor. Kat› siyasi s›n›rlar›n çizilmesi, gümrük duvarlar›n›n çok olmas› bunun önünde engel oluflturuyor. Yine bask›c›, despotik yönetimlerin varl›¤› engel oluflturuyor. Kat› gümrük duvarlar›n›n ortadan kald›r›ld›¤›, siyasi despotizmin yok edildi¤i, daha çok liberal demokrasi diyebilece¤imiz bir sistem ile Ortado¤u’nun küresel sermaye taraf›ndan emildi¤i, yutuldu¤u bir durumun yarat›lmas›n› öngörüyor. Bu BOP’un temel özelli¤idir.

jesinin, yani demokratik Ortado¤u konfederasyonunun Kürdistan’daki çekirde¤ini oluflturuyor. Ya da Kürdistan demokratik konfederalizmi oluyor. Bunu her Kürdistan parças›nda gelifltirdi¤i örgütlenmeyle yaratt›¤› gibi, bütün Kürdistan parçalar›ndaki iliflki ve birli¤i de böyle bir sisteme göre yürütmeyi öngörüyor. Demokratik Ortado¤u konfederalizminin temel ölçü ve özellikleri de esas olarak bütün toplumsal kesimlerin özgün örgütlülüklerini sa¤lamaya dayan›yor. Halklar›n ç›karlar›n›, yaflamlar›n› kendi demokratik örgütlülükleri ve güçleriyle yürütmesini ifade ediyor. Di¤er yandan bu toplumsal kesimlerin birbiriyle iliflkilerini demokratik konfederalizm ilkelerine göre sa¤lamas›n› öngörüyor. Bütün Kürdistan toplumunu yaflam›n›, demokratik konfederalizm ilkelerine göre örgütlenmifl ve birleflmifl bir toplumsal sistem çerçevesinde ele al›yor. Demokratik konfederalizm ilkeleri bu anlamda özgürlükçülüktür, eflitlikçiliktir, adalettir, demokratik paylafl›m ve dayan›flmad›r, birliktir. Bu temel ilkeler etraf›nda do¤al komünal toplumun de¤erlerini günümüzde demokratik komünalizm ölçüler çerçevesinde toplum yaflam›n› örgütleyip yürütmeye dayan›yor. Bütün Ortado¤u halklar›n›n özgün örgütlülükleriyle demokratik konfederalizm sistemi içerisinde iliflkilenip birleflerek yaflayabilmelerini öngörüyor. Ortado¤u düzeyinde de bu projenin ilkeleri olan özgürlük, demokrasi, de-

w.

ne t

Kürtler özgürlük, eflitlik, demokrasi gibi temel ilkeleri savunduklar› ölçüde Ortado¤u demokratik birli¤inin harc› olabilirler. Kürtlerin rolü; demokratik birlik harc› olma rolüdür. Bu da ilkeli davranmaktan geçer. Kesinlikle politikay› temel ilkeler do¤rultusunda yapmal›lar. ‹lkesiz olmamal› veya ilkeleri baz› dar politik ç›karlara, konjonktürel durumlara feda etmemeliler. ‹lkeli davranman›n gerektirdi¤i fedakarl›klar ne olursa olsun onlar› gösterebilmeliler. Ancak öyle olursa politikada etkin olabilirler. Bir de d›fl güçlerin gelifltirdi¤i oyunlara karfl› uyan›k davranmal›lar. Bunlar olursa Kürt halk› Ortado¤u’nun demokratikleflmesinin ve Ortado¤u halklar›n›n demokratik birli¤inin harc› olabilir. Yeni Ortado¤u ve dünya sisteminin kurulmas›nda Kürtler ve Kürt siyaseti temel bir denge rolü oynayabilir. Dolay›s›yla 21. yüzy›l› Kürt yüzy›l› haline getirebilirler.

ew e. c

om

30

– KCK, BOP’u nas›l ele al›yor?

ww

– KCK’nin de bir Ortado¤u projesi vard›r. Bu proje çok daha somuttur, aç›kt›r, tan›mlanm›flt›r. Önder Apo taraf›ndan çok kapsaml› teorik izah› yap›larak; somut politik programa, ilkelere ve sisteme kavuflturulmufltur. Bu projenin Demokratik Ortado ¤u Birli¤i Projesi oldu¤u biliniyor. Bunun pratikte somutlaflt›r›lmas› ya da isimlendirilmesi, Demokratik Ortado ¤u Konfederasyonu olarak belirtiliyor. KCK de bu demokratik Ortado¤u pro-

Yeni Ortado¤u’yu yaratma mücadelesi iki cepheden verilmekte Bir de Ortado¤u’daki 20. yüzy›lda yarat›lm›fl siyasi statüko var. Bölünmüfl, parçalanm›fl kat› devletçiklerin yaratt›¤› siyasi bir yap›lanma var. O da bir proje, ama eskimifl, parçalanm›fl ve giderek afl›lmakta olan bir proje. Bu eski projeye karfl› iki cepheden yeni Ortado¤u yaratma mücadelesi var. ‹ki cepheden gelifltirilen müdahale var. Birisini PKK gelifltiriyor. Bunu halklar›n


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

Demokratik konfederalizm halklar›n ç›karlar›n› esas alan, özgürlü¤e, eflfliitli¤e “D dayanan bir projedir. Bunlar› devlet+demokrasi formülü içinde gerçekleflflttirmeyi öngörüyor. Yani karflfl››t›yla çat›flflm maya girip onu yok etme de¤il de, uzlaflflm ma içerisinde, demokratik siyasi mücadele yürüterek karflfl››l›kl› var olmay› öngörüyor. Bu, Kürdistan demokratik konfederalizmini gerçekleflflttirmede esas oldu¤u gibi, Ortado¤u aç›s›ndan da esast›r”

ne te we .c om

demokratik duruflunun müdahalesi olarak görmek laz›m. Di¤erini ABD gelifltiriyor. O da küresel sermayenin müdahalesidir. PKK’nin müdahalesi ve öngördü¤ü proje ve sistem ile ABD’nin BOP projesi öngördü¤ü sistem aras›nda tabii ki birçok bak›mdan çeliflki ve karfl›t yönler vard›r. Bir de 20. yüzy›l›n bafl›nda kurulan sistem ve statükodan ç›kar› kalmayan bölgesel, uluslararas› güçler de var. Belli düzeyde liberal aç›l›mlar› öngören bu çevreler de mevcut durumda de¤iflim öngördüklerinden küresel sermaye ile bu noktada yak›nl›klar› var ve ittifak yapabilirler. Bu çerçevede flunu ifade edebiliriz: ABD projesiyle PKK projesinin karfl›tl›klar› var, mücadele edeceklerdir. Ancak iki gücün de pozisyonu gere¤i ve eski statükoya yönelik müdahaleci yanlar› nedeniyle bu mücadeleyi cepheden çat›flmal› de¤il, iç içe geçen ve a¤›rl›kl› olarak da birbirleriyle fliddet yöntemlerinden kaç›narak siyasi yöntemlerle mücadele eden bir çizgide bu çat›flmal› durumu yürüteceklerdir ve yöneteceklerdir. PKK’nin demokratik Ortado¤u projesinin bir yeni Ortado¤u projesi oldu¤u ve eskiyi aflmak istedi¤i aç›kt›r. Eski statükonun kat›laflm›fl ve küresel kapitalist sisteme genel olarak zarar veren yanlar› oldu¤undan, bu statükonun afl›lma sürecinde fiili olmasa bile bir mücadele ittifak› ortaya ç›kar. Böyle bir mücadele konumu eski statükoyu aflma yönünde bir dayan›flma olur mu, ne kadar gerçekleflir bilmiyoruz. Ancak bu, mücadele ittifak›n› içeriyor ve Güney Kürdistan’da k›smen olmufltur. Demokratik konfederalizm elbette ilkeleri olan, ondan vazgeçmeyen bir sistemdir. BOP da farkl› bir projedir ve demokratik projeyle ayr›l›klar› vard›r. Demokratik konfederalizm halklar›n ç›karlar›n› esas alan, özgürlü¤e, eflitli¤e dayanan bir projedir. Bunlar› devlet+demokrasi formülü içinde gerçeklefltirmeyi öngörüyor. Yani karfl›t›yla çat›flmaya girip onu yok etme de¤il de, siyasi uzlaflma içerisinde, demokratik siyasi mücadele yürüterek karfl›l›kl› var olmay› öngörüyor. Bu, Kürdistan demokratik konfederalizmi-

31

ni gerçeklefltirmede esas oldu¤u gibi, Ortado¤u aç›s›ndan da esast›r. Ortado¤u için öngörülen demokratik Ortado¤u konfederalizmi BOP ile bu ilkeler çerçevesinde demokratik siyasal temelde yürütülen mücadele çerçevesinde yanyana var olabilirler. Elbette bunu Büyük Ortado¤u Projesi de kabul eder, uzlafl›ya dayal› böyle bir süreci öngörürse, süreç bu temelde ifller. Öngörmezse, çat›flmal› süreç devreye girer. Ama biz her fleyin demokratik ölçüler temelinde gelifltirilmesinden yanay›z. BOP ile KCK iliflkilerinin demokratik esaslar temelinde iç içe var olma, uzlaflma ve demokratik siyasi ilkeler temelinde mücadeleyle sürdürülmesinden, iliflkilerin buna göre flekillenmesinden yanay›z. BOP’u da böyle ele al›yoruz. Biz bu projeyle çat›flmay› öngörmüyoruz, onun yerine iç içe geçme, demokratik esaslar temelinde uzlaflma yaratma, birbirleriyle mücadele etme, demokratik esaslarda birbirlerini etkileme ve kendi etkinli¤ini bu esaslar temelinde gelifltirme KCK’nin temel yaklafl›m›d›r.

ww

w.

– Kürt sorunu demokratik bir çözüme kavuflmadan BOP’un sonuç alabilmesi ne kadar mümkündür?

– Elbette Kürt sorununun çözümü olmadan yeni Ortado¤u flekillenemez. ‹ster bizim öngördü¤ümüz demokratik Ortado¤u konfederalizmi temelinde olsun, isterse ABD’nin öngördü¤ü BOP esaslar› üzerinde olsun, bu böyledir. 20. yüzy›l statükosu esas al›narak mevcut gerçek afl›lamaz. Kürt sorununun yarat›ld›¤› ve çözümsüz k›l›nd›¤› statüko, 20. yüzy›l statükosudur. Bu afl›lmadan da yeni Ortado¤u flekillenmesi söz konusu olamaz. Bunun afl›lmas›, yeni Ortado¤u flekillenmesi hangi esas ilkelere dayal› olursa ol-

sun, Kürt sorununun çözümünü gerçeklefltirmek zorundad›r. Bu bak›mdan BOP’un baflar›s›n›n da –e¤er olacaksa– Kürt sorununun çözümü ile gerçekleflece¤i aç›kt›r. Bu konuda Irak’taki durum somut bir örnek oluflturuyor. Örne¤in Irak’ta ABD sisteminin geliflmesi, Güney Kürdistan’daki mevcut statüyü yaratmas›yla mümkün oldu. Kürt sorununa belli bir çözüm getirmekle, Kürt toplumunun örgütlülü¤ünü ve kendi özgür iradesini kullanmas›yla oluyor. Di¤er parçalarda da en az bu olmal›. Yani Irak’ta ortaya ç›kan model, di¤er bütün alanlar için bir örnektir. E¤er BOP, Türkiye, ‹ran ve Suriye’de de baflar› kazanmak istiyorsa, Irak modeli gibi bir modeli mutlaka ortaya ç›karmal›. Bu, özellikle Türkiye ve ‹ran için daha fazla böyledir. Kuzey ve Do¤u Kürdistan daha büyük parçalar› ifade ediyor, daha büyük bir nüfusu bar›nd›r›yor içinde. fiimdi Irak modeli BOP’un çekirdek modelidir. Zaten ABD de böyle sunuyor. Bu modelin ‹ran, Türkiye, Suriye’ye yay›lmas›, en az›ndan Güney Kürdistan’daki durumun di¤er parçalarda da geliflmesine yol açar. Bu, elbette devletçi bir çözümü ifade ediyor. Kürt toplumu içerisinde tam bir demokrasinin geliflmesi anlam›na gelmiyor. Ama yine de Kürt ulusal iradesinin ve örgütlülü¤ünün yarat›lmas›n› öngörüyor, Kürt demokrasisinin geliflmesinin zeminini aç›yor. Kürt dil ve kültürünün geliflmesinin önünü aç›yor, soyk›r›m›n geliflmesinin önünü al›yor. Yani önemli bir demokratik ad›m› ifade ediyor. Dolay›s›yla flunu söylemek istiyoruz: BOP’un Ortado¤u’da baflar› kazanmas› için her parçada Güney Kürdistan’daki gibi bir çözüme kavuflmas› gerekir. BOP bunun d›fl›nda hiçbir flekilde baflar›ya gitmez, 20. yüzy›l statükosuyla birleflir.


SERXWEBÛN Temmuz 2008

‹ran geçmiflte bu kadar kat› de¤ildi. Türkiye’den, yine Kürt özgürlük mücadelesinden korktu¤u ve bu ‹slami rejim daha çok Fars milliyetçili¤ine dayand›¤› için Türkiye’ye yak›n inkarc› bir zihniyete varm›fl durumda. fiimdi tam bir ittifak halinde PKK’ye karfl› ortak savafl yürütüyorlar. ABD’nin ittifak› daha farkl›d›r. ABD’nin politikas› da fludur: “APO’suz PKK”, “PKK’siz Kürt yaratmak” deniliyordu bir dönem. Önderli¤e karfl› uluslararas› komplo bu temelde planlan›p yürütüldü. Kürt’e evet diyor, Kürt’ü tan›yor ABD, ama PKK’siz olsun diyor. PKK tümüyle yok olmayacaksa, PKK içerisinde Apo, Apocu çizgi olmas›n. Apocu çizgiden soyutlanm›fl bir PKK’nin de içinde yer ald›¤› bir Kürt varl›¤› olsun diyor. Kürtler böyle bir varl›¤a dayal› olarak BOP’a dayans›n istiyor.

w.

iste¤imiz bu, Kürt sorununun bu esaslar içerisinde çözülmesini öngörüyoruz. O bak›mdan da demokratik konfederalizm sisteminin bugünkü federasyondan çok daha ilerici, çözümleyici, demokratik oldu¤u görüflündeyiz ve bunun mücadelesini veriyoruz.

ww

– ABD, Türkiye ve ‹ran üçlüsünü nas›l yorumluyorsunuz?

– Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda ABD, Türkiye, ‹ran üçlü duruflunun ortaya ç›kmas›, esas olarak hiyerarflik devletçi sistem duruflunu yans›t›yor. Yeni bir sistem arayan, halklar›n demokratik sistemini öngören PKK karfl›s›nda, hiyerarflik devletçi sistemin 5 bin y›ll›k tarihiyle, duruflunu ifade ediyor. Bu zaten uluslararas› komplo gerçe¤inin de kendisi oluyor. Uluslararas›

Bunun için KDP-YNK öncülü¤ünde gelifltirdi¤i bir mücadele var. O öncülere deste¤i var. Kuzey Kürdistan’da yaratt›¤› birçok örgüt var, onlara destek veriyorlar. HAK-PAR’dan Kemal Burkay’a, yine AKP içerisindeki birçok çevreye bu do¤rultuda y›llard›r ABD destek veriyor. Kürdistan’da bir dönem, Adana’dan Hakkari’ye kadar ABD elçileri dolaflt›. Kürt halk›na, PKK’den vazgeçin, size destek verelim dediler. DTP’ye hem ABD hem de AB y›llard›r bu propaganday› yap›yor; “PKK’den uzak durun” sizi destekleyelim diyorlar. Yani PKK’siz bir Kürt yaratmak için Kuzey’de de bu temelde çal›fl›yorlar. fiimdi bu üç görüfl var, bunlar birbiriyle mücadele ediyor. Bu mücadele içerisinde bazen çat›fl›yor, bazen uzlafl›yorlar. ABD-Türkiye-‹ran uzlaflmas› PKK’ye karfl› ortaya ç›k›yor. Son dönemde özellikle ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n›n yarat›labilmesi için, PKK’nin etkisizlefltirilmesi gerekli görüldü ve bu temelde 16 Aral›k 2007’de bafllayan sald›r› dönemi ortaya ç›kt›. Bunu ABD de, Türkiye de istedi, öngördü. ‹ttifak yapt›lar. ‹ran ile Kürtlerin savafl›n›n k›z›flmas›n› kendi ç›kar›na uygun gördü, ona da destek verdi, böylece PKK’ye karfl› üçlü ittifak oluflmufl oldu. Bu ittifak, Kürt özgürlük hareketine karfl› bir y›l› aflk›nd›r yaflan›yor. Bu ittifak nereye kadar gider, bunu önümüzdeki süreçte görece¤iz. Bu, bir taktik durufl, çok uzun vadeli olmayacak elbette. Hatta bunun sonuna gelindi¤i de söylenebilir. ABD’nin bu biçimde daha fazla ittifak içinde olmas› mümkün de¤il. Çünkü böyle devam ederse Kürtleri kaybeder. Kürtleri kaybederse Ortado¤u mücadelesinde etkinlik sa¤layamaz. Politika bu anlamda çok kaygan, çok h›zl›, çok de¤iflken. Her an farkl› politik de¤ifliklikler olabilir. Bu üçlü ittifakta da de¤ifliklik olacakt›r. Kürdistan’da yaflanan mücadelede üç çizginin varl›¤› nettir. Bir, inkarc› ve imhac› çizgi. ‹ki, ABD’nin BOP projesi. Üçüncüsü PKK çizgisi. Di¤er iki çizginin PKK’ye karfl› gelifltirdi¤i ittifak, taktik bir ittifakla ortak sald›r›y› ifade ediyor. Di¤er yandan ABD-Türkiye-‹ran birli¤i ideolojik, ilkesel bir duruflu da

ew e. c

komplo böyle ortaya ç›kt›, böyle bir birli¤e dayand›. Bu temelde sald›r›lar›n› yürüttü. fiimdi de böyle bir gerçeklikle ortaya ç›k›yor. Yeni bir uzlaflma ve ittifak durumu olufluyor. Asl›nda bu üçlünün politik ve ideolojik durufl itibariyle iki farkl› sistem duruflu olsa da, politik anlamda üçlü bir durufl var; ABD’nin yürüttü¤ü politikalar var Kürt sorununa iliflkin. Türkiye ve ‹ran’›n yürüttü¤ü politikalar var, bir de PKK’nin yürüttü¤ü politikalar var. PKK, Kürt sorununu eflitlikçi ve demokratik bir tarzda çözmek istiyor. Bu biliniyor. Türkiye ve ‹ran Kürt inkar› ve imhas› temelinde bir çizgi izliyor. Kürt’ün varl›¤›n› kabul etmedi¤i gibi, yok etmeye çal›fl›yor.

ne t

Tabii bizim iste¤imiz ondan daha ileri gitmesidir. Mevcut durumda halklar aç›s›ndan kal›c›, halklar yarar›na bir çözüm içermedi¤ini, tam demokratik olmad›¤›n› de¤erlendiriyoruz, düflünüyoruz. Irak’taki mevcut durum da yeterli bir demokrasiyi ifade etmiyor. Daha ileriye gitmeli, demokratik bir Irak konfederasyonu oluflturulmal›. En kal›c›, özgürlükçü çözüm, demokratik konfederal çözümdür. Bu demokratik konfederal sistem de kendi içinde demokratik esaslara dayanmal›, bask› ve sömürüyü içermemeli, özgürlü¤ü, eflitli¤i, adaleti tam gelifltirmeli. Öyle olursa, daha kal›c›, özgürlükçü, halklar yarar›na bir çözüm ortaya ç›km›fl olur. Bizim arzumuz

om

32


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

33

ne te we .c om

cadele eder ve siyasi etkinlik kurarsa, ona karfl› ç›k›p reddetmiyor. Bu anlamda Kürtlerin de haklar›n›n oldu¤unu kabul eden bir pozisyonda. Bunu Güney Kürdistan’da da böyle resmen tan›m›fl durumda. Bu çerçevede de olsa di¤er parçalara dönük politikalar›nda da farkl›l›klar var. Zaten Güney Kürdistan için geçmiflten beri geliflen bir politikas› vard›. Kuzey’e dönük daha çok AB ekseninde bir Kürt politikas› yürütmeye çal›fl›yor. Türkiye’nin AB’ye girifline ba¤l› olarak Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesini öngörüyor. fiu anki politik duruflu öyledir. Türkiye ve AB iliflkilerine ba¤l›yor k›saca. Di¤er yandan da tabii Türkiye’yi kendi politikalar›na çekmek için Kürt mücadelesinin yaratt›¤› sonuçlar› de¤erlendirmeye çal›fl›yor. Do¤u Kürdistan’da ise ‹ran karfl›s›nda daha yeni politikalar üretme çabas› içerisinde. Muhalif güçleri örgütleyip destekleme yönünde k›smi bir çaba harc›yor. ‹ran’la çat›flmal› oldu¤u için, ‹ran’a karfl› duran her harekete biraz ›l›ml› bak›yor. Fakat baz›lar›n›n propaganda etti¤i gibi PJAK’› ABD örgütlemiyor. PJAK’a destek de vermiyor. Dikkat edilirse, ABD’nin verdi¤i baz› istihbarat bilgileri temelinde PJAK’›n ana karargah› vuruldu. Alt› flehit verildi. ‹ran iki y›ld›r PJAK karargahlar›n›n üs alanlar›na topçu at›fl› yap›yor. Bu, ABD deste¤i ile oluyor. Hava sald›r›lar› ABD’nin korudu¤u topraklara yap›l›yor. Bunlar ABD’nin izniyle yap›l›yor. Kesinlikle ABD-‹ran anlaflmas› var bu konuda. Öyle PJAK’a destek veren bir konumu da yoktur. Çünkü PJAK’›n ideolojik çizgisinden, PKK ile iliflkilerinden memnun de¤il. ‹htiyatla yaklafl›yor PJAK’a bu konuda. Elbette tümden reddedip karfl›s›na alma gibi bir durum söz konusu de¤il, olamaz da. Zaten ‹ran’la çat›flma halindedir. PJAK’›n ‹ran karfl›s›ndaki mücadelesi, ABD politikalar›na ortam haz›rl›yor. Onun için bir yandan ‹ran’la ittifaklar yap›p PJAK’a karfl› sald›r›lar gelifltirse de, di¤er yandan PJAK’›n mücadelesinin kendisine güç, destek verdi¤ini de görüyor. Bundan politik olarak yararlanabilece¤ini düflünerek de ›l›ml› bir yaklafl›m içinde oluyor.

ifade ediyor. PKK’nin özgürlük, demokrasi ve eflitlik çizgisinde yeni bir sistem yaratmas›na karfl›, hiyerarflik devletçi kapitalist sistemin duruflunu temsil ediyor. Bu anlamda bir yak›nl›klar› ve birlikleri söz konusudur.

– ABD, Kürtlerin yaflad›¤› her dört ülke için ayr› bir politika m› izliyor?

ww

w.

– Daha önce izah ettim, geçmifl süreçte ABD’nin bütünlüklü bir Kürt politikas› yoktu. Bütün Kürdistan parçalar›na dönük bir politikas› yoktu. Yak›n döneme kadar da bütün politikalar›n› Güney Kürdistan üzerinden gerçeklefltirmeye çal›fl›yordu. Saddam yönetimine karfl› mücadelede, ‹ran fiah› ile birlikte geçmifl süreçte de Güney Kürdistan isyan›n› desteklediler. Körfez Savafl› temelinde 1991’den itibaren “Çekiç Güç” plan›n› gerçeklefltirdiler. 2003 müdahalesinden sonra da mevcut Irak düzenlenifli içerisinde Güney Kürdistan federe yönetimini oluflturdular, bunu tan›d›lar. Güney Kürdistan federe yönetimi baflkan› ve baflbakan›yla ABD, en yüksek düzeyde beyaz sarayda resmi görüflmeler yapt›. Bu, resmi bir statüyü ifade ediyor. ABD, Irak iflgalinden sonra BOP çerçevesinde bölgesel düzeyde müdahalesini gelifltirdi. Bunu derinlefltirip yayg›nlaflt›rmak istedi¤i süreçte, Kürdistan’›n di¤er parçalar›n› tan›ma, onlara dönük de Kürt politikalar› oluflturma süreci geliflti. Yani BOP projesini, Ortado¤u müdahalesini gelifltirirken karfl›laflt›¤› zorluk, Türkiye ile iliflkilerinde

ortaya ç›kan çeliflkiler ve yaflad›¤› mücadele, yine ‹ran ve Suriye karfl›tl›¤›; onlara karfl› mücadele içerisinde ABD’yi yeni politikalar üretmek zorunda b›rakt›. ABD gördü ki sadece Güney Kürdistan’daki Kürtlerle iliflkili olunca, Ortado¤u çap›nda Kürt deste¤ini almas› ya da Kürt potansiyelini de¤erlendirmesi mümkün olmuyor. O, sadece Irak için yeterli oluyor ve orada da sonuç al›yor. Türkiye’de, ‹ran’da ve Suriye’de de sonuç alabilmek için yeni politikalara ihtiyaç var. Oralarda da en önemli aktörlerden, potansiyel güçlerden birisini Kürtler oluflturuyor. Yani BOP’un Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de, ‹ran’da baflar› kazanmas›n›n yolu, Kürt sorununun bir biçimde çözülmesinden geçiyor. ABD bu temelde di¤er parçalara iliflkin de 2003 y›l›ndan sonra giderek çerçevesi belirginleflen yeni politikalar oluflturmaya çal›flt›.

Kürtler kimsenin aleti olmayacak

fiimdi bütün parçalar aç›s›ndan Kürt iradesini k›smen kabul eden, Kürt sorununun çözümünü öngören bir politikay› kabul ediyor diyebiliriz. Elbette bu çözümü kendisi yaratacak de¤il, ama bir parçada Kürt toplumu örgütlenip çözüm isteyince ona karfl› ç›km›yor. Onu hakl› görme durumu var. ABD’nin Kürt politikas› –en az›ndan flimdi– bu durumda görünüyor. Tabii bu, yanl›fl anlafl›lmamal›. Kürtlere bir fley veren bir pozisyonu yoktur. Kürt sorununu kendisi çözecek de¤ildir. Fakat Kürtler örgütlenir mü-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

– Kürt sorununda arabuluculuk yapmak için flimdiye kadar size bir talep geldi mi?

Kürt sorunu demokratik yolla çözülmeli diyen herkes sözcümüz olabilir

Bu çerçevede Kürt sorununun çözümü için söz söylemek, çaba harcamaktan öteye arabulucu olmak isteyenler olursa, onlara da elbette ki anlam biçeriz. Uygun bir yaklafl›m gelifltiriyoruz. Yapabilirlerse e¤er ve bu temelde Kürt sorununun çözümüne katk› sunabilirlerse ne mutlu! ‹yi bir ifl yapm›fl, insani bir yaklafl›mda bulunmufl olurlar. Yapt›klar› de¤erli olur. Biz de, o do¤rultuda üzerimize düfleni yapar›z diyoruz. Arabuluculuk giriflimlerine karfl› yaklafl›m›m›z böyledir. Bu yönlü arabuluculuk yapmak isteyen herkese flunu da söylüyoruz: ‘Buyurun istedi¤inizi yap›n. Üzerimize ne düflüyorsa bizden onu isteyin, biz de onun gere¤ini yapmaya haz›r›z.’ Çünkü flunu çok iyi biliyoruz: E¤er ezmeyecek, yok saymayacak, imhay› esas almayacaksa, Kürt’ün varl›¤› üzerinden hareket edilecekse, her türlü çözüm yaklafl›m› en az›ndan Kürt’ün kimli¤ini, dilini, kültürünü, varl›¤›n› kabul edecektir. Kürt’ün demokratik haklar›n› kabul edecektir. Biz de zaten bu demokratik haklar›n mücadelesini veriyoruz. O bak›mdan Kürt sorunu demokratik çözülmeli diyen herkese diyoruz ki ‘bizim sözcümüz olabilirsiniz, bizim ad›m›za konuflabilirsiniz. Çözüm ilkesi olarak neyi öngörüyorsan›z, biz ona kat›lmaya haz›r›z. O çözümü desteklemeye haz›r›z.’ Yani ifl, bu çizgide seyrediyor. Kürdistan üzerindeki katliam ve soyk›r›m

ww

w.

ne t

– Kürt sorunu elbette Ortado¤u’nun en karmafl›k ve a¤›r sorunu. Dünyan›n da en ciddi sorunlar›ndan birisi. Dolay›s›yla çözümü de oldukça karmafl›k ve zor. Herkes bu sorunun çözümünde çal›flma yapabilir. Kim ne kadar çaba harcasa, çal›flma yapsa iyidir, yeridir. Birçok güç bu sorununun varl›¤› temelinde siyaset yapmaya çal›fl›yor. Bu sorunu kendi ç›kar›na alet ediyor, kullan›yor. Bunu fliddetle reddediyor, mahkûm ediyoruz. Kürt sorunu öyle basit bir sorun de¤il, soyk›r›m sorunudur. Kürt halk›n›n yok edilmesi sorunu oluyor asl›nda. Kürt halk› için bir varl›k yokluk sorunudur. Kürt özgürlük mücadelesi öyle s›radan bir mücadele de¤il, bir var olma mücadelesi, soyk›r›m› durdurma mücadelesidir. Dolay›s›yla bu kadar ciddi, bir halk›n soyk›r›m›n› ifade eden bir sorun üzerinden ç›kar mücadelesi yürütmeyi do¤ru da, ahlaki de bulmuyoruz. Bunu insanl›k de¤erlerinin kaybedilmesi olarak görüyoruz. Ne yaz›k ki birçok çevre böyle davran›yor. Birçok devlet, politikas›n› bu temelde oluflturup yürütüyor. Kendi ç›kar›n› Kürt halk›n›n varl›k yokluk mücadelesi üzerinden sa¤lamaya çal›fl›yor. Politikalar›n› böyle yürütüyorlar. Politik ahlak› bu biçimde dejenere ediyorlar. Öncelikle herkesin bu durumdan kendisini kurtarmas› gerekti¤ini düflü-

nüyoruz. ‹nsanl›¤›n ve demokratik bilincin geliflmesi için bu gerekli. Realite bu olunca, böyle bir ortamda Kürt sorununun çözümü için harcanan her türlü çabay› gerekli görüyoruz. Tam bizim istedi¤imiz biçimde olmasa bile Kürt soyk›r›m›n› engelleyecek, onun önünde engel oluflturacak her türlü düflünceyi, politikay›, giriflimi, çabay› çok anlaml›, de¤erli ve insani görüyoruz. Dolay›s›yla da bu tür çabalar›n geliflmesini istiyoruz. Onlar›n hepsiyle iliflki ve dayan›flma içinde oluyoruz, de¤er biçiyoruz, ortak çal›flma içerisinde olmaya çaba harc›yoruz. Bu konuda üzerimize düfleni yerine getirmeye çal›fl›yoruz.

hareketi böyle tehlikeli bir vaziyette yürütülüyor. fiimdi bu do¤rultuda çaba harcayanlar, arabuluculuk yapmak isteyenler var m›? Var. Aç›kça ilan da ediyorlar, çeflitli çevreler arabuluculuk yapmaya da çal›fl›yor. Bu yönlü aç›k gizli talepte bulunanlar var. Zaten Güney Kürdistan yönetimi yaz›l› bas›n›nda da aç›klad›. Arabuluculuk yapmalar›na biz de¤er biçtik, çaba harcamalar›n› istedik. DTP’liler arabuluculuk yapmaya çal›fl›yorlar, onlara da ayn› fleyi söyledik. Çeflitli d›fl çevreler var, demokratik çevreler, kurum kurulufllar gizli aç›k Kürt sorununun çözümünde rol almak, arabuluculuk yapmak istediklerini belirtiyorlar. O çevrelere de hep olumlu yan›t verdik, veriyoruz da. Böyle çevreler var, iç kamuoyunda var, bölgesel düzeyde var. Yine Kürtlerin kendi içinden var, de¤iflik parçalardan, bölgesel güçler aras›ndan var. Çeflitli kurum ve kurulufllardan, dernekler var. Yani çok genifl bir çaba var bu yönlü. Öyle dar, az›msanacak gibi de¤il. Ama Kürt sorunu çok karmafl›k oldu¤u ve imha, inkar sistemi çok kat› oldu¤u için, çözüm yönünde geliflme olmuyor, önü t›kat›l›yor. Tabii yine de bu tür çabalar gittikçe gelifliyor. Biz onlara de¤er biçiyor, hepsine de olumlu yaklafl›m sergiliyoruz. Üzerimize düfleni yerine getirmeye çal›fl›yoruz. Yeter ki gerçekten de rol oynas›nlar. Soyk›r›m›n önlenip, Kürt sorununun çözülmesi demek, baflta Türkiye olmak üzere Ortado¤u’nun geliflmesi demektir. Güçlü bir demokratikleflme hamlesinin geliflmesi demektir. Zaten Ortado¤u demokratikleflmesi ancak bu çerçevede olabilir. Ortado¤u’nun demokratikleflmesi, uluslararas› sistemin demokratikleflmesidir. Yeni bir demokratik sistemin dünyada infla edilmesi demektir. Böyle geliflmelere yol açacak bir çabay› kim istemez, kim destek vermez ki! E¤er insani de¤erlerini kaybetmemiflse, basit, dar bask› ve sömürü ç›karlar› ile gözü dönmemiflse, insanl›¤›n› kaybetmemiflse herkes böyle davran›r, bu çabalar› destekler, bundan yana olur, Kürt sorununun çözümü için destek verir. Kürt sorununun demokratikleflmesi önemlidir, insanidir. Bölgesel ve uluslararas› düzeyde demokratikleflme de¤erini tafl›maktad›r.

ew e. c

Güneybat› Kürdistan’da, Suriye karfl›s›nda henüz Kürtlere dair bir fley belirtmifl de¤il. Suriye’nin demokratikleflmesi çerçevesinde bir yaklafl›m gelifltirebilir. Zaten genelde de o alanda Kürt sorununun çözümü, Suriye’nin demokratikleflmesine ba¤l› görülüyor. Yani ABD’nin kendi ç›karlar› do¤rultusunda oluflturmaya çal›flt›¤› bir Kürt yaklafl›m› ve politikas› var. Bu, bütün parçalar için böyledir, her zaman da böyle olacak. Kürtler bu konuda belli bir duyarl›l›¤a ve bilince ulaflm›fl durumdalar. Ona göre kendi demokratik politikalar›n› gelifltirme gücüne, örgütlülü¤üne, durufluna da sahipler. Bu konuda geçmiflteki gibi etkisiz kalmayacak, bir de onun bunun aleti olmayacaklar.

om

34


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

35 Abdullah Öcalan

ne te we .c om

Son nefesime kadar onurluca yaflayaca¤›m

Halklar birlikte hareket etmez, dayan›flflm may› sa¤lamaz, herkes kendi “H etnik ve di¤er kimliklerini dayat›rsa herkes kaybeder. Ba¤›ms›zl›k birbirinden uzaklaflflm mak de¤ildir. Çat› partisi, demokratik birlik için önemlidir. Kald› ki herkesin buna ihtiyac› var. Toplumlar›n birbirleriyle çat›flflm mas›n› önlemek, demokratikleflflm mek için bu gerekli ve önemlidir. Bu bizi kardeflfllleflflm meye götürür. Demokratik bir toplum için sadece kardefl olmak da yetmez, halklar›n demokratik birli¤i, birlikteli¤i gerekir”

PKK yaflflaanan çat›flflm malardan ve kara operasyonundan güçlenerek ç›km›flfltt›r

Demokratik bir anayasa için muazzam f›rsat do¤muflflttur

Kriz derinleflti, yaflanan bu geliflmeleri iyi görmek ve iyi anlatmak gerekiyor. Ben bu nedenle Türkiye soluna öfkeleniyorum. Onlar›n flerefli tarihlerini sahipleniyorum, ama bugünkü Türkiye solu flerefli tarihlerine uygun mücadele etmiyor. DTP de bu konuda yetersiz. Anlayam›yor; demokratik siyasetin geliflmesi için yeterince mücadele edemiyor. Bu koflullar iyi de¤erlendirilirse, demokratik bir anayasa için muazzam ve muhteflem bir f›rsat do¤mufltur. DTP bu durumu çözemedi¤i için müdahale etmek zorunda kal›yorum. Bunun için bana, ‘sen d›flar›y› e¤itiyorsun, talimat veriyorsun’ diye ceza veriyorlar. DTP’ye b›raksayd›m, tasfiye olacaklard›. Tabii bunlar benim kiflisel düflüncelerim. Bu oyunlar› bofla ç›karmak için çat› partisini önermifltim. Kürt özgürlük hareketi ayn› zamanda Türk özgürlük hareketidir. Bu birlikteli¤i baflaramazsak, sorun Irak gibi, Filistin-‹srail, Çeçenistan gibi olur. Bu oyunlar› anlam›yorlar. Bunlar› iyi anlamak için tarihi iyi bilmek ge-

ww

w.

Hücre cezas›n› uyguluyorlar. Bugün 12. gün. Dün itibariyle ald›klar› kalemi iade ettiler. Savunmalar›m›n geri kalan k›sm›n› yazmaya bafllad›m. Yan›mda defter var. San›r›m bir defteri bitiririm. Biliyorsunuz hücre cezas› nedeniyle gazete, kitap, radyo verilmiyor. AKP yaln›zca türban konusunda de¤il, fiemdinli dosyas›nda Kürtlerle ilgili de taviz verdi. Cumhurbaflkanl›¤› seçiminde de taviz verdi. Erdo¤an, cumhuriyet tarihinin en tavizkâr liderlerindendir. AKP’de ikiye bölünmeler geliflebilir. Gül, ‹ngilizlerin adam›d›r. Bahçeli-Gül ittifak› geliflebilir. Bahçeli için, Türkefl bile buna dikkat edilmesi gerekti¤ini söylüyordu. Bahçeli görevlendirilmifl biridir. Erdo¤an eski taban›na oynamak ister, ama baflaramaz. Abdüllatif fiener onlar da var. Anayasa Mahkemesi karar›yla ilk kez Erdo¤an’›n halktan ald›¤› ve yüzüne gözüne bulaflt›rd›¤› halk iradesiyle yarg›, devlet iradesi aras›ndaki çat›flma gün yüzüne ç›kt›. Devlet içinde farkl› odaklar var. Bu farkl›l›klar buraya gelen cezaevi personelinin bana karfl› davran›fllar›nda da belli oluyor. Her ekip, ayr› bir oda¤a ba¤l›. Mahir Kaynak da devlet içerisinde farkl› odaklar›n oldu¤unu söylüyor. Bana verilmeyen kitab›nda da bunlardan

bahsetti¤ini düflünüyorum. ‹ki klik, iki hegemonik iktidar aras›ndaki çat›flma devam ediyordur. Yorumcular, ayd›nlar, yazarlar bunu nas›l yorumluyorlar? Kriz için ne diyorlar?

rekiyor. Ortado¤u sorununun çözümsüzlü¤ü 1920’lerde yap›lan Kahire Konferans›’nda kararlaflt›r›lm›fl. Bu konferansta Ortado¤u’nun denetimi için sorunlar›n çözümsüz, ucu aç›k sorunlar olarak b›rak›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›. Bu karar, bugün de devam etmektedir. Bu kararda ‹ngilizler etkilidirler. Tarihte M. Kemal de ‹ngilizler için bir engeldi. Sa¤ bas›n›n M. Kemal için ‹ngiliz iflbirlikçisi, ‹ngiliz çizgisinde oldu¤u yönünde iddialar› var. Hatta M. Kemal’in Samsun’a ç›k›fl›nda ‹ngilizlerin etkisinin oldu¤unu iddia ediyorlard›. Bunlar tart›flmal› görüfller, benim için M. Kemal asl›nda yaln›z b›rak›lm›flt›r. Kafamda bir söz kalm›fl, ama kime ait oldu¤unu hat›rlam›yorum, M. Kemal’in an›lar›nda da geçiyor; ‹ngilizlerin kendisine karfl› yeni bir hükümet kuracaklar›n› haber ald›¤›n› söylüyor. ‹ngilizler asl›nda ‹smet ‹nönü’ye oynuyorlard›. Bunu Yalç›n Küçük de söylüyor kitaplar›nda. Biliyorsunuz M. Kemal, Kaz›m Karabekir’in idam›na karar verdi¤inde, generaller sivil k›yafetlerle gelerek bu karar› bofla ç›kard›lar. Napolyon da tarihte ‹ngilizlere karfl› oldu¤u için tasfiye edilmiflti. ‹ngiltere Kraliçesi Elizabeth’in hiçbir ziyareti bofluna de¤ildir. ‹ngiliz oyunlar›yla ba¤lant›l›d›r. 12 Mart darbesi döneminde Türkiye’yi ziyaret etmiflti, bir de geçenlerde geldi. Bütün kritik süreçler öncesi ziyaretlerde bulunur.


