SER XWEBÛN
ne te we .c om
JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 27 / Hejmar: 323 / Mijdar 2008
ww
w.
Kürdistan’da PKK ile yeni bir tarih yaz›l›yor
RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR
PKK’nin kuruluflu Kürt’ün bafl afla¤› giden tarihine dur deme karar›d›r
om
söz ediliyor. Toplumsal iliflkilerde, zihinsel, ahlaksal ve kültürel alanlarda yaflanan ve yüzy›llar›n tozunu, topra¤›n›, kal›nt›lar›n› önüne katan, Kürt’ü atefl banyosunda y›kay›p temizleyen, kendisine ruh, can ve kimlik kazand›ran bir devrim... Ulus yapan, özgürlük ve kurtuluflun efli¤ine getiren bir devrim. Henüz vatan topraklar› özgürlü¤e kavuflturulmad›, her yönüyle özgür bir ulus yarat›lamad›. Ülkenin çok boyutlu parçalanm›fll›¤› da afl›labilmifl de¤il. Kürdistan halk›n›n tarihinin en kapsaml› soyk›r›m hareketiyle bo¤ufltu¤unu da çok iyi biliyoruz. Fakat bütün bunlara ra¤men Kürtler ve Kürdistan, tarihinin en büyük altüst olufllar›n›, devrimci uyan›fl›, uluslaflmay›, yeniden do¤uflu ve yeniden kuruluflu yafl›yorlar. Bu gerçekleri kimse reddetmiyor. ‹nkâr ve red, baflka bir noktada bafll›yor. Kürtler’deki bu de¤iflim ve dönüflüm nas›l oldu, kim ve hangi gücün öncü mücadelesiyle? ‹flte can al›c› soru, inkârc›lar›n gün ›fl›¤›na ç›kt›¤› platformun kendisi oluyor. 1970’li y›llar›n bafl›nda Kürtler, çok a¤›r bir ulusal imha, pasifikasyon politikas› alt›nda h›zl› bir yok oluflu, sinmiflli¤i ve kaç›fl› yafl›yorlard›. Beyni da¤›t›lm›fl, kendisi ad›na düflünce ve siyaset üretme olanaklar› ortadan kald›r›lm›fl ve ça¤›m›z›n en örgütsüz halk› durumuna getirilmiflti. Örgütsüz, siyasetsiz, da¤›n›k ve parçalanm›fl bir halk olmak, bir halk için felaketlerin en büyü¤ü de¤ilse nedir? u, Kürt’En baflta PKK’nin kuruluflflu ün baflafla¤› giden, ulusal yok olufla do¤ru yol alan tarihine “dur deme” karar› ve iradesidir! Suskun, sindirilmifl ve kendinden kaçan bir halk gerçekli¤inden, her yönüyle savaflan bir halk gerçekli¤ine yönelme iradesidir bu. Bu anlamda PKK’nin kuruluflu, Kürdün tarihinde bir dönüm noktas› oluyor. Bu, karanl›kla ayd›nl›¤›, geceyle gündüzü birbirinden ay›ran bir ayr›m çizgisi gibidir. Tarih boyunca örgütsüz, önderliksiz b›rak›lan, siyasetsiz kalan, Kürt’ün bu u¤ursuz tarihine de son veriliyor. Kürt halk› öncü bir örgüte, 盤›r açacak bir önderli¤e ve ulusal kurtulufl siyasetine sahip oluyor. PKK’nin kuruluflu ve Kürdün tarihine damgas›n› vuruflu, sadece örgütsüzlü¤e, önderliksizli¤e ve siyasetsizli¤e son vermiyor; ayn› zamanda geleneksel ve Kürt’ün bafl›na bela olan afliretçi-feodal önderlikler dönemini de kapat›yor. ..
ww
w.
ne t
ew e. c
1978 y›l›na kadar ki Kürdistan tarihinde günlerin ve y›llar›n herhangi bir özelli¤i, herhangi bir geliflmesi yoktu. Y›llar, zamanlar, gece ve gündüzler birbirini takip eder, birbirinden farks›z geçerdi. Önceki bir zaman sonraki bir zamand›; sonraki bir zaman ise önceki bir zamand›. Kahredici kan›ksanm›fl bir zaman, bir yaflam tekrar› vard›. Zaman ölü, yaflam ise bofltu. Diri bütün dinamikler dipsiz derinliklerde gömülüydü. Yaflam sevgisi, insan sevgisi, do¤a sevgisi kalmam›flt›. Gelece¤e tutku ise mezarda çürütülmüfltü. 1978 y›l›n›n bir 27 Kas›m günü, tarihten çok tarihsizlik, yaflamdan çok ölüm olan korkunç düflürülmüfllü¤e son vermenin tarihi karar› veriliyordu. Bu bin y›llar›n cesaret edilemeyen karar› ilan edilecek ve at›lan bu büyük ad›mdan bir daha geri dönülmeyecekti. Verilen söze ba¤l› kal›n›yor, ilan edilen karar takip ediliyor, at›lan ad›m kesintisiz sürdürülüyordu. Böyle yaklafl›ld›¤› için bugüne gelinebiliyordu. Kendini ulusal ve uluslararas› sahalarda yenilmez k›larak kabul ettiren bir ülke ve halk gerçekli¤i ortaya ç›kacakt› her fleye ra¤men. Bütün dünya görüyor: En alttakiler, en ezilenler gelece¤e müthifl bak›yorlar. Beyniyle ve yüre¤iyle parçalananlar, ölü yaflama kader olarak boyun e¤enler, bu konumlar›yla yeryüzünün lanetlilerine dönüflenler bütün bu kabul edilemez özelliklerinden silkinerek ar›n›yorlar. Uyand›lar, aya¤a kalkt›lar, yürüdüler, konufltular, haklar› için direndiler ve flimdi kazan›yorlar. Müthifl düflürülmüfllü¤e karfl› görkemli öfkelerini örgütlüyorlar. Birlefliyorlar, cephelefliyorlar. “Karfl›m›zda dünya bile olsa durduramaz bizi” diyerek, özgür insanl›k cumhuriyeti, onurlu insanl›k vatan› için kararl›l›klar›n› hayk›r›yorlar. Kurflunlarla yaflamlar›n› yitiriyorlar, bombalarla parçalan›yorlar, atefllerle yan›yorlar. Bunun karfl›l›¤›nda ise güç al›yorlar, ne kadar hakl› olduklar›n› kavr›yorlar, ne kadar direnirlerse o kadar kazanacaklar›n› anl›yorlar, imha edildikçe ço¤ald›klar›n› görüyorlar. Bugün hemen hemen herkes, bir Kürt uyan›fl›ndan, diriliflinden ve aya¤a kalk›fl›ndan, dahas› dünya dengelerini sarsan bir ulusal kurtulufl hareketinden söz ediyor. Yine ortak bir kan›d›r: Kürtler tarihlerinin en büyük devrimlerini yafl›yorlar. Yaflanan devrim s›radan birkaç de¤ifliklikle, birkaç boyutla s›n›rl› bir devrim de¤il. Hay›r, çok derin, kapsaml› ve çok yönlü bir devrimden
* Bu yazı Rêber Apo’nun 27 Kasım 1996 yılı çözümlemesinden alınmıştır
‹çindekiler
ne te we .c om
Tarihi hesaplaflflm ma içindeyiz (Reber Apo) Ad› bir parti, ama tepeden t›rna¤a yeni bir yaflam. Yaflamdan da öte çoktan kaybedilmifl, gerekçesi kalmam›fl, amac› kalmam›fl, gücü-kuvveti kalmam›fl, an›s› bile belleklerden tamamen silinmifl, en benim diyenlerin bile onu gerçeklefltirmek... (12’de)
Kad›n kurtulufl ideolojisi çizgisinde partileflfle elim PAJK 7. Ola¤an Kongremizi düflman›n Hareketimize yo¤un yönelimlerini sürdürdü¤ü ola¤an üstü koflullar alt›nda 15-22 Eylül tarihleri aras›nda baflar›yla gerçeklefltirmifl bulunuyoruz... (20’de)
Türkiye çok ciddi bir krize çekiliyor (Reber Apo) Yahudi halk› konusundaki görüfllerim aç›kt›r. Ben daha önce de Yahudi halk›na yönelik düflüncelerimi içeren bir mektubun yaz›lmas›n› söylemifltim. Bu yap›lmal›d›r. Yahudilere iliflkin... (38’de)
10. Kongre gerçe¤i 30. y›lda yeniden partileflflm me ve kararlaflflm ma gerçe¤idir PKK’nin 30. kurulufl y›ldönümü, 27 Kas›m Ulusal Dirilifl Bayram›m›z baflta Önder Apo’ya, halk›m›za, tüm yoldafllara ve tüm insanl›¤a kutlu olsun. 31. PKK y›l›na girerken Özgürlük hareketi... (49’da)
Yüre¤imizi Önder Apo’nun özgürleflflm mesine yat›ral›m Halk›m›z ve Özgürlük hareketinin tüm kadrolar› çok iyi bilmelidir ki uluslararas› komplo 10. y›l›na do¤ru ‹mral›’da daha da a¤›rlaflarak devam etmektedir. “Bu günkü siyasal durumun ne oldu¤unu anla- Önderli¤imiz Guantanamo... (62’de) mak ve gelecekteki siyasal durumu de¤erlendir30 y›ll›k PKK mücadelesi ile Kürdistan’da mek aç›s›ndan AKP Genelkurmay uzlaflmas›na ve yeni bir kültür ve yaflflaam ortaya ç›km›flfltt›r bunun sonuçlar›na bakmak gerekiyor. Genelkur- PKK’nin resmi kuruluflunun 30. y›ldönümünü kutluyomay AKP ile AKP Genelkurmayla neden bu uzlafl- ruz. 31. y›la girece¤iz. Bu, ayn› zamanda PKK’nin 36 y›ll›k bir mücadele tarihi oluyor. may› yapt›. Bunlar bilinirse önümüzdeki döne- PKK, Kürdistan tarihinde... (67’de) min...” (2’de) 10. Kongre çizgisiyle yetersiz yoldaflflll›k aflfl››lacakt›r De¤erli yoldafllar; 2008 mücadele ve direnifl y›l›n›n sonuna do¤ru gidilirken, kazanan›n do¤ru Önderlik çizgisi, PKK 10. Kongresinde somutlaflan öncü iradesi, gerillan›n duruflu ve aya¤a... (81’de)
ww
w.
Kürt çocuklar›n›n tafllar› sömürgeci sistemin z›rh›n› parçalam›flt›r
Kapitalist modernitenin sanat ve birey üzerindeki etkileri Halk›m›z›n PKK önderli¤indeki mücadele tarihine önemli oranda damgas›n› vuran yanlardan birisi de Önderli¤in kiflilik çözümlemeleri olmufltur. Yaflanan her pratik sürecin ortaya... (88’de) Engizek’in doruklar›nda bir Fidan Hareketi reddetmek; varl›¤› reddetmektir, de¤iflimi yok saymakt›r, kadere boyun e¤mektir. Sömürgecili¤in söyledi¤ine kulak kabart›p kader bilmektir. “Ben insan›n en çok de¤iflip ... (94’te)
SERXWEBÛN
2
Kas›m 2008
om
KÜRT ÇOCUKLARININ TAfiLARI SÖMÜRGEC‹ S‹STEM‹N ZIRHINI PARÇALAMIfiTIR
edecekti. Erdo¤an hükümetine ve Gül’e böyle bir rol biçilmiflti. Mevcut siyasal konjonktürde Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmede AKP ile ittifak ve AKP’nin kullan›lmas› biçilmifl bir kaftand›. Ancak AKP uluslararas› deste¤i almas›na, ülkede de bütün toplumsal siyasal kesimleri yan›na çekecek bir performans göstermesine ra¤men Kürt özgülük hareketine karfl› yürütülen siyasi, askeri, diplomatik sald›r›lar ve toplumsal kuflatma Kürt halk›n›n aya¤a kalk›fl› ve gerilla direnifli ile bofla ç›kar›lm›flt›r. Bunun sonucu Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen cephede çatlaklar yafland›. MHP, CHP ve Ergenekoncular denilen kesim, bir bütün olarak K›z›l Elmac› olarak bilinen kesimler AKP-ordu uzlaflmas›n›n baflar›s›zl›¤› karfl›s›nda bu uzlaflmaya kuflku ile yaklaflt›lar. Bu uzlaflman›n taraflar›n› elefltirmeye bafllad›lar. Esas olarak da ordunun böyle bir uzlaflmay› kendilerine dayatmas›n›, ama sonuç almamas›n› bir rahats›zl›k konusu olarak dile getirdiler. Ergenekoncular zaten tümden bu ittifaka karfl› ç›kar oldular. Ancak yeni seçilen Genelkurmay baflkan› da kendisinin Kürt özgürlük hareketini tasfiye edece¤ini, böyle bir vizyona ve kapasiteye sahip oldu¤unu düflünerek ya da klasik inkâr ve imha siyasetini b›rakmad›¤›ndan Kürt sorununun çözümü konusunda siyasal yollar arama, buna göre siyasal yaklafl›m ve ittifaklar gelifltirme yerine tamamen Kürt sorunun tasfiyesine endeksli bir anla-
ww
w.
ne t
Bu günkü siyasal durumun ne oldu¤unu anlamak ve gelecekteki siyasal durumu de¤erlendirmek aç›s›ndan AKP Genelkurmay uzlaflmas›na ve bunun sonuçlar›na bakmak gerekiyor. Genelkurmay AKP ile AKP Genelkurmayla neden bu uzlaflmay› yapt›. Bunlar bilinirse önümüzdeki dönemin siyasal geliflmelerinin ne olaca¤› da ortaya ç›kar. Çünkü bu uzlaflmalar ayn› zamanda Türkiye devletinin yak›n dönemdeki siyasal program› niteli¤indedir. Bu uzlaflmalar›n sonucu ortaya ç›kacak geliflmeler Türkiye’nin gelece¤ini belirleyecektir. Bu aç›dan bu günkü durumu, önümüzdeki geliflmeleri, uzlaflman›n amaçlar› ve sonuçlar› çerçevesinde de¤erlendirmek önemlidir. Her fleyden önce de bu güne kadar Türkiye’de siyasetin esas güç oda¤› olan inkârc›-sömürgeci karargâh›n çekirde¤i Genelkurmayd›r. Hem geçmiflten beri önemli bir siyasal güç oda¤›d›r hem de hâlâ bu gün Türkiye’nin en temel sorunu olan PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesine karfl› savafl› bu inkârc›, sömürgeci karargâh yürütmektedir. Bu gerçe¤in böyle oldu¤u tart›flmas›zd›r. PKK’nin tasfiyesi üzerinden 2007 y›l›nda Büyükan›t ile Erdo¤an aras›nda bir uzlaflma olmufltu. Bu uzlaflman›n sonucu Gül de Çankaya’ya ç›km›flt›. ‹nkârc› sömürgeci karargâh bu uzlaflmayla hem d›fl dünyay› kullanacak, hem bölge ülkelerini kullanacak, hem içerideki bütün toplumsal kesimleri yan›na alacak ve böylelikle Kürt özgürlük hareketini tasfiye
ew e. c
“Türkiye, ABD, Irak ve bölge ülkeleri üzerinden Güneyli güçlerin PKK’ye terörist demesi ve PKK’ye sald›r›lmalar› için bask›lar artt›r›lm›fl bulunmaktad›r. Amerika’da, Ba¤dat’ta, Londra’da ve Ankara’da yap›lan görüflme trafikleri s›klaflm›flt›r. En son ABD, Irak ve Türkiye aras›nda üçlü mekanizma kurulmufltur. Anlafl›l›yor ki bir gizli plan ve komplo ad›m ad›m yaflama geçirilmek isteniyor. Güney Kürdistanl›lara ne rol verildi¤i bilinmemektedir. Hangi pazarl›klar›n yap›ld›¤› netleflmemifltir. Ancak PKK üzerinden pazarl›k yap›ld›¤› kesindir”
y›fla, zihniyete ve hedefe sahip oldu¤u için, iliflkilerini ve ittifaklar›n› siyasal yaklafl›m›n› PKK’nin tasfiye edilmesi konseptine göre düzenlemifltir. Her ne kadar belli düzeyde y›pranm›fl olsa da AKP’nin d›fl›nda bir siyasal alternatif olmad›¤›n›, bölgesel ve uluslararas› güçlerin en iyi biçimde AKP taraf›ndan Türkiye’nin yan›na çekilebilece¤ini ve AKP ile içteki toplumsal kesimlerin Kürt özgürlük hareketi üzerine sürülebilece¤ini düflünerek, AKP ile uzlaflmayla yola devam karar› alm›fllard›r. AKP’nin Kürdistan’daki oyunu artt›rmas›yla, CHP ve MHP’ye göre içte ve d›flta siyasal ve toplumsal kuflatmay› daha iyi yapabilece¤i düflünülmüfl ve bu aç›dan bu güne kadar kendilerini destekleyen baz› çevrelerin kendilerinden kopmas› pahas›na Erdo¤an-Baflbu¤ uzlaflmas›yla Kürt özgürlük hareketine karfl› yeni savafl bafllatm›fllard›r. AKP’ye aç›lan kapatma davas›yla da AKP’yi i¤difl etmifllerdir. AKP’de uluslararas› deste¤ini ve Kürdistan’daki durumunu pazarlayarak kendisini dayatm›fl ve bu kapatma davas›ndan kendisini kurtarm›flt›r. AKP’nin kapatma davas›ndan k›l pay› kurtulmas› ayn› zamanda AKP’nin büyük oranda inkârc› sömürgeci karargâh›n siyasi çizgisine yanaflmas›n› sa¤lam›flt›r. AKP Avrupa’n›n ve ABD’nin deste¤ini alarak kendisine ordu içinde muhalif olan belli kesimlerin üzerine ordu ile birlikte gitmifltir. Asl›nda Ergenekon denilen kesimlerden ordu da rahats›zd›r. Ergenekon davas›n›n belli kesimler-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
Türk devleti geçen y›llarda yaflad›¤› büyük yenilginin siyasal sars›nt›s›n› sorgulamak ve PKK gerçe¤ini iyi tahlil edip bu sorunun fliddetle, zorla bast›-
yürütülmek istenen tasfiye konseptine bir cevapt›r. Türk devleti Kürt özgürlük hareketinin hamlesine karfl› Önderli¤e sald›r›yla cevap vermifltir. Biz kongrede Önderli¤in özgürlü¤ünü kararlaflt›r›rken ve imha konseptine karfl› direnifl içine girerken, onlar da kongreye ve bu mücadele kararl›l›¤›na Önderli¤in üzerine giderek cevap vermifllerdir. Hareketimize ve halk›m›za ileri giderseniz, bu kararlar›n›zdan vazgeçmezseniz Önderli¤inize böyle yaklafl›r›z biçiminde tehditte bulunmufllad›r. Bu yönüyle Önderli¤i bir rehine gibi tuttuklar›n›, bir rehine gibi davrand›klar›n› aç›kça ortaya koymufllad›r. Buna karfl› halk›m›z derhal cevap vermifltir. Hareketimiz de kongre ve konferanslar›nda defalarca ald›¤› kararlarla
r›lamayaca¤›n› görmek yerine tezkere ç›kar›p klasik inkâr ve imha sald›r›s›na geri dönünce gerilla yapt›¤› eylemlerle bu sald›r›lar› daha bafltan bofla ç›karm›flt›r. Nitekim Bezelê’deki, Amed’teki, Dersim’deki, Botan’daki eylemlilikler, gerillan›n vurufllar›, Türk devletinin büyük askeri operasyonlarla gücümüzü y›pratma, etkisizlefltirme plan›n› daha bafltan bofla ç›karm›fl, Türk ordusunun çok etkili sald›r›lar yürütmesinin önüne geçilmifltir. Bezelê eylemi Türk devletinin savafl politikas›na karfl› direnifl karar›n›n ortaya konulmas›d›r. Tezkerenin ç›kar›lmas›na karar verilmesi Bezelê eyleminden aylar önce kesinleflmiflti. O bak›mdan Bezelê ve Amed eylemi bir yönüyle tezkereyle
Önderli¤e yönelimi ‘savafl ve bar›fl gerekçesi’ olarak gördü¤ünü önceden ilan etmifltir. Bu tutumu ve kararl›l›¤› gere¤i Kürt özgürlük hareketi halk›m›z›n ve tüm dostlar›m›z›n Önderli¤i sahiplenme temelinde Türk devletinin sald›r›lar›n›n bofla ç›kar›lmas›n› istemifltir. Önderli¤i daha ilk günde sahiplenmeye bafllayan halk›m›z, hareketimizin ça¤r›lar›na da karfl›l›k vererek mücadeleyi daha da yükseltmifltir. Ordu ve AKP karfl› hamleyle hareketimizi geriletmek isterken, kendileri büyük bir darbe yemifllerdir. AKP’nin Amed ve Dersim’i alaca¤›z diyerek 22 Temmuz’da yapt›¤› meydan okuma Kürt halk›n›n serh›ldanlar›yla cevap bulmufltur. Erdo¤an Amed’de, Dersim’de de yüzüne flamar yemifltir.
Kongresi bu temelde birbirini tamamlayan, yeni hamlenin örgütsel ve siyasi yan›n› güçlendiren bir çözümleme ve kararl›l›k düzeyi ile gerçekleflmifltir. Nitekim mücadelenin yükseltilmesi karar›, Bezelê eylemi ile kendini d›fla vurmufltur. Bezelê eylemi, Êdî Bese hamlesinin, Önderli¤in özgürlü¤ü ekseninde Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü ve Türkiye’nin demokratikleflmesi mücadelesinin kararl›l›kla yürütülece¤inin ilan›d›r.
ne te we .c om
le s›n›rl› tutulmas› karfl›l›¤›nda AKP’nin iktidarda tutulmas› ve PKK’ye karfl› kapsaml› bir savafl›n bafllat›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Baflbu¤’un Kürdistan seferleri böyle bir sald›r› hareketinin start›n›n verilmesi anlam›na gelmektedir. Hükümetten hem kendisinin hem kendisi ile iliflki içinde olan bütün güçlerin topyekûn savafla destek vermesini istemifl, hükümet de bunu kabul etmifltir. Böylece geçen seneki tezkerenin uzat›lmas› çerçevesinde bir y›ll›k planlanan bir konseptle PKK’nin tasfiye edilmesi hedeflenmifltir. Bunu yaparken Önderli¤in de s›k›flt›r›lmas›, üzerine gidilerek bu sald›r›n›n Önderlikten bafllayarak bütün harekete ve halka yayg›nlaflt›r›lmas› hedeflenmifltir. Bütün bunlar kesinlikle bir plan ve program dahilinde yürütülmektedir. AKP ve Genelkurmay gerillaya vurulacak darbelerle, askeri operasyonlarla gerillay› y›pratmak, bahara kadar zorlamak, baharda da seçimlerde DTP’nin elindeki belediyeleri de al›p, toplumsal taban› da daraltarak, psikolojik üstünlü¤ü ele geçirip tasfiye sald›r›lar›n› çeflitli yöntemlerle tamamlamak istemektedirler. Plan tamam›yla bunun üzerine kuruludur. Uluslararas›, bölgesel, siyasal durumla Türkiye’nin iç durumunun da buna uygun oldu¤u görülmüfltür. ABD’nin bölgedeki s›k›fl›kl›¤›n›n, Güneyli güçlerin Irak’ta pozisyon kaybetmelerinin, ABD’nin Güneylilere deste¤inin eskisi gibi çok kararl› olmad›¤›n›n Türkiye taraf›ndan görülmesi e¤er kapsaml› sald›r›lar yürütülürse sonuç al›nabilece¤i hesaplar› içine sokmufltur. Bu gerçe¤i de gören Kürt özgürlük hareketi bu imha konseptine karfl› kendisini baflta örgütsel alanda sa¤lam tutarak ve bu temelde de bütün örgütü, kadrolar› ve imkânlar› iyi seferber ederek bu tasfiye konseptini bofla ç›karma ve mücadelede yeni bir hamle yapma karar› alm›flt›r. Êdî Bese hamlesinin ikinci aflamas›n›n daha büyük baflar›larla geçirilmesi karar›na var›lm›flt›r. Çünkü 2007-2008 sürecindeki birinci Êdî Bese hamlesi gerçekten de siyasal, sosyal her alanda önemli baflar›lar getirmifltir ve bunun üzerinden de yeni baflar›lar›n gerçeklefltirilmesi mümkündür. KCK Genel Kurulu ve PKK
3
ww
w.
Bezelê eylemi direnifl karar›n›n ortaya konulmas›d›r
SERXWEBÛN
“Geçmiflte birçok kesim Apo ve PKK rant›yla ekonomik, siyasal kazanç elde etmifl zenginliklerine zenginlik katm›flt›r. AKP ve siyasal ‹slamc›lar ise, PKK ve Apo rant›n›n karfl›l›¤›n› daha büyük almak istemifllerdir. Devleti tümden ele geçirme ile ödüllendirileceklerini düflünmüfllerdir. Ancak, yanl›fl hesap PKK’nin kararl› duruflundan dönmüfltür”
ne t
Kürt halk›n›n AKP’nin politikalar›na gösterdi¤i büyük tepki ve Önderli¤i sahiplenmesi AKP’yi telafla düflürmüfltür. Çünkü AKP’nin baflta yerel seçimlerde kazançl› ç›kmak üzere, Kürt özgürlük hareketini geriletme rolünü oynamas› temelinde hükümette kalmas›na izin verilmiflti. fiimdi bu hedeflere ulaflamayaca¤›n› baflar›s›z kalaca¤›n› görerek gelece¤i konusunda kuflkuya düflmüfltür. ‹nkârc› sömürgeci karargâh ve Kürt özgürlük hareketine karfl› savafl yürüten güçler AKP’nin rolünü oynayamad›¤›n› gördü¤ünde yap›lan uzlaflmalar› bir tarafa b›rakarak AKP’nin ipini çekmeye bafllayacaklard›r. AKP flimdiden bunun telafl›na düflmüfltür. Öfkesi k›zg›nl›¤› bu nedenledir. Ordu da telafla düflmüfltür. AKP’yle Kürt özgürlük hareketinin baflar›rs›zl›¤a u¤rat›labilece¤i anlay›fl›n›n sonuçsuz kalmas› asl›nda mevcut Genelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤’un da itibar›n› bitirecek geliflmeler ortaya ç›karacakt›r. Bu nedenle ‹lker Baflbu¤’un da çok gerilimli oldu¤u, di¤er Genelkurmaylar gibi baflar›s›z kalaca¤›n› düflündü¤ü görülmektedir. Bezelê eyleminden sonraki öfkesi bu nedenledir. Hem PKK karfl›s›nda baflar›s›z hem de devleti siyasal ‹slamc›l›¤a teslim etmifl bir Genelkurmay olarak tarihe geçecektir. ‹lker Baflbu¤ AKP ile uzlafl›p PKK’yi tasfiye etmeyi düflünürken, PKK ve Kürt halk›n›n gösterdi¤i direnifl her ikisini de daha flimdiden baflar›s›z bir Baflbakan ve Genelkurmay baflkan› durumuna düflürmüfltür. PKK’nin Genelkurmay uzlaflmas›n› baflar›s›zl›¤a düflürmesinden en fazla da siyasal ‹slamc› kesim öfkelenmifltir. Bir nevi PKK, Kürtlerin s›rt›ndan ve PKK’nin tasfiyesi temelinde, devleti ele geçirme stratejilerini bofla ç›karm›flt›r. Geçmiflte birçok kesim Apo ve PKK rant›yla ekonomik, siyasal rant elde etmifl zenginliklerine zenginlik katm›flt›r. AKP ve siyasal ‹slamc›lar ise, PKK ve Apo rant›n›n karfl›l›¤›n› daha büyük almak istemifllerdir. Devleti tümden ele geçirme ile ödüllendirileceklerini düflünmüfllerdir. Ancak, yanl›fl hesap Kürt halk›n›n direniflinden dönmüfltür. PKK’nin kararl› duru-
flundan dönmüfltür. Siyasal ‹slamc› kesim herkesi etkisizlefltirdik herkesi yola getirdik, PKK’yi tasfiye temelinde de devleti ele geçirece¤iz hesab› içerisine girmifllerdir. PKK'nin tasfiyesi halinde siyasal ‹slamc›lar önlerinde duracak kimselerin olmayaca¤›n› düflünmektedirler. Zaten, hemen hemen birçok kesimi etkisizlefltirmifllerdir. Siyasal ortama, gündeme hâkim olan ve gündemi, toplumu, siyaseti yönlendiren onlar olmufltur. Ama Kürt halk›n›n direnifliyle neye u¤rad›klar›n› flafl›rm›fllard›r. Devleti ele geçirdiklerini flimdiden görüp bunun zafer sarhofllu¤u içerisinde olmasalard› bu direnifl karfl›s›nda bu kadar öfkelenmezlerdi. Gerçekten biz de flafl›rd›k. Neden, siyasal ‹slamc›lar bu
kadar öfkeleniyor, bu kadar Apo ve PKK düflmanl›¤›n› yap›yor diye. PKK ve Kürt halk Önderli¤ine flimdiye kadar hiç kimsenin yapmad›¤› bir düflmanl›¤› yaparak, bütün imkânlar›n› psikolojik savafl araçlar›n› seferber etmifllerdir. Önderlikle PKK hakk›nda kuflku uyand›rabilirlerse, PKK’nin taban›n› çeflitli yöntemlerle zay›flatabilirlerse belki bu ‘PKK belas›ndan’ kurtulup devleti Apo ve PKK rant› karfl›l›¤›nda ele geçirebiliriz hesab›ndan vazgeçmemifllerdir. Bu nedenle flu anda inkârc› sömürgecilerden, bütün milliyetçilerden, bütün Kürt düflmanlar›ndan daha fazla PKK düflmanl›¤› yaparak, yani kraldan daha kralc› olarak, Kürt özgürlük hareketine karfl› bir savafl içine girmifllerdir.
w.
ww
Erdo¤an siyasal ç›karlar›na çomak sokuldu¤unu düflünüyor Erdo¤an’›n ya bizim söylediklerimize uyarlar ya da çekip giderler demesi bu anlama geliyor. Ya bize uyacaks›n›z ya da böyle ç›karlar›m›za çomak sokamazs›n›z, bize engel olamazs›n›z, çekin gidin demektedir. Asl›nda burada düflündü¤ü ne Türk halk›d›r ne de Türkiye’nin gelece¤idir. Düflündü¤ü tamamen kendisidir. Kendisinin ekonomik ve siyasal ç›karlar›na çomak sokuldu¤unu düflünmektedir. Bu bak›mdan çekin gidin biçiminde öfkelenmifltir. Kürt halk›n›n direniflini özgürlük mücadelesini durdurmak için, milliyetçili¤e sar›lm›fl ve herkesi Kürt halk›n›n ve PKK’nin üzerine sürmeye çal›flm›flt›r. Burada da amaç Türkiye halk›n› düflünmek de¤il, Türkiye toplumundaki flovenist milliyetçi duygular› kullanarak PKK’den kurtulmakt›r. AKP’nin öfkelenmesini sadece Kürdistan’da siyasal baflar›s›zl›¤› çerçevesinde ele almak dar yaklaflmak olur. Bir yan› bu olmakla birlikte, bu kadar sald›rganl›¤a cesaret etmesi, bu kadar gözü kara biçimde Kürdistan’a seferler düzenlemesi devlet politikas›yla ba¤lant›l›d›r. Milli güvenlik kurulunda, Terörle mücadele kurulunda yapt›¤› toplant›larda kesinlikle PKK’ye karfl› tasfiye planlar›n› gevfletmeden yürütme karar› sonucu bu sözleri söylemifltir. E¤er Milli güvenlik kurulu, sömürgeci karargâh çok dayatmasayd› belki Erdo¤an bu seferleri düzenlemeyebilirdi. Bu kadar tepki alaca¤›n› bile bile Kürdistan’a yönelmezdi. Ancak kendisine git devletin otoritesini göster, mücadele kararl›l›¤›m›z› göster denilmifltir. Halka bu kararl›l›¤› gösterelim ki, PKK’nin arkas›nda yer almas›nlar, e¤er bu kararl›l›¤› göstermezsek, gevfleme olursa fl›mar›rlar daha büyük direnifle geçerek ayaklan›rlar denilerek Erdo¤an Kürdistan’a gönderilmifltir. Hakkari’deki konuflmas› da yine Milli güvenlik kurulundaki tart›flmalar da bu kararlarla ba¤lant›l›d›r. Erdo¤an hem devletin dediklerini yerine getirmeye çal›fl›yor hem de bu sald›r› ve bask›larla PKK’den kurtulup devleti ele geçirece¤ini hesapl›yor. Onun için, büyük bir cesaretle hiç
ew e. c
Genelkurmay devleti siyasal ‹slama teslim etmifltir
Kas›m 2008
om
4
Kas›m 2008 SERXWEBÛN kâr ve asimilasyon politikas›yla Türkiye içinde hiçbir farkl› ulusun, kültürün olmad›¤› bir ulus-devlet olmay› hedeflemektedirler. Dünyada hiçbir ülke böyle bir saf ulus-devleti hedeflemezken anlafl›l›yor ki Türkiye böyle bir ulus-devlet olmadan rahat olamayaca¤›n› düflünmektedir. Asl›nda bu duygular düflünceler bile Türk devletinin kendisine güvensizli¤ini ifade ediyor. Türkler yedi yüz y›ld›r buraya gelmifl, Anadolu ve Mezopotamya ise çok köklü kültürler co¤rafyas›d›r. Dolay›s›yla kendisi bu topraklarda köklü de¤ildir. Kökleri çok derin olan halklar bu co¤rafyada yaflamaya devam ederse kendi varl›¤›n›n gelecekte tehlikeye girece¤i konusunda kuflku tafl›maktad›r. Böyle bir flizofrenik durum içindedir. Böyle bir kayg› ve kuflkuyla yafl›yor. Onun için Kürtleri de temizlemeden rahat edemeyece¤ini düflünüyor. Milli savunma bakan›n›n tehciri dillendirmesi böyle bir duygunun sonucu olarak görülmelidir. E¤er Kürtleri de k›smi bir tehcire u¤rat›rsam, sürersem zaten geri kalan› da hallederim, asimile ederim hesab› içindedir. Anlafl›l›yor ki bunu yapsak nas›l olur diye bir tart›flma olmufl ki bu adam da kalkm›fl bunlar› dillendirmifl. Bu ne anlama geliyor? Çözümü düflünmeyen, çözüm bulamayan bir siyasetin, bir devletin olmayacak fleyler düflünmesidir. Bu da bir çözümdür tabii. Ama olmayacak bir çözüm. Daha do¤rusu Türkiye s›n›rlar› içinde bir çözüm düflünmedi¤i için o zaman Türkiye s›n›rlar› içinde siyasi bir çözüm de¤il de baflka bir çözüme yönelmifllerdir. Bu sorun devam ediyor, AKP’yle de bu ifl olmuyor, silahla da olmuyor, KDP, YNK’yi Güneylileri PKK’nin üzerine sürerek de olmuyor. O zaman bütün bast›rma ve zorla çözme politikalar› iflas etmifltir, içte de çözüm anlay›fl› olmad›¤›na göre geriye kala kala Kürtleri sürmek kalm›flt›r. Kesinlikle bu söylemi öyle s›radan a¤›zdan kaç›r›lm›fl safça söylenen cümleler olarak görmemek gerekiyor. Önderli¤in de belirtti¤i gibi küçük bir Ermenistan yap›p di¤erlerini sürme gibi, Katar örne¤i küçük bir devletçik oluflturup Kürtleri buraya sürüp bu sorundan kurtulma anlay›fl› içinde olduklar›n› hesaba katmak gerekir.
Tabii ki bunun gerçekleflmesi için uluslararas› koflullar çok elveriflli de¤il. En önemlisi de Kürt halk›n›n geldi¤i bilinç düzeyi böyle bir tehciri, sürgünü kabul etmeyecektir. Kürt halk›n›n bilinci ve örgütlülü¤ü buna kesinlikle izin vermeyecektir. Kald› ki sadece Kuzey Kürdistan’daki Kürtler de¤il Do¤u’da, Güney’de, Güneybat›daki ve dünyadaki Kürtler de böyle bir politikaya karfl› ç›kacaklard›r. Ne Irak ne ‹ran ne de baflka bir güç böyle bir politikaya cesaret edemez. Böyle bir politikay› gündeme getirenler kesinlikle bu politikalar›n bu uygulamalar›n alt›nda kal›rlar. Bütün Kürt halk› ölümüne direnir aya¤a kalkar, böyle bir sürgünü engeller. Çünkü Kürtler Türkler gibi bir halk de¤ildir ya da herhangi bir halk de¤ildir. Neolitik toplumu yaratm›fl, ilk insanl›¤a befliklik etmifl, ilk toplumsall›¤› yaratm›fl, dünya halklar› içinde yaflad›¤› topraklarda kökleri en derinliklerde olan bir halkt›r. Bu kökleri söküp ç›karmak bu halk›n kökünü kaz›mak mümkün de¤ildir. B›rakal›m Türkiye’yi dünya bile gelse Kürtleri bu topraklardan söküp atamaz. PKK böyle bir sald›r›ya karfl› bütün Kürdistan halk›na öncülük ederek direnece¤i gibi Kürt halk› yediden yetmifle fedaice savafl›r ve bu sald›r›ya direnir. Bunun herkes taraf›ndan bilinmesinde fayda vard›r.
ne te we .c om
kimsenin söylemeyece¤i sözleri söylemifltir. Kesinlikle hiçbir parti inkârc› sömürgeci karargâhtan cesaret almadan birçok çevreden cesaret almadan ‘ya sevsinler ya terk etsinler’ anlam›nda sözler etmezdi. Hiçbir baflbakan her gün her saat ‘tek millet tek devlet’ demezdi. Bu kadar tek milleti vurgulamas›, inkârc›-imhac› karargâh›n Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine karfl› siyasal program›n› ortaya koymaktad›r. Önümüzdeki dönemde savafl› ideolojik, siyasi, askeri, kültürel alanda boyutland›racaklar›n› ortaya koymaktad›r. Dili sürçmüfltür, bir anl›k öfkeye kap›lm›flt›r diye düflünenler ve hatta böyle olmas›n› temenni edenler olmufltur. Ama Erdo¤an daha sonra sözünün arkas›nda durdu¤unu, tek milletten baflka bir fleyi kimsenin düflünmemesi gerekti¤ini, tek milleti kabul etmeyenler varsa bu sözlerin onlara oldu¤unu söylemifltir. Tek milleti kabul etmeyen tabii ki Türklük içinde erimeyen Kürtlerdir. Bu nedenle de yine Kürt özgürlük hareketini bast›rmak için yeni fliddetli bir hamle yapmay› planl›yorlar.
5
Milli savunma bakan› da soyk›r›m› katliamlar› savunmufltur
ww
w.
Milli savunma bakan› da Ermeni ve Rumlar›n tehcirini, soyk›r›m›, katliamlar› savunmufltur. Ulus-devlet olmak için bunlar› yapmak mecburiyetindeyiz demifltir. Hatta Rumlar için, Ermeniler için bunlar› yapt›k, bir ulus-devlet olduk bu yönlü huzura kavufltuk, e¤er Kürtlere de zaman›nda böyle yapsayd›k flu andaki sorunlar› yaflamazd›k biçiminde de¤erlendirmeler yapm›flt›r. Hiç yeri de¤ilken, Kürt sorunu gündemdeyken mübadeleden bahsetmek, Ermeni tehcirini ve Rum sürgününü savunmak aç›ktan a盤a devletin derinliklerinde bu iflten kurtulal›m da nas›l kurtulursak kurtulal›m, bedeli ne olursa olsun kurtulal›m biçiminde de¤erlendirmeler yap›ld›¤›n› göstermektedir. Güney Kürdistan’›n resmi olarak tan›nmas› hatta Kerkük’ü de Güneylilere b›rakma karfl›l›¤›nda fi›rnak, Hakkari, Van’daki Kürtleri Güney’e sürüp oradaki Türkmenleri de buralara yerlefltirerek daha sonra h›zland›racaklar› in-
Sömürgecilerin öfkeleri de tepkileri de fluursuz hale gelmifltir
Genelkurmay, Erdo¤an ve bir bütün olarak Türk devleti, Türkiye’deki siyasi güçler Kürt özgürlük hareketinin geldi¤i düzey karfl›s›nda o kadar çaresizli¤e düflmüfllerdir ki tümü flaflk›n durumdad›r. Herhangi bir politika da üretememektedirler. Bu nedenle Kürt halk›n›n bir bütün olarak aya¤a kalk›fl›n› Önderli¤i sahiplenme, PKK’yi sahiplenme ve bu temelde de kendi özgürlü¤ünü demokrasisini elde etme mücadelesi oldu¤unu görme ve bunu kabul etme yerine bu gerçekli¤i çarp›tmaya çal›flm›fllard›r. Onlara göre ‘ya d›fl destekten dolay›, ya zay›flad›klar› için, ya yerel seçimleri sabote etmek için, ya da Ergenekon davas›n› bofla ç›karmak
SERXWEBÛN
Halk› Önderlikten koparmak isteyenler kendini kand›rmaktad›r
Yediden yetmifle herkes “Biji Serok Apo”, “PKK Halkt›r Halk Burada” slogan› atm›flt›r. Herhalde dünyan›n hiçbir yerinde bir liderli¤in, bir örgütün halk taraf›ndan bu kadar benimsendi¤i görülmemifltir. Bu gerçek ortadayken hâlâ bu halk› PKK’den, Önderlikten koparmak isteyenler kendini kan-
w.
ww
d›ran aptallard›r. Bu aç›dan uluslararas› komplocular, özellikle de bölge d›fl›ndaki güçler herhalde Önder Apo ve PKK gerçe¤i üzerinde bundan sonra daha fazla düflüneceklerdir. Ya tümden ortadan kald›rmak için yeni bir komplo, yeni bir sald›r› hamlesine girifleceklerdir ya da Önder Apo ve PKK gerçe¤ini kabul ederek eski kat› yaklafl›mlar›n› terk edeceklerdir. Bu komployu 1999 y›l›ndaki gibi yürütme imkânlar› eskisine göre azalm›flt›r. Dolay›s›yla Önder Apo’suz ve PKK’siz Kürt gerçe¤i yaratman›n bofla ç›kmas› Türkiye’deki inkârc› sömürgeci güçlerde Kürt sorununu Önderlik gerçe¤i ve PKK ile çözme e¤ilimini ortaya ç›karabilir. Uluslararas› güçler, PKK’nin ortaya ç›kan bu gücünü çözüm için kullan›lmas›na ne kadar r›za gösterirler flimdiden bir fley söylenemez. Çünkü Ortado¤u gibi bir co¤rafyada politik olarak kulland›klar› çeliflkilerin ellerinden ç›kmas›na göz yummalar› kolay de¤ildir. Ancak çözümsüzlük de giderek Türkiye’yi tümden bitirecek bir noktaya getirmifl bulunmaktad›r. Dolay›s›yla Kürt özgürlük hareketi darbe yemedi¤i taktirde Türkiye’deki iç dinamikler inkârc› ve imhac› inad› k›rarak çözüm için yeni politikalar ortaya koyabilirler. Öte yandan uluslararas› güçler de Kürt sorununun makul çözümünün bölgede yarataca¤› rahatlamay› kendileri için de uygun görebilirler. Kürt sorununun çözülmedi¤i bir yerde Ortado¤u’nun normalleflmesi ve demokratik sürece girmesi de mümkün de¤ildir. Tam demokratik bir co¤-
ew e. c
komplo darbe yemifltir. Ekim ay›nda bafllat›lan komplo, halk›m›z›n Ekim ay›nda gelifltirdi¤i eylemlerle en büyük darbesini alm›flt›r. Komplocular Önderli¤i ‹mral›’ya atarak, ‹mral› sistemi içinde Önderli¤i halktan, örgütten kopararak, Önderli¤in halk üzerindeki, Kürdistan ve Ortado¤u siyaseti üzerindeki etkisini k›rarak Önderli¤i etkisizlefltirmek, böylece Kürt özgürlük hareketi de ezmek istemifllerdir. Hesaplar› buydu. Komployla, halk›n Önderli¤e güveninin, Harekete güveninin sars›laca¤›n›, Önderlik, PKK ve halk aras›ndaki güçlü ba¤›n ortadan kald›r›laca¤›n› hesaplam›fllard›r. Örgüt içinde kadrolarla örgüt yönetimi aras›nda güvensizli¤i ortaya ç›karacaklar›n› düflünmüfllerdir. Hatta bunun için tasfiyeci provokasyonu teflvik etmifllerdir. Ama halk›n Önderli¤i sahiplenmesinde görüldü¤ü gibi bütün bu politikalar›n sonuçsuz kalmaya mahkûm oldu¤u bir daha anlafl›lm›flt›r. Bu aç›dan Apo’suz, PKK’siz Kürt siyaseti yaratma çabalar› da bu eylemlerle birlikte yerle bir olmufltur.
ne t
için eylem yap›yorlar. Ne zaman Türkiye’de bir aç›l›m olsa, herhangi bir durum olsa, birileri bunlar› eyleme sürüklüyor, bu eylemleri yaparak Türkiye’yi Güney’e sürmek istiyorlar. Güney Kürdistan’la Türkiye’yi karfl› karfl›ya getirmeye çal›fl›yorlar.’ Hatta özel savafl a¤z›yla konuflan yeminli PKK ve Apo düflman› baz› Kürtler ise; PKK Genelkurmay›n emriyle bu eylemleri yaparak orduyu Güney’e çekip Kürt kazan›mlar›n› ortadan kald›r›lmas› için bu eylemleri yap›yor gibi söylemlerle gerçe¤i sapt›rmak için inan›lmaz bir çaba içerisindedirler. Gerçe¤i görüp gereklerini yerine getirmek yerine gerçe¤i görmezlikten gelmek için gerçeklikten kaçmak için akla hayale gelmedik yalanlar, komplo teorileri, demagojik söylemler, çarp›tmalar yapmaktad›rlar. Bunu yaparak Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasisini elde etmede ne kadar kararl› oldu¤unun görülmesini engellemek istiyorlar. Böylelikle kendi toplumlar›n› da dünyay› da aldatmaya çal›fl›yorlar. Sorun sanki bir halk›n özgürlük ve demokrasi mücadelesi de¤ilmifl, böyle bir sorun oldu¤undan dolay› halk aya¤a kalkm›yormufl, bir terör örgütü var, birileri taraf›ndan kullan›l›yor, herhangi bir amac› yok, bir fleyleri bozmak bir fleylere karfl› ç›kmak için bunlar› yap›yor gibi saçma sapan, ipe sapa gelmez fleyler söylüyorlar. Tabii ki Kürt özgürlük hareketinin mücadelesine karfl› ç›k›fl›ndan beri iftira vard›r. PKK’nin mücadeleyi bafllatt›¤› günden bu güne kadar birçok sapt›rma yap›lm›flt›r. PKK gerillalar›n›n ço¤unlu¤unun Ermeni oldu¤u iddia edilmifltir. Özel savafl, psikolojik savafl hiçbir zaman bu savafl biçimini b›rakmam›flt›r. Ancak bu defa mücadelenin gücü karfl›s›nda o kadar telafla düflmüfllerdir ki sonlar›n›n yaklaflt›¤›n› o kadar görmüfllerdir ki Kürt halk›n›n kazanmaya yak›n oldu¤unu derinden hissettikleri için öfkeleri de tepkileri de art›k fluursuz hale gelmifltir. Gerillan›n darbeleri ve Kürt halk›n›n yediden yetmifle aya¤a kalkmas›yla, birlikte Önderlikten bafllayarak Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini tasfiye etme planlar› önemli bir darbe yemifltir. En baflta da uluslararas›
Kas›m 2008
om
6
Kas›m 2008 SERXWEBÛN kendilerini ayakta tutacak kaynaklar› yoktur. Belki IMF’den baz› kaynaklar alabilirler. IMF esas olarak borçlar›n geri dönüflünü k›smen sa¤layacak programlara destek vermektedir. Yoksa Türkiye’deki ekonomik çöküntüyü giderme derdi yoktur. Ama tümden çökerse borçlar› alamayaca¤›ndan tümden ölmesine de izin vermeyecektir. Bu ortamda savafla fazla kaynak aktar›rsa IMF’nin aktaraca¤› kaynaklar da çöküntüyü engelleyemez. Bu nedenle Türkiye’deki ekonomik çevreler ve bir k›s›m d›fl ekonomik çevreler Türkiye’den bu savafl› bitirecek bir çözüm isteyebilir. Son zamanlarda Türkiye’de Kürt sorunu tart›flmalar›n›n artmas›nda televizyonlara ve bas›na hâkim olan baz› holdinglerin kimi çözümler bulunmas› için bu tart›flmalar› teflvik etti¤ini söylemek yanl›fl olmaz. Ekonomik çevreler daha pragmatik yaklaflt›klar›ndan siyasi alandaki dogmatik yaklafl›mlar› desteklemezler. Bu konuda esnekli¤e sahiptirler. On y›llard›r süren savafl›n Türkiye’ye ne kadar pahal›ya mal oldu¤unun haf›zas› gibidirler. Bu da onlar› bu sorunun çözümü konusunda bir fleyler yap›lmas› gerekti¤i düflüncesine getirmifltir. Öte yandan toplumun moral düzeyi de bir yönüyle bu güçler için ekonomik veridir. Gelinen aflamada toplum ekonomik, sosyal, kültürel, moral olarak art›k bu savafl› uzun süre kald›racak durumda de¤ildir. Kürt halk› da zorlanmaktad›r savafl›n bu kadar uzun sürmesinden. Ancak Kürt halk› zaten kimli¤i inkâr edilerek egemenlik alt›nda tutulan bir halk olarak özgürlü¤e ihtiyac› oldu¤u için bu savafl› sürdürme kararl›l›¤›n› b›rakmayacakt›r. Koflullar ne olursa olsun bu savafl› sürdürecektir. Bu mücadeleyi sürdürmekten baflka çaresi de yoktur, alternatifi de yoktur. 35-36 y›ld›r süren mücadele içinde ortaya ç›kan bir halk gerçekli¤i, özgürlü¤üne, demokrasisine düflkün, ulusal bilinci yükselmifl bir halk gerçekli¤i ortadayken bu savafl› 20-30 y›l öncesinden daha iyi ve güçlü sürdürebilir. Türk toplumu ise ulusal bir tehdit alt›nda de¤ildir, PKK’nin öncülük etti¤i Kürt özgürlük hareketi de bu halk›n hiçbir fleyine zarar vermedi¤i gibi, çözüm projesiyle bir bütün olarak Türki-
“Gelinen aflamada toplum ekonomik, sosyal, kültürel, moral olarak art›k bu savafl› uzun süre kald›racak durumda de¤ildir. Belki Kürt halk› da zorlanmaktad›r savafl›n bu kadar uzun sürmesinden. Ancak Kürt halk› zaten kimli¤i inkâr edilerek egemenlik alt›nda tutulan bir halk oldu¤u için bu savafl› sürdürme kararl›l›¤›n› b›rakmayacakt›r”
ne te we .c om
rafya istemeseler de sistemleri gere¤i s›n›rl› demokratik aç›l›mlar olmas›nda samimilerse Kürt sorununun makul bir çözümü önünde engel olma yerine, kolaylaflt›r›c› tutum içinde olabilirler. Bunun da Özgürlük hareketinin tüm tasfiye planlar›n› bofla ç›karmas›yla gerçekleflmesi mümkündür.
7
Krizin sars›nt›lar› her gün daha a¤›r hissedilmektedir
ww
w.
Bu eylemler Önder Apo’nun, PKK üzerinde ne kadar etkili oldu¤unu, PKK’nin Kürt halk› üzerinde ne kadar etkili oldu¤unu çok aç›k biçimde göstermifltir. Bu nedenle PKK’yi tan›m›yoruz, Önder Apo’yu tan›m›yoruz diye çözümsüzlükte ›srar etmek, Türkiye’ye bundan sonra daha fazla kaybettirecektir. Özellikle ekonomik krizin bu kadar derinleflti¤i bir süreçte Kürt özgürlük hareketine karfl› savaflta ekonomik kaynaklar bulmak zorlaflaca¤› gibi, bu koflullarda toplumun da art›k çok uzun süreli bir savafla destek veremeyece¤i aç›kt›r. fiu andaki ekonomik kriz 2001 krizi gibi kolayl›kla afl›lamaz. Çünkü 2001 krizi Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savaflta al›nan yüksek faizli borçlar›n ortaya ç›kard›¤› krizin savafl ortam›nda sürekli ertelenmesi sonucu patlak veren bir krizdi. Bugün de benzer boyutlar› olsa da sadece Türkiye içinden kaynaklanan bir kriz olmad›¤› için Türkiye’de etkileri katlamal› bir biçimde ortaya ç›kacakt›r ve Kürt sorunu çözülmedi¤i taktirde 2001’de oldu¤u gibi krizi aflamayacaklard›r. Nitekim krizin sars›nt›lar› her gün daha a¤›r hissedilmektedir. Özellikle yeflil sermaye zor duruma düflmüfltür. Çünkü bu yeniyetme sermaye bir yönüyle de siyasal ‹slamc› hükümetten kredi alarak kendini palazland›r›yordu. Erdo¤an’›n son zamanlarda büyük sermayenin kontrolündeki bankalara sald›rmas› bu nedenledir. Bu ekonomik kriz büyük tekellerin küçük iflletmeleri yutmas›yla sonuçlanacakt›r. Çünkü büyük tekellerin ekonomik kriz süresince kendilerini k›smen daraltarak varl›¤›n› sürdürme imkânlar› vard›r. Küçük iflletmeler ise daralmadan çok iflasla karfl› karfl›ya gelirler. Çünkü onlar›n kriz süresince
ye’yi güçlendirecek yaklafl›m içindedir. Bu aç›dan kendi yaflam›n› huzur içinde sürdürmek isteyen bir toplum olarak art›k bu savafl›n bitmesini isteyebilir. Çünkü bu savafl›n sürdürülmesi Türkiye halk› aç›s›ndan Kürtler gibi ölüm kal›m savafl› de¤ildir. ‹nkârc› sömürgeci güçlerin “bölecekler, bizi bitirmek isteyen d›fl güçlerin yürüttü¤ü bir savafl var” söylemleri de giderek etkisizleflecektir. Türkiye toplumunda da art›k Kürtleri kabul etmenin bölünme olmad›¤›, Kürt sorunun demokratik temelde çözülerek Kürtlerle birlikte yaflanabilece¤i bilinci de art›k geliflmifltir.
D›fl güçlerden destek al›p sorunu çözmek Türkiye’de bir tarzd›r
Türkiye’de bu durumu gören kesimler var. Ayd›nlar da, yazarlar da Kürt sorununun çözümsüzlü¤ünün Türkiye’ye pahal›ya mal oldu¤unu görmektedirler. Bu aç›dan bu sorunun art›k çözümsüz kalamayaca¤›n›, Türkiye bu sorunu çözemezse daha da zor duruma düflece¤ini söyleyenler artmaktad›r. Ancak inkârc› sömürgecilik bölgesel ve uluslararas› dengelere dayanarak yine ezerim anlay›fl›n› tümden b›rakmam›flt›r. ‹ç sorunlar›n› jeopolitik durumunu ya da konjonktürü kullanarak d›fl güçlerden destek al›p çözme, Türkiye’de bir siyaset tarz›d›r. Bu nedenle sürekli böyle bir f›rsat› yakalamak için çaba göstermektedir. Geçmiflte dillendirilen “çözümsüzlük en iyi çözümdür” anlay›fl› bu siyasi tarz›n d›flavurumuydu. fiu anda ABD,
SERXWEBÛN
Türkiye'de sol ve demokratik güçler alternatif olam›yor
ww
w.
Öte yandan Türkiye’deki sol ve demokratik güçler alternatif olam›yorlar. Bu konuda çok dard›rlar. Çok ideolojik yaklafl›yorlar. Prati¤e girmekten korkuyorlar. Y›llarca hep ideolojik tart›flma yapm›fllar, büyümemifller. Yapt›klar› ideolojik teorik tart›flmalar do¤ru olsayd› büyürlerdi. Do¤ru bir siyasi anlay›fllar› ve tarzlar› olsayd› ekonomik krizin bu kadar derinleflti¤i, 30 y›ld›r savafl›n yaratt›¤› a¤›r siyasal, sosyal sorunlar ortam›nda büyük geliflme gösterebilirlerdi, ama ideolojik teorik olarak yanl›fll›klarda ›srar ettikleri gibi, siyasete de girmiyorlar. Siyasete girmek ya Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine karfl› durmay› ya da Kürt özgürlük mücadelesinin yan›nda yer alarak Türkiye’yi demokratiklefltirme mücadelesi içine girmeyi gerektirir. Do¤u Perinçek ve baz› ulusalc› sol
z›n teorisi, flu olmaz, bu olmaz bunlar› söylüyorlar. Bu, Türkiye’nin demokratik birli¤i, halklar›n kardeflli¤i temelinde Kürt sorununun çözüm projesini sabote etmektedir. Bu durum bast›rma politikalar›n›n devam›na cesaret vermektedir. Kürt sorununa halklar›n kardeflli¤i ve demokratik birlik içinde çözüm bulunmad›¤›nda tabii ki milliyetçi e¤ilimler, d›fl güçlere dayanan e¤ilimler geliflecektir. Nitekim Türkiye’deki sol ve demokratik güçlerin Kürt yurtsever demokrat güçlerle birleflerek çözüm üretemeyece¤ini gören d›fl güçlere dayanarak Kürt sorununu çözme e¤ilimi tafl›yan baz› çevreler pusuda beklemektedir. Önder Apo’nun çözüm projesi gerçekleflmez ve halk›n bu çözüm projesine umudu kalmazsa bize f›rsat do¤ar diyenler bulunmaktad›r. Son serh›ldanlar devleti nas›l tutum tak›nmaya, AKP’yi olumsuz yönde netlefltirmeye götürdüyse, bütün kesimleri netlefltirmeye götürdüyse, sol ve demokratik kesimleri de netleflmeye götürebilir. Bu serh›ldanlardan sonra ya Kürt özgürlük hareketiyle birlikte hareket etme yolunda ilerlerler ya da AKP’nin inkârc› sömürgeci güçlerin siyasi sosyal, kültürel, ekonomik bask›s› ortam›nda keskinleflecek mücadele sürecinde devletin yan›nda yer al›rlar. Türkiye’de süreç böyle bir noktaya do¤ru gitmektedir. Bu, ayn› zamanda Türk devletinin son bir hamlesi biçiminde kendisini ifade edecektir. Bast›r›l›rsa bast›racakt›r, bast›ramazsa k›r›larak Kürt sorununun demokratik çözümünün önü aç›lacakt›r.
ew e. c
gruplar birincisini yapt›, ama sonunda çarfl›ya pirince giderken evdeki bulgurdan oldular. Bu kesimler inkârc› sömürgeci güçlerin Kürt düflmanl›¤› nedeniyle ABD karfl›tl›¤› yapan ordu içindeki baz› çevrelerle birleflerek güç olacaklar›n› sand›lar. Halbuki onlar›n anti Amerikanc›l›¤› tamamen Kürt karfl›tl›¤›na dayan›yordu. Kimi sol çevrelerin kuru ABD karfl›tl›¤›ndan yararlanarak onlar› kullan›p Kürt özgürlük hareketine karfl› savafl yürüttüler. Sonunda da K›z›l Elmac› cephe içinde faflistten daha faflist Kürt düflman› konuma geldiler. Sol ya bu duruma düflecekti ya da Kürt sorununa demokratik çözümü konusunda Kürt özgürlük hareketiyle ortak hareket edecekti. Bunun d›fl›ndaki her tutum siyasete girmemekle eflde¤erdir. Çünkü Türkiye siyaseti PKK’yle devlet aras›ndaki savaflta yürüyor. Yani ortada kalarak, kem küm ederek kimse siyaset üretemez. Ya Kürt sorununun bast›r›lmas›n› hedefleyen cephenin yelpazesinde yer al›n›r ya da Kürt sorununun demokratik çözümü için mücadele edilecek siyasi yelpazede yer al›n›r. Bu konuda sol demokratlar önemli bir beceriksizlik içindedir. Siyasete girme yerine bofl laf üretmektedir. Bu yaklafl›m da Türkiye’de gerçekten sol ve demokratik bir harekete ihtiyaç olmas›na ra¤men böyle bir hareket ortaya ç›kmamas›na yol açmaktad›r. Bu gerçeklik de mevcut inkâr ve imha sisteminin sürmesini beraberinde getirmektedir.
ne t
Irak, Türkiye ekseninde Ortado¤u’da etkisini artt›raca¤› bir siyasi eksen kurmak istiyor. Bu aç›dan biz kendimizi pazarlarsak ve ABD’yi de zorlarsak Güney Kürdistanl› güçleri de yan›m›za alarak bu sorunu hallederiz düflüncesindedirler. Yoksa sorunu kendi güçleriyle ezme, ortadan kald›rma konusunda tamamen inançs›zlaflm›fllard›r. Nitekim Türkiye içinde çeflitli çevreler “bu sorunu Türkiye art›k eski yöntemlerle çözemez” diyor. Ne var ki Türkiye’nin inkârc› sömürgeci güçleri 150 y›ld›r kendi konumunu, stratejik önemini pazarlayarak, f›rsatlar› kendilerine göre de¤erlendirerek sorunlardan kurtulmufltur. fiimdi yine böyle bir imkân buluruz diyorlar. Bugün iktidardaki AKP’nin de sorunu çözme projesi yoktur. AKP hükümeti sadece kendine Müslüman, kendine demokrat bir partidir. Kürt sorununun çözümü için bir kararl›l›k, zihniyet de¤iflimi ve kesin bir tutum gereklidir. Fakat AKP böyle bir zihniyette de¤ildir. Bu nedenle bir çözümü göze alam›yor ve istemiyor. Böyle olunca iktidarda, hükümette olman›n kolay yolu olan bu klasik inkârc› politikalarla bütünleflme, Apo ve Kürt düflmanl›¤› yaparak kendini yaflatmaya çal›fl›yor.
Kas›m 2008
om
8
Kürt sorunu halklar›n kardeflli¤i temelinde çözülmeli
Önderli¤imiz bir çat› partisi, demokratik hareket önerdi. Bunu, Kürt sorununun çözümü kadar Türkiye sol demokratlar›na bir at›l›m yapt›rmak, onlar› bir güç yapmak için söyledi. Ama görüyoruz ki bu tart›flmalar çok sonuç vermiyor. Kafalar küçük, beyinler, yürekler küçük. Hep büyük laflar ediyorlar, büyük sözler ediyorlar, büyük politikalardan siyasetlerden bahsediyorlar. Böyle olmazm›fl, flöyle olmazm›fl; peki nas›l olurmufl? O konuda da en ufac›k bir çabalar›, bir giriflimleri, geliflmeleri yok. Sadece olma-
Bütün toplumsal kesimler savafl›n içine çekilmek istenmektedir Erdo¤an-Baflbu¤ uzlaflmas›ndan sonra bütün toplumsal kesimlerin savafl içine çekilmesi öngörülmüfltür. Baflbu¤’un siyasi lider gibi Amed’e gidip sivil toplum örgütlerini toplamas›, sürekli brifingler vermesi önümüzdeki dönemde yürütülecek savafl›n kapsam›n› ortaya koymufltur. DTP’liler, sivil toplum örgütleri, PKK’nin sempatizanlar› bask› alt›na al›nacak ve böylelikle Kürt özgürlük hareketinin taban› da¤›t›lacakt›r. Genelkurmay baflkan›n
Kas›m 2008 SERXWEBÛN ratiktir, ama Anayasa Mahkemesi, Dan›fltay, Yarg›tay da demokratik tutum göstererek yasalar› kendilerine göre uygulayan savc›lar›, karar alan hakimleri, polislerin uygulamalar›n› reddedecek ya da bunlara hukuki müdahale yapacak bir karaktere sahip de¤illerdir. Ba¤›ms›z ve demokratik bir hukuk Türkiye’de görülmeyecek ve beklenilmeyecek fleylerdir. Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe en küçük bir polis memurundan, küçük kasabadaki hakimden, Anayasa Mahkemesi ve Yarg›tay Baflkan›na kadar bütün kolluk kuvvetleri ve yarg› sistemi tamamen Kürt özgürlük hareketinin bast›r›lmas› üzerine kurulmufl olan karakterlerini b›rakmayacakt›r. Üniversiteleri ve bütün devlet kurumlar› Kürt halk›n›n öz-
yönüyle Türkiye siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik olarak üniter bir devlet de¤ildir. Türkiye ve Kürdistan yasalar› ve uygulamalar›yla iki ayr› ünite gibidir. Asl›nda bizzat bölünmeyi, bölücülü¤ü, farkl› muameleyi kendileri yapmaktad›r. Kürdistan’›n farkl› bir co¤rafya oldu¤unu kendileri yasalarla, uygulamalarla ortaya koymaktad›rlar.
ne te we .c om
“flu kadar milis var, flu kadar yandafl var, onlar besliyor, bu nedenle bu sorun devam ediyor” diyerek bask› yap›lacak kesimleri hedef göstermifltir. Gençlerin kat›l›m›n› engellemek gerekir derken de yine bask› yöntemlerinin kullan›lmas›n› söylemektedirler. Bir bütün olarak ne kadar bask› yöntemi varsa bunlar› devreye sokacaklar. Son zamanlarda iflkencenin, bask›n›n ve tutuklamalar›n artt›¤› biliniyor. Bunlar asl›nda al›nan bir karar sonucudur. fiu anda resmi olarak Ola¤anüstü hal yasalar›n› uygulamay› siyasi olarak do¤ru görmüyorlar. Uluslararas› siyaset aç›s›ndan uygun görmüyorlar. Çünkü flu anda AKP “biz sorunlar› çözmek istiyoruz, sadece askeri çözümleri düflünmüyoruz” diyerek çeflitli çevreleri kand›r›yor. Öte yanda yerel seçimlerden önce bir OHAL’i uygun görmüyorlar. Bunun yerine fiili olarak hukuk faflizmi uygulanacak. Savc›lar, hakimler istedi¤i zaman istedi¤i kifliyi tutuklayabilecek ya da polisler art›k eskisinden daha fazla yetki kullanacak. Fiili olarak art›k ola¤anüstü hali uygulayacaklar. Nitekim flimdi ad›m ad›m böyle bir politika izlendi¤i görülmektedir.
9
Türkiye’de yasalar ve hukuk ifllemedi¤inden çeteler üremektedir
Y›llard›r Kürdistan’da devletin politikas› böyle olmufltur. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir. Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe de Türkiye’deki yasalar›n uygulamaya geçirilmesinin tek bir standartta olmas› da
Türkiye’de her fley Kürtsüzdür hukuk da demokrasi de Kürtsüzdür
Yaflar Kemal
gürlük mücadelesini bast›rmaya yönelik bir kurumlaflma içine girmifllerdir. Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe bütün kurum ve kurulufllar›n görevi Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine karfl› yürütülen özel ve kirli savafl›n parças› olmaya mahkûmdurlar. Bu nedenle bundan sonra hukuk faflizmi uygulanacakt›r. Yarg›çlar, polisler keyfi davranacaklard›r. Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savafl için yap›lan her fley kitab›na uydurulacakt›r. Türkiye’de her fley Kürtsüzdür. Hukuk da demokrasi de Kürtsüzdür. Ne kadar kurum kurulufl varsa hepsi sahtedir, özel savafl gere¤idir, Kürtsüzdür. Hiçbir yasan›n, kurumun yetkinin anlam› Karadeniz’deki, Trakya’daki, Ege’deki gibi, ‹ç Anadolu’daki gibi de¤ildir. Bu
ww
w.
Önderli¤i sahiplenme eylemlerindeki birçok çocu¤un tutuklanarak cezaevine at›lmas›, a¤›r cezalarla tehdit edilmeleri hep bu konseptin parças› olarak yürütülmektedir. Çünkü Türkiye’de hâlâ anayasalar anti demokratik oldu¤u gibi, var olan yasalar›n bile istenildi¤i gibi uygulama imkânlar› vard›r. Türkiye’deki anayasa ve yasalar öyle haz›rlanm›flt›r ki bask› yap›lmak istendi¤inde mutlaka buna dayanak bulunmaktad›r. Yasal dayanak bulunmad›¤› yerde ise, fiili olarak bask›y› uygulayan güçler devreye girmektedir. Yasalar› bask›lar› artt›rmak için uygulayanlar ya da fiili uygulamalar içinde olanlar› engelleyecek bir hukuk sistemi Türkiye’de yoktur. Türkiye’de Yarg›tay, Dan›fltay, Anayasa Mahkemesi demokratik de¤ildir. Siyasi güçler demokratik de¤il, anayasa ve yasalar anti demok-
‹lter Türkmen
beklenmemelidir. Kürdistan’da bu farkl› uygulamalar sadece bir hukuksuzlu¤u, hukuk faflizmini ve çifte standard› yaratm›yor. Yasalar›n el verdi¤i bask›larla bile Kürt sorunu bast›r›lamay›nca bask›c› hukuk kurallar›n› bile bir tarafa b›rakarak fiili her türlü bask› devreye sokulmaktad›r. Bu da sistem içinde hiçbir hukuki yeri olmayan faflist çeteleri üretmektedir. Türkiye’de yasalar›n ve hukukun el vermedi¤i bask›lar fiili olarak uygulanmaktad›r. Bu uygulamalar bir nevi Kürdistan’›n anayasas› ve yasalar› haline getirilmifltir. Ergenekon denen çeteden, Gladyodan ve kontgerilladan bahsediliyor. Bunlar›n hepsi de Kürdistan’da uygulanan inkârc› ve imhac› zihniyetin ve bunun Kürt özgürlük hareketini ezmek için her yolu mu-
SERXWEBÛN
Tarafs›z bir mahkeme Ergenekon yarg›lamas› yapabilir
Böyle bir alternatif mahkemede yer alacak birçok insan vard›r. ‹lter Türkmen ve Yaflar Kemal gibi tan›nm›fl flahsiyetler yer alabilir. ‹HD’den, barolardan kat›l›m olabilir. Demokrat ayd›nlardan ve yazarlardan da baz›lar› bu heyete kat›labilir. Bu heyet kendine ba¤l› komisyonlar da kurarak araflt›rmas›n› derinlefltirebilir. Bütün bilgileri toplar ve böylelikle birçok önemli olay›n içinde oldu¤u Kürdistan’da ifllenen cinayetleri ve her türlü kirli iflin sorgulanmas›n› yapar. Bunun için uluslararas› gözlemciler de gelebilir, Türkiye devleti gözlemci gönderebilir, Türkiye insan haklar› komisyonundan gözlemciler gelebilir, böylelikle tarafs›z bir mahkemeyle gerçekten bir Ergenekon yarg›lamas› yap›labilir. Bu yarg›lamada bu günkü Ergenekon davas›ndan tutuklananlar da yarg›lanabilir, avukatlar› gelip savunabilir. Belirli kurallar çerçevesinde onlara da savunma hakk› verilebilir. Böylelikle gerçekten bir Ergenekon yarg›lamas› ortaya ç›kabilir. Böyle bir yarg›lama, güncel siyasal yaklafl›mdan uzak, AKP’nin yapt›¤› gibi daha çok da kendi iktidar›na yönelik eylemler üzerine giden, ama bunun d›fl›ndaki eylemlere dokunmayan bir yaklafl›mla de¤il, kesinlikle Türkiye’nin demokratikleflmesine hizmet
w.
ww
eden ve hukuk d›fl› her türlü uygulaman›n Türkiye’deki yaflam›n içinden ç›kar›lmas› için yap›lmal›d›r. Böyle bir mahkemenin kurulmas› Önder Apo’nun y›llard›r önerdi¤i Adalet ve Hakikatleri Araflt›rma Komisyonunun görevlerinden birinin de yerine getirilmesi anlam›na gelmektedir. Adalet ve Hakikatleri Araflt›rma Komisyonu daha genifl bir alanda sorunlar› ele alacak bir çal›flma olarak öngörülmüfltü. Bu çal›flma, sadece cinayetleri de¤il, köy yakma ve y›kmalar›, Kürdistan’daki tüm haks›zl›klar›, cezaevinde geçmiflte yap›lanlar›, bir yönüyle Kürt özgürlük hareketi ile devlet aras›nda süren savaflta ortaya ç›kan her yönlü eksikli¤i, yanl›fll›¤› ortaya koyarak, Kürt sorununun çözümü temelinde bir daha bu tür fleylerin yap›lmamas›n› sa¤layacakt›r. Böyle bir adalet ve gerçekleri araflt›rma komisyonuna PKK de kendi bilgilerini verecektir. Yine geçmiflte gerilla içinde veya baflka yerde PKK ad›na yap›lan kimi eylemleri de de¤erlendirebilecek daha genifl bir çal›flma olacakt›r. Ergenekon böyle bir kapsaml› adalet ve gerçekleri araflt›rma komisyon çal›flmas›n›n çok önemli bir parças› olabilir. Zaten devlet içindeki kirli iflleri yapan bu tür oluflumlar yarg›lanmadan ve bunlar›n faaliyetleri tümüyle a盤a ç›kar›lmadan gerçekleri, hakikatleri araflt›rma diye bir fley söz konusu olamaz.
ew e. c
lirtti¤i gibi Amed’te bir alternatif mahkeme kurulmas› gerekir. Türkiye’nin demokratikleflmesini isteyen, Türkiye’nin demokratikleflmesinin ve Kürt sorununun çözümünün engellemesinde kontr-gerilla, Gladyo ve Ergenekon denilen derin devletin rolünün oldu¤una inanan kesimlerin de içinde yer ald›¤› ve akil adam denilen demokrat kiflilikli baz› uzmanlar›n da, flahsiyetlerin de kat›ld›¤› bir mahkeme heyetinin kurulmas› böyle bir davan›n hiçbir bask› alt›nda kalmadan sonuçlanmas›n› sa¤layabilir. Böyle bir yarg›lama sadece Ergenekon san›klar›n›n mahkûm edilmesi aç›s›ndan de¤il, bu temelde Türkiye’de demokrasinin yerleflmesi ve Kürt sorununun çözümü önündeki engellerin kald›r›lmas› için de gereklidir.
ne t
bah gören anlay›fl›n›n sonucudur. Ergenekon denildi¤i zaman akla devletin yasa ve hukuki olarak yapamad›¤› ifllerin yapt›r›ld›¤› çeteler geliyor. Bunlar böyle devletten ba¤›ms›z, devletten ayr› de¤ildir. Devletin derinlikleri, baz› kurumlar› taraf›ndan bizzat örgütlendiriliyor, yönlendiriliyor, fiili olarak görevlendiriliyor. Bunun sonucu olarak bunlar her türlü cinayeti iflliyorlar her türlü çirkin ifli yap›yorlar. Ama kimse onlara dokunam›yor. Çünkü onlar›n dokunulmazl›¤› vard›r. Bu dokunulmazl›¤› Kürtlere karfl› sald›r›da devlet ad›na kullan›yorlar. Dokunulmaz z›rh› giyince, çeflitli kirli iliflkilere girince baflka yerlerde bunu kendi bireysel ç›karlar› ya da grupsal ç›karlar› için kullan›yorlar. Bunu da yaratan Kürt sorununun çözümsüzlü¤ü bast›r›lmas›nda bunlara verilen görevdir. Zaten bunlar kendilerini kahraman olarak görüyorlar. Türkiye’nin birli¤ini, bütünlü¤ünü sa¤layan en büyük vatanseverler olarak görüyorlar. Bu aç›dan da Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe öyle ciddi bir biçimde üzerlerine gidilemez. Ancak Kürt sorunu ile ilgili olmayan konularda, yani Kürdistan’da hukuk d›fl› ifllerle görevlendirilme s›n›rlar›n›n d›fl›na ç›kt›klar› konularda yarg›lanabilirler. Ama kimse onlar›n Kürdistan’daki suçlar›na flu anda dokunamaz ve yarg›layamaz. Bu bak›mdan mevcut Ergenekon yarg›lamas›n›n s›n›rlar› vard›r. AKP hükümetini zora düflürmek için yap›lan Dan›fltay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik sald›r›lar›n›n yarg›lan›p ceza alma ihtimali vard›r. Dan›fltay sald›r›s›n› yapan ceza alm›flt›r, ama bu sald›r›y› bu davan›n san›klar›yla iliflkilendirebilirler. Bu sald›r›lar›n Türkiye’de irtica gelifliyor, radikal ‹slam gelifliyor diyerek AKP’ye yönelik bir kamuoyu oluflturmak için yap›lm›fl provokatif eylemler oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bu olaylar›n yarg›lanmas›na da bizzat Genelkurmay izin vermifltir. AKP’ye yönelik darbe giriflimleri de yarg›lanacakt›r. Bu darbe giriflimlerinin san›klar›n›n da tahliye edilme olas›l›¤› yüksektir. Türkiye’de kirli iflleri yapan kontrgerillan›n, Gladyo’nun, Ergenekon’un a盤a ç›kar›lmas› ve suçlular›n mahkûm edilmesi için Önder Apo’nun be-
Kas›m 2008
om
10
Kürdistan’da yürütülen kirli savafl›n a盤a ç›kar›lmas› gerekir Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen kirli savafl›n esas›n› bunlar yapm›flt›r. Bunlara ba¤l› çevreler yapm›flt›r. Asl›nda Ergenekon denilen oluflumlar›n deflifre edilmesi, sadece ifllenen cinayetleri, hukuksuzluklar› de¤il, bir bütün olarak Türkiye’deki inkârc›, sömürgeci zihniyeti ve kurumlaflmalar›n› a盤a ç›karan bir rol oynayabilir. Bu aç›dan Önderli¤in “Amed’te alternatif bir Ergenekon mahkemesi kurun” demesi, sorunlar›n ve suçlar›n kapsaml› ele al›narak arkas›ndaki güçlerin ortaya ç›kar›lmas› ve Türkiye’nin demokratikleflmesi için olmazsa olmaz bir durumdur. Önder Apo ve PKK y›llard›r bu ko-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
11 türüldü¤ü düflünülmelidir. Güneyli güçler Türkiye ve Irak hükümetinin dediklerini ne kadar uygular zaman gösterecektir. Mesut Barzani’nin Washington’a gidip dönmesiyle bu konuda olumlu ya da olumsuz planlananlar›n ne oldu¤u yak›n zamanda anlafl›lacakt›r. KDP’nin zaman zaman “biz Kürtler aras› savafla girmeyiz” biçimindeki de¤erlendirmelerine bundan sonra da sahip ç›k›p ç›kmayaca¤› bu süreçte pratikleriyle kendini gösterecektir. Ancak Kürt sorununu çözmeyen bir Türkiye’nin Güney Kürdistan için de her zaman bir tehdit oldu¤unu s›radan bir Kürt bile bilmektedir. PKK’ye sald›r›, Güney Kürdistanl› güçlerin kendi bindikleri dal› kesmesi anlam›na gelir. Bu da bütün parçalardaki Kürtlerin belirli bir tavizle sat›fla sunulmas› gibi bir durumu ortaya ç›kar›r. Güney için bütün parçalardaki Kürt halk›n›n özgürlü¤üne karfl› politikan›n parças› haline gelinmesinin, Güney Kürdistan’a da hay›r getirmeyece¤i gibi, bütün parçalardaki Kürdistan halk› ve Kürt kamuoyu taraf›ndan da kabul edilmeyece¤i aç›kt›r. Bu durumu az-çok Güney Kürdistanl› güçler de bilmektedir.
Kürt sorununu çözmeyen bir Türkiye Güney için de bir tehdittir
‹nisiyatif PKK’nin eline geçmifltir
dan benimsenmesini ve uygulamaya geçilmesini gerekli hale getirmifltir. Sonuç olarak; PKK’nin 30. y›ldönümü kutlan›rken, PKK’nin yürüttü¤ü 30 y›ll›k mücadelenin büyük baflar›lar ve kazan›mlar ortaya ç›kard›¤› netleflmifltir. PKK ilk ç›kt›¤›nda özgürlük ve demokrasi için kararl›ca mücadele edecek bir örgüt ve halk gerçekli¤i yaratmay› temel bir hedef olarak önüne koymufltu. Bugün böyle bir halk gerçekli¤i de, böyle bir örgüt de vard›r. Bu gerçeklik, PKK’nin baflar›s›n›n kan›t›d›r. E¤er var olan örgüt gerçe¤i iyi çal›flt›r›l›r ve halka öncülük yap›labilirse, Kürt halk› yaln›z Kuzey Kürdistan’da de¤il, bütün parçalarda özgürlü¤e her zamankinden daha yak›nd›r. Önder Apo’nun avukat görüflmesinde önümüzdeki baharda önemli geliflmeler ortaya ç›kabilir sözü de PKK’nin 10. Kongrede ortaya koydu¤u gücüne ve halk›m›z›n serh›ldanlarda gösterdi¤i kararl›l›¤a dayanmaktad›r. Nitekim Türkiye’de Kürt sorunu ve PKK tart›flmalar› çok artm›flt›r. PKK’ye karfl› yürütülen özel savafl keskinleflti¤i gibi, küfürler de artm›flt›r. Tüm bunlar, PKK’ye ve Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen düflmanl›klar›n bofla ç›kmas› ve bunun ortaya ç›kard›¤› öfkelerdir. Kürt özgürlük hareketinin ve PKK’nin düflmanlar› bütün güçlerini kullanarak PKK öncülü¤ündeki özgürlük mücadelesinin baflar›s›n› önlemeye çal›fl›yorlar. Ancak 30 y›l içinde baflar›lamayan›n yediden yetmifle aya¤a kalkan direniflçi Kürt halk gerçekli¤i karfl›s›nda bugün hiç baflaramayaca¤› aç›kt›r. Bugün art›k inisiyatif düflman güçlerinin elinden ç›km›fl, PKK ve Kürt halk›n›n eline geçmifltir. Ortaya ç›kan siyasal durumda mücadele potansiyelleri do¤ru siyaset ve taktiklerle etkili bir biçimde harekete geçirilirse Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleflmesi önünde hiçbir güç duramayacakt›r. Kuzey Kürdistan’da Kürt sorununun çözülmesi ve Türkiye’nin demokratikleflmesi de bütün parçalardaki Kürt sorununun çözümünün önünü açarak bütün bölge ülkelerinin demokratikleflmesini sa¤layacakt›r. Böylelikle 21. yüzy›l Önder Apo’nun yeni paradigmas› temelinde baflta Kürtler olmak üzere Ortado¤u halklar›n›n olacakt›r.
ne te we .c om
nuda birçok de¤erlendirme yapm›flt›r. Böyle bir davaya yol gösterecek birçok tespitte bulunmufltur. Derin devlet kavram›n› en fazla kullanan Önder Apo ve PKK’dir. Bu kavram PKK taraf›ndan Türkiye siyaseti içine sokulmufltur. Yine Özal’dan Eflref Bitlis’e, U¤ur Mumcu’ya kadar birçok suikast›n arkas›nda derin devletin oldu¤unu söyleyen Önder Apo’dur. Hiç kimse bu tür fleylerden bahsetmezken PKK bu derin devletin ne oldu¤unu niçin ortaya ç›kt›¤›n›, amac›n›n ve hedeflerinin nas›l oldu¤unu kapsaml› bir biçimde de¤erlendirmifltir. Bunlar a盤a ç›kar›lmad›¤› müddetçe Türkiye’nin demokratikleflmeyece¤ini, ekonomik, siyasi ve sosyal istikrara kavuflamayaca¤›n› her f›rsatta dile getirmifltir. Asl›nda flimdi kullan›lan birçok literatür ve ifllenen konular Önder Apo ve PKK’nin y›llarca söylediklerinin dile getirilmesidir. Dün bunlar› görmezlikten gelenler ve sahip ç›kmayanlar flimdi kendi ç›karlar› için bu konular› dillendirmektedir. Hatta siyasal ‹slamc› bas›n›n yapt›¤› gibi PKK’nin yapt›¤› de¤erlendirmeleri ve ortaya koydu¤u verileri PKK’ye karfl› kullanma ahlaks›zl›¤›na bile baflvuran kesimler vard›r.
Önder Apo ve Kürt özgürlük hareketi Güneyli güçleri bir yanl›fla düflmemeleri için uyarm›flt›r. Defalarca ortak politika izlenerek inkârc› sömürgeci güçlerden gelecek bask›lara karfl› durulmas› önerisi yap›lm›flt›r. Ulusal konferans yap›lmas› ve ortak ulusal tutum ilkelerinin belirlenmesi istenmifltir. Ancak d›fl güçler ne der kayg›s›yla bu önerilerin pratikleflmesine kat›lmak istememifllerdir. Ancak KNK’nin bir ulusal tutum belgesi yay›nlamas› yine de Kürtler aras› sorunlar›n çözümü aç›s›ndan bir belge olarak önemlidir. KNK’nin bu belgesinin daha da geniflletilerek sadece gerilimleri ve çeliflkileri önleyen de¤il, Kürdistan’›n tüm parçalar›ndaki özgürlük mücadelelerini birbirine destek verir hale getirilmesi sa¤lanabilir. Kürt halk›n›n her parçada yürüttü¤ü özgürlük mücadelesi böyle bir anlay›fl›n tüm Kürt siyasi gruplar taraf›n-
ww
w.
Kürt sorunu bast›rmak derken en fazla da Türkiye’nin Güneyli güçler üzerinde bask› yaparak PKK’nin üzerine sürmesi anlafl›lmaktad›r. Nitekim aç›kça KDP ve YNK’ye bask› yapal›m, PKK’nin üzerine sürelim diyenler bulunmaktad›r. Zaten Türkiye, ABD, Irak ve bölge ülkeleri üzerinden Güneyli güçlerin PKK’ye terörist demesi ve PKK’ye sald›r›lmalar› için bask›lar artt›r›lm›fl bulunmaktad›r. Amerika’da, Ba¤dat’ta, Londra’da ve Ankara’da yap›lan görüflme trafikleri s›klaflm›flt›r. En son ABD, Irak ve Türkiye aras›nda üçlü mekanizma kurulmufltur. Anlafl›l›yor ki gizli bir plan ve komplo ad›m ad›m yaflama geçirilmek isteniyor. Güney Kürdistanl›lara ne rol verildi¤i bilinmemektedir. Hangi pazarl›klar›n yap›ld›¤› netleflmemifltir. Ancak PKK üzerinden pazarl›k yap›ld›¤› kesindir. Güneyli güçlere cazip gelecek teklifler gö-
SERXWEBÛN
12
Kas›m 2008
om
T A R ‹ H ‹ H E S A P L A fi M A ‹ Ç ‹ N D E Y ‹ Z “TTürkiye solu Sovyet, Çin, Arnavutluk ve Avrupa komünizmi kanal›ndan beslenirken, c›l›z bir ayd›n hareketi olan Kürt solu, ilkel Kürt milliyetçili¤i ve Türk sol etiketli bir karmaflfla ay› yaflfl››yordu. Bu dönemde flfla ahsen her iki e¤ilimle de ilgilendim. Dev-Genç ç›k›flflll› THKP-C'ye sempatizanl›¤›m önde olmakla birlikte, Kürt sorununa
daha kapsaml› yaklaflfl››m gösteren baz› örgütler ilgimi çekmeye devam ediyordu. Siyasal Bilgiler Fakültesi boykotuyla içeri al›nma ve yedi ay sonra delil yetersizli¤inden ç›k›flfllla birlikte, umdu¤um örgütlenmelerin
ew e. c
iç aç›c› olmad›¤›n› bizzat görerek, yeni bir örgütlenmeye gitmenin daha do¤ru olaca¤› kanaatine vard›m”
Reber Apo’nun çö özemlemelerinden derlenmiflfltir
Partimiz PKK’nin 30. kurulufl y›l› hepinize kutlu olsun!
Özgürlük rüzgar› her zamankinden daha güçlü esiyor
ne t
Ad› bir parti, ama tepeden t›rna¤a yeni bir yaflam. Yaflamdan da öte çoktan kaybedilmifl, gerekçesi kalmam›fl, amac› kalmam›fl, gücü-kuvveti kalmam›fl, an›s› bile belleklerden tamamen silinmifl, en benim diyenlerin bile onu gerçeklefltirmek için bir türlü ad›m atmad›¤› bir umut savafl› sürüp gidiyor. Herkesin bir türküsü vard›r, bizim de türkümüz budur. Herkesin bir flark›s›, bir ezgisi vard›r. O havaya kendini kapt›r›r yaflar gider, bizim de türkümüzün ad› böyledir. Giderek süreklilefliyor, derinlefliyor, dinliyor, dinletiyor, sürüp gidiyor. Trajik oldu¤u kadar komik, ac› oldu¤u kadar zevkli, bitirdi¤i kadar yaflatan bir yaflam türküsü oluyor. Bir özgürlük türküsü gibi bafllayan parti tarihimiz, bugün gerçekleflen bir yaflam tarz› olarak sadece düflünce ufkumuzu, tutkular›m›z› temsil etmekle kalm›yor; denilebilir ki düflman kadar, insanl›k tarihinin tüm ilerleme, özgürlük ve insana yak›fl›r olarak tabir edilen yaflam›n› da esas almay› böylesine k›sa bir geçmifle s›¤d›rmas›, gerçekten dostun da, düflman›n da ilgiyle ve hayretle izledi¤i bir gerçekleflme olay› oluyor. Kürdistan gibi pek de ciddiye al›nmayan, uluslararas› ve hatta tarihsel
ww
w.
arka planda, olup olmad›¤› hakk›nda kuflku beslenilen ve halk›n›n da en köle ve belki de en bilinçsiz ve gerçek anlamda halk olmaktan da ç›kar›lan bir gerçeklik zeminine dayanan bu hareket, günümüzün devrimsel gelifliminde nerdeyse en bafla güreflen bir hareket olma flans›na da sahip olmaktad›r. Tarihi örneklerle k›yaslanmaya çal›fl›yoruz, ama benzerlikler s›n›rl› ve daha çok kendine özgü yan› a¤›rl›k kazanmaktad›r. Kavran›lmas› için gerek düflman›n, gerek dostlar›n›n ve gerekse kendi mensuplar›n›n yapt›¤› de¤erlendirmeler, yorumlar halen Hareketin bütün boyutlar›na ulaflmaktan, bunu bütün yönleriyle de¤erlendirmekten uzakt›r. Dolay›s›yla ona can› gönülden ulaflmak isteyenler kadar, onu bir kafl›k suda bo¤mak isteyenler aç›s›ndan da sorun olmaya devam etmektedir.
