327

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 327 / Adar 2009

Serh›ldan ruhu ile Newrozlaflan halk:

ww

w.

Çözüm ‹mral›


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

Biliyoruz; Mazlum Do¤an'›n eylemi, uyuyan yürekleri uyand›rd›, uyumufl beyinleri canland›rd›, kollara-bacaklara derman verdi. Gerilla bu güçle yürüdü da¤lara. Kürt kad›n›n›n yüre¤i böyle alevlendi. Zekiye'ler, Rahflan'lar, Berivan'lar, Ronahi'ler, Semalar, Fikri'ler böyle do¤du. Ferhat Kurtay'›n da içinde oldu¤u Dört'ler böyle meflalelefltiler. Hayri Durmufl ve Kemal Pir'ler ölümün üzerine böyle yürüdüler. Ve ayr›flma sürekli oldu. Bu ayr›flma, hem öncüde ve hem de halk düzeyinde yafland›. Önce fiahin-Y›ld›r›mlarla Mazlum-Hayriler ayr›flt›. Semir'lerle Mehmet Karasungurlar ayr›flt›. Tilkilerle Mahsumlar ayr›flt›. Fatmalarla Berivanlar ayr›flt›. fienerlerle da¤lara kartal pençesiyle sar›lan on binler ayr›flt›. Fikriler'le fiemdinler ayr›flt›. Ve Zilan'lar do¤du. Zilan'lar, Sema'lar ve Fikri'ler da¤›n öfkesi, kölenin geri döndürülemez özgürlük ç›k›fl›, Kürt halk›n›n yaflam damar›n›n gücü, Kürt halk›n›n yaflam kanal›n› t›kayan bütün tarihsel tortular›n büyük bir yaflam patlamas›yla silinip-süpürülmesiydi. Ama 16 Mart'› yaratan çizgi de hala kendini sürdürüyor. ‹flbirlikçilik ve ihanet çizgisi, Güney Kürdistan'da Türk sömürgecili¤inden ald›¤› destekle, ulusal birlik ve iktidarlaflman›n önünde bir tarihsel çukur gibi durmaya çal›fl›yor. Sömürgecilerin önünde gerilla av›na ç›k›yor. Sömürgecilere kelle avc›l›¤› yaparak, Kürt halk›n›n taze beyinlerini Dehak'a sunup kendi i¤renç varl›¤›n› sürdürmeye çal›fl›yor. Öyle ki, Ninova Kamp›'ndaki binlerce Kürt kad›n ve çocu¤unu bile imha etmeyi, açl›kla, hastal›kla, her türlü sald›r› ile teslim almay› önüne hedef olarak koyuyor. Böyle bir ihanet tarihte ender görülmüfltür. Sözde Saddam'›n kimyasal silahlar›na karfl› dünyan›n yard›m›n› isteyen bu iflbirlikçi çeteler, Kürt halk› üzerinde her gün 16 Mart katliam›n›n sürdürücüsü olmaya devam ediyorlar. Kürt halk› ise Newroz'da direniyor. Newroz'a sahip ç›k›yor. Ulusal ruhunu Newroz'larda yeniden yarat›yor. En son 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü'nde ve 21 Mart'a halk›m›z›n büyük eylemi yafland›. 8 Mart, Kürt kad›n›n Newroz'unu gösteriyordu. Zilanlaflan kad›n› gösteriyordu. Düflman buna sald›rd›. Kad›n ve çocuklar›n üzerine biber gaz›yla, çoplarla ac›mas›zca sald›rd›lar. Ve kad›nlar kitlesel olarak direndiler. Zaten flöyle diyorlard›: "Hani her y›l karlar›n içinden pivoklar ç›kar, biz de t›pk› pivoklar gibi bu bahar bütün bir Kürdistan'da ve Türkiye'de yaflam›n do¤uflu olaca¤›z!"

ww

w.

ne t

ew e. c

Kürdistan tarihi, iflbirlikçilik-ihanet ve ölüm çizgisi ile, ba¤›ms›zl›k-direnifl ve yaflam çizgisinin kesintisiz bir savafl›n› anlatmaktad›r. Tarih içinde Newroz'u yaratan da bu iki çizginin keskin savafl›m›d›r. Asur'a karfl› büyük Med ç›k›fl›, en de¤erli varl›¤›n› düflman›na sunarak fiziki varl›¤›n› yaflatma ideolojisikültürü ve siyasetine karfl› bir baflkald›r›d›r. Dehak, burada efendidir, bafl e¤direndir, zalimdir. Ama, bir de bu zalime, efendiye karfl› boyun e¤en, hatta kendi o¤ullar›n›n beynini sunarak yaflamay›, istemeyerek de olsa kabul etmifl bir halk vard›r. Kawa zalim Dehak'›n kafas›nda balyozu patlat›rken, esasta bu boyun e¤miflli¤i, o¤ullar›n›n yaflam›n›, yani gelece¤ini düflmana sunarak yaflamaya çal›flan bir toplumu yarg›lam›flt›r. Onlara yaflam›n yolunu ve savafl›n› ö¤retmifltir. Kawa, bundan üç bin y›l önce, kölece yaflam› reddeden, halklara nas›l yaflamak gerekti¤ini gösteren ve bu u¤urda mücadele eden bir önderdir. Bütün Ortado¤u halklar›n›n özgürlük ve yaflam önderidir. Kürdistan tarihinde, büyük Med isyan›ndan sonra, PKK'ye kadar gözünü ulusal birlik ve iktidara diken ve bu do¤rultuda büyük halk kalk›flmas›na öncülük eden karakterde bir ç›k›fl görülmüyor. PKK'nin ç›k›fl›, iflbirlikçilik ve ihanet çizgisine bir "dur" deme olay› oluyor. Kendilerini Kürt halk›n›n bafl›önderi ilan eden güçler elbette her zaman oldu. Afliretçi-feodal karaktere sahip olan bu güçler, asl›nda halk›n beynini sömürgeciye sunarak kendilerine yaflam yolunu aç›k tutmaya çal›flma d›fl›nda hiçbir iflleve sahip olmad›lar. Kürdistan'›n bütün parçalar› aç›s›ndan bu gerçek yafland›. Bu nedenledir ki, KDP gibi afliretçi-feodal yap›ya dayanan ve daha sonra da yine ayn› s›n›f temelinde biraz da burjuva iflbirlikçi e¤ilimi temsil etmek isteyen bütün güçler, PKK çizgisini kendileri aç›s›ndan en büyük tehlike olarak gördüler. 1982 Newroz'u da bu temelde ortaya ç›kt›. Orada dayat›lan, ba¤›ms›zl›kç›-özgürlükçü düflüncenin ve bunun için yaflama inanc›n›n en vahfli iflkenceler alt›nda teslime zorlanmas›yd›. Mazlum Do¤an, bu ihaneti kabul etmedi. ‹hanete zorlanan Kürt’ün bedenini gerekirse kendi elleriyle imha edece¤ini, ama özgür beyin ve yüre¤inden asla vazgeçmeyece¤ini ilan etti. Bunu kan›tlad›. Mazlum Do¤an'›n eylemi, t›pk› Med isyan›ndaki Kawa'n›n eyleminde oldu¤u gibi, beynini vererek fiziki varl›¤›n› sürdürme acizli¤ine, alçakl›¤›na bir yaflam alternatifi gibi boyun e¤en durufla vurulmufl bir darbeydi. "Böyle yaflayamazs›n, böyle yaflamaya 'yaflam' diyemezsin, her fleyden vazgeçebilirsin, ama özgürlük ideali ve kavgas›ndan vazgeçerek, fiziki varl›¤›n› sürdüremezsin!" demekti.

om

NEWROZ isyana kalkan bir halk›n özgürlük meflalesidir

* Bu yazı Reber Apo’nun 1998 yılı Mart ayı Newroz değerlendirmesinden alınmıştır


‹çindekiler

ne te we .c om

15 fiubat komplosu do¤ru anlafl›lmal› - II

Yaflam›m bu komplonun a盤a ç›kmas›na yöneliktir. Tasfiyem de bu komployla ba¤lant›l›d›r. Komplonun uluslararas› boyutlar› var. Bu konuda çok kapsaml› bilgiler var... (11’de)

PKK e¤itim silah›yla kendimizi dönüfltürelim

Ortaya ç›kan baz› sonuçlar bizleri düflündürüyor. Tart›flmak m› laz›m, gerçekten bilinçsizlik mi var, yoksa böyle tart›flmay› b›rak›p bir hastane usulüyle mi çal›flmak laz›m?... (22’de)

ABD ve AB’yi devreden ç›kar›p kendi çözümümüzü gelifltirebiliriz Abdullah Öcalan

Hücre cezas› için üç sayfal›k savunma yazd›m. ‹nfaz hâkimli¤inden hücre cezas› onayland›. A¤›r cezaya itiraz için bunlar› yazd›m. Herhalde a¤›r ceza mahkemesi de onaylar. Zaman›m yok hepsini okumaya... (34’te)

2621’inci Newroz anlayan herkese kutlu olsun!

PKK’nin Kürt halk› için yaratt›¤› de¤erler inkar edilemez

PKK, Önder Apo’nun liderli¤inde 36 y›ld›r Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine öncülük etmektedir. “Birlik, direnifl ve özgürlük bayram›m›z olan PKK b›rakal›m s›n›rlar›n de¤iflmesini, ülkelerin iç siyasetinin bile demokratikleflmesine izin verilmeyen bir Newroz’u yaflad›k. Baflta Önder Apo olmak bölgede mücadeleye bafllad›... (47’de)

ww

w.

üzere tüm halk›m›z›n Newroz’unu kutluyoruz. 2621’inci Newroz y›l›nda herkese özgürlük ve demokrasi mücadelesinde üstün baflar›lar diliyoruz. Ça¤dafl Kawa Mazlum Do¤an ve ulusal kahraman›m›z Mahsum Korkmaz flahs›nda tüm özgürlük mücadelesi flehitlerimizi bu Newroz bayram› vesilesiyle sayg› ve min(2’de) netle an›yoruz”

Cinsellik bata¤›nda bo¤ulan namus

Kad›n insan›n toplumsallaflmas›n› yaratan, insan›n insan olmas›n› sa¤layan cinstir. Marks; insan› insan yapan›n, toplumsallaflmay› yaratan›n emek oldu¤unu söyler. Ancak insan›n insanlaflmas›na... (61’de)

Agit kurulufl dönemi kahramanlar›n›n tart›flmas›z temsilcisi ve rehberiydi ABD, Önder Apo ve PKK ile daha ilk ç›k›fl›ndan itibaren ilgilenmeye bafllam›flt›r. Bunu ABD’nin Çukurova konsoloslu¤unun fiah döneminde Tahran’daki ABD elçili¤ine gönderdi¤i... (68’de)

C›ng›l’da yaflam savafl› Kars’›n Digor ve Ka¤›zman ilçeleri aras›ndaki C›ng›l kayal›klar›ndaki s›¤›na¤›m›zda ben, Eflref, Nedim, Azat, iki Fidan ve Peflvin arkadafllar henüz yeni uyanm›flt›k... (76’da)


SERXWEBÛN

2

Mart 2009

om

2621’İNCİ NEWROZ ANLAYAN HERKESE KUTLU OLSUN

yor. Halk›m›z Newroz kutlamalar›yla bafllatt›¤› büyük özgürlük yürüyüflünü 29 Mart yerel seçimlerinde demokrasinin zaferiyle taçland›racakt›r. Meydanlarda ortaya koydu¤u tutumla daha bafl›ndan yeni Newroz y›l›n› kazanmay›, büyük bir zafer y›l› haline getirmeyi vaat etmifltir. Newroz bayram›m›z› bir de böyle bir temelde kutlanm›flt›r. ‹ddiam›z her zamankinden daha büyük, kararl›l›¤›m›z fazla ve direncimiz güçlüdür. 2009 y›l› bahar›n› özgürlü¤e her zamankinden daha yak›n bir bahar haline getirme kararl›l›¤› ortaya konulmufltur. Zaten 8 Mart kutlamalar› temelinde Kürt kad›n› ayakta, Kürt gençli¤i ayakta. Bu büyük direnifl ve bayram coflkusu Newroz’a tafl›nm›flt›r ve 2621’inci Newroz’u bütün zamanlar›n en büyük, özgürlü¤e en yak›n, en kitlesel Newroz’u haline getirmifltir. Bu Newroz’u bu temelde Önder Apo’yla, yani özgürlük çizgisiyle en üst düzeyde birleflme Newroz’u olmufltur. Halk›m›z›n bu büyük kararl›l›¤› ve coflkusu kuflkusuz çok daha güçlü bir biçimde gerillada yaflan›yor. Önder Apo’nun fedaisi, Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi öncüsü, savunma kuvveti olan gerilla, yani HPG ve YJA-Star güçleri halk›m›z›n bu büyük coflkusunu, kazanma azmini, iddias›n› ve iradesini en üst düzeyde temsil ediyor. K›fl boyu her alanda kendini yenileyerek büyük haz›rl›k yapt›. Dolay›s›yla bu yeni Newroz y›l›n› özgürlük ve demokrasinin ne büyük kazan›m y›l› haline getirme iddia ve kararl›l›¤›na ulaflm›fl bulu-

ww

w.

ne t

Birlik, direnifl ve özgürlük bayram›m›z olan Newroz’u yaflad›k. Baflta Önder Apo olmak üzere tüm halk›m›z›n Newroz’unu kutluyoruz. 2621’inci Newroz y›l›nda herkese özgürlük ve demokrasi mücadelesinde üstün baflar›lar diliyoruz. Ça¤dafl Kawa Mazlum Do¤an ve ulusal kahraman›m›z Mahsum Korkmaz flahs›nda tüm özgürlük mücadelesi flehitlerimizi bu Newroz bayram› vesilesiyle sayg› ve minnetle an›yoruz. Her yeni Newroz y›l›n› özgürlük ve demokrasi do¤rultusunda daha büyük geliflmelerin ve kazan›mlar›n ortaya ç›kart›ld›¤› bir y›la dönüfltürerek flehitlerimizin an› ve özlemlerini bu temelde yaflataca¤›m›z sözünü bir kere daha yineledik. Nitekim 2009 Newroz’u tüm Newrozlar›n toplam› kadar bir bilinç, bir irade ve demokratik ulus gerçe¤inin ifadesi olarak önümüzdeki y›llar› belirleyecek bir nitelikte geçti. 2621’inci Newroz y›l›na “Önder Apo’ya Özgürlük Hamlesi”ni yükseltme temelinde girdik. Halk›m›z›n ve tüm özgürlük savaflç›lar›n›n tek fliar› fludur: “Êdî Bese, Önder Apo’ya Özgürlük” Bu yeni Newroz y›l›n› bu do¤rultuda baflta Önder Apo olmak üzere tüm halk›m›z için daha büyük özgürlüklerin yafland›¤› bir y›l haline getirmek için elimizden gelen bütün çabay› yüksek bir cesaret ve fedakârl›kla sergileyece¤imizi aç›kça ifade ediyoruz. Bu Newroz di¤erlerinden farkl› olarak peflinden gelen 29 Mart yerel yönetim seçimleriyle ba¤lant›l› bir Newroz olu-

ew e. c

“Mart direniş ayımızın her gününü, her anını büyük bir direniş mücadelesine dönüştürmeye, 8 Martları, Newrozları, Ulusal Kahramanlık günlerimizi bu temelde yaşamaya, kutlamaya çalışıyor, hem de 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde demokratik siyasetin başarılı olması için çaba harcıyoruz. Newroz’da halkımızın Kürdistan’da ve Türkiye metropollerinde ortaya koyduğu demokratik duruş, sürecin olumsuz yanlarını engelleme ve olumlu yanlarını öne çıkarma açısından önemli bir duruş ortaya çıkarmıştır. PKK’ye silah bıraktırma çağrısı yapanlara Newroz’a katılan kitle bu tür planların ne kadar temelsiz olduğunu göstermiştir”

nuyor. Halk›m›z›n Newroz’da gösterdi¤i direnifle gerilla da en yüksek düzeyde lay›k olmaya çal›flacakt›r. Hareket ve halk olarak yeni bir Newroz’un büyük coflkusunu yaflarken, siyasî alanda her fleyin 29 Mart yerel yönetim seçimlerine endekslenmifl oldu¤unu görüyoruz. Baflta ABD olmak üzere tüm iflbirlikçi gericilik, savaflla ve Önder Apo üzerinde uygulad›¤› korkunç bask›yla yapamad›¤›n› seçime dayanarak yapmak istiyor. Özgürlük hareketimize karfl› yeni ve çok daha kapsaml› bir imha ve tasfiye plan› temelinde sald›r› yürütülüyor. ABD, PKK’nin direncini k›r›p teslim almaya çal›fl›rken; Türkiye yönetimi, f›rsatlar› de¤erlendirerek ezip imha edici bir sonuca ulaflman›n hayallerini güdüyor. ‹ran, kendi ç›karlar› do¤rultusunda Kürtleri ve PKK’yi kullanmak isterken; KDP ve YNK gibi güçler de mevcut durumda yaflanan çeliflki ve çat›flmalardan kendi dar ç›karlar›n› nas›l temin edeceklerinin aray›fl› içinde bulunuyorlar. 2009 bahar›nda siyasî ve askeri süreç her zamankinden daha karmafl›k, derin ve kaygand›r. Bilindi¤i gibi ABD, 2007 y›l› bafl›ndan bu yana ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n› yaratma do¤rultusunda PKK’nin dinamik güçlerini ezerek, onu teslim al›p kendi içinde eritme politikas› izliyor. Bu do¤rultuda Türkiye yönetimini hareketimize karfl› savafla tahrik ve teflvik etti¤i tart›flma götürmez bir gerçektir. Nitekim bu çabalar 5 Kas›m 2007 tarihli Bush-Erdo¤an görüflmesiyle ortak bir


Mart 2009

SERXWEBÛN püskürtülmesi, k›r›lmas›, yenilgiye u¤rat›lmas› Özgürlük hareketimize dönük gelifltirilen bu tür plânlar›n hepsini bofla ç›kartm›fl, baflar›s›z k›lm›flt›r. Nitekim Zap’taki askeri baflar›s›zl›k ard›ndan bu tür oyunlar bofla ç›kt›¤› için hiç birisi gündeme getirilememifl ve geri çekilmek zorunda kalm›flt›r. Uluslararas› komployu yürüten ABD-‹ngiltere-‹srail öncülü¤ü askeri yollarla, sald›r› ve operasyonlarla PKK’nin ezilemedi¤ini, geriletilemedi¤ini, dolay›s›yla Büyük Ortado¤u Projesi do¤rultusunda teslim al›narak eritilemedi¤ini görünce, bu kez 2008 güzünde Önder Apo üzerinde sürdürülen bask› ve iflkence uygulamalar›n› ve imha tehditlerini en üst düzeye ç›kartarak, Önderlik üzerinden benzer bir sonucu alma aray›fl ve çabas› içerisine girmifltir. Savaflla baflaramad›¤›n›, Önderlik üzerinde bask› ve zulmü artt›rma temelinde baflarmak istemifltir. Nitekim 2008 Ekim, Kas›m ve Aral›k aylar›nda ‹mral› iflkence sisteminin doru¤a ç›kart›ld›¤›, Önder Apo’ya dönük her türlü fizikî ve psikolojik iflkenceyle birlikte aç›k bir imha tehdidinde bulunuldu¤u bilinmektedir. Önder Apo bunu kendisine “ya intihar, ya teslimiyet dayatmas›nda bulunulmas›” olarak tan›mlam›flt›. “Benden; özgürlükten, ülkeden, halktan, örgütten, insanl›ktan vazgeçmem isteniyor” demiflti ve dayatmalar ne olursa olsun bir milim bile gerilemeden bu dayatmalara karfl› direnerek halk›m›z›n özgürlük özlemlerini, aray›fl›n› ve mücadelesini sonuna kadar temsil edip yüksekte tutaca¤›n› ilân etmiflti. Nitekim savaflta elde edemedi¤ini bu kez Önderli¤e dönük bask›y› ve zulmü artt›rm›fl fakat bunu da elde edemedi¤ini gören ABD, bu kez üçlü ittifak sistemini harekete geçirerek Ekim sonunda Ba¤dat’ta yapt›¤› bir dizi toplant› ard›ndan yeniden PKK’yi imha ve tasfiye plân› ortaya ç›kartm›flt›. Bu plân biliniyor. Irak’›n Cumhurbaflkan› taraf›ndan da, Türkiye’nin Baflbakan› taraf›ndan da zaman zaman bu plânlar›n maddeleri deflifre edildi. Dört aflamal› PKK’yi tasfiye plân›n›n oldu¤u söylendi. Böylece yeni bir plânlama temelinde PKK’nin iradesi k›r›l›p teslim al›nmak amac›yla korkunç bir sald›r› süreci bafllat›ld›.

Bu yeni saldırı konsepti ağırlıklı olarak idolojik ve siyasi boyut içeriyor Bu yeni sald›r› ideolojik ve siyasî boyutu esas alan kapsaml› bir sald›r›d›r. Ba¤dat plân› do¤rultusunda bunun ad›n› “PKK’nin izole edilmesi aflamas›” olarak koydular. Yani PKK dünyadan ve demokratik güçlerden, Güney Kürdistan’dan, Kürt ulusal güçlerinden ve Türkiye’nin demokratik güçlerinden ve son olarak da 29 Mart yerel yönetim seçimlerinin AKP taraf›ndan kazan›lmas› sa¤lanarak halktan izole edilecek. PKK a¤›r bir siyasi kayba, daraltmaya u¤rat›larak marjinal bir örgüt konumuna düflürülerek, “terör örgütü” denip sald›r›lacak. ‹flte Ba¤dat tasfiye plân›n›n içeri¤i bu oluyor. Birinci aflamas› denen siyasi izolasyon aflamas› bu temelde yürütülüyor. Aral›k’tan bu yana hareketimize dönük korkunç bir ideolojik sald›r› gelifltiriliyor. Baflta Önder Apo olmak üzere hareketimizin bütün kutsal de¤erlerine en adî, en ahlâks›zca, en baya¤› küfürler edilerek sald›r›l›yor. Bu konuda ABD’den Avrupa’ya, Türkiye’den ‹ran’a kadar bütün devletlerin propaganda organlar› en çirkin bir özel savafl politikas› yürüttükleri gibi; her tülü floven, milliyetçi, ›rkç› çevre, faflist güç, yine Fethullahç› sahte dinci çevreler, sahte solcular, ilkel milliyetçiler, ajan ve hain güruh sald›r›ya geçirilmifl bulunuyor. Öyle ki, sanki dü¤meye bas›lm›flças›na hepsi sahibinin sesi olarak sald›r›yorlar. Özellikle baz› Avrupa beslemeleri var. Almanya’n›n, ‹sveç’in kuca¤›na oturmufllar, halk›m›z›n yüce de¤erlerine küfür ederek maafl al›p o pis yaflamlar›n› sürdürmeye çal›fl›yorlar. Ar damarlar› çatlam›fl, ars›zlaflm›fl güruh bunlar. Tam bir köhnemifl gericili¤in sesi konumundalar. Nas›l ki, böyleleri beslenir, haz›rlan›r da bir hedefe do¤ru zincirlerinden boflalt›lm›fl gibi sald›rt›l›rsa, bunlar da öyle bir sald›r› güruhuna benziyorlar. ‹nsan soyunun en düflkün, en ahlâks›z düzeyini temsil ediyorlar. Bu temelde geliflen korkunç küfürbazl›kla ba¤l› olarak siyasî plânda da AKP hükümeti, PKK’nin terör örgütü oldu¤unu tüm dünya düzeyinde kabul edilir ve canl›

ne te we .c om

askeri plânlamaya kadar götürülmüfltür. Sonuçta ABD-Türkiye-‹ran ittifak› temelinde 2007 Aral›k’›ndan itibaren hareketimize karfl› çok yo¤un bir askeri sald›r› süreci bafllat›lm›flt›r. Baflta Ana karargâh›m›z ve Botan karargâh›m›z olmak üzere Kuzey’de, Güney’de, Do¤u’da, Kürdistan’›n bütün stratejik alanlar›nda her türlü askeri güç kullan›larak gerilla güçlerimize yönelik yo¤un sald›r›larda bulunulmufltur. Bu, 16 Aral›k 2007 tarihinden itibaren Medya Savunma Alanlar›na dönük aç›k bir hava sald›r›s› halini al›rken; 20 fiubat 2008 tarihinde bafllat›lan Zap operasyonuyla HPG Ana karargâh› kuflat›lmak ve ezilmek istenmifltir. E¤er Zap operasyonu baflar›lsayd›, öyle anlafl›l›yor ki, ard›ndan bütün Medya Savunma Alanlar›na dönük askeri operasyonlar gelifltirilecek ve gerilla ezilmeye, Medya Savunma Alanlar›; Botan ve Zagros hatlar›m›z gerilla üslenme alanlar› olmaktan ç›kart›lmaya çal›fl›lacakt›. Böylece gerillaya vurulacak bir darbe temelinde Özgürlük hareketimizin direnci k›r›lacak ve çok çeflitli adlarla, sözde bar›fl planlar› dayat›larak hareketimiz teslim al›nmaya ve tasfiye edilmeye çal›fl›lacakt›.

3

Sahte barış projeleri ile PKK tasfiye edilmek isteniyor

ww

w.

1982 y›l›ndan itibaren ABD-‹srail ittifak›n›n Filistin Kurtulufl Hareketine dönük gelifltirdi¤i kuflatma, ezme, darbeleme ve teslim alma sürecinin bir benzeri PKK hareketine karfl› da uygulanacakt›. Gerillan›n darbelenmesi ard›ndan gündeme getirilecek sahte bar›fl projeleri ve ulusal konferanslara dayan›larak PKK’ye, “sorunu çözüyoruz” ad› alt›nda korkunç bir tasfiye süreci dayat›lacakt›. Fakat bütün bunlar Zap operasyonun yenilgiye u¤rat›lmas›yla bofla ç›kar›lm›fl, baflar›s›z k›l›nm›flt›r. 2008 fiubat sonundaki büyük Zap direnifli; ABD’den ‹ran’a ve Türkiye’ye kadar tüm gericili¤in içinde yer ald›¤› ve hareketimize dönük haz›rlanan böyle kapsaml› bir imha ve tasfiye plân›n› bofla ç›kart›p baflar›s›z k›lm›flt›r. Türk genelkurmay›n›n yo¤un bir propaganda ve iddiayla Ana karargâh› kuflat›p ezme amaçl› sald›r›s›n›n geri


SERXWEBÛN

AKP seçimi kazanmak için devletin tüm imkânlarını kullanmaktadır

AKP yönetimi, kendisine verilmifl bu görevi baflarmak için bin bir türlü oyuna ve hileye baflvurarak, devletin tüm imkânlar›n› kullanarak yo¤un bir çal›flma yürütmektedir. AKP’nin yapmad›¤› seçim hilesi ve kullanmad›¤› hiçbir f›rsat ve imkân kalmam›flt›r. Bunu seçime do¤ru daha da art›raca¤›, yeni yöntemlerle bu sald›r›lar› sürdürece¤i söylenmektedir. Her fleyden önce her türlü hileyi gelifltirmek üzere; TRT 6 televizyonundan Kürdoloji bölümlerinin üniversitelerde aç›lmas›na kadar bir dizi seçim oyunu ortaya ç›karm›flt›r. Güya PKK’nin kitle taban› bölünecek, parçalanacak, halk aldat›larak AKP’ye oy verir hale getirilecek. Kürt halk›na yasaklad›¤› Kürtçeyi, Baflbakan, TRT kanallar› serbestçe konuflabilmekte, halk›n

w.

ww

oyunu alabilmek için aldat›c› söylemlerde bulunabilmektedir. Bununla birlikte rüflveti, sat›n almay› en yüksek düzeye ç›karm›flt›r. Eskiden sadece kömür ve makarna da¤›t›l›rd›; flimdi çamafl›r makinesi, buzdolab› da¤›t›l›yor, insanlara nakit para veriliyor. Eskiden bütün bunlar gizli yap›l›rd›, yapanlar biraz utan›r, s›k›l›rlard›. fiimdi ar damarlar› tümüyle çatlam›fl, utanma, s›k›lma kalmam›fl, gizlilik diye bir fley yok, her fley 24 saat aç›ktan pazarda yap›l›yor. Pazarda koyun sat›n al›n›r gibi, koyun sat›n alma pazarl›¤› yap›l›r gibi oy sat›n alma pazarl›klar› yap›l›yor. Buz gibi so¤uk suya sahip olan Dersim’e, hem de k›fl günü buzdolab› da¤›t›larak halk aldat›l›p oylar› sat›n al›nmak isteniyor. Bunlar da yetmiyor; valilerin, kaymakamlar›n rüflvet da¤›tma ifllerini düzenledi¤i bu seçim çal›flmalar›nda, bir de ordu güçlerine görev düflüyor. fiemdinli’den, Serhat’a, Urfa’ya kadar her alandaki askeri yetkililer AKP adaylar›n› bizzat belirledikleri gibi, köy köy, mahalle mahalle, ev ev dolaflarak DTP’ye oy vermemeleri, oylar›n› AKP’ye vermeleri için halk› tehdit ediyorlar. Yo¤un bask› kurmufllar, her türlü sald›r›y› sürdürüyorlar. Böylece halk› korkutarak, sindirerek oylar›n AKP’ye verilmesini sa¤latmaya çal›fl›yorlar. En az›ndan DTP’ye oy verilmesini önlemek istiyorlar. Böylece görülüyor ki, AKP 29 Mart yerel yönetim seçimini kazanabilmek için her türlü yönteme baflvuruyor. Seçim günü de her türlü hileye baflvuraca¤› aç›kça anlafl›l›yor.

ew e. c

fiimdi son raunt 29 Mart yerel yönetim seçimleri oluyor. Bütün bu ideolojik ve siyasi sald›r›n›n, kuflatma ve tecrit etme operasyonunun en son aya¤› 29 Mart yerel yönetim seçimleridir. Kürdistan’da AKP’nin kazanmas› sa¤lanarak PKK’nin, halk deste¤i olmayan, marjinal bir örgüt oldu¤u dünya aleme gösterilmek istenmektedir. AKP’yi kapatma davas›n›n bu nedenle reddedildi¤i anlafl›lmaktad›r. Bu çerçevede de AKP’ye yerel seçimleri kazanma görevi verilmifltir. Bu görevi baflarmas› amac›yla AKP’nin iktidarda tutulmas› öngörülmüfltür.

ne t

tutulur k›lmak için âdeta diplomatik alanda f›r dönüyor. En son Irak’›n Maliki yönetimine de “PKK terör örgütü” dedirttiler. Güney Kürdistan yönetimine ayn› fleyi söyletebilmek için her türlü tehdidi yap›yorlar; bask› uyguluyorlar, en büyük tavizleri veriyorlar. Di¤er yandan, k›fl boyu PKK’nin yak›n tecridini sa¤layabilmek için yo¤un çaba harcad›lar. 15 fiubat’ta sözüm ona Kürtlerle ilgili toplant› yapt›rd›lar. Güya Türkiye ile Güney Kürdistan yönetiminin iliflkilerini düzeltecek, PKK ile Güney Kürdistan yönetimini çat›flmal› hale getirecek bir toplant›n›n gerçeklefltirilmesi öngörülmüfl bulunuyor. Tabi içeri¤inin ne oldu¤unu sormaya, araflt›rmaya gerek yok; 15 fiubat Önder Apo’ya yönelik uluslararas› komplo gününün seçilmesi toplant›n›n nas›l bir amaç güttü¤ünü ve kimin sesi oldu¤unu ortaya koymak aç›s›ndan yetiyor. Gayet anlafl›l›r bir sald›r› durumunu ifade ediyor. Bununla sözde PKK Güney Kürdistan’dan tecrit edilmek, Güney Kürdistan yönetimiyle çeliflkili ve çat›flmal› hale getirilmek isteniyor. Di¤er yandan Türkiye’nin sol demokratik güçlerinden PKK’yi tecrit edebilmek için, özellikle seçim sürecinde ortaya ç›kabilecek iliflki ve ittifaklar› engelleme do¤rultusunda bin bir oyun tezgâhlad›klar› çok iyi biliniyor. Çat› Partisinin oluflumunu engellemek için, Bar›fl Meclisinin çal›flmalar›n› sekteye u¤ratmak için, yerel yönetim seçimlerinde tüm sol demokratik güçlerin DTP’yle birlikte en ileri düzeyde ortak bir ittifak oluflturmalar›n› engellemek için her tür provokatif sald›r›ya, oyuna baflvurduklar› tart›flmas›zd›r. Nitekim böyle önemli bir dönemde, tarihi bir süreçte ittifak ve iliflki düzeyini zay›flatmaya dönük sonuçlar almak için baz› ad›mlar att›lar ve giriflimlerde bulundular. Bunlar sonuçta baflar›s›z k›l›nd›. Hewlêr toplant›s› amaçlanan›n çok gerisinde, fazla etkinli¤i olmayan bir toplant› düzeyine düflürüldü. 29 Mart yerel seçimleri için tüm demokratik güçlerin ittifak›n›n yarat›lmas› do¤rultusunda önemli sonuçlar al›narak PKK’nin Türkiye ortam›ndan tecrit edilmesi çabalar› önemli ölçüde baflar›s›z k›l›nd›.

Mart 2009

om

4


Mart 2009

SERXWEBÛN mokratik çevreler içerisinde yo¤un bir deste¤e sahip. Seçim meydanlar› h›zlanm›fl ve hareketlenmifl durumda. Newroz’la birleflen bu propaganda, gerçekten de bir yan›yla büyük coflku ve heyecan içeren bayram havas›nda sürerken, di¤er yan›yla Erdo¤an-BaykalBahçeli aras›nda bir sokak kabaday›s›n›n küfürleflmesi temelinde sürüp gidiyor. Öyle ki, alttan anlaflmal› olan bu güruh, üstte güya birbiriyle çok çat›flmal›ym›fl görüntüsü vererek halk› aldatmaya, milleti sand›¤a çekmeye ve oylar›n› elde etmeye çal›fl›yorlar. Böylece her fleyin seçim sonuçlar›na ba¤l› oldu¤u bir siyasî süreç yaflan›yor. Âdeta herkesin ne yapaca¤›n› seçim sonuçlar›na ba¤lam›fl oldu¤u bir dönemi yafl›yoruz. En baflta ABD böyle bir politika izliyor. Yeni ABD yönetiminin, Bush yönetiminin izledi¤i politikalardan yapmak istedi¤i de¤iflikliklerin pratikleflmesinin bile Türkiye’deki 29 Mart yerel seçim sonuçlar›na ba¤l› oldu¤u görülüyor. Nitekim Obama yönetimi Filistin’de, Irak’ta, Kürdistan’da sükûneti yaratmaya ve çat›flmay› Afganistan-Pakistan hatt›na kayd›rmaya çal›fl›rken herkesten çok Türkiye’nin deste¤ine ihtiyaç duyuyor. Elbette Türkiye’de de AKP gibi bir dedi¤ini iki etmeyen iflbirlikçi bir yönetimin varl›¤›na ihtiyaç duyuyor. Onun için de AKP’nin 29 Mart seçimlerini kazanabilmesi için herkesten çok ABD destek veriyor, çaba harc›yor. Öyle ki, Tayyip Erdo¤an’›n Davos’ta ‹srail Cumhurbaflkan›na neredeyse küfür etmesine bile ses ç›karmad›lar. Yeter ki Tayyip Erdo¤an ve AKP puan kazans›n ve sonuçta 29 Mart yerel seçimlerinden baflar›l› ç›ks›n. Onun için her türlü küfrü yemeye de, her türlü imkân› ve deste¤i vermeye de haz›r görünüyorlar. Niçin? AKP yönetimindeki Türkiye’yi Ortado¤u’da kendi siyasî stratejileri do¤rultusunda istedikleri gibi kullanabilmek için. Filistin’in, Irak’›n, Kürdistan’›n denetim alt›nda tutulmas›nda, Afganistan-Pakistan hatt›nda savafl›n sürdürülmesinde herkesten çok AKP yönetimindeki Türkiye’yi kullanmak istiyorlar. Neredeyse Obama yönetimi bütün umudunu buraya ba¤lam›fl, politikalar›n› bununla birlefltirmifl gibi görünüyor. Nitekim bu nedenle yeni D›fliflle-

ri Bakan› Bayan Clinton’› Ankara’ya gönderdiler. Ankara’da yeni ABD yönetimi de yüksek sesle PKK’nin “ortak düflman” oldu¤unu ilân etti. Obama yönetimi ilk icraatlar›ndan biri olarak PJAK’›n terör örgütü ilân edilmesi karar›n› ald›. Bütün bunlar gayet aç›k ve anlafl›l›r giriflimlerdir. Besbelli ki, ABD bu yaklafl›mlar temelinde hem Türkiye’nin, hem de ‹ran’›n bir biçimde deste¤ini almaya çal›fl›yor. Türkiye’yi daha çok kullanmak isterken, ‹ran’› da bu yöntemlerle en az›ndan bir süreli¤ine etkisiz hale getirmek istiyor. Bunun için Türkiye-‹ran görüflmelerinin h›zland›¤› gözleniyor.

ne te we .c om

“Seçim çalışmaları Newroz’la bir yandan bayram havasında sürerken, diğer yanıyla Erdoğan-Baykal-Bahçeli arasında bir sokak kabadayısının küfürleşmesi temelinde sürüp gidiyor. Öyle ki, alttan anlaşmalı olan bu güruh, üstte güya birbiriyle çok çatışmalıymış görüntüsü vererek halkı aldatmaya, oylarını elde etmeye çalışıyorlar”

5

AKP’nin arkasında devlet ABD ve tüm gerici güçler var

ww

w.

Kürdistan’daki seçimde sadece AKP yok; AKP bir kimlik, onunla devlet temsil ediliyor, arkas›nda ordu var, devlet var, hukuk var, sermaye var, ABD var; bütün gericilik AKP’nin arkas›nda. Daha ötesi, CHP ile MHP var. Onlar da oturup anlaflm›fl durumdalar. Kürdistan’da AKP’yi destekleme karfl›l›¤›nda baz› yerlerde de CHP ve MHP adaylar›na destek veriliyor. Böylece AKP tüm gericili¤in bileflik temsilcisi olarak 29 Mart seçimlerini kazanmak istiyor. Bu temelde süren çok yo¤un bir seçim mücadelesi var. Seçimler flimdiden bir yerel yönetim belirleme seçimi olmaktan çoktan ç›km›fl durumda; AKP için bir referandum konumundad›r. fiunu herkes netçe görüyor ki, seçimi kaybetti¤i gün AKP iktidarda sonun bafllang›c›n› yaflayacakt›r. Kürdistan’da seçimi kazanamayan bir AKP’yi bu devletin ve ordunun iktidarda tutmayaca¤›, daha da ötesi, belki de Erbakan’dan ve Özal’dan daha beter yapaca¤› aç›kt›r. Onun için seçimler herkesten çok AKP için bir varl›k yokluk meselesi haline gelmifl durumdad›r. Onun için de bu rantç› güruh tüm gücüyle seçime yükleniyor ve her türlü oyuna, hileye baflvurarak mutlaka seçimleri kazanmak istiyor. Buna karfl› demokratik siyasî güçlerin de önemli bir çabas› var. DTP etraf›nda oluflan bu demokrasi blo¤u Kürdistan’›n flehir ve kasabalar›nda, yine Türkiye’deki Kürt kitleleri ve de-

ABD işbirlikçisi AKP hükümeti iş başında

ABD’nin politikalar› do¤rultusunda AKP hükümeti, ‹ran, Irak, hatta Suriye’yle Kürtleri denetim alt›nda tutacak yeni bir politik yap›lanma ortaya ç›kartmak için harekete geçmifl bulunuyor. Besbelli ki, AKP’nin kaderi de ABD politikalar›yla yüzde yüz birleflik durumdad›r. Öyle ki, Türkiye’de flimdiye kadar hiç bu denli ABD iflbirlikçisi olan bir yönetim ifl bafl›na gelmemifltir. Her halde Türk Genelkurmay› da, kendisi bir fley yapamay›nca, savaflta sonuç alamay›nca bu giriflimlere umut ba¤l›yor. Buna dayanarak kendisi için yeni f›rsatlar›n aç›lmas›n› umut ediyor. ABD ve AKP çeflitli yollarla PKK’yi geriletir, zay›flat›rlarsa, bir f›rsat do¤up ezme ve imha etme sald›r›s›n› yürütebilirim umudu ve hesab›yla bekliyor. Dikkat edilirse, ordu çok fazla askeri gücünü kullanm›yor. Asl›nda Eylül 2008’de terörle mücadele kurulunu günlerce toplad›lar ve yeni bir imha ve tasfiye plân› haz›rlad›lar. Biz buna k›smî katliam ve tehcir politikas› diyoruz. Yani MHP’nin önerdi¤i, “tampon bölge”ye dayal› bir imha ve tasfiye plân›n› ‹lker Baflbu¤ yönetiminin haz›rlam›fl oldu¤undan hiçbir kuflkumuz yok. Fakat bunu uygulayam›yor. Mevcut durumda uygulama koflullar› yok. O koflullar› yaratmaya çal›fl›yor. O koflullar›n oluflmas›n› bekliyor. E¤er ABD ile AKP politikalar› bir biçimde bunun koflullar›n› yarat›rsa, f›rsat bu diyerek sald›r›ya geçip Kürt soyk›r›m›n› ta-


SERXWEBÛN

İran ABD ile gizli bir siyasî uzlaşı içinde

ww

w.

ne t

Di¤er yandan ‹ran’›n politikalar› aç›kt›r. ‹ran her ne kadar ABD ile gizli uzlaflmalar içine girmifl olsa da, öyle çok fazla ve k›sa sürede ABD ile tam bir politik uyuma ulaflmas› mümkün de¤ildir. Onlar›n politik güven içerisinde olmalar› zor. Fakat flimdi siyasî ortam birbirlerinden destek almalar›n› gerektiriyor, onun için gizli bir siyasî uzlaflma yapm›fl bulunuyorlar. ABD PJAK’› terör örgütü sayarak ‹ran’a mesaj ve destek verdi. Her halde onun karfl›l›¤›nda da ‹ran’dan belirtti¤imiz alanlara dönük; Filistin, Kürdistan, Irak, Afganistan sahalar›na dönük baz› destekler almaya çal›flm›flt›r. Ancak bu öyle kapsaml› bir uzlaflma olamaz. ABD-‹ran uzlaflmas›n›n öyle h›zl› ve k›sa sürede olmas› mümkün de de¤ildir. Güncel politika gere¤i gizli uzlaflmalarla hareket etseler de, özünde aralar›ndaki çeliflki ve gizli çat›flma devam edecektir. Her f›rsatta hem ‹ran, hem de ABD, karfl›t›n›n politikalar›n› bofla ç›kartmak, yenilgi almas›n› sa¤latmak için sald›r›lar›n› ve çabalar›n› sürdürecektir. Bu da ABD-‹ran çeliflkisinin devam edece¤i; ‹ran’›n, ABD’nin bölgedeki politikalar›n›n baflar›s›z k›l›nmas› için her türlü gizli-aç›k çabaya baflvuraca¤› anlam›na gelmektedir. Irak yönetimi yeniden Türkiye, ‹ran ve Suriye yönetimleriyle ittifak yaparak Kürdistan üzerinde hâkimiyet yaratma aray›fl›na girmifl gözüküyor. Neredeyse Kürdistan üzerinde yeni bir inkâr ve imha sistemi yaratmaya çal›fl›yorlar. ‹çinde bulundu¤umuz siyasî koflullar› bunun için uygun ve imkân sunuyor görüyorlar. Çünkü flu ortaya ç›kt›: ABD’nin eski yönetimi III. Dünya savafl› ad›n› verdi¤i sald›r›yla bölge statükosunu Afganistan ve Irak’ta k›rd›, parçalad›. Art›k eski statükonun bir daha geri gelmesi mümkün de¤ildir. Yine yedi-sekiz y›ld›r uygulad›¤› yo¤un bask›ya dayanarak baflta Suriye ve ‹ran olmak üzere bölgedeki karfl›t yönetimlerin politikalar›nda

ciddî de¤ifliklikler ortaya ç›kard›. Böylece bölge statükosu k›smen de¤iflti, k›r›ld›, afl›ld›. Fakat Bush yönetiminin öngördü¤ü biçimde bütün statüko darmada¤›n edilerek Büyük Ortado¤u Projesinin baflar›yla gerçekleflmesinin önü aç›lamad›. ABD belli darbeler vurdu, ama sald›r›lar›n› ileri götüremedi. ‹ran’a ve Suriye’ye yöneltemedi. fiimdi geçici bir süreli¤ine de olsa bölge statükosuyla k›smî bir uzlaflma aray›fl› içerisindedir. Ne statüko eskisi gibidir-bölgede -I. Dünya savafl› sonras›nda yarat›lan siyasi yap›y› koruyor- ne de ABD 11 Eylül 2001 ikiz kule sald›r›lar› ard›ndan oluflturdu¤u politikas›n› oldu¤u gibi yürütür konumdad›r. ABD’nin de bu süreçte politikalar›nda ciddi de¤ifliklik olmufltur. Böylece küresel sermaye siyasetiyle bölge statükoculu¤unun bir tür karma uzlaflmas›n› ortaya ç›karma yönünde çabalar var. Böylece uzun vadeli olmasa da, k›sa vadeli bir yap› arz etse de, son yedi-sekiz y›ll›k büyük mücadele içerisinde ortaya ç›kan sonuçlara dayal› yeni bir bölge statükosu oluflturulmaya çal›fl›ld›¤›, bölgenin yeni bir siyasî yap›ya kavuflturulmas›, bu temelde bir uzlaflma aray›fl›n›n sürdürülmesi çabas› içinde olundu¤u gözleniyor. Bu da her fleyden önce Kürdistan’›n statüsünün ne olaca¤› sorusunu gündeme getiriyor. ‹flte böyle bir noktada Türkiye, ABD’den güç alarak, ‹ran’la da ittifak yaparak, KDP ve YNK’yi kendi çizgisini kabul etmeye zorlayarak Kürdistan üzerinde yeni bir inkâr ve imha statüsü yaratmaya çal›fl›yor. Eskisi gibi Kürdistan tümden inkâr edilemiyor. Güney Kürdistan’›n Irak yap›lanmas› içinde oldukça genifl bir özerkli¤e sahip siyasî yap›s›n› bu yeni sistem Kerkük’ü Güney Kürdistan’›n d›fl›nda tutmaya çal›flarak kabul etmek zorunda kal›yor. Öyle anlafl›l›yor ki, AKP hükümeti ‹ran’› ve Suriye’yi de raz› ederse, Kürtlere dile dayal› baz› haklar vererek Kuzey, Do¤u ve Bat› Kürdistan’da da Kürt sorununun çözülmüfl oldu¤u izlenimini yaratmak istiyor. Böylece, Kürtçe serbest b›rak›ld› denerek ve Güney Kürdistan’›n statüsü tan›narak di¤er Kürdistan parçalar›ndaki Kürt

varl›¤› tasfiye edilmek isteniyor. Bütün parçalarda gerçeklefltirilecek Kürt soyk›r›m› bu biçimde, küçük bir Kürdistan parças›n›n siyasî statüsünün tan›nmas› temelinde gerçeklefltirilmek hedefleniyor. Türkiye yönetiminin ABD ile böyle bir çaba içerisinde oldu¤u anlafl›l›yor. Özellikle AKP’nin bunu kabul etmeye haz›r oldu¤u, PKK’ye karfl› ancak Güney Kürdistan yönetimiyle bu temelde ittifak edebilece¤i ortaya ç›k›yor. Öyle anlafl›l›yor ki, bunu ‹ran ve Irak yönetimlerine de kabul ettirmek istiyorlar. Abdullah Gül’ün son ‹ran gezisi bununla ba¤lant›l›d›r. ‹ran’›n buna nas›l bakt›¤› çok a盤a ç›kmam›flt›r. Yans›yan bilgilere göre ‹ran’›n bu tür fleylere çok s›cak bakmad›¤›, Türkiye’nin yönlendirmesi alt›nda ne ABD ile iliflki kurmak istedi¤i, ne de böyle bir plâna kat›lmak istedi¤i yönünde bir izlenim vermektedir. Ancak ‹ran’›n pragmatik ve de¤iflken politikas› dikkate al›nd›¤›nda böyle bir politikan›n içine tüm boyutlar›yla kat›lma ihtimali de vard›r.

ew e. c

mamlay›c› darbeleri vurman›n haz›rl›¤›n› yapm›fl sinsice mevzide bekliyor.

Mart 2009

om

6

Seçimlerdeki siyasî başarılar bölge gericiliğinin plânlarını bozacaktır

fiimdi seçim sonuçlar›na dayal› olarak böyle yeni politikalar uygulamak üzere projelerin olufltu¤u, ittifaklar›n yarat›lmaya çal›fl›ld›¤›, görüflmelerin yap›ld›¤› anlafl›l›yor. Bunlar›n gerçekleflip gerçekleflmeyece¤i, ya da hangi politik projelerin pratikte hayata geçirilece¤inin seçim sonuçlar›na göre belirlenece¤i anlafl›l›yor. Bu anlamda 29 Mart yerel yönetim seçim sonuçlar› Türkiye için oldu¤u kadar, bölge politikalar› aç›s›ndan da büyük önem arz ediyor. En çok da Kürdistan üzerindeki mücadelenin nas›l geliflece¤i konusunda kesinlikle belirleyici bir öneme sahip bulunuyor. fiunu iyi bilelim: Bir, e¤er AKP 29 Mart yerel yönetim seçimlerini Kürdistan’da kaybederse, demokratik siyasî güçler ezici bir seçim zaferi kazan›rlarsa, söz konusu etti¤imiz bütün plânlar bofla ç›kart›lacak ve yenilgiye u¤rat›lm›fl olacak. Nas›l ki, Zap operasyonunun yenilgisi ona dayal› birçok siyasi plan ve projeyi bofla ç›kard›ysa; nas›l ki, Önder


Mart 2009

SERXWEBÛN te demokratik siyaset aç›s›ndan, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç›s›ndan 29 Mart yerel yönetim seçimleri bu denli önemli hale gelmifltir.

Başbuğ-Erdoğan uzlaşısı PKK’ye karşı yeni bir savaş planıdır

pazarl›klar, yine Türkiye yönetiminin KDP ve YNK ile sürdürdü¤ü pazarl›klar bu temeldedir. Böyle bir konumu elde ederse, AKP 29 Mart yerel seçimlerini kazan›rsa, bunun ard›ndan Güney Kürdistan yönetimini tan›d›¤›n› ilân ederek, Hewlêr’de konsolosluk açarak Güney Kürdistan yönetimiyle uzlaflmaya girip onlar›n da deste¤ini alma temelinde Kuzey Kürdistan’da ulusal demokratik direnifli, Özgürlük hareketimizi tasfiye etmek için kapsaml› bir askeri sald›r›ya giriflme hesaplar› yapmaktad›r. Bunu bir yandan kendisi yaparken, di¤er yandan benzer bir durumun Do¤u Kürdistan’da yürütülmesi için ‹ran ile de çeflitli pazarl›klar içine girmeye çal›flmaktad›r. Bu da önemli bir durumdur. AKP’ye bu temelde devlet ve ordu destek vermektedir. AKP’nin kapat›lmamas› bunun karfl›l›¤› olarak ortaya ç›km›flt›r. ‹lker Baflbu¤-Tayyip Erdo¤an uzlaflmas› bu çerçevededir. PKK’ye karfl› yeni bir savafl plân› do¤rultusunda uzlaflma sa¤lanm›flt›r ki, bu savafl plân› da tamamen böyle bir içerik tafl›maktad›r. Bu iki olas›l›k d›fl›nda geriye elbette bir üçüncü olas›l›k kal›yor. Bu da ne AKP’nin ne de DTP’nin tam ve güçlü bir seçim zaferi kazanma durumudur. Yani her iki partinin seçim sonuçlar›n› birbirine yak›n olarak tamamlamas›d›r. Böyle bir durumda öyle anlafl›l›yor ki, ABD plânlar› devreye girecektir. ABD’de böyle bir sonucu arzu etmekte ve beklemektedir. E¤er böyle bir sonuç ç›karsa, o zaman bir yandan AKP’yi daha çok prati¤e sevk edecek, di¤er yandan ise Güney Kürdistan yönetimini devreye koyarak PKK’yi bir tür silâhs›zland›rma ve etkisizlefltirme aray›fl› içerisine girecektir. ‹flte baz› çevrelerin PKK’yi silâhs›zland›rma temelinde yürüttükleri tart›flma buradan gündeme gelmektedir. Yine baz› çevrelerin yaklafl›m›na göre Güney Kürdistan’da haz›rlanmak istenen Kürt konferans› güya bu çerçevede yap›lmak istenmektedir. Celal Talabani’nin “Türkiye’de toplanacak konferans PKK’ye silahs›zlanma dayatacak” demesi, bu çerçevede anlafl›lmal›d›r. Daha toplanmadan hangi tart›flmalar› yapt›¤› ve hangi ilkeleri belirledi¤i belli

ne te we .c om

Apo’ya dayat›lan iflkenceye karfl› Önderli¤in gösterdi¤i direnifl PKK’yi teslim almaya dönük projeleri bofla ç›kard›ysa; 29 Mart seçimlerinde de demokratik siyasi güçlerin güçlü bir sonuç almalar›, yani önemli bir siyasi zafer kazanmalar› seçimlere dayal› baflta ABD ve AKP olmak üzere birçok gerici çevrenin ortaya ç›kard›¤› plan ve projenin bofla ç›k›p yenilgiye u¤ramas›n› gündeme getirecektir. Askeri yenilgi ve Önderlik direnifli plânlar› bozmufltur; 29 Mart seçimlerini demokratik siyasetin kazanmas› temelinde ortaya ç›kart›lacak siyasî baflar› da yeni oyunlar› ve plânlar› bozacak, bofla ç›kartacak, PKK’ye dönük imha ve tasfiye plânlar› yeniden tuz buz olacak. Özellikle ABD’nin; bir yandan AKP’yi kullanarak, di¤er yandan Güney Kürdistan yönetimini devreye koyarak, bunlara bir de Irak ve ‹ran yönetimlerini katarak yürütmeye çal›flt›¤› PKK’nin dinamik gücünü ezme ve geri kalanlar›n› sistem içine çekip eritme biçimdeki oyun kesinlikle bozulmufl, bofla ç›kart›lm›fl ve baflar›s›z k›l›nm›fl olacakt›r. O nedenle 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde demokratik siyasetin zafer kazanmas›, Zap operasyonunun sonuçlar› kadar önemli bir siyasî geliflmeye yol açacakt›r. Özgürlük hareketimize dönük yürütülmeye çal›fl›lan imha ve tasfiye plânlar›n›n büyük ölçüde bofla ç›kart›lmas›n› sa¤layacakt›r. En az›ndan bu plânlar oldu¤u gibi uygulanamayacaklar. Bu güçler aç›s›ndan yeniden plânlar yapmak, yeni aray›fllara girmek bir ihtiyaç haline gelecektir. ‹fl-

7

ww

w.

‹ki, e¤er 29 Mart seçimlerini DTP ve demokratik güçler kaybeder, tersine AKP’nin seçimden baflar›yla ç›kt›¤› ilan edilirse, bunun sonucunun Özgürlük hareketimize ve halk›m›za dönük çok kapsaml› bir askeri sald›r› olaca¤› tart›flma götürmezdir. Nitekim Türk Genelkurmay› aylard›r bunun haz›rl›¤›n› yapmakta ve mevzide beklemektedir. Bekledi¤i ve bulmak istedi¤i sonuç iflte bu olmaktad›r. Yani AKP’nin Kürdistan’da seçimi kazanarak PKK’nin; kitle taban› olmayan, marjinal, halktan kopuk örgüt durumuna düflürüldü¤ünün kamuoyuna gösterilmesi olmaktad›r. Bunu yakalad›¤› an, böyle bir f›rsat› ele geçirdi¤i an Türk Genelkurmay›n›n k›smî katliam ve tehcir plân› dedi¤imiz kapsaml› bir imha ve tasfiye sald›r›s›n› gündeme getirece¤inden asla kuflku duyulmamal›d›r. Bu, bir yandan katliamlar içerece¤i gibi, di¤er yandan Türkiye-‹ran ve Türkiye- Irak s›n›r›nda tampon bölge yaratmak üzere birçok flehir ve kasaban›n boflalt›lmas› gibi, zorla insanlar›n flehir ve kasabalardan sürgün edilerek, bu alanlar›n yasak, bofl arazi haline getirilmesi gibi bir uygulamaya kadar vard›r›labilecektir. Nitekim Türkiye yönetiminin ABD ile yürüttü¤ü


SERXWEBÛN

PKK’nin özgür ve bağımsız duruşu ABD’nin önünde engel oluşturuyor

ww

w.

ne t

ABD’nin aray›fl› da bu temeldedir. Hem Türkiye ve Irak’› birlefltirerek kendi politikalar› do¤rultusunda Ortado¤u’da kullanmak istemektedir, hem de Kürtlerin gücünü bu ittifaka dâhil ederek benzer biçimde kullanmay› arzu etmektedir. Bunun önünde flimdi PKK’nin özgür ve ba¤›ms›z duruflu engel oluflturuyor. ‹flte ABD bu engeli aflabilmek için 2007’den bu yana bir y›¤›n çaba yürütüyor. Zap operasyonu bu çaban›n askeri bölümüydü. Baflar›s›z kald›. Önderli¤e dönük bask›lar bu çaban›n bir bölümüydü, baflar›s›z kald›. fiimdi 29 Mart seçimlerine giderken PKK’yi izole etme, tecrit etme, siyaseten daraltma, zay›flatma bu çaban›n siyasî bölümü oluyor ve ABD seçim sonras›nda oluflacak duruma göre böyle bir sonuç almak istiyor. Çok aç›k ki, hareket ve halk olarak biz de tüm bu olas›l›klara ve bunlar d›fl›nda da gündeme gelebilecek her türlü olas›l›¤a göre haz›rl›kl› olmak ve politika yürütmek durumunday›z. Hareket olarak biz bu durumu geçen y›llarda da tart›flt›k. Bu siyasî süreci an› an›na takip etti¤imiz gibi, bir de yönlendirmeye çal›flt›k. Pasif bir taraf› de¤ildik, aktif bir taraf›yd›k. Oldukça anlayarak, örgütlü karfl›layarak, direnerek bu süreci kendi lehimize yönlendirmeye ve yürütmeye çal›flt›k. 2007

ve 2008 y›llar› bu temelde geçen çok kapsaml› ve özgürlük mücadelesi y›llar› oldu. fiimdi 2009 bahar›nda da siyasî-askeri durumun bütün karmafl›kl›¤›na, derinli¤ine ve kayganl›¤›na ra¤men yine de büyük bir direnç ve mücadele içinde bulunuyoruz. Bu süreci 2008 Aral›k’›nda yapt›¤›m›z ideolojik ve siyasî yönetim toplant›lar›m›zda kapsaml› de¤erlendirmeye tabi tuttuk. Parti yönetimimiz ideolojik plânda, küfre dayal› sald›r›lar karfl›s›nda sa¤lam ve yeterli bir ideolojik mücadelenin bu alanda Önderli¤i sahiplenip savunman›n nas›l olaca¤›n› de¤erlendirdi ve kapsaml› plânlar gelifltirdi. Bunlara dayal› olarak biz de üç ay› aflk›n süredir çok yo¤un bir ideolojik mücadele yürütüyoruz. Propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›n› eskiye göre kat kat daha fazla gelifltirmeye çal›fl›yoruz. Yine Yürütme Konseyimiz yapt›¤› toplant›da bu sürecin politik ayr›nt›lar›n› derinli¤ine tart›fl›p de¤erlendirerek, bunlara karfl› izleyece¤imiz politikalar›n neler olmas› gerekti¤ini tespit etmifltir. Hareket olarak daha y›l sonuna gelmeden bu konuda gerekli çözümlemeleri yap›p kararlar›m›z› alarak kendimizi plânl› hale getirdik. Yo¤un bir politik mücadeleyi bu çerçevede yürütüyoruz. Bütün karmafl›kl›¤›na ve kayganl›¤›na ra¤men halen politik mücadelenin en aktif güçlerinden birisiyiz. Gerçek anlamda öznesiyiz. Birçok politik oyunu bozduk; özellikle AKP’den gelen oyunlar› bozduk. Yine iflbirlikçi ajan çevrelerden gelen oyunlar› bozduk. Baz› güçlerin zay›f tutumlar›n› bofla ç›kard›k, etkisizlefltirdik. Sonuçta 29 Mart seçimlerine giderken demokratik siyaset en güçlü dönemlerinden birini yafl›yor. Özgürlük hareketimiz Kürt halk›n›n serh›ldan› temelinde çok yüksek bir mücadele düzeyine ulaflm›fl bulunuyor. Her türlü siyasî olas›l›¤a göre çeflitli komisyonlar›m›z araflt›rma inceleme çal›flmalar› yürütüyorlar. Her türlü geliflmeye karfl› haz›rl›kl› olmaya ve süreci özgürlük ve demokrasi hareketimizin ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirmeye çal›fl›yoruz. HPG Askeri Konsey toplant›s› benzer de¤erlendirmeleri askeri aç›dan yapm›fl ve gelece¤e haz›rlam›fl bulunmaktad›r. Gerillan›n 1 Haziran 2004

At›l›m› temelinde, geçen befl y›ll›k düflük yo¤unluklu aktif savunma sürecinin kapsaml› de¤erlendirmesini yaparak gelecek aç›s›ndan sonuçlar ç›karm›flt›r. Geliflmeleri de¤erlendirdi¤i gibi, hata ve eksikleri bulup dersler ç›kard›. Böylece geçmiflin dersleriyle kendini donatarak yeni sürece daha güçlü bir biçimde haz›rlanm›fl bulunuyor. Bu temelde kendini kararlaflt›rd›, yeniledi, de¤ifltirdi. Kapsaml› bir plânlamaya kavuflturarak üç ay bu çerçevede yo¤un bir e¤itim ve haz›rl›k çal›flmas› yürüttü. fiimdi gerilla cephesi de seçim sonras›n›n olas› geliflmelerine karfl› böyle güçlü bir biçimde haz›rl›k yapm›fl durumdad›r. Bu noktada flunu net söyleyebiliriz: Demokratik siyaset kazan›r, PKK’yi imha ve tasfiye plânlar› bofla ç›kar, yeni bir siyasî durum ortaya ç›karsa, bu geliflmeyi Kürt sorununun demokratik siyasî çözümü çerçevesinde, Türkiye’nin ve Ortado¤u’nun demokratiklefltirilmesi do¤rultusunda kal›c› bir siyasi kazan›ma dönüfltürmek için çok yo¤un ve aktif bir siyasi mücadele yürütme durumu da ortaya ç›kabilir. Böyle bir mücadelenin neleri içerece¤i konusunda flimdiden haz›rl›klar yap›yor, inisiyatifli davranarak kazan›mlar› en güçlü siyasî sonuçlara dönüfltürmeyi hedefliyoruz.

ew e. c

olmadan düflündükleri konferans›n karar›n› aç›klamas›, nas›l bir toplant› amaçlad›klar›n› göstermektedir. E¤er böyle bir amaçla toplan›rsa buna bir Kürt konferans› de¤il de PKK’yi tasfiye etme plan›n›n bir parças› olarak de¤erlendirmek daha do¤ru olur. Yani AKP ve Güney Kürdistan yönetimi devreye konarak bir tür s›n›rl› dil ve kültür haklar›n›n Kuzey Kürdistan’da da Kürtlere verilmesi ve Güney Kürdistan yönetiminin tan›nmas› karfl›l›¤›nda PKK’nin silâhs›zland›r›lmas›, böylece ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n›n Kürtleri de içine alacak fleklinde sa¤lanmas›, PKK’nin böyle bir ittifak önünde engel olmaktan ç›kart›lmas› gerçeklefltirilmifl olacakt›r.

Mart 2009

om

8

PKK’nin güçlü bir direniş içerisinde olacağı tartışmasızdır Di¤er yandan, e¤er demokratik siyaset zay›f düfler de AKP seçimi kazan›r, buna dayanarak k›smî katliam ve tehcir politikas› dedi¤imiz bir plânlama do¤rultusunda bir askeri imha ve tasfiye sald›r›s›yla yüz yüze gelirse, buna karfl› da aktif savunma savafl›n› orta yo¤unluklu düzeye ç›kartarak güçlü bir direnifl içerisinde olaca¤›m›z tart›flmas›zd›r. Hem gerilla, hem de halk olarak flimdiden böyle bir direnifli çok yönlü ve güçlü bir biçimde haz›rlanm›fl durumday›z. Bu haz›rl›klar›m›z› daha da güçlendiriyor, gelifltiriyor ve ileri götürüyoruz. Bütün alanlardaki gerilla güçlerimiz k›fl boyu kendilerini buna haz›rlad›lar, bu temelde e¤itip yenilediler, bu temelde yeni planlar gelifltirdiler, bu temelde pratik haz›rl›klar yapt›lar. fiimdi mevzi-


Mart 2009

SERXWEBÛN dan önemli bir durufl ortaya ç›karm›flt›r. Newroz’da halk›n duruflu her türlü tasfiye planlar›n› bofla ç›karacak bir irade olarak Kürt sorunuyla ilgili herkese gerekli mesaj› vermifltir. Masa bafl›nda tasfiye planlar› yapanlar›n sadece gerillay› de¤il, halk› da dikkate almas› gerekti¤ini aç›kça ilan etmifltir. PKK’ye silah b›rakma ça¤r›s› yapanlara en baflta da Newroz devriminin yafland›¤› Kuzey Kürdistan’da cevap verilmesi, bu tür planlar›n ne kadar temelsiz ve ka¤›t üzerinde kalmaya mahkûm oldu¤unu göstermektedir. Newroz’daki halk iradesini k›rmak kolay de¤ildir. ‹nkâr ve imha sald›r›lar› yap›ld›¤›nda güçlü bir direniflin ortaya ç›kaca¤› da kesindir. Newroz’un seçim öncesine gelmesi seçimlerin de nas›l sonuçlanaca¤› konusunda önemli iflaretler vermifltir. E¤er hile ve oyunlar olmazsa, halk›m›z›n demokratik siyasi iradesinin resmiyette de güçlü bir biçimde yans›yaca¤› aç›kt›r. Asl›nda halk›m›z Newroz’da meydanlar› doldurarak demokratik siyasi çözümün tek yol oldu¤unu herkese göstermek istemifltir. Newroz’da baflta kad›nlar olmak üzere halk›n aya¤a kalk›fl›n› ulusal, sosyal ve kültürel olarak kapsaml› de¤erlendirmek mümkündür. Tam bir demokratik ulusal devrim yafland›¤› aç›kt›r. Yaflanan bu devrimle Kürt halk›n›n gücüne güç katt›¤› tart›flmas›zd›r. Ancak Newroz Kürt halk›n›n bilinçli bir siyasi güce ulaflt›¤›n› da en güçlü bir biçimde ortaya koymufltur. Newroz meydanlar›nda Önder Apo’ya aç›kça sahiplenilmesi ve özgürlü¤ünün istenmesi bu siyasal bilincin ne kadar derinleflti¤inin kan›t›d›r. Önderli¤in özgürlü¤ünde kendi özgürlü¤ünü görmek kadar derin bir siyasal bilinç olamaz. Özgürlü¤ün de baflar›n›n da Önder Apo’nun çizgisinden geçti¤ini görmek, kolektif haf›zan›n ve bilinç birikiminin yan›lmazl›¤›n› bir daha göstermifltir. 10. Kongrenin kararlaflt›rd›¤› “Önder Apo’ya Özgürlük” hedefi toplumsal güce kavuflmufl, böylece Önder Apo’nun özgürlü¤ü yak›nlaflm›flt›r. 10. Kongrenin Önder Apo’ya özgürlük karar›n›n halk›n eylemini ve iradesini ne kadar güçlendirdi¤ini Newroz’da daha iyi gördük. Kas›m ay›nda Türkiye’yi sallayan bu bilinç ve

irade Newroz’da Önderlikle birlikte Kürdistan halk›n› özgürlefltirecek bir güce kavufltu¤unu bizlere göstermifltir. Önderli¤in Newroz öncesinde görüflme notlar›nda ortaya koydu¤u “halk›m beni derinden anl›yor, seviyor ve ba¤lan›yor” sözünün ne kadar do¤ru oldu¤u bir daha görülmüfltür.

w.

ne te we .c om

lenmelerini de bu çerçevede ortaya ç›kartm›fl durumdalar ve her türlü sald›r›y› gö¤üsleyerek püskürtmek üzere haz›r durumdalar. Bunu bütün kamuoyuna, dost-düflman herkese, Kürt halk›na aç›klamak görevi de bize düflüyor. Genel plânda biz her türlü sald›r›ya karfl› haz›rl›kl› oldu¤umuzu, de¤il k›smî imha sald›r›lar›, topyekûn imha sald›r›s›yla yüz yüze kal›rsak ona karfl› da kahramanca direnerek bu tür sald›r›lar› k›racak bir anlay›fla, iradeye ve iddiaya sahip oldu¤umuzu rahatl›kla söyleyebiliriz. Öyle karfl›tlar›m›z imha karar› ald›lar ve sald›r›yorlar diye, biz de yok olaca¤›z gibi bir fley elbette söz konusu de¤ildir. Onlar imhay› öngörebilirler, imhay› gerçeklefltirmek için sald›rmak isteyebilirler de, ama en az onlar kadar bizim de imha sald›r›lar›n› bofla ç›kartarak Kürt halk›n›n özgür demokratik yaflam›n›, örgütlülü¤ünü güvence alt›na alacak, gelece¤e tafl›yacak, bunu bölge halklar›n›n demokratik birli¤i ve kardeflli¤i temelinde yapacak güce sahip oldu¤umuzu ifade ediyoruz. Newroz serh›ldanlar› ve bu serh›ldanlar›n toplumdaki devrimci de¤iflimin ve iradenin güçlü bir biçimde ortaya konulmas›, halk›m›z›n sald›r›lar karfl›s›nda duruflunu da ortaya koymufltur. Kürt halk›n›n da böyle bir anlay›fl› ve kararl›l›¤› var. Otuz y›ld›r yürüttü¤ü büyük mücadeleyle ve ortaya ç›kard›¤› sonuçlarla böyle topyekûn bir direnifl yürütme ve bu direniflte baflar›l› olma iddias›, iradesi ve azmi söz konusudur. Bunu da herkesin bilmesi gerekmektedir.

9

Newroz’daki halk iradesini kırmak kolay değildir

ww

Bunlar temelinde hem Mart direnifl ay›m›z›n her gününü, her an›n› büyük bir direnifl mücadelesine dönüfltürmeye, 8 Mart’lar›, Newroz’lar›, Ulusal Kahramanl›k günlerimizi bu temelde yaflamaya, kutlamaya çal›fl›yor, hem de 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde demokratik siyasetin baflar›l› olmas› için çaba harc›yoruz. Newroz’da halk›m›z›n Kürdistan’da ve Türkiye metropollerinde ortaya koydu¤u demokratik durufl, sürecin olumsuz yanlar›n› engelleme ve olumlu yanlar›n› öne ç›karma aç›s›n-

Seçim sonuçlarına göre yeni sürecin politikalarını belirleyeceğiz

Newroz’da ortaya ç›kan demokratik siyasi iradenin seçimlere yans›yarak demokratik siyasetin en yüksek sonucu almas›, 29 Mart’›n bir demokrasi zaferine dönüfltürülmesi kuflkusuz hedefimizdir. Seçim sonras›nda ortaya ç›kan sonuçlar› de¤erlendirece¤iz ve seçimin sonuçlar›na göre kendi politikalar›m›z›, taktiklerimizi tespit ederek flimdiye kadar yapt›¤›m›z haz›rl›klara dayal› olarak o çerçevede daha aktif bir çaba ve mücadele içerisinde olaca¤›z. Zaten Önder Apo da seçim sonras›nda yeni süreci de¤erlendirece¤ini ifade etti. Elbette ortaya ç›kacak siyasî sonuçlara göre yeni bir de¤erlendirmede bulunacakt›r. Mevcut 29 Mart seçimi dar bir yerel yönetim seçimi de¤ildir. Asl›nda siyasî süreci tayin edecek bir dönemeci ifade ediyor. Bir yönüyle 1 Haziran 2004 At›l›m›n›n siyasî sonuçlar›n›n ortaya ç›kt›¤› bir siyasî final dönemini temsil ediyor. Dolay›s›yla befl y›ll›k direniflin hangi siyasî sonuçlar› ortaya ç›kard›¤› seçim sürecinde netçe görülecektir. Elbette Önder Apo da bu süreci de¤erlendirecek ve izlememiz gereken politikalar do¤rultusunda, siyasî sürecin gidiflat› do¤rultusunda görüfller ortaya koyacakt›r. Biz de hareket ve halk olarak bu temelde sonuçlar› de¤erlendirece¤iz. Seçim sonuçlar›na göre yeni sürecin politikalar›n› ve taktiklerini belirleyece¤iz. ‹deolojik, siyasî, örgütsel ve askeri her alanda bu politikalar temelinde daha aktif bir mücadeleye girerek 2009 y›l›n› “Önder Apo’ya Özgülük” fliar› do¤rultusunda en büyük, en çok kazan›m elde etti¤imiz bir y›l haline getirmek için her türlü çabay› gösterece¤iz. En yüksek düzeyde cesaret ve fedakârl›¤› ortaya koyaca¤›z


SERXWEBÛN

2621’inci Newroz yılını kesin zafer yılı haline getireceğiz

ww

w.

ne t

Çok net görülüyor ki, halk›m›zdan ald›¤›m›z güçle de 2621’inci Newroz y›l›n› kesin zafere dönüfltürme azmimiz, kararl›l›¤›m›z ve iddiam›z her zamankinden güçlüdür. Bunu gerçeklefltirmekten baflka hiçbir yolu kabul etmeyece¤imiz kesindir. Hiçbir geliflme ve sald›r› biçimi bizi böyle büyük bir zafer kazanmaktan al›koyamayacakt›r. Sald›r› ne kadar büyük olursa olsun, ister topyekûn sald›r›yla düflman üzerimize gelsin, isterse bütün dünyay› birlefltirerek gelsin, ona karfl› da mevcut haz›rl›klar›m›z temelinde onu yenilgiye u¤ratmak ve zafer kazanmak azmiyle sonuna kadar direnece¤imiz ve baflaraca¤›m›z kesindir. Di¤er yandan, önümüzdeki süreçte önemli siyasî kazan›mlar geliflirse de, onlar› Kürt halk›n›n özgür ve demokratik yaflam› do¤rultusunda, Türkiye’nin demokratikleflmesi, Ortado¤u’nun demokratik dönüflümü yaflamas› do¤rultusunda güçlü bir siyasî kazan›ma dönüfltürmek için elimizden gelen tüm çabay› yürütece¤imiz ve bunu baflaraca¤›m›z da kesindir. Bu alanda yeni olsak da, çok tecrübemiz olmasa da, koflullar› de¤erlendirerek, otuz y›ll›k büyük mücadelenin ortaya ç›kard›¤› deney ve tecrübenin derslerine dayanarak bu alanda da baflar›lar sa¤layaca¤›m›zdan asla kuflkumuz yoktur. Yeni alanlar daha çok duyarl› olma, yarat›c› davranma imkân› verir. Dolay›s›yla zor da olsa, bize göre yeni de ol-

sa siyasî mücadele alan›nda da, en az askeri mücadele alan›nda gösterdi¤imiz kadar baflar›y› gösterecek durumday›z. Bu nedenle bize siyasî mücadele süreci temelinde bir yaklafl›m geliflirse, sonuçlar siyasî mücadele sürecini gelifltirirse, onu da en etkili, duyarl› bir biçimde yürüterek kazanmay› sa¤layaca¤›z. Bu konuda güçlü bir deney ve tecrübemiz var. ‹nsanl›¤a yol gösteren Önderlik gerçe¤imiz var. Bize her zaman do¤ruyu, hakl›y›, dürüstü, samimî olan› veren büyük flehitler ordumuz var. Halk›m›z gerçekten büyük tecrübe kazand›. Demokratik Konfederalizm çizgisinde örgütlendi. Apocu düflüncelerle kendisini e¤itti. Önemli bir siyasî bilinç ve tecrübe edindi. Art›k kendi siyasetini kendisi yapacak, siyasî mücadelede zafer kazanabilecek bir örgütlülü¤e, bilince ve olgunlu¤a ulaflm›fl durumda. Dolay›s›yla bu güce dayanarak siyasî sonuçlar almay› da kesinlikle bilece¤iz. Öte yandan, Kürdistan özgürlük gerillas› da mücadele süreci içerisinde piflmifl, oldukça bilinçli, örgütlü, disiplinli, cesur, fedakâr; özgürlük, eflitlik, demokrasi ilkelerine ba¤l› bir durufla sahiptir. Bu, gerçekten de insanl›¤›n en büyük, en kararl› özgürlük durufllar›ndan birini temsil ediyor. Bu bak›mdan gerilla gerçe¤imizi küçümsememek gerekli. Onu sadece bir askeri durufl ve çat›flma gücü olarak görmemek, ele almamak lâz›m. O, bir özgürlük duruflu, ideolojik durufl, parti duruflu, bir Önderlik durufludur. Her fleyden önce yeni bir yaflam duruflunu, özgür insan ve toplum duruflunu temsil ediyor. Befl bin y›ld›r devletçi uygarl›k taraf›ndan insandan ve toplumdan al›nan her türlü demokratik ve özgürlükçü de¤erin yeniden kazan›lmas›n› ve toplumsal yaflam›n bu temelde zengin, demokratik, komünal özüyle birleflerek yetkin hale getirilmesini ifade ediyor. Bu bak›mdan gerilla: Bir insan duruflu, özgür insan duruflu, özgür toplum yürüyüflü; bir irade, bir yaflam seçene¤i, özgür ve demokratik var olufl tarz›d›r. Bu gerçe¤i görerek gerillay› böyle özümsemek, yaflamak, yaflatmak gerekmektedir. Di¤er yandan, gerilla mücadelesi siyasi mücadelemiz

içerisinde, Kürt halk›n›n demokratik siyasi haklar›n› elde etmesinde çok önemli bir mücadele oluyor. fiimdiye kadar s›k›fl›lan her durumda ön açan gerilla oldu. Zorlan›lan her anda koruyan ve savunan gerilla oldu. Her türlü düflüncenin, örgütün, imkân›n gelifltirilmesini sa¤layan gerilla oldu. fiimdi de bu büyük ve temel de¤erleri yaratma, sahiplenme ve savunmada gerilla öncülü¤ümüz sürmektedir. Bunu sa¤latacak kadar bir disiplini, bilinci, tecrübesi, donan›m› vard›r. HPG, böylesi bir bilinç, örgütlülük ve donan›ma ulaflm›fl bir güçtür. En zor ortamlarda bile Özgürlük hareketimizi yürüten, Kürt halk›na öncülük eden, her türlü sald›r›y› yenilgiye u¤ratarak özgürlük ve demokrasi mücadelesinin geliflmesini sa¤latan bir güç oldu¤unu, böyle bir kudrete sahip bir güç konumunda bulundu¤unu ortaya koymufl, y›llard›r binlerce kez bunu kan›tlam›fl ve dostdüflman herkese göstermifltir.

ew e. c

ve mutlaka kazanma çizgisinde, baflar› çizgisinde hareket edece¤iz. 2009 Newroz’unu en güçlü biçimde yaflamam›z ve bunun sonucunda ortaya ç›kacak siyasal durum ve olas› geliflmeler üzerine k›saca bu de¤erlendirmeleri yap›yoruz. Buraya kadar belirttiklerimiz gösteriyor ki, 2009 y›l› da özgürlük çizgisinde çok kapsaml› bir mücadele y›l› olacakt›r. Gericilik varl›¤›n› koruyabilmek için tüm güçlerini harekete geçirip sald›r›rken, Özgürlük hareketimiz ve halk›m›z da “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm” fliar› do¤rultusunda çok yönlü ve etkili bir direnifli sürdürmektedir.