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Bar›flflttan yana tav›r koydum

w.

ww

Yalç›n Küçük’e göre 1500’lere dayan›r. Hürrem Sultan, Nur Banu Sultan, Kösem Sultan, yine Sokullu Mehmet Pafla’n›n öldürülmesi, fiehzade Mustafa’n›n yeniçeriler taraf›ndan öldürülmesi, hepsi bu oyunlarla ba¤lant›l›d›r. Yahudilerin iktidar oyunlar› bu dönemlere kadar dayan›r. ‹brani kabilesini çözmeden tarihi çözmek, bu oyunlar› anlamak mümkün de¤ildir. Anadolu’nun H›ristiyanlardan ar›nd›r›lmas›nda zannedildi¤i gibi M. Kemal’in rolü yoktur. Bugün de Anadolu’daki H›ristiyan k›r›lmas› gibi bir ‹slami k›r›lmay› AKP eliyle yapmak istiyorlar. Yahudiler, ulusal kurtulufl savafl›nda kritik noktalarda rol ald›lar. Hem mali güçleriyle hem de iktidardaki etkileriyle kurtulufl savafl›n› etkilediler. Yahudiler Anadolu’daki iktidarda, ‹srail’deki iktidardan on kat daha etkilidirler. I. Meflrutiyetin ilan›ndan sonra Abdülhamit taraf›ndan ‹ttihatç›lar tasfiye edildiler. Daha sonra bunlar›n yerine gelen ekip eskisinden daha beter oldu. Bunlar hepsi neo-ittihatç›yd›. Bugün de neo-ittihatç›lar etkili. Yahudiler o dönem ‹zmir-Amsterdam hatt›n› kurmaya çal›fl›yorlard›. Bunlar korkunç intikamc›d›rlar. Kendi politikalar› için tehdit oluflturanlar› tasfiye için mücadele ediyorlar. Mahir Çayanlar›n K›z›ldere’de vahflice öldürülmesi Elrom’un kaç›r›lmas›n›n sonucudur. Ayr›ca Yahudilerin Kürt plan› da sadece Barzani ailesi üzerinden de¤il, di¤er iflbirlikçi Kürt aileleri üzerinden Kürtleri denetim alt›na almakt›r.

ew e. c

Beni buraya getirirken, benden intiharvari bir tav›r bekliyorlard›. Ama intiharvari bir tavra girmedim, bar›fltan yana tav›r koydum. Onlara, demokratik çizginin benim için taktik de¤il, stratejik bir hedef oldu¤unu, üzerinde ciddi çal›flaca¤›m› söyledim. Halklar›n çat›flmas›n› ve kan dökülmesini istemedim. Bu, tarih bilincimin, politik duruflumun, felsefi-ideolojik çizgimin gere¤idir. Bu oyunlar 1900’lere de¤il, daha eskilere, Osmanl›lara kadar dayan›r, hatta

ne t

fiimdi de Ortado¤u’da sistem bozan adam benim. ‹ngilizler beni benden daha iyi tan›m›fl, teflhis etmifller, ‹mral› sistemini kurmufllar. Ortado¤u’da onlar için bir tehlikeydim. Komplonun geliflmesinde ‹ngiltere, CIA ve ‹srail rol oynam›flt›r. Bu olayda Türkiye’nin gücü ve rolü yoktur. Orada burada yap›lan teknolojik takip CIA’n›nd›r. Bu flekilde Türkiye’ye teslim edildim. ‹mral› sistemini gelifltirdiler. Ortado¤u’da olsayd›m, Ortado¤u bu flekilde çözülmezdi. Komployla hedeflenen, Apo’suz PKK, PKK’siz Kürt yaratmakt›r. Bu halen stratejik bir hedeftir. Buraya geldi¤imde yetkililer gelip benimle görüfltüler ama ilginçtir –ilk kez burada derli toplu söylüyorum– benimle görüflen yetkililer çat›flman›n durdurulmas› için bir talepte bulunmad›lar. Hani bar›fl istiyorlard›, çat›flmalar›n durmas›n›, “terör”ün bitmesini istiyorlard›! Ben bu duruma çok flafl›rd›m. Kimse çat›flmalar›n bitmesini istemiyordu; ne ABD, ne KDP ne de YNK. Çat›flmal› ortam ABD’nin, YNK’nin ve KDP’nin Ortado¤u’daki varl›¤› demekti. Kuzey Irak’la ilgili yanl›fl yap›yorsunuz dedim, ama beni anlamad›lar. O dönemdeki iktidar, Ecevit, beni getirmifl olman›n zafer sarhofllu ¤una kap›larak bütün bu olan biteni, bu oyunlar› anlayamad›, göremedi. Kendi inisiyatifimle çat›flmal› ortam› durdurabilece ¤imi söyledim. Buna karfl› da ç›kmad›lar, evet de demediler. “Siz bilirsiniz, nas›l istiyorsan›z öyle yap›n, bu durum sizin sorumlulu¤unuzdad›r” dediler. Bana yard›mc› olmad›lar. Benim için o dönem haz›rlad›¤›m mektuplar›n ilgili yerlere, d›flar›ya ç›kmas›na izin verdiler. Ben de sorumluluk alarak, oyunlar› bofla ç›karmak için PKK’yi s›n›r d›fl›na çektim ve bildi¤iniz dönüflüm sürecini bafllatt›m.

om

36

Buradaki uygulama beyaz iflflkkencedir adeta yumuflflaak ölümdür Son dönemde bana verilen hücre cezalar› da Yahudilerle ilgili yapt›¤›m aç›klamalar sonucudur. Bana vermek istedikleri mesaj, ‘elimizdesin, böyle aç›klamalar yapma’ fleklindedir. Daha önce de söylemifltim; buran›n koflullar› 12 Eylül’deki Diyarbak›r Cezaevi’ne benziyor. Ancak buradaki uygulama


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

37 kendilerini feshetsinler gelsinler. Herkes kendi özgünlü¤ünü koruyarak gelebilir, partilerini, derneklerini oldu¤u gibi koruyarak gelebilirler. Önemli olan, demokrasi ve bar›fl için ortak bir tav›rla mücadele etmektir. ‹talya örne¤inde Zeytin Dal›, ‹spanya örne¤ini biliyoruz. Türkiye için de böyle giriflimlerde bulunulabilir. Demokrasi ve bar›fl›n geliflmesi sol ayd›n ve yazar çevreler için bir görevdir. Topluma az›c›k da olsa sayg›lar› varsa bunun için mücadele etmeliler. Çat› partisi olmasa bile demokratik koordinasyon kurulu olarak da çal›flmalar›n› yürütebilirler. ‹sim çok önemli de¤il, önemli olan içerik ve mücadele etmektir. Daha önce de söylemifltim; ‹ran’da çat›flmalar yo¤un, buna karfl›l›k kat›l›mlar da yo¤un. San›r›m bu devam ediyor. PKK de yaflanan çat›flmalardan ve kara operasyonundan güçlenerek ç›km›flt›r ve güçlenmeye devam ediyordur. San›r›m ‹ran operasyonlara devam ediyor ve 50 kay›p vermifl. Pastarlar tecrübesiz, daha çok kay›p verirler. Köylüler çat›flmalar nedeniyle s›n›ra yerleflmifller. Daha önce de söylemifltim; BM denetiminde bir mülteci kamp› kurulabilir burada. Türkiye’deki çat›flmalar nerelerde yo¤unlafl›yor? Benim durumuma iliflkin tepkiler var m›? Avrupa’dakiler zaten tepki gösteriyordur. Bas›n bunu iflliyordur, TV veriyordur. Say›n Öcalan ile ilgili baflvurular geliflerek devam ediyor. Yüzlerce kifli kat›l›yor, ama yarg›lamak istemiyorlar san›r›m. Kürtler AKPM önündeki protestolar›na devam ediyorlard›r san›r›m. Demokratik mücadelelerine devam etsinler. Güney’de Sorani lehçesi resmi dil olarak kabul edilmifl. Böyle geliflmeler olabilir ve tart›flmalar yaratabilir. Bir taraftan bunu bast›r›yorlard›r. Türkiye’ye de tafl›r›labilir. Bu da bir ‹ngiliz oyunudur. Buna karfl›n dikkatli olmak gerekir. Savunmalar›m› okudunuz mu, buna iliflkin görüfller nelerdir? San›r›m incelemifltiniz. Bu savunmamda çok güçlü ve tart›fl›lacak tespitler var. Savunmalar güçlü bir redaktör taraf›ndan redakte edilmeli. Ço¤alt›l›r, yay›nlan›r, farkl› çevrelere ulaflt›r›l›r. Re-

ne te we .c om

Herkes kendi özgünlü¤ünü koruyarak gelebilir, partilerini, derneklerini “H oldu¤u gibi koruyarak gelebilirler. Önemli olan, demokrasi ve bar›fl için ortak bir tav›rla mücadele etmektir. ‹talya örne¤inde Zeytin Dal›, ‹spanya örne¤ini biliyoruz. Türkiye için de böyle giriflfliimlerde bulunulabilir. Demokrasi ve bar›flfl››n geliflflm mesi sol ayd›n ve yazar çevreler için bir görevdir. Topluma az›c›k da olsa sayg›lar› varsa bunun için mücadele etmeliler”

bilindi¤i gibi Ergenekoncular da flimdi cezaevlerindeler. ABD karfl›t›lar, ama neye hizmet ettiklerinin fark›nda de¤iller. Perinçek için darbeci diyorlar ama öyle de¤il, sadece neye hizmet etti¤ini bilmiyor, bunu çözememifl. ABD karfl›t› oldu¤unu söylüyor, ama yapt›klar›yla ABD’ye hizmet etti¤inin fark›nda de¤il. Do¤u Perinçek flimdi karfl›mda olsa, onu ABD’ye hizmet etti¤ine, ABD’nin denetiminde oldu¤una ikna edebilirim. Türkiye’nin durumu en az ‹ran kadar s›k›fl›k. Türkiye’yi de Kürtler eliyle çözecekler. Türkiye’de yaflanan ekonomik, siyasal ve sosyal krizin temelinde bunlar var. Ekonomik kriz giderek derinleflecektir. Bunlarda ABD temel güçtür. Bu söylediklerimi Michael Rubin de söylüyor.

Herkes kendi özgünlü¤ünü koruyarak çat› partisinde yer alabilir

Bunlar›n hepsi ABD’nin izni dahilinde geliflen olaylard›r. Erdo¤an daha baflbakan olmadan önce Erdo¤an’a iliflkin görüfllerimi söylemifltim. Bahçeli ve Baykal görevlidirler. Erdo¤an’›n ise görevli olup olmad›¤›n› tam bilemiyorum. Ama a¤›r basan yan bir görevli oldu¤udur. Yaflanan ekonomik, sosyal ve siyasal krizden ancak demokratik bir anayasayla ç›k›labilir. Bunu da liberaller de¤il, ancak demokratik sol çevreler baflarabilir. Benim çat› partisini söylememdeki amaç da buydu. SDP Genel Baflkan› Filiz Koçali çal›flmalara devam ediyor mu? Gazeteden birkaç demecini okudum. Kendisini fazla tan›m›yorum, ama istikrarl› görünüyordu. Çat› partisi konusunda rol alabilir. Ufuk Bey bu konuda ne düflünüyor, çal›flmalarda yer al›yor mu? Çat› partisine engel olanlar kuflkulu kiflilerdir. Çat› partisine özgünlüklerini koruyarak gelebilirler. Ben demiyorum

w.

daha inceltilmifl, daha içe iflleyen bir sistem. Buradaki uygulama beyaz iflkence, adeta yumuflak ölümdür. Benim anti-semitist oldu¤um iddialar› var. Bunlar do¤ru de¤il. ‹brani halk›na yönelik bir mektup yay›nlanmas›n› istemifltim, san›r›m yay›nlanm›flt›r. Bu görüfllerim de tekrar yay›nlanabilir. Ortado¤u’da ‹brani halk›n›n da yerinin olmas› gerekti¤i düflüncesindeyim. Ancak bu, kat› ulus anlay›fl›yla mümkün de¤il. Yahudileri tekrar Almanya’da yaflad›klar› duruma düflürebilir. Yahudiler için de konfederal sistem öneriyorum. Baykal bölgedeki AKP oylar›na oynuyor. Yaflanan geliflmelerden sonra bölgede ciddi bir boflluk var. Baykal bunu doldurmaya çal›fl›yor ama halk Baykal’›n bu oyunlar›na inanmaz, Baykal’a destek vermez. AKPM, dört y›l aradan sonra demokratikleflme sürecinde sorun yaflayan ülkelerin tabi oldu¤u denetim sürecini Türkiye için 26 ve 27 Haziran’daki toplant›da tart›flacak. Galiba toplant›ya Ali Babacan da davetli. Türkiye’nin demokratikleflmedi¤inin fark›ndalar. Bu toplant›ya avukatlar›m olarak sizler de gitmelisiniz. Burada yaflananlar› anlatmal›s›n›z.

En çok karflfl››t oldu¤unu söyleyenler ABD’nin denetimindedir

ww

ABD sürekli kalmak istemedi¤ini söylüyor, ama ABD Ortado¤u’dan ç›kmaz. ABD, Kürtler üzerinden Ortado¤u’yu denetim alt›na almaya çal›fl›yor. Saddam’› Kürtler eliyle tasfiye etti ve Irak’a yerleflti. fiimdi de ‹ran’› Kürtler eliyle çözmeye çal›fl›yor. Asl›nda fark›nda de¤iller, ama en çok karfl›t olduklar› ABD’nin denetimindeler. ‹ran, ABD karfl›t›, ama ABD’ye hizmet ediyor. El Kaide ABD’ye karfl› mücadele ediyor, ama El Kaide tamam›yla ABD denetiminde. ‹flte


SERXWEBÛN Temmuz 2008 çözümsüz b›rak›lmas› konusunda anlaflmaya var›lm›flt›r. Kerkük ve Musul’un Irak’a ba¤lanmas› Kahire Konferans›’nda kararlaflt›r›lm›flt›. M. Kemal’in tüm politik çabalar›na ra¤men, Kürtler üzerinden Kerkük ve Musul Türkiye’den kopar›ld›. Bu plan halen de devam ediyor. ABD, ‹ngiltere ve ‹srail, tüm bölge ülkelerini Kürtlerle hizaya getirmeye ve kontrol alt›na almaya çal›fl›yor. Irak’ta koskoca Saddam’› Kürtler eliyle devirdiler. fiimdi de ‹ran’a karfl› Kürtleri kullanma haz›rl›¤›ndalar. ABD, Kuzey Irak’› bir nevi üs olarak kullanmaktad›r. ABD ve ‹srail, tüm Kürtleri Irak üzerinden kontrol etmeye çal›fl›yor. Bunda ‹srail sermayesinin rolü çok büyüktür. AKP de onlarla iflbirli¤i yaparak iktidar oldu. Benim iddiam flu: Yahudi sermayesinin izni olmadan bir dükkân bile açamazlar. Asl›nda Türkiye sermayesi 1923 y›l›nda ‹zmir ‹ktisat Kongresi ile Yahudi sermayesinin etkisi alt›na girmifltir. Bu etkiyle Yahudi sermayesinin deste¤i ve izni olmadan bir dükkan bile açam›yorlard›. Koç Holding’in büyümesi ve palazlanmas› Yahudi sermayesi sayesindedir. Yahudi sermayesi onlar› hep kontrol etmifltir. Ben 1970’lerde de gözlemlemifl, araflt›rm›flt›m, halen takip ediyorum. 1970’lerde bölgede sadece Do¤ufl grubunun sermayesi vard›. Bir dünya markas› olan Vestel’i de araflt›rd›m, Citibank ile iliflkileri var. Citibank da Yahudi sermayesiyle kurulmufltur. Vestel de bu flekilde kontrol alt›nda tutuluyor, Yahudi sermayesinin ürünüdür. Urfa topraklar›n›n büyük bir k›sm›n› Yahudiler sat›n alm›flt›r. Direkt kendi adlar›yla olmazsa bile çeflitli flirket isimleriyle sat›n alm›fllard›r. Ne zamandan beri bu çal›flmalar, planlamalar yap›l›yor biliyor musunuz? Bunun 800 y›ll›k bir geçmifli var. Tarsus kökenli Saint Paul’un yine bu konuda yürüttü¤ü faaliyetler biliniyor. 1393’ten beri Anadolu’da Yahudi sermayesinin etkinli¤i var. 1492’de ‹spanya’dan da Yahudiler geldiler. II. Beyaz›t onlar› kabul etti. Biliyorsunuz, Hafsa Sultan da Yahudi kökenlidir, yönetimde etkilidir. Mezar› da Manisa’dad›r. Araflt›rd›m, Vestel’in de merkezi

daksiyondan sonra bir tane de bana gönderilebilir, bunun için giriflimlerde bulunulabilir.

‹mral› sürecinin en önemli kazan›m› bu savunmad›r

AKP misyonunu tamamlam›fl gibi gözüküyor. Oy oran›nda bir düflüfl oldu¤u belirtiliyorsa, daha da düfler. DTP’nin de oylar› yükselmifltir. Daha demokratik, daha iyi bir siyaset gelifltirseler, oylar› çok daha fazla olur. Bölgede %70-80’e ç›kar. Bu son kara harekât›ndan sonra Apo’nun tasfiye edilemeyece¤i de anlafl›lm›flt›r de¤il mi? Bu, art›k daha iyi anlafl›l›yor herhalde. Kürt sorununda yeni geliflmeler olabilir, yeni durumlar geliflebilir. Kara harekat›ndan ç›kan sonuç ne? fiimdi çeflitli çevreler farkl› aç›lardan tart›flmaktad›r. Soruna iliflkin yeni çözüm önerileri de tart›fl›l›r. Uluslararas› güçler; Rusya, Çin, ABD, ‹ngiltere, Fransa, AB, daha fazla rol almak isteyebilir, el atabilir. Türkiye halen ‹ran ve Suriye ile yapaca¤› ittifaklardan bir fleyler umuyor. Türkiye’de baz› yazarlar ad›m ad›m bir darbeye haz›rland›¤›n› yaz›yor, ama zaten darbe oldu. Olanlar bir darbedir. Bunlar› yazanlar› biliyorum, Michael Rubin onlar var. Geçen hafta da dile getirmifltim. Ergenekon derin devlet onlar öyle zannedildi¤i gibi ABD karfl›t› de¤iller, görüflüyor da olabilirler.

ww

w.

ne t

Hücre cezas›n›n yar›n 20. günü olacak. Bir gün ara verdikten sonra 10 günlük di¤er hücre cezas›n› uygulamaya bafllayacaklar. ‹nfaz hakimli¤ine bir sayfal›k itiraz dilekçesi verdim. San›r›m on güne kadar biter. Esasen verilen ikinci 20 günlük hücre cezas› di¤erinin tekrar›d›r. Yani ayn› görüflmedeki konuflmadan dolay› iki kez ceza vermifl oluyorlar. Savunmam› da yaz›yorum. 200 sayfa oldu, bu nedenle bazen geceleri az bile uyuyorum. Üzerinde epey yo¤unlafl›yorum. Paksüt ile Baflbu¤ görüflmüfller. Kürtler üzerinde zaten ittifaklar› var. Acaba AKP’ye yönelik ne planlan›yor olabilir? AKP’yi zaten kontrol alt›na alm›fl bulunuyorlar. AKP’nin temelleri 30 y›l önce ‹ngiltere’de at›lm›flt›r. Bu biliniyor. Almanlar da daha önce ‹slami kesimle, Erbakan’la iliflkilendi. Onlarla politika yürütmeye çal›flt›. Biliyorsunuz Milli Görüfl Almanya’da çok güçlüydü, halen de güçlüdür. Amerika ve ‹ngiltere politikalar› AKP’nin ortaya ç›kmas›na ve palazlanmas›na neden oldu. Bunu iyi anlamak laz›m. AKP ile Kürtleri kontrol alt›nda tutmak istediler. Baykal’la da güçlü bir sol demokrat muhalefetin ortaya ç›kmas›n› engellediler. AKP ile di¤er politikalar›n› da uygulamaya koydular. Ancak bu son geliflmelerle AKP’ye ihtiyaçlar› azald›.

ew e. c

om

38

Türkiye sermayesi 1923 y›l›ndan beri ‹srail sermayesinin etkisi alt›ndad›r Eskiden beri tüm Kürtleri Irak Kürtlerine ba¤lamak gibi bir plan var. Bu plan üzerinden Kürtleri kontrol ediyorlar. Benim tasfiye edilme gerekçem de bu. Bunun temeli ta 1920’lerde Kahire Konferans›’nda at›lm›flt›r. Bu konferansta çok usta bir flekilde Kürt sorununun Ortado¤u’da sürekli


Temmuz 2008 SERXWEBÛN yor. Daha önce onlar Hitler’e milliyetçilik düflüncesini afl›layarak Hitler’i haz›rlam›fllard›. Yine daha önce ‹spanyaPortekiz aras›nda çekiflmenin sebebi de buydu. Ortado¤u’da da milliyetçili¤i yayd›lar. Bunlar› söyledi¤im için antisemitik diyorlar. Bunlar gerçe¤i yans›tm›yor. Yahudi halk›n›n ve kültürünün de Ortado¤u’da yerinin olmas› gerekti¤ini her zaman dile getiriyorum. Ben onlar›n politikalar›n› elefltiriyorum.

nunu getirdiler. Ermenileri bu topraklardan sürdüler. Süryaniler üzerine de Bedirxanileri gönderdiler. Bedirxan Beye Süryanileri k›rd›rtt›lar. 4 bin y›ll›k Asuri kültürünü yok ettiler. Sonra Osmanl›lara da Bedirxan Beyi ezdirttiler. Bunlar Türk halk›na mal edilemez, Türk halk›n›n bunlardan haberi bile yok. Esas sorumlular› ittihatç› zihniyettir. Bu zihniyet halen de var. Günümüzde Kürtler de böyle bir tehlikeyle yüz yüzedir. Çok dikkatli ve birlik olunmal›d›r. Çok dikkatli ve birlik olunmazsa Kürtler kaybedebilir. Kuzey Irak’ta da böyle bir tehlike var. ABD çekilirse bir Kürt katliam› geliflir. 24 saat içerisinde Araplar, Kürtleri silerler, ezerler. ‹ran’da da böyle bir tehlike var. Türkiye’de de milliyetçilik tehlikesi var. ABD ve ‹srail’in Ortado¤u’daki bu politikalar›na karfl› durdum ve durmaya devam edece¤im. Türkiye’de de iki milliyetçilik çarp›flt›r›lmak isteniyor. Çat› partisini önermemin nedeni budur. Demokratik güçler birleflseler, çok çal›flsalar, her türlü katliam›n önüne geçerler.

ne te we .c om

Manisa’dad›r. Hafsa Sultan ad›na Manisa’da mesir macunlar› etkinli¤i yap›l›yor. Manisa dedi¤im, ‹zmir-Manisa hatt› boyunca bu etkinlik vard›r. Bu hat, Yahudilerin en eski ana yurtlar›ndan biridir. II. Selim’i, yani Sar› Selim’i tahta geçirmek için yönetime aday fiehzade Mustafa’y› babas›na bo¤durttular. Yalç›n Küçük’ün de bu konularda ciddi araflt›rmalar› var. Takdire de¤er. Varl›k vergisi getirilerek, Anadolu’da H›ristiyanlar›n etkinli¤i k›r›l›p, Yahudi etkinli¤i gelifltirilmifltir. M. Kemal biraz direnmifl ancak onlarla bafl edememifl. Mustafa Kemal bu konuda san›ld›¤›ndan daha çok yaln›zd›r. Tek bafl›nad›r. Mustafa Kemal sadece cumhuriyeti kurmufltur. Bunu onu küçümsemek amac›yla söylemiyorum. Buna direnmek o kadar kolay bir fley de¤ildir. Yahudileri idam edebilen iki kifli var; biri II.

39

Türkiye sermayeden izinsiz bir flfleey yaparsa soyk›r›m iddias›yla karflfl››laflfl››r

Türkiye’de de milliyetçili¤in geliflmesini sa¤lad›lar. AKP’yi de onlar haz›rlad›lar. Hatta Hürriyet gazetesindeki “Türkiye Türklerindir” ve “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözlerinin Türklere ait olmad›¤› ve Yahudi kaynakl› oldu¤u kanaatindeyim. Bütün bunlarla

Çok dikkatli ve birlik olunmal›d›r. Çok dikkatli ve birlik olunmazsa “Ç Kürtler kaybedebilir. Kuzey Irak’ta da böyle bir tehlike var. ABD çekilirse bir Kürt katliam› geliflfliir. 24 saat içerisinde Araplar, Kürtleri siler, ezerler. ‹ran’da da böyle bir tehlike var. Türkiye’de de milliyetçilik tehlikesi var. ABD ve ‹srail’in Ortado¤u’daki bu politikalar›na karflfl›› durdum ve durmaya devam edece¤im”

Türkiye’yi bir noktaya getirecekler ve Türkiye bir fley yapsa, Türkiye’yi soyk›r›m› kabule mahkûm edecekler. Böylece her fleyi Türkiye’ye mal edecekler. Böyle bir tehlike var. Saddam’› da haz›rlam›fllard› ve ona soyk›r›m yapt›rd›lar, Halepçe gibi katliamlar ortada. Sonra da Saddam’› Kürtler eliyle devirdiler. Bunlar› söylerken Kuzey Irak’›n kazan›mlar›na karfl› de¤ilim, ama böyle bir durum var. Ayn› fleyi Türkiye’ye de yapacaklar. Türkiye sermayenin izni d›fl›nda bir fleyler yapmaya kalkarsa soyk›r›m iddialar›yla karfl› karfl›ya kalacakt›r. Daha önce 1915 Ermeni soyk›r›m›n›n ABD Senatosuna getirilmesi gibi. Bu durum da kabul edilip Türkiye’yi s›k›flt›rabilirler. ‹fli ta 1915’lere götürecekler. Ermenilerin de politikas› bu yönlüdür. Daha önce de 1800’lerde ‹ngilizler ve Yahudiler, Rumlar› kulland›lar ve bu politikalar›yla 3 bin y›ll›k Rum kültürünün so-

ww

w.

Mahmut, di¤eri de M. Kemal. Birkaç önemli, etkin ailelerini idam etmifller, ancak ileriye gidememifllerdir. Ester’i de parçalara ay›rm›fllard›. Eskiden mason olmayan yönetime gelemez diyorlard›. Ben bunu flu flekilde uyarl›yorum; kapital tekel olmadan bir dükkan bile aç›lamaz. Kürt iflbirlikçilerinin de bu sermayeyle iliflkileri var. Bunlar neden hep böyleler? Bunlar›n kendi ç›karlar› için yapmayacaklar› fley yoktur. Bunlar eskiden beri böyledir. Bunlar› iyi tan›yorum. Hep güçlüden ve kendi ç›karlar›na uygun olanlardan yanad›rlar. Diyarbak›r’da ticaret ve meslek odalar›, ifl çevreleri, bu konuda inisiyatif al›p sorunlar›n çözümüne katk› sunabilirler. Hükümet üzerinde etkili olabilir, aktif rol alabilirler. Yahudilerin sermaye konusunda 800 y›ll›k çal›flmalar› var. Bütün sermaye ve yönetimleri onlar kontrol edi-

Gelin bir arada yaflflaama koflflu ullar›n› yeniden belirleyelim

Milliyetçili¤in önüne geçebilmek için yeni kurulacak çat› partisine önemli görevler düflüyor. Her kesimden kadrolar› içine katarak bu milliyetçili¤i engelleyebilirler. Kürtlere ayr›l›k dayat›lsa bile Kürtler bir arada yaflayacakt›r. Ben diyorum ki gelin bunun koflullar›n› tart›flal›m, flartlar›n› yeniden belirleyelim. Kendimi M. Kemal ile k›yaslamak amac›yla söylemiyorum, ama M. Kemal’in 1900’lerde cumhuriyette ›srarl› oldu¤u kadar ben de 2000’lerde demokraside ›srarl›y›m. Bu konuda iddial›y›m. San›yorum çat› partisini yak›nda ilan ederler. Bu çat› partisi her flehirde ortak propaganda, ortak çal›flma, ortak toplant› yapabilir. Kent meclislerini oluflturabilirler. Geçen 8 y›ll›k süre iyi de¤erlendirilseydi, flimdi çok daha iyi bir konuma gelinmifl olurdu. Akademileri de bu amaçla önermifltim. Kad›nlar için ‘Demokratik Siyaset ve Kültür Akademisi’ önermifltim. Genç-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ew e. c flans› olmaz. Tüccarlar›n bulundu¤u bir parti haline dönüflebilir. Galiba DTP’nin de kongresi var. Herhalde yeni parti çal›flmas› da devam ediyor. Birden çok aday olmas›n›n bir sak›ncas› yok. Demokratik fleyleridir. Yeni parti için di¤er çevrelerle de görüflebilirler. Bir Kürt birlikteli¤ine ihtiyaç var. Bucak, Elçi gibileri var. Ahmet Türk gidip onlarla görüflebilir. Kürtler bir araya gelip birlikte hareket ettiklerini gösterebilirler. Bu dönemde bu önemli. Güney Kürdistan’da kad›na yönelik fliddette bir art›fl oldu¤u belirtiliyor. Demek ki, orada kad›n hareketinde bir art›fl, direnifl var. Bu konuda PÇDK ne yap›yor?

ne t

lik ve di¤erleri için de önermifltim. Bütün bunlar›n bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Akademilerde sürekli bir araya gelip tart›fls›nlar, hiçbir fley olmazsa bile zihinleri aç›l›r. Siyasetçiler buralardan ç›kar. Akademi e¤itimi normal devlet okullar›ndaki e¤itime benzemez. Aç›k toplum denilen olay da budur. Her yerde akademiler olabilir, DTP’nin de akademileri olabilir, di¤er partilerin de vard›r. DTP daha iyi çal›fl›rsa san›r›m bundan sonra oylar› artar. Siyaset ciddi bir ifltir. Bu ifli yapabileceklerine inananlar yaps›nlar. ‹nanmayan yapmas›n, bu ifle girmesin. Bu ifl o kadar kolay de¤il. Ç›k›p ben siyasetçiyim diyorlar, bazen anlamakta güçlük çekiyorum. Kürtler durumu iyi kavram›yor. Ortado¤u’da bu sorunlara karfl› iyi aç›l›mlar yapam›yorlar. Tabii bunu anl›yorum. Bu, zihin köleli¤inden kaynaklan›yor, ta Sümer rahip devletine dayan›r. Galiba ‹ran ile PJAK aras›nda çat›flmalar var. Köylüler oradan göç ediyormufl. Son dönemde ‹ran ölüm-kal›m savafl›ndad›r, onun için çok tehlikelidir. Göç edenler güvenli bölgeye, Bradost bölgesine yerlefltirilebilir. BM müdahale edip, bunlar›n güvenli bölgelere yerlefltirilmesi sa¤lanabilir. KNK ve KONGRA GEL’in birleflme sorunu o kadar önemli de¤il. Daha sonra, önümüzdeki dönemde de olabilir. Avrupa’daki diplomasi faaliyetlerinde eskiden beri eksiklikler vard›. Bu eksikli¤i giderebilirler.

om

40

w.

Bu savunmalar›m düflflü ünce dünyas›na önemli bir kazan›md›r

AKP kapat›l›rsa iktidar flflaans› olmaz

ww

Reha Çamuro¤lu, gerekli Alevi aç›l›m›n› yapmad›¤› gerekçesiyle Erdo¤an’›n dan›flmanl›¤›ndan istifa etmiflse, AKP’nin Alevi politikas› çöktü mü? Zapsu gibilerin az›c›k yurtseverlikleri varsa, Kürtleri ucuza satmas›nlar. Onlarla görüflülebilir. Mehmet Metiner, Altan Tan gibiler de din temelli politikalarla Kürtleri aldatmas›nlar. Kapat›lmas› halinde AKP’de ne tür geliflmeler olur belli de¤il. Bölünece¤i söyleniyor. Do¤ald›r, bölünebilir. Kapat›lmas› halinde AKP orta burjuva partisi olarak kalabilir, ama iktidar

Savunmamda kavramlara hakimiyet geliflkindir. Benim sosyal bilimlerdeki seviyem Wallerstein’dan daha az de¤ildir. Hatta ondan daha ileridedir. Savunmada sistemin temeli kuruluyor. Filozoflar›n haklar›n› teslim etmek gerekiyor, onlar›n eme¤i çok büyük, onlar›n önemli aç›l›mlar› vard›r. Benim için ahlak felsefesi çok önemli. Hz. Muhammed’i aç›mlayaca¤›m. Hz. Muhammed bana göre ihanete u¤ram›fl çok önemli bir flahsiyettir. Bat›l›lar, Hz. Muhammed’i do¤ululardan daha iyi aç›mlam›fllar. Bu konu önemli, bu konuyu aç›mlayaca¤›m. Ondan sonra da tekrar Ortado¤u ile ilgili konulara de¤inece¤im.

Bu son savunmalar›m önemli tart›flmalara yol açar diye düflünüyorum. ‹mral› sürecinin en önemli kazan›m› bu kitapt›r. Düflünce dünyas›nda önemli bir kazan›md›r. San›r›m düflünce çevrelerinde de çok tart›fl›l›r. Marx’›n eksiklerini tamaml›yorum, hatalar›n› düzeltiyorum. Bu kitab›m›n ‹ngilizcesinin Wallerstein’a selamlar›mla birlikte gönderilmesi iyi olur. Yaflasayd› Murray Bookchin’e de bir tane gönderilebilirdi. Hayatta olan di¤er önemli düflün adamlar›na gönderirsiniz. Gunter yafl›yorsa ona da gönderilebilir, selamlar›m da söylenebilir. Önceki savunmam› ‹ngilizce yay›nlayan ‹ngiltere’deki yay›nevine bu savunmam da gönderilirse, ad›ma bir mektup ve selamlar›m› da iletmek gerekiyor. Bu yay›nevi kitaba iliflkin öneri ve elefltirilerini de k›saca belirtebilir, bunu bekliyorum. ‹stemifl oldu¤um 3 kitab› henüz almad›m. Karl Popper’›n “tarihselcili¤in sefaleti” kitab›n› ikinci kez ald›m. “Aç›k Toplum ve Düflmanlar›” isimli kitab› da olabilirdi. “Tarih Nedir” adl› kitab› ald›¤›ma dair imza da att›m. Bana Paul Kennedy’nin “Amerika ‹mparatorlu¤u’nun Yükselifli ve Çöküflü” kitab›n› gönderebilirsiniz. Birikim Dergisini gönderebilirsiniz. May›s say›s› geçti, sonraki say›s›n› gönderebilirsiniz. San›yorum aralar›ndan seçip baz› say›lar›n› verecekler. Yalç›n Küçük’ün de yay›nlanacak ‘Gizli Tarih’ kitab›n› bekliyorum.


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

Yaflflaananlar bir hegemonik savaflfltt›r

Ulusalc›lar san›ld›¤› gibi Amerika karflfl››t› de¤il. Bunlar Irak’taki BAAS’ç›lar “U gibidir. Yalç›n Küçük diyor ki, ‹lhan Selçuk Amerika ile en çok görüflfleebilen ve anlaflflaabilen kiflfliidir. Amerika serbest b›raksa, generaller 24 saat içinde darbe yapar. ABD, ‹srail onay vermiyor. Hepsi ABD, ‹srail’e ba¤l›, onlar›n izni olmadan bir flfleey yapam›yorlar. Bu hegemonik savaflfl,, ayn› güç taraf›ndan kontrol ediliyor. Her iki taraf ayn› merkezi güce ba¤l›”

ne te we .c om

Hücre cezas›n› bugün saat 5’ten sonra uygulayacaklar. Bafllamadan önce evraklar› getirip tebli¤ eder, imzalat›rlar. Di¤er ceza iki gün önce bitmiflti. Radyo verildi ve may›s ay›na ait gazetelere bakt›m. Ergenekon operasyonundan haberim var, dün radyodan dinledim. Operasyonlar devam ediyor. Giresun, Gümüflhane’de ve Antep ‹slahiye’de çat›flmalar var galiba. Cihan Deniz, Hüsnü Ablay’›n ailelerine, Ozan Gökkan’›n ailesine baflsa¤l›¤› diliyorum, özel selamlar›m› iletiyorum. Barzani, PKK’nin terörist bir parti olmad›¤›n› daha önceden de söylemiflti. Yani siyasi çözümü öneriyorlar. Genelkurmay’›n Kürtlere yönelik plan›, eski fleyler. AKP kendilerine ba¤l› bir sermaye grubu oluflturmak istiyor. Bu kooperatif meselesini daha önce söylemifl ve bu konuya de¤inmifltim. AKP, benim görüfllerimden en iyi yararlanan partidir. Ne ulusalc›lar›n a¤z›yla AKP’yi ne de AKP’nin a¤z›yla ulusalc›lar› elefltirelim. Bizim tarz›m›z bu de¤il. Benim üslubum, pozisyonum bu de¤il. Kürtler dikkatli olmal›. Bugün yaflananlar bir hegemonik savaflt›r. Ulusalc›lar tasfiye oluyor. ‹lk kez oluyor bu kadar üst düzeyde generallerle ilgili fleyler. Bunlar›n aras›nda Hurflit Tolon da var. Biliyorsunuz Hurflit Tolon, buradan sorumlu kifliydi. Etkili bir kiflidir. 1920-30’lar›n ideolojisi, sistemi tasfiye oluyor. M. Kemal’in o zaman kurdu¤u sistem bugün afl›l›yor. Bu yaflananlar hegemonik bir savaflt›r. Ulusalc›lar öyle dedikleri gibi ya da san›ld›¤› gibi Amerika karfl›t› de¤ildirler. Bunlar Irak’taki BAAS’ç›lar gibidirler. Yalç›n Küçük diyor ki, ‹lhan Selçuk en Amerikanc› kiflidir. Amerika ile en çok görüflebilen ve anlaflabilen kiflidir. Amerika serbest b›raksa, generaller 24 saat içinde darbe yaparlar. ABD, ‹srail onay vermiyor. Hepsi ABD, ‹srail’e ba¤l›, onlar›n izni olmadan bir fley yapam›yorlar. Bu hegemonik savafl, ayn› güç taraf›ndan kontrol ediliyor. Her iki taraf ayn› merkezi güce ba¤l›. Bunlar, hem ulusalc›lar hem AKP’liler ABD’ye

41

ww

w.

‘beni al›n’ diyorlar. Yani biri diyor ki, ben size kar›l›k yapaca¤›m, di¤eri diyor, hay›r size ben daha iyi kar›l›k yapaca¤›m. Bu tart›flmalar›n nedeni darbe olup olmamas› de¤ildir. Tart›flman›n temelinde Türkiye’nin demokratikleflmesi yoktur. Bu savafl AKP’yi de orduyu da aflar, d›flar›dan dayat›lan bir savaflt›r. D›flar›dan kontrol ediliyor. Her iki taraf da ayn› güce ba¤l›d›r, ayn› güç taraf›ndan kontrol ediliyor ve bu güç taraf›ndan çat›flt›r›l›yor. Bu güç ABD, ‹ngiltere ve ‹srail’dir. 16 May›s’ta M. Kemal’in ç›kt›¤› yerden kraliçe, ‹ngiliz savafl gemisiyle geliyor. Bununla bak›n biz bu kadar güçlüyüz, bu kadar gücümüz var demek istiyorlar. Yak›ndan takip ediyorum. Gazetelere bakt›m, birkaç gazeteci de bunu anlam›fl gibi. Bu hegemonik savafl›n tarihi eskidir. Yahudilerin burada rolü çok büyüktür. ‹spanya krall›¤›n›n y›k›lmas›, Fransa krall›¤› ile Avusturya-Macaristan imparatorlu¤u ile Osmanl› imparatorlu¤unun y›k›lmas›nda Yahudi politikalar› etkili olmufltur. Bu biraz da H›ristiyanl›k karfl›tl›¤›d›r. M. Kemal bu ideolojiyi biraz k›rmak istemifl, ama güç getirememifl. M. Kemal’i gündeme getirmemin nedeni budur. M. Kemal bunlar› biliyor, tam anlamak çözmek istiyor. Tarihi çok inceliyor, okuyor. Ben de tarih konusunda benzer süreçten geçti¤im için daha iyi anl›yorum. Ama M. Kemal güç getiremedi, 1926’da onlarla anlaflt›. Türkiye 1926’dan bu yana bu hegemonik güç taraf›ndan kontrol ediliyor. Bu güce teslim olmufltur. M. Kemal’in özgürlükçü ve ba¤›ms›zl›kç› oldu¤una da, direndi¤ine de inan›yorum. O nedenle ›srarla M. Kemal’e vurgu yap›yorum. Ama b›rakmad›lar, güç getiremedi, etraf›n› kuflatt›lar. ‹ttihatç› kadro ile M. Kemal’in etra-

f›n› sarm›fllard›. Dr. Naz›m, Cavit bey onlar ‹ngilizlerin adam›yd›. Mustafa Kemal, onlar›n baz›lar›n› ast›, onlar da baz›lar›n›, ama bir yerde durdu, yoksa her iki taraf da bitecekti, sonuçta uzlaflt›lar. M. Kemal daha fazla ileri gidemedi, onlarla uzlaflt›. Biliyorsunuz ‹smet ‹nönü onlar ‹ngiliz yanl›s›yd›. M. Kemal’i Çankaya’ya hapsettiler. Ama M. Kemal de kendi ideolojisini hakim k›lmak için çok çaba sarf etti. Bugün M. Kemal’in egemen k›ld›¤› ideoloji tasfiye oluyor. Türkiye 1926’dan bu yana d›fl güçlere ba¤l›d›r. Sadece 1960’larda Menderes, biraz Ruslara yaklaflmaya çal›flt›, onu da ast›lar. D›fl güçler, Türkiye ile art›k bu flekilde yürüyemeyece¤ini biliyor. Ortado¤u’ya tam hakimiyetleri için ›l›ml› ‹slam ile birlefltirilen bir sistem tasarlam›fllar, Ortado¤u için bunu gerekli görüyorlar. Türkiye’ye yeniden bir flekil veriyorlar. Nas›l sonuçlanacak bilemiyorum. Belki de bir müddet böyle devam eder. Çünkü ‹srail, Türkiye’nin böyle çat›flmal› kalmas›n› da istiyor olabilir. Kürtler, iyi çal›fl›rlarsa bu durumu atlatabilir. Bu hegemonik çekiflmelerde Kürtler taraf olmas›nlar. Kürtler ne ulusalc›lardan ne de di¤erlerine taraf olsunlar, çok dikkatli olsunlar, kendilerini korusunlar. Ancak bu flekilde bu kaosu atlatabilirler. Bu güçler Denizler için de onlar› kulland›klar›n› söylüyorlar. Yani Denizleri nas›l kulland›klar›n› anlat›yorlar.

Türkiye demokratikleflflm mezse s›ra kendisine gelir Beni Ortado¤u’dan ç›kard›ktan sonra Esad’› teslim ald›lar. Beflar Esad biliniyor. ‹ran’a da birkaç hava sald›r›s› düzenleyecekler. E¤er Türkiye demokratikleflmezse s›ra Türkiye’ye gelir. Ben 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne iki sayfal›k


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Denizler ve Mahirler hayatlar› pahas›na Kürt kelimesini telaffuz etti

Biliyorsunuz Denizlerin tutuklanmas›ndan sonra bafllatt›¤›m›z mücadeleyle bugünlere geldik. Denizler, 1970’li y›llardakiler, Mahirler hayatlar›n› ortaya koydular. Hayatlar› pahas›na Kürt

kelimesini telaffuz ettiler. Deniz Gezmifl, idam sehpas›nda Kürt ve Türk halk›n›n özgür birlikteli¤inden ve kardeflli¤inden bahsetti. Bu, çok önemlidir. Hem özgürlükten hem kardefllikten söz ediyordu. Deniz de, Mahir de yap›lmas› gerekeni yapt›, bu nedenle de idam edildiler. Kürt sözcü¤ü ilk Mahir Çayan’›n a¤z›ndan ç›km›flt›. fiafl›rm›flt›m, kim bu delikanl› yi¤it diye. Onlar bunun için hayatlar›n› feda ettiler. Kürt-Türk halk›n›n kardeflli¤ine, halklar›n kardeflli¤ine inan›yorlard›. Ben de onlar›n an›s›na ba¤l› kald›m. 1970’li y›llarda Kürtlerin varl›¤› dile getiriliyordu, ama sorun tam anlafl›lam›yordu. fiimdi Kürt sorunu anlafl›l›yor, herkes sorunu biliyor, mücadele etmek için iyi bir zemin var. Fakat buna inanmak, bunun için hayat›n› ortaya koymak gerekiyor. Sol bunlar› anlamazsa olmaz. Öyle sahte solla olmaz. SivasMad›mak’›n y›ldönümü bugün. Onlar›n

ww

w.

Halklar birlikte hareket etmez, dayan›flmay› sa¤lamaz, herkes kendi etnik ve di¤er kimliklerini dayat›rsa herkes kaybeder. Ba¤›ms›zl›k birbirinden uzaklaflmak de¤ildir. Çat› partisi, demokratik birlik için önemlidir. Herkes kendi özgünlüklerini koruyarak bir araya gelebilir. Kald› ki herkesin buna ihtiyac› var. Toplumlar›n birbirleriyle çat›flmas›n› önlemek, demokratikleflmek için bu gerekli ve önemlidir. Bu bizi kardeflleflmeye götürür. Demokratik bir toplum için sadece kardefl olmak da yetmez, halklar›n demokratik birli¤i, birlikteli¤i gerekir. Sol, en az›ndan demokratikleflme ilkeleri çerçevesinde bir araya gelebilir, birliklerini sa¤layabilir. Bunu baflar›rlarsa çok parçal› yap›s›ndan da kurtulur. Sosyalizm, biliyorsunuz Bat› kökenli bir kelimedir. Anlam› toplumculuktur. Demokratik toplumculuk ilkeleri etraf›nda tüm güçlerini birlefltirebilirler.

an›lar›na ba¤l›l›¤›m› bildiriyorum. Onlar›n hepsi ayd›nd›, ozand›, saz›yla, sözüyle demokrasi mücadelesi veriyordu. DTP de kongrelerini bu ay yapacak herhalde, baflar›lar diliyorum. Sorunlar› mutlaka gidersinler. Baflkan kim olursa olsun A veya B fark etmez. Çat› çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rabilirler. Demokratikleflmeyi sa¤lamazlarsa olmaz, bu mutlaka olmal›. Di¤erleri için de söylüyorum. Deniz ve Mahirlerin an›s›na sayg›l›y›m ve üzerime düfleni yapt›m, onlar da üzerlerine düfleni yaps›nlar, ciddi olsunlar. Kabul etmezlerse onlar kuflkuludurlar, çok a¤›r birfley söylemek istemiyorum. Bu konuda daha fazla konuflmak istemiyorum. Bunlar› dile getirirken hayat›m› ortaya koyuyorum. 25 günlük hücre cezas›, burada 25 y›l gibidir. Ben gerekti¤i zaman bunu göze al›p konufluyorum. Ama herkesin de, avukatlar›m›n da bir

Deniz Gezmiflfl,, idam sehpas›nda Kürt ve Türk halk›n›n özgür “D birlikteli¤inden ve kardeflfllli¤inden bahsetti. Bu, çok önemlidir. Deniz de, Mahir de yap›lmas› gerekeni yapt›, bu nedenle de idam edildiler. Kürt sözcü¤ü ilk Mahir Çayan’›n a¤z›ndan ç›km›flfltt›. Onlar bunun için hayatlar›n› feda ettiler. Kürt-Türk halk›n›n kardeflfllli¤ine, halklar›n kardeflfllli¤ine inan›yorlard›. Ben de onlar›n an›s›na ba¤l› kald›m”

ne t

Demokratik bir toplum için halklar›n demokratik birli¤i gerekir

Çal›flmalar›n› sürdürsünler, hepsine selamlar›m› yolluyorum. Tüm demokrat kesimleri de, demokrat dindarlar› da içlerine alabilirler. Mazlum-Der olabilir. E¤er buna inanmayanlar varsa, bunlar kuflkulu kifliliklerdir. Bu kifliler demokratik birlikteli¤i, bar›fla iliflkin ortak projeleri bozmak için ortaya birçok farkl› yap› ve proje sunabilirler. Bunlar› söyledim diye bu tür aray›fllar ço¤alabilir, flimdi ilgilenecekler, bunun üzerinde duracaklar. Burada söyledi¤im her cümle didik didik ediliyor.

ew e. c

bir yaz› yazd›m, hücre cezas› için, bak›labilir. Orada devlete tekrar seslendim. Daha önceki 124 sayfal›k savunmamda söylediklerim halen geçerlidir dedim. ‘Ben Türkiye’de demokratik bütünlükten yana oldu¤umu tekrar belirtiyorum’ dedim. Türkiye demokratikleflirse çok geliflir diyorum. Fakat demokratikleflmezse, demokratik ad›mlar atmazsa, Irak, ‹ran, Suriye’den sonra s›ran›n Türkiye’ye gelece¤ini belirtiyorum. Türkiye’de yüzlerce etnik ve kültür yap›lar› var. Bu durumda demokratikleflmezse Türkiye, ‹srail-Filistin, Irak, Lübnan gibi olur. Türkiye Iraklafl›rsa, Lübnanlafl›rsa bu çok vahim sonuçlar do¤urur. Kald› ki o zaman Ermeniler’in, Pontuslar›n vb birçok fleyin hesab›n› Türkiye’den sorarlar. Türkiye daha fazla batmam›flken demokratik aç›l›mla bu önlenebilir. Türkiye için Iraklaflma, Lübnanlaflma tehlikesini görüyorum. Bunlar› bofluna dile getirmiyorum. Bofluna konuflmuyorum. Her cümleyi dile getirirken ölçüyorum. Böyle bir tehlike gördü¤üm için bunlar› dile getiriyorum. Bunun için çat› partisini öneriyorum.

om

42

fleyler yapmas› laz›m. Aksi halde gelip gitmek bir fley ifade etmez. Buraya gelindi¤i için ben de konuflmak zorunda kal›yorum. Sonra a¤›r biçimde suçlar›m. Bunu da yapmak istemiyorum.