Her ciddi sanatsal olay böyledir. Hareketimizin de tam› tam›na bir sanatsal olay gibi geliflmesi çok de¤iflik yorumlara konu olmas›n›n da esas›n› teflkil etmektedir. Gerçekten de sadece bilimsel temellere dayanan bir hareket de¤il, en az onun kadar insan iradesinin, moralinin, inanc›n›n bilimle birlefltirilmesinin de belki de kendine özgü en iddial› örne¤ini teflkil etmektedir Her ciddi yaratma olay› sanata özgüdür. PKK'nin de böyle yaratma yan› a¤›r basan bir hareket oldu¤unu söylersek, iflin gerçe¤i daha iyi anlafl›l›r. Klasik ölçülerle bir parti tan›m› yapmak yetersizdir. Tarihi, sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal bütün yönleriyle anlam›n› vermeye çal›flsak bile, yine de bu olay› tam izah etmek mümkün olmaz. Yine sadece Önderlik gerçe¤i veya Önderlik sanat ölçüleri ile de an-
Kas›m 2008
SERXWEBÛN
lat›rsak da yetersiz kal›r. Mutlaka kendine özgü yanlar› iyi görülerek, de¤erlendirilerek yap›l›rsa belki gerçe¤i biraz daha iyi yakalam›fl oluruz.
inliyor, köleli¤in a¤›r koflullar› alt›nda kesin bir kurtuluflçuya ihtiyaç gösteriyorlar. Di¤er yandan art›k kendi içinde çözümsüz kalan ve sefalet içine t›k›l›p giden, belki de binlerce y›ll›k köle, aristokrat gelenek art›k yaflama bir fleyler vermekten çok uzak, tam tersine tüm halklar›n yaflam gözeneklerine çekilen bir mil gibidir. Art›k tarih bu noktada bir yenilenmeyi bir kurtulufl hareketini kaç›n›lmaz görüyor.
Maria Antoinette üzerine, yine Kral Louis üzerine çok fley söyleniyor ama, en söylenmesi gerekenler binlerce y›ll›k kölelik, feodal-monarflik tarihinin talihsiz birer temsilcisidirler. Dönem onlar için art›k defterlerini kapatmak üzeredir ve burjuvazinin biraz da fl›mar›k temsilcileri pefl pefle sökün ediyorlar ve bunu biraz da fark ediyorlar. Özgürlük umudu meflhur "hürriyet, eflitlik, kardefllik" sloganlar›yla at›l›r bu sefer. Frans›z filozoflar› düflünce patlamas› yaparlar. Napolyon gibi müthifl aç›l›m gösteren askeri komutanlar ç›kar. Bir yandan giyotinlerle bafllar dökülürken, di¤er yandan bu y›llarda flen-flakrak özgürlük türküleri söylenir. K›pk›z›l bir kan ortam›nda Burjuva Devrimi'nin gülleri aç›l›r. Bunun biraz daha geliflmifl biçimi Rus a¤›rl›kl› Ekim Devrimi'dir. ‹slam Devrimi'ndeki Hz Ali, yine Frans›z
ne te we .c om
PKK'nin önderlik etti¤i devrim
13
Kürt halk›n› canland›r›yor
Özgürlük umudu hürriyet eflfliitlik kardeflflllik sloganlar›yla dile getiriliyor
Umudun gerçekleflmesinin dönemine girilmifltir. Ufak bir k›v›lc›m bozk›r› tutuflturur misali veya doksan dokuzuncu dereceden sonra bir derecenin daha yükselmesi suyu kaynamaya götürür, bu da öylesine bir dö-
“PPKK'nin de önderlik etti¤i devrim, tarihin yeniden canlanmas›
kadar, güncel devrimci ve karflfl››-devrimci güçlerin de bir savaflfl›› olarak karflfl››m›za ç›kar. ‹slam devrimine bakt›¤›m›zda,
Hz Muhammed asl›nda kendisinden önceki peygamberler tarihini
esas al›r ve Kuran-› Kerim bunun anlam›yla doludur. Arap çölündeki insan geri durumdad›r, Hz Muhammed'in geliflflttirdi¤i yaflfla am, öncelikle onlar için çölde bir serap gibidir ”
nem olur ve bilindi¤i gibi pefl pefle beklenmedik geliflmeler gerçekleflir. Buna mucizevi geliflme denilir, ola¤an d›fl› mucize anlat›mlar›yla doludur. Asl›nda mucize denilen pefl pefle ve çok çarp›c› geliflen devrimci olaylard›r ve döneme göre elbette ki mucizedir. ‹flte Kuran'›n kutsall›¤› da buradan ileri gelmektedir. Her peygamberin oldu¤u gibi Hz Muhammed’in de kutsall›¤› böylesine mucizevi geliflmelerin tabiat›ndan kaynaklanmaktad›r ve bilindi¤i gibi, bin dört yüz y›ld›r halen etkileri silinmeyen ve hatta kendisine alternatif diye sunmak isteyen insanl›k tarihinde bir gelene¤i temsil ediyor. Bir Frans›z Devrimi'ne bakt›¤›m›zda da köhnemifl Frans›z Monarflisi, sefalet ve safahat›yla insanl›k için özellikle de Avrupa'n›n umudu, yenili¤i, tutkusu karfl›s›nda afl›lmak zorundad›r.
ww
w.
Her büyük devrimde oldu¤u gibi, PKK'nin de önderlik etti¤i devrim, tarihin yeniden canlanmas› kadar, güncel devrimci ve karfl›-devrimci güçlerin de bir savafl› olarak karfl›m›za ç›kar. ‹slam Devrimi'ne bakt›¤›m›zda, Hz Muhammed asl›nda kendisinden önceki peygamberler tarihini esas al›r ve Kuran-› Kerim bunun anlam›yla doludur. Ama ayn› zamanda o günün çeliflkili, çölde bo¤ulmayla yüz yüze olan çok cahil geri Arap kabile topluluklar› ile, dönemin en geliflkin tüccar ve ço¤unlu¤u Yahudi olan topluluklar›n›n z›tl›¤›n›n dile getirilmesi oldu¤unu Kuran'›n a¤›rl›kl› bir anlat›m› olarak görebiliriz ki, o döneme göre gerçekleflen insanl›k hareketi de budur. Arap çölündeki insan en geri durumdad›r, fakat yaflam yürümek istemektedir. Daha sonra Hz Muhammed'in gelifltirdi¤i yaflam, öncelikle onlar için çölde bir serap gibidir. Onun sadece tutkusu, umudu vard›r ve bir yerde Muhammed budur. Di¤er yandan Arap yar›madas›nda umudun gerçekleflmesinin, cisimleflmesinin ifadesi olarak ticaret ve ticaret mallar› vard›r. Buna damgas›n› vuran da Yahudilik olmaktad›r. Yahudili¤in arkas›nda Hz Musa'n›n lanetledi¤i bir kavim, bu kavmin diasporas› yer yüzüne da¤›t›lmas› var. Ayr›ca Hz ‹sa'n›n ç›k›fl› var. Mo¤ollar›n, Sasanilerin hareketleri var. Dikkat edilirse, bat›da büyük Roma ‹mparatorlu¤u, do¤uda Sasani ‹mparatorlu¤u, güneyde de Habeflistan yer al›yor. Hz Muhammed’in Arap çölündeki umudu, adeta deryada damla, çölde serap gibidir. Ama biraz derinli¤ine anlamaya çal›flt›¤›m›zda görülmektedir ki, karfl›s›ndakiler biraz çürüyor ve çok eski bir tarihi temsil ediyorlar. Bu halleriyle art›k büyük umudun önünde engeldirler. Bir yandan bask› alt›nda tuttuklar› halklar inim inim
Devrimindeki Baboef gibi radikal kiflilikler, devrimin sol kesimi veya komünist kesim diyebilece¤imiz derinli¤ini temsil ediyorlar. Yüzy›llardan beri en eflitlikçi, en özgürlükçü, en adaletli insan, özgürlü¤ü daha lay›k gören kesim olarak rol oynamak istiyorlar ama, dönemin koflullar› bunlar için baflar›n›n henüz erken oldu¤unu, koflullar›n buna pek denk gelmedi¤ini gösteriyor. Büyük kahramanl›klarla direnmelerine ra¤men, döneme göre orta s›n›f da diyebilece¤imiz kesimlerin kazanmas›, en gericileflmifl olanlarla en ilerici uç ö¤eleri aras›nda bir orta kesimin kazanmas›n›n söz konusu oldu¤unu görüyoruz bu devrimlerde. Ekim Devrimi biraz bu gelene¤i aflmaya çal›flt›. En radikal kesim olan Bolflevikler, orta kesimin tasfiyesini de en az Çarl›¤›n -ki, en gerici uç noktas›
SERXWEBÛN
Haki Karer'in flfla ahadeti bizde bir flflook etkisi yaratt›
ww
w.
ne t
PKK'nin temelinin at›lmas›n›n 31. y›ldönümünde kapsaml› bir de¤erlendirme, elefltiri, özelefltiri ve yeniden yap›lanma ihtiyac› yak›c› bir sorun ve yerine getirilmesi gereken temel bir görevdir. Amatör bile denilemeyecek bir tepki grubu olarak 1973 Nisan›'nda Ankara Çubuk Baraj› k›y›lar›nda kah
ayakta kah oturarak, ayr› bir Kürdistan grubu olarak hareket etmenin daha do¤ru olaca¤›n›, bunun temel nedeninin de Kürdistan'›n klasik sömürge bir ülke olmas›ndan kaynakland›¤›n› bir s›r gibi ilk defa alt› kiflilik gruba toplu olarak iffla ederek bafllam›fl bulunduk. Daha önce tek tek do¤rular› aç›klama tarz›n› toplum yapma tarz›na dönüfltürmek, ilk bafllang›ç olarak de¤erlendirilebilir. Bu tarz›n örgütlenmeye götürme gibi bir özelli¤i vard›r. 1974-75-76 y›llar› grubu ADYÖD (Ankara Demokratik Yüksek Ö¤renim Derne¤i) çat›s› alt›nda gelifltirme dönemiydi. 1977 Mart›'nda Ankara'dan Kürdistan'a yapt›¤›m A¤r›, Do¤ubeyaz›t, Kars-Digor, Dersim, Bingöl, Elaz›¤, Diyarbak›r, Urfa ve Antep gezi ve toplant›lar›, grubun ülkeye tafl›r›lmas› anlam›na geliyordu. Ard›ndan Ankara'ya dönüfl ve Haki Karer'in Antep'te toplant›dan üç gün sonra flahadeti bir flok etkisi yaratt›. Buna verilen yan›t partileflme biçiminde ad›m at›lmas› oldu. 27 Kas›m'da Fis köyünde 22 kiflilik amatör grubumuzla partileflme sözü verdik. Partileflme unvan› alt›nda kentlerde fazla yaflan›lamayaca¤› anlafl›l›p, hem da¤ hem de Ortado¤u seçeneklerinin kullan›lmas› gere¤i do¤du¤unda, adeta ikinci bir Hz ‹brahim hicreti halinde 1979 1 Temmuz'undan itibaren Urfa'dan Suriye'ye, oradan eski Kenan ellerinde özgürlük aramaya do¤ru yola ç›k›ld›. 15 A¤ustos 1984'e kadar geçen yaklafl›k on y›ll›k sürecin hangi ideolojik ve politik ortamda ve nas›l geçti¤ini daha yak›ndan görmek gerekir. 1970'ler kapitalist sistem tarihinde önemli bir k›r›lman›n bafl gösterdi¤i dönemin bafllang›c›d›r. Sistem II. Dünya Savafl›'ndan kendini toparlayarak ç›km›fl, ABD'nin öncülü¤ü kesinlikle kazanm›fl, Avrupa yeniden aya-
¤a kalkm›fl, Japonya bir Uzakdo¤u devi olarak do¤mufltu. Reel sosyalist sistem zirveye t›rman›rken, ulusal kurtulufl hareketleri en güçlü dönemlerini yafl›yordu. Tam bu noktada 1968 Gençlik Hareketleri yeni bir zihniyet devrimi bafllat›yordu.
Kürt solu ilkel Kürt milliyetçili¤i ve Türk sol etiketli bir karmaflfla ay› yaflfl››yordu
1970'lerin bafllar›nda dünyada büyük geliflmeler yaflan›rken, Türkiye'deki sol ve Kürt ulusal sorunu ba¤lam›ndaki Kürt hareketi, klasik sol ve milliyetçi e¤ilimi pek aflamam›flt›. Dünya oldukça geriden takip ediliyordu. Türkiye solu Sovyet, Çin, Arnavutluk ve Avrupa komünizmi kanal›ndan beslenirken, c›l›z bir ayd›n hareketi olan Kürt solu, ilkel Kürt milliyetçili¤i ve Türk sol etiketli bir karmaflay› yafl›yordu. Bu dönemde flahsen her iki e¤ilimle de ilgilendim. Sempatizan olmaya çal›flt›m. Dev-Genç ç›k›fll› THKP-C'ye sempatizanl›¤›m önde olmakla birlikte, Kürt sorununa daha kapsaml› yaklafl›m gösteren baz› örgütler ilgimi çekmeye devam ediyordu. THKO önderi Deniz Gezmifllerin idam sehpas›ndaki KürtTürk özgür kardefllik vurgusu sürekli ba¤l› kal›nmas› gereken bir mesajd›. Bunun yan›nda 1970'te ‹stanbul DDKO üyesi olmufltum. 12 Mart f›rt›nas› esti¤inde böylesi karmafl›k örgüt ortam›nda her an kanun d›fl›na ç›kabilirdim. Nitekim Mahir Çayanlar›n Mart 1972'de flahadeti sonras›ndaki SBF (Siyasal Bilgiler Fakültesi) boykotuyla içeri al›nma ve yedi ay sonra tan›k yetersizli¤inden ç›k›flla birlikte, umdu¤um örgütlenmelerin iç aç›c› olmad›¤›n› bizzat görerek, yeni bir örgütlenmeye gitmenin daha do¤ru olaca¤› kanaatine vard›m. 1973 bahar›nda Ankara'da ba¤›ms›z bir örgütlemeye gitme kararl›l›¤›, sahip olunan olanaklardan ziyade anlam itibariyle önemliydi. Ne ilkel Kürt milliyetçisi bir e¤ilim, ne de sosyal floven dedi¤imiz özünde Türk milliyetçisi bir sol e¤ilim de¤il, kendine özgü
ew e. c
oluyor- tasfiyesi kadar birlikte ve iç içe götürdü. Bu, insanl›k tarihinde en radikal, eme¤in tarihine olan devrimsel geliflme oluyor. ‹lk defa tarihte en ezilen en sömürülenlerin ezen ve sömürülenler üzerine büyük bir hegemonyas› gibi geliflim gösteriyor ve bilindi¤i üzere ça¤›m›z› en çok etkileyen bir devrim olarak halen etkinli¤ini sürdürmeye devam ediyor ve bu haliyle de orijinal bir devrimdir, daha önce örnekleri olmayan bir devrimsel geliflmedir. Peki böylesine tarihi devrimsel örneklerle Kürdistan somutunda gözüken ama, asl›nda köklü bir insanl›k devrimi olmaya aday bir devrimsel geliflme olarak PKK ne anlam ifade ediyor?
Kas›m 2008
om
14
Kas›m 2008
SERXWEBÛN aç›klayabilir. ‹deolojik kat›laflmadan kaynaklanabilecek gerçe¤i yeterince görememe hastal›¤›na karfl› tedbirli olmaya çal›fl›ld›. Fakat sosyal bilimin kendisinin yaflad›¤› a¤›r problemler, daha yeni yeni kültür, ekoloji ve kad›n sorununa ilgi duymas›, yine de çizginin önemini kan›tlar. Çizgi sosyal bilim karmaflas›ndan al›koymakla özgürlük ve eflitlik idealini daha canl› ve öncül k›l›yordu. En az›ndan sosyalizmin ve sosyal bilimin yaflad›¤› krizin tahribatlar› çizgiyle s›n›rland›r›labildi. Türkiye'nin di¤er sol çizgileri bu yetene¤i gösteremedikleri ve dogmatik karakterle kof bir bireysel liberalizm aras›nda gidip geldikleri için marjinalleflmekten kurtulamad›lar. Mezhepleflmenin daha küçük odaklar› haline gelmekle politikleflme flans›n› da bafl›ndan yitirmifl oldular. Kürt solu denen grupçuklar da ayn› süreci daha silik yaflad›lar.
itibariyle do¤rulu¤u savunulabilirdi. Ama bunu isteyebilecek kadronun olmay›fl› çizginin sürekli k›r›k vermesine yol açt›. Örgütsel kriz de diyebilece¤imiz sorunlar afl›lmak istendi. S›n›rl› baz› geliflmelerin sa¤lanmas› esas›nda hareketin kitleselleflmesinden kaynaklan›yordu. Çizginin daha büyük geliflmeler sa¤lamas› profesyonelli¤i gerektiriyordu.
ne te we .c om
bir tarih ve güncellik yorumuyla 'Kürdistan Devrimcileri' olarak ç›k›fl yapmak daha uygun geliyordu. Bu çizgisel bir de¤ifliklikti ve önemi her geçen gün daha iyi ortaya ç›kacakt›. Ne tahakkümcü hakim ulus e¤ilimleri içinde ne de tahakkümcü ulus iktidarlar›n bir uzant›s› olan iflbirlikçi Kürtlerin e¤ilimi ilkel milliyetçilik içinde ideolojik olarak erime olmal›yd›. Politik olarak inisiyatif kazanma özgür bir kimlik kazand›r›yordu. Bu tercihin do¤ru oldu¤una inan›yorum. Kürtleri, dolay›s›yla katk›lar› ölçüsünde di¤er halklar› özgür halk olma bilincine götürecek özellikleri ba¤r›nda tafl›yordu. Hem ezen hem de ezilen ulus milliyetçili¤ine kap›lmadan özgür halk kimli¤ini hedeflemek, dünya çap›nda kapitalizmin mezhepleri haline gelen reel sosyalizm, ulusal kurtulufl ve sosyal demokrat sapmalar›na karfl› da yerinde ve zaman›nda bir güvenceydi. Do¤ru bir zihniyet geliflimi kadar, demokratik siyasete götürecek yol olma özelli¤ine de sahipti. Ulusal kurtulufla afl›r› vurgu yapmak belki bir sapmaya yol açabilirdi. Bunda uluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk› ilkesinin dogmatik yorumu etkiliydi. Her ulusa bir devlet, ilkenin biricik ve tek do¤ru yorumu olarak anlafl›l›yordu. Reel sosyalizmin iktidar anlay›fl›ndan da kaynaklanan bu durum çizginin yarat›c›l›¤›n› engelliyordu. Fakat 1978'de PKK olarak ilan edilme bu sapman›n daha fazla geliflmesini önledi. Tipik bir Afrika ulusal kurtulufl hareketi haline düflmek yerine, halk özgürlü¤üne dayal› bir çizgi olma konumu daha da güçlendi. Geliflme dünya çap›ndaki sol dönüflümlere çok bilinçli olmasa da denk düflüyordu. Gelece¤i olan bir çizgi olma flans›n› ba¤r›nda tafl›yordu.
15
Net ve derinlikli olmamakla birlikte çizginin ideolojik boyutunun geliflmeye aç›k olmas›, büyük ve kal›c› sapmalara düflmesini engelliyordu. Israrla temsil etti¤imiz sosyalizme 'bilimsel sosyalizm' dememiz sosyal bilime olan ilgiyi
Daha önceleri flöyle bir deyim kullanm›flt›m: "Çözümlenen an de¤il tarihtir, kifli de¤il toplumdur." Bu deyimi PKK'ye uygulad›¤›m›zda daha da anlafl›l›r olur. PKK'de çözümlenen hem Kürt tarihi hem toplumudur. Bütün olumlu ve olumsuz yanlar›yla böyledir. Yeter ki do¤ru okumas›n› bilelim ve derslerini iyi ç›karal›m.
mede as›l oynamaya çal›flfltt›¤›m rolün zihniyet anlam›yla “PPKK'leflflm ilgisi aç›kt›. Daha '75 ç›k›flfl››nda emperyalizm ve sömürgecilik
üzerine taslak düflflü üncelere baflflllam›flfltt›m. Elde oldu¤unu tahmin etti¤im bu taslak hala öneminden bir flfleey kaybetmemifl olarak duruyor. Bu tasla¤a dayal› olarak yapt›¤›m Kürdistan gezileri dikkat çekiciydi. '76 Mart’›nda Ankara Mimarlar Odas›'nda yapt›¤›m konuflflm mayla Kürdistan gezisine start vermiflflttim”
PKK çizgisinin politikleflme flans› ideolojik özellikle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Nitekim ona taban teflkil edebilecek halka h›zla ulaflabilmesi bu gerçe¤i kan›tlar. Dar bir ulusçuluk veya s›n›fç›l›k hastal›¤›na tutulsayd›, di¤er örneklerde görüldü¤ü gibi marjinalleflmekten o da kurtulamayacakt›. Derinli¤ine bir politikleflmenin yafland›¤› bilinmektedir. Bunu 'kadrolaflma sorununa ba¤lamak gerekir. Kadronun kendisi mevcut biçimleniflinden ötürü bir engel konumundayd›. Daha sonra reel sosyalizmi çöküntüye götürecek temel etkenlerden biri olarak kadro sorunu çözümlenmeden, yap›lacak tüm siyasal belirlemeler ve örgütlenmeler ifllevsiz kalmaktan kurtulamayacakt›. Politik çizgi kadar onun örgüt modeli geliflmeye uygundu. Kendini savunma anlam›nda meflru silahl› savunman›n da dönem
w.
ww
PKK dar s›n›f veya ulusalc›l›k hastal›¤›na tutulmad›
PKK üzerine baz› de¤erlendirmeler
PKK'leflmenin ça¤dafl bir Kürt milad›, do¤uflu oldu¤undan hiç kuflku duymad›m. Ama Kürt denen bireylerin bir yandan bu denli çeliflkili, anlams›z ve zay›f, di¤er yandan düz ve çizgili, fedakar ve yi¤it olabilece¤ini tam kestirememifltim. Kiflilik üzerine birçok çözümlemeler yapt›m. Hala Kürt'ü tam yakalad›¤›m›, çözdü¤ümü söyleyemem. Çünkü kendisi olmaktan epeyce uzaklaflt›r›lm›flt›. fieklen Kürtvari gözükse de, özde baflkalaflm›flt›. ‹hanetinin boyutlar›n›n fark›nda bile de¤ildi. Ona ne insan yasalar› ne de hayvan yasalar› iflliyordu. Adeta üçüncü bir varl›k türünü oynuyordu. PKK'leflmede as›l oynamaya çal›flt›¤›m rolün zihniyet anlam›yla ilgisi aç›kt›. Fakat gerek birey olarak, gerek yans›d›¤› kaynak olarak Kürt'ü ve toplumu eldeki toplumsal teorilerle çözmek, tüm denemelerime ra¤men eksik
SERXWEBÛN
Kimin kimi kullanaca¤› bir zeka iflfliiydi
ww
w.
Dönem, 1 May›s'ta ‹stanbul iflçi mitinginde komplo sonucu 37 yurttafl›n öldü¤ü, Bülent Ecevit'e suikast düzenlendi¤i zamanlara denk düflüyordu. Türkiye'nin en kirli bir iç savafl görüntüsü verdi¤i zamanlard›. Grubun h›zla partileflmesi karar›na bu flartlar alt›nda var›ld›. Ankara’da ilginç bir evlilikle birlikte '78 yaz bafllar›nda Diyarbak›r uçuflu yap›ld›. Bu evlilik olay›n› büyük bir zihniyet, politik savafl ve duygusall›k savafl› olarak de¤erlendirmek daha do¤rudur. Kesire kiflili¤inin alevi, Kürt ve devlet olmas›, içine girdi¤im zihniyet savafl› aç›s›ndan hayli tahrik ediciydi. Gruba girdi¤inde kad›n olarak aç›l›m yapmal› ve sürükleyici olmal›yd›.
las› ise, Kesire'nin solculu¤u ve sosyal demokratl›¤› da benzer cila karakterini a盤a ç›karacakt›. On y›ll›k bu büyük zihniyet savafl›nda kad›ndaki Kürtlük, alevilik ve sol devletçilikle uzlaflma olmad›. Örgütün öldürme tavr›n› do¤ru bulmad›m. Ne tuhaft›r ki, benim alçakça kaç›r›lmamda oldu¤u gibi yine Yunan istihbarat› yard›m›yla kaç›r›ld›. 1987'de gerçekleflen bu olaydan sonra bir daha su yüzüne ç›kmad›. Baz› alçaklar hem örgüt içinde hem d›fl›nda bu iliflki nedeniyle flahs›ma yönelik büyük iftiralar, kuflkular, dedikodular yaymaktan çekinmediler. Halbuki hayat›m›n en zorlu, dayan›lmas› insanüstü gayret gerektiren, belki de özgür Kürt insan›n›n, özellikle özgür kad›n›n flekillenmesine götüren bu büyük zihniyet savafl›, yurtseverli¤in, özgürlü¤ün, aflk›n savafl›yd›. Sorulmas› gereken soru, zihniyet savafllar›n› bu tür politik ve hatta fliddet olaylar›na tahrikler sonucu bulaflt›rman›n ne derece do¤ru ve isabetli olabilece¤ine iliflkindi. Tahakkümcü siyasetin do¤as›nda bu tür sorulara pek yer yoktur. Bu tür siyaset hastal›¤› aç›k ki yavafl yavafl bize de bulafl›yordu.
ew e. c
Durgun ve derin bir su gibi içine girildikçe bo¤ucu etki göstermeye bafllam›flt›. Yap›lacak iki fley vard›: Ya tümüyle uzaklaflmak ya da tehlikeyi bo¤ucu olmaktan ç›karmak gerekiyordu. Uzaklaflmak ucuz bir yoldu ve yenilgi anlam›na gelirdi. Evlilik önermem ise, bir yandan grubun esenli¤i aç›s›ndan, di¤er yandan as›l hesaplaflman›n benimle olmas› gere¤ini do¤ru bulmamdan kaynaklan›yordu. Siyasi, duygusal ve zihni bir iliflki oldu¤u aç›kt›. Kürt sosyalisti olursa ne ala; bir ihtimal devlet görevlisi ç›kar ise, kimin kimi kullanaca¤› bir zeka ifliydi. Bu konuda s›n›rl› da olsa kendime güvenim vard›. Fakat gururum fleklen oldukça Kürt olan bir kad›n› mevcut haliyle devletten saymay› kald›ram›yordu. Olsa bile adeta devletle bir kad›n üzerine gerekirse mücadele de verilebilirdi. Belki taraflar› bu mücadele sadece a¤›r savafllara de¤il, uzlaflma ve bar›fla da götürebilirdi. Böylesi sezilerim vard›. Alevilik konusunu ise, Sünni geleneklili¤imi pek ciddiye almad›¤›m için iliflki kurman›n di¤er tahrik edici bir unsuru olarak gördüm. ‹liflki kanal›yla Kürt Sünni ve Alevi birlikteli¤ine katk› sa¤layabilece¤ini düflündüm. Dersim isyan›nda ailesinin Kemalistler saf›nda yer alm›fl olmas› ve gelene¤in takipçisi CHP'nin sosyal demokratl›k denemesi benim için bir f›rsat olarak görüldü. Sosyal demokratl›k bir uzlaflma ve bar›fl kap›s› olabilirdi. Fakat daha sonra anlafl›laca¤› gibi, CHP'nin sosyal demokratl›¤› nas›l bir devlet ci-
ne t
ve yanl›fllarla dolu olmaktan kurtulam›yordu. Daha '75 ç›k›fl›nda M. Hayri Durmufl'la adeta Zerdüfltvari buyuruflla emperyalizm ve sömürgecilik üzerine taslak düflüncelere bafllam›flt›m. Elde oldu¤unu tahmin etti¤im bu taslak hala öneminden bir fley kaybetmemifl olarak duruyor. fiimdi de oldu¤u gibi kullan›labilir. Dönemin devrimcili¤ine damgas›n› vurmufl düflüncelerin iyi bir tasla¤›yd›; Kürdistan Devrimcilerinin zihniyet savafl›m›na ciddi bir katk› yapabilirdi. Bu tasla¤a dayal› olarak yapt›¤›m Kürdistan gezileri dikkat çekiciydi. '76 Mart’›nda Ankara Mimarlar Odas›'nda yapt›¤›m konuflmayla start vermifltim. 15 May›s'ta biten yürüyüflüme yan›t 18 May›s'ta Haki Karer'in 'Sterka Sor' ad›nda kuflkulu bir grubun ad›na Alaattin Kapan komplosunda flehit düflmesi, bafl›m›za bir kaynar kazan suyun dökülmesi anlam›na geliyordu. Tarihin seyrini de¤ifltiren bir olayd› bu. Grubun KDP'yle, baz› Türk grup art›klar›yla ve devlet ad›na baz› gruplarla da ba¤› olma ihtimali, zihniyet savafl›n› acele ve karmafl›k bir hedefler toplulu¤una karfl› gelifltirmemizi acilen gündemlefltirdi. Zihniyet savafl› erkenden bir kaba maddi savafl araçlar›na dönüflme tehlikesine düfltü.
Kas›m 2008
om
16
Her zaman büyük kalmas›n› bilen Kemal Pir’in tavr› olgundur Yapt›¤›m ikinci büyük zihniyet hamlesi "Kürdistan Devrimi'nin Manifestosu" adl› de¤erlendirmeydi. Bu de¤erlendirmeyi bizzat el yazmamla
Kas›m 2008
SERXWEBÛN yurttafl, kad›n erkek, çocuk ebeveyn, yol yolcu, k›saca her ikilem körce ve haince bak›yordu. Bir fleylerin yap›lmas› gerekti¤i kesindi. Parti belki de bu ikilemlere anlam katarak çözüm yoluna sokabilirdi. Kurulan dar anlamda parti de¤il, yeni bir yaflam tarz›yd›. Kimlik dönüflümü dayat›l›yordu. Ülke ve tarihle, ça¤dafll›kla bu kadar uyuflmazl›k hiçbir gerekçeyle izah edilemezdi. Gerekçelerimiz, zay›fl›klar›m›z ne olursa olsun, mevcut duruma müdahale flartt›. Bu durumda partileflme bir nevi intihar eylemiydi. Ama bilinçli bir birey intihar› de¤il, toplumun yaflanmazl›¤›na tepki anlam›nda i¤ne ucu kadar da olsa onurlu yaflam flans›n› denemek için bir intihar; bir nevi namusu kurtarma eylemi. De¤iflik biçimde uygulanan namus eyleminin özgün bir biçimiydi partilileflmemiz. fiahsen çocukluktan beri kaç›nd›¤›m dar amaçl› namus kavramlar› için kendini feda etme yerine, tarihsel toplumsal anlam› olan bir namus eylemi tercih edilebilirdi. Bu eylemi gündemleflen s›n›fsal ve ulusal, etnik, dini, ailevi ç›karlarla izah etmek güçtür. Ana etken kendini zorbela yetifltirmifl, biraz ayd›nlanm›fl halk insanlar›n›n eylemi olarak izah etmek do¤ruya en yak›nd›r. Tarihte iyi bilinen Rus Narodniklerine benzetmek daha anlafl›l›rd›r. Etkisine bakt›¤›m›zda, partileflme tarz›n›n rolünü oynad›¤›n› söyleyebiliriz. Genel ve onursal bir ihtiyaca cevap verdi¤i geliflmelerden bellidir.
cek politik askeri ad›mlara ba¤l›d›r. Gerçek partileflme, rüfltünü bu ad›mlar› atmakla ispatlayabilirdi. Aksi halde bir çocukluk hastal›¤›ndan ölmek gibi olurdu. Zindan direniflçili¤iyle Ortado¤u çal›flmalar› birleflince, gerilla hamlesi kaç›n›lmazd›. Bunu önleyecek en ufak olumlu karfl› hamle yoktu. Devlet topyekûn inkar ve bast›rma halindeydi. ‹ki olgu birbirini mutlak tan›mama, kabul etmeme pozisyonundayd›. Uzlaflma zemini aramak boflunayd›. Kesire ve o dönemde ortaya ç›kan Avukat Hüseyin Y›ld›r›m'›n ilginç tav›rlar› acaba devlet endeksli olabilir mi diye sonradan düflünüldü. Ama bu anlama gelebilecek bir ipucu bulmak zordu. Kald› ki, cesaret edilmesi daha da zordu. Mehmet fiener ve Selim Çürükkaya'n›n daha sonraki tav›rlar› da bu yönlü kuflkular uyand›rd›. Fakat tav›rlar› olsa bile, s›radan bir ajanl›¤› aflacak güçte de¤ildi. Dolay›s›yla ciddiye almak düflünülemezdi.
ww
w.
ne te we .c om
1978 Temmuzu'nda Diyarbak›r'da yapt›m. Bu de¤erlendirmenin gerçekleflen 'evlilik' belas›n›n savafl ortam›nda yaz›ld›¤›n› belirtmem ilginç ve ayd›nlat›c› olabilir. Denilir ki, bu dönemde Mehmet Hayri Durmufl ve Cemil Bay›k (di¤er bir arkadafl Kemal Pir olabilir) kald›¤›m eve geldiklerinde, mevcut iliflki durumumuzu görünce büyük bir k›zg›nl›¤a düflerler. "Bu kad›n önderimize -bu s›fat yavafl yavafl olufluyor- nas›l böyle davranabilir? Gelin, bu arkadafl›n haberi olmadan öldürüp kim vurduya getirelim ve bu beladan arkadafl› kurtaral›m" derler. Her zaman büyük kalmas›n› bilen Kemal Pir'in bu tavra yaklafl›m› oldukça olgundur. Demifl ki, "arkadafl›n herhalde bir bildi¤i vard›r. Biz kar›flmayal›m." Ama Diyarbak›r Zindan›'nda ölüm orucundayken, adeta vasiyeti olarak, "bu konuda partinin çok dikkatli olmas› ve unutmamas›" gere¤ini vurgulad›¤› belirtilir. Manifesto, ilan edilece¤i düflünülen partinin kurulufl manifestosudur. Yay›nlanmas› düflünülen 'Serxwebun' adl› gazetenin ilk say›s› olarak yay›nlan›r. Manifesto için geriye dönüp bakt›¤›m›zda, 1973 toplant›s›, 1975 buyrultusu ve 1977 seri konuflmalar›n›n bir zirvesi ve en derli toplu ifadesi olarak de¤erlendirilebilir. Komünist Manifesto'ya an›flt›rma yapt›¤› aç›kt›r. Sadece Kürdistan halk›na de¤il, dolayl› olarak tüm Ortado¤u toplumlar›na seslenmeye çal›fl›ld›¤› içeri¤inden bellidir. Üslubu ve içeri¤i ulusall›ktan ziyade toplumsal özgürlü¤e daha yak›nd›r. Özgür olmayan bir ulusall›k kabul edilmedi¤i gibi, ulusal rengi olmayan bir özgürlük de düflünülmemektedir. Manifestodan al›nan h›zla partileflmeye gitmek kaç›n›lmazd›. Sadece isim ve kimlerle bafllanmas› gibi baz› teknik detaya iliflkin sorunlar o kadar önemli de¤ildi. Parti kurmak dönem itibariyle bir onur meselesiydi. Ortada hemen yan›t oluflturabilecek olanaklar yoktu. Fakat muazzam bir onur bofllu¤u her ad›mda belliydi. Nereye baksam adeta alçakl›k hissediliyordu. Her fley ihanete u¤ram›fl gibiydi. Da¤ ova, köy kent, tarih güncellik, birey toplum, devlet
17
Gerçek partileflflm me do¤ru ad›mlar atmakla rüflflttünü ispatlayabilir
1980 bafllar›nda yapt›¤›m›z zihniyet çal›flmalar› biraz daha siyasetle zor iliflkilerinin çözümüne yatk›nd›r. Kürdistan'da Zorun Rolü," "U Ulusal "K Kiflfliilik Problemi" Kurtulufl Cephesi," "K Örgütlenme Üzerine" konuflmalar ve "Ö daha somut sorunlar›n çözümüne yöneliktir. Ortado¤u, ‹srail-Filistin deneyiminden etkilenme olmufltur. Y›llarca süren zihniyet çal›flmalar› ancak çok s›n›rl› bir gençlik kesimini uyand›rabilmifltir. Toplumun genel ve derinden sars›l›fl› herkesi etkileye-
Partileflflm menin asgari gerekleri bile gerillaya yans›t›lamad›
15 A¤ustos 1984 Hamlesi'ne yönelik ana de¤erlendirme, neden oldu¤u de¤il de gerçekleflen biçimin çaps›zl›¤›na yönelikti. Yarat›c› bir askeri yaklafl›mda hiç bulunulmad›. Gerilladan baflka her fleye benzedi. Niçin do¤ru bir gerilla çizgisine girilmedi¤i hep soruldu. Partileflmenin asgari gerekleri bile gerillaya yans›t›lamad›. Bunda iki etkenin rol oynad›¤› kan›s›nday›m: Birincisi, bafltan itibaren ne zihniyet savafl›m›na ne de pratik çabalara köklü bir inanç ve bilinçle kat›lamayan kiflilik yap›lanmas› ve benim ola¤anüstü çabalarla bu kiflilik zay›fl›klar›n› ayakta tutmadaki büyük inad›m. Yap› Türk solunda oldu¤u gibi bir barutluk at›l›mla kendini sonuçland›rmak istiyordu. Biz ise onlar› yaflan›r k›lmak, baflar›r k›lmak istiyorduk. Bu arada h›zla sivrilen baz› yerel unsurlar komuta bofllu¤unu sezmekte ve doldurmakta gecikmediler. Dörtlü çete olarak daha sonra somutlaflacak bu e¤ilim de¤il par-
SERXWEBÛN
PKK kad›nda muazzam bir uyan›fl ortaya ç›karm›flfltt›r
Hiçbir olgusal geliflmede her fley olumsuz olarak de¤erlendirilemez. PKK'nin tarihi, ayn› zamanda Kürt ve Kürdistan tarihi ve toplumsal yap›s›nda büyük de¤iflim ve dönüflümlerin de tarihidir. Denilebilir ki, 20. yüzy›l›n son çeyre¤i Kürdistan'da PKK'nin
w.
ww
Önderlik kurumu rolünü oynam›flfltt›r
‹çerik olarak Önderlik kurumu bu dönemde rolünü fazlas›yla oynam›flt›r. ‹deolojik, siyasi ve askeri çizgi sorunlar›n› oldu¤u kadar, temel kadro e¤itimi ve kitle iliflkileri, lojistik ve silahlanma çabalar›nda da
damgas›n› tafl›maktad›r. Getirdi¤i zihniyet dönüflümü, politik ve toplumsal alt üst olufllar tarihe mal olmufltur. Örgütlenme tüm tahribatlara ra¤men varl›¤›n› büyük oranda sürdürmektedir. Ülke içinde ve d›fl›nda, tüm Kürdistan parçalar›nda her tür örgütlenmeye gidebilecek potansiyel bir zemin, lojistik imkan, kadrolar ve çok say›da gruplar, sivil toplum kurulufllar› mevcuttur. Halk›n politik bilinci oldukça geliflmifltir. PKK kitlesi tüm Kürdistan'da baflat durumdad›r. Ayr›ca ülke d›fl›nda ve komflu metropollerde milyonlarca sempatizan halk kitlesi mevcuttur. Kad›nda muazzam bir uyan›fl ve örgütlenme vard›r. Kad›n etraf›nda adeta yeni bir dünya do¤maktad›r. Yeni teorik ve paradigmatik yaklafl›mlar›n asal ö¤eleri kad›n özgürlü¤ünden geçmektedir. Gençlik benzer durumdad›r. ‹lgi ve s›cakl›¤›ndan bir fley kaybetmemifl olan gençlik, özgür toplum ideYa özgür yaalinin kararl› takipçisidir. "Y flflaam ya hiç" slogan› gençli¤in elinden düflürmeyece¤i bayra¤› olmufltur. Partileflme tümüyle bofla gitmemifltir. Muazzam tecrübesiyle, binlerce kadrosuyla, on binlerce sempatizan› ve yüz binlerce kitlesiyle uygun gördü¤ü öz ve biçimler alt›nda rahatl›kla kendisini yeniden yap›land›rabilir. Gerilla hiç hak etmedi¤i kay›plara ve çeteleflme anlay›fllar›na ra¤men, Kürdistan'›n merkezinde ve tüm stratejik üs alanlar›nda binlerce kifliyle varl›¤›n› sürdürmektedir. Kendini geçmiflin a¤›r hastal›klar›ndan ar›nd›r›rken, kazand›¤› büyük tecrübeyle ve hedefledi¤i daha gerçekçi politik program alt›nda baflar›l› olmaya her zamankinden daha haz›rd›r. Tüm aleyhteki kuflatmalara ra¤men, PKK dünyan›n her köflesinde dost mevziler ve iliflkiler a¤›n› korumakta ve geliflmesini sürdürmektedir. Binlerce kahraman flehidi kendilerini do¤ru temsil edebilecek zihniyet ve pratik sahibi yoldafllar›n› beklemektedir. Özcesi, özgürlük ad›na sarf edilen çabalardan hiçbir zaman piflmanl›k du-
ew e. c
fazlas›yla beklenen rol oynanm›flt›. Belki üslenme aç›s›ndan yer de¤iflikli¤i elefltirilebilir. Ama bunda da uzun süreli güvenlik içinde hareket olanaklar›yla karfl›laflt›r›l›nca, elefltiri gücünü yitirir. Çizginin pratik önderli¤inin ne siyasi ne askeri olarak o kadar haz›rlanm›fl olanaklara ra¤men rolünü oynamamas› en çok üzerinde durulmas› gereken husustur. Elde baflar›l› olabilmek için her fley vard›. Silahtan paraya, üslenmeden d›fl irtibatlara, kitle iliflkilerinden devlet iliflkilerine, her tür kadro ve savaflç› adaylar›ndan e¤itilmifl çok say›da askeri ve siyasi kadroya kadar varolan olanaklar sadece dürüst bir askeri, siyasi, örgütsel yönetimin elinde biçimlendirilseydi, geliflmelerin seyri çok baflka olurdu. Belki bir devlet iktidar›na ulafl›lmazd›. Kald› ki, pek de planlanmayan bir amaçt›r bu. Buna ra¤men demokratik bir çözüme rahatl›kla ulafl›labilirdi. Hem de taraflar o kadar kay›p vermeden ve ac› çekmeden bu sonuca ulafl›labilirdi.
ne t
tileflme, asgari toplumlaflman›n gereklerini bile tan›m›yordu. Eflk›yal›ktan da öte, hatta en de¤me ajan provokatörlerin bile bilinçli yapamayacaklar› tahribatlar› bu unsurlar gerçeklefltirecekti. Bir nevi yerel eflk›yal›kla zay›f parti etkileri karfl›lafl›nca, ortaya ç›kan bir geliflme söz konusuydu. Bu durum ikinci partileflme hamlesinin bofla ç›kar›ld›¤› dönemin sonuna kadar devam etti. Partileflmenin ilk hamlesi daha zihniyet aflamas›nda Kesire, fiahin Dönmez vb taraf›ndan ifllemez k›l›nmaya çal›fl›l›rken, ikinci hamlesi çeteleflmenin elinde adeta can veriyordu. Buna önlem olarak düflünülen her hamle çeteciklerin oldukça kemikleflmifl yap›lar›nda eriyip gidiyordu. Bunda ne Önderlik olarak yetersizli¤imiz ne de devletin ve iflbirlikçilerin yönelimi yol açt›. Çeteleflmenin gücünü kestirememe ve etkili tav›rlar gelifltirememe as›l neden oldu demek daha gerçekçidir. Zafer ne Önderli¤in ne de devletindi, zafer çetecili¤indi. Zaten devletin yan›ndaki köy korucular›n›n durumuyla ço¤u itirafç› olan çete elebafl›lar›n›n mevcut durumu bu olguyu daha iyi izah eder. Fakat devletin daha sonra iyice yap›flt›¤› bu silah bumerang etkisi gibi kendisini vuracak etkilere de sahipti. ‹lerde bu görülecekti. 1990'lar›n bafllar›nda daha boyutlu çeteler olarak düflünebilecek Güneydeki afliret önderlerinin desteklenmesi nas›l federe devlet olarak karfl›lar›na dikilmiflse, Kuzeydeki iflbirlikçi elebafl›lar› da köy koruculu¤u ve tarikatlar temelinde devletin hem siyasi hem askeri yap›s›nda art›k kolay kolay karfl›ya al›namaz bir a¤›rl›¤a oturmufltu.
Kas›m 2008
om
18
Kas›m 2008
SERXWEBÛN de bu temelde bir yürüyüflte baflar›l› tarz›n›z olsun, onun gerçeklefltirilmesine güç getirseniz, ona da gereken de¤er ve katk› sunulmufltur. Kullan›lmas› kesinlikle sizin görevinizdir. Böylesine bir y›ldönümü sizin için de yeniden bafllang›çlar›n, yaratman›n y›l›, y›llar› olmal›d›r. E¤er bunu böyle ele al›rsan›z, san›yorum kendinize de en lay›k olan› seçmifl olursunuz. En baflta kendinize, bizlere, partiye, tüm halk›m›za ve insanl›¤a lay›k olan› yapm›fl olursunuz. Bunu istemek size sadece sayg›n›n sevginin gerçe¤iyle, "insan olarak yaflamal›s›n" demenin bir gere¤i olarak yaklaflmak demektir. Bunun da karfl›s›nda durulamaz. Gereklerinin yerine getirilmemesi hiç düflünülemez. Tam tersine, bü-
mak, flansl› olmak, hem de amans›z olmak tarz› da sizin olmal›d›r, gerisi gelir. Askerlik sanat›n›n daha da incelikleri, kitlelerin politik yaflam çekmenin incelikleri hiç zor de¤ildir. Hele tarz, tempo bana asla sorun gibi gelmemifltir. ‹ki kelimeyle bu ifle bafllad›m ve hem de mükemmel bafllad›m. fiimdi de en ufak bir zorlama yoktur. Niye siz böyle olmayas›n›z? Bu temelde size güveniyoruz. Ve daha fazla baflar›l› olaca¤›m›z kesindir. Her fley bizi gelece¤in üzerine yürümeye hem mecbur, hem amans›z k›l›yor. Özel savafl insanl›k d›fl› özellikleriyle sald›rmaktan vazgeçmeyecektir ve hem de hiçbir tarihsel ve güncel savafl›mda görülmedi¤i kadar bunu yapacakt›r. Bunu bir an bile göz ard› etmeyin. Ama
yük fetih hareketi olarak, her tarihsel harekette oldu¤u gibi, bizim de art›k bu fethetmenin dönemine girmifl bir hareketin militan› olarak, f›rt›na gibi eserek bu tutkunuza bu amac›n›za, bu insan olma hayalinize baflar› kazand›raca¤›n›z aç›kt›r. Bunun d›fl›nda bir yaflam seçene¤iniz var m›? Hiç sanm›yorum! Biten bir düzen size ne verebilir, bitmifl-tükenmifl bir gelenek daha dün içinden geldi¤iniz yaflam size neyi sunabilir? Olmam›fl bir yaflam, çoktan ölmüfl bir yaflam kal›nt›s›, fosili ne verebilir? Ama bizim Önderlik yürüyüflümüz yaflam› verebiliyor ve verme tarz› ortadad›r. Sadece tercih demeyece¤im, sadece zorunlusunuz da demeyece¤im, bir de hem çok mutlu ol-
bu do¤ruysa bizim de kendi yaflam hakk›m›za ve böylesine anlaml›ca, imkan dahilinde kazanmak biçiminde yüklenmemiz de en az özel savafl kadar kendi devrimci savafl›m›m›z› dayatmam›z da amans›z ve kesindir. Kim savafl›m›na lay›k›yla gereken yeri verirse, bu konuda sonuna kadar gerçekçi, amas›z yüklenirse o kazanacakt›r. Bunun d›fl›nda da hiç birimize yaflam yolu yoktur. Olsa da bin defa ölümden beterdir. Bu temelde, tekrar tüm partililere, ordu savaflç›lar›m›za, halk›m›za partimizin 30. kurulufl y›ldönümü kutlu olsun! -Yaflflaas›n PKK'nin 30. Kurulufl Y›ldönümü!
ne te we .c om
yulmaz. Sadece anlams›z kay›plar, kör inatlaflmalar, vaktinde ve yerinde yerine getirilemeyen görevlerden ötürü ac› duyulur. Ac›lar ise de¤erini bilen herkes için daima en iyi ö¤retmenler olmufltur.
19
Zafer ancak önderliksel çabayla gerçekleflfliir
ww
w.
E¤er birisi kesin zafer istiyorsa, bunun bir an bile bilincinden uzak tutmayan Önderliksel çabayla olaca¤›n› da asla göz ard› edemez. Kesin zafer, kesin baflar› böyle yürüyenlerin savafl›mlar›n›n çabas› sonucu olabilir ve flart›m›z da budur. Böyle savafl›rsan›z ben kendimi de çok rahatl›kla özetleyerek söyleyebilirim ki, engelin büyüklü¤ü ne olursa olsun olanaks›zl›klarm›fl, zorluklarm›fl, ad›n› bile söylenmeye de¤mez. Sen yeter ki bu önderlik sanat›n›n gereklerine göre yürü, gerisi kesinleflen zaferdir, bu da en güzeli oluyor ama, en güzeli olan en büyük terbiyeyi, en büyük mant›ksal yaklafl›m› kadar iradeyi de gerektirir. Bunlar olmadan güzellik istenilemez, istenilip de yaflan›lamaz. Bunun da bir önderlik kural› oldu¤unu, özgürlük sanat›n›n önderlik tarz›yla elde edilmesinin ve giderek yaflama çekilmesinin böyle oldu¤u aç›kt›r. ‹ddial›ysan›z, iddian›z› bu gerçekler temelinde yaflama çekin. Bunun d›fl›nda yaflam ilgileriniz, tutkular›n›z sizi yerle bir etmekten kurtaramaz. Savafl›n kazand›rd›¤› yaflama inanmal›y›z. Bu büyük bir tutku olarak hepimizi sarmal›d›r. "Esas tutkumuz, aflk›m›z budur" demeliyiz. Ama bunun da büyük bir sanatla icra edilece¤ini, büyük bir terbiye istedi¤ini, özellikle tarz›n›n, temponun, üslubunun kesinlikle bu yürüyüflte gerekli oldu¤unu bir an bile göz ard› edemeyiz. Ben bu temellerde flimdiye kadar oldu¤u gibi bundan sonra da her türlü sorumlulu¤u kald›r›yorum. Bu sorumluluk yaflam tarz›m›z›n kendisidir. Kendimizi bildik bileli böyleyiz. Bundan gerisi size düflmüfltür. Biz üzerimize düfleni lay›k›yla her koflul alt›nda ve ölüm olsa da, olmasa da nereden gelirse gelsin v›z gelir dercesine yürütürüz. Ama isteriz ki, sizin
SERXWEBÛN
20
Kas›m 2008
om
Kad›n kurtulufl ideolojisi çizgisinde partileflelim
Kongremiz her alanda bütün çal›flmalar›n›n merkezine Önderli¤in özgürlü¤ünü alm›fl, ideolojik, örgütsel “K mücadeleyi bu temel üzerinden yükseltmeyi kararlaflt›rm›flt›r. Bu temelde her PAJK militan›n›n,
Önderli¤e do¤ru ba¤l›l›¤› ‘Önder Apo’yu yafla ve yaflat’ fliar› kapsam›nda, Önderli¤e yönelik her sald›r›y› kad›n onuruna ve Kürt halk›n›n onuruna yönelik sald›r› olarak ele almas›n› ve karfl›s›nda mücadele
ew e. c
yürütmesini, tecrit içinde tecrit politikas›n› meflrulaflt›ran, normallefltiren, kan›ksatan tüm uygulamalar karfl›s›nda her türlü mücadeleyi yürütmeyi, devletçi ve ilkel milliyetçi kesimlerin Önderliksiz çözüm dayatmalar›na karfl› ‘Önderli¤i çözümün tek muhatab›’ saymay› kararlaflt›rm›flt›r” “Önder Apo’nun özgürlü¤ü kad›n›n özgürlü¤üdür” fliar› ile Apocu kad›n kurtulufl ideolojisi çizgisinde partileflelim, Önderli¤imizin ve kad›n›n özgürlü¤ünü sa¤layal›m!
ww
w.
ne t
De¤erli Yoldaflflllar; PAJK 7. Ola¤an Kongremizi düflman›n Hareketimize yo¤un yönelimlerini sürdürdü¤ü ola¤an üstü koflullar alt›nda 15-22 Eylül tarihleri aras›nda baflar›yla gerçeklefltirmifl bulunuyoruz. Kongremizi, düflman›n “onlar› iki kifliyi bir araya getiremez duruma getirdik” dedikleri bir süreçte her alan›n yeterli temsilini buldu¤u yo¤unlaflt›r›lm›fl yeterli bir bileflimle gerçeklefltirdik. PAJK 7. Kongremiz, Kad›n hareketimizin siyasi, ideolojik, örgütsel, kadrosal, yönetimsel durumunu kapsaml› bir biçimde ele alm›fl, sorunlar›n› aç›kl›k ilkesi temelinde ve elefltirisel özelefltirisel bir düzeyde ele alarak önümüzdeki iki y›ll›k süreci Önderlik, parti ve flehitler çizgisi temelinde kararlaflt›r›p planlam›flt›r. Kongremiz, Apocu kad›n kurtulufl ideolojisinde yeniden kararlaflma, iddialaflma ve partileflme kongresi olurken bu iddia ve kararl›l›¤›n›n temeline Önderli¤imizin özgürlü¤ünü koyan bir kongre olmufltur. Bu temelde 7. Kongremiz “Önderli¤e Özgürlük” kongresi olarak gerçeklefltirilmifltir.
derli¤imizin perspektifleri ›fl›¤›nda önemli yönleri ile analiz etmifltir. Önderli¤imiz, içine girdi¤imiz yeniça¤›, demokratik uygarl›k ça¤› olarak tan›mlad›. Oluflmufl ve oluflum halindeki tüm koflullar, insanl›¤›n böyle bir ça¤a evrilme ihtimalini güçlendirmektedir. Ancak ortaya ç›km›fl olan bu ça¤sal koflullar›n, demokratik, ekolojik ve cinslerin özgürlü¤üne dayal› yeni bir toplumun yap›land›r›lmas›na dönüflmemesi halinde, insanl›¤› büyük felaketlerle de yüz yüze b›rakma ihtimali oldukça yüksektir. Bu anlamda insanl›k bir dönüm noktas›nda, yaflamsal bir yol ay›r›m›nda bulunmaktad›r. ‹nsan zekas›n›n ve eme¤inin ortaya ç›kard›¤› bilimsel, tekniksel ve zihinsel geliflmeler ya insanl›¤›n kaybetmekle yüz yüze kald›¤› komünal de¤erleriyle birleflerek, insana dair, topluma dair de¤erleri yeniden yap›land›rma gücünü gösterecek, ya da toplum ad›na, insan ad›na ve ekolojik denge ad›na bu güne kadar toplumlar›n büyük mücadeleler sonucu korumaya çal›flt›¤› de¤erlerden eser kalmayacakt›r. Tarihteki bu tür yol ay›r›mlar›n›n yönünü belirleyen ise toplumun ve yeni toplumu flekillendiren öncülerinin önlerinde duran yollardan hangisini tercih edecekleri ve mücadelelerini hangi yönde ilerletecekleridir. Gelinen aflamada insan zekas›n›n ve kolektif eme¤inin ortaya ç›kard›¤› bilimsel, tekniksel ve zihinsel geliflmeler, her yönüyle ekolojik ve cinslerin özgürlük sorunlar›n› ve bu sorunlar›n çözüm aray›fllar›n› ön plana ç›karmak-
De¤erli Yoldaflflllar; Kongremiz içinden geçti¤imizin ça¤›n sistemsel sorunlar›n› ve egemen sistemin bu sorunlar›n› çözmek için yürüttü¤ü politikalar›n›, siyasetini Ön-
tad›r. Önderli¤imiz taraf›ndan da ça¤›m›z›n temel çeliflkileri olarak tespit edilen bu iki çeliflkinin çözüm aray›fllar›, çeflitli biçimlerde dünyan›n gündemine girmifl bulunmaktad›r. Ça¤›m›z›n bu sorunlar›na çözüm üretme hedefiyle mücadele etmeye bafllayan çeflitli oluflumlar do¤maya bafllam›flt›r. Demokratik uygarl›k ça¤›n›n en temel iki bilefleni; toplumsal ekolojik hareketler ve cinslerin özgürlü¤ünü savunan ve kendisini çeflitli feminist ak›mlar biçiminde tan›mlayan kad›n hareketleridir. Ancak bu çevreler, sorunun kuramsal boyuttaki tart›flmalar›ndan ç›k›p kendisini ciddi yap›lara dönüfltürecek bir aflamaya henüz girebilmifl de¤illerdir. Kendi içlerinde çeliflkiyi ele al›fl ve çeliflkiyi çözme yöntemleri konusunda önemli bir parçalanmay› yaflamaktalar. Erkek egemen sistemden köklü bir kopuflu yaflamad›klar› için reel sosyalizm misali ona tersinden eklemlenme riski tafl›maktad›rlar. Bat› toplumunda, ça¤›m›z›n dayatt›¤› gündemler bunlar olurken, bu gündemler, kendi mücadele zeminimiz olan Ortado¤u toplumlar›n›n gündemine, birer sorun olarak daha yeni yeni kendisini dayatmaya bafllamaktad›r. Ortado¤u’da bu gündemlerin oluflmaya bafllamas›n›n bir yan›n› özgürlük mücadelemizin yaratmaya çal›flt›¤› ayd›nlanma ve çözümleme düzeyi olufltururken, bir yan›n› da kendi emperyal ç›karlar› için bölgeyi kendi siyasi, ekonomik ve kültürel pazar› haline getirmeye çal›flan uluslararas› egemen siyasi ve sermaye güçleri
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
ne te we .c om
oluflturmaktad›r. Bölgede etkin olan di¤er bir güç ise bölgenin de¤iflim karfl›t› olan statükocu güçleridir. Yani bölgede üç temel etkin güç bulunmaktad›r. Birincisi; bölgede oluflmufl statükoyu koruma çabas›nda olan de¤iflim karfl›t› statükocu güçler, ikincisi; bölgeyi kapitalist modernite temelinde kendi ç›karlar› için bir de¤iflimin içine sürüklemek isteyen ABD, Avrupa devletleri ve sermayeci çevreler, üçüncüsü ise; bölgede gerçek bir demokrasi ve özgürlü¤ün geliflmesi için demokratik toplumu gelifltirmeyi hedefleyen Özgürlük hareketimizdir. Hareketimiz bu anlamda bölgede üç etkin güç aras›nda bulunmakta, kendi ba¤›ms›z duruflu ile bölgede yeni geliflen dengeler aras›nda önemli roller oynayacak bir aflamadad›r.
21
Egemen güçler öncelikle kad›na el atmaktad›rlar
ww
w.
Kad›nlar, toplumun en ezilmifl ama en etkili olabilecek kesimini ifade etti¤i için Ortado¤u’ya hâkim olmaya çal›flan uluslararas› egemen güçler, öncelikle kad›na el atmaktad›rlar. Yapmak istediklerine, söylemek istediklerine kad›nlar› alet etmektedirler. ABD’nin Irak flahs›nda Ortado¤u’ya yapm›fl oldu¤u müdahale ard›ndan bölgede birçok kad›n oluflumu boy vermeye bafllad›. Çeflitli kad›n kurumlar› bir anda ve h›zla kurulmaya, siyasi partilerde kad›n yüzleri görülmeye baflland›. Fakat kad›n›n bu kurumlaflma görüntüsü, d›fl güçlerin kendi ç›karlar› temelinde yapt›klar› teflviklerle gelifltirildi. Egemen güçlerin Ortado¤u’ya Bat›’n›n kapitalist ideolojisini ve popüler kültürünü tafl›mas› amac›yla gelifltirdikleri bu kurumlaflmalar›n toplumsal dönüflümü, toplumun komünal de¤erleri ekseninde gelifltirece¤ini beklememek gerekmektedir. Çünkü kurulufl gerekçeleri, kaybedilen toplumun komünal de¤erlerinin yeniden yarat›lmas›na, güncellefltirilmesine dayanmamaktad›r. Bu oluflumlar, burjuva ideolojisi ve demokrasi anlay›fl›n›n, modernist felsefenin ve popüler kültürün bölge halklar›na ve özellikle de kad›n ve gençlerine tafl›r›lmas› temelinde yap›land›r›lmaya çal›fl›lan oluflumlard›r.
Kad›n› ismen ve biçimsel katarak, burjuva s›n›rlar›nda bir hak aray›fl› içine sürüklemek ve marjinal s›n›rlarda tutmak istemektedirler. Amaçlanan kad›n›n kendi köleli¤inin fark›na vararak, cesurca özgürlü¤e kalk›fl›, direnifl için kararlaflmas› de¤ildir. Karfl›s›nda mücadele etmek için belirlenen hedefler; bölgede statükolaflm›fl feodal yap›lar ve inanç düzenleri ile s›n›rl›d›r. Genifl ölçekte burjuva ideolojisinin, modernist felsefesinin ve popüler kültürünün, kad›n› gerçek bir özgürlük aray›fl›ndan al›koydu¤unu gören, kad›n› gönüllü köleli¤e sürükledi¤ini, cinsel bir obje konumuna indirgedi¤ini fark eden ve bunun karfl›s›nda da mücadele kararlaflmas› içerisinde olan bir durufl söz konusu de¤ildir. Önderli¤imiz, 2000’li y›llar›n temel karakterini egemen güçler ile halklar aras›ndaki çeliflkilerin yol açt›¤› bir kaos aral›¤› olarak tan›mlad›. Bu kaos süreci kapitalist sistem güçlerinin t›kanan sistemlerine bir aç›l›m yapt›rma, ça¤›n de¤iflen çeliflkilerine göre kendisini yeniden örgütleme ihtiyac›n› duydu¤u ve bunun aray›fllar›n› çok somut gelifltirdi¤i aç›kt›r. Dünyay› yeniden yap›land›rma sürecinin en önemli aya¤›n›n Ortado¤u oldu¤u herkesçe paylafl›lan bir gerçektir. ABD’nin Irak’a müdahalesiyle geliflen süreç t›kanmalarla, çeliflkilerin her geçen gün artmas›yla, farkl› iç ve d›fl etkenlerin yo¤unlaflmas›yla bir aflamaya gelmifltir. Küreselleflme projesini hayata geçirme amac›yla yap›lan müdahaleler, egemenlikli güçlerin savafl ve fliddet karakterini bir kez daha net olarak a盤a ç›karm›fl bulunmakta-
d›r. fiu anda dünya siyaset çizgisine hâkim olan karakter; savafl, fliddet ve militarist bir karakterdir.
Savafl ve y›k›mlardan en çok etkilenen ma¤dur olan kad›nd›r
Erkek egemen sistemin dünyaya hâkim k›ld›¤› bu savafl, fliddet ve militarist karakter temelinde Irak’a yapt›¤› müdahale, kendi sistemlerinin yaflad›¤› kriz ve kaosa bir çözüm aray›fl› olarak geliflti. Bu nedenle tüm dünyan›n gündemine damgas›n› vurdu. Özelde kapitalist sistemin t›kanan yanlar›n› aflt›rma, küreselleflme aç›l›m›yla kendisini yeniden restore etme aray›fl› olarak geliflti. Ancak bu aray›fl uluslararas› güçler ve bölgesel güçler aras›ndaki çeliflki ve çat›flmalar› da do¤urdu. Bu çeliflki yaln›z ulus devletler ya da bölge statükocu güçleri aras›nda de¤il, halklar›n özgürlük mücadeleleri ve talepleriyle de yafland›, yaflanmaktad›r. Ça¤›n karakterinden kaynakl› olarak farkl›laflan çeliflkiler; halklar›n ulus devlet anlay›fl›n› giderek daha fazla sorgulad›¤›, kat›, so¤uk ve militarist siyaset mant›¤›n› reddetti¤i, tüm toplumsal kesimlerde daha fazla özgürlük talebi ve bilincinin ortaya ç›kmaya bafllad›¤› bir süreci de kendisiyle birlikte bafllatt›. Bu özgürlük talepleri mevcut sistemden ve onun erkek siyaset anlay›fl›ndan en fazla etkilenen kad›n cephesinden geliflti. 2000’li y›llarda ortaya ç›kan kad›n hareketlerinin dünya çap›nda gerçeklefltirdi¤i eylemselliklerde de bu gerçeklik kendisini ortaya koydu. Ancak bu süreç, kad›n cephesinden geliflecek bir mücadelenin da-
SERXWEBÛN
Kad›n hareketleri egemen siyasete karfl› alternatif siyaset gelifltiremedi
Kongremiz son iki y›l› de¤erlendirip elefltiri ve özelefltirisini yapm›flt›r
Tüm bu geliflmelerin ve gerçekli¤in aras›nda, Kürdistan kad›n özgürlük hareketi olarak örgütlü bir gücümüz ve mücadelemiz, büyük bir tarihsel miras›m›z ve deneyimimiz bulunmaktad›r.
ald›¤› mücadele tarz›ndaki keskinlik, özgürlü¤e kald›rd›¤› kitlesel
boyut ve pratikleflme düzeyi, Ortado¤u kad›n› aç›s›ndan sürükleyici, etkileyici ve baz› durumlarda belirleyici olmufltur. Önderli¤imizin bize sundu¤u Kad›n kurtulufl ideolojisi ve demokratik, ekolojik ve cinslerin özgürlü¤üne dayal› paradigma hareketimizin yürüyüflünü belirlemifltir”
Kongremiz son iki y›l› kad›n cephesinden de¤erlendirip yapt›klar›m›z›n ve yapamad›klar›m›z›n analizini, elefltiri ve özelefltirisini yapm›fl, önümüzdeki döneme haz›rl›kl› ve güçlü giriflin planlamas›n› bu temelde ç›karm›flt›r. Buna göre Kad›n özgürlük hareketimizin ideolojik felsefik argümanlar›, esas ald›¤› mücadele tarz›ndaki keskinlik, özgürlü¤e kald›rd›¤› kitlesel boyut ve pratikleflme düzeyi, Ortado¤u kad›n› aç›s›ndan sürükleyici, etkileyici ve baz› durumlarda belirleyici olmufltur. Önderli¤imizin bize sundu¤u kad›n kurtulufl ideolojisi ve temel ilkeleri, ard›ndan gelifltirdi¤i demokratik, ekolojik ve cinslerin özgürlü¤üne dayal› yeni toplum paradigmas›, hareketimizin yürüyüflünü ve duruflunu belirlemifltir. Bu anlamda 98’den bu yana Kad›n özgürlük hareketimiz; kad›n eksenli demokrasi, devletiktidar ve hiyerarflik yap›lanmalara al-
w.
ww
ternatif, yerelden örgütlenmeyi esas alan konfederal bir örgütlenme anlay›fl›, yeni bir ekolojik ahlak anlay›fl›n› esas alm›fl, dar milliyetçili¤i ve militarizmi sorgulayan kaba dincili¤i, bilimcili¤i ve cinsiyetçili¤i elefltiren gündemler etraf›nda yo¤unlaflm›fl ve alternatif argümanlar›n› Önderlik çizgisinde somutlaflt›rmaya bafllam›flt›r. Özellikle reel sosyalizm elefltirisinden yola ç›karak, kaba eflitlikçili¤i savunan baz› feminist görüflleri de elefltirerek, feminizme yeni aç›l›mlar yapt›rmay› ve kad›n kurtulufl ideolojisi temelinde çeflitli katk›lar sunmay› gündemine alm›flt›r. Yukar›da say›lan bu argümanlar, kad›n özgürlü¤ü yolunda mücadele yürüten hareketlere ve oluflumlara yeni bir kapsam kazand›rabilecek niteliktedir. Hareketimizin kendisini devlet ve iktidar s›n›rlar›n›n d›fl›nda ve özgürlü¤ü de bu kat› statik sisteme ra¤men örgütlüyor olmas›, da-
Kad›n özgürlük hareketimizin ideolojik, felsefik argümanlar›, esas “K
ne t
Günlük olarak bu savafl ve y›k›mlardan en çok etkilenen, ma¤dur olan, sonuçlar›n› en fazla yaflayan kad›nlar›n, mücadelesi de yüzy›la giriflteki aktifli¤ini ve bu erkek egemen siyaseti aflabilecek alternatif bir siyaset anlay›fl›n› ortaya ç›karamad›. Bu erkek egemen siyaset karfl›s›nda içten içe kaynayan toplumsal çeliflkiler aras›nda belirginleflen kad›n özgürlük mücadelesi, kendisini ifade edebilecek bir rotaya giremedi. Dolay›s›yla halklar› birbirine k›rd›rtan, düflmanlaflt›ran, mezhepsel, etnik çeliflkileri kullanan, derinlefltiren egemenlikli siyaset karfl›s›nda kad›n hareketleri, alternatif bir siyaset ve durufl gelifltiremedi. Daha çok yerel ve bölgesel düzeyde geliflen, bu siyaset ve anlay›fl›n› elefltiren, protesto eden, yanl›fl buldu¤unu dile getiren bir söylem düzeyinden farkl› bir mücadele durufluna evrilemedi. Cins çeliflkisi temelinde ortak ideolojik argümanlar›n›, alternatif siyaset felsefesini ve ortaklaflabilece¤i istikrarl› bir mücadele stratejisini ve bu stratejisine öncülük edecek kadrosal yap›s›n› gelifltiremedi. Oysa kad›n, ulus-devlet anlay›fl›na karfl› demokratik ulus anlay›fl›n›, milliyetçili¤e karfl› halklar›n ortak ve özgür birlikteli¤ini, tek seslili¤e karfl› renklili¤i, çeliflkileri çat›flt›ran de¤il zenginlik olarak gören bir siyaset anlay›fl›n› gelifltirebilirdi. Erkek egemen sistemin kendini sürdürme ve sistemini yeniden üretmesine karfl›n, kad›n hareketleri daha iddial›, ›srarl› olabilir, bu iddia ve ›srarla donanm›fl öncü kadrosunu gelifltirebilirdi. Dünya ve özelde bölgemiz aç›s›ndan böyle bir mücadelenin yeterince geliflmemesi, mevcut egemenlikli politikay› objektif olarak besleyen, ona kap› aralayan bir konuma yol açm›flt›r. Kad›n
hareketlerinin içinde bulunduklar› bu yetersizliklerini aflmalar›na, demokratik bir toplum anlay›fl› ve sisteminin geliflmesi için büyük bir ihtiyaç bulunmaktad›r. Bu ihtiyaç kendisini Ortado¤u ve Kürdistan özgülünde daha fazla hissettirmektedir. Kad›n›n, günlük olarak savafl›n, fliddetin, egemenli¤in her türünün alt›nda katledilmesi, bast›r›lmas›, intiharlara sürüklenmesi, recim edilmesi ve soka¤a bile yaln›z ç›kamayacak duruma gelmesi, bölgemiz aç›s›ndan çok yak›c› bir gerçek haline gelmifltir.
ew e. c
ha da yükselece¤i, güçlenece¤i umudunu yaratmas›na ra¤men kendisini süreklilefltiremedi. Özellikle Irak’a müdahaleyle birlikte derinleflen siyasetin erkek karakteri, savafl, fliddet, devletleraras› pazarl›klar, dönemsel ve pragmatik ittifak ve politikalarla yo¤unlaflt› ve di¤er toplumsal çeliflkileri ve mücadeleleri gölgeledi, önüne geçti.
Kas›m 2008
om
22
ha ba¤›ms›z düflünebilme, sorgulayabilme, elefltirebilme, yeni ve alternatif yap›lar üretebilme kabiliyetini kazand›rmaktad›r. Yaratt›¤› özgürlük alanlar›na, halk›n›n de¤erlerine dokunuldu¤unda ya da yaratt›¤› yeni kad›nca kazan›mlar sald›r›ya maruz kald›¤›nda, meflru savunmas›n› ve gerekti¤inde öz savunmas›n› gelifltirebilmektedir. Sahip oldu¤u ideolojik, örgütsel ve meflru savunma gücü sayesinde, erkek egemen zihniyetten ve sisteminden önemli bir kopufl düzeyini yakalam›flt›r. Kad›n hareketi olarak, erkek egemen sistem karfl›s›nda sa¤lamam›z gereken ideolojik, siyasal, sosyal ve kültürel kopuflun gerçekleflen düzeyi, hareketimizi bölgede büyük bir umut kayna¤›na, dönüfltürmüfltür. Sistemden kopmaya bafllad›kça, halklara ve kad›nlara yak›nlaflan, kimlik ve kiflilik kazanan bir gerçeklik yaflanmaktad›r.
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
PKK’nin tasfiyesiyle BOP projesi daha rahat hayat bulacakt›
demekti. Özellikle 2007’ye böyle yo¤un ve kapsaml› bir imha konseptiyle girifl yapt›k. Önderlik baflta olmak üzere, gerilla güçlerimize, halk›m›za, tüm çal›flma alanlar›m›zdaki örgütlenmelerimize yönelik çok planl› ve kapsaml› bir imha sald›r›s› günümüze kadar da yürütülmeye devam etti. Bu sald›r›, tüm kadro yap›m›z ve halk›m›z üzerinde büyük bir etki yaratt›. Hem genel hareket olarak, hem Kad›n hareketi olarak uluslararas› güçlerin Önderli¤imize ve Hareketimize yönelik sald›r›lar›n› sürekli de¤erlendirmekle birlikte bu kadar pervas›zlaflaca¤›n› düflünemedi¤imizi gördük. Yine örgütsel ve siyasal durufllar›m›zdaki boflluklar, Önderli¤i anlayamamak, sunulan perspektifleri uygulayamamak, zaman›nda almam›z gereken kararlar› Önderli¤e ald›rmak vb yaklafl›mlar›m›z düflman›n Önderli¤e yönelmesi ve Önderli¤in hedef haline getirilmesinde etkili oldu. Öte yandan gelifltirilmek istenen ABD’ci ve ilkel milliyetçi çizgiyi derinli¤ine kavramakta, deflifre ve teflhir etmede yetersiz kald›k, ABD’cili¤in bir uzant›s› olarak AKP’yi zaman›nda ve keskin bir biçimde teflhir etmede geç kald›k.
kili olamad›k. Yine hem Önderli¤imize, hem Hareketimize, hem halk›m›za karfl› geliflen sald›r›lara karfl› kadro ve çal›flan yap›y› haz›rlama, motive etme, harekete geçirmede yaflad›¤›m›z yetersizlikler, kad›n›n sürece yön vermesini zay›flatan olgular olarak geliflti. Süreç karfl›s›nda her alandaki kad›n yaklafl›m›nda farkl›l›klar›n geliflmesi, geliflmeleri ve tehlikeleri alg›lamadaki yaklafl›m farkl›l›klar› bunu daha net a盤a ç›kard›. Egemen güçlerin ve düflman›n her gün geliflmeleri manipüle eden, özel savafl uygulamalar›yla halk›n bilincini çarp›tan geliflmelerine karfl› ideolojik bir mücadeleyi daha güçlü gelifltirebilirdik. Önderli¤imize ve Hareketimize ideolojik olarak da ciddi sald›r›lar›n geliflti¤i, Önderli¤imizin görüfllerinin çarp›t›ld›¤›, sapt›r›ld›¤›, farkl› yans›t›ld›¤›, Önderli¤imizi halktan koparmaya dönük yürütülen sald›r›lara cevap olmada daha etkili olmam›z önemliydi. Bu konuda bas›n yay›n organlar›m›z› ve di¤er mücadele araçlar›m›z› etkili kullanma yönümüzün yetersiz kald›¤›n›, kongremiz de¤erlendirmifl ve bunu gidermeye dönük kararlar alm›flt›r. Kongremiz, Kad›n hareketi olarak siyasete etkin kat›l›m düzeyimizde ortaya ç›kan yetersizlikleri de de¤erlendirmifltir. Güncel siyasetin belirlenmesinde Kad›n hareketi olarak an› an›na günlük geliflmeleri takip etmede, tahlil edip etkin politika gelifltirmede yetersiz kal›nd›¤› tart›fl›lan konular aras›nda olmufltur. Verili siyasetin savafl, fliddet ve iktidar ekseninde geliflen dengelerini bofla düflürmeye dönük alternatif bir toplumsal siyasetin gelifltirilmesine öncülük etme rolünün yeterince oynanmad›¤› daha çok genel siyasetin içinde sürüklenen konumun afl›lamad›¤› tart›fl›lm›flt›r. Kad›n hareketi olarak siyasal duruflun daha etkin k›l›nmas› için Önderli¤in gündemimize koymufl oldu¤u siyaset akademileri çal›flmalar›na kad›n cephesinden öncülük edilmesi, kad›n›n da siyasette uzmanlaflmas› ve bu alan›n kad›n kadrosunun oluflturulmas› ve alternatif demokratik siyaset anlay›fl›n›n gelifltirilmesi için daha kapsaml› planlamalara gidilmesi gerekti¤i tart›fl›lm›flt›r.
ne te we .c om
Dünyan›n ve bölgemizin yaflad›¤› sorunlar hem halk olarak, hem de bu halk›n ve bölgenin kad›nlar› olarak bizi an› an›na etkilemektedir. Dünya egemen güçlerinin halklar›n özgürlü¤üne karfl› yürüttü¤ü mücadelenin merkezinde olmam›z bir yana, bu sistemlere karfl› mücadele eden bir güç olarak da bizi etkilemektedir. Ortado¤u’ya yap›lan müdahale, esasta Önderli¤imize karfl› gelifltirilen uluslararas› komplo süreci ile bafllad›. Egemen sistem müdahale zemini haz›rlarken, ifle sistem karfl›t› güçlerin tasfiyesiyle bafllad›. Bu tasfiye süreci, daha sonraki aflamalarda da özgürlük hareketimiz üzerinde çok planl› bir biçimde yürütüldü. Çeflitli yönelim ve politikalarla Hareketimiz tasfiye edilmek, Kürt halk›n›n özgürlük talepleri düzene entegre edilmek, örgütlü gücü da¤›t›larak bir tehdit olmaktan ç›kar›lmak istendi ve hâlâ istenmektedir. ABD, hareketimizi tasfiye etmeye çal›fl›rken iflbirlikçi Kürt oluflumunu güçlendirip devletlefltirerek, özgürlük taleplerini milliyetçi ve iflbirlikçi bir karaktere büründürmeye, böylece kendisinin güdümünde bir Kürtlük yaratmaya çal›flt› ve bunu bir noktaya da getirdi. “Apo’ya ve PKK’ye hay›r, iflbirlikçi Kürt’e evet” politikas› Güney’de oldu¤u gibi Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de de gelifltirilmek istendi ve hâlâ istenmektedir. Geçen son iki y›ll›k süreç, bu politikan›n baflar›ya ulaflmas› için yo¤un çabalar›n gelifltirildi¤i bir süreç oldu. Geçen y›l›n bafl›nda Önderli¤imiz zehirlendi. Bu zehirlenme durumu, hareketimiz için yeni bir sürecin bafllad›¤›n›n da kan›t›yd›. Önderli¤imizin esir edilmesiyle etkisinin k›r›lmad›¤›n›, halk ve örgüt nezdindeki öncülük konumunu sürdürdü¤ünü, Hareketin ideolojik-siyasal öncülü¤ünü yürüttü¤ünü gören bu güçler, Önderli¤i fiziki aç›dan da tasfiye etme yoluna gitmek istedi. Böylece Hareketimizi daha rahat kontrol alt›na alma, dejenere etme ve zay›flatma hesab› yap›ld›. Egemen güçler için PKK’nin tasfiyesi, Ortado¤u’da ABD öncülü¤ünde gelifltirilmek istenen BOP projesinin daha rahat hayat bulmas›
23
Kad›n hareketi ideolojik mücadeleyi gelifltirmede yetersiz kald›
ww
w.
‹lkel milliyetçili¤in hem içimizdeki, hem halk üzerindeki etkileri karfl›s›nda en güçlü ideolojik mücadele yürütmesi gereken kuflkusuz Kad›n hareketiydi. Bu konuda da Kad›n hareketi olarak zaman›nda tespit etme, bunu örgütsel bir mücadeleye kavuflturarak karfl›s›nda etkin bir durufl sergileme yönümüz yetersiz kald›. Geliflen sald›r›lar› k›nama ve sürece kat›l›m ça¤r›s› yapma önemliydi ancak bunlar› aflacak etkin mücadeleyi örgütleme düzeyimiz, süreci karfl›lama ihtiyac›na oranla yetersizdi. Bu zay›fl›klar›m›z›n, Önderli¤in düflman karfl›s›nda hedef konumuna gelmesinde ve böyle pervas›zca yönelime cesaret edilmesinde pay› oldu. Düflman›n bu pervas›z yönelimlerini a盤a ç›kar›p tahlil etmede, bofla ç›karacak bir siyaset oluflturup mücadeleyi gelifltirmede yeterince et-
SERXWEBÛN
ne t
2008 ile birlikte Kad›n hareketi olarak bu yetersizliklerimizi aflman›n önemli bir çabas› ve planlamas› içine girdi¤imizi de Kongremiz de¤erlendirmifltir. Êdî Bese hamlesi kapsam›nda; 15 fiubat ile bafllayan, Oramar, Zap direnifli ve 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan serh›ldanlar›yla zirveleflen özgürlü¤e kalk›fl›m›z, Önderli¤imize, halk›m›za ve Hareketimize oldukça güçlü bir pozisyon kazand›rm›flt›r. Halk, Önderlik ve Hareket olarak uzun bir süredir bu denli bir buluflmay›, bu denli bir bütünleflmeyi yakalaman›n çabas› içerisindeydik. fiimdi bu konuda yakalanan güçlü ve etkili bir pozisyon oluflmufl durumdad›r. Bu pozisyonu korumak, sü-
nuyoruz. Bu aflama, birinci aflaman›n ortaya ç›kard›¤› kazan›mlar üzerinden gelifltirilmeye bafllanm›flt›r. Hamlenin ikinci aflamas›na girifl yaparken, yakalad›¤›m›z bu güçlü pozisyonu süreklilefltirmeye dönük kararl›l›¤›m›z› Bezele ve Amed eylemleri ile ortaya koymufl olduk. Elde etti¤imiz bu güçlü pozisyonu korumada kararl› oldu¤umuzu görmekte olan devlet ve iktidar cephesinin bu pozisyonumuzu kabul etmedi¤ini ve etmeyece¤ini de kongremiz de¤erlendirmifltir. Bunun için de yakalad›¤›m›z bu gücü zay›flatman›n her türlü f›rsat ve zeminini her biçimde gelifltirmeye çal›flaca¤›n› da kongremiz öngörmüfltür. Bizi yeniden zay›flatmak için baflta Önderli¤imize, halk›m›za, gençlerimize, kad›nlar›m›za ve olgun-
laflmaya bafllayan yurtsever siyasal çevrelerimize çeflitli yöntemlerle yönelmeye çal›flacaklard›r. Nitekim son geliflmeler gidiflat›n böyle olaca¤›n› ortaya koymaktad›r. Ortaya ç›kan son geliflmeler, devlet cephesinin topyekûn savafl bafllatt›¤›na iflaret etmektedir. S›n›r ötesi operasyon tezkeresinin bir y›l daha TBMM’de uzat›lmas›n›n ve Önderli¤imize dönük yönelimlerin artt›r›lm›fl olmas›n›n anlam› budur. Üst üste durmadan kriz yönetimlerinin toplanmas›, terör zirvesi ad› alt›nda yürütülen tart›flmalar ve ç›kar›lan planlamalar, ordunun ve hükümetin kendi bas›n›na bile durmadan yapt›¤› müdahaleler, Güneyli Kürt güçleri ile yap›lan diplomatik görüflmeler, gidiflat›n topyekûn bir savafla do¤ru evrildi¤ini göstermektedir.
ww
w.
reklilefltirmek ve ortaya ç›kard›¤› kazançlar› kal›c›laflt›rmak gibi bir görevimizin ortaya ç›kt›¤›n› da kongremiz de¤erlendirmifltir. Buna göre ortaya ç›kan düzeyin siyasi, sosyal ve kültürel sonuçlar›n› iyi de¤erlendirmemiz gerekmektedir. Hareket olarak güçlenen bu pozisyonumuzun ortaya ç›kard›¤› kazan›mlar; Önderli¤imiz üzerindeki zehirleme konseptinin deflifre edilmesi, bunun karfl›s›nda Önderlik, halk ve hareket olarak yeniden bir buluflman›n yaflanmas›d›r. Hamlenin birinci aflamas› bu anlamda belli düzeylerde bir baflar›y› ortaya ç›kard›. Ancak flimdi hamlenin ikinci aflamas›na yani Önderli¤imizin sa¤l›¤›n›n garantiye al›nmas›, ‹mral› iflkencesine son verilmesi ve Önderli¤imizin özgürlü¤ünün sa¤lanmas› aflamas›na girmifl bulu-
Hareketimiz bu sald›r›lardan daha da güçlenerek ç›km›flt›r Devlet cephesinin mecliste yeniden uzatt›rd›¤› tezkereyi geçen y›la oranla daha sonuç al›c› kullanmak isteyece¤i ve daha komple bir yönelim içinde olaca¤› beklenmektedir. Geçen y›l uygulanan tezkere karar›, Hareketimizi hem siyasal, hem askeri, hem ekonomik hem de di¤er tüm aç›lardan zay›flatmay› ve zay›flatarak teslim almay› amaçlam›flt›. Ancak bu konuda amaçlad›klar› hedeflere ulaflamad›klar› ve durumun asl›nda tersine döndü¤ü, Hareketimizin bu sald›r› sürecinden eskiye oranla daha da güçlenerek ç›kt›¤› aç›kt›r. fiimdi devlet, hükümet ve orduya durmadan, geçen y›lki tezkere sürecinin neden sonuçsuz kald›¤› konusunda hesap sorulmaktad›r. Bu tahrik olmufl ortamda daha topyekûn üzerimize gelecekleri aç›kt›r. Alm›fl olduklar› bu topyekûn sald›r› karar›n›n sonuç alabilmesi için flimdiye kadar resmi düzeyde görüflmeyi kabul etmedikleri Güneyli güçlerle bile giderek resmi düzeyde görüflme e¤ilimi güçlenmektedir. Bu konuda sözde kendi içlerinde yaflad›klar› çeliflkiler üzerinden kamuoyu önünde durmadan siyasi at›flmalara devam etmektedirler. Güneyli güçleri de bu topyekûn sald›r›n›n içine çekecekleri giderek netleflmektedir. Bu politikay› bofla ç›karman›n yolu demokratik ulusal birli¤in sa¤lanmas›ndan geçmektedir. Demokratik ulusal birli¤in sa¤lanmas› konusunda Kad›n hareketi olarak ciddi bir politika gelifltirmemiz gerekti¤ini de kongremiz tart›flm›flt›r. Daha önce KJB kurultay›m›z›n planlad›¤› Ulusal kad›n konferans›n›n daha h›zl› bir biçimde örgütlenmesi planlanm›flt›r. ABD’nin de bu operasyonlarda devleti daha aktif destekleyece¤i ortadad›r. AB’yi de bu sald›r› plan› içine çekmek isteyeceklerdir ki nitekim geçen süreçte de zaten içinde yer almaktayd›. Dünyan›n önde gelen uluslararas› güçlerin destekledi¤i bu yeni topyekûn sald›r› konsepti karfl›s›nda bizim de direniflimizi yükseltece¤imiz ve meflru savunma gücümüzü orta yo¤unluklu bir düzeye tafl›yaca¤›m›z ve pratik aç›dan tafl›maya bafllad›¤›m›z aç›kt›r. Kongremizin ulaflt›¤› kararlaflma düzeyi de
ew e. c
Önderli¤in özgürlü¤ünün sa¤lanmas› aflamas›na girdik
Kas›m 2008
om
24
Kas›m 2008 SERXWEBÛN bu temelde direniflin hem meflru savunma hem siyasal toplumsal alanda daha da yükseltilmesine dönük al›nm›flt›r.
