325

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 325 / Çile 2009

Özgür Kürt’ün çözümü

ww

w.

‹mral› çözümüdür


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

Partisi, flimdi de AKP ile devam ediyor. Bu yeni bir fley de¤il. Siyasal ‹slam'›n bir kanad› Suriye üzerinden Suudilere dayan›yor, oradan ekonomik yard›m al›yor. Bir k›sm› da ‹ran ile iliflkilidir. Binlerce Kürt yurtseverini vahflice katleden Hizbullah bunlardan ba¤›ms›z de¤ildir. Bunlar önce bu tarz örgütlenmeleri kurup sonra Kürtlere karfl› kullan›yorlar. Daha önce bunu gördük. Biliyorsunuz, Hizbullah önce ‹lim Cemiyeti olarak örgütlendi, sonra ikiye ayr›ld›lar. Önce on kifliydiler, sonra yüz kifli, binlerce kifli oldular. fiimdi say›lar› daha çoktur ve daha tehlikelidirler. Velio¤lu'nu önce desteklediler, kulland›lar; sonraki durumu da biliniyor. Bunlar halk›m›za iyi anlat›lmal›d›r. Yaflanan vahfleti unutmamak gerekiyor. Diyarbak›r'da insanlara arkadan yaklafl›p baltayla ya da enselerine tek kurflun s›karak binlerce gariban Kürt yurtseverini öldürmediler mi? B›raksalar hepimizi vahflice katlederler. Önce Bahriye Üçok, U¤ur Mumcu gibi sol Kemalistleri katlettiler. Daha sonra devlet -ki, devletin tümünü zan alt›nda b›rakmak istemem- baz› valiler ve garnizon komutanlar› eliyle özellikle 92'de Hizbulkontra olarak Kürtlere karfl› kulland›lar. Örne¤in Batman Valisinin yapt›¤› buydu. Diyarbak›r Mahkemesi y›llar sonra verdi¤i kararda bu yöntemin ne kadar hatal› oldu¤unu belirtiyordu. Mahkeme bile bunu kabul edilemez bulmufltu. Fetullah Gülen, bunlar önemli de¤il, iflin görünen k›sm›d›r. Bu, Amerika'n›n bir plan›d›r. Diyarbak›r ad›na siyaset yapanlar bunu neden anlatm›yorlar? Bütün Diyarbak›r güçlerini seferber ederek, benim manevi etkimi de kullanarak iyi bir çal›flma yapabilirler. Kürtler, laik-türban çat›flmas›ndan uzak durmaya çal›fls›n. Sahte tarikatlardan da, sahte laikçilerden de uzak dursunlar. Kürtler kesinlikle bu tür çat›flmalardan kendilerini muhafaza edip demokrasi ve bar›fl için çal›flmal›d›rlar. Halk›m›za sesleniyorum: Her türlü örgütlü dini yap›lardan, özellikle tarikatlardan uzak dursunlar, hiçbir flekilde iliflkilenmesinler, seçimlerde de bunlara oy vermesinler.

ww

w.

ne t

ew e. c

Il›ml› ‹slam'la hedeflenen asl›nda Ortado¤u'da Arap milliyetçili¤inin k›r›lmas›d›r. Türkiye öncülü¤ünde Suriye-‹srail görüflmelerinin yap›lmas›, Arap milliyetçili¤inin k›r›lmas› çal›flmas›d›r. Benim Suriye'den ç›kart›lmam da bununla ilintilidir. Türkiye, ‹srail ile Suriye aras›ndaki sorunu çözmeye çal›fl›yor. Ama bir taraftan Amerika, bir taraftan da ‹srail taraf›ndan kuflat›lm›fl durumdad›r. ‹srail-Suriye görüflmeleri üzerinden AKP'ye, "Arap milliyetçili¤ini k›r, biz seni bir süre daha destekleyelim" diyorlar. Bu temelde AKP iktidar›n› bir süre daha destekleyecekler. El Kaide'yi biliyorsunuz. Bunlar da bir taraftan Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, M›s›r taraf›ndan denetim alt›na al›nmak isteniyor; di¤er taraftan ise, Amerika, ‹ngiltere ve ‹srail'in ›l›ml› ‹slam müdahalesiyle denetim alt›na alma politikas› var. El Kaide, Amerika'ya, "Benim önümü aç, ben bir ulus-devletçik olarak burada yaflayay›m" diyor. Ama Amerika da "buna izin vermem, benim denetimim alt›nda kalmal›s›n" diyor. Saddam'› çözdüler. S›ra ‹ran'a gelecek. Türkiye'nin kendi bafl›na hareket etmesine izin vermezler. Amerika buna izin vermeyecek. K›rk milyon Kürt'ü ‹ran'dan sonra Türkiye'ye karfl› kullanmaya çal›flacaklar. ‹flte ben bu tehlikeyi dile getiriyorum, anlam›yorlar. Bu tehlikeyi görmüyorlar ve talimat veriyorsun diye ceza veriyorlar. Siyasal kavramlar›n ço¤u din kökenlidir. Laiklik, din kökenli bir kavramd›r. Laiklik ve ‹slamiyet bu topraklara sonradan getirilmifltir. Laiklik de, ‹slamiyet de buraya ait kavramlar de¤il. Bildi¤imiz birçok kavram din kökenlidir. Ben daha önce de dile getirmifltim: Protestanizmin üç mezhebi vard›r veya üç mezhep do¤urmufltur: Reel sosyalizm, sosyal demokrasi ve ulusal kurtuluflçuluk. Din birçok fleyin kayna¤›d›r. Daha sonra yazaca¤›m kitaplarda bu konular› detayl› dile getirece¤im. Judaik ‹slam, yani Yahudi ‹slam› diye bir fley ürettiler sonra. Biliyorsunuz, Hz Muhammed'in ilk k›blesi Kudüs'tür. Kudüs'e bakarak namaz k›l›yorlard›. Hz Muhammed Tevrat'› gelifltirip reformlaflt›rm›flt›r. Yani Tevrat'› ve Musevili¤i reforme ederek Kuranlaflt›rd›. Kuran, Tevrat'›n Araplara uyarlan›fl›d›r. Siyasal ‹slam, cumhuriyetin bafl›ndan beri partilerle iliflkilidir. Bu iliflki geçmiflte DP, daha sonra AP ve Milli Selamet

om

Halk›m›z her türlü örgütlü dini yap›lardan tarikatlardan uzak dursun

* Bu yazı Reber Apo’nun PKK 10. Kongresine sunduğu Politik Rapordan alınmıştır


‹çindekiler Yoksul halk çocuklar›n›n özgürlü¤e yolculu¤u -2-

ne te we .c om

Kürdistan özgürlük mücadelesinin çekirde¤ini oluflturan Abdullah Öcalan’›n bafl›n› çekti¤ini grup 1970’lerin bafl›ndan 1976’ya kadar faaliyetlerini Ankara’da yo¤unlaflt›rm›flt›... (17’de)

Yahudi soyk›r›m›n›n an›s›na ‹brani kabilesinin öyküsü

Özellikle Yahudi ideologlar›n›n konuya iliflkin samimi bir özelefltiri yapmamalar› veya yapm›fllarsa benim görüp okuyamamam, savunmam›n çok önemli bir parças› olarak anlat›m›n› gerekli k›lmaktad›r. Konunun ayr›nt›l› aç›klamalar›n›... (27’de)

Demokratik ve özgür düflünmeye cesaret edin (Reber Apo)

Yurt d›fl›na ç›kmadan önce iki üç ay K›z›ltepe’de kald›m. K›z›ltepe’nin yukar›s›nda bir köyde kald›m. Bu¤day tarlalar› vard›. Ferhat Kurtay’la kald›m. Bu iki üç ay çok önemli bir süreçti... (33’te)

Güneflimizi karartamazs›n›z Güneflimiz insanl›¤› ayd›nlat›yor

S›k›flan sömürgecilik psikolojik savafl› t›rmand›rmaktad›r

ww

w.

“Son zamanlarda Türkiye ile Irak ve Güney Kürdistan federasyonu yetkilileri aras›ndaki görüflmeler h›zlanm›flt›r. Bu görüflmelerin bir konsept dahilinde yap›ld›¤› görülmektedir. Bunun teflvikini de ABD yapmaktad›r. ABD, Türkiye, Irak ve Güney Kürdistanl› güçleri uzlaflt›rarak bunlar› bir siyasal eksen yap›p, bu temelde Ortado¤u’daki etkinli¤ini artt›rmak istemektedir...” (2’de)

15 fiubat 1999’da Önder Apo’nun esir ediliflinin üzerinden tam on y›l, komplonun bafllang›c› olarak ele al›nan Ortado¤u’dan ç›k›fl›ndan bugüne ise on bir y›l geçti. Bu on bir y›l› ayn› zamanda her bak›mdan bir netleflme ve komployu bofla ç›karma... (47’de)

Kürt cilas› TRT 6 ve ard›ndaki strateji

TRT 6’n›n devreye sokulmas›yla, bu hamle ve Kürt sorunu etraf›nda yo¤un tart›flmalar gündeme geldi. Tart›flmalar çerçevesinde herkes kendi cephesinden birfleyler söyledi... (55’te)

Yaflam› yaratan kad›nlar ölüme sunulmaktan kurtulam›yorlar

‹nsanl›¤›n büyük bir kesiminin çok yönlü fliddete maruz kald›¤› bir ça¤›n çocuklar›y›z. Bu fliddet ça¤›n›n tan›klar›y›z, san›klar›y›z, kurbanlar›y›z. Bu yüzden de yaflam›n her alan› her an büyük bir direnifl ve mücadele içermek zorunda... (62’de)

Devrimci kültür ve ahlak Konu bafll›klar› ve genel tan›mlamalar biçiminde kültür ve ahlak› tan›mlamak, ne olup olmad›klar›n› tart›flmak, günümüz toplumsal sorunlar›n›n anlafl›lmas› ve çözümleri için önemlidir. Konuyu daha fazla güncel sorunlar baz›nda de¤erlendirmek için... (68’de)

Yi¤itlerin dergah› A¤r› On befl kiflilik bir grup olarak Serhat eyaletinde faaliyetlerde bulunmak amac›yla Tendürek’ten A¤r› da¤›na do¤ru yola koyulduk. Serhat halk›n›n, Kürtlerin tarihindeki direnifl meflalesinin tafl›nmas› gelene¤inde pay› büyüktür. Zaman zaman bask› ve katliamlarda sinmifl gibi gözükse de özgürlü¤üne... (77’de)


SERXWEBÛN

2

Ocak 2009

om

S›k›flan sömürgecilik psikolojik savafl› t›rmand›rmaktad›r

vard›r. Böyle bir Türkiye’nin ABD ve Avrupa’n›n politikalar›n›n d›fl›na ç›kmas› zordur. Bu aç›dan Türkiye ABD ve Avrupa politikalar›yla ancak kendisini güç yapaca¤›n›, Ortado¤u’da ancak böyle yol al›nabilece¤ini düflünmektedir. Bu gerçeklik dikkate al›nd›¤›nda Türkiye’nin ABD politikalar› do¤rultusunda hareket edece¤i aç›kt›r.

Aslında Türk ordusu içinde çok geniş bir Avrasyacı kesim yoktur

ne t

Son zamanlarda Türkiye ile Irak ve Güney Kürdistan federasyonu yetkilileri aras›ndaki görüflmeler h›zlanm›flt›r. Bu görüflmelerin bir konsept dahilinde yap›ld›¤› görülmektedir. Bunun teflvikini de ABD yapmaktad›r. ABD, Türkiye, Irak ve Güney Kürdistanl› güçleri uzlaflt›rarak bunlar› bir siyasal eksen yap›p, bu temelde Ortado¤u’daki etkinli¤ini artt›rmak istemektedir. Öte yandan ABD’nin 2010’dan sora Irak’tan geri çekilece¤i söyleniyor. Bu tabii ki net bir zaman de¤il, her zaman de¤iflebilir. Ancak böyle bir planlama yap›ld›¤› görülüyor. ABD geri çekilmeden önce Irak’taki bofllu¤u herhangi baflka bir gücün doldurmamas› aç›s›ndan Türkiye, Irak, Güney Kürdistan eksenini güçlendirmek istiyor. Öte yandan Irak’tan ç›karken esas olarak da Afganistan’› esas almaya çal›fl›yor. Afganistan’da ifller daha da kötüleflmifl bulunuyor. Afganistan ABD’nin stratejisinde önemli bir yer tutuyor. Çünkü Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler üzerinde bask› yapmak aç›s›ndan, yine ‹ran’› etkisizlefltirmek aç›s›ndan Afganistan’› kaybetmek istemiyor. Bu temelde de Afganistan’a a¤›rl›¤›n› verirken Türkiye’yi Afganistan politikas›nda daha fazla de¤erlendirmeyi hesaplamaktad›r. ABD, Türkiye, Irak, Güney Kürdistan ekseni öngörürken, Türkiye de ABD’nin bölgedeki politikalar›n›n bir parças› olmay› kabul etmifltir. Zaten on y›llard›r NATO’ya ba¤l› olan bir ordu gerçe¤i vard›r. ABD ve Avrupa denetiminde olan bir Türkiye

ew e. c

“Önder Apo’yu sahiplenme özgürlü¤e ve demokrasiye sahiplenme olarak görülmelidir. Çünkü bunu ortaya ç›karan Kürt özgürlük mücadelesinin karakterdir. Bugün Kürt özgürlük hareketine olumlu ya da olumsuz yaklafl›mlar›n bütün belirtilerinin ne oldu¤u, nas›l olaca¤›n› Önder Apo’ya gösterilen yaklafl›mla görmek mümkündür. Bu aç›dan uluslararas› komplonun 11. y›l›na do¤ru giderken bu komployu daha yüksek sesle protesto etmek, bu komplocular› lanetlemek, Önder Apo’ya sahiplenmek en büyük görevdir. Bu 15 fiubat kesinlikle Önder Apo’ya özgürlük hamlesi haline getirilmelidir”

ww

w.

Yak›n zamanda ordu içindeki AKPordu uzlaflmas›na karfl› ç›kan ve kendilerine Avrasyac› denilen kesimlerin tasfiye edilmesi de bu plan dahilindedir. Çünkü son y›llarda bu Avrasyac› denilen kesim Türkiye’nin iç ve d›fl politikas›nda sorunlar ç›kar›yordu. ‹ç politikada ordu-AKP uzlaflmas›na dayanarak bölgede etkili olmak isteyen Türk devleti içindeki as›l omurgan›n önünde bu Avrasyac› kesimlerin baz› sorunlar yaratt›¤› görülüyordu. Bunlar sadece AKP-ordu uzlaflmas›na karfl› ç›karak de¤il, öte yandan ABD’nin de politikalar›na uyumsuzluk yaratt›¤›ndan d›fl politikada da sorunlar ortaya ç›kar›yordu. Yine Avrasyac› kesimler ABD’nin Irak politikas›yla da uyumsuzluklar gösteriyordu. Türkiye ile Güney Kürdistanl› güçler aras›ndaki iliflkinin yeterince geliflmemesinde bunlar da engel oluyorlard›. Bu aç›dan ABD, Türkiye’den Kürt özgürlük hareketini ezme konusunda verece¤i deste¤i karfl›l›¤›nda hem bu Avrasyac›

kesimin tasfiye edilmesini hem de Güney Kürdistanl› güçlerle iliflkilerin kurulmas›n› istemifltir. Son zamanlardaki siyasal geliflmeleri bu çerçevede de¤erlendirmek mümkündür. Burada bir husus belirtmek ayd›nlat›c› olabilir. Asl›nda Türk ordusu içinde öyle çok genifl bir Avrasyac› kesim yoktur. Öyle ABD ve Bat› karfl›t› olan bir ordu ve bürokrasi söz konusu de¤ildir, tam aksine Avrupa kültürünün ve zihniyetinin esas tafl›y›c›s› hep bunlar olmufltur. Ancak en büyük hassasiyetleri de Türkiye’deki Kürt sorunudur. ABD’nin bölgeye müdahalesinden sonra bu kayg›lar› bir paranoya haline gelmifltir. Özellikle Kürt özgürlük hareketinin direnifli karfl›s›nda telafla düflmüfllerdir. Avrasyac› denen kesimler asl›nda Kürt ve PKK karfl›tl›¤› üzerine gelifltirdikleri anti Amerikanc›l›kla ABD üzerinde bask› yapmak istiyorlar. Biz bu bask›y› yaparsak bize muhtaç olan ABD kayg›ya kap›larak PKK’nin ezilmesinde bize yard›mc› olur, biçiminde bir düflünceyle hareket etmifllerdir. Anti Amerikanc›l›¤› bir flantaj olarak kullanm›fllard›r. E¤er ABD’nin Kürt özgürlük hareketine ve Güney Kürdistan federasyonuna yaklafl›m›n› tamamen kendi istedikleri çizgiye çekebilselerdi bir numaral› Amerikanc› olurlard›. Bunlar›n yaklafl›m› ideolojik de¤il, politiktir. Avrasyac› gözükerek ABD’yi ürkütmek istemifllerdir. Bu politikalar› tutmam›fl, büyük bir devlete flantaj yapman›n bedelini ödemifllerdir.


Ocak 2009

SERXWEBÛN

ABD müdahalenin merkezini Irak’tan Afganistan’a kaydırmak istemektedir

karfl›l›¤›nda bütün parçalardaki Kürtlerin feda edilmesini sa¤layan bir politika güdülmektedir. Türkiye ile Güneyli güçler iliflkisi, Kuzey Kürdistan özgürlük hareketini ezme temelinde gelifltirilmek istenmektedir. Türkiye, Irak, Güney Kürdistan iliflkisi içinde dolayl› olarak ‹ran da yer almaktad›r. Bunun da alt›n› çizmekte fayda vard›r. ‹ran do¤rudan bu eksen içine girmemekte, ama Kürt özgürlük hareketinin bast›r›lmas› çerçevesinde bu ekseni desteklemektedir. Nas›l ki on y›llarca Türkiye’nin en temel sorunu Kürt sorunu olmuflsa, bugün de ‹ran’›n en temel sorunu Kürt sorunudur. ‹ran da Türkiye gibi Kürtler üzerindeki egemenli¤ini tam sürdürmek istemektedir. Kürtlerle demokrasi ve özgürlük temelinde birlikte yaflama anlay›fl› içinde de¤ildir. Bu aç›dan di¤er parçalardaki Kürtlerin feda edilmesi karfl›l›¤›nda ortaya ç›kacak bir Güney Kürdistan gerçe¤ini kabul etmektedirler. ABD bölge ülkelerini Kürtlerle terbiye etmek isterken; Türkiye, ‹ran, Irak da Güney Kürdistan’› kabul etme ve kontrol alt›nda tutma temelinde bütün parçalardaki Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme gibi bir politik yaklafl›m içindedirler. Türkiye, ‹ran ve Irak’›n bu politikas›n› görmeden gösterilecek her tutum Kürtlerin aleyhine ifllemeye mahkumdur. Kürt Halk Önderinin s›k s›k belirtti¤i gibi bir Katar, ya da geçmiflte oldu¤u gibi küçük bir Ermenistan benzeri bir Kürt devletçi¤i yaratarak bütün di¤er Kürt güçleri tasfiye edilmek istenmektedir. Nitekim Önderli¤in söyledi¤i bu gerçek temelinde bir

politika Kürtlere dayat›lmaktad›r. Kürt Halk Önderli¤i bunu çok iyi gördü¤ü için, birleflmifl büyük Kürdistan yaklafl›m›n›n gerçekçi olmad›¤›n›, büyük çat›flmalara yol açaca¤›n› söyledi¤i gibi, küçük Kürdistan’›n da kabul edilemeyece¤ini vurgulamaktad›r. Burada kastetti¤i küçük Kürdistan güney Kürdistanl›lara -Kerkük’ü de d›fl›nda tutarak- birkaç flehir vererek bütün Kürdistan’› feda edecek bir politikaya bütün Kürtlerin karfl› ç›kmas› gerekti¤ini aç›kça vurgulamaktad›r.

ww

w.

ne te we .c om

ABD’nin hem Türkiye politikas› hem de bölge politikas› bölge halklar› ve Türkiye’yi de¤il, esas olarak kendi ç›karlar›n› esas almaktad›r. ABD tamamen kendi politikalar›n› etkin k›lmak istemektedir. Türkiye üzerindeki politikalar› da öyledir. ‹flbirlikçi sahte ‹slam dedi¤imiz ›l›ml› ‹slam’la on y›llard›r kendisine ba¤l› yetifltirdi¤i orduyu ve Bat› yanl›s› kesimleri bir araya getirerek oluflturduklar› yeni siyasi kimyayla Ortado¤u’yu ABD ad›na teslim almak istiyor. Türkiye’ye verilen rol budur. Türkiye, Irak, Güney Kürdistan ekseni de bu temelde oluflturuluyor. Güney Kürdistanl› güçler zaten kontrolündedir. Türkiye’yi de tam istedi¤i do¤rultu içine çekerse önümüzdeki y›llarda Ortado¤u politikas›nda önemli bir siyasal eksen ortaya ç›karacakt›r. ‹srail zaten bölgede ABD’nin en temel gücüdür. E¤er Afganistan’da da müttefikleri ve iflbirlikçileriyle birlikte hakimiyet sa¤larsa, en az›ndan düflük yo¤unluklu bir savafl düzeyine çekebilirse bunu baflar› olarak de¤erlendirecektir. Asl›nda düflük yo¤unluklu bir savafl›n sürekli k›laca¤› bir gerilimi de ABD kendi ç›karlar› do¤rultusunda kullanacakt›r. Kendisini zorlamayan düflük yo¤unluklu bir çat›flma stratejisi ABD’nin bölgeye müdahalesini meflrulaflt›raca¤›ndan, ABD aç›s›ndan da çok sak›ncal› görülmemektedir. Bu aç›dan Irak’ta da Afganistan’da da Pakistan’da da kontrolün esas olarak kendisinde oldu¤u bir siyasal konjonktür ortaya ç›karmak istemektedir. Bunun için de bugüne kadar bölge müdahalesinin merkezi Irak iken, bunu Afganistan’a kayd›rmak istemektedir. ABD’nin Irak’ta izledi¤i ve oluflturmak istedi¤i yeni siyasal eksenin Kürtler aç›s›ndan kazan›mlar› koruyan ve gelifltiren bir pozisyon olmad›¤› aç›kt›r. Böyle bir politik planlama e¤er Kürtler mücadele etmez ve sa¤lam durmazlarsa giderek daha fazla Kürtlerin aleyhine oluflacak bir siyasal durum ortaya ç›karacakt›r. Güney Kürdistan’›n Türkiye, ‹ran, Irak taraf›ndan kabul edilmesi

3

PKK’nin tasfiyesini amaçlayan yeni bir plan devreye sokulmuştur

Türkiye-Irak ve Türkiye-Güney iliflkileri de son aylarda bu çerçevede yürümektedir. Anlafl›l›yor ki PKK’nin tasfiye edilmesini amaçlayan bir plan dahilinde hareket etmektedirler. Nas›l ki 2003’te Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme plan› devreye sokulmuflsa, bugün de baz› rötufllar yaparak benzer bir plan yürütülmektedir. ABD, Türkiye’ye siz baz› ad›mlar atarsan›z hem bizimle Avrupa’n›n elini güçlendirirsiniz hem Güney Kürdistanl› Kürtlerin ellerini güçlendirirsiniz, böylelikle biz PKK’nin tasfiye edilmesinde daha kolay ad›mlar atar›z, demifllerdir. Son zamanlarda Türkiye’nin TRT 6’y› açmas›, Kürdoloji bölümlerinden bahsetmesi tümüyle bu tasfiye plan›n›n bir parças›d›r. ABD, Avrupa, Güney Kürdistanl› güçler "bizim elimizi güçlendirin, bu temelde biz de PKK’nin üzerine yürüyelim" derlerken, Türkiye devleti de PKK’yi tasfiye


SERXWEBÛN

Tek devlet tek bayrak tek millet tek vatan politikası devam ediyor

ww

w.

ne t

Devlet ve hükümet flöyle bir yaklafl›m içindedir: Bir yandan kat› tek millet, tek bayrak, tek vatan yaklafl›m›n› benimsemektedir, di¤er taraftan da TRT 6 ve Kürdoloji bölümü açma gibi ad›mlar atmaktad›r. Burada yap›lmak istenen fludur: Biz TRT 6 açarak, Kürdoloji bölümleri açarak tek milletten, tek devletten, tek bayraktan, tek dilden vazgeçmiyoruz. Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan politikas› devam ediyor demektedirler. Yani Kürdoloji bölümlerinin ve TRT 6 ad›m›n›n at›lmas›n›n planland›¤› süreçte bunlar›n belirtilmesi, bunlar›n vurgulanmas› bilinçlidir. Bunlar Milli Güvenlik Kurulunca benimsenmifl politikalard›r. Bizzat Milli Güvenlik Kurulunda tamam bu iflleri yapal›m, ama bu giriflimleri de tek millet, tek vatan, tek bayrak üzerine kurulmufl oldu¤unu da gösterelim. Bu ad›mlar› atmam›z›n baflka türlü anlafl›lmas›n›n önüne geçelim demifllerdir. Erdo¤an’›n Kürdistan’da üstüne basa basa tek millet demesi, bu planlaman›n sonucudur. Bu nedenle TRT 6 aç›lmadan önce ve Kürdoloji bölümü dillendirilmeden önce böyle bir tek millet vurgusunu yapt›rm›fllard›r. Yani TRT 6 aç›l›m›, tek milletten vazgeçmek için de¤il, bu politikay›

pekifltirmek ve bu argümanlara dayand›rarak sürdürmek için yapm›fllard›r. Bütün Kürt siyasetçilerinin, Kürt ayd›nlar›n›n ve yurtseverlerinin, Kürt dostlar›n›n bu gerçe¤i kesinlikle görüp kendilerini aldatmamalar› gerekir. Bu aç›dan bizim bu tür giriflimleri Türkiye’de inkar ve imha sisteminin yeni meflruiyet araçlar›n› yaratma olarak de¤erlendirmemiz gerçe¤i ifade etmektedir. Bunun d›fl›nda farkl› de¤erlendirmede bulunmak, Kürtleri kand›rmakt›r ya da Kürtlerin kendilerini kand›rmas›d›r. Bu gerçe¤in alt› ne kadar çizilse mevcut sürecin böyle oldu¤u topluma ne kadar anlat›lsa o kadar Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesi do¤ru yürütülebilir ya da Kürt halk›n›n temel demokratik haklar›n›n mücadelesi do¤ru verilebilir ve do¤ru güvenceye al›nabilir. Bunun d›fl›ndaki her yaklafl›m tarihte oldu¤u gibi alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete yaklafl›m›n›n yeni biçimde prati¤e geçmesidir. Kürtler bir daha alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete anlam›na gelen zokalar› yutmamal›d›r. Baz› beyaz Kürtlerin, iflbirlikçi Kürtlerin Türk devletinin att›¤› bu zokay› Kürtlere yutturmaya çal›flmas›, b›rakal›m gafleti, bir ihanet düzeyindedir. Bir kere bu gerçe¤i bilmek gerekir. Bu gerçe¤i bilerek Türk devletinin giriflimlerini do¤ru de¤erlendirmek ve bu gerçe¤i bilerek beyaz Kürtlerinin Kürdistan tarihinde nas›l rol oynad›klar›n› ortaya koymak gerekmektedir.

septinin iç ve d›fl kamuoyunda meflruiyetini haz›rlamaya çal›fl›yorlar. Bunun alt›n› çizmekte fayda var. Tabii ki yeni konseptin tasfiye plan›na meflruiyeti kazand›rmada Güney Kürdistanl› güçlere de bir rol verilmifltir; ama Güney Kürdistanl› güçlere verilen rol aç›k de¤ildir, dolayl›d›r. Zaten Türkiye yetkilileri Güney Kürdistanl› güçlerle yürüttükleri iliflkilerinin gizli ve sonuç al›c› oldu¤unu belirtmektedirler. Anlafl›l›yor ki Güney Kürdistanl› güçler ilk önceleri dolayl› biçimde bu tasfiye plan›na meflruiyet kazand›racaklard›r. Çünkü PKK’nin tasfiye plan›n›n meflruiyeti ad›m ad›m döfleniyor. E¤er Kürt özgürlük hareketine karfl› aç›ktan bir sald›r›ya geçseler, Güney Kürdistanl› güçlerin -KDP ve YNK’nin- bu tutumu Kürt toplumu ve kamuoyunda kuflkuyla karfl›lanacakt›r. Bu nedenle flimdiden aç›ktan ve do¤rudan böyle bir tasfiye plan›n›n meflruiyet aktörleri olmak istemiyorlar. Ancak s›k s›k Türk devletine "bizim elimizi güçlendirin" diyorlar. Baz› ad›mlar atarak bizim elimizi güçlendirirseniz biz de ABD’ye verdi¤imiz söz temelinde bu tasfiye plan›nda rolümüzü oynayabiliriz demektedirler. Güney Kürdistanl› güçler de özellikle Talabani’nin ve çeflitli Kürt yetkililerinin son zamanlarda Türkiye ile iliflkileri s›k›laflt›rmalar›n› ve Türkiye bizim elimizi güçlendirsin, baz› ad›mlar ats›n demelerini böyle okumak gerekmektedir. Kamuoyuna yans›yan çeflitli tasfiye planlar› bulunmaktad›r. Türkiye baz› ad›mlar atacak, ondan sonra da af ç›karacak, silah kullanmam›fl, terör eylemlerine kar›flmam›fl olanlar hemen evlerine gidecek, di¤erleri ise belirli piflmanl›k yasalar› var, bundan yararlanacak, k›sa süre sonra ç›kacaklar. Elebafl› dedikleri birkaç on kifliyi de yüz elli kifli deniliyor- teslim olmalar› karfl›l›¤›nda yurt d›fl›na gönderecekler. Böylelikle Kürt özgürlük hareketi tasfiye edilecek. Bu yeni bir plan de¤ildir. Bunun 2003’te gündeme getirildi¤ini, örgüt içinde de bunun uygulay›c›l›¤›n›n ortaya ç›kar›ld›¤›n›, ama Kürt Halk Önderi ve PKK taraf›ndan bunun bofla ç›kar›ld›¤›n› biliyoruz. Anlafl›l›yor ki, ayn› plan yeni rötufllar yaparak tekrar uygulanmak istenmektedir.

ew e. c

etmek için eski politikalar›n yürümedi¤ini, eski inkarc› politikan›n meflruiyetinin kalmad›¤›n›, inkar ve imha sistemini yeni koflullarda sürdürmek için baz› ad›mlar at›lmas› gerekti¤ini görmüfltür. Özellikle son bir buçuk y›lda Kürt özgürlük hareketi karfl›s›nda yaflad›¤› yenilgiler ve bozgunlarla, art›k eski inkar ve imha sistemiyle Kürtler üzerinde egemenli¤ini yürütemeyece¤ini, PKK’yi tasfiye etme aç›s›ndan hem iç hem de d›fl kamuoyunu yan›na alamayaca¤›n› anlam›flt›r. Bu nedenle inkarc›l›¤› ve asimilasyonu ortadan kald›rmayacak, inkar ve asimilasyonu yeni koflullarda sürdürecek baz› giriflimlerde bulunarak PKK’nin üzerine gitme meflruiyetini iç ve d›fl kamuoyu nezdinde güçlendirmeye çal›flmaktad›r. AKP’nin son politikas›n› ve yaklafl›m›n› böyle de¤erlendirebiliriz

İhanetçi Kürtlerle tasfiye konseptinin meşruiyet zemini yaratılıyor

fiimdi baz› güçler AKP’nin politikas›n› destekliyorlar. Bu asl›nda Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen inkar ve imha politikas›n›n, tasfiye politikas›n›n meflruiyetini kazand›rma çabalar›d›r. Nas›l ki, 1999 y›l›nda YNK ve KDP Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen uluslararas› komplonun tasfiye plan›n›n meflruiyetini sa¤lam›fllarsa, bugün ise Kuzey Kürdistan’daki kimi iflbirlikçiler, kimi beyaz Kürtler, kimi hain Kürtler Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmenin yeni tasfiye kon-

Ocak 2009

om

4


Ocak 2009

SERXWEBÛN

Bu uğursuz planda Güneyli güçlerin kullanılmasını önemsemektedirler

“On yıllardır Kerkük’ü kendi kutsallığı gören Güneyli Kürt partileri Kerkük’ten vazgeçiyorsa, hayli hayli Ortadoğu devletlerinin kendi bulunduğu alanlardaki hakimiyetlerini tanıması karşısında PKK ile karşı karşıya gelebilir. PKK’ye karşı da her türlü uğursuz politika içine girebilirler. Bu gün Kerkük’ten vazgeçen yarın PKK’ye saldırabilirde”

ne te we .c om

TRT 6, Kürdoloji bölümleri gibi baz› giriflimlerin bir yönünün de bu oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bu çerçevede Celal Talabani’nin, çeflitli Kürt yetkililerinin silahl› mücadele dönemi bitmifltir, art›k silahl› mücadeleye gerek yok demeleri böyle bir teslimiyet plan›na ça¤r›d›r. Bu tür söylemlerle böyle bir tasfiye plan›n›n siyasi gerekçeleri yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Sanki Türkiye demokratikleflmifl, Kürt halk›n›n temel demokratik haklar›n› kabul etmifl, Kürt sorunu asgari temelde çözülmüfl, ama buna ra¤men PKK savafl sürdürüyor gibi bir imaj yarat›lmak isteniyor. Böylece PKK’nin mücadelesinin Kürtlerin haklar›yla ilgili bir mücadele de¤il de bir terör mücadelesi oldu¤u konusunda iç ve d›fl kamuoyunu haz›rlamaya çal›fl›yorlar. fiu anda Avrupa ve ABD’nin, Türkiye’nin, Güneyli güçlerin -buna ‹ran da dahilbirlikte yürüttü¤ü çal›flma esas olarak PKK’nin yürüttü¤ü mücadelenin meflruiyetinin kalmad›¤›n›, gerekçesinin kalmad›¤›n›, bu yönüyle de tamamen bir terör örgütü oldu¤unu ilan edip üzerine gidip ezmek içindir. Bunun için de Güney Kürdistanl› güçlerin kullan›lmas›n› çok önemli görmektedirler. Zaman zaman bas›na yans›yor, Türkiye belirli ad›mlar atarsa Güney Kürdistan’daki parlamento toplanacak, PKK’ye silah b›rak ça¤r›s› yapacak. Silah b›rakmasa terörist ilan edilecek ve üzerine gidecek. fiimdi böyle u¤ursuz, hain bir plan›n uygulanmaya konulmak istendi¤ini görüyoruz. Güney Kürdistanl› güçler herhalde bunun karfl›l›¤›nda Türkiye’den Güney Kürdistan federasyonunun resmi olarak kabul edilmesini isteyecekler. Son zamanlarda Hewler’de konsolos aç›laca¤› yönündeki tart›flmalar bir nevi Türkiye’nin Güney Kürdistan federasyonunu kabul etti¤i anlam›nda yorumlanmaktad›r. Tabii ki Türkiye hala tam böyle yorumlam›yor. Herhangi bir Irak flehrinde nas›l konsolosluk aç›l›rsa biz de Hewler’de açabiliriz diyorlar. Belki yar› resmi olarak Güney Kürdistan federasyonunu da kabul ediyorlar. Ama

5

bunun böyle kesin Güneyi tan›mak anlam›na gelmedi¤ini de bilmek gerekir. Türkiye, ‹ran ve Irak devletinin f›rsat›n› bulduklar›nda Güney Kürdistan federasyonunun bu statüsünü ortadan kald›rmaya yönelecekleri aç›kt›r.

Kerkük’te tarih boyunca ağırlıklı olarak Kürtler yaşamaktadır

ww

w.

Öte yandan Türkiye, ‹ran, Irak Güney Kürdistan federasyonunu kabul etmeleri karfl›l›¤›nda Güneylilerin hem PKK’nin üzerine gitmesini hem de Kerkük’ten vazgeçmesini dayatm›fllard›r. Bugün Güney Kürdistanl› güçlerin Kerkük’ten vazgeçti¤ini görüyoruz. Bu asl›nda Güney Kürdistanl› güçlerin halka dayanan, kendi demokratik haklar›na dayanan bir mücadele vermediklerini gösteriyor. Biz tabii ki bir yerde herhangi bir toplumun, toplulu¤un temel demokratik haklar›n›n, demokratik iradelerinin tan›nmas› gerekti¤ini kabul ediyoruz. Kürtler gitsin hiç kimsenin hakk›n› ve iradesini tan›madan bir yere hakim olsun demiyoruz. Bu tür anlay›fllara da karfl›y›z. Ama bir yerde Kürtler de varsa oradaki Kürtlerin demokratik iradesini de herkesin tan›mas› gerekmektedir. Bu çerçeveden bak›ld›¤›nda Kerkük’te tarih boyunca a¤›rl›kta olan kimdir? Kürtlerdir. Kerkük ve çevresinde Kürt nüfusu her zaman fazla olmufltur. Bu aç›dan Kürtlerin herhangi bir dayatma ve zorbal›kla Kerkük’ü ele geçirme gibi bir durumu yoktur. E¤er Irak demokratikse, uluslararas› güçler demokratik teamüllere dikkat edeceklerse, halk›n demokratik iradesini esas alacaklarsa o zaman Kerkük’te Kürt demokratik iradesinin ve demokratik otoritesinin a¤›rl›kl› olmas› gerekiyor. E¤er Kürdistan bir federasyon ve Kerkük de

bu federasyonla iç içeyse o zaman Kerkük Kürdistan’a ba¤l› bir özel statü kazanabilir. Yani ayr› bir statüsü olabilir, bir özgünlü¤ü olabilir. Demokratik Konfederalizm yaklafl›m›yla Kürdistan federasyonu içinde yer alabilir. E¤er Kürdistan bir federasyon olmasayd›, Irak’ta her flehir ya da her bölge kendi temel demokratik haklar›n› kullanmalar› temelinde demokratik özerklik statüsünde olsayd›, o zaman Kerkük’te öyle oluyordur diyebilirdik. Ama hem Kürdistan federasyonu kabul edilecek, meflruiyeti kabul edilecek hem de Kerkük bunun d›fl›nda b›rak›lacak! Bu, Kerkük Kürt flehri de¤ildir anlam›na gelmektedir. Kerkük’te Kürt demokratik iradesini inkar etmektir. Bu gerçeklik dikkate al›nd›¤›nda on y›llard›r Kerkük’ü kendi kutsall›¤› gören Güneyli Kürt partileri Kerkük’ten vazgeçiyorsa, hayli hayli Ortado¤u devletlerinin kendi bulundu¤u alanlardaki hakimiyetlerini tan›mas› karfl›s›nda PKK ile karfl› karfl›ya gelebilir. PKK’ye karfl› da her türlü u¤ursuz politika içine girebilirler. Biz flu anda KDP ve YNK sald›r›yor, silahl› sald›r› var demiyoruz. Ama Kerkük’ü, kutsal yeri b›rakan, ondan vazgeçen Güney federasyonunun, Türkiye, ‹ran, Irak ve ABD dayatmalar› karfl›s›nda Kürt özgürlük hareketine karfl› sald›rmas› ihtimal d›fl› de¤ildir. Bu aç›dan Güney Kürdistanl› güçlerin zaman zaman Kürtler aras› savafl ç›kmaz, biz PKK’ye karfl› savaflmay›z yaklafl›mlar›n› çok esas almamak gerekir. PKK’ye karfl› bugünden yar›na bir silahl› savafl›m içine girmeyebilirler. Ama bugün ideolojik ve siyasi savafl›n bir parças› haline geldikleri görülüyor. Türkiye’deki bas›n ve AKP hükümetinin "TRT 6’y› verdik, önceden de baz› ad›mlar att›k, bu nedenle art›k PKK’nin yürüttü¤ü savafl›n


SERXWEBÛN

TRT 6’yı tek millet politikasının meşruiyeti olarak kullanmaktadırlar

Kürt sorunu çözülmüş gibi göstermek gafletten öte ihanettir Güneyli güçlerin yapmas› gereken tutum bu de¤ildir. Kürt halk›na karfl› sorumluluk duyman›n gere¤i olarak Kerkük’te Türkmenlere hangi hak tan›nd›ysa siz de Kürtlere o hakk› tan›y›n demelidirler. Türkmenlerin her siyasi örgütlenmeleri var. Her türlü okul açma haklar› var. Bu haklar› fazlas›yla kullan›l›yor ve bu konuda kendilerine her türlü destek sunuluyor. Kültürlerinin geliflimi önünde engel yok; istedikleri kadar kendi dilleriyle radyo ve televizyon açabilirler. Türkmenler ayr› bir topluluk ya da millet olarak tan›n›yor, Türkmen olarak örgütleniyorlar. Demokratik siyasi iradeleri var. Bu gerçekler ortadayken hala ikide bir DTP’ye sen etnik milliyetçilik, etnik siyaset yap›yorsun diye bask› yapan, Kürtlerin siyasi irade olmas›n› reddeden bir politika ortadayken, Türkiye’deki geliflmeleri sanki Kürt sorunu çözülmüfl gibi göstermek gafletten öte ihanettir. Bunu aç›kça böyle de¤erlendirmekte yarar vard›r. Anlafl›l›yor ki Güney Kürdistanl› güçler PKK’nin tasfiyesini hedefleyen bir politikan›n içindedirler. Biz tabii ki bir çözüm politikas› içinde olmalar›n› isteriz. Ne var ki flimdi içinde olduklar› politika bir çözüm öngörmemektedir. Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesini hedefleyen bir politikan›n devrede oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Güneyliler flu anda aç›k bir savaflta de¤iller, ama hem AKP hükümetini ideolojik ve siyasi olarak desteklemektedirler hem de Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen tasfiye plan›n›n ideolojik ve siyasi gerekçelerini ve meflruiyetini haz›rlamada rol oynamaktad›rlar. Güneyli partilerin belirli konferanslar ve toplant›lar yapacaklar›n›, burada PKK’ye silahl› mücadelenin zaman›n›n geçti¤ini söyleyecekleri belirtiliyor. Kendileri de biliyor ki sorunlar›n silahl› yollardan çözülmesine en fazla da PKK

ww

w.

ne t

Daha bir ay önce tek millet diyen, tek vatan diyen, tek bayrak diyen bir baflbakan vard›r. Türk Baflbakan› bunlar› laf olsun diye söylememifltir. Ya tek milleti kabul ederler ya çeker giderler demifltir. Bunlar ortadayken TRT 6 aç›ld›, Kürt dili kabul edildi, Kürt dili kabul edilmiflse Kürt milleti de kabul edilir, Kürt milleti kabul edilirse Kürtlerin varl›¤› da kabul edilir gibi kendini kand›ran yaklafl›m içine girmeleri asl›nda olmayan fleylere kendilerini inand›rmalar›d›r. Ya da d›fl bask›lar ve Türkiye’nin dayatmalar› karfl›s›nda duramad›klar›ndan Türk devletinin inkarc› imhac› politikas›n›n yeni argümanlar›n›, politikalar›n› sanki bir çözümmüfl gibi görmeleri ve kendilerini buna inand›rmalar› asl›nda kendileriyle birlikte toplumu da aldatmalar› anlam›na gelmektedir. Daha TRT 6’ya hala çok dilli televizyon deniliyor. Kürtçe demekten bile imtina ediliyor. Zaman zaman Kürtçe kanal denilse de bu kanal›n ad› resmiyette çok dilli kanald›r. Resmiyette Kürtçe kanal denilmesinden özellikle kaç›n›lmaktad›r. Kald› ki bu kanalla inkarc›l›ktan vazgeçilmiyor. Hala anadilde e¤itim yoktur, Kürt kimli¤inin kabulü yoktur, zaten Milli Güvenlik Kurulunda tart›fl›lm›fl ve böyle bir kanal›n Kürdistan’daki asimilasyonu durdurmayaca¤› karar›na var›lm›flt›r. TRT 6’ya bunun için izin verilmifltir. Dolay›s›yla b›rakal›m tek milletten vazgeçilmesini, aksine bu kanal› tek millet politikas›-

n›n meflruiyeti olarak kullanmaktad›rlar. Bu nedenle böyle kanal kabul edildi, dilden sonra millet kabul edilecek, sonra di¤er haklar da verilecek gibi yaklafl›mlar›n hiçbir de¤eri yoktur.

karfl›d›r. Önder Apo, silahl› çözüme karfl› oldu¤unu ideolojik ve teorik düzede kapsaml›ca ortaya koymufltur. Devlet de verilse almay›z denilen bir ideolojik ve siyasi çizginin temsilcisidir. Bu ortadayken ulus devletçi zihniyetten kopmayanlar›n PKK’ye silahl› dönemin zaman› geçmifltir demesi bir demagojidir, safsatad›r. Herhalde Güneyli güçlerin elinde olsa silahl› güçlerle her tarafa sald›r›p mevcut konumunu güçlendirebilir. Kürdistan’›n bütün parçalar›nda hakim olmak için yüz binlerce insan›n ölümünü bile göze al›rlar. Silahl› güçleri buna yetse bu konuda bir saniye bile tereddüt etmeyeceklerini biliyoruz. A¤alara, beylere, egemenlere dünyay› da verseniz doymazlar. PKK’nin felsefesi ise: e¤er temel haklar›m›z kabul edilirse biz silahl› mücadeleden yana olmay›z do¤rultusundad›r. Ama dünya da üzerimize gelse haklar›m›z› alana kadar direnifli b›rakmay›z kararl›l›¤› içinde olundu¤u da aç›kt›r. Belki bir Latin Amerikal›, bir Avrupal›, Avustralyal› herhangi birisi Türk devletinin Kürtler üzerindeki inkarc› politikas›n› bilmez ve bu tür de¤erlendirmeler yapabilir. Neden silahl› mücadele veriyorsunuz, siyasal yollardan ya da baflka yollardan mücadele vererek haklar›n›z› al›n diyebilirler, ama Kürt parti liderlerinin, Türkiye’yi tan›yan Kürt örgütlerinin bunu demesi anlafl›l›r de¤ildir. Onlar da biliyor ki dünyada Türk devleti kadar inkarc› politika izleyen baflka bir güç yoktur. Ne ‹srail Siyonizm’i ne Afrika beyaz ›rkç› rejimi ne de baflka bir rejim Türk devleti kadar inkarc›d›r. Türk devleti neredeyse bu dünyada yaflam›yormufl gibi dünyadaki normlara göre hareket etmeyen bir devlettir. Türk yazarlar›, ayd›nlar›, çeflitli çevreler devletin denetimindedirler, her zaman devletin sesine kulak verirler, demokratl›klar› da yazarl›klar› da esas olarak devlet, ama birazc›k demokrasidir, birazc›k namusu kurtarmakt›r. Ama Kürt partilerin, Kürt ayd›nlar›n›n Türk devletinin bilinen politikas› karfl›s›nda Kürt özgürlük hareketine karfl› silah b›rak, teslim ol ça¤r›lar› yapmalar› hiçbir biçimde izah edilemez. Bu tür yaklafl›mlar Kürtler aras›nda birli¤e de¤il, parçalanmaya hizmet eder. Güney Kürdistanl› örgütler Kürt özgür-

ew e. c

hiçbir meflruiyeti kalmam›flt›r, bir terör hareketidir" gibi söylemlerine Güney Kürdistanl› güçler de bugün destek vermektedirler. Sanki Kuzey’de Kürt sorunu çözülmüfl gibi bir havay› Güney toplumuna yutturmaya çal›flmaktad›rlar. AKP’nin yalanlarla Kürtleri kand›rma politikas›n› Güneyliler, Güneyli bas›n Güney Kürdistan halk›na ve bütün Kürtlere yutturmaya çal›fl›yorlar. Bu aç›dan Güney Kürdistan’daki yürütülen politikan›n tehlikeli bir politika oldu¤u görülmektedir.

Ocak 2009

om

6


Ocak 2009

SERXWEBÛN cut diplomasinin esas amac›n›n bu oldu¤u görülmektedir. Onlar da biliyor ki Güney Kürdistanl› güçleri bu iflin içine katmadan PKK’yi tasfiye etme politikas›nda yol alamazlar. Bu yönüyle tarihte oldu¤u gibi yine Kürtleri Kürtlere vurdurma, iti ite k›rd›rma politikas›n› yürütmektedirler. fiunu belirtmeliyiz ki bu politikan›n içinde ‹ran da vard›r. Asl›nda ABD ile ‹ran ayn› politikay› izlemektedirler. Bu gerçe¤in de herkes taraf›ndan bilinmesi gerekir. ‹ran’›n ABD karfl›tl›¤› hikayedir. ‹ran pragmatiktir, kendi ç›kar› neyi gerektiriyorsa onu yapar. ‹ran tarihsel olarak pragmatik bir ülkedir, ABD ise burjuvazinin pragmatik politikas›n› en üst düzeyde uygulayan bir ülkedir. Bunlar›n hepsi bir olmufl flimdi Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmeyi amaçlamaktad›rlar. Medya Savunma Alanlar› sürekli bombalanmaktad›r, Kandil alan› sürekli topa tutulmaktad›r. ‹ran’la Güneyli güçler aras›nda, özellikle YNK aras›nda bir anlaflma oldu¤u görülüyor. ‹ran yerleflim alanlar›n› topa tutarak halka ya buray› boflaltacaks›n›z ya da PKK’ye karfl› ç›kacaks›n›z politikas› dayat›yor. Bu politika YNK’nin de ifline geliyor. YNK de zaten PKK’yi oradan ç›karmak istiyor. 2000’de PKK’yi savaflla ç›karmak istedi, ama bunu baflaramay›nca ‹ran’› devreye sokmufltu. O zaman ‹ran bunu baflaramad›. Bu defa sonuç almak için yükleniyor. ‹ran ve YNK böyle bir konsept dahilinde Türkiye ve uluslararas› güçlerin de deste¤iyle PKK’yi Kandil’den ç›karacaklar›n› hesapl›yorlar. YNK, köylüleri de PKK’ye karfl› k›flk›rtmaya çal›fl›yor. ‹ran size zarar verirse biz herhangi bir yard›mda bulunamay›z, çünkü PKK’nin yüzünden, PJAK’›n yüzünden oluyor diyorlar. Nitekim Güney Kürdistan bas›n›nda ‹ran ve Türkiye’nin sald›r›lar› hakl›d›r, bu nedenle PKK’yi zorlayal›m, PKK’yi buralardan ç›karal›m diyenler giderek artmaktad›r. ‹ran PKK ve PJAK’› oradan ç›kararak bölgeyi YNK’ye teslim etmeye çal›flmaktad›r. Görünürde YNK-ABD iliflkileri önplana ç›ksa da YNK ABD’ye ba¤l› oldu¤u kadar ‹ran’› da sürekli dikkate alan, ‹ran’›n etkisinde olan bir politika izle-

mektedir. Son sald›r›lar asl›nda Türkiye ve YNK’lilerin deste¤inde olmaktad›r. KDP’nin ‹ran’a ne kadar deste¤i var bilemiyoruz. Ama hükümet olarak dolayl› olarak bu politikaya izin vermektedirler. Ya da pratik olarak görüldü¤ü gibi bu sald›r›lara herhangi bir karfl› ç›kmalar› bulunmamaktad›r.

ne te we .c om

lük hareketiyle ortak davranma, birlikte hareket etme yerine, son zamanlarda söylenildi¤ine göre Abant toplant›s›n›n bile Hewler’de toplanmas›na izin vereceklermifl. Amed halk›n›n iradesi ortadayken, Amed halk›n›n iradesine ra¤men bunlar›n Hewler’de toplanmas›na izin vermek nas›l bir Kürtlüktür, nas›l bir Kürt yurtseverli¤idir? Bunu hangi Kürt içine sindirebilir, kabul edebilir? Fethullahç›lar›n yapaca¤› bir toplant› amac› bellidir. Türkiye’de AKP belirli ad›mlar atm›flt›r, PKK silah b›rakmal›d›r, art›k bu fleyden vazgeçmelidir diyeceklerdir. Anlafl›l›yor ki ABD, AB, Türkiye, Irak, Güney Kürdistanl› güçler PKK’ye silah b›rakt›rmada anlaflm›fllar. Türkiye’deki AKP yanl›s› bas›n, çeflitli yazarlar ayr› bir kanaldan, Güney Kürdistanl› güçler ayr› bir kanaldan, ABD, Avrupa farkl› bir biçimde hep bir a¤›zdan ayn› politika do¤rultusunda -kimi askeri olarak kimi siyasi olarak kim ideolojik olarak- bask› yaparak PKK’ye silah b›rakt›rmay› hedeflemektedirler. Uygulamaya geçirilen plan›n esas›nda silah b›rakt›rma vard›r.

7

Gizli diplomasi PKK aleyhine kurulmak istenen bir kumpastır

ww

w.

Kürt sorunu çözülmeden silah b›rakt›rmay› dayatmak da eflittir Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmektir. Bu aç›kt›r. Irak-Türkiye görüflmeleri de bununla ilgilidir, Türkiye-‹ran görüflmeleri de bununla ba¤lant›l›d›r. Maliki’nin ‹ran’a gitmesi de bununla ba¤lant›l›d›r. Bunlar netleflmifltir. Gizli kapakl› görüflmeler yap›lsa da bizim aç›m›zdan herhangi bir gizlili¤i yoktur. Nitekim Türk d›fliflleri bakan› sürekli çok büyük bir s›r gibi her yerde biz gizli diplomasiyle sonuç alaca¤›z, demektedir. Biz gizli diplomasinin neyi hedefledi¤ini biliyoruz. Gizli diplomasi, PKK aleyhine kurulmak istenen bir kumpast›r. Haflimi’nin, Maliki’nin bütün görüflmelerinin alt›nda yatan gerçek de bu silah b›rakt›rma konusudur. Asl›nda Türkiye, Irak ve ‹ran bir yandan bu görüflmeler yoluyla Güney Kürdistanl› güçlere bask› yaparken, di¤er taraftan da Güney Kürdistanl›larla gizli iliflkilerle bask›y› sürdürmektedirler. Mev-

Güneyli güçler Kürtlerle ilgili politikaları en fazla AKP’lilerle tartışmaktadırlar

Güney Kürdistanl› güçlerin PKK’yi tasfiye etme plan›na dahil edilmek istendikleri bir süreçte DTP’lilerin Güney Kürdistan’a gitmesi olumlu görülmelidir. Ama önemli olan Güneylilerin bu iliflkiyi nas›l ele ald›klar›d›r. Güney Kürdistanl› güçler DTP ile iliflki gelifltirip Kuzey Kürdistan’la daha fazla birlik kurma ve Kürtler aras› birli¤i pekifltirmekten çok, bu iliflkilere yine kendine göre ç›karc› yaklaflmaktad›rlar. Ya da kendilerinin nas›l zor durumda olduklar›n› ve PKK konusunda nas›l s›k›flt›r›ld›klar›n› söylemifllerdir. Biz bask›lara karfl› ç›k›yoruz, Kürtler aras› savafl istemeyiz, ama bizi de anlamal›s›n›z gibi mesajlar vermifllerdir. Bir taraftan biz Kürtler aras› bir savafl›n içinde olmak istemiyoruz diyorlar, ama di¤er taraftan da Türkiye Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda, diyalog konusunda hiçbir çaba göstermedi¤i halde, AKP olumlu yaklafl›yor, bunu dikkate al›n gibilerinden DTP’ye de Kürt özgürlük hareketine dayatt›klar› gibi teslimiyeti dayatan bir yaklafl›m içinde olduklar› görülüyor. Bu tutumu aç›k ifade etmeseler de dolayl› olarak ortaya koymufllard›r. Bu görüflmeler sonras› DTP eflbaflkan› Emine Ayna’n›n tespitleri çok çarp›c›d›r. Bu görüflmelerden anlad›k ki Güney Kürdistanl› güçler bizden çok AKP’lilerle görüflüyorlar, onlarla iliflkidedirler demifltir. Gerçekten Güney Kürdistanl› güçler Kürtlerle iliflki kurmaktan çok, Kürt politikas›n›, Kürtlerle ilgili politikalar konusunda en fazla AKP’lilerle tart›flmaktad›rlar. Daha do¤rusu AKP’liler kendi Kürt politikalar›na Güneylilerden destek almaktad›rlar, Güneyliler de destek vermektedirler. 22 Temmuz seçiminde AKP’nin


SERXWEBÛN

AKP Kürdistan’da sömürgeciliği yeniden kurmak isteyen bir partidir

Kürt Konferansının esas alması gereken beş ilke Kürtler aras›ndaki sorunlar›n çözümü do¤ru temelde bir Kürt konferans› yapmaktan geçer. Önderlik bu Kürt konferans›n›n befl temel ilkelerini belirledi. Bunlar;

ne t

Kürt demokratik güçlerine destek vereceklerine, onlarca y›ld›r bedel ödeyerek özgürlük ve demokrasi mücadelesinde önemli sonuçlar ortaya ç›karanlara destek vereceklerine, DTP’nin yan›nda olacaklar›na kalk›p dolayl› olarak AKP’yi desteklemeleri, politika izlemede ne kadar tutars›z ne kadar ilkesiz ve Kürt halk›n›n ç›karlar›ndan uzak bir politika içinde olduklar›n› göstermektedir. Emine Ayna’n›n söyledi¤inden anlafl›lmaktad›r ki DTP’li yöneticiler bu görüflmelerinde bu talihsiz ve ac› verici politikay› iyi görmüfllerdir. Güney Kürdistanl› güçlerin bu seçim döneminde de izledikleri politikay› do¤ru görmüyoruz. Tehlikeli bir politikad›r. Kuzey Kürdistanl› Kürtlerin ç›kar›n› gözetemeyen bir politikad›r. Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin iradesini temsil eden tek parti var, o da DTP’dir. Baflka partiler de var, ama esas olarak Kürtlerin yasal demokratik iradesini DTP temsil etmektedir. Herhalde AKP Kürtleri temsil eden bir parti de¤ildir. AKP, siyasal sömürgecili¤i Kürdistan’da inkarc› sömürgeci devlet ad›na yeni meflruiyet araçlar›yla yeniden kurmak isteyen bir partidir. AKP’nin Kürdistan’da örgütlendirilmesi, inkarc› sömürgecili¤in ye-

ni biçimde Kürdistan’a tafl›r›lmas›d›r. Kürt halk› 1990’l› y›llardan bafllayarak yürüttü¤ü serh›ldanlarla, verdi¤i büyük mücadelelerle Kürdistan’da siyasal sömürgecili¤i etkisizlefltirip büyük oradan tasfiye etmiflti. fiimdi AKP bunu yeniden infla etmek istiyor. Hiçbir Kürt, hiçbir Kürt hareketi AKP’nin Kürdistan’da infla etmek istedi¤i sömürgecili¤e destek veremez, destek vermemelidir.

1- Savvafl ve Bar›fl ilk kessi: Savafl neyi getirir neyi götürür, ne anlam ifade eder? Bar›fl neyi getirir neyi götürür, kime ne kazand›r›r? Bar›fl nas›l sa¤lan›r? Bunlar›n aç›kl›¤a kavuflturulmas› laz›m. Konferans’ta bunlar›n belirlenmesi laz›m. Denilecek ki savafl fludur, bar›fl fludur, bu durumda bar›fl sa¤lan›r, flöyle sa¤lan›r, bunlar aç›klan›r. 2- Birlik k ilk kessi: Türkiye’deki Kürtler, ‹ran’daki Kürtler, Suriye ve Irak’taki Kürtler kendi aralar›nda bu durumu tart›fl›rlar. Evet bu, Kürtlerin kendi aralar›ndaki birliktir. Bulunduklar› devletin s›n›rlar›na karfl› de¤ildir. Türkiye’deki Kürtler Türkiye’yle sorunlar›n› demokratik flekilde çözme yöntemini tart›fl›rlar. ‹ran’daki Kürtler

w.

ww

‹ran’la kendi sorunlar›n›n demokratik çözüm yöntemini tart›fl›rlar. Ancak Türkiye, ‹ran, Irak ve Suriye’deki Kürtler, kendi aralar›ndaki iliflkilerini ve birliklerini kurarlar. Bu durum o devletlere karfl› de¤il, Kürtlerin kendi demokratik konfederal sistemlerinin kurulmas›d›r. Burada çözüm ulusdevlette de¤il, ulus-devlet çözümsüzlüktür. Büyük Kürdistan çözüm de¤il, kan gölüne dönüfltürür. Küçük Kürdistan da çözüm de¤il. Çözüm olan Demokratik Konfederalizm ilkeleri çerçevesinde örgütlenmektir. 3-- Demok kratik k ilk ke: Bu ilkenin uygulanmas› fludur; Kürtlerin haklar›n›n ve örgütlenmelerinin önündeki bütün engellerin kald›r›lmas›d›r. Anayasal, yasal bütün engellerin kald›r›l›p demokratik

ew e. c

Kürdistan’da oylar›n› artt›rmas›n›n esas sorumlusu KDP ve YNK’dir. 22 Temmuz öncesi gibi flimdi de benzer bir rol oynamaktad›rlar. Bu rol asl›nda çok tehlikelidir. KDP ve YNK ne yapt›klar›n›n fark›ndalar m› bilemiyoruz. Ama AKP’yi desteklemek inkarc›l›¤› desteklemektir. AKP’ye oy vermek demek, Kürt sorununun bast›r›lmas›na destek vermek demektir. E¤er AKP önümüzdeki seçimlerde Kürdistan’da baflar›l› olursa, bak›n benim tek millet politikam onay alm›flt›r diyecektir. Hakkari’deki, Van’daki konuflmas›n›n onayland›¤›n› söyleyecektir. Bunun da tek milleti kabul eden, kabul eder, etmeyen çeker gider anlam›na geldi¤i aç›kt›r. Nereye gider? Güneye gider. Kürtlükse gider orada yapars›n›z denildi¤i aç›kt›r. Güneyliler bu yaklafl›m›yla bu politikaya destek olduklar›n› bilmelidirler.

Ocak 2009

om

8

dönüflümün hayata geçirilmesidir. 4-- Kültürel Hak klar ilk kessi: Kürtlerin kültürlerinin bir bütün olarak tan›nmas› ve hayata geçirilmesidir. Bütün bu ilkelerin Konferansta aç›kl›¤a kavuflturulmas› laz›m. Bunlar›n ne anlama geldi¤i, bunlar›n s›n›rlar›n›n ne oldu¤u hepsi belirlenmelidir. 5-- Demok kratik k Siyasset ilk kessi eklenebilir. Sosyal flart da ileri sürülebilir. Sosyal, e¤itim ve ekonomi de ilke flart› olarak bunlara eklenebilir. Yani bir yerde, bir ülkede, örne¤in ‹ran’da ya da Türkiye’de bar›fl nas›l yap›l›r, savafl nas›l yap›l›r bunun netlefltirilmesini istedi. Yani Türkiye’de flu flu haklar verilirse bar›fl yap›labilir, flu flu haklar verilmezde direnilebilir.


Ocak 2009

SERXWEBÛN da Kürtler aras› parçalanmay› derinlefltirmektir. Çat›flman›n zeminini yaratmakt›r. Bu aç›dan herkes bu tür yaklafl›mlardan uzaklaflarak Kürt Halk Önderinin ortaya koydu¤u befl ilke temelinde Kürtler aras› birlik oluflturabilir. Bilindi¤i gibi k›sa süre önce KNK de konferans yaparak Kürtler aras› iliflkinin temel ilkelerinin nas›l olmas› gerekti¤ini ortaya koymufltur. fiu aç›kt›r ki Ortado¤u’da çat›flmalar›n derinleflti¤i, büyük bir güç mücadelesinin verildi¤i ve Kürtlerin ‹ran, Türkiye, Irak, Suriye gibi Arap ülkelerinin egemenli¤inde oldu¤u bir dönemde Kürtlerin ortak siyasi tutum izlemeleri hayati önemdedir. Kürtler böyle büyük bir savafl verilen, dünya ve bölge dengelerinin yeniden oluflturuldu¤u bir dönemde sorumsuz yaklaflamazlar. Böyle bir güç mücadelesinin en fliddetli sürdü¤ü bir co¤rafyada her fleyden ve herkesten önce Kürtlerin birlik olmaya ihtiyac› vard›r. Güney Kürdistanl› güçlerin de böyle bir birlik temelinde güçlenmifl Kürt politikas›na ihtiyaç vard›r. Bu kadar güç çat›flmas›n›n, bu kadar karmafl›k iliflkilerin bulundu¤u bir co¤rafyada Kürtlerin birbirleriyle güçlü bir biçimde iliflki kurmamas› asl›nda kendilerine ihanettir. Herhangi bir patinin birlik d›fl›nda daha büyük bir ç›kar ortaya koymas› düflünülemez. Bütün partilerin, bütün Kürt siyasi güçlerin tek bir ç›kar› vard›r, o da ortak ulusal politikalar temelinde birlikte hareket etmektir. Bunu mevcut Ortado¤u gerçe¤inde, dünya dengelerinin yeniden kuruldu¤u günümüzde görmemek, ancak birlik olarak, ortak davranarak güç olunaca¤›n› anlamamak aptall›kt›r. Sadece flu ya da bu siyasal dengelere göre Ortado¤u’da politika yapmak, kendini ak›nt›ya b›rakmak, baflkalar›n›n insaf›na b›rakmakt›r. Bundan daha kötü politika olabilir mi? Özellikle Kürtlerin son on y›llarda verdi¤i mücadeleyle büyük bir demokratik irade kazand›¤›, büyük bir örgütlü güç haline geldi¤i, bütün Kürt toplumunun önemli düzeyde güç oldu¤u bir dönemde Kürtlerin bu gücünü kullanarak, bu gücüne dayanarak politika yapmamas› kadar gafil bir fley olamaz.

Kürtler böyle bir süreçte bu güçlerini kullanarak bütün di¤er güçlere karfl› konumlar›n› güçlendirmelidirler.

Dönemin en temel gündemi doğru ilkeler temelinde toplanacak bir Kürt konferansıdır

ne te we .c om

Bunlar›n netlefltirilmesi gerekti¤ini söylüyor. Bunlar da diyelim subjektif niyetlere göre de¤il, bir halk›n demokratik haklar›n›n asgari biçimde verilmesiyle sa¤lanacakt›r. Yine temel siyasal haklar konusu, yine kültürel haklar konusu, demokratik siyaset konusunun belirlenebilece¤ini, yine Kürtler aras› iliflkinin nas›l olaca¤›n›n -Önderlik buna demokratik konfederal iliflki dedi- tespit edilmesi gerekti¤ini söylemektedir. Yani mevcut s›n›rlar› sorun yapmadan Kürtler aras›ndaki iliflkilerin yürütülmesi, s›n›rlar de¤ifltirilmeden bütün parçalardaki Kürtlerin kendi sorunlar›n› demokratik temelde çözerek bu ülkelerin demokratikleflmesi temelinde kendi aralar›ndaki iliflkiler gelifltirebilece¤ini belirtti. Do¤ru yaklafl›m budur.

9

PKK’nin katılmayacağı bir toplantı ulusal bir konferans olamaz

ww

w.

Kürtler yapacaklar› konferanslarla esas olarak kendi demokratik haklar›n› elde etmenin politikas›n› izlemelidir. Tabii ki haklar›n›n mevcut ülkelerin ancak demokratiklefltirmesi çerçevesinde güvenceye alabileceklerini bilerek hareket etmelidirler. Ortado¤u’nun demokratikleflmesine hizmet eden bir politikan›n içinde olmal›d›rlar. Yine kendi aralar›ndaki iliflkileri de mevcut ülkelerin s›n›rlar›n› da de¤ifltirmeden bir demokratik konfederal iliflki içinde sürdürmelidirler. Ne bütün parçalar› birlefltirerek büyük Kürdistan’› kural›m demelidirler ne de bir parça için di¤er parçalar› feda eden bir küçük Kürdistan yaklafl›m›yla hareket etmelidirler. Önderlik bunu aç›kça ifade etti, bunlar do¤ru ilkelerdir. Hiçbir Kürt hareketinin reddedemeyece¤i ilkelerdir. Hala böyle bir Kürt konferans› Kürtlerin temel gündemidir. Ama baz›lar›n›n dillendirdi¤i gibi PKK kat›lacak m›, kat›lmayacak m›, biçiminde tart›flmalar yapmak abesle ifltigaldir. PKK’nin kat›lmayaca¤› bir toplant› zaten ulusal bir konferans olamaz. Herhangi bir toplant› olur, bir kesimin yapt›¤› bir toplant› olabilir. Böyle bir toplant›da PKK’yi d›fllay›p buna konferans demek, asl›n-

fiu anda ‹ran, Irak, Türkiye Kürtlere karfl› ortak politika izliyor. Bunu bilmemek aptall›kt›r. Bunun karfl›s›nda ancak Kürtlerin birli¤iyle durulabilir. Bunun yerine ‹ran’›n verdi¤i flu güvenceyle, Türkiye’nin flu politikas›na dayanarak Kürt özgürlük hareketine karfl› tutum içine girmek kadar yanl›fl bir politika olamaz. Bunu tarih affedemez. Böyle bir duruma düflülürse tarih taraf›ndan ihanet olarak de¤erlendirilir. Biz hala Güneyli Kürtlerin böyle bir politika içine girdi¤ini söylemiyoruz, ama bunun belirtileri var. Kendilerine yönelik bu dayatmalar var. Kendilerine yönelik dayatmalar karfl›s›nda tereddütlü yaklafl›mlar› var. Bu dayatmalar karfl›s›nda aç›k, net olarak biz bu tür politikalara girmeyiz biçimindeki tutumu ortaya koyam›yorlar. Böyle bir tutumu ortaya koyamad›klar› için de Kürt hareketleriyle birleflme, Kürt hareketlerinden güç alma yaklafl›m›n› gösteremiyorlar. Bu aç›dan biz Güney Kürdistanl› güçlerin bu politikalar›n› bütün Kürdistan aç›s›ndan tehlikeli olarak gördü¤ümüz gibi, Güney Kürdistan’daki kazan›mlar için, kendileri için de tehlikeli görüyoruz. Bu politikayla kendileri de bir fley kazanamazlar, bu politikayla kendileri de kaybederler. Bu yönüyle bir daha belirtiyoruz; bu dönemin en temel gündemi do¤ru temellerde, do¤ru ilkeler temelinde toplanacak bir Kürt konferans›d›r. Kürtler böyle bir konferansta ortak ilkeler belirlerse bütün Kürtler bu konferans etraf›nda toplan›r ve hiçbir siyasi güç de Kürtlerin bu iradesini k›ramaz. Bunun özellikle bilinmesinde fayda var. Bu süreçte ‹srail’in Gazze’ye sald›r›s› da Ortado¤u dengeleri aç›s›ndan, Ortado¤u’da kendisini var etmek isteyen güçlerin nas›l bir politika izlemeleri gerekti¤ini göstermektedir. fiu aç›kt›r: Ortado¤u’da kim güç oluyorsa birçok devlet de onu dikkate al›yor. E¤er Kürt-


SERXWEBÛN

10

ww

w.

ne t

‹srail’in Gazze’ye sald›rmas›nda Türkiye’nin parma¤› vard›r. ‹srail baflbakan› Olmert Türkiye’ye geldi baflbakanla görüfltü, d›fliflleri bakan› Livni gitti Hüsnü Mübarek’le görüfltü. Bu görüflmelerin sonucu ‹srail Gazze’ye sald›rd›. Bu görüflmelerde ‹srail Gazze’ye sald›r›n›n onay›n› ald›. "Ben Gazze’ye yönelik harekat yapaca¤›m, bana yönelik sald›r›lara cevap verece¤im" dedi. Türkiye de M›s›r da kontrollü yaparsan›z olabilir dedi. Onay verildikten sonra herhalde sald›r›n›n ölçüsünü Türkiye ve M›s›r belirleyecek de¤ildir. Mevcut dengeler içinde Türkiye’nin de M›s›r’›n da zaten ‹srail’in politikalar›na karfl› ç›kacak bir pozisyonu bulunmamaktad›r. Bilindi¤i gibi Ortado¤u’da ABD’nin iliflkilerinin en s›k› oldu¤u üç ülke vard›r. Bunlar ‹srail’dir, M›s›r’d›r ve Türkiye’dir. ABD asl›nda M›s›r ve Türkiye ile Ortado¤u’yu kontrol etmektedir. Ayn› zamanda M›s›r ve Türkiye ile ‹srail’in varl›¤› da güvenceye al›nm›flt›r. Türkiye Gazze’ye yap›lan sald›r›n›n suç orta¤›d›r. Zaten suç ortakl›¤› eskiden beri devam ediyor. ‹srail ve ABD Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için Türkiye’ye destek veriyorlar, Türkiye de Filistin’in bast›r›lmas›na destek veriyor. Hiç kimsenin kuflkusu olmas›n, Türkiye Filistinlilerin bölünmesiyle de rahatlam›fl durumdad›r. Yani ben Filistin’in haklar›na sahip ç›k›yorum, ama Filistin’in kulland›¤› terör eylemlerine karfl›y›m diyerek asl›nda Gazze’ye sald›r›n›n, Hamasa sald›r›n›n yolunu açm›flt›r. Bu aç›kt›r. Türkiye baflbakan›n›n çok sert aç›klamalar yapmas›na bak›lmamal›. Bu tür hamasi tepkiler konusunda ‹srail ile Türkiye anlaflm›flt›r. Nitekim d›fliflleri bakan› Livni kamuoyu için söylenen bu tür fleyleri anl›yoruz

demifltir. Herkes ‹srail ile iliflkilerini keser, ama Türkiye ‹srail ile iliflkilerini kesmez. Çünkü bütün yüksek teknolojiyi ‹srail’den almaktad›r. Tank teknolojisini, uçak teknolojisinin hepsi ‹srail’den gelmektedir. Bir zamanlar ASELSAN’›n sorumlusu olan emekli bir tu¤general aç›kça “biz ‹srail’le iliflkilerimizi kesemeyiz. ‹srail’den sofistike teknik al›yoruz; bu teknik olmazsa çok asker ölür, çok flehit olur” diyerek ‹srail’e ne kadar muhtaç olduklar›n› aç›kça itiraf etmifltir. Sadece teknik aç›s›ndan de¤il, ABD’nin Türkiye’ye siyasi destek vermesinin nedeni de ‹srail üzeridir. E¤er Türkiye ‹srail’le böyle iliflkili olmazsa ABD de Türkiye’ye Kürt sorununda bu kadar aç›k destek vermezdi. Tabii Türkiye ‹srail’e destek vermenin karfl›s›nda Kürt özgürlük hareketini bast›rma konusunda ABD ve ‹srail’den çok yönlü destek al›yor. Gazze’ye sald›r›yla Kürt özgürlük hareketine sald›r› aras›nda böyle bir ba¤ oldu¤unu da hiç kimse unutmamal›. Türkiye bu sald›r›ya destek verdi¤i gibi, her türlü a¤›r sald›r›ya da destek alabilir. Belki ‹srail gibi çok fazla her konuda aç›k destek almas› düflünülemez, ama Ortado¤u dünya dengelerinin olufltu¤u bir yerse, burada her zaman pragmatik politikalar izlenebilir. Bugün olmayacak denilen fleyler yar›n gerçekleflir. Dolay›s›yla bu gerçek dikkate al›nd›¤›nda böyle bir co¤rafyada dengelere ve kaygan iliflkilere dayanan güç kaynaklar› yerine, stratejik ve süreklileflen güç kaynaklar›n› esas almak çok önemli olmaktad›r. Bu aç›dan böyle bir co¤rafyada Kürtlerin kendi aras›nda bir birlik kurarak bu co¤rafyan›n gerektirdi¤i siyasete cevap vermeleri gerekmektedir. Tabii ki diplomasi de yap›labilir, güç dengeleri de hesaplanabilir, taktik iliflkiler olabilir, ama bunlar ancak güçlü bir gerçek temele dayanan bir güç

om

Türkiye Gazze’ye yapılan saldırının suç ortağıdır

“Gazze katliamı karşısında dünyanın sessiz kalması, Kürtlerin her türlü tehlikeye karşı güç olmaları gerektiğini bir kere daha hatırlatmıştır. Ortadoğu’da Kürtler ancak birlik olurlarsa geleceklerini güvenceye alabilirler. Bunun dışında bu coğrafyada varlıklarını ve özgürlüklerini garantiye almaları mümkün değildir”

iliflkisi ve güç kayna¤› söz konusuysa o zaman anlam kazan›r. Yoksa kendi özgücüne dayanmayan, bu yönlü bütün imkanlar›n› en güçlü biçimde örgütlemeyip seferber etmeyen ve buna dayanmadan d›fl dengeleri esas alan politik yaklafl›mlar›n bu co¤rafyada fazla baflar› flans› yoktur. Bu yönüyle Gazze katliam› karfl›s›nda dünyan›n sessiz kalmas›, Kürtlerin her türlü tehlikeye karfl› güç olmalar› gerekti¤ini bir kere daha hat›rlatm›flt›r. Ortado¤u’da Kürtler ancak birlik olurlarsa geleceklerini güvenceye alabilirler. Bunun d›fl›nda bu co¤rafyada varl›klar›n› ve özgürlüklerini garantiye almalar› mümkün de¤ildir.

ew e. c

ler güç olursa Türkiye, ‹ran, Irak nas›l dikkate al›n›yorsa, Kürtler de dikkate al›nabilir. Ama Kürtler güç olmazsa her türlü tehlikeyle karfl› karfl›ya kalabilirler. ‹srail bugün çok a¤›r sald›r›lar yap›yor, buna ra¤men dünya sessiz kal›yorsa, bölge ülkeleri de f›rsat buldu¤unda Kürtlere benzer fleyler yapabilir.

