320

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 320 / Tebax 2008

ww

w.

15 A¤ u s to s At › l › m › s o y l u i n s a n e m e ¤ i n i n z a fe r id i r


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

dar kay›p vermeden ve ac› çekmeden bu sonuca ulafl›labilirdi. Sonuca ulafl›lamamas›nda içte PKK’nin, d›flta devletin çeteleflmesi ve bunda sorumlu tutulmas› gereken PKK Merkezi’nin rolüne sahip ç›kmamas› as›l engelleyici etkenler olmufltur. Devletin de PKK’nin de kazanmad›¤›, çok fley kaybetti¤i aç›kt›r. Buna karfl› tarih boyunca sinsi ve iflbirlikçi olan Kürt feodal üst tabakas› ç›karlar›n› iyi yürütmüfltür. Güney Kürdistan’daki geleneksel afliret önderli¤i, Türkiye’nin PKK ile girdi¤i savafl›m›n en kritik an›nda kendince önemli ç›karlar karfl›l›¤›nda en büyük ihanete cesaret edebilmifltir. Cezaevinde ve savafl ortam›ndaki ihanetlerle karfl›laflt›r›l›nca, çok daha sinsi, planl› ve gizli yürütülen bu ihanet Türkiye’yi çete politikalar›na daha çok sar›lmaya teflvik etmifltir. Siyasiler yap›lar› gere¤i buna bafltan aç›k iken, ordunun da yaflad›¤› zorlanmayla bu politikaya yatmas› bugünkü Federe Kürt devleti’ne giden yolun bafllang›c›d›r. Türkiye yönetimi bu sonucu hiç flüphesiz beklemiyor, taktik bir iliflki olarak de¤erlendiriyordu; PKK’nin tasfiyesiyle bitirilebilece¤ine emindi. Ayr›ca ABD’nin Irak planlamas›n›n gerçek boyutlar›ndan habersizdi. ‹flbirlikçi Kürt önderli¤i amaçlar›nda daha bilinçli ve planl›yd›. Bunu hem PKK, hem TC ile iliflkilerinde ustaca uyguluyordu. Yüzeysel ve basit yaklaflan, pratikteki PKK ve TC komuta kademesiydi. Bu sürecin kapsaml› de¤erlendirilmesi birçok gerçe¤i ortaya ç›karacakt›r. Özellikle TC bünyesinde de klasik devlet anlay›fl› ile çeteci devlet anlay›fl› aras›ndaki iliflki ve çeliflkilerin ayd›nlanmas› büyük önem tafl›r. Devletin varl›¤›na karfl› sadece PKK’nin de¤il, devlet içinde de gerçek tahribat› hangi politikac›lar ve kurumlar›n yapt›¤› a盤a ç›kar›lmas› gereken temel hususlardand›r. Cumhuriyetin devrimci ilkelerinden tamamen kopuk, Türk islamc› sentez ad› alt›nda bambaflka bir devlet yap›lanmas›na do¤ru nas›l gidildi¤i; bunda Kürdistan’daki savafl›n rolü, Kürt afliretçili¤i, köy koruculu¤u ve geleneksel feodal dinci çevrelerin tarikatç›l›¤› yoluyla nas›l cumhuriyet karfl›t› ve ilerde Kürt Federe Devleti’ne benzer geliflmelere yol aç›labilece¤i de anlafl›lmak durumundad›r.

ww

w.

ne t

ew e. c

Partileflmenin ilk hamlesi daha zihniyet aflamas›nda Kesire, fiahin Dönmez vb taraf›ndan ifllemez k›l›nmaya çal›fl›l›rken, ikinci hamlesi çeteleflmenin elinde adeta can veriyordu. Buna önlem olarak düflünülen her hamle çetelerin oldukça kemikleflmifl yap›lar›nda eriyip gidiyordu. Buna ne Önderlik olarak bizim yetersizli¤imiz ne de devletin ve iflbirlikçilerin yönelimi yol açt›. Çeteleflmenin gücünü kestirememe ve etkili tav›rlar gelifltirememe as›l neden oldu demek daha gerçekçidir. Zafer ne önderli¤in ne de devletindi, zafer çetecili¤indi. Zaten devletin yan›ndaki köy korucular›n›n durumuyla ço¤u itirafç› olan çete elebafl›lar›n›n mevcut durumu bu olguyu daha iyi izah eder. Fakat devletin daha sonra iyice yap›flt›¤› bu silah bumerang etkisi gibi kendisini vuracak etkilere de sahipti. ‹lerde bu görülecekti. 1990’lar›n bafllar›nda daha boyutlu çeteler olarak düflünebilecek Güney’deki afliret önderlerinin desteklenmesi nas›l federe devlet olarak karfl›lar›na dikilmiflse, Kuzey’deki iflbirlikçi elebafl›lar› da köy koruculu¤u ve tarikatlar temelinde devletin hem siyasi hem askeri yap›s›nda art›k kolay kolay karfl›ya al›namaz bir a¤›rl›¤a oturmufltu. ‹çerik olarak Önderlik kurumu bu dönemde rolünü fazlas›yla oynam›flt›r. ‹deolojik, siyasi ve askeri çizgi sorunlar›n› oldu¤u kadar, temel kadro e¤itimi ve kitle iliflkileri, lojistik ve silahlanma çabalar›nda da fazlas›yla beklenen rol oynanm›flt›. Belki üslenme aç›s›ndan yer de¤iflikli¤i elefltirilebilir. Ama bunda da uzun süreli güvenlik içinde hareket olanaklar›yla karfl›laflt›r›l›nca, elefltiri gücünü yitirir. Çizginin pratik önderli¤inin ne siyasi ne askeri olarak o kadar haz›rlanm›fl olanaklara ra¤men rolünü oynamamas› en çok üzerinde durulmas› gereken husustur. Elde baflar›l› olabilmek için her fley vard›. Silahtan paraya, üslenmeden d›fl irtibatlara, kitle iliflkilerinden devlet iliflkilerine, her tür kadro ve savaflç› adaylar›ndan e¤itilmifl çok say›da askeri ve siyasi kadroya kadar varolan olanaklar sadece dürüst bir askeri, siyasi, örgütsel yönetimin elinde biçimlendirilseydi, geliflmelerin seyri çok baflka olurdu. Belki bir devlet iktidar›na ulafl›lmazd›. Kald› ki, pek de planlanmayan bir amaçt›r bu. Buna ra¤men demokratik bir çözüme rahatl›kla ulafl›labilirdi. Hem de taraflar o ka-

om

Çeteci devlet anlay›fl› iyi ayd›nlat›lmal›d›r

* Bu yazı Rêber Apo’nun “Bir Halkı Savunmak” kitabından alınmıştır


‹çindekiler

ne te we .c om

15 A¤ustos At›l›m ruhunu her alanda hâkim k›lal›m Büyük 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na giriyoruz. Bu tarihi at›l›m›n 24. y›ldönümünün, Ulusal dirilifl bayram›m›z›n baflta Önder Apo olmak üzere halk›m›za ve tüm yoldafllara kutlu olmas›n›...((7’de)

ka seçene¤imiz yoktur Baflflaarmaktan baflflk Kürdistan halk›n›n en yüksek iradesini temsil eden Kongra Gel, 6. Ola¤an Genel Kurulunu baflar›yla gerçeklefltirmifltir. Bu baflar›n›n zeminini ‹mral› iflkence sistemine karfl›... (21’de)

malara yüklenelim Serhildan ruhuyla çal›flflm Baz› dönemler vard›r ki, kader tayin edicidir. Hareket ve halk olarak, tam da böyle bir süreçten geçmekteyiz. Büyük tehlikeler kadar, büyük kazanma imkanlar› bulunmaktad›r. Ancak gelece¤imizin nas›l... (31’de) Bana ba¤l›l›k beni anlamaktan geçer

AKP Önümüzdeki Dönemde de Savafl Hükümeti Olacakt›r

egemenlik mücadelesinde klikler aras›ndaki çat›flma belirli bir aflamaya gelmifl bulunmaktad›r. Gelinen aflamadaysa iktidar üzerine mücadele eden bu hâkim klikler aras›ndaki çat›flma, bir uzlaflma noktas›na getirilmifltir. Anayasa Mahkeme’sinin AKP’yi kapatmamas›, ama suçlay›c› bir karar almas›, ayn› zamanda hükümet ile inkârc› sömürgeci savafl karargâh›...”((2’de)

ww

w.

“Türkiye’de

(Önder Apo) Benim ismimi kirletmeye çal›fl›yorlar Savunmam› yaz›yorum, bir bölüm kalm›fl. Buras› Baflbakanl›k Kriz Merkezi’ne ba¤l› de¤il mi? Avukatlar›m da biliyor. Buran›n.. (36’da)

Kirli oyunlar örgütlü çabalarla boflflaa ç›kar›lacakt›r Toplumsal alanda egemen güçlerin üzerine en fazla durdu¤u kesimlerin bafl›nda kad›n ve gençlik gelmektedir. Egemen güçlerin bu yaklafl›mla... (45’te)

15 A¤ustos ayd›nlatand›r görkemlidir hesap sorand›r 15 A¤ustos At›l›m› Kürdistan devriminde nihai zafere ulaflman›n bütün olanaklar›n› ve yöntemlerini ortaya koyarak, baflar› için do¤ru çal›flma... (51’de)

Kültür sanat insan› olmak Kürt halk›n›n dirilifl öyküsünü ifade eden 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›n› geride b›rakt›¤›m›z bugünlerde, Kürt halk› olarak bu dirilifl gü... (69’da) Da¤lara öyle çok yak›flfl››rd›n ki Takvim yapraklar› 2001 y›l›n›n s›cak bir Haziran gününün ö¤leden sonras›n› gösteriyordu. Metina’n›n en yüksek tepelerinden birinde konumlan... (77’de) Ay ›flfl››¤›nda (An›) Kurejahro tepesinin bat›s›ndaki yükseltilerinde, sinsice çömelmifl, bir grup hayvan› and›ran kayal›klar›n aras›nda, ürkek turuncu bir ›fl›kla, a¤›r a¤›r t›rman›yormufl gibi yükselen ay... (79’da)


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

2

om

AKP ÖNÜMÜZDEK‹ DÖNEMDE DE SAVAfi HÜKÜMET‹ OLACAKTIR

flan kesimleri yeniden AKP’ye yönlendirmek Kürt toplumunda kafa kar›flfl››kl›¤› yaratmak ve AKP’den uzaklafla “K istiyorlar. Ve böylece özellikle yerel seçimlerde DTP’yi daraltmay› çal›flfl››yorlar. Hem içerde hem d›flflaar›da

psikolojik üstünlük sa¤lay›p yeni sald›r›larla Kürt Özgülük hareketini tasfiye etmeyi hesapl›yorlar. AKP’nin

ew e. c

ve ‹slamc› bas›n›n Kürt Özgürlük hareketi düflflm manl›¤› yaparak devlet içine yerleflflm mek istedi¤ini tüm

demokratik güçlere ve Türkiye toplumuna kavratmak gerekir. Ve böylece ‹slam inanc›n› sömürmek isteyen siyaset tüccarlar›n oyunlar› ortaya ç›kar›lmal›d›r” ulaflmalar›n› engellemifltir. Bunun bir sonucu olarak da Dolmabahçe Saray›nda uzlafl›lan özel savafl konseptine baflta CHP ve MHP gibi partiler ile ordu içerisindeki ulusalc› kesimlerin vermifl olduklar› destek de kesilmifl oldu. Bunun üzerine AKP ve kendini “K›z›l Elma” ittifak› olarak da adland›ran ulusalc› kesimler aras›nda süren çeliflki giderek fliddetlenen bir boyut kazanm›flt›r. Zaten AKP ve Ergenekon hakk›nda aç›lan davalar da bunun bir sonucu olarak gerçekleflmifltir.

ne t

Türkiye’de egemenlik mücadelesinde klikler aras›ndaki çat›flma belirli bir aflamaya gelmifl bulunmaktad›r. Gelinen aflamadaysa iktidar üzerine mücadele eden bu hâkim klikler aras›ndaki çat›flma, bir uzlaflma noktas›na getirilmifltir. Anayasa Mahkeme’sinin AKP’yi kapatmamas›, ama suçlay›c› bir karar almas›, ayn› zamanda hükümet ile inkârc› sömürgeci savafl karargâh› aras›ndaki iliflkinin bundan sonra nas›l olaca¤›n› belirlemifltir. Asl›nda bu durum, Zap operasyonunun yenilgisinden sonra Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen sald›r›da ittifak içinde olan siyasi güçlerin, bu ittifak›n da¤›lmas›ndan sonra Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülecek sald›r›n›n yeni siyasal dengelerini oluflturma biçiminde gerçekleflmifltir. Ergenekon üzerine son operasyonunun bafllamas›ndan önce Tayip Erdo¤an ile ‹lker Baflbu¤ aras›nda yap›lan görüflme, var›lan bu uzlaflman›n somut bir kan›t› olarak yer alm›flt›r. Ard›ndan yaflanan geliflmeler de var›lan uzlaflman›n boyutunun hangi aflamaya vard›¤›n› göstermifltir. 22 Temmuz seçimlerinden önce Yaflar Büyükan›t ile Erdo¤an aras›nda Dolmabahçe Saray›nda bir görüflme gerçekleflmiflti. Görüflmede yap›lan anlaflmalar ve var›lan uzlaflmalar, bir özel savafl konsepti olarak yaflanan geliflmelere damgas›n› vurmufltur. Ancak Kürt özgürlük hareketinin direnifli, Yaflar Büyükan›t ile Tayip Erdo¤an’›n hedefe

AKP’yi biraz daha terbiye ederek kullanacaklar

ww

w.

AKP ve “K›z›l Elma” ittifak› aras›ndaki süren bu çat›flma, en çok da özel savafl rejimi üzerinde ve bu rejimi destekleyen küresel sermaye güçleri üzerinde etkide bulunmufltur. Gerek özel savafl rejimi gerekse de küresel sermaye güçleri, süren bu çat›flman›n neden olaca¤› bu tahribat› ve siyasal alanda yaflanacak olan bofllu¤un doldurulamamas› karfl›s›nda a盤a ç›kacak olan geliflmelerin önünü alamayacaklar›n› gördükleri için bir an önce bu çat›flmaya son verilmesi ihtiyac›n› duydular. Genelkurmay›n merkezinde yer ald›¤› inkârc› savafl karargâh›, Ergenekon denilen ulusalc› kli¤in Avrasyac› ve uç kesimlerinin kendileri aç›s›ndan s›k›nt› yarataca¤›n› görerek Ergenekon davas› ile hem d›fl güçlerin deste¤ini almay› hem

de AKP’yi bir dönem daha iyi kullanmay› düflünmüfllerdir. Kürt özgürlük hareketine karfl› kullan›lacak siyasi bir güç olmad›¤› için AKP ile bir süre daha yürüme karar› alm›fllard›r. Ancak Anayasa Mahkemesinin AKP hakk›nda alm›fl oldu¤u kararla da AKP’yi biraz daha fazla terbiye etmifl olarak kullanacaklard›r. Asl›nda bu süreçten d›fl güçler de memnun olmufltur. Hem ABD karfl›tl›¤›n› gelifltirerek bunu flantaj olarak kullanmak isteyen ordu içindeki kesimler törpülenmifl, hem de AKP’nin ‹slami yan› biraz daha törpülenerek ABD ve Avrupa’n›n kullanaca¤› iflbirlikçi ›l›ml› ‹slam konusunda biraz daha yol alm›fllard›r. Bu durum ayn› zamanda inkârc› sömürgeci karargâhla d›fl güçler aras›nda da bir uzlaflman›n yarat›ld›¤›n› göstermektedir. D›fl güçler hem kendileri hem de Türkiye içindeki siyasi, ekonomik, bas›n-yay›n ve sivil toplum örgütleriyle AKP’ye Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda daha fazla destek verme karar› alm›fllard›r. Küresel sermaye ve özel savafl rejiminin ortak müdahalesi sonucunda yaflanan bu uzlaflman›n kesiflme noktas›n› ise özgürlük ve demokrasi mücadelemiz oluflturdu. AKP ve AKP yanl›s› bas›n›n Kürt özgürlük hareketine flimdiye kadar hiçbir bas›n›n ve siyasi hareketin yürütmedi¤i kadar bir özel savafl yürütmesi de önümüzdeki dönemde neler yaflanaca¤›n›n aç›k göstergesidir. Bu noktada diyebiliriz ki gerek mücadelemiz


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

aç›s›ndan, gerekse özel savafl rejimi aç›s›ndan yeni bir sürece girilmifltir.

Önümüzdeki dönemde inkârc› sömürgeci karargâh›n bütün kararlar› AKP taraf›ndan pratiklefltirilecektir. AKP hükümeti Çiller hükümetinden farkl› olmayacakt›r. AKP, Anayasa Mahkemesi karar›yla kapat›lmam›fl, ama kapat›lacak bir parti oldu¤u ortaya konularak inkârc› sömürgecili¤e göbekten ba¤l› hale getirilmifltir. AKP, bu nedenle daha fazla PKK ve Apo düflman› oldu¤unu göstermek için yo¤un bir gayret içine girmifltir. Mevcut devlet zihniyetine ve sistemine kendini kabul ettirmek için Kürt özgürlük hareketini “en iyi ben tecrit ederim, en iyi ben ezerim” mesaj›n› her gün uygulamalar› ile ortaya koymaktad›r. Önceleri Ergenekoncu denilen kesimler “en büyük PKK ve Apo düflman› biziz” diyerek dokunulmazl›k kazanm›fllarsa da, AKP de yürüttü¤ü iktidar mücadelesinde, en fazla PKK ve Apo düflmanl›¤›n› yaparak konumunu güçlendirmek istemektedir. Tüm ‹slamc› kesimler de devleti ele geçirmenin f›rsat› ve ifltah›yla PKK ve Apo düflmanl›¤›n› en çirkin biçimde yürüterek 90 y›ld›r mevcut devlet taraf›ndan doyumsuz b›rak›lmalar›n› flimdi aç gözlü bir biçimde telafi etmeye çal›flmaktad›rlar. Bu kesimin devlet d›fl› konumda tutulmufl olmaktan kurtulmak için yapmayaca¤› hiçbir fley yoktur. Bu aç›dan Kürt özgürlük hareketine karfl› düflmanl›klar›n› en kötü biçimde yürüteceklerini flimdiden söyleyebiliriz. Özel savafl merkezi de bunlardaki devlete yaranma dalkavuklu¤unu gördü¤ü için Kürt özgürlük hareketine düflmanl›¤› bunlar eliyle en üst düzeyde t›rmand›rm›fl durumda-

d›r. Art›k AKP ve AKP yanl›s› bas›n 1999 öncesi özel savafl merkezine ba¤l› bas›n gibi çal›flmaktad›r. Bilindi¤i gibi bu bas›n önemli oranda da bugün Ergenekon olarak tan›mlanan J‹TEM taraf›ndan yönlendirilmekteydi. Yak›n zamanda Serdar Turgut’un “nas›l da kullan›ld›k” demesi, ibret vericidir. Bunu söylerken tabi Kürt özgürlük hareketine karfl› özel savafl arac› olman›n itiraf›n› yapm›yor, sadece bugün teflhir olmufl Ergenekon taraf›ndan yönlendirilmesinin üzerinde b›rakt›¤› töhmeti ortadan kald›rmak istiyor.

ne te we .c om

AKP hükümeti Çiller hükümetinden farkl› de¤ildir

3

ww

w.

Türk devletinin Kürt özgürlük hareketini ezmek için yeni bir konsept benimsedi¤i, Kürt halk Önderine gösterilen yaklafl›mlarla netleflmifltir. Önderli¤e yönelik tecrit, psikolojik y›pratma uygulamalar› ve zorla saç kaz›t›lmas›, inkârc› sömürgeci karargâh›n Önderlikten bafllayarak Kürt özgürlük hareketine karfl› bir tasfiye hareketi bafllat›ld›¤›n› göstermektedir. Asl›nda ‹mral› sistemi; ABD, Avrupa ve tüm bölge gericili¤i ad›na Önderli¤in ideolojik ve siyasi olarak etkisizlefltirilmesine yönelik oluflturulan bir sistemdir. Güncel uygulamalarda Önderli¤in Kürdistan ve Türkiye siyaseti üzerindeki etkisini k›rmaya, böylece hem Kürdistan’da hem de Ortado¤u’da kendi politikalar›n› daha kolay uygulamaya yöneliktir. E¤er bir çözüm e¤ilimi olsayd›, en makul yaklafl›mlar› ortaya koyan Kürt halk Önderli¤ine böyle yaklafl›lmazd›. ‹nkârc› sömürgeci karargâh, mücadele gelifltikçe bu mücadeleden en fazla da Önderli¤imizi sorumlu tutarak ona yönelmektedir. Öyle anlafl›l›yor ki AKP yoluyla Önderli¤imizi daha kolay etkisizlefltireceklerini düflünmektedirler. AKP’nin son zamanlarda Apo ve PKK düflmanl›¤›n› artt›rtmas›, bu çerçevede görülmelidir. AKP de devlet içine yerleflmek için bu ifli gönüllü biçimde üstlenmifltir.

Özel Harp Dairesine çeki düzen veriliyor

Önderli¤in belirtti¤i gibi Özel Harp Dairesine çeki düzen veriliyor. Art›k Türkiye’nin Kürt özgürlük hareketine karfl› yürüttü¤ü savaflta Ergenekoncular fayda de¤il, zarar veriyor. Bu nedenle bunlar›n üzerine gidilmifltir. Çünkü bunlar hem d›fl dünya aç›s›ndan hem Güneydeki Kürtleri, hem de içerde daha genifl kesimleri Kürt özgürlük hareketine karfl› kullanma aç›s›ndan art›k olumsuz rol oynar duruma gelmifllerdir. Yoksa dün Kürt özgürlük hareketine karfl› “neden savaflt›n” diye bir suçlamada bulunmamaktad›rlar. Baz› kesimler, Ergenekon’un demokrasi karfl›t› oldu¤unu söylüyorlar. Türkiye’de demokrasi karfl›tl›¤›, Kürt sorununu çözmeme ve inkârc› zihniyetten dolay› ortaya ç›kmaktad›r. Çünkü Türkiye demokratikleflirse “Kürtlerin hakk› tan›n›r, böylece Kürtler üzerindeki asimilasyon politikas› son bulur” düflüncesiyle demokrasi karfl›tl›¤› yap›lm›flt›r. Ergenekon demokrasi karfl›tl›¤› yapm›flsa, en fazla da Kürt özgürlük hareketine karfl› sald›r›lar temelinde yapm›flt›r. Kürt sorununu çözümsüz b›rakmak, zaten Türkiye’nin demokratikleflmesini engellemektir. Kürt sorunu çözülmeden kimse Türkiye’nin demokratikleflti¤ini söyleyemez. Ergenekon denen Özel Harp Dairesinin kolu AKP kurulmadan öne vard›. Özellikle 1980-2000 aras› esas olarak da Kürt özgürlük hareketine karfl› kirli savafl karargâh› olarak kullan›lm›flt›r.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Ergenekon’un Kürdistan’da iflfllledi¤i suçlar›n›n a盤a ç›kar›lmas› gerekir

ww

w.

ne t

‹nkârc› sömürgeci karargâh, Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe bu tür örgütlenmelere ihtiyaç duyacakt›r. Dolay›s›yla bu tür örgütlenmelerin ortadan kalkmas› için ilk önce bunlar›n Kürdistan’da iflledikleri suçlar›n›n a盤a ç›kar›lmas› gerekir. Bu da yetmez, bu tür örgütlenmelere neden olan inkârc› sömürgeci anlay›fltan vazgeçilip Kürt sorununun çözülmesi gerekir. Bunun d›fl›nda her türlü dava, mahkeme, hatta cezaland›rmalar bu tür örgütlenmeleri ortadan kald›rmaz. Tersine Kürdistan’daki suçlar a盤a ç›kar›lmad›¤› müddetçe bu tür yarg›lamalar “bu iflleri Türkiye’de yaparsan›z suçtur, ama Kürdistan’da yaparsan›z meflrudur” anlam›na gelir. Yaflar Büyükan›t neden fiemdinli san›klar›n› korudu, ama mevcut generallerin tutuklanmas›na izin verdi? Bunu irdelemek ve anlamak bile mevcut davalar›n ne anlama geldi¤ini ortaya koyar. Sonuç olarak Ergenekon davas›, Kürdistan’daki olaylar› araflt›rmama kayd›yla aç›lm›fl ve böyle sonuçlanacakt›r. E¤er Kürdistan’a do¤ru yönelirse, Van Cumhuriyet Savc›s›n›n bafl›na gelenler, Kürdistan’daki olaylar› sorgulayanlar›n bafl›na da gelir. Çünkü zihniyet de¤iflmemifltir. Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe de de¤iflmeyecektir.

AKP ile Genelkurmay aras›ndaki yeni uzlaflma, Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda yaflanan ciddi bir s›k›flman›n sonucudur. Çünkü Kürdistan’da bu y›l özgürlük devriminin yaflanmas› ve gerillan›n direnifli, siyasal ibrenin Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesinden yana kaymas›n› beraberinde getirdi. Özel savafl rejiminin hâkim klikler aras›nda süren iktidar mücadelesinde sa¤lanan uzlaflmayla Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesi lehine olan bu ibrenin tersine çevrilmesi hedeflenmektedir. Hâkim klikler aras›nda sa¤lanan bu uzlaflmayla önümüzdeki dönemde özel savafl daha da t›rmand›r›lacakt›r. Türkiye’de siyasal anlamda ortaya ç›kan bu tablo ve AKP’nin savafl hükümeti haline gelmesi, ABD ve AB ülkeleri taraf›ndan da desteklenmektedir. Bunun bir sonucu olarak da küresel sermayenin önümüzdeki dönemde kendi ç›karlar› do¤rultusunda Türkiye’den rolünü oynamas› yününde istemleri ve beklentileri gündeme gelecektir. Özelikle de ‹ran’a yaklafl›mda Türkiye’nin kullan›laca¤›n› söyleyebiliriz. Türkiye, böyle bir kullan›lmaya yatk›n›d›r. Ancak Türkiye, “ ‹ran’a tümden yönelmemi istiyorsan›z siz de Güneyli güçler üzerinde bask› kurarak onlar›n benimle birlikte PKK’nin tasfiyesinde yer almalar›n› sa¤lamal›s›n›z” do¤rultusunda pazarl›k içinde olacakt›r. Bu aç›dan Güneyli güçlerin önümüzdeki dönemde olumsuzlu¤a girme ihtimalini de gözden uzak tutmamak gerekir. Tabii ki, Güneyli güçler de kendileri aç›s›ndan çok önemli destek almad›klar› taktirde bu tür bir yönelime girmeleri zordur. Özcesi birçok pazarl›k PKK üzerinden yürütülmeye devam etmektedir. AKP bile iktidar›n› PKK düflmanl›¤› üzerinden devam ettirmektedir. Radikal yazar› Murat Yetkin, bunu aç›kça yazm›flt›r. Genelkurmay›n PKK’ye karfl› kullanaca¤› baflka bir silah yoktur. “AKP’yi içine sindirmese de PKK nedeniyle desteklemektedir” diyerek Türkiye’deki siyasal gerçe¤in hangi eksende geliflti¤ini itiraf etmifltir. Bu yaln›z iç siyaset aç›s›ndan de¤il, d›fl siyaset aç›s›ndan da önemli bir durumdur.

Çat› partisi çal›flflm malar›na h›z vererek sonuç almak gerekir Türkiye’de yaflanan bu geliflmelere ba¤l› olarak Ortado¤u’da yaflanacak olas› geliflmeler, Kürt özgürlük mücadelesi aç›s›ndan da gözetilmesi ve ona göre tutum ve yaklafl›mlar›n gelifltirilmesini bir gereklilik haline getirmektedir. Buna göre de gerek ‹ran’la gerekse de Güneyli güçlerle iliflkilerde bu durumun gözetilmesi gerekecektir. Özellikle Güneyli güçleri bize karfl› kullanma durumunu bofla ç›karmak için hem ulusal birlik ça¤r› ve çabalar›n› artt›rmak, hem de ayn› zamanda bu tür olas› tehlikelere karfl› uygun bir flekilde deflifrasyon ve halk› bilinçlendiren, ilgili güçleri de uyar›c›, cayd›r›c› politikalar› bas›n-yay›n yoluyla gelifltirmek önem kazanmaktad›r. Kuzey Kürdistan ve Türkiye özgünlü¤ünde ise özel savafl rejiminin politikalar›n› bofla ç›karacak flekilde demokratik ulus yaklafl›m›m›z›n gerekleriyle birlikte, özellikle bu konudaki milliyetçi, sapt›r›c› ve bizi politikas›z b›rakmay› amaçlayan yaklafl›mlara karfl› Türkiye’de sol demokratik güçlerle ortak örgütlenme ve mücadelenin gelifltirilmesi yünündeki çabalar›n daha fazla gelifltirilmesi de bu gerçeklik içersinde yerini alacakt›r. Bu ba¤lamda özellikle çat› partisi çal›flmalar›na h›z vererek sonuç almak çok önemli olmaktad›r. Özellikle son Askeri fiura toplant›s› gösterdi ki, ordu ile hükümet tam bir mutabakat içinde, adeta Gürefl-Çiller dönemi gibi tüm güçleri ile hareketimize yönelik yo¤un bir sald›r› savafl› içine gireceklerdir. O nedenle de bir bütün olarak özgürlük ve demokrasi güçleri önümüzdeki dönemde fliddetlenecek olan çat›flmalara kendisini her bak›mdan haz›rlamas› gerekmektedir. Hiç kimse önümüzdeki sürece rehavet içinde yaklaflamaz. Gelecekte Türkiye yönetiminin bir demokratikleflme ve aç›l›m politikas› yoktur. 2007-2008 sonbahar ve k›fl›nda gördü¤ümüzden daha a¤›r sald›r›lar planlanmaktad›r. Geçmifl yöntemlerle ve sald›r›larla sonuç alamad›klar› için önümüzdeki dönemde bundan daha a¤›r bir sald›r›

ew e. c

Belki son zamanlarda AKP gibi güçleri de siyasi olarak hedeflemifltir. Ancak Kürt özgürlük hareketine karfl› yap›lanlar›n %1’i bile bu çevrelere yap›lmam›flt›r. Kald› ki Özel Harp Dairesi y›llarca Kürt özgürlük hareketine karfl› dini kullanm›flt›r. Zaten AKP ve AKP öncesi siyasi ‹slami güçler de özel savafl›n dini Kürtlere karfl› kullanmas›ndan yararlanarak palazlanm›fllard›r. Özcesi, Ergenekon, AKP karfl›t› oldu¤u için de¤il, PKK’ye karfl› savaflta mevcut inkârc› sömürgeci karargâh› zay›f b›rakt›¤› için törpülenmifltir. Yoksa Ergenekon’un rolünü oynayacak örgütlenmeler ortadan kald›r›lmam›flt›r. Bu tür örgütlenmeler bundan sonra da devam edecektir.

om

4


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

5 d›r. Türkiye tabii bu konuda Arap dünyas› ile ortak çal›flmaktad›r. Türkiye, Türkmenlerin hak elde etmesinden çok, Kürtlerin zay›f kalmas›n› gerektiren bir politika izlemektedir. fiu anda Kürtlerin pozisyonunda belirli düzeyde zay›flama vard›r. Çünkü Güneyli güçler tüm Kürtlerin gücüne dayanarak politika yapma yerine, d›fl dengelere dayanarak politika yapmak istedi¤i için d›fl dengelerin durumu önceki y›llara göre Kürtler için daha iyi olmay›nca, Kerkük konusunda pozisyonlar› zay›flam›flt›r. Güneyli güçler, tüm Kürtleri arkas›na alarak Kerkük’te tüm etnik ve dinsel topluluklar›n kat›laca¤› demokratik konfederal bir sistem kurulmas›n› teflvik etmeli ve Kerkük, konfederalizmi özgünlü¤ü ile bir statüyle Kürdistan’a ba¤lanmal›d›r. Çünkü Kerkük farkl› etnik ve dinsel topluluklar›n oldu¤u bir Kürt flehridir. Tüm bu siyasal gerçeklikler Kürt özgürlük hareketine karfl› Türkiye cephesinden çok boyutlu bir sald›r› gerçeklefltirilece¤ini göstermektedir. ‹ç siyasi dengeler kurulmufltur. D›flar›dan destek alm›fllard›r. Elden geldi¤i kadar Güneyli Kürtleri de Kürt özgürlük hareketine karfl› olumsuz bir pozisyona sokmaya çal›flacaklard›r. Tüm bu sald›r›lar› ideolojik sald›r› ve psikolojik savaflla tamamlayacaklard›r. Nitekim AKP yanl›s› bas›n ve Fetullahç›lar psikolojik savafl karargâh› gibi hareket etmektedirler. Sadece AKP yanl›s› bas›n de¤il, d›fl güçlerin iste¤iyle AKP hükümetine destek veren ve bunun için liberal sol denen kesimleri toplamaya çal›flan Taraf gazetesi de Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen ideolojik ve psikolojik savafl›n bir aktörü haline gelmifltir. ‹nkârc› sömürgeci güçler, sa¤›yla-soluyla tüm toplumsal kesimleri Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savaflta kullanarak bir ideolojik, siyasi ve toplumsal kuflatma yapmak istiyorlar. Bu durum karfl›s›nda ideolojik çal›flmalar›n, bas›n-yay›n kurumlar›n›n rolünü iyi oynamas› gerekmektedir. Çünkü ideolojik sald›r› ve psikolojik savaflla özellikle Türkiye halk›n› aldatmaktad›rlar. Bu da Kürt sorununun çözümünde s›k›nt› yaratmakta-

ne te we .c om

Bu Askeri flflûûra kadar savafl eksenli terfi ve tayinin yap›ld›¤› baflflkka bir “B Askeri fifiûûra olmam›flfltt›r. Bu da gösteriyor ki Ergenekon davas› ba¤lam›nda tutuklanan generaller, tamamen Kürt özgürlük hareketine karflfl›› yürütülen savaflfltta ellerini güçlendirmek için yapm›flflllard›r. Dikkat edilirse Orgeneral Saygun da bu terfi eden orgeneraller çerisindedir. Öyle anlaflfl››l›yor ki önümüzdeki dönemde Türk ordusuyla ABD ordusu aras›ndaki iliflflkkiler de bu generaller taraf›ndan sürdürülecektir”

Rusya ile ABD aras›nda düflflüük yo¤unluklu siyasi çekiflflm me sürecektir

Asl›nda AB, ‹ran konusunda ABD politikas›na yak›nlaflm›flt›r. Ancak Rusya’n›n sorun ç›kard›¤› söylenebilir. Gürcistan üzerindeki ABD-Rusya çekiflmesinin bir boyutu da ‹ran konusundaki çekiflmedir. Öyle anlafl›l›yor ki Rusya ile ABD aras›nda düflük yo¤unluklu bir siyasi çekiflme sürecektir. Bu da asl›nda ortaya ç›kacak yeni uzlaflmalar›n çekiflmesi olarak görülmelidir. ABD Rusya’ya, Rusya da ABD’ye baz› tavizler vererek iliflkilerinde yeni dengeler kurulacakt›r. Rusya, ABD’nin dünyan›n birinci hegamon gücü olmas›na savafl açmayacakt›r, ancak kendisinin de belli düzeyde dikkate al›nmas›n› sa¤layacak bir iliflkinin olmas›n› dayatacakt›r. Türkiye-‹ran iliflkilerini ABD-‹ran çekiflmesi belirleyecektir. Türkiye-‹ran iliflkilerinin eskisinden daha fazla geliflece¤ini sanmamak gerekir. Çünkü Avrasya ve ‹ran iliflkisini savunanlar zaten tasfiye edilmifltir. Bundan sonra ‹ran iliflkisi Türkiye için kullan›lacak bir flantaj olacakt›r. Ancak Türkiye’nin eskisinden daha fazla ABD yörüngesine girip ‹ran ile iliflkilerinin s›n›rlanmas› gündeme gelebilir. Ya da ‹ran geri ad›m atarsa Türkiye-Suriye iliflkilerine benzer bir Türkiye‹ran iliflkisi ortaya ç›kabilir. Çünkü flu anda Suriye ABD’ye direnen de¤il de bir fleyler kopararak kendisini yaflatmaya çal›flan bir ülke konumundad›r. Türkiye, ‹ran ve Arap dünyas› ile birlikte Kürtlerin Irak’ta zay›f konuma düflmesi için çal›flmaktad›r. Bu konuda belirleyici olan Türkiye de¤ildir. Arap dünyas›, Kerkük sorununda oldu¤u gibi gücünü kullanarak Kerkük’te Irak merkezi hükümetinin etkili olaca¤› bir statü oluflturmaya çal›flmakta-

ww

w.

içinde olacaklar› kesindir. Zaten askeri flûra’daki terfi ve tayinler tamamen savafl› en yüksek düzeyde sürdürecek komuta kademesinin içinden seçilmifltir. Öyle ki Ergenekon ile iliflkili oldu¤u söylenen ya da tutuklanan generallere yak›n olan generaller hem terfi etmifl hem de önemli görevlere getirilmifltir. Belki de bu askeri flûra kadar savafl eksenli terfi ve tayinin yap›ld›¤› baflka bir askeri flûra olmam›flt›r. Bu da gösteriyor ki Ergenekon davas› ba¤lam›nda tutuklanan generaller, tamamen Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savaflta ellerini güçlendirmek için yap›lm›flt›r. Dikkat edilirse Orgeneral Saygun da terfi eden bu orgeneraller içerisindedir. Öyle anlafl›l›yor ki önümüzdeki dönemde Türk ordusuyla ABD ordusu aras›ndaki iliflkiler de bu generaller taraf›ndan sürdürülecektir. Türkiye’de Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savafl›n d›fl deste¤i al›n›rken, Türkiye de ‹ran konusunda baz› tavizler vermifltir. Belki Türkiye flu anda ‹ran’a karfl› bir askeri harekat içinde yer alaca¤› sözünü vermemifl, ama siyasi olarak ABD’nin yan›nda yer alma, ‹ran üzerinde siyasi bask› yapma rolünü üstlenmifltir. Asl›nda Ahmedinecad’›n Türkiye’ye kabul edilmesi de böyle bir bask›y› yürütmek için olmufltur. ABD ve ‹srail bu temelde Ahmedinecad’›n Türkiye’ye gelmesine izin vermifltir. Son zamanlarda Avrupa ve ABD ülkelerinin ‹ran ile görüflme yapmas› bir ›l›ml› geliflmeyi de¤il, ‹ran üzerinde daha fazla bask› kurmay› ifade etmektedir. Daha do¤rusu Avrupa’n›n “görüflme yapal›m buna ra¤men ‹ran geriye ad›m atmazsa üzerine daha sert gidelim” önerisinin ABD taraf›ndan kabul edilmesiyle böyle bir toplant› süreci bafllam›flt›r.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 cakt›r. Bu ad›m› zorlayan ve geciktiren her tutum, inkârc› sömürgecili¤e, AKP ve CHP’ye hizmet etmifl olur. Türkiye halk› bu iki partiye çaresizce mahkûm edilmifltir. Çat› partisi kurulursa, bu iki partinin de misyonlar› bitecek, Türkiye siyasetini etkileme güçleri eskiye göre çok azalacakt›r. Bu ba¤lamda bir konuyu özellikle aç›kl›k getirmek gerekmektedir; baz› yan›lg›l› veya amaçl› yaklafl›mlara göre, sanki Türkiye’nin bir çözümü var da, bu konuda PKK sorun olmaktaym›fl gibi bir yaklafl›m gelifltirilmek istenmektedir. Aç›k ki bu do¤ru de¤ildir. Ne Türkiye’nin ne de küresel sermaye güçlerinin en az›ndan önümüzdeki süreç aç›s›ndan herhangi bir çözümü, hatta iflbirlikçi bir çözümü bile yoktur.

ew e. c

KCK, önemli bir çal›flma olarak da baflta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinde halklar›n siyasi güçlerini bir arada toplayan çat› partilerinin oluflturulmas› ça¤r›s›n› yapm›flt›r. Hem içteki gericili¤e hem de bölgeye kendisini dayatan uluslararas› gericili¤e ancak çat› partisi ile cevap verilebilece¤i belirtmifltir. Çat› partileri oluflturman›n en büyük stratejik ad›m oldu¤u, her türlü diplomasiden ve taktikten daha de¤erli sonuçlar yarataca¤› ortaya konulmufltur. E¤er d›fl güçlerin etkisinden uzak, ne d›fl güçlere dayanarak Kürt sorununu bast›rma ne de d›fl güçlere dayanarak Kürt sorununu çözme gibi bir siyasal anlay›fl›m›z ve stratejik yaklafl›m›m›z varsa, bunun en önemli siyasal arac›, demokratik güçle-

ne t

d›r. Öte yandan Kürt toplumunda da kafa kar›fl›kl›¤› yaratmak, AKP’den uzaklaflan kesimleri yeniden AKP’ye yönlendirmek, böylece özellikle yerel seçimlerde DTP’yi daraltmay› hedeflemektedirler. Böylece hem içerde hem d›flar›da psikolojik üstünlük sa¤lay›p yeni sald›r›larla Kürt özgülük hareketini tasfiye etmeyi hesapl›yorlar. Bu gerçekli¤i baflta Kürt halk›na ve Türkiye toplumuna olmak üzere tüm demokratik güçlere kavratmak önem kazanmaktad›r. Savafl hükümeti haline gelen AKP’ye destek verenlerin bu desteklerinden vazgeçirmek için hem ideolojik alanda hem de bas›n-yay›n alan›nda çal›flmalar› daha da etkili hale getirmek gerekmektedir. AKP’nin ve ‹slamc› bas›n›n Kürt özgürlük hareketi düflmanl›¤› yaparak devlet içine yerleflmek istedi¤ini tüm demokratik güçlere ve Türkiye toplumuna kavratmak önemlidir. Kürdistan’da da devlet destekli bir siyasi ve psikolojik sald›r›yla karfl› karfl›ya oldu¤umuz bilinerek, Kürt toplumunu duyarl› hale getirmek, bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve bu temelde Kürt halk›n›n ‹slam inanc›n› sömürmek isteyen siyaset tüccarlar›na karfl› halk›n tepkisi ortaya ç›kar›lmal›d›r.

om

6

Türkiye halk› AKP ve CHP’ye çaresizce mahkûm edilmiflflttir

rin bir çat› alt›nda birleflerek söz konusu ülkeleri demokratiklefltirecek ortak mücadele etmeleri olarak görülmelidir. Bu aç›dan bir çat› hareketinin Türkiye siyasetine önemli bir soluk ald›raca¤› kesindir. Bugün Türkiye halk› zorunlu olarak ya AKP’ye ya da CHP’ye oy vermektedir. Asl›nda iki partiye oy veren birçok kesimi bir demokratik hareket rahatl›kla etraf›nda toplayabilir. Bir çat› hareketi, Türkiye halklar›na umut olabilir. Gerçekten de Türkiye siyaseti bugün bir demokratik müdahale bekliyor. Türkiye’de bu düzeyde demokratik bir alternatifin beklenildi¤i bir tarih görülmemifltir. Bu aç›dan çat› partisinin oluflumu hem Türkiye’nin demokratikleflmesi hem de Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan çok önemli bir ad›m ola-

ww

w.

KCK 6. Genel Kurulu, genel siyasal durumu ve tüm geliflmeleri de¤erlendirerek, önümüzdeki dönemi geçen y›ldan daha fazla bir mücadele dönemi olarak belirlemifltir. Bunun için tüm parçalardaki Kürt siyasi güçlerinin ve halk›n›n birli¤ini sa¤layacak çal›flmalar›n bu sald›r›lar› bofla ç›karmada stratejik de¤erde oldu¤unu vurgulam›fl, tüm Kürt siyasi çevrelerini ve demokratlar›n› Kürt halk›n›n düflmanlar›na karfl› duyarl› olmalar› ve birlik yönünde politika izlemeleri ça¤r›s›nda bulunmufltur. Gelinen aflamada art›k Hewler’in Hewler’den, Mahabat’›n Mahabat’tan, Kam›fllo’nun Kam›fllo’dan, Amed’in Amed’ten de¤il, Hewler’in Amed’ten, Amed’in Hewler’den, Mahabat’›n Kam›fllo’dan savunulaca¤› bilinciyle hareket edilmesi gerekti¤inin alt›n› çizmifltir.

Aksine fliddetli bir savafl›n geliflece¤i bir dönem içinde bulunuyoruz. ABD ve Avrupa kendi ç›karlar› için en az bir y›l daha Türkiye’ye destek verecekleri flimdiden kesinleflmifltir. Mevcut uygulama politikalar›n›n amac›n›n çözüm olmad›¤› aç›kt›r. PKK’yi tabans›z b›rakma ve Kürtleri kendi içinde parçalama çabalar›n›n oldu¤u bir süreci hiç kimse çözüm süreci olarak göremez. AKP yoluyla baz› Kürtler yeni iflbirlikçiler olarak haz›rlan›yor olabilirler, fakat bu ne küresel sermaye güçlerinin ne de devletin bir çözümü vard›r anlam›na gelir. Tüm bu gerçeklikler Kürt halk›na büyük bir mücadeleye haz›rlanma ve sald›r›lara mücadeleyi yükselterek cevap vermekten baflka bir yol b›rakmam›flt›r.


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

7

ne te we .c om

1 5 A⁄ U S TO S AT I L I M R U H U N U H E R A L A N DA H Â K ‹ M K I L A L I M

“15 A¤ustos At›l›m› 25. y›l›na girerken, bütün gücü ve yayg›nl›¤›yla devam ediyor. Eksiklikleri vard›r, gidermemiz gerekiyor; hatalar› vard›r, düzeltmemiz gerekiyor. Ama hareket ve halk olarak, Önderlik ve flehitler çizgisinde daha kararl› ve daha mücadeleci oldu¤umuz da tart›flma götürmez bir gerçektir. 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›n›, yani 25’inci 15 A¤ustos y›l›n› böyle karfl›l›yoruz. Kürt milad› olan 15 A¤ustos’un 25. y›l›na daha haz›rl›kl›, daha iddial› ve daha kararl› giriyoruz. Önderlik gerçe¤imiz böyledir; örgütümüz, gerilla gücümüz ve halk gerçe¤imiz böyledir. Bu temelde de 25. y›l› daha büyük bir mücadele ve zafer y›l› haline getirmekte kararl›y›z”

Halk Savunma Merkezi

De¤erli Yoldafllar!

15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na girerken, elbette görev ve sorumluluklar›m›z daha a¤›rd›r; bilinç, irade ve kararl›l›¤›m›z daha büyüktür. Bir direnifl at›l›m›n›n kesintisiz olarak devam etmesi, sadece sömürgeci egemenlikle de de¤il, onu yaratan, besleyen ve destekleyen bölge ve dünya gericili¤iyle de savafl›n çeyrek as›r sürdürülmüfl olmas› bafll› bafl›na üzerinde durulmas› ve de¤erlendirilmesi gereken bir husus oluyor. 25 y›l az bir zaman de¤ildir, bir çeyrek asr› ifade ediyor. 25 y›l insan

Nuda Karker

Ferhat Dersim

15 A¤ustos Kürt ulusal birli¤ini örgütlülü¤ünü ve bilincini yaratm›flt›r

ww

w.

Büyük 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na giriyoruz. Bu tarihi at›l›m›n 24. y›ldönümünün, Ulusal dirilifl bayram›m›z›n baflta Önder Apo olmak üzere halk›m›za ve tüm yoldafllara kutlu olmas›n› diliyoruz. Bu kahramanl›k at›l›m›n›n büyük komutan› Agit yoldafl›n flahs›nda tüm direnifl flehitlerimizi sayg› ve minnetle an›yoruz. Özellikle 24. y›l mücadelesine öncülük eden, bu y›l› hareket ve halk olarak kazanmam›z› sa¤layan 1 Haziran At›l›m›m›z›n öncülü¤ünü yapm›fl olan büyük komutan Adil yoldafl baflta olmak üzere Kurtay, Ferhat, Gülbahar, Nuda, Sidar, Dicle, Avarefl, Medeni ve Roza yoldafllar flahs›nda tüm 24. y›l flehitlerimizi yine sayg› ve minnetle an›yoruz. Onlar gerçekten de büyük bir mücadele verdiler. Önderlik çizgimizin, PKK’nin ve Kürdistan gerillas›n›n kahramanl›k düzeyini daha da gelifltirip yükseltiler. Gabar, Oramar ve Zap direniflimiz temelinde 24’üncü 15 A¤ustos y›l›n›n baflar›yla tamamlanmas›n›, 24. y›lda da kazanan›n Özgürlük hareketimiz ve Kürt halk› olmas›n› sa¤lad›lar. Onlar 1 Haziran At›l›m›n›n en zor dönemini kazanman›n flehitleri oldular. ‹kinci 15 A¤ustos At›l›m› olarak tan›mlad›¤›m›z, yeni stratejik sürecimizin temel at›l›m› olan 1 Haziran At›l›m›n› baflar›yla devam ettirme, kazanma ve zafere tafl›man›n gücünü, inanc›n›, iradesini ve tarz›n› ortaya ç›kard›lar. Nas›l ki, Kürt halk›n›n birinci kahramanl›k dönemi Agit yoldafl flahs›nda 15 A¤ustos At›l›m› flehitleriyle an›ld›ysa,

yaflam›nda bir çocu¤un bilinç ve irade olarak en kudretli ça¤›na ulaflmas›n› ifade ediyor. Kürt tarihi aç›s›ndan ise, ilk defa bu düzeyde böyle bir direnifl gerçeklefliyor. Bu direnifl son iki yüzy›l›n Kürt isyanlar›n›n olumsuz kaderini y›kmay› içeriyor. 25 y›l bir yana, bu dönemde onlarca isyan yafland›¤› halde, hiçbiri yirmi befl ay bile dayanmad›. ‹nkâr ve imha sisteminin bask›c› ve katliamc› sald›r›lar› karfl›s›nda k›sa sürede ezildi ve imha oldu. Çeflitli aflamalardan da geçse, büyük sald›r›lara maruz kalsa da, dönem dönem çok a¤›r zorlanmalar› da yaflasa, ilk defa Önder Apo çizgisinde ve PKK öncülü¤ünde geliflen bir Kürt isyan› darbe yemeden yirmi befl y›ll›k bir sürece yay›lm›fl oluyor. Bu isyan çeyrek as›r boyunca kesintisiz bir biçimde devam eden, gittikçe güçlenen, büyüyen, bütün Kürdistan’› kapsayan, Kürt ulusal bilincini,

bu ikinci kahramanl›k dönemi diyebilece¤imiz, Kürt sorununun çözüm sürecini ifade eden direnifl sürecimiz de baflta Adil ve Nuda yoldafllar olmak üzere, bu 1 Haziran At›l›m›n›n flehitleriyle an›lacakt›r.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

15 A¤ustos At›l›m› özgür yaflam aray›fl›n› temsil ediyor

re asimilasyon ve her türlü yok etme yöntemiyle imha etmeye çal›fls›n. Bu gerçeklik sadece Kürdistan’da yaflan›yor, Kürt toplumunda yaflan›yor, bu yöntemler Kürdistan toplumu üzerinde uygulan›yor. Böyle bir uygulaman›n, bu kadar vahfli, insanl›k d›fl› ve despotik bir uygulaman›n, her türlü yok etme, imha ve katliam yöntemlerini hiçbir ölçü ve kurala ba¤l› kalmaks›z›n pratiklefltiren böyle bir uygulaman›n elbette Kürt toplumu ve insan›nda yaratt›¤› ciddi sonuçlar ve etkileflimler vard›r. Bunlar umutsuzluk, inançs›zl›k, karamsarl›k, güvensizlik, örgütsüzlük, bölünme, parçalanma, bireycilik, kendine görelik, iflbirlikçilik, teslimiyet ve ihanete kadar giden bir durumu ifade ediyor. Bir de Önder Apo’nun deyimiyle kendine ihanet ettirilmemifl tek bir Kürt insan›n›n bile, insanl›¤›n bile kalmad›¤› bir ortamda, tarihi 15 A¤ustos At›l›m› bütün bu bask›, sald›r› ve gericili¤e karfl› insan olarak var olman›n, kendi kimli¤iyle özgürce yaflaman›n, adil ve demokratik bir yaflam kurman›n aray›fl›n›, iradesini, bilincini, inanc›n›, iddias›n› ve eylemini temsil ediyor. Dikkat edilirse, bu öyle hafife al›nacak bir direnifl de¤ildir; zay›f düflmanlara karfl› geliflen bir direnifl hareketi olmuyor. Tam tersine, içteki her türlü parçalanm›fl, örgütsüz k›l›nm›fl, bireycilefltirilmifl, Önder Apo’nun deyimiyle düflürülmüfl insan gerçekli¤ine karfl› direniflten tutal›m da, sömürgeci iflgal ve imha hareketinin en zalimine, yine tüm bölge ve dünya gericili¤inin el ele

ww

w.

ne t

Kürdistan gibi bir co¤rafyada 25 y›l savaflmak, direnmek öyle kolay de¤ildir. Bu co¤rafya ki paramparça edilmifl, üzerindeki toplum teslimiyet ve ihanet anlam›nda en a¤›r bask›lara maruz kalm›fl, yok say›lan ve yok edilmek istenen bir tarihsel süreç içerisine al›nm›fl, dolay›s›yla çok kat› bir ulusal inkârc›l›k, en a¤›r ve çok yönlü katliam ve imha yöntemleriyle uygulanmaya çal›fl›lm›flt›r. Bunu yapan sadece bir devlet, bir bask›c› sömürgeci güç de¤il, yine birkaç devlet ittifak› da de¤il, bir dünya sistemidir. Kapitalist devletçi sistemin dünya hegemonyas› Kürdistan’›n bölünmesi, Kürt toplumunun yok say›larak imha edilmesi üzerine kurulmufltur. Dolay›s›yla bir bütün olarak devletçi sistem bu inkâr ve imhay› temsil ediyor, onun arkas›nda bulunuyor. Dolay›s›yla bütün bölge gericili¤i ve uluslararas› gericilik böyle bir inkâr ve imha sald›r›s›n› yürütüyor. Herhalde bu düzey küçümsenemez. Dünyada hiçbir toplum yoktur ki, bütün devletçi sistem gericili¤i ona karfl› sald›r›da birleflmifl olsun; onu yok sayarak, baflta katliam olmak üze-

Kürdistan gibi bir co¤rafyada 25 y›l “K savaflmak, direnmek öyle kolay de¤ildir. Bu co¤rafya ki paramparça edilmifl, üzerindeki toplum teslimiyet ve ihanet anlam›nda en a¤›r bask›lara maruz kalm›fl, yok say›lan ve yok edilmek istenen bir tarihsel süreç içerisine al›nm›fl, dolay›s›yla çok kat› bir ulusal inkârc›l›k, en a¤›r ve çok yönlü katliam ve imha yöntemleri uygulanmaya çal›fl›lm›flt›r”

verip bu ulusal imha hareketini yürütmesine karfl› direnmeyi ifade ediyor. Bunun öyle baflka direnifllerle k›yaslanmas› elbette mümkün de¤ildir. Küçük görülmesi, hafife al›nmas›, kolayl›kla gerçeklefltirilebilen bir direnifl olarak de¤erlendirilmesi hiçbir biçimde do¤ru olmaz. Bu kadar a¤›r bask› ve imha hareketi söz konusu oldu¤u için, geçmiflin Kürt isyanlar› kendilerini y›llara bile yayamad›lar. Haftalar veya aylarla ifade edilen zaman dilimleri içerisinde katliamlarla ezilip imha olmaktan kendilerini kurtaramad›lar. Bu gerçekli¤e ra¤men PKK öncülü¤ündeki silahl› isyan›n 25 y›ld›r bu biçimde devam etmesi, yirmi befl y›l boyunca bir amaç do¤rultusunda kurtulufl için, özgürlük, eflitlik ve demokrasi için, insanl›k için Kürdistan da¤lar›nda özgürlük kuvveti olarak gerillan›n var olmas› ve direnmesi elbette Kürt tarihinin en önemli olay› oldu¤u gibi, insanl›k tarihi aç›s›ndan da küçümsenemeyecek ve basit ele al›namayacak büyük bir özgürlük ve insanl›k eylemini oluflturuyor. Bu gerçe¤i kesinlikle böyle görmek ve anlamak gerekir.

ew e. c

ruhunu, örgütlülü¤ünü ve birli¤ini yaratan bir direnifl hareketi oluyor. Kuflkusuz bu isyan sadece çeyrek as›r devam etmesiyle an›lm›yor; belki de yüz y›lda yarat›labilecek geliflmeleri bu çeyrek as›r içerisine s›¤d›rm›fl, bu düzeyde büyük tarihi geliflmeler yaratm›fl olan bir direnifl hareketi olmay› da ifade ediyor. 25. y›la girerken, elbette bu gerçe¤i daha iyi anlamak, de¤erlendirmek ve özümsemek gerekir. Nas›l oldu da PKK direnifli di¤er Kürt isyanlar›n›n aksine kesintisiz bir biçimde 25 y›ll›k bir silahl› isyan› sürdürebildi? Bunu gerçeklefltirirken neye dayand›, hangi temel özellikler bu durumu yaratt›? Kürt toplumunda ve mücadeleci güçlerde neleri de¤ifltirdi ki, bu kadar büyük bir geliflmenin ve çeyrek as›rl›k direniflin sahibi oldu? 25. y›la girifl dolay›s›yla bu hususlar›n daha iyi sorgulanmas›na, de¤erlendirilmesine ve anlafl›lmas›na ihtiyaç vard›r.

om

8

15 A¤ustos At›l›m› vahfli sisteme karfl› yürütülen özgürlük direniflidir Peki, bu olumsuz koflullarda, zorluklar ve engellere ra¤men, bu denli vahfli ve katliam sistemine karfl› sürdürülen bu direnifl mücadelesi neye dayand›? Gücünü nereden ald›? Neye dayand› da, Kürt isyanlar›n›n geçmiflte baflaramad›¤›n› günümüzde baflaran, dolay›s›yla yeni bir Kürt tarihi yaratmay› ve Kürt milad›n› oluflturmay› bilen bir hareket oldu? Kuflkusuz bu konularda da kesinlikle do¤ru bir anlay›fla ihtiyaç vard›r. Çünkü yanl›fl de¤erlendirmeler mevcuttur. D›fl›m›zda oldu¤u gibi içimizde de bu tür yanl›fl de¤erlendirme ve alg›lamalar çeflitli biçimlerde ortaya ç›kabiliyor. Buradan kalk›larak direnifl çizgisi sapt›r›l›yor. ‹çeri¤i tersyüz edilmeye, özü boflalt›lmaya, dolay›s›yla sonuçlar› gerici sistem ya da milliyetçi devletçi çizgi taraf›ndan emilmeye çal›fl›l›yor. Bu alanda ciddi bir tehlike olarak böyle bir çaba vard›r. Bunu da iyi görmemiz gerekir.


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN Direniflin gücü görülmezlikten geliniyor

bafltan da böyleydi, flimdi de öyledir. K›saca her fley güçle oluyor, para ve silahla oluyor, bir büyük mirasa dayanarak gerçeklefliyor. Bu da bu direnifle iliflkin bir görüfltür, bir de¤erlendirmedir, bir alg›lama biçimidir. Bunlar gibi birçok e¤ilim, anlay›fl ve de¤erlendirmeden söz edebiliriz. Tabii bu tarihi at›l›m›n 25. y›l›na girifl dolay›s›yla bir kere daha bu noktada flunu aç›kça ifade etmeliyiz: Bunlar›n hiç birisi do¤ru de¤ildir. Hepsi yanl›flt›r, yaland›r, gerçek d›fl›d›r. Önder Apo bu hususu her zaman bu biçimde yal›n olarak ifade etti. Bu tür e¤ilimler ve anlay›fllar›n PKK ve 15 A¤ustos Direniflini do¤ru ifade etmedi¤ini, anlamaktan uzak oldu¤unu ve çarp›tt›¤›n› söyledi. fiimdi bizim 25. y›la girifl vesilesiyle bu gerçe¤i daha iyi anlamam›z, dolay›s›yla PKK ve 15 A¤ustos At›l›m› gerçe¤ini, ruhunu, ölçülerini ve özelliklerini daha derinden bilince ç›karmam›z gerekiyor. fiu çok iyi bilinmelidir ki, 15 A¤ustos At›l›m› ne öyle yaflamdan b›km›fl çete gruplar›n›n avare asi sald›r› hareketidir, ne öyle Türk düflmanlar›n›n ve emperyalistlerin Türkiye’ye ve Ortado¤u’ya dayatmaya çal›flt›¤› bir oyundur, ne de güçlü bir ta-

rihsel bir mirasa dayanan, silah ve parayla dolu olarak bafllay›p bu direnifli ve mücadeleyi bugüne kadar getiren bir hareket ve direnifltir. Hay›r, bunlar›n hiçbirisi de¤ildir. Bu tür görüfllerin hiçbirisi PKK gerçe¤ini, dolay›s›yla 15 A¤ustos At›l›m gerçe¤ini ifade etmez.

ww

w.

ne te we .c om

Baz›lar›na göre asl›nda 15 A¤ustos At›l›m›, bu temelde geliflmifl bir özgürlük, eflitlik ve demokrasi direnifli de¤ildir. Asl›nda baz› çete gruplar› var ki, bunlara ‘terör gruplar›’ diyorlar-; bunlar sa¤da solda dolan›yorlar, ac›mas›z katillerdir, önlerine geleni vuruyorlar, avare asi topluluklar olarak Kürdistan’›n sert co¤rafyas›n›n sundu¤u imkânlara dayanarak kendilerini yaflat›yorlar. Bir direnifl hareketini böyle tan›ml›yorlar. Baz›lar›na göre, bu asl›nda Kürtlerin gelifltirdi¤i bir hareket de¤ildir. Kürt insan› ve toplumu böyle örgütlenemez, birlik olamaz, bu kadar uzun soluklu bir direnifl gösteremez, böyle bir gücü ortaya ç›karamaz. Dolay›s›yla PKK, Kürt gençli¤inin, Kürt insan›n›n, Kürt toplumunun ortaya ç›kard›¤› ve yürüttü¤ü bir hareket olmaktan ziyade, çeflitli d›fl güçlerin, dünya üzerinde paylafl›m savafl› yürüten devletlerin, emperyalistlerin yaratt›¤›, destekledi¤i ve gelifltirdi¤i bir oyundur; Türk düflmanlar›n›n ortaya ç›kard›¤› ve Türkiye’ye d›fltan dayat›lm›fl olan bir harekettir. Bir görüfl var olan olguyu böyle tan›ml›yor. 15 A¤ustos At›l›m› temelinde ortaya ç›kan direniflin gücünü ve yaratt›klar›n› görmezden gelmiyor, inkâr edemiyor, ancak onun gerçe¤ini bu biçimde sapt›rmaya çal›fl›yor. Bir baflka görüfle göre- ki, bu daha çok içimize de yans›yan ve Kürt toplumunun de¤iflik katmanlar›nda yer tutan bir görüfl oluyor-, PKK bu ifle bafllarken büyük imkânlar› vard›, çok silah› vard›, çok paras› vard›. Toplum örgütlüydü, asl›nda Kürt toplumu tarihten gelen büyük bir direnifl içerisindeydi. ‹syanlar asl›nda kökten ezilmediler, büyük güç yaratt›lar. Dolay›s›yla PKK büyük bir mirasa ve imkâna dayanarak bu direnifli ortaya ç›kard› ve yürüttü. Bu anlamda gücü çoktur, imkân› çoktur;

9

15 A¤ustos yaflama tutku düzeyinde ba¤l› olan insan eme¤inin ürünüdür

O zaman 15 A¤ustos gerçe¤i nedir? Önder Apo bu at›l›m gerçe¤ini bir yaflam aray›fl›, özgürlük, eflitlik ve demokrasi ilkelerine ve temel insanl›k de¤erlerine tutkuyla ba¤l›l›k durumu, bir yaflam›n yeniden canlanmas›, damarlara yürüyüp yay›larak canl› insan yaflam›n› var eden kan gibi Kürt halk›n›n özgür ve demokratik yaflam›n› yaratmak üzere toplumsal damarlara yay›lan yaflam suyu, özgürlük suyu olarak tan›mlad›. Dolay›s›yla d›fl güçlerin yaratt›¤› bir olay de¤ildir. Hele parayla, silahla, flu ya da bu mirasla yarat›lm›fl ve gelifltirilmifl bir hareket hiç de¤ildir. Tamamen insan bilinci, iradesi ve eylemiyle geçekleflmifl, özgür ve demokratik yaflama tutku düzeyinde ba¤l› olan insan eme¤inin ürünü, insanl›k erdemi denen de¤erlerin en üst düzeyde sentezleflmesidir. Dolay›s›yla elbette büyük çaba ve emekle, kan ve terle, kahramanca direniflle, büyük bir cesaret ve fedakârl›k tutumu ve durufluyla yarat›lan, geçeklefltirilen bir eylemdir. Bunu böyle anlamam›z gerekir. Böyle olunca da, elbette baflkalar› taraf›nda ç›kar için ya da oyun olarak flu ya da bu güce dayat›lan bir hareket de¤ildir. D›fl güçler ve emperyalistlerin Türkiye ve Ortado¤u’daki egemen sistemlere bir oyunu hiç de¤ildir. Öyle ortal›kta dolaflan, yaflam imkân› bulamayan, sa¤› solu vurup k›rarak kendine yaflam yaratmaya çal›flan çete gruplar›n› ifli hiç mi hiç de¤ildir. Bunlar›n hepsi çarp›tmad›r. Bu, büyük direnifli yanl›fl ortaya koymay›, özünden ve ruhundan sapt›rmay› ifade ediyor.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Bu bak›mdan da PKK Hareketi elbette büyük bir insanl›k hareketidir; özgürlük, eflitlik ve demokrasi hareketidir; büyük bir kardefllik ve birlik hareketidir; haks›zl›¤a ve adaletsizli¤e karfl›t olan, eflitli¤i ve adaleti savunan bir harekettir. Her türlü vahflete, gericili¤e, zulme ve despotizme karfl› özgür ve demokratik var olmay›, kardeflçe yan yana, birlikte özgürce ve eflitçe yaflamay› esas alan, bunu öngören, bu yüce de¤erleri yaratmaya çal›flan bir harekettir. Bu hareket öyle flunun bunun ç›karlar› do¤rultusunda var olmuyor, hiç kimsenin oyunu filan de¤ildir, hiç kimseye düflman veya karfl›t da de¤ildir. Hiç kimsenin hakk›n› elinden almak, yaflam›na kast etmek ve yok etmek gibi bir anlay›fl›, amac› ve çabas› yoktur. Tam tersine, üzerinde soyk›r›m uygulanan, yok edilmek istenen ve yaflam hakk› elinden al›nm›fl olan Kürt insan›n› ve toplumunu bilinçlendirerek, örgütleyerek ve direnme gücü kazand›rarak özgür ve demokratik yaflar hale getirme ve böyle bir gelece¤e kavuflturma amac›n› güden bir harekettir. Bu gerçekleri böyle görmemiz gerekir. Hiçbir oyun herhalde yirmi befl y›l a盤a ç›kmadan süremez. Hiçbir eflk›ya, mahkûm, yaflamdan aciz ve sa¤› solu vurarak basit yaflam›n› sürdürmeye çal›flan çete hareketi 25 y›l direnemez. Güce, paraya ve maddiyata dayanan hiçbir hareket bu kadar a¤›r sald›r› alt›nda ve bu kadar çok düflmanla karfl› karfl›ya oldu¤u bir ortamda direnemez; böyle bir zindan dire-

ww

w.

ne t

Oysa 15 A¤ustos At›l›m› PKK’yi pratiklefltiren, takti¤e kavuflturan, dolay›s›yla Kürt tarihinde yeni bir milat yaratmay› sa¤latan, inkâr ve imha sistemi alt›nda ulusal yok olufla giden tarihi durdurarak, özgürlük, eflitlik ve demokrasi çizgisinde yeni bir toplum yaratmay› ifade eden bir at›l›md›r. Bu büyük at›l›m Kürt insan› ve toplumunun tarihten gelen özgür yaflam tutkusunu, tarihte insanl›¤›n özgür yaflam aray›fllar›na önemli katk›lar sunma gerçe¤ini günümüzde de sürdürme anlam›na gelen bir büyük insan duruflunu, büyük bir çabay›, yarat›c›l›¤› ve direngenli¤i ifade ediyor. Bu gerçe¤i iyi görmek gerekir. Bu öyle yaflam gücü bulamayanlar›n hareketi de¤il, tam tersine özgür yaflam› u¤runa ölecek kadar sevenlerin, normal insanlar›n bulamad›¤› ve yaratamad›¤› yaflam derecesini ve yaflam yaratma becerisinde olan insanlar›n hareketidir. Öyle flunun bunun ç›karlar›n› savunan bir hareket de¤il, tam tersine Kürt halk› ve toplumunun dünyadaki di¤er halklar gibi çok do¤al ve meflru bir hak olan var olma ve kendi kimli¤iyle özgür yaflama hakk›n› savunan, bunu gerçeklefltirmeyi temel görev bilen ve esas alan bir harekettir. Öyle birilerine karfl›t, birilerini yok etmek için Türklü¤ün ya da Ortado¤u’da var olan güçlerin düflman› olarak ortaya ç›kan bir hareket de de¤ildir. Öyle baz›lar›na düflmanl›k yapm›fl, onlar› önüne düflman olarak koymufl, onlar› yok etmeyi vazife bilmifl bir hareket de¤ildir. Tam tersine, asl›nda baz› gerçekleri ortaya ç›karmaya çal›flan, insanl›¤›n befli¤i olan Mezopotamya’da ve Ortado¤u’da hakikatin hakimiyetini tesis etmeyi öngören, vurmaktan çok vurulma gücünü, cesaretini ve fedakârl›¤›n› ifade eden, hiç kimsenin yaflam hakk›na karfl› olmad›¤› gibi, sadece yaflam hakk› elinden al›nmaya ve yok edilmeye çal›fl›lan Kürt toplumunu ve onun flahs›nda insanl›¤› diriltmeyi ve yaflatmay› esas alan, bunu öngören bir hareket oluyor.

“PPKK Hareketi elbette büyük bir insanl›k hareketidir; özgürlük, eflitlik ve demokrasi hareketidir; büyük bir kardefllik ve birlik hareketidir; haks›zl›¤a ve adaletsizli¤e karfl›t olan, eflitli¤i ve adaleti savunan bir harekettir. Her türlü vahflete, gericili¤e, zulme ve despotizme karfl› özgür ve demokratik var olmay›, kardeflçe yan yana, özgürce ve eflitçe yaflamay› esas alan bir harekettir”

niflçili¤ini ortaya ç›karamaz; 15 A¤ustos At›l›m› gibi tamamen insan ruhunun, bilincinin ve iradesinin eseri olan bir direnifli ortaya ç›karamaz; tüm dünya gericili¤inin kendisini yok etmeyi amaçlayan birleflik sald›r›lar› karfl›s›nda ayakta kalamaz, varl›¤›n› sürdüremez, örgütlülü¤ünün koruyamaz ve direniflini devam ettiremez.

