329

Page 1

SER XWEBÛN

ne te we .c om

JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 329 / Gulan 2009

ww

w.

Özgür Kimlik Özgür Önderlik Demokratik Özerklik


RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR

May›s ay› flfleehitlerinin an›s›na ba¤l› kalmak ona hakk›n› vermeyen çizgimizin bir eri ve onun bir yaflatan gücü olamaz. Hele bir önder gücü hiç mi hiç olamaz. Bizim mücadelemiz hiç de haz›rl›kl› olmad›¤› ve güç getirmede gerçekten çok zorland›¤› ilk flehitlerine karfl› sayg›l› olmay›, onlar›n an›s›na ters düflmemeyi, niçin gitmifllerse ona sad›k kalmay›, boyun e¤memek kadar kolay düflmemeyi ve mutlaka yaflatmay› esas alan bir hareketin flahididir; bir hareketin, bir partinin gerçe¤idir. PKK’yi PKK yapan biraz da flehide böyle yaklafl›m›d›r. Bu büyük bir yaklafl›md›r. Diriltici, en baflar›lamaz denileni baflaran, en inan›lmaz› inan›l›r k›lan, gerçekten düflman›n da hesaplayamad›¤› bir çok geliflmeyi ba¤r›nda tafl›yan bir flehit yaklafl›m›d›r. Ad›m gibi biliyorum ki, e¤er bu 18 May›s günü Haki Karer yoldafl›n flahadeti gerçekleflmemifl olsayd› biz PKK’nin ilan›n› akl›m›za fazla getirmezdik. Ciddi bir partiye gitme gere¤ini bir borç olarak gündemimize koymazd›k. Kendimizi silahl› savafl›ma biraz daha yaklaflt›rmazd›k. En önemlisi de yaflam›m›z› ciddi, giderek daha fazla devrimin yoluna koymaya seferber etmezdik. Bu flahadet bizim karfl›m›za flunu ç›kard›; ya düflman›n ve iflbirlikçilerinin bekledikleri gibi sineceksin ve köfleye çekileceksin, ya da flehidin kan›n› büyük bir mesele yapacaks›n; onu do¤ru de¤erlendirmek kadar, intikam yemini yapacaks›n ve gerekleri neyse onu yerine getireceksin. Biz bu ikilemden sonuncusunu tercih ettik. Do¤ru de¤erlendirmeyi gelifltirmek kadar, intikam›n› mutlaka almam›z, ürkütücü bir devlet de olsa, çok afla¤›l›k bir iflbirlikçi –ki biraz öyle karfl›m›za ç›kar›ld›- veya birileri de olsa peflini b›rakmamam›z gerekti¤i, bu temelde yürüyüflün bizi gerçeklerimizle çok çarp›c› bir biçimde karfl› karfl›ya getirece¤i, bir teorik yetersizlik varsa bunu bu yürüyüflle giderebilece¤imizi yine pratik savafl sorunlar›m›z varsa bu prati¤i, bu savaflç› intikam prati¤ini gerçeklefltirmekle hal edebilece¤imizi görüyorduk. Veya ›srarl› takibin bu konuda bize baflar›n›n yolunu açaca¤›na inan›yorduk. Biz fiehitler Günü’nde oldukça yaflan›l›r ve hatta baflar›n›n esas›n› oluflturan bu özü görebilmeliyiz. Üzerinde yo¤unlaflmay› ve onu gelece¤e tafl›rman›n tüm tedbirlerini flahs›m›zda somutlaflt›rabilmeliyiz. Bu çok önemlidir.

ww

w.

ne t

ew e. c

May›s ay› flehitleri ve 18 May›s fiehitler Gününde tüm flehitlerimizi sayg›yla anarken, bütün gücümüzle an›lar›n›n gereklerini yerine getirmesini bilmeliyiz. Hareketimizin ilk grup aflamas›nda ve kendini yaflama çekerken hiç beklemedi¤imiz, sonuçlar›n› düflman›n da, bizim de kestiremedi¤imiz geliflmeler ortaya ç›kt›. Dikkatlice ele al›nmasayd›, gerekleri yerine getirilmeseydi tarih bambaflka olurdu. Ve öyle inan›yoruz ki do¤ru ele almam›zla birlikte tarihin seyrini de¤ifltirmeye çal›flt›¤›m›z baflta Haki Karer yoldafl olmak üzere ve ard› s›ra gelen tüm flehitlerimizin an›s›na verdi¤imiz do¤ru karfl›l›kla yaflam kavgam›za, onun ola¤anüstü özgürlük at›l›mlar›na ve günümüzde de çok yo¤unca yaflad›¤›m›z savafl gerçekli¤ine ulaflt›k. K›smen de olsa onlar› sayg›yla anabilme ve emrettiklerinin gereklerini yerine getirebilme görevlerimize sahip ç›kt›¤›m›z› söyleyebiliriz. Her zaman söyledi¤imiz gibi, flehitler çok zor da olsa, takibi ve gereklerinin yerine getirilmesi ola¤an üstü güç de istese en soylu ve gerçek yaflam› temsil eden de¤erler olarak de¤erlendirmeye çal›fl›l›yor ve her fley bir anlamda bu de¤erlere verece¤imiz karfl›l›kla ba¤lant›l› oluyor. Halen üzerinde en çok yo¤unlaflt›¤›m›z konu; do¤ru flahadete gitme konusudur. fiahadet bir yandan en yüce mertebe gibi kendini gösterirken, di¤er yandan üzerinde en çok düflünerek onda do¤ruyu bulma ve sembolik olarak ifade ettikleri yaflama mutlaka gerçeklik kazand›rma gücü oluyor. Bu konuda flaflmamaya ve her türlü ihanete, alçakl›¤a, flerefsizli¤e ve onursuzlu¤a karfl›l›k vermeye çal›flt›k. En önemlisi de düflman›n tüm imha seferlerine karfl›l›k vermeye çal›fl›rken gerçeklefltirmek istedi¤imiz ve esas itibar›yla da kendimizi borçlu hissetti¤imiz bu flahadetlerin gerçe¤i, onlar›n an›s› ve yerine getirmemiz gereken görevler oluyor. Bir kifli en de¤erli yoldafllar›na karfl› bir görevi vicdan›nda yerine getirme gere¤ini duymuyorsa o hiçbir zaman PKK’li olamaz. Yan› bafl›ndaki en de¤erli yoldafllar›n›n flahadetinden anlam ç›karam›yorsa, var olan zay›fl›¤› ve yanl›fll›¤›n› do¤ruya çeviremiyorsa bu kifliden korkulur. PKK hareketi gibi tamamen insanl›k hareketi olarak de¤erlendirilebilecek bir hareketin flahadetlerine unutkanl›k ve gaflet gibi çok yüzeysel de¤erlendirmelerle geçifltirmek gibi bir küstahl›¤› yak›flt›ran kimse afla¤›l›¤›n tekidir. Bu tip iflah olmaz ve buna güvenmemek gerekir. fiehide kendisini borçlu hissetmeyen, en önemlisi de onun son nefesinde vasiyet olarak b›rakt›klar›n› kendine esas almayan,

om

parti gerçe¤ine ulaflflm maktan geçer

* Bu yazı Reber Apo’nun ‘94 yılı çözümlemesinden alınmıştır


‹çindekiler Sosyalist ütopyada ›srar PKK’yi güçlü k›lm›flt›r Reber Apo

ne te we .c om

Geleneksel 1 May›s günü Partimizin de mücadele tarihinde büyük bir yer tutarken, yine mücadelemizin en boyutland›¤› bir günü ve onun ard›ndan gelen pefl pefle hamleleri akl›m›za... (12’de)

Süreci baflar›yla karfl›laman›n yolu partileflmeden geçer

Kapitalist modernite a¤›r bir krizi yaflamaktad›r. Yaflanan sorunu sistemin medyas› ve kalemflorlar› her ne kadar sadece ekonomik-mali kriz olarak topluma yans›tmaya çal›flsalar da, gerçe¤in öyle olmad›¤› çok aç›kt›r. Sorun art›k topluma ve insanl›¤a hiç ... (20’de)

Demokratik çözüm yönünde ad›mlar at›l›rsa iki halk kardeflleflir Abdullah Öcalan

KCK örgütlemesini ben daha önce mahkemeye de yazd›m. Farkl› bir fley yok. Mahkemeye sundu¤um savunmada-124 Sayfal›k verilmeyen savunma- KCK’ye yönelik ne ifade ettiysem, ne dile getirmiflsem burada da KCK’yi o çerçevede ele ald›m. KCK için ... (33’te)

Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için koflullar olgun hale gelmifltir

fiehitlerimiz halk›m›z›n ve gerillan›n özgürlük mücadelesinde yafl›yor

‹lk Apocu büyük militan Haki Karer yoldafl›n 18 May›s 1977’de Antep’te katlediliflinin 32. y›ldönümünü yafl›yoruz. 18 May›s Önderli¤imiz ve partimiz “Bizim bu dönemde üzerinde en çok durdu- taraf›ndan Kürdistan flehitler... (43’te)

ww

w.

¤umuz, yo¤unlaflt›¤›m›z, tart›flt›¤›m›z, çözümler üretmeye çal›flt›¤›m›z husus, 29 Mart yerel seçimleri ard›ndan ortaya ç›kan sonuçlara dayal› tarzda geliflen siyasi durumu anlamak ve bunlara cevap oluflturacak bir politik duruflu ve mücadeleyi gelifltirmek oluyor. Seçimler öncesi ve sürecinde oldu¤u gibi, seçimler sonras›nda da siyasi mücadelenin çok yo¤un, karmafl›k ve keskin bir biçimde devam etti¤i” (2’de)

PKK Haki Karer’in yaflamsal k›l›nmas›d›r

18 May›s 1977 günü Haki Karer arkadafl›n flahadeti hem içimizdeki ve hem de d›fl›m›zdaki baz› ajan iflbirlikçilerin el ele vermesiyle gerçekleflmifltir. Özellikle içimizde Haki Karer arkadafl›n... (56’da)

Ekoloji ve sistemin yap›sal dönüflümü

Reber Apo

Endüstriyalizm sorunu hem ekolojik sorunun bir parças›, hem en temel nedenidir. Ekoloji, endüstriyalizmden daha fazla anlam ifade eden toplumsal ve sorunlu olan bir konudur. Kavram çevrebilim anlam› tafl›sa da esas olarak toplumsal geliflimle... (63’te)

Kültür toplumun kimli¤idir Günümüzde e¤er bir de¤ifliklik gerekiyorsa, bir de¤iflim ihtiyac› fark ediliyorsa, burada en önemli husus insan›n geçmifline nas›l bakt›¤›d›r. Bu hususta insan›n kültürel geçmiflini nas›l ele ald›¤› çok önemlidir. Çünkü mutlak, s›f›rdan veya du... (73’te)

Ölümü tebessümle karfl›lamak Yavafl ad›mlarla ilerlerken deniz k›y›s›nda, gün bat›m›n›n serin k›z›ll›¤›nda durup adalara, adalardan da öte ufuklara tak›l›yor gözlerim. Kayal›klardan izlerken h›rç›n dalgalar› öfkem de kabar›yor. Düflündükçe geçmifli, an›msay›nca... (79’da)


SERXWEBÛN May›s 2009

2

om

Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için koflullar olgun hale gelmifltir “Süreç karmaflfl››k bir biçimde bu güne kadar geldi. fifiiimdi nereye gidece¤i de çok belli de¤ildir. Biz sürecin

bar›flflçç›l ve demokratik siyasi çözümden yana geliflflm mesi için projelerimizi ortaya koyduk, ça¤r›lar›m›z› yapt›k. Tüm Kürt ulusal güçlerini ve Kürt sorunuyla ilgili tüm çevreleri Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün

önünü açacak, ulusal demokratik stratejisini çizecek ve bu temelde de Kürt ulusal demokratik kurumlaflflm mas›n› yaratacak bir Kürdistan Ulusal Konferans›’n›n toplanmas›na ça¤›rd›k. 1 Haziran’dan itibaren sürecin nas›l

mücadeleyle ilgili olan herkesi süreç karfl›s›nda sorumlu davranmalar› için ciddi bir biçimde uyarmay› içeriyordu.

Süreci sabote etmeye dönük tutum ve çabalara dikkat etmek gerek

Hareket olarak tarih karfl›s›nda sorumlulu¤umuzun gereklerini yerine getirmek için ve yine 29 Mart yerel seçimlerinin ortaya ç›kard›¤› siyasi sonuçlar› bar›fl ve demokratikleflme çizgisinde daha da gelifltirip kal›c› sonuçlara dönüfltürebilmek amac›yla böyle bir ça¤r›da bulunduk. Seçim sonras›nda yönetimlerimizin yapt›¤› toplant›lar ve tart›flmalar sonucunda hareket olarak böyle bir karar düzeyine ulaflt›k. 13 Nisan’da da bu ça¤r›m›z›n özetini ifade eden bir ön aç›klamada bulunmufltuk. Böyle bir aç›klamayla bir yandan daha kapsaml› bir biçimde görüfl ve önerilerimizi ortaya koyaca¤›m›z› kamuoyuna duyururken, di¤er yandan süreci sabote etmeye dönük tutum ve çabalara dair kamuoyunun dikkatini çekmeyi ve uyarmay› esas alm›flt›k. Gerçekten de bu çabam›zda çok hakl› oldu¤umuz yaflanan olaylar taraf›ndan netçe ortaya ç›kt›. Bizim yapt›¤›m›z ça¤r› ard›ndan hemen ertesi günü hem Türk genelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤’un Türk düflüncesinin s›n›rlar›n› çizmeyi hedefleyen uzun konuflmas› geldi, hem de 29 Mart seçiminde oldukça önemli siyasi sonuçlar alarak Kürt sorununun bar›flç›l-demokratik siyasi çözü-

ww

w.

ne t

Bizim bu dönemde üzerinde en çok durdu¤umuz, yo¤unlaflt›¤›m›z, tart›flt›¤›m›z, çözümler üretmeye çal›flt›¤›m›z husus, 29 Mart yerel seçimleri ard›ndan ortaya ç›kan sonuçlara dayal› tarzda geliflen siyasi durumu anlamak ve bunlara cevap oluflturacak bir politik duruflu ve mücadeleyi gelifltirmek oluyor. Seçimler öncesi ve sürecinde oldu¤u gibi, seçimler sonras›nda da siyasi mücadelenin çok yo¤un, karmafl›k ve keskin bir biçimde devam etti¤i görülüyor. Hemen hemen her gün böyle yo¤un bir siyasi mücadele ile geçiyor. Gelen gün geçeni aratm›yor, ondan çok daha yo¤un oluyor. Çat›flmal› durum siyasi, askeri, ideolojik boyutlar›yla derinleflerek devam ediyor. En son Maz›da¤›’nda yaflanan olay var. Gerçektende tüyler ürperten bir vahfli katliam›n yaflanm›fl olmas› söz konusu. Herkes bu olay› tart›fl›yor. Kendine göre anlamaya, görüfl belirtmeye, olay› yönlendirmeye çal›fl›yor. Bu olay Kürdistan’da yaflanan mücadelenin ne kadar karmafl›k, kanl›, içinde oyun dolu yöntemlerle gerçekleflti¤ini en net bir biçimde gösteriyor. Bununla birlikte Yürütme Konseyimizin seçim sonras› siyasi sürecin bar›fl ve demokratik çözüm temelinde do¤ru de¤erlendirilmesini öngören kapsaml› bir aç›klamas› oldu. Hem Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüyle ile ilgili olan çevrelere ve bu temelde Türkiye’nin ve Ortado¤u’nun demokratikleflmesi mücadelesi içerisinde yer alan kesimlere ça¤r›lar içeriyordu, hem de Kürdistan üzerinde

ew e. c

geliflfleece¤inin böyle bir konferans›n gerçekleflflm me durumuna ba¤l› oldu¤unu da ilan etmifl bulunuyoruz”

münde etkin rol oynayabilecek konumunu daha da güçlendirmifl olan DTP’ye yönelik kapsaml› bir polis operasyonu, göz alt›na alma ve tutuklama furyas› bafllat›ld›. Daha sonraki zaman dilimi içerisinde de benzer olaylar pefl pefle yaflanarak, en son Maz›da¤› katliam›na kadar olaylar zinciri devam etti. Bu arada Hakkari’deki, Gever’deki Kürt insan›na, çocuklar›na dönük linç edici, polis ve özel tim sald›r›lar›n› ifade eden olaylar yafland›. 1 May›s’taki iflçi ve emekçilere dönük onur k›r›c› ve darbeleyici bir dizi sald›r› olaylar› ortaya ç›kt›. ‹stanbul Bostanc›’daki Orhan Y›lmazkaya ile devlet güçleri aras›nda yaflanan çat›flma olay› gündeme getirildi. Yani bu belirttiklerimiz sadece ilk akla gelenler oluyor. Ayr›nt› üzerinde durulsa bu geçen k›rk güne yak›n süre içerisinde seçim sonuçlar›n›n ortaya ç›kard›¤› siyasi birikimi eritmek amac›yla mevcut Türk yönetiminin gündeme getirdi¤i çok say›da benzer sald›r› ve provokatif olaylar s›ralanabilir. Bütün bunlardan flu sonucu ç›kart›yoruz: Siyasi süreç bütün karmafl›kl›¤›yla ve çat›flmal› düzeyiyle devam ediyor. Burada farkl› siyasi güçler seçim öncesinde oldu¤u gibi seçim sonras›nda da süreci kendi anlay›fl ve ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirebilmek için çabalar›n› ve mücadelelerini artt›rarak sürdürüyorlar. Seçimde baflar›l› olamayanlar, 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde yenilgi yaflam›fl olanlar, bu baflar›s›zl›k durumlar›n› giderebilmek için çok çeflitli oyunlar ve sald›r›lar ge-


May›s 2009 SERXWEBÛN ABD’nin deste¤ini ald›, AB’nin, Ortado¤u’daki ulus-devlet statükosunun deste¤ini ald›, Güney Kürdistan yönetiminin, Irak yönetiminin, YNK’nin deste¤ini ald›. Öyle ki, neredeyse uluslararas› alanda ve bölgede AKP’yi desteklemeyen güç kalmad›. Di¤er yandan, içeride ordunun deste¤ini ald›, CHP’nin, MHP’nin, sermaye çevrelerinin deste¤ini ald›. ‹çte de, özellikle Kürdistan’da yürütülen mücadelede adeta tam bir devlet blo¤u ortaya ç›kard›. Bu çerçevede seçim çal›flmalar›n› yürüttü. Oy sat›n almaya çal›flt›, devlet yöneticilerini seçim çal›flmalar›nda militan gibi de¤erlendirdi, ordu yöneticileriyle birlikte çal›flt›, sermayenin ve önemli bir medya kesiminin imkânlar›n› kulland›. AKP bütün bunlarla 29 Mart seçiminde iktidarda kalma durumunu korumaya ve Kürdistan’daki seçimi bu temelde kazanmaya çal›flt›.

sinin bütün birikimine dayanarak 29 Mart yerel seçiminde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünü açacak bir siyasi düzeyi yaratmay› hedefledi. Ortaya ç›kan sonuç biliniyor. ‹fade etti¤imiz seçim mücadelesi bir yerel yönetim seçimi olmay› çok çok afl›yor. Öyle bir seçim çal›flmas›ndan çok, Kürdistan’da yaflanan bu çok yönlü ve fliddetli mücadelenin bütün özelliklerini kendinde içeriyor. Çok kapsaml› bir siyasi mücadele anlam›n› tafl›yor. Daha da ötesi Kürdistan’da yaflanan savafl›n tüm özelliklerini kendi bünyesinde tafl›yor. Seçim asl›nda böyle keskin ve fliddetli bir mücadele olarak yafland›. Ortaya ç›kan sonuç: Genel planda AKP blo¤unun yenilgisi, DTP’nin Kürdistan seçiminde önemli bir baflar›y› kazanm›fl olmas›d›r. Bunu herkes böyle biliyor ve de¤erlendiriyor. Sonuçta AKP Türkiye genelinde yüzde sekiz civar›nda oy kaybetti. Bu hükümet için elbette önemli bir kay›pt›. Bu kay›p Kürdistan’da yüzde on befl civar›n› buldu. Kürdistan’daki seçim düellosunda AKP kesin bir yenilgi ald›. AKP karfl›s›nda DTP’nin ald›¤› sonuç net bir baflar› oldu. Dolay›s›yla AKP aç›s›ndan iktidar›n›n gelece¤ini belirlemeyi içeren seçimde kaybetme yafland›. Sonuçta umudunu, ç›kar›n›, politikas›n› AKP’nin seçim baflar›s›na ba¤lam›fl olanlar kaybettiler, yenilgi yaflad›lar. AKP’nin seçim baflar›s›na dayal› olarak oluflturulan siyasi planlar yenilgiye u¤rad›. Bu sonuç bir yandan Türkiye’de yeni bir siyasi aray›fl›,

ne te we .c om

lifltirirken, Kürt sorununun bar›flç›ldemokratik siyasi çözümü aç›s›ndan belli bir geliflme yaratm›fl olan demokratik siyasi güçler de seçim sonuçlar›n›n bar›fl ve demokratikleflme do¤rultusunda devam ettirilebilmesi için ellerinden gelen çabay› harc›yor, mücadele ediyorlar. Bu da 29 Mart yerel seçim sonuçlar›n›n ne denli kapsaml› ve önemli oldu¤unu ortaya koyuyor.