Ocak 2009

İsrail bu saldırıları Filistinlilerin iradesini kırmak için gerçekleştirdi

Gazze sald›r›s› karfl›s›nda AKP’nin belirli tepkileri olmufltur. Bunlar as›l olarak Türkiye toplumunu ve Kürt toplumunu etkilemeye yönelik seçim gösterileridir. AKP, ‹srail’i seçim politikas› yapmakla suçlam›flt›r. As›l seçim politikas› izleyen kendisidir. ‹srail’in sald›r›lar›n› seçim politikas›na dayand›rmak kesinlikle ‹srail’in sald›r›lar›n› hafifletmektir, ‹srail’in Filistin’e yönelik sald›r›lar›n› anlamamakt›r. ‹srail bu sald›r›lar› Filistinlilerin iradesini k›rmak için gerçeklefltirmifltir. E¤er flöyle bir fley denilseydi do¤ru olabilirdi. Amerika seçimleri olmufltur, ama yeni baflkan görev almam›flt›r. Topal ördek konumundad›r. ‹srail bu durumdan yararlanarak, yeni gelen cumhurbaflkan›n› zor duruma düflürmemek için giden cumhurbaflkan›n›n deste¤iyle bu sald›r›lar› gerçeklefltirmifltir. Gerçekten de ‹srail bu ara dönemden yararlanm›flt›r. Büyük ihtimalle ABD ile ‹srail bunu birlikte planlam›fllard›r. Böylelikle Obama’n›n böyle bir sald›r›yla tüm dünyadaki imaj›n›n orta-


Ocak 2009

SERXWEBÛN rin on y›llard›r yürüttü¤ü siyasi irade olma savafl›n› k›r›lmas›d›r. Yerel seçimlerin geldi¤i aflama budur. Bu nedenle sa¤›yla soluyla herkes Kürdistan’da AKP’yi desteklemektedir. ‹stanbul’da MHP’li, CHP’li olsak da Diyarbak›r’da AKP’li olmal›y›z diyorlar. Bu tutum, Kürtlerin irade olmas›n› ortadan kald›rmal›y›z, inkarc› sömürgecili¤i yeniden infla etmeliyiz anlam›na geliyor. Baflka flekilde yorumlamak, de¤erlendirmek mümkün de¤ildir. Bu yönüyle Kürdistan’da seçim ne adaylar ne de partiler aras›nda geçecektir. Kürt özgürlük hareketiyle inkarc› sömürgeci Türk devlet aras›nda geçecektir. Bu seçim, Kürtlerin on y›lard›r yürüttü¤ü mücadeleyle elde ettikleri yurtsever demokrat bilinçle bu mücadele ve bilinci tasfiye etmek isteyen Türk devleti aras›nda geçecektir. Bu aç›dan gerçekten de adaylar›n hiç önemi yok denilen bir seçimden söz edilecekse oda da bu seçimdir. Bu seçimde gerçekten de adaylar›n önemi yoktur. Seçim, adaylar›n kazanmas› üzerinden yap›lm›yor. Genel bir siyasal yaklafl›m› kabul ettirmek için seçim yap›lmaktad›r. Türk devleti aç›s›ndan seçim böyle bir siyasi anlama sahiptir. fiehirlerde ve kasabalarda kim iyi belediyecilik yapacak, yerel politikalar ne olacak bunun üzerinden bir seçim yap›lm›yor. Kürdistan’da politika nereye do¤ru evrilecek bunun seçimi haline gelmifltir. AKP kendi politikas›n› meflrulaflt›rmak için bu seçime as›l›yor. Kürt halk› da onlarca y›ld›r yürüttü¤ü kimlik, özgürlük mücadelesini ayakta tutmak için, bu konudaki kazan›mlar›n› korumak için bu seçime önem veriyor. Tabii ki Kürt özgürlük hareketini bir seçime indirgemek do¤ru de¤ildir. Kürdistan’da bir seçimle halk›n iradesini flöyle ortaya koydu, böyle ortaya koydu demek mümkün de¤ildir. Çünkü Kürdistan hala demokratik seçimlerin oldu¤u bir ülke de¤ildir. Demokratik seçimlerin oldu¤unu söylemek için Kürdistan’›n ve Kürt halk›n›n özgür oldu¤unu söylemek gerekir. Bugün Kürdistan özgürleflmemifltir ve Kürdistan’da gerçek demokrasi yoktur. Gerçekten tam demokratik bir ülke olsayd› belki o zaman Kürt halk› iradesini seçime yans›tabilir denilebilirdi. Ama inkarc› sömürgecili¤in bask›-

s› ve Türk ordusunun inkarc› sömürgeci iflgali alt›nda oldu¤u, siyasi partilerin sömürgeci siyasi partiler gibi davrand›¤›, sosyal ve kültürel politikalar›n iflgalci sömürgeci politikalar biçiminde yürütüldü¤ü, kapsaml› bir özel savafl›n sürdürüldü¤ü, Kürt kimli¤i ve Kürt kimli¤iyle siyaset yapanlar›n üzerinde büyük bir bask›lar›n uyguland›¤› bir co¤rafyada yap›lan bir seçimin demokratik oldu¤unu söylemek kendi kendimizle çeliflmek olur. Bu aç›dan bu seçim öyle söylendi¤i gibi tam bir referandum olarak görülemez. Ama önemli bir seçimdir.

ne te we .c om

dan kalkmas›n›n ve y›pranmas›n›n önüne geçilmifltir. E¤er Obama görev ald›ktan sonra böyle bir sald›r› olsayd›, Obama’n›n gelifli için dünyada o kadar söylenen sözlerin, ABD’nin itibar›n› kurtarmak için yap›lan bütün planlar›n altüst olmas› gerçekleflirdi. Yani bir çuval incir berbat olurdu. Bu aç›dan ‹srail’in böyle bir süreci kulland›¤› söylenebilir, ama iç seçime yönelik bir sald›r› yapt›¤›n› da söylemek bir gaflettir.

11

AKP eliyle Kürtlerin bir siyasi kimlik olarak ortadan kaldırması hedefleniyor

ww

w.

Türkiye bu dönemde birçok fleyi politikada kullan›yor. Örne¤in TRT 6, Kürdoloji bölümleri, Kürt özgürlük hareketini bast›rman›n yeni meflruiyet araçlar› olarak kullan›ld›¤› gibi, ayn› zamanda bir seçim propagandas› olacak zamanlama seçilmifltir. Esas olarak tümüyle sadece seçim için bu giriflimler yap›lmam›flt›r. Ama seçimden önce bir taflla iki kufl vurulmak istenmifltir. Yine bu süreçte Naz›m Hikmet’in vatandafll›¤›n›n iade edilmesi, Alevi aç›l›m› gibi baz› yaklafl›mlarla seçimlerde oylar›n› yükseltmeyi hedeflemektedir. Ergenekon davas› bile bu seçimlerde kullan›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Yani AKP mevcut yerel seçimi herhangi bir yerde belediye baflkanl›¤›n› kazanmak olarak görmüyor. Aksine yerel seçimde DTP’yi geriletip bunun üzerinden PKK’yi tasfiye plan›n› daha da kapsaml› yürütmek istiyor. Zaten Erdo¤an’›n 22 Temmuz seçimlerinden sonra Dersim’i de Amed’i de istiyorum demesi, Kürdistan üzerinde nas›l bir politika izledi¤ini göstermektedir. Asl›nda devlet AKP eliyle Kürtleri bir siyasi kimlik olarak ortadan kald›rmay› hedefliyor. Kürtlerin onlarca y›ld›r yürüttü¤ü mücadeleyle kazand›¤› kimlik AKP eliyle tasfiye edilmek isteniyor. Kürtler aç›s›ndan siyasi kimli¤iyle politika yapmak suç görülüyor. Bu nedenle siyasi kimli¤inden vazgeçmifl bir Kürt gerçe¤i ortaya ç›karmaya çal›fl›l›yor. Siyasi kimli¤inden vazgeçmifl Kürt gerçe¤i demek, demokratik siyasi iradesi olmayan, bir iradesi bulunmayan Kürt gerçe¤i demektir. Daha do¤rusu Kürtle-

Seçimlerde herkes birleşerek belirlenen adayla çalışmalıdır

Bu seçimde AKP kazançl› ç›karsa bir referandum yap›lm›fl gibi kendi tezlerinin, Hakkari’de söyledi¤i tezlerin kabul edildi¤ini söyleyecek ve buna dayanarak da Kürt özgürlük hareketine karfl› sald›r›lar›n› artt›racakt›r. Bu aç›dan Kürdistan’daki yerel seçimlerde aday tart›flmalar›n›n çok fazla yap›lmas› do¤ru de¤ildir. Adaylar seçildikten sonra tart›flmalar bitmelidir. Tabii ki do¤ru adaylarla seçime girilmelidir. Bu kazanmak ve Türk devletinin politikas›n›n bofla ç›karmak aç›s›ndan gereklidir. Ama önemli olan AKP aday›n›n kazanmamas›d›r. Bunun için Türk devletinin inkar ve imha politikas›n› bu seçimde referandum biçiminde sunmas› ve inkar ve imha sisteminin Kürtler taraf›ndan onayland›¤›n›n iddia edilmesinin önüne geçmek esas amaç olmal›d›r. Dolay›s›yla adaylar seçildikten sonra niye bu seçildi, niye flu seçilmedi tart›flmas›n› yapmak ve böylelikle adaylar› y›pratmak kesinlikle yanl›flt›r. Böyle bir fley olursa bu inkarc› sömürgecili¤in politikas›n›n oyununa gelmek olur, AKP’nin oyununa gelmek olur. Nitekim Türk devleti ve AKP, DTP adaylar›n›n belirlenmesinden sonra bu tür özel savafl› t›rmand›racaklard›r. Do¤ru aday seçilmedi, yanl›fl aday seçildi tart›flmalar›n› k›flk›rtarak Kürtlerin kafas›n› kar›flt›rmaya, Kürtler aras›na nifak sokmaya, DTP’ye oy verecek halk›n DTP’ye oy vermesini engelleme ve uzaklaflt›rmaya çal›flacaklard›r. Buna karfl› tüm Kürt yurtseverlerinin, Kürt siyasetçile-


SERXWEBÛN

Kadın adayların kazanması özgürlük ve demokrasinin göstergesi olacaktır

Toplumunun dini hassasiyeti bir özel savaş aracı olarak kullanılmaktadır

Bu dönemin en önemli görevlerinden biri de özel savafla karfl› mücadele etmektir. ‹nkarc› sömürgecilik yeni meflruiyet araçlar› oluflturman›n yan›nda psikolojik savafl› da t›rmand›rarak Kürt özgürlük hareketini toplumdan tecrit edip tasfiye etmeyi hedeflemektedir. Özellikle de devleti ele geçirmek isteyen iflbirlikçi sahte ‹slamc› kesimler, devlete yaranmak ve devleti ele geçirmek aç›s›ndan PKK’ye karfl› sald›r›y› bu yolda önemli bir araç olarak görmektedirler. Bunun için de kirli psikolojik savafl› en çirkin biçimde sürdürmektedirler. Zaten birkaç y›ld›r Fethullahç›lar›n Aksiyon Dergisi bu kirli psikolojik savafl›n oda¤› haline gelmiflti. ‹nkarc› sömürgeci Türk

ww

w.

ne t

Baz› adaylar›n seçiminde eksiklik olmufl olabilir, tam isabetli seçilmemifl olabilir. Her seçimde bu tür fleyler olur. Önemli olan ço¤unlu¤un isabetli seçilmifl olmas›d›r. En iyi tercihlerin yap›ld›¤› yerlerde bile baz› seçimler isabetsiz olabilir. Bu aç›dan seçimden sonra seçilen adaylar›n tart›fl›lmas› kesinlikle özel savafla hizmet eder. Bu yönüyle hiçbir Kürt, Kürt yurtseveri, Kürt ayd›n›, yazar›, siyasetçisi aday olsun olmas›n, gönlü flu adayda olsun olmas›n kesinlikle belirlenen aday desteklenmeli ve bunun mücadelesi verilmelidir. Geçen seçimde oldu¤u gibi baz› çevreler kad›n adaylar›n üzerinde de tart›flmalar yapacaklard›r. Özellikle milliyetçi kesimler, AKP yanl›lar›, bu kad›n aday zay›f, bu kazanamaz diyerek bu konuda da kuflku uyand›racaklard›r. Buna da kesinlikle gelmemek laz›m. Kad›n adaylar›n yerel seçimlere kat›lmas›, aday olmas› kesinlikle Kürt özgürlük hareketinin, DTP’nin art›s›d›r, eksisi de¤ildir. Bu art›y› di¤er partiler elde edememifltir, di¤er güçler elde edememifltir. Bu aç›dan DTP’nin kad›nlar konusunda ortaya koydu¤u olumlu tutumun, do¤ru politikan›n Kürt toplumunda, Türkiye toplumunda, hatta dünyada etkisini k›rmak için aleyhte propaganda yapt›rmaktad›rlar, geri ad›m att›rmak istemektedirler. Kesinlikle buna karfl› ç›kmak gerekir. Baflta kad›n adaylar›n buna sahip ç›k›p özellikle kad›n adaylar›n oldu¤u her yerde kazanmak için daha yo¤un çal›flmal›d›rlar. Böylelikle kad›n aday olursa kazanamaz, gibi bütün aleyhte propagandalar› bofla ç›karmak görev olmal›d›r. E¤er bu seçimde aday olan Kürt kad›nlar› belediye baflkanl›¤› kazan›rsa bu tüm dünyaya -Türkiye dahil- Kürtlerin ne kadar demokratik ve özgürlükçü oldu¤unu bir daha gösterecektir. Türkiye’nin sundu¤u gibi Kürt özgürlük mücadelesinin bir

terör sorunu olmad›¤›, kesinlikle bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi oldu¤u daha etkili biçimde anlat›lm›fl olacakt›r. Öte yandan bu seçimde tek bir oy bile bofla gitmemelidir. Herkesin oy kullanmas› sa¤lanmal›d›r. Oy hakk› olan her Kürt bir yere ziyarete gitmiflse, baflka bir yerde çal›flmaya gitmiflse seçim günü gelip kesinlikle Kürdistan’da oyunu kullanmal›d›r. Bu yönüyle bütün Kürtler bu seçimde seferber olmal›d›r. Bütün metropoldeki Kürtler, Avrupa’daki Kürtler, herkesin kendi akrabalar›n›n, kendi çevrelerinin bu seçimde DTP’ye oy vermeleri, DTP’nin kazanmas› için çal›flmalara kat›lmalar›n› da teflvik etmeleri gerekmektedir.

devleti, Kürt özgürlük hareketine karfl› yürüttü¤ü savaflta sürekli Kürt toplumunun dini hassasiyetlerini bir özel savafl arac› olarak kullanm›flt›r. fiu anda Fethullahç›lar› örgütlü gördü¤ünden onlara böyle bir rol vermifltir. Gerçekten de flu anda normal bir insan›n hiçbir biçimde inanmayaca¤› yalan propagandayla PKK hakk›nda kuflku uyand›rma çabas› içine girmifllerdir. Özellikle iletiflim teknolojisi kullanarak bir medya terörü yap›lmaktad›r. Herhalde gerçek anlamda bir terörden söz edilecekse bugün en fazla da insanl›¤a karfl› yürütülen medya teröründen söz etmek do¤rudur. Bunun en yo¤un biçimi de bugün Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülmektedir. Önder Apo’ya karfl› gerçeklefltirilen uluslararas› komplo, Kürt özgürlük hareketini yönetimsiz b›rak›p tasfiye etmeyi hedefliyordu. Y›llarca Önder Apo’yu etkisizlefltirmek isteyenler bunu baflaramay›nca uluslararas› komployla ‹mral› adas›na Prometheusa benzer biçimde çivilediler. Ne var ki Önderli¤imiz durufluyla komployu bofla ç›kard›. Özgürlük hareketi Önderli¤in esaret koflullar›nda ayakta kalmas›n› bildi. A¤›r sald›r›lara ve tasfiyecilik dayat›lmas›na ra¤men bir yönetim gerçe¤i ortaya ç›kt›. B›rakal›m mücadelenin gerilemesini, halk›m›z ve kadrolar›m›z, Önderli¤in duruflu ve flehitlerimizin kahramanl›¤›yla mücadeleyi daha da yükselttiler. Özgürlük hareketimiz yeniden çok etkili biçimde Türkiye ve bölge siyasetini belirler hale geldi. Türk devleti bu durum karfl›s›nda savafl› daha da boyutland›rd›. Özellikle psikolojik savafl› daha planl› ve kapsaml›

ew e. c

rin, ayd›nlar›n›n ve yazarlar›n›n duyarl› olmas› gerekiyor. Adaylar seçildikten sonra herkesin birleflerek tek aday üzerinde çal›flmas› gerekiyor.

Ocak 2009

om

12


Ocak 2009

SERXWEBÛN istismarc›s› sahte ‹slamc›lar kullanmaya çal›flmaktad›r. Daha düne kadar flovenizmin ve Kürt düflmanl›¤›n›n flampiyonlu¤unu yapan Ergenekoncular, flimdi Fethullahç›lar taraf›ndan kendilerinin yaratt›klar› bu rüzgarda bo¤ulmaya çal›fl›lmaktad›r. Ergenekoncular› PKK ile iliflkilendirirlerse bunlar›n üzerine gitmede toplumdan destek alacaklar›n› hesaplamaktad›rlar. Ucuz, ama etkili bir yöntem oldu¤unu kabul etmek gerekir. Belki ahlaks›zca bir yöntemdir, ama rakibini saf d›fl› etmede iyi bir yöntemdir. Bu yönüyle Fethullahç›lar›n devleti ele geçirmek için her türlü ahlaks›zl›¤› yapacaklar› ortaya ç›km›flt›r. Zaten ABD’nin deste¤iyle yaln›z Türkiye’yi de¤il, tüm Ortado¤u’yu ABD’ye ba¤lamaya çal›flan Truva at› konumundad›rlar. Herhalde bu dünyada Fethullahç›lar kadar dünyayla u¤raflan baflka bir hareket yoktur. Belki baz› yandafllar› Allah ve peygamber için yapt›klar›n› sansalar da esas gerçek, dini istismar ederek toplum üzerinden kendini yaflatmak isteyen bir elit tabaka yarat›lmaya çal›fl›ld›¤› aç›kt›r. Dini istismar ederek, bu temelde iflbirlikçilik yaparak ve kendilerini d›fl güçlere de pazarlayarak elde ettikleri baz› imkanlar› sadaka olarak da¤›tan, ama imkanlar›n üstünde yaflayan bir elit tabaka ortaya ç›kar›ld›¤› kesindir. Bu sahte ‹slamc›lar, sadece Kürdistan’a de¤il, tüm Ortado¤u’da önlerindeki tehlikeyi Önder Apo’nun çizgisi olarak görmektedirler. Çünkü ‹slam’a da gerçek anlam›n› ve de¤erini veren de Önder Apo’dur. Hz Muhammet’in ç›k›fl›n›n özünü temsil eden ve bu temelde kültürel ‹slam’›n do¤ru temelde toplum içinde yaflamas›n›n nas›l olaca¤›n› ortaya koyan da Önder Apo’dur. Fethullahç›lar›n PKK düflmanl›¤›n›n en önemli nedenlerinden biri de budur. ‹kinci neden; PKK’yi Ergenekon’la iliflkilendirerek, PKK yönetimi hakk›nda kuflku uyand›rarak halk›n PKK’ye sempatisi azalt›lmak isteniyor. PKK’nin yürüttü¤ü mücadele üzerinde kuflku uyand›r›larak halk›n deste¤inin zay›flat›laca¤› hesaplan›yor. Öyle ki onlarca y›ld›r çok zorlu koflullarda sürdürülen büyük mücadeleyi önemsizlefltirmek için her yol ve yöntem denenmektedir. Gerillan›n yapt›¤› eylemler bile neredey-

se ordu içinde birilerinin bilgi vererek yapt›¤› eylemler olarak gösterilmektedir. Büyük bedeller verilerek, fedaice savafl›larak yap›lan bu eylemler, toplumun gözünde birilerinin planlad›¤› eylemler gibi yans›t›l›p bu eylemlerin büyüklü¤ü ve Kürt toplumu üzerindeki etkisi k›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Asl›nda bu psikolojik savafl Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen tasfiye plan›n›n esas amaçlar›ndan olan silah b›rakt›rma do¤rultusunda yap›lmaktad›r. Dolay›s›yla din istismarc›s› çevrelerin medya terörüyle halk›n kafas›n› kar›flt›rma çabas›n› inkarc› sömürgeci devletin PKK’yi tasfiye etme konseptinin bir parças› olarak görmek gerekir.

ne te we .c om

yürütmeye bafllad›. Yürüttü¤ü savaflla bilgi kirlili¤i yaratmaya çal›flmaktad›r. Özellikle Ergenekon’la Kürt özgürlük hareketini iliflkilendirme yaklafl›m›, yine PKK yönetimi hakk›nda yalan haberler yay›nlanmas› Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen özel savafl›n boyutunu göstermektedir. Bu özel savafl yeni de¤ildir, ama bugün farkl› boyuta tafl›r›lm›flt›r. Dün bu özel savafl› bugün Ergenekon davas›nda yarg›lananlar yürütürken, flimdi Ergenekon davas›na karfl› ç›kt›¤›n› söyleyen AKP yanl›s› bas›n ve Fethullahç›lar taraf›ndan yürütülmektedir. Fethullahç›lar Aksiyon dergisiyle y›lard›r yapt›klar› özel savafl›, bugün daha çirkin bir düzeyde sürdürmektedirler. Asl›nda Aksiyon dergisi M‹T içinde belirli bir kanatla çal›flan bir dergidir. Çünkü burada ortaya konulan haberler ve bilgiler kesinlikle s›radan inanlar›n otaya koyaca¤› bilgiler ve de¤erlendirmeler de¤ildir. Öyle Fethullahç› baz›lar›n›n edinece¤i bilgiler ya da üretece¤i yalanlar de¤ildir. Kesinlikle M‹T içindeki belirli bir kesimle ortaklafla çal›fl›larak bu dergi ç›kar›lmaktad›r. Böylelikle bu dergi yoluyla din istismarc›s› iflbirlikçi sahte ‹slami kesimlerin üstlendi¤i psikolojik savafl›n argümanlar› ve ideolojik temeli burada haz›rlamakta, bu temelde toplum üzerinde propaganda yaparak Kürt özgürlük hareketine karfl› yürütülen savafl›n taban›n› oluflturmaya çal›fl›lmaktad›r.

13

w.

Fethullahçılar devleti ele geçirmek için her türlü ahlaksızlığı yapmaktadır

ww

Son zamanlarda PKK’nin Ergenekon’la iliflkilendirilmesinin üç temel nedeni vard›r. Birincisi; din istismarc›s› sahte ‹slamc›lar asker ve sivil bürokrasisi içinde kendilerinin önünde engel gördükleri kesimleri PKK ile iliflkilendirirlerse, onlar› daha kolay ezip tasfiye edeceklerini düflünmektedirler. Bilindi¤i gibi Türkiye’de y›llard›r herkes rakibini PKK’li ve Apocu olarak suçlay›p tasfiye etmek istemifltir. Siyasi ve ekonomik rant elde etmek isteyenler Apo ve PKK düflmanl›¤› yaparak bu amaçlar›na ulaflmaya çal›flm›fllard›r. Türkiye’de PKK karfl›t› ortaya ç›kar›lan flovenizm ve Kürt düflmanl›¤›n› flimdi de bu din

Derin devletin suçları örtbas edilmeye çalışılmaktadır

Üçüncü neden ise; Ergenekon denilen derin devlet hizbinin en fazla da PKK’ye karfl› savafl verdi¤i gerçe¤ini gözden kaç›rmakt›r. Bilindi¤i gibi bu derin devlet ve onun içinde Ergenekon denilen bugünkü yarg›lanan kesimler en fazla da PKK’ye karfl› savafl yürütmüfllerdir. PKK’yi tasfiye etmek için PKK’nin baflta toplumsal dayana¤› olmak üzere tüm kaynaklar›n› ortadan kald›rmak istemifllerdir. Suyu kurutup bal›¤› yakalama ya da öldürme stratejisi izlemifllerdir. PKK’ye karfl› çok büyük ve kirli bir özel savafl yürütülmüfltür. PKK, bu savafla karfl› direnerek ayakta kalm›flt›r. fiimdi PKK’nin en fazla savaflt›¤›, PKK’nin yürüttü¤ü özgürlük mücadelesine karfl› en kirli yöntemlerle en fazla zarar verenlerin PKK ile iliflkilendirilmesi, yürütülen psikolojik savafl›n boyutunu ortaya koymaktad›r. Böylelikle on y›llard›r Türkiye’de yaflanan gerçekler tersyüz edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Sanki yürütülen savafl dan›fl›kl› dövüfl yaparak birbirlerini öldürmüfller gibi bir alg›lama yarat›lmak hedeflenmektedir. Bu yap›l›rsa Ergenekon denilen kesimin esas olarak PKK’ye karfl› savafl vermedi¤i ve esas olarak siyasal ‹slam’›n önünü kesmek isteyen kesimler oldu¤u bilincini topluma yedirmeyi amaçlamaktad›rlar. Gerçekten de tam bir toplumun bilincini çarp›tma mücadelesidir. Kürt halk›n›n


SERXWEBÛN

TESEV raporunu belirli yönleriyle olumlu olmakla birlikte ciddi bir çözüm otaya koymamıştır Geçen ay yaflanan geliflmelerden biri de TESEV’in rapor sunmas›d›r. TESEV’in raporunda olumlu yanlarla birlikte olumsuz yanlar da vard›. Yine Kürtlere iliflkin araflt›rma ve incelemeler de bas›na yans›d›. Bütün bu gerçekler gösteriyor ki Türkiye’de Kürt sorunu çeflitli sosyal kesimleri ilgilendirmektedir. Herkes kendine göre bir çözüm önermeye çal›flmaktad›r. TESEV’in raporunu da böyle ele almak gerekir. TESEV’in arkas›nda Avrupa Birli¤i ve Soros vard›r. Dolay›s›yla onlar›n yaklafl›mlar›n› belirli düzeyde yans›tmaktad›r. Ancak yine de Kürt sorununun demokratik çözümünü esas alan bir yaklafl›m içermemektedir. Belirtti¤imiz gibi bir çeliflkidir. Her fleyden önce de her yerde sorun muhataplarla çözülür. Sorunu dayatan güçlerin temsilcileri ya da o iradeyi temsil edenler dikkate al›n›r. Bu raporda yine DTP d›fl›nda baflka güçler de var onlar› da öne ç›karmak laz›m, onlar› da muhatap almak laz›m yaklafl›mlar›yla asl›nda çözüme hizmet eden de¤il de çözümü zorlaflt›ran bir yaklafl›m içine girilmifltir. En olumlu yanlar›, Kürtleri inkar etmenin yanl›fll›¤›ndan ve tek tarafl› ateflkesle bu sorun çözülmez denilmesidir. En olumlu yan› tek tarafl› ateflkes yerine devletin de operasyonlar› durdurmas›, bu temelde bir diyalogun bafllamas›n› istemesidir. Bu yönüyle dikkate almak gerekir, ama biraz yamal› bohça bir rapor oldu¤undan söz edebiliriz. Neredeyse herkesi memnun etmek istemifl. Herkesin biraz hassasiyetlerini dikkate alm›fl. Böyle olunca da tutarl› bir rapor ortaya ç›kmam›flt›r. Bu rapor çözüm önerileri bölümünde da¤ do¤ura do¤ura fare do¤urdu misali yine seçmeli ders ve Kürdoloji bölümü gibi sorununun esas›na yönelmeyen yaklafl›mlar›yla cesaretsizli¤ini göster-

ne t

Psikolojik savaş karşısında ideolojik mücadele çok önemli hale gelmiştir

tüm örgütlerimiz bu özel savafla karfl› mücadelede kendilerini sorumlu görmelidirler. Düflman›n›n psikolojik savafl›n› büyük çaba ve fedakarl›klarla bofla ç›karmas›n› bilmelidirler.

ww

w.

Yürütülen psikolojik savafl ve apolitiklefltirme hareketiyle de Türkiye toplumunu Kürt özgürlük hareketine yöneltmeyi hedeflemektedirler. Nitekim Fethullahç›lar›n televizyonlar›nda sahneledikleri uydurma filimler esas olarak da flovenizmin en fazla yükseldi¤i alanlarda izlenmektedir. Bu bile bu kesimlerin nas›l kirli bir özel savafl›n parças› haline geldiklerini göstermektedir. ‹nkarc› sömürgeci güçlerin Kürt özgürlük hareketine karfl› savafl› çok boyutlu yürüttükleri ve baflar›l› olabilmek için de psikolojik savaflla bu tasfiye plan›na meflruiyet kazand›rmaya çal›flt›¤›n› iyi görmek gerekir. Bu psikolojik savafla karfl› toplumu bilinçlendirmek ve donan›ml› hale getirmek daha da önemli hale gelmifltir. Özellikle devletin tüm imkanlar›n› kullanarak medya terörü ve kirli bilgi bombard›man› yapt›¤› ortamda ideolojik mücadele çok önemli hale gelmifltir. Sadece bas›n, kültür ve bilim ayd›nlanma çal›flmalar› de¤il,

mifltir. Anayasa de¤iflsin, yasalarda de¤ifliklik yap›ls›n, dil e¤itiminin özgürlü¤ü de gerçekleflsin gibi cümleler kurulmufl, ama bunlar da mu¤lak biçimde ifade edilmifltir. Sonuçta rapor Türk kimli¤ini kültürünü esas alan, Kürtlere de belirli haklar verilmesini isteyen bir yaklafl›m› aflmam›flt›r. Bu sorun ad›m ad›m çözülür denilerek yine çözümsüzlü¤ü meflrulaflt›ran bir yaklafl›m gösterilmifltir. Bu yaklafl›m kesinlikle yanl›flt›r ve çözüme hizmet etmemektedir. Onlarca y›ll›k mücadeleden sonra bu kadar ac› ve s›k›nt›dan sonra art›k çözümün ad›m ad›m olaca¤›n› söylemek, tekrar bir oyalamay›, çözümsüzlü¤ü sürdürmeyi ifade eder. Zaten geçmifl dönemde inkarc› sömürgeci Türk devleti içinde Kürt sorununun çözümünden yana olmayanlar, en iyi çözüm çözümsüzlüktür demifllerdir. Çözümün önünde böyle engel olmufllard›r. Bu bak›mdan ad›m ad›m çözülür denilmesi yaklafl›mlar› kabul edilemez. Bu sorunlar›n köklü çözülmesi gerekiyor. Çünkü bir bütünlüklüdür. Esas olarak da Kürt kimli¤inin anayasaya girmesidir ya da anayasan›n hiçbir etnik kimli¤i ifade etmemesidir. Hiçbir etnik kimli¤i ifade etmemesi derken de bütün kimliklerin özgürce, eflit bir biçimde kendini ifade etmesinden söz ediyoruz. Yoksa anayasal vatandafll›k denilecek, Kürt kimli¤i anayasaya konulmayacak, ama pratikte yine Türk etnisitesi diliyle, kimli¤iyle, kültürüyle, siyasetiyle a¤›rl›k kuracak! Bunu kabul etmek mümkün de¤ildir. Son zamanlarda böyle bir yaklafl›mla alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete demek isteyenler bulunmaktad›r. Anayasal vatandafll›k bizim de karfl› ç›kmad›¤›m›z bir yaklafl›md›r. Ama anayasal vatandafll›k bütün etnisiteyi eflitlefldiren bir vatandafll›k olmal›d›r. Yoksa Kürt kimli¤ini özellikle anayasaya sokmaman›n formülü de¤ildir. Nitekim Erdo¤an da hepimiz anayasal vatandafl›z demektedir. Son zamanlarda tamamen Demirelleflerek Türkiye’de herkes birinci s›n›f vatandaflt›r, herkes anayasa karfl›s›nda eflittir demagojisi yapmaktad›r. Bu yaklafl›mlarla sorunu çözmek, kelime oyunlar›yla, kurnazl›klarla Kürt sorununda çözüm aramak kadar yanl›fl bir fley olamaz. TESEV raporunu belirli

ew e. c

özgürlük mücadelesi ve demokrasi güçlerinin yürüttü¤ü mücadeleyle oluflturdu¤u bu tür çevrelere karfl› tepkiyi kendi ç›karlar› için kullanmaktad›r. Halbuki bu Ergenekoncular on y›llard›r Kürt özgürlük hareketine karfl› dini kullanm›fllard›r. Fethullahç› denilen kesim de özel savafl›n bu dini kullanma politikas› ortam›nda palazlanm›fllard›r. fiimdi PKK Ergenekon iliflkisi diyerek bu gerçekler sapt›r›l›p gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan iddialar ise gerçekmifl gibi topluma yutturulmaya çal›fl›l›yor. Böylelikle derin devletin suçlar› örtbas edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Çünkü Kürdistan’daki suçlar a盤a ç›kar›l›rsa bunlar›n hepsinin kuyruklu yalanlar oldu¤u ortaya ç›kacakt›r. Masa bafl›nda üretilen özel savafl uydurmalar› oldu¤u anlafl›lacakt›r. Bu nedenle gerçek yüzünün a盤a ç›kmas›n› engellemek için bu tür psikolojik savafl yöntemlerine baflvurmaktad›r. PKK’nin en fazla savaflt›¤› orduyla ya da Türk devletiyle iliflkilendirilmesi kadar gülünç bir fley olamaz. Herhalde baz› aptallar› kand›racaklar›n› düflünmektedirler.

Ocak 2009

om

14


Ocak 2009

SERXWEBÛN kat›lmas›n› sorun yapmay›z. Biz de biliyoruz ki bunlar, ifller siyasi bir çözüm noktas›na geldi¤inde daha kat› olacaklard›r. Federasyon diyecek ya da devlet diyenler olacakt›r. En fazla da bu tür yaklafl›mlar›n sorunu s›k›nt›ya sokaca¤›n› söylemeye gerek yoktur. Dolay›s›yla Kürt sorununu ç›kmaza götüren, sonuçsuz b›rakan PKK de¤ildir, PKK bu konuda siyasal yaklafl›mlar›nda makuldür. Herkesten daha fazla siyasal çözümde makuldür. Makul olup olmamak da politikalarla ilgili bir durum de¤il midir? Bu bak›mdan biz bu tür fleyleri, silah b›rakma dayatmalar›n› bir iyi niyet yaklafl›m› olarak görmüyoruz. PKK niye silahl› direnifl gösteriyor deniliyor. Gösterecektir tabii. Meflru savunmas›n› yap›yor. Kimsenin PKK’yi bundan vazgeçirmesi düflünülemez. PKK meflru savunmas›n› yapmasayd› Kürtlerin flu anda varl›¤› bile tart›flma konusu olurdu. Bunu da herkesin bilmesi gerekir. Bu gerçekler ortadayken meflru savunma yapmas›n, silahlar b›rak›ls›n yaklafl›m›n› biz iyi niyetli yaklafl›m olarak görmüyoruz. E¤er sorunu çözmek isteyenler art niyetli de¤ilse bu tür fleyleri dillendirmemeliler. Kald› ki herkes de biliyor ki PKK sorunlar›n silahla çözümünden yana de¤ildir. Sorun çözüldü¤ü taktirde silahl› direnifli gösterme konusunda bir ›srar› da yoktur. Bu bak›mdan sorun Kürt sorununun çözümünde iyi niyetin var olup olmamas›d›r. ‹yi niyet var olursa sorun k›sa sürede çözülür, yoksa dün oldu¤u gibi bugün de çat›flmalar devam eder. Çünkü Kürt halk› yok etme politikalar› karfl›s›nda direnmesini sürdürecektir. Kimse de bu direniflten vazgeçmesini beklememelidir. Türkiye’de Kürt sorununun çözümü konusunda hala bir t›kan›kl›k vard›r. Kim ne derse dersin Türkiye’de inkar ve imha politikas› ›srarla sürdürülmektedir. Mevcut partilerin de Kürt sorununda bir çözüm projeleri yoktur. Tüm bunlar dikkate al›nd›¤›nda, Kürt sorununun demokratik çözümünü hedefleyen ve Türkiye’nin demokratikleflmesini isteyen bir politik yaklafl›m›n acilen devreye girmesi gerekmektedir. Kürt Halk Önderi bunu Çat› patisi modeli olarak de¤erlendirdi. Çat› partisini Türkiye siyasetine do¤ru müdaha-

le edecek, Türkiye’nin demokratikleflmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçeklefltirecek bir proje olarak ortaya koydu. Türkiye’nin tek flans› budur. Türkiye’deki flovenizmi k›rmak da çözümsüzlü¤ü ortadan kald›rmak da ancak böyle bir çat› partisiyle mümkün olabilir. Kürt özgürlük hareketi Türkiye s›n›rlar› içindeki çözümü önermektedir. Türkiye s›n›rlar›n› sorun yapan bir yaklafl›m içinde de¤ildir. Bu aç›dan Türkiye s›n›rlar› içinde sorunun çözümünü öngörecek bir çat› partisi gerçekten Türkiye’de güç kazanabilir. Türkiye toplumu da Kürt sorununu demokratik temelde çözecek herhangi bir partiyi destekler, güç verir.

ne te we .c om

yönleriyle olumlu bulmakla birlikte, bu aç›dan bak›ld›¤›nda tereddütlü oldu¤unu söyleyebiliriz. Herkesi biraz dikkate alan bir yaklafl›mla ele ald›¤› için bütünlüklü, tutarl› bir proje ortaya koyamam›flt›r. Ama Kürt sorununun varl›¤›n› kabul eden ve çözümünün kendisini dayatmas›n›n sonucu ortaya ç›kan bir rapor olarak olumlu görüyoruz. TESEV’in raporu bu çerçevede ele al›n›rsa do¤ru ele al›nabilir.

15

PKK çözüm konusunda herkesten fazla makul öneriler sunmaktadır

ww

w.

Sorunun çözümü böyle raporlarla olacak fley de¤ildir. Sorunun çözümü, demokratik iradenin ortaya ç›kmas›d›r, muhatab› kabul etmektir. Her fleyden önce de Kürtlerin yasal demokratik iradesi konumunda olan DTP vard›r. DTP ile diyalog kurulup tart›fl›larak bir çözüm çerçevesi ortaya ç›kar›labilir. Zaten DTP’nin demokratik özerklik projesi vard›, biz demokratik özerklik projesini destekliyoruz. Bu temelde sorunu çözme iradesini gösterirlerse ifllerin o kadar da zor olmad›¤› görülür. Yoksa yüz y›ll›k bir sorun var, k›rk y›ld›r da mücadele var, hala bir muhatap yokmufl gibi ve sorununun çözümünün zaman› gelmemifl gibi erteleyici yaklafl›mlarla sorunun çözülmesi mümkün de¤ildir. Baflka Kürt partileri de siyasi güçler de vard›r, ama esas güç Kürt özgürlük hareketidir. Kald› ki Kürt özgürlük hareketi söz konusu siyasi güçler, partiler içinde en makul çözüm önerendir. Tek fark›, onlar›n silahlar dursun demesidir. Bunu demelerinin nedeni de asl›nda PKK’nin tasfiye edilmesini isteyen bir anlay›fla sahip olmalar›ndand›r. Yine Türkiye ve baz› güçlerin takdirini almak istemelerindendir. Yoksa öyle fliddete ve silaha karfl› olan insanlar de¤ildir. E¤er ellerinden gelse herkesten daha fazla silah ve fliddet uygularlar. Milliyetçi olduklar› için halklar aras›nda kanl› bir kavga ve savafl›n içine bile girerler. O bak›mdan biz o tür çevrelerin silah b›rakma, fliddette karfl› olma söylemlerini ciddiye alm›yoruz. Ama Kürt sorununun asgari temelde çözümü konusunda onlarla bir proje üzerine anlaflabiliriz. Onlar›n da böyle bir çözüm projesine

Çatı Partisi demokratik ve kapsaycı birliği esas almalıdır

Bilindi¤i gibi AKP Türkiye halk›n›n demokratik özlemelerini sömürerek iktidara geldi. Yine Türkiye halk›n›n afl, ifl, ekmek sorununa seslenerek hükümet oldu. Dolay›s›yla Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleflmesini öngören, emekçilerden ve halktan yana olan bir ekonomik politikaya sahip olan bir siyasi hareketin Türkiye’de kazanmamas› için, Türkiye’de etkili olmamas› için hiçbir neden yoktur. fiu anda asl›nda Türkiye böyle bir çat› patisini aramaktad›r. Bugün Türkiye AKP’ye ve CHP’ye muhtaç hale gelmiflse bunun nedeni demokratik güçlerin alternatif bir siyasi hareket meydana getirmemesidir. Tabii demokratik güçler derken sadece sol demokratik güçler de demiyoruz, bütün demokrasi güçlerini, sivil toplum örgütlerini, emek kurulufllar›n›, demokrasiden yana olanlar›, hatta liberalleri, demokrasiden yana olan ‹slami kesimler de dahil herkesi kapsayabilir. Çünkü sadece sosyalistlerin birli¤i dar olur. Demokratik birlik demek daha do¤ru olur. Zaten Türkiye’deki demokratikleflme konusunda birlik yaratmay› isteyenler, böyle bir çat› alt›na gelenler de gerçek demokratlard›r. Asl›nda bir nevi sol ve sosyalistlerin uygulayaca¤› programa destek vermifl olacaklard›r. Çünkü Türkiye’de Kürt sorunu öyle her babayi¤idin ve demokrat›n taraf olaca¤›


SERXWEBÛN

Türkiye’de tıkanmış siyasetin önünü açmak için Çatı Patisi acil bir ihtiyaçtır

ww

w.

ne t

Türkiye’de sol ve sosyalistler genifl bir programla Türkiye siyasetine müdahale ederlerse, Türkiye’nin demokratikleflmesini gerçeklefltirecek ad›m atarlarsa, o zaman Türkiye halk›na güven verir, gerçekten de o zaman Türkiye halk› da bütün toplumsal kesimler de sol demokrat bir projeye daha yak›n hale gelebilirler. Sol demokrat bir ekonomik siyasi politikan›n etraf›nda daha fazla toplan›rlar. Kald› ki zaten bir ülke demokratiklefltikten sonra sol demokratlar kendi ekonomik, sosyal, kültürel projesini örgütleyerek pratiklefltirebilir. Bu projelerini yaflamsallaflt›rarak etkin bir siyasi güç haline gelebilir. Bunun önünde hiç kimse engel de¤ildir. Ama bugün kapitalist sisteme karfl›, sömürücü bask›c› sisteme karfl› hala demokrasi güçlerinin birli¤ine ihtiyaç vard›r. Demokratikleflme geliflmeden, bir ülke demokratikleflmeden o ülkede ne solculuk ne sosyalistlik yap›labilir. Ne de komünal demokrasi ve buna dayanan toplumsal örgütlenmeler ve siyasi etkinlik ortaya konulabilir. Bu gerçeklerden hareketle biz Çat› partisini hala önemli görüyoruz. Hem Türkiye’de t›kanm›fl siyasetin önün açmak için böyle bir hareket gereklidir hem de yak›n zamanda gerçekleflecek seçimlerde

AKP’ye, CHP’ye, demokrasinin önünde engel olan kesimlere karfl›, demokrasiyi t›kayan kesimlere karfl› sol güçler alternatif bir hareket olarak karfl› durabilirler. Türkiye’nin temel ihtiyac› budur. Bunu görmeme, bunu görüp de gereklerini yapmamak mümkün de¤ildir. Hem Türkiye halk›na hem de Kürt halk›na karfl› bir sorumsuzluk olur. Bu aç›dan önümüzdeki dönemde seçime do¤ru giderken bunun getirdi¤i, bu ihtiyac›n dayatt›¤› sorumluluk hissiyle de böyle bir hareketin gelifltirilerek önümüzdeki dönemin Türkiye siyasetine damgas›n› vurmas›n› bekliyoruz. Tabii böyle bir seçim yan›nda, Türkiye’de özgürlük ve demokrasi mücadelesinin güçleri aç›s›ndan önemle ve üzerinde durulmas› gereken çok önemli hususlar vard›r. Kürt Halk Önderi üzerinde bask›lar hala devam ediyor. Gazete verilmiyor, radyo verilmiyor, dünyayla iliflkisi kesiliyor, sa¤l›k sorunlar› ciddi durumdad›r. Savunmalar› haz›rlamas› s›ras›nda kitaplardan yararlanmas›na da izin verilmiyor. Belki ekim ay›nda halk›n gösterdi¤i tepkilerle devlet ve hükümet baz› konularda dikkatli olma, öyle kaba bir yaklafl›m göstermekten uzak durma, yine avukat görüfllerini fazla engellememe politikas› izlemektedir. Ama bunu yaparken bu defa da dünyayla, d›flar›yla iliflkisini keserek Önder Apo’yu d›fl olaylar karfl›s›nda düflünce üretmez, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük mücadelesine katk› sunamaz hale getirmek istemektedirler. fiu anda gerçekten de dünyada hiçbir siyasi tutukluya gösterilmeyen tecrit Kürt Halk Önderine uygulanmaktad›r. Bu aç›dan bütün halk›m›z›n ve demokrasi güçlerinin Önderli¤imiz üzerine uygulad›¤› politika karfl›s›nda duyarl› olmas› gerekir. Komplonun 11. y›l›na do¤ru giderken ve bu y›l› Önder Apo’ya özgürlük y›l› haline getirmiflken tabii ki Önderlik üzerindeki uygulamalara karfl› daha hassas yaklaflmak, daha çabuk refleks vermek gerekmektedir. Bu yönüyle seçimdir ya da daha baflka gündemlerdir diyerek Önderli¤in özgürlü¤ünü, sa¤l›¤›n› geri planda tutmak, önderlik üzerindeki bask›lar› görmemek, buna karfl› mücadele etmemek asl›nda demokrasi ve özgürlük mücadelesinin gereklerini yerine getirmemektir.

Bu 15 Şubat Önder Apo’ya özgürlük hamlesi haline getirilmelidir Türkiye ve Kürdistan’da do¤ru bir özgürlük mücadelesi vermek, özgürlük ve demokrasi mücadelesini sonuca götürmek aç›s›ndan Önderli¤e karfl› uygulanan politikalar› bofla ç›karmak, Önder Apo’nun özgürlü¤ü mücadelesini gelifltirmek ve bu konuda gerçekten geliflmeler yaratmakla yükümlüdür. Önder Apo’ya karfl› bask›lar püskürtülemezse, Önder Apo’nun özgürlü¤ü ve sa¤l›¤› konusunda ilerlemeler sa¤lat›lamazsa Türkiye’de demokrasi ve özgürlük mücadelesi konusunda geliflmeler ortaya ç›kar›lamaz. Önder Apo’ya yaklafl›m asl›nda Türk devletinin özgürlük ve demokrasiye yaklafl›m›d›r. Bizim aç›m›zdan da Önder Apo’ya yaklafl›m, Önder Apo’yu sahiplenme de özgürlü¤ü ve demokrasiyi sahiplenme olarak görülmelidir. Çünkü bunu ortaya ç›karan Kürt özgürlük mücadelesinin karakterdir, Türkiye devletinin karakteridir. Bugün Kürt özgürlük hareketine olumlu ya da olumsuz yaklafl›mlar›n bütün belirtilerinin ne oldu¤u, nas›l olaca¤›n› Önder Apo’ya gösterilen yaklafl›mla görmek mümkündür. Bu aç›dan uluslararas› komplonun 11. y›l›na do¤ru girerken bu komployu daha yüksek sesle protesto etmek, bu komplocular› lanetlemek, Önder Apo’yu sahiplenmek en büyük görevdir. Bu 15 fiubat kesinlikle Önder Apo’ya özgürlük hamlesi haline getirilmelidir. 15 fiubat günleri, Önderli¤i en yüksek düzeyde sahiplenme, Önderli¤i özgürlü¤e ulaflt›rma mücadelesini yükseltme günü olarak görülmelidir. Bütün örgütlerimizin, kurumlar›m›z›n, kadrolar›m›z›n, yurtseverlerimizin, dostlar›m›z›n 15 fiubat’a böyle haz›rlanmas› gerekmektedir. 15 fiubat’tan bafllayarak May›s’a kadar sürecek birkaç ay Türkiye’deki demokratikleflmenin gelece¤ini belirleyecektir. Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinin gelece¤ini belirleyecektir. Bu bak›mdan önümüzdeki aylar› herkes duyarl›l›kla karfl›lamal›, üzerine düflen görevi mutlaka en ileri düzeyde yerine getirmesini bilmelidir.

ew e. c

bir sorun de¤ildir. Hikmet K›v›lc›ml›’n›n belirtti¤i gibi Kürt sorunu tüzük sorunu de¤ildir. Bu yönüyle sosyalistlerin, sol demokratlar›n sadece solcular›n bir araya gelsin demesi do¤ru olmaz. E¤er böyle bir köklü sorunun çözümüne liberaller, kendinin demokrat oldu¤unu söyleyen çeflitli çevreler, sivil toplum ve çeflitli sosyal kesim örgütlenmeleri ve kültürel ‹slam’› yaflayan, ‹slam’›n kültürel de¤erlerine ba¤l› kesimler kat›lmak istiyorsa ancak büyük memnuiyet duyulur. Gerçekten de genifl toplumsal kesimlerle bütünleflilmek isteniyorsa dar yaklafl›mlardan kaç›n›lmal›d›r. Türkiye gibi ülkelerde genifl kitleler de ancak böyle kucaklanabilir. Böyle bir yaklafl›m›n içinde olmayan dar, sol ve sosyalist bir hareket Türkiye’de mevcut durumda genifl kitleleri kapsayamaz.

Ocak 2009

om

16


Ocak 2009 SERXWEBÛN

17

ne te we .c om

YOKSUL HALK ÇOCUKLARININ ÖZGÜRLÜ⁄E YOLCULU⁄U - 2 “1978 yılı mücadelemiz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Aslında halen her yıl önemli bir dönüm noktası olmaya devam ediyor. 1978, Hilvan mücadelesinin başladığı ve başarılı bir şekilde sonuçlandığı yıldır, partimizin kuruluş yılıdır, Maraş katliamının

gerçekleştiği yıldır. Tohum toprağa düşmüş, toprak akan şehit kanıyla sulanmış, halklaşmanın filizleri Kürdistan'ın her yerinde boy vermeye başlamıştır. Çöl ne denli suya hasretse, Kürdistan ve Kürt gerçekliği de o denli devrimci düşüncelere ve onların

gerektirdiği eylemliliğe hasrettir. Bu kanıtlanmıştır. 1978 yılı Kürdistan’ın her tarafında örgütlenildiği yıldır. Şehirlerden köylere doğru örgütlenmenin yaygınlaştırıldığı yıldır. Hareket kentlerden çıkmış, kırsal alanlara doğru taşmaya başlamıştır” Kürdistan Devrimcileri’nden PKK’ye

ww

w.

Kürdistan özgürlük mücadelesinin çekirde¤ini oluflturan Abdullah Öcalan’›n bafl›n› çekti¤ini grup 1970’lerin bafl›ndan 1976’ya kadar faaliyetlerini Ankara’da yo¤unlaflt›rm›flt›. 1976 y›l› ile birlikte yaflanan kararlaflma ile grup Kürdistan’a yöneldi. Antep, Dersim, A¤r›, Kars, Urfa, Bingöl, Elaz›¤, Batman ve Amed’e do¤ru yola ç›k›ld›. Ocaklar›ndan ald›klar› e¤itimle bir h›rka bir lokma misali seferine bafllayan dervifllere benzeyen kutsal ve maceral› bir yolculuk bafllam›flt›. Bu derviflleri nelerin bekledi¤i fazla bilinmiyordu. Adlar› Kürdistan Devrimcisiydi. Herkes ne kadar derviflleflmiflse o kadar sonuç alacakt›. ‹ki sözcükten oluflan ideolojik cephanelikleri ve inançlar› neredeyse tek sermayeleriydi. Bilinç de oluflmufltu. Ankara’n›n imkans›z koflullar›nda aç kalm›fl, aç›kta kalm›fl, uykusuz ve elbisesiz kal›nm›fl, insan kazanman›n en büyük erdem oldu¤unun bilinciyle bir s›navdan geçmifllerdi. Beyinleri ve yürekleriyle küçük bir fedai toplulu¤u olarak haz›rlanm›fllard›. Keskin k›l›çlar yerine, bilenmifl sözcükler kuflanm›fllard›. Ad›na propaganda ve ajitasyon denenen sanat›n en alas›n› sunmaya çal›flacaklard›. Kendilerini dinleyenlerin dudaklar›n› uçuklatacaklard›. Koltuklar›n›n alt›nda tuttuklar› kitap sayfalar›n› çevrildikçe yürek ç›rp›nt›lar› artacakt›. Sözleriyle yüreklerin buzlar›n› eritecekler, beyinlerin pasl› kilitlerini açacaklard›.

Ülkeye dönüfl karar›n›n al›nd›¤› Dikmen toplant›s›n›n ard›ndan yorgan›n› s›rtlay›p ilk yola düflen Haki’ydi. Apocu hareketin soy damarlar›ndan biri olan bu ‘bozulmam›fl Karadeniz çocu¤u’ bafllang›çta ‹skenderun ve Adana taraflar›na aç›lacakt›. Çal›flma imkanlar› oluflturmak için bazen inflaatlarda çal›flacak, bazen hamall›k yapacakt›. O dönemde kendisiyle inflaatlarda çal›flm›fl biri anlat›yordu: “Biz bazen ifli yavafllat›r, deyim yerindeyse kaytar›rd›k. Haki, kendi evinin inflaat›ndaym›fl gibi çal›fl›rd›. Mola s›ras›nda konuflur, bize Kürt sorunundan söz ederdi. Üniversite ö¤rencisi oldu¤unu ö¤renmifltik. Ama o ö¤renciden çok y›llar›n tecrübeli bir emekçisine benziyordu. Bu yüzden konuflmas›ndan daha fazla etkileniyorduk. Bir gün kendisini lokantada yeme¤e davet ettik, kabul etti. Biz lokantada kebap istedik, kendisine sormadan ona da kebap ›smarlad›k. Bizden kebap paras›n› kendisine vermemizi istedi. Biz de verdik. Kebap yerine kuru fasulye yedi. Kebap paras›ndan geriye kalan› tasarruf ediyordu. Kendisine sevgi ve hayranl›¤›m›z daha da artt›.” Haki iflte böyle bir insand›. Haki bir süre sonra Batman’a geçti. Batman bir iflçi kentiydi ve bu yüzden burada çal›flma yürütmek önemliydi. Ancak ilkel milliyetçiler kendisine büyük engeller ç›kard›lar. Türk bir devrimci olarak Kürdistan’da Kürt halk› içinde çal›flmas›n› kabul etmediler. Bunun üzerine Haki arkadafl çal›flmalar›n› Mazlum Do¤an’a devredip An-

tep’e yöneldi. Mazlum, Batman’da her zaman oldu¤u gibi sözlerini kurflun gibi s›kacakt›. Belki de insanl›k, tarihi boyunca sözünü kurflun gibi s›kan öylesi bir hatibi fazla tan›mam›flt›. Mazlum do¤rudan, net ve her türden oportünizme karfl› keskin bir söz ve davran›fl gücüydü. Söz keskinli¤i, ideolojik keskinlik denince akla Mazlum gelirdi. O’nun bu keskinli¤i bugünün Batman’›na da bir kiflilik kazand›rd›.

Haki emeği eylemi ve sözüyle müthiş bir bütünlük sağlıyordu

Haki bu kez Antep yolundayd›. Ordu’nun Ulubey ilçesinin fundal›klar›n›n çocu¤u, Adana ve Antep varofllar›nda bir devrimcinin eme¤ini nas›l örgüte dönüfltürdü¤ünün dersini veriyordu. Eme¤i eylemi ve sözüyle müthifl bir bütünlük sa¤l›yordu. Ayn› flekilde Kemal Pir ve yan›nda ö¤rencisi Do¤an K›l›çkaya, ayn› co¤rafyada devrimci militanl›¤›n tamamlay›c›s› oluyor. Davudi sesiyle “Kürdistan Sömürgedir” diyerek, TÖB-DER’in çay bahçesini inletiyor. Belki de insanl›k, Kemal Pir’in prati¤inde görüldü¤ü türden, bedenlerde de¤il de yüreklerde derin izler b›rakan sözlerden oluflmufl bir kamç› tan›mam›flt›r. Kemal Pir’in her sözü tam da bir kamç› gibidir. Haki ve Kemal, o muhteflem ajitasyonlar›yla bir anda Antep gündemini de¤ifltirdiler. Kürt ve Türk birçok gencin ilgisini çekip sempati ve sevgisini kazand›lar. Yeni grup Antep’te iki etnik kökenden gençleri


SERXWEBÛN Ocak 2009

Her dilim ekmeğin hesabı yapılırdı

ne t

Kürdistan Devrimcileri Dersim, Elaz›¤, Bingöl A¤r›, Kars, Batman ve Amed’te ayn› durumda ve büyük bir h›zla gelifliyordu. Emekçi Kürt halk› ‘bizim çocuklar’ dedi¤i bu gençlerde farkl› fleyler buluyordu. Kürdistan Devrimcileri, yani Apocular, kendilerine devrimci diyen öteki insanlardan farkl›yd›. Sözleri, yaflamlar›, iliflki ve davran›fllar› kesinlikle farkl›yd›. Antep ayn› zamanda faflistlere karfl› ilk örgütlü ve sürekli mücadelenin geliflti¤i bir aland›. Haki faflistlere yönelik eylemlere bizzat kat›l›yor, yan›na ald›¤› gençleri eylem içinde e¤itip haz›rl›yordu. Bu eylemlerle bir bak›ma ilk flehir gerillac›l›¤›n›n da temellerini at›yordu. Kiral›k gecekondularda oluflturulan komünler, Kürt tarihinin yeniden ele al›n›p de¤erlendirilmesi ve gençli¤in örgütlenmesinin de kalbi ifllevini görüyordu. Bir yanda okullar, kahveler ve baflta TÖB-DER olmak üzere çay bahçeleri birer tart›flma merkezi olurken, di¤er yandan baflta komün evleri olmak üzere iliflki kurulan tüm evler birer e¤itim kurumuna dönüflüyordu. K›zl›-erkekli, Kürt-Türk birçok genç harekete ilgi duyuyordu. Kalmak için evler tutuluyordu. Ama kiras› nas›l ödenecekti? ‹çinde oturuluyordu, ama içinde ne yenilecek, nas›l giyinilecekti? Bu bafll› bafl›na bir sorundu. Onun için baflta Haki olmak üzere mevcut arkadafllar›n önemli bir k›sm› inflaatlarda çal›flarak, ald›klar› ücretle grubun, evin ihtiyaçlar›n› karfl›l›yorlard›. 17 yafl›nda olan Do¤an K›l›çkaya bir hamamda çal›flarak grubun ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya katk›da bulunuyordu. Akflamlar› yorgun arg›n eve geliniyor, iflbölümü yap›l›yor, akflam kim ne ifl yapacaksa belirleniyor ve herkes kendi görevine gidiyordu. Bu görev ya bir silahl› eylem, ya afiflleme, ya yaz›lama ya da bir aile ziyareti oluyordu. Bunlardan herhangi biri olmazsa, o zaman komün evinde kal›narak toplu e¤itim yap›l›yordu. Her

dilim ekme¤in, her zeytin tanesinin hesab› yap›lmak zorundayd›. Kuflkusuz eylem de yap›l›yordu. Gruba difl bileyen bir sürü düflman güce karfl› kendini savunmak anlam›nda bile eylem gerekliydi ve bunun için silahlanma kaç›n›lmazd›. Ama silah nas›l temin edilecekti? En basit bir tabanca bile nas›l bulunacakt›? Halbuki flimdi belki bunlar› sormak kimsenin akl›na gelmez. Bir insan›n, bir silah›n, bir merminin, bir zeytinin nas›l kazan›ld›¤›, nas›l de¤erlendirilmesi gerekti¤i konusu aç›lmaz bile. Oysa açmak gerekir. Önderlik de dedi ya, “kendi bafllang›c›n› bilmeyenlerin tarih bilgisi, her türlü kötülü¤ün kayna¤› olan cehaletin de temelidir.” Ama bir insan bir ev, bir ev bir mahalle, kasaba, flehir, köy demekti. Çal›flma alanlar›n›n artmas›, özgürlük görevlerinin h›zla yerine getirilmesi anlam›na geliyordu. Bir eylemde birden fazla mermi kullanmak bir tür sorgu konusuydu. Temiz olmayan bir silah elefltiri konusu yap›l›yordu. Çal›flmayanlar, tembellik yapanlar ise d›fllanmaya kadar giderdi. Kitap okuyup bilinçlenmeyen, tart›flmayan ve kendisini e¤itmeyenin gelece¤ine kuflkuyla bak›l›rd›.

lardan uzak durmay› tercih ediyor. Bizim gencimiz devrimci olman›n tehlike içinde yaflamakla ayn› anlam› tafl›d›¤›n› ö¤renemiyor. Ö¤renemedi¤i için de gerçek devrimci olam›yor. Hz ‹sa’y› düflünelim: Roma’n›n Kudüs Valisi Pontius Pilatus ‹sa’y› çarm›ha germekten yana de¤ildi. Yahudiler isteselerdi, Yahudilerin kutsal bir gününde sürüp gelen gelene¤i tekrarlayarak, ‹sa’y› serbest b›rakabilirdi. Ama onlar ‹sa’n›n de¤il, bir eflk›ya olan Barabbas’›n özgürlü¤üne kavuflturulmas›n› istediler. Buna karfl›l›k ‹sa’y› histeriye dönüflen bir öfke içinde, çarm›ha gerilece¤i Golgota Tepesine kadar ç›kard›lar. Çarm›h›n› kendisine tafl›tt›rd›lar. Hedefledi¤i Kudüs Krall›¤› ile dalga geçercesine, bir yere oturtup bafl›na dikenlerden bir taç takt›lar; krall›k asas› niyetine eline bir kam›fl çubuk tutuflturdular. Girilen yeni yolda Apocular da böyle bir fleyi yaflayabilirlerdi. Onlar bunu göze al›yorlard›. Ezilenler kendilerine bir yabanc›laflmay› yafl›yorlar ve onlar bunu biliyorlard›. Yabanc›laflma, kötü fleyler yapmaya aç›k olmak demekti. Ancak yap›lmas› gereken de zaten ezilenleri bu durumdan çekip ç›karmakt›. Bunu baflarmak için gerekirse can›n› vermekti. Tekrar geçmifle dönersek, yeni gençler yeni aileler demekti. ‹flin ilginci, herkes Kürdistan sorununa, bu sorunun dile getirilmesine korku ve kayg›yla yaklafl›yordu. ‹nkar ve imha

ew e. c

bir araya getiriyordu. Gruplaflma iflçiler içerisinde de boy at›yordu.

om

18

PKK yoksul halk tabanıyla gelişti

ww

w.

Dayan›lmas› zor olan koflullardan bahsediyoruz. Yar› aç, neredeyse yar› ç›plak dervifller gibi yollara düflmüfl, davas›n› anlatan bir garip topluluktan bahsediyoruz. Buna ra¤men kendisine güvenen, sözü ve davran›fllar›yla çevresine güven veren bir topluluktan bahsediyoruz. Yoksullara giden, onlardan farkl› olmayan, onlar gibi yaflayan insanlardan bahsediyoruz. fiu ac› gerçe¤i de iyi biliyoruz: Bugün legal zeminlerde mücadeleye yeni kat›lan gençlere uzun süredir iliflki halinde olunan güvenilir evlerin adresleri veriliyor. Buralarda yat›p kalkmalar› belirtiliyor. Daha önce gidilmemifl yoksullar güvensiz kesimler olarak sunuluyor. Öyle ya, bunlar devrimci gençleri tan›m›yorlar. Dolay›s›yla tan›mad›klar› bu insanlar› polise ihbar edebilirler. Bu tarzda bir ‘güvenlik’ bilinci edinen genç de yoksul-

Haki Karer


Ocak 2009 SERXWEBÛN ¤u dindar olan bu halk, yeni bir inanç dalgas› karfl›s›nda neredeyse secdeye geliyordu. Apocular sosyalistti; tan›yanlar bunu aç›k söylüyorlard›. Ama ço¤unlu¤u Sünni Müslüman olan Kürt halk›, sosyalist kimli¤e sahip olan bir harekete kap›lar›n› sonuna kadar aç›yordu. O kadar ‘dinsiz komünist’ denmesine ve karalay›c› birçok tan›m yap›lmas›na ra¤men, halk Apoculara güveniyor, onlara “bizim çocuklar” diyordu. Kimliksizli¤in, düflürülmüfllü¤ün, horlanma ve afla¤›lanman›n, çaresizli¤in ve kendisine inançs›zl›¤›n en dip noktas›ndaki Kürtler, gözleri ›fl›l ›fl›l ibadete gider gibi Kürdistan Devrimcilerinin etraf›nda toplan›yordu. Türkiye’de sol hareket tarihi boyunca a¤›rl›kl› olarak ya elit bir ayd›n hareketi olarak kal›r ya da ço¤unlukla Alevi kesim içinde örgütlenirken, bununla birlikte Sünni kesimi faflistler, dinciler ve ilkel milliyetçilerin ör-

¤un ailesine “bizim çocuklar” dedirtmek, belki de baflar›n›n en de¤erlisiydi. Bir eve girdi¤inde sadece evin çocu¤unu arkadafl yapm›yorsunuz, ailesinin tümü arkadafl›n›z oluyor. Oradan akrabalar›n›, dostlar›n› ve yak›n çevresini kazan›yor, kendileriyle anlaml› ba¤lar kuruyorsunuz.

ne te we .c om

sistemi bir korku imparatorlu¤u kurmufltu. Buna ra¤men evinden bir genci kat›lan her aile, k›sa zamanda çocuklar›n›n arkadafllar›na “bizim çocuklar” diyordu. Evlerini sonuna kadar onlara aç›yordu. Bu anlamda aileler devrimcilere güven konusunda neredeyse s›n›r tan›m›yorlard›. Onlar› müthifl seviyor ve ba¤lan›yorlard›. Bu çocuklar›n tehlikeli bir ifl yapt›klar›n› elbette biliyorlard›. Gecenin bir yar›s›nda evlerine gelen gençlerin bir silahl›, bombal› ve çat›flmal› eylemden geldiklerini biliyorlard›. Olas› bir polis bask›n›nda kendileri de yanacakt›. Ama bir kez devrimcileri tan›d›ktan sonra kendilerini bekleyen tehlikeyi fazla umursam›yorlard›.

19

Apocular tüm halk kesimlerine gidiyordu Sadece bir ülkenin de¤il, bu ülkenin her bireyinin adeta hücrelerine kadar iflgal edildi¤i Kürdistan’da de-

“Türkiye’de sol hareket tarihi boyunca ağırlıklı olarak ya elit bir aydın

hareketi olarak kalır ya da çoğunlukla Alevi kesim içinde örgütlenirken, bununla birlikte Sünni kesimi faşistler, dinciler ve ilkel milliyetçilerin örgütlenme zeminine açık bırakırken, Kürdistan Devrimcileri daha farklı bir yol izliyorlardı. Apocular Kürt toplumunun hemen her kesiminde, farklı etnik ve dinsel kimlikler içinde taban yaratıp örgütlenebiliyorlardı”

gütlenme zeminine aç›k b›rak›rken, Kürdistan Devrimcileri daha farkl› bir yol izliyorlard›. Apocular Kürt toplumunun hemen her kesiminde, farkl› etnik ve dinsel kimlikler içinde taban yarat›p örgütlenebiliyorlard›. Örne¤in Apocular a¤›rl›kl› olarak Alevi olan Pazarc›k’ta örgütlenirken, Sünni kimlikli Suruç’u k›sa zamanda kale haline getiriyorlard›. Dersim’in Nazmiye ilçesini bir kale gibi örgütlerken, Elaz›¤’›n Maden ilçesini örgütsel çal›flma kapsam›nda de¤erlendiriyorlard›. Karakoçan ne kadar önemli ise, geçmifl tarihinden dolay› Palu’ya da önemli bir misyon yükleniyordu. Her milliyetten, her inanç ya da mezhepten insanlar aras›nda özgürlük yolculu¤una ç›kmak, o yolculu¤un içinde sadece bir insan kazanmak ne kadar da önemliydi. Kazan›lan o çocu-

ww

w.

yim yerindeyse yeni bir fetih hareketi bafllam›flt›. Kürdistan Devrimcileri insanlar›n gönüllerini fethediyorlard›. Çocuklar› baflka siyasette olan aileler bile bu çocuklara, bunlar›n dervifl tarz› yaflamlar›na imrenerek bak›yorlard›. “Kürdistan sömürgedir” cümlesi adeta bir vahiy gibi karfl›lan›yordu. Tanr› kelam› gibi alg›lanan bu sözcü¤ün arkas›ndan, Tanr›’n›n Hz Muhammed’e söyledi¤i “Ikra (oku)” buyru¤u tekrarlan›yordu. Evet, bizde de kesinlikle öyleydi: “Ö¤ren, bilinçlen, kendini, kendi ülkeni ve halk›n› tan›, örgütlen ve eyleme geç”. Sözler bir tanr› buyru¤u gibi gönülden gönüle ak›yor, her hücresi iflgal alt›ndaki ülkede özgürlük alanlar› aç›l›yordu. Okullar, fabrikalar, mahalleler, kasabalar ve köyler art›k yeni bir siyasal kimlikle an›l›yordu. Ço-

Kürdistan devrimcileri halkın koruyucusu misyonunu da yükleniyor

Arkadafl, yaflam›n her an›na ortak olmak, sevinci ve zorlu¤u paylaflmak demektir. Yoksa iflin bitince arkadafl›n› unutmak mümkün mü hiç? K›fl›n odununu ve kömürünü çekmek, yaz›n gecekondusunun yap›m›n› ya da onar›m›n› üstlenmek, tarlas›nda çal›flmak, mümkün oldu¤unca var olan sorunlar›na çözüm olmak ve bunu Kürdistan devrimcisi oldu¤u için yapt›¤›n› anlatmak önemliydi. Düflünün, bir anda bir evde k›zl› erkekli yüzlerce genç o evin çocuklar› gibi davran›yor. Komflular› o evdeki insanlara imrenerek bak›yor. Bunun oluflturdu¤u atmosfer bugün belki de hayal edip de ulaflamad›¤›m›z bir ruh hali oluyor. ‹nsanlar yeniden yaflama sevincine kavufluyor, hayat› adeta yeniden keflfediyor, toplumda dayan›flma duygusu yeniden canlan›yor. Kürdistan devrimcileri bulunduklar› her yerde halk›n bir koruyucusu misyonunu da yükleniyor. Onlar art›k insanlar›n, mahalleler ve köylerin koruyucular› olarak biliniyor. Onlar›n oldu¤u yerde kimse güçsüz, yoksul ve nas›l olsa sahipsiz diyerek, bir insana veya aileye haks›zl›k yapam›yor. Art›k yoksullar›n da, güçsüzlerin de koruyucular› vard›r. Bu koruyucular yoksullar›n bir tas çorbas›na, darac›k yatma alan› olan tek gözlü evlerine her an konuk olabilirler. Bu onlar için heyecan verici bir fleydir. Kürdistan devrimcileri yoksullar›n hareketi oluyor, öyle do¤uyor ve geliflme sa¤l›yor. Nas›l oldu da öteki sol gruplar›n alayc› tav›rlarla karfl›lad›¤› bu hareket, hem de katliam korkusunun izlerinin yüreklerden, korkulu bak›fllar›n gözlerden silinmedi¤i ve daha sosyalist önderlerin daha yeni katledildi¤i bir or-


SERXWEBÛN Ocak 2009 rekli okuyor. Kavgac›, h›rç›n bir gençtir. Onun için varsa yoksa Kürdistan’d›r. Kürdistan her fleydir. 1976’larda arkadafllar yavafl yavafl ülkeye, Kürdistan’a yönelmifller. Kendisi de bunun haz›rl›¤›ndad›r. “Dersim’e gidece¤im” diyor. Ama cenazesi gidiyor. Arkadafllar›na tabanca e¤itimi verirken, “bu flekilde patlamaz” dedi¤i tabancay› kafas›na day›yor ve teti¤i çekiyor. Silah patl›yor. A¤›r yaral› olarak Hacettepe T›p Fakültesi Hastanesine kald›r›l›yor. Bir gün sonra flehit düflüyor. En büyük hayali ülkeye gitmek olan Ali Do¤an Y›ld›r›m, daha birkaç nesil öncesi yaflanan katliama inat, “ayaktay›z, yafl›yoruz ve kazanaca¤›z, ülkemizi özgürlefltirip yeniden infla edece¤iz” diyerek Dersim’e gitmenin arifesinde iken flehit düflüyor. Örgütün ilk flehide iliflkin bildirisi Ankara Hukuk Fakültesi yurdunun bir odas›nda Önderlik taraf›ndan yaz›ld›. Ve ilk flehit cenazesi ailesi ve Ankara’dan bir grubun eflli¤inde Pülümür’de kald›r›ld›. Mezar tafl›na kendisine ait bir fliirden dörtlük yaz›ld›:

ew e. c

z›r bekliyor. “‹flte faflistler bu kahvede, onlar›n burada toplan›p konuflmalar›na müsaade etmeyece¤iz” diyerek, ileri f›rlay›p polis arac›na ilk tafl› bu bilinmeyen adam f›rlat›yor. Toplulu¤un hep önündedir. Bir anda yüzlerce insan, ellerinde tafllar ve dinamit lokumlar›yla polislere, polis araçlar›na sald›r›yor. Polis da¤›l›yor. Kal›n sesli adam, ‘iflte faflistler’ diyerek, önde kahveye yöneliyor. Kahvehane da¤›l›yor. Ama bu yetmiyor. Hedef birden bütün mahalleyi faflistlerden temizlemeye dönüflüyor. Yüksek sesle grubu geri çeviriyor. F›r›n faflistlerindir, da¤›t›l›yor. Hedef genifllemeye devam ediyor. ‹leride bir kahve var, MSP’liler burada propaganda yap›yorlar. Oras› da¤›t›l›yor. Afla¤›da pazar yerine kadar s›n›rlar geniflliyor. Neredeyse bine ulaflm›fl bir gençler ve çocuklar ordusu var. Marfllar söylüyor ve sloganlar at›yor. Önde Kemal Pir ve bir orduya dönüflmüfl grup ilk toplanma yerine dönüyor ve komutan muzaffer bir edayla gitmeden önce son konuflmas›n› yap›yor: “Önünüze hedef koyun, beklemeyin, hedefinize ulafl›n, eylem yap›n, zapt edin. Buras› sizin mahalleniz. Mahallenizi faflistlere kapt›rmay›n!” Herkes “bu kimdir” diye soruyor. Bu olaydan sonra y›llarca ne faflistler ne de polis Tuzluçay›r’a giremiyor. Bir mahalle böyle kazan›l›yor. Ondan sonra Apocular o mahallenin en gözde ve en güvenilir insanlar› oluyorlar.