Mart 2009

om

10

Kararlılığımız büyüktür bunun sonuçları da zaferi de büyük olacaktır

Gerillam›z ve halk›m›z bir birini güçlendirip besleyerek Önderli¤imizin özgürlü¤ü flahs›nda halk›m›z›n özgürlü¤ünü ve demokrasisini yak›nlaflt›rm›fl bulunmaktad›r. ‹nanc›m›z, kararl›l›¤›m›z, azmimiz, 2621’inci Newroz y›l›na yürüyüflümüz bu temeldedir. Kararl›l›¤›m›z büyüktür, bunun sonuçlar› da, zaferi de büyük olacakt›r. Bu temelde gençler, kad›nlar, tüm halk›m›z ve gerillam›z içinde bulundu¤umuz sürecin gereklerini do¤ru ve yeterli anlayarak buna göre görev ve sorumluluklar›n›n gere¤ini baflar›yla yerine getirecektir. Önderlik çizgisinin ve kahraman flehitlerimizin izinin sa¤lam takipçisi ve uygulay›c›s› olacak, 2009’da gerçekleflen Newroz devriminin Kürdistan’da dünyan›n en güzel ve en büyük özgürlük devrimini gerçeklefltirecek ve zaferle taçland›racakt›r. Bu temelde;

-Êdî Bese, Önder Apo’ya Özgürlük! -Yaflflaas›n Özgürlük ve Direnifl Bayram›m›z Newroz! -Bijî Rêber Apo!


Mart 2009

SERXWEBÛN

11

15 fiubat komplosu do¤ru anlafl›lmal› - II

ne te we .c om

“Rusya'ya giderken MOSSAD peflimdeydi, bunun fark›ndayd›m, amaçlar› beni denetimlerine almakt›, onlardan kaçt›m. ‹srail D›fliflleri Bakan›, ben oradayken Rusya'ya iki kez geldi. Primakov'un özel rolü vard›. ‹talya'da da etraf›m kuflat›lm›flt›. Bunlar›n Türk ajan› oldu¤u safsatad›r. O dönemde Yunan Hükümeti zaten bir kukla Hükümetti. Yunanistan'dan Nairobi'ye geçtikten sonra Nairobi'de foto¤raflar›m› çekiyorlard›, bunlar da yine MOSSAD elemanlar›yd›. Gordon Thomas, yay›nlad›¤› kitab›nda Nairobi'den ç›kar›lmamla ilgili olarak MOSSAD'›n görev ald›¤›n› ama yap›lan genifl çerçeveli anlaflma gere¤i MOSSAD isminin gizli kald›¤›n› belirtmifl herhalde. Evet, do¤rudur, gizli bir anlaflma yap›ld›”

Reber Apo’nun on y›ll›k görüflme notlar›ndan derlenmifltir

Reber Apo 15 fiubat komplosunu derinli¤ine ve yeni boyutlar›yla de¤erlendiriyor. Geçen ay birinci bölümünü yay›nlad›¤›m›z on y›ll›k görüflme notlar›ndan derlenmifl komploya iliflkin yaz›n›n ikinci bölümünü bu say›da yay›nl›yoruz.

‹ngiltere komploda kesin rol sahibidir

ww

w.

Yaflam›m bu komplonun a盤a ç›kmas›na yöneliktir. Tasfiyem de bu komployla ba¤lant›l›d›r. Komplonun uluslararas› boyutlar› var. Bu konuda çok kapsaml› bilgiler var. Hem ulusal hem de uluslararas›, kamuoyu bunu yeterince do¤ru anlayamad›. ‹ngiltere komploda Irak nedeniyle daha planlay›c›d›r. Tarihi 1923-1926 Musul-Kerkük senaryosunu üst düzeyde bölge üzerinde planlamada kesin bir rol sahibidir. Onun 1993-96 versiyonu oldu¤u aç›kt›r. 1925’te harcanan Kürt isyan› yerine beni ve PKK’yi koyarsak, durum daha da aç›kl›k kazan›r. “Londra 93’ten beri plan üzerine çal›flm›flt›r. Tezim budur. Olay çok derinliklidir. 96 bombas› bizim iflimiz de¤il dediler soruflturmada. Onun içinde Talabani de var. ‹lk haberi Londra verdi; Apo infilak etti dedi. Türkiye’de de bir kanat vard›, Çiller de içindeydi. ‹ngiltere’nin ç›kar› Apo’nun teslimini gerektiriyor. Befl-alt› y›ldan beri gelifltirmeye çal›fl›yorlard›. ‹ngiltere benim için “cezaevinde ölür” diyordu. Clinton günlük yürütüyordu. Sonradan ö¤rendim, Haf›z Esat’la yapt›¤› dört saatlik görüflme-

nin üç saati benimle ilgiliydi. ‹srail ile Türkiye 1996’da askeri anlaflma yapt›lar. Suriye’yi s›k›flt›rd›lar. Sonra Suriye’ye taviz verdiler. Daha sonra Yunanistan’› devreye soktular. Büyük ihtimalle ‹ngilizler ayarlam›fl. Merkezi planlama Londra kaynakl›d›r. 1925’e oldukça benzer. ‹ngiltere ve ABD Yunanistan’› tafleron olarak kulland›lar. Komplodaki rolleri çok aç›k. Çok tarihi bir oyun oynand›. Birçok yönü henüz belli de¤il. Yeterince kestiremedi¤im nokta, Türkiye’de kiminle anlaflt›klar›d›r. Komisyonda da söyledim, bana iliflkin karar Türkiye’de yap›lm›fl dedim. Karanl›kta kalan noktalar var. Geçmiflte ÇillerThatcher birlikte bize karfl› tam bir savafl yürüttüler. ‹ngiltere Kürdistan’› kas›p kavurdu. Bu Kürtlerle ilgili kararlarda ‹ngiltere’nin rolü büyüktür. Mustafa Kemal 1. Dünya Savafl› sonras›nda, ‹ngilizlerin Sykes-Picot anlaflmas›yla Ortado¤u’ya dönük gelifltirmek istedikleri planlar›n›, Kürtlerle yapt›¤› ittifak ile bofla ç›karm›flt›r. Fakat ‹ngilizlerin bölgeye dönük planlar› sona ermemifltir. Benim komployla Suriye’den ç›kar›l›p Türkiye’ye teslim edilmemde C‹A ile birlikte ‹ngilizlerin de parma¤› vard›r ve as›l amaç o gün gerçeklefltiremedikleri politikalar›n› bugün gerçeklefltirmekti. Benim duruflumla bir Türk-Kürt savafl› engellenmemifl olsa, ç›kacak bu savaflla ‹ngilizler haritalar› yeniden çizip planlar›n› yürürlü¤e koyacaklard›. Zaten Ortado¤u’ya yeniden flekil veriliyor, bütün Ortado¤u yeniden flekillendirile-

cek. Benim Suriye’den ç›kar›l›fl›mdaki as›l amaç, benim ve benim önderli¤imdeki PKK’nin bu planlara engel oluflumuzdu. Türkiye belki anlayamam›fl olabilir ama benim teslim edilmemden sonra bu planlar›n yürürlü¤e konulmas› için Güney’de gerekli yap› da oluflturuldu. Türkiye’nin zaten tarihi düflmanlar› var, kuflat›lm›fl durumda. Ermenistan’› var, Yunanistan’› zaten var. Gürcistan bile buna dahil edilebilir. Benim komployla Türkiye’ye teslim edilmemdeki amaç bu kuflatman›n Kürt aya¤›n› oluflturmakt›. Fakat ben bu planlar› zaten biliyordum ve gördüm, ona göre tutum belirledim ve daha önce Mustafa Kemal’in yapt›¤›n› bugün yaparak bir ölçüde bu planlar› bofla ç›kard›m. ‹ngilizler bu nedenle bana da k›zg›nd›rlar. Beni her fleyin sorumlusu, suçlusu olarak ilan ediyorlar ve bana çok k›z›yorlar. ‹ngilizler de çok k›z›yor. Komploda onlar›n rolü çok büyüktür. ‹ngiltere’nin her zaman kendi menfaatleri do¤rultusunda Ortado¤u’ya dönük planlar›, politikalar› olmufltur. Bu duruflumla onlar›n Ortado¤u’ya dönük kapsaml› planlar›n› bofla ç›karm›fl oldum. Beni Yunanistan’dan götüren uçak ‹ngilizlere aitti. Asl›nda o süreçte çok ilginç, romanlara konu olabilecek fleyler yaflad›k. Bu süreç önemli detaylarla doludur. Heyecanl› romanlara konu olabilir. Yakalanmamda ‹ngiltere’nin rolü çok aktif, beni kaç›ranlar ‹ngilizlerdir. ‹ngilizlerin parma¤› fiam’dan Atina’ya geliflle bafll›yor. Ancak Yunanl›lar yard›m etmeseydi, ‹ngilizler baflar›l›


SERXWEBÛN Türkiye kamuoyunun bunlar› da bilmesi ve üzerine düflünmesi gerekiyor. Ben o önerileri kabul etmifl olsayd›m flimdi her fley farkl› olabilirdi. Bugün kurulmakta olan ulus Kürt Ulus-devletini ABD ve ‹srail’in destekledi¤i aç›kt›r.

‹srail’in komploda önemli bir rolü vard›

w.

ww

plan› var. ‹srail lobisi de bu konuda rol alm›flt›r. Türkiye’yi kendine ba¤l› tutmak için ‹srail istihbari anlamda iflin içine girmifltir. ‹srail’in komploda önemli bir rolü vard›. Ben yirmi y›l Suriye’de Araplar›n kahr›n› çektim. ‹srail “sen nas›l Arap sahas›nda bulunursun” dedi, benden intikam ald›. Bana karfl› gelifltirilen komploda Yunan ihaneti var, ‹ngiliz oyunu var, ama as›l dinamoyu çal›flt›ran ‹srail’dir. ‹srail “sen Suriye de kal›rsan bana zarar verirsin, Kürtleri ben kullanmak istiyorum, kulland›rtmazsan zarar veririm. Kürtleri baflka yere çekiyorsun” dedi. ‹srail’in konumu önem tafl›r. ‹srail, bölge stratejisinde mükemmel bir f›rsat olarak de¤erlendirmek istedi. Kesinlikle anti-semitist de¤ilim. Yahudiler Ortado¤u’nun kadim bir halk›d›rlar. Kürdistan’da da Türkiye’de de kendilerini rahatl›kla ifade edebilecek tarzda yaflamal›d›rlar ama ‹srail’in Ortado¤u’da sürdürdü¤ü politikalar›n› kabul etmek mümkün de¤ildir. Bunu flunun için belirtiyorum. Türkiye’ye komployla teslim ediliflimde ABD ve ‹srail’in korkunç rolü, amans›z bir takibi olmufltur. Komploda ABD’nin menfaatleri var, Yunan oyunu var. 1993’te de Çiller, ABD ile ba¤lant›l› olarak Londra’da tezgahlanan süreci bafllatt›. Kürt etnik milliyetçili¤ini -ilkel milliyetçilikten ziyade böyle tan›mlamak daha do¤ru olur- ABD arkalad›, gelifltirdi, temsilcilerini Ankara’ya getirterek k›rm›z› hal›larla karfl›lad›, beni de tasfiye etti. fiim-

ew e. c

Suriye’den sonra Rusya’ya giderken MOSSAD peflimdeydi, bunun fark›ndayd›m, amaçlar› beni denetimlerine almakt›, onlardan kaçt›m. ‹srail d›fliflleri bakan›, ben oradayken Rusya’ya iki kez geldi. Primakov’un özel rolü var, Primakov aslen Yahudi’dir. Sonras›nda ‹talya’da da etraf›m kuflat›lm›flt›. Bunlar›n Türk ajan› oldu¤u safsatad›r. O dönemde Yunan hükümeti zaten bir kukla hükümetti. Yunanistan’dan Nairobi’ye geçtikten sonra Nairobi’de foto¤raflar›m› çekiyorlard›, bunlar da yine MOSSAD elemanlar›yd›. Gordon Thomas, yay›nlad›¤› kitab›nda Nairobi’den ç›kar›lmamla ilgili olarak MOSSAD’›n görev ald›¤›n› ama yap›lan genifl çerçeveli anlaflma gere¤i MOSSAD isminin gizli kald›¤›n› belirtmifl herhalde. Evet, do¤rudur, gizli bir anlaflma yap›ld›. Bu tespiti ben çok önceden yapm›flt›m, flu an beni do¤ruluyorlar. Uçakta kafama vurup yere yat›r›l›nca çok da flafl›rmad›m, ne floka u¤rad›m ne de tepki verdim, zaten yap›lacak bir fley de yoktu. Sonra da kald›rd›lar beni, sonras› televizyonda gördü¤ünüz görüntüler. ‹ngiltere’nin Irak’a yönelik olarak Türkiye’yi ba¤lama

ne t

olamazd›. ‹ngilizler üç dört Kürt bayan ajan› bize göndermifllerdi. Bunlardan iki üç tanesini a盤a ç›kard›k. ‹ngilizlerin bana karfl› bu kini neden? Yine k›zlar›n bana karfl› örgütlendirilmesi neden? Benimle çok ilgileniyorlar. Benim imha karar›m› ‘93’ten sonra verdiler. ‹ngilizlerin bu kadar tehlikeli u¤raflmalar› önemli. Kenya’ya gitti¤im gün, Kenya’da oldu¤um biliniyordu. Yunanl›lar gizli yapt›k diyorlar. Baflka yere de gitseydim ayn› fleyler olurdu. Komplo gerçekleflti¤i günlerde NATO istihbarat› ‹sviçre’de toplant› yap›yor. Bu komplo da inisiyatif ‹ngiltere’de olabilir. ‹srail lobisinin ‹ngiltere’de etkinli¤i var. Onlar›n da etkisi olabilir. Londra önemli bir rol oynam›flt›r. ‹ngilizler ‹sviçre’den uça¤› getirmediler. Türkiye istihbarat› bunlar› ne kadar biliyor? ‹ngiliz istihbarat›n›n PKK içinde örgütlendirdi¤i gençler vard›. Onlar›n bir k›sm›n› Ortado¤u’ya ta bize kadar yollam›fllard›. Bu gençlerin bir k›sm› sonradan kaçt›. ‹srail’e de çok güvenilmemelidir. Ben bunu çok fazla dile getirmedim, ama art›k söylemek gerekiyor: ‹srail’in daha önce benimle de diyaloglar› oldu. Gelip bizzat benimle görüfltüler. ‹srail’in farkl› önerileri vard›. Hat›rlan›rsa o dönem, 1996’da bana bombal› bir sald›r› yap›lm›flt›. ‹srail beni bu konularda uyar›p, “Senin güvenli¤ini sa¤layabiliriz” teklifinde bulunmufltu. Beni davet ediyorlard›. Fakat Suriye’deki halk›m›z vard›. Yine ‹ran’daki, Irak’taki Kürt halk› vard›, onlar› yüzüstü b›rakamazd›m. Benim bu konudaki küçük bir tavr›m halk›m›n kaderini etkileyebilirdi. Ben halk›ma ihanet edemezdim. Bugün neden burada, bu hücredeyim! Bunu biraz düflünmek laz›m. Bu önerileri kabul etmeyiflim beni buraya kadar sürüklemifltir. O dönem ‹srail’in de koruma yönünde önerileri olmufltu. Ama ben bunlar›n hiç birini kabul etmedim, “bu adam iflah olmaz” dediler. Sonuç olarak, tasfiye edilmeme karar verildi. Özgürlük çizgimizden taviz veremezdik. Kabul etseydim onlar›n basit bir adam› olmufl olacakt›m. Böyle Türkiye’de birçok kifliyi kullanmaktalar. Fakat bu tür fleyler PKK’yi etkilemez.

Mart 2009

om

12


Mart 2009

SERXWEBÛN

“PKK'nin çok duyarl› olmas› gerekiyor. Kardefli kardefle k›rd›rmak istiyorlar. ABD, PKK'nin bar›fl›n› de¤il kavgas›n› istiyor. ABD, PKK kart›n› elinden b›rakmak istemez. PKK'nin s›rt›ndan Türkiye'yi, Suriye'yi, ‹ran'› tehdit ediyor. PKK'yi destekleyebilirim diyor. Ama ABD'nin PKK'ye bir deste¤i yok. Irak'la oynad›. Kimse ordusuna güvenmesin, Saddam'›n ordusu da dünyan›n dördüncü ordusuydu. Di¤erlerini de böyle ba¤l›yor. Bize de deste¤i yok. Bunlar PKK üzerinde kesin oynuyorlar, ben bu oyunlar› bitirelim diyorum”

ne te we .c om

di de Arap afliret reislerini Ankara’ya getiriyor. Etnik bir Kürt devleti olufluyor, etnik bir Arap devleti de oluflabilir, kesin bir fley söylemek istemiyorum. Ama bunun için benim tasfiyem gerekiyordu. ‹talya’dan ayr›lmadan önce Graham Füller’e bir mektup yazm›flt›m, sizin politikalar›n›z temelden yanl›flt›r demifltim. ‹ngiltere’nin 200 y›ll›k ABD’nin de 60 y›ll›k politikalar› yanl›flt›r. Daha sonra Bush 6 Kas›m’da bizim politikam›z tamamen yanl›flt›r demiflti. Eski CIA Baflkan› Westley de politikalar›n›n kökten yanl›fl oldu¤unu itiraf etti. Savunmalardaki çizgime kendileri geldi. (ABD için) En büyük terörist sizsiniz. Siz kendinize uflaklar getirmeye çal›fl›yorsunuz. Arafat yerine baflkas›n›, Saddam yerine baflkas›n› getirme politikas›n› benden bafllatt›lar. Asl›nda bizi 90’lar da bu çizgiye çekmeye çal›flt›lar. ABD Kürtler içinde geliflen milliyetçi ulusçulu¤a beni engel gördü¤ünden tasfiye karar› ald›. Çünkü benim ideolojim milliyetçilik de¤il, demokratik birliktir. Bu süreçte Avrupa Birli¤i de Kemal Burkay, ‹brahim Güçlü gibilere olanak sa¤layarak ABD’nin tasfiye plan›na güç verdi. Geçmiflte Türkiye de Güney’deki Kürtlerle bize karfl› ittifak yaparak bizi tasfiye etmeye çal›flt›.

13

ABD’nin yeflil kuflak teorisi Ladin’i do¤urdu

ww

w.

ABD sistemi içinden kaynaklanan bir durumdur. Milliyetçilik nas›l Hitler’i do¤urduysa, ‘80’ler sonras› ABD’nin yeflil kuflak teorisi de Ladin’i do¤urdu. Yeflil kuflak sisteminde ABD ve ‹srail ile iliflkileri vard›. Yeflil kufla¤› da ABD’nin ve ‹srail’in kendisi do¤urdu. Bundan kendileri sorumludur. Özelefltirilerini de vermelidirler. Bu atefl Irak’a düflebilir. 1925 teki süreç tekrar yaflanabilir. Kürtleri bu alevlerin içinde tekrar yakabilirler. Kürtleri 15 fiubat komplosuyla bu ateflin içine atmak istediler. fiimdi yeniden 1925’i 15 fiubat’la hortlatmak istediler. Türkiye, Kürtler ve PKK’nin çok duyarl› olmas› gerekiyor. Kardefli kardefle k›rd›rmak istiyorlar. ABD, PKK’nin bar›fl›n› de¤il kavgas›n› istiyor. ABD, PKK kart›n› elinden b›rakmak istemez. PKK’nin

s›rt›ndan Türkiye’yi, Suriye’yi, ‹ran’› tehdit ediyor. PKK’yi destekleyebilirim diyor. Ama ABD’nin PKK’ye bir deste¤i yok. Irak’la oynad›. Kimse ordusuna güvenmesin, Saddam’›n ordusu da dünyan›n dördüncü ordusuydu. Di¤erlerini de böyle ba¤l›yor. Bize de deste¤i yok. Bunlar PKK üzerinde kesin oynuyorlar, ben bu oyunlar› bitirelim diyorum. Türkiye’nin de buna ihtiyac› var. ABD’nin tavr› “ister öldür, ister kullan” temelindeydi. Ama bizce Kürt sorununu çözersen iyi olur deniyor. ABD’lilerin bir k›sm› benim süreçten gerçekten sa¤ ç›kaca¤›m› düflünmüyorlard›. Kürt-Türk savafl› yüzy›l daha uzat›lmak isteniyordu. ABD beni Türkiye’ye verirken mutlak imha temelinde verdi, imham hesaplan›yordu. Ben öldürüldükten sonra topyekûn bir sald›r› olur, isyan ç›kar ve ortal›k kan gölüne dönerdi. Böylelikle Türkiye ele geçirilirdi. Benim komplom böyle geliflti. Genelkurmay asl›nda bunu biliyor. Bu komplo Genelkurmay›n haberi d›fl›nda yürütülmüfltür. Benim komplomdan Türkiye’nin hiç haberi yoktu. Çok sonradan, Apo haz›r, gelin al›n denildi. Amaç Özgürlük hareketini tasfiye etmekti, ama ifller her zaman beklendi¤i gibi olmuyor; ka¤›t üzerinde planland›¤› gibi yürümüyor. Özgürlük hareketi, biz, gördü¤ünüz gibi halen buraday›z. Bu yaflad›klar›m›z ABD’nin Ortado¤u’ya dönük planlamalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildi. Ama söyledi¤im gibi ifller planland›¤› gibi yürümüyor. PKK’de Apo sonras› hesab› ne kadar sürdü? San›r›m bu umut k›r›ld›. Zaten bu komplo yeni de¤il, çok kapsaml›yd›. Ak›l hocalar› Türkiye’nin çok üstünde. Hep Türkiye’ye dan›flarak de¤il. ABD’nin iki fleyi aç›k. ABD bizi verirken “öldürebilirsin de, yaflatabilirsin de” dedi. Biz imha edilirsek, Türkiye’yi s›k›flt›racaklar, taviz koparacaklar; PKK

bölünüp teslim olacak. Yaflarsak, “PKK’yi ne yapal›m” diyecekler. PKK’yi ›l›ml› bir hale getirip PKK ile geçinmek isteyebilirler. Oyun tutmad›. Bizi ne yapacaklar›n› bilmiyorlar. Apo kaba direnir deniyordu. Senaryo önceden belliydi. Uzun vadeli planlar› var. 5 bin canl› bomba vard›. Benim ölmem gerekiyordu. Ondan sonra Ermeni haklar›, bilmem ne haklar›. Bu bir günde planlanmad›. ABD Temsilciler Meclisinde gündeme geldi, planland›. Ama komplo hala anlafl›lamad›. ABD’nin tavr› neden net de¤il? ABD niye Türkiye’de bar›fl› istemiyor? ABD niye benim canl› kalmam› istesin? Bu bana inand›r›c› gelmiyor.

ABD’nin stratejik hesaplar› var

Komployu temelden ele almak gerekiyor. Kürtler Amerikan diplomasinin üzerine gitmelidirler. Bir aç›klama yapmalar›n› istemeliler. Kürtler bunun üzerine gidecek, bütün Kürtlerin kaderi buna ba¤l›d›r. Sadece Türkiye’deki Kürtler için de¤il, tüm Ortado¤u’daki Kürtler için geçerlidir. Bu kadar gözü kara politikay› nas›l uygularlar? ABD büyük güç olman›n gere¤ini yapmaktad›r. ABD’nin benzer stratejik hesaplar› vard›. ABD, Hiroflima’dan daha büyük bir operasyon yapt›; beni vahfliyane bir biçimde teslim etti. Bunun yaz›lmas› gerekiyor. Kenya’da anlaflma olmadan benim buraya getirilmem imkans›z. Acaba beni çözme veya ölüm noktas›nda tutanak bir fley mi dayatacaklar? ABD’nin böyle bir karar› olabilir. M. Ali K›fllal› da yaz›yor, de¤il mi? Guzman takti¤i olabilir. Zamanlama ve içerik aç›s›ndan, bu ad›m›m›z yeni geliflmelere yol açabilir. Ölüm koridorunda tutma durumudur benimki. Bu belirsiz bir yöntem bana


SERXWEBÛN

Komplocular bafltan beri ölmemi hedefliyordu

ww

w.

ne t

Bana karfl› gelifltirilen komplonun bir ucunda ben, di¤er ucunda Türkiye vard›. Beni Türkiye ile birlikte içine ald›lar. Komplo bafltan beri ölmemi hedefliyordu. Kürt-Türk çat›flmas›n› derinlefltirmek istiyorlard›, ancak suçüstü yakaland›lar. Komplo bafltan beri ölmemi hedefliyordu. Kürt-Türk çat›flmas›n› derinlefltirmek istiyorlard›, ancak suçüstü yakaland›lar. Uçaktaki tavr›m› daha önce de söylemifltim. ‹ki yol vard› önümde, ya hiç konuflmayacakt›m, grev gibi bir fley olacakt›, ya da komplo gibi birçok bilinmeyeni olan bir süreci ayd›nlatacakt›m. ‹kincisini seçtim. Hiç yaflamak istemedi¤im halde, halklar›m›z›n ve ülkemizin ç›karlar› için yaflad›m. Çünkü, tarihe karfl› sorumlulu¤um vard›. Komployu anlatmam gerekiyordu. Komplo Türkiye’nin iradesinin d›fl›ndayd› ve Türkiye’nin yarar›na da de¤ildi. Bu düflüncemi bugün de aynen koruyorum. Uçaktaki sözleri söyledim. Türklük düflman› de¤ilim ve hiçbir zaman da olmad›m. En yak›n arkadafllar›m aras›nda Kemal Pir gibi de¤erli Türk arkadafllar›m vard›. Hala da saflar›m›zda Türk arkadafllar›m›z var. Ben bu komployu tek bafl›ma ortaya ç›kard›m. Türkiye istedi¤i için veya Türkiye’ye yaranmak için de¤il. Bir insanl›k görevi, bilerek bunu insanl›k için yapt›m. Komployu gerçeklefltiren güçler, Türkiye’ye “al biz sana Apo’yu veriyoruz, sen de bize ba¤l› olacaks›n” dediler. Muhtemelen ABD “Türkiye, Kafkaslar ve Ortado¤u’da her dedi¤imi dinler” demifltir. ABD, beni teslim etmek isterken Türkiye’yi ça¤›r›p, “gelin size Öcalan’› verelim” demifltir. Türkiye de “tamam” deyip kabul etmifltir. Olay budur. Türkiye benim teslim edilmemdeki amac› hiçbir zaman anlayamad›. Kenan Evren bile Öcalan’› Türkiye’ye teslim etmekle

Türkiye’nin bafl›na büyük bir bela getirdiler, demifltir. Hatta Ecevit, benim Türkiye’ye niçin teslim edildi¤imi anlayamad›¤›n› söylemiflti. Kaç›r›lmam öyle Türkiye’den fazla korktuklar›ndan de¤il. Genelkurmay benim verilece¤imi tahmin etmiyordu. Benim teslim edilmemden birkaç gün önce Genelkurmay›n aç›klamalar› vard›: “Bunlar acaba sözünü tutarlar m›, tutmazlar m›?” Türkiye haz›rl›ks›zd›. Beni almak için Suriye’den beri bask›s› var, ama planlamas› yok. Benim Türkiye’ye teslim edilmemde Türkiye’nin hiçbir rolü yoktu. ABD ve ‹srail eliyle bu oldu. Teslim edildi¤imde an›nda idam edilebilirdim. Beni teslim edenlerin de amac› buydu. Ecevit o dönem sa¤duyulu yaklaflt›. MHP’ye kalsayd› an›nda idam edeceklerdi. MHP, “Apo’yu bir dakikada idam ederiz” diyordu. Hatta Sa¤l›k bakan› Osman Durmufl, o dönemde “derisinden kösele yapar›z” diyordu. MHP, bu olumsuz politikalar›n› hala sürdürüyor. Ecevit, söyledi¤im gibi biraz sa¤duyulu yaklafl›yordu ve tehlikeyi gördü¤ü için de genel af ç›karmak istedi fakat MHP an›nda engelledi. Aff›n bizi de içerdi¤ini biliyordu. O nedenle yasa farkl› bir flekilde yürürlü¤e girdi. Bu komploda Türkiye’de elebafllar› kimlerdir? Bir k›sm› kan davas› güdenler, bir k›sm› Çiller gibi ajan görevi sürdürüyor. Talabani ile ortak petrol flirketleri var. Di¤er tarafta baz› Türk ve Kürt çevrelerinin içinde baz› komplo iliflkileri var. Genelkurmay ne kadar oyunu gördü, bilince ç›kard›? Türkiye içinde ikili bir görüfl ayr›l›¤› var. ‹ki boyutlu yaklafl›lm›flt›r. Benim as›lmam› isteyenler komploda rolü olanlard›r. Bunlara Londra kanad› diyorum. Türkiye’ye verirken çözüm perspektifi temelinde mi verdiler, imha için mi? ‹kisi de imkan dahilinde. Türkiye’de sorunu gören kiflilikler de vard›. Londra kanad›, asal›mc› kanat, Yunanistan’la ayn›. Yak›p, y›kmaktan yanayd›lar. Sonra bar›fla yatt›lar. Benim tavr›mla ba¤lant›l›d›r. Komplonun amaçlar› ve nedenleri farkl›d›r. Türkiye’ye tabutluk olarak sürüldük. Bu temelde bütün dürüst Kürtler imha edilecekti. ‹tiraz edenler, Leyla Zana ve arkadafllar› gibi cezaev-

lerine t›k›lacakt›. Talabani bunu biliyordu. Talabani geldi, “PKK’ye bir iki sefer düzenlerim, olur biter” sand›. Bizi öylece yenebilece¤ini sand›. Ama art›k yapamaz gibime geliyor. Binlerce dürüst insan›n kendini kontrol edememesi, on binlerce kiflinin amaçs›zca öldürülüflü bu sürecin sonucu olacakt›. Avrupa’da, ‹ran’da ölenler oldu. Kürtler için bir özgürlük ad›m› at›ld›. Kürtler terbiye edilecekti. Avrupa, özelikle Almanlar, ‹ngilizler ve Yunanl›lar temiz bir özgürlük hareketi istemiyorlar.

ew e. c

göre. Öcalan ya kendisini, ya örgütünü kurtarmaya çal›flacak: ABD’nin yaklafl›m› buydu. Bana göre bu çözümsüzlüktür. ABD’nin Guzmanlaflt›rma iste¤i Türkiye’yi Ortado¤u’da biraz daha s›k›flt›rmaya yöneliktir.

Mart 2009

om

14

Ecevit benim Türkiye’ye niçin teslim edildi¤imi anlayamad›¤›n› söylemiflti

Ecevit’in Türkiye siyasetindeki yeri biliniyor. Buna ra¤men o bile ABD’nin bu konudaki planlar›n› anlayamad›¤›n› söylüyor. ABD’nin Ortado¤u’daki planlar› çok gizlidir, kimse bu planlar› anlayam›yor, çözemiyor. Amerika’da bir think-thank kuruluflunun baflkan›, Türk yetkililerine, “Öcalan’› ne zaman as›yorsunuz? Bir an önce asman›z laz›m.” deyip, as›lmam› çok isteyen bir çaba içerisindeydi. O zaman “kim bu adam? Bu adam›n kimli¤i nedir?” diye sormufltum. Müthifl k›flk›rt›c›yd›. O dönemin Genelkurmay› K›vr›ko¤lu ve baz› yetkilileri, sa¤duyulu yaklaflm›fllard›. Bana sorguda “bu oyunu birlikte bozal›m” demifllerdi. Ben “Ecevit de elinden gelen çabay› sarf etmelidir” deyince bir yetkili bana Ecevit ad›na da konufltuklar›n› söylemiflti. Benim mahkemede ›l›ml› konuflmam›n nedeni biraz da buydu. K›vr›ko¤lu da tehlikeleri alg›l›yordu, biraz kavram›flt› ve tavr› ›l›ml›yd›. Özkök’ün de demokrasiye yönelik konuflmalar› vard›. Tekrar ediyorum; beni teslim eden güçler, imhamla birlikte büyük bir Türk-Kürt savafl›n› bafllatmay› hesapl›yorlard›. Asl›nda bugünkü Iraklaflma önce Türkiye’de planlanm›flt›. Böylece Türkiye’yi ekonomik, siyasi, her aç›dan zay›f düflürerek tamamen kendilerine ba¤lamay› hedeflemifllerdi. Benim buradaki sorumlu tutumum ve beklemedikleri bir tezle ortaya ç›kmam nedeniyle bu amaçlar› bofla ç›km›fl, Türkiye’nin Iraklaflmas› önlenmifltir. Ancak komplocu güçler, yani ABD, AB ülkeleri ve


Mart 2009

SERXWEBÛN da olabilir. Ama benim demokratik bar›flç›l çözüm için çabalamam görülmüyor mu? “Apo, kendini kurtarmak için bunlar› savunuyor” diyorlar. Hay›r. Ben korktu¤um için söylemiyorum, korkmuyorum. Tehlikeleri gördü¤üm için böyle konufluyorum. Benim kendim için en ufak bir kayg›m yok. Benim burada imha edilmem, Türkiye’nin Iraklaflmas›na sebep olacakt›r. Ben demokratik çözümü öneriyorsam, herkesin, sizlerin zarar görmemesi içindir. Uçaktaki o bar›fl sözcü¤ünü kullanmam da yeni bir sürecin bafllang›c› oluyordu. Daha önce de düflünmüfltüm. Bana uçakta Türklü¤ü dayatan sözler söylendi¤inde, Bana öyle Kürtlü¤ü, Türklü¤ü dayatmay›n. Ben Türklü¤ün de ne oldu¤unu iyi bilirim. Türklü¤e çok yabanc› de¤ilim dedim. ‹lk karar›m, tav›r koyma yönündeydi. Yemeyecektim, içmeyecektim, konuflmayacakt›m. Ama daha sonra baz› gerçeklerin gizli kalaca¤›n› düflündüm. Bar›fl için yaflayaca¤›m dedim. “Mahkeme sürecinde ben flunu fark ettim; muhtemelen Türkiye’nin bu oyunun birçok k›sm›ndan haberi yok. Benimle ilk temas kuran askeri yetkilinin; bu bir oyundur, kardefli kardefle k›rd›racaklar, bunu bozaca¤›z demesini olumlu buldum. Bu genel bir tutumdu. Ben de, peki siz sözlerinizin sahibi olabilecek misiniz? Gücünüz var ise ben bar›fla haz›r›m dedim. Ancak irade ve gücü olan bar›fl yapabilir. Yetkililer, bar›fl ve kardefllik sözü edince, bunu ciddi buldum. Ben de yapabilirim dedim. Bu tutumumu flimdiye kadar da sürdürdüm. Bu oyunu siyasiler bilmiyor ya da bilmek istemiyor. Askerler k›smen biliyorlard›r. Kendilerine de, bar›fla gücünüz varsa yapal›m diyorum. Bunun tavizle, zorlamayla ilgisi yoktur. 1993’den, Turgut Özal döneminden beri böyle bir tavr›m vard›r. Bar›fl politikalar› o günlerden beri sürmektedir. ‹mral›’da bunu daha da somutlaflt›rd›m. Ben demokratik cumhuriyet demifltim. Asl›nda Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi yönetemiyor. Son alt› yedi y›ld›r benim gelifltirdi¤im projeler üzerinden yürüyor. “Sen burada kal, seni burada çürütelim, ürünlerini biz toplayal›m” diyorlar. ABD’nin beni buraya getirdi¤i

aç›k. “PKK kals›n” diyorlar, üzerinden hesap yap›yorlar. Kritik zaman› bekliyorlar. Halkay› yavafl yavafl s›k›flt›racaklar. Türkiye ordusuna da çok fazla güvenmesin. Bu orduyu neye dönüfltürecek, ABD bunu iyi bilir. PKK’yi destekleme de¤il, silah gibi tutacaklar. Kendileri de ABD’ye bu kadar m› ba¤l›? Bunu göremiyorlarsa II. Sevr’i bekliyorlar demektir. Yar›n Ermeni jenosidi kabul edilecek, ne olacak? Bunlar Cumhuriyet politik elitine ya “bunu kabul edin” diyecek ya da halkay› daraltacaklar. Bu elit katliam› kabul edecek; dört, befl, on y›l sonra aynen ‹srail gibi olacak. II. Dünya Savafl›’nda Hitler götürüldü, yerine ‹srail kuruldu. Türkiye bunlar› benimle konuflmuyor, ben mektuplar da gönderdim. Bizi çat›flt›racaklar, ondan sonra katliam ilan edecekler. Asl›nda Türkiye’nin içine girdi¤i rota budur. Ya do¤ru anlayacaklar ya da hepsi bu oyuna alet olacaklar.

ne te we .c om

destekçileri bunun üzerine yeni yöntemler devreye koydular. Yine AB’nin beni yeniden yarg›lamama yönündeki yaklafl›m›, bana savunma hakk› tan›mamalar›, onlar›n komplodaki gerçek yüzlerinin ve niyetlerinin a盤a ç›kmas›n› önlemeye yöneliktir. Irak’ta ve Ortado¤u’da ABD ve AB politikalar›n›n sonuçlar› görülüyor. Türkiye’de bu son yaflananlarla birlikte Türkiye e¤er bu sorunu çözemezse Irakl›laflma ile karfl› karfl›ya kalacakt›r. Kürtler üzerine katliama yönelik planlar yap›lmaktad›r. ‹mral›’daki duruflumla bunu önlemeye Türkiye’nin bar›fl› ve sorunun demokratik çözümü için çal›fl›yorum. Ben tarihi ve vicdani sorumlulu¤um gere¤i olarak Türkiye’nin Iraklaflmas›n› istemiyorum. Türkiye Iraklaflmaya do¤ru giderse bunun tek sorumlusu, iktidar h›rs› için bu ülkenin demokrasisini ve bütün menfaatlerini ayaklar alt›na alan iktidar partisi ve muhalefeti olacakt›r.

15

Komployu bofla ç›karmak için sa¤duyulu yaklaflt›m

ww

w.

Saddam’› nas›l ki idam edilsin diye fiiilere teslim ettilerse, beni de ‘99’da komployla Türkiye’ye bu amaçla teslim etmifllerdi. Fakat bahsetti¤im gibi benim oyunu bofla ç›karmak için sergiledi¤im sa¤duyulu yaklafl›m ile o dönem devletten de böyle bir yaklafl›m sayesinde bu amaç gerçekleflmedi. Saddam’› neden hemen öyle alel acele ast›lar san›yorsunuz? Saddam’›n bu flekilde as›lmas› Irak’ta çözüme yaklaflmak bir yana tersine kaosu daha da derinlefltirdi. Bu gün de bana karfl› bu kimyasal yönelimle böyle bir fley amaçlan›yor olabilir. Türkiye’de bir kesimin eline f›rsat geçerse bunu bana yönelik kullanabilir. Saddam, ABD’nin Ortado¤u’da yaratt›¤› ulus-devletlerin tipik bir temsilcisidir. Saddam’› bütünüyle onlar beslemifl ve güçlendirmifltir. E¤er ben de ‹mral› sürecinde Saddam gibi eski tarz direnifl içine girseydim sonuç Türkiye’nin Iraklaflmas› olacakt›. Türkiye hala tehlikenin fark›nda de¤il. Türkiye e¤er demokratik çözüme gelmezse Irak ve Yugoslavya ile ayn› ak›beti paylaflacakt›r. Burada bana “yavafl yavafl öldürme” politikas› uygulan›yor

Üzerimdeki komployu ne halk ne PKK ne de devlet anlam›fl

Türkiye burjuvazisi son 50 y›ld›r ABD’nin el atmas›yla flekillendi. Daha önce söylemifltim Kürtler AB’ye bak›yor. Oysa ‹ngilizleri örnek vermifltim, ne yapt›klar› ortada. Lozan da ki ‘’bugün size veriyoruz sonra alaca¤›z’’ sözü meflhurdur. Bugün bir Mustafa Kemal’de yok. Mustafa Kemal baflta bir fleyler yapmak istedi. Fakat MusulKerkük meselesinden sonra bozuldu. O zaman Kürtleri kullan›p b›rakt›lar. fiimdi b›rakmayacaklar. Devletçik yap›p b›rakacaklar. Beni de koz olarak kullanmak istediler. Benim üzerimdeki komployu ne halk ne PKK ne de devlet anlam›fl de¤il. Ama ABD iyi planlam›fl, plan› iyi iflliyor, Kürtlere bir fley vermeyecekler. ‹lkel milliyetçiler emir eri gibi çal›flt›¤›ndan devletçik yapabilirler. Milliyetçi Kürtler bir süre ABD ile yürüyebilir ama Ortado¤u’da ABD ile yürümek neye yol açar. Ermeniler 50 y›l ‹ngilizlerle Frans›zlarla, ‹yonlar 100 y›l ‹ngilizlerle yürüdüler ama bu co¤rafyadan silindiler. Ninova’da Asuriler-Süryaniler vard›, onlar da ard arda ortadan kald›r›ld›. Kürtler bir devletçik olacaklar ama buna ne kadar güvenmek


SERXWEBÛN

“Biz Avrupa'n›n niyetlerini bildi¤imiz için kendimizi kulland›rtmad›k. Zaten bu nedenle gözden ç›kar›ld›k. Terör listesine de bu nedenle al›nd›k. Hatta tarz›m›z› Lenin ve arkadafllar›n›n tarz›na benzetiyorlard›. Onlar gibi davam›zdan ve ilkelerimizden hiçbir zaman vazgeçmeyece¤imizi

anlam›fllard›. Bizden umduklar›n› bulamay›nca di¤er Melik F›rat, fierafettin Elçi gibilerle Avrupa'da toplant›lar yap›ld›. Bunlardan haberdard›k. Bu toplant›larda PKK'yi devreden ç›karman›n planlar› yap›ld›”

Melik F›rat, fierafettin Elçi gibilerle Avrupa’da toplant›lar yap›ld›. Bunlardan haberdard›k. Bu toplant›larda PKK’yi devreden ç›karman›n planlar› yap›ld›. PKK’yi terörist ilan edip onlar› öne ç›karman›n kararlar›n› ald›lar. Özellikle Almanya onlara her türlü imkan› tan›d›, onlar› kollad›. Yine bizden kaçanlara her türlü imkan› sa¤l›yorlar. Komployla Türkiye’ye veriliflim de bu geliflmelerle ba¤lant›l›d›r. Soruflturma aflamas›nda yetkililer de bu oyunun fark›nda olduklar›n› söylüyorlard› ama gere¤ini yapmad›lar. Hala ABD ve Avrupa ülkelerinden medet umuyorlar. Türkiye’nin a¤z›na bir parmak bal çal›p oyal›yorlar. Karfl›l›¤›nda da iflte ihale al›yorlar, K›br›s, Ege ve limanlar konusunda tavizler al›yorlar. Ama rezervler tükendi, yak›nda verecek fleyleri de kalmayacak. Clinton ile Yunanl›lar›n çok özel iliflkileri var. Clinton’un seçilmesinde Yunan lo-

w.

Kürt konusunda Türkiye bir yol ayr›m›nda

ww

Türkiye komploya bulaflt›¤›n› san›r›m flimdi yeni yeni anl›yor, yeni fark etmifl. Benim durumum giderek daha fazla ciddiyet kazan›yor. Kürt konusunda Türkiye bir yol ayr›m›nda asl›nda. Türkiye’de ve genelde Kürt sorununun çözümünde, çat›flmalara yol açacak milliyetçi çizgi gelifltirilmek isteniyor. Bir de bizim demokratik çizgimiz var. Bu iki proje çat›flacak. Türkiye flimdi tereddüt geçiriyor. Beni ciddiye al›rlar m› bilmem, bu ç›kmaz›n afl›lmas›n›n tek yolu da bizim çizgimizdir. Milliyetçi çizgi gelifltirilmeye çal›fl›l›yor. Benim çizgim farkl›. Türkiye ya beni anlayacak ya da eski politikalar›nda ›srar ederek kaybedecek. Türkiye’de bir kesim Tan-

bisinin pay› büyük, çok köklü iliflkileri var. 15 fiubat sürecinde benim sözde tahlilimi yapm›fllar, “Apo mutlak direnecek ve ölecek” diyorlar. Gerisi TürkKürt savafl›n› ç›karmakt›. Simitis ve Pangalos taktik yap›yorlar. Onlar›n plan› benim ölümümdü. Sonuç kaybetmifl bir Türkiye, kaybetmifl Kürtler olacakt›. Burada bir yetkiliye benim ölümüm elli bin kiflinin ölümüne yol açar dedim. O, “Hay›r! Elli bin de¤il bir milyon kiflinin ölümüdür” dedi. En az elli y›l sürecek bir çat›flma sürecidir. Ulusal kurtulufl savafl›’n›n intikam›n› almaya çal›fl›yorlar. Kim intikam almaya çal›fl›yor? Anglosaksonlar, Çiller bunun ajan›d›r. Karaday› “ajand›r” dedi, mahkemeye verdi. Gücü yetmedi, geri ald›. Bir fley daha var, hem içeride hem d›flar›da bana gelen bilgiler, sana karfl› gelifltirilen komplolarda devleti raydan ç›karanlar var. ‘97’de bana gelen yaz›larda da var.

ew e. c

su Çiller’in eski politikas›n› sürdürmek istiyorlar. Bu nedenle bu dönem tarihidir. Türkiye’nin tamamen ABD’ye teslim olmas›n› isteyen bir kesim var. Avrupa’n›n Türkiye’ye düflmanl›¤› çok eskilere dayan›r. Ortaça¤ Yeniça¤ boyunca bu düflmanl›k devam etmifltir. Ama Türkiye hala bunu göremiyor. Onlara dayanarak Kürt sorununu bast›raca¤›n› san›yor. Ben Avrupa’n›n Türkiye’ye bak›fl›n› çok iyi biliyorum, onlar› iyi tan›r›m. Zaman›nda bizi Türkiye’ye karfl› kullanmak için ellerinden geleni yapt›lar. Biz Avrupa’n›n niyetlerini bildi¤imiz için kendimizi kulland›rtmad›k. Zaten bu nedenle gözden ç›kar›ld›k. Terör listesine de bu nedenle al›nd›k. Hatta tarz›m›z› Lenin ve arkadafllar›n›n tarz›na benzetiyorlard›. Onlar gibi davam›zdan ve ilkelerimizden hiçbir zaman vazgeçmeyece¤imizi anlam›fllard›. Bizden umduklar›n› bulamay›nca di¤er

ne t

mümkün? ‹kinci bir ‹srail gibi mi olacak? Kürtleri savafla m› sürer belli de¤il. Kürtleri Türklere k›rd›rma ‹ngilizler zaman›nda bafllad›, flimdi ise Kürtler biraz güçlendi. Ben bunlar› anlad›m benim bu mesajlar›m›, devlet ne kadar anl›yor, anlasa da ifl iflten geçmifl. Komplo hakk›nda yeni bir fley yazan var m›? Bu Türk ayd›nlar› komployu niye yazm›yorlar? Benim için de¤il, kendi halklar› için yazs›nlar. Baflta da söyledim idamdan ölümden korktu¤um için de¤il, bizim bu komployu çözmemiz laz›m dedim. Benim burada idam›m, ölümüm, çürümem Türkiye’nin de çürümesidir. Ayd›n› da solcusu da ‹slamc›s› da anlam›yorlar. Ne ‹slamc›l›ktan ne yurtseverlikten ne kardefllikten anl›yorlar. ABD bunlar› sarhofl etmifl. 200 y›ld›r görüyoruz Lübnan’da Suriye’de ulus-devleti kim gelifltirdi? Ulus-devleti biliyorsunuz Fransa yaratt›. ABD ulus-devlet yap›lanmas›n› aflt›. AB ile Avrupa afl›yor. Ortado¤u’da gerici despotizmi beslediler, flimdi kurtulmak istiyorlar. Rejimler buna haz›r de¤il. Biz de burada odun y›¤›n›n üstüne dökülen bir kova benzin gibiyiz. Irak’taki korkunç durum, yar›n Suriye’de, ‹ran’da, Türkiye’de bafllayacak. Devlet ad›na bunu karfl›layacak bir yap› da yok. Sol yok. Müthifl gericileflmifl. Bu milliyetçiler, k›z›l elmac›lar hepsi sahtekâr, bir fley anlad›klar› yok.

Mart 2009

om

16

Bunlara alet olma diyorlard›. Ben de kim bunu söylüyorsa do¤ru söylüyor dedim. Ateflkes ilan ettim.

Simitis Türkiye’nin de iyi bir dostu de¤il Yunan ve Türkiye halklar›n›n dost olmas›n› istiyorum. Anadolu ve Yunan halk›n›n dost olmas› halklar›m›z›n kardeflli¤i için de gereklidir. Pangalos ve Simitis için ayn› fleyleri söyleyemem. Simitis’in Türkiye için de iyi bir dost oldu¤unu sanm›yorum. 15 fiubat komplosunun bir ucunun da Türkiye’ye karfl› yap›ld›¤›n› düflünüyorum. Bu konudaki en büyük aptall›k, kaba direnmektir. Herkes “bu bizim tan›d›¤›m›z Apo de¤ildir” dedi. Halk›m›z, siz, herkes bunu bekliyordunuz. Türkiye kamuoyuna söylüyorum: Benim meselem ölme ya da kalma meselesi de¤il, mese-


Mart 2009

SERXWEBÛN n› niye gelifltirelim. 15 fiubat sürecinde D›fliflleri bakan› ‹ran ve Ermenistan’a gitti. Türkiye’nin dostlar› görünenler elli y›ll›k mutlak savafl› dayatt›lar. Dost görünüyorlar, ondan sonra Türkiye’yi Ortado¤u’nun petrol bekçisi yapacaklard›. Baz›lar› kana dayal› siyaset yap›yor. Bu dönemde kardefl kan› akacakt›, biz bunu bozduk. Bar›fl isteyen azd›. Ben kay›ts›z, flarts›z “her fley bar›fl için” dedim. Anlamak isteyenler var. Onlar örgütlenmiflti, ben ise tektim. Çat›flmay› durdurduk, bar›fl ve kardeflli¤i gelifltirdik. fiimdi s›ra bar›fl ilkelerini koymakta. Bar›fl ve demokrasi imkan› çok s›n›rl› da olsa orada göründü¤ü ve buna inand›¤›m için tercih ettim. Tam belli de¤il. Baflar›ya ulaflamad›. Dostlar›n iyi bilmeleri gerekir. Halk ve Türkiye bunu anlamaya çal›flmal›. Bu komployu gördükten sonra da dedim ki, bu komployu bofla ç›karmak ve boyutlar›n› ö¤renmek için de olsa yaflamam laz›m, dedim. Türkiye taraf› bunu gözü kara karfl›lad›lar. Meseleyi anlam›yorlard›. Herkesle anlaflma içerisine giriyorlard›. Doksan devlet ile iliflkideydi ve onlarla anlafl›yorlard›. Yunanistan’la da anlaflm›fllard›. K›br›s ve Ege adalar›yla ilgili Yunanistan’a, “siz bize Avrupa’da engel ç›karmay›n biz de K›br›s’ta Ege de size kolayl›k sa¤lar›z, size kar›flmay›z.” demifllerdi. K›br›s konusunda verilen tavizlerin sebebi budur. Buna tiyatro demifltim, senaryoyu baflkas› yazd›, ‹mral›’da oynand›. Bu oyun bozulmak zorunda. Yaflad›¤›m süreç, ‹brahim’in yaflad›¤› sürece benzer. Türkiye bir odun deposu yap›ld›. Ben de manc›n›kla, uçakla oraya at›ld›m. Beni de atefl topu olarak üzerine att›lar. Yan›p kül olmam› beklediler. Bar›fl çok yak›nda geliflebilir. E¤er biz bar›fl› kurtar›rsak, ‹brahim efsanesi gerçek olacak. E¤er ak›ll› adamlar› varsa, biz Türkiye ile anlafl›r›z. Komplonun etkisinde ç›karlarsa, gerçekten Sevr’e karfl› ç›k›yorlarsa, dostlukla meselelerini halletmeleri gerekir. Uçakta iken iki saat bile yaflamak istemiyordum. Ama bakt›m, binlerce insan ölecek. Kendime küfür ede ede yaflad›m. Çocuklar için, halk için, sizin için yaflad›m. Yaflama konusunda talih midir, flans m›d›r, bilemem;

vicdan›m beni zorlaya zorlaya kabul ettim. Tüm kafalar bunu anlamak zorunda; dostlar, arkadafllar, herkes anlamak zorunda. Ne idare beni zorla yaflat›yor, ne de bin isteyerek kendimi yaflat›yorum. Yine yaflamaya çal›flaca¤›m. Nereye kadar gidebilirsek.

ne te we .c om

le benim flahs›mdan çok öte iki yüz y›ll›k bir tarihe dayan›yor. ’20’lerde ‹ngilizler fieyh Said’i Türkiye’ye karfl› Musul-Kerkük sorununda kulland›lar. fiimdi yeniden Irak’› gündemlefltiriyorlar. Türkiye kamuoyu Türk-Kürt, sa¤sol ay›r›m yapmadan bu oyunu çözmeli. Biz bu komployu çözemezsek sonucu savaflt›r. Ben Clinton’un da Türkiye’nin iyi bir dostu oldu¤unu sanm›yorum. Ben Türkiye’yi bu kadar u¤raflt›rm›fl›m, Türkiye’ye karfl› bu kadar savaflm›fl›m. Ben Clinton’un Türkiye’yi kollayarak beni gözü kara teslim etti¤ini sanm›yorum. Komplo yaln›z bana karfl› de¤il, Türkiye’yi Kürt sorunu politikas›nda bo¤mak amac›yla teslim etmifltir. Türkiye Kürt sorununda bir aç›l›m yapamad›¤› için bu ç›kmaz› derinlefltirmek ve çat›flmayla ödettirmek için teslim etti. Yapabildi¤im tek fley Türkiye’yi ve kendimi büyük bir oyuna düflürmekten kurtarmakt›. Plan kapsaml›d›r. Pangalos’un benim için ›srarla ‘O’nu at›n’ demesi korkunç bir tuzakt›. Ben bu tuza¤› a盤a ç›kartt›m.

17

Bar›fl için yafl›yorum

ww

w.

Yunanistan ve ABD’nin hesab›nda bu yoktu. Benim burada yaflayaca¤›m hesaplanmam›flt›. Gözü kara ölüme gidece¤imi düflündüler. “E¤er Öcalan’› öldürürsek, kalanlar inatç›d›r, onlarla savafla devam ederiz, baz›lar›yla da iflbirli¤ine gideriz” diye düflünülüyordu. Uçakta bar›fl için yaflayaca¤›m› söyledim. ‹ki saatlik uyanmadan sonra, Türklü¤ü-Kürtlü¤ü bir tarafa b›rak›n, oyunu bozal›m dedim. Bu neydi? Sa¤duyuydu. Bar›fl isteyen azd›. Ben kay›ts›z, flarts›z “her fley bar›fl için” dedim. Anlamak isteyenler var. Onlar örgütlenmiflti, ben ise tektim. Komplo Türkiye’ye de yap›lm›flt›r. Tarihle kimse oynayamaz. Çok karanl›k bir durum gördüm. Mutlaka ayd›nlat›lmas› gerekti¤ini düflündüm ve yaflamaya karar verdim. Genelkurmay›n bu bir oyundur demesini olumlu buldum. Gerçekten böyle bir sürece girilmiflse, e¤er tarih geriye dönerse anlafl›lacakt›r ki, befl bin intihar gerillam›z vard›, o zaman hiç kimse yaflayamazd›. Tarihin nereye gitti¤ini gördüm. Biz Türk düflmanl›¤›-

Komploda Güneyli güçler de yer ald›

Talabani ve Barzani beni satma temelinde s›rt›mdan geçiniyorlar. Beni Ortado¤u’dan çektiler. Ben suçlan›yorum. Bu temelde planl› olabilir, Türkiye’yi sevdiklerinden de¤il. ‹flte ben dara¤ac› gölgesinde bekletiliyorum. Bu süreçte Talabani de uzun süre sessiz kald›. O da benim bu süreçten ç›kamayaca¤›m› düflünüyordu. ‹flte afla¤›l›k olan flu: Ben imha edilece¤im, onlar Avrupa’ya dayal› olarak gelip oturacaklar. fiimdi burada benim tutumum iyi anlafl›lmal›d›r. Benim tutumumla bütün bunlar›n ç›karlar› bozuluyor. Talabani öfkeli, ne oyunlar oynayaca¤› belli de¤il. Bir de onlar›n oyunu var, Washington Anlaflmas› çerçevesinde benim yakalanmamdan önce gidip görüflmediler mi? Benim teslim edilmemle sonradan çok aç›k flekilde anlafl›ld› ki, Barzani ve Talabani’nin önü de aç›lm›fl oldu. Bunlar›n hepsini çok iyi düflünmek gerekir. Benim özgürlük aray›fl›m› önce Kürt feodalleri fark etti. Sonra d›fl güçler yani Bat›, ABD ve en son Clinton fark etti, el att›. S›radan bir yakalama olay› de¤il bu, ABD politikas›n›n ‘90’dan sonraki en önemli olay›d›r. Tar›k Ali biraz kavram›fl yeni sol kavram›yla. Bu yakalaman›n yaln›z Türkiye’nin hat›r› için yap›lmad›¤›n› görmek gerekir, ABD aç›s›ndan çok çok önemli bir olay. Bu durum kapsaml› bir edebi, siyasi roman konusu olur. Kürt trajedisinin anlat›lmas› gerekir. Ayd›nlar›m›z, sanatç›lar›m›z bunu görmüyorlar. Yahudi kültürü böyle geliflti. Son 5 bin y›ll›k hatta 15 bin y›ll›k tarihin trajik öyküsüdür. ‹fl bu kadar basit. 15 bin y›ll›k kültürün yar› edebiyatla, yar› tarihle ve kültürle gelifltirmek zorunday›z. En son olay, emperyalizm uyand› ve bizi dizginledi. Diyorlar ki “bu bizim fahiflemiz, sen kim oluyorsun da bizim elimizden almak isti-


SERXWEBÛN kültürel aç›dan- ana ise ne kadar yetersiz olsa da kültürü korumufl, kültürü temsil ediyor. Ba¤› daha güçlü.

15 fiubat komplosunda sahte dostlar aktif rol ald›

ew e. c

Ben yanl›fllardan, dostluk ad›na ihanetten korkar›m. 15 fiubat’›n korkunç komplosu dostluk ad›na yap›ld›¤› için korktum. Ama bu komployu do¤ru de¤erlendirdim. Tarih burada de¤ifltirildi. Benim pozisyonum farkl›d›r. Benim konumum tarihsel, siyasal kurumlaflmad›r. Böyle önderliksel durumlar her toplumda bir kez yaflan›r. ‹kinci kez yaflanmaz. Ama mezarda da olsa sürdürülür. Sa¤ da olsam, ölsem de, farkl› bir pozisyonum vard›r. Bu rol mezarda da olsa oynan›r. Her toplumda bu tip önderliklerin tarihsel rolleri vard›r. Toplumsal kanun gibidirler. Toplumun bak›fl›, z›rdeli de olsam, toplum beni peygamber gibi anlar, böyle de¤erlendirir. Ancak sa¤ olarak kalmam bunu kaç›n›lmaz k›lar. Sa¤ kalmay› kendi aç›mdan tarihi bir f›rsat olarak de¤erlendirmeye çal›flt›m. Benim diyalekti¤im, Apo diyalekti¤i, yaflam›m›n diyalekti¤i önemlidir. Bunu kavraman›z gerekiyor. Komplo benim ölümüm üzerine kurulmufltu. Ben yaflayarak komployu bofla ç›kard›m. Baz›lar› benim cesur davranmad›¤›m› söylüyor. E¤er sayg› duyulursa, cesaretin en sa¤duyulusunu gösterdim. En de¤erli cesaret, en zor koflullarda sa¤duyudan vazgeçmemektir. Bunun d›fl›ndaki kof ve bofl bir cesarettir. Bu cesaretle hakim olursan, çok kötü savafl›rs›n; tutsak olursan, çok kötü imha olursun. Komplo sürecine karfl› ne yapt›n›z? Cesaret budur. Bu komplo sadece bana karfl› de¤il, flahs›mla ilgili de¤il. Newroz’da görüldü, ben milyonlara, kitlelere mal edil-

dim. Milyonlar benim miras›m› sürdürecek. Bu miras› bir lider ya da örgüt kötü kullanabilirdi. Bununla oynan›rsa kanl› geliflmeler olur, kötü bir önderlik bununla oynayabilirdi. Ben bunlar› izah ettim. Anlafl›ld› m›? PKK’den tutal›m Kürtler anlad› m›? Türk Ayd›nlar› anlad›lar m›? Bu iyi anlat›lmal›. E¤er anlayamaz ve sa¤duyulu olamazsak, yirmi y›ll›k krizden daha kötü sonuçlar› olur. Bugün ‹mral›’day›m. ‹mral›’n›n güneybat›s› Troya’d›r. ‹lyada okunursa bizim trajedimiz daha iyi anlafl›l›r. Hektor’a karfl› Zeus ve Athena’n›n savafl›

ww

w.

ne t

yorsun”. Enkidu örne¤ini bofluna vermedim. Talabani-fiemdin ikilisi budur. Enkidu da bir Kürt iflbirlikçisini temsil eder. Klasik Kürt feodalleri, Ortado¤u despotlar› ve ABD kendi iflbirlikçileri ile bizim flahs›m›zda özgür Kürt’ü bo¤mak istediler. Tart›flmalar çok yo¤un, art›k anlamak zorunday›z, benim olay› çözmek istiyorsan›z. “Kürt zaten befl bin y›ld›r kölemizdi, sen kim oluyorsun, sen bunlar› özgürlefltiremezsin” diyorlar. Öldürücü darbeyi böyle vurdular. Öldürücü darbeyi kim vurdu; ABD, ‹srail, Arap aya¤› var, Avrupa aya¤› var. Beni, tüm dünya tutsak etmifltir. Yaflam›m›n, özünde yaflad›¤›m savafl›m›n nas›l bir bar›fla dönüfltürüldü¤ü, bunun derinli¤i ve çözümlenmesi ile onu bar›fl kiflili¤ine dönüfltürmek için yo¤un bir çaba içerisindeyim. Günlerin geçmesi bu temeldedir. Yoksa baflka türlü geçmez bu günler. Bu yo¤unlaflmam› s›n›rl› da olsa d›flar›ya yans›tmaya çal›fl›yorum. Olanaklar ölçüsünde bunu yapmaya devam edece¤im. Bar›fl ve kardefllik için yaflad›¤›m duygu düzeyinin paylafl›lmas›n› çok önemli buluyorum. Bu duygular›n tüm Türkiye’de paylafl›lmas› en büyük hayalim ve amaçlar›mdan birisidir. fiimdi komployla bize oynanan oyun flu; Kürt toplumu, halk› ve Kürdistan anam›zd›r diyelim. Komplocular, bunlar›n içinde ABD, Bat›, Ortado¤u despotlar›, hatta Kürt iflbirlikçileri de var. Bunlar zorla entrika ile kendi mal› gördükleri anam›z›n bizim taraf›m›zdan özgürlefltirilme istemini hazmedemediler. Çünkü bunlara göre anam›z hepsi taraf›ndan ortaklafla kullan›lan bir mald›. Benim bu kafa tutan yan›m› daha öncede anlatm›flt›m anam keflfetmiflti. Benim böyle bir yan›m hep oldu. Anam benim özgürlük aray›fl›ma kat› kurallar getirmek istedi, bendeki özellikleri gördü, kendince tedbirlerini al›yordu. Kendi arkadafllar›m› kendim seçiyordum. Hem k›z hem erkek. Örne¤imize devam edelim ana oldu Kürt, genelleflti, fenomen bir olgu durumuna geldi. Benim konumum anay› özgürlefltirmekti, ne oldu? Komplo oldu. Biz anayla, kad›nla de¤ifltirmek istedik. Erkek yabanc›laflm›fl ihanet etmifl -hem politik hem

Mart 2009

om

18

var. 15 fiubat sonras› baz› Yunan gazeteleri “Apo neden kahramanl›k yapm›yor” diye yazd›lar. Oyun ayn›, yine Athena k›flk›rt›yor. Ben Hektor de¤ilim. Hektor, “kahramansam savaflmam gerekir” dedi ve öldü. Anadolu düfltü. Burada önemli bir belirleme yap›yorum. En büyük kahramanl›k, kahramanl›k yapmamakt›r. Savunmamda Mezopotamya’n›n Bat› kültürüne karfl› savunusunu yapt›m. fieyh Sait’in torunu da dedesinin ‹ngiliz k›flk›rtmas›yla ayaklanmas›n› kahramanl›k sand›. Bu ‹ngiliz kahramanl›¤›d›r. ‹ngiliz politikas›n›n zemini oldu, tavflan taz› olay›d›r bu. Ki-


Mart 2009

SERXWEBÛN için, “O özel bir rehinedir” demiflti. Orhan Pamuk’un neyi kastetti¤ini hemen anlam›fllard›, biliyorlard›. Ben burada özel bir rehineyim. Rehinelerin kullan›l›fl tarzlar› çok trajiktir. Benim kullan›l›fl tarz›m da çok farkl›d›r. Sizlerin, herkesin bunu iyi anlamas› laz›m.

personelin bir etkisi yok. Kendilerine söyleneni yap›yorlar. Bu komisyon günlük olarak geliflmeleri de¤erlendiriyor ve karar veriyor. Mesela benim sa¤l›k durumumu günlük olarak izliyor, tart›fl›yor ve de¤erlendiriyorlar. Sa¤l›k durumum, yemem-içmem de¤erlendiriliyor. Doktorlar her gün geliyorlar, günlük kontrollerini yap›yorlar. 24 saat adada bekleyen doktorlar var. Burada 24 saat çal›flan bir kamera sistemi var. Benim bütün hareketlerim kontrol ediliyor. Gece yar›s› kalk›p lavaboya gitti¤imde bile kamera hemen bildiriyor. S›k› biçimde kontrol ediliyorum buna ra¤men her dakikada bir, bir personel gelip gözetliyor. Rahats›z oluyorum. Mesela gün ortas›nda odamda kitap okuyorum, dakikada bir personel bak›nca rahats›z oluyorum, dikkatim da¤›l›yor. Burada üçlü bir yap› var. Ama Baflbakana ba¤l›. ‹flkence var, F tipidir demiyorum. Özel bir düzenlemeden söz ediyorum.

ne te we .c om

min için kahramanl›k yapacaks›n? Tarihte ‹skender ve Darius’un meflhur çat›flmas› da var. Bir de Annibal’›n trajedisi var, Roma’dan takip edilen Annibal var. Anadolu’da Gebze’ye kadar geldi, zehir içerek intihar etti. Biz de Anadolu’ya geldik. Burada zor da olsa bir bar›fl imkan› var. Savafltan çok Anadolu bar›fl›na inan›yorum. Gerçek Kahramanl›k özgürlükte derinleflmedir. Bunlar› yazmal›s›n›z. En do¤rusunu ben yapt›m. Do¤ru yapt›¤›m ileride daha iyi anlafl›l›r. Tarih beni do¤rulayacakt›r. Yapt›¤›m çat›flmay› derinlefltirmemekti. En yak›n kardeflim, yoldafl›m beni anlam›yorsa, kimin için kahramanl›k yapaca¤›m? Peki ben ne yapt›m? Özgürlükten vaz m› geçtim? Hay›r. Tam tersine özgürlü¤ü ve demokrasiyi daha fazla gelifltirmedi¤iniz için sizleri elefltirdim. Bu trajedi bar›flla acaba yerini özgür yaflam umuduna b›rakabilir mi? Trajedi bunun sonu olabilir mi? Onurlu güzel bar›fl› özgür yaflam ile gerçeklefltirebilirsek anlaml›d›r. Umudumla birlikte ben flimdi bunun üzerinde duruyorum.

19

‹mral› cezaevi Türkiye’deki cezaevleri sisteminden çok farkl›

Asl›nda ‹mral› bir sistem dahilinde iflliyor. Kendine özgü yanlar› ve derinli¤i olan bir sistem. Befl y›ld›r devam ediyor. Bu sistemi tam olarak çözemedi¤iniz için uygun tavr› alam›yorsunuz. Asl›nda flu ana kadar buradaki sistemi çözmüfl olman›z gerekiyordu. Ama yetersiz kald›n›z. Ne sürekli iflkence ve savafl hali, ne de halk›n sand›¤› gibi bir bar›fl için diyalog durumu vard›r. Burada üçlü bir yap› var, ABD, Avrupa ve Türkiye. ABD’nin etkisi bilinmeliydi. ‹mral›’ ya geldi¤im günlerde beni ilk muayene eden doktor ‹ngilizce konufluyordu, muhtemelen ABD’liydi. Yan›nda biri vard›, ‹srailli olabilir. ‹lk sa¤l›k kontrolünü yaparak, adeta “biz size sa¤ salim teslim ettik” mesaj›n› verdi. Buradaki sistemin bir ucu CIA’ye dayan›yor. Avrupa ‹flkenceyi Önleme Komitesi’ne de s›radan yaklaflmamak gerekir, arada bir gelip giden bir heyet olarak görmemek gerekir, burada olup bitenlerden haberleri oldu¤unu zannediyorum. Rolleri olumsuzdur demiyorum, olumlu da olabilir ama etkilerinin önemli oldu¤unu söylüyorum. Avrupa Komitesi’ne ba¤l› bir oluflumdur, dolay›s›yla bir bütün olarak Avrupa Konseyi’nin de bilgisi var. Norveçli bir bayan vard›, buray› ilk düzenleyen kiflidir. Norveç’in ABD ile ba¤lant›s›n› biliyorsunuz, büyük ihtimalle ABD ile de iliflkisi vard›r. Baflbakanl›¤a ba¤l› Kriz Merkezi’ni biliyorsunuz. Buradaki sistemi koordine edendir. Halen de etkilidir. Jandarma, Genelkurmay, ‹çiflleri Bakanl›¤›n›n temsilcileri var, hatta M‹T’te olabilir. Bunlardan oluflan bir komisyon var. Bu komisyon en üst düzeyde buradaki sistemi organize ediyor. Dolay›s›yla burada görev yapan müdürün,

ww

w.