Saç›m› kaz›tmalar› siyasi bir durumdur Saçlar›m› kaz›tt›lar. Devlet bununla “biz istedi¤imiz zaman seni kontrolde tutar›z, istedi¤imizi yapar›z, bizim elimizdesin, yirmi dört saat kontrolümüzdesin” mesaj›n› veriyor. Elimde ‹mral› yönetmeli¤i var, di¤er cezaevi yönetmelikleri var. Yapt›klar› saç kesme bunlara ayk›r›d›r. Tabii bu yapt›klar› siyasidir. Bunu yapmaman›z laz›m dedim. Onlar da ‘biz saç›n›z› kesmek zorunday›z’ dediler. Bu durum buradaki yetkilileri aflan bir durumdur. Emir en tepeden geliyor. Mazgal deli¤inden bak›yorlar. Mehmet Hayri Durmufl, “benim ölüm orucuna bafllamam›n nedeni bu delik-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

43 letin kanunlar› çerçevesinde buraday›m. Ama devleti elefltiriyorum. Devleti de anl›yorum, devletin olaya ne kadar ciddi yaklaflt›¤›n› da biliyorum. Ben d›flar›da ayda bir doktor kontrolünden geçmezdim, burada her gün doktor kontrolünden geçiyorum, bir sürü masraf yap›l›yor, yüksek düzeyde güvenlik önlemi al›n›yor, özel yemekler ç›kar›l›yor. Bunlar iyidir, güzeldir anlam›nda söylemiyorum, devletin olaya yaklafl›m biçimini, ciddiyetini dile getirmek için söylüyorum. Ben ucuz fleyler söylemiyorum. Devlet de bunu biliyor. Devletin bana yapt›klar›n› da biliyorum, nankör de¤ilim. Onlar da söylüyorlar, beni üst düzeyde koruduklar›n›. Devletin kanunlar› çerçevesinde buraday›m, ama devleti elefltiriyorum. Devletin kanser gibi olmas›n›, kanser üretmesini elefltiriyorum. Devletin demokratikleflmesi için mücadele ediyorum. Devlet de benim gücümü biliyor, ona göre yaklafl›yor. Devlet de, beni buraya getirten güç de yani Amerika, ‹ngiltere, ‹srail benim burada söylediklerimi cümle cümle biliyor, onlardan yararlan›yor. Burada konufltuklar›m an›nda devlete, CIA’ya, MOSSAD’a gidiyor. Devlet, benim gücümü de biliyor. Benim ölmemin onlara neye mal olaca¤›n›, ölmem halinde nelerin olabilece¤ini biliyor. Devlet, sizleri buraya getirirken, birçok fleyi göze alarak getiriyor. Ne flimdilik onlar beni tasfiye edebilecek pozisyondalar ne de biz devleti dönüfltürebilecek bir pozisyonday›z. Bu, nereye kadar sürecek bilmiyorum. Ne çok umutsuzum, ne çok umutluyum. Belki iyi fleyler de olur, belki kötüye gider bilemiyorum.

Devletin kanser üretmesini eleflflttiriyor demokrasi için mücadele ediyorum

Kürt halk›yla oynanmas›na asla izin vermem

Devlet dedi¤imiz olay fludur: Bütün birikimime, tecrübeme dayanarak devletin var olmas› gerekti¤ini, devletin y›k›lmas›ndan, parçalanmas›ndan yana olmad›¤›m› söylüyorum. Devlete gelince, kim ne kadar örgütlüyse o, o kadar devlettir. fiimdi ben de devletim. Ömer Lütfü Mete de “Apo devlet gibidir” diyordu. Nas›l devletim, kesinlikle yanl›fl anlamay›n, devletin kanunlar›yla, dev-

Kürt halk›yla oynanmas›na kesinlikle ve asla izin vermem, daha önce de vermedim. Bunu devlet çok iyi biliyor. Bunun için üzerime bu kadar geliniyor. Amerika da bunu çok iyi biliyor. Barzani’nin partisi, onlar›n partisi gibidir. Talabani’nin YNK’si ‹ngilizlerin öz partisidir. Zaten Talabani-Barzani, ‹srail-‹ngilizlerin öz a¤›d›r. Devlet de kontrol ediliyor. Ama ben halk›m› kimseye

kulland›rtmad›¤›m için halk›m bana ba¤l›d›r, ba¤l› kalacaklar da. Bu böyle bilinmelidir. Gücüm var. PKK’ye iliflkin bir fley diyemem, onlar›n bilece¤i fleydir, ben kar›flmam. fiu an gelinen noktada ne ben bir fley yapabilirim ne de benimle görüflülebilir. Bu konuda ne çok umutluyum, ne çok umutsuzum. E¤er olumlu bir geliflme olursa devlet benim gücümü biliyor, üzerime düfleni yapar›m, her zaman da buna haz›r›m ama flimdi öyle bir durum yok. Ben can›m pahas›na bunlar› söylüyorum, onurlu ölmesini de bilirim.

ww

w.

ne te we .c om

ten bakma meselesidir” demiflti. Yani kap› deli¤inden sürekli kontrol ettikleri için ölüm orucuna yatm›flt›. Tabii ben öyle bir eyleme girmeyece¤im, ama bu konu önemlidir. Onlara bu yapt›klar›n›n çok sak›ncal› oldu¤unu söyledim. Zaten odada sürekli kamerayla gözetleniyorum. Ayr›ca delikle oynamay›n, ama böyle yapacaksan›z mazgal aç›k kalabilir, dedim. Ama hay›r o tarafa bu tarafa flak fluk diye çekiyorlar, ben birden irkiliyorum, kitap okurken rahats›z oluyorum, yaz› yazam›yorum, dikkatim da¤›l›yor, hatta geceleri bazen uyuyam›yorum. Bu durumu Cezaevleri ‹zleme Komisyonu’na bildirilirse onlar Adalet bakanl›¤›na ulaflabiliyorlar. Onlar daha önce buraya dört kez gelmifllerdi, bir sorun olursa bize bildir dediler, bir daha gelebileceklerini söylediler. Durum oraya bildirilebilir. Ben adresini bilmiyorum, bilseydim kendim de yazard›m. Bursa’dan sorulursa bulunulabilir. Bu saç ve mazgal meselesi yüzünden kimseyle pek tart›flmak da istemiyorum. Çünkü bana iliflkin fleyler üstten geliyor. Ne yaparlarsa yaps›nlar flahsili¤imi, kiflili¤imi korurum, korumas›n› biliyorum. fiereflice yaflamas›n› biliyorum. Son nefesime kadar onurluca yaflayaca¤›m. Burada direnmeye devam edece¤im. ‹ntiharvari herhangi bir eyleme giriflmeyece¤im. Bir fley olursa benden bilmeyin, bunun sorumlusu devlettir. Kaba direnifle girmeyece¤im, hatta küfür etmeyi bile kaba direnifl tarz› oldu¤u için kendime yak›flt›rm›yorum. 30 günlük hücre cezas›n› baflar›yla atlatt›k, bir 20 günü daha atlat›r›m. Ben biraz al›flt›m, savunmalar›m› yaz›yorum.

Bölgede kooperatiflerin geliflflttirilmesi gerekiyor

Siz bilmeyebilirsiniz, tarih bilginiz eksik olabilir ama çok araflt›rd›m. Yahudi sermayesi Koç arac›l›¤›yla kullan›l›yor, daha önce sadece Do¤ufl grubu vard›. fiimdi daha çok Citibank’ta falan toplanm›fl. Ta 1970’li y›llarda bölge topraklar›n›n nas›l ve kimler taraf›ndan parsellenece¤i belirlendi. AKP benim düflüncelerimden en çok yararlanan partidir. Her konufltu¤umdan yararlanmaya çal›fl›yor, uyguluyor, ayr›nt›lar›na girmeyece¤im. Akademiyi daha önceden söylemifltim. Bölgede kooperatifçili¤in gelifltirilmesi gerekti¤ini önermifltim DTP ne yap›yor? Neden bu konuda bir fley yapm›yor. DTP anlam›yor. Buna iliflkin neden politika gelifltirmiyor? Bunlar› dile getirmiyorlarsa, politika yapam›yorlarsa neden siyasete giriyorlar? E¤er anlam›yorlarsa yapmas›nlar, onlara çok k›zaca¤›m. Ciddi olmal›lar. Buraya gelip giden birçok avukat, siyasete girdi, siyasetle u¤rafl›yor. Urfa’da ikide bir kamyon kasalar›ndaki iflçilerin ölümleri olmaktad›r. Bunlar› neden dile getirmiyorlar? DTP, Kürt halk›n›n onurunu ve namusunu korumal›d›r. Urfa, Hz.‹brahim’in flehridir. Urfa’da dikili tafllar, en eski medeniyetlerin yeridir. Avc›l›k toplay›c›l›k döneminden kalma bulgular var Urfa’da. Medeniyetin bafllang›ç tarihi olma ihtimali var. ‹ngiliz arkeologlar üzerinde çok duruyorlar. Bu yerin avc›l›k, toplay›c›l›k döneminden kald›¤› ispatlan›rsa, tarihe, uygarl›klara iliflkin tüm


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Kad›nlar sömürgeleflflttirilen son ›rk son ulustur

¤›’na da baflvurulabilir. Burada konuflmam›n, konuflma hakk›m›n çerçevesi nedir, bunun belirlenmesi laz›m. Yoksa bu böyle olmaz. 8. hücre cezas›d›r uygulan›yor. Bu, böyle devam etmez. Her konufltu¤uma hücre cezas› veriyorlar. Hangi yönetmelik uygulanacaksa bilmek laz›m. Yine mazgal meselesi var. Bunlar›n koflullar›n›n yönetmelikte belirlenmesi laz›m. Adalet bakanl›¤› bu konuda bir genelge, yönetmelik ile durumu izah edebilir. fiu flu konularda konuflulabilir flu flu konularda konuflulamaz diye duruma aç›kl›k getirebilir. Biz de bunu bilelim. Siz de bu konuda bir araflt›rma yapsan›z iyi olur. Hatta baflvurabilirsiniz Adalet bakanl›¤›’na. Benim talimat verdi¤im söyleniyor bu konuflmalarla. Hay›r, ben talimat vermiyorum, talimata ihtiyac›m yok. PKK’nin de benim talimatlar›ma ihtiyac› yok. Kendine yeter. Kald› ki demokrat bir insan›m, talimat vermem. CPT’nin de bu konu üzerinde durmas› laz›m. Mahkeme idam cezas›na ihtiyati tedbir karar› vermiflti. Burada mahkemenin ihtiyati tedbir karar›na ayk›r› davran›l›yor. Bunu böyle bilmek laz›m. Benim buradaki durumumla ilgili d›flar›da ne düflünülüyor? Susturulmaya çal›flt›r›ld›¤›m söyleniyor de¤il mi? Talabani ta 2003’te, “Apo, ‹mral›’da böyle konufltu¤u müddetçe biz iflimizi baflaramay›z, projemizi gerçeklefltiremeyiz” demiflti. San›yorum hedeflerine ulaflmalar› için benim susturulmam gerekiyor. Bir ara Aytaç Yalman da “Apo’yu teslim almam›z, Güneyli güç-

ww

w.

ne t

Savunmalar›m› haz›rlad›m, 400 sayfaya yak›n. Bunlar da biterse Ortado¤u ve Kürt k›sm›na geçece¤im. ‹yice yo¤unlaflt›m. Daha önce fazla savunma yapmad›¤›m›, daha çok demokratik bar›fl ça¤r›s›nda bulundu¤umu ifade etmifltim. fiimdi as›l savunmam› yapaca¤›m. Savunma üzerine çok yo¤unlafl›yorum. Normalde yaz›lar›m› pek be¤enmem, yazd›klar›mdan biraz flüphe duyar›m, ama bu savunmam epey iyi. Yazd›klar›m› tekrar okudum, epey ilginç görüfller var, ben de flafl›rd›m. Çok be¤endim. Baz› fleyleri tart›flmaya açt›m. Kad›n konusuna da de¤indim. Kad›n konusu önemlidir, kad›nlar› çok önemsiyorum. Kad›nlar, bana göre sömürgelefltirilen son ›rk, son ulustur. Bu konuyu çok aç›ml›yorum. Son zamanlarda avukatlar›ma yo¤un soruflturmalar ve davalar aç›l›yor. Bu da buradaki uygulamalarla ba¤lant›l›d›r. Daha fazla da açabilirler. Gelinebilindi¤i kadar gelinir. Yasaklanana kadar gelinir. Son hücre cezas› geçen hafta çarflamba günkü görüflmeden hemen sonra bafllad›. Tam bir hafta doldu. Hücre cezalar›yla ilgili bir çerçevenin belirlenmesi laz›m. Avukatlar›m bunu araflt›rmal›lar. Tecrübeli avukatlara sorulur, dan›fl›l›r. Adalet bakanl›-

ew e. c

teoriler çökecektir. Bu durumda tarihi yeniden düflünmek, yeniden bafllatmak ve yazmak gerekecektir. fiimdi söylememem gerekiyor, ama flimdilik fikir olsun diye söylüyorum. Kesinlikle bir öneri de¤il, sadece kafamda geçeni dile getiriyorum. Olabilir mi diye düflünüyorum. Demokratik sosyalizmin Türkçe karfl›l›¤› demokratik toplumculuktur. Demokratik toplumculuk partisi diye bir parti düflünüyorum. fiimdi sadece kafamda bir fikir olarak geçiyor. Kafamdaki flablondur ama önermiyorum. Sadece zihnimdekini paylaflmak istedim. Türkiye, ‹ran ve Suriye’nin Kürtlere karfl› düflmanca ittifak› devam ediyor o halde. Tabii PJAK kendini savunacakt›r, kendisini savunma hakk› vard›r.

om

44

lerin ifline geldi” demiflti. Güneyli önderlerin güçlendirilmesi için susturulmam gerekiyordu. Bizden kaçanlar da çok pervas›zca konufluyorlard›. Di¤erleri de susturulmak istendi¤imi biliyorlard›. Bunlar›n arkalar›nda güçler vard›, Almanya da vard›. fiimdi de san›yorum benim hakk›mda iki farkl› görüfl var; baz›lar› “Apo’yu tamamen sustural›m” diyor, baz›lar› da “hay›r, bu baflkalar›n›n ifline gelir” diyor. Bu konular san›yorum halen tart›fl›l›yor. Benim hakk›mda bu konuda tam karar verememifller. D›flar›da da bu tart›fl›l›yor de¤il mi? San›r›m “ben de Say›n Öcalan diyorum” kampanyas›na ciddi kat›l›mlar gerçeklefliyor. Nerede yap›ld›, ne kadar kifli kat›ld›? Tabii bunlar daha da artar. Bo¤az›mdaki sorun devam ediyor. Sesim ondan k›s›k geliyor olabilir. Bir de kimseyle konuflmad›¤›m için olabilir. Kula¤›mdaki ç›nlama devam ediyor. Hatta geceleri bafl›m› sola koydu¤umda uyuyam›yorum. Haplar› kullan›yorum. Herhalde çok ciddi de¤il, ama direniyorum.

Ergenekon do¤rudan Amerika operasyonudur Ergenekon operasyonu devam ediyor, gözalt› ve tutuklamalar oldu. Sonuç ne oldu? Çok ilginç. Tolon, Eruygur onlar tutukland› m›? Çok ilginç, eski J‹TEM baflkan› Levent Ersöz Rusya’ya kaçt›. Demek ki durum çok ciddi. Amerika’n›n do¤ru-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN per geri zekâl›d›rlar. Amerika’ya nas›l hizmet ettiklerini bilmiyorlar. Do¤u Perinçek, Küçük de, bunlar anti Amerikanc› de¤il, Amerikanc›d›rlar. Ama bunun fark›nda de¤iller. Amerika’ya hizmet ettiklerinin fark›nda de¤iller. Bu, Amerika’n›n do¤rudan operasyonudur, destekliyorlar. Gladio’yu NATO kurmufltu, yine NATO temizledi. Bu operasyon ise NATO’yu afl›yor. Amerika’n›n do¤rudan operasyonudur. Amerika bu konuda çok kat›d›r. Erdo¤an direniyor de¤il mi? Hay›r, bu operasyon temiz eller operasyonu de¤il. Do¤ru dürüst de¤erlendirilemiyor. Amerika’n›n deste¤i oldu¤u için Erdo¤an direniyor. MHP, böyle durumlarda hep tarafs›z kal›r, hep böyle yap›yor. Kim güçlüyse ondan yana tav›r al›yor. Bu operasyon demokratikleflme ad›m› tabii ki de¤il. Kimse güçlü de¤erlendiremiyor geliflmeleri. Ben, bildi¤im için olay› iyi de¤erlendiriyorum. Çünkü g›rtla¤›na kadar sonuçlar›n› biz yafl›yoruz, bu olaylar benim etraf›mda dönüyor. Bunun için konuflmam› istemiyorlar, konuflmalar›mdan rahats›zl›k duyuyorlar. Bu operasyon, ta 1926’da bafllad›. M. Kemal, ‹ngilizleri önce atlatt›, nas›l atlatt›, o dönem de tam ayd›nlat›lmam›fl. 1926’da M. Kemal’i tam kuflatmaya ald›lar. M. Kemal’in etraf›nda bir kadro vard›. Bir ara General Yamak da M. Kemal’in etraf›nda bir kuflatma oldu¤unu, kuflatmaya al›nd›¤›n› ifade etmiflti. Bu kadro tam olarak kimlerdir, iliflkileri kimlerle var, bunlar›n Çakmak ile iliflkileri nedir, ‹nönü ile iliflkileri nedir, Karabekir ile iliflkileri nedir, tam bilinmiyor. M. Kemal’i peygamberlefltirmek istediler. M. Kemal, kendisinin peygamberlefltirilmesine karfl› ç›k›yordu. Tabii bunlar çok bi-

linçli yap›l›yordu. M. Kemal’in daha sonra ‹smet ‹nönü’ye “‹smet biz ne yapt›k” dedi¤i söyleniyor. Bunu Musul’la ba¤lant›l› geliflen politikalara iliflkin söylüyordu. Çünkü cumhuriyetle birlikte yeni bir ulus infla etmek istedi. Yeni bir ulus projesi yürürlü¤e girdi. Bu yeni yarat›lan Türk, Türk de¤il. Buna ‘Türk olmayan Türk’ diyorum. Bu ulus projesiyle Kürtleri d›flar›da b›rak›p düflman hale getirdiler. O dönemde daha Hititler, Sümerlerle ilgili araflt›rmalar yoktu. Yeni ulus infla etme sürecinde Sümerleri, Hititleri araflt›rd›lar. Bunlara dayanarak bir fleyler yapmaya çal›flt›lar. Yine kat› bir laiklik anlay›fl› getirdiler. Bu laiklik anlay›fl› Türk kültürüne ait de¤il. Yeni bir “Türk” yaratt›lar.

ne te we .c om

dan operasyonudur. Demek ki Rusya, Çin ve Hindistan’a dayan›yorlar. Rusya’yla ba¤lant›lar› ortaya ç›kt› de¤il mi, medyada iflleniyor herhalde. Tutuklananlar aras›nda Atilla U¤ur da varm›fl. Bas›nda, Genelkurmay ad›na buraya gelen kifli deniliyor. ‹smi Atilla m›ym›fl? ‹smi sanki bana farkl› geldi! Çok ilginç. Defalarca görüfltüm çok kat›yd›lar. Bunlar radikal bir gruptu. Asl›nda bana bir fleyler söylemek istiyordu, biraz farkl›yd›lar. 2002’den sonra buraya gelmediler. Bu Ergenekon meselesi ilginç. Bunlar›n aras›nda hegemonik bir savafl var. Bu, Amerika’n›n direkt yapt›¤› bir operasyondur. Avrupa ülkeleri de destekliyor. Bu Ergenekon’un durumu, Madano¤lu’nun 12 Mart’taki durumuna benziyor. O darbeyi planlayanlar o gün yine de direnmifllerdi. 9 Mart’ta biraz direndiler, 12 Mart’ta biraz direndiler, 1960’ta biraz direnmifllerdi. Ama bunlar›n direnecek güçleri bile yok. Hiç direnemiyorlar de¤il mi? Güçleri yok. Miting ve gösteri falan yap›l›yor mu?

45

Ergenekoncular Amerika karflfl››tl›¤› yaparak ona hizmet ediyorlar

ww

w.

Bu Ergenekoncular, otuz y›ld›r Amerikan karfl›tl›¤› yapt›klar›n› belirtiyorlar. Hay›r, asl›nda otuz y›ld›r Amerika’ya hizmet ediyor. Amerika, otuz y›l önce onlar› haz›rlam›flt›. Amerika karfl›tl›¤› yaparak Amerika’ya hizmet ediyorlar. Öyle Amerika karfl›tl›klar› yok, hatta AKP, bunlardan daha çok Amerika karfl›t›! AKP, ABD karfl›t›d›r demek istemiyorum. Demek istedi¤im bunlar daha çok Amerika yanl›s›d›r. Balbay, ‹lhan Selçuk onlar da gözalt›na al›nd›. Balbay b›rak›ld› m›? ‹lhan Selçuk, Amerika karfl›t›y›z diyor, hiçbir fley anlam›yor. Bunlar sü-

Ergenekon meselesi ilginç. Bunlar›n aras›nda hegemonik bir savafl var. “E Bu, Amerika’n›n direkt yapt›¤› bir operasyondur. Avrupa ülkeleri de destekliyor. Bu Ergenekon’un durumu, Madano¤lu’nun 12 Mart’taki durumuna benziyor. O darbeyi planlayanlar o gün yine de direnmiflflllerdi. 9 Mart’ta, 12 Mart’ta biraz direndiler, 1960’ta biraz direnmiflflllerdi. Ama bunlar›n direnecek güçleri bile yok”

Yeni ulus tasar›m› biraz da Yahudilerin intikam›yd›

Ulus tasar›m›n›n ilk temelleri ‹ngiltere ve Hollanda’daki baz› örgütlenmeler taraf›ndan at›ld›. Sonra Fransa ve Avusturya’dan bütün Avrupa’ya yay›ld›. 16 May›s’ta M. Kemal’in ç›kt›¤› yerden kraliçe, ‹ngiliz gemisiyle geliyor. Bunun anlam› fludur; “Biz var›z, siz kontrolümüzdesiniz.” O dönemde yap›lan yeni ulus tasar›m›, biraz da Yahudilerin bir intikam›yd›. Yahudilerin 1492’de ‹spanya’dan Anadolu’ya sürülmesine karfl›l›k Anadolu’daki H›ristiyanlar›n tasfiyesine yönelik olarak gelifltirilmiflti. Hiçbir tarihçi bunlar› tam olarak aç›klayam›yor. Ben biraz da olsun bunlar› çözdüm. Operasyonlar devam ediyor herhalde kay›plar›n› ne olarak veriyorlar? Daha önce radyodan dinlemifltim. Gümüflhane, Giresun olay› nedir? Baflka silahl› grup var m› oralarda? Abant Platformunda sonuç olarak ne ortaya ç›kt›? Demokratikleflme ve genel af, genifl olarak m› ele al›nm›fl? Bunu Fethullah onlar düzenliyor de¤il mi, ne zaman bitti? AKP’nin elinde imkan var, prati¤e yönelik fleyleri kendileri yaps›nlar. Bunlar hep teoride kal›yor. Bunlar›n pratikleflmesi önemlidir. Teorisi olup da prati¤i olmayan sahtekard›r. Ya da teorisi olup da bunu prati¤e geçirmeyenler hep kullan›l›yor,


SERXWEBÛN Temmuz 2008 ha da savunma yazmay› düflünmüyorum. Gerek de yok, bunlar yeterlidir. Hatta bin y›l yeter. Herkes yararlanabilir, bütün ülkelere uyarlanabilir. Al Hindistan’a uygula, al Afrika’ya uygula, al Irak’a, Filistin’e uygula. ‹lk defa bu kadar derin sonuçlara ulaflt›m, yo¤unlaflt›m. Bunlar› bir daha aflaca¤›m› sanm›yorum. Haftaya da bitirece¤imi müjdeliyorum. ‹dareyle konufltum. Ayn› flekilde son yazd›¤›m savunmay› da al›rs›n›z. Di¤er iki cilt daktilo hali kaç sayfa tuttu? Benim daha önceki kitab›m› ‹ngilizceye çeviren yay›nevi, bu yeni savunmam› da ayn› yetkinlikte çevirebilir. Bu son savunmam›, son haliyle kitap haline geldikten sonra bana gönderme imkan›n›z olursa gönderirsiniz. Bu savunmama iliflkin elefltirileri de almak is-

ew e. c

laflmas›n›n nedeni de demokratik kültürün olmay›fl›d›r. Bir arada yaflayam›yorlar. Filistin buna lay›k m› ki bu çat›flma yaflan›yor? Hay›r. Ama demokratik kültür yok. AKP’nin kapat›lmas› iyi bir fley mi? Hay›r, iyi bir fley de¤il. Ama demokratik kültür yok. Demokratik kültür olmazsa Iraklafl›rs›n›z. Halklar›n, Türklerle Kürtlerin birbiriyle sorunlar› yok. Demokratik kültürün yerleflmesi laz›m. Herkes kendi milliyetçili¤ini dayat›rsa çözüm geliflmez. Tek seçenek demokratik çözümdür. Bu kadar askerin ölümü iyi bir fley midir? Yaz›k de¤il mi? Halen sorunun çözümü için üzerime düfleni yapmaya haz›r›m. Savunmam› okudunuz mu? Üslup dikkat çekiyor de¤il mi? Sosyal bilimin do¤as› gere¤i kesin yarg›lar koyamazs›n›z.

ne t

baflkalar› faydalan›yor onlardan. Bunu savunmamda da aç›mlad›m. San›r›m Cevat Önefl de kat›lm›fl. Türkiye’nin demokratikleflmesi gerekti¤ini belirtiyor. Do¤ru. Demokratik seçenek en önemli seçenektir. Türkiye’de bu konuyu en iyi araflt›ran ve çözümleyen, d›fl dünyay› en iyi anlayan kurum M‹T’tir. Mahir Kaynak ve Cevat Önefl bu konuyu en iyi anlayanlardand›r. ‹kisi de M‹T kökenlidir ve ikisi de d›fl geliflmeleri iyi biliyor. Türkiye’nin demokratikleflme ihtiyac› var. Bu Ergenekon’un tasfiyesiyle beraber bir demokratikleflme geliflir mi? fiartlar müsait. Yeni geliflmeler olabilir. Türkiye’de ›l›ml› ‹slam projesi uygulan›yor. Fethullah onlar da bu konuya önem veriyorlar, onlar da bu konuyu çözmek istiyorlar. Fethullah Gülen’in bölgede faaliyetleri var m›? DTP’de ne var? Zaten yüzde yüz kapat›l›r. DTP’de kazan kayn›yor de¤il mi? Tabii ki iç sorunlar, iç tart›flmalar olacak. Ama en sert tart›flmalar bile bir uzlaflma zeminine imkan tan›mal›d›r. Savunmamda da belirttim. ‹ki farkl› medeniyet aras›nda bile uzlafl› sa¤lanabiliyor. DTP’liler de kendi aralar›nda uzlafls›nlar. Kongreden güçlü bir mesajla ç›kabilirler. Kendine güvenen kifliler çal›flmalara kat›l›m gösterebilir.

om

46

Demokratik kültür geliflflttirilmelidir

ww

w.

Türkiye’de güçlü bir demokratik seçene¤e ihtiyaç vard›r. Onun için çat› partisinden söz etmifltim. Demokratik seçene¤in netlefltirilmesi gerekir. Kendilerine güvenmelidirler. Demokratik siyaset ve kültür akademisini bunun için tavsiye etmifltim. Akademi için büyük bir yer gerekmez, a¤açl› küçük bir bahçe bile yetebilir. Buradan yetiflecek insanlar›n zihnini demokratiklefltirmek gerekiyor. Her fleyden önce bir fleyi zihinde bitirmek laz›m. Beyin, vücudu idare ediyor. Bir fleyi zihinde bitiremezsen vücudunda cinselli¤i dahi idare edemezsin. Bundan dolay› önce demokratik kültürü zihinlerde yerlefltirmek gerekiyor. Ortado¤u’da eksik olan demokratik kültürdür. Avrupa’n›n ileri gitmesinin sebebi budur. Bunlarda muazzam bir tecrübe vard›r. ‹srail-Filistin bo¤az-

Siyasi tekel kavram› bana cesaret verdi

Bu savunmada ahlak felsefesini de iflledim. Bu son savunmam çok yetkindir. Daha önce hiç böyle yo¤unlaflmam›flt›m. fiu an yazd›klar›m da befl yüz sayfay› aflt›. Haftaya bitiriyorum. Tekrar okudum. ‹lginç buldum, her cümlesi ayr› bir tez gibi. Marks’›n de¤erlendirmeleri bu savunmam karfl›s›nda hafif kal›yor. Kendimi övmek için söylemiyorum, ama Marks’› kat kat afl›yor. Fernand Braudel’in ‘siyasi tekel’ kavram›ndan da yararland›m. Bu kavram bana epey cesaret verdi. Benim as›l savunmam budur. Bir da-

tiyorum. Ayd›nlara, birçok çevreye, özellikle Frank Gunter’e yafl›yorsa gönderebilirsiniz. Yafl›yor mu? Frank Gunter’le görüflebilirsiniz, fikirleri önemlidir, fikirlerini alabilirsiniz. Wallerstein’la da bir görüflme ayarlar, görüflebilirsiniz. Fikirlerini bekliyorum. Di¤er dillere de çevrilsin. Amerika’ya gönderilsin. ‹ran’da bir geliflme var m›? ‹ran’› vuracaklar m›, vururlar m›? Orada PJAK ile ilgili bir fley var m›, ‹ran’da çat›flmalar var m›? ‹lginç. fiia var. Rusya orada farkl› fleyler geliflebilir, beklenebilir. Irak’ta farkl› bir fley var m›? Tüm çal›flanlara, halk›m›za selamlar›m› iletiyorum. ‹yi günler diliyorum.


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

47

ne te we .c om

ÖRGÜTSEL ÇALIfifiM MALAR ‹DEOLOJ‹K ÇALIfifiM MALARIN GEL‹fifiK K‹NL‹⁄‹YLE SA⁄LANIR “Ç›kt›¤› günden bu güne Serxwebûn tek bir ay aksat›lmam›flt›r. 1981’den bu yana 27 y›ld›r bu ideolojik dergi ç›kar›lmaktad›r. Esaret alt›na al›nana kadar bu dergiyle bizzat Önderlli¤in kendisi ilgilenmifl ve içeri¤i bizzat Önderlik taraf›ndan belirlenmifltir. Bu derginin Avrupa’da ne kadar sat›ld›¤›na bakarak örgütün ne kadar çal›flt›¤›na karar verilmifltir. Avrupa’da bas›lan Serxwebûn’un da¤›t›lmas› örgütün en temel faaliyeti olarak de¤erlendirilmifltir. Serxwebûn yayg›n da¤›t›lmadan, Avrupa’daki örgütün geliflmeyece¤i, yaflayamayaca¤› anlay›fl›yla hareket edilmifltir”

da söz konusu din, tanr›dan vahilerle gelen kitaplar ve bu kitaplar› topluma yayan peygamberlerle ortaya ç›kar. Bu yönüyle kitaplar ve peygamberler birbirinden ayr›lmaz iki olgudur. Günümüzde H›ristiyanl›k dini deyince ‹sa ve ‹ncil, Yahudilik deyince Musa ve Tevrat, ‹slamiyet deyince Muhammed ve Kuran akla gelir. Bunlar söz konusu dini olufltururlar, dinin toplumda geliflmesini ve yay›lmas›n› sa¤larlar. Bunlar olmadan ‹slamiyet, Yahudilik, H›ristiyanl›k düflünülebilir mi? Bu dinler de nas›l geliflmifltir? Söz konusu peygamberler büyük bir tempoyla, büyük bir yo¤unlukla tanr›dan geldi¤ini söyledikleri vahiyleri bireylere ve topluluklara anlatm›fllard›r. Onlar› ikna ederek bu düflünce etraf›nda toparlamaya çal›flm›fllard›r. Bu düflünceler etraf›nda toparlad›kça güçlü bir örgütlemeye kavuflmufllar, maddi bir güce ulaflm›fllard›r. ‹nsanlar›n yüre¤ini, beynini ne kadar etkilemifllerse, onlar›

ww

w.

Dünyada tüm dinler, siyasi görüfller, felsefeler, yeni bir toplum için önüne hedef koyan bireyler veya örgütler amaçlar›na düflünce düzeyinde ulaflmak isterler. ‹deolojik etkinli¤ini sa¤lamayan hiçbir birey, grup, topluluk amaçlar›na ulaflamaz. ‹nsanlar›n yürekleri, beyinleri kazan›lmadan, duygu ve düflünceleri etkilenmeden; dinler, siyasal sistemler veya hedefine ulaflmak için çal›flan birey ve topluluklar istediklerini gerçeklefltiremezler. Bu, baflarman›n, kazanman›n kanunu gibidir. Zaten topluluk olmak da ancak bir düflünce etraf›nda bütünleflmekle olur. Herhangi bir ideoloji ve düflünce etraf›nda birleflmeyen bir topluluk düflünülemez. Toplumlar bir yönüyle de düflünsel ve ideolojik olarak bir araya gelmifl bireylerden oluflur. Bu nedenle düflüncelerin, ideolojilerin toplum yaflam›nda çok belirleyici önemi vard›r. ‹deolojik ve düflünsel olarak etkileyemeyenlerin, kazanamayanlar›n baflka araçlarla kazanmalar› çok geçici veya imkans›z olur. Dinler veya her hangi bir dinin toplumda etkili olmas›, düflünce ve ideolojilerin toplumu yönlendirmede ne kadar önemli oldu¤unun kan›t›d›r. Dinin ideolojisini yaratan, o dinin ideolojik, teorik tezlerini ortaya koyan kifli ayn› zamanda peygamber olmaktad›r. Peygamberlik bir nevi ideolojik ve düflünsel olarak çok üst düzeyde performans göstermeyi ifade eder. Onun söyledikleri ve de¤erlendirdikleri, söz konusu dinin temellerini oluflturur. Ya

her hangi bir amaç etraf›nda toplay›p yürütme, onlar› birlefltirme ve bir hedefe yöneltme imkan› bulmufllard›r.

Peygamberler vaazlar›yla toplumu örgütlemifllerdir

Düflünsel ve ideolojik çal›flmalar olmadan mevcut dinlerin toplumda etkin olamayaca¤›n› bir çocuk bile rahatl›kla bilebilir. Bu nedenle peygamberler vaazlar›yla, düflünceleriyle, bu konuda yürüttükleri ikna, propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›yla toplumu örgütlemifllerdir. Örgütlenmenin önünü açan, dinin temel ilkelerini ifade eden düflüncelerdir, ideolojilerdir. Sistematik olarak bu düflüncelerin topluluklara aktar›lmas›d›r. Bu düflünceler etkili oldukça orada güç haline gelmifllerdir. Ya da di¤er inançlar› etkisizlefltirerek kendileri etkili bir inanç toplulu¤u haline gelmifllerdir. Bugün hala Kuran’da flu ayette, flu sure de flunlar belirtiliyor,


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Dinlerin, din adamlar›n›n ve kurumlar›n birincil görevi, bu dini kitaplar›, broflürleri, dergileri, gazeteleri, risaleleri, bildirileri topluma dağ›tmakt›r. Bunlar› yeni araçlar› da kullanarak topluma yayg›nca ulaflt›rmakt›r. Günümüzde kitaplar›n yan›nda, televizyonlar, radyolar, internet siteleri önemli rol oynamaktad›r. Yine bütün dinler kendi inançlar› ve düflünceleriyle ilgili birçok CD setleri üreterek dağ›tmaktad›rlar. Neredeyse günümüzde propagandan›n en önemli araçlar›ndan biri de CD’ler olmufltur. Propaganda CD’leri elden ele dolaflmaktad›r. ‹deolojiler ve düflünceler tabi ki ortaya ç›kan her türlü iletiflim arac› etkin biçimde kullan›larak yayg›nlaflt›r›l›r. Bireylere, topluluklara en ekili ulaflma araçlar› ayn› zamanda en etkili propaganda ve ajitasyon araçlar›d›r. Tarihte inananlar, dervifller “bir lokma, bir h›rka” misali dağ tafl dolaflarak, köy köy dolaflarak kendi düflüncelerini yaym›fllard›r. Yine toplumun sanatç›lar›, ozanlar› dağ tafl dolaflarak kendi düflüncelerini, inançlar›n›, değer yarg›lar›n› topluma yedirmeye çal›flm›fllard›r. Tarihteki en önemli çal›flmalar›n da, bu ozanlar›n, din adamlar›n›n, dervifllerin, bilgelerin ideoloji ve düflünce tafl›rma çal›flmalar› olduğu bilinmektedir. Yeni düflünce sistemlerinin, yeni felsefelerin, dinlerin, yeni siyasal sistemlerin bunlar›n çal›flmalar› taraf›ndan mayalanarak ortaya ç›kar›ld›ğ›n› bilmeyen yoktur. Bunlar olmadan yeni dinleri, felsefeleri, yeni yaflamlar› ve yaflam aray›fllar›n› anlatmak ya da izah etmek mümkün değildir. Avrupa’da orta çağdan ç›k›flta yeni bir yaflam aray›fl› olan Rönesans’›n, reformun geliflmesi ilk baflta kültür sanat, edebiyat olarak topluma yans›t›lmas›yla bafllam›flt›r. Bu dönemde kültür-sanat, edebiyat yeni düflüncelerin topluma tafl›r›lma araçlar›d›r. Eğer bu

ww

w.

ne t

flöyle yap›lmas›n›, flöyle davran›lmas›n› istiyor, flunlar yap›lmas›n diyor, denilerek topluma flekil verilmekte ya da toplum bu ayetlerde belirtilenlere göre kendini ayarlamaktad›r. Yine Muhammed flurada flunu söyledi, burada bunu söyledi, denilerek ‹slami yaflam sürdürülmekte ve bunun etraf›nda bir topluluk oluflmaktad›r. Ayn› fley Yahudilik için, H›ristiyanl›k için de geçerlidir. Halen onlar› ayakta tutan ‹ncil’dir, Tevrat’t›r. ‹ncil ve Tevrat’›n toplumda yayg›nl›ğ›d›r. Bugün H›ristiyanl›ğ›n dünyada en büyük din olduğu söylenir. Bunun yan›nda dünyada en fazla sat›lan ve bas›lan, bas›m› yap›lan kitab›n ise ‹ncil olduğu söylenir. H›ristiyanl›ğ›n günümüzde etkinliğini sürdürmesiyle ‹ncil’in en fazla bas›lan kitap olmas› aras›nda bire bir bağ vard›r. ‹ncil, her yerde kendi etkisini hissettirmezse, okutulmazsa tabi ki giderek ‹ncil ve H›ristiyanl›k yerine baflka düflüncelere b›rak›r, baflka düflünceler yerleflir. Bu nedenle de H›ristiyanl›ğ›n toplum içinde zay›flamamas› için kilise, misyonerler, papazlar ve din adamlar› incili bas›p dağ›tmay› en temel görevleri olarak görürler. Yine Tevrat ve Kuran’›n bas›lmas› ve dağ›t›lmas› da ‹slamiyetin ve Yahudiliğin toplumda etkin olmas›n› sağlayan kurumlar için birincil görevdir. Hem dağ›tmalar› birinci görevdir, hem de Kuran içindeki ayetlerin söylediklerinin ve hadislerin topluma tafl›n-

‹deolojiler iletiflim araçlar› etkin biçimde kullan›larak yayg›nlafl›r

yeni düflünceler topluma kültür-sanat ve edebiyatla tafl›r›lmasayd›, toplumun bu düflüncelerle mayalan›p uyan›fl› ortaya ç›kar›lmasayd›, ortaçağ despotizmine, krallar›n zulmüne, kilisenin despotik bask›s›na karfl› ayaklanan, harekete geçen halk topluluklar› ortaya ç›kmazd›. Rönesans ve reform; toprağ›n pullukla alt üst edilmesi gibi, bu tür çal›flmalarla toplumun düflünce ve duygu dünyas›n› alt üst etmifltir. ‹nsanlar›n duygu ve düflünce dünyas› böyle nadasland›ğ› için yeni yaflam aray›fllar› giderek bireylerin düflüncesi olmaktan ç›km›fl, genifl topluluklar›n yeni yaflam anlay›fl›, aray›fl› ve yaflam biçimi olmufltur. Rönesans ve reform olmadan, düflünceler topluma yay›lmadan birileri gidip her hangi bir örgütlenme yapabilir mi? Peflimizden gelin flöyle bir sistem kuracağ›z deselerdi o insanlar› pefllerinden sürükleyebilirler miydi? Çok yayg›n düflünsel ve ideolojik çal›flma olmadan, yeni düflünceler, yeni ideolojiler daha cazip, daha etkin hale getirilmeden, Rönesans’›n ortaya koyduğu özgür ve demokratik yaflam duruflu ve anlay›fl› Avrupa toplumunda yayg›nlaflabilir miydi? Daha özgür düflünceli, daha demokratik fikirli Avrupa toplumu ortaya ç›kabilir miydi? Rönesans ve reformun Avrupa toplumunda yaratt›ğ› etkiler, düflüncelerin, ideolojilerin, duygular›n topluma tafl›r›lmas›n›n yaratt›ğ› sonuçlar bak›m›ndan çok çarp›c›d›r. Yeni bir sistem ve toplum yaratmak isteyenlerin, topluluklar› yeni amaçlar etraf›nda örgütlemek isteyenlerin böyle bir örgütlenmenin zemininin nas›l ortaya ç›kt›ğ›n› ve her fleyden önce neyin yap›lmas› gerektiğini bu örnekte rahatl›kla görebilirler.

ew e. c

“Yeni bir yaflam aray›fl› olan Rönesans’›n, Reform’un geliflmesi ilk baflta kültür sanat, edebiyat olarak topluma yans›t›lmas›yla bafllam›flt›r. E¤er bu yeni düflünceler topluma kültür-sanat ve edebiyatla tafl›r›lmasayd›, toplumun bu düflüncelerle mayalan›p uyan›fl› ortaya ç›kar›lmasayd›, ortaça¤ despotizmine, kilisenin despotik bask›s›na karfl› ayaklanan, halk topluluklar› ortaya ç›kmazd››”

mas› birincil görevdir. ‹deolojik görevler, düflünce görevleri yerine getirilmeden hiçbir imam›n, papaz›n ya da haham›n görevini yerine getirmifl olmas› düflünülemez.

om

48

Rönesans ve reform toplumun düflünce dünyas›n› alt üst etmifltir Kürt halk önderi Rêber Apo; orta çağdan ç›k›flta Rönesans’tan hangi düflüncelerin ç›kacağ›n›n önceden bilinmediğini söylemektedir. Demokratik güçlerin mi, yoksa sömürücü sistemin geliflerek bireyciliği k›flk›rtan kapitalist toplumun mu hakim olacağ›n›n ç›k›flta çok net olmad›ğ›n› vurgulamakta ve


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

49 Amerika’dan Rusya’ya Japonya’ya kadar Marxizm etkili olmufltur

ne te we .c om

‹flçiler yoksul ve sömürülüyor, kapitalizmin çok vahfli bir egemenli¤i ve sömürüsü var. Ancak iflçileri, köylüleri, toplumlar› bu sisteme karfl› harekete geçirmek için ilk önce onlar›n düflünsel düzeyde ikna edilmesi, yüreklerinin, beyinlerinin kazan›lmas› gerekir. Bu aç›dan Marx ve Engels, ideolojik yaklafl›mlar› eksik, yetersiz de olsa, sistemi tümden çözecek nitelikte teorik bir derinli¤e ulaflmasalar da takdire de¤er büyük bir çaba göstermifllerdir. Neredeyse on binlerce sayfa tutacak kitaplar yazm›fllard›r. Sadece kapitalizmi çözmek için Marx’›n yazd›¤› “Das Kapital” binlerce sayfad›r. Yine Engels binlerce sayfal›k eserler yazm›flt›r. Tüm bunlar›n hepsi ideolojik alanda kapitalist sistemi mahkum etmek ve kendilerinin ideolojik üstünlü¤ünü sa¤lamak içindir. Bunun için de kendi ideolojilerini, düflüncelerini yaymak aç›s›ndan kitaplar›n›n, broflürlerinin bas›lmas› ve da¤›t›lmas›n› çok önemli görmüfllerdir. Bu kitaplar›n ve broflürlerin bas›l›p da¤›t›lmas› yayg›nlaflt›kça dünyan›n her köflesinde iflçiler bir ideoloji etraf›ndan toparlan›p örgütlenmeye bafllam›fllard›r. Bu aç›dan 19. ve 20. yüzy›lda iflçilerin, emekçilerin özgürlük ve demokrasi özlemlerinin etraf›nda örgütlendikleri ideoloji Marx ve Engels’in oluflturduklar› ve ad›na bilimsel sosyalizm dedikleri ideolojidir. Marx ve Engels, büyük bir coflku ve heyecanla ideolojik sistemlerini her tarafa yaymaya çal›flm›fllard›r. Gerçekten de gece gündüz yo¤un bir ideolojik mücadele vermifllerdir. Marx kitaplar›n bafl›ndan kalkmam›flt›r. Gece-gündüz elinde kalem yaz› yazm›flt›r. Bu yaz›lar› yazarken kendinden geçmifltir. Çevresinde neler olup bitti¤ini göremeyecek düzeyde kitaplar›n içine gömülmüfltür. Böylece kapitalist sistemi etkisizlefltireceklerini düflünmüflledir. Düflüncelerinde kapitalist sisteme hizmet eden yanlar olabilir. Ancak kapitalist sisteme karfl› mücadele etmede, onu etkisizlefltirmede ideolojik mücadelenin önemini fazlas›yla anlad›klar›n›,

lerdir. Düflüncelerini kal›c›laflt›r›p sitemlefltirecek düzeyde sistemli hale getirememifllerdir. Marx ve Engels daha sonra bu demokratik toplumcular›n düflüncelerini sistematize edememelerinden yola ç›karak onlar› ütopik sosyalistler olarak de¤erlendirmifltir. Toplumu, tarihi, ekonomik ve sosyal yaflam› iyi irdeleyememeleri, sadece insanl›¤›n yüre¤inde ve beyninde var olan eflitlik, adalet, özgürlük istemlerini dillendirmeleri kazanmalar›na yetmemifltir. Düflünsel ve ideolojik çal›flmalar›n› sistemlefltirmemeleri, yayg›nlaflt›rmamalar› ve sistemli düflüncelerle örgütsel yap›lanmalar› yan yana sürdürememeleri, kaybetmelerine neden olmufltur. E¤er düflünsel düzeyde çok güçlü olsalard›, bu düflünceleri topluma yayarak toplumun örgütlenmesi temelinde geliflen demokratikleflmeye dayansalard›, kapitalist toplum o düzeyde hakim olmazd›, ya da kapitalist toplumun çok kesin ve net üstünlü¤ünün ortaya ç›kt›¤› bir sistem yerine daha demokratik, adil, eflitlikçi bir sistem ortaya ç›kabilirdi. En az›ndan egemen s›n›flarla halk güçleri aras›nda daha demokratik bir dengenin kuruldu¤u bir toplum sistemi kurulabilirdi. Ancak bunu baflaramam›fllard›r. Asl›nda Marx ve Engels’in ilk ortaya ç›kt›¤› süreç ayn› zamanda kapitalist sistemin hem ideolojik, hem de örgütsel yap›lanma aç›s›ndan hakimiyetini kurdu¤u dönemdir. Bu aç›dan Marx ve Engels her fleyden önce sisteme karfl› mücadelelerini ideolojik alanda bafllatm›fllard›r. ‹lk önce ideolojiyi oluflturmaya yönelmifllerdir.

ww

w.

demokratik toplumcularla kapitalist sistemi arzulayanlar›n ideolojik-düflüncel çabalar›na uygun yeniden yap›lanma olan örgütlenme sistemlerini hangi düzeyde oluflturup oluflturmayaca¤›na ba¤l› oldu¤unu belirtmektedir. Kapitalist toplumu hedefleyenlerin hem düflünce düzeyinde, hem de örgütlenme modellerini yaratmada daha avantajl› olduklar›ndan kendilerini hakim sistem haline getirdiklerini belirtmektedir. Daha do¤rusu klasik devlet deneyimlerine daha fazla sahip olduklar›ndan aristokratik çevrelerin yeni s›n›fla birleflerek kapitalist sistemi oluflturmada avantaj elde ettiklerini söylemektedir. Bu zemin demokratik toplumcular için daha çok uygun olmas›na ra¤men, (ideolojik ve düflünsel zemin daha çok komünal demokratik bir sistem kuracak güçlere daha uygun) hem tecrübesizlikleri, hem de ideolojik ve örgütsel çal›flmalar› iç içe yürütemediklerinden kendilerini hakim s›n›f haline getirememifllerdir. Kendi sistemlerini kurmada ideolojik ve düflünsel kaynaklar›n› artt›ran ve geçmifl devletçi gelenekten gelen tecrübeyle örgütlenmesini ve yap›lanmas›n› h›zl› biçimde gelifltiren ve bu konuda devleti ele geçirerek Rönesans’› kendi lehine kullanan kapitalist sistem savunucular› hakim olmufltur. Kapitalist sistem savunucular› esas olarak da ideolojik, örgütsel çal›flmalarla toplumda a¤›rl›klar›n› artt›rm›fllard›r. Demokratik toplumcular ise ideolojik ve örgütsel düzeyde eski devletçi sistemi afl›p kendi sistemlerini kuracak performans› gösterememifl-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

‹deolojik çal›flmalar örgütsel çal›flmalardan daha önemli

“Lenin, Bolflevik Partisi örgütlenirken esas olarak da ‹skra (K›v›lc›m) etraf›nda örgütlendi¤ini söyler. ‹skra ne kadar da¤›t›l›yorsa Rus devrimcileri kendilerini o kadar etkili görmüfllerdir. Kendi etkinlikleri ile ideolojik yay›n organ› olan ‹skra’n›n da¤›t›m› aras›nda bire bir ba¤ kurmufllard›r. Çünkü ‹skra bir yere girince kendi düflünceleri yayg›nlafl›yor ve örgütlenme imkanlar› buluyorlar”

ww

w.