“Umuda kavga verdik Ve kavgaya ölü verdik Ki yeni do¤an bebeler U¤ramas›n sömürüye!”

‹lk flehit afifli Ali Do¤an Y›ld›r›m arkadafl için duvarlara yap›flt›r›ld›. Önderlik hep “silah kullanmay›n, silah kullanma zaman› de¤ildir” diyordu.

w.

ne t

tamda toplumda böylesi bir inanç dalgas› yaratabildi? Bu iflin s›rr›, Önder Apo ve onun en yak›n yol arkadafllar›n›n kiflilik özelliklerinde gizliydi. Bu, en sade insan›n kiflili¤iydi; bir mabede girer gibi halk›n içine giren saf ve temiz duygularla yüklü insan›n kiflili¤iydi. Burada Kemal Pir’in, Ankara’n›n Tuzluçay›r mahallesini nas›l fethetti¤ini anlatmak isterim. Ara seçim ya da yerel seçimler olacak. Ecevit-Erbakan Koalisyon Hükümeti dönemidir. Faflistler Mamak Mahallesini ele geçirmifller; s›ra Tuzluçay›r’da, diyorlar. MHP seçim konuflmas› içi bir kahvehaneyi kiralam›fl, gelip seçim konuflmas› yapacaklar. 1975’ler olsa gerek. Mahalledeki devrimciler gidip kahveciyle konufluyor ve uyar›yor. Sabah gençler kahve yak›nlar›nda toplan›yorlar. Çocuklar ellerinde sapan lasti¤iyle çat›larda, yüksek yerlerde bekliyor. Polis otolar›, panzerler gelmifl, güvenlik önlemleri al›yor. Bu durumda propagandaya nas›l engel olunacak, bilinemiyor ve herkes gergin bir bekleyifl içindedir. Hesapta olmayan, kal›n sesli, orta boylu zay›f bir genç öne at›lm›fl, yüksek bir sesle bekleyen gençlik toplulu¤una hayk›r›yor. Kemal Pir’in küçültülmüfl dinamit lokumlar›ndan yap›lm›fl el bombalar›yla donat›p haz›rlad›¤› Ali Do¤an Y›ld›r›m, Do¤an K›l›çkaya ve fiahin K›lavuz’un aralar›nda bulundu¤u grup da toplulu¤un içindedir. Çocuklar zaten lastikleriyle tafl atmaya ha-

om

20

ww

Ali Doğan Yıldırım için Kürdistan her şeydir

Kemal Pir

‹flte Kemal Pir’den ald›¤› bu güçle ve O’nun eylemci yönünün etkisiyle hareket eden, silah› devrimin teminat› olarak gördü¤ü için önce kendisi ö¤renip kullanan ve sonra da arkadafllar›na ö¤retmek için e¤itim veren Ali Do¤an Y›ld›r›m, bu mahallede bir gruba verdi¤i e¤itim s›ras›nda bir kazayla flehit düflüyor. Ali Do¤an, Dersim’in Pülümür ilçesinin bir köyünden, iflçi bir ailenin çocu¤udur. Tuzluçay›r mahallesinin ilk Kürdistan devrimcisi say›l›r. ‹yi saz çal›yor, fliir yaz›yor, türkü besteliyor, sü-

Ali Do¤an Y›ld›r›m


Ocak 2009 SERXWEBÛN

21 Yurdu’na gidip o örgütün ileri gelenlerini ar›yor. Öyle bir fley ki, Apocular fazla yurtlarda görünmezler, göründüklerinde de mutlaka bir olay olur deniliyor. Onun için baflta Kemal ve yaklafl›k 10 kiflilik grubu gören herkes panik içinde yurdu boflalt›yor. Binlerce kifli bir anda sel gibi caddelere akarken, o örgütün ileri gelen bir kiflisi yan›ndakilerden uzaklaflt›r›larak dövülüyor. Ölümden flans eseri kurtuluyor. “Apoculara kimse el kald›ramaz” deniliyor ve bu mesaj hareketin temel ilkesi haline geliyor. Evet, belki hiçbir yasal ve resmi belgede bu geçmez, ama böyle muazzam bir ruhsal birlik böyle yarat›l›yor. Bu mesajla birlikte bafllayan süreç, grup içinde müthifl bir ba¤l›l›k dönemini de bafllat›yor ve amatör grup daha partileflmeden profesyonellefliyor.

ne te we .c om

yak›n arkadafllar›, O’na yak›n olduklar› için de¤il, emekleriyle ortaya ç›kard›klar› de¤erler temelinde öncülefliyorlar. Haki, Kemal, Mazlum ve Hayri gibi arkadafllar böyle önder kadro haline geliyorlar. Hiçbir zaman yetkiyle hareket etmeyen bu öncüler, öncülük vasf›n› de¤er yaratma s›nav›ndan geçerek kazan›yorlar. Örne¤in Kemal Pir, bir öncüdür. Önderli¤in yeri geldi¤inde en sert elefltirilerine maruz kalan bu arkadafl, resmi olarak hangi konumda olursa olsun, görevli görevsiz hangi alana giderse gitsin daima öncüdür, hatta komutand›r. Bulundu¤u her alanda do¤al olarak her fley onda merkezilefliyor. Mazlum, Hayri ve Haki için de ayn› fley geçerlidir. Böylesi bir flekillenmenin asl›nda bugün de s›k s›k bahsedilen ruhsal birlikle ilgisi olsa gerekir. Ruh-

Ayd›n Gül

“Haki, Önder Apo'nun en yakın yardımcısıdır, sağ koludur denilebilir. Şahadeti bir insanın sağ kolunun kesilmesinden daha büyük bir acıya yol açıyor. Aslında bu

katliamla bir mesaj veriliyor. Grubun önüne bir seçenek konuyor: ‘Benzer bir akıbete maruz kalmak istemiyorsanız, yol yakınken geri dönün!’ Bu katliamla birlikte grup içinde derinden sarsılmayan tek bir kişi bile kalmıyor. Sarsıntının büyüklüğü aynı oranda büyük bir kararlaşmaya neden oluyor”

sal birlik sürekli amaç üzerinde yo¤unlaflarak, halk›n›n ve arkadafllar›n›n durumunu hissetmek ve gere¤ini yapmakt›r. Kemal Pir, birli¤imizi ruhsal birlik olarak tan›ml›yor. “Biz hepimiz Abdullah Öcalan’›n yoldafllar›y›z, Onun ruhu bizim ruhumuzdur” diyor. Böylece gruba Önder Apo’nun ruh verdi¤ini anlatmak istiyor. Örnek olmas› aç›s›ndan belirtiyorum: Dersim’de bir örgüt bir arkadafl›m›za silah çekip mermi s›k›yor. Kemal Diyarbak›r’dad›r. Yan›nda bir arkadafl daha var. Bu sald›r›n›n hesab›n› sormak ve hemen yan›t vermek gerekir, diyor. Birlikte Ankara’ya gidiyorlar. Deyim yerindeyse ilk intikam eylemi orada gelifltiriliyor. “Kimse bizim bir arkadafl›m›z› vuramaz, kimse arkadafllar›m›za küfür edip afla¤›layamaz” diyor. Hemen bir grup arkadaflla Siyasal Bilgiler Fakültesinin yan›ndaki Cumhuriyet Ö¤renci

ww

w.

Silah tafl›ma ve kullanman›n sorumlulu¤una henüz gelmedi¤imizi söylüyordu. Ama koflullar yavafl yavafl silahlanmay› da dayat›yordu. Faflist sald›r› ve iflgaller zorunlu bir meflru savunma durumunu ortaya ç›kar›yordu. Günlük yaflam ihtiyaçlar›n›n k›s›tlanmas›yla ya silah al›n›yor, ya da zorunlu yol giderleri ve benzeri masraflar karfl›lan›yordu. Faflist sald›r›lar Apocular›n bulundu¤u her yerde aktif savunma durufluyla karfl›lan›yor, okullar ve mahalleler böyle korunuyordu. ‹deolojik çal›flmalardaki süreklilik devam ediyor ancak grup giderek politik bir güç haline geliyordu. 1976’lar›n sonras› böyle de¤erlendirilebilir. Bir gençlik hareketi biçiminde örgütlenip politikleflen grupta amatör iliflkiler hala hakimdir. Herkes inand›¤› için gönüllüce bir fleyler yap›yor; resmi olmayan görevler ve yetkiler pratik içerisinde flekilleniyor. Herkes ayn› zamanda iyi bir propagandac›, ajitatör, eylemci, kitle örgütçüsü ve ekonomik gelir getiren bir emekçi oluyor. Henüz resmi olmayan do¤al olan liderler iflte bu aflamada flekilleniyor. Herkes yetene¤i, gücü, çabas› ve inanc› oran›nda, halka ve arkadafllar›na verebildi¤i ölçüsünde bir pozisyona sahip oluyor. Grup içinde bu özelliklere dayal› yönetici kadro flekilleniyor. Önder Apo bafl›ndan itibaren önderdir; tart›flmas›z tüm arkadafllar›n etraf›nda topland›¤› liderdir. Di¤er

Dersim’de Aydın Gül arkadaşımız vuruluyor

1977 y›l›n›n 8 Mart’›nda Dersim’de Türk solundan bir grup Ayd›n Gül adl› arkadafl›m›z› vuruyor. Böylece bu flahadetle birlikte neredeyse 12 Eylül darbesine kadar devam eden çat›flmal› bir sürece giriliyor. Örgütlülü¤ümüzün bulundu¤u her yerde Ayd›n Gül arkadafl›n intikam›n› alma eylemlilikleri gelifltiriliyor. Aradan daha iki ay bile geçmeden, hiç hesapta olmayan bu sürece Haki arkadafl›n flahadeti de ekleniyor. Küçük grup daha ilk anda handikaplarla karfl› karfl›ya b›rak›l›yor. Bu katliamda tafleron bir örgüt kullan›l›yor. Arkas›nda devlet vard›r. Grubun içine s›zd›r›lm›fl ajanlar tetikçilere yard›mc› oluyor ve katliam› kolaylaflt›r›yor. Haki, Önder Apo’nun en yak›n yard›mc›s›d›r, sa¤ koludur denilebilir.


SERXWEBÛN Ocak 2009

Yaflar Organ

Gruplaşma dönemindeki sızmalar

ww

w.

Her harekete d›flar›dan s›zmalar olur. Siyasi polis, devrimci hareketlerin içine elemanlar›n› s›zd›rarak hareketi kontrol etmeye ve gerektiğinde zamans›z eylemlere yöneltip tasfiye etmeye çal›fl›r. Grup daha Ankara’dayken, inkar ve imha sisteminin, bu sistemin siyasi polisinin bu yönlü baz› giriflimleri vard›r. Grup içinde “biz de öteki sol gruplar gibi bir dergi ç›karal›m, böylesi bir ideolojik organ etraf›ndan örgütlenelim” biçiminde öneri gelifltirenler oluyor. Bu öneriyi kabul etmek, daha bafl›ndan grubu devletin denetimine sokmakt›r. Dolay›s›yla öneri reddediliyor. Önerileri reddedilenler grubu terk ediyorlar ve çekip giderken “flu kadar süre içinde

caks›n›z, ya da örgüt olmaktan vazgeçeceksiniz”. Kemal Pir birinci yolu seçmiflti ve öyle de devam etti. ‹fade ettim: Haki arkadafl›n flahadeti tümüyle bir yol ayr›m›yd›. Buna kararlaflma an› da denilebilir. Eğer yola devam edilecekse, o zaman nas›l olunmal›yd›? Onun için Haki arkadafl›n flahadeti bunun yol ve yöntemini bulma olarak tarihimize geçti. Tamam, arkadafl›m›z›n kan› yerde kalmayacakt›. Ama hepsi bu kadar m›? Onlar›n özgürlük özlemlerini gerçeklefltirmek, sadece onlar› vuranlar› vurmakla m› s›n›rl› kalacakt›? Yoksa baflka bir yol yöntem mi gerekiyordu? Bir de bu fla-

ew e. c

tasfiye olacaks›n›z” diyorlar. Grup kendisine örgüt görünümü veren herhangi bir belgeyi düflmana sunmamakta kararl›d›r. Olas› bir polis bask›n›, grubu örgüt olarak değerlendirip yarg›lanmas›n›n önünü açacak bir belge bulamayacakt›r. Bu ciddi bir tedbirdir, düflman›n gruba erkenden yönelmesini önleyen bir tedbirdir. Ancak tasfiye edilen bu anlay›fl, Pilot flahs›nda örgüte dayat›lmaya devam ediyor. Grup ciddi ekonomik problem yafl›yor olsa da, bunu kendisi için sorun yapm›yor. Pilot büyük bir soygun planlamas›n› dayat›yor. Böyle bir eylemi yapsa Kemal Pir yapar diyerek, Kemal’i bu eylem için ikna etmeye çal›fl›yor. Önder Apo’nun yüksek duyarl›l›ğ› burada da kendini gösteriyor. Görünürde böyle bir eylemin riski az ve baflar›s› kesin gibi olmas›na rağmen kabul etmiyor. Pilot’un bir s›zma olduğu henüz aç›ğa ç›kar›lmam›flt›r. Önderlik yine de “zaman› değil” diyerek, kendisini mümkün olduğunca oyal›yor. Kovulsa bir baflkas› devreye girecek, yenisi tespit edilip aç›ğa ç›kar›l›ncaya kadar harekete epey zarar verebilir. Bu yüzden Pilot hep oyalan›yor. Kendisine ne tam “evet”, ne de “hay›r” deniliyor. Bu arada Pilot’tan habersiz olarak yap›lacak baz› kamulaflt›rma eylemleri için haz›rl›klar sürdürülüyor. Bu ifller için Ankara’dan ‹stanbul’a götürülecek silahlar›n bir bölümünün bir baflka yere aktar›lmas›na kendisi de kat›l›yor. Bu silahlardan bir bölümü bu kiflinin marifetiyle yakalan›yor. Bunun üzerine Pilot deflifre oluyor. Grupla aras›na bir mesafe konuluyor, ancak iliflkiler tümden kesilmiyor. Ayd›n Gül’ün flahadeti yeni bir durumdu. ‹flin içine sol bir hareket girmiflti. Normalde olaylar bir insan›n ölümüne gitmeyecek kadar büyümeden de sorun çözülebilirdi. Ama gruba silahl› savunma dayat›l›yordu. Eylem halinde olan hareketlerin üzerine gitmek, onlar› aç›ğa ç›kart›p darbelemek belki daha mant›kl› geliyordu. Bu yöntem dünyan›n tüm polis-istihbarat örgütlerinin de temel yaklafl›m›yd›: “Ya yeni flahadetleri engellemek için flehitlere sahip ç›k›p her fleyi göze ala-

ne t

fiahadeti bir insan›n sağ kolunun kesilmesinden daha büyük bir ac›ya yol aç›yor. Asl›nda bu katliamla bir mesaj veriliyor. Grubun önüne bir seçenek konuyor: “Benzer bir ak›bete maruz kalmak istemiyorsan›z, yol yak›nken geri dönün!” Bu katliamla birlikte grup içinde derinden sars›lmayan tek bir kifli bile kalm›yor. Sars›nt›n›n büyüklüğü ayn› oranda büyük bir kararlaflmaya neden oluyor. Hay›r, geri ad›m at›lmayacakt›r. Art›k bir kez kan dökülmüfltür. Üstelik bu halk›n üyesi bile olmayan biri, onun özgürlüğü için can›n› vermifltir. fiehidin an›s›na sonuna kadar bağl› kal›nacakt›r.

om

22

Cuma Tak

hadete yol açan düflman› iyi tahlil etmek gerekir. Bu olay›n arkas›nda sadece bir grup ve birkaç kifli mi vard›? ‹nkarc› sömürgeciliğin bundaki rolü neydi? Bunun da mutlaka çözümlenip aç›ğa ç›kar›lmas› gerekiyordu.

Haki arkadaşın şahadetinden sonra Ankara’da da birçok ev basıldı Haki arkadafl daha Adana’da iken, Sterka Sor (Befl Parçac›lar da deniyor) ve onun elebafl› olan Alaattin Kapan’› tan›yor ve kuflkulu bir tip olduğu konusunda tüm arkadafl yap›s›n› uyar›yor. “Bu tehlikeli bir kiflilik, ajan olabilir, ondan uzak durun” diyor. Antep’teki arkadafllar› da uyar›yor. Alaattin’den ve bafl›nda bulunduğu gruptan uzak durulacak. Kesin karar budur.


Ocak 2009 SERXWEBÛN 1976 y›l›nda Antep’teki Nuri Pazarbafl› Mahallesinde yaflanan Mehmet ve ‹lhan adl› Halk›n Kurtuluflu’na mensup iki militan›n flahadetleriyle ba¤lant› kuruluyor. Alaattin eski bir THKO’ludur. Ayn› zamanda KDP ile ba¤lant›lar› vard›r. Nitekim S›raç Bilgin de daha Ankara’dayken Kürdistan devrimcilerine yönelik tehditler savuruyor. Alaattin bu süreçte ya da tutuklanmas› s›ras›nda veya cezaevi dönemlerinde ya da çok eskiden beri M‹T’le çal›fl›yor. KDP’den Derviflê Sado, Haki Batman’da çal›fl›rken kendisini takibe al›yor. Derviflê Sado da M‹T’le iliflkilidir. Dolay›s›yla M‹T bu olayda her iki grubu tafleron örgüt olarak kullan›yor. Haki’nin hedef seçilmesi çok boyutludur. Her fleyden önce grubun içinde fiili ve resmi olarak Önderli¤in yard›mc›s›d›r. Önderlik O’nun için “gizli ruhum” diyor. Kendisi Türk’tür. Antep ve Adana yöresinde çok k›sa süre içinde önemli sonuçlar ortaya ç›karm›flt›r. ‹deolog, örgüt ve eylem insan›d›r.

Bir k›sm›n› geri getiriyor, bir k›sm›n› tarafs›zlaflt›r›yor ve geriye kalan küçük bir k›sm› da hedef haline geliyor. Bu yerinde durmayan sab›rs›z insan›n provoke edilmifl kiflileri bu denli büyük bir sab›rla yeniden kazanmaya çal›flmas› da asl›nda çok ilginçtir. Tek bir insan bile kaybetmek istemiyor. Bu ikna turlar›nda Baki (Haki’nin kardefli) gibi baz› kifliler çok kestirmeci davran›yorlar. Ama Kemal çok sab›rl›d›r. Baki sürekli vurmaktan söz ediyor. Provokasyonun amac› da zaten budur. Hareketi içten bölüp çat›flt›rarak bitirmeye çal›fl›yor. Tekoflin ad› verilen ajan-provokatör yap›lanma Haki’nin Apocular içinde devrimci kanad› temsil etti¤ini, milliyetçi kanad›n bu yüzden kendisini cezaland›rd›¤›n› iddia ediyor. Yalan propagandas›n› buna dayand›r›yor. Haki’nin Türk olmas› bu propagandan›n k›smen etkili olmas›nda ve baz› kiflilerin kafalar›n›n kar›flmas›nda rol oynuyor. Ancak yine Türkiyeli bir devrimci olan Kemal Pir düflman›n bu takti¤ini bofla ç›kar›yor; birçok kifliyi ayd›nlat›p yeniden harekete kazand›r›yor. Bu arada Sterka Sor örgüt olarak da¤›t›l›yor. Alaattin adl› elebafl› ‹skenderun’da vuruluyor. Tekoflin’in gruba dönük hesaplar› bofla ç›kart›l›yor. Daha do¤madan ölüme mahkum hale getiriliyor. Alaattin ve Tekoflin’le iliflkisi olan ve Haki arkadafl›n flahadetinde rol alan baz› kifliler cezaland›r›l›yor.

ne te we .c om

Ne var ki, bu karara uyulmuyor. Kendisiyle tart›flmak üzere bir randevu al›n›yor. Haki arkadafl istemeden bu tart›flmaya olur diyor. Yine de randevuyu alanlar› da elefltiriyor, kendilerine k›z›yor. Silahs›z gidilmesinin daha tehlikeli olaca¤›n› düflünerek tart›flma yerine silah getirilmesini istiyor. Ancak silah da gelmiyor. Güya konuldu¤u yerde bulunam›yor. Düztepe-Cengiz Topel Mahallesi otobüs son dura¤›ndaki tart›flma yeri olan kahveye gitti¤inde, Alaattin ve adamlar›n›n silahl› sald›r›s›na u¤ruyor. Yaral› hastaneye kald›r›l›yor; hemen yaflam›n› yitirmiyor, 18 May›s’ta flehit düflüyor. Haki arkadafl›n durumunu duyan Antep ve çevre illerden yüzlerce arkadafl ak›n ak›n hastane çevresinde toplan›yor. Kemal Pir “Polisle çat›flarak cenazeyi kaç›r›p görkemli bir tören yapal›m” diyor ve arkadafllar› ona göre konumland›r›yor. Durumu ö¤renen Önderlik, Antep’e gelip hemen bu duruma müdahale ediyor. “Böyle olmaz, öyle davran›rsan›z hareketi ciddi bir tehlike ile karfl› karfl›ya b›rak›rs›n›z” diyerek, Haki arkadafl›n ailesine haber gönderiyor. Aile gelip cenazeyi al›yor. Cenaze Ordu’nun Ulubey ilçesine giderken, bir taksi içinde bir grup arkadafl›yla birlikte Kemal Pir, floföre durmadan “daha h›zl› daha h›zl›” diyerek arabay› h›zland›r›yor. Bu nedenle yaflanan trafik kazas›nda ölümden dönüyorlar. Cenaze büyük bir törenle kald›r›l›yor. Önderlik hem cenazeyi alma, hem de araba kazas›ndan dolay› Kemal Pir arkadafl› çok elefltiriyor. Bu ifllerin art›k böyle yürümeyece¤ini Kemal arkadafl›n flahs›nda tüm gruba duyuruyor. Haki arkadafl›n flahadetinden sonra Ankara’da da birçok ev bas›l›yor. Bas›lan evlerin hepsi de Pilot’un bildi¤i, gidip geldi¤i evlerdir. Do¤al olarak Sterka Sor takip alt›na al›n›yor. ‹ntikam süreci Kemal Pir öncülü¤ünde gelifliyor. Grup içinde olayla iliflkili görülenler soruflturmaya al›n›yor. Haki “Bu adamdan uzak durulacak” demesine ra¤men, neden tart›flmak için randevu al›nd›? Neden Haki arkadafl silah istemesine ra¤men silah getirilmedi”? Olay soruflturuldukça M‹TKDP ile ba¤lant›s› da a盤a ç›k›yor.

23

Sterka Sor örgütü dağıtıldı

ww

w.

Haki’nin flahadetinden sonra örgüt Antep’te tasfiye sürecine sokuluyor. Haki’den sonra bölgeye bakma görevini üstlenen Do¤an K›l›çkaya daha 18 yafl›nda ve tecrübesiz bir gençtir. Gözü kara bir eylem insan›d›r, ama örgütsel donan›m› zay›ft›r. Bu durumdan da yararlanan tasfiyecilik, Antep örgütünü ele geçirmek istiyor. Örgütün silahlar›na el konuluyor. Duruma müdahale için gelen arkadafllar›n öldürülmesi karar› al›n›yor. Kemal Pir de öldürülecekler listesindedir. Ama Pir herkes taraf›ndan sevildi¤i için, öldürülme karar› provokatör grup içinde çatlamaya neden oluyor. Ali Erek (Küçük Cin) gibi arkadafllar, “Kemal Pir devrimci bir insand›r” diyerek cinayet eylemlerini bofla ç›kart›yor. Duruma müdahale etmeye gelen grup, tasfiyecilikten etkilenen birçok kifliyle konufluyor. Yeniden harekete dönmeleri ve Sterka Sor yerine oluflturulan Tekoflin örgütünün oyunlar›na alet olmamalar› için ikna edilmeye çal›fl›l›yor. Bu ikna turlar›n›n hepsinde Kemal Pir vard›r. Büyük bir sab›rla yeniden ikna iflini yürütüyor.

Önderlik Kürdistan gezisine çıkıyor

Yeniden bafla dönelim. Dikmen Toplant›s›yla birlikte ülkeye yürüyüflün önemli sonuçlar› vard›. Grubun geliflme yetene¤ine sahip oldu¤u ve özellikle gençlik içerisinde kabul gördü¤ü kan›tlanm›flt›. Bir y›ll›k bir çal›flma sonunda Kürdistan’›n birçok yöresinde hat›r› say›l›r bir gruplaflma ortaya ç›kar›lm›flt›. 1976 y›l›n›n son günü akflam› Ankara’n›n Dikmen semtinde bir toplant› düzenlenmiflti. Toplant› Pilot’un evinde yap›l›yordu. Toplant›da Kürdistan’daki çal›flmayla kazan›lm›fl kadrolar da vard›. Önderlik ilk defa bu toplant›ya yaz›l› bir belge sunuyordu. Belge san›r›m “Sömürgecilik Tarihi” bafll›¤›n›


SERXWEBÛN Ocak 2009 kün de¤ildir. Antep’teki toplant› 15 May›s’ta sonuçlanm›fl ve Önderlik Ankara’ya dönmüfltür. Aradan üç gün geçtikten sonra Haki arkadafl katledilmifltir. Gezinin sömürgeciler için arz etti¤i tehlike katliam› tetiklemifltir.

Önderlik suikasttan kıl payı kurtuluyor

Grup bundan sonra kendisini daha da resmilefltirmeye, alanlarda komiteler biçiminde örgütlenmeye bafllam›flt›r. Kemal hala hapistedir. Üzerinde yakalanan silah kirlidir, yani faflistlere karfl› eylemlerde kullan›lm›flt›r. Her an balistik inceleme sonucu gelebilir. Ruhsats›z silah tafl›maktan bir y›l ceza alm›flt›r. Ankara Merkez Kapal› Cezaevinde yatmaktad›r. Bir an önce uygun bir yere sevkinin yap›lmas› ve oradan kaçmas› gerekir. O uygun yer, Haki’nin do¤um yeri olan Ulubey’dir. Sevk ç›kar; Kemal f›nd›k bahçelerinin

ww

w.

ne t

tafl›yordu. Önderlik konuflmufl, Hayri arkadafl da kaleme alm›flt›. Soba yan›yordu. Olas› bir bask›n halinde belgeyi sobaya at›p imha etmek mümkündü. Bu toplant›da bir y›ll›k çal›flmalar de¤erlendirilmifl; özellikle bütün yerel gruplar aras›nda tam bir ideolojik birlik yaratmak veya mevcut birli¤i sa¤lamlaflt›rmak üzere, Önder Apo Kürdistan gezisine ç›kmaya karar vermiflti. 1977 y›l› bafl›nda, Önder Apo Ankara Mimar ve Mühendisler Odas›’nda bütün sol gruplara aç›k bir flekilde sömürgecilik ve Kürt sorununun çözümü konusunda bir seminer vermiflti. Bu toplant›yla tarihe bir belge b›rakma düflüncesindeydi. Kürdistan yürüyüflünün riskleri vard›. Tehdit ve tehlike büyüktü. Önderlik bu toplant›yla olabilecekleri önceden büyük bir öngörüyle gösteriyordu. Öngörülü olmak, Önderli¤in temel bir özelli¤iydi. PKK’nin de büyük oranda kazand›¤› bu özellik, daha sonraki sürece de damgas›n› vuracakt›r. Öngörü, mevcut olandan çok, gelece¤in olas›l›klar›n› görür ve tedbir almaya götürür. Ankara’daki bu toplant› sonras›nda Önderli¤in ç›kt›¤› Kürdistan gezisi PKK tarihinde önemli bir yere sahiptir. A¤r›-Do¤ubayaz›t, Kars-Digor, Bingöl, Karakoçan, Dersim, Elaz›¤, Diyarbak›r, Urfa ve en son Antep’te düzenlenen toplant›lara çok say›da genç kat›l›m sa¤lam›flt›r. Grup büyümüfltür. Nicelik kadar nitelikçe bir geliflme de sa¤lanm›flt›r. Bunun inkar ve imha sisteminin dikkatini çekmemesi müm-

Kemal Pir gardiyana yumruk attığına üzülür

ew e. c

Veysi Badem

Katliam sonras›d›r. Önderlik Ankara’dad›r. Ankara’n›n Tuzluçay›r Mahallesinde Karasu arkadafl›n kald›¤› evde bir toplant› yap›lacakt›r. Toplant› öncesinde Siirt Ö¤renci Yurdu’ndan Tuzluçay›r’a gelmek için yola ç›kan Kemal Pir, arabada silah›yla birlikte yakalanm›flt›r. Önder Apo da sabah erkenden Tuzluçay›r’a gelir. Kemal’in yakalan›fl› Önderli¤in duyarl›l›¤›n› daha da artt›rm›flt›r. Kemal’in yakalan›fl› bir bak›ma tesadüfidir. Buna ra¤men Önderlik tedbir olarak evi kontrol ettirir. Ev kuflat›lm›fl, polis evin çevresinde birkaç çember kurmufltur. Pilot toplant›y› ve yerini biliyor, durumu polise bildiren odur. Bu dönemde MHP’ye yak›n duran Nam›k Kemal Ersun’un darbe giriflimi var. Sözü edilen eve yap›lan bask›n›n bu darbe giriflimiyle ba¤lant›s› bulunmaktad›r. Yakalanm›fl olmasa, Kemal Pir de belirlenen saatte o evde olacakt›r. Eve gelecek arkadafllar›n hepsi grubun eylemci kiflilikleridir. Silahlar da eve getirilmifltir. Toplant›y› Önderlik yapacakt›r. Herkes evde topland›¤›nda polis harekete geçecek, herhangi bir mukavemet durumunda içeridekileri toptan imha edecektir. Devletin ya da devlet içinde bir kesimin plan› budur. Önderlik toplant› yerini önceden kontrol ettirmifl, polis çemberi fark edilmifl ve katliam önlenmifltir. Bu andan itibaren dikkatler Pilot üzerinde yo¤unlaflm›fl ve plandaki rolü a盤a ç›kar›lm›flt›r. Bu olaydan sonra Önderlik yaklafl›k on gün Tuzluçay›r’da gizleniyor. Evin bas›ld›¤›n› duydu¤unda, yan›ndaki arkadafllara ilk tepkisini “bu bask›n varl›¤›m›za son vermek içindi ama baflaramad›lar. Bundan sonra baflarma flanslar› hiç yoktur. fiimdi art›k partileflme zaman›d›r. Partileflme ve örgütlenme üzerinde kitaplar okuyun ve kendinizi partileflmeye haz›r hale getirin” fleklinde dile getirmifltir.

Önderli¤in bu on gün içinde kald›¤› ev, o zamanlar kimsenin içinde kalmad›¤› flehit Ali Do¤an Y›ld›r›m’›n evidir. Önderlik söylediklerine ba¤l› kalm›fl, partileflme do¤rultusunda haz›rl›klara bafllam›flt›r. Bunun en çarp›c› ad›m› kurulacak örgütün program›n› haz›rlamakt›r. 1977 y›l›n›n Eylül ay›na gelindi¤inde Parti Program› haz›rd›r.

om

24

Erdiven Bozkurt

hemen kenar›nda ve içinde baflka mahkum olmayan, güvenli¤i zay›f, küçük bir cezaevinde kal›r. Bir gardiyan sürekli Kemal’le birliktedir. Neredeyse arkadafl olmufllard›r. Kaçaca¤› gün Kemal gardiyana bir yumruk vurur, gardiyan sendeleyip düfler, Kemal f›nd›k bahçelerinin içinde kaybolur. Ne var ki, Kemal hep o yumru¤u hat›rlar.


Ocak 2009 SERXWEBÛN Dersim’de Ahmet Acar, Metin Turgut sosyal floven güçlerin sald›r›lar› sonucunda flehit düflüyorlar. Hepsinin karfl›l›¤› veriliyor. Örnek olmas› aç›s›ndan belirtiyorum: Antep’te faflistler ‹smail Pehlivan isimli bir arkadafl› flehit düflürüyorlar. fiahin K›lavuz Antep’tedir ve askeri sorumludur. Bir ay içinde Hac› Baba Mezarl›¤›na k›rktan fazla faflistin cenazesi kalkt› diyor. Ayn› flekilde Elaz›¤’da lisede okuyan Hüseyin fiahin adl› sempatizan faflistler taraf›ndan vuruluyor. Birkaç gün içinde birçok faflist merkez bombalan›yor, taran›yor ve faflistlerin T‹T adl› örgütünün bölge eylem grubu bir gecede ortadan kald›r›l›yor. Faflistler eylem yapamaz hale geliyor. Bingöl’de faflistler dört KDP’li ö¤retmeni vuruyor. KDP oralarda çok güçlüdür, ama misilleme

ve onlar›n gerektirdi¤i eylemlili¤e hasrettir. Bu kan›tlanm›flt›r. 1978 y›l› Kürdistan’›n her taraf›nda TÖB-DER’lerde, halkevlerinde, sendikalarda e¤itim enstitülerinde örgütlenildi¤i y›ld›r. fiehirlerden köylere do¤ru örgütlenmenin yayg›nlaflt›r›ld›¤› y›ld›r. Hareket kentlerden ç›km›fl, k›rsal alanlara do¤ru taflmaya bafllam›flt›r. Faflistlere karfl› mücadelede alabildi¤ine keskinlefltirilmifltir. ‹flbirlikçi-ajan yap›, kurum ve kiflilerle mücadelede önemli bir mesafe kat edilmifltir. Yoksul köylülükte hareketlilik bafllam›flt›r. Bu y›la kadar iflbirlikçi feodal kesimlere karfl› ciddi bir mücadele yürütülmemifltir. Grup ilke olarak iflbirlikçi feodal yap›ya karfl›d›r. ‹deolojik olarak ona karfl› oldu¤unu ifade etmektedir. Sömürgecilik bu yap›ya dayanarak Kürdistan’da egemenli¤ini

ne te we .c om

“‹yi bir adamd›, nas›l da vurdum” der. Kaçt›¤›na sevinece¤ine, nas›l vurdum diyerek üzüntüsünü dile getirir. Kendisini kaç›rmaya gelen arkadafllar›yla birlikte Kemal ilkin Dersim’e gelir, oradan baflka yere geçer. Cezaevinden kaçt›ktan sonra Kemal ile Dersim’de karfl›laflt›m. Sürekli “Bir daha cezaevine girmemeliyim. Cezaevi bana göre de¤il” diyordu. Bir dakika bile yerinde duramayan Kemal gibi bir insan için bir cezaevi ko¤uflu ya da hücresinde uzun süre kalman›n nas›l büyük bir iflkence oldu¤unu anlayabiliyordum. Kemal konuflmas›n› flöyle sürdürmüfltü: “Cezaevinde sabah kalkt›¤›nda hep ayn› yüzlerle karfl›lafl›yorsun. Bu durum beni müthifl zorluyordu. Benim öyle bir yap›m var ki, günde 100 de¤iflik sima görmesem, o gün 50 ayr› insanla konuflmasam dayanamam. Onun için bir daha yakalanmayaca¤›m. Etraf›m sar›lsa bile sonuna kadar direnerek flehit düflmeyi tercih edece¤im. Biliyorum, benim cesedim de ifl yapar”. Sadece burada aktarmaya çal›flt›¤›m konuflmas› bile Kemal Pir’in nas›l bir insan oldu¤unu, nas›l s›n›rs›z bir devrimci enerji tafl›d›¤›n› ve insanla ne denli ilgilendi¤ini göstermeye yetiyor. Günde en az 50 kifliyle konuflmak, 50 kifliyi e¤itmek veya etkilemek, 50 kiflinin kafas›n› ve kalbini kazanmak, bununla da yetinmemek, kazand›¤› kafalar› ve kalpleri de¤ifltirmek, her birini yeni birer insan haline getirmek! Kemal Pir budur iflte. Kursa¤›nda söylenecek sözü kalmam›fl gibi, yan› bafl›nda onlarca devrimci genç bulundu¤u halde susmay› tercih eden baz› sözde kadrolar› veya komutanlar›m›z› göz önüne getirdi¤imde, Kemal Pir’in eksikli¤ini daha derinden hissediyorum. Baflar› ve zafer için kesinlikle yeni Kemal’lere ihtiyac›m›z var. Sald›r›lar art›yor, ama grup da büyümesini sürdürüyor, halklafl›yor, efsanelefliyor. Apocular yaflamda kendileri için hiçbir fley beklemeden, hayallerinin gerçekleflmesi için neleri varsa hepsini ortaya koyuyorlar. Tabii yükselen sald›r›lara ba¤l› olarak flahadet say›s› da art›yor. Kars’ta Mahir Can, Antep’te Bozan Tekin, Mehmet Ece,

25

“Faşistlere karşı mücadelede alabildiğine keskinleştirilmiştir. İşbirlikçi-ajan yapı,

kurum ve kişilerle mücadelede önemli bir mesafe kat edilmiştir. Yoksul köylülükte hareketlilik başlamıştır. Bu yıla kadar işbirlikçi feodal kesimlere karşı ciddi bir

mücadele yürütülmemiştir. Grup ilke olarak işbirlikçi feodal yapıya karşıdır. İdeolojik olarak ona karşı olduğunu ifade etmektedir. Sömürgecilik bu yapıya dayanarak Kürdistan'da egemenliğini sürdürmektedir”

ww

w.

yapacak gücü kendisinde bulam›yor ya da öyle bir sorunu olmuyor. Kürdistan devrimcileri hemen faflist belediye baflkan›n› ve birçok faflisti vurarak misilleme yap›yorlar. Bu eylemden sonra faflist örgütlenme gerilerken KDP de da¤›l›yor. Bir k›sm› Kürdistan devrimcilerine geçerken, bir k›sm› da KUK ad›nda yeni bir örgüt kuruyor.

Adım adım partileşmeye gidiliyor

1978 mücadelemiz aç›s›ndan önemli bir dönüm noktas›d›r. Asl›nda halen her y›l önemli bir dönüm noktas› olmaya devam ediyor. 1978, Hilvan Mücadelesinin bafllad›¤› ve baflar›l› bir flekilde sonuçland›¤› y›ld›r, partimizin kurulufl y›l›d›r, Marafl katliam›n›n gerçekleflti¤i y›ld›r. Tohum topra¤a düflmüfl, toprak akan flehit kan›yla sulanm›fl, halklaflman›n filizleri Kürdistan’›n her yerinde boy vermeye bafllam›flt›r. Çöl ne denli suya hasretse, Kürdistan ve Kürt gerçekli¤i de o denli devrimci düflüncelere

sürdürmektedir. Bu yap›yla mutlaka bir gün karfl› karfl›ya gelinecektir. ‹flte iflbirlikçi yap›n›n en önemli unsurlar›ndan birisi de Hilvan’da her fleye egemen olan Süleymanlar afliretidir. MHP’nin Hilvan’daki örgütlü bir kolu gibidir. Urfa merkezindeki faflist etkinlikte bu afliretin önemli bir rolü vard›r. 18 May›s 1978 akflam› Hilvan’da lisenin bahçesinde Halil Çavgun öncülü¤ündeki Kürdistan devrimcileri Haki arkadafl›n flahadet y›ldönümü nedeniyle duvarlara afifl asmak için bir araya geldiklerinde, bunu duyan Süleymanlar polisle birlikte gruba sald›r›yor ve Halil arkadafl flehit düflüyor. Bunun üzerine Kemal Pir Halil’in intikam›n›n al›nmas› ve Süleymanlar›n cezaland›r›lmas› için görevlendiriliyor. Öteki arkadafllar›n yan› s›ra, Do¤an K›l›çkaya da yan›ndad›r. ‹ntikam süreci bafllat›l›yor. Süleymanlardan olan Belediye baflkan› hoparlörden ne kadar alçak olduklar›n› dile getirmek zorunda kal›yor.


SERXWEBÛN Ocak 2009

26

Eğitim Enstitüleri düzenlemeleri

om

Seyfettin Zo¤urlu

ww

w.

Ecevit Hükümetinin ald›¤› k›sa süreli ö¤retmen yetifltirme okullar› biçiminde örgütlenme karar›na Kürdistan devrimcileri de tüm E¤itim Enstitülerine sempatizanlar›n› katma karar›yla karfl›l›k veriyor. Asl›nda bu bir düzenleme oluyor. Liseyi bitirmifl her taraftar okumaya giderken, ayn› zamanda görevli de oluyor. Bu ayn› zamanda profesyonelleflmede de bir ad›m olmaktad›r. Bu yolla hem girilmekte zorlanan alanlara toplu girilecek, hem de yeni kadro adaylar› yetifltirilecektir. Bu yolla ö¤renci derneklerinde etkin olunacak, ö¤retmenli¤i tercih edenler yoluyla TÖB-DER gibi ö¤retmen derneklerinde söz sahibi olunacak ve giderek yeni ö¤rencilere de ulafl›lacakt›r. Bu nedenle baflta Antep, Urfa, Bingöl,

görecekti ve de gördü. Sömürgecilik için asimilasyon ifllevi gören ve egemenli¤ine hizmet eden tüm kitlesel kurum ve kurulufllar bir çal›flma, sömürgecili¤i bofla ç›kartma ve yurtseverli¤i güçlendirme sahalar› gibi ele al›nmaya bafllanm›flt›. Kürdistan’da aç›lan ‹mam Hatip Okullar› da bu kapsamda ele al›nmaktayd›. Baflta Elaz›¤ olmak üzere Kürdistan’›n birçok yerindeki ‹mam Hatip Okullar› çal›flma sahas›na dönüfltürülüyordu. Tüm okullarda oldu¤u gibi, ‹mam Hatip Okulunda da önemli bir geliflme ortaya ç›km›flt›. 1978 y›l› ayn› zamanda da büyük kitle katliamlar› için de haz›rl›klar›n yap›ld›¤› ve katliam›n Marafl’la sonuçland›r›ld›¤› y›l oldu. Malatya, Sivas ve Çorum katliam haz›rl›klar› ve giriflimleri, Marafl’›n da habercisi anlam›nda denemelerdi. Elaz›¤’da yap›lmak istenen ve kitle katliam›na da yol açacak bir deneme Kemal Pir taraf›ndan durduruluyordu. Özellikle Palu-Dersim çeliflkisini daha da köklü hale getirecek bir eylem di¤er sol hareketler taraf›ndan haz›rlan›rken, orada bulunan Kemal Pir duruma h›zla müdahale ederek bir katliam›n önüne geçiyordu. Bu tutum ayn› zamanda da¤›lan T-KDP’nin birçok kadrosunu da etkilemifl ve Kürdistan devrimcilerine kat›l›m›n› sa¤lam›flt›. ‹flte bir anda dev gibi büyüyen kitle, artan çal›flma sahalar› ve ortaya ç›kan görevler, yeni iflbölümlerine dayal› profesyonel bir örgütü de gerekli k›l›yor, yani h›zla partileflmeye do¤ru gidiliyordu.

ew e. c

Kars ve Diyarbak›r olmak üzere birçok E¤itim Enstitüsüne toplu kay›tlar yap›l›yor. Birçok kadro da bu alanlarda görevli olarak kay›t yapt›r›yor. Elaz›¤’dan Süleyman Aslan Antep, Bilge Yumuflak Urfa, Yaflar Organ Diyarbak›r, Ankara’dan fiahin K›lavuz Kars E¤itim Enstitülerine kay›t yapt›r›yor. Daha birçok kadronun kay›t yapt›rd›¤› bu yeni mücadele alan›, ilk baflta Urfa, Bingöl ve Kars’ta olumlu etkilerini gösterdi. K›sa sürede önemli geliflmelere neden oldu. Asl›nda bu giriflim biraz da Dersim Ö¤retmen Okulu deneyimiyle ortaya ç›km›flt›. Daha çok Dersimli olmayan gençlerin okudu¤u bu okul k›sa zamanda hareketin temel alan› haline gelmiflti. Apocu hareketin geliflimiyle birlikte ilk defa bir sömürgeci asimilasyon kurumu bu ifllevini tümden yitiriyor, adeta bir devrimci karargaha dönüflüyordu. Dersim’de di¤er sol hareketler bu durumu da kötü kullanmak istemifllerdi. “Apocular fiafii’dir. Urfal›lar› getirmifller, Alevilere sald›rt›yorlar” diyorlard›. Yalan propaganda bu güçlerin temel silah›yd›. Ne var ki sömürgeci Türk Devleti bu duruma tahammül edemedi. Okulu boflaltarak binay› polise devretti ve bir sorgulama merkezine çevirdi. ‹flte bu okuldan Cuma Tak, Seyfettin Zo¤urlu, Delil Do¤an, Veysi Badem, Mehmet Sevgat, Erdiven Bozkurt gibi arkadafllar yetiflmiflti. Bu okul sadece Dersim’de de¤il, ö¤rencilerin geldikleri yerlerde de geliflmelere neden olmufltu. ‹flte e¤itim Enstitüleri de böyle bir ifllev

ne t

Afliretin silahl› güçleri da¤›t›l›yor. Yaral›lar› bile kald›r›ld›klar› Urfa d›fl›ndaki hastanelerde hedef haline geliyor. Böylesi bir sald›r›y› hesaplamayan Süleymanlar teslim oluyor ve silahlar›n› teslim edip tüm otoritelerinden vazgeçiyorlar. Hilvan’da tüm sosyal, siyasal, hukuksal, ekonomik ve güvenlik faaliyetleri halk›n eline geçiyor. Halk tüm ifllerini oluflturduklar› komitelerle yapar hale geliyor. Öyle ki, sadece Süleymanlar de¤il, devlet güçleri de neredeyse iflsiz kal›yor. Hilvan yoksul köylülü¤ün feodallere karfl› mücadelesinde gerçek anlamda zafer kazand›¤› ilk aland›r. Buradaki halk art›k kendi kendisini yönetir hale geliyor, deyim yerindeyse kendi kaderinin efendisi oluyor. Urfa’da faflistler taraf›ndan vurulan bir arkadafl›n cenazesi, binlerce kiflinin kat›l›m› ile Hilvan çarfl›s›nda silahlar elde aç›k sa¤lanan güvenlik alt›nda yap›lan bir mitingle kald›r›l›yor. Belki böyle aç›ktan silahlar yoktur, ama daha önce Fevzi Aslansoy’un cenazesi de Suruç’ta kald›r›l›rken çok görkemli bir kat›l›m olmufltu. ‹lk defa bir mitingde “Kahrolsun Sömürgecilik, Yaflas›n Ba¤›ms›zl›k” slogan› hakim olmufl ve Suruç ilk Apocu kimlikli ilçe olarak tarihe geçmiflti. Mevcut durumda Hilvan da ayn› konuma gelmiflti.

Mehmet Sevgat


Ocak 2009

SERXWEBÛN

27

ne te we .c om

YAHUDİ SOYKIRIMININ ANISINA İBRANİ KABİLESİNİN ÖYKÜSÜ “Yahudi kabilesi Sümer ve Mısır uygarlığına özendi. Bu özenmenin karşılığı sürgün oldu. İnatçı küçük kabile kıskançlığından kendi kabilecilik ideolojisini (dinini) inşa etti. Kudüs Krallığını kurdu. Kurduğu krallık yıkıldı. Daha da inat etti; dünyaya yayıldı. Kabilesine, sonra kavmine yer aradı. Vermediler, sürdüler. Yenilmemek için atoma kadar indiler, uzaya kadar gittiler. Kabile bu sefer küçük ulus-devletiyle uygarlık önderliğine oynuyor. Belki de ebelik ettiği tüm Ortadoğu ve hatta dünya uygarlık ve devletini yıkabilir. Ama o zaman kendisi de kalmaz. Dünya uygarlığı olmadan Yahudi uygarlığı, Yahudi uygarlığı olmadan dünya uygarlığı olmaz”

Reber Apo’nun çözümlemelerinden alınmıştır

Özellikle Yahudi ideologlar›n›n konuya iliflkin samimi bir özelefltiri yapmamalar› veya yapm›fllarsa benim görüp okuyamamam, savunmam›n çok önemli bir parças› olarak anlat›m›n› gerekli k›lmaktad›r. Konunun ayr›nt›l› aç›klamalar›n› savunmam›n (4) dördüncü ve (5) beflinci kitab› olarak haz›rlad›¤›m ORTADO⁄U KÜLTÜRÜNÜ DEMOKRAT‹KLEfiT‹RMEK ile KÜRD‹STAN'DA DEMOKRAT‹K MEDEN‹YET‹ ‹NfiA ETMEK adl› de¤erlendirme ve tart›flmalar›mda dile getirece¤imi umuyorum.

1- Yahudiler ve uygarlık

ww

w.

Uygarl›k tarihiyle ilgilenen her entelektüel, Yahudilerin rolünü görmeden yetkin bir de¤erlendirme sunamayaca¤›n› hemen görür. Daha önceki savunmalar›mda konuya s›n›rl› bilgilerim sayesinde yer yer taslak fleklinde dokundu¤um için, çok k›sa bir özetle yetinmek durumunday›m. Bütün belirtiler ‹brahim olarak adland›r›lan kimli¤in (‹brahimî dinlerin atas› olarak kabul edilen Hz ‹brahim'in kimli¤iyle ilgili bilgiler, Hz ‹sa ve Hz Musa'da oldu¤u gibi mitolojik a¤larla örtülüdür. Gerçe¤in daha net görünümü için kapsaml› sosyolojik araflt›rmalara ihtiyaç vard›r) Babil Nemrutlar›ndan (bir nevi eyalet valisi) olan bugünkü Urfa yöneticisiyle paradigmatik bir anlaflmazl›¤a girdi¤ini veya baflka nedenleri olsa bile bu tür yans›-

t›ld›¤›n› göstermektedir. ‹brahim, panteondaki put heykellerinin tanr› olamayaca¤›n› göstermek için onlar› k›rmakta, daha sonra atefle at›lmak için Urfa kalesindeki manc›n›klarda salland›r›larak odun y›¤›n› üzerine at›l›rken atefller su kesilmekte, bugünkü Bal›kl› Göl meydana gelmekte biçiminde mitolojik öykü sürüp gitmektedir. Büyük ihtimalle Urfa-Kudüs hatt›, dönemin görkemli iki gücü olan M›s›r'›n yeni hanedan uygarl›¤›yla Sümerlerin Babil Hammurabi Hanedanl›¤› aras›nda tampon bölge konumundad›r. Ticaret tarihte ilk defa yükselifle geçen bir ekonomik sektör haline gelmektedir. ‹ki uygarl›k aras›nda ticaret belki de siyasetin üzerinde bir rol oynamaktad›r. Tüccarlar›n gelifl gidifli h›zlanmaktad›r. Asurlular›n görkemli ticaret dönemi de bu evreyle çak›flmaktad›r. Ayr›ca Urfa-Kudüs-fiamHalep ilk ça¤lardan beri (neoliti¤in do¤uflu ve ilk kent kurulufl dönemleri) çok önemli bir göç, ticaret ve istila, iflgal ve en önemlisi din al›flverifl hatt›d›r. Bu alanlar›n Hz ‹brahim'in ç›k›fl ve ilk göç yerleri olmas› tesadüfî de¤ildir. H›ristiyanl›¤›n ve ‹slamiyet'in de ilk ç›k›fl hatlar›ndan olduklar› çarp›c› olarak bilinmektedir. ‹brahim (Bu ad›n muhtemelen M›s›rl›lar taraf›ndan unvan olarak verildi¤i tahmin edilmektedir. M›s›rl›lar Sina Çölü üzerinden girifl yapanlara, üzerlerindeki kir ve tozdan dolay› 'Apiru'lar demektedir. ‹brani ve ‹brahim adlar›n›n Apiru'dan dö-

nüflerek türemifl olmas› kuvvetle muhtemeldir) önce bugünkü ‹srail-Filistin olan Kudüs yak›nlar›nda ikamet etmek ister. Yerel hâkimler kolay izin vermez. Çok küçük bir mülk ald›¤› ve orada öldü¤ü belirtilir. Sara, Hacer, ‹smail, ‹shak, Yakup hikâyeleriyle bafllayan, Hz Musa, ‹sa, Muhammed ve aralar›ndaki yüzlerce peygamber halkas›yla devam eden öyküyü isteyen Kutsal Kitaplardan (Ahdi Atik, Ahdi Cedit ve Kur'an'dan) takip edebilir. Binlerce yan öyküleme ve romanlarla tarih kitaplar› da ö¤retici olabilir. Çok genel birkaç dönemle görünür k›lmak amac›m aç›s›ndan yeterlidir. a- Birinci dönem, ‹brahim'in Urfa'daki ve ç›k›fl›ndaki öyküsü. Muhtemelen MÖ 1700-1600 dönemi. Kabile reisi ve tüccar. b- M›s›r'da esaret dönemi. MÖ 1600-1300 c- Hz Musa önderli¤inde ç›k›fl. MÖ 1300-1250. d- Vaat edilmifl topraklarda iskân. MÖ 1250-1200 (Komutan ve peygamber Hz Yeflu dönemi). e- Önderler, hâkimler dönemi. MÖ 1200-1000. ‹lk Kral Saul'a kadar geçen ve henüz kral ve peygamber olmam›fl laik ve dini (kâhin) önderler dönemi. f- Yahudi ve ‹srail Krallar dönemi. MÖ 1000-700. Saul, Davut, Süleyman'la bafllay›p Hezekiel'le (Asur iflgali) biten dönemi. g- ‹flgal, istila, tahakküm, direnifl ve


SERXWEBÛN

Tarihin en kadim kültürlerinin hepsiyle temasta oluyorlar

h- Diasporayla birlikte bir kabile olmaktan ç›k›p çok say›da kabile düzeyini aflm›fl kültürel gruplarda yo¤unlaflt›klar›na göre, Yahudileri art›k 'kavim' olarak adland›rmak daha uygun düflmektedir. Özellikle Arabistan, ‹ran, Kürdistan, M›s›r ve Helenistan bölgelerinde yo¤unlaflt›klar› ve alan kültürüne dayal› Yahudi gruplar› haline geldikleri görülmektedir. ‹ki kültürlü bir halk oluyorlar: As›l ‹brani kültürü ve içine yerlefltikleri toplumlar›n kültürü. Bu konum entelektüel yetenekleri üzerinde çok önemli ve olumlu etkide bulunacakt›r. Çünkü tarihin en kadim kültürlerinin hepsiyle temasta oluyorlar. ‹slamiyet'in ç›k›fl›yla birlikte yeni bir trajik dönem daha bafll›yor. ‹slamiyet'le Araplar bir ticaret uygarl›¤›na geçifl yapmak durumundad›rlar. Fakat ticaret ve para tekeli ço¤unlukla Arabistan'›n birçok bölgelerindeki de dahil, Yahudi tüccar ve sarraflar›n elindedir. Dolay›s›yla Hz Muhammed'e atfedilen "Yahudiler Arabistan'da kalmamal›" hadisi kuflkulu da olsa anlaml› görünmektedir. ArapYahudi düflmanl›¤› tarihin derinliklerine dayanmaktad›r. Hacer ve o¤lu ‹smail'in Mekke'nin bulundu¤u yere bir nevi istenmeyen ikili olarak gönderilmeleri, dönemin Yahudi ve Arap

w.

Sermayedarlar haline gelmelerinin uzun tarihi bir geçmişleri var

ww

Diasporaya, yani yurtd›fl›na ç›k›flla kabilenin veya kavmin da¤›l›fl› MS 70'den sonra yo¤unluk kazan›r. Da¤›l›fl Asur, Ermeni ve Grek kültüründe yaflayanlarda oldu¤u gibi, Roma ve ‹ran ‹mparatorluk sahalar›nda olmak üzere iki alanda yo¤unlafl›r. Bu uzun döneme ayn› zamanda Yazarlar Dönemi de denilmektedir. Yani sürekli Tevrat derlemeleri ve yorumlar› yap›lmaktad›r. Peygamberler de ç›k›yor. Ama yazarl›k daha önemli hale geliyor. Demek ki, Yahudi kültüründeki entelektüel seviyenin yüksekli¤i çok önemli bir tarihsel gelene¤e dayanmaktad›r. Di¤er önemli bir meslek, para ve ticaret iflleri olsa gerekir. Tar›m topraklar› üzerinde ra-

kabileleri aras›ndaki çeliflkilerle ilgilidir. Yahudilerle Arap fleyh ve tüccarlar›n ç›karlar› o dönemden beri sürekli çeliflmekte olup, günümüzdeki Arap-‹srail ve Filistin-‹srail çat›flmalar›na kadar t›rmanmaktad›r. Yaklafl›k 3500 y›ll›k köklerden ve tarihten kaynaklanan bu çeliflkinin varl›¤›, günümüzde tam bir uygarl›klar çat›flmas›na dönüflmüfl bulunmaktad›r. Bölgedeki ticaret tekelleri aras›nda fliddetli bir rekabetin do¤mas› normaldir. ‹slamiyet'in ticarete önem vermesinin nedeni ve Hatice ile Hz Muhammed iliflkisi bu nedenle daha anlafl›l›r olmaktad›r. Sonuçta Yahudiler ya kendilerini asimilasyona u¤rat›p faydal› iflbirlikçiler haline getirerek (muhtedi) alanda kalacaklar ya da yeni alanlara sürgünü yiyeceklerdir. ‹ki durum da ortaya ç›k›yor. Önemli bir k›sm› daha Roma ‹mparatorlu¤unda Avrupa'ya do¤ru bafllayan göçleri daha da yo¤unlaflt›r›p ayr›l›rken, kalanlar da muhtedi ve yar›-esir biçiminde haraca ba¤lanarak yafl›yorlar. Ortaça¤da ‹slam uygarl›¤›nda, özellikle ‹ran ve Endülüs (‹spanya) bölgelerinde tarihsel rollerini (yani kâtiplik, ticaret ve sarrafl›k) daha da ilerleterek ünlü hale geliyorlar. Birçok siyasi güçle çal›flma olana¤›n› elde ediyorlar. Entelektüel ve tüccar-sarraf halk unvan›n› kesinlefltiriyorlar. Bu yüzden bulunduklar› tüm bölgelerdeki di¤er toplumlar›n entelektüel ve tüccarlar›n›n büyük h›flm›na hedef oluyorlar. Demek ki, tarihten sürüp gelen Yahudi düflmanl›¤›n›n çok önemli maddi, kültürel ve tarihsel nedenleri vard›r.

ew e. c

hat geçinme imkân› bulamad›klar›ndan, tüm güçleriyle ticaret ve onun etkili arac› para üzerinde yo¤unlaflmalar› konumlar›yla yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Asurlular›n yerine geçtiklerini, Ortado¤u'da art›k para ve ticaret tekelini ele geçirdiklerini bu nedenle söylemek mümkündür. Bu konumlar› onlar› ortaça¤ kentlerinde ve kapitalizmin befli¤i Londra ve Amsterdam'da çok etkili ve kârl› duruma getirirken, ayn› zamanda büyük sermayedarlar haline gelmelerinin de uzun bir tarihi gelene¤e dayand›¤›n› göstermektedir. Kudüs çevrelerinde az kald›klar›, ço¤unun diasporaya da¤›ld›¤› tahmin edilmektedir. Do¤u ve Bat› diasporas› olarak iki önemli kültürel gelenek daha ortaya ç›kacakt›r bu kavmin da¤›l›fl öyküsünde.

ne t

diaspora ç›k›fl›. MÖ 700- MS 70 (Asur, Babil, ‹skender ve Romal›lar›n iflgal ve hâkimiyet dönemi). Bu dönemde Yahudi veya ‹srail Krall›¤› y›k›l›r. Yerine direniflçi ve iflbirlikçi olmak üzere iki grup belirginlik kazan›r. ‹flbirlikçiler özellikle Grek ve Pers yanl›s› olmak üzere iki ana grup olarak belirginlik kazan›r. Urfa ve M›s›r'dan sonra üçüncü sürgünleri, Babil Kral› Nabokadnazar döneminde k›rk y›l süren ünlü Babil sürgünüdür (MÖ 535-495). Kutsal Kitapta yer alan ve Zerdüfltlük'ten etkilendi¤i aç›k olan hükümler bu dönemde aktar›lm›flt›r. Perslere büyük hayranl›k oluflmufltur. Çünkü k›rk y›ll›k sürgünlerine son verdirilmifltir. Tevrat'›n ilk yaz›l› nüshalar› da bu dönemde, yani MÖ 700'den sonra derlenmifltir. Yani yaklafl›k alt› yüz y›l (MÖ 1300-700) Kutsal Kitab›n elde hiçbir yaz›l› nüshas› yoktur. Demek ki üç Kutsal Kitaptaki ilgili k›s›mlar alt› yüz y›l aradan sonraki sözlü anlat›mlara dayanmaktad›r. Homeros ve Hesiodos'un ayn› dönemdeki ‹lyada ve Teogonia'da benzer söylentilerin yaz›ya geçmifl halleridir. Romal›lar›n MÖ 70 ve MS 70 civarlar›nda Süleyman Mabedini iki defa y›kmalar› büyük direnifllere yol açm›flt›r. H›ristiyanl›k en yoksul kesimin direnifl gelene¤idir. Üst tabaka direniflleri de, örne¤in Makabilerinki de ünlüdür.

Ocak 2009

om

28

Yahudileri tüm kötülüklerin Pandora Kutusu olarak göstermektedirler i- Yeniça¤›n bafllang›c›na geldi¤imizde, bu nedenlerden ötürü Yahudiler üzerinde bir nefret dalgas›, tehditler ve sürgünler h›z›n› daha da art›racakt›r. Çünkü kapitalizm ticaret ve para tekelinin ana rahminde do¤an bir uygarl›kt›r. Bundan ç›kar› ve zarar› olan herkes, önlerinde engel olarak Yahudi entelektüel, tüccar ve sarraflar› gösterecektir. Yahudiler tehli-


Ocak 2009

SERXWEBÛN tetikleyici rolleri de küçümsenemez. Hollanda ve ‹ngiltere'deki gerek entelektüel ortam›n geliflmesinde, gerek kapitalizmin yeni sistem hegemonu olarak ortaya ç›kmas›nda bu ülkelerdeki Yahudi banker, tüccar ve filozoflar›n›n etkisi oldukça önemlidir. Spinoza yeniça¤› zihniyet aç›s›ndan bafllatan en önemli simad›r. ‹lk Yahudi laiklerindendir (Laikli¤i daha çok sinagogun d›fl›na ç›km›fl veya ç›kar›lm›fl kiflilere iliflkin belirtiyoruz). Özgürlü¤ün de büyük düflünürlerindendir. "Anlamak Özgürlüktür" felsefesi ona çok fley borçludur. Yahudi banker ve tüccarlar›n ‹ngiltere ve Hollanda devletine verdikleri borçlar, savafllar›n kazan›lmas›nda ve güçlü devlet olmalar›nda büyük rol oynar. Amerika K›-

izleri vard›r. Ahdi Atik, Tevrat ‹brani kabilesinin bu iki kültürden özümsediklerinin kabile dilinde ve vicdan›ndaki yans›mas›d›r. Yans›ma çok aç›kt›r. Bu iki kültürün ilk versiyonlar›ndand›r. Adem-Havva hikâyelerinden tutal›m, dünyan›n yedi günde yarat›lmas›na kadar, Allah kavram›ndan tutal›m peygamber kavram›na kadar böyledir. Unutmayal›m, Hz Nuh Tufan› bir Sümer efsanesidir. Eyüp, ‹dris peygamber efsaneleri de hakeza! Tek tanr›l› din kavram› ilk defa M›s›r'da Firavun Eknaton döneminde büyük reform olarak denenmek istenmifltir. Ayr›ca Urfa neolitik kültürün en eski ana merkezidir. Dolay›s›yla neolitik ideolojisinin dönüflerek etkisi kesinlikle ihmal edilemez di¤er önemli bir kaynak-

tas›nda, özellikle Kuzey Amerika'da ‹ngiltere eyaletlerinin ba¤›ms›zl›k savafl›nda benzer rol oynayacaklard›r. Günümüz ABD'nin oluflumunda temel etkileyici güçlerin bafl›nda Yahudi entelektüel, tüccar ve bankerlerinin geldi¤i iyi bilinmekte veya bilinmek durumundad›r.

t›r. Arkas›nda iki büyük dil ve kültür grubu vard›r: Aryenler ve Semitikler. ‹brani kabile kültüründe bu iki ana kayna¤›n da rolü göz ard› edilemez. b- ‹lk sürgün döneminde Babil ve Zerdüflt (Pers-Med) kültürünün etkileri de çok barizdir. Birçok öykü bu kültürden derlenmifltir. c- Greko-Romen kültürü üçüncü büyük kaynakt›r. Özellikle dinsel felsefenin gelifltirilmesinde Greko-Romen döneminin etkisi belirleyicidir. Yani ortaça¤daki H›ristiyanl›k ve ‹slam'›n içeri¤inde bulunan dinin felsefelefltirilmesinin, felsefenin dinsellefltirilmesinin temelleri Aristo, Eflatun ve ekol olarak baflta Stoac›lar olmak üzere Helenistik ça¤daki felsefi ekollere dayanmaktad›r.

ne te we .c om

keli bir paradoksla karfl› karfl›yad›rlar. Ç›karlar› kapitalist geliflmelerden yana olan di¤er uluslar›n tüccar ve sarraf tekelleri, önlerinde Yahudi unsurlar›n› engel görecektir. Ç›karlar› kapitalist tekellerin geliflmesiyle çeliflen uluslar›n eski tar›mc›lar› ve zanaatkârlar› da Yahudi'yi rahatl›kla mistik bir tehlike haline getirebilecektir. Entelektüellerin de, sisteme ba¤›ml›l›klar› gere¤i, tüm kötülüklerin Pandora Kutusu olarak Yahudili¤i göstermeleri ç›karlar› gere¤idir. Bu etkenler alt›nda 15. ve 16. Yüzy›llar Yahudiler için tarihte oldu¤u gibi yine sürgünler ve pogromlarla (Yahudi katliamlar›) fliddetlenen yeni bir uygarl›k sürecinin bafllang›c› olacakt›r.

29

Müslümanlar gibi Yahudiler de İspanya’dan kovuldular

ww

w.

‹flin ilginç yan›, Yahudi entelektüel ve tüccar-sarraf gücü bu yeni uygarl›¤›n inflas›nda en önemli etken olabilece¤i gibi, en çok gazab›na u¤rayanlar› da olacakt›r. Paradoks budur. 1492'de ‹spanya'dan sadece Müslümanlar de¤il, Yahudiler de kitlesel halde at›ld›lar. Ne de olsa ‹sa'y› çarm›ha gerenlerdi. Bahane haz›r ve etkiliydi. Fakat as›l nedenler anlat›ld›¤› gibidir. Polonya'da ve Rus Çarl›¤›'nda da benzeri süreçler yaflanmaktad›r. Bu durumlar karfl›s›nda yeni topland›klar› ülkelerin bafl›nda Hollanda ve ‹ngiltere gelecektir. Tüm etkili Yahudi tüccar, sarraf ve entelektüelleri dalga dalga bu ülkelere akacaklard›r. Bir k›sm› Avrupa monarflileriyle savafl halinde olan Osmanl› ‹mparatorlu¤una, özellikle sultan›n sarrafl›k ve tüccarl›k tekelinde etkin rol almak amac›yla sadece kabul edilmeyecekler, ça¤r›lacaklard›r da. Yavafl yavafl Amerika K›tas›na da göç bafllam›flt›r. Yeni geliflen Alman kentlerinde entelektüel tüccar ve sarraf tekelinde gün geçtikçe konumlar›n› güçlendireceklerdir. Bu ülkede köklü bir yerleflme ve melezleflme söz konusudur. Baz› entelektüeller kapitalizmi Yahudicili¤e ba¤larsa da, bu abartmal› bir idead›r. Etkileri vard›r. Belirleyicili¤in kökenleri, elbette yerleflik toplum koflullar›d›r. Fakat az›nl›klar›n

2- Yahudi ideolojisi Bafltan çok net belirtmeliyim. Dünya çap›nda ideolojik önderlik halen Yahudi entelektüellerinin elindedir. Bu önderli¤in derin tarihsel kökleri vard›r. a- Yahudi kültürünün oluflumunda ilk bafllarda tarihsel iki büyük kültürün, Sümer ve M›s›r kültürünün derin


SERXWEBÛN

“Hıristiyanlık ve İslam, İbrani Musevi dininin daha çok Greko-Romen

ve Arap toplumlarının ihtiyacına göre uyarlanmış iki mezhebi durumundadır. Aynı kaynaktan beslendikleri açıktır. Bu iki mezhebin Musevilikle çelişkisi Museviliğin derin kabilevi özelliğinden ileri gelmektedir. Musevilik ilk başlarda İbrani kabile topluluğunun, ortaçağların başlarından itibaren (diaspora ile birlikte) Yahudi kavminin milli dini olarak şekillenmiştir”

Bütün dinler dünyevilikle ilgilidir ve toplumsallıkla bağlantılıdır

f- Yahudi ideolojisi yeniça¤la birlikte parçalanm›flt›r. Dini ve laik do¤rultularda iki ana kanala bölünmüfltür. Spinoza (1632-1677) laik kanal›n bafl›d›r. Benzer birçok Yahudi kökenli filozof laik kanal› sürekli besleyecektir. Laikli¤in ayr›ca ne kadar yeni bir din ve ne kadar din d›fl›l›k oldu¤u tart›flma götürür. Peflinen belirtmeliyim ki, dini ve din d›fl› fikir üretilmesini anlaml› bir toplumsal, ideolojik çal›flma olarak görmüyorum. Yap›lmas› gereken ayr›m bu olmamal›d›r. Bunun ayd›nlat›c›, ö¤retici de¤eri çok s›n›rl› oldu¤u gibi, oldukça sapt›r›c›, çarp›klaflt›r›c› özellikler bar›nd›rmaktad›r. Mitolojik, dini, felsefi ve bilimsel bilgi türlerinin her birinin bir toplumsal karfl›l›¤› vard›r. Ancak sosyolojik çal›flmayla rolleri, iliflki ve çeliflkileri toplumsal ve siyasal temelleriyle birlikte aç›kl›¤a kavuflabilir. g- Ayd›nlanma ideolojisinde laik kanat Yahudicili¤inin büyük etkisi vard›r. 'Bilimcilik' olarak adland›rabilece¤imiz bu ideoloji, felsefi düzlemde pozitivizmle efltir. Yeniça¤a damgas›n› vuran bu ideolojik ak›m, bilimcilik veya pozitivizm ad›yla giderek kapitalist modernitenin dini inanc› haline gel-

w.