Di¤er cezaevlerinin statüsü burada uygulanm›yor. Ben biliyorum, buran›n statüsü ve yap›s› gizli bir anlaflmayla olmufltur. Bu gizli anlaflma ABD’de, AB’nin de fikri ve onay› al›narak yap›ld›. Guantanamo benzeri hatta çok daha sistemli ve a¤›r koflullara sahiptir. ABD, gizli anlaflmalarla birçok yerde birçok cezaevi kurdu. Bu cezaevi de ABD taraf›ndan kurulan özel cezaevlerinden biridir. Bu gizli anlaflmayla bu cezaevi kurulurken ayn› zamanda yap›s› ve koflullar›n›n ne olmas› gerekti¤ini çizmifller. Bu iyi anlafl›lam›yor. Devlet de beni buraya getirten güç de yani Amerika, ‹ngiltere, ‹srail benim burada söylediklerimi cümle cümle biliyor, onlardan yararlan›yor. Burada konufltuklar›m an›nda devlete, C‹A’ya, MOSSAD’a gidiyor. Avukatlar›m buran›n statüsünün nas›l oluflturuldu¤unu ortaya ç›karmak zorundad›rlar. Orhan Pamuk bunu anlad›¤› için ona bu kadar sald›rd›lar. Orhan Pamuk, bir gazetede küçük bir söylemi vard›. Benim

‹mral› sistemini flimdiye kadar çözmüfl olman›z gerekirdi

Verilen hücre cezalar› hükümetin bilgisi dahilindedir

Buradaki koflullara ve havas›na herkes dayanamaz. Kim olsa burada bir süre sonra ölüme kurtulufl gözüyle bakard› ve ondan sonras›n› da düflünmezdi. Ama ben sorumlu davrand›m, kiflisel davranmad›m. Toplumu düflünerek hareket ettim. Yoksa benim buradaki duruflum, buradaki s›k›fl›kl›¤›m yüzünden de¤ildir. As›l Türkiye’nin s›k›fl›kl›¤›n› aflabilmek içindir. Türkiye’yi yönetenler bunu kavrayamad›klar› için beni günah keçisi ilan ettiler. Ben 10 y›ld›r bu koflullarday›m. Zaman, zaman hücre cezas› da veriyorlar, koflullar›m iyice güçlefliyor. Gerçekten hücre cezas› boyunca zorlan›yorum. Buran›n zaten çok a¤›r, gergin bir atmosferi var. Yaln›z ben bütün kamuoyunun bilmesini istiyorum, bu hücre cezas› hükümetten ba¤›ms›z de¤ildir. Burada da zaman, zaman zorlay›c› baz› uygulamalar oluyor. Buradaki yetkililerin kendi iradeleriyle yapt›klar› uygulamalar olduklar›n› sanm›yorum. Bu tür uygulamalar›n merkezi oldu¤unu düflünüyorum. Bu koflullarda yaflamayanlar bu tür fley-


SERXWEBÛN

w.

ww

Bana verilen bu hücre cezalar› benden intikam almaya dönüktür

Bana verilen hücre cezalar› siyasi bir karard›r. Amaç siyaseten cezaland›rmad›r. Yoksa sizinle konufltuklar›m›n hepsi kay›tl›d›r. O iddialar›n hiç biri gerçekçi de¤il. Benim buradan talimat vermem söz konusu olamaz. Üstelik ateflkes süreci de benim ça¤r›mla bafllad›. Bu hücre cezas› verilmeden hemen öncesinde askeri bir heyet geldi, burada inceleme yapt›.

tadad›r, somut önerilerimi sundum, herkesçe de biliniyor. fiimdi de ‘99’da yar›m kalan komployu tamamlamak isteyebilirler. Zehirlenme giriflimi siyasi tehdittir. Biz seni istedi¤imiz zaman zehirleyebiliriz, öldürebiliriz, yok edebiliriz demek istiyorlar. Zehirlenmeyle ba¤lant›l› böyle bir fley gerçekleflirse bu ülkeyi kaosa götürür halklar› içinden ç›k›lmayacak bir duruma sürükler. Ben elimden geleni fazlas›yla yapt›m. E¤er zehirlenme do¤ruysa, demek ki bu yapt›klar›m›z bir fleye yaramam›fl. Türkiye’den de beni yok etmek isteyenler var, onlar› da anlayabiliyorum. Saddam’› öldürdükleri zaman onu tekmelemifllerdi. Bahçeli onlar da Apo’nun derisinden kösele yapaca¤›z, demifllerdi. Beni Türkiye’ye teslim eden ABD ve ‹ngiltere’dir. Böyle bir fley yapmak isteseler bile ABD’den onay almak zorundad›rlar. Zehirlenme olay› da ayn› flekilde bana bir yönelim varsa veya yoksa ABD’nin kesin bilgisi dahilindedir.

ew e. c

Büyük ihtimalle ceza bu askeri heyetin gelifliyle ba¤lant›l›d›r. Bu ceza askeri kesimin en üstüyle ba¤lant›l›d›r, onlar›n iste¤iyle olmufltur. Tesadüf de¤ildir. Hücre cezas› Baflbakan’›n bilgisi dâhilindedir. Gül’ün cumhurbaflkan› seçildi¤i gün bana hücre cezas› uygulanmaya baflland›. Bir önceki ceza 27 Nisan muht›ras›n›n verildi¤i gün uygulanmaya bafllanm›flt›. Bunlar tesadüf de¤ildir, 27 Nisan günü de askeri bir heyet gelmiflti cezaevine. Ben cezaevi müdürünün tavr›ndan anlam›flt›m. AKP oyun oynuyor. Askerin önünü aç›yor, Kürt sorunu konusunda siz istedi¤iniz gibi davranabilirsiniz diyor. Kendi iktidar›n› korumak ad›na benim ve Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesinin önünü aç›yor. Ama bu çözüm de¤il felaket getirir. Daha önce de denendi bunlar. Ayn› uzlaflmay› Çiller, Do¤an Gürefl ile yapm›fl ve Türkiye kaybetmiflti. fiimdi bu tav›r sürdürülürse yine Türkiye kaybedecek. Bunu halk›m›z›n bilmesi gerekiyor. Ben, do¤ru bildi¤imi hayat›m pahas›na da olsa söylerim, hücre cezas› vermeleri de önemli de¤il, gazete-kitap vermiyorlar, zor da olsa böyle de idare ederim. Ben her zaman; ‹mral› öncesinde de sonras›nda da her zaman çözüm için ne gerekiyorsa do¤ru bildiklerimi söyledim. Komplo sürecinde ABD gerçeklerin a盤a ç›kmamas› için çok direndi, ama bu gerçekleri kamuoyuyla paylaflabilmek ad›na konufltum. Herkes beni böyle kabul etsin, benim düflüncelerim or-

ne t

leri anlamayabilirler. Çok ufak tefek fleylermifl gibi gelebilir ama bu koflullarda psikolojik aç›dan asl›nda çok zorlay›c› oluyor. Ben böylesi fleyleri çok fazla dillendirmek istemiyorum. Örne¤in son olarak saçlar›m› keserken birisi makas› en dipten vurdu. “Niye böyle yap›yorsunuz?” deyince de, “iflte acemiyiz, yanl›fll›kla oldu” gibi inand›r›c› olmayan fleyler söylüyorlar. Yani trafl etmeyi bilen birini bulam›yorlar m›, mümkün mü, kas›tl› yap›yorlar. Kap› deli¤inden yani mazgaldan sürekli bakma meselesi de zorluyor. Zaten 24 saat kamerayla çekiyorlar, bir de bu kap› deli¤inden sürekli bak›yorlar. Okuyaca¤›m ya da uyuyaca¤›m zaman bunun yap›lmas› rahats›z ediyor. Yine banyo ve trafl konusunda da bu tür problemler yafl›yoruz. Konufluyorum onlarla, güvenlik nedeniyle diyorlar ama bunu gerekçe yapt›klar› aç›k. Söyledi¤im gibi bu koflullar çok zorlay›c›. Bu koflullarla beni neye zorlad›klar›n› anlayam›yorum. Kemal Pirler bu koflullar karfl›s›nda ölüm orucuna girmifllerdi. Bu koflullara uzun süre dayanamam›fllard›. Ama ben böyle bir yola girmeyece¤imi daha önce de söylemifltim; sorumlulu¤um gere¤i böyle bir yolu seçemem. Bunu ne devlet ne de halk›m›z kald›rabilir. Baflkas› olsa bu koflullarda çok k›sa bir süre dahi dayanamaz. Burada kalmak için büyük irade gerekiyor. Hayri ölüm orucuna bafllama gerekçelerinden birini delikten bak›lma olarak göstermiflti. Ama ben 10 y›ld›r bu koflullarday›m, daha ne kadar dayanaca¤›m bilmiyorum ama elimden geleni yapmaya çal›flaca¤›m.

Mart 2009

om

20

Zihniyeti olmayanlar›n gücü olmaz Bana karfl› gelifltirilen komploya karfl› kendimi iyi savundum. Savunmalar›mla komploya karfl› durdum. Benim ve Kürt özgürlük hareketinin yirmi y›ll›k savunma anlay›fl›m›z, Kürt ve Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip


Mart 2009

SERXWEBÛN ya ya da ölmeye izin vermem. Söz konusu olan sadece benim ölümüm de¤il. Ben di¤er türlüsünden korkar›m. Benim d›fl›mda milyonlar›n, Kürtlerin haklar›, amaçlar› ve adaleti üzerine oyun oynan›yor. 1920’lerden daha kötü oyun oynanmak isteniyor. Kürtler beni düflünerek de¤il, kendilerini düflünerek komployu iyi çözmeli ve bunun hesab›n› sormal›lar. Ya beni desteklemesinler, ad›m› hayk›rmas›nlar; ya da destekliyorlarsa, o zaman çok bilinçli beni desteklemeleri gerekir. Hepinizin çok bilinçle ve sorumlulukla beni desteklemesi gerekiyor. Oyun içindesiniz, bunun bilincinde olman›z gerekiyor. Sadece PKK için de¤il, bütün Kürtler için önemli. ‹ran, Suriye aya¤› var, onu da ileride açaca¤›m. Avrupa’y›, ‹srail’i aç›kl›¤a kavuflturmak laz›m. Kürtler bana de¤il kendilerine ac›s›nlar. Kürtlere yaz›k, kendilerine ac›s›n-

d›nlardan, PKK’den flunu istiyorum: Komployu bofla ç›kar›n. Üç kuflak haklar temelinde komite dedim, var olan örgütleri etkinlefltirin. Davan›n stratejik önemde oldu¤unu görün, aç›l›mlar›n›z› ona göre yap›n. Bu süreci PKK kazanca dönüfltürsün.

ne te we .c om

ç›kacakt›r. Bu sorunu d›fl güçlere ABD’ye AB’ye havale edece¤imize kendi içimizde çözebilmeliyiz. Bütün Kürt halk›, halklar ve herkes komploya ve devam eden oyunlara karfl› uyan›k olmal›, büyük bir aflkla, büyük bir sevgiyle çal›flmal›d›r. Bunlar benim ad›ma “Öcalan Aç›kl›yor” bafll›¤›yla 15 fiubat mesaj› olarak yay›nlanabilir. Bütün Kürtlere flu aç›klamay› yap›n; benim burada onlar› yönetme koflullar›m yoktur. Ben ‹mral›’day›m. ‹mral›’da yönetme, talimat verme gibi durumlar›m ya da koflullar›m söz konusu de¤ildir. Onlara bir katliam ya da sald›r› olmas› durumunda en ufak bir onurlar› varsa kendilerini her türlü savunurlar. Zaten onurlu ve flerefli insanlar da bunu yapar. PKK’nin de her türlü gücü vard›r. Bütün Kürt halk› ve herkes flunu iyi bilmelidir ki ben, tarihi ve vicdani sorumluluk gere¤i iha-

21

“Herkesi büyük bar›fl yürüyüflüne davet ediyorum. Yaflamak olacaksa bar›fl için olacak, ya da hiç olmayacakt›r. Bu temelde kararl›l›¤›m› dile

getiriyorum. Ac›n›n büyüklü¤ü, baflka yerde ve tarihte, soylu davalarla

ilgilenen kiflilerin düzeyine en uygun en büyük geliflmelerin ilac› rolünü oynar. fiimdi bu diyalektik iflliyor. Büyük ac›m›z› güce dönüfltürmenin

zaman›d›r. Bunun gere¤i olarak ac›lar›m›z bu kutsall›k, yücelik ve güzellik gereklerini bütünlefltiren bar›fl özlemine ulaflmada büyük güç katacakt›r”

lar. Beni önder olarak kabul etmek, hayk›rmak basit bir olay de¤il. Beni savunmak kolay de¤il. Benim avukatl›¤›m› yapmak da insan› a¤›r bir sorumluluk alt›na sokar. Bunun için muazzam bir bilince sahip olmal›s›n›z, örgütlenmeniz gerekir. Özgürlü¤ünüzü sonuna kadar dayat›n, meflru savunma, bar›fl ve kardeflli¤i sonuna kadar dayat›n. Y›ldönümü için söylüyorum, 15 fiubata yas günü de¤il de (gülümseyerek) ders ç›karma günü ve görevleri bilince ç›karma, komployu ayd›nl›¤a ç›karma günü diyebilirler. Bu komplo o kadar derinlikli ki kimi yönleri halen çözülebilmifl ve netleflmifl de¤il. Ben onun için yafl›yorum zaten. Anlatt›m ama Türkiye bu beyni ile bunu anlayamaz. Kürt akl› var m›, Kürt ayd›nlar› var m›, bu süreci anl›ya bilirler mi? Derindir, trajedik yanlar› var. Avukatlardan, ay-

ww

w.

netçi duruma düflmemek için Kürtlere yönelik planlanan katliam›n önüne geçmek için konufluyorum ve çaba sarf ediyorum. Bunlar Kürtlere katliam yapmak istiyorlar. Çok çirkin planlar devrede. On binlerce Kürt’ü katletmeyi planlam›fllar. Böyle bir imha ve sald›r› geliflirse PKK ve halk gerekli flekilde kendilerini savunurlar. Biliyorum PKK’nin gücü de vard›r. PKK gerekli görürse flehirleri, köyleri iflgal edebilir. Her tarafta ayaklanma gerçeklefltirebilirler. Zaten HPG de aç›klam›fl. Her türlü sald›r›ya haz›rl›kl›lar. Ben son nefesime kadar gerçeklerin hat›r› için yaflamaya çal›flaca¤›m. E¤er yaflayamazsam, bilin ki, bu ölüm en de¤erli eylemdir; o zaman ölümüm en de¤erli ve gerekli and›r. Ölüm benim için sadece ac› de¤il, ac› ve sevgi an› olacakt›r. Ben bunun d›fl›nda yaflama-

Sahte dostlar ve yetersiz yoldafllar bizim trajedimizin temel nedenidir

Hepinizi, halk›, topra¤›, insan› özlemek en büyük duygusall›¤›m, ac›md›r. Milyonlar›n iddias›n› gözlerinde ve yüre¤inde bar›nd›ran en büyük diyaloglardan sonra bu flüphesiz en zorudur. Ama bu da böylesine bir uluslararas› komplodan, hem de en dost geçinenin en affedilmez ihanetinden sonra anlafl›l›rd›r. E¤er halen beyinler çal›flmazsa, yürekler yanmazsa olmaz. Lanetli komplo da bizi etkisine ald›. Bizim trajedimizin nedenidir. Sahte dostlar ve yetersiz yoldafllar bizim trajedimizin temel nedenidir. Çok büyük ac›lar›m›z olmufltur. Bu ac›lar karfl›s›nda bar›fla do¤ru yürümek tek tesellimdir. Bar›fl tesellisinin, bar›fl umudunun tek tesellim olaca¤›n› söylüyorum. Herkesi büyük bar›fl yürüyüflüne davet ediyorum. Yaflamak olacaksa bar›fl için olacak, ya da hiç olmayacakt›r. Bu temelde kararl›l›¤›m› dile getiriyorum. Ac›n›n büyüklü¤ü, baflka yerde ve tarihte, soylu davalarla ilgilenen kiflilerin düzeyine en uygun en büyük geliflmelerin ilac› rolünü oynar. fiimdi bu diyalektik iflliyor. Büyük ac›m›z› güce dönüfltürmenin zaman›d›r. Bunun bir gere¤i olarak ac›lar›m›z bu kutsall›k, yücelik ve güzellik gereklerini bütünlefltiren bar›fl özlemine ulaflmada büyük güç katacakt›r. Bunu böyle anlamaya, güçlü do¤ufllar›n› ve büyütüfllerini baflarmaya çal›flt›¤›n›zdan kuflkum yoktur. Yine halk olarak çok ilgiyle bekleyenleri büyük özlemimle selaml›yorum. Ne kadar istiyorlarsa yine onlar›n, hepinizin oldu¤umu belirtirken, daha kutsalca, yücelerde de güzel yaflaman›z›, büyük özlemle bast›¤›n›z toprak, içti¤iniz su, soludu¤unuz hava ve yedikleriniz helal olanla birlikte sevgiyle selaml›yorum.


SERXWEBÛN

22

Mart 2009

om

PKK E⁄‹T‹M S‹LAHIYLA KEND‹M‹Z‹ D Ö N Ü fi T Ü R E L ‹ M

ew e. c

E¤er kimse kimseyi zorla özgürlük saflar›na getirmediyse ve böyle bir durum yoksa o zaman do¤ru “E yaklaflflaaca¤›z, yaklaflfl››mlar›m›z› düzeltece¤iz, aç›k davranaca¤›z, kendimizi e¤itime açaca¤›z, yapt›klar›m›z›, yaflflaad›klar›m›z› anlayaca¤›z. Yanl›flfl››, do¤ruyu Önderlik çizgisine göre uyarlayaca¤›z, çözümleyece¤iz. Yanl›flflllar› üzerimizden ataca¤›z, do¤rular› kuflflaanaca¤›z ve savaflç flç› haline gelece¤iz. Bunun baflflkka yolu yoktur. Burada olunacak ve bu e¤itime kat›l›nacaksa böyle olunmak zorunda. Böyle olmayan, e¤itim ortam›m›z› bozar. Onun da bu e¤itim ortam›nda bulunmaya hakk› yoktur”

Halk Savunma Merkezi

üretmiyor. Gerçekten ne yapmal›y›z biz? ‹mkânsa imkân, ortamsa ortam, katk› ise katk›, çözümleme ve teoriyse teori, hepsi var. O kadar a¤›r bask› iflkence alt›nda Önderlik bize biraz ak›l vermek için kendini eritiyor. Baz› düflünceler oluflturup da bize ulaflt›rmak, bir fleyler ö¤renmemizi sa¤lamak için kendi sa¤l›¤›n› bir kenara at›yor, en a¤›r bask› ve iflkenceleri göze al›yor. fiimdi burada da bir imkân oluflmufl durumda. Mücadele edilmifl, belli bir tecrübe birikimi var, tart›flma ortam› elveriflli, tarihe iliflkin bilgiler var. Niye bu kadar imkân›, veriyi do¤ru ele alamayan, anlamayan, do¤ru de¤erlendiremeyen bir durufl söz konusu? Bu durumu siyaset diliyle aç›klamakta zorlan›yoruz. ‹lkesi, stratejisi, takti¤i böyledir, kadro böyle olur, örgüt flöyle kurulur, yönetimi, savaflç›s› böyledir, toplant› düzeyi, iflleyifli flöyledir, diye aç›kl›yoruz. Bunlar›n hepsi var, ama bütün bunlar olup bitenleri anlamaya, anlatmaya yetmiyor. Bunlarla iflleri ele al›yoruz, yürütüyoruz. O zaman sorun kalmamas› gerekiyor. Ama bak›yoruz sorun var. E¤itim ortam›nda genelde bunlar›n en azamisini verme vard›r. Hiç kimse diyemez ki bu konularda eksiklik vard›r. Nedenini bulmam›z gerekir. Öyle bir durum ki, insanlar›n günümüz dünyas›nda kendilerini e¤itmede yürüttükleri söz ve davran›fl düzeyi bize yetmiyor. Teorinin, siyasetin çözümleyicili¤iyle izah edemiyoruz birçok fleyi. Yani bilimsel ölçülere, teorik analizlere, siyasi tan›mlara s›¤ma-

ww

w.

ne t

Ortaya ç›kan baz› sonuçlar bizleri düflündürüyor. Tart›flmak m› laz›m, gerçekten bilinçsizlik mi var, yoksa böyle tart›flmay› b›rak›p bir hastane usulüyle mi çal›flmak laz›m? Biliniyor hastanelerde tek tek hastalar›n durumuna göre kendileriyle ilgilenilir. Öyle mi yapmak gerekiyor, yoksa b›rak›p hiç üzerinde kafa yormamak m› gerekli! Bu kadar çaba var, çal›flma var, imkân var. Eksikler olabilir, ama yeni fleyler yaratmak için epeyce imkân sunan ortam›n var oldu¤u tart›flma götürmezdir. Bu biçimde ifller iyidir, yürüyor, çok fazla üzerinde durmak gerekli olmayabilir dedi¤imiz bir anda bak›yoruz farkl› fleyler, ters geliflmeler, bozucu durufllar ortaya ç›k›yor. Her fley iyi oldu, belli bir ortam olufltu, geliflme sa¤lan›yor dedi¤imiz zamanda niye bu durumlar oluyor? Acaba bu iflin do¤as› gere¤i midir, onun sonucu olarak m› ortaya ç›k›yor, yani böyle olmas› m› gerekli? Biz ancak böyle mi bir fleyler ö¤renebiliriz, yaflam karfl›s›nda kendimizi e¤itebiliriz, haz›rlayabiliriz? Onun için mi oluyor ve buna raz› olmam›z m› gerekiyor? Yoksa ters bir durum, yaflam karfl›s›nda kendini e¤itmeye karfl› bir direnifl mi var? E¤itime gelememe, örgütlenmeye gelememe sonucunda m› böyle ters davran›fllar ortaya ç›k›yor? Bir çözüm üretmemiz, anlam vermemiz gerekiyor. Yüzeysel bir bak›flla baz› fleylere flöyledir, böyledir demek zor de¤il tabi. Fakat biraz daha kapsaml› ve derinlikli ele al›nca o tür sözler yüzeysel kal›yor, çözüm

yan bir duruma m› gelmifliz? ‹nsan öyle bir duruma bofluna gelmez. Öyle anlafl›l›yor ki, bu duruma gelenler de anlamaz, laf anlatmak ta zordur öylelerine. Yani iflin kolay olmad›¤›n› biraz biliyorduk da, ama son olaylar bize bunun daha da fazla zor oldu¤unu gösteriyor. Bu durum ve yaflananlar adeta, “yapamazs›n›z” diye bir dayatmay› da ifade ediyor. Gerçekten vazgeçelim mi, yapamaz m›y›z, iddiam›z›, irademizi sona m› erdirelim? Fakat bu biçimde hiçbir fleyin kurtar›lamayaca¤› aç›k. Gerçekleri bütün ç›plakl›¤›yla, derinli¤iyle anlamak, olumsuzluklarla birlikte çözüm yol-yöntemlerini de görmek, uygun bir yönetim tarz›yla bu çözüm mekanizmas›n› iflletmek gerekli. Çözümleyicilik böyle olur. Bunu yapmak yönetim iflidir. Bunu yapana yönetim deniyor. Yoksa ben de yönetim oldum, demekle kimse yönetim filan olmaz. Buradan bak›nca tabii yönetim sorunu oldu¤unu görmek zor de¤ildir. Bu düzeyi yönetmek için her fleyden önce daha ciddi, sorumlu olabilmek, daha kavray›fll›, çözümleyici olabilmek, daha güçlü bir yöntem, tarz, üslup sahibi haline gelebilmek gerekli. Yönetimin böyle olmas› gerekir. E¤itim yönetimi olmak basit bir ifl de¤il. Sen yönetim oldun, haydi ifl bölümü yapt›k, görev verdik, yetki verdik demekle e¤itim yönetimi olunmaz. Belki o tarzda baz› ifller idare edilebilir. Somut pratik ifllerin düzenlenifli öyle bir yönetim yaklafl›m›yla çözümlenebilir. Fakat e¤itimin öyle olmayaca¤›, yürüme-


Mart 2009

SERXWEBÛN terli bir programa, tarza kavuflmufl olsayd›, baflar›yla iflleseydi böyle durumlara f›rsat vermezdi, önünü al›rd›, önceden görürdü, gerekli tedbirlerini gelifltirirdi, çözümleri ortaya koyard›; böylece çözüm üretirdi, olumsuzluklar› önler olumluluklar› gelifltirirdi. Do¤ru ve yeterli yönetim olamamak, olumsuz olaylar›n geliflmesine f›rsat verir, zemin sunar, bunlar› önleyememifl olur. Bu da bir yönetim için görev ve sorumluluklar›n› baflar›yla yerine getirememek demektir. Bu anlafl›l›rd›r. ‹nsan bunu böyle ele alabilir.

bütün eksikliklere ra¤men yine de ortada bir savafl›n var oldu¤u, direniflin var oldu¤u, bunun baz› sonuçlar verdi¤i, dünyan›n baz› güçlerini, hatta mevcut egemen sistemi zorlad›¤›, onun planlar›n› en az›ndan baflar›s›z k›ld›¤› da bir gerçektir. Bir kere, olup bitenlerin de¤erlendirilmesinde, do¤ru tutumun ne olmas› gerekti¤i hususunda süreci Önderlik yönlendiriyor. ‹nkâr ve imha sistemi bütün sald›r›lar›na ra¤men Önderli¤i etkisizlefltirmifl de¤ildir. Bu nedenle sürecin yönetilmesinde k›smi hatalar yapabiliriz, ama çok büyük hatalar yapt›¤›m›z söylenemez. Pratik yürütme bak›m›ndan da halk›n bir denetimi var. Otuz befl y›ll›n tecrübesi var. ‹nsanlar yaflamlar›n› ortaya koymufllar, bir katk›lar›, duyarl›l›klar› var. ‹nsanlar bir fley anlamadan, inanmadan koyun gibi bu iflin içerisine girmiyor. Can›ndan, yaflam›ndan vazgeçmifl, hiçbir fley bulamam›flta kendini atefle atar gibi buraya atm›fl de¤ildir. Geliflen mücadele içinde ülkenin ve halk›n durumunu anlayarak kat›l›yorlar. Bir amaç için kat›l›yorlar. Böyle olmasayd› bu mücadele yürütülebilir mi, bu kadar sald›r› karfl›s›nda, topyekûn sald›r› konsepti karfl›s›nda, dünyan›n birleflip sald›rd›¤› bir ortamda ayakta kal›nabilir mi? Kal›namaz. Eksiklikleri, hatalar› var, ama ortada bir mücadele de var ve bu mücadeleyi yürüten bir örgüt var, o örgütü organize eden bir yönetim var; belli bir çabas›, bilinci, tart›flmas› var. Buradaki çal›flmalar da bu yönetimin yönlendirmesi alt›ndad›r.

ne te we .c om

yece¤i zaten biliniyordu, flimdi daha net a盤a ç›km›fl bulunuyor. Demek ki, e¤itim ifli yüzeysel, dar, tekniki bir yaklafl›mla yap›lamaz. Bu noktada yönetim çal›flmalar›m›z›n ciddi bir zay›fl›¤›ndan, dar, yüzeysel ve yöntem yetersizli¤inden söz edebiliriz. Akademiler komutanl›¤›n›n öyle bir yetkinleflme, derinleflme düzeyi yok, devaml›l›¤› bile yok. Bir komutanl›¤›n güçlü bir biçimde oluflmas› gerekti¤i, bunun büyük ihtiyaç oldu¤u flimdi çok daha iyi görülüyor, anlafl›l›yor, daha fazla a盤a ç›km›fl bulunuyor. fiu veya bu kifliye ba¤l› olmaktan, ona dayanmaktan ziyade bir kurum haline gelmesi, e¤itimin bu temelde daha sonuç al›c›, çözümleyici programa ve tarza kavuflmas› gerekti¤i ortada. Bunu anl›yoruz. Burada ciddi bir zay›fl›¤›n, eksikli¤in var oldu¤u, mevcut durumun çok s›¤, dar, adeta pratik iflleri düzenler gibi günlük durumu kurtarmay› ifade etti¤i, bu haliyle bile çok parçal› ve plans›z yürüdü¤ü ortada. E¤itim yönetimi her fleyden sorumlu olmak durumunda. Tafl› bile eritme gücüne sahip olmal›. ‹nsan geriliklerini, gericili¤ini anlamayan, çözemeyen bir yönetimin e¤itim yönetimi olamayaca¤› anlafl›l›rd›r. O bak›mdan istendi¤i kadar yönetim sorumlu tutulabilir, elefltirilebilir, yönetim tarz› de¤erlendirilebilir. Bütün olay ve olgular›n sonuç itibarîyle yönetim sorumlulu¤unda oldu¤u bilinen bir husustur. Bir yönetim “benim sorumlulu¤umda de¤il, ben bunu alg›layamam, yapamam” diyemez. O, yönetim olman›n içeri¤iyle çeliflir, özüyle çeliflir. Ben bunlar› yapamam da denemez. O zaman baflar›s›zs›nd›r, yönetim olamazs›n. O durumda en iyisi uzak dur derler insana. O bak›mdan güçlü, yeterli bir e¤itim yönetimimizin olmamas›, akademiler komutanl›¤›n›n bu temelde derinleflmemifl, sistem kazanmam›fl olmas› bu tür durumlardan sorumludur. Ama somut yaflananlardan sorumlu de¤ildir; onu önleyememekten, çözememekten, önüne geçememekten sorumludur. Yani kimse, bütün bunlar› yönetim yap›yor diyemez, yönetimsizlik yap›yor da diyemeyiz. Tabii ki e¤itim yönetimi, akademiler komutanl›¤› e¤er güçlü olsayd›, ye-

23

Ortam› bozan insanlar› daraltan bir yönetim anlay›flfl›› yoktur

ww

w.

Fakat kifliliklerden ya da sorumsuz yaklafl›mdan ortaya ç›kan olaylar› da yönetimden veya yönetimsizlikten kaynaklan›yor demek çok do¤ru de¤il. Belki baz› tutumlar, davran›fllar birer etken olabilir, ama öyle tümüyle olumsuzluklar› gelifltirmeye dönük, ortam› bozucu, insanlar› daralt›c› bir yönetim duruflu da yoktur, zaten olamaz da. Hiçbir fleyi çözemeyen, güven veremeyen, olumlu geliflme yaratmayan bir yönetim vard›r dersek, bu da çok do¤ru olmaz. Burada düzenlenmifl yönetim kim olursa olsun, ne olursa olsun, her fleyden önce burada biz var›z. Bu e¤itim iflinin üzerinde uzun y›llar savaflm›fl komutan arkadafllar duruyor. Tabii ki savaflta da eksiklerimiz var onlar› tart›fl›yoruz, de¤erlendiriyoruz.


SERXWEBÛN

Yaflflaanan sorunlar› siyaset bilimiyle çözümleyemiyoruz

ww

w.

ne t

Örne¤in, buradaki durum de¤erlendirilebilir. Yönetimin en çok oldu¤u ve ilgilendi¤i zaman da burada sorunlar oldu. Arkadafllar belki tekil düflünüyorlar, ama olaylar tekil de¤il. Bu e¤itim çal›flmalar›m›z sürecinde sadece bir olayla karfl› karfl›ya de¤iliz. E¤itim d›fl› da bundan kopuk de¤ildir. Bir bütün olarak gerillan›n bir duruflu ve çal›flma sistemi var. E¤itim ortam›nda da, d›fl›nda da birbirine benzer tutumlar, davran›fllar ortaya ç›k›yor. E¤itim ortam›nda da az çok benzerlikleri olan davran›fllar var, olaylar yaflan›yor, anlay›fllar ve kiflilikler ortaya ç›k›yor. Demek ki ortada sadece yönetim durufluyla izah edilecek bir durum söz konusu de¤il. Sorun sadece yönetim olsayd›, bunu çözmek zor olmazd›. Kald›r›r bir tarafa koyar ve yenisini getirirdik. Sadece tekil bir olay söz konusu olsayd›, nedenleri üstünde istisnai bir olay olarak ele al›r ve üzerinde dururduk. ‹nceler, bilgi toplard›k, neden sonuç iliflkilerine bakard›k, bir çözüm üretirdik. Birbirine benzer olaylarla, yaklafl›mlarla yüz yüzeyiz. Sadece okullarda da de¤il, okul d›fl›nda da var. Demek ki üzerinde daha fazla kafa yorulmas› gereken, daha derinlikli ele al›nmas› gereken bir durumla yüz yüzeyiz. Yüz yüze oldu¤umuz durumu siyaset bilimiyle çözümleyemiyoruz. Bir zorlu¤umuz, sorunumuz da orda. Sa¤dan al›yoruz, soldan al›yoruz, tarihe bak›yoruz, örgütü inceliyoruz, stratejik yönden ele al›yoruz, taktiklere bak›yoruz, ama bunlarla da ne oldu¤unu anlayam›yor çözemiyoruz. Siyaset biliminin çözümleyicili¤i yetmiyor. Demek ki, siyaset bilimini de aflan, baflka biçimlerde ele al›nmas› gereken bir realite var, bir olay ve olgu, bir durufl var. Fakat siyasetin dar

ve s›¤ söylemiyle de olay ve olgular› ele almak, yine askerli¤in dar ve yüzeysel disipliniyle çözüm üretmek mümkün de¤il. Bütün bunlar› aflan bir yaklafl›m göstermemiz gerekli. Her fleyden önce tespit etti¤imiz en önemli husus, e¤itime karfl› olan dirençtir. Önderlik çizgisini, demokratik sosyalizm çizgisini, onun mücadele anlay›fl›n›, meflru savunma çizgisini özümsemeye, kendini bu çizginin ölçü ve özelliklerine yat›rmaya karfl› bir direnç söz konusu. Buna karfl› direnen bir ruh hali yarat›lm›fl, buna göre baz› kiflilik özellikleri ortaya ç›kart›lm›fl. Bunu görmezsek, öyle dar ve yüzeysel ele al›rsak sorunlara çözüm üretemeyece¤iz. Karfl›m›za ç›kan durumlar siyaseti aflan, hatta sosyolojiyi aflan özellikler tafl›yor. fiimdi savunmalar› okuyoruz. Önderlik savunmalarda yaflanan sorunlar›n toplumsal nedenlerini çözümlüyor. Bu çözümlemeler karfl› karfl›ya kald›¤›m›z sorunlar›n bir bölümünü çözmekte büyük bir kolayl›k sa¤layacak. Fakat tümden yetmeyebilir de. Çünkü bir taraf›m›z› ifade ediyor, izah ediyor. Toplumsal taraf›m›z›, sosyolojik taraf›m›z› izah ediyor. Önderlik, sosyal bilimciyim dedi zaten. Toplumsal olgular› ele al›yor ve çözümlüyor. Yaflad›¤›m›z durumlar›n bir bölümü buradan kaynaklan›yor. Önderli¤in, Demokratik Uygarl›k Manifestosu olarak bas›n dedi¤i Kapitalist Modernitenin Afl›lma Sorunlar› Ve Demokratikleflme kitab›n›n bu temelde iyi okunmas›, incelenmesi, özümsenmesi gerekiyor. Zaten mevcut e¤itimlerde bunu yap›yoruz. Ne kadar derinlikli yaparsak o kadar iyidir. Karfl› karfl›ya bulundu¤umuz sorunlar›n bir bölümünün böyle bir e¤itim temelinde çözümlenece¤ine inan›yoruz. Bu anlamda bir tedavi edicili¤i vard›r. Hastal›klar›m›z›n ilac› durumundad›r. Dolay›s›yla savunma e¤itimlerine geçmek, onlar üzerine yo¤unlaflmak mevcut yaklafl›mlar›, tutumlar› biraz giderebilir. E¤itim karfl›s›ndaki direncin bir bölümünü açt›rtabilir. Fakat do¤ru ele al›n›rsa ve oradan ileri gidilirse bütünlüklü bir e¤itim gündeme gelebilir. E¤er öyle yaklafl›lmazsa çözüm yine olmayabilir. Çünkü ortada toplumsal çö-

zümler var. Bizim insan›m›z, buradaki arkadafllar›m›z baflkalar›ndan bir fley ö¤renmek istemiyorlar. Nuh diyor peygamber demiyor. Ben diyor, ötekini görmüyor. Di¤erinde ne var, ne yok bakay›m da ondan bir fley ö¤reneyim yaklafl›m› yok. Birisi bana iyilik yapmak istiyor, bir fleyler söylüyor, kula¤›m› kabartay›m da ondan sonuçlar alay›m, faydalanay›m, demiyor. Ben diyor, baflka hiçbir fley görmüyor. Onun için, toplumda yaflanan sorunlar onu ilgilendirmiyor, kendisi o toplumun d›fl›ndad›r. ‹stedi¤in kadar tart›flma yap, görüfl belirt umurunda de¤il, kendisini hiç ilgilendirmiyor. Böyle olunca Önderlik savunmalar› da, o ilaç da yeterince çözüm vermeyebilir.

ew e. c

Yönetimin yürüttü¤ü çal›flmalar buray› yönetiyor, buraya yans›yor; objektif olarak yans›yor, fiili olarak do¤rudan yürütüyor, yönetiyor. Dolay›s›yla yönetim zay›fl›¤›ndan oluyor dersek do¤ruyu çok fazla ifade etmifl olmay›z.

Mart 2009

om

24

Savunmalar› okuduk kendimizi e¤ittik yan›lg›s›na kap›lmamal›y›z

Bir di¤er yan›lg› ise, savunmalar› okuduk, kedimizi e¤ittik, bir fleyler ö¤rendik yaklafl›m›d›r. Böylesi bir durum daha da tehlikeli. Kendini kand›rman›n daha a¤›r bir biçimi. Demek ki, sosyal bilim, sosyoloji belli fleyleri çözebilir, ama öyle anlafl›l›yor ki, bizde daha a¤›r psikolojik vakalar da söz konusu. Klinik vakalar denilebilecek kadar a¤›rlaflm›fl hastal›k durumlar› yaflan›yor. Bu, kiflilerin niyetleriyle, iyilikleri, kötülükleriyle ba¤lant›l› de¤ildir. fiu flehirde, bu flehirde do¤up büyümüfl olmalar›yla ba¤lant›l› de¤il. Kürdistan’›n flu parças›ndan veya bu parças›ndan olmakla; kad›n veya erkek olmakla, genç ya da yafll› olmakla, eski ya da yeni olmakla da ba¤lant›l› de¤il. Fakat flunu incelememiz gerekiyor. Özellikle komplodan bu yana düflman›n izledi¤i politikalar neler ve bu politikalar gençlik üzerinde nelere yol aç›yor? Bunlar› incelememiz gerekiyor. Önderlik, 90’l› y›llar›n o yenilmez gerilla direniflçili¤ini, 80’li y›llarda 12 Eylülün ve Özal yönetiminin gençlik üzerinde uygulad›¤› psikolojik özel savafl› inceleyerek, çözümleyerek yaratt›, gelifltirdi. 12 Eylül sonras› ortaya ç›kan kiflili¤i 12 Eylül kiflili¤i olarak tan›mlad›. Özel savafl alt›nda yetifltirilen genç insanlar›n psikolojisini, ruh


Mart 2009

SERXWEBÛN

Bir kere birey kendini çözüme “B yat›rm›yor. Müthifl bir savunma mekanizmas› oluflflm muflfl;; çok bireyci, çok kendini abartan bir durumu yaflfl››yor. Onun için kendini de¤iflflttirmeye, dönüflflttürmeye, yenilemeye, çözmeye aç›k de¤il. Ben biliyorum, en iyisi benim, diyor. Veya benden bu kadar, bunlar olmazsa ben daha fazlas›n› yapamam diyor”

dini d›flar›ya açm›yor, örgüte, yoldafl›na, toplumsall›¤a açm›yor. Zaten toplum içinde, sistem taraf›ndan yemifl silleyi, bu kendisinde büyük bir güvensizlik oluflturmufl, ona karfl› bir savunma mekanizmas› yaratm›fl, kendini savunmaya çal›fl›yor. Ama örgüt içinde bu durufl olmaz, kabul edilemez. Böyle oluflan kiflilik bize flunu dayat›yor: ya beni oldu¤um gibi kabul edersiniz ya da sizin dedi¤inizi asla kabul etmem. ‹flleri böyle yürütemeyiz, böyle örgüt olamay›z, yoldafl olamay›z.

ne te we .c om

hallerini, ölçülerini, davran›fllar›n› masaya yat›rd›, çözdü. Onlara karfl› çözüm yöntemlerini ortaya koydu. O büyük Parti Merkez Okulu e¤itimi, onlarca kitab› dolduran kiflilik çözümlemeleri, elefltiri-özelefltiriler böyle bir çal›flmay› ifade ettiler, bunlar› içerdiler. Bu, önemli bir olguydu, büyük bir çal›flmayd›. E¤er Önderlik, sorunlar› öyle ele almam›fl ve o temelde çözümleyici bir çal›flma yürütmemifl olsayd›, 90’l› y›llar›n büyük ve yenilmez gerilla direnifli gerçekleflmeyebilirmifl. Böyle bir direnifl sürdürecek gerilla örgütü, gerillac› gücü ortaya ç›kart›lamayabilirmifl. Bu, flimdi daha iyi anlafl›l›yor.

25

Sosyolojik kadar psikolojik çözümlemeler geliflflttirilmeli

ww

w.

Benzer bir biçimde komplodan sonra, özellikle süresiz tek yanl› ateflkes sürecinden sonra inkâr ve imha sisteminin gelifltirdi¤i politikalar, izledi¤i yöntemler, bunun toplum ve özellikle gençlik üzerindeki etkileri, 90’l› y›llarda uygulanan psikolojik özel savafl›n yaratt›¤› ölçü ve özellikleri daha da ilerletme noktas›ndaki katk›lar› nelerdir ve neyi ifade ediyor? Bunlar› anlamam›z ve çözmemiz gerekiyor. Bunlar üzerinde yo¤unlaflma gere¤i var. Bu olmadan, bu temelde çözümlemeler gelifltirmeden, do¤ruyu yanl›fl› bulmak, insanlar› çözmek, yaflad›klar› ruhsal, duygusal, düflünsel, davran›flsal terslikleri, çarp›kl›klar› düzeltip yurtsever devrimci militan haline getirmek öyle kolay olmayacak. Bu etkiler az veya çok herkeste var. Biz hep iflin biraz övgü taraf›yla ilgilendik. Vay ne kadar güzelsiniz, iyisiniz, soylusunuz, boylusunuz, dedik; ama gerçekler biraz öyle de¤ilmifl. Öyle söylemek de gerekli, ama onunla yetinmek, özellikle e¤itim aç›s›ndan baflar›yla mücadele eden bir gerillac› duruflu yaratmak aç›s›ndan yetmiyor. Önderlik savunmalarda bu gerçekli¤in önemli bir bölümünü sosyolojik aç›dan inceliyor. Ondan yararlanaca¤›z; fakat sadece sosyolojik çözümler yetmeyecek, psikolojik çözümler de gerekiyor. Baz› ruhsal, duygusal bozuk-

luklardan düflünsel çarp›kl›klara, savrulmalara kadar yaflanan, gerçekleflen birçok durum ve özellik söz konusu. Bir kere, birey kendini çözüme yat›rm›yor. Müthifl bir savunma mekanizmas› oluflmufl; çok bireyci, çok kendini abartan, kendine göre yap›lm›fl, gerçekte ise tersyüz edilmifl bir durumu yafl›yor. Onun için kendini de¤ifltirmeye, dönüfltürmeye, yenilemeye, çözmeye aç›k de¤il. Ben biliyorum, diyor; en iyisi benim, diyor, benden bu kadar diyor, bunlar olmazsa ben daha fazlas›n› yapamam. Yani öyle ki, bir taraf›, kendini çok fazla abartan bir durufl; di¤er taraf›, kendisine ayn› oranda güvensiz bir duruflu içeriyor. ‹nsanlar›m›z iki tarafl› bir madalyon gibi ortada duruyor. Bu insan duruflu tehlikelidir, ne yapaca¤› belli de¤ildir. Kendisini do¤ru dürüst ele alm›yor, çözmüyor, kendisi üzerinde yo¤unlaflm›yor, her fleyi kendi d›fl›nda ar›yor, tüm sorunlar›, olumsuzluklar› d›flardan görüyor. Bu anlamda müthifl bir güvensizlik durumu var; topluma güvensiz, sisteme güvensiz, yan›ndakine güvensiz, anas›na, babas›na, kardefline, yoldafl›na, örgütüne güvensiz. Di¤er yandan ise, kendini be¤enmifl, kendini abartan, adeta sen kendi kendini yürütüyorsun der gibi böyle baz› özellikler verilmifl. Bir kutu gibi kendisini kapatan, saklayan bir durufl söz konusu. Bu bak›mdan kendini kendine açm›yor. Kendisine kendi içinde de kapal›. Kendi içinde tart›flm›yor, özelefltiriye açm›yor. Ken-

Kendini be¤enen abartan durufl ile güvensiz durufl iç içe yaflflaan›yor

Bu durumu çözmezsek bofla çal›flm›fl oluruz. Burada aylarca istedi¤imiz kadar e¤itim yapal›m, bu bofla gitmifl olacakt›r. Harcad›¤›m›z zaman› ve eme¤i iyi ve do¤ru de¤erlendirmek zorunday›z. Verdi¤imiz emekler nereye gidiyor? ‹fl mi yap›yoruz, bofla m› konufluyoruz, zaman m› tüketiyoruz, kendimizi mi kand›r›yoruz? Bunun bilinmesi laz›m. Örgüt ifl yapt›¤›m›za inanarak bize imkân veriyor, yetki veriyor, görev veriyor. Ne kendimizi kand›rmal›y›z, ne de örgütü. Kand›rmamak için de olup bitenleri anlamam›z gerekiyor. Bu nedenle bu durum çözülmeden yap›lacak tart›flmalar›n, konuflmalar›n veya okuman›n hiçbir de¤eri yok. ‹stedi¤in kadar savunma oku, istedi¤in kadar Önderli¤i tart›fl, istedi¤in kadar tarihi incele, bunlar bofltur. Böyle olmaz, olmamal›, bu biçimdeki duruflu de¤ifltirmeliyiz. Bu durufl flu anlama geliyor; ne yapar›m, ne de yap›lmas›na izin veririm. Ne kendimi çözerim, özelefltiri yapar›m, ne de elefltiriye kendimi aç›k tutar›m. Ne bir fleyler yapmaya yönelirim, ne de vazgeçerim. Böylesi, ürkek, çözümsüz, ikircikli bir ruh hali, durufl, psikolojik durum söz konusu. Bunlar yanl›flt›r. Kendini be¤enen, abartan durufl ile güvensiz durufl; olmaz, yapamam, yap›lamaz duruflu yanl›fl. Bize aç›kça, biz yapamay›z, sizin çabalar›n›z bofluna, bu ifl baflar›ya gitmez dayatmas›nda bulunuluyor. Kendini e¤itime açmamak, e¤itime gelmemek, aç›k dav-


SERXWEBÛN

Yapamam edemem yaklaflfl››m› kabul edilemez

ww

w.

ne t

Bu kifliliklere, bu ruh haline, duyguya karfl› uygun bir çözümleyici yöntemle mücadele etmek gerekiyor. Böyle bir mücadeleyi yürütmedi¤imiz ve dönüflüm yaratmad›¤›m›z takdirde istedi¤imiz kadar kitaplar okuyal›m, strateji, siyaset, taktik, tarz diyelim, süslü kelime ve cümlelerle istedi¤imiz kadar nutuk çekelim, bofltur. Çözüm üretmez, sonuç vermez, kiflili¤i de¤ifltirmez. Tam tersine, o tarz ezberci kiflilik yarat›yor ve iki yüzlülük ortaya ç›kart›yor. Baz› kelimeleri, cümleleri ezberlemifl, haf›z gibi söyleyen; di¤er yandan ise söyledi¤ine kendisi de inanmayan, kendi kiflili¤inde hayata geçirmeyen, pratikte baflka fleyler yapan, kiflili¤inde baflka fleyler yaflayan bir durum ortaya ç›k›yor. Böyle olmaz, bu kiflilikle Apocu militan haline gelinmez. Bu kiflilik gerilla savaflç›s› yaratmaz. Böyle bir kiflilikle zor koflullar›n savaflç›s› olunmaz. Bu kiflilik baflar› kazanmaz, kararl› olmaz, rahat olmaz, yo¤un olmaz, üslup ve tarz kazanmaz, serseri may›n gibi dolafl›r ortada. Bir yerde patlayabilir, ama kime patlar, kimi y›kar belli olmaz. Düflman sanki iyi e¤itmifl, örgütlemifl, göndermifl, geliyor ve bizde patlat›yor kendisini. Öyle ki,

bunun için düflman›n çaba harcamas›na gerek yok; bu kiflili¤in düflman taraf›ndan örgütlenmifl, ajanlaflt›rm›fl olmas›na gerek yok. Bu kiflilik sistemin ruhunu kazanm›fl, duygu ve bilincini, davran›fllar›n›, yaflam tarz›n› kazanm›flt›r. En ilginci de sahte bir Kürtçü milliyetçi bilinç vermifl, iyice s›k›flt›rm›fl, yaflam alanlar›n› da kapatm›fl ve göndermifl PKK’nin üzerine. PKK de yeterli tedbirlerle, gerçe¤i görerek, derinlikli bir çözümleyici yaklafl›m ve tarzla yaklaflmazsa, bunlara dikkat etmezse bu kutsal özgürlük oca¤›na zarar verir ve buray› da kirletir. Buna kimsenin hakk› yok. Biz ne ben yapamam, edemem yaklafl›m›n› kabul ederiz, ne de böyle patlamalar› kabul edebiliriz. Geriliklere karfl› mücadele edemeyenler iyiliklere büyük zararlar veriyorlar. Bu da daha büyük tehlike oluflturur. Demek ki, geriliklere, yanl›fll›klara karfl› mücadele etmek gerekiyor. Arkadafllar; çok genciz, e¤itimsiziz, çok zor koflullarda yetifltik, ne okul, ne aile, ne toplumsal ne de ulusal ortamda e¤itim gördük bizden bir fley ç›kmaz, sistem taraf›ndan bize her fley yap›ld› diyebilirler. Bunlar do¤ru, ama gerçekleri ortaya koyal›m, iyi çözelim, iyi alg›layal›m, böyle dar yaklaflmayal›m. Her bir bireyde dile gelen toplumun yaflad›¤›d›r, gençli¤in yaflad›¤›d›r. Bir bireyi do¤ru çözsek, ele alsak, oradan gerçekleri ayd›nlatacak çözümler üretsek, bilelim ve emin olal›m ki, herkesin sorunu çözülür. Ama çözmüyoruz, hepsinden kaç›yoruz, çözümden kaç›yoruz, kendimizi kapat›yoruz, daralt›yoruz, dolay›s›yla ne kendimizde çözüme izin veriyoruz, ne de baflkas›n›n çözüm bulmas›na yard›mc› oluyoruz, hepsinin önünü kapat›yoruz. fiimdi böyle bir durum var m›? Var. Bu durumun nedenleri var m›? Var. Niye böyledir insanlar? Bu kadar fedakâr ve cesurlar, mücadele ediyorlar, ama niye bu kadar ne yapmak istediklerini ve nas›l yapacaklar›n› anlamaktan uzaklar? Sorusunu sordu¤umuzda bunun kendilerinden kaynakl› olmad›¤›n› biliyoruz. Önderlik bize dedi, “anl›yorum, bu sizden kaynakl› de¤il, düflman sizi bu hale getirmifl. Onun için mevcut durumdan sorumlu de¤ilsiniz. Fakat

bizde düzeltmeye çal›fl›yoruz. Bizimkisi de bir durufltur, gerçektir, çabad›r. Niye düflmandan bu kadar al›yorsunuz, düflmana bu kadar aç›ks›n›z da, bizimkine karfl› bu kadar kapal›l›k var. Bizimkine karfl› niye bu kadar direnme var, onu anlam›yoruz, onu kabul etmiyoruz” dedi. Bu bak›mdan Önderlik gerçe¤i de bir çözümdür, hem de bütün insanl›¤›n sorunlar›n› çözme iddias›nda olan bir çözüm. PKK hareketi de bir çözümdür. Gerilla en büyük çözüm oca¤›d›r. fiimdi niye bu çözümden h›zla sonuç alam›yoruz, bu çözümün yeterli sonuç almas› için neden çaba göstermiyoruz. Sorun burada tabi, elefltiri burayad›r. Yoksa niye bu hale geldik, niye bu durumday›z, kim bizi bu duruma getirdi, konular› anlafl›l›rd›r, bunu anlamak zor de¤il.

ew e. c

ranmamak, elefltiri-özelefltiriye kapal› olmak bu anlama geliyor. Hiç kimse baflka biçimde de¤erlendirmesin, baflka fleyler aranmas›n. Zaten günlerdir tart›fl›yoruz, izliyoruz, gözlüyoruz, dolay›s›yla çok da yaflananlardan uzak de¤iliz. Baz›lar› aleni olarak söylüyor da bunlar›. Olmaz, yap›lamaz, ben yapamam, diyorlar. Hiçbir fleye girmemifl, daha ad›m›n› atmam›fl, düflman› görmemifl, savafl cephesine gitmemifl, teti¤e basmam›fl, ama yapamam diyor. Peki, nereden biliyorsun yapamayaca¤›n›? Bu dil ve söylem inkâr ve imha sisteminin dilidir. ‹nkâr ve imha sistemi o kifliyi ruhuyla, bilinciyle, duygusuyla kazanm›fl demektir. ‹radesini k›rm›fl, bilincini çarp›tm›fl, ruhunu y›km›fl, tüketmifltir. Bunun baflka bir aç›klamas›, baflka bir anlam› yoktur.

Mart 2009

om

26

‹nsanl›k tarihinin en a¤›r bunal›m›n› yaflfl››yor

‹nsanl›k belki de tarihinin en a¤›r bunal›m›n› yafl›yor. Ekonomik mali kriz önümüzdeki y›llarda herkesi yakacak. Önderlik, “bu, belki de geçen savafllardan daha büyük bir çat›flmay› ortaya ç›kartacak bir kriz durumudur” dedi. Bugünkü siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik kriz sürecini tarihin en büyük kaos aral›¤› olarak tan›mlad›. Kapitalist devletçi sistemin insanl›¤› günümüzde getirdi¤i yer böyle bir a¤›r ve derin bunal›m durumudur. ‹nsanl›k neredeyse toplu bir biçimde deli olacak. Her fleyine müdahale ediliyor, iradesi k›r›lm›fl. Sürü haline getirilmifl. Do¤ru ile yanl›fl› göremeyecek duruma getirilmifltir. Çeliflkilerin s›k›nt›lar›n nas›l bir çat›flmaya dönüfltü¤ü görülüyor. Yunanistan’da yakt›lar, Fransa’da yakt›lar, yar›n belki de var olan›n hepsini yakan bir insanl›k durumu ç›kar ortaya. Yar›n nelerle karfl› karfl›ya gelinir tam belli de¤il. Kimse kestiremiyor. Böyle a¤›r bir kriz ve bunal›m durumu var. ‹nsani de¤erler, ölçüler yok ediliyor. ‹nsan›n ruhu, psikolojisi diye bir fley b›rak›lmam›fl. Her fley devletçi sistemin denetimi alt›nda. ‹nsanlar›n ruhlar›, duygular› yönlendiriliyor. Zaten


Mart 2009

SERXWEBÛN da bir gerçek. Sadece krizi yaflayan, bunal›m› yaflayan de¤il, dünyadaki krizin, bunal›m›n en a¤›r bir biçimde yafland›¤›, tüm yükünün adeta yüklendi¤i bir alan oluyor Kürdistan ve Kürt toplumu. Kürt toplumu ve insan› günümüzdeki egemen devletçi sistemin yaratt›¤› kriz ve bunal›m› en derinden yaflayan, büyük yükün üzerine yüklendi¤i bir toplum ve birey durumunda. Bu bak›mdan mevcut ruhsal bozukluklar›n›, psikolojik bozukluklar›n›, duygu ve bilinç çarp›kl›klar›n› bu realite yarat›yor, bu sistem yarat›yor. Böyle bir sistem Kürt toplumunda krizi, bunal›m› daha çok derinlefltiriyor, bunu oldukça örgütlü ve planl› yap›yor. Buna Kürt toplumu üzerinde yürütülen psikolojik savafl diyoruz. Psikolojik savafl, özel savafl deyip geçmeyelim. Çok örgütlüdür, planl›d›r, derindir. Psikolojik savafl, Kürt toplumunu yok sayan ve yok etmek isteyen sald›r› biçimidir. Esas olarak Kürt insan›n›, toplumunu fiziki k›r›mdan geçirerek de¤il, ruhunu, bilincini, duygusunu k›rarak, beynini ve yüre¤ini fethederek, insan› bu biçimde tüketerek sonuç almay›, baflar› elde etmeyi hedefliyor. Dolay›s›yla bu bunal›m rejiminin, kriz sisteminin en çok sald›r›y› yo¤unlaflt›rd›¤› yer bilinç ve yürek alan›, duygu, ruh ve düflünce alan› oluyor. Siyaset alan›, askerlik alan› onun yüzde onu bile olmayan yan›d›r. Ruh, duygu ve bilinçte sonuç al›namayan yerlerde siyaset ve askerlik devreye giriyor. Sonuç alamad›¤›n› ezmek istiyor -Önderli¤e yönelik sald›r› böyle gerçekleflti- ya da bask› yaparak, korkutarak o alanda sonuç alman›n önünü açmaya çal›fl›yor. Yani ruhsal, duygusal, bilinçsel sonuç alman›n önünü açmaya çal›fl›yor. Dolay›s›yla ruhsal, duygusal, düflünsel bozukluklar›, zorluklar›, bunal›mlar› sistemin kendisi, psikolojik savafl›n kendisi yarat›yor. Dolay›s›yla sorumlu inkâr ve imha sistemidir, kapitalist modernitenin ete kemi¤e büründürdü¤ü devletçi sistemin kendisidir. Bu bak›mdan niye böyleyiz, bu haldeyiz anlafl›l›rd›r. Üzerimizde uygulanan politikalar gere¤i böyleyiz. Bu düflman politikalar›d›r. Düflman böyle yaparak sonuç almak

istiyor. Savafla, siyasete gerek kalmadan ruh, duygu ve düflünce alan›nda zafer kazanarak sonuç almak ve Kürt soyk›r›m›n› tamamlamak istiyor. Asimilasyon denen fley iflte tam da budur.

w.

ne te we .c om

sistemin düflünce ve yaflam üzerinde tam bir egemenli¤i var. Duygu ve ruh egemenli¤i var. Beyni boflalt›lm›fl tüketime koflan anlafl›lmaz varl›klara dönüfltürmüfl. Bunlar sözüm ona sanatla, edebiyatla çok ileri düzey kazanm›fl iletiflim tekni¤ine dayan›larak da¤daki çobana bile veriliyor. Bu bir gerçek. Hiçbir zaman insanl›k bu kadar baflkalar›n›n kontrolü alt›na girmedi, bir merkezden kontrol edilmedi. Devlet denen ayg›t insanlar üzerinde bu kadar egemen olmad›. Köleci sistemde bile köle eme¤i en ileri düzeyde kullan›ld›, köleler yirmi dört saat çal›flt›r›ld›, ama hiçbir kölenin ruhunu, duygusunu yönlendirmek üzere onun üzerinde bu kadar bir etkinlik yürütülmedi. fiimdi köleler de¤il bütün insanlar bir köleden çok daha öte köle haline getirilmifl durumda. fiimdi buna içsel ya da biyo iktidar deniliyor. Mevcut durum budur. Kölelefltirme sadece ekonomik sömürüyle s›n›rl› de¤il ki. Kölelefltirme, yani egemenlik alt›na alma, sömürme, ekonomiden çok öteyedir; sosyalitede de var, siyaset alan›nda var, kültür, ruh, bilinçte, beyinde, duyguda var. ‹nsanlar beyin ve yürekleriyle denetim alt›na al›n›yorlar. Kapitalist devletçi sistemin ABD-‹ngiltere-‹srail egemenli¤inin insanl›¤› getirdi¤i nokta bu. Bunun çok a¤›r bir kriz ve bunal›m durumu oldu¤u ortada. Bunu anlamak, kavramak için filozof olmaya gerek yok.

27

Dünyada bir bunal›m ve kriz durumu yaflflaan›yor

ww

Di¤er yandan, bu kriz ve bunal›m›n daha fazla da baz› alanlara y›k›lmak istendi¤i, böyle bir kriz ve bunal›m yaflayan insanl›¤›n baz› kesimlere ve topluluklara daha fazla bunal›m ve kriz yükledi¤i de tart›flma götürmez bir gerçek. Dünya bir bunal›m ve kriz durumu yafl›yor, ama bunlar baz› yerlere daha fazla yükleniyor. Baz› alanlarda bu bunal›m ve kriz durumu odaklafl›yor, yük baz› toplumlar›n üzerine yükleniyor. fiimdi Kürdistan ve Kürt toplumu, üzerine kriz ve bunal›m yüklenen toplumlar›n bafl›nda geliyor. Bu

Kürt insan› duygu ve düflflü üncesiyle yok edilmek isteniyor

Asimilasyonu sadece dil üzerindeki bir sald›r› olarak görmemek laz›m. Kürt toplumuna dayat›lan asimilasyon tüm bu alanlarda dayat›lan bir asimilasyon oluyor. Kürt insan› duygu, ruh ve düflüncesiyle yok edilerek, bitirilerek, teslim al›narak, de¤ifltirilerek insan olmaktan da, Kürt olmaktan da, kimli¤inden de, kültüründen de, dilinden de yoksun k›l›nmaya çal›fl›l›yor. Kürt toplumuna dayat›lan psikolojik sald›r›n›n düzeyi böyledir. Anlafl›l›yor ki, ateflkes sürecinde siyasi-demokratik çözüm gelifltirelim diye aray›fl ve çaba içine girdi¤imiz süreçte, savafl, çat›flma azald›kça inkâr ve imha sistemi, Türk genelkurmay› bu alana dönük planl› sald›r›lar›n› fazlas›yla artt›rm›flt›r. Gerillan›n büyük bölümünün Türkiye s›n›rlar› d›fl›na çekildi¤i bu süreçte devlet kendisini psikolojik savafl boyutuyla çok planl› örgütlemifl, bu temelde de Kürt toplumuna dönük sald›r›lar› daha fazla sürdürmüfltür. Bu süreçte askeri-siyasi çat›flma biraz geri plana düflmüfl, ama baflta Kürt gençli¤i olmak üzere halk›n ruh dünyas›na, duygu dünyas›na, düflünce dünyas›na, dil ve kültürüne dönük psikolojik sald›r› had safhada yürütülmüfltür. Dünyan›n hiçbir yerinde görülmeyen böyle bir psikolojik savafl halk›m›z üzerinde uygulanm›flt›r. Bu gerçe¤i görmemiz, anlamam›z gerekiyor. Bu psikolojik savafl› de¤iflik yörelerin ve de¤iflik kesimlerin özelliklerine göre farkl› yöntemler gelifltirmifl. Örne¤in Hakkari’de dokuma kurslar› gelifltiriyorlard›. Hakkari kad›nlar›n›, k›zlar›n›, meslek sahibi yapaca¤›z, açl›ktan kurtulacaks›n›z, özgürlefleceksiniz, diye oraya topluyorlard›. Özgürlü¤ü sadece cebine biraz para koymakta gören bir anlay›flla asl›nda imhay›, bitirmeyi çakt›rmadan yaratmak istiyor-


SERXWEBÛN tekrar Kürdistan’a, gerillaya bir yönelim durumu yaflan›yor. Demek ki, yine de biraz kurtulufl arayan damar kal›yor. Biz bu sistemle savafl›yoruz, ama öyle anlafl›l›yor ki, sistem insanlar› böyle ö¤ütüyor, bunal›m› yarat›yor ve kendi bunal›m›n› üzerimize at›yor. Bu yönüyle sistemin yaratt›¤› bunal›ml› kifliliklerle de u¤rafl›yoruz.

Psikolojik özel bir savaflfllla karflfl›› karflfl››yay›z

program›nda Amed Belediye Baflkan› “kimlikle ekmek aras›nda s›k›flt›r›l›rsa insan biter” diyordu. Amed’deki durum o hale gelmifl. fiimdi seçimde dayat›lan da budur. Kimlik mi istiyorsun, ekmek mi istiyorsun? Kimli¤ini de ister, ekme¤ini de ister insan. ‹kisi aras›nda tercih yapmaya b›rak›rsan o insan›n ruhu tükenir. ‹nsanlar üzerinde böyle bilinçli, flehirlere toplanan, metropollere tafl›nan, özellikle gençlik üzerinde böyle bir tüketici politika yürütüldü¤ünü, psikolojik savafl yürütüldü¤ünü bilelim. Bunun çok derin oldu¤u ortaya ç›k›yor. Kürdistan halk›na karfl› psikolojik savafl sadece Kuzey’de de de¤il; Do¤u’da da, Bat›’da da, Güney’de de,

w.

ww

Avrupa’da da yürütülüyor. fiimdi Fethullahç›l›k AKP iflbirlikçili¤i Güneyde de ayn› fleyi gelifltiriyor. Bat› Kürdistan’da, Efrin’den bafllamak üzere birçok alanda çürümüfl bir gençlik yarat›l›yor. Bunun çok bilinçli bir politikayla yarat›ld›¤› anlafl›l›yor. Bizim oradaki örgütümüz bu tür sorunlara çare bulmakta zorlan›yor. ‹ran devleti de bunu uyguluyor. Bu sadece bir devlete ya da bir yönetime has de¤il. Kürdistan üzerinde egemenlik sürdüren devletlerin ortak yaklafl›m›d›r. Demek ki bu, soyk›r›m sisteminin, Kürt’ü soyk›r›ma u¤ratmak isteyen sistemin örgütlü, bilinçli, bütünlüklü gelifltirdi¤i, topluma ve gençli¤e dayatt›¤› bir politika oluyor. Bu politikan›n böyle gelifltirildi¤i or-

ew e. c

fiimdi halk›m›z dolay›s›yla Özgürlük hareketimiz böyle bir psikolojik özel savaflla yüz yüzedir. Bu, çok sinsi, bitirici, sald›rgan, hiçbir de¤er yarg›s›, ölçüsü olmayan, insani yaklafl›m tan›mayan bir savaflt›r. Bir televizyon

ne t

larm›fl. Orada olan bir özgürlefltirme de¤il, meslek sahibi yaparak kad›n› yaflam gücüne kavuflturmak de¤il, psikolojik olarak, manevi olarak bitirmeyi öngörmektir. Psikolojik savafl› böyle bir yöntemle had safhada dayatm›fl, yürütmüfller. ‹nsanlar›n ruhunu, duygusunu tüketmifl, bilincini köreltmifl, yerle bir etmifller. Bir insana yap›labilecek kötülü¤ün hepsini yapm›fllar. Bunu, daha on yafl›ndayken, on befl yafl›ndayken, henüz bilinci yokken, çok körpe, genç durumdayken sistemlerinin içine çekerek yapm›fllar. Bunu Gever’de yapm›fl, Hakkari’de, Van’da yapm›fllar. Burada yapt›klar›na göre Kürdistan’›n di¤er alanlar›nda daha fazla yapt›klar›n› öngörebiliriz. Ama esas olarak da kendi alanlar›na tafl›yarak, ülkeden ve toplumdan kopartarak, devletin ve sistemin daha örgütlü oldu¤u metropollere tafl›yarak yapm›fllard›r. Böyle bir dönemde bu metropollere gidiflin tüm Kürdistanl›lar için bir tuzak, büyük bir tuzak oldu¤u flimdi daha iyi anlafl›l›yor. ‹stanbul, ‹zmir, Çukurova gibi yerler asl›nda Kürt gençli¤inin de¤irmende ö¤ütülür gibi ruhuyla, duygusuyla, düflüncesiyle, yaflam›yla ö¤ütülüp bitirildi¤i yerler olmufltur. Böylesi bir çok örnek var ve a盤a ç›kart›yoruz. ‹stanbul’dan gelmifl bir topluluk üzerinde çal›fl›yoruz ve bu uygulamalar›n yap›lm›fl oldu¤unu görüyoruz. Sosyolojik, kültürel ve psikolojik çal›flma ve de¤erlendirmeler bizleri bu sonuca ulaflt›rm›flt›r. Sistem bu insanlar›m›z› bu duruma getirerek, bu biçimde o alanlara tafl›yarak ezmifl ve bitirmifl. Kiflilikte bütünlük b›rakmam›fl, kiflili¤i da¤›tm›fl, hiçbir de¤er yarg›s› olmayan hale getirmifl. Bunu aldatarak yapm›fl, zorla yapm›fl, e¤iterek kendi düflünceleriyle yapm›fl; ama insanlar› paramparça etmifl. Gençli¤i, ruhu parçalanm›fl, duygusu, bilinci, davran›fl ölçüleri parçalanm›fl, ne ailesiyle, ne Kürt toplumuyla, ne Türk toplumuyla anlaflamaz bir duruma getirip ortal›¤a atm›flt›r. fiimdi anlafl›l›yor ki, bir k›sm› sistemin bu ezici ve bitirici ortam›ndan kaçarak bir kurtulufl umudu olarak saflar›m›za gelmifller. “Bittik, mahvolduk” diyerek buraya bir yönelme durumu, kurtulufl diye

Mart 2009

om

28

taya ç›k›yor. Bu anlafl›l›r bir durumdur. Böyle bir toplumsal, siyasal, sonuçla yüz yüzeyiz. Bunu biraz anlar hale geldik. Bu bak›mdan örgüt içinde ortaya ç›kan baz› fleylere de anlam veriyoruz. Olup bitenlerin önemli bir nedeninin düflmandan kaynakl› oldu¤u, inkâr ve imha sisteminin yaratt›¤› bir sonuç oldu¤u, onun istemini yans›tt›¤› tart›flma götürmezdir. Böylece nedenlerini anlay›p çözebiliyoruz. Daha do¤rusu tokad› nereden yedi¤imizi, topluma darbenin nerden vuruldu¤unu böyle ortaya koyabiliriz. Bu bir gerçek, hem de ac› bir gerçek. Bunu do¤ru görmemiz ve anlamam›z gerekiyor. Topluma karfl›, gençli¤e karfl› böyle planl›, bilinçli bir


Mart 2009

SERXWEBÛN u¤ratacak do¤ru durufl ve mücadele yöntemlerini, dolay›s›yla gençli¤i ve toplumu e¤itme bilincini en iyi kendi içimizde, kendi üzerimizde yürüttü¤ümüz mücadeleyle ortaya ç›kartabiliriz. O bak›mdan da bu süreci en iyi kendi durumumuzda, kendi ortam›m›zda incelememiz gerekiyor. Düflman›n yapt›klar›n›, yaflad›klar›m›z›, bundan kurtulufl yollar›n› kendimizde deneyerek bulup, bunun yöntemini, bilincini ortaya ç›kart›p topluma ve gençli¤e tafl›rmam›z gerekiyor. Yani hem kendimizi bundan kurtarmam›z laz›m, hem de bu konuda toplumu ve gençli¤i ortaya ç›kard›¤›m›z sonuçlara dayanarak e¤itmemiz gerekiyor. fiimdi bunu nas›l yapaca¤›z, sorun buradad›r. Önderlik, “düzen, inkârc›

ve imha sistemdir, onun uygulad›¤› psikolojik savaflt›r. Fakat böyledir diye, biz buna karfl› mücadele edemeyiz de diyemeyiz. Bunlar kötüdür, ac›d›r, sald›r›d›r, ama yenilmez de¤ildir. “Buna karfl› mücadele edilmez, bunlar yenilmez, biz bitmifliz, tüketilmifliz; ruhumuz, duygular›m›z, düflüncemiz çarp›t›lm›fl, her türlü de¤erimiz y›k›lm›fl, o zaman ölüp gitmifliz, bizden bir fley istenmesin” diyemeyiz. Hay›r. Öyle demek insan›n do¤as›na, insan gerçe¤ine ayk›r›d›r. Bunu söylemek düflman›n zaferini onaylamak olur. Öyle birisinin zaten buralarda gezmemesi gerekli, böyle bir ortama gelmemesi gerekiyor. Evet, bütün bunlar› düflman yaratt›, ama Önderlik de, “bizde do¤ruyu yaratmak istiyoruz, özgür olan›, yeni olan› yaratmaya çal›fl›yoruz, bizimki de bir çabad›r, bizimkisi de bir yaflam ölçüsüdür” dedi, bu çabay› en zor koflullarda sürdürüyor. Önderlik bu mücadeleyi sürdürüyor, halk direniyor, gerilla direniyor, örgüt direniyor. Büyük bir savafl veriyoruz, siyasi-askeri alanda düflman sald›r›lar›n› baflar›s›z k›lan kahramanca bir direnifl var ortada. Demek ki bunlara karfl› direnilebiliyor, baflar› kazan›labiliyor. O zaman bunun yol ve yöntemini ö¤renmemiz, kendimizi bu direnifl gelene¤iyle birlefltirmemiz, bütünlefltirmemiz, kendimizi böyle bir direnifl yürütecek düzeye getirmemiz gerekli. Onun için de kendimizi e¤itimlerde açmam›z gerekiyor.

ne te we .c om

sald›r› yürütülürken, biz bunu görmez, ona karfl› planl›, bilinçli bir durufl ve mücadele yürütmezsek özgürlük ve demokrasi mücadelesinde sonuç alamay›z. Demek ki bütün bu oyunlar› bozmak, sald›r›lar› bofla ç›kartmak planl›, örgütlü, bilinçli bir durufl ve mücadele gerektirir.

29

Gençli¤i bilinçlendirip e¤itmek gerekir

“‹‹nkâr ve imha sisteminin yapmad›¤› kalmam›flfl.. Her türlü hakareti yapm›flfl,, zarar› vermiflfl,, kötülü¤ü yapm›flfl,, ama biz de diyoruz ki, bütün bunlar› çözümleyerek karflfl››t›n› kendimizde yaratabilir ve bütün bunlar› yenilgiye u¤ratacak, intikam›n› alacak bir mücadeleyi yürütebiliriz. Bu da PKK'nin ve Önderlik gerçe¤inin ç›k›fl noktas› ve iddias›d›r”

sistem sizi bu hale getirmifl” dedi. Do¤ru, sorumlusu, suçlusu odur. Evet, flimdide dünyadaki bunal›m›n ve çürümesinin onun inkâr ve imha sistemi taraf›ndan Kürt toplumuna dayat›lmas› bu sonuçlar› ortaya ç›kart›yor. ‹nsanl›k üzerinde, gençlik üzerinde yapmad›¤›n› b›rakmam›fl; böylece insan olarak bizi bitirerek yenmeyi esas alm›fl, sald›r›y› buradan yürütüyor. Dolay›s›yla yaflad›klar›m›z a¤›rd›r. Karfl› karfl›ya kald›¤›m›z durumlar zordur, ac›d›r. Bir kiflinin, flu kiflinin, bu kiflinin sorunu de¤il, bu genel bir durumdur. Bireysel olarak, ya da bireye özel bir yönelimmifl gibi görmemek gerekir. Bunun sorumlusu elbette kapitalist devletçi sistemdir, inkâr

ww

w.

fiimdi bu konuda yetersizliklerimiz var. fiimdiye kadar bunu anlama ve çözümlemede dar ve bundan uzak bir yaklafl›m›m›z oldu. Daha çok siyasiaskeri a¤›rl›kl›, k›smen ideolojik-felsefik yaklafl›m gösteren bir duruflumuz, çabam›z geliflti. Önderlik savunmalarla bunu aflmaya çal›fl›yor. Yeni savunmalar›n de¤erli bir yönü de burada ortaya ç›k›yor. Fakat flimdiye kadar yapmad›ysak, flimdi bu gerçe¤i daha iyi görüp anlayarak, daha yetkin ve etkin bir mücadele gelifltirmemiz laz›m. Bunu nas›l yapaca¤›z? Araflt›raca¤›z, inceleyece¤iz, bize yöneltilen sald›r›lar›n boyutlar›n›, içeri¤ini anlamaya, çözümlemeye çal›flaca¤›z. Bu konuda düflünceler üretece¤iz, toplumu bilinçlendirece¤iz, e¤itece¤iz, gençli¤i bilinçlendirece¤iz, uyaraca¤›z. Psikolojik savafl hangi yöntemlerle nerede, nas›l sald›r›yor, ona karfl› nas›l bir mücadeleyle karfl› durulabilir, baflar› elde edilebilir konular›nda insanlar›m›z›, özellikle gençli¤i bilinçlendirece¤iz. Biz de psikolojik savafla karfl› bilinçli ve planl› bir mücadele yürütece¤iz. Peki, bu savafl›n etkilerini, politikalar›n› en iyi nerde çözebiliriz? Elbette ki kendimizde çözece¤iz. Gençli¤in durumunu, toplumun durumunu anlamak, gençli¤e ve topluma yöneltilen psikolojik savafl›n derinliklerini ortaya ç›kartmak, ona karfl›, onu yenilgiye u¤ratacak devrimci özgürlükçü ideolojik duruflu, mücadele yöntemlerini bulup hayata geçirmek elbette ki en net bir biçimde devrimci hareket içinde ortaya ç›kar, kendi flahs›m›zda a盤a ç›kar. Topluma dayat›lan sald›r› gerçe¤ini, onun yaratt›¤› sonuçlar› en iyi kendimizde görürüz, onlara karfl› onlar› yenilgiye

Militan kiflfliilik mücadele kiflfliili¤i haline gelebilmeliyiz ‹nkâr ve imha sisteminin, psikolojik savafl›n yapmad›¤› kalmam›fl. Her türlü hakareti yapm›fl, zarar› vermifl, kötülü¤ü yapm›fl, ama biz de diyoruz ki, bütün bunlar› çözümleyerek karfl›t›n› kendimizde yaratabilir ve bütün bunlar› yenilgiye u¤ratacak, intikam›n› alacak bir mücadeleyi yürütebiliriz. Bu da Önderlik gerçe¤inin ç›k›fl noktas› ve iddias›d›r. Bu da PKK’nin iddias›d›r. Peki, böyle olunabiliniyor mu? Otuz befl y›ll›k mücadele böyle oldu¤unu göstermiyor mu? Bu gerçeklik kan›tlanmam›fl m›d›r? Tabii ki kan›tlanm›fl-


SERXWEBÛN

Olumsuzluklar› tepkiye dönüflflttürmemeliyiz

ww

w.