3

AKP yerel seçimlerde tüm uluslararas› çevrelerin deste¤ini arkas›na ald›

Kürdistan’daki seçim düellosunda

AKP kesin bir yenilgi ald›

Buna karfl›l›k ulusal demokratik güçler de belli bir çal›flma yürüttüler. DTP çok fazla bir ittifak düzeyi ortaya ç›karamam›fl olsa da, kendi karfl›s›nda oluflan bu gerici blo¤a karfl› yo¤un bir seçim çal›flmas›n› sürdürmeyi sa¤lad›. Bir hava oluflturdu. Halkta ve kadrolar›nda baflar›l› olaca¤›na dair belirli bir bilinç ve inanç yaratt›. Bu çerçevede on y›llard›r süren özgürlük mücadele-

ww

w.

fiunu biliyoruz ki, 29 Mart’ta yap›lan seçim sadece yerel yöneticileri belirlemeyi amaçlayan bir seçim de¤ildi. 29 Mart seçimlerinin siyasi anlam› bunu kat kat aflm›flt›. Yerel yöneticileri belirlemekten öteye, genel siyaset üzerinde, iktidar›n duruflu üzerinde etkide bulunabilecek kapsaml› siyasi anlamlar içerdi¤ini herkes kabul ediyor ve de söylüyordu. Hatta bu durum referandum deyimiyle de ifade ediliyordu. 29 Mart yerel seçimlerinin Türkiye’deki siyasi durum aç›s›ndan bir referandum de¤erinde oldu¤unu birçok çevre hem belirtiyor, hem de kabul ediyordu. Referandum iki aç›dan de¤erlendiriliyordu. Birincisi , mevcut hükümetin, yani AKP hükümetinin devam edip etmeyece¤inin belirlenmesi aç›s›ndan bir referandum de¤erinde oldu¤u; ikincisi ise, bu seçim Kürt sorununun gelece¤i aç›s›ndan bir referandum de¤erinde oldu¤u görülüyordu. Ortaya ç›kan sonuçlar 29 Mart seçimi için söylenen, belirtilen bu de¤erlendirilmelerin hiç de öyle yanl›fl olmad›¤›n›, gerçe¤i ifade etti¤ini ortaya ç›kard›. Biliyoruz, seçim çal›flmalar› bu çerçevede yürüdü. AKP, yerel seçimleri kendi iktidar gelece¤ini belirleyecek bir seçim olarak gördü¤ü için tüm gücüyle bu seçimlere yüklendi. Her türlü imkân›, f›rsat› seçim çal›flmalar›nda de¤erlendirdi. Her türlü hileye, oyuna, bask›ya baflvurdu. Herkesle ittifak yapmaya, içerde, d›flar›da, bölgede, uluslararas› alanda herkesin gücünü almaya çal›flt›. Bu noktada da önemli bir ittifak durumu ortaya ç›kard›.


SERXWEBÛN May›s 2009

“Umudunu AKP’nin baflflaar›s›na ba¤layanlar, siyasi planlar›n› DTP’nin yenilgisi üzerinden Kürt halk›na ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne sald›rarak PKK’yi tasfiye edip Kürdistan ve Kürt toplumu üzerinde egemenlik kurma biçiminde yapanlar, ortaya ç›kan seçim sonucuna göre bu umut ve hesaplar›n› kaybetmifl oldular. Dolay›s›yla birçok çevre siyaseten boflflllu¤a düflflttü”

ew e. c

lar›ndan gördü. Siirt ve Van seçimlerini kaybetmenin AKP genel baflkanl›¤›n› nas›l bir flok içine soktu¤u Tayyip Erdo¤an’›n surat›ndan okunuyordu. Zaten kendisi aç›ktan ifade de etti. Baflbakan yard›mc›s› Cemil Çiçek “Ermenistan s›n›r›na kadar dayand›lar” diyerek seçim sonuçlar›ndan duydu¤u kayg›y› aç›kça ifade etti. Yine Genelkurmay Baflkanl›¤› “sonuçlar düflündürücü” diyerek, mevcut sonuçlar› kald›racak, hazmedecek bir yaklafl›m içinde olmad›¤›n› aç›kça ortaya koydu. K›saca, seçim sonuçlar› hem Türkiye siyaseti aç›s›nda, hem de Kürdistan’da yaflanan mücadele aç›s›ndan önemli veriler ortaya ç›kard›.

Türkiye siyasetinde yeni bir boflfllluk oluflflm maya baflflllad›

ne t

yeni parti ve lider aray›fl›; seçimde yenilgi yaflam›fl, dolay›s›yla art›k sona do¤ru gidifli bafllam›fl olan AKP iktidar›n›n alternatifini bulma aray›fl› bafllarken, di¤er yandan Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi üzerine oluflturulan siyasi planlar, Ba¤dat Plan› diye ifade edilen imha ve tasfiye plan›n›n baflar›s›z kalmas›, bofla ç›kart›lmas› yafland›. Bu, Kürt sorununda yeni bir durumun, yeni bir aray›fl sürecinin gündeme gelmesi, bafllamas› anlam›na geliyordu. Umudunu AKP’nin baflar›s›na ba¤layanlar, siyasi planlar›n› DTP’nin yenilgisi üzerinden Kürt halk›na ve Kürt özgürlük hareketine sald›rarak PKK’yi tasfiye edip Kürdistan üzerinde, Kürt toplumu üzerinde egemenlik kurma biçiminde yapanlar, ortaya ç›kan seçim sonucuna göre bu umut ve hesaplar›n› kaybetmifl oldular. Dolay›s›yla birçok çevre siyaseten bofllu¤a düfltü. Daha sonraki süreçte anlad›k ki, asl›nda birçok çevre böyle bir sonuca hiç ihtimal vermiyormufl. Asl›nda AKP’nin baflar›l› olaca¤›na dair içte ve d›flta çok say›da siyasi çevrede tam bir inanç varm›fl. Bu inanç ve güvenle seçim sonras›na dair hesaplar yapm›fllar. Ancak seçim sonuçlar› kendi hesaplad›klar› gibi olmay›nca ciddi bir bofllu¤a düflme, sersemleme, adeta bir flok olma yaflad›lar. Bunu seçim sonuçlar›na iliflkin yap›lan de¤erlendirme ve tart›flma sürecinde aç›kça gördük. Özellikle ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak› temelinde Ba¤dat’ta oluflan plan çerçevesinde PKK’yi -seçim sonuçlar›nda DTP’nin siyasi yenilgisine dayanarak- imha ve tasfiye hesab›n› yapanlar›n bu hesaplar› bozulunca flaflk›nl›k içerisinde h›zla yeniden bir aray›fl içerisine girdiklerini biliyoruz. Daha 29 Mart gecesi Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n ne kadar üzüntülü ve flokta oldu¤unu herkes televizyon ekran-

‹fade etti¤imiz gibi, Türkiye siyasetinde yeni bir boflluk oluflmaya bafllad›. Yeni bir iktidar de¤iflimi süreci gündeme geldi. Kürt sorununun bar›flç›l-demokratik çözümünün gerçekleflmesi aç›s›ndan da DTP’nin ald›¤› sonuçlar önemli bir veriyi ifade etti. Yani bu tam bir sonuç ortaya ç›karmad›. Zaten tam bir baflar› de¤ildi, k›smi bir baflar›yd›. Dolay›s›yla kendi bafl›na bir sonuç ifade etmiyordu. Ancak devam ettirilirse, üzerinde çal›fl›l›rsa, yeni yeni siyasi ad›mlarla bu sonuç ileriye götürülürse Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm süreci gelifltirilebilirdi. DTP’nin ald›¤› seçim sonucu böyle bir sürecin bafllang›c› olabilir, böyle bir mücadelenin baflar›yla gerçeklefltirilmesi için önemli bir temel veri teflkil edebilirdi. Bunun için, bunun gerçekleflebilmesi aç›s›nda elbette seçim sonras›nda da bu sonucu devam ettirebilmek gerekiyor. Yani seçim sonras› süreçte yaflanan

w.

ww

mücadelenin durumu, geliflme çizgisi böyle bir demokratik siyasi çözüm sürecinin gerçekleflip gerçekleflmeyece¤ini belirleyecekti. Bir yerde kal›c› sonuçlar›n nas›l olaca¤›n›n belirlenmesi seçim sonras›nda yaflanacak mücadelelere, onlar›n sonuçlar›na ba¤lanm›fl oldu. Bu bak›mdan da seçim sürecinde oldu¤u gibi seçim sonras›nda geçen yaklafl›k k›rk günlük süre içerisindeki siyasi mücadelede, t›pk› seçim dönemindeki gibi çok yönlü ve karmafl›k bir durum arz ediyor. Bir yerde 29 Mart seçim sürecinin mücadele gerçe¤i devam ediyor. Yani bölgesel, uluslararas› güçlerin de dahil oldu¤u o büyük siyasi mücadele süreci seçimle sona ermedi. Seçim sonuçlar› bu mücadelenin içinde yer alan güçlerin durumunu ölçtü, tartt›, düzeylerini ortaya ç›kard› ve yeni yöntemlerle, ama ayn› derinlik, karmafl›kl›k ve tempoyla devam eden hale getirdi. fiimdi yaflanan olaylar, çeflitli güçlerin çabalar›, mücadeleleri bu temelde gelifliyor. Herkes seçim öncesinde seçimi kazanmak için canla baflla yürüttü¤ü çal›flma durumunu flimdi de devam ettiriyor. Çok yönlü bir biçimde mücadele sürüyor. Herkes her gün yeni politikalar belirlemeye, yeni hamleler yapmaya, dolay›s›yla süreci kendi lehine çevirecek bir düzeyi ortaya ç›kartmaya çal›fl›yor.

om

4

ABD yönetimi seçimlerde AKP’ye aç›ktan destek verdi Biz belirgin bir biçimde flunlar› gördük: Öncelikle 29 Mart seçimi ard›ndan ilk giriflim yapan, h›zl› hareket eden gücün ABD oldu¤u gözlendi. Hâlbuki ABD yönetimi seçimlerde AKP’ye aç›ktan destek vermiflti. Yeni yönetimin d›fliflleri bakan› bizzat Ankara’ya gelerek AKP’ye destek verdiklerini aç›ktan göstermiflti. Onunla da yetinmeyerek hemen seçim ard›ndan yeni ABD baflkan› Obama’n›n Türkiye’yi ziyaret edece¤ini söyleyerek ABD yönetiminin AKP hükümetine ne kadar önem verdi¤ini, onunla iliflkileri sürdürmekten yana oldu¤unu ortaya koymufltu. Bunu, Türkiye’yi bölge siyasetinde kullanmak


May›s 2009 SERXWEBÛN amac›yla yapt›¤› gibi, Kürdistan’da süren mücadelede de AKP’nin baflar›l› olmas›n› aç›ktan isteyecek tarzda ortaya koymufltu. Yani bir yandan AKP’yi bu biçimde aç›ktan desteklerken, di¤er yandan DTP karfl›tl›¤›n› da aç›kça ortaya koymufllard›. 2008 Ekim sonunda Ba¤dat’ta haz›rlanan PKK’yi tasfiye plan› do¤rultusunda seçim sürecinde bizzat DTP’nin 29 Mart seçiminde yenilgiye u¤ramas› için Kürdistan’da siyasi çal›flma yürütür hale gelmifllerdi. ABD’nin Türkiye ve Kürdistan’daki çeflitli temsilcileri DTP’ye karfl› olan birçok çevreyle görüflmeler yaparak DTP karfl›s›nda yeni bir Kürt siyasi organizasyonun oluflturulup oluflturulamayaca¤›n›n aray›fl› içine girmiflti.

5

Yeni ABD yönetimi 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde asl›nda bu denli taraft›. Fakat seçimde ABD’nin hesaplar› tutmad›. AKP kazanamad›¤› gibi, DTP de kaybetmedi. Bu durumda en çok yenilgi alan, siyaseten yenilgi yaflayan güçlerden biri asl›nda ABD oldu. ABD’nin siyasi hesap ve planlar› 29 Mart yerel seçim sonuçlar›yla baflar›s›zl›¤a u¤rat›lm›fl oldu. Ancak böyle olmas›na ra¤men biz flunu aç›kça gördük ki, en erken seçim sonuçlar›n› de¤erlendiren ve h›zla kendini yeni duruma göre uyarlayarak var olan siyasetlerinde de¤ifliklikler yaparak giriflimlerde bulunan, hamle yapmaya çal›flan yönetim ABD yönetimi oldu. Yeni baflkan Obama daha seçimin üzerinden bir hafta bile geçmeden Türkiye’yi, Irak’› bizzat ziyaret etti. Bu ziyaretinde hiçbir altyap› haz›rl›¤›, ön çal›flmas› olmadan bizzat DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk’le görüflme yapt›. Birkaç hafta önce tasfiye etmek için aç›k-gizli bir sürü çaba yürüttükleri bir siyasi parti lideriyle en üst düzeyde, baflkanlar düzeyinde diplomatik iliflki kuran, siyasi görüflme yapan bir tutumu gösterdi. Bu, ABD’nin yaklafl›mlar› aç›s›ndan önemliydi. Demek ki, en çok planl› çal›flan, her türlü siyasi duruma göre alternatif siyasi planlar› olan yönetimlerin bafl›nda ABD geliyor. Dünyay› yönetebilmek için böyle bir-iki de de¤il,

t›nda birlikte çal›flmalar›na ra¤men DTP baflkan› ve milletvekillerinin elini s›km›yor, onlarla görüflmüyor. Onlar› yok say›yor veya reddediyor, protesto ediyor. Ayn› fleyi Genelkurmay baflkanl›¤› da yap›yor. Bunu 14 Nisan tarihli konuflmas›nda, daha sonra 29 Nisan tarihli konuflmas›nda ‹lker Baflbu¤ aç›kça söyledi. Türkiye’de hem siyasi, hem askeri yönetimin reddetti¤i, görüflmedi¤i, adeta terörist sayd›¤› bir partinin genel baflkan›yla, hem de meclis çat›s› alt›nda ABD baflkan› Obama görüflme yapt›. Bu, Türkiye ile ABD politikalar›n›n fakl› oldu¤una, ABD’nin mevcut Türkiye politikas›n› veya mevcut Türkiye yönetiminin Kürt politikas›n› benimsemedi¤i gerçe¤ini

Türk görüflmesinin, art›k Güney Kürdistan’› aflan, Kürdistan’›n bütünlü¤ünü de içeren bir ABD politikas›n›n geliflmekte oldu¤unu herkese gösterdi. Bizce Ba¤dat plan›n›n art›k bofla ç›kt›¤›n›, yenilgiye u¤rad›¤›n› bizzat ABD yönetiminin de kabul etti¤i sonucu ortaya ç›kt›. Ba¤dat plan›n›n esas› neydi? Yerel seçimde AKP’nin Kürdistan’da kazanmas› temelinde Kürt özgürlük hareketinin, kitle deste¤i olmayan marjinal bir hareket konumuna düflürülmesinin sa¤lanmas›n› ve bu temelde gerçeklefltirilmesi öngörülen bir Kürt konferans›yla Özgürlük hareketine bir anlamda teslim olmay› ifade edecek dayatmalarda bulunup etkisizlefltirmesini, tasfiye edilmesini içeri-

ww

w.

ne te we .c om

a盤a ç›kard›. Bununla birlikte ABD baflkan› ilk defa Kuzey Kürdistan’da bir Kürt siyasi liderle görüflme yapt›¤›n› da söyledi. Bu da ABD’nin Kuzey Kürdistan’a dair siyasi yaklafl›mlar› aç›s›ndan önemliydi. Yeni bir duruma, yeni bir bafllang›ca iflaret ediyordu. ‹çeri¤i henüz çok doldurulmam›fl, nas›l seyretti¤i a盤a ç›kmam›fl olsa da, bu durum ABD’nin Kürt politikas› aç›s›ndan önemlidir.