Yahudi ideolojisi tüm uygarlıkların sentezlendiği özü taşımaktadır

ww

e- Yahudi ideolojisi ayn› zamanda derin maddi kültürün flekillendirdi¤i bir ideolojidir. Bu maddi kültürde uygarl›klar›n› nas›l tan›mlad›klar›n› gördük. Dolay›s›yla Yahudi ideolojisi, Sümerlerden beri Ortado¤u bölgesinde oluflan tüm uygarl›klar›n yak›n iliflki sahnesinde flekillenmifl bir uygarl›k ideolojisidir. fiöyle bir formül gelifltirmek ö¤retici olabilir: Yahudi ideolojisi tüm uygarl›klar›n sentezlendi¤i özü tafl›maktad›r. Gücünü bu özden almaktad›r. Bunda Yahudi peygamber ve yazarlar›n tarih boyunca oynad›klar› rol belirleyicidir. Yine bu nedenle ilgili toplumlar uygarl›klar›y-

mifltir. fiu hususu önemle belirtmeliyim ki, pozitivizm bir gömlek farkla eski dindir. Veya ayn› gömle¤in, din gömle¤inin tersine çevrilmifl halidir. Bilimcilikteki yasa anlay›fl›yla dinlerdeki yasa anlay›fl› aras›nda zihniyet birlikteli¤i vard›r. Ne san›ld›¤› gibi din 'uhrevi' bir anlay›flt›r, ne de laiklik, sekülerlik 'dünyevi' bir anlay›flt›r. Burada yapay bir ayr›m söz konusudur. Bütün dinler dünyevilikle ilgilidir ve toplumsall›kla ba¤lant›l›d›r. Dünyevi denilen anlay›fllar da öncelikle dünyevi de¤il toplumsall›kla ilgilidir. Uhrevilik, dünyevilik kavramlar› toplumsall›¤›n ciddi bir çeliflkisini hem örtmekte, hem de çat›flmay› örtülü sürdürmeye hizmet etmektedir. Ayd›nlanma ideolojisi bilimcilik ve olguculuk (pozitivizm) olarak sistemlefltikçe, yeni ulus-devletin resmi ideolojisi haline geldiler. Bu da h›zla milliyetçi ideolojiye dönüflüm demektir.

ew e. c

la ne kadar iliflkili ve çeliflkili iseler, Yahudilikle de o denli iliflkili ve çeliflkilidirler. Ç›kar›lacak baflka bir sonuç fludur: Yahudilik sadece din ve kavim de¤il, uygarl›klar sentezi (eklenmesi de denebilir) bir uygarl›k olarak tan›mlanabilir. Yahudi ideolojisinin entelektüel yap›lar›n› güçlendirmedeki rolünü göz önünde bulundurursak, neden hala dünya çap›nda öncü rol oynad›klar›n› daha iyi anlayabiliriz.

ne t

d- Aç›k ki, H›ristiyanl›k ve ‹slam, ‹brani Musevi dininin daha çok GrekoRomen ve Arap toplumlar›n›n ihtiyac›na göre uyarlanm›fl iki mezhebi durumundad›r. Ayn› kaynaktan beslendikleri aç›kt›r. Bu iki mezhebin Musevilikle çeliflkisi Musevili¤in derin kabilevi özelli¤inden ileri gelmektedir. Musevilik ilk bafllarda ‹brani kabile toplulu¤unun, ortaça¤lar›n bafllar›ndan itibaren (diaspora ile birlikte) Yahudi kavminin milli dini olarak flekillenmifltir. Daha do¤rusu, karfl›m›zda net bir özdefllik vard›r: ‹brani kabilesi=‹brani dini=‹brani veya Yahudi kavmi. Bafltan itibaren Yahudi ideolojisi dinsel bir içerikte, o da tamamen kabilevi ve kavmi niteliktedir. ‹slam ve H›ristiyanl›k ise, Yahudilikle köklü iliflki ve çeliflkileri bulunan yak›n kavim topluluklar›n›n maddi ve manevi kültürel ihtiyaçlar›na göre infla edilmifltir. Dolay›s›yla hem çok etkilenmifller, hem de s›k s›k çat›flma durumlar›nda kalm›fllard›r.

Ocak 2009

om

30

3 -Yahudi milliyetçiliği

Geleneksel Yahudi tüccar ve sarraf kesimi kapitalist sistemde burjuva s›n›f› olarak daha görünür modern bir s›fat kazand›. Burjuvazinin yeni sosyal s›n›f olarak resmi ideolojisini pozitivizmde bulmas› ve devlet anlay›fl›n›n milliyetçili¤i do¤urmas› son derece anlafl›l›rd›r. Hem ulusun yarat›c›s› olarak, hem de yeni ideolojisiyle bu durumunu pekifltiriyor. Ulusu oluflturan tüm faktörler ulusallaflt›r›ld›ktan sonra, devlet tekeli kanal›yla egemen ekonomik tekellere transferleri zor de¤ildir. Avrupa'n›n her ulusunda h›zla geliflen tekelleflme ancak milliyetçilik kanal›yla tüm ulusa yutturabilirdi. Sümerlerdeki ideolojinin baflard›¤›na benzer bir oluflumla karfl› karfl›yay›z. Ulus en yüce birim (en eski tanr› veya yerine ikame ediliyor) olarak ilan ediliyor. Ulus içindeki devlet maddi hayat› tekeline geçiriyor. Toplumun en büyük gücü oluyor. ‹kisi birleflince, ulus-devlet olarak eski kral-tanr› devletinin yeni hali oluyor. Topluma mal edilmesi için mitolojilere, kapitalizm ça¤›nda felsefeye, onun tüm topluma mal edilecek vulger (kaba, basit, s›radan olan›n duygular›na


Ocak 2009

SERXWEBÛN Nas›l ki Yahudi kabilesi için 3500 y›l önce 'vaadi edilmifl topraklar' meselesi varsa, Avrupa'n›n ulus ve milliyetçilik ça¤›nda da bu ihtiyaç fliddetle hissedilecektir. Yeni bir Yahudi ulusu, yeni toprak demektir. Avrupa Yahudilere hep karfl› oldu¤una göre, eski 'vaat edilmifl topraklara dayal› bir ak›m kaç›n›lmaz oluyor. Siyonizm denilen Yahudi burjuva milliyetçili¤i böyle do¤uyor: 19. yüzy›l›n milliyetçilikler ça¤›n›n etkin bir örne¤i olarak. Öykü bundan sonra tarihe girer. Çok k›saca söylenmesi gereken fludur: Dönemin çok güçlü iki devletine ihtiyaç vard›r: Almanya ve ‹ngiltere. Fransa üçüncülü¤e düflmüfl durumdad›r. Ya-

Genifl bir konu olan siyasi tarihi bir yana b›rakal›m. Hitler, Alman yenilgisinden kesin olarak Yahudileri sorumlu tutuyor. fiunu çok iyi görüyor: Londra'n›n üstünlü¤ü Yahudi ideolojisi ve milliyetçili¤inden ba¤›ms›z de¤ildir. Almanya büyük bir ihanete u¤ram›flt›r. Sorumlu Yahudi'dir. Benzer sorunlar› olan her ulusta (Fransa'da Dreyfus olay›) anti-Yahudicilik böyle geliflir. Böyle olmad›¤› kan›tlanabilir. Ama neden bu idealar hala dünya çap›nda sürdürülüyor? Örne¤in en son ‹ran Cumhurbaflkan› Ahmedinejad taraf›n-

hudi milliyetçileri iki kanatta da çok çal›fl›yorlar. ‹ngiltere ve Hollanda devletini nas›l güçlü k›ld›klar› biliniyor. Almanya'da da benzeri bir ifllev gören Yahudi sermayedar› ifle kofluluyor. Yahudi entelektüeller de entelektüel sermaye (Alman ideolojisi) oluflturulmas›nda büyük katk› sahibidirler. Alman ‹mparatoru bu destekleri sayesinde iki kez Kudüs'e giderek yeni yurt hareketine ilgisini belli eder. Birinci Dünya Savafl› kazan›lsa, Alman ve Osmanl› (‹ttihat ve Terakki'nin en güçlü kanad› Almanc›yd› ve Selanik Yahudileriyle, sermayedarlar›yla ba¤lant›l›yd›) korumas›nda Yahudilik erkenden ve çok daha güçlü temellerde Filistin'e veya eski topraklar›na dönmüfl olacakt›. Zaten Londra kanad›nda geleneksel bir a¤›rl›klar› vard›r.

dan? Bu, Yahudi ideolojisi ve milliyetçili¤inin dünyadaki iflleviyle ilgilidir. Halen öncü ideolojidir. T›pk› sermaye tekellerinde oldu¤u gibi. Hitlercilik asla savunulamaz. Soyk›r›m en büyük insanl›k suçudur. Bunlar tart›fl›lmaz insani, toplumsal gerçekliklerdir. Yahudi ayd›nlar›n›n insanl›¤›n soylu özgürlük, eflitlik ve demokratik toplum mücadelesindeki konumlar› da küçümsenemez. Peygamberleri bir tarafa b›rakal›m, yeniça¤da Spinoza'dan bafllayan, Marks, Freud, Rosa Luxemburg, Trostky, Adorno, Hannah Arendt ve Einstein'a kadar giden çok say›da entelektüel ve devrimcinin durumu bellidir. Yahudi entelektüelindeki demokratik sosyalist boyutlar›n çok güçlü oldu¤unun far-

Hitler Alman yenilgisinden kesin olarak Yahudileri sorumlu tutuyor

ne te we .c om

hitap edecek seviyeye indirgenme) biçimlerine ihtiyaç vard›r. Milliyetçilik bu ihtiyac› mükemmelen gideriyor. Avrupal› toplumlar›n ulusal toplumlar olarak yolu son dört yüz y›ll›k ideolojik aray›fllardan sonra böylece resmi ifadesine kavufluyor. Ulus milliyetçili¤i, milliyetçilik ulusu, ikisi devleti, devlet ekonomik tekeli besleyerek yeni dünya kesinlefliyor. Kendi geçici zaman› içinde tabii. Her tarafta muazzam bir ulusal ayr›flma ve ateflli milliyetçilik ça¤› böyle geliflince, Yahudi ideolojisi tabii ki hem yo¤un etkileyecek, hem de etkilenecekti.

31

Milliyetçilik Yahudi ideolojisinin temel özelliğidir

ww

w.

Yahudi ideolojisinin objektif olarak bafltan beri kavim ve kabileyle, dolay›s›yla kavimcilik ve kabilecilikle ba¤lant›s›n›n olmas› rahat anlafl›lacak bir husustur. Kabile ve kavim milliyetçili¤i anlam›nda en eski milliyetçilik, Yahudi ideolojisinin do¤al ve temel bir özelli¤idir. Burjuvalaflma evresinde dönüflüm geçirmesi en kolay ideolojilerdendir. Yine bir paradoksla karfl› karfl›yay›z. Hem milliyetçilik ideolojisinin babal›¤›n› yapacaks›n, hem yeni türemeler seni reddedecek: T›pk› maddi alanda oldu¤u gibi, manevi-ideolojik alanda da bu paradoks geliflti. Tüm milliyetçilikler babalar›na (zorunlu maddi nedenler, tabii kapitalist tercih aç›s›ndan zorunluluk) difl bilemeye bafllad›lar. Her Avrupa ulusundaki milliyetçiler önlerindeki sorun ve engellerden Yahudi'yi (ideoloji, maddi kültür ve ulus-kavim olarak) sorumlu tutmaya bafllad›lar. Musevi kökenli olduklar› halde, t›pk› H›ristiyanl›k ve ‹slamiyet'in Yahudili¤i en temel engel saymalar› gibi. Burada uygarl›¤›n temelinde rol oynayan ve benim tezimi do¤rulayan bir husus yatmaktad›r. O da uygarl›¤›n çekirde¤i olarak devletin ekonomik tekel oldu¤udur. Yeni devletleflmelerin oldu¤u her yerde eski ve yeni tekeller aras›nda çat›flma veya savafl kaç›n›lmaz olur. Biri ya yok edilinceye, teslim oluncaya veya çok önemsiz hale gelinceye kadar savafl sürmek zorundad›r.


SERXWEBÛN

Çözüm Ortadoğu demokratik uygarlığındadır

Bu noktada kalbim kesinlikle en anti-jenositçi geçinenden daha fazla jenosid kurbanlar›n› anlamaktad›r. Neden anl›yorum, hiçbir Yahudi'nin anlamad›¤› kadar? Çünkü ayn› sistem beni de o çarka alm›flt› da ondan. Tabii yine Yahudi gücüydü sistemi çeviren. O ideolojinin iktidar savafl›, uygarl›k yarat›m gücü olmasayd› H›ristiyanl›k, H›ristiyanl›k olmasayd› Hitler olur muydu? Hitler'i do¤uran Alman milliyetçili¤i nas›l Alman ideolojisinde, dolay›s›yla Ayd›nlanma ideolojisinde (pozitivizm ve biyolojizm) köklerini buluyorsa, Yahudi ideolojisinin ayd›nlanmadaki rolü ve Yahudi milliyetçili¤iyle ba¤lant›lar›yla da bu vesileyle (ayd›nlanmac› ortak kök) diyalektik iliflki içindedir. Yani nas›l Yahudi kabile ve kavimcili¤i Yahudi milliyetçili¤inin köklerini oluflturuyorsa, Alman kabilecili¤i ve kavimcili¤i de Alman milliyetçili¤inin köklerini oluflturur. Almanya'daki iç içe geliflmeleri, aralar›nda ekonomik ve siyasal tekeller nedeniyle girift iliflkilere yol açm›flt›r. Tüm bu tarihseltoplumsal geliflmeler iki milliyetçilik aras›ndaki ba¤› gayet aç›kça göstermektedir. Her iki milliyetçilik afl›lmad›kça, soyk›r›m kurbanlar› anlaml› an›lamaz ve yeni türlerinden kurtulanamaz. Benzer bir karfl›laflt›rma Arap ideolojisi ve milliyetçili¤iyle Yahudi ideolojisi ve milliyetçili¤i aras›nda yap›labilir. Sonuçlar› diyalektik ve çarp›c› ola-

w.

ww

cakt›r. O olmasayd› ‹slam, ‹slam olmasayd› Hz Muhammed olur muydu? O olmasayd› Baas, Baas olmasayd› Saddam olur muydu? Totoloji yapt›¤›m söylenecek. Fakat söylediklerim uygarl›k çözümlememin süzgecinden geçmektedir. ABD dünya gücüdür, hegemondur, imparator bile olabilir. fiimdi Ortado¤u'da ‹srail için savafl›yor. Belki yar›n ‹ran'la da savaflabilir. Neden yine soyk›r›m tehlikesi var? Bu sefer atom silahlar› da kullan›lacakt›r. Nükleer savafl› nükleer savaflla önlemek! Bunun kap›daki tehlike oldu¤unu kimse inkâr edemez. Kald› ki, bir Hiroflima yeter! Çözümlemem do¤rudur. Uygarl›k kurulurken göksel tanr›lar›n himayesinde oldu¤u söylendi. Y›k›l›rken atoma s›¤›n›yor. Sahtesi gerçe¤inden bin defa daha fazla tercih edilir. Yeryüzünde yürüyen ç›plak krallar ve maskesiz tanr›s›ndan, onun atom flimfle¤inden bahsediyorum. Çok bilinçli insanlar olarak Yahudilerin Ortado¤u'da en çok yer bulmas›n› isteyenlerdenim. Ortado¤u kültürünü demokratiklefltirmek, demokratik konfederatif bir ‹srail-Filistin için, küresel dev haline gelmifl Leviathan çözüm gücü olamaz. Yahudilerin isim babas› oldu¤u bu canavar soyk›r›m›n gerçek kayna¤›d›r. Çözüm Ortado¤u demokratik uygarl›¤›ndad›r. Ortado¤u nas›l Yahudi'siz bir harabeyse, Yahudi de Ortado¤u'suz hep soyk›r›mlar sürgünüdür. Tarih yeterince derslerle doludur. Yahudi ayd›n› kendi sorununu, yani bu sorunun dünya sorunu oldu¤unu gittikçe iyi fark ediyor. Çözüm yeri Ortado¤u'da aranmal›d›r. Demokratik Ortado¤u'nun bir hayal de¤il, ekmek ve su kadar günlük harc›m›z oldu¤unu asla unutmayal›m. Yahudiler hem soyk›r›m› anman›n, hem de yeni bir soyk›r›ma ebediyen düflmemenin yolunun demokratik Ortado¤u uygarl›¤›ndan geçti¤ini bilmeli; tüm Ortado¤u halklar› da Yahudisiz demokratik Ortado¤u olamayaca¤›n›, tarihi bir demokratik uzlaflman›n tek çözüm yolu oldu¤unu bilerek, demokratik toplumu infla görevine dört elle sar›lmal›d›r.

ew e. c

l›k ateflinden küçük uygarl›k ateflleri (ulus-devletler, genelde tekeller) yakarak kurtulufl sa¤lanamaz. Tarih boyunca uygarl›k güçlerine karfl› savaflan tüm kabile, kavim yoksullar›n›n, mazlumlar ve kölelerin önderleri ya öldürüldüler ya da kazand›lar. Ölenlerin an›s› unutulamaz. Ama kazananlar›n ilk yapt›klar›, kendilerini de uygarl›k yapmak oldu. Çünkü baflka türlüsünü bilmiyorlard›. Bilimsel sosyalizmin zafer kazanm›fl önderleri bile kapitalist modernitenin demir kafesli örne¤i olmaktan kendilerini kurtaramad›lar. Soyk›r›ma u¤rayanlar hiçbir zaman böylesinin bafllar›na gelece¤ini düflünmemifllerdi. Ama oldu.

ne t

k›nday›m. Adorno'nun yarg›s›n› yinelemeyece¤im. Ama soyk›r›mda Yahudili¤in (hem maddi hem manevi kültür alan›nda) objektif konumunu çözümleyici ve politik sonuç al›c› bir konuma tafl›mak için gerekli elefltiri-özelefltiriyi ne zaman yapacak ve eylemine geçecekler? ‹deolojik güç olarak, hem de öncülük konumlar› itibariyle Yahudi milliyetçili¤i do¤ru çözümlenmedikçe, ne Yahudi soyk›r›m›n›n an›s› lay›k›yla de¤erlendirilir, ne de yeni soyk›r›mlar, katliamlar önlenebilir. Yahudi milliyetçili¤i küçük bir ulusun milliyetçili¤i de¤il, dünya milliyetçili¤idir. Bütün milliyetçiliklerin, ulus-devletçilerin babas›d›r. Ne ac›d›r ki, milliyetçili¤in en büyük ve tarihte efline az rastlan›r kurban› da Yahudiler olmufltur. Yahudilik sorun olarak çok tart›fl›lm›flt›r; bizzat Marks, Freud gibi önde gelen Yahudi ayd›nlar taraf›ndan. Ama flu sorun yan›ts›z kal›yor: Soyk›r›ma nas›l gelindi? Soyk›r›m›n an›s› ancak baflka soyk›r›mlar›n olmamas›na ba¤l› oldu¤una göre, bu nas›l gerçeklefltirilecek? Savunmamda Yahudi örne¤i temelinde varabildi¤im tüm sonuçlar› flöyle formüle edebilirim: Yahudi kabilesi Sümer ve M›s›r uygarl›¤›na özendi. Bu özenmenin karfl›l›¤› sürgün oldu. ‹natç› küçük kabile (sanki tüm kabilelerin yapmak istedi¤ine öncülük edercesine) k›skançl›¤›ndan kendi kabilecilik ideolojisini (dinini) infla etti. Kudüs Krall›¤›n› kurdu. Kurdu¤u krall›k y›k›ld›. Daha da inat etti; dünyaya yay›ld›. Kabilesine, sonra kavmine yer arad›. Vermediler, sürdüler. Yenilmemek için atoma kadar indiler, uzaya kadar gittiler. Kabile bu sefer küçük ulus-devletiyle uygarl›k önderli¤ine oynuyor. Belki de ebelik etti¤i tüm Ortado¤u ve hatta dünya uygarl›k ve devletini y›kabilir. Ama o zaman kendisi de kalmaz. Çünkü küçük Yahudi uygarl›¤›, dünya uygarl›¤›n›n özüdür. Dünya uygarl›¤› olmadan Yahudi uygarl›¤›, Yahudi uygarl›¤› olmadan dünya uygarl›¤› olmaz. Yahudi soyk›r›m›n›n en büyük dersi budur. Çok önemsedi¤im için üzerinde hep düflünürüm; t›pk› benzerleri üzerinde oldu¤u gibi. Bilgeler çoktan atefli ateflle söndüremezsin demifllerdir. Uygar-

Ocak 2009

om

32


Ocak 2009

SERXWEBÛN

33 Abdullah Öcalan

ne te we .c om

Demokratik ve özgür düflünmeye cesaret edin “Çat› Partisi Türkiye’nin siyasetine yön verebilir. Adaylar

belirlenirken de baz› yerlerde ortak adaylar desteklenebilir. Bizim için yerel yönetimler çok önemlidir. Emek verin ve kazan›n. Aday olup da kazananlara baflar›lar, kazanamayanlara da sayg›lar›m›

iletiyorum ve kazananlarla birlikte çal›flmalar›n› istiyorum. Adaylara,

komisyonlarda emek veren arkadafllara selamlar, baflar›lar diliyorum”

lerde yay›nlayabilir, tart›flmaya açabilir. Kendisine selamlar›m› iletiyorum. Dördüncü savunmay› yaz›yorum. Dördüncü savunmam yedi konu, yedi bölümdür. Beflini yazd›m. ‹ki konu kald›. Di¤erinin (5.cilt) uzun sürmesinde sak›nca görmüyorum. Beflinci cilt Kürdistan’a iliflkindir, onu daha sonra yazaca¤›m. Üçüncü savunmam ulaflt›. 600 sayfa olan de¤il mi? Bu benim için çok önemliydi. Yazd›¤›m savunmalarla ilgili önemli ne gibi elefltiriler var?

Ortado¤u üzerindeki hegemonyay› çözüyorum

Yeni kavramlar üretti¤im anlafl›l›yor, belli oluyor, de¤il mi? Yani baz› kavramlar yeterince aç›klanmam›fl, anlafl›lm›yor. Dördüncü, beflinci savunmalar›mda bu kavramlar› yeterince aç›klayaca¤›m. Bu savunmam edebi yönden bir uzman kifli taraf›ndan, daha do¤rusu bu ifli bilen bir kurul taraf›ndan daktilo edilebilir. Kavramlara hâkim olacaklar. Bu savunmalar›m çok önemlidir. Ben elimden geleni yapt›m. Bu bir savunmad›r. Savunmamda birçok konuyu aç›klad›m, gerisi Kürtlere kalm›fl. Bu savunmalar›m›n ilk 3 cildi Negri ve Hart’a da gönderilebilir, onlara özel selamlar›m› söylüyorum. Onlar›n elefltirilerini bekliyorum. Yine daha önce söyledi¤im kiflilere, Türk ayd›nlar›na, gazetecilere baz› Alman sosyal bilimcilerine gönderilebilir, onlar›n da görüflleri al›nabilir. Yaln›z onlara flunu söyleyin; benim bu savunmala-

ww

w.

Yurt d›fl›na ç›kmadan önce iki üç ay K›z›ltepe’de kald›m. K›z›ltepe’nin yukar›s›nda bir köyde kald›m. Bu¤day tarlalar› vard›. Ferhat Kurtay’la kald›m. Bu iki üç ay çok önemli bir süreçti. Çok da tehlikeliydi. Biz çok endifleliydik. Sonra oradan ç›k›p P›l›ng’a gittik. Oradan Viranflehir’e geçtim, Viranflehir’den Ceylanp›nar’a geçmifltim, buradan da yurtd›fl›na ç›km›flt›m. Görüflmenin kayda al›nmas› uygulamas› konusunda Avrupa’yla anlaflm›fllar. Ben bu uygulamay› siyaseten çözdüm. Avukatlar›m ise hukuki olarak gerekeni yapabilirler. Da¤ gibi y›¤›lm›fl hukuki sorunlar var. Burada her gün 50 tane yeni fley ortaya ç›k›yor. Bilemiyorum, belki buradaki politikalar Avrupa’da derinli¤ine tart›fl›l›yor, orada kararlaflt›r›l›yor. Burada her gün yeni politikalar ortaya ç›k›yor. Rusya’n›n Matruflka bebekleri gibi açt›kça içinden yeni bir tane daha ç›k›yor. Avukatlar›m bunlar› iyi bilmeli ve iyi anlatmal›d›rlar. ‹lac› dört ayd›r kullan›yorum, biraz rahatlama var. Dün Adli T›p’tan bir profesör geldi. Tahlil yapmak için alt› tüp kan ald›lar. bunun takibi yap›labilir. ‹talyan gazeteci Marco Ansaldo’ya buran›n flartlar› iyi verilmeli. Benim savunmalar›mda ‹talyan demokratlar› hakk›nda bir bölüm var. Okunmufl herhalde. Onlar› de¤erlendiriyorum, onlara serzeniflte bulunuyorum. Bu bölüm ona verilebilir. Savunmam ona verilebilir. Savunmam› da özet olarak kendi gazetelerinde, Avrupa’da di¤er gazete-

r›m, -bunlar gerçek savunmalard›r- bu imkânlarda ancak bu kadar›n› yazabilirim. Bu nedenle bu savunmalar›m› bir girifl olarak kabul etmelidirler. ‹leride f›rsat›m olursa bunlar›n felsefi temellerini, bilimsel temellerini çok daha iyi aç›klayabilecek gücüm var. Mevcut uygarl›k krizinin önüne bir sistem, bir model önermem müthifl heyecan veriyor, beni heyecanland›r›yor. Hegel’i okuyorum. Hegel ile benzer yönlerimiz var ama ben Marks gibi Marks’› Hegel’i kopyalamad›m. Marks, Hegel’i kopyalam›fl, taklit etmifltir. Hegel, ‹ktidar› merkeze al›yor, ben demokratik toplumu, demokratik uygarl›¤› merkeze al›yorum. Ben, savunmalar›mda üzerimdeki a¤› çözüyorum, deflifre ediyorum. Daha do¤rusu benim flahs›mda bir halk›n, Kürtlerin hatta Ortado¤u’nun üzerindeki hegemonyay› çözüyorum, bir sistemi çözüyorum. Özellikle ‹ngiltere’nin son iki yüz y›ll›k Ortado¤u’daki hegemonik yap›s›n› çok iyi aç›kl›yorum. Bunlar› a盤a ç›kar›yorum. Felsefe benim için çok önemlidir. fiimdi Hegel’i okuyorum. Hegel’in görüflleri Avrupa için önemlidir. Ben Hegel gibi düflünüyorum demiyorum ama düflünceleri önemlidir. Hegel iktidar› inceliyor. ‹ktidar› aç›kl›yorum. Kendimi anti Marksist ilan etmeyece¤im. Ama Marks, Marksistler kapitalizme çok hizmet etmifllerdir, kapitalizme yol göstermifllerdir. Marks’› en çok okuyanlar, ondan en çok faydalanan kapitalistlerdir, liberallerdir. Bugün kapitalizmi


SERXWEBÛN

Ergenekon on bin Kürt’ü katletti

Radyodan iki özet haber dinledim, Silivri Mahkemesi’nden, Ergenekon’dan bahsediyordu. Silivri Mahkemesi benim için Hakikati Araflt›rma Komisyonu’nun küçük bir parças›d›r. Bana Er-

w.

ww

genekon iddianamesi gelmedi. Belgeler, evraklar verilmiyor. Gazeteler de çok geç veriliyor, bir buçuk iki ay öncesinin gazetelerini okuyorum. Verilenler de kesiliyor. Radyodaki h›fl›rt› da devam ediyor. Ancak yine de ben burada k›t imkânlar›mla çözmeye çal›fl›yorum. Ergenekon, on bin Kürt’ü katletti. Bunlar›n hiçbirisi mahkemede ortaya ç›kar›lm›yor. Ama on bin Kürt’ün öldürüldü¤ü anlafl›l›yor. Bu büyük bir vahflettir. Ergenekon davas› biraz geniflleyece¤e benziyor. Ergenekon asl›nda kendilerinin yaratt›¤› bir örgüttür. Sadece bu kadar de¤il, büyük bir örgütlenmedir. Bir ahtapot gibidir. Her taraf› sarm›fl. Ergenekon’un ucu Büyükan›t’a do¤ru gidiyordu. Müdahale ettiler, uzlaflt›lar. Ucunun oraya kadar varmas›n›n önünü kestiler. fiimdi tekrar soruflturma geniflletilece¤e benziyor, ilginç fleyler oluyor ancak yine uzlaflabilirler, uzlaflacaklar. T›pk› 1927’deki gibi. Bu uzlaflmadan yeni bir siyasal teoloji ortaya ç›kacakt›r. Ergenekon’da olup bitenler beni do¤ruluyor. Yahudi ifladamlar› Malki ve Üzeyir Garih cinayetleri beni do¤ruluyor. Veli Küçük, Üzeyir Garih’ten para istiyor. Üzeyir Garih de “bu kadar yeter, art›k vermeyece¤im” diyor. Böylece daha önce çok iflin içinde oldu¤u ve defalarca para transferi yapt›¤› anlafl›l›yor. Ancak bir yerde yeter diyor, art›k vermiyor. Onlar da Üzeyir Garih’i, onlar› öldürüyor. Bu nedenle MOSSAD-CIA müdahale etti ve Tuncay Güney üzerinden onlar› deflifre etti. Asl›nda Ergenekon’un çözülüflü böyle tesadüfen bafll›yor. 1927 y›l›nda da Mustafa Kemal, iki Yahudi’yi öldürtmüfltü. Bunun üzerine Mustafa Kemal’in üzerine gittiler ve Mustafa Kemal onlarla uzlaflmak zorunda kald›. Mustafa Kemal hakk›ndaki siyasal teoloji de bu süreçte oluflturuldu. Mustafa Kemal’i peygamberlefltirdiler, tanr›laflt›rd›lar.

ew e. c

rum. Hakikati Araflt›rma ve Uzlafl› Komisyonu’nu bu nedenle önermifltim. Bu sorunun çözümü için öyle gizli kapal› görüflmeler fayda vermez. Ben kimse birbirleriyle görüflmesin demiyorum ama her fley kamuoyunun önünde yap›lmal›d›r. Halka aç›klanmal›d›r. Kürtleri bir yüz y›l daha ba¤lamak isteyenler var. Yeni bir siyasal teoloji oluflturmak isteyenler var. Bunlar› anlamak laz›m. Ben bunun için Mustafa Kemal örne¤ini verdim. Mustafa Kemal, siyasal teolojiyi biliyordu. ‹ngiltere’nin Ortado¤u’daki hegemonyas›n› biliyordu.

ne t

ayakta tutan Rusya ve Çin’dir. Rusya ve Çin olmasayd›, ne Amerika ne Fransa, ne Almanya ne ‹ngiltere bugünkü durumda olmazd›, onlar›, kapitalist sistemi ayakta tutan Rusya ve Çin’dir. PKK’nin önüne bir plan koyacaklar. Kabul edin diyecekler, kabul etmesi için zorlayacaklar. Yani bilemiyorum, çözüm geliflebilir de. Bahara kadar çözüm geliflmeli, demifltim. Bu sözümü al›p de¤erlendirmifl olabilirler. Buradaki inflaat da onun bafllang›c› m› bilemiyorum. Kuflkulu asl›nda. Ben tamamen fley etmiyorum. ‹htiyatl› yaklaflmak gerek. Bizi d›flar›da b›rakan dikkate almayan bir çözümün flans› s›f›rd›r. Ben burada bir ça¤r› yapamam. PKK, onlar ne böyle bir fleye cesaret ederler ne de kendileri böyle bir fley yaparlar. Ben bunun önünü kapatmak istemiyorum, belki bir fleyler de yap›l›r ama bilemiyorum böyle aç›k olmayan fleyler, fley kokusu veriyor. ‹htiyatl› yaklaflmak laz›m. Bu sorun öyle gizli anlaflmayla olmaz. Ben bu sorunun aç›k bir flekilde konuflulmas›n›, halka aç›k flekilde çözülmesini istiyorum. Bu sorunun halka aç›k çözülmesi laz›m. Ben, dörtlü taraf›ndan yap›lan bu gizli fleye, ikinci Sykes-Picot diyorum. Sykes-Picot da gizli yap›ld›. Bir y›l sonra 1917’de Lenin taraf›ndan aç›kland›. E¤er bu gizli anlaflma Lenin taraf›ndan ortaya ç›kar›lmasayd› Türkiye bu kadar›n› bile kurtaramazd›, çok daha fazla kaybederdi. Bu gizli anlaflmayla Ortado¤u ne hale geldi? ‹kinci Sykes-Picot varsa, Ortado¤u, Kürtler elli yüz y›l daha sorunla u¤rafl›rlar. Ben böyle gizli yap›lan her fleye Sykes Picot diyorum. Biz, bu sorunu kendi aram›zda çözelim diyoruz. Bu sorun as›l olarak Türkiye halk›n› ilgilendirir, Türkiyelileri ilgilendirir. Ben Türkiye halk›na sayg›mdan dolay› bu sorunun aç›k bir flekilde çözülmesini, konuflulmas›n›, tart›fl›lmas›n› istiyo-

Ocak 2009

om

34


Ocak 2009

SERXWEBÛN

“Bana da Kemalist diyorlar. Hay›r. Benim ne Mustafa Kemal olma gibi bir niyetim ne iste¤im ne de iddiam var. Böyle bir anlay›fl›m da yok. Ben konufltu¤um zaman Türkler, ‘Apo milli birli¤imizi bozuyor’ diyor. Baz› Kürtler de ‘Apo Kemalist

ne te we .c om

Can Dündar, Mustafa Kemal’le ilgili bir film yapm›fl. Mustafa Kemal’i farkl› yönleriyle gösterdi¤ini söylüyor. Bizim Mustafa Kemal de¤erlendirmelerimizden sonra bunlar gündemleflti. Ama Mustafa Kemal’in orada gösterilenden daha derin yönleri vard›r. ‹ki Yahudi ifladam›n›n ölümünü ayd›nlat›yorlar. Ama Kürtlerle ilgili bir fley yapm›yorlar. Tuncay Güney’in ifadesinde de geçiyor, on bin insan›n, Kürt’ün kuyulara at›ld›¤›n› söylüyor. Bunlar› ayd›nlatm›yorlar. Bu insanlar›n hiçbir suçu da yoktu, gerilla da de¤illerdi. Çat›flmada da ölmediler. Normal sivil insanlar› al›p öldürmüfller, kuyulara doldurmufllar. Bunlar› ortaya ç›karm›yorlar. Ergenekon davas›nda olan Kürtlere oluyor. Kürtleri yüz karas› olarak görüyorlar. Ben burada elimden gelen her fleyi yapt›m. Savunmalar›mda da birçok fleyi ortaya koydum. Savunmam onurumdur. Ben onurumu korudum. Onurum, direnme gücümdür. Gerisi Kürtlere kal›yor. ‹sraillilerin ilginç bir gelene¤i var. Lanetli durumlarda hiçbir fley yapam›yorlarsa kendilerini çamurun içine at›yorlar. Çamura bulan›yorlar, her taraf› kapkara oluyor. Kürtler de onurunu, flerefini korumal›, ellerinden geleni yapmal›lar. Mazlum Do¤an’›n bir sözü vard›. “Burada yaflad›klar›m›z› halk›m›z bilsin, halk›m›za bildirin” diyordu. Biz de Mazlum Do¤an’› halk›m›za ve dünyaya duyurmak için çok çaba sarfettik. Asl›nda bugüne kadar yapt›klar›m›z da biraz bunun gere¤iydi. Çok ciddi olmal›s›n›z. Siz de, siz avukatlar›m da burada beni d›flar›ya iyi tafl›rabilmelisiniz. Asl›nda beni de de¤il, kendinizin buradaki hayat hikâyesini, flahit olduklar›n›z›, buradaki gözlemlerinizi d›flar›ya yeterince tafl›rabilmelisiniz. Buradaki görüfllerim do¤ru ve yeterli bir flekilde d›flar›ya, her tarafa ulaflt›r›labilir. D›flar›dan da bana, buraya do¤ru, sa¤l›kl› bilgiler aktar›labilir.

35

olmufl, Kürtleri sat›yor’ diyor. Her ikisi de farkl› fley söylüyor. Bu çok korkunç”

ww

w.

den gitme tehlikesidir. Türk devleti, benim Kemalist olmad›¤›m› çok iyi biliyor. Bunu bir siyasi teoloji oluflturmak için söylüyorlar. Bunlar tüm suçlar› Mustafa Kemal’in üzerine y›k›yorlar. Kürtlerin bafl›na gelen tüm olaylardan Mustafa Kemal’i suçlu buluyorlar. Tüm olumsuzluklar› Mustafa Kemal’e y›k›yorlar. Bunlar› yapan baz› tarikatlar ve fl›xlard›r. Asl›nda birçok olay› baflkas› yapm›flt›r ama Mustafa Kemal’e mal ediliyor. Seyit R›za olay›ndan sonra Mustafa Kemal bölgeye seyahat yap›yor. Kürtlerden bir heyet toplanm›fl, Seyit R›za’n›n idam edilmemesi için Mustafa Kemal’le görüflecekti. Koçgiri’deki gibi uzlaflacaklard›. Mustafa Kemal’in Elaz›¤’a varmas›ndan hemen önce alelacele Seyit R›za’y› idam ediyorlar, Mustafa Kemal’e de yanl›fl bilgi veriyorlar. ‹damdan Mustafa Kemal’in haberi bile yoktu. fiimdi bunun Mustafa Kemal’le ne alakas› var. Seyit R›za’y› böyle habersiz idam eden güç kim? Bunun ortaya ç›kar›lmas› laz›m. Ben bunu istiyorum. O güç hangisiyse bu gün de ayn› güç devrededir. fieyh Sait olay› da bir provokasyon sonucu ç›km›flt›r. Kimdir bunu yapan? Ben bunlar› soruyorum. Bana da Kemalist diyorlar. Hay›r. Benim ne Mustafa Kemal olma gibi bir niyetim ne iste¤im ne de iddiam var. Böyle bir anlay›fl›m da yok. Ben konufltu¤um zaman Türkler, “Apo milli birli¤imizi bozuyor” diyor. Baz› Kürtler de “Apo Kemalist olmufl, Kürtleri sat›yor” diyor. Her ikisi de farkl› fley söylüyor. Bu çok korkunç. ‹ngilizler Türklere sald›rmas› için destek veriyorlar, Kürtlere de savaflmal›s›n, direnmelisin diyorlar. Bu korkunç bir durumdur. Mustafa Kemal, ‹ngiliz oyunlar›n› anlam›flt› fakat fazla imkân› yoktu. Benim imkânlar›m var, ben bu ‹ngiliz planlar›n› bozmak istiyorum.

Türk devleti benim Kemalist olmad›¤›m› çok iyi biliyor

Baz›lar› benim ikinci Atatürk oldu¤umu söylüyorlar. Benim Atatürk gibi olmak istedi¤imi söylüyorlar. Bunu söylemelerinin nedeni, koltuklar›n›n el-

Kapitalist sistem Ortado¤u ülkelerinin kültürünü hedef alm›flt›r

Kerkük’te geçen hafta bir patlama olay› olmufl. Sözde Türk ‹ntikam Birli¤i adl› bir örgüt üstlenmifl. Ne intikam birli¤i, Ergenekon’dur. El-Kaide de içinde. Bunlar hepsi birbirleriyle ba¤lant›l›, birbirlerine yapt›r›yorlar. Ergenekon’un ucu çok yukar›lara gidiyor. Ahtapot gibi her taraf› sarm›fllar. Bir ucu Rusya, bir ucu Hindistan, bilmem bir ucu nereye dayan›yor. Ergenekon, El Kaide, bilmem ne hepsi ayn› fley. Hindistan’daki Bombay olay› da, Pakistan’daki olaylar da ayn› fleyin parças›. Ben ‹ngiltere’nin Ortado¤u üzerindeki hegemonik yap›s›n›, politikalar›n› savunmalar›mda çok güçlü iflledim. Özet olarak yine belirtebilirim. fiunu iyi anlamak laz›m. Sovyet Rusya’n›n y›k›lmas›ndan sonra kapitalist sistem, Ortado¤u ülkelerini, kültürünü hedef alm›flt›r, savafl›n hedefi haline getirmifltir. Ortado¤u devletlerini, kültürlerini çözmeyene kadar da b›rakmazlar. Biz Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu çok elefltiriyoruz ama Osmanl›, bunlar› biraz birlefltiriyordu. Kapitalist sistem, son iki yüzy›lda Osmanl›’ya el att›, ba¤lad›, ne hale getirdi¤ini gördük. Çökertti. Ortado¤u planlar›nda benim için AKP de sadece bir flemad›r, bir uygulay›c›d›r. Yapmak istediklerini bu flema üzerinden uyguluyorlar. Bugün de gizli anlaflmalar› ben a盤a ç›kar›yorum. Bu nedenle üzerime geliyorlar. Olan Kürtlere oluyor. fiengal’deki Ezidilere 15 A¤ustos’ta yönelik bir katliam olmufltu. Bu da ayn› oyunun bir parças›. Ben bu katliamdan önce defalarca uyarm›flt›m. Onlar›n güvence alt›na al›nmas› için ça¤r›da bulunmufltum. Ben tüm Kürtlerin kendi öz


SERXWEBÛN

Bir iki göstermelik hak vermekle bu ifl çözülmez

Avrupa ikiyüzlüdür. Onlara güvenmiyorum, inanm›yorum. Sadece Avrupa’yla ilgileniyorlar. Marty Ahtisary o kadar demokratsa Kürtler için iki cümle sarfedebildi mi? Niye Kürtler için iki cümle sarfetmiyor. Marty Ahtisary o kadar dürüstse, Kürtler için bir fleyler yapmak girifliminde bulunabildi mi? Niye Kürtler için bir fleyler yapm›yor!

w.

ww

Marty Ahtisary’e söylensin, senin o adam›n Olli Rehn’in yapt›klar› olumsuz fleylere karfl› bir fley söyleyebildin mi? O kadar bar›fl yanl›s›ysan, -bar›fl ödülünü de ald›n, kutluyorum- Kosova için k›rk takla att›n Kürtler için bir kez olsun bir fley yapt›n m›! O kadar bar›fl istiyorsan, demokratsan Kürt sorununun çözümü bellidir. Hakikat Komisyonu kurulur, sen de istiyorsan içinde yer alabilirsin. Bu iflin çözümü için çaba sarfedersin. Bunlar benim ad›ma Ahtisary’e bir mektupla gönderilebilir. Bunlar soruna basit yaklafl›yorlar. Bu halka en ufak bir sayg›lar› bile yok. Türk-Kürt kardefltir diyorlar. Bir halk›n dilini bile yok sayacaks›n, kültürünü yasaklayacaks›n sonra da Türkler ve Kürtler kardefltir diyeceksin. Sen kimi kand›r›yorsun? Böyle kardefllik olmaz. Kardeflli¤i sa¤layacaksan bunun yolu, çözümü bellidir. Bu halk on befl bin y›ld›r ayakta duruyor, kendini yaflatm›fl. Sen, on befl bin y›ld›r ayakta duran bu halk› nas›l asimile edeceksin, dilini nas›l yasaklayacaks›n! On befl bin y›ll›k bir kültür, bir halk yok edilemez. Öyle bir iki göstermelik hak vermekle de bu ifl çözülmez. Radyodan dinledim, Erdo¤an ikide bir ça¤r› yap›yor, “sizin istedi¤iniz özgürlük bu mudur?” diyor. Ben de diyorum ki; senin söylediklerinin özgürlükle zerre kadar alakas› var m›d›r? Özgürlük için sen ne yapt›n? ‹ki fley bile yapabildin mi? Sen özgürlük için bir fley yapt›¤›ndan, özgürlük istedi¤inden emin misin!

ew e. c

Bunun sebebini anlamak ve bilmek istiyorum. Neredeler? Bu söylemin arkas›nda neden durmuyorlar? Bunlar soruna çok basit yaklafl›yorlar, iflte biz oyalayal›m, taktiksel davranal›m, bu flekilde onlar› oyalar›z, sonra da tasfiye ederiz, tarz› yaklaflm›fllar. Bu çok tehlikeli bir yaklafl›md›r. Bunu anlamak gerekiyor; bu sorun, bu flekilde çözülmez. Bu sorun halen oldu¤u gibi ortada duruyor. Benim daha ne kadar sabr›m olur, bilemiyorum, olaylar›n önüne ne kadar geçebilirim bilemiyorum tabi. Ölebilirim, nefesim kesilebilir, burada beni öldürebilirler de. Benim için bunlar önemli de¤il. Ama bu sorunu çözmezlerse herkes bu sorunun alt›nda kal›r, kaybeder. Ama Türkler daha çok kaybeder. Ben burada defalarca ça¤r› yapt›m. Gelin bu sorunu aram›zda çözelim, dedim. Neden bir cevap vermiyorlar. Gelip bu sorunu çözmek için u¤raflm›yorlar. Demek ki bunlar›n gelecek yüzleri yok, bunlar›n yüzleri kara.

ne t

savunma sistemlerini kurmalar›n›, bu yöndeki tedbirlerini almalar›n› defalarca dile getirdim. Diyarbak›rl›lar›n da kendi öz savunma sistemlerini kurmalar› gerekti¤ini söylüyorum. Demokratik Toplum Kongresi’ni kursunlar, her gün toplans›nlar, konuflsunlar, tart›fls›nlar demifltim. Öz savunmalar›n› böyle yapabilirler. Hürriyet Gazetesi konusuna da k›saca de¤inmek istiyorum. Hürriyet Gazetesi, gazetelerinde “Türkiye Türklerindir” diyor. Bunu bilinçli olarak yaz›yorlar. Hürriyet gazetesi, ‹srail kurulmadan bir y›l önce kuruluyor. Türkiye kamuoyunu haz›rlamak için kuruluyor. 1947’de de Barzani-‹srail iliflkisi haz›rlan›yor. Bu iki koldan kamuoyu haz›rlanarak bugüne kadar gelindi. Bunu böyle anlamak laz›m. Hürriyet Gazetesi’ni kuranlar Yahudilerdir. Hürriyet Gazetesi’nde bunu yapanlar da Türk de¤ildir, Türk oldu¤una da inanm›yorum. Hürriyet Gazetesi bizi “cani” olarak lanse etti. Bu flekilde aleyhimize propaganda yapt›lar. Maalesef kamuoyuna da bizi bu flekilde tan›tt›lar. Kimse benim kadar Türk Devletiyle savaflmad›. Ben Türkleri çok iyi bilirim, tan›r›m. Türkler ve Kürtler aras›nda, halklar aras›nda tabi ki düflmanl›k olmaz. Bunun zemini de yok. Çözüm tabi ki Türklerle birlikte yap›l›r. Bunu Türkleri d›flar›da b›rakmak için söylemiyorum. Demokratik olan da insani olan da budur. Bizimle ilgili iki strateji söz konusu. Biz 1999 y›l›na kadar Milli kurtulufl stratejisini, 1999’dan bu yana da Demokratik özgürlük stratejisini izliyoruz. Anlafl›lmas› gereken bu. fiimdi Demokratik özgürlük stratejisi için çal›fl›yoruz. Bu bir ayd›nlanma hareketidir. Bütün bunlar› bilince ç›karmak laz›m. Herkesin bu konuda duyarl› olmas› laz›m. On y›ld›r çok olgun davrand›m, sabrettim. Ben, gelin bu sorunu kendi aram›zda çözelim diyorum. Bunu 2001-2002’de devlet yetkililerinin kendileri belirtmiflti. Sorunu kendi aram›zda çözelim demiflti. Ben bu sözlerini ciddiye ald›m. Bunlar› 2001’de 2002’de hep söylüyorlard›, buraya da gelip gidiyorlard›. Gelip bunlar› söyleyenler neden flimdi ortal›kta yoklar?

Ocak 2009

om

36


Ocak 2009

SERXWEBÛN ye sorunlar›n› demokrasi içinde çözmek isteyen her kesim, sanayicilere kadar de burada yer alabilirler. Bana Hegel’in kitab›n› gönderirsiniz. Aleksandr Kojeve’nin Hegel ile ilgili kitab› Cogito’nun Wittgeinstain ile Descartes say›lar›n› gönderebilir. Bir de Do¤u Bat›’n›n baz› say›lar› gönderilebilir.

alacaklar› için takipçisi olacaklard›r. KNK’nin baflkan› kim? Kim seçildi? Talabani’yle yap›lan röportaj› dinledim, özünü anlad›m. TESEV’in raporunun özünü anlad›m. Harold Printer için bafl sa¤l›¤› diliyorum.

ne te we .c om

Ayd›nlar, Ermenilerden özür dileme kampanyas› bafllatm›fl. Baflbakan da bu konuda “biz ne yapt›k ki özür dileyelim” diyor. Ben daha evvel defalarca aç›klam›flt›m. S›rayla baz› fleyleri kabul ettirecekler. Türkiye kendi sorunlar›n› kendisi çözmelidir. Kad›n konusu önemlidir. Ben savunmalar›mda çok genifl aç›mlad›m. Daha önce de çok defa ifade etmifltim: Kürt erke¤inden pek bir fleyin beklenemeyece¤ini. Kad›nlar›n kendi kurumlar›n› oluflturmalar› gerekiyor. Ben kad›nlar için Akademi kurulsun demifltim. Yani bu kadar kad›n intihar etmifl. Kad›nlar bu konularda k›yameti koparmal›d›rlar. Akademi kurulursa kad›n sorunu daha da gündemleflir. Ben savunmalar›mda tekelleri inceledim. Bunlar›n güçlerini, iktidarlar›n› çözümledim. Ben üzerime düflen sorumlulu¤u yerine getirmeye devam edece¤im. Herkesi de Türkiye’yi de oyuna getirebilirler. Ama beni oyuna getiremezler. Ben flerefsiz, onursuz bir kifli gibi oyuna gelmeyece¤im. Kendi gücüm var, bu gücümü de demokratik bilinç için kullanmaya devam edece¤im. Hiç kimse beni bundan vazgeçiremez. Ben kendimi kulland›rtmam. Bana korkuyor diyorlar, taktik yap›yor diyorlar. Hay›r. Ben korkmuyorum, taktikte yapm›yorum. Ben demokratik özgürlük stratejisini hayata geçiriyorum. Böyle anlamak laz›m. Ben burada ça¤r›da bulunuyorum. Baflbakan’a da, Adalet Bakan›na da ça¤r›da bulunuyorum. Bu sorunu demokratik yollardan kendi aram›zda çözebiliriz. Bir ad›m at›l›rsa ben burada kendime düflen her tür deste¤i vermeye haz›r›m. Ayd›nlara da ça¤r›da bulunuyorum. Haluk onlar da seçim çal›flmalar›nda yer alabilir. Ne yap›yor, selamlar›m› iletiyorum. Ayd›nlar kendi tarihi sorumluluklar›n› yerine getirmelidirler. Ben burada elimden gelen çabay› gösterdim. Bu konu önemlidir. Daha önce söylediklerimi yineliyorum. Türkiye ayd›nlar›, demokratlar› birlikte sorunlar›n çözümü için inisiyatifi ele alabilirler. Bu illaki Kürtlerin partisiyle olsun demiyorum. Çok genifl kesimler bir araya gelmelidirler. Türki-

37

Oylar üzerinde oynanacak oyunlara çok dikkat etmek gerekiyor

ww

w.

Çat› Partisi olufltu mu? Nas›l uzlaflma sa¤lanam›yor? Ben öncelikli ilkeleri savunmalar›mda ve konuflmalar›mda yeterince aç›klam›flt›m. Bunlar bilinmiyor mu? Ancak bir araya gelerek kurtulufl ve alternatif olur. Sol’un bunu iyi anlamas› gerekir. Çat› Partisine iliflkin görüfllerim önceki savunmalar›mda var. fiu anda dünyada küresel bir krizin oldu¤u belirtiliyor. Kapitalizmin dört yüz y›ll›k bir egemenli¤i var, buna ekonomik kriz diyorlar. Ancak ben bu duruma savafl hali diyorum. AKP’nin içinde 17 grup var. CHP’nin içerisinde de gruplar var. Sol, neden bir araya gelemiyor! Yine bu konuda ‹talya ve birçok ülkede örnekler var. Fakat Türkiye’deki bir araya gelifl, daha özgün ve daha farkl›d›r. Sadece Sol’la s›n›rl› kalmamal›. Umar›m özünü anlar ve baflar›l› olurlar. Belediye encümenleri, meclis üyeleri için ortak adaylar m› ç›kartacaklar? Seçim konusunda dikkatli olmal›lar. Alt› milyon seçmenin art›fl›ndan bahsediliyor! ‹lginçtir. Oylar üzerinde oynayacaklar. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Yine baz› illeri vermeyecekler. Buna karfl› paralel seçim sand›klar› kurulmal›, her oy kullanan ayr›ca kendileri taraf›ndan oluflturulan di¤er sand›kta da oy kullanmak suretiyle oylar›n kaybolmas› önlenebilir veya en az›ndan ne kadar oy ald›klar›n›n tespitini yapm›fl olurlar. Bu önerim sadece bölge için de¤il, Bat› metropolleri, ‹stanbul, ‹zmir için de geçerlidir. Burada da seçime gereken önem verilmeli ve paralel seçim sand›klar› burada da kurulmal›d›r. Kürt Konferans›n› kim nerede yapacak? Avrupa’da m›, Güney’de mi? Kimin inisiyatifinde olacak? Olsun yine önemlidir, kendileri de içerisinde yer

Kürtlerin durumu 1920’deki Kahire Konferans›’yla belirlenmifltir

Son iki yüz y›ld›r ‹ngiltere ve daha sonras›nda ‘46’dan beri ABD ile devam eden bir sistem var. Bu sistem içinde Kürtlerin durumu 1920’deki Kahire Konferans›’yla belirlenmifltir. Kürt sorununa çözüm olarak çözümsüzlük belirlenmifltir. ‹ngiltere, Ortado¤u’da Araplar üzerinden bu egemenli¤ini kurabilmifltir. Ancak Anadolu’da 1918’den sonra Mustafa Kemal, bu süreci geçici de olsa tökezletti. 1925’ten sonra ‹ngilizler tekrar inisiyatifi ele geçirdiler. 1926-27’de oluflturulan siyasal teolojiyle Mustafa Kemal’in manevi ölümü gerçeklefltirilmifltir. fiimdi de bunu Kürtler üzerinde gelifltirmeye çal›fl›yorlar. Mustafa Kemal, ‹ngiliz oyunlar›n› biliyordu ama güç getiremedi onlarla uzlaflmak zorunda kald›. Kendisine 1926’da suikast düzenlenmiflti. ‹zmir Suikast›nda Kaz›m Karabekir’in üzerine gitti. Ancak daha fazla ileri gitmesine izin vermediler. Biliyorsunuz Fevzi Çakmak generaldi. Fevzi Çakmak’› bir türlü Genelkurmayl›ktan alamad›lar. ‹lginçtir flimdi gazeteler yaz›yor. Üzeyir Garih cinayeti. Üzeyir Garih, Fevzi Çakmak’›n mezar›n› ziyarete gitti¤inde öldürüldü. Burada çok ince bir mesaj var. Gazeteler de Üzeyir Garih’i öldüren kiflinin Fikri Karada¤’›n askeri oldu¤unu yaz›yor. Bunu ben söylemiyorum, bütün gazeteler söylüyor. Siz de okumuflsunuzdur. Mustafa Kemal, asl›nda Marks’›n Marksist olmamas› gibi Kemal de Kemalist de¤ildir. Kemalizm kavram› Mustafa Kemal’e ra¤men Mustafa Kemal’in d›fl›nda gelifltirilmifltir. T›pk› Marks’›n ‘ben Marksist de¤ilim’ demesi gibi. Mustafa Kemal önceleri Napolyon’a özendi, daha sonra Avrupa milliyetçili¤inin babas› Mazzini’den de etkileniyor, ama öyle olmad›. Mustafa Kemal olsa olsa Robespierre’ci olur. Robespierre’ci ne demek? Cumhu-


SERXWEBÛN

w.

ww

Diyalog kurulursa üzerime düfleni yapar›m rolümü oynar›m

‹srail, günümüzde Hamas ve Gazze’ye sald›r›yor. Oysa ki Hamas’› yaratan ve flimdi de Hamas’a sald›r›p yok etmeye çal›flan da yine ‹srail’in kendisidir. Hatta Hamas’a karfl› Filistin lideri Abbas’› destekliyor. ‹srail Gazze’yi tecrit ediyor, tecrit alt›nda tutuyor. Gazze’nin imdad›na Araplar ve baflka ülkeler yetiflirler. Ancak Kürtler için böyle bir durum yok. Kürdistan co¤rafyas›n-

lahl› de¤il, silahs›z sivil güçleri de dâhil devreye girer. Yaflanacaklar Gazze’den k›rk kat daha büyük olur. Bu nedenle çözüm için diyalog diyorum. Devlet muhakkak bir diyalog yolu açmal›d›r. Diyalog yolu Talabani üzerinden olabilir, DTP’yle olabilir, benimle de olabilir. Diyalog kurulursa üzerime düfleni yapar›m, rolümü oynar›m. Kürtler üzerinde oynanan oyunlar› görmek gerekir. ‹ngilizlerin Ortado¤u’yu denetim alt›na almak için yapt›¤› planlar›n sonucunu iyi görmek gerekir. Bu plana daha sonradan ABD dâhil olmufltur. Ancak esas planlay›c› ‹ngilizlerdir. ‹ngilizler, Asurîler üzerinde oynad›, sonlar› biliniyor, Asurîleri bitirdiler. Ermenilere el att›lar, sonu soyk›r›m oldu. En son Rumlara el att›lar Anadolu’da Rum kalmad›. fiimdi de Kürtler üzerinden bunu yap›yorlar. Benim ad›ma yaz›lacak mektupta flu belirtilebilir. Ben Talabani ve Barzani’yi uyar›yorum. ABD ve ‹ngiltere’nin kendi Kürt plan› var. Bu güçler Kürtleri denetim alt›nda tutmak için ve Kürt özgürlük hareketine karfl› kendilerine destek veriliyor. Bu oyuna gelmesinler. 1925’te fieyh Sait’in düfltü¤ü duruma düflmesinler. fieyh Sait’i kullan›p att›lar. fiimdi de kullan›p kullan›p çöpe atacaklar. Onlar fieyh Sait’ten daha geri bir duruma düflebilirler. Ben diyalog olmas›n demiyorum, görüflebilirler onlarla. Ancak onlar›n denetimine girmesinler. Bunlara karfl›l›k benim çözüm önerim olan Demokratik özgürlük stratejisi uygulan›rsa ‹ngilizlerin

ew e. c

da böyle k›rk Gazze var. Kald› ki Kürtlerin böyle s›k›flma ve teslim al›nma durumlar› da yok. K›rk da¤da güçleri var, politik durumlar›, güçleri ortada. Potansiyelleri, örgütlülükleri Türkiye, ‹ran, Irak, Suriye, Rusya, Kafkasya, Yunanistan, Avrupa ve dünyan›n birçok yerinde örgütlüdürler, tecrit alt›na al›p yok edemezsin. Buradan Erdo¤an’a sesleniyorum; ‹srail ve Hamas’›n ateflkes ilan› için Ortado¤u turu yap›yorsun, diyalog ar›yorsun, bunun için saatlerce görüflmeler yap›yorsun. Bunun için harcad›¤›n enerjinin k›rkta birini kendi co¤rafyan için niye harcam›yorsun? Cumhurbaflkan› Gül’ün de yeni y›l mesaj›n› dinledim. Eskinin tekrar› oluyor, terörist gibi ifadeler kullanmaya devam ediyorlar. Kulland›klar› bu dilden vazgeçsinler. Tamam, kendi toplumlar›na karfl› bazen olabilir ancak süreklilik arz etmemeli. Baflbakan ve Cumhurbaflkan›n›n ‹srail ve Filistin için çabalar›n›n amac› diyalog yaratmad›r. Ben de flunu söylüyorum, kendi ülken için de diyalog kanallar›n› aç›k b›rakman gerekir. Yeni y›l ve bu k›fl vesilesiyle diyalog kap›s›n› açal›m. Yoksa üç ay sonra gelifleceklerden beni sorumlu tutamazlar, bunlar›n sorumlusu bizzat kendileri olacakt›r. Direk olmazsa bile dolayl› bir diyalogun önü aç›lmal›d›r. Bu ifl, Kandil’i tecrit alt›na almak, Kandil’i bombalamakla çözülmez. Kald› ki PKK güçlüdür. ‹ran’da, Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’nin da¤lar›nda, Kafkasya’da ve Avrupa’da örgütlüdür. Silahl› güçleri vard›r. Sadece si-

ne t

riyetçi demek. Mustafa Kemal de Cumhuriyetçiydi. Robespierre ayn› zamanda burjuva radikal demokratistiydi. Bu nedenle de biliyorsunuz kafas›n› Giyotin’le kestiler. Mustafa Kemal’in de 192627’de yarat›lan siyasal teolojiyle manevi ölümünü gerçeklefltirdiler. Siyasal Teolojiye dayanan Kemalist anlay›fl› 1980’lere kadar, Evren’e kadar gelir, Evren’le sona erdi. CHP ve MHP bu anlay›fl› yans›t›r. 1946’den 1980’e kadar bu siyasal teolojiyi destekleyen ‹srail ve ABD, 1980’den sonra yeflil kuflak anlay›fl›n› devreye koyuyor. Ergenekon içerisinde bir kesim yeflil kuflak anlay›fl›na direndi. Bu direnen kesim flu an cezaevinde. Silivri de Ergenokon’dan yarg›lan›yorlar. Bu anlay›fl mahkemelik. Ergenekon davas›n› ciddiye almak gerekiyor. Perinçek halen içeride ABD’den korkmuyorum diyor ama ne halt yedi¤i ortada. Bana elefltiriler yöneltiyor, ancak benim halk deste¤im ortada, prati¤im ortada, kendisi ne durumda, partisi ne durumda belli. Bu söylediklerim iyice düzenlenip yay›nlanabilir, bu düflüncelerim kendisine ulafl›r. Belki okuyup ne halt yedi¤ini anlar. El-Kaide ile Araplar denetim alt›nda tutulmaya çal›fl›l›yor. Fethullah Gülen’le de Türkiye’deki ‹slami hareket kontrol edilmeye çal›fl›l›yor. Fethullah Gülen’in Amerika’da tutulmas›n›n sebebi, ‹slami hareketi kontrol alt›nda tutarak ikinci bir Humeyni olay›n›n önüne geçilmek istenmesidir. Fethullah Gülen asl›nda ABD’de de rehin olarak tutuluyor. Ben de burada rehin tutuluyorum ama ben denetime girmedim, girmem.

Ocak 2009

om

38


Ocak 2009

SERXWEBÛN d›nla, hangi noktada neler yapt›klar›n› biliyoruz” diyordu. Ben daha sonra düflündüm, daha sonra anlad›m bunu, askeri yetkilinin söyledi¤i do¤ruydu. Benim de bildiklerim var, aç›klamak istemiyorum, ancak zaman› geldi¤inde aç›klar›m. Ergenekon’un direk veya dolayl› olarak içimize s›zd›rd›¤› kiflilerle u¤rafl›p durdum. Bu askeri yetkili k›smen hakl› ç›kt›. Biliyorsunuz OsmanBotan onlar daha sonra 2004’te ayr›ld›lar. Bu adamlar beni çok u¤raflt›rd›lar, ben d›flar›dayken bir savafl gelifltirmeye çal›fl›yordum ama bunlarla u¤raflmaktan istedi¤im savafl› gelifltiremedim. Bu adamlar benim yirmi y›l›m› yediler. Gazetede okudum, Ahmet Altan onlar PKK’nin silahs›zland›r›lmas›, s›n›r d›fl›na çekilmesini çok yo¤un iflliyor. Benim ad›ma bu söyleyeceklerim iletilebilir. Ateflkes olabilir ancak ateflkes için talep gereklidir. Erdo¤an bugün ‹srail ve Filistin ateflkesi için gidip sa-

rum! Buradan PKK’nin yapmas› gerekenleri söylemiyorum. PKK’ye ne savafl derim ne de savaflma derim. Kendileri bilirler, kendi kararlar›n› kendileri verirler, zaten benim buradaki durumum da biliniyor. Ben burada onur mücadelesi veriyorum ve vermeye devam edece¤im. Ben görüfllerimi ortaya koyar›m, benden yararlanmak isteyen, benim düflüncelerimi de¤erlendirmek isteyen de¤erlendirebilir. Buna kendileri karar verirler. Burada birçok yetkiliyle görüfltüm. Beni ilk karfl›layan yetkili, “biz seni tan›mak istiyoruz” diyordu, bunun için bir çaba sarf ediyordu. Beni tan›yorlar da. Bu nedenle benim söylediklerimden, görüfllerimden yararlan›yorlard›. Hatta Hurflit Tolon onlar -ben daha önceki savunmalar›mda da sivil toplum anlay›fl›n› açm›flt›m- benim sivil toplum anlay›fl›mdan faydalanarak hemen üç yüz tane sivil toplum kurulu-

ne te we .c om

oyununu bozar. Demokratik özgürlük stratejisi çözümünden baflka çözüm de yok. Yap›lmas› düflünülen konferansta bunlar ve ulusal birlik derinli¤ine tart›fl›labilir. Olabilir ama onlar bu Konferans’a kat›laca¤› için onlar›n da inisiyatifi olacak. Türkiye’deki çözüm onlar› da ilgilendiriyor.

39

Kürtçe televizyon ile devlet kendi Kürt’ünü yaratmak istiyor

“PKK’ye ne savafl derim ne de savaflma derim. Kendileri bilirler, kendi kararlar›n› kendileri verirler, zaten benim buradaki

durumum da biliniyor. Ben burada onur mücadelesi veriyorum ve vermeye devam edece¤im. Ben görüfllerimi ortaya

koyar›m, benden yararlanmak isteyen, benim düflüncelerimi de¤erlendirmek isteyen de¤erlendirebilir”

atlerce görüflüp talepte bulunuyor. Arabulucu olmaya çal›fl›yor. Ateflkesin PKK’den istenmesi laz›m. Birilerinin talep etmesi gerekiyor. Diyorlar ki PKK güçlerini s›n›r d›fl›na çeksin. Bir talep olursa bu da olabilir, ya da kald›klar› yerde de durabilirler. Her ikisi de mümkün. Ancak tekrarl›yorum bunun için bir talep olmas› flartt›r. Daha önce s›n›r d›fl›na çekilme esnas›nda iki yüzden fazla insan›m›z yaflam›n› yitirdi. Bunlar›n hesab›n› kim verecek? Birileri talepte bulunup sorumluluk almal›d›r. Yine k›rk bin insan yaflam›n› yitirdi. Bunlar ne olacak? Ben bu nedenle daha önce de önermifltim. Bir Hakikati Araflt›rma ve Adalet Komisyonu oluflturulsun, demifltim. Ateflkes için devletin ad›m atmas› gerekir. Ben daha önce de söylemifltim. Ben kanuna uygun davran›yo-

ww

w.

Kürtçe televizyon meselesine de¤inece¤im. Benim bu konuda söyleyece¤im tek bir fley var: “Bayram de¤il, seyran de¤il, enifltem beni niye öptü?” meselesidir. Bunun sonucunda olanlar da malumdur. Herkes biliyor. Bu öyle Erdo¤an’›n kendi iste¤iyle yapt›¤› bir fley de¤ildir, Erdo¤an’a dayat›l›yor. Ben Erdo¤an’a sesleniyorum, öyle üstten birileri dayatt›¤› için bir fleyler yapma. Bunlar›n hepsi ABD’nin dayatmalar›d›r. Kanunsuz ifl yap›yorlar! Ben burada bac›mla iki kelime Kürtçe konufltu¤um için uyar› al›yorum, Kürtçe konuflam›yorum, bu kanuna uyuyorum. Bunun için TV kurulmas› için anayasal ve yasal düzenleme gerekiyor. Hukukçular bilir kanunlar›. Bac›mla iki kelime konuflmam› engelliyorsun ama bir Kürtçe televizyon kuruyorsun! Yasas›, kanunu olmadan sen nas›l kanal kurabiliyorsun! Türkiye’de kanunsuz ifller yap›l›yor. Ben burada kanunlara uygun davran›yorum. Benim demokrasi anlay›fl›m tabandan tavana do¤rudur. Oysa burada üstten bir dayatma söz konusudur. Sen kendi kendine kanal kuruyorsun. Kendi kendine kanal kurmakla olmaz. Kürtçe televizyon ile devlet, kendi Kürt’ünü yaratmak istiyor. Daha önce söylemifltim, bölgede birçok yerde holdingler kurulmufltu, AKP içindeki Zapsu gibilerin holdingleriyle ekonomik yoldan Kürtleri denetim alt›na almakt›. Kürtçe televizyonla da bu denetimin kültürel boyutunu tamamlamak amaçlan›yor. ‹mral›’ya getirildi¤im dönemde beni karfl›layan askeri yetkililerden biri bana; “Apo, senin adamlar›n sana yalan söylüyorlar, seni kand›r›yorlar” demiflti. Hatta “Selim Çürükkaya’n›n Bingöl’de hangi cadde hangi sokakta hangi ka-

flu kurdular. Bununla benim sivil toplum anlay›fl›m› bofla ç›karmaya, içini boflaltmaya çal›flt›lar. Ben bütün bunlar› 125 sayfal›k savunmamda detayl› açt›m. Benim buradaki tüm konuflmalar›m savunmad›r. Ben burada savunmalar›m› derinlefltiriyorum. Bu söylediklerimi savunmam›m son k›sm›nda da de¤erlendiriyorum.

Kad›nlar ideolojik ve teorik düzeylerini güçlendirmeliler Asl›nda kad›na iliflkin kapsaml› ve uzun de¤erlendirme yapmak istiyordum. Ama zaman›m›z kalmad›. Daha sonra de¤erlendiririm. Daha önce Kad›n Akademisi’nin kurulmas› gerekti¤ini söylemifltim. Burada kendi öz savunma güçlerini gelifltirsinler. Bu öz savunma gücüyle kendilerini


SERXWEBÛN

Sa¤l›k sorunlar›m devam ediyor

ww

w.

Sa¤l›k durumum, gördü¤ünüz gibi. ‹laç kullanmaya devam ediyorum. ‹ki ay geçti, bir ay kald›. Ürolog bu ilac›n sonucunu bir ay sonra de¤erlendirecekmifl. Geçenler de idrar ve kan örneklerini ald›lar alt› tüp. Adli t›pa götürüyorlar. Ama henüz sonuçlar› gelmedi. Bunun d›fl›nda bo¤az›mdaki ak›nt› devam ediyor. Vücudumda yayg›n kafl›nt›lar var; dizkapaklar›mda, kollar›mda, s›rt›mda. Yara yok ama k›zar›kl›klar olufluyor. Lekeler yok. Kafl›d›¤›m yerlerde sonras›nda k›zar›kl›klar ve kabarmalar olufluyor. Bunun nedeni araflt›r›labilir bir cilt uzman›na sorulabilir. Ben dört ayd›r radyo dinleyemiyorum. Küçük bir radyo verdiler, onda da ayn› problem devam etti. H›fl›rt›l› çal›fl›yor. ‹lginçtir, arada konuflma sesleri geliyor. Ne dedikleri tam anlafl›lm›yor ama birileri konufluyor, d›flar›dan sinyalle engelliyorlar. Müdürle de konufltum, bu radyoyu dinlemek benim yasal hakk›m, Müdür de bunu

Bence Türkiye’de en az 25 milyon civar›nda Kürt vard›r.

Çat› Partisi için demokratik birlik esas al›nmal› Çat› Partisiyle ilgili durum nedir? Çat› Partisi önemli bir ihtiyaç. Ben bu konuda avukatlar›ma da daha önce de görüfllerimi söylemifltim. Tabi ne kadar yans›t›ld› bilmiyorum. Sosyalist birlik olmaz, bu daralt›r. Demokratik birlik esas al›nmal›, bu temelde genifl tutulmal›. Böyle ele al›nmal›. Sizin partiniz de sosyalist demokrasi partisi. Bu nedenle demokrasiyi iyi çözümlemelisiniz. Hangi örgütler vard›? ESP kim, bunlar bir kurulufl mu, hangi çevreden? Filiz hala SDP Baflkan› m›? Mahir Say›n ayr›ld›, yeni parti kurdu. Mihri Belli nas›l? Sa¤l›k sorunlar› varm›fl galiba. Beni birkaç defa d›flar›da oldu¤u dönemde görmeye çal›flm›flt›. Benim ad›ma görülüp selamlar›m› söyleyin. Çat› Partisi konusundaki düflüncelerim de ona aktar›labilir. Daha önce de söylemifltim. Çat› Partisi demokratik birlik olmal›, sosyalist birlik olmaz. Sosyalist birlik, Çat› Partisi’nin ruhuna terstir. Çat› partisi genifl olmal›, içerisinde tüm kesimler kendini temsil edebilmeli. Demokratik ilkeler etraf›nda bir araya gelinmeli. Bu demokratik birlikte, Türkiye solu, Liberaller, demokrasiye inanan dindarlar, ‹slami kesim bu Çat› partisi alt›nda yer alabilmeli. Bunun ismi Demokratik Kongre Partisi olabilir. Ama Çat› Partisi bileflenleri farkl› bir isim de kullanabilirler, sayg› duyar›m. Önemli olan içeri¤idir, demokratik birli¤in hayata geçirilmesidir. Bu birlik kendini halka anlatacak bir dergiyi ‹stanbul’da ç›karabilir. Derginin ismi Demokratik Uygarl›k veya buna benzer farkl› bir isim de olabilir. Benim yaz›lar›m da bu dergide yay›nlanabilir. Ben Çat› Partisine iliflkin görüfllerimi savunmalar›mda daha detayl› açt›m. Demokratik birli¤in önemini derinlemesine iflledim. Savunmalar›m okununca görülebilir. Benim bu görüfllerim Çat› Partisi bileflenlerine anlat›labilir. Bunun d›fl›nda uygun görülen ayd›n ve yazarlarla paylafl›labilir. Hatta benim savunmalar›m

ew e. c

söyledi. Radyo dinlemek sizin yasal hakk›n›zd›r, dedi. Ama dinleyemiyorum, sinyalle engelleniyor. Bu nedenle radyoyu geri verdim. Müdürle konuflulabilir, gerekli giriflimlerde bulunulabilir. Yeni radyoyu henüz almad›m. Radyo savc›l›k üzerinden gönderilebilir. Bir ekip de¤iflikli¤i oldu, anlayamad›m! Özel giysiler giyiniyorlar, eskiden de böyle giyiniyorlard›. Bu ekip daha resmi. Bana yans›yan olumsuz bir fley yok. Eskisi gibi mazgal kap›s›yla oynam›yorlar. Tabi flimdilik. Kimler al›nm›fl? Yalç›n’› tahmin ediyordum. Yalç›n teorisyen biri. Tuncer K›l›nç da m› al›nd›, gözalt›nda m› flu an? Bir numara o muymufl? Kaç muvazzaf gözalt›na al›nd›? Genelkurmay’›n buna itirazlar› m› var? Peki, o zaman niye topland›lar? Bunlar›n hepsi Amerika güdümlü fleyler. Ergenekon ve bu operasyon’a iliflkin görüfllerimi daha sonra söyleyece¤im. Filistin gündemi ikinci s›raya m› düfltü? Yani ‹srail vurmaya devam ediyor. Yani savafl devam ediyor, Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. Bu önemli bir konu, yani ortada bir dan›fl›kl› dövüfl var. Acaba Erdo¤an’a ra¤men mi sald›r› yap›l›yor yoksa Erdo¤an’›n onay› dâhilinde mi? Durum kar›fl›k. Bunu niye soruyorum? Çünkü bu önemlidir. Bu harekât Erdo¤an’a ra¤men mi yap›ld› yoksa Erdo¤an’›n onay›yla m› yap›ld›? Çünkü bu durum tarihi etkileyecektir. Tarih buna göre flekillenecektir. Ben bu nedenle bunu anlamaya çal›fl›yorum. Buna göre yorumlar›m› yapaca¤›m. Hava sald›r›s› devam ediyor mu, var m› hava sald›r›lar›? Hava sald›r›lar›ndaki kay›plar› ne? Hava sald›r›lar› ne kadar s›kl›kta, her gün oluyor mu? Suriye’de durumlar nas›l? Suriye’deki halk›m›z›n durumunu merak ediyorum, dostlar›m›z nas›llar? ‹ran’da durumlar ne? ‹dam cezas› verilenler PJAK üyesi mi, sivil Kürt mü? Demek ki yurtsever halk›m›za karfl› bask›lar devam ediyor. Ben ‹ran, Irak ve Suriye’deki halk›m›z›n durumunu merak ediyorum. Talabani ve Barzani ile ilgili bas›nda bir fley var m›? Amerika’da bir vakf›n yapt›¤› araflt›rmadaki Kürt rakam› do¤ru de¤il.

ne t

fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüklerini koruyup, gelifltirsinler. Kampanya, bunlar pratik fleyler, kad›n›n üzerinde örülen a¤lar›n yan›nda çok hafif kal›r. Kad›nlar bu a¤lar› aflmak için ideolojik ve teorik düzeylerini güçlendirmeliler. Bunun için bir araya gelerek gruplar ve birlikler kurmal›lar. Geçmiflte bunlara tarikat deniyordu, ben de buna birlik diyorum. Diyarbak›r’da ve baflka yerlerde bitki isimleri kadar say›s›z dernek kurabilirler, do¤a ve çevreyle ilgili de dernekler kurabilirler, örgütlülüklerini bunlar üzerinden gelifltirip derinlefltirebilirler. Her insan›n bir grubu, bir örgütü olmal›. Bence örgütsüz insan bir hiçtir. Benim bu y›l ki slogan›m; düflünmeye cesaret edin, daha do¤rusu demokratik ve özgür düflünmeye cesaret edin! Bunlar› gençler için de söylüyorum. Gençler de örgütlülüklerini gelifltirip, birlikler kurabilirler. Bunun d›fl›nda buraya, cezaevi genel müdürlü¤ünden biri geldi. Çok ilginçtir, benimle tokalaflt›. Buraya bir cezaevi infla edeceklerini söyledi. Ben de yap›ls›n, ondan sonra konuflal›m, dedim.