Bu çözüm için kendimizi açaca¤›z, e¤itece¤iz, de¤ifltirece¤iz. Düflman›n yapt›klar›na anlam vererek onun tersini kendimizde yarataca¤›z. Düflman böyle yapm›fl, her fleyimiz elden gitti, diyerek a¤lay›p s›zlanmayaca¤›z, dövünmeyece¤iz. O hiçbir fayda vermez, bir sonuç kazand›rmaz. ‹flte kendimizi kapat›p “aman ne yapal›m, nereye kadar gidecekse gitsin” diyerek kendimizi daralt›p sürdürmeyece¤iz. Olumsuzluklar› tepkiye dönüfltürmeyece¤iz. Anlayaca¤›z, bilincimizi derinlefltirece¤iz; ne yap›lm›flt›r, kim yapm›fl, niye yapm›fl, nerede zarar gördük, bize bütün bu ölçü ve özellikleri, anlay›fl›, duyguyu, ruhu kim verdi, ne amaçla verdi, neye hizmet ediyor, o zaman bunun karfl›t› nedir, tersi nedir, do¤ru olan, özgürlükçü olan, eflitlikçi, demokratik olan nedir? Kendimize bunlar› soraca¤›z, bunlar› sorgulayaca¤›z. Yanl›fl ola-

böyle, yönetim niye flöyle, diyordu. Yönetim ancak bu kadar›n› yapabiliyor, madem kötü olan fleyleri görüyorsun, buyur sen de iyisini yap. Ne iyisini yapar›m, ne de yap›lan› be¤enirim. Böyle olmaz, kimse de böyle bir fley isteyemez. Bu çocukça bir yaklafl›m. ‹flte dünya çok güzel olsa, her fley iyi olsa, bizi de çocuk bahçesine götürseler de oynasak! ‹yi güzel de, böyle bir dünya yok, biz de çocuk de¤iliz. Ne çocuk bahçesi bulabiliriz, ne de bize bahçede çocuk gibi oynamam›za imkân verirler. Vermiyorlar. Görüyorsunuz, çocuklar› al›yorlar, çocuk yaflta her türlü hakareti yap›yorlar, çal›flt›r›yorlar, kiflilikleriyle oynuyorlar, tecavüz ediyorlar, her fleyi yap›yorlar, ondan sonra da posas› ç›km›fl olarak, git birazda oray› çökert diyerek devrimci hareket üzerine at›yorlar. Bir taflla birkaç kufl vurmak böyle olufluyor iflte. Hem Kürt gencini psikolojik savaflla tüketiyor, hem de onu kullanarak devrimci hareketi zorluyor, tüketiyor. Bu, bir düflman oyunu, bir özel savafl yöntemi ve bize karfl› uygulan›yor. fiimdi bunu görüp anlamak, tersine çevirmek mümkün de¤il mi, mümkün; bu gerekmiyor mu, gerekiyor. O zaman olumsuzluklar› giderip olumluluklar› yaratmak ve yerlefltirmek gerekiyor.

ew e. c

n› anlayaca¤›z, ona karfl› yeni bir karar ve durufl yarataca¤›z, mücadele edece¤iz, do¤ru olan› özümseyerek baflar›yla hayata geçiren bir özgürlük militan› haline kendimizi getirece¤iz. Düflman›n gönderdi¤i ajanlara yönelik baz› soruflturmalar yürüttük. Öte yandan düflman›n dayatt›¤› s›k›flma ve yönlendirmeler sonucunda gerillaya, da¤a bir yönelim var, özgürlük ortam›na gelifl var. ‹ster yönlendirme biçiminde olsun, ister o s›k›flmadan kurtulmak için kaç›p gelme biçiminde olsun, ne olursa olsun, bu da bir gelifltir. S›k›flm›fl›z, yok edilmek isteniyoruz, ondan kurtulmak için kendimizi kurtulufl alan›na, kurtulufl ortam›na, özgür yaflam ortam›na atm›fl›z diyorlar. ‹yi yapm›fls›n›z, hofl gelmiflsiniz, sefa getirmiflsiniz. Ama o zaman geldi¤iniz yeri anlay›n, geldi¤iniz yerin ölçü ve özelliklerini anlay›n. Mademki bu tür kötülüklerden kendimizi kurtarmak istiyoruz, o zaman iyili¤i gelifltirmenin çabas›, aray›fl›, düflüncesi, aç›kl›¤› içinde olal›m. ‹flte yap›lmayan, yeterince içine girilmeyen budur. Burada kendini kapatma, daraltma var. Burada düflman›n, sömürgeci sistemin yaratt›klar›n›n intikam›n› almak varken, bu ortam insandan onu isterken, onu yapmay›p da, özgürlük ortam›na bunlar› kusmak olmaz. Bu bir haks›zl›kt›r, halk›m›z›n kutsal özgürlük mücadelesine hakarettir. PKK toplumda ve kiflilikte yarat›lan bu tahribatlar›n suçlusu de¤ildir, gerilla bunun suçlusu de¤il, bizim ortam›m›z bunun suçlusu de¤il. Yine bunu biz yapmad›k. ‹yisini yaratmak için büyük çaba harc›yoruz. Baflar›s›z m› kalm›fl›z, az m› yaratm›fl›z, demek ki gücümüz bu kadar›na yetmifl. O zaman birlefltirelim gücümüzü, daha fazla el birli¤i edelim, daha çok güç ortaya ç›kar›p bu durumu de¤ifltirelim. Ama niye tüm yetersizlikler ortadan kald›r›lmam›fl Parti ve Önderlik daha fazlas›n› niye yapmam›fl diye öfke duymamak, tepki duymamak laz›m. Bu niye yapm›yor, flu komutan niye yapm›yor, flu yönetim niye yapm›yor dememek gerekir. Arkadafllar da kendilerini katarak bu dönüflüm mücadelesi içinde yer almal›d›rlar. Baz› arkadafllar neredeyse yönetim düflmanl›¤› yap›yordu: yönetim niye

ne t

t›r, hem de bin defa. Bize dayat›lanlar ve flimdi ortaya ç›kan bu tür durumlar yeni de¤il ki. Önderli¤in do¤ufl gerekçesi zaten buydu. Önderli¤in do¤uflu bu temelde oldu, Önderlik ölçü ve özellikleri bundan kaynakland›. PKK bunun için var oldu ve bu kahramanca mücadele bu temelde verildi. fiimdi sonuçlar› da ortadad›r. Demek ki geliflme yarat›labiliyor, mücadele edilebiliyor, bütün bunlara ra¤men insan kendisini de¤ifltirerek bu yap›lanlar›n hesab›n› soracak, intikam›n› alacak bir militan kiflilik, mücadele kiflili¤i haline gelebiliyor. Bu mümkündür. Viyan arkadafl; “Benim de zorluklar›m, zay›fl›klar›m vard›; çok zorland›¤›m durumlar da oldu, ama irademi kulland›m, asla geriliklere teslim olmad›m” dedi. O teslim olmama bilincini yaratan düzey, o büyük direnifle de yol açt›, cesareti ve fedakârl›¤› yaratt›. Demek ki, bütün bunlara karfl› mücadele etmenin yolu var m›, var. Yok, diyen PKK’yi inkâr etmifl olur, Önderli¤i inkâr etmifl olur. E¤er inkârc› olmayacaksak Önderlik ve PKK çözümüne kendimizi yat›raca¤›z, bu çözüme kat›laca¤›z.

Mart 2009

om

30

PKK ihaneti yurtseverli¤e dönüflflttürme hareketidir Anlay›fls›z, çok bireyci, kendini kapatm›fl tutumlar var. Sistem bütün kötülükleri yapm›fl, onun ac›s›n› gelip neredeyse partiden, gerilladan, yoldafllardan ç›kartma yaklafl›m› var. Böyle olmaz, bu haks›zl›kt›r. Biraz onur ve cesaret varsa, bunu sana kim yapm›flsa ac›s›n› ondan ç›kar, intikam›n› ondan al. PKK, Önderlik sana intikam ortam› veriyor. Gerillay› yaratm›fl, do¤rular› anlay›p, ö¤renip, kendini donatarak, silahland›rarak her türlü intikam›n› bunlarla alabilirsin, intikam mücadelesi verebilirsin. Yi¤itsen, yürekliysen buyur intikam savafl› ver. Yoksa bana böyle yapm›fllard›, ben de gelir burada olumsuz kiflili¤imi yaflat›r›m demek olmaz. Bu düflman sistem


Mart 2009

SERXWEBÛN dolay› kimseyi suçlamad›; ama Önderlik çizgisini özümsemeyen, yeterince özümseyip kendini yenileyip mücadeleye katmayan, bu konuda yetersiz, isteksiz olan davran›fllar› elefltirdi, mahkûm etti. Niye do¤ruyu elde etmiyoruz, niye kendimizi de¤ifltirmiyoruz. ‹flte özgürlük ortam›, mücadele ortam›, direnifl ortam›. Gerçekten özgürlük iddian varsa ve biraz intikam alma kiflili¤i varsa sen de, o zaman buyur do¤rular› edin, özgürlük bilincini, silah›n› kuflan, ç›k mücadele meydan›na yi¤itçe, kahramanca mücadele ver. Do¤ruyu, devrimci olan› görmedi¤in, onun imkân›n› bulmad›¤›n zaman yaflanan gerilikler anlafl›l›rd›r. Onun için kimse suçlanmaz da. Ama devrimci ortamda, parti ortam›nda, gerilla ortam›nda kendini e¤itmeyen, aflmayan, de¤ifltirmeyen, düflman ölçü ve özelliklerini flu veya bu biçimde yaflatan, yaflatmaya çal›flan, ondan kendini kurtaramayan tutum ve davran›fllar elbette mahkûm edilir, elefltirilir, suçlan›r.

Düflman›n yaratt›¤› kifliliklerin yaflanmas›na yer açm›fl oluruz. Bu durum da düflman›n bizi fethetmesine götürür, kendimiz olmaktan ç›kar ve yaflayamay›z, bu da bizi yenilgiye u¤rat›r. Onun için aç›k olmam›z, ikiyüzlülü¤ü aflmam›z gerekiyor. Ortam›m›zda, kendi aram›zda aç›kl›k ve netlik laz›m. E¤er yoldaflsak, ortak amaç benimsiyorsak ve bu amac›n militan› olacaksak, bunun için ayn› ortamda yafl›yorsak o zaman aç›k olaca¤›z. Çünkü birlikte ifl yapmak zorunday›z. Örgütlü olursak ancak o zaman bu mücadeleyi yürütebiliriz. Dolay›s›yla kendi zay›fl›klar›m›z› da örgütle birlikte yeneriz, ancak onunla aflar›z. Örgüte aç›k olaca¤›z, örgütten destek isteyece¤iz. Kendimizi, örgütün, Önderli¤in yaflam›ndan ortaya ç›kan tecrübelere dayanarak e¤itece¤iz, de¤ifltirece¤iz, onlardan sonuçlar ç›kartaca¤›z. Yoksa ben böyleyim, ben benim, baflka bir fley kabul etmem, elefltiri kabul etmem, do¤ru düflünce kabul etmem, söylenenlere ikna olmam, ben her fleyi biliyorum demekle yanl›fll›klar›m›zdan kurtulamay›z. Kendini de¤ifltirip örgütle bütünlefltiremezsen bu ortamda kalman da zorlafl›r. Dolay›s›yla herkes gerçekçi olsun, ciddi olsun. Örgüt ortam›m›za do¤ru yaklafls›n. Örgüt karfl›s›nda kendini kapatma, her türlü kendine göre anlay›fl, ölçü, ruh hali, aray›fl, istem içinde olanlar var. Yar›n ne yapacak, hançer mi vuracak s›rt›m›za, kaç›p gidecek mi belli de¤il. Böyle gerilla m› olur, böyle ör-

ne te we .c om

ajanl›¤›d›r. Objektif-sübjektif hiç fark etmez. Ajanl›k ajanl›kt›r. Bir olguya bir ajan›n verece¤i kadar zarar verdin mi içinde yaflad›¤›n toplumu çok fazla zorlad›n m› ona ajanl›k denir. Dolay›s›yla bu durumdan ç›karak h›zla kendimizi düzeltmemiz gerekir. Bir di¤er anlay›fl; düflman ölçüleriyle yaklaflma durumudur. Önderlik daha 1970’li y›llarda grubu olufltururken “toplumda kendine ihanet ettirilmemifl bir tek fert b›rak›lmam›flt›r” dedi. PKK, bu ihaneti yurtseverli¤e dönüfltürme hareketidir. ‹flte otuz befl y›ll›k realite ve Kürdistan’da ortaya ç›kan geliflmeler ortada. Kim inkâr edebilir bunu. Demek ki, PKK’nin de, Önder Apo’nun da bir gücü var, insan› gelifltirme ve yeniden yaratma gücü var. Önderlik çizgisi bunu yapt›, Önderlik yaklafl›mlar› bu geliflmeleri sa¤latt›. Onun için Apocu yaklafl›mdan, tarz ve üsluptan söz ediyoruz. Önderlik bu geliflmeleri sa¤larken flunu esas ald› “düflman bu bireyleri hain haline getirmiflse, biz de yurtsever yapmal›y›z. Bunun için ne gerekiyorsa onu yapmal›y›z” dedi. Dolay›s›yla sen hainsin düflman seni flu hale getirmifl diyerek herkesi d›fllarsak ya da kafas›n› koparal›m dersek yurtsever yapacak kimseyi bulamay›z. Deme ki, öyle olmaz. Önderlik bu konuda kimseyi geçmiflinden dolay› yarg›lamad›. Sen flöyle yapm›fls›n, böyle yapm›fls›n diyerek insanlar› de¤erlendirmedi. Zaten hepimizin geçmifli ele al›nmayacak durumdad›r, düflman her fleyi yapm›fl bize, dedi. En az›ndan kör kütük gibi, hiçbir fleyden anlamaz hale getirmifl, ortada b›rakm›fl. O zaman ne yapmal›y›z? Niye öyleyiz diye birbirimizi suçlamamal›y›z. Nedeni belli, bunu düflman yapm›fl. Öyle olmam›z bizden kaynaklanm›yor. Onun için, o durumday›z diye ne suçlanabiliriz, ne de ay›planabiliriz. Ama düflman öyle yapm›flsa, bunu görüp kendimizi ondan kurtarmam›z gerekiyor. Kurtarma arac› da partidir. Kendini e¤it, bilinçlendir, partilefl ve kendini ondan kurtar. Seni o hale getirenlerle mücadele et. Bunu yapmazsan o zaman suçlusun, o zaman ay›plan›rs›n. Önderlik, düzenden bir sürü hakaret görüp, olumsuzlu¤a düfltü¤ünden

31

Gerilla ortam›nda aç›kl›k ve netlik bir zorunluluktur

ww

w.

Ortam›m›zda böyle dayatmalar, böyle durumlar var ve sorunlar buradan ç›k›yor. Elbette ki bu durumu elefltirece¤iz. Bu durumu olumlu karfl›lamak, bunu makul görmek, böyle durufllara ortam›m›zda yer açmak mümkün de¤ildir. Böyle yaparsak o zaman biz düflmana yer açm›fl oluruz.


SERXWEBÛN

Gerilikleri aflflaal›m do¤rular› bulal›m

Biraz vicdanl› olal›m! Kendini bu kadar be¤enmifl, kendini bu kadar esas alan, ama bir örgütün, bir halk›n mücadelesini; bu kadar iflkence alt›nda olan, katliamla, soyk›r›mla yüz yüze olan bir halk›n mücadelesini sürdürmek, bu soyk›r›m› önlemek için ç›rp›nan, direnen bu insanlar›n psikolojisini, ruh halini, e¤itim ortam›n› hiç kimse bozamaz. Böyle bir durufl içinde olmak düflman›n yapamad›¤›n› yapmakt›r. Bu, ne hakla yap›l›yor, kimin buna hakk› var, Bunu aç›k söylüyoruz. Bofla çaba harcam›yoruz, normal bir süreçten de geçmiyoruz. Ben anlamad›m, kafam serttir, çocu¤um, fluyum buyum, bunlar bizi hiç ilgilendirmez. Anlamamak demek karfl›t duruflta ve mücadelede ›srar etmek demektir. Israr edenle de mücadele edilir. Apocu ilke budur, Önderlik ilkesi budur. Bu bak›mdan anlafl›lmayan bir durum yoktur. Dedim ya, olup bitenler düflman›n yapt›klar›d›r. Biz kimseyi düflman ortam›nda yapt›klar›yla, yaflad›klar›yla yarg›lam›yoruz. O düflmand›, onlar› yapt› ve biz onu biliyoruz ve bundan ac› duyuyoruz; buralara gelmemizin, bu kadar zorluklar alt›nda çal›flmam›z›n gerekçesi o zaten. Düflman›n o sald›r›lar› ve hakareti var oldu¤u için bu kadar da¤a tafla s›¤›nm›fl›z, bu amans›z zorlu mücadeleyi yürütüyoruz. Ondan kendimizi kurtarmak için, onun intikam›n› almak için bu kadar mücadele ediyoruz. Yoksa o kadar sald›r› ve hakaret olmasayd› böyle bir çaba, bu kadar bir mücadele olur muydu, buralara gelir miydik, böyle çal›fl›r m›yd›k, bu kadar zor-

ww

w.

ne t

güt, böyle parti mi olur? Herkes bilmeli ki PKK böyle de¤ildir, gerilla böyle da¤da kalmad›. Biz her dönemin PKK’sini de gerillas›n› da biliyoruz. Hepsinin içinde yer ald›k. En az›ndan PKK’yi de, gerillay› da biliyoruz. Ne kadar do¤ru yapm›fl›z, yapmam›fl›z ayr› bir konudur; ama bildi¤imizi kabul etmeniz gerekir. Baz› fleyler anlafl›ls›n diye günlerdir burada nefes tükettik, bir fleyler anlafl›lm›flt›r diyoruz, dönüp gidiyoruz; ama daha üç gün geçmeden bak›yorsun bu kadar eme¤e tekme vurulmufl. Bu çabam›z bofluna m›yd› yani? ‹nsanl›k bu mu, yoldafll›k bu mu, bunun dürüstlükle ne alakas› var? Bu çocukluk bile de¤il. Böyle olmaz. Mücadele edeceksek de böyle olmaz. E¤er bir kifli bizi benimsemiyorsa, benim düflüncelerim böyle de¤il, ben farkl› düflünüyorum, derse biz de tart›flma yapar›z; ikna olursak oluruz, olmazsak zaten be¤enmeyen çekip gidiyor. Kimse kimseyi zorla tutmuyor burada. Kimse kimseyi ne zorla getirdi, ne de zorla tutuyor. Var m› her hangi bir zor. E¤er öyle bir durum yoksa o zaman do¤ru yaklaflaca¤›z, yaklafl›mlar›m›z› düzeltece¤iz, aç›k davranaca¤›z, kendimizi e¤itime açaca¤›z, düflüncelerimizi açaca¤›z, tart›flaca¤›z, çözece¤iz, yapt›klar›m›z›, yaflad›klar›m›z› anlayaca¤›z. Yanl›fl›, do¤ruyu Önderlik çizgisine göre ay›raca¤›z, çözümleyece¤iz. Yanl›fllar› üzerimizden ataca¤›z, do¤rular› kuflanaca¤›z ve savaflç› haline gelece¤iz. Bunun baflka yolu yoktur

yoldafllar. Burada durulacak, bu e¤itime kat›l›nacaksa böyle olmak zorunda. Böyle olmayan, e¤itim ortam›m›z› bozar. Onun da bu e¤itim ortam›nda durmaya hakk› yoktur. ‹stedi¤i yere gidebilir, ama bize bunlar› yapamaz. Bizi böyle zorlamaya, ortam›m›z› bozmaya, kar›flt›rmaya hiç kimsenin hakk› yoktur. Kim olursa olsun, kimin çocu¤u olursa olsun, hangi yöreden gelirse gelsin, hangi cinsten olursa olsun, bunlar› yapamaz.

luk içinde yaflan›r ve böyle bir fedai direnifl ortaya ç›kar m›yd›? Elbette ç›kmazd›. Bu mücadele o bilinç üzerinde olufltu. Biz de bunlar› bilelim, anlayal›m. E¤er bilmiyorsak kendi gerili¤imizdir, bireysel tutumumuzdur. O zaman gerili¤imizi aflal›m, bilir hale gelelim. Ne olursa olsun kendi içimizde do¤rular› bulal›m. Düflman›n yapt›klar›na, düflman yapm›flt›r diyelim ve onun hesab›n› soracak bir bilince, örgütlülü¤e, eylem gücüne kendimizi kavufltural›m. Do¤ru ve gerekli olan budur. Onun ötesindeki fleyler yanl›flt›r.

ew e. c

Düflflm man›n o sald›r›lar› ve “D hakareti var oldu¤u için bu kadar da¤a taflflaa s›¤›nm›flfl››z, bu amans›z zorlu mücadeleyi yürütüyoruz. Ondan kendimizi kurtarmak için, onun intikam›n› almak için bu kadar mücadele ediyoruz. Yoksa o kadar sald›r› ve hakaret olmasayd› böyle bir çaba, bu kadar bir mücadele olur muydu, buralara gelir miydi?”

Mart 2009

om

32

Düflflm man›n yaratt›klar›n› yaflflaatmak ortam›m›za zarar verir

Düflman›n a¤›r bask› ve sald›r›lar›n› bu ortamda yaflatmak do¤ru de¤ildir. Düflman sald›rm›fl, psikolojik savafl yapm›fl, vurmufl, k›rm›fl, tecavüz etmifl, psikolojimi bozmufl, ben bundan dolay› bozu¤um, bilmem psikolojim böyle, ruhum böyle, diyerek onlar› burada yaflatmak olmaz. Tamam, bunlar› düflman yapm›fl, ama burada da bunlar›n hesab›n› sorma, intikam›n› alma militan› ç›k›yor ortaya; onun e¤itimini yap›yoruz, onun kiflili¤ini ç›kar›yoruz. Var m›d›r bunun ortam›, vard›r; imkân veriliyor mu, veriliyor, o zaman bunu do¤ru de¤erlendirmemiz, do¤ru ele al›p yaklaflmam›z gerekiyor. Düflman›n yaratt›klar›n› burada da devam ettirmek, yaflatmak buraya zarar verir. O halde bu ortama do¤ru kat›lmak için ne yapaca¤›z? Her fleyden önce anlayaca¤›z, aç›k olaca¤›z. Yoldafllar›m›z aç›k olacak, ö¤renecekler. Mümkünse kendimizi kendi gücümüzle çözece¤iz, psikolojimizi düzeltece¤iz, bilincimizi do¤rultaca¤›z, davran›fllar›m›z› yeniden yarataca¤›z, örgütleyece¤iz, kontrol edece¤iz ve mücadele eden militan haline gelece¤iz. Bunu yapam›yorsak, gücümüz yetmiyorsa, zorlan›yorsak yard›m isteyece¤iz yoldafllardan, örgütten yard›m isteyece¤iz. Bunun hiç ay›b›, günah› yoktur. Böyle yapmamak ikiyüzlülüktür. Hiç bir fley yapma, ard›ndan kendini atefle at. Ne olacak yani, bunun sorumlusu kim?


Mart 2009

SERXWEBÛN

Daha fazla baflflaar›l› olmak için kat›l›mc› olunmal›d›r Sonuç olarak flunu bir kez daha belirtmek isteriz; bu ortam dünyayla savafl yapan bir mücadele karargâh›d›r. ‹yi-kötü bir savafl anlay›fl› var ve bütün dünya da bunun bir savafl oldu¤unu kabul ediyor. Buradan bir savafl›n örgütlenip yürütüldü¤ünü de görüyor, kabul ediyor. Bunu bizim görmememiz, görüp de ona göre davranmamam›z do¤ru olmaz. Kimse öyle yaklaflamaz, yaklaflmamal›d›r da. Bu savafl karargâh›n›n daha güçlü sonuçlar almas›n›, baflar›l› olmas›n› sa¤lamak için de kat›l›mc› olca¤›z. Kendimizi e¤itime sonuna kadar açaca¤›z; elefltiriye, özelefltiriye açaca¤›z. Kendi elefltirimizi, sorgulamam›z› iyi yapaca¤›z. Önderlik, “vicdan›na özelefltiri ver, rahatlat kendini, do¤ru sonuçlar ç›kar ve do¤ruyu yapar hale gel, kimse sana dün ne yapt›n demez” diyordu. Ama kendin sonuç ç›karmazsan, do¤rular› yapar hale gelmez de yanl›fl› devam ettirmeye kalkarsan tutarlar kula¤›ndan, yanl›fl yap›yorsun derler. O bak›mdan kendimiz do¤ruyu yapar hale gelelim. Dinleyelim, anlayal›m, do¤rular› görelim, ö¤renelim, yanl›fllarla mücadele edelim. Duygular›m›z yanl›flsa de¤ifltirelim, ruhumuz kirlenmifl, karamsarlaflm›flsa yeniden yaratal›m, ruh kazanal›m. Halk coflku halinde, gerilla kahramanl›klarla direniyor, çocuklar bile eyleme kalkm›fl. Bu ölüye bile ruh verir, tafl› bile eritir. Buradan ruh alal›m, yeniden yaratal›m, canland›ral›m kendimizi. Düflüncelerimiz yanl›flsa düzeltelim, Önderli¤in düflüncelerini inceleyelim. ‹kna olmuyorsak gelip tart›flal›m. Ama öyle bir tart›flma istemi yok. Kimse, flu anlay›fl› anlam›yorum, bilince ç›kartamad›m, farkl› düflünüyorum demiyor. Herkes, iyidir diyor, ama arkas›ndan bak›yorsun kendi düflüncesini esas al›yor. Öyle olmaz. Bilincimizde farkl›l›k varsa düzeltelim, tart›flal›m, partiye, Önderli¤e ait olan› anlayal›m ve kendimizi ona katal›m. Davran›fllar›m›zda ölçüsüzlük varsa örgütleyelim kendimizi, kontrol alt›na alal›m. Davran›fllar›m›z üzerinde tek tek dural›m ve yanl›fllar›m›z› düzeltelim. Bunlar sonu-

cunda baflar›l› sonuç alan yetkin fedai militan haline gelelim. Hakilerin, zindan direniflçilerinin, Agitlerin, Beritanlar›n, Zilanlar›n, Viyanlar›n, Nudalar›n, Adillerin çizgisini yürüten fedai savaflç› militan çizgiye, ölçülere kendimizi ulaflt›ral›m. Do¤rusu bu, gerekli olan budur. Kimse bunun aksini iddia edemez, bunun olamayaca¤›n› söyleyemez. On befl bin flehidimiz var ve bu kadar savaflan güç var, direnen bir halk gerçekli¤imiz var. Bunlar gerçekleflmifl kan›tlard›r. Bütün bunlar, “olmaz” diyeni yalanlayan kan›tlard›r, oluru gösteren olgulard›r. Ben yapam›yorum diyen varsa, kendisini düflman etkisinden kurtaramad›¤› için onu söylüyordur. O zaman kendini düflman etkisinden kurtarmal›d›r. Demek ki, gerçeklefltirilir, baflar›yla yürütülebilir bir mücadele gerçe¤imiz var. fiimdi bunu daha iyi anlamak, ortaya ç›km›fl bilinç ve tecrübe düzeyini özümseyerek kendimizi daha güçlü ve baflar›l› mücadele eden militanlar haline getirmek imkân dahilindedir. Bu flimdi daha fazla mümkündür. Bunun imkân› daha çoktur, önü daha çok aç›kt›r. Zorluklar geçmiflteydi, belirsizlikler, imkâns›zl›klar geçmiflteydi. fiimdi zorluklar afl›lm›fl, imkânlar artm›flt›r. Bu kadar de¤er ortaya ç›kart›lm›fl ve mücadele edilip baflar› kazan›laca¤› görülmüfltür. Kendini e¤itmek ve baflar›yla savaflan militan haline getirmenin önü daha çok aç›kt›r. O bak›mdan yap›lamaz diye bir fley yoktur. Kimse ne öyle düflünsün, ne de öyle davrans›n. O, kendini aldatmak, örgütü de aldatmaya çal›flmak olur. Do¤ru de¤ildir, vazgeçmek gerekir. Gerçekleri daha iyi görelim, önümüzdeki imkânlar›, f›rsatlar› daha iyi anlayal›m. Kendimizi daha güçlü, daha yetkin de¤erlendiren, dolay›s›yla sonuçlar ç›kartan, kendini çözümleyen, de¤ifltiren, düzelten, yenileyen ve her bak›mdan yeniden yaratarak bu terör ve soyk›r›m rejimine karfl› halk›n çekti¤i ac›lar›n intikam›n› alan, Önderli¤e dayat›lan iflkencenin intikam›n› alan bir savaflç›, militan, fedai haline getirelim. Do¤ru tutum, onurlu insan tutumu bu, yap›lmas› gereken de budur. Bunun d›fl›nda da baflka hiçbir yol yoktur.

ww

w.

ne te we .c om

Öyle olmaz. En iyisi insan›n kendi kendini e¤itmesidir. Ama kendi kendini e¤itmeye gücü yetmezse, elbette ki yoldafllar›ndan, örgütten destek alacak. Bu okulu onun için kurmufluz. Öyle olmasayd› bu okulu kurar m›yd›k, böyle toplan›p bu tart›flmalar› yapar m›yd›k? Herkes zaten oldu¤u yerde kendisini hem e¤itirdi, hem mücadele ederdi. O zor oldu¤u için, sorunlar a¤›r oldu¤u için okul sistemini kuruyoruz. Burada toplanm›fl›z. Zorland›¤›m›z, kendi kendimizi e¤itemedi¤imiz yerde birbirimize destek olal›m da e¤itelim diye bu ortam› oluflturmufluz. Yoldafll›k budur. Biz arkadafllar›m›zla böyle iliflkileniyoruz. Bunun ötesi yoktur, bunun ötesini düflünen bizim d›fl›m›zda düflünüyor demektir. Acaba yard›m istersem kötüye mi kullan›rlar, zay›f›m dersem üzerime bask› yap›l›r m›, bilmem flu bilgiyi verirsem aleyhime mi kullan›l›r gibi kayg›lar yersizdir. PKK felsefesi, ideolojisi, örgütü, yaflam› bu düflünceyi kabul etmez. Bundan korkmamak laz›m. Sanki böyle yaklafl›m ve korkular var. Bu anlamda baz› arkadafllar kendi düflünce ve yaklafl›mlar›nda çok ›srarl› durumdalar. Dolay›s›yla kendilerini çok daralt›yorlar. Bu da her türlü e¤itimin önünü al›yor, kapat›yor; dar, tepkici, sa¤a sola diken gibi batan kiflilikler ortaya ç›kart›yor, tart›flma ortam›m›z›, yaflam›m›z› bozuyor. Bu kadar gücüz, gerçekten de do¤ru anlasak ve kendimizi Önderlik çizgisinde yeterince e¤itip bilinçlendirsek, öyle bir yap› kazand›rsak bu gücü kim durdurabilir, onu kim önleyebilir. Bu güç, dünyay› fethedecek bir güçtür. Fakat dikkat edilirse üretti¤i ço¤u zaman ihtiyac›n çok gerisinde kal›yor. Çünkü kendi gücünü, potansiyelini kullanam›yor, iflletemiyor. Çünkü kendindeki düflman› aflam›yor, düflman yaklafl›mlar›n›, ölçülerini, anlay›fl›n› aflam›yor. Onun için de düflman›n vurmas›na gerek kalm›yor, zaten kendi kendini tüketiyor. Bu kendi kendini tüketen, kendini çözmeyerek, daraltarak, birleflmeyerek, birbirini bofla ç›kartarak, anlaflmayarak, elefltiri-özelefltiriye aç›k olmayan, birbirini tüketen özelliklerden kendimizi kurtaraca¤›z.

33


SERXWEBÛN

34

Mart 2009

Abdullah Öcalan

om

ABD ve AB'yi devreden ç›kar›p kendi çözümümüzü gelifltirebiliriz “Yap›lacak konferansa 5 ilke çerçevesinde toplanmal›. Kültürel haklar

Bu rant partilerine oy vermeyiniz

düzenledi. Ama asl›nda onlar Kürt sorunun çözülmesini istemiyorlar. Ve Türkiye’yi de bu flekilde ellerinde rehin olarak tutuyorlar. Türkiye’nin izlemesi gereken yol acilen taraflar›yla acil bir demokratik çözüm yoluna gitmelidir. Yoksa her gün bombal›yorsunuz. Onlarda herhalde haz›rl›klar›n› yap›yorlar. Ben bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Güney Kürdistan’da küçük bir Kürdistan kurarak di¤er parçalardaki Kürtleri yok saymak istiyorlar. Bu mümkün mü? Bizi de bu nedenle tasfiye etmek istiyorlar. Tarihte Napolyon’u Helena adas›na götürdüler, trajikti. Beni de ‹mral›’ya getirdiler. Halen buraday›m. Evet, AKP baz› tarikat ve cemaatlerin deste¤ini ve yine Güney’deki güçleri yanlar›na alarak bizi tasfiye etmek, fierafettin Elçi, Hak-Par ve di¤er baz› Kürt örgütleri muhatap k›lmak istiyorlar. Yar›n bunlar›n karfl›s›na federasyonu ç›karacaklar. Anayasa bunu kabul etti. Biz ise makul flartlarda demokratik birlik içerisinde s›n›rlar› de¤ifltirmeden sorunu çözmek istiyoruz. Biz bütünlü¤e karfl› de¤iliz. O çok sevdikleri birlik ve beraberli¤e karfl› de¤iliz, ama Kürt sorunun fliddet yöntemi de¤il, anlaml› bir diyalogla çözmek istiyoruz. Siyasi diyalog olmazsa sorun çözülmez. Ben sorunu bu flekilde çözemezsiniz diyorum. Kürtleri dikkate almadan Kürtlerin ne istedi¤ini dikkate almadan sorunu çözemezsiniz. Sadece Türkiye’de de sorun yok. ‹ran’da, Suriye’de, Irak’ta Kürt sorunu var. Soruna

ww

w.

ne t

Hücre cezas› için üç sayfal›k savunma yazd›m. ‹nfaz hâkimli¤inden hücre cezas› onayland›. A¤›r cezaya itiraz için bunlar› yazd›m. Herhalde a¤›r ceza mahkemesi de onaylar. Zaman›m yok hepsini okumaya. Ama özetleyeyim. Buradan bana konuflma diyorlar bu hücre cezalar›yla. Bu 11. hücre cezas› oldu. Evet, siyasi davran›l›yor. Siyasi bask› var. Hepsi ayn› sistemin parçalar›. Bana sen buradan talimat veriyorsun Baflbakan›, Cumhurbaflkan›n› tehdit ediyorsun diye ceza veriyorlar. Ne alakas› var ben buradan olacaklar› söylüyorum. Ne talimat verebilirim. Ne de beni dinlerler. Ben savafl›n önüne geçmek istiyorum. Bu baharda yine çok genç ölecek, ben buna engel olmaya çal›fl›yorum. Baflbakan Gazze için k›rk takla at›yor ama kendi ülkesi için k›l›n› bile k›p›rdatm›yor. Ahmet Davuto¤lu Suriye’de Beflar Esat’la onlarca kez görüflüyor. Neden gelip DTP ya da belediyeler var onlarla görüflmüyorlar. Turgut Özal samimi idi. Bu sorunu çözmek istiyordu. Yine Erbakan sorunu çözmek için ben fiam’da iken mektup gönderdi, Abdulhalim vas›tas›yla. Erbakan’›n ‹slam anlay›fl› biraz farkl›yd›. Biraz ‹slam’i bir yönü vard›. Ama ben bu AKP’den hiçbir fley anlamad›m. Beni buradan tasfiye etmek istiyorlar bu ‹ngilizlerin plan›d›r. ‹ngilizler befl yüz y›ld›r bu planlar› haz›rl›yor. Amerika, ‹srail ve ‹ngiltere bu plan› uyguluyorlar bu komployuda onlar

ew e. c

ve ekonomi ilkesi, birlik ilkesi, demokratik ilke. Savafl ve bar›fl ilkesi. Konferans bunlar›n tart›fl›laca¤› bir konferans olmal›. Tüm parçalardaki Kürtler kat›lmal›, Avrupa'dan da Kürtler kat›labilir. Silahs›zlanma konferans› de¤il, konferans›n ad› Demokratik Uzlafl› ve Bar›fl Konferans› olmal›. Silahs›zlanma da bu befl ilke etraf›nda tart›fl›labilir. Konferans kendi içinde bir uzlafl› heyeti, yani bir icra heyeti de seçmeli”

böyle yaklafl›rsan›z ‹ran’daki, Suriye’deki sorunu çözemezsiniz. Sorunu deruhte edemezsiniz. Hücre cezas›na karfl› söyleyeceklerim bu kadar. Durumumla ilgili flunu ö¤renmek istiyorum. Yap›lan protestolar, organize mi ediliyor yoksa kendili¤inden oluflan bir fley mi? Neresi güçlü geçti? Rusya’da da oldu herhalde. Afrin ve di¤er yerlerde de olmufltur herhalde. ‹ran’da nas›l geçti? Bir PÇDK üyesinin kendini Kandil bölgesinde yakt›¤› söyleniyor, sa¤l›k durumu nas›l? fiifalar diliyorum. ‘99’dan 2002’ye kadar bir ekip bana PKK’ye mektup gönderebilirsiniz demiflti. Benim yazmalar›ma da engel ç›karm›yorlard›. Bu ekip bana ciddi de gelmiflti. Kendi ifline hâkim kiflilerdi. Birçok fleye hâkimlerdi. Bu ekip Genelkurmaya ba¤l›yd›. Genelkurmay Baflkan› Hüseyin K›vr›ko¤lu ad›na hareket ediyorlard›. Ben onlara sizin gücünüz var m› benimle konufluyorsunuz demifltim. Bu ekip Ergenekon’dur demiyorum, Ergenekon olup olmad›¤›n› bilmiyorum, baflka bir grup da olabilir ama Genelkurmay’a ba¤l›yd›. Ancak ortada bir siyasi oyun vard›. Demokratik özgürlük hareketini tasfiye etmek istiyorlard›. Ben bilinen ad›m› att›m, benim çözülece¤imi düflünüyorlard›. Buraya gelen avukat Zeki Okçuo¤lu benim için Osmanlara, “O adam, iki ayda çözüldü, çözülecek” demifl. Ama flimdi biliyorum, kendisi Talabani’den maafl al›yor. Osman onlara “biz burada PKK’nin iflini bitirdik, siz de oray› bitirebilirsiniz” dediler.


Mart 2009

SERXWEBÛN

Baharla birlikte olacaklardan ben sorumlu de¤ilim Sen her gün onlar›n üzerine bomba ya¤d›r›rsan s›rf kendi nefsini korumak için de olsa direnecektir. PKK teslim olmaz, direnecektir. Bilemiyorum nas›l bir tav›r tak›n›rlar, kendileri karar verirler. Ama demokratik özgürlük hareketi eskisinden on kat daha güçlüdür. Hatta eskisinden k›rk kat daha güçlüdür. Ben Türk ve Kürt gençlerinin ölmesini istemiyorum, bunlar› önlemek istiyorum. Analar›n art›k a¤lamas›n› istemiyorum. Birlik ve bütünlü¤ünün olmas› gerekti¤ini her zaman vurguluyorum. Anlaml› bir siyasi diyalogla bu sorun çözülebilir. Ben bu AKP hükümetinden hiçbir fley anlam›yorum. Gazze için 40 takla ata-

caklar›na kendi Gazze’lerini görmeleri laz›m. Gazze için her gün Suriye ile flurayla burayla konuflaca¤›na git seçilmifllerle, belediyelerle konufl. Bu ad›mlar at›labilirse çözüm geliflebilir. Ama AKP hükümeti hiçbir fley yapm›yor. Önceki hükümetler yine de bir fleyler anl›yordu. MHP bile biz soyk›r›m yapamay›z, biz bir arada yaflamal›y›z diyordu. Bu hükümet Gazze için bu kadar çaba sarf edece¤ine kendine baks›n. Bunlar ‹srail’e karfl› falan da de¤iller. Ben hükümetin Gazze için bir fleyler yapmak istedi¤ine de inanm›yorum. Bunlar›n hepsi senaryodur. Benim bahar aylar› için seçime kadar önerim fludur: Bir, taraflar karfl›l›kl› olarak ateflkes yapabilirler. Bu ateflkes gayri resmi de olabilir, pratikte geliflebilir. Dolayl› flekilde de geliflebilir. ‹ki, de-

ww

w.

ne te we .c om

Ferhat, Botan onlara “siz KDP’ye s›¤›nabilirsiniz” dediler. O ekip 2002’den sonra gelmedi, neden gelmediklerini de bilmiyoruz. Ben burada demokratik çözümü esas ald›m. Mesele çözülmek de¤ildi. Zaten benim burada yapabileceklerim bir yere kadard›r. Ondan sonras› ben istesem bile PKK kabul etmez. Ben o zaman burada kendi gücümü kulland›m, onlara mektuplar yazd›m. fiunu-bunu yap›n dedim. Bir ço¤unu da yapt›lar. Ama ben her fleyi yapamam. Bana dediler ki PKK’ye silah b›rakt›r, ondan sonra çözelim? Ben Cemil Bay›k’› nas›l ikna ederim? Onlara silah nas›l b›rakt›rabilirim? Beni kurfluna dizerlerdi. Duran Kalkan’a nas›l kabul ettirebilirim? Bay›k, Abbas, Cemal bunlar›n hepsi duruma hakimler. Kararlar› kendileri veriyorlar. Ben biraz daha ileri gitsem beni bile hain ilan ederler. PKK bana daha ileri gidersen kaybederiz diyorlard›. Ben hay›r mesele kaybetmek de¤il, bar›fl› kazanal›m dedim. O dönem Beflikçi onlar da aleyhime yazd›lar. Buraya gelip giden birçok avukat, çok say›da bayan avukat benim tavr›m› kabullenemiyorlard›. Sizden önceki bu avukatlar›n bir k›sm›na ben onlara tamam istemiyorsan›z gelmeyebilirsiniz dedim, birço¤u gelmedi. fiimdi onlara soruyorum. Siz de kendilerine sorabilirsiniz? Neredeler flimdi. 10 y›ld›r kim direndi? Kim hakl› ç›kt›? Beflikçi ve di¤erlerine de söylüyorum 10 y›ld›r direnen kim oldu? Nerdeler bizi elefltirenler? Ne yapt›lar bu 10 y›l boyunca? MHP bile bir ara benim burada kal›fl›m›n Türkiye’ye maliyetinin çok yüksek oldu¤unu belirtiyordu, ya hemen asal›m ya da çözüm bulal›m diyordu. Benim burada bulunmam›n maliyeti çok büyüktür, do¤ru söylüyor. Hala gençler ölüyor. Tansu Çiller de Anatürk olmak istedi. Bunun için beni ortadan kald›rmak istiyordu ve bunun için 50 operasyon yapt›rd›. O da baflar›l› olamad› ve gitti. Ergenekon’u çözmek istiyorlarsa bir savc› gelip benimle görüflsün dedim. Ama kimse gelip benimle görüflmedi. E¤er çözmek istiyorlarsa ben buraday›m, tüm bilgiler de bende. Neden gelip benim ifademe baflvurmuyorlar.

35


SERXWEBÛN

36

kurmak istiyor, kuruyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur, baflar›l› da olmaz. Bu bir çeliflkidir de. Bir yandan ABD ve ‹srail'in düflman› olan ‹ran ve Suriye ile ittifak kuruyorsun, di¤er yandan da ABD ve

‹ngiltere'ye dayan›yorsun. Bu bir kand›rmacad›r. Bu mümkün de¤ildir” planlar› yapt›lar. Türkiye’yi de sürekli bununla oyal›yorlar. Türkiye’ye PKK’yi bitirece¤iz, PKK’nin üzerine gidebilirsin diyorlar. Türkiye’ye Güney’le iliflki kur diyorlar ama bu bir kand›rmacad›r. Türkiye ise 20 y›ld›r bunlar› yap›yor, bu politikalarla oyalan›yor. Bunlar›n karfl›l›¤›nda Türkiye’ye PKK’yi tasfiye edebilirsin diyor. Hay›r PKK’yi asla tasfiye edemezler, asla bitiremezler. Tasfiye etmek istediklerini de sanm›yorum. Türkiye PKK’ye karfl› flimdiye kadar ABD, ‹srail, ‹ngiltere ile iliflki kuruyordu. fiimdi bu iliflki ve ortakl›¤›n ayn›s›n› ‹ran ve Suriye ile kurmak istiyor, kuruyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur, baflar›l› da olmaz. Bu bir çeliflkidir de. Bir yandan ABD ve ‹srail’in düflman› olan ‹ran ve Suriye ile ittifak kuruyorsun, di¤er yandan da ABD ve ‹ngiltere’ye dayan›yorsun. Bu bir kand›rmacad›r. Bu mümkün de¤ildir. Türkiye bu flekilde yeniden oyalan›yor. Güney’le iliflkilerini gelifltirse de durum de¤iflmez. Barzani PKK olmadan 24 saat yaflayamayacaklar›n› çok iyi biliyor. PKK’nin tasfiye olmas›n› istemez. PKK’nin baz› kollar›n›, en az iki kolunu mutlaka yan›na al›r. Ba¤›ms›z baflka gruplar da ortaya ç›kabilir. Çözüm daha da zorlafl›r, kimse iflin içinden ç›kamaz. ‹ngiltere ve di¤er devletler bu politikalarla Türkiye’yi rehin tutuyorlar. Mustafa Kemal’in politikas› bu de¤ildi. 1926’da Mustafa Kemal’i kuflat›p etkisizlefltirdiler. Onu teslim ald›lar. Ama ‹zmir suikast›yla birlikte Mustafa Kemal’i kuflatt›lar. Bu ‹ngilizlerin politikas›d›r. Mustafa Kemal’e ra¤men bu politikay› gelifltirdiler. Ona ra¤men diyorum çünkü Mustafa Kemal Cumhuriyetçidir, ama onu kuflatt›lar. Bir gün bu konuda belgeler ortaya ç›kacakt›r. Aktüel dergisinde general Ta¤maz’›n da böyle bir de¤erlendirmesi vard›.

ww

w.

ne t

Gazetede birisi bu Gladyo’yu ‹ngiltere kurdu diyor. Do¤rudur. Fikir ‹ngilizlere aittir. 1946’dan itibaren ‹ngiltere Gladyo’yu kurdu, sonra Türkiye’de de kuruldu. Bu bir. ‹ki, siyasi alandaki revizyonizm sonras› Neoliberal politikalarla birlikte Ortado¤u’da Il›ml› ‹slam projesi gelifltirdiler. Neo liberal politikalarla birlikte Ortado¤u devletlerini bu flekilde dönüfltürmeyi amaçlad›lar. Pakistan’dan Fas’a kadar bu projeyi uygulamaya koydular. Türkiye’de de Il›ml› ‹slam projesi 30 y›la yak›nd›r uygulan›yor. Bunlar ‹ngiliz, ABD politikalar›d›r. Bir yandan laikmilliyetçi kesim var. Bir yandan da dinci-milliyetçi kesim var. Bunlar›n getirdi¤i hiçbir çözüm projesi yok. Halka sunduklar› hiçbir çözüm yok. Birisi iktidar birisi rant peflinde. Ortado¤u’da 400-500 y›ld›r ‹ngiliz politikalar› egemendir. ‹ngilizler 500 y›ld›r Ortado¤u’da korkunç politikalar gelifltirdiler. Bu konuda çok tecrübe edindiler. Bütün bunlar bilinmezse bar›fl da yap›lamaz. Bunlar flimdi de Türkiye’yi oyal›yorlar. Türkiye bizim stratejik orta¤›m›z diyor. Hay›r, stratejik ortak de¤iller. Bunlar Türkiye’yi rehin tutmufllar, ‹srail’in izni olmadan Türkiye bir bakkal bile açamaz. Gazze sorunu ile ilgili Türkiye’nin ve di¤er Araplar›n hiçbir politikalar› yok. Hepsi kendilerini satm›fllar. ‹flin ucunda para var. Ortado¤u’da üç bin y›ld›r süren ayn› politika var. Bu politikay› üretenlerden Araplar›n bu siyasetinden i¤reniyorum. Irak’ta küçük bir devlet kurdurma

kuruyordu. fiimdi bu iliflki ve ortakl›¤›n ayn›s›n› ‹ran ve Suriye ile

om

Ortado¤u’da ‹ngiliz politikalar› egemendir

“Türkiye PKK'ye karfl› flimdiye kadar ABD, ‹srail, ‹ngiltere ile iliflki

Kendisi bölgede de görev alm›fl. Bunu bir general söylüyor. Mustafa Kemal’i kuflatt›lar, etkisiz hale getirdiler diyor. Bunu ben söylemiyorum general söylüyor. Evet Mustafa Kemal Robespiyercidir, jakobendir. Ama bu sorunlar karfl›s›nda bu flekilde davranmazd›.

ew e. c

mokratik sivil bir anayasa üzerinde uzlafl›labilir, demokratik bir anayasa konferans› düzenlenebilir. Anadolu’da yaflayan birçok kültür vard›. fiu anda çöle çevirdiler. Üç, hakikatleri araflt›rma komisyonu kurulabilir. Bu komisyon gerekli araflt›rmalar› yapar, gerçekleri araflt›r›r ortaya ç›kar›r, sorunun çözümüne katk› da bulunabilir. Bu üç durum olursa çözüm geliflebilir. Benim önerim bunlard›r. Umar›m herkes çözüm ve bar›fl için gerekli çabay› gösterir.

Mart 2009

Avrupa Kuzey Kürtlerini Irak’a feda ediyor

Avrupa’ya da çok k›z›yorum. Tam iki yüzlüdürler. Ama Avrupa ne yapt›¤›n› çok iyi biliyor. Türkiye’yi sürekli oyal›yor bu savafl durumunun bitmesini istemiyor, sürmesini istiyor. Avrupa Kuzey Kürtlerini Irak’a feda ediyor. Tony Blair’in konuflmas›nda sarf etti¤i bir cümlesi vard›: Bizim Irak Kürtlerine iliflkin projemiz var ancak di¤er Kürtler için bir düflüncemiz yok. Do¤ru söylüyor. Di¤er Kürtler için hiçbir çözüm projeleri yoktur. Güya “PKK belas›”ndan kurtulmak istiyorlar. Bizi terörist ilan ediyorlar. Ama as›l bölücünün kimler oldu¤u ortada. ‹ran Kürtlerini Irak’taki küçük bir federe devlete feda ediyor. Suriye Kürtlerini küçük bir federe devlete feda ediyor. Yine Türkiye Kürtlerini bu flekilde feda ediyor. Türkiye de hep buna kan›yor. Sen zannediyor musun ki yar›n kurulacak devlet bafl›na bela olmayacak? Sorunu çözmezsen Irak’ta kurulan federe devlet yar›n güçlenecek ve sen sorunu çözmezsen iflin içinden ç›kamazs›n. Yap›lmas› gereken fley siyasi diyalogdur. Dünyan›n her yerinde var›lacak yer buras›d›r, siyasi diyalogdur. Kald› ki dönem siyasi çözüm dönemidir. Buna zorluyor. Dolay›s›yla diyalogun geliflmesi gerekir. Ben illa gelsinler benimle diyalog kursunlar demiyorum. Ama bir diyalog yolunun da aç›lmas› gerekir. DTP ile belediyeler


Mart 2009

SERXWEBÛN Cezaevinden Aysel Do¤an bana bir mektup yazm›fl. Biliyorsunuz Seyit R›za’n›n torunudur kendisi. Ben Aysel Do¤an’›n bu asimiladoslara ve tüm Dersimlilere aç›k mektup yazmas›n› istiyorum. Niçin DTP’yi destekledi¤ini aç›klarsa iyi olur. Seyit R›za’n›n mezar›n›n da mutlaka ortaya ç›kar›lmas› laz›m. Benim davam da bunun içindir. Bunun için çal›flma yap›lmal›d›r.

edip onu ortada b›rakan alçaklard›r. ‹nsanlar iliflkiler yaflayabilirler ben buna karfl› de¤ilim. Ama ya do¤ru dürüst seveceksin, sahip ç›kacaks›n ya da kar›flmayacaks›n. Aç›lan dernek sadece bu ve bunlarla ilgili kurulmuflsa tecride götürür. Sorun daha derindir. Ben kad›nlar için kendi akademilerini kursunlar, kendilerini yetifltirmelidirler diyorum. Savunmalar›mda bunlar› çok genifl aç›mlad›m. Orhan Çaçan’›n bir mektubunu ald›m. Bitlis tarihi üzerine yazm›fl. Güzel bir mektuptu. Selamlar›m› söylüyorum. Bitlis üzerine bir an›m› da yazmak istiyorum. Bir genç bana bir mektup yazm›flt›. Bana “ya baflkan›m burada çok güzel bir bayan vard›, sar›fl›nd›. Bu bayan› özgürlük hareketine katmak için çok çaba sarf ettik. K›sa süre sonra d›flar› ç›kt›. Sonra duyduk ki evlenip çoluk çocuk sahibi oldu” diye yazm›fl. Diyor ki, ya baflkan›m onu özgürlefltiremedik diyor üzüntülerini belirtiyor. Ben bu vesileyle böyle bir an›m› da paylaflm›fl oldum. Ben demokratik güç birli¤i çal›flmalar›n› seçimden sonra da devam etmesi gerekti¤ini söylüyorum. ÖDP’deki ayr›flmalar falan olabilir bir k›sm›nda. Demokratik olan k›s›mlar› kat›l›r bu güç birli¤ine. Daha kapsaml› genifl bir konferans veya kongreye gidilebilir. Tamam. Paneller iyidir. Yap›labilir. Siz de Demokratik Uygarl›k Dergisi çal›flmalar› bafllatabilirsiniz.

ne te we .c om

ile görüflülebilir. Ben Genelkurmay ad›na gelenlere de söylemifltim. Tutarl› bir demokrasi anlay›fl› gerekiyor bar›fl ve sorunu çözmek için. Kulland›¤›m kavram tutarl› bir demokrasi kavram›d›r. Gerekli olan da budur. Çocuklar›n hepsine selamlar›m› iletiyorum. Benim gördü¤üm bir rüya vard› Diyarbak›r için, geçen hafta söylemifltim. Halk›n içerisine girmek istiyordum, ayakkab›m yoktu. Ayakkab›s›z halk›n içine nas›l ç›kar›m bunun telafl›n› yafl›yordum. O çocuklara para vermek istiyordum. Ama cebimde para yoktu. Sadece 10 kurufl vard›. Herhalde bu rüya onlar›n sorunlar›na çok duyarl› oldu¤um için, halkla kurdu¤um iletiflimden kaynakl›d›r. Abant Platformunun Hewler’deki konferans›ndan haberim oldu bas›ndan. Sonuç bildirgesi yay›nland› m›? Bunlar 30 y›ld›r haz›rlan›yorlar. Ayn› iliflkili oyunlar›n parças›d›r.

37

Halk›m›z oltadaki bal›k olmas›n

Hegel felsefesine giriflte kad›n-erkek iliflkisinden yola ç›k›yor. Ancak daha sonra bu iliflkinin varaca¤› yer ailedir, aileden de felsefe ç›kmaz diyor. Ben de buna kat›l›yorum. Ancak Hegel daha sonra felsefesini efendi-köle iliflkisinden bafllat›yor. Bu iliflkiyi ele al›yor. Hegel’in burada köle olarak ald›¤› erkektir. Hegel’in düflüncesi Avrupa’da Napolyon sonra da Prusya’yla iktidarlafl›p, ulus devlete ulafl›yor, ulus devletle sonuçlan›yor. Benim görüflüm Hegel’inkinden farkl›d›r. Ben ise uygarl›kta köle olarak kad›n› ele al›yorum. Ben flöyle de¤erlendiriyorum: Neolitik ça¤lardan beri geliflen “güçlü ve kurnaz adam” fliflirilerek bugüne kadar geldi ve ulus devletle büyük bir canavara dönüfltü. Burada Leviathan kavram›n› kullan›yorum. Leviathan bir canavard›r. Evet büyük bir deniz canavar›na dönüflmüfl ulus devlet. Kad›n›n özgürleflmesi toplumun özgürleflmesidir. Kad›n özgürleflirse toplum da özgürleflir. Benim anlay›fl›mda kad›n› bir obje olmaktan ç›kar›p özgür bir özne haline getirmektir. Kad›n bir özne seviyesine yükselirse özgürleflirse toplumu da kenti de, demosu da, halk› da, komünü de özgürlefltirir. Kad›n kendi özgürlü¤ünü baflarabilirse o zaman özgür toplumu da, özgür komünü de kurulabilir. Bitlis’te Güldünya Derne¤i aç›lm›fl herhalde? Bu dernek san›yorum yanl›fl bir zihniyetle aç›lm›fl. Güldünya’n›n iki erkek kardefli de içeride. Herhalde ömür boyu ceza alm›fllar. Sadece Güldünya de¤il bu iki kardefli de sistemin kurbanlar›d›r, ma¤durlar›d›rlar. Kürtlerde namus anlay›fl› vard›r, olacakt›r da. Ama burada as›l suçlu tecavüz

ww

w.

Seçimler için Kürtlere flunu söylüyorum. Bu rant partilerine oy vermeyiniz. Bu rant partilerine oy verseniz de bir fley de¤iflmez. Kürtler için bir fley yapmazlar. Sahte bir televizyon kurmakla Kürtleri kand›racaklar›n› san›yorlar. Kürtleri bu flekilde kand›ramazlar. Bu kanal›n Anayasal altyap›s›, hukuki altyap›s› yok. Sa¤lam bir temeli yok. Çözüme ve bar›fla hizmet etmez. Kanal açmak istiyorsan›z bunu do¤ru ve sa¤lam bir flekilde yapars›n›z. AKP bölgede sadaka da¤›tmakla bu ifli çözece¤ini san›yor. Ben halk›m›z için oltadaki bal›k olmas›n diyorum. Halk›m›z bu rant partilerine oy vermemelidir. Buradan Kürtlere söylüyorum ama sak›n bunlara oy vermesinler birlik olsunlar demokratik çözüm için oy kullans›nlar. Yoksa yine bu baharda binlerce genç ölecek AKP’ye verdikleri her oy bafllar›na tafl olarak düflecek. Yeni bir K›l›çdaro¤lu ç›karm›fllar. ‹spanya’da kendi kimli¤inden dönüfltürülmüfl kiflilere verilmifl bir isim var: Asimilados. Ben bunlar için asimilados kavram›n› kullan›yorum. Dersim’de tüm CHP’liler için asimiladostur diyorum. Di¤er yerlerde de benzer asimiladoslar vard›r.

Kad›n› bir obje olmaktan ç›kar›p özgür özne haline getirmek gerekir

AKP bu seçimleri kendisi için varl›k meselesi olarak görüyor

Sa¤l›¤›mla ilgili flunlar› söylemek istiyorum: Bunu iyi anlamak gerekiyor ve do¤ru bir flekilde yans›t›lmal›. Ben sa¤l›kl›y›m desem de ne de¤iflir ki? Sa¤l›kl› m› olurum? Ben burada her gün kapitalist sistemin bask›s› ve sald›r›s› alt›nday›m. Buna karfl›n direniyorum ve direnmeye devam edece¤im. Elimden geldi¤ince uzun yaflamaya çal›flaca¤›m. Bu benim halk›m›n özgürlü¤ü ve onurunu korumak için bir vecibemdir. Buradaki sistem bu flekilde devam etti¤i müddetçe bu sorunlar devam edecek. Benim d›flar›da olmam da bir fley de¤ifltirmeyecek. Ben burada kalp krizinden


SERXWEBÛN

AKP kirli siyaset yap›yor

ww

w.

ne t

AKP Kürt milliyetçili¤i propagandas› yap›yor. AKP, bölgede di¤er partilerle birlikte tek adayla seçime girmeye çal›flacakt›r. Seçimi böyle kazanmaya çal›flacakt›r. AKP seçimde tüm kozlar›n› oynayacak. Daha önce de söylemifltim; herkes kendi tedbirini almal›d›r. Erdo¤an’›n mitinglerine kat›l›m nas›ld›? Diyarbak›r’da kaç kifli kat›ld›? Diyarbak›r’daki kat›l›m oran›n halk› m›yd›? Tafl›ma miting yapm›fllar. K›rsaldakileri getirmifller. Onlar gelir. Tekrardan gitmeye çal›fl›yor. AKP temiz siyaset yapm›yor, kirli siyaset yap›yor. Bu seçimleri kendisi için varl›k meselesi olarak görüyor. Kürtlerden alaca¤› oyla kendisini dünyaya kan›tlamaya çal›fl›yor. Halk›n deste¤i arkamdad›r mesaj› vermeye çal›fl›yor. Özellikle alaca¤› Kürt oylar›yla Genelkurmay’a karfl› varl›¤›n› devam ettirmeye çal›flacak. Aksi halde Erdo¤an dara¤ac›na gidecektir. Öyle fiziki anlamda dara¤ac›n› kastetmiyorum. Kürt oylar›n› alarak kendini bu dara¤ac›ndan kurtarmak isteyecektir. AKP Kürt sorununa samimi ve tutarl› yaklaflm›yor. Erdo¤an, Özal kadar bile tutarl› siyaset izlemiyor. Kürt sorununda korkak m› yaklafl›yorlar, yoksa güçleri mi yetmiyor,

izin mi verilmiyor, bilemiyorum. Kürt sorununun toplumsal bir do¤as› var. Bu toplumsal do¤a görülmeden AKP Dersim’de, baflka yerlerde eflya ve para da¤›tarak bu sorunu çözemez. Ekonomik yat›r›mlar› neden flimdiye kadar yapmad›lar? Bunlar Kürt sorunundan anlam›yorlar. 2002’de kurulan Baykal, Bahçeli, Erdo¤an ittifak› bozuluyor. Karfl›l›kl› at›flmalar› bunu gösteriyor. Buradan halk›m›za sesleniyorum: Halk›m›z kendisinden oy isteyen partilere iki flart öne sürmeli; bar›fl ve demokratik uzlafl› için ad›m atacaklar m›, bunun için ne yapacaklar? Bunu söylemeliler. Bar›fl için ne yapt›n, demokratik uzlafl› için ne yapt›n diye sormal›lar. Halk›m›z da bunun takipçisi olmal›. Ahmet Türk’ün Kürtçe konuflma yapt›¤›n› biliyorum, bir etki yaratt›. Baflta da izah etti¤im gibi bu önümüzdeki bahar aylar›na iliflkin görüfllerimi söyleyece¤im. Bu halk›m›za da iyi yans›t›lmal›. Bu süreç ‘93 Mart’›na benziyor. ‘93 Mart’›na nas›l benziyor? ‘93 Mart’›n›n ne özelli¤i vard›? Bunu izah edece¤im. ‘93 Mart’› bar›fl›n geliflece¤i dönemdi. Bu dönem de bence öyle. O süreçte baz› geliflmeler oldu. ‘93 Mart’›nda ateflkes ilan ettik. O dönemde devlet içerisinde de bar›fl›n geliflmesini isteyenler vard›. Buna karfl› olanlar da vard›. Ateflkes ilan›yla birlikte bar›fl sürecinin geliflmesini destekleyenler Özal ve ordu içerisinde bir kesimdi. O dönem ateflkes görüflmelerinde Talabani de bulunuyordu. O da söylüyordu. Devlet içerisinde bar›fl› isteyenler ve buna karfl›

11’93 Ateflkesi

olanlar var diyordu. Hatta bir görüflmesinde elini gö¤süne vurdu, “Apo, Eflref Bitlis benden yanad›r” diyordu.

Özal istikrarl› bir bar›fl istiyordu ve iyi niyetliydi

Evet, elini gö¤süne vurdu, “Eflref Bitlis benden yanad›r” dedi. Nisan ay›nda biliyorsunuz Özal öldü. Gerçi ben öldürüldü diyorum. Özal’›n ölüm günü benimle görüfleceklerdi. Biz Özal’›n temsilcisini bekliyorduk. Ancak Özal’›n ölüm haberi geldi. Özal istikrarl› bir bar›fl istiyordu, iyi niyetliydi. Bunun için mücadele ediyordu. Ama buna izin vermediler. Bu süreci bofla ç›karanlar kimlerdir, bunun iyi anlafl›lmas› laz›m. May›s ay›nda biliyorsunuz 33 asker olay› var. San›r›m 33 asker olay› 24 May›s’t›. 26 May›s’ta MGK toplant›s› olacakt›. Toplant›da genel bir af görüflülecekti. Bu olayla bu görüflme engellendi. 33 askerin öldürüldü¤ü yere giden ilk kifli Fikri Karada¤’d›r. Bu flunu gösteriyor. O dönem hâkim ekip bunlar. U¤ur Mumcu 24 Ocak’ta öldürüldü, Eflref Bitlis 17 Ocak’ta öldürüldü, ilginçtir, öldürülen birçok üst düzey komutan›n ölüm tarihleri yak›nd›r. Avni Özgürel bir yaz›s›nda bunlar› de¤erlendiriyor ve ilginç bir soru soruyor. Bence bu soru önemli. Avni’nin baz› haber kaynaklar› var. Baz› fleyleri biliyor. Avni bu yaz›s›nda diyor ki, Eflref Bitlis’in binece¤i uça¤a geçenlerde intihar eden ve J‹TEM grup komutan› olan Abdülkerim K›rca da binecekti. Ancak uça¤›n kalkmas›na iki dakika kala K›rca’n›n binmesi engellendi. K›rca’y› geri çeken el kimlerindir, bunu soruyor Avni. Bence de bu sorunun cevab› birçok fleyi aç›klayacakt›r. Eflref Bitlis’in uça¤›n›n nas›l düfltü¤ünü biliyorum. Bu uça¤› PKK düflürmedi. Bu uçak düflürüldü. Biliyorsunuz bunlar baz› baflka üst düzey askeri yetkilileri de öldürdüler. Bahtiyar Ayd›n, R›dvan Özden öldürüldüler. Bunlar Eflref Bitlis gibi düflünenlerdi. Bunlar nas›l düflünüyorlard›? PKK ile mücadelede savaflal›m ancak yarg›s›z infaz yapmayal›m, yakalayal›m, yarg›ya teslim edelim fleklinde düflünüyorlard›. Di¤er taraf ise do¤rudan yarg›-

ew e. c

de, depremden de ölsem benim ölümüm normal bir ölüm de¤il, öldürülmedir. Bunun felsefik tan›m› budur. Devlet de, hükümet de bunu bu flekilde bilmeli. Avukatlar›m da bunu iyi anlamal›. Halk›m›z da bunu böyle bilmeli.

Mart 2009

om

38


Mart 2009

SERXWEBÛN

“Hakikatleri araflt›rma ve uzlaflma komisyonu oluflturuldu¤unda herkes

bu komisyona bildiklerini anlatmal›. Çiller bu komisyona konuflmal›. Eymür bu komisyona konuflmal›. Demirel konuflmal›, A¤ar konuflmal›, Mesut Y›lmaz konuflmal›! Bu komisyon beni de dinlemeli. Ergenekon yarg›lamas› flekilsel de olsa baz› fleylerin önünü açacakt›r. Bu nedenle önemsiyorum. Bu bildiklerimi savc›ya anlatmak istiyordum. Bu nedenle savc› beni dinlemeli diyordum”

ne te we .c om

s›z, bir flekilde infaz edelim ve iktidar› da bu flekilde ele geçirelim diyorlard›. Bu infaz karar› 1985’te al›nm›fl bir infaz karar›yd›. Bu karar Almanya, ‹ngiltere ve NATO taraf›ndan destekleniyordu. Kürtlerin infaz›n› esas alan bir karard›. O dönem Talabani s›k s›k yan›ma geliyordu. “Apo savafl› b›rak” diyordu. Ben de “Hay›r” diyordum. Niye kabul etmiyordum? Talabani’ye de söylüyordum bunu. Bunlar Kürt ismini bile kabul etmiyorlar, mücadeleyi nas›l b›rak›r›m diyordum. Daha sonra fark ettim, Talabani bu karar› biliyordu. ‹nfaz›n önüne teslim olarak geçilece¤ini düflünüyordu. Benden de bu nedenle teslim olmam› istiyordu ama ben teslim olmad›m. O dönem Almanya da bana teslim olmay› dayat›yordu. Almanlar gelip gidiyordu. Bana “savafl› b›rak” diyorlard›. Ama ben kabul etmedim. Kürtlerin yarg›s›z infaz karar›n› Almanya üzerinden uygulamaya çal›flt›lar. Bundan önce ‹sveç üzerinden yapmak istediler. Almanya’ya biçilen misyon ‹sveç’e de biçilmeye çal›fl›ld› ama ‹sveç bunu kabul etmedi. Biliyorsunuz buna Palme yanaflmad›. Hatta onun öldürülmesi bile bununla ba¤lant›l›d›r. Buraya gelen ve ‹sveç ad›na benimle görüflen kiflilere de söyledim.

39

Binlerce faili meçhul cinayet ifllendi

ww

w.

PKK içerisinde de bar›fl›n geliflmesini istemeyenler vard›. 1985’ten sonra PKK içerisinde de Kürtlere dönük yarg›s›z infaz karar›n› fark edenler oldu. Bunlar Çürükkayalar, Aysel gibileridir. Bunlar koptular, teslim oldular, sahte bir PKK yaratmaya çal›flt›lar, Almanya’ya s›¤›nd›lar. Tuncay Güney bir aç›klamas›nda PKK içerisindeki müttefiklerimiz diyordu. Müttefikleri bunlard›. Bunlar bizim de onaylamad›¤›m›z eylemleri yapt›lar. Bunlar›n eylem anlay›fl› bize çok zarar verdi. Çürükkaya kardefller Diyarbak›r’da Çermikli bir ailenin kalan tek o¤lunu bomba sararak Büyükan›t’a suikast için göndermifllerdi. -Büyükan›t asl›nda net de¤ildi aradayd›. Ama karargahta netleflti- Üç kardefllerdi, ikisi flehit olmufltu, biri kalm›flt›. ‹nsan olan bunu yapmaz demifltim o dönem. Bir ailede iki

kifli gitmifl, bari biri kals›n der, vicdan› olan bir insan bunu düflünür. Aygan’›n Taraf gazetesindeki bir-iki röportaj›n› okudum. Aygan kimdir? PKK itirafç›s›d›r. Bu yarg›s›z infazlar› PKK itirafç›lar›na yapt›rd›lar. Aygan Diyarbak›r’da 700’e yak›n infaz yap›ld› diyor. Aygan’›n Barzani ve Necati Özgen’le foto¤raflar› ç›km›fl. Nas›l poz vermiflti! Aygan, Barzani, Necati Özgen gibi isimlerle oturup kalk›nca, “bana iktidar›n kap›s› aç›ld›” diye düflünmeye bafllad›. Kendisine bir valili¤in verilece¤ini düflünüyordu. Çürükkayalar da böyle düflünüyordu. Böyle isimlerle oturup kalk›nca “bize iktidar› açacaklar” diyorlard›. Ama yan›ld›lar. Kullan›ld›lar. Daha sonra fiemdin de Kürtlere yönelik yarg›s›z infaz plan›n› fark etti ve kaçt›. Yarg›s›z infazdan kurtulman›n tek yolu teslim olmakt› onlara göre. fiemdin’in YeflilMahmut Y›ld›r›m’la da iliflkileri vard›. Bunlar›n bana yönelik giriflimleri de vard›. Hasan Bindal suikast› biliniyor. fiahin onlar yapt›. Orada hedef bendim asl›nda, ilginç bir flekilde kurtuldum. Beni infaz edeceklerdi yoksa. Ben o dönem Duran, Cemil onlar› da çok yo¤un elefltiriyordum. Kendinizi korumal›s›n›z diyordum. Ben olmasayd›m çoktan infaz edileceklerdi. Kendinizi koruyamazsan›z bir halk› nas›l koruyacaks›n›z diyordum. ‘93 döneminin bofla ç›kmas›n›n ard›ndan maddi, manevi çok ac› yafland›. Binlerce faili meçhul cinayet ifllendi. Bütün bunlar›n arkas›nda yarg›s›z infaz› destekleyen bu ekip vard›. Bunlar ayn› zamanda Hizbullah’› da kullanan ve destekleyenlerdir, biliyorsunuz. Çürükkaya Bingöllü, Hizbullah’›n eylemlerinde Bingöllüler var, Dan›fltay sald›r›s›n› yapan Alparslan Aslan Bingöllü, Hizbullah ad›na yap›lan bütün bombal› eylemler Bingöllülere yapt›r›-

l›yor. Yani Bingöl’le olan iliflkiler derin. Bu iliflkiler bir çevre etraf›nda toplanm›fl, bunlar› iyi anlamak, çözmek gerekiyor. Yurtsever Bingöl halk›m›z bunlar› iyi bilmeli ve üzerinde durmal›d›r. Yarg›s›z infazlar› yapanlar›n bir k›sm› flimdi cezaevinde ve yarg›lan›yorlar. Hepsi demiyorum, hepsinin yarg›lanmas› da mümkün de¤il zaten. Bu dönem ayd›nlat›lmadan ve failleri yarg›lanmadan kal›c› bir bar›fl sa¤lanmayacakt›r. Onun için sürekli Hakikatleri Araflt›rma ve Uzlaflma Komisyonu kurulmal› dedim. Namuslu, onurlu ayd›nlar bu komisyonun kurulmas› için çal›fls›nlar. Avrupa’daki dostlar›m›za ve ayd›nlara da ayn› fleyi söylüyorum; bunun için mücadele etsinler.