10. y›l›na giren uluslararas› komployu derin bir öfkeyle yeniden lanetlemifl ve iki y›ll›k planlamas›n› bu lanetli komployu bofla ç›karman›n kararl›l›¤› ile planlam›flt›r. “Kad›n özgürlü¤ünü örgütlemenin birinci ilkesini Önder Apo’nun özgürlü¤ü” olarak tan›mlam›flt›r. Bu ilke temelinde baflta Kürt kad›nlar› olmak üzere tüm kad›nlar› bu komployu lanetlemeye, kabul etmemeye, bofla ç›karmaya ve bunun mücadelesini bütün alanlarda kendini adama kararl›l›¤›yla yükseltmeye ça¤›rm›flt›r. Bu anlamda Önder Apo ile flehit Beritan, flehit Viyan ve flehit Nuda çizgisinde do¤ru bir yoldafl olmay› amaçlayan bir kongre olarak gerçekleflmifltir.
karlar› temelinde kullanmaktad›r. Kendi tekeline alm›fl oldu¤u bu düzeyi insan yaflam›n› kolaylaflt›ran ve akl›n› gelifltiren, maneviyat›n› derinlefltiren bir hizmet anlay›fl› ile topluma eflit ve adaletli bir biçimde da¤›tmaktan, toplumsal ve ekolojik sorunlar› çözmek için kullanmaktan ziyade sermayesini büyütmenin kâr elde etmenin arac› olarak kullanmaktad›r. Toplum, kendi kolektif tarihsel akl›n›n ortaya ç›kard›¤› bu bilimsel düzeyden bihaber b›rak›lmakta, ulaflamayaca¤› bir düzey olarak gök kubbelerde tutulmaktad›r. Bilimin ilerlemesine paralel geliflen tekniksel düzeyi ise insan yaflam›n› kolaylaflt›racak, yaflan›labilir k›lacak, sa¤l›k, beslenme, bar›nma, enerji, iletiflim, ulafl›m ve e¤itim sorunlar›n› çözebilecek düzeyde olmas›na ra¤men zengini daha zengin yapan fakiri daha fakir yapan bir pozisyonun süreklileflmesi için kullanmaktad›r. Dolay›s›yla erkek egemen sistem kendisini bu süreklileflen çark üzerinden kal›c›laflt›rmakta ve kurumlaflt›rmaktad›r. Geliflmeler bu yönlü yaflan›rken kad›n›n bu geliflmeler karfl›s›nda egemen sistemde oluflan f›rsatlardan yararlanma düzeyinin düflüklü¤ü kad›n için oldukça ac› verici bir gerçektir. Kolektif toplumsal akl›n ortaya ç›kard›¤› bu bilimsel ve tekniksel düzeyin çok s›n›rl› bir kad›n kesimi taraf›ndan kullan›labiliyor olmas›, kad›na ev ve aile d›fl›nda da belli baz› toplumsal alanlar içerisinde yer alabilmesini getirmektedir.
ne te we .c om
Kad›n›n özgürlü¤ü Reber Apo’nun özgürlü¤ünden geçer
25
De¤erli Yoldaflflllar; 7. Kongremiz yaflad›¤›m›z temel sorunlar›n kayna¤›nda ideolojik, paradigmasal ve sistemsel yetersizliklerimizin yatt›¤›n› tespit ederek bu kapsamda önemli ideolojik paradigmasal de¤erlendirmeleri de gündemine alarak tart›flm›flt›r. Buna göre; içinde bulundu¤umuz tarihsel zaman; kad›n›n en çok iradesizlefltirildi¤i, en çok egemen sisteme entegre edildi¤i, sistemin en çok pazarlad›¤› bir meta konumuna getirdi¤i ve kad›n›n bu iradesizlefltirilme gerçe¤i ile birlikte halklar›n da iradesizlefltirildi¤i, kad›nlaflt›r›ld›¤› bir zamand›r. Kad›nl›k ve kad›nlaflma, egemen sistemin en çok üzerinden kendisini yükseltti¤i ve süreklili¤ini dayand›rd›¤› bir gerçek olmaktad›r. Erkek egemen sistem; sözde eflitlik, özgürlük ve demokrasi, insan haklar› ad›na izledi¤i liberal politikalarla kendisini toplumun kabul edebiece¤i düzeyde tutmaya çabalamaktad›r. Cinsler aras›nda eflit haklar ad›na kad›n› da kendi egemen sistem çark› içerisine çekmekte, eritmekte, kendi kadrosu haline getirmekte, kendisine alternatif bir zihniyet bir sistem üretebilecek potansiyel iradeyi, kad›n iradesini kendisine eklemleyip egemen sistemi besleyen bir konuma getirerek siyasetini yürütmektedir. Günümüzde kapitalist modernite biçiminde kendisini ortaya koyan erkek egemen zihniyet ve sistemi; insan toplumunun günümüze kadarki komünal akl›n›n ulaflt›¤› bilimsel düzeyi de kendi tekeline alarak sömürmekte, ve kendi ç›-
ww
w.
Kongremiz, Kad›n hareketi olarak karfl›s›nda en çok kendimizi ele al›p sorgulamam›z, özelefltirisini vermemiz ve önümüzdeki dönem aç›s›ndan en fazla üzerinde yo¤unlafl›p baflarmam›z gereken temel hedefimizi, Önderli¤imizin sa¤l›¤› ve özgürlü¤ü olarak belirlemifltir. Hemen hemen her alandaki ciddi çabalara, mücadele kararl›l›¤›na ra¤men Önderli¤imizin koflullar›n› düzeltme, sa¤l›¤›n› garantiye alma, ‹mral› iflkencesini sona erdirme ve Önderli¤imizin özgürlü¤ünü sa¤lama konusunda gereken baflar›y› elde edemedi¤imiz aç›kt›r. Zehirlenmeyi deflifre etmifl olmak önemli bir baflar› ad›m› olmufltur ancak Önderli¤imizin sa¤l›¤›n› henüz garantiye alamad›¤›m›z ortadad›r. Bu durumun ortadan kald›r›lmas› için çok çeflitli eylemler gelifltirilmekle birlikte Kad›n hareketi olarak k›yameti koparan düzeyde mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir. Kad›n özgürlü¤ünün Reber Apo’nun özgürlü¤ünden geçti¤inin bilincini, tüm toplumsal ve siyasal alanlar›m›zda oturtmam›z, planlamalar›m›z› ve örgütlenme tarzlar›m›z› buna endeksli gelifltirmemiz gerekmektedir. Kongremiz, önümüzdeki iki y›ll›k süreç planlamas›n›, Önderli¤imizin sa¤l›¤›na, özgürlü¤üne endeksli gelifltirmifl ve bu sürecin sonunda Önderli¤imizin özgürlü¤ünü sa¤lamay› hedeflemifltir. “‹mral› iflkencesine son! Reber Apo’ya Özgürlük! Kürdistan’a Bar›fl!” fliar› ile ikinci aflamas›na giren Êdî Bese hamlesi kapsam›nda “Önder Apo’nun Özgürlü¤ü Kad›n›n Özgürlü¤üdür” slogan›n, önümüzdeki süreçte tüm kad›nlar›n temel slogan› haline getirilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Bu temelde kongremizi gerçeklefltirme tarihimiz, Önderli¤imize karfl› gelifltirilen 9 Ekim uluslararas› komplonun 10. y›l›na denk getirilmifltir. Dolay›s›yla Kongremizi uluslararas› komplonun 10. y›l›na bir cevap niteli¤inde örgütledik. Gerçeklefltirdi¤imiz 7. Kongremiz, tüm Kürt kad›nlar› ad›na
Kad›n özgürlük sorunu erkekle eflit haklara eflit iktidara sahip olma sorunu de¤ildir
Ortaya ç›kan belli bilimsel ilerlemeler giderek en geri toplumlarda bile; yaflam›n sürdürülmesinde ve yeniden üretilmesinde kad›n›n hem biyolojik hem de toplumsal aç›dan belirleyici oldu¤u fikrini giderek güçlendirmektedir. Yine egemen sistemin insan haklar› ad› alt›nda toplumu liberal k›lan, marjinal s›n›rlara çeken çeflitli politikalar› kad›na da e¤itim hakk›, siyaset hakk›, sosyal, kültürel baz› haklar›n önünü aç›yor olmas› kad›na küçük ama önemli f›rsatlar do¤urmaktad›r. Ancak baz› kad›n kesimlerinin yararlanabildi¤i bu küçük haklar
SERXWEBÛN den oldukça farkl› olgulard›r. Kad›n özgürlü¤ü derken kastedilen erke¤in verili sistem içerisinde sahip oldu¤u haklara sahip olmak, iktidar›na ortak olmak de¤ildir. Özgürlük, eflitli¤i aflan bir bilinç ve yeni yaflam formudur. Özgürlük, tek bafl›na eflitlik olmad›¤› gibi kiflinin gönlünden gelen her istem ve arzuyu gerçeklefltirme hakk› da de¤ildir. Bu özgürlük tan›m›, kapitalist modernitenin tanr›laflt›rd›¤› birey özgürlü¤ü tan›m›d›r. Bu özgürlük tan›m› günümüzde baz› bireyleri toplumun kolektif eme¤ini sömürerek zenginlefltiren, iktidarlaflt›ran, tahakkümcü k›lan, tanr›laflt›ran bir tan›md›r. Erkek egemen sistemin özgürlü¤e getirdi¤i bu tan›m, zaten herkese birden bu özgürlü¤ün koflullar›n› sa¤lama olana¤›na sahip de¤ildir. Bu tan›ma göre bireyin içinden gelen istem ve arzusunu gerçeklefltirmesi için kolektif toplumsal eme¤i sömürmesi gerekmektedir. S›-
S›n›rs›zca ve istendi¤i kadar sahip olunan tek fley ise toplumun “S
üstünde yaflad›¤› do¤a ve do¤a ile özdefllefltirilen kad›n iradesi ile
bedenidir. Kapitalist modernite kendi ak›l yap›s›n› hala Newton’un
ne t
evreni ak›ls›z bir makineye benzeten mekanik fizi¤inden ve
Descartes’in ‘ak›ll› insan›n ak›ls›z do¤aya, yine ak›ll› erke¤in ak›ls›z kad›na hükmederek özgürleflmesi’ felsefesinden almaktad›r” n›rs›z zenginleflme ve istedi¤ini yapma hakk› çerçevesinde tan›mlanan özgürlü¤ün insanl›¤› getirdi¤i düzey, günümüz toplumunun içinde bulundu¤u sömürü ve talan sistemidir. Bu s›n›rs›z zenginleflme, s›n›rs›zca istedi¤i her fleye sahip olma hakk›n›n kad›n› getirdi¤i konum ise tam bir sahip olunan meta pozisyonudur. S›n›rs›zca ve istendi¤i kadar sahip olunan tek fley ise toplumun üstünde yaflad›¤› do¤a ve do¤a ile özdefllefltirilen kad›n iradesi ile bedenidir. Kapitalist modernite kendi ak›l yap›s›n› hala Newton’un evreni ak›ls›z bir makineye benzeten mekanik fizi¤inden ve Descartes’in ‘ak›ll› insan›n ak›ls›z do¤aya, yine ak›ll› erke¤in ak›ls›z kad›na hükmederek özgürleflmesi’ felsefesinden almaktad›r. Yani bu felsefeye göre özgürlük; kendince ak›ll› sayd›¤› yap›lar›n ak›ls›z sayd›¤› yap›lara hükmetme düzeyi ile ilgili olarak tan›mlanmaktad›r. Zihnin bedene,
ww
w.
matl›k hatta bazen ordular›nda askerlik bile yapabilmektedir art›k. Ancak erkek egemen sistemin zihniyeti çerçevesinde sistemin birer kadrosu olarak yer verildi¤inden kad›n›n bu egemen sistem çark› içerisine girme hakk›n› alm›fl olmas› egemen sistemi ayakta tutan bir iktidar orta¤› olman›n d›fl›nda bir fley ifade etmemektedir. Dolay›s›yla kad›n›n eflit haklar ad›na içine çekildi¤i bu egemen sistemin toplumsal özgürlü¤e hiçbir katk›s› olmamakta tam tersine egemen sistemi güçlendirmesi anlam›nda toplumsal özgürlük aray›fllar›na daha büyük zararlar vermektedir. Erkek egemen sistemin kad›na sundu¤u bu eflitlik tuza¤›ndan ç›karaca¤›m›z sonuç ise erkekle eflitlenmenin özgürlük getirmedi¤idir, kad›n›n özgürlük sorunu erkekle eflit haklara, eflit iktidarlara sahip olmak olmad›¤›d›r. Dolay›s›yla eflitlik ve özgürlük, ideolojik felsefik aç›lardan birbirin-
akl›n duyguya, insan›n do¤aya, erke¤in kad›na, beyaz ›rk›n siyah ›rka, bat›n›n do¤uya vs hükmetmesi biçiminde zihinlerde oluflturulmufl bir bak›fl aç›s›d›r. Kapitalist modernitenin ve ak›lc›l›¤›n kad›n› da ak›ls›z bir varl›k olarak hükmedilmesi gereken bir do¤a olarak tan›mlad›¤› dolay›s›yla toplumsallaflma denklemini ak›ll› olan›n ak›ls›z olana hükmetmesi yani ak›ll› sayd›¤› erke¤in ak›ls›z sayd›¤› kad›na ve do¤aya hükmetmesi felsefesine oturttu¤u aç›kt›r. Ça¤›m›z›n en temel demokrasi, ekoloji, cinslerin ve halklar›n özgürlü¤ü sorunu erkek egemen sistemin ve bir baflka deyiflle kapitalist modernitenin insanl›¤a dayatt›¤› tüm sorunlar›n temelinde bu gerçek yatmaktad›r. Cins çeliflkisinin ça¤›m›z›n ve tüm ça¤lar›n en baflat çeliflkisi olma gerçe¤i bu gerçeklikte sakl›d›r. Önderli¤imizin de her f›rsatta söyledi¤i gibi toplumun bu en baflat çeliflkisi çözülmeden de di¤er yüzeydeki çeliflkilerin çözülmesine dönük gelifltirilen mücadeleler sonuçsuz kalmakta ve sisteme eklemlenmekten, sistemin yede¤i durumuna düflmekten kurtulamamaktad›rlar.
ew e. c
ve f›rsatlar ise kad›n› egemen sisteme eklemlemeyi, sistemin hizmetine sokmay› ve toplumdaki özgürlük aray›fl›n› marjinal k›lmay› hedefleyen liberal stratejilerin kad›n aya¤›n› oluflturmaktad›r. Günümüzde geliflen kad›n hareketlerinin aflamad›klar› temel handikap da bu sözde ‘eflitlik tuza¤›’ olmaktad›r. Erkekle eflit e¤itim hakk›, verili siyasetin içine girme ve siyaset yapma hakk›, yine egemen sistemin var olan sosyal, kültürel alanlar› içine girme hakk›, kad›n› eflitlik ad›na kand›ran, erke¤in yede¤i konumuna getiren, erkek egemen sistemin birer kadrosu pozisyonunda tutan bir tuzak olmaktad›r. Erkekle eflitlik ad›na erke¤in devletçi, iktidarc›, savaflç›, fliddetçi, tahakkümcü sistemine ortak edilmektedir. Sistem içine çekmekte, içinde eritmekte ve kendisine benzefltirmektedir. Erke¤in ulus devleti içinde baflbakanl›k, bakanl›k, parlamenterlik, diplo-
Kas›m 2008
om
26
Kad›n›n düflürüldü¤ü durum tüm insanl›¤›n durumunu özetlemektedir
‹çinde bulundu¤umuz ça¤, kad›n›n erkek egemenlikli zihniyet ve onun sistemi taraf›ndan her bak›mdan düflürüldü¤ü ve bu düflürülmenin modernleflme ad›na kad›na da kabul ettirildi¤i bir ça¤d›r. Ancak içinde oldu¤umuz ça¤›n kad›n› getirdi¤i bu pozisyon kadar ayn› zamanda kad›n›n cins olarak bilinçlenip ayd›nlanmas›na ve egemen sistem karfl›s›nda direnebilecek en dinamik gücü haline gelmesine olanak oluflturan bir ça¤d›r da. Ça¤›m›z›n kad›n için oluflturdu¤u bu f›rsat ve olanaklar›n iyi örgütlenmesi ve iyi kullan›lmas› ise kad›n›n mutlak örgütlenmesinden ve aya¤a kalkmas›ndan geçmektedir. Uygarl›¤›n geldi¤i kapitalist aflamada egemen sistemin insanl›¤a kabul ettirmeye çal›flt›¤› “ideolojiler ça¤› bitti, ütopyac›l›k bofl bir hayalciliktir, gerçekçi yaflamak gerekir” gibi söylemler, insanl›¤a belleksizli¤i, umutsuzlu¤u, amaçs›zl›¤› ve hedefsizli¤i dayatmaktad›r. Tam da insanl›¤a dayat›lan bu köksüzlefltirme, belleksizlefltir-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN dü¤ü bir co¤rafyada yaflayan Kürt kad›nlar› olarak her fleyden önce öncü ideolojik bir örgütlülü¤e, partileflmeye ve öncü partinin öncü kadrolaflmas›n› yaratmaya derin ihtiyac›m›z›n oldu¤unu, bu ihtiyac›m›z›n olmazsa olmazlar›m›z›n aras›nda olmas› gerekti¤ini kongremiz yeniden ortaya koymufltur.
leflmesinin daha güçlü örgütlendirilmesi konusunda önemli bir iddia ve kararlaflmaya gitmifltir. ‹deolojik partiler; iktidar› hedeflemeyen, toplumu yeniden kurmay› amaçlayan, öncülük perspektifi üzerinden örgütlenen hareketlerdir. Kad›n›n ciddi bir özgürlük hareketine kavuflmas›n›n yolu, öncü partisini gelifltirmesinden geçmektedir. Kad›n bu kadar eziliyorken, sistemin önemli bir difllisi haline getirilmiflken, öncülük temelinde bir mücadelenin örgütlenmemesi kad›n› k›rk parçaya böler. Nitekim çeflitli feminist oluflumlar›n içinde bulundu¤u gerçek bunu yans›tmaktad›r. Önderli¤imiz, tüm kad›nlar› birden özgürlefltiremeyece¤imize göre özgürlükte karar k›lan ya da kendini özgürlü¤e adamaya aday gören kad›nlardan oluflacak bir kad›n partisini gelifltirin, demiflti. Yani kad›n, erkek egemen sistem taraf›ndan öyle düflürülmüfltür ki, o denli gönüllü kölelik gerçe¤ine bat›r›lm›flt›r ki, onu bu uykudan uyand›racak, onu bu batakl›ktan tutup ç›karacak, ona rehberlik edecek öncü bir parti örgütlülü¤ü olmadan kurtulufla ad›m atamaz. Bu temelde kad›n›n, kendisini özgürlü¤e adam›fl öncüleri olmadan, partileflmesi olmadan ciddi bir kad›n hareketinin geliflemeyece¤ini dolay›s›yla partileflmesi gerekti¤inin perspektifini Önderli¤imiz y›llar öncesinden vermiflti. 98’deki Önderli¤in bu partileflme perspektifi üzerinden kad›n partileflmesine gittik. PJKK sürecinden itibaren kad›n partimizin öncülük felsefesini bilince ç›karma, içeri¤ini doldurma, ideolojik ve politik hatt›n› kad›n kurtulufl ideolojisi temelinde ayr›nt›larda derinlefltirme, özgürlükte iddial› öncü kadrosunu ve militan›n› yaratma gibi konularda Kad›n hareketi olarak tarihi geliflmeler sa¤lamakla birlikte toplumsal yeniden kurulufl temelindeki kurtulufl için yeterli performans› gösteremedi¤imiz de a盤a ç›km›flt›r. Genel hareket içerisinde 2003’te yaflad›¤›m›z tasfiyeci-ihanetçi prati¤in hareket içerisinde yayd›¤› hastal›k, art›k öncü bir parti gücüne ihtiyac›m›z›n kalmad›¤› biçimindeki e¤ilim ve anlay›fllar olmufltur. Kongra Gel I. Genel kurulundan sonraki süreçte, PKK’nin bir parti olarak kendisini feshetmesi karfl›s›nda
ne te we .c om
me, umutsuzlaflt›rma, amaçs›z ve hedefsiz b›rakma dayatma karfl›s›nda, ça¤›m›z›n sistem karfl›t› temel mücadele dinamiklerinin en çok da ideolojiye, felsefeye, tarih bilincine ve gelecek ütopyalar›na büyük ihtiyac› bulunmaktad›r. Özellikle de kad›n›n düflürüldü¤ü durum, tüm insanl›¤›n içinde bulundu¤u durumu özetlemektedir. Kad›n flahs›nda; toplumsal ahlak, toplumsal kültür ve toplumsal komünal de¤erler düflürülmek ve bitirilmek istenmektedir. Kad›n, tarihin hiçbir kesitinde olmad›¤› kadar inceltilmifl bir sömürü gerçe¤i alt›ndad›r. Eskinin kaba fliddet ve kaba sömürü tarz›ndan ziyade anlafl›lmayacak düzeyde inceltilmifl, bir sömürü tarz› söz konusudur. Önderli¤imizin de tan›mlad›¤› gibi bedeninin her parças› cinselli¤i ça¤r›flt›ran bir duruma getirilip her bir parças› farkl› fiyatlarla sat›fla ç›kar›lmaktad›r. Kad›n bedeni ve cinselli¤i uluslararas› pazarlarda pazarlanmakta, ça¤›m›z›n en büyük ticaret sektörüne dönüfltürülmektedir. Kad›n›n ne kendisine ait bir akl› ve iradi gücü ne de kendisine ait bir ruhu ve bedeni b›rak›lm›flt›r. Özel alan diye tan›mlanan ev ve aile içi ortamda harcad›¤› karfl›l›ks›z eme¤i ile kamusal alanda satmak zorunda kald›¤› sözde karfl›l›kl› eme¤i, her boyutta durmadan sömürülmektedir. Erkek egemen sistemin kad›n› içine soktu¤u bu durum karfl›s›nda kad›n›n kendi özgürlük mücadelesini örgütlemekten baflka çaresinin olmad›¤› aç›kt›r. Özgürlük ise ciddi bir örgütlülük, mücadelede süreklilik ve bunun için de kendi partileflmesini, kendi kadrolaflmas›n› yaratmaktan geçmektedir. Ça¤›m›z›n sistem karfl›t› hareketlerinin belli gevflek örgütlülükleri bulunmaktad›r. Ancak eflitlik, özgürlük ve demokrasi ad›na yola ç›kan bu sistem karfl›t› hareketlerin en büyük handikap›; örgütlenmede gevfleklik, kadrosunu kendisini mücadelesine adayacak kararl›l›kta yaratamamas› ve dolay›s›yla mücadelelerini süreklilefltirememeleridir. “En çok ezilip sömürülen cins, s›n›f ve ulus kad›nd›r” tespiti bizi en çok ve en s›k› örgütlenmesi gereken kesimin de kad›nlar oldu¤u perspektifine götürmektedir. Bu temelde Kürdistan gibi imha ve inkâr siyasetinin de yüz y›llarca yürütül-
27
Hareketimiz Önderlik flahs›nda ideolojik bir zirve yaflamaktad›r
ww
w.
7. Kongremiz, tüm ideolojik örgütsel sorunlar›m›z›n kayna¤›nda, Önderli¤imizin yeni paradigmas›n› anlama, kavrama ve uygulamada yaflad›¤›m›z yetersizliklerimizin yatt›¤›n› tespit etmifltir. Önderlik A‹HM savunmalar›yla s›n›fl› uygarl›¤› ve bu uygarl›¤a eklemlenmekten kurtulamayan reel sosyalizmi çözümledi. Ard›ndan gelifltirdi¤i Atina, Bir Halk› Savunmak ve en son yazaca¤›m dedi¤i Özgürlü¤ün Sosyolojisi ile ideolojik bir zirve yaflamaktad›r. Dolay›s›yla Hareketimiz, mücadelemiz flu anda Önderlik flahs›nda ideolojik bir zirve yaflamaktad›r. Ancak Önderli¤imizin çizgisini örgütleyecek ideolojik öncü kadrolar› olarak, Önderli¤imizin yakalad›¤› bu ideolojik zirve karfl›s›nda ciddi bir ideolojik fakirlik yaflad›¤›m›z aç›kt›r. Önderlik çizgisinin öncü parti kadrolar› olarak yaflad›¤›m›z bu ideolojik fakirli¤imiz, Önderli¤in çizgisini pratiklefltiremememizden anlafl›lmaktad›r. Bu anlamda hem genel hareket olarak hem de Kad›n hareketi olarak yeni paradigmadaki yüzeyselli¤imiz, en çok da yeni toplumun inflas›na öncülük edecek ideolojik partileflme çal›flmalar›m›za yaklafl›mda ortaya ç›kmaktad›r. Bu konuda ortaya ç›kan yaklafl›m; demokratik komünal bir toplumu gelifltirmek sanki öncüsüz, partisiz, kadrosuz ve militans›z da olabilirmifl gibi bir yaklafl›m olarak tespit edilmifltir. Bu anlay›fl ve e¤ilimler önemli oranda giderilmifl olsa da öncüleflme, partileflme, kadrolaflma ve militanlaflma konusunda hem genel Hareket olarak hem de Kad›n hareketi olarak önemli yetersizlikler yaflad›¤›m›z› ortaya koymaktad›r. 7. Kongremiz bu konudaki yetersizliklerin giderilmesi ve öncü ideolojik kad›n parti-
SERXWEBÛN
PAJK KJB’nin sadece bir bilefleni de¤il öncü ve kurmay partisidir
ne t
Kad›n hareketi olarak hiçbir zaman kendimizi ismen partisiz b›rakmad›k. Yeni bir kad›n hareketi sistemini oluflturmaya giderken de Önderli¤in perspektifi üzerinden PAJK’› Kad›n hareketinin ideolojik öncü partisi olarak oluflturduk. Ancak KJB’ye evrildi¤imiz dönemden itibaren pratikte KJB’nin temel bileflenlerinin ortaya koydu¤u pratikler, kendi ideolojik öncü partisi olarak tan›mlad›¤› PAJK’›n partileflmesinden kendisini sorumlu görmeyen yaklafl›mlar› ortaya ç›km›flt›r. 2004’ten bu yana Kad›n hareketi olarak en temel yo¤unlaflmam›z ve prati¤imiz yeni bir örgütsel sistem gelifltirmek iken, bu yeni kad›n sistemimize öncülük edecek olan PAJK’›n ideolojik bir parti olarak bu yeni sistem içindeki yerinin yeterince pratik tan›m›na kavuflmad›¤›n› kongremiz de¤erlendirmifltir. Yeni kad›n sistemimizin kurmayl›k rolünü oynamas› gereken PAJK’›n yap›lanma çal›flmalar›, sadece PAJK merkezinin ifli olarak görülmüfl ve di¤er bileflenlerden gösterilmesi gereken sorumlu yaklafl›mlar pratik bulmam›flt›r. Bunun nedeni ise PAJK’› Kad›n hareketinin öncü kurmay gücü olarak görmemek, bunun gereklili¤ini kavrayamamak öncü bir partiye olan ihtiyac›n stratejik önemini bilince ç›karmamaktan kaynaklanm›flt›r. Kongremiz kad›n hareketi olarak öncü ideolojik partileflmeye
yaklafl›mda ortaya ç›kan bu yetersizliklerin giderilmesi temelinde önemli bir kararlaflmaya gitmifltir. Bu temelde PAJK, KJB’nin sadece bir bilefleni de¤il, öncü ve kurmay partisi olarak yeniden ideolojik ve pratik tan›mlamaya kavuflturulmufltur. Dolay›s›yla Kad›n hareketinin bütün örgütleri ve kadrolar›yla iliflkileri bu öncü ve kurmay rolüne denk bir biçimde yeniden tan›mlanm›flt›r. Buna göre KJB’nin tüm örgütlerinde yer alan kad›n kadrolar, PAJK kadrosu olarak tan›mlanm›fl ve ideolojik, örgütsel, pratik aç›lardan PAJK’a karfl› sorumlu k›l›nm›fllard›r. Bunun bir gere¤i olarak Demokratik konfederal sistemimiz içerisinde yer alan her kad›n kadronun alt› ayda bir PAJK’a rapor yazmas› ve her kadronun
kadrosal duruflunun ve durumunun PAJK taraf›ndan de¤erlendirilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. 7. Kongremiz, son y›llarda yaflad›¤›m›z örgütsel sorunlar›m›z›n esas bir nedeninin de ideolojik denetim ve yapt›r›m mekanizmam›z›n oluflturulamamas› oldu¤unu tespit etmifltir. Örgütsel ideolojik mekanizmam›zda yaflad›¤›m›z denetim ve yapt›r›m bofllu¤u, herkesin kendi kiflisel vicdan› ile kat›lmas›na, kiflisel tarzlar›n ve kiflisel tutumlar›n ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r. Ortaya ç›kan bu kiflisel tarz ve tutumlar› denetleyecek, hesab›n› soracak, çözümleyecek örgütsel bir mekanizma gelifltirilmemifltir. PAJK, bu bofllu¤un harekete ciddi zararlar verdi¤ini ve giderilmesi gerekti¤ini tespit
w.
ww
etmifl ancak kendisine çizilen çerçevenin d›fl›na ç›kman›n da kayg›s›n› tafl›m›flt›r. Özellikle geçen y›lki Kad›n hareketi kurultay›m›z›n PAJK’›n bileflenlerle yatay iliflkilenmesini s›n›rlayan karar›, bu kayg›lar› pekifltirmifl ve bileflenler içerisinde yaflanan sorunlar› denetleme konusunda önemli bir hâkimiyetsizli¤i ve denetimsizli¤i getirmifltir. Yaflanan tasfiyeci pratikleri yeterince takip etme ve zaman›nda müdahale gücünü gelifltirme konusunda ideolojik öncü partiyi s›n›rlam›flt›r. ‹deolojik mücadele günlük takip ve denetim gerektiren örgütsel bir mücadeledir. Ayn› durum tasfiyeci pratiklere müdahale ve tasfiyecilikle mücadele konular› için de geçerlidir. Bu anlamda ortaya ç›kan ideolojik, örgütsel so-
ew e. c
asl›nda kad›n partisinin de kendisini bir partiden ziyade farkl› bir olufluma evirmesi gerekti¤i, parti örgütlenmesinin art›k modas›n›n geçti¤i, afl›lmas› gerekti¤i gibi baz› tasfiyeci e¤ilimler, Kad›n hareketimiz içerisinde de boy vermeye bafllam›flt›. ‘Öncü parti’, ‘öncü kadro’ ve ‘militan yap›’ deyimlerinin adeta anlams›zlaflt›r›lmaya baflland›¤› bir süreç geliflti. PKK’nin feshedilmesi, Kad›n hareketi aç›s›ndan da öncü partileflme art›k gereksizdir biçiminde bir sonuca götürüyordu. Bu süreç boyunca Kad›n partisi her ne kadar resmi olarak feshedilmemifl olsa da asl›nda bu e¤ilim sahipleri taraf›ndan kafada adeta feshedilmiflti.
Kas›m 2008
om
28
runlar› günlük takip alt›na almada, zaman›nda ve yerinde müdahale gelifltirmede yetersiz kal›nm›flt›r. ‹deolojik örgütsel mekanizmada yaflanan bu boflluk; PAJK’a yaklafl›mlar› da belirlemifltir. Kadronun ideolojik partisini, bir denetleme gücü, bir müdahale gücü olarak görmesinden ziyade daha çok ideolojik moral merkezi olarak görmesine yol açm›flt›r. Bu do¤ru olmakla birlikte yetersizdir. Bu temelde Kad›n hareketinin öncü ideolojik partisi olmas›n›n bir gere¤i olarak, her kad›n kadro PAJK’a karfl› sorumlu k›l›nm›flt›r. Kad›n hareketimizin tüm yönetimi de ayn› zamanda PAJK’›n kadrosudur ve her kadro oldu¤u gibi yönetim kadrosu da PAJK’a karfl› sorumludur. Yaflad›¤› ideolojik,
Kas›m 2008 SERXWEBÛN günlü¤ü savunmak, özgürlükçülü¤ü dayatmak cinsiyetçilik bask›s›yla etkisizlefltirilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Güç ve iktidar iliflkileri üzerinden erke¤e ba¤›ml› durufllar geliflmifltir
¤u ortaya ç›km›flt›r. Dicle, Melsa ve Hezil unsurlar› flahs›nda yaflanan bu geri köle kad›n gerçe¤i, erke¤i ruhta, düflüncede ve zihinde bitirmeyen, ondan kopmayan bu anlamda erkekle iflbirli¤i yaflayan, ona ruhsal, güdüsel ve düflünsel teslimiyeti yaflayan, özgürlü¤e inanmayan, gizli sosyal reformculu¤u yaflatan, ihanetçi kad›n tipleri olarak somutluk kazanm›flt›r. Ortaya ç›kan bu kad›n tipi, güç ve iktidarc›l›k üzerinden Kad›n hareketine yaklaflm›fl ve Kad›n hareketine de önemli suni çeliflkiler ve bu suni çeliflkiler temelinde önemli bir parçalanmay› dayatm›fllard›r. Kendi denetimindeki kad›n yap›s› içerisinde Kad›n hareketini tart›flt›ran, teflhir eden, suni çeliflkiler oluflturan ve Kad›n hareketine güç ve güven kayb›na yol açan bir durufl içerisinde olmufllard›r. Kad›n özgürlük ölçülerini anlams›zlaflt›ran, geri köle kad›n ölçülerini özgürlük ölçüleri diye örgütlemeye çal›flan geri iliflki tarzlar›n› gizli reformculuk tarz›nda dayatan bir duruflun sahibi olmufllard›r. Kad›n hareketinin bu unsurlarla mücadele tarz› da, oluflturduklar› suni çeliflkilere mesafeli yaklaflan ve liberal kalan bir tarz olarak geliflmifltir. Bunlar›n ortaya ç›kar›l›p deflifre edilmesinde önemli bir rol oynanm›fl ancak zaman›nda ve yerinde müdahale eden, etkisizlefltirerek zaman›nda yapt›r›ma giden bir tarz ortaya ç›kar›lamam›flt›r. Cins mücadelesinin ideolojik ve stratejik esaslar›ndan uzakl›¤›n da bu durufltaki rolü tart›fl›lm›flt›r. PAJK merkez e¤itim çal›flmalar›nda bu konuda ciddi bir bilinç yetersizli¤inin oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Genellikle ideolojik esaslardan Önderli¤imizin 98’de befl ilke biçiminde tan›mlad›¤› kad›n kurtulufl ideolojisinin yine bu esaslar üzerinden kad›n›n kendi ideolojik öncü partisini gelifltirme perspektifinin, bu temelde kopufl teorisi ve erke¤i dönüfltürme projesinin gerekti¤i kadar anlafl›lmad›¤› ve pratik durufla kavuflmad›¤› ortaya ç›km›flt›r. Özellikle kopufl teorisine karfl›, sanki eski paradigmada kalm›fl, yeni paradigman›n böyle bir stratejik esas› yokmufl gibi bir alg›lay›fl ve yaklafl›m ortaya ç›k-
ne te we .c om
duruflsal, kiflisel sorunlar›n›n çözüm merkezi ideolojik parti merkezidir. Bir kadro ister yap› ister yönetim olsun, ister siyasi-toplumsal çal›flmalarda ister meflru savunma, ister ideolojik çal›flmalarda olsun kadrosal duruflu konusunda ideolojik örgütsel muhatab› parti merkezidir. Kongremiz, PAJK’›n art›k Kad›n hareketinin sadece ideolojik moral merkezi olmas›n›n ötesinde, tüm örgütlerle aras›nda ideolojik örgütsel denetim mekanizmas›n› gelifltiren bir öncü parti ifllevine kavuflturulmas› sa¤lam›flt›r.
29
De¤erli Yoldaflflllar; Kongremiz, son y›llarda cins mücadelesinde geliflen liberal e¤ilim ve aray›fllar›nda kapsaml› elefltirisi ve özelefltirisini yapm›flt›r. Öte yandan Önderli¤imizin yeni paradigmas› çerçevesinde de¤iflim ve dönüflüm sürecinin geliflti-
Kopufl teorisine karfl› ortaya ç›kan yanl›fl yaklafl›mlardan dolay› adeta gündemden ç›kar›lm›fl olmas› ciddi sorunlara yol açm›flt›r. Kad›n hareketi içerisinde erke¤e dayanan baz› durufllar, tarzdaki liberalizmden ve denetim mekanizmas›n›n yoksunlu¤undan kaynakl› yeterince gündemlefltirilememifl, sorgulanmam›fl ve aflt›r›lamam›flt›r. Güç ve iktidar iliflkileri üzerinden erke¤e dayanan durufllar, güdüsel ba¤›ml›l›klara kadar t›rmanm›flt›r. Erke¤e hem güç ve iktidar iliflkileri üzerinden hem de güdüsel temelde geliflen ba¤›ml› durufllar›n nedeni,
Erkekten hem ideolojik hem zihinsel hem de güdüsel anlamda kopufl “E hâlâ yeterince sa¤lanamam›flt›r. Bu konuda baz› kifliliklerde kad›n
kurtulufl ideolojisine ciddi bir inanç yoksunlu¤unun oldu¤u ortaya
ç›km›flt›r. Bu yaklafl›m erke¤i ruhta, düflüncede ve zihinde bitirmeyen, ondan kopmayan, ona ruhsal, güdüsel ve düflünsel teslimiyeti yaflayan, özgürlü¤e inanmayan ihanetçi kad›n tiplerinde somutluk kazanm›flt›r”
kuflkusuz cins mücadelesi stratejisinde yaflanan liberalizmdir. Düflürülmüfl cinsiyetçi toplumun flekillendirdi¤i kad›n gerçe¤i, erke¤in güç ve iktidar›na hem siyasal anlamda hem de güdüsel anlamda sonuna kadar ba¤›ml›, iradesiz bir gerçe¤i ifade etmektedir. Önderli¤imizin y›llarca kad›nla ilgilenme çözümleme düzeyi bu gerçe¤i ideolojik ve felsefik aç›dan çözümlemifltir. Ancak bu durum, Önderli¤imizin ortaya ç›kard›¤› bu çözümleme düzeyinin kifliliklerde yeterince oturtulamad›¤›n›n ve aflt›r›lamad›¤›n›n göstergesi olmaktad›r. Dolay›s›yla erkekten hem ideolojik hem zihinsel hem de güdüsel anlamda kopuflun hâlâ yeterince sa¤lanamad›¤› ortaya ç›km›flt›r. Bu konuda kad›n kurtulufl ideolojisine ve cins mücadelesinin stratejik esaslar›na baz› kad›n ve erkek kifliliklerinde ciddi bir inanç yoksunlu¤unun oldu-
ww
w.
rilmesine Kad›n hareketi olarak öncülük etmemiz gerekmekte iken bu konuda liberal kal›nm›flt›r. Son iki y›ll›k pratik süreci tahlil eden kongremiz, de¤iflim ve dönüflüme yeni paradigma ekseninde girmede yüzeysel, kendine göre, dönemsel yaklafl›mlar›n öne ç›kt›¤›n› tespit etmifltir. Önderli¤imizin bu konuda kad›na biçmifl oldu¤u öncülük rolü zaman zaman dayat›lm›fl ancak buna denk radikal mücadeleci bir durufl sergilenmemifl, belli kayg›larla hareket edilmifltir. Do¤ru bir demokrasi anlay›fl›n›n gelifltirilmesi, yeni bir zihniyetin gelifltirilmesi gibi konularda yeterince ›srarl› olunmam›fl, erke¤in gölgeleyici yaklafl›mlar›na karfl› liberal kal›nm›flt›r. Cins savafl›n›n gelifltirilmesi, erkek taraf›ndan cinsiyetçilikle elefltirilmifl, buna karfl› ciddi bir anlay›fl mücadelesi vermekten ziyade kendini savunma pozisyonunda kal›nm›flt›r. Öz-
SERXWEBÛN
Kad›n demokratik konfederal sistemin öncü gücüdür
Özgün örgütlülük zemini her alanda yarat›lmal›d›r Dolay›s›yla Kad›n hareketimizin özgün örgütlülük düzeyi sadece kad›n çal›flmas› yürüten merkez zeminlerimizden ibaret de¤ildir, olmamal›d›r. Her kad›n kadronun bulundu¤u genel çal›flma zemini içerisinde de kendi özgün örgütlülük zeminini mutlaka gelifltirmesi ve iflletmesi gerekmektedir. “Özgün zemin” alg›s› sadece kad›n çal›flmas› yürüten ortamlarla s›n›rl› olmay› aflmal› ve kad›n kadrolar›m›z›n bulundu¤u her ortam›n “özgün zemin” alg›s› ile örgütlenmesi gerekmektedir. Yani genel çal›flma zeminleri içinde de kad›n›n kendisine ait bir zemini, bir örgütlülü¤ü, bir iflleyifli, bir dünyas› olmal›d›r. Çünkü Önderli¤imizin özgün örgütlenme perspektifi, kad›n›n bulundu¤u her ortamda kendi kad›n dünyas›n› örgütlemesi anlam›n› tafl›maktad›r. Bulundu¤u ortam›n ve çal›flman›n yaflad›¤› sorunlara kad›n cephesinden nas›l yaklaflaca¤›n› belirlemesi aç›s›ndan kendi kad›n örgütlülü¤ünü oluflturmas› flartt›r. Cins mücadelesi, erkek karfl›s›nda yürütülecek bir mücadele biçimi olmakla beraber di¤er bir yönü ise bulunulan ortam›n yaflad›¤› sorunlara kad›n cephesinden örgütlü bir yaklafl›m›n, kad›n zihniyeti ile bir yaklafl›m›n sahibi olma anlam›n› da tafl›maktad›r. Bulunulan her ortamda yaflanan herhangi bir sorun ele al›n›rken ‘bu soruna kad›n›n yaklafl›m› ise flöyle oldu’ denebilmelidir. Ortaya konan her tutum ve tavr›n, bulunulan ortamdaki kad›n›n örgütlü tutumu olarak, ortak görüflü olarak, ortak zihinsel yans›mas› olarak ortaya ç›kmas›, kad›n görüflünün dikkate ve ciddiye al›nmas› aç›s›ndan, sonuç al›c› olmas› aç›s›ndan oldukça önemlidir.
ww
w.
ne t
Buna göre egemen erkekten kopman›n; erkek egemen zihniyet ve sisteminden her türlü kopuflu kapsad›¤› ve yeni paradigman›n bu konuda daha keskin ve radikal bir yaklafl›m›n›n oldu¤u de¤erlendirilmifltir. Erkek egemen zihniyet ve sisteminin günümüzde modernist paradigma olarak kendisini tan›mlad›¤› dolay›s›yla bu paradigman›n devletçili¤ine, iktidarc›l›¤›na, tahakkümcülü¤üne her biçimde hizmet eden tüm yap›lar›ndan kopmay› ifade etti¤i de¤erlendirilmifltir. Egemen erke¤in zihniyetinden, sisteminden, ideolojik argümanlar›ndan, düflünüfl tarzlar›ndan ve di¤er uzant›lar›ndan duygusal, düflünsel, güdüsel ve fiziksel bir kopuflun eskiye oranla daha radikal ve tutarl› bir biçimde yaflanmas› gerekmektedir. Kad›n özgürlük duruflunun, erkekten bu düflünsel, duygusal, güdüsel kopuflu yaflanmadan yakalanamayaca¤› aç›kt›r. Bunun için Kad›n hareketimizin örgütlü mücadelesini yürüttü¤ü her ortamda kendi özgün örgütlülü¤ünü oluflturmas› flartt›r. Özgün örgütlülük; Önderli¤imizin Kad›n kurtulufl ideolojisi olarak s›ralad›¤› befl temel ilkeden biridir. Dolay›s›yla sadece iki kad›n kadromuzun bulundu¤u bir ortamda bile mutlaka kendi özgün örgütlülü¤ünü oluflturmas› ve özgün iflleyiflini belirlemesi gerekmektedir. Kad›n, “demokratik konfederal sistemin öncü gücüdür” tan›m› kad›n›n demokratik konfederal mücadelemizin örgütlendi¤i tüm zeminler içerisinde de kendi özgün örgütlülü¤ünü gelifltirmesini flart k›lmaktad›r. Demokratik konfederal sistemin her hangi bir yerinde yer alan kad›n kadrolar›m›z›n ‘ben genel çal›flma yürütüyorum, özgün örgütlenmeme, özgün e¤itim görmeme, özgün tekmil ve toplant› almama gerek yok’ dememesi gerekiyor. Baz› alanlar›m›zda özgün örgütlülü¤ü, özgün e¤itimleri ve özgün tekmil ve top-
lant› sistemini gereksiz gören bu özgün iflleyiflini iflletmeyen, pratiklefltirmeyen baz› durufllar, geçti¤imiz süreçte ortaya ç›km›flt›r. Kendi özgün zeminlerine ve iflleyifline karfl› ortaya ç›kan bu yetersiz ve örgütsüz yaklafl›mlar kongremiz taraf›ndan, Kad›n kurtulufl ideolojisinin temel ilkelerinden uzaklaflma olarak tan›mlanm›fl ve mahkûm edilmifltir.
Özgünlüklere erke¤in müdahelecili¤i birlikte çal›flma zeminini zay›flatm›flt›r Kad›n hareketi olarak son y›llarda egemen erkek çözümlemesinin, ideolojik elefltirisinin gelifltirilmesinde yaflad›¤›m›z zay›fl›klar› da kongremiz de¤erlendirdi¤i konular aras›na alm›flt›r. Bu konuda her alan›m›zda belli baz› zorlanmalar yaflanm›fl, kendi çap›nda belli bir mücadele yürütülmüfl ancak sistemli ve örgütlü bir tarzda erke¤in zihniyet ve pratik çözümlemesinin yap›lmas›nda, bunun ideolojik ve örgütsel mücadeleye dönüfltürülmesinde oldukça zay›f kal›nd›¤›n› kongremiz de¤erlendirmifltir. Kad›n›n kendi özgürlük zeminlerini ve bunun özgün örgütsel sistemini oluflturmas›na önemli oranda müdahaleci yaklafl›mlar ortaya ç›km›flt›r. Erke¤in bu somut yaklafl›mlar›, Kad›n hareketimizin kendi sistemini kendi öngördü¤ü ihtiyaçlar temelinde gelifltirmesini engelleyen, birlikte çal›flma ve mücadele etme zeminini zay›flatan, kad›n yap›s›n›n kendi Hareketine yaklafl›m›nda da baz› güvensizliklere yol açan çeflitli sonuçlar do¤urmufltur. Son iki y›ll›k süre zarf›nda ortaya ç›kan baz› somut gündemler üzerinden kad›n taraf›ndan belli bir mücadele yürütülmüfl, ancak mücadele tarz›nda örgütlülük, ›srar ve çözümleyicilik tutturulamam›flt›r. Yaflanan siyasal geliflmelerin ortaya ç›kard›¤› hassasiyetlerin gölgesinde geliflen bu süreçler, Kad›n hareketinin yap›s›yla paylafl›lmam›fl, örgütlü bir tavra dönüfltürülememifl, dolay›s›yla tarzda marjinalleflme yaflanm›flt›r. Cins mücadelesine damgas›n› vuran bu marjinal tarz, Kad›n hareketini sonuç almaktan uzak b›rakm›flt›r. Her bileflen içerisinde ortaya ç›kan çeflitli erkek yaklafl›m› karfl›s›nda sadece o bileflenin yönetimi ya da bileflen yönetiminden de öne ç›kan baz› arkadafllarla s›n›rl› bir mücadele yürütülmüfl, dolay›s›yla cins mücadelesi ad›na her seferinde bir arkadafl flahs›nda sorun bireysellefltirilmifl, bireysellefltirildi¤i için de adeta haks›z bir konuma düflülmüfltür. Erke¤in bu konudaki dönemsel yaklafl›m›; elefltirerek, teflhir ederek, yönelerek zay›flatmak ve bu yöntemle zay›flatt›¤› kad›n› kendisine ba¤›ml› hale getirme biçiminde geliflmifltir. Bu yöntemle Kad›n hareketini parçal› hale getirmek ve her
ew e. c
maktad›r. Kongremiz kopufl teorisini yeni paradigma çerçevesinde de yeniden de¤erlendirmifltir.
Kas›m 2008
om
30
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
31 runlar› alan Kad›n hareketlerinin üstüne y›kmaktad›r. Bu sorunu sadece kad›n›n sorunu olarak görmesi yetmiyormufl gibi kad›n›n müdahaleci oldu¤u toplumsal gerilikler karfl›s›nda da yer yer pragmatist ve engelleyici yaklafl›mlar içerisine girebilmektedir. Dolay›s›yla toplumsal alanda erke¤in ev ve aile ortam›nda kad›na karfl› durufl ölçüleri yurtseverlik kriterleri aras›ndan adeta ç›kar›lm›flt›r. Örne¤in mücadelemize çeflitli biçimlerde destek veren, eylem ve etkinliklerine kat›lan, kurumsal çal›flmalar›m›za çeflitli düzeylerde yer alan bir yurtseverimiz, rahatl›kla ev ve aile ortam›nda kad›na oldukça geri yaklafl›mlar içerisine girebilmektedir. Efline ve k›z çocuklar›na yak›n çevresi içerisinde bulunan kad›nlara yaklafl›m›nda tahakkümcü muame-
özgürleflme sorunlar›n› sadece kad›n›n sorunu olarak görmekte ve kendilerini bu sorunun çözümünden sorumlu görmemektedirler. Tersine kad›n›n bu konudaki çabalar›n› da cinsiyetçilik elefltirisi ad› alt›nda bofla ç›karan yaklafl›mlar içerisine girmektedirler. Dolay›s›yla erkek, ideolojik aç›dan yeni paradigmaya giriflte kendini befl bin y›ll›k egemenlikli zihniyetten, onun kültür ve ahlak›ndan kurtarmay› kendi sorunu olarak görmemektedir. Soruna böyle bakt›¤› için erkekteki bu durufl, toplumun de¤iflim ve dönüflüm çal›flmalar›na da yans›maktad›r. Hemen hemen tüm alanlar›m›zda toplumsal cinsiyetçilik ve toplumsal gericilikle mücadelenin kad›n-erkek tüm hareketin kadrosuna yükledi¤i sorumluluklar karfl›s›nda, erkek kendi üstüne düflen rolü sahiplenmemekte ve bu so-
leler içerisine girebilmektedir. Bu tür durumlar Kad›n hareketine yans›y›nca Kad›n hareketi müdahaleci yaklafl›p belli bir mücadele içerisine girebilmekte ancak alanlardaki erkek kadrolar›m›z›n yaklafl›m› rahatl›kla Kad›n hareketinin bu yaklafl›m›n› belli siyasal ve pragmatist kayg›larla bofla ç›karabilmektedir. Bu aç›dan yurtseverli¤in tan›m› içerisine erke¤in ev ve aile ortam›nda yine yak›n çevresinde, kad›na özgürlükçü yaklafl›m›n›n da dahil edilmesi gerekti¤ini kongremiz kararlaflt›rm›flt›r. Erkekte ortaya ç›kan bir di¤er yaklafl›m ise kad›n›n genel hareketimizin içinde harcam›fl oldu¤u emek ve çabay› Kad›n hareketinin kazan›mlar› aras›nda görmemesidir. Kad›n kadrolar›m›z, genel konfederal sistemimizin bütün çal›flmalar› içerisinde aktif bir biçimde yer al-
makta ve konfederal sistemin örgütlendirilmesinde aktif bir rol oynamaktad›r. Ancak erkek, kad›n›n genel hareket içerisindeki bu çaba ve eme¤ini görmemekte, kad›na mal etmemekte, sadece kendisini sistemin sahibi ve örgütleyicisi olarak görmektedir. Hem kad›n›n öncülük rolünü dillendiren, bunun üzerinden kad›n› genel sistemin içine çeken ama hem de kad›n›n bu sistem içerisinde harcam›fl oldu¤u emek ve çabay›, Kad›n hareketinin eme¤inden ve baflar›s›ndan saymayan bir yaklafl›m söz konusudur.
ww
w.
ne te we .c om
parçay› kendi denetimine aç›k b›rakmaya çal›flm›flt›r. Cins mücadelesinde ortaya ç›kan bu bireysel ve marjinal kalan mücadele tarzlar›n›n yol açt›¤› bu y›pranma durumu, Kad›n hareketini erke¤in müdahalesine aç›k hale getirmifltir. Cins mücadelesindeki bu süreklilik kazanmayan, marjinal, bireysellefltiren tarz›n do¤ru bir mücadele tarz› olmad›¤›, örgütlü ve kolektif bir tarza kavuflturulmas› gerekti¤ini kongremiz tart›flm›fl ve bu konuda kendi yap›s›na aç›k ve örgütlü tav›r gelifltiren bir tarz›n gelifltirilmesi gerekti¤ini ortaya koymufltur. Kad›n, cins mücadelesinde süreklili¤i ve örgütlülü¤ü sa¤layamad›¤› gibi erke¤in cins mücadelesine yaklafl›m› ise kendisini d›fl›nda gören yaklafl›mlar olarak ortaya ç›km›flt›r. Erkekler, cinslerin
Demokrat erkek yaklafl›m›nda inceltilmifl bir egemenlik vard›r
Erkekte yaflanan bir di¤er yan›lg› ise içine girdi¤i ‘demokrat erkek’ yan›lg›s›d›r. Erkek, erkekli¤i befl bin y›ll›k bir zihniyet ve sistem olarak ele almaktan ziyade kendisini demokratikleflme aray›fl›nda olan birey olarak ele almaktad›r. Erkekli¤in hem kad›n hem de erkek taraf›ndan bir zihniyet ve bir sistem olarak ele al›nmamas›, her iki cinsin flahs›nda da önemli yan›lg›lar ortaya ç›karmaktad›r. Kad›na yak›nlaflma ad›na, kad›nla paylaflma ad›na kendini demokrat ölçülerde ele alan, böyle oldu¤una kad›n› ikna etmeye çal›flan, kand›rarak Kad›n hareketi içine s›zmaya çal›flan bir erkek duruflu geliflmektedir. Ancak ortaya ç›kan birçok pratikte, bu tipin kad›nla olan iliflkilerinin zamanla sevgi ad›na, aflk ad›na geri iliflki tarzlar›na dönüfltü¤ü ve tüketici, ihanete götüren iliflkilere evrildi¤i görülmüfltür. Bu tipin kad›n yaklafl›m›nda inceltilmifl egemenlik tarzlar› görülmektedir. Kad›n›n, kad›na çizilmifl geleneksel çerçeveyi aflmas›, iradeli bir durufl kazanmas› karfl›s›nda ürküntüye kap›lmakta ve ideolojik aç›dan güçlenen kad›n›n bu demokratl›k aldatmacas›n› çözece¤inden korku duymaktad›r. Ortaya ç›kmakta olan bu tiple mücadele, kad›nda ideolojik bilinç ve iradeli bir durufl gerektirmektedir. Bu duruflu sa¤layamam›fl, gerilikleriyle bar›fl›k yaflayan baz› kad›n durufllar›, buna aldanmakta, buna kanmakta ve kendi cinsinden uzaklaflarak, erke¤in bu inceltilmifl tarz›yla buluflmakta ve s›zmas›na müsamaha göstermektedir. Geri kad›n›n bu tip erkekle gelifltirdi¤i iliflki örneklerinin
SERXWEBÛN
Demokratik toplumun gelifltirilmesi ideolojik öncülükle mümkündür
Kadrolaflma konusunda kongremizin tart›flt›¤› bir di¤er konu ise her alan›n kendi kadrosunu oluflturmufl olmas›d›r. Hareketin, partinin kadrosunu gelifltirmekten ziyade kendi bulundu¤u alan›n kadrosunu oluflturma gibi yanl›fl bir anlay›fl ve yaklafl›m, geçirdi¤imiz süreçlerde ortaya ç›km›flt›r. Bu anlay›fl ve yaklafl›m kadroyu kendi içinde parselleyen bir yaklafl›m olarak tan›mlanm›flt›r. Örne¤in baz› kadrolar›m›z sanki sadece YJA’ya ait baz›lar› sadece YJA-Star’a ait, baz›lar› bas›n-kültür gibi mesleki alanlara aitmifl gibi bir anlay›fl ortaya ç›km›flt›r. Bu anlay›fl, her çal›flmay› kendi içine kapatmakta, çal›flmalar›n kendi aralar›nda kadro de¤ifltirmesini engellemekte ve çal›flma alanlar› aras›nda yönetimler de içinde olmak üzere dinamik bir kadro ak›fl›n› sekteye u¤ratmaktad›r. Kadro politikas›ndaki bu yetersizli¤in bir an önce giderilmesi perspektifini kongremiz ortaya koymufltur Kongremizin ele al›p de¤erlendirdi¤i di¤er bir konu ise kadrosal durufl konusu olmufltur. Kad›n›n Kürdistan gibi savafl›n, fliddetin ve cinsiyetçili¤in egemen sistem taraf›ndan özellikle gelifltirildi¤i bir mekanda ideolojik, öncü, kurmay bir partileflmeyi onun kadrolaflmas›n› yaflamadan yeni demokratik bir toplumu gelifltiremeyece¤i aç›kt›r. Önderli¤in kad›na demokratik bir toplumun geliflmesinde biçti¤i öncülük misyonu, her alan›m›zda öncü ideolojik partileflme, kadrolaflma, militanlaflma çal›flmalar›nda somuta kavuflmaktad›r. Kürdistan’›n dört parças›
ww
w.
ne t
De¤erli Yoldaflflllar; 7. Kongremizin gündemine al›p de¤erlendirdi¤i di¤er bir konu da kadrolaflma ve militanlaflma sorunlar›m›z olmufltur. PAJK’› Kad›n hareketimizin ve Demokratik konfederal sistemimizin öncü ideolojik kad›n partisi olarak tan›mlayan kongremiz, Kad›n hareketimizin tüm militan kadrosunu PAJK kadrosu olarak tan›mlam›flt›r. Bu tan›m gere¤i; meflru savunma alan›nda, siyasi toplumsal alanda, gençlik alan›nda, ideolojik alanda k›sacas› hangi çal›flma alan›nda olursa olsun tüm kad›n kadrolar PAJK kadrosudur. Dolay›s›yla ideolojik alan çal›flmas› yürüten bir kadro ile siyasi toplumsal çal›flma yürüten, meflru savunma çal›flmas› yürüten tüm kadrolar›m›z›n ortak PAJK ölçülerinde, partileflme ölçülerinde buluflmas› gerekmektedir. Dersim, Botan, Haftanin, X›nere, Kandil gibi alanlar›m›zdaki bir kadromuz ile Avrupa ile Kürdistan parçalar›nda siyasi, toplumsal çal›flma yürüten bir kadromuzun esas alaca¤› ölçüler, ayn› ideolojik partinin kadro ölçüleri olacakt›r. Meflru savunma alan›nda askeri çal›flma yürüten bir kadromuz ile parçalarda ve yurt d›fl›nda üçüncü alan çal›flmas› yürüten bir kadromuzun esas alaca¤› ölçüler de ayn› partisel kadrosal ölçüler olacakt›r. Son y›llarda kadro politikam›zda önemli afl›nmalar ortaya ç›km›flt›. Bu afl›nmalar›n yol açt›¤› tahribatlar sonucu neredeyse her alan›m›z›n, her çal›flma saham›z›n kendisine göre oluflturdu¤u baz› kadro ölçüleri söz konusu olmufltu. Siyasi toplumsal alan›n kadro ölçüleri ile ideolojik alan›n, meflru savunma alan›n›n kadro ölçülerinde önemli bir farkl›laflma ortaya ç›km›flt›. Ölçülerdeki bu farkl›laflma durumu kadrosal duruflta önemli tahribatlara yol açm›flt›. PAJK’›n kurulufl kongresinden itibaren bu konuda önemli bir kararlafl-
maya ve toparlanmaya gidilmifl ancak Kad›n hareketinin tüm kadrosu ortak ölçülerde tan›mlanmad›¤› için ölçülerdeki mu¤lâkl›k da afl›lamam›flt›r. Kongremizin alm›fl oldu¤u karar bu mu¤lakl›¤› ortadan kald›rmaya dönüktür ve tüm alanlar›m›z, kadrosal duruflunu bu ortak ölçüler karfl›s›nda k›sa sürede netlefltirmelidir. Bu netlefltirme çal›flmas› tüm alanlar›m›zda PAJK’›n partisel, kadrosal ölçüleri karfl›s›nda gündeme al›n›p tart›fl›lmal›, elefltiri-özelefltiri, çözümleme, kadro toplant›lar› veya konferanslar› biçiminde yürütülmelidir.
ve yurt d›fl›nda örgütlenen alan kad›n hareketlerimizin ve bu hareketlerimizi yürüten kadromuzun partileflme bilincini ve öncülük prati¤ini yakalamadan demokratik bir toplumun inflas›na öncülük edemeyece¤i a盤a ç›km›fl bulunmaktad›r. Bu tespitten yola ç›karak alan kad›n hareketlerimizi yürüten kadromuzun; yeni toplumu infla çal›flmalar›na kendini adama kararl›l›¤›, iddias› ve öncü militan duruflunu mutlaka yakalamas› ve kiflisel netleflmelerini bu temelde yaflamas›, bu konuda iddial› bir kiflili¤i kendinde gelifltirmesi, olmazsa olmaz kabilinde bir görevdir. Kürt toplumunu, otuz y›l öncesine kadar dibe vurmufl gerçe¤inden alarak, günümüz dünyas›n›n yeni ça¤dafl anlay›fl›na, yeni bir bilimsel anlay›fla, yeni bir demokratik sosyalist, yeni bir ekolojik anlay›fla sahip demokratik topluma dönüfltürme gibi bir amaç, hedef ve iddiam›z söz konusudur. Böyle bir realiteden, böyle geliflmifl bir toplumu yaratman›n kendili¤inden, öncüsüz, partisiz, kadrosuz ve militans›z gerçekleflemeyece¤i bilinmektedir. Alan kad›n hareketlerimizi yürüten çekirdek kadromuzun, görev ve sorumluluklar›na bu bilinç derinli¤i ile yüklenmesi gerekmektedir. Her alan›m›z›n kadrosal ve yönetimsel duruflunu bu iddia ve kararl›l›k düzeyi ile Apocu kad›n kurtulufl çizgisi karfl›s›nda çözümlemesi ve kendisini bu ölçülere göre netlefltirmesi gerekmektedir. Yine Önderli¤imizin üçüncü alan diye tan›mlad›¤› sivil toplumun gelifltirilmesi çal›flmalar›n› yürüten kadromuzun kendisini bu sivil toplumun içinde kadrosal, partisel tan›ma kavuflturmas› gerekmektedir. Sivil toplumu gelifltirmek; sivil toplumun birer aktivistine dönüflerek de¤il, sivil toplumu gelifltirecek, bilinçlendirecek, yönlendirecek, savunmas›n› yapt›racak, yeni demokratik toplumun bilincine oturtacak öncü kadro olarak baflar›labilir. Kürdistan gibi egemen devletlerin bin bir plan ve programla, ideolojik sald›r›larla, özel savafl yöntemleri ile yöneldi¤i bir zeminde öncüsüz, kadrosuz, partisiz bir sivil toplumun kendili¤inden geliflemeyece¤i, ba¤›ms›zl›¤›n› ayakta tutamayaca¤›, egemen cepheye kaymaya aç›k olaca¤› bilinmelidir. Sonuç itibari ile Kürdistan’daki ayd›nlanma hareketi ve demokratik toplum hareketinin ideolojik
ew e. c
sonu ihanet olmufltur. Doktor Ali ve Dicle’nin flahs›nda yaflanan ve Botan eyaletine hâkim k›lmaya çal›flt›klar› ölçüler ve iliflki anlay›fl› bu temelde gelifltirilmifl ve yayg›n bir tarza dönüflme riski tafl›m›flt›r. Dolay›s›yla kendisini kand›ran sözde demokrat erkek tipiyle önümüzdeki süreçte ciddi bir ideolojik mücadele yürütmek gerekmektedir.
Kas›m 2008
om
32
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
“330. y›ll›k PKK mücadelesi sadece Kürt sorununun siyasal çözümünü esas alan bir mücadeleyle s›n›rl› de¤ildir. Önderlik, devrimimizi ideolojik, felsefik, siyasal, sosyal, kültürel bir devrim olarak tan›mlad›. Yeni paradigmam›z da yaflam›n her alan›n› kapsayan evrensel bir bak›fl
ne te we .c om
öncülü¤ün gelifltirdi¤i bir hareket oldu¤u unutulmamal›d›r. Dolay›s›yla Kürdistan’da hem Demokratik konfederalizmin hem de kad›n özgürlü¤ünün geliflmesinin hâlâ ideolojik öncülü¤ü gerektirdi¤inin derin bilincini, her kadromuzun kavramas› ve bu kavray›fl temelinde kendi ideolojik öncülük görev ve sorumluluklar›na s›k› bir biçimde sar›lmas›; bunun iddial› ve kararl› duruflunu prati¤inde oturtmas› gerekmektedir.
33
Hareketin kadrosu her an ve her alandaki görevlere haz›r olmal›d›r
sosyal ve kültürel boyutlar› da devrimimizin önemli hedefleridir”
yat›mlar, 2003 sürecinde sa¤ tasfiyeciihanetçi çizgi taraf›ndan hareketimize dayat›lan sosyal reformculu¤un alanlardaki kal›nt›lar›d›r. 2003’ten itibaren mücadelemiz içerisinde kendisini kadro olarak tan›mlayan birçok kifli, hareketin herhangi bir ihtiyac›ndan kaynaklanmayan bir flekilde egemen sistemin okullar›nda okumay›, özel yaflam›n› örgütlemeyi, evlenmeyi, ev kurmay› vb dayatm›flt›r. Ard›ndan geliflen ideolojik mücadele sürecinde özel yaflam›n› örgütleyen bir kimsenin hareketin kadrosu olamayaca¤›n›n netlefltirilmesine ra¤men hem mücadelede yer almay›, hem mücadelenin bir kadrosu olmay› ama hem de özel yaflam›n› örgütlemeyi dayatan baz› durufllar ortaya ç›kabilmektedir. Bu dayatmalar karfl›s›nda tüm alan örgütlerimiz net bir durufl içerisinde olmal› ve bu yaklafl›mlar› kabul etmemelidir. Her alan›m›z›n bu konudaki net kadro durufl ve ölçülerini bilmesi ve buna göre kendi içinde bu durufllar› netlefltirmesi gerekmektedir. Hareketimiz ve partimiz içerisinde kendisini kadro olarak tan›mlayan kiflinin, hareketin ve partinin ihtiyaçlar› d›fl›nda kendi özel yaflam›n› örgütleme yaklafl›m› kabul edilmeyecektir.
ww
w.
Sorunun di¤er bir yan› ise her parça çal›flmas›n›n da kendi s›n›rlar› içerisinde bir kadro flekillendirmesine gitmifl olmas›d›r. Özellikle siyasi toplumsal alan›n parça çal›flmalar›n› yürüten ve kendisine kadro diyen ama bulundu¤u parçan›n d›fl›na ç›kmay› da kendisi için ön görmeyen bir flekillenifl söz konusudur. Örne¤in bir parça çal›flmas›nda oldukça aktif çal›flma yürüten ama mücadelenin bir baflka alan›na gidip çal›flmay› kendisi için kabul etmeyen, kendisini bulundu¤u parçan›n s›n›rlar› içinde s›n›rlayan bir kadrosal flekillenifl de söz konusudur. Kendisini sadece bir alan ile s›n›rlayan kadrosal durufl, yerel kadro durufludur. Kendisini profesyonel veya öncü parti kadrosu olarak tan›mlayan kiflinin kendisini sadece mücadelenin bir alan› ile s›n›rlamamas› gerekmektedir. Mücadelemizin ön görece¤i ve hareketin ihtiyaç duyaca¤› bütün mücadele zeminlerimize çeflitli dönemlerde düzenlenmeye her zaman haz›r olan ve PAJK üyelik esaslar›n› tüzüksel olarak kabul eden kifli, hareketimizin ve partimizin kadrosudur. Bunun yan›nda mücadelemizin belli alanlar›yla kat›l›m›n› s›n›rlayan ama bütün enerji ve yetene¤i ile hareketimize kat›lan, çal›flan, elinden gelen her türlü maddi ve manevi hizmeti mücadelemize sunan ancak her an her hangi baflka bir mücadele zeminimize gönderilmeyi ve görevlendirilmeyi kendisi için ön görmeyen kifli yerel kadromuzdur. Sorunun baflka bir yan› ise kendisini kadro olarak tan›mlayan birçok kiflinin mücadeleyi yürütmeyi sürdürmekle beraber kendi kiflisel özel yaflam›n› da örgütlemeyi dayatma yaklafl›m›d›r. Bu da-
aç›s›n› ifade etmektedir. Sorunun siyasal yan› kadar ideolojik, felsefik,
Geri geleneksel iliflkilerin temelinde özgürlü¤e inançs›zl›k yatmaktad›r
Kongremizin gündemine al›p de¤erlendirdi¤i bir di¤er konu ise kad›n erkek iliflkilerinde ortaya ç›kan geri geleneksel iliflki tarzlar› olmufltur. Sevgi, aflk, paylafl›m ad›na ortaya ç›kan bu geri geleneksel iliflki tarzlar›n›n en temel nedeni, bu iliflki tarz›na düflenlerin geri kad›n ve geri erke¤i zihninde, beyninde, yüre¤inde ve güdülerinde bitirmemifl olmas›d›r. Özgür kad›n ve özgür erkek ölçülerini gelifltirme mücadelesinde yaflanan dura¤anl›kt›r. Özgürlük aray›fl›ndaki iddi-
as›zl›k ve özgürlü¤e inançs›zl›kt›r. Önderli¤imizin hepimiz için belirlemifl oldu¤u özgür kad›n, özgür erkek ve özgür yaflam ölçülerinde, kabul ve ret ölçülerinde yaflanan mu¤lâkl›kt›r. Bunun temelinde toplumsal geriliklerle mücadeledeki yetersizlik ve bunun kiflilik durufllar›ndaki etkisinin çözümlenmemesi yatmaktad›r. Bu geri kiflili¤in duruflunda ve zihniyetinde toplumsal gerilikler ve gelenekler sorgulanmaks›z›n kabul görmektedir. Özgür kiflilik, özgür toplum, özgür yaflam aray›fl› adeta donmufl gibidir. Toplumsal çözümleme konusunda bu durufl oldukça geri geleneksel kalmakta, toplumsal geriliklerle mücadeleyi gereksiz görmekte, otuz y›ll›k mücadeleyi salt siyasal çözümün gelifltirilmesi üzerinden ele almaktad›r. Oysa otuz y›ll›k PKK mücadelesi sadece Kürt sorununu siyasal aç›dan çözmeyi esas alan bir mücadele ile s›n›rl› de¤ildir. Bu sadece bir boyutudur. Önderlik, devrimimizi ideolojik, felsefik, siyasal, sosyal ve kültürel bir devrim olarak tan›mlad›. Yeni paradigmam›z da toplumsal yaflam›n her alan›n› kapsayan evrensel bir bak›fl aç›s›n› ifade etmektedir. Sorunun siyasal yan› kadar ideolojik, felsefik, sosyal ve kültürel boyutlar› da devrimimizin önemli hedefleridir. Ancak kadrosal motivasyonda siyasi sorun kadar ideolojik, felsefik, toplumsal ve kültürel sorunlarla mücadele etme yan› oldukça eksik kalmaktad›r. Dolay›s›yla karfl›s›nda yeterince mücadele edilmeyen bir toplumsal realite, bu durufl taraf›ndan oldu¤u gibi kabul edilmekte, karfl›s›nda mücadele yürütülmesi gereksiz bulunmakta hatta yaflam ve iliflki örne¤i olarak baz al›nmaktad›r. Dolay›s›yla otuz y›ll›k mücadelenin ortaya ç›kard›¤› özgürlük düzeyi karfl›s›nda direnmekte, geri geleneksel ölçülerini aflmamakta, kendisini bu geri ölçüleri ile
SERXWEBÛN
Erke¤i özgürlük ölçülerine çekmesi gereken kad›nd›r
ww
w.
ne t
Kongremiz köle kad›n ve egemen erkek olarak tan›mlad›¤›m›z bu geri geleneksel durufllar› ciddi bir biçimde reddetmifl ve bu duruflu Önderli¤in özgür yaflam tan›m›ndan uzaklaflma olarak tan›mlam›flt›r. Bu geri geleneksel iliflki biçimi kuflkusuz her iki cinste yaflanan geriliklerin buluflmas› ile ortaya ç›kmaktad›r. Ancak kongremiz bu konuda ölçüleri yükseltmesi gerekenin, erke¤i de özgürlük ölçülerine çekmesi gerekenin kad›n olmas› gerekti¤ini tart›flm›flt›r. Bunun için de erkek egemenlikli geri toplumsal geleneklerin kad›n kiflili¤inde oluflturdu¤u dejenerasyonu çözümleme ve yeni özgür kad›n kiflili¤ini gelifltirme konusunda önemli bir mücadele kararlaflmas› ortaya ç›karm›flt›r. Çünkü bizler özellikle de kad›nlar olarak oldukça erkek egemenlikli geri bir toplumsal yap›dan gelmekteyiz, her birimizin evde, ailede, yaflad›¤› çevresel ortamda oldukça geri buldu¤u, tahakkümcü buldu¤u art›k tahammül gösteremedi¤i geriliklerle karfl›laflma ve bu geriliklerle çat›flma durumu söz konusu olmufltur. Hiç birimiz Harekete kat›lmadan önce bir kad›n olarak özgür yafl›yordum diyemiyoruz. Bu realiteyi toplumsal cinsiyetçilik derslerimizin tart›flmalar›ndan biliyoruz. Her birimizin bir di¤erimize benzeyen bir hikâyesi, sesli veya sessiz bir çarp›flmas› olmufltur. Bunlar› gerçekleflen biçimiyle bu kadar çabuk unutmak; bizler için özgür bir yaflam öngören Önderli¤imize, yi¤itçe kendisini özgürlük mücadelesine
adayan flehit yoldafllar›m›za, analar›m›za, k›z kardefllerimize verdi¤imiz özgürlük sözünden uzaklaflmay› ifade eder. Verdi¤imiz toplumsal sözlerden kopmay› ifade eder. Kad›n›, özgürlük sözleflmesinden ve özgürlük duruflundan uzaklaflt›ran ve egemen erke¤e yeniden yak›nlaflt›ran fley, kad›n›n yaflad›klar›na olan tan›kl›klar›m›z›n unutulmas›d›r. Oysa her birimizin yaflad›¤› veya tan›kl›k etmifl oldu¤u sorunlar›n çap› o kadar büyük ve o kadar derindir ki her birimizin bu tan›kl›klar›m›z karfl›s›nda de¤il erkekle sevgi, aflk, paylafl›m ad›na iliflkilenme onu beyninde, zihninde, yüre¤inde, ruhunda ve güdülerinde öldürmesi ve ondan ciddi bir kopuflu yaflamas› gerekmektedir. Baflka türlü ne özgür kad›n ne özgür erkek, ne özgür toplum ne de özgür yaflam› yaratmam›z mümkün de¤ildir. Demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yeni bir toplumu, yeni bir yaflam› yaratman›n öncülük görevini Önderli¤imiz ve mücadele güçlerimiz Kad›n hareketimize vermifltir. Kad›n hareketimiz ise bizlerden yani kad›n kadro ve militanlar›ndan oluflan canl› bir metabolizmad›r. Her birimizin tek tek ortaya ç›kard›¤› kad›n duruflunun toplam› Kad›n hareketinin kendisi olmaktad›r. Dolay›s›yla içine girilen do¤ru veya yanl›fl her türlü kad›n duruflu, Kad›n hareketinin durufluna mal olmakta, Kad›n hareketinin iradi düzeyini etkilemektedir. Bu aç›dan içine girilen bu geri geleneksel iliflki tarzlar›ndan h›zla uzaklafl›lmas› ve özgürlük mücadelemizin yaflam durufl ve ölçülerinde yeniden yükseltilmesi gerekmektedir.
almaktan ziyade birbirini teflhir eden, birbirinin ard›ndan konuflan geleneksel ad›yla dedikodu yapan, birbirine tepkisel yaklaflan, birbirini tamamlamaktan ziyade birbirini da¤›tan baz› yaklafl›mlar ortaya ç›kabilmektedir. Bunun nedeni ise yoldafll›k iliflkilerinin mücadeleci bir iliflki olarak ele al›nmamas›d›r. Gelenekselli¤in ancak bir k›z kardefller toplulu¤unda yaflam bulaca¤›, bir örgütsel zeminin kültürü olamayaca¤›, örgütleflmeyi ve güçlenmeyi getirmeyece¤i aç›kt›r. 5 bin y›ll›k erkek egemenlikli zihniyet ve sistemin etkilerinin hâkim oldu¤u bir toplumdan geldi¤imiz bilinmektedir. Bu toplumsal yap›lanman›n her birimizin kiflilik duruflunda belli yans›malar yapt›¤› da aç›kt›r. Ancak birbirimizi böyle kabul etmememiz, birbirimizin geri geleneksel yanlar›yla ciddi bir mücadele içinde olmam›z gerekti¤i de aç›kt›r. Bu mücadelecili¤in örgütsel yöntemi ise elefltiri-öz elefltiri mekanizmas›n› iflletmektir. Birbirinin geri geleneksel yanlar›n› resmi örgütsel ortamlar›m›zda aç›kl›k ilkesi çerçevesinde ortaya koymak temel bir ilkemizdir. Bu ilkeyi iflletmede son y›llarda yaflanan afl›nmalar yoldafll›k iliflkilerimizi zedeleyen bir yan olmaktad›r. Baz› ortamlar›m›z, birbirini elefltirmekten neredeyse çekinir bir duruma gelmifltir. Elefltiri sanki kifliyi y›pratmaya dönük yap›l›yormufl gibi bir alg›, elefltirinin önünü alan bir yaklafl›m olmaktad›r. Oysa elefltiri-öz elefltiri mekanizmas› otuz y›ll›k mücadelemizi güçlü k›lan, devam›n› sa¤layan ve gelifltirerek büyüten bir ilkemizdir. Baz› arkadafllar›m›z›n adeta “bana dokunmay›n, ben böyleyim, dokunursan›z yapmam, beni böyle kabul edin” biçimindeki yaklafl›m ve dayat›mlar› mücadelesizli¤i ve kendini dayatmay› ifade eder. Böyle bir duruflun ortaya ç›karaca¤› iliflki tarz› “beni elefltirmeyen, benimle ahbapl›k yapanla iliflkilenirim, beni elefltirenle iliflkilenmem, tepkisel yaklafl›r›m, tan›mam, dikkate almam” biçiminde geleneksel dar bir iliflki tarz› olmaktad›r. Böyle bir iliflki tarz›n›n, parti kültürü çerçevesinde yoldafll›k kültürü olamayaca¤› aç›kt›r. Dolay›s›yla tüm alanlar›m›z›n elefltiri-öz elefltiri mekanizmas›n›, partileflmenin temel bir yaflam ve kültürel ilkesi olarak ele al›p
ew e. c
ortama dayatmaktad›r. Hem kad›nda hem erkekte geri geleneksel kiflili¤i ile bar›fl›k yaflayan bu durufl, kendisini yaflatacak zeminler buldu¤unda ise adeta geri toplumsal yap›da yaflanan karasevda ve arabesk kültürünü içimizde yaflat›rcas›na ortaya ç›kmaktad›r. Bu duruflun zihniyetinde “Nas›l Yaflamal›” sorusu silinmifltir. Cevab› ‘toplum tüm gerili¤iyle birlikte nas›l yafl›yorsa ben de öyle yaflar›m’ biçimindedir. Bu biçimdeki geri geleneksel yaflam aray›fl›, dayatmas› ve iliflkileri mücadele ortam›m›zda kabul görmeyecektir ve ciddi bir ideolojik mücadele gerektirmektedir.
Yoldafll›k iliflkilerinde fleffafl›k ve örgütsellik esas al›nmal›d›r
Kongremizin ele al›p tart›flt›¤› di¤er bir konu ise yoldafll›k iliflkileri çerçevesinde birbirimize yaklafl›mda ortaya ç›kan geleneksellik olmufltur. Bu konuda ideolojik bir parti kültüründen ciddi yoksunlu¤umuzun oldu¤u daha çok gelenekselli¤in hâkim oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Özellikle siyasi toplumsal alanlar›m›zda çal›flma yürüten durufllarda ortaya ç›kan bu yaklafl›m asl›nda di¤er baz› alanlar›m›zda da zaman zaman öne ç›kabilmektedir. Birbirine yaklafl›mda örgütsel mücadele tarz›n› esas
Kas›m 2008
om
34
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
35
bu parti kültürü çerçevesinde yoldafll›k iliflkilerinde fleffafl›¤› ve örgütselli¤i esas almas› gerekmektedir.
ne te we .c om
Güç örgütlülükten do¤ar
olmas›na ra¤men bu konuda yaflanan önemli afl›nmalar geçti¤imiz birkaç y›ll›k süreçte Hareketi zorlam›flt›r. Eskinin özgürlü¤ü ideallefltiren, ulafl›lmaz k›lan ölçüleri bu anlamda geçirdi¤imiz son birkaç y›ll›k süreçte gerçekçilik ad›na son derece s›radanlaflt›r›lm›fl, kiflisel istem ve taleplere indirgenmifltir. Bu temelde kongremiz, Hareket olarak özgürlü¤ün güç ve gücün de örgütlülükle ba¤›n› yeniden tan›mlamam›z gerekti¤ini ve mücadelenin görev ve sorumluluklar›na bu özgürlük-örgütlülük-güç ba¤›nt›s› çerçevesinde yaklafl›lmas› gerekti¤ini tart›flm›flt›r.
De¤erli Yoldaflflllar; 7. Kongremiz PAJK’›n örgütsel faaliyetlerini ve yönetiminin durumunu da de¤erlendirmifltir. ‹ki y›l içerisinde yürütülen faaliyetler ve yönetimin durumu kongreye sunulan koordinasyon raporunda ifllenmifltir. Yürütülen faaliyetlerin bafl›nda e¤itim, kadro ve komiteleflme çal›flmalar› gelmifltir. PAJK bünyesinde yürütülen e¤itim faaliyetleri daha çok Önderli¤in savunmalar› eksen al›narak Kad›n hareketinin gündemine al›nmas› gereken konulardan oluflmufl bu konuda parti merkezi bünyesinde önemli bir derinleflme sa¤lanm›fl ancak ortamda yürütülen bu tart›flma gündemlerinin genel Kad›n hareketimize yans›t›lmas› zay›f bulunmufltur. Özellikle 21. yüzy›lda cins mücadelesinin ideolojik ve stratejik esaslar›, kad›n partileflmesi temelinde tanr›ça, melek, Afrodit kiflili¤inin gelifl-
ww
w.
Kad›n hareketi olarak son y›llarda yaflad›¤›m›z ideolojik örgütsel sorunlar›m›za kaynakl›k eden nedenlerden biri de yetki ve özgürlük kavramlar›n› yeni paradigma karfl›s›nda yeniden zaman›nda tan›mlayamam›fl olmam›zd›r. Özgürlük, eskiden yetki ile yani iktidar ve yetki ile kar›flt›r›ld›¤› için bunlar› aflmak ad›na bu defa mücadelenin görev ve sorumluluklar›n› üstlenmeme gibi durufllar ortaya ç›km›flt›r. “ben yetki almadan da üstüme düflen sorumluluklar› do¤al sorumluluk anlay›fl› ile yapar›m” gibi baz› yaklafl›mlar, geçti¤imiz y›llarda kad›n flahs›nda öne ç›kan zorlay›c› yaklafl›mlar olmufltur. ‹ktidarc›l›k ve yetkicilik adeta yöneticilik ile, görev sorumluluk alma ile efl de¤erde ele al›nm›fl ve “yöneticilik yapan iktidarc› ve yetkicidir” biçimindeki bir alg›, yönetim olgusunu anlams›zlaflt›ran bir yaklafl›m olarak ortaya ç›km›flt›r. Oysa iktidarc›l›¤›n sadece yönetim yetkilerine dayal› bir olgu olarak ortaya ç›kmad›¤›n›, son derece yap›sal ve toplumsal bir olgu oldu¤unu yapt›¤›m›z toplumsal hiyerarfli çözümlemelerinden tespit etmifl bulunuyoruz. Yönetim sorumluluklar›n› resmi olarak almayan, örgütlü davranmayan ama ortamlar›m›zda son derece bencil, bireyci, iktidarc› yaklafl›mlar›n sahibi olan birçok duruflun da ortaya ç›kabildi¤ini geçti¤imiz süreç bizlere göstermifltir. Bu durum, özgürlük iddias›nda önemli afl›nmalara yol açm›flt›r. Güç örgütlülükten, örgütlülü¤ün görev ve sorumluluklar›n› demokratik bir tarzda üstlenmekten do¤ar. Kad›n kurtulufl ideolojisinin temel ilkelerinden biri de kad›n› kaybetti¤i güce yeniden kavuflturma temelinde örgütleme ilkesidir. Örgütlenmenin ise örgütlülü¤ün görev ve sorumluluklar›n› sahiplenmeden ortaya ç›kmayaca¤› aç›kt›r. Özgürlü¤ün ise güçlenmeden, örgütlü bir güce dönüflmeden sa¤lanamayaca¤› aç›kt›r. Örgütlenmeyen, bu temelde örgütlü bir güç sahibi olmayan kad›n, özgürleflemez. Bu aç›k bir ilke
tirilmesi, toplumsal cinsiyetçili¤in afl›lmas›, Kad›n hareketi tarihi, özgür kad›n kimdir gibi baz› önemli tart›flmalar yürütülmüfltür. Parti merkezimizin, yürüttü¤ü bu tart›flma düzeyini harekete yans›t›l›fl biçimi daha çok dönemsel genelgeler ve talimatlar üzerinden gelifltirilmifl, merkezde gündemlefltirilip yo¤un tart›fl›lan bu gündemler, somut materyallere dönüfltürülüp tüm alanlara gönderilememifltir. Alanlara tafl›rmas›n› daha çok Parti merkezinde yo¤unlaflt›r›p çeflitli alanlara gönderdi¤i kadro üzerinden yapmay› esas alm›fl bu da alanlara yans›y›fl› oldukça dar b›rakm›flt›r. Önümüzdeki süreç aç›s›ndan Parti merkez ortam›nda gündemlefltirilip tart›fl›lan konular›n tüm alanlara çeflitli yöntemlerle tafl›r›lmas› planlanm›flt›r.
Özgün e¤itimler cins bilincinin geliflmesinde önemli bir iflleve sahiptir Parti merkezinde yürütülen yap›lanma ve flube e¤itimleri d›fl›nda, kadro okullar›nda önemli baz› paradigma dersleri üstlenilip verilmifl, kad›n ve erkek kadroya dönük özgün e¤itimler planlan›p koflullar dahilinde uygulanm›flt›r. Komitelerimizin örgütlendirildi¤i alanlarda da kad›n e¤itim devreleri planlan›p uygulanm›flt›r. Alanlarda toplu kad›n e¤itim devrelerinin d›fl›nda da kad›n kadrolar›m›z›n bulundu¤u her ortamda özgün e¤itim programlar› gönderilerek periyodik e¤itimler planlanm›fl ve uygulanmas› zorunlu k›l›n-
SERXWEBÛN
w.
Parti komiteleri tabana kadar yayg›nlaflarak örgütlendirilecektir
ww
Komiteleflme çal›flmalar› ise kongremizin en çok ele al›p de¤erlendirdi¤i bir konu olmufltur. PAJK merkezinde örgütlenen Önderlik komitemiz, Bas›n komitemiz ve Kültür sanat komitemiz, kendi faaliyetlerini planlad›¤› kapsamda yürütmüfllerdir. Bu komitelerin d›fl›nda Kürdistan’›n dört parças›nda, yurt d›fl›nda ve meflru savunma alanlar›nda da parti çal›flmas› yürütmek üzere PAJK komiteleri geçti¤imiz iki y›ll›k süre zarf›nda örgütlendirilmifltir. Tüm parçalarda, yurtd›fl› alanlar›nda ve meflru savunma alanlar›nda örgütlenen parti komitelerimizin kendilerini bulunduklar›
ni kararlaflt›rm›flt›r. Bu temelde daha önce befli YAJK yönetiminden olmak üzere 17 kifliden oluflan ve koordinasyon tarz›nda örgütlenen yönetim biçimimiz de¤ifltirilmifltir. Befli PKK meclisindeki kad›n üyelerden oluflmak üzere, 27 kiflilik yeni bir Parti meclisi seçilmifltir. Parti meclisimiz, kongre sonras› ilk toplant›s›n› yaparak 9 kiflilik koordinasyonunu belirlemifl, iç düzenlemesini yapm›fl ve çal›flmalar›n› planlam›flt›r.
De¤erli Yoldaflflllar; Kongremiz ideolojik, siyasal, partisel, kadrosal, sosyal, kültürel vb her alanda birçok kararlar da alm›flt›r. Her alanda bütün çal›flmalar›n›n merkezine Önderli¤in özgürlü¤ünü alm›fl, ideolojik, örgütsel mücadeleyi bu temel üzerinden yükseltmeyi kararlaflt›rm›flt›r. Bu kararlardan baz›lar› flöyledir: Her PAJK militan›n›n, Önderli¤e do¤ru ba¤l›l›¤› ‘Önder Apo’yu yafla ve Yaflat’ fliar› kapsam›nda esas almas›n›, Önderli¤e yönelik her sald›r›y› kad›n onuruna ve Kürt halk›n›n onuruna yönelik sald›r› olarak ele almas›n› ve karfl›s›nda mücadele yürütmesini, tecrit içinde tecrit politikas›n› meflrulaflt›ran, normallefltiren, süreklilefltiren, kan›ksatan tüm uygulamalar karfl›s›nda her türlü mücadele yürütülmesini, devletçi ve ilkel milliyetçi kesimlerin Önderliksiz çözüm dayatmalar›na karfl›; ‘Önderlik, Kürt halk›n›n ve kad›n›n yaflam gerekçesidir’ fliar› ile bu dayatmalar› bofla ç›kartmay› ve Önderli¤i çözümün tek muhatab› saymay› kararlaflt›rm›flt›r. Bu kararlar çerçevesinde 7. Kongremiz “Önder Apo’nun özgürlü¤ü kad›n›n özgürlü¤üdür” fliar› etraf›nda iki y›ll›k çal›flmalar›n› planlam›flt›r. Partileflmeye iliflkin; ‘PAJK bir flehitler partisidir’ gerçe¤ini partileflmenin esas› olarak yaflamsallaflt›rmay› bu temelde mücadeleyi yükseltmeyi, ideolojik öncü kad›n partileflmesini talilefltiren, gereksiz gören tüm anlay›fl ve yaklafl›mlar karfl›s›nda mücadele etmeyi, ‘Partileflmeden özgürleflme olmaz’ fliar›n› mücadelenin esas›na oturtmay›, partileflmeyi kad›n kurtulufl ideolojisi ve kopufl teorisinden soyut ele alan tüm anlay›fl ve yaklafl›mlar› ret etmeyi, kad›n partileflmesini kad›n özgürlük
ew e. c
alan›n parti gücü olarak tabana kadar yeniden örgütlendirmesini kongremiz kararlaflt›rm›flt›r. Daha önceki komiteleflme biçimi sadece PAJK yap›lanma e¤itiminden ç›km›fl arkadafllar üzerinden örgütlendirilmekteydi. Daha sonra parçalarda ve yurt d›fl›nda PAJK e¤itimi görmemifl ancak direk ideolojik alan çal›flmalar›ndan sorumlu olan arkadafllar›n da bu komitelerde yer almas› biçiminde alanlara perspektif gönderilmiflti. Ancak kongremiz, parti komitelerinin tabana kadar yayg›nlaflarak örgütlendirilmesi gerekti¤i perspektifine ulaflm›flt›r. Bu yeni perspektife göre alanlardaki parti komitelerinin somut olarak nas›l ve kimlerden örgütlendirilece¤ine iliflkin perspektif ilgili alanlara gönderilecektir. Yeni örgütlenme perspektifi ilgili alanlara ulafl›ncaya kadar mevcut komiteler çal›flmalar›n› sürdüreceklerdir. Kongremiz, son iki y›ld›r kendisini YAJK ad›yla özgün özerk birlik olarak örgütleyen PKK içerisindeki kad›n gücümüzün örgütlenme tarz›n› da yeniden de¤erlendirmifltir. PKK 10. Kongresindeki kad›n delegasyonu, 7. PAJK Kongresine YAJK ad›n›n kald›r›lmas›n› ve PKK içindeki özgün özerk birli¤imizin ayr› ikinci bir isim kullanmaktan ziyade PAJK kimli¤ini kullanmas›n› önermiflti. Bu öneri 7. PAJK Kongremiz taraf›ndan da uygun bulunmufl ve YAJK isminin kald›r›lmas› kararlaflt›r›lm›fl, tüzü¤ümüze de bu biçimde geçirilmifltir. Buna göre; PKK içindeki kad›n gücü özgün özerk birlik olarak örgütlenir, Kad›n kurtulufl ideolojisi ekseninde öncülük misyonunun gereklerini yerine getirir, kendini özgün olarak PAJK kimli¤i ile tan›mlar, PAJK ve PKK’nin tüzük ve programlar›n› esas al›r. Kongremizin önemle de¤erlendirdi¤i temel gündemlerden biri de parti yönetimimizin durumu olmufltur. Parti yönetimimiz kongreye sunmufl oldu¤u raporu kendi elefltiri özelefltiri raporu olarak ele alm›fl, kongre platformu içerisinde de tek tek kiflisel özelefltiri tutumunu koymufl ve süreç karfl›s›ndaki iddia ve kararl›l›¤›n› ortaya koyarak kat›l›m sözünü yenilemifltir. Kongremiz, parti çal›flmalar›n›n giderek büyüyüp genifllemesini de de¤erlendirerek daha genifl bir yönetim oluflumuna gidilmesi-
ne t
m›flt›r. Baz› alanlar›m›z bu özgün e¤itim programlar›n› düzenli uygulam›fl baz› alanlar›m›z ise bu konuda yeterince takip edilememifltir. Önümüzdeki süreç aç›s›ndan kad›n kadromuzun bulundu¤u her alan›n, her çal›flman›n mutlaka kendi özgün e¤itim sistemini gelifltirmesi kararlaflt›r›lm›flt›r. Özgün e¤itim sistemi olmayan bir ortam›n kendi özgün örgütlülü¤ünü ve özgün kad›n duruflunu gelifltirmesinin mümkün olmad›¤›n› geçirdi¤imiz süreç bizlere göstermifltir. Alanlarda özgün e¤itimlerimiz örgütlendikçe cins ve örgütlülük bilincinde de önemli geliflmeler ortaya ç›kmaya bafllamaktad›r. Özgün e¤itimleri gereksiz bulan yaklafl›mlarla tüm alanlar›m›zda mutlaka mücadele edilerek giderilmesi gerekmektedir. Buna göre tüm alanlar›m›zda tüm örgüt, komite ve kurumlar›m›zda bulunan kad›n kadromuzun en az haftada bir gün veya ayda dört gün özgün e¤itimini örgütlemesi gerekti¤ini kongremiz kararlaflt›rm›flt›r. Ayda dört gün üst üste yap›lamayan çal›flma ortamlar›nda, haftada bir gün veya on befl günde iki gün biçiminde örgütlendirilebilir. Onun d›fl›nda her kadromuzun günlük bireysel e¤itimini mutlaka örgütlemesi gerekmektedir. Günlük pratik kofluflturma içerisinde günün en az iki saatini çal›flma aras›nda kendi bireysel e¤itimine, okumas›na veya yazmas›na ay›rmas›, bir kültürel al›flkanl›¤a dönüfltürülmelidir.