Ocak 2009

om

40


Ocak 2009

SERXWEBÛN hayata geçirdiler. Oysa Mustafa Kemal de, Robespierre de demokratik cumhuriyeti hayata geçirmeye çal›fl›yorlard›. Kendi dönemlerinde demokratik cumhuriyetçiydiler. Zaten Mustafa Kemal’in cumhuriyet anlay›fl›n›n hayata geçirilmesine izin verilmedi, kendisine suikast düzenlendi. Biliyorsunuz ‹zmir Suikast› Olay›n›. Bu Suikast› düzenleyenlerin aras›nda Kaz›m Karabekir vard›. Mustafa Kemal bunu biliyordu, Kaz›m Karabekir’in üzerine gitti. Onu yarg›lay›p cezaland›rmaya çal›flt›. Ancak bunu önlemek için o dönemin tüm generalleri afla¤›ya indi. ‘Sen Kaz›m Karabekir’i al›rsan biz de seni al›r›z’, dediler. Mustafa Kemal anlad› ki Kaz›m Karabekir’in arkas›nda çok ciddi güçler var. Bu güçle uzlaflmak zorunda kald›. Demokratik Cumhuriyet düflüncesini bu güçlerin kuflatmas› nedeniyle hayata geçiremedi. Buna engel olundu e¤er engel olunmasayd›, flu an demokratik bir cumhuriyet var olacakt›. Biliyorsunuz daha sonra Londra merkezli bir iktisat kongresi yap›ld›. 1923 ‹zmir ‹ktisat Kongresi bunun ürünüdür. Böylece ekonomide bu gücün denetimine girdi. Bu süreçte Mustafa Kemal’in demokratik cumhuriyet projesi tasfiye edildi yerine Almanya, ‹ngiltere ve Fransa’n›n destekledi¤i ulus-devlet anlay›fl› hayata geçirildi. Daha sonra ABD devreye girdi. Ergenekon’un tasfiye edilmesinde ABD etkili oldu. Çünkü ABD’nin kendi yeni bir Kürt plan› vard›, bunu hayata geçirmek istiyordu. Bunlar ABD’nin kendi Kürt politikas›n›n hayata geçirilmesine izin vermiyorlard›, buna karfl› direniyorlard›. ABD, PKK’yi bu haliyle tutmak istemiyor ve buna yönelik planlar› var. Ergenekon’dan gözalt›na al›nanlar›n ço¤u 1960’lardan itibaren ABD taraf›ndan e¤itilen özel harpçilerdir. Amerika bunlara ‘siz beni mahvettiniz, beni bat›rd›n›z’ dedi ve çöpe att›. Amerika flimdi de kendi projesini ›l›ml› ‹slam üzerinden hayata geçirmek istiyor. Bunlar kendilerine Kemalist diyorlar, Atatürkçü diyorlar ama hiçbirinin Mustafa Kemal’le bir alakas› yok. Mustafa Kemal’in karikatürünün karikatürü bile olamazlar. Veli Küçük ne bilir Mustafa Kemal’i ne

anlar Mustafa Kemal’den? Aralar›nda da¤lar kadar fark var. Bunlar Mustafa Kemal’i anlamad›lar.

ABD K›z›l Elmaya karfl› ›l›ml› ‹slam düflüncesini devreye soktu

ne te we .c om

uygun görülen birkaç ayd›n akademisyene verilebilir ve tart›fl›labilir. Sol’u uyar›yorum. Türkiye’nin ihtiyac› demokratik birliktir. Sol bu demokratik birlik etraf›nda toplanmal›d›r. Aksi halde direk olmasa bile dolayl› olarak Ergenekon’un solu durumuna düflerler, Ergenekon’un solu olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Ergenekon’un solu olmamaya dikkat etsinler.

41

Mustafa Kemal’in kendi ba¤›ms›zl›kç› çizgisi vard›

ww

w.

Ergenekon’la ilgili görüfllerimi ifade edeyim. Bugün yaflananlar 1920’de temelleri at›lan ‹ngiliz plan›n›n sonuçlar›d›r. Bu plan 1921 ve 22’den itibaren hayata geçirilmeye baflland›. Benim Mustafa Kemal’den bahsetmemin nedeni bu ‹ngiliz planlar›n› bilmesi ve buna karfl› izledi¤i ba¤›ms›zl›kç› yoldur. Mustafa Kemal’in bu dönemde savunulacak tek taraf› budur. Ben daha önce Tarihin S›rad›fl› Çizgisi diye bir kitap okumufltum. ‹lginç bir kitapt›. Bulunup okunabilir. K›smen baz› fleyleri aç›kl›yordu. Mustafa Kemal’in, kendi ba¤›ms›zl›kç› çizgisi vard›, cumhuriyet ve demokrasiyi esas al›yordu. Mustafa Kemal ilk bafllarda Napolyon gibi davrand›, o yolda ilerliyordu ama daha sonra bundan vazgeçerek, Robespierreci çizgiyi benimsedi. Robespierre kimdir? Bir Jakobendir. Fransa’da Cumhuriyeti hayata geçirmeye çal›flan biriydi. Evet, Mustafa Kemal, Robespierreciydi. Ve Robespierre de demokratik cumhuriyetçiydi. Cumhuriyeti hayata geçirmeye çal›fl›yordu. Biliyorsunuz Robespierre Jakobendi ve Frans›z burjuva demokrat›yd›. Cumhuriyetini korumak için giyotini çok s›k kullanan biriydi ama daha sonra kendisi de çok yak›n arkadafllar› taraf›ndan giyotine götürüldü. Mustafa Kemal de cumhuriyeti kurmaya ve korumaya çal›fl›yordu ama kendi etraf›ndaki ‹ngilizlerle iliflkili kadrolar taraf›ndan kuflat›larak etkisizlefltirildikten sonra, bunlar yaratt›klar› siyasal teolojiyle 1924’lerde Mustafa Kemal’in manevi ölümünü gerçeklefltirdiler. Bu siyasal teoloji, tanr›laflt›rma ve peygamberlefltirme gibi kavramlar› gündeme getirdi ve bunu

Ben bu oyunlar› gördüm. Bozmaya çal›flt›m ve çal›fl›yorum. Ben oyunlar›na gelmedi¤im için onlar için engeldim, o nedenle buraya getirildim. Benim buraya getiriliflim, Ortado¤u’da birçok fleyi de¤ifltirdi. Saddam’›n gitmesi benden sonrad›r. Böylece Irak’› denetim alt›na ald›lar. Daha sonra El Fetih’i tasfiye ettiler. fiimdi s›ra Hamas’ta. Daha sonra ayn› yöntemle Esad’› götürecekler, yani s›ra Suriye’ye gelecek. Türkiye içinde ayn› fleyleri planl›yorlar. Bu nedenle Hükümet’i uyar›yorum; bu oyunlara gelmesinler. Biz sorunumuzu kendi içimizde çözelim, diyorum. Daha önce buraya gelen flimdi cezaevinde olan Atilla U¤ur karfl›mda oturdu¤unda “sorunu kendi içimizde çözelim” diyordu. Ben de “evet” dedim. Ama onu da uyard›m, “beni kullanmaya, kand›rmaya çal›flmay›n, yapamazs›n›z bunu” dedim, zaten yapamad›lar da. Ben onlar›n oyununa gelmedim. Onlar›n Kürt sorunu konusunda gerçekçi ve kal›c› çözüm önerileri yoktu. Kürt sorunun ne anlayabilecek durumdayd›lar ne de çözebilecek durumdayd›lar. Nitekim durumlar› ortadad›r. ABD’nin bunlar› tasfiye etmesinin bir di¤er nedeni de, bunlar›n bana ve PKK’ye yaklafl›mlar› ve Kürt sorunu konusundaki politikalar› oldu. Bunlardan dolay› beni Ergenekon’la iliflkilendirmeye çal›fl›yorlar. Oysa ki ben o zaman da kendilerinin Kürt sorunu konusunda tutarl›, gerçekçi ve inand›r›c› çözümleri olmad›¤›ndan dolay› hiçbir flekilde onlarla hareket etmedim. Yine Ergenekon’u PKK ile iliflkilendiriyorlar, bu güçler, PKK’yi denetim alt›na almak için bunu, PKK içinde temasa geçtikleri Çürükkaya, fiemdin Sak›k gibi isimler üzerinden yap›yorlard›. ‹ngilizler ise Avrupa’da Kani üzerinden baz› fleyleri yapmaya çal›flt›lar. Ben o dönemde Kani’yi bu konuda uyard›m, oyuna gelme dedim, ama beni dinle-


SERXWEBÛN

42

Çat› Partisi bir an önce hayata geçirilmeli

Marks’› elefltiriyorum. Marks, kapitalizmi çözümledi¤ini söylüyordu ancak kapitalizmi, ulus-devleti tam olarak çözümleyemedi. gerçekçi düflünüyorlard›. Marks iktidar› çözemedi. Halk› iktidar karfl›s›nda savunmas›z ve silahs›z b›rakt›” Savunmalar›mda ayr›ca kapitalist sistemi çözümledim. Savunmalar›mda kapitalist sistemi çözümlerken Fernand Braudel’in baz› düflüncelerinden etkilendim. Kendisine bu konuda teflekkür ediyorum. Braudel, ‘kapitalizm, Pazar karfl›t›d›r’ diyor. Ben de bu düflüncesine kat›l›yorum. Bu kavram› daha önce kullanm›flt›m. Kapitalizm tekelcili¤e dayan›yor. Fiyat fark› yaratarak sömürüyü esas al›yor. Ben küçük esnafa, küçük tüccara karfl› de¤ilim. Küçük dükkânlar, küçük iflletmeler olabilir ama ben tekel karfl›t›y›m. Benim anti-kapitalistli¤im de budur. Otomobile karfl› de¤ilim, otomobilcili¤e karfl›y›m. Uça¤a karfl› de¤ilim, uçakç›l›¤a karfl›y›m. Endüstriye karfl› de¤ilim, endüstriyalizme karfl›y›m. Dine karfl› de¤ilim, dincili¤e karfl›y›m. Bunlar anlafl›lm›fl olmal›. Ben ulus-devlete karfl› daha önceki savunmalar›mda çözüm önerilerimi sunmufltum. Daha önce Aysel onlar gelip gidiyorlard›. Benim o dönem söylediklerimi anlayamad›lar, anlatamad›lar. Ancak baflkalar› bu düflüncelerimi onlardan önce kulland›lar. Hurflit Tolon onlar üç yüz adet sivil toplum örgütü kurdu, hepsini kendisine ba¤lad›. Asl›nda o zaman bu, Sol’a karfl› kurulmufl bir kumpast›, bir komploydu. Sol bunu göremedi, bu oyuna geldi. Bunlar DTP’yi de çekmeye çal›fl›yorlard›. Ben durumu fark ettim, biliyorsunuz o dönem müdahalelerim oldu, böylece engelledim. Asl›nda bugün de benzer bir tehlike var. Bu nedenle demokratik birlik, yani Çat› Partisi bir an önce hayata geçirilmeli. 2000’lerdeki komploya düflülmemelidir. Kürt Konferans›’na iliflkin; önemli olan Kürtlerin birli¤idir, bir araya gelmesidir. Bu dönemde bölgede Kürtle-

w.

ww

om

Ama Bakunin, Kroptkin onlar devlet ve iktidar konusunda daha

ne t

Ben birçok fleyi savunmalar›mda çok derinlikli açt›m. fiu an savunmalar›m›n son iki k›sm›na geldim. Türkiye ve Kürdistan’› de¤erlendirece¤im. Bu geliflmeleri daha derinlikli açaca¤›m. Savunmam›n ismi Demokratik Uygarl›k Manifestosu olabilir. Biliyorsunuz, ben de uzun süre ulus-devlet düflüncesindeydim. Ama bunu aflmaya çal›fl›yordum. Bu düflünceyi aflmak için çabalar›m ‘90’larda bafllad›, ciddi yo¤unlaflmalar›m vard›. Ancak ulus-devlet teorisini aflmay› 2000’lerde baflard›m. Hatta Yalç›n Küçük ‘Apo, bunal›mda’ diyordu. Olabilir, bu bunal›m ulusdevleti aflma bunal›m›d›r. Ben bu savunmalar›mda ulus-devleti derinli¤ine çözümleyip aflt›m. Hegel üzerinde ciddi anlamda yo¤unlaflt›m. Marks’› güncelleyerek aflt›m. Ben Marks’› reddetmiyorum. Marks’› elefltiriyorum. Marks, kapitalizmi çözümledi¤ini söylüyordu ancak kapitalizmi, ulus-devleti tam olarak çözümleyemedi. Ama Bakunin, Kroptkin onlar devlet ve iktidar konusunda daha gerçekçi düflünüyorlard›. Marks iktidar› çözemedi. Halk› iktidar karfl›s›nda savunmas›z ve silahs›z b›rakt›. Ben ise iktidar› çözdüm ve halka iktidar karfl›s›nda kendini savunma yöntemi olarak demokrasiyi gelifltirdim. Ben her türlü ayr›l›kç›l›¤a karfl›y›m. Milliyetçilik temelli ayr›l›kç›l›¤a da, cinsiyetçi ayr›l›kç›l›¤a da dinci ayr›l›kç›l›¤a da karfl›y›m. Sahte bilimcilik, sahte dincilik, milliyetçilik, cinsiyetçilik ideolojilerine karfl›y›m. Bunlar› savunmalar›mda derinli¤ine çözümledim.

“Marks’› güncelleyerek aflt›m. Ben Marks’› reddetmiyorum.

rin birli¤ine iliflkin ilgili kifli veya çevrelerle görüflmeler yap›labilir. Yine seçimlere de birlik halinde girilmelidir.

ew e. c

medi. Bunun gibi yöntemlerle PKK’yi denetim alt›na almak istediler ama baflaramad›lar. Beni ve PKK’yi bu yöntemlerle denetime almalar›na izin vermedim. Ama bu oyunlarla CHP’nin bafl›na Baykal getirilerek Sol tasfiye edildi ve etkisiz hale getirildi. MHP’nin de bafl›na da Bahçeli’yi getirerek kontrol alt›na ald›. ABD, K›z›l Elmaya karfl› ›l›ml› ‹slam düflüncesini devreye soktu ve tüm sa¤› ›l›ml› ‹slam düflüncesi alt›nda AKP ve Erdo¤an etraf›nda toplayarak denetimi alt›na ald›.

Ocak 2009

Tek tarafl› bir ateflkes söz konusu olamaz

Ateflkesin koflullar› ortadad›r. Bir taraf duracak bir taraf sald›racak bu flekilde ateflkes olmaz. Biz daha önce defalarca tek tarafl› ateflkesler ilan ettik, ateflkes ilan etme sorunumuz yok ama koflullar uygun olmal›d›r. Bu nedenle ateflkes için bir ça¤r› yap›lacaksa bu taraf biz de¤iliz. Tek tarafl› bir ateflkes söz konusu olamaz. Bugün ‹srail’in Hamas’tan talep etti¤i kadar bile olsa bir talep olmal›d›r. Bizim ateflkese iliflkin yaklafl›m›m›z bellidir, bunu defalarca söyledik. Ateflkes için koflullar uygun hale getirilmelidir. Bu dönemde geri çekilme olmaz. Geri çekilmenin olabilmesi için çok daha önemli ve a¤›rl›¤› olan ciddi giriflimler olmal›d›r. Bu konuyu daha sonra de¤erlendiririz. fiu an tart›fl›lmas› bile do¤ru de¤ildir, tart›flma flartlar› mevcut de¤ildir. Bu dönemde ancak silahlar susabilir. Ama geri çekilme olmaz. Silahlar›n susmas› için de daha önce belirtti¤imiz flartlar gerçekleflmeli. Bu konudaki görüfllerimi daha sonra daha detayl› aç›klayaca¤›m. Ben daha önce de söylemifltim, PKK’ye yap veya yapma demem. Bu konuda karar› onlar kendileri verirler. Bu konuda Hükümet’e sesleniyorum; bu sorun ‹srail’in Gazze’yi iflgal etmesi, sarmas› gibi yöntemlerle çözülemez. Gazze küçük bir yerdir, sar›labilir ama Kürtlerin k›rk da¤› var, k›rk da¤da varlar, örgütlüler. Hangi da¤› saracaks›n? Gazze’den k›rk kat daha büyük sonuçlar› olur. Bahara kadar


Ocak 2009

SERXWEBÛN

bu üç ayl›k zaman zarf›nda bar›fl›n geliflmesi için giriflimler yap›lmal›d›r. Bu önemlidir. Geliflmelere göre düflüncelerimi daha sonra paylafl›r›m.

Berktay’›n Tarihin Cinsiyeti kitab›n› istiyorum. Daha önce söylemifltim Cogito’nun istedi¤im say›lar›n› getirirsiniz. Dergileri getirmeye devam edersiniz. Hobbes’in Sermaye Ça¤› ve ‹mparatorluk Ça¤› kitaplar›n› istemifltim

n›n 90. maddesi gere¤ince iç d›fl kanun fark› ortadan kalk›yor. Bu nedenle A‹HM’in karar› uygulanmal›d›r. Siz de bunun üzerinde durursunuz. Benim yeniden yarg›lama dosyam A‹HM’de devam ediyor. Benim burada tüm söylediklerim savunma çerçevesinde anlafl›lmal›d›r. Ben burada bir hükümlüyüm. Bir tutuklu veya hükümlünün Cumhurbaflkan› veya Baflbakan› tehdit ve uyarmas› mümkün müdür? Pozisyonum nedeniyle mümkün de¤ildir. Ben buraday›m. Buradan koskoca bir cumhurbaflkan›n›, baflbakan›, dolay›s›yla devleti tehdit etti¤im iddias› gülünçtür. Burada bu koflullarda bana PKK’yi yönet deseler de ben yine de yönetmem, bu koflullarda yönetmeyi, talimat vermeyi do¤ru bulmuyorum. Ben, demokratik yap›m gere¤i de bu flartlarda örgütü yönetmem, talimat vermem. Yönetmenin koflullar›n›n olmas› laz›m, bu koflullar burada yok. Ben buraday›m, oysa tehdidin farkl› koflullar›, kanallar› ve araçlar› var. Uyar›n›n da farkl› bir konumu var. Ben burada bunlara sahip de¤ilim. Benim burada yapt›¤›m ne tehdit ne uyar›d›r, olsa olsa elefltiridir. Benim elefltiri hakk›m vard›r savunma baz›nda. Evet, ben elefltiriyorum, devleti, Cumhurbaflkan›’n›, Baflbakan’› elefltiriyorum. Buna da hakk›m var. Benim elefltiri hakk›m vard›r. Dolay›s›yla benim burada söylediklerim savunma ve elefltiri hakk› çerçevesindedir. Savunma hakk›na kanuna ayk›r›d›r diye ceza verilemez. Savunman›n illa kanuna uygun olmas› gerekmez. Zaten savunma kanuna ayk›r› oldu¤u için savunmad›r. Savunman›n kanuna ayk›r› olmas› bu nedenle suç say›lamaz. Adalet Bakan› fiahin de benim için “bombalar› b›rakt›rma” flart›n› kofluyor. Benim burada örgütü yönetebilmem için koflullar›m›n olmas› laz›m, iletiflimimin olmas› laz›m. PKK üzerinde etkinlik sa¤layabilmem için bunlar›n sa¤lanmas› laz›m. Bunlar sa¤lansa bile e¤er demokratikleflmeye, demokrasiye hizmet edecekse ben PKK’ye flunlar, flunlar isteniyor, diye ancak öneride bulunabilirim. PKK de bunlar› kendi aralar›nda de¤erlendirir, bana bildirir, onun üzerinden de¤erlendirme yap›labilir. Ancak bu iletiflim koflullar›n›n sa¤lanmas› ile mümkün olabilir.

ne te we .c om

Çözümü d›flar›da aramamak gerekir çözüm demokratik birliktedir

43

Burada yapt›¤›m tüm konuflmalar savunma hakk› kapsam›ndad›r

Bana yeni bir hücre cezas› istemi var, idare taraf›ndan. Muhtemelen onaylarlar. Y›lbafl› mesaj›mla ilgili soruflturma aç›lm›fl, savunmam isteniyor. Benim burada örgüt liderli¤imi devam ettirmek istedi¤im, örgüte talimat verdi¤im ve devleti tehdit etti¤im belirtiliyor. Önceki görüflmemde geçen; Hamas ‹srail’e karfl› direniyor, ‹srail Hamas’› yok edemez, Hamas’tan k›rk kat daha güçlü olan PKK’yi asla yok edemezler sözleri nedeniyle yeni bir hücre cezas› talebi var. Cezaevi idaresi taraf›ndan talep ediliyor. Tabii savc›n›n talimat›yla bu olmufltur. Ben buna karfl› iki sayfal›k savunma haz›rlad›m. Bu savunmam› özet olarak burada size de belirteyim. Benim burada sizinle yapt›¤›m tüm konuflmalar, görüflmeler savunma hakk› ve savunma kapsam› çerçevesindedir. Bunun böyle bilinmesi laz›m. Benim savunma hakk›m var. A‹HM’in benim yeniden yarg›lanmam gerekti¤ine iliflkin karar› var. Dolay›s›yla yeniden yarg›lama süreci devam ediyor. Bu çerçevede benim de savunma hakk›m var. Yarg›lama süreci devam ediyor de¤il mi? Siz de Avrupa Konseyi’ne benim durumumu bildirin. Burada yapt›¤›m konuflmalardan dolay› 10’un üzerinde hücre cezas› verildi. Bu durumu avukatlar›m Avrupa Konseyi ile görüflebilir. Benim savunma hakk›m›n engellendi¤i, savunmalar›ma ceza verildi¤i, onlara bildirilebilir ve savunma hakk›m›n olup olmad›¤› onlarla tart›fl›labilir. Yine CPT ve A‹HM’le de bu durum tart›fl›labilir. Onlara flu denilebilir, Öcalan’›n savunma hakk› var m› yok mu, yarg›sal süreç devam ediyor mu etmiyor mu? Bunu onlarla tart›flmak laz›m. E¤er savunma hakk›m varsa, yarg›sal süreç devam ediyorsa bir formül bulunsun. Burada iç d›fl kanun fark› da yoktur. Anayasa-

ww

w.

Amerika’ya s›rt ba¤layarak bu sorun çözülmez ancak ve ancak daha fazla kan dökülmesine neden olur. Bu sorunu kendimiz çözmeliyiz. Çözümü Amerika’da aramak yanl›flt›r, y›llardan beridir yap›lan budur, sonuç getirmemifltir. Ben onlar› biliyorum. Çözümü d›flar›da aramamak gerekir. Çözüm demokratik birliktedir, bu Kürtler için de böyledir, Türkler için de böyledir. Bu tür giriflimler olacakt›r, televizyon da kuracaklar, okulda açacaklar. Bunlar›n hepsi Amerika’n›n dayatmalar›d›r. Onlar›n Kürt çözümünde bunlar var. Bir taraftan Kürt dili üzerindeki yasaklar devam ederken di¤er taraftan böyle giriflimler yap›yorlar. Hangi amaçla yapt›klar› önemlidir. Kad›nlar›n bahsedilen çal›flmas›n› önemsiyorum ve destekliyorum. Kad›nlar tarih boyunca erkekten daha fazlad›r. Bunu daha önce okumufltum, genetik olarak da erkeklerden fazlad›rlar. Kad›n tarih boyunca sömürülmüfltür ve ilk köleler kad›nlard›r. Yani ilk kölelik kad›nda var edilmifltir, ondan sonra köylüler ve en son da iflçiler geliyor. Benim bu konuda yo¤unlaflmalar›m var, bunu daha sonra ifade edece¤im. Kapitalist sistemin kad›na dayatt›¤› ortadad›r. Bu tecavüzdür. Kad›n her gün erkek, erkek-sistem taraf›ndan tecavüze u¤ramaktad›r. Erkeksistem demek kad›n›n her gün tecavüze u¤ramas› demektir. Türkiye’deki feministler bu durumu yeterince göremiyor ve yeterince çözümleyemiyorlar. Benim feminist anlay›fl›m farkl›d›r, yüzeysel de¤ildir, savunmalar›mda derinlikli olarak çözümlüyorum. Bu konudaki düflüncelerimi daha sonra da tekrardan ifade edece¤im. Feministler de kendisini Çat› Partisi içerisinde ifade edebilmelidir. Gençler için de böyledir. Gazetelerimi sansürleyerek veriyorlar, baz› k›s›mlar›n› kesiyorlar. Yine de gönderilmeli. Kitaplardan da Fatmagül


SERXWEBÛN

normalde üç ay veya daha fazla zaman gerekiyor. Ben on günde yazd›m. Kendime güveniyorum. Çok daha iyisini yazabilecek durumday›m. Savunmalar›mda sosyoloji ve toplumla ilgili söylediklerim çok önemli. Toplumun özünü politik ve ahlaki toplum olarak tan›ml›yorum. Benim politik ve ahlaki toplum tan›m›m ve de¤erlendirmem çok önemli de¤il mi? Bu anlafl›l›yor de¤il mi? Ayr›ca bu savunmalar›m mevcut krize tam bir cevapt›r. Ayn› flekilde Ortado¤u’yu da çok özgün bir biçimde aç›kl›yorum savunmalar›mda. Ortado¤u’nun özgünlüklerini biliyorum. Savunmalar›mda dini de çok önemli biçimde çözümlü-

ew e. c

bask›lad›¤› do¤rudur ama bu burjuvaproletarya çeliflkisi de¤il, farkl› bir durumdur. Ben bunu savunmalar›mda çok detayl› aç›klad›m. Marks bu aç›klamayla temel bir yanl›fll›k yapm›flt›r. Hegel’in olumlama ilkesi, olumlaman›n olumsuzlamas› ilkesini de Marks yanl›fl anl›yor. Ve korkunç sonuçlar ortaya ç›k›yor. Marks ‹ngiltere’ye gitti ‹ngiliz ekonomi-politi¤inin etkisine girdi. Lenin ise Rusya’da iktidar tuza¤›na, proletaryan›n diktatörlü¤ü tuza¤›na düfltü. Ben her iki hataya da düflmedim. Ne Marks gibi salt ekonomizme ne de Lenin gibi iktidar tuza¤›na düfltüm. Ben savunmalar›mda bunlar›n nas›l afl›ld›¤›n› detayl› aç›k-

ne t

Burada yapt›¤›m savunmalardan dolay› benim devleti tehdit etti¤im iddia ediliyor, belirtiliyor. Baz›lar› da benim yapt›¤›m savunmalardan dolay› teslim oldu¤umu söylüyor. Evet, böyle söyleyenler de var. Yani baz›lar› tehdit etti¤imi baz›lar› da teslim oldu¤umu belirtiyorlar. Bunlar›n hiç birisi do¤ru de¤il. Ben ne devleti tehdit ediyorum ne de devlete teslim oluyorum. Ben demokratik çözüm için on befl y›ll›k çözüm aray›fllar›m›, projelerimi, çizgimi büyük bir olgunlukla devam ettiriyorum. Anlaml› bar›fl çerçevesine hizmet ediyorum. Ben d›flar›dayken de buraya getirildikten sonra da demokratik çözüm için aray›fl›m› devam ettirdim. Ama benim buradaki koflullar›m da bellidir. Buradaki ekip de de¤iflti, daha önce de size söylemifltim. Daha önceki ekip üç ay boyunca bize kan kusturdu. fiu an mazgal deli¤inden bakma, kap›dan rahats›z etme durumu yok. Demek ki istedikleri zaman flartlar düzelebiliyormufl. Ama hücre cezas› veriyorlar. Hücre cezas›n›n arkas›nda ABD ve ‹ngiltere olabilir, benim konuflmam› istemiyorlar. Bana bu flekilde mesaj veriyorlar.

Ocak 2009

om

44

Pozitivizmi ve kaba materyalizmi aflamad›lar

lad›m. Marks› da bu flekilde düzeltmifl-aflm›fl oluyorum. Marks, hatay› ta bafltan itibaren yapt›. Bu nedenle yüz elli y›ld›r korkunç fleyler oldu, on milyonlarca insan öldü, öldürüldü. Sovyet Rusya çöktü, Çin’in durumu da ortada. Pozitivizmi ve kaba materyalizmi aflamad›lar. Bunlar› niye aç›kl›yorum. Çünkü beni de etkiledi ondan.

ww

w.

Savunman›n dördüncü cildini daha bitiremedim, yak›nda bitiririm. Di¤erine de hiç bafllamad›m. Evet, bu benim düflünce metodolojim ve tarz›mdan kaynaklan›yor. Çok zor koflullarda, kaynak olmadan yazd›m. Fenomonolojiyle benzerlikler tafl›yor de¤il mi? Ben Hegel’i okumadan önce bunlar› yazd›m. Fenomenoloji (Zihnin Fenomenolojisi) kitab›n› okuduktan sonra büyük benzerlikler oldu¤unu fark ettim. Ama ben Hegelci de¤ilim, ondan yararlan›yorum. Ben Nietzche’den de yararlan›yorum ama Nietzcheci de de¤ilim. Hegel burjuva s›n›f›n› ve iliflkilerini inceliyor. Bu iliflkiyi tarihin eski evrelerine kadar götürerek Sümerlerin neolitik köy toplumunu bask›lad›¤›n› belirtiyor. Marks ise bunu yanl›fl anl›yor, bunu burjuva-proleterya çeliflkisi fleklinde anl›yor. Bu temel bir yanl›fll›kt›r. Sümerlerin neolitik köy toplumunu

Savunmalar›m bir ayd›nlanmaya yol açacakt›r Ben felsefe alan›nda kendimi çok gelifltirdim. Bu savunmalar›m› flimdi çok daha kapsaml› yazabilecek durumday›m. Ama bence yeterlidir. Bu savunmay› on günde nas›l yazabildi¤im merak edilebilir herhalde. Çünkü bu savunman›n yaz›labilmesi için

yorum. Özellikle tek tanr›l› dinler üzerinde durdum. Tek tanr›l› dinlerin özünü çok iyi aç›kl›yorum. Yol açt›¤› sorunlara da de¤iniyorum. Oluflturdu¤u hegemonik iktidar›n nas›l afl›laca¤›n› da aç›ml›yorum. Savunmalar›mda belirtti¤im Demokratik Uygarl›k kapsam›nda bir dergi ç›kar›labilir. Bu dergi üç ayda bir yay›nlanabilir. Yetkin kiflilerin yaz›lar› yay›nlanabilir. Benim de görüfllerim burada yer alabilir. Savunmalar›m uzman bir ekip taraf›ndan incelensin, güzel bir dille, imla kurallar›na uygun redakte edilsin. Demokratik Uygarl›k Manifestosu ad›yla dünya ülkelerinde yay›nlanabilir. Demokratik Uygarl›k Manifestosu ad›yla dünya taraf›ndan okunaca¤› için yay›nlanmas› halinde baz› bölümler ç›kar›labilir. Benim ken-


Ocak 2009

SERXWEBÛN Operasyonlarda önemli miktarda silah ve cephane bulunmufltur herhalde. Kimler tutukland›? Yalç›n Küçük benimle olan iliflkisinden dolay› m›? Ya Kemal Yavuz? E¤er serbest b›rak›lm›flsa, ha demek anlaflm›fllar. Suriye’deki suikast, anlafl›ld›. Bu operasyona iliflkin yorumlar ne? Kim bu Genelkurmay Baflkan›? Yani darbeyi mi engelliyor? Hilmi Özkök’ün çabas› biliniyor. Ergenekon kimin operasyonu, yorumlar ne, bu konuda ne söyleniyor? Yani Türkiye’deki Gladio’nun tasfiye edildi¤ini belirtiyorlar. Burada dikkat edilmesi gereken bunlar›n yerine ne getirildi¤i, getirilece¤idir. Kendileri bilirler ve kimi seçeceklerine karar verirler. Benim burada birisini belirleme gibi bir durumum yok. Benim demokratik ilke gere¤ince de kar›flmam do¤ru olmaz. Ben demokrat biriyim. Demokratik ilkelerle ilgili savunmalar›mda çok genifl aç›l›mlar› dile ge-

görevi b›rak›rs›n. Baflar›l› olan herkes de görevine devam edebilir. Antik Yunan toplumunda da bu böyledir. Baflar›l› olan görevine devam eder, baflar›l› olmayan görevine devam etmez. Demokratik toplumlarda da bu böyledir. Seçimlerde durum ne? Genel olarak seçimlerle ilgili DTP’nin durumu nedir? Bir yükselifl var de¤il mi? Anketler ne gösteriyor? Bölgede son yaflananlardan sonra DTP’nin oylar›n›n artmas› laz›m. Bölgede çat›flmalar da var. Alacaklar› belediye say›s›n› yükseltebilirler mi? Bence illeri de alabilmeliler, iller önemli. Bence siyasette iki üç ay da önemlidir, uzun bir süredir. ‹yi çal›fl›l›rsa baflar› sa¤lanabilir. Riskli yerler neresi? Van’da al›nabilir mi? Tabi ki bu durum DTP’nin çal›flma tarz›ndan kaynaklan›yor olabilir. ‹yi çal›fl›l›rsa al›nabilir. Benim seçim konusundaki ilkelerim, düflüncelerim bellidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus fludur; adaylar belirlendikten sonra eskiler küsmesin. Öncekilerin hepsi gelip hep beraber çal›flmal›lar. Önce nas›l çal›flt›ysalar yine ayn› flekilde çal›flmalar›na devam etsinler.

ne te we .c om

dime, kendi koflullar›ma iliflkin dile getirdi¤im özel baz› bölümler ç›kar›labilir. Önsözün baz› k›s›mlar› ç›kar›labilir. Kendine güvenen bir ekip bunun üzerine çal›flabilir, özünü de¤ifltirmeden gerekli gördü¤ü yerleri ç›karabilir, özet haline getirebilir, baz› eklemeler de yapabilir. Avrupa dilleri ve dünyan›n di¤er dillerine çevrileri yap›l›r. Ortado¤u’nun baflta Arapça ve Farsça olmak üzere di¤er dillerine çevrilir. Ayr›ca savunmam›n hepsi I. II. III. .... Cilt fleklinde hiç dokunulmadan Türkiye’de yay›nlanabilir.

45

Baflar›l› olan görevine devam eder baflar›l› olmayan devam etmez

Benim bu savunmalar›m önemlidir. Benim savunmalar›mdan devletin de etkilendi¤i görülüyor, baz› sonuçlara ulaflm›fl, kendine göre tedbir ald›¤› görülüyor. Bu savunmalar›m

“Bölgede son yaflananlardan sonra DTP’nin oylar›n›n artmas› laz›m. Alacaklar› belediye say›s›n› yükseltebilirler. Bence illeri de alabilmeliler, iller önemli. ‹yi

çal›fl›l›rsa baflar› sa¤lanabilir. Benim seçim konusundaki ilkelerim, düflüncelerim bellidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus fludur; adaylar belirlendikten

sonra eskiler küsmesin. Öncekilerin hepsi gelip hep beraber çal›flmal›lar. Önce nas›l çal›flt›ysalar yine ayn› flekilde çal›flmalar›na devam etsinler”

tirdim. Buna göre hareket edilebilir. Ben DTP ile ilgili görüfllerimi belirttim, çünkü DTP legal bir parti. Bu benim siyasal görüfllerimdir, bunlar› aç›klamada bir mahsur oldu¤unu sanm›yorum. Ama onlarla ilgili burada birisini belirleyebilecek durumum yok. Birisi bir yerde bir kurumda baflar›l›ysa görevini devam eder. Baflar›l› de¤ilse halk onu bir daha seçmez. Baflar›l›ysa birkaç defa seçilebilir. Bu, herkes için geçerlidir. Sadece örnek veriyorum; misal Diyarbak›r Belediye Baflkan› baflar›l› de¤ilse, demokratik ilkelere ayk›r› hareket ederse halk hemen onu görevden al›r, yerine baflka birini getirir. Baflar›l›ysa da devam eder. Nas›l baflar›l›ysa devam edecekse baflar›s›zsa da görevden al›nmas› demokratik yönetim gere¤idir. Mesela sen, baflar›l› bir avukatsan görevine devam edersin. Baflar›l› de¤ilsen

ww

w.

ayd›nlanmaya da yol açacakt›r. Ayd›nlar›n da ayd›nlanmas›na katk›s› olur. Herkesin bu savunmalardan yararlanmas› önemlidir. Ben bunun için “düflünceye cesaret” dedim. Herkesin kendisini gelifltirmesi ve düflüncesini olgunlaflt›rmas›, baz› sonuçlara ulaflmas›, bu flekilde cesarete ulaflmas› gerekiyor. Yani düflünceye cesaret etmeleri gerekiyor. Bunlar›n kurumlara dönüflmesi gerekiyor. Daha önce akademi demifltim. Akademi için illa büyük yer olmas› gerekmiyor. E¤er büyük yer yapam›yorlarsa küçük bir yer bile bir akademi olabilir. Biliyorsunuz Antik Yunan’da her yerde Eflatun, Aristo’nun Akademileri gibi akademi kurulabiliyordu. Zaten orada akademi, bahçe demektir. Her yer akademiye dönüfltürülebilir, bir kahve, bir bahçe akademiye dönüfltürülebilir.

Ortado¤u’da halklar aras›nda demokratik konfederal bir sistem infla edilmeli

Bana göre Misak-› Milli güncellefltirilebilir. Lozan da güncellefltirilebilir, daha önce de söylemifltim. Misak-› Milli güncellefltirilebilir derken Irak’taki ya da baflka yerdeki topraklar›n Türkiye’ye kat›lmas›n› kastetmiyorum. Ben Misak-› Milli ile onu kastetmiyorum. Misak-› Milli o zaman flu an Irak’taki topraklar›n bir k›sm›n› Süleymaniye’ye kadar kaps›yordu. Musul-Kerkük 1926’da ‹ngilizlerin müdahalesiyle Irak’a ba¤lan›yor. Parmak kadar bir ada ülkesi olan ‹ngiltere, tüm dünyay› parma¤›nda oynat›yor. Bugün de ‹ngiltere, dünya siyasetine egemendir. Sykes-Picot anlaflmas›n›n da gündemlefltirilmesi laz›m. Kasr-i fiirin anlaflmas›n›n da güncellefltirilmesi laz›m. Kasr-› fiirin anlaflmas› da o zamanki feodaller taraf›ndan yap›lm›flt›r. Lozan anlaflmas›n›n alt›nda Kürt milletvekillerinin de imzas› bulunmaktad›r. Lo-


SERXWEBÛN

Biliyorsunuz bu tür konferanslara öyle herkes kat›lmaz.

Kürtlerin Befl ‹lke fiart›

w.

ww

5- Beflfliinci olarak, Demokratik Siyaset ilkesi eklenebilir. Sosyal fiart da ileri sürülebilir. Sosyal, e¤itim ve ekonomi de ilke flart› olarak bunlara eklenebilir.

Çat› Partisi Türkiye’nin siyasetine yön verebilir

Çat› Partisi’nin de ortaya ç›kmas› önemlidir. Kürdistan’da ikinci Gazzelerin önüne geçmek için halklar aras› demokratik kurumlar›n oluflturulmas› önemlidir. Çat› Partisi Türkiye’nin siyasetine yön verebilir. Adaylar belirlenirken de baz› yerlerde ortak adaylar desteklenebilir. Son olarak anlaml› bar›fl çerçevesinde hizmet nas›l yap›l›r, bunun anlafl›lmas›, tart›fl›lmas› laz›m. Ben bunun için çaba sarf ediyorum. Genel gündemin Ergenekon oldu¤unu biliyorum. Daha önce de bunu yorumlad›m. Bu operasyonu, AKP’nin pay› olmakla birlikte, sadece AKP’nin yapt›¤›n› sanm›yorum. Ordu içi bir çat›flmad›r bu. Eski ekibi tasfiye edip, hükümete yak›n yeni bir Ergenekon yaratacaklar. Gidenin yerine yenisi haz›rlanacak. Herkes bunu böyle bilmelidir. Ben defalarca söyledim, gene söylüyorum. Bana yine soruflturma açm›fllar, disiplin cezas› verme ihtimalleri var. Ama ben do¤rular› gene söyleyece¤im. Beni susturmaya çal›fl›yorlar ama ben susmayaca¤›m. Benim Baflbakana karfl› tehditkâr konufltu¤umu söylüyorlar. Bunlar tehdit de¤ildir, gerçekleri söylüyorum. Böyle bir imha politikas› izlerlerse en büyük zarar› kendileri, devlet görecek. Sorunun demokratik çözüm yollar› vard›r. ‹mha politikalar› hiçbir fleyi çözmez. Ben bunun do¤rulu¤una inan›yorum ve söylemekten de vazgeçmem. Bizim için yerel yönetimler çok önemlidir. Halkla iç içesin orada. Ben d›flar›da olsam yerel yönetimlerde çok hizmet ederdim. Hepiniz emek verirsek kazan›r›z diyorsunuz. Bütün kadroya, aday olanlara, aday olup da kazanamayanlara söylüyorum: Neden emek vermiyorsunuz? ‹mkânlar›n›z m› yok! Emek verin ve kazan›n. Aday olup da kazananlara baflar›lar, kazanamayanlara da sayg›lar›m› iletiyorum ve kazananlarla birlikte çal›flmalar›n› istiyorum.

ew e. c

Bu Konferanslar yap›l›rken befl ilke flart›n›n mutlaka tart›fl›lmas› laz›m. Bunlar Kürtlerin Befl ‹lke fiart› olarak ileriye sürülmesi laz›m. Ben bunlar› savunmamda da aç›klad›m. Bunlar; 1- Savafl ve Bar›fl ilkesi: Savafl neyi getirir neyi götürür, ne anlam ifade ediyor? Bar›fl neyi getirir neyi götürür, kime ne kazand›r›r? Bar›fl nas›l sa¤lan›r? Bunlar›n aç›kl›¤a kavuflturulmas› laz›m. Konferans’ta bunlar›n belirlenmesi laz›m. Denilecek ki savafl fludur, bar›fl fludur, bu durumda bar›fl sa¤lan›r, flöyle sa¤lan›r, bunlar aç›klan›r. 2- Birlik ilkesi: Türkiye’deki Kürtler, ‹ran’daki Kürtler, Suriye ve Irak’taki Kürtler kendi aralar›nda bu durumu tart›fl›rlar. Evet bu, Kürtlerin kendi aralar›ndaki birliktir. Bulunduklar› devletin s›n›rlar›na karfl› de¤ildir. Türkiye’deki Kürtler Türkiye’yle sorunlar›n› demokratik flekilde çözme yöntemini tart›fl›rlar. ‹ran’daki Kürtler ‹ran’la kendi sorunlar›n›n demokratik çözüm yöntemini tart›fl›rlar. Ancak Türkiye, ‹ran, Irak ve Suriye’deki Kürtler, kendi aralar›ndaki iliflkilerini ve birliklerini kurarlar. Bu durum o devletlere karfl› de¤il, Kürtlerin kendi demokratik konfederal sistemlerinin kurulmas›d›r. Burada çözüm ulus-devlette de¤il, ulus-devlet çözümsüzlüktür. Büyük Kürdistan çözüm de¤il, kan gölüne dönüfltürür. Küçük Kürdistan da çözüm de¤il. Çözüm olan Demokratik konfederalizm ilkeleri çerçevesinde örgütlenmektir. 3- Demokratik ilke: Bu ilkenin uygulanmas› fludur; Kürtlerin haklar›n›n ve örgütlenmelerinin önündeki bütün engellerin kald›r›lmas›d›r. Anayasal, yasal bütün engellerin kald›r›l›p demokratik dönüflümün hayata geçirilmesidir. 4- Kültürel Haklar ilkesi: Kürtlerin kültürlerinin bir bütün olarak tan›nmas› ve hayata geçirilmesidir. Bütün bu ilkelerin Konferansta aç›kl›¤a kavuflturulmas› laz›m. Bunlar›n ne anlama geldi¤i, bunlar›n s›n›rlar›n›n ne oldu¤u hepsi belirlenmelidir.

ne t

zan Kürtler aç›s›ndan eksik kalm›flt›r. Misak-› Milli Kürtler bak›m›ndan eksik kalm›flt›r. Bugün bunlar›n demokratik çözüm ve yöntemlerle tamamlanmas›, Kürtlerin haklar›n›n tan›nmas› laz›m. Ortado¤u’da halklar aras›nda demokratik konfederal sistemin infla edilmesi laz›m. Ben bunu savunmalar›mda çok detayl› aç›klad›m. Halklar› bir araya getiren kurumlar oluflturulabilir. Bunlar dernek tarz›nda da olabilir. Mesela Kerkük’te halklar›n demokratik iliflkisini sa¤layan bir dernek kurulabilir. Erbil’de kurulabilir. Beyrut’ta kurulabilir. Bunlar›n içinde Türkmenler, Süryaniler de olabilir. Bir bafllang›ç da olsa bunlar yap›labilir. Halklar aras›ndaki bu demokratik iliflkiler gelifltirilirse Ortado¤u’daki ulus-devletler afl›labilir. Ben cumhuriyete karfl› de¤ilim, mevcut cumhuriyetler demokratiklefltirilmelidir. Mustafa Kemal için de daha önce Napolyon benzetmesi yapm›flt›m. Art›k bu benzetmeyi yapm›yorum. Mustafa Kemal ile Robespierre’yi karfl›laflt›r›yorum. Mustafa Kemal, Robespierre’cidir, Jakoben’dir. Fakat daha sonra zaten çok fley oldu. Mustafa Kemal için de daha sonralar› ‹zmir Suikasti ve di¤er olaylar oldu. Mustafa Kemal’in etkili oldu¤u y›llar 1919-20-21 ve ‘22 y›llar›d›r. Sahnede oldu¤u y›llar bu y›llard›r. Daha sonra Mustafa Kemal’i teslim ald›lar. Mustafa Kemal’in kendisini görüngü haline getirdi¤i y›l 1921’dir. Mustafa Kemal’in d›fl›ndaki baz›lar› Bonapartisttir. Baz›lar› ‹smet ‹nönü onlar için de Jirondendirler diyorlar. Türkiye kat› ulus-devlete dönüfltürüldü. Ortado¤u’da ulus-devletlerin afl›lmas› laz›m. Cumhuriyetin demokrasiyle taçland›r›lmas›d›r bizim iste¤imiz. Kürt Konferanslar› da üç flehirde yap›labilir. Birisi Diyarbak›r’da, birisi Erbil’de, birisi de Avrupa’da. Avrupa’daki Konferans Brüksel veya Lozan’da yap›labilir, böyle daha anlaml› olur. Burada Lozan ismini kullan›yorum, bunun sembolik bir anlam› var. Her bir konferans›n özel görevi var, bu nedenle bu konferanslara kat›lacak olanlar Kürt sorunu konusunda duyarl›, etkin ve bu yönde çal›flmalar› olan kiflilerden olmas› gerekir.

Ocak 2009

om

46


Ocak 2009

SERXWEBÛN

47

ne te we .c om

GÜNEfi‹M‹Z‹ KARARTAMAZSINIZ GÜNEfi‹M‹Z ‹NSANLI⁄I AYDINLATIYOR flimizi Karartamazs›n›z’ kampanyas› ile bir yandan bütün gücünü ortaya koyarak onuruna ve Kürt halk› ‘Günefli “K iradesine, yani Önderli¤ine sahip ç›karken, di¤er yandan tüm dünyaya Kürt halk›n› tüm yönleriyle tan›tm›flfltt›r. Özgürlü¤ünü ve onurunu sahiplenme konusunda ça¤dafl hiçbir halktan geri kalmayaca¤›n› gözler önüne sermiflflttir. Fedakârl›¤›n en üst düzeyde görüldü¤ü bu sahiplenmeyi, yaln›z duygusall›kla aç›klamak mümkün de¤ildir. Bu sahiplenmenin niteli¤i birkaç kiflfliinin veya yaln›zca militanlar›n ortaya koydu¤u ölçüler olarak görülemez. Yediden yetmiflflee tüm Kürt halk› bu mücadelenin içinde oldu. O güne kadar PKK’ye ve mücadelesine uzak duran bireyler ve çevreler bile benzer düzeyde bir duyguyu yaflflaad›” olmufltur. Yani örgütün inisiyatifi olmadan halk›n kendi inisiyatifini kullanarak gerçeklefltirdi¤i ba¤›ms›z eylemliliklerdir.

Önder Apo’nun yaflam›n› kendi yaflam› olarak görmek

Önder Apo’nun Ortado¤u’dan ç›k›fl›n› halk bafl›ndan itibaren kayg› ve dikkatle takip etmifltir. Önder Apo’nun yaflam›n› kendi yaflam›, Önder Apo’nun varl›¤›n› kendi varl›¤›, O’nu kendisinde ve kendisini O’nda görmesi tüm netli¤iyle dünyan›n gözleri önüne serilmifltir. Hiçbir siyasetçinin veya din adam›n›n böyle bir sevgiye ve sahiplenmeye -daha yaflarken- sahip oldu¤u söylenemez. Burada sahiplenmenin niteli¤i önemlidir. Yani s›radan bir ba¤l›l›k söz konusu de¤ildir. Daha içten, daha derin, daha fedakar ve duygulu sahiplenme vard›r. Daha do¤rusu kendisi d›fl›nda sevdi¤i birini de¤il, Önder Apo’yu sahiplenme, bizzat kendisini sahiplenme oldu¤u için baflka örneklerle k›yaslanamaz. Önder Apo yaln›z kendisine ve ülkesine sahip ç›km›yor, onun özgürlük mücadelesini vermiyor, bunlardan daha fazla yüz y›llard›r moral dünyas› y›k›lan, duygusu ve düflüncesi hiçlefltirilen Kürt insan›n›n moral ve duygu dünyas›n› bir ça¤layan haline getiriyor. Bu nedenle Önder Apo’yu kendisini yeniden yaratan olarak görüyor. Bu aç›dan Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› ve fedai eylemliliklerini Önderlik ve halk gerçe¤i boyutunda de¤erlendirmek zorunludur. Yeni halk gerçekli¤ini de ancak böyle anlayabiliriz.

ww

w.

15 fiubat 1999’da Önder Apo’nun esir ediliflinin üzerinden tam on y›l, komplonun bafllang›c› olarak ele al›nan Ortado¤u’dan ç›k›fl›ndan bugüne ise on bir y›l geçti. Bu on bir y›l› ayn› zamanda her bak›mdan bir netleflme ve komployu bofla ç›karma süreci olarak da de¤erlendirmek gerekiyor. Önder Apo’ya yönelik gerçeklefltiren komployu bofla ç›karmak ve Önderli¤in özgürlü¤ü ile yaflam koflullar› ve sa¤l›¤›n›n düzeltilmesi için dünyan›n hemen hemen her köflesinde, bulundu¤u her alanda Kürtler say›s›z eylemlilikler gerçeklefltirdi. Ki özellikle “Güneflimizi Karartamazs›n›z” eylemlilikleri tarihe, benzeri daha önce hiç görülmemifl eylemlilikler olarak geçti. “Güneflimizi Karartamazs›n›z” kampanyas›n› bafllatarak 9 Ekim komplosuna cevap veren Kürt halk gerçekli¤inin ne oldu¤unun yeniden incelenmesi ve bu süreçte en fazla üzerinde durulmas› gereken bir olgu oldu¤u düflüncesindeyiz. Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› ve komplo sürecindeki fedai eylemliliklerini yaln›zca ortaya konan eylemlili¤in yo¤unlu¤u ve kahramanl›klar›yla ifade etmek yetersiz kal›r. Güneflimizi Karartamazs›n›z eylemlili¤i birçok bak›mdan de¤erlendirilebilir. Bu eylemler ilk önce cezaevlerinde bafllam›fl daha sonra tüm Kürt halk› taraf›ndan sürdürülmüfltür. Bu eylemlerin yediden yetmifle Kürt’ün oldu¤u her yerde çok zengin yöntemlerle süreklileflen biçimde gerçekleflmesi, yaln›z Kürdistan tarihinde de¤il, dünya tarihinde de ender görülen bir durumdur. Bu eylemler daha çok kitlelerin Önder Apo’ya ba¤l›l›¤› temelinde kendili¤inden geliflen eylemlilikler

Kürt tarihinde siyasal bir önder ilk defa bu düzeyde ulusal çapta bir etkiye sahip olmaktad›r. Dört parçada ve her alanda etkili olan bir önderli¤e daha önce rastlanmam›flt›r. Afliret ve parça önderli¤ini aflan ve tüm ulusu kucaklayan önder olmak, Kürdistan gibi bir ülkede büyük bir çaba ve mücadele ister. En önemlisi de o önderi halk›n kendisinden biri olarak görmesi gerekir. Kendisinden biri olarak gördü¤ü bu önder e¤er ulusal zaaf›n› gidermiflse o zaman ulusal önder s›fat›na lay›k görür. Hiç kimseye hiçbir kurum ve makam taraf›ndan ulusal önder s›fat› verilemez. Her ulusun güçlü ve zaafl› yanlar› vard›r. Uluslar›n zaaflar› farkl› farkl›d›r. Bu zaaflar, söz konusu ulusun geri, köle kalmas›na yol açar. Ancak bu ulusal zaaf giderilirse halk aya¤a kald›r›l›r, özgürlefltirilir ve geliflme yarat›l›r. Kürt gerçe¤inde ise parçalanm›fll›k, bölünmüfllük bir araya gelememe, afliretçi feodal egemen güçler ve sömürgecilik taraf›ndan birli¤in parçalanmas› ulusal zaaft›r. Önder Apo, bu gerçe¤i sosyalleflmenin öldürülmesi ve iki kiflinin bile bir araya gelmemesi biçiminde ifade etmektedir. Neredeyse iki kardeflin birbirini sevemedi¤i bir halk gerçekli¤i söz konusudur. Ortak paylafl›lacak de¤erler o kadar azalt›lm›flt›r ki, bir araya gelme bile anlams›z hale getirilmifltir. Önder Apo, bafl›ndan itibaren ulusal zaaf› Kürt toplumsal yap›s› ve kiflili¤inde çözerek Kürt’ün zay›f yan›n› güçlendirmeyi en önemli çal›flma olarak önüne koydu. Daha küçük bir grupken tüm ulusal ve toplumsal zaaflar›n bu grup içinde yenilgiye u¤rat›lmas›, Önderlik çal›flmas›n›n


SERXWEBÛN iyi bilmektedir. Bunun için ilk önce ilkelli¤i içinde ölüm döfle¤ine yat›r›lm›fl halk› diriltme sorunu ile karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Önder Apo’nun yeni Kürdü yaratma hikayesi bu gerçeklikle ba¤lant›l›d›r.

Önderlik çal›flmas› insan› yeniden yaratma sanat›d›r

w.

ne t

önemli bir yan›n› oluflturmaktad›r. Yoldafll›k iliflkilerindeki büyük sevgi ve ba¤l›l›¤›n gelifltirilmesi, Kürt’ün temel zaaf› olan birlik olamama ve ortak ifl yapamaman›n de¤ifltirilmesi hareketidir. Önder Apo, Kürt’ün yeni ve ça¤dafl özelliklerini ilk önce kendisinde, daha sonra PKK’de somutlaflt›rarak halka yayma çal›flmas›n› her zaman önemli görmüfltür. Kürt halk›n›n özgürlü¤ünün yaln›zca siyasal program, taktik, eylem ve örgüt biçimleriyle gerçekleflmeyece¤ini çok iyi bilmektedir. Çünkü bu tür çal›flmalara hakk›n› verecek bir halk gerçekli¤i bulunmamaktad›r. ‹lkel Kürtlük bilinciyle ça¤dafl ve baflar›y› sa¤layacak bir çal›flma yap›lamayaca¤›n› çok

“Öfkem, kinim ve intikam›m büyüktür. Ancak bunu zindanda düflflm mana karflfl›› kusam›yorum. Bu eylemimle, size olan ba¤l›l›¤›m› bir kez daha göstermek ismana olan kinimi, öfkemi ve nefretimi kusmak tiyorum. Ve bu eylemimle düflflm istiyorum. Ve yine ondan intikam›m› almak istiyorum. Sizi görme flfleerefine eriflfleemedim. Ama her zaman kalbimde, yüre¤imde hissediyordum sizi. Benim için çözümlemeleriniz esast›. Asl›nda sizi gören ve kutsal e¤itiminizi alan arkadaflflllar› bir yandan k›skan›yorum ve bir yandan da onlara k›z›yorum. Çünkü bir defa sizi görmek, bir defa kutsal e¤itiminizi dinlemek demek, dünyay› fethetmek demektir. Ama bugüne kadar yan›n›zdan gelen arkadaflflllara bakt›¤›mda, ne size ve ne de o kutsal e¤itiminize tam lay›k bir pratik sergilediklerine taun›k oldum. Bunun da ne kadar kahredici bir durum oldu¤u ortadad›r. Ama flflu man çok iyi görecek ki size gelecek en ufak bir zararda tüm halk›m›z dünnu düflflm yay› baflflllar›na zindan edecektir.” M.Halit Oral

ww

ve iflbirlikçi önderlerin kendilerine yaflatt›klar›n›n bilincinde olduklar› için, Önder Apo’yu her türlü tehlikenin sigortas› olarak görmektedir. O’nun ›fl›nlar›ndan faydalanman›n kiflinin tüm dünyas›nda nas›l bir zenginlik yaratt›¤›n› en iyi Kürt halk› bilmektedir. Yaflamad›¤› en güzel duygular› hazlar› ve sevgileri bu Önderlikle yaflam›flt›r. Ulusal Önderin bu verdikleriyle yaflamak neredeyse yaflaman›n tek gerekçesi olmufltur. Eskinin yaflam olmad›¤›n› en iyi Önder Apo ö¤retmifltir. Önder Apo, Kürt halk›n›n tanr›lardan atefli çalarak insanl›¤a veren Preometheus’udur. Özgürlük ateflini, özgürlük bilincini, Kürt ayd›nlanmas›n› her fleyini Kürt’ün eline veren O’dur. Bunlar anlafl›lmadan Kürt halk›n›n Önderli¤ine neden ölümüne ba¤l› oldu¤u da kavran›lamaz. Bir insana bu düzeyde ba¤l›l›¤›n en temel nedeni, o bireyin kendini bir birey olmaktan ç›karmas› olarak görülebilir. Bir bireyin, halk› yüre¤ine ve beynine s›¤d›rmas› ya da kendini tüm halk›n yüre¤i ve beyni yapmas› bu tür bir sevgiyi ortaya ç›karabilir. Önder Apo da Kürt’ün tüm yeni de¤erleri ve ölçülerini kendinde kurumlaflt›ran önder olmufltur. Tüm tarihi de¤erleri, özellikleri ve bilincini de kendinde somutlaflt›rd›¤›ndan, bizzat tarihten beslenme kayna¤› haline getirmesi de bu düzeyde bir ba¤l›l›¤a yol açm›flt›r. Kürt halk› Önder Apo’ya ba¤l›l›¤›, tarihte yaratt›¤› kendini var eden tüm de¤erlere ba¤l›l›k olarak görmektedir. Tarihsel de¤erleri ile yeniden buluflmakt›r bu ba¤l›l›k. Kürt’ün tarihinden, kültüründen ve bunlar›n bilincinden yoksunlu¤un her türlü kötülü¤ün nedeni oldu¤u düflünülürse, bu ba¤l›l›¤›n ulusal, siyasal de¤eri iyi anlafl›l›r.

ew e. c

M.Halit Oral

Önder Apo, yarat›lan de¤erleri i¤ne ucuyla kuyu kazar misali ortaya ç›kard›¤›n› söylemektedir. Bu çal›flma ayn› zamanda özgürlü¤üne sevdal›, özgürlü¤ü için her türlü fedakarl›¤› yapacak bir halk› kuyumcu titizli¤iyle iflleyerek tarih sahnesine ç›karmakt›r. Nitekim Önder Apo “benim bütün çabam kendi özgürlü¤üne sahip ç›kacak bir halk yaratmak içindir” demektedir. Önderlik, Kürt halk›na ayd›nlat›c› günefl olmufl, Kürt halk› da bu güneflin ayd›nlatmas›yla kendini tan›m›flt›r. Tarih boyunca insanla, ne bir siyasi önder ne de bir peygamber bu kadar ilgilenmifltir. En az›ndan çeyrek as›rd›r yeni insan› yaratma sanat›n› yeniden yeniden ele alarak ve icra ederek kendini Kürt insan›na katm›flt›r. Kürt halk›n›n “hepimiz birer Apoyuz” demesi bu çal›flman›n kendisiyle ilgilidir. Kürt halk› kolektif bilinci ve haf›zas›yla Önder Apo’nun kendisine verdiklerinin fark›ndad›r. Önder Apo çal›flmas›yla Kürt halk›n› her yerde aya¤a kald›rm›fl ve irade sahibi bir güç haline getirmifltir. Kürt halk› Günefl’in kendisini ayd›nlatmas›na ve ›s›tmas›na sürekli ihtiyaç duymaktad›r. Kürdistan devriminin zorlu¤u

Ocak 2009

om

48

Halk sorumluluklar›n› yerine getiriyor Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› biçiminde bafllayan ve süren Önderli¤i sahiplenme dönemini, yeni Kürt’ün özelliklerinin ve ölçülerinin d›fla vuruldu¤u dönem olarak görmek de do¤rudur. Halk, flimdiye kadar kendine birçok fleyi verene karfl› sorumlulu¤unu yerine getirmekte ve kendine verilenleri Önderli¤i sahiplenme temelinde ortaya koymaktad›r. Bu yönüyle “bize verdikleriniz bofla gitmedi, flimdi borcumuzu ödeyerek sizlerin iyi ö¤rencisi oldu¤umuzu göstermek istiyoruz” demifllerdir.


Ocak 2009

SERXWEBÛN sel ac› duymadan kendini atefl topu haline getiriyordu. Kendini yakanlar›n dü¤üne gider gibi gitmesi ve coflkunun doruklar›nda yaflamas› bu gerçe¤in kan›t›d›r.

“Befl y›ld›r cezaevi ortam›nday›m.

neflimizi Karartamazs›n›z slogan› ile Önderli¤i sahiplenme özdeflleflmifltir. Önder Apo Kürdistan tarihinde bundan sonra Günefl simgesiyle an›lacakt›r. En ücradaki Kürt bile bu ›fl›kta kendine geldi¤inin fark›ndad›r. Nitekim nerede bir Kürt varsa bu slogan› atm›fl ve “ben de bir Apo’yum” demifltir. Bu kampanyada ulusal zaaf› olan birlik olmama olgusunu ortadan kald›ran Önderli¤ine karfl› Kürt’ün nas›l birlik ve ulus oldu¤unu göstermesini görüyoruz. Bir ailede bile birleflemeyen Kürt, sosyalleflmesi öldürülen Kürt, nerede iki kifliyse orada bir araya gelerek Kürt halk›n›n tutumu ve duygusunu ulusal sorumluluk gere¤i olarak yerine getirmeye çal›flm›flt›r. Böylece Önderlik flahs›nda kendi birli¤ine sahip ç›kmaktad›r. Ortak ifl yapma al›flkanl›¤› olmayan, örgütleflememe zaaf›n› yaflayan halk, neredeyse tüm dünyan›n içinde oldu¤u komploya karfl› Kürt‘ün gücünü birlefltirerek yan›t vermifltir.

ne te we .c om

Bir ulusun, toplumun, halk›n özellikleri, zor günlerde kazand›¤› ölçülerle belirlenir. Çünkü iyilikler de, kötülükler de en çarp›c› biçimde bu günlerde kendini gösterir ve flekillenir. Bir halk›n ateflte s›nand›¤› bu dönemlerde, halk›n gerçek anlamda yeniden yarat›l›fl› yaflan›r. Kürtler, neolitik dönemden bafllayarak baz› özellikler elde etmifltir. D›fl güçlere karfl› da¤lar› direnme alanlar› yapmas›, bu temelde bir etnik bilinç ve özgürlük tutkusu kazanmas› vard›r. Ancak her koflulda yaflayabilen bir halk olmas› ve gerçek halklaflman›n en ileri tekabülü, modern ça¤lar›n ölçülerinde yeniden yarat›lmakla mümkündür. Zaten Kürt halk›, güçlü özelliklerle ayakta kal›nabilecek dünyan›n bu en zor co¤rafyas›nda, yeni Kürt’ü ve onun özelliklerini yaratamad›¤› için varl›¤› bile tart›fl›l›r hale gelmifltir. Önder Apo, özgürlük mücadelesiyle Kürt’ü ateflin ve zorluklar›n s›nav›na tabi tutarak, onu yeni ölçüleri kazand›rma hareketine sokmufltur. Her gün bu ölçüleri daha da yükselterek insanl›k ailesinin öncü halk› haline getirmifltir. Kürt halk› Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› ile bir yandan bütün gücünü ortaya koyarak onuruna ve iradesine, yani Önderli¤ine sahip ç›karken, di¤er yandan tüm dünyaya yeni Kürt halk›n› tüm yönleriyle tan›tm›flt›r. Özgürlü¤ünü ve onurunu sahiplenme konusunda ça¤dafl hiçbir halktan geri kalmayaca¤›n› gözler önüne sermifltir. Fedakarl›¤›n en üst düzeyde görüldü¤ü bu sahiplenmeyi, yaln›z duygusall›kla aç›klamak mümkün de¤ildir. Bu sahiplenmenin niteli¤i birkaç kiflinin veya yaln›zca militanlar›n ortaya koydu¤u ölçüler olarak görülemez. Yediden yetmifle tüm Kürt halk› bu mücadelenin içinde oldu. O güne kadar PKK’ye ve mücadelesine uzak duran bireyler ve çevreler bile benzer düzeyde bir duyguyu yaflad›. Önder Apo ve O’nun kiflili¤i herkesin ortak paydas› oldu. Her Kürt bu Önderli¤e bir fley borçlu oldu¤unu, Önderli¤in yaflam› ve mücadelesi tehlikeyle karfl›lafl›nca fark etti. Ateflten koruma çemberinin ortaya ç›kmas› böyle gerçekleflti. Bu dönemdeki eylemlerin arkas›ndaki moral de¤er bu düzeyde kapsaml›yd›. Her eylem ve her kendini yakma tüm Kürt halk›n›n eylemiydi. Yananlar birey de¤ildi. Bir halk›n kendisini ateflten çember yapmas›yd›. Bu nedenle kendini yakan her eylemci, birey-

49

ünsel olarak Ruhsal duygusal ve düflflü

zindan alan›nda birçok flfleeyi yaflflaad›¤›-

m› belirtebilirim. Erzurum vahflfleetinin ard›ndan Mazlumlar›n diyar›

Amed’i gördüm. Mazlum, Dörtler, Kemal Hayri, Akif ve Ali yoldaflflllar›n

ulusal s›n›fsal onur ad›na, yaflflaam› ve

kendi iradelerini koruma ad›na kat›k

ettikleri hücrelerini gördüm. Hele

Mazlum yoldaflfl››n sararm›fl gömle¤ini görünce O’nu karflfl››mda görüyor gibi

oluyordum. Ve her gün bir kere gidip

o gömle¤e bak›p duruyordum. Zindanda ideolojik, politik alanda yeter-

li düzeyde olmasa da Mazlum, Kemal, Hayri yoldaflflllar›n yaflflaam ve mü-

cadale çizgisine kendimi ulaflfltt›rmak

istiyordum. ‹rademi asla satmad›m ve teslim olmad›m. Buna ra¤men

kendimi insanl›¤›n de¤erleri önünde

suçlu görüyorum. Ülkemde yok olan bir tarihin karflfl››s›nda sessiz kalmak

tüyler ürperticidir. Bu sald›r›lar›n

önüne geçme ve ‘dur’ demenin zama-

ww

w.

n› gelmiflflttir.”