PKK’nin direnifl de¤erlerini çalarak yaflamak isteyenler var

Hay›r, ne bask›c› ve sömürücü gerici devletçi güçlerin sand›¤› gibi zorla böyle bir hareket ve direnifl var edilebilir, ne de çeflitli vaatlerle, para ve imkânlar verilerek insanlar böyle bir hareket içerisinde tutulabilir. Kürdistan’da bunu esas alanlar, bu ülkede bu biçimde direnifl olabilece¤ini sananlar, bu temelde Kürt ulusal demokratik hareketini gelifltirmek isteyenler çok oldu. PKK öncesinde de bunlar vard›lar. PKK ile birlikte de birçok grup halinde Kürdistan’›n dört parças›nda ve yurtd›fl›nda ortaya ç›kt›lar. PKK’den sonra da ortaya ç›kan direnifl de¤erlerini çalarak, bu de¤erleri ele geçirerek, bu ölçüler temelinde bir hareket yaratmak istediler. Ama somuta bakal›m, günümüzdeki Kürdistan realitesinin durumuna bakal›m, bunlar›n hiçbirisinden bir eser yoktur. Bu tür yaklafl›mda olan hiç kimse küçük bir geliflme bile sa¤layamad›. Parti olmay›, direnifl cephesi gelifltirmeyi, gerilla kurmay›, gerilla direnifli yürütmeyi bir yana b›rakal›m, bir küçük grup olarak bile var olamad›lar, grupsal varl›klar›n› bile sürdüremediler, yok olup gittiler. Peki, neden? ‹stemedikleri için mi? Hay›r. Hepsi de Kürt halk›n›n kurtuluflu için de¤il, imkâna ve güce sahip olmak için, lider ve önder olmak için, Kürdistan’›n ve Kürt halk›n›n bütün zenginliklerinin sahibi haline gelebilmek için bunu çok istediler. Bunun rüyas›n› görenler ve hayali içinde yüzenler çok oldu, bunun aray›fl›n› sürdürenler çok oldu. Bunu Kürdistan’da yürüttükleri gibi, yurtd›fl›nda da çeflitli güçlere iflbirlikçilik ve ajanl›k yapma ve onlar›n deste¤ini alma te-

ew e. c

Üzerinde soyk›r›m uygulanan bir halk› yeniden diriltme hareketiyiz

om

10


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN tart›fl›lan, hakk›nda tart›flman›n hiç eksilmenin olmad›¤› hareket 15 A¤ustos At›l›m› oluyor. Düflmanlar› da yeniden ve yeniden ele al›yorlar, karfl›tlar› da daha gerçekçi anlamaya çal›fl›yorlar. En az›ndan bu direnifle karfl› yürüttükleri mücadelede hata yapmamak ve baflar›l› olabilmek için daha do¤ru, daha tutarl› sonuçlar› ç›kartmaya ve buna göre davranmaya çal›fl›yorlar. Bunu düflüncede sapt›rsalar da, Kürt insan› ve toplumunun bilincini karartmak için propaganda anlam›nda farkl› fleyler söyleseler de, öz itibariyle içerden kendileri do¤ruyu anlamaya çal›fl›yorlar. Çeflitli toplumsal kesimler, onlar› temsil eden çeflitli e¤ilimler, milliyetçi devletçi e¤ilimler, küçük burjuva reformist-teslimiyetçi e¤ilimler 15 A¤ustos direnifl gerçe¤ini, dolay›s›yla onu yaratan ve günümüze kadar getiren PKK gerçe¤ini daha iyi anlamaya çal›fl›yorlar. Onlar içinde de tart›flmalar eksilmeden sürüyor. Bu anlamda diyebiliriz ki, gerçekten de Kürt tarihinin en çok tart›fl›lan, üzerinde en çok konuflulan ve en fazla söz söylenen hareketi kuflkusuz PKK Hareketi ve 15 A¤ustos direnifl at›l›m› olmufltur. Bu tart›flma, bugün 25. y›la girerken de devam ediyor. Karfl›t olanlar da, yandafl olanlar da tart›fl›yor ve anlamaya çal›fl›yorlar. 25. A¤ustos y›l›na ad›m atarken, Kürt halk› kad›nlar›, gençleri, yurtseverleri bu tarihi at›l›m›, onun 25. y›la giriflini büyük coflku ve heyecanla karfl›l›yorlar. Daha flimdiden her yerde gösteriler ve kutlamalar bafllam›fl durumdad›r. Bu 25. y›la girifl dolay›s›yla Kuzey’de, yurtd›fl›nda, Bat› ve giderek Do¤u Kürdistan’da, Güney’de onu destekleyen kutlamalar›n çok daha yayg›n, etkin, canl› ve diri, 15 A¤ustos ruhuna ve ölçülerine uygun bir biçimde yaflanaca¤› anlafl›l›yor. Dolay›s›yla bu kadar etkili olan, bu kadar tart›fl›lan, Kürt tarihinde bu kadar önemli bir dönüm noktas›n› ifade eden, yenilik içeren, Kürt insan›n›n özgür ve demokratik olarak yeniden do¤uflunu ifade eden, Kürt ulusal ruhunu, bilincini, örgütlülü¤ü ve birli¤ini yaratarak özgür Kürt toplum yaflam›n› var eden bu büyük at›l›m›n›n elbette

mensuplar›nca da iyi anlafl›lmas› ve do¤ru özümsenmesi gere¤i vard›r. Özellikle bu at›l›m› devam ettirmekle yükümlü olanlar, 25. y›l›nda ve daha sonras›nda çizgiye uygun olarak bu at›l›m› ayn› baflar› ölçüsünde yürütmekle görevli ve sorumlu bulunanlar elbette herkesten fazla bu gerçe¤i anlamal›, tart›flmal› ve de¤erlendirmeliler. Herkesten çok elbette Kürt gençli¤i bu at›l›m› anlamal› ve de¤erlendirmelidir. Bu at›l›m Kürt gençli¤inin on binlerce y›ll›k Kürt tarihinde yaratt›¤› en büyük ve en soylu eylemi ifade ediyor. Gençlik için özgür ve demokratik gelece¤in yolunu gösteriyor. Dünya halklar›na lay›k, denk, onlara güç veren onurlu ve cesur yaflam› ifade ediyor.

ne te we .c om

melinde yapmaya çal›flanlar da çok oldu. Ama hepsi s›f›rd›r. Dikkat edilirse, bu tür yaklafl›m içinde olanlardan ortada bir eser bile yoktur. ‹nkâr ve imha sistemine karfl› küçük bir direnifl eylemi gelifltiremediler. Kürt toplumunun özgür yaflam›na katk› olsun diye küçük bir demokratik kurumlaflma gelifltiremediler. Öyle ki, kar›nlar›n› bile doyuramaz duruma düfltüler. PKK olmasa, PKK’nin yaratt›¤› de¤erlere dayanmasalar, kar›nlar›n› bile doyuramayacak kadar zay›f ve aciz durumda olurlard›.

11

Düflman PKK gerçe¤ini daha iyi anlamaya çal›fl›yor

ww

w.

Bu bak›mdan Kürdistan’da bu tür yaklafl›mlar ve anlay›fllar hiçbir fley üretmiyor, üretmedi. Geliflme yaratan, halk› bilinçlendiren, gençli¤i örgütleyip büyük direnifl ve eyleme çekmeyi baflaran öyle çeflitli oyunlar, maddi yaklafl›mlar, para ya da silah gücü olmad›. Tam tersine, düflünce gücü oldu, özgürlük, eflitlik ve demokrasi gibi yüce amaçlar oldu; bu amaçlara dürüstçe ve tutku düzeyinde büyük bir cesaret ve fedakârl›kla ba¤l›l›k oldu; insan›n özgür yaflam tutkusu oldu. PKK bunlara dayand›, bunlar› esas ald›; kendini böyle yüce de¤erlerin yarat›c›s› bir hareket olarak tan›mlad›. Tümüyle bu büyük tarihi de¤erleri ve yücelikleri esas ald›, bunlar› gerçeklefltirme noktas›nda büyük bir cesaret ve fedakârl›k ortaya ç›kard›. Yine bunlar› hayata geçirebilmek ve baflar›yla bu çizgiyi uygulayabilmek için büyük bir dürüstlük ve tutarl›l›k ortaya koydu. PKK’yi var eden ve güç yapan budur. Dolay›s›yla 15 A¤ustos At›l›m›n› yaratan de¤erler de bu oldu. ‹çte ve d›flta birço¤unun akl›n›n bile almad›¤›, hala anlayamad›¤› ya da anlamak istemedi¤i, farkl› biçimlerde de¤erlendirerek gerçe¤i çarp›tmaya çal›flt›¤› bu büyük 15 A¤ustos At›l›m› gerçe¤i, 25 y›ll›k Kürt özgürlük direnifli bu temel de¤erler ve ölçüler üzerinde geliflti. fiimdi birçok çevre zorunluluk olarak da olsa bunu anlamaya çal›fl›yor. 25 y›ld›r içerde ve d›flar›da giderek artan oranda en çok

Kürt kad›n› bu at›l›m gerçe¤ini iyi anlamal›

Yine elbette Kürt kad›n› bu at›l›m gerçe¤ini iyi anlamal›, do¤ru de¤erlendirip sahip ç›kmal›d›r. Çünkü Kad›n özgürlük hareketi Önderlik çizgisinde, PKK ile 15 A¤ustos At›l›m›n›n yaratt›¤› büyük de¤erler üzerinde gerçekleflti. Gerillan›n Kürt toplumu için tafl›d›¤› özgürlük de¤eri ayn› oranda, hatta ondan daha fazla kad›n özgürlük de¤eri olmay› da ifade etti. Kad›n özgürlü¤üyle gerilla direnifli Kürt halk›n›n her türlü inkâr, imha ve teslimiyeti k›rarak özgür, eflit ve demokratik yaflam yolunu tutmas›n›n iç içe geçmifl iki temel de¤eri oldu. Kürdistan’da gerillas›z toplumsal özgürlük, onun temeli olan kad›n özgürlü¤ü asla var olmayaca¤› gibi, böyle bir özgürlük çizgisine dayanmadan gerillan›n Kürdistan’da uzun vadeli var olma, geliflme ve büyük görevler baflarmas›n›n mümkün olamayaca¤› geçti¤imiz 25 y›ll›k tarihin ortaya ç›kard›¤› en büyük gerçekli¤i ifade etti. Bu bak›mdan toplumsal özgürlükte öncü rolü oynamak, toplumsal özgürlü¤ün kal›c›, adil ve eflit gerçekleflmesini sa¤lamak ve kendi özgürlü¤ünü bu temelde güvenceye alabilmek için, elbette herkesten çok Kürt kad›n›n›n 15 A¤ustos At›l›m› gerçe¤ini, onun yaratt›¤› gerilla gerçe¤ini, bu gerçe¤in ortaya ç›kard›¤› büyük de¤erleri görmesi, anlamas› ve sahiplenmesi gerekir.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

ew e. c ve yanl›fl anlay›fllar› kesinlikle bertaraf etmek flartt›r. 15 A¤ustos At›l›m›n›n nas›l ortaya ç›kt›¤›n› iyi bilmek zorunday›z. Bu konuda karfl›t güçlerin içten ve d›fltan gelifltirdikleri sapt›r›c› anlay›fllara karfl› duyarl› ve dikkatli olmak durumunday›z. Onlardan etkilenmek bir yana, bu at›l›m› do¤ruyu iyi özümseyen, temsil eden, propagandas›n› ve eylemini gelifltiren bir konumda olmak gerekir. Çünkü bu hareketin, 15 A¤ustos At›l›m›n›n militan›, savaflç›s› ve direniflçisi olmak bununla mümkündür. Yine iflleri baflar›yla yürütebilmek için 15 A¤ustos At›l›m›n›n baflar›s›n›n s›rr›n›n nerede oldu¤unu iyi bilmek gerekir. Yoksa yanl›fl ölçülerle bu direniflin yürütüldü¤ü san›l›rsa, görev ve sorumluluklar› sahiplenmek ve baflar›yla yürütmek bir yana, bu zafer at›l›m›na yenilgiyi dayatmaktan baflka sonuca ulafl›lamaz. Çeflitli d›fl güçlerin yaklafl›mlar› kadar, içimizi de etkileyen çeflitli toplumsal kesimlerin milliyetçi, iflbirlikçi ve teslimiyetçi anlay›fl ve yaklafl›mlar› da yanl›flt›r. 15 A¤ustos At›l›m› öyle büyük imkânlarla olmad›; büyük bir mirasa dayanarak ortaya ç›k›p geliflmedi. Dayand›¤› miras Kürt isyanlar›yd› ki, en uzun ömürlü olan› bile birkaç ay dayanabilmiflti. Gerisi ezilip yok olmak, imha olmak, her türlü etkisinin silinip gitmesiydi. Dolay›s›yla öyle büyük bir tarihsel miras yoktu. Bu at›l›m k›smen dünya halklar›n›n, emekçi güçlerin, iflçilerin, köylülerin, kad›nlar›n ve gençlerin direnifl miras›na dayand›. O da elbette d›flardan bir bilinç olmaktan öteye fazla bir anlam ifade etmiyordu. Dolay›s›yla her fleyi kendisi yaratt›.

w.

ne t

Kürt emekçileri, iflçileri, köylüleri, memurlar›, iflsizleri elbette yurtseverli¤i, demokrasiyi, insanl›¤›, insanca var olma ve yaflama gücünü ve hakk›n› burada buluyorlar. Dolay›s›yla onlar›n da 15 A¤ustos At›l›m gerçe¤ini herkesten fazla ö¤renme ve anlama sorumluluklar› vard›r. Bu kesimlerle birlikte elbette en baflta da bu hareketin yarat›c›s› ve yürütücüsü olan, onun çizgi, örgüt ve taktik olarak yürütülmesinden sorumlu olan kadro ve komuta gücünün, partimizin bütün militan yap›s›n›n 15 A¤ustos gerçe¤ini do¤ru anlamas›, 25. y›l derslerini derinden özümsemesi ve 25. A¤ustos y›l›na bu temelde daha güçlü, kararl›, inançl›, iradeli ve iddial› girmesi gerekir. Bütün kadro yap›m›z›n ve gerilla gücünün herkesten çok böyle bir kavray›fla ve anlay›fla ulaflmas› gerekiyor. Bu, görevlerini baflarmas› aç›s›ndan tarihi bir sorumlulu¤u ifade ediyor. Mademki herkes tart›fl›yor ve anlamaya çal›fl›yor, elbette en az onlar kadar, hatta onlardan daha fazla bu at›l›m›n sahibi olanlar›n, onu temsil etme görev ve sorumlulu¤unda olanlar›n, 25. y›l görevlerini baflarmakla yükümlü olduklar› gibi, önümüzdeki onlarca y›la bu büyük at›l›m› yenilgisiz ve baflar› çizgisinde tafl›maktan sorumlu olanlar›n, tüm komuta ve savaflç› gücünün, HPG ve YJA-STAR güçlerinin bu gerçe¤i anlamas› ve özümsemesi, gerekir.

om

12

15 A¤ustos At›l›m› öyle büyük imkânlarla gerçeklefltirilmedi

ww

15 A¤ustos At›l›m› nas›l ortaya ç›kt›, hangi temel de¤erlere dayanarak geliflme gösterdi, yenilmezli¤i neye dayanarak var oldu? Nas›l günümüzde bütün Kürt toplumunu ve Kürdistan parçalar›n› birlefltirerek Kürt ulusal demokratik hareketini temsil eden ve yürüten, Kürt ulusal savunmas›n› sa¤layan gerillay› var eden bir hareket haline geldi? Bunu elbette iyi anlamak kadar, do¤ru temsil edebilmek ve baflar› çizgisinde yürütebilmek için de derslerini bütünlüklü olarak derinden ortaya ç›kart›p özümsemek gerekir. Bunun için de yan›lg›lar›

Öyle güçlü bir miras üzerinde de¤il, büyük yaratma iddias›na dayal› olarak bu at›l›m ortaya ç›k›p geliflme gösterdi.

15 A¤ustos At›l›m›n› yaratanlar›n ceplerinde bir kurufl paralar› yoktu

Yine baz›lar›n›n sand›¤› gibi silahla, parayla ve haz›r örgütle olmad›. 15 A¤ustos At›l›m›n› yaratanlar›n ceplerinde bir kurufl paralar› yoktu. Onlar parayla çal›flm›yorlard›. 15 A¤ustos At›l›m› için ilk gerilla çekirdeklerinin e¤itildi¤i Filistin sahas›nda ilk e¤itilen gruplar›n temsilcisi olan Kemal Pir’e Filistinliler sigara paras› olarak harçl›k verince, Kemal Pir onlara flunu söylemiflti: “Ben paral› asker de¤ilim; para için mücadele etmiyorum, bunun için savafla girmiyorum. Paran›z sizin olsun.” Yine 15 A¤ustos At›l›m› haz›r örgütle olmad›. PKK’nin halk içinde bir hücresi bile yoktu. 12 Eylül faflist-askeri darbesi hepsini da¤›tm›flt›. Toplumda en küçük bir örgütlülük b›rakmam›fl, vurmufl, k›rm›fl, zulmetmifl, hepsini ezmiflti. 15 A¤ustos At›l›m›n› yaratanlar ne yeterince tan›d›klar› bir co¤rafyada üslendiler, ne de örgütlere dayanarak güçlü ve donanm›fl bir halde hareket ettiler. Tersine, bilmedikleri ve tan›mad›klar› alanlarda adeta karanl›kta el yordam›yla yol bulma misali ad›m ad›m co¤rafyay› tan›yarak ifle bafllad›lar. Örgütü b›rak›n, hiç iliflkilerinin olmad›¤› bir yerde, oradan buradan bir dostluk iliflkisi bulup halka dayanarak bu 15 A¤ustos At›l›m› gelifltirildi.


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN 15 A¤ustos At›l›m› paran›n pulun silah›n at›l›m› de¤ildir

mek durumunda olduklar› bu ölçüler ve de¤erler da¤da olsun, flehirde olsun, ovada olsun, gerillada olsun, halk serhildan›nda olsun, her alandaki mücadeleye ve direnifle hâkim k›lmalar› gereken ölçü ve de¤erlerdir. Bu 25. y›l›n daha büyük baflar›larla geçmesi ve daha büyük kazan›mlar y›l› haline gelmesi, tamamen 15 A¤ustos At›l›m›n›n bu ölçüleri ve özelliklerinin esas al›n›p iyi özümsenerek temsil edilmesine ba¤l›d›r. K›saca 15 A¤ustos ruhunun 25. mücadele y›l›nda daha güçlü ve daha derin temsil edilmesi gerekmektedir. Nedir 15 A¤ustos ruhu? Bu ruh büyük cesarettir, büyük fedakârl›kt›r, büyük bilinç ve örgütlülüktür, sa¤lam ve sars›lmaz birliktir, savaflmak ve kazanma azmidir. 25. y›la girerken bu gerçeklerin, bu ölçülerin daha çok bilinmesi ve esas al›nmas›; bu ruhun her türlü sapt›rmaya, sald›r›ya, çekifltirmeye, bölmeye, parçalamaya ve zay›flat›lmaya karfl› daha da gelifltirilip yüceltilerek ve derinlefltirilerek temsil edilmesidir. 15 A¤ustos büyük at›l›m ve fedai ruhunun eksiksiz gelifltirilerek 25. mücadele y›l›na tafl›nmas›, kesinlikle 25. y›l›n daha büyük baflar› ve zaferlerle geçmesini sa¤layacakt›r. Böyle bir anlama ve tan›mlama temelinde 15 A¤ustos At›l›m›n›n Kürt halk› aç›s›ndan tafl›d›¤› önem ve anlam nedir denilirse flunu belirtmek gerekir: Birey ve toplum olarak özgür, iradeli ve demokratik Kürt duruflu 15 A¤ustos At›l›m›yla yarat›lm›flt›r. 15 A¤ustos At›l›m› Eruh ve fiemdinli eylemleriyle 12 Eylül faflist-askeri rejimine karfl› Kuzey Kürdistan’da geliflen bir at›l›m olarak bafllam›fl olmakla birlikte, bir bölgenin veya bir parçan›n at›l›m› de¤ildir; bir ulusal direniflin bafllang›c›d›r. Ulusal ruh, bilinç ve birli¤in oluflturulmas› ad›m›n›n at›lmas›d›r. Bu, demokrasi hareketinin bir at›l›m›d›r. Demokratik birli¤in, yaflam›n ve örgütlülü¤ün ortaya ç›kart›lmas›n› ifade ediyor. Bu bak›mdan da 15 A¤ustos At›l›m›n› Kürt toplumu, Kürt insan› ve Kürdistan tarihi aç›s›ndan do¤ru tan›mlamak ve anlamak önemlidir. Kuzey’den bafllayan, giderek h›zla Bat›

“15 A¤ustos At›l›m› her türlü gericili¤e, inkârc›l›¤a ve teslimiyete vurulan bir fiahmeran darbesi oluyor. Kürdistan’› bölüp parçalayan, inkâr ve imha sürecine alan sisteme karfl› s›k›lan bir kurflun, vurulan bir darbe, bu sisteme teslim olmufl, boyun e¤mifl ve ona karfl› direnemeyen Kürt gerili¤ine ve gericili¤ine, her türlü ihanet ve teslimiyete karfl› da s›k›lm›fl bir kurflun oluyor”

ww

w.

ne te we .c om

Demek ki bu at›l›m parayla olmad›, silahla olmad›, haz›r örgütle olmad›. O zaman neyle oldu? ‹nsan bilinciyle oldu, insan›n büyük yürek ve beyin gücüyle oldu, inançla, iradeyle ve iddiayla oldu. Bu anlamda 15 A¤ustos At›l›m› öyle paran›n, pulun, silah›n at›l›m› de¤ildir. 15 A¤ustos At›l›m› insan bilincinin at›l›m›, büyük inanc›n at›l›m›d›r. 15 A¤ustos At›l›m› özgürlük, eflitlik ve demokrasi gibi, Kürt ulusal kimli¤i temelinde özgür yaflamak gibi temel ve yüce insani de¤erlere tutku düzeyinde ba¤l› olman›n at›l›m›d›r. 15 A¤ustos At›l›m› büyük iddian›n, iradenin, bu temelde oluflmufl cesaret ve fedakârl›¤›n at›l›m›d›r. 15 A¤ustos At›l›m› insan yarat›c›l›¤›n›n, insan›n her fleyden fazla yaratma gücüne sahip olmas›n›n at›l›m›d›r. Bu temel de¤erler ve ölçüler geçen yirmi dört y›ldaki baflar› ve geliflmenin yarat›lmas›n› sa¤layan temel ölçüler ve de¤erlerdir. 25. y›lda mücadelemizin esas almas› ve her yerde hâkim k›lmas› gereken ölçülerdir. 25. mücadele y›l›n› hareket ve halk olarak kazanmam›z› sa¤latacak temel ölçülerdir. Bu gerçe¤i iyi görmemiz gerekir. 15 A¤ustos At›l›m› fedai çizgisinin at›l›m›d›r. 15 A¤ustos At›l›m›, PKK ile oluflan ve büyük zindan direnifliyle pekiflen fedai çizgisinin Kürdistan da¤lar›na tafl›nmas›, Kürt toplumuna ulaflt›r›lmas›, örgütlendirilip ete kemi¤e kavuflturulmas›d›r. O bak›mdan da zay›f insan›n, bencil insan›n, ürkek ve korkak insan›n, çeflitli kir pas ve tortu içerisinde basit yaflam aray›fl›nda bo¤ulmufl insan›n eseri de¤ildir. Böyle insanlar›n baflaraca¤›, içinde yer alaca¤› ve temsil edece¤i bir at›l›m, bir hareket kesinlikle de¤ildir. Büyük yi¤itlik hareketi, kahramanl›k hareketi, fedai hareketidir. Bu, büyük direnifl gerçe¤i böyledir. O nedenle 25. y›lda bu ölçüleri ve özellikleri daha fazla esas al›p gelifltirmek büyük önem tafl›maktad›r. Özellikle mensuplar›n›n bu gerçe¤i daha iyi görerek derinden özümse-

13

Kürdistan’a ve yurtd›fl›ndaki Kürtlere yay›lan, ‘90’lardan itibaren de Do¤u ve Güney Kürdistan’› içine alarak PKK öncülü¤ünde ve gerilla temelinde bir ulusal direnifl hareketini yaratan bir hareket oluyor. 15 A¤ustos At›l›m› böyle bir hareketi temsil ediyor. Bu aç›dan da öyle bir bölgeye, aflirete ya da kabileye, bir parçaya, hatta bir zamana ait bir hareket de¤il; bütün Kürt insan›n›n ve Kürt toplumunun ulusal diriliflini, direniflini, ruhunu, bilincini ve örgütlülü¤ünü yaratma hareketidir. Bütün Kürdistan aç›s›ndan parçalanma, sömürgeleflme ve yok olma tarihini durdurarak, bilinçlenme, örgütlenme, direnme, birleflme ve özgürleflme, özgür demokratik yaflam› gelifltirme tarihinin bafllamas›n› ifade ediyor. Bütün halk ve tüm ülke aç›s›ndan anlam› ve tan›m› budur.

15 A¤ustos At›l›m ruhuyla her türlü gericili¤e darbe vurulmufltur Bu temelde flunu bilmemiz gerekir ki, geçti¤imiz son 25 y›lda Kürdistan’da yarat›lan her türlü özgürlükçü, demokratik, eflitlikçi ve adil geliflmenin alt›nda 15 A¤ustos At›l›m›n›n imzas› vard›r. 15 A¤ustos At›l›m ruhuyla, örgütlülü¤üyle, bilinciyle, gerçe¤iyle her türlü gericili¤e darbe vurulmufltur. Her türlü özgürlükçü, demokratik de¤er, bilinç, ruh, irade ve iddia 15 A¤ustos direnifli temelinde elde edilmifl, kazan›lm›fl, örgütlendirilip günümüze kadar tafl›nm›flt›r. Bu bak›mdan 15 A¤ustos At›-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Gerilla her türlü sald›r›y› bozuyor bofla ç›kart›yor

rek, Kürt toplumunun gelece¤ini güvence alt›na alan bir kurumlaflma haline getirmeye çal›fl›yor. Bütün bu de¤erler 15 A¤ustos At›l›m›n›n yaratt›¤› de¤erlerdir. Belki dünyada bu de¤erleri daha ileri düzeyde yaratm›fl olan toplumlar vard›r. Ama Kürt toplumu ilk defa PKK ile ve 15 A¤ustos At›l›m›n›n temsil etti¤i direnifl temelinde bunlar› yaratt›. Bu düzey belki di¤er toplumlar›n örgütlülük düzeyine ve geliflimine göre zay›f görülebilir; ama içeri¤i zengindir, hepsinden daha çok özgürlükçüdür, eflitlikçidir, demokratiktir, hepsinden daha fazla insanc›ld›r. Temel insanl›k de¤erleriyle bütünleflmeyi ifade ediyor. Do¤al komünal toplumun temsil etti¤i soylu insanl›k de¤erlerini günümüzün demokratik ko-

w.

ww

münal toplumsal örgütlülü¤üne tafl›may› içeriyor. Bu bak›mdan insan dürüstlü¤ünü, sayg›nl›¤›n›, erdemini, paylafl›mc›l›¤›n› ve dayan›flmac›l›¤›n› hepsinden daha ileri düzeyde içeriyor. Bu bak›mdan diyoruz ki, maddi bak›mdan zay›f olabilir, ama temel de¤erler bak›m›ndan hepsinden daha zengindir, daha ilerdedir, daha güçlüdür. ‹ddiam›z budur, anlay›fl›m›z bu temeldedir. Bunu daha da ilerletmek ve zenginlefltirmek için de mücadelemiz esast›r. Bu durumu iyi görelim. 15 A¤ustos At›l›m›n›n yirmi dört y›lda Kürdistan’da neler yaratt›¤›n›, yirmi dört y›l önceki Kürdistan’›n içinde bulundu¤u durumu ve Kürt toplumunun yaflad›klar›n› anlamaya çal›flarak, araflt›rarak ve bugün-

ew e. c

Önderlik gerçe¤i Kürt toplumuna öncülük etmeye devam ediyor. Parti öncülü¤ü her alanda Önderlik çizgisinin baflar›yla uygulay›c›s› olma rolünü sürdürüyor. Gerilla 25 y›l öncesindeki vahfleti aratmayacak düzeyde gelifltirilen yeni imha ve tasfiye sald›r›lar› karfl›s›nda kahramanca direniyor, her türlü sald›r›y› bozuyor, bofla ç›kart›yor ve yenilgiye u¤rat›yor. Özgürlük ve eflitlik bilinciyle dolu olarak serhildana kalkan, büyük coflku ve heyecan yaflayan Kürt halk›, eylemini ve örgütlenmesini KCK sistemi içerisinde demokratik komünalizmi örgütleyip gelifltire-

ne t

l›m› her türlü gericili¤e, inkârc›l›¤a ve teslimiyete vurulan bir fiahmeran darbesi oluyor. Kürdistan’› bölüp parçalayan, inkâr ve imha sürecine alan sisteme karfl› s›k›lan bir kurflun, vurulan bir darbe oldu¤u gibi, bu sisteme teslim olmufl, boyun e¤mifl ve ona karfl› direnemeyen Kürt gerili¤ine ve gericili¤ine, her türlü ihanet ve teslimiyete karfl› da s›k›lm›fl bir kurflun oluyor. Yeni özgür insan›n ve toplumun her türlü gerili¤e ve gericili¤e karfl› fedai çizgisindeki direnifl temelinde yarat›lmas›n› ifade ediyor. Bunun için 15 A¤ustos At›l›m› Kürtler için Ulusal Dirilifl Bayram›d›r diyoruz. Kürt ulusal diriliflini ifade ediyor, ulusal dirilifl devriminin gerçeklefltirilmesini ve baflar›lmas›n› temsil ediyor. 15 A¤ustos At›l›m› temelinde 90’lar›n bafl›nda yaflanan o büyük ulusal dirilifl devriminin baflar›ld›¤›n› söylüyoruz. Kürt toplumuna ve insan›na da kabul ettirilmek istenen inkârc› ve teslimiyetçi bilincin böyle bir devrimle tümden k›r›larak, ulusal bilinç, ruh, örgütlülük, birlik ve bütünlü¤ün oluflturuldu¤unu görüyoruz. Bu aç›k bir gerçektir. Bu temelde diyoruz ki, 24 y›ll›k 15 A¤ustos At›l›m mücadelesi inkâr ve imhaya dur dedi; ona karfl› özgürlük ve demokrasi tarihini bafllatt›, ulusal bilinci, ruhu, iradeyi, birli¤i ve örgütlülü¤ü oluflturdu, ulusal demokratik çizgiyi gelifltirdi, büyük bir Önderlik gerçekleflmesini ortaya ç›kard›. Etkisi yüz y›llara yay›lacak olan Önderliksel do¤uflu ve geliflmeyi sa¤lad›. Bu Önderlik çizgisi temelinde Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesine her koflulda büyük cesaret ve fedakârl›¤a dayanan çizgisiyle öncülük edip yürütecek partileflmeyi yaratt›. Her türlü vahfli sald›r›, bask› ve zulüm karfl›s›nda Kürt halk›n›n haklar›n›, özgürlü¤ünü, demokratik yaflam›n› ve gelece¤ini fedai çizgisinde savunan gerilla ordusunu ortaya ç›kard›. Halk›n büyük bilinçlenmesini, örgütlenmesini, coflkusunu, heyecan›n› ve bayram düzeyindeki serhildan›n› yaratt›. Kürt ulusal demokratik birli¤ini çok de¤iflik düzeyde Kürt demokratik örgütlenmelerini ve kurumlaflmalar›n› ortaya ç›kard›.

om

14

kü durumla k›yaslayarak anlayal›m. Gerçekten de 15 A¤ustos At›l›m› gibi bu kadar zorluklarla geçen, büyük cesaret ve fedakârl›k isteyen, binlerce, on binlerce flehidin kan› üzerinde gerçekleflen bir at›l›m, öyle durup dururken, kendili¤inden ya da birilerinin istemi üzerine ortaya ç›kmad›. Çok iyi biliyoruz ki, Kürt toplumu için özgür demokratik yaflam› bir yana b›rakal›m, ulusal kimli¤iyle kendini ifade etmenin baflka herhangi bir yolu ve çaresinin b›rak›lmad›¤› bir ortamda, bu at›l›m tek çare, bir zorunluluk olarak ortaya ç›kt›. 12 Eylül 1980 faflist-askeri darbesinin Kuzey Kürdistan’da yaratt›klar›n› iyi bilmek, Diyarbak›r zindan›n›n o büyük vahfletini ve iflkencesini hiçbir zaman unutmamak gerekir.


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN sal demokratik bilinci tafl›yan, bu bilinç temelinde halk› örgütlemeye çal›flan bir siyasi partileflmeyi ifade etti. Ama bütün bu çabalar, yaklafl›mlar ve çal›flmalar neyle karfl›laflt›? 12 Eylül askeri-faflist darbesiyle Kürdistan’› yeniden iflgal eden, Diyarbak›r zindan›n› yaratan, yüz binlerce ve milyonlarcas›yla Kürt halk›n› iflkenceden geçiren, dil dahil her fleyi yasaklayan tarihin en a¤›r bask› rejimiyle karfl›laflt›. Öyle ki, siyasi mücadele yürütmeyi bir yana b›rakal›m, sözle bile kendi kimli¤ini ifade etme imkân› kalmad›¤› gibi, Kürt toplumuna sadece ölümlerden ölüm be¤en yaklafl›m› dayat›ld›, kendisine böyle vahfli bir yaklafl›m lay›k görüldü. 15 A¤ustos gerilla at›l›m› iflte bu yaklafl›m›n sonucudur. Bu öyle tercih edilen ve istenen bir mücadele yöntemi olmaktan çok, inkâr ve imha sisteminin faflist bask› rejimi karfl›s›nda silahl› direnifl d›fl›nda kendini ifade etmenin hiçbir yolu ve çaresinin kalmad›¤› bir ortamda, bir zorunluluk olarak ortaya ç›kan bir direnifl ad›m›d›r. Bu bize flunu gösterdi: Öz savunmas› olmadan, silahl› direnifl örgütü olmadan, böyle bir savunma gücüne dayanmadan, Kürt toplumu ve Kürdistan için özgürlük olmaz, demokratik yaflam olmaz, insanl›k olmaz; kendi kimli¤i, dili ve kültürüyle yaflam hakk› olmaz. Öz savunmas› ve gerillas› olmadan, Kürt toplumuna dayat›lacak olan inkârd›r, imhad›r, sömürgeciliktir, katliamd›r, yok etmedir. Toplum 15 A¤ustos öncesi bütün parçalarda bunu çok aç›k gördü. Onun için bu

kadar imkâns›zl›¤a ve zay›fl›¤a ra¤men, gençlik, 15 A¤ustos At›l›m› halk ve giderek bütün parçalardaki Kürt insan› taraf›ndan tutkuyla kucaklanan ve sahiplenilen bir hareket, bir at›l›m oldu. K›sa sürede toplumun diri, yurtsever ve demokrat kesimleri aras›nda, Kürt gençli¤i, köylüsü ve kad›n› içinde h›zla yay›ld›, taraftar ve destek buldu. Toplumu h›zla bilinçlendirdi, uyard›, e¤itti, örgütledi ve direnifl içerisine çekti. Özgürlük ve eflitlik de¤erlerini hiç görmeyen, bilmeyen, tan›mayan, onlar için bir saatini bile ay›rmayan Kürt insan›nda büyük fedaili¤i yaratt›, büyük cesaret ve fedakârl›k ortaya ç›kard›. Bu, büyük bir tarihsel ihtiyac›n ne denli bir karfl›l›¤› oldu¤unu gösteriyor. Onun için de bütün Kürt toplumu taraf›ndan benimsendi; bütün parçalarda bu zamana kadar hiçbir isyan›n yaratamad›¤› etkiyi yaratt›; bilinç ve örgütlülük ortaya ç›kard›. Bütün büyük de¤erlerin yarat›c›s› oldu.

ne te we .c om

Kürdistan’›n her taraf›n›n 12 Eylül rejimi taraf›ndan bir iflkence haneye ve zindan haline dönüfltürüldü¤ünü yine unutmamak gerekir. Kürdistan’›n di¤er parçalar›nda ise her tür örgütsüzlü¤ün, umutsuzlu¤un ve ç›k›fls›zl›¤›n hâkim oldu¤unu, özellikle direnifl alan› olarak görülen Güney Kürdistan’da 1975 yenilgisiyle birlikte tüm direnifl güçlerinin da¤›l›p ezildi¤ini, toplumun her tarafa savrulmas› temelinde bir mültecileflmenin geliflmifl oldu¤unu da unutmayal›m.

15

PKK asl›nda bir gerilla hareketi olarak do¤mad›

ww

w.

15 A¤ustos At›l›m› Kürdistan’› bölen, inkâr ve imha sistemi alt›na alan dünya ve bölge gericili¤inin art›k baflard›¤›n›, Kürt inkâr› ve imhas›n› sonuca götürdü¤ünü, temel direnme gücünün bütün parçalarda k›r›ld›¤›n›, böylece inkâr ve imhan›n art›k baflar›ya gitti¤ini sand›¤›, söyledi¤i ve öyle ele ald›¤› bir ortamda geliflti. Unutmayal›m ki, 15 A¤ustos At›l›m› geliflirken Kürdistan bu biçimdeydi. Kürt toplumu tarihinin en karanl›k dönemini yafl›yordu ve en büyük zorluklar alt›ndayd›. Bölünmüfllük, parçalanm›fll›k, örgütsüzlük, umutsuzluk, inançs›zl›k, karamsarl›k, iflkence, imha, katliam ve yok olufl bütün parçalarda en ileri düzeydeydi. Daha da ötesi, hiçbir parçada Kürt insan› için “Ben Kürt’üm, kimli¤imle yaflamak istiyorum” deme hakk›, özgürlü¤ü yoktu. Kürt oldu¤unu söylemek ve öyle yaflamay› istemek en a¤›r suç say›l›yor, karfl›l›¤› ise idam cezas› olan bir suça tekabül ediyordu. PKK asl›nda bir gerilla hareketi olarak do¤mad›, bir silahl› direniflle ifle bafllamad›. Önder Apo yüzlerce kez PKK’nin 1973 bahar›nda iki kelimeyle, Kürdistan’›n sömürge bir ülke oldu¤unu söyleyerek ifle bafllad›¤›n› ifade etti. PKK alt› kiflilik bir gençlik ayd›n grubuyla, bir tart›flma grubuyla ifle bafllad›. 1973’ten 75’e kadar Ankara’da bir ideolojik araflt›rma ve inceleme grubu oldu. 1975’ten 77’e kadar Kürdistan’da bir gençlik grubu olarak kendini var edip flekillendi. 1978’den 80’e kadar Kuzey Kürdistan’da Kürt halk› içerisinde ulu-

“Öz savunma olmadan, öz savunma gücüne dayanmadan, Kürt toplumu ve Kürdistan için özgürlük olmaz,

demokratik yaflam olmaz, insanl›k olmaz, kendi kimli¤i, dili ve kültürüyle yaflam hakk› olmaz. Öz savunmas› ve gerillas› olmadan, Kürt toplumuna dayat›lacak olan inkârd›r, imhad›r, katliamd›r, yok etmedir. Toplum 15 A¤ustos öncesi bütün parçalarda bunu çok aç›k gördü”

Halk›n demokratik konfederalizm çizgisinde örgütlenmesi gelifliyor

fiimdi içinde bulundu¤umuz dönem, kuflkusuz 15 A¤ustos At›l›m› döneminden farkl›l›klar arz ediyor. fiimdiki duruma bakarak 25 y›l öncesini de¤erlendirmemek gerekiyor. Kendi kimli¤ini ifade etmeyi, kimli¤ine dayal› çal›flma yapmay› ve örgütlenmeyi bir yana b›rakal›m, flimdi Kürtlük Ortado¤u’da büyük bir politik de¤er ifade eder hale gelmifl bulunuyor. Dünya demokrasi hareketini etkileyen en büyük hareketlerden biri Kürt Özgürlük hareketi oluyor. Bütün Kürdistan parçalar›nda halk›n demokratik konfederalizm çizgisinde örgütlenmesi gelifliyor. Böyle bir örgütlenmeyi temsil eden, var eden parti öncülü¤ü, gerilla ve öz savunma gücü, halk örgütlenmeleri ortaya ç›k›yor. Güney Kürdistan’da özerk, bir tür devletleflmeyi ifade eden bir düzey yarat›lm›fl bulunuyor. Bütün dünya devletleri Kürt politikas› oluflturuyor, baz› devletler geçmiflte var olan politikalar›n› de¤ifltiriyorlar. Geçmiflte Kürt’ü yok saym›fl, inkâr etmifl olanlar art›k yok sayam›yorlar, inkâr edemiyorlar. Sadece Kürt toplumu


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

ne t

Kürt halk› yaratt›¤› geliflmelerle gelece¤e daha güvenli bak›yor

nin temel kuvvetlerinden birini oluflturuyor. Bölgesel ve uluslararas› siyaset üzerinde Kürdistan’›n yeri, Kürdistan üzerindeki mücadele ve bu arada Kürdistan Özgürlük mücadelesi bu kadar büyük bir anlam ifade etmifl bulunuyor. Geliflme düzeyi iflte bu noktadad›r. Kürt halk›n›n bu kadar örgütü var, bilinci var, özgürlük kuvveti var. Kürt insan› 24 y›ll›k mücadele temelinde yaratt›¤› geliflmelerle gelece¤e daha güvenli bak›yor, daha örgütlü yürüyor. Ayn› zamanda Ortado¤u’daki geliflmeler ve özgürlükçü demokratik de¤iflim üzerinde öncülük düzeyinde etkide bulunuyor; dünya siyasal mücadelesi, dünyadaki de¤iflim, dönüflüm ve demokratik geliflme üzerinde etkide bulunuyor. Geliflmenin düzeyi budur. Bu geliflmenin iyi bilinmesi gerekir. Bununla birlikte elbette flunlar› da görmek durumunday›z: 25 y›l önce yöntem bak›m›ndan ve amaç bak›m›ndan Kürt toplumuna, Kürdistan’a dayat›lan inkâr, imha, bask› ve zulüm ne idiyse, flimdi de bask›, zulüm, inkâr ve imha aray›fl› ayn› düzeydedir. Sistemin gücü azalm›flt›r, etkinli¤i zay›flam›flt›r; fakat unutmayal›m ki, inkâr ve imha sistemi zihniyet olarak, politik aç›dan ve örgütlülük olarak tümden k›r›lm›fl de¤ildir. Bu sistem da¤›t›lm›fl olmaktan uzakt›r. ‹nkâr sistemi katliam ve imha amac›ndan, bunun için her türlü bask›, iflkence, katliam ve zulüm dayatmas›ndan vazgeçmifl de¤ildir. 1980’lerin bafl›nda bu durum 12 Eylül faflist-askeri rejimi oldu; ‘90’lar›n sonunda bu durum uluslararas› komplo oldu. Bugün de 2008 y›l›nda uluslararas› komplo, 12 Eylül faflistaskeri rejiminin yaratt›¤› temel özelliklere de dayanarak hükmünü icra ettirmeye, inkâr ve imha sistemini baflar›ya götürmeye çal›fl›yor. Bunda hala ›srarl›d›r; dayatmas› hala bu temeldedir. Bu konuda amaçta bir de¤ifliklik olmad›¤› gibi, vahflette, bask›da, iflkencede ve katliamda da bir azalma yoktur. Gücünün yetti¤i oranda dünya gericili¤ini birlefltirerek Kürdistan özgürlük güçlerini ezmek, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik duruflunu ortadan kald›rmak için her türlü sald›r›y› yürütüyor, her türlü çabay› gelifltiriyor.

ww

w.

Uluslararas› alanda ve bölgedeki tüm siyasi güçler böyle bir politik süreci yaflarken, halklar, demokratik güçler, sol, sosyalist hareketler de benzer bir süreci yafl›yorlar. Dünya Ortado¤u’da üçüncü büyük savafl›n›, ABD öncülü¤ünde küresel sermayenin dünya hegemonyas›n› yaratma savafl›n› yafl›yor. Bu savafl›n içinde, savafl›n kaderini belirleyecek büyük güç ve de¤er olarak Kürt gerçekli¤i ortaya ç›k›yor. Kürdistan’›n ve Kürt toplumunun Ortado¤u’da iflgal etti¤i konum kendini böyle gösteriyor ve Kürdistan üzerindeki mücadele bu biçimde ABD’nin dünya hegemonyas› kurma mücadelesiyle birleflmifl bulunuyor. Dolay›s›yla Kürdistan’daki özgürlük mücadelesi, 15 A¤ustos At›l›m›n›n bafllatt›¤› özgürlük, eflitlik ve demokrasi direnifli, sadece inkâr ve imha sürecine al›nan Kürt insan›n› ve toplumunu kurtarmakla kalm›yor; Ortado¤u’nun demokratikleflmesinin ve demokratik birli¤inin, yine dünyada demokrasi hareketinin geliflmesi-

Güney ve Do¤u Kürdistan’a da yay›lm›fl bir savafl gerçe¤i var ‹flte 2007 y›l›na hem Türkiye’de, hem de bölgesel ve uluslararas› alanda yarat›lan yeni ittifakla 2007 Aral›k’›ndan itibaren dayat›lan yeni imha ve tasfiye sald›r›s› ortadad›r. Bu öyle bir sald›r›d›r ki, birbirine karfl›t olan tüm dünya gerici güçlerini içinde tafl›yor. Bir yan›nda ABD, di¤er yan›nda ‹ran vard›r. Türkiye rejimi bütün dünya ve bölge gericili¤ini inkâr ve imha sisteminde birlefltirerek Kürt halk› ve Özgürlük hareketine karfl› sald›r› yürütmeye çal›fl›yor. Bu aç›k bir gerçektir. Bu temelde Kuzey Kürdistan’da oldu¤u gibi, Güney ve Do¤u Kürdistan’a da yay›lm›fl bir savafl gerçe¤i vard›r. Özellikle bahardaki Zap direnifli ve halk serhildan› karfl›s›nda gelifltirdi¤i imha ve tasfiye plan› belli bir darbe yiyip da¤›l›nca, yaflad›¤› kriz ard›ndan flimdi yeniden bir uzlaflma, yeni bir plan ve ittifak yaratmaya çal›fl›yor. 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na girerken, bu at›l›m›n karfl›tlar› içindeki geliflmenin bu oldu¤unu görmemiz gerekir. AKP’nin kapat›lmas›na iliflkin verilen kapatmama karar› ve Ergenekon soruflturmas› temelinde yap›lanlar, asl›nda PKK’ye karfl› savafl temelinde Türkiye’deki milliyetçi ve dinci iktidar klikleri aras›nda yeni bir uzlaflman›n yarat›lmaya çal›fl›ld›¤›n› gösteriyor. Bu ne uzlaflmas›d›r? Bu, PKK’ye karfl› savafl uzlaflmas›d›r; Kürt’e karfl› imhay› öngören ve savafl dayatmas›n› içeren uzlaflmad›r. Bu konuda asla yan›lmamak gerekiyor. Dikkat edilirse, ‹ran buna destek veriyor. Türkiye-‹ran görüflmeleri bu temelde oluyor ve ittifaklar› vard›r. ABD-‹ngiltere-‹srail ittifak› buna destek veriyor. ABD ile Türkiye’nin s›klaflan görüflmeleri karfl›l›kl› pazarl›klar temelinde yeniden böyle bir ittifak oluflturduklar›n› gösteriyor. AB Türkiye’nin bu yaklafl›mlar›na destek veriyor. Bu güçler, yani ABD, ‹ran ve AB destek vermekten öteye, Türkiye’yi PKK’ye ve Kürtlere karfl› tahrik edip savafla k›flk›rt›yor. Hepsi ç›karlar›n› KürtTürk savafl›nda görüyorlar. Türkiye

ew e. c

için imhay› bir politika olarak bilmifl ve dayatm›fl olanlar, flimdi Kürt sorununa yaln›zca imha politikas›yla yaklaflman›n yetersiz ve kendi ç›karlar›n› ifade etmeyen politikalar oldu¤unu görüyorlar. K›sacas› politikalar›nda de¤ifliklikler yap›yorlar. Kürdistan’›n sadece baz› parçalar›n› gören, dolay›s›yla bütünlüklü bir Kürdistan politikas›na sahip olmayanlar flimdi politika oluflturmaya çal›fl›yorlar. Dünyay› ele geçirmek isteyen küresel sermaye siyaseti de bunu yap›yor. ABD-‹srail-‹ngiltere ittifak›n›n yürüttü¤ü siyasal çizgi de bu temeldedir. Avrupa ve Asya’n›n birçok politik gücü de buna göre yaklafl›yor. Ortado¤u devletleri ve politik güçlerinin yaklafl›m› da bu temeldedir. Onlar da art›k eskisi kadar Kürt’ü inkâr etmiyorlar, görmezden gelmiyorlar. Geçmiflte Kürt gerçe¤ini gizliden var say›p ona karfl› bu temelde savafl yürütürken, flimdi bu gerçe¤i biraz daha aç›ktan görüp onu imha etmek üzere aç›ktan özel savafl sistemlerini örgütleyip gelifltiriyorlar.

om

16


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

17

yönetimini Kürt toplumuna karfl› savaflt›rarak, hem Kürtleri hem de Türkiye’yi zay›f düflürmek ve kendilerine muhtaç k›lmak istiyorlar. Ne yaz›k ki, Türkiye’yi yönetenler bu gerçe¤i göremiyorlar. Beton kafal›d›rlar, hastal›kl› bir zihniyet içindeler. Kürt’ü yok sayan, inkâr eden, Kürt toplumu üzerinde Türk uluslaflmas›n› yaratmak isteyen zihniyet gözlerini kör etmifltir. Dünya gerçe¤ini göremiyorlar. Kürtlere karfl› savafla teflvik ve tahrik eden yaklafl›mlar› kendilerine verilen destek san›yorlar, öyle say›yor ve hareket ediyorlar. Bu çerçevede Irak yönetimini de bunun içine almaya çal›fl›yorlar. Pasif bir konumda böyle bir ittifaka kat›lan Güney Kürdistan yönetimini, KDP ve YNK’yi de bu ittifaka aktif olarak kat-

Bu bak›mdan flimdi de t›pk› 25 y›l öncesinde oldu¤u gibi katliamc› sald›r›lar vard›r. Bask›, zulüm ve iflkence had safhadad›r. Halk üzerindeki bask› ve iflkence de öyledir. Demokratik siyaset üzerinde de yine öyledir. En önemlisi, Önder Apo üzerindeki uygulamalar bu çerçevededir. ‹mral› iflkence sistemi fiziki ve psikolojik olarak en a¤›r bir iflkence sistemi haline getirilmifltir. Kronik zehirleme temelinde gelifltirilen bir imha süreci vard›r. Öyle ki, topluma dayat›lan bask› ve iflkence temelindeki pasifikasyon, gerillaya ve örgüte dayat›lan katliam ve operasyon sald›r›lar› esas varl›¤›n›

maya çal›fl›yorlar. Bu hususlar önemlidir. Öyle anlafl›l›yor ki, inkâr ve imha güçleri 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na böyle bir ittifak temelinde yeni bir imha sald›r›s› dayatmak istiyorlar. Bunun haz›rl›¤›n› yap›yorlar. Önümüzdeki yak›n süreçte, güz döneminde bir imha operasyonunu Kuzey’de, Güney’de ve Do¤u’da daha kapsaml› ve bütünlüklü olarak gelifltirme ihtimalleri fazlad›r. Karfl›t cephenin böyle bir sald›r›ya haz›rland›¤›, bunun ittifak›n› yaratmaya çal›flt›¤› ve bunun planlamas› içinde oldu¤u en büyük olas›l›kt›r. Zaten Kuzey’de ve Do¤u’da bu sald›r›lar önemli ölçüde sürdürülüyor. Önümüzdeki aylarda bunu Güney’e de daha yayg›n bir biçimde sürdürmeleri muhtemeldir.

‹mral›’da Önder Apo üzerindeki bask› ve iflkencede gösteriyor. Hücre içerisinde hücre cezalar›yla Önderlik gerçe¤imiz o koflullarda bile yaflayamaz hale getirilmek isteniyor. Ya sesini tümüyle k›s›p kesmek, ya da en sert direnifle zorlamak istiyorlar. Onun için bu durum Diyarbak›r zindan direniflini, Diyarbak›r zindan›ndaki iflkence ve bask›lar›, 12 Eylül faflist-askeri rejiminin PKK kadro ve savaflç›lar› üzerinde gelifltirdi¤i vahfli uygulamalar› hat›rlatt›. Önderlik de ‹mral›’daki uygulamalarla Diyarbak›r zindan gerçe¤i aras›nda bir benzerlik kurdu. Demek ki, flimdi de Önderlik üzerindeki bask› ve iflkence Diyarbak›r zindan›ndaki bask› ve iflkence gibidir.

Önderlik buna benzetti. Önderlik üzerindeki bask› ve iflkence demek, Özgürlük Hareketimiz ve halk›m›z üzerindeki bask› ve iflkence düzeyi demektir. Demek ki içinde bulundu¤umuz koflullarda da bask› ve iflkencenin, imha ve katliam dayatmas›n›n durumu, 1980 sonras›n›, 12 Eylül faflist-askeri rejiminin sald›r› durumunu aratmayacak türdendir. ‹flte o rejimin bask› ve sald›r›s›na karfl› büyük zindan direnifli ortaya ç›kt›. Büyük zindan direniflinin da¤a, gerillaya tafl›nmas› 15 A¤ustos tarihi at›l›m›n› gelifltirdi. Yani flimdi de bask›, zulüm ve iflkencenin hem dozaj› hem amac› 25 y›l öncesinden farkl› de¤ildir. ‹nkâr ve imha sisteminin amac›nda, duruflunda ve yöntemlerinde bir de¤ifliklik olmam›flt›r. Yine Kürt inkâr ediliyor, bask› ve zulüm alt›nda tutulup imha edilmek isteniyor. Bunun için her türlü oyun ve bask› gelifltiriliyor. O zaman demek ki, yirmi befl y›l önce bu yaklafl›mlara, bask› ve zulme karfl› nas›l 15 A¤ustos temelinde büyük bir direnme gösterildi ve bir direnifl ruhu gelifltirildiyse, flimdi de yap›lmas› gereken odur. Koflullar ve dayatmalar 25 y›l öncesinden farkl› de¤ildir; sadece gücü azalm›flt›r, örgütlülü¤ü azd›r. Düflman bu 25 y›ll›k mücadelede ciddi darbeler yemifltir. Biz Özgürlük hareketi olarak, halk olarak güçlendik. ‹nkâr ve imha sistemi ise bu 24 y›ll›k süre içerisinde Özgürlük hareketimizin vurdu¤u darbeler karfl›s›nda zay›flad›. Yani bizim mücadele etme imkân›m›z, gücümüz ve koflullar›m›z daha çok artt›; imkânlar ve f›rsatlar daha büyüdü. O zaman imkân ve f›rsat ad›na ciddi hiçbir fleyin olmad›¤› bir ortamda, hareket ve halk olarak nas›l 15 A¤ustos At›l›m› gibi büyük bir direnifli gelifltirdiysek, flimdi de mevcut gücümüze ve imkân›m›za dayanarak, Türkiye yönetiminin ABD ve AB’nin de deste¤ini alarak bu at›l›m›n 25. y›l›nda gelifltirmeye çal›flt›¤› yeni imha sald›r›s›na karfl› da 15 A¤ustos ruhu, anlay›fl› ve ölçüleriyle özgürlük ve direnifl mücadelesini dayatmam›z ve gelifltirmemiz gerekiyor. Bu konuda yanl›fl de¤erlendirme yapmamal›, olaylar ve olgular› tersinden ele almamal›, basit ve kendini

ww

w.

ne te we .c om

Büyük zindan direniflinin gerillaya tafl›nmas› yafland›


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 le, örgütsel alanda demokratik konfederalizmin inflas›yla, en önemlisi de ideolojik alanda ideolojik ve örgütsel çizgi mücadelesi temelinde süren bir hamlesel mücadeledir. O bak›mdan da daha kapsaml› yaklaflmaya, 15 A¤ustos At›l›m ruhunu her yerde daha canl› ve diri tutmaya, 15 A¤ustos zafer çizgisini her alandaki mücadeleye hâkim k›lmaya ihtiyaç vard›r. 25. y›l› kazanmak ancak böyle mücadele etmekle mümkün olur. Düflman›n 25. y›la dayatmak istedi¤i yeni imha ve tasfiye plan›n› bofla ç›kartarak düflman sald›r›lar›n› uluslararas› komplo düzeyinde geliflen sald›r›lar› k›rmak ancak böyle bir direniflle mümkün olur. Bu bak›mdan baflta gerilla olmak üzere bütün demokratik ve yurtsever güçler, demokratik örgütlenmeler durumun ciddiyetini görmeliler. Kesinlikle ifli öyle basit ele alan, kendini rehavete kapt›ran ve yan›ltan bir yaklafl›m içinde kesinlikle olmamal›lar. En küçük bir gevflemeye, disiplinsizli¤e ve gerilemeye yer vermeden, büyük bir duyarl›l›k ve haz›rl›kla her günü ve her saati büyük direnifl mücadelesi haline getirmeyi ve her alanda yürütülen mücadeleyle karfl›lamay› bilmeliler. Bu, Önder Apo’nun özgürlü¤ü temelinde süren bir mücadeledir. Biz Önder Apo’nun tedavisini ve yerinin de¤ifltirilmesini somut hedefler olarak öngördük. Bu direnifl esas olarak da düflman›n baflta Önderli¤imiz olmak üzere, harekete ve halka dayatmak istedi¤i yeni bast›rma ve imha komplosunu ve sald›r›s›n› bofla ç›kartma direniflidir. Bu direnifl mücadelesini ne kadar do¤ru anlar ve 15 A¤ustos çizgisiyle ne kadar birlefltirirsek, o kadar kazanaca¤›m›z› bilmemiz gerekiyor. Yine 25 y›l öncesinde oldu¤u gibi günümüzde de bizi böylesi bir mücadelede zay›f b›rakmaya ve mücadeleden al›koymaya çal›flan tutum ve davran›fllar var. Yanl›fl anlay›fllar, rehavet, kendini kand›rma bu iflin bir yönüyken, di¤er yönü teslimiyetçi, iflbirlikçi ve ihanetçi zihniyetin direnifl ortam›na dayat›lmas› olmaktad›r. 25 y›l önce de tasfiyecilik vard›; orta yolculuk, oportünizm, iha-

Êdî Bese Hamlesini 15 A¤ustos at›l›m ruhuyla gelifltirmek gerekiyor

‹flte biz buna Êdî Bese Hamlesi dedik. 1 Haziran At›l›m›n›, 2007 yaz›nda düflman›n oluflturdu¤u yeni imha ve sald›r› plan›na karfl› mücadele olarak Êdi Bese Hamlesi biçiminde tan›mlad›k. fiimdi 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l direniflinde bu hamlenin ikinci aflamas›n› gelifltiriyoruz. Êdî Bese Hamlemizin ikinci aflamas›n›, t›pk› 15 A¤ustos döneminde yaflanan ruh, bilinç, anlay›fl, cesaret ve fedakârl›kla gelifltiriyoruz. Düflman›n 25. y›la dayatmak istedi¤i imha sald›r›lar›n› bofla ç›karmak ve zafer kazanmak için Êdî Bese Hamlesinin ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri bütün alanlarda, Kuzey’de, Güney’de, Do¤u’da ve Bat›da, Kürdistan’›n bütün parçalar›nda ve yurtd›fl›nda 15 A¤ustos at›l›m ruhuyla gelifltirilmesi gerekiyor. Bu bak›mdan elbette dikkatli olmal›, do¤ru anlamal›y›z. Êdî Bese Hamlesini 15 A¤ustos ruhuyla 25. y›lda her alanda baflar›y› kazanma temelinde yürütmeliyiz. Bu hamleyi yöntem, tarz, örgütlülük ve hedef olarak gerçekten de özgürlük mücadelesini gelifltirecek ve düflmana etkili darbeler vuracak düzeyde gelifltirmemiz gerekiyor. fiimdi gün bu gündür. 25. y›l her zamankinden daha büyük bir mücadele y›l›, daha kapsaml› bir mücadele y›l›d›r. Sadece gerilla cephesinden askeri boyutlarla süren bir mücadele de de¤il, siyasi alanda halk serhildan›yla, diplomasi mücadelesiy-

ww

w.

ne t

yan›lt›c› tutumlar göstermemeliyiz. Durum ciddidir. Ne hareket olarak, ne de halk olarak, “24 y›l mücadele ettik, gericili¤e bu kadar darbe vuruldu, düflman cephesi bu kadar zay›flad›; dolay›s›yla çok fazla mücadele etmesek de olur, asl›nda mücadele kazan›lm›flt›r, direnifle, mücadeleye, bedel ödemeye çok fazla gerek yok” gibi yan›lg›l›, yanl›fl, rehavet ifade eden ve bize çok zarar verecek olan düflünce ve yaklafl›mlar içerisinde asla olmamal›y›z. Bu tür e¤ilimler yanl›flt›r, tehlikelidir; düflmana yarar getirir, mücadelemiz için zarar vericidir. Baflta gerilla olmak üzere, Özgürlük hareketimizin hiçbir ortam›nda ve alan›nda böylesi yanl›fl düflüncelerin izi ve k›r›nt›s› bile olmamal›d›r. Gerçekleri, inkâr ve imha sisteminin dayatt›¤› katliam› ve gelifltirdi¤i sald›r›lar› iyi görmeliyiz. Önderlik üzerindeki sald›r›y› iyi anlamal›y›z. Bu bize “Sizi yok ederiz” tehdididir. En son Önderli¤in saçlar›n› kaz›tt›lar. Bununla “Size istedi¤imizi yapar›z” demek istiyorlar. Bu iste¤in içerisinde katliam vard›r, linç hareketleri gelifltiriyorlar, imha vard›r. Kürt’e özgür ve demokratik yaflam yoktur. O bak›mdan tehdit 25 y›l öncesindeki gibidir, tehlike de¤iflmemifltir, düflman›n amac› ve duruflu de¤iflmemifltir. O zaman bizim de t›pk› 25 y›l öncesi gibi ayn› ruh ve yaklafl›mla, ayn› cesaret ve fedakârl›kla baflta gerilla direnifli olmak üzere özgürlük ve demokrasi mücadelesini gelifltirmemiz, her alanda halk serhildan›n› dayatmam›z gerekiyor.

ew e. c

om

18


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN yetçi, provokatif-tasfiyeci e¤ilimi de darbeledi, teflhir etti ve etkisizlefltirdi. Böylece PKK’nin gerilla temelinde direnifl içerisinde flekillenmesini ve yap›lanmas›n› ortaya ç›kard›. Parti örgütlenmemiz ve halk›n bilinçlenip mücadeleye çekilmesi böyle bir gerilla direnifli etraf›nda gerçekleflti. Demek ki, 15 A¤ustos At›l›m›n›n inkâr ve imha sistemine darbe vurmak kadar, bir de onun ajanl›¤› konumunda olan teslimiyetçi ve tasfiyeci e¤ilimlere karfl› öldürücü darbe vurma gerçekli¤i vard›r. Günümüzde de durum benzerdir. Bu kadar düflman sald›r›s› ortam›nda tasfiyeci ve teslimiyetçi dayatmalar›n olmas› anormal de¤ildir, tersine anlafl›l›r bir durumdur. Çok iyi biliyoruz ki, inkâr ve imha sisteminin sald›r› konsepti ne kadar büyük ve planl›ysa, bununla ba¤lant›l› olarak düflman›n hareketimize karfl› teslimiyetçi, tasfiyeci, bozguncu ve y›k›c› iç dayatmalar› gelifltirip bu temelde yönelmesi de o düzeyde kapsaml› ve planl› olmaktad›r. Nitekim 25 y›l önce 15 A¤ustos At›l›m› gerçeklefltirilirken de durum böyleydi. Buna ra¤men teslimiyetçi ve tasfiyeci e¤ilimler ne kadar bozguncu ve y›k›c› durum arz etseler de, hareketimizin 15 A¤ustos At›l›m›n› gelifltirmesini ve direnifl çizgisinde kendisini örgütlenmesini engelleyememifllerdir. Tam tersine, onlara duyulan öfke ve tepki militan yap›n›n hem gerçe¤i görmesini ve Önderlik çizgisinde birleflmesini sa¤lam›fl, hem de daha büyük bir cesareti, fedakârl›¤›, mücadele azmini ve ruhunu ortaya ç›karm›flt›r. Bugün de Özgürlük hareketimize karfl› böyle dayatmalar vard›r. 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›na girerken, düflman›n uluslararas› komplo çerçevesinde dayatmaya çal›flt›¤› yeni imha ve tasfiye konsepti temelinde içimizde dayat›lan provokatif-tasfiyeci e¤ilimler, bozguncu ve y›k›c› davran›fllar söz konusudur. Özgürlük hareketimiz yeni ihanetlerle karfl› karfl›ya geliyor. Bunlar nereden kaynakl›yor? Kuflkusuz düflman konseptinden kaynaklan›yor. Neye dayan›yor? Düflman›n sald›r› konseptine dayan›yor. Gücünü nereden al›yor? Elbette düflmandan al›yor ve bizim zay›fl›klar›m›za da dayanmak istiyor. Neyi amaçl›yor? Düflman d›fltan her türlü

ekonomik, askeri ve siyasi gücünü ortaya koyarak gerçeklefltirmeye çal›flt›¤› imha ve tasfiyeyi içten daha tehlikeli bir biçimde, çeflitli bozguncu, y›k›c›, bireyci, tepkici, grupçu ve hizipçi davran›fllar olarak, birli¤imizi, disiplinimizi ve örgütlülü¤ümüzü gevfleterek ve da¤›tarak gerçeklefltirmek istiyor. Dolay›s›yla düflman›n içimizdeki koludur, uzant›s›d›r. Bu durum daha tehlikeli bir düflman durufludur.

ne te we .c om

net ve teslimiyet vard›. 12 Eylül rejiminin sald›r›lar› karfl›s›nda teslim olmam›fl hiçbir küçük burjuva e¤ilimi ve hareketi kalmam›flt›. Bunlar yenilmifller, ezilmifller ve tasfiye olmufllard›. Bu hareketler yenilmeyen, ezilmeyen, ayakta kalan ve direnmek isteyen PKK’yi de da¤›tmak için ellerinden gelen çabay› harc›yorlard›. Bütün bu e¤ilimler 12 Eylül rejiminin beflinci kolu olarak PKK’ye karfl› sald›r› yürütüyorlard›. Bu e¤ilimlerin içimizdeki uzant›lar› temelinde ortaya ç›kan provokatif-tasfiyeci sald›r›lar vard›. Provokatif-tasfiyeci çizgi ilkin o zaman ortaya ç›kt›. Buna Semir provokasyonu diyoruz. AB’ye dayanan bu provokasyon, hareketimizin en zay›f oldu¤u ve sald›r›lar›n en yo¤un oldu¤u bir ortamda, kendini örgütleyerek ve Alman ve ‹sveç emperyalizmini arkas›na alarak sald›rm›flt›.

19

Özgürlük hareketimiz yeni ihanetlerle karfl› karfl›ya geliyor

ww

w.