Kas›m 2008
om
36
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
Toplumsal de¤erleri yads›yan, küçük gören, öz-biçim çeliflkisini “T dayatan, hem toplumsall›k ad›na geri geleneksel ölçüleri hem de yenilik ad›na kapitalist modernitenin ölçüsüzlüklerini dayatan, cins mücadelesini topluma indirgemeyen, kad›na
ne te we .c om
militanlaflmas›ndan koparan, soyutlayan anlay›fl ve yaklafl›mlar› mahkûm etmeyi ve kadrolaflmay› partileflmenin esas›na oturtmay›, kad›n partileflmesine taktik yaklaflan, yede¤ine almaya ve bast›rmaya çal›flan erkek egemen yaklafl›mlara karfl› mücadeleyi yükseltmeyi kararlaflt›rm›flt›r.
37
Kadro kad›n özgürlük ilkelerinin yaflamsallaflt›r›lmas›n›n öncüsüdür
türlü anlay›fl, yaklafl›m ve durufllar mahkûm edilmifltir”
ran, kendini dokunulmaz k›lan, elefltiri-özelefltiri mekanizmas›n› iflletmeyen, iflletilmesine karfl› refleks gösteren protestocu, istifac›, iddias›z durufllara karfl› Önderlik çizgisinde ‘Kendini bil’ felsefesi çerçevesinde mücadele etmeyi ve elefltiri-özelefltiriyi yaflam›n›n merkezine oturtmay› karar alt›na alm›flt›r. Yine toplumsal de¤erleri yads›yan, küçük gören, öz-biçim çeliflkisini dayatan, hem toplumsall›k ad›na geri geleneksel ölçüleri hem de yenilik ad›na kapitalist modernitenin ölçüsüzlüklerini dayatan, cins mücadelesini topluma indirgemeyen, kad›na yönelik her türlü fliddet, taciz ve tecavüz karfl›s›nda sessiz kalan durufllar› aflarak her koflulda toplumsall›¤› esas alan, kad›n özgürlük ilkelerinin yaflamsallaflt›r›lmas›na öncülük bilinciyle yaklaflan bir kadro duruflunu yakalamay› kararlaflt›rm›flt›r. Kongremiz; kültür-sanat alan›nda da; Önder Apo’nun yaflam felsefesi, estetik anlay›fl› ve çizgisinin esas al›nmas›n›, Önderli¤imizin kad›na olan yaklafl›m›n› anlatan sanatsal etkinliklerin yap›lmas›n›, flehit düflen yoldafllar›n ve yaflamlar›n› yitirmifl olan Kürt kad›n sanatç›lar›n an›s›na çeflitli etkinliklerin düzenlenmesini, egemenlerin sanat›yla kad›n› cinsel bir obje olarak kullanan erkek egemen anlay›fllar›n kad›na karfl› en büyük sald›r› say›lmas›n› ve bu sald›r›ya karfl› aktif mücadele edilmesini kararlaflt›rm›flt›r. Bas›n-yay›n›n her alan›nda ise; özgün örgütlülü¤ün güçlendirilmesini, bas›n-yay›n alan›ndaki kad›n eme¤ini inkâr eden, özgün örgütlülü¤ün gelifltirilmesi önünde engel teflkil eden anlay›fllara karfl› aktif mücadele yürütülmesini, kad›n bas›n-yay›nc›l›¤›nda anadile a¤›rl›k verilmesini, görsel, iflitsel ve yaz›l› bas›nda kad›n kurtulufl ideolojisi-
ww
w.
Kongremiz kadrolaflmaya dönük de önemli kararlar alm›flt›r. Kadrolaflmay› gereksiz gören, kadroluk ölçülerini mu¤laklaflt›ran, geriye çeken, mücadele alanlar›na göre parçalayan anlay›fl ve yaklafl›mlar› mahkûm etmifltir. Tanr›çalaflma, Melekleflme ve Afroditleflmenin kad›n özgürlük militanlaflmas›n›n temel ölçütü olarak yaflamsallaflt›rmay›, kadro ölçülerini bu temelde yükseltmeyi, erke¤i güç gören, belirleyici olarak ele alan tüm anlay›fl ve yaklafl›mlar› ret etmifltir. ‘Üçüncü cinsel k›r›lmay› erkek aleyhine gelifltirmek’ fliar› ile erke¤e ait egemen de¤er yarg›lar›n› ret edip, kad›n›n kendi öz de¤erlerini, Kad›n özgürlük hareketinin kendi öz miras› temelinde kadrolaflmay› mücadelenin esas›na oturtmay›, iyi erkek-kötü erkek, demokrat erkek vb erke¤i kategorize ederek kad›n› mülklefltiren ve mücadeleyi marjinallefltiren, bireysel iliflkilerini mücadele d›fl›nda tutarak dokunulmaz k›lan tüm anlay›fl ve yaklafl›mlar› mahkûm ederek erkek egemenli¤ini bir zihniyet ve sistem olarak ele alan, erkekten düflünsel, ruhsal, güdüsel ve fiziksel kopuflu esas alan kadro duruflunu yaflamsallaflt›rmay› temel yaklafl›m olarak belirlemifltir. Kad›n kurtulufl ideolojisini parçalayan, cins mücadelesini kendine göre ele alan, kendi duruflunu meflrulaflt›rma arac›na dönüfltüren anlay›fl ve yaklafl›mlar› aflarak kabul ve ret ölçülerinde net bir kadro duruflunu yükseltmeyi, cins mücadelesine her türlü liberal, oportünist, gerekçeci yaklafl›mlar› mahkûm etmifl her koflulda ilkesel duruflu esas alarak mücadele eden kadro duruflunu pratiklefltirmeyi kararlaflt›rm›flt›r. ‹deolojik mücadeleyi kendinde ve çevresinde dondu-
yönelik her türlü fliddet, taciz ve tecavüz karfl›s›nda sessiz kalan her
nin, yaflam›n her alan›nda yayg›nlaflt›r›lmas› için aktif mücadele yürütmenin ilkesel bir yaklafl›m olarak ele al›nmas›n› kararlaflt›rm›flt›r.
Önder Apo’nun özgürlü¤ü kad›n›n özgürlü¤üdür
Kongremiz 1 Haziran hamlesi ard›ndan geliflen düflman sald›r›lar› karfl›s›nda fedaice ve gerçek bir adanm›fll›kla direnerek flehit düflen yoldafllar›m›z› da anlaml› bir biçimde anm›flt›r. Bu temelde kongremiz, PAJK’› bir flehitler partisi olarak tan›mlam›fl ve PAJK’›n bu flehit yoldafllar›m›z flahs›nda öncülük misyonuna kavufltu¤unu de¤erlendirmifltir. Kongremizde yap›lan elefltiri ve verilen özelefltiriler de Önderlik çizgisinde direnerek flehit düflen bu yi¤it yoldafllar›m›z›n an›s› önünde verilmifltir. Bu anlamda 7. Kongremiz; Önderlikle, flehit yoldafllar›m›zla, halk›m›zla ve kad›nlar›m›zla Kad›n kurtulufl ideolojisi temelinde yeniden sözleflme kongresi olarak gerçeklefltirilmifltir. Tüm kongre bileflimimiz kongrenin sonunda Önderli¤imize, flehitlerimize, halk›m›za ve kad›nlar›m›za ba¤l›l›k yemini ederek sözünü toplu bir biçimde yenilemifltir. Kongremizin vermifl oldu¤u bu söze tüm kadrolar›m›z›n kat›laca¤›na olan inanc›m›z› belirtiyor, Kongrede verdi¤imiz söze ba¤l› kalaca¤›m›z› ve önümüzdeki iki y›ll›k sürece “Önder Apo’nun özgürlü¤ü kad›n›n özgürlü¤üdür” fliar› temelinde Önderli¤imizi özgürlefltirmenin karar ve iddias› ile yüklenece¤imizi belirtiyoruz. Bu temelde 7. Kongremizin baflta Önder Apo olmak üzere tüm kad›n özgürlük aray›flç›lar›na ve tüm yoldafllar›m›za kutlu olmas›n› diliyoruz.
PAJK MECL‹S‹
SERXWEBÛN
38
Kas›m 2008
Abdullah Öcalan
om
Türkiye çok ciddi bir krize çekiliyor
Her türlü milliyetçili¤e karfl›y›m Türk Kürt Arap Alman fark etmez
yap›yor ve ben Türkiye’nin bu tarihi hatalar›nda rol almak istemiyorum. Türkiye’nin tarihi hatalar›n› benim üzerimden aç›klamas›n› ve bana mal etmesini istemiyorum ve buna izin vermeyece¤im. Bugün Türkiye’de yaflananlar tarihi yönleri de olan geliflmelerdir. Bugün yaflananlar, 1920’lerde Kahire Konferans›’nda al›nan kararlar›n sonucudur. Cezaevi’nden bir arkadafl›m›n gönderdi¤i mektubunda da bundan bahsediyor. Ben de kat›l›yorum. Kahire Konferans› belgelidir. Bu Konferansta Ortado¤u’yu denetim alt›nda tutmak için, Kürt sorununun çözümsüz b›rak›lmas› ve sürekli gündemde tutulmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. Kürdistan’› dört parçaya bölerek Ortado¤u’daki dört devleti denetimi alt›na ald›lar. Bu karar›n al›nmas›nda ‹ngiltere etkili olmufltur. Bu güne kadar bütün çözüm giriflimlerinin engellenmesi bu Konferans karar› nedeniyleydi. Benim burada tutulmam da bu nedenledir. Beni Türk yetkililere teslim eden Yunanl› Kostulas, k›rk y›l Londra’da yaflam›fl. Sonra ortaya ç›kt› ki uluslararas› bir ‹ngiliz ajan›d›r, M-16’da çal›flm›flt›r. Uluslararas› güçler bu Konferans’ta al›nan karar› uygulayabilmek için ellerinden gelen her fleyi yapt›lar, yap›yorlar. Ben bu nedenle benimle görüflenlere, “sorunu kendi aram›zda çözelim, sorunun çözümünü d›fl güçlere havale etmeyin” dedim. Sorunu kendi aram›zda çözmek isteyen yetkililer de oldu. Özal’›n giriflimleri oldu. Bunu engellediler. Daha sonra Erbakan’›n giriflimleri oldu. ‹zin vermediler. Ordu-
ww
w.
ne t
Yahudi halk› konusundaki görüfllerim aç›kt›r. Ben daha önce de Yahudi halk›na yönelik düflüncelerimi içeren bir mektubun yaz›lmas›n› söylemifltim. Bu yap›lmal›d›r. Yahudilere iliflkin düflüncelerimi bu savunmalar›mda çok daha derinlikli ve Yahudi aleyhtar› yaklafl›mlar› aflacak flekilde yazd›m. Bu konudaki görüfllerim ve savunmalar›mdan yararlanarak bütünlüklü bir flekilde Yahudi halk›na yönelik bir mektup yaz›lmal›d›r. Ben, Yahudi halk› için alternatif çözümü savunmalar›mda açt›m. Marks nas›l, “iflçi s›n›f›n›n kurtuluflu toplumun kurtulufludur” diyorsa, ben de diyorum ki, “Yahudi halk›n›n kurtuluflu, dünyan›n kurtulufludur.” Bu söyledi¤imi yay›nlayaca¤›n›z mektupta aynen yazabilirsiniz. Ben Yahudilerin en büyük dostuyum. Onlar›n kurtuluflu içindir düflüncelerim. Ben Yahudilerin bafl›na ikinci Hitler ç›kmas›n diye bunlar› söylüyorum. Ben her türlü milliyetçili¤e karfl›y›m. Türk, Kürt, Arap, Alman milliyetçili¤i fark etmez, hepsine karfl›y›m, her türlü milliyetçili¤i lanetliyorum. Ben buradan önemli ve tarihi konuflmalar›ma gelece¤im. Dikkatle dinleyin ve uygun bir flekilde tüm kamuoyuyla bunlar› paylaflabilirsiniz. Bu geliflmelerden sonra sizin niye geldi¤inizi anlad›m. Türkiye, çok ciddi bir krize do¤ru ilerliyor. Türkiye, tarihi hatalar
ew e. c
Türkiye ‹zlanda gibi iflas edecek. Bunun fark›nda de¤iller. ‹flfltte faiz “T oranlar›n› biliyorsunuz, yüzde yirmilerde. Türkiye dünyan›n en yüksek faiz oran›na sahip ülke, böyle ülke yönetilmez. Bir kriz halindeler, derinden etkiliyor, ama bunu gizliyorlar. Bu ekonomik kriz 2000’lerde yaflflaanandan daha ciddi. Temelleri daha ‘90’l› y›llara dayan›yor. Ama bunu görmezden geliyorlar, gizliyorlar. Bütün dünya baflfltta da Amerika bir ekonomik kriz halinde ”
nun bir k›sm› da devreye girdi. K›vr›ko¤lu zaman›nda flimdi içeride olan bir Albay›n› göndermiflti. Ordu kendi çözümünü böylece hayata koyacakt›. Buna da izin vermediler. Özal’›n çözümünü kabul etmediler, Erbakan’›n çözümünü kabul etmediler, ordunun çözümünü kabul etmediler. Yani böylece bu sorunu çözümsüz b›rakt›lar. Hatta 2002’lerde Ecevit de giriflimlerde bulundu. Ben buraya getirildi¤imde benimle görüflmeye gelen yetkili, “ben Ecevit ad›na sizinle görüflmeye geldim” dedi. Ben flafl›rm›flt›m. Rahflan Aff› denen fley, bizden ba¤›ms›z de¤ildi. Buna da izin vermediler. MHP’nin o dönem engelleyici bir tavr› vard›. Daha sonra Erdo¤an’›n da asl›nda giriflimleri oldu ama Amerika ve di¤er baz› d›fl güçler taraf›ndan bu durum engellendi. Erdo¤an daha sonra orduyla anlaflt›, iktidarda kalmas›na karfl›l›k olarak sorunu askere havale etti. ‹flte o bildi¤imiz meflhur “PKK ortak düflman›m›zd›r” söylemi bu nedenle yap›ld›. Ben her türlü çözüm giriflimlerine karfl›l›k verdim. Buradan Cumhurbaflkan› Gül’e yazd›¤›m 10 sayfal›k bir mektup vard›. Benzer fleyleri bu mektupta da ifade etmifltim. Yine hücre cezamla ilgili Bursa 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne sundu¤um itirazda da bar›fl ve çözüm için giriflimlerimi anlatt›m. Gelen her türlü çözüm önerisini karfl›l›ks›z b›rakmad›k. Özal’›n çözümüne olumlu karfl›l›k verdik, Erbakan’›n çözümüne olumlu karfl›l›k verdik. Buraya geldikten sonra da bar›fl ve demok-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN meflhur Diyarbak›r üçgeninde Dr. Süleyman ve Sak›k onlar›n yapt›klar› vard›, sadece d›fla yönelik de¤ildi bunlar, PKK içerisinde de onlarca de¤erli kadrolar›m›z›, arkadafllar›m›z›n flahadetine de neden oldular. Sonra ortaya ç›kt› ki, PKK içindeki krizin afl›lamamas›n›n nedeni, bunlar›n çözümün geliflmesini istemeyen güçlerle iliflki halinde olmas›, Ergenekon ve Veli Küçük’le ba¤lant›lar›yd›.
olup olmad›¤›n›, diplomatik ve demokratik siyasi bir yöntemle çal›flmalara devam edip edemeyece¤imi çok yo¤un tart›flt›k. Ayfer’le, -Bingöllüydü galiba- on defa telefonla konufltum. Koflullar›n oldu¤unu söyledi. Hatta Yunanl› yetkililerle de görüfltük, bunun üzerine diplomatik ve siyasi çözüm çal›flmalar› yürütebilmek için Avrupa’ya ç›kt›m. Oraya vard›¤›mda ise, koflullar›n oluflmad›¤›n›, bata¤a çekildi¤imizi fark ettim ve sonuç bildi¤iniz gibi buraday›m. Ben burada hala çözüm için çabal›yorum. Bir devlet yetkilisi burada gelip benimle görüflürse ne olur sanki. Ben öyle yetki, rütbe, makam, mevki merakl›s› da de¤ilim. Benim için önemli olan onurlu bar›fl ve demokratik çözümün geliflmesidir. Çözüm geliflecekse ben olmasam da Barzani’yle, Talabani’yle, DTP ile de, gerçi görüflmüyorlar ama görüflebilirler. Yeter ki çözüm geliflsin. Ama Kürt halk› çözüm için tercihini yapm›flt›r, bunu görmezden gelemezler. Benim için “ Kürt halk›n›n onuru” diyorlar. Tabii ki ben Kürt halk›n›n onuruyum. Bunu kendimi övmek için de söylemiyorum. Çözüm için etkili olaca¤›m aç›kt›r. Son yaflananlar da bunu gösteriyor. Kad›nlar da bu dönem onurlar›na sahip ç›km›fllard›r. Bu eylemlerde kad›nlar da vard›r. Halk›m›z kendi talepleri için harekete geçmifl, ayaklanm›flt›r. Bu son yaflananlar ayaklanmay› da aflan bir tav›rd›r. Ayaklanmada kifliler bölük pörçük kendi bafl›na da¤›n›k hareket ederler. Oysa bu yaflananlar örgütlü, kararl›, kontrollü ve demokratik bir halk tepkisidir, bir ayaklanma de¤ildir. Ben buradan halka eylem ça¤r›s› yapmad›m. Halk›n kendi karar›d›r, bu nedenle kendilerine eylem yapmay›n diye ça¤r› da yapm›yorum. Ald›klar› karar›, eylemliliklerini anlaml› buluyor ve selaml›yorum. Halk›m›z demokratik tepkisini yükselterek Hükümete ulafl›rsa ve halk benden isterse müdahil olurum. Halk›m›z bana “onurlu ve anlaml› bir diyalogun yolu aç›ld› ve gel arabuluculuk yap” derlerse ben dâhil olurum. Bu konuda onurlu ve anlaml› bir di-
ne te we .c om
ratik çözümün geliflmesi için elimden gelen her fleyi yapt›m ve yapmaya devam edece¤im. Çözüm konusunda bir kusur ve eksikli¤imiz yok mu diye sorulursa, iki eksikli¤imizin olabilece¤ini düflünüyorum. Bunlardan biri ben fiam’dayken oturdu¤umuz binaya askeri bir atefle geldi. Ben buraya geldikten sonra da bana haber gönderip beni sordu. Ama biz fiam döneminde bu kiflinin bizi bombalamak için geldi¤ini düflünmüfltük. Bulundu¤u binaya bu nedenle gitmiyorduk. Ama daha sonra fark ettim ki, bu kifli dolayl› bir diyalogun önünü açmak için gelmifl olabilirdi. Ben o dönem bu konuda yanl›fl bir yorum yapt›¤›m› düflünüyorum, onunla o dönem görüflebilmeliydik, onunla irtibat, diyalog, çözüm için bir f›rsat olabilirdi. Yine Özal’›n yazd›¤› mektuba cevap konusunda geciktik. ‘99’dan sonra, yani buraya getirildikten sonra ise, benim demokratik çözüm için üzerime düfleni fazlas›yla yapt›¤›m› herkes biliyor. Özal çözümü olmad› -öldü veya öldürüldü-, Erbakan’›n çözümü olmad› -seçimi kaybetti-, ordunun çözümü olmad›, Ecevit’in çözümü olmad›, Erdo¤an’›n çözümü olmad›. Onun çözümü olmad›, bunun çözümü olmad›. Bunlar, devlet içerisinde ‘90’lardan bafllayan ve hala devam eden bir krizin sonuçlar›d›r. Bunun d›fl›nda ‘95-99 aras›nda bu konuda PKK içinde de bir kriz vard›. Ben bu krizi aflmak için çok yo¤un olarak düflünüyordum, çözüm gelifltirmeye çal›fl›yordum. Hatta “savafl böyle olmaz, s a v a fl a c a k s a n › z adam gibi savafl›n” diyordum. Tüm çabalar›ma ra¤men PKK içindeki bu krizi aflam›yordum. Sizin de bildi¤iniz gibi
39
Nas›l bir yol haritas› çizmemiz gerekti¤ini düflünüyordum
ww
w.
‘99’a geldi¤imizde, yani benim fiam’dan ç›kma sürecimde ise, gecegündüz nas›l bir yol haritas› çizmemiz gerekti¤ini düflünüyordum. Zaten önümde iki seçenek vard› ya da¤a ç›kacakt›m ya da Avrupa’ya. Da¤a m›, Avrupa’ya m› gitmeliyim, net bir karara varamam›flt›m. Da¤a m› Avrupa’ya m› ikilemini çok yaflam›flt›m. O dönem da¤a ç›kmak benim için bir alternatifti. “Neden kullanmad›n?” diye sorarsan›z, da¤a ç›kabilirdim
ama Türkiye 300 uça¤› havaland›rarak hiç kimseyi düflünmeden beni yok etmek için tüm Kürdistan co¤rafyas›n› tuzla buz edebilirdi, halk büyük zarar görebilirdi. Bunun kimseye bir yarar› olmazd›. Diplomatik ve siyasi çözüm çal›flmalar›n›n daha yararl› olaca¤›n› düflünerek Avrupa’ya ç›kt›m. Avrupa’ya ç›k›fl koflullar›n›n
SERXWEBÛN
PKK en güçlü dönemini yafl›yor
ww
w.
ne t
Buradan Say›n Erdo¤an’a sesleniyorum; Türkiye çok ciddi bir krize çekiliyor. ‹zlanda gibi iflas edecek. Bunun fark›nda de¤iller. ‹flte faiz oranlar›n› biliyorsunuz, yüzde yirmilerde. Son dönemlerde faiz oranlar› artt› m›? Evet, Türkiye dünyan›n en yüksek faiz oran›na sahip ülke, böyle ülke yönetilmez. Bir kriz halindeler, derinden etkiliyor ama bunu gizliyorlar. Bu ekonomik kriz 2000’lerde yaflanandan daha ciddi. Temelleri daha ‘90’l› y›llara dayan›yor. Ama bunu görmüyorlar ya da görmezden geliyorlar, gizliyorlar. Bütün dünya baflta da Amerika bir ekonomik kriz halinde ve daha da derinleflti. Ayr›ca PKK, gerilla savafl›n› derinlefltirecek, bunu ben söylemiyorum. PKK böyle bir karar alm›fl. Karay›lan böyle söylüyor, bu çok önemli de¤il, bu PKK’nin karar›. Bu kararda benim fiili bir liderli¤im yok. PKK, kendi karar›n› alm›fl, ben yap›n veya yapmay›n demem. Ben burada kötü koflullarda yaflayan bir tutukluyum. Bulundu¤um konum gere¤i halk›n ve PKK’nin kararlar›na etkim olamaz. PKK karar›n›n anlam› fludur; PKK en güçlü dönemini yafl›yor. PKK, sistematik, kontrollü bir gerilla savafl›na girebilecek gücü oldu¤unu söylüyor. PKK’ye kat›l›mlar da yo¤undur; ‹ran, Irak, Suriye ve Türkiye’den kat›l›mlar vard›r. Savafl derinleflirse PKK’yi de destekleyen güçler ve gruplar var, PKK’nin ittifaklar› var, yeni ittifaklarla daha da gelifltirir. Ben PKK’yi tan›d›¤›mdan dolay› söylüyorum, gerilla savafl›n› derinlefltirirse Türkiye ciddi bir kaosa sürüklenir, hiç kimse bundan fayda görmez. 2004 y›l›ndan 2008’e kadar yüzlerce insan yaflam›n› yitirdi, bunun kime ne yarar› oldu. Say›n Erdo¤an bunu dikkate almal›. ‹flte ben burada bu tehlike konusun-
da uyar›yorum, bu tehlikenin önüne geçmek için çözüm önerilerinde bulunuyorum. Ama anlaml› ve onurlu bir bar›fl ve diyalog yolu aç›lmazsa, ben bir fley yapamam. PKK ve halk kendi karar›n› al›r ve hayata geçirir. Radyo, pil ve defterler henüz verilmedi. Ancak radyoda bir s›k›nt› var, onu çözmeye çal›fl›yoruz. Yukar›dan radyonun dinlenmesi engelleniyor. 14 gündür radyo dinleyemiyorum. Bu radyo bana yönelik yay›n yapan bir radyoydu. D›flar›dan engellenmesi ilginç tabi, radyo bozuk de¤il, çal›fl›yor ama sinyal gelmiyor. Bunu anlamaya çal›fl›yorum bu ara. Hâkim de radyonun hakk›m oldu¤unu ve dinleyebilmem için gerekli özenin gösterilmesi gerekti¤ini söylüyor. Bu engellemenin Amerika ve ‹srail patentli oldu¤unu düflünüyorum. Asl›nda hücre cezas› fiili olarak uygulan›yor. Verdikleri on günlük hücre cezas› vard›, tabi daha uygulanmaya bafllamad›¤› halde fiili olarak uygulam›fl oldular. Bir de uygulanacak kesinleflmeyi bekleyen 10 günlük hücre cezas› var. Gazeteleri daha dün ald›m. Geçmifl yedi günün gazetesiydi. Bu kitab› bitirdim ama henüz de¤ifltiremedim. Yeniden yasal baflvurular yapabilirsiniz. Yan›mda sadece bir kitap bulundurabiliyorum. Bitti¤inde baflka bir kitapla de¤ifltiriyorum. Yan›mda iki sözlük var, tabi bunlar da eski. Çok uzun zamand›r yan›mda olan sözlükler. Gönderdi¤iniz belgeleri alamad›m. Redakte edilen savunmalar›m›n bana verilmeyece¤ine dair karar tebli¤ edildi. Savunmalar›m›n gönderilmemesini anlayam›yorum. ‹ki günlük bir fley, neden göndermiyorlar? Ben bu savunmalar›mda Türkiye aleyhine, Cumhuriyet aleyhine bir fley söylemedim. Zaten tek bir cümlede Türkiye’den bahsediyorum. A‹HM bu konuda direnmeli, savunmalar›m› almaya çal›flmal›. Ben bu savunmalar›mda kapital sistemi de¤erlendiriyorum ve çözdüm. Benim savunmalar›m Marks’› aflan bir nitelikte. San›r›m savunmalar›m yüzünden ciddi ideolojik bir sars›nt› yaflayacaklar bu nedenle kayg›l›lar. ‹lker Baflbu¤’un son dönemlerde ulus-devleti gündeme getirmesi, korumaya ça-
l›flmas› yine Erdo¤an’›n tekrar gündeme getirmesi, benim savunmalar›ma karfl› yap›lan bir fley. Ama mahkeme savunmalar›m› alma konusunda direnmeli, siz de bu konuda giriflimlerde bulunmal›s›n›z. Savc›yla görüflün, neden gönderilmedi¤ini ö¤renmeye çal›fl›n. Ben savunmalar›mda Yahudi halk›n› da de¤erlendirdim. Bu savunmalar›mda Yahudilerin kurtuluflunun nas›l olaca¤›n› alternatif çözümü formüle ettim. Savunmalar›mdan san›r›m d›fl güçler de rahats›z oldu. Amerika ve ‹srail’in bask›lar› var. Ben bu konuda, savunmalar›m›n mahkemeye ulaflaca¤› konusunda mahkemeden garanti istiyorum. Evet, ilgilenmelisiniz, önemli bir konu. Bana savunmalar›m›n ulaflaca¤› konusunda mahkeme güvence vermeli. Bu durum savunma hakk›m›n engellenmesidir. Savunma yapam›yorum. Savunmalar›m›n devam›n› yazabilmem için mahkeme bana garanti vermeli. Ve mahkeme bu bask›lara karfl› a¤›rl›¤›n› koyarak direnmeli. Siz bu konuda gerekli giriflimlerde bulunursunuz.
ew e. c
yalogun geliflmesi için üzerime düfleni yapar›m, bugüne kadar da hep yapt›m. Anlaml› bir diyalog olacaksa ben burada çözüm için haz›r›m. Tüm gücümle çözümün nas›l geliflece¤ine yo¤unlafl›r, yol yöntem belirlerim, çözümü formüle ederim.
Kas›m 2008
om
40
Tarihi sorumluluklar›m var
Ne gibi tepkiler var? Niye bugün geldi¤inizi anlad›m. Nerelerde yo¤undu? Eylemler yayg›n. Son y›llar›n en demokratik halk tepkisi. Eylemler çok yayg›n. Müsteflar gelsin görüflelim. CPT ziyaret ettiklerini ama buraya gelemediklerini mi duyurdular? Kürt-Türk çat›flmas›n›n ve ayr›flmas›n›n derinleflece¤ini söylüyorlar. Gayet tabi, yaflananlar bir soyk›r›md›r. Avni Özgürel gibi Türk ayd›nlar›n›n bunlar› ifade etmesi önemli, çünkü bu sorunun çözülmesini istemeyen d›fl güçler var. Onun da kastetti¤i budur. Ben bunu hep söylüyordum. Bu sorunu çözmek istemeyen, çözümsüzlükten nemalanan güçler, gruplar, lobiler var. Türkiye bunlar› görmüyor. Burada yaflanan s›k›nt›lar, psikolojik gerginlik devam ediyor, benim moralimi bozmaya çal›fl›yorlar. Benim moralimi kolay kolay bozamazlar. Çünkü ben kendi moral gücümü kendim yarat›yorum. Yine yemekleri az ve geç saatlerde veriyorlar, gazeteleri dü-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN Hücre Cezas› karar› daha A¤›r cezada, kesinleflmedi. Beni sürecin d›fl›nda tutmak istiyorlar herhalde. Böyle bir haklar› yok. ‹nfaz hâkimli¤i ve savc›l›k kararlar›nda benim radyo dinleme hakk›m oldu¤u belirtiliyor. Yine bu konuyla ilgili mercilere baflvurun, gerekli giriflimlerde bulunun, üzerinde durun. Bunlar demokrasi düflman› iflbirlikçilerdir, AKP ile iflbirli¤i içindeler. Melik F›rat, Sertaç Bucak, Zapsu gibiler bu oyunun bir parças›d›rlar. Bunlar Kürt düflman›d›r, Kürtlükle alakalar› yok. Sertaç Bucak Almanya’yla, Bucak aflireti de Urfa’da, birbirleriyle dan›fl›kl› iliflki içindedirler. 1972’den beri k›rk y›ld›r bu rollerini oynuyorlar. Bunlar›n
kat›l›m› oldu mu? Yani sonuç itibariyle her yerde yo¤un kat›l›ml› oldu¤u anlafl›l›yor. En çarp›c› miting nerede oldu? Erdo¤an DTP’nin yok olaca¤›n› m› söyledi. Baykal, uygulanan fliddetin yetersiz oldu¤unu söyleyecek tabi! Bu konular yo¤unluklu tart›fl›l›yor mu gerçekten? Çözüm öneren, farkl› bir fley var m›? Bu sorunun (Kürt sorununun) TRT’de tart›fl›lmas› önemlidir. Fehmi Koru Cumhurbaflkan›’na yak›nd›r, dan›flmanl›k yap›yor. Bu konu önemli, TRT’de de tart›fl›ld›¤›na göre bunlar, bir noktaya gelindi¤ini gösteriyor. Bu konular TRT’de tart›fl›l›yorsa önemli geliflmeler olabilir demektir. Bu hafta da görüflme oldu¤una göre, benim de söyleyeceklerimi merak ediyorlar. Cumhuriyet’in 85. Y›l› vesilesiyle benim de söyleyeceklerim var. Bu sorunun çözümü konusunda dünyada birçok örnek var. Bu ifller dünyan›n her yan›nda ayn› flekilde oluyor. Güney Afrika da böyle olmad› m›, ‹spanya, ‹rlanda da böyle olmad› m›? Burada birbirimize girmeyelim, buna gerek yok. Benimle görüflmeye gelen askeri yetkili bana flunu söylemiflti; “A merika Japonya’ya atom bombas› att› ancak sonra bar›flt›lar, görüflüyorlar. Bizim aram›zda tarihte de böyle büyük çat›flma da olmad›. Neden bir araya gelip konuflmayal›m ki”. Tamam, aram›zda büyük çat›flma yok ama diyalog da yok. Türkiye’nin a¤›r sorunlar› var. Benimle gelip burada görüflmek elbette ki uç bir fikir de¤ildir. Kimse benim diyaloga kapal› oldu¤umu söyleyemez. Mutlaka gelip benimle görüflsünler de demiyorum. Bu konuda akil adamlarla, ayd›nlarla, DTP ile görüflme yap›labilir, benim kat›lmam do¤rudan olmayabilir, dolayl› olarak da devreye girebilirim. Türkiye’nin çok a¤›r sorunlar› var, dil sorunu gibi, yoksulluk gibi ama çözümü imkâns›z de¤il, çözebiliriz. Halk da beni iflaret ediyor, e¤er ben bu sorunlar› çözemezsem o zaman beni asabilirler, ne yaparlarsa yapabilirler. Bizim çözümümüzde bölme parçalama yok, s›n›rlara dokunma yok, aksine birlefltirici, bütünlefltirici, demokratik de¤ifltirici bir gücüz.
ne te we .c om
zensiz veriyorlar. ‹darenin bana yönelik bu tav›rlar›n›n nedenini anlamaya çal›fl›yorum. Ben burada Diyarbak›r’daki gibi, Kemal Pir arkadafllar gibi bir direnifle girebilirim, o direnifle büyük sayg›m var ama benim tarihi sorumluluklar›m var, benim buradan ölümün ç›kmas›n›n hiç kimseye faydas› olmayacak, hatta k›yamet kopar. Bu nedenle benim tarihi karar›m, kendi eylemimle yaflam›ma son vermeyece¤imdir. Ben burada her fleye ra¤men sa¤duyumu koruyaca¤›m. Burada kendi irademle yaflam›ma son vermeyece¤im, böyle bir fley olursa bilinsin ki bu benim iradem d›fl›nda geliflmifltir. Ben ölümden korkmuyorum. Ölüm nere den ve nas›l gelirse gelsin umurumda de¤il ama benim en büyük çabam tarihi sorumlulu¤um gere¤i olabildi¤ince uzun ve sa¤l›kl› yaflamakt›r. Ergenekon yarg›lamas› gerçek anlamda bir yarg›lama de¤il, faili meçhul cinayetlerin çözülmesine girmeyecekler anlafl›lan, flov yapacaklar. Tahliye var m›? Bunun d›fl›nda tüm halk›m›z, her köyün kendisine ait a¤açland›rd›¤› koru alanlar yaps›n. Özellikle Cudi Da¤› a¤açland›r›ls›n. Cudi Da¤› dememin sebebi, Cudi Da¤›’n›n Nuh’un Gemisi’nin orada oldu¤una inan›lmas›, yani bu a¤açland›rmalar Nuh’un an›s›na yap›ls›n. Ama onun d›fl›nda tüm köy ve yerleflim yerleri kendilerine ait a¤açland›rmalar, korular yaps›nlar. Ben buradan tekrar söylüyorum. Sa¤duyumu koruyaca¤›m. Burada en büyük çabam olabildi¤ince uzun ve sa¤l›kl› yaflamakt›r.
41
man› Bunlar demokrasi düflflm “B
iflflbbirlikçilerdir, AKP ile iflflbbirli¤i içindeler. Melik F›rat, Sertaç
Bucak, Zapsu gibiler bu oyunun bir parças›d›rlar. Bunlar Kürt
düflflm man›d›r, Kürtlükle alakalar› yok. 1972'den beri k›rk
y›ld›r bu rollerini oynuyorlar.
Bunlar›n geçmiflflii Said-i Nursilere
kadar dayan›yor. ‹ngiltere ve daha sonra ABD o zamandan beri
w.
bunlar› haz›rlad›”
ww
Her iki cumhuriyet anlay›fl› da özünde muhafazakârd›r
Bildi¤iniz gibi, de¤iflen bir fley yok, tekrardan CPT’den bir sa¤l›k heyeti gelmeli. Heyet içinde bir ürolog da olmal›. Buradan ben de talep edece¤im, sizde gerekli baflvuru ve giriflimlerde bulunun. fiu anda kulland›¤›m ilaç (Tamprost) kendimi iyi hissetmeme neden oluyor. Her üç ilac›n da yan etkisi var, Hytrin’i mi kullanmam› öneriyorlar? ‹lac›n olumlu sonuç verdi¤ini söylediler.
geçmifli 1925’lere fieyh Sait, Said-i Nursilere kadar dayan›yor. O zaman ‹ngiltere ve daha sonra ABD o zamandan beri bunlar› haz›rlad›. ‹slamiyet’i modernlefltirme projeleri var. Eylemler nitelikli ve nicelikli mi? Rusya’da, ‹ran’da oldu mu? Süleymaniye’de de oldu mu? Diyarbak›r’da esnaflar tümüyle bu eyleme kat›ld› m›? AKP’nin politikalar›ndan dolay› çok ciddi bir yoksulluk yafland›, bunun da yans›malar› olabilir. Cezaevindeki arkadafllar sa¤l›klar›n› tehlikeye atmas›nlar. Kars’ta nerelerde oldu? Ardahan’da nerde oldu? I¤d›r’da oldu mu? Demek Manisa’da da oldu. Sol destek ve ayd›n
SERXWEBÛN
Demokratik siyaseti savunuyorum
Benim görüfllerim kutuplaflt›rma çat›flt›rma de¤il bütünlefltirmeyi sa¤lar. Bizi bölücülükle suçluyorlar, bu do¤ru de¤ildir. Çözüm önerilerimiz al›nd›¤›nda bütünleflmeyle beraber d›fla do¤ru bir taflma, bir etki meydana getirecektir. Çözüm modelimiz Ortado¤u için de önemli bir model olabilir. 1995 y›l›na kadar savafl› ne kadar derinlefltirirsem ve de yayg›nlaflt›r›rsam o kadar sosyalizm olur, o kadar ulusal kurtuluflçuluk yapm›fl oluruz fikrindeydim. Ancak ‘95’ten sonra siyasete önem vermenin gereklili¤ini fark ettik. Bu dönemde çat›flmas›zl›k ortamlar› yaratt›k. Gelinen noktada halen demokratik siyaseti savunuyorum. Bu konumdan da memnunum, piflman de¤ilim. Benim daha önce de tekrarlad›¤›m görüfllerim Türkiye’de Rönesans›ms› bir etki yaratabilir. Savunmam demokratik toplum manifestosu ad›yla yay›nlanabilir. Ben bu savunmamda Marksizm’le ilgili de¤erlendirmeler de yapt›m. Marks, kapitalizmin befl yüz y›ll›k tarihini incelemifl, ben befl bin y›ll›k tarihini inceledim. Sümer rahip devletinden bugüne kadarki tarihi inceledim. Kent-devlet sistemini inceledim. Daha önce de belirtmifltim, Marks’› aflt›m ya da eksikliklerini tamamlad›m denilebilir. Marks, san›ld›¤› gibi anti kapitalist de¤il, aksine yapt›klar›yla kapitalizme hizmet etmifltir. Ben bunu net bir flekilde tespit ettim, savunmalar›mda yer verdim. Marks iflçi s›n›f›n› esas al›yor, ben befl bin y›ll›k demok-
ww
w.
ne t
Daha önceki görüflmelerimde de defalarca dile getirdi¤im gibi çözüme iliflkin önerilerimi tekrarl›yorum. Bu konudaki önerilerim hükümetçe dikkate al›nm›yor, zerre kadar imanlar› olsa bunu de¤erlendirirler. Muhalefetin zaten zerre kadar iman› yok. Savunmam› okumufllar. Erdo¤an, ‘maneviyata ve mukaddesat›m›za sald›r› var’ diyor. Hay›r, yok. Ben halk›n inançlar›na sayg›l›y›m. Ben savunmalar›mda ‹slamiyet’i aç›mlad›m, bunun için böyle söylüyorlar. Biliyorsunuz savunmalar›mda Yahudilerle ilgili de¤erlendirmelerim de var. Ben bu meseleyi de savunmalar›mda çok genifl açt›m. Bu konuda da uyar›lar ald›m. Savunmalar›m› ald›n›z m›? Genelkurmay ve CHP, ‘ulus-devlet anlay›fl› tehdit alt›nda, ulus-devlet anlay›fl›na sald›r› var’ diyor. Belli ki bunlar savunmalar›m› okumufllar. Bugün Türkiye’de bir ideolojisizlik ve politikas›zl›k var, bir t›kanma yaflan›yor. Türkiye’de iki tane cumhuriyet anlay›fl› var. Biri bahsetti¤im pozitivist-laisist-burjuva cumhuriyet, di¤eri ›l›man ‹slam olarak bilinen dogmatik, muhafazakâr cumhuriyet anlay›fl›d›r. AKP halen dogmatik ve muhafazakâr anlay›fl›nda ›srar ediyor. Ama Mustafa Kemal’in cumhuriyet anlay›fl› buna izin vermez. CHP ve Genelkurmay ise pozitivist ve laisist anlay›flta ›srar ediyor. Bu iki anlay›flta yanl›flt›r. ‹kisi de çözüm de¤ildir. Toplumu öncelikle kutuplaflt›rma ve çat›flt›rmaya götürüyor. Avrupa, pozitivizmi 1900’lerde b›rakt›. Oysa Ordu ve CHP hala bu anlay›flta, kat› pozitivist anlay›flta ›srar ediyor, kendilerini bu anlay›fltan kurtaram›yorlar. CHP’nin anlay›fl› klasik, bast›rmac› anlay›flt›r. Bu anlay›flta ›srar ediyor. Cumhuriyetin kuruluflunda Mustafa Kemal’in yaratt›¤› de¤erler vard›. Onun da anti emperyalist bir ulusal kurtulufl savafl› sonucunda yaratm›fl oldu¤u de¤erler ve miras CHP taraf›ndan tüketildi, yok edildi. Ordu felsefeyle ilgilendi¤ini söylüyor. Tamam, ordu içerisinde de kafas› çal›flan askerler var. Ama t›kan›kl›¤› aflam›yorlar. Çünkü kat› poziti-
vist anlay›fl hâkimdir, kendilerini bu anlay›fltan kurtaram›yorlar. Asl›nda her iki cumhuriyet anlay›fl› da özünde muhafazakârd›r. Benim bunlara karfl› gelifltirdi¤im seçenek demokratik cumhuriyet seçene¤idir. Bu konuda temel açmazlar› aflmaya çal›fl›yorum. Bizim gelifltirdi¤imiz seçenek içinde s›n›r sorunu, s›n›rlara dokunma yok, üniterlik sorunu yok, Kürdistan’›n ayr›lma sorunu da yok, demokratik birlik ve bütünlük var. Bizim çözümümüz bütünlefltiricidir.
ratik uygarl›k tarihini esas al›yorum. Mesele benim bireysel yaflama sorunum de¤ildir. Ben burada bu sorunu devletle kiflisellefltirmek de istemiyorum. Sorun benim yaflamam veya ölümüm de de¤ildir, ölümden de korkmuyorum. Ancak deprem olur bina bafl›m›za y›k›labilir, hastal›k olabilir o flekilde de ölebilirim. Bu, ‘devlet öldürdü’ fleklinde alg›lanacak ve sonuçlar› korkunç olacakt›r. Ben sa¤l›¤›m› ve buradaki durumu sorun yapmad›m, yapm›yorum. Burada geçen hafta, yaflanan “küçük” (görece olarak, ölüm olay›na göre küçük) bir sorundan halk›m›n haberdar olmas›n› istedim, bu nedenle halk›ma rapor ettim, halktan bir talepte de bulunmad›m, hatta olay› büyütmeyin dedim ama kendileri harekete geçtiler, neler yafland›¤›n› görüyorsunuz. Burada benim bir ölümüm gerçekleflirse daha büyük olaylar olur, k›yametler kopar. Baharla birlikte savafl geliflebilir, kontrol edilemeyecek noktaya gidebilir. Ben böyle bir durumun yaflanmas›n› istemedi¤im için çözüm önerileri getiriyorum, bu sorunun çözümü için yaflamam önemli, çözümün bask›s›n› hissediyorum. Rica ediyorum, defalarca ça¤r›m oldu ancak Hükümet dikkate almad›. Yine söylüyorum mesele benim ölmem kalmam meselesi de¤ildir. Zaten burada zamana yay›lm›fl bir öldürme politikas› yürütülüyor. Bu bana kaybettirdi¤i gibi devlete de kaybettirir. Gelin bu sorunu bahara kadar çözelim, zaman kaybetmeden yapal›m, kan› durdural›m, bu yoksullu¤a son verelim. Kriz derinlefliyor mu? Bütün bunlar› durdurabiliriz. Aksi halde baharla birlikte savafl geliflebilir, kontrol edilemeyecek noktaya gidebilir. Söylendi¤i gibi PKK bitiyor, yok oluyor de¤il, her taraftan kat›l›mlar oluyor, bu yaflanan olaylardan sonra yo¤un kat›l›mlar olur, her taraftan kat›l›mlar olur, kat›l›mlar dört kat›na ç›kar. PKK’ye karfl› Barzani’yi devreye koymaya çal›fl›yorlar. Barzani ve Talabani’nin PKK’ye karfl› kullan›lmas› hikâyedir. Çünkü orada da önemli geliflmeler oluyor, bunlar da bunun fark›nda. Barzani süreç konusunda ABD’ye dan›flacak.
ew e. c
AKP halen dogmatik ve muhafazakâr anlay›fl›nda ›srar ediyor
Kas›m 2008
om
42
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
Yerel seçime iliflkin olarak somut önerim demokratik belediyeciliktir
bizim arkadafl›m›zd›, ailesiyle görüflülsün. Yine Bingöllü Zeynel, Harun ile Dersim’de kendini patlatan Dr. Baran ölümleri araflt›r›lmal›. Botanlarla beraber Güney’e giden Ekrem vard›, bunun durumu da araflt›r›ls›n. Orhan Miro¤lu’nun kitab›nda da bahsediyor. Musa Anter cinayetinde rolü olanlar var.
in -‹talyan ve Çek olabilir- Niteliksiz Adam adl› kitab›n› bulabilirseniz getirin. Yine araflt›rma ve inceleme kitaplar›ndan be¤endi¤iniz, önemli gördü¤ünüz kitaplar› getirebilirsiniz. Yine antik ça¤ arkeoloji dönemi kent inflas› ile ilgili yay›nlar olabilir. Her köye kente orman önerim vard›, onu yineliyorum. Cudi Da¤›’nda Nuh’un Gemisi’ndeki gibi, -bu arada biliyorsunuz Nuh’un Gemisi’nin A¤r›’da oldu¤unu söylüyorlar ama Cudi’dedir- Cudi’ye her türlü bitkiden ekilmeli, her türlü hayvan getirilmeli. Cudi’de mevcut a¤açlar›, bitkileri kesmesinler, çiçekleri koparmas›nlar, korusunlar, hayvanlar›n› avlamas›nlar. Halk›n demokratik tepkileridir, selaml›yorum, sayg› gösteriyorum. Ben kimseye böyle fleyler yap›n diye demedi¤im halde yap›l›yorsa devlet ve yetkililer bunu anlamal›d›r. Diyarbak›r’›n tümü kepenk kapat›yorsa ve her yerde kitlesel tepkiler oluyorsa umar›m ki demokratik çözüm yönünde ad›mlar at›l›r. Halk asl›nda ç›k›fl ar›yor, benim durumum üzerinden tepkilerini gösteriyor, sahipleniyor. Bunu devlet dikkate almazsa ilerde önü al›nmayacak ve daha tehlikeli olaylar da olabilir. Ben defalarca yetkilileri uyard›m daha önce. Bunlar, halk›n demokratik tepkileridir ve buna herkes sayg›l› olmak zorundad›r. A. Melik F›rat ve onun yandafllar› 60 y›ld›r kendini bu yaklafl›mla yaflatmaya çal›fl›yor. Onun gibi düflünenler burada da, Avrupa’da da, Irakta da vard›r. Osman’lar da bunun içinde. O alçaklar da dâhil hepsi Amerika ile iflbirli¤i yap›yorlar. Avrupa’da da ayaklar› var, Güneyde de varlar ve ortak hareket ediyorlar. Ama halk bunlar› biliyor. Art›k teflhir olmufllard›r, yapacak fleyleri yoktur. Bunlar›n ifli bitmifltir, bir fley yapamazlar. Baz›lar› bunlar› güç yapmaya çal›flt› ama tutturamad›lar. Ayr›ca DTP ile ilgili de seçimler yaklafl›yor. fiimdi bu konuda baz› fleyler söylemek istiyorum. Herkes bu sürece katk› sunmal›, elinden geleni yapmal›. Adaylar belirlenirken, halk kendi adaylar›n› belirlemeli. Önseçim mi, önyoklama m› olur ama adaylar› halk kendisi belirlemeli. fiahsiyetler, aileler, partiden parseller istiyorsa, ödedi¤i bedeller
ne te we .c om
Yerel seçimler yaklafl›yor. Benim bu konuya iliflkin de görüfllerim olacak. Evet, ben daha öncesinde demokratik sol çevrelerle DTP’yi demokratik geliflim için teflvik etmifltim, teflviklerde bulunmufltum. Yerel seçime iliflkin olarak somut önerim demokratik belediyecilik anlay›fl›d›r. Bu anlay›flta kat›l›mc› demokrasi, do¤rudan demokrasi ilkeleri hâkimdir. Stadyumlarda, büyük meydanlarda on binler gerekirse elli binler bir araya getirilir, görüflleri al›n›r. Üç-befl aday ç›kar, kendi listelerini de olufltururlar, kendilerini ifade ettikleri kadar›yla konuflurlar. Sonuçta bir ön seçim yap›l›r, halk›n iste¤i do¤rultusunda aday belirlenir. Bu kiflilerin sivil toplum belediyecili¤i ve demokratik halk inisiyatifi anlay›fl›yla ile çal›flabilecek kifliler olmas› gerekiyor. Ayn› zamanda bu belediye kanununda da var; üç yüz kiflilik kent konseyleri oluflturulur, kendi projelerini buraya tafl›rlar, burada tart›flmalar yürütülür, al›nan kararlar uygulan›r. Demokratik sol çevreler, ezilenler, çevreciler, feministler, yerel kültürler, samimi Müslümanlarla bir araya gelebilirler. Bir, iki, üç gün, gerekti¤i kadar tart›fl›rlar. Yine Alevilerin -onlar›n içinde de sahte laikler var- kendi demokratik konfedaratif yap›lar› muhakkak olmal›, birliklerini oluflturmal›lar, Asuri, Süryani, Ermeni, Anadolu’dan göç eden Yunanl›lar, kendi demokratik konfederatif yap›lar›n› olufltursunlar ve genel demokrasi hareketiyle birleflsinler. Belirtilen bu ilkeler il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyeti için de geçerlidir. Bunlar›n da demokrat adaylardan olmas› önemlidir. Seçimlere sadece kazan›l›p kaybedilmesi fleklinde bak›lmamal›, belirtilen ilkeler temelinde kurumsal yaklafl›lmal›d›r. Dikkat edilmesi gereken bir husus da kad›n kotas›d›r. En az üçte bir olmal›d›r. Pilot Necati ölmüfl mü öldürülmüfl mü, bunun ölümünün kaza olup olmad›¤›, durumu araflt›r›lmal›d›r. Dilaver Y›ld›r›m vard›, intihar etti, araflt›r›ls›n,
43
Ergenekon davas›na alternatif bir mahkeme Diyarbak›r’da kurulabilir
Bütün bunlar Ergenekon davas›ndaki bilgiler ›fl›¤›nda araflt›r›lmal›d›r. Diyarbak›r’da Vietnam ve Irak benzeri sembolik, alternatif bir yarg›lama yap›labilir. Ergenekon davas›na alternatif bir mahkeme Diyarbak›r’da kurulabi-
Mesele benim ölmem kalmam “M meselesi de¤ildir. Zaten burada zamana yay›lm›fl bir öldürme politikas› yürütülüyor. Bu bana kaybettirdi¤i gibi devlete de kaybettirir. Gelin bu sorunu bahara kadar çözelim, kan› durdural›m, bu yoksullu¤a son verelim. Bütün bunlar› durdurabiliriz. Aksi halde baharla birlikte savafl geliflfleebilir, kontrol edilemeyecek noktaya gidebilir”
ww
w.
lir. Ergenekon davas›nda dile getirilmeyen gerçekler ortaya konulabilir. Bunu demokrasi platformu gibi demokratik kitle örgütleri yapabilir. Asl›nda bu, Baro’nun görevi, hatta Avrupa’dan tan›nm›fl hukukçular da ça¤r›labilinir. Kad›nlara iliflkin savunmalar›mda belirlemelerimi yapm›flt›m. Demokrasinin temel köfle tafllar›ndan biridir. Kad›nlar demokrasi mücadelesine kendi renklerini vursunlar, kendilerini gelifltirsinler. Ayr›ca daha önce Ermenilerle ilgili kitap gelmiflti ancak bu kitapta Ermeni tarihi 1200’lü y›llara kadar ifllenmifl, 1071 Malazgirt’ten sonraki dönemi kapsayan Ermeni tarihiyle ilgili kitap getirebilirsiniz. Yine Mussil’-
SERXWEBÛN devlet, tek millet, tek bayrak” fikrini kabul etmeyenler baflka yere gitsin denmifl. Bofl sözler bunlar! Nereye gidecekler? Yani tahrik ediyor.
Gerçek Ergenekon gizleniyor
karfl› hepsinin birleflmesi yeni birfley de¤il. Daha önce de denediler bunu. Ama AKP bölgede bir düflüfl yafl›yor de¤il mi? Bugün bir seçim olsa AKP ne kadar al›r? Ne kadar düflüfl olur? Ona yak›n isimler dahi düflüfl var diyor yani. Duran Kalkan Yürütme ad›na bu iflin içinde AB ve ABD’nin oldu¤unu belirtti öyle mi? Ben buraya getirilirken benim sorgumda bulunan üst düzey bir yetkili bana 33 askerin öldürülme olay›n› anlatt›. Ben kendisine nas›l oldu dedim. Yetkili kifli e¤er 33 asker öldürülmeseydi çözüme iliflkin baz› geliflmeler olaca¤›n› belirtti. Biz o dönem ateflkes ilan etmifltik, ancak önce Özal öldü/öldürüldü sonra da bu olay oldu. fiemdin alça¤›n›n bu ifli
ww
w.
de, yeni gönderecekler. Ben savunmam›m di¤er bölümlerine bafllayaca¤›m, flu ana kadar pek konsantre olamad›m. Kürdistan bölümüne daha bafllamad›m. San›yorum bir-iki defter gönderdiniz. Ancak henüz alamad›m. Üç tane yeter, verirler, art›k göndermeyin. Mali kriz devam ediyor de¤il mi, tart›fl›l›yor. Ben Cemil Ertem’i takip ediyorum. Birkaç yaz›s›n› okudum, pek fley de¤il ama yine de bir fleyler yapmaya çal›fl›yor. Ben bin kat daha Asya ve Avrupa’y› çözümleyebilirim. Öyle de¤il. Ben Asya ve Avrupa’n›n nas›l dönüflüm geçirece¤ini tahmin ediyorum, yap›s›n› biliyorum. Baflbakana protestolar yo¤undu herhalde, kaç kifli kat›lm›flt›? “Tek
kendi bafl›na yapt›¤›n› sanm›yorum. O bu olayda kullan›ld› ama fark›nda m›yd›, de¤il miydi bilemiyorum. Yeflil de vard› o dönemde biliyorsunuz. Ard›ndan da baz› suikastlar oldu. Mumcu olay› da. O dönem bir general de öldürüldü. San›yorum Bahtiyar Ayd›n’d›. O dönem toplam dört tane komutan general öldürüldü. Bunlar›n hepsinin ortaya ç›kar›lmas› laz›m. On befl y›l›n heba olmas›na kim sebebiyet verdi, bunlar›n ortaya ç›kar›lmas› laz›m. E¤er bunlar ayd›nlat›l›rsa çözüme katk›s› olur. Ergenekon ayd›nlat›lacaksa bunlar›n hepsinin ayd›nlat›lmas› laz›m. Gerçek Ergenekon gizleniyor. Sahte Ergenekon ve gerçek Ergenekon var. fiu anki Ergenekon deflifre olmufl Ergenekondur. Gerçek Ergenekon ise gizleniyor, ona yeni bir flekil veriliyor. Ben bu nedenle Diyarbak›r’da Vietnam tarz› sivil bir temsili yarg›lama yap›ls›n dedim. Irak’la ilgili yap›ld›. Diyarbak›r’da da yap›labilir. Veli Küçük PKK içindeki müttefiklerimiz diyor, fiemdin onlar› kastediyor. Bunlar birçok kirli ifller yapt›lar. Yine Sait Çürükkayalar, Cemil Ifl›k vard›, fi›rnak’ta gidip bir köyde bir katliam yapt›. Benim akl›m›n ucundan bile geçmezdi, bizden birinin gidip böyle bir ifli yapaca¤›. Ben hemen bu olay devlet, derin devletin iflidir diye aç›klama yapm›flt›m. Sonra bana bu ifl PKK ad›na yap›ld› dediler. Ben floke oldum, üç hafta uyuyamad›m. Bunu niçin yapt›lar, kimlerle yapt›lar diye çok düflündüm. Bu ifli bunlar›n tek bafl›na yapmalar›, tek bafl›na böyle karar vermeleri zor. Yine fiahin Baliç vard›, Kör Cemal diyorduk. Süleyman onlar vard›, Cemil Ifl›k. Bunlar›n bir k›sm› Almanya’da s›k› güvenlik alt›nda yafl›yorlar. Bizim yerimize baflka alternatif olarak gördükleri kiflileri getirmeye çal›fl›yorlar. Melik F›rat yine bunun için haz›rlan›yordu.
ew e. c
Ölen, yaralanan var m›? Kim bu atefl eden vatandafl? Yani Baflbakan tahrik ediyor. Cumhurbaflkan›n› göreve ça¤›rsalar ne olur. Zaten Erdo¤an’›n yetkisinde olan bir fley de¤il, O’nun iradesi yok, d›flar›dan idare ediliyor. 1 Kas›m tarihindeki oturma eylemine kat›l›mlar yo¤un muydu? Talepleri neydi? Gündeme geldi mi epey? Baflbakan burdaki uygulamalar› aç›klamaya taktik diyor yani. Demirel 92’nin flartlar›na dönüldü¤ünü söylüyor, daha da kötü. DTP’ye
ne t
üzerinde bir fleyler isteniyorsa bu olmaz ve kabul edilmemelidir. Sadece seçimi kazanmak olmaz, bugün kazan›rs›n ama senin taban›n tepki duyarsa partiden uzaklafl›rsa bu kay›p demektir. Bütün arkadafllar aday belirlemede hassasiyetle durmal›. Yoksa e¤er yerel yönetimleri kaybedersek, mücadele ciddi zarar görür. Yetkin, vas›fl›, nitelikli kifliler önerilmeli, seçilmeli. Ben bunu düflüncem olarak söylüyorum. Haber alam›yorum, on günlük hücre cezas› uygulanmaya baflland›. Gazeteler de çok geç veriliyor. Verilenler de bir k›sm› kesilerek veriliyor. Gazetenin bazen her taraf›n› kesiyorlar, 4-5 sayfa yaln›z kal›yor. Gazetenin gazete olma özelli¤i kalm›yor. Savc›l›¤a baflvurursunuz. Demek ki savunmam halen ellerin-
Kas›m 2008
om
44
Baz› kesimler ›srarla savafl› derinlefltirmeye çal›flt›lar 1997’de ben bar›fl için elimden gelen her çabay› göstermeme ra¤men, baz› kesimler ›srarla savafl› derinlefltirmeye çal›flt›lar. Ben bunu anlamaya
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
AKP de art›k düflüfle geçti. Art›k böyle devam edemez. Tarihe not düflüyorum, bir sene sonra AKP bu flekilde olmayacak. AKP bu flekilde bir-iki y›l içinde kendini bitirir. Ama bu sorun ortada. AKP gelip gider ancak bu soru-
gür iradesini ben ald›m, temsil ettim. Ama bu özgür iradeyi kimseye teslim etmedim. Ne ABD’ye ne Türkiye’ye ne ‹ran’a ne de Suriye’ye. Suriye’de kalmama ra¤men, Suriyeliler bilir, bir kez bile Kürtlerin iradesini Suriye’ye teslim etmedim. Onlar bunu çok iyi bilir. Ben Kürtlerin milliyetçi çizgiye kaymamas› için büyük çaba harcad›m. Burada da bu çabay› göstermeye devam ettim. Ben olmasam ifl 盤›r›ndan ç›kar. Ben tarihin sorumlulu¤unu tafl›yorum, halk›ma karfl› sorumluluklar›m var. Özal sorunu çözmek istiyordu. Tasfiye edildi. Say›n Erbakan’la da üç defa mektuplaflt›m. Mektuplar›na an›nda yan›t verdim. Suriye cumhurbaflkanl›¤›
Fatma Özen(Rojbin) 1998
Hamdiye Kapan(Berwar Amed) 1998
nun çözülmesi laz›m. E¤er devlet bu ifli çözmek istiyorsa. Bu iflin çözümü basittir. Bizim istedi¤imiz ne bütünlük ne de ayr›l›kt›r;; anlaml› demokratik ad›mlard›r. Sorun Türkiye’nin demokratikleflmesidir. Demokrasi ekmek ve su gibi temel ihtiyaçt›r. Anlaml› demokratikleflmeyi beraber gerçeklefltirebiliriz. Gelin, demokratik ad›mlar üzerinde çal›flal›m. O zaman tek bir kurflun at›lmaz. Ben durdururum. Benim burada imkânlar›m da yok. Yar›n ne olacak, bilemiyorum. Kontrolüm d›fl›na ç›k›l›rsa, ben de burada bir seyirci gibi kal›r, olanlar› seyretmekle yetinirim. Çünkü burada imkânlar›m çok k›s›tl›. Her fley benim d›fl›mda gerçeklefliyor. Ben Kürtlerin özgür iradesini temsil ediyorum. Do¤rudur, Kürtlerin öz-
vas›tas›yla haberlefltik. Erbakan sorunu çözmek istiyordu, O’nu da hemen tasfiye ettiler. Ecevit de temsilci gönderdi. O da iyi niyetliydi, sorunu çözmek istiyordu. Hatta K›vr›ko¤lu’nu temsilen de benimle görüflüldü. 2002 dönemi çok önemlidir. 93’ten daha önemlidir benim için. Bu dönemde ben de üzerime düfleni yapt›m. Tek kurflun at›lmad›, çat›flmas›zl›k yafland›. Ancak bir anda diyalog ortam› kesildi. Savafl çok büyüyecek, ben bunun önüne geçmek istiyorum. Her zaman bar›fl için üstüme düfleni yapt›m. Ben sorunun hep demokratik yolla çözümünü savundum. Bar›fl için hala umut var. Bu konuda üstüme düfleni yapar›m. Gerçekten bilgim çok fazla, tecrübem çok fazla, 35-40 y›ld›r bu
yi istedikleri noktaya getirecekler. Çözüm olmazsa Kürtler de direnir, Güney’de ulus-devletin kurulmas› da Türkiye’nin 30-40 y›ll›k bir savafl›n içine çekilmesi demektir. Savafl devam ederse PKK kendine yeni müttefikler bulur. Rusya ile ‹ran ile ve Amerika ile iliflkilerini gelifltirebilir.
ne te we .c om
çal›flt›m, bu kesimlerin neden böyle davrand›klar›n› düflündüm. Ama tabii benim için esas önemli tarih 2004’tür. 2004’teki olay ilginçtir. Osman onlara birileri ad›na bir söz verilmifl. Osman benim kardeflimdir ama ben fley etmiyorum. Baz› aç›klamalar yapt›. Ben onlar› dolayl› olarak takip etmeye çal›fl›yorum s›n›rl› bilgilerle. ‘Bize biraz daha destek verilseydi biz da¤› ele geçirebilirdik’ diyor. Yani bundan kast›, gerillay› tasfiye edebilirdik diyor. Botan, Nizamettin onlar PKK’yi böldüler. Bunu onlara yapt›rd›lar. Nizamettin onlar, biz komutan›z, gerilla bize ba¤l›, biz ne dersek onlar da onu yaparlar diyorlard›. Yani PKK’yi tamamen ele geçirebileceklerini, düflünüyorlard›. Tabii bana ba¤l›, daha do¤rusu bu davaya ba¤l›, çok dürüst, iyi niyetli gençler var. Yine yafll› bir grup var, ben her ne kadar a¤›r elefltirsem de bunlar bana ba¤l›lar. Nizamettin onlar bunlar› hesaplayamad›lar. 2002’de de Ecevit’in temsilcisi geldi. Sorunu çözmek istediklerini söylüyorlard›. Ecevit hiç ad›m atmad› m›, att›. Ancak sonra iliflkiler birden kesildi. Sonras›n› biliyorsunuz. Bu ad›mlar niçin kesildi. Özellikle Türk kamuoyu bunu iyi bilsin, bunu onlar›n özellikle bilmeleri gerekir, bu ad›mlar› kim kesti? Türkiye’nin bölünece¤i söylemi büyük bir yaland›r. Böyle bir fley yok, olmaz da. Bunu bilinçli söylüyorlar. Bu kesinlikle do¤ru de¤il. Ben devlet mekanizmas›n› iyi biliyorum. AKP bu ülkeyi beraberlik içinde tutmak istemiyor, bölgeyi Türkiye içinde tutmak istemiyor. Ne tutmas›! AKP ülkenin bir bölümünü ay›rmaya çal›fl›yor. Erdo¤an bu gerilimi bilerek t›rmand›r›yor. Bu, Erdo¤an’›n kendi iradesi de de¤il. D›flar›dan böyle istendi¤i için gerilimi yaflat›yor. Kararlar, ABD ve d›fl güçler taraf›ndan AKP’ye uygulat›lmaktad›r. AKP’nin bunda bir rolü yoktur. D›flar›dan müdahale oldu¤u için, böyle olmas›n› istedikleri için, Baflbakan gerginlik ç›kar›yor. Bu flekilde Türkiye’yi daha çok kontrollerinde tutacaklar. Bu yolla K›br›s sorununu istedikleri gibi Türkiye’ye çözdürecekler. Ermeni meselesini istedikleri gibi çözdürecekler. Türkiye’-
45
ww
w.
Kürtlerin milliyetçi çizgiye kaymamas› için büyük çaba harcad›m
SERXWEBÛN
Parti anlay›fl›m›z iktidar-devlet odakl› de¤il demokrasi odakl›d›r
ww
w.
ne t
ABD’nin üzerinde çal›flt›¤›, benim de tam anlayamad›¤›m bir projesi var. Ben bunu anlamak, çözmek için çok çaba sarfediyorum. 30 y›ld›r uygulanan bir proje söz konusu. Bunun detaylar›n› tam bilemiyorum. Bunlar ticaret, endüstri üretiminin yüzde 50’sini d›flar›ya satt›lar. Son befl y›lda devletin yüzde 50’sini satt›lar. yüzde 50’si sat›lan bir ülke ba¤›ms›z olabilir mi? Mustafa Kemal böyle miydi? Mustafa Kemal, kapitülasyonlar› kald›ran iradedir. Ekonomik olarak Türkiye’yi kendilerine ba¤lad›lar. Askeri de ba¤lad›lar. Sorunun çözümünde AKP’nin bir inisiyatifi söz konusu de¤il, çünkü ipi baflkas›n›n elinde. D›flar›dan ne söyleniyorsa AKP onu yapmak zorunda. Türkiye halen 30’lu y›llar›n kat› anlay›fl›yla yönetiliyor. M. Kemal’i ne kadar elefltirsek de, O kendi döneminde bilimi esas al›rd›. Ancak o dönemde dünyada gerçekleflen iki bilimsel devrim Türkiye’ye aktar›lmam›flt›. O dönemde pozitivist anlay›fl hakimdi. Türkiye halen 30’lu y›llar›n anlay›fl›yla hareket ediyor. Halk demokratik tepkisini ortaya koymaktad›r. Bunu selaml›yorum. AKP’nin dinle alakas› yok. AKP’nin din maskesi düflürülmeli bölgede. Buradan Say›n Baflbakan’a tekrar bir kez daha ça¤r›da bulunuyorum. Kürt sorununa demokratik çözüm için ad›m atabilir. Demokratik geliflmeler yaflan›rsa ben de buradan elimden gelen tüm çabay› gösteririm. Daha önce de bu çabay› gösterdim. Yine bu çabay› sürdürürüm. Hepimizin ihtiyac› olan demokrasidir. Bu yola girilebilir. Cezaevinden gelen mektuplar var. Bunlar› anlaml›, derin buluyorum.
Bu çal›flmalar› önemsiyorum. Daha da derinleflsinler. San›yorum Sultan, Urartu üzerine bir inceleme yapm›fl, benim Bir Halk› Savunmak kitab›mda Urartular› proto-Ermeniler olarak nitelendirdi¤imi belirtiyor. Hay›r, ben Urartuyu proto-Ermeni olarak nitelendirmiyorum. Daktilo ederken kitaba yanl›fl geçmifl olabilirler. Bir yanl›fll›k varsa, düzeltilsin. Dilek Öz’ün mektubunu ald›m. Kendisine özel selamlar›m› iletirsiniz. Ayr›ca bizim parti anlay›fl›m›z iktidar-devlet odakl› de¤il, demokrasi odakl›d›r. Bunu kendisine bir cümleyle iletirsiniz. Bende Hançerlio¤lu’nun felsefe sözlü¤ü var, onu kullan›yorum. Püsküllü’nün bir sözlü¤ü var. Sözlü¤e gerek yok ama iyi bir tane bulursan›z getirebilirsiniz. Zaten do¤ru düzgün kitap da vermiyorlar. Karl Popper’›n Aç›k Toplum ve Düflmanlar› kitaplar›n› ald›m. Hegel’in dört önemli kitab› var, bana onlar› getirirsiniz. Tarih felsefesi, zihnin fenomenolojisi ve di¤erleri. Ben di¤er savunmalar› yazaca¤›m, baz› kitaplar gerekli. Siz de savc›l›¤a baflvurabilirsiniz “flu, flu kitaplar›n Öcalan’a ulaflt›r›lmas› önemlidir” diye belirtebilirsiniz. Ben de burada idareden talepte bulunurum. Monokl adl› bir dergi geldi, onu alaca¤›m. Baykufl’u da ald›m. Yahudilerle ilgili art›k kitap getirmenize gerek yok. ‹ran’la ilgili kitap getirebilirsiniz. Ben ne Marksistim ne de anti Marksistim. Sadece Marksizmi aflt›¤›m› söylüyorum. Marks, bilinçli olmayarak da olsa, kapitalizme önemli oranda hizmet etmifltir. Savunmalar›mda bunlar› belirttim. PKK ve PAJK tutsaklar›n›n açl›k grevini bitirmeleri iyi olur. Hepsine selam söyleyin. Bana selam söyleyen herkese selamlar›m› iletiyorum. Ayr›ca demokratik tepkisini ortaya koyan tüm halk›m›z› selaml›yorum. Tekrar ifade ediyorum; Baflbakan, olumlu ad›m atarsa ben de elimden gelen çabay› gösteririm. Türkiye ayd›nlar› sorumluluk alabilirler, Türkiye demokratikleflirse hepimiz kazan›r›z. Anlaml› bir bar›fl geliflirse bu sorun çözülür. Herkes sorunun çözülmesi için katk›da bulunmal›.
Kürt halk›n›n özgürlük iradesi beni umutland›r›yor Verilen kararlar politik ama burada yap›lanlar›n bir muhatab› var, bir sorumlusu var. Bu a盤a ç›kar›lmal›. Bu, Baflbakan m› Genelkurmay baflkan› m›, bu iflin muhatab› kim, bilmek istiyorum. Burada yaflananlar Baflbakan’›n bilgisi d›fl›nda olmufl olamaz. Baflbakanl›k Kriz Merkezi Baflbakanl›¤a ba¤l› de¤il mi? Ben buradaki idareyi muhatap alm›yorum, buradaki idare benim muhatab›m de¤il. ‹dare kendine söyleneni yap›yor. Benim muhatab›m Baflbakan. Baflbakan’a da bunu ABD yapt›r›yor. Beni buraya getiren de ABD ve NATO’dur. ABD, Erdo¤an’a ‘Öcalan’› s›k›flt›r’ dedi. Erdo¤an da kabul etti. Beni deniyorlar, tepkimi, sabr›m› ve dayanma gücümü ölçüyorlar. Benim de bir sabr›m ve s›n›r›m var, bunu zorluyorlar. Ben burada uygulananlar› söylemiyorum, söylersem olacaklar› biliyorum, sorumlu davran›yorum. Burada yaflananlar ABD ve ‹srail oyunlar›. Beni s›k›flt›rarak PKK’yi bitirmeye çal›fl›yorlar. Ama PKK’yi bitiremezler. Ben burada sonuna kadar direnirim. Bu güne kadar da direndim, direnmeye de devam edece¤im. Ben daha önce de söylemifltim, buras› proto-Guantanamo’dur. Yani Guantanamo örne¤ini önce burada denediler daha sonra Guantanamo’da uygulad›lar. Hatta buran›n flartlar› Guantanamo’dan daha a¤›r. Bunlar› iyi görmek gerekiyor. Burada yaflananlarda uluslararas› oyunlar var. Bu yaflananlar› niye yap›yorlar? Ben savafl› durdurmaya çal›fl›yorum, benim üzerime niye böyle geliyorlar? Benim üzerime böyle gelmelerinin kime ne faydas› var, devlete ne yarar› var? Erdo¤an bunlar› görmüyor mu? Avrupa niye sessiz kal›yor? Konseye gidip burada yaflananlar› anlatmal›s›n›z. Hakk›mda verdikleri kararlar, CPT raporlar› var. Hükümet Avrupa’ya buran›n koflullar› flöyledir böyledir diye anlat›yorlar ama benim içinde bulundu¤um koflullar ortada. Çok kötü koflullarday›m. Bunlar›n iyi anlat›l-
ew e. c
iflin içindeyim. Kendimi çok yetifltirdim. Bar›fl için etkili olabilece¤ime inan›yorum. Çözüm önerilerim uygulan›r ve çözüm olmazsa, o zaman beni ass›nlar, öldürsünler, ölümden korkmuyorum. Çözüm geliflmezse Türkiye kaybeder. Bunu derken sadece Türkiye kaybeder, biz kazan›r›z demiyorum. Türkiye kaybederse, hepimiz kaybederiz diyorum.
Kas›m 2008
om
46
Kas›m 2008 SERXWEBÛN ki süreç engellenmeye çal›fl›l›yor, hakl›l›¤›m›z›n üzeri örtülüyor. Bu nedenle ma¤dur ediliyorum, hukuki haklar›m k›s›tlan›yor. Ayfer vard›, bu sürecin tan›klar›ndan. Yunanistan’da yan›mdayd›, tercümanl›k yap›yordu. O da bu davada tan›kl›k yapmal›. Son durumu nedir? Neye, hangi çevrelere dayan›yor, karfl›tl›¤› var m›? Yine Roma’da yan›mda Ahmet de vard›, bizim bütün tercüme ifllerimizi o yap›yordu, o da önemli tan›klardand›r. Ayfer de Ahmet de bu davada tan›kl›k yapmal›lar. Bu arada Roma sürecinin 10. y›l›na girdik bugün. Roma sürecinde flehit olan iki arkadafl vard›, Ronahi onlar›n bugün y›ldönümleri. Onlar› da onuncu y›l vesilesiyle an›yorum. Gidip aileleri ziyaret edilebilir. Erdo¤an’›n sözlerine tepkiler neler? Birçok yazar›n Erdo¤ana tepki göstermesi önemlidir tabii. Bunlar önemli yazarlar. Bir fleylerin fark›ndalar, bu nedenle bu tepkileri gösteriyorlar. Erdo¤an’›n bu söylemi tabi ki çok tehlikeli. Ben MHP milliyetçili¤ini biliyorum. Bu söylem onlara ait de¤il. MHP’nin tarih bilinci var. Türk-Kürt halk›n›n kardeflçe olmasa da bin y›ld›r birlikte yaflad›klar›n› biliyorlar. Bir çat›flman›n ne sonuçlar yarataca¤›n› görüyorlar. Erdo¤an’›n söylemi onlar›n milliyetçili¤ini de aflan bir söylem. Bahsedilen yazarlar da önemli. Bunlar bir Türk-Kürt çat›flmas›n›n ç›kabilece¤ini görüyorlar, tehlikenin fark›ndalar. Bu nedenle bu kadar tepki gösteriyorlar. Kürt halk›n›n gösterdi¤i tepki karfl›s›nda Devlet de panik halde. Ne yapaca¤›n› bilmiyor. Erdo¤an’›n yeni dönem Kürt politikas› nedir? Asl›nda uluslararas› sermaye Türkiye’yi, AKP’yi pençesine alm›flt›r. Bunlar uluslararas› sermayenin oyunlar›. Ben analiz ettim bunlar› iyi biliyorum. Yeni savunmamda da bunlar› ele ald›m. Yeni savunmam› alabildiniz mi? Birkaç güne kadar elinizde olur herhalde. Türkiye böyle nereye kadar devam edebilir! Küresel sermaye politikalar›n› Erdo¤an üzerinden Erdo¤an da, Kürtler üzerindeki politikas›n› etraf›na toplad›¤› Kürt iflbirlikçileri üzerinden yürütmeye çal›fl›yor. Ellerinde bir iki milyon dolar var, iflte Bitlis’te
flurada burada kurduklar› holdingler var. Kürt iflbirlikçilerini böylece etraf›nda toplay›p Kürtleri bunlar eliyle denetim alt›na almaya çal›fl›yor. Kürt iflbirlikçileri için de Erdo¤an son kozlar›, onu iyi kullanmaya çal›fl›yorlar. Ben Kürt iflbirlikçilerini biliyorum. G›lgamefl’ten bu yana varlar, bu onlar›n son ç›rp›n›fl›d›r.
ne te we .c om
mas› gerekiyor. Devletlerin taahhütleri var, verdikleri sözler var, bunlar› uygulas›nlar. Benim de haklar›m var, nas›l böyle davranabiliyorlar, nas›l radyo mu alabiliyorlar, nas›l böyle davranabilirler? Cezaevi ‹zleme Komitesi’nin de raporlar› var ama uygulanm›yor. Radyo ve televizyon en do¤alinsani haklar›m. Bana gelen raporda da var. Bunlar› bile engelliyorlar. Ben uzun zamand›r burada geliflmelerden habersizim, habersiz b›rak›l›yorum. Avukatlar›m bu konuyla ilgilenmeli. DTP’liler ne yap›yor? Bu konuda neden sorular sormuyorlar, giriflimlerde bulunmuyorlar. Baflbakan’a, Adalet Bakan›’na bunlar› sormal›lar.
47
Sorumlular a盤a ç›kart›lmal›
ww
w.
Dünya ve Türkiye kamuoyu bu konuda bilgilendirilmeli. Sorumlular a盤a ç›kart›lmal›. Siz de bunlar› takip etmelisiniz, sorumlular› bulmak için siz de elinizden geleni yapmal›s›n›z. Sizleri daha önce de uyarm›flt›m, tekrar uyar›yorum. Evet, politik kararlar ç›k›yor ama uyan›k olmal›, bu oyunlar› görmelisiniz. Ancak o zaman yapt›¤›n›z ifl anlaml› olur. Bu konuda kamuoyunu yeterince bilgilendirmelisiniz. Siz cezaevi izleme kuruluna, Adalet Bakanl›¤›’na bu konuda baflvurular yapmal›s›n›z. Savas Kalenderides’in yazd›¤› kitab› henüz almad›m. Kitapta neyi anlatm›fl? Kimi suçluyor peki? Stavrakakis mi? Ben zaten Yunan halk›n› suçlamad›m. Peki bu Stavrakakis ve Pangalos’un arkas›nda kimlerin oldu¤unu, kimler taraf›ndan yönlendirildikleri hakk›nda ne söylüyor? Kalenderides’e söyleyin, hatta siz de görüflebilirsiniz. Onu uyar›yorum; Yunanistan Davas›’nda gerçe¤in ortaya ç›kmas› için üzerine düfleni ve gerekenleri yapmal›. Yunanistan yarg›lamas› önemli. Bu yarg›lama sürecinde bana iliflkin baz› fleyler daha da netleflecektir. Yunanistan yarg›lamas›nda bu sürecin, bana yönelik tav›rlar›n, Avrupa’n›n ipuçlar› olabilir. Yunanistan davas› ne durumda? Yunan avukata selamlar›m› söylersiniz. Bu dava önemli, ben bu davay› çok önemsiyorum. Yunanistan sürecinde huku-
Ermeni ve Rumlara yapt›klar› fleyi bugün de Kürtler için planl›yorlar
‹ngilizler, 1900’lerde Kürt sorununu çözümsüz b›rakarak Ortado¤u’daki ömrünü yüzy›l uzatt›lar. fiimdi de AKP eliyle Ortado¤u’da bir yüzy›l daha ömürlerini sürdürmek istiyorlar. Ama nas›l uzatmaya çal›fl›yor, kanl› bir flekilde. Mustafa Kemal, ‹ngiliz oyunlar›n› görüyordu ama çok az fley yapabildi ancak Cumhuriyeti kurabildi, daha fazla ileri gitmesine izin verilmedi. Bu oyunlar görülmezse Cumhuriyet de elden gidecek. Mahir Kaynak’›n bir de¤erlendirmesini önemsiyorum, kendisi istihbaratç›d›r, dünyay› iyi gözlemliyor. Mahir Kaynak, ‘PKK simgedir’ diyor. Uluslararas› sermaye ve tekeller Türkiye’yi ele geçirmek için ‘PKK’yi s›k›flt›rd›k, PKK’yi denetim alt›na ald›k, PKK’yi bitirece¤iz, bitirdik’ diyerek PKK kozuna oynuyor. Ama küresel sermayenin derdi PKK’yi bitirmek de¤il, Küresel sermayenin amac› Türkiye’yi bir yere getirerek kendi politikalar›n› uygulamak, Türkiye’yi denetim alt›na almak, istediklerini Türkiye’ye yapt›rmakt›r. Küresel sermaye ve tekeller, iflbirlikçilerine AKP ve uzant›lar›na, yüzde 25 pay vererek gerisini kendileri götürecekler. Küresel kriz devam ediyordur. Daha da derinleflecektir. Halk› yoksullaflt›r›p kendilerine ba¤layacaklar, böylece denetim alt›na alacaklar. Türkiye Güneylilere ne verecek? Bunlar bilinen fleyler. Daha önce yap›lm›fl gizli anlaflmalar flimdi gün yüzüne ç›k›yor. Ben bunlar› biliyordum, daha önce de söylemifltim. Zaman› geldi¤i için aç›klan›yor. Uygulanmaya baflland› m›? Bunlar› daha önce de denemifllerdi. Bu flekilde ne PKK biter ne de Güney halk› bu politikalara
SERXWEBÛN
Demokratik Kongre Partisi gecikmeden çal›flmalara bafllamal›
“Vecdi Gönül’ün söylemleri faflist ve tehlikelidir. Daha önce nas›l Ermenileri Anadolu’dan sürüp denetimleri alt›na ald›larsa, flimdi de Kürtler için ayn› fleyi düflünüyorlar. Ermeni ve Rumlara yapt›klar› fleyi bugün de Kürtler için planl›yorlar. Bunu nas›l yapacaklar? Güney’de oluflacak devletçik üzerinden yapacaklar, Kürtleri oraya sürmeyi planl›yorlar ama bu olmaz”
ne t
Obama olumlu olabilir, daha diyaloga aç›k görünüyor. Obama’n›n gelifli küresel sermayeden ba¤›ms›z de¤ildir. ‹flte ekonomik krizle Bush’u götürdüler, Obama’y› getirdiler. Ben Erdo¤an’›n da Bush’la ba¤lant›l› oldu¤unu düflünüyorum. Bush gitti¤ine göre Erdo¤an da gider. 2002’de Erdo¤an-Baykal görüflmesi ve anlaflmas› var. Ben bu görüflmeyi çok iyi biliyorum. Bu görüflmede ç›kan sonuç; Erdo¤an’a iktidar Baykal’a da muhalefetçilik rolüdür. Bu flekilde anlaflmaya vard›lar. Ben Ergenekon yarg›lamas›n› bu nedenle önemsiyordum. Tolon onlar yarg›lan›yorlar. ‹talya’daki Gladio gibi olaca¤›n› düflünüyordum ama öyle olmad›. Bu yarg›lanan sahte Ergenekon’dur, gerçek Ergenekon iflbafl›ndad›r. Vecdi Gönül, bunlar› bofluna söylemiyor, bu onlar›n kendi görüflü. Vecdi Gönül’ünkü bilinen fleyler, faflist ve tehlikeli söylemler. Daha önce nas›l Ermenileri Anadolu’dan sürüp, Ermen halk›ndan ayr› bir Ermeni devleti kurarak denetim alt›na ald›larsa flimdi de Kürtler için ayn› fleyi düflünüyorlar. Ermeni ve Rumlara yapt›klar› fleyi bugün de Kürtler için planl›yorlar. Bunu nas›l yapacaklar? Güney’de oluflacak devletçik üzerinden yapacaklar, Kürtleri oraya sürmeyi planl›yorlar ama bu olmaz. Devletçikler kurup uluslararas› sermayenin çöplü¤ü yapacaklar. Halk›n tepkileri devam ediyor mu? Tüm bu yaflananlar birer oyundur. Ancak Kürt halk›n›n özgür iradesi, demokratlar, temiz ve dürüst insanlar bu oyunlar› bofla ç›kard›. AKP iktidar› bafl afla¤› ilerliyor. AKP güven kaybetti, bunu gözlemlemek mümkündür. Sonucu yürütülecek çal›flma etkileyecektir. DTP, seçim çal›flmas› için broflürlerini basar, kendini
tan›t›r, çok yo¤un bir flekilde çal›flmas›n› sürdürür. Ben burada Türkiye halk›na sesleniyorum. Kendi demokratik liderliklerini yaratmalar› gerekiyor. Benim daha önce önerdi¤im Demokratik Kongre Partisi de geciktirmeden çal›flmalar›na bafllamal›. Sol demiyorum Türkiye’deki tüm demokrat çevreler, ayd›n ve yazarlar diyorum, bu çal›flmaya kat›lmal›. Kendi demokratik öncü önderlerini ç›karmak için gerekli çal›flmalar yap›lmal›. B›rakal›m Kürtleri benim flu anki mücadelem tüm Türkiye halklar› için, Türkiye elden gidiyor. Ben bunu önlemeye çal›fl›yorum. Bu düflüncelerim
Türkiye halk›na, ayd›nlar›na, yazarlar›na uygun bir flekilde ulaflt›r›lmal›d›r. Daha önce de oldu¤u gibi ayd›n ve yazarlar ziyaret edilebilir. Sosyalist Demokrasi Partisi, Ufuk Uras gibilerle bu çerçevede görüflülerek benim görüfllerim anlat›labilir. Türkiye’de demokratik bir ortam›n geliflmesi için çal›flmal›lar. ‹lginç. Nas›l daha rapor hala haz›rlanamam›fl! Türkiye yazarlar› ve ayd›nlar› ne durumda? Yalç›n Küçük televizyonlara ç›k›yor mu? Mihri Belli’nin durumu nas›l? Sa¤l›k sorunlar› var de¤il mi, selamlar›m›, geçmifl olsun dileklerimi iletin. Di¤er dost ve ayd›nlar›n durumu nas›l, yazmaya devam ediyorlar m›? Haluk Gerger nerede yaz›yor? Yüksel hala gazetede mi?
w.
ww
Çözüm Kürt halk›n›n özgür iradesinden geçer Kad›n ve gençli¤e selamlar›m› iletiyorum. Özel isim sormam›n sebebi Avrupa’dan yafll› dostlar›n sa¤l›k durumlar›n› merak etmem, kendilerine ait özel durumlar›n› ö¤renmek istedi¤im içindir. Eski dostlardan selam söyleyen? Ben burada Kad›nlara sesleniyorum. Ve diyorum ki gerçek özgürlü¤e hiç olmad›¤›m›z kadar yak›n›z. Biliyorum özgürlük kolay infla edilmez. Bu konuda bedel gerekebilir, zorlanabilirsiniz ama ben de burada zorlan›yorum buna ra¤men cevap olmaya çal›fl›yorum. Kürt halk›n›n özgürlük iradesi beni umutland›r›yor. Ve halk›m›za sesleniyorum buradan. Bu baharla birlikte özgürlü¤ümüzü infla edece¤imize dair umutluyum. Baharla beraber özgürlü¤ü infla ederiz. Ayd›n ve demokrat çevrelere yeniden sesleniyorum. Onlar da özgürlü¤ün inflas›na kat›lmal›. Suriye’de durumlar nedir? Yaflanan geliflmelere iliflkin tepkileri var de¤il mi? Tabii halk›n tepkisi azalarak yayg›n bir flekilde devam ediyor de¤il mi? Yine Güney’li güçlere yönelik burada ça¤r›da bulunuyorum. Bu oyunlara gelmesinler. Demokratik çözüm için devreye girsinler. Kuzey’de geliflecek bir demokratik çözüm, onlar› da etkileyecektir. Ben do¤rudan Erdo¤an’a da sesleniyorum, istirham ediyorum. Biraz insafl›, vicdanl› olsunlar. Bu sorunun çözümü için ad›mlar ats›nlar. Demokratik bir çözümün geliflmesiyle Türkiye kazanacakt›r. Bunun d›fl›ndaki seçenekler Türkiye’ye kaybettirecektir. Buradan halk›m›za da sesleniyorum. Kürt iflbirlikçilerinin oyununa gelmesinler. Kendi özgür iradelerini korusunlar. Çözüm, Kürt halk›n›n özgür iradesinden geçer. Alman arkeolog Klaus Schmidt dünyan›n en eski kutsal tap›naklar›n›n Urfa’da oldu¤unu söylüyor. Ben bunlar› daha önce de söylemifltim, yazd›m. ‹lk kutsal tap›naklar bu hattad›r. Bu hat bir süpernovad›r, dairesel bir hatt›r. Bu a盤a ç›karsa tarihin yaz›l›m› de¤iflecektir. Ben bunlar› savunmamda da anlat›yorum.
ew e. c
onay verir. Zaten bunlar bu üçlü komitece önceden ayarlanm›fl fleyler. Zaman› geldi¤inde Kerkük’e iliflkin de aç›klama yaparlar.