ABD’nin hesaplar› tutmad›

her halde befl-on siyasi plan› birlikte oluflturmak gerekiyor. Bu durum bu gerçe¤i ortaya ç›kard›. Di¤er yandan bu durum, ABD’nin her duruma göre politika yapabilece¤ini, izledi¤i politikalarda de¤ifliklik yapabilece¤ini ortaya ç›kard›. Nitekim reddedip tasfiyesini öngördü¤ü DTP yönetimiyle görüflme yapan, onu muhatap alan bir politika de¤iflikli¤ine hemen ulaflabilmiflti. Demek ki oldukça h›zl› karar verebilen bir politik yap›ya sahipler. Elbette konufltuklar›ndan çok, ABD baflkan›n›n DTP Eflbaflkan› ile böyle bir görüflme yapmas› hem Türkiye siyaseti, hem de ABD’nin Kürdistan siyaseti aç›s›ndan önem tafl›d›. Çünkü halen AKP hükümeti ve Baflbakan Tayyip Erdo¤an DTP’yi meflru kabul etmiyor. Meclis çat›s› al-

ABD’nin Kürt politikas› hep Güney

Kürdistan’la s›n›rl› kald›

29 Mart seçimine kadar ABD’nin Kürt politikas› esas itibariyle hep Güney Kürdistan’la s›n›rl› kald›. Fakat seçim ard›ndan baflkan Obama-Ahmet


SERXWEBÛN May›s 2009

PKK’yi tecrit etmek gibi politik bir amaçlar› vard›

Son sald›r›lar seçimde ortaya ç›kan

sonucun intikam›n› almay› dönük

Bunun yan›nda en belirgin politikaskeri ad›mlar› Türk yönetimi att›. Seçim ard›ndan sivil-asker Türkiye yönetiminin izledi¤i politikalar, baflvurdu¤u yöntemler toplu ele al›n›rsa, bunlar›n bir yönüyle seçim sonuçlar›n› kesinlikle hazmedememek oldu¤u rahatl›kla söylenebilir. Bu temelde seçimde ortaya ç›kan sonucun intikam›n› almay› hedefleyen bir sald›r› yaklafl›m› vard›r. Hem askeri cephenin gelifltirdi¤i sald›r›lar, hem de siyasi yönetimin gelifltirdi¤i sald›r›lar bu temeldedir. Di¤er yandan Türkiye yönetiminin bu kadar aç›k ve sald›rgan davranmas›n›n alt›nda ABD yönetiminin DTP ile gelifltirmeye çal›flt›¤› iliflkiden, baflkan Obama-Ahmet Türk görüflmesine kayg›l› yaklafl›mdan kaynakland›¤› da söylenebilir. Yani bunlar›n arkas›nda ABD’nin yeni politikas›ndan duyulan kayg› ve ona dair bir tepki de vard›r. Çünkü gerçekten farkl› bir politik durufl görüldü. ABD yönetimi aç›ktan Türkiye yönetimiyle fakl› politik durufl içinde oldu¤unu gösterdi. Öyle anlafl›yor ki, ‹lker Baflbu¤-Tayyip Erdo¤an yönetimi “acaba ABD, PKK ile iliflki kurma, ona karfl› mücadelede uzlafl›c› siyasi yöntemler içerisine mi girecek” kayg› ve telafl› içine girmifl bulunuyor. Bundan dolay› yo¤un bir sald›r› yürütüyorlar. Bunun geliflim çizgisi öyle

ww

w.

ne t

ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n› sa¤lama alacakt›. Bu ittifaka Kürtlerin tümden kat›l›m› sa¤lanm›fl olacakt›. Bunun önünde engel oluflturan PKK duruflu ortadan kald›r›lacakt›. Bu da yeni ABD yönetiminin böyle bir üçlü ittifaka dayanarak Ortado¤u’da yeni bir siyasi hamle yapmas›n›n önünü açacakt›. Bunun için gerekli f›rsat ve imkân› oluflturacakt›. ABD yönetimi bu sonuca dayanarak bir yandan ‹ran ve Suriye üzerinde daha etkili bir politika izlemeye çal›fl›rken, di¤er yandan Türk ordusunun daha çok Afganistan’a götürülmesi ve Afganistan savafl›nda kullan›lmas› hedefine ulaflm›fl olacakt›. fiimdi seçim sonuçlar› farkl› ç›k›nca, PKK’nin bu temelde tasfiyesinin gerçekleflmeyece¤i ve engel olmaktan bu temelde ç›kart›lamayaca¤› görülünce ABD farkl› yöntemlerle, daha çok uzlaflmac› yöntemlerle PKK’yi kendi politikalar› önünde engel olmaktan ç›kararak öngördü¤ü bu politik planlamay› hayata geçirmenin aray›fl›na girdi. Yani bir yerde 20072008 y›l› boyunca öncelikle PKK’yi askeri sald›r›larla imha ve tasfiye edemeyince, ard›ndan Önder Apo üzerinde gelifltirilen a¤›r bask›, iflkence ve tehditle PKK’yi teslim al›p sonuca ulaflamay›nca bu kez -bunu 29 Mart yerel seçim sürecinde- siyasi yollarla PKK’yi tecrit edip zay›flatarak imha etme temelinde bu sonuca ulaflmay› hedeflemifltir. ‹ki y›l boyunca yürüttü¤ü bu planl› çabalarla istedi¤i sonucu alamayan ABD, bu kez DTP ile iliflkilenerek DTP üzerinden bir tür uzlaflma e¤ilimi gelifltirerek PKK’nin ABDTürkiye-Irak üçlü ittifak› ve ABD’nin Ortado¤u’da etkin politika gelifltirmesi önünde engel olmaktan ç›kart›lmas›n› öngörür oldu. Belki ABD baflkan› Obama’n›n Ahmet Türk’le görüflmesinin içinde DTP ile PKK’yi karfl› karfl›ya getirmek, DTP ile iliflki kurarak bu

temelde PKK’yi tecrit etmeye çal›flmak gibi politik amaçlar da vard›r. Bu da bir fleyi ifade ediyor, bunun da bir anlam› var. Bu görüflmeler içinde böyle hesaplar da olabilir. Fakat sadece böyle oldu¤unu de¤erlendirmek tabii ki dar kal›r. Çünkü e¤er öyle olsayd›, baflkanl›k düzeyinde görüflümler yapmak gerekmeyebilirdi. Baflkanl›k düzeyinde yap›lm›fl bir görüflmenin kendine has siyasi anlam› var. Bu aç›dan ABD’nin yeni bir çaba içerisine girdi¤i, o zamana kadar var olan politikalar›nda ad›m ad›m de¤ifliklik yapmaya yöneldi¤i söylenebilir. ABD aç›s›ndan seçim sonras›nda izlenen politikay› böyle de¤erlendirmek mümkündür.

bir fley ifade etti ki, t›pk› 27 Nisan 2007’de gerçekleflen Genelkurmay baflkanl›¤› muht›ras›na benzer bir askeri darbe durumu 14 Nisan 2009’da da yafland›. 27 Nisan 2007 ile 14 Nisan 2009 Genelkurmay baflkanl›¤›n›n giriflimleri birbirine çok benziyor. 2007 y›l› 27 Nisan’›ndaki muht›ran›n nas›l yeniden bir seçime ve yeni bir savafl planlamas›na yol açt›¤›n› biliyoruz. 14 Nisan’da Genelkurmay›n gösterdi¤i tutum da buna benziyor. Bu geçen k›rk gün içerisinde en göze batan bir olay; hükümetin susmas›, siyasi sorumlular›n Türkiye’de yaflanan olaylara iliflkin hiçbir fley söylememesi, buna karfl›l›k ise Genelkurmay baflkan›n›n bas›n karfl›s›na ç›karak Türkiye’nin düflüncesi ve politikalar›na iliflkin en genifl ve ayr›nt›l› aç›klamalar yapmas›d›r. Türkiye politikas›n›n ne oldu¤unu iç ve d›fl kamuoyuna Genelkurmay baflkan› aç›kl›yor. Bu konuda görüfl belirtmekten, aç›klama yapmaktan çekinmiyor. Buna karfl›l›ksa siyasi sorumlular susuyor. Tayyip Erdo¤an uzun süre tatile ç›kt›; Hatay’a, Antalya’ya, oradan Almanya’ya gitti. Tali ifllerle u¤rafl›yor, eski iddias›n› kaybetmifl, üslubunu de¤ifltirmifl gözüküyor. Belki “Türkiye devlet gerçe¤i zaten böyledir” denebilir, ama bu durumun bu denli iç ve d›fl kamuoyuna aç›k olarak yap›lmas› elbette ki bir gerçe¤i ortaya ç›kar›yor. Sadece “Türkiye’deki devlet gerçe¤i böyledir” denerek izah edilemez. Bu, devlet yönetiminin seçimlerin ortaya ç›kard›¤› siyasi sonuçlardan ne kadar çok zorland›¤›n› da gösteriyor. fiimdiye kadar maskeli, gizli yap›lan oyunlar flimdi alenen oynan›yor. Askerin flimdiye kadar sivil yönetimin emrindeymifl gibi kendini maskeleyip arkadan iflleri idare etmeye tahammülü kalmam›flt›r. fiimdi do¤rudan Genelkurmay yap›yor ve herkes görüyor ki, Türkiye’yi Genelkurmay baflkan› yönetiyor. Cumhurbaflkan› da odur, baflbakan da odur. Bir baflkand›r, diktatördür. Di¤er kurumlar asl›nda onun emrini yerine getiren memurlar ya da o askeri yönetimin yüzünü örten maske gibidir. ‹lker Baflbu¤ öyle bir tutum ortaya koydu ki, sadece bir yönetim, tek bir yönetim gücü olarak da kendisini gös-

ew e. c

yordu. Böyle olursa ABD Ortado¤u’da gelifltirmek istedi¤i politikalar›n önündeki PKK engelini aflm›fl olacakt›.

om

6


May›s 2009 SERXWEBÛN

mas›zl›k durumunun 1 Haziran’a kadar “PKK 13 Nisan’da çat›flflm uzat›ld›¤›n› ilan etti, sorunlar›n siyasi yöntemlerle çözümlenebilece¤i bir zeminin oluflfltturulmas› için herkesi sorumlu davranmaya ça¤›rd›. Genelkurmay Baflflkkanl›¤› PKK’nin izledi¤i bu politikadan duydu¤u kayg›yla askeri operasyonlar› daha çok da artt›rmaya çal›flfl››yor. Bütün çabas› bu tür bir sürecin geliflflm mesini engellemeye dönüktür”

ne te we .c om

termedi; O, teorisyendir, ideologdur, Türkiye toplumunun felsefesini, düflünce çerçevesini, duygular›n›, onurunu, kültürünü, her fleyini temsil ediyor, her fleyini o belirliyor. Hem 14 Nisan tarihli konuflmas›, hem de 29 Nisan tarihli konuflmas› bu gerçekleri aç›kça gösterir niteliktedir.

7

Türk ordusu sald›r› halinde tüm

gücünü kullanarak operasyon yap›yor

ww

w.

Seçim ard›ndan geliflen süreç üzerine flunlar› söyleyebiliriz. 30 Mart gününden itibaren Kuzey Kürdistan’›n her alan›nda askeri operasyonlar bafllat›lm›flt›r. Seçime kadar, yani k›fl döneminden 29 Mart’a kadar asl›nda askeri hareketlilik en alt s›n›ra çekilmiflti. Bu, AKP’nin seçimi kazanmas› için ordunun içinde girmifl oldu¤u tutum, ona destek verme anlam›na geliyordu. Fakat bu tutumun sonuç vermedi¤i, AKP’nin yenilgisini engellemedi¤i ortaya ç›k›nca 30 Mart tarihinden itibaren Zagros’tan Dersim’e kadar Kuzey Kürdistan’›n bütün alan ve bölgelerinde giderek yo¤unlaflan, yayg›nlaflan askeri operasyonlar gelifltirildi. Günlerdir bu durum sürüyor ve yay›larak devam ediyor. Bu operasyonlarda her hangi bir azalma yoktur. Dersim’de, Amed’de, Serhat’ta Botan’da yayg›n bir operasyonel durum yaflan›rken, Irak ve ‹ran s›n›r bölgelerine dönük askeri y›¤›nak da devam ediyor. Tüm bunlar sonucunda birçok çat›flma yafland›. Zagros’ta da, Botan’da da, Dersim’de de, Kürdistan’›n bütün merkezi sahalar›nda bu operasyonlar sonucunda çok kez çat›flma ortaya ç›kt›. En son 29 Nisan’da Lice’de yaflanan çat›flma, gerçekleri biraz da herkes taraf›ndan görünür hale getirdi. Herkes bu durumda gördü ki, Türk ordusu sald›r› halindedir. Tüm gücünü kullanarak operasyon yap›yor, sald›r›yor. Bu, ‹lker Baflbu¤’un seçim sonuçlar› için, “üzerinde düflünmek gerekiyor” de¤erlendirmesinin prati¤e geçirilmesi oluyor. Özellikle seçim sonuçlar›n›n Özgürlük hareketimiz taraf›ndan demokratik siyasi mücadeleye kanalize edilme ihtimaline karfl›, bunu bofla ç›-

kartabilmek için Türk genelkurmay baflkanl›¤› elinden gelen her türlü çabay› haz›rl›yor; her türlü provokatif yöneteme, sald›r›ya baflvuruyor. Çünkü flunu gördüler: PKK 13 Nisan’da çat›flmas›zl›k durumunun 1 Haziran’a kadar uzat›ld›¤›n› ilan etti, sorunlar›n siyasi yöntemlerle çözümlenebilece¤i bir zeminin oluflturulmas› için herkesi sorumlu davranmaya da ça¤›rd›. Genelkurmay baflkanl›¤› PKK’nin izledi¤i bu politikadan duydu¤u kayg›yla askeri operasyonlar›, sald›r›lar› daha çok da artt›rmaya çal›fl›yor. Bütün çabas› bu tür bir sürecin geliflimini engellemeye, Kürt sorununun siyaset zeminine akmas›n›, siyaseten çözüm aranan bir sorun haline gelmesini engellemeye dönüktür. Türk genelkurmay› bundan çok korkuyor. Çünkü flunu iyi biliyor: Kürt sorunu siyaset gündemine girerse, siyaseten tart›fl›lan ve çözüm aranan bir zemin haline gelirse, o zaman mevcut Türk yönetiminin Kürdistan’da uygulad›¤› terör ve soyk›r›m rejimi netçe a盤a ç›kacak. 85 y›ld›r Kürt halk› üzerinde nas›l bir soyk›r›m uyguland›¤›n› herkes görecek. Ermenilere karfl› yap›lanlar›n hesab›n› veremeyen Türkiye yönetiminin bir de Kürt halk› üzerindeki soyk›r›m hesab›n› vermeyle yüz yüze gelmesinden duydu¤u korku ve telafl ‹lker Baflbu¤’u bu kadar sald›rgan k›l›yor. “Son ferdine kadar savafl› sürdürece¤iz” diyor. Kelime oyunlar› yaparak milleti aldatmaya çal›fl›yor. Bask› kurarak, özellikle de medya üzerinde bunu yaparak uygulad›¤› kirli özel savafl›n arac› haline getirmeye çal›fl›yor. Nisan ay›ndaki konuflmalar›nda bu tutumunu, amaçlar›n› netçe ortaya koydu. Gerçekten de Mehmetçik bas›n› denen bu Türk bas›n›n›n önemli bir kesimi de Genelkurmay›n yürüttü¤ü özel savafl›n önemli bir parças› oldu-

¤unu bir kere daha gösterdi. Bu medya çevreleri askerden daha askerci davran›yorlar. Orduyu oldukça tahrik edici tutumu sürdürüyorlar. Bar›fl ve demokratik siyasetin taraftar› olacaklar›na, sald›r› ve terörün taraftar› oluyorlar. Bunu herkes aç›kça gördü.

DTP’ye yönelik tasfiye amaçl› faflfliist sald›r›lar geliflflttirildi

Ordunun bu politikalar›n› ve tutumunu sivil siyasi alan da kendi sahas›nda benzer bir biçimde sürdürdü. Seçim sonuçlar›na itiraz eden yaklafl›mlara karfl› nas›l büyük bir öfke ve tepkiyle sald›r›ld›¤›n› biz A¤r› prati¤inde gördük. Zorla, hileyle AKP’nin belediye seçimini kazanmas›na halk›n gösterdi¤i tepkiye karfl› polis vahfli bir sald›r› yürüttü. Ard›ndan 4 Nisan’da Amara’ya yürüyen halka dönük polisin sald›r›s›n›n çok daha fliddetli oldu¤una herkes tan›k oldu. Burada iki yurtsever Kürt genci katledildi, onlarcas› yaraland›. Halka karfl› faflist bir polis ve özel tim sald›r›s›n›n söz konusu oldu¤u herkesçe görüldü. Bütün bunlar yetmedi, 14 Nisan’dan itibaren DTP’ye yönelik kapsaml› bir tutuklama operasyonu bafllat›ld›. Bu operasyonlar içerisinde üç genel baflkan yard›mc›s›, 15 merkezi yönetici olmak üzere üç yüz civar›nda DTP’li yakaland›. Daha fazlas› göz alt›na al›n›p sorgulamalardan geçirildi. Bürolar› bas›ld›, çal›flma imkânlar› darbelendi. K›saca DTP’ye dönük tasfiye edici faflist bir sald›r› gelifltirildi ve bu sald›r›lar halen devam ediyor. AKP hükümeti 29 Mart yerel seçiminde sand›kta yapamad›¤›n› polis marifetiyle sokakta yapmaya çal›fl›yor. Sand›kta yenemedi¤i, tasfiye edemedi¤i DTP’yi polis sald›r›s›yla ve tutukla-


SERXWEBÛN May›s 2009 maya çal›fl›yorlar. Türkiye’nin gündemini sapt›rmak istiyorlar.