Kay›p yak›nlar› bu evlatlar›na sahip ç›ks›nlar

Çal›flmalar›na devam etsinler. Tüm bu döneme ait olaylar›n bütün bilgileri toplans›n. Diyarbak›r’a söylüyorum; binlerce evlad›n› kaybetti. Kay›p yak›nlar› bu evlatlar›na sahip ç›ks›nlar. Bütün bilgileri, belgeleri toplas›nlar. Bu komisyonlar gazetelerde ç›kan haberleri bile toplas›nlar. Haz›rl›k yaps›nlar, bir arfliv olufltursunlar. Koflullar olgunlaflt›¤›nda bunlar› sunarlar. Bu suçlar›n faillerinin bir k›sm› yarg›lan›yor. Bunlar› yapanlar›n bir k›sm› halen yarg›lanm›yor. Hakikatleri araflt›rma ve uzlaflma komisyonu oluflturuldu¤unda herkes bu komisyona bildiklerini anlatmal›. Çiller bu komisyona konuflmal›. Eymür bu komisyona konuflmal›. Demirel konuflmal›, A¤ar konuflmal›, Mesut Y›lmaz konuflmal›! Bu komisyon beni de dinlemeli. Ergenekon yarg›lamas› flekilsel de olsa baz› fleylerin önünü açacakt›r. Bu nedenle önemsiyorum. ‹kinci bir


SERXWEBÛN

Kürtlere dönük infaz karar› 1985’ten sonra uygulanmaya baflland›

ww

w.

ne t

1985’ten sonra bugünlere kadar devlet içindeki yarg›s›z infaz yanl›lar› görev bafl›ndayd›lar. Hatta bu ekibi 1952’lere kadar götürmek mümkün. 1952 Gladio tarz› örgütlenmenin kuruldu¤u tarihtir. Bu tarihten itibaren varlar ama Kürtlere dönük infaz karar›n› 1985’ten sonra al›p uygulad›lar. Erdo¤an, Demirel’den farkl› siyaset izliyor. O dönem Demirel, Batman’da yapt›¤› bir konuflmada rutinin d›fl›na ç›k›labilir diyordu. Rutinin d›fl›na ç›kmaktan kast› yarg›s›z infazlard›. Çiller de böyle düflünüyordu. Ama Erdo¤an rutinin d›fl›na ç›kmak olmaz diyor. Veli Küçük ifadesinde “bize dönük müdahale karar› 5 Kas›m’daki görüflmede al›nd›” diyor. 5 Kas›m’da yarg›s›z infazlar› durdurma karar› al›nd›. Biliyorsunuz ABD ve AKP, “PKK ortak düflman›m›zd›r” aç›klamas› yapt›lar. Yarg›s›z infaz ekibinin tasfiyesi bafllad› böylece. Yarg›s›z infaz›n yerine AKP’nin söyledi¤i sosyal, ekonomik ve kültürel mücadele dönemi bafllad›. Bu, flu demek: Ekonomik mücadele, ekonomik infaz; kültürel mücadele kültürel infaz; sosyal mücadele, sosyal infaz; buna genel olarak sivil infaz, daha do¤rusu beyaz infaz diyebiliriz. Yine bu TRT 6’in aç›lmas›, enstitülerin aç›lmas› gibi ad›mlar ABD’de 5 Kas›m’da yap›lan görüflmede al›nan kararlar çerçevesinde at›ld›. Bu ad›m› sembolik olarak iyi bir ad›m olarak de¤erlendirmek gerekir. Ancak içeri¤i zay›ft›r. Seçim malzemesi olarak kullan›lmas›na karfl›y›z. Bundan sonra Kürtlerle mücadele bu flekilde yap›lacakt›r. Evet, bunlar› seçim malzemesi olarak kullan›yorlar. Önemli olan içeriktir ama içeri¤ini boflalt›yorlar. Yap›lacak konferansa gelince daha önce belirtti¤im 5 ilke çerçevesinde toplanmal›. Ben bu 5 ilkeyi daha önce saym›flt›m. Kültürel haklar ve ekono-

mi ilkesi, birlik ilkesi, demokratik ilke. Savafl ve bar›fl ilkesi. Ben bu ilkeleri daha önce saym›flt›m, biliniyor. Konferans bunlar›n tart›fl›laca¤› bir konferans olmal›. Tüm parçalardaki Kürtler kat›lmal›, Avrupa’dan da Kürtler kat›labilir. Silahs›zlanma konferans› de¤il, konferans›n ad› Demokratik Uzlafl› ve Bar›fl Konferans› olmal›. Silahs›zlanma da bu befl ilke etraf›nda tart›fl›labilir. Konferans kendi içinde bir uzlafl› heyeti, yani bir icra heyeti de seçmeli, bu heyet Kürtler ad›na ‹ran’la görüflsün, buradaki Kürtlerin durumunu de¤erlendirsin. Yine Suriye’de Kürtler yafl›yor, bunlar›n durumlar›yla ilgili Suriye ile görüflsünler. Irak’ta zaten kendileri içinde. Bu heyet Türkiye’ye de gelebilmeli, buradaki Kürtlerin durumunu görüflmeli. Bundan sonra Kürtler ad›na görüflmeleri bu heyet yapmal›. Tek görüflmeler olmamal›. Barzani de tek görüflmemeli, Talabani tek görüflmemeli. DTP bu heyetin oluflmas›nda ve ifllevlik kazanmas›nda öncülük etmeli, bunun takipçisi olmal›. Ahmet Türk bu heyetin oluflumunda yer almal›, bu ifli yapmal›, sonradan “ben anlamad›m” dememeli. Do¤ru temelde anlamal› ve bunun için çal›flmal›. Bu söylediklerim, konferansa iliflkin görüfllerim uygun bir flekilde Barzani ve Talabani’ye de k›sa bir mektup fleklinde iletilebilir. Talabani, Barzani kat›l›r hatta Suriye, Türkiye, Irak, ‹ran, ABD ve Avrupa ülkeleri gözlemci gönderebilirler.

kals›n veya kalmas›n demiyorum. Ahmet Türk baflar›l›ysa ve arkadafllar› uygun görüyorsa görevde kalabilir. Avrupa için de bu böyle. Oradaki arkadafl baflar›l›ysa ve arkadafllar› seçiyorsa görevde kalabilir. Burada önemli olan görevdeki baflar›d›r.

Demokratik uygarl›¤›n filozofuyum

8 Mart dolay›s›yla kad›na iliflkin söyleyeceklerim var. Bunlar bir mesaj halinde yay›nlanabilir. Hegel köleefendi iliflkisinden yola ç›karak ulusdevlete ulaflt›. Ben de ikiyüzlü kurnaz erke¤in kad›n üzerindeki sömürgesinden yola ç›karak demokratik uygarl›¤a ulaflt›m. Avukatlar›mdan birisi “Savunman›z›n bir k›sm› Hegel’in Tinin Fenomenolojisi’ne benziyor” diyordu. Tinin Fenomenolojisi’ni daha sonra okudum, paralellikler var. Tabii Hegel bunu 200 y›l önce söylemifl, ben de flimdi söylüyorum, ilginç. Hegel ulusdevletin filozofu, ben de demokratik uygarl›¤›n filozofuyum Baz› mektuplar ald›m. Poyraz mektubunda Nietzsche’den bahsediyor. Nietzsche’nin üst insan anlay›fl›n› de¤erlendiriyor ama eksik de¤erlendiriyor, yeterince anlayamam›fl. Araflt›r›p derinleflmeye devam etsin. Nietzsche’nin üst insan anlay›fl› köle olmayan insand›r. Ayr›ca modernitenin yurttafl›n› da kabul etmiyordu. Nietzsche Zerdüflt’ten etkilenerek Böyle Buyurdu Zerdüflt kitab›n› yazd›. Zerdüflt’ün üstün insan› özgür ve ahlakl› insand›r. Nietzsche de bundan etkilenmiflti. Ad›yaman Cezaevi’nden ald›¤›m bir mektup var. Konfederal sistemi yazm›fl. Yo¤unlaflmalar› var. Bu sistemi biraz anlam›fl, diyor ki, kapitalist sistemde konfederal sistemi gelifltirmek ne kadar mümkün? Ayr›ca ‹srail’deki kibutz’lara iliflkin yo¤unlaflmalar› var. Bence de bu kibutzlar önemli; tar›m kibutzlar› gelifltirilebilir. Seçim çal›flmalar› nas›l gidiyor? Bunlar›n asl›nda çözümü olabilir. Sürekli seçim dönemlerinde aday belirlemelerinde böylesi fleyler gündeme geliyor, olumlu veya olumsuz baz› fleyler oluyor. Art›k bu tür fleylerin zaman› geçmifl, her fley kesinleflmifl. Bundan

ew e. c

iddianame haz›rlan›yor diyorlar. Bu bildiklerimi savc›ya anlatmak istiyordum. Bu nedenle savc› beni dinlemeli diyordum. Benim M‹T ile iliflkim oldu¤unu iddia ediyorlar. Bunu daha sonra de¤erlendirece¤im.

Bir kifli baflar›l›ysa befl dönem de görev yapabilir

‹ki dönem üst üste görev yapanlar bir sonraki dönem görev almayacaklar fleklindeki karar› de¤erlendirmek istiyorum. San›r›m dogmatik bir karar oldu. Bu karar demokratik iradeye müdahale anlam›na gelebilir. Onun için bu karar› geri al›yorum. Buradaki kriterim baflar›d›r. Bir kifli baflar›l›ysa ve arkadafllar› da uygun görüyorsa üç dönem, dört dönem, befl dönem de görev yapabilir. E¤er bir dönem bile baflar›s›zsa derhal görevden al›nmal›d›r. Yani Karay›lan baflar›l›ysa ve arkadafllar› onayl›yorsa görevde kalabilir. Ben

Mart 2009

om

40


Mart 2009

SERXWEBÛN güvenilir, sa¤lam bir-iki dan›flman olmal›d›r. Eski s›k›nt›lar giderilebilir. Dan›flmanlar› halk isteyecek, halk›n benimseyebilece¤i kifliler olmal›. Partiyle de beraber hareket edecek kifliler olmal›d›r. Bu iflleri de tüm partililer, ayd›nlar, demokratlar, kurumlar yapacak.

za Mahkemesi, verilen hücre cezas›na iliflkin yapt›¤›m›z itiraz› reddetti. Karar›n yasaya uygun oldu¤undan bahisle itiraz›n reddine, dosyan›n mahkemesine tevdiine karar verilmifl. Ancak sa¤l›k sorunu gerekçe gösterilerek verilen hücre cezas›n›n ertelenmesine karar verilmifl. Karar›n ne zaman infaz olunup olunmayaca¤› belli de¤il. Geçen hafta Mehmet gelmiflti, yan›lm›yorsam 60. do¤um günüm kutlanacakm›fl. Bu tip etkinlik 60. Y›l Orman› fleklinde yap›labilir. fiu aralar tam fide dikim zaman›. Öncelikle uygun bir yer temin edilir, buraya uygun a¤açlar ekildikten sonra etraf› çitlerle kapat›l›r. Özellikle çevre köylerden gençlerin de bu etkinli¤e kat›l›m› sa¤lan›l›r. Oraya yak›n olan bir avukat arkadafl da kat›labilir. Daha önce de söz etmifltim, her flehir, ilçe hatta mümkünse her köyde bir orman kurulabilmelidir. Cudi Da¤›’nda bunun daha gelifltirilmesi gerekti¤ini söylemifltim. Gerçi flimdi cenazeler ç›kar›l›yor! Say›n Abdullah Gül, ‹ran’a gitmifl ve Kürt sorununda önemli geliflmelerin olabilece¤ini belirtmifl. Ben Say›n Gül’e baflbakan oldu¤u dönemde 2002’nin Kas›m ay›nda bir mektup göndermifltim. Orada Kürt sorunun demokratik çözümüne iliflkin çözüm önerilerimi belirtmifltim. fiimdi de Kürt sorununda önemli geliflmeler olabilir aç›klamas› önemlidir. Zaten Say›n Gül’ün böyle bir tarz› oldu¤unu biliyorum. Ancak bu konuflman›n içeri¤inin ne olaca¤› önümüzdeki günlerde seçimden sonra ortaya ç›kacak. Her konuflmaya olumsuz yaklaflmaktansa olumluya evirilmesi için çaba harcamak gerekiyor. Ben de bu konuda üzerime düflen sorumlulu¤u yerine getirece¤im. Birkaç hafta daha dikkatli-temkinli davranaca¤›m. Daha önceleri Özal döneminde çözüm yönünde mesaj alm›flt›m. Buna cevap verdim. 93 Mart ve May›s ay›nda iki bas›n toplant›s› yapt›m. ‹flte 50 gerillan›n bir köye götürülmesi olay› vard›. Yine silahs›z bir flekilde neden yola ç›kar›ld›¤› halen tart›fl›lan 33 asker olay› var. Biz fiemdin Sak›k’›n bu flekilde davranabilece¤ini öngörmemifltik. Yine devlet içinde çözüm istemeyen güçlerin iflte Özal’›n ölümü -ki ben öldürülmesi diyorum- Bu

ne te we .c om

sonra tüm adaylar ve aday adaylar› halkla birlikte yo¤un bir çal›flma içine girmeliler. Bu seçim çok hassas ve kritik bir seçimdir. Halk için çok önemlidir. Eksikler olabilir ama bunlar› sürekli gündemde tutmak do¤ru de¤ildir. Gece-gündüz herkesin gücü oran›nda katk› sunmas› gerekir. Radyo’da biraz dinledim, Dersim’de AKP’nin durumu nas›l? Dersim’de neler dönüyor? Halk›n iradesinin parayla sat›n al›nmas› do¤ru de¤ildir. Bunlar do¤ru de¤ildir. Genel durumlar nas›l seçimlerle ilgili? ‹kiye katlanabilir mi? Emek verilmeli. Halka ulafl›lmal›. Ev ev gezilmeli. Çal›fl›lmal›. Gerçekler de halka aktar›lmal›. Urfa’n›n durumu nas›l? ‹lçeleri nas›l? Adaylar kim? Viranflehir’in eski belediye baflkan›’na selamlar›m› söylüyorum. Kad›n aday için birebir çal›fl›p ona destek olmal›. Kazanmas› için çal›fls›nlar. Viranflehir Urfa için stratejik bir yerdir. Önemlidir. Siverek’teki seçim çal›flmalar› nas›l? Çok çal›fl›l›rsa al›n›r. Hilvan’da durum nas›l? Aday› kim? Acemo¤lu ailesini tan›yorum. Baflka da dost mücadele arkadafllar›m›z var. O dost ve mücadele arkadafllar›m›za selamlar›m› söylüyorum, destek olsunlar, hep birlikte çal›fls›nlar ve kazans›nlar. Halfeti nas›l? Halfeti’yi almak gerekir. Herkes çok iyi çal›flmal›d›r. Çal›fl›rlarsa birçok yerde kazan›rlar. Belediyelerin çok çal›flmas›, hizmeti bir ekip iflidir. Bir bireyin yapabilece¤i bir ifl de¤ildir. Her belediyede bir-iki dan›flman olmal›d›r. ‹flleri çok iyi takip edecek, halkla iliflkileri çok iyi sa¤layacak,

41

Seçimlerde herkes demokratik seferberlik ruhuyla çal›flmal›d›r

ww

w.

Baz› avukatlara daha m› görüflüme gelme yasa¤› getirildi? Neden? Bas›na m› ç›kt›, televizyonlara falan m› ç›kt›lar? Olabilir, onlar da di¤er çal›flmalara devam ederler, panel, seminer çal›flmas› yürütürler. Paneller yürütülüyor mu her yerde? Buraya gelen avukatlar konusunda s›k›nt› yok de¤il mi, çok say›da avukat var? Adada kaç kiflilik yer yap›l›yor, alt› kiflilik mi, dokuz kiflilik mi olacak? Hillary Clinton’›n ziyaretini ve aç›klamalar›n›, Abdullah Gül’ün, ‹ran, Irak ve ‹srail’i ziyaret edece¤ini radyodan dinledim. Bilge Adamlar Stratejik Araflt›rma Merkezi bir rapor yay›nlam›fl herhalde. Kimler var bu merkezde, önemlidir. Gülbahar isminde bir bayan arkadafl benim için kendini yakma eylemini gerçeklefltirmifl. Ben burada iyiyim. Daha önce de söylemifltim, benim bu konudaki tavr›m biliniyor. Ba¤l›l›k ve fedakârl›¤a sayg› duyuyorum. Ancak bu tür fleylere gerek yok, yaflamalar›na önem veriyorum. Önemli bir bilgi var, onu aktarmak istiyorum. Öncelikle Bursa 2. A¤›r Ce-


SERXWEBÛN

Türkiye Ortado¤u’ya demokratik bir model olabilir

ww

w.

ne t

Say›n Gül’ün aç›klamalar› önemlidir. Özellikle Türk-Kürt iliflkilerinin tarihine bakt›¤›m›z zaman tarihi rol oynayabilecek sonuçlar do¤urabilir. Daha önce Türk-Kürt iliflkilerinde önemli rolü olan Alparslan’›n 1071 y›l›nda Malazgirt’te yap›lan savaflta Kürtlerden yard›m ald›¤› biliniyor. Bilindi¤i üzere 1071’in Nisan-May›s ay›nda Silvan’da Mervani Kürt Hükümetiyle anlaflt›. Malazgirt’te yar›-yar›ya Türk ve Kürt savaflç› say›s› söz konusudur. Bu flekilde zafer kazan›lm›flt›r. Yine Çald›ran’da Yavuz Sultan Selim ‹dris-i Bitlisi ve 23 Kürt beyli¤iyle ittifak ederek baflar›l› olmufltur. Kurtulufl Savafl›’nda da Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde Kürtlerle birlikte hareket ederek baflar› elde edebilmifltir. Bu süreçte de Gül’ün bu söylemleri demokratik çözüm temelinde hayata geçerse Türkiye Ortado¤u’ya demokratik bir model olabilir. Yine daha önce gelen yetkililere de söylemifltim. Kitaplarda da göstermifltim. Kurtulufl Savafl› dönemindeki siyasal s›n›rlar Misak-› Milli s›n›rlar›d›r. Bilindi¤i gibi Misak-› Milli denilen fley, Kürtleri bir bütün olarak ele al›yor; Suriye, Kerkük ve Musul’un dâhil oldu¤u Irak Kürtleri ve Türkmenlerle beraber Türkiye’deki Kürtleri de kaps›yordu. Ancak o dönemki ‹ngiliz politikalar› sonucunda Suriye ve Irak Kürtleri Misak-› Milliden kopar›l›yor. Bizim çözümümüz, mevcut siyasal s›-

n›rlara dokunmadan, s›n›rlar› sorun yapmayan demokratik bir çözüm öneriyor. Demokratik Konfederalizm dedi¤imiz sistem bunu amaçl›yor. TRT 6, kendi kendine ortaya ç›km›fl bir fley de¤il. Demokratik mücadeledeki kazan›mlar›m›z›n bir yan ürünüdür, yoksa öyle kendili¤inden verilmifl bir hak de¤ildir. TRT 6’in içeri¤i bizce önemlidir. Yine biz 1992 y›l›nda Kürt Federe Devleti’ne de yaklafl›m›m›z oldukça sekterdi. Asl›nda Kürt Federe Devleti de yine bizim mücadelemizin bir yan kazan›m›d›r, ama yan kazan›m asla esas kazan›m say›lamaz, yan ürün asla esas ürün olmaz. Esas kazan›m veya ürün Kürt sorununun demokratik çözümüdür. Önümüzdeki seçimlerde al›nacak sonuçlar oldukça önemlidir. Süreci belirleyecek bir role sahip olacakt›r. Seçimlerde herkes demokratik seferberlik ruhuyla çal›flmal›d›r. Siz Diyarbak›r’da -ki Diyarbak›r bölgenin baflkenti, en önemli flehridir- yüzde yetmifl oy al›rsan›z halk›n burada bir talebinin oldu¤u aç›k ve net bir flekilde ortaya ç›kar. Demokratik çözümün geliflmesine önemli katk› sunar. Yine Dersim Kürt-Alevi kimli¤inin korunmas› için önemlidir. Dersim’de bu seçimlerde oylar bölünmemeli, Kürt birlikteli¤i sa¤lanmal›d›r. Obama Türkiye’ye geliyor. Bu konuda benim bir önerim var. Kendisine benim imzamla görüfllerimi anlatan bir mektubun gönderilmesi gerekiyor. Mektupta benim Türkiye’ye teslim edilmemde ABD’nin rolüne, beni nas›l enterne ettikleri hususuna de¤inilmesi gerekiyor. O dönemin Amerikal› yetkili generali aç›kça “Öcalan’› Türkiye’ye biz teslim ettik” demifltir. Ayr›ca Say›n Obama’n›n kendi ülkesi olan Kenya’n›n da sorumlulu¤u var. “Seni buradan Hollanda’ya götürece¤iz” diyerek beni aldatt›lar. Bunun da belirtilmesi gerekiyor. Mektupta Avrupa’n›n kendi hukukunu çi¤nedi¤i, Yunanistan’›n kendi hukukunu çi¤nedi¤i yaz›lmal›. Benim bu konuda daha önce söylediklerim var, savunmalar›m var, bunlardan yararlan›labilir, bu süreci de içine alan 4-5 sayfal›k bir mektup olabilir, ‹ngilizce’ye çevrilir. Obama’n›n

bu süreci ve Kürt sorununu yak›ndan tan›mas›, vicdani, ahlaki, insani, bar›flç›l bir siyasetin izlenmesi için önemlidir. Ortado¤u’da demokratik çözüm ve bar›fl konusundaki görüfllerim biliniyor, Obama’dan Kürt sorununun diyalog ve görüflmeler yoluyla demokratik ve bar›flç›l çözümü yönünde talepte bulunulabilir. Bu mektup en etkin, en h›zl› nas›l ulaflt›r›labiliyorsa öyle ulaflt›r›lmal›d›r. Hatta Barzani ve Talabani üzerinden de bu mektup ulaflt›r›labilinir. Bu mektup Obama buraya gelmeden önce ulaflt›r›lmal›d›r.

ew e. c

olaylarla demokratik çözüm ve bar›fl süreci bofla ç›kart›ld›. Daha sonra Eflref Bitlis, Bahtiyar Ayd›n, R›dvan Özden olaylar› var. 1993’ten bu yana çok derin ac›lar çektik. Ben bu ac›lardan gerekli dersleri ç›kartt›m. Erbakan da bize mektup göndermiflti, bu süreç biliniyor, 28 fiubat’› anlatmayaca¤›m. Bu süreç de bofla ç›kart›ld›. Kürt sorununda 13 y›l bofluna kasnak dönderdik, hatta 16 y›l diyebiliriz. Sonuçta tekrar 16 y›l geriye döndük. Bu süreç iyi de¤erlendirilmelidir. Daha önce yafland›¤› gibi bir kamyon veya bir otobüse 50 asker bindirilerek gönderebilirler, 33 asker olay› gibi oyuna gelinmemelidir.

Mart 2009

om

42

Hitleri yaratan Siyonizm anlay›fl›d›r

Bas›ndan izledim, bu Kutlu Do¤um Haftas› ile ilgili olarak Diyarbak›r’da bir miting yap›lm›fl. Bu konuyu de¤erlendirece¤im. Asl›nda bütün bunlar Siyonizm’i inceledi¤imizde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ben Kürt Yahudilerini, Türk Yahudilerini, Arap Yahudilerini biliyorum, inceledim. Bu konular› savunmalar›mda da belirtmifltim. Savunmalar›m bas›ld› m›? Bol bol okunuyor mu? Ortado¤u’da Hamas’› ortaya ç›karan Siyonizm’dir. Hamas’›n Netanyahu’dan fark› yoktur. Asl›nda bunlar birbirinin ikizidirler. Asl›nda bu bir Hamas Siyonizmidir. Bunun yan›nda Acem Siyonizmi, Arap Siyonizmidir, Türk Siyonizmidir. Ben bunlar› inceledim, felsefi derinli¤e ulaflt›m. Bunlar yer yer farkl›l›k gösterse, farkl› isimler alsa bile öz itibariyle ayn›d›r. Bilindi¤i gibi El-Kaide’yi ABD yaratm›flt›. Taliban› da ABD yaratt›. Bunlar›n durumlar› biliniyor. Türkiye’de Kadiri, Nakflî ve Hizbullah varl›¤› bu amaçlad›r. ‹limciler ve Menzilcilerin durumlar› biliniyor. Bu bir din milliyetçili¤i, din siyonizmidir. Hitleri yaratan da Siyonizm anlay›fl›d›r. 1952’de Alparslan Türkefl ABD’ye gitti. Sonras›nda 80’e kadar ülkücüler eliyle Sol’u bitirdiler, ‘80’den günümüze kadar ise bunlar (tarikatlar) eliyle Kürtlü¤ü bitirmeye çal›fl›yorlar. Abdulkadir Aygan’›n beyanlar›nda geçiyor; Hizbullah, binlerce Kürt yurtseveri katletti. Asl›nda bunlar›n ‹slamla, Muhammediye ile hiçbir alakalar› yoktur. Ben Muhammed’i inceledim. Muhammed Sosyal bir devrim gerçeklefltirmifltir.


Mart 2009

SERXWEBÛN

“Biliniyor, 1984 A¤ustos At›l›m›ndan bir y›l sonra 1985'te, Almanya bize

karfl› NATO'nun emriyle savafl açt›. NATO, birçok Avrupa devletine bize karfl› olmas› için bask› yapt›. Gladio birçok ülkede NATO'nun emriyle örgütlendi, kuruldu. Gladio, NATO'nun gayri-resmi bir kurumudur.

ne te we .c om

Muhammediye ‹slam’› Muaviye dönemi ile birlikte sona ermifltir. Bunlar›n anlay›fl› iktidar ‹slam’›d›r, Muaviye ‹slam’›d›r. Bu anlay›fl Hz Muhammed’in torunlar›n›, Ehlibeyti katletmifltir. Muhameddiye dönemi sosyal devrim dönemiydi. Hatta o dönemde Medine’de ilk camii prati¤i vard›r. Bu cami de halk›n tüm sorunlar›n›n tart›fl›l›p çözüldü¤ü bir yerdi. Ve burada halk›n sosyal sorunlar›na çözüm bulunurdu. Bu anlamda Hz Muhammed’in döneminden Muaviye’ye kadarki süreçte Sosyal Devrim gerçekleflmifl ve baflar›l› olmufltur. Daha sonra Muaviye dönemi bu güne kadar kendisini iktidar ‹slam’› olarak varl›¤›n› sürdürmüfltür. Buna karfl› yer yer Alevilerde oldu¤u gibi direnmeler olmuflsa da pek baflar›l› olamam›flt›r. Elbette Muhammed sevilsin diyoruz, ama halk›m›z›n Hz. Muhammedi ve ‹slam’› istismar edenleri iyi görmesi gerekir. Bunu yapanlar›n hepsi sahte Müslümanlard›r. Bunlar namaz k›lmaz, oruç tutmazlar. Ali Kalkan ve Müslüm Gündüz’ün durumlar› biliniyor, ortaya ç›kt›, sakalla olacak ifl de¤ildir bu. Öyle zikir yap›larak da Müslüman olunmaz. Bunlar befl yüz oyu befl yüz milyona satarlar. Bunlar iktidara yanaflarak yemlenmek istiyorlar. Bir de laiklik dini var. CHP laisizmi de bu tarzdad›r. Oysa Laisizm özünde özgür ve ba¤›ms›z düflünmektir. Türkiye’de CHP sahte laisizmi de AKP sahte dincili¤i de çözüm de¤ildir. Halk›m›z bu iki anlay›fl›n da yanl›fl oldu¤unu bilmeli, uyan›k olmal›d›r.

43

Avrupa'da da bize karfl› bu görevi Almanya devrald›. Birçok Avrupa ülkesini de bize karfl› örgütlediler. Sadece ‹sveç'te Olof Palme bunu kabul etmedi”

w.

karfl› olmas› için bask› yapt›. Gladio birçok ülkede NATO’nun emriyle örgütlendi, kuruldu. Gladio, NATO’nun gayri-resmi bir kurumudur. ‹talya’y› biliyorsunuz orada büyük bir Gladio örgütü vard›. Avrupa’da da bize karfl› bu görevi Almanya devrald›. Birçok Avrupa ülkesini de bize karfl› örgütlediler. Sadece ‹sveç’te Olof Palme bunu kabul etmedi. Olof Palme, “ben Kürtlere karfl› tav›r almam” diyordu. Olof Palme bize karfl› tav›r almay› reddetti. Palme olay› da bunun üzerinde geliflti. fiimdi tabloyu daha iyi görüyorum. Bu cinayeti de önce üzerimize y›kmaya çal›flt›lar. Almanya’ya 1985’ten itibaren bizi terörist olarak gösterme görevi, ‹ngiltere’ye bu iflin planlamas› verildi. Böylece NATO bütün Avrupa devletlerini bize karfl› örgütledi. ‹sveç, bunu kabul etmedi. Bu yüzden Palme’yi ortadan kald›rd›lar. fiimdi bu söylediklerimi ‹sveç’te bir gazetede demeç olarak verebilirsiniz. Palme olay›n›n içyüzü buydu. NATO taraf›ndan ortadan kald›r›ld›. O dönemde Palme, bize karfl› tav›r almay› kabul etmemiflti, Güney Afrika’ya destek veriyordu. Vietnam’› da desteklemiflti. Olof Palme’nin böyle hareketleri destekleme durumu vard›. Bu yönüyle onlar›n gözünde sab›kal›yd›, büyük bir suçluydu! Kürtler için de “ben Kürtlere terörist demem” diyordu. Bu nedenle onu tasfiye ettiler. 1985’ten ‘90’a kadar bize karfl› NATO-Gladio yönelimi Almanya üzerinden geliflti, 1990’larda ‹ngiltere devreye girdi. Benim buraya getirilmemde de ABD-‹srail rol oynad›. NATO’nun Türkiye’deki Gladio örgütlenmesiyle Türkiye’de infazlara bafllad›lar. ‹nfaz kararlar›n›n ço¤u Amerika taraf›ndan verildi. Celal Talabani bize gelip “savafl› durdur” diyordu. fiimdi anl›yorum ki Talabani

Bizi her yönden muhalif görüyorlar

ww

Benimle ilgili büyük bir kapat›lma durumu var. Bizi her yönden muhalif görüyorlar. Düflünsel olarak da muhalif görüyorlar. Ben bu konuda aç›klama yapaca¤›m. Ergenekon’la ilgili de baz› görüfllerimi aç›klayaca¤›m. Buraya gelirken gazete bafll›klar›na h›zl› h›zl› bakt›m. Talabani buraya gelmifl. Bu konuda da görüfllerimi aç›klayaca¤›m. fiimdi ben baz› fleyleri daha iyi anl›yorum. Biliniyor, 1984 A¤ustos At›l›m›ndan bir y›l sonra 1985’te, Almanya bize karfl› NATO’nun emriyle savafl açt›. NATO, birçok Avrupa devletine bize

Gladio’nun bu karar›n› biliyordu. Biz ‘90’larda ateflkes ilan etti¤imizde Talabani, bu ifli Amerika’n›n yürüttü¤ünü biliyordu. fiimdi anl›yorum ki, bunlar›n birbirleriyle iliflkileri vard›. Bu yarg›s›z infazlar 5 Kas›m 2007 Erdo¤an-Bush görüflmesine kadar devam etti. AKP de bu infazlardan sorumludur ilk befl y›l›nda. Türkiye içinde bu infazlara karfl› olanlar da tasfiye edildi. Özal, askeri kanattan Eflref Bitlis, Cem Ersever san›yorum yarg›s›z infaz yap›lmas›na karfl›yd›lar. Bunlar; ‘tutuklama yap›p, yarg›layal›m’ dan yanayd›lar. Bunlar› ortadan kald›rd›lar.

Ergenekon’un PKK’nin içine s›zma giriflimi

Bunlar o dönemde PKK’ye de el att›lar. Veli Küçük, Güney; “PKK içindeki müttefiklerimiz” diyor. ‹ngiltere’nin ikinci adam yaratma plan› vard›. ‹flte fiemdin üzerinden bunu yapmaya çal›flt›lar. Ben bunu o zaman BBC’den biraz sezmifltim. O dönem baya¤› yol da kat etmifllerdi. Örgütü neredeyse ele geçirecek duruma gelmifllerdi. Daha sonra ‹ngiltere Kani ile de bunu yapmak istedi, yine o dönem içimize gönderdikleri baz› bayanlar da vard›. Ben bunlardan da flüpheleniyordum. Sar› Baran, Mehmet fiener ve Metin (fiahin) vard›, Tabii onlar daha eski, üçü de cezaevinde yöneticilik yapm›fllard›, daha tecrübeliydiler. O dönem benim çocukluk arkadafl›m, köylüm Hasan Bindal’› öldürdüler. Ben bu olay› araflt›rd›m. Çok ilginç, özel bir suikast yöntemiydi. Ustaca bir vurma var. Çok geliflmifl bir suikast biçimi oldu¤unu anlam›flt›m. Tek bir kurflunla vurulmufltu, o kurflun vücuda girdi¤inde patlat›yordu. O zaman ben çok


SERXWEBÛN

PKK içinde ikinci adam yaratma giriflimi

NATO do¤rudan bize karfl› savaflt›

Son dönemlerde iflte kemikler ç›kar›l›yor. Bu suçlar›, cinayetleri yapanlar Türkiye istihbarat›ndan ayr› bir istihbaratt›r. Direkt merkezi Ankara’ya ba¤l›d›r. Oraya ba¤l› olarak çal›fl›yor. J‹TEM, sadece Jandarma ‹stihbarat› de¤ildir. Emniyet istihbarat› da de¤ildir, M‹T istihbarat› da de¤ildir. Bunlar›n içine de s›zm›fl özel bir örgütlenmedir. Gladio’nun Türkiye’deki örgütlenmesidir. Gladio-Ergenekon örgütlenmesidir. Bunlar direkt Amerika’dan emir al›yorlar, maafllar›n› da Amerika vermifl, veriyor. Bu suçlar bu cinayetler de bu flekilde iflleniyor. Abdulkadir Aygan da bunu itiraflar›nda k›smen anlat›yor. Diyor ki, Jandarma, Emniyet ve güvenlik teflkilat›ndan ayr› olarak ama onlar›n da içine dâhil edildi¤i bir örgütlenmedir. Ben flimdi daha iyi anl›yorum; NATO do¤rudan bize karfl› savaflm›fl. Biz de savafl› NATO’ya karfl› yürütmüflüz. Ben bafllarda bütün bunlar›n Türkiye istihbarat›n›n ifli oldu¤unu san›yordum. Amerika’n›n Avrupa’n›n bize tav›r al›fl›n› Türkiye istihbarat›n›n sa¤lad›¤›n› düflünüyordum. Baflta bunu tam anlam›yordum. Ama sonra Ergenekon ‹ddianamesi, Tuncay Güney’in aç›klamalar›, Veli Küçük’ün ifadeleri, Aygan’›n itiraflar›, bu parçalar› birlefltirdi¤imde bütün bunlar› daha iyi anl›yorum. Bütün bunlar› birlefltirdi¤imde bunun Türkiye’nin ifli olmad›¤›n›, Türkiye’nin sadece bir arac› oldu¤unu, d›flar›dan emir verildi¤ini anlad›m. 2. Ergenekon iddianamesinde bu olaylardan bahseder herhalde.

ww

w.

Beni kontrol edemeyeceklerini anlad›klar› için PKK içinde ikinci adam oluflturmaya bafllad›lar. Bütün bunlar› birlefltirdi¤imizde baz› fleyleri daha iyi anl›yoruz. Ben, fiemdin’in h›rsl› hareketlerinden bunu anlam›flt›m. Ama bunlar› niçin yapmak istediklerini anlamaya çal›fl›yordum. fiemdin’i ikinci adam diye lanse ettiler. Beni de etkisizlefltirip PKK’yi içten ele geçirmeye çal›fl›yorlard›. Yani babam› öldürüp anam› da götüreceklerdi. Eski savafllarda bir gelenek var, galip gelen taraf, di¤er taraf›n evin erke¤ini öldürüp evin mal› mülküne kad›nlar›na ve çocuklar›na el koyup götürüyorlard›. Ayn› fleyi bana da uygulamaya çal›flt›lar. Beni etkisizlefltirip, Osman’› uflak yapt›lar. Birçok kad›n› yanlar›nda götürdüler, baz› kad›nlar kaçt›lar, baz›lar› evlendiler. Ben bunlara ayr›ld›lar, kaçt›lar demiyorum, bunun an-

Bütün bunlardan bu örgütlenmelerden Talabani onlar›n haberleri vard›. Ben bu planlar› Talabani, Barzani yapt› demiyorum ama haberleri oldu¤u anlafl›l›yor. Aygan’›n Barzani ve Necati Özgen’le çekti¤i foto¤raf, asl›nda her fleyi anlat›yor. Bunlar birçok fleyi birlikte planlam›fllar. Birbirlerinden haberleri var, bu foto¤raf her fleyi gösteriyor.

Yarg›s›z infazlar için Gürefl ve Çiller görevlendirildi

‘90’lardan sonra Do¤an Gürefl ‹ngiltere ile görüfltü. Sonra da “‹ngiltere bize yeflil ›fl›k yakt›” aç›klamas›n› yapt›. ABD bunlar› destekledi. Ve yarg›s›z infazlar bafllad›. Gürefl ve Çiller bu konuda görevlendirildiler. Çiller’e büyük yetki, do¤rudan emir verdiler. Tansu Çiller’e Behçet Cantürk, Savafl Buldan ve di¤er Kürt ifladamlar›n›n öldürülme emrini de ABD verdi. Hani Tansu Çiler, “liste cebimde” diyordu ya. O listeyi ona Amerika verdi. Amerika bu ifli bizzat örgütledi. Bunu Pervin Buldan araflt›rabilir. Aygan da itiraflar›nda belirtiyor, diyor ki, biz tutup s›k›yorduk, tutup s›k›yorduk. Yani tuttu¤unu ensesinden kurflunlama. Özal da bize karfl› savafl›yordu ama savafl tarz› bunlardan farkl›yd›, özellikle sivillere yönelik cinayetlere karfl› ç›k›yordu. ‹nfazlar ve di¤er konularda 5 Kas›m 2007 görüflmesinde yeni bir karar verdiler. Ben bu karar› Veli Küçük’ün bir cümlesinden anlad›m. Benim çok fazla bilgiye ihtiyac›m yok, birçok fleyi anlamam için bana bir cümle yeter. Veli Küçük; “5 Kas›m’da bizim tasfiyemiz karar› ç›kt›” diyor. 5 Kas›m 2007 Erdo¤anBush görüflmesinde al›nan kararlar› ben aç›kl›yorum. 5 Kas›m’da Erdo¤an ABD’ye “biz yarg›s›z infazlar› durdururuz, siz de PKK’yi tasfiye edin” diyor. O tarihten itibaren bir buçuk y›ld›r infazlar yap›lm›yor, durdu. AKP de iktidar›n›n ilk 5 y›l›nda bu infazlara ortakt›. Bu infazlardan sorumludur. Karfl›l›¤›nda ABD ne ald›? Kürdistan Federe Devleti. Bu görünen Ergenekon da göstermeliktir, bu Ergenekon, 5 Kas›m’da infazlar›n durmas› karar›na direnen gruptur. 5 Kas›m karar›na karfl› geldikleri için tasfiye edildiler.

ew e. c

lam› asl›nda kad›nlara el koymad›r. Gladio-Ergenekon’u ABD kurdu. Bunu 5 Kas›m 2007’ye kadar kulland›. Bu tarihten sonra cinayetlere, yarg›s›z infazlara son verdi. Bunun karfl›l›¤›nda ald›klar› var. 5 Kas›m anlaflmas›n›n içeri¤ini ben buradan aç›kl›yorum. ABD bunlara iflte Levent Ersöz, Veli Küçük’lere dur dedi. Ama bunlar ABD’ye ra¤men bu ifle devam etmek isteyince ABD bunlar›n tasfiyesine karar verdi. ‹flte Ergenekon olay› budur. Bu, tasfiye edilen gerçek Ergenekon de¤il, yüzeydeki Ergenekon’dur.

ne t

düflündüm. Onu niye hedef alm›fllard›? Anlad›m ki güya benim yerimi alacak kifli olarak de¤erlendirmifller. Hasan Bindal, yak›n›mdaki tek kifli, köylüm oldu¤undan dolay›, benim olas› imham halinde, bunlar› bilebilecek, ortaya ç›karabilecek flahit kimse kalmas›n diye. Bu suikast onlar›n gücünü de gösteriyordu. Yine Çürükkaya kardefller de vard›, onlar daha haz›rl›kl›yd›lar. Selim cezaevinde kalm›flt›. ‹flte kar›s›n› da ald› Almanya’ya kaçt›. Diyarbak›r-Bingöl-Mufl üçgeninde birçok olay yafland›, yaflanmaya devam ediyor. Ergenekon’a ba¤l› çal›flan birçok kifli var burada. Yeflil olarak bilinen Mahmut Y›ld›r›m, Çürükkayalar, yine Alparslan Aslan o da Bingöllü, bunlar›n hepsi ayn›. Bu üçgende benim halen tam olarak çözemedi¤im ve bilmedi¤im, bunlar› yetifltiren bir merkez okul olmas› laz›m. Bu önemlidir. Beni de kontrol alt›na almaya çal›flt›lar. Kontrol alt›na alamayacaklar›n› anlay›nca suikastlar yapmaya bafllad›lar. D›flar›da on’a yak›n suikast yap›ld›. Bunlar›n üç-dört tanesini bizzat ben biliyorum. PKK içinde ikinci adam yaratma giriflimlerini ve bana yap›lan suikast planlar›n› Star Gazetesi de yazd›.

Mart 2009

om

44


Mart 2009

SERXWEBÛN ulusal bir güvenlik gücü kurulmal›d›r. Bir pratik öneri daha yap›yorum. ‹kinci öneridir. Yap›lacak Konferansta bir icra komitesi kurulsun. Yani bir Yürütme Kurulu kurulabilir. Ya da diplomatik misyonu yerine getirecek bir kurul olabilir. Ben buna demokratik konfederalizm demifltim, isim önemli de¤il, Yürütme Kurulu veya baflka bir isim de olabilir. Oluflturulacak bu kurul bir sonraki Konferansa haz›rl›k yapar, herkesin durumunu ele al›r. Kürtlerin ortak stratejilerini belirler. Bu Yürütme Kurulu ne KDP ne YNK’nin ne de PKK’nin kuruludur. Tüm Kürtlerin durumunu ele alan, tüm Kürtleri temsil eden kurul olur. Mesela ‹ran’daki Kürtleri ele al›r, diyecek ki, ‹ran Kürtleri için flunlar› flunlar› talep ediyoruz. Yine ayn› flekilde Türkiye, Irak ve Suriye’deki Kürtler için, “sorunlar› flunlard›r, flunlar flunlar› talep ediyoruz” denilir. Devletlere de bu konuda öneriler yapar, Devletleri demokratik çözüme müdahil etmeye çal›fl›r. ABD’ye, ABD’nin politikalar›na teslimiyet olmaz. Buna teslimiyet ne demektir? ABD PKK’yi t›pk› Taliban gibi teslim almak istiyor. El Fetih gibi PKK’yi de teslim almak istiyor, El Fetih’in ne hale geldi¤i ortadad›r. Silahlar teslim edilmez. Devlet, Kürtlerle bir diyalog gelifltirirse silahlar›n durumu tart›fl›l›r, konuflulur. Halk›m›z›n haklar› güvenceye al›nana kadar bu silahl› güç tasfiye edilmez. Çözüm geliflirse mesela koruculuk ortadan kald›r›l›r. Silahl› güç ise, halk›n güvenli¤ini sa¤-

layan bir güce dönüfltürülebilir, bunun için özel yasalar, düzenlemeler yap›labilir. T›pk› peflmergeler gibi. E¤er Talabani, Barzani ABD, AB, Türkiye’nin bu oyununda yer al›rsa, bunlar›n hepsi tasfiyede birleflirse bütün örgüt de halk da bunlara karfl› sonuna kadar direnir. Ben Talabani’yi ajanl›kla suçlam›yorum. Talabani’ye karfl› de¤il, ABD’ye de karfl› de¤ilim ama kimseye teslimiyeti kabul etmeyiz. Talabani bar›fl için görev alabilir.

ne te we .c om

Yine o dönem bugünkü ›l›ml› ‹slam projesini Amerika haz›rlad›. Hizbullah’› da Amerika kurdurttu. ‹limciler Menzilciler ve baz› tarikatlar, bunlar›n hepsi Hizbullah’t›r. Bunlara birçok faili meçhul cinayetler iflletirdiler.

45

Kimin suçu varsa ortaya ç›ks›n

ww

w.

Bütün bunlar›n a盤a ç›kmas› için Hakikatleri Araflt›rma ve Adalet Komisyonu önermifltim. Tamam, her türlü bilgi ve belgeyi, gazete haberlerine kadar toplas›nlar, arfliv olufltursunlar, haz›rl›klar›n› yaps›nlar. Benim önerdi¤im Hakikatleri Araflt›rma ve Adalet Komisyonu kuruldu¤unda herkes gelecek bu komisyona konuflacak. Tansu Çiller de gelecek konuflacak, ben ona soru soraca¤›m. Demirel de Mesut Y›lmaz da gelip konuflacak, ben de konuflaca¤›m. Kimin suçu varsa, benim de varsa ortaya ç›ks›n. AB ve Amerika’n›n rolü, Gladio’nun yapt›klar›, bunlar›n hepsinin araflt›r›l›p ortaya ç›kar›lmas› laz›m. Ancak o zaman halk›m›z, Türkiye halk› gerçekleri ö¤renir. Parlamento da buna göre karar al›r, bir af ç›kar›r. Af olacaksa böyle olur. Kimin ne suçu varsa bu komisyona konuflacak. Korucular, suç iflleyenlere de suçlar›n› itiraf etmeleri flart›yla bir af getirilebilir. Gazetelerde silahlar›n ABD’ye teslim edilmesinden bahsediliyor. Talabani buralarda bofluna dolanm›yor. Talabani, silahlar›n ABD’ye teslim edilece¤ini belirtiyor. Ben flunu söylüyorum; say›n Talabani, say›n Barzani, siz silahlar›n›z› ABD’ye teslim etmeyi kabul ediyorsan›z biz de ederiz. Silahlar teslim edilecekse beraber teslim edelim! Onlara flunu söylüyorum; sizin için silah neyse bizim için de odur. Talabani için silahl› gücü neyi ifade ediyorsa bizimki de onu ifade ediyor. Konferans gizli olamaz, tasfiye üzerine olamaz, olursa bu Konferans olamaz. Konferans için pratik olarak hemen flunu öneriyorum: Peflmergeler tasfiye edilsin, gerillalar tasfiye edilsin, bunlar›n yerine Kürt halk›n› koruyan özel kuvvetler kurulsun. Silahl› güçler, örgütlerden ayr›, örgütler üstü tüm Kürtleri ‹ran, Irak, Türkiye, Suriye Kürtlerini koruyacak, korumaya alacak

Silah b›rakmak de¤il çat›flmas›zl›k ortam› yarat›lmal›

Ulusal Konferans ad› alt›nda ABD’nin politikalar› dayat›lacaksa biz bu konferansta yokuz, kat›lmas›nlar. E¤er kat›lacaklarsa savunmalar›mda teorik çerçevesi var, bundan yararlanabilirler. Befl ilke üç pratik öneri kapsam›nda kat›labilirler. Befl ilkeyi de ayr›ca tüm Kürtler tart›fl›rlar. E¤er Konferansa kat›lacaklarsa, silah b›rakmay› de¤il, çat›flmas›zl›¤› tart›fls›nlar. DTP Konferansa bu çerçevede kat›labilir. Ahmet Türk de kat›l›r herhalde. Bu çerçevede görüfller belirtir. Üçüncü önerim, demokratik uzlafl›d›r. Ortado¤u’da Medeniyetler uzlafl›s› da olabilir, Avrupa uygarl›¤›n›n çözümü de olabilir, demokratikleflme de çözüm olabilir. Savunmalar›mda teorik çerçevesini koymufltum. Bunlar ne kadar anlafl›l›yor bilemiyorum, ne kadar anlafl›ld›¤›na ba¤l›. Nisan’›n ortalar›nda Konferans’la ilgili görüfllerimi


SERXWEBÛN

Encümen i Dan›fl devletin ortak akl›d›r

Terörizmin en alas›n› ABD yapt› yapt›rd› Bize terörist diyorlar, bizi terörist ilan ettiler. Teröristin, terörizmin alâs›n› da ABD yapt›, yapt›rd›, en büyü¤ünü de bize uygulad›. ABD’nin bu kirli politikalar› sonucu yirmi bin kifli öldü, korkunç cinayetler ifllendi. Yaz›k de¤il mi? Bu ‘tavflana kaç taz›ya tut’ politikas›d›r. ‹ngiltere dört yüz y›ld›r Ortado¤u’da ‘iti ite k›rd›rtma’ politikas› güdüyor. Bu konuda çok deneyimleri var. Adeta iki iti bir çuvala koyup bo¤uflturuyorlar. Bizi bunlara mecbur ediyorlar. Biz bunlar›n önüne geçebiliriz. Ben buradan Cumhurbaflkan›na, hükümet yetkililerine ça¤r›da bulunuyorum. Ben buradan halk›m›za sesleniyorum. AKP de 5 Kas›m 2007’ye kadar bu özel savafl› yürüttü. Bir özel savafl hükümetidir. AKP baflta olmak üzere tüm özel savafl partilerine kesinlikle oy vermesinler. Oylar›yla bu özel savafl partilerini cezaland›rs›nlar. Tüm halk›m›z›n Newroz Bayram›’n› kutluyorum. Bugünkü aç›klamalar›m da uygun bir dille Newroz mesaj› olarak bas›nda iyi bir flekilde yay›nlanabilir. Mademki tarihte kardefllik var, ayn› co¤rafyay› paylafl›yoruz, bunun gere¤inin de yap›lmas› laz›m. Türkiye halk›n›n da Newroz Bayram›’n› kutluyorum. Özellikle Türkiye halk›n›n gerçekleri bilmesini istiyorum. Biz ABD’yi ve Avrupa Birli¤ini devreden ç›karabiliriz. Tarihi köklü iki büyük halklar›z. Kürt sorunu için de kendi çözümümüzü sa¤duyuyla bulabiliriz, bu sorunlar› aflabiliriz. D›flar›dan müdahaleye gerek yok, kendimize güvenmeliyiz. Ben ulus-devleti de¤il, demokratik ulusu esas al›yorum. Demokratik ulus ve Demokratik konfederalizm çerçevesinde Newroz mesaj› haz›rlanabilir. Bunu halklar için, halklar›n bar›fl› için önemli buluyorum. Bu kapsamda tüm halk›m›z›n Newrozunu kutluyorum. Ben burada aç›kl›yorum. Bu konuda söylenecek çok ilginç tespitlerim var, flimdi zaman dar, daha sonra da-

ww

w.

ne t

Evet, Salim Derviflo¤lu’nun aç›klamalar›n› dinledim. Encümen-i Dan›fl üyesidir de¤il mi? Bu önemlidir. Karaday›, K›vr›ko¤lu da Encümen-i Dan›fl üyesidir de¤il mi? Encümen-i Dan›fl, önemlidir, devletin ortak akl›d›r. ‹lter Türkmen de daha önce benzer aç›klama yapm›flt›. Bu aç›klamalar Türkiye çözümüdür herhalde de¤il mi? Bu aç›klamalar önemlidir, gelifltirilebilir. Ben Derviflo¤lu’nun sözlerine ve ‹lter Türkmen’in söylediklerine büyük de¤er biçiyorum, bunlar gelifltirilebilir. Ben defalarca Siyaset Akademilerinin kurulmas›ndan bahsettim. Bunlara fliddetli k›zaca¤›m. AKP bile Urfa’da dört siyaset okulu açt›. Ben defalarca söylememe ra¤men Akademi neden aç›lm›yor? Aysel onlar ne yap›yor? Aç›lmazsa baflta Aysel olmak üzere hepsine çok k›zaca¤›m. Bu konuda seçimlerden sonra görüfllerimi aç›klayaca¤›m. Say›n Cumhurbaflkan›’ndan, Baflbakandan ve Muhalefet partilerinden rica ediyorum; çat›flmas›zl›k ortam›n›n devam›n› sa¤las›nlar. ABD ve AB’yi devreden ç›kar›p kendi çözümümüzü gelifltirebiliriz. Bu konuda herkes katk›lar›n› yaps›n. Aksi durum PKK ve halk› k›flk›rtmak olur. PKK ve halk da meflru direnme hakk›n› kullan›r. Ben burada hiçbir fley yapamam, hiçbir sorumluluk almam. Çat›flmas›zl›k ortam› devam etsin. Ben seçimlerden sonra bu konudaki görüfllerimi aç›klayaca¤›m, daha genifl de¤erlendirmeler yapaca¤›m. ‘99’da ben etkisizlefltirildim. ABD ve Yunanistan benim burada daha sert davranaca¤›m› tahmin ediyorlard›. Baz›lar› da benim korktu¤umu, korkak davrand›¤›m› söylediler. Ben korktu¤umdan de¤il, korkak oldu¤umdan de¤il, ABD’nin kirli politikalar›n› gördü¤üm için, halk›m› ABD’nin pis poli-

tikalar›ndan korumak için burada on y›ld›r “yumuflak” davrand›m.

ha genifl aç›klayaca¤›m. Ancak ben flimdi flu kadar›n› söyleyeyim. Rahflan Ecevit de a¤z›ndan kaç›rm›flt›. Urfa, Bozova oralarda yeni bir Kudüs yaratmak istiyorlar. ‹lginçtir bunlar›n içinde ne Kürtler ne de Türkler var, farkl› unsurlarla bunu yapmak istiyorlar. Gazze ve Kudüs yaratmak istiyorlar.

Diyarbak›r’› teslim alamazlar

Son anketler ne diyor, Diyarbak›r’la ilgili? DTP’nin genel bir yükselifli var bölgede de¤il mi? DTP çok çal›flmal›. Kendi çal›flmalar›n› gelifltirmeli, geniflletmelidir. Diyarbak›r’› teslim alamad›lar, alamazlar da, benden koparamad›lar. Neden bunu baflaramad›lar? Bu önemlidir. Bu vesileyle de Diyarbak›r’› özel olarak selaml›yorum. Ben dört dörtlük özel bir örgüt kurup çal›flsayd›m, propaganda yapsayd›m halk›n gönlünde bu kadar taht kuramazd›m. Halk›n bana ba¤l›l›¤› derinlerden, onlar›n ta yüreklerinden geliyor. Almanya ‘85’lerde bize karfl› özel savafl yürüttü. Sedat Bucak’› korucu bafl› yapt›lar. Sedat Bucak’› en büyük korucu bafl› olarak ilan ettiler. Birçok bölgeyi en iyi o denetliyor dediler. Onlar›n eliyle birçok cinayet ifllettiler. Daha sonra Sertaç Bucak’› yetifltirip gönderdiler. Almanya Sosyal Demokratlar› bize karfl› halen tav›r almalar›n›n nedeni budur. Kimin ne kadar gücü var, Elçi onlar›n, di¤erlerinin ne kadar gücü var, seçimde ortaya ç›kar. Talabani- Barzani AKP’yi destekliyorlar herhalde. Destekliyorlar da demiyorum. Bunu tam bilemiyorum. DTP beni ne kadar temsil ediyor bilemem. Seçim, birçok fleyi daha da netlefltirecektir. Yeni savunmam› yaz›yorum, yazmaya devam ediyorum. Çok önemli tespitlere ulaflt›m. Derinlemesine yo¤unlafl›yorum. Savunmam›n Ortado¤u k›sm› çok önemli bir kitap olacak. Evet, uzun sürecek. Uzun sürmesinde de bir sak›nca yok. Kad›nlara da özel selamlar›m› iletiyorum. Kad›n konusunu savunmamda güçlü, derinlikli ele ald›m. Onlar›n nas›l özgürlefleceklerine iliflkin önemli aç›l›mlar yapt›m. Bunlardan yararlans›nlar. Kendilerini gelifltirsinler.

ew e. c

daha genifl aç›klayaca¤›m. Seçimden sonra Nisan’da çözüm konusunda, çat›flmas›zl›k ve di¤er konularda aç›klamalar yapaca¤›m, görüfllerimi bildirece¤im. Anlafl›l›yor, ABD bir ön araflt›rma yap›yor bu görüflmelerde. Evet, bu bir tasfiye plan› olabilir.

Mart 2009

om

46


Mart 2009

SERXWEBÛN

47

ne te we .c om

P K K ' N İ N K Ü RT H A L K I İ Ç İ N YA R AT T I Ğ I DEĞERLER İNKAR EDİLEMEZ - I “Çok haksız bir savaşın yürütülmesi her şeyden önce ahlakı tüketmiştir. Bir bütün olarak toplumun ahlakının, kültürünün çürütüldüğü bir ülkede bu savaşı yürütenlerin ahlaksızlığı ve çürümesi, tüm ahlaksızlıklar ve çürümelerin toplamı kadar insan soyuna düşman bir grup ortaya çıkarmıştır. Ne var ki milliyetçiliğin şahlandırıldığı, şovenizmin gözleri kör ettiği Türkiye'de iyi olan kötü, kötü de iyi hale getirildiğinden bu caniler topluluğu kahramanlar olarak görülmüştür. PKK, Demirel'in belirttiği gibi ‘Türk tarihi açısından bin yıl içindeki en büyük bela’ olarak görülünce, PKK'ye karşı kirli savaş yürütenler dokunulmazlık kazanmış kahramanlar haline gelmiştir” demifltir. Bu yaklafl›mla hareket eden grup, ilk günden itibaren örgütü oluflturmada ve mücadeleyi yükseltmede sadece özgücünü esas alm›flt›r. Özgürlükten yoksun bir halk ve özgücü d›fl›nda hiçbir dayana¤› olmayan Apocu grubu ilk önceleri ne siyasi güçler ne de devlet ciddiye alm›flt›r. Hatta Kürt halk› bile yeni ortaya ç›kan bu gücün Türk devleti karfl›s›nda bir fley yapamayaca¤›n› düflünmektedir. Bu olumsuz koflullarda ortaya ç›kan Apocu grubun hiçbir siyasal grupta olmayan bir gücü vard›. Bu gücü de Önder Apo liderli¤iydi. Önder Apo’nun gruba verdi¤i inanç, ciddiyet ve örgütlü çal›flma tarz› k›sa sürede Apocular› önemli bir siyasi güç haline getirdi. ‹nanc›, ciddiyeti ve örgütlü çal›flmas› Apoculara halk içinde büyük sempati kazand›rm›flt›r. Kürt halk›n›n da özüyle sözü, söyledi¤iyle yapt›¤› bir olan bu devrimci grubun kendi umutlar›n› da gerçeklefltirece¤ine inanc› giderek artm›flt›r. Grupla halk›n bütünleflmesi ve Kürt gençli¤inin Apocu gruba yönelmesi Kürdistan’daki siyasi ortam›n de¤iflmesini beraberinde getirmifltir. Kürdistan’da halk ad›na ilk defa ortaya ç›kan bir siyasi grubun güç haline gelmesi, devletle birlikte, devletle iflbirli¤i içinde olan yerel güçleri de ürkütmüfltür. O güne kadar Kürtler ad›na siyaset yapt›¤›n› iddia eden ve Kürdistan’› kendi siyasi tekelinde görmek isteyen Kürt egemen s›n›flar›ndan gelenlerin oluflturdu¤u siyasi gruplarda da kayg›lar ortaya ç›km›flt›r.

ww

w.

PKK, Önder Apo’nun liderli¤inde 36 y›ld›r Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine öncülük etmektedir. PKK b›rakal›m s›n›rlar›n de¤iflmesini, ülkelerin iç siyasetinin bile demokratikleflmesine izin verilmeyen bir bölgede mücadeleye bafllad›. Kürt halk›n›n varl›¤›n› hem sosyalist ülkeler hem de kapitalist sistem görmezlikten gelmekteydi. Özellikle NATO üyesi olan Türkiye’de Kürtler üzerinde yürütülen inkâr ve imha politikas› içeride ve d›flar›da bir itiraz görmeden sürdürülüyordu. Tüm Kürt isyanlar› katliamlarla bast›r›lm›fl, bunun yaratt›¤› pasifikasyon üzerinden de her gün siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalarla Kürt halk› beyaz katliam alt›nda do¤ran›yordu. Kürt halk›na Türk uluslaflmas› içinde erimekten baflka bir yol b›rak›lmam›flt›. Türk devleti; tek dil, tek kültür, tek millet politikas›yla Kürdistan’› Türk uluslaflmas›n›n yay›lma alan› yapma politikas›n› kat› biçimde uyguluyordu. Apocu grubun ortaya ç›kt›¤› dönemde Kürtlük ad›na yola ç›kan gruplar bu bask› ve kuflatmay› k›racak bir irade göstermekten yoksundular. Türk solu ise Kürtlerin irade olmas›na tahammül gösteremiyor; ancak kendi iradesine yedeklenmesini dayatan bir siyasi yaklafl›m dayat›yordu. Önder Apo, umudun de¤il; umutsuzlu¤un, imkân›n de¤il; imkâns›zl›¤›n oldu¤u bu koflullarda “bir halk, koflullar ne olursa olsun e¤er isterse ve karar verirse tüm bu zorluklar› aflabilir ve mücadeleyi gelifltirebilir”

Devlet Apocu hareketinin h›zl› geliflti¤ini ve engellenemedi¤ini görünce, Kürdistan’daki iflbirlikçileri, baz› Kürt a¤alar›n› ve kompradorlar›n› harekete geçirmifltir. Böylece Apocular olarak bilinen Kürdistan özgürlük hareketinin önü kesilmek istenmifltir. Baflta grubun ilk geliflti¤i Urfa ve Mardin olmak üzere örgütlemesini engellemek için silahl› sald›r›lar yap›lm›flt›r. Bu nedenle grup erkenden kendini silahla savunmak zorunda kalm›flt›r. Ayn› dönemde Kürdistan’› kendi siyasi tekelinde gören baz› Kürt siyasi gruplar› da 1978 y›l›nda partileflen Apocu grubun geliflmesini durdurmak için cepheler ve güç birlikleri kurmufllard›r. Silahl› sald›r›lar yan›nda her türlü kirli propaganda ve iftiralarla PKK’nin halk içindeki geliflimini engellemeye çal›flm›fllard›r. Kürt halk›na inkârc›-sömürgeci egemen s›n›flar gibi küçümseyerek bakan, halk özgürlük e¤iliminin geliflimini sömürgeci egemenler gibi Kürdistan’›n ellerinden ç›kmas› olarak gören ve kendilerinin sol oldu¤unu iddia eden Ayd›nl›kç›lar da PKK’nin tasfiye edilmesi için her türlü sald›r› içinde olmufltur. Bu dönem ayn› zamanda MHP’nin Kürdistan illerinde örgütlenmesini gelifltirdi¤i y›llard›r. Bu nedenle Apocular MHP’nin örgütlendi¤i ve faflist terörle hâkim olmak istedi¤i Gaziantep, Urfa, Elaz›¤, Bingöl, Marafl ve Kars’ta da devlet deste¤indeki bu faflist güruhla da çat›flma içine girmifltir.


SERXWEBÛN

18 Mayıs 1977’de Haki Karer ajan provokatörlerce katledildi

ww

w.

ne t

‹lk bafllarda PKK’yi ciddiye almayan ve bu grubu kontrol edece¤ini sanan Türk devleti 1977 y›l›yla birlikte hareketi tümden tasfiye etmek için harekete geçtir. 1977 y›l›n›n 18 May›s’›nda Haki Karer’in Antep’te ajan provokatörler taraf›ndan katledilmesi, arkas›ndan grup içine s›zd›r›lan M‹T ajan› Pilot’un Önder Apo’yu ve birçok arkadafl› tutuklatmak için May›s ay› sonunda operasyon yapt›rmas› bu tasfiye karar›n›n sonucu geliflmifltir. Bu operasyon sonucunda Kemal Pir arkadafl›m›z tutuklanm›flt›r. Ayn› günlerde bir sempatizanla birlikte Örgütün bir k›s›m silahlar› yakalanm›flt›r. Önder Apo karakol kurulan evi önceden kontrol ettirdi¤inden k›l pay› bu operasyondan kurtulmufltur. 1977 y›l›nda bofla ç›kar›lan bu operasyondan sonra örgütlenmede gizlilik kadar, sald›r›lara karfl› kendini koruyan bir mücadele tarz› esas al›nm›flt›r. Türkiye’de geliflen devrimci mücadele ve sistem içi çeliflkilerin artt›¤› bu y›llar ayn› zamanda PKK’nin kendi kadrolaflmas›n›, örgütlenmesini ve mücadelesini gelifltirdi¤i y›llard›r. 1978 y›l› Aral›k ay›nda provokasyon sonucu Marafl’ta Alevi Kürtlere karfl› gerçeklefltirilen katliam ve daha sonra s›k›yönetimin ilan›, esas olarak da Kürdistan’da geliflen özgürlük mücadelesini durdurmaya yönelik kararlar ve planlamalar çerçevesinde ortaya ç›km›flt›r. Nitekim Marafl katliam›ndan sonra Kürt özgürlük hareketine karfl› sald›r›lar artarak sürmüfltür. Kürdistan’daki ve Türkiye’deki devrimci demokratik geliflmelerin birbirini besledi¤ini düflünen oligarflik devlet, 1979 y›l›yla birlikte hem Kürdistan hem de Türkiye’de devrimci demokratik güçlere karfl› sald›r›s›n› yo¤unlaflt›rm›flt›r.

O dönemde Türkiye NATO’nun Sovyetlere karfl› uç karakoludur. Bu nedenle Türkiye’deki geliflmeler NATO’yu da kayg›land›rmaktad›r. 1979’da gerçekleflen ‹ran ‹slam devriminden sonra NATO’nun tam deste¤iyle devletin Kürdistan’da geliflen özgürlük hareketini bast›rmak ve Türkiye’deki devrimci hareketi ezmek için daha sald›rgan hale geldi¤i görülmektedir. Bunun için de CHP hükümeti y›k›lm›fl, yerine Süleyman Demirel hükümeti kurulmufltur. Marafl katliam›yla birlikte tamamen PKK’nin tasfiye edilmesine yönelik hem M‹T içinde hem de ordu ve polis içinde özel birimler kurulmufltur. Kürdistan’da geliflen özgürlük mücadelesini bo¤mak için 1979-1980 y›l›nda tüm ordu ve polis harekete geçirilmifltir. Daha 12 Eylül öncesi yap›lan birçok kapsaml› operasyonla yüzlerce PKK kadrosu ve sempatizan› cezaevlerine doldurulmufltur. Türk ordusu ve polisi 1979 y›l›nda Önder Apo’yu yakalamak için birçok operasyon yapm›fl, ama sonuç alamam›flt›r. Türk devletinin bu yayg›n operasyonlar› karfl›s›nda Önder Apo 1979 yaz›nda yurtd›fl›na ç›karak Türk devletinin amac›na ulaflmas›n›n önüne geçmifltir. Bu ç›k›fl, Kürt özgürlük hareketi aç›s›ndan büyük bir tedbir olmufl, Türk devletinin tüm sald›r›lar›n› böylece bofla ç›karm›flt›r. Bu dönemde Türk devletinin ve ordunun esas kayg›s›n›n PKK’nin Kürdistan’da gösterdi¤i etkinlik oldu¤u belgelenmifltir. Bu yaz›l› belgelerde kitaplarda Cumhurbaflkan› Demirel’in Kürdistan’dan günlük bilgi ald›¤› görülmektedir. 1979 ‹ran ‹slam devriminden sonra bas›lan Amerikan elçili¤inde Türkiye Adana konsolosunun gönderdi¤i raporlar da ele geçmifltir. Bu raporda Kürdistan’da PKK ad›nda Apocular olarak bilinen bir hareketin geliflti¤i, bu hareketin tehlikeli bir hareket oldu¤u, bu nedenle takip edilmesi ve tedbirler al›nmas› gerekti¤i belirtilmifltir. Bu gerçeklik PKK’nin sadece Türkiye’yi de¤il, Türkiye’nin ba¤l› oldu¤u NATO’yu da rahats›z etti¤ini ortaya koymaktad›r. Türk devleti a¤›r sald›r›lar ve yo¤un tutuklamalarla Kürt özgürlük hareketini etkisizlefltiremeyince 12 Eylül askeri darbesi gerçeklefltirilmifltir. Bu

darbenin baflta iç ve d›fl nedenleri olsa da temel nedeni Kürdistan’da yaflanan geliflmelerdir. Türk devleti 12 Eylül öncesinde kontrgerilla faaliyetleriyle darbeye bir gerekçe haz›rlamak, Kürdistan özgürlük hareketi ve Türkiye’de geliflen devrimci demokratik hareketi ezmek için birçok provokasyon düzenlemifl, Türkiye’deki en hassas gerilim noktas› olan Alevi-Sünni olgusu üzerinden birçok provokasyon gelifltirilmifl ve yüzlerce Alevi bu provokasyonun kurban› olmufltur.

ew e. c

1 May›s 1977’de 5 yüz bin emekçinin, demokrat ve sol güçlerin kat›ld›¤› mücadele ve dayan›flma gününe sald›r›l›p onlarca insan›n katledilmesi, Türk devletinin geliflen muhalif hareketlere karfl› her türlü katliam› ve bask›y› yapaca¤›n› ortaya koymufltur.

Mart 2009

om

48

Darbeye meşruiyet kazandırılıyor

Türkiye’deki faflist cuntaya meflruiyet kazand›rmaya yönelik en büyük provokasyonlardan biri de Mehmet Ali A¤ca taraf›ndan Papa’ya karfl› yap›lan suikastt›r. Hâlâ tam ayd›nlat›lmam›fl olsa da bu provokasyonun NATO içindeki derin güçlerle Türkiye devleti içindeki derin güçlerin birlikte planlad›¤›na dair birçok belirti ve kuflku bulunmaktad›r. Papa’ya karfl› yap›lan bu suikastla Türkiye’de nas›l bir terörün bulundu¤u dünyaya gösterilmek ve böylece 12 Eylül’e meflruiyet kazand›r›lmak amaçlanm›flt›r. 12 Eylül askeri darbesi Kürdistan’da özellikle PKK’nin örgütlendi¤i ve mücadele etti¤i alanlarda tam bir faflist terör estirmifltir. On binlerce insan iflkenceden geçirilmifl, binlercesi zindanlara doldurulmufltur. PKK’nin etkisini halk›n üzerinde k›rmak için halka akla hayale gelmedik bask›lar yap›lm›flt›r. PKK’nin mücadelesinin geliflti¤i ilk yerlerden olan Hilvan halk›n›n bafl›na gelenler, getirilenler bunun somut kan›t›d›r. Zindanlarda PKK tutsaklar› üzerinde nas›l bir zulüm ve iflkence politikas› uyguland›¤› dillere destand›r. Bu dönem Özel Harp Dairesinden sorumlu olan 7. Kolordu Komutan› Kemal Yamak’t›r. Diyarbak›r zindan› için Esat Oktay’›n liderli¤inde bir iflkenceci ekip kurulmufltur. Bu ekip K›br›s’taki Özel Harp Karargâh›nda haz›rlan›p Diyarbak›r Cezaevine gönderilmifltir. Diyarbak›r Cezaevinde iflkenceyle tutsaklar piflman edilip tutsaklar flahs›nda PKK zindanlar›n betonlar›na gömülmeye çal›fl›lm›flt›r. D›-


Mart 2009

SERXWEBÛN

49 hem kendilerinin sevmedi¤i bir liderden kurtulmufl olacaklard› hem de PKK’ye sald›rman›n zemini en iyi biçimde haz›rlanacakt›.

Olof Palme derin NATO ve derin Türk devleti tarafından öldürüldü

ne te we .c om

“12 Eylül sonrası tüm Kürdistan'da işkencehanelerde, karakollarda ve zindanlarda yapılan zulüm, yarattığı acılar ve ağır sonuçlar araştırılırsa Kürdistan halkının çektiği acılar ve ödediği bedeller daha iyi anlaşılır. Zaten o yıllarda Kürdistan halkına ve tutsaklara insanlığın kabul etmeyeceği zulüm ve işkence yapıldığını hemen hemen herkes bugün kabul etmektedir” flar›da yürütülen PKK’nin ekti¤i özgürlük tohumlar›n›n kökünü kazma politikas› böyle tamamlanmak istenmifltir. Zindanda teslim olan tutsaklar flahs›nda Kürdistan halk›nda pasifikasyon derinlefltirilmek istenmifltir. 12 Eylül’le birlikte tüm Kürdistan’da ve Diyarbak›r zindan›ndaki zulmün tüm devlet yetkililerinin bilgisi dahilinde, Özel Harp Dairesinde planland›¤›na ve uyguland›¤›na dair hiçbir kuflku yoktur. Böylelikle PKK’nin öncülük etti¤i Kürdistan özgürlük hareketinin önceki isyanlarda oldu¤u gibi bast›r›laca¤› ve bunun üzerinden de eskisinden katbekat pasifakasyon yarat›laca¤› hesaplanm›flt›r. Bu pasifikasyona dayanarak örgütlenecek kapsaml› inkâr ve imha siyasetiyle Kürtlerin tümden ortadan kald›r›lmas› hedeflenmifltir. 12 Eylül yönetiminin Kürdistan halk› için planlad›¤› gelecek böyledir.

12 Eylül Kürt halkına insanlığın kabul etmeyeceği işkenceleri yaptı

ww

w.