Kas›m 2008
om
48
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
49
ne te we .c om
10. Kongre gerçe¤i 30. y›lda yeniden partileflme ve kararlaflma gerçe¤idir ●
“PKK’nin 15 bini aflk›n kahraman üyesi vard›r. PKK bu anlamda soyut de¤il gerçekleflmifl bir olgudur. Bir önderlik gerçekleflmesidir, flehitler gerçekleflmesidir. Bu gerçe¤i iyi görüp partilefltirmek, Önderlik çizgisinin ve flehitler gerçe¤inin güçlü bir uygulay›c›s› olmak hepimizin temel görevi, do¤rultusu ve hedefidir. Böyle anlayan do¤ru bir parti militan›, Apocu militan haline gelir. 30.y›l dönümünü yaflarken, bunlar temelinde PKK gerçe¤ini bir kere daha ele almak, Önderlik ve flehitler partisi olarak de¤erlendirmek kuflkusuz tüm yoldafllar›n en temel hedefidir”
●
temelinde yürütülen sald›r›lar›n bir y›l› geride kalm›fl bulunuyor.
‹nkâr ve imha sisteminin umut ba¤lad›¤› sald›r›lar bofla ç›kart›lm›flt›r
‹nkãr ve imha sisteminin iddias› fluydu: 30. y›lda PKK’yi imha ve tasfiye etmek, 31. y›la girmesine f›rsat, imkân tan›mamak. Fakat gerçekler ortadad›r. ‹flte en kapsaml› imha ve tasfiye plan›n›n birinci y›l› geride b›rak›lm›flt›r. Sonuç: zorlanan, panik içinde olan, amiyane deyimle “ç›rp›nan” inkâr ve imha sisteminin kendisi oluyor; bunun tersine, PKK ve Kürt halk› her zamankinden daha güçlü, iddial›, örgütlü dimdik ayakta. Özgürlük mücadelesi de her alanda çok daha güçlü bir biçimde gelifliyor. Bu her kesin ç›plak gözle görebildi¤i aç›k bir gerçektir. Ne abartma, ne de bir övgü; tersine, herkesin görebilece¤i bir gerçe¤in yal›nca ifade edilmesidir. ‹nkâr ve imha sisteminin 30. PKK y›l›n› bir imha ve tasfiye y›l› haline getirmek için tüm gücüyle sald›rd›¤› tart›flmaya yer vermeyecek bir gerçek durumundad›r. Öyle ki, ABD ve ‹ran gibi dünyada en karfl›t konumda olan güçler böyle bir sald›r› plan›n›n içine çekilmifller, bir araya getirilmifllerdir. Türkiye yönetimi, bir yandan ABD gücünü ve müttefiklerini, di¤er yandan ‹ran gücünü ve müttefiklerini yan›na alarak bütün ekonomik, siyasi, askeri gücünü seferber ederek, geçti¤imiz bir y›lda her türlü yönteme baflvurma temelinde bir sald›r› yürütmüfltür. Bu, otuz y›ll›k mücadele tarihinin en kapsaml› sald›r›lar›n-
ww
w.
PKK’nin 30. kurulufl y›ldönümü, 27 Kas›m Ulusal Dirilifl Bayram›m›z baflta Önder Apo’ya, halk›m›za, tüm yoldafllara ve tüm insanl›¤a kutlu olsun. 31. PKK y›l›na girerken Özgürlük hareketi olarak çok daha örgütlü, haz›rl›kl›, güçlü oldu¤umuz; halk olarak, gelece¤e kendi örgütlülü¤üne dayal› olarak özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten bir halk olarak daha güçlü bakt›¤›m›z tart›flma götürmez bir gerçektir. Biz PKK’nin resmi kuruluflunun 30. y›ldönümünü her gün gerilla ve halk›m›z›n gelifltirdi¤i özgürlük eylemleriyle gelece¤e güvenle bak›yor, umutlu, inançl›, iradeli, iddial› bir biçimde bunun coflkusunu ve heyecan›n› yafl›yor ve kutluyoruz. 30. PKK y›l›na Gabar ve Oramar direnifllerinin etkisi alt›nda girdi¤imiz biliniyor. Bu direnifller ki, yak›c› etkileri halen hem Kürt halk›na, gençli¤ine, kad›nlar›na büyük coflku, heyecan veriyor, hem de inkâr ve imha sisteminin kalbine, beynine korku salmaya devam ediyor. Böyle bir direnifl içerisinde 30. Parti y›l›n›n çok daha büyük geliflmelerle dolu bir mücadele y›l› olaca¤› daha bafltan belliydi. Nitekim öyle de oldu. Düflman›n bunu engellemek için gelifltirdi¤i imha ve tasfiye amaçl› sald›r›lar bir bir k›r›ld›. 22 Temmuz 2007 seçimleri etraf›nda oluflturulan kapsaml› bir sald›r› plan› vard› ki, bu plan 5 Kas›mda Bush-Erdo¤an görüflmesiyle çok daha kapsaml› bir ittifaka kavuflturulmufltu. fiimdi böyle bir ittifak ve plan
dan birini oluflturuyor. Gerçek böyledir, bu biçimde bilinmesi, anlafl›lmas› kesinlikle gerekiyor. Bu sald›r›n›n önemli ad›mlar› vard›: ABD deste¤inde Medya savunma alanlar›m›za dönük hava sald›r›lar› bunun önemli bir aya¤›n› oluflturuyordu. Öyle anlafl›l›yor ki Türkiye yönetimi, hem hükümeti, hem de Genelkurmay› bu sald›r›lara büyük umut ba¤lam›flt›. Bununla PKK’nin a¤›r darbe yiyece¤i, iradesinin k›r›laca¤› ve giderek yok edilece¤i umut ve hesap edilmiflti. Her gün da¤› tafl›, köyleri, her yeri uçaktan topa kadar her türlü araçla bombalamalar›na ra¤men bu mekânlar gerilla üssü olmaya devam ediyor, özgürlük güçlerimizin temel dayana¤› rolünü her zamankinden daha fazla oynuyor. Demek ki inkâr ve imha sisteminin umut ba¤lad›¤› sald›r›lar baflar›s›zd›r, bofla ç›kart›lm›flt›r.
Suwar hatin peya çun Bir di¤er ad›m Zap operasyonuydu. K›fl ortas›nda, fiubat ay›n›n sonunda, karak›flta en sarp co¤rafi alana en seçme güçlerini kullanarak düzenledi¤i sald›r›yla Ana Karargâh›m›z darbelenmek, tasfiye edilmek ve bu temelde gerilla ezilmek istenmiflti. Bu sald›r› oldukça cüretli ve iddial› bir sald›r›yd›. Sonucun ne oldu¤u, onun da nas›l sonuçland›¤› ortadad›r. fiehit Sefkan Kültür Sanat Okulu, Zap operasyonunu gerçeklefltiren ve sonuç almadan kaçarcas›na geri dönen Türk ordusu için “Suwar hatin, peya çun” dedi. O büyük
SERXWEBÛN
ABD Türkiye yönetimini PKK’ye ve Kürt halk›na karfl› sald›r›ya teflvik etti
Bezelê’de yedi¤i darbeyle Türkiye yönetimi ciddi bir sars›nt› yaflad› Bezelê eylemi, t›pk› Gabar ve Oramar vurufllar› gibi imha ve tasfiye plan›n› pratiklefltirmeden bofla ç›kartan, darbeleyen, ölü do¤mas›na yol açan bir direnifl oldu. Zap operasyonunun yenilgisi gibi, Bezelê’de yedi¤i darbeyle Türkiye yönetimi yeniden ciddi bir sars›nt› yaflad›. Bu sars›nt›y› Bezelê eylemini takiben Amed’de, Dersim’de, Botan’da geliflen gerilla eylemleri daha da derinlefltirdi. Özgürlük mücadelemizin 2008 güzünde, PKK kuruluflunun 30. y›l dönümünün yafland›¤› süreçte zirveye tafl›nmas›n› sa¤lad›. 30. Parti y›l›n› büyük kazan›mlarla dolu bir y›l haline getirme sonucunu yaratt›. Bunun sonucundad›r ki, Türkiye yönetimi, Erdo¤an-Baflbu¤ yönetimi, inkâr ve imha sisteminin yönetim gücü ç›lg›nca sald›r›lar içine girdi. Kürt halk›n›n 2008 Mart’›ndan itibaren gelifltirdi¤i büyük serh›ldan hareketi ile gerillan›n ezici vurufllar›ndan yedi¤i darbeler sonucunda içine düfltü¤ü çaresizlik ve ç›kmaz› aflabilmek için çok ölçüsüz, ilke-
ww
w.
ne t
Zap direnifli, Gabar ve Oramar direnifllerinin devam› olarak gerillan›n yenilmezli¤ini, Türk ordusu karfl›s›ndaki ezici gücünü ortaya koyarak ciddi bir siyasi durum yaratt›. Bunun sonuçlar› da biliniyor; Üç-dört ay süreyle Türkiye yönetimi ciddi bir siyasi kriz yaflad›, önemli bir iktidar savafl›m›na sahne oldu, derinden bir sars›nt› geçirdi. Çeflitli aray›fllar, tart›flmalar böyle bir süreçte geliflti. Sonuçta daha çok ABD müdahalesiyle siyasi krizi hafifleten, imha ve tasfiye amaçl› sald›r› plan›n› hayata geçirmeyi hedefleyen bir iktidar paylafl›m›n›, yönetim uzlaflmas›n› ortaya ç›kard›lar. Bu temelde ayakta kalmaya ve mümkünse PKK’yi imha ve tasfiye plan›n› hayata geçirmeye çal›flmay› öngördüler. Erdo¤an-Baflbu¤ uzlaflmas› bu çerçevede geliflti. AKP’yi kapatma davas› bu nedenle reddedildi. Ergenekon soruflturmalar›n› bu amaçla maskaral›k hale getirdiler. Karfl›l›kl› sald›r›lardan geri ad›m atarak, PKK’ye karfl› savafl temelinde yeni bir uzlaflma ortaya ç›kard›lar. Medya savunma alanlar›m›za dönük askeri sald›r›lar için meclisten s›n›r ötesi operasyon teskeresi ç›kard›lar. Terörle mücadele kurullar›n› toplay›p yeni sald›r› planlar› ortaya ç›kard›lar, haz›rlad›lar. Buna göre ABD ile yeniden ittifak yapt›lar; ABD genelkurmay baflkan› Ankara’ya gelerek “ortak düflman” PKK’ye karfl› ABD’nin Türkiye’ye her türlü deste¤i vermekte oldu¤unu ve verece¤ini aç›klad›. Yani bir yerde Türkiye yönetimini PKK’ye ve onun flahs›nda Kürt halk›na karfl› sald›r›ya teflvik etti, sald›r› için tahrik etti. Psikolojik sava-
fl›, bas›nla yapt›klar› toplant›larla örgütlediler, hava sald›r›lar›nda alamad›klar› sonuç ve Zap operasyonlar›nda yaflad›klar› yenilgiyi tersine çevirmek umuduyla yeni bir sald›r› içerisine girmeye yöneldiler. Bütün bu haz›rl›klara karfl›n, daha düflman gücü harekete geçmeden, harekete geçme imkân ve f›rsat›n› bulmadan gerillan›n Bezelê’deki ezici vuruflu gerçekleflti.
siz, tehdit ve flantaj dolu bir tutum ve sald›r› içinde bulunuyor. PKK’nin 30. kurulufl y›l dönümü sürecini hareket ve halk olarak özgürlük mücadelesini her alanda gelifltirerek coflku ve heyecan içinde yaflarken; inkâr ve imha güçlerinin de bunu engelleyebilmek, PKK’yi imha etme ve Kürt halk› üzerindeki inkâr ve imha siyasetini baflar›ya götürme amac›yla sald›r›lar›n› sürdürme çabas› içinde oldu¤u görülüyor. Son bir umut ve çare olarak ABD deste¤inde Baflbu¤-Erdo¤an yönetimi tüm gücünü seferber ederek çeflitli oyunlar ve sald›r›lar içinde bulunuyor. 30. PKK y›l›n› imha ve tasfiye y›l› haline getirmeyi hesap ederken, gerilladan ve halktan yedikleri a¤›r darbeyle ciddi sars›nt› geçirmelerinin verdi¤i ç›lg›nl›kla ölçüsüz, kabaday›ca söz ve davran›fllarda bulunuyorlar. Önder Apo’ya dönük tehdit ve sald›r› giriflimi buradan kaynaklan›yor. Gerilla ve halktan yedi¤i darbenin intikam›n› Önderlikten almaya çal›fl›yorlar. Özgürlük hareketimizi, PKK’yi, gerillay› ezemeyen, tasfiye edemeyen, dolay›s›yla Önderlik gerçe¤imizi pratikleflmeden al›koyamayan güçler, Önder Apo üzerindeki tehdit ve sald›r›y› artt›rarak amaçlar›na ulaflmak istiyorlar. Sald›r›larla ezemedikleri, tasfiye edemedikleri gerilla ve halk gücünü, Önderlik üzerindeki tehdit ve sald›r›y› artt›rarak, iflkenceyi yo¤unlaflt›rarak, bask› ve flantaja baflvurarak elde etmek istiyorlar. Bu aç›k ve anlafl›l›r bir durumdur. Ancak bu durum kurall› bir savafl durumu de¤il, güçlü olanlar›n baflvuraca¤›
ew e. c
gürültüyle, gösteriyle gelenler büyük kay›plar vererek, perperiflan geri çekilmek zorunda kald›lar; üstelik de geri çekilebilmeyi büyük bir baflar› sayd›lar. Dönemin Genelkurmay baflkan› Yaflar Büyükan›t, “ya¤dan k›l çeker gibi baflar›yla çekildik ve kurtulduk” dedi. Gerillay› ezmek, HPG ana karargâh›n› tasfiye etmek için gelenler, gerillan›n kuflatmas›ndan ç›kmay› kendileri için büyük kurtulufl olarak gördüler.
Kas›m 2008
om
50
Kas›m 2008 SERXWEBÛN eylemlili¤in oldukça örgütlü, disiplinli oldu¤u, dolay›s›yla isyanlardan, ayaklanmalardan çok öte, bilinçli ve örgütlü davran›fl› ifade etti¤i tart›flma götürmezdir. Türkiye yönetimi, gerillan›n Bezelê’den bafllayarak gelifltirdi¤i eylem dalgas›yla kendisine vurdu¤u darbeyi Önder Apo’ya dönük tehdit ve sald›r› giriflimiyle bofla ç›kartmak isterken, flimdi 7’den 70’e aya¤a kalkm›fl bir Kürt halk›n›n büyük öfke ve tepki seliyle yüz yüze gelmifltir. Tehdit ve flantaj politikas›yla gerillay› durdurabilece¤ini san›rken, halk›n büyük direnifliyle karfl›laflm›flt›r. Bu, özgürlük mücadelemiz aç›s›ndan, 30 y›ll›k PKK mücadelesi aç›s›ndan büyük bir doru¤u, zirveyi ifade ediyor. 30. y›l dönümünde, PKK öncülü¤ünde ulusal-demokratik direnifl en büyük zirvelerinden birini yafl›yor. Böyle bir büyük direniflle karfl› karfl›ya kalmas›, oldukça bilinçli ve örgütlü bir biçimde bir gerilla ve halk direnifliyle karfl› karfl›ya bulunmas› inkâr ve imha güçlerini, en baflta da Türkiye’deki mevcut yönetimi ç›lg›na çeviriyor, dengesiz, pervas›z, ölçüsüz hale getiriyor. Bu durumdan yararlanmak isteyen birçok çevre asl›nda Türkiye’den ucuz ç›karlar sa¤lamak üzere PKK’ye karfl› Türk devletinin sald›r›lar›na destek verdiklerini aç›klad›lar. Hepsi PKK’yi k›nad›klar›n› söylediler, söylüyorlar. Neyi k›n›yorlar, ne için k›n›yorlar, k›nad›klar› kimdir, destek verdikleri nedir? Bunlara çok fazla bakmadan, ne yapt›klar›n› bilmez bir durum sergiliyorlar. Bir soyk›r›ma destek verdiklerini görmüyorlar. 21. yüzy›l›n bafl›nda, özgürlükler ve demokrasi yüzy›l› olarak tan›mlanan yüzy›l›n bafl›nda,
her kesin gözü önünde yaflanan Kürt soyk›r›m›n›n destekçisi oluyorlar. Bu soyk›r›m› bofla ç›kartmak için geliflen tarihin en insani, en demokratik direniflini de k›n›yorlar. Kürdistan’da yaflanan mücadele karfl›s›nda uluslararas› gericilik, milliyetçi-devletçi güçleri insanl›k ölçülerinin d›fl›na düflmüfl bulunuyorlar. Tarihin en gerici, en barbar duruflunu yafl›yorlar.
ne te we .c om
bir yöntem de¤ildir, kesinlikle her hangi bir ilke ve ölçüye dayanm›yor; tersine, her türlü umudunu, iradesini, inanc›n› kaybetmifl, baflar› kazanma gücünden yoksun kalm›fl, zay›f düflmüfl, çaresizlik, çözümsüzlük içinde olan bir gücün ne yapt›¤›n› bilmez biçimdeki bir davran›fl› oluyor. Bunu birçok çevre “aateflfllle oynama” olarak de¤erlendirdi. Bu gerçeklik ateflle oynamakt›r, yang›na benzin dökmektir, ne yapt›¤›n› anlamaz, bilmez bir tutum, çok küstahça, alçakça bir davran›flt›r. Çünkü hiçbir insani ilke ve ölçü tan›m›yor, her hangi bir siyasi mücadele ve savafl kural›na dayanm›yor. Kurals›z, ölçüsüz, ilkesiz bir savafl tarz›d›r bu. Önderli¤imize, halk›m›za, Hareketimize dayat›lan savafl tarz›n›n böyle oldu¤u, son olarak Önder Apo’ya yönelik tehdit ve sald›r›yla bir kez daha a盤a ç›km›fl durumdad›r.
51
Türkiye’de askeri müdahaleden öteye Hitlervari bir durufl var
ww
●
w.
Di¤er yandan Türkiye yönetiminin gelifltirdi¤i ç›lg›nl›klar söz konusu. Önder Apo’ya dönük tehdit ve sald›r›yla gerillay› durdurmak isterken, Kürt halk›n›n büyük öfke ve tepki seliyle karfl›laflan AKP yönetiminin, yine Türk genelkurmay›n›n nas›l bir faflist-milliyetçi tutum içine girdi¤i, maskesi düflerek, gerçekte var olan o faflist-milliyetçi 30. y›lda PKK öncülü¤ündeki direnifl özün nas›l ortaya ç›kt›¤› her gün söylenen sözlerden ve yaflanan olaylardan en büyük zirvelerinden birini yafl›yor çok daha net olarak gözüküyor. Bu koBuna karfl› da Kürt halk›n›n, baflta nuda ‹lker Baflbu¤’un gelifltirdi¤i tugençler ve kad›nlar olmak üzere tüm tumlar var. Avrupa birli¤i komisyonu emekçi kesimlerin büyük bir öfke ve da ‹lker Baflbu¤’un bu tutumlar›n›, astepkisi geliflti. Baflta Amed, Dersim, kerin siyasete gözle görülecek kadar Van, Hakkari, Gever olmak üzere Kuaç›k müdahalesi, olarak tan›mlad›. AB’zey Kürdistan’›n bütün kent ve kasanin bu de¤erlendirmeleri basit, çok anbalar›nda, yurt d›fl›nda, Kürdistan’›n lam ifade etmeyen de¤erlendirmelerdir. Bat›, Do¤u, Güney parçalar›nda Kürt Ortada askeri müdahaleden öteye, Hithalk› 7’den 70’e aya¤a kalkt›. Serh›llervari bir durufl var, müdahale var, dan durumu afl›ld›, Kürtler ayaklanma aç›kça sivil topluma dönük bir faflist halindedir, deniliyor bu duruma. Gertehdit var. ‹lker Baflbu¤, halk›n mücaçektende örgütlü bir halk ayaklanmas› delesi karfl›s›nda gerçek yüzü a盤a ç›yaflan›yor. Önder Apo bunu “ayaklank›nca, oturup düflünmek, buna gerçekmadan da öte bir durum” diye tan›mtende çare aramak yerine; neden maslad›. Ayaklanmalar, isyanlar fazla örkem düfltü, yüzüm a盤a ç›kt›, buna nigütlü olmayan, çok bilince dayanmaye birileri destek oluyor, bu gerçe¤i niyan ç›k›fllard›r. Elbette ki içinye bas›n-yay›n organlar› toplude bulundu¤umuz süreçte ma tafl›yor, diye Hitlervari bir Kürt halk›n›n gerçeklefltirdi¤i “Önder Apo'ya dönük tehdit ve sald›r›yla gerillay› bask› ve tehdit uygulamas›n› direnifl eylemleri, büyük öfkedurdurmak isterken, Kürt halk›n›n büyük öfke ve hiç çekinmeden gelifltirdi. ‹lker yi ve tepkiyi yans›tan bu eyBaflbu¤’un baz› gazete ve teletepki seliyle karfl›laflan AKP yönetiminin, yine lemler, oldukça bilinçli, örgütvizyon kurumlar›na yönelik Türk genelkurmay›n›n nas›l bir faflist-milliyetçi lü ve sistemlidir, somut amasöylemleri kesinlikle bunu ifaca ba¤l› ve ona dönüktür. Belde ediyor. Sadece onlara yönetutum içine girdi¤i, maskesi düflerek, gerçekte ki eylemcilerin yaflad›¤› o bülik de¤il, bütün topluma yönevar olan o faflist-milliyetçi özün nas›l ortaya yük tepki, öfke isyan durulik bir tehditti. Herkesi korkutç›kt›¤› her gün söylenen sözlerden ve yaflanan muna benzer, onunla benzermay›, y›ld›rmay› hedefleyen bir olaylardan çok daha net olarak gözüküyor” lik oluflturabilir, ama bu öfke tehditti. Ard›ndan bu tehdidi ve tepki patlamas›na dayal› sahiplenerek, tepkilerin ordu●
SERXWEBÛN
Türkiye gericili¤inin yeni kurtar›c›s› Barzani olmufl gibi bir hava veriliyor
Bu konuda birçok söylenmifl söz vard›r. Türkiye’nin D›fliflleri bakanl›¤›, KDP yönetimiyle çok s›k› iliflki içinde olduklar›n›, art›k Barzani’yle istedikleri gibi görüflebileceklerini söylüyordu. Öyle bir hava yans›t›yordu ki, çökmekte olan Türkiye gericili¤inin yeni umudu, kurtar›c›s› Barzani olmufl gibi bir hava veriyordu. Yine Tayyip Erdo¤an, Kürt halk›n›n, Önder Apo’ya, gerillaya ve kendisine dönük sald›r›lar karfl›s›nda gelifltirdi¤i direnifli seçim propagandas› olarak tan›ml›yordu. Ne olursa olsun her fleyi seçime ba¤l›yor. Bunlara bir de, be¤enmeyen çekip gitsin, sözü eklenince elbette ki iflin içinde yeni oyunlar›n, planlar›n oldu¤unu görmek, anlamak gerekiyor. Bu sözler bir kifliye ait sözler de¤ildir, öyle anlafl›l›yor ki Türkiye devleti yeni sald›r› planlar›n›n haz›rl›¤› içindedir. En az›ndan bunlar› tart›fl›yor, buna dönük kararlar almaya çal›fl›yor. Bir yandan Güney Kürdistan yönetiminin Türkiye için kurtar›c› haline gelmesi; di¤er yandan Kuzey’de Türkiye yönetiminin, bu inkâr ve imha sistemini be¤enmeyenin çekip gitmesini istenmesinin ve her fleyin de yerel seçimlere ba¤lanmas› ortada yeni oyunlar›n var oldu¤unu, inkâr ve imha sisteminin yeni karar
w.
ww
ve planlar içinde oldu¤unu gösteriyor. Öyle anlafl›l›yor ki, son Terörle mücadele kurulu toplant›lar›nda Önderli¤e dönük politikalar tart›fl›ld›¤› gibi, di¤er yandan bunun bir parças› olarak halka dönük de ciddi bir tehdit ve sald›r› haz›rl›¤› yap›ld›¤› anlafl›l›yor. Bu haz›rl›k bir göçertme haz›rl›¤›d›r. Daha önce de Tayyip Erdo¤an “gerekirse hepsini kovar›z” demiflti. Öyle anlafl›l›yor ki, Türkiye yönetimi 1915’te I. Dünya Savafl›nda Ermenilere dönük gelifltirdikleri tehcir yani göçertme, ülkesinden, yurdundan kovma uygulamas›n›n bir benzerini, flimdi yaflanan III. Dünya Savafl› içerisinde Kürtlere karfl› da gelifltirmeyi tart›fl›yor, hesapl›yor. Son toplant›larda bunun tart›fl›ld›¤› ortaya ç›kt›. Yerel seçimlerin bu kadar önemli hale gelmesi buradan kaynaklan›yor. Yerel seçimlerde AKP Kürdistan’da kazan›rsa, ona dayanarak, o sonuçlar› kullanarak, uluslararas› kamuoyunda onlar› bir koz olarak göstererek Kürt halk›na, Kürt yurtsever ve demokratik durufluna, Kürt özgürlük hareketine karfl› her türlü soyk›r›m içeren sald›r›lar› yürütme gücünü ve cesaretini bulacakt›r. Yerel seçimler bu düzeyde önemli ve anlaml› hale gelmifl durumdad›r. Tayyip Erdo¤an’›n bütün yaflananlar› seçim propagandas›na ba¤lamas› bu amaçlad›r. AKP’ye, Kürt tehcirini uygulamak üzere Kürt toplumunun oylar›n› alma görevi verilmifl. Bu görevi baflar›rsa, seçimi kazan›rsa tehcir politikas› uygulanabilecek ve ona dayanarak AKP iktidarda, hükümette kalabilecek, e¤er kazanamazsa tehcir politikas›n›n zemini ortadan kalkacak ve AKP iktidardan düflecek. Böyle bir görevi yüklendi¤i anlafl›l›yor. Ayn› flekilde birden bire Mesut Barzani’nin Türkiye için bir kurtar›c› haline gelmesi de bu politikalarla ba¤lant›l›d›r. Yine ABD’nin buna yönelik olarak deste¤ini ummaktad›r. Fakat Türkiye yönetiminin uygulamak istedi¤i bu tehcir politikas›n›n d›fl dayanaklar›n›n çok fazla da güçlü olmad›¤› ortadad›r. En büyük müttefik olarak gördü¤ü ABD’de son gerçekleflen baflkanl›k seçimlerinde baflkan seçilen Obama’n›n izleyece¤i politikalar›n da buna destek vermekten öte, buna ters bir yaklafl›m içinde olaca¤›n› söylemek mümkündür. ABD’nin yeni baflkan›
ew e. c
gelemeyiz. Bu söz Tayyip Erdo¤an’›n ilk defa kulland›¤› bir söz de olmuyor. Benzer biçimde ayn› söylemi daha öncede kullanm›flt›. ‹kinci kezdir bunu tekrarl›yor ve öyle anlafl›l›yor ki, bu son dönemde Milli güvenlik kurulu ve Terörle mücadele kurulu toplant›lar›nda Türkiye yönetiminin yürüttü¤ü tart›flmalar›n, PKK’ye karfl› savafl kapsam›nda ald›¤› kararlar›n› bir biçimde ifade edilmesini içeriyor. Kesinlikle ondan ba¤›ms›z de¤ildir, Tayyip Erdo¤an’›n dehas›n›n ürünü de¤il, birden bire akl›na gelerek, bofl bulunarak söyledi¤i söz de de¤ildir. Kürt toplumunun oylar›n› kaybetti¤i için, büyük öfkeyle, tepkiyle sarf etti¤i sözler de de¤il. Onlardan öteye, Türkiye yönetiminin yeni sald›r› planlar›n›n, politik aray›fllar›n›n ipucunu veriyor. Bunu öyle görmek, de¤erlendirmek daha do¤rudur.
ne t
ya yönelmesini azaltmak üzere bir provokatör gibi Tayyip Erdo¤an devreye girdi. Tayyip Erdo¤an’›n Amed’den bafllayarak Gever’e kadar uzanan Kürdistan seferleri birçok çevreler taraf›ndan “provokatif giriflimler” olarak hakl› bir biçimde tan›mlan›yor, ifadelendiriliyor, de¤erlendiriliyor. Bu seferlerin bir provokasyon niteli¤i vard›, orduyu korumaya dönük giriflimlerdi. Güya kendisinin çok daha güçlü oldu¤unu sanarak, o demagojisine güvenerek var olan durumu tersine çevirebilmeyi hesap ediyordu. Fakat buna karfl› da Kürt halk›n›n tarihteki en büyük protestosu gerçekleflti. Amed halk›n›n gerçeklefltirdi¤i protesto gerçekten de her zaman an›lacak, etkisi sürecek bir düzeye sahipti. 90’andan bu yana yaflanan protesto eylemlerinin en büyü¤üydü. Büyük bir gövde gösterisiyle Amed halk›n› korkutaca¤›n› sanan AKP yönetimi; tersine, 7’den 70’e Amed halk›n›n büyük protestosuyla karfl›lafl›nca flok oldu, flaflk›na döndü. Ard›ndan benzer bir biçimde Dersim seferi geldi, orada da halktan büyük bir flamar yedi. Bunlar› belki Van, Hakkari, Gever gezileriyle tersine çevirebilirim diye umut etti, ama hiçbir yerde umdu¤unu bulamad›. Kürdistan’da durumlar›n, tutumlar›n bu süreçte de¤iflti¤i netçe ortaya ç›kt›. Halk›n büyük protestocu duruflu karfl›s›nda, Kürt halk›n›, Kürt toplumunu kaybetti¤ini, art›k hiçbir fleyle; demagojiyle, makarnayla, kömürle, flununla bununla aldatamayaca¤›n›, sat›n alamayaca¤›n› görüp anlay›nca, kendisine verilen “Kürt toplumunu aldatma ve sat›n alma” görevini baflaramad›¤›n› görünce Tayyip Erdo¤an, ‹lker Baflbu¤’dan daha büyük bir pervas›zl›kla bir sald›r› tutumu ve söylemi içerisine girdi. Bunlar önemli hususlard›r. ‹lker Baflbu¤’un “daha fazla kan akacak ve sorumlusu, bu kan›n akt›¤›n› söyleyenler olacak” demesi tarihi anlam› olan bir sözdür. Yine Tayyip Erdo¤an’›n Hakkari’de, “be¤enmeyen çekip gitsin” demesi çok anlaml› bir durumu ifade ediyor. Bu söylem Faflistlerin “ya sev ya terk et” söylemini içeriyor. Belki tam› tam›na o anlama gelmiyor, fakat sadece faflist bir söylemdir diyerek de biz, olay›n di¤er yönlerini görmezden
Kas›m 2008
om
52
Kas›m 2008 SERXWEBÛN bir politik birikime, tecrübeye sahiptir. O bak›mdan Güney Kürdistan yönetiminin de böyle bir soyk›r›ma ortak edilmesi zordur. Baz› kifliler buna alet olsalar, bu düzeyde bir ihanet ve ajanl›k durumuna girseler bile yönetim düzeyinde Güney Kürdistan federe yönetimi, KDPYNK yönetimlerinin böyle bir duruma düflmeleri elbette beklenemez.
l›nda bir seçimden çok, 35 y›ll›k Kürt özgürlük mücadelesinin geliflim sürecini etkileyecek bir siyasi sonucun ortaya ç›kaca¤› bir oylama olacak. ‹fl bu noktaya geldi. Bunu art›k kad›n›yla, genciyle, iflçisiyle, memuruyla, esnaf›yla, yoksuluyla, zenginiyle tüm Kürtler görüyor. Biraz yurtseverlik, demokratl›k özelli¤i bulunan herkes bu seçimlerin, belediye baflkanlar›n› seçmekle s›n›rl› olmad›¤›n›, ondan öte, Kürt halk›n›n gelece¤ini ilgilendiren, adeta bir referandum de¤erinde siyasi özellik tafl›d›¤›n› görüyor. Buna göre de bir tutum var. Son halk direniflleri bunu aç›kça gösteriyor. Bu direnifllerde gösterdi ki, her kesimden, yafltan, cinsten, her bölgeden insanlar tam bir ulusal demokratik birlik halinde kendisine dayat›lan inkâr ve imha sald›r›lar›na karfl›, kendi iradesi olan Önder Apo’ya yöneltilen sald›r›lara karfl› direniyor. Bu aç›k bir gerçek. Mevcut geliflmeler bu anlamda önemlidir, iyidir. Direnifl, referandumun Özgürlük hareketinin baflar›s› yönünde oldu¤unu gösteriyor. Halen seçimlere zaman var, boflluk b›rakmamak gerekecek. Bu anlamda da en az AKP kadar tüm Kürt yurtsever-demokrat güçlerinin de tam bir birlik halinde referandum de¤eri tafl›yan bu yerel seçimler üzerinde yo¤unlaflmalar› gerekiyor. Öyle bir yo¤unlaflma olursa AKP’nin bu oyunu da bofla ç›kart›labilir, AKP ile oynanmak istenen oyun k›r›labilir. Peki, AKP ile oynanmak istenen oyun neydi? Ecevit hükümetiyle baflar›lamayan, ‹mral› sistemi içerisinde Önder Apo’nun ideolojiksiyasi imhas›n›, siyasi ‹slam söylemine dayanarak baflar›ya götürmekti. Bunun için y›llarca sahte dincilik propagandas› yaparak Müslüman Kürt halk›n› aldatmaya çal›flt›lar. Ard›ndan orduyla birleflerek 2005’in güzünden bu yana kirli savafl› bütün yönleriyle gelifltirdiler. Topyekûn savafl konsepti temelinde PKK’yi imha ve tasfiye seferleri düzenlediler. fiimdi de AKP, devletin tüm ekonomik ve askeri gücünü kullanarak, yine sahte dinci söylemi öne ç›kartarak alt› y›ld›r baflaramad›¤›n› bu aylarda baflarmak istiyor. Bu aç›k-
ne te we .c om
Obama 1915 olaylar›n› soyk›r›m olarak tan›ml›yor. Ermeni ve K›br›s politikalar›nda Türkiye’yi çok daha zorlayacak politikalar izleyece¤i anlafl›l›yor. Belki Irak konusunda Türkiye’ye daha yak›n bir politika izleyebilir, Türkiye’yi politik olarak güçlendirebilir, ama daha çok uzlaflmac› siyasi yöntemleri öne ç›kartan bir politika tarz›n› esas alaca¤› için Türkiye’nin tehcir uygulamalar›, soyk›r›m ifade eden politik yaklafl›mlar›n›n mevcut ABD yönetiminden destek bulmas› zordur. Demokrat yönetimin, bir yar› siyah kiflinin Türkiye’nin soyk›r›m uygulamas›na göz yummas›, destek vermesi çok fazla da gerçekleflebilecek bir durum olamaz. O bak›mdan zaten Türkiye toplumunun, dünyadaki Türklerin baz› kesimleri bu sonuca memnuniyetle yaklafl›m gösterse de, Türkiye yönetiminin çok s›cak bakmad›¤›, bu de¤iflimden memnuniyet duymad›¤› ortaya ç›k›yor, anlafl›l›yor. Bu gerçeklik Türkiye hükümetinin, Tayyip Erdo¤an’›n yaklafl›mlar›ndan da aç›k olarak görülmektedir.
53
Oldukça duyarl› bir Kürt ulusal kamuoyu oluflmufltur
Geriye yerel yönetim seçimleri kal›yor. AKP’nin tüm gücünü, devletin ekonomik ve askeri gücünü, silahl› gücünü de arkas›na alarak Kürdistan’da seçimi kazanmaya, bir devlet partisi olarak seçime girerek Kürdistan’daki belediyeleri ele geçirmeye çal›flt›¤› ortadad›r. Uzun süre böyle bir seçim politikas› izledi. Tayyip Erdo¤an aç›kça Amed ve Dersim’i istedi¤ini ilan etti. Devletin tüm gücü arkas›ndad›r. Kürdistan’da baflka herhangi bir güç yok. Devletin tüm ekonomisi, maliyesi, güvenlik kuvvetleri, ordusu arkas›ndad›r. Kürdistan’da devlet AKP’dir. Yerel seçimlerde AKP, Türk devleti olarak Kürdistan’›n kent ve kasabalar›nda seçime girecektir. Devletle demokrasi, soyk›r›mla özgürlükçü durufl, direnifl, AKP ile Kürt yurtsever hareketi yar›flacak, mücadele edecek. As-
ww
w.
Di¤er yandan Güney Kürdistan yönetiminin böyle bir politikaya ortak olmas›, zemin teflkil etmesi, tarihi Kürt ihanetinin en büyü¤ünün içine düflmesi anlam›na gelir. Bunu anlamak, görmek zor de¤il. Böyle bir politikaya evet derse, bunun, PKK’ye karfl› Türkiye ile birlikte savafl yürütmekten çok daha tehlikeli bir durum olaca¤›, daha a¤›r bir ihanet durumunu ifade edece¤i ortadad›r. Bu aç›dan Türkiye yönetimi böyle düflünse ve heveslense de, Güney Kürdistan yönetiminin böyle bir ak›ls›zl›k edece¤i, öngörüsüzlük içine girece¤i, bu kadar dar ve ç›karc› bir yaklafl›m göstererek böyle a¤›r bir ihanet durumunu yaflayaca¤›n› elbette düflünmek, söylemek kolay de¤ildir. Bunu hiçbir Kürt kabul edemez. Ortada oldukça duyarl› hale gelmifl bir Kürt ulusal kamuoyu var. Yine Güney Kürdistan yönetimi bunun ne kadar a¤›r bir sonuç getirece¤ini görüp anlayabilecek
Kürdistan’da devlet AKP’dir
SERXWEBÛN
Oy namustur namus sat›lmaz
Kürtlerin de¤il Gürcü Erdo¤an’›n Tiflis’e gitmesi en do¤rusu olacakt›r
Di¤er yandan Tayyip Erdo¤an kiflili¤inin ve yönetiminin provokatif davran›fllar› çok büyük bir tepki yaratm›fl durumda. Öyle ki, be¤enmeyen çekip gitsin, gibi küstahça sözler ve davran›fllar var ortada. DTP yönetimi, kim, kimi, kimin vatan›ndan kovuyor, dedi. Elbette oras› da tart›flma götürür bir konudur. Öyle anlafl›l›yor ki Tayyip Erdo¤an çok doldurufla getirilmifl, nerede oldu¤unu, neyle yüz yüze bulundu¤unu, Kürt toplumunun neyi ifade etti¤ini, Türkiye’nin nas›l bir topluluk oldu¤unu fazla bilmiyor. Onun için de hiç kimsenin söylemedi¤i, söyleyemedi¤i sözleri pervas›zca söylüyor. E¤er ifl çekip gitme noktas›na geldiyse, o zaman art›k Türk ve Kürt toplumlar›n› bir arada yaflatma imkânlar› bitmifl demektir. Bunu bilmeden mi yap›yor? ‹nsan böyle söyleyemiyor. O zaman gerçekten bu yönetim Türkiye ile Kürdistan’› bölmek mi istiyor? ‹nsan o konuda da bir fley diyemiyor. Fakat yapt›¤›n›n bölücülük oldu¤u, Türkiye yönetiminin söz ve uygulamalar›n›n Türk ve Kürt kardeflli¤ini yok etti¤ini, art›k birlikte yaflama koflullar›n› ortadan kald›rd›¤›n›, Kürtlerin Türkiye’den büyük bir kopuflunu ortaya ç›-
ww
w.
ne t
Görülüyor ki, Türkiye yönetimi yeni planlar gelifltirmeye çal›flsa da, o planlar› hayata geçirmede imkân ve dayanaklar› zay›ft›r. Kendisini istedi¤i kadar pazarlas›n, sats›n, ABD’ye ba¤las›n, ABD’nin bir askeri gücü olarak Ortado¤u’da III. Dünya savafl›na kat›lmay› öngörsün, bu konuda ne yaparsa yaps›n Kürt soyk›r›m›n› gerçeklefltirecek bir pratik süreci gelifltirme gücünü, imkân›n› bulmas› zordur. Veriler Türkiye yönetiminden, yani inkâr ve imha sisteminden yana de¤il; tersine, çok teflhir olmufl bir politika uyguluyor Türkiye yönetimi. Son halk direniflleri bu teflhiri çok daha fazla gelifltirdi. Öyle ki, Türkiye yönetimine destek veren AB yetkilileri bile yay›nlad›¤› raporda Türk devletinin Kürt vatandafllara ölçüsüz fliddetle yaklaflt›¤›n›, Türkiye yönetiminin Kürt sorununda verdi¤i sözü tutmad›¤›n› söylüyorlard›. Mevcut durum en yak›n müttefikleri taraf›ndan bile kabul görmüyorsa, bunun ötesindeki bir soyk›r›m uygulamas›n›n dünyada destek bulmas› imkâns›zd›r. Di¤er yandan Kürt halk› oynanan oyunlar› görebilecek bilince, duyarl›l›¤a, bunlara karfl› direnecek, mücadele edecek bilinç ve örgütlülü¤e sahiptir. Büyük bir cesaret ve fedakârl›kla direniyor. Hiçbir yalana dolana, sahte dinci söyleme aldanmad›¤› gibi, kömürle, makarnayla onurunu satacak, sat›n al›nacak bir durumda da de¤ildir. Bu konuda geçen y›llardaki hatalar› aflabilecek bir duruma ulaflm›flt›r. Geçen y›llarda baz› hatalar oldu. Halk flim-
di bu konularda oldukça duyarl›, gerçekleri görüyor, yurtsever-demokratik mücadelenin ne kadar hayati önem arz etti¤ini, oyunlara gelmemek gerekti¤ini görüyor. Bir örgütlülü¤ü var, genel Kürt siyaseti üzerinde oluflan bir denetim, kamuoyu bask›s› söz konusu. Öyle ki, halk meydanlarda kendi tutumunu ortaya koydu, mesajlar›n› verdi, “Önder Apo’ya uzanan eller k›r›l›r” dedi. “‹rademizi sahipsiz mi sand›n›z?”, “PKK halkt›r, halk burada” dedi. Önderliksiz bir yaflam›n Türkiye’nin felakete sürüklenmesi olaca¤›n› çok net olarak gösterdi. Yine hiçbir yalan›n dolan›n kendisini aldatamayaca¤› gibi, onurunu, flerefini kimsenin sat›n alamayaca¤›n› ortaya koydu, ifade etti. Seçimleri, oy vermeyi böyle ele al›yor. Oy namustur, namus sat›lmaz! diyor. Bunu 22 Temmuz seçimlerinde de ortaya koydu. fiimdi de en çok gelifltirdi¤i tutum budur.
kard›¤›n› görmek, anlamak zor de¤ildir. Öte yandan birilerinin çekip gitmesi gündeme gelirse, 90’l› y›llarda mücadele fliddetlendi¤inde Demirel “bin y›ld›r buraday›z, b›rak›p gidemeyiz ki” sözleri hat›rlan›rsa, gündeme gitmek gelirse, gidece¤in kim oldu¤u bellidir. On binlerce y›ld›r kendi vatanlar›nda, bu vatanda yaflayan Kürtlerin de¤il de, Gürcü Tayyip Erdo¤an’›n Tiflis’e gitmesi en do¤rusu olacakt›r. Önder Apo’nun da defalarca izah etti¤i gibi ortada bir devflirme, dönmelerden oluflan bir Türkiye yönetimi, bir devflirme Türkçülük var. Türkiye ne çektiyse bu dönem ve devflirme Türkçülükten çekti. fiimdi benzer bir biçimde bir Gürcü, bir Arap, bir Yahudi birleflmifl Türkçülük yap›yor; Kürtlere de diyor ki, on binlerce y›ll›k yurtlar›n›zdan çekip gideceksiniz. Bu ak›l alacak bir fley de¤ildir. E¤er birileri gidecekse, gitmesi gerekiyorsa, kimlerin gitmesi gerekti¤i ortadad›r.
ew e. c
t›r, anlafl›l›rd›r. Bu anlamda uluslararas› komployu baflar›ya götürmek istiyor. Önder Apo’ya dönük tehdit ve sald›r› bunu netçe gösterdi, herkes gördü; yediden yetmifle tüm Kürt insanlar› bunu gördüler, anlad›lar. Bu kadar halk tepkisi, öfkesi bu nedenledir. Dolay›s›yla bu tepki seçimlerde AKP’nin oyununu bozacak bir siyasi sonucu ortaya ç›kartacakt›r. E¤er hata yap›lmaz, boflluk b›rak›lmaz ve en az AKP kadar halk içinde bilinçlenme ve örgütlenme çal›flmas› yürütülürse seçimlerde de AKP’nin bofla ç›kart›laca¤› söylenebilir. Veriler bu do¤rultudad›r.
Kas›m 2008
om
54
Soyk›r›m dayatmas› olursa Kürt halk› kendi hedeflerini gözden geçirir
PKK için sorun çekip gitme de¤il, demokrasi içerisinde, özgürlükler temelinde bir arada kardeflçe yaflama imkânlar›n› yaratmakt›r. PKK çizgisi budur. Önder Apo’nun yaratmaya, gelifltirmeye çal›flt›¤›, her türlü milliyetçi zehre karfl› özgür yaflam› var etme istemi, çabas› da bu yönlüydü. fiimdiye kadar Hareketimiz hep bu esas üzerinde durdu, mücadele etti, direndi. Fakat elbette bu kadar bask›, zorlama, katliam, giderek soyk›r›m dayatmas› olursa Kürt halk› da kendi direnifl koflullar›n›, durumunu, yöntemlerini, hedeflerini gözden geçirir. Bu anlamda çareleri tükenmifl de¤ildir, yapaca¤›n›n hepsini yapm›fl olmaktan çok uzakt›r. Mevcut durumda Kürt toplumu direnme potansiyelinin yüzde 15-20’sini bile kullanm›fl de¤ildir. Özgürlük mücadelesini yürütme anlam›nda baflvuraca¤› yöntemlerin yüzde 10’unu hayata geçirmifl de¤ildir. Hem direnme potansiyeli, hem de mücadele etme yol ve yöntemleri flimdiye kadar oldu¤undan kat kat daha fazla vard›r. Bu bak›mdan her türlü sald›r› karfl›s›nda çok daha büyük bir diren-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN d›r. 10. Kongre, düflman›n imha ve tasfiye planlar›na karfl›, onu bofla ç›kartmaktan da öteye; özgürlük ve demokrasi mücadelesini baflar›ya götürmenin garantisi olan öncülü¤ü, Parti gerçe¤ini ortaya ç›kararak zaferi garantileyen bir geliflmenin yarat›lmas›n› ifade ediyor. PKK, Önderlik çizgisinde en güçlü bir partileflme süreci içerisine girdi. Yeniden inflay› tamamlayarak üçüncü partileflme hamlesi temelinde özgürlük ve demokrasi mücadelesini zafere tafl›yacak bir öncülü¤ü yaratt›¤›n› herkese gösterdi, ilan etti. Bu temelde geçen on y›ll›k süreçte göze alamad›¤›, cüret edemedi¤i düzeyde bir kararlaflmay› ve hedefi ortaya koydu; Önder Apo’nun özgürlü¤ü hedefini güncel çal›flmalarla gerçeklefltirilecek temel hedef olarak önüne koyup, böyle büyük bir hedef do¤rultusunda mücadele hamlesine
imha sistemi ise, bütün planlar› baflar›s›z kalm›fl, bofla ç›km›fl, zay›f düflmüfl, çaresizlik içine girmifl oluyor ve bunun verdi¤i pervas›zl›kla ç›lg›nca yönelimlere baflvuruyor.
ne te we .c om
me gücünü ve çok yarat›c› direnme yöntemlerini devreye koyabilir. E¤er buna zorlan›rsa 30. y›lda Hareketimizin böyle bir direnifl içerisine girmesi iflten bile de¤ildir. Topyekûn savafl konsepti temelinde böyle bir soyk›r›m dayat›l›rsa, buna karfl› PKK ve Kürt halk› da büyük bir özgür ve demokratik var olma ve kurtulufl mücadelesi dayat›r, bunu gelifltirir.
55
31. y›la girerken Önderli¤imize ve halk›m›za soyk›r›m dayat›l›yor
‹nkâr ve imha sistemi böyle bir çaresizli¤in ve ç›lg›nl›¤›n sonucu olarak ye10. Kongre Önder Apo’ya özgürlük ni, tehlikeli planlar yapmaya çal›fl›yor. Kürt halk›n› soyk›r›mla tehdit ediyor. hamlesini bafllatt› Önder Apo’ya dönük tehdit ve sald›r›, halka dönük bir soyk›r›m tehdidiydi. Yeni bir parti y›l›na girdi¤imiz bu Son uygulamalar, sözler ve yaklafl›msüreçte siyasi ve askeri durumu k›salarda da gördük ki, bu sadece Önder ca böyle de¤erlendirirken, 30. y›lda Apo’ya dönük tehdit ve sald›r›yla s›n›rParti hareketi ve özgürlük mücadelel› de¤il, gerçekten de halka dönük bir mizin durumuna iliflkin de belirtilesoyk›r›m plan› var. Bu anlamda Öndercek hususlar elbette vard›r. lik ve halk› soyk›r›mla tehdit eden bir 30. PKK y›l›n› büyük bir mücadeleyyaklafl›m› 31. Parti y›l›na dale kazanan Hareketimiz oldu, yatmak istiyor. Bizim de, hareKürt halk› oldu. Bundan asla “Tehdidin ve sald›r›n›n büyüklü¤ü, tehlikenin ket ve halk olarak buna karfl› kuflku duyulamaz. Gabar ve vahflili¤i, ancak bizim öfkemizi, kinimizi, direnifli her alanda tüm boyutOramar eylemleri 30. y›la güçlar›yla gelifltirmekten baflka lü bir girifli sa¤lad›. Ard›ndan tepkimizi büyütecek, örgütlülü¤ümüzü çaremiz yoktur, baflka bir tuZap direnifli Türkiye gericili¤igelifltirecek, gerilla ve serh›ldan temelindeki tumumuz söz konusu olamaz. ni temellerinden sarst›, Türkiye yönetimini ciddi bir kriz sü- direniflimizi artt›racakt›r. Kesinlikle Kürt halk› Soyk›r›m tehdidi ne kadar büson direnifllerle tek tutumunun bu oldu¤unu, yük olursa olsun, bu temelde reci içerisine soktu. Halk›n Mart ve Nisan aylar›nda geli- bundan baflka herhangi bir tutumun kendisine bask› ve sald›r›lar ne kadar fazla olursa olsun, bunlar bizi flen büyük serh›ldan› direnifl kabul ettirilemeyece¤ini gösterdi” mücadeleden geri ad›m att›ramücadelesini yürütenin halk ● mazlar; tersine, son halk direoldu¤unu ve bedeli ne olursa olsun bu mücadeleyi zafere kadar tafl›- girdi, Önder Apo’ya özgürlük hamlesini niflleri gösterdi ki, bütün bunlar Kürt ma iradesinde oldu¤unu gösterdi. ‹n- bafllatt›. 30. kurulufl y›ldönümünün halk›n›n öfkesini ve kinini daha fazla kâr ve imha sistemi yaz aylar› boyunca yafland›¤› dönemde gerilla ve halk ser- artt›r›r, onu daha fazla bilinçlendirir, 30. y›lda PKK’yi imha ve tasfiye etme h›ldan›n›n ulaflt›¤› zirve, böyle bir örgütler ve eyleme sevk eder. Bu anumut ve hesaplar›n› yaparken, PKK ör- hamle do¤rultusunda gelifltirilen mü- lamda tehdidin ve sald›r›n›n büyüklügütsel bak›mdan kendisini en çok güç- cadeleyi ifade ediyor. Asl›nda Önder ¤ü, tehlikenin vahflili¤i, ancak bizim öflendiren çal›flmalar›n› yapt›. PKK 10. Apo’ya özgürlük hamlesi, PKK kurulu- kemizi, kinimizi, tepkimizi büyütecek, Kongresini gerçeklefltirdi, Önderlik çiz- flunun 30. y›ldönümünde zirveye ula- örgütlülü¤ümüzü gelifltirecek, gerilla gisinde, flehitlerimizin izinde kendisini flan gerilla direnifli ve halk serh›ldan›n- ve serh›ldan temelindeki direniflimizi köklü bir biçimde gözden geçirdi, de- da hayat buluyor, pratiklefliyor. Bütün artt›racakt›r. Kesinlikle Kürt halk› son ¤erlendirdi. Çizgiyle çeliflen, uyumlu bunlar gösteriyor ki, bütün y›l boyun- direnifllerle tek tutumunun bu oldu¤uolmayan, çizgi gereklerini yerine getir- ca inisiyatifi elinde bulunduran, her nu, bundan baflka herhangi bir tutumeyen söz, tutum ve davran›fllar› elefl- dönemeçte, ad›mda, süreçte baflar›l› mun kendisine kabul ettirilemeyece¤itirip mahkûm ederek Apocu çizgide olan, kazanan Özgürlük hareketimiz ni gösterdi. Bu bak›mdan da bir kere, güçlü bir düzeltme ve birleflme süreci olmufltur; kaybeden, Türkiye yönetimi- 30. y›ldaki kazan›mlar temelinde 31. gerçeklefltirdi. 10. Kongre’nin Apocu dir, inkâr ve imha sistemidir, AKP’nin mücadele y›l›na daha güçlü girerken çizgide birlik, kararl›l›k ve netlik ru- gerçeklefltirmeye çal›flt›¤› imha ve tasfi- her türlü sald›r›ya karfl› her alanda çok huyla yaratt›¤› sonuç temelinde PKK, ye planlar›d›r. Bu planlar›n hepsi k›r›l- daha güçlü bir direnme azmine, gücütarihinin en güçlü örgütsel sürecini ya- m›fl, bofla ç›kart›lm›fl, baflar›s›zl›¤a u¤- ne, potansiyeline, örgütlülü¤üne sahip flar hale geldi. Bu 30. Parti y›l›n›n ya- rat›lm›flt›r. Özgürlük hareketimiz 31. oldu¤umuz ortadad›r. Bunu sürdüreratt›¤› en büyük geliflme ve kazan›m- y›la böyle bir baflar› temelinde; inkâr ve ce¤iz, gerçeklefltirece¤iz.
ww
w.
●
SERXWEBÛN
Kürt toplumuna direnmekten baflka yol b›rak›lm›yor
31. Parti y›l›nda siyasi bir çözüm ile girmek isterdik, fakat böyle olmuyorsa, çat›flma derinlefltiriliyorsa, bu kadar inkâr ve imhada ›srar varsa, sald›r› oluyorsa, elbette ki buna karfl› direnmek de bir zorunluluktur. Baflka türlü özgür olunmaz, örgütlü hale gelinmez, özgür yaflam kazan›lmaz, yarat›lmaz, onur fleref korunmaz. Baflka yolu yok, Kürt toplumuna baflka yol b›rak›lm›yor. Ancak direnerek var olma yolu b›rak›l›yor. Bizim de bunu kabul etmekten ve buna göre davranmaktan baflka çaremiz yoktur. Madem böyle isteniyor, o zaman biz de bunun en iyisini, en güzelini, en güçlü bir biKürt çimde yapal›m. Gerçekten de “K ayaklanmas›” oluyor, diyorlar. O halde ayaklanmaysa ayaklanma, savaflsa savafl, direniflse direnifl, hepsinin en güçlüsünü, en kapsaml›s›n› yapal›m. Her fleyi gözden geçirece¤iz, de¤erlendirece¤iz. Bu temelde çok daha kararl›, haz›rl›kl›, koflullar neyi gerektiriyorsa onu baflar›yla hayata geçirecek flekilde bir özgürlük mücadelesini, direnifli, isyan›, ayaklanmay› 31. Parti y›l›na dayataca¤›z. Bu art›k bizim için olmazsa olmaz kabilinden bir zorunluluk haline gelmifltir. Böyle gitmesi ka-
ww
w.
ne t
Böyle bir direnifli yürütme f›rsat ve imkânlar›m›z her zamankinden fazlad›r. Halk›n kararl›l›¤› tamd›r, Önderlik çizgisi, tutumu nettir, gerillan›n kahramanca direnifli en güçlü düzeyine ulaflm›flt›r. F›rsat ve imkânlar her zamankinden fazlad›r. Bölgedeki durum, uluslararas› geliflmeler bizim direnifli gelifltirmemiz için f›rsat ve imkânlar› her dönemden fazla sunuyor. Bu konuda her hangi bir daralma ve eksiklik yoktur. Kendimize güvenimiz, baflar›ya inanc›m›z, kazanma azmimiz her zamankinden güçlüdür. Çünkü Önderlik duruflu tarihin en büyük ve en güçlü bir dönemini arz ediyor. ‹nsanl›k tarihinin en büyük özgürlükçü duruflu olan ‹mral› direnifli elbette ki zaferin garantisini veriyor. Gerilla ve halk kahramanl›k çizgisinde mücadele ediyor. ‹nkâr ve imha sisteminin bu gerici faflist-milliyetçi yüzü her zamankinden çok daha fazla teflhir olmufl bulunuyor. O bak›mdan da 31. PKK y›l› özgürlük ve demokrasi çizgisinde direnme potansiyelimizin en çok pratikleflece¤i bir y›l olmaya aday oldu¤u gibi, böyle bir güçlü durufl nedeniyle Kürt sorununun çözümünün gerçekleflmesine, özgür ve demokratik yaflam›n geliflmesine dönük de baflar› flans›n›n, imkânlar›n›n en çok oldu¤u bir dönemi ifade ediyor. fiöyle de ifade edebiliriz: içinde bulundu¤umuz süreçte elbette durum çok gergin, çat›flma çok keskindir, fakat bu ayn› zamanda Kürt sorununun çözümüne de en yak›n oldu¤umuzun ifadesi de oluyor. Yani 31. y›l, partileflme temelinde özgürlük ve demokrasi mücadelesini en fazla gelifltirebilece¤imiz, Kürt sorununun çözümü yönünde en güçlü geliflmelerin yafland›¤›, en büyük ad›mlar›n at›ld›¤› bir y›l olacakt›r. Türkiye yönetimi flimdiye kadar bir sürü oyun oynad›. Bunlar› bozduk, hepsini bofla ç›kard›k. fiimdi art›k s›f›r› tüketme noktas›na do¤ru gidiyor. Soyk›r›m aray›fllar› ve bunu gerçeklefltirme çabas›, bu dünyada ve Kürt halk›n›n bu biçimde bilinçli, örgütlü ve direngen oldu¤u bir ortamda öyle kolay de¤ildir. Kürtler ne Ermenilerdir, ne de Rumlard›r; Kürdistan ne Ermeni yur-
duna ne de Kürtlerin duruflu Rumlar›n durufluna benzer. Kürt toplumu onlar gibi de¤ildir. Mevcut durumda Kürt halk›n›n bilinç, örgütlülük ve eylemlilik durumuyla, geçmiflte onlara dönük soyk›r›m uyguland›¤› dönemdeki durumlar ayr›d›r, tarihsel süreçler de çok farkl›d›r. O bak›mdan Türkiye yönetiminin, Baflbu¤-Erdo¤an yönetiminin bu yönlü aray›fllar› bofltur. Kendi bafllar›na bela olacak, kendi çöküflünü ve belki de be¤endikleri yere gitmelerini gündeme getirecek aray›flt›r. Bunu böyle bilmelerinde yarar var. Buna karfl›l›k olarak Kürt halk›n›n duruflu, bilinçlili¤i, örgütlülü¤ü, direnme azmi çok güçlüdür. O aç›dan da flunu söyleyelim: 31. PKK y›l›, daha çok mücadele edece¤imiz, daha büyük kazanaca¤›m›z, zafere, özgürlü¤e daha çok yaklaflaca¤›m›z bir y›l olacakt›r.
bul edilemez. Sonuçsuzluk, çözümsüzlük, bu iflkence sistemi kabul edilemez. Onun için halk, “Êdî Bese” dedi, “‹mral› iflkence sistemine son” dedi, “Önder Apo’ya özgürlük” dedi. Bunlar bofla söylenmifl sözler de¤ildir. Gerçeklefltirilmesi gereken hedeflerdir. Bunlar› gerçeklefltirecek, hayata geçirecek, baflaracak bir mücadeleyi 31. PKK y›l›na kesinlikle dayataca¤›z. Hareket olarak kararl›l›¤›m›z bu temeldedir. Önderlik duruflu ve direniflinden ç›kard›¤›m›z sonuç budur, halk›n direnifli de tüm halk olarak böyle bir kararl›l›k içinde oldu¤umuzu gösteriyor.
ew e. c
Önderlik duruflu tarihin en büyük ve en güçlü bir dönemini arz ediyor
Kas›m 2008
om
56
30 y›la 10 kongre s›¤d›rm›fl bir parti hareketiyiz
PKK’nin 30. y›ldönümü vesilesiyle üzerinde de¤erlendirme yap›lmas› gereken bir di¤er ve en önemli alan, partileflme alan› olmaktad›r. 30. y›lda en çok geliflme sa¤lad›¤›m›z alan ideolojik-örgütsel mücadele alan›d›r. Biz gerçekten de 30. y›la hakk›n› verdik. 30. y›lda 10. Kongreyi yapt›k. Otuz y›la 10 Kongre s›¤d›rm›fl bir parti hareketiyiz. Her üç y›la bir Kongre düflüyor. 10. Kongreyle Parti Tüzü¤üne üç y›lda bir Kongre yap›lmas›n› bir hüküm olarak koyduk. Böylece yeni tüzü¤ümüzün hükümlerine göre zaman›nda Kongrelerini yapm›fl bir parti hareketi konumunday›z. Zaman›nda Kongre yapm›fl olmak, Kongre esaslar›na göre çal›flmak, seçimle iflleri yürütmek, toplant›lar›n› zaman›nda yapmak, al›nan karar ve planlar› uyguluyor olmak aç›s›ndan önem tafl›yor. Demek ki kararlar›m›z uygulan›yor, Parti’de bir aksakl›k yoktur, düflman sald›r›lar› her hangi bir engelleme yaratm›yor. Bu konuda uluslararas› komplo ard›ndan do¤al olarak bir sars›nt› geçirdik. Fakat genelin düzenli yürüyüflü, Önderli¤in parti çal›flmalar›n› tüzük hükümlerine göre sistemli, düzenli yürütmesi o sars›nt›lar› aflmam›z› sa¤latt›. Böylece 30. y›l dönümünü -ki, temel bir kesit, bir yüzy›l›n neredeyse üçte biri ediyor, çeyrek yüz y›l› afl›yor- 10. Kongre temelinde kendini yenilemifl, yeniden kararlaflt›rm›fl, elefltiri-özelefltiri temelinde düzeltmifl,
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
PKK’nin otuz y›lda yapt›klar› gelecek otuz y›lda yapacaklar›n›n da aynas›d›r Esas olarak 10. Kongrenin baflar›yla pratikleflti¤i y›l elbette ki 31. Parti y›l› olacakt›r. Büyük siyasi-askeri mücadele ve baflar›lar 31. y›lda kazan›lacakt›r ve bu kesindir. 30. y›lda yapt›¤›m›z 10. Kongre PKK’nin önümüzdeki süreçte de Kürt halk›na, onun özgürlük ve demokrasi mücadelesine baflar›yla öncülük edece¤inin en somut göstergesi oluyor. Önderlik 10. y›lda “geçen on y›lda yapt›klar›m›z, gelecek on y›lda yapacaklar›m›z›n da aynas›d›r” dedi. fiimdi 30. y›l dönümünde 10. Kongre gerçe¤ine dayanarak flunu rahatl›kla söylüyoruz: PKK’nin geçmifl otuz y›lda yapt›klar›, gelecek otuz y›lda yapacaklar›n›n da aynas›d›r. Onlarca y›l Kürt halk›na ve özgürlük mücadelesine baflar›yla öncülük edecek bir parti hareketinin yeniden inflas›, üçüncü partileflme hamlesinin baflar›yla gerçeklefltirilmesi 10. Kongreyle sa¤lanm›flt›r. 10. Kongre gerçe¤ini böyle görmemiz, anlamam›z gerekiyor. Belgeler yay›nlanm›flt›r, halka ve örgüt yap›m›za Kongre sonuçlar› bildirgelerle sunulmufltur. Üzerinde duruluyor, tart›fl›l›yor, daha da tart›fl›lmal›d›r. 10. Kongre derslerinin özellikle bu 31. Kas›m ay›n› yaflarken çok yönlü tart›fl›lmas›, a盤a ç›kart›lmas› ve derinden özümsenmesi gerekiyor. Nelerdir bu dersler? 10. Kongre gerçe¤inden neyi ç›kartaca¤›z? Bir kere, Kongreyi nas›l yapt›k, neden 2008
yaz›nda baflar›yla yapt›k da, baflka zaman yapamad›k. Neden daha önce yapmam›z gerekirken yapamad›k, ertelemek zorunda kald›k? Demek ki haz›r de¤ildik; kadro yap›s› haz›r olmazsa, örgüt yap›s› Kongre yapamaz. Haz›r olmak ne demektir? Elefltiriözelefltiri yapabilmek demektir. Yani hata ve eksiklikleri ortaya ç›karabilmek, bu temelde daha büyük bir iddia ve irade, daha büyük bir baflar› elde edecek mücadele gücünü ortaya ç›kartabilmek demektir. Geçen y›lda bu iddia ve irade gücümüz yoktu, baflarma azmimiz yoktu, kendimize güvenimiz yoktu, baflar›ya inanc›m›z yoktu. Bunu net söyleyebiliriz, ya da bütün bunlar zay›ft›. Bu zay›fl›klar nedeniyle kongre yapamad›k, yapsayd›k yeniden inflay› baflar›yla gerçeklefltiremezdik. Hiç geri çekilme temelinde, ifl yapmama, yapamama temelinde Kongre olur mu? Elbette ki olmaz. Öyle Kongre yap›l›rsa ortaya örgütün yeniden flekillenmesi de¤il, da¤›lmas›, tasfiyesi ç›kar. O nedenle ancak büyük bir iddia ve irade kazand›¤›m›z, bunu yaratan elefltiri-özelefltiri yapma gücü kazand›¤›m›z zaman Kongreyi yapabildik. Bu da 2008 yaz›nda hareketimizin bütün kadro yap›s›yla yaflad›¤› bir durumu ifade etti, ediyor. Son bir-iki y›l içerisinde böyle büyük bir de¤iflim, geliflme yafland› örgütümüzde. ‹rade geliflimi, iddia geliflimi, baflar›ya inanç, kendine güven ortaya ç›kt›. Daha önce bunlar zay›ft›. Neden bu geçen bir-iki y›l içerisinde bunlar ortaya ç›kt›? Burada Önderlik direniflinin pay›n›, etkisini görmek gerekir. ‹mral› direnifli, insanl›k tarihinin en özgürlükçü duruflunu ifade ediyor. Dolay›s›yla en büyük özgürlükçü direnifl anlam›na geliyor. Bu son y›lda genel direniflten de öteye, çok somut ve sert bir fiili direnifl haline geldi. Bu direniflin herkes üzerinde etkisi var. Bütün yürekleri, beyinleri etkiliyor. Önderlik gerçe¤i bu kadar amans›z bir direnifl içerisindeyken bundan etkilenmeyen yurtseverdemokrat olabilir mi, hele hele sen bunun bir kadrosuysan etkilenmeyip de kendine göre kalabilir misin, elbette kalamazs›n.
ww
w.
ne te we .c om
gözden geçirmifl bir temelde yafl›yor. Bu anlamda iç sorgulamam›z, çizgi gereklerine göre kendimizi düzeltmemiz, güçlendirmemiz gerçekleflmifltir. Esas önemli olan, 30. y›l mücadelesinin esas a¤›rl›kl› olan yönü budur, bunu görmek gerekir. 30. y›lda bunu yapm›fl olmam›z, y›l dönümünü böyle büyük bir örgütsel çal›flmayla, zirveyle, baflar›yla karfl›lamam›z, PKK’nin gelecekte özgürlük ve demokrasi mücadelesine öncülük yapmadaki iddias›n›, gücünü ortaya ç›kar›yor. Bu aç›dan 31. y›la daha güçlü ve haz›rl›kl› giriyoruz. Neden? Çünkü ideolojik-örgütsel bak›mdan elefltiri-özelefltiri temelinde kendimizi yenilemifliz, yetkinlefltirmifliz, düzeltmifliz. Bu en büyük gücü veriyor. Çünkü parti sa¤lamd›r. Parti sa¤lam olursa her türlü mücadele baflar›yla yürür, siyasi-askeri mücadele her yerde, her zaman baflar›yla yürütülür. Önderlik “PKK’lileflelim savafl› kazanal›m” dedi. Partileflmek, her türlü mücadelede, siyasi-askeri mücadelede baflar› kazanman›n, zafer elde etmenin birinci kofluludur. Partisiz Kürdistan’da hiçbir siyasi-askeri çal›flma yap›lamayaca¤›, baflar› elde edilemeyece¤i gibi, her tür askeri-siyasi baflar›n›n yarat›c›s› kesinlikle parti öncülü¤üdür. Bu nedenle 30. y›lda 10. Kongre ile partileflmede yaflad›¤›m›z geliflme düzeyi siyasi-askeri mücadelede kazand›¤›m›z baflar›lar›n yarat›c›s› oldu¤u gibi, bundan sonra kazan›lacak büyük baflar›lar›n da güvencesi oluyor. 31. y›la bu temelde daha güçlü, daha haz›rl›kl› giriyoruz.
57
SERXWEBÛN
ww
w.
ne t
Önderli¤in mücadele anlay›fl› konusunda yanl›fl görüfller vard›. Önderlik demokratik siyasi çözüm isterken, sorunlar böyle çözülsün derken, sanki mücadeleden vazgeçmifl, sert direnifl ve mücadele öngörmüyormufl gibi de¤erlendirmeler, anlamalar ortaya ç›k›yordu. Bu yanl›flt›r. Önderli¤in içinde bulundu¤u direnifl süreci bu düflünceleri y›kt›, ortadan kald›rd›, yan›lg›lar› k›rd›; herkes gördü ki, Önderlik sorunlar›n demokratik siyasi çözümünü istiyor, ama gerekti¤inde en sert fedai direniflinden uzak de¤ildir, çizgisi böyledir. Bu nedenle Önderli¤in mücadele anlay›fl› konusunda kadroda var olan mu¤lâkl›k, yanl›fl, yetersiz de¤erlendirmeler de afl›ld› böylece. Bu, düflüncede geliflmelere yol açt›. Önderli¤in haz›rlad›¤› son savunma düflünce sistemimizde de¤ifliklikler yaratt›. Önceki savunmalarda bu durum yok muydu; vard›, ama son savunma baz› konular› daha ayr›nt›l› ve kapsaml› aç›yor. Bu bak›mdan da tam anlafl›lmayan ya da mu¤lak görülen, tam görüfl birli¤i oluflturulmayan baz› konularda görüfl birli¤i sa¤lad›. Örne¤in, liberalizm konusu: Önderlik, son savunmas›nda en çok bunu açt› ve elefltirdi, somut görüflünü ortaya koydu. Kapitalizmin gücü silah›nda ve paras›nda de¤il, liberalizminde dedi ve mahkûm etti. Kapitalizmin mahkûmiyetini liberalizmin mahkûmiyeti olarak ortaya koydu. Oysa flimdiye kadar bu konuda baz›lar› durumu mu¤laklaflt›r›yordu. Liberalizmin bu flekilde elefltirisi ve mahkûmiyeti Hareketimiz içinde yoktu. Özellikle provokatörler, Dr. Ali ve benzerleri bu konuda düflünce çarp›tmas› yapmaya çal›fl›yorlard›. Birazda liberal olsak ne olur, diyorlard›. O yüzden liberalizmi elefltiremiyorduk, mahkûm edemiyorduk, elefltiriler yerini bulmuyordu, hiç kimseye “liberalsin, özelefltiri ver” diyemiyorduk. “Liberalsem liberalim, ne var, birazda liberal olsak ne olur” deniliyordu. Önderlik, liberalizmi böyle mahkûm edince, bu konudaki kendine göre anlay›fllar, yetersiz, mu¤lak yaklafl›mlar tümden ortadan kalkt›. Önderlik bu konuda tam bir düflünce aç›kl›¤›, netli¤i ve birli¤i yaratt›. Bizim örgütümüzü de di-
siplinsiz, sa¤a sola çekifltirilen, etkisiz, plans›z, iradesiz hale liberal tutumlar, düflünceler, davran›fllar getiriyordu. Onun afl›lmas› çok bütünlüklü, güçlü, iradeli, disiplinli bir örgütsel durufl ortaya ç›kard› veya bu temelde ilerleyen bir örgütsel yap› gelifltirdi. Bununla birlikte 1 Haziran At›l›m›n›n 5. y›la kadar da yenilgisiz geliflerek devam etmesinin etkisi var. Bu baflaraca¤›m›za dair inanc› güçlendirdi. Önce bu inanç zay›ft›. Birçok yönden bir y›l, bir ay sürer, baflar›s› olmaz san›l›yordu. Kendine güven ve inanç azd› bu nedenle. Onun için kimse çok fazla sorumluluk almak istemiyordu. Herkes geri çekiliyordu, görev-sorumluluk üstlenme zay›ft›. Oysa 1 Haziran At›l›m› yenilmedi, beflinci y›l›na geldi, baflar›lar kazand›, örgütü toparlad›, düflmana ciddi darbeler vurdu; sars›nt› geçiren, zorlanan, k›r›lmaya yönelen düflman oldu. Bu büyük bir inanç, umut, güven yaratt›, mücadele edip baflar› kazanaca¤›m›za dair inanc›m›z› gelifltirdi, pekifltirdi. Bu da tabii iddia ve irade kazanmam›zda bir etken oldu. Ayn› zamanda tasfiyecili¤e karfl› HPG’nin yürüttü¤ü mücadelenin de bunda bir etkisi var. Tasfiyecili¤e, provokasyona karfl› ancak Önderlik mücadele eder, deniliyordu. Bizim buna karfl› mücadele edemeyece¤imiz san›l›yordu, oysa HPG bünyesinde böyle bir mücadele yürütüldü ve sonuç ald›. Zay›f da olsa, geçte kalsa, dördüncü konferans temelinde geliflen süreç provokatiftasfiyeci e¤ilimin a盤a ç›kart›l›p mahkûm edilmesi, örgütten kovulmas›, tasfiyecilik karfl›s›nda örgütsel zaferin kazan›lmas› oldu. Dikkat edilirse bu kifliler bir kifliyi bile etkileyemediler, götüremediler. Dr. Ali-Rubar çetesi Ferhat-Botan çetesinden daha m› zay›ft›? Hay›r, onlar›n HPG de hiçbir etkileri yoktu, fakat bunlar ise HPG’nin komuta konseyiydiler. Üçüncü konferansta HPG’nin en çok oyunu alanlard›, HPG’de en etkili olanlard›. Peki, sonuç ne oldu, kendilerinden baflka pefllerinden giden bir kifli var m›? Yoktur, yaln›z bafllar›na b›rak›lm›fl, çizgi ve Önderlik karfl›tl›¤› gerçeklikleri a盤a ç›kart›lm›fl, yarg›lan›p mahkûm edilerek, kovulmufllard›r. Bunu örgütümüz yapt›. Demek ki, biz ideolojik ve örgütsel mücadele yürütebiliyoruz, tasfiyecili¤i
a盤a ç›kar›p mahkûm edebiliyoruz, Baflar› kazanabiliyoruz. Bu da bize güç ve güven verdi. Bütün bunlara dayanarak biz 10. Kongreyi güçlü ve baflar›l› yapt›k.
Geçmifl dönemdeki yetersizliklerin kayna¤› öncülükteki zay›fl›kt›r
10. Kongre esas olarak ideolojik-örgütsel sorunlar› tart›flan Kongre oldu. ‹deolojik-örgütsel sorunlar› da do¤ru bir çizgide tart›flt›. Örne¤in, yürütülen mücadeleyi tan›mlad›, onun gücünü ve etkinli¤ini ortaya koydu. ‹nkâr edilemez güçte bir fedai mücadelesinin yürütüldü¤ünü, kahramanl›k düzeyinde direnifllerin oldu¤unu vurgulad›, inkârc›l›¤› reddetti. Ama böyle bir mücadeleyle birlikte, bunun yetersiz oldu¤unu da tan›mlad›, yetersizliklerini gösterdi. Bu mücadelenin bedelinin a¤›r oldu¤unu ortaya koydu. Peki, neden yetersiz, neden bedeli a¤›r? Demek ki hata ve eksiklikler var. Nerededir hata ve eksiklik? Siyasi ortam m› uygun de¤il, Önderlik görevleri mi tam yap›lmam›fl, halk deste¤i mi az, örgütün mücadeleci ruhu mu zay›f? Hay›r, bunlar›n hepsi yeterli. Peki, o zaman neden hata ve yetersizlik var? Çünkü öncülük zay›f, hata ve eksiklik öncülükten kaynaklan›yor. Öncü ise partidir. Partiden, partileflmeden kaynakl› bir zay›fl›k var. Partileflme zay›f olunca, güçlü olmay›nca, güçlü, yeterli bir ideolojik-örgütsel öncülük olmay›nca siyasi-askeri mücadele baflar›l› ve etkili yürütülemiyor, sonuç al›nam›yor. Siyasi-askeri mücadelede yetersizlik oluyor, bedel a¤›r oluyor. 10. Kongremiz bunun sorumlusunun partileflmedeki zay›fl›k oldu¤unu, parti öncülü¤ünün yeterince geliflmedi¤ini tespit etmifltir. Neden zay›f, partileflmenin zay›fl›¤› neredendir? Onu da tabii ki kadro ve örgüt duruflundaki zay›fl›klar olarak de¤erlendirdi. Kadrolar çizgiyi yeterince özümsememifllerdir, yeterli örgütlülü¤e sahip de¤iller, siyasi ve askeri mücadelede yeterli bir öncülük yapam›yorlar, kadro öncülü¤ü, komuta öncülü¤ü zay›ft›r, yetersizdir, parti ölçülerine, onun çizgisine uygun de¤ildir. Kadroda bin bir türlü hastal›k var: bireyci, tepkici, tutucu, savunmac›, liberal, bürokrat, kendine göre, geri çekilen, istifac›, gücünü yeterince kul-
ew e. c
Önderli¤in son savunmas› düflünce sistemimizde de¤ifliklikler yaratt›
Kas›m 2008
om
58
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
59 Partiye sahip ç›kmam›fl, yeniden infla görevlerini yürütmemiflse, istedi¤i kadar desin ki, ben Apocuyum, Önderli¤e ba¤l›y›m, bunlar hikayedir. Sen örgütsel görevlerini yapmad›ktan sonra Önderli¤e nas›l ba¤l› olacaks›n. Öyle bir ba¤l›l›k olmaz. O yüzden lafta, sözde ba¤l›l›k de¤il de, ba¤l›l›¤›n somut göstergesi olan yeniden inflaya yaklafl›mda Önderli¤e yaklafl›m›n nas›l oldu¤u sorguland›.
yinleri ve yürekleriyle mücadelenin en zor alan›na yürüdüler. PKK’yi savaflarak infla etmeyi, en zor ortamlarda, fedai çizgisinde mücadele ederek yeniden infla etmeyi esas ald›lar. Önderlik partisinin, PKK’nin yeniden inflas›n›n en zor E¤er kadro örgüt zay›f ise yönetim ortamlarda fedai çizgisinde mücadele görevlerini yerine getirmemifltir edilerek gerçekleflece¤ine inand›lar ve bunu yürüttüler, bu konuda ölçü yaratPeki, kadro böyle, ama neden böyle, t›lar, kadro örne¤i ortaya ç›kard›lar. Bu niye bu durum düzelmemifl, düzeltilmeda bir çizgiydi, Önderli¤in partiyi yenimifl, kim bu durumu giderecek? Elbette den inflas›n› örgütlemek üzere gelifltiriViyan ve Nuda fedaice savaflarak ki yönetim giderecek. Parti yönetimi bunun için var, kadro çizgiyi özümseme- PKK’yi yeniden infla etmeyi esas ald›lar len bir pratikti. Dikkat edilirse di¤erleriyle yüz seksen derece terstir. mifl olabilir, hastal›klarla dolu olabilir, Parti Meclisinin durumu, kadrolar›n Yeniden infla komitesinin sorgulanörgütsüz olabilir; yönetim de bunlar› gidurumu de¤erlendirilince ortaya flu ç›kdermek için vard›r. Hastal›klar› ortadan mas›, baz› e¤ilimlerin, birbirine yüz sekkald›racak, örgütsüzlü¤ü giderecek, sen derece ters e¤ilimlerin varl›¤›n› gös- t› ki: birbirinden yüz seksen derece ters kadroyu e¤itecek mekanizma yönetim- terdi. Dr. Ali ile Rubar da Yeniden infla olan bu iki e¤ilim aras›nda yüzlerce kendir. E¤er kadro böyleyse, örgüt zay›f ise komitesi üyesiydiler; Dr. Ali platforma dine göre durufl ve e¤ilimler var; bireyci, demek ki yönetim zay›ft›r, yönetim gö- sundu¤u raporda, “ben Yeniden infla yeniden inflay› kendine göre ele alan, revlerini yerine getirmemifltir. O zaman komitesini bir uzlaflt›rma komisyonu anlayan, kat›lan durufllar var; kimisi ciddiye alm›yor, kimisi bekle gör demek ki yönetim olunmam›flpolitikas› izliyor, kimisi içinde t›r. 10. Kongre bu temelde yöne“Viyan ve Nuda arkadafllar da yeniden infla dururum ama görev sorumluluk tim gerçe¤ini sorgulad›. Öyle saalmam, baz›lar› askeri ve siyasi komitesi üyeleriydiler. Onlar da bir çizgi ¤›-solu elefltirmedi, Kongre bileçal›flmalara kendimi veririm, flenini elefltirdi, kendini elefltirgelifltirdiler. Bütün yönetim yetkilerini bir parti çal›flmas›n› baflkas› yürütdi. fiu ya da bu düzeyde yöneyana b›rakt›lar. Hem de büyük bir sün, diyor. Bunun gibi çeflit çetim görevi alm›fl kadrolardan çabayla, istekle, örgütü zorlayarak bunu flit durufllar var. Bu durufllar ortoplanm›fl bir Kongre platformu ta yolcu durufl olarak tan›mlanyapt›lar; her hangi bir yetkiye vard›. Belli ki sorun biziz, kimse d›. ‹hanetle fedai militan kadro de¤ildir. O zaman kendimizi çizs›¤›namadan, beyinleri ve yürekleriyle duruflu aras›ndaki ortadaki dugiye do¤ru çekmeliyiz. Sorun mücadelenin en zor alan›na yürüdüler” rufllar tasfiyecilik olarak de¤erbizdedir, sorunu kendimiz çöz● lendirildi, elefltirildi ve mahkûm meliyiz. Bunun için de sa¤› solu suçlamadan, elefltirmeden, namusluca olarak anlad›m; kaçanlar› geri getirecek, edildi. Yoksa tasfiyecilik kaçan bu unözelefltiri vererek kendimizi düzeltmeli- sa¤-sol e¤ilimi bir araya getirip bar›flt›- surlar de¤ildir. Onlar zaten ajand›rlar, yiz. Düzeltme Kongreden, Kongre plat- racakt›k, görevimiz bitecekti; nihayet a盤a ç›km›fllard›r. Tasfiyecilik; asl›nda formundan bafllamal›d›r. Çizgiye oturt- kaçanlar› getirdik, görev bitti, ondan ajan provokatör durufla zemin teflkil ma Kongreden bafllamal›d›r. Bunun için sonras›nda PKK örgütlenmesine inan- eden, ama kendine göre duran, çizgiye de 10. Kongre bir elefltiri Kongresi de¤il, m›yordum, kat›lmad›m, çaba da harca- kat›lmayan, ama b›rak›p da gitmeyen, bir özelefltiri Kongresi oldu. Özelefltiriyi mad›m” diyordu. Bu görüfl Ferhat ile partiyi kendine göre anlay›p kendine göesas alan bir çal›flma yürüttü. Bu te- Botan’›n görüflünün ayn›s›d›r. Onlar da re yürütmek isteyen durufltur. Bu partimelde Parti Meclisini sorgulad›, yeniden PKK’nin yeniden inflas›n› ayn› flekilde yi gelifltirmiyor, tasfiye ediyor; b›rak›p infla komitesini sorgulad›. Yeniden infla- tan›mlad›lar. Buna ra¤men Dr. Ali infla gitmiyor, ama partiyi içten kemiriyor, ya yönetim düzeyinde nas›l yaklafl›lm›fl- komitesinde ve PKK Meclisinde oldu, zarar veriyor. Parti ölçülerini, anlay›fl›n› t›, yeniden infla nas›l ele al›nm›flt›, onu üstte yetkiyi hep tuttu. Bu kadar parti içten felç ediyor. ‹flte 10. Kongre bu dusorgulad›. Çünkü yeniden infla Önderlik karfl›t› bir çal›flmay› partinin içinde, en rufllar›, yeniden inflaya bu türlü yaklaörgütlenmesiydi. Önderlik “ben kendi üst organ›nda yetkileri ele geçirerek fl›mlar› mahkûm etti, a盤a ç›kard›. Öyle e¤ilimimi örgütlüyorum” dedi. O aç›dan yapt›. Di¤er yandan Viyan ve Nuda ar- durufllar var ki, birçok arkadafl, biz bilyeniden parti inflas›na yaklafl›m, Önder- kadafllar da yeniden infla komitesi üye- mem kaç y›ld›r PKK’liyiz, yeni mi PKK’li li¤e yaklafl›m demektir. Önderli¤e yakla- leriydiler. Onlar da bir çizgi gelifltirdiler. oluyoruz, diye bir rapor yazma zahmetifl›m›n somut göstergesi PKK’nin yeniden Bütün yönetim yetkilerini bir yana b›- ne bile katlanmad›lar. Rapor yazmay› inflas›na yaklafl›md›r. Kim, ne kadar rakt›lar. Hem de büyük bir çabayla, is- gururlar›n›n, onurlar›n›n k›r›lmas› olaPKK’nin yeniden inflas›na sahip ç›km›fl- tekle, örgütü zorlayarak bunu yapt›lar; rak gördüler. Yeniden inflaya karfl› bu sa o kadar Önderli¤e sahip ç›k›yordur. her hangi bir yetkiye s›¤›namadan, be- kadar kay›ts›z, ondan uzak yaklafl›mlar,
ne te we .c om
lanmayan ve daha bir sürü hastal›k var. Çizgiyi benimsememifl, özümsememifl; Önderlik çizgisinin gereklerine göre örgütlenmemifl.
ww
w.