Özel savaflfl››n koruculuk sistemi töre ad›na Maz›da¤’da bir katliam gerçekleflflttirmiflflttir

baz› gerici, kölelik ifade eden anlay›fllardan, törelerden de bu durum kayna¤›n› alm›fl olabilir; ama unutmayal›m ki, böyle bir vahfli katliam› yaratan Türk özel savafl›n›n koruculuk sistemidir. Devlet silahlar›yla bu katliam gerçeklefltirilmifltir. Devletin verdi¤i imkânlarla koruculuk bu duruma getirilmifl, bu kadar yetki ve güç sahibi yap›lm›flt›r. fiu aç›kça görülüyor: bu çevrelerce seçim sonuçlar› hazmedilememifltir. Sivil-asker Türkiye yönetimi seçim sonuçlar›n›n içerdi¤i siyasi anlama göre uygun hareket etmiyor. Hem ordunun operasyonu, hem de hükümetin gelifltirdi¤i polis sald›r›lar› asl›nda ortaya ç›kan demokratik siyasi çözüm imkânlar›n› yok etmeye, 29 Mart yerel seçiminin

w.

ww

yaratt›¤› siyasi birikimi eritmeye, tasfiye etmeye dönüktür. AKP hükümeti orduyu, polisi harekete geçirip demokratik siyasi güçleri ezerek, çeflitli d›fl iliflkilerle kendisinin bu politikalar›n› güçlendirerek, yine hükümetteki de¤ifliklik vb yöntemlerle toplumu aldatmaya çal›flarak asl›nda Kürdistan’da yürüttükleri savafl ve terör siyasetini devam ettirmek istiyorlar. Böylece 29 Mart yerel seçim sonuçlar›n›n yaratt›¤› siyasi çözüm imkân›n› eritip tasfiye etmeye çal›fl›yorlar. Bunu sa¤layarak kendi ömürlerini uzatmak istiyorlar. Halk› bast›r›rlarsa, DTP’yi etkisizlefltirirlerse, kendilerine göre bir yandan PKK’nin dayatt›¤› Kürt sorununa bar›flç›l-demokratik siyasi çözüm imkâ-

ew e. c

29 Mart yerel seçimiyle netçe ortaya ç›kan Kürt sorununa bar›flç›l-demokratik siyasi çözüm imkânlar›n› ortadan kald›rmaya çaba harc›yorlar. Bunun baflka anlam› yoktur. Kamuoyunu bu durumu kabul eder hale getirmek için bu kadar komplo ve sald›r› ortam›n› gelifltiriyorlar. En son Maz›da¤› katliam›n› da bu çerçevede ele almak ve de¤erlendirmek laz›m. Belki korucular aras› bir çat›flma olabilir,

ne t

tarak yenilgiye u¤ratmak istiyor. 29 Mart yerel seçim sonuçlar›yla ortaya ç›kan Kürt sorununun bar›flç›l-demokratik siyasi çözüm imkân›n› bu biçimde ortadan kald›rmaya, yok etmeye çal›fl›yor. DTP böyle bir çözümün gücü, imkân› haline gelmiflken, onu ortadan kald›rarak asl›nda Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm koflullar›n› yok etmek istiyor. Bunun baflka bir anlam› yoktur. DTP’ye dönük bu sald›r›lar›n Kürt sorununun çözüm imkânlar›n› ortadan kald›rd›¤› aç›kt›r. E¤er bu daha da devam ettirilirse, sonuç Kürt sorununa demokratik siyasi çözüm imkânlar›n›n eritilip tasfiye edilmesi, dolay›s›yla çözüm zeminin ortadan kald›r›lmas› olacakt›r. AKP hükümetinin sald›r›lar› bununla s›n›rl› da kalmam›flt›r. Asl›nda hemen seçim ard›ndan A¤r›’da bafllatt›¤› halka dönük sald›r›lar› DTP operasyonlar›yla kapsaml› hale getirdi¤i gibi, buna karfl› direnen, bunu protesto eden halka, kad›nlara, gençlere karfl› da gerçekten vahflice bir polis sald›r›s› biçiminde sürdürmüfltür. Bu sald›r› ve yönelimler özellikle 23 Nisan’da, güya Türkiye’de dünyan›n dört bir yan›ndan getirilen çocuklarla çocuk bayram› kutlan›rken, Hakkâri’de Kürt çocuklar› katledilerek, özel timin silah dipçikleriyle kafalar› parçalanarak ortaya konmufltur. Nas›l bir kin, öfke ve düflmanl›k içerisinde oldu¤unu mevcut yönetim, onun sald›r› güçleri aç›kça göstermifllerdir. Bu tutumlar ve provokasyonlar devam ediyor. Demokratik siyasi eylemini gelifltiren halka karfl›, gençli¤e karfl› Kürdistan’›n her taraf›nda sald›r›lar sürüyor. 1 May›s’ta iflçilere karfl› bu benzer tutum gösterildi. 1 May›s öncesi ‹stanbul’da gelifltirilen operasyonlarla asl›nda süreci sabote etmeye dönük çaba içinde olduklar›n› ortaya koydular. Altm›fl tane operasyon yap›l›yor, bilmem kaç kifli tutuklan›yor, Bostanc›’daki çat›flmalar, bütün bunlarla mevcut yönetim flunu göstermek istiyor: çat›flmal› durum var, terör ortam› sürüyor, tehlikeler var diyerek bask› rejimini gelifltirme koflullar›n› yaratmak istiyor. Böylece demokratikleflmenin ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünü kapat-

om

8

n›n› ortadan kald›racak, onun zeminini yok etmifl olacaklar; di¤er yandan, ABD’nin bu yönlü olas› siyasi aç›l›mlar›n›n önünü kapatm›fl olacaklar. Mevcut Türkiye yönetiminin çabalar› da bu temelde olmufltur. Seçimden bu yana geçen süreci gören ve dikkate alan bir mücadele içinde olduk. Asl›nda tam istedi¤imiz gibi olmasa da 29 Mart yerel seçim sonuçlar› Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç›s›ndan k›smi bir imkân yaratm›flt›. Biz çeflitli düzeylerde toplant› ve tart›flmalar yaparak bu sonuçlar› nas›l siyasi alana aktaraca¤›m›z›n, buna dayanarak demokratik siyasi çözüm sürecini nas›l gelifltirece¤imizin aray›fl› içerisinde olduk. 13 Nisan günü Yürütme Konseyi Bafl-


May›s 2009 SERXWEBÛN

Hareket olarak süreç karflfl››s›nda geç ve zay›f kald›k

lifltirilmesini zorlad›, engelledi. Nitekim yönetimimiz 13 Nisan tarihli aç›klamada öngörülen daha kapsaml› demokratik siyasi çözüm projelerini ortaya koyma yönündeki verdi¤i güvenceleri yerine getirmede zorland›. Uzun süre DTP ve halk üzerinde gelifltirilen bask›lar, gerillaya karfl› askeri operasyonlar, bunun yaratt›¤› çat›flmalar nedeniyle yönetimimiz ald›¤› kararlar› kamuoyuna aç›klayamad›. En son 5 May›s günü böyle bir aç›klama yapma f›rsat› buldu. Onunda ciddi bir f›rsat olmad›¤› Maz›da¤› katliam›yla bofla ç›kart›lmaya, örtülmeye çal›fl›ld›¤› görüldü. Bizim çabalar›m›z›n sonuçlar›na iliflkin flunlar söylenebilir: Bir yönüyle asl›nda biraz geç ve zay›f hareket ettik. Daha h›zl› hareket edebilmeliydik. Daha erken aç›klamalar yapabilmeliydik. Sürecin böyle olaca¤›, seçim sonras›nda da karmafl›k politik mücadele durumunun devam edece¤i önceden belliydi. Dolay›s›yla sürecin yönlendireni olabilmek için inisiyatifli hareket etmek gerekiyordu. Bunu yapabilmeliydik. Fakat bu konuda biraz geç ve yavafl hareket ettik. Asl›nda demokratik siyasi çözüm projelerimizi daha erkenden siyaset gündemine koyan, bunun propagandas›n› yapan bir tutum içerisinde olsayd›k belki de Türk devlet yönetiminin mevcut politikalar›n› bofla ç›kartan, onlar›n uygulanmas›na f›rsat vermeyen bir zemin yaratabilirdik. ‹nisiyatifimizle bu süreci daha da güçlü yönlendirebilirdik. Bunda biraz geç

kald›¤›m›z, a¤›r hareket etti¤imiz söylenebilir. Di¤er yandan, böyle bir durumun ortaya ç›kmas›nda süreci de¤erlendirme, anlamadaki zay›fl›klar›m›z›n pay›n›n oldu¤u da görülüyor. Yani 29 Mart yerel seçimleri bir sonuç ortaya ç›kartmam›flken, sanki kal›c› bir sonuç ortaya ç›km›fl gibi, duraksayan, h›zla hareket edemeyen, yeni politik ç›k›fllar yapamayan bir politika tarz›n›n sahibi olduk. Hâlbuki böyle olmamak, duraksamamak, h›zla alg›lay›p de¤erlendirmeler yaparak, karar oluflturarak politik süreci yönlendirme inisiyatifini göstermek gerekiyordu. Bunu da etkili bir biçimde sürdüremedik.

ne te we .c om

kanl›¤›m›z böyle bir süreci gelifltirmeyi amaçlayan 1 Haziran’a kadar çat›flmas›zl›k karar›nda oldu¤umuzu kamuoyuna duyuran aç›klama yapt›. Bu oldukça önemliydi. Bar›fl ve demokratik siyasi çözüm için elveriflli koflullar› yaratmay›, imkânlar ortaya ç›kartmay›, zemini uygun hale getirmeyi amaçl›yordu. Hareketimizin tek yanl› nas›l bir tutum ve çaba içerisinde oldu¤unu, bar›fl ve demokratik çözüm için ne kadar özveride bulundu¤unu gösteriyordu. Fakat hemen ertesin gün, 14 Nisan’da hem Genelkurmay baflkan›n›n bütün bu çabalar› reddeden konuflmas› gerçekleflti, hem de DTP’ye dönük operasyon bafllat›ld›. Asl›nda yönetimimizin 13 Nisan tarihli aç›klamas› birazda sivil-asker Türkiye yönetiminin maskesini düflürdü, gerçek yüzünü a盤a ç›kard›.

9

ww

w.

Biz hareket olarak bar›fl ve demokratik siyasi çözüm imkânlar›n› araflt›r›r, toplant›lar›m›zda bunun için uygun yol yöntem bulmaya çal›fl›r, tamamen böyle bir düflünce ve tart›flma içinde aray›fl›m›z› sürdürürken, Türk ordusunun ve hükümetinin ise, bu geliflmeleri nas›l ezip bast›raca¤›n›n, bunun için ne tür komplo, oyun ve terör uygulamas› gelifltirece¤inin aray›fl› içinde oldu¤unu bu durum netçe a盤a ç›kard›. Elbette bu tutum sürecin bizim iste¤imiz do¤rultusunda ge-

Her zaman bar›flflçç›l ve demokratik siyasi çözümden yana olduk

Sald›r›lar karfl›s›nda yeterince anlam verememe ve tutum gelifltirememe gibi bir durufl görüldü. Sanki bu tür sald›r›lar olmayacak da seçim sonuçlar› ard›ndan her fley çat›flmas›z bir ortamda devam edecekmifl gibi bir anlay›fl›n bizim üzerimizde etkili oldu¤u bu pratikten görüldü. Seçim sonras›nda da siyasi mücadelenin daha karmafl›k ve keskin bir biçimde sürece¤ini yeterince de¤erlendirip kendimizi buna göre haz›rlayan ve böyle bir mücadelenin yolunu, yöntemini zaman›nda etkili bir biçimde uygulayan bir prati¤in sahibi olamad›k. Zay›fl›klar›m›z burada ortaya ç›kt›. Elbette gerekli politik aç›l›mlar› yapt›k, biz bar›flç›l ve demokratik siyasi çözümden yana olduk. Hareketimiz çat›flmas›zl›k karar›n› ald›; buna uyuyor, bunu uyguluyor. Bu önemli bir durumdur. Yine Kürt halk›, gençleri, kad›nlar› her türlü sald›r›ya karfl› seçim sürecinde yürüttükleri seferberlik düzeyindeki çal›flmalara uygun bir biçimde direnifl gösteriyorlar. DTP kendi çizgisinde sald›r›lar› bofla ç›kartmak üzere direniyor. Yönetimimiz bütün bu olaylar›, provokasyonlar› bofla ç›kartmak için oldukça duyarl› ve dikkatli davran›yor. Fakat dikkat edilirse süreci tam bir inisiyatifle yönetmede, dolay›s›yla Türk genelkur-


SERXWEBÛN May›s 2009

F›rsat ve imkânlar oluflflm muflflttur

ww

Genelkurmay›n hesaplar› 29 Mart’ta sand›kta bozuldu

Dikkat edilirse, tüm bu çabalar önemli bir çözümlemeyi ifade ediyor, geliflme imkânlar›n› gösteriyor; fakat sadece istemek ve sürece uygun olmak sonuç almak ve baflar› elde etmek için yetmiyor. Bunu bofla ç›kartmak için çal›flan çok güç var. D›fl güçler var, bölgesel güçler var, inkâr ve imha güçleri var. Bütün bunlar›n hepsinin politikalar›n› görüp bofla ç›kartacak bir politik tutumun ve prati¤in sahibi olabilmek gerekli. Özellikle Türk yönetiminin yürüttü¤ü inkâr ve imha zihniyetini ve siyasetini k›racak bir tutumu mutlaka gösterebilmek laz›m. Çünkü bu güç sadece

“Türkiye, ‹ran ve Suriye’yle ittifak›n› siyasi planda oldu¤u kadar, askeri planda da geliflflttirmek istiyor. Suriye ile s›n›rda ilk defa askeri tatbikatlar yap›yor. ‹ran ordusuyla birlikte hem Türkiye-‹ran s›n›r›nda, hem de Medya Savunma Alanlar›na dönük olarak ortak askeri operasyonlar yap›yorlar. Buna bir de Güney Kürdistan yönetimini, KDP ve YNK’yi katmaya çal›flfl››yorlar”

ka dönük sald›r›lar esas olarak bu sonuçlar›n demokratik komünalizm çizgisinde örgütlülü¤e dönüfltürülmesini engellemek içindir. Böyle bir örgüt çal›flmas›n› yürütecek kadro ve örgüt gücünü ortada b›rakmak istemiyorlar. Sald›r›lar› bunun için yürütüyorlar. Fakat böyle de olsa, tutuklananlar›n yeri doldurularak, esas itibariyle de örgüt çal›flmas›n› sürecin en önemli bir mücadelesi olarak ele al›p bu temelde yaklaflarak mevcut imkânlar› Demokratik konfederalizmin inflas›na dönüfltürmek büyük önem tafl›yor. Bu hem di¤er parçalar için demokratik halk örgütlülü¤ü modelini yarat›r, hem demokratik siyasi geliflmeleri örgütleyerek kal›c› k›lar, hem de Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç›s›ndan demokratik özerklik çözümünün gerçekleflmesi aç›s›ndan Kürt toplumunun örgütlü iradesini yarat›r.

w.

Di¤er yandan seçim sonuçlar›n›n Türkiye’de kapsaml› bir demokrasi hareketine dönüflmesi için bir demokrasi konferans›n›n yap›lmas›n› uygun buldu. Bu temelde Türkiye’nin tüm demokratik güçlerine ça¤r› yapt›. Bu da önemli bir aç›l›md›r. Türkiye demokrasisinin ilkelerini belirleyip kurumlar›n› ortaya ç›kartacak bir sonucu böyle bir konferansla yaratmak mümkündür. 29 Mart seçiminde AKP’nin yenilgisi temelinde ortaya ç›kan Türkiye’deki siyasi bofllu¤u bu temelde Türkiye demokrasi güçlerinin, demokrasi hareketinin doldurmas› imkân dahilinde oluyor. Dikkat edilirse siyasi koflullar bunun için önemli uygunluk arz ediyor. F›rsat ve imkânlar oluflmufltur. Bu durum bir konferansla de¤erlendirilerek Türkiye demokrasi hareketini ilkeli, ortak bir ör-

Bizim de sürece iliflkin yaklafl›mlar›m›z ve çabalar›m›z bu temeldedir.

ew e. c

gütte birlefltiren (bu bir parti olur, çat› partisi olur, ittifak olur, hangi biçimde olursa olsun) bir sonucun ortaya ç›kart›lmas›, mevcut siyasi bofllu¤un demokrasi hareketi taraf›ndan doldurulmas›, dolay›s›yla en az›ndan Türkiye demokrasi hareketinin etkili bir iktidar alternatifi haline gelmesi aç›s›ndan önemlidir. Yine mevcut sonuçlar›n halk›n demokratik komünal örgütlülü¤üne dönüfltürülmesi için de bir ça¤r›m›z var. Asl›nda 29 Mart seçimlerinde al›nan sonuçlar bu bak›mdan da önemli bir imkân ve birikim yaratt›. Kuzey Kürdistan’da halk›n demokratik komünalizmi örgütlü hale getirece¤i, taban örgütlülü¤üne kavuflturaca¤› f›rsat ve imkânlar› yaratt›. Bu önemlidir, ciddi bir durumdur. Kürt sorununun kal›c› çözümü aç›s›ndan da Kürt halk iradesinin örgütlü bir biçimde ortaya ç›kart›lmas›n› ifade etmektedir. Gerçi DTP’ye ve hal-

ne t

may›n›n ve hükümetinin birçok oyununu, provokasyonunu önceden bofla ç›kart›c› tedbirler gelifltirmede zay›f kald›. Dolay›s›yla süreç karmafl›k bir biçimde bu güne kadar geldi. fiimdi nereye gidece¤i çok belli de¤ildir. Biz buna etkili bir müdahale olarak sürecin bar›fl ve demokratik siyasi çözümden yana geliflmesini öngörecek projelerimizi ortaya koyduk, ça¤r›lar›m›z› yapt›k. Tüm Kürt ulusal güçlerini ve Kürt sorunuyla ilgili tüm çevreleri Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünü açacak, Kürt ulusal demokratik stratejisini çizecek, bu temelde Kürt ulusal demokratik kurumlaflmas›n› yaratacak bir Kürdistan Ulusal Konferans›’n›n toplanmas›na ça¤›rd›k. Hareketimiz bu temelde gerekli haz›rl›klar› yap›yor. ‹çinde bulundu¤umuz koflullar› böyle bir konferans yapmak için uygun görüyor ve çabalar›n› bu temelde sürdürüyor. 1 Haziran’dan itibaren sürecin nas›l geliflece¤inin böyle bir konferans›n gerçekleflme durumuna ba¤l› oldu¤unu da ilan etmifl bulunuyor. Onun için herkesi oldukça duyarl› davranmaya ça¤›rd›. Sorumlu yaklafl›m ve tutum içinde olunmas› gerekti¤i konusunda herkesi uyard›.

om

10

kendi bafl›na bunu yürütmüyor. Bir yandan ABD ve Irak ile ittifak yapmaya çal›fl›rken, di¤er yandan Suriye ve ‹ran ile de ittifak yaparak Özgürlük hareketimizi uluslararas› ve bölgesel siyasetten tümüyle tecrit etmeye çal›fl›yor. ‹ran ve Suriye’yle ittifak›n› siyasi planda oldu¤u kadar, askeri planda da gelifltirmek istiyor. Suriye ile s›n›rda ilk defa askeri tatbikatlar yap›yor. ‹ran ordusuyla birlikte hem Türkiye-‹ran s›n›r›nda, hem de Medya Savunma Alanlar›na dönük olarak ortak askeri operasyonlar yap›yorlar. Buna bir de Güney Kürdistan yönetimini, KDP-YNK’yi katmaya çal›fl›yorlar. Öyle ki, ‹lker Baflbu¤, Güney Kürdistan yönetiminin bu savafla kat›lmak zorunda oldu¤unu söyledi. Adeta emir verir, talimat verir gibi bir tutum içindeydi. Sanki baz› yerlerden iflaret alm›fl gibi de, 2009’un PKK’nin


May›s 2009 SERXWEBÛN iflçisi de, kad›n› da, erke¤i de, Kuzeylisi de, Güneylisi de, milliyetçisi de, demokrat› da biraz uyanm›flt›r. Ç›karlar›n›n nerede oldu¤unu görebilecek bilince ve onu savunabilecek bir duyarl›l›¤a ulaflabilmifltir. ‹lker Baflbu¤ hala otuz-k›rk y›l öncesinin var oldu¤unu san›yor. Orada yaflad›¤› anlafl›l›yor; belli ki öyle olmas›n› istiyor. Art›k o çoktan afl›lm›flt›r. Onun için de öyle bir sonuç almalar› zordur. Ne kadar oyun oynarlarsa oynas›nlar, bask› yaparlarsa yaps›nlar, taviz verirlerse versinler bu tür durumlar›n hiç birisi tutmayacakt›r. Çünkü PKK’nin hem ideolojik, hem de siyasi-askeri planda gelifltirdi¤i mücadele bütün bu oyunlar›, sald›r›lar› bofla ç›kartacak bir gücü yaratm›fl, sonucu vermifltir.

tasfiye amaçl› sald›r›lar gelirse; bu sald›r›lar nereden, kimden, ne kadar güçten gelirse gelsin, bütün bunlar›n hepsine karfl› toplumun tümünü harekete geçirerek sonuna kadar direnmeye ve meflru savunma çizgisinde savaflmaya da haz›r›z. fiimdi Hareket olarak böyle bir konumday›z. Siyasi süreç de bunu ifade ediyor. Bu durum nereye gider, 1 Haziran sonras› ne olur, flimdiden elbette bir fley diyemeyiz. 1 Haziran’a kadar ald›¤›m›z çat›flmas›zl›k karar› do¤rultusunda demokratik siyasi mücadele sürecinin geliflmesi için çaba harcayaca¤›z. Fakat ayn› zamanda her türlü mücadele durumuna göre de kendimizi haz›rlayaca¤›z, güçlü bir haz›rl›k konumunda tutaca¤›z.