Marxizm veya Marxist-Leninist düflünce ile örgütlenen örgütler ve partiler sadece bir düflünceyi savunmam›fllar, düflüncenin yayg›nlaflmas› için güçlü örgütlenmeler kurmufllard›r. Düflünceyi yayg›nlaflt›rarak örgütlenme zeminini güçlendirmifl, bu temelde de etkili mücadele eder hale gelmifllerdir. Sadece düflünceyi ortaya koymak yetmiyor. Onu topluma tafl›rmak ve bu ideolojik çal›flmalar›n yaratt›¤› düflünsel ve ideolojik zemin üzerinden örgütlenmeleri gelifltirerek, yayg›nlaflt›rarak siyasi güce ulaflt›rmak gerekiyor. Bu konuda Lenin’in Bolflevik Partisi çok önemli bir örnektir. Lenin’in Bolflevik Partisinde ideolojik merkez, ideolojik çal›flmalar örgütsel çal›flmalardan daha önemli olmufltur. ‹deolojik büro-

y›n organ›n›n periyodik ve sürekli olarak bireylerin ve topluluklar›n düflüncelerini flekillendirmesi her türlü örgütlenmenin ve mücadelenin olmazsa olmaz çal›flmas› olarak ele al›nm›flt›r. Bu çal›flman›n sonucu Lenin Rusya’da düflünsel ve örgütsel hakimiyetini sa¤lam›flt›r. Bu yo¤un düflünsel çal›flmalar vas›tas›yla Ekim devrimi gerçeklefltirilmifltir. Lenin’in örgütçülü¤ü önemlidir, taktikçili¤i önemlidir, fakat her fleyden önce de Lenin tek bafl›na bir ideolojik organ gibi çal›flm›flt›r. Binlerce sayfal›k eserler ortaya ç›karm›flt›r. Bu araçla örgütünü flekillendirmifl, düflünce yap›s›n› oluflturmufl ve bu eserlerle öngördü¤ü Rus toplumunu mayalam›flt›r. Sanat, edebiyat ve kültür çal›flmalar› da onun ideolojik çal›flmas›n›n yaratt›¤› ortamdan etkilenmifltir. ‹deolojik çal›flmalar›n, ideolojik dergi çal›flmalar›n›n önemi aç›s›ndan Rus örnekleri incelenmeye de¤erdir. Rus devriminin gelifliminde Rusya Komünist Partisinin örgütlenmesinde ‹skra’n›n önemi çok çarp›c› ve aç›k biçimde hem Lenin’in de¤erlendirmelerinde, hem de devrimin belgelerinde mevcuttur.

ew e. c

nun, merkezin etkinli¤i örgütsel çal›flmalar üzerinde gücünü göstermifl, ideolojik çal›flmalarda kim etkinse örgütte de o etkin olmufltur. Lenin, Bolflevik Partisi örgütlenirken esas olarak da ‹skra (K›v›lc›m) etraf›nda örgütlendi¤ini söyler. ‹skra ne kadar da¤›t›l›yorsa, ne kadar iflçilerin, köylülerin aras›na gidiyorsa, Rus devrimcileri kendilerini o kadar etkili görmüfllerdir. Kendi etkinlikleri ile ideolojik yay›n organ› olan ‹skra’n›n da¤›t›m› aras›nda bire bir ba¤ kurmufllard›r. Çünkü ‹skra bir yere girince, orada da¤›t›l›nca kendi düflünceleri yayg›nlafl›yor ve bu temelde de örgütlenme imkanlar› buluyorlar. Düflünceleri sistematik olarak iflçi ve köy-

ne t

kavrad›klar›n› söylemek gerekir. Bu konuda çok büyük bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiklerini kabul etmek gerekir. E¤er onlar bu düzeyde yo¤un bir çaba göstermeseydiler kesinlikle Amerika’dan Çin’e, Rusya’ya, Japonya’ya kadar Marxizm bu kadar etkili olmazd›. 19. ve 20. yüzy›l bir yönüyle Marxist düflüncenin ideolojik hegemonyas›n›n hakim oldu¤u yüzy›ld›r. Önderli¤in de belirtti¤i gibi, Marxizm 20. yüzy›l›n parlayan y›ld›z ideolojisi olmufltur. Bu, Engels ve Marx’›n gece gündüz yazmas›, kitap ve broflürler ortaya ç›kmas›yla olmufltur. Ortaya ç›kard›klar› eserlerle iki yüzy›l iflçileri, köylüleri, emekçileri etkileyebilmifllerdir. Onlar›n yaratt›¤› bu düflünce iklimi olmasayd›, bu ideolojik ve düflünsel hakimiyet, bu ideolojik rüzgar olmasayd› ne Rusya’da Ekim Devrimi olurdu, ne birçok yerde ulusal kurtulufl hareketleri geliflirdi, ne de iflçiler, emekçiler 19. ve 20. yüzy›lda kapitalistleri sarsan geliflmeler ortaya ç›karabilirdi. Tüm bunlar›n ideolojik çal›flmalar›n sonucu ortaya ç›kt›¤› tart›flmas›zd›r. Olumlu ve olumsuz yanlar›yla Marxizm’in 19. ve 20. yüzy›lda böyle etkili bir ideolojik rol üstlendi¤ini, bir ideolojik rüzgâr estirdi¤ini herkes kabul etmektedir.

om

50

lülere anlat›lmadan, topluluklar bu düflünceye ikna edilmeden, topluluklar içinde bu düflünceler derinli¤ine insanlar›n yüre¤ine ve beynine ifllenmeden örgütlenme yapmak, onlar› eyleme çekmek mümkün de¤ildir. Bu aç›dan Lenin ideolojik yay›n organ› ‹skra’n›n da¤›t›m›n› en önemli ifl olarak görmüfltür. Zaten partisinin en önemli örgütünü de ‹skra da¤›t›m örgütü olarak örgütlemifltir. Hatta ‹skra da¤›t›m örgütünü bir nevi partinin, örgütün kendisi olarak de¤erlendirmifltir. Bunun için de esas olarak ideolojik yay›n organ›n›n da¤›t›lmas›n›, topluma tafl›r›lmas›n›, toplum içinde benimsenmesini çok önemli görmüfltür. Parti ya-

Türkiye’de sol düflünce 1960’lar›n sonlar›nda yayg›nlaflt› ‹deolojik çal›flmalar›n örgütü nas›l gelifltirdi¤ine en önemli örnek kendi özgürlük mücadele tarihimizdir. Apocu hareketin ortaya ç›kmas› ve geliflmesi, bir yönüyle de ideolojik mücadelenin ne anlama geldi¤inin ve ideolojik mücadelenin güçlü yap›lmas›yla örgütün ve eylemin güçlü gerçekleflti¤inin kan›t›d›r. ‹deolojik çal›flmayla güçlü örgütlenme ve eylem aras›nda do¤rudan diyalektik bir ba¤ oldu¤u bizim tarihimizle de kan›tlanm›flt›r. Apocu hareketin ortaya ç›kt›¤› dönem; ideolojik mücadelenin en yo¤un oldu¤u dönemdir. 1970’li y›llar, 12 Mart 1971’den sonra sol hareketlerin yeniden canlanmaya ve geliflmeye bafllad›¤› y›llard›r. Bu y›llarda birçok Türk sol ve reformist Kürt milliyetçisi hareketler vard›r. Bunlarla Apocular aras›nda k›yas›ya bir ideolojik mücadele sürmüfltür. Bu mücadeleyi anlatma-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN cadele verilmesi gerekiyordu. Çünkü gençli¤i ve toplumu bunlar önemli oranda etkiliyordu. Hem Türkiye toplumunda hem de Kürt halk›nda devrimci düflüncelere karfl› bir e¤ilim ortaya ç›km›flt›. Bu ortamda özgün bir grup olan Apocular’›n kendini gelifltirmesi için çok güçlü bir ideolojik mücadele vermesi gerekiyordu. Bu ideolojik mücadele verilmeden grubun geliflmesi, güçlenmesi, Türk sol gruplar› ile reformist Kürt milliyetçileri ars›ndan s›yr›l›p etkili bir güç olmas› mümkün de¤ildi. Bu nedenle Önderli¤imiz bu gruplardan farkl› olan, devrimci öze sahip, sömürgecili¤e karfl› mücadele edebilecek, örgütlemeye yatk›n, ideolojik olarak donanm›fl bir kadrolaflma hareketi bafllatt›. Bunun için de ideolojik çal›flmay› en temel çal›flma olarak yürüttü. Önderlik oturdu¤u her yerde de¤erlendirmeler yapar ve ideolojik tart›flmalar yürütürdü. Gruba kat›lanlara sürekli toplant›lar yapard›. Evler, yurtlar, okullar›n kantinleri hepsi bu grup için ideolojik mücadelenin verildi¤i yerlerdi.

mücadele eden bir örgütün ruhsal flekillenmesinde, kadro duruflunda, mücadele tarz›nda zay›fl›klar yaratabilirdi. Öte yandan grubun erkenden hedef al›nmamas› için de bir dergi ç›kar›lm›yordu. Yine bu gerekçelerle dernek de aç›lm›yordu. O dönemde her kadronun her mahalleye, her soka¤a, her bireye gitmesi temelinde 24 saat sürekli tart›flan, konuflan, ideolojik mücadele veren, böylelikle di¤er güçler karfl›s›nda ideolojik mücadeleyi kazanmaya çal›flan bir mücadele süreci yafland›. Di¤er örgütlerin, özellikle de Türkiyeli sol gruplar›n hemen hemen hepsinin bir ideolojik dergisi vard›. 1970’lerde sol gruplar bir taraftan faflistlere karfl› mücadele verirken, di¤er taraftan da gruplar›n etkinlik mücadelesinde ideolojik mücadele çok önemli hale gelmiflti. Hem Kürt hareketleri, hem de Türk sol hareketleri içinde ideolojik mücadele çok keskinleflmiflti. Türk soluyla Kürt hareketleri aras›nda da ideolojik mücadele sürüyordu. Bu dönemde tüm gruplar ideolojik mücadelede etkili olmak için kendi gazetelerini, dergilerini en yo¤un biçimde da¤›t›yorlard›. Gazeteler, dergiler; bir taraftan o örgütün örgütlenme arac› olurken, gazeteyi da¤›tan ayn› zamanda bir örgütlülük içine al›nm›fl oluyordu. Bir kadronun ya da sempatizan›n en önemli görevi bu gazete ve dergileri halka, gençli¤e, hedef kitleye çok fazla say›da ulaflt›rmakt›. Bir kadronun ya da sempatizan›n en önemli özelliklerinden biri, ne kadar gazete ya da dergi da¤›tt›¤›na ba¤l›yd›. Önemli bir ölçü olarak tüm gruplar kadrolar›n›n önüne bu çal›flmay› koymufltu. Gerçekten de gazetesini, dergisini da¤›tamayan örgüt örgüt olamazd›. Böylelikle ideolojisini en kapsaml›, en derli toplu biçimde kitlelere ulaflt›r›yorlard›. O dönemde en fazla dergi ve gazeteyi kitlelere ulaflt›ran-

ne te we .c om

dan önce bir fley belirtmekte fayda var: 1960’lar›n sonlar›ndan itibaren Türkiye’de sol hareketin yükselifli var. Bunda bir taraftan dünyada geliflen 68 gençlik hareketinin etkisi varken, di¤er taraftan Türkiye’de 60’lar›n sonundan itibaren sol kitaplar›n yabanc› dillerden Türkçeye fazlas›yla çevrilmifl olmas›n›n etkisi vard›r. 1960’lar›n sonlar›ndan itibaren Marx’›n, Engels’in, Lenin’in, Dimintrov’un, Mao’nun, daha baflka sosyalist önderlerin, sosyalist ideolog ve teorisyenlerin birçok kitab› Türkiye’de yay›nlanm›flt›r. Bu, Türkiye’de sol düflüncenin yayg›nlaflmas›na ve Marxist-Leninist teorinin yayg›n biçimde tart›fl›lmas›na yol açm›flt›r. Bu gerçeklik de gösteriyor ki, ideolojik yay›nlar›n yay›nlanmas›, da¤›t›lmas›, bunlar›n tart›flmas› siyasal hareketlili¤e yol açmaktad›r. O dönemde Türkiye’de tart›fl›lan Kürt sorunu nedeniyle, ‘uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›’, ‘ulusal sorun ve ulusal kurtulufl hareketleriyle ilgili birçok yay›n da çevrilip yay›nlanm›flt›r. Bunlar›n hepsi Türkiye’deki ideolojik mücadelenin yürütülmesine zemin sunmufltur. Bizim grubun ortaya ç›kt›¤› dönem de, bu yay›nlara ilginin oldu¤u ve yeniden yayg›n biçimde bas›ld›¤› dönemdir. 1973 Çubuk baraj› toplant›s›ndan sonra, 1974’te Apocular bir grup olarak an›lmaya baflland›. Bu grubun en önemli özelli¤i yo¤un bir ideolojik mücadele yürütmesiydi. Önderlik ilk günden itibaren bir devrimci gençlik hareketi yaratarak bu temelde Kürt özgürlük hareketini sahiplenecek, örgütleyecek kadrolar ortaya ç›kar›p mücadeleyi gelifltirmeyi hedeflemifltir. Bu dönemde grup olarak ortaya ç›kabilmek için hem Türkiye sol güçlerine karfl›, hem de reformist Kürt milliyetçi çevrelerine karfl› bir ideolojik mü-

51

Türk soluyla aram›zda ideolojik mücadele sürüyordu

ww

w.

O dönemde hareketimizin ç›kard›¤› bir dergi yoktu. Bir derginin ç›kar›lmas› erken bulunuyordu. Dergi etraf›nda gerçeklefltirilecek örgütlenme, inkarc›, Kürtler üzerinde zalim bir egemenlik kuran Türk devletine karfl›


SERXWEBÛN Temmuz 2008

‹deolojik mücadele gazeteler arac›l›¤›yla yürütülüyordu

mümkün de¤ildi. Ayakta kalmak ve geliflmek ancak ideolojik mücadeleyi süreklilefltirmekle olabilirdi.

Herkes ideolojik tezlerini ortaya koyarak var olmaya çal›fl›yordu

‹deolojik mücadelenin di¤er yöntemi ise, kantinlerde, kahvehanelerde, derneklerde, belirli salonlarda toplanarak bir konu üzerinde gruplar›n yürüttükleri ortak tart›flmalar biçimindeydi. Bu toplant›larda her gruptan sözcüler gelirdi, orada kendi tezlerini, ideolojik yaklafl›m ve duruflunu ortaya koyard›. Örne¤in, Kürt sorunu, faflizme karfl› mücadele, halk savafl› konular›nda düflüncesini ortaya koyard›. Bu gibi konu ve kavramlar üzerinden herkes kendi ideolojik ve teorik tezlerini ortaya koyarak baflta gençli¤i olmak üzere toplumu ve di¤er gruplar›n taban›n› etkilemeye çal›fl›rd›. Kim ideolojik mücadelede etkili olursa söz konusu mahallede, kasabada, okulda, fabrikada, flehirde o etkili olurdu. Bu aç›dan o dönemde örgütlerin iyi ideologlar›, propaganda ve ajitatörleri örgütün en de¤erli kadrolar› oluyordu. Örgüte en fazla katk› sunan, güçlendiren, geniflleten kadrolar olarak de¤er görüyorlard›. Tabi o dönemde faflistlerle süren çat›flmalar vard›, bu nedenle eylemciler de de¤er görüyordu. Yine de yeni eylem-

ww

w.

ne t

Halka, gençli¤e ideolojinin götürülmesinde bu gazete ve dergiler önemli rol oynad›¤› gibi, ayn› zamanda di¤er gruplara karfl› ideolojik mücadele vermede de en önemli rol bunlara verilmiflti. Bize karfl› yürütülen ideolojik mücadele de bu gazeteler arac›l›¤›yla yürütülüyordu. Biz o dönemde gazete ç›karm›yorduk. Ancak bize karfl› yürütülen ideolojik mücadele ya da sald›r›lara karfl› kendi ideolojimizi ortaya koymak için derneklerde, kantinlerde, okullarda, kahvehanelerde, her yerde sözlü ideolojik mücadele verirken, propaganda ve ajitasyon yürütürken, di¤er yandan gerekti¤inde bildiriler da¤›tarak düflüncelerimizi tek bir elden, tek bir dilden, tek bir kalemden iletmeye çal›fl›yorduk. ‹lk dönemlerde bir dergi etraf›nda örgütlenme gerekli görülmedi¤i için ideolojik mücadele sözlü yürütülüyordu. Sözlü ideolojik mücadele tercihinin bir yönüyle kadronun ideolojik ve teorik geliflmesi aç›s›ndan önemli bir etkisi oldu. Di¤er gruplar dergiler üzeri ideolojik mücadele veriyorlard›. Bunu da ideolojik düzeyi yüksek olanlar haz›rlay›p ç›kar›yordu. Bizde ise bu mücadele sözlü ve bütün kadrolar taraf›ndan yap›ld›¤› için herkes ö¤rendi¤i ve bildi¤i kadar hareketin ideolojisini aktarmaya çal›fl›yordu. Ama bu kadrolar›n gece-gündüz gençli¤e, halka ulaflarak yayg›n bir biçimde gerçeklefltirdi¤i bir ideolojik faaliyetti. Örgütçüsü de, silahl› eylemcisi de her kes ideolojik mücadele yürütüyordu. O dönemde bütün gruplar›n en önemli mücadelesi birbirlerine karfl› yürüttükleri ideolojik mücadele oldu¤u için, ideolojik mücadele vermeden ayakta kalmak, bir yere girmek, hatta girilen yerde grubu ayakta tutmak

“Hareketimiz ald›¤› kararlar› iyi uygulayan bir gelene¤e sahiptir. Hareketimiz, kitaplar, dergiler, bildiriler her tarafta da¤›t›lacak dedi¤inde bütün kadrolar›m›z, sempatizanlar›m›z hatta iliflkide oldu¤umuz halk kesimleri de ayn› sorumlulukla dergilerimizi, broflürlerimizi, bildirilerimizi da¤›t›rd›. Bu çal›flmadaki baflar› örgütün büyüklü¤ünün, yayg›nl›¤›n›n, etkili olmas›n›n bir kan›t›d›r”

ciler, yeni çevreler kazanma, grubun kendini geniflletmesi ideolojik düzeyi güçlü olan kifliler taraf›ndan sa¤lan›yordu. Bir taraftan dergiler, bildiriler da¤›t›larak bir taraftan da çeflitli çevrelerle yap›lan tart›flma ve toplant›larla ideolojik mücadele sürdürülüyordu. Bu nedenle ideolojik-teorik düzeyi yüksek olan kifliler en fazla etkili olan, verimli olan ve her tarafta aranan kadrolar oluyordu. Bu süreçte her kadro kendi bildirisini, kitab›n›, ç›kan ideolojik yay›nlar›n› en genifl çevrelere ulaflt›rmakla sorumluydu. Bu görev de üsten alta kadar bütün kadrolar›n görevi oluyordu. Yani dergi satma, gazete satma s›radan insanlar›n ifli olamazd›. Bizzat yönetimler bu iflin üzerinde duruyordu. Kadrolar ve sempatizanlar da bu dergilerini satar ve bu broflürlerini da¤›t›rd›. E¤er ideolojik yay›nlar›n› yayg›n da¤›t›yorsa, ideolojik çal›flmalar›n› tüm toplum içinde zengin yöntemlerle sürdürüyorsa söz konusu örgütler geliflme gösterirdi. Çünkü ideoloji, bir nevi örgütlenmenin önünü açan buldozer gibidir. ‹deolojik çal›flma olmadan örgütçülerin ifl yapmas›, toplumsal kesimlerin örgüte ilgi duymas›, örgütün yürüyüfllerine, toplant› ve mitinglerine kat›lmas› gerçekleflmezdi. Bu aç›dan da dergi ve gazete da¤›t›mlar›, birçok yöntemle yürütülen ideolojik mücadele bir örgütün geliflmesi için en temel faaliyeti olurdu. Bizim hareketimiz de yay›nlar ç›kard›ktan sonra bu yay›nlar› en kapsaml› biçimde da¤›tma söz konusu alan›n, örgütün, kadrolar›n en temel görevi olmufltur. Hemen hemen her taraftar ve sempatizana, her iliflkimize dergilerimizi ulaflt›rmak temel bir örgüt görevi olmufltur. Hareketimiz bu konuda ald›¤› kararlar› iyi uygulayan bir gelene¤e sahiptir. Bizim hareketimiz, kitaplar, dergiler, bildiriler her tarafta da¤›t›lacak, dedi¤inde bütün kadrolar›m›z, sempatizanlar›m›z hatta iliflkide oldu¤umuz halk kesimleri de ayn› sorumlulukla bizim dergilerimizi, broflürlerimizi, bildirilerimizi da¤›t›rd›. Bu çal›flmadaki baflar› örgütün büyüklü¤ünün, yayg›nl›¤›n›n, etkili olmas›n›n bir kan›t› olarak de¤erlendirilirdi.

ew e. c

lar Dev-Yolcular ve Halk›n Kurtuluflçular›yd›. Bunlar ayn› zaman en fazla kitlesi olan hareketlerdi. Demek ki kitlesi çok olanlar, ayn› zamanda en fazla gazete satan hareketler oluyordu.

om

52


Temmuz 2008 SERXWEBÛN aidat al›nd›¤›, ne kadar Serxwebûn dergisinin da¤›t›ld›¤› üzerinden bölgelerde ne kadar etkili olup olmad›¤›m›za karar vermifltir. Sadece Avrupa’da da¤›tmak için de¤il, farkl› ebatlarda basarak elden geldi¤ince Serxwebûn Türkiye’ye, Rusya’ya, ülkeye, da¤lara gönderilmeye çal›fl›lm›flt›r. Çünkü Serxwebûn dergisinin da¤›t›m›n›n yayg›nl›¤› ne kadar fazlaysa kadrolar›m›z›n, sempatizanlar›m›z›n, halk›m›z›n; ideolojik, teorik, siyasi de¤erlendirmelerden o kadar haberdar olmas›, Önderli¤i, hareketi ve hareketimizin mücadelesini daha iyi tan›mas› söz konusu olmaktad›r. Bu aç›dan Serxwebûn, kadrolar›m›z, halk›m›z ve dost-

yor. Yaflanan güncel siyasal geliflmelerini topluma aktar›lmas› anlam›na geliyor. Örgütün yaflad›¤› ideolojik, teorik yenilenmelerin ve geliflen derinli¤inin kadrolara, sempatizanlara aktar›lmas› anlam›na geliyor. Bu aç›dan Serxwebûn kadrolar›m›z›, sempatizanlar›m›z› ve halk›m›z› ideolojik, teorik, stratejik, taktik, her alanda doyuran, kafas›ndaki sorulara cevap veren bir yay›n organ› olmufltur.

ne te we .c om

Hareketimiz Avrupa’da asgari bir örgütlenmeye kavufltuktan sonra sistemli ve periyodik ideolojik dergiler ç›karmaya bafllam›flt›r. Avrupa’da Serxwebûn, gerilla sahas›nda Peflmerge dergisi ç›kar›lm›flt›r. Peflmerge uzun süre ç›km›flt›r, ama daha sonra Serxwebûn bu ihtiyac› karfl›lad›¤›ndan Peflmerge dergisi ç›kmam›flt›r. Peflmerge dergisi bir cephe dergisi, gerilla ve halk faaliyetlerini içeren bir dergi olarak ç›kar›lm›flt›r. Ama bizim en önemli ideolojik dergimiz Serxwebûn olmufltur. Serxwebûn ç›kt›¤› günden bu güne tek bir ay aksat›lmam›flt›r. 1981 den bu yana 27 y›ld›r bu ideolojik dergi ç›kar›lmaktad›r. Esaret alt›na al›nana kadar bu dergiyle bizzat Önderli¤in kendisi yak›ndan ilgilenmifl, içeri¤i bizzat Önderlik taraf›ndan belirlenmifltir. Bu derginin Avrupa’da ne kadar sat›ld›¤›na bakarak örgütün ne kadar çal›flt›¤›na karar verilmifltir. Avrupa’da bas›lan Serxwebûn’un da¤›t›lmas› örgütün en temel faaliyeti olarak de¤erlendirilmifltir. Serxwebûn yayg›n da¤›t›lmadan, Avrupa’daki örgütün geliflmeyece¤i, yaflayamayaca¤› anlay›fl›yla hareket edilmifltir. 1981’den bugüne kadar da bu anlay›fl kesinlikle b›rak›lmam›flt›r. 2003 tasfiyecili¤in etkisiyle Serxwebûn’u önemsizlefltiren yaklafl›mlar uç vermiflse de, örgüt bu tür anlay›fllar› elefltirip mahkum ederek Serxwebûn’un hareketimizin ideolojik organ› olma rolünü devam ettirmifltir.

53

ww

w.

lar›m›z aç›s›ndan heyecan verici bir dergi olmufltur. Önderli¤imiz de ideolojik çal›flman›n, bir ideolojik derginin önemini bildi¤inden, bir anan›n çocu¤una bakar gibi titizlikle Serxwebûn üzerinde durmufl ve Serxwebûn’un en etkili biçimde ç›kmas›n›, en yayg›n biçimde da¤›t›lmas›n› bizzat gözetmifltir. Serxwebûn ç›kmadan, da¤›t›lmadan, okunmadan; kadrolar›m›z›n, sempatizanlar›m›z›n, halktan kiflilerin hareketin politikas›, tarz›, temposu, üslubu do¤rultusunda çal›flmas›, iflleri gelifltirmesi mümkün olamaz! Bu nedenle Serxwebûn’un yayg›n da¤›t›lmas› ayn› zamanda örgütün do¤ru çizgide çal›flmas› anlam›na geli-

Serxwebûn kafalardaki sorulara cevap veren bir yay›n organ›d›r

Sadece Önderli¤imiz de¤il Avrupa örgütümüz de Serxwebûn’un da¤›t›lmas› üzerinde titizlikle durmufltur. Zaten örgütümüz ve Önderlik, gönderilen raporlardan hareketle ne kadar

Temel ilke ideolojik çal›flmalar›n esas al›nmas› olmal›

Avrupa’da Berxwedan gibi dergiler ya da daha sonra günlük ç›kan gazeteler de olmufltur. Ancak her zaman Serxwebûn’un yeri apayr› olmufltur. Çünkü bu dergi ve gazetelerin ideolojik do¤rultusunu ve do¤ru bir yay›n çizgisi izlemesini sa¤layan da yine Serxwebûn olmaktad›r. Televizyon ve radyo yay›nlar›m›z olmufltur, baflka gazetelerimiz, dergilerimiz de ideolojik do¤rultusunu ve temel siyasal yaklafl›m›n› Serxwebûn’dan alm›flt›r. Özcesi her bak›mdan Serxwebûn’dan beslenmektedirler. Serxwebûn’un ortaya koydu¤u ideolojik, siyasi, örgütsel ve eylemsel çizgi tüm bu yay›nlar taraf›ndan kendi somutunda uygulanm›flt›r. E¤er Serxwebûn gibi bir ideolojik dergi olmasa di¤er yay›nlar yönünü neye göre belirleyecektir? Herkes kendine göre bir do¤rultu ortaya koymak durumunda kalacakt›r. Bu nedenle Serxwebûn’un varl›¤› hepsinin do¤ru çizgide yay›n sürdürmesinin güvencesi olmaktad›r. Önderli¤in yaflam›nda temel ilke edindi¤i konu, ideolojik çal›flmalar›n esas al›nmas›d›r. Ne kadar ideolojik çal›flma, o kadar baflar›d›r. Önderlik, ideolojik çal›flmalar› ve e¤itimi ikinci


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Hangi gücün ideolojik etkinli¤i varsa örgütlenmeyi de o yapar

‹deolojik dergilerin önemi ortaya konularak, bu dergilere yetersiz yaklafl›mlar ciddi biçimde elefltirilerek yanl›fl e¤ilimler düzeltilmeye çal›fl›lm›flt›r. Dolay›s›yla ideolojiye, ideolojik dergilere yanl›fl bir yaklafl›m vard›r. Bu yanl›fl e¤ilimlerde sistemin ideolojik boflaltma, ideolojiyi önemsizlefltirme yaklafl›mlar›n›n da pay› büyüktür. Post modern zihniyette var olan; toplumu yönlendirmeyeceksin, ona yön göstermeyeceksin, sadece durumu ortaya koyacaks›n, biçimindeki ideolojisizlefltirme, ideolojiye ve ideolojik

w.

Tasfiyecilerin ideolojiden uzaklaflt›rma çabalar› tutmad›

ww

Baflta Avrupa olmak üzere tüm sahalarda ideolojik dergilere karfl› bir ilgi zay›fl›¤› yaflanmaktad›r. Mücadele ile bu belirli düzeyde k›r›lmas›na ra¤men tümden afl›ld›¤› söylenemez. Bunda 2003’teki tasfiyeci e¤ilimin ideolojik mücadeleye ve onun yay›n organlar›na karfl› yanl›fl yaklafl›m›n sonucu oldu¤unu biliyoruz. Tasfiyeci yaklafl›m›n yaratt›¤› sonuçlar halen sürmektedir. Eskiden örgüt yönetimleri Serxwebûn’la ve di¤er ideolojik yay›n organlar›yla ilgilenirken, herkes bu dergilere göz bebe¤i gibi yaklafl›rken, 2003’ten sonra ideolojik hassasiyetlerin zay›flamas› bu dergilere yanl›fl yaklafl›ma ka-

mücadeleye karfl› olumsuz yaklafl›mlar›n bizim örgütümüzde de belli düzeyde etkili oldu¤unu görebiliyoruz. Bu tür yanl›fl e¤ilimlere karfl› mücadele vermek gerekmektedir. Aksi halde kendi ideolojimizle yo¤rulma de¤il de, güçlü olan egemen sistemin ideolojilerinin etkisinde kalarak kendi gerçe¤imizden kopma yaflan›r. Bu da sistemin mezhebi olma, ya da çal›flmalarda baflar›s›z kalmak anlam›na gelir. Demek ki, baflar› esas olarak da kendi ideolojik yaklafl›mlar›m›z›, ilkelerimizi hakim k›lmak, bunu kadrolar›m›za, toplumumuza, gençli¤imize, ayd›nlar›m›za yedirmek, bütün çal›flmalar›m›z› özgürlük ve demokrasi eksenli kendi ideolojik çizgimizde yürütmekle gerçekleflebilir. ‹deolojik çal›flma olmadan, toplumda düflünsel hakimiyet, ideolojik etkinlik kurmadan topluluklar› kendi sistemimiz etraf›nda örgütlemek ve toplamak mümkün de¤ildir. Bir yerde hangi gücün ideolojik etkinli¤i varsa, örgütlenmeyi de,eylemi de o yapar, siyasi gücü de o elinde bulundurur. Bu milyonlarca defa ispatlanm›fl bir gerçekliktir. O zaman biz de milyonlarca defa ispatlanm›fl bu gerçeklik temelinde ideolojik çal›flmalar› ‘çal›flmalar›n anas›’ görece¤iz, bu aç›dan da bu yönlü araçlar›m›z› zenginlefltirece¤iz. Bu nedenle bizim gibi örgütler aç›s›ndan da ideolojik yay›n organlar› çok önemlidir. Bunlarla hem kendi ideolojimizi yayg›nlaflt›raca¤›z, hem de karfl› ideolojik güçlere karfl› etkin ideolojik mücadele verece¤iz.

ew e. c

dar yans›m›flt›r. Avrupa’da neredeyse Serxwebûn’u kald›rma, herhangi bir bültene dönüfltürme e¤ilimleri ortaya ç›km›flt›r. Uzun yaz›lar okunmuyor, böyle bir ideolojik dergi yerine flöyle bir bültene ihtiyaç var, denilerek asl›nda sistemin emekçileri, ezilenleri ideolojiden uzaklaflt›rma, ideolojiyi önemsiz göstererek asl›nda kendi ideolojik hakimiyetini sa¤lama tuza¤›na bizim örgütler de düflmüfltür. Serxwebûn’un art›k eski misyonunu bitirdi¤i, yeni bir içeri¤e kavuflmas› gerekti¤i söylenmifltir. Önderli¤imizin, yeni paradigmay› ortaya koymas›yla birlikte ideolojik ve teorik olarak daha fazla yo¤unlafl›lmas› gerekti¤i halde, Serxwebûn’a bu yanl›fl yaklafl›mlar›n ortaya ç›kmas› da sistemin ideolojileri önemsizlefltirmesinin rolü de büyüktür.

ne t

ele b›rak›lmayacak kadar önemli görmüfltür. Bu nedenle ideolojik çal›flmalar› bizzat kendisi yürütmüfltür. Bir yerde e¤itim mi olacak, bunun ikinci ellere b›rak›lamayaca¤›n›, bunun yönetimler taraf›ndan bizzat yap›lmas› gerekti¤ini belirtmifltir. Kendisi böyle yapt›¤› gibi bütün yönetimlerin de böyle yapmas›n› istemifltir. Bir yönetim aya¤›n› bast›¤› bir yer buldu¤unda yapaca¤› en önemli iflin ideolojik çal›flma ifli oldu¤unu belirtmifltir. Yönetimlerin ideolojik çal›flma üzerinde yo¤unlaflmas› gerekti¤i üzerinde durmufltur. E¤er Önderli¤imiz ideolojik çal›flmalara bu kadar önem veriyorsa, bütün baflar›lar›n› buna dayand›rm›flsa, o zaman Önderli¤e ba¤l› bir hareket ve onun kadrolar› da ideolojik çal›flmaya gereken önemi vermesi gerekiyor. Önderlik ideolojik dergilere de öyle yaklafl›rd›. Serxwebûn’a da, Güney Bat› Kürdistan’da ç›kan Denge Kürdistan dergisine de böyle yaklafl›rd›. Hatta, “Serxwebûn’a kimse kar›flmayacak, her fleyini ben haz›rlayaca¤›m, ben yapaca¤›m” diyordu. Avrupa’daki yönetimlere bile, “siz baflka dergi ve gazetelere yaz›n, ama Serxwebûn’a kar›flmayacaks›n›z” diyordu. Çünkü orada kendi ideolojik do¤rultusunu, kendi çizgisini vermek istemifltir. Serxwebûn’la kendi çizgisini ortaya koyarak örgütün devaml›l›¤›n› sa¤lam›flt›r.

om

54


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

55

ne te we .c om

HAZ‹RAN fi fiE EH‹TLER‹NE SÖZÜMÜZ KADIN PART‹LEfi fiM MES‹NDE HAMLE YAPMA SÖZÜDÜR “Nucan’›n Önderlik sevgisi, yumuflak yüzünün ard›ndaki asi ve inatç›, direniflçi kiflili¤i, Y›ld›z’›n iddia gücü, mutlak baflarmaya kilitlenmifl azmi, Viyan’›n bilinçle yo¤rulmufl yüre¤i, beyni, içsellefltirdi¤i ve atefllefltirdi¤i özgürlük do¤rular›, Sorxwin’in gerilla aflk›, çocuk safl›¤›n›n gerillalaflmas› ve di¤er kad›n yoldafllar›m›zda temsilini bulan anlaml›, güzel ve büyülü de¤erler, bizi bir örgüt olarak, kadrolar olarak daimi güçlendiren, anlam›m›za anlam katan de¤erlerdir. Biz düflmana, tasfiyecili¤e, güçsüzlü¤e, gelenekselli¤e karfl› mücadele gücümüzü ve enerjimizi bu de¤erlerimizden al›yoruz”

PAJK Koordinasyonu

ratma savafl›m›n› ifade ediyorsa, özgürlük savaflç›lar›, bu anlam yarat›m›n›n temel öznesi, öncüsü durumundad›r. Herhangi bir ölüme gidifl de¤il; özgürlük amac›na kilitlenmifl bir ölüme gidifl, anlam roman›n›n birer cümlesi gibidir. ‹flte bu cümleler özgürlük anlam›n›n hep sürecek roman›n› oluflturan cümlelerdir. Nitekim Önderli¤imiz, flehitleri harf harf, kelime kelime, cümle cümle okuyarak, güçlü anlamlar yükleyerek hep direnen ve yenilmez bir yaflam gerçekli¤ini kurdu. PKK ve daha sonra oluflturulan PAJK, böyle bir flehitler diyalekti¤inin, fedai ahlak›n üzerinde büyüdü, büyüyor. Beritan arkadafl›n flehadeti kad›n ordulaflmas›n›, Zilan arkadafl›n flehadeti kad›n kurtulufl ideolojisi ve kopufl teorisini, Sema Yüce arkadafl›n flehadeti kad›n partileflmesini ve 1 Haziran hamle flehadetleri de KJB ve bileflen örgütlenmelerini yaratt›. 2008 Haziran’›nda, kad›n özgürlük savaflç›lar› olarak bu büyük flehitlerimizi kendimizde bir anlama kavuflturmay› temel görev görüyoruz.

ww

w.