15 A¤ustos At›l›m› iflte bu tasfiyeciprovokatif, teslimiyetçi ve iflbirlikçi sald›r›lara karfl› da bir direnifl at›l›m›n› ifade ediyor. Bu at›l›m nas›l 12 Eylül faflist-askeri rejimine öldürücü darbe vurduysa, onun temsil etti¤i inkâr ve imha sistemini nas›l da¤›tt›ysa, ayn› biçimde bu sistemin içimizdeki ajanl›¤› biçiminde ortaya ç›kan ve onun beflinci kolu olarak çal›flan her türlü iflbirlikçi, milliyetçi ve teslimiyetçi e¤ilime, provokatif-tasfiyeci yaklafl›mlara, bizi mücadeleden al›koymaya çal›flan, geriye çeken, örgütlülü¤ümüzü zay›flatan, bilincimizi bulan›klaflt›ran, yaflam›m›z› da¤›tan, fedai çizgimizi, cesaretimizi ve fedakârl›¤›m›z› zay›flatan her türlü tutum ve anlay›fla karfl› da büyük bir direnmeyi ifade etti. ‹nkârc› sisteme öldürücü darbe vurdu¤u gibi, onun ajan› konumunda olan teslimiyetçi ve iflbirlikçi çizgiye de ölümcül darbe vurdu. Provokatif-tasfiyeci e¤ilime de öldürücü darbeyi vurarak süpürüp att›. Örgütümüzün Önderlik ve direnifl çizgisinde birli¤ini ve bütünlü¤ünü gelifltirdi, direnme azmini yaratt›. Kadro ve militan yap›n›n direniflçili¤ini ve gücünü ortaya ç›kard›. Onlar› direnifle sevk ederken, her türlü teslimi-

Teslimiyetçi tasfiyeci sald›r›lara karfl› etkin mücadele edilmeli

Hareketimiz nas›l ki 25 y›l önce böyle bir durufla karfl› 15 A¤ustos At›l›m› temelinde karfl› durmuflsa, nas›l içten dayat›lan Semir provokasyonunu yok etmeyi bilmifl ve ona darbe vurup yok ettikçe 15 A¤ustos At›l›m›n› gelifltirip ilerletmiflse, flimdi de uluslararas› komplo temelinde kendisine dayat›lan yeni imha konseptine ve içten dayat›lan teslimiyetçi-tasfiyeci e¤ilimlere karfl› da direnifl temelinde 25. y›l› kazanmas›n› bilecektir. Demek ki, süreç bu bak›mdan da benzerdir. D›fltan düflman dayatmalar›na paralel olarak, içten de onun ajan› konumunda olan teslimiyetçi-tasfiyeci, y›k›c› ve bozguncu dayatmalar vard›r. Bu bak›mdan günümüzdeki mücadelenin derslerini iyi ç›kartmam›z ve do¤ru anlamam›z gerekiyor. Bütün bu alanlarda d›flta oldu¤u gibi içten de teslimiyetçi-tasfiyeci sald›r›lara, y›k›c› ve bozguncu dayatmalara karfl› etkin mücadele edebilmek için 15 A¤ustos At›l›m› sürecinden gerekli dersleri ç›kartmam›z gerekiyor. Bu noktalarda da 15 A¤ustos direnifli ö¤reticidir, aç›klay›c›d›r, do¤rular› göstericidir. Düflman karfl›s›ndaki duruflun ne oldu¤unu ö¤retti¤i gibi, tasfiyeci ve teslimiyetçi e¤ilimler, y›k›c› ve bozguncu davran›fllar karfl›s›nda do¤ru militan duruflun, kadro ve komuta duruflunun ne olmas› gerekti¤i, teslimiyetçi ve tasfiyeci e¤ilimlere karfl› Önderlik çizgisinde militan durufl ve mücadelenin nas›l olmas› gerekti¤i konusunda da bizi ayd›nlat›yor, güçlendiriyor; bize bunun yolunu bizlere gösteriyor. Dolay›s›yla her türlü gerici, tasfiyeci ve bozguncu iç dayatma karfl›s›nda da 15


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

gelifltirmek için f›rsatlar daha çok, imkânlar daha fazlad›r. Gerillam›z geçen befl y›l› içinde yeniden bir tecrübe, sistem ve örgütlülük kazanm›flt›r. Halk örgütlenmemiz demokratik konfederalizm çizgisinde gelifliyor. Yine kad›n ve gençlik örgütlülü¤ü ve eylemlili¤i geliflme gösteriyor. Her fleyden önce, süreci belirleyen Önderlik gerçe¤imiz var”

Büyük ve yüce de¤erlerimiz var

Bunu gerçeklefltirmenin gücü ve imkân› var m›d›r? Özgürlük ve demokrasi mücadelesini gelifltirmek için f›rsatlar daha çok, imkânlar daha fazlad›r. Direnifl tecrübemiz daha çoktur, gerillam›z 1 Haziran At›l›m›n›n geçen befl y›l› içinde yeniden bir tecrübe, sistem ve örgütlülük kazanm›flt›r. Halk örgütlenmemiz demokratik konfederalizm çizgisinde gelifliyor. Yine kad›n ve gençlik örgütlülü¤ü ve eylemlili¤i geliflme gösteriyor. Her fleyden önce, süreci belirleyen bir Önderlik gerçe¤imiz var ki, tarihin en büyük fiziki ve psikolojik iflkencesine karfl› hem direniyor, hem de üretiyor ve çal›fl›yor. Bu büyük bir irade, görkemli insan duruflu, özgür birey durufludur. Anlayan için bilgi, yüre¤i olan için bir vicdan de¤erlendirmesi, ahlakl› olan herkes için do¤ru görülüp anlafl›lmas› ve izlenmesi gereken bir gerçe¤i ifade ediyor. Bu bak›mdan da bütün alanlarda Önderlik, örgüt ve halk cephemizde duruflumuz, örgütlülü¤ümüz ve mücadele azim ve kararl›l›¤›m›z daha güçlüdür. Bu temelde günlük olarak da savafl›yoruz; her gün kan döküyor ve flehitler veriyoruz. HPG, 25 y›ll›k gerilla kahra-

ww

w.

ne t

A¤ustos At›l›m›n›n içerdi¤i zengin dersleri iyi özümsememiz zorunludur. Bunlara karfl› mücadelede 15 A¤ustos At›l›m›n›n baflaran çizgisini esas almam›z ve bu tür yanl›fl e¤ilimlere karfl› durmam›z gerekiyor. D›fltan imha ve tasfiye konseptine, içten teslimiyetçi, tasfiyeci ve bozguncu e¤ilimlere karfl› 25. y›lda da 15 A¤ustos At›l›m ruhu, çizgisi, ölçü ve direnme gerçe¤iyle karfl› durdu¤umuz zaman, bu 25. y›l› çok daha büyük bir baflar› y›l› haline getirece¤imiz; büyük bir ideolojik ve örgütsel çizgi durufluyla, elefltiri-özelefltiri temelinde kendimizi sorgulayarak her türlü zay›fl›¤›, gerili¤i ve iç engeli bertaraf edip aflaca¤›m›z gibi, bu temelde kendimizi güçlendirerek düflman sald›r›lar› karfl›s›nda daha büyük bir direnifli ve etkili bir mücadeleyi yürütece¤imiz kesindir. Buna inanal›m ve güvenelim. Yeni ortaya ç›kan iç ve d›fl sald›r› dayatmalar› sanki ilk defa oluyormufl gibi sanmayal›m. Bunlar hiç de yeni de¤ildir. 15 A¤ustos At›l›m› temelinde Özgürlük hareketimiz her zaman, her y›l bu tür iç ve d›fl sald›r›lara karfl› mücadele ederek geliflme sa¤lad› ve bugünlere geldi. Böyle bir mücadele içerisinde büyük deneyim ve tecrübe kazand›, bilinç edindi. O bak›mdan 25. y›la girerken, gerilla ve halk olarak, siyasi hareket olarak daha güçlü, daha kararl›, daha direngen, daha örgütlü durumday›z. 25. y›lda kazanma iddiam›z ve irademiz daha fazlad›r. Önümüz daha çok aç›k ve ayd›nl›k, zafer inanc›m›z daha güçlüdür. Dolay›s›yla 25. y›l› her zamankinden daha bü-

yük bir baflar› y›l› haline getirece¤imiz, 15 A¤ustos At›l›m›n›n ilk çeyre¤ini halk›m›z aç›s›ndan özgürlük ve demokrasi çizgisinde kal›c› zaferi ifade eden bir düzeye ulaflt›raca¤›m›z kesindir. Sonuç olarak, 15 A¤ustos At›l›m› 25. y›l›na girerken, bütün gücü ve yayg›nl›¤›yla devam ediyor. Eksiklikleri vard›r, gidermemiz gerekiyor; hatalar› vard›r, düzeltmemiz gerekiyor. Ama hareket ve halk olarak, Önderlik ve flehitler çizgisinde daha kararl› ve daha mücadeleci oldu¤umuz da tart›flma götürmez bir gerçektir. 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›n›, yani 25’inci 15 A¤ustos y›l›n› böyle karfl›l›yoruz. Kürt milad› olan 15 A¤ustos’un 25. y›l›na daha haz›rl›kl›, daha iddial› ve daha kararl› giriyoruz. Önderlik gerçe¤imiz böyledir; örgütümüz, gerilla gücümüz ve halk gerçe¤imiz böyledir. Bu temelde de 25. y›l› daha büyük bir mücadele ve zafer y›l› haline getirmekte kararl›y›z.

manl›¤›n› eksiltmeden, onu sürekli büyüterek devam ettiriyor. Her gün flehitler veriyoruz. Bu flehitler ki, her biri özgürlük, demokrasi ve insanl›k için gencecik yaflta flehit düflüyorlar. Bunlara, bu yüce de¤erlere kendilerini katmaktan baflka herhangi bir hesaplar›, kazançlar› ve aray›fllar› yoktur. Dolay›s›yla insanl›¤›n, ezilenlerin ve Kürt halk›n›n ruhunu ve özünü temsil ediyorlar. Büyük bir fedakârl›k ve cesaret yarat›yorlar. Dürüstlük, irade, iddia, birlik ve örgütçülük ortaya ç›kart›yorlar. Onlar o kadar büyük güçtürler ki, tafl› bile eritmeye kadirdirler. Buz kesilmifl yüreklere özgürlük ve demokrasi ateflini sokabiliyorlar. Kireçlenmifl beyinleri düflünebilir hale getiriyorlar. Bizi özgür, demokratik ve eflitlikçi yaflama tutku düzeyinde, aflkla ba¤l›yorlar. Böyle yüce ve büyük de¤erlerimiz vard›r. 24. y›l mücadelesi içerisinde baflta Adil ve Nuda yoldafllar baflta olmak üzere, öncülük düzeyinde böyle büyük bir kahramanl›k duruflu daha da gelifltirildi ve daha anlaml› k›l›nd›. Gerçekten de 15 A¤ustos At›l›m›n›n o büyük flehitlerinin oynad›¤› rolü oynayan ve temsil etti¤i düzeyi temsil eden büyük kahramanl›klar ortaya ç›kt›. Bunlar› yaratan bir Önderlik, bir hareket, bir gerilla, bir halk ve örgüt elbette yenilmezdir. Her yerde ve her zaman bu de¤erlere sad›k kald›kça ve oradan güç ald›kça, baflaramayaca¤› ifl ve kazanamayaca¤› zafer yoktur. 25’inci 15 A¤ustos y›l›na girerken, hareket olarak, halk olarak duruflumuz böyledir. Bu anlamda kendimize inanc›m›z tam, kararl›l›¤›m›z daha büyük, mücadele azmimiz ve iste¤imiz daha fazlad›r. Dolay›s›yla baflarma ve kazanma iddiam›z ve sözümüz daha kesindir. Biz bu temelde diyoruz ki, 15 A¤ustos At›l›m›n›n 25. y›l›nda kazanan ve baflaran hareketimiz, kaybeden inkârc›l›k, iflbirlikçilik ve ihanet olacakt›r. Adil ve Nuda Yoldafllar›n, Tüm Kahraman fiehitlerimizin An›lar› Ölümsüzdür!

ew e. c

“Özgürlük ve demokrasi mücadelesini

om

20

-Yaflflaas›n 15 A¤ustos At›l›m Ruhu! -Yaflflaas›n Meflflrru Savunma Direniflfliimiz! -Bijî Serok APO!


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

21

ne te we .c om

Baflarmaktan baflka seçene¤imiz yoktur

“Tarihin bu önemli aflamas›nda Kürdistan halk›n›n kurtulufl ve özgürlük umutlar› artm›flt›r.

Hareketimizden ve kadrolar›ndan büyük beklentileri vard›r. Çünkü umut, hareketimizde ve onun fedai militanlar›ndad›r. Halk›m›z›n yüzlerce y›ld›r dinmeyen özgürlük hayalleri vard›r. Apocu militanlar

tarihin bu aflamas›nda Kürt halk›n›n bu hayallerini gerçeklefltirme talebini karfl›lamak gibi bir görevle karfl› karfl›ya bulunmaktad›rlar. Onbini aflk›n flehidimizin analar›n›n yüre¤i yanmaktad›r. Onlar niçin en de¤erli varl›klar› olan o¤ullar›n› ve k›zlar›n› topra¤a verdiler? Hepsi özgür, demokratik bir halk ve ülke yaratal›m diyedir. Bu nedenle de Kürdistan analar›na lay›k olmal›y›z” van›, Yarg› kurumlar› ve KJB raporlar›n›n okunmas›, tart›fl›lmas› ve onaylanmas›, siyasi süreç de¤erlendirmesi, sistemin örgüt, kadro ve ideolojik sorunlar›n›n s›ra plan-projelerin tart›fl›lmas› gündemleri Êdî Bese Hamlesi ekseninde yürütülmüfl ve kapan›fl konuflmas›yla sonuçland›r›lm›flt›r.

Kapitalist modernitenin temel sorunlar› dünyada Ortado¤u’da Kürdistan’da siyasal durum ve do¤rultumuz

6. Genel Kurulun siyasal süreç tart›flmalar›nda, dünya ve Ortado¤u’da var olan çeliflkiler ve bu çeliflkilerin hangi yöne evrilece¤i, olas›l›klar ve hareket olarak izleyece¤imiz politik çizgi ve görevlerimiz daha net bir biçimde ortaya konulmufltur. Geçen yüzy›lda biriken ve 21. yüzy›lda artan toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar›na çözüm getiremeyen kapitalist modernitenin temel açmazlar› derinleflerek devam etmektedir. Tüm insanl›¤› refah içinde yaflatabilecek bilimsel, teknolojik geliflmeler ve onun üretime yans›t›lmas›yla ortaya ç›kan birikim bunu fazlas›yla karfl›layacak durumdad›r. Ancak var olan zihniyet ve devletçi siyasal yap›lanma üretilen zenginli¤in eflit ve adaletli paylafl›m›n› engellemektedir. Bu uygulaman›n sonuçlar› ise insan, do¤a ve toplum üzerinde önemli tahribatlara yol açmaktad›r. Sistemin gelifltirdi¤i bireycilik, ruhsal çöküntü, ahlaki ve kültürel yozlafl-

ww

w.

De¤erli yoldaflflllar, Kürdistan halk›n›n en yüksek iradesini temsil eden Kongra Gel, 6. Ola¤an Genel Kurulunu baflar›yla gerçeklefltirmifltir. Bu baflar›n›n zeminini ‹mral› iflkence sistemine karfl› efline ender rastlanan bir tarzda direnerek yaratan Önder Apo’yu selaml›yor, dönemin büyük flehitleri Adil, Nuda, Ferhat, Gülbahar, Cihan, Hüsnü ve Kurtay arkadafllar flahs›nda tüm Êdî Bese Hamlesi flehitlerini sayg›yla an›yoruz. Önder Apo’ya, hareketimize ve halk›m›za karfl› arkas›na uluslararas› güçlerin deste¤ini de alan Türk özel savafl rejimi baflta olmak üzere, Kürdistan üzerinde egemenli¤ini sürdüren devletlerin çok yönlü sald›r›lar›n› gelifltirdi¤i, büyük direnifller ve emekler pahas›na elde edilen kazan›mlar›n tasfiye edilmek istendi¤i bir dönemde gerçeklefltirilen 6. Genel Kurulu, her sahadan temsilcinin kat›l›m›yla 21-25 Temmuz tarihleri aras›nda Medya Savunma Alanlar›’nda toplanarak, Kürdistan halk›n›n ve Özgürlük hareketinin her koflul alt›nda Önder Apo’nun yolunda, tüm zorluklar› aflabilecek, demokratik iflleyifl ve iradesini koruyarak temsil edebilecek güçte oldu¤unu ortaya koymufltur. Genel Kurulumuz, tüm sald›r›lar› dikkate alan bir tarzda toplanm›fl, devrim flehitlerini anma, Önderli¤in “Kapitalist Modernitenin Aflfl››lma Sorunlar› ve Demokratikleflflm me” kitab›n›n özeti, geçmifl prati¤in de¤erlendirmesini içeren Yürütme Konseyi, Baflkanl›k di-

ma, toplumu yaflanmaz hale getirmifltir. Kapitalist modernite, toplumsall›¤› çözmüfl, ancak ortada kalan birey ise bunal›ml›, kayg›l› ve kuflkulu olmaktan öteye gidememifltir. Birey, toplumsall›¤› düflünme gücünden düflürülerek, zihniyeti bireycilikle sakatlanm›flt›r. Kendisinden baflka hiç kimseyi düflündürmeyen, düflündürse bile ç›karlar› için düflündüren bu zihniyet, insan› hem baflkalar›yla güvensiz iliflkiler içinde çat›flmal› k›lmakta, hem de topluma karfl›t hale getirmektedir. Daha fazla sermaye, daha fazla tüketim ve daha fazla iktidar arzusu, her türlü kötülü¤ün, sahtekarl›¤›n, iki yüzlülü¤ün ve çürümenin temelini yaratt›¤› gibi, çeliflki ve çat›flmalar› da derinlefltirmekten baflka bir sonuç yaratamam›flt›r. Yarat›lan kiflilik tatmin olmad›¤› gibi, tam olarak neyle de tatmin olaca¤›n› bilememektedir. Cinsellik, spor ve sanat ile biçimlendirilmeye çal›fl›lan toplum ve birey, insanl›¤›n varoluflundan günümüze kadar en derinden bir tatminsizli¤i, kiflilik bunal›m›n› ve çöküflü yaflamaktad›r. Bu biçimiyle birey ve toplum örgütsüzlefltirilerek her türlü sömürüye ve yönlendirilmeye aç›k hale getirilmektedir. Kapitalist sistem erkek egemenlikli sistemi yeniden üreterek erke¤i de iradesizlefltirip, düflürerek sistemin adeta bekçisi haline getirirken, en fazla üzerinde oynayarak tahrip etti¤i, fakat kendisini sürdürmesinde temel bir araç olarak kulland›¤› cins ise kad›n olmaktad›r. Tüm devletçi sistemin ta-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 tahribat›nda göstermektedir. Üretim yaparken insan›n ve do¤an›n gelece¤i de¤il, azami kâr›n esas al›nmas› nedeniyle do¤al olarak bu alanlardaki tahribatlar görmezden gelinmektedir. Bunun sonucunda ise dünyam›z yaflanmaz hale gelmektedir.

Demokrasinin s›n›rlar›n› tekeller çizmektedir

w.

ww

koymaktad›r. E¤er bir demokrasi varsa o da tekellerin kendi demokrasileri, e¤er bir özgürlük veya insan haklar›ndan söz ediliyorsa bunun s›n›rlar›n› tekellerin ç›karlar› çizmektedir.

Dünyada egemenlik mücadelesi enerji kaynaklar› üzerinedir

Reel sosyalizmin afl›lmas›ndan sonra ABD dünyay› tek bir merkezden yönetmeye çal›flm›flt›r. ABD’nin liderli¤ini yapt›¤› bu hegemonya gerçekli¤i 2000’li y›llardan itibaren ciddi bir biçimde tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. ABD ekonomik, askeri ve siyasi alanda dünyan›n önde gelen en büyük gücü olarak varl›¤›n› sürdürmesine ra¤men, Çin, Hindistan ve Rusya giderek ekonomik, siyasi ve askeri alanda farkl› merkezler olma yolunda ilerlemektedirler. Özellikle Putin’in iktidara gelmesinden itibaren Rusya belirgin olarak bu yörüngeye girmifltir. ABD’nin Rusya’n›n arka bahçesi sayd›¤› ülkelerde izledi¤i siyaset karfl›s›nda giderek Rusya yeniden egemen olma mücadelesini belirgin bir biçimde bafllatm›fl bulunmaktad›r. Bu konuda ABD ile tekrardan bir çekiflme ve yar›fl içerisine girmifltir. Son günlerde Gürcistan’›n Osetya’ya giriflini f›rsat bilen Rusya’n›n Gürcistan’a müdahalesi, Kafkasya’y› bir çat›flma merkezi haline getirmifltir. Kafkaslardaki çat›flma bir Osetya sorunu de¤ildir, ABD’nin Gürcistan vas›tas›yla ç›karlar›n› yerlefltirme, Rusya’n›n ise buna engel olma ve püskürtme mücadelesidir. Dünyaya egemen olma mücadelesi daha çok petrolün yüzde altm›fl als›na sahip Ortado¤u üzerinde geliflmektedir. ABD sistemi petrol, do¤al gaz ve enerji hatlar› üzerinde denetim sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Bu, ayn› zamanda yukar›da sözünü etti¤imiz Çin, Rusya ve Hindistan gibi güçlere karfl› da gelifltirilen bir tedbir olmaktad›r. Belirtilen bu nedenlerden dolay› Ortado¤u üzerinde mücadele gevflemek ve gerilemek flurada kals›n, t›rmanarak devam etmektedir. Irak’ta sorun çözülmüfl olmaktan uzakt›r.

ew e. c

Devletin niteli¤ini belirleyen tekellerdir. Siyasal sistem bu temelde oluflturulmaktad›r. Gerçeklik böyle olmas›na ra¤men, sistem büyük bir ustal›kla insan haklar›, özgürlük ve demokrasi kavramlar›n› kullanmaya devam etmektedir. Bu konuda önemli bir kabulü ve meflrulaflt›rmay› yaratt›¤› da bir gerçektir. Özünde demokrasiyi yads›yan tekel gerçekli¤i ve bunu sürdürmek için insanlara karfl› gerçeklefltirdikleri bask›, özgürlüklerini k›s›tlama çabalar› ve en önemlisi artan silahlanma ve güçlendirilen denetim araçlar›yla demokrasiyi ve özgürlükleri yok ederken bile sistemin kendisini demokratik olarak tan›mlamas› en fazla üzerinde durulmas› ve a盤a ç›kar›lmas› gereken yönü olmaktad›r. Gerçekten de dünyay› bir avuç tekelin ç›karlar›na göre dizayn etmesinden baflka bir anlam› olmayan küreselleflme bugün savafllara, katliamlara ve giderek artan gerginliklere yol açmas›na ra¤men, tüm bunlar›n demokrasi ve özgürlük savafl› olarak nitelendirilmesi sistemin en büyük yalanc› gerçe¤ini ortaya

ne t

rih boyunca yaratt›¤› tahribatlar›n en fazlas›n› kapitalist modernite kad›n üzerinde yaratm›flt›r. Kad›n› en ileri düzeyde düflürmesine ra¤men, kad›n›n kendini en fazla özgür hissetti¤i bir sistem olmas› bu tahribat›n büyüklü¤ünü ortaya koymas› bak›m›ndan ibret vericidir. Ekonomik kriz devam etmektedir. Neo-liberal ekonomik politikalarla her fleyin güllük gülistanl›k olaca¤› propagandalar› yerle bir olmufltur. Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizlik insanl›¤› derinden sarsmaktad›r. Bir taraftan büyük bir bolluk ve fazlal›k var iken, öte taraftan milyarlarca insan açl›k ve yoksulluk s›n›r›nda yaflamaktad›r. ‹flsizlik toplumun var olufl gerçe¤ine ters bir biçimde varl›¤›n› sürdürmektedir. Özellikle bu y›l içinde petrol fiyatlar›ndaki anormal art›fl sistemi giderek zorlamaktad›r. Davos’ta gerçeklefltirilen dünya egemenlerinin zirvesinde “Birlikte Kalk›nma ve ‹nsanc›l Kapitalizm” biçiminde formüle edilen çözümün, sistemin a¤›rlaflan bunal›mlar›na çözüm üretemeyece¤i aç›kt›r. Var oluflu toplum karfl›tl›¤›na dayanan bir sistemin insanl›¤›n sorunlar›na çözüm getirmesi mümkün de¤ildir. Tersini iddia etmek, büyük bir ideolojik aldatma ve demagoji anlam›na gelmektedir. Sistemin varolufl zihniyetinin yaratt›¤› a¤›r sorunlardan birisi de dünyan›n ekolojik dengesinin sars›lmas› biçiminde ortaya ç›kmaktad›r. Kapitalist tekeller aras›ndaki rekabet, maliyetin düflürülmesi için sürdürülen mücadele en fazla kendisini do¤an›n

om

22


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN Afganistan’da da ciddi bir zorlanmay› yaflamaktad›r. ABD çok yönlü yüklenmelerine ra¤men, hala her iki alanda da tümüyle egemen olamam›flt›r. ABD’ye karfl› bölgede direnen sadece s›n›rl› baz› direnifl gruplar› de¤ildir. Direnen bölge statükoculu¤unun liderli¤ini yapan ‹ran’d›r ve halen her iki güç aras›nda çeliflki ve çat›flmalar sürmektedir. Bu çat›flman›n özü, bölgenin a¤›rlaflan sorunlar›n› çözme de¤il de karfl›l›kl› olarak bölgede kimin egemen olaca¤›n› belirleme mücadelesidir. ‹ran’›n, bölgeye ulusdevlet modelini ve kapitalist moderniteyi aflan bir çözüm alternatifi yoktur. ABD’nin amac› da, tüm demokrasi ve insan haklar› söylemlerinin tersine, bölgeyi küresel sermayenin ç›karlar›na göre dizayn etmekten baflka bir fley de¤ildir.

23 ma de¤il, eflitlik, özgürlük, demokrasi, birbirini tan›ma, birbirine sayg› göstermeye dayanmaktad›r. 21. yüzy›la yan›t verecek olan da bu toplumsal projedir. Hareketimiz bu duruflu itibar›yla bölgeye yepyeni bir alternatif çözüm sunmaktad›r. Bugün Kürdistan’daki ulusal demokratik mücadele Türkiye’yi, ‹ran, Suriye ve Irak’› da demokratik bir ülke yapabilir bir kapsam ve içeri¤e sahiptir. Bölgede demokrasinin geliflmesi için de mücadele verilmektedir. Her ne kadar ulusal-demokratik bir hareket olsa da ayn› zamanda hareketimiz bölgesel bir harekettir. Bugün Apocu hareketin bu özellikleri daha da ön plana ç›km›flt›r.

ww

w.

ne te we .c om

tan’daki kazan›mlar›n daralt›lmas› ve geriletilmesi konusunda özellikle de Kerkük’ün Kürdistan s›n›rlar› d›fl›nda tutulmas› politikas›nda ayn› konumdad›r. ABD’nin tüm Araplar›n sempatisini kazanarak Irak’ta tam olarak hakimiyetini sa¤layabilmesi için 2006’dan bu yana giderek Güney’deki kazan›mlar› s›n›rland›rma politikas› öne ç›kmakta ve son olarak da Kerkük konusundaki tutumu nedeniyle bölge statükocu güçleriyle ayn› noktaya gelmektedir. Daha çok Arap devletlerinin dikkate al›nd›¤› bir gerçektir. Kerkük’de referandumun ertelenmesi, ABD’nin bölge politikas›ndan ayr› olarak düflünülemez. ‹ran, ABD’nin kendisine olas› bir yöneliminde yaln›z b›rakmak, bölge güçlerini en az›ndan nötr bir konumda tutmak için yo¤un bir aray›fl içerisinde bulunmakta“‹ran rejimi de ABD’yi büyük fleytan ilan d›r. Bölgenin say›l› güçlerinden Demokratik Konfederalizm etmesine ra¤men, Türk devleti ile birlikte biri olan Türkiye’yi bu konumda halklar›n demokrasisidir hareketimize karfl› yo¤un sald›r›lar tutmak için hareketimize karfl› gerçeklefltirmektedir. Sadece hareketimize Türkiye’nin yan›nda daha aktif Bölgenin tarihsel ve toplumbir biçimde yer almaktad›r. sal sorunlar›na en do¤ru çökarfl› da de¤il, Güney Kürdistan’daki ABD’nin de geçen Sonbaharda zümü gelifltiren Önder Apo’nun kazan›mlar›n geriletilmesinde özellikle de Türkiye ile yürüttü¤ü görüflmeliderli¤indeki Kürdistan özgürKerkük’ün Kürdistan s›n›rlar› d›fl›nda lerden itibaren hem hareketimilük hareketi üçüncü bir alterzi düflman ilan etmesi hem de natif olarak giderek geliflme tutulmas› politikas›nda ayn› konumdad›r” Türk devletine Güney hava sagöstermektedir. Her iki gücün has›n› açmas› ve en ileri teknoa¤›rlaflan bölge sorunlar›n›, bölge halklar›n›n gerçekli¤i ve öz- Tüm güçler anti-Kürt politikas›nda lojiyi Türk ordusunun hizmetine sunmas› Türkiye’yi ‹ran karfl›s›nda faal gürlü¤ü temelinde çözme yerine ege- birleflmifllerdir duruma geçirmek amaçl›d›r. Yine Türmenlik kurma, kullanma ve bast›rma iktidar çat›flmas›nda yönündeki politikalar› nedeniyle DeAncak bu geliflmeyi durdurmak kiye’deki AKP’nin kapat›lmamas› tutumunda mokratik konfederalizm çözümü için Türkiye Cumhuriyeti devleti baflhalklar ve tüm ezilenler ad›na bir al- ta olmak üzere ‹ran, Suriye rejimi tak›nd›¤› tav›r tümüyle bu amaçl›d›r. ‹ran bir taraftan ABD karfl›s›nda ternatif haline gelmektedir. Demok- kendi cephelerinden bölgesel olarak ratik konfederalizm hem bölgenin ta- anti-PKK, anti-Kürt politikas›nda var olma mücadelesini yürütürken, rihsel, toplumsal, kültürel gerçekli- birleflmifllerdir. ABD geçen y›lda öte yandan tüm ça¤r›lar›na ra¤men, ¤iyle uyumlu hem de afl›lma ile yüz PKK’yi Amerika ve bölge güçlerinin Do¤u Kürdistan’da bölge gerçekli¤ine yüze bulunan ulus-devlet siyasetine düflman› ilan etmesi, bölge statüko dayal› bir çözüm yerine öncelikli olakarfl› bölge halklar mozai¤i gerçe¤iyle güçleri ile bir çat›flma içinde bulun- rak Kürt halk›n› bast›rmay›, iradesizuyumlu bir çözümü ifade etmektedir. mas›na ra¤men, PKK karfl›tl›¤›nda lefltirmeyi hedeflemektedir. Kürt halk› Demokratik konfederalizm çizgisi, ayn› paralele düflmesi de bu geliflme- üzerinde gelifltirmifl oldu¤u bask›, kohalklar›n demokrasisini ifade etmek- yi durdurma amaçl›d›r. Ayn› fley böl- ruculaflt›rma, ajanlaflt›rma, gençli¤i tedir. Demokratik konfederalizm sa- ge statükosunun temsilini yapan uyuflturucu tuza¤›na çekme politikadece Kürt sorununu de¤il, Irak-Ker- ‹ran için de geçerlidir. ‹ran rejimi de s›n› sürdürmektedir. Agit arkadafl› kük, Filistin-‹srail sorunlar›n›, yine ABD’yi büyük fleytan ilan etmesine idam etmesi ise Kürt halk›na ve direbölgedeki bütün toplumsal, ekolojik, ra¤men, Türk devleti ile birlikte hare- nifl güçlerine göz da¤› verme amaçl› bir kültürel ve cins sorunlar›n› çözecek ketimize karfl› yo¤un sald›r›lar ger- sald›r›d›r. Do¤u Kürdistan’da izlenen güçtedir. Çünkü Demokratik konfe- çeklefltirmektedir. Sadece hareketi- bu siyasetin Fars ve di¤er halklar›n ç›deralizm bask›, bast›rma ve tan›ma- mize karfl› da de¤il, Güney Kürdis- kar›na olmad›¤› bir gerçektir.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 ald›¤› Güneyli güçlerle görüflme karar› Türkiye’nin bu siyasetini aç›kça ortaya koymaktad›r. Bu güçlerin gelinen aflamada izledikleri siyasetlerin Kürdistan halk›na ve dolay›s›yla kendilerine de kaybettirece¤ini görerek bu siyaset tarz›ndan vazgeçmeleri ve ulusal demokratik bir politikaya yönelmeleri gerekli hale gelmifltir.

Türkiye’deki iktidar çat›flmas›n›n tarihsel ve toplumsal arka plan› vard›r

t›flman›n tarihsel, toplumsal arka plan› oldu¤u kadar, güncel ve ABD’nin bölge siyasetiyle yak›ndan iliflkisi olan boyutlar› da vard›r. Türkiye’de ordu belirleyen bir güç konumunda bulunmas›na ra¤men, özellikle çeyrek asr› bulan silahl› mücadele prati¤imiz Türk ordusunu tart›fl›lamaz konumdan ç›kararak tart›fl›l›r konuma getirmifltir. Türkiye’de cumhuriyetin kuruluflundan bu yana sol demokratik güçler baflta Kürdistan sorunu olmak üzere Türkiye’nin demokratiklefltirilmesi sorununda tutarl› bir siyaset izleyemedikleri ve güç olamad›klar› için ordunun bu gerilemesinden kendileri de¤il, dini siyasilefltirerek güç olan ‹slami baronlar daha fazla yararlanm›fllard›r. Bugün ordunun hareketimize karfl› ye-

w.

ww

deklemek istedi¤i siyasal ‹slam önemli bir avantaj elde etmifl bulunmaktad›r. AKP’nin bu ilerlemesi elbette sadece Türkiye’nin iç siyasetiyle veya Erdo¤an’›n maharetiyle aç›klanacak bir durum de¤ildir. Bu Türkiye’nin ABD’nin bölge politikas›na göre uyarlanma siyasetinin de bir ifadesi olmaktad›r. Bugün özellikle Kürdistan’da inkârc›-imhac› sömürgeci siyasetlerin sonuç alamamas› ve bir ç›kmaz› yaflamas› nedeniyle hemen hemen tüm Kürdistan parçalar›nda siyasal ‹slam yeniden devreye konulmufl bulunmaktad›r. Bununla Kürdistan özgürlük mücadelesi karfl›s›nda tükenen rejimler kendisini siyasal ‹slam ve baz› tarikatlar vas›tas›yla Kürdistan’da yeniden egemen k›lmak iste-

ew e. c

Tüm Kürdistan ve bölge üzerindeki etkisi itibariyle üzerinde durulmas› gereken devletlerden bir di¤eri de Türk devleti olmaktad›r. Türk devleti içerisinde süren iktidar çeliflki ve çat›flmalar› s›radan ve güncel de¤ildir. Bu ça-

ne t

Suriye rejimi özellikle Adana antlaflmas›ndan bu yana giderek Türk devletinin yörüngesine giren kiflilikli olmayan teslimiyetçi bir politika izlemektedir. En son Türkiye’nin arabuluculu¤unda ‹srail ile yürüttü¤ü bar›fl görüflmeleri de Türkiye eliyle Suriye’nin ABD’nin bölge politikas›na entegre edilme çabas›d›r. Suriye rejimi Kürdistan halk› üzerinde bask› iflkence ve tutuklama politikas›n› sürdürmektedir. Ve en tehlikeli politikas› ise Kürdistan’daki kurakl›¤› da f›rsat bilerek öteden beri ›srarla sürdürdü¤ü Kürdistan’› Araplaflt›rma politikas›n›n bir gere¤i olarak baz› yerlerde Kürtlerin topraklar› sat›n al›narak alana Araplar yerlefltirilmeye çal›fl›lmas›d›r. Bunun halklar aras›nda çat›flmay› körüklemekten baflka bir anlam› yoktur. Bu çat›flman›n Suriye’ye bir fley kazand›rmayaca¤› aç›kt›r. Irak devleti henüz bir istikrara ulaflmaktan uzakt›r. Son Kerkük sorununun da gösterdi¤i gibi uluslararas› güçlerin parçala böl yönet politikas› kriz içerisinde yönetim esprisi ile de uyuflmaktad›r. Bu durum Kürdistan’da giderek bir Arap Kürt çeliflkisini artt›rmaya yönelik bir politikad›r. Özellikle Erdo¤an-Maliki görüflmesinde imzalanan stratejik anlaflma Büyük Ortado¤u Projesinin Irak aya¤›n› güçlendirme oldu¤u kadar hareketimizin tasfiyesini de amaçlayan, buna ba¤l› olarak Kürt kazan›mlar›n› s›n›rland›rmaya dönük bir ad›md›r. Gerçeklik böyle olmas›na ra¤men Güneyli güçler, KDP ve YNK sorunu bölgesel ve Kürdistan’›n tüm parçalar›n› eksen alan bir perspektifle düflünme yerine parçac› hatta örgüt ç›karlar› düzeyinde dar düflünmeleri ve siyaset izlemeleri nedeniyle sürece etkili müdahil olmaktan uzak bulunmaktad›rlar. Bu yaklafl›m Kerkük konusunda da görülmüfl ve Güney Kürdistan’daki kazan›mlar› da ciddi bir tehlike ile yüz yüze getirmifltir. Öz güçten yoksun, d›fla ba¤›ml› daha çok dengeler üzerinden siyaset yapma tarz›n›n sonuçsuzlu¤u a盤a ç›km›flt›r. Bugün bu siyasetten Türk devleti de hareketimize karfl› azami bir biçimde yararlanmak istemektedir. ‹flte 2008 bafllar›nda MGK’nin

om

24

mektedirler. Bunun son derece tehlikeli ve sinsi bir politika oldu¤u ve mutlaka bofla ç›kar›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Dinin sömürgecili¤e ve zulme araç edilmesi kirli siyasetine karfl› halk›m›z› uyarmak, AKP, Fethullah Gülen ve Hizbullah’›n gerçek yüzlerini deflifre etmek ve halk›m›z› bu konuda e¤itmek önde gelen bir görev haline gelmifltir. Özellikle AKP’nin kapat›lmamas›yla a盤a ç›kan gerçeklik, AKP’nin Kürdistan politikas›nda temel bir siyasal güç olarak kullan›lmas›n›n Türk devleti taraf›ndan bir zorunluluk haline geldi¤inin kesinleflmifl oldu¤udur. Halk›m›z ve hareketimiz karfl›s›nda Ordu ve AKP’nin uzlaflmas›, hareketimizin tasfiyesi, Güney Kürdistan’daki


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN platformlarda bir araya gelme olarak belirlenmifltir. Genel Kurulumuzun üzerinde önemle durdu¤u di¤er siyasi bir konu ise Önderli¤imiz, halk›m›z, gerillam›z ve bir bütün olarak Kürt halk›n›n kazan›mlar›na karfl› yürütülen yok etme sald›r›lar›na karfl› ne pahas›na olursa olsun Êdî Bese hamlesi temelinde gerillay› nicel ve nitel olarak büyütmek, serh›ldanlar› gelifltirip süreklilefltirmek ve demokratik konfederalizmi infla etme siyasetidir. 6. Genel Kurulumuz belirtilen bu görevlerin Êdî Bese hamlesinin ikinci aflamas›nda ‹mral› ‹flkencesine Son, Acil Tedavi, Önder Apo’ya Özgürlük, Kürdistan’a Demokratik Özerklik fliar›n› esas alan bir politik do¤rultu temelinde planlan›p yürütülmesi gerekti¤ini kararlaflt›rm›flt›r.

zanma-baflarma umudunu güçlendirmifl, uluslararas› komplonun ve tasfiyecili¤in halk üzerinde yaratt›¤› olumsuz etki k›r›lm›flt›r. Yakalanan bu geliflme düzeyi Kürdistan serh›ldan tarihinde yeni bir dönemi bafllatm›flt›r.

ne te we .c om

kazan›mlar›n daralt›lmas› ve ABD’nin bölgesel ç›karlar›na uyulmas› anlam›na gelmektedir. AKP hükümeti uluslararas› sermayenin de deste¤ini alarak, Kürdistan’da bofla ç›kar›lan inkâr-imha siyasetini yürürlükteki politikalara GAP eylem plan› ad› verilen ekonomik siyaseti de ekleyerek yeniden tesis etmeye çal›flmaktad›r. Açl›¤a, yoklu¤a, yoksullu¤a ve iflsizli¤e mahkûm edilmifl Kürdistan halk›, bu kez bu planla yeniden vurulmaya çal›fl›lmaktad›r. Öte yandan bu politikan›n baraj aya¤› sistemiyle de Kürdistan’da hem tarihi zenginlikler yok edilecek, hem de Güney Kürdistan üzerindeki su kesilerek, kendisine muhtaç k›l›nmaya çal›fl›lacakt›r.

25

Halk›m›z›n Önderlikten PKK’den ve gerilladan kopmayaca¤› kan›tlanm›flt›r

ww

w.

Meflru savunma çizgisinin di¤er aya¤› olan gerilla alan›nda da Gabar, Oramar ve Zap direnifliyle bu süreç ilerletilmifltir. Her iki sahadaki mücadele ve direniflin etkisi elbette sadece halk ve militan yap› üzerinde olmam›flt›r. Bu hamlenin as›l önemli etkisi uluslararas› alanda da yaflanmaya bafllanm›flt›r. Kürt sorunu ve çözümü Ulusal demokratik birlik siyaseti en fazla bu dönemde yayg›n bir biçimesas al›nacakt›r de tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. Önderlik üzerinde gelifltirilen kimyasal sald›r› ve a¤›r Gerek kapitalist sistemin, “Bu eylemliliklerle birlikte Önder Apo’nun ‹mral› iflkence sisteminin gerek bölgesel güçlerin ulussa¤l›¤›, özgürlü¤ü ve Kürt sorunun çözümü CPT taraf›ndan belli bir gelararas› sermaye güçleriyle çeliflkileri ve gerekse de KürTürkiye, Ortado¤u, Avrupa ve dünyada önemli cikmeyle de olsa bir raporla distan üzerinde egemenlikle- oranda gündemlefltirilmifltir. Hamle ile AKP’nin aç›klanmas›, Önderlik, halk ve gerilla direniflinin birbirini rini sürdürmek isteyen devözgür Kürt’e karfl› besledi¤i düflmanl›k gerçe¤i tamamlayan, belli bir istikletlerin halk›m›z ve hareketimiz üzerinde uygulamak iste- iyice deflifre olmufl, sahtelikleri a盤a ç›kar›lm›fl rar kazanan süreklili¤inin bir sonucu olmufltur. dikleri siyaseti de¤erlendiren ve baz› kesimler nezdinde var olan sayg›nl›¤› CPT’nin aç›klad›¤› raporla 6. Genel Kurulumuz tüm iyi önemli oranda azalm›flt›r” Önderlik üzerindeki zehirleniyet, bar›fl ve diyalog yönünme sald›r›s›n›n deflifre olde att›¤›m›z ad›mlara ra¤men mas› Türk özel savafl rejimiönümüzdeki süreçte de, devletin gelifltirece¤i siyasetin daha çok 6. Genel Kurulumuz geçen y›l prati¤ini nin oyununu bozmas› bak›m›ndan önemli olmufltur. fliddet içerece¤ini, bunun da daha de¤erlendirmifl yaflanan Bu eylemliliklerle birlikte Önder çok çat›flma anlam›na geldi¤ini ortaya yetersizliklerin öncülükte derinleflme Apo’nun sa¤l›¤›, özgürlü¤ü ve Kürt sokoymufltur. Hareket olarak izleyece¤i- ile afl›lmas›n› kararlaflt›rm›flt›r runun çözümü Türkiye, Ortado¤u, miz siyaseti ise Genel Kurulumuz, 5. Kongra-Gel Genel Kurulu, yöne- Avrupa ve dünyada önemli oranda öncelikle uluslararas› ve bölgesel Hamle ile güçlerin Kürdistan halk›n›n birli¤ini, timimizin önüne Önder Apo’ya yönelik gündemlefltirilmifltir. beraberli¤ini parçalama ve birbirine zehirlenme sald›r›s›n› bofla ç›karma, AKP’nin özgür Kürt’e karfl› besledi¤i karfl› k›flk›rtma ve çat›flt›rma siyaseti- demokratik konfederalizmi infla etme, düflmanl›k gerçe¤i iyice deflifre olmufl, ni bofla ç›karmak amac›yla ulusal de- gerillay› ve halk direniflini yenilmez sahtelikleri a盤a ç›kar›lm›fl ve baz› kesimler nezdinde var olan sayg›nl›¤› mokratik birlik siyasetinin öne ç›ka- k›lma görevlerini koymufltu. Ekim 2007 tarihinde bafllat›lan Êdî önemli oranda azalm›flt›r. Yak›nlaflr›lmas› ve bu yönde somut olarak ad›mlar›n at›lmas› temelinde belirle- Bese hamlesiyle yurt içinde ve yurtd›- makta olan yerel yönetim seçimleri mifltir. ‹zlenecek di¤er bir siyaset de, fl›nda, binlerce ve çok çeflitli, ancak için önemli bir avantaj elde edilmifltir. Kürdistan üzerinde egemenli¤ini sür- ayn› amaca kilitlenen eylemlere mil- Bu hamle süreciyle birlikte Kürdistan düren devletlerin sonuç alabilmeleri yonlar›n kat›l›m› olmufltur. Bu eylem- halk›n›n Önderlikten, PKK’den ve geiçin kendi halklar›n› milliyetçi ve ›rk- lerin örgütleme süreci çal›flmalar›, ey- rilladan kopmayaca¤›, iradesinin k›r›ç›l›kla zehirleme sald›r›lar›na karfl› lemlerde sa¤lanan baflar› ve sa¤lanan lamayaca¤› bir kez daha kan›tlanm›flTürk, Arap, Fars halklar›yla ortak süreklilik halk›m›zda büyük bir coflku, t›r. Uluslararas› güçlerin tüm destekçat› partileri ve çeflitli demokratik moral ve kendine güven yaratm›fl, ka- lerine dayanarak özel savafl rejiminin


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

‹deolojik mücadele süreci derinlefltirilip süreklilefltirilmelidir

Kadrodaki tüm yetersizliklerin kayna¤›nda bireycilik bulunmaktad›r Kongra Gel, bir halk meclisi olmas›na ra¤men öneminden ötürü üzerinde durdu¤u di¤er önemli bir konu da kadro ve kadronun ideolojik ve öncülük konusu olmufltur. Genel olarak tüm çal›flma sahalar›nda kadroda yaflanan yetersizliklerin temelinde ideolojik mücadele alan›ndaki yetersizlik bulunmaktad›r. ‹deolojik mücadele alan›ndaki yetersizlik, özünde net olmayan bir duruflu ifade etmektedir. Bunun örgüt, çal›flma tarz›, üretkenlik, halka yaklafl›m ve yaflama yans›y›fl› ise do¤al olarak ciddi yetersizlikleri beraberinde getirmektedir. En önemlisi, kapitalist modernite ile ideolojik bir kopuflu gerçeklefltiremeyenler, felsefi olarak pozitivizmi aflamayanlar›n, demokratik konfederalizmin inflas›na yönelebilmeleri, toplumsallaflabilmeleri ve kad›n kurtuluflunu gerçeklefltirebilmeleri mümkün de¤ildir. Gerek sistemi infla konusunda

ww

w.

ne t

Özellikle 2007 y›l›n›n ortalar›ndan sonra giderek artan bask›lama, mücadelesiz b›rakma, kuflatma-ezme sald›r›lar›na karfl›l›k Êdî Bese Hamlesinin gelifltirilmesi önemli bir ç›k›fl olmufl, hareketimizin toparlanma sürecini ilerletmifltir. Bu baflar›n›n temelinde, Önderli¤in ‹mral›’daki üretken direnifli, gerillada ve serh›ldanlarda yaflanan flehadetler ve halk›m›z›n duruflu vard›r. Kadro ve çal›flanlar›n da kuflkusuz sürece kat›l›m› olmufltur. 2007’nin A¤ustos’undan itibaren ideolojik mücadele çerçevesinde gerçeklefltirilen kongre, konferans, toplant›, e¤itim devreleri, yay›nlanan çeflitli talimat, perspektiflerle kadroda yaflanan yetersizliklere karfl› gelifltirilen mücadele de sürecin ilerletilmesinde bir rol oynam›flt›r. Bu yetersizliklere ra¤men sa¤lanan geliflmeler daha fazla baflar› imkan›n›n da kaç›r›lm›fl oldu¤unu göstermektedir. Sa¤lanan bu geliflmelere ra¤men 6. Genel Kurul geliflmeyi istenilen düzeyde sa¤layamaman›n, sürece tam olarak yan›t olamaman›n temelinde yönetim, kadro ve öncülük sorunu oldu¤unu, bu konuda bafllat›lan ideolojik mücadele sürecini derinlefltirip süreklilefltirmek gerekti¤ini önemle vurgulam›flt›r, önümüzdeki dönemin nas›l karfl›lanmas› gerekti¤i üzerinde durulmufltur. Hareketimizin yönetimi 5. Genel Kuruldan sonra eskiye göre kendisini daha fazla örgütlü k›lm›flt›r. Genel olarak süreci yönlendirmede belli bir düzeyi yakalamas›na ra¤men, süreci derinlefltirmede, bütün boyutlar›yla hakimiyet sa¤lamada, yeni kadro katmada, e¤itmede ve do¤ru bir kadro politikas› uygulamada zay›f kalm›flt›r. 6. Genel Kurul, belirtilen elefltirilerin

yan› s›ra önümüzdeki dönemin görev ve sorumluluklar›n›n daha fazla a¤›rlaflaca¤›n› göz önüne alarak, yönetimimizin do¤ru ve yeterli öncülük yapma temelinde daha fazla görevlerine sahip ç›kma, hareketimizin genel yönlendirilmesinde daha yetkin, ekipleflmifl, sorumlu, görevlerine sahip ç›kan bir duruflu gerçeklefltirmesi gerekti¤ini belirtmifltir.

gerekse kad›n özgürlük çizgisinde ve cins mücadelesinde yaflanan tüm yetersizliklerin kayna¤›nda bireycilik bulunmaktad›r. Bireycili¤in, liberalizmin, iktidarc›l›¤›n bu kadar geliflkin olmas›n›n ve hemen hemen tüm alanlar›m›zda bir türlü kolektif komünalitenin yönetim birimlerinde oturmay›fl›n›n temelinde de ideolojik sorun bulunmaktad›r. Bu tespitlerden hareketle kadronun e¤itilmesi, kiflili¤inin çözümlenmesi ve gerek bölgenin köklü zihniyet kal›plar› ve gerekse de kapitalist modernitenin zihniyet kal›plar›yla derin bir ideolojik mücadelenin yürütülmesine ba¤l› olarak kad›n ve erkek kiflili¤inde özgürlü¤ün geliflebilece¤i belirtilmifltir. Saflar›m›zda kendini dayatan, kadro duruflunu geriye çeken aç›k ve gizli her türlü tasfiyecili¤e karfl› yetkin bir mücadele yürütülmemesi de özünde kayna¤›n› buradaki yetersizlikten almaktad›r. Bu nedenle de her türlü aç›k ve gizli tasfiyecili¤e karfl› dönemin görevlerine sahip ç›kabilecek biçimde kadronun netlefltirilmesi gere¤i önemle vurgulanm›flt›r. Temel kadro sorunlar›n› tart›flan 6. Genel Kurul, bu sorunlar›n yan›nda di¤er temel bir konunun da yeni kadro yaratmada yaflanan s›k›nt›lar› da gündemlefltirmifltir. Her devrimin kendi kadrosunu yaratarak ancak yoluna devam edebilece¤ine ve devrimlerin kadrolarla yürütüldü¤üne vurgu yap›lm›flt›r. Yeni kadrolarla kendisini

ew e. c

teknik üstünlü¤e ve yine içte yaflanan kimi tasfiyeci ve taktik d›fl› durufllara ra¤men, gerillan›n bu koflullarda da direnebilece¤i, yenilemeyece¤i ve düflman› darbeleyebilece¤i ortaya konulan direnifl ve eylemliliklerle net olarak ortaya ç›km›flt›r.

om

26


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN miz temelde netleflmesiyle bu rolünü oynayabilece¤i belirtilmifltir. Bu çerçevede serhildan hareketinin iki temel öncü gücü kad›n ve gençlik hareketi üzerinde önemle durulmufltur. Önderli¤imizin kad›n kurtulufl çizgisi çerçevesinde yetkinleflmifl bir kad›n hareketini gelifltirmeden gerilla da, serhildan da gelifltirilemeyece¤i gibi, demokratik konfederalizmin inflas› da gelifltirilip ilerletilemez tespiti yap›lm›flt›r. Çünkü kad›n toplumun öncü gücüdür. Kad›n›n kat›l›m›, harekete geçirilmesi olmadan nitelikli, kitlesel bir serhildan›n pratikleflmesi ve gerillan›n nitelik ve nicelik olarak büyütülmesi de mümkün de¤ildir. Belli bir mücadele yürütülmekle ve kad›n hareketi belli bir sistem kazanm›fl olmakla birlikte, kimi yerde kitleselleflme sorunlar›n›, kimi yerde ise kitlesi yo¤un olmas›na ra¤men kadrosal ihtiyaçlar› karfl›lama gibi sorunlar›n› köklü bir biçimde aflmas›n›n gere¤i belirtilmifltir. Demokratik komünal sistemin di¤er bir öncü gücü olan gençlik ve mücadelesi üzerinde de durulmufltur. Yürütülen tart›flmalardan da hareketle, gençlik hareketinde belli bir toparlanma olmakla birlikte istenilen düzeyin yakalanmad›¤› belirtilmifltir. Özellikle serh›ldanlar›n yükseldi¤i bir dönemde harekete geçen kesimlerin gerekti¤i kadar serh›ldanlara ve gerillaya aktar›lamamas› ve kal›c› örgütlülüklerin gelifltirilememesi bir yetersizlik olarak yaflanm›flt›r. Bu yetersizliklerin h›zla afl›lmas› temelinde gençli¤in önümüzdeki dönemi kazanmada öncülük rolünü derinlemesine görerek rolünü mutlaka oynamas› gerekti¤i belirtilmifltir. 6.Genel Kurul’un üzerinde durdu¤u di¤er temel bir sorun da Kürdistan parçalar›nda ve yurtd›fl›ndaki öncülük ve örgütlülük düzeyi olmufltur. Gerek raporlara yans›yan gerekse de yürütülen tart›flmalarda hareketimizin parça koordinasyonlar›n›n yeterli düzeyde yo¤un ve yetkin bir biçimde kendi parça somutuna göre prati¤i derinlefltiremediklerinin tespiti yap›lm›flt›r. Geçmifl y›llara nazaran belli bir inisiyatif kazan›lm›fl ve geliflme sa¤lanm›fl olsa da halen sistemi infla etmede yaflanan

yetersizlikler bulunmaktad›r. Hareketimize karfl› çok yönlü sald›r›lar›n olmas›ndan hareketle, her parça ve yurtd›fl› koordinasyonlar›n›n mutlaka bulunduklar› alanda demokratik bir otorite olarak, sürece yan›t verebilecek düzeyde bir yetkinleflmeyi yaflamalar›n›n dönemi kazanman›n öncü duruflunun zorunlu bir gere¤i oldu¤u önemle belirtilmifltir. 5. Genel Kurulda demokratik komünal sistemin temel öncü örgütlenmelerinden birisi olan alan çal›flma merkezleri üzerinde de durulmufltur. Sistemin iflleyebilmesi ve kendisini örgütleyebilmesi için parça koordinasyonlar›n›n yan› s›ra alan merkezlerinin örgütlülük ve öncülük rollerinin gelifltirilerek yetkin k›l›namamas›n›n yol açt›¤› sorunlar›n giderilmesi gere¤i vurgulanm›flt›r. Bunun tabana dayal› demokratik bir sistemi örgütlemek için hayati önemde oldu¤u belirtilmifltir. Aksi takdirde birbirini dinlemeyen, herkesin kendisini bir bafl sayd›¤›, konfederal sistem ad› alt›nda benmerkezcili¤in uyguland›¤› bir düzen ve iflleyifl söz konusu olursa demokratik konfederalizm de¤il, anarflizm geliflecektir. Genel Kurulumuz, dünya, bölge ve Kürdistan’daki siyasal geliflmeleri de¤erlendirme temelinde diplomasi faaliyetlerimiz üzerinde de durmufltur. Kürdistan’›n uluslararas› sömürge olma özelli¤i ve uluslararas› iliflkilerin 90’l› y›llardan itibaren daha fazla karmafl›klaflmas› göz önüne getirilerek bu saha çal›flmalar›n›n üzerinde önemle durularak gelifltirilmesi gerekti¤i vurgulanm›flt›r. Bu alanda önemli bir tecrübe birikmesine ra¤men, ayn› zamanda önemli bir kadro a盤› bulunmaktad›r. Kadrosal sorunlar›n yan›nda, diplomasi çal›flmas›n› belli alanlarla ve kesimlerle s›n›rlama yerine dünyan›n her alan›na aç›lan, çeflitli devlet d›fl› kesimlerle de iliflki kurmay› hedefleyen, bu konuda at›lan mütevazi ad›mlar›n bir sistemlilik ve süreklilik temelinde gelifltirilmesinin zorunlulu¤u üzerinde durulmufltur. Demokratik komünalizmin örgütlendirilmesinde sistemin yaflad›¤› di¤er bir sorun olan öncülük sorunu

ww

w.

ne te we .c om

güçlendiremeyen hiçbir hareketin kendini gelece¤e tafl›yamayaca¤› ve bu nedenle de yeni kadro yaratman›n s›radan herhangi bir görev olmad›¤›, temel stratejik bir görev oldu¤u ortaya konulmufltur. 6. Genel Kurulun üzerinde önemle durdu¤u konulardan bir tanesi de meflru savunma çizgisinin do¤ru pratiklefltirilmesi, onun hem gerilla hem de serhildan aya¤›n›n daha yetkin örgütlendirilmesi ve çeflitli zengin-yarat›c› taktiklerle pratiklefltirilmesiyle demokratik komünal sistemin örgütlendirilmesi konusu olmufltur. Bu alanda bir taraftan Adil, Nuda, Ferhat ve Kurtay arkadafllar ile Cihan ve Hüsnü yoldafllar flahs›nda hem gerilla alan›nda hem serh›ldan sahas›nda çizgi temsil edilirken, öte yandan gerilla’da Ali-Dicle flahs›nda ortaya ç›kan sa¤savunmac›, tasfiyeci-ihanetçi yaklafl›mlar ile liberal durufllar›n, süreci geriye çeken, döneme yan›t olamayan pratikleri üzerinde de durulmufltur. Üzerinde durulan di¤er bir nokta da, özellikle Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahas›nda yaflanan gizli tasfiyecilik Avrupa’da y›llarca örgüt kurdurmayarak, geliflmeleri adeta kendi etraf›nda döndüren ve böylelikle geliflmelerin önüne geçen hizipçi-tepkici tasfiyeci durufl olmufltur. Yine mücadeleyi tümüyle yasal s›n›rlar içinde s›n›rland›rmak isteyen, risk almayan, böylelikle düzen içileflmeyi yaflayan ve bunu durufluyla hareketimize de dayatan kadro durufllar› da bulunmaktad›r. Bu anlay›fllarla mücadelenin gelifltirilmesi ve kadrolar›n çizgide netlefltirilmelerinin gere¤i vurgulanm›flt›r. Serhildan hareketinin zenginlefltirilmesi ve süreklilefltirilmesi yine meflru savunma çizgisinde gerillan›n aktif savunmada ilerlemesi için bir nitel ve nicel geliflmeyi sa¤lamas› temel bir çal›flma olarak ele al›nm›flt›r. Bununla birlikte demokratik konfederalizm sisteminin bir gere¤i olarak meclislerin ve halk›n demokratik komünal sisteminin ekonomik örgütlendirilmesi olan kooperatifleflmenin zamana yay›lmadan örgütlendirilmesi gibi temel görevlerin de ancak öncü kadronun belirtti¤i-

27


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 hareketle, zindanlarda düflmana karfl› direnifli gelifltirmenin yan› s›ra, yaflam› örgütleme baflta olmak üzere, kendisini her alanda ideolojik, politik, örgütsel, felsefik olarak yetkinlefltirerek d›flar›ya haz›rlaman›n gere¤i Önderlik, halk ve mücadele gündeminden kopmaya izin verilmemesi üzerinde önemle durulmufl, var olan tasfiyeci etkilere karfl› mücadeleyi yöntemlice ve yetkince yürütmenin önemine iflaret edilmifltir.

Yap›lan siyasal de¤erlendirmede izleyece¤imiz politik do¤rultunun belirlenmesi ve genel faaliyet de¤erlendirmesinin yan› s›ra, demokratik komünal sistemimizin temel örgütlenme merkezleri olan ‹deolojik, Siyasi, Sosyal ve Halk Savunma merkezleri ve kad›n hareketinin kad›na iliflkin sundu¤u planlama ve projeler tart›fl›larak önümüzdeki süreçte yerine getirilmesi gereken görevler de belirlenerek karar alt›na al›nm›flt›r. ‹deolojik alan merkezi yeni dönem planlamas›n›n eksenine egemen sistemin topluma ideolojisizli¤i dayatt›¤›, toplumu düflünceden kopararak kapitalist moderniteyi hakim k›l-

w.

ww

maya, ve bu temelde toplumu kontrole alarak sömürüyü derinlefltirmeye çal›flt›¤›ndan hareketle önümüzdeki süreçte, hareketimizin ve kadrolar›m›z›n yürütece¤i ideolojik mücadele ve halk›n Önderlik ideolojisi ve felsefesi temelinde e¤itilmesine iliflkin önemli bir kararlaflmaya ulaflm›flt›r. Özellikle tüm kurumlar›m›zda kadrolar›m›zda ve yurtseverlerde militan ve yurtseverlik ölçülerinin geriye çekilmesine karfl› yürütülen ideolojik mücadele ile, her alandaki ölçülerin netleflmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede bas›n, kültür ve bilimayd›nlanma komiteleri bu amaç do¤rultusunda, kendi alanlar›nda gerekli olan planlamalara kavuflmufllard›r. Önderlik görüfllerinin yayg›nlaflt›r›lmas› için gerekli olan kitap, dergi ve broflürlerin yay›nlanmas›n›n yan› s›ra harekete yönelik ideolojik sald›r›lar konusunda kadro ve halk›n ayd›nlat›lmas›, ulusal-demokratik bilincin gelifltirilmesi için, gerekli örgütlülük ve kurumlaflmalar›n sa¤lanmas›, sanatsal ve kültürel çal›flmalar›n yürütülmesi planlamas›n›n özü olarak ortaya koymufltur. Siyasi Alan merkezi, Kapitalist modernitenin izledi¤i siyaset yaratt›¤› tüm düflünsel, politik kurumlar toplum yaflam›n› ekolojik, ekonomik ve toplumsal alanlar› tahrip etmekten baflka bir sonuç yaratmad›¤› gerçe¤inden hareketle baflta Kürdistan’da ve Ortado¤u’da demokratik konfederalizmi gelifltirme temelinde belli bir planlamaya kendisini kavuflturmufltur. Bu çerçevede demokratik siyasetin argümanlar›n› ve kadrolar›n› oluflturma, öz yönetim organlar›n› yerel düzeyde gelifltirme, hukuk sistemini infla etme ve halk›m›z› mücadeleden al›koyan kölelefltirme siyasetlerine karfl› mücadele etme karar› al›nm›flt›r. Bununla birlikte her Kürdistan parças› ve yurtd›fl›n›n özgünlüklerine göre siyasal çal›flmalar›n planlanarak yürütülmesinin yan› s›ra Kerkük’ün öneminden hareketle bir tutum belgesinin haz›rlanmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Yine Hasankeyf ve Munzur’da planlanan baraj projelerinin engellenmesi için daha güçlü ey-

ew e. c

6. Genel Kurul kararlaflmalar› ulusal birlik komflu halklarla kardefllik, demokratik konfederalizmi infla, gerilla ve serh›ldan› büyütme temelinde Önderli¤i özgürlü¤üne kavuflturmay› hedeflemektedir

ne t

üzerinde de durulmufltur. Baz› iddialar›n tersine, özellikle Kürdistan’da netleflmifl demokratik öncü kadro ve onun örgütlülü¤ü gelifltirilmeksizin demokratik komünalizmi infla etmek mümkün de¤ildir. PKK’nin KCK sistemi içindeki rolü bu anlamda ideolojik, felsefik, örgütsel, siyasi öncülük ve kurmayl›k anlam›ndad›r. Bütün süreçleri tart›flan, analiz eden, yönlendiren, planlayan, tabandan gelen görüfl, öneri ve kararlar› üstte ortaklaflt›ran ve herkesin uymas› gereken bir planlama düzeyine ç›karan bir kurmay örgütlülü¤ü gelifltirmek bu anlamda hayati önemde bir konudur. Bu durum, yeni bir sistemi infla etmedeki iddia ve iddiadaki ciddiyeti de ortaya koymaktad›r. Her mücadelenin bir de zindan cephesinin oldu¤unu belirten 6. Genel kurulumuz, zindanlar›n mücadele tarihimizdeki önemli bir yeri oldu¤una vurgu yapm›fl, zindanlarda örgüt ve yaflam üzerinde durularak afl›lmas› gereken kimi yetersizliklere dikkat çekmekle birlikte direnifli sürdürme ve hamlesel sürece kat›l›mda belli bir tutumun sahipli¤inin yap›ld›¤› da vurgulanm›flt›r. Art›k sadece bir alanla s›n›rl› de¤il, Kürdistan’›n tüm parças›nda ve yurtd›fl›nda önemli say›da kadro, sempatizan ve yurtseverlerden oluflan bir yap› zindanlarda bulunmaktad›r. Bir davan›n, ideoloji ve felsefenin zindanlardaki direniflinin, o davan›n ayn› zamanda gelece¤i kazanman›n da garantisi oldu¤undan

om

28


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN r›lmas›, toplumun ayd›nlat›lmas› ve savunulmas› için her alanda öz savunma örgütlenmelerinin gelifltirilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Yine Gençlik üzerindeki asimilasyon ve oto asimilasyona dönük ‘Zimane Me Rumeta Meye’ (Dilimiz Onurumuzdur) fliar› alt›nda gençlik içerisinde Kürtçe dil e¤itiminin örgütlendirilmesi hedeflenmifltir. Uygun alanlarda Kürt Dili Akademilerinin kurulmas› ve giderek di¤er parçalarda flubelerinin aç›lmas›n›n hedeflenmesi, ‘Êdî Bese, Em b› Z›mané Kurdi Perwerdeyé D›xaz›n’ fliar› alt›nda hamlenin güçlendirilmesi amac›yla uygun parçalarda eylem ve etkinliklerin gelifltirilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. fiehit Ailelerinin örgütlülü¤ünün gelifltirilmesi ve gazilerin kurumsal olarak güçlendirilmesi ve mücadelenin her alan›na daha aktif kat›l›m imkan› sa¤layacak bir konumlanman›n yan› s›ra Halk Sa¤l›¤› çal›flmalar›n›n tüm alanlarda örgütlülü¤ünün gelifltirilmesi ve uygun alanlarda gerekli kurumlaflmalar›n yarat›lmas› karar alt›na al›nm›flt›r. Kuzey Kürdistan’da Türk devletinin GAP plan› baflta olmak üzere, mikro kredi vb yöntemlerle yoksullaflt›r›lan, açl›¤a ve iflsizli¤e mahkûm edilen halk›m›z› etkilemeye çal›flan özel savafl siyasetine karfl›, toplumsal koflullar›m›za uygun kooperatifleflmeye dayal› bir ekonomik sistem ve gerçekçi bir mali politikan›n yürütülmesi benimsenmifltir. Önderli¤imize ve halk›m›za yönelik imha sald›r›lar›na karfl› geliflen Êdî Bese Hamlesine aktif savunma savafl›n› gelifltirmek için tüm hareketimiz ve halk›m›z taraf›ndan HPG’nin maddi ve manevi olarak daha aktif ve etkin desteklenmesi, Kürt gençlerinin gerillaya kat›l›m›n›n herkesçe ve her yerde teflvik edilmesi, Kürt toplumunun yaflad›¤› her yerde olas› sald›r›lara karfl› öz savunma örgütlülü¤ünün ve bilincinin gelifltirilmesi, kahraman flehitlerimize her düzeyde daha güçlü sahip ç›k›lmas›, flehitlerimizin yurtsever ve demokrat özelliklerinin topluma daha yo¤un tafl›r›larak yeni toplumun Önderlik ve flehitlerimizin do¤ru yaflam ölçü ve özellikleri temelinde yarat›lmas› karar alt›na al›nm›flt›r.

Genel Kurul kararlar› netleflmifl militan kifliliklerle pratiklefltirilecektir 6. Genel Kurul, yukarda özünü ortaya koydu¤umuz çerçevede ciddi kararlar alm›flt›r. Düflman›n sald›r› ve politikalar›na karfl› izleyece¤imiz politikalar netlefltirilmifltir. Bu planlama ve görevler netleflmifl ve kararlaflm›fl militan ve onun öncülü¤ü olmaks›z›n baflar›yla yerine getirilemez. Êdî Bese hamlesi stratejik anlam› olan bir hamledir. Sonuç al›n›ncaya kadar sürdürülecektir. Hamlemizin ideolojik, örgütsel, siyasi, toplumsal, diplomatik, kültürel ve askeri yan› bulunmaktad›r. Ancak tüm bu alan çal›flmalar› esas olarak Serh›ldanlar› sadece Kuzey Kürdistan’da de¤il, tüm alanlarda bunu hedeflemek, gelifltirip, süreklilefltirmek, zengin taktiklerle daha sonuç al›c› k›lmak için halk örgütlenmesinde daha güçlü ad›mlar at›lmal›d›r. Halka gitmeyen, halk› söz, karar ve irade haline getirme çal›flmas› yürütmeyen bir çal›flma asla kabul edilmemelidir. Ancak böyle bir çal›flma ile halk örgütlenebilir, serh›ldanlar süreklileflerek sonuç al›c› k›l›nabilir. Di¤er temel bir görev de, düflman›n yüksek teknoloji ve takti¤ini bofla ç›karacak, yenilmezli¤ini bir kez daha kan›tlayacak, derin gizlili¤i ve disiplini esas alan, manevra kabiliyeti ve vurufl gücü yüksek bir gerillay› gelifltirmektir. Yani ileri tekni¤e karfl› insan tekni¤i, insan iradesi ve insan yetene¤ini sonuna kadar gelifltirmek ve bu temelde gerillada derinlik ve profesyonelli¤i gelifltirmek gerekmektedir. Gerilla bir yere çak›l›p kalmamal›, araziyi derinli¤ine ve geniflli¤ine kullanmal›d›r. Halk›n içinde ademi merkeziyetçilik derinlefltirilmelidir. Kendi inisiyatifi ile her fleyi yapabilmelidir. Ancak böyle bir de¤iflimi kendisinde yaratm›fl Kürdistan özgürlük gerillalar› hamleyi baflar›yla yürütebilir ve zaferi kesinlefltirebilir. Gerillan›n niteli¤i yükseltilirken, öte yandan nicelik olarak da gerillaya kat›l›m› tüm mücadele sahalar›n›n en baflta gelen görevi haline getirmek gerekmektedir.

ww

w.

ne te we .c om

lemliliklerin gelifltirilmesi de al›nan di¤er bir karar olmufltur. Sosyal Alan Merkezi bir yandan toplumsal kesimleri örgütleyerek demokratik komünal sistemin örgütlendirilmesini bir yandan da serh›ldan› örgütleme görevini üstlenmifl ve kendisini bu temelde planlam›flt›r. Düflman›n toplumsal alanda halk›m›za karfl› yürüttü¤ü asimilasyon, toplumsal yozlaflt›rma, açl›k, yoksulluk, fuhufl vb politikalar›n›n bofla ç›kar›lmas› aç›s›ndan da yürütülecek çal›flmalar büyük bir öneme sahip oldu¤u önemle belirtilmifl, alternatif sosyal projeler gelifltirmenin yan›nda, bu politikay› gelifltirmek isteyen güçlere karfl› da etkili bir mücadele karar› al›nm›flt›r. Özellikle iflçi-emekçi kesimlerin her türlü sendika a¤al›¤› ve bürokrasisine dayanan gerici sendikac›l›klar› aflarak demokratik komünal sendikac›l›k esprisi temelinde örgütlendirilme çal›flmalar›n›n yo¤unlaflt›r›lmas›, var olan sivil toplum kurum ve derneklerin yeniden yap›land›r›lmas› ve çeflitli meslek gruplar›n›n örgütlülü¤ünün gelifltirilmesi y›ll›k planlamaya al›nm›flt›r. Bu çerçevede kad›n akademilerinin kurulmas›, uygun yer ve mekanlarda kad›n parklar›n›n ve kad›n koruma evlerinin aç›lmas›, Êdî Bese hamlesine her alanda özgün zengin eylemlerle kat›l›m›n sa¤lanmas› ve yerel kadrolaflmalara dayal› örgütsel büyümenin tüm alanlarda gerçeklefltirilmesi, meclis, komün örgütlenmelerine h›z verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Toplumsal cinsiyetçili¤e ve siyasal islam›n kad›n üzerindeki sald›r›lar›na, intihar ve kad›na yönelik her türlü fliddete karfl› mücadeleyi Kad›n kurtulufl ideolojisi temelinde yürütülmesi hedeflenmifltir. Kapitalist sistemin gençlik üzerindeki politikalar›n› bofla ç›karacak, gençli¤e tarihsel, toplumsal bilinç ve demokratik öncü kimli¤ini kazand›racak gençlik akademilerinin kurulmas›, Êdî Bese Hamlesine güçlü kat›l›m temelinde her alanda eylemlerin yükseltilmesi, Konfederal sistemin gelifltirilmesi için her mahalle, köy, flehir vb yerlerde komün ve meclis örgütlenme çal›flmalar›n›n güçlendirilip h›zland›-

29


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

30

ww

w.

ne t

ew e. c

om

Önümüzdeki di¤er temel bir görev Baflarman›n imkânlar› her zamankin- bizi flehitler karfl›s›nda borçlu k›lmakise bütün alanlarda demokratik ko- den daha fazlalaflm›flt›r. Ancak unu- tad›r. Ne olursa olsun, onlara karfl› münal sistemi infla etmektir. Bu konu- tulmamal› ki, çok yönlü ve vahfli sald›- olan boyun borcumuzu ödeyebilmelida s›n›rl› da olsa baz› ad›mlar at›lm›fl- r›lar alt›nda da bulunmaktay›z. Ka- yiz. Büyük kahraman flehitlerimiz bu t›r. Ancak bunu gelifltirmek gerekmek- zanmak hiç de kolay de¤ildir. Kimse de konuda bize en büyük gücü vermektetedir. Sistemi infla etmenin zaferi ke- Kürdistan halk›na özgürlü¤ü bahflede- dirler. E¤er onlar yaflamlar› pahas›na sinlefltirmek oldu¤u bilinciyle harekete cek durumda de¤ildir. Kazanabiliriz bize bu imkanlar› sunmufllarsa, bizlegeçilmelidir. Bilinmelidir ki, sistem derken, dönemin görevlerine istenildi- rin de buna lay›k olma gibi bir görevioturtulmad›kça ve halk demokratik bir ¤i gibi cevap verilebilirse baflarabiliriz. miz ve sorumlulu¤umuz vard›r. Bu da güç haline getirilmedikçe sonuç al- Bu hiçbir zaman göz ard› edilmemesi dönemin görev ve sorumluluklar›na makta mümkün de¤ildir. gereken bir gerçekliktir. Sürece cevap sahip ç›kma temelinde baflarmaktan Bu görevleri yerine getirmek ancak verebilmemiz için de görevlerin üzerine baflka bir fley de¤ildir. öncüleflen kadro ile mümkündür. Sis- net bir tutum ile yürümek gerekmekTarihin bu önemli aflamas›nda temi infla edecek olan kadronun önce tedir. ‹stenildi¤i gibi cevap veremez- Kürdistan halk›n›n kurtulufl ve özsistemin ideolojik, felsefik özünü ken- sek, flu anda bulundu¤umuz noktan›n gürlük umutlar› artm›flt›r. Hareketidisine yedirmifl olmas› gerekir. Çünkü da gerisine düflme riski hiçbir zaman mizden ve kadrolar›ndan büyük bekKürdistan’da sömürgeci devletler çeflit- ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Bu da ciddi lentileri vard›r. Bunu her söylemleli araç ve yöntemlerle yo¤un bir ideolo- bir tehlike olarak önümüzde durmak- rinde ve sloganlar›nda dile getirmekjik mücadele yürütmektedirler. Bu ko- tad›r. Belki tümden tasfiye etmeleri tedirler. Çünkü umut hareketimizde nuda kadrolar›m›z›n yaflad›¤› ideolojik mümkün de¤il ancak, alt›n de¤erinde- ve onun fedai militanlar›ndad›r. Halyetersizlik göz önüne getirildi¤inde bu- ki özgürlük f›rsat›n› da kaç›rabiliriz. k›m›z›n yüzlerce y›ld›r dinmeyen öznun ne kadar hayati bir ölçü oldu¤u Oysa bu f›rsat büyük emek ve çabalar- gürlük hayalleri vard›r. Apocu milikendili¤inden anlafl›lacakt›r. Gerçekte la yarat›lm›flt›r. Bu koflullardan bir öz- tanlar tarihin bu aflamas›nda Kürt özgürlük çizgisi temelinde bir e¤itim ol- gürlük zaferi ç›karmay› boynumuzun halk›n›n bu hayallerini gerçeklefltirmaks›z›n Kürdistan’da birlik ve irade- borcu olarak kabul etmeliyiz. me talebini karfl›lamak gibi bir görevleflme gerçeklefltirilemez. Kürdistan tale karfl› karfl›ya bulunmaktad›rlar. rihi bunu fazlas›yla kan›tlamaktad›r. De¤erli Arkadaflflllar, On bini aflk›n flehidimizin analar›E¤er bugün bir halk gerçekli¤i ve Özgürlük maratonumuz tarihin bu n›n yüre¤i yanmaktad›r. Onlar niçin baflar›dan söz ediliyorsa, bunun te- aflamas›nda art›k baflar›ya ulaflmak en de¤erli varl›klar› olan o¤ullar›n› ve melinde Önder Apo’nun yaratt›¤› fel- durumundad›r. Baflar›n›n ad›mlar›n› k›zlar›n› topra¤a verdiler? Hepsi özgür, sefe, ideoloji ve siyaset vard›r. Tüm art›k atabilmeliyiz. Bu nedenle en bafl- demokratik bir halk ve ülke yaratal›m dinlerden, mezhep, afliret ve dört par- ta kadrolar›m›z›n yüksek düzeyde ken- diyedir. Bu nedenle de Kürdistan anaça Kürdistan’dan, farkl› lehçelerden disini tüm gücüyle katarak çal›flmas› lar›na lay›k olmal›y›z. Ve Kürt çocuklainsan› bir araya getirmesi, kal›c›, is- gerekmektedir. Kim neredeyse, hangi r›n›n gelece¤ini karanl›kta b›rakmatikrarl› bir birlik yaratmas› tümüyle görevin bafl›nda ise görevini mutlaka mal›, onlar için mutlaka özgür bir geideoloji sayesindedir. Birlefltiren, or- baflar› temelinde yerine getirmelidir. lecek yaratmal›y›z. Temel görev ve sotak refleks, ruh ve düflünce yaratan Geçen çal›flma süresince hepimizi rumlulu¤umuz budur. ideolojidir. ‹lerletecek ve baflar›ya gö- derinden etkileyen büyük flehadetleBunun için de tüm Apocu militantürecek olan da ideolojidir. Kadrolar- rin yafland›¤› bilinmektedir. fiu an gu- lar›n, bizi öncülefltirmeyen, mücadeda e¤er ideolojikleflme geliflirse o za- rurla and›¤›m›z geliflmelerin onlar ta- leci k›lmayan, do¤ru pratiklefltirmeman KCK sistemi de gerçeklefltirilebi- raf›ndan yarat›ld›¤› bir gerçektir. Bu yen, savaflt›rmayan, örgütlefltirmeyen lir. Serh›ldanlar› güçlendireve geliflme yaratmayan tarzbilir, gerillada taktik perforlar›m›za, durufllar›m›za, bi“Di¤er temel bir görev de, düflman›n yüksek mans yükseltilebilir. reyciliklerimize 15 A¤usfiu anda Kürdistan’da çok tos’un 24. y›ldönümünü karteknoloji ve takti¤ini bofla ç›karacak, ola¤an üstü koflullarda bir fl›lamaya haz›rland›¤›m›z flu yenilmezli¤ini bir kez daha kan›tlayacak, derin mücadele yürütülmektedir. günlerde, Agitçe Êdî Bese degizlili¤i ve disiplini esas alan, manevra kabiliyeti meliyiz. Tüm kadro ve çal›Ola¤anüstü koflullar ola¤anüstü kiflilikler gerektirir. ve vurufl gücü yüksek bir gerillay› gelifltirmektir. flanlar›m›z› süreci bu temelSüreç, Kürdistan özgürlük de karfl›layacaklar›na olan mücadelesinin ilerletilmesi ve Yani ileri tekni¤e karfl› insan tekni¤ini esas almak inanç ve güvenle selaml›yor, Önder Apo’yu özgürlefltirmek, baflar›lar diliyoruz. ve bu temelde gerillada derinlik ve demokratik özgür Kürdisprofesyonelli¤i gelifltirmek gerekmektedir” Kongra Gel Baflflk kanl›k Ditan’›n yarat›lmas› için mevcut van›-KCK Yürütme Konseyi koflullar alt›n de¤erindedir.