Ancak 12 Eylülün Kürtler için öngördü¤ü ölüm ferman› karfl›s›nda PKK yurt d›fl›nda örgütlülü¤ünü koruyup gelifltirerek; zindanda ise tutsaklar direnerek cevap vermifltir. Diyarbak›r zindanlar›nda PKK kurucular› flahs›nda fedaice yap›lan direnifller sonucu, 12 Eylül cuntas› taraf›ndan kararlaflt›r›lan ve Özel Harp Dairesi taraf›ndan planlan›p uygulanan bu kök kaz›ma politikas› tersine çevrilmifltir. Kürt halk›n›n üzerinin yeniden betonlanmas› politikas›n›n bofla ç›kar›lmas› a¤›r bedeller ödenerek sa¤lanm›flt›r. 12 Eylül sonras› tüm Kürdistan’da iflkencehanelerde, karakollarda ve zindanlarda yap›lan zulüm, yaratt›¤› ac›lar ve a¤›r sonuçlar araflt›r›l›rsa Kürdistan halk›n›n çekti¤i ac›lar ve ödedi¤i bedeller daha iyi

anlafl›l›r. Zaten o y›llarda Kürdistan halk›na ve tutsaklara insanl›¤›n kabul etmeyece¤i zulüm ve iflkence yap›ld›¤›n› hemen hemen herkes bugün kabul etmektedir. Kürdistan özgürlük hareketi 12 Eylül cuntas›n›n haz›rlad›¤› inkâr ve imha politikas›na karfl› 15 A¤ustos 1984 y›l›nda gerilla mücadelesini bafllatarak cevap vermifltir. Böylece 12 Eylül cuntas›n›n Türkiye ve Kürdistan için haz›rlad›¤› en az 30 y›ll›k bask›, ezme ve susturma konsepti daha ilk bafllarda direniflle karfl›laflm›flt›r. 12 Eylül cuntas› 1983 y›l›nda seçim karar› ald›¤›nda 30 y›ll›k kapsaml› bir rehabilitasyon politikas› haz›rlam›flt›. Bununla Kürdistan üzerindeki inkâr ve imha politikas›n›n Kürtleri asimilasyonla bitirmesi amaçlanm›flt›r. 15 A¤ustos iflte böyle bir politik konsepti sekteye u¤ratm›flt›r. PKK’nin direnifli yaln›z Türkiye’deki faflist oligarflik güçleri ve kontrgerilla denilen özel savafl merkezini de¤il, NATO’yu da ürkütmüfltür. Çünkü Türkiye hâlâ Sovyetlere karfl› ileri uç karakolu rolündedir. Bu nedenle PKK’nin gelifltirdi¤i mücadelenin önü bizzat NATO taraf›ndan al›nmak istenmifltir. Bunun için bir taraftan PKK’nin içine el at›lmaya çal›fl›lm›fl, di¤er taraftan PKK’yi hem Ortado¤u hem de dünyada bast›rman›n planlar› ve bunun meflruiyet zemini yarat›lmaya çal›fl›lm›flt›r. 1985 y›l›nda ‹sveç baflbakan› Olof Palme’ye yönelik suikast, PKK’yi tasfiye etmek için NATO taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir. PKK’nin tasfiyesine meflruiyet kazand›rmak için bundan daha iyi bir hedef bulunamazd›. Çünkü Olof Palme bir Kürt dostuydu ve Kürtler taraf›ndan seviliyordu. Öte yandan sadece ‹sveç’te de¤il, tüm Avrupa ve dünyada sevilen bir sosyal demokrat liderdi. NATO bu cinayetle

E¤er o dönemde Olof Palme cinayeti üzerinden PKK etraf›nda kaynat›lan cad› kazan› hat›rlan›rsa, bu cinayetin amac› da daha iyi anlafl›l›r. Hiçbir ipucu olmad›¤› halde her f›rsatta PKK’nin ismi ortaya at›lm›flt›r. Bu ismi ortaya atanlar dolayl› ya da dolays›z bu cinayetin karar vericileridir. Asl›nda bu cinayet çerçevesinde PKK’ye karfl› sald›r›lar sonuç al›nana kadar sürdürülecekti. Ancak Sovyetlerin da¤›lmas›yla birlikte derin NATO bu plan üzerinde duracak f›rsat ya da zemin bulamam›flt›r. Daha do¤rusu tüm çabalara ra¤men en ufak bir ipucu bulamay›nca PKK hakk›ndaki karalamalar inand›r›c›l›¤›n› kaybetmifltir. Olof Palme cinayetiyle bir sonuç al›nmam›fl olsa da PKK’nin içine NATO ve Avrupa’n›n müdahalesi devam etmifltir. Avrupa’da PKK yöneticileri tutuklan›rken, örgütü bölmek için baz› kifliler k›flk›rt›lm›flt›r. Ne var ki Avrupa’da örgütü ele geçirme giriflimlerine en sert tutumu Avrupa’daki Kürdistanl›lar göstermifltir. Avrupa da örgüt içine yönelik faaliyetler yan›nda Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de de örgüt içine el atma çal›flmalar› yürütülmüfltür. Mehmet fiener ve ailesine el at›lmas› ve örgüt içinde parçalanma yaratma giriflimleri de NATO ve Türk derin devleti faaliyetleri ba¤lam›nda ortaya ç›km›flt›r. Türkiye, Kürdistan özgürlük hareketine karfl› d›fl güçlerin deste¤ini almas›na ra¤men, PKK’nin öncülük etti¤i mücadeleyi durduramam›flt›r. Turgut Özal hükümeti taraf›ndan 1987 y›l›nda psikolojik savafl yöntemlerinin devreye sokulmas›, koruculuk ve Özel Hareket Dairesi gibi sald›r› güçlerinin oluflturulmas›, Kürt halk›n›n Özgürlük hareketi etraf›nda birleflmesini engelleyememifltir. 1990 Newroz’unda geliflen büyük serh›ldanlar, Türk devletinin 70 y›ld›r izledi¤i politikan›n baflar›s›zl›¤›n› aç›kça göstermifltir. Art›k Kürdistan’›n tüm fle-


Mart 2009

SERXWEBÛN

50

ww

w.

ne t

Türk devleti her türlü bask› yöntemini uygulam›fl, ama halk›n Kürdistan’daki ve metropollerdeki aya¤a kalk›fl› ve örgütlenmesinin önüne geçememifltir. Ne operasyonlar gerillan›n büyümesini engellemifl, ne de her türlü bask› ve baflta Newrozlar da olmak üzere serh›ldanlarda halk›n üzerine atefl aç›l›p yüzlerce insan›n ölmesi Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini geriletmifltir. Her türlü iflkence ve zulmü uygulamaya imkân veren en gerici yasalar bile Kürdistan halk›n›n özgürlük mücadelesini bast›rmaya yetmemifltir. Bu nedenle Kürdistan özgürlük mücadelesini bast›rmada kendilerini anayasa ve hukukla s›n›rlamayacak yeni bir sald›r› konsepti benimsemifllerdir. Çünkü her türlü faflizan bask› ve zulme imkân veren 1982 Anayasas› ve di¤er tüm yasalar sonuna kadar uygulanmas›na ra¤men Kürt halk› sindirilememifltir. Daha sonra binlerce faili meçhul cinayet ve binlerce köyün yak›l›p y›k›l›p zoraki göçe tabi tutulmas›yla bilinen böyle bir karanl›k ve insanl›k d›fl› döneme neden ihtiyaç duyulmufltur? Bu anlafl›lmadan Kürdistan’da uygulanan kirli özel savafl› ve dünyada görülmemifl psikolojik savafl yöntemlerini anlamak mümkün de¤ildir. Böyle bir kirli savafla yol açan gerçek, Türkiye’nin Kürt halk›na karfl› uygulad›¤› inkâr ve imha sisteminin dünyan›n hiçbir yerinde görülmeyecek kadar haks›z, buna karfl› Kürt halk›n›n yürüttü¤ü mücadelenin ise dünyan›n hiçbir yerinde ve mücadelesinde olma-

nu her türlü yöntemle bast›rma karar› ald›¤›ndan, Turgut Özal devlete hâkim mevcut zihniyetin d›fl›na ç›kma e¤ilimini can›yla ödemifltir. 1993 konsepti denen zihniyet ve uygulamalar›n ne anlama geldi¤ini bu olaydan daha iyi anlatacak baflka bir örnek bulunamaz. Çok haks›z bir politika çok hakl› bir dava karfl›s›nda ancak bu yöntemlerle sonuç almay› düflünebilirdi. Nitekim 1992 y›l›ndan sonraki tüm uygulamalar esas olarak hukuk d›fl› ve hiçbir yasal dayana¤› olmayan güçler taraf›ndan yürütülmüfltür. Bu ortamda yasal olarak gözüken tüm kurumlar da bu yasad›fl› konseptin içinde aktif bir biçimde yer alm›fllard›r. Çünkü bunlar› denetleyecek hiçbir yasa ve merci yoktur. PKK’nin öncülük etti¤i mücadeleyi tasfiye etmede her fleyi hak olarak görmüfllerdir. Amaca ulaflmak için her yol mubaht›r anlay›fl›n›n en çirkin örne¤ini Kürdistan halk›na karfl› uygulanan bu konseptte görmek mümkündür.

om

Tüm baskılara rağmen Kürt halkının ayaklanması önlenememiştir

yacak kadar hakl› bir mücadele olmas›d›r. Dünyada bir halk›n kimli¤inin, dilinin, kültürünün bu düzeyde inkâr edilip bask› uyguland›¤› baflka bir ülke yoktur. Günümüz dünyas›nda inkârc›l›¤›n bu düzeyde gerçeklefltirilmesinin meflru görülmesi ve hukuk normlar› içinde sürdürülmesi çok zordur. Bir halk›n ise böyle bir inkârc›l›¤› kabul etmesi düflünülemez. E¤er bir halk ulusal varl›¤›n›n bilincine var›rsa, böyle bir inkârc›l›¤› ortadan kald›rmak için sonuna kadar mücadele eder. Nitekim Kürt halk› 1990’l› y›llarda her türlü bask› ve zulme ra¤men aya¤a kalkm›fl, ulusal demokratik taleplerini dillendirmifltir. ‹nkârc› sömürgeci Türk devleti 1992 y›l›nda hukuk d›fl› her türlü yöntemle Özgürlük hareketini bast›rma yolunu tercih etmifl; 1993 y›l›nda ise devletin tüm yetkililerini böyle bir kirli savafla ortak etmifltir. Bu öyle bir kirli savafl karar›d›r ki Kürt sorununda biraz yumuflama gösteren Türkiye Cumhurbaflkan› Özal’›n yaflam›na mal olmufltur. Asl›nda Özal 15 A¤ustos 1984 at›l›m› karfl›s›nda ilk önce bast›rma politikas› izlemifltir. Ola¤an Üstü Hal, OHAL valili¤i, koruculuk, Özel Harekât Gücü gibi birçok kararla Kürdistan özgürlük hareketini bast›rmay› denemifltir. Ancak bu mücadele içinde Kürt sorununun böyle bast›r›lamayaca¤› ve siyasal yollarla bir çözüm bulunmas› kanaatine varm›flt›r. Nitekim cumhurbaflkanl›¤› döneminde çözüm aray›fllar› içine girmifltir. Ancak genelkurmay merkezli devlet karargâh›, klasik inkârc› zihniyetle Kürt sorunu-

ew e. c

hir ve kasabalar›, hatta köyleri boydan boya süreklileflen serh›ldanlara sahne olmufltur. Kürt halk› kendi kafas›ndaki karakollar› da, a¤a ve beylerin ayak ba¤› olan otoritelerini de ,devletin bask› ve zulümle yaratt›¤› korkular› da y›karak bir dirilifl devrimi gerçeklefltirmifltir. Kürt kad›n› da, yafll›s› da, genci de, çocu¤u da tümüyle özgürlü¤ü için aya¤a kalkm›flt›r. Bu durum, inkârc› Türk devletinin yeni bask› politikalar›n› devreye sokmas›n› beraberinde getirmifltir.

J

T

E

M

C

JİTEM’e bir cinayet örgütü demek daha doğrudur

Bu kirli savafl ise ordu içinde örgütlü Özel Harp Dairesi taraf›ndan yürütülmüfltür. Bu Özel Harp Dairesi de sadece Kürdistan için örgütlenmifl, hiçbir yasal dayana¤› olmayan yeni bir istihbarat örgütü kurmufltur. J‹TEM denilen Jandarma ‹stihbarat Örgütü bu konsept gere¤i kurulmufltur. J‹TEM’e bir istihbarat örgütü demekten çok, bir cinayet örgütü demek daha do¤rudur.

L

E

R


Mart 2009

SERXWEBÛN bile bu özel savaflç›lar›n iste¤i do¤rultusunda belirlenmifltir.

Ergenekon her türlü kirli savaş yöntemini kullanmıştır

¤› ve buna dayanan dokunulmazl›¤› elde etmifllerdir. Art›k hiçbir kanun, hiçbir kurum, hiçbir yetki onlar›n üstünde de¤ildir. Türkiye için en iyi fleyleri onlar yapm›fllard›r. Bu nedenle de Türkiye için en iyi fleyleri de onlar düflünür ve onlar yaparlar. Kirli savafl›n ortaya ç›kard›¤› toplulu¤un konumu ve kendine biçti¤i rol böyledir.

ne te we .c om

Baflta ordu içinde olmak üzere birçok alanda örgütlenmifl gayri nizami harp yapacak Özel Harp Dairesi vard›r. Bu tür örgütlenmelere uluslararas› alanda kontrgerilla denilmektedir. Türkiye’de böyle bir örgütlenme Teflkilat-› Mahsusa’dan beri bulunmakla beraber, 1952 y›l›nda ABD deste¤i ile ordu içinde Genelkurmaya ba¤l› olarak yeniden organize edilmifltir. Esas olarak da NATO’nun uç karakolu olan Türkiye’de siyasi otoriteyi ve rejimi sarsacak güçlere karfl› kullan›lacak bir güç olarak örgütlendirilmifltir. Bu güç 1950’li, 60’l› ve 70’li y›llarda esas olarak sol ve sosyalist güçlere karfl› kullan›lm›flt›r. Zaten Türkiye cumhuriyeti içinde Kürtlere karfl› her türlü bask› ve zulmü uygulamak bir gelenek olarak vard›r. Uluslararas› güçler de 20. yüzy›l boyunca Kürtlere karfl› uygulanan tüm politikalara göz yummufltur. Nitekim bu Özel Harp Dairesi PKK’nin öncülük etti¤i özgürlük mücadelesine karfl› 1978 y›l›ndan sonra kullan›lmaya bafllanm›flt›r. 12 Eylül’den sonra da Özel Harp Dairesi a¤›rl›kl› olarak PKK’ye karfl› kullan›lm›flt›r. Diyarbak›r zindanlar›ndaki iflkence ve zulüm düzeni tamamen bu gücün eserdir. 12 Eylül’de sol zaten ezilmifltir. Reel sosyalizmin da¤›lmas›yla birlikte bu Özel Harp Dairesi -daha sonra derin devlet denilen oluflum- esas olarak PKK’ye karfl› kullan›lm›flt›r. 1992 y›l›nda bafllayan, 1993 y›l›nda tam bir kirli savafl konseptine dönüflen politikan›n uygulamalar› bu güç taraf›ndan yap›lm›flt›r. Kürdistan’daki kirli savafl› yöneten esas güç de bunlar olmufltur. Bunlar›n uygulamalar› da o dönem iflleyen ve devlet taraf›ndan onaylanan yasalar haline gelmifltir. Cumhurbaflkan› Demirel’in “bazen rutinin d›fl›na ç›k›lm›fl” dedi¤i fleyler, o dönemde as›l yasa ve uygulamalar olmufltur. O dönemde askeri de, polisi de, savc›s› da, yarg›c› da, bas›n› da, her türlü idari kurumlar da bu özel savafl yönetiminin emrinde olmufltur. Hatta o dönemin futbol federasyonu da bu kirli özel savafl karargâh›n›n emrinde çal›flm›flt›r. Kim flampiyon olacak kim düflecek bunlar

51

ww

w.

‹nsan haklar› örgütleri Kürdistan’daki kirli savaflla ilgili yapt›klar› araflt›rma ve yazd›klar› raporlarda Kürdistan’daki cinayetlerin ve her türlü insan haklar› ihlalinin Kürt sorununun çözümsüzlü¤ünden kaynakland›¤›n›, PKK’nin yürüttü¤ü bu mücadeleyi bast›rmak için de her türlü insan haklar› ihlalleri yap›ld›¤›n› aç›kça ifade etmifllerdir. Dolay›s›yla Ergenekon gibi oluflumlar da esas olarak PKK’nin öncülük etti¤i Kürdistan özgürlük hareketini ezmek için her türlü kirli savafl yöntemini kullanm›flt›r. Nitekim Türkiye 1990’l› y›llarda ekonomiden sanata kadar her türlü imkân›n› PKK’nin öncülük etti¤i Kürdistan özgürlük hareketini ezmeye harcam›flt›r. Çok haks›z bir savafl›n yürütülmesi her fleyden önce de ahlak› tüketmifltir. Bir bütün olarak toplumun ahlak›n›n, kültürünün çürütüldü¤ü bir ülkede bu savafl› yürütenlerin ahlaks›zl›¤› ve çürümesi, tüm ahlaks›zl›klar ve çürümelerin toplam› kadar insan soyuna düflman bir grup ortaya ç›karm›flt›r. Ne var ki milliyetçili¤in flahland›r›ld›¤›, flovenizmin gözleri kör etti¤i Türkiye’de iyi olan kötü, kötü de iyi hale getirildi¤inden bu caniler toplulu¤u kahramanlar olarak görülmüfltür. PKK, Demirel’in belirtti¤i gibi “Türk tarihi aç›s›ndan bin y›l içindeki en büyük bela” olarak görülünce, PKK’ye karfl› kirli savafl yürütenler dokunulmazl›k kazanm›fl kahramanlar haline gelmifltir. “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye karfl›lanan bu kiflilerin gitti¤i her yerde kap›lar ard›na kadar aç›lm›fl, yapt›klar› sorgulanamaz olmufltur. Bu dönemde b›rakal›m PKK’ye karfl› kirli savafl yürütenleri, Apo ve PKK düflmanl›¤› yapanlar ekonomik, sosyal ve siyasi rant elde etmifllerdir. Bu dönemde Apo rant›, PKK rant› denen böyle bir savafl rant› ortaya ç›km›flt›r. Kirli savafl› yöneten, yürüten Özel Harpçiler ve J‹TEM’ciler ise Türkiye koflullar›nda rantlar›n en büyü¤ü olan kahramanl›-

Kürdistan’da tam anlamıyla bir suç imparatorluğu kurulmuştu

Suyu kurutup bal›¤› öldürme anlay›fl›yla PKK’yi tasfiye etmek için Kürdistan’da binlerce köyü yak›p y›kan, binlerce insan› öldüren, öldürten, her türlü insanl›k d›fl› eylemlili¤i yapma özgürlü¤ünü kendinde görenlerin daha a盤a ç›kmam›fl ve neler neler yapt›klar›n› söylemeye bile gerek yoktur. ‹tirafç› bir J‹TEM tetikçisi Susurluk komisyonuna verdi¤i raporda ‘PKK ile iliflkili oldu¤u düflünülen herkesi öldürme emri alm›flt›k, bu yetkiyle PKK ile iliflkili oldu¤unu düflündü¤ümüz herkes öldürülürdü’ diyerek Kürt halk›n›n nas›l bir cinayet flebekesiyle karfl› karfl›ya kalm›fl oldu¤unu göstermektedir. Ölüm ve köy yakma kesin somut sonuçlar oldu¤u için bilinmektedir. Dolay›s›yla bilinmeyenlerin bunun katbekat fazlas› oldu¤u aç›kt›r. Bu yönüyle Kürt halk Önderinin esaret alt›na al›nd›¤› ve gerillan›n s›n›r d›fl›na çekildi¤i 1999 y›l› sonlar›na kadar Kürdistan’da tam anlam›yla bir suç imparatorlu¤u kurulmufl ve akla hayale gelmedik her türlü suç ifllenmifltir. Kürdistan’da neler yap›ld›¤›n› “bin operasyon yapt›k” diyen Mehmet A¤ar çok özlü ifade etmifltir. Yine Susurluk san›¤› Ayhan Yorulmaz aç›kça “bin cinayet iflledik” demektedir. Mehmet A¤ar, birçok konuflmas›nda “o dönemin koflullar› farkl›yd›, ülke bölünmek üzereydi, bu nedenle bu tür yöntemler uygulanmak zorunda kal›nd›; ancak durum de¤iflti, terörü gerilettik ve bölünme tehlikesini ortadan kald›rd›k, bu nedenle eski yöntemlere gerek yoktur” demifltir. Mehmet A¤ar bu de¤erlendirmelerle “vatan bölünüyordu, bu nedenle baflka çaremiz kalmam›flt›, her yolu deneyerek vatan› kurtarmak zorundayd›k” diyerek yapt›klar›n› gerekçelendiri-


SERXWEBÛN

Derin devlet Türkiye’de kirlenme ve çürüme yaratmıştır

ww

w.

ne t

Kürt Halk Önderinin esaret alt›na al›nmas› ve savafl›n durdurulmas›ndan sonra özel harpçiler bu savafl› bu defa baflka biçimde sürdürme ve Kürt özgürlük hareketini tümden bitirmeyi hedeflemifllerdir. ‹mral› sistemini bu nedenle kendi kontrolleri alt›nda tutmufllard›r. Kürt Halk Önderi gerillan›n Türkiye s›n›rlar› d›fl›na ç›kar›lmas›n› bir çözüm için düflünürken, bunlar sürece yayarak mücadeleyi bitirme konsepti içinde hareket etmifllerdir. Bu dönemde Önder Apo ile zaman zaman görüflerek yumuflak mesajlar vermifllerdir. Önder Apo samimi olup olmad›klar›n› sormufl “e¤er çözümden yana olursan›z bunda rolümü oynar›m, ama bunu bir oyalama ve aldatma olarak kullan›rsan›z bundan herkes zarar görür ve sonuçlar›na da katlan›rs›n›z” biçiminde uyar›lar yapm›flt›r. Bu dönemde Kürt Halk Önderi devlet içinde baz› güçlerin bu savafl›n Türkiye’de baflta devlet içinde olmak üzere bir kirlenme ve çürütme yaratt›¤›n› gördüklerini, bunlar›n ordu içinde oldu¤unu da belirtmifltir. Bu çürümeyi ortadan kald›rmak, demokratik ve temiz bir Türkiye’yi yaratmak için “bu sorunu makul bir flekilde çözelim” demifltir. Türkiye’de Kürt halk›na karfl› yürütülen savafl›n büyük bir çürüme yaratt›¤›n› devlet ve ordu içinde çeteleflenler

oldu¤unu her f›rsatta hat›rlatm›flt›r. Bu konuda “gelin bu sorunu çözelim, Türkiye’de ortaya ç›kan kirlilikleri de ortadan kald›ral›m” ça¤›r›s›n› avukatlar› arac›l›¤›yla sürekli yapm›flt›r. Türk devleti ve ‹mral› sistemini kontrol eden derin devlet, PKK’nin silahl› güçlerini s›n›r d›fl›na çekmesini ve çok makul taleplerle bu sorunu çözün demesini bir zay›fl›k olarak de¤erlendirmifltir. PKK makul çözüm projeleri içeren ondan fazla deklarasyon yay›nlam›flt›r. Önder Apo’nun çözüm arzusu ve PKK’nin buna uymas› ise istismar edilmifltir. Kendilerine göre rehin tuttuklar› Önderlik eliyle PKK’yi tasfiye edeceklerini sanm›fllard›r. Önder Apo da PKK de bunu görmüfl, devleti, orduyu ve tüm yetkili makamlar› bu yaklafl›m› b›rakmalar› konusunda onlarca defa uyarm›flt›r. Bunlar kamuoyuna aç›k yap›ld›¤›ndan Kürt sorunuyla ilgili tüm çevrelerce durumun böyle oldu¤u bilinmektedir. Türk devleti ve ordusu bu dönemde sorunu çözmedi¤i gibi, Kürt halk›n›n örgütlenmesini ve mücadelesini engellemek için birçok karar alm›fl ve uygulamaya geçirmifltir. Sosyal, kültürel ve psikolojik tedbirler ad› alt›nda yüzden fazla madde içeren bir program› yürürlü¤e koymufllard›r. Bu dönemde J‹TEM de bofl durmam›fl, ajan ve muhbir a¤›n› gelifltirme faaliyeti yürütmüfltür. Özellikle gerilla üslenme alanlar›na yak›n yerlerde HADEP’in dahi örgütlenmesine izin verilmemifltir. Kürt demokratik siyasetinin bask› alt›nda tutma politikas› bu y›llarda da sürdürülmüfltür. Ebubekir Deniz ve Serdar Dan›fl’›n katledilmesi gibi olaylar bu politikan›n sonucu olarak gerçekleflmifltir. Kürdistan’da ifllenen cinayetlerin ço¤unlu¤u 1999 y›l›na kadar gerçekleflmifl olsa da 1999 y›l›ndan sonra da birçok cinayet ifllenmifl, yurtseverler üzerinde çok boyutlu bask› yürütülmüfltür. 1999 A¤ustos’unda PKK’nin tek tarafl› ateflkes yapmas›n›n ortaya ç›kard›¤› siyasi ortamda AKP’nin hükümet olmas›n›n önü aç›lm›flt›r. 2001 y›l›nda Ecevit hükümeti döneminde bir devalüasyonla o güne kadar biriken kirli savafl›n yükü emekçi halk üzerine y›k›lm›flt›r. Çünkü savafl›n sürdü¤ü or-

tamda böyle bir devüliasyonla ekonomik deprem yaratmak, yürütülen kirli savafl›n sosyal deste¤inde ciddi s›k›nt›lar yaratabilirdi. AKP, savafl›n faturas›n›n emekçilerin s›rt›na yüklendi¤i bu dönemde Türkiye halk›n›n bar›fl ve demokrasi özlemlerini de sömürerek 2002 y›l›nda hükümet olmufltur. AKP, demokrasi söylemiyle Kürt halk›n›n demokratik taleplerini sistem içilefltirme rolü üstlenen bir parti olarak da görülmelidir. Nitekim hükümet olduktan sonra AKP, Kürt sorunu karfl›s›nda tamamen inkârc› imha sisteminin öngördü¤ü biçimde hareket edecektir. 2003 y›l›nda Baflbakan Erdo¤an’a Kürt sorunu soruldu¤unda “düflünmezseniz böyle bir sorun da olmaz” demifltir.

ew e. c

yordu. Bilindi¤i gibi Mehmet A¤ar bir zamanlar gitti¤i her yerde büyük bir vatan kurtar›c›s› olarak karfl›lanm›flt›r. Kürdistan özgürlük hareketine karfl› kirli savafl yürüten bu güçler, Önderli¤in esaretiyle birlikte kendilerini vatan kurtaran güçler olarak görmüfllerdir. Savafl içinde kazand›klar› dokunulmazl›k ve kahramanl›¤›n ödülü olarak ayr›cal›kl› bir yaflam içinde olmay› kendilerine hak saym›fllard›r. 1999 y›l›ndan sonra da bu savafl içinde yer alanlar vatan kurtarm›fl bir savafl›n siper arkadafllar› gibi iliflkilerini sürdürmüfllerdir. PKK’ye karfl› yürütülen savafl›n ortaya ç›kard›¤› ayr›cal›kl› bir topluluk olarak bu konumlar›n› yaflam›n her alan›nda sürdürmeye çal›flm›fllard›r.

Mart 2009

om

52

JİTEM’in kirli savaş yöntemleri hâlâ devam etmektedir

Türk devleti ve AKP hükümeti, 2001 y›l›ndaki ikiz kulelerin vurulmas›ndan sonra ABD’nin benimsedi¤i yeni terörizme karfl› mücadele konseptinden yararlanmak istemifltir. Bu nedenle sorunu çözmek yerine ABD deste¤iyle bu sorunu bast›rmay› hesaplam›flt›r. Öte yandan ABD’nin Irak’a müdahale döneminde kullanmak istedi¤i AKP hükümeti, bu konumunu PKK’nin tasfiyesi için de kullanmay› düflünmüfltür. AKP, PKK’nin tüm uyar›lar›na ra¤men bir taraftan izledi¤i politikalar, di¤er taraftan yürütülen askeri operasyonlarla klasik inkâr ve imha politikas›n›n yürütücüsü olunca, gerilla varl›¤›n› sürdürmek için 1 Haziran 2004’te yeniden meflru savunma direnifli içine girmifltir. Türk devleti ilk önce bu direnifli k›sa sürede bast›raca¤›n› düflünmüfltür. Topra¤a gömülen savafl baltalar› bir daha d›flar› ç›kar›lamaz anlay›fl›yla hareket etmifltir. Türk devleti ve hükümetinin hesaplar›na göre PKK yeniden mücadeleye geçemez, böyle bir hamle yapmak istese de k›sa sürede bast›r›labilirdi. Bu nedenle askeri operasyonlar yo¤unlaflt›r›lm›flt›r. Gözalt› ve tutuklamalar artt›r›lm›flt›r. Bunlar›n yan›nda Özel Harp Dairesinin Kürdistan’daki örgütlenmeleri ve J‹TEM harekete geçerek kirli savafl yöntemlerini yeniden devre-


Mart 2009

SERXWEBÛN

53 t›r›lmakta, bu da demokratikleflmenin geliflmesini önlemektedir. Bu nedenle halk›n demokrasi özlemlerine karfl› zora dayal› biçimde yap›lan bu müdahalenin ve bu örgütlenmelerin a盤a ç›kar›l›p da¤›t›lmas› istenmifltir. Hiçbir hukuka ba¤l› olmayan örgütlenmeler ve suç iflleyenler yarg›lanmadan Türkiye’nin demokratikleflmeyece¤inin alt› çizilmifltir. PKK’nin o tarihlerdeki yay›n organlar› ve yap›lan aç›klamalar, bu yönlü çarp›c› de¤erlendirmelerle doludur. PKK ve Kürt demokratik hareketi fiemdinli’nin a盤a ç›kar›lmas› için ›srar ederken, hükümet Genelkurmay›n dayatmas›yla bu iflin üzerine gitmekten vazgeçmifltir.

ne te we .c om

“Şemdinli olayı sırasında PKK yetkili kurumları, yöneticiler ve yayın organları Şemdinli olayının üzerine gidilmesi için açıklamalar yapmışlardır. Bu konuda hükümetin ve yetkililerin harekete geçmesini istemişlerdir. Bu olayın üzerine gidilmez ve derin devlet denen kirli işler imparatorluğu açığa çıkarılmazsa Türkiye'de her türlü demokrasi ve hukuk devletinin demagojiden ibaret olacağı vurgulanmıştır” ye sokmufltur. 2005 y›l›nda faili meçhul cinayetler, yurtsever Kürtlerin iflyerlerinin bombalanmas›, ajanlaflt›rma faaliyetleri, gözalt›nda iflkenceler artm›flt›r. AKP hükümeti o güne kadar yok sayd›¤› Kürt sorununun kendisini zorlamaya bafllad›¤›n› ve iktidar›n› sarsaca¤›n› görmüfltür. Ya demokrasi söyleminin gere¤i bir fleyler yapacakt› ya da tümden devletin inkâr ve bast›rma politikas›n›n uygulay›c›s› haline gelecekti. Hükümet arac›larla bu sorunla ilgilenece¤i biçiminde haberler gönderince, Kürdistan özgürlük hareketi de bu konuda sorunun çözülmesinden yana oldu¤unu ve iyi niyetini göstermek için bir ay eylemsizlik karar› ald›. AKP hükümetinin neler yapaca¤› izlenmeye çal›fl›ld›. Baflbakan Erdo¤an Amed’te Kürt sorununun varl›¤›ndan söz etti, geçmiflte hatalar yap›lm›fl oldu¤unu belirtti. PKK bunun karfl›s›nda yasal ve pratik ad›mlar at›lmas›n› bekledi¤ini, olumlu ve samimi ad›mlar görülürse bunlar›n desteklenece¤ini belirtti ve uyar›larda da bulundu.

w.

Şemdinli’de halk derin devletin kirli savaşın yürütücülerini ele geçirdi

ç›km›flt›. Ne var ki Kürdistan halk› bir daha safl›¤›n›n ve duygusall›¤›n›n kurban› olmufltur. Halk›n yakalad›¤› canilere Genelkurmay baflkan› ‘iyi çocuklar’ diyerek sahip ç›km›fl, fiemdinli iddianamesini haz›rlayan savc› hükümet taraf›ndan görevden al›nm›flt›r. Osmanl› isyanlar›nda oldu¤u gibi savc›n›n kellesi Genelkurmay›n önüne at›lm›flt›r. ‘Vatan›n ve milletin bölünmezli¤i için çal›flanlar› yarg›layamazs›n›z’ diyerek hükümet derin devletin Kürtlere karfl› uygulad›¤› politikan›n savunucusu haline getirilmifltir. Yakalanan iki astsubay ve ona emir verenler J‹TEM’ciydiler. Ali Kaya denilen J‹TEM’ci 1990’l› y›llarda Kürdistan’da yürütülen kirli savafl döneminde cinayetlere kat›lan bir askerdir. Özcan ‹ldeniz ise Hakkari bölgesinin kirli savafl ekibi içinde yer almaktad›r. Suçüstü yakalanan bu astsubaylar do¤ru dürüst yarg›lan›p, bunlara emri verenler ortaya ç›kar›lsayd› Türkiye’de çok fley de¤iflecekti. Türkiye halk›n›n demokratik taleplerini zorla bast›ranlar›n etkisizlefltirilmesi, demokrasinin önünü açar, bu da Kürt sorununun demokratik çözümünü beraberinde getirirdi. Ne var ki hükümet böyle bir irade göstermemifltir. fiemdinli olay› s›ras›nda PKK yetkili kurumlar›, yöneticiler ve yay›n organlar› fiemdinli olay›n›n üzerine gidilmesi için aç›klamalar ve de¤erlendirmeler yapm›fllard›r. Bu konuda hükümetin ve yetkililerin harekete geçmesini istemifllerdir. Bu olay›n üzerine gidilmez ve derin devlet denen kirli ifller imparatorlu¤u a盤a ç›kar›lmazsa Türkiye’de her türlü demokrasi ve hukuk devletinin demagojiden ibaret olaca¤› vurgulanm›flt›r. Çünkü Türkiye’de flimdiye kadar halk›n talepleri ve demokratik güçler, hukuk ve siyaset d›fl› yöntemlerle, zorla bas-

ww

2005 y›l›nda iyice yo¤unlaflan kirli savafl uygulamalar›n› yapanlar 9 Kas›m’da fiemdinli’de halk taraf›ndan ele geçirildi. Kürdistanl›lar fiemdinli ve Yüksekova’da bu kirli savaflç›lar› lanetlemek için aya¤a kalkt›lar. Halka sald›r›l›p iki yurtsever katledilmesine ra¤men geliflen serh›ldanlar durdurulamad›. Ne zamanki Baflbakan Erdo¤an “bu iflin sonuna kadar gidece¤iz” dedi, o zaman halk serh›ldana ara verdi. E¤er baflbakan bu aç›klamalar› yapmasayd› Kürdistan boydan boya serh›ldan alan› haline gelerek sürecekti. O süreçte Kürdistan halk›nda bu yönlü duygular yüksek bir düzeye

Şemdinli’deki çeteyi halkın kahramanca tutumu ortaya çıkardı

Önder Apo 30.11.2005 tarihinde avukatlarla yapt›¤› görüflmede: “fiemdinli’deki çeteyi halk›n kahramanca tutumu ortaya ç›kard›. fiemdinli halk›n›n tutumunu önemsiyorum. Bir kez daha Kürt halk› tavr›n› demokrasiden yana ortaya koymufltur. Kimin fliddetten ve çözümsüzlükten yana, kimin demokrasi, bar›fl ve çözümden yana oldu¤u bu vesileyle aç›kça ortaya ç›km›flt›r. Burada önemli olan husus, alt›n› çizerek söylüyorum, fludur: Kürt halk› devlete yönelmemifl, sald›rmam›flt›r. Halk o psikoloji içinde galeyana gelerek devlet kurumlar›na yönelebilirdi. Fakat fliddete de¤il demokrasiye yönelmifltir. Tepkisini devlete de¤il, savafl ve çözümsüzlük isteyen çetelere karfl› ortaya koymufltur. Halk çeteyi linç edebilirdi. Ama bunu yapmam›fl, yakalay›p adli makamlara teslim etmifl, tepkisini demokratik bir seviyede tutmufltur. ‹flte demokratik toplum tavr›n› bu flekilde ortaya koyar. fiemdinli olay› göstermifltir ki, devlet içindeki çeteler sadece Kürt halk›na yönelmemifltir, devlet kurumlar›na da yönelmifltir. Gazeteden okudu¤uma göre, Silopi Savc›l›¤›’na da bomba atm›fllar. Bu çeteler bize, devlete, herkese zarar veriyor. Bu olay vesilesiyle ordu içindeki bir kesimin tasfiye edilece¤i kesindir, ama bunun ne dereceye


SERXWEBÛN

Kontr gerilla faaliyetleri sınırlanmadan Türkiye’de demokratikleşme gerçekleşemez

ww

w.

ne t

2005 Aral›k ay› Serxwebun say›s›nda da fiemdinli olay› ile ilgili flu de¤erlendirme yap›lm›flt›r. “Bu olaylar›n derin devlet olan özel savafl ayg›t› taraf›ndan planland›¤›, fiemdinli’de yakalanan taksideki belgelerle kan›tlanm›flt›r. Takside ç›kan belgelerde özel savafl›n fiemdinli, Hakkari ve Gever’deki elemanlar›n›n sürekli toplant›lar yaparak kimlere karfl› nas›l tutum tak›n›lmas› gerekti¤inin planland›¤› ve uygulamaya geçildi¤i görülmektedir. Ele geçen belgelerde fiemdinli, Gever ve Hakkari’deki yurtseverlerin, devlet yanl›lar›n›n, devlet karfl›tlar›n›n hepsinin listesi yap›lm›fl. Kimlerin mücadeleye ne kadar sempati duydu¤u, sempatinin düzeyinin ne oldu¤u tespit edilerek özellikle özgürlük hareketine yak›n çevrelerin tasfiye edilmesi planlamaya al›nm›flt›r. fiu aç›kt›r; Kürt sorunu çözülmedi¤i ve Türkiye’de demokratikleflme yerleflmedi¤i sürece, Türkiye Kürt sorununa karfl› özel savafl yöntemleriyle sindirme politikas›n› izleyecektir. Resmi ordu ve polislerle yürütülen mücadele Kürt halk›na karfl› yürütülen özel savafl›n görünen yüzüdür. A¤›rl›kl› yönünün ise bu tür gizli merkezlerde yürütüldü¤ünü söylemek mümkündür. Kontra faaliyetleri ve özel savafl yöntemleri ortadan kalkt›¤› takdirde Türkiye Kürt sorununu çözme zorunlulu¤uyla karfl› karfl›ya gelecektir. Çünkü resmi ordu ve polisiyle Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini s›n›rlamas›, etkisizlefltirmesi mümkün de¤ildir. Bu tür güçlerin her fleyi yapma imkân› yoktur. Ne kadar bask› uygulasalar da

sald›r› yapsalar da bunun bir s›n›r› vard›r. Kürt halk› mücadelesiyle devletin resmi ordu ve polis güçlerinin sald›r›lar›n›n bofla ç›kartarak, demokratik mücadeleyi yükseltecek bir güce ve kararl›l›¤a sahiptir. Bu aç›dan fiemdinli’de kontr-gerillalar›n ortaya ç›kar›lmas› Türkiye’nin demokratikleflmesi aç›s›ndan önemli bir olay oldu¤u gibi Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesini demokratik çerçevede yürütmesi aç›s›ndan da önemli düzeydeki bir engelin belli düzeyde s›n›rland›r›lmas› anlam›na gelmektedir. fiunu rahatl›kla belirtebiliriz; Türkiye’de kont gerilla faaliyetleri s›n›rlanmadan, demokratikleflmeyi gerçeklefltirmek mümkün de¤ildir. Çünkü demokratik dinamikler böyle etkisizlefltirilmektedir. Demokratik güçlerle, resmi devlet güçleri aras›ndaki demokratikleflme mücadelesi diyalekti¤i kontr-gerilla faaliyetleri taraf›ndan bozulmakta, dolay›s›yla demokratik geliflimin önü al›nmaktad›r. Bu güçler devre d›fl› kald›¤›nda demokratik güçlerle devlet aras›nda belirli bir gerilim sürecek, sonuçta Türkiye’nin ve Kürdistan’›n demokrasi birikimi ve potansiyeli kendisini resmi devlet güçlerine kabul ettirecektir. Devletle demokrasi güçleri aras›nda belli bir dengeyi ifade eden, bir demokratikleflme düzeyi ortaya ç›kacakt›r. Asl›nda Türkiye ve Kürdistan’da uzun y›llard›r süren demokrasi mücadelesi Türkiye’nin demokratikleflmesi aç›s›ndan önemli potansiyeller ortaya ç›karm›flt›r. Bu aç›dan fiemdinli olay› demokratikleflmede önemli bir milat olarak de¤erlendirilebilir. E¤er bu güçlerin üzerine gidilir, demokratik güçler ve halk kontr-gerilla karfl›s›nda kararl›l›¤›n› ortaya koyarsa, bu Türkiye’nin demokratikleflmesinin önünü açacak, böylelikle Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesi ve Türkiye’deki demokrasi mücadelesi önemli mesafeler kaydedecektir. E¤er Türkiye devleti içindeki derin güçlere art›k bu tür faaliyetlerle bir yere varamazs›n›z mesaj› güçlü bir biçimde verilir ve mücadeleyle bu tür planlamalar›n, eylemlerin önüne geçilebilirse bu çevreler de art›k eski yöntemlerle Kürt özgürlük hareketini ve Türkiye’nin demokratikleflmesini önle-

mek mümkün de¤ildir düflüncesine varacak, böylece demokratikleflmeye karfl› var olan direnifl k›r›lm›fl olacakt›r.” Önder Apo ve PKK bu anlay›fl ve içerikte daha birçok de¤erlendirme yapm›flt›r. Derin devlet ve suçlar›n›n üzerine gidilmesi gerçekleflmeden Türkiye’nin demokratikleflemeyece¤i ve Kürt sorununun çözülemeyece¤i aç›kça vurgulanm›flt›r. Derin devletten ve bunun a盤a ç›kar›lmas›ndan özellikle son yirmi y›lda sürekli ve en fazla söz eden Önder Apo ve PKK olmufltur. Önder Apo ve PKK hakk›nda baflka konularda elefltiriler getirilebilir, ama derin devlet çözümlemesi, bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi ve buna karfl› tutarl› durufl konusunda önemli hiçbir elefltiri getirilemez.

ew e. c

kadar ve nereye varaca¤› belli de¤ildir. fiemdinli, Yüksekova ve Hakkari halk›n› kutluyorum. Bu tav›r bütün topluma demokratik örnek bir durufltur. Bu nedenle bütün Kürt halk›n›n, fiemdinli halk›n›n bu demokratik tav›r ve yöntemini sahiplenmesini diliyorum. Bu konuda Türkiye ayd›nlar›n›n ve kamuoyunun duyarl› olup tav›rlar›n› ortaya koymas› gerekmektedir” demifltir.

Mart 2009

om

54

AKP yandaşı basın ve liberal yazarlar Şemdinli olaylarının üzerine gitmemiştir

AKP yandafl› sahte ‹slamc› bas›n ve fazla de¤eri olmayan liberal yazarlar, hükümetin bu yaklafl›m›n› bir-iki elefltiri d›fl›nda görmezlikten gelmifllerdir. Hükümetin kirli ifller imparatorlu¤u üzerine gitmek bir yana, uzlaflt›¤›n› söyleyememifllerdir. fiimdi Ergenekon davas› nedeniyle keskin sözler söyleyip demokratl›k taslayanlar, bu iflin sonuna kadar gidilsin diyenler (sonuna kadar gidilsin derken ne kastedildi¤i mu¤lâkt›r) o zaman hükümetin çark etmesini meflrulaflt›rm›fl ve unutturmufllard›r. Genelkurmay›n suç iflleyen iki astsubay› sahiplenmesinin ve savc›n›n azledilmesinin ancak çok kirli ifllerin a盤a ç›kmas›n› engellemek için yap›labilece¤ini ortaya koyup bu iflin üzerine gidememifllerdir. Çünkü Kürdistan’da ifllenen bu suçlar herhangi bir çete grubu taraf›ndan keyfi olarak ifllenmemifltir. Devletin belirli organlar›n›n emriyle yap›lm›flt›r. Yani devlet ad›na devletten al›nan yetkiyle yap›lm›flt›r. Erdo¤an bu durumu gördü¤ünde hemen geri ad›m atm›flt›r. AKP yandafl› bas›n ve liberal yazarlar da fiemdinli olay› üzerinden ordunun üzerine gitme cesareti gösterememifllerdir. Türk ayd›n ve yazarlar›n›n devlet fideli¤inden yetiflme gelene¤inin


Mart 2009

SERXWEBÛN tan askeri operasyonlar s›klaflt›r›l›p Kürt halk› üzerinde gözalt› ve tutuklamalar artt›r›l›rken, di¤er taraftan psikolojik savafl planl› bir biçimde sürdürülmüfltür. Bu dönemde yürütülen psikolojik savaflla PKK’nin hem Kürdistan hem de Türkiye’de sosyal taban›n›n daralt›lmas›, d›flar›da ise ABD ve AB’nin PKK’nin üzerine sürülmesi hedeflenmifltir. Özellikle Güney Kürdistanl› güçlerin üzerinde birçok yönden bask› kurup PKK’nin üzerine sürülmesi temel hedef olarak benimsenmifltir.

anti-ABD havayla ABD ürkütülüp Kürdistan özgürlük mücadelesinin üzerine sürülmesi hedeflenmifltir. Böyle yap›ld›¤›nda ABD Güneyliler üzerinde bask› yapacak, onlar da PKK’ye karfl› harekete geçeceklerdir. PKK’ye karfl› mücadele sürdürülürken ordu ve sivil bürokrasi içinde AKP’nin PKK’ye karfl› kullan›lmas› konusunda farkl› görüfller ve çeliflkiler ortaya ç›km›flt›r. Ordu ve bürokrasi içinde genel e¤ilim, AKP zihniyeti ve politikalar›na karfl› olmakla birlikte, bir kesim “PKK’ye karfl› bu dönemde en iyi kullanaca¤›m›z parti AKP’dir ve d›fl güçlerden destek almak aç›s›ndan da AKP’yi de¤erlendirmemiz gerekir” derken, bir kesim ise “AKP hükümet imkânlar›n› devleti ele geçirmek için kullan›yor” diyerek ciddi bir biçimde itiraz etmeye bafllam›flt›r. AKP’nin politikalar›ndan duyulan bu kuflku, 2007 y›l›nda asker ve sivil bürokrasiyi AKP’ye karfl› harekete geçirmifltir. Cumhuriyet mitingleri ve Abdullah Gül’ün cumhurbaflkanl›¤›n› engellemek için e-muht›ra verilmesi, AKP’yi geriletmek için yap›lm›fl hamlelerdir. Nitekim 27 Nisan’daki e-muht›radan sonra AKP belli düzeyde geri ad›m atm›flt›r. Böylece ordu içinde AKP hükümetiyle yürümek isteyenlerin tezleri ve elleri daha güçlü hale gelmifltir. AKP’nin PKK’ye karfl› bir savafl hükümeti olmay› kabul etmesi ve ordunun baz› isteklerini dikkate almas› karfl›l›¤›nda Dolmabahçe Saray›nda Yaflar Büyükan›t-Erdo¤an görüflmesiyle Genelkurmay-AKP uzlaflmas› gerçekleflmifltir. Bu uzlaflma 22 Temmuz seçiminde AKP’nin yeniden hükümet olmas›n›n önünü açt›¤› gibi, Abdullah Gül’ün cumhurbaflkan› olmas›yla da sonuçlanm›flt›r. 22 Temmuz seçiminden sonra ordu ve AKP PKK’yi tasfiye etmek için ideolojik, siyasi, askeri ve diplomatik bir kuflatma harekât› bafllatm›fllard›r. ‹çte ve d›flta tüm siyasi güçleri Kürdistan özgürlük hareketinin üzerine sürmek için kapsaml› bir planlama yap›lm›flt›r. E¤er bu plan uygulan›rsa PKK’nin kesinlikle tasfiye olunaca¤›na inan›lm›flt›r. Bu temelde CHP, MHP ve ordunun içinde AKP’nin hükümet olmas›na flid-

ne te we .c om

bugünkü kuflakta da nas›l var oldu¤u böylece bir daha anlafl›lm›flt›r. ‹slamc› bas›n fiemdinli olay›nda sergiledi¤i tutumunu 1996 y›l›nda ortaya ç›kan Susurluk olay›nda da sergilemiflti. Siyasal ‹slamc› Erbakan hükümeti Susurluk’u ciddiye al›p üzerine gitmedi¤i için siyasal ‹slamc› bilinen bas›n da Susurluk konusunda çok ciddi bir çaba göstermemifltir. Bu bas›n, bugün AKP hükümetine darbe girifliminde bulunanlara yöneldi¤i gibi Susurluk olay› üzerine gitmemifltir. Erdo¤an geri ad›m atsa da fiemdinli halk›n›n kirli savafl suçlular›n› suçüstü yakalamas›, Türkiye kamuoyunda derin devlet ya da Özel Harp Dairesi konusunda bir ayd›nlanma sa¤latm›flt›r. Kürt halk› böyle bir fleyin var oldu¤unu Kürt Halk Önderi ve PKK’nin de¤erlendirmelerinden biliyordu. Bu olay, bu konuda daha fazla bilinçlenmeye yol açm›flt›r. Sadece bilinçlenmemifl, bu kirli savafl canilerine nas›l tutum tak›n›lmas› gerekti¤i konusunda da iyi bir deneyim yaflam›flt›r. Nitekim bu olaylardan sonra bu kirli ifllerle u¤raflanlar bu suçlar›n eskisi gibi kolay ifllenmeyece¤ini anlam›fllard›r. Bu, beraberinde fail meçhul suçlar›n azalmas›n› da beraberinde getirmifltir. fiemdinli olaylar›nda derin devlet a盤a ç›kar›lmad›¤›ndan ve Türkiye’nin demokratikleflmesi konusunda ciddi geliflmeler sa¤lanamad›¤›ndan Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine karfl› Özel Harp Dairesinin veya J‹TEM’in kirli savafl› devam etmifltir. Bir taraf-

55

AKP PKK’ye karşı bir savaş hükümeti olarak kurulmuştur

ww

w.

Genelkurmay merkezli inkârc› sömürgeci karargâh bu dönemde Kürdistan’da AKP’yi kullan›rken, Türkiye’de ise sa¤› ve soluyla tüm siyasi güçler PKK’nin üzerine sürülmeye çal›fl›lm›flt›r. PKK’yi ABD destekliyor, Güney Kürdistanl› güçleri ABD koruyor üzerinden bir ABD karfl›tl›¤› gelifltirilmifltir. Milliyetçilik üzerinden sa¤c›lar, anti-emperyalistlik üzerinden solcular Kürdistan’da özgrülük mücadelesine karfl› ç›kar›l›p toplumsal olarak kuflat›l›p teslim al›nmak istenmifltir. Özellikle 2005-2006-2007 y›l›ndaki gazete sayfalar› ve televizyon programlar›na bak›l›rsa, PKK’nin nas›l ABD’den destek ald›¤› yaz›l›r. ABD’nin PKK’ye silah verdi¤i söylenir. Bu tür kara psikolojik savafl propagandas›n› ulusalc› denen tüm bas›n da AKP yanl›s› bas›n da ifllemifltir. Yarat›lan bu


SERXWEBÛN

w.

Ergenekon davası neden ve nasıl açıldı

ww

AKP-ordu uzlaflmas›na dayanan siyasal dengeler, ordunun Zap operasyonunda yaflad›¤› yenilgi ve 2008 bahar serh›ldanlar› karfl›s›nda sars›lm›flt›r. Bu uzlaflman›n arkas›nda olan güçlerin tutum de¤ifltirmesine yol açm›flt›r. Bunun sonucunda AKP, uzlaflma içinde oldu¤u ordunun hâkim kanad›n›n da onay›yla kendini hükümetten düflürmek için faaliyet yürütenlere karfl› Ergenekon davas›n› açarken, AKP’ye karfl› olanlar ise AKP’yi kapatma davas› açm›fllard›r. Genelkurmay karargâh› da NATO üyesi olan Türkiye’nin klasik politikalar›n› zorlayan ordu içindeki kesimden rahats›zl›k duymaktad›r. Çünkü a¤›r-

savafl yürütülen bir dönemde böyle bir politikay› benimsemek zorunda kalm›flt›r. Ancak ordunun bu noktaya getirilmesinde AKP’nin etkisi s›n›rl›d›r. Ordu içinde baz› emekli generalleri de kapsayan bir kesimin böyle bir davayla karfl› karfl›ya gelmesinin esas nedeni ise, hem Ergenekon denen bu grubun PKK karfl›s›nda yürütülen savaflta baflar›s›z kalmas›, hem de PKK’ye karfl› savaflta ordunun klasik yöntemlerle sonuç alamamas›d›r.

PKK’ye karşı yürütülen politikaların başarısızlığı Ergenekon davasıyla örtülmeye çalışılıyor

ew e. c

l›kl› olarak emekli orgenerallerin oluflturdu¤u bir kesim ordu içinde bir hizip gibi çal›flmaktad›r. ABD ile iliflkilerde de sorun ç›karmaktad›r. ABD de bu kesimlerden rahats›z oldu¤unu çeflitli biçimlerde iletmektedir. AKP de ayn› kesimlerden rahats›zd›r. Bu nedenle ordu ve AKP’nin ç›k›fl noktalar› farkl› olsa da bu kesimin etkisizlefltirilmeleri konusunda hemfikir olmufllard›r. PKK’ye karfl› ABD’nin deste¤ini almak için de bu kesimi etkisizlefltirmenin gerekli oldu¤unu görmüfllerdir. Ordu bu kesimi etkisizlefltirmeyi hedeflerken, di¤er taraftan da ordu içindeki huzursuzlu¤u önlemek için AKP’nin s›n›rland›r›lmas›n› istemektedir. Erdo¤an ve Büyükan›t’›n 22 Temmuz öncesi yapt›¤› ordu AKP uzlaflmas› Baflbu¤-Erdo¤an taraf›ndan yenilenmifltir. Amerika Birleflik Devletleri de bölgedeki politik ihtiyaçlar› gere¤i böyle bir uzlaflmaya destek vermektedir. Bunun sonucu anayasa mahkemesinde AKP irtican›n oda¤› olarak görülüp töhmet alt›nda tutulmufl, ama kapat›lmam›flt›r. Hükümet ise Ergenekon davas›n› orduyu y›pratmayacak ve Kürdistan’› kapsamayacak biçimde sadece bunlar›n devletin karar› olmayan ve hizip olarak iflledikleri eylemlerle s›n›rl› tutacakt›r. Esas olarak da ordu AKP uzlaflmas›na ve ABD-Türkiye iliflkilerine sorun ç›karan bu güçler etkisizlefltirilip da¤›t›lacakt›r. Orduyu y›pratmayacak düzeyde bu e¤ilimin bir daha sorun ç›karmas›n›n önüne geçilecektir. Ergenekon davas›n›n çerçevesi bu temelde çizilmifltir. Nitekim dava bu kapsam ve belirlenen hedef do¤rultusunda sürdürülmektedir. Bu davan›n uluslararas› boyutu ise ABD’nin ›l›ml› siyasi ‹slamc› bir hükümetle Türkiye’yi kullanmak istemesidir. ABD bunun için bat› de¤erlerini benimsemifl NATO üyesi orduyu kendisinin öngördü¤ü ›l›ml› siyasal ‹slam projesiyle uzlaflan bir konuma getirmifltir. E¤er ABD destek vermeseydi AKP hükümeti bir onbafl›n›n rütbesiyle bile oynayamazd›. Hatta Türk ordusu bu kesimlerin etkisizlefltirilmesini gerekli görmeseydi bu davay› bu kadar rahat sürdüremezdi. Ordu da iç ve d›fl siyasal dengeler gere¤i PKK ile

ne t

detle karfl› olanlar da bu tasfiye konseptine destek vermifllerdir. Bu konseptin gere¤i olarak AKP, CHP ve MHP’nin oylar›yla s›n›r ötesi operasyon yapma tezkeresi meclisten geçirilmifltir. Hem ABD, Irak ve Güney Kürdistanl› güçler üzerinde bask› kurmak hem de gerekti¤inde operasyon yapmak için bu tezkere ç›kar›lm›flt›r. Bu tezkerenin ertesinde Tayip Erdo¤an Bush’la görüflmek için ABD’ye gitmifltir. Bu görüflmeden sonra ABD Baflkan› PKK’yi ABD’nin de Irak’›n da Türkiye’nin de ortak düflman› ilan etmifltir. Türkiye, oluflan bu siyasi ortamda Güney Kürdistan üzerindeki bask›n›n artaca¤› ve onlar›n PKK üzerine gidece¤i hesaplanm›flt›r. CHP bile “biz de Irak’›n kuzeyiyle iliflki kurmal›y›z” demifltir. Nitekim Güney Kürdistanl› güçler de bu dönemde PKK üzerinde çeflitli biçimlerde bask› kurmufllard›r. Bu dönem ayn› zamanda hava sald›r›lar›n›n s›k s›k yap›ld›¤› ve 21 fiubat’ta HPG’nin Ana karargâh›n›n oldu¤u Zap’›n ele geçirilmesi için yap›lan kara operasyonunun gerçekleflti¤i süreçtir. PKK’yi bahara ç›kmadan ya tasfiye etme ya teslim alma ya da marjinallefltirme çabalar› çok boyutlu sald›r›lara ra¤men bofla ç›kar›lm›flt›r. Gerilla ve halk›n direnifli bu sald›r›lar› bofla ç›kard›¤› gibi, PKK’nin bu süreçten güçlenerek ç›kt›¤›n› tarafl› tarafs›z tüm çevreler kabul etmifltir.

Mart 2009

om

56

Zap direnifliyle birlikte ordunun prestiji çok y›pranm›flt›r. Ordu hakk›nda herkes elefltiri yapmaya bafllam›flt›r. CHP ve MHP bile orduyu elefltirmifltir. Öyle ki, orduyu savunmak AKP’ye düflmüfltür. Ergenekon davas› da ordunun en fazla y›prand›¤› bir süreçte gündeme oturmufltur. Emekli generallerin tutuklanmas›n›n ordunun Zap’ta ald›¤› yenilgi sonras› gerçekleflmesi tesadüfi de¤ildir. Ergenekon davas›, ayn› zamanda PKK’ye karfl› o güne kadar izlenen politikalar›n baflar›s›zl›¤› sonucu yeni bir tasfiye konseptinin devreye sokulmas›n›n gerektirdi¤i iç ve d›fl siyasal dengeler gere¤i ortaya ç›km›flt›r. PKK’yi tasfiye etmek için benimsenen yeni konseptte yine d›fl destek esast›r. Türk devleti dün oldu¤u gibi bugün de d›fl destek al›rsa Kürdistan özgürlük hareketini ezebilece¤i inanc›ndad›r. Bu nedenle ABD’nin deste¤ini önemli görmektedir. Bu yeni konseptte Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek için hem Kürt halk›n›n dini inançlar›n› istismar etmek, hem de iflbirlikçi Kürt’ü kullanmak vard›r. Güney Kürdistan’› bu tasfiye hareketinin içine çekmek, uygulamaya konulan konseptin en önemli aya¤› olmaktad›r. Kuzey Kürdistan’daki iflbirlikçi Kürt’ü kullanmak için de Güney Kürdistan’la iliflkilerin s›k›laflt›r›lmas› gerekmektedir. Bu nedenle de PKK’ye karfl› yürütülen savaflta devleti zorlayan bir hizip haline gelmifl Ergenekon olarak adland›r›lan grubun etkisizlefl-


Mart 2009

SERXWEBÛN nu hem de devletin nas›l restore edilece¤ini belirlemede etkili olacakt›r.

Ergenekon davası bir demokratikleşme hareketi değildir

maz. Ad›na ne denilirse denilsin, derin devlet ya da hukuk d›fl›na ç›kan güçler Kürt sorunu çözülmedi¤i müddetçe var olacakt›r. Bir zamanlar Sovyetlere karfl› NATO’nun deste¤iyle böyle bir oluflum ortaya ç›km›fl olsa da Kürtlere karfl› her zaman hukuk d›fl›l›k esas al›nm›flt›r. Çünkü Kürtlere karfl› yürütülen çok yönlü soyk›r›m›n mevcut yasalar çerçevesinde yürütülmesi ve meflru gösterilmesi mümkün de¤ildir. Bu nedenle de Kürt sorunu konusunda esas zihniyet “vatan söz konusu olursa gerisi teferruatt›r” anlay›fl›d›r. Dolay›s›yla Kürt sorunu demokratik siyasi temelde çözülüp bu bölünme paranoyas› giderilmeden bu tür oluflumlar ve eylemlerin önüne geçilemez. Belki Kürtler sindirilip teslim al›nd›¤›nda

ne te we .c om

tirilmesi gerekli görülmüfltür. Çünkü bu ekip, devleti ve hükümeti zorlayan di¤er olumsuzluklar yan›nda, PKK’ye karfl› yürütülen yeni konseptten ayr› bir yaklafl›m içindedir. ABD ile iliflkilerinde ve bölge siyasetinde Türkiye’nin yeni bir rol almas› ve PKK’ye karfl› yürütülen tasfiye konseptindeki de¤ifliklikler devlet içinde de baz› restorasyonlar› gerekli k›lm›flt›r. PKK’ye karfl› savaflta kendilerini kahraman gören, bu temelde dokunulmazl›k kazanarak devletin ortak kararlar› d›fl›nda baz› ifllere girenlerin temizlenmesini bu restorasyonun bir parças› olarak ele almak gerekir. Çünkü bu hizipçi e¤ilim kendi düflündü¤ü politikalar›n devlet taraf›ndan benimsenmesini de dayatt›¤› gibi devlet içinde bugüne kadar var olan etkili konumunu da b›rakmak istememektedir. Bu yaklafl›m da asker ve sivil bürokrasi içinde bir çat›flma yaratm›flt›r. ‹flbirlikçi ›l›ml› ‹slam’›n da bu restorasyonla devletin içine al›nmas› öngörüldü¤ünden, AKP ve Fethullahç›lar da bu çat›flmada restorasyoncular taraf›nda yer almaktad›rlar. Bu dava bu temelde ortaya ç›kt›¤› gibi, davan›n s›n›rlar› da devletin klasik güç odaklar›yla ›l›ml› siyasal ‹slamc›lar aras›nda yap›lan pazarl›klar ve uzlaflmalar çerçevesinde çizilmifltir. ‹ç ve d›fl politikadaki de¤iflikliklerde ve devletin bu do¤rultuda yeniden düzenlenmesinde baflta ABD olmak üzere d›fl dinamiklerin de etkisi olmufltur. Bu restorasyon sürecinin nas›l sonuçlanaca¤› ise devletin yeni biçimlenmesinde yer alacak aktörlerin kendi aralar›ndaki mücadeleleriyle belirlenecektir. Özcesi devlet içi yeni dengeler mevcut yarg›lananlar›n durumundan çok, bu konsepte dâhil olan ›l›ml› siyasal ‹slam’la belirli bir uzlaflma içine giren, ordu ve sivil bürokrasiyle devletin ideolojik, siyasal ve idari olarak yeniden düzenlenmesinde daha fazla etkili olmak isteyen bu siyasal ‹slamc› güçler aras›ndaki çekiflme sonucu kurulacakt›r. Devletin bu yeni flekillenmesinde nas›l yer al›nmas› gerekti¤i konusunda Ordu içinde de bir çekiflme sürmektedir. Bu çekiflme de hem Ergenekon davas›n›n sonucu-

57

Görüldü¤ü gibi Ergenekon davas› bir demokratikleflme hareketi de¤ildir. Devlet içinde hukuk d›fl› ifller yapan tüm odaklar›n temizlenmesi de de¤ildir. Aksine devletin temize ç›kar›lmas› çal›flmas›d›r. Ergenekon denilen davada yarg›lananlar›n bir k›sm› ceza al›r ve etkileri k›r›l›rsa devlet temizlenmifl olarak yans›t›lacakt›r. Türkiye’de demokratikleflmenin ve her fleyin hukuk içinde olmas›n› sa¤laman›n yolu Kürt sorununun demokratik çözümünden geçmektedir. Kürt so-

Ölüm kuyular›

ww

w.

runu çözülmeden devlet içinde böyle bir temizlenme gerçeklefltirmek ve Türkiye’yi demokratiklefltirmek mümkün de¤ildir. Çünkü flimdiye kadar Türkiye’de demokrasinin geliflmesi Kürtler de yararlan›r diye engellenmektedir. E¤er Kürtsüz demokrasi de¤il de AB standartlar›nda bile olsa bir demokratikleflme olacaksa Kürtlerin temel demokratik haklar›n›n tan›nmas› flartt›r. Böyle bir irade ortaya ç›kmadan devlet içindeki bu tür odaklar›n tümden temizlenmesi gerçekleflemez. Kürt sorununun çözümünde projesi bulunmayan ve Kürdistan’da bugüne kadar ifllenen kirli iflleri a盤a ç›karma kararl›l›¤› olmayan hiçbir siyasi güç devlette dönüflüm yapamaz ve kirli ifller imparatorlu¤unu ortadan kald›ra-

ise bu tür kaba yöntemler devre d›fl› kal›r, daha ince yöntemler devreye sokulur. Ancak Kürtler haklar›n› almada ›srar ederlerse -inkâr ve imha politikas›n›n b›rak›lmad›¤› koflullarda- hukuk d›fl› ve kirli ifller yeniden devreye sokulur. Çünkü flimdiye kadar görüldü¤ü gibi Kürt sorunu gibi bir hakl› davan›n mücadelesini verenler yaln›z mevcut yasaklar ve bunun el verdi¤i bask› ve katletme yöntemleriyle bast›r›lamazlar. AKP orduyla Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda bir uzlaflma yapmam›flt›r. Aksine AKP mevcut koflullarda PKK’yi ezmede en iyi kullan›lacak bir aktör olarak görüldü¤ünden bu uzlaflma gerçekleflmifltir. AKP’nin fark› “ben Kürdistan’da PKK’nin toplumsal taban›n› k›s›tlar›m;


SERXWEBÛN

Ergenekon davasında Kürdistan’daki suçlular yargılanmalı

ww

w.

ne t

AKP ordu uzlaflmas›n›n bu karakteri Ergenekon davas›n›n s›n›rlar›n› belirlemektedir. Sivas’›n ve Gavurda¤›’n›n ötesine geçmeyen bir dava olacakt›r. Bu nedenle bu davan›n sonucunda ne Kürt sorununun çözümünde ne de bu tür oluflumlar›n tasfiyesinde köklü bir geliflme beklenmelidir. Kirli ifller, cinayetler ve her türlü hukuk d›fl› ifller esas olarak Kürdistan’da gerçekleflmifltir. Türkiye’de yap›lan eylemler ise PKK’ye karfl› yürütülen kirli savaflta dokunulmazl›k kazananlar›n yapt›¤› ifllerdir. PKK’ye karfl› yürütülen savaflta kazan›lan dokunulmazl›¤›n rantlar›ndan birinin de darbe rant› oldu¤u anlafl›lmaktad›r. AKP’ye darbe girifliminde bulunanlar da kirli savaflta kendilerini dokunulmaz hale getirenlerdir. Bu tür suçlar› ve suçlular› besleyen batakl›k Kürdistan’d›r; daha do¤rusu Kürdistan’da hukuk d›fl› ifllerin meflru hale gelmifl olmas›d›r. Bu nedenle Ergenekon denilen dava Kürdistan’daki suçlar› yarg›lamayaca¤›ndan bir aldatmadan ibaret kalacakt›r. Dolay›s›yla Kürdistan’daki tüm suçlar› zihniyeti ile birlikte mahkûm etmeyen bir dava hukuk d›fl›l›¤a karfl› bir müdahale olmaz. Bir demokratikleflme davas› ola-

rak görülemez. Kürdistan’daki cinayetleri ve suçlar› kapsamayan bir davay› Kürtlerin bir demokratikleflme davas› olarak görmesi düflünülemez. Böyle bir davay› bu haliyle desteklemek devletin temize ç›kar›larak Kürdistan’daki derin devletin yenilenmesine alet olmak anlam›na gelir. Bu nedenle Kürdistan özgürlük hareketi bu davan›n bu biçimde dar kapsamda yürütülmesine ve demokratikleflme ad›m› olarak gösterilmesine karfl›d›r. PKK de Kürtler de bu insanlar suçsuzdur demiyor; aksine çok suçlu olduklar›n› ve tüm bu suçlar›n a盤a ç›kar›lmas›n› istiyor. Kürdistan’daki suçlar› kapsamayan herhangi bir yarg›lama sadece devleti rahats›z eden ve zarar veren ar›zi kesimlerin temizlenmesinden baflka bir anlam ifade etmeyecektir. Siyasi olarak ise demokratikleflmeyi ve Kürt sorununun çözümünü içermeyen bir iktidar mücadelesinden baflka bir de¤er ifade etmemektedir. AKP’ye yönelik darbe giriflimlerini konu alan bir dava olmas› bile bu karakterini de¤ifltirmemektedir. Hükümetlerin askeri zorla düflürülmesi onaylanamaz, ama AKP’nin kendi iktidar›n› sürdürmek için Kürt sorununu en iyi ben bast›r›r›m pazarlamas› içinde yürüyen bir davan›n demokratiklefltirici niteli¤inden söz edilemez. Ergenekon davas›nda yarg›lananlar›n çok kirli insanlar olmas› da bu gerçe¤i de¤ifltirmiyor. Çünkü bunlar›n Kürdistan’daki suçlar› sorgulanm›yor. Aksine fiemdinli olay›nda oldu¤u gibi Kürdistan’da bu gü-

ne kadar ifllenen suçlar yarg›lama konusu yap›lmad›¤› için AKP iktidarda tutuluyor. Özcesi bu davayla AKP hükümetine ve orduya rahats›zl›k veren unsurlar temizleniyor. Ergenekon davas› çerçevesinde tutuklanan Jandarma genel komutan› fiener Eruygur görevde bulundu¤u dönemde J‹TEM’in bafl›d›r. Ama fiener Eruygur J‹TEM’in Kürdistan’daki eylemlerinden dolay› yarg›lanm›yor. Veli Küçük de Kürdistan’da iflledi¤i suçlardan dolay› yarg›lanm›yor. Do¤an Gürefl, Mehmet A¤ar, Çiller ve OHAL Valisi Ünal Erkan Kürdistan’da ifllenen suçlardan dolay› yarg›lanm›yor. Bu yarg›lama, orduyu ve hükümeti rahats›z eden baz› eylemleri belki cezaland›racakt›r, ama Kürdistan’daki suçlar› kapsamad›¤›ndan orada ifllenen tüm suçlar normal hale gelmifl olacakt›r. Bu nedenle Kürdistan’› kapsamayan bir Ergenekon davas› çok tehlikeli sonuçlar ortaya ç›karacakt›r.

ew e. c

bu nedenle sadece askeri yöntemlerle de¤il, hem içerde baz› Kürtleri kullanmak hem de Güney Kürdistanl› güçlerin deste¤ini almak gerekir” demesidir. Ergenekon denilen ve saf d›fl› edilen kesim ise, eski klasik politikada ›srar eden kesimdir. Bu zihniyetin gelinen aflamada PKK’ye karfl› mücadelede etkili olmad›¤› anlafl›lm›flt›r. Çünkü PKK Kürdistan’da büyük siyasi güç olmufl ve toplumsal taban elde etmifltir. Her ne kadar Türkiye ve çeflitli ülkeler terörist deseler de mücadelesine bir meflruiyet kazand›rm›flt›r. Öte yandan hem Kürtlerin bilinç düzeyi hem de bölgesel ve uluslararas› koflullar Kürtleri kontrol etmede yeni politikalar ve yeni meflruiyet araçlar› gerektirmektedir. Ordu gerekli olan bu yeni tasfiye konsepti ekseninde AKP ile uzlaflma yapm›flt›r.

Mart 2009

om

58

Derin devletin omurgasını oluşturan JİTEM korunmamalı

Kürt halk›n›n ve demokratik güçlerin bu davay› demokratikleflme ve tüm suçlar›n yarg›lanmas›n› sa¤layan bir dava olarak görmeyip, böyle bir davan›n ba¤›ms›z bir komisyon taraf›ndan ele al›n›p, geniflletilmesi ve Kürdistan’daki suçlar› kapsar hale getirilmesini istemeleri çok do¤ru bir yaklafl›md›r. Bunun için yürütülen mücadele suçlular›n yakalan›p ucuz kurtulmas›n› engelleyen ve gerçek demokrasiye yol açacak bir


Mart 2009

SERXWEBÛN derin devletin temizlenmesi ve yeniden yap›lanmas›n›n taraf› olmas› beklenemez. Her ne kadar AKP ve yandafl› bas›n bu davay› demokratikleflme davas› olarak gösterip kendi hedefi do¤rultusunda halk› ve demokratik güçleri yedeklemeye çal›flsa da gerçe¤i gören güçler bu davada yedek güç olarak kullan›lmay› reddetmektedir. Baz› liberaller ve demokrat oldu¤unu söyleyenlerin bu davaya destek vermesiyse onlar›n demokrasi anlay›fl›n›n kusurlu olmas›yla ilgilidir. Ya AKP ve yandafllar›n›n propagandas›na inanm›fllard›r, ya da ifllerine böyle gelmektedir.

baflta devletin PKK’ye karfl› mücadelede benimsedi¤i yeni konsept olmak üzere bölge ve dünya politikalar›na M‹T daha h›zl› uyum göstermifltir. Güney Kürdistan, ‹ran ve Suriye ile iliflkiyi mevcut durumda M‹T sürdürmektedir. ABD ve Avrupa’yla da sürdürülen iliflkilerde M‹T’in daha fazla inisiyatif almas› söz konusudur. M‹T’in bu örgütlülük ve iliflki düzeyi ona böyle bir avantaj kazand›rm›flt›r. Kuflkusuz M‹T bunu Genelkurmay istihbarat› ve J‹TEM’le birlikte yapmaktad›r. Asker ve sivil bürokrasiyle hükümet benimsenen yeni politikalar ve Ergenekon davas› konusunda ortak bir tutum içindedir. Tabii ki devletin ve derin devletin bu yeniden organizasyon sürecinde iç çekiflme ve mücadelesi sürmektedir. ‹liflki ve çeliflki iç içe yürümektedir. Devlet içi yeni dengelerin bu çerçevede oluflaca¤›n› bir daha tekrarlamakta fayda vard›r. Çünkü bu görülmeden de süreç içinde ortaya ç›kacak geliflmeleri do¤ru anlamak mümkün de¤ildir.

ne te we .c om

yarg›lanmay› dayatan bir mücadeledir. Bu nedenle AKP’nin ve yandafl› bas›n›n bu davaya yaklafl›m›n›n teflhir edilmesi, demokratik ve devrimci bir tutumdur. B›rakal›m Kürdistan’daki suçlular›n yarg›lanmas›n›, aksine yarg›lamalar›n Kürdistan’› kapsamayaca¤› konusunda uzlafl›lmas›, Kürt halk›na karfl› ifllenen suçlar› örtme üzerinde iktidar›n› sürdürme ve devleti ele geçirme pazarl›¤›d›r ki, bundan daha çirkin bir politika olamaz. Kürt halk› bu politikaya karfl› ç›kmazsa kendi kan› ve mücadelesini iktidar›n› sürdürmeye dayanak yapanlara alet olmufl olur. Kürt halk›n›n, AKP’nin ve yandafllar›n›n Ergenekon davas›na bak›fl›na karfl› ç›kmas›n›n esas› budur.

59

Ergenekon davası ile MİT ve ordu yeniden dizayn edilmektedir

Asl›nda baz› liberal ve demokratlar›n AKP ve yandafllar›n›n yede¤ine düflmesi, Türkiye’de hala gerçek sol ve demokratlar›n olmamas› nedeniyledir. Daha do¤rusu sosyal demokrat olanlar›n, liberal ve demokrat olanlar› gerçek demokrasi yanl›lar›n saf›na çekecek bir karakterinin bulunmamas›d›r. Zaten Türkiye’nin temel flanss›zl›¤› budur. Türkiye’de gerçek sol ve sosyal demokratlar›n olmamas›, derin devlet ya da halk›n do¤ru biçimde alg›lad›¤› Ergenekon’a karfl› da güçlü bir mücadele gücü ortaya ç›karamamaktad›r. Gerçek demokratlar ve solcular varl›k gösteremeyince bir çok liberal ve kendine demokrat diyen kesimler AKP ve yandafllar›n›n iktidar mücadelesine ya da derin devleti ele geçirme mücadelesine eklemlenmektedir. Bu nedenle AKP’ye yedeklenenlere de¤il de liberal ve kendine demokrat diyenleri kendine çekecek bir demokratik gücün olmamas›na k›zmak ve buna yol açan güçleri elefltirmek gerekmektedir. Ergenekon davas›ndakilerin hem AKP’yi hem ordunun hâkim komuta kademesini rahats›z etti¤i aç›kt›r. ABD’nin ve Avrupa’n›n deste¤i ve ordunun izniyle yarg›lanmalar bafllam›fl ve s›n›rl› bir çerçevede sürmektedir. fiimdiye kadarki geliflmelerden ortaya ç›km›flt›r ki, M‹T ve ordu içindeki bir ekip bu davan›n çerçevesini sürekli dizayn etmektedir. M‹T’in bu süreçte daha aktif hale geldi¤i görülmektedir. Çünkü

ww

w.