Tüm kad›n yap›m›za! Fedai flehitlerimizin sembolü haline gelen Haziran ay›, özgürlük mücadelemizin art›k bir gelene¤i, ahlak› haline gelmifl kahraman fedai ruhuyla, anlam›n› büyütmekte, derinlefltirmektedir. Haziran ay› flehitlerimizden olan Zilan, Sema ve Gulan yoldafllar›n an›lar›n› sayg›yla anarken, Adil, Gülbahar ve Kurtay arkadafllar flahs›nda tüm 1 Haziran hamle flehitlerimizi, zafer mücadelemizde yaflataca¤›m›z›n sözünü veriyoruz. 30 Haziran’da Zilan arkadafl›n tarihi eylemi, 17 Haziran’da Sema arkadafl›n Newroz’da gerçeklefltirdi¤i kendini yakma eylemi sonucu flehit düflmesi ve 7 Haziran’da Gulan arkadafl›n bir komplo ile katledilmesi, Haziran s›cakl›¤›n› bir direnifl ve zafer s›cakl›¤›na dönüfltürmektedir. Hakiler ve Mazlumlarla bafllayan fedai ruh, Haziran flehitleriyle büyümekte, 1 Haziran hamlesi sonras› yaflanan flehadetlerle daha da yücelmektedir. Nucan, Viyan, Y›ld›z, Sorxwin, Gülbahar, Roza, Slav, Helin, Adar, Ararat, Ronahi Van, Jiyan Suruç, Xane, Gülizar, Gülistan, Nalin ve onlarca kad›n yoldafl›m›z, içten ve d›fltan teslimiyetin dayat›ld›¤› bir süreçte direnmeyi ve zaferi en kutsal de¤er bilerek kendilerini bu mücadeleye adad›lar. Hareketimizin baflar›s› da buradad›r; özgürlük do¤rular›na ölümüne kendini adam›fl, direnmeyi bir yaflam biçimi olarak içsellefltirmifl fedai ruhtad›r. Yaflam, özellikle de insan gerçekli¤inde bir anlam aray›fl›n›, anlam ya-

‹nsanl›¤a çözüm üretmek kadar anlaml› bir fley olamaz Zilan arkadafl 1996 koflullar›nda fedai eylemini gerçeklefltirirken, Sema arkadafl 1998’de kendini yakarken, sürece, Önderli¤e yönelik komploya ve halka yönelik sald›r›lara karfl› cevap olmak istemifllerdi. Süreç çeflitli evrelerden geçip günümüze gelir-

ken, çözümsüzlü¤ü, inkâr ve imha politikas›n› aflma boyutunda de¤iflen fazla bir fley olmam›flt›r. Dolay›s›yla inkârc›, imhac› ve komplocu politikalar, yeni sürecin özelliklerine uyarlanarak sürdürülmektedir. ‹nsanl›¤›n kök hücresi konumundaki Kürt halk› ve onun özgürlük mücadelesi, egemen sistem taraf›ndan elbirli¤i ile adeta yok say›lmak istenmektedir. Kald› ki bu, canl› organizma içinde düflündü¤ümüzde, yaflam› ölüme mahkum etme anlam›na gelir. Toplumsal yaflam da canl› organik bir yaflama benzer. Dolay›s›yla Kürt’ün bir kök hücre olarak yok say›lmas› ya da ana karakterinden kopar›lmas›, genel anlamda toplumsal yaflam›n yok say›lmas› ya da yozlaflt›r›lmas› anlam›na gelir. Nitekim bugün Kürtlere, Türkiye halklar›na, Ortado¤u’ya ve dünya insanl›¤›na dayat›lan da budur. Bu nedenle de ana halkadan yakalay›p insanl›¤a çözüm üretmek kadar anlaml› bir fley olamaz. Zilan ve Sema yoldafllar bu derin bilinçle eylemlerine yöneldiler. B›rakt›klar› mektuplar›nda bu derinli¤i net görebiliyoruz. Tüm flehitlerimizin oldu¤u gibi Haziran ay› fedai flehitlerimizin emri de Kürt halk›n›n ve kad›n›n›n özgürlükte ve direniflte ›srar etmesi yönündedir. ‘99 sonras› tüm bar›fl ça¤r›lar› ve çabalar›m›za ra¤men çözümsüzlükte ve hareketimizi teslimiyete çekmede ›srar eden politikalar karfl›s›nda 1 Haziran 2004’te savafl karar›n› gelifltirdik. Bu, içten ve d›fltan dayat›lan teslimiyet po-


SERXWEBÛN Temmuz 2008 derlik ve flehitler çizgisinde iddial› ve kat›l›mc› bir pratikleflme, kad›n özgürlük mücadelesi aç›s›ndan da önemli kazan›mlar› getirdi. Bu, büyük bir güven, öz güç oluflturma, örgütlülük bilincini gelifltirme anlam›na geliyor. Geliflimin bu düzeyi, kad›n militanlar olarak bizlere daha büyük görevler ve sorumluluklar yüklemekte, flehitlerin açm›fl oldu¤u özgürleflme yolunda daha sa¤lam ad›mlarla ilerleme iddias›n› gelifltirmektedir.

2008 y›l›n› genel olarak de¤erlendirdi¤imizde, düflman yönelimlerinin daha yo¤unlaflt›¤›n›, sald›r›lar›n çok yönlü geliflti¤ini görüyoruz. ‹flte Önderli¤imiz neredeyse her söyledi¤i kelime için cezaland›r›lmakta, susturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Sa¤l›¤› için ciddi herhangi bir ad›m at›lm›fl de¤ildir. Gerillaya yönelik en geliflkin tekniklerle, profesyonel timlerle direkt imhay› amaçlayan sald›r›lar gelifltirilmektedir. Sadece Botan’da 2008 y›l›nda onlarca arkadafl›m›z flehit düfltü. Dersim’de ve baz› sahalar›m›zda yine flehadetler yafland›. Ad›l, Gülbahar, Kurtay, Savafl baflta olmak üzere y›llar›n gerillac›l›¤›n›, komutanl›¤›n› yapm›fl birçok yi¤it yoldafl›m›z› topra¤a verdik. Di¤er yandan halk›m›za, meflru demokratik kurumlar›na ve bireylerine sald›r›lmakta, yüzlercesi tutuklanmakta, yurtseverlerimiz flehit düflü-

w.

ww

rülmektedir. Düflman›n çözümsüzlükte, imhada ›srar›, bizim de özgürlük ideolojisinde, örgütlenmesinde, politikas›nda, direniflte ve meflru savunmada ›srar›m›z, derinleflmemizdir. Süreç kararl›l›¤›m›z budur. Hamlenin birinci aflamas›nda ortaya ç›kan düzeyi, ikinci aflamada daha da derinlefltirmek ve daha kal›c› kazan›mlara dönüfltürmek istiyorsak, bunu yapmak zorunday›z. Tarihin flimdi önümüze koydu¤u en büyük sorumluluk budur. Hamlenin birinci aflamas›nda, kadrolar olarak gücümüzü ve enerjimizi do¤ru hedefe, esas gündeme kilitledi¤imizde geliflmeleri nas›l yaratt›¤›m›z› iyi gördük. Çeflitli anlay›fllardan, geriliklerden kaynakl› gücümüzü s›n›rl› kullanmam›za ra¤men, önemli geliflmeler ortaya ç›kt›. Demek ki kadrosal olarak bizi geriye çeken, s›n›rland›ran, iddiam›z› zay›flatan anlay›fllar› aflt›¤›m›zda, çok daha güçlü ve etkili kazan›mlar yarat›labilir. Bu nedenle önümüzdeki sürece, hamlenin ikinci aflamas›na kat›l›m hedefimizi, iddiam›z› koyarken, kadro sorunlar›m›z› çok iyi tart›fl›p çözümlememiz ve kendimizi fedaice adayarak pratikleflmemiz büyük önem arz etmektedir. Haziran flehitlerine verebilece¤imiz en anlaml› söz, kad›n militanl›¤›n›, kadrolaflmas›n› daha güçlendirmek ve kad›n öncülü¤ünü her alanda yayg›nlaflt›rmakt›r.

ew e. c

Direnecek ve meflru savunmada ›srar edece¤iz

ne t

litikalar›na karfl› al›nan tarihi bir karar ve hamleydi. Sonras› k›yas›ya mücadelenin yafland›¤› bir süreç oldu. 1 Haziran hamle sürecinden sonra yaflanan çat›flmalarda yüzlerce arkadafl›m›z flehit düfltü. Önderlik ve fedailik çizgisinde kendini adayan flehitlerimiz; öncümüz, komutan›m›z, yol göstericimizdirler. Bu flehitlerimizin kararl› ve tutarl› mücadelesi, düflman›n ‘Önderliksiz, PKK’siz çözüm’ konseptini bofla ç›karm›fl, gereken cevab› en anlaml› bir biçimde gelifltirmifltir. Bu konsept ifllemez hale getirilip 2007 y›l›nda örgüt taraf›ndan deflifre edilince, Önderli¤imiz zehirlenerek tekrar direkt imhas› hedeflendi. Önderli¤imizin zehirlendi¤inin ortaya ç›kar›lmas›, gerillaya ve halka yönelik yo¤unlaflan sald›r›lar ard›ndan, örgüt olarak Êdî Bese hamle sürecini bafllatt›k. Hamlenin temel slogan› “Önderli¤i Yaflflaa ve Yaflflaat” olurken, askeri, siyasi, toplumsal tüm alanlar›m›z, Kürdistan parçalar› ve d›fl sahalar›m›z, bu hamle do¤rultusunda çal›flma yürüttü. Gabar ve Oramar eylemlerinin start›n› verdi¤i bu süreç oldukça önemli kazan›mlar› beraberinde getirdi. Aktif savunma, aktif eylemsellik daha ön plana ç›kt›. Kad›n hareketi olarak da bu sürece aktif kat›l›m kararl›l›¤›n› gelifltirdik ve tüm alanlar›m›zda kad›n öncülü¤ünü, kat›l›m›n› esas ald›k. Nitekim 2008 Mart’› bariz biçimde bir kad›n devrimi olarak yaflan›rken, di¤er tüm eylemliliklerde belirgin bir varl›k gösterildi, kad›n ayaklanmas› geliflti. Ön-

om

56

Onlar özgürlük do¤rular›n› kendilerini adayarak ortaya koydular Zilan yoldafl kad›n hareketi için en baflta fedailik, öncülük ve kad›n kurtulufl ideolojisinde bilinçlenme; Sema yoldafl kad›n kurtulufl ideolojisinde derinleflme ve kad›n partileflmesi anlam›n› tafl›r. Gulan arkadafl, tüm geri dayatmalar karfl›s›nda fedaileflmede ›srar, özgür yaflamda inat anlam›na gelir. 1 Haziran hamle flehitlerimiz, direniflte, çizgide ›srar, Önderlik ile gerilla, Önderlik ile halk buluflmas›n›n süreklili¤ini ifade eder. Viyan arkadafl tüm bunlar› mektuplar›nda çok çarp›c› ifllemifltir. Yine Gülbahar arkadafl daha yaflarken yazd›¤› yaz›lar›nda belirgin olarak bunlar› koymufltur. Hepsinde de öne ç›kan, süre-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

57

ww

w.

ne te we .c om

ce, Önderli¤e, flehitlere, halka, hem kurabiliyor muyuz, bunu sorgulamak ya da bofl kalan yanlar› var. Bu nedenerkek, hem kad›n yoldafllara do¤ru çok önemlidir. Önderli¤imizin bu ko- le PKK tarihinden ç›karmam›z gereken cevap olma aray›fl›d›r. nuda esas ald›¤› yöntem, bizim için dersler kadar, kad›n partileflmesinden Haziran ay› vesilesiyle flehitler kar- belirleyicidir. Önderlik, günümüz ger- de ç›karmam›z gereken dersleri de¤erfl›s›nda yapmam›z gerekenler, ortaya çekli¤ini ifade edebilmek, çözümünü lendirmek durumunday›z. Özellikle de koyduklar› do¤rular, ölçüler karfl›s›n- ortaya koyabilmek için, sayfalarca ta- 1999 sonras› geliflen süreci iyi de¤erda kendimizi güçlü sorgulamak, öze- rih çözümlemeleri yapmaktad›r. Tarih- lendirebilmeliyiz. lefltirel yaklaflmak ve hamlenin ikinci ten kopar›lm›fl ya da yanl›fl yola sapt›aflamas›nda kad›n ideolojisinde ve r›lm›fl bilinç ve duygular›, yeniden kaÖnderli¤e ba¤l›l›k partileflmesinde iddial› ve tutarl› pra- d›na, topluma, insana kazand›rmak direnifl kararl›l›¤› demektir tikleflme ad›mlar›n› atmakt›r. Bu ko- için tarihle buluflturarak bunu yapnuda Gülbahar arkadafl›n flu sözleri maktad›r. Bu yöntem bizim için neden 1999 y›l› uluslararas› komplonun çarp›c›d›r: “Kad›n savaflç›lar olarak önemlidir? Çünkü bizler sorunlar kar- geliflti¤i y›l olurken, ayn› zamanda keskin olmam›z flartt›r. Bu savaflta fl›s›nda çok da tarihi derinli¤i olmayan kad›n partileflmesinin de ilk ad›mlatemel silah›m›z kad›n kurtulufl ideo- bir durufl içerisindeyiz. Bu durufl, r›n›n at›ld›¤› y›l oldu. Önderlik, Zilan lojisidir. Bu ideolojiyi kurumlaflt›r- günlük sorunlar karfl›s›nda da, örgüt- yoldafl›n an›s›na kad›n kurtulufl idemak için her kad›n savaflç› bugüne sel, politik, askeri sorunlar karfl›s›nda olojisini ve kopufl teorisini olgunlaflkadarki deneyimleri iyi özümsemeli, da bizi zay›f k›lmakta, flikayetçi, soru- t›r›p kad›n hareketinin önüne koyarflehitlerin ö¤rencisi olmal›d›r. Günlük nu hep baflkalar›na yükleyip çözümü ken, 1998’de Sema Yüce yoldafl›n yaflam içinde kendini her an yarat- de hep baflkalar›nda arayan klasik an›s›na da kad›n partileflmesini günman›n savafl›m›n› vermemiz deme getirdi. Zaten uluslaraflart. Yoksa bu alt›ndan yararas› komployu de¤erlendirir“Sorunlar›m›z›n ideolojik sorunlara dayand›¤›n›, t›lm›fl de¤erlere sahip ç›kamaken, ayn› zamanda kad›n özy›z ve bu tarihi vasiyetler bizi gürlük mücadelesine karfl› yeni paradigmay› kavrama ve uygulama sorunlar›m›z kesinlikle affetmez.” oldu¤unu ifade ettik. Ancak gerek kavray›fl derinli¤ini gerçeklefltirilen bir komplo olarak de¤erlendiriyoruz. Olkazanmak gerekse de bunu örgütleme ve pratiklefltirme gunlaflan ve pratik mücadele fiehitler gerçe¤i karfl›s›nda kendimizi sorgulayabilmeliyiz gücüne kavuflturma boyutunda esas olarak yapmam›z sahas›nda daha etkinleflen bir yola do¤ru ilerleyen kad›n gereken nedir? Bunu fazla de¤erlendirmedik. özgürlük mücadelesi, bu Bu vesileyle kad›n hareketi Partileflme sorunu burada hayati öneme sahip komployla bitirilmek istendi. olarak kendi ideolojik, örgütbir gereklilik olarak ortaya ç›k›yor” Önderli¤imizin esaret alt›na sel, kiflilik sorunlar›m›z› daha al›nmas›yla birlikte geliflen güçlü tart›fl›p daha özlü ve süreç, örgüt içerisinde olduksa¤lam çözümler üretmemiz gerekmektedir. Zilan, Sema ve Gulan yaklafl›mlara yol açmaktad›r. Bu ne- ça karmafl›k ve zorlu bir süreç olarak arkadafl›n an›s›na her fleyden önce denle, genel insanl›k, kad›n tarihi ka- ilerledi. Komplonun kendisi, genel kad›n kurtulufl ideolojisi ve kad›n dar kendi tarihimizi de iyi okuyan, çö- anlamda kadroda bir irade k›r›lmapartileflmesi karfl›s›ndaki duruflumu- zümleyen bir düzeye kendimizi getir- s›n› yaratmak ve örgütü bitirmek amaçl›yd›. zu, prati¤imizi ele almak zorunday›z. mek durumunday›z. Birçok kere sorunlar›m›z›n ideolojik Bu süreçte bir yandan Önderli¤e Kad›n partileflmesi gerçe¤ini, çok yönlü olarak kendimizde nas›l oturta- sorunlara dayand›¤›n›, yeni paradig- ba¤l›l›k, fedai eylemleri ve direnifl kararca¤›z? Özgürleflme mücadelesinin may› kavrama ve uygulama sorunlar›- l›l›¤› geliflirken, di¤er yandan bu ba¤l›partileflme gerçe¤iyle ba¤›n› kurarak m›z oldu¤unu ifade ettik. Bu tespit l›ktan kopanlar da teslimiyeti seçtiler. nas›l ad›mlar atmal›y›z? Sorunlar›m›z do¤ru ve flimdi de geçerlili¤i olan bir Berwar, Rojbin, Dilan ve fiehristan yolkayna¤›n›, ideolojik yetersizlikten ve tespittir. Ancak gerek kavray›fl derinli- dafllar komploya karfl› fedai eylemlerini do¤ru partileflmemeden al›yorsa, ¤ini kazanmak gerekse de bunu örgüt- gerçeklefltirerek bu komplo karfl›s›nda leme ve pratiklefltirme gücüne kavufl- kad›n›n ölümüne Önderli¤e ve özgürlübunlar› güçlü tart›flmal›y›z. Günümüz sorunlar›n› ele al›rken, turma boyutunda esas olarak yapma- ¤e ba¤l›l›¤›n› ortaya koydular. ‹flte böyle flüphesiz tarihimizden ba¤›ms›z ele m›z gereken nedir? Bunu fazla de¤er- bir atmosferde PJKK’nin ilan edildi¤i kaalamay›z. Hemen her arkadafl›n flu ve- lendirmedik. Partileflme sorunu bura- d›n kongresi gerçekleflti. Düflman›n ya bu biçimde kad›n örgütlülü¤üne, da hayati öneme sahip bir gereklilik hem genel hareketi hem de kad›n hareyönetimine, tarz›na iliflkin elefltirileri olarak ortaya ç›k›yor. Tabii ki, bunu ketini bitirmek üzere dayatt›¤› komplovard›r. Fakat sorunlar› ortaya koyar- da de¤erlendirdik, ancak kad›n parti- ya ra¤men Önderli¤imizin temel persken, bunun kad›n mücadele tarihiyle leflmesi boyutunda süreçlerin, tarihi pektifi olan kad›n partisini kurmak elba¤›n›, yine partileflememe ile ba¤›n› geliflimin birbirine eklenmeyen, eksik bette ki büyük bir baflar›yd›.


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ne t

Ordu içinde ayr› bir kad›n ordusunu örgütlemek tarihte bir ilk iken, parti içinde ayr› bir kad›n partisini kurmak da bir ilki ifade ediyordu. Genel anlamda yaflanan sorunlarda ilkleri yaflaman›n tecrübesizli¤i belli düzeylerde bir etken olurken, iktidarc› anlay›fllar da önemli bir olumsuz etkiye sahipti. Bir de sürecin a¤›r atmosferi, krizli yap›s› yaflanan zorlanmalar› daha da artt›rmaktayd›. Detaya inilip bir analiz yap›lsa; Ferhat-Botan çetesiyle ihanet eden Sakine Batman, Helin gibi tasfiyeci kad›nlar›n, yine Peyman’›n süreç üzerindeki yönlendirici, tahrikçi, manipüle edici, yaflanan çeliflkiyi iktidar çeliflkisine dönüfltürerek genel örgütle kad›n örgütünü karfl› karfl›ya getiren gerçekli¤i daha iyi ortaya konulabilir. ‹ki kad›n tiplemesi de en uçlarda karfl› karfl›ya olan, ama ayn› zeminde ortaklaflan bir gerçekli¤i ifade etti. Sakine ve Helin tasfiyeci erkekle birlikte hareket ederken, Peyman çizgisi de dar kad›n-cinsiyetçi yaklafl›mla di¤er bir uca yöneldi. Yine süreçten kaynakl› afl›r› hassasiyet, klasik erkek yaklafl›mlar›yla beraber bunu aflamayan ve do¤ru çözümler üretemeyen kad›n gerçekli¤i de bu durumu besledi. Bunun sonucu olarak süreç, kad›n partileflmesinin esaslar›, pratik politik, askeri, örgütsel ve toplumsal esaslar, yine bunun kadro yap›lanmas› bir kenara b›rak›larak, klasik iktidar mücadelesine do¤ru ilerlemeye bafllad›. Bu da beraberinde soyut, esas gündemden ve partileflme prati¤inden kopuk, bir partileflme bilinciyle kendini tabanda örgütleyemeyen bir durumu ortaya ç›kard›. Genel anlamda kad›n partileflmesinin do¤ufl süreci aç›s›ndan bunlar› belirtirken, ilk ad›mda ortaya ç›kan bu durumlar›n kad›n partileflmesi aç›s›ndan içeri¤ini fazla dolduramayan, flekilsel kalan bir gerçekli¤e yol açt›¤›n› belirtebiliriz. Her fleyden önce uluslararas› komplo, bunun tehlikesi, etkileri, dayand›¤› gerçekler, kad›n hareketi taraf›ndan fazla çözümlenemedi.

Dönemin tasfiyecileri Dr.Süleyman, Zeki gibi tipler, bu eksikliklerin ve çeliflkilerin yo¤un oldu¤u zeminde kendi anlay›fllar›n› örgütlemeye çal›flt›lar. VII. Kongre ortam› dönem çeliflkilerinin k›yas›ya çat›flt›¤› bir ortam oldu. Ve içinde daha sonra ihanet edenlerin de oldu¤u 19 kifli, VII. Kongrede kendisini meclis adayl›¤›ndan geri çekti. Bu çekilmeler neredeyse içinde kad›n›n olmad›¤› bir PKK yönetimini ortaya ç›kard›. Geçmiflte kad›n hareketinin ve genel hareketin stratejik alanlar›nda görev yapm›fl kiflilerin kendilerini geri çekmesi, sürece kat›lmamay›, sorumluluk almamay› ifade etti ve elbette ki bu genel kad›n yap›s›na da dalga dalga yay›ld›.

‹ddial› kat›l›m ve do¤ru öncülük özgürleflme ve partileflmenin esas›d›r

w.

ww

ad›mlar atmaya bafllayan kad›n partileflmesinde görev ve sorumluluk almada, zorlan›lsa da) kat›l›m bilincinde bir gedik açt›. Elbette ki bunun kad›n›n toplumsal yap›lanmas›yla da izah edilecek yanlar› var. Ancak Önderlik anlay›fl› her zorlu¤a ve her fleye ra¤men iddial› kat›l›m› ve öncülü¤ü; bir özgürleflme, partileflme esas› olarak ortaya koydu. Bireylerin yapamama ya da baflar›s›zl›k aç›s›ndan belirttikleri gerekçeleri dinlemedi bile.

III. Kongre tasfiyecilerle iflbirli¤ine giren kad›n anlay›fllar› mahkum etti

ew e. c

Parti olman›n derin bilinciyle hareket edilemedi

om

58

Kad›n partileflmesi aç›s›ndan bu süreci ele ald›¤›m›zda, zorlanma karfl›s›nda geri çekilmecilik, görevden istifa etme anlay›fl›n›n geliflti¤ini belirtebiliriz. Böylece kad›n hareketine bu kötü hastal›k da bulaflm›fl oldu. Dikkat edersek Önderlik hiçbir zaman zorlanmalar karfl›s›nda geri çekilmeyi, iddias›zl›¤›, kat›l›ms›zl›¤› kabul etmedi. Bu, PKK’lileflmenin bir ölçüsüdür. Kadroda zorlanmay› hissetti¤inde ya konuflarak ya da e¤itime çekerek güçlendirmeye çal›flt›, ama iddias›zlaflmay›, zorlanmaya mahkum olup geri çekilmeyi asla benimsemedi. ‹flte VII. Kongrede önemli say›da kad›n yönetiminin geri çekilmesi, (yeni

VII. Kongre ve sonras› süreç, geri çekilmeci, ma¤dur bir psikolojiyle iler-

ledi. Bu, tabii ki örgüt çal›flmalar›n› oldukça zorlad›. III. Kad›n Kongresi, PJKK’nin PJA’ya evrildi¤i bir kongreydi. III. Kongre, kad›n partileflmesinin ilk hamlesinde ortaya ç›kan dar feminist, yine tasfiyecilerle iflbirli¤ine giren kad›n anlay›fllar›n› de¤erlendirdi ve mahkum etti. Anlay›fllar isimlendirilip mahkum edildi, ancak anlay›fllar derinli¤ine kadrosal bir gerçeklik olarak do¤ru ve güçlü bir flekilde çözümlenip yap›sallaflt›r›lamad›¤› için kad›n partileflmesi tam rotas›na giremedi. Kad›n kurtulufl ideolojisini toplumsallaflt›rma boyutuyla belli ad›mlar at›ld›, d›fla do¤ru bir aç›l›m sa¤land›, ancak dönemin kad›n militan kiflili¤i, süreç karfl›s›ndaki görevleri, yürütmesi gereken cins mücadelesi vb konularda fazla bir aç›l›m› sa¤lanamad›.


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

59 parti içindeki militan›n da her yönlü elefltiri ve özelefltiri süreçlerinden geçmesini beraberinde getirdi. Ve yine Kürdistan’da partileflebilmenin, özgürleflebilmenin önündeki tüm engeller, geri anlay›fllar çözümleme konusu haline geldi. Böylece her s›n›ftan, cinsten, bölgeden, afliretten, mezhepten, halktan bireyler partileflmenin bu esas ilkeleri temelinde ayn› potada birleflti. Elefltiri, aflma ve partileflme bu anlamda çok belirleyici oldu. Nihayetinde PJKK’nin ve bugün PAJK’›n oluflumu da PKK’lileflmenin bu ilkesiyle do¤rudan ba¤lant›l›d›r. Özgün olarak özgür kad›n kimli¤ini, kad›n militanl›¤›n› gelifltirme ihtiyac›, bir yönüyle de elefltiri-özelefltiri ve militan›n kendini aflma gere¤inden do¤du. Kad›n hareketi aç›s›ndan yukar›da belirtti¤imiz bu durum, mevcut kad›n durufllar›n› objektif elefltiri-özelefltiri silah›yla do¤ru ve kazan›mc› çözümleme, aflma ve partilefltirme boyutunda sorunlara yol açt›. “‹flbirlikçi kad›n, özgürlükçü kad›n” ya da “geneldeki kad›n, özgündeki kad›n” tan›mlamas›, birbiri ile do¤ru bir mücadele yürütmeyen, birbirine fazla dokunmadan pratikte kendi bildi¤ini okuyan gerçekli¤i normallefltirmeye bafllad›. Yine parti ve özgürlük ölçüleri karfl›s›nda herkesin kendini sorgulama, kendini aflma sorunu varken, baz› bireylerin –özellikle de baz› yönetimlerin– kendilerini hep özgürlükçü, hakl› ve do¤ru görme anlay›fllar› var olan çeliflkileri derinlefltirdi. Bir k›s›m yönetim ise ayn› biçimde güçlü bir sorgulama ve kendini aflmay› yaflamadan kaba prati¤in içine gömüldü ve iç mücadele gelifltirmedi.

sel, örgütsüz ve güçsüz kad›n› aflma olgusudur. Burada bir çatlak varsa, birçok yanl›fl anlay›fl kendini buradan bir virüs gibi yeniden üretebilir ve sa¤l›kl› bünyeyi bozabilir. Nitekim kad›n partileflmesi PKK’nin olgunlaflan tecrübesini pratikte kendine güçlü mal edemedi. Henüz çocukluk aflamas›n› yaflarken, ba¤›fl›kl›k sistemi süreçle kendini aflmad›¤› yanlar›yla giderek daha zay›flad›. Ve zay›flayan bünyeye egemen erkek ve klasik kad›n yap›lanmalar› daha fazla girmeye bafllad›. Bilindi¤i üzere düflman tüm bu süreçler boyunca gerillaya yönelik hem fiziki sald›r›lar›n› hem de ideolojik, yaflamsal sald›r›lar›n› yürüttü. Marjinallefltirme, kad›n›n özgür kimli¤ine sald›rarak yaflam ve iliflki anlay›fl›n› bozma, bunun üzerinden hareketi zay›flatarak darbelere, imhaya aç›k hale getirme düflman›n hep gündemde tuttu¤u bir politika oldu. Sema arkadafl bunu mektuplar›nda flöyle dile getirmektedir: “Marjinallefltirme politikas›n›n her alandaki de¤iflmez silah›, geleneksel kad›n ve erkek egemen kiflilik yap›lar›d›r. Bu silah, kaba cins e¤ilimlerinden egemen örgüt ve politika anlay›fllar›na dek her aç›dan kullan›lan bir malzemedir.” ‹çte afl›lamayan zay›fl›klar, düflman›n bu politikas›na her zaman bir zemin teflkil eder. fiunu net ifade edelim ki, özgürleflmede ›srar ve inat eden kad›n gerçekli¤i hareketimizi düflman politikalar› karfl›s›nda güçlendiren, baflar›n›n önünü açan bir gerçekliktir. Özgürlük ölçülerinde bir gerilemeyi yaflayan, partileflmeyen kad›n gerçekli¤i ise tersinden düflman politikalar›na güç kazand›ran bir gerçekli¤e denk düfler.

Kad›n partisi düflürülen örgütsüz ve güçsüz kad›n› aya¤a kald›r›r

Tasfiyecilik demokratik birey olgusuyla oynamaya çal›flt›

PKK bir elefltiri-özelefltiri hareketidir

Kad›n partileflmesi en çok da elefltiri-özelefltiri silah›yla do¤ru bir iç mücadeleyi gelifltirememesi ve bunun üzerinden bütünleflmeyi yaflamamas›ndan darbe ald›. Çünkü toplumsal gelenekler içinde en fazla kad›n birbirinin karfl›s›na düflürülmüfl, örgütsüz ve güçsüz b›rak›lm›flt›r. Kad›n partisi en baflta bu birbirinin karfl›s›na düflürülen gelenek-

Bu süreçleri en temelde Önderli¤in savunmalar› karfl›s›nda kad›n duruflu olarak ele almak flartt›r. Çünkü 1999 ile birlikte hem pratik hem de teorik boyutta yeni aç›l›mlar yaflad›k. Önemli de¤iflim süreçlerine girdik. Önderli¤i ve ideolojiyi anlama sorunumuz her süreçte var olmufltur. Ancak bu sürecin fark›, Önderli¤i ve yeni savunma-

ww

w.

ne te we .c om

Cins mücadelesi kaba retçilikten yavafl yavafl dura¤anl›¤a do¤ru bir geçifli yaflad›. Bu dönemin yönetim gerçekli¤i, görev al›p sorumluluklar›na sahip ç›kt›, ancak a¤›rl›kl› olarak hem yaklafl›mlar karfl›s›nda savunmac› anlay›fltan, hem görev almay› yeterli görmekten hem de kendi kiflilik durufllar›ndan kaynakl› olarak, kendisinin her noktada do¤ru oldu¤unu san›p iç mücadeleyi bir nevi dondurdu. Kürdistan’da geliflen bir kad›n hareketi olarak, hareketin içinde birçok kesimden, s›n›ftan, bölgeden gelen kad›n tiplemeleri mevcuttur. Do¤al olarak toplumsal yap›lanma içinde flekillenen kad›n kiflili¤i çeflitli biçimlerde kendi geriliklerini parti içine yans›tm›flt›r. Bunun kendisi elbette ki belli tan›mlamalar› getirip mücadele etmeyi gerekli k›lar. Önderlik ‹mral› esareti öncesinde bunu kad›n örgütünde gelifltirmeye bafllam›flt›. Ancak bu süreçte kad›n kifliliklerinde ortaya ç›kan gerilikler sadece tan›mlan›p b›rak›ld›, elefltirilip çözümlenerek parti kanal›na ak›t›lamad›. Dolay›s›yla bu da kendi içinde bütünleflmeyi de¤il, karfl›tlaflmay›, politize olmay› getirdi. “‹flbirlikçi kad›n, özgürlükçü kad›n” ya da “geneldeki kad›n, özgündeki kad›n” söylemi, içinde do¤ru bir mücadele ve çözümlemeyi içermeden ortaya at›ld›. Bunda Peyman ve Sewra’n›n dar cinsiyetçi anlay›fllar›n›n önemli bir rolü vard›r. Sorunu ele al›fl, gündemlefltirme bu biçimde geliflti¤inde, kifliler ve durufllar aras› mesafe aç›lmaya, karfl›tl›klar geliflmeye bafllad›. Bu, önemli bir noktad›r. Çünkü kad›n örgütünün do¤ru bir partileflmeyi yaflamas›, ayn› zamanda çeflitli kifliliklerin, s›n›fsal, cinsel durufllar›n elefltiri ve özelefltiri silah›yla afl›lmas›yla mümkündür.

PKK bir elefltiri-özelefltiri hareketi olarak do¤du. Bu elefltiri-özelefltiri tarz›, bir sistemin sömürgecilik, egemenlikçi yönlerinin elefltirisi kadar, bunun yaratt›¤› halk gerçekli¤inin, birey, kad›n-erkek, aile gerçekli¤inin bir bütün özelefltirisi oldu. Ve bu giderek


SERXWEBÛN Temmuz 2008

60

ww

w.

ne t

ew e. c

om

Örgüt toplumsallaflmay› ve lar› kendine göre yorumlay›p bu yo‹kincisi, savunmalarda toplum ve rumlay›fl› örgüt içerisinde bir siyasi ve birey diyalekti¤i, demokratik birey olkomünal bir de¤eri ifade eder askeri çizgi haline getirme mücadele- gusu en fazla ifllenen olgulardan olsinin geliflmeye bafllamas›d›r. Ferhat du. Bu konu da objektif yanl›fl anlaÖrgüt kelimesi örmekten gelir. Yave Botan tasfiyecili¤i, onlar›n yede¤in- malarla birlikte, tasfiyecili¤in üzerin- ni birden fazla insan›n ortaklaflt›klar› deki tasfiyeci kad›n kiflilikleri, en te- de bilinçlice oynamaya çal›flt›¤› bir amaç ve hedefi elbirli¤iyle ilmek ilmelde bunu gelifltirmeye çal›flt›lar. konudur. Demokrasi ad›na, birey öz- mek örmesidir. Toplumsallaflmay›, Genel hareket aç›s›ndan sonuçlar› ol- gürlü¤ü ad›na, parti içinde y›llar›n komünal bir de¤eri ifade eder. Birey dukça de¤erlendirildi, ancak kad›n eme¤iyle yo¤rulan komünal de¤erler toplumsallaflt›¤›, örgütlendi¤i müdpartileflmesi aç›s›ndan da etkilerini marjinallefltirilmeye çal›fl›ld›. Bireyci- detçe var olma flans›n› yakalam›flt›r. tart›flmak gerekmektedir. lik, çok yönlü bir ata¤a geçti. Kendine Savunmalarda da Önderli¤imizin s›kBirincisi, strateji de¤iflse de, de- göre olma, “ben bu karara kat›lm›yo- ça vurgulad›¤› bir boyuttur. Kutsalmokrasi ve bar›fl süreci olarak ifade- rum, o yüzden yapmam”, “ya beni is- d›r, anlaml›d›r, gelifltirendir. Dolay›lendirilse de, hiçbir zaman Önderlik tedi¤im yere düzenlerseniz ya da hiç- s›yla bireyi kendi toplumsall›¤›ndan, direnmeyi, meflru savunmay›, gerilla bir fley yapmam”, geri çekilmecilik, örgütlülü¤ünden kopard›n m›, kutmücadelesini mücadelenin merkezin- elefltiri ve özelefltirinin anlams›zlafl- sall›¤›n›, anlam›n› yitirir ve yaflama den koparmad›. Tüm savunmalar›nda mas›, klasik bir günah ç›karmayla öz- de¤il, ölüme yak›n hale gelir. Kürdisideolojik direnme kadar, fiili sald›r›lar defl tutulmas›, maddiyatç›l›k, kendi tan da¤lar›nda yepyeni bir ideolojiyle karfl›s›nda meflru savunman›n en güç- geleneksel ve dar s›n›f, cins, afliretsel, do¤al bir yaflam örgütlülü¤ünü, iliflki lü ve etkili biçimlerde yap›lanlay›fl›n› gelifltiren özgürlük mas› gerekti¤ini ortaya koymücadelemiz, Kürt halk› kamaktad›r. Fakat tasfiyecilik “Kürdistan da¤lar›nda yepyeni bir ideolojiyle do¤al bir dar tüm insanl›k aç›s›ndan da bunu da çeflitli biçimlerde çar- yaflam örgütlülü¤ünü, iliflki anlay›fl›n› gelifltiren özgürlük yeni bir do¤uflu ifade etmifltir. p›t›p kadronun kafas›n› kar›flAyn› amaçlar için bir araya mücadelemiz, Kürt halk› kadar tüm insanl›k aç›s›ndan da t›rmaya çal›flt›. Gerillac›l›¤›, bu gelmifl bireyleriz. Her fleyimizyeni bir do¤uflu ifade etmifltir. Ayn› amaçlar için bir anlamda direnifli gereksizleflle ortak yafl›yoruz. Yaflam›n tirmeye çal›flt›. Bunun kad›n her an› kadar ölümün de s›araya gelmifl bireyleriz. Biz her fleyimizle ortak hareketine yans›mas› oldu. yafl›yoruz. Yaflam›n her an› kadar ölümün de s›n›rlar›n› n›rlar›n› ortak yafl›yoruz. Bu, Kadro politikas›nda, düzenleçok derin bir anlama sahiptir. ortak yafl›yoruz. Bu, çok derin bir anlama sahiptir. me anlay›fl›nda, askeri çal›flBu, örgütlülü¤ümüzün ana malar› çok da önemsemeden Örgütlülü¤ümüzün ana flifresi gibidir” flifresi gibidir. di¤er çal›flmalara daha a¤›rl›k Tüm bunlar› göz ard› edeveren bir yaklafl›m geliflmeye rek, bireycilikle örgüt olman›n bafllad›. 1 Haziran hamle sürecine ka- bölgesel iliflki tarzlar›n›, ahbap-ça- ortak sorumluluklar›n› yüklenmedar da askeri çal›flmalar aleyhine bir vuflçulu¤u gelifltirme vb gibi yakla- mek, örgütü büyütmenin ve ço¤altdengesizlik geliflti. Ki bu da beraberin- fl›mlar, bireycili¤in en fazla gelifltirdi- man›n mücadelesini vermemek, kende farkl› çal›flma alanlar› aras›nda ¤i yaklafl›mlar haline geldi. dimize yapabilece¤imiz en büyük köhassasiyetlere, zorlanmalara yol açt›. Kad›n partileflmesi, daha kendi tülüktür. Örgütümüz varsa biz var›z, En önemlisi de kadronun bilincinde pratik rengini alamadan, liberalizmin yoksa biz de yokuz. “fiunu yapar›m, meflru savunma anlay›fl› giderek sahte özgürlükçü-demokratik, birey- bunu yapmam”, “istedi¤im arkadaflla önemsizleflmeye bafllad›. ci yaklafl›mlar›yla bir da¤›n›kl›¤› ya- konuflurum istedi¤imle konuflmam”, Askeri güçler içinde savunmac› ve flad›. Herkes ve her fley do¤ru olmaya “ben asla özelefltiri vermem”, “ancak içe kapanmac› bir yaklafl›m geliflir- bafllad›. Parti do¤rular› ise gelenek- istedi¤im yere giderim” gibi yaklafl›mken, da¤ zemininde askeri çal›flma- sel, kal›pç›, geri ölçüler gibi görülme- lar, örgüt olmam›z› tart›fl›l›r hale gen›n d›fl›ndaki güçlerin bir k›sm›nda ye baflland›. Partileflme ve dolay›s›yla tiren yaklafl›mlard›r. Ayn› zamanda da belirtti¤imiz önemsememe, gide- özgürleflme ölçüleri marjinalleflmeye kad›n› kad›ndan uzaklaflt›rmaktad›r. rek silikleflme yaklafl›m› geliflti. Böy- bafllad›. Elbette ki bu da özgür kad›n Oysa binlerce y›l ötesinden bugüne lelikle kad›n partileflmesinin kendi sisteminin, yaflam ve iliflki anlay›fl›- tafl›r›lm›fl en anlaml› komünal de¤er do¤du¤u zeminden uzaklaflma tehli- n›n tersinedir. Ve daha kendini kad›n olan örgütlenme bilinci, ana tanr›çakesi bafl gösterdi. Kurumlar, çal›fl- partileflmesi esaslar›nda tam anla- lar›m›z›n eseridir. ‹nsanl›¤a mal olmalar aras› çeliflki, hassasiyet ve me- m›yla oturtamam›fl bir örgüt aç›s›n- mufl bir kad›n de¤eridir. Asla bu desafe geliflti. 1 Haziran hamlesiyle bir- dan çok ciddi bir tehlikedir. Bu tehli- ¤erden uzaklaflt›ran yaklafl›mlara likte bu durum biraz daha afl›ld›, an- ke, kad›n örgütünü ifllevsizlefltirdi, izin vermemeliyiz. Partileflmenin esas cak tarih bilinci itibariyle hala aflma- etkisizlefltirdi ve her türlü anlay›fl›n yan›, örgüt kayg›s›n›n temel bir yan› m›z gereken yanlar› vard›r. kendini konuflturmas›na zemin açt›. budur.


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

61 ‹yi-kötü de¤il mücadele edilmesi gereken bir erkek gerçekli¤i vard›r

Nitekim yavafl yavafl bu anlay›fllar›n bir virüs gibi kad›n partisine bulaflarak ço¤almas›, tasfiyecili¤in geri yaflam ve iliflki anlay›fl›n› önce kad›n hareketinde meflrulaflt›rma zeminini açt›. Bu, genel stratejileri, mücadeleyi bir bütün teslimiyet çizgisine çekmekti, bunun için de önce kad›n› vurdular. IV. Kad›n kongresinde katledilen Gulan arkadafl, bu stratejinin bir ürünü olarak katledildi. Bu nedenle kad›n kongresi, “Özgür Yaflflaamda Israr” Kongresi olarak ilan edildi. Çünkü kad›n›, özellikle de fedai bir yoldafl›m›z› kendi kad›n zemininde vurma, “özgür yaflamdan vazgeçin, fedai ruhu terk edin, bu mücadeleyi b›rak›n” mesaj›yd›. Hala baz› yönleriyle ayd›nlat›lmas› gereken bu katliam, esasta böylesi mesajlar› içeriyordu. Ve nitekim ard›ndan geliflen süreç, befl bin y›ld›r tüm insanl›¤› kansere çeviren geri kad›n-erkek iliflkilerinin “sosyal reform” ad› alt›nda kad›n hareketine dayat›lmas› süreci oldu. Bu konuda kad›n hareketi, mevcut partileflemeyen zay›f yanlar›yla buna karfl› bir durufl içerisine giremedi. Elbette ki bir bütün yönetim ve yap› taraf›ndan kabul edilmedi, ancak derin bir çatlak oluflturdu¤unu kabul etmemiz gerek. Pratik olarak özgür yaflamda ve özgür iliflkide ›srar eden bir durum geliflemedi. Ve bu çatla¤›n da içerisinden resmi ya da gizli sosyal reformculuk boy vermeye bafllad›. Bunun en kötü yan›, kad›n kurtulufl ideolojisinin temel bir pratiklefltirme yöntemi olan erkekten kopuflun bir de¤er yarg›s› olarak düflüfle geçmesidir. Salt fiziki anlamda de¤il, beyinsel, duygusal ve ruhsal yanlar›yla kad›n›n özgürleflmesi, önce kendinekad›na aitlik duygusunu yaflamas›, erkekten kopmas›yla mümkündür. Fakat “biyolojik bir ihtiyaçt›r, kad›n erkek birbirini sevmeli, iliflkilenmeli” yaklafl›m›, tasfiyecilik taraf›ndan hem resmilefltirilmeye hem de meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›. Bununla asl›nda yap›lan kad›n› kad›ndan koparmak, erke¤in mülkü haline getirmektir. Yani befl bin y›ll›k en geri gelenekleri özgürlük ortam›m›za dayatmakt›.