Mehmet Gül

Ateflten kurulan çember Önderlik sevgisinin çemberiydi

Güneflimizi Karartamazs›n›z fliar› bu duygular› en iyi ifade eden sözler olmufltur. Güneflin dünya için rolü ne kadarsa, Önder Apo’nun da Kürtler içindeki yeri o kadard›r. Önderli¤e karfl› komplonun Kürdistan halk›n› karanl›klara gömmek için yap›ld›¤› en iyi bu sloganda ifadesini bulmufltur. Nitekim komplo gerçe¤ine karfl› mücadelede en isabetli slogan bu oldu¤u için hemen tutmufltur. Art›k Gü-

“Ben Ortado¤u’lu bir Arap kad›n› olarak bu savaflfltta yerimi al›rken, tüm bunlar›n bilincindeyim. Bu savaflflttaki ve bu Önderlikteki kararl›l›¤›m tarihimize, halklar›m›za topraklar›m›za olan ba¤l›l›¤›mdan dolay›d›r. Çünkü nihai kurtuluflflu umuzu burada görmekteyim. Benim gücüm bunun için can›m› ortaya koymaya yetiyor, ben de bunu yap›yorum. Bu hareketi bu önderli¤i kendi hareket ve önderli¤iniz olarak kabul etmenizin de zaman›d›r. Bütün bask›lar›n, savaflflllar›n kalkt›¤› özgür bir dünya için yürütülen bu savaflfl››n önderli¤ine sahip ç›kmaya ça¤›r›yorum. Ortado¤u halklar›n›n temizli¤ine ve gerçe¤e ba¤l›l›¤›na inan›yorum. Baflflkkan Apo’nun dedi¤i gibi, bu savafl Ortado¤u halklar› için bir bayram savaflfl››d›r ve sizlerin bu bayrama çaba ile kat›laca¤›n›za inan›yorum. Ben de kendimi en kararl› bir flfleekilde bu bayrama ad›yorum.” Fatma Özen (Rojbin)


w.

ne t

Kürt’ün ölçüleri, PKK’nin kuruluflundan itibaren yükselmeye bafllam›flt›r. PKK’nin ideolojik dönemdeki yaflam ve mücadele ölçüleri bu konuda yeni bir dönem açm›flt›r. Zaten Kürt tarihindeki bu yeni süreci anlamadan komplo sürecindeki fedakarl›¤› anlamak da zordur. Önder Apo’ya bu düzeyde ba¤l›l›¤›n bilinci de yeni de¤ildir. PKK’nin ve Kürt halk tarihinin en büyük kahramanlar› zindan direniflçilerinin ba¤l›l›klar› ve direnifli, Önder Apo ve O’nun yaratt›¤› de¤erlere karfl› sorumlulu¤un gere¤i ortaya ç›km›flt›r. Önder Apo’ya lay›k olmak ve O’na karfl› yoldafll›k görevlerini yerine getirmek, bu eylemlerin en büyük gerekçelerindendir. Diyarbak›r Cezaevi direniflleri, her fleyden önce Apocu tarz›n uygulanmas›d›r.

de¤erler konusunda Önder Apo’nun rolünü ortaya koymas› önemlidir. Bu yoldafllar, Önder Apo’nun tarz›na, temposuna, çabas›na ve kendilerine verdiklerine karfl›, Önder Apo’yu ve partiyi sahiplenmenin en yüce örneklerini sergilemifllerdir. Güneflimizi Karartamazs›n›z eylemlili¤inin cezaevlerinde bafllamas› bu gelenekle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Kimi tasfiyeci ve inkârc› bireyler ç›km›fl ve bu gelene¤i sapt›rmaya çal›flm›fl olsalar da Hayri, Kemal ve Mazlum’un eylemleri Apocu düflüncenin pratikleflmesi oldu¤undan, cezaevi direniflçili¤i Önder Apo’ya ba¤l›l›¤› derinleflerek artt›rm›flt›r. Ba¤l›l›¤›n bu gün bu düzeyde geliflmesinde cezaevi direniflçilerinin ve flehitlerinin Önder Apo’ya karfl› durufllar›n›n rolü büyüktür. Nitekim Önder Apo birçok çözümlemesinde yoldafll›k ve ba¤l›l›¤›n örnekleri olarak cezaevi flehitlerini vermifltir. Kürt halk tarihi en baflta da ideolojik önderlikten yoksunluk tarihidir. Bu eksiklik, ortaya ç›kan siyasi önderliklerin flu veya bu gücün uzant›s› olmas›n› beraberinde getirmifltir. Kürt halk› ilk önce düflüncede ba¤›ms›zl›¤› kazanmal›yd›. Bu olduktan sonra her türlü siyasal mücadele ve çözüm Kürt halk›na hizmet ederdi. Bu eksikli¤i gideren, ister istemez bu halk›n ba¤lanaca¤› kifli olacakt›. Hele bu düflünce baflar›l› biçimde pratikleflirse, Kürt halk›n›n onu yaflarken bile ölümsüzlefltirece¤i aç›kt›r. Önder Apo, Kürtlerde var olan bu büyük eksikli¤i de doldurdu¤undan herkes kendini bu gerçe¤e borçlu hissetmifltir. Da¤da, flehirde, zindanda flehit düflen yoldafllar›n ilk önce att›¤› slogan›n “Yaflas›n Baflkan Apo” olmas› bu nedenle aç›klanabilir. Her türlü slogandan önce bu slogan›n at›lmas›, bu slogan›n bir kifliyi aflan nitelik tafl›mas› nedeniyledir.

ew e. c

PKK’nin kuruluflfluuyla birlikte Kürt’ün ölçüleri de de¤iflflm miflflttir

ww

Fatma Özen

Yani en zor koflullarda ve imkâns›zl›klar içinde bir fleyler yaratmak olan Önderlik tarz›d›r. Kemal Pir’in direniflin gecikmesinden dolay› kendilerine sitem ederken, “kendi yaflam›m›z bu kadar m› önemli, biz olsak da olmasak da bu mücadele sürer, ‘arkadafl’ sürdürür, sürdürecek arkadafllar var” demesi, partinin en zor döneminde Önder Apo’ya yap›lan yoldafll›k göreviyle ilgilidir. Yine Hayri’nin “arkadafl›n temposuna ayak uyduramad›k” diyerek yarat›lan

Ocak 2009

om

SERXWEBÛN

50

Komplo direniflflee geçen halk hareketiyle geriletildi Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas›yla birlikte ‘80’lerin Diyarbak›r Zindan› ve daha sonra da¤da geliflen fedaili¤in tüm halk taraf›ndan benimsenmesinin en somut kan›t› görülmüfl oldu. Bir partide geliflen ölçülerin giderek halka yay›ld›¤› bu kampanyada kendini çok aç›k biçimde d›fla vurdu. Kürt hal-

Mehmet Ayd›n

k›ndaki yurtseverlik ve fedakarl›k ölçülerinin çok yükseldi¤ini dost-düflman herkes gördü. Fedai halk gerçekli¤i diyebilece¤imiz bir geliflmenin ortaya ç›kmas›,

“Süreci takip etmeye çal›flfltt›m. Ancak yönelimin derinli¤inin ilk etapta bu kadar olaca¤›n› kestirememiflflttim . Uluslararas› büyük komployu aç›klad›ktan sonra içinden geçti¤imiz sürecin önemini kavrad›m. Bu denli azg›n sald›r›lar›n oldu¤u bir süreçte zindanda eli kolu ba¤l› olmak bir flfleeyler yapamamak kahrediyor insan›. Aposuz bir dakikan›n bizler için ne anlama geldi¤ini 9 Ekim’den bu ündüm. Ulaflfltt›¤›m sonuçlar yana düflflü korkunçtur. Baflflkkan›m, eylem talimat›n›z gayet aç›k. Giderken talimat›n›z› dinlemedi¤im için özeleflflttirimi vermek istiyorum. Ancak buna ra¤men momentumu da kaç›rmak isteu mesaj› miyorum. ‹nsanl›¤a flflu vermek istiyorum: Bizler Güneflfliimizi ne pahas›na olursa olsun, bedenlerin erimesi pahas›na ve bedenimizin damla damla ateflfltte eriyip, etten kemikten kopmas› pahas›na sonsuza dek sahiplenece¤iz.” Mehmet Ayd›n


Ocak 2009

SERXWEBÛN

Halk›n hareketlili¤i komplocular› flflaaflfl››rtt› Önderli¤in Rusya’ya ç›k›fl›yla birlikte halk derhal harekete geçti. Cezaevlerinde bafllayan fedai eylemlilikleri ve halk›n dört parçada yüksek duyarl›l›¤a ulaflmas›, ayn› zamanda Kürt halk›n›n daha yüksek ölçülerde kendini yeniden yaratmas› olmaktayd›. Sahiplenilecek de¤erler ve ulusal görevler daha da netlefliyordu. Roma süreci ile birlikte halk›n hareketlili¤i tüm komplocular› flafl›rtacak niteli¤e bürünüyordu. Komplo sürecinin kendileri için daha tehlikeli

ne te we .c om

Kürt halk›n›n kendine güvenini art›rd›. Daha önce mücadeleyi sürekli gerilla ve militan kadrolardan bekleyen halk, komplo sürecinde mücadelenin öncülü¤ünü eline ald›. Mücadeleyi da¤ ve gerilladan bekleyen anlay›fl›n bu düzeyde k›r›lmas›, gelecek aç›s›ndan çok umut verici bir geliflmedir. Komplo süreciyle birlikte ‘90’lar›n bafl›nda yükselifle geçen halk hareketinin yeni bir dalga olarak tekrar gündeme girmesi söz konusu oldu. Halk yaln›z eylemlerle harekete geçmiyor, siyasal geliflmelere ilgi düzeyinin yükselmesiyle, siyasal e¤itimini ve bilincini de bu süreçte yükseltiyordu. Dünyada görülmemifl uluslararas› bir komplonun Kürt halk›na dayat›lmas›, bir yönüyle Kürt’ü inkâr eden sistemin Kürt’ü imtihan› gibi oldu. Dünyan›n en büyük haks›zl›¤›na u¤rayan bu halk, bu defa Önderli¤ine yap›lan bu haks›zl›kla karfl› karfl›ya b›rak›l›yordu. Bu komploya sessiz kalmak Kürt’e lay›k görülen zulüm düzenini kabul etmek; direnmek ise Kürt’ü reddeden sistemin kabul edilmedi¤ini, edilmeyece¤ini göstermek olurdu. Kürt halk› bu direnifliyle, her fleyden önce Kürt’e yer vermeyen dünya düzenini en iyi biçimde teflhir ediyordu. Komploya karfl› nas›l mücadele verildi denirse, halk için gerekeni yapt› denilebilir. Kürt halk›n›n mücadele birikimi ve tecrübesinin önemli oranda harekete geçti¤ini söylemek abart›l› olmaz.

51

ww

w.

“Önderli¤i korumak; kendini aflflm mak ve anlaflflm makla mümkündür. Önderli¤i korumak; tek bir ses, tek bir vücut olmakla mümkündür. Önderli¤i korumak; özgürleflfleen alevlere ulaflfl-makla mümkündür. Önderli¤i korumak; kurumufl yürekleri, emperyalizme karflfl›› kalkan yapmakla mümkündür. Önderli¤i korumak; partileflflm mek ve özgür olmakla mümkündür. Önderli¤i korumak; Önderlik gerçe¤inden yola ç›k›p insanl›¤›n özüne do¤ru akmakt›r. Önderlik ancak örgütlenmifl parti kadrosu, örgütlenmifl parti gerçe¤i ve yarat›lacak yeni insanl›k ö¤retisinin uygulay›c›lar› olmakla korunur. Önderlik halkt›r, toplumdur, insanl›kt›r. Önderli¤i korumak, insanl›¤› korumakt›r. Ça¤r›m›z tüm insanl›¤a. ‹nsana! Bizler, Önderli¤e kendimizi her zamankinden daha yak›n hissediyoruz. Eylem an›m›z yaklaflfltt›kça Önderli¤in çekim gücü ve kuvveti bizi daha fazla çekiyor. Kendimizi flfleehitler kervan›na katmaya haz›rland›¤›m›z bu s›ralarda, yüre¤imizdeki özgürlük kuflflu u bir an önce kanatlan›p uçmak için sab›rs›zlan›yor.”

Aynur Artan

Aynur Artan (Rotinda) Selamet Mentefl (Kurde)

Selamet Mentefl

sonuç verme ihtimali ortaya ç›k›yordu. Bu durum, komplocular›n korkular›n› artt›rarak komployu daha pervas›zca sürdürmeye yönelmelerine yol açt›. ABD, hiçbir zaman olmad›¤› kadar uluslararas› hukuku ve teamülleri aç›kça çi¤neyerek devreye girdi. ‹talya ve Avrupa’y› Önder Apo’yu ç›karmalar› için bask› alt›na ald›. Avrupa ise hukuk ve demokrasi içinde karar verdi¤inde, kendi Kürt politikas›n› kendi eliyle bofla ç›karm›fl olacakt›. Halk hareketi, hem ABD, hem Avrupa’y› çok s›k›flt›rd›. Komplo, Kürt halk›n›n büyük bir direnciyle karfl›laflm›flt›. Fedai eylemlilikleri, halk› sars›c› ve ateflleyici rol oynuyordu. Burada, 17 Kas›m 1998’de Rusya’da kendilerini yakan Ahmet Y›ld›r›m ve Remzi Akkufl yoldafllar› özellikle anmak gerekir. Yine 29 Ekim 1998’de, cumhuriyetin kurulufl y›l dönümünde uçak kaç›rarak yaflam›n› feda eden de¤erli yurtsever Erdal Aksu’yu da sayg›yla anmak gerekiyor. Asl›nda tüm Kürt halk› f›rsat bulsa benzer eylemler yapard›. Halk›n tek düflündü¤ü bu komployu nas›l bofla ç›karaca¤›yd›. E¤er Önder Apo defalarca ça¤r› yaparak bu fedai eylemliliklerinin önünü almasayd› tarihte görülmemifl düzeyde fedai eylemleriyle karfl›lafl›lacakt›. Bütün durdurma çabalar›na ra¤men onlarca insan›n kendini yakarak flahadete ulaflma-


SERXWEBÛN

52

mi, onurlu bir yaflflaam›n yolunu açan bir eylemdir. Bu kahramanl›klar›yla partiye, flfleehitlere, önderli¤e ve halka verdikleri sözü, en görkemli biçimiyle tutmuflflllard›r. Her ne kadar kendilerini yakma eylemlerini tasvip etmesek de, devrimin zorluklar›n› hafifletmek amac›yla arkadaflflllar›m›z›n att›klar› bu ad›m› anlay›flfllla karflfl››l›yor, onlar›n vasiyetlerini yerine getirmek zorunlulu¤unu an be an temel

Ahmet Y›ld›r›m

ulaflamad›¤› kesimlerin de Önder Apo’nun etkisinde oldu¤unu ortaya koymufltur. Önder Apo’nun “bize karfl›t olanlar da bizim varl›¤›m›zla yafl›yor” demesi böylece somut ifadesini buluyordu. Kürt oldu¤unu kabul eden herkes, Önder Apo’nun bir ulusal önder oldu¤unu bu tutumuyla d›fla vuruyordu. Kürt halk›n›n ulusal önderine sahip ç›kmas›, geldi¤i bilinç düzeyiyle ba¤lant›l› aç›klanabilir. Tarihte hep öndersizlikten çekti¤ini, özellikle de halk›n düflüncesini, duygusunu ve moralini yükselten önderlik olmadan bir halk›n mücadelesini süreklilefltirmenin mümkün olmad›¤›n› deneyleriyle bilince ç›kard›¤›n›n d›fla vurulmas› yaflanm›flt›r. Ulusal önderlikle ulusal özgürlük aras›ndaki ba¤›n kavranmas›, bir halk için mutlaka olmas› gereken bilinçtir. Güneflimizi Karartamazs›n›z slogan›, halk›n bunun bilincine derinden vard›¤›n› göstermektedir. Roma süreci, PKK’nin Kürtlerin siyasi hareketi oldu¤unu ve tüm halk› temsil etti¤ini, hiçbir tart›flmaya yer vermeyecek biçimde ortaya koydu. Tüm Avrupa ve dünya kamuoyunun Önder Apo’nun durumu ve halk›n bu tutumuyla ilgilenmesi, bu geliflmelerle ba¤lant›l›d›r. ‹talya bas›n›n›n ve televizyonlar›n›n en önemli gündemi olmas›, Önder Apo’yla dayan›flman›n en üst düzeye ç›kmas›, PKK aleyhindeki kampan-

ne t

görevimiz olarak gördü¤ümüzü belir-

ew e. c

“Tayhan yoldaflfl››n flfleehadeti ve eyle-

tiyoruz. Tayhan ve Jêhat yoldaflflllar›m›z, Önderlik etraf›nda alevden bir

savunma çemberi oluflfltturmakla kalmam›flfl,, bununla birlikte halk›n ve

devrimin yolunu da ayd›nlatm›flflllar-

w.

d›r. Her iki arkadaflfl››m›z›n gerçekleflfl--

yalar› da önemli oranda bofla ç›kar›yordu. AB ülkelerinin yapmak zorunda kald›¤› toplant›lar da böyle bir ortam da geliflti. E¤er ABD’nin yo¤un bask›lar› olmasayd›, Önder Apo’nun Avrupa’da kalmas› ve siyasi çal›flmalar› orada sürdürmesi mümkün olacakt›. Çünkü böyle bir halk hareketi ve direnci görülmemifl bir fleydi. Önder Apo orada kalamad›ysa bu halk›n sahiplenmesinin azl›¤›ndan de¤il; ABD bask›s›n›n özellikle ‹talya üzerinde fazla olmas›ndand›. ‹talya üzerinde yo¤un bask› yap›ld›¤› gibi, di¤er ülkelerin kap›lar› da bu bask›larla kapat›lm›flt›. Rusya’da DUMA’n›n yüzde doksan sekiz oyla Önderli¤in Rusya’da kalmas›n› kabul etmesine ra¤men, orada kalamamas› bu bask›yla ilgilidir. Rusya’ya sa¤lanan ekonomik imkânlar ise, bu bask›n›n tamamlay›c›s› oluyordu. Herhalde Rusya’da hiçbir karar bu kadar oy çoklu¤uyla al›nmam›flt›r. Avrupa’daki halk, k›fl koflullar›nda Roma’ya ak›n ediyordu. Halk her sabah Önder Apo’yu “Rojbafl Serokê min” nidalar›yla selaml›yordu. Dondurucu so¤u¤a ra¤men insanlar meydan› terk etmiyordu. ‹talya bu sürekli eylem karfl›s›nda zorlan›yordu. Bu nedenle bu eylemin sonuçland›r›lmas›n› istiyordu. E¤er Önder Apo isteseydi meydanda süren eylemler bitmezdi. Bu süreç, Kürtlerin mücadele azmi yüksek bir halk haline geldi¤ini

om

s›, Kürt halk›ndaki fedakarl›k ç›tas›n›n ne kadar yükseldi¤ini gösterir. Güneflimizi Karartamazs›n›z ve fedai eylemlilikleri Kürt halk›ndaki ölçüleri ileriye çeken bir rol oynad›. Hemen hemen en ilerideki de, en gerideki bir ad›m daha öne do¤ru yürüdü. Herkesin duruflunda bir ilerleme sa¤lad›. 70 yafl›ndaki kad›nlar ve çocuk yafltakilerin öne at›lan bu ad›mdan geri durmamalar›, o dönemde Kürt halk›n›n nas›l bir dinamizm içerisine girdi¤inin kan›t›d›r.

tirdi¤i bu eylem, devrimin zorluklar›n› hafifletmifl olsa bile, özgürlük

için mücadele veren bizlerin görev ve sorumluluklar›n› daha da

ww

a¤›rlaflfltt›rm›flfltt›r.”

Önder Apo

Önder Apo ile dayan›flflm ma en üst düzeye ç›k›yor

Bu eylemlilik sürecinin gösterdi¤i di¤er bir gerçek ise, Önder Apo’nun iflbirlikçi ve hain dar bir çevre d›fl›nda tüm Kürtlerin ortak paydas› haline gelmifl olmas›d›r. PKK ve gerilla hareketinin

Ocak 2009

Mirza Sevimli


SERXWEBÛN

53 önce kad›nlar›n sahiplenmesi gibi bir durum, komplo sürecinde Önder Apo’ya karfl› da kendisini ortaya koymufltur. Kad›nlar bu Günefl’in ilk önce kendilerini ayd›nlatan günefl oldu¤unu bilmektedir. Kad›n›n kendi öz örgütlenmesine kavuflmas› da bu eylemliliklerdeki etkinliklerini artt›rm›flt›r. Yafll› kad›nlar bile ömürlerinin son demlerinde kendilerine verilen de¤eri görüp toplumda itibar sahibi haline geldiklerini anlay›nca, kendilerine bu günleri gösteren Önder Apo’ya vefa borçlar›n› ödemek için fedai eylemlerine kat›lm›fllard›r. Kürt kad›n› flahs›nda Kürt’e verilen yeni yaflamd›r. Kürt, kendisine yeni bir yaflam veren Önderine sahip ç›kmaktad›r. Kürt’ün canlanmas› bu yeni yaflam›n canlanmas›d›r. Kad›n›n bu yaflam içindeki yeri ise yaflam›n demokratikleflmesinin ifadesidir. Demokratikleflen toplumlar›n ise potansiyel güçlerinin harekete geçti¤i toplumlar oldu¤u biliniyor. Demokratik olmayan toplumlar tüm güçlerini ortaya koyamazlar. Uluslaflman›n da demokratik devrimin derinli¤i ile birlikte güçlendi¤i bilimsel bir olgudur. Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas›, Kürt uluslaflmas›n›n derinli¤inin Ortado¤u toplumlar›ndaki en ileri düzeyi yakalamaya do¤ru geliflti¤ini göstermifltir. Birçok yerde geliflen eylemlerin PKK’nin örgütlenmesi ve talimat›yla olmad›¤›n› biliyoruz. Halk›n do¤al önderlerinin ve do¤al sorumlulu¤un bu eylemlerde önemli yer tutmas› bu demokratik uluslaflma gerçe¤i ile ilgilidir. Bu süreçte halk, yapt›¤› her eylemi yetersiz görmektedir. Daha etkili ve nitelikli eylem yapmas› için kendine önderlik edilmesini ve yol gösterilmesini beklemektedir. Halk, ne yapsa da kendini Önder Apo’ya borçlu hissetmektedir. Kürt halk› bu dönemi ayn› zamanda dünyaya, onuruna nas›l önem verdi¤ini gösterme vesilesi yapt›. fiimdiye kadar hep baflka güçlerin uzant›s› olan ve isyanlar› böyle de¤erlendirilen Kürt halk›, ortaya koydu¤u tutumuyla ba¤›ms›z iradeye sahip oldu¤unu, gücünü flu veya bu yerden de¤il, bizzat kendi örgütlülü¤ü ve bilincinden ald›¤›n› kan›tlad›. Bu yönüyle dikkate al›nmas› gereken güç oldu¤unu ve dünyada yerini almay› hak etti¤ini ispatlad›. Böylece Ortado¤u siya-

seti içinde s›n›rland›r›lan ve siyasi dengelerin unsuru görülen durumu aflt›¤›n› göstererek, Kürt’ü inkâr eden mevcut dünya sisteminin meflruiyetini ortadan kald›ran siyasi niteli¤e kavufltu¤unu

ne te we .c om

Ocak 2009

Hükmiye Seyhan

tüm dünyaya gösterdi. Halk›n Önder Apo’ya ba¤l›l›¤›n›n nedenlerini dünya kamuoyu da ö¤reniyordu. Kürt halk›na çok fley kazand›rd›¤› için bu ba¤l›l›¤›n oldu¤u kanaatine ulafl›yorlard›. Bu sürecin Kürt halk› aç›s›ndan çok önemli kazan›mlar getirdi¤ini söyleyebiliriz. Kürt halk›n›n birli¤i ve gücü de bu eylemlilikler içinde pekiflmiflti. Bütün halklar›n mücadelelerinde tüm halk› etkileyen olaylar›n ve eylemlerin o halk›n örgüt bilinç ve duygular›nda yeni aflamalar yaratt›¤› bir gerçektir.

w.

Kad›nlar Önder Apo’ya en fazla sahiplenen kesim olmuflflttur

ww

Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas›na tüm toplumsal kesimler aktif kat›lm›flt›r. Kad›nlar ise yine Önder Apo’ya en fazla sahiplenen kesim olmufltur. En fazlada kad›nlar, kendilerine çok fley kazand›ran bir önderlik oldu¤unu bilmektedirler. Özgür kad›n hareketini gelifltiren, bu hareketin geliflmesi önündeki tüm engelleri kald›ran Önder Apo’dur. Kad›nlar, gelifltirilen komplonun ayn› zamanda Özgür kad›n hareketine karfl› gelifltirilen bir komplo oldu¤unu görerek her alanda en yüksek direnci ve kat›l›m› gerçeklefltirmifllerdir. Kad›na de¤er veren ‹sa ve Mani’ye ilk

“Baflflkkan›m, yakma eylemine onay vermedi¤inizi biliyorum. Bu konudaki talimat›n›z aç›kt›r. Ama ihanete karflfl›› büyüyen büyük öfkemin gücüyle, ihanete böyle bir eylemle karflfl›› durmak istiyorum. Tüm güzelliklerin ve insana ait ne varsa tüm yüce de¤erlerin bileflflkkesi olan size karflfl›› sevgim büyük. Sizi her zaman anlamak, lay›k olmak istedim. Size karflfl›› inanc›m› hiçbir zaman yitirmedim. En zor anlar›mda siz ve flfleehitler hep yan›mdayd›n›z. Bugün sizin tutsak al›n›flfl››n›z ve güzelliklerin, yaflflaam›n, kad›n›n flflaahs›nda yok edilmek istenmesi tarihin iflfllleyebilece¤i en büyük suçtur. Bu suça herkesin karflfl›› ç›kmas› gerekiyor. Belki anlams›z bulacaks›n›z veya k›zacaks›n›z ama ben çok do¤al, içimden geldi¤i gibi hareket etmek istiyorum. Kutsal ateflflii kucaklayarak size lay›k olmak, size karflfl›› geliflflttirilen iç ve d›fl dayatmalara karflfl›› koymak istiyorum.” Hükmiye Seyhan

tüm siyasi güçlere dayatm›fl oluyordu. Baflka güçlerin Kürtlerin siyasi kaderini çizdi¤i dönem kapanm›fl oluyordu. Komplo süreci Kürt halk› aç›s›ndan çok a¤›r bir durum olan Önder Apo’nun esaretiyle sonuçlanm›fl olmakla birlikte, e¤er sonuç ç›kar›l›rsa birçok bak›mdan olumlu geliflmelere yol açacak yeni bir dönem de bafllam›fl bulunmaktad›r. Kürt halk›n›n iradesini güçlü biçimde ortaya koyarak, Kürt sorunuyla ilgili tüm güçlerin yüzünü saklayamayacak kadar net a盤a ç›karmas› di¤er önemli bir geliflmedir. Komplo süreci ile netleflen 21. yüzy›l, Kürt stratejisinin ortaya ç›kmas›nda Kürt halk hareketinin netlefltirici niteli¤inin belirleyici rolü olmufl-


SERXWEBÛN

Hamdiye Kaplan

yordu. Önder Apo’nun fiziki varl›¤›n›n dört duvar aras›nda oldu¤u, ancak düflüncelerinin Kürt halk›n›n yüre¤inde ve beyninde özgürce bundan sonra da hükmünü icra edebilece¤ini daha ilk günden halk kendi durufluyla gösteriyordu. Halk, kendisine kölelik ve esaret kabul ettirilmedi¤i müddetçe, Önder Apo’nun mevcut konumunu da kabul etmeyece¤ini ilan ediyordu. Çünkü halk dün de bugün de yar›n da Önder Apo’ya karfl› tutumun kendi özgürlü¤üne karfl› tutum olaca¤›n›n bilincine varm›flt›. ‹mral›’da dört duvar aras›nda tutulan Kürdün özgür iradesi, yeni Kürt’ün kendisiydi. Zaten komplo, uluslararas› güçlerin ve sömürgecilerin denetiminden ç›kan yeni Kürt’e ve onun özgür iradesine karfl› gündeme getirilmiflti.

ww

w.

ne t

“...Bu yoldaflfl››m›z önderli¤ine, partisine ve halk›na ba¤l›l›¤› kiflfliili¤iyle bütünleflflttirmiflfl,, büyük çaba sahibi, mütevazi, halka, yoldaflflllar›na ve flfleehitler baflfltta olmak üzere tüm de¤erlere karflfl›› duyarl› özellikleri olan, bu yönüyle unutulmayacak bir yoldaflfl››m›zd›r. Murat yoldafl baflfltta olmak üzere bu dönem flfleehitlerimiz, tarihi sürecin unutulmaz abidesel ifadesidirler. Biz her zaman bu abidesel ifadeyi esas alaca¤›z. O’nun direniflflii ve b›rakt›¤› mesaj, hiçbir flfleekilde görmezlikten gelemeyece¤imiz do¤ru mücadele, do¤ru yaflflaam ve zafer emri olmaktad›r. Berzan yoldaflfl››m›z› da ölümsüzlü¤e u¤urlarken, onlar›n vasiyetlerinin temsilini esas alaca¤›m›z›. Ve en büyük de¤erlerimiz olan bu flfleehitlerimizin an›s›yla oynanmas›na hiçbir flfleekilde izin vermeyece¤imizi tekrar ederken; bugüne kadar oldu¤u gibi tüm flfleehitlerimizin özgürlük özlemlerinin sesi, sözü ve eylemi olmay› sürdürece¤iz.”

ki eylemlerin ve bunun yeniden yaratt›¤› halk gerçekli¤inin rolü belirleyicidir. Bugün PKK ve halk, komplocu zihniyet devam etse de bu komplonun baflar›s›zl›¤a u¤rat›ld›¤›n› söylüyorsa, bunun temelinin bu süreçteki halk hareketi oldu¤unu görmek gerekir. Önder Apo ve PKK’nin yeni siyasal stratejisi, komplonun baflar›ya gitmesini engellediyse, bunun dayand›¤› zeminin böyle güçlü bir halk gerçekli¤i olmas›ndand›r. Her düflünce militanlar› ve fedaileri oldu¤unda maddileflir ve pratikleflir. Demokratik uygarl›¤›n militanlar› ise, Önder Apo’nun etraf›nda ateflten top olarak bu Günefl’in sürekli parlamas›n› sa¤layan Kürt halk›d›r. Kürt halk›, Ortado¤u ayd›nlanmas›n›n öncü gücü olmay› hak etmifltir. Çünkü Önder Apo’nun ve demokratik uygarl›k çözümlemelerinin Günefl ve günefl ›fl›nlar› oldu¤una en fazla anlam veren Kürt halk›d›r. Kürt halk›, demokratik uygarl›k çözümlemelerinden sonra Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas›n› yeni bir aflamaya götürmenin imkân›na kavuflmufltur. Ça¤dafl Premetheus olan Önder Apo’nun elindeki ›fl›¤› yayma rolünü yerine getirme iddias›ndad›r. Bu nedenle yeni slogan “Kürt günefli Ortado¤u’yyu ayyd›nlat›yyor.. Ortado¤u da bir daha dün-yayy› ayyd›nlatacak” olacakt›r.

ew e. c

tur. Mücadelenin fliddeti, her zaman gerçeklerin daha ç›plak görünümleriyle ortaya ç›kmas›n› sa¤lar. Kürt halk›n›n Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› ve fedai eylemlilikleri tüm güçlerin bütün kozlar›n› ortaya koymas›n› zorlad›¤›ndan, olgular› daha gerçekçi de¤erlendirmek de kolaylafl›yordu. Önder Apo’nun esaretiyle birlikte ‹mral›’daki çözümlemelerde en rafine düflünceye sahibim demesi, bu sürecin söz konusu özellikleriyle anlam kazanmaktad›r. Önder Apo’nun Kenya’da Türkiye teslim edilmesi sonras› halk›n gösterdi¤i tepki “Önderliksiz yaflam olmaz” duygusunun somut ifadesidir. Halk Önderli¤in esaretini kendi esareti olarak görüyordu. Komplo, Kürt halk›n›n iradesine karfl› yap›lm›flt›. Bu nedenle esaret alt›nda bile kendi iradesi oldu¤unu ilan ederek Önderli¤in dört duvar aras›nda bile esir edilemeyece¤ini tüm dünyaya hayk›r›-

Önder Apo

Ocak 2009

om

54

Komploculuk Savunmalarla deflfliifre edilmiflflttir

Komplonun bafllamas›yla birlikte bu gerçe¤i gören halk, Güneflimizi Karartamazs›n›z slogan› ile bafllayan kampanyaya tüm gücüyle kat›ld›. Komploya karfl› güçlü bir direnifl hareketi geliflti. Halk›n bu bilinci ve kat›l›m› asl›nda daha bafl›ndan komployu baflar›s›zl›¤a u¤ratan bir niteli¤e dönüfltü. Belki Önder Apo’nun esareti önlenemedi ancak, komplonun baflar›s›zl›¤a u¤rat›lmas›nda bu süreçte-

Berzan Öztürk


Ocak 2009

SERXWEBÛN

55

KÜRT C‹LASI TRT 6 ve

ne te we .c om

ARDINDAK‹ STRATEJ‹ ●

“AKP halk›m›z nezdinde iyice teflflhhir olmuflflttur. ‹kiyüzlülü¤ü a盤a ç›karak toplumda kabul edilemez duruma gelmiflflttir. AKP hükümeti imaj yenileyerek ortam› tekrar kendi lehine çevirmek ve yaklaflflaan yerel seçimler nedeniyle

kitleleri kand›r›p oy avc›l›¤› yapmak için TRT 6’y› devreye soktu. Ayn› zamanda ‹mral›'da da güya baz› olumlu

ad›mlar att›¤› izlenimini vermek için inflflaaat çal›flflm malar›na baflflllad›. Erdo¤an ekibi bununla da ortam› kendi lehinde yumufla flatarak ve halk›m›z› en hassas noktas›ndan yakalayarak Kürt oylar›n› toplamaya çal›flflm maktad›r. Ve bu, yaln›z AKP hükümetinin de¤il, ordunun da yaklaflfl››m›d›r. Bu bir devlet politikas›d›r” ● flen bir ilk olmas› itibariyle yaklafl›k 90 y›ll›k inkar ve imhaya dayanan resmi ideolojinin iflas›n›n ilan› oldu¤u tespiti do¤rudur. Bunun içindir ki Devlet Bahçeli, “bize göre milli devlet yap›s› hükümet eliyle ihanete u¤rayarak hançerlenmifltir” diyerek klasik politika ad›na hükümete veryans›n etmektedir. Bu geliflmeyi sa¤layan Reber Apo önderli¤indeki Kürt özgürlük hareketidir; PKK’nin yaklafl›k 36 y›ld›r büyük bir kararl›l›kla yürüttü¤ü mücadelesidir. TRT 6’n›n aç›l›fl›, devletin, resmi ideolojinin iflas›n› itiraf etmesidir. Asl›nda bu olay ayn› zamanda tabular›n, putlar›n y›k›lmas›d›r. Ama baz›lar›n›n iddia etti¤i gibi bunu devletin demokrasi anlay›fl› yapmam›flt›r. Aksine bu tabular, putlar Kürt özgürlük savaflç›lar›n›n ellerindeki baltalarla y›k›lm›flt›r. Türkiye Baflbakan› Erdo¤an “TRT 6, demokrasinin özgür sesi olarak, insani de¤erleri yüceltecek, bar›fl ve huzuru besleyecek; ayr›mc›, d›fllay›c› de¤il, birlefltirici olacakt›r. Demokrasimizin geliflmesine, derinleflmesine katk›da bulunacakt›r” diyerek kitleleri kand›rmaya çal›flmaktad›r.

ww

w.

TRT 6’n›n devreye sokulmas›yla, bu hamle ve Kürt sorunu etraf›nda yo¤un tart›flmalar gündeme geldi. Tart›flmalar çerçevesinde herkes kendi cephesinden birfleyler söyledi ve bu tart›flmalar daha bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Konuya en gerçekçi yaklafl›m› gösterebilmek için olay› birkaç yönden ele almak gereklidir. Bu olay Türkiye’de Kürt sorunu aç›s›ndan art›k önemli dönüm noktalar›ndan birine gelindi¤ine iflaret etmektedir. Özellikle alt›n› çizerek belirtmek gerekir ki, TRT 6’n›n aç›l›fl›, Reber Apo önderli¤inde bafllat›l›p gelifltirilen Kürt özgürlük mücadelesinin ulaflt›¤› önemli bir sonuçtur. PKK’nin ve onun önderli¤indeki Kürt halk›n›n kendi kimli¤iyle onurlu bir yaflam u¤runa yürüttü¤ü yaklafl›k 35 y›ll›k mücadelesinin ciddi bir kazan›m›d›r. Baz› tan›nm›fl Türk siyasetçileri televizyon kanallar›nda bu gerçe¤i aç›k aç›k flu anlama gelen sözlerle itiraf etmifllerdir: “PKK amac›na ulaflm›flt›r. Türk milliyetçili¤i o kadar asimilasyon çabas›na ra¤men Kürt ulusal gerçe¤ini inkar edip ortadan kald›ramam›fl, onu kendine dönüfltürme temelinde bitirememifl ve yenilmifltir. Ve sonunda gelinen noktada Kürt kimli¤i kabul edilmifltir. Bu asl›nda Türkiye’nin de bir kazan›m›d›r. fiimdi art›k sorunu farkl› mecralarda ele almak gerekir.” TRT 6’n›n yay›na bafllamas›n›n Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekle-

TRT 6’n›n arkas›ndaki niyet bellidir Devlet e¤er Kürtlere karfl› demokrasi temelinde anlay›fll› yaklaflacak idiyse yaklafl›k 90 y›ld›r yaflanan bu inkar ve imha politikas›, gerçekleflen bunca katliam, bask› ve yasaklar, akan onca

kan nedendi? Ve yine e¤er bu, Erdo¤an hükümeti ile ulafl›lan bir demokrasi anlay›fl›n›n sonucu ve güya “bar›fl ve huzur”, “birlik” için ise, Kürt sorunundaki sözde aç›l›mlara ra¤men halen devam eden bu bask›lar, ifllenen cinayetler ve devam ettirilen yasaklar neden? Neden halen Güney Kürdistan’› da kapsayacak tarzda her gün halk›m›za ve gerillaya yönelik bunca imha seferleri, operasyonlar? Neden Kürt sorununda sözde demokratikleflmeye ra¤men halen Ergenekon’un Kürdistan’da iflledi¤i cinayetler ayd›nlat›lm›yor ve bunlar›n üstü örtülmeye çal›fl›l›yor? Demek ki gerçekler öyle de¤ildir. Tersine bu durum Reber Apo önderli¤inde bafllat›lan yaklafl›k 36 y›ll›k mücadele çerçevesinde, özellikle 1 Haziran 2004’de kararlaflt›r›l›p gelifltirilen Kürt halk›n›n meflru savunma direnifli, Gabar-Bezele eylemlilik süreci ve PKK 10. Kongresi ile KONGRA GEL 6. Genel Kurulu ruhunun yaratt›¤› geliflmeler karfl›s›nda s›k›flan devletin Kürt realitesini itiraf etmek zorunda kalmas›d›r. Ve bunu da samimiyetten uzak bir flekilde bir özel savafl arac› olarak devreye koyma çabas›d›r. Zaten devletin en tepesindeki iki isim olan Abdullah Gül ve Tayyip Erdo¤an as›l niyetlerini yapt›klar› aç›klamalarla aç›kça ortaya koymufllard›r. Abdullah Gül “TRT’nin böyle bir yay›n faaliyetine girmesi asl›nda bu konular› istismar edenlerin elinden istismar edece¤i


SERXWEBÛN ganlar olarak y›llardan beri halk›m›za büyük hizmetler yapmaktad›rlar. Ki flimdi TRT 6 oyununa büyük payeler biçen Güney’deki yay›n kurulufllar› da dahil Kürdistan genelindeki bas›n-yay›n organlar›, özellikle televizyonlar›, halk›m›z›n bu gerçek bas›n-yay›n kurumlar›n› örnek alarak, onu takip ederek kendilerini var etmifllerdir.

Kürtlerin hiçbir hukuki güvencesi bulunmamaktad›r

w.

ww

lere silahla sald›r›l›rken, kad›n, çocuk demeden insanlar hedef al›n›p öldürülürken, bizzat baflbakan taraf›ndan bu tür katliam ve cinayetlerin önü aç›l›rken ve bar›fl ve çözüm konusunda devlet ad›na hiçbir sa¤duyulu yaklafl›m gösterilmezken bir gecede bu kanal›n ortaya ç›kmas› sadece karfl› taraf›n art niyetlerini göstermektedir. Türkiye hukuk sistemi içerisinde hâlâ hiçbir yasada, yönetmelikte, hiçbir hukuki belgede Kürtçe dilini kabul eden bir tek cümle, hatta ‘Kürtçe’ kelimesinin kendisi yer alm›yor. Ve bu ülkede hâlâ Kürtçe, Meclis tutanaklar›na ‘bilinmeyen bir dil’ olarak yaz›l›yor. AKP hükümetinin ‹çiflleri Bakanl›¤› müfettiflleri bayram tebrik kart›na ‘cejna we piroz be’yani ‘bayram›n›z kutlu olsun’ yazd› diye DTP’li belediye baflkanlar› hakk›nda soruflturmalar aç›yor.” Evet iflte gerçekler yorumsuz bir flekilde. Bir tarafta devletin Kürtçe TRT 6 kanal›, ayn› zamanda di¤er tarafta devletin meclis tutanaklar›na hiçbir Kürtçe sözün geçmemesi. Meclis tutanaklar›na önceleri Kürtçe sözler “bilinmeyen bir dil” diye geçerken, flimdi (...) fleklinde veriliyor. Yani devlete göre Kürt dili halen “bilinmeyen dil” veya tan›nmayan bir dil! Ve güya Kürt kanal› aç›l›yor. Ama kanal›n ad› yine “TRT çok dilli kanal” biçiminde oluyor. ‹flte AKP’nin ve hükümetin Kürt sorunundaki aç›l›m›! ‹flte Türk devletinin ciddiyeti bu kadard›r!

ew e. c

Demek ki, TRT 6’n›n böyle alelacele, gerekli yasal alt yap›dan yoksun bir flekilde adeta bir sihirle ortaya ç›kmas›n›n gerçek nedeni, özel savafl›n güncel ve uzun vadeli ihtiyaçlar›na cevap verme amac›d›r. Bu nedenledir ki, insanlar adeta bir gece yat›p sabah uyand›klar›nda bu kanal› karfl›lar›nda gördüler. Yani bu kanal, devletin hükümet eliyle yapmak istedi¤i bir aldatma, kand›rmaca olay›d›r. Devlet ad›na AKP’nin, Kürt gerçe¤i ve Kürt diline olan samimiyetten uzak ve gayri ciddi yaklafl›m›n› ifade etmektedir. Henüz anayasal-yasal düzeyde hiçbir de¤ifliklik, yenilik yapmadan, anayasada ›rkç› bir anlay›flla sadece Türklü¤ü yücelten, ondan baflka halk gerçekli¤ini tan›mayan ve izin vermeyen maddeler mevcutken, yine güncel yaflamda geçerlilikte olan halen Kürt kimli¤i yasakl› iken, her gün Kürtçe konuflup yazanlara cezalar verilip davalar mahkemelerde devam ederken, Kürtçenin “W”, “X” harfleri gibi basit nedenlerle insanlar mahkemelerde süründürülürken (tuhaft›r ki, bu tür mahkemelerin devam etmesine ra¤men TRT 6’da bu harfler “serbest”çe kullan›l›yor) TRT 6 olay› sadece bir sahtekarl›¤› ve hükümetin iki yüzlülü¤ünü ifade etmekten baflka bir ifle yaram›yor. Halen devlet taraf›ndan savafl bütün h›z›yla sürdürülürken, her gün çat›flmalar devam edip bunca kan›n akmas›na neden olunurken, Kürtlere yönelik linç kampanyalar› örgütlenirken, Kürt halk›n›n önderi Reber Apo’ya yönelik iflkence ve tecrit uygulamalar› gittikçe daha da artt›r›l›rken, Kürtlerin Newroz gibi en önemli günlerini bile yaflamalar›na izin verilmezken, bu tür etkinlik-

ne t

konuyu almakt›r” derken Erdo¤an ise “TRT web sitesi de 33 ayr› dilde yay›na bafllad›. fiimdi Kürtçeyi bunun d›fl›nda m› tutal›m? Siz o bofllu¤u dolduramazsan›z, o ihtiyac› karfl›lamazsan›z... ‹flte gördük, baflkalar› dolduruyor. Oradan bölücü ve ay›r›mc› yay›nlar yap›l›yor” ifadelerini kullanm›flt›r. Her fley çok aç›kt›r burada. Arkadaki niyetler do¤rudan orta yere dökülmektedir. TRT 6’n›n Kürtlerin baz› haklar›n›n devletin “anlay›fl” göstermesi karfl›s›nda kendilerine verilmesi olay› de¤ildir. TRT 6’n›n geliflen mücadelemize karfl› bir özel savafl ve asimilasyon ayg›t› olarak devreye konulmak istendi¤i gün gibi ortadad›r. Baz› devlet Kürtlerinin ve Güney Kürdistan’da baz› Kürt çevreleri ve bas›n-yay›n organlar›n›n dedi¤i gibi, bu kanal, Kürtlerin kendilerini ifade etmeleri, kendi renklerini yans›tmalar› için verilmifl bir hak de¤ildir. Bir defa bu kanal›n Kürtlere ait bir yay›n organ› olma özelli¤i yoktur. Devletin Kürt realitesini itiraf etti¤i bir organd›r. Baz› Türk siyasetçi ve gazetecileri “TRT 6 Kürtlerin kendilerine ait bir kanal de¤ildir. Devletin Kürt kimli¤ini itiraf etti¤i kendi kanal›d›r” diyerek bunu güzel bir flekilde ifade etti. ‹flte bunu söylerken gerçe¤in bir yönüne de¤inen Türk ayd›nlar› bu noktada devlet Kürtlerinden çok daha namuslu davranmaktad›rlar. Çünkü bu kanal bizim devlet Kürtlerimizin iddia etti¤i gibi “devletin büyüklü¤ü”nün bir sonucu ya da hükümetin yaratt›¤› devrim niteli¤indeki bir olay de¤ildir. Gül ve Erdo¤an’›n yukar›da aç›kça ifade etti¤i gibi, TRT 6 baflta Roj TV olmak üzere Kürt bas›n-yay›nc›l›¤›n›n baflar›l› geliflmesi karfl›s›nda devletin çaresizli¤i sonucunda, Kürt bas›n›n›n önünün al›nmas› ve mücadelemize karfl› bir özel savafl silah› olarak kullan›lmas› için devreye konulan bir ayg›tt›r. Devletin bir s›k›flmas› sonucu ortaya ç›kan TRT 6’n›n aksine, Kürt halk›n›n gerçek ç›karlar›n› dile getiren ve rengini bütün zenginli¤i ile her gün sürekli ortaya koyan Kürtlerin as›l televizyon, radyo ve yaz›l› bas›n organlar› baflta Reber Apo’nun çabalar› ile kurulup gelifltirilen ve PKK taraf›ndan sürekli büyütülüp zenginlefltirilen or-

Ocak 2009

om

56

TRT 6’n›n uzun ve k›sa vadede amaçlar› Bir özel savafl arac› olarak TRT 6’n›n k›sa ve uzun vadeli olmak üzere iki yönlü amac› vard›r. K›sa vadeli amac› yaklaflan yerel seçimlere dönüktür. Erdo¤an hükümeti ve AKP daha önceleri baflbakan düzeyinde Amed’e bile giderek halk›m›za Kürt sorununun çözümü konusunda sahte mesajlar verdi. Ancak Kürt halk›n› kazanmak için yarat›lan bu sahte hava çok k›sa ömürlü oldu. AKP ve Erdo¤an gittikçe geliflen mücadelemiz karfl›s›nda zorlanarak gerçek faflizan yüzünü gösterdi. “Tek ulus, tek bayrak, tek devlet” gibi ‘tek’li sloganlara dört


Ocak 2009

SERXWEBÛN

Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye amac›yla ‘yeflil strateji’ye sar›lm›fl, din ve tarikat olgusunu silah olarak kullanm›flt›r. Bu temelde Türk-‹slam sentezi gelifltirilerek, din kullan›larak amaca ulafl›lmak istenmifltir. Bu durum Hizbullah ve benzeri örgütlemelerin ortaya ç›kmas› ile Kürdistan’da birçok cinayetin ve katliam›n ifllenmesi sonucunu yaratm›flt›r. Ancak devlet bununla da sonuç alamad›¤› gibi, bu politika Cumhuriyet aç›s›ndan da pahal›ya mal olmufl ve Türkiye’de sahte dincili¤in ve tarikatç›l›¤›n önü aç›l›p bunlar›n palazlanmas›na imkân verilmifltir. Sonuçta AKP ile demokrasi kaybetme noktas›na gelmifltir. Bu dönemde di¤er önemli bir strateji de, Kuzey Kürdistan’da Kürtlere yönelik inkâr ve imha politikas›na sar›l›nmas›na ra¤men, s›rf PKK’ye karfl› kullanabilmek için Türk devletinin

2008 y›l›nda hareketimize yönelik her türlü sald›r› ve tasfiye konseptine ra¤men sonuç alamayan Türk devleti, 2009’da PKK karfl›s›nda mutlak sonuç alabilmek için yeni strateji ve taktiklerle uluslararas› dayanaklara sahip yeni bir tasfiye konseptini devreye koymufltur. ‹flte yeni dönemde hareketimize karfl› devreye koydu¤u bu yeni argümanlardan en önemlisi de ‘Kürt’ cilas› ve TRT 6 televizyonudur.

ne te we .c om

elle sar›ld›. “Kad›n da olsa çocuk da olsa gere¤i yap›l›r” diyerek halk›m›z› kad›n çocuk demeden hedef haline getirdi. Ve “ya sev ya terk et!” diyerek faflizmin difllerini gösterdi. Aç›k ki bütün bunlar›n sonucunda AKP halk›m›z nezdinde iyice teflhir oldu. ‹kiyüzlülü¤ü a盤a ç›karak toplumda kabul edilemez duruma geldi. Di¤er baz› etkenler de devreye girince AKP hükümeti iflas› yaflamaya bafllad›. ‹flte bu durumda AKP hükümeti imaj yenileyerek ortam› tekrar kendi lehine çevirmek ve yaklaflan yerel seçimler nedeniyle kitleleri kand›r›p oy avc›l›¤› yapmak için, kendisini sözde Kürt sorunun çözümüne dönük ad›mlar›n sahibi gibi göstermek ad›na TRT 6’y› devreye soktu. Ayn› zamanda ‹mral›’da da güya baz› olumlu ad›mlar att›¤› izlenimini vermek için inflaat çal›flmalar›na baflland› ve oraya baz› yeni tutuklular›n nakledilece¤ine dönük propagandalar devreye girdi. Erdo¤an ekibi bununla da ortam› kendi lehinde yumuflatarak ve halk›m›z› en hassas noktas›ndan yakalayarak Kürt oylar›n› toplamaya çal›flmaktad›r. Bu, yaln›z AKP hükümetinin de¤il, ayn› zamanda ordunun, Genelkurmay’›n da yaklafl›m›d›r. Bu bir devlet politikas›d›r. Çünkü devlet, bu yerel seçimleri kendisi aç›s›ndan stratejik düzeyde ele almaktad›r. Ve Kürt hareketini, en güvendi¤i parti olarak AKP yoluyla mutlaka siyasi yenilgiye u¤ratmak ve bu temelde kendince PKK’yi bitirme noktas›na sürükleyerek Kürt sorununda inisiyatifi tamamen ele geçirmek istemektedir. Güya Erdo¤an’›n komutas›nda Amed kalesini fethederek art›k bu ifle bir nokta koymaya çal›flmaktad›r. Bu dönemde TRT 6 ile ayn› zamanda özellikle Kürt gençli¤i vurularak gerillaya kat›l›mlar›n önüne geçilmek istenmektedir. Bu kanalda yay›nlanacak programlar, diziler, film vb yay›nlar ile daha çok da Kürt gençleri yozlaflt›r›larak düflürülmeye, özünden boflalt›lmaya çal›fl›lacakt›r. Ve bu temelde Genelkurmay’›n kat›l›mlar›n önüne geçme hedefi gerçekleflmifl olacakt›r. TRT 6 esas olarak da Türkiye Cumhuriyeti taraf›ndan gelifltirilen uzun vadeli bir plan›n parças›d›r.

57

Asimilasyon politikalar› TC’ye pahal›ya mal oldu

Kürt isyanlar›n›n bast›r›lmas›ndan sonra Kürdistan’da tam bir inkâr ve yasak politikas› hayata geçirilerek yo¤un bir asimilasyon uygulamas› gelifltirilmifltir. Bunun sonucunda Kürtlük büyük ölçüde yok edilerek her tarafta bir Türklük furyas› estirilmifltir. Kürt birey-

Hareketimize yönelik her türlü sald›r› ve tasfiye konseptinden “H sonuç alamayan Türk devleti, 2009'da mutlak sonuç alabilmek için yeni strateji ve taktiklerle uluslararas› dayanaklara sahip yeni bir tasfiye konseptini devreye koymuflflttur. ‹flfltte yeni dönemde hareketimize karflfl›› devreye koydu¤u bu yeni argümanlardan biri de 'Kürt' cilas› ve TRT 6 televizyonudur” ●

ww

w.

lerinde kendini inkâr ve Türklü¤e soyunma adeta bir moda halini alm›flt›r. Ve Kürt hâkim s›n›flar› aç›s›ndan da ancak Kürtlü¤ünü inkâr temelinde kabul görme ve kendi ç›karlar›n› hayata geçirme söz konusu olabildi¤inden bu temelde bir iflbirlikçilik bafl›n› al›p gitmifltir. Ancak Reber Apo önderli¤inde PKK ile bu gidiflata “dur” denerek Kürt özgürlük mücadelesi gelifltirilmifltir. PKK önderlikli özgürlük mücadelesinin geliflimiyle inkâr ve bask›ya karfl› ç›k›larak asimilasyon durdurulmufltur. Ve giderek Kürt kimli¤i tekrar kazan›larak Kürt halk bilinci gelifltirilmifltir. ‹flte bu dönemde de bu özgürlüksel geliflmenin önüne geçip inkâr ve imhay› tamamlamak için, bu sefer tekrar yo¤un bir askeri sald›r› ve özel savafl devreye konmufltur. Bu da yeterli olmay›nca Türk devleti kendi kurulufl ilkelerine de ihanet ederek PKK ve

Güney’de KDP ve YNK gibi oluflumlarla iflbirli¤i yapmas›d›r. Bu da, PKK’yi tasfiye amac›nda sonuç vermedi¤i gibi, Kürtler aç›s›ndan -Güneyli güçlerin PKK’ye sald›rt›lmas› suretiyle- Kürt kan›n›n dökülmesine neden olurken, Türkler aç›s›ndan ise burunlar›n›n dibinde bir Kürt devletinin ortaya ç›kmas›na etkide bulunmufltur. ‹flte geçen dönemde her türlü askeri sald›r›lar›na ra¤men kaba inkâr, imha ve asimilasyon politikas›nda sonuç alamayan Türk devleti, mücadelemiz özellikle PKK 10. Kongresi temelinde art›k yenilmezli¤ini ispatlayarak çözümü kaç›n›lmaz bir noktaya getirince, bu sefer 2009 y›l› itibar›yla inkar, imha ve asimilasyon politikas›nda yeni strateji ve taktikleri devreye koyarak yeni bir aflamay› bafllatm›flt›r. Aç›k ki bu, baflta devlet Kürtleri olmak üzere baz›lar›n›n iddia etti¤i gibi Kürt soru-


SERXWEBÛN

58

Bütün bunlar›n do¤rultusunda da, yukar›da belirtti¤imiz yeni espriye uygun bir flekilde her alana yay›lm›fl yeni bir Kürt iflbirlikçili¤i gelifltirilecektir. Daha önceki dönemlerde var olan kendi Kürtlü¤ünü inkâr temelinde yap›lan iflbirlikçili¤in yerini, bu sefer Kürtlü¤ü iflbirlikçilik için kullanma temelinde ele alan bir kesim ortaya ç›kacakt›r. Bu neo-iflbirlikçilik Türk devletinin Kürtlere yönelik yeni inkâr, imha ve asimilasyon politikas›n›n yeni dayanaklar› olacaklard›r. Ve bun-

Amaç Kürtçeyi kullanarak Kürt bireylerini kendi gerçe¤inden uzaklaflfltt›rmak “A ve asimile etmek, yozlaflfltt›rmak, i¤difl etmektir. Böylece y›llard›r PKK mücadelesi ile geliflfleen ulusal demokratik bilincin sapt›r›lmas› da hedeflenecektir. Kürtçe konuflflaan, Kürtçe sanat yapan ama Kürt olmayan bir kiflfliilik, bir kesim yarat›larak Kürt’ün duygular› ve yaflflaam› teslim al›n›p devletin hizmetine koflfluulmaya çal›flfl››lacakt›r”

giderek üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyat› bölümleri, Kürt enstitüleri, seçmeli Kürtçe dersler devreye girecektir. Bununla da yetinilmeyecek ve Kürt sorunu salt ekonomik bir sorun, afl ve ifl sorunu gibi gösterilerek Kürdistan’a ekonomik seferler yap›lacakt›r. Siyasal aç›dan ise Kürt ‹slam partisi, Kürt sorununa ‹slami çözüm, bar›flç›l çözüm ad›na yeni yeni parti veya yaklafl›mlar ortaya ç›kacakt›r. AKP içinden ve özel savafl›n en etkin ayg›t› Fethullahç›l›k do¤rultusunda bunlar yap›lacakt›r. ‹flte Abdurrahman Kurt, Dengir Mir Mehmet F›rat, Cüneyt Zapsu, Altan Tan, Mehmet Metiner gibileri bu iflin öncülü¤ünü yapmaktad›rlar zaten. Ve Fethullahç› etkide gerçekleflen Abant toplant›lar› gibi etkinliklerle bunu ad›m ad›m hayata geçirmeye çal›flmaktad›rlar. Hem de “iflte PKK çizgisi o kadar kan döktü ama bu ifli bafla-

w.

ww

Her alanda iflflbbirlikçili¤i geliflflttirme amaçlanmaktad›r

ne t

Bu stratejiye göre, hükümet Kürt aç›l›m› yap›yor ve Kürt sorununa çözüm getiriyor havas› yarat›larak kitlelerin kafas› buland›r›lacakt›r. Bunun gere¤i olarak ‘Kürtlük’ yo¤unca kullan›lacak, nerdeyse her fleye bir ‘Kürt’ cilas› vurulacakt›r. Daha önceki dönemde dinin kullan›lmas› sonuç almad›¤›, yetersiz kald›¤› için bu sefer ‘Kürt’ cilas› etkince kullan›lacakt›r. Ama din de ayn› zamanda daha etkin bir flekilde devreye sokulacakt›r. Kürt sorununa ‹slami çözüm, hatta belki de Kürt-‹slam sentezi vb sözde “çözüm” yaklafl›mlar›yla bilinç karart›lmas› ve zihinleri uyutma yoluna baflvurulacakt›r. Bu temelde TRT 6 gibi kanallar devreye sokulacakt›r. Ve giderek bu tür ‘Kürt’ kanallar› devlete yak›n, devlet iflbirlikçisi baz› kiflilikler eliyle özelleflmifl olarak ortaya ç›kacakt›r. Erdo¤an’›n “zaman içerisinde bu çok daha farkl› ad›mlar›n at›lmas›na da vesile olacakt›r. Bu ifllerde devlet ad›m atmad›ktan sonra özel sektör bu ifllerin içerisine girmez. Ama her fley yavafl yavafl zaman içerisinde olacakt›r. Biraz sab›rl› olaca¤›z” sözleri bunun ispat›d›r. Bu kanallar har›l har›l asimilasyonu ve inkar› gelifltireceklerdir. Daha önceki dönemde “Kürtçe yoktur, kartkurt’tan Kürtçe türemifltir” eksenli asimilasyonun yerine bu sefer Kürtçe kullan›larak asimilasyon yap›lacakt›r. fiimdiden görüldü¤ü gibi, daha önceden var olan ve ço¤u da Kürtlere yönelik asimilasyon, yozlaflt›rma vb amaçlarla gerçeklefltirilen tarih anlat›m›, belgesel, dizi, filmlerin tümüne Kürtçe dublaj çekilerek her fley eskisi gibi devam ettirilecektir. Ve bunlara yenileri eklenecektir. Amaç Kürtçeyi kullanarak Kürt bireylerini kendi ger-

ramad›. Art›k çekilip meydan› bize b›rakmal›d›r. Biz öyle kan da dökmeden bu iflin ad›m ad›m üstesinden gelece¤iz” türünden tuhaf ve gülünç iddialarla bunu yapmaktad›rlar.

om

Türk devleti Kürt cilas›n› kullanacak

çe¤inden uzaklaflt›rmak ve asimile etmek, yozlaflt›rmak, i¤difl etmek olacakt›r. Böylece y›llard›r PKK mücadelesi ile geliflen ulusal demokratik bilincin sapt›r›lmas› da hedeflenecektir. Kürtçe konuflan, Kürtçe sanat yapan ama Kürt olmayan bir kiflilik, bir kesim yarat›larak Kürt’ün duygular› ve yaflam› teslim al›n›p devletin hizmetine koflulmaya çal›fl›lacakt›r. Eskiden Kürtlük kabaca inkâr edilirken bu sefer ince bir tarzda Kürt gerçe¤ini bitirme ve rant elde etme arac›na dönüfltürülecektir. Eskiden devlete hizmet için Kürtlü¤ü inkâr söz konusu iken, bu sefer Kürtlük devlete hizmet temelinde adeta bir modaya dönüfltürülecektir. Bir bütünen Kürt olgusu bir ticaret-pazar konusu edilecektir. ‹flte bununla bilincin ve gerçe¤in sapt›r›lmas› olay› yarat›lmak istenecektir. Televizyon kanallar› ile de yetinilmeyecek,

ew e. c

nunda devletin aç›l›mlar yapmas› ve art›k bu soruna çözüm getirme tutumu de¤ildir. Aksine kendisini dayatan çözüm olgusunu geriletmek ve sapt›rmak, bunun yerine inkâr ve imhay› sonuç al›c› k›lmak için yeni araç ve argümanlar›n devreye konulmas›d›r.

Ocak 2009

● lar siyasetten ekonomiye, e¤itimden sanata kadar her alanda boy göstereceklerdir. Mehmet Metinerler, Ümit F›ratlar, ‹brahim Güçlüler, Rojinler, Nilüferler ve üniversitelerde, akademilerde, ekonomik kurulufllarda daha birçok neo-iflbirlikçiler, devlet Kürtleri olarak ortal›kta arz-› endam edeceklerdir. Gerçek özgürlük savaflç›lar›, bu halk›n gerçek evlatlar› ya vurularak ya zindanlarda çürütülerek ya da de¤iflik biçimlerde d›fltalanacak ve bu iflin gerçek sahipleri onlarm›fl gibi sa¤c›s›-solcusu ile modernist-ilkel milliyetçisi ile bu türediler, kendini ucuza pazarlayan bu devlet Kürtleri ön plana ç›kar›lacakt›r. Ki onlar bu iflbirlikçilik konumlar›n› da asl›nda PKK mücadelesinin sa¤lad›¤›n› bildikleri halde, AKP, TRT 6 gibi yerlerde Kürt özgürlük hareketine karfl› devlete hizmet etmektedirler.


Ocak 2009

SERXWEBÛN çal›fl›l›rken, ayn› zamanda Kürdistan’da bir bafltan bir bafla askeri seferler, operasyonlar yap›lacakt›r. Teslim olmayan, devletin oyununa gelmeyen halk kesimlerine yönelik olarak bask›, tutuklama ve iflkence yo¤un bir flekilde gelifltirilecektir. Kuzey’de ve Güney’de, halk›m›za yönelik olarak her tarafta, en geliflmifl imha tekni¤i-araçlar› ve cinayet birlikleri harekete geçirilecektir. Bu halk›n en de¤erli insanlar›, evlatlar›, özgürlük ad›na bir daha seslerini ç›karmamak üzere -düflman güçlerin kendi deyimiyle- kan uykusuna yat›r›lmaya çal›fl›lacakt›r.

baflka güçleri, ‹slami söylemli kesimleri Kürt sorununda muhatap olarak öne ç›kar›p PKK’yi mümkün oldu¤unca devre d›fl› b›rakmakt›r. Yine Türk devleti ile Güneyli güçler aras›nda hem siyasi ve hem de askeri boyutu olan baz› gizli anlaflmalar›n yap›ld›¤› bas›na yans›d›. Buna göre Türkiye Güney’deki oluflumu tan›yacakt›r ve yine Kuzey’de TRT 6 gibi ad›mlar atacakt›r; buna karfl›l›k Güneyli güçler de bu özel savafl ad›mlar›n› olumlay›p etkince destekleyecek ve yine PKK üzerinde bask› uygulayacak, nihayette onu teslimiyete zorlay›p tasfiye olmas› için gerekli yönelimleri yapacakt›r. Nitekim bu haberlerle birlikte bu alanda TRT 6’n›n yayg›n propagandas›n›n yap›lmas› ve PKK üzerinde Güney kaynakl› bask› ve engelleme çabalar›n›n artmas› herkesin dikkatini çeken bir geliflme olmufltur. Elbette ki bu plan›n arkas›nda esas olarak ABD vard›r. ABD, 2003’te Irak’a müdahale süreciyle birlikte genel Kürt politikas› çerçevesinde PKK’nin de etkisizlefltirilmesini gündemine alm›flt›. Çünkü Kürt sorununda PKK çizgisi alternatif bir çizgiydi ve ABD’nin stratejisi aç›s›ndan tasfiye edilmesi veya daralt›lmas›, dönüfltürülmesi gereken bir olguydu. Ki ayn› zamanda, PKK’nin Kürtlerin özgürlük talepleri u¤runa gelifltirdi¤i mevcut mücadele ortam›, genelde Amerika’n›n Ortado¤u’ya yönelik projeleri ve özelde de daha çok Türkiye-Güney Kürdistan-Irak düzlemindeki ç›karlar› aç›s›ndan ortadan kald›r›lmas› gereken bir fleydi. ABD, bölgedeki genel stratejisi aç›s›ndan bu üçlünün uyumlu hareketini esas almaktayd›. Dolay›s›yla bu ba¤lamda PKK olgusu ya teslim al›nmal›, dönüfltürülmeli ya da tasfiye edilmeli, etkisizlefltirilmeli idi. Amerika böylece Türkiye-Kuzey Kürdistan sahas›nda Kürt sorununun yaratt›¤› problemleri hafifletmifl olacakt›. Bu nedenle örgüt içinden ve d›fl›ndan PKK’ye sürekli teslimiyet ve tasfiye dayat›ld›. Türk devletinin, AKP hükümetinin sorunu çözüm planlar› ve gerillay› da¤dan indirme projeleri varm›fl gibi Özgürlük hareketi silahs›zland›r›lmak ve askeri yap›s› da¤›t›lmak istendi. Ve ›srarla PKK’ye karfl› ABD denetiminde Türkiye-Irak-Güney Kürdis-

ne te we .c om

Görüldü¤ü gibi yeni dönemde, Kürtlük, sanat ürünlerinden politikac›l›¤›na, tarihinden gelece¤ine kadar adeta her fleyiyle ucuz bir siyaset ve pahal› bir ticaret olay› olacak; her fleyiyle pazara dökülmeye çal›fl›lacakt›r. Özel savafl, ‘Kürt’ cilas›n›, Kürtçülük politikas›n›, PKK’yi tasfiye etmek veya en az›ndan marjinallefltirmek için en etkili bir özel silah olarak ele alacakt›r. Bu ba¤lamda Türk devleti Kürt halk›n›n özgürlük iradesini k›rmaya çal›flacakt›r. Belirtilen politik yaklafl›mlar ve TRT 6 gibi kurumlarla halk›m›z› içten bölmek, parçalamak isteyecektir. Kürtler aras›na nifak tohumlar› ekerek onlar› kamplara ay›rmaya çal›flacakt›r. Bir k›s›m Kürt’ü yan›na, bir k›sm›n› ise karfl›s›na alacakt›r. PKK’ye karfl› neo-iflbirlikçilik ve ihaneti yayg›nlaflt›rarak Özgürlük hareketini yenilgiye u¤rat›p devre d›fl› b›rakmaya ve bu temelde, devletin, teslim olmufl ve asimile edilmifl Kürt kitlesini yaratmaya çal›flacakt›r. ‹flte bütün bu amaçlar gere¤i, yeni dönemle birlikte Kürdistan adeta yeniden iflgal edilecektir. Bir taraftan kültürel ç›kartmalar yap›l›rken, ayn› zamanda ekonomik aç›l›mlar ad›na bu yönlü seferler yap›lacakt›r. ‹çte ve d›flta yeni siyasi-diplomatik argümanlar devreye konulacakt›r. Ve bir taraftan TRT 6 gibi kanallarda kendini ucuza satan sanatç›lar kullan›larak Kürtçe stran vb ile kitleler uyutulmaya, film ve dizilerle Kürt gençli¤i içinde burjuva modern yaflam en kaba taklidiyle gelifltirilmeye, bar›fl ve kardefllik, gözyafl› edebiyat›yla halk›m›z aldat›lmaya

59

Yeni stratejik yaklaflfl››m›n Güney Kürdistan aya¤›

ww

w.

Do¤al olarak bu strateji ve yaklafl›mlar›n Güney aya¤› da olacakt›r. Güneyli Kürtleri PKK’ye yönelik bu tasfiye plan›na katmak için bu dönemde daha çok çaba gösterilecek ve bu konuda daha çok taviz verilecektir. Çünkü onlar olmadan bu iflin zor olaca¤›n› iyi bilmektedirler. Bu nedenle de flimdiden hem siyasi ve hem askeri aç›dan sonuç alabilmek için Irak’a ve Güneyli güçlere yönelik diplomasi trafi¤i iyice yo¤unlaflt›r›ld›. Amaç; siyasi, askeri ve kültürel birçok aç›dan bu güçleri PKK’ye karfl› en etkin bir flekilde kullanmakt›r. Bunun bir sonucu olsa gerek, Abant toplant›lar›n›n ikincisinin bu y›l Hewler’de yap›lmas› gündeme gelmifltir. Aç›k ki Fethullah Gülen ve CIA ba¤lant›l› bu çabalar›n amac›, Kuzey Kürdistan’da


SERXWEBÛN

Kürtler TRT 6’ya her alanda cevap vermeli

Biz bu yurtseverlik tutumlar›m›z› gelifltirirken baz› devlet Kürtlerinin “iflte görün PKK Kürtçe yay›na ve Kürt sorununun bar›flç›l çözümüne karfl›d›r” türünden çarp›tmalar›na da gereken cevab› verebilmeliyiz. Elbette ki Kürtçe yay›na ve Kürt sorununun bar›flç›l çözümüne karfl› de¤iliz. Aksine bizim esas amac›m›z budur. Ama biz bu adlar alt›ndaki aldatmalara, Kürtçe dili kullan›larak asimilasyonun yeni tarzda hayata geçirilmesine ve Kürt sorununu çözüm ad› alt›nda gerçekte Özgürlük hareketini tasfiye planlar›na karfl›y›z. Biz Kürtlü¤ün ve Kürtçe’nin halen her türlü yasakla karfl› karfl›ya olmas›na ra¤men, TRT 6 ad›yla yap›lan bu sahtekarl›¤a ve oynanan komediye karfl›y›z. Bundan da öte, bu oyunun ard›ndaki stratejiye karfl› uyan›k olmak ve tav›r almak daha da önemli olmaktad›r. Biz de yeni dönemde, karfl› taraf›n bu kapsaml› tasfiye planlar›na ve oyunlar›na karfl› mücadeleyi daha da gelifltirip mutlaka sonuç almak ve demokratik çözümü güncel k›lmak için döneme uygun, dönemi karfl›layan yeni strateji ve taktikleri, yeni argümanlar› devreye koyabilmeliyiz. Bunun için de baflta, yukarda izah etmeye çal›flt›¤›m›z tasfiye stratejisini kitleler içinde yayg›nca teflhir etmek önemli olmaktad›r. Bu ba¤lamda özellikle iktidar partisi AKP, özel savafl politikalar› ve en etkin özel savafl uygulama çizgisi olarak da Fethullahç›l›k yo¤un bir flekilde

w.

ww

teflhir edilip, iç yüzleri a盤a ç›kar›larak; deflifre edilerek sonuç almalar›n›n önüne geçilebilmelidir. Yaklaflan yerel seçimler devlet taraf›ndan bilinçlice bir referanduma dönüfltürülmek istendi¤inden, bu seçimleri kazanmak için halk, hareket ve kadrolar olarak her türlü çabay› en etkin bir flekilde gösterebilmeli, en sonuç al›c› çal›flma tarz› ve argümanlar› hayata geçirebilmeliyiz. Bu konuda baflta Roj TV olmak üzere tüm yurtsever demokratik bas›n-yay›n organlar›n›n rollerini etkince oynamalar›, bu özel savafl uygulamalar›na, imha ve tasfiye planlar›na karfl› içerik ve biçim aç›s›ndan yetkin programlar›, yay›nlar› hayata geçirmeleri ve baflta TRT 6 olmak üzere benzeri di¤er araçlar›n da hakkettikleri sonla karfl›laflmalar› için üzerine düfleni yapmalar› belirleyici bir de¤er ve zaruriyet tafl›maktad›r. Bu yay›n organlar› ne kadar etkin bir yay›n çizgisi izler ve kendilerini kurum olarak gelifltirirlerse, TRT 6 ve TC’nin devreye koymay› planlad›¤› özel savafl ayg›tlar› da o kadar bofla ç›kar. En önemlisi de, devletin bu büyük oyununu bofla ç›karmak için Kürt halk›n›n kendi Önderli¤ine, Partisine, gerillas›na ve bas›n-yay›n kurumlar›na eskisinden daha güçlü bir flekilde sahip ç›kmas› gerekti¤idir. Ancak bu gerçekleflti¤inde her türlü oyun ve tasfiye, imha planlar› tuz-buz olur. TRT 6 gibi kanallarla, baflta Roj TV olmak üzere gerçek Kürt bas›n-yay›n organlar› geriletilerek etkisizlefltirilmek istendi¤i için, özellikle bu dönemde bizim kendi yay›n organlar›m›z› daha bir sahiplenmemiz, destek sunup gelifltirmemiz ve her tarafta izlenme ve okunma oranlar›n› artt›rmak için genifl bir örgütlülük içine girmemiz oldukça anlaml› olacakt›r. Madem ki neo-iflbirlikçiler bu sürecin en temel aktörleri yap›lmak isteniyor, o halde biz de bunlara karfl› kararl›ca tav›r al›p genifl bir flekilde teflhirlerini yapabilmeliyiz. Öyle ki b›rakal›m devletin oyunlar›n› hayata geçirmesini, bu neoiflbirlikçiler ve ihanetçiler toplum içine bile ç›kamaz duruma gelmelidirler. Özellikle de gençlik ve kad›nlar bu konuda en aktif rolü oynayabilmelidirler. Mademki baflta TRT 6 olmak üzere

ew e. c

bir tutum al›nmal›d›r. Gerekti¤inde bu kanal› protesto etmekten, kitlesel tav›r al›p etkinlik gelifltirmekten, e-mail yoluyla tepkimizi belirtmekten yak›n çevremizde izlenmesine ortam yaratmamaya kadar çeflitli yol ve yöntemler hayata geçirilmelidir. Hatta bu kanal›n ad›n› bile ‘TRT fiefl’ biçiminde anmamak, kendi gerçek ad›yla -‘TRT Alt›’- ifade etmek bile bu kanal›n ne kadar Kürt kanal› oldu¤unu göstermek aç›s›ndan anlaml› olabilir. Yine bu kanala hizmet edenler de kendilerine yak›flt›rd›klar› Kürt isimlerini iade ederek, kifliliklerine lay›k isimleri kullanmal›d›rlar.

ne t

tan ittifak›, birlikteli¤i gelifltirilmeye çal›fl›ld›. Bu politikalar istenen sonucu vermeyince, gelinen noktada, Kürt sorununda aç›l›m ad›na ‘Kürt’ cilas›, TRT 6 gibi gelifltirilen özel savafl yöntemleriyle yeni strateji ve taktikler devreye konuldu. Tabii ki, bu geliflmelerin arkas›ndaki esas güç ise ABD’dir. Bu belirlemelerden sonra san›r›z TRT 6 gerçe¤i daha iyi anlafl›lacakt›r. TRT 6, PKK’ye karfl› gelifltirilen bu yeni stratejinin yaflama geçirilmesinde en önemli taktik araçlardan biridir. Bu kanal ile adeta bir gecede bu stratejinin start› verilmifltir. Bu anlamda TRT 6 Kürtler aras›nda gelifltirilen neo-iflbirlikçili¤in sesidir. ‹hanetin örgütlendi¤i yuvalardan biridir. Kürdistan’da gelifltirilmek istenen, “genel anlamda Kürtlü¤e, Kürtçeye evet, PKK’ye hay›r!”, “devlet Kürt’üne evet, özgür ve onurlu Kürt’e hay›r!” politikas›n›n etkince hayata geçip sonuç almas› için oluflturulan bir çal›flma merkezidir. Aç›kt›r ki bu kanalda yer alanlar, kendini Kürt diye adland›ran, gerçekte ise Türk devletine pazarlayanlar olacakt›r. Ancak bu tür kiflilikler, maddi ç›kar karfl›l›¤›nda, devletin bu kirli oyununu kabul ederek baflar›ya ulaflmas› için çaba göstereceklerdir. Onurlu hiçbir Kürt insan› bu kanalda devletin Kürtlere yönelik kirli amaçlar›na hizmet etmez. De¤il bu kanalda bir çal›flan olmak, bu kanalda programlara kat›l›mc›, konuk olarak, yani flu veya bu nedenle yer almak bile Kürt yurtseverli¤i ile ba¤daflmaz; Kürt ulusal ç›karlar›na ters düfler ve bilinçlice ›srar edilmesi halinde özgürlük mücadelesi aç›s›ndan bir suç teflkil eder. Bu nedenle kendisine Kürt yurtseveriyim diyen hiç kimse bu kanala flu veya bu flekilde hizmet etmemelidir. Ve ayn› zamanda, bu kanalda yer alanlar› ikna ederek bundan vazgeçirmek, e¤er buna gelmez, tutumlar›nda bilinçli bir flekilde ›srar ederlerse onlara yönelik k›nama, teflhir, tecrit vb gereken her türlü tavr› göstererek onlar› bofla ç›karmak Kürt yurtseverli¤inin görevlerinden olmaktad›r. Di¤er yandan, bu kanal›n özel savafl uygulamalar›n› bofla ç›karmak, maskesini düflürmek için ona yönelik kararl›

Ocak 2009

om

60


Ocak 2009

SERXWEBÛN zaman haz›r oldu¤umuzu özellikle bu dönemde daha etkin dillendirmeliyiz. Yine siyasi söylemde, devletin Kürt realitesini itiraf› anlam›nda gelinen bu olumlu noktan›n mücadelemiz sonucu ulafl›ld›¤›n› ve bizim temelde istedi¤imiz bir geliflme oldu¤unu belirtirken, ayn› zamanda bunun arkas›ndaki oyunlar› ve samimiyetsizlikleri kabul etmedi¤imizi ifade ederek bunlar› deflifre etmeliyiz. Bu temelde süreci lehimize çevirmek ve bize karfl› kullan›lmak istenen ortam› tersine çevirmek çabas› içinde olmal›y›z. Bunun için de bizim gerçek özgürlük ve Kürt ulusal haklar› taleplerini öne ç›kararak karfl› taraf›n gerçek yüzünün ve samimiyet düzeyinin ortaya ç›kmas›n› sa¤lamal›y›z. Kürt kimli¤i ve ulusal haklar›n›n anayasal-yasal güvencelere kavuflturulmas› temelinde ele al›n›p kabul edilmesi, ana dilde e¤itim, kültürel haklar d›fl›nda siyasi taleplerin gündemleflmesi, Reber Apo’ya özgürlük ve demokratik özerklik temelinde bar›flç›l çözümün hayata geçmesi vb talepler ve argümanlarla ileri ç›kmam›z gerekir. ‹çte ve d›flta diplomatik alanda bu yaklafl›m›n hayata geçmesi ile kimin gerçekten Kürt sorununun çözümünden, Kürtlere haklar›n›n do¤ru bir flekilde verilmesinden ve Türkiye’de demokratikleflmeden yana oldu¤u daha iyi görülece¤i gibi, bu tutum ayn› zamanda var olan sürecin de olumlu anlamda daha da derinleflmesine katk› yapacak ve karfl› tarafa -e¤er samimi tutumlar› varsa- ad›mlar att›rmaya da vesile olacakt›r. Aksi durumda ise, bizim yeni dönemde gelifltirece¤imiz mücadelemiz, meflruluk zemini daha da güçlenerek sonuç almas› için yeni imkânlara kavuflacak ve kitleler ile kamuoyunun yan›m›za çekilmesinde lehte etkenler ortaya ç›kacakt›r. Son olarak bu mücadelenin Güney aya¤› da önemli olmaktad›r. Türkiye daha çok da bu ayakta sonuç almak istedi¤i için, bizim de buna karfl› özellikle bu sahada hem kitleler içinde ve hem de siyasal-diplomatik aç›dan mücadeleyi güçlü gelifltirmemiz gerekmektedir. Türkiye’nin bu oyununun tehlikeli yönlerine dikkat çekerek, ilgili kesimlere bu konuda uyar›c› yaklaflmak ve onlar› mümkün oldu¤unca bu tür çabalardan

geri tutmaya çal›flmak hayata geçirilmesi gereken önemli yaklafl›mlardan biridir. Bunu yaparken mücadelenin diline dikkat etmek gerekirken, var olan gizli anlaflmalar› da siyasal ortam ve kitleler nezdinde deflifre etmeye çal›flmak do¤ru bir tutum olacakt›r. Daha çok da bu konularda kitleleri bilinçlendirmek, ileriye yönelik olarak Kürt kamuoyunu oluflturmak en hassas düzeyde ele al›nacak bir faaliyet boyutudur.

ne te we .c om

özel savafl ayg›tlar› en baflta bu kesimleri hedeflemektedir, en çok onlar üzerine hesap yap›lmaktad›r, Kürt gençlik ve kad›n kitleleri de buna karfl› örgütlülü¤ünü daha da gelifltirmeli ve mücadeleyi sürekli k›lmal›d›rlar. Bu konuda uyan›kl›¤› elden b›rakan ve özgürlük saflar›nda örgütlülük içinde yer almayan Kürt gençleri ve kad›nlar›n›n, toplumu ahtapot gibi saran bu özel savafl canavar›na yem olmaktan kurtulmalar› zor olacakt›r. Dolay›s›yla yeni dönemde gençlik ve kad›n kesimlerinin saflar›n› daha da s›klaflt›rarak, mücadeleyi serh›ldanlar temelinde daha da gelifltirmeleri belirleyici olmaktad›r. Örne¤in, madem ki Genelkurmay esas olarak bu yeni politikalarla gerillaya kat›l›m› engellemeye çal›fl›yor, Kürt gençli¤inin de buna karfl› özellikle bu dönemde kat›l›m› artt›rmas› karfl› tarafa verilen en anlaml› bir cevap olacakt›r.