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

31

ne te we .c om

Serhildan ruhuyla çal›flmalara yüklenelim

“Baz› kurumlar›m›z ifllevsizlikten, e¤itimsizlikten ve örgütsüzlükten dolay›, neredeyse kör-kötürüm hale gelmifllerdir. Yurtseverlik, demokrasi ve demokratik kültür yok gibidir. Birer yurtseverlik ve demokrasi okulu olmas› gereken dernek ve kurumlar›m›z bile gelenekselli¤in a¤›r etkisi alt›ndad›rlar. Hatta baz› bölgelerde dinsel ve mezhepsel ayr›mc›l›k bile yap›labilmektedir. Özgürlü¤ü ve demokratik bir gelecek için her biri büyük bedeller ödemifl olan insanlar›m›z›n ve halk›m›z›n, bu denli geri ve geriletici bir durumda kalmas›n›n tek sorumlusu kadrolar›m›z ve çal›flan arkadafllar›m›zd›r. Dinsel, bölgesel, mezhepsel, afliretsel vb tüm farkl›l›klar›n tek birlefltirici gücü ve bileflkesi özgürlük hayallerimiz, soylu mücadelemiz, Kürtlü¤ümüz ve Kürdistanl›l›¤›m›zd›r””

CDK Koordinasyonu

Tüm çal›flflaan yap›m›za!

n› gerçeklefltirmek mümkündür ve daha kolayd›r. Bu halk, isterse ve çal›fl›rsa yapabildi¤ini, baflarabildi¤ini en baflta kendisine olmak üzere tüm dünyaya kan›tlam›flt›r. Bundan daha büyük bir güven, moral ve güç kayna¤› yoktur. Yeter ki zeka, güç ve imkanlar›m›z› do¤ru kullanmas›n› bilelim. Bunu baflard›¤›m›z ölçüde kimli¤ini, kiflili¤ini ve özgürlü¤ünü kazanan bir halk ve hareket olaca¤›m›z kesindir. Dolay›s›yla her fley elimizdedir. Her fley gerçekten yi¤it duruflumuz kadar, ak›ll› ve do¤ru çal›flma tarz›m›za ba¤l›d›r.

ww

w.

Baz› dönemler vard›r ki, kader tayin edicidir. Hareket ve halk olarak, tam da böyle bir süreçten geçmekteyiz. Büyük tehlikeler kadar, büyük kazanma imkanlar› bulunmaktad›r. Ancak gelece¤imizin nas›l olaca¤›, tek kelimeyle bizlere ba¤l›d›r. Karfl› güçlerin yönelimleri ve d›fl faktörler, sürecin seyri bak›m›ndan ancak etkileyici olabilir. Gerçek bu olmasayd›, 35 y›ll›k tarihimizden bugün geriye hiç bir fley kalmayacak, esamemiz bile okunmayacakt›. Oysa Özgürlük hareketi, bunun tersini kan›tlayarak geliflip büyümüfltür. Onlar bizi ne kadar yok etmek istedilerse biz o kadar büyüdük ve ço¤ald›k. Kürdistan’da kazand›ran tek çizginin, gücünü halktan ve öz de¤erlerinden alan direnifl çizgisi oldu¤u, en son tarihi de¤erdeki Zap direnifli ve Êdî Bese hamlesi kapsam›ndaki serhildan süreciyle de, bir kez daha net bir flekilde, dost, düflman herkese kan›tlanm›fl bulunmaktad›r. fiimdi Êdî Bese hamlesinin ikinci aflamas› vesilesiyle kahramanl›klarla, fedailik ve fedakarl›k ruhuyla dopdolu 35 y›ll›k tarihimizi tüm görkemlili¤iyle arkam›za al›p, tam da galebe çalman›n zaman›d›r. Bunun için olmas› gereken ne varsa, her fleye sahip oldu¤umuzu rahatl›kla belirtebiliriz. Hiç kimse “zorluk var, imkan yok” demesin. En zor koflullarda, en k›t imkanlarla bu düzeye gelinmiflse, büyük bedeller ve kahramanl›klarla yarat›lan muazzam düzeydeki bugünkü imkanlarla, katbe kat fazlas›-

Gerilla özgürlük mücadelesinin motor gücü ve sinerji kayna¤›d›r Mücadelemiz bir bütündür. Önderli¤imiz olmazsa hiç bir fleyimiz olmaz. O halde her fleyden önce, her fley Önderli¤imiz için diyece¤iz. Gerilla, özgürlük mücadelesinin motor gücü ve sinerji kayna¤›d›r. Onsuz bir özgürlük

mücadelesini düflünemeyiz. Türkiye ve Kürdistan temel mücadele sahalar›m›zd›r. Beynimiz, yüre¤imiz, hatta rüyalar›m›z bile ülkemiz ve halk›m›zla olacak, kalbimiz ona göre atacakt›r. Avrupa da esasl› bir mücadele saham›zd›r. O halde, hakk› neyse tam verece¤iz ki, mücadele bir bütünsellik içerisinde geliflebilsin. Yoksa tek bafl›na, “Gerilla vuruyor Kürdistan’› kuruyor” demekle, özgürlük gerçeklefltirilemez. Her mücadeleci insan›m›z, her kadromuz ve örgütümüz, bunu bilerek kendini ikiye, üçe katlarsa ancak gerçek hedeflerimize ulaflabiliriz. Nas›l ki, bir otomobil eksik tekerlekle yola ç›kamaz ya da lastiklerinden biri patlaksa di¤er üç tekerlek üzeri sa¤l›kl› yol alamazsa, özgürlük mücadelesi de böyledir. Serhildans›z bir gerilla yetmez. Gerillas›z bir serhildan›n geliflip süreklilik kazanamayaca¤› da bir o kadar gerçektir. fiüphesiz hareketimizin beyni ve motoru ülke’dir; öncülük


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Zalimin zulmüne karfl› özgürlük mücadelesi vermekteyiz

Çal›flan arkadafllar örgütü kitleye kitleyi de örgüte tafl›yand›r

Çal›flan arkadafllar›n çok de¤erli ve ateflli bir yurtseverlikle dolu olduklar› tart›flmas›zd›r. Bu arkadafllar ailelerine karfl› sorumluluklar›yla birlikte, dinlenme, uyku vb temel yaflam ihtiyaçlar›ndan feragat ederek, örgütsel çal›flmalara zaman yaratmaktad›rlar. Bu anlamda örgütsel çal›flmalara ay›rd›klar› zaman ve gayretleri gerçekten de¤erlidir. Biz de bu arkadafllar›n durufllar›n›, çok anlaml› ve de¤erli bulmaktay›z. Fakat bütün bunlar›n yan›nda, önemli ve çözümlenmeye de¤er di¤er bir husus da, çal›flan arkadafllar›n tarz, üslup, iliflki, hassasiyet, e¤itim ve temsiliyet düzeyleridir. Çünkü, çal›flan arkadafllar örgütü kitleye, kitleyi de örgüte tafl›yand›r dedik. Bu flüphesiz heyecan verici, onurlu bir pozisyondur. Ama bilmeliyiz ki, bunun a¤›r, bir o kadar da önemli görev ve sorumluluklar› vard›r. Örgüt, çal›flan›n› halktan birisi gibi görmekte ve onun üzerinden halkla iliflkilenmektedir. Halk ise çal›flan›n flahs›nda örgütü görmekte ve onun üzerinden örgütle buluflmaktad›r. Dolay›s›yla çal›flan arkadafllar, burada çapraz ve çifte bir görev ve sorumluluk alt›na girmifl olmaktad›rlar. Sadece sorumluluk da de¤il, rolleri gere¤i ayn› zamanda çapraz ve çifte bir denetim alt›ndad›rlar. Bunun anlam› elbette büyüktür. Yani çal›flan flayet bir yanl›fll›k yaparsa bu pratik olarak ikiye katlanm›fl demek-

ww

w.

ne t

Hemen belirtelim ki, bu Avrupa bizim Avrupa’m›z de¤ildir. ‹yisi kötüsü güzellikleri ve çirkinlikleriyle her neyse, Avrupal›lar›n Avrupa’s›d›r. Biz zulmün, inkar›n, katliam›n, iflkencenin, zindan›n, açl›¤›n ve sefaletin bir sonucu olarak buralarda soluk alm›fl›z. Yani köklerimizden, ana yurdumuzdan zorla kopart›larak buralara savrulmufl bir halk›z. Zalimin zulmüne karfl› özgürlük mücadelesi vermekteyiz. Bunun için ve hiç bir zaman kendimiz olmaktan ç›kmamal›y›z. Ülke topraklar›m›za, özgürlük mücadelemize s›ms›k› tutunmal›y›z. Bilmeliyiz ki, köklerimizden koptu¤umuz an, bitkiye su yerine ayran verilmesi misali, Avrupa sisteminin flerbetiyle ancak kupkuru bir hale geliriz; ruhu çekilmifl bir tabutluktan öteye gidemeyiz. Kimli¤imizi, kültürümüzü, dilimizi, tarihi ve do¤al de¤erlerimizi ne kadar yaflar ve yaflat›rsak, hayat da bize o kadar yüzünü çevirecek ve gülümseyecektir. Avrupa çal›flmalar›m›z› “örgüt; kadro, çal›flan veya halk-kitle” üçlüsü biçiminde ele almak, yanl›fl olmayacakt›r. Kadro; Özgürlük hareketini temsil edendir. ‹deolojik politik durufluyla, yaflam ve ahlak ölçüleriyle, emek ve çal›flma tarz›yla bu böyledir. Çal›flan ise en özet anlam›yla, Özgürlük hareketini kitleye tafl›yand›r. Yani bir bölgede binlerce, onbinlerce kitlemiz varsa, bir ya da iki kadromuzun bütün bu kitlemize ulaflmas› mümkün de¤ildir. As›l rol, çal›flan arkadafllara düflmektedir. Hareketin hedeflerini, beklentilerini, örgüt ve eylem gücünü ortaya ç›karan ve yönlendirecek olan çal›fland›r. Kitle ise alt›n rezervidir; yani hazinedir, potansiyeldir. Kim ne kadar e¤itir ve örgütlerse o kadar eyleme kald›r›r, güç al›r ve güçlendirir. Halka

ve kitleye ra¤men hiç bir fley ne baflar›l›r, ne de anlaml›d›r. Tekrar çal›flman›n rolünü vurgularsak; örgüt ile kitleler aras›ndaki temel ba¤ ve esas halka, çal›flan arkadafllar olmaktad›r. Bu ba¤ ya da temel halka dedi¤imiz arkadafllar›n olmad›¤› bir yerde, çal›flmak ve çal›flt›rmak, neredeyse olanaks›zd›r. Zira çal›flan olacak ki, çal›flma yürütülsün. Çal›flan yoksa çal›flma nas›l olacak? Demek oluyor ki çal›flan, ayn› zamanda örgüt ile kitle aras›ndaki hayati iletiflim ba¤›d›r. Kitlenin örgütle ve örgütün de kitleyle buluflmas›, esasen çal›flan üzerinden olmaktad›r.

tir. Tersi de do¤rudur; do¤ru ve yeterli çal›flan kitleyi de örgütler, örgütü de katlayarak büyütmüfl olur. Üzülerek, hata deyim yerindeyse öfkeyle belirtmek zorunday›z ki; pek çok alanda, pek çok çal›flan arkadafl›m›z, bazen gerçekten büyük hata ve yanl›fll›klara girmektedir.

‹flin içine tepki ve duygusall›¤›m›z› katmadan çal›flmalar› yürütmeliyiz

Çal›flan›n, çal›flan› reddetmesi “O varsa ben yokum” demeye getiren üslup ve tav›rlar›, oldukça zorlay›c› olmaktad›r. Örgütün sorunlara genel bir yaklafl›m tarz›, üslup ve ölçüleri vard›r. Sorunlar› örgütle paylafl›p ya da örgütün perspektif ve tutumuna uygun bir çözüm aray›fl›na girmek yerine, her arkadafl›n kendisini esas alarak, kendince bir ölçü ve tutum belirlemesi, niyet ne olursa olsun örgütsüzlü¤ü, ölçüsüzlü¤ü, bireycili¤i ve bencilli¤i gelifltirmektedir. Böylece say›sal ve niteliksel olarak büyümesi ve geliflmesi gereken çal›flan arkadafllar, hem güç yitirmekte hem de görev ve sorumluklar karfl›s›nda yaln›z kald›klar› için hem zorlanmakta ve hem de zorlamaktad›rlar. Birçok bölgede arkadafllar›n y›llard›r kendilerini ço¤altamamalar›n›n, zorlanmalar›n›n ve çal›flmalar›n›n verimsiz ve yetersiz olmas›n›n nedeni biraz da budur. Geleneksel Kürt kiflili¤inin, tepkiselli¤in ve duygusall›¤›n sirayet etmedi¤i yer neredeyse yok gibidir. De¤erlendirme ve kararlar›m›zda ço¤u kez böyle davranmaktay›z. ‹flin içine tepki ve duygusall›¤›m›z› katmadan, sanki bizden bir fleyler eksiliyor gibi davranmaktay›z. Yani ille de k›r›p dökece¤iz ki, ondan sonra derleyip toparlayal›m. Halbuki her arkadafl›n bir temsiliyeti vard›r. Sorumluluklar›m›z gere¤i, rastgele olamay›z. ‹lle de birilerinin can›na okuyup adeta s›f›rlama hak ve lüksünü kendimizde göremeyiz. Kald› ki, baflar›m›z›n ölçüsü ne kadar yeni çal›flan katt›¤›m›z, ne kadar yeni kitleye ulafl›p örgütle iliflkilendirdi¤imizdir. Ve bu, ayn› zamanda eme¤imizin en de¤erli karfl›l›¤›, mutluluk ve gurur kayna¤›m›zd›r. Dolay›s›yla yeni

ew e. c

eden ve sürükleyen de odur. Ancak Özgürlük hareketinin kendisini örgütleyemedi¤i bir Avrupa, hareketin nefes borular›n›n azalmas›, hatta t›kanmas› demektir. Demek ki Avrupa sahas›, Özgürlük hareketi aç›s›ndan bu kadar önemlidir.

om

32


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN lememe, bildi¤ini okuma, benmerkezci, örgütü iflletmeme gibi durumlarla kar›fllaflmaktay›z. ‹flte öfke duydu¤umuz bu tür yaklafl›mlard›r! Neyin grubu ve ne ad›na grup? Neden grup! Ve neden grup tavr›! Birlikte hareket etme, birlikte tav›r gelifltirme, birlikte çal›flma ya da birlikte çal›flmalardan çekilme! Halk ve ülke olarak yüz y›llar hatta bin y›llardan beri zaten iliklerimize dek gruplaflt›r›l›p parçalanmad›k m›? Yetmiyor mu? Bir de Özgürlük hareketi ad›na ya da özgürlük mücadelesi verirken mi gruplafl›p bölünelim? Çok iyi biliniyor ki; etnik milliyetçilikten tutal›m, bölge, parça, afliret milliyetçili¤ine, din, mezhep milliyetçili¤inden tutal›m, dil, lehçe milliyetçili¤ine ve cins milliyetçili¤ine kadar her türlü gerilik ve parçal›l›¤a karfl› mücadele iddias› ve kararl›l›¤› olan bir hareketiz. Ancak flimdi karfl›m›za bir de ‘grup milliyetçili¤i’ ç›kmakta, daha do¤rusu ç›kar›lmaktad›r. Tüm milliyetçiliklerde oldu¤u gibi ‘grup’ diye tabir edilen zihniyet, tutum ve al›flkanl›klar›n da özgürlük mücadelesinde en geri, ba¤naz ve kabul edilemeyecek yaklafl›mlar oldu¤unu alt›n› çizerek belirtmek durumunday›z. Bu tür zihniyet ve al›flkanl›klar, en de¤me düflman›n veremeyece¤i zararlar kadar zararl› ve tehlikelidir. Örgütün karfl›s›na hiç kimse grup üslubu ve tavr›yla ç›kmas›n! Bunu peflinen söylüyoruz. Bu örgüte baflkald›rma, isyan anlam›na gelir. Bu, bireyin örgüte kabul ettiremedi¤ini, birden fazla bireylerle kabul ettirme; yani örgüte sözüm ona grupla-

flarak güç olup geri ad›m att›rma anlam›ndad›r. Disiplinsizli¤in, hukuksuzlu¤un tavr›d›r bu. Ayr›ca Özgürlük hareketini az çok bilen her arkadafl, söz konusu olan ilkeler oldu mu, bu hareket her fleyi göze al›r, ama asla taviz vermez. Bu da bu kadar aç›kt›r.

ne te we .c om

insanlar›n çal›flmalara kat›lmas›, eskiden bizden uzak olan kesimlerin flimdi yak›nlaflma aray›fl›na girmesinden, ne gerekçeyle olursa olsun rahats›z olmak flurada kals›n, mevcut çal›flan arkadafllar›m›z›n büyük sevinç ve gurur duymalar› gerekir.

33

Sorunlar yeni sorunlara neden olursa bu çözümsüzlük yarat›r

ww

w.

fiunu aç›kça belirtelim: Alanlar ve bölgeler çal›flan arkadafllardan sorulur. Kendileri sorumludurlar. Kaç yeni arkadafl kazan›ld›, kaç yeni iliflki veya çevreye ulafl›ld›? Bu vb sorunlara sürekli olarak çözüm olmas› gereken bu arkadafllard›r. Bulunulan alan ya da bölgedeki sorunlar nelerdir, bu sorunlar nas›l çözülür diye kafa patlatmas› gerekenler de temelde bu arkadafllard›r. Var olan her sorun bir çözüm gerekçesi yap›l›rsa bu iyidir ve geliflmeye iflarettir. Ancak sorunlar yeni sorunlara neden olursa bu da haliyle kötüdür ve çözümsüzlü¤ü iflaret eder. Çözümsüzlük de her türlü dedikodu, spekülasyon, anarfli, keflmekefllik ve kendili¤indencili¤e hizmet eder. Dikkat edilirse nerede çözümsüzlük, tembellik, sorunlar varsa orada dedikodu, kaos, sevgisizlik, seviyesizlik ve keflmekefllik vard›r. Bütün bunlara yan›t olmas› gereken elbette baflta örgüt kadrolar›d›r. Ancak çal›flan arkadafllar da bundan kadrolar kadar sorumludurlar. Zaman zaman ulaflan kimi raporlarda ve bizzat yapt›¤›m›z görüflmelerde gruplaflma, birbirini takmama, din-

Enerjimizi çal›flmalar›n geliflmesi için harcamal›y›z

En iyi çal›flan kendisini yaln›zlaflt›ran de¤il, ço¤altan, herkesle çal›flabilme kabiliyetini gösterendir. Halk›n ve mücadelenin sorunlar› orta yerde dururken, hangi arkadafl ne ad›na ve nas›l görevlerinin üzerinde titremez? Öfkemiz de, tepkimiz de, intikam›m›z da, ancak görevlerimizi en iyi yerine getirdi¤imizde anlam bulur. Tüm gücümüzle buna yüklenmeliyiz. Bize ait olan tüm güç, enerji ve imkanlar›m›z buna hizmet etmelidir. Enerji, zaman ve eme¤imizi birbirimize harcamayal›m. Bunu söylerken kuflkusuz eme¤e sayg›, adalet ölçülerine sayg›, elefltiri ve özelefltiri kültürümüz olmas›n demek istemiyoruz. Aksine bütün bunlar olmal›d›r. Ama her fley çözüme, örgütlenmeye, eylemselli¤e, büyümeye hizmet etti¤i kadar anlaml›d›r. Bu da do¤ru zamanda, do¤ru mekanda, do¤ru tarz› gerektirir. Hareketimizin özgürlükçü, demokratik bir hareket oldu¤u dikkate al›n›rsa, çal›flan arkadafllar›n olduklar› her yerde ve özellikle de kitle içerisinde ve kurumlar›m›zda, insanlar›m›za özgürlük bilinci verme, halk›m›z›n yaflam ve iliflkilerinde demokrasi kültürünü gelifltirme gibi önemli görev ve sorumluluklar›n›n oldu¤u görülecektir. Halk›m›z›n öz de¤erlerine ve do¤al geleneklerine elbette seviyeli ve sayg›l› yaklaflaca¤›z. Ancak 35 y›ll›k bir mücadele tarihi olan ve neredeyse bir kültür patlamas›na yol açan hareketimizin demokratik kültür ve de¤erlerini de yaflamak, gelifltirmek ve örgütlemek durumunday›z. Kürdistanl› her birey, aile, çevre ve kurumlar›m›zda özgürlük kokusu, Kürdistani renk, demokratik, laik yaflam ve kültür olabilmelidir. Baz› arkadafllar, gerçekleflen Kürt demokratik ve kültür devrimini


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

“Ne salt ulusal de¤erlerimizi koruyal›m ad› alt›nda, kendini demokratik özgürlükçü sosyal geliflime kapatan, tutucu geleneksel muhafazakar yaklafl›mlar, ne de sosyalleflme ve genelleflme ad› alt›nda ulusal kimlik, dil ve de¤erlerinden kopma, savrulma tutumlar› do¤ru de¤ildir. Biri di¤erine alternatif de¤ildir. Bu, demokratik, özgürlükçü, eflitlikçi temelde ulusal ve toplumsal de¤erlerimize sahip ç›k›p, koruma ve gelifltirme tavr›d›r. Bu da kadrolar›m›z, çal›flanlar›m›z, kurum ve derneklerimizin öncülük yapmas›yla ancak gerçekleflebilir”

ew e. c

temelde ulusal ve toplumsal de¤erlerimize sahip ç›k›p, koruma ve gelifltirme tavr›d›r. Bu da örgütlerimiz, kadrolar›m›z, çal›flanlar›m›z, kurum ve derneklerimizin öncülük yapmas›yla ancak gerçekleflebilir. Oysa buna ra¤men baz› kurumlar›m›z ifllevsizlikten, e¤itimsizlikten ve örgütsüzlükten dolay›, neredeyse körkötürüm hale gelmifllerdir. Yurtseverlik, demokrasi ve demokratik kültür yok gibidir. Birer yurtseverlik ve demokrasi okulu olmas› gereken dernek ve kurumlar›m›z bile gelenekselli¤in a¤›r etkisi alt›ndad›r. Hatta baz› bölgelerde dinsel ve mezhepsel ayr›mc›l›k bile yap›labilmektedir. Yani baflkalar›n›n yapamad›¤›n›n on kat› fazlas›n› biz yapmaktay›z. Özgürlü¤ü ve demokratik bir gelecek için her biri büyük bedeller ödemifl olan insanlar›m›z›n ve halk›m›z›n, bu denli geri ve geriletici bir durumda kalmas›n›n tek sorumlusu kadrolar›m›z ve çal›flan arkadafllar›m›zd›r. Dinsel, bölgesel, mezhepsel, afliretsel vb tüm farkl›l›klar›n tek birlefltirici gücü ve bileflkesi özgürlük hayallerimiz, soylu mücadelemiz, Kürtlü¤ümüz ve Kürdistanl›l›¤›m›zd›r. Buna hizmet etmeyen her fleyin, kim ve ne ad›na olursa olsun gerici, ba¤naz ve dogmatik oldu¤unu, aç›kl›kla belirtelim. Kadro ve çal›flan arkadafllar›m›z›n en büyük görevi, bu tür sorunlar› çözmek, demokratik ve özgürlükçü temelde halk›m›z›n ulusal birlik ve beraberli¤ini örgütlemektir. Bunun da yolu, flu ya da bu yapay grup ve denge ad›na öne ç›kan ve ç›kart›lan temsilciler arac›l›¤›yla de¤il, her bireye do¤rudan direkt ulaflma ve iliflkilenmekten geçer. Çünkü insanlar› sadece bölge, parça, afliret, aile, din, mezhep, cins ve yafl gibi kategorilere s›k›flt›ran yapay

w.

ne t

halen kendi ailelerinde bile gerçeklefltirebilmifl de¤ildirler. Baz› ailelerimizde kat› geleneksellik oldukça fazlad›r. Çünkü bu ailelerimize Apocu bilinç, kültür ve demokrasi de¤erleri yeterince tafl›r›lamam›fl, e¤itilememifllerdir. Baz› arkadafllar ise gün boyu adeta devrimin hamall›¤›n› -ki kutsald›ryapmalar›na ra¤men, ailelerine yönelik demokratik bilinçlenme ve örgütleme anlam›nda görev ve sorumluklar›n› yeterince yerine getirmemektedirler. Dolay›s›yla en yak›n çevremizde, çal›flan yap›m›z ve aileleri içinde dahi, geleneksellik halen önemli düzeyde afl›labilmifl de¤ildir. fiu can al›c› gerçe¤i bir kez daha hat›rlatal›m ki; kendisi demokrat ve özgürlükçü olmayan, düflman›na karfl› ve kendi toplumu içinde demokrasi ve özgürlük mücadelesi veremez. Onun için çal›flanlar›m›z›n, hiç vakit kaybetmeden kendilerinden ve en yak›n aile çevrelerinden bafllayarak, demokratik ve özgürlükçü bir bilinçle kendilerini e¤itmeleri ve yaflam›n her alan›nda bu do¤rultuda hareket etmeleri, Avrupa çal›flmalar›m›z bak›m›ndan temel bir ihtiyaçt›r.

Çal›flan arkadafllar›m›z›n görevi halk›m›z›n ulusal birli¤ini örgütlemektir

ww

fiu gerçe¤in alt›n› çizmekte fayda var. Ne salt ulusal de¤erlerimizi koruyal›m ad› alt›nda, kendini demokratik-özgürlükçü sosyal geliflime kapatan, tutucu geleneksel muhafazakâr yaklafl›mlar, ne de sosyalleflme ve genelleflme ad› alt›nda ulusal kimlik, dil ve de¤erlerinden kopma, savrulma veya yozlaflma tutumlar› do¤ru de¤ildir. Biri di¤erine alternatif de¤ildir. Biri olmadan di¤eri olmaz. Do¤rusu demokratik, özgürlükçü ve eflitlikçi

gruplaflmalarla tan›mlamak, ele almak ve öyle yaklaflmak, sadece karfl›tlar›m›z›n halk›m›z› parçalay›c› politikalar›na hizmet eder. Bireyi sadece söz konusu yapay gruplaflt›rmalar›n bir mensubu olarak gören toptanc› yaklafl›m yerine, birebir iliflkilenmeyi esas almak, ayn› zamanda demokratik konfederal anlay›fl ve yaklafl›m›n esas›d›r. Bunun aç›k anlam›; örne¤in aileye sadece baba veya koca üzerinden, dinsel mezhepsel farkl›l›klara sadece cemaat önderleri üzerinden ya da farkl› bölge ve afliret mensuplar›na geleneksel olarak öne ç›km›fl birkaç kifli üzerinden de¤il, direkt ve do¤rudan tüm bireylerle; kad›n ve çocukla, din, mezhep, bölge ve afliretse her üyesiyle teke tek ve birebir iliflki kurmakt›r. Do¤ru olan, demokratik ve özgürlükçü olan, örgütsel ve kitlesel olarak büyüten ve kazand›ran bu tarz, Özgürlük hareketimizin ç›k›fl›ndan itibaren esas ald›¤›m›z Önderlik tarz›d›r. Bunun güncel olarak örgütsel ve somut ifadesi, demokratik konfederalist örgütlenmenin Avrupa’daki uygulama modeli olan Halk Meclisleridir. Yerelde, toplumun tüm kesimlerinin ve tek tek her bireyin bir flekilde do¤rudan kat›l›m yoluyla örgütlendi¤i Halk Meclisleri çal›flmas›, dolay›s›yla temel çal›flmam›zd›r. Tek tek alan ve bölgeler olarak, baflar› ya da baflar›s›zl›¤›m›z, toplumun her kesiminin ve tek tek her kiflinin örgütlendi¤i bu çal›flmay›, ne kadar gelifltirdi¤imize ba¤l› olacakt›r. Çünkü örgütsel büyüme de, maddiyat da, kitlesel aç›l›m da, eylemlerdeki art›fl da birebir bununla ba¤lant›l›d›r.

om

34

Kiflinin kendine olan sayg›nl›¤› kad›na olan yaklafl›m›yla ölçülür Önderli¤imizin insanl›¤a en büyük evrensel katk›s› ve devrimi, özgür Kürdistan kad›n›n› yaratmak olmufltur. Kiflinin kendine olan de¤eri ve sayg›nl›¤›, kad›na olan yaklafl›m›yla ölçülür. Yani kad›na sayg›s›zl›k, her türlü sayg›nl›¤›n› yitirme anlam›ndad›r. Konumu, yetkisi, yetene¤i ne olursa olsun, özgür kad›na özgürlük bilinciyle yaklaflmayan, kad›n›n özgürleflmesi için mücadele etmeyen,


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN kanç yaklafl›rlarsa baflta kendileri kaybeder, bununla birlikte kadrolar›n flahs›nda da örgütü zorlarlar ve örgüt kaybeder. Örgütü ve kadroyu kendi bireysel duygular›, tepkileri, ç›karlar›, çeliflkileri ve k›skançl›klar› do¤rultusunda yönlendirmeye çal›flmak ne kabul edilebilir ne de ahlakidir. Çal›flan arkadafllar›m›z, her fleyden önce sayg›n olmas›n› bilmelidirler. Hareketin ve halk›n ç›karlar›n› her fleyin üstünde görmelidirler. Kendilerine göre olmad› m›, hemen “yapmam, etmem” dememelidirler. Elbette de¤erli olduklar›n› bilmeli, ama hiç kimse de kendisini yumuflak karn›m›z olarak görüp, ne pahas›na olursa olsun vazgeçilmez oldu¤unu düflünmemelidir.

yat da ancak böyle kazan›l›r. Ve böyle olursa anlaml› olur. Önderli¤imizin saçlar› kaz›t›lmaktad›r. Bununla verilmek istenen mesaj aç›kt›r. Önderli¤imiz en zor ve benzeri olmayan koflullarda direnmektedir. Her birimizin k›blesi, topyekün halk›m›z›n k›blesi, ‹mral› adas›d›r. ‹kinci Êdî Bese hamlesiyle mücadelemizi yükselmekteyiz. Önderli¤imize, flehitlerimize olan borcumuz gere¤i, yine özgürlü¤ümüze olan tutkumuz gere¤i namuslu, yürekli, bilinçli çal›flal›m; çok çal›flal›m, do¤ru temelde çal›flal›m. Tüm örgüt, kadro ve çal›flan arkadafllar›m›z›n refleksleri diri, güçlü ve kuvvetli olmal›d›r. Demokratik meflru bir tepki, eylemsellik, yürüyüfl, gösteri vs

Apocu hareket özü itibariyle asl›nda bir inanç hareketidir

gerekti¤i zaman ille de birilerinden bir fley beklemeyelim. Yerel inisiyatif koyarak, eylem gücümüz ve imkanlar›m›z ne ise en azami düzeyde ortaya ç›kar›p kullanmas›n› bilelim. Bilindi¤i gibi önümüzdeki Eylül’de yap›lacak geleneksel büyük festivalimiz de, “‹mral› iflkencesine son, Önderli¤imize özgürlük, Kürdistan’a bar›fl” fliar›yla gerçekleflecektir. Bu festival, ikinci Êdî Bese hamlesinde, tam bir kilometre tafl› olmal›d›r. Bu anlamda tüm çal›flan arkadafllar, bunun bilinciyle flimdiden yo¤un bir haz›rl›k içerisinde olmal› ve çal›flmas›yla bu festivali bu y›l gerçekten bir kilometre tafl› rolünü oynatmal›d›r. Bu beklenti ve baflar› dileklerimizle, tüm çal›flan arkadafllar›m›za selam ve sayg›lar›m›z› iletiyoruz.

ww

w.

ne te we .c om

daha baflta Apocu felsefenin ve duruflun d›fl›na ç›km›fl demektir. Dolay›s›yla bu noktada yeteneklerin, konumun ve yetkinin hiçbir de¤eri yoktur. Hatta bütün bunlar zararl›d›r da. Çünkü ezen cinsin zihniyetidir. Kad›n›n temsiliyet ve iradesi muhakkak olmal›d›r. Kad›n› küçümsemek, yok saymak, çal›flt›rmamak ya da engelleyici olmak veya kad›na karfl› kaba davran›fllarda bulunmak, asla ve asla hiçbir zaman kabul edemeyece¤imiz hususlard›r. Çünkü kad›n haks›zl›¤a u¤rad›¤›nda, insanl›k haks›zl›¤a u¤ram›flt›r. Kad›n fliddete maruz kald›¤›nda, insanl›k fliddete maruz kalm›flt›r. Felsefemiz budur. Bu, ayn› zamanda haks›zl›¤a, adaletsizli¤e, fliddete maruz kalan kad›n›n yan›nda olmak demektir. Kad›n mücadelesini kendi mücadelesi olarak görüp tepki göstermek, mücadele etmek demektir. Daha çok kitlelerle olan, halk›n içinde olan çal›flan arkadafllar›n, bu konuda da özel bir sorumluluklar›n›n oldu¤unu önemle belirtiyoruz. Bilmeliyiz ki, bu ça¤da ve özellikle co¤rafyam›zda mücadelenin seyrini kad›n haklar› konusunda daha ileri olan belirleyecektir. Bunun özet ifadesi; toplumun a¤›rl›kl› kesimini oluflturan kad›nlara, gençlere ve çocuklara daha fazla de¤er veren, öne ç›karan ve toplumsal yaflam›n her alan›nda örgütlenmelerinin zeminini yaratan güçlerin, ça¤a damgas›n› vuraca¤› gerçe¤idir. Çal›flan arkadafllar›n birbirleriyle olan iliflkileri kadar, kadro, çal›flan iliflkisinin de düzeyli, sayg›n ve örgütlü olmas› gerekmektedir. Avrupa’daki çal›flma sistemimiz bilinmektedir. Kadrolar›m›z bölgelerde genellikle bir y›ll›k süreyle kal›rlar. Dolay›s›yla bölgeyle iliflkilerini, çeliflkilerini, olanak ve sorunlar›n› kadrodan çok, en iyi çal›flan arkadafllar bilirler. Kadro bölgeye henüz yeni gitmifltir. Tan›mamakta, bilmemektedir. Etkilenmeye, hatta yönlendirilmeye aç›kt›r. Burada kadroya gerçek rolünü oynatacak olan, çal›flan arkadafllard›r. Burada çal›flan arkadafllar›n adalet ölçüleri, vicdanlar› ve sorumluluk bilinci belirleyicidir. Sorumlu davran›rlarsa kadro ile birlikte iyi bir çal›flma gelifltirirler. Bireyci, ç›karc›, k›s-

35

Bilinir ki para, yani maddiyat ve ticari iliflkiler, kirleticidir. fiuna yürekten inan›yoruz; kendimizi korudu¤umuz, temiz ve dürüst kald›¤›m›z sürece, bu halk mücadele için hiçbir fleyini esirgemez. Yeter ki, lay›k olmas›n› bilelim. Apocu hareket, özü itibariyle asl›nda bir inanç hareketidir. Maddiyata tenezzül etmeyen, manevi de¤erlerle büyüyen bir harekettir. ‹nsanlarla, kitleyle iliflkilerimiz bu temelde olmal›d›r. Ortal›kta tüccarlar gibi alg›lanmamal›y›z. Aksine bir ahlak hareketi, inanç hareketi, moral de¤erler hareketi ad›na çal›fl›yoruz. Bu, en büyük zenginliktir. ‹htiyaç oldu¤u kadar maddi-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

36

Abdullah Öcalan

om

Bana ba¤l›l›k beni anlamaktan geçer

“Savunmalar›m›n uluslararas› bir niteli¤i vard›r, tüm alanlar için

yararlanabilirler. Brüksel’de Demokratik Uluslar Konfederasyonu

veya derne¤i çal›flmalar› yürütülebilir. Bu çal›flmada tüm kesimler,

tüm uluslar kendini ifade edebilir. Benim ulus kavram›m bildi¤iniz manada bir ulus kavram› de¤il, daha genifl bir kavramd›r. Ben

ew e. c

kad›nlar› da, çevrecileri de ulus olarak de¤erlendiriyorum, bu oluflumda yer alarak kendilerini ifade edebilirler”

Benim ismimi kirletmeye çal›fl›yorlar

ww

w.

ne t

Savunmam› yaz›yorum, bir bölüm kalm›fl. Buras› Baflbakanl›k Kriz Merkezi’ne ba¤l› de¤il mi? Avukatlar›m da biliyor. Buran›n yasalar› da Baflbakanl›k Kriz Merkezi’ne ba¤l›. Nas›l oluyor da haberleri olmuyor. Gündemde Ergenekon var herhalde. H›ristiyan cinayetleri konusuna de¤iniliyor mu? Bütün örgütlere s›zma yap›ld›¤› tart›fl›l›yor san›r›m. Beni ve PKK’yi de mi Ergenekon’la iliflkilendiriyorlar? Sizce bununla neyi amaçl›yorlar? Ergenekonculardan Hurflit Tolon ve birkaç› bir dönem burada komutanl›k yapt›lar. Bunlar ‹mral›’yla iliflkiye geçerek neyi yapmak istemifller, hedefleri neydi? Benim anlamaya çal›flt›¤›m fley, somut olarak beni hangi temelde kullanmak istemifller, gözlemleri merak ediyorum, bas›ndan takip edilmifltir, her gün gazete okunuyor, gazetelerde yaz›lanlardan edinilen izlenim nedir? Balbay, bu konuda bir aç›klama yaparak, “‹mral›’da görev yapm›fl komutanlar›m›z›n bu duruma düflmelerinden utan›yorum” demiflti herhalde. Ahmak, utan›yormufl! Kafas› çal›flm›yor. Bu konuda benimle ilgili söylenenlerin hepsi bofl iddialard›r. Benim ismimi kirletmeye çal›fl›yorlar. ‹mral›’ya geldi¤imde gelip benimle görüfltüler. K›vr›ko¤lu’nun adamlar› da vard›. Ben onlara, “siz benimle böyle konufluyorsunuz ama gücünüz var m›?” diye sor-

du¤umda, “gücümüz var ki böyle konufluyoruz” diyorlard›. Ben onlara da “beni bu flekilde kullanamayacaklar›n›, beni bu flekilde kand›ramayacaklar›n›” söylüyordum. Ben, ‘ya kendilerini kand›r›yorlar ya da beni kand›rmaya çal›fl›yorlar’ diye düflünüyordum. Zaman gösterdi ki bunlar kendilerini kand›rm›fllar. Nitekim bunlar›n hepsi tasfiye edildi. Bana bu süreçte verilen 50 günlük hücre cezas›n›n anlam› nedir, bununla ne yapmaya çal›fl›yorlar? Kamuoyunu mu rahatlat›yorlar acaba. Bu hücre cezalar›ndan sonra süreç nas›l geliflecek? Ufukta çözüm var m›? Levent Ersöz Rusçu biri. Ergenekon’un d›fl ba¤lant›lar›yla ilgili ne tart›fl›l›yor, Rusya ba¤lant›s› kesin. Avrupa ba¤lant›s›yla ilgili tart›fl›lan fleyler var m›? Almanya ve baflka ülke ba¤lant›s› var m›? ‹ki ekip var burada. Bunlar aras›ndaki çat›flmad›r bu. Hilmi Özkök’ü de zehirlenmeye çal›flt›klar› söyleniyor. Bu operasyonla Kemalistleri mi tasfiye ediyorlar? Amerika her iki grubu da çat›flt›r›yor. Gordon Thomas, yay›nlad›¤› kitab›nda Nairobi’den ç›kar›lmamla ilgili olarak Mossad’›n görev ald›¤›n› ama yap›lan genifl çerçeveli anlaflma gere¤i Mossad isminin gizli kald›¤›n› belirtmifl herhalde. Evet, do¤rudur, gizli bir anlaflma yap›ld›. Bu tespiti ben çok önceden yapm›flt›m, flu an beni do¤ruluyorlar. Benim hakk›mda dolayl› veya dolays›z içte ve d›flta çok say›da makaleler, kitaplar ç›km›fl ama ben sonra ö¤rendim ki bana sa-

dece bir tanesi getirilmifl. Benim hakk›mda yaz›lanlar önemli. Bana bu konuda yeterli bilgi gerekiyor. Erdo¤an Irak’a giderek Maliki ve Talabani ile görüflmüfl. Görüflmenin sonuçlar› ne? Hala görüflmenin içeri¤ine iliflkin bas›na detayl› yans›yan bir fley yok. Amerika petrol için ‹ran’la bir araya gelebilir ama bunlar uzun sürmez. Ortado¤u’da çözüm bu flekilde geliflmez. Anayasa Mahkemesi Raportörü AKP’nin kapat›lmas›yla ilgili raporunu aç›klam›fl. Herhalde AKP’nin kapat›lmamas› yönünde görüfl belirtmifl. Bu rapor, anlaflt›klar›n› gösteriyor. Anlaflt›lar galiba. Almanya demek ki çok üzerlerine gitti¤i için üç da¤c›lar› kaç›r›lm›fl. Diyarbak›r’da saçlar›m›n bu flekilde kesilmesini protesto etmek amac›yla yirmi bin kifli yürüyüfl düzenlemifl. Yine cezaevlerinde protesto amaçl› tutuklular saçlar›n› kaz›tm›fllar. Siirt cezaevinde kad›nlar da saçlar›n› kaz›tm›fl. DTP yar›n Kongresini yapacak, baflar›lar diliyorum. DTP kapat›labilir. Ama önemli olan demokratik mücadeledir ve demokratik siyasetin gelifltirilmesidir. Operasyonlar nerelerde yo¤unlafl›yor, kay›plar ne? Gümüflhane’de durum ne, temas var m›? Bu skorsky’lere iliflkin resmi aç›klama yap›ld› m›? Bas›nda Ali ve Dicle’nin kaç›p KDP’ye gittiklerine dair haberler ç›kt›. Önemli de¤il. Avrupa’n›n, d›fl ülkelerin bu gidifllerle ilgili durumunu iyi de¤erlendirmek gerekiyor. Kaç›p gidenler,


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

Beni sürekli takip ediyorlar. Benim projelerimi hayata geçiriyorlar. Bunu en iyi yapan AKP’dir. Olaylar benim etraf›mda dönüyor. Bizim tavr›m›z nettir, yurtsevercedir. Demokratik çözüm, bar›fl ve diyalog bafltan beri tutumumuzdur. Bu tart›flmalarla benim ismim kirletilmeye çal›fl›l›yor. Bizim Türkiye halk›yla bir sorunumuz yok. Avukatlar›m bu konuda aç›klamalar yapabilirler. Çünkü benim ismim kirletilmeye çal›fl›l›yor. Bafl›ndan beri be-

nim söylediklerim derlenip Türkiye halk›na ulaflt›r›lmal›. Çok geriye gitmeye de gerek yok. 1999’dan itibaren, son on y›lda ‹mral›’da söylediklerim bile derlenip, Türk halk›na ulaflt›r›l›rsa, Türk halk› kim daha yurtsever, kim daha demokratik siyaset için mücadele etmifltir, bunu anlayacakt›r. ‹ki Skorsky 80 milyon dolar. Bu para daha yararl› ifller için kullan›labilir. Benim için bu kadar masraf ediliyor, bunlara gerek yok, daha yararl› fleyler için kullan›labilir. Kan, gözyafl›, ölümler durabilir. Bunun için Anayasa’da Kürtlerin kendisini temsil edece¤i demokratik bir oluflumun önünün aç›lmas› bizim için yeterlidir. Dünya piyasalar›nda bahsedilen gizli bir ekonomik kriz küresel krizden kaynakl›d›r, de¤il mi? Baflbakan, ülkede kriz oldu¤unu kabul etmiyor. Türkiye’deki veriler do¤ru de¤ildir. San›r›m ekonomi uzmanlar› da Türkiye verilerini do¤ru bulmuyor. Sa¤da durumlar nas›l? Mesut Y›lmaz ne yap›yor? Ahmet Özal, ANAP’›n bafl›na geçti mi? Ben bu siyasal partilerin durumlar›n› merak etmifltim. Bas›na yans›yan seçim anketleri sonuçlar› nas›l? Bölgede durum nas›l, flimdi bir seçim olsa anketler ne diyor? Ayda bir mutlaka bir anket yap›l›yordur. Herhalde flimdi bir yerel seçim olsa al›nan belediye say›s› iki kat›na ç›kar. Eskiyi aflan bir fley var galiba. Halk daha bilinçli daha duyarl› de¤il mi? Çat› partisi çal›flmalar› nas›l? San›r›m çat› partisinin oluflmas› için yo¤un is-

Turgut Özal

Fethi Okyar

Mustafa Kemal ulusalc›larla bafl edemedi. 1930’larda etraf›n› kuflatarak etkisizlefltirdiler, Mustafa Kemal bunlara teslim oldu, cumhuriyetçileri tasfiye ettiler. Amerika ile birlikte Ergenekon’un geçmifli 1950’lere dayan›yor. Ergenekon asl›nda tasfiye edilmedi, kadrolar› de¤ifltiriliyor, ulusalc›lar tasfiye ediliyor, yerlerine daha profesyonel bir kadro getiriliyor. Amerika her iki grubu da çat›flt›r›yor. Baykal bofluna ‘Erdo¤an kendi derinini oluflturuyor’ demedi. Ben bunlar› biliyordum, bafltan beri bunlara bulaflmad›m, her iki gruptan da uzak durdum. Bizim üzerimizde oynanan oyunlarla, bunlar›n oyunlar›n› bofla ç›kard›m. Ben bunlar› sizlere verilmeyen 125 sayfal›k savunmamda da ifade etmifltim. AKP, alt› y›ld›r iktidarda. Buradaki uygulamalardan haberdar olmad›¤›n› söylüyor. Bununla neyi anlatmaya çal›fl›yor?

ne te we .c om

hangi vaatler üzerinden, somut olarak ne için gidiyorlar? Bunu iyi araflt›rmak gerekiyor. KDP’nin, Almanya’n›n ve Avrupa ülkelerinin somut vaatleri ne? Somut vaatler para m›, kad›n m›, bunlar› bilmek istiyorum, somut veriler istiyorum. ‹yi araflt›rmak gerekiyor bunlar›. Bu konuda Selim Çürükkaya, Sak›k’›n durumunu iyi analiz etmek gerekiyor. Sak›k’›n 1993’te Bingöl’deki asker ölümlerinde bile yurt d›fl› ba¤lant›lar› olabilir, bunu iyi araflt›rmak gerekiyor. Selim Çürükkaya Almanya’da. Bingöl’de say›s›z kahramanlar da ç›kt›, isimleri biliniyor, söylemeye gerek yok. Ama bunun yan›nda alçaklar da ç›kt›. Bunlar daha örgüt içindeyken yurt d›fl› ba¤lant›lar› olabilir, bunlar› iyi görmek, araflt›rmak gerekiyor. Bunlar›n befl metelik de¤erleri bile yok. Bunlar alça¤›n da alça¤›d›rlar. Ergenekon’a da bulaflm›fl olabilir. Bir kad›n u¤runa, bir erkek u¤runa her fleyini b›rak›p gidiyorlar. Halk›m›z›n bunlar› bilmesi gerekiyor. Onlarca y›l mücadele ediyorsun ve bunlar› yap›yorsun. Bana ba¤l› olduklar›n› ifade ediyorlar. Bana ba¤l›l›k öyle basit, s›radan eylemlerle olmaz. Onlarca y›ll›k mücadelelerine denk bir eylemle bunu yapmal›lar. Bana ba¤l›l›k yürekten olmal› ve beni anlamaktan geçer. Beni anlay›p buna göre siyaset yapmak gerekir. Benden daha kararl›, daha kahraman olanlar da var.

37

w.

Benim sosyal bilim anlay›fl›mda ahlak ve politik güç vard›r

Bizim Türkiye halk›yla bir sorunumuz yok

ww

Yapt›¤›m konuflmalardan kaynakl› PKK’ye talimat verdim diye bana hücre cezalar› veriyorlar. Ben PKK’ye talimat vermem. Devlet benim önümü açsa bile, PKK ile bu koflullarda iliflkiye geç dese bile ben PKK ile bu koflullarda iliflkilenmem. Bu ahlaki de de¤il. Benim sosyal bilim anlay›fl›mda ahlak ve politik güç vard›r. Nitekim savunmalar›m› da ahlak felsefesine oturttum. Ben burada kendimi tarafs›zlaflt›r›yorum. Benim bu tavr›m›n özünde kendini ba¤›ms›zlaflt›rmak vard›r, ben bu koflullarda pratik önder olamam ancak teorik ve politik gücümle çözüme katk› sunabilirim.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 s›na ra¤men sesini yükselterek sürenin bitti¤i uyar›s› yapt›. Asl›nda daha nazikçe de yap›labilirdi. Onlar uygun bir dille ifade ettikleri zaman ben de teflekkür ediyorum. Ama neden böyle yap›yorlar, buna henüz tam olarak anlam veremedim. Amaçlar› beni psikolojik olarak y›pratmak, irade k›rmak m›, müdüre de söyledim, “böyle küçük fleylerle üzerime gelmeyin” diye. Bir silah ç›kart›p tek bir kurflun s›ksalar sesimi ç›kartmam dedim ama böyle küçük fleylerle üzerime gelmeyin. Bu konuyla ilgili olarak bir dilekçe de verdim. Benim buradaki personelle bir sorunum yok. Personel kendisine tepeden söylenenleri yap›yor. % 90’›yla sorunum yok. Müdür zaten söyledi; “Elli günlük hücre cezas› bitti ama bir elli gün daha yolda” dedi. Bilemiyorum tabi, bu 50 gün zarf›nda yeni hücre cezalar› haz›rlam›fl olabilirler. Bu konufl-

“Bu konuflmalar›m bile hücre cezas› konusu olabilir. Buradaki uygulamalarla ilgili olarak 1980’lerdeki gibi

direnebilirim de. Benim sorumluluklar›m var, milyonlarca

halk›n sorumlulu¤u var üzerimde; 3-5 günlük açl›k grevi de

ne t

yapabilirim ama bunun halkta yarataca¤› tepkiyi de

düflünüyorum. Halk›n demokratik denetimi var üzerimde” malar›m bile hücre cezas› konusu olabilir. Ben buradaki uygulamalarla ilgili olarak 1980’lerdeki gibi direnebilirim de. Benim sorumluluklar›m var, milyonlarca halk›n sorumlulu¤u var üzerimde; 3-5 günlük açl›k grevi de yapabilirim ama bunun halkta yarataca¤› tepkiyi de düflünüyorum. Halk›n demokratik denetimi var üzerimde. Bu nedenle bununla ilgili olarak halka, daha önce cezaevinde kalan deneyimli arkadafllara sorulabilir, buradaki uygulamalara karfl› ne yapabilece¤im onlara sorulabilir, görüflleri al›nabilir. Operasyonlar devam ediyor san›r›m. Gerilla kay›plar› ne kadar? PKK’ ye karfl› yürütülen operasyonlar uluslararas› güçlerin teknolojik ve istihbari deste¤iyle yürütülmekte ve topyekûn imhay› amaçlamaktad›r. Son bir hafta içerisinde ‹ran’da biri çocuk olmak üzere befl PJAK’l› idam

ww

w.

du, ben de savunmalar›mla ilgili tart›flmak istiyorum. Savunmam›n kad›n bölümüne iliflkin bana mektup gönderen kad›nlar›n da görüflleri al›narak bir tart›flma yürütebiliriz. Haftaya hücre cezas› bitiyor. Akademi çal›flmalar› nas›l gidiyor? Çal›flmalar›n devam etmesi önemli ama bir çal›flman›n yerinde ve zaman›nda yap›lmas› da önemlidir.

Üzerimde milyonlarca insan›n halk›n sorumlulu¤u var

Radyoyu dün akflam ald›m. Baz› çeliflkili fleyler var. Saçt›r, yemektir, mazgald›r gibi bence önemli olmayan fleylerle olay› kamuoyuna aktar›p büyük tepkilere yol açmak istemiyorum. Siyasi ahlaka da uygun bulmuyorum. Dün de havaland›rmayla ilgili bir sorun yaflad›m. Müdür hiçbir gerekçe olmama-

edilmifl. Dört Kürt ö¤retmene de PJAK’a yard›m etmekten idam cezas› verilmifl. ‹ran hiç bekletmiyor, hemen idam ediyor. Ben bunu daha önce de söylemifltim. ‹ran’›n eline geçmek zaten idam demektir. ‹ran’da yakalanmas›nlar.

Ergenekon’u kurduran ve yöneten ABD ve NATO’dur

Ben bu hafta Ergenekon’a de¤inmek istiyordum zaten, çok önemli aç›klamalarda bulunaca¤›m, bir haftad›r bu konunun üzerinde yo¤unlafl›yorum. San›r›m iddianamede de PKK-Ergenekon iliflkisi ile ilgili iddialar var. Bu hafta burada yapaca¤›m konuflma çok önemli. DTP kongresi olumlu geçmifl, baflar›lar diliyorum. DTP kapat›labilir ama önemli olan demokrasi mücadelelerine devam etmeleridir. Çat› partisi çal›flmalar› h›zlanmal›. Türkiyeli tüm çevrelerin kendisini içinde temsil edece¤i bir yap› fleklinde olmal›. K›sa bir zaman içerisinde 40 kiflilik bir grup çat› partisiyle ilgili çal›flmalara bafllayarak amac›n›, plan›n›, program›n› halka anlatmal›, haz›rl›klar› tamamlamal› ve ‹çiflleri Bakanl›¤›’na kurulufl için baflvurmal›. Almanlar›n b›rak›lmas› için sivil toplum örgütleri arac›l›k yapm›fl. Talepler kabul edilmifl mi? fiimdi Ergenekon’la ilgili baz› fleyler söylemek istiyorum. Türkiye’nin Ergenekon’la tan›flmas› 1952’de NATO’ya girmesiyle bafllar. Yani 56 y›ld›r Türkiye’de zaten böyle bir örgütlenme var. Bu Ergenekon’u kurduran ve yöneten de ABD ve NATO’dur; ismini bile onlar koymufltur. Bu Türk devleti içerisindeki çeteleflmedir. Burada benimle görüflmeye gelen Albay, “Bu sorunu kendi aram›zda, biz bize çözelim, bu alçaklar kardeflleri birbirine bo¤azlatmak istiyor” dedi. Ben de “Evet, bu sorunu kendi aram›zda, biz bize çözelim. D›fl güçlere havale etmeden, ABD’ye, AB’ye havale etmeden çözelim” dedim. Hatta bu konuda kasetler doldurdum, mektuplar yazd›m, onlar› Güney’deki milliyetçilik tuza¤›na düflmemeleri konusunda uyard›m. Bu kasetler ellerinde vard›r, inceleyebilirler. Benim Ergenekon ile olan iliflkimi bu görüflmeye dayand›r›-

ew e. c

tek var. Ortam da çat› partisinin geliflmesine müsait. Kerkükle ilgili bir geliflme var m›? H›zl› olunmal›, Barzani rest çekmifl ama sonuç ne? Sadece söylemde kal›nmamal›. Hücre cezam Sal› günü bitiyor. Ben bu arada savunmalar›m› yazd›m. Bu savunmamda da Yahudileri de¤erlendiriyorum. Daha önceki bölümlerde de de¤erlendirmifltim. Ama bu k›s›mda daha derinlikli olarak açt›m. Bana daha önce gönderilen mektuplar› okuyorum. Cezaevlerinden gelen mektuplar var. Teorik düzeyleri güçlü mektuplar. Onlara özel selamlar›m› gönderiyorum. Benim ad›ma bana mektup gönderenlere birer hediye verilirse iyi olur. Savunmam›n ilk bölümünün redaksiyon çal›flmalar› devam ediyordur herhalde. Redaksiyonu bittikten sonra bir avukat arkadafl tart›flmak istiyor-

om

38


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

39

yorlar. Benimle görüflmeye gelen kifli K›vr›ko¤lu’nun temsilcisi s›fat›yla gelmiflti. Ben halen de söylüyorum, biz bu sorunu kendi içimizde çözelim.

ne te we .c om

Benim etraf›m› boflaltarak beni yaln›zlaflt›rmaya çal›fl›yorlard›

Veli Küçük

Hedeflenen, beni canl› ele geçirerek PKK’yi benim üzerimden kontrol alt›na almakt› ama baflaramad›lar.

Çürükkaya ve Sak›k’›n Yeflil’le de iliflkileri olabilir

Zeki, Çürükkaya kardefller ve fiahin Baliç’le devam eden ciddi bir çeteleflme vard›. Zaten bu çetelerin 90’larda Bingöl, Diyarbak›r, Mufl üçgeninde çal›flmalar› vard›, kendilerini bu alanda var ettiler. Zeki ve Çürükkayalar aras›nda hem çeliflkiler hem iflbirli¤i vard›. O dönemde bunlar binlerce insan›n kan›na girdiler, birçok kad›n›n ›rz›na geçtiler, kand›rd›lar, kulland›lar, kendi yoldafllar›n› öldürdüler. Hatta o dönem Büyükan›t’a bir suikast girifliminin oldu¤unu da ben çok sonradan ö¤rendim. Büyükan›t o dönem Diyarbak›r’da alay komutan›yd›, televizyonlara ç›karak “PKK çok i¤renç, çok vahfli bir örgüttür” diye aç›klamalarda bulunuyordu. Çürükkayalar iki kardeflini yitirmifl birinin s›rt›na bombalar› ba¤lay›p suikast için göndermek istiyorlar. Sonradan araflt›rd›m, kendi yoldafllar›n› öldürmek istiyor. Demek ki öyle kirli ifller var ki, bu flekilde bunlar› örtmek istiyorlar. Zaten iki kardeflini yitirmifl birini ölüme göndermek vahflettir. Ama sonradan ö¤rendim ki bunlar›n yapmad›¤› pislik el atmad›klar› kad›n kalmam›fl. Bunlar onlarca, yüzlerce kad›n› düflürdüler, kendilerine ba¤lad›lar.

ww

w.

PKK içerisindeki çetelerin d›fl güç ba¤lant›lar›n›n iyi çözülmesi gerekir. Çeteleflme 1986 y›l›nda bafllar. Anlay›fl olarak daha da eskiye dayan›r. fiahin Dönmez’le, Y›ld›r›m Merkit’le bafllayan bir süreç var. fiahin Dönmez cezaevindeyken içimize bir bayan göndermiflti, Aysel’di ad›. Çok garip bir bayand›. Oraya buraya koflturuyordu; Bingöl’e, Karakoçan’a gidip geliyordu. Tuhaf hareketleri vard›. Yine Seher’in de benzer fleyleri vard›. Bunlar›n amac› PKK’yi içten ele geçirerek çökertmekti. Bunun için birçok yol denediler, kad›nlar› kulland›lar. Özellikle Mahsum Korkmaz arkadafl›n öldürülmesinde PKK içerisindeki çetelerin parma¤› vard›r. Öyle söylendi¤i gibi askerler öldürmemifltir. Benim çocukluk arkadafl›m olan Hasan Bindal’›n öldürülmesi de yine çetelerin iflidir. O dönem bir tatbikat vard›, Hasan Bindal gitmek istemedi, ben “git, izle, neler oluyor gör” dedim. Zaten o tatbikatta Hasan öldürüldü. Ben olay yerine gidip inceleme yapt›m. Hasan’› öldüren kurflun 300 metreden at›lm›flt› ve özel yap›m bir kurflundu, vücuda girince patlayan bir kurflundu. Burada hedeflenen asl›nda bendim ve kurtulmak mümkün de¤ildi. Burayla da s›n›rl› kalmad›. Bana dönük 1990, 92, 93 ve 96’da da benzer giriflimler oldu ama baflaramad›lar. Benim etraf›m› boflaltarak beni yaln›zlaflt›rmaya çal›fl›yorlard› ama ben bunlar› görerek kendimi korumaya ald›m, tedbirler gelifltirdim. Onlar›n bu planlar›n› bofla ç›kard›m. Ben bu olay› savunmamda da detayl› açt›m, incelenmifltir, biliniyordur. O dönem Star TV’ye ç›kan yüzü maskeli baz› emniyet mensuplar› “Bize Apo’yu neden öldürmüyorsunuz diye soruyorlar, oysaki bize gelen emir Apo’yu sa¤ ele geçirmektir” diye konufluyorlard›.

Cem Ersever

Benim fiam’dan gönderdi¤im hiçbir talimat›, hiçbir perspektifi uygulamad›lar, beni ciddiye almad›lar; “Apo fiam’da k›st›r›lm›fl, burada örgüt biziz” diyorlard›. Bu Çürükkaya sonradan bir kitap da yazd›; ad›n› da “Bay Muhalif” koymufl. Bu kitapta bana sald›r›yor. Kendi yapt›klar› birçok pislik ve kirli ifli -kad›nla ilgili özellikle- bana mal etmeye çal›flt›lar. Onlar›n yapt›¤› birçok fleyden benim sonradan haberim oldu. Bunlar›n çal›flt›klar› bölgede ayn› tarihlerde J‹TEM de etkin olarak çal›flm›flt›. Hatta Çürükkaya ve Sak›k’›n Yeflil’le de iliflkileri olabilir. Bunlar› iyi araflt›rmak gerekiyor. Ergenekon’a Türk Gladiosu diyorlar, ben de bunlara Kürt Gladiosu demekte sak›nca görmüyorum. Son kaçanlarda bunlardan etkilenmifl olabilir. Nitekim J‹TEM’de 1993’te Cem Ersever’le ikiye ayr›ld›. Aralar›nda sorun ç›kt›. Kürt sorununa uygulanacak yöntemle ilgili anlaflmazl›k yaflad›lar. Bir taraf Kürt-Türk çat›flmas›n› derinlefltirmek istiyordu. Benimle ilgili iddianamede Do¤an Gürefl’in zehirlenmesinde benim rol ald›¤›m› söylediler. Oysaki ben bunu iddianame ile ö¤rendim. Ben mahkemede savc›ya da bunu söyledim. Benim bu olayla bir ilgim yok, ben olay› burada ö¤rendim dedim. 2003-2004 döneminde Özkök de zehirlenme korkusuyla yemeklerini evinden getiriyormufl. Bu da tehlikenin boyutlar›n›, kendi iç çat›flmalar›n›n boyutlar›n› gösteriyor. fiam’da kald›¤›m dönemde yan›ma ge-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Almanya PKK’den kaçanlar› denetimine al›p kullan›yor

almaya çal›flan grubun bafl›nda radikal Siyonistler ve Michael Rubin grubu bulunuyordu. Kürtler üzerinden Sandinistler benzeri bir fley yaratmaya çal›flt›lar. Böylece Kürtleri etkisizlefltireceklerdi. Ben fiam’dayken Melik F›rat yan›ma geldi, gözleri yafllarla dolu, yalvar›rcas›na “Beni HADEP’in baflkanl›¤›na getir” dedi. Ben de “Ben demokrat biriyim, git kendini halka ve partiye kabullendir, onlar seni baflkan yapmak istiyorlarsa yaparlar” dedim. Bu konuda çok ›srarc›yd›. Do¤an Gürefl ve devletin baz› yetkilileri ile görüflüp yetki alm›fl gibi bir hava yarat›yordu. Yani ben bafla gelirsem bu sorunu çözerler, devlet de beni istiyor gibi bir hava yarat›yordu. Ama ben taleplerini kabul etmedim. Benimle görüfltükten sonra Güney’e geçerek Barzani ve Talabani ile görüfltü. Melik F›rat’›n ama-

w.

ww

c› HADEP’in bafl›na geçerek beni ve örgütü tasfiye etmekti. Bunu baflaramay›nca ayr› parti kurdurdular. Derin devletle as›l ba¤lant›l› olanlar bunlard›r. Biliyorsunuz Mehmet Metiner onlarda ayn› flekilde siyasal alan› denetim alt›na almaya çal›flt›lar ama baflaramad›lar. S›rr› bunlar› araflt›rabilir. Asl›nda DTP flu an mecliste bunlar› ayd›nlatmak için çal›flabilir. Kendilerine önerimdir. Ben Melik F›rat’› uyar›yorum, dikkatli olsun, yine Sertaç Bucak’› da uyar›yorum, halk›n aras›nda dolafl›rken dikkatli olsun.

Bu sorun Barzani ve Talabani ile görüflerek çözülmez

Ben Erdo¤an ve Çiçek’e sesleniyorum: Bu sorun Barzani ve Talabani ile görüflerek çözülmez. E¤er halen sorunu onlarla görüflerek çözece¤ini düflü-

“Almanya’da örgütten ayr›lan befl yüz, bin kifli kalmaktad›r. Bir dönem nas›l Barzani ailesinden 5 bin kifli al›n›p Amerika’ya götürülüp e¤itilerek geri getirildiyse, flimdi de PKK’den kaçanlar ayn› flekilde kullan›lmak isteniyor. Elit bir tabaka yarat›lmak isteniyor. Elit bir tabakayla Kürtlere üstten müdahale ederek denetim alt›na almaya çal›fl›yorlar”

ne t

O dönem örgütten ayr›lan bu çetecilerin büyük bir k›sm›, Çürükkaya onlar Almanya’da ve di¤er Avrupa ülkelerinde rahatça yaflamaktad›r. Hatta flimdiki Bakan Hüseyin Çelik’in akrabas› Selahattin Çelik de Avrupa’dad›r. Evleri, korumalar› ve bir sürü kad›n yanlar›nda var. Oysaki bunlar binlerce insan›n kan›na girmifllerdir, 15 bin insan›n katilidirler. Ama Türkiye bunlar›n iadesini istemiyor, Almanya tutuklam›yor, iade etmiyor, hatta yanlar›na koruma veriyor. Muzaffer Ayata 20 y›l Türkiye’de cezaevinde kald›, ç›kt›ktan sonra burada hiç kalmadan hemen yurtd›fl›na gitti. Almanya’da tutukland›, 4 y›ld›r hiçbir suç olmamas›na karfl›n cezaevinde. Ben Almanya’y› burada suçüstü yakalad›m! Baflka bir delile ihtiyaç yok. Bu bile Almanya’n›n bu olaylarla iliflkisini aç›kl›yor. fiam’da kald›¤›m dönemde KDP ad›na geldi¤ini söyleyen ama sonradan MOSSAD ad›na çal›flt›klar›n› ö¤rendi¤im baz› kifliler bana ›srarla, “Buradan ayr›l, Güney’e yerlefl, ne istersen sana veririz, para, silah, ne istersen temin ederiz” teklifinde bulundular. Bu konuda çok ›srarc›yd›lar. Bu kadar ›srarc› olmalar›ndan ben kuflkuland›m. Daha sonra netleflti ki, beni Güneye çekerek kontrol alt›na almaya çal›fl›yorlard›. Ama ben bu oyunlar›n› bofla ç›kard›m. Aksili¤im tuttu, sezgilerim bana gitmemem gerekti¤ini söyledi, ben de gitmedim. Asl›nda KDP’ye biçilen misyon 1920’lerdeki Kahire Konferans›na dayan›r. Bu konferans Yahudi lobisi ve ‹ngilizlerin etkisiyle yap›lm›flt›r. Oradaki kararlar 1946’da KDP’nin kurulmas›yla somutlafl›yor. KDP ile sadece Güneydeki Kürtler de¤il, Kuzeydeki

Kürtler de hedefleniyordu. O dönem Faik Bucak, -yurtsever bir Kürttü- bu plan›n bir sonucu olarak tasfiye edildi. Bucak ailesi da¤›ld›, bir k›sm› Türk devletine s›¤›nd›, onlar›n yan›nda tav›r ald›, bir k›sm› da Avrupa’ya kaçarak Almanya’ya s›¤›nd›. Sertaç Bucak onlar biliniyor. Benim aç›mdan Sertaç Bucak ve Almanya’n›n rolü netleflmifltir. fiu anda da Almanya’da örgütten ayr›lan befl yüz, bin kifli kalmaktad›r. Bir dönem nas›l Barzani ailesinden 5 bin kifli al›n›p Amerika’ya götürülüp e¤itilerek geri getirildiyse, flimdi de PKK’den kaçanlar ayn› flekilde kullan›lmak isteniyor. Elit bir tabaka yarat›lmak isteniyor. Elit bir tabakayla Kürtlere üstten müdahale ederek denetim alt›na almaya çal›fl›yorlar. Kürtlere küçük bir devletçik oluflturup buradan elit bir s›n›f yaratarak Kürtleri kontrol alt›na

ew e. c

len baz› kifliler, “Biz Tansu Çiller’i öldürelim, sorumlulu¤u siz üstlenin” diye teklifte bulundular. Ben bu teklifi kabul etmedim, ben ancak kendi eylemlerimizin sorumlulu¤unu üstlenirim dedim. Kald› ki, ben böyle bir eylemi tasvip de etmiyordum.

om

40

nüyorsa, yan›l›yor! Çünkü onlar›n arkas›nda onlarca lobi ve ABD var. Onlar varken bu sorunu sen mi çözeceksin? Dünya Savafl›ndan sonra da bunu yapt›lar, Musul-Kerkük elden ç›karken ne yapabildiler ki? Bu planlar çok eskilere dayan›yor. O lobilerin taleplerini Erdo¤an ve Çiçek karfl›layamaz. Bugün tasfiye edilenler ABD’nin dediklerini tam olarak yapmad›klar›ndan da tasfiye edildiler. Çok uzun dönemdir bu sorunla ilgili haz›rl›klar, planlar vard› bu sorun çözümsüz b›rak›larak 2002’de AKP’ye kadar geldi, AKP’nin bugünkü durumu, soruna yaklafl›m› ortadad›r. Bu anlatt›klar›m› savunmalar›mda da anlat›yorum. Ben bu konuda savc›n›n gelip beni dinlemesini istiyorum. Onunla daha ayr›nt›l› bunlar› tart›flabiliriz. Avukatlar›m da bu konuda görüflebilir, savc›yla benim görüflmemi


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN sa¤layabilirler. Zor olabilir ama giriflimlerde bulunabilirler. Yeni ald›¤›m baz› mektuplar var. Gerçi tarihleri eski ama yeni verdiler.