Bu konudaki afl›nmalar de¤iflik biçimlerde geliflti. Erkek art›k sorgulanmas›, afl›lmas› gereken bir gerçeklik olmaktan ç›kt›. Kad›n›n geleneksel ölçülerle “iyi” diye tan›mlad›¤› erke¤i her fleyiyle kabullenmesi, “kötü” diye tan›mlad›¤› erkekle iliflkilenmemesi, çat›flmas› yafland›. Bunun di¤er bir yüzü, baz›lar›n›n kad›n örgütünden uzaklaflmas›, baz›lar›n›n da kopmas› oldu. Bunun kad›n aç›s›ndan bir savrulma oldu¤u aç›kt›r. ‹yi ya da kötü erkek de¤il, mücadele edilip yeniden flekillendirilmesi, yarat›lmas› gereken bir erkek gerçekli¤i vard›r. Bu anlay›fl, cins mücadelesinde liberalizmi, kad›n örgütlülü¤ünde bir bofllu¤u gelifltirdi. Örgüt-

dir. Klasik biyoloji, fiziki yasalar›n› alt üst etmifltir. Biz egemen erkekçi sistemin binlerce y›ld›r uygulaya geldi¤i geleneksel de¤er yarg›lar›n›, iliflki biçimlerini, salt biyolojik ya da duygusal ihtiyaçlard›r safsatas›ndan yola ç›karak kabul edemeyiz. Çünkü bu bak›fl aç›s› zaten insanl›¤›, kad›n›, erke¤i, do¤ay› cehenneme çevirmifl, anlams›zlaflt›rm›fl ve kanserlefltirmifltir. ‹çimize yerlefltirilmeye çal›fl›lan bu virüsü yok etmek, kad›n partileflmesinin en temel görevidir.

ne te we .c om

Geri yaflam anlay›fllar›na karfl› özgür yaflamda ›srar dedik

ww

w.

süz kad›n, yaln›zlaflan ve dolay›s›yla güçsüzleflen kad›nd›r. Dolay›s›yla üzerinden geri politikalar›n dayat›labilece¤i bir zemindir. Bu zeminin, Gulan arkadafl›n da an›s›na özgür yaflamda ve özgür iliflkide ›srar ederek kurutulaca¤›, kad›n ideolojisinin bu en temel yasas›na ba¤l›l›kla afl›labilece¤i aç›kt›r. Fedailik her fleyden önce yaflam ve iliflki anlay›fl›nda özgürlü¤ü, ba¤›ms›zl›¤› esas almakt›r. Kendini özgürlük bilincine, duygusuna, ruhuna adamakt›r. Bunun da çok güçlü bir düflünce, duygu mücadelesi oldu¤unu bilmemiz, ona göre iç mücadele bilincini, donan›m›n› kazanmam›z gerekir. Hareketimizin ideolojisi, mevcut bilimlerin, dinlerin, geleneklerin hepsini alt üst eden bir yaklafl›m› gelifltirmekte-

Sistemimiz anti iktidarc› ve anti devletçi bir sistemdir

Bir Halk› Savunmak kitab›n›n yanl›fl yorumlanmas› ile gündemimize yo¤unca giren bir konu da özgürlük, örgüt ve öncülük iliflkisine dair-

dir. Önderli¤imiz iktidarc›l›¤› yo¤un olarak elefltirdi, de¤erlendirdi ve sistemimizi de anti iktidarc›-devletçi bir sistem olarak tan›mlad›. Bizde ise “iktidara karfl›y›m” ya da “iktidar olmak istemiyorum” ad› alt›nda, görev ve sorumluluklardan kaçma, örgütü ve yöneticili¤i gereksizlefltirme geliflmeye bafllad›. Oysa Önderlik iktidarc›l›¤›, yetkicili¤i, a¤a-pafla-patron kültürünü yerle bir ederek elefltirdi, ancak sosyalist öncülü¤ü, demokratik öncülü¤ü, do¤ru yöneticili¤i hiçbir zaman reddetmedi. Kald› ki biz ölüm-kal›m savafl› veren bir örgütüz, bir sistemi toplumda infla etmeye çal›fl›yoruz. Bunun öncülük iddias›, sorumluluk duygusu, örgütlenme bilinci olmazsa, bu hedef nas›l gerçekle-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

62 flebilir? Nitekim bu konudaki yanl›fll›k, yönetim olgusunu, sorumluluk kald›rmay› önemsizlefltirdi, s›radanlaflt›rd›. Elbette ki bir örgüt sadece yönetim öncülü¤ü ile tan›mlanamaz, ancak her örgütün de hele de bizim gibi s›cak savafl›n ortas›ndaki bir örgütün bir yönetim gücü olmak durumundad›r. Yönetimlerdeki iktidarc› anlay›fllar elefltirilmesi ve afl›lmas› gereken bir durumdur, ancak bu tümden yönetimsizleflmeyi, öncüsüzleflmeyi, giderek de örgütsüzleflmeyi getirirse, çok tehlikeli olur. Özgürlük, güçlü bir örgütlenme ve öncülük olmadan mücadelesi verilebilecek bir gerçeklik de¤ildir.

ew e. c

ne t

w.

ww

om

tü” kategorisine koymadan çözümleme ve onu aflma ilkesidir. ‹flte Dr. Ali de sözümona baz›lar›n›n “iyi” kategorisine koyduklar›ndand›, ama do¤ru bak›fl, elefltirel yaklafl›m, cins mücadelesi olmad›¤›ndan “iyi” olarak nitelendirilenin ne kadar mücadeleden uzak, teslimiyetçi oldu¤u anlafl›lmamakta, ölçüler mu¤laklaflmakta ve karmafl›klaflmaktad›r. Burada önemli olan Gülbahar arkadafl›n da belirtti¤i gibi volkanlardan yarat›lan duygularla kad›n özgürlü¤üne, örgütlülü¤üne sar›lmak ve tüm egemenlikçi-köleci iliflki biçimlerine, geri geleneksel kad›n-erkek tiplemelerine, al›m-sat›m iliflkilerine karfl› mücadele etmektir. Örgüt bünyemize ve ba¤›fl›kl›k sistemimize karfl› geliflen Eflitlik ve anti-hiyerarflizm bu yönlü sald›r›lara karfl› ortak bir temel amaçlar›m›zdand›r ruh, ortak bir bilinçle savafl yürütmemizdir. Bizi biz yapan, Bu yaklafl›m›n di¤er bir yübizi do¤ru partileflmeye götüzü ise hiyerarfliye karfl›tl›k ad›“Yönetimlerdeki iktidarc› anlay›fllar elefltirilmesi ve recek olan da bu mücadeledir. na geriliklerin eflitlenmeye çaafl›lmas› gereken bir durumdur, ancak bu tümden Bu nedenle bu durumu salt l›fl›lmas›d›r. “Birey özgürdür yönetimsizleflmeyi, öncüsüzleflmeyi, giderek de askeri alanda yaflanm›fl bitmifl ve özgür olan birey her fleyi yapma ve her fleyi söyleme örgütsüzleflmeyi getirirse, çok tehlikeli olur. Özgürlük, bir tasfiyecilik olarak ele alahakk›na sahiptir, bu konuda güçlü bir örgütlenme ve öncülük olmadan mücadelesi may›z. Kad›n ideolojikleflmesi, kadro-militan flekillenmesi herkes de eflittir, kimse kimseverilebilecek bir gerçeklik de¤ildir. Böylesi bir yaklafl›m aç›s›ndan genel olarak yaflad›ye kar›flamaz” türünden söyözgürlü¤ü ancak bir hayale, rüyaya dönüfltürür ki, ¤›m›z zay›fl›¤›n besledi¤i bir lemler, yanl›fl tarzda eflitleflsonuç olarak ele al›p aflmada meyi, s›radanlaflmay› getirdi. bunu kabul etmek mümkün de¤ildir” ortak bir yaklafl›m› gelifltirmek Eflitlik, anti-hiyerarflizm elbetzorunday›z. te ki temel amaçlar›m›zdand›r. Ama yanl›fllarda, geriliklerde eflitlik na s›¤›nmas› aflk de¤ildir, olamaz. Bunu s›radan bir duygu zay›fl›¤› de¤il, do¤rularda ve özgürlük de¤erlePAJK’laflarak halkalar› birbirine rinde eflitlik esas oland›r. Do¤ru eflit- gibi ele alamay›z. Kendileriyle birlikte eklemek temel bir görevdir lik anlay›fl› örgütlülü¤ümüzü büyütür yanlar›nda bulunan yap›y› da bu suYJWK’den YAJK’a, PJKK’ye, PJA’ya ve militana büyük de¤erler katar. ça teflvik etme, meflrulaflt›rma, buBunlar›n da afl›lmas› kad›n kurtulufl nun üzerinden örgüt yaratma gibi bir ve en son PAJK’a ulaflan kad›n orduideolojisinin örgüt gücüne kavuflmas› durumlar› vard›r. Nitekim bu ikisi laflmas› ve partileflme zincirimiz, Önflahs›nda ortaya ç›kan sözde duygu- derli¤in ve flehitlerin ortaya koydu¤u aç›s›ndan önemlidir. Tabii ki daha da detayda ele al›n›p sal iliflkiyle paralel biçimde savafl an- anlam gücüyle hep birbirine eklenmifl, de¤erlendirilmesi gereken birçok bo- lay›fl›nda teslimiyeti dayatma, eylem- bir sonrakine yaflam gücü kazand›ryut var. Derya gibi bir tarihimiz var. sizlik geliflmifl ve bu da Botan’› tasfi- m›flt›r. Partileflme tarihimizde ortaya Önemli olan, tarihimizde bize do¤ru- ye ile karfl› karfl›ya getirmifltir. Son ç›kan objektif ya da subjektif yanl›fllar› gösteren de¤erlerle, özgürleflmek- y›llarda Botan’da yaflad›¤›m›z kay›p- l›klar hep bir mücadele konusu olten al›koyan engelleri, tasfiyecilikleri larda bunlar›n birinci dereceden so- mufl, aflt›¤›m›z yanlar zincirin halkalaayr›flt›r›p do¤ru tan›mlayabilmektir. rumlu¤u vard›r. r›na eklenirken, aflamad›¤›m›z yanlar› Burada kad›n aç›s›ndan önemle halkalarda boflluk yaratm›flt›r. fiimdi Ayr›flt›rmak ve tan›m yapmak, do¤ruya, güzele, direnifl de¤erlerine do¤ru üzerinde durmam›z gereken, daha PAJK’laflarak bu boflluklar› özgürlüak›fl› sa¤layabilmek içindir. Tarihimi- önce de belirtmeye çal›flt›¤›m›z gibi ¤ün anlam› ile doldurmak ve halkalar› zi bu anlamda do¤ru okuyamad›¤›- kad›n›n direnifl de¤erlerine, kad›n birbirine eklemek temel bir görevdir. m›zda, bugünümüzde de yanl›fllar, kurtulufl ideolojisine, partileflmesine PAJK’laflma ayn› zamanda, Önderli¤iyetersizlikler ön plana ç›kabilmekte, olan ba¤l›l›¤› ve geri erke¤i “iyi ve kö- mizin üç boyutlu getirmifl oldu¤u tanbu da baz›lar›n›n bilinçlice kendi geri duygular›n›, güdülerini yaflatmas›na zemin sunabilmektedir. ‹flte içimizde Dr. Ali ve Dicle flahs›nda Botan’da ortaya ç›kan tasfiyecilik, geri zeminlerimizden beslenmifltir. Botan’da en üst düzeyde yaflanan geri kad›n-erkek iliflkisi, Ferhat-Botan çizgisinin hayata geçirilmesinden, savafl çizgisine teslimiyetin, kad›n özgürlük çizgisine köleli¤in dayat›lmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Önderli¤imizin koydu¤u aflk anlay›fl›, bunun mücadele ve zaferle olan iliflkisi, yine kendini özgürlefltiren kad›n-erkek ölçüsü bizim aç›m›zdan belirleyici oland›r. Yoksa mücadelede zorlanmalar›n, baflar›s›zl›klar›n, ideolojiden, örgütten, meflru savunma anlay›fl›ndan uzaklaflman›n sonucu kad›n›n erke¤e, erke¤in kad›-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN Bu, çok yanl›flt›r. PAJK’›n tüzü¤ü gere¤i ilgili prosedürleri yerine getirmek ayr› bir konu, ancak PAJK’laflmak, PAJK esaslar›na göre yaflamak ve çal›flmak, tüm kadrolar›m›z›n nerede olursa olsun esas sorumlulu¤udur. Kad›n partileflmesinin ve baflarman›n esaslar›n›, PAJK kimli¤ini kendimizde yaratarak oluflturabiliriz. Bu nedenle de Haziran flehitlerinin an›s›na kendimizi en baflta PAJK gerçekli¤i ve kimli¤i karfl›s›nda ele almam›z, yanl›fl ve yüzeysel yaklafl›m›m›z› aflmam›z gerekmektedir. fiunu bilmeliyiz ki devrim mücadelesi, özgürlü¤ü infla etme mücadelesi, sürekli bir iç mücadeleyi, iç savafl›m› gerektirmifltir, bundan sonra da gerektirecektir. Bunun durdu¤u bir nokta yoktur. Tarihimizin de hep böyle bir iç mücadeleyle geçti¤ini görüyor, biliyoruz. Nitekim e¤er bu kadar çok yönlü ve tehlikeli sald›r›lar karfl›s›nda kad›n hareketi bitmemifl ve bugün da¤› da aflarak kendini toplumsal alanda kitlesel olarak örgütleyebilmiflse bu, k›yas›ya bir iç mücadelenin varl›¤›n› gösterir. Kad›n partileflmesi bir yan›yla tasfiyecili¤in etkileri, bir yan›yla partileflmeye, ideolojikleflmeye gelemeyen geleneksel kad›n etkileri ile etkisizlefltirilmeye, marjinallefltirilmeye çal›fl›lm›flsa da, bir yan›yla da görkemli kad›n direniflinin, kahramanl›¤›n›n güçlü etkisiyle de güçlenmifl, hep bir ad›m daha ileri atma gücünü gelifltirmifltir. Kad›n ideolojisinin ve kad›n partileflmesinin temelleri her fleyden önce Beritan, Zilan, Sema, Rojbin, Berwar, Dilan ve fiehristan yoldafllar›n kendi canlar›n› da adayarak verdikleri emekle at›lm›flt›r. Temeli fedailik ahlak› ile at›lm›flt›r ve bu nedenle de çok sa¤lamd›r. Bahsetti¤imiz süreçler boyunca da komplolara, kirli politikalara karfl› ayakta kalabilmiflse gücünü bu temelden ve bu temel üzerinde yükselen kad›n direniflçili¤inden alm›flt›r. Botan’›n asi k›z› olan Gülbahar’›n “büyük tutkular›n savaflç›s› olmam›z en büyük görevdir. Ve onurluca bunlar›n yolunda yürümemiz gerekti¤ini düflünüyorum. Kendimi büyük bir aflkla sorumlu görüyorum” deyifli, Sema Yüce’nin “nas›l ki gökyüzünde iki günefl

yoksa ve olmayacaksa, bir insan için, özgürleflmek isteyen bir kad›n için iki yaflam seçene¤i, iki moral merkez olamaz. Bu sat›rlar› yazd›¤›m AN, kendimde düflünsel, moral ve yaflamsal aç›dan Baflkan Apo’yu tek merkez haline getirdi¤im, kendimdeki tüm iç engelleri aflt›¤›m AN’d›r” sözü, Zilan’›n “s›kça tekrarlanan küçük burjuva, köylülük, feodal anlay›fllar›n kifliliklerimizdeki yer etmiflli¤i, düflman›n flekillendirmesi, özel savafl›n etkileri ve buna benzer gerekçelere s›¤›narak çeflitli özelefltirilerin bizleri ilerletmedi¤i aç›kl›k kazanm›flt›r. Verilecek en iyi özelefltirinin do¤ru bir pratikten geçti¤ine inan›yorum... Yaflam iddiam çok büyük. Anlaml› bir yaflam›n ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum” kararl›l›¤› partileflmemizin, direnifl ve mücadele gücümüzün özünü oluflturur. Nucan’›n Önderlik sevgisi, yumuflak yüzünün ard›ndaki asi ve inatç›, direniflçi kiflili¤i, Y›ld›z’›n iddia gücü, mutlak baflarmaya kilitlenmifl azmi, Viyan’›n bilinçle yo¤rulmufl yüre¤i, beyni, içsellefltirdi¤i ve atefllefltirdi¤i özgürlük do¤rular›, Sorxwin’in gerilla aflk›, çocuk safl›¤›n›n gerillalaflmas› ve di¤er kad›n yoldafllar›m›zda temsilini bulan anlaml›, güzel ve büyülü de¤erler, bizi bir örgüt olarak, kadrolar olarak daimi güçlendiren, anlam›m›za anlam katan de¤erlerdir. Biz düflmana, tasfiyecili¤e, güçsüzlü¤e, gelenekselli¤e karfl› mücadele gücümüzü ve enerjimizi bu de¤erlerimizden al›yoruz. Yeni bir sürece girifl yapt›¤›m›z bu süreçte, tüm Haziran flehitlerimizin an›s›na önce kad›n kurtulufl ideolojisi ve kad›n partileflme do¤rular› karfl›s›nda özelefltirimizi vermeli, ayn› zamanda hangi çal›flma sahas›nda bulunursak bulunal›m yanl›fllara karfl› amans›z mücadele yürütmeli ve baflarman›n önündeki engelleri kald›rmal›y›z. Bunu ancak Önderli¤imizden, flehitlerimizden, kad›n örgütümüzden alaca¤›m›z güçle gerçeklefltirebiliriz. Öyleyse tüm militan kad›n yap›s› olarak böyle bir kararl›l›kla sürece yüklenmeli, sürecin daha da büyüyen sorumluluklar›n› büyük bir iddiayla sahiplenmeli ve baflarmaktan baflka kendimize bir seçenek b›rakmamal›y›z.

ne te we .c om

r›çalaflma, melekleflme ve Afroditleflme ilkeleriyle bütünleflme mücadelesini vermekle olur. Tabii bunu da do¤ru alg›lamak önemlidir. Ço¤u kez soyut, hayali bir durum gibi alg›layabiliyoruz. Oysaki mücadelemizin önümüze koymufl oldu¤u görevleri yerine getirme, bunun önündeki engelleri aflma, sürekli yenilenme, anda kendini yaratma savafl›m›, ayn› zamanda bu ilkeleri yaflamsallaflt›rmad›r. PAJK, kad›n aç›s›ndan ideolojikleflmenin, militanlaflman›n, örgütlenmenin temel silah›d›r. Bu silah› kullanmadan egemen sistemin erkekçi karakterine öldürücü darbeler vuramay›z, bu sistemi aflamay›z. Cins mücadelesi bizde PAJK’laflma ile gerçekleflebilecek bir gerçekliktir. Cins mücadelesinde zay›fl›klar yafl›yorsak, bu kesinlikle PAJK’laflma boyutunda yaflad›¤›m›z zay›fl›ktand›r.

63

Tüm kadrolar PAJK ölçülerini esas almak zorundad›r

ww

w.

PAJK, KJB çat› örgütlenmesinin bir bileflenidir, ama tüm bileflenlerimize, kad›n hareketine özgür kad›n rengini, kimli¤ini kazand›ran bir bileflendir. Nerede, hangi alanda olursa olsun KJB çat›s› alt›nda çal›flma yürüten tüm kadrolar, PAJK ölçülerini esas almak zorundad›r. YJA, YJA/STAR, GENÇ-KADIN bileflenlerimiz bu ölçüleri kendi çal›flma sahalar›nda yaflamsallaflt›rmal› ki, askeri ve toplumsal alanlarda yaflanan geliflmeler güçlü bir t›rman›fla geçsin. PAJK’› mutlaklaflt›rma, her fleyin üstünde tutma anlam›nda söylemiyoruz, ancak “olmazsa olmaz” kabilinden bir önemi vard›r. Bunu belirtmemizin amac›, PAJK’›n stratejik önemini görmeyen, normal herhangi bir örgütümüz gibi gören yaklafl›mlar›n yanl›fll›¤›na iflaret etmek içindir. PAJK’laflmay› PAJK merkezine bir raporla baflvurmayla, bir PAJK e¤itimi görmeyle, komite çal›flmalar›na kat›l›mla s›n›rland›rmak da yetersiz bir yaklafl›md›r. Zaten bu yaklafl›m, genel kadromuz ile kad›n partisi aras›na mesafe koydu, sanki sadece birilerinin u¤rafl alan› gibi bir görüntüye yol açt›.


SERXWEBÛN Temmuz 2008

64

om

B‹R KAHRAMANIN ARDINDAN “Önderlik tarz› en zay›f kifliden en güçlü bireyi yaratma tarz›d›r. S›radan bir köylüden büyük bir komutan yaratmak ancak ve ancak büyük bir felsefeyle ve ideolojiyle mümkündür. Bu, büyük bir toplumsal devrim, büyük bir dönüflümdür. Bunu görmeden, anlamadan bugün PKK’de gerçekleflen komutalaflma düzeyini ve Adilleri anlamak, Adillere değer vermek mümkün

değildir. Çünkü burada bir ideolojinin gücü vard›r. Burada ideolojinin insanlarda yaratt›ğ›

fiehadetler Kürdistan’›n çorak topraklar› için yaflam suyu olmufltur

ne t

PKK bir flehitler partisidir. ‹lk flehidimiz Haki Karer yoldafl›n 18 May›s 1977’de flehadeti, Kürdistan’da yeni bir tarihsel süreci bafllatman›n temel harc› olmufltu. Önderli¤imiz, Haki Karer yoldafl›n an›s›na ve yoldafla ba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak mücadeledeki kesinlik ile netli¤i pekifltiren parti program›n› yazm›fl, böylece partileflme süreci geliflerek direnme karar›n›n bir ifadesi olarak PKK do¤mufltur. PKK, bir direnifl çizgisi ve halk olarak direnerek var olman›n ad› olarak tarih sahnesine ç›km›flt›r. PKK’lileflme kararl›l›¤› ile beraber direnifl sürecinin derinlefltirilmesi Kürdistan’da yeni bir tarihsel süreç bafllatm›flt›r. Bu temelde direnifl içinde flehitler gerçe¤i flekillenerek PKK’nin gerçekleflmesini yaratm›flt›r. Bu anlamda “PKK bir flehitler partisidir” sözü çok do¤ru, yerinde ve PKK’nin gerçekli¤ini ifade eden yal›n bir söz olmaktad›r. Gerçekten de PKK bir flehitler partisidir. fiehitlerin an›s› temelinde ilk ad›m at›lm›fl ve sonras›nda flehitlerin direnifli ile yarat›lan miras partileflmeyi sa¤lam›flt›r. Daha ilk y›llarda Hakilerin ard›ndan Halil Çavgunlar›n, Salih Kandallar›n, Ayd›n Güllerin, Mahir Canlar›n, Mehmet Ecelerin, Ömer Kayalar›n Müslüm Bar›nlar›n, giderek yayg›nlaflan direnifl ve geliflen kahramanl›k destanlar› ile yarat›lan direnifller, PKK’nin flehadet kervan›n› bafllat-

ew e. c

ilhamla gerçeklefltirdiği büyük değiflim dönüflüm ve cücelikten yüceleflme süreci vard›r”

Adil (Ramazan Aybi)

ww

w.

m›flt›r. Bu direnifller ard›ndan yaflanan flehadetler Kürdistan’›n çorak topraklar› için yaflam suyu olmufltur. fiuras› kesin bir gerçek ki flehitlerimiz, Kürdistan’›n çoraklaflan zemininde toplumun yeniden kendine gelmesinin ve yaflayabilmesinin temel suyu ve harc› olmufllard›r. Mazlumlarla bafllayan Dörtler ile devam eden zindan direniflinin Agitlerle geliflen gerilla direnifliyle buluflmas›, Kürdistan’da yeni bir süreci bafllatm›fl, bu da dirilifl devriminin geliflmesine yol açm›flt›r. Sömürgecili¤in Kürdistan’da uygulad›¤› politikalar›n yaratt›¤› tahribat, k›r›nt› düzeyinde bile olsa umut ›fl›¤› b›rakmam›flt›. Her yerde askerin potini ve polisin copuyla büyük bir zorbal›k örne¤i sergilenmifl, asimilasyon politikas› tek yol olarak toplumumuza dayat›lm›flt›. Elbette ki

bu ortamda toplumsal bir zorlanman›n, daralman›n ve düflürülmenin geliflece¤i aç›kt›. Nitekim Kürdistan toplumuna dayat›lan bu katliam gerçekli¤i Kürt halk›n› yok olman›n efli¤ine getirmifl bulunmaktayd›. Kürdistan’da böyle bir sürecin yafland›¤› bir dönemde, Önder Apo büyük bir aray›fl içinde olan bir gençti. Daha çocukluk y›llar›nda bafllayan bir aray›fl› ve s›ra d›fl›l›¤› söz konusuydu. Bunun giderek Önder Apo’da geliflmesi ve farkl› ortamlarla tan›flmas›yla büyüttü¤ü aray›fl›n› daha nitelikli bir düzeye ç›karmas›n› beraberinde getirmifl ve bir sistem kazanm›flt›r. Bu durum, Kürdistan’da tarihin derinliklerinde gizli olan insanl›k de¤erlerinin, ça¤›m›z›n bilimsel ve uygarl›ksal f›flk›rmas›ndan baflka bir fley de¤ildi. Di¤er bir deyiflle do¤al Kürt kiflili¤inin ba¤›ms›z bir bi-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN line sahipti. Do¤al Kürt dedi¤imiz kesim daha az asimilasyona u¤ram›fl, kendi toplumsal özgünlü¤ünü flu veya bu düzeyde koruyan toplumsal kesimden oluflan yörelerdir.

ne te we .c om

çimde uygarl›ksal bilimle tan›flmas›n›n ortaya ç›kan yans›mas› olmufltur. Kendisini düflürmeyen, düflürmemekte ›srar edip direnen ve bu temelde büyük bir aray›fl içinde bulunan Kürt kiflili¤inin bilimle, uygarl›kla bu buluflmas› beraberinde bir isyan› do¤urmufltur. Daha öncesi Kürdistan’da yaflanan toplumsal trajedi insanl›k aç›s›ndan tam bir yüz karas› durumundad›r. Kürt halk› flahs›nda insanl›k ayaklar alt›na al›nmaktad›r. Buna karfl› isyan etmek kendine insan›m diyen herkesin olmazsa olmaz görevi haline gelmifltir. Ancak toplum bunu kald›rmaktan çok uzak, zay›f düflürülmüfl ve baflkalafl›m› yaflama sürecindedir. Katliamlardan gözü korkmufl, bilinçsiz, geri ve vasat Kürt kiflili¤inin anlama, idrak etme ve zorluklara dayanma gücü ve kabiliyeti bulunmamaktad›r. Dünya’da ve Türkiye’de geliflen gençlik hareketinin de etkisiyle asimilasyon cenderesine al›nm›fl Kürt gençli¤inin üniversite kap›lar›nda yaflad›¤› k›smi ayd›nlanma ile ayd›n gençlik kesiminde sorgulay›c› bir sürecin geliflmesi, Kürt ulusal direniflinin temel mayas›n›n bu kesimlerden oluflmas›n› sa¤lam›flt›r. Ya belirli düzeyde bilinçlenmifl, asimilasyonu kabul etmek istemeyen gençlik, bu var olma ›srar›n›n mücadelesini yürütecek, buna sahip ç›kacak ya da Kürt toplumu tümden eriyip gidecekti. Bu gerçeklik ve düflman›n sert yönelimi karfl›s›nda direnen bilinçli militan durufl ile do¤al Kürt’ün bütünleflmesi önemli bir güç durumunu ortaya ç›karma potansiye-

65

Botan Kürt özgünlü¤ünün muhafaza edildi¤i bir aland›r

ww

w.

Kuzey Kürdistan’da asimilasyonun yo¤un olarak ifllemedi¤i, afliret özelliklerinin bulundu¤u, yine ilkel biçimde milliyetçi anlay›fllar›n a¤›r etkisi alt›nda olup, Türk devletinin asimilasyon politikas›n›n fazla etkileyemedi¤i temel alan Botan sahas›d›r. Botan’da klasik Kürt kiflili¤i, feodal afliret yap›lanmas› ile beraber bir Kürt özgünlü¤ünün muhafaza edildi¤i aç›k bir gerçektir. Bu özelliklerinden kaynakl› bu sahaya uzanmak, Kürt’ün yeniden direniflini buraya dayand›rmak çok önemli bir durum ortaya ç›karacakt›. Daha do¤rusu belirli düzeyde ayd›nlanm›fl ve e¤itim görmüfl kadro kesimini henüz Kürtlü¤ünü yaflayan bu toplumsal kesime dayand›rma, ikisinin birlikteli¤inden do¤acak sinerji ile bir direnifl gücünü ortaya ç›karma tespiti dahiyane bir tespittir. Önderli¤imizin o dönemde bu durumu görerek programsal bir plan haline getirmesi önemli bir ç›k›fl noktas› olmufltur. Fakat 12 Eylül cuntas›ndan önce bütün çabalara ra¤men bir tak›m ilkel milliyetçi düflünce sistemlerinin burada bulunmas› ve özellikle o zaman yarat›lan KUK çat›flmas› nedeniyle hareketimiz Botan alan›na ulaflamad›. Çünkü bu çat›flmayla hareketimizin Botan’a aç›lmas› engellenmiflti. Yarat›lan engellemenin çok özel bir engellenme oldu¤u iyi bilinmektedir. Özel Harp Dairesi taraf›ndan bunun planlanarak uyguland›¤› ve hareketimizin Botan alan›na aç›lmamas› için özel bir tak›m tedbirlerin gelifltirildi¤i flimdi daha net anlafl›lmaktad›r. Bu nedenle sergilenen çabalar ancak do¤uya do¤ru aç›l›m Cizre, ‹dil, Kurtalan ve Batman’la s›n›rl› kalm›flt›r. Bilindi¤i gibi hareketimiz ilk bafllarda daha çok Urfa, Batman, Amed, Antep, Pazarc›k, Ad›yaman, Dersim, Mardin ve Serhat illerinde belli bir taban

Bedran (Mehmet Sevgat)

Agit (Mahsum Korkmaz)

bulmufltu. Bununla beraber 12 Eylül faflist-askeri cuntan›n iflbafl›na gelerek, hareketin gerilla sürecine geçmesini engellemesiyle ve özellikle bu alanlarda yo¤un bask›, fliddet ve vahflet düzeyindeki uygulamalarla toplum tümüyle sindirilerek teslim al›nma sürecine tabi tutulmaktayd›. Buna karfl› Amed zindan direnifli yükselirken, buna d›flar›da cevap olacak bir direnifl sürecinin bafllat›lmas›n›n en temel merkezi ancak ve ancak Botan’a dayanan gerilla olabilir tespiti vard›. O dönemde Önderli¤imiz Botan’› bizzat fazla görmemifl olmas›na ve henüz oral› hiçbir kadro bulunmamas›na ra¤men, hem toplumsal hem de co¤rafik yap›s›n› çok iyi bir çözümlemeye tabi tutarak gerilla savafl›n›n oraya dayand›r›lmas› noktas›ndan hareketle planlama yapmas› tarihsel geliflmeler ortaya ç›karm›flt›r. Özellikle toplumsal yap›s›n›n henüz sömürgecili¤in a¤›r etkisinde olmamas›, klasik anlamda da olsa Kürtlü¤ü yaflamas›, Botan’›n tarihten gelen direngenli¤inin toplumsal yap›da bulunuyor olmas› bunda etkili olmufltur. Bunun toplumdaki etkisi ve Botan alan›n›n co¤rafik konumu -ki buna fiemzinan’› da dahil etmek gerekirKürdistan’›n dört parças›n› birbirine ba¤layan merkez olma özelli¤ine sahip olmas› önemli faktör durumundad›r. Co¤rafik olarak en sarp ve stratejik arazi yap›s›na sahip olmas› bu alan›n önemini daha da art›rmaktad›r. Botan sahas›, Za¤ros-Behdinan hatt›nda bulunmas›yla beraber güneye, do¤uya, bat›ya


SERXWEBÛN Temmuz 2008

olmufltur. Botan alan›na bu biçimde aktar›lan kadro yap›s›n›n bafllang›çta büyük zorluklar› yaflamas› kaç›n›lmazd›r. Hatta alan tan›nmad›¤› ve toplumsal yap›s›, co¤rafyas› yeterince bilinmedi¤i için bir günlük yolun bir haftada al›nmas› durumlar› çokça yaflanm›flt›r. Ancak do¤ru bir biçimde tespit edilen Botan yap›s› ile Apocu kadro duruflunun giderek bir kaynaflma yaflamas› ve bir tan›flmay› gerçeklefltirmesi beraberinde güçlü bir potansiyelin ortaya ç›k›fl›n› da getirmifltir.

Apocu halklaflma dirilifl devrimi ile gerçekleflmifltir

Botan toplumsal yap›s›nda korunan belirli düzeydeki do¤al Kürtlük ve direngen özün ça¤dafl, bilimsel ideoloji ile tan›flmas›, onda güçlü bir yurtsever ve direniflçi özü a盤a ç›karm›flt›r. fianl› 15 A¤ustos At›l›m›’n›n bu zeminde gelifltirilmesinin ard›ndan yaflanan gerillalaflma sürecine içten dayat›lan iflbirlikçi-çetecili¤in Hog›rc›l›k olarak pratikleflmesi ile Dörtlü Çete döneminin bütün tahribatlar›na ra¤men gerillan›n burada kökleflmesi gerçekleflmifltir. Sömürgecili¤in alanda gelifltirdi¤i tüm askeri sald›r›lar ve gerici afliret yap›lanmas›ndan oluflturdu¤u korucu-çeteleflme faaliyeti ile içten tahribat yapan Dörtlü Çete prati¤i, Önderlik ideolojisi ile Botan halk›n›n özünde var olan yurtseverli¤in bütünleflmesini önleyememifltir. Bu yurtsever öze

w.

ww

dayanan ve karfl›l›kl› bir etkileflimle onu daha da derinlefltiren bilinçli-örgütlü hale dönüfltüren gerilla hareketi sökülmemecesine yerleflirken, gerillan›n tüm Kürdistan’a yay›lmas›nda da Botan’›n en önemli rolü oynamas›n› sa¤lam›flt›r. Bununla birlikte giderek kökleflen gerilla hareketinden güç alan Botan halk› da, daha 1989’da k›rsal alanda küçük çapl› bir biçimde bafllatt›¤›, giderek 1990 y›l›nda Cizre, fi›rnak ve Nusaybin merkezlerine kayan kitlesel hareketlerin gelifltirmesiyle bu alan› tarihsel serh›ldan sürecini de gelifltiren merkez haline getirmifltir. Bütün engellemelere ve yaflanan ihanetlere ra¤men, hem gerillan›n, hem de serh›ldan›n ilk merkezi haline gelen Botan’da, halk gerçek bir dönüflümü sa¤layarak Apocu halklaflman›n pratik örne¤i olarak ulusal-demokratik direnifl mücadelesine inanm›fl ve kat›l›m sa¤lam›flt›r. Bu, ayn› zamanda Kürdistan’da dirilifl devriminin gerçekleflmesi süreci olarak tarihe damgas›n› vuran bir dönemdir. Düflman›n teslim alma politikalar›n› kabul etmeyip, ölümüne ba¤l› oldu¤u yerini-yurdunu-köyünü b›rakan yurtsever Botan halk›n›n önemli bir k›sm› gerilla alanlar›na çekilerek bugünkü Maxmur mülteci kamp›n›n temelini atm›fllard›r. Maxmur kamp halk›n›n geçmiflten günümüze yaflad›¤› büyük zorluklara karfl› direnme gücü ve her koflul alt›nda de¤erlerine ba¤l› kalmas› da bölge halk›n›n tafl›d›¤› özü göstermektedir. En son Maxmur Kamp› halk›n›n k›t imkanlar›na ra¤men Zap direnifli ile dayan›flma amac›yla yapt›¤› maddi fedakarl›k da bunun bir kan›t› durumundad›r.

ew e. c

“Teslimiyet politikalar›n› kabul etmeyip, ölümüne ba¤l› oldu¤u yurdunu b›rakan yurtsever Botan halk›n›n önemli bir k›sm› gerilla alanlar›na çekilerek, bugünkü Maxmur kamp›n›n temelini atm›flt›r. Maxmur halk›n›n yaflad›¤› büyük zorluklara karfl› direnme gücü ve de¤erlerine ba¤l› kalmas› da bölge halk›n›n tafl›d›¤› özü göstermektedir”

ne t

ve kuzeye uzanan da¤ silsileleri bak›m›ndan Kürdistan’›n belkemi¤i konumunda bulunmaktad›r. Bunun için Önderlik Botan’› Kürdistan’›n kalbi olarak tan›mlam›flt›. Bu kalbe kim hükmederse, tüm Kürdistan’a da o hükmeder tespitini yapm›flt›. Bu tespitten hareketle 1982 y›l›nda ülkeye geri dönüfl sürecinde Botan sahas› temel al›nm›flt›. Bunda Agit ve Mehmet Karasungur arkadafllar›n belirleyici rolünün oldu¤unu söylemek gerekiyor. Botan alan› gerçekten de devletin askeri hakimiyetin zay›f oldu¤u, siyasal hakimiyetinin de çok yüzeysel planda kald›¤›, toplumun hala Kürtlü¤ü yaflad›¤› bir aland›r. Ayr›ca bölgenin, tarihin ilk aflamas›ndan günümüze kadar sürekli önem arz eden bir stratejik co¤rafyay› ihtiva etti¤i bilinmektedir. Med ve daha sonra Pers ‹mparatorlu¤u döneminden günümüze kadar, bu alan bir merkez konumunda ele al›nm›fl ve jeo-stratejik konumunu her dönemde korumufltur. Özellikle Onbinlerin Yürüyüflü ve Büyük ‹skender’in Kürdistan ve Do¤uya gelifl sürecinden itibaren bafllayan dönem ve tarihin daha sonraki aflamalar› boyunca Botan halk› sürekli olarak direnen bir seyir izlemifltir. Mir Bedirxan Bey’in direniflini buraya dayand›rmas›, bir Botan Miri olarak devletleflmeyi önüne hedef olarak koymas›n›n temel nedeni Botan toplumsal yap›s›n›n bu güçlü özelli¤inden ileri gelmektedir. O, Botan’›n bu yap›s› ve Botan-Behdinan bütünselli¤inden güç alarak Osmanl› devletine bafl kald›rmay› planlam›flt›r. Botan’›n direngen özelli¤i daha sonraki Yezdan fier ve fieyh Übeydullah isyanlar›na da temel teflkil etmifltir. Botan direniflçili¤i hem co¤rafyan›n sertli¤i, hem de tarihten gelen direniflçi özelli¤i, onu özgücüne dayanan ve zorluklar karfl›s›nda fazla zorlanmayan bir karaktere sahip k›lm›flt›r. ‹flte Botan’daki bu tarihsel, toplumsal ve co¤rafik gerçeklik ile hareketin Urfa, Antep, Pazarc›k, Ad›yaman, Amed, Mardin, Batman, Dersim, Kars ve A¤r› gibi alanlardan çekti¤i güçlerini Filistin-Lübnan sahas›nda e¤iterek bu alanla bütünleflmesinden güçlü bir sinerjinin ç›kaca¤›n› düflünmek tabi ki önemli bir öngörü ve tespit

om

66

15 A¤ustos At›l›m›’n› halk kurtulufl umudu olarak görmüfltür Ancak ilk süreçte hareketimiz, Kürdistan’›n di¤er yörelerinde esas olarak da flehirlerde yetiflmifl kadrolarla buraya girifl yapm›flt›r. Dolay›s›yla Botan yerelinden savaflç› kat›l›m›n›n gerçekleflmesi, hareketin yerelleflmesi ve yerele hakimiyet sa¤lamas› aç›s›ndan çok önemliydi. Çünkü gerilla ordusu halk ordusu-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

67 yan Agit (Mahsum Korkmaz), Mustafa Yöndem ve Mehmet Sevgat gibi de¤erli komutanlar›n büyük rolü ve eme¤inin oldu¤u tart›fl›lmaz bir husustur.

Botan’dan tarihi roller oynayan büyük PKK komutanlar› ç›km›flt›r

ne te we .c om

lay› önemli oranda zorlam›flt›r. Çünkü o dönem için yaflanan bu kay›plar çok a¤›rd›. Özellikle Garzan, Amed gibi eyaletler verdikleri kay›plarla hemen hemen tasfiye olma noktas›na gelmiflti. Yine Güneybat›, Serhat gibi eyaletlerde de gerillan›n oturtulmamas› ve tutunmamas› durumlar› yaflanmaktayd›. Gerillan›n di¤er eyaletlerde oldu¤u gibi Botan’da da darbe yemesi ciddi bir zorlanmay› beraberinde getirdi. Bu süreçte düflman, baflta Botan olmak üzere birçok yerde yapt›¤› takviyelerle Kürdistan’› adeta yeniden iflgal etmeye bafllad›. Botan bafltan bafla askerle dolduruldu, her köye karakol kuruldu. Bütün bu durumlar gerillada belli bir daralmay› beraberinde getirdi. Yani Kürdistan’da gerilla takti¤i tutacak m› tutmayacak m›, konusunu gündeme getirmiflti. Tam da böyle bir süreçte gerçekleflen PKK 3. Kongresi Kürdistan özgürlük mücadelesinde yeni bir 盤›r açan birçok kararla birlikte, ARGK’nin kuruluflu ve askeri gücün örgütlenmesi için zorunlu askerlik yasas›n› kabul eden kararlar ald›. Özellikle gerillan›n oturtulmas›nda çok önemli bir aflamay› teflkil eden 3. Kongre süreci ile birlikte gerilla mücadelesi yeni bir hamlesel sürece girmifltir. Fakat askerlik yasas›n›n uygulanmas›ndan sonuç al›nan tek yer Botan olmufltur. Di¤er alanlarda ya uygulanmam›fl ya da uygulanm›flsa da baflar›l› sonuçlar al›namam›flt›r. Ancak Botan’da do¤ru uygulanan tüm yerlerde sonuç al›c› olmufl ve bu yöntemle Kürdistan özgürlük mücadelesine birçok de¤erli savaflç› ve komutan kazand›r›lm›flt›r. Burada gerillan›n ilk ülkeye giriflte s›n›rl› da olsa gösterilen kat›l›mlar›n moral ve ruh vermesi ile beraber, bu s›k›flma döneminde yine Botan alan›nda olumlu cevap verilmesi hareketi oldukça rahatlatm›flt›r. Böylece askerlik yasas›na olumlu cevap vererek gerillalaflmaya önemli katk›lar sunmufl ve flehit Agit çizgisine pratikte sahip ç›kmay› baflarm›flt›r. Özgürlük savafl›nda çok önemli roller oynayan de¤erli kadro, militan ve komutanlar›n bu zeminde flekillenmesinde elbette ki Önderlik çizgisini alana tafl›-

fierif (Hüseyin fiengül)

ww

w.

dur, sonuçta halk ordusu da köylülü¤e dayan›r. Bu nedenle gerillan›n oturtulmas› için yerel köylülükten yap›lan kat›l›m çok stratejik bir husus durumundayd›. Buna dönük yap›lan çal›flmalar sonucu 15 A¤ustos At›l›m›’ndan önce burada kat›l›mlar gerçekleflmifltir. Botan’da köylü yap›da ilk kat›l›mlar böyle olmufltur. 15 A¤ustos At›l›m›’n› kendisi için bir kurtulufl umudu olarak gören Botan halk›, at›l›m ard›ndan bir tür ayaklanma sürecinin havas›n› yaflar ama gerilla öncülü¤ündeki acemilik, tecrübesizlik, darl›k ve giderek a¤›r basan sa¤ savunmac› tutum bunu cevaplayacak bir düzeyde de¤ildir. Bununla birlikte esas olarak 15 A¤ustos At›l›m›’ndan sonra daha nitelikli kat›l›mlar gerçekleflmifltir. Bu kat›l›mlar›n en önemli yan› Kürdistan’da gerilla takti¤i tutar m›, tutmaz m› noktas›ndaki tereddütleri aflmada, moral gücü ve moral kazanma düzeyinde önemli katk›lar yapm›fl olmas›d›r. Bu durum ayn› zamanda gerillan›n gerçek halk ordusu olma zeminini gelifltirmifltir. Halk ordusu haline gelmenin yolu böylece aç›lm›flt›r. Bu eksende alanda gerçekleflen ilk kat›l›mlar olarak P›l›ng, Ahmet Rapo, Enver Omyanus gibi arkadafllar›n oynad›klar› rol önemli geliflmelere yol açm›flt›r. Sahip olunan avantaj karfl›s›nda taktik öncülükte yaflanan sorunlar ve düflman›n yo¤un yönelimi sonucunda Agit arkadafl›n ve birçok ileri gelen kadro arkadafl›n flehit düflmesi geril-

Botan zemininde kat›lan, sonras›nda ileri düzeyde sivrilen ve komutalaflmada belirgin bir özellik kazanan kiflilerin bafl›nda Adil Amed arkadafl gelir. Adil arkadafl, Apocu felsefe ve Apocu kültür ile klasik Kürt kiflili¤inin birlefltirilmesinden ne denli dirayetli büyük kifliliklerin ç›kaca¤›n›n en çarp›c› örne¤i olmaktad›r. Botan’da kendi köyü d›fl›ndaki dünyay› görmeyen, PKK ile dünyay› tan›yan, PKK’de okuma yazmay› ö¤renen ve tümüyle PKK’nin kiflilik yap›lanmas› ve kültürü ile yo¤unlaflan, çok yi¤it, de¤erli, sade, dürüst, samimi komutanl›klar›n ç›km›fl olmas› hareketimizin ideolojik gücünün aç›k ispat›d›r. Adil yoldaflla ayn› köyden olan Cuma B›l›ki arkadafl›n k›sa sürede sa¤lad›¤› geliflme düzeyi, yakalad›¤› yüksek komutanl›k performans›, sergiledi¤i büyük cesaret ile en zor koflullarda, en amans›z flartlarda yüzlerce savaflç›y› yönetebilecek, sevk ve idaresini yapabilecek bir kapasiteye, bir beyin ve yürek düzeyine ç›kmay› baflarm›fl bir kiflilikti. Bunu biz 1992 Güney Savafl›’nda bu arkadafl›n flahs›nda çok çarp›c› bir biçimde gördük. PKK ideolojisiyle tan›flm›fl, özellikle Önderlik tarz›n› yak›ndan görmüfl, Önderlik e¤itimini alm›fl ve bundan hareketle adeta gücünün fark›na varan, kendini bu temelde yeniden yap›land›ran ve zapt edilmez bir güç haline gelen bir kiflilik yap›lanmas›n› Cuma B›l›ki arkadafl flahs›nda görmek mümkündü. Yine komutanl›k meziyetleri bak›m›ndan birçok yönüyle örnek sayabilece¤imiz Rojhat B›lüzeri arkadafl vard›r. Bu arkadafl Besta’n›n B›lüzer köyündendir ve genç yafl›nda iki evlilik yapm›flt›r, kendi köyü d›fl›ndaki çevreyi de hiç görmemifltir. Bir gerilla grubu O’nu askerlik yasas›yla saflara alm›fl, bu temelde yap›yla kay-


ew e. c

vard›. O da tabur komutan›yd›. Savafl ortam›nda tabur komutanl›¤› yapt›¤› süre içerisinde hiç kimse ona tek bir elefltiri bile yapmam›flt›r. Çünkü keflifte, savaflta, çat›flmada, e¤itimde, yoldafllar aras› paylafl›mda sürekli en önde bulunurdu. Küçükle küçük, büyükle büyük, mütevazi, sakin, olgun ve sayg›l› bir durufl sahibiydi. Dolay›s›yla gerçek bir komutan ve askeri profili çizen bir düzeyi söz konusuydu. Yine ayn› çevreden olan ama daha çok Garzan’da görev yürüten Kemal Spêrti arkadafl› da anmak gerekir. Uzun süre Garzan eyalet komutanl›¤›n› yapm›flt›r. Yüzlerce insan› yönetme ve gelifltirmede oldukça hakim yönetsel özelliklere sahip bir arkadaflt›. P›l›ng K›çi arkadafl da ayn› topraklarda yetiflmifl ve bir gerilla olarak üstün bir performans göstermifl belirgin arkadafllardan biridir. Gerillan›n Kürdistan’a ayak basmas›yla birlikte hareketle tan›flm›fl ve kat›l›mda karar k›lm›fl bir arkadaflt›r. Okuma-yazmay› parti saflar›nda ö¤renmiflti. Kendi deyimiyle bildiklerinin hepsini partiden ve Önderlikten ö¤renmifltir. Fakat onu tan›mayan biri yazd›¤› yaz›lara, konuflmas›na ve dünyaya bak›fl aç›s›na bakt›¤›nda kesinlikle onun en az üniversite düzeyinde bir ayd›n oldu¤unu san›rd›. Örne¤in yaz›s› çok düzgündü. Öyle düzgün yaz› yazan insan say›s› azd›r. Gözlerini parti içinde dünyaya açm›fl, siyaseti, askerli¤i, savafl sanat›n› pratikte yaflayarak, düfle kalka büyük zorluklar içinden geçerek ö¤renmiflti. Y›llar›n› buna vermifl ve bu gerçekli¤in içinde büyümüfltü. Bu ekolün önemli simalar›ndan biri de D›jwar Erkendi arkadaflt›r. 2005 y›l›nda Amanos eyalet komutan› iken flehit düflmüfltür. Emekçilikte, fedakarl›kta, sars›lmaz kararl›l›kta ve en zor koflullarda kendini ispatlayan bir militand›. Çeflitli ülkelerin zindanlar›nda yatm›fl ama hiçbir zaman kendisinden ve kiflili¤inden taviz vermemifl bir devrimciydi. Ç›kar ç›kmaz solu¤u Kürdistan da¤lar›n›n zirvelerinde alm›flt›. Her zaman en ön cephede büyük bir fedakarl›kla yer almay› sürekli durufl biçimi yapm›fl, bunun için kendini dayatm›fl, böylece kendini Par-

ww

w.

ne t

naflarak kat›l›m göstermifltir. Bu arkadafl çeflitli aflamalardan geçerek en son ve uzun süre Hakkari bölgesinde sorumluluk yapt›rm›flt›r. S›f›rdan bafllay›p PKK ile yeni bir dünyaya aç›l›m yapm›fl, bu temelde PKK’nin ruhunu, maneviyat›n›, tarz›n› pratikte alm›fl ve uygulam›flt›. Belki derin teorik birikimi yoktu, ancak pratik politikada oldukça yetkinleflmifl ve geliflmiflti. Özellikle de savaflta temkinlilik, cesaret, mukayese gücü bak›m›ndan ola¤anüstü bir biçimde hakimiyeti geliflmifl bir düzeyi yakalam›flt›. Rojhat arkadafl›n alay›nda her kesimden ve anlay›fltan insan vard›. Köylü kesiminden küçük burjuva kesimine, ileri düzeyde ayd›nlanm›fl kesimlere kadar bayan ve erkek gerillalar vard›. Bu özelliklerinden kaynakl› herkes Rojhat arkadafl›n taburunda ya da alay›nda yer almak için ola¤anüstü çaba gösterirdi. Çünkü onun yönetim tarz›na karfl› büyük bir güven vard›. Teorik darl›¤› bulunmas›na ra¤men, dar çeteci, yerelci, köylü yaklafl›ma karfl› en fazla mücadele eden bir kiflilik yap›lanmas›na sahipti. Hiçbir ilkeden taviz vermezdi. Kendisiyle yap› aras›na fark koymazd›. Herkese eflit davranan ama herkese göre de yaklafl›m gelifltirebilen bir yetene¤e sahipti. Dolay›s›yla yüzlerce insan› ahenkli, uyumlu, bütünlüklü, askeri disiplin içerisinde göreve yönlendirebilen bir tarz› mükemmel düzeyde uygulayan bir arkadaflt›. fieerif Spêrti arkadafl Ayn› flekilde fi

Azime (Mihriban Saran)

om

SERXWEBÛN Temmuz 2008

68

Rojhat (Lezgin ...)

ti’nin bir parças› haline getirmiflti. Her türlü çal›flmaya haz›r bir kadro ve komuta duruflun sahibiydi.