E¤er derin devlet denen, gerekti¤inde Kürt halk›na ve demokrasi güçlerine karfl› kirli savaflta ve psikolojik harekâtta kullan›lan güçlerin üzerine gidilmiyor, Genelkurmay istihbarat›, M‹T ve J‹TEM’in omurgas›n› oluflturdu¤u derin devlet korunuyorsa o zaman bu dava derin devletin yenilenmesi, yeni bir anlay›fl ve birleflimle yeniden düzenlenmesi anlam›na gelmektedir. Türkiye güvenlik kayg›s›n› Kürt sorununu çözerek demokratikleflme temelinde aflmad›¤› müddetçe böyle bir kurumu ortadan kald›rmayacak ve yeniden organize edecektir. Nitekim flimdi yap›lan budur. Kürdistan’daki hukuk d›fl› her türlü anlay›fl, kurumlaflma ve eylemin önü al›nmadan kamuoyunun Ergenekon’u anlama biçimi olan suç imparatorlu¤u haline gelmifl örgütlenme da¤›t›lamaz. Asl›nda Ergenekon’u do¤ru kapsamda en iyi alg›layan demokratik kamuoyudur. Ama ne AKP hükümeti ne de savc›lar bu alg›ya ve gerçe¤e göre hareket etmektedir. Davan›n mevcut yürütülüfl biçimi demokratik kamuoyu ve halk›n alg›lad›¤› çerçevede olmay›p, devleti de rahats›z eder hale gelmifl Ergenekon kurumlaflmas›n›n içindeki hizipçi kesimlerin saf d›fl› edilmek istendi¤i bir dava biçimindedir. Herhalde halk›n ve demokratik güçlerin

Ergenekon’a karşı da güçlü bir mücadele ortaya çıkarılmalı

Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu kurulmalı

Türkiye’de halk›n ve demokratik güçlerin beklentilerine yan›t verecek düzeyde tüm kirli ifllerin ve suçlar›n üzerine gidecek bir yarg›lanman›n gerçeklefltirilmesi gerekir. Sadece baz› kifli ve çevreleri de¤il; Kürdistan’da tüm kirli ifller imparatorlu¤unu ortadan kald›racak ve demokratiklefltirmeyi gerçeklefltirecek biçimde bir yarg›lanman›n yap›lmas› gerekir. Böyle bir yarg›lanman›n yap›lmas› gerekti¤ini Önder Apo daha Ergenekon denilen dava ortada yokken yani iki y›l önce gerçeklefltirilmesini önermifltir. Hakikatleri araflt›rma ve adalet komisyonu kurularak Türkiye ve Kürdistan’daki tüm suçlar›n a盤a ç›kar›lmas›n› istemifltir. Kürdistan özgürlük hareketine karfl› savafl içinde Türkiye’nin devlet içi ve devlet d›fl›ndaki birçok kurumda kirlenmenin ve çeteleflmenin çok geliflti¤ini, Kürt sorunu çözülmeden de bu çeteleflme ve kirlenmenin ortadan kalkmayaca¤›n›, bu nedenle hakikatleri araflt›rma ve adalet komisyonunun ayn› zamanda bu kirlenmeyi temizlenece¤ini vurgula-


SERXWEBÛN

Hiçbir suçun faili meçhul kalmamalıdır

Bu gerçeklik ba¤›ms›z bir komisyonun ne kadar gerekli oldu¤unu göstermektedir. Ba¤›ms›z bir komisyon olaylar› ve olgular› tüm aç›kl›¤›yla a盤a ç›kar›rsa o zaman hâkimler de bu belgeler ve bilgiler üzerinden daha do¤ru ve hiçbir etkide kalmadan do¤ru karar verebilirler. Böyle bir yarg›lamada esas amaç olaylar›n ve faillerin a盤a ç›kar›lmas› olmal›d›r. Hiçbir suçun faili meçhul kalmamal›d›r. Tüm suçlular a盤a ç›kar›l›r ve suçlar›n neden ifllendi¤i ortaya konulursa esas maksada ulaflmak için büyük bir mesafe kaydedilmifl olunur. Önemli olan halk›n ve kamuoyunun gerçekleri görmesi ve bilincini bu gerçekler temelinde kazanmas›d›r. Böyle bir yarg›lama suçlar› ve yanl›fllar› mahkûm ederken hangi do¤rular›n yaflamsallaflt›r›lmas› gerekti¤ini de ortaya koyar. Do¤rular›n önündeki engeller böylece kald›r›lm›fl olur. Bu sonuçlar ortaya ç›kar›l›rsa kime ne kadar hapis cezas› verilece¤inin önemi kalmaz. E¤er devlet demokratikleflir, ma¤durlardan özür dilerse halk da onlar› affedebilir. Önemli olan büyük bedeller ödeyen halk›n ve demokratik güçlerin amaçlar›n›n gerçekleflmesidir. E¤er böyle yaklafl›l›rsa suçlular daha kolay itiraflarda bulu-

w.

ww

nabilir; piflmanl›k gösterebilirler. Suç iflleyenler kifliliklerini ve ruhlar›n› suçlu kiflilik ve zihniyetlerden ar›nd›r›rsa toplum mücadelesinde büyük baflar› kazan›lm›fl olur. Türkiye için gerekli olan demokratikleflme ve bar›fl getirecek böyle bir yarg›lamad›r. Bu yarg›lamaya da PKK her türlü deste¤i vermeye haz›rd›r. Savafl içinde PKK ad›na ifllenen suçlar varsa bunlar da a盤a ç›kar›lmal›d›r. PKK bu konuda yard›mc› olaca¤›n› defalarca aç›klam›flt›r. Karfl›l›kl› özür dileme olursa bar›fl da sa¤lan›r. Bar›fl ve demokratikleflme ancak adil olursa kal›c› ve gerçek olur. Güçlünün kendini dayatt›¤›, zay›f gördü¤ünü ezerek susturdu¤u, iradesini k›rd›¤› durum bar›fl olarak de¤erlendirilemez. Kürdistan gerçe¤inde ise Kürt halk›n›n özgürlü¤ünü ve demokrasisini elde etmeden gerçekleflecek bir suskunlu¤a sindirme, bast›rma veya teslim olma denir. PKK, hakikatleri araflt›rma ve adalet komisyonuyla var›lacak sonuçlarla birlikte onlarca y›ld›r süren savafl›n tümden sonuçland›r›l›p bar›fl›n getirilece¤ine inanmaktad›r. Böyle bir komisyon için tüm toplumun üzerinde uzlaflaca¤› ba¤›ms›z, vicdanl› ve sadece gerçe¤i araflt›racak ve ortaya ç›karacak birçok insan vard›r. Ergenekon davas›nda oldu¤u gibi halk› umutland›r›p sonra hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmak de¤il, gerçekleri a盤a ç›karmak ve halk›n vicdan›n› rahatlatacak böyle bir oluflumun yarat›lmas›na ihtiyaç vard›r. Türkiye’de ve Kürdistan’da gerçekten de suçlular›n ve suçlar›n a盤a ç›kar›lmas›n› isteyen güçlü bir e¤ilim vard›r. Bu istem ve özlemi yozlaflt›rmak, sapt›rmak kadar a¤›r bir suç olamaz. Çünkü bu istemi ortaya ç›karan halk›n ödedi¤i a¤›r bedellerdir. Bu özlem hiçbir ç›kara alet edilmeyecek kadar kutsald›r. Halk›n zalime, zulme öfkesini hiç kimse kendi amaçlar› için kullanmamal›d›r. Bu öfke ve halk›n zalimlere karfl› mücadelesi sadece ve sadece demokrasi ve özgürlükler için de¤erlendirilmelidir. ‹flte böyle bir amaca en uygun gerçekleri a盤a ç›karma ve yarg›lamay› Hakikatleri Araflt›rma ve Adalet komisyonu gerçeklefltirebilir.

ew e. c

düflmesi kaç›n›lmazd›r. Ba¤›ms›z mahkemeler var denilse de Türkiye gerçe¤inde hâlâ Avrupa ölçülerinde bile bundan söz etmek mümkün de¤ildir. Bugüne kadar Türkiye’de devletin ve çeflitli güçlerin en fazla etkisinde olan kurum yarg› sistemidir. Bunun böyle olmad›¤›n› hiç kimse söyleyemez. fiemdinli davas› bunu aç›kça ortaya koymufltur. Ergenekon davas›nda tutuklu generallerin tahliyesinde de bu görülmüfltür. Benzer bir kuflku ve kayg› bu davay› yürüten, AKP ve yandafllar› taraf›ndan desteklenen di¤er savc› ve hâkimler için de vard›r. Bunlar›n da hükümet ve emrindeki kurumlar taraf›ndan yönlendirildi¤i söylenmektedir. Bu davaya s›n›rlar konulmas› ve Gâvurda¤›’n›n ötesine geçilmemesi bu gerçekli¤in kan›t›d›r.

ne t

m›flt›r. Böyle bir komisyonunun insan haklar› örgütleri, hukuk kurumlar›, tan›nm›fl yazar ve demokrat flahsiyetlerden kurulabilece¤ini; devletten de gözlemcilerin bulunabilece¤ini söylemifltir. D›fl dünyada bu tür konularda uzman ve tan›nm›fl baz› flahsiyetlerin de bu komisyon içinde yer alabilece¤ini ya da gözlemci olabilece¤ini belirtmiflti. Bu konuda Güney Afrika örne¤ini s›k s›k vurgulam›flt›r. Bu komisyonun PKK’nin de yanl›fll›klar›n›, suç olabilecek eylemlerini de araflt›rabilece¤ini belirtmifltir. Ancak böyle bir yarg›lama ve gerçeklerin a盤a ç›kar›lmas›yla gerçek bir bar›fl ve demokratikleflmenin olabilece¤ini söylemifltir. Bu önerisinin neden pratiklefltirilmedi¤i konusunda ise ayd›nlar›, yazarlar›, insan haklar› savunucular›n› elefltirmifltir. Siyasi çekiflmelerden uzak, çeflitli siyasi hesaplara kurban edilmeyecek böyle bir yarg›lama gerçekten de Türkiye’yi tüm kirlerinden temizleyecek tarihsel de¤erde bir çal›flma olacakt›r. Çünkü son 30 y›ll›k savaflta Türkiye çok kirlenmifltir. Karanl›kta kalan ve 12 Eylül öncesinden ayd›nl›¤a kavuflturulmas› gereken çok olay vard›r. Türkiye tarihinin do¤ru yaz›lmas›, siyasetin do¤ru temellere oturtulmas› aç›s›ndan da böyle bir netleflme gerekmektedir. Çünkü tarihi de olaylar›n de¤erlendirilmesini de flimdiye kadar yapan kirli iflleri a盤a ç›kan derin devlet ve onun resmi görüflü olmufltur. Bunun da esas olarak antidemokratik ve Kürt inkârc›l›¤›na dayal› bir zihniyet taraf›ndan belirlendi¤i aç›kt›r. Bu nedenle olay ve olgular Kürt karfl›tl›¤› ve Özgürlük hareketi düflmanl›¤› çerçevesinde de¤erlendirilmifl ve kamuoyuna sunulmufltur. En az›ndan 30 y›ll›k tarih ve yaflanan olaylar için böyle bir de¤erlendirme yapmak gerekmektedir. Hem Türkiye’deki tarihi gerçekleri düzeltmek hem de bu temelde Türkiye’yi demokratiklefltirip bar›fla kavuflturmak için böyle bir yaklafl›m flartt›r. Hakikatleri araflt›rma ve adalet komisyonu bu nedenle Türkiye aç›s›ndan acilen yap›lmas› gereken en temel çal›flma haline gelmifltir. Zaten böyle adil ve tüm kamuoyunun sesini yans›tacak bir araflt›rma olmadan yap›lacak yarg›lamaya gölge

Mart 2009

om

60


Mart 2009

SERXWEBÛN

61

ne te we .c om

Cinsellik bata¤›nda bo¤ulan namus “Biz namusu kad›n bedeni ve cinselli¤i olarak ele alm›yoruz ve tek bafl›na bu yaklafl›m› mahkum ediyoruz. Namusu; onur, irade, mücadele ve dolay›s›yla özgür bir yaflam felsefesi, özgür bir

ahlak olarak ele al›yoruz. Dolay›s›yla namusu özgürlükle, toplumsal özgürlükle, toplumun ortak vicdan›, özgür vicdan› ile eflde¤erde ele al›yoruz. Kad›n›n namusunu; onuruna, iradesine ve özgürlü¤üne sahip ç›kma mücadelesi olarak tan›ml›yoruz. Bunun için de ‘bizler kad›n›z, kimsenin namusu de¤iliz, namusumuz özgürlü¤ümüzdür’ diyoruz”

flur. ‹nsan diflisi de t›pk› bir koyun, keçi, inek gibi döllenme ve gebelik süreci ard›ndan yavrusunu do¤urarak ço¤al›r ve do¤um sonras› da yavrusunu emzirir. Fark› nedir o zaman? Yani biyolojisi birbirine çok benzeyen hayvanlarla insanlar›n birbirinden en temel fark› nedir? Madem koyun, keçi, inek vb memeli hayvanlar da insanlar gibi döllenerek, do¤urarak ço¤al›yorsa o zaman onlar neden ak›ll› varl›klara dönüflmediler? ‹nsan› bu kendi kategorisindeki memeli hayvanlarla farkl›laflt›ran, ak›ll› varl›klar haline getiren en temel neden neydi? ‹nsan› di¤er memelilerden farkl›laflt›ran ve ak›ll› bir varl›k k›lan temel etmen toplumsallaflmas›d›r. Peki neden insan toplumsallaflt› da di¤er memeliler toplumsallaflamad›lar? Dikkat edilirse di¤er memeliler yavrular›n› do¤ururken, yeni do¤an yavru hemen aya¤a kalkar ve yürür. Ya da birkaç günlük aradan sonra bu özelliklerine hemen kavuflur. Do¤aya ve iklimsel de¤iflikliklere karfl› koruma amac›yla do¤a kendisine ona uygun dayan›kl› bir deri veya tüylerle kapl› kürkler vermifltir. Sert toprakta, taflta, kayada yürüyebilmesi için oldukça sert ve dayan›kl› t›rnaklar vermifltir. Y›rt›c›lara karfl› kendini savunmas› için ona uygun difl yap›s› vermifltir. Memeli olmayanlara ise yine y›rt›c›lara karfl› kendisini savunabilece¤i sivri gagalar, keskin pençeler, oradan uzaklaflmak için kaçabilmek için kanatlar vermifltir.

ww

w.

Kad›n insan›n toplumsallaflmas›n› yaratan, insan›n insan olmas›n› sa¤layan cinstir. Marks; insan› insan yapan›n, toplumsallaflmay› yaratan›n emek oldu¤unu söyler. Ancak insan›n insanlaflmas›na yol açan ilk toplumsal eme¤in kayna¤›na inmez. ‹lk toplumsallaflan insan kad›nd›r, anad›r. Do¤ada tüm canl›lar›n devaml›l›¤›n› sa¤lamalar›n›n üç temel ilkesi vard›r. Bu ilkeler; ço¤alma, beslenme ve korunma ilkeleridir. Ço¤alma ilkesi türün devam›n› sa¤lamas› ve varl›¤›n› sürdürmesi için en baflat ilkedir. Ço¤alma gerçeklefltikten sonra ço¤alan canl›n›n beslenme ve korunma, kendini savunma ihtiyac› ortaya ç›kar. Yani biri di¤erlerini koflullar. Canl›lar aleminin kendi içinde çeflitli ço¤alma biçimleri vard›r. Tek hücreli canl›lar hücre çekirde¤inin ortas›ndan ikiye bölünmesiyle ço¤al›rlar. Çok hücreli canl›lar ise difli ve eril olanlar›n birleflmesi ve döllenme yoluyla ço¤al›rlar. Döllenme yoluyla ço¤alan çok hücreli canl›lar da kendi aralar›nda ço¤alma biçimlerine göre ayr›fl›rlar. Yumurtlayarak ço¤alma ve do¤urarak ço¤alma biçiminde ayr›fl›rlar. Kanatl› türler, sürüngenler, solungaçl›lar daha çok yumurtlayarak ço¤al›rlar. Memeliler ise do¤urarak ço¤al›rlar. ‹nsan da memeliler içinde en geliflkin canl› türüdür. Memelilerin ço¤almas›; eril ile diflinin birleflerek döllenmesi ve belli bir gebelik süreci ard›ndan diflinin do¤urmas› ve do¤urdu¤u yavruyu emzirmesi süreçlerinden olu-

‹nsan yavrusu anneye oldukça muhtaç bir durumda do¤ar

‹nsan yavrusuna bak›yoruz tam tersine oldukça savunmas›z bir biçimde do¤maktad›r. ‹nsan yavrusunun kendisini anne sütü d›fl›nda besleyebilmesi için yine korunabilmesi için akl›n› kullanmas› gerekmektedir. Çünkü do¤arken ne bir gagas›, ne bir kanad›, ne sert t›rnaklar› ne onu so¤uktan ve s›caklardan koruyacak kal›n, dayan›kl› bir derisi ve kürkü vard›r. ‹nsan yavrusu yeni do¤du¤unda bunlara sahip olmad›¤› gibi bunlar›n yerine bedeni d›fl›nda araç gereçlerini gelifltirebilece¤i bir ak›l yap›s› da henüz geliflkin de¤ildir. Anne sütü d›fl›nda do¤adan beslenmesi için diflleri de yoktur. Kendisine yiyecek bulabilmesi için do¤ada dolaflabilece¤i, tehlikeler karfl›s›nda kaçabilece¤i, ayaklar› üzerinde durabilme ve yürüyüp koflabilme kabiliyeti de yoktur. Dolay›s›yla insan yavrusu biyolojik evrimini tamamlamadan do¤ar anas›ndan. Anne adeta yavrunun do¤arken eksik kalan biyolojisini tamamlayan bir role sahiptir. Yavrunun do¤arkenki; diflsizli¤i, ayakta kal›p yürüme kabiliyetinden yoksunlu¤u, kendini savunma, kendini koruma kabiliyetinden yoksunlu¤u ve henüz geliflkin olmayan akl›n yetersizli¤ini onu do¤uran anas› tamamlar. Anneye oldukça muhtaç bir durumda do¤ar insan yavrusu. -Baba annenin bu rolünü oynayabilir mi peki? ‹lk etapta oynayamaz. Çünkü baba ana-


SERXWEBÛN

¤u yavrusunu yaflatmak, büyütmek, korumak ve savunmak için harcad›¤› emektir. Yani anal›k eme¤idir. Kad›n eme¤idir. Karn›nda tafl›mak, do¤urmak, emzirmek, bakmak, büyütmek, e¤itmek gibi insani eylemler, insan duygusunu, akl›n› ve toplumsal yaflam tarz›n› gelifltiren eylemler olmufltur. Bu eylemlerin hepsi de büyük emekler gerektirir. Dolay›s›yla ilk toplumsallaflt›ran emek anal›k eme¤idir. Ana ile çocuk aras›ndaki duygulara dayal› iliflki giderek analar aras›ndaki duygusal iliflkilere ve analar›n hem çocuklar›yla hem de birbirleri ile olan iliflkileri giderek topluluklar biçimindeki örgütlenmelere yol açm›flt›r. Analar›n do¤urdu¤u çocuklar›yla birlikte oluflturduklar› topluluklar›n kendi iç

w. ‹lk toplumsallaflt›ran emek anal›k eme¤idir

ww

‹nsan yavrusunun bak›ma muhtaç oldu¤u bu geliflim sürecinin harcamay› gerektiren eme¤ini ise onu do¤uran anas› harcar. Anan›n hem gebelik süreci boyunca yavrusunu karn›nda tafl›d›¤› süreç, hem do¤um sonras› kuca¤›nda tafl›d›¤› emzirme süreci hem de daha sonraki daha geliflkin uzun bak›m süreci boyunca yavrusu ile aras›nda önemli bir iliflki düzeyi vard›r. Ana ile yavrusu aras›ndaki bu iliflki düzeyi insan› insanlaflt›ran ve toplumsallaflt›-

yaflam düzenini gelifltirme ihtiyac› ise toplumsal yaflam› düzenleme bilincini gelifltirmifltir. Toplumsal yaflam›n› düzenleme bilinci ise organize olmay›, yasa oluflturmay›, örgütlü yaflam bilincini, kolektif toplum ruhunu, kolektif toplum gücünü, örgütlü toplum gücünü ortaya ç›karm›flt›r.

Do¤a toprak ve kad›n birbiriyle o denli bütünlüklü ele al›n›r ki hepsi birer ana olarak görülür

Anal›¤›n yol açt›¤› tüm bu geliflmeler, insan›n ilk ak›l biçiminin karakterinin kad›n eksenli, kad›n merkezli oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Kad›nda ortaya ç›kan bu ilk zeka biçimi, ilk düflünüfl ve bilinç biçimi, ilk ak›l biçimi

ew e. c

ran bir geliflim ve büyüme sürecidir. Anayla yavrusu aras›ndaki bu dolays›z direk iliflki oldukça duygusal bir iliflkidir. ‹nsan› insanlaflt›ran ilk toplumsal iliflki, anayla yavrusu aras›ndaki iliflkidir. Bu iliflkide ilk toplumsal emek vard›r. Anayla yavrusu aras›ndaki iliflkide, bir canl› varl›¤›n ilk kez kendisinin d›fl›nda bir baflka canl› varl›¤› da sahiplenme, koruma, besleme, savunma ve kendi tecrübelerini aktarma gibi toplumsall›¤a yol açan duygu ve düflüncesi oluflmaktad›r. Yani ilk toplumsallaflt›ran duygu ve düflüncelerin ortaya ç›kmas› ana ile yavrusu aras›ndaki iliflkiden ortaya ç›km›flt›r. Evet, toplumsallaflma eme¤e dayal› olarak geliflmifltir. Ancak bu ilk toplumsallaflt›ran emek, anan›n do¤urdu-

ne t

n›n do¤urdu¤u yavruyu emzirme yetene¤ine sahip de¤ildir. Gebelik, do¤urma ve emzirme süreçleri kad›na özgü biyolojik farkl›l›klard›r. Yavrunun anaya muhtaç olma süreci ise insan yavrusu için di¤er memeli hayvanlardan oldukça uzun bir süreçtir. ‹nsan yavrusu do¤duktan sonra temel var olma ilkesi olan beslenme ihtiyac›n› anas›n›n sütünü emerek karfl›lar. Çünkü insan yavrusu yeni do¤du¤unda sindirim sistemi ana sütü d›fl›nda baflka bir fleyle beslenmesine el veriflli de¤ildir. Emzirme süreci ard›ndan da anas›n›n piflirip haz›rlayaca¤› yiyeceklerle beslenebilir ancak. Kendisi bu ihtiyac›n› karfl›layacak yetenekte de¤ildir. Bir baflka memelinin yavrusu ise k›sa bir emzirme sürecinden sonra etçil veya otçul olarak çi¤ do¤adan beslenir. ‹nsan yavrusunun kendi aya¤› üzerinde durup yürümeye bafllamas› iki y›l› al›r. Yine insan yavrusunun kemik geliflimi 18 ile 21 yafl aras›nda tamamlan›r. 32 diflini tamamlamas›, boyunun yeterince uzamas›, sindirim sisteminin, sinir sisteminin, beyin sisteminin geliflimi yaklafl›k 18 ile 21 yafl aras›nda tamamlan›r. ‹nsan yavrusunun tüm bu geliflim süreçlerini tamamlamas› süreci kendisi d›fl›nda birilerinin bak›m›na ihtiyaç duydu¤u süreçler olmaktad›r. ‹nsan yavrusunun bu uzun süren geliflim süreci boyunca bak›m›n› üstlenen varl›k ise onu do¤uran anas› olmufltur. Dikkat edilirse di¤er memelilerin geliflimlerini tamamlama süreçleri çok daha k›sad›r.

Mart 2009

om

62

duygusal bir ak›l biçimidir, duygusal zeka a¤›rl›kl›d›r. Giderek duygusal zekan›n, toplumsal ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› için analitik zekaya da evrimle düzeyini gelifltirmifltir. Kad›n›n bu ilk süreçlerde duygusall›kla beraber giderek analitik yanlar da kazanmas› o dönemin do¤al toplumundaki ve sonras›ndaki neolitik toplum sürecindeki zeka biçiminin duygusall›k ile analitikli¤in optimal bir denge içinde yürüdü¤ünü ortaya koymaktad›r. Organik do¤al toplumun ve ard›ndan geliflen neolitik tar›m ve köy toplumunun uzayan ömrü bu duygusal ve analitik dengenin damgas›n› vurdu¤u zihniyet yap›s›na borçludur. Hem organik do¤al toplumda hem de neolitik tar›m ve köy toplumunda fliddetin, savafl›n, sömü-


Mart 2009

SERXWEBÛN

“Anan›n koydu¤u temel yasalar, yaflam› sürdürülebilir k›lan yasalard›. En temel yasa, toplumun beslenme, bar›nma, korunma ihtiyac›n› kolektif eme¤e dayal› olarak eflitçe gideren ve paylaflt›ran yasayd›. Ekonomi olarak kavramlaflt›rabiliriz bu yasay›. Ekonomi de eko-nomos tan gelmektedir. Eko Yunanca da ev demek, nomos ise yasa demek”

ne te we .c om

rünün, haks›zl›¤›n, gasp›n, düflmanl›¤›n olmamas›n›n nedeni bu zihniyet yap›s›ndan ileri gelir. Bu zihniyet yap›s›n›n flekillendirdi¤i ve ad› konmam›fl ahlaki yap›s›ndan ileri gelir.

63

‹lk ahlak biçimi Kad›n eksenli ana eksenli bir ahlakt›r

kullan›lm›fl. Günümüz toplumunun diline namus olarak geçmifltir. Nomos yasa demek. Yasa ve yasalar bir toplulu¤un veya toplumun yaflam›n› düzenler. ‹lla da günümüzde oldu¤u gibi yaz›l› olmay› gerektirmez. Toplumun ortak bilinç ve vicdan› olarak ahlak yasalar› da vard›r. Yaflam›n düzenlenmesi için gerekli yasalar›n oluflturulmas› ilk toplumsallaflma ile bafllar. ‹nsanl›¤›n ilk yasalar› ana klan›nda ana taraf›ndan oluflturulmufltur. Analar, do¤urduklar› çocuklar›n yaflamlar›n› sürdürebilmeleri için gerekli olan uyar›c›l›¤› bir tür e¤itim olarak yaparlar ve çocuklar›n›n daha iyi ve tehlikelere karfl› korunabilmeleri için çeflitli gerekli yasalar› oluflturur ve ö¤retirler: 'Atefle dokunma yakar, suya girme bo¤ulursun, yalan söyleme, h›rs›zl›k yapma, haks›zl›k yapma baflkas›na zarar verir, paylaflmay› bil di¤erinin de senin gibi ihtiyac› var, birlikte ortak hareket et yoksa tehlikelere güç getiremezsin, bir davran›fl› veya bir sözü yapmadan ve söylemeden önce baflkas› senin için yaparsa ve söylerse ne hissedersin vs gibi'... Ana kad›n, do¤al toplumun ve neolitik toplumun yasa koyucu gücüdür. Ana kad›n bu dönemlerde yasa koyucu gücünü, toplumu yaratmadaki eme¤inden ve toplumsal üretimdeki belirleyici rolünden al›r. Yaflam› yavrular› flahs›nda yaratan, yaflam›n sürdürülmesi için gerekli fleyleri de üreten ana kad›nd›r. ‹nsan› do¤uran ve büyüten kad›nsa o zaman do¤urdu¤u ve büyüttü¤ü varl›¤›n yaflam›n› düzenleyen ve belirleyen de kad›n olmal›yd› ve olan da buydu. Anan›n koydu¤u en temel yasalar, yaflam› sürdürülebilir k›lan yasalard›. En temel yasa, kolektif emek ile yarat›lan kolektif de¤erlerin ve ürünlerin eflit

ww

w.

Kad›n eksenli bu toplumsal süreçlerin en belirgin ilkesi canl›c›l›k ilkesidir. ‹nsan canl› do¤an›n bir parças› olarak ele al›n›r ve do¤a da insan gibi duyumsayabilen, sezebilen, hissedebilen, sevebilen, düflünebilen bir varl›k olarak görülür. Do¤aya insan›n hükmedebilece¤i bir alan, bir nesneler toplam› olarak bak›lmaz. Do¤a, toprak ve kad›n birbiriyle o denli bütünlüklü ele al›n›r ki, hepsi birer ana olarak görülür. Tabiat Ana imgesi, buradaki zihniyetin temel karakterini oluflturur. Ve her fleye yaflam verdi¤i için kutsan›r. Zarar vermek o dönem insan›n›n akl›ndan bile geçmez. Bu bir tür do¤al insan›n ahlaki yap›s›d›r. Do¤aya zarar vermedi¤i gibi do¤an›n birer parças› olan insana ve hayvanlara da zarar vermezler. Do¤aya ve do¤an›n parças› olarak görülen insan, hayvan, toprak gibi varl›klara zarar vermek suç say›l›r. Bu varl›klar›n hepsi de korunur, gelifltirilir ve e¤itilir, evcillefltirilir. Ürün vermeleri sa¤lan›r. Ölme ve öldürme biçimleri yoktur. Ölüm de yaflam da her fley do¤al evrimi içinde geliflir ve dönüflür. ‹nsan akl› da bu evrimsel geliflmenin bir sonucu olarak ortaya ç›kar ve zararl› hale gelmesinden sak›n›l›r. Bu sak›nma ilk toplumsal yasalar›, yani ilk toplumsal ahlak› gelifltirir. ‹lk toplumsal ahlak; sevgi, flefkat, koruma, gelifltirme, adalet, eflitlik ve bunlar› gerçeklefltiren anal›k eme¤ine sayg› temelinde geliflir. Mal, mülk, yalan, h›rs›zl›k, adaletsizlik, eflitsizlik, kin, nefret ve gasp yoktur bu toplumsal ahlak›n yap›s›nda. Kad›n eksenli, ana eksenli bir ahlakt›r bu ilk ahlak biçimi. Toplumsal de¤erler bu ahlaki yap›dan do¤ar ve toplum yaflam›n›n günlük düflünüflüne, davran›fl›na, diline flekil verir. Önderli¤imizin de dikkat çekti¤i nomos, Yunancada yasa anlam›nda

düzeyde paylaflt›r›lmas› yasas›yd›. Toplumun beslenme, bar›nma, korunma ihtiyac›n› kolektif eme¤e dayal› olarak eflitçe gideren ve paylaflt›ran yasayd›. Ekonomi olarak kavramlaflt›rabiliriz bu yasay›. Ekonomi de eko-nomos tan gelmektedir. Eko Yunanca da ev demek, nomos ise yasa demek. Eko-nomos ev yasas› demek oluyor (kaynak: siyaset felsefesi). Yani evin ve evde yaflayanlar›n ihtiyaçlar›n› karfl›layan yasa demek oluyor. Do¤al toplumun veya neolitik toplumun yaflam› sürdürme yasas›, Yunancada ev yasas›, ev ekonomisi olarak evin düzenini oluflturan yasa olarak kavramlaflt›r›lm›flt›r. Toplumun daha küçük evlere, ailelere bölündü¤ü bir süreçtir sonraki süreç. Ondan önce toplum yasas›d›r. ‹lk süreçler toplumun sonraki süreçlerde ise evin ve ev halk›n›n ihtiyaçlar›n› karfl›layan özne ise anad›r, kad›nd›r. Toplumun ve ev halk›n›n beslenme, giyinme, korunma, bar›nma gibi temel ihtiyaçlar›n› karfl›layan kad›nd›r. Ana, ilkin toplum içi sonra da ev içi yaflam› düzenledi¤i için toplumun ve evin yasas›n› oluflturdu¤u için söz hakk› öncelikle anan›nd›r kad›n›nd›r o dönemler aç›s›ndan. Soy zinciri bile buna göre yani anaya göre anan›n klan›na göre belirlenir ve sürdürülür. Sonra ne olur?

Erke¤in sahip oldu¤u ev ve aile kurumlaflmas› kad›n eme¤inin gasp› üzerinden geliflir Daha sonra avc›l›k kültüründen gelip anan›n yapt›¤› sözleflmeler çerçevesinde topluma dahil olan avc›l›k prati¤i içinde kurnazlaflm›fl erkek, anan›n toplumsal ihtiyaçlar için biriktirdi¤i ürünleri ve de¤erleri ele geçirir ve tekeline al›r. Tekelcilik anlay›fl›n› gelifltirir. Tekelcilik tefecili¤i de


SERXWEBÛN

ew e. c metçili¤idir. Kar›laflt›r›lan kad›n, ev içinde erke¤in cinsel metas›, cinsel hizmetçisidir. Kocan›n her istedi¤i zaman her türlü hizmetine kofltu¤u gibi cinsel hizmetine de koflmal›d›r.

Ev kad›n›n kapat›ld›¤› ömrü boyunca mahkum b›rak›ld›¤› özel alan olur

Bunun da günümüz literatüründe ad› NAMUS olmaktad›r. NAMUS, erke¤in kad›n› olarak tan›mlanm›flt›r. Geçmiflin nomosu, erkek egemen sistemde erke¤in meflru bir biçimde sahibi oldu¤u kad›n›n bedeni ve cinselli¤i olmufltur. Erke¤in özellerinin bafl›nda gelir. Baflkas›n›n dokunamayaca¤›, dokunmas› halinde yaflamlar›n söndürülece¤i en özel alan›d›r. En mikro dokunulmazl›klar›n oldu¤u aland›r bu alan. Dolay›s›yla kad›na kendisine dair, varl›¤›na dair, duygu düflünce ve ruhuna dair yine bedenine dair geriye bir fley b›rak›lmaz. Kad›n›n nomoslar› olan toplum yasalar› elinden al›n›r. Art›k yasay› koyan erkektir. Toplumda kad›n ifli olan ekonomi yani eko-nomos art›k kad›n›n de¤il erke¤in tekeline girer. Kamusal yasalar ile ev yasalar› art›k birbirinden kopar›l›r. Ev alan› kad›n›n kapat›ld›¤› ve ömrü boyunca mahkum b›rak›ld›¤› özel alan olur. Özel alan, evin dört duvar›ndan oluflan kad›n zindan›, kad›n kafesi olarak kamusal alandan kopar›l›r. Kad›n›n yasa koyucu gücü zay›flad›kça, elinden al›nd›kça erkek, kendi kamusal yasalar›n› oluflturur. El de¤ifltiren bu yasala-

ww

w.

ne t

gelifltirir. Tekeline ald›¤› toplumsal eme¤i ve yaratt›¤› üretimi ve de¤erleri kar karfl›l›¤›nda satmay› gelifltirir. Tefecilik kültürünü gelifltirir. Tefecilik, ahlak›n zay›flad›¤› yerde geliflir. Erke¤in yaratt›¤› tekelci ve tefeci kültür, daha önceki neolitik kültür ve ahlak›n› büyük oranda tahrip eder ve çeflitli biçimlerde ahlaks›zl›¤› gelifltirir. Toplumun kendi ihtiyaçlar›n› karfl›lamak üzere üretti¤i birikimi ele geçiren ve avc›l›ktan ald›¤› bütün kurnazl›klar› kullanan erkek, toplumsal düzenin adeta alt›n› üstüne getirir. Bu alt üst olufl, Enki flahs›nda kurnaz erke¤in kad›n›n biriktirdi¤i ürünleri ve de¤erleri çalmas› ile bafllar. Büyük çat›flmal› süreçlerin ard›ndan kurnaz Marduk flahs›nda erkek, kad›n›n kendisini de ele geçirir, düflürür ve mülkiyetine al›r. Kendisini sahip konumuna kad›n› ise sahip olunan meta konumuna getirir. Bu dönemde geliflen ataerkil zihniyet ve sistemi, kad›n›n yasa koyucu rolünü ve misyonunu kendi tekeline, kendi mülkiyetine al›r. Kad›na bir fley b›rakmaz. Kurnaz erkek kad›n›n de¤erleri ile birlikte kad›n›n bedenini, cinselli¤ini, iradesini, duygusunu, düflüncesini, yasas›n› her fleyini elinden al›r. Kad›n›n gücünü elinden al›r. Haks›z kazanç ve emek gasp›n› gelifltirir. En baflta da kad›n›n eme¤ini, bedenini, cinselli¤ini gasp eder. Erke¤in sahip oldu¤u evin, çocuklar›n, kocan›n ve kocan›n ailesinin hizmetini hiçbir maddi ve manevi karfl›l›k beklemeksizin yapar. Erke¤in sahip oldu¤u ev ve aile kurumlaflmas›, kad›n eme¤inin gasp› üzerinden geliflir. Kad›n, erke¤in yuvas›n› ayakta tutan karfl›l›ks›z emek deposu gibidir. B›kmadan, usanmadan, s›k›lmadan, karfl›l›k beklemeden, kendisine kader belleyerek ölünceye kadar erke¤in bu hizmetini yapmas› beklenir. Böyle yapmak zorundad›r da baflka türlü yaflam sans› b›rak›lmam›flt›r zaten. Mutfak hizmeti, temizlik hizmeti, üzerinde art›k söz sahibi olamad›¤› çocuklar›n bak›c›l›k hizmeti ve en kötüsü de cinsellik hizmetidir. Bunlar›n kad›n ruhunda, dünyas›nda, düflüncesinde en a¤›r yaralar açan› ise erke¤in cinsel hiz-

Mart 2009

om

64

r›n bafl›nda ise ekonomi gelir. Ekonomi; toplumun ihtiyaçlar›n›n kolektif emekle eflitlikçi da¤›l›m biçiminde ana taraf›ndan düzenlenmifl karakteri art›k emek gasp› ve sömürüsü üzerinden erkek tekelinde geliflir. Erkek egemen zihniyet ve sisteminin ekonomi anlay›fl›; haks›z kazanç sa¤lamaya dönük, baflkalar›n›n eme¤i üzerinden rant ve kâr elde etmeye dayal› s›n›flaflt›r›c› bir ekonomi anlay›fl›n› gelifltirir. Ad›na da ekonomi politi¤i veya iktisat bilimi denmeye bafllan›r. Ekonomi politik veya iktisat bilimi ile ev yasas› ile toplumsal üretim birbirinden kopar›l›r. Eko-nomos ev yasas› olmaktan ç›kar›l›r. Ekonomi politika ile kent yönetimleri, sonras›nda ise devlet yönetimi iflleri iç içe geçer. Bundan sonra ev ve toplum yasas› olan ekonomi, ekonomi politi¤e dönüfltürülerek kent yasas›na, devlet yasas›na dönüfltürülür. Tüm ekonomik hizmetler devlet için verilir. Devlet tekelcili¤i gelifltirilir. Ekonominin toplum için olan yan› kalmaz, her fley devletin büyütülmesi, erkin güçlenmesi ve merkezileflmesi için kullan›l›r. Topluma sadece art›klar› verilir. Toplum kendi harcad›¤› emekle yaratm›fl oldu¤u ürünlerden yararlanamaz. Adeta kar›n toklu¤una çal›flmaya zorunlu b›rak›l›r. Eme¤ini egemen s›n›f erkeklerine veya devlete satmak zorunda b›rak›l›r. Toplum yasas› diye, ev yasas› diye bir fley kalmaz geriye. Evde kalan tek sermaye kad›n›n ev içi hizmette kulland›¤› karfl›l›ks›z eme¤i ve erke¤e sunmak zorunda kald›¤› cin-


Mart 2009

SERXWEBÛN turdu¤u ev yasas› ise kad›n›n bedenini ve cinselli¤ini tekeline alan, mülküyetine alan NAMUS yasas›d›r. Kad›n›n daha önce belirledi¤i nomoslar› art›k erke¤in NAMUSU biçiminde de¤ifltirilmifltir. Kad›n›n nomoslar›, toplumun ve evin yaflam›n› eflitlikçi, adaletçi ve özgürlükçü temelde belirlerken, erke¤in NAMUSU ise sahip oldu¤u kad›n›n cinselli¤ine ve bedenine endeksli bir kavram olarak gelifltirilmifltir. Ev yasas› olan ekonomi yani Yunancadaki eko-nomos, art›k erke¤in tekelindeki, mülkiyetindeki kad›n›n cinselli¤ine indirgenmifl ve NAMUS olarak kavramlaflt›r›lm›flt›r. Ana eksenli, kad›n eksenli toplumda NAMUS yani NOMOS, büyük bir üretim ahlak› anlam›n› tafl›rken, günümüzde sadece kad›n cinselli¤ine ve bedenine indirgenmifl olmas› günümüz toplumu aç›s›ndan büyük ahlaki yozlaflmalara yol açm›flt›r. Kad›n be-

yöneten erkini denetlemeye dönük olmal›d›r. Ancak günümüz toplumsal ahlak› o denli düflürülmüfl ve küçültülmüfltür ki, namus ad› alt›nda sadece kad›n›n bedenini ve cinselli¤ini kontrol etme inisiyatifi ile s›n›rland›r›lm›fl ve meflgul edilmifltir. Toplum her an kad›n bedeni ve cinselli¤ini kontrol etmekle u¤rafl›rken, as›l kontrol edilmesi gereken devlet ve iktidar kurumlaflmalar› ise toplumdan her fleyi çal›p götürmektedir.

ne te we .c om

selli¤idir. Art›k günümüze kadar ekonomi; insanlar›n beslenme, bar›nma ve korunma ihtiyaçlar› temelinde de¤il bir kesim erke¤in baflkalar›n›n eme¤i üzerinden kâr sa¤lamas› temelinde tan›mlan›r. T›pk› analar gibi, kad›nlar gibi emekçi kesimler de bu egemen erkek s›n›f›n›n zenginleflmesi için durmadan çal›flt›r›l›r ve hizmete koflturulur. Ataerkil toplumun yeni düzenini oluflturan kurnaz erkek; kad›n›n en temel toplumsal ifli olan ekonomik faaliyetleri, üretim ifllerini, üretileni adaletli bir biçimde paylaflt›rma ve da¤›tma faaliyetlerini elinden al›r. Kad›n›n elinden ç›kan toplumsal üretim ve ekonomi iflleri, el de¤ifltirip erke¤in tekeline geçti¤inde, büyük toplumsal düzensizlikler ve dengesizlikler geliflmeye bafllar. Toplumun iç dengesi, ekolojik dengesi yani toplumsal ekolojide büyük ve derin bozulmalar ortaya ç›kar.

65

“Toplumu parçalay›p bir parças› olan erke¤i di¤er yar›s› olan kad›n› kontrol etmek için meflgul etmek, u¤raflt›rmak as›l denetlenmesi gereken devlet ve iktidar üzerindeki kontrol gücünü s›f›ra düflürmektedir. Ataerkil zihniyet ve sisteminin gelifltirdi¤i namus anlay›fl› sadece devlet ve iktidar›n kendisini toplumsal denetimin d›fl›nda tutmas› için uzmanca gelifltirilmifl bir oyunudur” Namus günümüzde kad›n cinselli¤ine ve bedenine indirgenmifltir

ww

w.

Ataerkil sistemin geliflimiyle toplumsal yap›da yaflanan bu bozulmalar sonucu toplum içerisinde kad›na b›rak›lan tek yer, dört duvardan oluflan ev ortam›d›r. Ev hapsidir. Ev içerisinde bile belli bafll› s›n›rl› inisiyatifleri vard›r. Ev ortam›n›n tümünde sözü geçmez. Kad›n›n ev ortam›nda sözünün geçti¤i tek alan hizmet alan›d›r. Mutfak iflleri, temizlik iflleri, cinsel ifller ve do¤urganl›k ifllevidir. Onun d›fl›nda kad›na ev içerisinde bile bir fley b›rak›lmam›flt›r. O, evde sadece bir hizmetçi, sahibi olan erke¤in çocuklar›n› do¤urma makinesidir. Erkek evin sahibi oldu¤u için eskiden kad›n›n belirledi¤i ev yasalar›n› art›k kad›n de¤il erkek oluflturmaktad›r. Erke¤in olufl-

deni ve cinselli¤ini denetlemeye odakl› olan ataerkil namus anlay›fl›, sa¤l›kl› bir toplumun sahip olmas› gereken ahlak›n di¤er alanlar›n› bofl b›rakm›flt›r. Erkek egemenlikli sistemin kad›n bedeni ve cinselli¤ine odaklad›¤› namus anlay›fl› toplum içerisinde yaflanan di¤er yozlaflmalar› oda¤›na al›p denetleyememektedir. Adeta cinsellik bata¤›nda bo¤durulmufltur namus veya nomos. Sözde hukuk yasalar› geri kalan alanlar› denetlemektedir. Ancak hukuk devletin tekelinde olan ve devletin ç›karlar› do¤rultusunda düzenlenmifl ve ço¤u zaman haks›z olan yasalardan oluflturulmaktad›r. Toplumun ortak vicdan› olan ahlak ihtiyac›n› karfl›lamamaktad›r. Devletin hukuk yasalar› ile denetledi¤i alan toplumsal aland›r. Ancak toplumsal ahlak daha çok devleti yani toplumun

Ataerkil namus anlay›fl› egemenlerin ideolojik bir oyunudur

Toplum her iki cinsten oluflur. Ahlak ise toplumun ortak vicdan›d›r. Ortak özgürlü¤üdür. Özgür yaflam›d›r. fiimdi toplumu ikiye ay›r›p, bir yar›s› olan erke¤i di¤er yar›s› olan kad›n› namus ad› alt›nda kontrol etmekle u¤raflt›rmak nas›l bir ahlak yap›s›n› oluflturabilir ki? Her fleyden önce toplumun tümü bu ahlaki yap›ya onay vermedi¤i için bir cins bunun d›fl›nda tutuldu¤u için ve bir cinsin di¤er cinsi kontrol etmesine, kölelefltirmesine dönük oldu¤u için böyle bir ahlaki yap›ya özgürlük ahlak› demek büyük bir yan›ltmad›r. ‹kincisi toplumu parçalay›p bir parças› olan erke¤i di¤er yar›s› olan kad›n› kontrol etmek için meflgul etmek, u¤raflt›rmak ise as›l denetlenmesi ve kontrol edilmesi gereken devlet ve iktidar üzerindeki kontrol gücünü s›f›ra düflürmektedir. Ataerkil zihniyet ve sisteminin gelifltirdi¤i ve günümüzde geçerli olan namus anlay›fl› sadece devlet ve iktidar›n kendisini toplumsal denetimin d›fl›nda tutmas› için uzmanca gelifltirilmifl bir oyunudur. Tüm toplumun kad›n› ve erke¤i ile bu oyuna gelmifl olmas› çok ac› bir trajedidir. Erkek avucuna tutuflturulan kad›na nas›l sahiplik edece¤i ile onu nas›l denetleyece¤i ile kendi cinsel ve bedeni zevklerini nas›l tatmin edece¤ine yo¤unlafl›rken ve yaflam›n› bundan ibaret k›larken, devlet ve iktidar›n ondan çald›klar›n›n fark›nda bile olmamaktad›r. Haks›z kazanc›n, emek gasp›n›n, h›rs›zl›¤›n, doland›r›c›l›¤›n, yalanc›l›¤›n, sömürmenin, sindirmenin, flidde-


SERXWEBÛN

w.

ww

Kad›na dayat›lan namusluluk hali erkek taraf›ndan ihlal edilmektedir

Günlük yaflam›n hemen hemen tüm kanunlar› sömürülen cins olarak kad›n etraf›nda örülmüfltür. Yaflam›n ak›fl› içerisinde karfl›s›na her an bir tabu olarak namus kanunlar› ç›kmayan bir kad›n yoktur. Egemen sistemin gericileflmifl bir tabusu olarak kad›na dayat›lan namusluluk hali asl›nda erkek taraf›ndan her gün ihlal edilmek-

bu yaklafl›m› mahkum ediyoruz. Namusu; onur, irade, mücadele ve dolay›s›yla özgür bir yaflam felsefesi, özgür bir ahlak olarak ele al›yoruz. Dolay›s›yla namusu özgürlükle, toplumsal özgürlükle, toplumun ortak vicdan›, özgür vicdan› ile eflde¤erde ele al›yoruz. Kad›n›n namusunu; onuruna, iradesine ve özgürlü¤üne sahip ç›kma mücadelesi olarak tan›ml›yoruz. Bunun için de " bizler kad›n›z, kimsenin namusu de¤iliz, namusumuz özgürlü¤ümüzdür" diyoruz.

ew e. c

tedir. Evde, okulda, ifl yerinde, çarfl› ve sokaklarda kad›n›n bedenine ve cinselli¤ine el atan, bu geleneksel namus kanununu bozan yine erkektir. Kad›n bedenine, iradesine, duygular›na, cinselli¤ine her an sald›ran, bu yönlü konmufl toplumsal tabular› ihlal eden yine erke¤in kendisidir. Bu durum erke¤in yalanc›l›¤›n› ortaya koymaktad›r. Kad›n bedenini ve cinselli¤ini bir erke¤in tekelinde gören erke¤in kendisidir bunu bozan, baflka bir erke¤in tekelindeki kad›n›n bedeni ve cinselli¤ine her an sald›r› pozisyonu alan, taciz eden tecavüz eden yine ayn› erke¤in kendisidir. Kendi eflinin, k›z›n›n veya kendisine yak›n olan kad›nlar›n bedenini ve cinselli¤ini ölümüne sözde koruma kavgas› veren erkek, baflkas›n›n efline, k›z›na veya yak›n›nda bulunan kad›nlara tersi bir yaklafl›m içinde olur. Sonuç itibari ile bu geri yasay› kad›na dayatan da ihlal eden de erke¤in kendisidir. Ancak yasay› ihlal eylemini her zaman erkek yapmas›na ra¤men bu ihlal eyleminin günah› ve cezas› yine kad›na ç›kar›l›r. Yani her an erke¤in her türlü fliddetine, tacizine, tecavüzüne u¤rayan kad›n adeta suçu kendisi ifllemifl gibi cezaland›r›l›r. Bu ihlalin sebebi adeta kad›n›n yaflamdaki varl›¤›d›r. Yaflamdaki kad›n varl›¤› erke¤in suç iflleme potansiyeliymifl gibi ele al›n›r ve her durumda kad›ndan hesap sorulur. Dayak at›l›r, hapsedilir, katledilir, intihara sürüklenir, yaflam hakk› elinden al›n›r. Biz namusu kad›n bedeni ve cinselli¤i olarak ele alm›yoruz ve tek bafl›na

ne t

tin temel kayna¤› ahlaks›z b›rak›lan toplum gerçe¤idir. Özgürlükçü bir ahlak›n oldu¤u yerde devlet ve iktidar sisteminin kendisini yaflatmas›, sistemlefltirmesi ve ayakta tutmas› mümkün de¤ildir. Bu aç›dan ataerkil namus anlay›fl›, egemenlerin ideolojik bir oyunu olman›n ötesinde baflka bir fley de¤ildir. Toplumun en üretken bir yar›s› olan kad›nlar› etkisiz ve ifllevsiz b›rakman›n, toplumu birbirine k›rd›rtman›n, birbirine öldürtmenin ve topluma bunlar› yapt›r›rken kendisini de lüks içinde haks›z kazanç ve emek gasp› üzerinden, talan ve h›rs›zl›k üzerinden, iflgal ve soyk›r›m üzerinden yaflatman›n temel stratejisidir. Dini ideolojiler de kullan›larak bu stratejik oyun tüm topluma kabul ettirilmifltir. Buna direnen ö¤eler yok edilmifl, katledilmifl veya sindirilmifltir. Ortaça¤da buna direnen bilge kad›nlar›n “Cad›” olarak teflhir edilip yak›lmas› bunlar›n bu uygulamalar›n bafl›nda gelir. Günümüzde de "cinsel özgürlük" ad› alt›nda yine "seks iflçili¤i" ad› alt›nda kad›n her gün katledilmektedir. Ortado¤u'da namus ad› alt›nda bir erke¤in özel mülkiyetine verilen kad›n, Bat›’da cinsel özgürlük ve seks iflçili¤i ad› alt›nda erkeklerin kolektif mülkiyetine verilmektedir. Her halukârda kad›n bedeni ve cinselli¤i üzerinden denetlenen ve yürütülen, yozlaflm›fl bir toplumsal gerçek söz konusudur. Bu oyun bozulmadan, bu strateji bofla ç›kar›lmadan toplumsal özgürlü¤ün sa¤lanmas› mümkün de¤ildir. ‹flte tam da bu nedenle toplumsal özgürlü¤ün yolu kad›n özgürlü¤ünden geçmektedir ve kad›n özgürleflmeden toplum özgürleflemez.

Mart 2009

om

66

Tüm kad›nlar›n kendilerine ait gerçek bir özgürlük tan›m› olmal›d›r

Burada önem kazanan bir konu ise özgürlü¤ün nas›l alg›lanmas› ve tan›mlanmas› gerekti¤idir. Özgürlü¤e kad›n olarak kendi iradi gücümüzle tan›m getirmek oldukça hayatidir. Toplumun özgür yaflam ütopyalar› hiç sönmemecesine adeta bir meflale gibi hep yanmaya devam etmektedir. Yani toplum oldukça karmafl›k ve esnek yap›s›yla her zaman diri bir özgürlük aray›fl› içerisindedir. Toplumlar›n bu özgürlük özlem ve aray›fllar› ve bu temelde belli bedeller karfl›l›¤›nda yürüttükleri mücadeleler vard›r. Ancak toplumun özgürlük özlemi ve aray›fllar› topluma egemen olan devletçi, iktidarc› yap›larca yönlendirilir. Özgürlük aray›fl›nda olan bir toplumun veya bunun bir parças› olan bir toplumsal kesimin do¤ru yönlenememesi ciddi sorunlara, çarp›kl›klara


Mart 2009

SERXWEBÛN

ne te we .c om

yol açar. En köleci bir yaflam›n bile özgürlük olarak alg›lanmas›na yol açabilecek denli tehlikeli yönlere savrulabilme riski de her zaman vard›r. Kad›n dünyan›n her yerinde ezilen ve sömürülen bir cins, bir s›n›f, bir ulus niteli¤indedir. Tüm ezilen ve sömürülen varl›klarda ve kesimlerde oldu¤u gibi kad›n›n da önemli özgürlük aray›fllar› vard›r. Kad›ndaki bu özgürlük aray›fllar› maalesef egemen erkek zihniyeti ve sistemi taraf›ndan yanl›fl yönlendirilmektedir. Örne¤in kad›n›n en çok aray›fl içerisinde oldu¤u yafllar gençlik yafllar›d›r. Büyük özgürlük aray›fl› içerisinde olan genç kad›nlar›n her an bir egemen erke¤in veya eril devletin ajan kurumlaflmalar›n›n a¤›na düflmesi her zaman olas›d›r ve ço¤unlukla da böyle olmaktad›r. Bu aç›dan genç kad›n›n ve tüm kad›nlar›n kendilerine ait bir gerçek özgürlük tan›m› olmal›d›r.

67

Ahlaki de¤erlerden boflalt›lm›fl bir özgürlük anlay›fl› tehlikelidir

ww

w.

Özgürlü¤ün Bat›'daki egemen tan›m› kad›n için büyük bir tuzakt›r. Kapitalist sistemin liberal ideolojisi özgürlü¤ü; bireyin s›n›rs›zca yapmak istedi¤i her fley olarak tan›mlan›r. ‹lk bak›flta bireyin s›n›rs›zca yapmak istedi¤i her fley çekici bir tan›m olarak gelebilir. Bireyin yapmak istediklerinin s›n›rlar›n› çizen ahlaki de¤erlerdir. Ahlaki de¤erlerden ve s›n›rlardan boflalt›lm›fl bir özgürlük anlay›fl›n›n yol açt›¤› tehlikeli sonuçlar›n günah›n› bu gün tüm insanl›k çekmektedir. Bencilce can›n›n istedi¤i her fleyi yapma serbestli¤i en çok egemen erke¤in ifline yaram›fl ve baflkalar›n›n eme¤i, iradesi üzerinden kendini büyütme ve yaflatma zeminini sonuna kadar açm›flt›r. Bireyin s›n›rs›z istemleri aras›nda s›n›rs›zca zenginleflme, s›n›rs›zca sömürme, s›n›rs›zca gasp etme, s›n›rs›zca sahip olma gibi ahlak s›n›rlar›n› tan›mayan güdüler de vard›r. ‹ktidar ve fliddet dolu bu güdüsel istemlerin ahlaki s›n›rlar› tan›madan tatmini, günümüzün s›n›rs›z sömürü gerçe¤ine yol açm›flt›r. Zaten bireyin s›n›rs›zca yapmak istedi¤i her fleyi

yapabilmesi; ancak toplumun çok dar bir erkek grubu için geçerli olabilecek bir tan›md›r. Her fleyiyle güce, iktidara bulaflm›fl toplumsal birimlerin hepsi s›n›rs›zca istedikleri her fleyi yapamazlar. Buna toplumsal imkanlar da el vermez. Bu, liberal ideolojinin büyük bir yalan›d›r. Yol açt›¤› büyük canavarlaflmalar vard›r. S›n›rs›zca yapmak istedi¤i her fleyi yapmak ancak dar bir zengin burjuva erkek grubuna mahsustur. Dolay›s›yla bu tan›m sadece üst s›n›f olarak adland›rabilece¤imiz dar bir erkek grubunu k›s›tlayan ahlaki ölçüleri kald›rmaya ve yozlaflt›rmaya dönük gelifltirilmifl bir tan›md›r. Bu tan›ma göre sadece üst s›n›f erke¤i bu özgürlükten yararlanmaktad›r. Liberalizmin "b›rak›n›z yaps›nlar, b›rak›n›z geçsinler" slogan› sadece bu dar egemen erkek s›n›f için geçerli olmufltur.

Özgürlük istem kadar bilinç ve vicdan› da tan›ma durumudur

Oysaki özgürlük hakikattir, hakikat ise aflkt›r. ‹yiyi, güzeli ve do¤ruyu bulmak, bilmek ve ona göre yaflamakt›r. Onurlu, iradeli ve bilinçli yaflamakt›r. Baflkalar›n›n da onurlu, iradeli ve bilinçli yaflamalar›na imkan tan›makt›r. ‹stem kadar bilinç ve vicdan› da tan›ma durumudur. Ahlak; toplumun ortak bilinci ve vicdan›d›r. Bu ortak bilinç ve vicdandan, yani ahlaktan kopan birey, toplumun bafl›na adeta bela olur, toplumu yutma tehlikesi tafl›yan bir canavara dö-

nüflür. Toplum denirken kad›n› ve erke¤i ile birlikte bir bütünlük kastedilmektedir. Kad›n›n iradesini kapsamayan bir toplumsal ahlak; toplumun ortak bilinci ve vicdan› say›lmaz. Bu yüzden içinde kad›n›n da sesi ve iradesi bulunmayan bir toplumsal ahlak, gericileflmifl ve yozlaflm›fl demektir. Hem Do¤u için hem Bat› için bu böyledir. Dolay›s›yla içinde kad›n›n da sesi, görüflü ve iradesi olan yeni bir toplumsal ahlak›n, özgürlük ahlak›n›n oluflturulmas›na ihtiyaç bulunmaktad›r. Toplumun yar›s›n› oluflturan kad›nlar› katleden, fliddet uygulayan, taciz ve tecavüzde bulunan bir toplumsal ahlak afl›lmak ve yeni ahlak yap›s› oluflturulmak zorunludur. Bunun için kad›nlar›n kendi cephesinden özgürlü¤ü yeniden tan›mlamas› ve içinde bulundu¤u toplumu da bu temelde de¤ifltirip dönüfltürme mücadelesi etraf›nda örgütlenmesi gerekmektedir. Bunu gerçeklefltirmek ciddi bir kad›n özgürlük ideolojisi ile mümkün olabilir. Kad›n için özgürlük böyle bedelleri olan ciddi ve kapsaml› bir ideolojik mücadele ister. Kürdistan kad›n özgürlük hareketi bunun mücadelesini yürütmektedir. Bu mücadeleyi Kad›n kurtulufl ideolojisinin ilkelerine ve stratejik esaslar›na göre yürütmektedir. Kürdistan Kad›n özgürlük hareketinin ideolojik ve stratejik esaslar›, özgür yeni bir toplumun özgürlük ahlak›n› yaratmaya ve bu temelde yeni bir ahlakl› toplumu infla etmeye muktedirdir.


SERXWEBÛN

68

Mart 2009

om

Agit kurulufl dönemi kahramanlar›n›n tart›flmas›z temsilcisi ve rehberiydi “En de¤erli varl›klar›ndan birini yitirmifl olmas›na ra¤men, halk›m›z, Agit yoldafl›n

flehadetinde kendi direnifl tarihini en büyük zaferlerinden birisini yaflam›flt›r. Bu olay,

halk›m›za, flehadet mertebesinde özgürlü¤ün doru¤una ulaflmay› bir kez daha en dolays›z ve en güçlü bir biçimde göstermifl, bunun ça¤r›s›n› ulaflt›rm›flt›r. Agit yoldafl›n direnifl destan›nda a盤a ç›kar›lan gerçekler ve bunun tafl›d›¤› mesajlar,

ew e. c

bütün bir ulusal kurtulufl sürecimize yans›yacak dev bir kazan›md›r”

Reber Apo’nun 1986 Nisan ay› çözümlemesinden al›nm›flt›r

Agit yoldafl, halk›m›z›n parti, cephe ve orduda mutlaka somutlaflacak olan kurtulufl sürecindeki özelliklerini, kavuflulmas› gereken bilinç ve keskinleflmesi gereken iradesini varl›¤›nda somutlaflt›rm›fl ve böylelikle O, temsil etti¤i özellikleri partiye ve halka, ulafl›lmas› gereken ölçüler olarak sunabilecek kadar yüksek bir kiflili¤e ulaflm›flt›r. Halk›m›z›n ufkuna bir kader gibi giren kölelik yaflam›n› kendi kiflili¤inde parçalam›fl; devrimci at›l›mlar içinde yaratt›¤› güçlü, özgür ve çekici kiflili¤ini, milyonlar› ba¤›ms›zl›k, özgürlük ve sosyalizme ça¤r›ya dönüfltürmüfltür. O, bununla yetinmemifl, bu kiflilik ve özellikleri halka mal etmenin büyük savafl›n› vermifl ve bunu önemli oranda baflarm›flt›r. O, uyanm›fl, özgürlük bilincine ulaflm›fl ve parti, cephe, ordu silah›yla savafl›m›n içine çekilmifl Kürdistan halk›n›n ölümsüzlük yürüyüflünün bafl›nda yer alm›flt›r. Yoldafl olarak, O, yüre¤imizde ve bilincimizde sonsuz canl›l›¤›yla taçlanm›fl; halk›m›z ve Partimizin bafl›nda lay›k oldu¤u yere oturmufltur. Bu kahramanlar kahraman›n›n an›s› önünde büyük bir sayg›yla e¤iliyor; O'na olan vefa borcumuzu ancak, u¤runda büyük savafl yürüttü¤ü halk›m›z› bir kurtulufl ordusu içinde örgütleme ve savaflt›rma görevini gerçeklefltirerek yerine getirebilece¤imizi biliyoruz. Agit yoldafl! Evet, O'nu tan›mak ve anlamak gerekir. Agit yoldafl flirin, Agit yoldafl cesur, Agit yoldafl fedakar insan!

ww

w.

ne t

Partimiz ve halk›m›z›n kahraman önderlerinden Mahsum Korkmaz (Agit) yoldafl›, 28 Mart'›n alaca flafa¤›nda, halk›m›z›n yüce kurtulufl bayra¤›n› dalgaland›r›p hain düflman pusular›n› aflarken flehit vermifl bulunuyoruz. Agit yoldafl› anmak, O'nun mücadelesini anlatmak, gerçekte kurtulufl mücadelemizin önde gelen kahramanlar›ndan birini anmak ve bu destan› anlatmakt›r. Aciz ve çürümüfl Türk sömürgecileri, O'nu, "PKK'nin cellad›, askeri sorumlusu, HRK sekreteri" gibi s›fatlarla tan›t›p, ak›llar›nca bir yandan PKK'ye çok büyük darbe vurduklar›n› anlatmaya, öte yandan da O'nu gözden düflürmeye çal›flt›lar. Ama düflman çok iyi bilmektedir ki, O, Partimizin ve halk›m›z›n keskin bir özgürlük k›l›c›d›r. Mahsum yoldafl, yüzy›llardan beridir halk›m›z›n ba¤r›na, bilincine ve yüre¤ine saplanm›fl hain b›ça¤›n ç›kart›l›p, düflman›n beynine ve yüre¤ine saplanmas›n›n gere¤ine inanm›fl, bunu sonsuz bir çabayla kiflili¤inde somutlaflt›rm›fl ve halk›n ancak bu silahla kurtulufla götürülebilece¤inin zorunlulu¤unu görmüfl olanlar›n bafl›nda gelmekteydi. Kahramanl›k s›fat›n› en çok hak eden ve halk›m›z›n ça¤dafl k›l›c› oldu¤unu belirtti¤imiz yi¤it önderimizi, Agitimizi, fiziki olarak yitirdi¤imiz do¤rudur. Ama bir halk›n ve yine onun mazlum s›n›flar›n›n soylu geçmifl ve gelece¤ini kiflili¤inde birlefltirmifl olanlar›n ölümünden ya da yitirilmesinden bahsedilebilir mi?

Bu can yoldafl› anmak ve aramak gerekir. Hele hele günümüzde, tarihin o utan›las› miras›n› hâlâ boynunda ve aya¤›nda bir zincir gibi tafl›yan halk›m›z›n o katlan›lmaz yaflam tablosu gözler önündeyken, böylesi bir kiflilikle tan›flmak, O'nun oluflturdu¤u ak›m›n içinde yer almak, O'nun yoldafl› olmak ve büyüklü¤üne eriflmek, nefes al›p vermek gibi bir zorunluluktur. Düflman, O'nu katletmekle Mahsum yoldafltan kurtuldu¤unu san›p buna sevinebilir. Ama gerçe¤in bu oldu¤una kim inanabilir? Agit yoldafl›n tüm benli¤ini katt›¤› ve bir cisim olmaktan ç›k›p içinde eridi¤i ulusal direnifl gerçekli¤imiz karfl›s›nda, düflman, nas›l rahat olabilir? Agit’i katletmekle zafer elde ettiklerine kimi nas›l inand›racaklar Türk sömürgeci güruhu çok iyi bilmektedir ki, bas›n-yay›n organlar›nda yapt›¤› ucuz baflar› edebiyat› ona biraz nefes sa¤lasa da, gerçekte, onun ölümcül korkusunu belgelemekten baflka bir ifle yaramamaktad›r. O, Agit yoldafl› katletmekle bir zafer elde etti¤ine kimi, nas›l inand›racak? Özel birliklerden oluflmufl ve çevreyi hain pusularla donatm›fl elli bin kiflilik bir gücün, bir kifliyi katletmesi, ya da bir grup devrimciyi imha etmesi, nas›l bir zafer say›labilir? Bu sömürgeci ordu yöneticilerine ve devlet yetkililerine hangi baflar› ve flerefi sa¤layabilir?


Mart 2009

SERXWEBÛN da ordular›n yenildi¤ine tan›k oluyor ve bunu ilan ediyor. fiehitler flehidi Agit'in kiflili¤inde dile gelen gerçek nedir? Hak, adalet nerededir? Agit olay›, bu sorulara, hiçbir dönemde olmad›¤› kadar aç›k bir biçimde cevap vermektedir. Bu olayda Agit, milyonluk bir halk›n içine s›¤d›¤› bir yürek; milyonluk bir ordu ve teknik donan›ma sahip düflman ise elli bin kifliyle bir kifli ve bir gruba yönelebilecek kadar küçülmüfl, sefil bir varl›kt›r. ‹nsanl›k tarihinde bu tür zaferlere ender rastlan›r. Tarihte, mazlumlar ve zalimler aras›nda, ac›mas›z koflullarda gerçekleflmifl birçok savafl vard›r. Yine mazlumlar›n bu koflullarda yaratt›klar› birçok zafer vard›r. Ama bu direnifl kahramanlar›n›n flahs›nda halk›m›z ve Partimizin yaflad›¤› savafl ve yaratt›¤› zaferler gibi savafllar ve zafer-

ler enderdir. Tereddütsüzce belirtebiliriz ki, en de¤erli varl›klar›ndan birini yitirmifl olmas›na ra¤men, halk›m›z, Agit yoldafl›n flehadetinde kendi direnifl tarihini en büyük zaferlerinden birisini yaflam›flt›r. Bu olay, halk›m›za, flehadet mertebesinde özgürlü¤ün doru¤una ulaflmay› bir kez daha en dolays›z ve en güçlü bir biçimde göstermifl, bunun ça¤r›s›n› ulaflt›rm›flt›r. Agit yoldafl›n direnifl destan›nda a盤a ç›kar›lan gerçekler ve bunun tafl›d›¤› mesajlar, bütün bir ulusal kurtulufl sürecimize yans›yacak dev bir kazan›md›r.

ww

w.

ne te we .c om

Onlar bununla nas›l övünebilirler? E¤er ilerici insanl›k tarihinin tan›kl›¤›na baflvurulursa, elli bin kiflinin bir kifliyi katletmesinin, gerçekten o bir kiflinin elli bin kifliyi teslim almas› ya da imha etmesi anlam›na geldi¤ini herkes teslim edecektir. Agit yoldafl›n katledilifli ve ard›ndan gelifltirilen zafer 盤l›klar›, düflman›n yenilgisinin en anlaml› bir biçimde d›fla vurumudur. Bu, onlar ad›na ancak utan›lacak bir durumun itiraf› say›labilir. Ne köle sahipleri ve feodallerin, ne de burjuva ordular›n, böylesine müthifl bir güç dengesizli¤i ortam›nda savafla girdikleri ve böyle ucuz zaferler ilan ettikleri görülmüfltür. Türk burjuvazisinin bu olayda içine düfltü¤ü alçakl›¤›, bütün bu s›n›flar hiçbir zaman yaflamam›flt›r. Bu "bir" kifli neyi, elli binlik ordusuyla savaflan taraf neyi temsil ediyor? Hangi koflullarda, nas›l karfl› karfl›ya gelmifllerdir? Hangi güç ve olanaklara dayanarak savafl›yorlard›? Bunlar, üzerinde çok iyi düflünülmesi ve cevap verilmesi gereken çetin sorulard›r. Düflman, büyük bir hedefi düflürdü¤ünü iddia ederek, bununla rahatlayabilir. Ama O, bununla, sadece kendi küçüklü¤ünü kan›tlamakta ve yedi¤i büyük darbeyi itiraf etmektedir. Türk egemenli¤inin günümüzdeki en son temsilcileri, gözbebekleri gibi koruduklar› besleme ordular›yla, onlar için her saati ölüm ve zillet olan bir savafl›n içine nas›l çekildiklerini ve bu savafl içinde gün be gün nas›l tüketildiklerini çok iyi bilmektedirler. Tarihte Kürdistan halk›n›n gerçeklefltirdi¤i birçok ayaklanma "vahflilerin ayaklanmas›d›r" denilerek bast›r›ld›. Ve bu vahflet, modernlik, uygarl›k ad›na meflrulaflt›r›lmak istendi. Ac› bir gerçek olarak, bu ayaklanmalar büyük ço¤unlukla bast›r›ld› da. Ama Kürdistan'da Hakilerin, Mazlumlar›n, Hayrilerin, Kemallerin, Mehmetlerin ve onlar›n kanlar› pahas›na yaz›lan yeni tarihte, buna yer ve imkan yoktur. fiimdi tarih, bambaflka gerçeklere tan›k oluyor. Ve bu gerçekler kendisini düflmana da, dosta da ac›mas›z bir biçimde dayat›yor. fiimdi ülkemizde tarih, tek tek devrimci önderler ya da bir grup devrimci karfl›s›n-

69

Kanla yaz›lan fleylerin gücü ve de¤eri konusunda tart›flma olamaz

Yaflam›n tomurcuklar› halinde olanlar›n kanlar›yla yazd›klar› de¤erler çok soyludur. Böylesi bir yüceli¤i ba¤r›nda gelifltiren bir hareket kutsald›r.