●
SERXWEBÛN
ne t
Kongrede güçlü yap›c› bir elefltirel durufl yaflanm›flt›r
ce¤im iddias› ve iradesini ortaya ç›kartan bir tutum görüldü. Özelefltiri budur. Yoksa özelefltiri, elefltirilere bir fley demiyorum, demek de¤ildir, günah ç›karmak da de¤ildir. Özelefltiri: hata ve eksiklikleri görüp, onlardan ders ç›kartarak iflleri do¤ru ve baflar›yla yapma gücü ve iradesi kazanmak demektir. 10. Kongredeki özelefltirel yaklafl›m böyle bir düzey yaratt›. Güçlü bir elefltirel, özelefltirel platform gerçekleflti. Ard›ndan Kongre bileflimine kat›lan bütün üyeler, yeniden infla karfl›s›nda tutum belirleyerek yeniden inflaya sahip ç›kma ve do¤ru kat›lma sözü verdiler.10. Kongre t›pk› parti 3. Kongresi gibi, yeniden partiye kat›l›m Kongresi oldu. Öyle bir süreç bafllatt›. Kongre platformu söz verip, yeniden inflaya kat›ld› ve bu temelde bütün kadrolar›n platformlardan geçerek söz verip, yeniden inflaya kat›larak, genel bir düzeltme hareketinin ve yeniden inflaya kat›l›m sürecinin gelifltirilmesini kararlaflt›r›ld›. 10. Kongre gerçe¤i budur. Bu temelde flimdi tart›flmalar sürüyor. Bir netleflme, kararlaflma gelifliyor. Bu elefltiri, özelefltiri gerçe¤i büyük bir birlik, güven, irade, iddia yaratt›, güç ortaya ç›kartt›. Apocu çizgide oluflan örgütsel birlik müthifl bir güçlenme ortaya ç›kard› ve bunun sonucunda “Önder Apo’ya Özgürlük” hedefini kararlaflt›rma gücü göstermifltir. Yoksa öyle bir karar almak kolay de¤ildir. 30. y›l dönümünde bütün parti hareketimiz, kadro yap›m›z bu temelde bir tart›flmay›, yo¤unlaflmay›, elefltiri, özelefltiri sürecini yafl›yor. Her alanda toplant›lar, konferanslar oluyor, elefltiriözelefltiri platformlar› gelifltiriliyor. Çünkü 10. Kongre bütün kadro yap›s›na kendini elefltiri-özelefltiri temelinde sorgulayarak yenileme, düzeltme ve yeniden inflaya kat›lma ça¤r›s› yapt›. Bu ça¤r›ya kadro yap›s› büyük bir heyecanla karfl›l›k vermifltir. E¤ilimler iyidir, yo¤unlaflma, tart›flma, kendini netlefltirme süreci gelifliyor. Bu ça¤r› kadro yap›s› kadar halkta da büyük bir heyecan yaratt›. 10. Kongrenin etkisi halk içinde çok yank› buldu, etki yaratt›, büyük bir coflku ortaya ç›kt›. Yeniden PKK öncülü¤ü Önderlik çizgisinden gelifliyor, özgürlük ve demokrasi mücadelemiz güvenceye kavufluyor, diye Kürdistan’›n
ww
w.
Kongrede bulunan Parti Meclis üyeleri platformdan geçirildi, güçlü bir elefltiri-özelefltiri platformu oldu. ‹lk defa Önderlik d›fl›nda parti yönetimimiz birbirini elefltirdi. Birbirini elefltirmek demek, örgüt olmak, örgüt ilkeleriyle birbirine ba¤lanmak demektir. Yönetim olmak, ortak yönetim gücü olmak için ad›m atmak demektir. Geçmiflte yönetim olamaman›n alt›nda yatan gerçeklik birbirini elefltirmemekti. fiimdi 10. Kongre ile bu afl›lm›flt›r. Güçlü, yap›c› bir elefltirel durufl yaflanm›flt›r. Benzer biçimde yine sadece elefltiri de¤il, ayn› düzeyde özelefltiri yaklafl›m› da oldu. Özelefltiri vermek üzere büyük bir istek, bunu ihtiyaç olarak görme, bu temelde çaba harcama ortaya ç›kt›. Zorla elefltirilen-özelefltiri istenen de¤il, elefltirileri kabul ediyorum, bir fley demiyorum, diyen bir tutum de¤il; hata ve eksikliklerimi ortaya ç›kararak, bunlara bir daha düflmeyece¤im, ifllerin do¤rusunu yürütece¤im, bu temelde partinin verece¤i her tür görev ve sorumlulu¤u baflar›yla yerine getire-
dört parças›nda ve yurt d›fl›nda halk büyük bir heyecan duydu, sevinç duydu. Bunu sözle ve eylemle ifade ettiler. Bu büyük halk direniflimiz bu geliflme üzerinden gerçeklefliyor.
Biz bir fedai hareketiyiz hiçbir tehdit ve sald›r› bizi korkutamaz
PKK 10. Kongresinin düflman üzerindeki etkileri de çok olmufltur. Düflman çok büyük bir korku ve kayg› içine girdi. Halk›n büyük bir moral alma, coflku duymas›n›n tersine düflman adeta kahroldu. Birçok yerde tart›flma yürüttüler. PKK’nin Önder Apo’ya özgürlük hedefinin prati¤e geçirilmesi karfl›s›nda telafla düfltüler. ‹flte Önderli¤e dönük tepkilerin, sald›r›lar›n bir yönü de buras›d›r. Biz Önder Apo’ya özgürlük deyince ve bu temelde gerilla ve halk büyük e¤leme yürüyünce, onlar da tehdit ve sald›r›ya girifltiler. Bize böyle cevap vermeye çal›fl›yorlar. Fakat bunlar bofltur, nafiledir. Bu tür fleylerden korkaca¤›m›z yok. Önder Apo “ölümden korkmuyorum” dedi. Biz bir fedai hareketiyiz. Hiçbir tehditten, sald›r›dan korkacak durumumuz yok. Çünkü bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürütüyoruz, bir kimlik mücadelesi yürütüyoruz, bir soyk›r›m› durdurma mücadelesi yürütüyoruz. Bu mücadelede kaybedece¤imiz hiçbir fley yok, çünkü zaten Kürt halk›n›n her fleyi kaybedilmiflti. Yürüttü¤ümüz mücadele ile kaybetti¤imiz her fleyi yeniden kazanmaya, özgürlük ve demokrasi çizgisinde yeniden elde etmeye çal›fl›yoruz. Biz büyük kararl›l›k ve cesaretle, “ölüm nerden gelirse gelsin, yeter ki özgürlük mücadelesi devam etsin” fliar›yla mücadeleyi fedai çizgisinde yürüyoruz. Düflman sald›r›lar› bu anlamda bofltur, tehditleri, flantajlar› bofltur, hiçbir etkisi olmayacak, anlam ifade etmeyecek. Tersine, bizim mücadele azmimizi, kararl›¤›m›z›, iste¤imizi daha çok art›racakt›r. Bu temelde PKK’nin 31’inci y›l›na girerken partileflmede çok daha güçlüyüz. 10’uncu Kongre ideolojik, örgütsel bak›mdan Önderlik çizgisine bizi daha çok yaklaflt›rd›. Çizgi temelinde partileflmeyi daha çok yaratt›. Bu, büyük bir birlik, bütünlük, netlik, kararl›l›k ortaya ç›kard›. Bu anlamda flimdi PKK elbette öz-
ew e. c
partiye sahip ç›kmayan durufllar vard›. Bunlar mahkûm edilmifltir. Yönetimin duruflunun a¤›rl›kl› olarak böyle oldu¤u ve bütün kadro duruflundaki sakatl›klar›n, partileflmedeki zay›fl›klar›n buradan kaynakland›¤› tespit edilmifltir. Dolay›s›yla kadronun hastal›kl› durufluyla örgütsüzlü¤ünün sorumlusu olarak yönetimin bu duruflu görüldü ve düzeltmenin yönetimden gelifltirilmesi kararlaflt›r›ld›. Bunun sonucunda da Parti Meclisinin özelefltiri vererek çizgiye do¤ru kat›lmas›n›, Kongre bilefliminin bu temelde yeniden inflaya kat›lma sözü vermesini, Kongreden bafllatmak üzere bütün kadrolara yaymak temelinde yeniden inflaya kat›l›m ve düzeltme hareketinin gelifltirilmesini kararlaflt›rd›. Bunlar elefltiri ve özelefltiri platformlar›n› oluflturdular. Dikkat edilirse, Önderli¤e, PKK Kongre yapm›fl, güçlü geçmifl, denilince, Önderlik “özelefltiri mi vermifller” dedi. Güçlenmenin nereden olaca¤›n›, partileflmenin neyle geliflece¤ini bir cümleyle, iki kelimeyle ifade etti Önderlik. 10. Kongre bu temeller üzerinden gerçekleflti.
Kas›m 2008
om
60
Kas›m 2008 SERXWEBÛN bilincinin, iradesinin, özgür savaflç›l›¤›n›n, silah›n›n, üniformas›n›n ruhunun partiyle oldu¤unu iyi bilece¤iz. Bu bak›mdan da PKK 30. y›ldönümünde Önder Apo ve PKK gerçe¤ini çok daha derinden ve kapsaml› bir biçimde sorgulamak, a盤a ç›kartmak, anlamak, özümsemek gere¤i vard›r. 10. Kongre tüm kadro ve savaflç› yap›s› için bu do¤rultuda gerçekleflmifl bir ça¤r›d›r.
kendisi de de¤ildir. Bir Önderlik gerçekleflmesidir, flehitler gerçekleflmesidir. Bu gerçe¤i iyi görüp, PKK’yi iyi anlay›p, onun ölçü ve özelliklerini do¤ru ele alarak özümsemek, bu temelde kendini partiye katmak, partilefltirmek, Önderlik çizgisinin ve flehitler gerçe¤inin güçlü bir uygulay›c›s› olmak herkesin, hepimizin temel görevi, do¤rultusu ve hedefidir. Böyle anlayan iflleri baflar›yla yürütür, do¤ru kat›l›r, do¤ru bir parti militan›, Önderlik militan›, Apocu militan haline gelir. Bunu isteyen herkes de bu temelde yapar ve baflar›r. Bu konuda herhangi bir kayg›, endifle olmamal›d›r. 30. y›l dönümünü yaflarken, bunlar temelinde PKK gerçe¤ini bir kere daha ele almak, Önderlik ve flehitler partisi olarak de¤erlendirerek yaklafl›p onu özümsemek ve buradan al›nan güçle görev ve sorumluluklar› HPG savaflç›l›¤›n› baflar›yla yerine getiren militanlar haline gelmek kuflkusuz tüm yoldafllar›n en temel hedefidir. Biz bu sürecin daha do¤ru anlafl›laca¤›, herkesin daha iyi sorgulayarak kendisini bu 30. Parti y›ldönümünde daha çok e¤itip, partilefltirece¤i, bu temelde de daha güçlü bir savaflç›, militan ve kadrolar haline getirece¤i, PKK militanl›¤›n›n bütün ölçü ve özelliklerini çok güçlü bir biçimde ortaya ç›kart›p, pratiklefltirece¤i inanc›nday›z. Özellikle geçmifl süreçte kat›lm›fl olan kadro, yönetici ve komutanlar›n bu temelde kendilerini düzeltme, yenileme, yeniden katma görevleri ve sorumlu¤u vard›r. Yeni arkadafllar›n da parti gerçe¤ini, Önderlik gerçe¤ini daha do¤ru, yak›ndan anlama, özümseme, ona do¤ru kat›lma, kendini do¤ru militanlaflt›rma görev ve sorumluluklar› vard›r. Niçin gerekli bu? Önümüzdeki görevleri baflar›yla yerine getirebilmek için gerekli. Kürt halk›na özgürlük ve demokrasi mücadelesinde güçlü, baflar›l› bir biçimde öncülük edebilmek için gerekli. Bunlar› yaparsak, güçlü, baflar›l› bir öncü militan haline gelece¤imiz ve 31. PKK y›l›nda üzerimize düflen görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pratikte baflar›yla yerine getirece¤imiz kesindir. Bu dilek temelinde flimdiden tüm yoldafllar›n 27 Kas›m 30. Parti y›ldönümü günlerini, yani ulusal dirilifl bayramlar›n› kutluyor, 31. Parti y›l›nda üstün baflar›lar diliyoruz.
ne te we .c om
gürlük ve demokrasi mücadelesini yürütmede, halka öncülük etmede çok daha güçlü, kararl› ve örgütlüdür. Dolays›yla çok daha büyük baflar›lar yaratacak durumdad›r.
61
PKK Kürt halk›n›n kimlik ve özgürlük temelinde direnmesinin harc›d›r
Önderlik duruflu güçlüdür sars›lmazd›r sorunlar› çözecek düzeydedir
Yine bu 30. y›l dönümünde PKK gerçe¤ini, Önderlik gerçe¤ini do¤ru özümseyerek bu temelde kendini partilefltirmek, partiyi anlamak, partiye do¤ru kat›lmak, var olan yetersiz, yanl›fl, hatal› tutum ve davran›fllardan uzak durmak ve onlar› a盤a ç›kartmak, onlara karfl› mücadele ederek onlardan kendini kurtarmak gerekiyor. Bu konuda özellikle tüm kadro gücünün bir bütünlük içerisinde istekle geliflme yaratmas› önemlidir. Önderlik duruflu zaten güçlüdür, sars›lmazd›r, sorunlar› çözecek düzeydedir. Halk›n Önderli¤e ba¤l›l›¤› çok ileri düzeydedir. Halk diyor: “PKK halkt›r, halk burada” kendi kimli¤ini ve özgürlü¤ünü PKK ile buluyor, yafl›yor ve yaflat›yor. fiimdi burada Önderlik ve halk bütünlü¤ünü pratikte tamamlayacak ve hayata geçirecek olan ise parti örgütüdür. Yani onun kadro gücüdür, kadro duruflu ve örgütlü¤üdür. O bak›mdan kadrolar›n Önderlik çizgisinde, Önderlik ölçü ve özelliklerine uygun olarak flekillenmesi, flehitler gerçe¤ini özümseyerek, ona göre kendini var etmesi önemlidir. PKK bir Önderlik partisidir, bir Önderlik hareketidir. PKK flehitler hareketidir. 3. Kongrede Önderlik, “flehitler PKK’lidir” “PKK flehitlerin yaflayan biçimidir”, “fiehitler PKK olarak yafl›yorlar” dedi. Bu 15 bini aflan flehittir. Hakilerle, Mazlumlarla, Kemallerle, Hayrilerle, Karasungurlarla, Agitlerle bafllay›p, Beritanlarla, Zilanlarla devam etti. Günümüzde 1 Haziran at›l›m› temelinde Erdallarla, Adillerle, Viyanlarla, Sorxwinlerle yafl›yoruz. PKK’nin 15 bini aflk›n kahraman üyesi vard›r. PKK bu anlamda gerçekleflmifl bir olgudur, soyut bir durum de¤ildir. Ama ben PKK’liyim, diyenlerin
ww
w.
Bu 30. y›l dönümünde; PKK nedir, PKK ile ne de¤iflti, PKK ile ne oluyor? diye sorular soruldu. Bundan sonra ne olacak dendi¤inde, eskisi gibi olmayacak dedik. Çünkü art›k PKK var. Bu Kürt-Kürdistan tarihi için, Ortado¤u ve dünya gerçe¤i için de böyledir. PKK nedir? Yeniden partileflme neyi ifade ediyor? Bu 30. y›l dönümünde en çok sorgulamam›z, anlamam›z gereken budur. PKK’lileflmek, partileflmek önemlidir, parti çizgisini gelifltirmek önemlidir. Önderlik partileflme için, “bir canl›n›n, insan›n damarlar›nda hareket ederek ona yaflam veren kand›r. Bir bitkiye k›lcal damarlar›ndan hareket ederek ona yaflam veren öz sudur” dedi. Kürt halk›n›n yaflam suyu, yaflam gerçe¤i partidir. Kürt halk› özgürlük ve demokrasi bilincini, iradesi, örgütlü¤ünü ve eylemini PKK ile, Önder Apo gerçe¤iyle kazand›. Bununla flimdiye kadar getirdi ve PKK ile yafl›yor. Bu nedenle PKK demek ki, bir bilinç, bir ruh, bir yaflam felsefesi, cesaret, fedakârl›k, birlik, yoldafll›k, örgütlülük, çal›flma, eylemsellik demektir; PKK, Kürt halk›n›n kimlik ve özgürlük temelinde örgütlenmesinin ve direnmesinin harc›d›r. Dolays›yla partisi olmadan hiçbir fleyi olmaz. Özgürlük, demokrasi, kimlik, onur, fleref olmaz. Hiçbir fleyi olmaz; su olmaz, ekmek olmaz. Kürt halk› için parti ekmekten, sudan, havadan daha fazla de¤er ifade eden bir fleyidir. Kürt halk›n›n özgür ve demokratik varl›¤› ve gelece¤i içindir. Partileflmek de böyle bir ölçü ve de¤eri ödünsüz, hesaps›z, kitaps›z, ikirciksiz edinmek ve pratiklefltirmek demektir. Böyle bir de¤erler toplam›na kat›ks›z, kar›fl›ks›z kat›lmak demektir. Bu bak›mdan PKK’lileflmeyi do¤ru bir biçimde ele alaca¤›z. PKK’siz, partisiz hiçbir fleyinin olmayaca¤›n› anlayaca¤›z. Kürdistan’da yapra¤›n bile partileflme ile k›p›rdad›¤›n›, her türlü özgürlük
SERXWEBÛN
62
Kas›m 2008
om
Yüre¤imizi Önder Apo’nun özgürleflmesine yat›ral›m
Önderli¤imiz tarihi sorumluluk bilinciyle tarihi bir direnifl göstermektedir
ne t
Halk›m›z ve Özgürlük hareketinin tüm kadrolar› çok iyi bilmelidir ki uluslararas› komplo 10. y›l›na do¤ru ‹mral›’da daha da a¤›rlaflarak devam etmektedir. Önderli¤imiz Guantanamo uygulamalar›n›n asl›nda ‹mral›’da bafllad›¤›n› belirtmiflti. Bu kesinlikle do¤rudur. Komplo çok tehlikeli bir düzey kazanm›flt›r. Amaçlanan ‹mral› sistemiyle Önderli¤imizin flahs›nda Hareketimizi ve halk›m›z› felç etmek, iradesini k›rmak ve tasfiye etmektir. ‹mral› sisteminin anlam› budur. Dolay›s›yla ‹mral› sistemi var oldukça komplo var demektir. On y›la yak›n bir zamand›r inan›lmaz bask›lar alt›nda inan›lmaz bir direnifl sürmektedir. Önderli¤imize karfl› uygulanan psikolojik ve fiili iflkence sistematik bir hal alm›flt›r. Zaten sistemin kendi bafl›na bir iflkence oldu¤u aç›kt›r. Son dönemlerde art›k Önderli¤imizin deyimiyle tahammül ve sab›r s›n›rlar›n› aflan bir düzey kazanm›flt›r. Bilmeliyiz ki Önder Apo’ya dönük oynanan oyun çok tehlikelidir ve düflman bununla adeta stratejik bir sonuç elde etmeyi hesaplamaktad›r. Psikolojik sald›r›lar fiili düzeye ç›km›fl ve her yönüyle devam etmektedir. Önder Apo zorunluluk hissetmeseydi, üzerindeki bask›lar art›k dayan›lmaz bir noktaya gelmeseydi ‹mral›’da yaflananlar› halk›m›zla ve kamuoyumuzla paylaflma ihtiyac› bile hissetmeye-
ew e. c
“‹‹mral› sisteminin sürmesi komplonun sürmesi demektir. Üzerimizde oynanmak istenen oyunlar ne olursa olsun, Türk sömürgecili¤i kendini ne kadar güçlü görürse görsün karfl›s›nda y›k›lmaz, bükülmez bir irade, olmazlar› gerçeklefltiren bir Apocu ruh oldu¤u aç›kt›r. Hiçbir dönemle k›yaslanmayacak kadar baflar› ve zafere kilitlendi¤imiz ve bunun imkânlar›n›n da oldu¤u bir gerçektir. Tüm kadrolar›m›z, gerillan›n düflman› sarsan eylem gücü ve halk›m›z›n yükselen serh›ldan ruhu ile yeniden Apocu kiflilikle bütünleflmelidir”
ww
w.
cekti. fiüphesiz Önderlimiz büyük düflüncesinden ve tarihi sorumluluk bilincinden dolay› bu denli bir sab›r ve direnifl göstermektedir. Ama uygulamalar öyle bir hal alm›flt›r ki Önderlik art›k kamuoyu ile paylaflmak zorunlulu¤u hissetmifltir. Baflta hiçbir hukuk ve insani de¤erin kabul etmeyece¤i gayri ahlaki ve zalimce bir zehirleme olay› daha sonra saçlar›n›n zorla kaz›t›lmas›, ard›ndan fiili düzeye ç›kan bir iflkence ve 24 saat sürekli bask› alt›nda tutarak ruhen ve psikolojik olarak çökertme amaçl› çok yo¤un ve ac›mas›z bir sald›r› söz konusudur. Bu sald›r›n›n flüphesiz çok büyük bir anlam› vard›r. Karfl› güçler de yapt›klar›n›n ne anlama geldi¤ini bilerek yapmaktad›r. Hareketimiz ve halk›m›z da bunu çok iyi alg›layarak gereken tutum ve direnifli göstermek
durumundad›r. ‹stenen fludur: Önder Apo Kürtlü¤ünden, Kürdistan halk› ve insanl›k için düflünce üretmekten ve yaflamdan vazgeçsin. Oysa Önder Apo büyük sorumluluklar› olan bir insan, büyük sorumluluklar› kadar da büyük direnifl ve sab›r gösterebilen bir insan. Bütün bunlara karfl› 9 y›l› aflk›n bir süredir amans›z bir direniflle mücadele vermifltir. Kendisinin de birçok kere; “benim Kürtlü¤ümden vazgeçmemi istiyorlar” demesi anlaml›d›r. “Benim düflüncelerimi kamuoyu ile paylaflmam› istemiyorlar, benim burada susmam› ve her fleye ilgisiz kalmam› istiyorlar” demesi anlaml›d›r. Tabii ki Önder Apo düflünce üretir susmaz, b›rakal›m Kürtlü¤ünden vazgeçmeyi; yaflam›n›n her an› ile bir özgürlük önderi, bir özgürlük savaflç›s›d›r. Önder Apo’ya bunlar› dayatmak
Kas›m 2008 SERXWEBÛN hinin kendisidir. Art›k komplo sürdükçe demeyece¤iz, ‹mral› sistemi var oldukça her türlü direnifl her türlü sahiplenme ve her türlü eylem meflrudur gereklidir, yap›lanlar azd›r bile. Sadece Türk devleti de¤il dünya bilmelidir ki bu halk ve bu Hareket Önder Aposuz bir yaflam› asla kabul etmez. Uluslararas› komplonun bafllang›c›nda halk›m›z›n gösterdi¤i direnifl onlarca yüzlerce de¤erli insan›m›z›n bedenini cay›r cay›r atefle vermesi fedakârl›k ve fedailik ruhu bunun böyle oldu¤unu kan›tlam›flt›r.
mücadele azminden daha kudretli de¤ildir. Dünya da bafl›m›za kalksa duruflumuz budur. Ve hiçbir gücün bu duruflumuzu sarsaca¤›n› ve geriletebilece¤in inanm›yoruz.
ne te we .c om
seni yok edece¤iz demektir, sen yaflamamal›s›n demektir. Nitekim bunu inan›lmaz psikolojik bask› manevi bask›yla beraber fiili düzeyde de göstermekte ve tehdit düzeyinde de sürekli vurgulamaktad›rlar. Bu flüphesiz çok tehlikeli bir oyundur. E¤er Önder Apo’nun flahs›nda bu tehlikeli oyunda baflar›l› ç›kacaklar›na inan›yorlarsa yan›l›yorlar. Bu oyunu bozmak ise Önder Apo’nun özgürlü¤ü ile beraber halk›m›z›n özgürlü¤ünü de beraberinde getirecektir. Dolay›s›yla ya bu oyun bozulur özgürlük ve çözüm geliflir ya da Önderli¤imizin imhas› gündeme getirilir. Karfl› güçler yapt›klar›n›n bu anlama geldi¤ini bilerek hareket etmektedirler.
63
Serh›ldanlar halk›m›z›n özgür gelece¤ine sahip ç›kma baflkald›r›s›d›r
Önderli¤imizin özgürlü¤ü gerçekleflmez ‹mral› sistemi devam ederse ayn› fedailik ruhu ve ayn› serh›ldan ruhu artarak geliflecektir. Bu anlam-
ww
Uluslararas› komplocu güçlerin ve Türk devletinin tek iste¤i Önderli¤imizin izole edilerek, halktan ve hareketten soyut Önderliksiz bir Kürdistan ve Kürtlük yaratmakt›r. Ne olacaksa Önderliksiz olsun istemektedirler. Kürt Önderliksiz olsun, Özgürlük hareketi Önderliksiz olsun istemektedirler. Onlar bunu ne kadar istiyorlarsa biz de tam aksine o kadar her fley Önderlikle ve her fley Önderlik için diyoruz. Baflkalar› bu konuda bizi anlamayabilir, anlamakta güçlük çekebilirler, ama Kürdistan halk› için
Kürt Önderliksiz olsun, Özgürlük hareketi Önderliksiz olsun “K bunu istemektedirler. Onlar bunu ne kadar istiyorlarsa biz de tam aksine o kadar her fley Önderlikle ve her fley Önderlik için diyoruz. Baflkalar› bu konuda bizi anlamayabilir, anlamakta güçlük çekebilirler. Ama Kürdistan halk› için Önderli¤inin olmamas› gelece¤inin olmamas›d›r”
da son günlerde halk›m›z›n gerek Kürdistan’da, Türkiye’de gerek Kürdistan’›n di¤er parçalar›nda, Avrupa’da, Kafkaslar’da ve Kürtlerin oldu¤u her yerde gösterdi¤i tepki ve direnifl hem son derece meflru hem de son derece anlaml›d›r. Hiçbir yasal hukuksal durum hakl›m›z›n bu konudaki eylemlilik ve duyarl›l›¤›n›n önünde engel olamaz. Son günlerdeki halk›m›z›n eylemlilik ve duyarl›l›¤› da bunu böyle göstermifltir. Özellikle Kürdistan’›n dört bir yan›nda Türkiye ve Avrupa’da gelifltirilen boykot, kepenk kapatma, miting, yürüyüfl, korsan gösteri, araç yakma eylemleri yine baz› TV ve bas›n binalar›n›n iflgali, BM binalar›nda eylemlerin yap›lmas› halk›m›z›n Önderlik denildi¤inde ne kadar duyarl› oldu¤unu ortaya koymufltur. Hiçbir güç halklar›n irade ve inançlar›ndan onlar›n
w.
Dolay›s›yla halk›m›z›n da tüm örgüt ve kurumlar›m›z›n da bu oyunun tehlikeli sonuçlar›n›n bu kadar anlaml› ve büyük oldu¤unu bilerek durumu de¤erlendirme ve tutum gelifltirme zorunluluklar› vard›r. Önderli¤imiz, “Ben burada olup bitenleri halk›m›zla ve kamuoyuyla paylafl›rsam d›flar›da neler olabilece¤ini biliyorum” demektedir. Asl›nda bir anlamda orada olup bitenleri söylemifl de olmaktad›r. Yani bir insan›n fiziksel olarak ve ruhen çökertilmesi için yap›lan ne ise onu izah etmifl olmaktad›r. Bu, halk›m›z›n topyekûn aya¤a kalkmas› için yeterli bir gerekçedir. Nitekim Önderli¤imizin fiili sald›r›ya u¤rad›¤›na dair haberler yans›d›¤› andan itibaren halk›m›z›n oldu¤u her yerde büyük bir baflkald›r›fl, büyük bir direnifl, büyük bir birlik ve serh›ldan ruhu geliflti. Bu çok anlaml›yd›. Geliflmek durumundayd› ve daha da geliflmek zorundad›r. Bu Önderli¤imizin flahs›nda Hareketimizin kendi özgür gelece¤ine sahip ç›kma baflkald›r›s›d›r. Karfl› güçler bunu nas›l yorumlar bilemeyiz. Ama flunu belirtmek durumunday›z ki Kürdistan halk›, Özgürlük hareketi, Apocu hiçbir kadro ve militan Önderliksiz bir yaflam› asla kabul edemez. Bunun kan›t› 35 y›ll›k mücadele tari-
Hiçbir güç halklar›n irade ve mücadele azminden daha kudretli de¤ildir
Ne olacaksa Önderli¤imizle olacakt›r
Önderli¤inin olmamas› gelece¤inin olmamas›d›r. Ne olacaksa Önderli¤imizle olacakt›r. Hareketimiz de halk›m›z da bu anlamda son nefesine kadar tüm gücüyle Önderli¤i sahiplenme ve onu özgürlefltirmede kararl›d›r. Bu anlamda gelifltirilen serh›ldanlara karfl› Türk sömürgecili¤inin uygulam›fl oldu¤u vahfli yöntemler ve sald›r›lar da anlafl›l›rd›r. Önderlik ad›na nerede bir hayk›r›fl nerede bir sahiplenme ve direnifl olduysa sömürgeci güçlerin yönelimleri de o kadar büyük ve ac›mas›z olmufltur. Do¤ubeyaz›t’ta Ahmet Özkan adl› de¤erli bir yurtseverimiz katledilmifl, onlarca insan›m›z yaralanm›fl, yüzlercesi iflkenceden geçirilmifl ve tutuklanm›flt›r. Bütün bunlar Önderli¤ini sahiplenen halk›m›z›n iradesini k›rmaya yöneliktir. Önderliksiz Kürdistan halk›n›n egemen güçlere zemin
SERXWEBÛN
Sömürgecilik Kürdistan’da yenilmifltir
Kimse bu topraklar›n asli sahibi olan Kürdistan halk›na çek git diyemez Milliyetçilik sömürgecili¤e bir fley kazand›rmaz. Türk-Kürt çat›flmas› sömürgecili¤e bir fley kazand›rmaz. Milliyetçilik flüphesiz Kürdistan hal-
ne t
Öyle sorunlar›n demokratik ve bar›flç›l yoldan çözümü konular›nda iyi niyetli ve çözüm iradesini gösteren bir durumda de¤ildirler. Aksine sinsi ve kirli planlarla halen bir tasfiyenin, bu mücadeleyi darbeleyip yok etmenin stratejisini ve takti¤ini gelifltirmeye çal›flmaktad›rlar. AKPnin orduyla bütünleflmesi, hiçbir dönem olmad›¤› kadar ordunun yede¤ine ve emrine girmifl olmas› sürecin daha da t›rmand›r›laca¤›n› göstermektedir. Bunun içindir ki çok pervas›z bir flekilde serh›ldanlara yönelebilmekte ve Kürt halk›n› geriletme ve iradesini k›rmay› önüne koymaktad›r. Serh›ldanlara kat›lan çocuklar›n ailelerine dönük Adana valisinin ve di¤er pek çok yerde devlet yetkililerinin “bunlar› tespit edersek kömür yard›m›n› kesece¤iz, yeflil kartlar›n› ellerinden alaca¤›z” demeleri zorla geriletemedikleri serh›ldanlar› halk›n ekonomik durumunu kullanarak durdurma çaresizli¤ini göstermektedir. Bununla hem psikolojik hem ekonomik hem sosyal bir sald›r› gelifltirerek karfl›l›k vermeye çal›flmaktad›rlar. Sömürgecilik Kürdistan’da yenilmifltir. Erdo¤an’›n bir sömürge valisi gibi Kürdistan’a yapt›¤› gezi ve yine halk›m›z›n Erdo¤an’› hakl› olarak fiaron’a benzetmesi ve adeta ‘Kürdistan’a giremezsin’ diyecek kadar güçlü bir irade ortaya koymas› halk›m›z›n özgür irade ve eylem gücünü ortaya koy-
maktad›r. Bunun karfl›s›nda yenilginin verdi¤i tepkiyle kendi gerçek niyetlerini ortaya koymufltur. Devletin bafl› Kürdistan halk›na “sen e¤er böyle direnirsen floven sivil faflist güçler de kendini savunur” deyip adeta Kürtleri vur emrini verebiliyorsa, pompal› sald›r›lara davetiye ç›kartabiliyorsa hem devletin acizli¤ini hem de ac›mas›zl›¤›n› ortaya koymufl oluyor.
k›na da bir fley kazand›rmaz. Ama e¤er halklar›n birbirini bo¤azlamas› ve halklar aras› bir çat›flma olacaksa zaten kaybedecek bir fleyi olmayan Kürdistan halk› bu çat›flmadan daha az zararla ç›kabilir. Dolay›s›yla sömürgecilik asl›nda o kadar çözümsüz ve zor bir durumdad›r ki kendisini daha çok zora sokabilecek yönelim ve politikalar da gelifltirmeyi göze alabilmektedir. Yine Erdo¤an’›n Özgürlük hareketini ve Kürt halk›n› hedefleyerek “ya sev ya terk et” demesi aymazl›¤›n ötesinde ›rkç› ve faflist zihniyetini göstermektedir. Halen bu kadar faflist ve ›rkç› bir flekilde Kürdistan halk›na yönelebiliyorsa bu zihniyette demokrasi bar›fl ve çözüm aramak ne mümkündür ne de gerçekçidir. Hal-
w.
ww
k›m›z›n buna karfl› cevab› gerici ve ›rkç› zihniyetin hak etti¤i biçimde olmufltur. Hiçbir güç Kürdistan halk›n›n iradesiyle oynayamaz. Hiçbir güç binlerce y›ll›k Kürdistan tarihini yok sayamaz, bu topraklar›n asli sahibi olan Kürdistan halk›na çek git diyemez. Hiç kimse bu yetkiyi veremez. Bu tamamen ›rkç› ve faflist bir zihniyettir. Gerçekten e¤er bu topraklar› terk etmesi gereken birileri varsa adeta devflirme yöntemleriyle bir araya getirilmifl bu faflist güçler olabilir. Kürdistan halk› özgürlük mücadelesini yükselterek bu zihniyet sahibi güçlerin hak etti¤i yere oturtulmas›n› sa¤layacakt›r. Önderli¤ini sahiplenen Kürt halk›na dönük; kad›n da ol-
ew e. c
olmas›, iradesinin parçalanmas› ve özgürlü¤ünden uzaklaflt›r›lmas›d›r. Uluslararas› güçlerin ve sömürgecili¤in Önderli¤imize bu denli yönelmesinin anlam› budur. Yoksa ‹mral› sisteminde dayan›lmaz koflullarda olan bir insana niçin bu kadar bir yönelim olabilsin? Demek ki onun nefes al›flverifli, onun düflünce üretmesi bütün oyunlar› bozan, özgürlük iradesini ve eylem gücünü artt›ran bir rol oynamaktad›r. Dolay›s›yla e¤er Özgürlük hareketi darbelenecek ve tasfiye edilecekse bu Önderlikte bafllamal›. Hesaplar› budur, niyetleri de böylece a盤a ç›kmaktad›r.
Kas›m 2008
om
64
sa, yafll› da olsa, çocuk da olsa yönelece¤iz demek, soyk›r›m düzeyinde bir sald›r›d›r. Baflka halklar›n çocuklar› sokaklara dökülüp zafer iflaretleri yaparken eylemleri hakl› ve meflru ama dili, kimli¤i, ulusal de¤erleri, kültürü elinden al›nm›fl, yok say›lan bir halk›n› çocuklar› kendi Önderli¤ine ve özgürlü¤üne sahip ç›karken kand›r›lan yönlendirilen çocuklar oluyor. Kendi uyduruk bayramlar›nda Kürt çocuklar›n›n ellerine bayraklar verip saatlerce bekletirken kand›r›lm›fl olmuyor da aileleri iflkenceden geçen, her gün flehit veren halk›n çocuklar› kand›r›lm›fl ve özgürlük mücadelesi terörist oluyor! Nitekim gördükleri muamele de o. 14 yafl›ndaki çocuk 25 y›ll›k bir ceza ile
Kas›m 2008 SERXWEBÛN rini bo¤azlamas›n› göze alacak kadar sorumsuz ve tehlikeli de bir politika yürütebilmektedirler. Yoksa Önderli¤imiz üzerindeki uygulamalar›n sürmesi halinde halk›m›z›n ve Hareketimizin tepkisinin ne olaca¤›n› bilmediklerinden de¤il, aksine bütün bunlar› bilerek bu politikalar› gelifltirmekte ve göze almaktad›rlar. Halk›m›z›n gelifltirdi¤i bu tepki, direnifl ve mücadele flüphesiz devlet içinde bir kesimi düflündürüyordur. Fakat bir çözüm iradesi, bir sorumlu davran›fl olmad›¤› için egemen klik çat›flma ve çözümsüzlük istedi¤i için bu stratejiyi bilerek uygulamaktad›r. Demek ki Türkiye’de böyle bir klik halen egemendir. Ancak böyle de olsa halk›m›z›n ve mücadelemizin yol açt›¤› geliflmeler de devleti zora sokmaktad›r. Toplumun içerisinde pek çok kesim, ayd›nlar, yine medya ve bas›n alan›nda önemli baz› flahsiyetler so-
l›kl› direnç ve direnifl sürecin daha da çat›flmal› ve a¤›rlaflarak devam edece¤ini göstermektedir. Peki bu ne zamana kadar böyle gidebilir veya bu durum nas›l afl›labilir?
ne te we .c om
yarg›lanabiliyor. Halk olarak bu kadar vicdans›z, bu kadar ac›mas›z, pervas›z bir yönelimle karfl› karfl›yay›z. Ama Kürdistan halk› art›k kömür ve makarna karfl›l›¤›nda ve yine iflkence ile susturulacak ve kand›r›lacak durumda de¤ildir.
65
Baz› güçler Türkiye’nin demokratikleflmesini istememektedir
ww
Eylemlerimizin ve halk›m›z›n direniflinin sömürgeci güçler üzerinde cayd›r›c› olaca¤›na kesin inan›yoruz. ‹nan›yoruz ki Kürdistan halk›n›n iradesi, serh›ldan ruhu ve gerilla gücü karfl›s›nda gerileyecek olan Türk sömürgecili¤idir. Bu halk nefes nefese, geriye ad›m atmadan, kesintisiz sürekli ve artan bir mücadele azmiyle Önderli¤ini sahiplendikten sonra geliflecek olan Önderli¤imizin özgürleflmesi temelinde ‹mral› sisteminin parçalanmas›d›r. ‹mral› sistemi parçalanmadan, Önderli¤imiz özgürlefl-
“EEylemlerimizin ve halk›m›z›n direniflinin sömürgeci güçler üzerinde cayd›r›c› olaca¤›na kesin inan›yoruz. Kürdistan halk›n›n iradesi, serh›ldan ruhu ve gerilla gücü karfl›s›nda gerileyecek olan Türk sömürgecili¤idir. Bu halk nefes nefese, geriye ad›m atmadan, kesintisiz ve artan bir mücadele azmiyle Önderli¤ini sahiplendikten sonra geliflecek olan Önderli¤imizin özgürleflmesi temelinde ‹mral› sisteminin parçalanmas›d›r”
runu daha yak›c› gördükleri için çeflitli boyutlardan yaklaflarak tart›flmalar gelifltirmekte ve elefltirel bir tutum içerisinde de olabilmektedirler. Bezelê eyleminden sonra Türk ordusunun ilk kez bu denli a¤›r itham ve elefltirilere maruz kalmas› anlaml›d›r. Yine AKP’nin, en yak›n dan›flmanlar›, ak›l verenleri taraf›ndan elefltiriye tabi tutulmas› anlaml›d›r. Kürdistan’da AKP’nin giderek ciddi bir erime sürecine girmesi anlaml›d›r. fiüphesiz devlet tüm bunlar› göze alarak inkâr politikas›nda ›srar etmektedir. Normalinde olmas› gereken bir sorun kendisini bu kadar yak›c› dayat›yorsa, bunun tart›fl›l›p çözüm yöntemlerinin gelifltirilmesi gerekir. Ama mevcut egemen klik böyle düflünmek yerine bir direnç ve direnifl içerisine girmektedir. Karfl›-
w.
Önder Apo öyle bir halk yaratt› ki beli yere gelmez k›r›lmaz. Öyle bir halk yaratt› ki art›k özgürlü¤ünden asla vazgeçmez. Önder Apo bir kere cinleri flifleden ç›kartt› kimse de bunlar› yeniden flifleye koyamaz. Önder Apo’ya yönelimlerinin nedeni bu ülkenin çocuklar›n› bile aya¤a kald›ran bir heyecan bir ruh bir eylem gücü kazand›rmas›ndand›r. Ama 7 yafl›ndan 70 yafl›na kadar “Be Sêrok Jiyan Nabe” slogan›yla sokaklara dökülüyor ve Önderli¤ini sahipleniyor ise kara kara düflünmesi gereken sömürgeci güçlerdir. Halk›m›z flimdiden asl›nda kazanm›flt›r. Ve bu kazanma mücadelesine süreklilik ve kararl›l›k getirerek Önder Apo üzerindeki iflkence ve ‹mral› sistemini k›racakt›r. Burada flu akla gelebilir. Halk›m›z için Önderli¤imizin durumu bu kadar hayati ve hassas iken devlet neden bu konuda bu kadar pervas›zlaflabiliyor. Bunu fluna yorumlamak mümkün: ‹nkârc› zihniyetinden vazgeçmedi¤i gibi her türlü demokratik aç›l›ma kapal›, ayn› zamanda inkâr ve imha zihniyetinin sonuç veremeyece¤i bir noktada olmas›n›n vermifl oldu¤u intikam ve çözümsüzlük durumu ile de¤erlendirmek mümkün. Yoksa karfl› taraf konunun halk›m›z aç›s›ndan hassasiyetini ve önemini çok iyi bilmektedir. Baz› güçler Türkiye’nin rahatlamas›n›, demokratikleflmesini ve Türkiye’nin s›rt›nda bir kambur durumuna gelen Kürt sorununun çözülmesini istememektedirler. Bürokrasi, devlet ve ordu bunu istememekte AKP de bunun ideolojik ve pratik uygulamas›n› yapmaktad›r. Çözümdeki bu isteksizlik savafl› ve fliddeti t›rmand›rmay› beraberinde getirmekte, burada çat›flma ve halklar›n birbi-
Hiçbir fley unutmak kadar tehlikeli de¤ildir en büyük ihanet unutmakt›r
tirilmeden bu mücadele durmayacakt›r. Devletin istedi¤i biraz al›flt›rmad›r da ayn› zamanda. Komploya al›flt›rma Önderli¤imiz üzerinde uygulanan psikolojik bask›ya al›flt›rma, saç kaz›t›ld›¤›nda al›flt›rma, fiili sald›r›ya u¤rad›¤›nda al›flt›rma ve giderek kan›ksatma ve unutturmad›r. fiüphesiz bu çok tehlikelidir. Aksine Önderli¤imizi her gün her saat yaflayarak gündemlefltirerek ve tüm mücadelemizin eksenine koyarak sonuç alaca¤›m›za yüzde yüz eminiz. Buna hem inan›yoruz hem de bunu gerçeklefltirme kararl›l›¤›m›z vard›r. Hiçbir fley unutmak kadar tehlikeli de¤ildir. En büyük ihanet unutmakt›r, kan›ksamakt›r, sürece yaymakt›r. fiu anda devlet Önderli¤imizin flahs›nda oynad›¤› kirli oyunlarla bir sonuç elde etmek istemektedir. üst üs-
SERXWEBÛN
Hiçbir yasa Önderli¤imizi sahiplenmemizin önünde engel olamaz
‹mral› sisteminin devam› komplonun devam etmesi demektir
Nitekim Amerika’da yap›lan toplant›lar, Güneyli güçlerin gerçeklefltirdi¤i gizli gizemli iliflki ve toplant›lar vard›r. Muhakkak tasfiye konseptleri ve yönelimler tekrar denenebilecektir. Güneyli güçlerin kafalar›nda ne tür planlar var aç›k de¤ildir. Komploya ne denli dahil olurlar bilmemekteyiz. Özgürlük hareketine düflman olmalar› komploya ortak olmalar› genelde Kürt halk›n›n mücadelesine zarar verecektir. Böyle bir süreçte olmas› gereken ve beklenen halk›m›z›n kazan›mlar›n› artt›rmak, korumak ve Kürt birli¤ini öne ç›kartmakt›r. ‹steriz ki bu güçler geçmifl y›llardan ç›karacaklar› derslerle daha sorumlu bir tutum sergilesinler. Fakat kapitalist modernitenin
ww
w.
ne t
Önderli¤imizin flu sözü önemlidir: “Ben burada olup bitenleri halk›mla paylafl›rsam neler olup bitece¤ini tahmin edebiliyorum.” Bu söz önemlidir. Demek ki paylaflmad›¤› çok fley var. Asl›nda bu sözüyle paylaflm›fl da oluyor. Dolay›s›yla nerede olursak olal›m Türkiye’de, Kürdistan’da, da¤da, Avrupa’da, Kafkaslarda, z›ndanlarda, dunyan›n neresinde olursak olal›m bugün Önderli¤im için ne yapt›m, nas›l bir eylem, nas›l bir sahiplenme, nas›l bir plan, nas›l bir strateji, nas›l bir örgüt gücü gelifltirmek gerekir diye yo¤unlaflmak, eylemlili¤e ve serh›ldan ruhuna süreklilik kazand›rmak önemlidir. Nefes nefese direnen Önderli¤imizin bu durufluna verece¤imiz cevap onun özgürlefltirilmesi temelinde nefes nefese soluksuz bir sahiplenme ve mücadele gelifltirmektir. Her Kürt bu konuda özgürdür. Hiçbir uluslararas› ve TC yasas› da bu meflru sahiplenme ve eylem gücümüzün önünde engel olamaz. Bu sistemin, egemen kapitalizmin, modernitenin kendine göre argümanlar› yasalar› olabilir. Türk devletinin de kendine göre yasalar› ve hukuku olabilir. Ama hiçbir fley Önderli¤imizi sahiplenmemizin önünde engel de¤ildir. Bütün
bunlar› aflan bir yüreklilikle, bir irade gücüyle ve eylem gücüyle tüm yeteneklerimizi, imkânlar›m›z› birlefltirip daha fazla Önderli¤imizi sahiplenmek daha fazla özgürleflmesini eylemimizle sa¤lamak durumunday›z. Bilmeliyiz ki ‹mral› sistemi oldukça Önderli¤imize ve halk›m›za karfl› uluslararas› komplo sürecektir. Önderli¤imize alternatif sahte lidercikler ortaya sürülecektir. Hareketimizi ve özgürlük mücadelemizi bo¤maya ve tasfiye etmeye dönük uluslararas› stratejiler, halk›m›z›n iradesini k›rmaya dönük yönelimler olacakt›r.
sald›r›lar›n›n, uluslararas› komplonun ne tür yöntemlerle yeni biçimler alarak geliflebilece¤ini bilemiyoruz. Bildi¤imiz fley ‹mral› sisteminin sürmesi komplonun sürmesi demektir. O aç›dan komploya karfl› uyan›k olmak ve komployu bofla ç›kartman›n da Önderli¤imizin özgürleflmesiyle mümkün olabilece¤ine inanarak mücadeleye yüklenmek esast›r. Üzerimizde oynanmak istenen oyunlar ne olursa olsun, Türk sömürgecili¤i kendini ne kadar güçlü görürse görsün karfl›s›nda y›k›lmaz, bükülmez bir irade, olmazlar› gerçeklefltiren bir Apocu ruhu oldu¤u aç›kt›r. Hiçbir dönemle k›yaslanmayacak kadar baflar› ve zafere kilitlendi¤imiz ve bunun imkânlar›n›n da oldu¤u bir gerçektir. Gerillan›n düflman› sarsan eylem gücü halk›m›z›n yükselen serh›ldan ruhu ve Hareketimizin tüm kadrolar›n›n yeniden Apocu ruh ve kiflilikle bütünleflmeleri, kararlaflmalar› ve netleflmeleri önümüzde hiçbir gücün duramayaca¤›n› göstermektedir. Yeter ki tüm yüre¤imizi, bilincimizi Önder Apo’nun özgürleflmesine yat›ral›m, bunun stratejisini plan›n› güçlü kural›m ve eylem irademizi güçlü a盤a vural›m. Bu anlamda cayd›r›c› olmak flurada kals›n sonuç alaca¤›m›z kesindir. Komplonun 10. y›l›nda komplocular›n bir kez daha yenildiklerini ortaya koymak ve Önderli¤imizin özgürleflmeye çok daha yak›n oldu¤una inanarak mücadeleyi yükseltmek asli görevimizdir.
ew e. c
te gerçeklefltirdikleri toplant›lar devletin en üst zirvesinde yap›lan toplant›lar verilen brifingler Önderli¤imizin durumuyla ilgilidir. Bir devlet bu kadar gündemine alabiliyorsa her gün yeni politikalar, stratejiler belirlemek için kafa patlat›rcas›na yo¤unlafl›yorsa namuslu her Kürt, yurtsever Kürdistan halk› ve Özgürlük hareketi bundan on kat bin kat daha fazla yo¤unlaflarak, kararlaflarak, eyleme geçerek Önderli¤ine olan ba¤l›l›¤›n› göstermek durumundad›r. Önderli¤imizi gün gün yaflad›¤›m›z, güncellefltirdi¤imiz, hayk›rd›¤›m›z kadar özgürlü¤ü yak›nd›r. Yoksa sürece yaymak ve unutturmak asl›nda öldürmenin ve tasfiye etmenin baflka bir biçimidir. Sömürgecili¤in gerçeklefltirmek istedi¤i biraz da bu olmaktad›r.
Kas›m 2008
om
66
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
67
ne te we .c om
30 y›ll›k PKK mücadelesi ile Kürdistan’da yeni bir kültür ve yaflam ortaya ç›km›flt›r “PKK’nin özgürlük ve demokrasi anlay›fl› evlerin içine kadar girmifl, Kürtler aras› iliflkinin çimentosu haline gelmifltir.
Kürtler aras› iliflki art›k demokratik özgürlükçü temelde geliflmektedir. PKK mücadelesi ile birlikte Kürdistan’da yeni bir yaflam, yeni bir kültür yarat›lm›flt›r. Bunlar› görmemek, görüp de Önder Apo'nun ve PKK'nin Kürt toplumuna kazand›rd›klar›n› taktir etmemek mümkün de¤ildir. Bunlar büyük bir çabayla, inançla, iradeyle, takiple,
öncülük yapmayla, e¤itimle gerçekleflmifltir. Kürdistan’da neredeyse her semtte, kasabada yaflayan Kürtlerin flehitleri vard›r. Mücadele içinde olan gençleri vard›r. Bunu yaratmak önemlidir”
Kürdistan Türk uluslaflmas›n›n yay›lma alan› olarak görülmüfltür
ww
w.
PKK’nin resmi kuruluflunun 30. y›ldönümünü kutluyoruz. 31. y›la girece¤iz. Bu, ayn› zamanda PKK’nin 36 y›ll›k bir mücadele tarihi oluyor. PKK, Kürdistan tarihinde en uzun süreli direnifl ve özgürlük mücadelesi yürüttü¤ünden sonuçlar› da bütün direnifllerden ve isyanlardan çok farkl› olmufltur. Özellikle Kürt halk›n› yok oluflun efli¤inden özgürlük mücadelesine sokan bir hareket olarak siyasal, sosyolojik ve kültürel aç›dan bu 30 y›l›n yaratt›¤› de¤erlerin çok kapsaml› irdelenmeye ihtiyac› vard›r. Son 36 y›lda Kürtlerin sosyal, siyasal, kültürel bütün yaflam›n› etkiledi¤inden, PKK’nin yürüttü¤ü bu 30 y›ll›k mücadelenin Kürt halk›na neler kazand›rd›¤›n›n ortaya konulmas› aç›s›ndan böyle bir de¤erlendirme önemli olmaktad›r. PKK’nin 30 y›ld›r öncülük etti¤i mücadele tabii ki bir özgürlük mücadelesidir, ulusal demokratik kurtulufl ve kurulufl mücadelesidir. Ancak sadece bununla s›n›rl› da kalmam›flt›r. Kürt toplumunun sadece siyasal yaflam›n› de¤il, sosyal, kültürel yaflam›n›, duygular›n›, reflekslerini, ac›lar›n›, sevinçlerini, de¤er yarg›lar›n› ve ölçülerini köklü bir biçimde de¤ifltirmesi aç›s›ndan da Kürdistan tarihi aç›s›ndan çok önemli bir yere sahiptir. PKK’nin kurulufl sürecindeki Kürdistan gerçekli¤ini ve Kürdistan toplumunu anlamak, Türkiye cumhuriyeti
tarihi boyunca Kürdistan üzerinde uygulanan politikalar ve bunun Kürt toplumunda yaratt›¤› etkileri ortaya koymakla mümkün olur. Türkiye cumhuriyeti, özellikle fiex Sait isyan›ndan sonra tamamen tek millet, tek dil, tek kültür anlay›fl›yla hareket etmifl, bütün politikalar›n› Kürdistan toplumunu zorla, bask›yla, asimilasyonla Türklefltirerek, Kürdistan’› Türk uluslaflmas›n›n yay›lma alan› haline getirme çabas› içinde olmufltur. Bunun için ilk önce Kürdistan’› boydan boya yeniden iflgal etme politikas› izlenmifltir. Kürdistan, karakollarla, askeri karargâhlarla, Kürt halk› üzerinde yap›lan asker ve polis bask›s›yla boydan boya inkârc›, imhac› sömürgeci bir askeri hakimiyet alt›na al›nm›flt›r. ‹nkârc› sömürgeci zor, kendini tüm ç›plakl›¤›yla hissettirmifltir. Özellikle isyan› bast›r›p isyan liderlerini idam etmesi ve bu idamlar temelinde bir sindirme ve pasifakasyonu tüm Kürdistan’a yaymas› aç›s›ndan bu iflgal hareketi hem yayg›n hem de derin bir biçimde Kürdistan’›n her köflesinde uygulanm›flt›r. Askeri iflgal temelinde siyasal sömürgecilik kurumlaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bunun için Cumhuriyetin tek partisi olan CHP tüm il ve ilçelerde sömürgecili¤in bürolar› gibi örgütlendirilmifltir. Askeri iflgalle siyasal sömürgecilik yan yana yürütülmüfltür. Siyasi sömürgecilik zorla yürütülerek kendine taban bulmaya çal›flm›flt›r. Bu, zoraki siyasi sömürgecili¤in inflas›nda da Kürdistan
üzerinde etkili olan feodal beyler ve afliret reisleri kullan›lm›flt›r. Onlara da a¤al›klar›n›, beyliklerini, otoritelerinin ancak devletle iflbirli¤i temelinde mümkün olaca¤› gösterilip Kürdistan’da siyasal sömürgecili¤in ayaklar› haline getirilmesi sa¤lanm›flt›r. Kürt halk› bu inkârc› sömürgecili¤e karfl› tutumunu devletle bütünleflmeyerek, so¤uk yaklaflarak bu askeri, siyasi iflgali benimsemedi¤ini çeflitli biçimde d›flar› vurmufltur. Kürt halk›n›n bu bask›c› ve inkârc› sistemle yaflad›¤› yabanc›laflma A¤r› ve Dersim isyan›nda oldu¤u gibi bir direnifl biçiminde ortaya ç›km›flt›r. Bu isyanlar› yaratan; bask›lard›r, zulümdür. Kürdistan üzerinde halk› isyana teflvik ettirecek düzeyde a¤›r bask›lar uygulanm›flt›r. Bu isyanlar çok örgütlü hedefi ve plan› olan hareketler de¤ildir. Daha çok toplumun kendi yaflam›n› kendisinin örgütlemesi karfl›s›nda kapitalist devletçi sömürgecili¤in tek ulus, tek dil, tek kültür anlay›fl›yla merkezi otoriteyi en a¤›r biçimde Kürdistan üzerinde uygulamas›, Kürt toplumunun iradelerini tümden k›rma politikalar›na karfl› Kürdistan toplumunda gerçekleflen isyanlar olarak de¤erlendirilmelidir. Türk devleti halk›n bu hoflnutsuzlu¤unu, bu isyanlar›n› bir politika de¤ifltirme vesilesi yapma yerine, halk›n taleplerini, beklentilerini belirli düzeyde karfl›lama yerine, Kürt halk›yla, Kürt toplumuyla bir bar›flma sa¤lama yerine, askeri zorla bast›rarak
SERXWEBÛN içinde iradeleri k›r›lan Kürt egemenleri Türkiye cumhuriyeti sürecinde iradeleri daha da k›r›l›p tümüyle devlet karfl›s›nda el pençe duran, devletin politikalar›na b›rakal›m ses ç›karmay›, devletin inkârc›, imhac›, sömürgeci politikalar›n›n Kürdistan’daki ayaklar› haline getirilmifltir. Türk devleti bir taraftan askeri iflgalini tamamlay›p siyasal sömürgecili¤i yerlefltirmeye çal›fl›rken, di¤er yandan her tarafta yayg›nlaflt›rd›¤› ilkokullar ve temel e¤itim okullar›yla asimilasyonu yo¤unlaflt›rm›flt›r. Köylerde, mahallelerde, evlerinde Kürtçe konuflan çocuklar› bile cezaland›ran bir sistem kurulmufltur. Askeri iflgal ve siyasal sömürgecilik kültürel soyk›r›mla, tamamlanmak istenmektedir. Kürtler tamam›yla Türk olarak görülmekte ve böyle bir e¤itim verilmektedir. Bu e¤itimlerle Kürtlük ge-
ne t
“Evlerinde Kürtçe konuflan çocuklar› bile cezaland›ran bir sistem kurulmufltur. Askeri iflgal ve siyasal sömürgecilik kültürel soyk›r›mla, tamamlanmak istenmektedir. Kürtler tamam›yla Türk olarak görülmekte ve böyle bir e¤itim verilmektedir. Bu e¤itimlerle Kürtlük gerilik, ilkellik olarak gösterilmekte, Türklük ise ilericilik olarak lanse edilmektedir. Kürtçe diye bir dil zaten yoktur. Bu tez yo¤unca ifllenmektedir”
‹flgali ve sömürgecili¤i beyinlere kadar hâkim k›lmay› hedeflemifllerdir
rilik, ilkellik olarak gösterilmekte, Türklük ise ilericilik olarak lanse edilmektedir. Kürtçe diye bir dil zaten yoktur. Kürtler k›fl›n karda gezerken kart-kurt yapt›klar› için da¤ Türkleridir ve bunun için kendilerine Kürt denilmifltir. Yoksa ayr› bir dili olan, kültürü olan bir ulusal topluluk de¤ildir. Bu tez yo¤unca ifllenmektedir. Tabii kurulan bu inkâr ve imhac› sistemde b›rakal›m bir memur olmay›, s›radan bir hademe olmak için bile ilkokul mezunu olmak gerekir. Tabii ki ilkokul mezunu olman›n yan›nda kendisini Türk olarak kabul etmek durumundad›r. Öyle bir sistem kurulmufltur ki Türk olursan, Türklü¤ü benimsersen yaflars›n, Kürtlükte ›srar edersen, Türk kimli¤ini benimsemezsen de geri ve yoksul bir yaflama mahkûm olursun. Kürt olursan bütün yaflam kap›lar› kapal›-
ww
w.
Kürdistan’daki Kürt egemenleri, bölgedeki devletlerin bask›s› sonucunda bir irade k›r›lmas› yaflam›fllard›r. Bu irade k›r›lmas› Türkiye cumhuriyeti tarihi boyunca daha da derinlefltirilmifltir. Geçmiflte belirli düzeyde tan›nan kendi bulunduklar› alanlardaki otoriteleri ya ortadan kald›r›lm›fl ya da en aza indirilmifltir. Kapitalist ça¤da ulus devlete dayanan anlay›fllar, kendini en ücra köflelere kadar hâkim k›larak yerel otoriteleri iradesizlefltirmeyi ve tamamen ortadan kald›rmay› hedeflemifltir. Yeni kurulan Türkiye cumhuriyeti bu ulus devlet anlay›fl›yla askeri iflgalini ve sömürgecili¤ini sadece köylere de¤il, beyinlere ve yüreklere kadar hâkim k›lmay› hedeflemifltir. Zaten tarih
d›r, Türk olursan aç›kt›r. Böyle bir ikilem Kürt toplumuna dayat›lm›flt›r. Türk devleti böyle despotik bir düzen kurmufltur. 1946’da ise çok partili siyasal sisteme geçerek demokrat olma iddias›nda bulunmufltur. Asl›nda DP eliyle Kürdistan’da siyasal sömürgecili¤i yeni koflullarda daha etkili biçimde gerçeklefltirme süreci bafllat›lm›flt›r. Nitekim Kürdistan’da DP etkili olmufltur. DP daha ince politikalarla söylemde biraz yumuflak, ama siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalarda tamamen Türkiye cumhuriyetinin inkârc›, imhac›, sömürgeci politikalar›na sad›k kalarak, bu konuda hiçbir de¤ifliklik yürütmeyerek Kürt ulusunun yok edilmesine dayal› Türk ulusal yay›lma zihniyetini en koyu biçimde sürdürmüfltür. Hatta DP inkârc› sömürgeci güçlerle iflbirlikçili¤ini meflrulaflt›rarak Kürdistan’da devletin otoritesinin geliflmesine hizmet etmifltir. CHP’nin politikalar›na karfl› belirli düzeyde tepki gösteren, onunla bütünleflmeyen Kürdistan toplumu DP eliyle devletle bütünlefltirilmeye, siyasal sömürgecili¤in Kürdistan toplumunda meflrulaflt›r›lmas›na çal›fl›lm›flt›r.
ew e. c
tümden ezmeyi esas alm›flt›r. Bunlar›n çok planl›, bilinçli politikalar oldu¤unu söylemek gerekir. Siyasal sömürgecilikle birlikte asimilasyonu ve kültürel soyk›r›m› gerçeklefltirmek için Kürt halk›n›n iradesinin k›r›lmas›n› zorunlu görmüfllerdir. Bu aç›dan da bu isyanlara karfl› gelifltirilen askeri harekâtlar›, kullan›lan fliddeti bilinçli bir irade k›rma politikas› olarak de¤erlendirmek gerekir. Bu irade k›rmalar üzerinde de tek dil, tek kültür ve tek ulus anlay›fl› temelinde Kürdistan toplumunu asimile edip, Kürdistan’› Türklü¤ün ulusal yay›lma alan› haline getirip Kürtlü¤ü ortadan kald›rmak hedeflenmifltir. Türk devletinin politikas›n›n bu oldu¤una kesinlikle kuflku yoktur. Neredeyse her köye, her stratejik görülen tepeye ve noktaya karakollar kurulmufl, askeri karargâhlar yerlefltirilmifltir.
Kas›m 2008
om
68
Kürtlük gerilik olarak lanse edilmeye çal›fl›lm›flt›r Zaten Kürtlük ad›na b›rakal›m örgütlenmeyi, siyaset yapmay›; sosyal ve kültürel alanda bile Kürtlü¤ü ifade etmek bir ay›p ve bir suç haline gelmiflti. Tabii Kürtlük, gerilik olarak görülüp halk üzerinde bir toplumsal, siyasal, kültürel bask› konusu haline getirilirse, bu ortamdaki bireylerin Kürt olarak kendini ifade etmesi, siyasal bir organizasyonun içine girmesi kolay de¤ildir. Çünkü Kürtlük ad›na bir fley yapmak, Türkiye cumhuriyeti s›n›rlar› içinde suçlar›n en büyü¤üdür. Her türlü suç, kötü ifl mazur görülebilir, affedilebilir, ama Kürtlük ad›na herhangi bir fley yapmak a¤›r suç say›lmaktad›r. Hem de 20. yüzy›lda halklar›n, uluslar›n kendi kimli¤ini ifade etme e¤iliminin artt›¤› ve halklar›n, uluslar›n, topluluklar›n kendi kaderini tayin etme, kendi kültürüyle yaflama hakk›n›n evrensel bir hak haline
Kas›m 2008 SERXWEBÛN geldi¤i bir ça¤da, Kürtlük böyle bir bask› alt›na al›nm›flt›r.
Ancak iradesi k›r›ld›¤›ndan, özgücüne güvenmedi¤inden, kendisi için yeni hedefler koyup mücadele etme, onun pefline düflme gibi bir duygudan da yoksun kalm›flt›r. Kadercilik ve kaderine raz› olma da buna denilir. Gelecekle ilgili bir öngörüsü yoktur. Gelecek tamamen karanl›kt›r. Bu kara kaderinin k›r›lamayaca¤›n› düflünmektedir. Buna kendisini inand›rm›flt›r. Özellikle de isyanlar›n zorla bast›r›lmas›, inkârc› sömürgecili¤in çok vahfli politikalar› Kürt toplumunda 7’den 70’e bu cendereden ç›kmak zordur gibi bir e¤ilim, bir düflünce ortaya ç›karm›flt›r. Yaflam felsefesi günü kurtarma ve fiziki varl›¤›n› sürdürmeyle s›n›rl›d›r. Mücadele felsefesiyse bir yönüyle tümüyle yok edilmifltir. Mücadeleden anlad›¤› sadece fiziki yaflam› kurtarma olarak anlafl›lm›flt›r. Kürt’ün zorluklara direnme özellikleri vard›r, ama bu zorluklara direnme de fiziki varl›¤›n› sürdürme çerçevesiyle s›n›rland›r›lm›flt›r. Tarih içinde kazand›¤› zor koflullara dayanma, mücadele etme, varl›¤›n› sürdürme, bask›lar ne olursa olsun, s›k›nt›lar ne olursa olsun yaflam›n› idame ettirme gibi kimi olumlu özellikleri özgürlük için, demokrasi için ya da baflka ütopyalar için harekete geçirecek durumdan yoksun haldedir. Çolu¤unu çocu¤unu, çevresini yaflatmak Kürt için en büyük baflar›d›r. E¤er ailesini yaflat›yorsa, çolu¤unu çocu¤unu kimseye muhtaç etmiyorsa, karn›n› doyuruyorsa bu onun için yeterlidir. Onur bununla s›n›rl› kalm›flt›r. Yaflam ve mücadele felsefesi böyle olunca ülkeye bak›fl› da çok geri kalm›flt›r. Tarihsel bir topluluk olarak, bir kimlik olarak kendi kültürel de¤erlerine, kimli¤ine bak›fl› da çok geridir. Sadece Kürtçe konufltu¤u için kendine Kürt demektedir. Bunun d›fl›nda Kürt kimli¤inin, kültürünün gerekleri konusunda bir düflüncesi, bir hedefi ve amac› yoktur. Sömürgeci egemenlik alt›nda yüz y›lard›r yaflamas›, bask› ve zulüm alt›ndaki böyle bir yaflam tarz›n›n uzun y›llar sürmesi ülkeyi onun için zulüm ve bask›n›n uyguland›¤› bir cendere haline getir-
mifltir. Ülkede yaflaman›n anlam› bu hale sokulmufltur. Öyle ki art›k gönüllü olarak ülkeden kaçmaktad›r, ç›kmaktad›r. Kürdistan’dan kaç›fl› bile bir rahatlama olarak görmektedir. Çünkü Kürtlük ve Kürdistanl›l›k bir yaflam kap›s› yerine zulüm gerçekli¤i olarak dayat›lm›flt›r. Öyle ki kendinden utanç duyar hale getirilmifltir. Türklü¤e, Türkiye’ye gönüllü koflulmaktad›r. Belki ülkeden göç edenlerin tümü Kürtlü¤ünü b›rakmaktad›r, fakat Kürtlü¤ünü, Kürt kültürünü ve gerçekli¤ini var eden co¤rafyadan, topraktan, iliflkiden koparak kendisini de kimli¤ini de yok edecek bir sosyal ve kültürel gerçekli¤in içine girmifl olmaktad›r. Zaman içinde bu kaç›fllar, Türkiye’ye yüzünü dönmeler öyle hale gelmifltir ki, inkârc›, imhac›, asimilasyoncu politikalar›n bu cenderesi, bu nefes al›nmazl›k giderek Kürtlükten vazgeçip Türklü¤ü benimseme gibi bir gönüllü asimile durumu ortaya ç›karm›flt›r. Kürtlük ve Kürdistan için en büyük tehlike de buradan bafllam›flt›r.
ne te we .c om
Kürtlük ve Kürdistanl›l›k bir zulüm gerçekli¤i olarak dayat›lm›flt›r
69
ww
w.
Apocular›n ortaya ç›kt›¤› y›llarda Kürt halk› askeri iflgal, siyasi sömürgecilik, sosyal gerilik ve kültürel soyk›r›m alt›nda gelece¤ine gerçekten çok umutsuz bakmaktad›r. Karn›n› doyurma ve fiziki varl›¤›n› sürdürme d›fl›nda herhangi bir ütopyas›, hedefi ve çabas› yoktur. Duygusu da düflüncesi de karn›n› doyurma ve fiziki varl›¤›n› sürdürmeden öteye geçmemektedir. Kürt insan› asl›nda neredeyse insanl›¤›n ilk dönemlerdeki primattan kurtulma biçiminde varl›k mücadelesini sürdürmeyle karfl› karfl›yad›r. Kürt’e “sen sadece ürüyeceksin, fiziki varl›¤›n› sürdürüp bize hizmet edeceksin” biçiminde bir sömürgeci yaflam alt›na sokulmufltur. Dünyada yaflanan geliflmeler olumlu-olumsuz Kürtleri direkt etkilemektedir. Kürtler sadece günlük yaflam peflinde, an› kurtararak varl›¤›n› sürdürme çabas› içindedirler. Asl›nda an› kurtarma, an› yaflama felsefesi denen olgu esas olarak da Kürtlerin PKK’den önce yaflad›¤› duygudur, o gün yaflad›¤›n›n ta kendisidir. Yaflad›¤› günden ötesini göremeyecek durumdad›r. En fazla bir mevsimi nas›l kurtar›r›m, kendi fiziki yaflam›m› nas›l idame ettirebilirim çabas› içindedir. Bütün yetene¤ini ve becerisini bunun üzerinde yo¤unlaflt›rm›flt›r. Dünyan›n en eski halk› Kürtlerin bu duruma düflürülmesi asl›nda insanl›k ad›na utanç vericidir. Kürtler bir yönüyle de kendilerini bu duruma düflürenlere lanet okuyarak yaflamaktad›rlar. Asl›nda içten içe böyle bir yaflama lay›k olmad›klar›n› da görmektedirler, bilmektedirler. Her ne kadar inkârc› sömürgeci bask› alt›nda olsa da, derin tarihsel kültürel de¤erleri, bilgelikleri onlara sezgileriyle, duygular›yla, düflünceleriyle kendi yaflamlar›n›n bu olmamas› gerekti¤ini hissettirmektedir. Yine çevresindeki topluluklar›n yaflad›klar›yla k›yasland›¤›nda kendisinin bu durumda olmamas› gerekti¤ini aç›k ifade etmese de duyumsamaktad›r, hissetmektedir.
Tek yaflam yolu olarak Türklük gösterildi¤inden asimilasyon h›zlanm›flt›r
‹lk önce bask›yla, zorla, fliddetle dayat›lan asimilasyon, inkâr ve imha politikas› ve bunun ortaya ç›kard›¤› ortam giderek bu kaç›fl› gönüllü hale getirmifltir. Daha do¤rusu tek yaflam yolu olarak Türklük gösterildi¤inden asimilasyon ve kimli¤in yok olufl süreci daha da h›zlanm›flt›r. 1970’li y›llar›n bafl›nda Kürt ve Kürdistan tarihi aç›s›ndan ölüm denilebilecek böyle bir sosyal, kültürel, siyasal gerçeklikten söz etmek gerekir. Kürtlük bir nevi dibe çak›lm›flt›r. Kürtlükle, Kürt kimli¤i ve kültürüyle yaflama imkân› ortadan kald›r›lm›flt›r. Bu, asl›nda Kürt ve Kürdistan toplumunun da¤›t›lmas› için, ortadan kald›r›lmas› için bütün koflullar›n çok yönlü haz›rlanmas› anlam›na gelmektedir. Zaten 1960’lar›n sonu ve 70’lerin bafl›nda inkârc› Türk sömürgecili¤inin Kürt ve Kürdistan gerçe¤inin ortadan kalkt›¤›n› düflünmesi ve bir daha aya¤a
SERXWEBÛN
Kürt toplumunun ilk ayd›nlar› din adamlar›d›r
ne t
Bu durum karfl›s›nda ayd›n denen Kürtlerin durumu ise içler ac›s›d›r. Kürt’ün, Kürt toplumunun ilk ayd›nlanmas› esas olarak tarihselli¤i içinde din adamlar› ortam›nda belirli yönleriyle bir Kürtlük bilinci, Kürtlük tarihi ve de¤erlerini bilme biçiminde ortaya ç›km›flt›r. Ancak onlar›n bu bilinci de 19. ve 20. yüzy›ldaki ulus devlet anlay›fl›n›n yaratt›¤› etki alt›nda s›n›rl› bir milliyetçiliktir. Daha do¤rusu Kürt halk›n›n derinliklerinde bulu-
Özellikle Kuzey Kürdistan gerçe¤inde ortaya koyarsak; 1950 ve 60’lardan sonra kimi Kürt egemen s›n›flar›n›n ve ona yak›n aristokrat çevre çocuklar›n›n okumas›yla ortaya ç›kan okumufllar grubu da di¤er ülkelerdeki ayd›nlardan farkl› bir karakterdedir. Çok s›n›rl› ulusal e¤ilimleri olsa da, egemen s›n›f karakteri ve Kürt aristokrasinin özelikleri nedeniyle öyle güçlü bir irade ortaya koyacak, mücadele edecek, büyük bir örgütsellik ve bunun getirdi¤i öncülü¤ü ortaya koyacak bir yaflam ve mücadele felsefesinden yoksundur. En iyileri ya da en ‘ulusal kimli¤ime sahip ç›k›yorum ve kendime Kürt diyorum’ diyenlerin bile yaratt›klar› örgüt ve mücadele felsefesi çok reformist ve tesli-
miyetçidir. Kürtler üzerindeki inkâr ve imha siyasetini k›racak iradeden, güçten, mücadele kudretinden uzakt›r. Özgücüne güvenme ve bu temelde kendini irade yapmaktan yoksundur. Nitekim Kürt ayd›n› denen ya da denilebileceklerin ço¤unlu¤u özellikle reformist milliyetçi Kürt egemen s›n›flar›n ve aristokratlar›n›n çocuklar›ndan oluflan gruplara e¤ilim göstermifllerdir. Özgücüne güvenerek örgütlenip gerçekten kararl› bir mücadele ve direnifl ortaya ç›karacak bir e¤ilim içine girmemifllerdir. Bu konuda ürkektirler. Hem egemen s›n›f karakterinden hem de sistemle yan yana yaflama gerçekli¤inden kopamamalar› onlar› iradeli ve mücadeleci bir güç yapmam›flt›r.
ww
w.
nan yurt ve kültür sevgisinin d›fla vurulmas› demek daha do¤rudur. Çünkü di¤er milliyetçilikler gibi egemen s›n›f›n güçlü oldu¤u ve bir ulus devlet kurma iradesi gösterdi¤i bir ekonomik ve sosyal gerçekli¤e dayanmamaktad›r. Asl›nda Kürt’ün binlerce y›ll›k birikmifl kültürel ve kimlik de¤erlerinin 19. ve 20. yüzy›lda ulusal kurtulufl mücadeleleri denen ça¤la tan›flmas› sonucu ortaya ç›km›flt›r. Ancak kendini örgütleyecek, güç yapacak bir konumdan uzakt›r. ‹nkârc› sömürgeci siyasetin yüzlerce y›ll›k istila ve talanlar› asl›nda Kürt egemen s›n›flar›nda da bir irade b›rakmam›flt›r. Halk›n da bu yurtsever duygular›n› örgütleyecek bir irade ve güce sahip bulunmamas› gerçe¤i vard›r.
Kürt ayd›n› sadece Kürt’üm deme cesaretini gösterebilmifltir Türk devletine karfl› mücadeleyi göze almak, bölgedeki inkârc› sömürgeci güçlere karfl› mücadele edebilmek gerçekten büyük fedakârl›k istemektedir. Düflman güçleriyle karfl› karfl›ya gelmek birçok olanaktan, yaflam imkân›ndan uzaklaflmak, demektir. O gün kendine ayd›n›m diyenler bu gücü göstermekten yoksundurlar. Tüm dünyada ezilen halklar ve uluslar›n gençleri ve ayd›nlar› örgütlenerek bu örgütlere öncülük edip çok fliddetli bir savafl ve mücadele içine girerken ya da böyle bir duyguyu ve e¤ilimi yaflarken, her nedense en fazla özgürlü¤e ve demokrasiye ihtiyac› olan, en fazla bask›dan kurtulmas› gereken topluluk olan Kürtlerin kendine ayd›n›m diyen kesimleri dünyadaki bu örneklerden uzak bir konumdad›rlar. Bilindi¤i gibi sosyal ve kültürel olarak çok geri olan, kültürel derinli¤i ve kapsam› çok fazla olmayan Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki birçok toplumda okuyan gençler ya da ayd›nlanan gençler derhal belirli bir örgütlenme içine girip kendi toplumlar›n›n özgürlük ve demokrasi ihtiyaçlar›n› karfl›lama çabalar› içine girmifllerdir. Kürt ayd›nlar›nda ya da kendine ayd›n diyen kesimlerinde bunu görmek mümkün de¤ildir. Sadece Kürt’üm deme cesaretini göstermektedirler ve en fazla da inkârc› sömürgeci güçlere bak biz de var›z, bizi de dikkate al›n biçiminde belirli örgütlenmeler yaratm›fllard›r. Sadece varl›klar›n› hissettiren örgütlenmeler yapm›fllard›r. Bunun d›fl›nda herhangi bir mücadeleye sahip de¤ildirler. Bunun da Kürtler üzerine egemenlik kuran inkârc› sömürgeci karakteri düflünüldü¤ünde çok ciddiye al›nmad›¤›, bunlar›n Kürdistan’daki sömürgeci egemenli¤i sarsmada herhangi bir rollerinin olmayaca¤› aç›kt›r. PKK’nin ortaya ç›kt›¤› koflullarda belirli düzeyde ayd›nlanm›fl Kürtlerin durumu da böyledir. Esas olarak da geldikleri s›n›f karakterinden dolay› dünyadaki ezilen halklar›n, uluslar›n, topluluklar›n devrimci ve radikal mü-
ew e. c
kalkmayaca¤›n› hesaplamas›, asl›nda ortaya ç›kard›¤› bu zalim, katlanmaz gerçeklik sonucudur.
Kas›m 2008
om
70
Kas›m 2008 SERXWEBÛN ¤erlerden uzaklaflman›n da belirli bir pay› vard›r. Reformist gruplar›n Kürt gençli¤ini etkileme yanlar›n›n zay›fl›¤› ve etkili bir radikal Kürt gücünün de ortaya ç›kmamas› Kürt gençlerinin ço¤unlu¤unu siyasetten uzak, iflsiz, güçsüz ya da okullarda sadece devlet kap›s›nda bir memur olmay› en temel hedef olarak gören bir konumda b›rakm›flt›r. Ancak Türkiye’de sol güçlerin etkisiyle siyasal dinamizmin artmas›yla birlikte Kürt gençlerinde de siyasallaflma e¤ilimi giderek güçlenmifltir.
içinde, dört duvar aras›ndaki sorunlarla u¤raflan, bunun d›fl›nda herhangi bir fley düflünemez olan bir yaflam içinde ömrünü tüketmektedir. Kürt kad›n›n› do¤uflundan ölümüne kadar ömrünü ac› ve iflkence içinde tamamlayan bir cins olarak, özellikle 1970’lerin bafl›nda PKK’nin ortaya ç›k›fl› sürecindeki kad›n›n durumunu böyle tan›mlamak mümkündür. Zaten PKK’nin kurulufl bildirgesinde de kad›n›n bu durumuna çarp›c› bir biçimde yer verilmifltir.
Kürdistan’da kad›n›n kara kaderi Kürdistan’›n kaderiyle özdeflleflmiflti
Sömürgeci güçler inkâr ve imha sürecinde önemli mesafe alm›fllard›
Kürt kad›n›n›n durumu ise daha da içler ac›s›d›r. Kürt kad›n› PKK’nin kurulufl bildirgesinde ortaya konuldu¤u gibi, kaderi Kürdistan’›n kaderiyle özdeflleflmifl bir kara kader içindedir. Ataerkillik ve art›k dogma haline gelmifl ve geliflmenin önünde engel olan kimi geleneksel de¤er yarg›lar› içinde çocuk do¤urma ve evinde kocas›na ve çocuklar›na hizmet etme d›fl›nda kendisine baflka bir rol ve misyon yüklememifltir. “Kad›n›n ad› yok” kavram› belki de en fazla Kürt kad›n› için geçerlidir. Bunu daha çok tabii ki siyasi ve sosyal alanda söylemek mümkündür. Ama k›rsal alanda Kürt toplumunun temel özelliklerini, kültürel de¤erlerini koruyan ve bunu tafl›yan bir cins oldu¤unu da görmek gerekiyor. Kürt kad›n› asl›nda bir yönüyle Kürt toplumu, Kürt halk›, Kürt genci, Kürt insan› üzerindeki bütün zulmün, ac›lar›n yükünü çeken, kald›ran bir konumdad›r. Bu yönüyle olgunlaflan, hatta bilgeleflen özelliklere sahiptir. Kad›n›n Kürt toplumsal yap›s›nda yafl› ilerledikçe belirli bir etkinli¤i ve sayg›nl›¤› artmaktad›r. Haks›zl›¤›, zulmü en fazla yaflayan ve hisseden bir cins olarak asl›nda bir özgürlük ve demokrasi mücadelesine k›sa sürede sempati duyacak karakteri vard›r. ‹nkârc› sömürgeci, imhac›, zorbac› sistemlere karfl› yürütülecek bir mücadeleyi anlayacak bir yaflam tecrübesine sahip olmas›na ra¤men Kürdistan’da böyle bir hareket geliflmedi¤i için Kürt kad›n› tamamen evin
Kürt toplumunun bu siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik gerçekli¤i karfl›s›nda inkârc› sömürgeci güçler Kürtleri içene ald›klar› bu inkâr ve imha sürecinde önemli bir mesafe kaydettiklerini düflünmektedirler. Bu nedenle de bu politikalar›nda hiçbir gevfletme yapmadan Kürtleri yok etme uygulamalar›n› sürdürmektedirler. Dünyada halklar, ezilen topluluklar mücadele vererek durumlar›n› de¤ifltirmeye çal›fl›rken ya da söz konusu devletleri ve ülkeleri etkileyerek onlarda ulusal topluluklar›n haklar› konusunda belirli bir gevfleme ve duyarl›l›k sa¤larken, Türkiye ve bölgedeki di¤er sömürgeci güçlerde Kürt sorununa yaklafl›m de¤iflmemektedir. Zaten Kürtlerin hem co¤rafya olarak hem de nüfus olarak ço¤unlu¤u Türkiye’dedir. Türkiye inkârc› sömürgeci politikay›, bask›y›, zulmü, Kürtleri eritmeyi asl›nda bir yönüyle de tüm bu inkârc› sömürgeci güçler ad›na yapmaktad›r. Zaten Kürtlerin isyanlar›n›, hak taleplerini bast›rmak için aralar›nda bir ortaklaflma da vard›r. Bu ortaklaflma bazen zay›flasa da objektif olarak Kürt özgürlük hareketinin bast›r›lmas› ve Kürtlerin haklar›n›n reddedilmesi konusunda da benzer politikan›n sahibidirler. Kürtlere ulusal demokratik haklar›n› vermeme konusunda kendi aralar›nda anlaflm›fllard›r. Kürtlerin iradesiz hale getirildi¤ine, ne yapsalar da karfl› ç›k›lamayaca¤›na, bir karfl› ç›kma olmas› halinde de üzerlerine gidilerek susturulabilece¤ine
ne te we .c om
cadelesinden etkilenmekten çok, ABD, ‹srail ve ‹ran’›n destekledi¤i Güney Kürdistan’daki mücadeleden daha çok etkilenmifllerdir. Ulusal düzeydeki bu etkilenmeyi daha devrimci bir mücadeleyle bütünlefltirip gelifltirme anlay›fl› içine girmemifllerdir. Ufuklar› o kadard›r. Güney Kürdistan’daki hareket de 1975 y›l›nda yap›lan Cezayir anlaflmas›yla yenilince bu çevreler de yenilginin etkisiyle farkl› aray›fllara girmifllerdir. Biraz daha sola meyil etme e¤ilimi ortaya ç›km›flt›r. Bunda daha çok sol, direniflçi, mücadeleci, emekten yana, halktan yana, halkç› bir karakterde mücadele anlay›fl›na yönelmekten çok, dünyada ulusal kurtulufl hareketlerinin getirdi¤i rüzgar›n etkisi bulunmaktad›r.
71
Okuyan yoksul Kürt çocuklar› radikal siyasal e¤ilime daha yatk›nd›rlar
ww
w.
Kürdistan gençli¤inin durumu da bu dönemde dünyadaki ezilen topluluklar›n, halklar›n yaflad›¤› gençlerin dinamizminden uzakt›r. Okuyan Kürt egemen s›n›flar›n çocuklar›n›n bir k›sm›nda böyle reformist teslimiyetçi e¤ilimlere gruplaflmalara meyil gösterse de esas olarak Kürt gençli¤inin ço¤unlu¤u gelece¤e umutsuz bakmaktad›rlar. Kürt egemen s›n›flar›n›n ve aristokratlar›n›n çocuklar›ndan oluflan siyasal gruplaflmalar yoksul olan Kürt çocuklar›n› etkilemekten uzakt›r. Okuyan yoksul Kürt çocuklar› daha radikal bir siyasal e¤ilime yatk›nd›rlar. Okumayan Kürt gençleri ise flehirlerde en ucuz ifllerde çal›flmaya mahkûmdurlar. Metropollere göç ederek emeklerini satmaktad›rlar. Köylerde ise yapabilecek ifl varsa yapmaktad›rlar. Di¤er zamanlar› ve enerjileri bofla geçmektedir. Çok yo¤un bir genç nüfus olmas›na ra¤men bunlar› ulusal özgürlük ve demokrasi için örgütleyecek herhangi bir öncü ve irade yoktur. Özellikle Türkiye s›n›rlar›nda bulunan, ço¤unlu¤u da Alevi olan Kürtlerin, Kürt gençlerinin de e¤ilimi esas olarak Türk soluna yöneliktir. Çünkü yoksul karakterlerine bu gruplar›n söylemleri daha yak›n gelmektedir. Tabii bunda asimilasyonun ve ulusal de-
SERXWEBÛN
72
Partinin ilan›ndan bugüne Kürt toplumu serh›ldanlar içinde, siyasal mücadele içinde bask› ve zulüm alt›nda bu demokratik siyasal örgütlülü¤ünü korumaya çal›flarak çok önemli bir tecrübe ve deneyim kazanm›flt›r. Kürt toplumunun tarihselli¤i içinde oluflan, temel zaaf› olan örgütlenme, yönetme ve yönlendirme zaaf›n› gidererek art›k örgütlenmeye yatk›n sosyal, ekonomik, kültürel her türlü örgütlenmeleri yapabilecek bir düzeye, bir birikime kavuflmufltur. Örgütlenme zaaf›n› gidermede çok önemli mesafe alm›flt›r. Bu bile bafll› bafl›na Kürt toplumunun kendi kara kaderini k›rd›¤›, örgütlenerek kendi gücünü a盤a ç›kar›p her türlü amac› için mücadele edecek bir düzeye ulaflt›¤›n›n kan›t›d›r. Bu aç›dan Kürt toplumunun, serh›ldanlar›n ortaya ç›kard›¤› demokratik siyasal mücadeleyi sürdürmesi, bunun getirdi¤i sosyal, kültürel, siyasi örgütlenmeleri ve bu örgütlenmeleri her türlü bask› koflullar›nda korumas› çok önemli bir geliflme olarak görülmelidir. Bu temelde de demokratik uluslaflman›n gere¤i olan, kendisini irade yapan demokratik örgütlenmeleri gerçeklefltirme ve böylelikle demokratik siyasal iradesini ortaya ç›karma gücü göstermifltir. Demokratik uluslaflmas›n› ortaya ç›karma çerçevesinde toplumsall›¤›n› demokrasisiyle iç içe derinli¤ine gelifltiren ve böylelikle yeni siyasal, sosyal yaflam›n kültürel de¤erlerini oluflturan, otantik kültürel de¤erleriyle mücadele içinde ortaya ç›kan yeni ölçülerini ve de¤erlerini sentezleyerek daha üst düzeyde bir kültür birikimine, bir kültür ortam›na ve bu temelde de yeni bir toplumsall›k ve kiflilik fle-
ww
w.
Apocu hareketin kurulufl tarihi, bafllang›c› 1973 Nisan’›na kadar dayan›r. Çubuk Baraj›nda Önder Apo’nun içinde bulundu¤u 6 kifliyle yap›lan toplant›yla birlikte Kürdistan halk›n›n özgürlük mücadelesi için bir karar verilir, bir irade ortaya ç›kar›l›r. Daha sonra bu karar ve irade giderek geniflleyerek bir ideolojik ve daha sonra siyasal mücadele ortaya ç›kar›r. 1973 Nisan’›ndan bafllay›p yürütülen ideolojik netleflme, kadro gerçe¤i yaratma, buna dayanarak örgütlenmeyi gelifltirme ve bu mücadele sonucu ortaya ç›kar›lan toplumsal tabana dayanarak 1978’in 27 Kas›m’›nda Partîya Karkerên Kurdîstan, yani Kürdistan ‹flçi Partisi resmi olarak ilan edilir. Bu ilanla birlikte bir kurulufl bildirgesi yay›nlan›r. Daha sonra kuruluflun kamuoyuna resmi ilan edildi¤i eylem olan Celal Bucak çetesine karfl› 30 Haziran’da gerçeklefltirilen eylem ve bu eylem an›nda tüm Kürdistan’da da¤›t›lan bir bildiriyle kurulan partinin amaçlar› ve hedefleri kamuoyuna aç›klan›r.
om
Kürt halk› her türlü örgütlenme birikimini yakalam›flt›r
ne t
Çubuk Baraj›nda Kürdistan halk›n›n özgürlük mücadelesine karar verilir
“Kürtlerde sosyal iliflkilerde köklü de¤ifliklikler ortaya ç›km›flt›r. Art›k aile ve afliret yap›s› önemli oranda afl›lm›flt›r. Serh›ldana kat›lan kesim etraf›nda ulusal de¤erleri, bütün Kürt toplumunun dil, kimlik, kültürel de¤erlerini düflünen, bunun etraf›nda önceliklerini belirleme, bu de¤erlere sahiplenme ve gelifltirme temelinde örgütlenen, duygular› da bu de¤erler etraf›nda flekillenen yeni bir sosyal yaflam gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r”
killenmesine kavufltu¤unu ve bunun da her gün derinleflerek sürdü¤ünü belirtmek gerekir.
ew e. c
inanm›fllard›r. Bu yönüyle bir halk yerine, bir insan yerine koyma yoktur. Hatta afla¤›lay›c› bir yaklafl›m vard›r. Kürtleri sadece kendilerine iflçi olacak, köle olacak, söylediklerine boyun e¤ecek insanlar olarak görmektedirler. Türkiye siyasi yaflam›nda Kürtlerin hakk› var, hukuku var diyen herhangi bir siyasi hareket de bulunmamaktad›r. Türkiye’deki sol ve sosyalist hareketler de 1960’lar›n sonu ve 70’lerin bafl›na kadar Kürtlerden söz etmekten kaç›nmaktad›rlar. Hatta Kürt isyanlar›n› Türkiye cumhuriyetinin geliflmesine karfl› gericili¤in isyan› olarak de¤erlendirenler de olmufltur. Farkl› bak›fl aç›lar› vard›r, ama bunlar da çok yüksek sesle bu düflüncelerini dile getirmemektedirler. Hikmet K›v›lc›ml› bir zamanlar “Kürt sorunu tüzük sorunu de¤il, yi¤itlik ve cesaret sorunudur” anlam›na gelecek bir söz kullanm›flt›r. Bir broflür de yazm›flt›r, ama bu Türkiye sosyalist ve siyasal hareketin genel e¤ilimi haline gelmemifltir. Türkiye siyasetini de öyle çok fazla etkilememifltir.