Bu bak›mdan da elbette duyarl›, dikkatli ve tedbirli olmal›y›z. Türk genelkurmay›n›n bu sözleri nas›l tehlikeli hesap ve aray›fllar içerisinde oldu¤unu gösteriyor. Bunun gerçekleflme koflullar› çok az olsa da, öyle bir baflar›y› Türk yönetimi elde edemeyecek durumda olsa da, yine de ciddiye almakta yarar var. Hareket olarak dikkatli ve tedbirli davran›fl› göstermeliyiz, oyuna gelmemeliyiz. Öyle kendimizi yan›ltmamal›y›z da. Ancak tabii ki bu tür tehditlerden korkmamak, y›lmamak, ürkmemek laz›m. Biz yönetim olarak en son aç›klamam›zda da flunu net ortaya koyduk: Biz bar›fl ve demokratik siyasi çözümden yanay›z. Gücümüzü bu do¤rultuda kullanmaya haz›r›z. Ama üzerimize imha ve

Önder Apo “siyasi mücadele sürecinin geliflme koflullar› halen vard›r, bunu için çal›flmak laz›m, fakat ayn› zamanda tehlikeler de var. Oldukça riskli bir süreç” diye belirtti. Biz bu Önderlik perspektifi do¤rultusunda hareket edece¤iz. Yani demokratik siyasi çözüm sürecinin geliflmesi, Kürt sorunun bu temelde çözüm sürecinin bafllamas› için çaba harcarken, di¤er yandan da her türlü tehlike ve riske karfl› meflru savunma temelinde direnme haz›rl›klar›m›z› çok yönlü yapaca¤›z ve kendimizi sürekli haz›rl›kl› tutaca¤›z. Genel kararl›l›¤›m›z, yürüttü¤ümüz tart›flmalar, çözüm yöntemlerimiz, sürece yaklafl›m›m›z ve pratik mücadeleyi yürütme durumumuz bu temeldedir.

ne te we .c om

tasfiyesi için en elveriflli bir süreç oldu¤unu, buna karar verdiklerini söylüyordu. Bu bir hayaldir. ‹lker Baflbu¤ 29 Mart yerel seçiminde öyle bir darbe yemifl ki, onun yaratt›¤› sonuçlar› duymak bile istemiyor. Öyle anlafl›l›yor ki, baflkalar› da duymas›n diye kamuoyunu, özellikle Türkiye siyasetini 29 Mart yerel seçim sonuçlar›ndan uzaklaflt›rmaya çal›fl›yor. Oysaki kendisinin hesaplar› 29 Mart’ta sand›kta bozuldu; Amed’de bozuldu, Van, Siirt, Dersim ve Hakkari’de bozuldu. O planlar› seçim öncesine aitti. Seçimin bu hesaplar›n› bozdu¤unu kabul etmek istemiyor. Hala Ba¤dat plan›n›n geçerli oldu¤unu san›yor. Oysa bu çoktan afl›lm›fl, bozulmufl bir pland›r. O düzeyde ABD yönetiminden destek alma imkânlar› gittikçe azalm›flt›r. ABD yönetimi flunu çok net gördü ki, PKK’yi oyunlarla ve fliddetle tasfiye edemez. 2007 y›l›ndan bu yana yapt›¤› üç planlama baflar›s›z kald›. ABD yönetimi, “PKK ortak düflman” diyerek Türkiye yönetimine en ileri deste¤i geçen bu iki y›l içerisinde verdi. Art›k bu süreç afl›lm›flt›r. Türkiye’nin ABD’den ayn› düzeyde destek alabilmesi çok zordur.

11

Art›k herkesin gözü aç›lm›flfltt›r

ww

w.

Güney Kürdistan yönetimine gelince: KDP ve YNK yöneticileri deli midir ki Türk ordusunun önüne düflüp de PKK’ye karfl› savafl açs›nlar! Onlar da aç›kl›yor “90’l› y›llarda bunu yapt›k ama sonuç alamad›k” diyorlar. 90’l› y›llarda alamad›klar› bu sonucu 2009 y›l›nda alamayacaklar›n› çok daha iyi biliyorlar. E¤er fliddetle, savaflla PKK ezilebilecek ise bunu Türk ordusu kendisi yaps›n ve baflar›l› sonuçlar›n›n hepsi Türk ordusunun olsun. Niye baflkas›na havale ediyor? Yok, e¤er bu savafl baflar›l› olmayacaksa, o zaman baflar›l› olmayacak bir savafla KDP ve YNK niçin girsin? Ahmak m›d›rlar? Türkiye devletini korumaya, savunmaya mecbur mudurlar? Öyle olmayacaklar› aç›kt›r. Art›k herkesin gözü aç›lm›flt›r. Herkes biraz siyaset yapmas›n› biliyor, kendi ç›karlar›n› gözetebiliyor. Kürt’ün art›k a¤as› da,


SERXWEBÛN May›s 2009

12

om

Sosyalist ütopyada ›srar PKK’yi güçlü k›lm›flt›r

ew e. c

“Önderlik olarak, PKK'nin bir bütün olarak sosyalist ütopyada ›srar›n› herfleyden önde tuttu¤umuz için bugün PKK güçlüdür. PKK Önderli¤i kendini sürekli güçlendirendir. Sosyalizmin en çok sald›r›ya u¤rad›¤› ve hemen bütün mevzilerini kaybetti¤i bir dönemde bile s›radan bir sosyalizme ba¤l› kalma, ona inanç ve bilinç temelinde ba¤l›l›¤›n› sürdürme kesinlikle buna yol açm›flt›r. Benim sosyalizmden anlad›¤›m; özgürlük inanc› ve bilincidir ve onun u¤runa çal›flmada zevktir. Bu iki kavram› mutlaka anlayabilmeli ve gereklerini yerine getirmelisiniz”

Reber Apo’nun 1997 y›l› May›s ay› çözümlemesinden al›nm›flt›r

sonsuza dek benimsemesi gerekti¤i biçiminde muazzam bir sald›r› halindedir. Ve denilebilir ki, ‘90’larla birlikte bu sald›r› 21. yüzy›la ulaflmadan zapt edilmedik tek bir mevzi b›rakmamak için tüm gücünü kullanmakta, neredeyse tüm bir dünyay› kendi dünyas›n›, bir tek emekçinin üzerine, bir avuç devrimcinin üzerine boflaltmaktad›r. Daha geçenlerde bir grup Peru’lu devrimcinin üzerine nas›l sistemin birleflik hareket etti¤ini, b›rakal›m Peru’yu, kendi gerillam›z›n üzerine nas›l uluslararas› deste¤i arkas›na alan faflist Türk özel savafl birliklerinin sonuç almak için nas›l ç›lg›nca yüklendi¤ini göz önüne getirirsek, bize esin kayna¤› olan, k›lavuzumuz olan ideolojimizi yani sosyalizmi bir kez daha tan›mlaman›n önemi vard›r.

ww

w.

ne t

Geleneksel 1 May›s günü Partimizin de mücadele tarihinde büyük bir yer tutarken, yine mücadelemizin en boyutland›¤› bir günü ve onun ard›ndan gelen pefl pefle hamleleri akl›m›za getirmektedir. fiehitlerin en bol oldu¤u, hamlelerimizin pefli s›ra geliflti¤i bir günü de ifade etmektedir. fiüphesiz emekçilerin böyle bir günü bayram olarak kutlamaya haklar› vard›r. Fakat bu reel sosyalizmin çözülüflü ile birlikte giderek inanc›n› zay›flatan ve bununla birlikte mücadelesini de hem uluslararas› alanda hem ulusal alanda eskisi kadar güçlü götüremeyen bir güne do¤ru da gelmifltir. Biz yine de bugün dolay›s›yla sosyalizmde ›srarl› olman›n gere¤i üzerinde duraca¤›z. Ve flunu slogan yapaca¤›z: ‹nsanl›k var oldukça sosyalizm ütopyas› çal›flma zevkiyle hayat bulacakt›r. Bugün insan›n bafl›na gerçekten bir kâbus gibi çöken kapitalist-emperyalist sistem, tekni¤in imkanlar›n› da arkas›na alarak emekçilerin davas›na indirdi¤i büyük darbeleri ve onun baflta Sovyetler Birli¤i olmak üzere 20. yüzy›lda kazand›¤› bütün mücadele mevzilerine sald›r›lar›n› geçici de olsa baflar›ya götürmenin verdi¤i sadistçe zevkle; art›k emekçilerin davas›n›n kalmad›¤›, sosyalizm ütopyas›n›n bir davas›n›n kalmad›¤›, sosyalizm ütopyas›n›n bir anlam ifade etmedi¤i, mevcut sistemin insanl›¤›n ezeli kaderi oldu¤u, herkese düflenin bunu oldu¤u gibi kabul etmek, bu kaderden de art›k kaç›n›lamayaca¤›n› anlay›fl olarak

İddiası büyük olanın başarısı büyük olur

Bize her zaman ve her fleyden daha çok gerekli olan, oldukça bilimsel bir temeli de olan sosyalist ütopyad›r. Ütopya, toplumsal hayaller demektir. Ve insanl›k her ileri ç›k›fla bafllad›¤›nda onun yüce bir hayali yani ütopyas› olmufltur. Ütopyas›z bir topluluk, günübirlik yaflamaya mahkûm edildi¤inde sadece s›¤ bir köleli¤i yaflamaya mahkûm demektir. Bir insan, bir s›n›f, bir toplum, bir ulus, bir parti ütopya-

s›zl›¤a mahkûm edildi¤i yani temel umutlar›n›, inançlar›n›, hayallerini yitirdi¤i zaman geriye kalan fos y›¤›n›d›r. Tekni¤i, ordusunun say›s› herkesten daha da büyük olsa o da¤›lmaya mahkûmdur. Ama iddias›, ütopyas› çok büyük olan küçük toplulu¤un gerçekten e¤er bundan vazgeçmezse k›sa süreler içinde en umulmad›k baflar›lara yükselmesi ve en azg›n güçleri devirmesi de içten bile de¤ildir. Tarih bunun say›s›z örnekleri ile doludur.


SERXWEBÛN

13 inançlar›m›z var, ve dedik “bunu hiçbir fleyle de¤ifltiremeyiz.” Mesleklerimiz vard›, güvenceli bir yaflam vard›, bunun karfl›s›nda bu hayalleri esas ald›¤›m›zda karfl›m›zda dev gibi faflist bir düzen vard›. Ve mutlak güç üstünlü¤ü ondayd›. Belki de binde bir bu düzenle bafletme olanaklar› yoktu, ama büyük gurur duydu¤umuz do¤rular›m›z vard›. Bir halk›n emekçilerinin hayati ç›karlar›n› ifade eden düflünceler ile, yani sosyalizm bilinci ve onun yaratt›¤› inanç sistemi ile hiç bir fleyi kaale almamaya, düflman kim olursa olsun asla onlar›n karfl›s›nda kendimizi geri tutmamaya, tam tersine ne kadar yap›labilinecekse sonuna kadar her fleyimizi ortaya koymaya çal›flt›k. Gerçekten dikkat edilirse, elimizde birkaç kurufl para vard›, onu da birkaç kitaba veriyorduk. Yirmiye yak›n kifliyle bir kazan pilav piflirdi¤imizde büyük bir ifltahla kendimizi doyururduk. Yani günü birlik yaflam bizim için basit bir araçt›. Ama o zamanki hayallerimiz, sosyalist bilincimiz ve inanc›m›z, bizim gerçek sürükleyici, onsuz yaflayamayaca¤›m›z kutsal de¤erlerimizdi.

ne te we .c om

May›s 2009

g›çta say› ne olursa olsun, teknik ne kadar zay›f olursa olsun yeter ki inanç olsun, yeter ki u¤runa büyük bir tutkuyla mücadele edilsin, zafer geliyor. PKK’nin de bir ütopik ç›k›fl oldu¤unu belirtmek gerekiyor. Bugün saflar›m›zda daha s›kça görüyorum ki; günübirlik yaflam, idarecilik, hatta savaflç›l›k neredeyse hepinizi kuflatan bir al›flkanl›k haline gelmifl. Bu en vahim yan›lg›d›r. Küçük yetkilerle, onun verdi¤i olanaklarla yaflamaya neredeyse herkes tenezzül ediyor. Size aç›kl›kla söylemeliyim ki, PKK’nin en temel özelli¤ine çok ters bir yaklafl›m, kendini de onun özünü de adeta bofla ç›karma gibi bir yaklafl›md›r bu. PKK’yi bir maddi yaflam, PKK’yi bir günübirlik yetki yaflam gücü olarak kavramak onun en s›¤ kavranmas›d›r ve kesinlikle amaçlar› bak›m›ndan b›rakal›m kurtulufla götürmesini bu kifliyi yere çak›lmaktan dahi al›koyamaz. Yani bu anlay›fl bu kifliyi kesinlikle belli bir süre sonra yozlaflmaya, çak›l›p kendini yere düflürmeye ve mutlaka flu veya bu biçimiyle tüketmeye götürür. Neden? Çünkü onun büyük ütopyas›ndan ba¤›n› kesmifl.

ww

w.

En çok bildi¤imiz Roma ‹mparatorlu¤u o bütün görkemlili¤i ile insanlara, insanl›¤a karfl› en gaddar yöntemleri devreye geçirdi¤inde iflte o bildi¤imiz aslanlara parçalatma, çarm›ha germe buna karfl› ç›kan bir Hz. ‹sa’y› küçücük bir avuç havarileriyle birlikte takibe ald›¤›nda, çarm›ha gerip kalanlar›n› da izlemeye bafllad›¤›nda bu topluluk iddialar›yla ütopyas›yla ki ellerinde ne bir teknik var -hele say›dan hiç bahsedilemez- bak›yoruz o kocaman Roma ‹mparatorlu¤u’nun can›na okuyorlar. O inatç› mücadele belli bir süre sonra fethediyor ve bilindi¤i gibi günümüze do¤ru geldi¤imizde halen bu gücünü dünyada birinci s›rada koruyor. Özünden boflalt›lm›fl da olsa, H›ristiyanl›k dünyan›n etkili ideolojisidir. Müslümanl›k Arap yar›madas›nda ilk ortaya ç›kt›¤›nda çöl k›zg›nl›¤›nda bir ütopyayd›. Bu ütopya ile bir avuç insan harekete geçti¤inde, çok k›sa bir süre sonra Arap yar›madas› adeta bir çöl imparatorlu¤unun merkezi haline geldi. Marks, Engels yine zorbela kar›nlar›n› doyuran iki arkadaflt›lar. Bilimsel sosyalist ütopyay› ortaya ç›kard›klar›nda kapitalist sistem tam dünyada egemenli¤ini kurmufltu bile. Bu ütopya, çok k›sa bir süre sonra iflçilere, emekçilere mal edildi¤inde Paris Komünü, h›zla 1905 ayaklanmalar›, Ekim devrimi ard›ndan birçok ulusal kurtulufl hareketi taraf›ndan neredeyse dünyan›n fethine kadar gitti. Bu örnekler bize flunu gösteriyor: Ütopya hakl› ve insanlar›n ç›k›fl›na, ilerlemesine imkân verdi¤inde, bafllan-

Sosyalist bilinç ve inancımız kutsal değerlerimizdir fiu çok aç›k: Biz bafllat›rken PKK’yi, hiçbir zaman “bizim karn›m›z› doyuracak, PKK’nin yetkileriyle kendimizi güçlü tutaca¤›z, baya¤› buna dayal› bir yaflam›m›z olacak” diye en ufac›k bir düflünceye, hayale saplanmad›k. Tam tersine, müthifl do¤ru fikirlerimiz,

Sosyalizm özgürlük inancı ve bilincidir

Halen hat›rlardad›r, Hakiler, Kemaller, Mazlumlar, Hayriler kesinlikle bu büyük inanc›n militanlar›yd›lar. Öyle bir özgürlü¤ü yakalam›fl›z ki, tarihimizde hiçbir gücün, kiflinin vermedi¤ini bununla bulmufluz. Tarihte hiçbir ideolojinin, inanc›n gerçeklefltiremedi¤ini, bu ütopyayla, bu ideolojiyle gerçeklefltirmifliz. Yani sosyalizmde gerçeklefltirmifliz. Düflünüyorum da, acaba baflka nedenler de bizi gelifltirdi mi? Evet, köylü emekçili¤ine sayg›m var, ezilen insanlar›n isyanlar›na da sayg›m var. Ayd›nlar›n çabalar›n› küçümsemiyorum. Fakat bütün bunlar bizzat kendi önderli¤i taraf›ndan kumanda edilmezse bir hiçtir. Ayd›nlar çok k›sa bir süre içinde, ufak bir yönelim karfl›s›nda h›zla, varsa o niteliklerinden ya vazgeçmeye ya da da¤›t›lmaya maruz b›rak›l›rlar, yerle bir edilmekten kurtulamama gibi bir düzenle karfl› karfl›yalar. Köylü emek-


SERXWEBÛN May›s 2009

“Partinin kendisi, hayal ve emeğin en sanatkârca birleştiği noktadır. Parti yaşamının adeta uçarcasına bir yaşam olması bu nedenledir. Orada sosyalizmin hayali ile emeği, özgürleşmiş insan emeğiyle, entellektüel bilinç emeğiyle hayali, inancı birleştiği için müthiş bir kuvettir”

Örne¤in ulusal kurtulufl savafl›m› bir çal›flmad›r, ama ulusal ba¤›ms›zl›k ütopyas› için, halk özgürlü¤ü için bir ütopyad›r. Halk örgütlenmesi bir çal›flmad›r. Partinin kendisi, hayal ve eme¤in en ustaca, en sanatkârca birleflti¤i noktad›r. Parti yaflam›n›n adeta uçarcas›na bir yaflam olmas› bu nedenledir. Orada hayalle sosyalizm eme¤i veya sosyalizmin hayali ile eme¤i yani özgür emekle, özgürleflmifl insan eme¤iyle, bunun özellikle entelektüel bilinç eme¤iyle, hayali inanc› birleflti¤i için müthifl bir kuvvettir. Sosyalist önderler, bu anlamda ister ekonomiye, ister savafla, ister örgütlenmeye, ister propagandaya, hangi çal›flmaya el atarlarsa ats›nlar devlefliyorlar. Neden? Orada bir büyük sosyalizm hayaliyle çal›flma zevki birleflti¤i için böyledirler. Sosyalist emek

w.