61

TC’nin yaklaflfl››mlar› deflfliifre edilmeli

ww

w.

Yeni dönemde karfl› taraf›n, özel savafl argümanlar›n elindeki al›narak onu silahs›z b›rakmak, özellikle de siyasidiplomatik mücadele aç›s›ndan de¤er tafl›yacakt›r. Özel savafl sahte bir biçimde Kürtçe, Kürt kültür de¤erleri üzerine politika yaparak, ‘Kürt’ cilas› ile sonuç almak istedi¤inden, bizim de buna karfl› do¤ru politika ve söylemleri hayata geçirmemiz kaç›n›lmaz olmaktad›r. Bu dönemde Türk devletinin içte ve d›flta izleyece¤i taktik bellidir. “Bak›n iflte ben Kürt aç›l›mlar› yap›yorum ve bar›flç›l çözüm için ortam› haz›rl›yorum; Kürtçe kanal aç›yorum, üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyat› Bölümleri, Enstitüler açma projem var, PKK’ye silah b›rakma ça¤r›s› yap›yorum, ama PKK savaflta ve kan dökmekte ›srar ediyor” vb söylemlerle ortal›¤› toz-dumana bo¤acak ve bu bulan›kl›kta içte ve d›flta kamuoyunu yan›ltarak Kuzey’de ve Güney’de hareketimize yönelik imha ve teslim alma amaçl› operasyonlar gelifltirerek, bunlar› meflrulaflt›rmaya çal›flacakt›r. Aç›k ki, buna karfl›l›k bizim de sonuç al›c› yaklafl›mlar içinde olmam›z gerekmektedir. Yani bar›fl ve bar›flç›l çözüm çabalar›na her

Türkiye’nin Güney Kürdistan politikas›n›n önüne geçilmeli

Bu do¤rultuda, ulusal konferans çabalar›m›z› daha da ön plana ç›karmak, Güney kaynakl› olarak bu konudaki yanl›fl, f›rsatç› ve sapt›r›c› yaklafl›mlara elefltirisel yaklaflarak do¤ru yaklafl›m› hâkim k›lmaya çal›flmak di¤er önemli çal›flmalardan olmaktad›r. Güney’de en çok da en tehlikeli bir karfl› faaliyet olarak Fethullahç›l›¤›n gittikçe artan çal›flmalar›n›n önüne geçmek gerekmektedir. Bu ekip siyasetten, ekonomiye kadar her aç›dan Güney’de iyice yay›lmak istemektedir. Bu çizginin Kürtlük aç›s›ndan nas›l ciddi bir tehlike oldu¤u, Güney’deki siyasal çal›flmalar›, yat›r›mlar›ndaki amaçlar›, düflmanca faaliyetleri iyice ifllenerek, çok zengin yöntemlerle Güney’deki zararlar›n›n önüne geçilmeye çal›fl›lmal›d›r. Ve özellikle de Güney’de TRT 6’n›n kas›tl› bir flekilde öne ç›kar›lmas›na karfl›, kitleler ve siyasal kesimlerin bu konuda do¤ru bir bilince kavuflturulmas› için çaba gösterilmelidir. TRT 6 ve arkas›ndaki her türlü özel savafl stratejilerine karfl› halk ve hareket olarak, Apocu militanlar olarak böylesine kararl› ve do¤ru tutumlar gelifltirdi¤imizde, üstte belirtilen görev ve çal›flmalar›m›z› etkin bir flekilde yerine getirdi¤imizde, Türkiye’nin Kürt halk› üzerinde gelifltirmek istedi¤i bütün tasfiye planlar›n› bofla ç›karabiliriz. Ve iflte o zaman, Kürtlü¤ü yok olma noktas›ndan Türk devletinin aç›kça itiraf etti¤i bir düzeye getiren bir mücadelenin sahipleri olarak, Önderli¤imizin özgürlü¤ü temelinde halk›m›z› tekrar y›llard›r özlemini çekti¤i Aden yaflam›na tafl›yabiliriz.


SERXWEBÛN

62

Ocak 2009

“Kimsenin Namusu De¤iliz Namusumuz Özgürlü¤ümüzdür”

om

Y a fl a m › y a r a t a n k a d › n l a r ö l ü m e sunulmaktan kurtulam›yor

ew e. c

“Kürtler duygusal ve hisli, incelikli ruhu olan bir halkt›r. Bu ruhun cinnet geçirip genç yaflamlara cinayeti dayatmas› asla mümkün de¤ildir. Toplumsal olarak art›k bu konuda kendimizle yüzleflmeli ve içimizdeki bu kanserleflen yan›n bize ait olmayan bir toplumsal genle ba¤lant›l› oldu¤unu kabul etmeliyiz. Köklerimize inip bakarsak kad›na dayat›lan ve Kürtlere de bir biçimde derinli¤ine benimsetilmifl olan namus anlay›fl›n›n bizimle alakas› olmad›¤›n› görürüz. E¤er bir kad›n›n recmedilme görüntülerini izlemiflseniz bu yabanc›laflmay› görmüflsünüzdür, öfke duymuflsunuzdur” ●

Kad›na ait her fley zor kullan›larak elinden al›nd›

Toplumsal tarihi iyi inceledi¤imizde karfl›m›za ç›kan gerçek, toplumlar›n maruz kald›¤› her türlü fliddetin kayna¤›n›n, ç›k›fl›n›n kad›na uygulanan çok yönlü fliddetle ba¤lant›l› oldu¤udur. Kad›na uygulanan fliddet derinleflip kurumlaflt›kça toplumlara da uygulanm›flt›r. Önder Apo bu gerçe¤i, ‘toplumlar›n kar›laflt›r›lmas›’ ifadesiyle belirtti. Önder Apo toplumsall›¤a karfl› gerçeklefltirilen bu komplonun bafllang›c›n› “...felaket böyle bafllam›flt›r. Cennet, cehennem ayr›m› analitik zekan›n toplumsal hiyerarfli kurmak gücüyle el ele gider. Hiyerarflik toplumda bir avuç “güçlü erkek” adam toplumun üstünde kurulup cennetsel yaflam tahayyülüne yol açarken, alttaki toplum için gittikçe derinleflen, nedeni ve ç›k›fl› anlafl›lmayan cehennemin yolu aç›l›r” sözleriyle belirtti. Bu de¤erlendirmeden de anlayaca¤›m›z gibi, kad›na ait olan her fley onun elinden zor kullan›larak, fliddetle al›nd›. Yaflam, ekonomi, sanat, kültür, sevgi, do¤urma ve yaratma yetene¤i, her fleyimiz elimizden fliddetle al›nd›. Zor, bask› kullan›larak çal›nd›. Bu, uzun ve kanl› bir mücadeleyle oldu. Yenilgi kad›n›n ellerinde kald›¤›nda erke¤in en büyük kayg›s›, bu yengisini nas›l ve neyle süreklilefltirece¤iydi. Kad›na yönelik kazan›lan bu zaferin yaflat›lmas› için elimizden zorla al›nan her alan›n fliddet-

ww

w.

ne t

‹nsanl›¤›n büyük bir kesiminin çok yönlü fliddete maruz kald›¤› bir ça¤›n çocuklar›y›z. Bu fliddet ça¤›n›n tan›klar›y›z, san›klar›y›z, kurbanlar›y›z. Bu yüzden de yaflam›n her alan› her an büyük bir direnifl ve mücadele içermek zorunda. Yaflam›n ve insan›n sahip oldu¤u avantajlar dünyay› güzellefltirebilecek zenginlikte olmas›na ra¤men dünyan›n birçok alan›nda bu fliddet gerçekli¤i yaflam› çirkinlefltiriyor. Ve insanlar onurlar›yla, hayalleriyle, de¤erleriyle karfl› karfl›ya kal›yor. Böylesi bir dünya gerçe¤inde kad›nlar, bu bask›ya en çok maruz kal›p savunmas›z b›rak›l›yor. Sistemin en kolay yuttu¤u lokma haline getiriliyor. Kad›nlar; yaflam› yaratanlar olarak, bugün ölüme en çok sunulan kurbanlar olmaktan kurtulam›yorlar. Sadece özgürlük ve bar›fl ad›na ABD’nin müdahale etti¤i Irak’ta kaybedilen, öldürülen kad›nlar›n say›s› binlerle ifade ediliyor ve Uluslararas› K›z›l Haç taraf›ndan aç›klanan raporlara göre, kad›nlar›n sokaktaki cesetlerinin kald›r›lmas› ça¤r›lar› duymazl›ktan geliniyor. Öldürülen binlerce kad›n, binlerce isimsiz öykü demek. Binlerce öksüz kalm›fl çocuk demek. Binlerce y›l sürdürülen fliddet sarmal›n›n kanla, kad›n cesetleriyle sürdürülmesi demek. Ve milyonlarca kad›na y›lg›nl›k, teslimiyet, gönüllü kölelik, korku, sömürülmeye raz› olma afl›s› demek. Bu korkunç olsa da -milyonlarca kez maalesef- gerçek öyküler demektir. Bu öyküler nas›l bir tarih üzerinden yaflan›yor?

le sürdürülmesi gerekiyordu. ‘fiiddetle kazan›lan fliddetle sürdürülmeliydi’ eril zihniyet böyle do¤mufltu. Yaflam›m›z›n her an›na hükmeden mevcut ekonomik, sosyal, siyasal sistemin fliddetle yürütülmesinin böyle bir tarihsel kayna¤› var. Kad›nlar olarak bunun bafltan fark›nda olmal›y›z. H›rs›z›n ev sahibi karfl›s›nda, yalanc›n›n do¤ruyu bilen karfl›s›nda, emeksizin emekçi karfl›s›nda yaflayaca¤› psikoloji neyse gücü fliddetle ele geçirenlerinki de böyledir. Ve bu psikoloji sald›rgand›r. Sald›r›s›n›n hedefi de tehlike gördü¤ü kad›nd›r. Bu denli eski ve köklü bir toplumsal tarihe sahip olan fliddet kültürünün, toplumun tüm kesimleri taraf›ndan tan›nmas› ve bu kültürle mücadele edilmesi; ayn› zamanda topluma dayat›lan kar›laflt›r›lma, teslimiyet gerçe¤iyle mücadele edilmesi anlam›n› tafl›yor. Ancak bu gerçe¤in fark›na vard›¤›m›zda kad›n katliamlar›n›n a¤›r bir toplumsal y›k›m›n iflareti oldu¤unu alg›layabiliriz. Kad›na yönelik fliddetin neden bu denli yo¤un, sürekli ve örgütlü oldu¤u sorusunu kendimize daha güçlü sorabiliriz. Kad›na yönelik fliddetin, toplumlar›n kanayan ve kanserleflen problemlerinden biri olarak ›srarla yaflanmas›ndan rahats›zl›k duymay› ö¤renebiliriz. Bu sorunu, sa¤l›kl› ve özgür bir toplum yaratma amac›n› tafl›yan insanlar olarak sahiplenmeye bafllayabiliriz. Aksi halde bir toplumsal çürümenin d›fla vurumu olarak yaflanan kad›n katliamlar›n› durduramay›z. So-


Ocak 2009

SERXWEBÛN bak›lmal›, hangisini ele al›p ifllemeli, hangisiyle mücadelede öncelikler olmal›? ‹nsan›n fiziksel yaflam›n›n sona erdirilmesi ile sonlanan fliddet türü elbette daha çok görünür ve daha çok sarsar insan›. Ama insan yaflam› çok yönlü bir etkinlik. Anlamsal yaflam, onursal yaflam, duygusal yaflam da önemli. Bu yaflamlar› söndüren, solduran, imha eden fliddet türleri de önemli bu yüzden. Yo¤unlaflma, tart›flma, paylaflma, deflifre edip mücadeleyle aflma kapsam›m›za hepsini almak zorunday›z.

derler. Ruhlar›n›n, duygular›n›n, düflüncelerinin ve iç dünyalar›n›n ezilmek istendi¤ini alg›larlar, hissederler. Bu yüzden de kendilerine uygulanan bask›n›n fark›ndad›rlar. Saddam 2003’te ABD taraf›ndan düflürüldü¤ünde halk›n içinden bir Arap anas›na sormufllar; “Saddam düfltü ne düflünüyorsun, seviniyor musun?”. O da flu sade cevab› vermifl: “Her evde bir Saddam var k›z›m, Saddam düflmüfl ne yazar.” Kim bu kad›n›n s›radan bir ev kad›n› oldu¤unu söyleyebilir. O, Ortado¤u topraklar›n›n yaflatt›¤› bir bilge kad›nd›r. Görünmez k›l›nd›¤›nda da, bir tokatla geldi¤inde de, söylemek istedi¤i bir söz, bir türkü a¤z›na t›k›ld›¤›nda da, O fliddete maruz kald›¤›n› hep bildi. Ve bu fliddete maruz kal›fl›n›n alt›nda yatan gerçekli¤i derinden fark etti. Analar›m›z›n biz k›zlar›na sürekli “okuyun, okuyun. Ekonomik ba¤›ms›zl›¤›n›z› kazan›n ki bir erke¤e ba¤›ml› kalmay›n” ö¤üdü asl›nda bu kaybediflin alt›nda yatan as›l nedeni yal›n bir flekilde ifade ediyor. Kad›n yaflam›n idaresini, ekonomiyi ellerinde tutuyordu eskiden. Ekonomik idare ellerinden al›nd› ve eril zihniyetin yaratt›¤› ekonomik sistemin ba¤›ml›s›, kurban› haline getirildi. Tamamen toplumun ihtiyaçlar›na göre olan, gereksiz birikimi kabul etmeyen, kâr amac› gütmeyen kad›n›n yaratt›¤› bir ekonomik sistem binlerce y›l insanl›¤›n yaflam›na yön verdi. Eril zihniyetin kurumlaflmas› ile parçalanan bu kad›n sistemi y›k›ld›¤›nda ilk pazarlanan kad›n oldu. Toplumsall›¤› yaratan kad›n üretkenli¤i,

ne te we .c om

run çok boyutlu ve a¤›r oldu¤u için mücadele kapsam› da genifl olmal›. Bu yüzden toplumsal çürümenin iflareti olan kad›n katliamlar›n› toplumun gündemine daha güçlü koymal›y›z. Sorunun hangi zihniyetten kaynakland›¤›n› anlamal› ve anlatabilmeliyiz. Bu, her fleyden önce insani duyarl›l›¤›m›z›n, sorumlulu¤umuzun gere¤idir. Kad›nlar›n fliddetle iliflkisine derinlikli felsefik bir yaklafl›mla bak›ld›¤›nda insan› nefessiz b›rakacak kadar a¤lar›n› örmüfl bir gerçeklik görürüz. Dolayl› ya da dolays›z kad›na yaflat›lan fliddetin her yönünü tan›mal›, tan›mlamal›y›z. Dünyan›n her yerinde kanl› fliddet daha çok hakim oldu¤u için insanlar üzerindeki kans›z fliddet daha az gündeme giriyor. Daha engelsiz, daha al›fl›k ve yayg›n uygulan›yor. Tabii ki daha sinsi. Örne¤in iflsizlik, sevgisizlik, de¤ersizlik, yoksulluk, açl›k, kimlik de¤erlerine hakaret, e¤itim ve sa¤l›k hizmetinden mahrum b›rak›lma, toplumlar üzerinde yürütülen ekonomik, sosyal-kültürel sömürü ve yozlaflt›rma sayabilece¤imiz daha birçok kans›z fliddet yöntemi, uygulamas› var. Bu uygulamalar karfl›s›nda yaflam›n ne için ve nas›l olmas› gerekti¤i sorgulamas› -bu bask›n›n nefessiz b›rakt›¤› anlar›m›z o kadar ço¤al›yor ki- yitip gidiyor. Bu bask›n›n d›fl boyutlar› kadar zihinsel-ruhsal, kültürel içsellefltirilen boyutlar› da bir o kadar bo¤ucu olabiliyor. Ve bütün bunlar dünyay› her fleye ra¤men elinde bulundurmak isteyen emperyalist sistemin planl› ve bilinçli uygulamalar›. Bir yandan kapitalizmin yaratt›¤› bireycilikle toplumsall›¤›n temel de¤erleri metalaflt›r›l›p toplum savunmas›z k›l›n›rken di¤er yandan bu savunmas›zl›k konumuna uygun olarak toplum yutuluyor. Birey-birey, hücre-hücre h›rs›zlan›p küresel sermayenin öngördü¤ü kültürelsosyal gerçekli¤in bir parças› haline getiriliyor. Kanl› fliddet kans›z fliddeti, kans›z fliddet kanl› fliddeti besleyip yenilerken acaba hangisini daha çok anlatmal›y›z sorusu anlams›zlafl›yor. ‹statistiklere vurulan binlerce kad›n ölümü; kanl› fliddetin haf›zalar›m›za sinen ve bizi haf›zas›z k›lan sinsi gücü. Yaratt›klar› ise kans›z fliddetin bin bir türüdür. Böyle bir fliddet sarmal›nda nereye

63

Kans›z fliddet deflifre edilmeli

ww

w.

fiiddetin farkl› boyutlar›n› tan›mlay›p tan›mada daha cesur ve felsefik yaklaflmal›y›z. Kans›z fliddetin de deflifre edilmesi ve mücadele kapsam›na al›nmas› önemlidir. Çünkü kad›na karfl› fliddetin görünmeyen ya da mazur gösterilen boyutlar› var. Örne¤in kad›nlar›n susturulmas›, düflüncelerini geleneklerin, törelerin ya da yasal s›n›rlamalar›n bask›s›yla aç›klamaktan men edilmesi, korku, y›ld›rma, bast›rma, vb yöntemlerle kad›nlar›n do¤alar›na uygun davran›fl gücü kazanamamas›, e¤itim hakk›ndan, seyahat hakk›ndan mahrum b›rak›lmas›, kad›n de¤erleri temelinde oluflan kad›nl›k kimli¤inin bask›lanmas›, afla¤›lanmas› ve daha da sayamayaca¤›m›z kadar çok fliddet türü var. Kad›na anlam ve kimlik ölümünü dayatan fliddet uygulamalar› var. Kad›nlar birçok zamanda ve yerde bunlar› yeterince ifade edememifl olsalar da, her zaman hisse-


SERXWEBÛN

64

● ve kurtarabilece¤imiz kad›n hayatlar›n› tehlikeye aç›k b›rak›r. Kürdistan toplumunda da maalesef kad›n ölümlerini, katliam›n› durdurabilmifl de¤iliz. Bir yandan halk olarak sürekli örgütlü fliddete maruz kal›yoruz di¤er yandan ayn› kültür ve zihniyet kad›nlar›m›z› öldürüyor. Çünkü mevcut toplumsal flekillenmemiz ayn› eril tarihten besleniyor. Toplumun her kesimi bunu ayn› düzeyde yaflam›yor olabilir ama sonuçta yayg›n yaflanan bir durum. Kad›nlar›n bir flekilde ölümle karfl› karfl›ya b›rak›ld›¤› toplumlar›n sa¤l›kl› bir toplum oldu¤unu hiç kimse söyleyemez. Hangi alanda y›lda kaç kad›n intihar etti, kaç tanesi namus cinayetine kurban gitti vb istatistikler ancak sorunun belli boyutlar›n› ifade edebilir. 45 saniyede bir kad›n›n tecavüze u¤rad›¤›n›, her y›l yar›m milyon kad›n›n gebelikte öldü¤ünü, y›lda befl bin kad›n›n namus cinayetine kurban gitti¤ini, binlerce genç k›z›n kad›n sünnetinden sakat kald›¤›n›, Uluslararas› Göç Örgütü’nün verilerine göre her y›l Avrupa Birli¤i (AB) ülkelerine seks iflçili¤i amaçl› 150 bin kad›n ve çocu¤un girdi¤ini vb bilmek yetmiyor. Bu istatistikler aç›kland›¤›nda, ölümler karfl›m›za bir tablo olarak ç›kt›¤›nda belli bir hareketlenme, dönemsel bir duyarl›l›k yafl›yoruz. Ortado¤u genelinde ve Kürt toplumunda sorunun yaflanma düzeyi dönem dönem kad›n hareketlerini, sivil toplum örgütlerini ve toplumsal duyarl›l›¤› olan baz› kesimleri harekete geçiriyor. Fakat flu ana kadar bu katliam› durdurmada köklü ad›mlar atabilmifl de¤iliz. Önder Apo’nun her f›rsatta Kad›n Akademileri ile namus cinayetlerini ba¤lant›l› gündeme getirmesi önemlidir. Çünkü bu sorunun e¤itimle, ekonomiyle, sosyalkültürel flekillenmeyle ilgili boyutlar›

ww

w.

ne t

Halklar› ve kad›nlar› savaflla vuran kapitalist sistem fuhuflla bir kez daha vuruyor ve öldürüyor. Bu nedenle fliddetin kans›z uygulanma biçimlerini de görmeliyiz, tan›mlamal› ve karfl›s›nda mücadele araçlar›m›z› yaratmal›y›z. Sözlü, psikolojik, manevi, kültürel fliddeti de sürekli teflhir etmeliyiz. Örne¤in kad›nlar›n özellikle Türkiye’de gördükleri en temel fliddet yöntemlerinden biri olan anadilde konuflma yasa¤›, kad›na, çocu¤u ve dolay›s›yla topluma uygulanan en vahfli fliddettir. Yine kapitalist modernitenin süslü tuzaklar›yla gerçeklefltirilen kültürel asimilasyon da en temel fliddet uygulamalar›ndan biridir. Kendi köklerinden sökülen bir bitkiye daha büyük fliddet olabilir mi? Bir halk›, kad›nlar› kendi kültüründen köklerinden uzaklaflt›rmak, yabanc›laflt›rmaktan daha büyük bir fliddet olabilir mi? Kanl› fliddetle topluma korkuyu empoze eden kapitalist sistem ayn› zamanda çok farkl› araçlarla toplumun kültürünü, benli¤ini de iflgal etmektedir. Bunu da belirtti¤imiz kans›z fliddet yöntemleriyle toplumu uyuflturarak yapmaktad›r. Özgür bir toplumu yaratmay› hedefliyorsak bu gerçeklik karfl›s›nda daha donan›ml› ve bilinçli mücadele etmek zorunday›z. Bunlar hemen aflabilece¤imiz kadar basit sorunlar de¤ildir. Sorunun çok yönlülü¤ünü ve derinli¤ini görememek de fliddet sarmal›n› güçlendirebilir. Ancak sürekli bunu söylersek bu gerçeklik bizi nefessiz b›rak›r, mücadele gücümüzü kemirir

om

Kürdistan’da kad›n katliam›n› durdurabilmifl de¤iliz

“Kad›n katliam›, tecavüz kültürü mücadele etmekten vazgeçece¤imiz bir alan olmad›¤› gibi uzun süreli, sab›rl› ve donan›ml› mücadele etmemiz gereken bir sorun. Bir çok sorundan daha fazla arkas›ndaki tarihi, siyasi, sosyal, kültürel ve hukuki flifreleri çözmemiz gerekir. Kayna¤›na inebilmeli ve çözümlerimizi bu kaynaklar› ortadan kald›racak tarzda örgütlemeliyiz”

var. Bunun için bütünlüklü ve uzun vadeli bir mücadele süreklili¤i gerekiyor. Kad›n katliam›, tecavüz kültürü mücadele etmekten vazgeçece¤imiz bir alan olmad›¤› gibi uzun süreli, sab›rl› ve donan›ml› mücadele etmemiz gereken bir sorun. Bir çok sorundan daha fazla arkas›ndaki tarihi, siyasi, sosyal, kültürel ve hukuki flifreleri çözmemiz gerekir. Kayna¤›na inebilmeli ve çözümlerimizi bu kaynaklar› ortadan kald›racak tarzda örgütlemeliyiz. Çok yönlü ve sürekli mücadele yürütebilmeliyiz. Yoksa karfl› karfl›ya oldu¤umuz trajedi bizi soluksuz b›rakabilir.

ew e. c

kad›n cinselli¤i, kad›n eme¤i piyasaya sürülerek toplumu kemiren, tüketen bir gerçekli¤e dönüfltürülerek özüne yabanc›laflt›r›ld›. fiimdi kad›na ve topluma yönelik uygulanan bütün fliddet biçimlerinin kayna¤› bu yabanc›laflmad›r. Bunun sonucu olarak dünyan›n birçok ülkesinde kad›nlar ucuz iflgücü olarak köle gibi çal›flt›r›lmaktad›r. Yine birçok ülkede kad›nlar›n sat›l›¤a ç›kar›lmas› bir sektör olarak örgütlü bir biçimde yürütülmektedir.

Ocak 2009

Sorun kadar sorunun çözümü için mücadele de devam ediyor

2004 y›l›nda gerçeklefltirdi¤imiz bir kad›n toplant›s›na ‹ran’dan bir kad›n kat›lm›flt›. Say›m›z›, silahl› gücümüzü, tart›flma ve planlama düzeyimizi gördü. Ama ayn› zamanda Ortado¤u’da yaflayan bir kad›n oldu¤u için s›n›r boyunca (Irak-Suriye-‹ran) kad›nlar›n intiharlar›n›, maruz kald›klar› fliddeti yak›ndan tan›yordu. Do¤al olarak kafas›nda çeliflki olufltu. “Size bak›yorum, binlerce silahl› kad›n var burada. Ve yan› bafl›n›zda ölen kad›nlara bak›yorum. Ya siz gerçek de¤ilsiniz ya da bu ölen kad›nlar gerçek de¤il” demiflti. Bu çok çarp›c› ve gerçekçi bir fark ediflti. Ac›tsa da, yüre¤imizi, yaksa da gerçekti. Bir yandan ölen kad›nlar bir yandan da kad›nlar›n ölmesini durdurmak isteyen kad›n mücadelesi. ‹kisi de gerçek. Daha fazla tan›flmas› ve birbirine dokunmas› gereken iki gerçek. Kad›n ölümleri köklü ve binlerce y›ll›k tarihi olan sistematik bir uygulama. Bu uygulama kad›nlara kölelik temelinde biçilen var olmama, olamama kefeni. Ama kad›nlar binlerce y›ld›r her f›rsat-


Ocak 2009

SERXWEBÛN sistem ‘yaflayanlar›’ da ölüm tehdidi ile esir almak istiyor. Bu yüzden mevcut toplumsal yap›lanmadan memnun olmayan herkesin ilgiyle ve mücadeleyle e¤ilmesi gereken bir sorun.

kek “k›z›m›, kar›m› namus ad›na katlediyorum ama ben Apocuyum, yurtseverim” diyemez. Hiç kimse de o insan›n Apoculu¤unu, devrimcili¤ini onaylayamaz. “Eflimi dövüp onun haklar›n› ben belirlesem de PKK’liyim” diyemez. Kad›n› kapitalist moderniteye göre ele alan, metalaflt›ran, pazar unsuru olarak gören mant›k bizim mant›¤›m›z olamaz. Önder Apo bir görüflme notunda bunu yurtseverli¤in bir gere¤i olarak tan›mlad›. “(kad›nlar) namus ad›na öldürülüyor, dövülüyor, sövülüyor. Yine de bir kad›n ç›k›p "biz bu sorunlar› tart›flal›m, çözelim" demiyor. Bu, yurtseverli¤in bir gere¤idir...” dedi. Namus ad›na ifllenen cinayetleri durdurmak, kad›n katliam›n› durdurmak bir yurtseverlik görevidir. Bir ülke için kalbi yanan bir erkek o ülkenin kad›nlar›n›n akan kan› karfl›s›nda kalpsiz olabilir mi? Bir de kan›n sahte namus anlay›fl› ile akmas›n› kabul edebilir mi? Bunun karfl›s›nda ölümüne savaflmaz m›? Kad›n için de erkek için de bu art›k her zamankinden daha fazla yurtseverlik görevidir, çünkü kad›nlar›m›z her zamankinden daha çok öldürülüyor ve her zamankinden daha çok yüre¤imizi yak›yor. Özgürlük mücadelesine her fleyiyle kat›lan, fedakar bir Kürt babas› k›z›n› da¤lara gönderebiliyor. PKK’nin yaratt›¤› yeni, özgür ahlaka güveniyor. Ama ayn› baba k›z› bir erkek arkadafl› ile konufltu diye namus ad›na k›z›n› cezaland›rmay› da törelerin, namus anlay›fl›n›n bir gere¤i olarak düflünebiliyor. Kad›n› ele al›flta iki ayr› yaflam felsefesi. Hangisi özgür Kürt toplumunu infla ediyor? Tabii ki PKK’nin özgürlük felsefesi. Baflkan Apo’nun özgür halk yaratma felsefesinin merkezine koydu¤u ‘dünya kad›nla özgürleflecek felsefesi’ Kürt toplumunun yeniden canland›rd›, aya¤a kald›rd› ve savaflt›r›yor. O zaman her Kürt erke¤i de bu özgürlük felsefesine göre toplumsall›¤›m›z›n yeniden infla edilmesinde kad›na yaklafl›m zihniyetini sorgulamal›d›r. Hem k›z›n› mücadeleye gönderen hem de namus ad›na katletme hakk›n› kendinde gören zihniyet ayn› toplumsall›k de¤erlerine s›¤maz. Her ikisinin Kürtlük de¤erleriyle ba¤-

ne te we .c om

ta bu kefeni y›rtmak için direndi, direniyor. Yani kefen de gerçek onu y›rtmak, aflmak isteyen ruh, düflünce, eylem de gerçek. Sorun kadar sorunun çözümü için mücadele de devam ediyor. Biliyoruz ki sorunun yak›c›l›¤›na denk bir mücadele yaratamazsak, bask›n olan hayata rengini verir, hükmünü sürer yaflam›m›z üzerinde. Yani ölüm, cinayet, tecavüz ve intihar. Otuz y›l› aflk›nd›r bunu kad›nlar için bir kader olmaktan ç›karmak isteyen Kürt özgürlük hareketi toplumsal de¤iflimdönüflümü baflarman›n temel ölçüsü olarak kad›n›n toplumdaki konumunu ele ald›. Kad›na dayat›lan toplumsal bask›lar› aflmak için kad›nlar› mücadele saflar›na çekti. Ancak savafl koflullar›n›n da a¤›r etkisi alt›nda toplumumuzun bu konuda hala kanayan bir yaras› olarak yaflanan kad›n cinayetleri tümden durdurulamad›. Bu konuda al›nan önemli mesafeler olsa da soruna köklü yaklafl›m ve mücadele sorunumuz yak›c›l›¤›n› koruyor. Sorunun aciliyetine dikkat çekmek amac›yla Kürt Kad›n özgürlük hareketi 25 Kas›m 2008’de “Kimsenin Namusu De¤iliz Namusumuz Özgürlü¤ümüzdür” fliar› ile bir kampanya bafllatt›. Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› birçok ülkede de¤iflik eylemlerle ve etkinliklerle bafllat›lan kampanya bir y›l devam edecek. Kad›n özgürlük hareketinin böyle bir kampanya bafllatmas›, fliddetin dayand›¤› kaynaklar› ve bunlar›n yaflama hükmeden örgütlülü¤ünü, zihniyetini hedeflemesi bak›m›ndan önemli. Toplumumuzu özgürlük ve demokrasi kültürü temelinde yeniden infla etmenin mücadelesini veriyoruz. Bu kapsamda bir hedefe ulaflmak gündemimize yaflam›n özgürlük düzeyini tehdit eden sorunlar› getiriyor. Kad›n katliamlar› ister namus ad›na, ister aflk-sevgi ad›na ifllensin sadece yaflam›n özgürlük düzeyini de¤il varoluflumuzu, yaflam›n her alan›n› tehdit eden bir problem. Namus cinayetleriyle yaflayacak kadar ‘flansl›’ olan kad›nlara ‘bak›n, di¤er kad›nlar gibi öldürülmüyorsunuz daha ne istiyorsunuz?’ biçiminde bir mesaj vererek baflka türlü bir fliddeti meflru göstermekte de kullan›l›yor. Bir kesimi öldüren

65

Her Kürt erke¤i kad›na yaklafl›m zihniyetini sorgulamal›d›r

ww

w.

Biz de Kürt halk› olarak demokratik ve özgür bir yaflam hedefiyle y›llard›r özgürlük için mücadele ediyoruz. Bunun için büyük bedeller ödedik, ödüyoruz. U¤runa mücadele etti¤imiz özgür ve demokratik yaflam›n en temel ölçüsü; Önder Apo’nun belirtti¤i gibi, kad›n›n toplumsal yaflamdaki rolü ve konumudur. Bu özgür, onurlu yaflam için savaflan Kürt toplumu için de böyledir. Bu nedenle yeni, özgür ve demokratik bir Kürt toplumunda kad›n›n yeri, rolü ve anlam› nas›l olacaksa bunu yaratmak için çal›flaca¤›z. Böyle bir toplum Önder Apo’nun yaflam felsefesiyle flekilleniyor, flekillenecek. Bu felsefenin baz› konulara yaklafl›m›n› benimseyip, baz› konulara yaklafl›m›n› reddedemeyiz. Biz halk olarak Önder Apo’nun felsefesini yaflam felsefemiz olarak kabul ediyoruz. O da kad›na yaklafl›m›ndaki felsefesini “hakîm kültürün kad›n kapatmas›na asla hoflgörü göstermedim. Namus dedikleri kanunu tan›mad›m. Halen kad›nla s›n›rs›z, özgür tart›flmaya, oynamaya, yaflam›n di¤er tüm kutsallar›n› paylaflmaya evet ama birbiriyle; ad›na ne dersek diyelim, gerekçesi ne olursa olsun güç temelinde ve mülkiyet kokan köleliklere, ba¤l›l›klara ise yan›t›m sonuna kadar hay›rd›r’” sözlerinde aç›k ifade ediyor. O zaman bu felsefenin kad›na yaklafl›m›n›, onu ele al›fl›n› flimdiye kadar topluma hâkim olan felsefelerin kad›n› ele al›fl›yla k›yaslayal›m. Yaflanan mevcut toplumsal yozlaflman›n ve yabanc›laflman›n kayna¤›nda hangi felsefelerin yer ald›¤›n› düflünelim. Önder Apo’nun yaratmak istedi¤i özgür Kürt insan›n›n, erke¤inin, kad›n›n›n namus anlay›fl›n›n felsefik yaklafl›m›n› anlamaya çal›flal›m. Bu felsefeye göre bir insan “ben hayvanlar› katlediyorum ama ekolojistim, do¤ay› seviyorum” diyemeyece¤i gibi bir er-


SERXWEBÛN

Namus ad›na recmedilen kad›n›n ac›s›n› hissetmek

ww

w.

ne t

Kürtler duygusal ve hisli, incelikli ruhu olan bir halkt›r. Bu ruhun cinnet geçirip genç yaflamlara cinayeti dayatmas› asla mümkün de¤ildir. Toplumsal olarak art›k bu konuda kendimizle yüzleflmeli ve içimizdeki bu kanserleflen yan›n bize ait olmayan bir toplumsal genle ba¤lant›l› oldu¤unu kabul etmeliyiz. Köklerimize inip bakarsak kad›na dayat›lan ve Kürtlere de bir biçimde derinli¤ine benimsetilmifl olan namus anlay›fl›n›n bizimle alakas› olmad›¤›n› görürüz. Ve e¤er bir kad›n›n recmedilme görüntülerini izlemiflseniz bu yabanc›laflmay› görmüflsünüzdür, öfke duymuflsunuzdur bu yabanc›laflmaya. Örne¤in 7 Nisan 2007’de Musul’un Bafluka kasabas›nda Müslüman bir genci sevdi¤inden dolay› akrabalar› taraf›ndan recmedilen Dua Eswed Dexil adl› 17 yafl›ndaki Ezidi k›z›n›n trajedisi. Olay belki özgünlükleri olan ve politize edilmifl, içerisinde provokasyon tafl›yan niteliklere sahipti. Ancak Dua’n›n recmedilifl görüntülerini izleyip de her fleyden ba¤›ms›z kendi insanl›¤› ile karfl› karfl›ya gelmemek, sorgulamamak mümkün de¤il. Kendisi en büyük katliamlara maruz kalm›fl bir halk›n ayn› zulmü namus ad›na ya da ne ad›na

olursa olsun bir kad›na, kendi k›z›na, efline, akrabas›n uygulamas› bir yabanc›laflma de¤ildir de nedir? Özgürlük ruhundan kopufl de¤ildir de nedir? Bu görüntüleri izlerken ya da dünyan›n bir çok yerinde günlük olarak buna benzer görüntüleri izlerken insan›n içini müthifl bir öfke kadar bir üzüntü de sar›yor. ‹nsan ancak bu kadar kendisine ve toplumsall›¤›na karfl›tlaflt›r›l›p, düflmanlaflt›r›labilir. ‹nsan ancak bu kadar insan›n kurdu haline getirilebilir. Bizim olmayan, toplumumuzun, kültürümüzün olmayan de¤erlerin flövalyeli¤ini yapmak bize hiç bir fley kazand›rmaz. Bunun özellikle namus ad›na cinayet ifllemeye zihinsel olarak aç›k Kürt erkekleri taraf›ndan iyi anlafl›lmas› laz›m. Bu anlamda YJA’n›n bafllatt›¤› bu kampanyan›n bir önemi de Kürt halk›na namus ve din ad›na dayat›lan bu yabanc›laflmayla yüzlefltiren bir kampanya olmas›d›r. Kampanya bunu baflarabildi¤i ölçüde baflarm›fl olacakt›r. Elbette namus ad›na ifllenen kad›n katliam› sadece Kürt halk›n›n yaflad›¤› bir sorun de¤ildir. Özellikle Türk devleti bunu böyle yans›tmak için u¤rafl›yor. Bizim kad›n eksenli ideolojimizi bize karfl› kullanmaya çal›fl›yor. Buna asla sessiz kalamay›z. Ama halk olarak yaflad›¤›m›z bir sorunu çözme ve kad›nlar›m›za dayat›lan ölümü durdurma bizim özgür toplum yaratma hedefimizle ilgilidir. Biz içsel olarak bunun rahats›zl›¤›n› tafl›y›p de¤ifltirmeye bafllamal›y›z. Bunu yapt›¤›m›zda halk›m›z›n ve özgürlük mücadelesinin hak etmedi¤i karalamalar› da, psikolojik savafl› da yenece¤iz. Bu anlamda özellikle erke¤in devletçi, iktidarc› zihniyetinin de¤ifltirilmesi çok önemli. Eril zihniyeti de¤ifltirmeden kad›n ölümlerini durduramayaca¤›m›z› iyi bilmemiz gerekiyor. Sofras›n› haz›rlamad›¤› için bir kad›n› dövme hakk›n›n oldu¤unu düflünen bir erkek zihniyeti; farkl› bir eksikli¤i ç›kt›¤›nda kad›n› öldürme hakk›n›n da olaca¤›na inan›r, böyle düflünür. Bu düflünüflün, inanc›n, namus anlay›fl›n›n de¤iflmesi gerekiyor. Bu anlamda bu kampanya Kürdistan’›n her yerinde erkeklerin de çok aktif kat›lmas› gereken bir kampanyad›r.

Önemli olan yaflanan trajediyi ad›m ad›m durdurmakt›r Günlük yaflam›m›za dayat›lan fliddet sarmal› ne kadar derin ve bo¤ucu olursa olsun her insan›n yapabilece¤i bir fleyler mutlaka vard›r. Bu kampanyay› bafllatan da baz› projeleri yönlendiren de her fleye ra¤men içimizdeki bu umuttur. ‹nsan›n insan›n kurdu olmad›¤›na dair inançt›r. Yaflam›m›z›n tüm alanlar›na hücrelerimize kadar sinmek isteyen bu fliddet kültürü karfl›s›nda mücadele amaçl› bafllat›lan bu bir y›ll›k kampanya çok anlaml›. Ama kad›n katliamlar› karfl›s›nda yap›labileceklerimizin sadece bir parças›. Yaflam›m›zda fliddet içeren sözler, davran›fllar, kodlamalar, mesajlar o kadar çok ki. Kad›nlara ve çocuklara yönelik fliddetle mücadelede kararl›l›k belirtmek önemli oldu¤u kadar bu kararl›l›¤› her gün eyleme dökmek gerekiyor. Sadece kad›na yönelik fliddeti göstermek yetmiyor. Kad›na yönelik fliddet zaten yeterince görünür. Birçok zaman ne devletin ne ailenin ne de toplumsal geleneklerin bunu gizlemek gibi bir kayg›s› oluflmuyor. Önemli olan görüneni istatistiklere dökmek de de¤ildir. Önemli olan yaflanan trajediyi ad›m ad›m durdurmakt›r. Toplumun her kesimine gidip anlatabilmeliyiz. ‘Neden kad›na fliddet uygulan›yor? Nas›l önleyece¤iz? Bunu sorgulatmal›y›z. Sadece ma¤duriyet üzerinden de¤il bu ma¤duriyeti giderecek araçlar›m›z, bilincimiz, onurumuz namusumuz var ve ne kadar harekete geçirebiliyoruz? Nas›l kat›labiliriz? Bunu anlatabilmeli ve insani sorumluluklar›n›n gere¤i oldu¤unu kavratabilmeliyiz. Bu kampanya pasif bir kampanya olarak kalmamal›. Bu kampanya sadece tart›flmamal›. Ölen kad›nlar›n hikâyelerini de¤ifltirmeli, bunun için herkese rolünü anlatabilmeli. Kampanyan›n namus olgusuna vurgu yapmas› anlaml›d›r. Bu sloganla kad›nlar›n tüm yaflamlar›n› ipotek alt›na alan mülkiyet iliflkisine bir baflkald›r› ifade ediliyor. “Ben senin namusun de¤ilim” demek ayn› zamanda “ben senin de¤ilim, ben kendi-

ew e. c

daflt›r›lmas› mümkün de¤ildir. Kürt Halk›n›n özgürlük ruhu binlerce y›ld›r direndi. Y›lmad›, solmad›. Böyle bir ruhun sadece bir ad›m att› diye gencecik bir k›z› en vahfli biçimde katletmesi mümkün de¤ildir. O zaman bu gerçeklik; gelenek, namus, din ad›na halk›m›z›n özgürlük de¤erlerine dayat›lan bir yabanc›laflmad›r. Bize ait de¤ildir. Çünkü özgürlükle, ahlak ve onurla alakal› de¤ildir. Kürt halk›n›n ahlak, namus, temizlik anlay›fl› felsefiktir, Zerdüfltten beslenir. Daha sonralar› k›l›ç zoruyla farkl› dinleri benimsemifl olsa da Kürtler ahlak anlay›fllar›ndan kolay taviz vermediler. Ve bu ahlak anlay›fl›nda, yaflam acemisi bir genç k›z›n en ufak bir hatada öldürülmesi yoktur, olamaz. En eski ve bize ait törelerimizde bu yoktur.

Ocak 2009

om

66


Ocak 2009

SERXWEBÛN dürülen kad›nlar binlerle ifade ediliyor ve failler genelde bulunam›yor, bulundu¤unda da hukuk, gelenek, din, namus, onur ad›na korunuyorlar. Bu nedenle toplumun hepsi ortak bir karfl› koyuflu gerçeklefltirmedi¤i sürece bu katliam durmayacak. Bu yüzden bu kampanyay› duyan, bilen herkesin bu kapsamda düflünmesi ve kendisini sorumlu hissetmesi çok önemlidir.

için toplumdaki erkekleri e¤itmeliler. Bugüne kadar kad›nla ilgili birçok konuda duyars›z kalan erkekler, dünyan›n de¤iflik yerlerinde bir biçimde fliddete maruz kalan kad›n istatistiklerini incelesinler. Ve bunlardan bir kaç tanesinin öyküsünü okusunlar. Ya da yaflamlar›nda tan›k olduklar› bir kad›n cinayetini hat›rlas›nlar. Gözlerini kapat›p bu görüntüler üzerine bir insan olarak düflünsünler. ‘Neden bu zulüm? Neden bu öldürme? Bu nedenlerden ben ne kadar sorumluyum? Ve ne yapabilirim?’ sorular›n› düflünsünler. E¤er bu kampanyayla her erke¤e bu soruyu sordurabilirsek ve büyük bir duyarl›l›kla herkes yapabileceklerini yapmaya bafllarsa kesinlikle de¤iflecek çok fley olacakt›r. Evet, YJA’n›n "Kimsenin Namusu De¤iliz Na musumuz Öz gürlü¤üm üz dür" fliar›yla bafllatt›¤› bir y›ll›k kampanya dünyan›n birçok yerinde de¤iflik etkinliklerle start ald›. ‹nsanl›¤›n yüz karas› bir soruna dikkat çekmenin ötesinde hedefleri var bu kampanyan›n. Belki bir y›ll›k bir kampanya ama ulaflt›¤› sonuçlarla uzun vadeli toplumsal projeleri, mücadele perspektiflerini oluflturacak bir etkinlik. Bu kampanya asl›nda do¤al özgür yaflam›n ölçüsü olarak ifllemesi gereken do¤rular›m›za dikkat çekiyor. Tüm dikkatimizi vererek mücadeleyi yürütmeliyiz. Çünkü biz dikkatsiz ve vurdumduymaz kald›¤›m›z sürece kad›nlar ölüyor, ölüyor ve ölüyor. Sonra so¤uk, donuk rakamlar olarak hikâyesiz, ruhsuz önümüze konuluyor. Bunu art›k kabul edemeyiz. Bunlar› bilerek kampanyan›n bundan sonraki hedeflerini güçlü yaflamsal k›lmak önemlidir. Kad›nlara ulaflma ve onlar›n yaflad›klar› fliddeti dile getirme, paylaflma, anlamland›rma ve aflma gücünü yaratmal›y›z. Bunun için bu kampanya kapsam›nda her insan›n bir ad›m›, bir sözü, bir duruflu olmal›d›r. Bir din adam›n›n da bir sanatç›n›n da bir ev kad›n›n›n da bir iflçinin de erkek yurtseverin de kad›n yurtseverin de yapabilecekleri vard›r. Bu bilinçle kad›na yönelik fliddeti durdurma mücadelemizin baflaraca¤›ndan umutluyuz.

ne te we .c om

me aidim” demektir. ‘Sahipsiz olmak’, bu sistemde ortal›kta kal›p fliddet kurumlar›n›n ortak kurban›, ortak mal› olmak demektir. Bunun kendisi en büyük fliddettir. Özgürlü¤ün yani kendinin olman›n bedeli, bu fliddet sarmal›ndan ç›kman›n bedelidir ve büyüktür. Ama her fleye ra¤men bu fliddet kültüründen kurtulman›n mümkün oldu¤unu gösterebilmek gerekiyor. Kad›nlar bugün ya babalar›n›n ya kocalar›n›n ya devletin ya da çal›flt›klar› iflyerinin mal› olarak kabul ediliyorlar. Bunu aflmak için verilecek mücadelede de fliddetle karfl›laflma var. ‘Ben senin mal›n de¤ilim’ dedi¤in anda binlerce y›ld›r döflenmifl bir zihniyeti dinamitliyorsun. Ve birçok olguya, birçok insana dokunuyorsun. Bunun için de tehlikedesin. Ne olursa olsun hiçbir yaflam mevcut toplumsal sistemin bize dayatt›¤› fliddetten daha büyük bir fliddeti dayatamaz. Önder Apo’nun çok çarp›c› "Erkek-sistem demek kad›n›n her gün tecavüze u¤ramas› demektir" ifadesiyle ele al›rsak bu yaflad›¤›m›zdan daha a¤›r bir yaflam düflünemeyiz. Her gün katledilmekten, tecavüz edilmekten daha a¤›r ne olabilir ki? O zaman seyirci kalamay›z. Susamay›z. Gelip bizi vurana kadar bizim sorunumuz de¤il deyip sorumsuzluk yapamay›z. “Zaten benim bu konuda belli bir bilincim refleksim, duyarl›l›¤›m var. Yaz›p çiziyorum” diyemeyiz. Sorun o kadar boyutlu ve yaflamsal ki; her birimiz ömrümüzün sonuna kadar mücadele etsek, emek versek yapacaklar›m›z yine de bitmeyecek. Bu yüzden bu konuda ölçünün flu hissiyata oturmas› flartt›r: “Dünyan›n birçok yerinde günde binlerce kad›n fliddete maruz kal›yor, öldürülüyor, tecavüze u¤ruyor. Ben bunlar için ne yap›yorum.” E¤er bunu günlük olarak yaflamazsak, alg›layamazsak yaflanan cinnetin ve cinayetin bir parças› olmaktan kurtulamay›z. fiiddet sarmal› da yeni cesetler yutarak kanla devam eder. Bu öyle köklü bir trajedi ki üzerine okumak, yazmak, takip etmek insan› moralsiz k›labiliyor. Kad›nlar›n nas›l vahflice katledildi¤ini duymak, görmek insan› umutsuz k›labiliyor. Öl-

67

Erkekler bu kampanyada kad›nlar›n yan›nda olmal›lar

ww

w.

Böyle bir de¤erlendirmede özellikle erkeklere de¤inmek önemli. E¤er bu toplumsal cinnetin ve cinayetin ifllenmesinde fail erkekse insani de¤erlere sayg›l› her erkek bunun nedenini anlamal› ve sorgulamal›d›r. Erkeklerin bu konuda bugüne kadar yaflad›¤› duyars›zl›¤› y›kmak da bu kampanyan›n temel hedeflerinden biri olmal›d›r. Özellikle topluma öncülük yapma görevi olan erkeklerin kendilerini sürekli bilinçlendirmeleri gereken bir konudur. Topluma öncülük görevini üstlenmifl bireyler aç›s›ndan bu konuda erkek-kad›n olmak fark etmiyor. E¤er bir birey toplumsal öncüyse toplumu öldüren, yaralayan ve sakatlayan her olguya e¤ilmek ve onu çözmek zorundad›r. Her erkek yaflam›n›n belli anlar›nda bir biçimde ya anas›na ya k›z kardefline ya da çocuk olarak kendisine uygulanan fliddetle tan›flm›flt›r. Bir düzeyde tan›k olmufltur. Bu nedenle erkekleri bu gerçeklikle daha fazla yüzlefltirmede avantajlar› vard›r. Toplumsal alan çal›flmalar›nda yer alan her erkek, bu y›l›k kampanya sürecinde mutlaka bu konuda bir planlama ve pratik sahibi olmal›d›r. Toplumsal bir kansere dönüflen bu sorunda erkeklik kültürü kaynakt›r. Bunun afl›lmas›nda erkeklik sorgulamas›n› erkekler daha yüksek bir duyarl›l›kla yapmal›, toplumun yapmas›na öncülük etmelidir. Toplumdaki erkeklere bu sorunlar›n onlar› da her gün vurdu¤unu hissettirmelidir. Erkekler de bir y›ll›k süreçte bu kampanyada fliddet uygulayan erkeklerle mücadele etmede kad›nlar›n yan›nda olmal›lar ve bunun


SERXWEBÛN

68

Ocak 2009

om

Devrimci kültür ve ahlak-I Kültür olgusu de¤erlendirildi¤inde önemli olan noktalardan biri de kültür de¤erlerinin ilkleri “K

konusudur. Örne¤in köy kimin kültürüdür denildi¤inde, nerede köy varsa, köy onlar›n kültürüdür

denilemez. Tar›m kimin kültürüdür denildi¤inde, nerede tar›m yap›l›yorsa, tar›m onlar›n kültürüdür denilemez. Tar›m ilk nerede ç›km›flflssa onlar›n kültürüdür. Ancak temel insani yarat›mlar -ki, bunlar

varl›k gerekçemizdir- toplumsall›¤›m›z›n özüne flfleekil veren yarat›mlard›r. Bu yarat›mlar evrenselleflfliirler.

kültürü, ahlak› ve bunlar›n kadro gerçekli¤inde gerçekleflme düzeyini ortaya koymak, bu bölüm içerisinde de¤erlendirmek konunun somutluk kazanmas› için anlaml› olacakt›r. Bu iki kavram hakk›nda çok fley dile getirilebilir. Zaten konu kültür olunca, insan dili döndü¤ü müddetçe konuflabilir. Kültür konusunda flimdiye kadar yaz›lan tüm kitaplar kültürü ö¤renmek için okunabilir. Ama tart›flmalar ilerledikçe, kültür konusunda as›l meselenin insanl›¤›n çok zengin bir kültüre sahip olup olmad›¤› noktas›nda yatt›¤› anlafl›lacakt›r. Yani bizim için sorun neyin kültürü tarif etti¤inden çok, bu zenginli¤in neden sorun teflkil etti¤idir. Bunca maddi ve manevi kazan›ma, zenginli¤e ve tecrübeye ra¤men, kim "kültürsüzlü¤ü" insanlara neden dayat›yor? Bizce kültürleflme aç›s›ndan bu daha anlaml› bir kültürel yarat›md›r. Ahlak olgusu için de durum kültür kavram›ndan daha karmafl›kt›r. Ahlak neredeyse unutulan bir de¤er durumundad›r. Manevi bir olgu olarak ahlak sahipsiz b›rak›lm›flt›r demek abart› say›lmaz. En fazla yaln›z b›rak›lan de¤er ahlakt›r. En az dile gelen kelime de yine ahlakt›r. Ahlak insan maneviyat›n›n en büyük güçlendirici enerjisi iken, günümüz için en zay›f ve zay›flatan bir duruma düflürülmüfltür. Sanki günümüz insan›n›n bünyesi ahlak› kald›ramazm›fl gibi bir durum vard›r. Bunun için ahlak toplumsal yaflamdan kovulmufltur. Ahlakl›

ww

w.

ne t

Konu bafll›klar› ve genel tan›mlamalar biçiminde kültür ve ahlak› tan›mlamak, ne olup olmad›klar›n› tart›flmak, günümüz toplumsal sorunlar›n›n anlafl›lmas› ve çözümleri için önemlidir. Konuyu daha fazla güncel sorunlar baz›nda de¤erlendirmek için iki bafll›k alt›nda ele almak yararl› olabilir. Tart›fl›ld›¤›nda da görülece¤i gibi, günümüz aç›s›ndan kültürü devrimcilefltirmenin d›fl›nda, yine ahlakl› olman›n da devrimci olmaktan baflka çaresinin olmad›¤› görülecektir. Bunun için günümüz kültür ve ahlak›na devrimcili¤i dayatmak gerekir. Asl›nda günümüz realitesi içinde kültür ve ahlak olgular›n› tart›fl›p durumlar›n› çözümlemekten ziyade, bu iki olgunun daha çok varlar m› yoklar m› tart›flmas› biçiminde ele al›nmalar›n›n daha yararl› olabilece¤ini belirtmek yerinde olur. Güncel planda yaflanan sorunlarla ba¤lant›l› olarak, ’devrimci kültür ve ahlak’ boyutunun temel ölçülerinin neler olabilece¤ini ve pratikleflmeleri için karfl› zorluklar›n›n nas›l afl›lmas› gerekti¤ini ortaya koymak insanl›k için en kutsal ifllerden say›lmal›d›r. Bizim iddiam›z, toplumsall›¤›n kutsal yaflama kavuflmas› aç›s›ndan, Önderlik gerçe¤inde somutlaflan yeni yaflam› yaratan Özgürlük mücadelemizin bu insanl›k de¤erlerinin günümüzdeki temsili oldu¤udur. Bunun için de tüm eksikliklerine ve yetmezliklerine ra¤men, devrimci kültür ve ahlak olgular› çerçevesinde PKK'deki

ew e. c

Evrenselleflfliirken de gittikleri her yerde oradan mutlak suretle bir flfleeyler de bünyelerine kat›l›r”

olmak mevcut güncellik için "ahmakl›k, kerizlik" gibi s›fatlarla eflde¤er hale getirilmifltir. Özellikle ahlak konusunda belirtilecek ilk fley, bu olgunun tekrardan insan yaflam›na özgürlük ve adaleti hâkim k›lmas› ve paylafl›m› getirmesi için devrimcilik istedi¤idir. Ahlakl› olmak isteyen insan birçok fleyi göze almak, maddi yaflam›n çetrefilli yap›s›na kanmamak, nefsine karfl› mücadele etmek, k›saca dervifller gibi bir yaflam› esas almak durumundad›r. Çünkü günümüzde ortaya ç›kan ve kökleri befl bin y›l öncesine uzanan ahlaks›zl›¤›n hâkim olmas› için ahlaka giden tüm yollar may›nlanm›fl, tuzaklarla doldurulmufltur.

Kültür insan›n kendisinden do¤aya katt›¤› her flfleeydir Kuflkusuz konu 'kültür ve ahlak' olunca bunu bir kaç sayfaya s›¤d›rmak mümkün de¤ildir. Hem kültür, hem de Önder Apo'nun toplumun vicdan› olarak tan›mlad›¤› ahlak, bizzat toplumun ve insan›n geliflimiyle ba¤lant›l› kavramlar olduklar› için, bu konuda insana ait ne varsa bu bafll›klar alt›nda tart›fl›labilir. Bunun için konular›m›z›n kapsam› oldukça genifltir. Biz ana bafll›klar biçiminde genel bir çerçevede dar, ama somut konular üzerinde ele almay› uygun buluyoruz. Bu aç›dan önce bir kültür ve ahlak tan›mlamas› yaparak, bunlar›n toplumsal yaflam içerisindeki yerini ve insanla iliflkilerini, kültür ve ahlak de-


Ocak 2009

SERXWEBÛN ¤› fleyler biçiminde birer kavramlaflt›rma yap›lmaya çal›fl›ld›. Önder Apo son Savunmas›nda kültürü tan›mlad›. Kültürel bir bak›fl aç›s›yla tarihi ve toplumu de¤erlendirdi. Kültürün toplumsal yaflam içindeki varl›¤›n›n ne oldu¤unu izah etti. Bu tan›mlamalardan konumuzu daha iyi anlamland›racak olan›n› k›saca hat›rlatal›m. "Dar anlamda kültür bir toplumun zihniyetini, düflünme kal›plar›n›, dilini ifadelendirirken, genifl anlamda buna maddi birikimlerinin de (ihtiyaçlar› gideren tüm araç gereçler, besin üretme, saklama, dönüfltürme biçimleri, ulafl›m, savunma, tap›nma, güzellik araçlar›n›n toplam›) eklenmesini ifade eder."

ne te we .c om

nilirken ifade edilmek istenen fleyin ne oldu¤unu açarak sade bir giriflle bafllayabiliriz. Kültür ve kültür ürünlerinin toplumsal yaflam içerisinde kendisini en rafine biçimde d›fla vurduklar› alanlar vard›r. Bunlara de¤inmek gerekir. ‹nsan›n toplumsal de¤iflim ve dönüflüm süreçlerinde kültür ürünlerini, ahlaki yap›n›n yaflad›¤› de¤iflim süreçlerini anlatmaya çal›flaca¤›z. Bunun için dile getirilebilecek insan yarat›m› her fley bu anlat›m›n konusudur. Çünkü kültür denilirken, insan›n her fleyi bunun içerisine girer. Bütün olgular›n tan›mlamalar› kültür kapsam›na girer.

69

Kültür yaflflaam tarz›d›r

Kültür insan›n yaratt›¤› her flfleeydir

Kültür direkt insanla iliflkili bir fleydir. Örne¤in bir tafl, insana ra¤men tan›mlanabilir. Toprak insana ra¤men tan›mlanabilir. Suyu ve a¤açlar› böyle tan›mlamak mümkündür. Nihayetinde yeryüzündeki varl›klard›r bunlar. Hayvanlar› da böyle tan›mlayabiliriz. Ama kültür denildi¤inde, insanla tan›mlama zorunlulu¤u ortaya ç›k›yor. ‹nsan olgusuyla iliflkilendirilemeyen herhangi bir tan›mlama kültürü do¤ru tan›mlayamaz. Bu kadar tan›mlaman›n gelifltiriliyor olmas› da, kültür denilen fleyin çok kapsaml› bir gerçeklik olmas›ndan kayna¤›n› almas›d›r. Burada da dile getirmeye çal›flal›m; kültür insan›n yaratt›¤› her fleydir. ‹nsanlaflma olgusunun ele al›nd›¤› süreçle bafllayan, bunun içinde devam eden, insanl›¤›n yaratt›¤› maddi ve manevi her fley kültür denilen olguyu ifade eder. Zaten Önderlikten yapt›¤›m›z al›nt› irdelendi¤inde, kültürden kastedilenin insan›n tüm

ww

w.

Konumuza bir soruyla bafllayal›m. Kültür nedir, nas›l tan›mlanabilir? Bu soruya iliflkin de¤iflik gibi görünen, ama özü ifade eden birkaç görüfl dile getirilebilir. Kültür denildi¤inde sadece 'kültürcüler' olarak adland›rd›¤›m›z insanlar›n yapt›klar› m› anlafl›lmal›d›r? Yoksa bu kültür baflka bir fley midir? Nedir bu kültür dedi¤imiz fley? Kültür için genel anlamda, "do¤aya ra¤men" insan›n yaratt›¤› her fleydir denilebilir. Kültür yaflam tarz›d›r, kültür kimliktir; kültür bir halk›n ya da bir ulusun tarihten bu yana kendini var etme tarz›d›r, onun dilidir, iliflkileri ve yaflam tarz›d›r. Her halk›n ve ulusun tarihten bu yana yaratt›¤› de¤erler ve bir de bu de¤erlerle kendisini ifade etmesidir. Bu konuya kafa yoranlar›n her aç›dan "tamam, kültür tan›m› iflte budur" dedikleri bir tan›m yoktur. Araflt›rmac›lar kültüre yönelik 164 tane tan›m tespit etmifllerdir. Bu, elbette kültürün tan›mlanamayacak bir fley oldu¤u anlam›na gelmez. Kültürün tan›mlamas› yap›l›rken, bütün tan›mlamalar içerisinde de¤iflmeyen bir unsur vard›r. Nedir bu? Burada dört ayr› tan›mlama gibi duran vurgularla kültür izah edilemeye çal›fl›ld›. Her dört ifadelendirme de insanla iliflkili bir fleyleri anlatmaya çal›fl›yor. 'Do¤aya ra¤men' insan›n yarat›m›ndan, insan›n yaflam tarz›ndan, insan›n kimli¤inden, bir de insan›n bir halk olarak tarihte yaratt›-

Ehmedê Xanî

tarihi boyunca yaratt›¤› de¤erleri oldu¤u iyi anlafl›l›r. ‹nsanl›k milyonlarca y›ll›k bir oluflum sürecine dayan›r. ‹nsan on binlerce y›ld›r toplumsal bir varl›k biçiminde bilinçli bir flekilde yaflamaktad›r. ‹nsan o kadar muazzam fleyler yaratm›flt›r ki, onlar› getirip bir tan›mlama içerisine hapsetmek mümkün de¤ildir. Ama dedi¤imiz gibi, genel tan›mlamalar içerisinde en çok kabul gören tan›mlamalar da vard›r. Kültürü insanlar yapar, içerisinde insan›n eme¤i vard›r. ‹nsan›n de¤iflim ve dönüflüm süreçlerinde yaratt›¤› ürünlerle bunlar›n zaman ve mekân içinde farkl›laflm›fl biçimlerinin hepsi kültür içinde yer al›r. O yüzden biz kültür derken, Önderli¤in tan›mlamas› yan›nda, dile getirmeye çal›flt›¤›m›z dört ayr› ifade içinden birini de esas alabiliriz. 'Do¤aya ra¤men' demekten çok, do¤a içinde veya üzerinde insan›n yaratt›¤› her fley kültür kapsam›na girer diyebiliriz. fiimdi burada bir fley daha ortaya ç›k›yor: Biz 'do¤aya ra¤men' veya 'do¤a içinde' dedik. Bu söz ne demektir? Bu, do¤an›n insanlar karfl›s›nda bir durufl, insanlar›n yarat›mlar› karfl›s›nda bir engel ya da zorlay›c› unsur oldu¤u anlam›na m› geliyor? Buradan hareketle


SERXWEBÛN

Güdülere dayal› yaflflaam en basit yaflflaamd›r

De¤iflfliim ve dönüflflü üm yaflfla ayan “D insan, yeryüzündeki herhangi bir canl› gibi de¤ildir. Bu farkl›l›ktan ötürü insanlar›n yaratt›klar› flfleeylere kültür denilir. Kültür insan›n kendisinden do¤aya katt›¤› her flfleeydir. Kültür dedi¤imiz yarat›m ya da de¤iflfliim ve dönüflflü üm, yeryüzünde olmayan, ama insanlar taraf›ndan yeryüzüne mal edilen flfleeylerdir”

ne t

Bir varl›k olarak insan›n yeryüzünde yaflamas› için karfl›lamas› gereken temel ihtiyaçlar nelerdir? ‹nsan›n temel güdüleri olarak açl›k, korunma ve cinsellik güdüleri vard›r. Bu güdülere cevap verilmesi u¤rafl›s› en basit yaflam davran›fl›d›r. Güdülere dayal› yaflam en basit yaflamd›r. Örne¤in hayvanlar böyle yaflar. Ama insan böyle olamaz. Böyle olmad›¤› için de kültür yaratmas› laz›md›r. Özellikle açl›k ve korunma güdüsü -ki bunlar insan›n en zay›f taraf›n› da ifade eder- bunlar›n neden oldu¤u biyolojik ihtiyaçlar giderilmeden insan yaflayamaz. ‹nsan›n kültür yaratan bir varl›k olmas›n›n temelinde bu güdülere cevap verme u¤rafl›s› vard›r. Bir anlamda bu, kültürleflme iflinin start› oluyor. Biyolojik olarak insan tespit edilebildi¤i kadar›yla dünya co¤rafyas› üzerinde yaflayan en zay›f ve en güçsüz varl›kt›r. Bu zay›fl›¤›n giderilmesi gerekir ki insan denilen varl›k yaflayabilsin. ‹nsan güdülerinin gücü de bu zay›fl›¤›n giderilmesinde devreye girmifltir. Güdüler ö¤retmifltir, yol göstermifltir. Bunun için güdülerin gücünü küçümsemeyelim. ‹nsan güdülerinin hayvanlar›nkinden fark› vard›r. Bu fark anlafl›lmad›¤› zaman ne olur? Kapitalizmin yaratt›¤› "maymunlaflma" gerçe¤i ortaya ç›kar. Bir anlamda güdülerinin özellikleriyle kazanan insan kaybedebilir de. Bu anlamda insan›n bu güdülerinin kendi biyolojisinde yaratt›¤› ihtiyac› giderebilmesi için vere-

ce¤i mücadele insanlaflma mücadelesi oluyor ve bir varl›k olarak ancak bu pratikle dönüflebiliyor. ‹nsan›n bu mücadelesi ve bu mücadeleyle yaratt›klar› ilk kültürleflme olgusudur. Bu özellikler kültürel bir varl›k olmam›z için kendi bafl›na yetmez. Bunlar›n kültür yaratmas› için çok önemli baflka bir fleye daha ihtiyaç vard›r: Toplumsallaflma. Toplumsallaflma olmadan kültür olmaz. ‹lerde bu gerçe¤e daha kapsaml› de¤inmeye çal›flaca¤›z. Kültürleflmeye neden olan tüm di¤er özelliklerimizin toplumsall›¤›m›zdan kaynakland›¤›n› belirtmeye çal›flaca¤›z. Fakat toplumsall›¤›m›z›n da zay›fl›klar›n bir sonucu oldu¤unu belirtmek mümkündür. Yani insan kendini var etmeye yeltenin-

ce, di¤er canl›lardan de¤iflik bir ortam ve iliflkiye muhtaç oldu¤unu da san›r›m ilk defa güdüleriyle hissediyor. Toplumsallafl›nca da, bu zay›f yanlar›n›n giderilmesi çabas›ndan edindi¤i fleyler kendisini acayip bir mecraya sürüklüyor. Gerçekten de insanl›k hikâyesi do¤ada en ilginç, ilginç oldu¤u kadar anlafl›lmaya muhtaç bir hikâyedir. Bu hikâyeyi kültür ve ahlak olgular›n›n anlam ve geliflim süreçleriyle anlatmak en do¤rusudur. Tabii insan toplumsal bir varl›kt›r. Toplumsal varl›k olmak, herhangi bir hayvan sürüsü gibi olmak de¤ildir. De¤iflim ve dönüflüm yaflayan insan, yeryüzündeki herhangi bir varl›k ve herhangi bir canl› gibi de¤ildir. Bu farkl›l›ktan ötürü insanlar›n yaratt›k-

w.

ww

lar› fleylere kültür denilir. Kültür insan›n kendisinden do¤aya katt›¤› her fleydir. Kültür dedi¤imiz yarat›m ya da de¤iflim ve dönüflüm, yeryüzünde olmayan, ama insanlar taraf›ndan yeryüzüne mal edilen fleylerdir. Tabii insan bunlar› öyle yoktan var etmiyor. Do¤a üzerindeki di¤er canl›lardan yararlanarak ve mevcut di¤er maddelerden de¤ifltirip dönüfltürdüklerinin katk›s›yla kültürü yap›yor.

Toplumsall›k

bilinçli bir insan eylemidir

ew e. c

insan flöyle bir yorumda da bulunabilir: Demek ki, kültürel yarat›m denilirken, bunun ilk aflamas›, insan›n canl› bir varl›k olarak yeryüzünde yaflam mücadelesinde ihtiyaç duydu¤u bir tak›m ürünleri sa¤lay›p kendi varl›¤›n› güvenceye almas›d›r. Kültür yaratman›n birinci aflamas›n› yaflam›n sürdürülmesine vesile oluflturan bu ürünleri sa¤lama iflinin gerektirdi¤i aray›fllar ve bu aray›fllar içinde ortaya ç›kan sonuçlar›n neden oldu¤u maddi ve manevi kazan›mlarla bafllatmak mümkündür.