Kas›m 2008
Sosyal iliflkilerde köklü de¤ifliklikler ortaya ç›km›flt›r
Dirilifl devriminin sadece bir siyasal devrim olmad›¤› aç›kt›r. Demokratik devrimle ba¤lant›l› olarak çok köklü bir sosyal devrim niteli¤indedir. Geçmiflte Kürt toplumunda a¤alar›n, beylerin tarikat fleyhlerinin etkisi vard›r. Toplumsal yap› esas olarak ailecilik ve afliretçilik üzerine flekillenmifltir. Bu demokratik devrimle birlikte sosyal yap›, sosyal iliflkilerde köklü de¤ifliklikler ortaya ç›km›flt›r. Art›k aile ve afliret yap›s› önemli oranda afl›lm›flt›r. Serh›ldana kat›lan kesim etraf›nda ulusal de¤erleri, bütün Kürt toplumunun dil, kimlik, kültürel de¤erlerini düflünen, bunun etraf›nda önceliklerini belirleme, bu de¤erlere sahiplenme ve gelifltirme temelinde örgütlenen, duygular› da bu de¤erler etraf›nda flekillenen yeni bir sosyal yaflam gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r. Art›k evlerde veya oturulan yerlerde yap›lan sohbetlerde tarla ne kadar ürün verecek, flu iflten ne kadar kazanaca¤›z ya da kimin o¤lunu kimin k›z›yla evlendirece¤iz gibi konular öncelikli olmaktan ç›km›fl, onun yerine gerilla mücadelesi, sömürgeci bask›lar, ulusal demokratik mücadelenin nas›l örgütlendirilece¤i, toplumun, mücadelenin içinde nas›l yer alaca¤› biçimindeki tart›flma ve de¤erlendirmeler, bu yönlü duygu ve düflünceler sohbetlerin esas gündemi olmufltur. Tabii di¤er gündemler de yaflam›n sorunlar›d›r. O sorunlar da tabii ki sohbetlerin içinde yer almaktad›r, ama esas birinci gündem Kürt özgürlük hareketinin yürüttü¤ü ulusal demokratik mücadelenin
Kas›m 2008 SERXWEBÛN çocuk do¤uran bir cins olmaktan ç›km›fl, ülkesinin siyasal, sosyal ve kültürel sorunlar›yla ilgilenen, bu konular› da düflünen, dolay›s›yla duygular›nda, yaflam anlay›fl›nda köklü de¤ifliklikle yaflayan bir cins konumuna ulaflm›flt›r. Kad›nlar erkek gerillalar yan›nda onlar› dinlerken, di¤er yandan kad›n gerillalar› da bütün erkekler, yafll›lar ciddiyetle dinlemifltir. Böylelikle sadece erke¤i dinleyen bir toplum yerine art›k kad›n› da dinleyen ve de¤er veren bir yeni toplumsal zihniyet, yeni al›flkanl›klar ve yeni kültür ortaya ç›km›flt›r.
ni bir sosyal gerçeklik geliflmifltir. Özellikle serh›ldanlarda kad›n›n en önde yer almas›, genç, yafll›, kad›n, erkek, çocuk serh›ldanlarda omuz omuza mücadele vermesi, PKK’nin öncülü¤ünde geliflen Özgürlük hareketinin k›rda ve flehirde yürüttü¤ü mücadelenin ve örgütlenme çabas›n›n ortaya ç›kard›¤› sonuçlard›r.
ne te we .c om
sorunlar› ve bunun sahiplenilmesi olmufltur. Bu mücadelenin getirdi¤i siyasi, sosyal, kültürel sonuçlar ve etkiler, yine inkârc› sömürgecili¤in bu mücadele karfl›s›nda uygulad›¤› özel savafl ve bask›lar Kürt toplumunun sohbetlerinin de¤iflmez gündemi olmufltur. Sohbetlerin gündemindeki bu de¤iflim yeni Kürt bireyinin ve toplumunun flekillenmesini de beraberinde getirmifltir.
73
Gerilla mücadelesi Kürt toplumunda köklü de¤iflikliklere yol açm›flt›r
Kürdistan’da kad›n›n itibar› artm›flt›r
Bilindi¤i gibi eskiden Kürt toplumunda kad›n›n fazla söz hakk› yoktu. Belki baz› yerlerde yafll›, bilge niteli¤indeki kad›nlar›n toplum ve aile üzerinde belirli bir a¤›rl›¤› ve itibar› olsa da bunlar genel bir durum de¤ildi. Fakat Kürt kad›n›n›n gerillada yer almas› ve kad›n gerillalar›n bu mücadelede etkin bir hale gelmesiyle birlikte art›k kad›n gerilla flahs›nda Kürt kad›n›n›n itibar› yükselmifltir. Erkeklerde yafll›larda kad›n, erkek herkeste kad›n gerillay› dinleyen ve sayg› duyan bir anlay›fl geliflmifltir. Bu durumun da Kürdistan’daki tüm sosyal yaflamda de¤ifliklik yaratt›¤› aç›kt›r. Art›k kad›n ve erke¤in birbirinden çok koptu¤u bir sosyal yaflam yerine, kad›n ve erke¤in ortak sosyal yaflam› üretmede, yaratmada ve birlikte siyasal konulara ilgi duymada bir düzeyin ortaya ç›kt›¤› ye-
ww
w.
Gerilla mücadelesi ekseninde geliflen Kürt özgürlük mücadelesi Kürt toplumsal yaflam›nda ve kültüründe köklü de¤iflikliklere yol açm›flt›r. Eskiden köyde ya da kasabada olsun Kürt ailesinde kad›nlar sohbetlerin orta¤› olmazlar, k›y›ya köfleye çekilerek kendi aralar›nda konuflurlarken, kad›nlar›n sosyal kültürel yaflam›yla erkeklerin sosyal kültürel yaflam› birbirinden kopuk sürerken, gerilla ile birlikte bu durum de¤iflmifltir. Gerilla köylere u¤rad›¤›nda, evlere u¤rad›¤›nda, kasabalara u¤rad›¤›nda gerillan›n etraf›nda erkek, kad›n, genç, yafll› ay›r›m› yap›lmadan herkes toplanm›flt›r. Böylelikle kad›nlar da ülkenin sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik yaflam›n ve bu mücadelenin parças› olmufllard›r. Sosyal ve siyasal yaflam›n içine girmeyle birlikte, kad›nlar da bu konularda sorumluluk duyduklar› gibi, bu konularda düflünen, tart›flan, tutum koyan duruma gelmifllerdir. Böylelikle Kürt kad›n› sadece yemek piflirip
Bölgecilik yerelcilik ailecilik afl›lm›flt›r
PKK’nin uluslaflmada egemen s›n›flar öncülü¤ündeki iktidarc› devletçi bir uluslaflmaya de¤il de genifl bir toplumsal temele dayanan bir demokratik uluslaflmay› esas alan karakteri, özgürlükçü ideolojik ve teorik bak›fl› serh›ldanlar›n çok genifl bir toplumsal yelpazede gerçekleflmesini beraberinde getirmifltir. Bu serh›ldanlar ilk önce gerilla sahalar›na yak›n alanlarda bafllasa da sonras›nda bütün Kürdistan co¤rafyas›n› kapsad›¤› bilinmektedir. Serhat’tan Çukurova’ya, Dersim’den Kuzey Kürdistan’›n en uç noktas› olan Gever’e kadar her alanda serh›ldanlar›n geliflti¤i bilinmektedir. Aileci, afliretçi yap›n›n da¤›lmas› ve Kürt toplumunun afliretçi feodal zihniyetten kurtulmas›, Kürt egemen s›n›flar›n›n otoritesinden kopmas›yla birlikte asl›nda tüm Kürtlerin duygular› da birleflmifltir. Bütün Kürtler ayn› duygular› yaflayan demokratik bir uluslaflma kültürüyle sadece bir yerde mücadele yürüten de¤il de bütün alanlarda mücadele yürüten yeni bir ulusal demokratik devrim gerçe¤i, demokratik siyaset gerçe¤i, demokratik siyasal mücadele gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r. Kürdistan tarihinde ilk defa serh›ldanlar›n ve mücadelenin böyle bütünlüklü geliflti¤i görülmüfltür. Art›k herhangi bir yerle s›n›rl› olmayan, bütünü kapsayan bir ulusal demokratik mücadele gerçe¤i yaflanm›flt›r. Bunun da Kürt toplumunun duygusunda önemli de¤iflikliler ortaya ç›kard›¤› tart›flmas›zd›r. Art›k serh›ldanlarla birlikte Amedli ile Dersimli, Urfal› ile Hakkarili daha yak›n hale gelmifltir. Art›k Türkiye’nin metropollerinde ya da baflka bir yerde yan yana geldiklerinde befl-on y›l önceki duygularla birbirine yaklaflmamaktad›rlar. Demokratik uluslaflman›n ge-
SERXWEBÛN
PKK mücadelesi ile birlikte Kürt toplumunda bir Rönesans yaflanm›flt›r
Gerçekleflen demokratik ve sosyal devrimin kültür yaflam› üzerinde de çok derin ve kapsaml› etkisi olmufltur. Yeni sosyal yaflam, yeni iliflkiler, yeni kültürel de¤erler demektir. Zaten gerillan›n ve PKK’nin toplumla iliflkileri, yeni yaflam gerçe¤ini ortaya ç›karm›flt›. Mücadeleyle birlikte daha genifl bir toplumsal kesime yay›lan bu yeni yaflam anlay›fl› ve bunun getirdi¤i yeni kültür giderek kültürel eserlerde kendini ifade etmifltir. 1990’l› y›llar›n bafl›ndaki bu büyük dirilifl devrimiyle birlikte Kürt kültürü de büyük bir canlanma içine girmifltir. Bir taraftan otantik kültürel de¤erleri gün yüzüne ç›kar›p bunu tüm Kürt toplumuna tafl›r›lmas› gerçeklefltirilirken, di¤er taraftan mücadelenin ortaya ç›kard›¤› yeni kültürü çeflitli ürünlere dönüfltüren kültür sanat faaliyeti artm›flt›r. Bu yeni kültür müzi¤iyle, tiyatrosuyla, fliiriyle, çeflitli edebi eserlerle ürünler haline gelirken, bu ürünler ayn› zamanda mücadeleyi güçlendiren, mücadeleye güç veren bir rol oynam›flt›r. Kürt toplumunun yeni sosyal yaflam ve mücadele felsefesinin ifllendi¤i direniflçi kültürün, ulusal demokratik de¤erlere sahiplenen bir toplumsal ref-
ne t
Ortak bir amaç etraf›nda yürüdükleri için iliflkilerde ölçü düzeyi yükselmifltir
bir araya getirilemezdi derken, flimdi binlerce insan omuz omuza sokaklara dökülüp özlemlerini dile getirir olmufltur. Tabii ki bu de¤iflim, Kürt toplumunun örgütlenmeye yatk›n hale gelmesine ve bu temelde güçlü kurumlara ulaflmas›na zemin teflkil etmifltir. Yine mücadelenin geliflmesiyle birlikte Kürt toplumunda çocuklara verilen isimler de de¤iflmeye bafllam›flt›r. Eskiden daha çok Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Ayfle, Gül, Gönül gibi Türkçe, Arapça ismler kullan›l›rken mücadelenin geliflmesiyle birlikte art›k Baran, A¤it, fiorefl, Kawa, Beritan, Zilan, Nuda, gibi Kürtçe isimler kullan›lmaktad›r. Bölge ve yer isimleri de eskiden kullan›lan Kürtçe isimlerle an›lmaya bafllanm›flt›r. Kürtçe düflünüp Kürtçe konuflmaya, okumaya ve yazmaya da büyük oranda bir ilgi geliflmifltir.
ww
w.
Mücadeleye dayanarak geliflen devrimler Kürt toplumsal yap›s›n› önemli de¤iflikliklere u¤ratm›flt›r. Art›k aileler eski niteli¤ini kaybetmeye, aile içi iliflkiler yeni bir biçimde flekillenmeye bafllam›flt›r. Erke¤in kad›na, baban›n çocuklar›na, kardefllerin birbirlerine yaklafl›m›nda önemli de¤ifliklikler ortaya ç›karm›flt›r. Aile içine demokratik iliflkiler girmesine, temel ölçülerde yurtseverlik önemli yurt tutmas›na, dar aile sorunlar› yerine bütün toplumsal sorunlara ilginin artt›¤› bir düflünce de¤ifliminin bafllamas›na tan›k olmaktay›z. Köylerde ve mahalelerde komfluluk iliflkisi de¤iflmifltir. ‹liflkilerde ölçü düzeyi yükselmifltir. Ortak bir amaç etraf›nda yürüdükleri için birbirlerine sayg› ve sevgi artm›flt›r. Birbirlerinin eksiklerini gidermede, birbirlerine yard›mc› olmada eskiden var olan dayan›flma kültürü daha da artm›flt›r. Komfluyla komflunun, köyle köyün iliflkisi artarak demokratik uluslaflma yolunda önemli bir zemin ortaya ç›km›flt›r. Önderlik eskiden iki Kürt
leks ortaya ç›karmas› da toplumsal geliflmedeki çok önemli bir de¤iflimdir. Kültür devriminin ne tür sonuçlara yol açt›¤› ulusal demokratik de¤erlerin geliflmesiyle de kan›tlanm›flt›r. PKK’nin öncülü¤ünde geliflen Kürt özgürlük mücadelesi, sosyal ve demokratik devrimlere paralel ve onlar›n bir parças› olarak büyük bir kültür devrimi de yaratt›¤› tart›flmas›zd›r. Mücadelenin yayg›nlaflmas› ve ortaya ç›kard›¤› devrimler toplumu ayd›nlatan, topluma yeni duygular ve yeni yaflam anlay›fl› gelifltiren Kürt toplumuna Rönesans ve reformu yaflatm›flt›r. Bütün toplumlarda Rönesans ve reform ilk önce geliflir sosyal ve siyasal devrimler bunun üzerinde yükselirken, Kürt gerçe¤inde ilk önce mücadele geliflmifl, Rönesans ve reform bunu takip etmifltir. Bu nedenle Kürt özgürlük hareketi ve Kürt gerillas› bafltan itibaren sadece bir siyasal devrim ve direnifl gelifltirmekten öte, yeni bir kültür ve sosyal yaflam hareketi olma rolünü de üstlenmifltir. Bu niteli¤iyle sosyal ve kültürel devrimin önünü açan bir devrim niteli¤inde gelmifltir. Kürt özgürlük hareketinin, Kürt toplumunda yaratt›¤› devrimlerin böyle bir karakterinin, böyle bir özelli¤inin de bilinmesi gerekir. Bu gerçeklik, PKK’nin öncülük etti¤i mücadeleyi Kürt toplumu ve Kürt tarihi aç›s›ndan daha da anlaml› ve büyük bir tarihsel öneme sahip bir mücadele haline getirmektedir.
ew e. c
tirdi¤i etkiyle art›k kendilerini ortak refleks içinde gören bir sosyal iliflki içinde olmufllard›r. Bunun da Kürdistan’daki ulusal demokratik mücadeleye büyük bir güç kazand›rmakta, düflman sald›r›lar› karfl›s›nda bu demokratik uluslaflman›n her türlü sald›r›y› bofla ç›karmada, yaralar› sarmada, düflman sald›r›lar›n›n daha az tahribatla sonuçlanmas›nda önemli bir ifllev görmektedir. Kuzey Kürdistan’daki bu ulusal birlik duygusunun geliflimi bütün parçalar› da etkilemifltir. Do¤u, Güney, Güneybat› ve Avrupa’da da demokratik ulusal duygular›, ortak tepkileri, refleksleri gelifltirmifltir. Eskiden parçalar›n birbiriyle bu kadar bütünlüklü olmas› veyahut da di¤er parçalardaki mücadeleye ilgi duymas› söz konusu de¤ildi. Hatta bir parça içinde belirli bölgeler birbirleriyle bu düzeyde birlik içinde de¤ildi. Bu aç›dan serh›ldanlar›n ve dirilifl devriminin gerçekleflmesiyle birlikte sadece Kuzey Kürdistan’da de¤il, bütün Kürdistan parçalar›nda demokratik uluslaflma gerçe¤inde önemli ad›mlar at›lm›flt›r.
Kas›m 2008
om
74
Kürt halk› u¤runa ölecek kadar güzel bir yaflam için mücadele vermektedir Bu demokratik ve sosyal devrimin, demokratik ulusal siyasal hareketin Kürt toplumunda ölçüleri yükseltti¤i aç›kt›r. Kürt toplumu art›k eski geri yaflam› be¤enmeyen yeni bir yaflam felsefesi ve kültürü edinmifltir. Kemal Pir’in “yaflam› u¤runa ölecek kadar seviyoruz” sözü, asl›nda nas›l bir yaflam›n sevilmesi gerekti¤ini ortaya koymaktad›r. Bir yaflam sevilecekse u¤runa ölünecek kadar güzel olmas› gerekmektedir. E¤er u¤runa ölünecek kadar de¤erli de¤ilse, u¤runda büyük fedakârl›k yap›lacak kadar de¤erli olmayan bir yaflam gerçe¤i varsa, bu-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN ler oldu¤u aç›kt›r. Böylece Kürt halk›na art›k köle ve geri bir yaflam›n kabul ettirilemeyece¤i görülmektedir.
Kürt halk› art›k kendi müzi¤ini yapmakta ve dinlemektedir
kendi o büyük ve güzel tarihini ve kültürünü güncellefltirerek yeniden Ortado¤u’nun özgür ve demokratik yaflam›nda öncü, demokratik ve özgürlükçü bir halk gerçe¤i olma konumuna do¤ru yol almaya bafllam›flt›r.
ne te we .c om
nun kabul edilmemesi gerekti¤ini, böyle kalitesiz bir yaflam›n Kürt toplumuna lay›k olmad›¤›n› Kemal Pir daha Diyarbak›r zindan›ndayken ortaya koymufltur. PKK ile birlikte art›k Kürt halk› u¤runa ölecek kadar güzel bir yaflam için mücadele vermektedir. Kürt halk›n›n yaflam ve be¤eni ölçüleri bu düzeyde yükselmifltir. Bu da sanat eserlerinin, kültür eserlerinin, edebiyat›n, fliirin, roman›n duygular›n›n, ölçülerinin ve be¤enilerinin çok yüksek olmas›n› beraberinde getirmifltir. Bu aç›dan Kürt art›k geri yaflam› ve geri ölçüleri kabul eden, her türlü yaflam› kabul eden bir toplum ve birey olmaktan ç›km›fl, di¤er halklardan, uluslardan, insanlardan daha da yüksek ve daha da güzel bir yaflam› hedefleyen bir halk haline getirilmifltir. Bu yönüyle Kürdistan’daki dirilifl devrimi dünyan›n herhangi bir yerinde gerçekleflen bir siyasal dev-
75
Bu kültürel geliflmenin MKM ve çeflitli kültür kurumlar›yla kendini ifade etti¤i görülmüfltür. Öyle ki art›k her flehirde onlarca müzik grubu ortaya ç›km›flt›r. Kürt halk› kendi diliyle müzik yapmakta, yapt›¤› müzik kasetleri bugün art›k piyasalarda çok rahat bulunmakta, evde, iflyerlerinde sokakta Kürt müzikleri dinlenmektedir. Art›k Kürt’ün sosyal ve kültürel yaflam›na Kürt diliyle, Kürt kültürüyle üretilen kültürel ve sanat eserleri damgas›n› vurmaktad›r. Böylelikle Kürt’ün duygular› ve düflünceleri gerçekleflen bu devrimle yo¤rulmaya ve Kürt toplum böyle flekillenmeye bafllam›flt›r.
“Bas›n-yay›n faaliyetlerinde de önemli geliflmeler ortaya ç›karm›flt›r. ‹lk günlük gazeteler, kesintisiz yay›n yapan haftal›k bir Kürtçe gazete, ayl›k ideolojik dergiler, gençlik ve kad›n dergileri ve daha birçok yay›n 1990'lar sonras› ç›kmaya ve giderek daha da geliflmeye bafllam›flt›r. ‹lk Kürt televizyonu da PKK'nin gelifltirdi¤i büyük devrim sonras› yay›na bafllam›flt›r. Bunlar bas›n yay›n faaliyetlerinin yetkinleflerek geliflti¤inin kan›t›d›r”
Zaten bir mücadelenin baflar›s› da ancak kendi kültürünü, kendi duygular›n› ve be¤eni ölçülerini ortaya ç›kard›¤›nda, bunu sadece baz› bireylerde de¤il, bütün topluma mal etti¤inde orada gelece¤e umutla bak›labilir, orada özgür, demokratik yeni yaflam›n yarat›lmas›n›n yolu döflenebilir ve önü aç›labilir. Dirilifl devrimi bu alanda önemli geliflmeler yaratarak Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinin geliflmesine büyük bir temel haz›rlad›¤› gibi, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik gelece¤ini garantiye alan bir yeni duygular dünyas›, yeni be¤eniler dünyas›, her türlü gerili¤i reddeden özgür ve demokratik ölçülerde yaflamay› topluma ve bireye yediren yeni bir Kürt kültür gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r. Tabii bu yeni Kürt kültür gerçe¤i otantik de¤erler üzerinden zenginleflerek, yenileflerek, kendi köklerinden kopmadan,
ww
w.
rim, onun getirdi¤i yeni sosyal yaflam ve kültürden öte özelliklere sahiptir. Bir nevi Kürt toplumunun neolitik ça¤la birlikte insanl›k aç›s›ndan en yüksek, en kaliteli yaflam›, ölçüleri ve be¤enileri en yüksek yaflam› yaflarken, herkesten daha üst düzeyde bir sosyalleflmeyi, bir kültürleflmeyi, bir duygu düzeyini yaflarken ve böylelikle insanl›¤a öncülük yaparken, bugün de o köklerine dayanarak, o köklerine ba¤l› kalarak gerçeklefltirdi¤i dirilifl devrimiyle ortaya ç›kard›¤› sosyal ve kültürel devrim, demokratik devrimle Kürt toplumunda be¤eni ve yaflam ölçülerini yükseltip kalitelilefltirerek bugün de di¤er toplumlardan daha yüksek bir toplumsal refleks, özgür ve iradeli bireyden oluflan demokratik bir uluslaflma yaflamaktad›r. Bunun da Kürt toplumu aç›s›ndan kutsall›k de¤erinde yeni geliflme-
Bas›n-yay›n alan›nda da önemli geliflmeler yaflanm›flt›r
Tüm bu geliflmeler Kürdistan’da bas›n-yay›n faaliyetlerinde de önemli geliflmeler ortaya ç›karm›flt›r. ‹lk günlük gazeteler, kesintisiz yay›n yapan haftal›k bir Kürtçe gazete, ayl›k ideolojik dergiler, gençlik ve kad›n dergileri, dinsel topluluklar›n ç›kard›¤› dergiler ve daha birçok yay›n 1990’lar sonras› ç›kmaya ve giderek daha da geliflmeye bafllam›flt›r. ‹lk Kürt televizyonu da PKK’nin gelifltirdi¤i büyük devrim sonras› yay›na bafllam›flt›r. Daha sonra radyolar›n aç›lmas›, Kürt ajans›n›n kurulmas› bas›n yay›n faaliyetlerinin yetkinleflerek geliflti¤inin kan›t›d›r. Kürt bas›n› baflta Avrupa olmak üzere Rusya ve Kürdistan’›n tüm parçalar›nda da önemli kurumlaflmalara kavuflmufltur. Kürtçe edebiyata ilgi artt›¤› gibi, Kürtçe kitap bas›m› artarak hem Kürt dili edebiyat›na hem de Kürt yaflam›na etkilerde bulunmaya bafllam›flt›r. Yaflanan bu büyük devrimsel geliflmeler Kürt toplumunda ret ve kabul ölçülerinde netleflme ortaya ç›karm›flt›r. Eskiden kötü olan bir fley iyi gözükürken, iyi olan bir fley de kötü gözükebiliyordu. Dirilifl devrimi bu konuda büyük bir düzeltme yapm›flt›r. Bilindi¤i gibi inkârc› sömürgecili¤in yüz y›llar boyu Kürdistan’da yürüttü¤ü despotik egemenlik sonucu Kürtlerde iflbirlikçilik bir genel karakter olmufltu, hatta giderek normalleflmeye bafllam›flt›. Öyle ki bir devlet yetkilisiyle ya da devletin herhangi bir idari mülki amiriyle iliflkide olmak, hatta bir flehirde, bir yerde Türk ordusunun bir generali ya da bir subay›yla iliflkide olmak bile art›k ay›planmayacak bir durum haline gelmiflti. Hatta kendi iliflkisini yürüten, bu yönüyle ak›ll›, iflbilir insanlar olarak görülmeye bafllanm›flt›. Dirilifl devrimiyle birlikte bütün insanlar›n ölçüsü, itibar› iyi bir kifli mi oldu¤u, kötü
SERXWEBÛN
Kürdistan’da art›k namus anlay›fl› da de¤iflmifltir
ww
w.
ne t
Eskiden kad›n›n siyasal yaflama, toplumsal yaflama, kültürel yaflama kat›l›m› do¤ru görülmezken, bu konuda kad›n evin d›fl›na ç›kmazken, kad›n erke¤in namusu olarak görülürken, bu konuda da önemli de¤iflmeler ortaya ç›km›flt›r. Art›k esas namus Kürt halk›n›n vatan›n›n özgürlü¤ü, halk›n demokratik yaflam› ve özgürlü¤ü olarak görül-
müfltür. Erke¤in ne kadar namuslu oldu¤u, kad›n›n ne kadar namuslu oldu¤u, ne kadar de¤erli ve sayg› gören bir kifli oldu¤u art›k esas olarak da Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü hedefleyen, siyasal ve toplumsal mücadele içine kat›lmas›yla, bu konuda gösterdi¤i tutumla belirlenmeye bafllanm›flt›r. Yani Kürt halk›nda art›k namus anlay›fl› Özgürlük hareketine, Kürt toplumunun demokratik mücadelesine verdi¤i destek ve kat›l›mla ölçülmektedir. Eskiden soka¤a ç›kamayan kad›n art›k mitinglere gitmektedir, derneklere gitmektedir, yurtsever demokratik partiye gitmektedir, hatta eylemler için flehir flehir dolaflmaktad›r. Bunlar tabii ki Kürt kad›n›n›n sosyal yaflam›nda, duygusunda ret ve kabul ölçülerinde önemli bir geliflme ortaya ç›karm›flt›r. E¤er Kürt kad›n› özgürlü¤ü ve demokrasisi için, ülkesini ve halk›n› sahiplenmek için, gerillas›n› sahiplenmek için, zindandaki tutsa¤›n› sahiplenmek için evden d›flar› ç›k›yorsa bu art›k kad›n›n özgürlük aray›fl›nda geri dönülmez bir düzeye geldi¤ini göstermektedir. Kad›n bu tür amaçlar› ve faaliyetleri aç›s›ndan art›k belirli bir özgürleflmeyi, geri anlay›fltan ve iliflkilerden kopmay› yaflam›flt›r. Öyle ki önceden kap›s›ndan d›flar› ad›m atamayan, kafas›n› d›flar› ç›karamayan kad›n, özgürlük mücadelesinin de¤erlerine sahiplenmek, özgürlük mücadelesinin bir parças› olmak için soka¤a ç›kt›¤›nda b›rakal›m engellenmeyi art›k toplum içinde itibar gören, de¤er gören bir tutum olarak ele al›nm›flt›r. Kad›n›n mücadele-
nin birçok yerinde yer almas› kad›n erkek iliflkilerinde de de¤iflimi yaratm›fl, kad›n› erkek karfl›s›nda güçlendirmifltir. Zaten kad›n gerillalar art›k Kürt toplumunun kutsal tanr›çalar› olarak görülmeye bafllanm›flt›r. Özellikle genç k›zlar›n rüyalar›n› süsleyen bu kad›n gerillan›n yaflam› olmufltur. Onlara karfl› duyulan sevgi bütün sevginin üstüne ç›km›flt›r. Bu yönüyle Kürt kad›n› ve k›z›nda kendisine güven artm›flt›r. Kürt kad›n gerillalar›n›n mücadelesi ve yürüttü¤ü savafl› ayn› zamanda kendilerinin savafl› olarak görmüfllerdir. Onlar›n flahs›nda kendileri irade ve güç kazanm›fllard›r. Art›k toplumda sadece erkeklerin de¤il, kad›nlar›n da özgürlük ve demokrasi mücadelesine güç verdi¤i, ülkelerine sahiplendi¤i gerçe¤ini durufllar›yla, tutumlar›yla erkeklere hat›rlatm›fllard›r. Bu yönüyle Kürt kad›n› özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yer alman›n gururunu yaflam›flt›r. Kad›n gerillan›n flahs›nda kendini güçlendiren kad›n, kendini erkek karfl›s›nda yeni biçimde konumland›ran kad›n, bu mücadeleden ald›¤› güçle bir taraftan da¤lara do¤ru koflarken, di¤er taraftan serh›ldanlarda ve bütün kurumlarda yerini alarak, mücadeleye koflarak gerçekten de yurtseverli¤in en güzel yan›n› temsil etti¤ini, Kürt toplumunda özgürlü¤e ve demokrasiye en ba¤l›, bunun için en fazla fedakârl›k verecek bir toplumsal kesimi, bir cinsi temsil etti¤ini her günkü prati¤i ve fedakârl›¤›yla ortaya koymufltur. Bu da tabii Kürt toplumunda kad›n›n itibar›n› giderek yükselmesini beraberinde getirmifltir. Kad›n bu yönüyle kendi itibar›n›, kendi gücünü, kendi iradesini kendi mücadelesi ve fedakârl›¤›n› ortaya ç›kararak siyasal mücadele baflta olmak üzere bütün toplumsal ve kültürel yaflam içinde yer alman›n gücünü göstermifltir.
ew e. c
bir kifli mi oldu¤u, iyi bir ifl mi yapt›¤›, kötü bir ifl mi yapt›¤› art›k Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine destek verip vermemesiyle ba¤lant›l› hale gelmifltir. O güne kadar herhangi bir mülki amirle, devletin herhangi bir yetkilisiyle iliflki kuran insanlara art›k kötü gözüyle bak›lm›flt›r. B›rakal›m onlar›n itibar görmesini, toplum içinde hain, iflbirlikçi, uflak gözüyle bak›lm›flt›r. De¤er yarg›lar›ndaki bu yönlü de¤iflimler Kürt toplumundaki özgürlük ve demokrasi aç›s›ndan kendi iradesi ve kimli¤iyle yaflama kararl›l›¤› aç›s›ndan önemli bir geliflmeyi ifade etmektedir. Kürt özgürlük hareketine katk› vermek toplum taraf›ndan onure edilirken, inkârc› sömürgeci karakterdeki devlet yetkilileriyle iliflkilenmek art›k lanetlenmektedir. Böylelikle geçmiflte tehlikeli ve riskli görülen, çok istenemeyen, devlete karfl› bir durufl, devlete karfl› bir isyan hali, devletten uzaklaflma ise onurlu ve iyi bir durum olarak toplumsal de¤er yarg›lar› içine yerleflmifltir.
Kas›m 2008
om
76
PKK gençli¤in kutup y›ld›z› olmufltur PKK, bir gençlik hareketi olarak siyasal mücadeleye bafllam›flt›r. Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini verme iddias›yla ortaya ç›kt›¤›nda en yafll›s› Önder Apo olan bir gençlik hareketi niteli¤indedir. Hem gençlik hareketidir hem de Kürt yoksullar›n›n çocuklar›n-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN da okuyamayan gençlerle bütünleflmesi daha da kolay olmufltur.
PKK ile birlikte gençlik iradesi güçlenerek özgüvene kavuflmufltur
talebeler demifltir. PKK’nin toplumdaki di¤er bir ad› da talebeler, yani ö¤renci gençler olmufltur. PKK bu özelli¤iyle de daha bafltan itibaren toplum içinde, gençli¤in itibar›n› yükselten, gençli¤e itibar ve sayg›nl›k kazand›ran bir hareket olmufltur. Bugün gençli¤in Kürdistan toplumunda belirli bir sayg›nl›¤› varsa, gençlik bir yere gitti¤inde etkili olabiliyorsa, bunu PKK’nin gençli¤e verdi¤i rol, gençlik hareketi olarak bafllamas› ve hala da bir gençlik hareketi olarak bu mücadeleyi sürdürmesi, karakterinin böyle olmas›na borçludur. Gençlik art›k Kürt toplumu ve Kürt insan› gözünde cahil, kendini bilmez, kafas›nda kavak yelleri esen bir toplumsal kesim de¤ildir. Tabii gençlik dinamiktir, daha coflkuludur, yine yafll›lara göre daha tecrübesizdir, ama günümüzde Kürt gençli¤i Kürt özgürlük mücadelesinin hâlâ temel dinamik gücü olarak Kürt özgürlük hareketinin mücadelesinin birikimini kazanmaya yönelen ve birikimleri kendinde somutlaflt›rarak gelece¤e tafl›mak isteyen bir durumdad›r. Art›k Kürt gençlerine hedefi olan, yarat›lan toplumsal de¤erlerle bir ba¤› ve sorumlulu¤u olan genç gözüyle bak›lmaktad›r. Toplum art›k bu gençlerden beklentilidir. Kürt özgürlük mücadelesine ve yaratt›¤› de¤erlere sahiplenmesi, bunu korumas›, bunu gelece¤e tafl›rmas› gibi bir yükümlülük alt›ndad›r. Bu aç›dan da gençli¤e Kürt toplumundaki bak›fl ve verilen de¤er köklü bir de¤iflime u¤ram›flt›r. Ortaya ç›kan bu gençlik düzeyi ve Önderli¤imizin öncülük ederek, destek vererek ortaya ç›kard›¤› kad›n gerçe¤i bugün Kürdistan özgürlük mücadelesinin öncü güçleri durumundad›rlar. Art›k PKK’nin mücadelesini as›l sahiplenen ve yürütenler kad›n ve gençliktir. Bu yönüyle PKK bir gençlik ve kad›n hareketi olurken, kad›n ve gençlik de PKK’nin en temel kadro gücü, mücadele gücüdür. Bu mücadele gücüyle bütün toplumsal kesimleri Kürt özgürlük mücadelesi alt›na toplamakta ve baflar›ya götürmek için en büyük fedakârl›¤› göstermektedir. Önderli¤imizin kad›n› ve genci Kürt özgürlük mücadele-
ne te we .c om
dan oluflmufl bir harekettir. Bu nedenle her zaman gençli¤in duygular›n› tafl›yan, gençlik mücadelesinde ortaya ç›kan bir güç olarak gençli¤in duygular›n› kavrayabilen, etkileyebilen bir karaktere sahip olmufltur. Bu gençlik ruhunu her zaman da korumufltur. Bu aç›dan PKK her zaman gençlere yak›n olmufltur. Gençler de her zaman kendini PKK’ye yak›n hissetmifltir. Özellikle serh›ldanlar›n geliflmesiyle birlikte bu serh›ldanlarda en fazla yerini alan gençlik ister kad›n olsun ister erkek olsun gerillaya ak›n ak›n koflmufltur. Önceleri gelece¤ine umutsuz olarak bakan, bir yerde bir emekçi olarak çal›fl›p karn›n› doyurmak isteyen gençleri sadece eme¤ini satabilen, eme¤ini satma d›fl›nda bir hedefi olmayan Kürt gençli-
77
PKK’nin Kürdistan tarihine getirdi¤i en büyük de¤iflimlerden biri de gençli¤in toplumun en önemli gücü haline gelmesidir. Eskiden gençlik toplumun, yafll›lar›n, orta yafll›lar›n etkisinde, sadece onlar›n istedi¤i do¤rultuda hareket eden bir kesim iken, PKK ile birlikte özgür iradesi olan, kendi ayaklar› üzerinde duran, hatta bütün toplumun siyasal, sosyal ve kültürel yaflam›na öncülük edecek bir özgüveni kazanan bir konuma gelmifltir. Bu aç›dan PKK gençlik aç›s›ndan gençli¤e öz-
“Kad›n ve gençlik de PKK'nin en temel kadro ve mücadele gücüdür. Bu mücadele gücüyle bütün toplumsal kesimleri Kürt özgürlük mücadelesi alt›na toplamakta ve baflar›ya götürmek için en büyük fedakârl›¤› göstermektedir. Önderli¤imizin kad›n› ve genci Kürt özgürlük mücadelesinin öncü konumunda görmesi, gençlik ve kad›n›n bu role lay›k olarak büyük fedakârl›klarla mücadeleye kat›lmas› kad›n›n ve gencin itibar›n› daha da yükseltmifltir”
güven kazand›ran, onu ülkenin ve halk›n gerçek sözcüsü haline getiren, kendisini ülkenin ve halk›n›n gelece¤i olarak görmeyi sa¤layan yeni bir zihniyet yaratm›flt›r. Di¤er siyasal hareketler daha çok gençli¤i kendi siyaseti için de¤erlendirmek isterken, PKK’de ise gençlik bizzat özgürlük ve demokrasi siyasetinin esas sahibi, esas gücü olmufltur. Tabii bunu PKK’nin ç›k›fl›ndaki karakter özelliklerine ba¤lamak gerekir. PKK ç›k›fl›ndan itibaren bizzat bütün gücünü, bütün zeminini, bütün taban›n› kendisi yaratm›flt›r. Herhangi bir gücün, flunun bunun etkisinde olan, onun etkisinde geliflen bir gençlik hareketi olmam›flt›r. Bizzat gençlik olarak ideolojik, teorik, siyasal, örgütsel bütün de¤erleri kendisi üretmifltir, kendisi gelifltirmifltir. Bu aç›dan PKK’nin bu gerçe¤i nedeniyle gençli¤in rolü ve itibar› toplumda öne ç›km›flt›r. Nitekim birçok örgüt olmas›na ra¤men Kürt ya da Türk sol gruplar› bulunmas›na ra¤men, halk sadece PKK’lilere
ww
w.
¤i, PKK’nin gelifltirdi¤i özgürlük mücadelesiyle birlikte umuda sahip olmufltur. Art›k gençlik için bir umut kap›s› vard›r. Umut bir kutup y›ld›z› gibi gençli¤in karfl›s›nda durmaktad›r. PKK bu yönüyle gençli¤in kutup y›ld›z› olmufltur. Gelece¤ine güvensiz ve çaresiz olarak bakan gençlik, PKK’de özgür gelece¤ini, demokratik gelece¤ini, iradeli bir güç olma gerçe¤ini görmüfltür. Serh›ldanlardan sonra onlarca, yüzlerce, binlerce genç gerilla saflar›na koflma, PKK saflar›na koflman›n yolunu aram›flt›r. Gerçekten de yolunu bulanlar gerilla saflar›na koflmufltur. Daha fazla kat›lamam›flsa yol bulamam›flt›r ya da birço¤u gerillaya ulaflmak isterken yakalanm›flt›r. Hatta gerilla saflar›m›za kat›lmaya giderken yollarda flehit düflen gençler olmufltur. 1990’l› y›llar gençlik için böyledir. Gençlik art›k ideolojik ve siyasal karakter kazanan bir toplumsal kesim olmufltur. Tabii, yoksul kesimlerin de üniversitelerde giderek daha fazla okumas›yla birlikte gençli¤in iflsiz ya
SERXWEBÛN
Ülkeden kaçan de¤il yüzünü ülkeye dönen bir ulusal gerçeklik yarat›lm›flt›r
ne t
Geliflmeler 1990’l› y›llardan itibaren etkisini Avrupa’da da göstermifltir. Avrupa’da daha önce de var olan örgütlenmeler büyük bir kitlesel güce ulaflt›¤› gibi, büyük bir kurumsallaflmaya da dönüflmüfltür. Daha önce ekmek paras› kazanmak, fiziki varl›¤›n› sürdürmek için ülkesinden göç edip Avrupa’ya giden, Avrupa’da en tortu ifller yapan Kürtler, PKK’nin öncülü¤ünde örgütlenmeye bafllam›fllard›r. Avrupa’da giderek büyük bir örgütlü Kürt kitlesi oluflmufltur. Tamamen örgütlü bir yaflama kavuflmufllard›r. Bunun etraf›nda diplomasi oluflmufltur, bunun etraf›nda bas›n oluflmufltur, bunun etraf›nda kültür kurumlar› oluflmufltur. Yüz binlerce Kürt ERNK çat›s› alt›nda birleflmifltir. Ülkeden kaçan Kürt toplumu, ülkesinden kopan Kürt toplumu giderek Kürt kimli¤ini bile yitirmeye yüz tutan Kürt toplumu, sadece Kürt özgürlük hareketi etraf›nda örgütlenmekle kalmam›fl, binlerle ifade edilecek gencini Kürdistan da¤lar›na göndermifltir. Asimilasyonun yo¤un oldu¤u, Kürtlü¤ün bitirilmeye çal›fl›ld›¤› Güneybat›dan, Dersim’den Avrupa’ya giden Kürtlerin evlatlar› özgürlük savafl›na koflarak asimilasyonun,
inkâr ve imha siyasetinin intikam›n› al›rcas›na bu mücadele içerisinde yer alm›fllard›r. Böylelikle inkârc›, asimilasyoncu, sömürgeci politika en fazla gelifltirildi¤i yerden bile geriletilerek Kürdistan’da ulusal demokratik aya¤a kalk›fl gerçekleflmifltir. Bu bak›mdan Marafl, Malatya, Sivas, Ad›yaman, Antep, Elaz›¤, Kars gibi yerlerde inkârc› sömürgecili¤in durdurulmas›, asl›nda Türk devletinin inkâr ve imha siyasetini önemli oranda bofla ç›kar›lmas› anlam›na gelmektedir. Art›k Kürtlerin ülkeden kaçan de¤il de yüzünü ülkeye dönen bir ulusal durufla yönelmesi PKK’nin yaratt›¤› en büyük baflar›lardand›r. Sadece Avrupa’da de¤il, Kafkaslarda, Rusya’da dünyan›n neresinde olursa olsun nerede bir Kürt varsa yüzünü ülkeye dönmüfltür. Ülkedeki mücadeleye güç vermifltir. Böylelikle inkârc› ve imhac› güçlerin en a¤›r bask›lar› karfl›s›nda Kürt özgürlük hareketi bu demokratik uluslaflmadan ald›¤› moral güçle, maddi ve manevi güçle direnmesini daha da artt›rm›flt›r. Bugün Kürt özgürlük hareketi her türlü bask›ya ra¤men direniyorsa, bunun nedeni yarat›lan böyle bir uluslaflma gerçe¤inin gücünü arkas›na almas›d›r. Özgücüne güvenerek, Kürt her alandaki imkânlar›n› özgürlük mücadelesine seferber ederek, inkârc› sömürgeci güçlerin Kürdistan üzerinde kurmak istedi¤i bask›y›, tuza¤›, kuflatmay› k›racak bir güç ortaya ç›karm›flt›r.
Diplomatik çal›flmalarla Kürtler uluslararas› alanda da etkili olmufltur
w.
ww
alanda da dostlar› ve kendini tan›tma imkânlar› artm›flt›r. Kürt sorunu art›k diplomatik çal›flmalarla uluslararas› alana tafl›r›lm›fl ve uluslararas› güçlerin de gündemine girmifltir. Bu yönüyle Avrupa’daki örgütlendirilmifl Kürt toplumuna dayanarak belirli bir diplomasi yürütülmesi önemli bir kazan›m olmufltur.
Avrupa’daki halk›m›z yaflamlar›n› mücadeleye göre örgütlemektedir
Öte yandan Avrupa’daki Kürtlerin maddi ve manevi gücünün örgütlü hale getirilmesi Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinin hizmetine sokmas› kadar de¤erli bir fley olamaz. PKK bunu büyük bir çabayla gerçeklefltirmifltir. Özellikle de Önderli¤imiz Avrupa ile çok yak›ndan ilgilenerek Kürt toplumunun örgütlü hale gelmesini, hem de özgürlük mücadelesine, PKK’ye kadrolardan daha fazla ba¤l› hale gelmesini sa¤lam›flt›r. Avrupa’da yaflanan bu de¤iflimi, Kürtlerde yaflanan bu de¤iflimi özgürlük ve demokrasi mücadelesi aç›s›ndan büyük bir kazanç olarak görmek gerekir. Sadece maddi ve manevi bir destek vermemektedirler, art›k yaflamlar›n› mücadeleye göre örgütlemifllerdir. PKK’nin özgürlük ve demokrasi anlay›fl› evlerinin içine kadar girmifltir, Kürtler aras› iliflkinin çimentosu haline gelmifltir. Kürtler aras› iliflki art›k demokratik özgürlükçü temelde geliflmektedir. Avrupa’n›n her türlü eritici ve tüketici özelli¤ine ra¤men Kürt toplumsallaflmas› Avrupa’da güçlü bir biçimde ortaya ç›kar›lm›flt›r. Bunlar› görmemek mümkün de¤ildir. Bunlar› görüp de Önder Apo’nun ve PKK’nin Kürt toplumuna kazand›rd›klar›n› takdir etmemek mümkün de¤ildir. Bunlar büyük bir çabayla, inançla, iradeyle, takiple, izlemeyle, öncülük yapmayla, e¤itimle gerçekleflmifltir. Avrupa’da da neredeyse her semtte, kasabada yaflayan Kürtlerin flehitleri vard›r. Mücadele içinde olan gençleri vard›r. Bunu yaratmak önemlidir. Kürtlerin inkârc› sömürgeci politikalar sonucu Türkiye’de olsun, ‹ran’da olsun, Suriye’de olsun, Güney’de olsun hep Avrupa’ya
ew e. c
sinin öncü konumunda görmesi, gençlik ve kad›n›n bu role lay›k olarak büyük fedakârl›klarla mücadeleye kat›lmas› kad›n›n ve gencin itibar›n› daha da yükseltmifltir. Art›k bütün di¤er toplumsal kesimler gençli¤in ve kad›n›n peflinden gitmeyi ve onun öncülü¤ünde mücadeleye kat›lmay› bir onur gibi görmektedirler. Bu yönüyle PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesini, yaratt›¤› en büyük de¤iflimlerden biri de gençli¤i ve kad›n› bu pozisyona getirmesidir, kad›n› ve gençli¤i Kürt toplumunun, Kürt özgürlük hareketinin en dinamik gücü yapmas›d›r. Tabii bunlar bafll› bafl›na büyük devrimlerdir, Kürt toplumunun yeni karakterini, yeni niteli¤ini, yeni özelli¤ini, yeni de¤erlerini ortaya koymas› aç›s›ndan da tabii ki çok de¤erlidir ve çarp›c›d›r.
Bu süreç ayn› zamanda Kürtlerin ilk defa kapsaml› bir biçimde uluslararas› alanda kendini tan›tt›¤›, diplomasi yapt›¤› bir süreçtir. Her ne kadar NATO, ABD ve Avrupa güçleri Türkiye ile iliflkileri nedeniyle Kürt özgürlük hareketine karfl› düflmanca bir tutum içine girseler de Türk devletini aç›ktan destekleseler de, ama art›k geçen yüz y›lda oldu¤u gibi Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini dünyaya kapat›p bo¤ma imkânlar› eskiye göre azalt›lm›flt›r. Kürt halk› öyle art›k bo¤ulacak, tecrit edilecek bir halk olmaktan ç›km›flt›r. Uluslararas›
Kas›m 2008
om
78
Kas›m 2008 SERXWEBÛN göçertildi¤i bir durumdan bunu tersine çevirmeyi de asl›nda Kürt özgürlük hareketinin en temel baflar›lar›ndan biri olarak görmek gerekiyor.
içinde hep zorla fliddetle çözülen asker bürokrasisi içinde bile Kürt sorununun art›k bast›rma seferleriyle çözülece¤ine kuflkuyla bak›lmaktad›r. Nitekim emekliye ayr›lan bütün genelkurmay baflkanlar›n›n bile bu sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyece¤ini, baflka yollar bulunmas›n› gerekti¤ini belirtmeleri, Kürt halk›n›n büyük fedakârl›kla yürüttü¤ü mücadelenin ortaya ç›kard›¤› bir sonuçtur. Türkiye’de hemen hemen bütün toplumsal kesimler bu sorunun çözümünün bir siyasi irade ile gerçekleflece¤ini düflünmektedir. Türkiye, mevcut durumda inkâr ve imha politikas›nda ›srar etse de inkâr ve imha sistemi k›r›lma noktas›na gelmifltir. Son dönemlerini yaflamaktad›r. Mücadelede kararl› olundu¤u taktirde Türkiye toplumu aç›s›ndan sorunun çözümü d›fl›nda baflka yol kalmayacakt›r. Türkiye’de demokrasi mücadelesinin önü aç›lm›flt›r.
halklar›na, ezilenlerine, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren güçlere flöyle bir örnek olma gerçe¤i vard›r. Bir halk, bir toplum e¤er isterse ve kararl› olursa, karfl›s›ndaki düflman güç hangi imkânlara sahip olursa olsun kendi özgücüne dayanarak bir mücadeleyi sürdürebilir. Bir halk örgütlenir ve kararl› bir biçimde özgürlük ve demokrasi mücadelesini sürdürürse, karfl›s›nda birçok uluslararas› güç olsa da bu mücadeleyi ezmeleri mümkün olmaz. PKK’nin NATO’nun ikinci büyük ordusu olan Türkiye’ye karfl› böyle bir mücadeleyi sürdürmesi asl›nda bütün Ortado¤u halklar›na, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verenlere özgüven kazand›rm›flt›r. PKK’nin özgücüne dayanarak böyle bir mücadeleyi büyük zorluklar alt›nda sürdürmesi, bütün halklar›n zor koflullarda mücadele etme ve baflar›l› olma inanc›n› yükseltmifltir. Eskiden d›fl destek olmazsa, flu kadar güç olmazsa mücadele edilemez gibi bir e¤ilim çok fazla geliflmifltir. Ortado¤u’da yürütülecek bir mücadele bölge gericili¤i ya da emperyalist güçler taraf›ndan bast›r›l›r düflüncesi ezilen halklarda veya topluluklarda bir yarg›ya dönüflmüfltür. Ama PKK’nin öncülük etti¤i Kürt özgürlük mücadelesi bu yarg›y› k›rm›flt›r. Hiçbir güçten destek almadan da d›fl bir güce dayanmadan da kendi özgücüne dayanarak bir mücadeleyi sürdürebilirsin anlay›fl›n› vermifltir. Bu aç›dan Ortado¤u halklar›na örnek bir direnifl gelene¤i sunmaktad›r. En zor koflullar alt›nda mücadele edilebilir anlay›fl›n› vermesi Ortado¤u siyasi tarihi ve halklar›n özgürlük mücadelesi için önemli bir yere sahip olmufltur. Filistin mücadelesi de Ortado¤u halklar› aç›s›ndan önemli bir direnifl gelene¤idir ama Kürt özgürlük mücadelesiyle karfl›laflt›r›l›rsa arada çok büyük bir fark vard›r. Filistinlileri destekleyen 16 tane devlet vard›r, arkas›nda çok büyük bir siyasi, ekonomik ve moral güç vard›r. PKK ise Filistin devriminin tersine, moral bozucu ya da çok fazla gücün karfl›t politika izledi¤i koflullarda mücadele yürütmektedir. Bu yönüyle Filistin mücadelesiyle karfl›laflt›r›lamayacak bir ka-
ne te we .c om
Türkiye toplumu da art›k Kürt varl›¤›n› kabul etmeye bafllam›flt›r
79
PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesiyle Kürt sorunu konusunda bilinçsiz olan Türkiye toplumu daha bilinçli ve Kürt gerçekli¤ini, varl›¤›n› kabul etmeye daha yak›n hale gelmifltir. Ancak siyasi güçler siyasi kayg›larla birbirlerini vatan hainli¤i ve bölücülük töhmeti alt›nda tutarak demokratik siyasal bir çözümün geliflmesinde t›kay›c› rol oynamaktad›rlar ya da klasik devlet politikas›n› aflan bir siyasi iradeyi ortaya koyamamaktad›rlar. Bu nedenle Türkiye siyasetinde statükoculuk ve gericilik bir türlü k›r›lamamaktad›r. Sol ise 12
“PKK'nin özgücüne dayanarak mücadeleyi sürdürmesi bütün halklarda zor koflullarda mücadele etme ve baflar›l› olma inanc›n› yükseltmifltir. Eskiden d›fl destek olmazsa mücadele edilemez gibi bir e¤ilim çok fazlas›yla geliflmiflti. Ortado¤u'da yürütülecek mücadele bölge gericili¤i ya da emperyalist güçler taraf›ndan bast›r›l›r düflüncesi ezilen halklarda veya topluluklarda bir yarg›ya dönüflmüfltü. PKK'nin öncülük etti¤i Kürt özgürlük mücadelesi bu yarg›y› k›rm›flt›r”
Mücadelemizden ald›klar› moral, güç ve destekle Türkiye’de anti demokratik örgütlenmelerin önüne geçmek için tabandan gelen bir örgütlenmenin zemini de ortaya ç›km›flt›r.
ww
w.
Eylül’ün üzerinden silindir gibi geçmesinin ve reel sosyalizmin da¤›lmas›n›n yaratt›¤› olumsuz etkiyle, ideolojik, teorik olarak bir kafa kar›fl›kl›¤›n› yaflamas› sonucu alternatif bir siyasal güç haline gelememektedir. Sol zay›f kal›nca, di¤er partiler de devlet politikas›n› aflamay›nca, Türkiye Kürt sorununda bir t›kan›kl›¤› yaflamaktad›r. Bu t›kan›kl›¤› ayd›nlar, yazarlar ve hemen hemen bütün siyasiler de görmektedir. Kürt sorunun Türkiye’yi t›kad›¤›n› hepsi kabul etmektedir. Ama çözüm politikas› gelifltiremedikleri için klasik inkâr ve imha siyasetinin pefline tak›lmaktan baflka bir yol da bulamamaktad›rlar. Bütün bunlara ra¤men PKK’nin öncülük etti¤i özgürlük mücadelesinin Türkiye’de Kürt sorununun çözümünü her zamankinden daha yak›n hale getirmifltir. Çünkü Türkiye bast›rma politikalar›n›n bütün versiyonlar›n› tüketmifltir. Sorunlar› tarih
PKK’nin mücadelesi Ortado¤u halklar›na demokrasi mücadelesinde özgüven kazand›rm›flt›r
PKK’nin 30 y›ll›k özgürlük mücadelesinin Ortado¤u co¤rafyas›nda da önemli siyasal, sosyal ve kültürel de¤iflimlere yol açt›¤› tart›flmas›zd›r. Çünkü PKK Ortado¤u’nun tam da göbe¤inde halklar›n tarihsel gerçekli¤iyle bütünleflen ve gelece¤ini bu temele dayanarak yeniden flekillendirmek isteyen bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi sürdürmektedir. Her fleyden önce PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesinin Ortado¤u
SERXWEBÛN
PKK mücadelesi Ortado¤u’nun demokratikleflmesinin motor gücü haline gelmifltir
PKK yürüttü¤ü özgürlük mücadelesiyle Kürt halk›n› önemli bir demokratik güç yaparak, demokratik uluslaflma potansiyelini ve enerjisini ortaya ç›kararak Türkiye’yi, ‹ran’›, Suriye’yi, Irak’› demokratiklefltirecek güç haline getirmifltir. Bu yönüyle Ortado¤u’nun de-
w.
ww
mokratikleflmesinin motoru haline gelmifltir. Kürtler ideolojik gücü ve yürüttü¤ü öncülükle bugün Ortado¤u halklar›n›n en onurlu halk› haline gelmifl bulunmaktad›r. PKK öncülü¤ünde Ortado¤u halklar›na tüm insanl›¤› etkileyecek yeni yaflam gerçekli¤i kazand›racakt›r. ‹deolojik, teorik yenilenmesi, demokratik sosyalist ideolojinin dayanaklar›n›n ve mücadele gücünün esas olarak Ortado¤u’ya kaymas›, kad›n özgürlük devriminin yaratt›¤› yeni yaflam ve toplumsallaflma gerçe¤i, halklar›n kardeflli¤ine ve demokratik birli¤ine dayanan, bütün dinsel topluluklar›n, etnik topluluklar›n özgür ve demokratik yaflama kavuflaca¤› bir demokratik zihniyet ve demokratik sistem modeli ortaya koymas›, PKK gerçekli¤inin Ortado¤u’nun gelecek siyasal, sosyal, kültürel yaflam›nda daha flimdiden belirleyici bir rol oynayaca¤›n› göstermektedir. Tabii ki bu rolü oynarken Ortado¤u’nun kültürel de¤erleriyle iç içe olacakt›r, onlardan kopmayacakt›r. Ortado¤u’da bütün dinlerin yaratt›¤› güzel de¤erleri, ahlaki de¤erleri kendi demokratik komünal sisteminin de¤erleri haline getirecektir. Böylelikle neolitik toplumun de¤erlerini, insanl›¤›n bugüne kadar yaratt›¤› olumlu de¤erleri, halklar›n verdi¤i özgürlük mücadelesiyle ortaya ç›kan eflitlik, adalet ölçülerini, dinlerin adalet, eflitlik, özgürlük ve demokrasi ad›na ortaya ç›kard›¤› de¤erlerin hepsini demokratik sosyalist anlay›fl›n›n, yeni yaflam›n kültürel de¤erleri haline getirerek böyle bir sentezleme gücünü gösterecek Ortado¤u halklar›n›n dönüflümünün en temel dinamik gücü olacakt›r. Baz› Arap ayd›nlar›n›n Önderli¤i Selahaddin Eyyubi’ye benzetmesi söz konusudur. Önderlik 21. yüzy›lda da daha çok Ortado¤u halklar›n›n demokratik iradesini kapitalist moderniteye karfl›, iktidarc› devletçi sisteme karfl› savunan demokratik komünalizmin Selahaddin Eyyübi’si olacakt›r. Demokratik komünalizmin bireyci, sömürücü sistemlere karfl› direniflinin Selahaddin’i olacakt›r. Nitekim daha flimdiden gerçeklefltirdi¤i ideolojik teorik çözümlemeler ve bunun sistem modelleri Önder Apo’nun bu rolü oynayaca¤›n› göstermektedir.
ew e. c
ba¤l› kalarak, ama daha da gelifltirip kapsamlaflt›rarak asl›nda Ortado¤u tarihini, kültürünü, birikimini insanl›¤›n temel birikimi haline getirmesini bilmifltir. Önder Apo bu tarihsel birikimden, bu tarihsel de¤erlerden ald›¤› güçle Ortado¤u’nun kaynaklar›na, kültürel de¤erlerine dayanan, insanl›¤›n ortaya ç›k›fl›na befliklik yapm›fl, bu topraklar›n bütün de¤erleriyle bezenmifl bir ideolojik ve teorik yenilenme yaflayarak insanl›¤›n özgürlük ve demokrasi mücadelesine öncülük eder hale gelmifltir. Bugün Önder Apo’nun ideolojik, politik tezleri, yaflam ve mücadele felsefesi yeni yaflam›n esas olarak Ortado¤u’da yarat›labilece¤inin ifadesi olmaktad›r. Gelecek art›k Avrupa’n›n, ABD’nin de¤il de Önder Apo’nun tezlerinde, kendi devrimini gerçeklefltirecek ve yeni bir demokratik uygarl›k sentezi olacak, yeni bir yaflam ve sistem ortaya ç›karacak Ortado¤u halklar›n›n olacakt›r. Bugün Önder Apo’nun mücadelesinin ortaya ç›kard›¤› birikimin geldi¤i düzey, sonuç ve iddia budur.
ne t
rakterdedir. Bu aç›dan da PKK’nin yürüttü¤ü mücadele halklar aç›s›ndan kesinlikle önemli bir örnektir. PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesinin di¤er bir karakteri de hem sosyalist olmas› hem de halklar›n kültürel ve sosyal yap›lar›yla uyumlu olmas›d›r. Demokratik sosyalist anlay›fl›yla dinsel dogmatizme ya da toplumsal, kültürel yaflam› engelleyen kat›l›klara ve gericiklere karfl› durmaktad›r. Siyasal zihniyette, sosyal ve kültürel yaflamda önemli bir de¤iflimi ön görmektedir. Ama bunu yaparken Ortado¤u’nun tarihsel de¤erine, kültürüne öz de¤erlerine yabanc›laflan s›rt çeviren bir anlay›flla yapmamaktad›r. Bu tür Bat› ya da kapitalist modernite anlay›fll› yaklafl›mlara karfl›d›r. Ortado¤u’yu oryantalist bak›flla de¤il, içerden, o topraklar›n bir parças› olarak ele alan, hatta o topraklar›n en temel kültürünü yaratan bir halk olarak Kürtleri Ortado¤u gerçekli¤inden, kültürüden kopmadan, mücadele yürüten bir sol ve sosyalist hareket olmas› da çok önemlidir. Ortado¤u’da birçok sol ve sosyalist hareket halktan kopup, Ortado¤u halklar›n kültürel ve toplumsal de¤erlerine yabanc›laflarak marjinal kald›¤› halde PKK tam tersine bu de¤erlerle b›rakal›m karfl› karfl›ya gelmeyi, kat›laflm›fl dogmatik yönleri at›p, ama özünü alarak, bu de¤erleri yeni de¤erlerle zenginlefltirerek güncellefltirme anlay›fl›yla hareket etmektedir. Bu temelde komünal demokratik anlay›fla, esas olarak da bu topraklar›n tarihsel de¤erlerine
Kas›m 2008
om
80
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
81
ne te we .c om
10. Kongre çizgisiyle yetersiz yoldaflflll›k aflfl››lacakt›r
Türk devleti önemli bir yol ayr›m›na gelmifl bulunmaktad›r. Bu yollardan birisi demokratik çözüm iken di¤eri “T klasik imha-inkâr siyasetinde ›srard›r. 2005 A¤ustos'undan bu yana yürürlükte olan ise imha-inkâr siyaseti çerçevesinde flfliiddet yoluyla sonuç alma politikas›d›r. AKP ve ordu bu konuda anlaflflm m›fl bulunmaktad›rlar. 2006 ateflflkkesi karflfl››s›ndaki tutumlar› ise Önderli¤in zehirlenmesi, s›n›r ötesi tezkere karar› olmuflflttur. Hareketimizin Önderli¤in zehirlenmesine karflfl›› geliflflttirmifl oldu¤u Êdî Bese hamlesiyle inisiyatif büyük oranda Hareketimize ve halk›m›za geçmifl bulunmaktad›r. Gabar, Oramar ve Zap direniflflii, 15 fi fiu ubat Komplo protestosu, 8 Mart ve Newroz ile birlikte halk›m›z›n sürece aktif kat›lmas› gerçekleflflm miflflttir” fazla zaman geçmeden kendi yaratt›¤› hayallerin olanaks›zl›¤› ve yalanlar›n sonuçlar›yla somut olarak yüzleflmifltir. fiimdi derinleflen bu ekonomik krizi aflmak için ABD, Avrupa daha sonra dünyan›n belli bafll› zengin ülkeleri bir araya gelerek sistemin krizine çözüm üretmeye bafllam›fllard›r. 1929 bunal›m›ndan daha da a¤›r oldu¤u belirtilen 2008 ekonomik krizine bir sistemi kurtarma aray›fllar› biçiminde çözümler üretilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu çözümün eksenine ise sisteme olan güvensizli¤i gidermek için devlet taraf›ndan büyük paralar›n piyasaya pompalanmak istenmesi olmufltur. Bununla piyasalara, dolay›s›yla sisteme güven art›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. ‹nsanl›¤› tam bir aldatma ve baz› tekelleri daha fazla büyütme ad›na yap›lan bu giriflim sadece mali sermayeyi daha fazla güç haline getirecektir. Finans kapitali reel ekonomiden daha fazla kopmaya götürecektir. Yine daha fazla güçlenmifl finans kapital dünyan›n kaderini, siyasetini belirlemeye devam edecektir. Öte yandan üçüncü dünya ülkeleri ve emekçiler, iflçiler daha fazla yoksullaflacaklard›r. ‹flsizler ordusu daha fazla büyüyecektir. Krizin faturas› bu kesimlere daha fazla ödettirilmeye çal›fl›lacakt›r. Bu kesimler krizin ç›kmas›nda hiçbir rol ve sorumluluk sahibi olmad›klar› halde krizin kendilerine fatura edilmesi karfl›s›nda do¤al olarak tepkilerini ortaya koyacaklard›r. Bu tepki bugün somut bir programa ve çok etkili ve sistem için tehlike teflkil ede-
ww
w.
De¤erli yoldaflflllar; 2008 mücadele ve direnifl y›l›n›n sonuna do¤ru gidilirken, kazanan›n do¤ru Önderlik çizgisi, PKK 10. Kongresinde somutlaflan öncü iradesi, gerillan›n duruflu ve aya¤a kalkan halk›m›z›n süreklileflen serh›ldan› oldu¤u aç›k ortadad›r. Düflman›n sürece verdi¤i karfl›l›k ise, Önderli¤e iflkence, halka bask› ve yo¤un tutuklama, gerillaya tasfiye, siyasette inkâr ve imhaya devam olmufltur. Önderlik, hareket, halk ve gerilla mücadelemiz de ilk kez bu düzeyde bir birini tamamlar tarzda düflman›n yönelimlerine karfl›l›k vermektedir. Düflman›n tüm gücü ve imkânlar›yla imhaya, tasfiyeye yöneldi¤i, hareket ve halk›m›z›n da baflta Önder Apo’nun özgürlü¤ü olmak üzere halk›m›z›n özgürlü¤ünü hedefledi¤i bir dönemin en s›cak çat›flmal› sürecine girmifl bulunuyoruz. Böylesi bir dönemi karfl›larken içinden geçti¤imiz süreci ve özelliklerini do¤ru anlamay›, düflman yönelimleri kadar buna karfl› almam›z gereken önlemlerin ve dikkat etmemiz gereken hususlar›n üzerinde durmay› gerekli görüyoruz. Kapitalist modernitenin merkezinde ciddi bir ekonomik kriz bulunmaktad›r. Amerika’da ortaya ç›k›p dünyaya dalga dalga yay›lan ekonomik kriz bugün tüm dünyan›n temel gündemi haline gelmifl bulunmaktad›r. Serbest piyasa ekonomisini ve onun devletçi yap›lanmas›n›, toplumsal ilerlemenin, istikrar›n, refah›n, adaletin ve özgürlü¤ün temeli olarak gören sistem çok
cek durumda olmasa da açl›k, yoksulluk ve iflsizlik bu kesimlerin daha etkili muhalefet etmesi potansiyelini tafl›maktad›r. Dolay›s›yla egemenler böyle bir potansiyelin a盤a ç›kmamas› ve bir programa kavuflmamas› için önce sapt›rma o da olmuyorsa ezme yolunu seçecekleri görülmektedir.
Obama global düzeyde sistemi kurtarmak için iktidara getirildi
Tam da böylesi bir dönemde ABD seçimlerinde Obama’n›n seçilmesi tesadüfî de¤ildir. Obamay› kimlerin destekledi¤i ve seçim kampanyas›nda cumhuriyetçilerin iki kat› harcama yapt›¤› göz önüne getirildi¤inde, mali sermayenin en büyüklerinin sadece Amerikan düzeyinde de¤il, global düzeyde sistemi kurtarmaya dönük bir aray›fl›n ifadesi olarak Obama’n›n seçildi¤i ortaya ç›kmaktad›r. Bu krizin en fazla fatura edilece¤i alanlar›n bafl›nda da Ortado¤u gelmektedir. Ortado¤u bugün uluslararas› sermayenin, statükocu güçlerin ve halk özgürlük e¤iliminin birbiriyle k›yas›ya mücadele etti¤i bir co¤rafya durumundad›r. ABD petrol, do¤al gaz ve enerji hatlar› ve genel olarak k›talar aras› geçifl bölgesi olmas› itibariyle bölgede kontrolünü mutlaklaflt›rmak istemektedir. Petrole dayal› sistemin yine petrol üzerindeki kontrolüyle yönlendirebilece¤ini düflünmektedir. Bu nedenle Büyük Ortado¤u Projesi temelinde bölgeyi
SERXWEBÛN
82
Türk devletinin Kerkük'ün Kürdistan s›n›rlar› d›flfl››nda tutulmas›, “T referandumun ertelenmesi ve genel olarak Irak toprak bütünlü¤ünü her f›rsatta dile getirmesi Güneyli siyasi güçleri bir noktaya çekme amac›na kald›r›rsak ve siz bu noktada bize yard›mc› olursan›z, siz de büyük kazan›rs›n›z’ demektedir. Bunun baflflkka yorumu olamaz”
ww
Partimiz öncülü¤ündeki Kürdistan özgürlük hareketi 30. mücadele y›l›n› tamamlayarak 31. mücadele ve direnifl y›l›na girerken her iki kesimle de bir mücadele halindedir. ABD’nin stratejik olarak ele ald›¤› BOP’ta Türkiye’yi yan›na almak için geçen y›l PKK’yi düflman ilan etmesi ve ard›ndan Türk devletine yüksek askeri teknoloji ve s›cak istihbarat sa¤lamas› ve yine uluslararas› alanda Hareketin daralt›lmas› yönünde Türk devletine sa¤lad›¤› imkânlar bu
bu noktada bize yard›mc› olursan›z, siz de büyük kazan›rs›n›z” demektedir. Bunun baflka yorumu olamaz. ABD de Kerkük referandumunun ertelenmesi ve Irak merkezi hükümetinin Diyala ve Xaneqîn gibi alanlara asker ç›karmas› karfl›s›ndaki sessizli¤i bir anlamda Türk devletinin hassasiyetlerini daha çok gözetmesi anlam›na gelmektedir. Bu durum Güneyli güçleri çeliflkili duruma getirmektedir. Bu çeliflkinin çözülmesi ise PKK’ye karfl› ortak tavr›n gelifltirilmesi eksenine ba¤lanmaktad›r. Onun için ABD, Türkiye ve Irak aras›ndaki irtibat sürecine Güneyli güçlerin de dâhil edilmesini gerekli görmüfltür.
ew e. c
mücadelenin bafll›ca sonuçlar› olmaktad›r. Öte yandan ‹ran’›n da zaman zaman Türk devletiyle birlikte daha çok da kendi bafl›na Hareketimize yönelik sald›r›lar› tümüyle Türk devletini ABD siyasetinden koparmak o da olmuyorsa en az›ndan nötr bir duruma çekmek bak›m›ndan böyle bir siyaseti gelifltirmekteydi. Hem ‹ran hem TC Güneyli güçler üzerinde de çeflitli zaman ve biçimlerde bask› uygulamak suretiyle Hareketimize karfl› tutum almalar›n› istemektedirler. Bu konuda daha çok da Türk devleti Hareketimizi baflka biçim ve yolla tasfiye edemeyece¤ini bildi¤inden politikas›n›n merkezine tümüyle Güneyli güçleri bask›lama karfl›l›¤›nda Hareketimize karfl› ç›karmak istemektedir. 1990’lardan bu yana sürdürülen bu politika bir dönem geri çekildiyse de flu anda hükümet politikas› durumundan ç›karak bir devlet politikas› haline gelmifltir. Geçen y›l bu konuda bask›lar artt›r›lm›fl, hatta bu amaçla tezkere bile ç›kar›lm›fl ancak bunun sonuçsuz kalmas› nedeniyle özellikle 2008 Bêzelê eyleminden sonra bu politikaya daha fazla a¤›rl›k verilmifl bulunmaktad›r. ‹flin bir taraf›nda tehdit öte taraf›nda ise aldat›c› vaatler bulunmaktad›r. Kerkük vb hususlar pazarl›k konusu yap›larak Güneyli güçleri yan›na çekme bugün de bir tart›flma konusudur. Daha çok gizli bir biçimde yürütülen halk›m›za ve kamuoyuna aç›klanmayan bu pazarl›klar›n boyutu net bilinmemektedir. Türk devleti belli bir zamandan sonra Kerkük’ün Kürdistan s›n›rlar› d›fl›nda tutulmas›, referandumun ertelenmesi ve genel olarak Irak toprak bütünlü¤ünü her f›rsatta dile getirmesi Güneyli siyasi güçleri bir noktaya çekme amac›na dönüktür. Yani Türk devleti Güneyli güçlere, “e¤er PKK’yi ortadan kald›r›rsak ve siz
w.
Türkiye Kerkük konusunda Güneyli güçleri belli bir noktaya çekmek istiyor
om
dönüktür. Yani Türk devleti Güneyli güçlere, ‘e¤er PKK'yi ortadan
ne t
yeniden biçimlendirmeye çal›flmaktad›r. Önder Apo üzerindeki uluslararas› komplo ard›ndan Afganistan ve Irak iflgali tümüyle bu amaçlad›r. Demokrasi, insan haklar›, özgürlük vb argümanlar ise sadece halklar› aldatmaya dönük bir yaland›r. Bu siyaseti uygularken tümüyle pragmatizmi esas almaktad›r. Bir ilkesi vard›r o da kazanmak ilkesidir. Bunun için de ne gerekiyorsa o yap›lmakta ve daha da yap›lacakt›r. Bölge statükoculu¤u ise Türkiye, ‹ran gibi devletler taraf›ndan temsil edilmektedir. Çünkü bu devletler varl›klar›n› esas olarak geçen yüzy›l bafllar›nda belirlenen statükoya borçludurlar. Dolay›s›yla statükonun afl›lmas› demek kendilerinin de afl›lmas› anlam›na gelece¤ini bildiklerinden bunu korumak için son derece bilinçli bir flekilde hareket etmektedirler. ‹ran’dan farkl› olarak Türkiye BOP içerisinde ›l›ml› ‹slam projesiyle temel aktörlerden biri olurken Kürt sorunu noktas›nda ise statükocularla daha fazla birleflmektedir. Ancak her iki güç de özünde devlete dayal› sömürü sistemini esas alma bak›m›ndan birleflmektedirler. Her ikisinin de bölgenin köklü zihinsel, kültürel, ulusal, ekonomik ve toplumsal sorunlar›na çözüm üretmesi mümkün de¤ildir. Sonuçta her ikisi de devletçi sistemin mevcut koflullara göre yeniden üretilmesi ve biçimlendirilmesi olmaktad›r. Bunun da insanl›¤›n sorunlar›n› çözemeyece¤i art›k bir s›r de¤ildir.
Kas›m 2008
Türk devleti inkâr ve imha siyasetinde ciddi bir zorlanmay› yaflflaamaktad›r
Türk devleti ayn› zamanda ‹ran ve Suriye devletlerini de kendi cephesinde Hareketimize karfl› mücadele edecek bir pozisyonda tutmak istemektedir. Böylece uluslararas›, bölgesel ve ulusal güçleri Hareketimize karfl› ç›karma amac›n› tafl›maktad›r. Yürüttü¤ü inkâr ve imha politikas›nda ciddi bir zorlanmay› yaflayan Türk devleti bölgesel ve uluslararas› güçleri Hareketimize karfl› ç›kararak yaflad›¤› t›kanmay› aflmak istemektedir. Kendini pazarlama temelinde Türk devletinin gelifltirmek istedi¤i bu do¤rultuda ortak ç›karlar›n çak›flt›¤› ve baz› tehlikeli geliflmelerin yaflanabilece¤i görülmektedir. Ayr›nt›lar› çok fazla aç›klanmam›fl olsa da bu güçlerin Önderli¤imiz, Hareketimiz karfl›s›ndaki günlük durufllar›ndan bunu anlamak çok da zor de¤ildir. Türk devletinin bunu sa¤lamak için büyük bir çaba içerisinde oldu¤u aç›kt›r. Bunun
Kas›m 2008 SERXWEBÛN Kurulu olmufltur. Bahar, yaz ve güz aylar› serhildanlar›n aral›ks›z sürdü¤ü, gerillan›n da Bêzelê’de a盤a ç›kt›¤› biçimiyle gerçeklefltirdi¤i zafer tarz› eylemlili¤in yükseldi¤i aylar olmufltur. Türk devleti bu eylemsel duruflla birlikte tam bir sars›lmay› yaflam›flt›r. ABD’nin politik deste¤inin yan› s›ra sunmufl oldu¤u istihbarat ve yüksek askeri teknolojiye ra¤men en son Bêzelê ve Amed’de gerçekleflen eylemlilik, “PKK k›r›lma noktas›na gelmifltir” tespitinden sonra sadece askeri bir eylem olmakla s›n›rl› kalmam›fl, Hareketimizin sa¤lad›¤› di¤er tüm geliflmelerle beraber ortaya ç›kan politik sonuçlar› gündemi ve uluslararas› diplomasi trafi¤ini belirlemede önemli bir faktör olmufltur. Türk devleti bu tarihten
tüm uygulama sahalar›nda sonuçsuz b›rak›lmas› Türk devletini büyük bir ç›kmaz ve çözümsüzlü¤e sokmufltur. Türk devleti siyaset ve savafl sahas›nda yaflad›¤› bu ciddi zorlanmadan ç›kma amac›yla direkt Önderli¤imizi hedefleme politikas›na yönelmifltir. Önderli¤imize karfl› gelifltirilen fiziki sald›r›n›n temel nedeni Türk devletinin inkâr ve imha politikas›nda yaflad›¤› bu t›kanma ve çözümsüzlüktür.
ne te we .c om
karfl›s›nda Türkiye’ye de yeni dönemde bir rol biçilece¤i anlafl›lmaktad›r. Uluslararas› komplo’dan sonra Türk devletinin Önderli¤imize, Hareketimize, gerillaya, halk›m›za ve legal sahaya dönük çok çeflitli tasfiye ve etkisizlefltirme politikalar›n› gelifltirdi¤i bilinmektedir. Ancak bunlardan hiçbirisinin de baflar›l› olmad›¤› görülen bir husustur. Tam tersine PKK’nin yeniden inflas›, 1 Haziran Hamlesi, Demokratik Konfederalizmin ilan›, HPG’nin kendisini yeni koflullara göre düzenlemesi, halk›n serhildan› gibi geliflmeler Hareketi mücadele tarihinin en ileri konumuna ulaflt›rmay› baflarm›flt›r. Bugün Türk devletinin yüz yüze oldu¤u bu gerçeklik ya kabul edilip sayg› gösterilecek gerekleri yap›lacak ya da ezilmek istenecektir.
83
Bir yol ayr›m›na gelinmifl ve k›r›lma noktas›na girilmiflflttir
Erdo¤an hükümeti ile ‹lker Baflbu¤ inkâr ve imha politikas›n›n yaflad›¤› bu daralmadan ç›kma planlar›n› gelifltirmektedirler. Sa¤layaca¤› d›fl des-
Êdî Bese hamlesiyle inisiyatif tamamen halk›m›z›n eline geçmiflflttir
Cihan Deniz-Hüsnü Ablay
sonra pefl pefle “Terörle mücadele zirveleri” oluflturmufl ve Hareketi tasfiye etmenin, marjinallefltirmenin yol ve yöntemlerini aram›flt›r. Bu zirvelerde ulafl›lan sonuç tek kelimeyle topyekûn savaflt›r. Kendilerinin de ifade etti¤i gibi salt askeri de¤il, politik, kültürel, ekonomik ve diplomatik ayaklar› olan bir mücadele karar›n› alm›fl bulunmaktad›rlar. Bu temelde yeni bir olufluma gitmifllerdir. Kendilerini bu eksende haz›rlam›fllard›r. Özellikle PKK’nin 10. Kongresi’nden sonra Önderli¤in özgürlü¤ünü art›k ertelenemez, zamana yay›lamaz ve mutlaka gerçeklefltirilmesi gereken bir hedef olarak belirlenmesi ve bu eksende gelifltirilen mücadele ile Türk devletinin inkâr ve imha politikas›n›n
ww
w.
Türk devleti önemli bir yol ayr›m›na gelmifl bulunmaktad›r. Bu yollardan birisi demokratik çözüm iken di¤eri klasik imha-inkâr siyasetinde ›srard›r. 2005 A¤ustos’undan bu yana yürürlükte olan ise imha-inkâr siyaseti çerçevesinde fliddet yoluyla sonuç alma politikas›d›r. AKP ve Ordu bu konuda anlaflm›fl bulunmaktad›rlar. 2006 ateflkesi karfl›s›ndaki tutumlar› ise Önderli¤in zehirlenmesi, s›n›r ötesi tezkere karar› olmufltur. Hareketimizin, Önderli¤in zehirlenmesine karfl› gelifltirmifl oldu¤u Êdî Bese hamlesiyle inisiyatif büyük oranda Hareketimize ve halk›m›za geçmifl bulunmaktad›r. Gabar, Oramar ve Zap direnifli, 15 fiubat Komplo protestosu, 8 Mart ve Newroz ile birlikte halk›m›z›n sürece aktif kat›lmas›, gerilla direniflini tamamlam›flt›r. Bu geliflmeler sonucu, CPT’nin Önderli¤in durumunu aç›klamas›yla birlikte hamlemiz de ikinci aflamaya ulaflm›flt›r. Hamlemizin ikinci aflamas›nda esas olarak önüne e¤itim, örgütlenme ve eylem perspektifi konmufl, serhildanlarla elde edilen kazan›mlar, Demokratik Konfederalizmin inflas›nda, örgütsel netleflmede de¤erlendirilmek istenmifltir. Bu sürecin zirvesi, PKK 10. Kongresi ve PAJK 7. Kongresi ile Kongra Gel 6. Genel
teklerle gerillay› darbelemek, kat›l›mlar› önlemek ve yo¤un bir psikolojik savaflla Kürdistan toplumunda mücadelenin baflar›s›na iliflkin inanç zay›fl›¤›n› gelifltirmek istemektedirler. Bahar aylar›na kadar yo¤un bir psikolojik savafl eflli¤inde yürütülecek sald›r›larla kitlenin demoralizasyonu durumunda Mart ay›ndaki yerel seçimlerde de AKP’nin büyük üstünlü¤üyle sonuç almay› planlamaktad›rlar. Planlar›n›n bu temelde geliflmesi durumunda 2009 Mart’›ndan itibaren “art›k Kürt sorunu yoktur, var olan sorun ekonomik sorundur, o da ekonomik paketlerle çözüm sürecine konulmufltur” söylemini çok daha güçlü kullanacak ve böylece Özgürlük hareketini tüm dünyay› marjinalleflen bir
SERXWEBÛN
Önderli¤imize el uzat›lmas› halinde halk›m›z fedaice savaflflaacakt›r
Ancak onlar›n hiçbir biçimde hesaplayamad›klar› güçlü ve örgütlü bir halk iradesi a盤a ç›km›flt›r. Halk›m›z›n 17 Ekim’den itibaren üç hafta boyunca baflta Kuzey Kürdistan olmak üzere, yurtd›fl›nda ve di¤er parçalarda sergiledi¤i tutum Önderli¤e sahiplenme düzeyi ve kararl›l›k çok çarp›c› ve tarihsel bir cevap olmufltur. Önderli¤e iflkence uygulamas› ard›ndan Kürdistan’a seferler haz›rlayan TC Baflbakan› halk›m›z›n bu denli örgütlü, planl› bir irade ortaya koyaca¤›n› hesaplayamam›flt›. Halk›m›z›n bu süreçte ortaya koydu¤u kitlesel tutum mücadele tarihimiz boyunca gerçekleflen tüm kitlesel ç›k›fllar› aflan bir görkemlilikte olmufltur. Kürdistan’da gerçekleflen kitlesel eylemlilikler, Türk devletinin Önderli¤imize el uzatmas› durumda sadece Hareketin örgütlü güçleri de¤il, tüm halk›m›z›n fedaice savaflaca¤›n› ortaya koymufltur. Çünkü halk›m›z bu anlaml› ç›k›fl›yla bir kez daha Önder
w.
ww
Apo’ya gelifltirilecek en ufak bir sald›r›n›n iradesine ve onuruna yap›lm›fl bir sald›r› olarak de¤erlendirece¤ini herkese göstermifltir. Serhildan hareketinin ortaya ç›kard›¤› bu düzey ayn› zamanda Türk devletinin planlar›na da güçlü bir darbe vurmufl, yap›lacak bütün sald›r›lar›n sonuçsuz kalaca¤›n›n iflaretini vermifltir. Bu aç›dan serhildan hareketinin ortaya koydu¤u ideolojik, örgütsel, politik durufl birçok aç›dan önemli ve de¤erli sonuçlar içermektedir. fiimdi Türk devleti bu konuda daha fazla ilerleyemez. Kürdistan’da giderek belirginleflen ikili bir durum vard›r. Bir tarafta kaba ve ç›plak zor sistemi ve sadece askeri güçleriyle Türk devleti; öbür tarafta Önderlik duruflu, serhildanlaflan halk gerçekli¤i ve gerillad›r. En son TC’yi Kürdistan’da sahte din ve tarikat yoluyla örgütlemek isteyen AKP ve Tayip Erdo¤an karfl›s›nda halk›m›z›n baflta Amed, Dersim, Van, Gever ve Colemêrg’te ortaya koymufl oldu¤u irade bu ikili durumun ulaflt›¤› düzeyi göstermesi bak›m›ndan önemlidir.
ew e. c
Bu nedenle Türkiye’de ola¤an de¤il, ola¤anüstü bir süreç bafllat›lm›fl bulunmaktad›r. Genelkurmay baflkan›n›n art›k fiili baflbakan gibi daha aktif devrede olmas› hükümet ve ordunun çok daha s›k› bir hükümet gibi hareket etmesinin nedeni budur. Bu süreci ilerletmek için özel savafl bas›n›na ve sivil toplum örgütlerine ve siyasal partilere gerekli perspektifleri verip düzenlemeyi yapt›ktan sonra Bakanlar kurulunu da toplayarak onlar› da bu politikan›n temel yürütücü gücü haline getirmifltir. Tam da bu süreçte Önderli¤e karfl› yap›lan iflkence ve ölüm tehdidinin gerçeklefltirilmifl olmas› Türk devletinin nas›l bir hesap içerisinde oldu¤unu hiçbir kuflkuya yer vermeyecek tarzda ortaya koymaktad›r. E¤er fazla bir ses ç›kmazsa tecrit ve izolasyonu gelifltirip sürecin d›fl›na ç›karma ve Önderli¤e geri ad›m att›rma, e¤er tav›r geliflirse de kitleleri k›sa sürede gözalt›, iflkence ve tutuklama yapmak suretiyle örgütsüzlefltirmeyi amaçlam›flt›r.
ne t
hareket olarak gösterip terörle mücadele ad› alt›nda herkesin yönelmesini isteyeceklerdir. Bu tabii ki ayn› zamanda Kürt sorununun inkâr› temelinde geliflen sald›r›larla halk›m›z›n sindirilmesi, kölelefltirilmesi ve bir tür soyk›r›ma tabi tutulmas› sürecinin geliflmesi anlam›na gelecektir. Türk devleti bunu baflar›rsa kendince inkâr siyasetini bu biçimde yürütecektir. Ama baflarmazsa kaç›n›lmaz bir biçimde Kürt sorununda demokratik çözüm ve Önder Apo’nun özgürlü¤ünün gündeme gelece¤ini kendisi de bilmektedir. Bu aç›dan bir yol ay›r›m›na geldiklerini, dönemin bir k›r›lma dönemi oldu¤unu, PKK’de k›r›lman›n olmamas› halinde kendilerinde k›r›lman›n yaflanaca¤›n› iyi görmüfllerdir. Bu aç›dan tüm güçleriyle yönelerek sonuç almak istedikleri bir döneme girilmifltir. Bu politikalar›nda baflar›l› olabilmek için Önderli¤i devre d›fl› k›lmay› öngörmüfllerdir. Bu temelde Önderli¤e yönelerek fiziki iflkence ve ölüm tehdidini yapm›fllard›r. Amaçlar› planlar›n› uygulamak için Önderli¤in devrede olmamas›d›r. Bunun için Önderli¤in konuflmas›n› ve düflünce üretmesini önlemek istemektedirler. Olmazsa olmaz kabilinden Önderli¤e geri ad›m atmay› dayatmaktad›rlar, geri ad›m atmazsan seni öldürürüz mesaj›n› vermifllerdir. Ama Önderlik “ben ölümden korkmuyorum” diyerek gereken cevab› vermifl ve tüm kozlar› onlar›n elinden alm›flt›r. Önderli¤e karfl› bu yönelimin en üstten kararlaflt›r›larak bir konsept çerçevesinde uyguland›¤› ve bir amac› tafl›d›¤› aç›k ortad›r. Bu sald›r› ile Önderli¤i tehdit ederken ayn› zamanda yo¤un bir psikolojik iflkenceyle düflünme ortam›n› ortadan kald›rmak istemektedirler. Bu sald›r›n›n bir boyutu bu olurken, di¤er boyutu da Harekete mesaj vermektir. “Önderli¤iniz elimizde rehindir, bizi çok fazla s›k›flt›ramazs›n›z, 10. Kongre kararlar›n› durdurun” demek istemektedirler. Pefl pefle gerçeklefltirdikleri zirvelerde kararlaflt›r›lan konsept çerçevesinde gelifltirilen bu sald›r›lar›n amac› Önderlik ve hareket üzerindeki planlar›n› mutlaka bu dönemde gerçeklefltirmektir.