‹pek bu çeteleflmenin ma¤durlar›ndand›r, bu konuda yaflad›klar›n› yazabilir. Buradan bütün kad›nlara sesleniyorum: Erke¤e güvenmeyin, kendi özgücünüze dayanarak örgütlenin ve kendinizi koruyun yoksa yem olursunuz. Kendi bedensel ve ruhsal bütünlü¤ünüzü savunun. Özgürlük fiziki ve ruhi bütünlükten geçer. Ayr›ca Diyarbak›r ve Nusaybin halk›na özel selamlar›m› iletiyorum. Diyarbak›r halk› 1925’de bir komployu bofla ç›kard›, bugün de bana ba¤l› kalarak bir komployu bofla ç›kard›. Ayr›ca Yüksekova, Nusaybin, Suruç ve di¤er ilçelerdeki halk›m›za selamlar›m› iletiyorum. Halk›m›z›n bana ba¤l› oldu¤unu biliyorum. Cezaevi idaresinin uygulamalar›nda yeni fleyler olursa haftaya tart›fl›r›m.

Kesinlikle ve asla Ergenekon’un PKK ile bir ba¤lant›s› yoktur. Ama baz› kaçanlar, s›zma, ajan kifliler düzeyinde iliflki kurmufl olabilirler. Bunlar d›fl güçler gibi Ergenekon’la da kirli iliflkiler içine girmifl olabilirler ama kesinlikle ve asla PKK, Ergenekon’la ba¤lant›land›r›lamaz. Bunu yapanlar PKK’den kaçanlar›, ajanlar› ve bunlar›n yapt›klar›n›, suçlar›n›, kirli iliflkilerini PKK’ye mal etmeye, PKK’nin ve benim ad›m› kirletmeye çal›fl›yorlar, bunlar›n oyunlar›na gelinmemelidir. Halk›m›z bunlar› böyle bilmelidir. Dürüst Kürtleri karalayarak, cezaevine atarak, katlederek, tasfiye ederek kendi iflbirlikçilerini öne ç›karmaya çal›fl›yorlar. Faik Bucak, Kürtler için çok de¤erli bir insand›. Devlet bu nedenle onu katlettirdi. Bununla ba¤lant›l› olarak devlet, Bucak ailesi üzerine gitmeye bafllad›. Faik’in o¤lu Serhat, yurtd›fl›na kaçmak zorunda kald›. Kalanlar› ise hizaya getirdiler. Bu flekilde bunlar›n belli bir k›sm›n› teslim ald›lar. Program›, Tüzü¤ü DTP Tüzü¤ünden yasal anlamda daha ayk›r› daha a¤›r talepler içerdi¤i halde Anayasa Mahkemesi Hak-Par’› kapatam›yor. Hak-Par’› neden kapatmad›-

ne te we .c om

Savunmalar›m›n uluslararas› bir niteli¤i vard›r

41

PKK asla Ergenekon’la ba¤lant›land›r›lamaz

Biz bar›fl için bu kadar mücadele ettik. Savafl› böyle yüksek noktaya getiren nedenler nedir? Bu, d›fl güçlerin iflidir. D›fl güçler, Avrupa, Amerika diyebiliriz, amac› taraflar› çat›flt›rarak güçsüz duruma getirmek, böyle zay›f düflmüfl haliyle kendisine ba¤lay›p, istedi¤i gibi yönetmek ve bu temelde bölgede de hâkimiyetini kurmakt›r. Ben defalarca Baflbakana di¤er yetkililere mektup da gönderdim, herkes bar›fla, demokratik çözüme katk› sunsun istedim ve bir an önce insanlar›n ölmemesi için bu savafl›n bitirilmesi için, çözüm için elimden geleni yapt›m ama her seferinde disiplin cezalar› verdiler, son olarak konuflmalar›mdan dolay› 50 gün hücre cezas› daha verdiler. Bunlar bar›fl ve çözüm çabalar›n› provoke eden yaklafl›mlard›r. Bu Ergenekon dedikleri fleyi PKK ile de ba¤lant›land›r›yorlar.

ww

w.

Avrupa’da çal›flmalar devam ediyordur. Savunmalar›m›n uluslararas› bir niteli¤i vard›r, tüm alanlar için yararlanabilirler. Brüksel’de Demokratik uluslar konfederasyonu veya derne¤i çal›flmalar› yürütülebilir. Bu çal›flmada tüm kesimler, tüm uluslar kendini ifade edebilir, içinde yer alabilir. Benim ulus kavram›m bildi¤iniz manada bir ulus kavram› de¤il, daha genifl bir kavramd›r. Ben kad›nlar› da, çevrecileri de ulus olarak de¤erlendiriyorum, bu oluflumda yer alarak kendilerini ifade edebilirler. Bu konfederasyonda devletleflmeyen uluslar yer alabilir. Bu cemiyetin çal›flmalar›n› yan› s›ra yine Brüksel’de Demokratik siyaset ve kültür akademisi kurarak savunmalar›mdan yararlanabilirler. Ayr›ca çal›flmalar›n ve benim düflüncelerimin genifl bir çevreye ulaflabilmesi için Demokratik Modernite veya Demokratik Uygarl›k isminde bir dergi ç›kartabilirler. Bu dergiyi farkl› dillerde yay›nlayabilirler. Örne¤in Arapçaya çevirebilirler, ‹ngilizceye çevirebilirler. Bu dergi üç ayda bir yay›nlanabilir. Irak için Demokratik Federalizm Partisi oluflturulabilir. Irak’taki bütün kesimler, bütün dostlar bu çal›flmada yer alabilir. ‹ran için de Demokratik Federalizm Partisi oluflturulabilir. Suriye için Demokratik Toplum Partisi, Türkiye için Demokratik Kongre Partisi’ni öneriyorum. Bu çal›flmalar dost ve yurtsever çevrelerle görüflülerek örgütlenebilir. Kitap, gazete, dergi getirildi mi? Tek Dünya ve Sömürge Tarihi adl› kitaplar› da istemifltim. Yalç›n Küçük’ün Gizli Tarih kitab› ç›kt› m›? Biliyorum, iyi fleyler söylemiyorlar hakk›nda. Tarih bilgisi iyi onun, onu benim kadar iyi tan›yan yoktur. Kad›nlara da selamlar›m› söylüyorum. fiimdi cezaevinde olan Türkan

Faik Bucak


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 Çünkü daha önceki savunmalar›mdan yararlanarak, yeni savunmalar›m› gelifltirip, derinlefltirece¤im.

Güngören’deki olayla Kürt-Türk çat›flmas›n› derinlefltirmek istiyorlar

“Özgürleflmek için felsefeyi bilmek gerekiyor, tarihi bilmek gerekiyor. Befl bin y›ld›r kad›nlar›n tarihen üzeri silinmifltir. Gerçek manada bir hukukçuluk yapmak için de tarihi ve felsefeyi bilmek gerekiyor. Yasalar biliniyor, ben kad›nlara yasalara ayk›r› davran›n demiyorum ama bunlar› da gözeterek demokratik duruflu göstermek laz›m”

Benim burada tarihi sorumlulu¤um var, bunlar› görerek davran›yorum. ‹flte Güngören’deki patlama ortada. Bununla Kürt-Türk çat›flmas›n› derinlefltirmek istiyorlar. Türk-Kürt çat›flmas›n› k›flk›rt›yorlar. ‹lginçtir, Alman istihbarat›, bu eylemin PKK tarz› olmad›¤›n›, eylemin radikal dinci gruplar›n veya istihbarat örgütlerinin ifli olabilece¤ini söyledi. Alman istihbarat› her fleyi bilir. Bu eylemi de kimin yapt›¤›n›, içyüzünü biliyorlar. Çünkü kendine ba¤lad›klar› var, birçok kifliyi kendilerine ba¤lad›lar. Kaçanlar Almanya’da, Alman istihbarat›n›n kontrolündeler. Almanya bunlar›n binlercesini himayelerine ald›, kulland›, bugün bafllar›na bela etmifl durumdad›r. Güngören bombalamas› ile Ergenekon karfl›tl›¤›n› PKK karfl›tl›¤›na çevirmek istiyorlar. Ben bu konuda savunma yap›yorum. Bu benim savunma

w.

ww

hakk›m. Bu nedenle geçen haftaki görüfllerim önemliydi. Daha önce Do¤an Gürefl’in zehirlenmesiyle ilgili olarak askeri savc› gelip benimle görüflmüfltü, Ergenekon savc›s› isterse gelip benimle görüflebilir. Ben bu konudaki bilgilerimi ve görüfllerimi savc›ya söyleyebilirim. PKK’ye mal edilmifl dünya kadar fley var. Benim bu konuda görüfllerim al›nmal›. Daha bafltan beri ta 1978, daha do¤rusu 1976’dan beri PKK’ye müthifl s›zmalar var. Benim üzerime müthifl geldiler; fiahin Baliç, fiahin Dönmez gibiler var. Bu süreç onlar gibilerle bafllad›. Haki Karer’i katleden örgüt, Antep’teki befl parçac›lar vard›, Kawac›lar vard›, Kukçular vard›. Bugün de radyodan dinledim, Mehmet Eymürler beni imha edebilmek için tünel bile kazmaya çal›flm›fllar. Beni imha etmek için onlarca giriflimde bulundular. Ama baflaramad›lar. fiimdi Beflar

ew e. c

Ergenekon iddianamesini henüz alamad›m. Bana iliflkin k›s›mlar var. ‹ddianamede bana iliflkin k›s›mlara cevap verilmesi gerekiyor. Cevap veriyorum. Benim bu konudaki düflüncelerim insanlara ulaflmal›. Çünkü insanlar benim bu konudaki düflüncelerimi bilmiyor, beni tan›m›yorlar. Avukatlar›m bu konuda çok dikkatli olmal›d›rlar. Bu bas›n aç›klamas›, toplant› veya bildiri tarz›nda m› olur, bilemem buna onlar karar verecekler. Ama önemli olan benim bu konudaki düflüncelerimin, görüfllerimin bilinmesi ve farkl› çevrelere ulaflmas›d›r.

ne t

lar? Yanl›fl anlafl›lmas›n biz kapatmaya karfl›y›z, anlatmak istedi¤im bunlar›n nedeninin iyi sorgulanmas›d›r. E¤er iyi düflünülüp, araflt›r›l›rsa gerçekler anlafl›l›r. As›l neden ve amaç Kürtlerin hakiki muhataplar›n› bertaraf edip, kendi kontrollerindeki sahte muhataplar› getirmektir. Yap›lmak istenen d›flar›da bizi, içeride de DTP’yi etkisiz hale getirerek, bunlar›, bu denetimleri alt›ndaki sahte muhataplarla, iflbirlikçi oluflumlarla Kürtleri kontrol alt›na alarak kirli amaçlar› için kullanmakt›r. Demokratik Toplum Partisi Kongresi nas›ld›, nas›l geçti? Emek veren flehitlere sonsuz sayg›l›y›z. Ölümün bedeli makam mevki de¤ildir. Önemli olan özgürlük mücadelesinde onlar›n amaçlar›na varmak, o özgürlük mücadelesini ileriye götürmektir. Ben bir birey olarak, bir insan olarak, bu durumu kabul edemem. Ailelere, kiflilere, flahsiyetlere parsel verilmeyecek. Yetenekli, dürüst, mücadeleye katk› sa¤layan, kendisi kendisini önermeyecek, halk onu önerecek, belediye baflkan› olsun, milletvekili olsun, kendisi önermeyecek, halk önerecek. Kongre’de yeni seçilenleri, bar›fl ve demokrasi için sayg›yla selaml›yorum, baflar›lar diliyorum, oraya gelen halk›m›za ve dostlara ve gelemeyenlere, Avrupa’daki arkadafllara selamlar›m› iletiyorum. Çat› partisi çal›flmalar› nas›l gidiyor? Çat› partisinin anlam› KürtTürk kardeflli¤inin korunmas› içindir. DTP tabii varl›¤›n› sürdürecek ama çat› partisi içinde çal›flmal›lar. Savunmalar›m›n bir bölümünü bitirdim. ‹ki bölümü daha var. Ortado¤u ve Kürdistan’la -daha do¤rusu Kürt sorunuyla- ilgili bölümler kald›, yazaca¤›m. Biliniyor Kürt sorunu, y›llard›r çözülemeyen büyük bir mesele, bununla ilgili söyleyeceklerim var. Savunmam›n temel konular›d›r zaten. Yar›n veya öbür gün idareyle konuflur, gönderirim. Daha önce yazd›¤›m ve gönderdi¤im savunmalar›m›n redakte edilmifl halini incelemek istiyorum. Ne tür de¤ifliklikler yap›lm›fl, bunlar› görmek istiyorum, bu benim hakk›m. Bununla birlikte daha önceki savunmalar›m da getirilirse iyi olur.

om

42

Esat oraya buraya gidip geliyor, görüflmelerde bulunuyor. Amerika, Ortado¤u’da kovboy politikas›n› güdüyor. Kürtleri hallaç pamu¤una çevirdiler. Kürtleri denetimleri alt›na almak için YNK ve KDP’yi kulland›lar. Bunlara güç verdiler ama beni kontrol alt›na alamay›nca tasfiye etmeye çal›flt›lar. Türkiye’de de fieyh Sait ailesinden bir kesimi kullan›yorlar. HakPar’› bu amaçla kurdular. Bucak Ailesi de biliniyor. Bana bu konuda kitap yaz deseler elli ciltlik kitap yazar›m. Bu aileyi ikiye böldüler. Bir k›sm› Almanya’da Alman istihbarat›na s›¤›nm›fl. ‹flte Sertaç Bucak’›n durumu ortada. Benim aç›mdan durumu netleflmifl biri. Öbür tarafta bir k›sm› da Türkiye’de kal›p devlete s›¤›nd›lar, Sedat Bucak’a ba¤land›lar. Sedat Bucak, biliniyor Susurluk olay›na kar›flt›, öldürülmek istendi. Sedat Bucak’a ba¤l› binlerce ko-


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN konuflmay› hiç unutmam. Ta o zamandand›r ben namus kavram› üzerine yo¤unlafl›yorum. Nas›l bir namus kavram›na cevap ar›yorum. Ben bu konular› savunmalar›mda da daha derin açt›m. Kad›n sorununu daha önce de yazm›flt›m, kad›n› kavramaya anlamaya çal›flan biriyim. Kad›nlar bu kavram› çok yo¤un tart›flmal›. Nas›l bir namus, nas›l bir kad›n? Sorular›na cevap aramal›. Kürtlerin namustan ne anlad›¤›n› ben çok iyi biliyorum. Kürtlerin namus durumu ortadad›r. Kürtler üzerinde birçok oyunlar oynan›yor. Bunlar› iyi görmek gerekiyor. Do¤ru ve gerçek namus anlay›fl›, özgürlük için mücadeleden geçer. Bu konuda üç befl kifli do¤ru bir özgürlük anlay›fl›yla mücadele etse onlarca kad›n› arkas›ndan götürecektir. Mücadeleleri güçlenecektir. Ama ben zannetmiyorum DTP içerisinde bile bu düzeye ulaflan kad›n olsun. Özgürleflmek için felsefeyi bilmek gerekiyor, tarihi bilmek gerekiyor. Befl bin y›ld›r kad›nlar›n tarihen üzeri silinmifltir. Gerçek manada bir avukatl›k, bir hukukçuluk yapmak için de tarihi ve felsefeyi bilmek gerekiyor. Yasalar biliniyor, ben kad›nlara yasalara ayk›r› davran›n demiyorum ama bunlar› da gözeterek demokratik duruflu göstermek laz›m. Bu konuda DTP içerisinde de, hukuk içerisinde de önemli olan demokratik duruflu göstermektir. Bu konuda demokratik duruflunu göstermeli, demokratik eylemliliklerini gelifltirmelidirler.

Bu sorunlar› aflmak kolay de¤il. Ben hep söylüyorum kendini yakmak, bu sorunlar› afl›p, özgürleflmekten daha kolayd›r. Ben bu konuda onlarca kitap yazd›m. Kad›nlar› anlamaya, kavramaya çal›flt›m. Bu konuda ›srarl›y›m, bu konuda iddial›y›m. Ben erkekler için de söylüyorum, namuslu erkek, birazc›k namusu ve onuru varsa kad›n› anlamaya, dinlemeye çal›fl›r.

ne te we .c om

rucu var. Bunlar oturmufl sadece para yiyiyorlar. Sedat Bucak’›n kendisi bile devlet nezdinde suçlu. Türkiye’de yüz bin civar›nda korucu var, bunlar›n Türkiye’ye maliyeti bellidir. Türkiye’deki Ergenekon, 1980’lerde NATO himayesine girerek NATO’yla bütünleflti. Bütün bu yaflananlar NATO’nun denetiminde oldu. Ben bunlar›n ço¤unu buradaki görüflmelerimde, konuflmalar›mda hep belirttim. Zaten benim buradaki konuflmalar›m da savunmad›r. Biz burada savunmalar›m› konufluyoruz. Bu nedenle benim savunmalar›m sadece Türkiye için de¤il, Avrupa için de önemlidir. ‹talya’daki Gladio tasfiye edildi. Benzer bir Ergenekon da Yunanistan’da var. Bunlar›n iyi görülmesi ve iyi anlafl›lmas› gerekiyor. Ben bu konular› savunmalar›mda daha derinlikli açt›m.

43

Do¤ru ve gerçek namus anlay›fl› özgürlük için mücadeleden geçer

ww

w.

Savunmalar›m okunduktan sonra kad›nlara iliflkin sorulacak sorular olabilir. Ben son bir haftad›r, namus kavram›na yo¤unlafl›yorum. Nas›l bir namus? Bu önemli bir soru. Ben Kürtlerin namus kavram›n›n ne demek oldu¤unu iyi biliyorum. Namuslar› için adam öldürüyorlar, namus için cinayet iflliyorlar! Bu cinayetleri din ad›na, töre ad›na yap›yorlar! Namuslar› için yapamayacaklar› bir fley olmad›¤›n› söylüyorlar! Hiç unutmam, annemle küçükken namus üzerine konuflmufltuk. Ben bu

Gerçek aflk› yaflamak o kadar kolay de¤il

Onlarca y›ld›r mücadele ediyorlar sonra birbirlerini kaç›r›yorlar. Görüyorsunuz iflte PKK içerisinden de kaç›p gidenler oldu. Hatta kardefl bile gitti. Onlarca y›l mücadele ediyorlar, sonra canlar› s›k›l›yor, paral› birine kaç›p gidiyorlar. “Aflk” ad›na yap›yorlar. Ben kaç zamand›r aflka cevap ar›yorum. Vard›¤›m sonuç fludur; aflk eflittir ihanet. Aflk yaflad›klar›n› zannediyorlar ama yaflad›klar› fley aflk de¤il. Gerçek aflk› yaflamak o kadar kolay de¤il. Bu benim de bafl›mdan geçmiflti biliyorsunuz sonuçlar›n›, kolay olsayd› ben yaflard›m. Aflk yaflad›k diye kendilerini kand›r›yorlar. Ben fiam’dayken k›zlara da söylüyordum; ben kendime güveniyorum. Benim özgürlük iddiam, aflk iddiam büyük. Ben gerçek aflk› yaflayabilece¤ime inan›yorum. Bu konuda yetenekliyim. “Siz de kendinize güveniyor musunuz, bu konuda iddial› m›s›n›z, benim aflk anlay›fl›m› kald›rabilecek misiniz?” diye soruyordum. Ama görüyorum ki, bu konuda yeterli de¤iller. Bu konuda iddial› olmad›klar› için de kaç›p gidiyorlar. ‹flte onlarca y›l mücadele ediyorlar sonra s›k›l›nca paral› birini bulup peflinden gidiyorlar. Ben bunlar›n arkalar›ndan sadece gülüyorum, çünkü kendilerine yap›yorlar, kendi özgürlük iddialar›ndan vazgeçiyorlar. Erkek, fiziki olarak kad›ndan güçlü olabilir ama kad›n kendi meflru savunmas›n› güçlendirmeli. Ben silah al›p sizi koruyamam ki, her zaman yan›n›zda olamam. Meflru savunma sadece kad›n için de¤il herkes için geçerli.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

“Buradan demokratik durufl için ve demokratik mücadelenin geliflmesi için konuflmalar›ma devam edece¤im, bu benim en do¤al hakk›m. Burada ben savunmalar›m› yap›yorum. Ben, düflüncelerimi felsefi ve filozofik bir bak›fl aç›s›yla ifade ediyorum. Bu görüfllerimden isteyen yararlanabilir, devlet de isterse yararlanabilir, PKK de yararlanabilir”

ne t

Özgürlük özgür yaflam için mücadele etmektir

I¤d›r’da 48 yafl›nda bir vatandafl, buradaki uygulamalar› ve sa¤l›k durumumu protesto amaçl› kendini yakm›fl. Geçmifl olsun dileklerimi iletiyorum. Benim bu konudaki görüfllerim biliniyor. Özgürlük, özgür yaflam için mücadele etmektir, kendini fiziki imha etmek olmamal›. Ben buradan Erdo¤an’a sesleniyorum. Geçmiflte Say›n Özal benimle görüflme giriflimlerinde bulundu. Yine Erbakan benimle görüflme giriflimlerinde bulundu. Hatta ordu içinde baz› kesimler benimle çözüm konusunda görüflmeye çal›flt›lar. Ben Suriye’deyken Haf›z Esat üzerinden çözüm giriflimleri oluyordu. Erdo¤an isterse çözüm giriflimleri yapabilir. Bu çözümsüz durum, bu çat›flmalar nereye kadar devam edecektir? Erdo¤an isterse görüflebilir. Demir Küçükayd›n selam göndermifl, bende ona selamlar›m› gönderiyorum. Beni takip ediyor, savunmalar›m› okumufl galiba. Kendi görüfllerini yenileyerek yazmaya devam edebilir. Benim savunmalar›mdan da yararlanabilirler.

ew e. c

Ben meflru savunmay› da savunmalar›mda açt›m. Kad›nlar kendi savunmalar›n› yapmal›d›rlar. Art›k sokakta bile yürüyemiyorsunuz. Evleniyorlar, her gün tecavüze u¤ruyorlar. Kendinizi koruyamazs›n›z, bunlar› anlayamazsan›z. Avukat olman›z bile yeterli de¤ildir. Erkek, isterse bir günde kad›n›n haflat›n› ç›kartabilir. Bunlar› görüp özgürlük mücadelenizi derinlefltirmelisiniz. Cezaevlerinden kad›nlar›n çok yo¤un mektuplar› geliyor. Derinleflme düzeyleri, yo¤unlaflmalar› iyi ama önemli olan bu düflündüklerini kendi yaflamlar›nda hayata geçirebilmeleridir. Bu söylediklerini hayata geçirdikleri oranda özgürlük mücadelesi yolunda ilerleyebileceklerdir.

Önemli olan demokratik duruflun geliflmesidir

ww

w.

Cinsiyetçilik, iktidarc›l›kt›r. Cins temelli her fley iktidard›r. Cins kavram›n›n oldu¤u her yerde iktidar vard›r. Cinslerin biyolojik oldu¤unu söylüyorlar, hay›r. Cinsiyet, ö¤retilen bir fleydir. Ben bunu savunmalar›mda geniflçe aç›klad›m. Ben savunmalar›mda milliyetçilik, dincilik ve bilimcili¤i (pozitivizm) de de¤erlendiriyorum. Bunlar tehlikeli anlay›fllard›r. Bunlardan uzak durmak gerekiyor. ‹flte Anayasa Mahkemesi kararlar›n› görüyorsunuz, “din oda¤› olmak” diyorlar. Laisizm, dincilik, milliyetçilik, bilimcilik (pozitivizm) siyasal iktidard›r. Türkiye’de hiçbir fley ifade etmiyor, içi bofltur. Onlarca arkadafl›n mektuplar›n› ald›m. Hepsine selamlar›m› iletiyorum. Cezaevlerindekilere selamlar›m› söylüyorum. Onlar›n mücadelelerini anl›yorum, de¤er veriyorum. Benim için saçlar›n› kaz›t›yorlar. Daha önce de kendilerini yakmalar oldu.

malar h›zla devam etmeli. Bu konuda ayd›n, yazarlardan ve dost çevrelerden destek al›nmal›d›r. Yok mu dost k›rk kifli? Siz, ‘binlerce kifli sizin için yürüyor’ diyorsunuz. Dost k›rk kifli, Demokratik Kongre Partisi için ‹çiflleri bakanl›¤›na baflvurarak, bu çal›flmalar› bafllatabilirler. Ben öyle kimlik ayr›m› da yapm›yorum, kendisini bu alan içinde ifade etmek isteyenler yer alabilir. Önemli olan demokratik duruflun geliflmesidir. Ben daha önce Brüksel, Belçika da Demokratik Uluslar Konfederasyonu demifltim. Ben yine Demokratik Siyaset ve Kültür Akademisi demifltim. Bu tür çal›flmalar demokratik duruflun geliflmesi ve benim düflüncelerimin, savunmalar›m›n konuflulup tart›fl›lmas› için önemlidir. Bu konfederasyon, ‹stanbul’da da olabilir veya hem ‹stanbul hem Brüksel’de olabilir. Bu konfederasyonlar, içlerini doldurabilirler. Bu çal›flmalar benim savunmalar›m›n prati¤e geçirilmesidir. Savunmalar›mdan herkes faydalanabilir, devlet de faydalanabilir, Avrupa’da faydalanabilir. ‹ran, Irak, Suriye’de demokratik mücadelelerini gelifltirerek güçlendirmeliler. Türkiye’de benim düflüncelerimin, savunmalar›m›n yer ald›¤› Demokratik Uygarl›k isminde bir dergi ç›kabilir. Dergi dört ayda bir de olabilir. Ama önemli olan benim düflüncelerimin, görüfllerimin insanlara anlat›lmas› ve ulaflt›r›lmas›d›r. Buradaki uygulamalarla ilgili olarak de¤erlendirme yapacakt›m. Bu konuya iliflkin karar verildi. Ben daha sonra Müdürle de görüfltüm. Soruflturma sonuçland›, beraat gibi bir durum söz konusu. Benim flu an hakk›mda herhangi bir soruflturma yoktur. Bunun yan›nda ben buradaki pozisyonumu da netlefltirdim. Farkl› bir pozisyona girmem halinde devlet de zorlan›yor, PKK de zorlan›yor. Ancak ben buradan demokratik durufl için ve demokratik mücadelenin geliflmesi için konuflmalar›ma devam edece¤im, bu benim en do¤al hakk›m. Burada ben savunmalar›m› yap›yorum. Ben, düflüncelerimi felsefi ve filozofik bir bak›fl aç›s›yla ifade ediyorum. Bu görüfllerimden isteyen yararlanabilir, devlet de isterse yararlanabilir, PKK de yararlanabilir.

om

44

Aksiyon Dergisi’ni okudum. Bu dergide bana iliflkin haberde Demokratik Cumhuriyet Partisi’ni benim dayatt›¤›m› söylüyorlar, bu do¤ru de¤ildir. Evet, ben Demokratik Cumhuriyet dedim ama benim söyledi¤im demokratik cumhuriyet, onlar›n yazd›¤› manadaki demokratik cumhuriyet de¤ildir. Benim düflüncelerim öyle de¤il. Benim demokratik cumhuriyet dememdeki sebep, cumhuriyetin demokratikleflerek çözümün geliflmesine katk› sunmas›n› sa¤lamakt›r. Türkiye için görüfllerimi yineliyorum. Daha önce Çat› Partisi demifltim. Bu konudaki çal›fl-


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

45

ne te we .c om

Kirli oyunlar örgütlü çabalarla bofla ç›kar›lacakt›r

Egemenlikli kapitalist sistemin kad›n ve gençli¤e yönelik gelifltirdi¤i yaklafl›ma karfl›l›k son derece “E bilinçli bir tutum sergilememiz gerekmektedir. Bu, kad›n ve gençli¤in toplumsal alandaki rolünün daha do¤ru ve bilince dayal› olarak ele al›nmas›n› gerekli hale getirmektedir. Bu konuda yaflanan yetersizlikleriden ve yarat›lan tahribatlardan özel savafl güçleri yararlanm›fl ve özgürlük mücadelemize karfl› kullan›lm›fllard›r. Bunun verdi¤i zarar oldukça fazla olmufltur.Burada yaklafl›m olarak, kad›n›n ve gençli¤in do¤ru tahlil edilmesi, yakalanmas› gereken en temel halkad›r. Kad›n›n ve gençli¤in kendini bir irade ve güç haline getirmesinin gerekti¤i burada daha fazla önem kazanmaktad›r”

Kad›n toplum içerisinde özgürlü¤e en yak›n bir topluluktur

Gençlik tarihsel siyasal ve sosyal bir güç olarak tan›mlanmal›d›r

Gençlik ise toplumda dinamik, diri ve harekete geçirici bir özellik tafl›maktad›r. Bu yönleriyle gençlik toplumsal alanda bir dinamo olarak de¤erlendirilmektedir. Gençli¤e yaklafl›mda öne ç›kar›lan bu özellik, içerisinde pragmatist bir içerik tafl›sa da asl›nda bir gerçe¤i ifade etmektedir. Biyolojik olarak gücün ve enerjinin doruk noktada bulunmas› gençli¤e iliflkin böyle bir de¤erlendirilmenin yap›lmas›na neden olmaktad›r. Bir yönüyle do¤ru olan böyle bir de¤erlendirme, tek bafl›na ele al›n›p ve oradan bir gençlik tan›m›na gidildi¤inde bu son derece tehlikeli ve egemenlikli bir yaklafl›m› ifade edecektir. Oysa gençli¤in biyolojik olma yönüyle onu toplumsal bir kimlik haline getiren tarihsel, siyasal ve sosyal yönlerinin birlikte ele al›nmas› gerekmektedir. Hatta gençli¤in biyolojik, tarihsel, siyasal ve sosyal özellikleri aras›nda bir s›ralama yap›ld›¤›nda biyolojik yön en son s›rada yer almaktad›r. Bu anlamda gençlik tarihsel, siyasal ve sosyal bir güç olarak tan›mlamaya kavuflturulmufltur. Bu

ww

w.

Toplumsal alanda egemen güçlerin üzerine en fazla durdu¤u kesimlerin bafl›nda kad›n ve gençlik gelmektedir. Egemen güçlerin bu yaklafl›mlar› son derece bilinçli bir flekilde ve belirli bir plana dayand›r›larak gelifltirilmektedir. Egemen güçlerin Kad›na ve Gençli¤e olan bu yaklafl›mlar›n›; kad›n ve gençli¤in özgünlükleri ile birlikte, siyasal ve toplumsal nedenleriyle aç›klamak mümkündür. Kad›n, toplumun en üretken kesimi olmakla birlikte, birçok bask› biçiminin muhatab› haline getirilmifltir. Öyle ki bazen bu bask› biçimlerini sömürge toplumlarda oldu¤u gibi bir arada yaflayabilmektedir. Hem cins olarak; bask›, sömürü ve egemenlik alt›nda tutulmakta hem de içerisinde yaflad›¤› sömürge toplumun sorunlar›n› yaflamaktad›r. Bu yönleriyle toplum içerisinde sömürülenlerin de alt›nda bir sömürge olma kimli¤ini tafl›maktad›r. Hatta bu yönleriyle egemenlik alt›nda tutulan ve siyasal iktidarlar›n bask›s› alt›nda bulundurulan kesimlerin de evde, aile içerisinde, toplumsal alanda üzerlerinde iktidar oluflturduklar› bir topluluk haline getirilmifltir. Reber Apo bu yönleriyle kad›n için bir ulus belirlemesinde bulunmaktad›r. Kad›n›n toplumun en alt›nda bulundurulmas› ve en katmerli sömürüye tabi tutulmufl olmas›, geleneksel toplum ile çeliflkiyi en doruk nokta da

yaflamas›na neden olurken, ayn› zamanda egemenlikli, geleneksel toplum ile aralar›ndaki var olan ba¤lar› herkesten daha önce koparmas›na olanak tan›maktad›r. Bu özelli¤iyle de kad›n toplum içerisinde özgürlü¤e en yak›n topluluk olma özelli¤ine sahiptir

özellikleri tafl›yanlara da toplumsal alanda genç denilmektedir. Bu yönleriyle kad›n ve gençlik toplum içerisinde klasik siyasal yaklafl›mlar›n d›fl›nda bir ele al›fl ve de¤erlendirmeye tabii tutulmaktad›r. Bu güne kadar Kad›n ve gençli¤e bu özelliklerinden hareketle bir yaklafl›m içerisine girilmemifl, kaba s›n›f bak›fl aç›s›yla bir yaklafl›m gösterilmifltir. ‹ster egemenler ad›na olsun ister sömürülenler ve ezilenler ad›na olsun bu yaklafl›m hakim bir bak›fl aç›s› olmaktad›r. Böyle bir bak›fl aç›s›yla toplum içersinde kad›n ve gençlik üzerine verilen mücadeleler de sürekli bir hal alm›flt›r. Kad›n ve gençlik üzerine verilen mücadeleler kaba bir biçimde taraf haline getirme yaklafl›m›nda çok daha kapsaml› bir içerik tafl›m›flt›r. Çünkü kad›n ve gençli¤i kazananlar toplumun sade o gününe de¤il, ayn› zamanda gelece¤ine de sahip hale gelmifllerdir. Sadece kazan›mlar› bununla da s›n›rl› kalmayarak her yönüyle toplumsal, ekonomik, kültürel, siyasal, sosyal alanlardaki kazan›mlar› da içermifltir. Kad›n ve gençli¤in ifade eti¤i bu gerçeklikler, egemen güçlerin sürekli olarak kad›n ve gençlik üzerine hesap yapmas›na, kad›n ve gençli¤i kontrolü alt›nda bulundurma aray›fllar›na neden olmufltur. Bu ayn› zamanda neden kad›n ve gençlik üzerinde etkili olan›n toplum üzerinde de etkili hale gelece¤inin anlafl›lmas›n› olanakl› k›lmaktad›r. Bu gerçeklik devletçi, egemenlikli topumun günümüzdeki hali olan kapita-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Kad›n sadece aile yaflam›nda ve ev içerisinde ifllevsel k›l›nm›flt›r

ne t

Kad›n üzerindeki egemenlikle toplum kölelefltirilmifl, gençlik üzerindeki egemenlikle de toplumun dinamizmi

re flekillendirilmifltir. Basit, güç istemeyen, erke¤in gölgesinde kalan, daha az vas›fl› olan ifl alanlar› kad›n›n›n daha çok istihdam edildi¤i alanlar olarak görülmüfltür. Gençli¤e yaklafl›m farkl›l›klar tafl›sa da, öz itibar›yla kad›na olan yaklafl›m›n ötesine geçmemifltir. Gençlik dönemi bir ara dönem olarak ele al›nm›fl bu süreçte var olan gücünün kullan›lmas› ve tüketilmesi hedeflenmifltir. Gençli¤e yaklafl›m, onu kurulu düzenin, gücünden yaraland›¤› bir nesnesi haline getirme olarak belirlemifltir. Gençli¤in en dinamik dönemi “vatan savunmas›” ad› alt›nda k›fllalarda geçirilirken, askerlik öncesi döneminde adamdan dahi say›lmayacak yaklafl›mlar›n muhatab› k›l›nm›fl-

t›r. Askerlik sonras› y›llarda da gücünün iliklerine var›ncaya kadar tüketildi¤i bir ifl kolunda yaflamaya mahkum edilmifltir. Gençlik içerisine çekildi¤i böyle bir yaflamda tarihsel, sosyal ve siyasal kimli¤inden ar›nd›r›larak biyolojik olgu derekesine indirgenmifltir. Böylece kad›n ve gençlik egemenlikli toplum içerisinde sitemi güçlendiren temel diflliler aras›na al›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Kad›n›n a盤a ç›kan gücü ve gençli¤in toplum içerisindeki dinamizmi günümüzde bu do¤rultuda kullan›lmaktad›r. Bu flekilde kad›n ve gençli¤in kendi özgünlüklerinde bir iradi güç olarak kendilerini temsil etmeleri ve toplumsal alanda gereken rolü oynamalar›n›n önüne geçilmifl olunmaktad›r.

ww

w.

öldürülmüfltür. Sürekli olarak da kad›na ve gençli¤e yönelik olarak gelifltirilen politikalarla bu durum kal›c› k›l›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Günümüz dünyas›nda uluslararas› alanda bu gerçeklik çok net bir flekilde görülmektedir. Kad›n toplumsal alanda sömürü ve bask›n›n en alt s›ras›nda tutulan bir kimlik olmas›na ra¤men; var olan potansiyeli her yönüyle a盤a ç›kar›lamam›flt›r. Egemenlikli erkek yaklafl›m› ile toplumsal alanda içerisine çekildi¤i konumlan›fl onun tüm özellikleri ve gücüyle toplumsal yaflamda yer almas›n› ve rolünü oynamas›n› engellemifltir. Kad›n sadece aile yaflam›nda ve ev içerisinde ifllevsel k›l›nm›flt›r. Kad›n›n üretim alan›ndaki konumlan›fl› da böyle bir yaklafl›ma gö-

Sistem egemenli¤ini kad›n ve gençlik üzerinden gelifltirmektedir Kapitalist sistem kad›na ve gençli¤e yönelik bu flekilde belirledi¤i politikas›n› uygularken, bunu kad›n ve geçli¤e benimsetmeye çal›flmaktad›r. Öyle ki, kad›n ve gençlik gelifltirilen bu politikalar› içsellefltirme gibi bir durumla da karfl› karfl›ya getirilmektedir. Kapitalist sistemin kad›n ve gençlik karfl›s›ndaki baflar›s› da buna göre belirlenmektedir. Kad›n ve gençlik kapitalist sistemin politikalar›n› kabul ettiklerinde ve onu içsellefltirdiklerinde toplumun bir bütün olarak kapitalist sistemin egemenli¤ini kabul etmesi sa¤lanm›fl olmaktad›r. Kapitalist sistemin yaflamas› da bunun gerçekleflmesine ba¤l›d›r. O nedenledir ki kapitalist sistem toplum üzerinde kurdu¤u egemenli¤ini ve sömürüsünü kal›c› k›lmak için sürekli bir aray›fl içerisinde olmufltur. Bu do¤rultuda ekonomik, siyasal ve sosyal alanda projeler gelifltirmifltir. Kapitalist sistemin içerisine girmifl oldu¤u bu politik aray›fllar›n, artan sömürünün derinlefltirilmesinin, inceltilmesinin gelifltirilmesinde kapitalist sisteme karfl› toplumsal alanda geliflen mücadelelerin rolü olmufltur. Kapitalizmin geliflmesi ve tekelleflmeyle birlikte sömürü, pazar ve siyasal egemenlik alanlar› da giderek s›n›rlan›r bir hal alm›flt›r. Ekonomik kaynaklar ve üretilen mallar›n pazarlanmas›nda alanlar daralmaya bafllam›flt›r. Bilimsel-teknik devrimle birlikte teknik ve üretim aletlerinin geliflmesi sonucunda üretim düzeyinde görülen verimlili¤in neden oldu¤u afl›r› hammadde tüketimi ortaya ç›km›flt›r. Yaflanan bu geliflmeler ekonomik, siyasal ve sosyal alanda yaflanacak olan geliflmeler aç›s›ndan da tetikleyici rol oynam›fllard›r. Üretim sahas›nda potansiyel ve dinamik güçlerin daha aktif olarak harekete geçirilmesi böyle bir geliflmenin sonucunda gündeme gelmifltir. Burada potansiyel gücü kad›n, dinamik gücü ise gençlik oluflturmaktad›r. Kad›n toplum içerisinde yaklafl›k olarak var olan nüfusun yar›s›n›

ew e. c

list egemenlik içerisinde daha geliflkin bir boyut kazanm›flt›r. Egemenler kad›n ve gençlik üzerinde kurduklar› egemenlikle, toplumu tamam›yla kendilerine ba¤›ml› hale getirmifllerdir. Toplum kölelefltirilerek dinamizminden uzaklaflt›r›lm›flt›r. Topluma ait ne kadar de¤er varsa; yabanc›laflt›r›larak, üzerinde kurulan egemenlik, bask› ve sömürünün daha katmerlilefltirilmesinde etkin araçlar haline getirilerek yeniden topluma dönmesine neden olunmufltur.

om

46


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

Kad›n tüketimin etkin gücü, toplumun yönlendirilmeside “K propaganda ve reklam malzemesi olarak görülmeye bafllad›. Bununla da s›n›rl› kal›nmad›, kad›n üzerinde egemen olunabildi¤i sürece erke¤in de yönlendirilebilece¤i sonucuna ulafl›ld›. Günümüzde ise kad›n kendine yabanc›laflt›r›lma temelinde egemen kapitalist sistemin etkin siyasal aktörleri aras›nda bile de¤erlendirilen bir konuma getirildi”

ne te we .c om

oluflturmaktad›r. Buna ra¤men üretimde aktif harekete geçirilen bir güç konumunda tutulmam›fl daha çok eve kapat›lan bir güç olarak ele al›nm›flt›r. Oysaki biyolojik özelliklerinin neden oldu¤u baz› özgünlükler d›fl›nda erkekle toplumsal üretimde rol oynayabilecek bir pozisyondayd›. Bilimsel-teknik devrime ve daha sonraki y›llara kadar da bu devam etti, hatta günümüzde baz› ülkelerde bile bunun izleri görülebilmektedir. Bilimse teknik devrim potansiyeli olmakla birlikte üretimde aktif k›l›nmayan kad›n gücünün harekete geçme koflullar›n› da h›zland›rm›flt›r. Erke¤in yapabilece¤i iflleri üretim sahas›nda kad›n da yapabilir duruma gelmifltir. Bu toplumsal düzenlenifl ve çözülmede tarihsel bir an›n yakalanmas›n›n koflullar›n›n yarat›lmaya bafllan›lmas› anlam›na da gelmektedir. Bu süreçle birlikte kad›n evin d›fl›nda ve üretim faaliyetlerinde daha fazla görülmeye bafllanm›flt›r.

47

Art›k uyuyan dev uyanm›flt›r

ww

w.

Kad›n›n evin d›fl›nda görülmeye bafllanmas›, kad›n›n sosyal ve siyasal alandaki konumun da de¤iflmeye bafllamas› anlam›na gelmifltir. Daha önceleri de toplumsal alanda, siyasal hareketlilik içerisinde Roza Lüksemburg ve Klara Zetkin gibi kad›nlar aktif konumda bulunmufllard›r. Ancak bilimsel-teknik devrim ile birlikte kad›n sosyal ve siyasal alanlarda kitlesel olarak daha fazla yer almaya bafllam›flt›r. Feminist hareketlerin o kadar yayg›n bir flekilde geliflmeye bafllamas› da bunun bir sonucu olarak yaflanm›flt›r. Sosyal ve siyasal alanda kad›n›n aktifleflmesi her ne kadar kapitalist sistem için sömürünün daha fazla derinlefltirilmesi, yayg›nlaflt›r›lmas›, inceltilmesi ve yeni bir alan›n aç›lmas› anlam›na gelmifl olsa da, ona karfl› mücadele de bir dinami¤in daha hareket geçmesinin olanaklar›n› da yaratm›fl olmaktad›r. Hatta kapitalist sisteme karfl› en büyük tehlikeyi yaratacak olan gücün harekete geçmesini sa¤lam›flt›r. Böylece kapitalizm “uyuyan devi” uyand›rm›flt›r.

Üretimde daha fazla dinamik güce duyulan ihtiyaç gençli¤i üretimde daha aktif k›lm›flt›r. Kapitalist sistem, gençli¤i sadece üretim alan›nda de¤il bir bütün olarak toplumu egemenlik alt›na almak için kullanma aray›fl› içerisinde olmufltur. Gençli¤in gücünden askeri, siyasal ve toplumsal alanda da daha yayg›n bir flekilde yararlan›lmaya bafllan›lm›flt›r. Gençli¤in üretim ve toplumsal alanda aktif bir flekilde kullan›lmak istenmesi, gençli¤in bir irade olarak kendi örgütlenmesinin de koflullar›n›n oluflumuna etkide bulunmufltur. Bu süreçle birlikte gençlik daha aktif ve etkili bir flekilde kendi kimli¤iyle siyasal ve sosyal alanda yer almaya bafllam›flt›r. Dünyan›n birçok ülkesinde sosyal ve ulusal hareketler gençlik örgütlenmesi ve hareketi olarak ortaya ç›km›fllar, halklar›n kurtulufl mücadelelerinde öncülük yapm›fllard›r. 1968 örne¤inde görüldü¤ü gibi gençlik, k›tasal özellik tafl›yan ve dünya ölçe¤inde etki yaratan bir hareketlenmeye imza atabilmifltir. Bu yönleriyle gençlik siyasal ve sosyal alan›n edilgen de¤il aktif bir ö¤esi haline gelmifltir. Böylece bilimsel-teknik devrimden sonraki y›larda böyle bir geliflim çizgisi izleyen, daha aktif konuma gelen kad›n ve gençlik sistem d›fl› diye adland›r›lan toplumsal hareketler içerisinde etkin bir konumun sahibi olmufllard›r. Kad›n ve gençli¤in sosyal ve siyasal alanda yaflad›¤› bu yükselifl, onlar› kapitalist sistemin daha bilinçli bir hedefi haline getirmifltir. Öyle ki kapitalist sistemin bu yönelimi toplum mühendisli¤inin de ötesine geçerek adeta yeni bir toplum çözümlemesine ve bu çerçevede kad›na ve gençli¤e yaklafl›ma dönüflebilmifltir.

Kapitalist sistemin kad›na ve gençli¤e yaklafl›m› kaba s›n›f yaklafl›m›n› aflm›flt›r. Meta durumuna indirgenen toplum sosyolojik ve psikolojik olarak ayr›nt›lar›na, en küçük hücrelerine var›ncaya kadar inceleme konusu haline getirilmeye bafllam›fl ve bu çerçevede toplumun daha basit nas›l yönlendirilebilece¤i, yönetilece¤i konusunda belirli sonuçlara ulafl›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bunda da belirli sonuçlar elde etmifllerdir.

Gençlik ve kad›n üzerinde egemenlik toplum üzerinde egemenliktir

Toplumu ele al›flta içerisine girilen bu yaklafl›mda ise kad›n ve gençli¤in yeri özel bir önem arz etmifltir. Burada ortaya ç›kan sonuç kad›n ve gençlik üzerinde etkili olanlar›n bir bütün olarak da toplum üzerinde etkili olaca¤› sonuca ulafl›lm›flt›r. Bu noktadan sonra kad›na ve gençli¤e yönelik özel politikalar gelifltirilmeye bafllan›lm›flt›r. Hedeflenen ise kad›n ve gençli¤in a盤a ç›kan potansiyel gücünün kapitalist sisteme nas›l yönlendirilebilece¤i ve kapitalist sistemin nas›l güçlendirici bir ö¤esi haline getirilebilece¤i olmufltur. Bu çerçevede kad›n tüketimin etkin gücü, toplumun yönlendirilmesi ve teflvikinde propaganda ve reklam malzemesi olarak görülmeye bafllad›. Bununla da s›n›rl› kal›nmad›, kad›n üzerinde egemen olunabildi¤i sürece erke¤in de yönlendirilebilece¤i gibi bir sonuca ulafl›ld›. Günümüzde ise kad›n kendine yabanc›laflt›r›lma temelinde egemen kapitalist sistemin etkin siyasal aktörleri aras›nda bile de¤erlendirilen bir konuma getirildi. Gençlik ise iradesi k›r›larak kapitalist sistemin devam etmesinde etkin k›l›nmaya çal›-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Kad›n ve erkek cinsi birbirlerine karfl› kullan›lmaktad›r

ne t

Kapitalist sistemin kad›n ve gençliğe yaklafl›m› sadece birbirine paralel bir seyirde izlememifltir. Bir ölçüde kad›n ve gençliğe yönelik gelifltirilen politikalara iç içe uygulan›r bir boyut kazand›r›lm›flt›r. Bu yönüyle kad›na yönelik politikalar ile gençliğe yönelik gelifltirilen politikalar› birbirinden ay›rmak olanaks›z hale gelmifltir. Ayn› flekilde gençliğe yönelik politikalar›, kad›na yönelik olarak içerisine girilen yaklafl›mlardan ayr› düflünmek mümkün olmamaktad›r. Bu gerçeği sosyal ve siyasal yaflamda tüm ayr›nt›lar›yla görmek olanak dahilindedir. Meta haline getirilmek istenen kad›n›n al›c›s› erkek olmaktad›r. Kad›n toplumu teflvik edici yönlendirici propaganda ve reklam malzemesi durumuna getirilirken yine ölçü olarak erkeğin beğenileri esas al›nmaktad›r. Kad›n›n baflar›s› yine kendisine verilen bu rolleri yerine getirmesiyle orant›l› olarak ölçülmektedir. Gençliğe yaklafl›mda gençliğin iki temel cinsi birlikte içermesi, kapitalist sistem taraf›nda gençlik politikas›n›n belirlenmesinde en belirgin olan ana halkay› oluflturmufltur. Bu anlamda kapitalist sistemin gençlik ve kad›na yaklafl›m› asl›nda bütünlüklü bir yaklafl›m›n temel parçalar› olmufllard›r. Gençliğin gücünün sisteme ak›t›larak,

sisteme güç verir hale getirilmesinde kad›n ve erkek cinsi birbirlerine karfl› kullan›lmaktad›r. Gençliğin sahte gündemler etraf›nda yoğunlaflt›r›lmas›na çok yayg›n bir flekilde rastlanabilmektedir. Gençliğin yoğun olarak içerisine çekilmek istendiği ortamlarda bunu görmek mümkündür. Spor, sinema, seks vb diye formüle edilen “üç S” nin gençlikle özdefllefltirilmek istenmesi, uyuflturucu ve popüler kültürün gençlik içerisinde yayg›nlaflt›r›lmak istenmesi de bunun bir sonucudur. Gençliğe ve kad›na yönelik gelifltirilen yaklafl›mlar bilinçli bir çaban›n sonucu olmakla birlikte, ayn› zamanda uygulama olarak da bilinçli bir çabaya dayand›r›lm›flt›r. Kapitalist sistem bu doğrultuda kadrolar eğitmifl,

görevlendirmifl, kurumlar oluflturmufl ve bunu sürekli k›lm›flt›r. Hatta zamanla bu yaklafl›m çok ç›lg›nca denebilecek bir düzeye de vard›r›lm›flt›r. Özellikle de genel bunal›m veya kaos diye adland›r›lan süreçlerde buna çokça rastlanabilmifltir. Dünyada en fazla yat›r›m kad›n ve gençlik üzerine yap›lmaktad›r. Ayn› flekilde kad›n ve gençlik en büyük pazar alan› haline getirilmifltir. Kapitalist sistem bir bütün olarak değerlendirildiğinde kad›n ve gençlik üzerinde gelifltirdiği politikada belirli yönleriyle sonuç elde ettiğini söylemek olanakl› hale gelmektedir. Kad›n bir nevi kendinden beklenilen pozisyonunu benimser duruma

w.

ww

getirilmifltir. Bu kad›n için son derece tehlikeli bir durum yaratm›flt›r. Kad›n›n özünde var olan özgürleflmenin toplumsal alanda oynamas› gereken rolünün önüne geçilmek istenmektedir. Kad›nda yarat›lmak istenen köleliğin, toplumu da etkisi alt›na alarak tam bir egemenliğe dönüfltürülmesi hedeflenmifltir.

Sistem temel politikalar›n› kad›n ve gençli¤e dayand›rarak uyguluyor

Farkl› yöntemler kullan›lsa da, gençlik de egemen sistem taraf›ndan içersine çekilmek istenen pozisyonu kabul etmekle karfl› karfl›ya getirilmifltir. Gençlik dinamizmi farkl› alanlarda kullan›lmaya bafllanm›flt›r.

ew e. c

fl›ld›. Gücü olan, ama yönlendirilmesi ve tamamen sistemin kontrolünde tutulmas› gereken potansiyel bir tehlike olarak ta görülmeye bafllad›. Bu flekilde sistemin her iflinde vazgeçilmez olarak kabul edilen gençliğin, ›srarla da toplumsal alanda bir güç ve irade haline gelmesinin önüne geçildi. Bu yaklafl›m gençliğin biyolojik bir olgu olarak görülmesinin bir sonucu olarak görülürken; gençliği irade k›lacak olan aktivitelerin önüne geçilmeye bafllan›ld›. Böyle bir yaklafl›m pratiklefltirilirken de gençliğin temel özelliklerinin tespitinden yararlan›ld›. Bu flekilde gençliğe tamamen laboratuarda kullan›lan ve belli veriler elde edlilen bir denek gibi yaklafl›m gösterilir oldu.

om

48

Gençlikte buna bir ölçüde benimser bir pozisyon içerisine çekilmek istenmifltir. Bu doğrultu da spor, sinema, fuhufl, uyuflturucu ve popüler kültür gençliğin sistem için bir tehlike oluflturmas›n›n önüne geçmek ve gençlik dinamizmini öldürmek için yayg›n ve etkin bir flekilde kullan›lm›flt›r. Bu anlamda denilebiliri ki, egemenlikli sistem temel politikalar›n› kad›n ve gençliğe dayand›rarak uygulamak istemektedir. Özellikle de kad›n›n ve gençliğin tafl›d›ğ› potansiyel ve aç›ğa ç›kan gücü karfl›s›nda bunu son derece bilinçli olarak gelifltirmektedir. Kad›n ve gençliğin egemenlikli kapitalist sistem içerisinde, sistem karfl›t› bir güç olarak kendini


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN toplumun siyasetten uzak k›l›narak, kendisinin temsil ve irade olma gücünü kaybetmesi sa¤lanmaya çal›fl›lm›flt›r. Adeta siyaset topluma öcü olarak gösterilmifltir. 12 Eylül ile birlikte siyaset yapma tekelini elinde bulunduran egemen güçler, topluma siyasetsiz yaflama seçene ¤ ini sunmufllard›r. Asl›nda egemenler böyle bir yaklafl›m› gelifltirirlerken, en büyük siyaseti de kendileri yapm›fllard›r. “Toplumun sürülefltirilmesi” diye de adland›rabilece¤imiz bu politika, topluma karfl› ilan edilen savafl›n bir gerçekleflme biçimi olarak yerini alm›flt›r. Böylece toplum siyaset d›fl›ym›fl gibi alanlara yönlendirilmifltir. Emekçiler üzerinde tam bir bask› uygulanm›fl, demokratik çevrelerin hareket etmeleri bir yana, seslerini ç›karmalar› bile engellenmifltir.

mesi de kaç›n›lmaz olmufltur. Kad›n pazar›n bir parças› haline getirilerek her alanda kullan›lmakla karfl› karfl›ya getirilmifltir. Öyle ki, hem toplumsal alanda hem de cins olarak kendini tüketmede kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Reklamlar›n de¤iflmez unsuru haline getirilerek, kendini pazarlamas› adeta ticaretin bir yasas› olarak alg›lan›r hale gelmifltir. Kad›n›n düflürülmesi bu çerçevede toplumun düflürülmesi olarak ele al›nm›flt›r. Bununla da kalmam›fl özgürlük ve demokrasi aray›fllar›na ve mücadelesine karfl› da kullan›lmak istenmifltir.

ne te we .c om

konumland›rmaya bafllamas› da egemenlikli sistemi bu do¤rultuda harekete geçiren en temel etmenlerden biri olmufltur. Kad›n ve gençli¤in kendileri olarak toplumsal alanda rollerini oynamalar›n›n bu flekilde önüne geçilmek istenmifltir. Buda son derce bilinçli bir çabaya dayal› olarak yap›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Kapitalist sistemin kad›na ve gençli¤e yaklafl›m› bu temelde daha ince bir karakter kazanm›flt›r. Böylece kad›n›n›n ve gençli¤in potansiyel gücünün kendisi için bir tehlike arz eden konumdan ç›kar›larak, tersine bir rol oynamas›n›n koflullar› yarat›lm›flt›r. Bir nevi nehirin yata¤› de¤ifltirilerek tersine do¤ru ak›fl› sa¤lanmaya çal›fl›lm›flt›r. Kad›n ve gençli¤in gücünün egemenlikli sistemin ihtiyaç duydu¤u alanlarda kullan›l›yor olmas› da bu gerçeklik içerisinde yerini alm›flt›r. Kad›n›n toplumun birçok alan›nda görülmesi, bu çerçevede kad›n›n›n sisteme güç veren bir konuma getirilmesi olarak de¤erlendirilmeye bafllanm›flt›r. Ayn› flekilde gençlikte benzeri bir pozisyon içersisine çekilmifltir. Bu anlamda kad›n ve gençlik egemenlikli devletçi sistemin kendisini maskelemesinde bir araç olarak ele al›nm›fllard›r.

49

Toplum tamamen siyasetten uzak k›l›nmak istenmifltir

ww

Kürdistan’da bu çok yayg›n bir flekilde uygulanm›flt›r. Özgürlük mücadelesinin geliflti¤i yerleflim alanlar›n-

Gençlik a¤›r bask› koflullar›nda seçeneksiz b›rak›larak “G önlerine konulan do¤rultuda harekete geçirilmek istenmifltir. Gençli¤in dinamizmi ve enerjisi bu do¤rultuda bofla ak›t›larak sisteme güç veren bir olgu haline getirilmifltir. Spor, fuhufl, uyuflturucu, arabesk, popüler kültür vb bu do¤rultuda yayg›n bir flekilde kullan›lm›flt›r”

Kad›n ve gençli¤e yönelik gelifltirilen politikalar da bu çerçevede 12 Eylül askeri faflist darbesinin üzerinde yap›lan büyük hesaplar içerisinde yerini alm›flt›r. Kad›n h›zla metalaflt›r›lm›fl ve toplumsal mücadelenin gelifltirilmesinden engelleyici bir konuma getirilmek istenmifltir. Kad›na da bu rol benimsetilmeye çal›fl›lm›flt›r. Aile kullan›lm›flt›r. Toplumun daha fazla tüketici hale getirilmesi hedeflenmifltir. Tüketici k›l›nan toplumun kendine daha fazla yabanc›laflmas›n›n önü bu flekilde aç›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Toplumun de¤er yarg›lar›yla oynan›larak, moral de¤erler sisteminden kopuflu sa¤lanm›fl, bu da dejenerasyonun geliflimine olanak yaratm›flt›r. Toplumun de¤erler sisteminden koptu¤u ve köksüz k›l›nmaya çal›fl›ld›¤› koflullarda, kad›n ve gençli¤in do¤rudan hedef haline getiril-

w.

Bu gerçeklik genel olarak egemenlikli kapitalist sistem içerisinde geçerlili¤i oldu¤u gibi, bu sistemin bir parças› olan Türkiye için daha da geçerli olmaktad›r. Özelliklede 12 Eylül 1980’de gerçekleflen askeri faflist darbe sürecinde kendini daha fazla hissettirmifltir. 12 Eylül askeri faflist darbesinin topluma karfl› ilan edilen bir savafl olma gerçekli¤i böyle bir sonuç yaratm›flt›r. 12 Eylül askeri faflist darbesiyle sadece siyasal sistem de¤il, toplum da yeniden biçimlendirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Faflistleflen devlet “tek tip toplum” yaratma hedefiyle hareket etmifltir. Bu do¤rultuda bir bütün olarak toplum depolitize edilirken, tamamen siyasetten uzak k›l›nmak istenmifltir. Böylece

Sistem kad›n› düflürücü bir ö¤e olarak kullanmaktad›r

da mücadelenin daha fazla geliflmesinin önünü almak ve bununla özgürlük mücadelesini gerileterek halk›n özgürlük mücadelesini destekler konumundan uzaklaflt›r›lmas› için de kad›n kullan›lm›flt›r. Aile ad›na kad›n kullan›lm›flt›r. Gençli¤in toplumsal mücadeledeki rolünün oynamas›n›n engellenmesi için de kad›n kullan›lm›flt›r. Devlet taraf›ndan son derece bilinçli ve düflüren bir çaba olarak gelifltirilmifltir. Bu do¤rultuda kad›nlar e¤itilmifl, görevlendirilmifl ve harekete geçirilmifltir. Halk nezdinde kutsal bir görev olarak kabul edilen e¤itim ve sa¤l›k alan›nda çal›flan ö¤retmenler ve hemflireler bile kullan›labilmifltir. Kad›n›n bu flekilde kullan›l›fl› gençli¤in de kullan›lmas› anlam›na gelmektedir. Gençlik a¤›r bask› koflullar›nda seçeneksiz b›rak›larak önlerine ko-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Gençlik kirli savafl›n bir parças› haline getirilmek istenmifltir

Sistem gençli¤i siyaset d›fl›nda tutmaya çal›flmaktad›r

Egemen sistemin hakim güçlerine mensup olan gençler egemen sistemin yöneticileri ve as›l sahipleri olarak haz›rlan›l›rken; toplumun büyük ço¤unlu¤unu oluflturan orta kesimlere mensup olan gençler de siyaset d›fl›na çekilerek sahte yönelimler içine itilmifllerdir. Spor, fuhufl, uyuflturucu, popüler kültür vb yöntemlerle bu kesimlere karfl› gelifltirilen yönelimler en tehlikeli biçimde kullan›lm›fllard›r. Böylelikle orta kesimlere mensup gençlerin siyaset d›fl›na çekilmifl olmalar›, onlar› egemenlikli sistemin kullanaca¤› haz›r potansiyel güç haline getirmifltir.

ww

w.

ne t

Özgürlük mücadelesinin geliflmeye bafllamas›, toplumu her alanda sarsarken; kad›n ve gençlik üzerinde de etkili olmufltur. Böylece egemenlikli sistem taraf›ndan üzerine hesap yap›lan kad›n ve gençlik yeniden sistem karfl›s›nda bir güç haline gelme imkan›na kavuflmufltur. Buna ra¤men, egemenlikli kapitalist sistem kad›n ve gençli¤e yöneliminden vazgeçmemifltir. Hatta yönelimlerini daha da t›rmand›rarak daha tehlikeli boyutlara ç›karm›flt›r. Kad›n ve gençlik özel kirli savafl›n vazgeçilmez bir parças› haline getirilmek istenmifltir. Toplum taraf›ndan “zehir oyunu” olarak da kabul edilen bu yönelime çok tehlikeli bir içerik kazand›r›lm›flt›r. Öyle ki bu çerçevede kendine yabanc›llaflt›r›lmak istenen kad›n ve gençlik topluma karfl› suç ifller bir konuma getirilmifltir; fuhufl, uyuflturucu, ajanlaflt›rma vb bu kesim

içerisinde yo¤unca gelifltirilmifltir. Türk özel savafl rejimi bu anlamda kad›n ve gençli¤i birlikte ele alm›fl, gençli¤i de kad›n ve erkek diye ay›rmam›flt›r. Genç kad›n› da, erke¤i de bu hedef do¤rultusunda kullanm›flt›r. Egemenlikli sistemin genç kad›n ve erke¤e yaklafl›m› tamamen özel kirli savafl›n ç›karlar› do¤rultusunda geliflmifltir. E¤er genç egemenlikli sisteme karfl›ysa bast›r›lmas› ve imha edilmesi gereken olarak görülmüfltür. E¤er genç sisteme karfl› de¤ilse, ona sunulan çerçevede yaflam›n› sürdürmesi sisteme hizmet temelinde kabul edilmifltir. Ancak yine de kategorik olarak grupland›rmalara tabi tutulmufltur.

Yoksul kesimlere mensup olan gençler ise, egemenlikli sistem taraf›ndan içerisinden ç›kt›klar› topluma karfl› suç ifller bir konuma getirilme temelinde ele al›nm›flt›r. Bir yanda siyasetten uzak hale getirilmek istenirken, içerisinde tutulmak istendi¤i boflluk yine siyaset taraf›ndan doldurulmufltur. Ama bu siyaset kendine ait olan de¤il, onu her türlü kullan›ma aç›k hale getiren bir içeri¤e sahip olan egemen siyaset olmufltur. Kendini pazarlar konuma getirmeye çal›fl›lm›flt›r. Lüks bir yaflam› özendirilirken, buna ulaflmak için kolay yollar› tercih etmesi sa¤lanmak istenmifltir. Uyuflturucu, fuhufl, muhbirlik, gasp vb hep kolay yolla rahat yaflama aray›fllar›na ulaflmalar› için önlerine konunla bir yol olmufltur. Özgürlük ve demokrasi mücadelemize karfl› aç›k bir flekilde kullan›lmak istenenlerin daha çok bu kesimler içerinde bulunup ç›kar›lmas› bu durumun ne kadar tehlikeli bir boyut kazand›¤›n› göstermektedir. Öyle ki özgürlük mücadelesi saflar›na ajanlaflt›r›l›p gönderilenler bile olmufltur. Egemenlikli kapitalist sistemin kad›n ve gençli¤e yönelik bu bilinçli yaklafl›m› ona karfl›da son derece bilinçli bir tutumu gerekli k›lmaktad›r. Bu da, kad›n ve gençli¤in toplumsal alanda ki rolünün daha do¤ru ve bilince dayal› olarak ele al›nmas›n› gerekli hale getirmektedir. Bu konuda ciddi yetersizlikler yaflanm›flt›r. Bu yetersizliklerin neden oldu¤u boflluk ve tahribatlar özel savafl güçleri taraf›ndan özgürlük mücadelemize karfl› kullan›lm›flt›r. Bunun özgürlük mücadelemize verdi¤i zarar san›ld›¤›ndan çok daha fazla olmufltur. Burada yaklafl›m olarak, kad›n›n ve gençli¤in do¤ru tahlil edilmesi ulafl›lmas› gereken en temel halka özelli¤ine sahiptir. Kad›n›n ve gençli¤in kendini bir irade ve güç haline getirmesinin gerekti¤i burada daha fazla önem kazanmaktad›r. Bunun bilinçli ve örgütlü bir çabaya dönüfltürülmesi, kad›n ve gençli¤in iradi bir güç olarak kendilerini örgütlemeleri, ayn› zamanda egemenlikli sistem taraf›ndan kad›n ve gençlik üzerinden oynanan oyunlar›n da bofla ç›kar›lmas› anlam›na gelecektir.

ew e. c

nulan do¤rultuda harekete geçirilmek istenmifltir. Gençli¤in dinamizmi ve enerjisi ve içerisinde tafl›d›¤› potansiyel bu do¤rultuda bofla ak›t›larak sisteme güç veren bir olgu haline getirilmifltir. Spor, fuhufl, uyuflturucu, arabesk, popüler kültür vb bu do¤rultuda yayg›n bir flekilde kullan›lm›flt›r. Gençli¤in sisteme do¤ru bu flekilde yönlendirilmesi için özel kadrolar e¤itilmifltir. Gençlik içerisine ajanlar s›zd›r›lm›flt›r.

om

50


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

51

ne te we .c om

15 A⁄USTOS AYDINLATANDIR GÖRKEML‹D‹R HESAP SORANDIR “15 A¤ustos At›l›m›’n›n özü; insanl›¤›n büyük kurtuluflu ve ulusal kurtulufl savaflç›l›¤›d›r. 15 A¤ustos, gerek düflman›n ‘12 Eylül faflist cephesinin’ saflar›nda ve gerekse de Kürdistan ve Türkiye halklar›n›n saflar›nda önemli altüst olufllara, geliflmelere yol açm›flt›r. 15 A¤ustos At›l›m›’n› soylu insan eme¤inin büyük bir zaferi olarak de¤erlendirmek gerekir. Her türlü düflkünlü¤e, karars›zl›¤a, ikircikli¤e, yenilgiye ve zulme karfl›, en baflta da her türlü hafifli¤e, soysuzlu¤a, kimli¤ine ve insanl›¤›na dürüstçe sahip ç›kmayan anlay›fllara karfl› gelifltirilen bir zaferdir”

Reber Apo’nun A¤ustos 1989 De¤erlendirmesidir

mas› onun ne kadar gafil bir yaklafl›m sergiledi¤ini göstermektedir. B›rakal›m dostlar›, bu at›l›m›n içinde yer alanlar bile att›klar› ad›m›n hiçte öyle baflar› flans› elde edemeyece¤inin beklentisi içindeyken “tamam ezilece¤iz, bu iflin sonu gelecek” diyerek, sonlar›n› ayn› gafletle bekleme gibi, bir ruhsal durum içine girdiler. Bugün saflar›m›zda yer alanlar›n büyük bir k›sm›, ayn› gafil yaklafl›m sonucu olarak körcesine kafalar›n› yerden yere vururken, bu yaklafl›m›n sonuçlar›n› bize ödettirmeye çal›fl›yorlar. ‹çine girdikleri hile, dalavere, ödleklik ve kurnazl›k tutumlar› onlar› hep yere çeken, s›rt üstü yere vuran yerçekimi kuvveti gibidir.

15 A¤ustos At›l›m› ihanete karfl› gelifltirilen bir zaferdir

15 A¤ustos At›l›m›’n›, soylu insan eme¤inin büyük bir zaferi olarak de¤erlendirmek gerekir. 15 A¤ustos At›l›m›; her türlü düflkünlü¤e, namussuzlu¤a, karars›zl›¤a, ikircikli¤e, her türlü yenilgiye ve zulme karfl›, en baflta da her türlü hafifli¤e, soysuzlu¤a, kendine inançs›zl›¤a, kimli¤ine ve insanl›¤›na dürüstçe sahip ç›kmayan ve kendini aldatmaya karfl› gelifltirilen bir zaferdir. Kökenleri insanl›k tarihi kadar eski olan ça¤ d›fl› bir zulüm düzenine körcesine tapan, onun politik uygulamalar›na alet olan, bunun böyle olmad›¤›n› bize kabullendirmek için de sinsice kendileriyle oynamay› marifet bilen, gününü gün etmek için feda etmeyece¤i de¤eri bulunmayanlar›n

ww

w.