Ocak 2009

om

70

‹nsan›n toplumsallaflma prati¤inde yaflanan derinleflme ilerledikçe, kendi akl›n›n ve zihniyetinin gücüyle yeryüzünde baflka benzeri olmayan, adeta s›f›rdan yarat›m diyebilece¤imiz kadar köklü ve güzel ürünler de yapar. Bunun nedeni, varl›k olarak insan›n kendi toplumsal yap›s›n›n ortaya ç›kard›¤› ihtiyaçlard›r. Toplumsall›k bilinçli bir insan eylemi oldu¤u için, insan›n toplumsallaflt›kça yapt›klar› toplumsal yap›n›n ihtiyaçlar›na göre olur. Demek ki toplumsall›¤›m›z güçsüzlü¤ümüzü giderirken, di¤er yandan bizlere yeni görev ve sorumluluklar da yüklüyor. Toplumsall›k hem ihtiyaçlar› gideriyor, hem de yeni ihtiyaçlar yarat›yor. Belki flöyle demek laz›m: Toplumsall›k yenilmeyecek yeflillikler ve kendisinden kaçan hayvanlarla dolu kocaman bir ovad›r. Yenilecek bitkilerin tohumlar›yla doludur. ‹nsana "al bunlar› yetifltir ve yafla" demektedir. Bu ifl için gerekli bilinçlenme olanaklar›n› da sunarak. Toplumsall›¤› bu olanaklar›n kullan›lma tarz›na insan›n kendisinin karar vermesini gerektiren bir olanak olarak da formüle etmek mümkündür. Toplumsall›kla edinilen bilinçlilik, insan›n do¤ada kendi kurallar›n›n çok önemli bir k›sm›n› kendisinin yapmas›na yol aç›yor. Bu, do¤ada olmayan ya da do¤al olarak bulunmayan bir durumdur. Toplumsall›k gelifltikçe, ortaya ç›kan ihtiyaçlar›n giderilmesi ve sorunlar›n çözümü insan yarat›c›l›¤›n›n geliflmesine etkide bulunuyor. Bu durum insanl›¤›n ilginç fleyler yapmas›na yol açm›flt›r. Bu anlamda kültürleflme ile insan,


Ocak 2009

SERXWEBÛN yap›lar, diziliflleri farkl› olsa da, tüm canl› varl›klar›n ortak özelli¤idir. Genel biyolojik tan›mlama itibariyle yaklafl›ld›¤›nda, insan öteki canl›lardan öyle çok farkl› bir varl›k de¤ildir. ‹nsan›n fark› iflte bu ürünleri yapt›¤›nda ortaya ç›k›yor. Zaten insan nedir sorusu soruldu¤u zaman, insan kendisini bir de bir kültürel varl›k biçiminde tan›mlar. Yani insan kendisini yapt›klar› temelinde tan›mlamaktad›r. O zaman biz kültür derken insandan bahsediyoruz ya da insandan bahsederken de asl›nda insan›n eme¤iyle yaratt›klar›ndan bahsediyoruz. Bu noktadan hareketle, bu nas›l bir insand›r, bu nas›l bir grup veya bir toplumdur, bu nas›l bir halkt›r denildi¤inde, öyle çok soyut tan›mlamalar gelifltirmek yanl›fl olur. Kültürü ifade ederken, yaflam tarz› dedik; di¤er bir tan›mlamada da tarih boyunca yaratt›¤›m›z fleylerden bahsettik. O zaman bir insan›, bir grubu, bir toplumu ya da bir halk› ele al›rken, bunlar kimdir sorusuna cevap, yaratt›klar›na bak›larak verilmek durumundad›r. ‹nsanlar için yaratt›klar›, emekleri ve prati¤i d›fl›nda yap›lan tan›mlamalar niyetsel tan›mlamalard›r. Tan›mlama ölçümüz yaflam tarz›na bak›larak yap›lmal›d›r. Yaflam tarz› derken de basit, dar bir çerçeveden bahsetmiyoruz. Bu çok köklü bir tan›mlama gerektiriyor. Bu tan›mlama tarihe uzanmal›d›r. Kendimizi flu anki durumumuzla tan›mlayamay›z. E¤er herhangi bir toplumu ya da insan› günceldeki durumuyla tan›mla-

maya kalk›fl›rsak ne olur? Basit bir dille, bu afl›r› bir bencilik olur, benmerkezcilik olur. Zaten böyle olsayd›, her birimiz her fleyi s›f›rdan bafllatmak zorunda kalacakt›k. Hiç görmedi¤imiz, bilmedi¤imizi sand›¤›m›z birçok fleyi yafl›yor olmam›zdan da anlafl›ld›¤› gibi, bireyi ve toplumu tarihsel olarak yaflananlardan kopuk tan›mlamak mümkün de¤ildir. O zaman kültürel tan›mlama da en basitten en karmafl›¤›na kadar her düflünce kal›b›n›n, söz ve davran›fl›n uzun bir geçmiflinin oldu¤unu bilerek yap›lan tan›mlamad›r. Baz› davran›fllar›m›z›n, hatta sözlerimizin en az on befl bin y›l›k geçmifllerinin oldu¤unu bilmek durumunday›z. ‹nsan k›sa bir süreyi de kapsasa, asl›nda a¤›rl›kta geçmiflini yafl›yor.

ne te we .c om

do¤a üzerindeki tüm varl›klar› -tafl›, topra¤›, havay›, yeralt› ve yerüstü kaynaklar›n›- kendi süzgecinden geçirerek, ihtiyaçlar›na cevap verebilir bir mecrada iflleyerek yeniden biçimlendirir. Örne¤in tafltan ev yapar, a¤açtan gemi yapar, madenleri iflleyerek bir sürü yeni fley ortaya ç›kar›r. Bu yarat›mlar karfl›s›nda adeta insan›n akl› durur. ‹nsan co¤rafyay› de¤ifltirir, bahçe eker, a¤aç diker, tarla eker, hayvanlar› al›p evcillefltirir. Hayvanlar› evcillefltirerek ürünleriyle yaflam›n› idame ettirir. Bütün bunlar kültürleflmenin ifadesidir. Yani o hayat ovas›n› kendisine ait bir yaflam cennetine dönüfltürür.

71

‹nsan kendisini bir

kültürel varl›k biçiminde tan›mlar

ww

w.

‹nsan›n yeryüzü üzerinde yaratt›klar› do¤al olmayan fleyler oldu¤u için, insan›n kendi akl›nca tan›mlanmas› ve anlamland›r›lmas›n› gerektiriyor. Bu anlamland›rmada emek süreci ve karfl›lanan ihtiyaç önemli rol oynar. A¤aç d›fl›m›zda bir varl›k olarak vard›r. Ama yeryüzünde a¤açtan gemi yoktur. Yeryüzünde tafl vard›r, ama tafltan ev yoktur; koyun vard›r, ama yo¤urt yoktur; yün vard›r, ama elbise yoktur; ses vard›r, ama müzik yoktur; güzellik vard›r, ama heykel yoktur, resim yoktur. ‹flte bütün bunlar› insan yapar. Kültür bu yarat›m süreçlerinin tümündeki sonuçlard›r, bu sonuçlara yol açan insan›n eylemleridir. Örne¤in insandan baflka hiçbir varl›k a¤açlar› de¤iflik aflamalardan geçirdikten sonra keresteden ev yapmaz. Hiçbir canl› insanlar gibi gemi yapmaz. Böyle bir fley do¤ada oluflmam›flt›r. Bunun için insan›n yapt›¤›na kültür diyoruz. Bir tan›mlamada belirtildi¤i gibi, kültür bu anlamda insan›n kimli¤i oluyor. Kimlik de budur zaten. Yani insan nedir diye sorulursa, insan bütün bunlar› yaratand›r demek mümkündür. Yoksa insan› sadece biyolojik bir olgu olarak tan›mlayamay›z. Çünkü biyolojik yap›m›z hayvanlardan çok farkl› de¤ildir. ‹nsan da hücre, doku, organ, sistem denilen karmafl›k maddeler organizasyonundan oluflur. Bu biyolojik

Kültürle kendini yaratan insan›n baz› yanlar› iyi baz› yanlar› kötü olabilir

Biz yarat›mdan bahsettik, insan› yaratmaktan söz ettik. O zaman insan aç›s›ndan bir tan›mlama yap›l›rken, bütün insani yarat›mlar›, insan›n yaflad›¤› de¤iflim ve dönüflümleri göz önünde bulundurarak bir tan›mlama yapmam›z gerekecektir. Yine insan tan›mlanmas›n›n bütünlüklü olmas› için de tüm özelliklerinin de¤erlendirilerek bir tan›mlanman›n yap›lmas› gerekir. Nas›l ki insan› tarihinden kopuk ele almak bencilce bir yaklafl›m olursa, bütünlüklü ele almamak da


SERXWEBÛN

Kürtler kültürleflflm meyi yaratan ilk halkt›r

“Bir de PKK'nin Kürt tan›mlamas› vard›r. Bizim Kürt tan›mlamam›z Önderli¤in son Savunmalar›'ndan sonra tabii ki biraz daha de¤iflmifltir. Kürtleri özellikle kültürel tarihi anlam›nda tan›mlamalar›m›z Önderli¤in yeni yaklafl›m›yla daha köklü de¤erlendirilmektedir”

sinden bir parça' olarak görse de, Kürt çok geridir. Kald› ki, zaten 'kuyruklu Kürt' diyorlar, yani Kürtler hakk›ndaki tan›mlamalar› budur. Dilleri k›smen de¤iflmifl olsa da, Türk egemenlerinin kafas›ndaki Kürt budur. Fars egemenine göre Kürt, yaratt›klar› fazla olmayan, her fleyinin kendilerince yarat›ld›¤›, kendi kültürleriyle besledi¤i bir topluluktur. Egemen Arap zihniyetinde, Kürt Müslümanlaflt›kça insan olabilen bir toplumdur; onun d›fl›nda insan olmayan, yaflama hakk› olmayan bir topluluk tan›mlamas› hâkim yaklafl›m durumundad›r. Egemen sistem aç›s›ndan, zaten Kürtler diye bir fley yoktur. Çünkü resmiyetlerinde Kürt yoktur. O zaman bu tan›mlamalara bak›l›rsa, biz kültürsüz ve kimlik-

w.

ww

siziz; o zaman biz yarat›ms›z, de¤iflip dönüflmeyen bir toplulu¤uz. Dünya egemen siyasal sistemi aç›s›ndan da genel hatlar›yla durum budur. Yine Kürtler içerisinde iflbirlikçi dedi¤imiz insanlar›n bir Kürt tan›mlamas› söz konusudur. Bunlara göre de Kürtler her zaman çok iyi kendilerini güç yapabilen bir kültürel yarat›m›n sürekli kesintisiz üreticileridir ve çok mücadelecidir, ama iflte düflmanlar› kendilerine her zaman engel olmufllard›r. Bu kesimlerin Kürt tan›mlamalar›n›n bir yan› çok abart›l›, bir yan› da çok zavall› oluyor. Yani bu tan›mlamalar sübjektiftir, siyaset kültürü aç›s›ndan da milliyetçidirler. Bunlar Kürtler içinde egemen s›n›flar oldu¤una inananlard›r. Bunar›n Kürt kültürüne yaklafl›mlar›, Kürtlerin mevcut durumlar›n› kendi siyasi, ekonomik ve diplomatik ç›karlar› için kullanmaktan ibarettir. Kürtlerdeki yalan kültürünün sahibidirler. Ama bir de PKK'nin Kürt tan›mlamas› vard›r. Bizim Kürt tan›mlamam›z, Önderli¤in son Savunmalar›'ndan sonra tabii ki biraz daha de¤iflmifl, farkl›laflm›flt›r; Kürtleri özellikle kültürel tarihi anlam›nda tan›mlamalar›m›z Önderli¤in yeni yaklafl›m›yla daha köklü de¤erlere dayand›r›larak yap›lmaktad›r. Bu konuyu sonraki bölümlerde tart›flaca¤›z.

ew e. c

Kürtleri tan›ml›yoruz. fiimdi neredeyse herkesin kendine göre bir Kürt tan›mlamas› vard›r. Türk egemenine sorarsan›z, Kürt için "da¤l› Türk'tür, kuyrukludur, hiçbir fleyi yoktur" diyecektir. Fars'a sorarsan›z, kendisinin küçük kardefli oldu¤unu söyleyecektir. Arap'a sorarsan›z "Kürt da¤l›d›r, Arap'›n Müslüman kardeflidir" cevab›n› al›rs›n›z. Bu tan›mlamalar nedir? Bu tan›mlamalardan flunu anl›yoruz: Demek ki, Türk egemenlik sistemine göre Kürt denilirken, da¤da kalm›fl, ilkel, hiçbir yarat›m› olmayan, kendisinden bir parça olan bir halk söz konusu edilmektedir. O Kürt'ü 'kendi-

ne t

sübjektif ve duygusal tan›mlamaya yol açar. Bu, kültürel bir tan›mlama olmaz. Kültürleflerek kendini yaratan insan›n baz› yanlar› iyi, baz› yanlar› kötü olabilir. O zaman bu nas›l bir insand›r? Bir insan yalan söylemiyor, ama konuflmas›n› da bilmiyor, öyleyse iyi bir insan de¤ildir, eksik bir insand›r; iyi konuflabiliyor, ama prati¤i yoktur, öyleyse eksik bir insand›r; yap›yor, ama yarat›c› de¤ildir, öyleyse iyi de¤ildir. Yani insan aç›s›ndan böyle bir tan›mlama olmaz. ‹flte fizi¤i var, ama esteti¤i yoktur; öyleyse eksik bir insand›r. ‹nsand›r, ama davran›fllar› güzel ve çekici de¤ildir, iticidir; eksik bir insand›r. Çünkü ne dedik? ‹nsan kendini yarat›r, bu biçimde kendi kimli¤ini var eder. Kimlik derken bütün bu fleylerden bahsediyorsak, o zaman bizim kendimizi, kendi toplumumuzu, toplulu¤umuzu, kültürel kimli¤imizi var eden tüm de¤erlerimiz temelinde tan›mlamak gibi bir zorunlulu¤umuz ortaya ç›kar. E¤er baz› yanlar› iyi, baz›lar›nda kötü olarak belirtece¤imiz eksiklikler varsa, o zaman neden insanda böyle bir durum ortaya ç›kt› sorusu akla gelir. Acaba neden insan kendisini var eden tüm insani yanlar›n› bir denge içinde tutmuyor, gelifltirmiyor? Bu kader olabilir mi? Ya da insan›n hangi zaaf› var ve hangi zay›fl›¤› halen giderilmemifl ki, bu durumlar ortaya ç›k›yor? Bu sorular›n cevab›n› k›sa bir iki cümlede vermek mümkün de¤ildir. Ancak eksikliklerine ra¤men insan› yaflatan toplumsall›¤› ise ve bu toplumsall›¤› içinde kendisini var eden kültür yaratma biçimiyse, bu durumda bu her iki olgunun sorgulanmas› gerekir. Çünkü mevcut durum, yani insan›n hem iyi hem kötü hallerinin yan yana olmas›, hele hele aralar›nda derin uçurumlar›n bulunmas› toplumsall›¤a uymaz. Toplumsall›k eksikli¤imizi ortadan kald›rmak için buldu¤umuz çaredir. O zaman bu sorunlar›n nedeni, toplumsall›¤›m›z›n veya içinde yetifltirildi¤imiz kültürleflmemizin biçimiyle ilgilidir. Bu sorulara flimdilik bu kadar cevap yeter. Yani bu ikilemin kader olmad›¤›n› bilmek gerekir.

Ocak 2009

om

72

Kültürel tan›mlama bir toplumun en objektif tan›mlama biçimidir Buradan flu sonuca ulafl›yoruz: Bugün bizim Kürt sorununu kimlik ve kültür sorunu olarak dile getirmemizin, bir halk olarak yaflama iddias›nda bulunmam›z›n, kendimize bir yaflam alan› yaratmak istememizin, en az›ndan di¤er halklarla iradeli, özgür ve kardeflçe yaflayabilecek bir düzeyi, bir ortam› yakalayabilmemizin amac›, asl›nda kendi yaratt›klar›m›z› herkese kabul ettirmek istememizdir. Yani bir halk olarak biz de iyiyiz, biz de yarat›m sahibiyiz, biz de de¤er yaratabiliyoruz demeye getiriyoruz. Bizim de bir özgürlük ve kardefllik iddiam›z, tarihten gelen ve günlük yaflam›m›zda var olan köklü kültürel de¤erlerimiz vard›r de-


Ocak 2009

SERXWEBÛN ¤iflmifl, hatta de¤iflmesi gerekiyor muydu gibisinden birçok soru sorulur ve cevaplar› aran›r. Bu konuda önemli olan de¤iflimin sebeplerini anlamaya çal›flmakt›r. Kültür insan›n yapt›klar›ysa, bu yap›lanlar› neden bir daha de¤iflmemek üzere yapm›yoruz acaba? Kültürel de¤iflim yapmak bir zorunluluktur. Çünkü kültürlefltirdi¤imiz yarat›mlar›m›z›n hammaddeleri sürekli bir de¤iflim içindedirler. Kendilerinden faydaland›¤›m›z ürünlerin bize ra¤men bir de¤iflim yasas› vard›r. ‹nsan yaflam›n› zorlayan koflullar de¤ifliyor. Gece ve gündüzün, mevsimlerin bir de¤iflim döngüsü vard›r. ‹klim koflular› de¤iflmektedir. Tüm bunlar kendisine göre karfl›lanmas› gereken ihtiyaçlar ortaya ç›kar›r. Do¤a sürekli de¤iflim halindedir ve buna cevap olmak gerekiyor. Her

rar veriyor. Bu da kültürel de¤iflimin h›z›n› ve biçimini belirliyor. Bu noktadan sonrada kültürel de¤iflim olgusuna toplumsal yap› ve toplumsal yap›n›n kurallar› karar vermeye bafll›yor. Kültürel de¤iflimde as›l karmafla da bu noktada devreye giriyor.

ne te we .c om

mek istiyoruz. Baz›lar› "hay›r, sizin hiçbir fleyiniz yok" diyorlar. Ancak soruna kültür penceresinden bak›nca, bu inkârc›lar›n ne kadar yalanc› olduklar› daha iyi anlafl›l›r. Bizim büyük hakl›l›¤›m›z da buradan ileri geliyor. Kültürel tan›mlama, bir toplumu en objektif tan›mlama biçimidir.

73

Kürt kültürünün insanl›k ailesinin

ilk kültürü olmas› gerçe¤i vard›r

ww

Kültürel de¤iflimin yaflanmas›nda di¤er önemli fley, tüm kültür de¤erlerinin insan olgusunda yol açt›¤› maddi ve manevi boyuttur. ‹ki temel kültür vard›r: Bir maddi kültür, yani üretim ve üretim araçlar›; bir de manevi kültür, yani zihniyet kal›plar›, düflünce ve ahlak gibi unsurlar. Önder Apo bu konuyu son Savunmalar›nda çok çarp›c› bir biçimde de¤erlendirmifltir. Kültü-

ZEUGMA

w.

Asl›nda biz bütün bunlar› kan›tlamaya çal›fl›yoruz. Biz buyuz, bir dilimiz vard›r, bu dil köklü bir dildir, binlerce y›ld›r konufluluyor, hatta tar›m›n ilk dilidir diyoruz. Kald› ki, baz› kültür araflt›rmac›lar› kültürü tar›m devrimiyle bafllat›rlar. Bu tan›mlama genelde büyük oranda kabul ediliyor. O zaman Kürtler kültürleflme anlam›nda ilk yarat›c› halkt›r, yani kültürleflmeyi yaratan ilk halkt›r. Çünkü arkeolojinin tespit etti¤ine göre, ilk tar›msal faaliyet, ilk yerleflik yaflam Mezopotamya'da, bugün Kürt denilen toplumun analar› ve atalar› taraf›ndan gelifltirilmifltir. Bu tan›mlama gere¤ince kültürleflme demek, Kürt analar› ve atalar›nca bafllat›lan toplumsal süreç demektir. Demek ki, o zaman kültürel olarak inkârc›lar›n bize dayatt›klar› "siz yoksunuz" yalan›n›n tam tersi bir durum ortaya ç›k›yor. Biz halk olarak var›z. Kültürümüzün de insanl›k ailesi içinde ilk ortaya ç›kan kültür olmas› gerçe¤i vard›r. Kürt kültürü için bu çok büyük bir özgünlük ve ayr›cal›kt›r. Güç kayna¤›m›z bu gerçe¤i bilince ç›karmam›zdan geçer. Hem Kürt kültürü için, hem de genel kültürel süreçlerin daha iyi anlafl›lmas› için de¤erlendirmemizi toplumsal yaflama ba¤l› olarak ilerletmek gerekir. Kültür için kabaca da olsa bir tan›mlama ortaya ç›kt›. Ancak kültür kavram›n›n daha iyi anlafl›lmas› için özelliklerini de¤iflik aç›lardan da ele almak gerekir. Bu konumuzun daha iyi anlafl›lmas›n› sa¤lar. Kültür insanlarla birlikte sürekli de¤iflen bir olgudur. Fakat kültürde her fley her zaman de¤iflmez. Kültürel de¤iflim noktas›, üzerinde en çok tart›flma yap›lan konudur. Ne, nerede, nas›l de-

Dinler de temel kültürel de¤erlerdir

yerde ayn› koflullar bulunmaz. Bu koflullara yan›t vermek gerekiyor. Bu tabii koflullar insan ihtiyaçlar› gibi do¤adan al›p kulland›¤›m›z maddelerin de bir özelli¤i olarak karfl›m›za ç›k›yor ve bunlara çare bulmak gerekiyor. Örne¤in kulland›¤›m›z a¤açlar›n beli bir ömrü vard›r. Evcillefltirdi¤imiz hayvanlar›n ömürleri s›n›rl›d›r. Kültürlefltirdi¤imiz ürünlerin de belli bir dayanma süresi vard›r. ‹flte tüm bu toplumsall›¤›m›z d›fl›nda ve bize ra¤men olan de¤iflim diyalekti¤i, kültürel de¤iflimin yap›lmas›n› zorunlu hale getiriyor. Ancak de¤iflimin nas›l›na, bunun hangi koflullarda olmas› gerekti¤ine ve hangi temel maddeyi kullanaca¤›na insan ka-

rün maddi ve manevi ö¤eleri aras›nda yaflanan dengesizlik de kültürel de¤iflimin bir nedenidir. Bu toplumsal bir yasad›r. Toplumsall›¤›n nicel ve nitel de¤iflimi maddi ve manevi kültür aras›nda bir dengesizli¤e yol açt›¤›nda, insanl›k bunu bir flekilde gidermek ister. Bu istem kültürel de¤iflime neden olur. Örne¤in, Önder Apo, köleci toplumdan feodal devletçi topluma evirilmenin nedenini, kölecili¤in maddi olarak büyümesine ra¤men maneviyat›n›n bozulup yozlaflmas›na cevap aray›fl› olarak de¤erlendirdi. Yani kölecili¤in bir devlet biçimi olarak yüz binleri üretime ve savafla koflturdu¤unu, her taraf›n köleleflmifl insanlarla dolu oldu-


SERXWEBÛN

Manevi kültürün zay›fl›¤› insanl›¤a yaflflaam› dar ediyor

‹nsan›n kendi eme¤i ve eliyle yaratt›¤› bir kültür dünyas› vard›r Kültür olgusu de¤erlendirildi¤inde önemli olan noktalardan biri de kültür de¤erlerinin ilkleri konusudur. Örne¤in köy kimin kültürüdür denildi¤inde, nerede köy varsa, köy onlar›n kültürüdür denilemez. Tar›m kimin kültürüdür denildi¤inde, nerede tar›m yap›l›yorsa, tar›m onlar›n kültü-

“‹nsan›n yaratt›klar› yeryüzünde birebir olmayan fleylerdir. Hammaddesi do¤ada olsa da bunlar›n bir k›sm› çok ilginç de¤iflim süreçlerinden geçerek biçim al›yor ve maddi bir olguya dönüflüyor. Dolay›s›yla bu yarat›m tarz› özellikle günümüzde yakalad›¤› seviyeyle do¤aya ikinci bir do¤a eklemifltir”

ne t

Bugün de benzer bir durum vard›r. Maddi olarak birçok olanak ve zenginlik mevcuttur. Ama manevi kültürün zay›fl›¤›, bu zenginli¤e ra¤men insanl›¤a yaflam› dar ediyor. Kaos var diyoruz. Önderlik paradigmas›ndan anlad›¤›m›z kadar›yla, kaos manevi olarak yaflan›yor. Yani maddi yaflam denilen üretim sahas› ve araçlar›nda, bunlar›n insanlar taraf›ndan kullan›lmas›nda ciddi bir sorun yoktur. Bu maddi geliflmifllikle insanl›ktaki düflünce ve duygu aras›nda yaflanan çeliflkiler toplumsal kaosa neden olmufltur. Kapitalizm bölümünde de dile getirilebilir, ama ilk elden bunlar›n belirtilmesi gerekir. Daha somut olarak, örne¤in üretim çok fazlad›r, ama açl›k vard›r. Her gün kaç çocu¤un, bilmem kaç insan›n açl›ktan veya yeterli ve dengeli beslenememe nedeniyle öldü¤ünden bahsediliyor. Bar›nma ihtiyac›n› karfl›layacak teknik imkânlar çok geliflmifltir. Ama bar›naks›z milyonlarca insan vard›r. Demokrasi herkesin a¤z›nda çi¤nedi¤i sak›zd›r. Ortado¤u'da Kürdistan'a bak›n: ‹nkârc›l›k vard›r. ‹flte kaos budur. Önder Apo'nun iki binli y›llar›n bafl›nda "herkese zihniyet ve vicdan devrimi laz›md›r" demesinin anlam› kayna¤›n› bundan al›yor. Sonras›nda da bu devrimlerin nas›l ve hangi temelde olmas› gerekti¤ini göstermek için yeni paradigmas›n› gelifltirdi. Önderlik tüm savunmalar›n› bunun için yazd›. Bunun için Önderlik Savunmalar› Önderli¤in kendisini de¤il, insanl›¤›, Kürtleri ve bizi savun-

maktad›r. Kime karfl›? Kapitalizme karfl›, onun flahs›nda 5 bin y›l›k egemenlikçi sisteme karfl›. Bu noktalar› de¤iflik vesilelerle de¤erlendirece¤iz. Çünkü kültürel de¤iflimde anlafl›lmas›nda yarar olan bir durumdur bu.

rüdür denilemez. Tar›m ilk nerede ç›km›flsa onlar›n kültürüdür. Ancak temel insani yarat›mlar -ki, bunlar varl›k gerekçemizdir- toplumsall›¤›m›z›n özüne flekil veren yarat›mlard›r. Bu yarat›mlar evrenselleflirler. Evrenselleflirken de gittikleri her yerde oradan mutlak suretle bir fleyler de bünyelerine kat›l›r. Bünyeye kat›lan de¤erlerden ötürü de, bir yarat›m gitti¤i yerde özünü korumak kayd›yla kendisine yeni biçimler verilebilir. Böylece de gitti¤i her yerde ait oldu¤u insanlar›n kültürel de¤eri olup ç›kar. Kültürel de¤iflim olgusunda "ilkler" olman›n özelli¤ini unutmadan, bu de¤iflimin toplumsal tarih içinde nas›l geliflti¤ini anlamak da önemlidir. Toplumsal de-

w.

ww

¤iflim bir anlamda kültürel de¤iflimdir. Bunun tersi de do¤rudur.

‹nsan›n temel ihtiyaçlar›n› gideren yarat›mlar evrenseldir

Kültür insan ürünü bir fleydir, yani insani bir yarat›md›r. Biz insan›n ihtiyaçlar›ndan bahsettik. ‹nsan›n toplumsal yarat›mlar› evrenselleflebilir de, böyle bir karakterleri vard›r. ‹nsan›n toplumsal merkezli temel ihtiyaçlar› her yerde birbirine çok benzer. Dolay›s›yla bu temel ihtiyaçlar› gideren yarat›mlar neyse evrenselleflebilir. Onlar›n kimli¤i yoktur, kimli¤i insand›r. Bir de¤eri bir halk, bir co¤rafya yaratabilir, ona kimlik kazand›rabilir, bu de¤er ona mal edilebilir; ancak nihayetinde ortaya ç›kart›lan yarat›mlar›n hepsi insani fleylerdir, yani insan yarat›mlar›d›r. Böyle bir de¤erlendirme temelinde kültür denilen olguyu de¤erlendirirsek -ki, kültüre insan›n yaratt›¤› her fley dedik, böyle bir tan›mlamay› kabul ediyorsak-, o zaman çok somut olarak insan›n tarihsel süreç içerisinde yaflad›¤› geliflmeyi ele alarak de¤erlendirmek demek, bir anlamda kültür de¤iflimi ya da kültürel geliflim de¤erlendirmesi yapmak demektir. ‹nsan nas›l yaflam›fl ve hangi tarihsel süreçlerden geçmiflse, kültürel de¤erler de o tarihsel süreçler içerisinde yeni ihtiyaçlar temelinde ortaya ç›km›fllar; o ihtiyaçlar nas›l giderilmiflse, onlar› izleyerek bir de¤iflim ve dönüflümü yaflam›fllard›r. ‹nsan›n kültürel de¤iflimini bu biçimde izlemek anlaml› ve do¤ru oland›r. Kültürel yarat›mlar dünyas› insan›n do¤a içinde yaratt›¤› ikinci bir do¤a olarak kabul edilir. Kültür için böyle bir tan›mlama da kabul edilmektedir. Çünkü biz flunu iyi biliyoruz: ‹nsan›n yeryüzünde yaratt›¤› fleyler, yeryüzünde birebir olmayan fleylerdir. Her ne kadar hammaddesi do¤ada varsa da, bunlar›n bir k›sm› da çok ilginç de¤iflim süreçlerinden geçerek biçim al›yor ve maddi bir olguya dönüflüyor. Dolay›s›yla bu yarat›m tarz› kendisiyle birlikte özellikle günümüzde yakalad›¤› seviyeyle do¤aya ikinci bir do¤a eklemifltir. Bu anlamda insan

ew e. c

¤unu, ama zihinsel olarak çürüme içinde bulundu¤unu belirtti. Din bu manevi çürümüfllü¤e çare bulmak için devreye giriyor. Asl›nda ahlak› dayat›yor. "‹mana gelin" diyor. Bunun için dinlerde iman ve itikat sahibi olmak çok önemlidir. Dinlerde temel kültürel de¤erlerdir bunlar ve insanl›k için biraz daha nefes alma imkân› yarat›yorlar. Bu yenilenme zihinsel planda, yani zihniyet ve düflüncede yenilik getirdi¤inden, yeni bir kültür flekilleniyor. Kültür de¤iflimi yaflan›yor.

Ocak 2009

om

74


Ocak 2009

SERXWEBÛN vücut bulmas› gerekir. Yani insan durup dururken belli bir de¤iflimi yaflamaz. Toplumsal diyalektik var. ‹nsan yapar bunu. Önderli¤in Bir Halk› Savunmak kitab›nda ilk cümle "Toplumsal gerçeklikten kaçmak zannedildi¤inden daha zordur" biçiminde formüle edilmifltir. Günümüzde kabul edilen temel tan›mlama, insan›n toplumsal bir varl›k oldu¤udur. Kimi araflt›rmac›lar toplumu insan›n bir kültürü olarak tan›ml›yorlar. Kimileri de kültürü toplumsallaflman›n bir ürünü olarak ele al›yorlar. Ama biz toplumsallaflma olmadan insan›n kültürleflemeyece¤ini biliyoruz. Çünkü insanlarda de¤iflimi yaratacak, ürün ortaya ç›kartacak, do¤aya ra¤men var oluflu sa¤layacak fley, in-

ruz. Kimlik kazanma, yaflam yaratma, de¤iflip dönüflme ve do¤a karfl›s›nda kendini var etmenin ilk koflulu toplumsal olmay› baflarmakt›r. Bu, kültürleflmeye bafllama aç›s›ndan ilk ad›md›r. ‹nsan toplumsuz, toplum insans›z olmaz. Bu realite ile toplumsal de¤iflim ve kültürel de¤iflimi yan yana izlemek gerekecektir.

ne te we .c om

kültürel yarat›mlar› sayesinde kendi varl›¤›n› do¤ada ikinci bir do¤a haline getirmifltir. Kurduyla, kufluyla, a¤ac›yla, havas›yla, kar›yla, f›rt›nas›yla bir do¤an›n kendisi vard›r; bir de insan›n kendi eme¤i ve eliyle yaratt›¤› bir kültür dünyas› vard›r. Örne¤in yaflad›¤›m›z kentlere, ortamlara, binalara, evlere bakal›m: Bir sürü fley görürüz. ‹nsan eme¤iyle do¤aya eklenmifl fleylerdir. Eklendi¤i için de, bunlara ikinci do¤an›n ürünü denir. Çünkü bu temeldeki yarat›mlar o kadar ço¤alm›flt›r ki -hatta egemen sistemler bunu çok abart›l› tarzda yap›yorlar- bu insan yarat›m› olgular neredeyse ana do¤ay› yutacak düzeye gelmifltir. Bizim kültür dünyas› derken bahsetti¤imiz ikinci do¤ada böylesi bir durum da söz konusudur. Dolay›s›yla kültür, do¤a üzerindeki ikinci do¤a, ama insan eliyle yarat›lm›fl ikinci do¤a olarak kabul edilir. Kültür aç›s›ndan bu da bir tan›mlamad›r, de¤erlendirmedir. Kültür denilirken, bizim uygun görebilece¤imiz tan›mlamalar bunlard›r. fiimdilik kültürün de üretken bir gerçeklikten kaynakland›¤›n›, t›pk› do¤a ana gibi ürünler verdi¤ini belirtmekle yetinece¤iz.

75

‹nsanl›¤›n her aflflaamas›nda ilkler çok önemlidir

Toplumsall›¤›n, analitik ak›l dedi¤imiz ve içinde insan›n zihnini ve duygular›n› kullanarak, yönlendirerek, amaç belirleyerek, plan ve proje çizerek, tasar›mda bulunarak kendisini

‹nsanla iliflflkkili oldu¤u için kültür sürekli de¤iflflm meli

Mem û Zin

ww

w.

Kültür olgusunda söz konusu insan oldu¤u için, konuyu daha somut ele almam›z› sa¤layacak temel baz› noktalara de¤inmemiz daha do¤ru olur. Kültürün sürekli de¤iflti¤ini ve bu de¤iflimin çok tart›fl›ld›¤›n› yukar›da belirttik. ‹nsanla iliflkili oldu¤u için, kültürün sürekli de¤iflmesi gerekiyor dedik. Çünkü insan sürekli de¤ifliyor. Kültürde sürekli bir de¤iflim yaflan›nca, bu de¤iflimin toplum üzerindeki etkilerini, toplumla olan iliflkilerini nas›l ele almam›z gerekir gibi bir soruyla karfl›lafl›r›z. Toplum kendisini de¤ifltirince, bunu nas›l kendi kimli¤iyle ifade edebilir sorusu ortaya ç›kar. Ya da burada kimlik nas›l bir de¤iflim ve dönüflüme u¤ruyor sorusu ortaya ç›km›fl olur. Bir kere insan›n de¤iflebilmesi için, toplumsal yap›da uygun koflullar›n

san›n toplumsal bir varl›k olarak kendisini var edebilmesidir. Dolay›s›yla kültürleflme aç›s›ndan ilk flart insan›n toplumsallaflmas›d›r. Çünkü toplumsallaflma sa¤lanmadan insanlaflman›n sa¤lanamayaca¤›n› Önder Apo çok net bir flekilde ortaya koyuyor. Fakat toplumsallaflman›n kendisi de bizzat insan yarat›m› oldu¤u için, ona da bir insan kültürü denilebilir. Ancak kültür derken kastedilen bundan de¤iflik bir fley oldu¤u için, bu tan›m çok kaba ve genel kal›yor. Konumuzu tam olarak izah etmeye yetmiyor. Dolay›s›yla biz, "Kültür ve kimlik ürünlerinin hepsi toplumsal gerçeklik içerisinde yarat›l›r" ilkesini benimsiyo-

gelifltiremedi¤i bir süreci vard›r. Bu dönemde toplumsal yaflam›n birçok ilk'i yarat›l›yor. Bilindi¤i gibi, insanl›¤›n her aflamas›nda ilkler çok önemlidir. Bu ilklerin karakterinde en çarp›c› yan, olmas› gerekenlerin olmas›d›r. Bir anlamda insanl›¤›n bafllang›ç süreçlerinde, ilkler olmas› gerekenler oldu¤u için ortaya ç›k›yorlar. Yani gelifligüzel, birilerinin can› s›k›lm›fl da yapm›fl de¤iller veya bugün oldu¤u gibi kapitalist flirketlerin daha çok para kazanmak için kafa patlatarak zoraki yaratt›klar›na hiç benzemiyorlar. Karakterleri kesinlikle böyle de¤ildir. Bu anlamda ilk kültürel yarat›mlar toplumsal varl›¤›n yaflam› için, onun özü-


SERXWEBÛN

‹nsan›n kurdu¤u ilk sistem insan› var etmeye en müsait sistemdir

ne t

Bu dönemde insan›n do¤a ve kültür de¤erleri ile aras›nda müthifl bir uyum söz konusudur. Kültür tan›mlamas› yaparken, 'do¤aya ra¤men' biçiminde bir ifade kullanm›flt›k. Bu anlamda insanlar›n kendi yarat›mlar›n› gelifltirmesi aç›s›ndan yapmalar› gereken ilk fley, 'do¤aya ra¤men'i aflmalar›d›r. ‹nsan›n do¤an›n fiziki koflullar› olan so¤u¤unu, kar›n›, k›fl›n› ve sald›rgan hayvanlar›n› atlatmas›, kendini korumas›, do¤a ürünü olan besinleri bulup tan›mas›, bu noktada ortaya ç›kacak sorunlar› aflmas› gerekir. Bunun için ilk toplumsallaflma, ilk yaflam tarz› ve bu tarz içerisinde insanlar›n kendi yaflamlar›n› idame ettirmek için ortaya ç›kartt›klar› ürünler çok önemli olur. Onlar insanlar›n ilkleridir. Bu noktada Önder Apo da "ilkler çok çarp›c›d›r" diye vurgu yap›yor. Bir de o dönemde, ilkler olmas› gerekenlerdir, dedik. Belki felsefe ve günümüz bilimselli¤i aç›s›ndan bu çok fazla kabul görmez; ama dönemin ilkleri, bir bak›ma olmas› gerekenler, adeta birer zorunluluk gibidir. Baflka bir yol üzerinden de geliflme olabilir, yarat›mlar geliflebilirdi. O zaman da biz bugün böyle bir insandan bahsedemezdik. O zaman farkl› bir insanl›k ortaya ç›km›fl olacakt›. O zaman geliflmeler de¤iflik bir rotada geliflirdi. Bu durumda farkl› bir duruflun seyrini izlememiz gerekecekti. Ama üzerinde yaflad›¤›m›z bir gerçek vard›r. Bunu inkâr edecek de¤iliz. Bize düflen, bu kan›tlanm›fl ola-

n› anlamakt›r, de¤erini bilmektir; bugün de bu yaflam›n miras›na dayanarak birçok noktada kendimizi savundu¤umuzu bilmektir. ‹nsan bafllang›çta çok zay›f bir varl›k oldu¤u halde yaflayabilmifl ve bugüne kadar gelebilmiflse, demek ki kurdu¤u ilk sistem insanlar› var etmeye en müsait sistem olmufltur. ‹lk insanlar›n var oluflu de¤erlendirilirken, belki de gelinen düzeyin geliflmiflli¤inin insanda yaratt›¤› güvenden de olacak, onlar› "basit, ilkel, hatta geri" gibi nitelendirmek adetten say›l›r. Varsayal›m ki bu nitelendirmeler do¤rudur. Maddi olanaklar itibariyle de, zihinsel olarak da bugünle k›yasland›¤›nda tabii ki bir basitlik vard›r. O zaman günümüz insanlar› olarak flu soruyu kendimize sorup yan›tlamal›y›z: Günümüz olanaklar›na ra¤men hayatta kalmak bu kadar zorsa, ilk insanl›k o basitli¤ine ve bir o kadar da d›fl koflullar›n zorluklar›na ra¤men, yaflam› hangi temelde baflard›? Bu baflar›n›n s›rr› nedir acaba? Hangi kültür veya toplumsal biçim tüm bu zay›fl›klar› giderdi ki, kesintisiz bir insanl›k yaflam› var olmay› baflard›?

‹nsanlaflflm man›n baflflaar›s›

komünal yaflflaam kültüründe gizlidir

Önder Apo bunu komünal toplum olarak tan›mlad›. Bu yaflam kendi içerisinde paylafl›mc›d›r, özgürlükçüdür. Bu yaflam kendi içerisinde do¤ayla uyum içinde ve do¤an›n di¤er canl›lar›yla uyumlu geliflen bir yaflamd›r. ‹nsanlar uzun bir süre göçebe halinde yafl›yorlar. Bu yaflamda ihtiyaçlar en do¤al haliyle karfl›lan›yor, gideriliyor. ‹lk kültürleflme insanlar aç›s›ndan böyle gelifliyor. ‹nsanl›¤›n kültür de¤erleri, araflt›rmalar›n ortaya ç›kartt›¤›na göre, bu kök üzerinde oluflmaya bafllar. Kültürleflme ya da insan›n kendini var etme gerçekli¤inden bahsederken, herhangi bir kültürleflme ve toplumsallaflmadan bahsetmiyoruz. ‹nsanlar› var etmeye sevk eden ve bir anlamda olmas› gereken komünal toplumdan, onun komünal kültüründen ve kimli-

w.

ww

¤inden bahsetmifl oluyoruz. Kültürel var olufl ve yaflam tarz›n›n do¤an›n zorluklar›na ra¤men ilk dönemlerdeki gerçekleflmesi tüm kültürel tarihimizin temelini döflemifltir. Temel orada at›l›yor, ondan sonras›nda da toplumsall›k bildi¤imiz tarihsel süreçler içerisinde de¤iflim ve dönüflüm yaflayarak günümüze kadar geliyor. ‹flte tüm zorluklara ra¤men insanlaflman›n baflar›s›ndaki s›r bu yaflam kültüründe gizlidir. Bize insanlaflma bunsuz mümkün olmazd› gibi geliyor. Zaten bu kan›tlanm›fl bir durumdur. Bu ifle niyetlerimizi kar›flt›rarak, keflke gerçekleflen biçimiyle de¤il de bilmem nas›l olsayd› diyecek olana¤›m›z ve lüksümüz olamaz. Toplumsal tarih ve kültür buna izin vermiyor. Bunlar› neden bu biçimde vurgulad›k? Çünkü kültürdeki de¤iflim diyalekti¤i toplumsal de¤iflimin paralelinde oluyor. Neden bu böyledir? Çünkü kültür derken insan›n kendi yarat›mlar›ndan bahsediyoruz. Kültür ürünlerinin de¤iflmesi, insan de¤ifliminin somutluk kazanmas›d›r. ‹nsan›n kendi yarat›mlar› da insan›n kendi ihtiyaçlar›na verdi¤i cevaplar temelinde gelifliyor. ‹nsanlar durup dururken yaratmazlar veya toplum keyfi öyle istedi¤i için yaratmaz. Do¤ada böyle bir fley olmad›¤› gibi, toplumsal gerçeklik içerisinde de yoktur. ‹htiyaçlar›n dayat›c›l›¤› olmazsa hiçbir fley yaratamazs›n›z. Yaratsan›z bile kimseye kabul ettiremezsiniz, toplumsallaflamazs›n›z. Toplumsallaflmad›kça da elbette kültürel bir varl›¤a dönüflmez, al›c›s› ç›kmaz, kabulleneni olmaz. Kültür ayn› zamanda kal›c›l›¤› da ifade eder. Baz› kültürel de¤erler bir süreç için gerekli olan ürünler olduklar›ndan geçicidirler. Baz›lar› sadece dar bir grup içindir, dar bir toplumsal örgütlülük içindir. Ama as›l kültür gerçe¤i derken, kal›c› ve karakterinde toplumsal yan› güçlü olgulardan bahsediyoruz. Yani do¤a ile insan iliflkisinde insana yaflama olana¤› sa¤layan ve toplumun kendi içerisindeki zorluklar›na ra¤men insan› toplumunun bir üyesi yapan de¤erler bütününden bahsediyoruz.

ew e. c

ne uygun olarak ortaya ç›k›yorlar. Bunun için hem ilk insan yarat›mlar›, hem de bunlar etraf›nda bunlarla birlikte oluflan toplumsal biçim herhangi bir toplum biçimi de¤ildir. Yani kesinlikle gelifligüzel gerçekleflmemifltir. Bir tetiklemeden, ilk emirden bahsedilecekse, bu da kesinlikle do¤a yasalar›na uyumdur, toplumsal özün devreye girmifl olmas›d›r. Toplum-do¤a, toplum-birey iliflkisinin do¤ruya yak›n kurulmufl olmas›d›r.

Ocak 2009

om

76

Devam edecek


Ocak 2009 SERXWEBÛN

ne te we .c om

rga e leri d h› A t i ¤ ¤ n r i › Y

77

“Karanl›¤›n çökmesiy le beraber h›zla hareke t e geç tik. K›sa olan mesafe y i dikk atli bir flekilde iki saatt e geç tik. Bir süre sora daha önce den tan›d›¤›m bir köye vard›k. Amac›m›z gidece ¤imiz yol

hatt›na iliflkin bilgi almak ve baz› zorunlu ihti yaçlar›m›z› t emin edip ç›kmak t›. Yükseklere do¤ru ç › k t › ¤ › m › z d a n y e r d e k i k a r d a i z l e r i m i z ç › k m › fl t › . U s u l c a t a n › d › ¤ › m b i r e v e d o ¤ r u i l e r l e d i k . Ta h t a k ap›y › çald›m. Bir süre sonra perdesi aç›lan demir parmakl›kl› pencere den bir k ad›n sesi kim o l d u ¤ umu z u s o r u n c a k e n d i m i z i t a n › t t › k . K a d › n › n k o r k u v e h e y e c a n d a n s e s i t i t r i y o r d u ” Eyüp arkadafl da bizim grupla birlikte Do¤ubeyaz›t taraf›na geçtik. A¤r› da¤›n›n bir taraf› I¤d›r'a, di¤er taraf› Do¤ubeyaz›t'ta bak›yordu. I¤d›r taraf› kurakt›. A¤r›'n›n arazisi susuzdu. Dere ve p›narlar› çok azd›. Dolay›s›yla çok kurak olan yerlerde sarn›çlar bulunurdu. Düflman arazide su olmad›¤›n› bildi¤inden gerillay› engellemek amac›yla bu sarn›çlara, ya da p›narlara sabun ya da zehirli maddeler atarak kullan›lmayacak hale getiriyordu. Ya da kullanmam›z için tümden tafl ve toprakla dolduruyordu.

Babas› Rençber arkadafl› tan›mas›na ra¤men sahip ç›km›yor

Alandaki üslenme çal›flmalar›n› yürütmek amac›yla halkla iliflkilenmek bafll› bafl›na bir eylem niteli¤i tafl›yordu. Öyle ki kontralaflm›fl, ajanlaflm›fl, ya da düflman›n bask› ve iflkencelerinden dolay› korkarak, iflbirlikçileflmifl unsurlar›n ihbarlar› nedeniyle girdi¤imiz köylerden ç›kt›ktan sonra s›k s›k pusuyla karfl›lafl›yor ve çat›flmalara giriyorduk. Say›m›z›n az olmas› ve esas amac›m›z›n üslenme çal›flmas› olmas›ndan dolay› olabildi¤ince gizli ve tedbirli olmaya çal›fl›yor, çat›flma ve benzeri durumlarla karfl›laflmamaya dikkat ediyorduk. Bir kaç ay çal›flmalar›m›z bu çerçevede yürüdü. Bir süre sora Bölge komutan›m›z olan Afat arkadaflla ba¤lant› kurduk. Afat arkadafl I¤d›r taraf›ndaki geliflmeleri aktard›ktan sonra bizden de geliflmeler hakk›n-

ww

w.

On befl kiflilik bir grup olarak Serhat eyaletinde faaliyetlerde bulunmak amac›yla Tendürek'ten A¤r› da¤›na do¤ru yola koyulduk. Serhat halk›n›n, Kürtlerin tarihindeki direnifl meflalesinin tafl›nmas› gelene¤inde pay› büyüktür. Zaman zaman bask› ve katliamlarda sinmifl gibi gözükse de özgürlü¤üne sahip ç›kmaktan vazgeçmeyen bir eyaletimizdir. 1994 sonras›nda yo¤un düflman bask›lar›na ra¤men bu özünü korumas›n› bilmifltir. Serhat co¤rafik alan itibariyle di¤er eyaletlerimizden daha genifl s›n›rlara sahiptir. Bir yan› Karadeniz, Erzurum, di¤er yan› Kafkaslara dayan›r. Özellikle A¤r› ve Tendürek alanlar› co¤rafyan›n en sarp kesimini olufltururlar. Hemen hemen hiç yok denilecek kadar az bir ormanl›k alana sahiptir. Çeflme, fienkaya, Artvin taraflar› s›k ormanl›k kesimi olufltururken Tendürek da¤›n›n uzant›s›n› teflkil eden Eleda¤ taraflar› genifl yaylal›k yerlerdir. En yak›n iki bölge olan A¤r› ve Tendürek alanlar›n›n aras› genifl bir ovayla birbirinden ayr›l›r. Di¤er bölgelerle ba¤lant› bu ova nedeniyle kopuk kal›r. A¤r› da¤› duvakl› bir gelin gibidir. Ovan›n ortas›ndan gökyüzüne do¤ru bafl› dumanl› sarp, gri kayal› gövdesiyle ihtiflamla yükselir. 1997 y›l›nda grup olarak Serhat eyaletimize Güney sahas›ndan girerken düflman›n eyalette, halka karfl› gelifltirdi¤i bask› ve sindirmenin dozaj›n› bildi¤imizden, iki gruba ayr›ld›k. Afat arkadafl, bir grupla I¤d›r taraf›na,

da bilgi ald›. Sonra düflman›n yo¤un operasyonlar›ndan söz ederek, k›sa bir süre önce bulunduklar› bir noktada düflmanla çat›flmaya girdiklerini, iki arkadafl›n hafif yaral› oldu¤unu Rençber arkadafl›n ise flehit düfltü¤ünü belirtti. Beklemedi¤imiz ve bizi sarsan bir kay›pt› Rençber arkadafl›n kayb›. Rençber arkadafl I¤d›r Alak›z›le köyündendi ve cesareti, fedakarl›¤›, yoldafll›¤›yla arkadafllar aras›nda sevilip say›lan bir arkadafl›m›zd›. Köyleri çete, babas› da çete bafl›yd›. Biz Rençber arkadafl›n ve di¤er arkadafllar›n durumunun kayg›s›n› yaflarken, Afat arkadafl flifreyle Rençber arkadafl›n durumunu anlat›yordu; Çat›flmada Rençber arkadafl›n babas› da yer al›yormufl. Rençber arkadafl, direniyor ama flahadete eriflmeden a¤›r yaral› ele geçiyor. Düflman onu çözüp teslim almak için çetelerle birlikte hastaneye götürüyor. Çetelerin içinde babas› da varm›fl fakat çok gençken gerillaya kat›lan Rençber arkadafl› de¤iflti¤inden dolay› hastaneye kadar tan›yam›yor, hastaneye yetifltiklerinde Rençber arkadafl› tan›mas›na ra¤men sahip ç›km›yor. fiahadete erdi¤inde de sahiplenmiyor. Halk Rençber arkadafla sahip ç›k›yor ve törenle gömüyor. Afat arkadafl I¤d›r flehir merkezinden al›nan bilgilerden bunlar› ö¤rendiklerini, ayr›ca yaral› arkadafllar›n ilaca ihtiyaçlar› oldu¤unu ve ilaç temin etmemizi belirtiyordu. Düflman yaral›lar›m›z›n oldu¤unu biliyordu. fiehir merkezlerinde say›l› olan eczaneleri denetime ald›klar›n› ve


SERXWEBÛN

Eczaneler hastaneler s›k› denetim alt›ndayd›

ww

w.

ne t

Eyüp, ben ve Rodi arkadafl, Do¤ubeyaz›t’›n kuzeyine düflen ‹shak Pafla Saray›n›n da bulundu¤u Xanibaba taraf›na gidecektik. Araziyi biliyordum. Genifl ovay› çok dikkatli geçmemiz gerekiyordu. H›zla harekete geçtik. Bu ova düflman taraf›ndan çok s›k› denetim al›nda tutuluyordu. Çünkü bu ova da¤lara geçifl yeriydi. Dolay›s›yla stratejik yerlere pusu at›yor ya da yükseltilerde tank pusular› kurarak geçifl yerlerini termal kameralarla takip ediyordu. Gidece¤imiz nokta, bulundu¤umuz yerden bir günlük mesafedeydi. Ovay› geçip Xanibaba yak›nlar›nda daha önceden tan›d›¤›m bir köye gittik. Tan›d›¤›m yurtsever bir köylüden düflmana iliflkin bilgiler ald›k. O da düflman›n eczane, hastane vb yerlerdeki s›k› denetiminden bahsetti. ‹laçlar›n reçetesiz verilmedi¤ini ve alanlar›n gözalt›na al›nd›klar›n› belirtti. Temin etmesini istedi¤imiz ilaçlar› getiremeyece¤ini belirtince, gece yar›s› tekrar yola koyularak sabaha do¤ru Xanibaba'n›n yak›nlar›na ulaflt›k. Çevreyi iyice kontrol ettik. Eyüp arkadafl 94'te bu köye gelmifl, köylüleri ve çevreyi tan›yordu. Akflama kadar uygun bir yerde

kald›ktan ve köyden emin olduktan sonra akflama do¤ru, Eyüp arkadafl›n daha önce iliflki kurdu¤u bir köylünün evine do¤ru, çok dikkatli ve kimsenin göremeyece¤i bir flekilde ilerledik. 35-40 yafllar›ndaki, dinç ve saçlar› flakaklar›nda k›rlaflm›fl yurtsever bizi flaflk›nl›kla karfl›lad›. Eyüp arkadafl köyün durumunu sorduktan sonra düflman›n köye gelip gelmedi¤ini sordu. Köylü, "Bir kaç gündür düflman›n yo¤un olarak köyde ve çevrede göründü¤ünü köylüleri s›k›flt›rd›¤›n›, akflamlar› köy çevresinde pusu att›klar›n› belirterek, köyün gerilla için fazla güvenli olmad›¤›n›" söyledi. Bize, bir-iki saat ötede baflka bir köyün ismini veren yurtsever, orada beklememizi, kendisinin de oraya gelece¤ini bunun daha iyi olaca¤›n› belirtti. Düflman›n alanda yo¤un olarak operasyonlar gelifltirdi¤ini bildi¤imizden ve Eyüp arkadafl köylüyü iyi tan›d›¤›ndan dolay› evine girmeden, belirtti¤i yere do¤ru hareket ettik. ‹kinci gün akflama do¤ru yurtseverin belirtti¤i köydeki eve gittik. Kendisi de gelmifl bizi bekliyordu. Eyüp arkadaflla birlikte evdeki köylülerle genel geliflmeler üzerine konufltuk. Bir süre sonra bizi bekleyen köylüye yaln›z ve uygun bir flekilde yaral› arkadafllar›m›z›n oldu¤unu ve en k›sa zamanda yaralar›n›n iyileflmesi için gerekli ilaçlar›n temin edilmesi gerekti¤ini söyledik. Yurtsever, maddi imkanlar› ve sosyal etkinli¤i ile çevrede tan›nan ve sevilen bir insand›. Her koflul alt›nda bir yolunu bulup ilaç-

lar› temin edebilece¤ini biliyorduk. Biz ihtiyaçlar›m›z› belirttikten sonra köylü eczane ve hastanelerin düflman›n s›k› denetiminde oldu¤unu, yaral›lar›m›z›n olabilece¤ini hesaplayarak son süreçte s›k› denetim uygulad›klar›n› söyledi. Ama ne olursa olsun verilen listedeki ilaçlar› bulup getirece¤ini belirtti. Kendisine listeyi ve paras›n› verdik.

Y›llard›r ba¤r›m›zda hasreti büyütmüfl gibi birbirimize sar›ld›k

Bir sonraki gün listedeki ilaçlar›n tümü olmasa da bir k›sm›n› getirdi. Epey zaman kaybetti¤imizden hemen yola ç›kt›k. Hangi noktada olduklar›n› bilmedi¤imizden Afat arkadaflla cihaz ba¤lant›s› kurmam›z gerekiyordu. ‹ki gün sonra ba¤lant› kurarak, Demirkap› taraflar›nda oldu¤unu ö¤rendik. Yolumuz fazla uzun de¤ildi. Arkadafllara kavuflman›n heyecan›yla beklemeden hareket ettik. Bir kaç ayd›r, arkadafllardan ayr›lmam›za ra¤men onlara ulaflt›¤›m›zda sanki y›llard›r birbirini görmemifl, y›llard›r ba¤r›nda hasreti büyütmüfl gibi coflkuyla birbirimize sar›ld›k. Yaral› arkadafllar› daha emniyetli bir yere götürmüfllerdi. Bir grup arkadafl biz oraya ulafl›r ulaflmaz ilaçlar› al›p, h›zla onlara do¤ru hareket ettiler. Gruplar birleflti¤inde, Cuma, Baver ve Rubar arkadafllar yaral›lar› daha sa¤lam ve güvenli bir yere götürmek amac›yla yol kontrolü ve keflif için ayr›ld›lar. Alandaki üslenme ve haz›rl›k çal›flmalar›n› tamamlayamam›flt›k. Yönetimin yapt›¤› toplant›da arkadafllar›n düflünce ve önerileriyle, yaklaflan k›fl koflullar›ndan dolay› s›n›r ötesine çekilme, e¤itim ve üslenmeyi orada gelifltirme bir zorunluluk olarak karar alt›na al›nm›flt›. Serhat, eyaletlerimiz içinde en so¤uk ve karl› olan eyaletimizdi. Gücün az olmas›, düflman›n yo¤un operasyonlar› ve lojistik ihtiyaçlar›m›z› temin edememe gibi etkenler alanda üslenmemizi imkans›z k›l›yordu. Çok zorlu geçece¤i ve yo¤un belirsizlik bar›nd›raca¤› için bu karar en uygunuydu ve yaflama geçirilecekti. Baharla birlikte daha donan›ml› bir flekilde, yeniden Serhat'ta olacakt›k.

ew e. c

yaralanmalarda kullan›labilecek türden ilaç ve malzemelerin al›nmas› halinde düflmana bildirilmesinin zorunlu oldu¤unu, eczanelerin de bunu yapt›¤›n› biliyorduk ama yine de ilaçlar› ne pahas›na olursa olsun bulup arkadafllara yetifltirmeliydik.

Ocak 2009

om

78


Ocak 2009 SERXWEBÛN za alarak ilerlerken, karakollar›n etraf›nda ve arazinin muhtelif yerlerine konumland›r›lm›fl lazer ve termal kameral› tanklar da¤a ç›k›fl›m›z› görüntülemifl top at›fllar›na bafllam›fllard›. Hemen orada uygun bir yer bulduk. Termal ve lazerin ifllevsiz olabilece¤ini düflündü¤ümüz sabah vaktini bekleyecektik. Sabah›n ilk ›fl›klar›yla kaskat› kesilmifl vücutlar›m›zla, mesafeli bir flekilde hareket etti¤imizde tanklar yeniden yerimizi ö¤renmifl, toplarla çevreyi toz dumana kat›yorlard›. Bu at›fllar s›ras›nda Cuma, Navdar ve ‹brahim arkadafllar bizden koptular. Art›k dokuz arkadafl kalm›flt›k. At›fllar o kadar yo¤undu ki hareket etme bir yana, bafl›m›z› yerden kald›ram›yorduk.

fl›m›z› dahi kald›ramadan iki üç saat boyunca sürünerek yol almak zorunda kald›k. Bir çok arkadafl›n dirseklerinden ve dizlerinden kan ak›yordu. Biz yetiflmeden düflman gidece¤imiz tepeyi tutmufltu. Her taraf›m›z uyuflmufl aya¤a kalkamayacak bir hale gelmifltik. Tank at›fllar› hafiflemiflti. Çünkü piyadeyle aram›zda fazla bir mesafe kalmam›flt›. At›fllar kesilince h›zla Küçük A¤r›'ya do¤ru koflmaya bafllad›k. Oraya düflmandan önce yetiflmeliydik. Buran›n kayal›k volkanik bir arazi yap›s› vard›, tek bir a¤aç dahi yok gibiydi. Tüm gücümüzü sarf ederek Tujik karakoluna inen s›rt›n üst k›sm›na kendimizi ulaflt›rd›k. Düflman›n kara birli¤i ard›m›zdan geliyordu. Hiç zaman kaybetmeden daha yukar›lara t›rmand›k. Cephanelerimizi alanda b›rakt›¤›m›zdan her arkadaflta iki flarjör ve bir silahtan baflka bir fley yoktu. Herhangi bir temas durumunda bu cephanemizi en iyi flekilde kullanmal›yd›k, onun içinde sa¤lam bir yere ulaflmal›yd›k. A¤r›n›n zirvesine yak›n sarp kayal›kl› bir yerde mevzilendik. Düflman üstümüzden dolaflarak gelmeyi denedi. Ancak çok sarp ve uçurumlarla dolu oldu¤u için üstümüzü tutamad›. Bulundu¤umuz yerden düflman› dürbün ve ç›plak gözle görebiliyor cihazla da takip edebiliyorduk. Operasyonu yürüten koordineleri operasyon gücüne durumlar›n› soruyordu. Etraf›m›zda bulunan gücün sorumlusu ona "Üstlerine gidemiyoruz" diye cevap verince Koordine, operasyon gücüne hemen ayr›lmalar›n›, tanklarla bulundu¤umuz yeri döveceklerini söyledi. Biz bu k›sa andan faydalanarak gizli ve h›zl› bir flekilde arka taraftaki daha emniyetli kayal›klara geçtik. Yerimizi de¤ifltirmifltik. Güneflin son ›fl›klar› A¤r›n›n heybetli doruklar›na vuruyordu. Yeni yerimizde her yan karla kapl›yd›. Tanklar›n tümünün namlusu bize do¤ru çevrilmiflti fakat hareketimizi

ne te we .c om

Bir kaç gün sonra keflifçiler geri döndü. Yaral›lar›m›z›n iyi olduklar› ve yerlerine sa¤lam ulaflt›klar› bilgisi yüre¤imizi ferahlatt›. Gidifl haz›rl›klar›na bafllad›¤›m›zda, keflifçilerimizi önden gönderdik. Mevcut cephane ve eflyalar›m›z›n bir k›sm›n› saklad›k.

79

‹zli mermiler her taraftan üzerimize akmaya bafllad›

Düflman›n kara birli¤i ard›m›zdan geliyordu

Uygun bir anda üzerinde oldu¤umuz patikadan sürüne sürüne ilerlemeye bafllad›k. Günlerin yorgunlu¤u üzerimizde a¤›rl›¤›n› hissettiriyordu art›k. Bir yandan kafam›z›n üstünden v›nlayarak geçen flarapnel parçalar›, di¤er yandan toz, toprak, tafl ya¤muru alt›nda genzimizi yakan barut kokusu oldukça zorlay›c› olmaya bafllam›flt›. Önümüzde ki tepeye bir an önce ulaflmam›z gerekiyordu. Çünkü bu tank at›fllar› düflman›n piyade gücünün üzerimize rahatça gelmesine ve h›zla toparlanmas›na zaman sa¤l›yordu. Ancak biz h›zl› hareket edemiyorduk. Ba-

ww

w.

Geçece¤imiz yol hatt› düflman taraf›ndan s›k› kontrol alt›nda tutuluyordu ve karakollar›n oldu¤u bir yol güzergah›yd›. Bu güzergah›n d›fl›ndaki yerlerin riski daha az de¤ildi. Keflifçilerimiz geldikten sonra harekete geçtik. S›n›rda kontrol oldukça yo¤undu. Her yar›m saatle bir iki karakol aras›ndan panzer gelip geçiyordu. Bu karakollar s›n›r›n üstünde yer al›yorlard›. Bunun d›fl›nda karakola uzak olan yerlerde pusular at›lm›flt›. ‹ki karakol aras›ndan çok dikkatli ve tedbirli olarak geçmemize ra¤men pusudaki bir düflman birimi taraf›ndan fark edildik. Silahlar patlamaya, izli mermiler her taraftan üzerimize akmaya bafllad›. Gece oldu¤undan bu bir anl›k telafl arkadafllar›n bir birinden kopmas›na neden olmufltu. Eyüp arkadafl farkl› bir yöne, Cuma, ‹sa, ‹brahim arkadafllar farkl› bir yöne gitmifllerdi. Ben ise orta bir yerde kalm›flt›m. Arkadafllar› arad›m, birlikte oldu¤umuz Bahoz arkadafl da ayr› bir yöne gitmiflti. Afat arkadafla ulaflabildim. Sonra grupla birlikte küçük bir vadiden h›zla Küçük A¤r›'ya do¤ru hareket ettik. Yaral› ve flehidimiz yoktu. Ama böyle bir yerde düflmana görünmek çok riskliydi. S›n›r› geçememifltik. Kendimize güvenlikli bir yer bulmaya çal›fl›yorduk. Yar›n her fley olabilirdi ve biz buna haz›rl›kl› olmal›yd›k. Vadinin bitti¤i yerde Cuma, ‹sa ve ‹brahim arkadafllar› gördük. Onlar› da yan›m›-


SERXWEBÛN du. Gecenin geç saatleri oldu¤undan köyün ›fl›klar› sönüktü. Kimse bizi fark edemezdi. ‹htiyaçlar›m›z› ve bilgileri bölük pörçük de olsa ald›ktan sonra hemen köyden ç›kt›k. Sabaha do¤ru vard›¤›m›z yaylal›k arazi, s›n›rla aram›zda bir hat olarak duruyordu. Kardaki izlerimizden ve yaylan›n tenhal›¤›ndan dolay› hiç zaman kaybetmeden buralardan gitmek zorundayd›k. Yoksa ç›kacak herhangi bir çat›flmada büyük bir tehlikeye girerdik.

Arkadafllar› bir yerde b›rakt›ktan sonra yol hatt›m›z› kontrol etmek amac›yla Afat arkadaflla birlikte sürüne sürüne yönümüzü keflfetmeye çal›flt›k. Karakollar ve devriyelerin d›fl›nda bir kaç köy de bu alanda bulunuyordu. Bu köylerin bir ço¤u düflmanla aç›k-gizli iliflki halindeydiler. Biz bu kayg›lar içerisinde çok gizli bir biçimde hareket ederken bu köylerin çobanlar› bizim görüntülerimizi alm›fllard›. Hemen yerimizi de¤ifltirerek, ters yönde ufak bir vadiye girdik. Akflama kadar zaman bir iflkence halini alm›flt›. Kimse uyumad›, dört gözle çevremizi kontrol ediyor, ha flimdi, ha biraz sonra düflman gelecek ve biz çat›flmaya girece¤iz diye bekliyorduk. Ama kimse gelmedi. Karanl›k bas›nca s›n›r›n öte yüzüne geçecektik. Karanl›kla birlikte hareket ettik. Kar tipi ve yaylal›k araziden iki saat sürüne sürüne geçe¤imiz yerin çok yak›n›na geldik. ‹yice keflfetti¤i-

w.

ww

mizde geçece¤imiz yerde düflman›n konumland›¤›n› fark ettik. Ne geri dönebilirdik ne de bekleyebilirdik. K›sa bir tart›flma an›ndan sonra var olan bombalar›m›z› haz›r halde elimize ald›k, silahlar›m›z›n a¤z›ndaki mermileri kontrol ettik. Düflman›n alt›ndan s›n›r› geçecektik. Art›k ondan sonras›nda ne var ne yok bilemiyorduk. Çift çift mesafeli bir fleklide ilerledik, geri dönüfl her halükarda ölümdü, öyleyse herhangi bir temas durumunda gerekli cevab› verecektik. fiimdiye kadar olabildi¤ince çat›flmalardan uzak kalm›flt›k. Ama ne do¤a koflullar› ne de geldi¤imiz yer art›k buna izin vermiyordu. Çok duyarl› ve dikkatli harekte ediyorduk. Ancak bir fley de olacaksa bunu biz kendi inisiyatifimizle yapacak, düflmana f›rsat vermeyecektik. Yolu geçtik. Önümüze ç›kan küçük bir kulübeyi de kontrol ettik, bofl ç›kt›. O kadar sessiz ve dikkatli hareket ediyorduk ki, düflman sezmeden s›n›r› geçmifltik. Cuma arkadafl›n grubunun düflman›n pususuna tak›ld›¤›n› sonradan ö¤renecektik. Bir kaç gün sonra da¤›lan grubumuz bulundu¤umuz randevu yerine sa¤ salim ulaflm›flt›. Coflku ve sevincimizi Rençber arkadafl›n yoklu¤u gölgeliyordu. Tüm yoldafllarla kucaklafl›rken, A¤r› da¤›n›n heybetli, dumanl› tepesine bakarak,"Daha güçlü bir fleklide Rençber arkadafl›n ve tüm flehitlerimizin bayra¤›n› dalgaland›rmaya gelece¤iz, baharda oraday›z. Bekle bizi yi¤itlerin dergah› A¤r›..." diye seslendim.

ew e. c

Rençber arkadafl›n yoklu¤u sevincimizi gölgeliyordu

ne t

göremediklerinden at›fla bafllam›yorlard›. Hava gittikçe so¤uyor, buz gibi esen rüzgar her yan›m›z› kesiyordu. O gece sabaha kadar hem tanklar›n toplar›ndan hem de gittikçe korkunçlaflan so¤uktan korunmak için u¤rafl›rken ne açl›¤›m›z, ne bitkinli¤imiz akl›m›za bile gelmedi. An› an›na uyan›k ve olas›l›klara karfl› tetikte olmak gerekiyordu. Sabah Davut arkadafl›n sesiyle kendime gelebildim. Heyecanla çevreme bak›nd›m, her taraf beyaz tül perde gibi yo¤un sisle kapl›yd›. Hemen toparland›k, heyecan, sevinç, korku, iç içe yaflan›yordu. H›zla hareket ettik. Ne kimse bizi ne de biz kimseyi görebilirdik. Yönümüzü belirleyerek ilerledik. Herhangi bir durumda aram›zda ve di¤er gruplarla buluflma noktalar›m›z belirlenmiflti. Birinci nokta düflman›n denetim alan›na girebilece¤inden ikinci noktaya gittik. Önden keflifçilerimizi kontrol amaçl› gönderdik. Noktada kimse yoktu ama hemen alt›ndaki küçük mangadan sesler geliyordu. ‹yice anlamak için mevzilendik ve bekledik. Sonra uygun bir flekilde yaklaflarak aram›zdaki parolay› söyledik, arkadafllard›. Hemen ard›ndan iki gruba ayr›ld›k. Hem güvenlik ac›s›ndan hem de daha h›zl› hareket etme bak›m›ndan ayr› yönlerden s›n›r› geçmeye çal›flacakt›k. Bizim güzergah›m›z ovadan geçiyor iki s›n›r karakolunun aras›ndan devam ediyordu. Ova k›sm› bir-bir buçuk saatti. Oraya ulaflt›¤›m›zda, tanklar mevzilenmiflti. Stratejik yerlere dönük namlular›, arazinin içlerine uzan›yordu. Karanl›¤›n çökmesiyle beraber h›zla harekete geçtik. K›sa olan mesafeyi dikkatli bir flekilde iki saatte geçtik. Bir süre sora daha önceden tan›d›¤›m bir köye vard›k. Amac›m›z gidece¤imiz yol hatt›na iliflkin bilgi almak ve baz› zorunlu ihtiyaçlar›m›z› temin edip ç›kmakt›. Yükseklere do¤ru ç›kt›¤›m›zdan yerdeki karda izlerimiz ç›km›flt›. Usulca tan›d›¤›m bir eve do¤ru ilerledik. Tahta kap›y› çald›m. Bir süre sonra perdesi aç›lan demir parmakl›kl› pencereden bir kad›n sesi kim oldu¤umuzu sorunca kendimizi tan›tt›k. Kad›n›n korku ve heyecandan sesi titriyordu. Kocas›n›n düflman taraf›ndan götürüldü¤ünü, hemen gitmemizi" söylüyor-

Ocak 2009

om

80

fiero


Ç›n ç›n öten ses yank›lan›yor dört bir yandan Ne yana dönsem ayn› sesin ça¤layan› Onu b›rakt›¤›n gibi

ne te we .c om

b›rakt›¤›n yerde bulamayacaks›n Ayn› flark›lar bile

ayr› mevsimlerde

ayr› makamla söyleniyor

Karanl›kta flimflek çakm›yor Sa¤anak ya¤murlar› içinde

Ad›, soyad›: ... Kod ad›: Xemgin Cizre Do¤um yeri ve tarihi: ...

fiahadet tarihi: 5 Aral›k 2008 Besta/fi›rnak

yaban›l f›rt›nalar›n tozu-dumana katt›¤› vadilerde esip gidecek.

Yetiflmezdin, kara düflen ayak izlerine Kusursuz zulmün takibinde bedene,

ruha saplanan kurflunlar yara açar Sonra çöl susuzlu¤u

Çöl susuzlu¤u kurutup tüketebilir Kavuflma sözünü bafl tac› eden Yumuflac›k dudaklar›

O ezeli-ebedi aflk dikeni

Serapl› tuzaklar›n kuflatmas›nda Sisleri önüne kat›p-da¤›tan ayn› rüzgar.

Düfl defterinin sayfalar›n›

Ad›, soyad›: Hafiye Bilgi Kod ad›: Nucan Nurhak

Do¤um yeri ve tarihi: fi›rnak 1986

ww

w.

fiahadet tarihi: 12 Aral›k 2008 Zagros

Ad›, soyad›: Muzaffer Özgüven Kod ad›: Rojhat Varto

Do¤um yeri ve tarihi: Varto 1974 fiahadet tarihi: 21 Kas›m 2008 A¤r›

savurabilir geriye Hele bir de

Yeni bir hayat›n mufltusu gibi Günefl aça dursun

Yeryüzünü süslemeye koyulur kufllar›n, çiçeklerin. Kamafl›r gözler

Gönül diyar›n›n yollar› çak›ll›d›r Ruh, yeni giysiler yeni sözler gereksinir ay ›fl›¤›nda Ah! O kil tabletlere ceylan derilerine ifllenen derinli¤e bayrak olmak Ama eski sevda kahramanlar›n›n sadakati sahaf çarfl›s›nda. Onu b›rakt›¤›n gibi, B›rakt›¤›n ça¤da bulamayacaks›n.


ew e. c

ne t

w.

ww om


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.