Üretim güçlerini cenneti yaratacak kadar çalıştırabilirsin

ww

Ütopya için yaflayacaks›n›z, yani hayaller olacak. Nedir hayaller? Bugün ülkemiz ve halk›m›z söz konusu oldu¤unda, onda diledi¤imiz gibi yaflam özgürlü¤ü ve bir baflka iradenin örne¤in bir sömürgeci iradenin k›r›larak ba¤›ms›z bir vatan›n yarat›lmas›. Ba¤›ms›z vatan yaratma ba¤›ms›z çal›flma alan› yaratmad›r, ba¤›ms›z ifl alan› yaratmad›r. Üretim için dev gibi bir çerçeveyi oluflturmak demektir. Ba¤›ms›z vatan budur! Her ne kadar ütopya gibi geliyorsa da, bu ütopya biraz gerçekleflirse ortaya ç›karaca¤›

kahramanl›¤›, sosyalist sanat kahramanlar› hep böyle ortaya ç›kar. Bu anlamda ütopyay› çok çekici k›lmad›kça, “ben belki ekmeksiz, susuz yaflar›m ama özgürlük hayalleri olmadan yaflayamam” noktas›na kendinizi getirmedikçe; yine devrimci çal›flmay›, parti çal›flmas›n› savafltan tutal›m onun altyap›s›na kadar bütün ifllerini, giderek bütün bir sosyalist toplum inflas›n›, pratik dedi¤imiz, uygulama dedi¤imiz olay›, çal›flmay› bir zevk haline getirmedikçe sosyalist olunamaz. Kendimi yine örnek olarak gösterirsem; beni her gün ayakta tutan ba¤land›¤›m baz› amaçlar vard›. Büyük amaç diyoruz, yüce amaç diyoruz. Ülke kurtuluyor mu? Halk özgürlefliyor mu? Savafl devam ediyor mu? Bu temelde örgüt var m›? Bu biraz prati¤e gidiyor. Hayaller ve pratik o kadar çekici ve sürükleyici ki, art›k fiziki varl›¤›m›z neredeyse ac›lar içinde. Birçoklar›na bak›yorum: Onlar›n o fiziki varl›¤›, maddi varl›klar› ruhunu yutmufl, bilincini yutmufl ve fiziki varl›klar› adeta balonlaflm›fl veya fliflmifl. Ve çok verimsiz, tembelleflmifl. Çal›flma ona bir angarya gibi geliyordu. Yine çok eski bir çocukluk an›m› hemen akla getirmeliyim. ‹fl, tam bana bir angarya gibi gelirdi. Yolma ifli, ›rgat-pamuk ifli, bilmem her ifl, “olamaz” diyordum, “ben böyle çal›flamam.” Asl›nda çok çal›fl›yordum, fakat çal›flman›n bu biçimi olamaz. Herhalde orada hayallerime göre, inanc›ma göre bir çal›flma yok. Ve ben o çal›flmaktan b›kard›m. fiimdi anl›yorum ki bu, ütopyas›z bir çal›flma oldu¤u içindir. Ayn› anda bir hayalim vard›; “fluraya gitsem, flunu alamaz m›y›m” dedi¤imde f›rl›yordum ve hiçbir güç beni tutamazd›. Hayale ba¤lanan bir çabayd›. Bunun yerine babamdan, ailemden ölçülere göre bir ekme¤i koparmak için git flu ifli yap” denildi¤inde inan›lmaz bir tembellik içindeydim, kalkam›yordum. ‹ki-üç tane tafl› böyle üst üste koyam›yordum. Kalk›p bir tas su getiremiyordum. Neden? Bana biraz, aile düzeni içinde ücretli ifl gibi geliyordu. “Kalk flunu yap, biz de sana flunu verece¤iz”, bu çal›flma biçimi hofluma gitmezdi. Tembel oldu¤um

ew e. c

sonuçla; eme¤ini istedi¤in kadar topra¤a özgürce verirsin, üretim güçlerini cenneti yaratacak kadar çal›flt›rabilirsin. Ba¤›ms›z vatan budur! Sosyalizm de! Özgür halk yaratmak demek, onun bilincini tutsaklayan, iradesini, ruhunu felç eden ba¤lar› paramparça etmektir. Ve bu sa¤land›¤›nda her zaman geliflkin düflünceler, planlar ard›ndan çok güçlü iradeler ortaya ç›kar. Böyle kendini bulan, yeniden tan›mlayan bir halk haline geldi¤imizde, bu halk kendi özgür, kurtar›lm›fl vatan topraklar›nda çal›flmaya koyuldu¤unda onu yaratmayaca¤› eser yoktur. ‹flte sosyalizm ütopyas›, iflte ‹slamdaki cennet ütopyas›ndan bahsedilen biraz budur.

ne t

çili¤i nedir ki? Yüzy›llardan beridir çal›fl›yorlar, çal›fl›yorlar, çal›fl›yorlar, kar›nlar›n› bile doyuram›yorlar. Hamallar dünyas›, ›rgatlar dünyas›; kan ter içinde istedi¤i kadar çal›fls›n. Bu angarya ile hiçbir fley kurtar›lam›yor. Modern s›n›f, iflçi s›n›f› da kendili¤inden istedi¤i kadar çal›fls›n. Bugün düzenin, üzerinde her türlü ifllemi gördü¤ü bir nesne olmaktan kendilerini kurtaram›yorlar. Burada birfley eksik. Birfley ifade edebilmeleri için, sosyalist ütopya, inanç, bilinç, örgüt... ‹flte biz bundan vazgeçmiyoruz. Önderlik olarak, PKK’nin bir bütün olarak bu özellikte ›srar›n› her fleyden önde tuttu¤umuz için bugün PKK güçlüdür. PKK dünya karfl›s›nda savafl›yor. PKK Önderli¤i güçlüdür, kendini sürekli güçlendirendir. Neden? Sosyalizmin en çok sald›r›ya u¤rad›¤› ve hemen bütün mevzilerini kaybetti¤i bir dönemde bile s›radan bir sosyalizme ba¤l› kalma, ona inanç ve bilinç temelinde ba¤l›l›¤›n› sürdürme kesinlikle buna yol açm›flt›r, bunu itiraf etmek zorunday›z. Ço¤unuz utangaç bir biçimde “ya bu sosyalizm belas› da nereden ç›kt›...” D›fl›m›zda yayg›nd›r, içimizde de böyle düflünenler herhalde az de¤ildir. Çok çarp›c› bir biçimde söylemeliyim ki, benim sosyalizmden anlad›¤›m; özgürlük inanc› ve bilincidir ve onun u¤runa çal›flma da zevktir. Bu iki kavram› mutlaka anlayabilmeli ve gereklerini yerine getirmelisiniz.

om

14


May›s 2009

SERXWEBÛN

15

için de¤il, asla! Baflka bir çal›flmaya kofltu¤umda f›rt›na gibi oluyordum.

Sosyalizmde hayaller iş yaptırır

ne te we .c om

‹flte iki çal›flma fark›. Birisi ideale ba¤lanm›fl çal›flma, di¤eri ücrete veya düzene ba¤lanm›fl; düzene göre, aile düzeni, bilmem devlet düzenine göre bir çal›flma. Birisinden ne kadar kaç›n›yorsak, ne kadar tembellefltiriyorsa, di¤eri o kadar çal›flkanlaflt›r›yor ve zapt edilmez k›l›yor. Daha sonra bu davan›n içine girdim. Tek bafl›ma. Herkes halen “s›rr›n› çözemedik” diyor. S›rr› sosyalizmde. Kendimize göre bir bilinç ve inanc›m›z olufltuktan sonra, kendimi müthifl çal›flt›rd›m. Denilebilir ki, bu temelde askeri-siyasi faaliyetleri jet h›z›yla yap›yorum. Geçenlerde örnek de verdim. Bana göre bu di¤er bütün politikac›lar›n, hatta savaflç›lar›n temposu ve hatta sizin savaflç›l›¤›n›z çölde deve s›rt› veya bizde efleks›rt›nda yol almaya benziyor. Daha da ileri bir yak›flt›rmada bulunursak; külüstür bir arabayla, ‘50 model bir kamyonla yol almaya benziyor. Otobüs de de¤il. Ama biz politikay› flu anda jet h›z›yla yap›yoruz. Hatta birileri diyordu ›fl›k h›z›yla. Evet, sosyalizmde hayaller bu anlamda ifl yapt›r›r. Hele faflizmin karanl›¤› mutlak egemen olmak istiyorsa ve sen de hayallerine amans›z ba¤l›ysan, senin politika, hatta savafl yapma h›z›n füze h›z›na, giderek ›fl›k h›z›na yaklaflabilir. Ve onu da hiçbir düflman gücü yakalayamaz. ‹flte biz bu gücü gösteriyoruz. Bunun d›fl›nda acaba bir PKK tan›m› olabilir mi? Veya PKK’de gerçekleflen sosyalizmin izah› olabilir mi? Sanm›yorum, çünkü yenilmekten kendini kurtaramaz. Peki biz neden bu tan›ma ulaflt›k? Hayat›n kendisi amans›z bir savafl. Hayat PKK’de sosyalizmin böyle geliflmesini zorunlu k›ld›. Böyle ideallerin olacak, hayallerin, ütopyan. Ayn› zamanda böyle müthifl bir çal›flma zevki içinde olacaks›n. Bir örgüt çal›flmas› benim için bir zevktir. Düflünün, eskiden rahat uyumak için zaman arard›m. Keyfimce uzanmak, keyfimce bilmem ne yapmak için gün sayard›m.

fiimdi bana iflkence gibi geliyor. Ne kadar bünye zorlansa da, sosyalist çabalar, propaganda, örgütlenme, iliflkiler kurma velhas›l örgüt yönetme, savafl› yönetme büyük bir tutku haline gelmifl. Zevk, yani adeta onsuz yapamama. Bu çok aç›k. PKK Önderlik gerçe¤i denilebilinir ki, sadece sosyalizmi bu genel tan›m›na göre kendini somutlaflt›rmam›fl, kendisini gerçeklefltirmemifl -ayn› zamanda dönemin tasfiye edilen reel sosyalizmi var, ulusal kurtulufl süreçlerinin h›z›n›n kesilmesi var, emperyalist sistemin büyük bir h›z kazanmas› var- bütün bunlara da karfl› kendini yeniliyor. Kendini onlara karfl› yenilme flurada kals›n, baflar›dan baflar›ya koflan bir tarza, bir tempoya, bir seviyeye do¤ru tafl›r›yor.

ww

w.

Emekçilere verilecek armağan zaferi kesintisiz kılmaktır

Emekçilerin bugünü dolay›s›yla bizim uluslararas› emekçilere verebilece¤imiz en de¤erli arma¤an, PKK flahs›nda böylesine hayallere, devrimci çaba ile yenilmez bir ba¤l›l›¤›, bir devrimci prati¤i baflar›l› k›lmak, onun zaferini kesintisiz k›lmakt›r. Herhalde bundan daha de¤erli bugün dolay›s›yla bir arma¤an olamaz. Kapitalizm toplumun içini tamamen bütün insani de¤erlere kapatm›fl veya bütün insani de¤erleri toplumun içinde bo¤mufl. Bununla yetinmiyor; insan›n do¤ayla bütün iliflkilerini do¤an›n imhas›na yani insan›n mutlaka muhtaç oldu¤u do¤a-insan iliflkisini

tarumar etmeye kadar götürmüfl. Hem yerin alt›, hem yerin üstü insanl›k için çok gerekli olan yaflamsal kaynaklar›n› veremez duruma getirilmifl. Dört taraftan insanl›¤› tehdit alt›na al›nm›fl bir sisteme karfl› sosyalizmin bu durumunu kabullenmek kadar alçakça ve yüzy›llardan beri bu kadar sosyalizm savaflç›lar›na ters düflecek, ihanet anlam›na gelecek böyle bir kabullenifli asla kabul etmemek kadar; ona karfl› tam tersine belki de her zamankinden daha fazla sosyalist ütopyan›n çekicili¤ini, vazgeçilmezli¤ini ve en önemlisi de kapitalist tarz angarya çal›flmas›n› de¤il, sosyalizmin zevk türü çal›flma tarz›n› her fleyin önüne koymak insanl›k için tek ç›k›fl yolu oluyor. Ve buna büyük umut ba¤lad›¤›m›z gibi büyük mutluluk da duyuyoruz. Hiçbir zaman biz özenti duymad›k. Bugün bu kadar “insan› fethettim” diyen kapitalist de¤er yarg›lar›na göre yaflama tenezzül bile etmek istemiyorum. Daimi iflkence alt›nda bir parti olmam›za ra¤men, onun en üst sorumlulu¤unu bütün bu ac›lar›n iflkencesi içinde yürütmemize ra¤men, bu yaflam›n verdi¤i zevki de hiçbir zevkli de¤ifltirmeyecek kadar kendime güvenli, inançl›, gururlu bak›yorum. Baflka bir nesneyle de¤ifltirir misin denilse flu anda, de¤il onun hesab›n› yapmak o kiflinin, o ideolojisinin, o sistemin yüzüne bile bakmak istemem. Burada kendimizi çok büyük bir ütopya sahibi oldu¤umuz için, ütopyay› gelifltirdi¤imiz için dile getirmiyorum. Yine çok büyük bir emek çal›fl-


SERXWEBÛN May›s 2009

Ben sosyalist miyim sorusunu kendinize sormalısınız

“Sosyalist kişi olmaya özen göstereceksiniz. Onun bilinç ve inancıyla ve vazgeçilmez birlikte çabasıyla kendinizi kişilikleştireceksiniz. Bu olmadıkça hiçbir yaklaşımınız, hatta pratiğiniz birkaç büyük savaş kazansa bile veya çok büyük bir demagog bile olsanız, fazla değer ifade etmez”

ne t

Çok ba¤l›l›ktan bahsediyorsunuz, her gün ant içiyorsunuz ama bana göre s›n›rl› bir ba¤l›l›k bile olsa bu temelde iyi bir sosyalist militan olmamak için hiçbir neden yok. E¤er iyi bir sosyalist militan iseniz; ele ald›¤›n›z bütün ifller konusunda büyük bir zevkle çal›flmal›s›n›z. Sürekli bilinç ve inançla dolu oldu¤unuz için, bilinç yolunuzu ayd›nlat›r, inanç yolunuzu ayd›nlat›r, inanç iradenizi keskinlefltirir. Dolay›s›yla sa¤lam bir yürüyüflün sahibi olmaman›z için bir neden yoktur. E¤er ikiyüzlü de¤ilseniz, kendinizi düzen hastal›klar›yla felç etmemiflseniz, yürüyüflünüzün baflar›l› olmamas› için hiçbir karfl› neden etkili olamaz. Ve hiçbiriniz hiçbir gerekçeyle neden sa¤lam yürüyemedi¤ini, neden PKK’nin gerçek bir militan› olamad›¤›n› izah da edemez. “Vay flu neden beni böyle tökezletti, bu neden beni bilmem iflte PKK’yi PKK olmaktan ç›karan flu s›n›fsal özelli¤e girdi” bunu söylemek demek, bizim yüce inançlar›m›za ve sosyalist eme¤imize h›rs›z gibi girme, düflman gibi sald›rmak demektir. Bu anlamda e¤itimle mi yapars›n›z, çaban›n di¤er biçimleriyle mi sa¤lars›n›z ilk yapman›z gereken ifl, “ben bir sosyalist miyim? Önderlik tarz›nda en az›ndan bu güce ulaflm›fl m›y›m?” sorusunu sorup cevap vermektir. Bu soruya böyle bafllang›ç cevab›n› veremeyenler, isterse devlet kursun, -iflte re-

el sosyalizm nas›l çözüldü- isterse bilmem bir kaç zafer kazans›n, -iflte Sovyet ordular› da çok zafer kazand›- hiçbir fley elde edemedi. Bugün o K›z›l Ordu dünyan›n en yozlaflan silahlar›n› befl kurufla satan ordudur. Sosyalist ütopyadan ba¤›n› kopar›nca böyle olur. Sizin öyle büyük zaferleriniz de yok. Siz daha do¤ru dürüst özgür çal›flman›n gere¤ini de yapamam›fls›n›z. Öyle güçlü hayalleriniz de, inançlar›n›z da yok. O halde mütevazi olacaks›n›z! Sosyalist kifli olmaya özen göstereceksiniz. Onun bilinç ve inanc›yla ve vazgeçilmez birlikte çabas›yla kendinizi kifliliklefltireceksiniz. Bu olmad›kça hiçbir yaklafl›m›n›z, hatta prati¤iniz bu bir kaç büyük savafl› kazansa

bile veya çok büyük bir demagog bile olsan›z, fazla de¤er ifade etmez. Ben PKK içinde neden bu kadar etkili olabiliyorum? Aç›k. Sosyalizm biraz bilimseldir ve bilimsellikle birlikte çok umutlu ve hayalleri böyle hep tahrik edicidir. Bu da seni sürekli çaba sarfetmeye götürür. Sonuçta bu seni güçlü hale getirir. Böyle ah›mflah›m ifllerden bahsetmiyorum. ‹nsanlarla ideallerimiz temelinde konuflmak basit bir ifltir. ‹liflki kurmak, herkesin yapabilece¤i bir ifltir. E¤er bu bir savaflsa, orada daha da bu ifl büyür. Düflmana anlam vermek, kendi ordusuna anlam vermek giderek derinlik kazan›r. Yeter ki biraz sosyalist kiflilik olsun, mesafe almamas› düflünülemez. De¤ilse, demagogsa ve

w.

ww

bir emek h›rs›z› ise veya bir köylü, bir hamalsa o er geç birkaç baflar›s› da olsa sonuçta iflas etmeye mahkûmdur. Hiçbir köylü emekçili¤inin h›rs›zl›k yolu d›fl›nda patronlu¤a s›çrad›¤› görülmemifltir. Hiçbir demagogun da, e¤er insanlar› kaba bir biçimde yan›ltmas› olmasa, bir siyasi güç veya bir askeri zafer elde etti¤i görülmemifltir. Baflar›s›, birisinin h›rs›zl›¤›, di¤erinin insanlar› kand›rmas›ndad›r. H›rs›zlar çalar-ç›rpar yükselirler, en büyükleri olurlar. Demagoglar da yalanlarla insanlar› uyuturlar, belki de bir diktatör olurlar. Bunlar dünyam›zda çok, içimizde de böyleleri her gün ç›kmak istiyor. Ama aç›k söylemeliyim ki bizim önderlik tarz›m›zda, ne çabalara h›rs›zca giriflmek, ne de demagogca etraf›n› kand›rmak vard›r. Hay›r, asla ikisine de yer yoktur.

ew e. c

mas› içinde oldu¤umu da söylemiyorum. Ama sosyalist inanca, onun çal›flma tarz›na ba¤l› kalman›n gururunu yafl›yorum. Ona de¤er veriyorum ve bunu da tutarl›ca yap›yorum. Kendimi kand›rmadan, hem çok bilinçli, hem çok planl›. Darda kald›¤›m için veya bununla bir geliflme imkân› buldu¤um için de¤il, vazgeçilmez bir yaflam tarz› olarak gördü¤üm için yap›yorum. O halde baflta PKK’liler olarak sizlerin ç›karmas› gereken sonuç nedir? Mümkünse kendinizi bu tarzda bir PKK’lilefltirme. Bunu çok aç›kça size söyledim anlafl›lmas› için. Biraz bu iflte iddias› olanlar için yeterlidir.