Kas›m 2008
om
84
Türk devletinin fazla dayanaca¤› yeni rezervleri yoktur
Bu gün halk›m›z Türk sömürgecili¤i ile sürdürülen k›yas›ya mücadelesi geniflleyerek, derinleflerek yaflam›n bütün alanlar›nda ve tüm toplumsal kesimlerde yo¤un bir biçimde geliflen bir boyut kazanm›flt›r. Bu mücadelede ortaya ç›kan bir denge durumu vard›r. Ancak bunun kal›c› olmay›p kendini do¤ru temellerde örgütleyen ve yarat›c› taktiklere sahip olan taraf›n geliflmeleri lehine çevirece¤i aç›k ortad›r. Bu konuda Türk devletinin fazla dayanaca¤› yeni rezervleri yoktur. Umudunu ba¤lad›¤› tek husus AKP’nin uluslararas› ve bölgesel düzeyde gelifltirece¤i politikalarla Güneyli güçlerin tutum de¤ifltirmesidir. Böylesi bir durumun geliflmesi halinde bile sonuç almayacaklar› aç›kt›r. Ancak içinde bulunduklar› s›k›fl›k durumdan nefes almaya ve bu t›kanmadan ç›kmaya çal›flacaklard›r. Biz bu noktada Güneyli güçlerin herhangi bir yanl›fla
Kas›m 2008 SERXWEBÛN mazs›n” Yani burada denge yoktur. Kazanan›n yaflama flans›n›n oldu¤u bir durumu ifade eder. Aksi takdirde bir daha final dönemini yakalamak için uzunca bir sürenin geçmesi gerekir. O da olur mu, olmaz m› belli de¤ildir. E¤er bugün final döneminden bahsediyorsak bu 30-35 y›ll›k mücadelenin sonucu olarak ulaflt›¤›m›z bir durumu ifade etmek için bu kavram› kullan›yoruz. Büyük bir birikim söz konusudur. Tam da final döneminde finale uygun bir duruflun sahipli¤i yap›lamazsa belki her fley s›f›rlanmaz ama kazanacak durumdayken kaybetmenin, gerilemenin kimseye bir onur kazand›rmayaca¤› da aç›kt›r. Final dönemini kazanman›n strateji, örgüt tarz›, militan duruflu ve te-
ülkeyi ve halk› düflman›n esaretinden kurtarmak temelinde oluflturan, bunun d›fl›nda her fleyi kendisine haram eden bir militan duruflla mücadele etmek gerekmektedir. An› an›na düflman›n› izleyen, onun sald›r›lar›n› bofla ç›karacak karar ve planlamalara giden, bunun örgütlülü¤ünü yaratan, halk› e¤iten, kadrolar› haz›rlayan bir tarz yarat›lmaks›z›n düflman›n politikalar›n›n bofla ç›kar›lmayaca¤› görülmelidir.
mel takti¤ini PKK 10. Kongresi hiç olmad›¤› kadar net bir biçimde belirlemifltir. Her fley partileflmeyle kazan›Partileflfleelim, Önderli¤i ve lacakt›r. “P ülkemizi özgürleflflttirelim” fliar› bu dönemin esas›n› oluflturmaktad›r. Partileflmek PKK’ye do¤ru kat›lmakt›r. PKK’ye do¤ru kat›lmak, PKK’nin varolma gerekçelerini do¤ru anlamak ve bunu kendinde somut düflünce, ruh, ahlak, tarz ve tempoya dönüfltürmektir. PKK, yok edilmek istenen, onuru ayaklar alt›na al›nan ve gelece¤i yok say›lan bir halk›n varolma, onur kazanma ve gelece¤ini özgürlük temelinde yaratmak isteyen bir halk›n öncü gücüdür. Tüm dünyas›, varl›¤›, duygular›, düflünceleri ve hayalleri yaln›z ve yaln›zca Önderli¤i,
Kuzey sahalar›nda ajanlaflt›rma, teknik keflif ve istihbarat yoluyla imha etme aray›fl›na her zamankinden daha fazla gelifltirece¤i görülmelidir. Ayn› tarzda Medya savunma alanlar›n›n da hedeflenece¤i beklenmelidir. Güneyli siyasal güçlerin tav›rlar›n›n belirsiz oldu¤u bir dönemi yafl›yoruz. Özellikle Amerikan seçimlerinden sonra bölgede izlenecek politikan›n do¤rultusu belli olmakla birlikte kullan›lacak yol, yöntem ve konseptler de belirlenecektir. Biz iflimizi flansa veya belirsiz duruma göre de¤il, olabilecek en kötü koflullara göre gerekli çal›flma düzenini almak durumunday›z. Bunun için de öncelikle yönetim, kadro ve komuta yap›s›na önemli görev ve sorumluluklar düflmektedir.
ne te we .c om
düflmemeleri, Türk devletine umut vermemeleri için gereken diplomatik, politik çabalar› sergilemekle birlikte esas olarak kendi öz gücümüze dayanmak durumunday›z. PKK’nin 10. Kongre kararlaflma düzeyi ve perspektifi her koflul alt›nda bizi baflar›ya tafl›yacak güç ve derinliktedir. Tüm yönelimleri bofla ç›karacak ideolojik, politik ve askeri çizginin yarat›c› bir biçimde uygulanmas› örgütsel boyutunun Demokratik Konfederalizm perspektifiyle tamamlanmas› gereken bu sürecin durdurulamaz bir biçimde ilerlemesi kaç›n›lmazd›r.
85
Önümüzdeki dönemin görev ve sorumluluklar› 10. Kongre çizgisinde partileflfleen ve yetersiz yoldaflflll›¤› aflflaan PKK militanlar›yla yerine getirilecektir.
ww
w.
Sömürgeci Türk devleti bölgenin yeniden oluflma sürecindeki a¤›rl›¤›n› da kullanarak Hareketimizi tümüyle tasfiye etmek için kararlaflt›¤›n› yukar›da anlatmaya çal›flt›k. Hareketimizin bu sürece verdi¤i karfl›l›k ise 10. Kongremizde netleflmifltir. 10. Kongre Önderli¤in özgürlü¤ü ve partileflme kongresidir. Düflman›n son süreçte Önderli¤i hedef almas› tam bir rehin muamelesi yapmalar› asl›nda sömürgecili¤in Kürdistan’da tükeniflini ve siyasal çöküflünü ortaya koymaktad›r. AKP’nin son ç›rp›n›fllar› da tümüyle bu amaçlad›r. Böylesine zorlu bir süreci karfl›lamak s›radan bir durufl, çal›flma ve tempoyla olamaz. Kendini geçmifle göre biraz olumlu, hatta yeterli görerek bu sald›r›lar› gö¤üslemek, bofla ç›karmak ve hamle yapmak hiç mümkün de¤ildir. Geçmifle göre Hareketimizin ve halk›m›z›n önemli geliflmeler sa¤lad›¤› bir gerçektir. Ancak bununla yetinmek, var olan durumu yeterli görmek sadece ve sadece haz›r› tüketmek anlam›na gelece¤i gibi düflman›n giderek vahflileflen sald›r›lar› karfl›s›nda da baflar›l› olunamayaca¤› anlam›na gelir. Hareketimiz süreci bir final süreci olarak tan›mlad›. Final sürecinin kendine göre özellikleri vard›r: “Baflard›n, kazand›n, yaflad›n. Baflarmad›n, kazanmad›n, yaflaya-
Güneyli siyasal güçlerin tav›rlar›n›n belirsiz oldu¤u bir dönemi yaflfl››yoruz
Önümüzdeki dönemde düflman›n gerillaya dönük çok kapsaml› sald›r›lar›n›n olaca¤› kesindir. Bunu hem
SERXWEBÛN
Partileflme yani Partinin yönetim tarz›, üslubu, temposu, yaflam ve iliflki tarz› öncelikle yönetim, kadro ve komuta yap›s›nda geliflmelidir. Partileflmeyen baflkalar›n› da partilefltiremez. Partiyi yaflamayan baflkas›na da partiyi yaflatamaz. Bu nedenle partileflmenin bir öncü durufl oldu¤u bilinerek öncelikle buradan bafllamak iflin özü gere¤idir. Hâlâ baz› çal›flma alanlar›nda kolektivizm, uyum, birlikte çal›flma ve üretme konusunda sorunlar›n oldu¤u belirtilmektedir. Yine yer yer baz› bireyler flahs›nda içinde yaflad›¤›m›z dönemin fark›nda olmayarak ya da dönemi yaflamayarak hâlâ “benim flu sorunum, bu sorunum” diyerek kendini katmama gibi tutumlar yaflanabilmektedir. Yine yan›nda bulunan kadro ve savaflç›yla ilgi-
rar etmek ne anlama gelmektedir? Aç›kça belirtelim ki dönemi yaflamamak, yaflananlar› hissetmemek ve kendini tüm bu geliflmelere kapatmak anlam›na gelmektedir. Peki, bu nas›l bir yürektir, nas›l bir duygudur ki 5 yafl›ndaki çocuktan 70 yafl›ndaki yafll›ya kadar bir halk gece-gündüz sokaklarda düflmanla tarihi hesaplaflmas›n› yaparken hâlâ kendisini kaskat› k›lm›fl bir biçimde Harekete dayatmaktad›r. Böyleleri özünden kopmufllard›r. Ama bir taraftan da her fleye ra¤men tarihinin en ileri mücadele konumunda bulunan PKK’nin ve halk›n, gerillan›n direniflinin yaratt›¤› bir görkem vard›r. Böylesi bir dönemde bu görkemden de kopmak istememektedirler. Biz bu dönemde tekrardan da olsa böylesi yoldafllar›, çal›flanlar›, kendilerini Önderlik, flehitler, halk ve tarih karfl›s›nda bir kez daha gözden geçirmeye ça¤›rmay› gerekli gö-
E¤er düflflm man›n politikalar› sonuç al›rsa bu kesinlikle düflflm man›n hakl›, “E güçlü ve çok fazla yetenekli oldu¤undan de¤il; tamamen bizim
partileflflm meyen, disipline gelmeyen, ölçüyü geliflflttirmeyen ve zafere göre yaflflaamayan, pratikleflflm meyen yanlar›m›zdan kaynaklan›yor. Bunun
ne t
düflflm mana hiç de hak etmedi¤i bir baflflaar› kazand›raca¤› aç›kt›r. Tarihin bu hesaplaflflm ma an›nda bu yetersizliklerimizi h›zla gidermeliyiz”
rüyoruz. Buradan bir düzeltme, kadroda bir netleflme, tempoda bir yükselifl birçok fleyi kurtaracakt›r. Art›k eskisi gibi yaflamay› ve dayatmay›, ne Hareketimiz ne de halk›m›z kabul edecektir. Düflman da bugüne kadar birçok teknik ve taktik kulland›. Fakat baflar›l› olamad›. Ancak bu düflman›n teknik ve takti¤ini yenilemeyece¤i, daha farkl› taktiklerle üzerimize gelmeyece¤i anlam›na gelmez. Biz sürece nas›l ki final tan›mlamas› yap›yorsak onlar da kendilerine göre benzer bir ifade kullanmaktad›rlar. Bu aç›dan bahara kadar olan süreçte baflta yönetim, komuta ve kadro yap›m›z› darbeleme, tasfiye ederek halk›m›z›n serhildanlardaki moral ve motivasyonunu k›rmak için yo¤un yönelecekleri görülmektedir. Böylelikle yerel seçimlere girerek Hareketin bir çözüm alternatifi olmad›¤›n› hem Kürdistan’da hem de dünyada kan›tlamak is-
ww
w.
lenmeme, sorunlar› çözmeme, e¤itici yaklaflmama gibi sorumsuz durumlar yaflanabilmektedir. Geçmifl süreçten arta kalan bu tutumlar›n hiçbir fley kazand›rmayaca¤› gibi bunu yaflayan ve yaflatan bireylerin kendisine de bir fley kazand›rmayaca¤› aç›kt›r. Çokça bu konular üzerinde duruldu¤u ve çözümlendi¤i için biz ayr›ca tekrardan uzun uzad›ya yazma gere¤ini duymuyoruz. Aç›kça belirtelim ki, Önderli¤in fiziki iflkenceye u¤rad›¤›, halka yo¤un bask›lar›n yap›ld›¤›, iflkence ve tutuklamalar›n s›radanlaflt›¤› ve halk›m›z›n kaderinin belirlendi¤i bu süreçte hala eski yaklafl›m ve tarz›nda ›srar etmenin büyük bir vicdans›zl›k oldu¤unu belirtmemiz gerekiyor. Kimin sorunu bir halk›n sorunundan daha büyük olabilir? Kimin sorunu Önderli¤in ölümle tehdit edilmesi karfl›s›nda neyi ifade edebilir? fiimdi bütün bunlar ortadayken hala kendisinde ›s-
temektedirler. Bunun ne anlama geldi¤i ise aç›kt›r. E¤er düflman›n politikalar› sonuç al›rsa bu kesinlikle düflman›n hakl›, güçlü ve çok fazla yetenekli oldu¤undan de¤il, bizim partileflmeyen, disipline gelmeyen, ölçüyü gelifltirmeyen ve zafere göre yaflamayan, pratikleflmeyen yanlar›m›zdan kaynaklan›yor. Bunun düflmana hiç de hak etmedi¤i bir baflar› kazand›raca¤› aç›kt›r. Tarihin bu hesaplaflma an›nda bu yetersizliklerimizle böyle bir sonuca yol açman›n nas›l bir fley oldu¤unu anlatmay› gereksiz buluyoruz.
ew e. c
Partileflflm meyen baflflkkalar›n› da partileflflttiremez
Kas›m 2008
om
86
Savunma sistemimizin temeli gerilla hareket tarz›d›r
Bunun için tarihin bu aflamas›nda öncelikle herkes üstlendi¤i görevi fark›nda ve bilincinde olarak hareket etmelidir. Koflullar birkaç ay öncesine göre de¤iflmifltir. Onun için bildik üslenme ve tedbir almalar›n terk edilmesi gerekir. Üslenmede kolayc›, rahat› arayan, gizlili¤e dikkat etmeyen; iletiflimde tekni¤i kullanan, iliflkilerde ve hareket tarz›nda düflmana aç›k veren yaklafl›mlar›n bir suç oldu¤u ve bu suçun da sonuçlar›n›n Hareketimize pahal›ya mal olabilece¤i bilinmelidir. Onun için bu konularda herkesin azami dikkati göstermesi gerekir. Özellikle bizim savunma sistemimizin temelinin gerilla hareket tarz› oldu¤u bilinmektedir. Klasik gerillan›n ise ça¤›m›zda afl›lm›fl oldu¤unu iyi biliyoruz. Bunun yerine her türlü teknik, teknolojik yönelimi bofla ç›karabilecek, insan tekni¤inde oldukça ilerlemifl tamamen profesyonel bir gerilla tarz›n›n baflar›y› sa¤lad›¤› da kesindir. Derin gizlilik, ince kamuflaj, planl› hareket ve sars›lmaz öz disiplinin gerillay› yenilmez k›ld›¤› afl›lamaz bir güç haline getirdi¤i pratik sonuçlar›yla aç›k ortadad›r. Bu nedenle özellikle tüm alanlarda üslenmeyi profesyonel gerilla esprisiyle gerçeklefltirmek, ona göre gereken titizli¤i, hassasiyeti göstermek do¤ru bir üslenme ve hareket tarz›yla profesyonel-modern gerillay› uygulamak kesin gereklidir. Gelinen aflamada hiçbir çal›flma biriminde uyum sorunu diye bir sorun olamaz. Herkes çizgiye uymayan yön-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN reket edecekleridir. Onun karfl›s›nda bizim de tüm demokratik kurum, kurulufllarla güçlü bütünsellik içinde bulunmam›z hem Kürdistan zemininde ulusal-demokratik bir durufl, hem de Türkiye zemininde demokrasi güçleriyle ortak örgütlenmelerin gelifltirilmesi ile süreci cevaplamam›z gerekti¤i aç›kt›r. Bu dönem demokrasi ve özgürlük yürüyüflünün kazanma ihtimalinin en fazla yükseldi¤i bir dönem oldu¤u görülerek keskinlik, netlikle beraber kapsay›c›l›k da dönemin en temel pratik, politik do¤rultusu olmak durumundad›r. En genifl kesimleri kapsayan örgütsel, siyasal çal›flmalarla beraber Demokratik Konfederal sistemin kad›n ve gençlik öncülü¤ünde ete, kemi¤e bürünmesi, örgütsel bir sisteme kavuflmas› en temel bir dönem görevi durumundad›r.
s›l ele almam›z gerekti¤ini ve nas›l bütün gücümüzle yo¤unlaflmam›z gerekti¤ini en aç›k bir biçimde ortaya ç›karm›flt›r. Gerillan›n meflru savunma çizgisindeki durufluyla halk›m›z›n serhilan hareketinin bütünselli¤i, Özgürlük hareketini meflru savunma stratejisinde yenilmez k›lan temel bir devrimsel bileflke oldu¤u aç›kça ortaya ç›km›flt›r.
ne te we .c om
lerini aflt›¤› oranda bir baflka yoldafl ile uyuflmayan yönlerini de ortadan kald›racakt›r. Bu süreç netleflen militan durufllarla kazan›laca¤› bilinerek herkesin bu süreçte kendisini zamana yaymadan netlefltirmesi gerekmektedir. Kafas› kar›fl›k, hala süreçle hiçbir alakas› olmayan duygu ve düflüncelerle hareket etmenin süreci bofla ç›karmak anlam›na geldi¤i bilinerek herkes kendisini önümüzdeki döneme güçlü bir biçimde haz›rlamal›d›r. Mücadelenin bütün sahalar›nda kazand›ran-kaybettiren tarz nedir, militan durufl nas›ld›r, öncülük nas›l yap›l›r tart›flmalar› netleflmifltir. Özellikle serhildan merkezi durumundaki Kuzey’de bu durum Hüsnü ve Cihan yoldafllar›n flahs›nda netleflmifl ve bunun sonuçlar› ise bir y›l› aflk›n zamanda ortaya ç›kan pratikten anlafl›lmaktad›r. Kimi yetersizlikler olsa da esas olarak tarz›n nas›l olmas› gerekti¤i anlafl›lm›flt›r. Halk›m›z›n Önderlik, flehitler ve Hareket karfl›s›ndaki durumu çok nettir. Özellikle Önderli¤in fiziki iflkenceye maruz kalmas› karfl›s›nda halk›m›z›n gelifltirdi¤i serhildan tutumu 35 y›ll›k mücadele tarihimizin zirvesel bir ç›k›fl› olmufltur. Art›k yaln›zca Apoculaflan militan de¤il ayn› zamanda daha da Apoculaflan bir halk gerçekli¤i vard›r. Buna do¤ru yaklafl›ld›¤› zaman bu halk›n neye haz›r oldu¤u, neyi baflaracak konumda oldu¤unu net ortaya koymaktad›r. O zaman ulafl›lan düzeyi yeterli görmemek, arada duran kesimleri kazanmak, sömürgecili¤in üzerinde oynad›¤› kesimleri tarafs›z konuma çekmek bu dönemde izlememiz gereken kitle politikas›d›r. Devletin tüm gücüyle, askeri, siyasi, mali, ekonomik, psikolojik vb araçlar› devreye sokarak bizi geriletmek isteyece¤i aç›kt›r. Düzenin tüm kurumlar› ve partileri Kürdistan’da Özgürlük hareketine karfl› birleflik bir duruflu sergiledikleri bilinmekte ve bunu daha da gelifltireceklerdir. Bu, Kürdistan’da yeni bir durumu ifade etmektedir. Daha önce de benzer durumlar oluyordu. Ancak hiçbir zaman olmad›¤› kadar bu durum pratiklefltirilecektir. Onun için flu güçler, bu güçler aras›ndaki çeliflkiler bizi rahatlatmamal›d›r. Çünkü her halükarda Kürdistan Özgürlük mücadelesine karfl› ortak ha-
87
Demokratik konfederal örgütlenme toplumsallaflflm m›fl örgütlenme biçimidir
ww
w.
Demokratik Konfederalizmin inflas› toplumun en genifl bir biçimde örgütlenmesi, bütünleflmesi ve kendi kendini yürütecek düzeye gelmesi demektir. ‹yi bilmeliyiz ki, köyde komün, mahallede ve flehirde meclisleflme ile geliflen taban örgütlenmesi Demokratik Konfederal örgütlenmenin toplumsallaflm›fl örgütlenme biçimidir. Bu aç›dan her halükarda halka dayal› ideoloji, siyaset, kültür ve ekonomi, halk›n inanç ve duygular›yla bütünleflmesini hedeflemek kadronun en temel faaliyet alan› durumundad›r. Kad›n ve gençlik bu sürecin öncü gücü olarak mutlaka rolünü en iyi bir biçimde oynamal›d›r. Bu aç›dan baflta Kürdistan gençli¤i olmak üzere, Kürdistan özgür kad›n› ve tüm emekçi kesimlerin örgütlenme, e¤itim ve eylem do¤rultusunu bu eksene dayand›rmas› gerekmektedir. Ancak bunun için tekrardan da olsa halka gitmenin, halk çal›flmas› yapman›n zorunlu oldu¤u bilinmelidir. Apocu devrimcilik de buradan itibaren bafllar. Halka büyük bir ba¤l›l›k ve sevgi ile gitmeyen, halk çal›flmas› yapmayan›n Apoculukla hiçbir iliflkisinin olmad›¤› ortadad›r. Serhildan hareketinin ortaya ç›kard›¤› siyasal ve örgütsel sonuçlar› onu na-
Sonuç olarak; ‹çine girilen dönemin tarihi bir dönem oldu¤u bilinerek tüm kadrolar›n Partimizin 31. mücadele y›l›na girme sürecini büyük baflar›larla karfl›lamay› hedeflemeleri gerekmektedir. Baflar›n›n ölçüsü bizim için art›k Önderli¤in özgürlü¤üdür. Önderli¤in özgürlü¤ü ise Önderli¤in esaretine yol açan yetersiz yoldafll›¤›n afl›lmas›ndan geçmektedir. Önder Apo’nun kendisine yönelik iflkence, tecrit ve ölüm tehdidine karfl› göstermifl oldu¤u tutum tamamen fedaicedir. Önderli¤imizin gösterdi¤i bu tutuma militanca karfl›l›k vermek, yetersiz yoldafll›¤› kesin bir biçimde aflmaktan geçmektedir. Bunun bir somut ifadesi olarakta özellikle bahara kadar olan süreçte herkesin azami derecede düflman›n olas› sald›r›lar›na karfl› gerekli önlemleri titizlikle almalar› ve yersiz kay›plara yol açmamalar› hayati önemdedir. Hem kay›plara yol açmamak hem de kat›l›mlar› azami ölçüde art›rmak ve kat›lanlar› yeni kadrolaflma temelinde e¤itip haz›rlamak, var olan kadroyu ise daha ileri görev ve sorumluluklar alabilecek düzeyde netlefltirip haz›rlamak bu dönemin en temel partileflme görevleri olmaktad›r. Düflman›n art›k kazanma umutlar›n›n k›r›ld›¤› bir dönemde onlara kendi yetersizliklerimizle umut verme konumundan kendimizi ç›kararak ve bu temelde Önderlik ve 10. Kongre çizgisinde yürüdü¤ümüz müddetçe düflman›n politikalar›n› bofla ç›karaca¤›m›z, Önderli¤imizi ve halk›m›z› özgürlefltirece¤imiz kesindir. Bunun olanaklar› her zamankinden daha fazla ortaya ç›kar›lm›flt›r. Bu olanaklar›n en iyi bir flekilde de¤erlendirilece¤ine olan inanc›m›z› belirtiyor, çal›flmalar›n›zda üstün baflar›lar diliyoruz.
PKK YÜRÜTME KOM‹TES‹
SERXWEBÛN
88
Kas›m 2008
om
Kapitalist modernitenin sanat ve birey üzerindeki etkileri
“Tarih kesinlikle bofluna yaflanmam›flt›r, tarih masallar biçiminde aktar›ls›n ve arkas›ndan da gözyafl›
dökülsün diye anlat›lmam›flt›r. Onlardan bir umut huzmesi bugünün ve gelece¤in insanl›¤›na
aks›n ve ‘‹nsan kesinlikle sonuna kadar köle kalmayacakt›r’ bilinci geliflsin diye bunlar olmufltur. ‹flte sanat o ›fl›k huzmesinin en kesintisiz akt›¤› kanald›r ve sanatç› bu ak›fl›n yol ustas›d›r. O,
nerede bir kesinti varsa tamir eder. Nerede karanl›¤a evrilme varsa, orada ›fl›¤›n yolunu açar. O yol
ew e. c
açma çabas› içinde iken, her türden zulüm ya da kand›rma yöntemiyle karfl›laflabilir. Onun için sanatç›, toplum vicdan›n›n en uyan›k, en duyarl› noktas› olmal›d›r” Yanl›fl hayat do¤ru yaflanmaz
ww
w.
ne t
Halk›m›z›n PKK önderli¤indeki mücadele tarihine önemli oranda damgas›n› vuran yanlardan birisi de Önderli¤in kiflilik çözümlemeleri olmufltur. Yaflanan her pratik sürecin ortaya ç›karm›fl oldu¤u örgütsel ya da taktiksel sonuçlar Önder Apo taraf›ndan mutlaka kiflilik çözümlemeleriyle ba¤lant›l› bir flekilde ele al›nm›flt›r. Öyle ki, bu çözümlemeler sadece s›n›fsal olarak de¤il, ulusal ya da yöresel, tarihsel toplumsal özelliklerin ele al›nmas›na kadar indirgenmifltir. Bu çözümlemelerde an’da gerçekleflenle tarihsel geçmifl aras›ndaki ba¤ ortaya mutlaka konulmufltur. Bu bir Önderlik tarz› oldu¤u kadar, PKK’nin de temel yaklafl›m biçimi haline gelmifltir. Bu tarz ya da yaklafl›m, Önder Apo taraf›ndan "Burada çözümlenen an de¤il tarih, kiflflii de¤il toplumdur" fleklinde formüle edilmifltir. Bu flekilde formüle edilen çözümlemelerin yan› s›ra, Önderlik taraf›ndan ‘Nas›l yaflamal›’ sorusuna yan›t aranm›fl ve bu konu da bir formülasyona kavuflturulmufltur. Yine ‘Nas›l savaflmal›’ sorusu da bu çözümlemeler içinde yan›t›n› bulmufltur. Yani PKK, olgunun gerçekleflti¤i an ve o an içinde yer alan kifli ya da kiflilerle tarih ve toplumun buluflturuldu¤u bir platform olarak bir iflleyifle kavuflturulmufltur. An ya da kifli hiçbir zaman tarihsel ve toplumsal gerçeklikten kopuk ele al›nmam›flt›r. Bu, hakikati arama yolunda bir yöntem olarak,
Önder Apo taraf›ndan PKK’nin bir kiflilik karakteri haline getirilmifltir. Bu bak›fl aç›s› salt olaylar, olgular ya da kifliliklerin de¤il, toplumlar ve sistemlerin ele al›n›fl›nda da bir yöntem olarak benimsenmifltir. Bu ele al›fl biçiminde yan›tlar sadece elefltiriler ya da de¤erlendirmeler biçiminde verilmemifltir. Olmas› gerekene alternatif kiflilik, onun yaflam›, bu kiflilik ve yaflam›n toplumsallaflmas› ve bir toplum yaflam›na dönüfltürülmesi gere¤i de aç›k ve net biçimde ortaya konulmufltur. Bir PKK’lide olmas› gereken özellikler, onun ruhsal, ahlaksal ve inançsal duruflu, kültürel ve ideolojik birikimi, politikaya, örgüte, eyleme ve halka yaklafl›m›, yaflam ve savafl içindeki pozisyonu net çizgileriyle ortaya konulmufltur. K›sacas› afl›lmas› gereken sistem elefltirilir ve ona karfl› her düzeyde mücadele edilirken, yeni bir toplumsal sistemin kurulufluna kifliden bafllanm›flt›r. Bu bir Önderlik tarz› olmaktad›r. Birey-toplum, birey-tarih aras›ndaki kopmaz ba¤, Önder Apo’yu ve partimizi asl›nda çok önceleri, konunun bafll›¤›nda da yer alan ve Adorno taraf›ndan formüle edilmifl olan “Yanl›fl hayat do¤ru yaflanmaz” tespitine kadar götürmüfltür. Kimlik inkâr›na ve kültürel soyk›r›ma dayal› ç›lg›n bir sömürgecili¤in, iflbirlikçi ihanetin ve feodal iliflkilerin egemen k›ld›¤› gerici hayat anlay›fl›ndan, elbette do¤ru bir yaflam tarz› ç›kamazd›. Köleci sistemin yarat›m› kifliliklerle özgür toplum ortaya ç›kar›lamaz-
d›. Do¤al olarak da do¤ru hayat felsefesi ile yeni bir yaflam yoluna girmek ve bunu baflta parti olmak üzere tüm topluma hâkim k›lmak temel bir Önderlik yaklafl›m› olmufltur. Onun için de ‘Nas›l yaflamal›’ sorusuna mutlaka yan›t verme ihtiyac› duyulmufl ve gerici hayat felsefesi PKK yaflam›n›n her alan›nda mahkûm edilmifltir.
Sistem kendini meflrulaflt›rmak için kendine göre bir tarih bilinci yaratm›flt›r
E¤er yeni bir toplumsal sistem kurulmak isteniyorsa, önce onun hayat felsefesi ve yaflam kurallar› ortaya konulmak zorundad›r. ‹nsan yaflam›na anlam veren de¤erleri oluflturmak ve insanlar aras› toplumsal iliflkiyi bu de¤erlere göre gelifltirmek, her sistem öncülü¤ünün ya da böyle bir iddiada olan öncülüklerin temel görevi olmufltur. Yani öncelikle toplumsal yaflam›n neresinde olundu¤unun netlefltirilmesi zorunlulu¤u vard›r. Elbette böylesi bir zorunluluk ya do¤ru bir tarih ve toplum bilincini edinmeyi, ya da kendine göre bir tarih-toplum bilinci yaratmay› gerekli k›lar. Bugün kapitalist modernite diye tan›mlad›¤›m›z ve kayna¤›n› befl bin y›ll›k s›n›fl›-devletçi toplum tarihinden alan, bu egemenlikçi toplum tarihinin bask›c› ve istismarc› araçlar›n›n hepsinden yararlanarak ve onlar› güne uyarlayarak insanl›¤› bafltan ç›karma noktas›na gelen sistem, öncelikle kendi soysuzlu¤unu meflrulaflt›rmak için kendine göre
Kas›m 2008 SERXWEBÛN Elbette modernite bununla s›n›rl› kalm›yor. ‹nsan yaflam›n›n olmazsa olmaz parçalar› olan ne varsa, onlar› pazara sürülmüfl bir meta haline getirerek, dokunulmaz ve devredilmez addedilen de¤erleri de dâhil, her fleyini sat›l›¤a ç›karm›fl ahlaks›z bir toplum yaratmak istiyor. Çünkü biliniyor ki, ahlaks›zl›k köleli¤in kal›c›laflmas›n›n teminat›d›r, insanl›¤›n özgürlük ufkunun karart›lmas›d›r, bencilli¤in ve bireycili¤in en soysuz biçimde yaflat›lmas›d›r; insan›n kendi biyolojik yaflam›n› sürdürmesi için en ahlaks›z yöntemlere baflvurmas› ve tüm insani de¤erlerini pazarda satmas›d›r; k›flk›rt›l›p gemlenemez hale gelen açl›k ve cinsellik gibi güdülerinin flaha kalk-
ile “Gemisini yürüten kaptand›r” denilerek, “B›rak›n yaps›nlar, b›rak›n geçsinler” fleklinde ifade edilen liberalizm, toplumun hücrelerine kadar egemen k›l›nmak isteniyor.
mas›d›r. Onun için dikkat edilirse, modernitenin insanl›k üzerindeki en azg›n bilinçli sald›r›lar› açl›k ve cinsellik temelinde gerçeklefliyor; afl›r› güdüsellik bu insans›z sistemin insan›n›n temel özelli¤i haline getiriliyor. Politika, aç b›rak›lm›fl insanlar›n tüm de¤erlerini bir yana b›rakarak, bir tas çorbaya ya da bir anl›k güdüsel ihtiyaca koflar hale gelmesi üzerine kuruluyor. Özgürlük, cinsel güdülerin tahriki ile birlikte ele al›narak, insan yaflam› sadece ve sadece cinsellik üzerine infla ediliyor. Demokrasi, her türden toplumsall›ktan uzak bireycili¤in, bireysel yaflam›n kendisini konuflturmas› biçiminde ele al›n›yor. “Her koyun kendi baca¤›ndan as›l›r” felsefesi
has›nda teslim al›n›yor. Sistemin hizmetine giren bir robotlar sürüsü haline getirilerek hayvanlaflt›r›lmak isteniyor. Sanki tüm bunlar bir erdemmifl ve toplumsall›¤›n temel yap›s› olan baflta ahlak olmak üzere tüm manevi de¤erlere ba¤l›l›k bir gerilikmifl gibi sunuluyor. ‹flte esas olarak Bat› dünyas›ndan bafllay›p tüm dünyaya egemen k›l›nmak istenen modernite, en son Irak iflgalinde de görüldü¤ü gibi, milyonu aflan insan›n katlini ‘ilkelliklere karfl› bir medeniyet seferi’ olarak ele al›p, geliflmenin bir erdemi gibi yutturmaya çal›fl›yor. Küreselleflen kapitalizm medyay› ve her türden sanatsal etkinli¤i bu yutturmacan›n bir arac› olarak kullan›yor. Modernite esas olarak nihilizmi
ne te we .c om
bir tarih bilinci yaratmay› temel görev olarak önüne koymufltur. Bu bilinç, Sümer zigguratlar›n›n bafl mimar› olan rahiplerden günümüze kadar yetkinlefltirilerek gelmifltir. Bugünün tüm bilimsel teknik geliflmeleri ya bask›n›n, ya da o bask›y› meflrulaflt›ran istismarc› sistemin hizmetine sunulmaktad›r.
89
Modernitenin ideologlar› ideolojilerin sonunun geldi¤ini ilan etmektedirler
ww
w.
Asl›nda Afrikal› devrimci lider Amiral Cabral sömürgecili¤i tan›mlarken, bu durumu “Sömürgecilik bir halk›n tarihinin durdurulup baflka bir tarihin yaflat›lmas›d›r” diye de ifade etmiflti. Bu tan›m, kapitalist modernitenin ya da tüm egemenlikçi sistemlerin temel karakteri olmaktad›r. Bugün devletçi toplum sisteminin son halkas›n› oluflturan kapitalist modernite, bu gerçekli¤i insanl›¤a en üst düzeyde yaflatarak, insanl›¤›n tarihsel belle¤ini tümden silme çabas› içine girmektedir. Bunun için de modernitenin ideologlar› ideolojilerin sonunun geldi¤ini ilan ederken, liberal kapitalizmin kal›c›l›¤›n› kan›tlama çabas› içine girmektedirler. Hâlbuki tarih, kendisini kal›c› ilan eden birçok egemenlikçi sistemin, en fazla birkaç yüz y›l içinde nas›l asar›atika müzesine at›ld›¤›na tan›k olmufltur. ‹deolojilerin sonunu ilan ederek insanl›¤›n ölüm ferman›n› yazan güçler, asl›nda kendi ölümlerini geciktirmenin telafl› içinde bunu yapmaktad›r. Bunu yaparken de ellerindeki tüm ekonomik, askeri ve siyasal güçleri ve iletiflim araçlar› ile yaratt›klar› görkemli sanal dünyalar›n› kan›t olarak ortaya koymaktad›r. Elbette bu ortaya koyufl, insanl›¤› büyük oranda etkisi alt›na da almaktad›r. Sanat, medya, bilim, seks, spor, siyaset, üniversiteler, e¤lence merkezleri, fliddet araçlar› ve daha birçok yöntemle bu etki insanl›¤›n içsellefltirilmifl kiflili¤i haline getirilmek istenmektedir. Bugün ad›na biyo-iktidar dedi¤imiz, insan yaflam›n›n her alan›na nüfuz eden ve insan›n ölümünü bile kontrol alt›nda tutan egemenlik tarz›n›n gerçeklefltirilmesi modernitenin temel amac› olmaktad›r.
Dünyam›z tüketim kültürüyle adeta bir çöplü¤e dönüfltürülmek isteniyor
Art›k “de¤iflmeyecek” imparatorluklar ça¤›nda, tepeden t›rna¤a inançs›zlaflt›r›larak, bilimin de katk›s›yla yeni türden bir kadercilik yoluyla insan, yüre¤in gözüyle görmekten uzak tutulmak isteniyor. Yani insan bir zamanlar oldu¤u gibi a¤›rl›kl› olarak fliddet araçlar›, bask› ve fiziki iflkence ile terbiye edilmekten çok, esas olarak bilinç sa-
SERXWEBÛN
Faflizmin toplumu kar›laflt›rma politikas› yaflam›n her alan›na hâkim k›l›n›yor
Tarih ve gelenek neyse günümüz ve gelecek de odur
Dincili¤in, milliyetçili¤in, cinsiyetçili¤in, bilimcili¤in her birinin bu konuda ayr› bafll›klar alt›nda ele al›nmas› gerekti¤i de aç›kt›r. Hele hele her türden modernist sald›r›ya karfl› flimdiye kadar görülmemifl bir direnifli gerçeklefltiren Ortado¤u sahas› ve insan›, tarihsel toplumsal yönleriyle özel bir inceleme konusudur. Merkezinde Alt›n Hilal’in oldu¤u bu co¤rafya, neolitikten günümüze kadar insanl›¤›n gelifliminin ilklerinin yarat›ld›¤› bir merkez rolünü oynam›flt›r. Ancak neredeyse M.S. 12. yüzy›l sonras›nda bu öncülük rolünü baflkalar›na b›rakm›fl, ama kendi d›fl›ndaki geliflmelere karfl› da bugüne kadar direnmifl, teslim olmaya yanaflmam›flt›r. Kendisinin insanl›¤a söyleyece¤i daha çok fleyinin olaca¤›n› hat›rlatm›flt›r. En ruhani ve tanr›sal görkemlilikler hep bu co¤rafyada ç›km›flt›r. ‹nsan› arama yolunda en ufak bir piflmanl›k göstermeden, büyük direnifl efsaneleri bu co¤rafyada yarat›lm›flt›r. “Sizde fiah diyeni öldürürlerse, ben de bu yayladan flaha giderim” diyen Pir Sultan Abdal gibi ozanlar ve sanatç›lar, bu co¤rafyada inançlar› u¤runda bafllar›n› vermekten çekinmemifllerdir. Önder Apo, “Tarih ve gelenek neyse, günümüz ve gelecek de odur” sözüyle asl›nda “Bu co¤rafyada yaflananlar› asla unutmay›n ve ö¤renin, onun bilincini edinin” demektedir. Bunu söylerken de bir dönemin oldu¤u gibi bugünün sultanlar›n›n da geçici oldu¤unu ve belirleyici olan›n özgürlük yolculu¤unda-
ww
w.
ne t
En önemlisi de, kad›n›n meta olarak pazara sürülmedik bir yan› b›rak›lm›yor. Ana tanr›ça kültünün kad›n kutsall›klar›, birer flehvet metas› olarak ele al›n›p, muazzam bir kâr nesnesine dönüfltürülüyor. Bir bütün olarak kad›n flahs›nda bafllat›lan kar›laflt›rma, toplumun erkek-kad›n bütün bireylerini kapsam›na al›yor. Faflizmin toplumu sürülefltirme ve kar›laflt›rma politikas› farkl› araç ve yöntemlerle devreye sokuluyor. Zaten Hitler de toplumu kar›ya benzetmemifl miydi? Bu benzetme bugün yaflam›n her alan›na hâkim k›l›n›yor. Günümüz dünyas›nda adeta kutsal kitaplarda sözü edilen mahfler günleri yaflan›yor. Mahflerin üç atl›s› olan açl›k, hastal›k ve savafl, modernite flahs›nda flaha kalkm›fl olup dizginlenmeyi bekliyor. Asl›nda bugünkü süreç tarihte dönem dönem ortaya ç›kan baz› peygamberlerin zaman›n› hat›rlat›yor. Bir anlamda Tanr›n›n Lut’a söyledi¤i “Sana inananlar› yan›na al ve arkana bakmadan bu ahlaks›z flehri terk et” dedi¤i anlardaki gibi! Çünkü inanmayanlar ve arkas›na dönüp bakanlar yan›p kül olacakt›r. Yani flimdi yine bir bak›ma Tanr›n›n bu buyru¤u verdi¤i zamana benzer bir zaman gelmifl bulunuyor. “Arkana bakma” buyru¤u, “tüm ba¤lar›n› kopar” anlam›na geliyor. Yani “O flehirden, o soysuzlaflm›fl toplumdan hiçbir beklentin olmas›n; e¤er beklentin olursa, kurtulsan bile o gelene¤i yaflat›rs›n” deniliyor. Asl›nda tarihte inan›p da daha iyi bir dünya için yola ç›kanlar›n durumu, tam da Lut’un eflinin durumuna benziyor. O arkas›na dönüp bakm›fl ve tuzdan bir kayaya dönüflmüfltü. ‹flte bugün liberalizm diye ele ald›¤›m›z bak›fl aç›s›, bize o bakma an›n› an›msat›yor. Kendisine bakan›, yani kendisinden bi-
raz beklentisi olan› donduruyor ya da kendi kaderine ortak ediyor. fiimdi modernitenin birer mezhebine dönüflen ak›mlar›n kaderi de buna benziyor. Modernitenin, içinde sadece yiyecek ve cinsellik olan çuvala çevirmeye çal›flt›¤› insanda önemli bir sapk›nl›¤› ortaya ç›kard›¤› ve kendine yabanc›laflma gelifltirdi¤i aç›kt›r. Yani bir anlamda ruhunu yitirmifl insan› yaratmak için ne tür bir endüstri kulland›¤› yabanc›s› olunmayan bir konudur.
ki ›srar ve özgürlü¤e olan inanç oldu¤unu ifade etmektedir. O kendi yaflam›n› da bu çerçevede ele almaktad›r. En son savunmalar› ile t›pk› Lut’un yapt›¤› gibi moderniteye arkas›na dönüp bakmadan ondan nas›l koptu¤unu ifade etmektedir.
Terk etmek terk edilmifl olandan art›k hiçbir fley beklememektir
Modernite kendisine ra¤men halen yeni toplum inflas›nda direnen Önder Apo üzerinde her türlü komplocu yöntemleri uygulay›p durmakta ve özgürlü¤e dayal› zihniyet kal›plar›n› k›rmaya çal›flmaktad›r. Buna karfl›l›k Önder Apo, t›pk› Hallac-› Mansur ya da Giardono Bruno gibi bir inanç yuma¤› olarak, söze sahip ç›kman›n insanl›¤a ve onun özgürlük özlemlerine sahip ç›kmak oldu¤unu hayk›rmaktad›r. Ayn› flekilde kendisine inananlar› Lut gibi ahlaks›zl›¤›n merkezi olan flehri arkalar›na bile bakmadan terk etmeye ve özgürlük da¤lar›nda yeni bir yaflam kurmaya ça¤›rmaktad›r. Peki, bu kutsal ça¤r› O’na inand›¤›n› iddia edenlerde ne ölçüde karfl›l›k buluyor? Terk etmek yani kopmak, elbette kopulan ya da terk edilmifl olandan hiçbir fley beklememek anlam›na geliyor. Bu kopufl tarz›, efsanedeki Lut’un efli gibi davranmamay› gerektiriyor; her türden vicdans›zl›¤›n, ahlaks›zl›¤›n, zevk ve sefan›n reddini gerektiriyor; “hem Tanr› kelam›n› dinlerim, hem de kendimi yaflat›r›m” dememeyi gerektiriyor. Kopuflun bunlar› içerdi¤i göz önüne getirildi¤inde, ne yaz›k ki inand›¤›n› beyan eden herkesin böyle davranmad›¤› görülüyor. Örne¤in modernitenin üç temel uygulan›m alan›ndan bahsedelim: Sanat, seks ve spor. Futbol holiganlar›n›n ne tür insanlar oldu¤unu hepimiz biliyoruz. Modernite zaten tüm insanl›¤› bu holiganlara çevirmek istiyor. Spor ve en baflta da futbol, bunun temel arac› olmufl ve devasa bir endüstri halini alm›flt›r. Yani spor bir vücut e¤itimi olmaktan ç›kar›lm›fl, egemenlikçi sistemin temel politikas›n› yaflatma sahas›na dönüfltürülmüfltür. Futbol tak›mlar› da bunun için oluflturulmufltur. Yani bunlardan her biri bir nevi uyuflturma
ew e. c
yeni bir dinsel inanç gibi yayg›nlaflt›rarak topluma egemen k›lmaya çal›fl›yor. Modernite koflullar›nda dünyam›z tüketim kültürüyle adeta bir çöplü¤e dönüfltürülerek, sadece insan yaflam› de¤il, tüm do¤al yaflam yok edilme noktas›na getirilmifl bulunuyor.
Kas›m 2008
om
90
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
91
ww
w.
ne te we .c om
Vicdanl› ve ahlakl› olmak arac›d›r. Di¤er spor dallar› da “ Bu halk kendi anadilinde flark› dinlemek ya da öyledir; her dal birer kâr getirfelsefi bir bak›fl aç›s›n› gerektirir me merkezi olmufltur. Bizim Kürtçeyi yaz›m-anlat›m dili haline getirmek Burada bir sapma vard›r. bunlara benzeme ya da onlar için flehitler verdi, ac› çekti, toplu göçe Sanat bireyseldir deniliyor, gibi yapma, sporu o flekilde ele zorland›, iflsiz kald›, köyü yak›l›p y›k›ld›, oca¤› sanat›n politika d›fl› oldu¤u alma gibi bir yaklafl›m›m›z olasöndü, aç kald›. Buna ra¤men dilini bir onur iddia ediliyor. Sanatsal çal›flmaz. Sovyetler Birli¤i bunu maya sadece kariyer yapma, yapt›. Çok de¤erli sporcular da payesi gibi tafl›rken, onurum her fleyimdir kar›n doyurma ya da toplum yetifltirdi. Ne var ki her bir dedi. Onurunu korumak için gerekirse d›fl›nda bir yaflam kurma sporcunun toplum d›fl›nda özel Pir Sultan Abdal gibi bafl›n› dara¤ac›na uzatt›” mesle¤i gözüyle bak›l›yor. bir yaflam› oldu. Bu yolla spor Acaba sanat gerçekten öyle ve sporcular›n önemli bir k›sm› midir? Bir kere bir Kürtçe Bunun için neredeyse her gün çok devletçi toplumun önemli bir parças› haline gelerek demokratik toplumun bir say›da idol yaratmaktad›r. Örne¤in flark› söyleme koflullar›n›n ortaya ç›kparças› olmaktan ç›kt›. Hâlbuki tam bir Michael Jackson ya da Madonna mas› bile, binlerce y›ll›k tarihsel toptersi olmal›yd›. Sosyalist oldu¤unu id- veya daha onlar gibi birçoklar›, birer lumsal özlemin yan›nda, on binlerce dia eden bir sisteme yaraflan› da buydu. sanatç›dan çok birer politikac› gibi- insan›n yaflam›n›n bir bedeli olarak dir. Belki kendileri bunun fark›ndalar gerçekleflti. Yani bu noktaya öyle ucuz ya da de¤iller. Ancak onlar›n flark› gelinmedi. Dünyada flimdi bunun Sanatç› toplumun vicdan›d›r söyledi¤i yerler on binlerce gencin de- baflka bir örne¤i yok gibidir. GeliflmeÖte yandan sanat, yaflam›n imgeler- flarj oldu¤u alanlar olmaktad›r. fiar- lerin ne pahas›na yarat›ld›¤›n› unutale yeniden yarat›m› olarak de¤erlendiri- k›n›n dile getirildi¤i atmosferde kad›n may›z. Bu halk kendi anadilinde flark› lir. Yani sanat metafizik bir çal›flmad›r; cinselli¤i ciddi bir biçimde öne ç›kar›- dinlemek ya da Kürtçeyi yaz›m-anlaruhun imgeler yoluyla d›flavurumudur. larak pazara sürülmektedir. Sanat, t›m dili haline getirmek için flehitler Sanatç›, toplumun vicdan›d›r denilir. insan› güzellefltirme yöntemi olmak- verdi, ac› çekti, toplu göçe zorland›, Burada kastedilen toplum, devlet d›fl› tan çok çirkinlefltirmeye ve kendi iflsiz kald›, köyü yak›l›p y›k›ld›, oca¤› kalan büyük ço¤unluk, yani ezilip sö- özüne yabanc›laflt›rmaya hizmet et- söndü, aç kald›. Buna ra¤men dilini mürülen ve özgürlük arayan toplum- mekte, sanki bir kiflinin yarat›m›ym›fl bir onur payesi gibi tafl›rken, onurum dur. Onun için sanatç›lar, özgürlük gibi toplumsall›ktan kopar›lmaktad›r. her fleyimdir dedi. Onurunu korumak aray›fl›nda önemli bir kilometre tafl› ‹nsan›n özgürlük talebinden çok gü- için gerekirse Pir Sultan Abdal gibi olan Rönesans’a öncülük yaparak, Ay- düsel ihtiyaçlar› öne ç›kar›larak sü- bafl›n› dara¤ac›na uzatt›. Tabii bunun d›nlanma dönemine kaynakl›k etmifl- rülefltirme politikas› güdülmektedir. için de halk›n sanatç›s› toplumsal viclerdir. Yani sanatç›n›n yarat›m sahas› Sanatç› burada devletçi toplumun bir dan›n sesi oldu¤unu unutmayacak. tamamen toplumsald›r. Yetenek belki üyesi haline gelerek, gerçekte olmas› Bu toplumdan ayr› yaflayan ve egebir bireye mahsus olarak ele al›nabilir, gereken toplumsal kaynaktan uzak- menlikçi topluma geçiflin aday› gibi ama onun bile tarihsel toplumsal arka laflmaktad›r. Toplum d›fl› yaflam için- görünen bir duruflun sahibi olmaplan› vard›r. Örne¤in Pir Sultan Abdal, de hem insan olarak kendisi, hem de yacak. Böyle davranan bir sanatç›n›n “‹stanbul flehrinde orada bir devlet, ta- sundu¤u eser ve onun dile getirilifl bi- bu halkla herhangi bir iliflkisi olamaz. Tabii karfl›m›zda kapitalist moderc› taht› ile devrilmelidir” derken, bir çimiyle toplum tüketilmektedir. Pir Sultan Abdal ve Michael Jack- nite var. ‹nsan› toplumsal olarak de¤il, toplumsall›¤› ifade etmektedir. Bu ifade ediflte kendisine sadece ac› düfl- son; bunlardan birincisi soylu bir öz- bireysel olarak ele alan modernite, samektedir. O, toplumun vicdan›n› dile gürlük yolcusu, ikincisi modernitenin natç›y› da bu ele al›fl›n arac› olarak degetirirken, kendisi için sadece idam›n palyaçosudur. fiimdi toplumsal gele- ¤erlendiriyor. Toplumun güdülerini gerçekleflece¤ini bilmekte, ama yine de nek bize Pir Sultan Abdal’› gösteriyor, tahrik etmek için önce sanatç›n›n gü“fiaha gidelim” demekten vazgeçme- kapitalist modernite ise di¤erini iflaret dülerini tahrik ediyor. Çünkü ancak mektedir. Onun için sanat toplumun ediyor. Tanr› da Lut’a “sana inananlar- bu yolla güdülere dayanan soysuz bir bir amaca ulaflmas›n›n temel bilinçlen- la birlikte arkana bakmadan flehri terk toplum yarat›labilece¤ini biliyor. Eldirme araçlar›ndan birisidir. Sanat ya- et” diye emretmiflti. Bizim toplumcu bette vicdanl› olmak bilinç ifli, kültür rat›m olarak insan›n ruhuna hitap et- oldu¤unu söyledi¤imiz sanatç›lar›m›z iflidir. Vicdanl› ve ahlakl› olmak, felseise, Lut’un efli gibi arkalar›na dönüp fi bir bak›fl aç›s›na sahip olmay› gerekmektedir. Bu bir toplumcu gelenektir. ‹flte kapitalist modernite bu gele- bak›yorlar. Bunlardan birço¤unun tirir; örgütlü olmay› zorunlu k›lar; topne¤i tersyüz ederek, sanat› bir endüs- “Acaba geriye yaflayabilece¤imiz bir lumun nabz›n› her an elinde tutup ac›tri, pazarda sat›lan bir meta gibi ele yaflam alan› kalacak m›” türünden bir lar›n› ve özlemlerini kendi yüre¤inde almakta olup, toplumu bafltan ç›kar- beklenti içinde olduklar› anlafl›l›yor. hissetmeyi ister. Böyle olmay›nca, bir sanatç›, üstelik de özgürlü¤e en çok man›n politik arac› haline getirmifltir. Pratikleri bunu gözler önüne seriyor.
SERXWEBÛN
Her toplumsal eylem ayn› zamanda bir toplumsallaflma eylemidir
ww
w.
ne t
Burada önemli olan, birey olarak bir sanatç›n›n tek bafl›na bir anlam ifade edemeyece¤ini görmesidir. Kendisini sanatç› yapan toplumsall›¤›n ve onun tarihsel yarat›m›n›n ortaya ç›kard›¤› sonuçlar›n kendisine ve eserlerine nas›l yans›d›¤›n›n fark›na varmas› gerekir, ya da bunun yerine modernitenin temel çarp›tma ve soysuzlaflt›rma rolüne bilinçli olarak soyunmas› gerekecektir. Tercih burada aç›kt›r ve her ikisi de bilinçli bir tercihin sonucu olarak ortaya ç›kmal›d›r. Bu bilincin hangi çerçevede oluflmas› gerekti¤ini Önder Apo’dan yapt›¤›m›z afla¤›daki al›nt› mükemmel ortaya koymaktad›r: “Toplum-birey iliflkisine soyut bakmamak önemlidir. Bireyler tarih içinde flekillenmifl, belli bir dili ve oturmufl gelenekleri olan sayd›¤›m›z tüm toplumsal alanlardaki kurulu yap›lara kat›l›rlar. Diledikleri gibi de¤il, toplumun çok önceden ve özenle haz›rlanm›fl kurumlar›na ve onlar›n geleneklerine göre kat›l›m gösterirler. Bireyin toplumsallaflmas› muazzam bir e¤itici çabay› gerektirir. Bir anlamda
toplumun tüm geçmifli olan kültürü özümsendikten sonra birey toplumun üyesi, mensubu haline gelir. Toplumsallaflma sürekli çabayla gerçeklefltirilir. Her toplumsal eylem ayn› zamanda bir toplumsallaflma eylemidir. Dolay›s›yla bireyler diledikleri gibi de¤il, toplumlar›n›n istedi¤i gibi infla edilmekten kurtulamazlar. fiüphesiz özellikle s›n›fl› ve hiyerarflik toplumlar bask› ve sömürüye aç›k toplumlar olduklar› için, bireyin direnme ve özgürlük talebi hep var olacakt›r.” Burada önemli olan, bireyin nas›l flekillendi¤inin bilincine vararak, kendisini toplum üstü olarak ele almamas›d›r. Kald› ki, kendini toplum üstü görme, kendisini sanatç› diye tan›mlayan kesimler ya da kiflilerin belirgin bir hastal›¤› olmaktad›r. Kayna¤› bireycilik olan bu hastal›k, sanatç›larda daha derin yaflanmaktad›r. Ad›na sanatç› kaprisi de denilen bu hastal›k, kendini çok farkl› gibi göstermenin tüm yol ve yöntemlerini devreye koymaktan sak›nmaz. Öyle ki, bu farkl›l›k kifliyi en üst düzeyde ayk›r›l›¤a kadar götürür. Bu sunum, en üst düzeyde her türlü bireyci gözü karal›¤a yol açarken, ayn› zamanda bir insan›n ne kadar küçülebilece¤inin de her türden göstergelerini sunar. Elbette bu genel bir modernite hastal›¤› olmaktad›r. Unutulmas›n ki, toplumun bu denli hücrelerine kadar parçaland›¤› günümüzde bireyler tek bafl›na irade olamayacaklar› gibi, hiçbir fleyden ba¤›ms›z bir geliflme de gösteremezler. Kimse kendisini “Ben iradeyim, benim eme¤im, bana ait” diye aldatmamal›d›r. Günümüzün iki temel iradesi vard›r. Kiflilikler, yetenekler ve de¤erler kayna¤›n› ancak ya ad›na devletçi egemenlikçi dedi¤imiz toplumdan ya da neolitik devrime dayanan demokratik komünal toplum de¤erlerinden al›r. Bunun d›fl›nda hiçbir kiflinin tek bafl›na ba¤›ms›z iradesinden bahsedilemez. Olsa olsa bu kocaman bir aldatmaca olur. Bu aldatmacay› yaflayan kifliler ya da kesimler zaten bir aldatma ve çarp›tma üzerine kurulmufl olan modernitenin de¤irmenine su tafl›maktan öteye gidemezler.
Sanatç› yeniyi yaratman›n ustas›d›r K›sacas› sanat toplumsal oldu¤u kadar bir tercih iflidir; kendisini yaratan de¤erlerle sonuna kadar bütünleflme yoludur. Örne¤in mücadelemizin yaratt›¤› son derece de¤erli sanatç›lar vard›r. fiehit Sefkan, Mizgin, Serhat, Halil Uysal, Delila, Sarya ve daha niceleri... Bunlar›n sanata yaklafl›mlar› sanat› ayn› zamanda bir mücadele alan› ve militanl›k sahas› olarak gördüklerini de gösteriyor. E¤er sanat imgelerle de olsa yaflam›n yeniden yarat›m sahas› ise, o zaman sanatç› da bu yeniden yarat›ma bir militan gibi kat›l›r. Çünkü o yaratman›n bir ustas›d›r. Yeniyi yarat›r. Bu da eskiye ve köhnemifl olana karfl› her alanda mücadele etmeyi gerektirir. Marks, filozoflar›n sadece dünyay› yorumlamakla yetindiklerini, ancak gerekli olan›n dünyay› de¤ifltirmek oldu¤unu söylemiflti. Burada felsefeye ve onunla u¤raflanlara yeni bir görev yüklüyordu. Bu yeni görev, en az felsefe kadar toplumsal yaflamda rolü olan sanat ve sanatç› için de gerekli olmaktad›r. Yani “Ben yorumlar›m, baflkalar› da yaps›n; ben söylerim, baflkalar› da de¤ifltirsin, ona göre yaflas›n” demek ikiyüzlülük olmaktad›r. Bu bak›fl aç›s› Mizgin’lere, Delila’lara, Sefkan ya da Halil Uysal’lara sayg›s›zl›k yapmakt›r. Çünkü onlar “Benim yaflam›m, benim yetene¤im, benim yorumum, benim eserim” demeden, içinden kana kana su içtikleri halklar ›rma¤›n›n içindeki bir damla olarak, o ›rma¤a sonsuza kadar kat›ld›klar›n›n örnek duruflunu sergilediler. Onlar›n an›s› asl›nda bizler için nas›l sanatç› olunmas› gerekti¤ini de göstermektedir. Aksi bir durufl içinde olan sanatç›lar bir sanatç›dan çok, içi masalar› etraf›nda e¤lenenler için birer çerez olmaktan öteye gidemezler. Onun için bu çerezleflme durumunu aflmak, bir sanatç› için onur meselesi olmal›d›r. Elbette konumuz sadece sanat ve sanatç› de¤ildir. Ama kapitalist moderniteye karfl› olabilmenin militanca duruflunun ve topluma bu ruhu kazand›rman›n esas yollar›ndan biri olan sanat› ve sanatç›y› da ne kadar önemsedi¤imizi an›msatmak aç›s›ndan bunlar› dile getirdik. Tarihsizlefltirilmifl bir toplu-
ew e. c
ihtiyac› olan Kürtlerin sanatç›s› bir Michael Jackson olma yoluna girer. Bu yola girmifl bir sözde sanatç›n›n özlemleri art›k farkl›d›r. O art›k toplumun vicdan› de¤il, egemenlikçi sistemin politik kullan›m arac›d›r. Art›k o sadece kendisi için vard›r. Eserleri ve onu sunum biçimleri sadece kendini yaflatmak içindir. Giderek bütün ahlaki de¤er yarg›lar›n› bir kenara b›rak›r, kendini izleyenlerin niçin izledi¤ini görmez. Bunu kliplerine yans›t›r, sundu¤u piyasal›k eserlerin sözlerine, renklerine ve imgelerine yans›t›r. Sanat› seks ve sporla birlikte yorumlay›p tuhaf bir sunum gerçeklefltirir. O sunumla kimin ne kadar kazand›¤› ya da kaybetti¤i kendisi için önemli de¤ildir. “Ne kadar para kazan›yorum, ne kadar lüks yaflayaca¤›m?” kayg›s› ön plandad›r. Yani modernitenin bir üyesi karfl›m›zda sahne alm›flt›r. Ondan sonra da alk›fllananlar yuhalan›r, arananlar unutulur ve buna da bir anlam verilmez.
Kas›m 2008
om
92
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
93
ww
w.
ne te we .c om
mun bireylerinin ne kadar saptad›r. Bunun ad›na da gelifl“ Kapitalist modernite, ideolojilerin yani bir k›nlaflmaya aç›k oldu¤unu gösme denilmektedir. Ne var ki termek aç›s›ndan bu de¤erlenbu bir geliflme de¤il, yozlaflanlamda insanl›¤›n sonunu kendi kal›c›l›¤›n›n dirmeler önemlidir. Unutulmama olmaktad›r. Yani sanatç› teminat› olarak ilan eder ve bunu her türlü mal› ki, bizleri bir tarihsel biribir anlamda ç›kt›¤› yumurtamaddi ve manevi araçlarla kan›tlamaya kim içinde bu toplumun özlemn›n kabu¤unu be¤enmeyen çal›fl›rken, en ufak bir umutsuzlu¤a düflmeden, leri yaratt›. Bu yarat›m› da baflcivcive dönmektedir. ta Önder Apo olmak üzere Özumudun bir 盤l›¤› olarak sanat, Kürdistanl› gürlük mücadelesi yüksek bir Teslim olan sanatç› eseriyle de sanatç›lar›n imgelerinden tüm dünyaya bilinç ve örgütlenme gelene¤i topluma teslim olmay› dayat›r özgürlük mesajlar› ulaflt›rmal›d›r” ortaya ç›kard›. En amans›z koflullarda ve en umutsuz anlarBurada bir çarp›tma vard›r; Çünkü Kürt sanatç› her gün pena- yanl›fl anlamadan çok, toplumsal özda kendimize güvenerek bize mücadele etme gücünü verdi. Her türden yalan ve berdir, göçmendir, her gün çöplüklerde lemleri de¤il, kendini yaflatma vard›r; riyakârl›k karfl›s›nda yüksek bir politik ekmek toplayan aç çocuktur, her gün sadece gelenekten de¤il, bugünden ve öngörüyle onura nas›l sahip ç›k›laca¤›- çocuklar›na ekmek vermek için kendi- gelecekten kopma, yani dipsiz bir kun›n yolunu gösterdi. Bizi biz yapan bü- sini satmak zorunda olan kad›nd›r, her yunun kör karanl›klar›na yuvarlanma tün bu de¤erlere arkam›z› dönmenin gün iflkence alt›nda ›rz›na geçilen ve vard›r. Elbette bu yuvarlan›fl yabanc›insanl›¤›m›z› inkâr etmek oldu¤u asla her türden zulme u¤rayan Kürt’tür. O, laflman›n da ötesinde düflman›na bendüflman dipçikleri alt›nda her türden zeme, ona tap›nma, cellad›na teslim ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. yalan ve hileyle, açl›kla terbiye edilmek olma anlam›na geliyor. O aç›dan bir istenen bir halk›n vicdan›d›r. Yani o bir sanatç› ulusal ve toplumsal kimli¤in Kürt sanatç›s› gerekti¤inde da¤larda Kürt sanatç›s›d›r. Ve o sanatç› özgürlü- anl›k olarak yerine getirilmesinin önyaflat›lan özgürlü¤ün bekçisidir ¤ümüzün en büyük teminat› olan Ön- cüsü olmak zorundad›r. Aksi durumElbette biz sadece Kürt halk›n›n de- derli¤imizin imgelerle topluma aktar›- da teslim olan sanatç› eseriyle de top¤il, bölge halklar›n›n ve insanl›¤›n yüce lan sesidir. O, gerekti¤inde da¤larda luma teslim olmay› dayat›r. Hele hele Kürtler gibi özgürlü¤ün ve onun için erdemlerini yaflatman›n birer militan› yaflat›lan özgürlü¤ün bekçisidir. Önder Apo, “Tarih ve gelenek ne mücadele etmenin ne anlama geldi¤ini oldu¤umuzu asla unutmamal›y›z. Tarih kesinlikle bofluna yaflanmam›flt›r, tarih ise, günümüz ve gelecek de odur” de- halen günü gününe yaflayarak ö¤remasallar biçiminde aktar›ls›n ve arka- mektedir. Kendi ulusal ve toplumsal nen bir halk›n sanatç›s› oldu¤unu ids›ndan da gözyafl› dökülsün diye anla- geleneklerinden kopan bir kifli elbette dia edenlerin bunu görüp bilmemesi t›lmam›flt›r. Onlardan bir umut huzme- sanatç› olamaz. Modernite kendisini ciddi bir gaflet olmaktad›r. Kapitalist modernite ideolojilerin, si bugünün ve gelece¤in insanl›¤›na ak- ça¤dafl ve ilerici gösterirken, Do¤ulu halklar› da ilkel ve geri göstermeyi ihyani bir anlamda insanl›¤›n sonunu s›n ve “insan kesinlikle sonuna kadar köle kalmayacakt›r” bilinci geliflsin diye mal etmemektedir. Tabii, ilerici olma- kendi kal›c›l›¤›n›n teminat› olarak bunlar olmufltur. ‹flte sanat o ›fl›k huz- y› kendi k›staslar›na göre ele almak- ilan eder ve bunu her türlü maddi ve mesinin en kesintisiz akt›¤› kanald›r ve tad›r. Her toplumun kendi co¤rafya- manevi araçlarla kan›tlamaya çal›fl›rsanatç› bu ak›fl›n yol ustas›d›r. O, nere- s›nda yaratt›¤› her türden gelene¤i ken, en ufak bir umutsuzlu¤a düflde bir kesinti varsa tamir eder. Nerede yok sayarak, ad›na kozmopolitizm de meden, umudun bir 盤l›¤› olarak sakaranl›¤a evrilme varsa, orada ›fl›¤›n diyebilece¤imiz ucube bir gelenek ya- nat, Kürdistanl› sanatç›lar›n imgeleyolunu açar. O yol açma çabas› içinde ratmaktad›r. Bunu da en çok sanat rinden tüm dünyaya özgürlük mesajiken, her türden zulüm ya da kand›rma araçlar›yla yapmaya çal›flmakta, yani lar› ulaflt›rmal›d›r. Bizce sanatç›n›n yöntemiyle karfl›laflabilir. Onun için sa- sanat› bir toplumu ve bireyi kimlik- esas görevi bu olmal›d›r. Yoksa bizi natç›, toplum vicdan›n›n en uyan›k, en sizlefltirme arac› olarak kullanmakta- yaratan Önderli¤imiz, halk›m›z›n duyarl› noktas› olmal›d›r. Bu hassas d›r. Bunu öylesine süsleyip püsleye- kutsal özgürlük mücadelesi ve onu nokta olmas› nedeniyle, sadece geçmifl- rek yapmaktad›r ki, kendisine sanat- bugüne tafl›ran on binlerce flehiditen gelece¤e tafl›r›lacak olan özlemleri ç›y›m diyen birçok kifli, bu göz boya- miz, her türlü zulüm ve düflürülmeye de¤il, günlük olarak çekilen ac›lar› da man›n etkisiyle kendisini yaratan ra¤men özgürlük özlemini yaflatmakyüre¤i ve beyninin en ücra hücresinde ulusal de¤erlere tümüyle yabanc›la- ta ›srar eden bu halk unutulursa, bile hissetmelidir. Hele bir de bu Kür- flarak adeta bu de¤erleri küçümser modernitenin palyaçosu olmaktan distan sanatç›s› ise ve her gün yok ol- hale gelmektedir. Bu, bir yan›lsama- baflka bir seçenek kalmaz. Palyaçoma tehdidi alt›nda en alçakça uygula- d›r. Bu durumda kulland›klar› müzik laflma üzerine kurulmufl bir hayat malara maruz b›rak›lan Kürt halk›n›n aletlerinden seçtikleri konulara ve anlay›fl› ile do¤ru yaflanamayaca¤› gisesi olacaksa, bu hissetme kendisinde onu yorumlay›fl biçimine kadar orta- bi, do¤ru bir sanatsal etkinlik ve suya ç›kan bir soysuzlaflma yaflanmak- num da gerçekleflemez. çok daha yüksek olmal›d›r.
SERXWEBÛN Kas›m 2008
94
om
Engizek’in doruklar›nda bir Fidan
“Ona göre düflman›n eline geçmek pençeleri ve diflleri aras›nda yenilmeyi, bitirilmeyi
beklemekti, ideallerine amaç ve hedeflerine ters düflerek ruhunu satmakt›. Önemli olan
direnmekti. Vahfli düflman, karekterine ve özelliklerine ters düflmedi. Beklendi¤i gibi vahflili¤ini
soysuzca gösterdi. Ak›l almaz vahfletiyle Fidan heval’in iradesini ve inanc›n› ele geçirmek istedi, yapamad›. Yaras›n› silah›yla deflti yapamad›. Panzere ba¤lad› ve sürükledi yapamad›. Ve
ew e. c
ard›ndan iki kilometre sürükleyerek Fidan heval’in bedenini parçalad›. Ama yapamad›¤›n› o da anlad›. Bu onun yenilgisiydi hem de Fidan heval’in parçalanm›fl bedeni önündeki yenilgisi”
ne t
Hareketi reddetmek; varl›¤› reddetmektir, de¤iflimi yok saymakt›r, kadere boyun e¤mektir. Sömürgecili¤in söyledi¤ine kulak kabart›p kader bilmektir. “Ben insan›n en çok de¤iflip dönüflece¤ine müthifl inananlardan›m” diyen Önder Apo’nun tespitini anlamamakt›r. Bu tespit ise sömürgecili¤in “Kürt adam olmaz, ben beyninizi yüre¤inizi ruhunuzu fethetmiflim” felsefesinde ifadesini bulan söylemini ters yüz eden bir tespittir. Her Kürt bireyinin tarihi, Kürt halk tarihinin bir parças› yaflad›klar› ise halk›n yaflad›klar›n›n bir sonucu ve devam›d›r. Bitifl noktas›na gelen Kürt halk› bitifl noktas›na gelen Kürt insan›d›r. Aya¤a kalkan Kürt halk› aya¤a kalkan Kürt bireyidir. De¤iflen de özgür olan da odur. Bireyler mensup olduklar› halk kimliklerinin içinde bir anlam ifade ederler ve kendilerini o halk›n içinde bir ifadeye kavufltururlar. Büyümeyi yücelmeyi t›pk› cüceleflmeyi mensup olduklar› halkla birlikte yaflad›klar› gibi yaflarlar. Her Kürt insan› gibi Fidan hevalin yaflam›, kiflili¤i de Kürt’ün kiflili¤inden yaflam›ndan tarihinden ba¤›ms›z de¤ildir. O Kürt halk›n›n kopmaz bir parças› ve kutup y›ld›z›d›r. Bir ilk olmad›¤› gibi son da de¤ildir. Ancak kalplerde yaflayan yüreklerin derinliklerine iflleyen tüm flehitlerimiz gibi O da yüceleflen bu tarihsel süreci gelece¤e ba¤layan bir halkad›r. O halde bizlerin gelecek denilen özgür yar›na ba¤layan bu güçlü halkay› tan›mak önem kazan›yor. Fidan heval 1970 y›l›nda orta halli bir ailenin ikinci k›z çocu¤u olarak dünyaya
ww
w.
Ad› soyad›: Zeynep KALAN Kod ad›: Fidan Do¤um yeri ve tarihi: Afla¤› Pulyanl› köyü/Pazarc›k 1970 Mücadeleye kat›l›m tarihi: 8 Ekim 1991 fiahadet tarihi ve yeri: 7 Ekim 1992 Armutlu köyü/Pazarc›k
gelir. Gözlerini dünyaya açar açmaz her Kürt çocu¤u gibi çetin ve çetrefilli çeliflkiler içerisinde bulur kendisini. Aile içi fliddet ve kavgayla tan›fl›r, öfkelenir, hiddetlenir ve Kürdistan’da kanayan bu yaran›n çocuklar üzerinde nas›l bir travma yaratt›¤›n› tan›k olur. Aile içi kavgalar›n onun kiflilik oluflumunda derin izler b›rak›r ve 15-16 yafllar›na geldi¤inde bunu daha çok fark eder. Bunun kendisi üzerindeki etkisini: “Keflke bu ailenin de¤il de baflka ailenin k›z› olsayd›m” diyerek tepkisini böyle dile getiriyordu. Fidan heval babas› ve annesi aras›ndaki aile içi çeliflkilerin bir sonucu olarak ç›-
kan çat›flmalarda hakl›, ma¤dur, zavall›, olan annesinin yan›nda saf tutard›. Ancak babas› karfl›s›nda boyun e¤en, silik adeta kaderine raz› olan annesinin duruflunu da hiç bir zaman kabul etmezdi. Annesinin bu zay›fl›¤›na hep isyan ederdi. Daha güçlü ve babas›n›n karfl›s›nda daha ma¤rur ve dik durmas›n› isterdi. Asl›nda anne ve babas› flahs›nda Kürdistan’da yaflanan aile ve kad›n sorununa öfkelenir, tepkilenir ve mutlaka bu köhne zihniyetin de¤ifltirilmesi gerekti¤ine inan›rd›.
Fidan arkadafl geri de¤er yarg›lar›na karfl› isyan ediyordu Bir yandan aile içi kavgalarda saf tutarak gelece¤ini belirleme yoluna giderken di¤er yandan da aile içi çeliflkilerden yararlanarak asi, bafl›na buyruk, ba¤›ms›z, serbest ve geleneksel kal›plar› k›ran, çevreye aç›labilen, sosyalitesi bir ad›m daha ileride bir kiflilik kazanm›flt›. Yafl› ilerledikçe ve devrimci fikirlerle tan›flt›kça aile içinde dayat›lan kurallar›, gelenekleri, görenekleri takmama tavr›n› gösterebiliyordu. Nitekim parti ile tan›flma süreci ard›ndan aileye karfl› bafllatm›fl oldu¤u isyan›n› daha da t›rmand›rarak ve buna çok s›¤ bilgisiyle de olsa siyasal bir içerik kazand›rarak dönemsel kopufllara kadar vard›rmay› bildi. Bir çok yafl›t› ve arkadafl› annesinin dizlerine kapand›¤›, ailenin vas›tas›yla düzenin uslu çocu¤u olma konumu yaflad›¤› bir süreçte Fidan heval bunlara isyan edip bir kopufl gerçeklefltirmifl, bir ba-
Kas›m 2008 SERXWEBÛN
95 bir erkek kopyas› olmay› kabul edebilirdi. Tepkisinin a¤›rl›k kazand›¤› noktay› da buras› oluflturuyordu. Yeni insan tan›mlamas›na ulaflmak... Ama nas›l? ‹flte sorunun gelip dü¤ümlendi¤i nokta da buras› oluyordu. Bu konularda cevaps›z kalmas› onu s›k›yordu. Ailesinin flartlanm›fll›klar›na ve toplumun alttan al›r yanlar›na karfl› aray›fllar›n› bir evlilik yaratma noktas›na getirmiflti. Ev hayat›n› aile ortam›n› benimsemiyordu. Evlilik istemi de bu sert aile ortam›ndan kurtulman›n bir vesilesiydi. Ailenin kölesi olmak istemedi¤i için niflanlanm›fl ama bu niflanl›l›-
Yeni insan tan›mlamas›na ulaflmak
¤›n farkl› biçimlerde ama özünde ayn› köleli¤i tafl›d›¤›n› sezinliyordu.
bir tercih yapma isteminde bulundu. Bir yanda toplum ve onun flekillendirdi¤i düzen di¤er yandan kendisi ve kendisini kölelikten kurtaracak yegane yol Parti mücadelesi... Sorun bu iki seçenekten birinin tercihiyle aç›kl›¤a kavuflacakt›. Niflanl›s› tercihini eski toplum yap›s›ndan yana k›ld›. Art›k kendisine düflen de özgürlü¤e ilk ad›m› atmak ve saflara kat›lmakt›. Düflman Fidan heval’in varm›fl oldu¤u bu karar› adeta sezinlemifl gibi saflara fiili kat›l›m yapmadan çok k›sa bir süre önce onu yakalad›. Onbir gün kald›¤› sorguda yo¤un iflkencelerden geçirildi. Düflman›n eline
ne te we .c om
yan olarak bunu yapma cesaretini göstermiflti. Fidan heval ailenin ve çevrenin geri de¤er yarg›lar›n›n ve geleneklerinin mutlaka afl›lmas› gerekti¤ine inan›yor ve bunun için mutlaka mücadele edilmesi gerekti¤ini söylüyordu. Bireyin özgürce hareket etmesi, önündeki engellerin y›k›lmas› ve savafl›lmas› gerekti¤ine inan›yordu. Çünkü bunlar düflmand› onun aç›s›ndan ve mutlaka bu düflman anlay›fl›na, zihniyetine karfl› savafl›m verilmeliydi. Elbette ki onun için özgürlük hayat›n bo¤ucu atmosferinden kurtulup birey olarak ba¤›ms›z ve tek bafl›na istedi¤ini yapma arzusundan baflka bir anlam tafl›m›yordu. O, s›n›rs›z gezmeyi seven kurallar› takmayan toplumun geriliklerinin d›fl›na ç›kmay› baflaran bir yaflam› hayal ediyordu. Hayallerinin gerçekleflmesi için toplum ve aileyle sürekli bir kavga içindeydi. Bu kavgalar her ne kadar onda muhalif kiflili¤in ve isyanc› ruhun flekillenmesini sa¤lam›fl olsa da tek bafl›na kald›¤›ndan yenilgisi de kaç›n›lmaz oluyordu. Yenilgiler O’nu pes ettiremedi. Daha fazla azim kazand›rd›, daha do¤ru çat›flmas› gerekti¤i düflüncesinin oluflmas›na götürdü. Vard›¤› bu sonuç, “Nas›l do¤ru savafl›l›r” sorusunun yan›t›n› aramaya koyulmas›na neden oldu.
➛
Fidan hevalin hedefi özgürlüktür
ww
w.
Fidan hevalin yaflam› çeliflkili, çat›flmal›, sorunlu ancak güzeli iyiyi kendisi ve toplum için do¤ruyu bulmay› kapsayacak türden bir yaflamd›. Nitekim ilk ve orta okulu bitirip lise y›llar›na ö¤retmenleriyle çat›fla çat›fla geldi¤inden yaflam›n›n derinliklerinde köklü bir sorgulama sürecini kendinde bafllatm›flt›. “Neydim, kimim, ne olaca¤›m” sorular› dü¤ümün çözgüsüne bir bafllang›çt›. Çevreye kalsa kendisi okumal› en ça¤dafl tercih olarak ifl güç sahibi olmazsa bile ev bark ve çocuk sahibi olmal›yd›. Toplumca benimsenen yaflam gerçekli¤i içinde kendisine biçilene raz› olmamak kararl›¤›ndayd›. Bu aç›dan yerleflik kurallara karfl› retçiydi. “Elinin hamuru” tabiri kendisi için geçerli de¤ildi, olamazd› da. O yaflam›n içinde ne s›radan bir kad›n olarak kalmay›, ne de
fiehit Hasan Vural
Parti ile tan›flma istemi ve tan›flmas› hedefsiz olan tepkilerinin bir alternatif halini almas›n› ve sabit hedeflere yönelmesini sa¤lad›. Parti ile tan›flma elbette ki kat›l›m› gerçeklefltirmeden olmazd›. Ama öncelikle bak›fl aç›s›n› kiflili¤inde oluflturuyor ve çizgileri gittikçe belirginlefltiriyordu. Bu noktadan sonra kurtulufl olarak gördü¤ü niflanl›l›¤›n› sorgulamaya da bafllad›. ‹lk etapta niflanl›l›¤›n› sürdürmek en az›nda niflanl›s›yla beraber mücadelede yer almak istedi. Niflanl›s›n›n toplum d›fl›na ç›kmad›¤› tutucu davrand›¤› ve bu durumun kendisini de al› koyaca¤›, kölelikten kurtulma istemini engelleyece¤i kayg›s›yla niflanl›s›ndan toplum ve kendisi aras›nda
hiç bir fley vermedi ve b›rak›ld›. B›rak›lmas›ndan k›sa bir süre sonra 1991 y›l›n›n 8 Ekim akflam› üç yoldafl›yla birlikte gerilla saflar›na kat›l›m sa¤layarak yüce ve ölümsüz insan olma yolunda ilk güçlü ve kararl› ad›m›n› atm›fl oldu. Fidan hevalin toplum içindeki anarflist yap›s› itibariyle kurals›z bir yaflam› isteme arzusu her durum ve zeminde geçerli de¤ildi. Çok geçmeden çevrenin kurallar› flahs›nda dile getirmifl oldu¤u tepkinin tamam›n›n düzene sisteme duyulan tepki oldu¤u anlafl›ld›. Bunun böyle oldu¤unu sadece parti yaflam› ve savafl kurallar›na ba¤l› kalarak kan›tlamad› ayn› zamanda savafl kurallar›n› yerle bir eden tasfiyeci yaklafl›mlara karfl› gücü ve bilinci oran›nda durmas›n› bilerek buna cesaret ederek kan›tlad›. Her türlü otoriteye karfl› olmad›¤›n›, özgürleflmede baflar›n›n kurallar› olarak devrimci otoriteye riayet edip, her türlü karfl› devrimci
SERXWEBÛN Kas›m 2008
O s›radan bir savaflç› gibi olamazd›
ww
w.
ne t
fieehit Engizek da¤lar›n›n doruklar›nda fi Hasan Vural e¤itim devresinde görmüfl oldu¤u k›sa süreli e¤itim kendini daha yak›ndan tan›mas›n› ve yetersizliklerini do¤ru temelde sorgulayarak kararl› bir flekilde aflmaya çal›flmas›n› sa¤lad›. Mant›¤› kavrad›kça gerisi kendili¤inden geliyordu. Ona kalan da parti ideolojisini kendine yedirmek ve yeni yeni sonuçlara ulaflmakt›. Partiyi tan›ma düzeyi ona sürekli bir çal›flma ve derinleflme sorumlulu¤unu yüklüyordu. Kuflkusuz bunda aray›fl›n›n ve ideas›n›n büyüklü¤ü partiye duydu¤u güven ve inanç, halka beslemifl oldu¤u derin sevgi etkiliydi. O s›radan bir savaflç› gibi olamazd›. Bu kadar u¤rafl ve aray›fl bir savaflç›l›kla s›n›rl› kalmamal›yd›. Bu yüzden her eylemde ve görevde en öndeydi. Kibirlenmek diye bir fleyi tan›m›yordu. Yoldafllar›na karfl› sayg›l›, onlar›n eksikliklerine karfl› oldukça elefltirisel, halka üstten bakmayan ama geride de kalmak istemeyen, kavrat›c› ve iknac› yaklafl›m› esas alan, halk›n olan, ama halk›n geriliklerine kendini kapt›rmayan, kuyrukçu de¤il öncü olan bir kiflilik ve yaklafl›m sahibiydi. Onun bu derece k›sa sürede geliflimi yoldafllar› aras›nda bir flaflk›nl›kla beraber sayg› da yaratm›flt›. Yeter ki birey yeni insan, yeni kiflili¤i edinme yolunda karar k›ls›n, istem duysun, arzu etsin geçmifli ne olursa olsun kesin baflar›labilece¤i Fidan heval’in kiflili¤inde ispatlanm›flt›r. Önder Apo’nun “Ben insan›n en çok de¤iflip dönüflece¤ine müthifl inananlardan›m” sözünü Fidan heval kendinde yeni kiflili¤i yaratarak cevap oluyordu. Fidan heval halkla kurdu¤u s›cak diyaloglardan dolay› bir dönem silahl› siyasal çal›flmalardan sorumlu olarak görevlendirildi. Çocuklar›n, gençlerin, yafll›ar›n duygular›n› anla-
yabilen onlara yaklafl›mda özgünlüklerini ve özelliklerini dikkate alan, onlara verilmesi gerekeni vermekten büyük coflku ve haz duyan, al›nmas› gerekeni de onlardan almas›n› bir görev bilen, sorunlar›na ilgisiz kalmayan, tav›r davran›fl ve yaklafl›mlar›yla halk›n aras›nda kalm›fl oldu¤u k›sa sürede çok sevilen say›lan bir konuma ulaflm›flt›. O’nun flahs›nda sevilen Partiydi. O da bunun bilincindeydi. Halk›n aras›nda kald›¤› süre içerisinde birçok komitenin oluflturulmas›nda ve örgütlenmenin gerçekleflmesinde önemli pay sahibi oldu. Bu çal›flmalar›n en çok yo¤unlaflt›r›ld›¤› ve meyvelerinin al›naca¤› bir süreçte 7 Ekim 1992 tarihinde Pazarc›k’a ba¤l› Armutlu köyü yak›nlar›nda girilen bir çat›flmada 5 yoldafl›yla flehit düflerek halk›n gönlünde tarihin sayfalar›nda yerlerini al›rlar. Fidan heval önce yaral› olarak düflman›n eline geçer. Silahl› siyasal
faaliyetlerde bulundu¤u süre içerisinde “düflman›n eline sa¤ geçmemeliyim” diyen ve köylere silahs›z inmek zorunda kald›¤›nda bombas›n› yan›nda unutmayan Fidan heval düflman›n ani bask›n› sonucu bulundu¤u noktada kendisine uzak olan çantas›na ve raxt›na yetiflememifl, silah›n üzerindeki mermilerin bitmesiyle de yapaca¤› bir fley kalmam›fl ve düflman›n eline yaral› geçmiflti. O buna düflman›n eline geçmek olarak bakmazd›. Ona göre düflman›n eline geçmek pençeleri ve diflleri aras›nda yenilmeyi, bitirilmeyi beklemekti, ideallerine amaç ve hedeflerine ters düflerek ruhunu satmakt›. Önemli olan direnmekti. Vahfli düflman karakterine ve özelliklerine ters düflmedi. Beklendi¤i gibi düflman vahflili¤ini soysuzca gösterdi. Ak›l almaz vahfletiyle Fidan heval’in iradesini ve inanc›n› ele geçirmek istedi, yapamad›. Yaras›n› silah›yla deflti. Panzere ba¤lad› ve iki kilometre sürükleyerek Fidan hevalin bedenini parçalad›. Ama teslim alamad›¤›n› o da anlad›. Bu, onun yenilgisiydi hem de Fidan hevalin parçalanm›fl bedeni önündeki yenilgisi... Fidan heval bedenini düflmana siper, bu halka ve partiye de feda ederek tarihin, halk›n ve gelece¤in karfl›s›nda birçok yoldafl›yla birlikte vicdanen rahat sorumluluklar›n› yerine getirmifl olarak tarih sayfas›nda yerini ald›. Mücadele arkadafllar› olarak onlar›n flahadetiyle birlikte bir kat daha sorumluluklar› a¤›rlaflm›fl olan bizlerin yapmas› gereken, tarih, halk ve parti karfl›s›nda onurluca yerlerini alan flehitlerin huzurunda çelikleflmifl bir iradeyle, kenetlenmifl bir ba¤l›l›kla devrald›¤›m›z bayra¤› tafl›makt›r. Fidan heval geçmifl düzenden sistemden cesurca bir kopuflu sa¤layarak Önderlikle, partiyle yürekten bir birleflmeyi baflard›. Onun an›s›na lay›k olmak, gösterdi¤i cesarete ulaflmak ve ondaki yüre¤i kendimizde var etmektir. An›s› önünde sayg›yla e¤iliyoruz.
ew e. c
yaklafl›ma, lakaytl›¤a ve küçük burjuva yaklafl›mlar›na karfl› durarak gösterdi.
om
96
Mücadele arkadaflflllar›
ne te we .c om Ad›, soyad›:Tahir Yara Kod ad›:Aras Dersim Do¤um yeri-tarihi:Urmiye 1979 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Kemal Bor Kod ad›:Berxwedan Ozan Do¤um yeri-tarihi:Van 1986 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Mehmet fiah Gegin Kod ad›:Delil Besta Do¤um yeri-tarihi:Befliri 1988 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Recep Dorak Kod ad›:Harun Munzur Do¤um yeri-tarihi:Ceyhan 1983 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Ekber Nebizade Kod ad›:Kawa Selmas Do¤um yeri-tarihi:Selmas 1985 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Ümit Azizi Kod ad›:Leflker Ciwanro Do¤um yeri-tar:Kermanflah 1981 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Zakir Y›ld›z Kod ad›: Rüstem Agit Do¤um yeri-tarihi:Baflkale 1987 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Ciwan Hüseyin Kod ad›:Serhat Ciwan Do¤-yeri-tarihi:Derik 1982 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Mesut Hesen Kod ad›:Serhat Derik Do¤um yeri-tarihi:Derik 1978 fiehadet tarihi:7 Ekim 2008 Güçlükonak/fi›rnak
Ad›, soyad›:Halime Özdemir Kod ad›:Hasret Botan Do¤um yeri-tarihi:Eruh 1979 fiehadet tarihi:7 Ekim 2008 Güçlükonak/fi›rnak
Ad›, soyad›:Hamza ‹lya Kod ad›:Rohat Harun Do¤um yeri-tarihi:Kahta 1977 fiehadet tarihi:7 Ekim 2008 Güçlükonak/fi›rnak
Ad›, soyad›:Kawa Xelil Kod ad›:Orhan Neval Do¤um yeri-tarihi:Kamifllo 1980 fiehadet tarihi:15 Ekim 2008 Marinos/Hakkari
Ad›, soyad›:Bahattin Kartal Kod ad›:Cotkar Kartal Do¤um yeri-tarihi:Van 1982 fiehadet tarihi:21 Ekim 2008 Merkez/Bingöl
Ad›, soyad›:Mehmet fiirin Gül Kod ad›:Bahtiyar Cilo Do¤um yeri-tarihi:Gürp›nar 1983 fiehadet tarihi:21 Ekim 2008 Merkez/Bingöl
ww
w.
Ad›, soyad›:Özkan Tepe Kod ad›:Akif Ulafl Do¤um yeri-tarihi:Varto 1984 fiehadet tarihi:3 Ekim 2008 Bezelê Eylemi/fiemdinli
Ad›, soyad›:Alaaddin Öztürk Kod ad›:Argefl Ruken Do¤um yeri-tarihi:Batman 1980 fiehadet tarihi:7 Ekim 2008 Güçlükonak/fi›rnak
ew e. c
ne t
w.
ww om