15 A¤ustos At›l›m› Kürdistan devriminde nihai zafere ulaflman›n bütün olanaklar›n› ve yöntemlerini ortaya koyarak, baflar› için do¤ru çal›flma ve vurufl tarz›m›z›n nas›l olmas› gerekti¤ini göstererek toplumsal özgürlü¤e ulaflmam›z› emretmektedir. Ça¤dafl ve ulusal kurtulufl mücadelelerinden hiçbir at›l›m, gerek karfl›s›nda geliflti¤i düflman gücünün durumu ve gerekse de ülke ve halk›n içinde bulundu¤u koflullar›n büyük dengesizli¤i, bizdeki kadar mesafeli de¤ildir. Dolay›s›yla umudun zay›fl›¤› nedeniyle, at›lan ad›mlar›n tüm yönleriyle gereklerini yerine getirmede a¤›r ve karars›z davranman›n yayg›n oldu¤u, ama buna ra¤men halk›m›z›n sadece özgürlü¤ü için de¤il, varl›¤›n› korumak için de bundan baflka hiçbir seçene¤inin olmad›¤› bir at›l›m olarakta de¤erlendirilebilinir. Ve ayn› zamanda ça¤dafl halk hareketlerinden hiçbiri 15 A¤ustos At›l›m› kadar çok az olanaklarla, hedeflerin üzerine yürümede, umut ve inanç yoksunlu¤unu gidermede bu kadar soylu de¤ildir. Büyük bir inatla bu ad›m›n üzerinde durarak ve iflleyerek, bunun baflar›s› için her fleyini ortaya koyarak, en soylu insan çabas›n› sergileyerek 15 A¤ustos At›l›m’› bu aflamaya vard›r›lm›flt›r. 15 A¤ustos At›l›m›’n›n rolünü oynayabilmesi ve baflar›s› için tüm olanaklar ortaya serilmifltir. Dolay›s›yla bu ad›m at›ld›¤›nda; dost ve düflman›n bu at›l›m› ciddiye almamas› ve düflman›n böyle olan bir at›l›m›n sahiplerini çok k›sa bir sürede yok edebilece¤ine kendisini inand›r-

utanmazl›¤›na karfl› da bir zaferdir. fiu çok aç›kt›r ki, bugün az›l› düflman›m›z›n egemenli¤i sadece Kürdistan halk› üzerinde de¤il, Türkiye halk› üzerinde de çat›rdarken, bizde büyük özgürlük olanaklar› boy veriyor. Partimiz, ça¤›m›zda ender rastlanan bu faflist rejimin hilekârl›¤›n› örtbas etmek için tak›nd›¤› bütün maskelerini bir bir y›rtarak, gerçek yüzünü ortaya seriyor. Partimiz insanl›k ad›na bu büyük hesaplaflmay› inatla gerçeklefltirerek, yaflamaya hakk› olanla, olmayanlar›n netleflmesini sa¤l›yor. Bu hesaplaflman›n her düzeyde büyük bir sorun olarak varl›¤›n› duyurmas›, beraberinde çözümünü de ad›m ad›m yaklaflt›r›yor. Hareketimizin gerek böylesi bir ad›m›n haz›rlan›fl›nda ve gerekse de at›l›m›n bafllamas›ndan günümüze kadarki bütün safhalar› iyi incelenirse, bunun sadece bir ulusal kurtulufl seçene¤i ve bilimsel sosyalizmin yarat›c› bir uygulamas› olmad›¤›, ayn› zamanda insan psikolojisini en ince detaylar›na kadar nas›l bir ayr›flmaya tabi tuttu¤u aç›k seçik görülecektir. Bir kez daha iyili¤in, güzelli¤in ve do¤rulu¤un; yanl›fll›k, kötülük ve çirkinliklerle çarp›flmas›n›n nelerden ibaret oldu¤u daha iyi görülecektir. Yine, ilerlemeye aç›k olan her türlü tutum ve karara ra¤men, geriye çeken körcesine tutumlar ve tutucu özellikler de bir o kadar görülecektir. Bu büyük ve net pratik karfl›s›nda, hiçbir fley kendini örtbas edememifltir. Hiçbir davran›fl ve hiçbir sözcük yerli yerine oturtulmadan, kendini gizleme durumunda de-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

‹nsan yetene¤inin büyük yarat›c›l›¤› sergilenmifltir

ww

w.

ne t

Biz bu ad›m›, düflkün insana karfl› gelifltirdik. Biz bu ad›m›, kendini düflkünce yaflamaya lay›k görenlere dayatarak ilerlettik. Biz bu ad›m›, zülüm düzeninin kendine olan sonsuz güvenini sarsarak ilerlettik. Biz bu ad›m›, kendine “insan olamay›z” s›fat›n› lay›k görenlere ve bunu hiçbir biçimde içine sindiremeyenlere karfl› dayatt›k. Büyük iddiam›z olmasayd›, bu ad›m›n at›lmas›na cesaret edilemeyece¤i çok aç›k görülecekti. Bu büyük at›l›m›n büyük iddialar›n› ve gereklerini yerine getirmeye inanmasayd›k, biz de düflman için ölümcül bir darbe olan bu at›l›m karfl›s›ndaki aymazl›¤a düflerdik. Yine, bu at›l›ma inanmasayd›k dostlar›n da, sosyalist güçlerin de at›l›m karfl›s›ndaki aymazl›¤›na kendimizi kapt›rarak karfl›lard›k. Saflar›m›zda her türlü afla¤›l›k tutumlar›n› sürdürenlerin konumu biliniyor. Biz bunlar›n karfl›s›nda tav›r alman›n en büyük yücelik oldu¤unu gördük. Bunun d›fl›nda hiçbir yaflam seçene¤ini görme-

di¤imiz için ve bunun en soylu, en yi¤it, en mert, en aç›k ve en yüce bir tutum oldu¤unu bildi¤imiz için yüklendik ve 15 A¤ustos At›l›m›’n› bugün sonuç veren, büyük geliflmelerin temelini teflkil edebilecek bir aflamaya getirdik. Bunun için büyük politika yap›ld› ve insan›n büyük sab›r özelli¤i gösterildi. ‹nsan yetene¤inin büyük yarat›c›l›¤› sergilenmeye çal›fl›ld›. Bundan sonras› nas›l geliflirse geliflsin, bugün için sa¤lanan baflar› büyük iddian›n do¤rulu¤u ve onun için harcanan çaban›n anlaml›l›¤› kesinleflmifltir. 15 A¤ustos At›l›m›; bitmifl, tükenmifl insan kal›nt›lar›na, fosilleflmifl insan de¤erlerine ve ça¤dafl gibi görünen ama, özünde insanl›¤›n y›k›l›fl›n›, çözülüflünü ve sonunu haz›rlayan uygarl›¤›n olumsuzluklar›na karfl› da büyük bir yarat›l›fl, büyük bir direnme olgusudur. Ad›na Kürdistan ulusal kurtuluflçulu¤u denilse de, asl›nda büyük bir insan kurtuluflçulu¤udur. Özü, insanl›¤›n büyük kurtuluflçulu¤u olan, ulusal kurtuluflçuluktur. Öyle ki kifli ç›kar›, ulus ç›kar›, devlet ç›kar› en ince ayr›nt›s›na kadar genelde hareketimize, özelde bu at›l›ma karfl› sergilendi. Bu görkemli At›l›m›m›z karfl›s›nda herkes süper güçler de dahil ç›karlar›n› en ince ayr›nt›lara kadar hesaplayarak yaklaflmaya çal›flt›. B›rakal›m bu güçleri, da¤daki çoban bile ç›kar›n› hesaplayarak yaklaflt›. Bu, büyük at›l›m›n özellikleriyle yak›ndan ilgilidir. Herkesin içten ve d›fltan bu kadar hesap kitap içine girmesi, at›l›m›n büyüklü¤ünden kaynaklan›yor. Çünkü

15 A¤ustos; ayd›nlatand›r, görkemlidir, hesap sorand›r. Özellikle devlet, ulus, s›n›f, kifli ve örgüt ç›kar›, kapsam› her neyse onlar›n hepsini a盤a ç›kartma özelli¤ine de sahiptir. Onlarla hesaplaflarak bütün insanl›¤a, insanl›k tarihinin kitab›n› sayfa sayfa açarak; nereden nereye kadar yanl›fll›k yap›lm›fl? Nerede neyin hakk›, nas›l yenilmifl? Nerede ne tür düzeltme gerekir? Nerede ne tür bir kurulufl gerekli? Bütün bunlar› da sorgulayan ve çözüm için iddias›n› ortaya koyan bir ad›m olmas›ndan ötürü, böyle olmak durumundayd›.

ew e. c

¤ildir. Özde olmayan, sonuç getirmeyen hiçbir davran›fl, hiçbir zaman anlafl›lmayacak biçimde söylenen bütün sözler ve her türlü gizlisi, sakl›s› düflünülerek gelifltirilen davran›fllar, bu pratik karfl›s›nda kendini ele vermekten kurtaramaz. Hesap vermekten kurtulamayanlar, lay›k oldu¤u yerlere gitmekten de kurtulamazlar.

om

52

15 A¤ustos büyük bir devrime yarafl›r bir at›l›md›r

Tarihte ve bütün devrimlerde oldu¤u gibi, bir kez daha büyük bir devrime yarafl›r bir at›l›m söz konusudur. Her büyük devrim; dönemin zulmüne, karanl›¤›na, hiçli¤ine, alabildi¤ine yozlu¤una ve küçüklü¤üne karfl›, dev gibi olma gere¤i duyarak geliflir. E¤er Kürdisan’da da bir devrim gerçekleflecekse, tarihin bu yasalar›na uygun olarak geliflmek durumundad›r. Hiç kimse, bu ad›m› basit bir kök olay› sanmas›n. Henüz yeni kökleflme durumunda bir ad›m olsa da, bu tan›m, bu at›l›m için yerinde bir tan›md›r. At›l›m›m›z›n ilk ortaya ç›kt›¤› dönemde, Kürdistan halk› en afla¤›l›k bir durumu yafl›yordu. Mutlaka sahip ç›k›lmas› gereken de¤erler karfl›s›nda, kendisini en ileri düzeyde sorumlu tutmas› gerekenlerin, göstermesi gereken tutumlar›n en sa¤c›s›n›, en oportünistçesini göstermesi ve buna tapma gerçe¤i ile yüz yüzeydik. ‹nsanlar bu dönemde düflkündü. B›rakal›m yoldaflça bir iliflkiyi, yoldafll›kla oynamay› marifet bilen bir durum söz konusuydu. Yaramaz çocuklar›n oyunlar› zevkli oyunlard›r, fakat bunlar›n ki çocuklar›n oyunlar› da de¤il, düflkünlerin, sokak serserilerinin, mahalle kabaday›lar›n›n veya kölelerin oyunudur. En i¤renç davran›fllar›n›, oyunbozanl›klar›n› dayatmay› ve bu anlamda kendini aldatmay› marifet bilirler. Bunu yaparken de, çok iyi niyetlice yaflam›na en büyük sayg›-


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN kahramanl›k taslayanlar bu gerçeklerin fark›ndalar m›? Bütün soylu kavramlara karfl› savafl açm›fl olan, bunu bir halk›n soyk›r›m›nda gerçeklefltirmek isteyen, zafer kazanmak için de bütün dünyay› arkas›na alan ve hiçbir s›n›r tan›mayan bu güce karfl› ayakta durman›n, ona karfl› baz› de¤erleri savunman›n ve yaflatman›n mümkün oldu¤unu acaba kaç kifli biliyor? Bu sözcüklerin arkas›na s›¤›nanlar›n sahte kahramanl›¤›, sahte demokratl›¤›, sahte sosyalistli¤i, sahte insan haklar› savunuculu¤u ve hatta “dürüst insan›m” ad› alt›nda, kendini kabul edilir görmesi söz konusu olur mu? Bunlar böyledir. Bütün bu kavramlara, bu biçimde sahip ç›kanlar›n sahte oldu¤unu belirtmek gerekiyor. Bu bir dramd›r. Biraz da komedi asl›nda. Zaman›nda yap›lmas› gerekeni yapmad›lar. Sadece d›flar›dakiler de¤il, içimizde de bunu yapanlar oldu. Kavramlar› çok iyi dile getirenler var. Bunlar, zaman›nda yap›lmas› gerekeni yapmad›lar. Onun için de bütün a¤r›lar›n, s›z›lar›n ve iflah olmazl›¤›n konumunu yaflad›lar. Bu ö¤eler zaman›nda baflarmay›, zaman›nda do¤ru ad›m atmay› baflarmad›kça, hep böyle olmaya mahkûm olacaklard›r. Tarih, an›nda yap›lmas› gerekene do¤ru bir karfl›l›k verilmiflse, ilerici do¤rultuda bir tarihtir. Her fley olup bittikten sonra, bu aleyhte de olabilir tarih ad›na ahkam kesilmek ukalal›¤›n daniskas›d›r. Maalesef tarihe bugün böyle yaklafl›l›yor. Bizde de çok kusur bulunacak, çok fleyler söylenecek ama, bir anda baz› fleylerin kurtar›lmas› gerekti¤ini çok az kifli düflünecektir. Tarihin o an›na do¤ru fleyler dayat›ld›¤› için, egemen olan bizim tutumumuz olacakt›r. Sahtekârl›klar, yetersizlikler kendileriyle bafl bafla kalacaklard›r. Bu da bir gerçek! Biz bu alanda sadece ulusal kurtuluflçuluk düzenlemekle, yürütmekle kalmad›k, soysuz insana karfl› da bir kavgay› düzenledik. Sadece TC’nin generallerine karfl› de¤il, daha çok bizdeki ödleklere, karars›zlara karfl› savafl› düzenledik. “Adam olamay›z, bizden bir fley ç›kmaz” diyen ve bu davran›fllar›n› korkunç dayatanlara karfl› da

savafl› düzenledik. Ve yürütüyoruz. Büyük iddiam›z biraz da bu yönlüdür. Vatan› terk et, özgürlü¤ü terk et, insanlar› terk et, her türlü insanca yaflama özelliklerine karfl› caniyane davran, ondan sonra da “bu yaflamd›r” de ve onu da bize yutturmaya çal›fl. Kim olursa olsun, büyük flerefle and›¤›m›z özelliklerimizden birisi de böylesi tutumlara karfl› sa¤lam ayakta kalmay› bilmek, baflarmak olmufltur. Büyük iddiam›z, sadece bir iddia olarakta kalm›yor, hüküm icra eden yürütücü bir kuvvet haline gelmifltir. Bu, sadece bir kiflinin iddias› de¤ildir. Yüzy›llarda kayna¤›n› alan; isteyip de kavuflamam›fl, baflaramam›fl, yüre¤inde kalm›fl, beyninde kalm›fl, sökememifl, söktürememifl, konuflamam›fl, konuflturamam›fl, nazar›ndan bitmifl tüm olumlu düflünce, duygu, istek ve arzular›n dile getirilmesidir. Onlar›n hesap sormas› düzeyine ulafl›lmas›d›r. Onun için herkes ne oldu¤unu bilerek, yaflamak durumundad›r. Biz öyle densiz, hesaptan kitaptan uzak bir yaflama fazla pabuç b›rakacak durumda olmad›¤›m›z gibi, bunu yerden yere vuracak çok fleye de sahibiz. Bu deneyimin daha iyi anlafl›lmas› için, sadece siyasi durum de¤erlendirmesi yapmad›k. Bu, sadece gerçe¤in iskeleti ile u¤raflmak demektir. Daha da ötesi, en ince ayr›nt›lar›na kadar insan› de¤erlendirerek; kapitalizmi, sosyalizmi, tarihi, ça¤dafll›¤›, toplumu, bireyi, ulusu, s›n›f›, örgütü, anarfliyi, düzeni yeniden yeniden sorgulayarak ne yapt›¤›m›z› daha iyi anl›yoruz.

w.

ne te we .c om

s›zl›¤› yapacak kadar, kendinden geçmiflçesine oynuyorlar. Bu ö¤eler yaflamlar›na de¤er vermezler. Yaflam nas›l kurulur? Yaflamda nas›l mücadele verilir? Yaflam nas›l ilerletilir? Bunu da bir tarafa b›rakm›fllar. Yetmifllik ninelerin a¤lamas›, s›zlamas› diyece¤im ama, onlara da hakaret etmek olur. Bunlar, bizi hedef belirleme ve do¤ru taktiklerle savaflma zevkinden uzak tutmak için, her türlü karmafl›kl›¤›, mu¤lakl›¤› dayatt›kça dayat›rlar. Bugün, düflmanda bile olmayacak kadar afla¤›l›k tipler ortaya ç›kt›. Tabii bizzat düflman ad›na gelenler de oldu. Onlar› çok k›sa sürede ortaya ç›kard›k ve çözümledik. Ama bu afla¤›l›klar onlardan bin kat daha geri, daha karmafl›k bir biçimde kendini batakhane gibi ortaya koyarak, rol oynamak istediler. Bunlar, tutumlar›n› flöyle dile getiriyorlar; “biz hiçbir fley olamay›z, biz hiçbir fleyiz, bizi hiçbir fley kurtaramaz. Hiçbir düflünce, hiçbir karar, hiçbir çaba bizim gibi düflmüfl, ölmüfl yarat›klar› diriltemez. Biz iddias›s›z, karars›s›z. Kim nereye sürüklerse o tarafa savrulan bir deli divaneyiz”. Bunlar›n en büyük ilke kayna¤› bu tutumlar›d›r. Bu tutumlar büyük cinayettir. Bütün bunlar› kendi öz yaflamlar›na karfl› yapt›lar. Bir insan kendi yaflam›n› hiç olmazsa bir kapitalist gibi ele alsa, s›radan bir küçük burjuva gibi ele alsa insan buna bir anlam verebilir ama, buna da güçleri yok. Bu tutumlar›n›n ortaya ç›kmas›n›n tarihi nedenleri var. Biz bu tutumlar›n toplumsal ba¤lant›lar›n› ortaya koymaya çal›flt›k.

53

ww

Sahtekârlar yetersizlikleriyle bafl bafla kalacaklard›r

Yapt›¤›m›z en büyük ifllerden birisi; iç yap›m›zdaki mu¤lakl›¤›, karars›zl›¤› a盤a ç›kartmak ve nas›l afl›lmas› gerekti¤ini belirlemek ve kararlaflt›rmak oldu. Bu sa¤land›¤› oranda da düflman›n üzerine yürüme gücü ortaya ç›km›fl oluyor. ‹flte, at›l›m›n büyüklü¤ü burada ortaya ç›k›yor. Sadece Kürdistan halk›n›n de¤il, demokrasi ad›na, sosyalim ad›na, insan haklar› ad›na konuflan ve bu kadar

Zindan direnifli düflman›n yüre¤ini a¤z›na getiriyor Bu ö¤eler, bu at›l›m›n öncesinde ve sonras›nda yapt›¤›m›z ça¤r›lar› de¤erlendiremediler. Körcesine bir tutum almalar›ndan dolay›, soysuzca bafllar›n› sallayarak yaflamak istedikleri için böyle davrand›lar. Anlamak isteyene çok fley aç›klayan, ayn› zamanda yürümek isteyen, hele yoldaflça yürümek isteyene de oldukça güç verebilecek imkanlar sunduk. Bu imkanlar› kötü kullanm›flsa, küçük hesaplar için kullanmaya ça-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

ew e. c

‹flin eri de¤ilseniz aç›k ki bu kavgada yeriniz olamaz

Bu y›llarda böylesine bir insanl›k suçunu iflleyen bir rejime karfl›, onun her türlü s›n›f tan›mayan zorbal›¤›na

ve zulmüne karfl›, son nefesini verebilecek kadar yetmezlikleri ne olursa olsun direnebilenleri de düflünmek gerekir. Bu cepheden çok az olanakla, çok az bir örgüt donan›m›yla direnmeci tutumu sürdürenler ve bunda tereddüt etmeyenleri de gerçek bir de¤er olarak anlamak, bilmek ve hakk›n› vermek gerekir. Yine, s›radan bir dostun, bir sempatizan›n bile bu denli deste¤i, ilgisi ve militanca davranmas›, savaflmas› bu y›llar› güçlü karfl›lamam›z› ortaya ç›karm›flt›r. Hakk›n› vermifl olan› iyi görmek ve gereken yüksek de¤eri biçmek gerekir. Bütün bunlar için çok fleyler söylenebilinir, söylenmifltir, daha da söylenecektir. Biz sadece bu söylenmifl, söylenen ve söylenecek olanlar›, biraz daha aç›k ortaya koymak için çaba harc›yoruz.

w.

ww

Biz kimseye rica ederek, “gelin platformumuza kat›l›n”, “kavgam›za kat›l›n” demiyoruz. Bilakis, “kavgam›z›n bütün zorluklar› flöyledir, gelmesi gerekenler flöyle flöyle olmak durumundad›r. Varsa sizde bir fleyler gelin” diyoruz. Ama iflin eri de¤ilseniz aç›k ki bu kavgada yeriniz olamaz. Kavgan›n bütün zorluklar›n› göz önüne getirerek yaflamak ve kavga etmek gerekir. Platformumuza incir çekirde¤ini doldurmayan bir bilinçle ve en geri bir yürek at›fl›yla yaklafl›lamaz. Bu platformda insan beyninin dahiyane ve insan yüre¤inin soylu at›fllar›yla yer edinilece¤ini hiç kimse unutmamal›d›r. Kavga meydanlar›m›z› haz›rlarken, bunu bir yandan düflman için

om

rede ve ne kadar yapm›flt›r? Bunu da çok iyi görmek ve çok iyi de¤er biçmek gerekir. Bu dönemin aymazl›¤› kadar, bu dönemin i¤renç ç›karlar›n›n hesab›na, faflist katliama arka vermek, buna ses ç›karmamak, ifline geldi mi her türlü iliflkiye girmekten çekinmeyecek kadar düflmanca, alçakça tutumlara girenler kadar, çok s›n›rl›da olsa, dostça davranmay› bilmifl olanlar› da görmek gerekir.

ne t

l›flm›flsa, o sadece kendi felaketini haz›rlam›fl demektir. Ve tek sorumlu kendisidir. Bu y›llar, üzerine yat›larak geçirilecek y›llar de¤ildir. Bugün burjuva bas›n›nda görüyoruz, zindan direnifli bile hepsinin yüreklerini a¤›zlar›na getiriyor. Sanki insanl›k, Türkiye insan›nda biraz dile geliyor gibi bir tutuma giriyorlar. Bu bizim için çok s›n›rl› bir ad›m. Ad› bile söylenmeye de¤meyecek kadar insanlara sahip ç›kmad›r, insan onuruna sahip ç›kmad›r diyebiliriz. O y›llarda herkes, geliflen faflizme ve generallerin egemenli¤ine alk›fl tutuyordu. Kimisi sessizce onayl›yordu, kimisi aç›kça, kimisi ehveni fler olarak de¤erlendiriyordu. Kimisi de “hele bir geçsinler de ondan sonra tekrar demokrasi, sosyalizm, insan haklar› ad›na dem vururuz” diyorlard›. Ama hiç kimse o anda yap›lmas› gerekeni, yi¤itçe düflünüp ortaya koymuyordu. Bunu özenle belirtece¤iz ve hükmünü icra etmek için de her fleyimizi ortaya koyaca¤›z. Ortaya ç›kan siyasal durumlar› çok kapsaml› olarak ele alaca¤›z. Bu hunhar faflizme kimler ç›k›fl verdi? Kimler destekledi? Emperyalizm, ABD, NATO, Almanya böyle bir gericili¤e nas›l siyasal, ekonomik ve askeri destek sundular? Bu generaller cuntas›, hangi tarihi temeli esas al›yorlard›? Tarihle nas›l oynamak istediler? Her türlü gericili¤i hortlatarak, en azg›n askeri faflist sald›r› sürüsü haline geldi¤i bu y›llar›, nas›l mutlak egemenli¤i alt›nda tutmak istedi¤i de¤erlendirildi. Ve en önemlisi de dost olmas› gerekenler, özgürlük ad›na, onun savunucusu olmas› gerekenler baflta sosyalizm güçleridir. Onlar›n da durumlar›n› iyi ortaya koymak gerekiyor. Onlar neyin hesab›n› yapt›lar? Hangi ç›karlar›n peflindeydiler? Bunlar, hangi oportünistçe yaklafl›mlar›n sonuçlar›yd›? Neyi korumak istiyorlard›? Günlük olarak hangi i¤renç ç›kar›n peflindeydiler? Büyük sosyalizmin hangi ilkesini ihlal ettiler? Bütün bunlar› iyi görmek gerekir. Ve bunu hangi sahtekarl›klarla, en afla¤›l›k tutumlar›n› sinsice yürütmek istediler? Bunlar› bilmek ve unutmamak gerekir. En zor koflullarda bile o dostlu¤un gere¤ini kim, ne-

yap›yor, di¤er yandan da içimizdeki kötülük, düflkünlük ve yanl›fl anlay›fl sahipleri için yap›yoruz. Savaflmak için haz›rlan›rken, buna büyük özen ve büyük çaba gösteriyoruz. Bu konuda rolünü oynamak isteyenlere, en büyük insanl›k rolü atfediliyor. Ve en iyi rolü oynayabilmeyi önünüze koyuyoruz. De¤iflik ortamlardan de¤iflik beklentilerle, de¤iflik hastal›klarla, de¤iflik tutumlarla geldi¤iniz, onun nas›l›n› bilerek ve nas›l olmas› gerekti¤ini de kendine yedirerek gelmenin, temel girifl flartlar›m›zdan oldu¤unu göz ard› etmemelisiniz. Gelenlerin ço¤u halk›m›z›n en ak›ll›, en yürekli evlatlar› oldu¤una inanarak yaklafl›m gösteriyoruz. Bunu bir kez daha olanca aç›kl›¤›yla belirtiyoruz. Savundu¤unuz sözü sonuna kadar savunacaksan›z,


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN ¤unu bile yapamazlar. Bir gün bunlara sorumluluk versen, gözlerinin önünde tüm de¤erlerin y›k›l›fl›n› seyredecek kadar düflkün veya kendini dipsiz kuyuya atacak kadar savunmas›z b›rakan tipler oldu¤u ortaya ç›kacakt›r. Bir sigaraya gösterdi¤i düflkünlü¤ü, yüce de¤erlerin savunmas›na gösteremeyecek kadar nefsine düflkündürler. Bunlar› biliyoruz. Köleli¤i savunmak marifet de¤ildir. Çirkinlik savunulamaz ve gerekçesi de olamaz. Bunlar›n hepsi suçtur. Al›flm›fl, “ben geriyim, hiçbir fleye yetemem, hiçbir fleyi yenemem. Kendimi koruyamam, savunamam”. Peki bu kimin tutumudur? “Hiçbir fleye gücümüz yetemez” deniliyor. Bunlar›n önünde boyun mu e¤ece¤iz? Bunlar bize boyun mu e¤direcekler? Bafltan günümüze kadar PKK hareketi içinde bize, bilerek veya bilmeyerek, iyi niyetlice veya sinsice boyun e¤dirmek isteyenler çok ç›kt›. Böylesi durumlar her zaman kendisini dayatt›. Bu tip durumlara boyun e¤memek için, oldukça tecrübe kazand›k. Yüce yoldafll›k s›fat›n› kullanan ve zaman zaman bizi aldatmaya çal›flan bu tiplere, aldanmama ustal›¤›n› göstererek, boyun e¤memeyi bir kural olarak içimize yerlefltirdik.

se size “PKK saflar›nda flöyle savafl›rs›n›z, flöyle görev veririz, flöyle yetki tan›r›z” diyemez. Bugün savafl› kurallar›na göre yürütemezsek, yenilgi kap›da bizi bekleyecektir. Zaten çabalar›m›zla ortaya ç›kard›¤›m›z en önemli ders; bu yenilgiyi kap›da tutan davran›fllar›, tutumlar›, kiflilikleri tamamen bertaraf etmektir. ‹deolojiyle, politikayla, iknayla gerekirse ezerek ama mutlaka bertaraf edilmelidir. Burada ç›kar›lmas› gereken ders, budur. Ustalar; “hiç kimseye neden köle do¤dun diye suçlama yap›lamaz” diyorlar. Biz hiç kimseye “neden bu kadar yetersiz geldin” veya “niye bu kadar zay›fs›n” demiyoruz. Ama özgürlük saati gelip çatt›¤›nda, zafer olanaklar› önüne konuldu¤unda “ben yine sonuna kadar kölelere yarafl›r biçimde yaflayaca¤›m, sonuna kadar boyun e¤meci, sonuna kadar yenilgili bir tutum içinde olaca¤›m” diyenler, en lanetli kesim olacaklard›r. Bu, halklar için oldu¤u kadar, bireyler için de böyledir. Tarihimizin biricik ama, ayn› zamanda da çok kapsaml› ve özgürlefltirici olan, nihai zafere dek ça¤dafl geliflmeyi tamamen yakalama özelli¤inde olan bu at›l›ma anlam verirken ve ona kat›l›m gücünü gösterirken; ona do¤ru sahip ç›kmay› bildi¤imiz ve düflündü¤ümüz oranda lay›k olaca¤›m›za inanabiliriz. Sadece düflman cephesinde bir bozgun alameti ortaya ç›karmak için çaba harcam›yoruz. Bu, dolayl› bir sonuçtur. Daha aç›k ve daha belirleyici olan, sadece bugünkü düflman› de¤il, yar›n nicelerini moralden ekonomiye kadar bütün engellemeleri bertaraf ederek tüm özelli¤i derinli¤ini kavramak, o özelli¤in yüzy›llarca savunuculu¤unu yaln›z kendi somutumuzda de¤il, evrensel çapta kendimizi yükümlü görerek yeni insan tipini, örgütünü yaratmak ve onun somutlan›fl›n› sa¤lamak için, üzerinde yo¤unca duruyoruz. Bunun baflar›s›n› haz›rlamak için de her fleyimizi ortaya koyuyoruz. Görülüyor ki aç›klamaya çal›flt›¤›m›z bu hususlar, PKK mensuplar› olarak; flehitleriyle, yaflayanlar›yla ve her düzeyde savaflanlar›yla u¤runa bu kadar emek harcad›¤›n›z olay›, olguyu bütün boyutlar›yla kavramak için yap›yoruz.

ne te we .c om

att›¤›n›z ad›ma sonuna kadar sahiplik edecekseniz, do¤ru sözü söyleyin ve yap›n... Ne sözünüzü, ne de ad›m›n›z› savunacak kadar kuvvetiniz ve gücünüz yoksa flarlatanlar, zavall›lar durumuna düflersiniz. Bir devrimci bu durumlara kendini düflüremez, düflürmemelidir. Bunu belirtirken kimse mucize istemiyor. Özenle haz›rlanm›fl bir kavgan›n gereklerini, s›radan bir çabayla yerine getirmenizi bekliyoruz. Kötü bir kavgac›l›¤› ne düflman karfl›s›nda, ne de kendi içimizde gelifltiremeyiz. Bunun anlam›n› bilmek zorundas›n›z. Birço¤u için kavga biliminin de¤eri bile belli de¤il. Sizler, y›llar› çözümleyerek dayat›lan görevleri baflarmak için de¤il, üzerinden es geçerek, vurdumduymazca ya alt›nda gizleyerek, ya da üstünden atlayarak geçti¤iniz için böyle köklü hesaplar yapam›yorsunuz. Böyle devam ederseniz hiç olursunuz. Güçlü bir yüre¤in sahibi ve çözümleyici bir beyniniz olamaz. ‹ddian›z, kararl›l›¤›n›z dolay›s›yla da gücünüz olamaz.

55

Boyun e¤memeyi bir kural olarak içimize yerlefltirdik

Savafl› kurallar›na göre yürütmezsek yenilgi kap›da bizi bekleyecektir

Fedailikle bu iflin kurtulmayaca¤›n›, an›nda bitirilece¤ini de çok iyi biliyoruz. Onun için hiç kimse; “ben can›m› ortaya koydum, daha benden ne isteniliyor?” demekle bizden sonuç alamayaca¤›n›, söz, karar sahibi olamayaca¤›n› bilmek durumundad›r. Halen kendini düflkünce dayatanlar›n “ben böyleyim” diyerek ortaya ç›kanlar›n, her türlü ucubeli¤i sergileyenlerin ve buna cesaret edenlerin feci sonucu kendi elleriyle haz›rlad›klar›, kendini zehirleyen akrep misali a盤a ç›k›yor. Kavga ortam›m›z, düflmana karfl› kesin baflar›y› sa¤lamak için düzenlenmifltir. Bütün kural ve kaideleri, çok azg›n bir düflmana karfl› sonuç almak için düzenlenmifltir. Bu, böyle bilinmelidir. Bunu böyle anlamadan, kim-

ww

w.

Düflman, bütün durumunu gözden geçirmeye giriflmifltir. Askeri cepheden, moral cephesine kadar bu böyledir. Sa¤lanan geliflmeler ikinci, üçüncü dereceden s›radan geliflmelerdir. Kendimizi onunla övünçlü, coflkulu k›lmayaca¤›z. Düflmana “baflar›s›zd›r” diyerek, baflar› sarhofllu¤una kap›lmayaca¤›z. Hay›r. Hesab› daha fazla kendi içimizde, ölçüleri daha fazla kendi içimizde ortaya ç›kararak anlam›n› verece¤iz ve bunun da önemini görece¤iz. fiunu çok iyi biliyoruz ki, bu kadar ça¤ d›fl› bir rejimin onaylanmas› düflman›n savafl cephesinin güçlü örgütlenifli de¤il, kendi savafl cephemizin büyük örgütsüzlü¤ü, büyük kargaflal›¤› ve görevlerin üzerine sa¤lam gitmeme ile ba¤lant›l›d›r. Bu konuda da yan›lmayaca¤›z. Bu tutumumuzu bafl›ndan beri ›srarla sürdürdü¤ümüz gibi, bundan sonra da sürdürece¤iz. Öyle kiflilikler var ki, b›rak zaferi ve gerçek baflar›y›, do¤rulu¤un savunuculu-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

“Kürt sorunun çözümsüzlü¤ünü bizzat düzenin savunucular› belirtmektedir. Bu tart›flmalar bugün, Milli Güvenlik Kurulu’nun bafl gündem maddesi oldu. Hükümet bu geliflmelerin zorlay›c›l›¤› alt›nda topland›. Parlâmentonun bu temelde ola¤anüstü toplant›ya ça¤r›ld›¤›n›, dolay›s›yla kendi aralar›ndaki kap›flmay›, çözümsüzlü¤ü veya politika gelifltirememeyi bütün yönleriyle tart›flt›klar›n›, ama bir sonuç alamad›klar›n› da iyi biliyoruz”

ne t

Kürt sorununda Türk politikas› büyük bir ç›kmazla karfl› karfl›yad›r

ler gündeme gelmifltir. Ve sonuçta da “Anarfli hükümetin içindedir, anarfli Ankara’dad›r” demeye kadar gitmifllerdir. Bunu düzenin en kodaman savunucular› söylemektedir. Daha çok tedbir gelifltiremedikleri için de, gerici bir konuma düflmekten kurtulam›yorlar. Ve böylece kendi içlerinde kargaflay›, çözümsüzlü¤ü yaflad›klar› görülmektedir. Bunlar, “daha dün meseleyi küçümsüyorduk, mahalli bir sorundur” bunu söylüyorlar. Ama bugün Türkiye’nin en önemli meselesidir. Bunu bizzat düzenin savunucular› belirtmektedir. Bu tart›flmalar bugün, Milli Güvenlik Kurulu’nun bafl gündem maddesi oldu. Hükümet bu geliflmelerin zorlay›c›l›¤› alt›nda topland›. Parlâmentonun bu temelde ola¤anüstü toplant›ya ça¤r›ld›¤›, dolay›s›yla kendi aralar›ndaki kap›flman›n, güvensizli¤i, çözümsüzlü¤ü veya politika gelifltirememelerini bütün yönleriyle enine, boyuna tart›flt›klar›, ama bir sonuç alamad›klar›n› iyi biliyoruz. Biz bafltan da sorunun temel önemini biliyorduk fakat, sorun henüz a盤a ç›kmam›flt›. Bugün olanlar art›k örtbas edilemez ve her cephede sorunu ortaya koymaktan kaç›n›lamaz. Bundan dolay› da geleneksel Türk politikac›l›¤›, özellikle de silahl› kuvvetlerin ordu yaklafl›m› büyük bir yetmezlikle, ç›kmazla karfl› karfl›yad›r. Gelinen nokta: Cumhuriyet art›k kendini yürütemiyor veya bunun Kemalist, ideolojik politik temelleri yetmiyor, y›k›l›yor. Art›k kendini yenileme olay› bile söz konusu olam›yor. Kendilerini yenilemekten korkuyorlar. Hatta gerçekleri itiraf etmekten de korkuyorlar. Görülmemifl bir biçimde, hem de uzun bir süredir gerçe¤in ad›n› bile koymaktan çekiniyorlar. Muhalefetin bir sözcüsü, “son bir buçuk ayl›k geliflmeler, dünyan›n hangi köflesinde

ew e. c

Kifliler mensup olduklar› davay› onun ideolojisini, politikas›n›, örgütünü ve eylemini bütün yönleriyle kavrad›klar›nda, onu olumlu yönde daha da gelifltirme durumunda olduklar›ndan, bütün güçlerini ortaya koymak durumundad›rlar. Bu sizin yaflam›n›zd›r. Yaflam›n›z›n en anlaml› y›llar›n› harcad›¤›n›z de¤erlerdir. Bunlar›n esenli¤i için, elbette her fleyinizi ortaya koyacaks›n›z. Mücadelenin gelifltirilmesi, özellikle de her an bunu yerle bir etmek isteyen düflman karfl›m›zdayken ona karfl› ayakta kalmak çok önemlidir. Mücadelemizi içten bozacak çok sinsi emeller ortadayken, bunlara karfl› uyan›k olmak gösterilmesi gereken en önemli tutumlard›r.

ww

w.

Bu genel tan›mlamadan sonra daha somut olarak yürüttü¤ümüz savafl›m›n geldi¤i düzeyin baz› özelliklerini belirtecek olursak: 15 A¤ustos At›l›m› gerek düflman›n ‘12 Eylül faflist cephesinin’ saflar›nda, gerekse de Kürdistan ve Türkiye halklar›n›n saflar›nda önemli altüst olufllara ve geliflmelere yol açm›flt›r. Günlük geliflmelerden ald›¤›m›z izlenimlere göre, düflman cephesinde büyük bir baflar›s›zl›¤›n oldu¤u, ondan da öteye güvenini yitirme durumuna düfltü¤ü görünüyor. Geleneksel politikalar›ndan kuflku duymaya bafllad›¤›n›, bunun yerine neyi koyabilece¤ini ve yerine koyacak bir fleyin olmamas›ndan dolay› da duydu¤u büyük boflluk söz konusudur. Adeta buna mahkûm bir durumu sergilemekten kurtulamad›¤› ve en sonunda da o çok güvendikleri silahl› kuvvetler içinde birbirini suçlayarak emekli¤e ayr›lmalar, istifa etme-

olursa olsun, bir hükümeti çoktan düflürebilecek kadar önemlidir” diyor. Bu, do¤rudur. Bunlar o kadar ödlek kifliliklerdir ki, gerçe¤in ad›n› koymaya bile cesaret edemiyorlar. Kendi deyiflleriyle “Do¤u elden gidiyor”, “Türkiye sallan›yor, bölünüyor” diyorlar. Gerçekleflen ve içine girilen tutum, sorunu gerçek boyutlar›yla ortaya koyma de¤il, örtbas etme tutumudur. Soruna ad vermeme, çap›n› belirlememe yaklafl›mlar› içerisindeler. Siyasi nedenlerini, ulusal nedenlerini ve s›n›fsal nedenlerini gizleme, bunun ad›n› da “adi vakalar” koyma, önemsiz k›lma tutumlar› mevcuttur. Önemli olan da bu yaklafl›md›r. Bu, tümüyle Türkiye gündeminin esas bir maddesi haline gelmifltir. Yazar›ndan çizerine kadar, politikac›s›ndan askerine kadar, sokaktaki adam›ndan politika kulüplerine kadar, hepsinin gündemindeki temel sorundur. Özellikle son günlerde, sorun kendini ortaya koymufltur. fiüphesiz bu durum, düflman aç›s›ndan önemli bir geliflmedir. Uluslararas› etkileri de bu temelde olacakt›r ve bu sorun önemle ele al›nacakt›r.

om

56

Hak aray›fllar› oldukça önemli bir geliflmenin efli¤ine gelmifltir Biz, PKK hareketinin geliflimini sürdürürken, Türkiye’deki gerici, tutucu, faflist iktidarlar› sürekli tahlil etmek, üzerine gitmek kadar, onu halk gücüyle nas›l sa¤lan›lmas› gerekti¤ini de ortaya koyduk. Bunun için esas al›nmas› gereken do¤ru ideolojik politik tutumun ne olmas› gerekti¤ini, nas›l yaklafl›lmas› gerekti¤ini de bafltan günümüze kadar özenle aç›klamaya çal›flt›k. Ve salt bir ulusal kurtuluflçulu¤u esas alan, ona zafer yollar›n› aralayan bir tutumu de¤il, devrimimizin bütün Türkiyesel, bölgesel, uluslararas› önemini de göz önüne getirerek davranmaya çal›flt›k. Ve bugün, bu tutumda belli sonuçlar da elde ettik. Dost güçlerin ilgisi giderek geliflmektedir. Özelliklede, Türkiye halk›n›n devrimci özgürlük muhalefetinin dikkatini çekme söz konusudur. Büyük zindan direniflçili¤i ve Kürdistan’daki gerilla


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN derli¤i’nden ve onun militan geliflmesinden bahsedebiliriz. Kendi özgücüyle bunu yürütme erkine ulaflt›¤›nda, özgücüne dayanarak kendine güvenini pekifltirmifltir. Kendini büyütebilecek ve zaferi emin ad›mlarla yürütebilecek bir konuma gelinmifltir. Bunlar› sadece bir tahlil yapmak için söylemiyoruz. Dostun da, düflman›n da bizzat söyledi¤i ve ortaya ç›kard›¤› günlük geliflmelerdir. O halde, bugün gerçek olan bu geliflmeler, günümüz için ve daha çok da yak›n gelecek için büyük geliflmelere yol açacakt›r.

karfl› da bir savafl›m›m›z olacakt›r. Burada önemli olan, düflman›n Genelkurmay gibi birinci a¤›zdan geliflmeleri itiraf etmek zorunda kalmas›d›r. Asgari bir kay›pla, azami bir sonuç almak istediklerini dile getiriyorlar. Bu demektir ki, savafl› uzatmal› ele almak zorunda kalm›fllard›r veya bizim gelifltirdi¤imiz savafl›n uzatmal› karakterini düflman da kabul etmek zorunda kalm›flt›r. Daha düne kadar s›k›yönetimlerle ve ola¤anüstü hal dönemlerinde uygulanan özel savafl taktikleriyle, “k›sa süreli sonuç alma takti¤i” tamamen bofla ç›kar›lm›flt›r. Bu, savafl› s›n›rland›rman›n, özellefltirmenin ve Kürdistanl›laflt›rman›n bofla ç›kart›lmas›d›r. Daha gerilla aflamas›na ulaflmadan, cephesel karaktere bürünmeden, etkinli¤imiz alt›nda olan ve ülke genelinde yayg›nlaflan etkinlik alanlar›m›z do¤madan, savafl› bo¤ma çabalar›n›n bofla ç›kmas›d›r.

ne te we .c om

savafl›m› çok büyük bir etkiye yol açarken, yeniden demokratik tutuma yönelmede nicelik ve niteliksel bir büyüme söz konusu olmaktad›r. Hak aray›fllar›, oldukça önemli bir geliflmenin efli¤ine gelmifltir. 12 Eylül faflizminin ideolojik ve politik düzeyde afl›lmas› da çok büyük bir ivme kazanm›flt›r. Yürümek isteyenler için, paha biçilmez olanaklar sunulmufltur. Gerçek bir demokratik kat›l›m›n h›zl› geliflmesi, imkan dahiline girmifltir. Bunu, devrimci bir tutumun önderli¤i alt›nda yürütme flans›na kavuflturmufltur. Devrimi bofla ç›karmak isteyen tasfiyecili¤in tasfiyesi, çok önemli bir geliflme olarak ortaya ç›km›flt›r. Burjuva muhalefeti ister sivil toplum ad›na, ister burjuva ad›na, hatta devrim ad›na da söylense, uzlafl›c›l›ktan öteye gitmeyen bütün tutumlar›, bütün sinsi çabalar› anlams›z k›lm›flt›r. Tekrar devrimin güçlü tart›fl›lmas› ve do¤ru yola girmesi sa¤lan›lm›flt›r. Do¤ru çal›flma nas›l olur? Sorusuna yetkince karfl›l›k vermede geliflmeler söz konusu olmufltur. Ve daha çok da Kürdistan halk›n›n, özellikle son bir y›l içinde gerici bir önderli¤in etkisinden kurtar›larak, bütün Kürdistan çap›nda halk›n temel özgürlük ç›karlar›n› esas alan bir tutumun geliflmesine tan›k olunmufltur. Savafl›m›n sa¤lam bir gerilla kurulufluna yol açmas› kadar, genifl bir siyasal ordulaflma temelinde güç kazanmas› da söz konusudur. Gerçek bir gerilla savafl cephesinden, büyük bir siyasal ordulaflmadan ve cepheleflmeden bahsedebiliriz. Ayr›ca, önemli bir deneyim kazanan Parti Ön-

57

Savafl salt silahl› yöntemlerle yürütülmüyor

ww

w.

Güncel geliflmeler oldukça h›zl›d›r. Parti’nin önderlik etti¤i ad›m sa¤lam oturmufltur. Düflman›n yak›n dönemde bekledi¤i gerileme flurada kals›n, büyük bir ilerleme içindedir. ‹lerleme salt silahl› savafl›m alanlar›nda de¤il, a¤›rl›kl› olarak siyasal niteliklidir. Ve bütün ülke halk›n›n ba¤r›nda geliflmesi söz konusudur. Düflman da bunu kabul etmek zorunda kalm›flt›r. Daha dün Genelkurmay Baflkanl›¤›, bir savafl oldu¤unu söylemekte ve bunu itiraf etmektedir. “Bu savaflta düflman vard›r, “yard›mc›lar› vard›r. Ateflle, silahla karfl›l›k verilecektir” diyor. Do¤rudur, kendisi aç›s›ndan, askeri mant›k aç›s›ndan bu böyledir. Biz de düflmana karfl› elbette savaflla karfl›l›k verece¤iz. Ordusuna karfl› elbette ki askeri nitelikte bir çabam›z olacakt›r. Ayn› zamanda onun destekçilerine

Ordu bize karfl› daha çok jandarmay› kulland›

Türkiye sol muhalefeti, ordu daha aya¤a kalkmadan, emniyet tedbirlerini almadan, üzerlerine yürümeden düflmüfllerdir. Ordu, Türkiye’deki muhalefete karfl› fazla ifl yapmam›flt›r. Aya¤a kalkar kalkmaz, karfl›s›ndaki güçte teslimiyeti ve ezmeyi sa¤lam›flt›r. Fakat bizim üzerimize daha de¤iflik geldi; s›k›yönetimi daha fazla uzatt›, silahl› kuvvetlerini özellikle jandarmay› daha çok kulland›. Bu iki kuvvet üzerine biraz de¤erlendirme yapmak gerekiyor. Türk Emniyet Kuvvetleri, sol muhalefeti tasfiye etmede özellikle flehirlerde Cumhuriyet’in kurulufl y›llar›ndan flimdiye kadar oldukça deneyim kazanm›flt›r. Siyasi çabalar yetkinleflmifltir. TKP hareketine bafltan s›zm›fl, i¤difl etmifl, tasfiye etmifl ve günümüze kadar felçli, yaramaz, engelleyici bir konuma düflmesine yol açm›flt›r. Di¤er yandan bütün halk k›p›rdan›fllar›n›, iflçi grevlerini, hak aray›fllar›n› rahatl›kla ezmede baflar›l› olmufltur. Emniyet Kuvvetleri, M‹T, Polis Teflkilat› ve bu kurumlar›n siyasi bölümleri Türkiye’nin s›n›fsal ve ulusal sorunla-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 ha farkl› olarak, bir ezme kuvveti, bir emniyet bast›rma kuvveti olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Daha çokta Kürdistan’a yöneltilmifl ordu yürütme gücü olarak rol biçilmifltir. Jandarman›n son günlerdeki baflar›s›zl›¤› üzerine gelifltirilen tart›flmalar çok anlaml›d›r. Jandarman›n baflar›s›zl›¤› söylendi¤i gibi, çok kay›p vermesinde dü¤ümlenmiyor. Türkiye’de sol muhalefet, Polis teflkilat’› vas›tas›yla ezilmifltir. PKK prati¤inde, denetiminde jandarman›n ideolojik politik ve giderek askeri olarak ciddi bir yetmezli¤e düfltü¤ü, bunun belirtilerinin de s›kça ortaya ç›kt›¤› görülmektedir. Son kay›plar bu iflin sadece tuzu, biberi olmufltur. Bu, art›k anlafl›l›r bir husustur. Jandarma daha çok köylü toplumunun tepkilerine göre baflar›l› olmufl bir kuvvettir. E¤itimi, örgütlenmesi, yönetimi buna göre düzenlenmifltir. Köy karakol sistemi, hudut karakol sis-

ne t

“Türkiye’de sol muhalefet, Polis teflkilat’› vas›tas›yla ezilmifltir. PKK prati¤inde, denetiminde jandarman›n ideolojik politik ve giderek askeri olarak ciddi bir yetmezli¤e düfltü¤ü, bunun belirtilerinin de s›kça ortaya ç›kt›¤› görülmektedir. Son kay›plar bu iflin sadece tuzu, biberi olmufltur. Ordu, bize zarar vermek flurada kals›n, geliflmemize hizmet edecek biçimde körcesine sald›rd›¤› için, büyük kay›plar verdi”

temi; biri kaçakç›lar›, di¤eri mahkûmlar› izlemek, yakalamak ve teslim etmek için örgütlendirilmifltir. Buna gücü de yeterlidir. Fakat flimdi eskinin tam tersine bütün halk, s›n›f ve tabakalardan oluflan bu gücü e¤itmeye ve organize etmeye bafll›yoruz. Art›k onun s›zamayaca¤›, takibe alamayaca¤›, tutuklayamayaca¤› birçok de¤iflik mevzilerden geliflmeye ve savafl› sürdürmeye bafllad›k. Jandarma üzerimize geldi, fazla sonuç alamad›. Özel Kolordu, Jandarma Kolordusu’dur. Bu kuruluflun komutan› olan ve ad›na da Hulusi Say›n denilen ve böbürlendikleri bu bay, Jandarma uzman› generallerinden birisiydi. Fakat belirtilen nedenlerden ötürü, bu Kolordu’nun da son iki y›ll›k deneyimiyle fazla baflar›l› olamad›¤› ortaya ç›km›flt›r. Kay›plar› birazda bu temelde olmufltu. Geleneksel bir sald›r› vard›r: Jandarma gelir köyleri kovalar, buldu¤unu

w.

Kürdistan bir anlamda köylü toplulu¤udur, köylü ayaklanmas›d›r, köylülerin da¤a ç›kmas›d›r. Dolay›s›yla Jandarma, Kürdistan’daki asayifl olaylar›na ve Kürt isyanc›l›¤›na göre flekillenen bir kurulufltur. 125-130 y›ll›k kurulufl tarihçesinden bahsediliyor.

ww

Türkiye tarihinde sol muhalefet Polis teflkilat› vas›tas›yla ezilmifltir

Bu y›llar 19. yüzy›lda geliflen Kürt isyanc›l›¤›n›n tarihine denk gelmektedir. Jandarman›n vücut bulmas›, Kürdistan’daki köylü ayaklanmalar›na, köylü tepkilerine ve isyanlar›na karfl› bir bast›rma kuvveti olarak, bir ezme kuvveti olarak, bir asayifl kuvveti olarak vücut buluyor. Jandarma; hem tarihi tecrübe bak›m›ndan, hem de yekûn vücut varl›¤› aç›s›ndan di¤er birçok ülkede görüldü¤ünden da-

vurur, kaçan› ateflle ezer ve sindirir. Ayn› yöntemi, bizi de eflk›ya yerine koyduklar› için “bunlar da eflk›yad›r, bunlar›n da üzerine sald›r›r›z” diyerek gelmifllerdir. Yak›n döneme kadar gerillay› sa¤lam oturtamad›¤›m›zdan dolay›, düflman bundan cesaret alarak üzerimize gelmifltir. Mahkûmlar gibi, Jandarma gelince ya kaçma ya da teslim olma durumlar› s›kça yaflanm›flt›r. Fakat yap› yenilendi¤i ve biraz da gerilla kurallar›na göre hareket etmeye çal›flt›¤›m›z için düflman önemli darbeler yedi. Ordu, Türkiye tarihinde Kürdistan’da bu kadar darbeyi yememiflti. Bize zarar vermek flurada kals›n, geliflmemize hizmet edecek biçimde körcesine sald›rd›¤› için, büyük kay›plar verdi. Bu durum, Türkiye’nin büyük tart›flmalara girmesine yol açt›. Moral bozuklu¤undan tutal›m, önemli baflar›s›zl›klar kadar, politik ç›kmaz›n kolayca ortaya ç›kmas›na ve halk›m›z›n mücadeleye büyük kat›l›m› gerçekleflmifltir.

ew e. c

r›nda baflar›l› olmufllard›r. 1980’lere kadar, özellikle solu provokasyona u¤ratmada ve tasfiye etmede, gerçekten efline ender rastlan›r baflar›l› pratiklerin sahipleridirler. Son süreçlerde e¤itim saham›zda ortaya ç›kan polis s›zmalar›ndaki gerçek de budur. Türkiye solu içinde rahatl›kla yürüttükleri ve baflar›l› olduklar› faaliyetleri, PKK içinde de “yapabiliriz” anlay›fl›na kap›larak, içimize kadar gelme cesaretini gösterdiler. Bu anlamda Jandarma daha iyi bir kurulufl olarak karfl›m›za ç›k›yor. Jandarma, k›r emniyeti kuvvetidir. K›rsal alandaki hareketlerin ve köylü hareketinin peflindedir. Her ne kadar Jandarma, “eflk›yan›n kökünü kaz›makla görevlidir” deniliyorsa da, biz eflk›yalar› köylü isyanc›l›¤› olarak ele almak durumunday›z. Kürdistan’da köylü isyanc›l›¤›, Cumhuriyet’in kuruluflundan beri zaman zaman ayaklanmaya giriflmifltir. Tabi bunun daha öncesi de var.

om

58

At›l›m›m›z halk›n büyük devrimci gücünü ortaya ç›karm›flt›r

Düflman›n körcesine gelifltirdi¤i bu taktikler, önemli geliflmelerin nedeni olurken, bu taktiklerin baflar›s›zl›klar›ndan dolay› da generaller zorunlu olarak pefl pefle emekliye sevk edilmifllerdir. Jandarma Kuvvetleri’nin önemli üç tane generali vard›r. Korgeneral düzeyindekilerin hepsi istifa ettirildi. Genelkurmay bu savafltaki baflar›s›zl›¤›n nedenini kendisini göstermek zorunda kald›. Bu, önemli bir geliflmedir. Çünkü Jandarma Kolordusu takti¤inde ›srarl› olma çok önemli bir geliflmeyle sonuçlanmad›¤› için, bu istifalar kaç›n›lmaz olarak gündeme geldi. Unutmamak gerekir ki, her önemli taktik baflar›s›zl›k, sorumlular›n› emekliye sevk etmeye, istifaya zorlamaktad›r. Bu bizim için de geçerli olmak durumundad›r. Sürekli taktik baflar›s›zl›k içinde olup da, yerinde saymak mümkün de¤ildir. Önderlik böyle icra edilemez... Türkiye’de büyük bir siyasal tart›flmalar yaflanmakta, tart›flman›n ordu içine kadar yans›mas›, hükümeti salland›rabilecek ve hatta yaln›z hükümeti de de¤il, 12 Eylül faflizmini bile


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN yutturmacay› ve aleyhimize iflleyen bu propaganday› tersine çevirmek, dolay›s›yla gerçe¤i oldu¤u gibi göstermek için, Türk devletinin bu aflamaya kadar bir seçene¤inin olmad›¤›n›, Kemalizmin bu anlamda bir seçeneksizlik oldu¤unu ortaya koymak amac›yla aç›klamalarda bulunduk. Buyursunlar bir ateflkes yapal›m, tart›flma platformu kural›m dedik. Düflüncelerini onlar da söylesin, biz de söyleyelim. Kendine güveniyorsa, siyasal çözüm yollar›na aç›ksa bunu ilan etsin. Bizim gelifltirdi¤imiz yaklafl›m, son derece politik bir yaklafl›md›. Türkiye kamuoyuna bunu yans›tmamak için, ‹çiflleri bakan›, D›fliflleri bakan›, Genelkurmay, Jandarma kuvvetleri birden bast›rd› ve röportajlar› yay›nlatmad›lar. Biz onlar›n gerçe¤ini çok önceden biliyorduk ve bu gerçe¤i bütün dünyaya aç›klamak istedik. Bugün kendileri “politik seçene¤imiz yoktur” biçiminde dile getiriyorlar. Muhalefet de ayn› konumdad›r. “Daha fazla tedbir al›nmal›” diyorlar. Fakat tedbir diye diye almad›klar› ne kald›? Da¤ tafl asker dolduruldu. “30 bin koruyucuyla sald›rd›k” diyorlar. Özel timler, her türlü istihbarat faaliyeti, d›flar›da ve içeride verilmedik taviz kalmad›. Banknot matbaas› çal›flt›r›larak, çuvallar dolusu para da¤›t›ld›. Göstermelik sa¤l›k ocaklar›, yiyecek da¤›tmalar› bunlar›n hepsini yapt›lar. “Daha nas›l tedbir al›nacak?” diyorlar. En çok devlete sahip ç›kmak isteyen babas›n›n has o¤lu Erdal ‹nönü, sözüm ona devlet a¤›rl›¤›n› temsil ediyormufl. Son Kürdistan seferinde “hükümete hay›r ama, devlete sonuna kadar evet” diyor. Devlet hükümet biçiminde somutlafl›yor. Bugün Türkiye devleti eflittir Evren-Özal kli¤i! Sözüm ona devlet adaml›¤› pozisyonunu kaybetmemek için, “biz ayr› bir seçene¤iz” havas›n› vermek istiyor. Bu, hangi anlamda bir seçenektir? Sözüm ona terörizme karfl› tedbir alma ve savafl› daha da yo¤unlaflt›rma... Bu anlafl›l›r bir husustur. Sosyal demokrat maskesini takarak içine girdi¤i tutum, daha sert bir tutumdur. Çünkü baflka türlü iktidara gelme söz konusu de¤il. Babas›na yarafl›rcas›na bunu yap›yor. Fethi beyin kabinesini daha liberal,

daha gevflek bulduklar› için, ‹smet ‹nönü’nün baflbakanl›¤a gelifli, Fethi beyin kabinesine karfl› bir alternatiftir. Bu anlamda Özal’› daha yumuflak buluyorlar. “Erdal ‹nönü babas› gibi daha sert yönelecek” diyorlar. Dolay›s›yla onunda babas› gibi, Kürdistan üzerine yürüyüp sonuç alaca¤›n› düflünüyorlar. Bu sevdada sosyal demokratl›k maske olarak kullan›lacak. Sovyetlerle ve Avrupa demokrasisi ile iyi iliflkiler gelifltirecek, içerde de ac›mas›zca yönelecek. Türk devletini bir kez daha kurtarma sevdas› içine girecekler. Yerli iflbirlikçi hainlerimiz de bu tutuma az destek olmuyor de¤iller. Parlâmentoda sahte Kürtçü geçinen milletvekilleri baflta olmak üzere; daha utanmazca, daha alçakça SHP solculu¤undan medet umarak kuyrukçular› oluyorlar. Yeniden geliflece¤ini sanan, sahte devrimci gruplar›n da tutumu böyledir.

w.

ne te we .c om

yerinden oynatabilecek düzeyde yaflanmas› söz konusudur. Bundan da önemlisi at›l›m›m›z, faflizm karfl›s›nda halk›n büyük devrimci gücünü ortaya ç›kararak, onu geriletebilecek bir duruma getirmifltir. Genelkurmay’›n Cumhuriyet tarihinde Kürdistan’a ilk kez böylesine bir ç›k›fl› yapmas› anlaml›d›r. Art›k savafl› gizleyemiyor ve geliflen aflamay› da itiraf etmek zorunda kal›yor. “Kay›plar daha fazla olacak fakat, bunu asgariye indirece¤iz”. “Çat›flma falan de¤il, bir savafl vard›r” diyor. Dost ve düflman kavram›na netlik getirmek istiyor. Bütün bu olup bitenler karfl›s›nda, Genelkurmay duruma aç›kl›k getirmek istiyor. Mu¤lak b›rak›lan, özellikle de hükümet taraf›ndan ve muhalefetin de bu tutuma uzun süre suç ortakl›¤› etmesi afl›lmak isteniliyor. “Özal hükümetinin veya Evren Özal yaklafl›m›n›n art›k savunulur bir yönünün kalmad›¤›, bunun yerine yap›lmas› gerekenin; gerçekleri oldu¤u gibi söylemek oldu¤unu” belirtiyorlar. Özal; “Politik çözümümüz yoktur” diyordu. Bu da çok do¤rudur. Gerçekten mevcut durumda politik çözümleri yoktur. ABD ve Avrupa’n›n dayatmas›yla sahte baz› kültürel ve özerklik tart›flmalar› gelifltirildi. Türkiye burjuvazisini bu geliflmelere k›smen haz›rl›kl› k›lmak istiyorlard›. Biz bunun bir sahtekarl›k oldu¤unu söyledik. Özellikle Avrupa’da yükselen tepkileri zay›flatmak için, bu takti¤e baflvurduklar›n› tespit ettik. Özünde yürütülen politika, siyasal seçene¤e yer vermiyor. Askeri yöntemlerde sonuna kadar ›srarl› olan bir yaklafl›m içinde olduklar›n› söyledik.

59

ww

Buyursunlar ateflkes yapal›m tart›flma platformu kural›m

Geçen y›l yapt›¤›m›z röportajlarda; “Evren-Özal kli¤inin siyasal bir seçenekten yoksun oldu¤unu, PKK’nin siyasal seçene¤i her zaman canl› ve diri tutmaya özen gösterdi¤ini” belirttik. Bu seçenekten uzak olmad›¤›m›z› gösterdik. Çünkü iddia fluydu; “PKK fliddetten baflka bir fley tan›m›yor, siyasal seçenekleri yoktur!” deniliyordu. Bu

Türkiye’de sorunlar› politik yöntemlerle çözme geliflmemifltir

Muhalefetin ister Demirel’i, ister ‹nönü’sü, Özal’dan daha ak›ll› oldu¤u söylenemez. Özal, tedbirleri ak›ll›ca gelifltirdi. Yap›lmas› gerekeni azami düzyede yapt›. Kürdistan gerçekli¤ini biraz yaflayanlar, bütün kuvvetleri sürdü¤ünü, bütün taktikleri denedi¤ini bilirler. Dolay›s›yla, daha fazla askeri yöntemle baflar›l› olunamayaca¤› ortaya ç›km›flt›r. Tam da bu noktada, Genelkurmay “bu savafl, uzun ve k›sa vadeli tedbirlerle önlenmeye çal›fl›lacakt›r” diyor. Hiç kimse mucize beklemesin, askeri yöntemlerle ancak bu kadar sonuç al›nabilinir. Türk generallerinin ne kadar askeri kafa yap›s›na sahip olduklar›n›, siyasi çözümlere ne kadar kapal› olduklar›n› biliyoruz. Siviller askerlerden daha fazla dikkatli. “Askerin çok elefltirildi¤i ve ordu müdahalelerine davetiyenin siviller taraf›ndan ç›kar›ld›¤›” söylenir. Gerçektende böyledir. Bunlar, askerden daha fazla askeri histeri içindeler. “Ordumuz neden yapam›yor? Ordumuz neden vuram›yor?” Genelkurmay yar›n bunlar› kula¤›ndan tutup “hadi sen yap, bu ifl bu kadar olur” diyecek.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008 rumu ortaya ç›karabilir. ‹flte, bunu görmemenin vahim sonucu!... Ordu yardakç›l›¤›n› oynayan bir muhalefet, onun da kuyrukçulu¤una oynayan ikinci elden bir sol muhalefet...

Burjuva muhalefeti bir çözüm ileri sürecek politikadan yoksundur

suçlular gibi i¤renç faaliyetlerini sürdürmeye veya çürümüfllü¤ü yaflamaya devam ediyorlar. Ortaya ç›kan durumlar karfl›s›nda ordu, baflar›s›z veya savafl› uzun vadeli kabul etmek durumundad›r. Burada burjuva muhalefeti tükenmifltir ve hiçbir seçenek ileri süremeyecek kadar politikadan yoksundur. Politikas›z bir gücün veya politikay› inkâr eden bir gücün tasfiyecilere, reformistlere hayat vaat edecek bir fleyi olamaz. Burjuva muhalefet bu durumdayken, ikinci elden uflaklar ne yapabilirler!... Dolay›s›yla devrimci seçenek için ortam son derece müsaittir. Devrimci tezlerin kendini tekrar tekrar konuflturaca¤›, gür seslenece¤i, imkân vaat edece¤i,

ww

w.

Muhalefetin bu kafayla b›rak muhalefet yapmay›, politika üretmeyi, sorunlara askerler kadar gerçekçi yaklaflamayaca¤› aç›kt›r. Bunu bafltan beri bildi¤imiz için, bütün politik mücadele sistemimizi do¤ru temelde ele ald›k. Baflta sahte TKP’lilerin burjuva muhalefetinin sözüm ona burjuva demokrasisinin kuyrukçulu¤unu yaparak, altm›fl y›ld›r bütün halk›n beklentilerini yerle bir etmesinin büyük bir suç oldu¤unu bir kez daha görüyoruz. Hangi burjuva partisi bu demokrasiye sahip ç›km›flt›r? fiimdi de ABD senatörlerinden yard›m istiyorlar. Türkiye’nin do¤as›nda b›rakal›m demokrasi seçene¤ini, politik seçenek bile söz konusu de¤ildir. Ancak mücadele böyle bir du-

olanak belirleyece¤i çok genifl alanlar ortaya ç›km›flt›r. Mücadelemizin en hay›rl› sonuçlar›ndan, en çarp›c› ve en dikkatle ele al›nmas› gereken di¤er bir nokta da buras›d›r. Tasfiyeciler ifllemez duruma getirildi. Burjuva muhalefet hiçbir fley üretemeyece¤ini ve yaflamdan yoksun oldu¤unu ortaya koydu. ‹flte burada, devrimci seçenek için alabildi¤ine elveriflli objektif ortam›n, subjektif koflullarla nas›l beslenece¤i ortaya ç›km›flt›r. O halde bu gelecek için bir geliflme etkenidir ve geliflmelerde bu temelde olacakt›r.

ew e. c

Burjuva sivil seçenek, burjuva politik seçenek b›rak umut vaat etmeyi, canl›l›k belirtisini bile gösterme gücünde de¤ildir. Hükümetin bafl›, “politik seçenek yok” diyor. Muhalefet ordu kuyrukçusudur. Ona yaslanarak sonuç almak istiyor. Zaten tasfiyecilere söyleyecek bir fleyleri yok. Onlar›n ulusal meselede, demokrasi meselesinde yürekli bir tutum içine girmeleri flurada kals›n, tam tersine sessiz

ne t

Sivil geçinen muhalefet, daha fazla asker yardakç›s›, daha fazla askeri yöntemlerden medet uman bir konumdad›r. Bu, flu tezimizi do¤ruluyor: Türk politikas›nda üretim yoktur. Türkiye’de politik üretim, politik yöntemlerle sonuç alma ve politika belirleme geliflmemifltir. Politikan›n ifllev görmesi, politikan›n çözümleyici bir alan olarak rolünü oynamas› söz konusu de¤ildir. Partilerin ve bunlar›n önderlikleri büyük inançs›zl›¤› ve cüceli¤i yafl›yorlar. Bugün bu, do¤rulan›yor. ‘Ulusal sorun vard›r’, ‘birinci sorundur’ deniliyor ama, çözüm yok. Çözümün politikada aranmas› gerekirken, bunlar habire askerden daha fazla askeri bir kafayla orduya, ‘bast›rmaya devam’ diyorlar. Ordu bile bunlar›n yaklafl›mlar› karfl›s›nda pes ediyor, “yeter” diyor.

om

60

Ordu art›k Kürt sorununu tart›fl›r hale gelmifltir

15 A¤ustos At›l›m›’n›n en hay›rl› sonuçlar›ndan birisi de; soruna en inkârc› yaklaflan ordunun içinde böyle bir tart›flma bafllatm›fl olmas›d›r. Bu konuda hükümeti ifl görmez duruma getirmesi, parlâmentoyu Türkiye meselesine burjuva anlamda da olsa ya sahip ç›kan bir parlâmento durumuna getirecek ya da flimdiye kadar oldu¤u gibi, hiçbir de¤eri olmayan bir konumda tutacakt›r. Türkiye parlâmentosu sorunu bütün boyutlar›yla tart›flabilir mi? Hay›r. Ortaya ç›k›fl tarz›, bir ucubelikten baflka bir fley de¤ildir. Sorunlar› inkâr temelinde oluflmufl bir parlâmentodur. Özellikle parlâmentoya giren Kürt uflaklar, kraldan daha fazla kralc›, Türkten daha fazla Türkçüdürler. Veya Türk faflizminin iflbirlikçileridirler. ‹çinden ç›kt›klar› halk›n ulusal de¤erlerini kabul etmemek ve demokratik özlemlerine sahip ç›kmamak için, baflta yemin billah ederek kendilerini ulusal de¤erlerden koparm›fllard›r. Bunlar, Kemalizmin kitab›na el basarken; “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmezli¤ine ba¤l› kalaca¤›ma, namusum ad›na söz veriyorum” derken, zaten her türlü ihaneti yapmaya ad›m atarlar. Dolay›s›yla sorunu tart›fl›rlarsa kendilerinden korkacaklard›r. “Kürdistan meselesi nedir? Kürt meselesi nedir? Ve biz kimiz?” diyecekler. Bir taraftan sopa gibi bafllar›nda sallanan Kemalizmle dopdolu, ondan da öteye flovenist, faflist bir güruh, di¤er taraftan da bu uflaklar... Peki bunlar neyi


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

“Anlafl›ld›¤› kadar›yla meseleye flimdi daha gerçekçi yaklaflarak, sorununun ad›n› koymaya çal›fl›yorlar. Daha önce kat› inkârc› yaklafl›yorlard› ama, art›k m›zrak çuvala s›¤m›yor ve flimdi ‘böyle bir sorun vard›r’, ‘daha gerçekçi yaklaflal›m. Bu, bir eflk›yal›k olay› de¤ildir, bir ulusal sorundur, bir siyasal meseledir, bir baflkald›r›d›r, bir gerilla savafl›d›r’ diyorlar. Art›k bu kavramlar› kabul ediyorlar”

ne te we .c om

tart›flacaklar? Hangi çözümü olgunlaflt›rmaya çal›flacaklar? Yapacaklar› fludur; “ordumuz neden baflar›l› olam›yor?”, “ordumuz dünyaya kök söktürmedi mi? Ordumuz yedi düvele kafa tutmad› m›? Bu PKK eflk›yas› da nedir? Bunlar›n iflini neden iki günde bitiremedik” diye yersiz ve sa¤ duyudan yoksun m›r›ldanmalar içine gireceklerdir. O zaman da güvendikleri da¤lara kar ya¤d›¤›n› görerek, ne olduklar›n› ve ne durumda bulunduklar›n› daha iyi göreceklerdir. Burada secdeye gelebilirler mi? Ayaklar› gerçe¤e basabilir mi? Bu parlâmento gerçe¤e ad›n› verebilecek mi? Bak›p görece¤iz. Hemen flunu da belirtelim, gerçe¤e ad›n› vermeyi yasaklad›lar. Burada parlâmentonun varl›¤›n› ilgilendiren en temel meselenin ad› yoktur. Meselenin ad›n› koymadan, ezop diliyle neyi tart›flacaklar? Biliyorsunuz ezop; el ve mimik hareketleriyle veya bir kaç anlafl›lmaz sesle bir fleyleri anlatmaya çal›fl›r. Bunlar, “gözlerime bak ne dedi¤imi anlars›n”, “hal ve hareketlerime bak, ona göre aya¤›n› denk at” diyorlar. ‹flte, incir çekirde¤ini doldurmayan bir sonuç! Parlâmentoda ifller böyle ele al›n›yor. Hükümet parlâmentoda beterin beteri durumdad›r. Pratikte tedbirler nas›l al›n›yor? Daha fazla para, daha fazla silah, daha fazla y›¤›nak... ‘Bunun için karar m› gerekir? ‹mzay› bas!’ Bunlar›n hepsi uygulama gücüdür. Hükümette böyle politikalar belirleme hiçbir zaman geliflmemifltir. Parlâmentoda olmad› m›, hükümette hiç olmaz. Parlâmento bir karar organ›d›r. Karar organ›n›n durumu bu oldu¤una göre, yürütme organ› daha sefil bir durumu yaflayacakt›r. Geriye gerçek güç ve karar kayna¤› olan Milli Güvenlik Kurulu kal›yor. Milli Güvenlik Kurulu, meseleyi birinci gündem maddesi olarak y›llard›r gündeminde tutuyor. Son zamanlardaki tek gündem maddesi budur. Her ne kadar ikide bir “Bulgar Türkleri meselesi görüflüldü” deniliyorsa da, özünde temel meseleyi maskelemedir. Tart›flt›klar› hareketimizin durumudur. Anlafl›ld›¤› kadar›yla meseleye flimdi daha gerçekçi yaklaflarak, sorununun ad›n› koymaya çal›fl›yorlar. Daha önce kat› in-

61

kârc› yaklafl›yorlard› ama, art›k m›zrak çuvala s›¤m›yor ve flimdi “böyle bir sorun vard›r daha gerçekçi yaklaflal›m. Bu, bir eflk›yal›k olay› de¤ildir, bir ulusal sorundur, bir siyasal meseledir, bir baflkald›r›d›r, bir gerilla savafl›d›r” diyorlar. Art›k bu kavramlar› kabul ediyorlar. Bunu kabul etmeleri, siyasi çözümü düflündükleri için de¤il, böyle bir olgunun varl›¤›n› zorunlu kabul ettikleri içindir.