SERXWEBÛN lacak, verilmesi gereken savafllar mutlaka verilecek ve kazan›lmas› gereken zaferler mutlaka kazan›lacakt›r. ‹flte; karfl›s›nda gerek parti gerekse de halk olarak böylesine borçla yüklü oldu¤umuz flehitlerimizden biri de, flehitlerin flehidi Agit yoldaflt›r. Agit özgür halk iradesini bir kifliye s›¤d›rman›n seçkin önderidir

w.

ww

meden ve yalç›n da¤lardan inmeden savafl› sürdürmek az görülen olaylardan biridir. Bütün bunlar› yaparken, bir an bile y›lg›nl›¤a kap›lmak bir yana, her geçen gün özgürleflen halk ve geliflen öncüye lay›k bir büyümeyi yaratmak yine az görülen bir fleydir. TC'nin O'nu, "PKK'nin cellad›" olarak lanse etmesi, Kürdistan halk›n›n O'nun flahs›nda nas›l keskin bir k›l›ca sahip oldu¤unu kendi dili ile itiraf etmesinden baflka bir fley de¤ildir. ‹nsan yaflam›nda fiziksel imha her zaman mümkündür. Ama e¤er bir insan halk›n iradesi ile bütünleflmifl ve bu iradeyi her koflul alt›nda hakim k›lacak bir güce ulaflm›flsa, onu imha etmek asla mümkün olamaz. Gerçek flu ki, Hz Ali'nin elindeki Zülfikar neyse, Mahsum yoldafl da halk›m›z›n elinde odur. Bu k›l›ç bir kez edinilmifl. Düflman O'nu yere düflürmekle, büyük bir zafer kazand›¤›n› zannedebilir. Ama her zaman oldu¤u gibi, nas›l bir yan›lg› içinde oldu¤unu çok geçmeden anlayacakt›r. Silah›m›z elimizdedir, hem de bütün parlakl›¤›, keskinli¤i ve çekicili¤iyle! Dün oldu¤u gibi, bugün de bu silahla savafl›yor ve düflmana amans›z darbeler vuruyoruz. Ama bu k›l›ç, kahredici darbelerini as›l bundan sonra vuracakt›r. Partimizin ve halk›m›z›n bu eflsiz evlad›, ayn› zamanda, yurtseverlikle enternasyonalizmi, bilinçle iradeyi, teoriyle prati¤i, olgunlukla atakl›¤›, alçak gönüllükle yüceli¤i tepeden t›rna¤a birlefltirebilen bir önderdi. Böyle bir de¤eri yaratabilmek, PKK ve Kürdistan halk› aç›s›ndan bir zaferdir. PKK ve halk›m›z O'nunla gurur duyuyor. Biz O'nun anlam›n›, "birinci y›l flunu, yedinci y›l da flunu yapt›" diyerek niceliklere s›¤d›rma gibi bir duruma düflmeyece¤iz. O'nun Kürdistan ulusal kurtulufl hareketinin önderlerinden olarak yaflad›¤› yedi y›l, parti ve halk direnifl tarihimizde yedi yüzy›la hükmedecek bir yaflamd›r. O'nun büyük ac›lar ve çabalarla, engin fedakarl›k ve cesaretle yüceltti¤i kiflili¤ini partisine yoldafll›¤›n, sadakatin en büyük örne¤i olarak sunmas› gibi, e¤er yoldafllar› da

ew e. c

Mahsum yoldafl, bafl›ndan sonuna kadar, tüm bu flehitler zincirinin beyni ve yüre¤i olas›n› bilmifl, yine tüm halk›n yüre¤ini ve beynini bir kifliye s›¤d›racak güce ulaflm›fl büyük bir insand›r. Bir kifli, e¤er onun niteliklerine ulaflabilmiflse, yücelik ve yi¤itlik s›fatlar›na lay›k olabilir. Böylesi bir gerçekli¤i yaratm›fl biri için ölümden bahsetmek ne kelime? Yaflam›n en soylusu içinde erimifl, onun ta kendisi olmufl biri ölebilir mi? E¤er yaflam say›s›z niceli¤in k›sa bir zaman aral›¤›nda bir araya gelmesi ise, bunun belli bir süre sonraki ad› da ölümdür denebilir. Ama e¤er yaflam, evrenin sonsuz bir kavram› ve insan soyunun geliflim halkalar›n›n sonsuzlu¤u olarak ele al›nacaksa, yaflam›n bu soylu kavran›m kiflili¤inde abidelefltirmifl birinin ölümünden söz edilemez. Böyle bir kiflili¤e ve öndere sahip olan halk›m›z da, O'nun flahs›nda gerçekte flanl› bir dirilifle ve ölümsüzlü¤e ulaflm›flt›r. Halk›m›z ve Partimiz için anlam› bu olan Mahsum yoldafl, ulusal direniflte partileflmeyi sa¤layanlar›n da en bas›nda yer al›yordu. ‹nanç, inanc›n örgüt ve eyleme dönüflmesi O'nda en soylu bir merhaleye varm›flt›r. Sanki yar›n›n özgür halk yaflam›m›zda sevilecek ve say›lacak ne varsa hepsi O'nun kiflili¤inde somutlaflm›fl, dile gelmifltir. O, bugünün her türlü inkarc›l›k ve imkans›zl›klar ortam›nda bile, "böyle bir evlad› olan bir halk ve böyle bir kahraman› yaratan bir hareket yaflamal›; ilerici insanl›k O'na kendi aras›nda mutlaka yer vermeli" dedirtecek bir soylulu¤u ve çekicili¤i temsil etmekteydi. Bin y›llar›n barbar bir egemenli¤ine karfl› yedi y›l gibi bir süre bilincini hiç karartmadan, yüre¤ini hiç susturmadan, silah›n› hiç elinden düflür-

ne t

Ve PKK ile onun direnifl tarihinde gerçekleflen bütünüyle budur. Tohumun topra¤a henüz yeni serpildi¤i bir dönemde, yüre¤inde PKK atefliyle flehit düflen ilk kahramanlar›m›z›n destan› tüm Kürdistan'da bir sevda biçiminde yank›lanm›flt›r. Delil'in, Haki'nin, Halil'in topra¤a düflüflü, her halk›n ve kan›tlanm›fl devrimci her ideolojik ve politik ak›m›n direniflinde görülen bir kutsall›¤› dile getirmektedir. Bu büyük direnifl flehitleri PKK'nin temellerini, özgürlük u¤runa feda ettikleri de¤erli yaflamlar› ile atm›fllard›r. Onlar, hiçbir maddi ç›kar gözetmeden, kendilerini bu soylu amaca bilerek ve isteyerek kurban etmifllerdir. Belki ‹brahim, ‹smail'i kurban etmemek için koçlar bulabilmifltir. Ama Kürdistan halk› buna imkan bulamam›flt›r. O, PKK'nin flahs›nda kendi öz evlatlar›n› ve kahramanlar›n› kurban vermek zorunda b›rak›lan, kendisine bundan baflka tercih hakk› tan›nmayan bir halkt›r. Evet, bu halk ve PKK, tarih ve toplumun özgün yasalar› taraf›ndan bu ac›l› gerçe¤i yaflamaya mahkum edilmifllerdir; ama onlar da buna en soylu biçimde karfl›l›k vermesini bilmifllerdir. PKK, daha ilk flehitlerinden bafllayarak direnifl kahramanlar›n› yitirdi¤inde derinden sars›lm›flt›r. Ama onlar›n kanlar›yla yeflerttikleri ba¤›ms›zl›k ve özgürlük fidan›n› korumay› ve büyütmeyi baflarm›flt›r. ‹lk direnifl kahramanlar›m›z, gerekti¤inde ideolojimiz için, halk›m›z›n soylu amaçlar› için kan›m›z› feda etmekten çekinmeyece¤imizin sembolleri ve kan›tlar›d›rlar. E¤er bir ideoloji, her türlü bireysel ç›kar› d›fltalay›p ulusal ve s›n›fsal ç›karlar› temel al›yor ve baflar› için kan ak›tabilecek kadar cesur davranabiliyorsa, o ideoloji yüce bir ideolojidir ve kurtulufla önderlik edebilir. ‹flte PKK'nin ilk at›l›m›n›n ve o dönem kahramanlar›n›n soylu eyleminin anlam› da budur. And içtik, onlara sözümüz var. Geçmiflte flehitlerimizin an›lar› için yap›lanlar, bu flehitlerimizin an›lar› karfl›s›nda da fazlas›yla yap›lacakt›r. Kurulmas› gereken örgütler mutlaka kuru-

Mart 2009

om

70


Mart 2009

SERXWEBÛN Art›k, ülkenin ve halk›n nabz› ele geçirilmiflti. Ama s›n›r tan›mayan düflman bask›lar›, ihanetler ve dostluk ad›na süregelen vicdans›zl›klar›n bu nabz› iyice zay›flatt›¤› görülüyordu. O, bu halk› diriltecek hayat suyunun ne oldu¤unu ve bunun hangi kaynaktan al›nmas› gerekti¤ini çok iyi tan›mlam›fl bir hareketin eleman›yd› ve bunu art›k iyi biliyordu. Partimiz, Kürdistan'›n semalar›nda bir flimflek gibi çakan 15 A¤ustos 1984 At›l›m›'n› gerçeklefltirdi¤inde, O, yine en öneydi. Yürütülen çabalar›n halk ordusunun nüvesi olarak HRK biçiminde somutlaflmas› ve kal›c›laflt›r›lmas›nda belirleyici roller oynad›. Bu at›l›m ile birlikte bafllayan yeni kahramanl›k dönemine ve bizzat HRK'nin kendisine devrimci rol ve prati¤i ile adeta damgas›n› vurdu. O, yaflayanlar› ve flehitleri ile bu dönem kahramanlar›n›n tart›flmas›z temsilcisi ve rehberiydi. Kürdistan tarihinin bu kadar k›sa sürede yenilenmesinin, düflünsel gücün geliflimine ba¤l› olma gerçe¤ini derinli¤ine kavram›fl ve bu alanda da hayranl›k yaratacak bir derinleflmeyi kendi kiflili¤inde yaratmay› baflarm›flt›. Herhangi bir biçimde düflünme ve yazma de¤il, mücadelemizin en temel ve karmafl›k sorunlar›n› çözüme ulaflt›rmak için düflünme ve yazma konusunda büyük derinlik ve emekle gerçeklefltirilebilecek bir yaklafl›m sergilemekteydi. O, ülkemizde ba¤›ms›z ve özgür yaflam›n vazgeçilmez ve dönülemez tek yaflam oldu¤unu bir kanun düzeyinde uygulayan, provokasyon ve ihanetlere karfl› en amans›z tulumu tak›nan bir de¤erdi. Birçok güç taraf›ndan tarihimizin adeta olumlu bir özelli¤i gibi kabullenilen mültecileflmeye karfl›, ne pahas›na olursa olsun ülke topraklar›na kök salman›n en kararl› savunucusu ve uygulay›c›s›yd›. Kürdistan tarihindeki birçok örnekte yaflanan, önderlerin belli direnmelerden sonra mültecileflmeleri olgusunu ac› ve öfkeyle karfl›lamakta; bu duruma düflülmemesi için, hiçbir koflul alt›nda ülke topraklar›ndan kopulmamas› gerekti¤i inanc›n›n bayrak-

tarl›¤›n› yapmaktayd›. O, ay›n zamanda Partimizin bir mücadele ilkesi olan bu inanc›n› en tutarl› bir biçimde hayata geçirenlerin bafl›nda gelmekteydi. Defalarca yurt d›fl›na ç›kmas›na ra¤men O, bu zemindeki yaflam›n bir devrimci için tatminsizli¤ini derinden duymufl, özgürlük mücadelesini ülke topraklar›nda yükseltmeye olan büyük özlemini Kürdistan'›n doruklar›nda yo¤unlaflt›rd›¤› mücadelesi ile gidermifl, bu konuda çok soylu bir örnek sergilemifltir. Böylece O, yurtseverli¤in ve devrimcili¤in Kürdistan'daki ölçütlerinin neler oldu¤unu, direniflin gelmifl oldu¤u seviyeden geriye dönülmesi ya da düflülmesinin ihanet oldu¤unu, bunu yapanlara yaflam hakk› tan›namayaca¤›n› kendi prati¤iyle çok somut bir biçimde ortaya koymaktayd›. Mahsum yoldafl, parti anlay›fl ve takti¤inin hayata geçirilmesi ve partileflmenin en y›lmaz bir savaflç›s›yd›.

ne te we .c om

bunun anlam›n› ve de¤erini yeterince kavray›p, onu baflka bir tan›ma u¤ratmamak ve hiçbir gerekçe ile geriye dönüflü kabul etmemek için gereken ola¤anüstü çabay› gösterirlerse, bu kiflili¤in önümüzdeki y›llara böyle yans›yaca¤› kesindir. Mücadele y›llar›n› nas›l yaflad›, nas›l geliflmelerle dopdolu geçirdi, bunlar› da fazla anlatmayaca¤›z. O, PKK'nin zengin mücadele topra¤›nda en erkenden boy veren, en sa¤l›kl› ve en verimli yetiflen fidanlar›ndan biriydi.1979'da mücadeleye böyle bafllad›. 1980'de bu fidan topra¤a daha derinden kök salarak, düflman üzerine ataklar yapmaya bafllad›. Bu y›llarda Batman'da ve ona komflu alanlarda halk›m›z›n direnifl tarihini durdurmaya çal›flan feodallere karfl› mücadelede art›k en önde yer al›yordu. MHP'li faflist milislere oldu¤u kadar, daha o y›llarda jandarma ve polis zulmüne karfl› da do¤rudan sald›r›lara yönelmekte tereddüt etmedi. Bunu yerel alandan ç›kararak, ulusal bir at›l›ma dönüfltürmek için bitmek bilmeyen bir çabayla didindi. Yurt d›fl›na ç›k›fl hareketini de yine insan eme¤inin en soylusunu sergileyerek, en ufak bir rahats›zl›¤a düflmeden, yine en ufak bir inançs›zl›k belirtisi göstermeden ve ülkeye güçlü bir yeniden dönüflün umudu ile dopdolu yaflayarak gerçeklefltirdi.

71

Agit inanc›n›n bayraktarl›¤›n› yapmaktayd›

ww

w.

"Mabede dönüfl" hareketinin de en önündeydi. O, bunu gerçek bir kahramanl›k ruhu ve havarilere özgü bir adanm›fll›kla yapt›. Böylesi bir dönemde ülkeye yeniden dönüfl hareketine, bu kadar büyük bir beyin ve yürek gücü ile karfl›l›k vermeye baflka ne ad verilebilir? Mahsum yoldafl›n da bafl›nda yer ald›¤› yeniden dönüfl ve devrimci direnifli yükseltme at›l›m› baflar› ile gerçeklefltirildi; ama çok s›k›nt›l› ve ac›l› bir süreç sonucunda; türlü olanaks›zl›klar, ihanetler ve sald›r›lar gö¤üslenerek. Evet O, çok az kiflinin cesaret etti¤i, bilinen ilk görkemli yürüyüflü bir grup yoldafl› ile birlikte baflar›yla tamamlad›.

Bu konuda en yarat›c› en kararl› çabay› sergileyen O'ydu

O'nun temsil etti¤i parti çizgisine büyük inanç ve bundan kaynaklanan yarat›c› ve kararl› çaba olmaks›z›n, bu çizginin hayata geçmesi ve hele geliflmesi söz konusu olamazd›. O, çizginin uygulanmas›nda lafazanl›k, amatörlükte ›srar, sa¤ yorumlar ve çizgiyi düzenin s›n›rlar›na do¤ru çekme anlay›fl, tutum ve çabalar›yla sürekli mücadele halindeydi ve bütün bunlara karfl› tak›nd›¤› uzlaflmaz tutumla parti gelifliminin önünün t›kanmas›na hiçbir zaman olanak tan›mad›. Özellikle parti yönetim kademelerinde, birtak›m kadrolar düzeyinde ortaya ç›kan, sorunlar› aflma yerine polemik yapma, canl› somut prati¤in üzerine yürüme yerine izahç›l›¤a sapma, flemalara, formüllere s›¤›nmay› sonuna kadar ret ve mahkum etti. Hangi düzeyde olursa olsun ortaya ç›kan, iflleri gelifltirmeme, savaflmama, partinin geliflimini t›kama anlay›fllar›na karfl› soylu bir parti savaflç›l›¤› yürüttü. Parti çizgisini uygulamama durumunda olan ö¤elere karfl›, partinin pratik direniflini gerçek anlam›yla omuzlayan önder bir konum dayatarak, geliflmeyi sürekli k›lmas›n› bildi.


SERXWEBÛN

w.

ww

etti¤i direnmeci bir prati¤in eseridir. Söz konusu olan, ola¤anüstü bir kiflilik veya özelliklerden çok, parti çizgisinin do¤ru yorumu ve hayata geçirilmesi ile ad›m ad›m yarat›lm›fl ve biçimlendirilmifl çelikten bir yap›d›r. Evet, PKK'de kendisini kan›tlam›fl böylesi baflka kiflilikler de vard›r dedik. 1985'in 21 May›s'›nda kaybetti¤imiz Sabri Gözübüyük yoldafl›m›z da bu kahramanlardan biridir. O'nu yitirdi¤imizde bir Yunan gazetesinde, hakk›nda, "bir halk› küçük yüre¤ine s›¤d›ran adam" diye yaz›ld›. Bu, bir gazetecinin, daha önce O'nunla yapm›fl oldu¤u çok k›sa bir görüflmeden edindi¤i bir izlenimdi. Küçük bir görüflme ama büyük bir tan›m!.. ‹flte PKK'de flekillenen büyük kifliliklerin gerçe¤i buydu. Parti ve halk Agit yoldafl› hep sayg› ve sevgi ile anacak; O'na olan vefa borcunu Agitleflerek ödeyecektir. Halk›m›z evlatlar›n› çok sever ve onlara çok düflkündür. Toplumun en geçerli kurumu olan ailesi ve onun en de¤erli ö¤esi olan çocuklar› üzerine adeta titrer; kendisine çok az fley sunan geri bir ulusal ve toplumsal yap›da halk›m›z, evlatlar›na, onlar› gelece¤e ba¤layan tek ba¤ gözüyle bakar. Bunun için de onlar› iyi bir biçimde yetifltirmek ister. Çocuklar› için mutlaka bir fleyler yapmak halk›m›z›n yaflam›n›n tek gayesi gibidir. Anlay›flla ve sayg›yla karfl›lanmas›, ama asla yeterli görülmemesi gereken bir durumdur bu. Halk›m›z, evlatlar›n› yetifltirmeli, büyütmeli, onlar› sevgi, sayg› ve bilinçle donatmal›d›r. Ama asla bununla yetinmemelidir. Ülkemiz, tarihsel bir dönemin, bir büyük devrimin mahflerini yafl›yor. Burada de¤erler yücelmek, bu mahflerin gereklerini karfl›layacak kadar büyümek zorundad›r. Halk›m›z flimdi yeni tip evlatlarla karfl› karfl›yad›r. Bunlar yaln›z bir aileye de¤il, bütün bir halka ve ulusa, giderek tüm ilerici insanl›¤a mensup olan evlatlard›r. Halk›m›z, bu yeni evlatlar›n› iyi tan›mal› ve anlamal›; onlar› kendi evlatlar›n›n da üzerinde tutarak ba¤r›na basmal›d›r. Onlara kendi çocuklar›n› katmakta tereddüt etmemeli, yeterli olmayan eski evlat anlay›fl›n› bu yüceli¤e, bilin-

ew e. c

oldu¤u gerçe¤inin yaflamda, pratikte ve eylemde en dolays›z kan›t›d›r. Mücadelenin her alan›na oldu¤u gibi, O'nun bu alana el at›fl› da, derin bir kavray›fl ve soylu bir emek temelinde olmufltur. Mücadelemizin askeri alan›na iliflkin teorik, örgütsel ve eylemsel çabalar›, 15 A¤ustos At›l›m› ve en son olarak da 1986 Bahar Taaruzu'nda doru¤una ulaflt›. Askeri çizgiyi ve askeri sanat› derin bir biçimde özümseyip uygulad› ve yine ayn› özle uygulatt›. fiüphe yok ki, böylesi bir yaflam, PKK'nin bir doru¤u, temel bir ölçütü olarak görülmek ve bir emir olarak uygulanmak zorundad›r. E¤er PKK'de derinleflmek isteniyorsa, O'nun bu özellikleri gere¤i gibi özümsenmeli ve uygulanmal›d›r. Böylesi bir kahramana sahip olmak bafll› bafl›na bir de¤erdir. ‹leride bu konuda çok daha fazla fleyler söylenecek, di¤er direnifl flehitlerimiz gibi bu flehidimizin anlam› da yerli yerine konulacakt›r. Ama ana hatlar› ile dahi belirtildi¤inde görülmektedir ki, Mahsum yoldafl, partinin teorik ve pratik gelifliminde sadece bir kilometre tafl› de¤il, birkaç kilometre tafl› olabilen, bu gücü gösterebilen bir yoldaflt›r. Parti ve ulusal direnifl tarihini her at›l›mda önemli bir evreye ulaflt›ran, bunu yaparken de cesaret, fedakarl›k, alçak gönüllülük, olgunluk, gençlik, esneklik, kararl›l›k vb gibi parti yaflam›m›z›n tüm özelliklerini kiflili¤inde temsil eden bir de¤erdi. PKK ile yürümek ve onunla büyümek isteyen herkes ve özellikle de O'nu tan›yanlar, bu kiflili¤i mutlaka çok iyi kavramal›, O'nu kendilerinde duymal› ve tüm hücrelerine kadar sindirmelidirler.

ne t

O, örgütsel inflan›n can al›c› bir geliflme döneminde bir k›s›m sorumlu kadroda ortaya ç›kan yüzeysel, flematik ve bürokratik e¤ilimlerin yaratt›¤› tehlikeye önemle e¤ildi ve bunun afl›lmas› için yo¤un çaba sarfetti. Gerçekte, özellikle de bu dönemde parti anlay›fl›na, ruhuna ve de¤erlerine karfl› ifllenen suçlar› en büyük suç olarak de¤erlendirdi, iflleri kötü yönetme ve kötü savaflç›l›¤a karfl›, taktik ustal›¤› ve yönetimde arzulanan bir derinleflme ve yetkinleflmeyi kendinde yaratarak, en anlaml› bir geliflme yolunu tutturabildi. Parti Önderli¤i'nin "güçlü merkezileflme" ça¤r›s›na en uygun ve yeterli cevab› veren de yine O'ydu. O'nun prati¤i "nas›l güçlü merkez olunur" sorusuna gereken cevab› vermifl ve çözüm yolunu göstermifltir. Bu halen böyle bir çaba içinde olanlar›n örnek alabilecekleri tek tutum ve tek ölçüttür. O, Parti Önderli¤i'ne yard›mc›l›¤› lafla de¤il, gerçekten yük omuzlayarak yerine getirmifl; görevinin adam› oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Partiye hep güç veren, onu sürekli rahatlatan kiflili¤i ile PKK'de flekillendirilmek istenilen militan tipin bir simgesi olmufltur. Tüm militanlar›n ulaflmalar› gereken ölçüleri O, yaflama dönüfltürmeyi baflarabilmifltir. Mahsum yoldafl, parti ahlak›n› temsil etmede, önderlik ve militanl›k iddias›ndaki her arkadafl›n örnek alaca¤› bir mücadele yaflam› sergilemifltir. Yoldafllar›na karfl› daima sayg›l› ve gelifltirici olmufl, temel konulardaki uzlaflmas›zl›k ve kararl›l›¤› yan›nda, hata ve yetmezliklerle mücadelede olumsuzlu¤a malzeme sunmayan, sekterlikten uzak, son derece olgun ve yap›c›, örnek bir tutum sergilemifltir. En zor koflullarda bile parti yaflam›n› zengin ve coflkulu k›lm›fl, geliflmede s›n›r tan›mayan kiflili¤i her türlü bunal›m teorisini ve bunu temsil eden yap›lar›n koflu¤unu ortaya koymufltu. Bu kiflilik, kararl›l›k, yetenek ve özgüç unsurunun bizde sonsuz bir geliflme gösterebilece¤ini ispatlam›flt›r. Mahsum yoldafl›n askeri alandaki baflar›lar› parti çizgisinin do¤ru uygulanmas›n›n her türlü baflar›n›n anas›

Bir halk› küçük yüre¤ine s›¤d›ran adam

Tüm bunlar› belirtirken bir kifliye çok fazla rol ve anlam atfetti¤imiz san›lmamal›d›r. PKK'nin ba¤r›nda böylesi de¤erler yetiflmifltir ve yetiflmeye devam etmektedir. fiüphesiz ki, O'nun bu yüksek kiflili¤ini flekillendiren en büyük eylemi ile birlikte direnifl tarihimize mal eden, tanr› vergisi özellikler veya garipten bir el de¤ildir. O, do¤ru bir siyasal çizginin ve onun önderlik

Mart 2009

om

72


Mart 2009

SERXWEBÛN flehitlerinin ça¤r›lar›n› bir emir olarak uygulayacakt›r. Çünkü o, ayd›nl›k gelece¤e ancak flehitlerin an›s›na dayanarak, onlar›n gerdi¤i köprülerden geçerek ulaflabilecektir.

tarzda yürümek zorundad›rlar. Hareket süreklili¤ini sa¤lamak ve çap›n› büyütmek için var›lan aflamadan geriyi düflmemek flartt›r. Partimizin militan özelliklerini gelifltirmek için, bugün Partimiz içinde büyük bir savafl verilmektedir. En yak›c› sorunlar›m›zdan biri olarak kadro ve militanlar›m›z›n taktik komutanlar haline gelmesini zorlaflt›ran birçok engel vard›r. Halk›m›z›n do¤ru kararlar alan, uygulayan ve sürekli çal›flan bir komuta merkezine olan ihtiyac› ortadayken ve yine Parti Önderli¤imiz bunun zorunlulu¤unu tüm yönleri ile ortaya koymufl ve Partimiz bunu bir karar düzeyine ç›karm›fl olmas›na ra¤men, parti içinde erimemifl, s›n›f temelleri, ideolojik ve politik düzeyleri farkl› olan bir k›s›m ö¤elerin, içine girdikleri tutumlarla bilerek veya bilmeyerek bunu zorlaflt›rmalar› söz konusudur. Oysa, bunca soylu miras› temel alan bir hareket içinde, de¤il bunlar›n yaflanmas›, ona cesaret edilmesi bile kifliyi çok güç durumlara düflürmeye yeterlidir. O halde, böylesi durumlara düflmemek, düflülmesi halinde bile son vermek ve bu yüce flehitlerimizin kanlar›na lay›k olmak bir emirdir. Partimiz, önümüzdeki döneme haz›rlanmak için içeride ve d›flar›da yo¤un bir çaba sarf etmektedir. Özellikle parti içinde, geçmiflini en üst düzeyde de¤erlendirmeye, hatalar›, sevaplar›, kazançlar› ve kay›plar› ile bir kez daha iyice kavranmaya çal›flmaktad›r. ‹leride yeterince bilince ç›kar›ld›¤›nda daha iyi görülecektir ki, say›s›z verilerle dolu olan bu geçmifl, gelece¤imizin garantisidir. Ve arzulanan gelece¤e ancak flehitlerimizin an›lar›na dayan›larak var›labilir. Partimiz önümüzdeki dönemde bunlar› bir yaflam ilkesi olarak konferans ve kongre kararlar› ile parti yasalar› haline getirecek; flehitlerimizin yaflamlar›, direniflleri ve an›lar›n› mücadelenin her alan›nda çözümleyici tek güç ve ölçüt olarak gelifltirmeye devam edecektir. Di¤er flehitlerimizin oldu¤u gibi, içinde bulundu¤umuz direnme döneminin önderlerinden Mahsum yoldafl›n yaflam› ve mücadelesi de bu konuda hayati derslerle doludur. 1980 ve özel-

ne te we .c om

ce ve kavray›fla mutlaka dönüfltürmelidir. Halk›m›z, en büyük sevgiyi, ona olan ba¤l›l›¤›n› flehadetiyle kan›tlam›fl olan bu yeni evlatlar›na vermelidir. fiiirini ve ezgisini bundan böyle onlar için dile getirmeli, adlar›n› yeni do¤an evlatlar›na vererek nesiller boyu yaflatmal›d›r. Onlar›n tüm özelliklerini yeni yetifltirdi¤i kufla¤a, bir okul terbiyesi biçiminde mal etmelidir. Art›k bütün büyük vatanseverler ve insanl›k de¤eri onlar›n adlar›n› ve benliklerini katt›klar› bu okullardan yetiflecektir. Kürdistan'›n o¤ullar› ve k›zlar› bu temelde milyonlar›n yüre¤i ve beyni olmas›n› bilecektir. Halk›m›z, bundan böyle her gün birkaç kurufl peflinde yitirdi¤i evlat ac›lar›n› de¤il, ulusal kurtulufl mücadelesinde her gün daha fazla büyüyen soylu evlatlara sahip olman›n gururunu duyacakt›r. Evet, o, öz evlatlar›n› böyle bir geliflim yoluna sokarak flehitlere olan vefa borcunu mutlaka ödeyecektir. Bunun için zorlanma ne kelime? O, bunu en büyük gönüllülük ve içtenlikle yapmak zorundad›r. Yüzy›llar›n utanc›ndan s›yr›lmak ve insanl›k alemi içinde onurlu bir yer edinmek baflka türlü nas›l mümkün olabilir? Halk›m›z, bu kahraman evlatlar›n›n kendisi için yapt›¤› büyük hizmetlerin bilincindedir. Onlar›n kendisine lay›k de¤erler oldu¤unu, yaflamlar›n›n kendi yaflam›, tafl›d›klar› ahlak›n kendi ahlak› oldu¤unu görmekte ve bilmektedir. Art›k hiçbir güç bu de¤erleri halk›m›z›n elinden söküp alamaz. Bu direnifl flehitleriyle halk›m›z, flimdi her geçen gün yenilenen ve geliflen bir halk olma gerçe¤ini yaflamaktad›r. Bu nedenle halk›m›z, öncülere kendilerine geldiklerinde, onlar› yeni ahlak›n ve yaflam›n temsilcileri olarak ba¤r›na basmakta tereddüt etmemektedir ve etmeyecektir de. Düflman tüm imkanlar›n› kullanarak halk›m›z› öncüsünden uzaklaflt›rmaya çal›flmakta; onun sesini duymamas›, ça¤r› ve emirlerine uymamas› için her türlü yönteme baflvurmaktad›r. Ama hay›r! Art›k gelinen noktada halk›m›z bin parçaya bölünse bile bu alçakl›¤› kabul etmeyecek; özgürlük

73

Partimiz evlatlar› ve de¤erli militanlar›

ww

w.

Direnifl flehitlerimizin an›lar›, tüm özellikleri, davran›fllar› ve sözleri, Partimizin ve hareketimizin bütün mensuplar›nca bir ça¤r›, emir ve talimat olarak anlafl›lmak ve hayata geçirilmek zorundad›r. Daha ilk günden bafllayarak direnifl flehitlerinin omuzlar›nda yükselen Partimizin bu ac›l› ama soylu geliflimi, Agit yoldaflla birlikte zirveye ulaflm›flt›r. Bu, ayn› zamanda parti yaflam› ve ahlak›n›n kendisi, onun tek geçerli yorumu ve uygulanmas›, ideolojisi ve prati¤inin do¤rulanmas›d›r. Bugün partiye dayat›lacak tek yaflam, mücadelemizin ve parti binam›z›n köfle tafllar›n› oluflturan direnifl flehitlerimizin yaflamad›r. PKK'nin oluflumunu, onun teorik ve pratik birlikteli¤ini iç içe ören temel halkalar iflte bu de¤erlerdir. PKK, herhangi bir geliflmeyi de¤il, kanla çizilen bir geliflmeyi esas almaktad›r. O, flehitlerin an›s›na ba¤l›l›ktan, öncünün daha ileri bir yaflam› sergilenmesi ve kendisinde aflama yapmas›n› anlamaktad›r. Bu de¤erlerin sa¤ ya da sol, yetersiz ya da hatal› bir yorumu, en soysuz bir ç›k›fl›n ve yaflam›n partiye tafl›r›lmas› anlam›na gelir. Bu nedenle, öncülük saf›nda bulunanlar›n, kendilerini, flehitlerin kan›tlanm›fl devrimci de¤erlerin bir bileflkesi haline getirmeleri zorunludur. Öncülerin, baflta direnifl flehitlerimize karfl› ödemeleri gereken görevleri geçmifle göre artm›flt›r. Ama direnifl kahramanlar›n›n yaratt›¤› kazan›mlar nedeniyle, dayan›lan zemin de geçmiflle k›yaslanmayacak kadar güçlenmifltir. Her biri yolumuzu ayd›nlatan meflale olan bu de¤erlere sahip olduktan sonra, yürümek isteyenler için yol art›k son derece ayd›nlanm›fl ve kolaylaflm›flt›r. Fakat ba¤›ms›zl›k ve özgürlük yoluna ç›kanlar, yürümek, hem de en devrimci


SERXWEBÛN

74

etmeleri gerekir. Yoldafllar›na sayg› ve sevgiyle dolu, onlara sürekli cesaret veren ve coflturan bir önderlik, en büyük ilerletici ö¤edir. O halde, devrimci yaflam› kendi flahs›nda bu kadar çekici k›lm›fl olan Agit yoldafl›m›z›n an›s›, bu konuda da gere¤i mutlaka yerine getirilmesi gereken bir emir olarak anlafl›lmal›d›r. Üçüncü olarak Agit yoldafl, teoriyi hayat›n gerçeklerine uygun olarak yorumlamay›, onu yarat›c› biçimlere dönüfltürmeyi baflarm›fl bir yoldaflt›r. Son yaz›lar›nda aç›kça görülebildi¤i gibi, O, Kürdistan devriminin geliflimine uygun olarak kendi geliflimini de ad›m ad›m yaratm›fl ve gereken yetkinleflmeyi sa¤lam›flt›r. Bir baflka deyiflle O, teori ve prati¤i en anlaml› bir biçimde birlefltirebilen önderli¤in seçkin bir temsilcisidir. Önderlik iddias›nda bulunanlar›n, O'nun flahs›nda görmeleri ve kendilerinde de somutlaflt›rmalar› gereken en temel özelliklerden biri de budur. Teori ve parti¤in do¤ru birli¤i, kaynaflt›r›lmas›, onun sa¤ ve sol yorumlardan kurtar›lmas› ve bütün bunlarda derinleflme olmaks›z›n, devrimcili¤e, önder niteliklere ve baflar›l› faaliyetlere ulaflmak olanaks›zd›r. O nedenle, bütün partililerin, Agit yoldafl›n baflar›yla temsil etti¤i bu özelli¤i kendilerinde yaratmay› ve yetkinleflmeyi bir emir olarak anlamalar› zorunludur. Dördüncü olarak, partiyi koruma, provokatif ve tasfiyeci çabalara karfl› tutum konular›nda da O, yine en kararl›, ezici ve sonuç al›c› bir pratik ser-

ww

w.

ne t

Her fleyden önce O, silahl› direniflimizin en önde gelen bir önderi ve kurmay›yd›; O'nun bu alandaki faaliyetleri, son ana kadar gelifltirmeye çal›flt›¤› tüm devrimci faaliyetlerin bafl›nda geliyordu. Partinin silahl› kuvvetlerini oluflturma ve gelifltirme çal›flmalar› gere¤ince Agit yoldafl, ellinin üstünde kiflinin örgütlendirildi¤i bir birimi de komuta ediyor ve son aylarda sürekli bir savafl içerisinde gelifltirmeye çal›flt›¤› bu birim faaliyetleri ile silahl› direnifl prati¤ini derinlefltirmeye çal›fl›yordu. Ortaya ç›kan geliflmeler ve yarat›lan kazan›mlar, bu prati¤in gücünü ve do¤rulu¤unu kan›tlam›flt›r. Bundan sonra yap›lmas› gerekenler, bu kan›tlanm›fl prati¤in kendisi taraf›ndan ortaya konulmaktad›r; Kürdistan'daki devrimci savafl birlikleri, art›k, say›lar› ellinin üzerinde seyretmesi gereken bölük seviyesindeki partizan birlikler halinde ülkede ad›m ad›m gelifltirilmek ve yayg›nlaflt›r›lmak zorundad›r. Bu, yürüttü¤ümüz devrimci savafl›n gerçeklerinin dayatt›¤› bir zorunluluk oldu¤u kadar, Agit yoldafl›n bir emri ve O'nun an›s›na ba¤l›l›¤›n bir gere¤idir. Kendi yaflam› ve prati¤inde bunu gerçeklefltirmifl bir önderin an›s›na baflka türlü cevap verilemez. ‹kinci olarak, O, savafl›m›z›n içinde gerçeklefltirdi¤i büyük zorluklar› ve olumsuzluklar› tam bir cesaret ve engin coflku kayna¤›na dönüfltürmeyi baflarm›flt›. O'nu kendi prati¤inde gücünü ve gelifltirici özelli¤ini kan›tlad›¤› bu savafl üslubu, önderlik iddias›ndaki tüm devrimci kadrolar için vazgeçilmez önemdedir ve mutlak suretle kazand›ran bu üslubu kendilerine mal

ew e. c

Agit yoldaflta somutlaflan tarz ve kiflilik özellikleri

om

likle 15 A¤ustos sonras› direniflimizi yeterince ve do¤ru de¤erlendirebilmek, ayn› biçimde gelecekte dayan›lacak güç kaynaklar›m›z› ve yönelimlerimizi sa¤l›kl› bir biçimde belirleyebilmek için, her fleyden önce pratikte kendini kan›tlam›fl de¤erlerimizi, flehitlerimizi do¤ru ve yeterli bir biçimde anlamak, yorumlamak zorunludur. Mahsum yoldafl, aç›k ki çok iyi anlamam›z gerekenlerin bafl›nda gelmektedir.

Mart 2009

gilemifltir. Agit yoldafl, hangi zeminde ve hangi düzeyde ortaya ç›karsa ç›ks›n tasfiyeci, bozguncu ve y›k›c› faaliyetlere karfl› an›nda tav›r koymakta tereddüt etmemifl; bunu kararl›l›kla uygulayabilmifltir. Elbette ki, Partimizin tüm kadrolar› da bu özelliklerle savaflmal›, düflmana ve y›k›c› çabalara karfl› sonuç almada O'nun temsil etti¤i kararl›l›k ve yetkinli¤i kendilerinde yaratmay› baflarabilmelidirler. Agit yoldaflta somutlaflan di¤er bir özellik, Kürdistan koflullar›nda gerçek anlam› ile sahip olunmas›, derinleflmesi ve yüceltilmesi gereken en temel özelliklerden biri olan büyük yurtseverliktir. 1985 Newroz'unda kaleme ald›¤› an› yaz›s›, O'nun bu yan›n› çok etkileyici bir biçimde dile getirmektedir. Ama O'nun derin ve soylu yurtseverli¤i kendini en çok Kürdistan'›n ba¤r›na ve halk›m›z›n kollar›na düfltü¤ü an ortaya koydu. Sömürgeci cellatlar›n öldü¤ünü belgelemek için yay›nlad›klar› resimleri, O'nun kutsal Kürdistan topraklar›n› kucaklay›fl›ndaki s›cakl›¤› belgelemekte, son tarihsel eyleminden duydu¤u huzur ve rahat› sergilemekte, ülke ve halk u¤runa flehadetin en anlaml› ça¤r›s›n› yapmaktad›r. Evet, saflar›m›zda bulunan herkes, ülkemiz ve halk›m›z› O'nun gibi sevmeli ve de¤erlerimize O'nun gibi ba¤l› olmal›d›r. Bu, O'nun an›s›na ba¤l›l›¤›n en temel kofluludur. Biz bugünkü direnifl gücümüze temelde onlar›n çabalar›, gösterdikleri fedakarl›k, cesaret ve hayatlar›n› feda etmeleri pahas›na ulaflt›k. Halk›m›z,


Mart 2009

SERXWEBÛN gerçekleflecek konferans ve kongresi, ulusal kurtulufl cephesinin örgütsel inflas›n›n yükseltilmesi için gerekli çal›flmalar› yapacak, kurumlaflman›n tedbirlerini gelifltirecektir. Önümüzdeki dönem, bu görevleri gerçeklefltirmek bak›m›ndan en verimli biçimde de¤erlendirilecektir. Halk›m›z›n silahl› kuvvetlerinin de yine bu esaslar dahilinde daha ileri bir örgütlenmesi ve e¤itimi için gereken planlamalar yap›lacak; do¤ru ve yeterli bir uygulama için gerekli araçlar flimdiden haz›rlanacakt›r.

ve sol sapma ile mücadele temelinde gerçeklefltirecek; çizginin örgütlenmesini, güçlü bir denetim ve uygulama ile güçlendirerek yürütecektir. Halk›m›z›n ezici ço¤unlu¤u taraf›ndan onaylanan ulusal kurtulufltaki önderlik rolü her zamankinden daha fazla a盤a ç›km›fl olan Partimiz, iflbirlikçi reformist ak›mlar›n teflhir ve tecritini daha da gelifltirecek, devrimcili¤e yak›nl›k gösterenleri direnifl saflar›na katmak için gerekli tüm tedbirleri alacakt›r. Alt›ndan kalk›lamayacak afl›r› ç›k›fllardan mümkün oldu¤u kadar kaç›n›lacak; ama Partimizin bugünkü pratik geliflmesinin gerisinde olmayan, onu özümseyen ve partiye egemen k›lan bir pratik hat esas al›nacakt›r. ‹flte, direnifl flehitlerimizin an›lar›na ancak böylesi dönüflüm ve geliflmeler sa¤lanarak ve yine ancak PKK-ERNKHRK silahlar› en güçlü bir biçimde konuflturularak karfl›l›k verilebilece¤i art›k tam bir kesinlik kazanm›flt›r. Bunun derin bilinci ve sorumlulu¤u ile hareket eden tüm partililer, omuzlam›fl bulunduklar› görevleri mutlaka baflar› ile yerine getirecek, direnifl flehitlerimizin yaflamlar›n› kendi yaflam ve pratiklerinde bir emir olarak uygulayacaklard›r. En baflta Parti Önderli¤imiz olmak üzere tüm parti, Agit yoldafl›n flahs›nda somutlaflan bu emredici özellikleri bütün partiye egemen k›lmak, bunu cephe ve ordu silahlar›yla tüm halk›m›za mal etmek ve flehitlerimizin u¤runda de¤erli yaflamlar›n› feda ettikleri ulusal kurtulufl davam›z› her ne pahas›na olursa olsun zafere götürmek için hiçbir engel tan›nmayaca¤› yolundaki and›m›z› bir kez daha yinelemeyi, baflta Agit yoldafl olmak üzere, tüm direnifl flehitlerimizin an›lar›na ba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak görmektedir. 1982 Newroz'unda Mazlum yoldafl›n an›s›na karfl› söyledi¤imiz ba¤l›l›k and›n›n gere¤ini esas alan O'na görkemli prati¤i ile direnifliyle cevap veren ve bunu 1986 Newroz'unda doru¤a ulaflt›ran Agit yoldafla, yine öyle bir antla seslenir ve an›s›n›n gere¤ini mutlaka yerine getirece¤imize dair söz veririz. O, her zaman ulusal direnifl mücadelemizin kahramanl›k döneminin sembolü olarak an›lacakt›r!

ne te we .c om

bugün yine onlar›n sayesinde ad›m ad›m ça¤›m›zda ad yapacak bir direniflçi konuma gelmifl, büyük ilerleme göstermifltir. O halde bu kazan›mlar›n de¤eri çok iyi bilinmek zorundad›r. Parti ailemizin, Kürt halk›n›n bu en seçkin evlatlar›n› yüreklerimizin derinlerine gömecek, ayd›nl›k bilincimizde daima tüm yaflam›m›z süresince canl› tutaca¤›z. Onlarla düflünecek, onlarla duyaca¤›z. Böylece onlar›, her an, her saat mücadelemiz ve büyük gelece¤imiz içinde yaflataca¤›z. Bugün direnifl savafl›m›z›n gelip dayand›¤› taktik hat olan "halk›m›z›n cephe içinde örgütlenmesi, gerilla ordusu içinde savaflt›r›lmas›" görevini, ülkeye, halka ve devrime ba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak da yerine getirmek sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yay›z. Bu bilinçle yürütülen haz›rl›klar, ordu örgütlemesinin yarat›lmas› yönünde h›zla ilerlemekte; halk›m›z›n kendi öz örgütü ile bütünleflmesi için, askerlik yasas› ç›karma vb tedbirler de içinde olmak üzere, gerekli araç ve yöntemler gelifltirilmektedir. Gerilla ordusunun yarat›lmas›n› gündemine koymufl olan Partimiz, bunu, parti çekirdekleri etraf›nda örülecek bir ulusal direnifl cephesi ile iç içe yaratma çabalar›n› yo¤unlaflt›rm›fl bulunmaktad›r. Bütün partililer, ayn› zamanda büyük flehitlerimizin vasiyetlerinin de yerine getirilmesi olan bu görevin gere¤ini mutlaka yapacak, bunun bilinç ve sorumlulu¤u ile dopdolu yaflayacaklard›r. Partimizin, önümüzdeki dönemde

75

Tüm partililerin direnifl flehitlerimize karfl› büyük bir vefa borcu vard›r

ww

w.

Parti faaliyetlerinin böylesine esasl› temellerde geliflimine paralel olarak, ittifaklar meselesinde de olumlu ve ciddi geliflmelerin sa¤lanaca¤› kesindir. Önümüzdeki dönem geliflmelerinin beklenen do¤rultusu içinde, içte cephe temelinde ittifaklar geliflirken, d›flta da her zamankinden daha özgür ve ba¤›ms›z koflullarda dost iliflkiler oluflturulmaya ve derinlefltirilmeye devam edilecektir. Partimiz, bu yönlü geliflimini sürdürürken, kendi iç örgütlenmesini de asla ihmal etmeyecektir. Direnifl flehitlerinin kayb›n› karfl›lamak için daha fazla kadro e¤iterek, mücadeleyi ileri boyutlarda gö¤üsleyebilecek yeni kadro adaylar› oluflturup haz›rlayarak örgütsel inflas›n› h›zla t›rmand›rmaya devam edecektir. Partimiz bunu her türlü bozgunculuk sa¤


SERXWEBÛN

76

Mart 2009

om

CINGIL’DA YAfiAM SAVAfiI

Öyle k›st›rm›fllard› ki tek bir bomba imha olmam›za yeterdi

Tam silah›m› karart›ya niflanlad›¤›m s›rada Nedim arkadafl el hareketiyle beni sessizce ikaz ederek flimdilik beklememi söyledi. Bize iyice yaklaflan karart›, el fenerinin ›fl›¤›n› üzerimize getirdi¤inde art›k fitil atefllenmiflti. Azat arkadafl onu saçlar›ndan tutup h›zla kendisine do¤ru çekti. Tir tir titreyen adam korkusundan hiçbir ses ç›kartmam›fl terden s›r›ls›klam olmufltu. Feneri onun yüzüne çevirdi¤imizde onun k›sa süre önce Çemçe alan›ndan kaç›p düflmana s›¤›nan birçok depomuzu ele veren Do¤an alça¤›n›n kendisi oldu¤unu gördük. Bunun normal bir operasyon olmad›¤›n›, tamamen bizi imhay› amaçlad›¤›n› Do¤an’› yakalad›ktan sonra kavra-

ww

w.

ne t

Kars’›n Digor ve Ka¤›zman ilçeleri aras›ndaki C›ng›l kayal›klar›ndaki s›¤›na¤›m›zda ben, Eflref, Nedim, Azat, iki Fidan ve Peflvin arkadafllar henüz yeni uyanm›flt›k. Kald›¤›m›z s›¤›na¤›n yak›nlar›nda operasyon vard›. Askerler içinde bulundu¤umuz s›¤›na¤›n önündeydi. Senelerdir böyle durumlarla s›k s›k karfl›lafl›yorduk. Askerler operasyona ç›kar ve s›¤›na¤›m›z›n üzerinden gelir geçerlerdi. Ancak bu kez öyle de¤ildi. S›¤›na¤›n kap›s› askerler taraf›ndan aç›ld›¤›nda iflin ciddiyetini anlad›k. S›¤›na¤›m›z geniflti ve 6 tünelden olufluyordu. Bütün arkadafllar s›¤›na¤›n arka taraf›nda topland›k ve beklemeye bafllad›k. Tam bu esnada yukar›dan birinin “git içeriyi kontrol et ve gel” sesini duyduk. Askerlerin içeriye girmeye cesaret edemeyece¤ini bildi¤imizden bunun bir taktik ya da baflka bir fley oldu¤unu düflünmüfltük. Ama gerçekten de biri içeri girdi. Kap› taraf›ndan sesler geliyordu. Koyu karanl›¤›n içinde elinde el feneri olan bir karart› yavafl yavafl bize do¤ru ilerliyordu. Biz pür dikkat onu izlerken o ise bizleri göremiyordu. Duvara as›l› olan gaz lambas›na yaklaflan karart› burada biraz oyaland›ktan sonra tekrar kap›ya do¤ru geri gitti. Biraz rahatlam›flt›k. Yukar›dakilere s›¤›nakta kimsenin olmad›¤›n› söyledi. Buna karfl›l›k “tekrar içeri gir iyi bir flekilde kontrol et” sesi duyuldu. Tekrar bize do¤ru gelen karart› temkimli ve ürkek bir flekilde bize do¤ru yürüyordu.

ew e. c

“Düflflm man, zehirli gazlar› Ç›ng›l’daki tüm delik ve tünellere boflflaaltmaya baflflll›yordu. Nedim arkadafl buna tedbir olarak mendilleri buzlu olan zeminde ›slat›p burnumuzun üstüne koymam›z gerekti¤ini söyledi ama nafile fazla çözüm olmuyordu. Daha önce at›lan yüksek bas›nçl› gazlar, bunun yan›nda bize çocuk oyunca¤› gibi geliyordu. ‹lk gazl› havay› soludu¤umuzda flfluuurumuzu kaybeder gibi olduk. fifiiiddetli bir baflflaa¤r›s› baflflllam›flfltt›. K›sa süre sonra beyindeki bu ac› vücuda yay›lmaya baflflllad›. Sanki birisi cildimizi keskin bir b›çakla parçal›yordu. K›zg›n bir atefl içinde yand›¤›m›z› hissediyorduk. Çok büyük ac› çekmemize ra¤men ses ç›karmamakta kararl›yd›k ”

m›flt›k. Bizi öyle bir yerde k›st›rm›fllard› ki tek bir bomba bile imha olmam›za yeter ve artard› bile. Arkadafllarla k›sa bir durum de¤erlendirmesi yaparak, ç›k›fl yolu aramaya çal›fl›yorduk. Ald›¤›m›z karar do¤rultusunda s›¤›na¤›n ihtiyat kap›s›ndan tek tek ç›kacak, kayal›klar›n aras›ndan çemberi yararak di¤er arkadafllara ulaflmaya çal›flacakt›k. Da¤›n›k halde askerler taran›p hareket edilece¤i için her arkadafl inisiyatifli bir biçimde çemberden ç›kmaya çal›flacakt›. Eflref ve Ercan arkadafllar ile Do¤an alça¤› da içeride, s›¤›nakta kalacak, çat›flma bafllad›¤› anda Do¤an’a hakketti¤i cezay› verip di¤er s›¤›na¤a geçerek çemberden ç›kmaya çal›flacaklard›. Ortak ald›¤›m›z bu kararla birlikte kap›dan ç›kmaya bafllad›k. Her arkadafl ç›kt›¤›nda içerdeki di¤er arkadafl› silah›n› elinden alarak


Mart 2009

SERXWEBÛN

C›ng›l’da çemberden hiçbir ç›k›fl yoktu Tekrar toparlanarak ç›k›fl yapmaya çal›fl›yorduk. Ben de büyük bir tünelin bulundu¤u yerden kendimi deneyecektim. Az bir mesafe ilerlemifltim ki, karfl›dan dört düflman askerinin bana do¤ru geldiklerini fark ettim. Do¤an alça¤›n›n düflmana daha önce hepimizin yaral› oldu¤unu söylemesinden dolay› askerler zaman zaman çekinmeden üzerimize gelip bizi sa¤ yakalmak istiyordu. Ben de biliçli bir flekilde askerlerin üzerine do¤ru yürümeye bafllad›m. ‹lk taramada öndeki iki komando kanl› üniformalar›yla yere yap›flt›. Arkadaki askerlerden birinin gözüne mermi isabet

rarak, Nedim arkadafl›n bulundu¤u tafl ve kayal›klar›n aras›ndaki kapal› bir yere girerek beklemeye bafllad›k. Zemini buz tutmufl bu darac›k yerde befl arkadafl nefes al›p vermekten baflka bir ses ç›kartmamak için çok dikkatli davran›yorduk. Bu s›rada askerler tüm delikleri ve tünelleri kontrol etmeye devam ediyordu. Bir aksilik sonucu Fidan arkadafltan düflen mendil parças›n› deli¤in giriflinde bulan askerler hemen önümüzde kümelenmeye bafllad›lar. Neyse ki kayal›klar›n bir labirent gibi iç içe ve karmakar›fl›k olmas›ndan dolay› bizleri göremiyorlard›. Askerler içeriye bomba atmaya haz›rlan›yordu. Di¤er üç arkadafl oturmufltu; ben ve Nedim de sürekli onlar› izliyorduk. Nedim tam atefl edece¤i s›rada elimi silah›n namlusunun üzerine koyup son flans olarak atefl etmemesini hiç konuflmadan mimik hareketleriyle anlatmaya çal›flm›flt›m. Öyle olmufltu ki al›flm›flt›k art›k konuflmayarak anlaflmaya. Bak›fllar konuflman›n görevini mükemmel bir flekilde yerine getiriyordu.

ne te we .c om

ç›kmas›na yard›m ediyordu. Bu flekilde 6 arkadafl d›flar› ç›km›flt›k. Bizleri s›¤›nakta sanan askerlerin -teslim ol ça¤r›lar› biz Do¤an’› yakalad›ktan sonra da daha da s›klaflm›flt›. Ç›kt›¤›m›z yer dört taraf› kayal›klarla çevrili üstü aç›k bir aday› and›r›yordu. Ç›k›fl yolu olarak kayalar›n üstünden hareket edemeyece¤imizden dolay›, kayalar›n aras›ndaki küçük delikler tek alternatif olarak önümüzde duruyordu.

77

Kurflun saçlar›n›n aras›ndan geçip gitmiflti

“Asker bomban›n pimini

çekip içeriye att›¤› s›rada, baflfl››m›z› iki elimizin aras›nda saklayarak kendimizi korumaya çal›flfl››t›k. Bomba büyük bir gümbürtüyle patlad›¤›nda kendimizi flflaahadetin eflflii¤indeki a¤›r yaral›lar olarak hissediyorduk. Sand›¤›m›z›n aksine oldukça sa¤lam oldu¤umuz gördük”

etmiflti. Geride sa¤ kalan di¤er asker ise h›zla geriye kaçarak kurtulmay› baflarabilmiflti. Bu esnada di¤er askerlerin takviyeye gelmesi üzerine tekrar geri çekilmek zorunda kald›m. Di¤er arkadafllar da fazla bir ç›k›fl yolu bulamam›fllard›. Ayr›ca Peflvin arkadafl da çemberden ç›k›fl yapmak isterken askerlerin taramas› sonucu yaralanm›flt›. O da Azat yoldafl›n müdahalesiyle kurtulabilmiflti. Çok k›sa bir de¤erlendirme yapt›¤›m›zda baflka bir yol bulmam›z gerekti¤i sonucu ortaya ç›k›yordu. Çok yo¤un bombalamalar yap›ld›¤›ndan fazla hareket edemiyorduk. Güpegündüz iç içe üç tane çemberle sar›ld›¤›m›zdan buradan ç›kmak imkans›z hale geliyordu. Tüm bunlar› göz önünde bulundu-

ww

w.

Saatler 12:30’u gösterdi¤inde gelip geçen askerleri net olarak görebiliyor ve konuflmalar›n› duyabiliyorduk. Art›k kendimizi çembere vurmam›z›n zaman› gelmiflti. Her arkadafl h›zl› bir flekilde çeflitli yerlerden ç›kmaya çal›fl›rken bir asker yukar›da Nedim arkadafl› görmüfltü. Asker avaz› ç›kt›¤› kadar ba¤›rarak kaçmaya bafllad›. Askeri fark eden Nedim arkadafl da hemen silah›n› kavrayarak atefl etmeye baflald›. Aralar›ndaki mesafe çok yak›n oldu¤undan ilk at›flta asker yere devrildi. Bu arada askerler de Nedim arkadafl›n oldu¤u noktay› taramaya bafllad›. bir mermi çok ilginç bir biçimde saçlar›n›n aras›ndan geçmifliti. Adeta mermi Nedim arkadafl›n saç›n› düz bir çizgi fleklinde trafl etmiflti. Bu halde onu gördü¤ümüzde gülelim mi a¤layal›m m› bilememifltik. K›sa bir süre sonra bulundu¤umuz yere bombalar peflpefle at›lmaya baflland›. ‹lk bombalar›n patlamas›n›n ard›ndan k›sa bir panik havas› yafland›. Sonra toparlanmaya bafllad›k. Ama Fidan arkadafl aram›zda yoktu. At›lan ilk bomban›n patlamas›yla bir flarapnel parças› bo¤az›n› kesmifl ve Fidan arkadafl flehit düflmüfltü. Yine at›lan onlarca bomban›n yaratt›¤› bas›nc›n etkisiyle di¤er Fidan arkadafl da geçici bir flok durumunu yafl›yordu. Tüm arkadafllar müdahale ederek biraz olsun onu normal haline getirebilmifllerdi. At›lan bombalar kaya oluklar›na girdi¤i için fazla bir etkisi olmuyordu. Aksi halde de¤il 6 kifli, bu bombalarla yüzlerce kiflinin imha edilmesi iflten bile de¤ildi.

Üstümüze bombalar ya¤›yordu

Asker bomban›n pimini çekip içeriye att›¤› s›rada, bafl›m›z› iki elimizin aras›nda saklayarak kendimizi korumaya çal›fl›t›k. Bomba büyük bir gümbürtüyle patlad›¤›nda kendimizi flahadetin befli¤indeki a¤›r yaral›lar olarak hissediyorduk. Bomba duman›n›n içerisinde vucudumuzu kontrol etti¤imizde sand›¤›m›z›n aksine oldukça sa¤lam oldu¤umuz gördük. Bomba büyük bir tesadüf sonucunda oturtu¤umuz zeminin hemen yan›ndaki derin bir kaya oyma¤›na girmifl ve orada patlam›fl, bizleri etkilememiflti. Ama yine durmuyorlard›. ‹kinci bombay› atmaya haz›rlan›yorlard›. Bizler yine bu sefer ayaklar›m›z› kald›r›p bombay› ayn› oyu¤un içine atmaya çal›flacakt›k. Ama bomba yard›m›m›za gerek kalmadan bizlere yard›m edercesine yine ayn› oyma¤›n içine girerek hayat›m›z› kurtarm›flt›. Bir kez daha azraille selamlaflarak geri gelmifltik ama pes etmiyordu, gelip gelip gidiyordu. Neyse ki askerler bizlerden ses ç›kmad›¤›ndan dolay› delikte kimse-


SERXWEBÛN

Ad›m›z gibi biliyorduk arkadafllar›n bu koflullara sessiz kalmayaca¤›n›

d›. Ama saatler gecenin yar›s›na geliyor, hala da en ufak bir gürültü sesi duyulmuyordu. Arkadafllarla sabaha kadar bekleme karar› alm›flt›k ve bu do¤rultuda oldukça sessiz bir fleklide beklemeye devam ediyorduk. Zaman geçiyordu. fiafak sökmeye bafll›yordu ama arkadafllar hala vurmam›flt›. Bunu normal karfl›lamam›flt›k. Çünkü ad›m›z gibi biliyorduk arkadafllar›n bu koflullara sessiz kalmayaca¤›n›. Bu düflüncemizin hakl›l›¤›n› çok sonradan ö¤renmifl olacakt›k. Sonradan ö¤rendi¤imize göre di¤er grubumuz herfleyden habersiz bir flekilde akflama kadar beklemifl akflam bizden haber gitmeyince meraklanmaya bafllam›fllard›. S›¤›na¤›n içinde olduklar› için operasyondan habersiz olan grup gündüz sadece M-G 3 taramas› duyabilmifl, bunu da normal taramalar olarak de¤erlendirmifl ve ola¤an karfl›lam›fllard›. Gecenin ilerleyen saatlerinde Mahir, Vahap ve Kerim arkadafllar durumumuzu ö¤renmek için s›¤›na¤›m›za do¤ru gelmeye bafllam›fllar. S›¤›na¤›m›za yaklaflt›klar›nda düflman›n hareketlili¤inden dolay› operasyonun oldu¤unu anlam›fllar. Biraz daha ilerlediklerinde aniden yürüyen Mahir arkadafl›n aniden karfl›laflt›¤› karart›lara “kimsin?” diye sormufl. Karfl›dan “asker” cevab› geldi¤inde arkadaki Vahap ve Kerim arkadafllar hemen kendilerini yere atarak çat›flma vaziyeti alm›fllar. Ama Mahir arkadafl iki askerin mevzisinin bulundu¤u yerin üç metre bitifli¤inde kalm›fl. Kürt

ww

w.

ne t

Karanl›¤›n çökmesiyle birlikte ortal›k biraz sakinleflmifl, bombalar ve aramalar biraz olsun duraklam›flt›. Bizler de bundan yararlanarak kolu yaral› olan Peflvin arkadafl ile ilgilenmeye ve k›sa bir durum de¤erlendirmesi yapmaya bafllam›flt›k. Askerler hemen yan› bafl›m›zda oldu¤undan ancak bir kula¤›n duyaca¤› düflük bir sesle yapt›¤›m›z tart›flma sonucunda bir karar düzeyine ulaflm›flt›k. Operasyonu duyan di¤er s›¤›naktaki arkadafllar›n müdahale edece¤ini bildi¤imizden dolay›, gece herhangi bir operasyon birli¤ine vuracaklar›n› düflünerek çat›flman›n bafllad›¤› anda da bizler de içeriden vuracak ve böylece çemberden ç›kmaya çal›flacakt›k. S›¤›na¤›m›zda kalan iki arkadafl da çat›flmalar bafllad›¤› için d›flar› ç›kamam›fl, içeride kalm›fllard›. Durumlar›n›n ne oldu¤unu bilmiyorduk. Art›k zifiri karanl›kta silah seslerinin gelmesini bekliyorduk. En ufak bir tarama sesinde hemen bizler de taray›p ç›kacakt›k. Gece karanl›klar› bizim en görünmez hale geldi¤imiz zamanlar, düflman›n da en ödlek yarat›klar haline geldi¤i zamanlar-

ew e. c

nin olmad›¤›n› sanarak uzaklaflmaya bafllam›fllard›. Operasyon komutanlar›n›n tam üzerimizdeki büyük kayal›kta durmas›na ra¤men yine de önümüzdeki bu askerlerin gitmeleri bizleri oldukça rahatlatm›flt›. Bu arada Ç›ng›l kayal›klar›nda varolan tüm tünel ve delikler bombalanmaya devam ediyordu, düflman sürüleri adeta bu güzelim ülkenin do¤as›n› cezaland›rarak kendi kinlerini ve öfkelerini tatmin etmeye çal›fl›yordu. Akflam üzeri helikopterler bulundu¤umuz alana gelmeye bafllam›flt›. Geceyle birlikte çemberi vurup geçme ihtimalimiz yükselece¤inden düflman buna engel olmak için helikopterle kald›rd›¤› büyük tafl kütlelerini tünel ve deliklerin üzerlerine b›rak›yordu. Düflman›n bu tür hareketleriyle her zaman karfl›lafl›yorduk.

Mart 2009

om

78

olan iki asker büyük bir operasyonun oldu¤unu geri dönmelerini ve geri döndüklerinde de kimseye haber vermeyeceklerini, atefl etmeyeceklerini söylemifller. Mahir arkadafl da karfl›l›k vermeden so¤ukkanl› bir biçimde onlar›n yan›ndan uzaklafl›p h›zla di¤er arkadafllar›n yanlar›na gitmifl Durumun ciddiyetini anlayan grup komutan›m›z s›¤›na¤a dönerek durum de¤erlendirmesinin yap›lmas› gerekti¤ini belirtmifl. Yap›lan de¤erlendirmeden sonra operasyonun kapsam› bilinmedi¤inden dolay› olas› bir durumda kendileri de s›¤›na¤› boflalt›p araziye da¤›lmalar› için haz›rl›k yapm›fllar. Bizden haber alamad›klar› halde ertesi gün s›¤›na¤›m›z› kuflatan operasyon gücüne sald›r› yap›lma karar› al›nm›fl ve ayn› gece s›¤›naklar› terk ederek son haz›rl›klar›n› yapm›fllar.

Kimyasal silahlar devreye girdi Bizler de ölüp ölüp dirildi¤imiz bir günü geride b›rakarak sonu belirsiz olan yeni bir güne merhaba diyorduk. Ölümle burun buruna geldi¤imiz onca anlarda tek düflündü¤ümüz fley halk›m›za Partimize ve flehitlerimize ba¤l› kalmam›z gerekti¤iydi. En az›ndan bu kutsal de¤erlerimizi düflünerek son nefeslerimizi onlara adayarak bu diyardan göç etmek istiyorduk. Anlat›lamaz duygular varsa, kolay anlafl›lamaz duygular varsa bu iflte duygular›n ken-


Mart 2009

SERXWEBÛN den geçmiflti. Birkaç saniye üzerimizden geçen bu alev dalgas› bizi yakmaya yetmiflti. Zor bela gözlerimizi açt›¤›m›zda her taraf›m›z›n simsiyah olmufl elbilselerimizin yanm›fl saç ve sakallar›n›z birbirine kar›flm›fl, tan›nmaz bir halde oldu¤umuzu gördük. Ellerimizi birbirimize dokundurarak flehit düflen olup olmad›¤›n› kontrol ediyorduk. Büyük bir flans eseri flehit vermemifltik. Art›k hem fiziki olarak hem de ruhi olarak di¤er insanlara benzemiyorduk. Bizleri ayakta tutan tek fley irademiz ve partinin verdi¤i bilinçti. Mümkün oldu¤u kadar birbirimize güven vererek yard›m ederek birbirimizi ayakta tutmaya çal›fl›yorduk. Akflama do¤ru bo¤az›m› müthifl bir öksürük tutmufltu. O kadar ölümle burun buruna gelmifltik ama bu öksürü¤ün tutmas› kadar zorland›¤›m› hat›rlam›yorum. ‹nsani bir ihtiyac›n giderilmesi kadar do¤al bir fley olamazd›. Ama savafl koflullar›, bu ihtiyac›n giderilmesini imkans›z k›l›yordu. Zehirli gaz›n nefes borusuna verdi¤i zarar da eklenince öksürük daha da azg›nlafl›yordu. Gözlerim mosmor olmufltu, kendimi tutamayarak bo¤az›mdan büyük bir öksürük ç›km›flt›. Nedim arkadafl ç›kan ses üzerine beni uyarmak istedi. Ancak dayanamayaca¤›m›, ne olursa olsun öksürmek istedi¤imi söyleyerek arkadafla tepki gösterdim. Nedim arkadafl da hiçbir fley söylemeden gelip simsiyah yana¤›mdan beni öptü. Arkadafl›n bu hareketi yüre¤ime saplanan bir hançer gibi beni derinden etkilemiflti. Hani derler ya bir amel bin söze bedeldir, gerçekten de bu deyiflin do¤rulu¤u burada ispatlanm›fl her fleyi anlatmaya yetmiflti. Ben de yapt›¤›m hareketin yanl›fll›¤›n› anlad›m. Akflam yine bast›rm›flt› ve biz hala çemberin içindeydik. ‹ki gündür ne

ne te we .c om

disidir. Bu duygular ancak bizzat yaflanarak ö¤renilebilir, anlafl›labilir. ‹nsan düflüncesinin kavrama yetene¤i bu duygular karfl›s›nda oldukça zay›f düflmekten kendisini kurtaram›yor. Sabah saat 4’le birlikte arama ve bombalamalar bir türkünün ayn› nakaratlar› gibi tekrarlanmaya baflland›. Saat 10’a kadar bombalamaya devam edildi. Birden bire tüm tünellerin ve deliklerin girifline çeflitli borular sokulmaya baflland›. Tahmin etmifltik düflman›n böyle bir alçakl›¤› yapaca¤›n›. Birazdan vücudumuzdaki ac›lar bizlere daha iyi anlatacakt› bu borular›n ne ifle yarayaca¤›n›.

79

Bizleri ayakta tutan irademiz ve partinin verdi¤i bilinçti

ww

w.

Ve düflman, zehirli gazlar› Ç›ng›l’daki tüm delik ve tünellere boflaltmaya bafll›yordu. Nedim arkadafl buna tedbir olarak mendilleri buzlu olan zeminde ›slat›p burnumuzun üstüne koymam›z gerekti¤ini söyledi, ama nafile fazla çözüm olmuyordu. Daha önce at›lan yüksek bas›nçl› gazlar, bunun yan›nda bize çocuk oyunca¤› gibi geliyordu. ‹lk gazl› havay› soludu¤umuzda fluurumuzu kaybeder gibi olduk. fiiddetli bir bafla¤r›s› bafllam›flt›. K›sa süre sonra beyindeki bu ac› vücuda yay›lmaya bafllad›. Sanki birisi cildimizi keskin bir b›çakla parçal›yor, k›zg›n bir atefl içinde yand›¤›m›z› hissediyorduk. Çok büyük ac› çekmemize ra¤men ses ç›karmamakta kararl›yd›k, tüm arkadafllar bu konuda çok özverili davran›yordu. Bu düflmandan her fleyi bekliyorduk, daha baflka yöntemlere de baflvuraca¤›n› biliyorduk ve kendimizi ona göre haz›rl›yorduk. Ö¤leden sonra düflman bizleri hakl› ç›kartm›flt›. Birden üzerimize su damlac›klar› gelmeye bafllad›, ama burnumuza gelen koku bunu su damlalar› olmad›¤›n›, yak›lmay› bekleyen benzin damlac›klar› oldu¤unu söylüyordu. Aniden at›lan bir bombayla her taraf› gür bir alev dalgas› sarm›flt›. Tüm deliklere benzin boflalt›klar›ndan da¤, tafl ve bütün kayalar yan›yordu. Gür bir alev dalgas› da bomban›n sesiyle bedenimizin üzerin-

su ne de yemek yemifltik ama yaflad›¤›m›z gerçekler bu ihtiyaçlar› bize unutturmufltu. Oturdu¤umuz zeminde buz parçalar› bunmas›na ra¤men zehirli gaz›n bu suyu da bozdu¤unu tahmin ederek buz parçal›r›na dokunmuyorduk. Gece tekrar di¤er s›¤›naktaki arkadafllar›n vuraca¤›n› umarak, çemberi yarmaya çal›flacakt›k. Saatler oldukça ilerlemesine ra¤men çevreden hiçbir ses gelmiyordu. Gece yar›s›ndan sonra yapt›¤›m›z tart›flmada, bu bitkin ve hareket edemez halimizle tek bafl›m›za çembere vurman›n yanl›zca imha olma anlam›na gelece¤i sonucuna vard›k. Bu plan›n mant›kl› olmad›¤›n› düflünerek sabah› da burada geçirmeyi kararlaflt›rd›k. Sabah erkenden araziyi bombalaman›n yan›nda, borulardan zehirli gaz atmaya ve etraf› benzinle yakmaya devam ediyorlard›. Takvimler 9 Nisan 1995’i gösterirken Ç›ng›l’daki bu amans›z mücadele üçüncü gününü doldurmufl ve hala düflman sonuç alamam›flt›. Ö¤lene do¤ru ç›kt›¤›m›z s›¤›nak etraf›nda düflman haraketi yo¤unlaflm›flt›. S›¤›naktan ayr›ld›¤›m›zdan beri di¤er


SERXWEBÛN

17 yafl›ndaki Ercan yoldafl›n direnifli

ww

w.

ne t

Eflref kendisini fazla belli ettirmez ama korkak bir yap›ya sahip oldu¤undan ikircikli bir konumu yaflamaktad›r. Operasyonun üçüncü gününde yani bugün, yo¤un gaz duman›ndan dolay› Ercan yoldafl bayg›n düflmüfltür. Ercan arkadafl›n bay›lmas›yla Eflref düflmanla baflbafla kalm›flt›r. Eflref iki gün direnmesine ra¤men, devrim ile karfl› devrim, direnifl ile ihanet aras›nda sürekli gidip gelmifltir. Tek bafl›na kalan Eflref’e düflman›n “teslim ol” ça¤r›lar› sonucunda ihanet canavar›na teslim olur. Eflref düflmana ça¤r› yaparak teslim olaca¤›n› aç›klar. Tüm bunlardan habersiz olan Ercan yoldafl

hala yerde bayg›n olarak yatmaktad›r. Eflref’i teslim alan askerler, Ercan yoldafl› da bayg›n bir flekilde d›flar› ç›kart›rlar. Ercan yoldafl ay›ld›¤›nda kendisini asker grubunun içinde bulur. Askeri komutan sert bir flekilde Ercan arkadafltan bizlerin yerini söylemesini ister. K›sa bir flaflk›nl›k geçiren Ercan arkadafl kendisini toparlayarak büyük bir öfkeyle komutan›n yüzüne tükürür ve “Parti bana ihaneti de¤il, direnifli ö¤retmifltir” diyerek Parti de¤erlerimize ba¤l›l›¤›n› gösterir. Düflman Ercan yoldafl› soysuz biçimde tarayarak flehit eder. Ercan yoldafl›n direnifli karfl›s›nda öfkeye kap›lan askerlerin komutan› yoldafl›m›z›n cenazesini panzer›n arkas›na ba¤lat›p sürükleyerek köyüne götürür ve ailesine teslim eder. Digor’un Arpal› köyünden olan Ercan arkadafl 1993 y›l›nda parti saflar›na kat›lan henüz 17 yafl›nda olan bir arkadaflt›. Yaflamda Önder Apo’ya olan ba¤l›l›¤›yla arkadafllar›na örnek olmufl, flehit düfltü¤ü s›rada göstedi¤i kahramanl›¤›yla halk›n üzerinde büyük bir etki yaratm›flt›. Üçüncü gün akflam› askerlerde bir hareketlilik bafllam›flt›. Düflman güçleri geri çekilmenin haz›rl›¤›n› yap›yordu. Ç›ng›l kayal›klar›nda hiçbir operasyon birli¤i kalmam›flt›. Üç gün sonra ilk defa normal bir ses tonuyla birbirimizle konuflmaya bafllam›flt›k. Bu amans›z

ölüm kal›m sürecinden sonra normal bir flekilde hareket etmek bizlere çok ilginç geliyordu. 72 saat boyunca Azraillle yat›p kalkm›flt›k. Bir türlü inanam›yorduk kurtuldu¤umuza. Akflam üzeri uzun bir aradan sonra sigara içerek di¤er arkadafllar›n yan›na gitmek için haz›rlanmaya bafllad›k. D›flar› ç›kt›ktan sonra etraf› çok k›sa kontrol ettikten sonra arkadafllar› yukar›ya ça¤›rd›m. Etrafa bakt›¤›m›zda Ç›ng›l kayal›klar›n›n tümünün alevlerden ve bombalardan ötürü simsiyah bir renge büründü¤ünü gördük. Hareket etmek için yürümeye bafllad›¤›m›zda her 50 metrede bir düfltü¤ümüzü farkettik. Bunu yeni farkettik, 3 gün hareketsiz kalmam›z ve zehirli gazlarla yaflamam›z bizleri takats›z b›rakm›flt›. S›¤›na¤a ulaflt›¤›m›zda arkadafllar›n olmad›¤›n›, etrafa da¤›t›lan malzeme ve eflyalardan anlam›flt›k. Bunun üzerine arkadafllar›n gidebilece¤i yak›ndaki depoya gitme karar›n› ald›k. Depoya yaklaflt›¤›m›zda karfl›dan Vahap arkadafl›n geldi¤ini gördük ve yan›lmam›flt›k. Arkadafllar›n tümü buradayd›. Büyük bir coflkuyla kucaklaflt›¤›m›zda halimizi gören baz› arkadafllar göz yafllar›n› tutam›yorlard›. Gerilla yaflam› unutulmayacak an›larla doludur. Bu buluflma ömür boyu unutulmayacak bir buluflma, o duygular hiçbir zaman ölmeyecek duygulard›.

ew e. c

iki arkadafltan da haber alamam›flt›k. Sonradan ö¤rendi¤imize göre ordaki geliflmelerle flu biçimde gerçekleflmiflti: S›¤›naktan ç›k›p çat›flma bafllad›ktan sonra arkadafllar ç›kma imkan›n› bulam›yor ve orada kalmak zorunda kal›yorlar. Ald›¤›m›z karar do¤rultusunda Ercan arkadafl, s›¤›na¤›m›z› ele verip halk›na ihanet suçunu iflleyen Do¤an alça¤›na hakketti¤i cezay› veriyor. ‹ki gün boyunca onlar da zehirli gaz ve benzinin alevinden yeterince paylar›na düfleni alm›fllar.

Mart 2009

om

80


ne te we .c om

1990’l› y›llarda yaflanan çat›flmalarda yaflam›n› yitiren 4 gerillan›n kimlikleri belirlendi.

Ad›, soyad›:‹zzet Sardo¤an Kod ad›:Fuat Do¤um yeri-tarihi:... fiehadet tarihi:1995 Garzan eyaleti

Ad›, soyad›: Xezal Sardo¤an Kod ad›: Rûken Ceng Do¤um yeri-tarihi: ... fiehadet tarihi: 1998 Xirbikê Besta alan›

Ad›, soyad›: Emin Zorlu Kod ad›: Ruhat Do¤um yeri-tarihi: ... fiehadet tarihi: 1998 Mardin

Ad›, soyad›: Sabri Baflak Kod ad›: Xundar Dildar Do¤um yeri-tarihi: ... fiehadet tarihi: 1995 Bitlis’in Vostin bölgesinde

Ad›, soyad›: Ayhan Çalkan

Ad›, soyad›: Cavidan N.Temerabat

Kod ad›: Sarina Botan

Kod ad›: Wedat Liz

Kod ad›: Cahit Urmiye

Do¤um yeri ve tarihi: ‹stanbul (Siirt) 1989

Do¤um yeri ve tarihi: Bulan›k 1988

Do¤um yeri ve tarihi: Urmiye 1985

fiahadet tarihi: 7 Mart 2009 Medya Savunma

fiahadet tarihi: 13 Mart 2009 Zap’›n Çemço

fiahadet tarihi: 13 Mart 2009 Zap’›n Çemço

alanlar›

ile Zagros’un Avaflin ve Basya alan›nda

ile Zagros’un Avaflin ve Basya alan›nda

ww

w.

Ad›, soyad›: Gülbahar Gürgen

Ad›, soyad›: Mehmet Aydo¤an

Ad›, soyad›: Mücahit Arslan

Ad›, soyad›: Samet Gülflen

Kod ad›: Renas Cilo

Kod ad›: Mahir Çayan

Kod ad›: Serhat Berxwedan

Do¤um yeri ve tarihi: Mardin 1984

Do¤um yeri ve tarihi: Mufl 1979

Do¤um yeri ve tarihi: Batman 1973

fiahadet tarihi: 13 Mart 2009 Zap’›n Çemço

fiahadet tarihi: 13 Mart 2009 Zap’›n Çemço

fiahadet tarihi: 12 Mart 2009 Bagok

ile Zagros’un Avaflin ve Basya alan›nda

ile Zagros’un Avaflin ve Basya alan›nda

Da¤›/Yelekli köyü


om ew e. c ne t w.

ww

G端lbahar G端rgen(Sarina)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.