om

16

Hakiler bu toprakları tanımıyorlardı ama sosyalizme inanıyorlardı

Gerçekten bir sosyalist kiflilik amac›na ba¤l› m›s›n›z? E¤er evet diyorsan›z, o zaman sa¤lam örgüt ölçülerine ulaflmama mümkün de¤ildir. Sa¤lam çal›flma esaslar› ve örgüt kesin sonuca götürür. Yine çizgiye yani hayallerine giderek daha da çok ba¤l›d›r öyle sapmas›, baflka bir yaflam etkisinin alt›na girmesi düflünülemez. Tekrar vurguluyorum; bu, de¤il böyle y›llarca PKK içinde kalmak, s›radan bir bafllang›ç yapmak için bile, sizi sa¤lam yürütmeye yeterlidir. ‹flte Haki’ler, çok mu biliyorlard› sosyalizmi? Hay›r! Çok az bir bilinçle yola ç›kt›¤›n› ama çok inançl› oldu¤unu biliyoruz. ‹flte Hayri’ler, Mazlum’lar, Kemal’ler çok mu bu topraklar› tan›yorlard›, yurtseverlerdi? Hay›r, s›radan. Ama onlar gerçekten yozlaflmam›fl olarak hem sosyalizme inan›yorlard›, hem de çabas›na içtenlikle, tutkuyla ba¤l›yd›lar. Öyle yaparlard›. Gerçek PKK’lilikler bunlard›. Ama flimdi saflar›m›za bak›yorum: Bilinci de k›rk kat Haki’nin, Kemal’in, Mazlum’un üstünde olanlar var. Yine prati¤i on, on befl y›ll›k savaflç› da dâhil yüz kat belki o büyük PKK’lilerin üstünde olanlar var ama bak›yoruz ki flimdi sorundur ba-


May›s 2009

SERXWEBÛN devlet içinde veya iflbirliği ile yürütülmekte. Biz de PKK içinde yürütülüyor. fiimdi daha iyi anl›yoruz ki; eski saf yoldafllar topluluğundan ziyade genellefltiği için bütün savaflan öğeleri iliflki ve çeliflkileri ile parti içine ald›k. Ama flunu da peflinen kabul etmelisiniz ki, bu ifli böyle sağlayan emekçilerin PKK’sidir. Yani ideolojik ve siyasal, örgütsel önderlik size tan›m›n› verdiğim önderliktir. Hâkim sosyalist özellikleri böyle tan›mlanan önderliktir. Diğer s›n›ftan gelmifl olabilirsiniz, müthifl küçük burjuva s›n›f önyarg›lar›, yar› feodal önyarg›lar, köylü, hamal, ayd›n önyarg›lar› ile dolu dolu gelmifl olabilirsiniz. Ve bu bir yerde kaç›n›lmazd›r bafllang›çta. Ama flimdi bunu ›srarla sürdürmek, hatta politi-

PKK sosyalizmin bu tarihinden fliddetli dersler ç›karman›n da ad›d›r. Nedir bu? Devlet olursak, flüphesiz sosyalist demokrasi. Devletten önce parti içinde s›n›f mücadelesini, yani parti içi demokrasiyi bana göre flimdiye kadar büyük bir ustal›kla yürüttük. Yürütmeseydik zaten, herhalde kocaman sosyalist devletlerin çözüldüğü bir süreçte PKK hayli hayli çö-

ka haline getirmek, hatta güç haline getirmek demek iflte h›rs›zlar›n savafl›m›n, demagoglar›n savafl›m›n› gelifltirmek demektir. Nitekim partimiz de bunu böyle ele ald›ğ› için kendi içindeki savafl› fliddetlendirmifltir. Sosyalizm söz konusu edildiğinde bir fley daha eklemek gerekir; örneğin s›n›f savafl›m›nda çok fliddetli tavr›n sahibi olan bir Stalin bile parti içindeki bu savafl›m› kapsaml› yürütemediği için çok dogmatik, salt bask› yöntemleriyle halledebileceğini düflündüğü için daha kendi zaman›nda yaratt›ğ› hainler nedeniyle, büyük sosyalist kuruluflu çözülüflün efliğine getirdi. Partiyi değil, neredeyse dünyan›n üçte birinde etkili olabilen bir sosya-

zülürdü eğer PKK çözülmediyse içindeki sosyalist mücadeleyi hem ilkelere, hem yeni taktik esaslara yani onun doğru örgüt ve mücadele esaslar›na getirdiğimiz yeniliklerle götürebildiğimiz içindir. Az m› geriliği temsil ediyorsunuz? Hay›r! Kürt kifliliğindeki gerilik kadar dünyada sanm›yorum baflka kifliliklerde gerilik yans›t›l›yor olsun. Her birinizin gelifli adeta yüzy›llar›n bütün geri iliflki ağlar›, hatta kendinize göre s›n›f bilinci de demeyeceğim, körce bir kiflilikle kat›lmaktan baflka hiçbir özelliği ifade etmiyor. Net düflüncelerle mi gelmiflsiniz? Hay›r! Bir çal›flma zevkiyle mi geliyorsunuz? Hay›r! S›n›fta, toplumda kalm›fls›n›z, bilinciniz dağ›l-

list inflay›, parti içinde s›n›f mücadelesini doğru yürütememesinden, yine devlet içinde dolay›s›yla sosyalist demokrasiyi do ğru tan›mlayamad› ğ› için, gelifltiremediği için olanlar oldu.

ne te we .c om

fl›m›zda. Neden? ‹flte, bir sosyalist kifliliğin temel özelliklerine ters düfltükleri için. Bir endifle kaplam›fl çoğunun kimliğini, kifliliğini. Günübirlikçi yaflam deniyor, dar yaflam, kendini yaflama, keyfi yaflama, yetkiye dayal› yaflam, hak aray›c›lar›... Neredeyse bambaflka bir PKK haline gelinmifl. Ülke d›fl›nda da, ülke içinde de yetki devrimciliği, komuta devrimciliği, evet bambaflka, adeta biraz da PKK’nin can›na okunarak oluflmufl durumlar var. Bunlar habire sorun üretiyorlar. PKK’ye fazla verdikleri birfley olmad›ğ›n› ben net görüyorum.

17

Parti dört dörtlük sosyalistlerin birleştiği yer değildir

ww

w.

Bu kadar flehidin kan› var, bu kadar halk›m›z›n dolayl›-direkt bize verdikleri değerler var, bu sayd›ğ›m özelliği temsil edenler habire bunlar› kemiriyor. Art›k hiçbir k›ymetleri yoktur diyorum bunlar›n. Neden? Çok aç›k, partimizin içindeki ya h›rs›zlar, ya demagoglard›r. Diğerleri de s›radan köylü emekçileri, hamallard›r. Hay›r. Sosyalist kifliliğin bu olmad›ğ›n› ben size tekrar tekrar vurguluyorum. Hiç flüphesiz diyeceksiniz, parti, s›n›f savafl›m›n›n en yoğunlaflt›ğ› yerdir veya oluflumudur. Doğru. Parti tan›m›m›z böyledir. Parti saf dört dörtlük sosyalistlerin birlefltiği bir yer değildir. Hele bizim toplumumuzda. Halk›m›z gibi neredeyse toplum olmaktan ç›km›fl, s›n›fsal özellikleri de dumura uğrat›lm›fl veya ciddi bir geliflme imkân› bulamam›flt›r. Ve neredeyse her fleyi parti içinde adeta toplumsallafl›yor, siyasallafl›yor, s›n›fsallafl›yor ise burada savafl›m›n yoğun geçeceği aç›kt›r. Toplumda ulusal kurtulufl savafl›, s›n›fsal savafl verilmiyor. Neden? Çünkü dört dörtlük bir yenilgi var. Beyinler dağ›lm›fl, iradeler felç edilmifl. Bu anlamda toplumsal temelde bir savafl yok. Yaln›z Kürt toplumunda değil, bugünkü Türk toplumunda, bütün Ortadoğu toplumlar›nda durum biraz böyle. Mücadele, ya devletin içine tafl›r›lm›flt›r, ya partinin içine. Bizde devlet olmad›ğ› için parti içine, Türklerde devlet oluğu için devlet içine tafl›r›lm›flt›r. Bugün Türkiye’nin s›n›f mücadelesi

Sosyalizm tarihinden dersler çıkardık


SERXWEBÛN May›s 2009

Sosyalist kişiliği kendine mal eden gerçek bir PKK militanı olur

kam›yorum. “Bunlar baflar› m›” diyorum kendi kendime. “Asla yan›ltmam kendimi bunlarla” diyorum. Çünkü düflmanlar›m›n büyüklü¤ü ortada. Arkamdaki düflman ne kadar h›zl› geliyor ortada. Ben nas›l kendimi kand›raca¤›m birkaç küçük baflar›yla? Ama kendinize bak›n, burada ölçü diye bir fley kalmam›fl. Dedi¤im gibi muazzam bir yetersizli¤i iradeye yans›yor, felç olmufl. Sizinle bu temelde savafl›yorum. Yetersizlikten yeterlili¤e ulaflt›rma savafl›m› arkas›nda iflte böyle s›n›f özellikleri var. Tekrar söylüyorum: Köylüler de emekçi, hamallar da emekçi, küçük burjuvalar da emekçi, a¤alar da emekçidir. Ama onlar›n eme¤i vatan› kurtarmaya, toplumu, halk› özgürlefltirmeye yetmez. Ya nas›l? Sosyalist ütopyaya göre, önderlik gerçe¤imizin bu kadar flehidin kan›yla, bu kadar halk›n da geliflen fedakarl›¤›yla yürüttü¤ü tarz›, temposu ancak bunu belirler. Bunun için iflte sosyalist kiflili¤inizi ancak bu tan›m çerçevesinde kendinize mal ederseniz, “ben gerçek bir PKK militan›y›m” diyebilirsiniz. Bu noktay› yakalayamazsan›z nesiniz? Evet, yine belki militan, bir savaflç›s›n›z ama PKK’nin gerçek militan› de¤ilsiniz. Hatta onun karfl›s›nda yer al›yorsunuz. Ya onun çok kuyru¤unda, ya onun çok sa¤›nda-solunda, ya da bir intihar kiflili¤i gibi çok önünde. Gördü¤ünüz gibi, bütün bunlar da zora sokuyor. Baflar›ya de¤il, baflar›s›zl›¤a götürüyor. Bu an-

ww

w.

ne t

Diyor ki “benden bu kadar.” Senden bu kadar ama benim için bu yetmiyor. Bu, kendini bile kurtarmaya yetmez. ‹flte s›n›f savafl› bir boyutuyla böyledir. Yetmeyene karfl› savafl. Yetmiyorsunuz. Yetmedi¤iniz için de yenilgiyi temsil ediyorsunuz. Burada sizi çok afl›r› kötüleyen yok. Deniliyor ki size: Sosyalizmin emek kahramanl›¤›n›, sosyalist ütopyan›n ve çal›flmas›n›n, dönem emperyalizmine, onun TC kimli¤indeki faflist sömürgeci ve iflte bugün çok net özel savaflç›l›¤›na göre kendinizi oluflturamad›¤›n›z için yenilgiyi temsil ediyorsunuz. Bunun alt›nda ne var? Yetersizlik var. Örgütlenme yetersizli¤i, onun çaba yetersizli¤i, hayal yetersizli¤i var. Basit yaflamla yetiniyorsunuz, basit bir yetki sizin için zaferdir. Bir PKK’nin ucuz komuta kiflili¤i sizin için her fleydir. Bir küçük eylem, bir küçük temsil veya baflar› sizin için iflin sonudur. Halbuki bizim için bunlar, bu tip ad›mlar kar›n bile doyurmaz. PKK’nin önderlik gerçe¤inde bu tip baflar›lar›n ad› bile söylenemez. Her gün benim böyle yüzlerce baflar›m vard›r, dönüp arkama bile ba-

“Milyonlarca insanın uğruna şehit olduğu sosyalizme saygımız varsa buna kendi somutumuzda vereceğimiz en yakıcı cevap, belki de uluslararası güncel koşullarda PKK şahsında militanlığı geliştirip ve bu çizgiyi de kesin zafer yürüyüşüyle daha da önlenemez bir şekilde yükseltmek olmalıdır”

lamda kendinizi ölçüp biçeceksiniz. “Ben gerçek PKK’lileflmenin, PKK militanl›¤›n›n neresindeyim? Sosyalist bir PKK kimli¤inin, kiflili¤inin neresindeyim?” Çok sa¤›nda m›, çok solunda m›? Çok ilerisinde mi, çok gerisinde mi? Bunu bile tan›mlarken düflmana göre hesap, ütopyam›za göre hesap ve bir de çal›flma ölçülerimiz var. “Çok zevkli mi çal›fl›yorum? Bütün ideolojik, siyasi, örgütsel, eylemsel faaliyetlere büyük bir zevkle mi anlam verip kendimi pratiklefltiriyorum?” Evet diyorsan›z, o zaman siz tam bir sosyalist militans›n›z, hakiki bir PKK’lisiniz, PKK’nin tan›m›na göre kendinizi militanlaflt›rm›fls›n›z. Bu kiflilik ifl yapar. PKK’nin mevcut olanaklar› bu kiflili¤e say› ço¤unlu¤u hiç önemli de¤il, emrindeki olanaklar da o kadar önemli de¤il her tür zaferi sa¤lamaya yeterlidir, artar bile. fiart böyle bir sosyalist parti militan› olmas›d›r. Zaferin en temel flart› budur. Di¤er flartlar, say› çoklu¤u, bilmem gelsin flu silahlar, bilmem flu alan›n flu özelli¤i, bütün bunlar ayr›nt›d›r, belirleyici de¤ildir. O halde, e¤er emekçiler davas›na bir inanc›m›z varsa, milyonlarca insan›n u¤runa flehit oldu¤u sosyalizm ütopyas›na da sayg›m›z varsa ve gerçekten bugünü uluslararas› emekçilerin bir dayan›flma, birlik, mücadele günü olarak de¤erlendiriyorsak, kendi somutumuzda verece¤imiz en yak›c› cevap, belki de uluslararas› güncel koflullarda PKK flahs›nda böyle militanl›kla ve bunun giderek kesin zafer yürüyüflüyle daha da önlenemez bir yükselifli ile karfl›l›k vermektir. Bu mükemmel bir cevap olur. K›smen verilmifl, tamam›n› da bundan sonra verebiliriz.

ew e. c

m›fl, iradeniz felç olmufl öyle gelmiflsiniz. Bunu bilmeyen yok. Biraz kendinizi toparlar toparlamaz; köylü kökenli iseniz köylü küçük burjuval›¤›n›, kent kökenli iseniz kent küçük burjuval›¤›n›, a¤a kal›nt›s›ysan›z a¤a dayatmas›n›, hâkim ulus etkilerinden iseniz onun size kaz›nd›rd›¤› özellikleri h›zla bafl›m›za kendinizi dayatmaktan al›koyam›yorsunuz. Bunu neredeyse ezici bir biçimde ben kendi bafl›ma, kendime do¤ru yöneltilmifl olarak görüyorum. Hiç umurunuzda bile de¤il. Neden umurunuzda de¤il? Çünkü s›n›f mayan›z, dolay›s›yla kiflilik gerçe¤iniz size rahatt›r. Mesela “PKK Önderlik tarz›na göre ne düflünürüm, ne yapar›m, ne savafl›r›m, ne örgütlenirim, ne propaganda ederim”, ya nas›l yapars›n? “Kendi tarz›ma göre.” Nedir senin tarz›n? Asl›nda çoktan yerle bir olmufl bir tarz. Düflman›n ilk etapta vurdu¤u bir tarz. Bunun kan›t› say›s›zd›r.

om

18

Patrona saygım olur ama köle emekçiye asla ‹flas etmifl sözcüklerle biz bugünü anmayaca¤›z. ‹çi bofl olan sosyalist kavramlarla ben bugünü de¤erlendirmek istemiyorum. Hatta mevcut sermayenin böyle hizmetindeki emekçilerden nefret ediyorum. Sevemem böyle emekçileri. Onlar bir dönemlerin en büyük köleci imparator-


May›s 2009

SERXWEBÛN y›k olmayacakt›r. Ve biz hiçbir zaman onlar› onurluca anmayaca¤›z. Ya kimlerle olacak? ‹flte, en az düflmanlar› kadar yaflam› kendisine lay›k gören, bu vatan›, bu halk› özgürlefltirerek yaflayabilece¤ini, gerekirse onun için her tür özveriyi bir sosyalist kahramanl›¤›yla gösterebilece¤ini, engel tan›madan yürütebilece¤ini gösterdi mi, o en de¤erlisidir, en bafl tac› edilmesi gerekendir. Sürekli sevilip say›lmaya lay›k, o bir halksa bir halk, böyle onuru yakalam›fl bir halkt›r. O halk öncü halkt›r. Onun ad›na öncülük eden s›n›f›n de¤eri de öncü s›n›f de¤eridir, e¤er o parti ise o da böyle öncü bir partidir.

mek durumunda oldu¤unu esas ald›k. Ve bunun için öncelikle dedik, bunu kazanacak bir partiye, bir partiyi de kazanacak militana, sosyalist militana, en büyük a¤›rl›k verilecektir. Ve bu görev bize düfltü¤ünde inan›lmaz bir tarih misyonudur, rolüdür dedik, benimsedik. ‹nan›lmaz bir çekicili¤i var dedik, etkisine girdik. Ve çabas› çok verimlidir dedik, inan›lmaz bir çal›flma tarz›yla ve temposuyla bu ifle koyulduk. Sonuç, bofla gitmeyen ve belki de tarihte en onurland›ran, yüz a¤artan ve hatta yaln›z umudunu da de¤il, bizzat daha flimdiden maddi planda da kurtuluflu getiren bir savafl›, kendisinde neredeyse her fleyimizi yeniden yarat›r bulduk. Bundan daha de¤erlisi olamaz. ‹flte bu sosyalizmdir, iflte bu emekçilerin bir kez daha günümüzde bilinçli ç›kar›ndan ibaret olan ve partide birleflen davas›d›r. Hiçbir dava bundan daha yüce olamayaca¤› gibi, baflar›l› sonuç da alamaz. Bu temelde bütün uluslararas› emekçileri, halklar›, biraz da karart›lm›fl da olsa, bugünlerini böylesine inançl› bir sosyalist ütopya ile oldu¤u kadar sosyalist çal›flman›n zevki ile onun birlik ve dayan›flmas›n›n, mücadelesinin onuru ile selaml›yoruz. Partimiz içinde de asla buna toz kondurmayaca¤›m›z›, bizi böyle baflar›l› k›lan, böyle bir sosyalist ideolojinin ve ondan kaynaklanan tüm politikas›n›n, örgütlenmesinin ve askeri çizgisinin de savaflta baflar›ya, zafere do¤ru gidecek kadar daha amans›z takipçisi oldu¤umuzu, flimdiye kadarki baflar›lar›m›z›n ancak bir bafllang›ç de¤eri olabilece¤ini, as›l anlaml› ve baflar›l› savafllar›n bundan sonra geliflebilece¤ini bugün dolay›s›yla bir kez daha belirtiyoruz. Baflta, gerçekten sosyalist PKK ve onun savafl sahas›ndaki komuta ve savaflç›lar› olmak üzere, yine zindanda gerçekten kahramanca direnen sosyalist PKK’lilere ve onlar›n sempatizanlar›na ve bizi takip eden bütün halk›m›za da bugün dolay›s›yla en anlaml› karfl›l›¤› verdi¤imize inan›yorum. Bu temelde sürekli baflar› diliyorum, selaml›yorum.