Milli Güvenlik Kurulu’ndan geliflme beklemek mümkün de¤il

ww

w.

Milli Güvenlik Kurulu’nun geldi¤i aflama budur. Olumlu yönden karar verebilir mi? Siyasal çözüme “evet” diyebilir mi? Ateflkese “evet” diyebilir mi? Ordunun gücüyle bu sorunu çözemeyece¤ini ilan edebilir mi? Hay›r. Bu aflamada bunun belirtilerini gösteremez. Gösterirse ikinci gün parlâmentoda belli olur. Çünkü parlâmento, Milli Güvenlik Kurulu’nun yanaflmas›d›r. Orada ses verir, ard›ndan hükümet uygulamaya geçer. Ama bu aflamada Milli Güvenlik Kurulu’ndan bu geliflmeleri beklemek mümkün de¤ildir. Kald› ki bunlar›n hepsi bir oligarflidir. Cumhurbaflkanl›¤›, baflbakanl›k, parlâmento baflkanl›¤›, hükümet üyeleri, generaller, bunlar›n ba¤l› olduklar› sermaye çevreleri ve Kürdistan’›n en iflbirlikçi kesimlerinin hepsi birbirleriyle iliflki ve çeliflki içindedirler. Burjuva anlamda da olsa, demokratça baz› ç›k›fllar olabilir. Zaten bunlar› biz teflvik ediyor, ortam haz›rl›yoruz. Bunlar yar›n ordu içinde, parlâmento içinde ç›kabilirler. Bunun yans›mas› hükümette ve Milli Güvenlik Kurulunda da olabilir. Ortaya ç›kacak olan bu geliflmeler, gerçekleri itiraf etme gücüdür. Gerçekler itiraf ediliyor ve tart›fl›l›yor. Bu, önemli bir geliflmedir. Bu geliflmeler,

bas›na oldu¤u gibi yans›yor. Bütün kamuoyunda tart›flmalara yol aç›yor. Bu konuda geleneksel solu bile geçtiler. Sahte TKP gazeteleri dedi¤imiz yaramaz yay›nlar›nda, tek bir kelime geçmiyor. Bugün burjuva gazeteleri bile, soruna oldukça genifl bak›yorlar. Burjuva duyarl›l›¤›, fosilleflmifl o yarat›klardan daha fazla ilgili olduklar›n› gösteriyor. Suçlu konumda olmalar›, onlara bir fley söylettiremiyor. Ama dürüst ve direnmeci konumda olan sol çevrelerin, hatta bilimsel baz› çevrelerin bile, meseleye ad›n› koyarak yaklaflmalar›, daha ciddi tart›flmalar› söz konusudur. Bu geliflmeler, sahte çevrelerin yenilgisini getirecektir.

Propaganda çal›flmalar›m›z›n etkileri uluslararas› alana yay›l›yor

Dürüst olan solun bu kadar aç›k tart›flmas›, baflbakan›n belirtti¤i gibi “PKK’nin büyük ifline yarayacak ve PKK’nin propagandas›na büyük bir at›l›m kazand›racakt›r”. Kald› ki bu, mücadelemizin do¤al bir sonucudur. Elbette ki pratik propagandaya yol açacakt›r. Genelkurmay da “büyük ve çok sinsi psikolojik bir savafl propagandas› yürürlüktedir” diyor. Evet, mücadelemizin tarihinde en büyük propaganda dönemlerinden birisi bir kez daha, hem de dolayl› bir ürün olarak ortaya ç›k›yor ve etkilerini de uluslararas› alana kadar tafl›r›yor. Bu, meselenin tart›fl›lmas›n›n ortaya ç›kard›¤› bir sonuçdur. fiüphesiz olumlu geliflmeleri beraberinde getirmesi kaç›n›lmazd›r. Kitlenin daha yayg›n kat›lmas›, dost güçlerin meseleye daha ciddiyetle e¤ilmeleri, düflman›n kendini biraz daha gözden geçirmesi, “asar›m, keserim” tutumundan uzaklaflmas› ve her fleyini ortaya koyarak üzerimize gelmekten kaç›nmas› önemli bir geliflmedir. Düflman


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Sorun ne kadar kamuoyuna yans›t›l›rsa çözüm o kadar yak›nlafl›r

Gerilla hamlemiz özünde siyasi bir hamledir Baz› alanlarda yap›lan s›n›rl› at›l›mlar bile, önemli sonuçlar› ortaya ç›kar›yor. Bu durum flunu gösteriyor; bütün bölgelerde ayn› at›l›mlar yap›l›rsa, çözümü oldukça yak›nlaflt›racakt›r. Bu anlamda son gerilla hamlemiz neyi ifade ediyor? Baflta solun olmak üzere her düzeydeki geliflmeyi ortaya ç›karabilecek çözüm yollar›n› buluyor. O halde bu arac› daha iyi kullanmal›y›z. Ço¤u bu araca daha düne kadar inanm›yordu. Fakat bugün bütün solu etkisi alt›na alm›fl, bütün geliflmelerin hangi yönden seyredece¤ini göstermifltir. ‹flte, bu arac›n yetkince kullan›lmas› devrimde çok temel bir rol oynamas›n› getirecektir. Bu geliflmeler sadece Kürdistan devriminde de¤il, Türkiye’nin demokratik devriminde de rolü daha flimdiden ortaya ç›km›flt›r. ‹lerde daha fazla rolünü oynayacakt›r. Gerilla hamlemiz, askeri bir at›l›m olarak görülmesine ra¤men özünde siyasidir. Ordunun politika üzerindeki olumsuz ifllevini ortaya ç›karmada, politik sonucu hayli anlaml›d›r. Tasfiyecili¤i önlemede, reformizmi ve sosyal demokratç›l›k maskesini düflürmede çok önemli bir iflleve sahiptir. Yine, devrimci olanaklar› alabildi¤ine ortaya ç›karmada da çok önemli bir politik araç oldu¤unu ortaya ç›karm›flt›r. Bu at›l›m, özellikle de son hamlemiz çok az harekete nasip olabilecek ve sonuç do¤urabilecek bir siyasal at›l›m oldu¤unu ve siyasi sonuçlar› çok büyük olan bir geliflme oldu¤unu göstermifltir. K›rk y›ll›k ilkel milliyetçi önderli¤in bütün Kürdistan genelinde gelifltirdi¤i en gerici, en tasfiyeci en komplocu çabalar› ve y›k›c› etkilerini özellikle son bir y›lda gidermifltir. Bunu do¤ru ideolojik politik önderlik

ww

w.

ne t

Mesele örtbas edilmeyecek kadar, gündeme girmifl ve gündemin de birinci maddesi haline gelmifltir. Dostun da, düflman›n da kabul etti¤i bir mesele haline gelmifltir. Unutmamak gerekir ki, çözüm için öncelikle sorunun kendini güncellefltirmesi gerekir. Çözümden önce güncellefltirme durumu, sonuca gitmek için en önemli bir aflamad›r. Meselenin varl›¤› bir yerde ortaya ç›kmal›d›r. Sorun yaln›z dar çevrelere de¤il, bütün kamuoyuna yans›t›l›rsa çözümün yak›n oldu¤u bilinmelidir. Soruna sivil, askeri, resmi ve gayr› resmi tabandan ve tepeden herkesin birinci gündem maddesi olarak yaklaflmas›, çözümün de yak›nlaflt›¤›n› gösteriyor. Çözüm için verilerin olgunlaflt›¤› aç›kt›r. Çözümün olabilmesi için, önümüzdeki dönemde gündemden bir daha sökülmemecesine oturmas›na ba¤l›d›r. Bu noktaya da gelinmifltir. Dolay›s›yla ortaya ç›kacak geliflme buradan güç alacakt›r. Sorun, ne kadar yo¤un ve ne kadar nicelik ve nitelikçe yayg›nlaflt›r›l›rsa, çözümü de bir o kadar beraberinde getirecektir. Olas› geliflmelere nas›l yol açaca¤›z? fiüphesiz Parti takti¤imizde bunlar iyi ifllenmifltir. Uzun süredir Parti politikam›z› yetkince aç›mlamaya çal›flt›k. Bütün yönleriyle nas›l geliflmemiz gerekti¤ini ortaya koyduk. fiimdi burada söz konusu olan, aç›mlanm›fl bu politikan›n daha seri, daha sonuç al›c› pratik uygulamalar› olacakt›r. Daha fazla uygulama nedir? Gerilla savafl›m›n›n dayand›¤› aflamad›r. Gerilla savafl›: Siyasi sonuçlar› bütün yönleriyle a盤a ç›karan, büyük dev-

rimcilefltirme özelli¤ini ortaya koyan, özellikle ordu ç›kmaz›n› deflifre eden, politik ç›kmaz› daha da güçlü gösteren, reformizmi, tasfiyecili¤i, hatta sosyal demokrat seçene¤inin ne oldu¤unu ortaya koyan bir özelliktir.

kadar, do¤ru gerilla savafl›m tarz›yla da kan›tlayarak, Kürdistan halk›n›n büyük direniflci özelli¤inin nas›l somutlaflt›r›labilece¤ini ve nas›l yenilmez k›l›nabilece¤ini de göstermifltir. Bu, önemli bir geliflmedir. Sadece bunlar›n olumsuzlu¤unu gidermekle kalm›yor, kendilerini k›rk y›l önder olarak görmelerini de ortadan kald›r›yor. Bu kesimler, Kürdistan parçalar›ndaki halk›m›z›n yurtsever duygu, ilgi ve desteklerini çok kötüye kullanm›fllard›r. Hiçbir savafl yetenekleri olmad›¤› halde, hatta burjuva milliyetçili¤i ve ulusçulu¤u olmad›¤› halde, kendilerini maskeleyerek en büyük karfl› devrimci konumlardan birisini yaflamaktad›rlar. Bu kesimler, son bir y›l içinde tamamen altüst olmufl ve tersyüz edilmifllerdir. Bütün gerçekleri, bütün zaaflar›, bütün yanl›fll›klar› ve bütün ihanetleri ortaya ç›kar›lm›fl ve halk üzerindeki etkileri k›r›lm›flt›r. Devrim bunlar› olumlu yönden de¤erlendirerek, yedeklik yapacak konumlar› varsa yedeklik konuma getirmek, tasfiye edilmesi gerekenleri de tasfiye etmektedir.

ew e. c

dayanaklar›n› yeniden hesaplayacak, tutumunu yeniden belirleyecektir. Yine, Avrupa’n›n baz› politik çözümleri aç›kl›kla dayatmas› söz konusu olacakt›r. Bütün bunlar, mücadelemizin güncel olarak yaratt›¤›, yaflad›¤› ve yaflatt›¤› önemli geliflmelerdir. Bunlar›, mücadelemizin hem etkiledi¤i ve hem de etkilendi¤i önemli geliflmeler olarak de¤erlendirebiliriz.

om

62

Bu savafl nicelik ve nitelik olarak büyüyecektir Silahl› mücadele için sa¤lanan büyük çaba her türlü sa¤ sol yaklafl›mlara karfl› mücadele etmifl; büyük haz›rl›k ve büyük kararl›l›kla gelifltirilen bu ad›m›n art›k geriletilemeyece¤ini, kök salmas›n›n engellenemeyece¤ini, kendisinden beklenen rolü lây›k›yla yerine getirebilece¤ini aç›kça ortaya koymufltur. Bütün belirtiler gerilla savafl›m›n›n geliflece¤ini göstermektedir. Güç durumumuz, alanlarda vücut bulmam›z, kazan›lan tecrübe, kitlelerin geliflen ilgisi, uluslararas› ve bölgesel mevzilenmemiz bu savafl›m›n geliflece¤ini aç›kça göstermektedir. Bu savafl, nicelik ve nitelik yönüyle büyüyecektir. Daha flimdiden binlerle ifade edebilece¤imiz bir niceli¤e do¤ru t›rman›yoruz. Niteliksel olarak gerilla ordusunun kural›, kaidesi, kuruluflu ve iflleyifli söz konusudur. Yönetmelik ve talimatlarla yürüyecek bir duruma


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

Halk ordusuyla oynanmaz Bütün sa¤ sol ve sekter yaklafl›mlar -bunlar› geçmiflte çok gördük- kendisini aldatmaktan baflka bir sonuç vermez. Sonuçta da kendisini kurtaramaz. Kald› ki bu kifliyi düflman ezmezse, devrim ezer. Geçmiflte ve flimdi yaflad›¤›n›z gibi, bu olaya böyle yaklafl›rsan›z ezilirsiniz. Bu vesileyle bunu belirtmekte yarar görüyorum. Hiç kimse çocukça davran›fllara müsaade etmez, çokça içine girilen kural d›fl› hareketleri affetmez ve görevlere karfl› duyars›zl›¤› kabul da etmez. Bu aflaman›n özelli¤i bu olacakt›r. Tekrar belirteyim ki, madem her yerde ifle girilmifl veya “var›z” diyorsunuz, o halde bu iflin nas›l yürütülece¤ini iyi ö¤renmeniz gerekiyor. Bu konuda hiç olmazsa yak›n geçmiflten ders ç›karmal›s›n›z. Bu iflleri rolüne uygun üstlenme zorunlulu¤u

sini mahfeder. Sergilenen bu yanl›fl tutumlar› anlamak, kabul etmek, kavramak flurada kals›n, bunlar› a¤za almak bile bir suçtur. Böyle fleyleri kabul etmiyoruz. Halk Ordusunun kurulufluna, do¤ufluna böyle girifl yap›lamaz. Bu tarzda bir yaklafl›m, halk›n kurtulufluna yap›lm›fl en büyük sayg›s›zl›kt›r. Bu tutumlar elefltirildi¤i için, ülkedeki baz› arkadafllar biraz daha olgunca ad›m att›lar. Ve önemli geliflmeler de ortaya ç›k›yor. Bunlar› hem görmek gerekir, hem de bu ifllere hakk›n› vermeyen, bozan düflkünlere karfl› her alanda mücadele vermek ve onlar› hak ettikleri yerlere oturtmak gerekir. Çünkü bunlar, tarihle ve halk ordumuzun çok flanl› kurulufl evresinden geçmesiyle oynuyorlar. Bunu ne hakla ve neye dayanarak yap›yorlar? Bunu hangi ç›karlar için yap›yorlar? Niçin? Bunlar› nas›l izah edecekler? ‹zah› yok.

ne te we .c om

do¤ru h›zla t›rman›yoruz. Sadece Parti çekirdeklerini e¤iten, çeliklefltiren bir savafl de¤il; halk›n da bütün savaflç› gücünü e¤iten, gelifltiren özellikle köylüyü yurtseverlefltiren, ordulaflt›ran bir özelli¤e ulafl›lm›flt›r. Ve bu h›zla t›rmanmaktad›r. Art›k gerilla ordusunun kurulufluna büyük bir güvenle bakabilir, ordumuzun flanl› bir kurulufl evresinden geçti¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz. Çok ciddi hatalar yap›lmazsa, perspektifler, iflleyifl esaslar› özenle yerine getirilirse, bu ordu kuruluflunun baflar›yla tamamlanma, nitelikçe ve nicelikçe büyük bir t›rman›fla hem de çok yak›n bir sürete geçmesi an be an sa¤lanan bir geliflme olacakt›r. ‹yi komuta edilmesi, militan yap›n›n bu kuruluflu iyi yönetmesi, komuta kademesinin iyi örgütlenmesi, sevk ve idarenin iyi yap›lmas› önem kazanacakt›r. Kat›l›m sorunu fazla önemli olmaz. Kitlelerin ba¤r›ndan kanallar aç›larak günde onlarla de¤il, yüzlerle de ifade edilecek kat›l›mlar söz konusu olacakt›r. Yeter ki komuta kademesi e¤itimi ve örgütlenmeyi gerçek anlamda yaparak, halk ordusunun da kurulufl esprisine ve formasyonuna uygun bir flekilde bu ifllere sahip ç›ks›n! Bunlar s›radan bir çabayla yerine getirildi¤inde bile, -ki, böyle dönemler için azami çabalar gereklidirhalk ordumuz son derece flanl› bir kuruluflu gerçeklefltirecektir. Sadece baz› alanlar› tutmakla kalmayacak, her gün yeni alanlar› savafl›m cephelerine katarak, geniflli¤ine de büyüyecektir. Kademeleflen gerilla, derinli¤ine büyümektir. Sorumlu devrimcilik daha flimdiden bunlar› sa¤layabilece¤ini ortaya koydu¤u gibi, askeri çizgiye daha da hakim olabilece¤ini de göstermifltir. Askeri çizgiyi uygulama yetene¤imiz, bu ifllerde baflar›m›z›n azami olmas›na da yol açacakt›r. Dolay›s›yla yak›n gelecekte halk ordumuzun kuruluflu canl› bir evre oldu¤una göre, Parti’nin temel kadro gücü de bu görevin bütün siyasi sonuçlar›n› göz önüne getirerek, halk çizgisinin bel kemi¤i olmal›d›r. Savafla profesyonelce yaklafl›l›rsa, herkesin rolünü oynamas› kaç›n›lmaz olur.

63

“Bu savafl, nicelik ve nitelik yönüyle büyüyecektir. Daha flimdiden binlerle ifade edebilece¤imiz bir niceli¤e do¤ru t›rman›yoruz.

Niteliksel olarak gerilla ordusunun kural›, kaidesi ve iflleyifli söz

konusudur. Art›k gerilla ordusunun kurulufluna büyük bir güvenle bakabilir, ordumuzun flanl› bir kurulufl evresinden geçti¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz”

ww

w.

vard›r. Daha düne kadar bu ifllerle nas›l oynand›¤› iyi biliniyor. Hiç kimsenin buna hakk› yoktur. Bu tutumlar›n üzerine tekrar tekrar durmak gerekir. Bu konuda müsamaha gösterilemez. Halk ordusunun kuruluflu çok ciddi bir olayd›r. Onunla oynan›lamaz. Ordu kurulufluyla oynayanlar›n yerinde oturmas› gerekiyor. Bir fleyler yapmak istiyorsan›z bu ifllere yi¤itçe yaklaflman›z gerekecek. Ordu kuruluflunda sa¤ sol yaklafl›mlar, bozguncu anlay›fl ve tutumlar›n bir daha tekrarlanmamas› gerekir. Halk evlad› oldu¤unu söyleyenler bu kadar bilinçlenmeden sonra, bu ifllere namuslu ve dürüstçe yaklaflmak zorundad›rlar. Herhangi bir geliflmeden de¤il, halk ordusunun kuruluflundan bahsediyoruz. Düflman bile bunu itiraf etti¤ine göre, bir devrimci bununla çeliflebilir mi? Toyluk, hafiflik, amatörlük gösterebilir mi? Yanl›fl oynayan kendi-

Kimse sizden mucize beklemiyor

Hayat›n›z› ortaya koymuflsunuz, o zaman buna sayg›l› olun. Biçimsizlik, karars›zl›k, bilmem hata üstüne hatal› tutum gösterilemez. Do¤ru dürüst a¤z›n› açmas›n›, konuflmas›n› bilmeyenler, do¤ru dürüst bir yürüyüflün sahibi olamayanlar nas›l geliflebilir? Ancak ordu kurma sanat›ndan uzak duranlar böyle davranabilirler. Bu politik mücadeleden, askeri mücadeleden anlayamayanlar›n tutumudur. Kimse sizden mucize ifller beklemiyor veya “az çaba harc›yorsunuz” demiyor. Söylenenler do¤ru kavranmal›d›r. Do¤rular› yanl›fl olarak anlamay› meziyet sananlar, ancak lümpen kiflilerdir. Oysa lümpenler komutan olamazlar. Olsa olsa serkefl olurlar. Onlar›n da kula¤›ndan tutup atarlar. Komutan olmak, özellikle de askeri alana girmek bu hal ve hareket-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Bin bir emekle sa¤lanan geliflmeler kötüye kullan›lamaz

ne t

Her olanaktan yararlanarak ordu kuruluflunu gerçeklefltirmeye çal›fl›yoruz. Bin bir emekle sa¤lanan geliflmeler kötüye kullan›lamaz. Günler, saatler çok önemli. Bu halk her fleyini ortaya koyarken, bu kadar ac›ya, iflkenceye dayan›rken bofluna dayanm›yor. Zindan direniflçileri, ölümüne bu kadar direnirken bofluna m› direniyor? Kimsenin pafla keyfi için bunlar yap›lm›yor. Sadece bir önderlik sevdas› u¤runa da yap›lm›yor. Bunlar, ne oldum delisi olman›z için mi yap›l›yor? Hay›r! Biraz sade olal›m, biraz alçak gönüllü olal›m, kendimizi biraz do¤ru tan›mlayal›m. Yaflamlar›n› ölüme yat›rarak sonuç almaya çal›fl›yorlar. Zindan direniflçileri, yaflamlar›n› damla damla feda ederek sonuç almaya çal›fl›yorlar. Her gün bir hücresini eriterek sonuç almaya çal›fl›yorlar. O zaman neyin nas›l karfl›land›¤›n› bilmekten baflka çareniz yoktur. Bunu anlamayanlar ya art niyetli ya da iflah olmaz durumda olduklar›n› ortaya koyarlar. Bunlar›n yaflanmas› bile suçtur. Parti içinde de, baflka bölgelerde de bulunmalar› suçtur. Fakat böylesi toyluklar halen yaflan›yor. Ordu kuruluflu için her fleyimizi ortaya koydu¤umuzu söylüyoruz. Ama baz›lar› bununla deli gibi oyun oynuyor. Ama deli de¤ilsiniz, adam olacaks›n›z. Madem bu mesle¤e talip oldu-

nuz, o zaman mesle¤in özellikleri var, çelikten kurallar› var. Buna uyacak ve bunu içinize sindireceksiniz. Halk evlad› olduklar›n› iddia edenler, böyle davranmak, hal ve hareketlerini böyle ayarlamak zorundad›r. Düflman bu tutumlar›n›z› göz önüne getirdi¤i için, size her gün ça¤r› üstüne ça¤r› yap›yor. Elimizde baz› belgeler var, düflman bile bu düflkünleri affetmeyecektir. Baz› bölgelerde baz›lar›n› kene gibi tutmufl onlara her gün itirafnameler haz›rlat›yor, mektuplar yollat›yor. Bunlara dayanarak kuruluflumuzu çökertmek için, sa¤a sola sald›rt›yor. Daha bafllang›ç aflamas›ndayken kuruluflumuzu baflar›s›zl›¤a u¤ratmak istiyor. Biraz dürüstseniz gösterilmesi gereken tutumun ne olmas› gerekti¤i aç›kt›r.

Birçok bölgede savafl h›zlanacak ve geliflebilecek iken ya düflkünlükten, ya da önderlik veya ç›kar sevdas›ndan vazgeçilmedi¤i için büyük tahribatlar yarat›l›yor. Oysa bu ifl kavga iflidir, savafl iflidir. Yine, yetkin ol, önder ol. Parti zaten bunu destekliyor ve güç veriyor. Ama bu iflin gerekleri var. A¤a gibi hiç çal›flmadan oturarak önder olunur mu? Bunu dayatanlar er veya geç kötü bir sonuca çarpacaklar. Kaçanlar›n hepsi flimdi hem devrim, hem karfl›devrimin mengenesi içindedirler. Onlar sürekli böyle kalacak ve hiçbir kurtulufl flans› da verilmeyecektir. Ordu ile oynanmaz. Hiç kimse “biz oyun oynuyoruz, Kürdistan halk› basit bir oyuncakt›r” diyemez. Hay›r! Böyle ol-

w.

ww

mad›¤›n› herkese kabul ettirece¤iz. Hiç kimse gözümüze baka baka kendi yaramazl›klar›n› oynayamaz.

Söz konusu olan bir halk›n tarihidir basit yaklafl›lmamal›d›r

Birçok alanda yetkilere ve görevlere karfl› öyle düflkünlükler, olumsuzluk, yetmezlik sergileniyor ki, insan›n flaflmamas› elde de¤il. K›rk yerde yamal› bohça, k›rk yerden delikli kova misali kendilerini delik deflik edenler saflar›m›zda bar›namazlar. Kendilerini toparlamayanlar ve kendilerini her gün k›rk türlü flikayet küpü durumuna getirenlerin PKK’de yeri yoktur. Bu sözcüklerin PKK içinde fazla yeri yoktur. Kendini yatalak durumuna getirenler, en afla¤›l›k tutumu sergileyenlerdir. ‹çinden geçti¤imiz süreç bunu affetmeyecek kadar ac›mas›zd›r. Ben bile görevlere s›radan yaklaflsam, mahkûm olmay› kabul ederim. Birbirimizi ve içinden geçti¤imiz süreci anlamak durumunday›z. Bu sürecin yükledi¤i görevleri kavramak zorunday›z. O halde her bak›mdan flanl› bir kurulufl döneminden geçerken, hiç kimse ne sa¤, ne sol, bilmem ne toyluk, ne amatörlük, ne de çocukluk hastal›¤›n› dayatamaz. Çünkü, bir halk›n tarihiyle oynuyor, bir halk›n en yüce yaflam flans›n› elde etti¤i bir aflamada onun savafl›m›yla oynuyor. Sorumluluklar›m›za sahip ç›kal›m, görevlerimize sahip ç›kal›m. Çok çeflitli nedenlerle giremedi¤iniz Parti hatt›na, özelliklede onun silahl› savafl›m hatt›na, gerilla savafl›m hatt›na flimdi do¤ru girin. Bunlar yap›lamayacak ifller de¤ildir. Bu ifllerin 盤 gibi büyüyebilece¤ini görüyorsunuz. Y›llarca bu ifli sabote etmekle u¤raflt›lar. Bu ifller 1979’da, 1983’te de yap›labilinirdi. Yapmad›lar da ne oldular? Bu iflten en çok sorumlu olanlar, hakketmedikleri bir kayba u¤rad›lar. Hiç olmazsa bundan sonra döneme hakk›n› vererek girelim. Bu kadar tecrübe kazan›lm›fl, bu

ew e. c

lerle olmaz. Komutanl›k sanat›n›n biraz konuflturulmas› halinde düflman›n ne durumlara sokuldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Bu gerçeklerin ›fl›¤›nda, hiç olmazsa bu ifllere do¤ru yaklaflmas›n› bilmelisiniz. Bunun d›fl›ndaki tutumlar› kabul etmiyoruz. Bu tutumlar›n ne anlama geldi¤ini bilmek durumundas›n›z. Çocuklar bile bir-iki sefer uyar›ld›klar›nda do¤ru yürürler. Oysa çocuklardan bin defa daha berbat bir konumda yaflayanlar›n say›s› hiç de az de¤ildir. Bu, bizim yöntemimiz de¤ildir. Bu tutuma girenler saflar›m›zda kalamaz.

om

64


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN tarafa b›rakarak, PKK ad›na çal›flma yürütemez. Cephe çal›flmas› da olsa, herkesin yüre¤i gerillaya hizmet temelinde olacakt›r. Gerillaya kapal›, ondan çekinen bir örgüt faaliyetimiz olamaz. Hiçbir yanl›fl anlay›fla girmeden, önümüzdeki dönemde en çok çaba harcayaca¤›m›z ve daha büyük ifller baflarmaya çal›flaca¤›m›z ad›mlar bunlard›r. Yak›n döneme kadar baz› inançs›zlar›n ve bu iflten sorumlu tutulmas› gerekenlerin, silahl› savafl›ma nas›l sa¤ yaklaflt›klar›n› ve bu arac› ifllemez duruma getirdiklerini, çok tehlikeli konumlardan geçtiklerini biliyoruz. Bu durumlar›n tekrar› art›k yarg›lanmal›k bir meseledir. ‹nançs›zl›k, askeri kurallar›n yerine getirilmemesi kabul edilemez. Birimi da¤›tarak düflmana teslim olma, bize dayat›lan en düflmanca, provakatifce ve bozguncu yaklafl›mlard›r. Ama hareketimiz bunlarla hesaplaflt›. Silahl› savafl›m çabalar›m›z, bugün bunlar› geride b›rakt›. ‹flte, dosttun da, düflman›n da itiraf etmekten çekinmedi¤i yine, halk›m›z›n kadroyu bile aflan günlük çal›flma temposuyla kat›l›m› söz konusudur. PKK bir anlamda budur ve gerilla da tutturdu¤u seviyedir. Bu konuda her türlü engelleyici çabaya karfl› verdi¤i karfl›l›kt›r. Kadrolaflmas›n›n da en belirgin özelli¤i böyle somutlaflm›flt›r. Yak›n dönemde halk›n yetkin siyasi ordulaflmas› söz konusu olacakt›r. Bu, önemli bir aflamad›r. Yüzy›llar›n geleneksel otorite anlay›fl›n›n parçalanmas› büyük bir geliflmedir. Bugün Kürdistan’da özellikle sömürgeci ve yerel iflbirlikçi otoritenin da¤›lmas›, eflsiz bir demokratikleflme ve özgürleflme imkan› veriyor. Daha flimdiden aç›lan çatlaklardan halk›n nas›l sökün etti¤i, kendini konuflturdu¤u, hiçbir bask›y›, iflkenceyi ciddiye almadan Parti’ye ba¤l›l›k gösterdi¤i göz önüne getirilirse, daha da geniflletilecek çatlaklardan ordu güçleri gibi hücum edecektir. Ve bu, onun bafl hedefi olacakt›r. Halk›n güç olmas›, kendi kaderine hükmetmesi hem ulusal, hem de demokrasi sorununu sonuçland›rmada temel güç olma rolünü oynayacakt›r. Bu rolü en kat›l›mc›, en yarat›c› ve en sorumlu bir

biçimde oynamas›, tarihte ilk defa tan›k oldu¤umuz bir geliflme olacakt›r. Bu büyük bir aflamad›r.

Gerilla halk iktidar›m›z›n esas teminat› olacakt›r

ne te we .c om

kadar mevzi aç›lm›fl o halde önümüzdeki dönemin gerilla ordusunun kurulufl görevi üzerine yürürken; geçmiflten flu veya bu nedenle bir noktaya kadar kabul edilen birçok yetmezlik, toyluk, amatörlük, sa¤ sol yaklafl›mlar neden ve sonuçlar›yla birlikte önümüzdeki döneme hiçbir flekilde yans›t›lmamal›d›r. “Bunlar› biraz daha incelterek yaflayabiliriz” diyenler, askerlik kurallar›na göre yarg›lanacaklard›r. Geçmiflte sergilenen bir kaç davran›fl, günümüzde idama götürecektir. “Yaflamay›n” demiyoruz. Yaflam›n en alas›n› özgürce ortaya koydu¤umuzu söylüyoruz. Halk›n özgür yaflam›na ba¤l›l›k temelinde yaflama olana¤› verilmifltir. Siz de bu yaflam› disiplin ve gönüllülük temelinde kabul ettiniz. Gönüllü kabul etti¤inize göre, bunun ifade etti¤i zorunlulu¤u bir an bile göz ard› edemezsiniz. Bir amatör gibi davranamazs›n›z. Bu konuda insanl›k ölçüleri tutturulmak zorundad›r. Madem “bu ifle var›m” dediniz ve söz verdiniz o zaman bunun size yükledi¤i görevleri, tak›nman›z gereken tavr› ve disiplini göz ard› edemezsiniz. Bu konuda sözünüzün eri olacaks›n›z. Bu dönem böyle bir dönemdir. At›lacak her ad›m›n, söylenecek her sözün hesab› vard›r ve bunlar da sorulacakt›r. O halde döneme köklü ve son derece özverili yaklaflacaksan›z. Oldukça disiplinli ve profesyonelce yaklaflacaksan›z.

65

w.

Herkesin yüre¤i gerillaya hizmet etme temelinde atmal›

ww

Parti kadrolar› önümüzdeki dönemin üzerine yürürken, bütün çal›flmalar› belirleyen silahl› savafl›ma, gerilla savafl›m›na hizmet gelifltirirken, bu temelde gelifltirmeye büyük özen göstermeleri, baflar›s› için her fleyini ortaya koymalar›, bu konuda taviz vermemeleri en temel görevdir. Görülüyor ki önümüzdeki döneme yükledi¤imiz temel görev, siyasi sonuçlar›yla birlikte askeri ordulaflmam›z›n da temel takti¤idir. Baflta cephe çal›flmas›, bu temel takti¤e hizmet etmekle mükelleftir. Yurt içi ve yurt d›fl› çal›flmalar›, tamamen bu savafl› t›rmand›rmakla yükümlüdür. Hiç kimse bu temel takti¤i bir

Daha düne kadar baz› olanaklar›n› haz›rlad›¤›m›z, programatik temellerini att›¤›m›z bu yönlü çabalar›m›z, önümüzdeki dönem prati¤inde önemli oranda varl›k kazanacakt›r. Halk›n siyasal erki ve ordulaflmas› kavram olmaktan ç›karak bir yaflam gerçe¤ine dönüflecektir. Bu gerçeklik, gerillada k›smen de olsa vücut bulmufltur. Yar›n geliflme, cephe örgütleriyle, milis düzeniyle, yerel yönetimlerle, ulusal üretim çerçevesine ulaflmakla daha da yayg›nlaflacak ve derinleflecektir. Geliflmeler, Türkiye siyasi ortam›na daha güçlü yans›yacakt›r. Özellikle Türkiye’yi siyasi çözüme zorlamak, Türkiye’nin en gerici iktidar odaklar›ndan tutal›m, en inkârc› tutum ve davran›fl içinde bulunan çevrelerine kadar, hepsini yeniden durumlar›n› gözden geçirmeye ve baz› politik çözümlere haz›r olmaya itecektir. Birçok mesleki kurulufllar› geleneksel uykular›ndan uyand›racak, “sorunlar›n›z bizim sorunlar›m›za ba¤l›d›r, kurtuluflunuz bizim kurtuluflumuza ba¤l›d›r” diyerek, bu edilgenleri bu köleleri kendi sorunlar›na sahip ç›kmaya zorlayacakt›r. K›saca, düzenin resmi siyasi iktidar odaklar›n›n körcesine fliddet politikalar›na fazla güvenemeyeceklerini ortaya koyacaklar› gibi, “olas› siyasi bir geliflme var m›d›r?” biçiminde düflünmeye ve bu anlamda ç›k›fl yapmaya zorlayacakt›r. Halk, bunlar›n bask›s›n›, sömürüsünü iliklerine kadar yaflam›flt›r. Egemenlerinin ifllemezli¤ini, ç›kmazl›¤›n› çok daha derinden görerek ve de sars›lm›fl olarak, söyledikleri gibi olmad›klar›n› görecek ve kendi emekçi çözümlerinin art›k vazgeçilmez oldu¤unu, bunu kendilerinden baflka yapacak bir gücün olmad›¤›n› görerek devrimci, demokratik seçene¤i daha yetkince ortaya koyup çözüm arayacaklard›r. Kürdistan halk›n›n ç›k›fl›nda kendi ç›k›fl›n›, Kürdistan halk›n›n kurtulu-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

¤an gibi tekrarlamakla, PKK’de pratik

fiehitlerine kör bakanlar›n PKK’de yeri yoktur

Kürdistan’da devrim iflleri, özgürlük iflleri savafl gerçe¤i haline gelmifltir. Partimizin dürüst ö¤eleri bu ifllere lay›k olmaktan baflka, hiçbir seçenek

w.

ww

ve talepte bulunamazlar. Hele hele yanl›fl tutum ve davran›fllara giremezler. Hiçbir harekete nasip olmayacak kadar, Parti militanl›¤› üzerinde teorik çözümlemeler yapt›k. Bunlar›n bir abide kadar de¤erli olan flehitlerde nas›l somutlaflabilece¤ini gösterdik. Bunlar sizler yetkinleflmeniz içindir. fiehitlerine bu kadar kör bakanlar›n PKK’de yeri yoktur. Çözümlemelere bu kadar mu¤lak yaklaflanlar›n Parti’de yeri olamaz. Bunu bileceksiniz. PKK ucuz bir karargah de¤ildir. Hele hele sabotörlerin, bozguncular›n, direktifsizlerin, ne oldum delilerinin, kendilerine sevdal›lar›n içinde yaflayacaklar› bir karargah hiçimi hiç de¤ildir. Parti bünyesinde nas›l yaflayaca¤›n›z› iyi bilmelisiniz. Do¤ru Partilileflme için çok fley söylendi. Bunlar sadece PKK içinde söylenilmedi. Türkiye ortam›nda, hatta uluslararas› alanda bile sosyalizmin do¤ru örgütlenmesi için, ak›l almaz talimatlarla bu ifller yürütüldü. Biz de buna büyük bir yarat›c›l›kla, karfl›l›k vermek istedik. Bu anlamda PKK’nin kazan›mlar› evrenseldir, enternasyonaldir. Dolay›s›yla buna ulaflmak, sosyalizme ulaflmakt›r. Bugün sosyalist ülkelerde bile, bu kavramlar›n bafl›na nelerin geldi¤ini göz önüne getirirsek, bizim için ne kadar elzem oldu¤u daha iyi anlafl›lacakt›r. Partimizin ideolojik politik ar›l›¤› oldukça geliflmifltir. Örgütlenmesi pratikte birçok yetmezli¤i aflarak geliflmektedir. Bafl›ndan beri aç›kl›¤› esas alan örgütsel bir geliflmedir. Hiçbir harekete nasip olmayacak kadar aç›kl›¤a yer verir. Bunun için elefltiriler ve özelefltiriler gelifltirildi. Bütün bunlar daha güçlü militan› ortaya ç›karabilmek için yap›ld›. Böylesine bir hareketin örgütlenmesini elbette esas alacaks›n›z. Bu kadar çözümleme bofluna yap›lmam›flt›r. Nas›l PKK’li olunaca¤› bütün boyutlar›yla gösterilmifltir. Bunu

ew e. c

politikac›l›k yap›lamaz. Ne eski, ne de yeni hiçbir kadromuz veya aday›m›z kendini ayak ba¤› haline getiremez. Her düzeye yans›m›fl bir politik ve askeri savafl›m içindeyiz. At›lan her ad›m›n dikkatlice at›lmas› gerekiyor. Öncelikler s›ras›na göre, esas ve tali olana göre de¤erlendirilmesi gerekirken; rastgele, toyca, keyfice hesaplamadan pratik sahibi olman›n ve ad›m atman›n hiçbir de¤eri yoktur. O halde Parti’nin öncülük sanat› her dönemden daha fazla yetkince uygulanmal›d›r. PKK büyük bir yaflam kuvvetidir. Önemli rollerle yükümlenmifl, iyi planlanm›fl bir harekettir. K›rk yerden delikli bir kova de¤ildir. ‹yi ifllenmifl, iyi çözümlenmifl, iyi organize edilmifltir ve iyi biçilmifltir. Bunun için yaflad›¤›m›z› bilmek durumunday›z. Bu konuda kimse, “gelin PKK’li olun” diye davetiye de ç›karm›yor. Madem geldiniz lay›k olmaya çal›fl›n. PKK’lilik imkanlar üzerinde har vurup, harman savuracak bir yer de de¤ildir. Kiflinin kendi keyfine göre ahkam biçti¤i bir yer hiç de¤ildir.

ne t

flunda kendi kurtuluflunu görmeye çal›flacakt›r. En halkç› devrimci dönemlerden birisine girmek durumunda kalacaklard›r. Artan hareketlilik hem propaganda da, hem de pratik siyasi çal›flmalarda ve eylemlerde giderek bir yo¤unlaflmay› Türkiye halk›n›n olanaklar› dahiline sokacakt›r. Eskisiyle k›yaslanmayacak bir demokratik savafl›m›n olufltu¤una tan›k olacakt›r. Buna güç verecektir, bundan da güç alacakt›r. Bu aç›dan önümüzdeki dönemde Türkiye halk›n›n demokrasi mücadelesinde bir s›çrama beklenebilinir. Bunun reformistler ve tasfiyeciler taraf›ndan engellenmesinin afl›lmas› gündeme gelecek ve devrimci önderli¤in sa¤lam geliflti¤ine tan›kl›k edecektir. Kürdistan’›n di¤er parçalar›ndaki geliflmeler, do¤ru temellerde deste¤e dönüflecektir. Kürdistan halk›n›n di¤er parçalardaki konumu dar otonomici ve gericidir. Dolay›s›yla bu çerçevede ele alan ve büyük bir iflasla karfl› karfl›ya b›rak›lan önderliklerin y›k›l›fl›, bu parçalardaki halk›m›z› bilinçlenmeye örgütlenmeye ve yan› bafl›nda yeni anlay›fllar› bulmaya yöneltecektir. Daha fazla zaman kaybetmeden, do¤ru tutumlarla devrimci demokratik ve devrimci radikal ulusal kurtuluflçu temelde buluflmalar›na yol açacakt›r. Bütün bu geliflmelere önderlik edecek Partimizdir. fiimdiye kadar gereklerini yeterince yerine getirmeyen Parti görevlileri ve Parti kadrolar›, bundan sonra rollerini diplomatik alandan tutal›m, askeri alana kadar yetkince oynayacaklard›r. PKK’de somutlaflan önderlik görevleri lay›k›yla yerine getirilirse, rol ifade edilecektir. Amatör gibi, keyfe göre çal›flan bir militanl›k art›k yüz bulamaz. Parti öncülü¤ü, ço¤unuzun içinde bulundu¤u büyük yetmezli¤e ra¤men icra edilecek ve gerekleri yerine getirilecektir. Teoride bir kaç belirleme yapmakla, çizginin baz› özelliklerini papa-

om

66


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN termeye çal›flt›k. Her fley nas›l yerli yerine getiriliyor? Nas›l yürütülüyor? Nas›l elde ediliyor? Nas›l kaybediliyor? Nas›l kazan›l›yor? Bütün bunlar ortaya konulmufltur. Do¤ru yaklaflmas› gerekenler; öncüdür, halkt›r, dosttur. Düflman› da uyar›yorum; biz bir mücadele yürütüyoruz, bizi bütün yönleriyle tan›s›n ve savafl› o temelde yürütsün. Biz savafl›n kurallar›yla yürütülmesinden yanay›z. ‹nsanlarla s›n›rs›z oynayarak, savafl› 盤r›ndan ç›kararak yürütmek isteyen biz de¤iliz. Türk devletidir. Savafl› kurallar›na göre yürütmemesinden ötürü esef ediyoruz. Bu s›zmalar, pravakasyonlar ve iflkenceler ac› veriyor. Zaten ço¤u da Anadolu halk çocuklar›d›r. Üzerimize sürdü¤ü askerlerin ölümlerinden ac› duyuyoruz. Sorumlu kimdir? Kör fliddet politikas›na tak›lmaktan ve sorunu çözmek için hiçbir seçene¤e yer vermeyen devlet yetkilileridir. Anadolu halk›, Türkiye halk› ve bu savafla sürülen evlatlar›, sorumlulu¤u kendi bafllar›ndaki yöneticilerinde görmelidirler. Hiçbir insafa s›¤mayan ve haks›z bir çapul seferi içinde tutmak isteyenlerden hesap sormal›d›rlar. Subaylar›ndan, sahte politikac›lar›ndan hesap sormal›d›rlar. Yürüttükleri savafl ç›karlar›na de¤il. ‹çine girdikleri hazin ve ac›mas›z durum ilerde daha da geliflecektir. Onlar›n beklentilerine ve yurtseverlik duygular›na cevap olmayacakt›r. Onlar› sürekli suça teflvik ediyor, bir avuç tekelcinin ve emperyalist kodamanlar›n ç›karlar› u¤runa insanl›ktan ç›kar›yorlar. Bu duruma düflmemeleri gerekir. Her zamankinden daha fazla bask›c›, sömürücü ve elit tabakalar›na amans›z bir biçimde hesap sormalar› gerekir. Aksi halde, üzerimize daha fazla gelmeleri, daha fazla ac›mas›z bir karfl›l›k bulacaklar›na yol açacakt›r. Kürdistan halk› her zamankinden daha fazla kendi savafl›m› içine çekilecektir. Kendi savafl›m› içine çekilirken, eski köleli¤inden kurtulacakt›r. Çabalar›n› azami fedakârl›k düzeyine ç›kararak, gerekirse can›n› da vererek bu savafl› kazanabilece¤ini bilerek, bilinçli kat›l›m gösterecektir.

Gerçek bulundu yol çizildi ve karar da bu temelde verildi Kenarda, k›y›da ne kadar afliret kabile, aile, s›n›f, tabaka varsa ve bugün kendilerini sol muhalefet, ulusalc›, sosyalist sayan ne kadar çevre varsa, günün bir savafl günü oldu¤unu kabul etmeleri gerekir. Bu savafl›n PKK önderli¤inde geliflen bir savafl oldu¤unu en az düflman kadar kabul etmeliler. Yurtsever ve demokrat olduklar›n› iddia ediyorlarsa saflarda yerlerini almal›lar. Bu kesimleri bir kez daha do¤ruya ça¤›r›yoruz. En az düflman kadar gerçekleri kabul etmezseniz, yaramazl›klar›n›z› sürdürürseniz s›¤›nd›¤›n›z bu çevreler bile sizi kurtaramaz. Biraz akl›n›z ve dürüstlü¤ünüz varsa, bugün büyük bir gerçeklik olan devrimci saflarda ve yurtseverlik savafl›m›nda yerinizi almal›s›n›z. Y›llanm›fl demagojilerle, gerçeklere alabildi¤ine yabanc›laflm›fl inkârc› tutumlarla hiçbir yere varamazs›n›z. Bu davran›fllar›n›zla yaran›z› bile tedavi edemezsiniz. Ne istiyorsunuz? Kürdistan halk›n›n büyük özgürlük mücadelesi gündemde. Bir y›l u¤raflsan›z, bir ad›m› bile büyük bir baflar›yla atabilirsiniz. Bunlar, büyük özgürlük ad›mlar›d›r. Buyurun kat›l›n! E¤er bunu yapam›yorsan›z, en az›ndan engel olmay›n. Düflmanl›k yaparsan›z, düflmana düflmanca karfl›l›k verilir. fiikayetçi olmay›n ve s›zlanmay›n. Bu, savafl›n bir gere¤idir. Biz bundan sonras›n› yürütmeye devam edece¤iz. Vurgulad›¤›m›z gibi, önümüzdeki dönem yürüme, emretme ve ne pahas›na olursa olsun gereklerini yerine getirme dönemidir. Bunun için de yol aç›lm›flt›r, buyruk verilmifltir, kuvvet yola dizilmifltir. Hiç kimse yeni tart›flmalarla kafa kar›flt›rarak, özellikle de saflar›m›zda engeller ç›kararak emir komutaya ve Önderli¤e ba¤l› olaca¤›n› iddia edemez. Gerçeklerimizin üzerini i¤ne ile kuyu kazar gibi kazd›k. Y›llarca girmemiz gereken yolu çok kapsaml› tart›flt›k. Gerçek bulundu, yol çizildi ve karar da bu temelde verildi. Bunun için inceleme, araflt›rma, tart›flma, ka-

ne te we .c om

daha ilk resmi örgüt ad›yla ortaya ç›kt›¤›m›zda belirtmifltik. Partimiz’in bütün önemli toplant›lar›nda ve bütün önemli geliflme aflamalar›nda, kapsaml› olarak belgelendirerek ortaya koyduk. Bütün Partililer, dostlar ve sempatizanlar bundan yararlanabilirler. O halde lay›k olmas›n› bileceksiniz. PKK ad›na bütün çal›flma alanlar›nda ve bütün dönemlerde sorumluluklar›m› yerine getirmeye çal›flt›m. Bizimle yol almak isteyenlere, baz› de¤erler sunulmufltur. Buna kat›l›m›n›z›n gönüllü olabilece¤i de ortadad›r. Nas›l bir harekete yönelindi¤i, resmiyetin ve disiplinin nas›l geliflmesi gerekti¤i de ortadad›r. Biz bunlardan sorumluyuz.

67

Militana savafl kurallar›na göre savaflmas›n› dayat›r›z

ww

w.

PKK’nin bir sorumlulu¤u vard›r ve bu sorumluluk dalga dalga en ince ayr›nt›lar›na kadar gelifltiriliyor. Hiç kimse bu sorumluluktan kurtulamaz. Düflmana kendi takti¤imizle savafl› dayat›r›z. Dostlar›m›z›n kat›l›m›n› do¤ru taktiklerle destekleriz. Militan›n da do¤ru savafl kurallar›na göre savaflmas›n› dayat›r›z. Dolay›s›yla bofl b›rak›lan hiçbir alan yoktur. Düflman›n da aç›kça belirtti¤i gibi; düflman bizi resmi düflman beller, dost bizi dost beller, önder ve öncü güç, öncü olarak beller. Ona göre herkes kendi tutumunu yerleflik kurallara göre daha da gelifltirerek, iflleyifl esaslar›na göre en azami bir biçimde yerine getirmelidir. Bu, devrime örgütlü girmedir. ‹flte, bütün bunlar önemli bir aflamaya gelmifltir. Kürdistan Devrimi’ne ve onun devrimci kalk›fl›na büyük bir sorumlulukla girmek zorunludur. Tekrar vurguluyorum; devrim ateflle oynamad›r, yak›lmamak için bu kurallar›n hakk›n› vermekten baflka hiçbir çareniz yoktur. Sorumlulu¤u en üst düzeyde sürdürmeye “evet”, sorumlulu¤unuzu bu temelde tafl›maya da “evet” ama, sizin de kat›l›m›n›z›n bu temelde olmas› flart›yla... Hiçbir hareketin kendi savafl›m tarihine göstermedi¤i aç›kl›¤› biz gös-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Her flehidin an›s›na sa¤lam ba¤l›l›k göstererek zafer yaratt›k Özgürlü¤e yürümekten kaçabilir misiniz? Bu, ihanet olur. En önde yürümek gerekli midir? Tam da öncüye gerekli oland›r. Hiç kimse bundan kaçamaz. Ne kadar a¤›r da olsa, sorumlulu¤u en üst düzeyde gö¤üslemekten çekinemez. “Bunda var›m” diyenlerin de yeri ve tarz› söyledi¤imiz gibidir. Bunun sorumlulu¤unu biz yürütüyoruz fakat, arkadafllar›m›zla övünmüyoruz. Halk›m›z›n siyasal, askeri ordulaflmas›nda ve PKK’nin buna önderlik etmesinde umut vadeden bir dönemin içinden geçiyoruz. Bu anlamda geçmifl çabalar ve haketmedi¤imiz kay›plara ra¤men, sonuca ulafl›lm›flt›r. “Mütevazi bir ad›md›r” diyoruz. Do¤ruya daha iyi yaklaflmak için, daha güçlü ad›m-

ne t

“ Partimiz yola dizilmifl bir Parti’dir. Ya¤›z atlar s›rt›nda yola dizilmifl, son süratle giden bir kervand›r. Baz›lar› çok geride kalm›fllarsa kendilerine ac›mal›d›rlar. PKK’nin yola dizilifli sa¤lamd›r. Yolu do¤ru çizilmifl ve kumandas› da yetkindir. O halde bunu göz önüne getiren bir yürüyüfl içinde olacaks›n›z. Halk›m›z bu kervan› takip etmeye yatk›nd›r. Onun do¤rulu¤una, öncü kuvvetine inand›¤› için bugün arkas›ndan yürümektedir”

lar›n sahibi olmak için, “cesaret ve güçlü bir ça¤r›d›r” diyoruz. Bundan sonra zincirlerinden daha fazla kopmufl bir halk gerçekli¤i, daha iyi komuta edecek bir önderlik gerçekli¤i temelinde daha sa¤lam bir yürüyüflün gerçekleflti¤ini söyleyebiliriz. Parti kadrolar› baflta olmak üzere, dostlar›m›z›n hatta düflman›m›z›n da oldukça ders ç›karaca¤› bir mücadele dönemidir. Ulusal kurtulufl tarihimiz her zaman flerefle ve büyük bir kahramanl›k at›l›m› olarak an›lacakt›r. Halk›m›z›n demokratik toplumsal özgürlü¤ünde yeni sayfalar açt›¤›, ulusal kurtuluflla birlikte toplumsal kurtulufluna da en çok yak›nlaflt›¤› bir dönemdir. Kürdistan halk›n›n uluslararas› gerçeklikle tan›flt›¤›, kendini kabul ettirdi¤i flanl› bir dönemdir. Kendi kimli¤ini sahiplenerek, komflu halklarla eflit ve özgür temelde birlik

ww

w.

yola dizilmifl, son süratle giden bir kervand›r. Baz›lar› çok geride kalm›fllarsa kendilerine ac›mal›d›rlar. PKK’nin yola dizilifli sa¤lamd›r. Yolu do¤ru çizilmifl ve kumandas› da yetkindir. O halde bunu göz önüne getiren bir yürüyüfl içinde olacaks›n›z. Halk›m›z bu kervan› takip etmeye yatk›nd›r. Onun do¤rulu¤una, öncü kuvvetine, emir komutas›na inand›¤› için bugün arkas›ndan yürümektedir. Bunu derinli¤ine bir geliflim gerçekli¤imiz oldu¤unu bilerek kendinize çekidüzen verin. Kervan yolda yürürken sadece ona uyulur. ‹kide bir önüne geçerek “hele durun biraz mola verelim, baflka yönler üzerine tart›flal›m” demek bir suçtur. Art›k bu aflamada büyük özgürlük yürüyüflü karar olmaktan ç›km›fl, bir uygulama kuvveti haline gelmifltir. Bunun vazgeçilmez bir gereklilik oldu¤unu bilmelisiniz.

içinde yaflama isteminde bulundu¤u bir dönemdir. fiüphesiz bir bafllang›ç dönemidir. Daha fazlas›n› yapmaya ça¤›ran bir dönemdir. Onun için bu at›l›m› abartm›yoruz ve son derece de alçak gönüllü yaklafl›yoruz. Bu at›l›m halk›m›zla, dostlar›m›zla, insanl›kla daha fazla birleflmek içindir. Do¤ruyu daha fazla egemen k›lmak, her yönden do¤ru olan özgürlü¤e daha fazla yaklaflmak içindir. Bu at›l›ma bu temelde sahip ç›kaca¤›z. Halk›m›z da bu temelde gerçe¤e sahip ç›kacakt›r. Bugün bunun gerçe¤e dönüfltü¤ünü de k›vançla belirtiyoruz. Daha güçlü kat›l›mlar için sadece ça¤r› yapm›yor, bunun biricik yaflam tarz› oldu¤unu, büyük bir özgürlük seçene¤i oldu¤unu, hem de vazgeçilmez bir zorunluluk oldu¤unu da vurguluyoruz. Önümüzdeki dönemin üzerine bu temelde yürüyen ve gerçekten PKK’de flanl› bir önderlik biçiminde somutlaflan bir önderlikle, onun kumandas› alt›nda aya¤a kalkan halk›m›z ve ona her zamankinden daha fazla destek veren dostlar›m›z kazanacakt›r. Biz, her zamankinden daha büyük bir sorumlulukla bu dönemi karfl›lamaya çal›flaca¤›z. Bütün partililer de her fleylerini bu temelde ortaya koylamal›d›rlar. An›lar›na ba¤l› oldu¤umuz ve her fleyin bafl› haline getirdi¤imiz flehitlerimize ve halk için büyük direnifller sergileyen zindandaki yoldafllar›m›za ba¤l› kalmal›d›rlar. Yine, da¤l›k alanlarda direnen ve zindandaki yoldafllar›m›za daha büyük bir ba¤l›l›¤›n gere¤i olarak, önümüzdeki dönemin üzerine yürüyece¤iz. Bu yürüyüfl tarz›, bizi amaca ulaflt›racakt›r. Ben de olmak üzere, her an ve her yerde kay›plar›m›z olabilir. Ama bunun zay›fl›k do¤urmas›, y›lg›nl›k getirmesi söz konusu bile olamaz. Biz flimdiye kadar flunu kan›tlad›k; her kay›b›n nedenlerini iyi araflt›rarak büyük bir geliflmeye dönüfltürdük. Her flehidin an›s›na sa¤lam ba¤l›l›k göstererek zafer yaratt›k. Elbette bundan sonras› da böyle olacakt›r. E¤er bu böyleyse, zafere kadar kesintisiz ve giderek yükselen bir baflar›yla yürümek kaç›n›lmazd›r. Nihai zafer de bu temelde sa¤lanacakt›r.

ew e. c

rar verme ve yola dizilme gerçekleflti. Daha dün “bizi yeniden geriye çeken bu tutumla att›¤›m›z ad›m do¤ru mudur, de¤il midir?” tart›flmas› yap›ld›. “Biz halk m›y›z, de¤il miyiz” gibi ahmakça tart›flmalara “acaba att›¤›m›z ad›m do¤ru mudur, yanl›fl m›d›r?” tart›flmalar› da eklendi. Peki bu tart›flmalar tehlikeli de¤il midir? Her gün k›rk defa kafa kar›fl›kl›¤›n› yaflayan ve “bunu tart›flmalarla gideririm” demek büyük tart›flmam›z›n anlam›na ters düflmüyor mu? Çok kapsaml› çözümlemelerle sa¤lan›lan karar düzeyimize ters düflmüyor mu? Bu konuda karars›zl›¤› ve kafa kar›fl›kl›¤›n› yaflayanlar, kendilerini düzeltmeye muhtaçt›rlar. Hem de zaman kaybetmeksizin... Partimiz yola dizilmifl bir Parti’dir. fiuradan buradan kat›r, deve, at derleyerek oluflturulmak istenilen bir kervan de¤ildir. Ya¤›z atlar s›rt›nda

om

68


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

69

ne te we .c om

KÜLTÜR SANAT ‹NSANI OLMAK “SSanat ürününde yarat›m-biçim-soyutlama gibi hususlarda gerçekçi olabilmeyi baflflaarmak sanatç› olabilmenin ölçüsüdur. Günümüz sanat›n›n yoldan ç›kmas›n›n temel nedeni; bu konuda yaflflaanan yarat›m ve soyutlama saçmal›klar›d›r. Bir sanat eseri, içinden ç›kt›¤› toplumun özgürlük kültürünün be¤eni ölçülerinin gerisinde bir biçim tafl› fl›yorsa, sanat ürünü say›lmay› haketmiyordur. Ve yine toplumun ilerisinde olma yaklaflfl››m› ad›na abuk-sabuk biçimlerde ürünlere yol aç›yorsa, bu da sanat say›lmaz”

15 A¤ustos’ta bafllayan özgürlük mücadelesinin yol açt›¤› duygu ve düflüncelerin yaratt›¤› toplumsal de¤iflikliklerin en somut sonuçlar›n›n neler oldu¤unun canl› tan›klar›y›z hepimiz! Kürt halk›n›n son 24 y›ll›k de¤iflim rotas›n›n 15 A¤ustos At›l›m›’yla iliflkisi bu kadar çarp›c›d›r. Bu ad›m›n toplumumuzda yaratt›¤› de¤iflimi kabullenmeyenler dahi, bu gerçekli¤i itiraf etmek zorunda kal›yorlar. 15 A¤ustos At›l›m›’yla ortaya ç›kan güzellikleri inkâr etmek için bile onu itiraf etmek zorunda kalmak, bu mücadele sürecinin ortaya ç›kard›klar›n›n gücüyle ba¤lant›l›d›r. 15 A¤ustos At›l›m› Kürt halk›yla o kadar bütünleflmifltir ki, onu görmezden gelmek mümkün de¤ildir. Son 24 y›l içinde yaflanan toplumsal alt-üst oluflu görmezden gelmek, Newroz’da alanlara ç›kan milyonlar› görmemek, ‘bunlar hayaldir, böyle bir fley yok’ demek kadar saçma bir yak-

ww

w.

Kürt halk›n›n dirilifl öyküsünü ifade eden 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›n› geride b›rakt›¤›m›z bugünlerde, Kürt halk› olarak bu dirilifl gününde neler yaratt›¤›m›za bir kez daha dönüp bakmal›y›z. 15 A¤ustos At›l›m›’yla bafllayan süreç, yaflam›n her alan›nda devam eden bir mücadeledir. Bunun için, yar›nlar›m›z›n daha da büyüyecek özgürlük de¤erleri için 15 A¤ustos At›l›m› öncesi Kürt insan› ve günümüzün Kürtlü¤ü aras›nda ortaya ç›kard›¤›m›z yaflam fark›n›n gücüyle bir sorgulamay› yaflamam›z, bundan sonraki kazan›mlar›m›z›n teminat› olacakt›r. 15 A¤ustos dirilifl devrimimizin siyasal, toplumsal, kültürel yaflam›m›zda birçok de¤ifliklik yaratt›¤›, Kürt halk›nda görülen coflku ve heyecan›n bu ad›m›n etkisiyle ortaya ç›kt›¤› ve devam etti¤i bilinen bir gerçektir. 15 A¤ustos, Kürt insan›nda yeni bir bak›fl aç›s›, yeni güzel duygular ve düflünceler ortaya ç›kard›. 15 A¤ustos At›l›m›’n›n toplumumuzun yaflam›nda yol açt›¤› de¤iflimleri görmek için çok fley yaz›p çizmeye gerek de yoktur. Bu dirilifl ad›m›n›n toplumsal yap›m›zda yol açt›¤› yenilikleri görmek için 24 y›l öncesine dönüp bakmak, 24 y›l öncesinin Kürt ve Kürdistan gerçe¤ini bugün ile k›yaslamak yeterlidir. Bir halk›n kendi yaflam›n› özgürlük kültürü temelinde yeniden kurarken, gerekli süre aç›s›ndan uzun say›lmayacak bu mücadele süreci, Kürt toplumunun ezici bir ço¤unlu¤unun birebir kat›larak yaflad›¤› bir süreçtir. Dolay›s›yla

lafl›md›r. PKK’nin 15 A¤ustos At›l›m›’yla bafllatt›¤› direniflin sonuçlar›n›, Kürt halk›n› inkâr eden yeminli PKK düflmanlar›, ihanetçi Kürtlerin “ekmek yemek için” görmek zorunda olduklar› flanl› bir destand›r. Bir destan›n kahramanlar› olaca¤› gibi, inkârc›lar›n›n, hainlerinin, düflmanlar›n›n olmas› da, destanlaflman›n özü gere¤idir. PKK ve halk olarak bunu anl›yoruz. Bir toplumsal olay destanlaflm›fl, bu olay›n kahramanlar› Agit’leflmifl ise, bu destan›n karfl›nda, k›y›s›nda ve d›fl›nda duranlara düflen de kahrolmakt›r. Zaten bir toplumsal ç›k›fl destan haline gelmifl ise; bununla güzelleflip irade olanlar olaca¤› gibi, kahrolup ölenler de olacakt›r. Bu, bir olgunun toplumsal yap›lanmaya dönüflmesi fleklinde anlafl›lmas› kayd›yla, özgür Kürt’ün keskin özgürlük, eflitlik ve adalet k›l›c›n› sallamas› destan›d›r, tarihidir. Ve devam edecektir.


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

15 A¤ustos dirilifl destan› kültür sanat alan›nda devrim yaratm›flfltt›r

ww

w.

ne t

Kürtlerin son çeyrek yüzy›lda yaflad›¤› toplumsal ve kültürel de¤iflimi birçok noktada de¤erlendirmek, yap›lanlar› ve yap›lmas› gerekenleri kendimizden hareketle ele almak, 15 A¤ustos At›l›m› ile ö¤rendi¤imiz bir baflar› yöntemidir. Toplumsal yap›m›z›n kendi içinde yaflad›¤› de¤iflim-dönüflümü ele almak için, yaflam›m›z› var eden alanlar üzerinden daha somut de¤erlendirmelere gitmek gerekir. Kürt halk›n›n yüzlerce y›ld›r inkâr ve imha bask›s› alt›nda yaflad›¤›n› sürekli vurgular›z. Bu sözün s›kça tekrarlanmas›n›n anlam›n› iyi bilmek gerekir. Burada önemli olan; bir halka dayat›lan “inkâr ve imha” bask›s›n›n bu halk›n zihniyetinde yaratt›¤› tahribatlar› görmektir. Böyle de¤il de, düflman yaklafl›mlar›n› en sade ve net dile getiren bir tan›mlama oldu¤u için bu iki kelimeyi s›k s›k kulland›¤›m›z düflünülürse bu yanl›fl olur. Dolay›s›yla inkâr ve imha denilirken, bunun toplumsal zihniyetimizde ve kültürel yap›m›zda yol açt›¤› tahripkâr sonuçlar›n›n görülmesi flartt›r. Halk›m›z›n kültürel de¤erlerine dayat›lan inkârc›l›¤›n yürütülen imha siyasetiyle iliflkisi nedir? biçiminde sürekli bir sorgulaman›n olmas› gerekir. Örne¤in halk›m›za dayat›lan inkârc›l›¤›n, Kürt insan›n›n kiflili¤inde, ruhsal durumunda vard›¤› boyut; toplumsal dinamiklerimizi parçalama düzeyi;

ve kararl›l›klar›ndan sanatsal ürünlerine kadar her alanda yaflad›klar› de¤iflimlerini anlamak önemlidir. Ayd›nlar›m›z bu de¤iflimin toplumsal yap›m›z aç›s›ndan bir zihniyet devrimi oldu¤unu görerek de¤erlendirmeli, pratikte eksiklik arz eden taraflar›n› elefltirerek yap›lacaklara birer ayd›n olarak en önde kat›lmal›, görevlerini yerine getirmelidirler. Sanatç›lar›m›z da bu de¤iflime yol açan duygu ve düflünceleri anlayarak bunun sanatsal biçimini daha fazla gelifltirmelidirler. Sanatsal ürünlerini bu Kürtlü¤ün sahip oldu¤u duygu, düflünce ve yeni yaflam ölçülerine cevap verecek ölçüleri dikkate alarak yapmas› gerekmektedir. Kazand›ran 15 A¤ustos ruhu ve düflüncesinin her alanda büyütülmesinde ve zaferlerine yeni zaferler katma mücadelesinde yer al›rsak, her birimizin 15 A¤ustos Kürt’ü oldu¤unu söyleyebiliriz.

ew e. c

Toplumsal de¤erlerimize “T dayat›lan inkâr ve imha siyasetinin tahripkâr sonuçlar›n› en ç›plak izleyebilece¤imiz ve sonuçlar›n› da rahatl›kla de¤erlendirebilece¤imiz alan, kuflflkkusuz ki kültür-sanat alan› olmaktad›r. Kültür-sanat alan›, ayn› zamanda 15 A¤ustos dirilifl destan›n›n sonuçlar›n›n nelere yol açt›¤› konusunda da bize en çok veri sunan alan olmaktad›r”

Kürt iradesini k›rma derecesi; yine toplumumuzda yarat›lan güvensizlik gibi sonuçlar olmasayd›, günümüzde imha siyasetini bu kadar pervas›z yürütme cesaretini bulabilirler miydi? Her fleyden önemlisi de; bugün, bu imha siyasetini devam ettirmek mümkün olabilir miydi? Hayvan haklar›n›n yasallaflt›¤›; a¤açlar›n, çiçeklerin, sular›n koruma alt›na al›nd›¤› ve gelifltirilmesi gerekti¤inin çok yo¤un tart›fl›ld›¤› günümüzde, Kürt halk›na inkâr ve imha bu kadar kolay dayat›labilir miydi? Toplumsal de¤erlerimize dayat›lan inkâr ve imha siyasetinin tahripkâr sonuçlar›n› en ç›plak izleyebilece¤imiz ve sonuçlar›n› da rahatl›kla de¤erlendirebilece¤imiz alan, kuflkusuz ki kültür-sanat alan› olmaktad›r. Kültür-sanat alan›, ayn› zamanda 15 A¤ustos dirilifl destan›n›n sonuçlar›n›n nelere yol açt›¤› konusunda da bize en çok veri sunan alan olmaktad›r. 15 A¤ustos Kürt toplumunda, en baflta da kültür-sanat alan›nda bir devrimin koflullar›n› ortaya ç›karabilece¤i kadar de¤iflim ortaya ç›karm›flt›r. Kültür; bir halk›n, toplumun zaman-mekân içinde yaratt›¤› maddi ve manevi de¤erleridir. Her toplumsal kuruluflun ihtiyaç duydu¤u zihinsel ve maddi yarat›mlar›n birer olguya dönüflüp yaflam dedi¤imiz aktivite içinde anlama dönüflmesi, yani kültürleflmesi için ihtiyaç duyulan temel hususlar›n bafl›nda, bu yarat›mlar için gerekli olan süre ve bu prati¤in üzerinde gerçekleflece¤i mekând›r. Hiçbir toplumsal olguyu ve maddi gerçe¤i zamans›z, mekâns›z tan›mlamak mümkün olmad›¤› gibi, bir kültürel de¤eri de onun yarat›ld›¤› zaman ve mekân› gözden uzak tutarak ele alarak tan›mlayamay›z. Bu yaklafl›m kültürün salt maddi de¤erlerini tan›mlamak için de¤il, manevi (duygu, düflünce) oluflumlar› için de geçerlidir. ‹nsanda oluflan her duygu ve düflüncenin zaman ve mekânla direk iliflkisi vard›r. Bu sosyal-kültürel tespitler ›fl›¤›nda 15 A¤ustos At›l›m›’n›n gerçekleflti¤i günden bugüne geçen çeyrek as›rl›k zaman dilimi içinde Kürtleri oturufllar›ndan kalk›fllar›na, dillerini kullanmaktan siyasal eylemliliklerine, mücadele azim

om

70

Kürt olgusunu anlamak insanl›¤›n sorunlar›n› çözmek için gereklidir

Ayd›n ve sanatç›lar›m›z›n Kürt toplumsal yap›lanmas›na hem birer sorumluluk sahibi Kürt bireyleri, hem de Kürdistanl›lar olarak görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmeleri için ilk yapmalar› gerekenin; Kürdistan’da son 24 y›lda neler yafland›¤› sorusuna cevap oluflturacak anlama derinli¤ini yakalamalar› oldu¤unu düflünmekteyiz. Bunun için de Kürt ayd›n ve sanatç›lar›n›n flimdiye kadar tam olarak baflaramad›klar› olay ve olgular› ele alma derinli¤i ve baflar›s›n› yakalamalar› her zamandan daha fazla gereklidir. Önderli¤imiz yapm›fl oldu¤u de¤erlendirmelerle bu konuda gerekli olan deste¤i vermifltir. Bir kere ayd›n ve sanatç›lar›m›z›n toplumsal olgu dedi¤imiz insan gerçe¤inin ne oldu¤u, nas›l kuruldu¤u ve nas›l de¤ifltirildi¤i konusunda bir anlam gücünü kendilerinde yaratmalar› önemlidir. Bu, bilimsel yönteme ulaflmak sadece Kürt olgusunu anlamak ve toplumuna hizmet etmek için de¤il, insanl›k sorunlar›n› anlamak ve çözmek için de gereklidir. Bir ayd›n ya da sanatç›, bir toplum veya halk içinde kimlik kazanarak yafla-


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

Sanat› ve sanatç›y› kurtarmal›y›z

miz husus; tam olarak ayd›n, sanatç› kiflili¤ine sahip olmak, toplum içinde görevlerini eksiksiz yapmakt›r. 2007 A¤ustos’unda Medya savunma alanlar›nda 3. Tev-Çand Konferans› yap›ld›. Tev-Çand; Mezopotamya demokratik kültür sanat hareketi demektir. Tev-Çand 15 A¤ustos At›l›m›’n›n yol açt›¤› de¤iflim dönüflümün kültür sanat alan›nda geliflmesinde sorumluluk yüklenmek isteyen Kürt, yurtsever, demokrat ve Apocu olan ayd›n ve sanatç›lar›n, halk Önderli¤imizin felsefi, ideolojik bak›fl aç›s› ve mücadelemizin askeri, siyasi ve kültürel olarak ortaya ç›kard›¤› de¤iflimi biçimlendirmek isteyenlerin örgütüdür. Bu konferansta Tev-Çand’›n faaliyetleri, sanat ürünleri

Konferans platformunda yap›lan de¤erlendirmelerin ve al›nan kararlar›n ne kadar yerinde oldu¤u görüldü. Ayd›n ve sanatç›lar›n kimlikleriyle çeliflik durumlar› günümüz dünyas›n›n en temel sorunlar›ndand›r. Kültür konferans›m›z en genifl anlamda bu realiteye bir müdahale ad›m›yd›. Bunun için “sanat› ve sanatç›y› kurtarmal›y›z” biçiminde bir de¤erlendirmeyi konferans sonuç bildirgesine yazma cesaretini gösterdik. Egemen olumsuz anlay›fl›n Kürdistan’daki tüm sanatç›lar› flu ya da bu düzeyde etkisi alt›na ald›¤› yaflanan di¤er bir gerçekliktir. Kendisini Kürt ayd›n ve sanatç›s›

ve örgütlenmesi; bu çal›flmalar› yürüten kadro ve kurumlar›n›n durumu de¤erlendirildi. Konferans sonras›nda ortaya ç›kan sanat-sanatç› tablosu belgelerle kamuoyuna ve kendisini TevÇand içinde ifade eden üyelerine ulaflt›r›ld›. Konferansta yap›lan tart›flmalar›n sonucunda baflta Avrupa ve Kuzey Kürdistan’da bulunan sanatç›lar›m›z ve kurumlar›m›z olmak üzere, ülkemizin her parças›nda sanat yapmak isteyen hemen hemen her insan›m›zda, 15 A¤ustos öncesi yaflanan, eski Kürt kiflili¤ine do¤ru bir e¤ilimin yaflanmakta oldu¤u ortaya ç›kt›. Kimilerinde ise bir e¤ilimin de ötesinde neredeyse tümüyle geriye gittikleri biçiminde bir gerçekli¤in yafland›¤› görüldü. Bu durum yo¤unca elefltirildi, giderilmesine dönük kararlar al›nd›.

olarak gören flahsiyetlerin konferans›n bu büyük iddias›n› sahiplenip kendilerini her anlamda kültür sanat öncüleri yapaca¤›na, konferans›n tart›flmalar›na ve al›nan kararlara karfl›; “bunlar da¤da oturmufl ne diyorlar? Çal›flmalar› ve bizim gerçe¤imizi bilmiyorlar. Sanat ve sanatç›y› siyasallaflt›rmak istiyorlar. Bunlar her zaman söylenen fleylerdir. Bu söylenenler de bir süre sonra etkisini kaybedecek ve biz bildi¤imizi yapaca¤›z vb” anlama gelen yaklafl›mlar gösterdiler. Tev-Çand bünyesindeki sanatç› arkadafllar›m›z›n a¤›rl›kl› bir kesiminin bu biçimde konferans› ele ald›klar›n› rahatl›kla söyleyebiliriz. Tev-Çand hareketi içindeki en sorumlu ve duyarl› arkadafllar›n yaklafl›mlar› da; içten protestocu, kabul

ne te we .c om

yan gruplar›n, tabakalar›n ve bireylerin toplumda yaflamak için sahip olmak zorunda olduklar› duygu, düflünce ve pratik faaliyetlerini nas›l kazand›klar›n› bilmek durumundad›r. ‹nsan›n var olma biçimi olan toplumsall›¤› içinde de¤iflim-dönüflüm diyalekti¤i nas›l ifllemektedir? Kürt ayd›n ve sanatç›lar›nda bu tür sorulara fazla kafa yorma yoktur. Bu sorular›n cevaplanmas› için ele al›nacak toplumsal yap› Kürtler olunca, bu toplumun yaflad›¤› inkâr ve imhan›n yol açt›¤› tahribatlar› ve bu tahribatlar›n neden oldu¤u sorunlar›, bu sorunlar› aflmak için gerekli yol-yöntem ve mücadelenin nas›l olaca¤›n› bilince ç›karmak ve insanlar› buna sevk etmek de ayd›n ve sanatç›lar›n görevidir. Halk olarak yaflad›¤›m›z bunca geliflmeye ra¤men, halen geri toplumsal özellikleri kendi içinde bar›nd›ran toplumumuzu normal toplumsal bir yap› düzeyine nas›l getirebiliriz sorusuna cevap konusunda Kürt ayd›n ve sanatç›lar›n›n yeterince duyarl›l›k gösterdikleri söylenemez.