Özgürlük tutkusunun ve kad›n yi¤itli¤inin sembolleri

Ayn› kültür ve topraklarda yetiflen, Botan kad›n yi¤itli¤inin sembollerinden Zelal Botan arkadafl›n gerçekli¤i vard›r. Zelal Botan arkadafl flahs›nda PKK gücünün nelere kadir oldu¤unu çok aç›k bir biçimde görmek mümkündür. Hezexl› normal s›radan bir köylü k›z›yken küçük yafllarda saflara kat›lm›flt›. PKK ve gerilla ile yaflam› tan›m›fl, yaflam› alg›lam›fl, yorumlam›fl ve o temelde büyük bir emek, fedakarl›k örne¤i sergileyerek küçük yaflta k›vrak zekas›yla sivrilmeyi baflarm›flt›. Manga komutanl›¤›, tak›m komutanl›¤›, bölük komutanl›¤› derken, daha sonra Önderlik e¤itimi ard›ndan çok genifl bir alan olan Botan eyalet koordinasyon üyesi düzeyinde görev alabilecek flekilde bir geliflkinlik ve kapasite düzeyine ulaflm›flt›. Savaflta kad›n›n yeri ve gücü bak›m›ndan bir simgedir. Savafl içinde yüzlerce kifliyi koordine etme, yönlendirme ve mevzilendirmede yetkin geliflkin bir düzeyi yakalam›flt›. Partiden ald›¤› kültür, birikim, iradeleflme, inisiyatif ve güç onu yüzlerce insan› yürütebilecek bir komuta düzeyine getirmiflti. Özgücünü parti özellikleriyle buluflturmas› onu bir iradi güç haline dönüfltür-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN ruflu, kiflili¤i ve prati¤i arkadafllar üzerinde hala etkisini korumaktad›r. Bu arkadafllar gibi Botan köylü yap›s›ndan gelip de yetkin komutanlaflmay› yaflafi››rnak, Rojhat fi fi››veti, Xeyan Mahmut fi lil, Orhan, Cudi, Ekrem, Serbest, fi fi››van, Harun, Ferhat, Xal›d, Hamza, Berxwedan, Xoflfln nav, Serdar, Hasan, Kalender, fieervan, fi fi fieerif, Eflflrref, Delil, Çiya, Cihan, Berivan, Fehime, Zozan, Hamit, Enver, Erdal ve ismini sayamad›¤›m›z daha bir çok de¤erli erkek ve bayan komutan arkadafl yetiflmifltir. Denilebilir ki, Kürdistan’›n her bölgesinde buna benzer düzeyde komutanl›klar ortaya ç›km›flt›r. Bu hareket içerisinde yetiflen, bu temelde büyük yi¤itlik örne¤i sergileyen birçok militan ve kadro vard›r. Bu, kufl-

PKK ideolojisiyle do¤ru temelde buluflmas› ile ortaya ç›kan sinerjinin gücünü yaflamlar›yla a盤a ç›karm›fl kifliler olmalar›d›r. Bu temelde ortaya ç›kan büyük güç enteresan özellikler arz etmektedir. Esas önemli yan budur. PKK kifliyi köyünden alarak s›f›rdan yetifltirdikten sonra dünyaya bak›fl aç›s›n› geniflleterek kifliyi militan, kadro, alay komutan› ve eyalet komutan› yapabilmektedir. Ona bütün yönleriyle kültür, felsefe, bilim, ideoloji, siyaset ve askeri sanat› kavratmaktad›r. Pratik içinde birey zihniyetinde köklü dönüflüm gerçeklefltirdikten sonra bireyi cüceleflmeden yüceleflme mertebesine ulaflt›rabilmektedir. Bunun görülmesi aç›s›ndan bu yi¤it komutanlar›n hayat hikayeleri ve geliflme grafikleri çarp›c› bir örnek durumundad›r. Bu örneklerin içerisinde en belirgin olanlardan biri Ad›l (Ramazan Aybi) arkadaflt›r. Adil arkadafl›n daha de¤iflik özellikleri ve daha farkl› çarp›c› yanlar› bulunmaktad›r.

ne te we .c om

müfltü. E¤er bugün kad›n özgürlük çizgisi saflar›m›zda bir yetkinlik düzeyini kazanm›flsa ve bizzat savafl meydan›nda erkek egemenlikli yaklafl›m› gerileterek eflit özgür bir düzeyin geliflmesinin önü aç›lm›flsa, bunda Zelal ve Zelal’›n komuta özelliklerinin önemli oranda pay› vard›r. Yine Bü yük Azime gibi kad›n›n cesaret, beyin ve yürek gücünü savafl meydanlar›nda ortaya koyan de¤erli kad›n komutanlar›n büyük rolü vard›r. Zelallerin pratikte kad›n gücünü savafl meydan›nda sergilemesi ve erkek egemenlikli yaklafl›m› geriletme prati¤i, hem kad›n özgürlük mücadelesi hem de genel mücadelenin geliflmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Erkek egemenlikli sistemden kopufl ve erkek gölgesinden zor savafl koflullar›nda ç›kmay› baflarmak bu arkadafllar flahs›nda kad›na müthifl bir öz güven sa¤lad›¤› ve kad›n özgürlük mücadelesine muazzam bir güç katt›¤› kesindir. Ayn› biçimde bu topraklarda yetiflmifl, flekillenmifl kad›n›n önemli örneklerinden biri de Nujin arkadaflt›r. Kendisi Botan’›n orta merkezindeki Besta’n›n tam ortas›nda yer alan Xirbikêbesta köyündendir. Nujin arkadafl büyük emek ve fedakarl›k örne¤i durumundad›r. Kürt kad›n›n›n ne denli emekçi, cesarete sahip ve ne denli de¤erlere ba¤l›l›kta kusursuz bir kararl›l›¤a sahip olabilece¤inin en çarp›c› ifadesi durumundad›r. O’nda, Kürt kad›n›n önü aç›ld›¤›nda cefakefl Kürt köylü kad›n›n neler yapabilece¤ini, hangi düzeyde bir bilinçlenmeyi ve iradeleflmeyi yaflayabilece¤ini görmek mümkündü.

69

Botan tarihinde Bedirxanlar gibi Yezdanflerler de yaflam›flt›r

Nujin (Vesile Güleç)

w.

ku götürmez bir gerçektir. Biz, burada Botan yap›s›nda ve özellikle de partiyle birlikte yaflama, dünyaya aç›l›m gösteren bir kiflili¤in dayand›¤› toplumsal yap›yla Önderlik e¤itim tarz›n›n ve felsefesinin kiflide ne düzeyde müthifl geliflme yaratt›¤›n› göstermek için vurguluyoruz. Bu kifliliklerin en çarp›c› özellikleri ço¤unlu¤u T.C. okullar›nda okumam›fl, s›radan köylü olmalar›d›r. Ama fazla bozulmam›fl, ad›na Kemalist sistem denilen sömürgeci asimilasyonculu¤un lime lime edemedi¤i fakat de¤iflik feodal-köylü geri özelliklerine sahip olmas›na ra¤men, klasik Kürt diyebilece¤imiz, köylü yap›s›n›n ya da Kürt do¤al›¤›na en yak›n sosyal tabakan›n

ww

PKK kifliyi köyden alarak yetifltirip militan komutan yapabilmektedir

Ayr›ca de¤iflik belgelerde ad› s›kça geçen Ahmet Rapo arkadafl›n gerçekli¤i mevcuttur. Çarp›c› komutanl›k durumunu sergilemesi Botan kiflili¤inin gerillayla buluflmas›n›n yaratt›¤› destans› kahramanl›k durumu ortaya ç›karmas›n›n bir baflka örne¤i olmaktad›r. Keza ayn› flekilde Mahmut Afarof arkadafl›n büyük fedakarl›¤›, yurtseverli¤i, kararl›l›¤› ve tutarl›l›¤› bunun baflka bir örne¤i durumundad›r. Güven veren du-

Botan yap›s›nda durup dururken, çok yetkin komutanlar ç›kmaz. Bu yap›dan feodal-köylü yaflam biçiminden kendini tümden koparmam›fl, dolay›s›yla bir yan› sürekli iflbirlikçili¤e, çetecili¤e kayan özellikler de söz konusudur. Bunun bir sonucu olarak Celal, fiorefl, Metin, Fidel ve Hatice gibi ihanetçi kifliliklerde ortaya ç›km›flt›r. Bu tür kiflilikler Önderlik ideolojisinin bütün dönüfltürücü gücüne ve bütün e¤itici, kazan›mc› çabalar›na ra¤men dönüflemeyen, sürekli bir biçimde iflbirlikçi, çeteci, köylü özelliklerini yaflayan ve geri kiflilik özelliklerini b›rakmayan unsurlard›r. Militan yaflam tarz›n›n bütün görkemlili¤i karfl›s›nda hep küçük kalan bunu pratiklerinde didiflme, çekiflme, dedikodu ve köylü kurnazl›¤› biçiminde sürekli sergileyen bu tür kiflilikler asl›nda bafltan beri bellidirler. Apocu militan›n fedakar, dürüst, temiz ve samimi yoldafll›k ortam›na ra¤men, anlay›fl ve iliflkilerinde çeteci gericilik-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

ne t

Önderlik tarz› en zay›f kifliden en güçlü bireyi yaratma tarz›d›r

tür. Bunu görmeden, anlamadan Adilleri anlamak, Adillere de¤er vermek, onun nas›l flekillendi¤ini anlamak mümkün de¤ildir. Çünkü burada bir ideolojinin gücü vard›r. Burada ideolojinin insanlarda yaratt›¤› ilhamla gerçeklefltirdi¤i büyük de¤iflim dönüflüm ve cücelikten ç›k›p yüceleflme sürecine girifl vard›r. ‹flte Adillerin Zelallerin, Nujinlerin, Rojhatlar›n, D›jwarlar›n, Cumalar›n ve P›linglerin gerçek hayat hikayeleri böylesine bir yüceleflme hikayesidir. Bir büyüme ve köklü dönüflüm gerçeklefltirmenin, yine devrimsel sürecin bir izah›d›r. Bu devrimsel sürecin izah›, bu kifliliklerin s›f›rdan ele al›n›p bu denli büyük bir irade, yürek, beyin ve kiflilik düzeyine ç›kar›lmas› durumudur.

Dijwar (Mehmet Er)

Adil arkadafl›n yakalad›¤› kapasite, bilgi ve tecrübe birikimi bir yana, onun yoldafll›¤a, partiye ve Önderli¤e her koflul alt›nda ba¤l›l›¤› çarp›c› bir biçimde pratiklefltirilmesi durumu söz konusudur. Bir komutan olarak Adil arkadafl çok riskli görevler alm›fl, riskli eylemlere karar verebilmifl, inisiyatifli olabilmifl bir komutan olmaktan kaynakl› zaman, zaman elefltirilere muhatap olmufl ve görevden al›nma durumlar›n› da yaflam›flt›r. Ama Adil arkadafl bu durumlar karfl›s›nda hiçbir zaman kendini geriye çekmemifl, devrimci çal›flmadan so¤umam›fl, yoldafll›¤a ba¤l›l›kta ve sayg›da kusur etmemifl, Önderli¤e ba¤l›l›kta asla tereddüte girmemifl bir arkadaflt›r. Aksine her zaman çizgi d›fl› tasfiyeci e¤i-

ww

w.

Bir Zelal arkadafl›n yakalad›¤› iradeleflme düzeyi, cesaret, kararl›l›k ve yönetme yetene¤i bir kad›n komutan olarak -kad›n ve erkekte- herkeste yaratt›¤› sars›lmaz güven düzeyi Önderlik felsefesinin gücünü yans›tmas› bak›m›ndan önemli bir veri durumundad›r. Bir Rojhat B›lûzeri arkadafl›n komutanl›ktaki örnek tutumu, yetkinlik düzeyi, yoldafll›k de¤erlerine ba¤l›l›¤›, Apocu gücün kiflilerde nas›l köklü bir dönüflüm yaparak, adeta insan› yeniden yaratarak nas›l baflar›l› olabildi¤inin en aç›k ifadesi durumundad›r. Bu ifade kifliyi s›f›rdan al›p büyütme gücüdür; en zay›f kifliden en güçlü bireyi yaratma tarz›d›r. Önderlik tarz› tam da budur. S›radan bir köylüden büyük bir komutan yaratmak ancak ve ancak büyük bir felsefeyle ve ideolojiyle olabilecek bir durumdur. Bu, büyük bir toplumsal devrimdir, büyük bir dönüflümdür. Bunu görmeden, anlamadan bugün PKK’de gerçekleflen komutalaflma düzeyini anlamak çok güç-

limlere karfl› en ön safta yer alm›flt›r. Çizgi d›fl› e¤ilimlere ve ihanetçi kiflilere karfl› o kadar tepkili ve radikal bir durufl sahibidir ki Önderlik sahas›nda bile Parmaks›z Zeki unsuruna silah çekip vurmak istemifltir. Önderlik sahas›nda olacak fley de¤ildir ama Adil arkadafl ihanete tavr›n› böyle ortaya koymufltur. Önderlik bu durumdan sonra “sen kim oluyorsun da benim sahamda adam cezaland›rmak istiyorsun” diyerek elefltirmifl ve esas olarak da Zeki unsurunun tahrik edici tarz›n›n üzerine gitmifltir. Yani o denli ihanete karfl› büyük bir kin nefretle dolu bir parti militan›d›r. Nitekim geçmiflten bu yana yaflanan dalgal› durumlarda Adil arkadafl›n çizgi konusunda kararl›¤› ve netli¤i hiçbir zaman zay›flamam›flt›r. En son gerçekleflen ihanet çizgisine karfl› en önde tav›r alm›fl ve mücadele yürütmüfltür. ‹hanet edenlerden baz›lar› geçmiflten kalma kendisine yak›nl›¤› olmas›na ra¤men, en önde onlara karfl› tav›r alarak tüm iliflkilerini kesenlerden biri olmufltur. Her zaman net, kararl› bir biçimde Önderli¤e ba¤l›l›kta bir örnek teflkil etmifltir. Durum ne olursa olsun bulundu¤u yerde sorumlu yaklafl›m ve devrimci görevlere sahip ç›kmada bir örnek durufl sergilemifltir.

ew e. c

te ›srar eden, prati¤inde oportünist ve köylü kurnazl›klar›yla ifli götürmeye çal›flan bu tür kiflilerin dayand›¤› iflbirlikçi karakterinden dolay› günün birinde ihanete gidecekleri aç›kt›r. Botan toplumsal yap›s›nda ve tarihinde Bedirxanlar gibi Yezdanflerler de yaflam›flt›r. Bugün de çok tehlikeli ihanetler ve dönekler de vard›r. Ancak, geldi¤i toplumsal yap›daki do¤al ve olumlu özelliklere dayan›p, Apocu ideoloji ile samimi bir biçimde bütünleflen kiflilerin ise büyük ve ola¤anüstü bir geliflme yaflad›klar› aç›kça ortaya ç›km›flt›r. fiuras› bir gerçek ki Botan toplumsal yap›s›ndan gelen ve dürüst yaklafl›p geri köylü özelliklere karfl› mücadele yürütenler, yurtseverlik ve direnifl çizgisinde yo¤unlaflanlar, komutanlaflmakta ve militanlaflmaktad›r. Kayg›s›z bir kat›l›m› sa¤layan direngen kifliliklerin en belirgin ve öne ç›kan yanlar› savaflta gözü pek, cesur ve zor koflullara dayan›kl›l›k ile Önderlik gerçe¤i karfl›s›nda kusursuz bir ba¤l›l›kla davaya sar›lmalar›d›r.

om

70

Adil arkadafl Agit çizgisini temsil etmeyi baflarm›fl bir kiflidir Partileflmedeki bu düzeyine ve Önderlik çizgisine yüksek bir kararl›l›kla ba¤l› olmas›yla birlikte, O’nun esas geliflkin yan› savafl ve komutanl›k sanat›nda derinleflmifl olmas›d›r. Savafl esas olarak bir ruh olay›d›r. Savafl ruhu, sald›r› ile düflman gücünün iradesini k›rma ve ona egemen olma tutkusudur. Üzerinde egemenlik sa¤lama tutumudur. Bu ruhu tafl›mayan bir kifli yetkin bir komutan olamaz. Öncelikle düflmana karfl› keskin olan, vurup koparmay› hedefleyen, nerede nas›l vuraca¤›n› iyi bilen, bu anlamda sald›r› ruhuna sahip olan bir komutan baflar› potansiyelini kendinde bar›nd›ran komutand›r. Adil arkadafl›n bu konuda mücadele tarihimizin en fazla sald›r› ruhuna sahip olan arkadafllardan biri oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Adil arkadafl›n sa-


Temmuz 2008 SERXWEBÛN gerekti¤i, Önderli¤in partisine kat›lmas› gerekti¤i, bunun kendisine en çok yak›flan bir tutum oldu¤u noktas›nda kendisiyle yap›lan tart›flma sürecinde giderek düflünür, yo¤unlafl›r ve büyük bir dönüflümle karar›n› verir. Art›k eve gitmek istemedi¤ini söyler ve saflarda kalarak Kürdistan özgürlük mücadelesinin bir neferi olaca¤› sözünü verir. Verdi¤i bu ilk sözden flehit düfltü¤ü son ana kadar sözüne ba¤l› kalm›flt›r. Gerilla prati¤inin bafllad›¤› günden bugüne kadar Adil arkadafl sürekli sald›r› ruhu ve gücünü korumufltur. Savaflç›yken, bir savaflç› olarak sald›r›dad›r. Uzun y›llar yapt›¤› manga komutanl›¤› döneminde de hep sald›r›dad›r. Tak›m komutanl›¤› döneminde de sürekli sald›r›dad›r. Daha sonra bölük, tabur, alay komutanl›klar› döneminde de sürekli gücünü sald›r› pozisyonunda tutan ve sald›r› ruhuyla e¤iten istikrarl› bir seyir izlemifltir. Savafltaki en belirgin yan›, süratle vurup koparma özelli¤idir. Önderli¤imizin 1987’de çokça verdi¤i flahin örne¤iyle birebir uyum sa¤layan bir prati¤i vard›r. Nas›l ki bir flahin önce keflfini yapar, hedefini süzer ve vurup sonuç al›c› bir biçimde eylemini yaparsa, Adil arkadafl›n savafltaki gözü pekli¤i, savaflkanl›¤›, sald›r› ruhu da t›pa t›p böyle bir tarzad›r. Bütün devrimci yaflam› boyunca savaflta sürekli olarak en öne ç›kan yönü budur. Bu nedenle en çarp›c› sald›r› eylemlerini gerçeklefltiren ve özellikle Botan’da en bü-

yük eylemlere imza atan bir komutan olmay› baflarm›flt›r. Keskin bak›fl aç›s›, yüksek hassasiyeti, duyarl›l›¤›, yüksek mukayese gücü, ileriyi görme yetene¤i, sezgi kabiliyeti, olgular› ele al›fl tarz› ve tan›ma yetene¤i onda savafl sanat›n›n en hassas noktas› olan mant›kl› olmay›, zeka ile güçlü analiz yetene¤ini gelifltirmifltir. Bu nedenle Adil arkadafl en karmafl›k eylemleri en zor koflullarda büyük bir metanet ve olgunlukla yönetme yetene¤ini göstermifltir. ‹nsanlar› kendine hayran b›rakan koordine ve savafl› yönetme yetene¤i vard›r. Adil arkadafl›n, ölümün gelip çatt›¤› noktada bile büyük bir so¤ukkanl›l›k, büyük bir güven ve sakin bir edayla koordine yapma yetene¤ini göstermesi hepimizde büyük bir hayranl›k b›rakm›flt›r. En gergin anlarda ve zor koflullarda büyük bir cesaret ve olgunlukla süreci yönlendiren, korkusuz bir biçimde amaca kilitlenen, bu anlamda düflman›n üstüne üstüne gitmeyi bilen böylesine büyük bir yüre¤in bu harekete kat›lm›fl olmas› bir flanst›r.

ne te we .c om

vafl gerçe¤i karfl›s›ndaki duruflu 15 A¤ustos sald›r› ruhuna ve Agitlerin çizgisine çok denk düflen bir durufltur. Nitekim Agit’in diyar›nda ve flehit düfltü¤ü alana yak›n bir yerde flehit düflmesi manevi aç›dan önemli bir durumdur. Adil arkadafl mücadelesi ve yaflam›nda Agit çizgisini en çok temsil etmeyi baflarm›fl bir kiflidir. Agit çizgisi kararl›l›kt›r, sald›r› ruhudur, savaflkan olmakt›r. Adil arkadafl›n bu özellikleri yukar›da izah etti¤imiz Botan toplumsal yap›s›yla yak›ndan ba¤lant›l› oldu¤u gibi, özel olarak yaflad›¤› köy çevresinin de yaflam›na önemli oranda etki yapt›¤› kuflku götürmemektedir. Adil arkadafl›n do¤up büyüdü¤ü alan, Botan eyaletinde tarihsel ve güncel aç›dan esrarengiz bir özelli¤e sahip olan Cudi’nin Bilika köyüdür. Bilaka köyü, Cudi’nin Güneybat›daki son ucu Hezil Çay›’na yak›n sarp, sarp oldu¤u kadar co¤rafik olarak da görkemlili¤i ile göze çarpan bir köydür. Bu köy Kürdistan’› üçe bölen Türkiye, Irak, Suriye üçgenine yak›n bir noktada, Cudi’nin ete¤inde bulunmaktad›r. Bu konumuyla hem Kuzey’den hem de Bat› Kürdistan’dan Güney Kürdistan’a geçiflte önemli bir kap› durumundad›r. Bunun için yöre halk› s›n›r ticareti yapar. Hem de KDP ve IKP gibi örgütlerle ba¤ içinde bu ticareti yaparlar. Kendi içinde do¤al›¤›n› korumakla beraber belli düzeyde siyasallaflm›fl bir yap›ya da sahiptir.

71

w.

Böylesine büyük bir yüre¤in bu harekete kat›lm›fl olmas› flanst›r

ww

Adil arkadafl mütevazi bir ailenin çocu¤u olarak bu köyde dünyaya gelmifltir. ‹lkokulu do¤du¤u köyde okur. Ayn› köyde bir süre de din e¤itimini al›r. 3. Kongre kararlar›n›n prati¤e aktar›lmakta oldu¤u bir aflamada, 1987’nin sonbahar›nda Adil arkadafl askerlik yasas›yla saflara al›n›r. O zaman 15 yafl›nda bir gençtir. ‹lk baflta askeri kanunla saflara al›nmas›n› kabul etmez. Geri gitmeyi dayat›r. Bu istemi kabul edilmez. Birkaç sefer yönetimin kap›s›na dayan›p “ya beni eve gönderin ya beni öldürün” diye kendisini dayat›r. Ama istemi kabul edilmez, bir yoldafl olmas›

“Her fleyden önce engel tan›maz bir kifliliktir ve tarz›nda ‘olmaz’ diye bir fley yoktur. Adeta bir ‹skender gibi ‘al›namaz, düflürülemez’ bir hedef tan›mamaktad›r. Tarz›nda her hedefe ulaflman›n mutlaka bir yolu vard›r. Onda her engelin mutlaka bir afl›lma yolu vard›r anlay›fl› egemendir. Onun için onda ‘olmazl›k’ teorisi asla yoktur”

Ondaki baflar› tan›m› hedefin mutlak surette al›nmas›d›r

Her fleyden önce engel tan›maz bir kifliliktir ve tarz›nda ‘olmaz’ diye bir fley yoktur. Adeta bir ‹skender gibi ‘al›namaz, düflürülemez’ bir hedef tan›mamaktad›r. Tarz›nda her hedefe ulaflman›n mutlaka bir yolu vard›r. Onda her engelin mutlaka bir afl›lma yolu vard›r ve bu anlay›fl egemendir. Onun için onda ‘olmazl›k’ teorisi asla yoktur. Baflarma ruhu ve vurufl tarz› çok yetkindir. Ondaki baflar› tan›m› hedefin mutlak surette al›nmas›d›r. Tarz›nda baflar›n›n tek ölçüsü budur. Bu ölçüsünden dolay› Gabar’daki Êdî Bese Hamlesi’ni bafllatan eylem onun taraf›ndan gelifltirilmifltir. O, böyle bir eylem düzeyini ortaya ç›karma yetene¤ine, yüre¤ine ve beynine sahip bir komutand›. Yap›s›na ve kendisine güvenen, gerekti¤inde en öne geçen bir tutum sahibiydi. Korkusuzlu¤u, temposu ve özellikle zor koflullarda yüksek irade gücü karfl›s›nda düflman›n bükülmemesi mümkün de¤ildi. En sert hedefi bile alma iradesini gösterebilmifl, böyle bir komutanl›¤›n


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Adil arkadaflta baflar›s›zl›k bahaneleri asla yoktur

Ahmet Rapo (Vahap Geçmez)

Derhal Erdal (Engin Sincer) arkadafl›n devreye girmesini sa¤layarak hedefin tümden düflürülüp fethedilmesi sa¤lad›. Onun tarz› budur. En riskli eylemleri yapabilen, hiç kimsenin yapamad›¤›, yapmaya cesaret edemedi¤i sorumluluklar› çekinmeden üstlenen bir karaktere sahipti. Buna en aç›k ve en yak›n örnek, en son Gabar’da gerçeklefltirdi¤i büyük eylemdir. Birçok eyleminde oldu¤u gibi talimat vererek yapan de¤il, bizzat en önde yürüyerek sonuç alan ve baflaran bir komutand›r. Bizzat kendisinin pratik olarak gerçeklefltirdi¤i bu eylem sadece Türkiye’de de¤il, tüm dünyada da yank›s›n› bulmufltur. Ayn› zamanda Êdî Bese Hamlesinin gerilla cephesindeki start› olmufltur. Adil arkadafl, askeri cesareti yan›nda medeni cesareti de yüksek olan bir arkadaflt›r. En riskli yerde bile sonuç ç›karabilen, sonuç ç›karmaya çal›flan bir kiflidir. Bu biçimde olmaz› bulunmayan, gözü pek keskin, hedeften hedefe koflan bir komutan elbette ki komutanlaflma sanat›nda ileri düzeyi yakalam›fl bir komutand›r. O daha küçük yaflta böyle bir geliflme grafi¤ini yakalam›flt›. Onun için PKK 5. Kongresinde Merkez yedek üyeli¤ine seçildi. Ve 5. Kongre sonras› yap›lan düzenlemede ilk kez alay kurma karar› al›nd›. Bu kararla toplam iki alay kurulmufltu. Bu alaylar›n birinin bafl›na Adil arkadafl getirildi. Yönetimde yap›lan tart›flmada baz› arkadafllar “alay komutan› için daha çok gençtir, 22-23 yafllar›ndad›r” diyerek kayg›la-

ww

w.

ne t

fiimdi bazen deniliyor ki, ‘filan yere sald›r› yap›lm›flt›r, sald›r› grubunun kol komutan› veya sald›r› grubu rolünü oynamad›¤› için hedef düflürülmemifltir’ türünden tekmiller verilebilmektedir. Adil arkadaflta bu tür baflar›s›zl›k bahaneleri asla yoktur. E¤er hedef al›namam›flsa, mutlaka alman›n bir yolunu bulurdu. Olmad›ysa kendisi gider al›rd›. Tarz› budur. Hiçbir zaman Adil arkadafl›n, ‘flu grubumuz rolünü oynamad›¤› için falan yeri alamad›k’ dedi¤i duyulmam›flt›r. Çünkü her fleyden önce düzenlemeyi uygun yapar, ona göre planlamaya giderdi. Bu temelde düzenlemesini yapar ve yap›lan düzenlemeye uygun yede¤ini haz›rlard›. Takviyesini de oluflturduktan sonra sonuç al›c› darbeyi indirirdi. En çarp›c› eylemlerinden biri Serxeti eylemiydi. Sald›r› kolunu organize etmifl, olas› bir duruma karfl› fiehit Erdal arkadafl› da takviye komutan› olarak haz›rda bekletmiflti. Tedbir alma temelinde eyleme yaklafl›rd›. Nitekim Serxete eyleminde sald›r› kolunda yaralanma, darbe alma ve zorlanma yafland›. Hedef yar› yar›ya al›nm›flt› ama ilerlemede t›kanma oldu.

r›n› ifade etmifllerdi. Hala hat›rlar›m, Abbas arkadafl kendisini iyi tan›m›yordu. Buna ra¤men “e¤er yapabiliyorsa neden olmas›n. Fatih Sultan Mehmet’te ‹stanbul’u ald›¤›nda 21 yafl›ndayd›” diyerek Adil arkadafl›n alay komutan› olmas›ndan yana görüfl belirtmiflti. Adil arkadafl genç yaflta alay komutan› olabilecek düzeyde yoldafllar›n güvenini kazanm›flt›. Kuflkusuz Adil arkadafl dört dörtlük de¤ildi, yetersizlikleri vard›. Her fleyden önce kendine özgü kimi askeri özelliklere sahipti, dar baz› yönleriyle beraber sert karakteri belirgin yönlerinden biriydi. Askeri bir komutan olarak flekillenmesinde Aziz arkadafl›n pay› büyüktür. Çünkü Adil arkadafl›n ilk kat›l›m yapt›¤› alan Cudi’nin komutan› Aziz arkadaflt›. Aziz arkadafl da çok de¤erli bir gerilla komutan›yd›. Adil arkadafl yan›nda kalmaktan ve denetiminde bulunmaktan kaynakl› ilk flekillenmesini ve tarz›n› ondan alm›flt›. Adil arkadafl, daha çok Aziz ve fiiyar Dersim arkadafllardan askeri e¤itimini ve tarz›n› alm›flt›. Bu nedenle Aziz arkadafl gibi sert yanlar› vard›. Sertlik denilen herkese savaflmay› ve direnmeyi dayatma üslubudur. Bu üslubundan dolay› yer, yer elefltiri almaktayd›. Bu tür daha çok savafla sa¤ bir çizgiden yaklaflan veya savafl prati¤ini yaflamam›fl, zorluklar› görmemifl baz› kiflilerin aksine, onunla do¤ru direnifl çizgisinde yaflam› ve savafl› paylaflan her kiflide büyük sayg›nl›k b›rakan bir askeri dehayd›.

ew e. c

geliflmifl olmas› büyük bir olayd›r ve hepimiz için bir ilham kayna¤› olacak bir pratik sürecin sahibidir. Di¤er önemli bir yan› ise, yoldafllar›na sahip ç›kma tutkusudur. Bir yerde bir grup yoldafl m› kuflat›lm›fl, Adil arkadafl mutlaka onlar› kurtarman›n bir yöntemini bulurdu. Yoldafllar›n› kurtarmak için yapamayaca¤› fley yoktur. Adil arkadafl›n en büyük prensibi mümkün oldu¤u kadar flehit cenazesini düflman›n elinden kurtarmakt›r. fiehidin cenazesini çat›flma ortam›nda b›rakmamakt›r. Yaral›s›n› ise asla b›rakmama prensibine sahiptir. Bu temelde hedefine ulaflmak için her fleyi yapand›r. Gerekirse kendisi koordine tepesinden iner ve mutlaka cenaze ya da yaral›s›n› al›rd›. Bu durumundan dolay› yak›n›nda olan, onunla birlikte bulunan ve savafla giden kiflilerde bu arkadafla karfl› büyük bir güven geliflirdi. Onun oldu¤u yerde korku olmazd›.

om

72

Adil arkadafl zor günlerin ve zor koflullar›n adam›yd› Savafl gerçe¤ini yaflayan, bilen, zorluklar›n› gören ve o zorluklara ra¤men bu arkadafl›n göstermifl oldu¤u yüksek fedakarl›k, cesaret ve yetene¤ini tan›yan birinin onu olumlamamas› ve yoldafll›k güveni duymamas› mümkün de¤ildi. Çünkü o gerçekten sürekli en büyük yükü kald›ran fedakar bir insand›. Zor günlerin ve zor koflullar›n adam›yd›. En zor koflullarda çözümsüzlü¤e düflmeyen sürekli bir askeri çözümü olan bir komutand›. Dar günlerde imdada yetiflen güçtü. Herhangi bir yerde


Temmuz 2008 SERXWEBÛN lecektir. Önderli¤e ba¤l›l›ktaki kusursuzlu¤u ve her türlü ihanetçi çizgiye karfl› keskin tavr› en dalgal› dönemde HPG’nin sa¤lam duruflunda önemli bir rolü olmufltur. Savaflta oportünizmi yaflayan baz› kiflilerin savrulmay› yaflad›¤› dönemde Adil arkadafl fedaileflmeyi yaflam›flt›r. Bir tak›m kesimlerde kaç›fl, inançs›zl›k, karars›zl›k, rahat yaflama aray›fl› geliflirken, Adil arkadaflta fedaileflme geliflmifltir. Tam da bu dönemde kendisi rapor yazarak fedai eylem yapmay› önermifltir. Fedai eylem önerisi kabul edilmeyince bu sefer ›srarla ya Amanos, ya da Dersime gitmeyi önermifltir. Botan alan›n› tan›mas› ve hakim olmas›ndan kaynakl› örgüt onu bu alana gitmeye ikna etmifltir. Ama esas olarak onun istemi Amanos ya da Dersim’e gitmekti. Her fleyiyle savafla kilitlenmifl, savafl› yaflayan, savafl› düflünen bunun d›fl›nda her türlü tutumu çizgi d›fl› olarak görüp tav›r alan bir devrimciydi. En belirgin di¤er bir özelli¤i de sözünü sak›nmamas›d›r. Elefltirisi varsa dobra, dobra yapma gücüne ve onun tarz› ve medeni cesaretine sahipti. Baz›lar›n›n tarz›ndan rahats›zl›k duymas›n›n di¤er bir nedeni de bu özelli¤idir. Bir komutanda olmas› gereken dobra durufl, keskin mücadele kararl›l›¤›, fedai ruh, k›vrak zeka ve hamleci fetih karakteri bu arkadaflta mevcuttu. Bunun için savunma savafl›n›n bundan sonraki sürecinde bu arkadafl›n özelliklerini örnek almam›z bir Agitleflme,

Erdallaflma ve Adilleflme çizgisi olarak yap›ya yans›tmam›z büyük bir askeri derinleflmeyi sa¤layacakt›r. Çünkü O, Kemal Pirlerin ve Beritanlar›n çizgisinde yüksek bir temsil örne¤idir. O, her zaman yoldafl› kurtarmak ve hedefi almak için her fleyini ortaya koyabilen ve en önde yürüyen bir komutand›.

ne te we .c om

yaflanan daralma ve tehlikeyle karfl› karfl›ya kalan birli¤in imdad›na en erken yetiflen Adil arkadaflt›. Bulundu¤u alanda ç›kan çat›flmalara takviye gitmek için da¤lar› aflan ve mutlaka ulaflmay› baflaran büyük bir azime sahipti. Bu önemli komuta özelliklerinden dolay› günümüzde Kürdistan savunma savafl›nda böyle komutanlara çok daha fazla ihtiyaç vard›r. Denilebilir ki Adil arkadafl en fazla katk› sunabilece¤i bir dönemde flehadete ulaflm›flt›r. Çünkü kendini gelifltirebilen, kendini e¤itebilen bu arkadaflta dura¤anl›k de¤il sürekli bir geliflme ve ilerleme vard›. Bu yönüyle Önderli¤i anlamaya çal›flan, ulaflt›¤› bilinç, olgunluk ve tecrübe bak›m›ndan döneme cevap olabilecek bir arkadaflt›. Esas olarak savafl›n giderek orta yo¤unluklu bir sürece do¤ru gitti¤i bu dönemde çok daha fazla Adil tarz›na ve ruhuna ihtiyaç vard›r. Hepimiz bu denli gözü pek, cesur, ba¤l›, kararl› ve tereddüt tan›mayan komutan› sürekli arayaca¤›z. Çünkü böyle yoldafllara her zaman ihtiyaç vard›r, bu hareketin ve bu halk›n böyle fedakar yetiflmifl, zor koflullardan geçerek çelikleflmifl insanlara ihtiyac› vard›r.

73

Adil arkadafl›m›z›n yoklu¤unu her zaman hissedece¤iz

ww

w.

Adil arkadafl savafl›n bir komutan›yd›. Apocu hareketin, ideolojinin, felsefenin flekillendirdi¤i y›lmaz, afl›lmaz, engel tan›maz bir militan› ve komutan›yd›. Onu sevmemek, onu aramamak mümkün müdür? Biz her zaman Adil arkadafl›m›z› arayaca¤›z. Zor günlerin imdat gücü, kararl›l›k gelifltiren kiflili¤ini her zaman arayaca¤›z. Hiçbir zaman çözümsüzlü¤ü yaflamayan, on kez kuflat›lm›fl da olsa zafer umudunu elden b›rakmayan, düflman› bu anlamda cüceler gibi gören, kendine has plan ve düflünce sisteminden taviz vermeyen yönleri onu bir komutan olarak bu savaflta belirleyici k›lm›flt›r. Bu tarihsel dönemeçte bu yi¤it komutan›n savafl ruhunu, vurufl tarz›n›, sars›lmaz iradesini, k›vrak zekas›n› ve planlama anlay›fl›n› do¤ru anlayarak pratiklefltirebilirsek bu bizim için savaflta büyük bir s›çrama anlam›na ge-

“Bu de¤erli büyük komutan›n, bu Apocu militan›n, Agit çizgisinin günümüzdeki temsilcisinin flahadeti karfl›s›nda kuflkusuz sorumluluklar›m›z ve yapacaklar›m›z vard›r. fiimdi Kürdistan’›n her taraf›nda an›s›na eylemler yap›lmaktad›r. Elbette ki Adil yoldafl›n an›s›na yak›fl›r güçlü eylemler yapmak gerekir”

O ‹skender gibi k›sa yaflam›na çok fley s›¤d›rabilmifl bir insand›r

Nitekim en son bulundu¤u Gabbar’da oldu¤u gibi, Eyalet Komutan› olmas›na ra¤men, bizzat sald›r›lara kat›lm›flt›r. Hem Ana Karargah Komutanl›¤›, hem de Halk Savunma Merkezi Baflkanl›¤› kendisinin en önde bizzat sald›r›lara kat›lmamas› için uyar›lar yapm›fllard›r. Çünkü yan›nda bulunan savaflç› yap› Adil arkadafl›n sürekli en ön saflarda sald›r›ya kat›ld›¤›na dair bilgi göndermifllerdi. Ama öyle anlafl›l›yor ki sadece yap›lan uyar›lar yeterli olmam›fl. Daha farkl› tedbirlerle daha iyi bir savunma sistemine sahip olmas›n› sa¤lamak gerekiyordu. Biz bu arkadafl›n sergiledi¤i büyük fedai ve fedakar ruh karfl›s›nda borçluyuz. Çünkü ona yeterli düzeyde destek sunamad›k. Onun rolünü daha iyi oynayabilmesi için gereken düzenleme ve taktik deste¤i veremedik. Büyük bir üzüntü ile bu noktada geç kald›¤›m›z› belirtmek durumunday›z. Adil arkadafl gerçe¤ine destek sunmada geç kalan yoldafllar konumunday›z. Bunun için de borçluyuz. Bu arkadafla gereken desteklerin sunulmas› için çabalar› gündemlefltirip pratiklefltirme aflamas›ndayken flehadet haberini ald›k. Zaten böyle bir sonucu adeta hissetmifltik ve ac›yla geç kald›¤›m›z› gördük. Bu, tarih karfl›s›nda ayn› zamanda bir özelefltirimizdir. Bu de¤erli büyük komutan›n, bu Apocu militan›n, Agit çizgisinin günümüzdeki temsilcisinin flehadeti karfl›s›nda kuflkusuz sorumluluklar›m›z ve yapacaklar›m›z vard›r. fiimdi Botan’da, Za¤ros’da ve Kürdistan’›n her taraf›nda an›s›na eylemler yap›lmaktad›r. Elbette ki Adil yoldafl›n an›s›na ve ad›na yak›fl›r güçlü eylemler yapmak gerekir ama bu yetmez. Çünkü O, Bü-


SERXWEBÛN Temmuz 2008

Êdî Bese Hamlesi flehitleri direnifl çizgisinin zaferini ilan etmifltir

ww

w.

ne t

2007 y›l› genelinde uluslararas› konsept temelinde hareketimizi imha etmek amac›yla geliflen kapsaml› sald›r›larla Gabbar’da, Bestler’de, Botan’›n tüm alanlar›nda, Dersim’de, Amed’de, Serhat’ta, Kandil’de, Zap’ta ve bütün alanlarda yaflanan flehadetlerle birlikte, serh›ldan hareketinin Êdî Bese Hamlesi çerçevesinde gelifltirdi¤i eylemlerde de flehadetler yaflanm›flt›r. Özellikle gerilla cephesinde Êdî Bese Hamlesi’ni bafllatan Gabar eyleminden sonra düflman›n özel olarak Gabar alan›na yönelmesi sonucu büyük direnifller ve flehadetler yaflanm›flt›r. Eyalet karargah›nda baflta Gülbahar ve Rozerin arkadafllar olmak üzere bir grup arkadaflla berber Adil arkadafl da flehit düflmüfltür. Daha sonra yaflanan flehadetler vard›r. Yine bahar flehadetleri, de¤erli komutan Kurtay arkadafl›n grubu ard›ndan de¤erli sanatç› Halil arkadafl ve di¤er çok de¤erli arkadafllar›n büyük direnifli ve flehadetleri yaflanm›flt›r. Türk devleti Kürdistan’da gerillay› zorlamak için sözüm ona Botan eyaletindeki gerilla güçlerini tasfiye etmeyi önüne koymufltur. Bu aflamada Dersim vb eyaletler üzerinde de durmaktad›r ama esas amac› Botan’› tasfiye ederek, Kuzey-Güney ba¤lant›s›n› kesme suretiyle gerillay› zorlamakt›r. Türk devleti ve ordusu için bu yeni bir amaç de¤il, öteden beri bu amaç üzerinde durmakta ve bu planlama temelinde daha bafltan beri özellikle de zaman zaman adeta Botan’› metre metre

iflgal etmifltir. Ço¤u zaman fi›rnak, Hakkari, Siirt ve Van dörtgeninde sonuç almak için üç yüz bini aflk›n askeri gücü bu alana y›¤d›¤› ve kapsaml› operasyonlar yapt›¤› bilinmektedir. Türk devletinin 2007 süreci itibar›yla bafllayan sald›r›lar› mücadele tarihimizde sald›r›lar›n en fazla yo¤unlaflt›¤› 1994 ve 1998 y›llar›na benzemektedir. 1998 y›l›nda parmaks›z Zeki unsuru Türk devletine teslim oldu¤unda ya da teslim edildi¤inde önemli bilgiler vermiflti. Türk devleti de bu bilgileri hareketimizi tasfiye plan›nda bir stratejik eksen yapm›flt›. Bu temelde 1998 y›l› boyunca Türk ordusunun operasyonlar› daha fazla Botan ve Amed üzerinde yo¤unlafl›rken, y›l sonunda ise Suriye’yi hedefleyerek, uluslararas› komplo sürecini bafllatm›fllard›. fiimdi de benzer biçimde Botan hedeflenmektedir. Askeri olarak Botan ve Dersim, siyasi olarak da Amed eyaletinin düflürülmesi hedeflenmektedir. Ayn› biçimde hareketin yönetimi de tasfiye edilmek istenilmektedir. Bu çerçevede 2007 süreci boyunca yaflanan direnifller ve buna karfl› hareketimizin Êdî Bese Hamlesiyle gelifltirdi¤i tarihsel at›l›m çok önemli bir rol oynam›flt›r. Buna karfl›l›k Botan saha koordinasyonunda yaflanan tasfiyeci pratik önemli bir dezavantaj oluflturup, düflman›n baz› sonuçlar› almas›na yol açm›flt›r. Ama buna ra¤men Botan sahas›n›n Bat› ve Do¤u karargah yönetimlerinin kahramanca direnifli ve flehadetler vermesi tasfiye sürecinin önüne geçmifl, düflman sald›r›lar›n› bofla ç›karm›flt›r. Adil, Gülbahar, Kurtay ve di¤er arkadafllar›n gösterdikleri direnifl bu anlamda çok kahramanca ve tarihsel bir direnifl durumundad›r. Bu direnifl her türlü tasfiyecili¤e karfl› Apo’cu fedai ruhun temsil edilmesi prati¤i olurken, bu arkadafllar flahs›nda direnifl çizgisinin zaferi anlam›na gelmifltir. Dolay›s›yla Botan sahas› meflru savunma stratejisinde tarihsel rolünü oynam›fl ve bundan sonra da bu rolünü daha etkili oynamas› için bir direnifl kalesi haline gelmesinin güçlü bir biçimde temelini atm›fllard›r. Bu kahramanl›klar sayesinde baflta Botan’da olmak üzere tüm Kürdistan’da düflman sald›r›lar› bofla ç›kar›lm›fl ve Êdî Bese Hamlesinin birinci

aflamas›n›n baflar›l› olmas› sa¤lanarak, önemli kazan›mlar ortaya ç›kar›lm›flt›r. Êdî Bese Hamlesinin gerilla cephesinde Gabar, Oramar eylemleri, Zap, Botan, Dersim direniflleri ve serh›ldan cephesinde ise 8 Mart ile 2008 Newroz’unda halk›m›z›n ulaflt›¤› toplumsal kalk›fl›n zirveleflmesi Êdî Bese Hamlesinin baflar›s›n› ilan ederken, özgürlük hareketimizin yenilmezli¤ini bir kez daha ortaya koymufltur. Biz bugün tarihin bu önemli aflamas›nda kanlar› pahas›na halk›m›za büyük kazan›mlar sa¤layan hem gerilla sahas›ndaki, hem de serh›ldan sahas›ndaki kahraman flehitlerimizin bir sembolü olarak Êdî Bese Hamlesinin y›lmaz komutan› Adil Amed arkadafl› do¤ru anlamak ve do¤ru uygulamak göreviyle karfl› karfl›ya bulunuyoruz. Bu yoldafl›n temsil etti¤i ve pratik yaflam›nda sergiledi¤i Önderlik çizgisine tereddütsüz ba¤l›l›k, yoldafla sayg›, her türlü çizgi d›fl›l›¤a karfl› keskin-kararl› tutum ile yüksek askeri meziyetlerinin tümünü genel yap›ya tafl›rmak kesin zaferin yolunu açacakt›r. Çünkü Adillerin ruhu fetih ruhudur, Adillerin ruhu zafer ruhudur, Adillerin ruhu büyük ba¤l›l›k ruhudur, Adillerin ruhu savafl meydanlar›nda kahramanl›k ruhudur, Adillerin ruhu Apocu felsefeyi, ideolojiyi, yaflam tarz›n› yüksek düzeyde temsil etme ruhudur. Adil yoldafl›n yüksek cesareti, kararl›l›¤› yoldafll›¤› ve ba¤l›l›¤› bizim için her zaman örnek ve esas al›nmas› gereken bir talimat olacakt›r. Onun an›s›na ba¤l› kalma temelinde flehitlerimize verdi¤imiz sözlerin gereklerini yerine getirmek ve dürüst bir yoldafl› olmay› baflarmak en temel ölçü durumundad›r. Dürüst bir yoldafl olmak demek, ayn› zamanda dönemin baflar›l› bir militan› haline gelmek demektir. Bizim bu kahraman flehitlere sözümüz, çizgilerinde derinleflerek zaferi yakalamak ve onlar›n flerefle tafl›d›¤› özgürlük bayra¤›n› Kürdistan’da dikmek olacakt›r. Bu temelde biz Adil yoldafl flahs›nda tüm flehitlerimize verdi¤imiz sözü bir kez daha yineliyoruz. Ruhunuz flad olsun. Çizginiz, silah›n›z ve bayra¤›n›z Önderlik çizgisinde zafer yolunda ilerleyecek ve zafere ulaflacakt›r.

ew e. c

yük ‹skender gibi k›sa süreli yaflam›na çok fley s›¤d›rabilmifl bir insand›r. 36 y›ll›k ömrünün 21 y›l›n› hareket saflar›nda geçirmifltir. ‹ki kez e¤itim amac›yla Önderlik sahas›na gidifli bu süreden ç›kar›l›rsa geriye kalan 20 y›la yak›n bir zaman dilimini da¤da, gerilla yaflam›nda geçirmifltir. K›sa ama dolu geçen yaflam›nda büyük ifller baflaran, büyük eylemlere imza atan, yüksek bir askeri ruhu temsil eden bu arkadaflla beraber, 2007 y›l› boyunca Êdî Bese Hamle sürecinde flehit düflen baflka arkadafllar›m›zda vard›r.

om

74


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

75

ne te we .c om

Yüre¤imdeki en büyük sese “AAyr›l›¤›n hayatlar›m›za düflflüürdü¤ü izleri silmeye ömür yetmiyordu, sanki büyüdü¤üm o kasaban›n içinden geçen bütün yollar bir ayr›l›ktan bir ayr›l›¤a do¤ru aç›l›yordu. Çocuklu¤umuzda nefle fleyle söyledi¤imiz marflflllar› da ayr›l›klar›n gölgesinde hayk›rmaya baflflllam›flfltt›m. Sesinin dalga dalga yay›ld›¤› o meydanlarda ne kadar hayk›rd›ysam özlem tak›l›yordu sesime ve orada olmad›¤›n› bile bile seni aramaya baflflll›yordum. Ayr›l›¤›n bir rengi yok, ne kadar tarif etmeye çal›flflssam da, bir taraf› hep tarifsiz kal›yor, biliyorum, onun için de sadece diyorum ki ayr›l›k zordu. Tabii senden ayr›lmak çok daha zordu, nefes alamamak gibi, kendi içine gömülmek gibi, hayat›n en orta yerinde kendini bir anda k›y›ya çekmek gibi...”

Ad› soyad›: Hekim fifiIIK Kod ad›: Baran Do¤um yeri ve tarihi: Cudi 1979 Partiye kat›l›m tarihi: 1992 fiehadet tarihi ve yeri: 1998 Gar›sa/Botan

ww

w.

Bir bahar günüydü, yüzümü da¤lar›n özgür havas›na dönmüfl ilerliyordum. Y›llard›r biriktirdi¤im özlem ile seni görece¤imin heyecan› at bafl› kofluyordu içimde. Hayallerim ve an›lar›m birbirine kar›flm›flt›. Bu kar›fl›kl›¤›n içinde ne hissetti¤imi bilmiyordum, hem bunu düflünebilecek durumda de¤ildim. Seni görecektim ve y›llar›n özlemini gerillaya kat›lma yolculu¤unda att›¤›m her ad›mda biraz daha geride b›rak›yordum. Nas›l da derin izler b›rakm›flt› içimde. O izleri daha yeni ad›m att›¤›m gerilla yaflam›n›n hayalleriyle dolduruyordum kendimce. Gerilla hayallerimde ayr›l›klara yer yoktu. Ayr›l›¤›n hayatlar›m›za düflürdü¤ü izleri silmeye ömür yetmiyordu, sanki büyüdü¤üm o kasaban›n içinden geçen bütün yollar bir ayr›l›ktan bir ayr›l›¤a do¤ru aç›l›yordu. Çocuklu¤umuzda nefleyle söyledi¤imiz marfllar› da ayr›l›klar›n gölgesinde hayk›rmaya bafllam›flt›m. Sesinin dalga dalga yay›ld›¤› o meydanlarda ne kadar

hayk›rd›ysam özlem tak›l›yordu sesime ve orada olmad›¤›n› bile bile seni aramaya bafll›yordum. Ayr›l›¤›n bir rengi yok, ne kadar tarif etmeye çal›flsam da, bir taraf› hep tarifsiz kal›yor biliyorum. Onun için de sadece diyorum ki ayr›l›k zordur. Tabii senden ayr›lmak çok daha zordu, nefes alamamak gibi, kendi içine gömülmek gibi, hayat›n en orta yerinde kendini bir anda k›y›ya çekmek gibi... Özgürlük tutkusu ve sen, beni sonsuz bir dünyaya giriyormuflum gibi çekiyordunuz. Geçmifl ve gelecek, içinde bulundu¤um an, hepsi seni görme hayalimin içinde eriyip gidiyordu. Geçmiflte paylafl›lanlardan daha yüce duygular›, sevinçleri paylaflmaya geliyordum. Seninle özgür bir ortamda karfl›laflacakt›m y›llar sonra. Yeni bir ortam ve sadece orada yaflayanlar›n bildi¤i kendilerine ait yaflam. Ben de bu yaflam›n bir parças› olacakt›m. Ve seni görecektim, bu yeni hayat›m› seninle paylaflacakt›m. ‹çimdeki karlar eriyor ve yüre¤imin doru¤undan eteklerine do¤ru ak›yordu. Bir de berfinler açm›flt› yüre¤imde. Bütün berfinlere senin ad›n› veriyordum flaflk›n heyecan›mla. Özgür bir yaflam› yaratan savaflç›lardan biri olarak seninle bir arada yaflayaca¤›m›z günlerin hasretiyle yan›p tutufluyordum. Botan’da oldu¤unu biliyor ve bir an önce oraya ulafl›p seni gerilla elbiseleriyle görmek istiyordum. Ama yollar uzam›fl, da¤lar daha bir yükselmiflti sanki. Ben yürüdükçe yollar daha da uzuyordu. Senin bulun-

du¤un yerlere ulaflmak için hayat›m›n en büyük çabas›n› sarf ettim, çok u¤raflt›m, ama hep engeller ç›kt› karfl›ma hiç hesapta olmayan. Pes etmedim, umudumu, hayallerimi teslim etmedim engellere. Ne olursa olsun ulaflacakt›m sana, flöyle boydan bir resim çekecektim seninle. Sana birçok kez not yaz›p hissettiklerimi anlatmaya çal›flt›m, ama notlar›m›n cevab›n› alamad›m. Belki hiçbiri ulaflmad› sana, ama yine de sana ulafl›r diye yazmaktan vazgeçmedim. Seninle bir gerilla ateflinin bafl›nda koyu bir sohbete dalm›flças›na yazd›m bütün notlar›m›. Her yazd›¤›m kelimede özlem bir parça daha büyüdü yüre¤imde. Art›k özlemin a¤›rl›¤› alt›nda ezilmiyordum, kendimi yeniden ve yeniden var etmeyi ö¤renmifltim ayr›l›klarda, tarifi imkans›z özlemler denizinde. Her gelen ve geçen gruplar›n içinde senin yüzünü arad›m. Zaman›n bile hükmünü geçiremedi¤i, çocukluk hat›ralar›m›n içindeki en tan›d›k yüzü, göremedim. Kaç y›l geçti böyle bilmiyorum, hiç hesab›n› tutmad›m, takvim yapraklar›na dökmedim bu zamanlar›. Sadece umuttu içimin takviminde zaman› gösteren. Ve karfl›laflamad›k. Çok sonralar› seninle birlikte olan arkadafllar›n anlat›mlar›nda geldim yan›na. Seni görenlerin gözlerinde arad›m seni. Dudaklar›ndan dökülen kelimelerde izini sürdüm. Onlar›n bir parças›yd›n, bunu hissediyordum ve gurur duyuyordum seninle. Sevgiyle ve özlemle söz ediyorlard› onlar


SERXWEBÛN Temmuz 2008

w.

ww

çal›flm›fllar seni ve son nefesini onlar›n kolunda vermiflsin. Daha önce de defalarca yaralanm›fls›n, ama bu... Sen flehit düflmüfltün, fakat ben bilmiyordum. Hep seni görebilmenin hayallerini kuruyordum. Herkes, en yak›n›mdaki arkadafllar bile duymufltu flehit düfltü¤ünü, ama kimse bana söylemeye cesaret edemiyordu. Çünkü sana ba¤l›l›¤›m›, sevgimin büyüklü¤ünü biliyorlard›. Kald›ramayaca¤›m› düflünüyorlard› ki, gerçekten de kald›racak güçte de¤ildim. Bir tesadüf sonucu bir y›l sonra flehit düfltü¤ünü ö¤rendim. Öylesine derinden yaraland›m ki, sanki içimde hayat durdu. Böyle bir fleye inanmak istemiyordum. Hep beklemifl, hep görmek istemifltim. Bir anda hayallerimin parçalanmas›n› kald›ramad›m. Nitekim ilk gösterdi¤im tepki, gidip bir sald›r›da flehit düflme istemi oldu. Fakat partinin ö¤rettikleri a¤›r bast› ve senin intikam›n› alman›n sadece flehit düflerek olmayaca¤›n› anlamaya bafllam›flt›m. Önemli olan seni her yönünle, her özelli¤inle hissetmek ve yaflamakt›. Bunun sözünü verdim ve senin bafllatt›¤›n yolda güçlü bir yürüyüflçü olma kararl›l›¤›na ulaflt›m. Bir de seni kelimeler kayboluncaya kadar anlatmak istiyordum. Ama duygular›m›n yo¤unlu¤u küçük bir yaz› dahi yazmam› engelliyordu senin hakk›nda. Yüre¤imi ezip geçen o özlem dalgalar›n›n içinde hangi kelimelere tutunup yazaca¤›m› bilmiyordum. Seni ifade edecek sözcükler bulam›yordum. Kelimeler anlamlar›n› yitiriyordu seni düflündü¤ümde. Bununla birlikte flehitleri yaflatman›n bir yolunun da flehitler için yaz›lan yaz›lar oldu¤unu biliyordum. ‹flte flimdi, her ne kadar beceremezsem de bunu yapmaya çal›fl›yorum. San›r›m ne seni ne de benim duygular›m› ifade edebilir yazd›klar›m. PKK’de yoldafll›k, kardefllikten öte bir duygudur. Ben de hem kardeflimi hem de yoldafl›m› kaybettim. Bilmeni isterim ki birbirimizi görmeye hasret kalm›flsak da hep seni görürcesine daima içimde yaflataca¤›m.

ew e. c

hem de nihayet seni görecektim. Günler geçiyor, gruplar geliyor, e¤itim gücü toplan›yordu, ama hiçbir grubun içinde sen yoktun. Her gelen gruba, her arkadafla ilk seni soruyordum, kimi bir sonraki grupta gelecek dedi, kimi sessizli¤e büründü, ama ben hiçbir zaman görüflemeyece¤imiz yönünde bir umutsuzlu¤a kap›lmad›m. Çok sonra duydum, seni sab›rs›zl›kla bekledi¤im o günlerde flehit düfltü¤ünü. Uzun süreden beri alanda kalm›fl olmandan dolay› araziyi çok iyi tan›yordun. Hem zaten oralar bizim büyüdü¤ümüz topraklar›n bir parças›yd›. ‹yi bildi¤in bu topraklarda hep öncüsüydün gruplar›n. En zor alanlarda, en zor koflullarda, mevsimlerin yol açt›¤› zorluklara inat en önde. ‹ç eyaletlere geçecek bir grup arkadafl› Gar›sa’ya götürmek üzere yola ç›km›fls›n›z. Yol tehlikelerle doluydu ve pusularla bölünüyordu. Kaç defa geçmifltin o pusulardan bilmiyorum belki, ama her defas›nda gruplar› can›n pahas›na koruyup geçirdi¤ini biliyorum. Bu son geçiflinde de öyle yapm›fls›n. Yan›ndaki grubu geçirirken yine en öndeymiflsin. Sessizce yol al›rken, gecenin karanl›¤›na gizlenmifl pusudan mermiler ya¤m›fl üzerinize dört bir yandan. Bu pusuda dört arkadafl flehit düflmüfl, sen de a¤›r yaralanm›fls›n. Arkadafllar var güçleriyle pusu yerinden ç›karmaya

ne t

da benim gibi. O bahsettikleri zamanlarda seninle birlikte olabilmek için neler vermezdim bir bilsen. Duydum ki sen de benim kat›ld›¤›m› ö¤renmifl, ama yafl›m küçük oldu¤u için inanmam›fl ve “mümkün de¤il” demiflsin. Gerçi sen de kat›ld›¤›nda küçüktün, ama senin hakk›nda arkadafllar›n anlatt›klar› yafl›n›n çok üstünde bir emek sarf etti¤ini gösteriyordu. Fedakâr, iliflkilerinde ölçülü, yaflam›nda olgun bir duruflu var kelimeleriyle bafll›yordu hakk›ndaki bütün anlat›mlar. Bütün bunlar› büyük bir gururla dinliyor, seni tan›mayanlara gururla, bafl›m dik, O, benim kardeflimdi diyordum. ‹çimde bir ömür boyu özlemin derin s›z›s›n› duyumsayaca¤›m kardeflim. O’nu bir defa olsun görebilmek için bütün engelleri aflmaya amade oldu¤um kardeflim. Sen içimdeki hayallerin kayna¤›yd›n. Sen geçmiflten gelece¤e izini sürdü¤üm en büyük özlemimin ad›yd›n. Sen ayr›l›klar›n yaratt›¤› o sonsuzlukta üzerime durmadan ya¤an ya¤murdun. Ve yüre¤imdeki f›rt›nalar›n ortas›nda dudaklar›m›n k›y›s›na konan tebessümdün. ‹çinde bulundu¤un yo¤un pratik çal›flmalardan dolay› e¤itim görememifltin. Arkadafllar›n seni e¤itime gönderece¤ini duydu¤um zaman çok sevindim. Hem senin ideolojik olarak geliflimin aç›s›ndan önemli bir f›rsatt›,

om

76

Mücadele arkadaflfl›› ve kardeflflii Jîyan fi fi››rnak


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

77

ne te we .c om

YOL

“Onlar gecenin y›ld›zlar›n› izleye dursunlar, ben de onlar› seyre koyuldum. Her biri ayr›

yaflamlardan gelmifl insanlar. Her birinin ayr› öyküsü, ayr› geçmifli var. Oysa flu an günün do¤mak üzere oldu¤u flu sabah vakti hepsi tek ve ayn› foto¤raf› veriyorlar. Terden ve yorgunluktan s›r›ls›klam olmufl insan gö¤üsleri... Gecenin rüzgar›nda savrulmufl,

da¤›lm›fl kad›n saçlar›... Silah›n so¤uk demirine yaslanan omuzlar... Ben bunlar› düflünürken, geride kalan son gerilla da uzanmakta olan toplulu¤a ulaflt›. Belli ki yükü a¤›rd›”

ww

w.

Ben bunlar› düflünürken, geride kalan son gerilla da uzanmakta olan Ad› soyad›: Firaz YUNUS toplulu¤a ulaflt›. Belli ki yükü a¤›rd›. Kod ad›: Firaz Sallana sallana dengesini güçlükle Do¤u yeri ve tarihi: Abre/Derik, 1973 ayarlayarak yan›m›za geldi. Onun da Mücadeleye kat›l›m tarihi: 1992 di¤er gerillalar gibi hemen uzanaca¤›n› düflündüm. Ama uzanmad›. DimBotan dik ayakta durarak uzanmakta olan fiehadet tarihi ve yeri: 1 Ekim yirmi befl arkadafl›na soluk solu¤a 2000/Kurtek/Güney Kürdistan seslendi. Yorulmufltu ve uykusuzdu. Uzun zamand›r bo¤az›ndan bir lokma geçmemiflti. Sitemkar bir sesle flu sözleri söyledi. Uzun bir yürüyüfl sonras›yd›. Tüm “Kürdistan ne yana düfler?” gece boyunca yürümüfl, yorgunluktan Uzanmakta olan gerillalardan her bitmifl bir halde sabaha ulaflm›flt›k. hangi bir ses ç›kmad›. Soruyu soran Günün a¤armas›na k›sa bir zaman kalm›flt› ki, t›rmanmakta oldu¤umuz Firaz’d› ve arkadafllar›n›n bafl›na dikilda¤›n en yüksek noktas›na ulaflt›k. mifl, cevap bekliyordu. Sanki kimse Yolculuk henüz bitmemifl, k›sa bir ara- O’nu duymam›flt›. Bu da¤ zirvesinde dan sonra devam edecektik. Tüm geril- büyük bir sessizlik sürmekteydi. Salalar kendilerini toprak üzerine b›rakt›- dece rüzgar›n sesi duyuluyordu. Ama lar. Hiçbir fleye ald›rmadan s›rt üstü ben, Firaz’›n sözlerini herkesin çok iyi uzan›p, kaybolmak üzere olan gecenin duydu¤undan emindim. Emin olduson y›ld›zlar›n› izlemeye koyuldular. ¤um di¤er bir fley ise bu sessizlik içinOnlar gecenin y›ld›zlar›n› izleye dur- de hepsinin bu soruya cevap aramakta olduklar›yd›. Sessizlik duymamak sunlar, ben de onlar› seyre koyuldum. Her biri ayr› dünyalardan ayr› ya- anlam›na gelmiyordu. Cevap gelmeyince Firaz bir kez daflamlardan gelmifl insanlar. Her birinin ayr› öyküsü, ayr› geçmifli var. Oy- ha konufltu. Sesi k›zg›nd›. “Size Kürdistan ne yana düfler desa flu an günün do¤mak üzere oldu¤u flu sabah vakti hepsi tek ve ayn› foto¤- dim” Art›k cevap verme zaman› gelmiflti. raf› veriyorlar. Gerillalardan baz›lar› toprak üzerinde Terden ve yorgunluktan s›r›ls›klam oturur bir hal ald›. olmufl insan gö¤üsleri... Biri kuzeyi gösterdi ve dedi ki “kuGecenin rüzgar›nda savrulmufl, dazeye düfler.” ¤›lm›fl kad›n saçlar›... Di¤eri güneyi gösterdi ve dedi ki Silah›n so¤uk demirine yaslanan omuzlar... “güneye düfler.”

Öteki bir da¤› gösterdi ve dedi ki “o da¤›n ötesine düfler.” Bir di¤eri gecenin son y›ld›z›n› gösterdi ve dedi ki “o y›ld›z›n ard›na düfler.” Bir kad›n gerilla “biz neredeyiz ki?” diye sordu. Bir baflkas› “gerçekten biz neredeyiz?” diye soruyu tekrarlad›. Herkes sustu. Büyük bir sessizlik oldu. Rüzgar terli yüzleri bir kez daha okflad›. Sonra tekrar konufltular. Herkes bir yön söyledi, herkes bir taraf› iflaret etti. Herkes aramakta oldu¤u o tad›, gizemli ülkeyi tarif etmeye çal›flt›. Bütün yönler bütün yollar birbirine kar›flt›. Yine sessizlik oldu. Herkes kendi y›ld›z›na döndü. Sessizli¤i komutan›n sözleri bozdu. Aya¤a kalkt›lar, s›raya girdiler ve karanl›k içindeki o yola düfltüler. Ne zamand›r yürüyorduk, içimizde kimse bunu hat›rlam›yordu. Art›k her fley bizim d›fl›m›zda cereyan etmekteydi. Yürüyüfle ne zaman bafllam›flt›k ve daha ne kadar yürüyecektik? Bunu bile düflünemez olmufltuk. Sadece yürüyorduk. Yirmi alt› kifliydik. Yürüyüfle ilk bafllad›¤›m›z an, önümüzde a¤açlar aras›nda uzay›p giden bir yol vard›. Önce onun üzerinde ilerlemeye bafllad›k. A¤açlar›n dallar› zaman zaman yüzümüze çarpmaktayd›. Biz ilerledikçe gün karard›. Yol karanl›¤›n içinde kayboldu. Biz de yolun peflinden karanl›¤›n içine girdik. O ince yolumuz flimdi büyük bir genifllik olmufl ve her yöne gitmekteydi. Ve


SERXWEBÛN Temmuz 2008

w.

ww Firaz Baz (Firaz Yunus)

Bir öncü vard› ve ard›ndan gerillalar. Öncü yürüyordu ve ard›ndan gerillalar ad›m ad›m ilerliyordu. Öncü bir ad›m at›yor ard›ndan bir ad›m daha. Karanl›k içinde ad›m ad›m yol aç›l›yordu. Ve bu yol zamanla geniflliyordu ve tüm karanl›¤› kapl›yordu. Çevremize doluyordu. Anlad›m ki yol yoktu. Yol yap›c›lar› vard›. En s›k ormanlarda, en geçilmez uçurumlarda yol yapanlar vard›. Ad›m ad›m yürüyüp karanl›k içinde yol alanlar vard›. Firaz Baz! Ekim 2000 tarihinde Kurtek geçidinde Talabani’ye ait peflmergeler taraf›ndan bafl›ndan vurularak topra¤a düfltü. Derik’in Abre nahiyesinden ç›k›p sekiz y›l boyunca yapt›¤› ve yürüdü¤ü yol O’nu Kurtek’e getirmiflti. Bütün Zagros, bütün Botan ve bütün Güney’i yürümüfl, aramakta oldu¤u ülkenin yolu Kurtek geçidine getirmiflti O’nu. Saat gecenin yar›s›n› gösteriyordu. Çat›flman›n en k›zg›n an›yd›. Yirmi alt› gerilla Kurtek geçinde k›yas›ya bir çat›flma içindeydiler. Karanl›k içinde ›sl›k çalarak gelen bir mermi Firaz’›n bafl›na isabet etti. Firaz ilk önce aln›n›n orta yerinde büyük bir çarpma hissetti. Bafl› geriye do¤ru savruldu. Gökyüzündeki o y›ld›za ancak bakabildi. Kuzey ve güney kar›flt›. Dizlerinin üzerine düfltü¤ünü fark etti. Birkaç saniye sonra s›rt üstü topra¤a y›¤›ld›. Biri “Firaz düfltü” diye seslendi. Di¤eri “Firaz vuruldu” diye ba¤›rd›. Bir di¤eri sürünerek Firaz’›n yan›na geldi. O’nu tutup çat›flma alan›ndan ç›kard›. Bir kad›n gerilla Firaz’›n kan içindeki saçlar›n› okflad›. Bir baflka kad›n gerilla Firaz’›n y›ld›zlara bakmakta olan gözlerini kapatt›. En uzaktaki gerilla karanl›¤›n içine hayk›rd›, “Firaz yol oldu, Firaz Kürdistan oldu.” O gece yirmi befl gerilla Kurtek geçidinden açt›klar› yoldan geçip geldiler.

ew e. c

biz bu yol üzerinde neden bir yerlere ulaflmamak için yürüyorduk? Yolumuz tan›nmam›fl olana ulaflmak için vard›. Bazen yol bizi o ›fl›klara, tan›d›¤›m›z, bildi¤imiz o köylere ve flehirlere ulaflt›rd›¤›nda veya onlar›n yak›nlar›ndan geçirdi¤inde öldürülüyorduk. Ya kurflunlanarak öldürülüyorduk ya da kurflunlanmadan öldürülüyorduk. Daha sonra fark ettim, asl›nda yol yoktu. Karanl›k içinde hiçbir yön bulunmamaktayd›. Hiçbir yolun üzerinde de¤ildik. Hiçbir iz yoktu. Bizden önce hiç kimse yürümemiflti.

ne t

hiç bitmemekteydi, sonsuza kadar uzay›p giden bir yol üzerindeydik. Yol, bizim için ilk önceleri bafllan›l›p bitirilmesi gereken bir olgu iken, flimdi içinde yaflad›¤›m›z, sevdi¤imiz ve öldü¤ümüz bir olgu olmufltu. Yol bir yere ulaflmak için vard›. Bizim yolumuz ise hiçbir fleye ve hiçbir yere ulaflmamak için var oluyordu. Ulafl›lm›fl olan hiçbir fleye ulaflmamak için var olan bir yol üzerindeydik. Zaman zaman yolumuzun üzerine köyler, kasabalar, flehirler ç›k›yordu. Ama yolumuz bir türlü onlara u¤ram›yordu. Öyleyse bu yol neden vard› ve

om

78

Mücadele arkadaflflllar› ad›na Halil Da¤ Ekim/Kurtek


Temmuz 2008 SERXWEBÛN

79

ADI fifiEEH‹T

ne te we .c om

“ Yele¤imin iç cebine bak d edi. Hiç beklemeden elimi uzatt›m. Sanki

bir kan gölüne dald›rm›flfltt›m. Hemen çektim. ‹lk defa yoldafl kan›n›n s›cakl›¤›n› avuçlar›mda hissediyordum. Korkuyor muydum, yoksa

yoldafl ac›s› m› çekiyordum, bilmiyordum. Daha do¤rusu yaflflaad›klar›m› ay›rt edemiyordum. Tekrar denedim. Cebinden naylona sar›lm›fl küçük bir paket ç›kard›m ”

aln›n› sildi. Yaral› arkadafl›n sert yüz çizgileri daha da derinleflmiflti. Kal›n kafllar› ve iri gözleri vard›. Bazen gözlerini aç›yor, sonra kafllar›n› çatarak tekrar yumuyordu. Bawer arkadafl bana dönüp, “siz burada kal›n, biz biraz ilerleyip ba¤lant› kuraca¤›z” dedi. Aya¤a kalkt›, kayg›l› hareketlerle uzaklaflaca¤› s›rada “su isterse vermeyin” dedi. “Tamam” dedim. Eylem s›ras›nda gruplar birbirine kar›flm›fl di¤er bölükten olan hiç tan›mad›¤›m bu arkadafllarla birlikte kalm›flt›m. ‹simlerini daha sonradan ö¤rendi¤im bu arkadafllarla belki de y›llar›n tan›tamayaca¤› kadar yak›ndan tan›flm›flt›k. Konuflmad›k, gülmedik. Sadece yoldafll›¤›n bir parças›n› paylaflm›flt›k. Nereliydiler, kimdiler, nas›l yaflam›fllard›? Bilmiyordum. Bildi¤im “arkadaflt›lar.” Bu, güven duymam için ye-

ww

w.

S›cak bir gecenin içinde esen kaçamak rüzgarlar yüzümüze çarp›yordu. Gökyüzü kadar sessiz olan yeryüzündeki sessizli¤i, bir iki tafla çarparak kendisini hissettiren küçük derenin kenar›ndaki sazl›¤›n h›fl›rt›s› bozuyordu. Havan›n ayd›nlanmas›na bir iki saat kalm›flt›. Bawer arkadafl f›s›lt› ile “gidebiliriz” dedi. Tekrar yürümeye bafllad›k. Yo¤un bir gece yaflam›flt›k ve ben art›k ayaklar›m› hissetmiyordum. Sanki toprak ayaklar›m›n alt›nda kay›yordu. Vücudumun a¤›rl›¤›na ra¤men önümde yürüyen arkadafl›n temposundan kopmuyordum. Bafl›m› kald›r›p gökyüzüne bakt›m. O kadar sakin ve güzeldi ki, sanki bu gece yaflananlar› hiç duymam›fl ve görmemifl gibiydi. Yaral› arkadafl›, iki erkek arkadafl koflar ad›m tepeden indiriyorlard›. Zozanlar›n birbirine benzeyen vadileri ve yokufllar›n›n sakinli¤inde yank›lanan kurflun sesleri yavafl yavafl azal›yordu. A¤açs›z, düz arazide gözden kaybolmak oldukça zordu. Daha da acele ediyorduk, yaral› arkadafl yürüyemiyordu. Uzun boyuna ra¤men di¤er arkadafllar onu s›rtlar›na al›yordu. Yüzünü göremiyordum. Sadece “heval” diyen inleme sesini duyuyordum. Ac›s› yans›tt›¤›ndan daha derin olmal›yd›. Vadi dar yüksek tepelerin aras›nda kayal›kl› ve yar› a¤açl› bir flekilde uzan›yordu. Buras› güvenilirdi. En az›ndan k›sa bir süre dinlenmek için uygundu. Bawer arkadafl, yaral› arkadafl› yere yat›rarak kefiyesini de bafl›n›n alt›na yast›k yapt›. Sonra eliyle onun yana¤›n› ve

terliydi. Yoksa hiç tan›mad›¤›m bu co¤rafyada ve düflmana bu kadar yak›n bir yerde nas›l durulabilirdi. Yaral› arkadafl gözlerini a¤›r a¤›r açt›. Elini kald›rmak istedi, ama yapamad›. Bir fley istiyor olmal›yd›. Yaklaflt›m. “Heval bir fley mi istiyorsun” dedim. “fiehit düflece¤im, biliyorum” dedi. Her yaral›n›n yaflad›¤› ruh hali miydi bu, yoksa gerçekten mi hissediyordu bilmiyorum, tek bildi¤im onun söyledi¤i bu sözlerle birlikte elimin aya¤›m›n birbirine doland›¤› ve hissetti¤im derin çaresizlikti. Moral vermek için gülerek “Hay›r, tehlikeyi atlatt›k, arkadafllar ba¤lant› kurmaya gittiler” dedim. O ise hiç dinlemiyor gibiydi. Belki a¤r›s›ndan belki de inanmad›¤›ndan. Belki de çabalar›n olacaklar› durduramayaca¤›n› bildi¤inden. Ve


SERXWEBÛN Temmuz 2008 ‹flimiz bittikten sonra; “fiehit arkadafl›n ad› neydi” diye sordum. Yersiz bir soruydu cevap vermedi. Ben de tekrar etmedim. “Cihaz›n pilleri bitmifl. Ba¤lant› kuram›yoruz. Bu gece bir noktaya ulaflmam›z gerekiyor. Haz›rsan›z gidelim” dedi Bawer arkadafl. Yola koyulduk. Zozanlar›n serin rüzgar› esmeye bafllam›flt›. B›çak kesmez bir hüzün çökmüfltü vadiye. A¤aç gölgelerinin vurdu¤u patika boylu boyunca uzan›yordu. Yürürken birkaç saat önce yaflad›klar›m gözümde canlan›yordu. ‹çimi garip bir duygu kaplam›flt›. Gizli kalm›fl yaflanm›fll›klar›yla bir ömürdü önümde duran. Nereden geldi, neler yaflad› ve daha onlarca cevaps›z soru ile birlikte kime verece¤imi bilmedi¤im bir defter b›rakm›flt›. Bu ne ilkti ne de son. Gün ›fl›yordu...

nün kefiye ile örtüldü¤ünü görünce anlad›lar. Bawer arkadafl diz çöktü ve kefiyeyi açt›. Yaral› arkadafl›n yana düflmüfl bafl›n› düzeltti. Çok yavafl, incitmek istemezcesine anl›ndan öptü. Sonra yüzünü tekrar kapatt›. A¤l›yor muydu? Göremiyordum. Di¤er arkadafl çoktan uzaklaflm›flt›. Bir kayaya yaslanm›fl sigara içiyor, göz yafllar›n› siliyordu. Çok gençti. Çocuk say›l›rd›. Bir arkadafl›n› kaybetmek için çok erkendi onun için. Bawer arkadafl yan›na gitti. Bir fleyler söyledi sonra kalk›p geldiler. Bawer arkadafl; “Cenazeyi saklamam›z gerekiyor. Acele etmeliyiz. Sabah olmadan noktaya ulaflmal›y›z.” Silah flifliyle topra¤› kazmaya bafllad›k. Toprak parça parça sökülüyordu. Birazdan ona arma¤an verece¤iz, birazdan kendimizden bir parçay› ona kataca¤›z. Toprakla olan iliflkide yeni bir ba¤ olufluyordu. Cenazeyi yavaflça yerlefltirdik. Kefiyemi tekrar örttüm. Sonra avuçlar›m›zla topra¤› flehit arkadafl›n üzerine att›k. Bawer arkadafl›n yüzünde hiçbir ifade yoktu. Çok acele hareket ediyor ve etraf›na hiç bakm›yordu. Di¤er arkadafl sürekli a¤l›yor. Nöbet tutmas› gerekirken sürekli yan›m›za geliyor, uyar›l›nca geri dönüyordu. Bense sanki bir filmin içine kazayla düflmüfl gibiydim. Bazen, cebimdeki naylon pakete dokunuyordum. Ve yaflad›klar›m›n rüya de¤il de gerçek oldu¤unu anl›yordum. Sabah› bekledi¤im, yaflam›m›n en uzun gecesiydi.

ww

w.

ne t

uzay›p giden belkiler... Elini kald›rmay› tekrar denedi, ama olmad›. “Yele¤imin iç cebine bak” dedi. Hiç beklemeden elimi uzatt›m. Sanki bir kan gölüne dald›rm›flt›m. Hemen çektim. ‹lk defa yoldafl kan›n›n s›cakl›¤›n› avuçlar›mda hissediyordum. Korkuyor muydum, yoksa yoldafl ac›s› m› çekiyordum, bilmiyordum. Daha do¤rusu yaflad›klar›m› ay›rt edemiyordum. Tekrar denedim. Cebinden naylona sar›lm›fl küçük bir paket ç›kard›m. “Bunu...” dedi, bütün gücünü zorlayarak, ama yetmiyordu, bir türlü devam› gelmiyordu kelimesinin. Defteri vermemi istedi¤i ismi söyleyecekti, ama söyleyemedi. Bafl› yana düfltü. O gün ö¤rendim ki kelimelerin bazen cümle olmaya gücünün yetmedi¤ini. Kanl› elimle aç›k kalan gözlerini kapatt›m. A¤lad›¤›n›, güldü¤ünü, k›zd›¤›n›, umutland›¤›n› göremedi¤im bu insana karfl› ilk ve son görevimi yapm›flt›m. Ne kadar da genç görünüyordu. Bo¤az›m dü¤ümlendi. Hiçbir fley hissetmiyor gibiydim. Kefiyemi ç›kart›p yüzünü örttüm. Savafl neler ö¤retiyordu bizlere. Önce insan olmay›, sonra topra¤›n› sevmeyi ve topra¤›n›n u¤runa ölmeyi ö¤retiyordu. Her fleyi ö¤rendik, ama yoldafltan kopmaya al›flamad›k. Bu, topraklara ba¤lanma gerekçelerimizdendir. fiu an bunu daha derinden hissediyorum. Bawer ve ad›n› bilmedi¤im di¤er arkadafl geldiler. Yaral› arkadafl›n yüzü-

ew e. c

om

80

Düzeltme Anı yazısını yayınladığımız Bager arkadaşın soyadı yanlış yazılmıştır. Okuyucularımızdan özür diliyor ve doğru sicil bilgilerini yayınlıyoruz. Adı soyadı: Mesut Yıldız Kod adı: Bager Doğum yeri ve tarihi: Varto,1973 Şehadet tarihi: 26 Kasım 1993 ✪

12 Mart 2008’de Besta’nın Hezil vadisinde çıkan çatışmada şehit düştüğü belirtilen Lokman İsmail (Şiyar Muxtar) arkadaş şehit düşmemiştir. Yanlıştan dolayı okuyucularımızdan özür diliyor ve şehit düşen arkadaşımızın bilgilerini yayınlıyoruz.

Ad›, soyad›:Ali ‹so Kod ad›:fiiyar Zerdeflt Do¤um yeri-tarihi:Halep 1982 fiehadet tarihi:12 Mart 2008 Geliyê Hezil vadisi/Besta


ne te we .c om Ad›, soyad›:Lokman Coflkun Kod ad›:Berxwedan Siirt Do¤um yeri-tarihi:Siirt 1982 fiehadet tarihi:31 Mart 2008 Besta/Botan

Ad›, soyad›:Abbas Beyaz Kod ad›:Welat Faraflin Do¤um yeri-tarihi:Baflkale 1988 fiehadet tarihi:31 Mart 2008 Besta/Botan

Ad›, soyad›:Hasan Eren Kod ad›:Sidar Malazgirt Do¤um yeri-tarihi:Malazgirt 1978 fiehadet tarihi:25 May›s 2008 Tendürek/Serhat

Ad›, soyad›:Dicle Tolhildan Kod ad›:Leyla Hannan Do¤um yeri-tarihi:Afrin 1976 fiehadet tarihi:25 May›s 2008 Tendürek/Serhat

Ad›, soyad›:Leyla Peldek Kod ad›:S›lav Dersim Do¤um yeri-tarihi:Siirt 1980 fiehadet tarihi:25 May›s 2008 Tendürek/Serhat

Ad›, soyad›:Saadi Muradi Kod ad›:Aram Agir Do¤um yeri-tarihi:Merivan 1986 fiehadet tarihi:2 Temmuz 2008 TRT tepesi/Gabar

Ad›, soyad›:Abdullah Miroyimilan Kod ad›: Botan Serhat Do¤um yeri-tarihi:Maku 1985 fiehadet tarihi:12 Temmuz 2008 Ovac›k/Dersim

Ad›, soyad›:Erhan Yurttafl Kod ad›:Kemal Do¤um yeri-tarihi:Elaz›¤ 1977 fiehadet tarihi:12 Temmuz 2008 Ovac›k/Dersim

Ad›, soyad›:Deniz Man›fl Kod ad›:Bedran Tolhildan Do¤um yeri-tarihi:Pazarc›k 1977 fiehadet tarihi:15 Temmuz 2008 Kato Jirka/Botan

Ad›, soyad›:Mikail Karakufl Kod ad›:Çiya Erzurum Do¤um yeri-tarihi:X›n›s 1983 fiehadet tarihi:15 Temmuz 2008 Kato Jirka/Botan

Ad›, soyad›:Zekeriya Hüseyni Kod ad›:fiervan Azadi Do¤um yeri-tarihi:Salmas 1987 fiehadet tarihi:15 Temmuz 2008 Kato Jirka/Botan

Ad›, soyad›:Abdurrahman Pat›r Kod ad›:Cahit Sason Do¤um yeri-tarihi:Batman 1979 fiehadet tarihi:17 Temmuz 2008 Genç/Bingöl

Ad›, soyad›:Hasari Günefl Kod ad›:Agit Roj Do¤um yeri-tarihi:Çeqalan 1975 fiehadet tarihi:18 Temmuz 2008 Yedisu/Bingöl

Ad›, soyad›:Faruk Sawati Kod ad›:Kawa Sine Sine 1978 Do¤um yeri-tarihi:S fiehadet tarihi:18 Temmuz 2008 Yedisu/Bingöl

ww

w.

Ad›, soyad›:Serbest Ören Kod ad›:Agit Goi Do¤um yeri-tarihi:Uludere 1984 fiehadet tarihi:31 Mart 2008 Besta/Botan

Ad›, soyad›:Fikriye Özpamuk Kod ad›:Avaflin Dicle Do¤um yeri-tarihi:Amed 1975 fiehadet tarihi:17 Temmuz 2008 Genç/Bingöl


ew e. c

ne t

w.

ww

Ali ร elik (Avarefl) 14 Haziran 2008, Yayladere/Bingรถl

om


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.