71

Toplumsal anlamda cahil olmak nereye ait oldu¤unu bilmemektir

ww

w.

Kürt toplumunda de¤iflim ve dönüflümün yaflanmas›na yol açan siyasal, sosyal ve kültürel mücadelenin zaman-mekân iliflkisi yeterince bilinmedi¤i için, ayd›n ve sanatç›lardaki bu bilimsel yöntemin eksikli¤i elefltirildi¤inde hemen hemen tümünün baflvurduklar› yol; Kürtleri inkâr ve imha eden egemen sistemin diline sar›lmak oluyor. Sosyolojik bir dil ile ifade edilirse; bu, Kürt ayd›n ve sanatç›lar›n yaflad›¤› ‘cehalet’ olarak de¤erlendirilebilir. Ayd›n olmak; halk tabiriyle çok okumak, yazmak, gezmek ile ba¤lant›l› bir durum de¤ildir. Toplumsal anlamda cahil olmak; nereye ait oldu¤unu bilmemektir. Ait oldu¤u co¤rafya ve toplumu bilse de, onu tan›yamamakt›r. Tan›ma olsa da, kendi toplumsal de¤iflim gerçe¤inin tarz›n› ve dilini bilmemektir. Bu konularda sözünü etti¤imiz durum, sadece birkaç kitap yazmak, birkaç sanat ürünü yapmakla ortadan kald›r›labilinecek bir husus da de¤ildir. Sözünü etti¤i-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Mesleki anlamda ö¤retmen de¤il ö¤renciyiz

At›l›m›’yla yarat›lan toplumsal de¤iflim düzeyimizin her birimizde yol açt›¤› yeni ölçülerden hareketle, sanat ve sanat ürününü oluflturan duygu ve düflünceler konusunda her birimizin söyleyeceklerinin olaca¤› tart›flma götürmez bir gerçekliktir. Bu yaklafl›ma karfl› sanatç› arkadafllar›m›z da; ‘biz de Kürt’üz, demokrat›z ve mücadele içinde bu iflleri ö¤rendik. Bu ifl için esas ald›¤›m›z felsefe, ideolojik yaklafl›m Önderli¤indir, kimse bu konuda bize bir fley ö¤retemez’ diyebilirler. Bu savunma refleksine karfl› söylenecek tek fley; 3. Tev-Çand Konferans›’nda ortaya ç›kan, son 7-8 y›ll›k prati¤in sanat-sanatç› tablosudur. Bu konuda sadece içinde olanlar›n de¤il, d›fl›nda bir gözlemcinin rahatl›kla gözlemleyebilece¤i sanatç›lar›n ve Tev-Çand’daki kadrolar›n yaflam düzeyleri, iliflkileri ve ölçüleri yan›nda, kurumlar›m›za hakim olan atmosferdir. Bu alanlarda yaflanan sorunlar›n varl›¤›n› inkâr etmek, 15 A¤ustos At›l›m›’n›n Kürt halk›nda yaratt›¤› yeni yaflam ölçülerini görmemek, ya da inkâr etmek demek olur. Bu sorunlar›n varl›¤›ndan hareketle kültür sanat çal›flmalar›m›z›n özü olacak felsefi, ideolojik do¤rultu ve bunun sanat anlay›fl› konular›nda Tev-Çand’da çal›flan hemen hemen herkesin büyük eksikliklerinin oldu¤u, sorunlar›n›n esasta da sistemiçileflen zihniyetten kaynakland›¤› çok net olarak ortaya ç›km›flt›r. Bu netlik kendi eksikliklerini göremeyen veya görmek istemeyenler aç›s›ndan sa¤lan-

ww

w.

Kürdistan’daki kültür sanat çal›flmalar›m›z›, yine bu ifllerle do¤rudan ilgili olup kendi varl›klar›n› toplum içinde bu faaliyet içinde hissettirenlerin kendilerini ele almalar› için, bafllang›çta yap›lmas› gereken fley; genelde kültürel de¤erler, özelde ise, bunun sanat kolunun ne oldu¤u konusunda bir netli¤e ulaflmalar› oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Kendi iflinin erbab› say›lan bir sanatç›ya mesleki olarak yeni bir fleyler ö¤retme iddiam›z kesinlikle yoktur. Mesleki anlamda ö¤reten de¤il, ö¤renci oldu¤umuzu belirtmek istiyoruz. Fakat sanat›n duygu ve düflünce iliflkisinden hareketle; Kürt toplumsal de¤iflimini sa¤layan halk Önderli¤imizin bugün paradigmal düzeye varm›fl teorik tespitlerinin, bunun ideolojik, örgütsel deneyimlerinin bizlerde yaratt›¤› güç, yine 15 A¤ustos

m›fl bir netliktir. Çünkü buna benzer de¤erlendirmeler bir y›l öncesinde yap›lm›flt›. Bir y›l›k pratik kültür sanat alan›nda çal›flan arkadafllar›n ve sanatç›lar›n daha çok mütevaz› olmalar› gerekti¤ini, elefltirileri dikkate almak ve özelefltiriyle kendilerindeki de¤iflimi sanat ürününe yans›tacak kadar derinlikli ele almalar› gerekti¤ini ortaya ç›karm›flt›r. Bu yaklafl›m bizim felsefemize göre sanat faaliyetinin ve sanatç›l›¤›n özü gere¤idir.

Sanatç› halk›yla bütünleflflm melidir

ew e. c

“SSon bir y›ll›k Tev-Çand prati¤i ile ortaya ç›kanlar› 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›n›n kazan›mlar› ›flfl››¤›nda de¤erlendirmek önemlidir ve anlaml›d›r. Konferans›m›z› 15 A¤ustos sürecinde yapmam›z›n da bu anlamda bir anlam› vard›. Bugün de ayn› anlamla kendimizi, kültür sanat faaliyetlerimizi de¤erlendirmek ile görevliyiz. Bir y›l›n muhasebesini yapmal›y›z”

ne t

etmeme, biçimde kabul ediyormufl gibi görünme fleklinde olmufltur. Kültür hareketi alan›nda pratikleflen kadrolar›n ezici bir ço¤unlu¤unda adeta bu da nereden ç›kt› dercesine flok olma durumu yaflan›rken, baz›lar›n da ise; konferans çizgisini bofla ç›kar›p düzen kifliliklerini; memurculuklar›n›, bürokratikliklerini yaflatmak için epeyce bir ç›rp›n›fllar› oldu. Bu temeldeki kadro sorunlar›n›n devam etti¤i de bilinen bir gerçekliktir. Konferanstan bu yana bir y›l geçti. Bu vesile ile hem 3. Tev-Çand Konferans›’nda tart›fl›lanlar›, hem al›nan kararlara olan yaklafl›mlar›, hem de son bir y›ll›k Tev-Çand prati¤i ile ortaya ç›kanlar› 15 A¤ustos At›l›m›’n›n 24. y›l›n›n kazan›mlar› ›fl›¤›nda de¤erlendirmek önemlidir ve anlaml›d›r. Konferans›m›z› 15 A¤ustos sürecinde yapmam›z›n da bir anlam› vard›. Bugün de ayn› anlamla kendimizi, kültür sanat faaliyetlerimizi de¤erlendirmek ile görevliyiz. Bu münasebetten hareketle, bir y›l›n muhasebesini kültür sanat çal›flmalar›m›zda felsefi, ideolojik, sanat anlay›fl› ve örgütlülük konular›nda yapmak gerekmektedir.

om

72

Halk içinde kültür sanat kurumlar›m›za karfl› bir so¤ukluk vard›. Bu halen tümüyle afl›lmam›flt›r. Sanatç›lar›m›z›n halkla iliflkilerinin koptu¤u, halkla bütünleflme anlar›n›n sadece sahne üzeri ile s›n›rland›r›ld›¤› -son dönemlerde baz› olumlu geliflmeler olsa da- bilinmektedir. Kürtlerin öz kültürel de¤erleriyle özgürce, demokratik ulusal birlik temelinde yaflamak istedikleri, bunun için gençlerinin gerillada tüm dünyan›n bask›s›na ra¤men direndi¤i, baflta kad›nlar olmak üzere halk›m›z›n, kendi geri toplumsal özelliklerine karfl› mücadelesiyle özgürleflmek istedi¤i bilinmektedir. Ayn› zamanda inkârc› ve imhac› sisteme karfl› da amans›z bir direnifl içinde oldu¤u, Kürdistan’›n günlük gerçe¤inde görülen bir husustur. Bunun için hemen her gün yüzler, binler alanlardad›r. Bu iyi örgütlendirildi¤inde, milyonlar da bir araya getirilebilir. Kürt toplumu yaflad›¤› kimi geriliklerine ra¤men, kendisini bir arada tutan ve toplumsal de¤iflime götüren duygu ve düflüncelerin esasta bu oldu¤unu göstermektedir. Bu aray›fl içinde olan bir halk›n sanatç›s› -ki sanatç›lar›n öncülük görevi de vard›r-, yeri halk›n içi de¤ilse, neresidir? O zaman bu sanatç› nerede yaflamaktad›r? Sanatç›n›n halk içinde olmas› ya da halkla bütünleflmesinden kast›m›z›n sadece sabahtan akflama kadar halk›n evine gitmek olmad›¤›n› san›r›m belirtmek gerekmez. Bir sanatç›n›n halklaflmas›, halkla bütünleflmesi, halka öncülük etmesi, sanat ürünüyle, yaflamdaki durufluyla, kabul ve ret ölçüle-


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN ler Kürt toplumsal yap›s›ndaki de¤iflimi ispatlam›flt›r. Fakat Önderlik gerçe¤indeki bu elefltirel yaklafl›ma karfl›, kadrolar flahs›nda -Kürtlerdeki geriliklerin- kendini bin bir k›l›fla korumaya ald›¤›n› gösteren ve hareket içinde Önderlik gerçe¤ini anlamamak, Önderlikle bütünleflememek biçiminde dile getirilen duruflun varl›¤› da mücadele tarihimizde çokça ortaya ç›km›flt›r. Toplumsal geriliklerimiz, Önderli¤imizin kararl›, iradeli, ilkeli ve her koflulda mücadele edecek bir kiflili¤i yaratmak için yapt›¤› elefltirilerine karfl›, her zaman kendisine bir “z›rh” yap›p karfl› durdu, durmak istiyor. Önderlik, y›llar önce Kürt’ün bu kiflilik özelli¤ine “z›rhl› kiflilik” dedi. Bu z›rhl› kiflili¤in sanat alan›nda ol-

önemli bir kazan›m olacakt›r. Bu kazan›m için hareket olarak geçmiflte yaflad›¤›m›z tecrübelerin, bu konuda verilen mücadelenin iyi takip edilmesi ve anlafl›lmas› gerekmektedir. Kürt toplumundaki “z›rhl› kiflili¤in” askeri alandaki baflar›s›zl›¤›na geçirdi¤i k›l›f “zordur, imkânlar yoktur, olmaz, benden ne istiyorsunuz vs” biçiminde kendisini d›fla vurmaktayd›. Bu dilin eskisi kadar olmasa da halen devam etti¤i bilinmektedir. Oysaki bu alanda ne kadar yo¤unlaflt›¤›n›, ne kadar yarat›c› yeteneklerini konuflturdu¤unu, ne kadar kolektif davrand›¤›n›, kendisindeki duygu ve düflüncelerin büyük bir eylem gücüne dönüfltürüp dönüfltürmedi¤ini tart›flmaktansa, z›rh›n› ören sözler sarf edilirdi. Bunun etkileri halen de vard›r. Si-

du¤unu da kendi pratik tecrübelerimizden çok iyi bilmekteyiz. Tabii ki bu alan›n “z›rhl› kiflili¤i” konuflurken; askeri, siyasi argümanlar› kullanmaz. Bunun dili “sanat dili” olmaktad›r. Fakat 30 y›l› aflk›n ideolojik, siyasi, toplumsal mücadelemiz, 25. y›l›na giren askeri mücadelemizin ortaya ç›kard›¤› tecrübelerden hareketle, hangi çal›flma alan›nda olursa olsun, hangi dili kullan›rsa kullans›n bu “z›rhl› Kürt kiflili¤inin” ne demek istedi¤ini bilmek pek zor de¤ildir. Kültür sanat çal›flmas›n›n esasta elefltiri-özelefltiri üzerinden ifl yapt›¤› ve geliflti¤i bilinen bir gerçekliktir. Bunun için de kültür sanat alan›m›z› elefltiriözelefltiriye duyarl› hale getirmek

yasi alandaki “z›rhl› kiflilik” baflar›s›z pratiklerini halka giderek, propaganda ederek ve halklaflarak gidermek yerine; “bu halktan adam ç›kmaz, bunlar anlam›yor, hepsi ç›karc›” gibi sözlerle izah etmeye çal›flmaktad›r. Sanat alan›nda da benzer “z›rhl› kiflili¤in” oldu¤unu bilmek durumunday›z. Kültür sanat alan›nda bulunan arkadafllar, kendilerindeki demokratik ulusal Kürt kiflilik düzeyini, sanat ürünü ortaya ç›karacak duygu ve düflünce yo¤unlaflmas›n›n, komünal ve özgürlükçü temelde soyutlama yap›p yapamad›¤›na bakaca¤›na, yap›lan elefltirilere “bizi siyasallaflt›rmak istiyorlar, sanat ile siyaset birbirinden ayr›d›r, sanatç›ya d›flar›dan müdahale

ne te we .c om

riyle gerçekleflir. Kürt halk› kad›n özgürlü¤ünü, demokratik komünal yaflam› ve kendi kültürel kimli¤i ile yaflamak istedi¤ini her gün hayk›rmaktad›r ve bunun için her gün ayaktad›r. Böyle bir halk›n yan›nda olmayan sanatç›, sanat kadrosu ve sanat kurumu hangi talepleri istemekte ve hangi yaflam ölçülerini esas almaktad›r sorusuna cevap verilmek durumundad›r. Halk›m›z›n 15 A¤ustos dirilifliyle etraf›nda topland›¤› de¤erler, özgür gelece¤inin kuruluflu için en do¤ru kültürel de¤erlerimizdir. Sanatç›lar öncü olacaklar› için bu mücadelenin, yani halk› bir araya getiren de¤erlerin biçime kavuflturulmas›ndan birinci dereceden sorumludurlar. Fakat özellikle son 8 y›lda sanatç›lar›m›z›n, kurumlar›m›z›n, kültür sanat kadrolar›m›z›n tersinden önde olduklar› 3. Tev-Çand Konferans›’n›n tespitidir. ‹flte kültür hareketi içinde 15 A¤ustos öncesi Kürt’üne do¤ru bir gidiflat›n oldu¤undan kast›m›z budur. Konferans›m›z buna sistem içileflme dedi. Bu biçimdeki prati¤e, yaflam durufluna kimse kadroluk s›fat›, sanatç› kimli¤i takamaz. Çünkü ideolojik, örgütsel yaflam›m›zda kadronun, felsefemizde ideolojimizde sanatç›n›n ve sanat›n tarifi bu de¤ildir.

73

Sanatç› sanat›n diliyle konuflfluur

ww

w.

Bu temelde yap›lan elefltirilere karfl› da “hareket kültür sanat alan›n› siyasallaflt›rmak istiyor” biçiminde bir yaklafl›m gösterilerek, mevcut geri gerçekli¤e koruma k›l›f› yap›l›yor. Kürt kiflili¤inde kendine has savunma mekanizmalar›n›n oldu¤unu en iyi bilecek durumda olanlar, hiç flüphe yok ki, Özgürlük hareketi içinde olanlard›r. Dolay›s›yla kültür hareketi içinde de kendini savunmaya alarak elefltirilere karfl› nas›l bir yaklafl›m›n geliflebilece¤ini tahmin etmek zor olmad›¤› gibi, elefltirilere karfl› gösterilen tepkilerin ne anlama geldi¤ini bilmek de zor de¤ildir. Bu konuda hemen flunu belirtmek gerekir ki; özgür ve iradeli Kürt’ü ortaya ç›karmak için Önderli¤imizin felsefi, ideolojik yaklafl›m, mücadele tarz› ve yapt›¤› elefltiri-


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Düzen sanatç›s› olunmak isteniyor

Kürt Özgürlük hareketi olarak “K tüm mücadele alanlar›m›zda yapt›¤›m›z eleflflttiri ve özeleflflttiriyi, sanat alan›nda daha da fazla yapmak durumunday›z. Sanat›n eleflflttiri ve özeleflflttiri üzerinden geliflfleece¤i gerçe¤i de göz önüne getirilirse, eleflflttiri ve özeleflflttiri olgusunun özellikle de kültür sanat alan›nda yap›lmas› gerekti¤i ortaya ç›kar”

ne t

Her zamandan daha büyük bir iddiayla yeni bir yaflama yol açan felsefi ideolojik bak›fl aç›m›zdan güç alan elefltirilere, kültür sanat alan›nda savunmac› bir yaklafl›mla yaklaflmak ile as›l yap›lmak istenen fley; düzen sanatç›s› olma istemidir. Düzen sanatç›s› denilirken de, Kuzey Kürdistan’daki kültür sanat çal›flanlar›m›z sadece Türk sistemine ya da Türk kültür sanat camias›na özenilmektedir. Yap›lan elefltirilere karfl› di¤er parçalardaki sanatç›lar›n da benzer bir yaklafl›mlar› vard›r. Bu biçimde kültür sanat alan›nda yap›lan elefltirilere karfl› kendilerini savunmaya çal›flt›klar› görülmektedir. Bunun için Kuzey Kürdistan’da yap›lan bir tart›flmada; “Biz ulusal mücadele veriyoruz. Hangi ulusun alternatifiyiz ki, alternatif sanat yapal›m? Ulusal kültür üzerinden alternatif kültür sanat çal›flmas›, ya da alternatif olacak bir kültür sanat ekolü nas›l yarat›l›r ki!” biçiminde de¤erlendirmeler bile olmufltur. Bu yaklafl›m›n Tev-Çand kurumlar›nda ve sanatç›lar›nda dile gelmesi kadar vahim bir fley olamaz. Bu de¤erlendirme sanatç›lar›n hareketimizin ortam›nda tart›fl›lan kültür sanat felsefesinden sanata-sanatç›ya biçilen misyondan hangi düzeyde haberdar olduklar›n› gösteren trajik ama gerçek bir durumdur. Çünkü bu yaklafl›m,

dünyay› de¤ifltirmek isteyen bir felsefe ve ideolojiden etkilendiklerini söyleyecek durumda olanlar›n bu dünya görüflünden ne anlad›klar›n› ortaya koymaktad›r. Bu ve benzer yaklafl›mlar, kültür sanat alan›nda elefltiriye gelmeyen, elefltirmeyen, özelefltiri vermeyen, y›¤›nc› kiflilik duruflunun oldu¤unu göstermektedir. Bu konuda son bir y›l içinde ortaya ç›kan pratik de ö¤retici derslerle doludur. Hem bir y›l›k pratik, hem de örnekler kabilinde dile getirdi¤imiz yaklafl›mlar kültür sanat hareketimizin yaflad›¤› en temel sorunun felsefi ideolojik sorunlar oldu¤unu aç›kça göstermektedir. Geçen konferansta

sistemiçileflen kültür sanat çal›flmas›na müdahale edilirken, bu müdahaleyle en az›ndan bu olumsuz gidiflat›n önü al›nmak istenmifltir. Fakat son yaflananlar sorunun sadece pratik örgütsel tedbirlerle afl›lamayaca¤›n›, as›l sorunun zihniyetten kaynakl› oldu¤unu daha çarp›c› göstermifltir. Bu da kadronun öncülük etme sorunu ve sanatç›n›n demokratik komünal toplumu gelifltirecek anlay›flla sanatç› olma sorunudur. O zaman bir y›ll›k pratikten hareketle flimdi daha güçlü ve net vurgularla öncü kadronun kat›l›m, sorumluluk ve sorunlar›n çözümünde tarz ve temposu nas›l olmal›d›r? Tart›flma, elefltiri ve özelefltirisi yap›lmal›d›r. Di¤er taraftan Önderli¤in yeni paradigmas› temelinde her

w.

ww

zamankinden daha fazla sanat nedir, sanatç› kimdir sorusunu sorup, tart›flmal›y›z. Bencillikten, özünde kapitalist sistemin sanatç›ya küfür etmesi demek olan sanatç› kaprisinden uzak her çal›flmay› kendi ürünümüz olarak görmemize yol açacak kadar kolektif bir yaklafl›mla elefltiri ve özelefltiri yapabilmek gerekir. Bu konuda geç bile kal›nm›flt›r. Bu temelde yaflanacak yo¤unlaflman›n, tart›flman›n yeni sanat ürünlerine yol açacak kadar bir derinlik kazanmas› gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r. Bu tart›flmalar›n sa¤l›kl› yürümesi için ortam›m›zda en az yurtseverli¤in samimi paylafl›mlar› kadar bir güven olmak durumundad›r. Birbirimizi güçlendiren, özgürlefltiren yaklafl›mlar içinde olmal›y›z. ‘Z›rhl› kiflilik’ pozisyonundan ç›k›p elefltiriye ve özelefltiriye aç›k, kendine güvenen bireyler olabilmeliyiz. Felsefi ideolojik yaklafl›mlar›m›z üzerinden elefltiriler gerçeklefltirilirken, burada befl bin y›ll›k devletçi sistemin zihniyetinin dile geldi¤i, sanatç› duruflu noktas›nda da özellikle kapitalizmin son iki yüzy›ld›r sanat ve sanatç› durufluna dayatt›¤› liberal, bireyci ve en son postmodern kültür biçiminde zirveye ulaflan durufl kastedilmektedir. Dolay›s›yla özgürlefltirici görüfl ve elefltiriler karfl›s›nda aç›k olmak, bu konulara karfl›, kendini aç›k hale getirmek, fakat özellikle de kapitalist sanat ve sanatç› kiflili¤ine karfl› da özgürlük düflüncelerinden örülmüfl daha güçlü bir “z›rha” bürünmek gerekti¤i ortaya ç›kmaktad›r.

ew e. c

olmaz, sanat yönetilmez” biçiminde, demokratik komünal Kürtlükten uzak düflmüfl, felsefesiz ve ideolojisiz kalm›fl sanatç›l›klar›na k›l›f örmeye çal›flmaktad›rlar. Bu “z›rhl› kiflilik” günümüz Kürt toplumunda askeri, siyasi alandan daha çok da kültür sanat alan›nda bulunmaktad›r. Kald›k ki, geri toplumsal özelliklerle bir yere kadar asker ve siyasetçi de olunabilir. E¤er toplumsal yaflam içerisinde deflifre olmufl gerilikler baflta olmak üzere insan›n öngörü ile tahlil edebilece¤i geri iliflki ve davran›fllara yol açan duygu ve düflüncelerin olmamas› gereken ilk alan neresidir diye sorulursa, bunun kesin ve do¤ru cevab› sanat alan› olacakt›r.

om

74

Sanat eleflflttiri ve özeleflflttiri üzerinden geliflfliir Fakat kültür sanat ortam›nda tersi bir durumun oldu¤u bilinmektedir. Kürt Özgürlük hareketi olarak tüm mücadele alanlar›m›zda yapt›¤›m›z elefltiri ve özelefltiriyi, sanat alan›nda daha da fazla yapmak durumunday›z. Sanat›n elefltiri ve özelefltiri üzerinden geliflece¤i gerçe¤i de göz önüne getirilirse, elefltiri ve özelefltiri olgusunun özellikle de kültür sanat alan›nda yap›lmas› gerekti¤i ortaya ç›kar.


A¤ustos 2008

SERXWEBÛN

Sanatç› üretti¤i eserlerinde kendi dünya görüflflllerini yans›t›r Geçmifl süreç pratik faaliyetleri içerisinde birçok insan›m›z sanatsal yetenek anlam›nda önemli geliflmeler yaflam›fl ve birçok imkân›n ortaya ç›kar›lmas›nda katk›lar› olmufltur. Geçmiflte ortaya ç›kan bu geliflmeler do¤ru de¤erlendirildi¤inde bugün yaflanan sorunlar›n afl›lmas›na olumlu katk›s› olacakt›r. Sanat yapan arkadafllar›n birço¤unda geçmiflte yapt›klar› sanata bakt›klar›nda bir be¤enmeme gerçekli¤i ortaya ç›kabilmektedir. Bu mesleki bir geliflme olarak ele al›nmal›d›r. Yaklafl›mlar›m›z geçmifli bir bütün inkâra götürürse objektif olmaz. ‹çinde yetiflti-

Bir kere sanat ürününde propagandan›n olmad›¤›n›, olamayaca¤›n› söylemek, kendini bafltan kand›rmakt›r. Çünkü sanat›n hangi dal›nda olursa olsun, her sanat ürünü ele ald›¤› konuyu ya insanlara be¤endirmek ya da o konu hakk›nda insanlarda bir karfl› duygu, ondan uzak durma duygusunu uyand›rmak zorundad›r. Bir sanat ürünü ele ald›¤› bir de¤eri, tema edindi¤i bir konuyu hangi özeli¤i kullanarak insanlara sunmaktad›r? Sanat ürününü güzellefltiren (estetik anlay›fl) yaklafl›m›n istenmese de, sonuçta yol açt›¤› etki literatürde propagandad›r. Bu, sanat ve sanat ürününün temel gerçekli¤idir. Dolay›s›yla sanat›n bir konuyu ya da bir olguyu insanlara be¤endirmesi ya da be¤endirmemesi biçiminde ona ölçü koyarak insanda bir yaklafl›m gelifltirmesi normal ve olmas› gereken bir durumdur. Bir sanatç› sanat dedi¤imiz yaflam alan›n›n kendi özgün diliyle bu ayr›m› yaparken, kendi dünya görüfllerini yans›t›r. Bu da sanatç›n›n siyasal duruflu olmaktad›r. Bu durufl sanatç›n›n duygu ve düflüncesinin ürünü olan bir eserin kendi özgün diliyle toplumsal görevlerini yapmas›d›r. Bu görev toplumsal yap›n›n davran›fllar›n› kabul-ret ölçülerini etkiler.

ne te we .c om

Sanat alan›n›n elefltirilmesinin bir de böyle bir nedeni vard›r. Kültür sanat alan›m›z› di¤er tüm faaliyet alanlar›ndan daha fazla elefltirmenin di¤er bir nedeni de, yarat›lan kültürel de¤erlerimizin çok kolektif bir tarzda yarat›lmas›d›r. Bu de¤erlerimizin oluflmas›nda temiz duygular›yla dua eden bir yafll› insan›m›zdan, can›n› veren gençlerimize; bir flehit annesinin düflmana olan öfkesinden ve yürek s›z›s›ndan bir sanatç›n›n dörtlü¤üne kadar hemen herkesin bir eme¤i vard›r. Bu nedenlere kültür sanat alan›nda yaflanan kapitalist kültür sanat ve sanatç› anlay›fllar›n yo¤un etkisi de eklenince, elefltiri yapman›n gereklili¤i kendili¤inden ortaya ç›k›yor. Kül-

75

¤imiz geçmifl süreç, flimdikiyle mukayese edildi¤inde imkânlar› daha az, zorluklar› daha fazla olan o sürecin tüm negatif koflullar›na ra¤men, hangi ruh ile geliflme yaratt›klar› de¤erlendirilmeye de¤er bir husustur. Geçmiflte 2000’e kadar- yap›lan sanat çal›flmalar›m›za dönük bugünkü kadar elefltirilerin yap›lmam›fl olmas›, sanat ürünlerimizin o dönem a¤›rl›kta birebir mücadeleyi ifade etmesi, bugünün ise özgürlük mücadelesinden ve halk›m›z›n demokratik de¤erlerinden geçmifle nazaran uzak olmas›ndan kaynakl› de¤ildir. Bugün yap›lan elefltirilere, kimi sanatç› arkadafllar›n ‘salt propaganda yapmam›z isteniyor’ biçiminde, savunmac› bir dille ele al›nmas› do¤ru de¤ildir. Bu yanl›fl bir yaklafl›md›r.

ww

w.

tür sanat ortam›m›zda elefltiriye gelememenin temel nedenlerinden birini de bu teflkil etmektedir. Bu etkiden hareketle yap›lan elefltirilere karfl› sanat insanlar›m›z›n bir sanatç› kiflilikte olmas› gereken duygu, ruh inceli¤i ve düflünce yo¤unlu¤u, derinli¤i ile bunlar› anlamaya çal›flmas› gerekmektedir. Fakat bu tür elefltirilere karfl› geliflen kaba bir yaklafl›m›n oldu¤unu da belirtmek gerekir. Bu ruh hali ile yaklafl›m›n sosyo-psikolojik nedenleri vard›r. 1980’lerde yurtd›fl›nda bafllat›lan ve 1990’larda kurumlaflma düzeyine gelen kültür sanat kurumlar›m›z›n tüm eksikliklerine ra¤men, geçmifl pratik süreç içerisinde bir tecrübe ortaya ç›kard›¤› bilinen bir gerçekliktir.

Sanat kaba ajitatif propaganda ile yap›lmaz

Dolay›s›yla sanatç› arkadafllar›n Özgürlük mücadelesinin ve halk›m›z›n otantik de¤erlerini ifadeye kavuflturma tarzlar›na iliflkin yap›lan elefltirilerden kastedilenin, baz›lar›n›n anlad›¤› biçimiyle salt kaba propagandatif ya da ajitatif fleyler olmad›¤› bilinmek durumundad›r. Fakat bu noktada sanatç›lar›m›z›n ürünlerinin önemli bir bölümünde Kürt demokratik ulusal kiflili¤i ve felsefi, ideolojik alanda yaflanan eksikliklerin, sanat›n kulland›¤› dil olarak olay ve olgular› soyutlayarak, ona estetik bir ölçü kazand›rarak sunmas›nda ciddi zay›fl›klara yol açt›¤› görülmelidir. Sanat ürünlerimizin bir k›sm›nda çok kaba bir dilin kullan›lmas›na neden


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

Sanatç›n›n kullanaca¤› dil halk›n dili olmal›d›r

ne t

Sanatç›lar›m›z yurtseverliklerinden ötürü bu konuda kendilerini görevli ve sorumlu görüyor ve mutlak suretle herhangi bir mücadele de¤erimizi sanat ürününe dönüfltürmek istiyorlarsa ve burada kullan›lan dil kaba oluyorsa, bu sanatç› arkadafllar›m›z›n sanatsal kiflilik noktas›nda yaflad›klar› zay›fl›klar›n›n bir sonucudur. Dolay›s›yla yap›lan elefltirilere karfl›, hedeflenen sanatç› kiflili¤in ve kimlik sahibi sanat ürünün ortaya ç›kmas› için sanatç› arkadafllar›m›z›n çok objektif bir biçimde kendilerini de¤erlendirmeleri ve Önderli¤imizin kiflilik çözümlemeleri üzerinde yo¤unlaflmalar› gerekmektedir. Yap›lan elefltirilerin do¤ru alg›lanmamas›, elefltirilere duyars›z yaklafl›lmas›, savunma refleksine girilmesinin özünde sanat yapan arkadafllar›n kendi eksikliklerini görmemesinden kaynakland›¤› bilinmektedir. Bu yaklafl›mlar› sistem sanatç›l›¤› elefltirisi konusunda istenilen yo¤unlaflmay› yaflamalar›n› engellemektedir. Yine bu yaklafl›mlar›, sanat üsluplar›na dönük yap›lan elefltirilerin de kendilerinde sanat kiflilikleri ya da sanatsal faaliyetlerinin önü kesiliyormufl gibi bir içten tepkinin oluflmas›na yol açmaktad›r. Oysaki sanat üslubu nok-

tas›nda gelen elefltiriler, sanat ürünlerimizin Önderli¤imizin felsefi ve ideolojik bak›fl aç›s› ile donanmas›, mücadeleci kiflili¤in yaflam ölçüleriyle halk›m›z›n taleplerini ifade eden özgürlük de¤erlerinin güzellik ölçülerini verecek ürünlerin ortaya ç›kar›lmas›na yöneliktir. Bu aç›dan sanata ve sanatç›ya yap›lan elefltiride iflin felsefi ve ideolojik özünün iyi anlafl›lmas› gerekmektedir. Sanat ürünlerimiz ve sanatç› kiflilikler elefltirilirken, burada dile getirilmek istenenin, sistemin etkileri oldu¤u bilinerek hem kiflilik, hem sanat ürünü irdelenmelidir. Felsefi ve ideolojik yaklafl›mlar›m›z üzerinden yap›lacak soyutlamalar, este-

tik ölçülerimiz ile verilmek istenenler noktas›nda daha derinlikli bir düzeye, daha güzel sanat ürünlerini ortaya ç›karmaya dönük sürekli bir aray›fl›m›z›n olmas› gerekir.

w.

ww

bu konuda yaflanan yarat›m ve soyutlama saçmal›klar›d›r. Bir sanat eseri, içinden ç›kt›¤› toplumun özgürlük kültürünün be¤eni ölçülerinin gerisinde bir biçim tafl›yorsa, sanat ürünü say›lmay› hak etmeyece¤i gibi, toplumun ilerisinde olma yaklafl›m› ad›na da günümüzdeki gibi abuk-sabuk biçimlerde ürünlere yol aç›yorsa, bu da sanat say›lmaz. Gerçekçi olmak; sanat›n dilini toplumsal sorunlar›n çözümünde demokratik ölçüleri yükseltmek biçiminde kullanmakt›r. Gerçekçi olmak; sanatsal yarat›m›n öldürülmesiyle her taraf›n›n çirkinlik dolu günümüz yaflam›n›n ortaya ç›kt›¤›n›, bu “at gözlüklü, teneke yürekli” ya-

ew e. c

olan›n estetik ölçülerimizin zay›fl›¤› ve yine soyutlama ad› alt›nda baz› eserlerde amac›n bir türlü anlafl›lmamas›n›n nedenin de, düzenin postmodern anlay›fl›n›n etkisi oldu¤u, tüm bu ölçüyü tutturamaman›n da belirtti¤imiz bu kiflilik zafiyetinden kaynakland›¤› art›k görülmelidir. Yap›lan elefltiriler bu biçimde anlafl›lmal› ve bu eksiklikleri giderecek bir e¤itim sistemi oluflturulmal›d›r. Yoksa mücadele de¤erleri dillendirilsin, halk›m›z›n özgürlük mücadelesine kat›l›ns›n, bu konuda öncülük yap›ls›n denilirken, sanat›n özgün yarat›c›l›¤›n› gölgede b›rakacak siyasi bir dil, ya da sanat dili olarak ifade edilemeyen kaba bir dilin kullan›lmas› istenmemektedir.

om

76

Sanatç› dilini toplumsal sorunlar›n çözümünde kullanmal›d›r

Sanat›n yarat›m özelliklerinden ötürü kifliyi dogmatiklefltirecek yan›n›n iyi görülmesine dönük tart›flmalar tam bir sanat e¤itimi konusudur. Sanat ürününde yarat›m-biçim-soyutlama gibi hususlarda gerçekçi olabilmeyi baflarmak sanatç› olabilme ölçüsünün temelidir. Günümüz sanat›n›n yoldan ç›kmas›n›n temel nedeni;

flamdan kapitalizm kadar, ayd›n ve sanatç›lar›n da sorumlu oldu¤unu görmektir. Gerçekçi olmak; bu kadar çirkinli¤in oldu¤u bir hayatta sanatç› ve sanat nerede sorusunu büyük bir yüreklilikle sorabilmektir. Tev-Çand anlay›fl›nda sanat ve sanatç›l›k bu gerçeklikleri yakalamaktan baflka bir fley de¤ildir. Dolay›s›yla daha güçlü sanat ürününü ortaya ç›karmak amac›yla yap›lan elefltirilerin do¤ru anlafl›lmas›, sanatç›lar›m›z›n felsefi, ideolojik, sanat anlay›fllar›n› ve kifliliklerindeki demokratik Kürt kiflilik öçlülerini yükseltmek için bir sorgulamay› yapmalar› ve gerçekçi olmalar›, büyük sanat insanlar› olmalar›n›n ilk kofluldur.


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

77

ne te we .c om

Da¤lara öyle çok yak›fl›rd›n ki “Hewkar arkadafl› bir tek gün dahi moralsiz gördü¤ümü hat›rlam›yorum. Moralli oldu¤u kadar, etraf›na da sürekli moral verirdi. O’nunki ne istedi¤ini bilmenin, hayallerini hayat›n içine ekmenin moraliydi. Ayn› flekilde e¤itimlere kat›larak ö¤renme, ö¤retme ve dolay›s›yla bilinçlenme görevini de büyük bir heyecan ve coflkuyla yerine getiriyordu” Ad›, soyad›: Kemal Xemrevi Kod ad›: Hewkar Xemrevi

Do¤um yeri ve tarihi: Amediye/1979

Mücadeleye kat›l›m tarihi: 1995, Gare fiehadet tarihi ve yeri: 26 May›s 2002 Metina/G.Kürdistan

ww

w.

Takvim yapraklar› 2001 y›l›n›n s›cak bir Haziran gününün ö¤leden sonras›n› gösteriyordu. Metina’n›n en yüksek tepelerinden birinde konumlanm›flt›k. Gare’den bir grup arkadafl gelmiflti. Yorulduklar› her hallerinden belli olsa da hiçbir flikayet emaresi yoktu yüzlerinde. Ulaflmalar› gereken yere ulaflm›fl olman›n sevinci içindeydiler sadece. Hewkar arkadafl da Gare’den gelen o grubun içindeydi. Orta boylu, siyah saçl›yd›. En çok bak›fllar› ve orada as›l› duran masum ve hep bir fleyler düflündü¤ünü gösteren ifade çekmiflti hepimizin dikkatini. Gözlerindeki ifade gibi çal›flkanl›¤› da ilk bak›flta göze çarp›yordu. Çok cana yak›n bir arkadaflt›, alan›m›za gelir gelmez arkadafllarla hemen iliflki kurmufl ve o sars›lmaz ba¤lar görünmeden kendisine yer etmeye bafllam›flt› içimizde. 1979 y›l›nda Amediye’de do¤du¤unu, Pirozan köyünde büyüdü¤ünü belirtmiflti. Ortaokul sonlar›na do¤ru O da Güney’de yaflanan sorunlar›n, ac›lar›n ancak ba¤›ms›zl›kla sona erece¤ini düflünerek eline silah alm›fl, peflmergelik yapmaya bafllam›flt›. Biriki y›l sonra peflmergecili¤in hayallerini gerçeklefltirebilece¤i ortam› sunmad›¤›n› ve sunabilecek güçte olmad›¤›n› görünce yeni aray›fllara girmiflti. “Bir gece arkadafllar evimize geldiler ve babamla derin tart›flmalara gir-

diler. Babam arkadafllar›n söylediklerini kabullenmiyordu, ama benim akl›ma yatm›flt›. Bunun üzerine arkadafllarla daha da yak›nlaflt›m. Yak›nlaflt›kça da PKK’den ve onun mücadelesinden daha çok etkileniyordum. Hayallerimi gerçeklefltirebilece¤im tek yerin PKK ortam› oldu¤unu biliyordum art›k ve 1995 y›l›nda Gare alan›ndan ARGK saflar›na kat›ld›m” 1995 y›l›ndan 2001 y›l›na kadar Gare alan›nda kald›ktan sonra, 2001 y›l›nda kendi önerisiyle Metina’ya gelmiflti. Bak›fllar›nda olmak istedi¤i yerde olman›n derin huzuru, yüzünde ö¤rendiklerinin, aflt›¤› zorluklar›n derin çizgileri, sözlerinde da¤lara ba¤l›l›¤›n kararl›l›¤› ve sevinci vard›. “Çocuklu¤umun an›lar› Metina da¤lar›na duydu¤um özlemin gölgesinde geçti. Köyümüz Metina da¤›n›n karfl›s›ndayd›. Günün ilk ›fl›klar›yla gözümü açar açmaz ilk buray› görüyordum. Yüksekli¤i, ormanlar› ve heybeti bende ilgi ve merak uyand›r›yor, kendimi bildim bileli beni kendisine çekiyordu. Alelacele büyümek ve Metina’da, Gare’de k›r gezilerine ç›kmak istiyordum. ‹flte flimdi sonunda buralara ulaflt›m. ‹nsan›n çocukluk hayallerindeki yerlere kavuflmas› bir baflkad›r. Metina’n›n güzelliklerini ayr›nt›lar›yla daha yeni yeni görmekteyim.” Bir gün O’nu, tepenin bafl›nda yaln›z bafl›na bir kayan›n üzerinde oturmufl, etraf›na bak›n›p düflünürken görmüfltüm. “Heval Hewkar yine neye dald›n öyle” diye sormufltum yan› bafl›na oturarak. “Metina! Bir ucu Haftanin, bir ucu Kaflura, bir ucu Zap, bir ucu Gare, bir ucu Çiyayê Spî. Bütün bu da¤lar›n kesiflti¤i ve birbirine aç›ld›¤› yer. Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye geçen herkesin izini dü-

flürdü¤ü da¤lar. Güllerin aras›nda en güzeli; Karagül gibi. Eskiden bu da¤larda neyin oldu¤unu bilmeden ba¤lanm›flt›m. fiimdi ise bilerek ba¤lanm›fl›m. Güzelliklerini daha çok fark ediyorum flimdi. Metina, yi¤itlerin diyar›. Her tafl›nda, her kar›fl topra¤›nda, bütün patikalar›nda flehitlerin kan›, onlar›n b›rakt›¤› an›lar var, bunu insan›n iliklerini s›zlat›rcas›na hissettiriyor” diye cevap vermiflti etraf›na daha derin bakmay› sürdürürken. Güney halk›na, etraf›nda olup bitenlere gözünü kapatt›¤› için, peflmergelere de amaçlar›n› büyütmedikleri için k›z›yordu. “Hayata küsmüfl bunlar. Her fley para olmufl. Vatan, yurtseverlik, dürüstlük kalmam›fl. Bilmezler, anlamazlar bu da¤lar›n, bu yi¤itlerin kan›n›n de¤erini” diye iç çekiyor, “Onlara gerçekleri göstermenin bir yolunu mutlaka bulmak gerekir” diyordu. Hewkar arkadafl›n yaflam›n her alan›ndaki örnek duruflu, tüm arkadafllar› O’na ba¤lam›flt›. Hangi konuda olursa olsun O’nunla çok rahat tart›flabiliyorduk. Yüre¤indeki dürüstlü¤ü çevresindeki herkese güven ve rahatl›k hissettiriyordu. “Dürüst oldu¤unuz kadar samimi olun, samimi oldu¤umuz kadar yoldafllar›m›z› sever sayar›z” diyordu. Günlük olaylar› takip etmek hayat›n›n bir parças›yd›. Savaflç›yd›, hem de yaman bir savaflç›... “Savafl atefltir. Maddeyi yok eden tek fley atefltir. Dolay›s›yla savafl da düflman› yakmak için elimizdeki en büyük araçt›r” diyordu. Hewkar arkadafl› bir tek gün dahi moralsiz gördü¤ümü hat›rlam›yorum. Moralli oldu¤u kadar, etraf›na da sürekli moral verirdi. O’nunki ne istedi¤ini bilmenin, hayallerini hayat›n içine ekmenin moraliydi. Ayn› flekilde e¤itimlere


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

w.

ww

lant›s› kurmufl ve durumlar›n› sormufltu. Arkadafllar, befl arkadafl›n hafif yaraland›¤›n› söylemifllerdi. Bu durum, Hewkar arkadafl›n hemen harekete geçmesi için yetmiflti. Mutlaka bunun karfl›l›¤› verilmeliydi. Hewkar arkadafl bir süre bekledikten sonra, düflman›n kobra vurufllar›n›n deste¤i alt›nda s›zma yap›p yapmad›¤›n› kontrol etmek için s›¤›naktan ç›km›fl, bu esnada Hewkar arkadafla suikast yap›lm›flt›. Heval Hewkar, onca sevdi¤i, çocukluk hayallerini süsleyen Metina’da ya¤mur olur, günefl olur, da¤ olur, rüzgar olur ve bütün arkadafllar›n›n yüre¤inde yeni bir söz olur. Arkadafllar, saat alt› buçukta Hewkar arkadafl›n cenazesini de yanlar›na alarak geri çekilmifllerdi. Hewkar arkadafl fiziki olarak aram›zda olmazsa da, Apocu ruhun bir parças› olarak tüm yoldafllar›n›n beyninde ve yüre¤inde alevlenip tutuflacak, tüm anlarda onlarla birlikte olacak ve güç verecektir. Metina’da, 2002 y›l›n›n ilk flehidi olmas› dolay›s›yla arkadafllar› O’nu, 2002 y›l› Kürdistan flehitleri sembolü ilan etmifllerdi. Ad›n› anmak sözdü ve Metina’daki yüzlerce arkadafl, intikam›n›n al›naca¤›na dair yüzlerce ant içti. O’na ba¤l›l›k demek, mücadeleye daha çok ba¤lanmak demekti ve ba¤l›l›k sözlerini bir kez daha verdiler hep birlikte.

ew e. c

ce¤ini düflünüyor, bir çözüm bulmaya çal›fl›yordu. “Onlar› korumak bizim gibi tecrübeli arkadafllara düfler” diyordu. Yeni arkadafllar› nas›l koruyabilece¤ini düflünerek uykuya dalm›flt› ve düflündü¤ü fleyleri pratiklefltirmeyi güneflin yüzünü gösterece¤i sabaha b›rakm›flt›. Gecenin sessizli¤i silahlar›n sesiyle bölünmüfltü. Düflman Bamernê, Kadiflê ve Eniflkê merkezlerinden, üç koldan araziye ç›km›flt›. Hewkar arkadafl›n içinde bulundu¤u bölü¤ün konumland›¤› yere nokta bask›n› yaparak sonuç almak istiyordu. Fakat nöbetçi subay olan arkadafl noktaya girmeye çal›flan düflman güçlerini fark etmifl ve hemen üzerlerine atefl açm›flt›. Yank›lanan ve bütün arkadafllar› uyand›ran iflte bu silah sesleriydi. Düflman›n noktaya girdi¤ini gören arkadafllar, sabah›n üç buçu¤unda hemen sald›r›ya geçmifl, düflman› nokta d›fl›na atm›fllard›. Hewkar arkadafl da mangas›n› alm›fl ve uygun bir tepede mevzilendirmiflti. Çat›flmada zorlanan düflman güçleri hemen havadan destek istemifllerdi. K›sa bir süre sonra gelen kobralar müdahale edince, Hewkar arkadafl, arkadafllar›n› önceden yap›lm›fl olan s›¤›na¤a göndermifl, kendisi de bir süre bekleyip etraf› kontrol ettikten sonra, onlar›n yan›na gitmiflti. Di¤er arkadafllar›n durumunu merak etti¤i için yerinde duram›yordu. S›¤›nakta di¤er gruplarla cihaz ba¤-

ne t

kat›larak ö¤renme, ö¤retme ve dolay›s›yla bilinçlenme görevini de büyük bir heyecan ve coflkuyla yerine getiriyordu. En sevdi¤i fleylerden birisi de geceleri y›ld›zlar› seyretmekti. Y›ld›zlar› seyrederken dalar giderdi uzaklara. Biz de O’nu rahats›z etmeden sessizce seyrederdik y›ld›zlar›. Bir gün y›ld›zlar› seyrederken, “biz Apocuyuz. Bu ruhu savaflta da, bar›flta da bütün benli¤imizle hissedebilmeli, hayat›n her alan›na ifllemeliyiz. Kalp at›fllar›m›z› bu ruh düzenlemelidir” demiflti. 26 May›s 2002 gecesi, uzanm›fl, son gelen bilgiler üzerine mant›k yürütüyordu. Düflman›n operasyon yapma ihtimalinin oldu¤u yönünde bilgiler gelmiflti. Zaten Kuzey Kürdistan’da da operasyonlar hemen hemen her alanda geliflmifl, hatta bu operasyonlarda iki arkadafl›n flehit düfltü¤ü haberi de gelmiflti. “Bu düflman ne bar›fltan, ne kardefllikten anlam›yor” diyordu. Operasyonlar ne kadar kapsaml› geliflirse geliflsin zorlanmazd›. O güne kadar onlarca operasyon görmüfl, onlarca çat›flmaya girmifl ve bütün bunlardan büyük tecrübeler edinmiflti. O hiçbir zaman önce kendisini düflünmedi. Savafl›n en yo¤un oldu¤u zamanlarda da, sald›r›ya gitti¤i eylemlerde de kendisinden önce arkadafllar› vard› O’nun için. Yan›m›zda hiç savafl tecrübesi olmayan birkaç yeni arkadafl da vard›. Operasyonun ç›kmas› halinde onlar›n zorlanabile-

om

78

Mücadele arkadaflflllar›

Onlar› asla unutmayaca¤›z. Seni ve gülüfllerini hat›rlayaca¤›m hep yüre¤imin kuytu köflelerinde gizlenmifl gönül bahçelerinde saklayaca¤›m fiafaklar›n ilk ›fl›klar›yla An›msayaca¤›m siman› rüzgar›n esintileriyle dört bir yana salaca¤›m flehadet haberini yaban gülleri diktirece¤im mezar›na öfkemi kanla yazaca¤›m tafllar›na seni sevdi¤im için yaflayaca¤›m hergün ve intikam›n› alaca¤›m


A¤ustos 2008 SERXWEBÛN

79

ne te we .c om

AY IfiI⁄INDA

“Ne yapaca¤›m›z› flafl›rm›fl, Canday’la bak›fl›p duruyorduk. So¤ukkanl› olmak iyi bir fleydir de, savafl ortam›nda her fleye bu kadar flakavari yaklaflmak da kabul edilemezdi. Uyar›lar›m›z› duymuyor diye, kolundan çekifltirip, susturmaya çal›fl›rken “aman arkadafllar anlafl›lan bu gece ay ve ay› ile bafl›n›z çok derde girmifl...” sözünü tamamlayamadan yeniden gülme krizine tutuldu” kat›lafl›p, donuyordu. Canda, üflüyen ayaklar›n› yere vurdukça, topraktan kat›r kutur sesler geliyordu. O, s›cak diyarlarda do¤up büyümüfl bir Türkmen k›z›yd›. Üst üste giydi¤imiz, dikifl tutmayacak kadar parçalanm›fl naylon çoraplar ve incelmifl lastik ayakkab›larla ne yapsak da ›s›tamazd›k ayaklar›m›z›. O da biliyordu. Uysal, gönüllü bir kabullenmeyle al›flmaya çal›fl›yordu. Omuzlar›m›z bir birine de¤iyor, s›k s›k göz at›yorum Ona. Omuzlar›na att›¤› kefiyenin içinde iyice büzdü¤ü gövdesini izliyor, bir serçeye benzetiyordum. Birden 60-70 metre kadar afla¤›larda bo¤aza ç›kan yamaçta belli belirsiz bir ›fl›k fark eder gibi oldum. Emin olmay›nca bakmas› için iflaret ettim. “her hangi bir ses var m›?” “yok” dedi. ‹yice kulak kesildikten sonra anlam verememifltik. Operasyonun ilk günleriydi. Bütün güçler alarm durumunda, hepimiz tedbirliydik. Neyin nesiydi bu tuhaf ›fl›k? Kim cesaret edebilirdi? Gece on birden sonra bölü¤ümüzden bir grup arkadafl eyleme gitmiflti Dereluk’a bakan KDP makaras› vurulacakt›. Eylem bafllam›fl olsa, seslerinin buraya gelece¤ini biliyorduk. Bafllamam›flt›. Di¤er bölük yönetimleri de bu eylemden haberdard›. Böyle bir süreçte eylem yap›lacak bir gecede ›fl›k kullanan, ya delirmifl olmal› ya da hain olabilirdi ancak. Gözlerimizi k›rp›flt›rarak tekrar tekrar bak›yorduk. “ikimiz de gördü¤ümüze göre bu bir göz aldanmas› falan de¤il.” diyen Canda’ya hak verdim. “Arkadafllara haber versek mi?” Canda f›s›lt›yla konufluyor, a¤›r iflitti¤imden cevab›n› duyam›yor, böyle

ww

w.

Kurejahro tepesinin bat›s›ndaki yükseltilerinde, sinsice çömelmifl, bir grup hayvan› and›ran kayal›klar›n aras›nda, ürkek turuncu bir ›fl›kla, a¤›r a¤›r t›rman›yormufl gibi yükselen ay, halinden memnun ipeksi gülümseyifliyle tam arkam›zda bizi izliyordu. En arkadaki iki kayan›n karfl›l›kl› uzanan sivri uçlar› aras›nda s›k›fl›p kalm›fl gibi, bir süre hareketsiz kald›. Nereye gidece¤ine karar verememifl bir gece yolcusunun temkinli sessizli¤iyle parmak uçlar›na basa basa tepeyi kolaçan ediyor gibiydi. Derken, do¤uya do¤ru tepenin alçald›¤› bo¤aza kadar simden ›fl›kl› bir hal› yayarak yoluna devam etti. Canda arkadafl, “Her taraf›m›z so¤uktan uyufltu” dedi, zor duyabildi¤im bir f›s›lt›yla. O s›rada ay biraz daha yükselmifl, bo¤az›n üstünde bir kap› gibi daralan kayal›klar›n aras›ndaki nöbet yerimizi ayd›nlat›yordu. Canda bir çözüm bulabilirmiflim gibi “keflke bir battaniyemiz olsayd›” deyince, dayanamad›m “iyi ki yok, battaniyenin alt›nda rehavete kap›l›r, uyurduk” dedim. Onun da¤da geçirdi¤i ilk k›fl› oldu¤unu biliyordum. Gerçi sonu gelmez gibi görülen f›rt›nal› günleri, dev bir çuvaldan dökülüyormuflças›na soluk ald›rmadan ya¤an karla geçen haftalar› geride b›rakm›flt›k. May›s ay›n›n ilk günleriydi. 97 k›fl›n›n kar› erimeden bütün güçler intiflara ç›km›flt›. Zap çevresindeki vadiler bahar›n ilk müjdecilerini çoktan karfl›lam›flt›. Oysa tepelerde hala k›fl›n so¤uk elleri geziniyordu. Karlar›n eridi¤i yerlerde günefle yüzünü gösteren toprak, gecenin ayaz›nda

bir durumda da bu onu k›zd›r›yordu. F›s›lt›lar› duyamayaca¤›m› biliyor, çözümsüzlük ve endifleden dolay› garip bir gerginlik yafl›yorduk. “Senin burada yaln›z kalman do¤ru olmaz. Atefl edilirse zaten duyar, ben de karfl›l›k veririm. Bu durumda kimse farkl› bir fley yapamaz. En iyisi sen git yönetime haber ver” dedim. Kah iflaretlerle, kah s›k›nt›l›, bo¤uk f›s›lt›larla bir süre çekifltikten sonra Canda’y› güçlükle ikna edip gönderdim. O da beni yaln›z b›rakmak istemiyordu. Eh, sa¤›rda olsam ne de olsa ondan daha deneyimliydim. Canda, ne denli ayaklar›n›n ucuyla hafifçe basmaya çal›flsa da, bisküvi y›¤›n›n üzerinde yürüyormufl gibi ses ç›kararak uzaklaflt›. fiiddetli sesler d›fl›nda dört befl metreden sonra hiçbir ses duyam›yordum. Bu yüzden tüm enerjimi gözlerime vermifl en ufak k›p›rt›y›, arazideki her hangi bir de¤iflimi kolluyordum. Bafl›m›za musallat olan bu esrarengiz ›fl›k birden bire iki metre kadar sa¤a kayd›. Gözümü hiç k›rpmadan bakm›fl olmama ra¤men ›fl›¤›n nas›l yer de¤ifltirdi¤ini anlayamam›flt›m. Sanki oldu¤u yerde sönmesi ile, sa¤ tarafta belirmesi ayn› anda olmufltu. Kafamda onlarca olas›l›k geçiriyor, hiç birini mant›kl› bulmuyordum. Düflman flafl›rtma m› yapmaya çal›fl›yordu? Belki de mevzileri boflaltm›fl, farkl› yönden s›zma yapacakt›. ‹yi ama, ne diye, hangi mant›kla böyle bir flafl›rtma yapabilirlerdi? Bu arada Canda arkadafl gevenlerin aras›nda ilerlerken, karfl›dan ona do¤ru


SERXWEBÛN A¤ustos 2008

‹kisi geldi¤inde sanki f›rsat›n› bulursa kaçacakm›fl ya da gizlenecek bir yarat›km›fl gibi gözlerimi o ›fl›ktan hiç ay›rmadan, f›s›lt›yla son durumu ve düflüncelerimi söyledim. Metin Harûni ba¤›ra ba¤›ra “ne zaman gördünüz, ses falan var m›yd›?” dedi. Canda’n›n “sessiz konufl, yavafl, yavafl...flflflflt!...” fleklinde s›k s›k uyarmas›na ra¤men, Metin arkadafl›m›z istifini fazla bozmuyordu. Çünkü benim gibi onun da iflitme sorunu vard›. Hiç de¤ilse ses tonumu kontrol edebilmenin üstünlü¤ü ile “Heval, durumu fazla ciddiye alm›yorsun galiba” dedim. Duyup duymayaca¤›n› fazla kestirmeden. Metin elini aln›na koyarak kahkaha ile gülmeye bafllad›. Tam bu esnada gizemli ›fl›k da

ww

w.

olarak korunmas› gerekti¤ine dair dil döküyorlard›. Bari uzaktan foto¤raf›n› çekelim, Avrupa’ya gönderelim. Bunca y›ld›r savafl› görmezden gelen Bat› dünyas› belki bu kaplanlar sayesinde da¤lar›m›za gelir diye önerenler de vard›. Ay› yaklaflt›kça Canda’n›n kalp at›fllar› h›zlan›yor, silah›na daha s›k› sar›l›yordu. Kaplan iki aya¤› üzerine yürüyemeyece¤ine göre, kesinlikle bir ay›yd› bu. Kal›n kollar›n› iki yana do¤ru açm›fl, gözüne kestirdi¤i av›n› iki pençesiyle k›sk›vrak yakalama plan› kurdu¤u belliydi. K›fl uykusundan yeni ç›km›fl yiyecek bulamam›fl bir ay›n›n pekâlâ insan eti yiyebilece¤ini düflündükçe korkusu büyüyordu. Art›k iki üç metre ya var ya yoktu ararlar›nda. Canda art›k ay›ya

bu sesleri duyup korkmufl, irkilmifl gibi biraz daha sa¤ tarafa kayd›. Ne yapaca¤›m›z› flafl›rm›fl, Canda’yla bak›fl›p duruyorduk. So¤ukkanl› olmak iyi bir fleydir de, savafl ortam›nda her fleye bu kadar flakavari yaklaflmak da kabul edilmezdi. Uyar›lar›m›z› duymuyor diye, kolundan çekifltirip, susturmaya çal›fl›rken “aman arkadafllar anlafl›lan bu gece ay ve ay› ile bafl›n›z çok derde girmifl...” sözünü tamamlayamadan yeniden gülme krizine tutuldu. “Yeter art›k, sen bizimle alay m› ediyorsun heval Metin?” iyice sinirlenen Canda arkadafl, tetbiri, güvenlik kurallar›n› bir tarafa b›rakm›fl, bast›ramad›¤› öfkesi ile sesini iyice yükseltmiflti. Bunun üzerine sakin ol dercesine kollar›n› oynatan Metin arkadafl ciddi bir tav›rla “kusura bakmay›n ama kim olsa gülerdi bu duruma. Aynen böyle bir olay, Botan’da da, Ç›rav’da da bafl›m›za gelmiflti. Dikkat ettiyseniz kaya oyuklar›nda derin olan yerlerde erimifl kar sular› var. ayazdan flimdi üzeri buz tutmufltur” diyerek bir bilim adam› tavr›yla bir bana bir Canda’ya bak›yor, tepkimizi anlamak, merak›m›z› iyice artt›rmak istiyordu. “iflte ay ›fl›¤› bu ince buz tabakas›nda k›r›l›p, bir ayna gibi ›fl›k yans›t›yor. Anlayaca¤›n›z siz bu gece ne ay›, nede ay›y› pusuya düflüremediniz” diye sözlerini sürdürmüfltü. Canda arkadafl pek bozulmufl, üst üste yaflad›¤›m›z gerginliklerin tümüyle bir yan›lsama olmas›n› kabullenemiyordu. Metin arkadafl›n gayet bilimsel olan bu aç›klamas›na hiç ikna olmuyordu. Öyle ya bütün bu telafl, heyecan, bütün ortak kurgular›m›z birden bire sönüvermifl, di¤er ay› meselesi de araya girince gülünç durma düflmüfltük. “Peki ama ›fl›k niye hareket ediyor?” dedik, Metin’in teorisinde bir gedik bulma sevinciyle. Metin hiç duraksamadan “Ohooo, art›k onu da m› anlatay›m heval, siz üniversite okumuflsunuz, ben ise alfabeyi da¤da ö¤renmiflim. Neyse, neyse k›zmay›n. Ifl›k hareket ediyor, çünkü ay hareket ediyor. Farkl› kayalara denk geldi¤inde ayn› fley tekrarlan›yor...” Art›k verecek cevab›m›z kalmam›flt›. Bir süre sissizce bu ›fl›k oyununu izledik. Ifl›k, muzip muzip göz k›rp›yordu. Sanki “nas›l da kand›rd›m sizi” dercesine yer de¤ifltirmeye devam ediyordu.

ew e. c

bakam›yor, kafas›n› iyice e¤ip tostoparlak olmufl, son umutla onu görmeden geçip gitmesini bekliyordu. “Kimsin sen, burada ne yap›yorsun?” Bu kadar flok fazlayd› art›k. Tepesinde aniden patlayan bu sesle sersemleyen Canda arkadafl neye u¤rad›¤›n› flafl›rm›flt›. Konuflan ay›ya da inanacak de¤ildi art›k. Kafas›n› kald›r›p geleninin bir erkek arkadafl oldu¤unu görünce sinirli sinirli güldü. Gece subay› olan Metin’di bu. Bafl›ndan ayaklar›na dek biçimsiz bir flekilde sarkan battaniye omuzlar›ndan yana do¤ru uzanm›fl silah›yla onu bu gece kim görse sald›rmaya haz›r vahfli bir hayvan san›rd›. Metin, heyecan› geçen Canda’n›n anlatt›klar›n› sakin sakin dinlemifl nöbet yerine gelip bakmaya karar vermiflti.

ne t

gelen kocaman flekilsiz, bir karart› fark ediyor. Korunma güdüsüyle hemen geven y›¤›nlar›n›n aras›na çömeliyor. ‹yice yaklaflan karart›n›n bir ay› oldu¤una emin olunca korkudan bir titreme al›yor, s›rt› terliyor o so¤ukta. Böyle kritik bir gecede ba¤›r›p, imdat isteyemez, silah da kullanamazd›. Kaçmaya kalksa, ay›n›n onu iki ad›mda yakalayaca¤›n›, duydu¤u onlarca ay› hikayesinden ö¤renmiflti. Hantal görünümüne ra¤men, müthifl h›zl› koflabiliyorlard›. Tesadüf bu ya tam da o günlerde son iki y›ld›r Cudi ve Kurejahro tepeleri civar›nda görülen kaplan hikayesi anlat›l›p duruyordu. Kimi pefline düflüp avlama plan› yap›yor, kimileri de ilk Kürt “hayvan sevenleri” olarak bunun soyu çoktan tükenmifl Ortado¤u kaplan› oldu¤una, paha biçilmez ulusal bir hazine

om

80


ne te we .c om Ad›, soyad›:Kamil Ogün Kod ad›:Cemil Çatak Do¤um yeri-tarihi:Van 1982 fiehadet tarihi:20 Haziran 2008 Kato Xelilan/Çatak/Van

Ad›, soyad›:Nihayet Kaya Kod ad›:Eylem Da¤l› Do¤um yeri-tarihi:Hakkari 1984 fiehadet tarihi:20 Haziran 2008 Kato Xelilan/Çatak/Van

Ad›, soyad›:Cahit Cengiz Kod ad›:R›zgar Merdan Do¤um yeri-tarihi:Patnos 1977 fiehadet tarihi:24 Haziran 2008 Yayladere/Bingöl

Ad›, soyad›:Bülent Erbafll› Kod ad›:Sabri Serhat Do¤um yeri-tarihi:Marafl 1978 fiehadet tarihi:28 Haziran 2008 Kaleni köyü/Xoy

Ad›, soyad›:Abdulkadir Sino Kod ad›:Welat Afrin Do¤um yeri-tarihi:Afrin 1974 fiehadet tarihi:19 Temmuz 2008 Dewa Xira/Genç

Ad›, soyad›:Xerip Sabah Kod ad›:Çiya Kurdistan Do¤um yeri-tarihi:Hewler 1987 fiehadet tarihi:23 Temmuz 2008 Çukurca

Ad›, soyad›:Abdurrahman Nalio¤lu Kod ad›: Ferhat Dersim Do¤um yeri-tarihi:Amed 1975 fiehadet tarihi:25 Temmuz 2008 Besta/fi›rnak

Ad›, soyad›:Fahri Arslan Kod ad›:Gever Faraflin Do¤-yeri-tarihi:Beytüflflebap 1979 fiehadet tarihi:25 Temmuz 2008 Besta/fi›rnak

Ad›, soyad›:Güllü Kalmaz Kod ad›:Zerin Kajin Do¤um yeri-tarihi:Van 1982 fiehadet tarihi:25 Temmuz 2008 Besta/fi›rnak

Ad›, soyad›:H›d›r Coflkun Kod ad›:Polat Dersim Do¤um yeri-tarihi:Dersim 1982 fiehadet tarihi:25 Temmuz 2008 Besta/fi›rnak

Ad›, soyad›:Nazan Bayram Kod ad›:Nuda Karker Do¤um yeri-tarihi:Van 1972 fiehadet tarihi:25 Temmuz 2008 Besta/fi›rnak

Ad›, soyad›:Aynur Erdem Kod ad›:Eylem Amed Do¤um yeri-tarihi:Ç›nar 1981 fiehadet tarihi:31 Temmuz 2008 Ovac›k/Dersim

Ad›, soyad›:Kader Çiftçi Kod ad›:Zilan Amed Do¤um yeri-tarihi:Amed 1978 fiehadet tarihi:31 Temmuz 2008 Ovac›k/Dersim

Ad›, soyad›:Ferdi Dehflet Kod ad›:Botan Hilvan Ceyhan 1984 Do¤um yeri-tarihi:C fiehadet tarihi:23 Temmuz 2007 Besta/fi›rnak

ww

w.

Ad›, soyad›:Hayrettin Tan Kod ad›:Bawer Nusaybin Do¤um yeri-tarihi:Mardin 1978 fiehadet tarihi:22 May›s 2008 Kato Xelila/Çatak/Van

Ad›, soyad›:Meral Tekinalp Kod ad›:Dicle Do¤um yeri-tarihi:Antep 1980 fiehadet tarihi:27 Temmuz 2008 Bingöl


ew e. c

ne t

w.

ww

Nazan Bayram (Nuda Karker)

om


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.