ne te we .c om

luklar›na yamanan köleleri and›r›yorlar, bunlar›n sevilecek hiçbir yanlar› yok. Emekçiler böyle olamaz. Emekçiler, sayg› duyulacak emekçiler, emeklerine sayg›y› böyle inanc›n, ütopyan›n sahibi olarak göstermedikçe lanetli olmaktan asla kurtulamazlar. Kendi halk gerçekli¤imiz ile e¤er bugün biraz gururluysak, lanetli de¤il de kendimizi giderek yüz a¤artan bir biçimde tarih sahnesine çekiyorsak, böyle inanca ve onun savafl›m›na ba¤l› olma gücünü gösterdi¤imiz içindir. Ben bu vesileyle gerek bu parti içinde hepinize, gerekse tüm halk›m›za ve ilgi duyan dostlara, en baflta tek bafl›ma da olsa y›llarca bu inançlar›ma, bu hayallerime ba¤l› yaflamay› esas ald›¤›m› ve bunun için gerekti¤inde kendi bafl›ma bir ordu gibi çal›flma zevkini her fleyden üstün tuttu¤um için böyle oldu¤umu belirtmeliyim. Ve bu temelde baz›lar› ilgi duydu, PKK’liler ortaya ç›kt›, halk›m›z ortaya ç›kt› ve dostlar her gün kat be kat artarak dayan›flma içinde oluyorlar. Yar›n belki de fazla olacak. Onlar› kutlar›m. Bugün dolay›s›yla selamlar›m. Bunun d›fl›nda eme¤in ve emekçilerin sayg›nl›kl› de¤erlendirilece¤ine inanmad›¤›m gibi, belki bir patrona sayg›m olur ama bir köle emekçiye sayg›m olamaz. Bunu da belirtmek durumunday›m. Patron patronlu¤unu nas›l biliyor, yap›yorsa, emekçi de emekçili¤ini bilerek yapmal›d›r. Halk›m›za uygularsak; bize karfl› iyi savaflan sömürgeci özel ordu birliklerine sayg›m var ama ona karfl› kendi öz savafl›m›n› veremeyen, dolay›s›yla kendini örgütleyemeyen halk›m›za dahi benim hiç sayg›m yok, hatta içimizdeki savaflç›lara da hiç sayg›m yok. Benim sayg›m, en az düflmanlar› kadar kendi ordusunu, kendi savafl›n› ak›ll›ca ve baflar›yla veren emekçileredir, savaflç›larad›r. PKK Önderli¤i kesinlikle böyledir, bunun d›fl›nda hiç kimse ne ba¤l›l›k duysun, ne sayg› duysun, ne sayg›, ne sevgi beklesin. Kölenin, baflar›s›z›n, kendi çabas›na anlam verememiflin içimizde yeri olamaz. Bu, hiçbir zaman bizden ilgi beklemesin. Asla o sayg›ya, sevgiye, flerefe, onura ulaflmayacakt›r, ona la-

19

Savaş kahramanlığı en büyük halk kahramanlığıdır

ww

w.

Buna iflte bugün dolay›s›yla her zamankinden daha fazla fliddetle ihtiyac›m›z var. Bu sadece ifli, ekme¤i kazand›rm›yor. Onun için çok gerekli olan onuru, onun için de gerekli olan özgür elleri ortaya ç›kar›yor. Umut dedi¤imiz, ütopya dedi¤imiz özgür hayaller. Özgür hayaller oldukça özgür eller olacakt›r, özgür eller oldukça çal›flan eller olacakt›r, çal›flan eller oldukça ifl olacakt›r, ekmek olacakt›r. Bunlar bu kadar birbirleriyle ba¤lant›l›d›r. Engeller varm›fl, savafl gerektiriyormufl, bundan daha de¤erli çal›flma olur mu? Bir savafl ki, bütün bu tutsakl›k zincirlerini paramparça edecektir. O halde bu ifl, en zevkli ifltir. Bu çaba belki de bire bin veren verimli emektir, çabad›r, savafl eme¤idir ve onun kahramanl›¤› da en büyük halk kahramanl›¤›d›r. Biz eme¤e de, emekçilere de uluslararas› alanda oldu¤u kadar kendi somutumuzda halk›m›z›n bu anlamdaki çabalar›na karfl›l›k vermek istedik. Halk›m›z›n bafltan emekçi bir halk oldu¤unu, ama eme¤ine ters düfltü¤ünü, bütün emek de¤erlerinin elinden al›nd›¤›n›, dolay›s›yla eme¤in üretildi¤i ülkesinin de elinden al›nd›¤›n› bafltan beri gördü¤ümüz için buna büyük bir yurtseverlik savafl›m›n›n gerekli oldu¤unu ve emek de¤erlerinin kendisinin olabilmesi için özgür bir halk olarak, kendini mutlak gerçeklefltir-


SERXWEBÛN May›s 2009

20

om

Süreci baflar›yla karfl›laman›n yolu partileflmekten geçer

Kapitalist modernitenin temel sorunlar›

bu çabalar› daha çok Bush’un izledi¤i politikalar sonucu dünyada oluflan yayg›n anti-ABD atmosferini aflarak tepkileri yumuflatmak dünya ile daha yumuflak bir diyalog aray›fl› içinde oldu¤unu göstermek içindir.

‹nsanlar tüketim için yar›flan sürüler haline getirilmifltir

Kapitalist sistemin yaratt›¤› ulusdevlete dayal› sistemin yürümeyece¤i flimdi daha iyi anlafl›lm›flt›r. Onun için bunu biraz gevfletmeye dönük baz› ad›mlar öngörmektedirler. Ulus-devlet zihniyeti ve yap›lanmas›nda baz› reformlar belki bir dönem oyalama rolü oynayabilir; ancak sistemin siyasal yap›lanmas›nda yap›lacak daha çok restorasyon anlam›na gelecek olan her türlü giriflimi halklar›n kabul etmeyece¤i aç›kt›r. Sistemin siyasal gerçe¤i ve tarz› tekellerin a¤›rl›¤›n›n d›fl›nda oluflturulabilecek mi? Tekellerin ç›karlar›na göre flekillenmeyen bir siyaseti tekeller ne kadar kabul edebilir? Bu hem iç hem de d›fl politika aç›s›ndan böyledir. Böyle bir gerçeklik ortada iken, özellikle ekonomik-mali krizin direkt toplumun, insanl›¤›n tüm yaflam alanlar›na günlük olarak yans›mas› karfl›l›¤›nda, eskiyi devam ettirmeyi insanl›k ne kadar kald›rabilir? Kald›rmayaca¤› aç›kt›r. Çünkü halklar önemli deneyimler yaflad›lar. Bunu reddedecek bir potansiyelin oldu¤u aç›kt›r. Ekonomik alanda sistem gerçekten sürekli kriz üreten bir yap›sal gerçe¤i yaflamaktad›r. Süreklileflen bu krizi

ww

w.

ne t

Kapitalist modernite a¤›r bir krizi yaflamaktad›r. Yaflanan sorunu sistemin medyas› ve kalemflorlar› her ne kadar sadece ekonomik-mali kriz olarak topluma yans›tmaya çal›flsalar da, gerçe¤in öyle olmad›¤› çok aç›kt›r. Sorun art›k topluma ve insanl›¤a hiçbir olumlu fley vermeyecek olan kapitalist modernitenin yaflad›¤› köklü yap›sal sorunlard›r. Bireycili¤e, bencilli¤e dayanan ve toplumsall›¤a ait ne varsa hepsini ortadan kald›rmaya çal›flan sistemin ulus-devlet, azami kar, tekelleflme, ekolojik dengenin hiçe say›lmas›, afl›r› flehirleflme, kad›n›n düflürülmesi ve savafl gerçe¤i art›k gelip bir noktaya dayanm›flt›r. Son y›llarda art›k toplum, birey ve do¤a üzerinde yol aç›lan tahribatlar›n gizlenemez duruma gelmesinden kaynakl›, sanki yeni bir durummufl gibi sorunun gündemlefltirilmesi tam bir göz boyama ve insanl›¤› aldatmaya yönelik bir ideolojik sald›r›d›r. Gelinen aflamada art›k toplumu ve bireyleri eskisi gibi yönetmek, oyalamak mümkün de¤ildir. Her ne kadar oyalamak için bir Obama gibi figürler kullan›l›yorsa da, bunun çok uzun sürmeyece¤i ortadad›r. Öyle ki Obama Türkiye’ye geldi¤inde de görüldü ki, kendisini sempatik k›lmak için herkesin duymak istediklerini söyledi ve çok bar›flç›l, uzlaflmac›, çok demokratm›fl gibi bir hava yaratmaya çal›flt›. Gerçe¤in böyle olmad›¤› aç›kt›r. Obama’n›n

ew e. c

“Dönemin görevleri ancak ve ancak partileflme temelinde militan ölçülerinin yükseltilmesi ve temsiliyetinin güçlü k›l›nmas› temelinde baflar›labilir. Parti öncülü¤ü güçlü biçimde sa¤lanmadan hiçbir çal›flmada baflar›l› olmak mümkün de¤ildir. Partileflme birliktir, ilkeli durufltur, birbirini tamamlamakt›r. Her türlü kendine göreli¤e, özerk davranma ve yaflamaya son vermektir. Düflman›n en fazla üzerinde durdu¤u ve parçalamaya çal›flt›¤› da partimizin birli¤idir.”

PKK Yürütme Komitesi hiçbir tedbirle durdurmas› mümkün de¤ildir. Her tedbir ilerde daha a¤›r krizleri tetikleyecek etken olmaktan baflka bir rol oynayamayacakt›r. Tam bir ideolojik sald›r› biçiminde gelifltirilen neo-liberal kapitalist ekonomik politikan›n, sonuçta gerçekten de ekonominin ve pazar›n düflmanl›¤› anlam›na geldi¤i a盤a ç›kt›. Serbest pazar biçiminde sunulan bu politika, bugün pazar›n dengesini bozmufltur. Ortada iflleyen bir pazar yoktur. Ekonomik krizin faturas› ezilen halklara ve topluluklara y›k›larak sistem kendisini yaflatmaya çal›flmaktad›r. Görüldü¤ü gibi liberal yaklafl›mlar bir tarafa b›rak›lm›flt›r. Kendi haline b›rak›lsa kendi kendini bitirecek bir ekonomik durum gerçe¤i ortada vard›r. ‹flte en son G-20 zirvesinde al›nan kararlara bak›l›rsa, bir kez daha merkez ülkelerde yaflanan a¤›r bunal›m IMF üzerinden üçüncü dünya ülkeleri üzerinden giderilmeye çal›fl›lacakt›r. Üçüncü dünya ülkelerini bu anlamda daha çok ba¤›ml›l›k, borç-faiz bata¤›na saplanma, yoksulluk, iflsizlik, açl›k ve toplumda her türlü çürümenin derinleflerek sürmesi gibi tehlikeler beklemektedir. Kendi iç pazarlar›n› hareketlendirmek için pompalanan kredilerin henüz ortaya somut olumlu bir sonuç ç›karmad›¤› göz önüne getirildi¤inde, üçüncü dünya ülkelerinde farkl› bir durumun ortaya ç›kmas› da beklenmemelidir. Tarihte kapitalizm kadar maddiyatç› olan ve manevi kültürü yok eden baflka bir sistem görülmemifltir. Kendini yeniden üretmek için maddiyatç›


May›s 2009

SERXWEBÛN tirilmifltir. Siyaset toplumla birlikte yap›lan bir ifl iken, bugün toplumun ilgisiz kald›¤› ve üstten birilerinin toplumun kaderiyle oynad›¤› bir ifl haline gelmifl durumdad›r. Toplum için en gerekli ifl olan siyaset, en asalak faaliyete dönüfltürülmüfltür. Toplum için hava ve su kadar ihtiyaç duyulan bir faaliyetin toplum taraf›ndan bu kadar gereksiz ve itibar› en düflük u¤rafl olarak görülmesi, siyasetin de derin bir krizin parças›, hatta yarat›c›s› haline geldi¤inin ifadesidir. Siyaset ile ahlak, toplumsal yaflam›n olmazsa olmaz boyutlar›d›r. Ne var ki, siyaset gibi ahlak da bitirilmifltir. Zaten toplumsal ahlak, kad›n üzerindeki erkek egemenli¤i ve art›

Küresel sermayenin son finans krizi, kapitalist sistemin insanl›k aç›s›ndan nas›l bir yük haline geldi¤ini ortaya koymufltur. Kapitalist emperyalist sistem, bu krizle kapitalizmin içten yaflad›¤› büyük krizi yoksul ülkelerin ve alt toplumsal tabakalar›n üstüne y›karak aflmaya yönelmifltir. ABD’den en yoksul ülkeye kadar her yerde bu krizin en fazla alt›nda kalanlar yoksul ülkeler ve yoksul topluluklard›r. Asl›nda bu krizle bu kesimlerden aktar›lan kaynaklarla sistem krizini hafifletmeye çal›flmaktad›r. Önder Apo’nun belirtti¤i gibi, krize yönelik müdahaleler kri-

ürünün gasp›yla bozulmufltur. Bugün ise kad›n bitirilme noktas›na getirilerek ahlak çökertilmifltir. Bunun hem sonucu hem de nedeni olan bölüflümdeki uçurum da ahlaks›zl›¤›n üretildi¤i batakl›k olarak en temel insanl›k durumu haline gelmifltir. Bugünkü Ortado¤u sorunlar›, sistemin dünya genelindeki çözümsüzlü¤ünün bölgeye yans›mas›d›r. Ortado¤u’nun tarihten gelen kendi sorunlar› olsa da, bunu ç›kmaz hale getiren esas olarak da iki yüz y›ld›r bölgeye giren kapitalist emperyalist sistemdir. Kapitalist sistem ideolojik, siyasi, ekonomik ve kültürel olarak insanl›¤›n ihtiyaçlar›na cevap verecek konumda olmad›¤› gibi, Ortado¤u sorunlar›n› çözmesi hiç mümkün de¤ildir.

zin daha sonra daha a¤›r biçimde kendini d›fla vurmas›yla sonuçlanacakt›r. Kapitalizmin ekonomik yap›s›, siyaseti de sosyal yaflam› da kültürü de çürütmekte ve yozlaflt›rmaktad›r. Kapitalist sistem her zamankinden daha fazla asalak haline gelmifltir. Finans kapital ekonominin en büyük düflman› olarak ekonominin üstünde büyük bir yük haline gelmifltir. Bu ekonomik sistemin do¤a, insan, toplum ve kültür kayg›s› yoktur. Bu nedenle bu ekonomik sisteme alternatif bir ekonomik sistem yaratmak zorunlu hale gelmifltir. Çünkü bu ekonomik sistem do¤aya oldu¤u gibi toplumsal sorunlara da alarm verdirmektedir. Sosyal sorunlar›n a¤›rl›¤› siyasal istikrars›zl›¤a zemin olmaktad›r.

Kapitalist sistem her zamankinden daha fazla asalak haline gelmifltir

ne te we .c om

zihniyeti gelifltirerek tüketimi körüklemektedir. ‹nsanlar tüketim için yar›flan sürüler haline getirilmifltir. Bir yandan tüketim kültürü, di¤er yandan emekten ve üretimden kopuk, paran›n para kazand›rd›¤› bir rant ekonomisi kapitalizmi büyük bir krizle karfl› karfl›ya getirmifltir. Bu durumda sistemin dev medya tekelleri ve think-tank kurulufllar›, üniversiteleri, ideolog ve politikac›lar›n›n kitleleri doyuracak, ikna edecek ciddi bir argümanlar› yoktur. Belki oyalayacak k›sa vadeli fleyler bulunabilir; ancak ikna edici yeni bir ufuk sunacak bir konumlar› yoktur. Bu gerçeklik sistem içindeki insanlar›n günlük maddi tüketim kültürü içinde, ufku, dünyas› daralm›fl, psikolojisi bozulmufl, matlaflm›fl bir insanl›k durumunu ortaya ç›karmaktad›r. Buna bir yerde ideolojik kriz, zihniyet krizi de diyebiliriz.

21

Siyaset toplumun her türlü sorununa çözüm bulmakt›r

ww

w.

Sistem en büyük tahribat›n› ve bozulmay› toplum üzerinde yapmaktad›r. Bireycilik, insan› insan›n kurdu yapan, birbirinin gözünü oyan bir bozulmufl insan halini ifade eder. Bu anlamda k›flk›rt›lan bireycilik-bencilik öyle bir aflamaya gelmifltir ki, art›k bunu yaratmay› ç›karlar›na uygun bulanlar bile “bu kadar olmamal›yd›” deme noktas›na gelmifllerdir. Bir taraftan böyle bir durum geliflirken, öte yandan özü devletçili¤e dayanan milliyetçilik ve dincilik ad› alt›nda yeni yeni faflist-›rkç›l›k ve dini siyasi ekonomik amaçlar› için kullanan dinsel cemaatler geliflmektedir. Sanki bir tür toplumsall›km›fl, kendini savunmakm›fl gibi geliflen bu durumlar da sistemi asl›nda restore etme çabalar›ndan baflka bir fley de¤ildir. Yine siyaset bugün en derin kriz içindedir. Siyaset toplumun her türlü ifllerine çözüm bulmakt›r. Toplum, siyaset ve ahlakla istikrar ve bar›fl içinde yaflama imkân›na kavuflmaktad›r. Siyaset bugün toplumsal sorunlara çözüm de¤il, sorunlar›n üstünü örten ya da sorunlar› daha da içinden ç›k›lmaz hale getiren bir faaliyet haline ge-


SERXWEBÛN May›s 2009

Türk devletinin son durumu ve Hareketimize ideolojik sald›r›lar›

ww

w.

‹çinden geçmekte oldu¤umuz süreçte Önderli¤imize, Hareketimize ve halk›m›za karfl› çok yönlü bir ideolojik sald›r›, farkl› araç ve yöntemlerle gelifltirilmektedir. Önümüzdeki süreçte de bu sald›r›lar artarak devam edecektir. En büyük ideolojik sald›r› esas olarak Önder Apo’ya yönelik gelifltirilmektedir. Hem Önderli¤in ideolojikfelsefi görüfllerine hem de kiflili¤ine yönelik sa¤dan-soldan ve karfl› cepheden çok yönlü sald›r›lar olmaktad›r. ‹deolojik sald›r›n›n yetmedi¤i noktalarda da Önderli¤imiz üzerinde her türlü psikolojik iflkence uygulanmaktad›r. Amaç Önderli¤e geri ad›m att›rmak, halk ve hareket üzerindeki etkisini k›rmakt›r. Önderli¤imiz en güçlü bir ideolojik durufltayken bu sald›r›lar›n geliflme zemini bulmas›, Önderli-

bir ideolojik mücadele bafllatm›fl bulunmaktad›r. Türk genelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤’un bafllatt›¤› bu yeni sald›r›n›n amac› 36 y›ll›k özgürlük mücadelesi içinde özgürleflen Kürt’e karfl›, iflbirlikçi-iradesiz bir Kürt’ü ç›karmak ve kafalar› kar›flt›rmakt›r. Asl›nda mücadelemiz karfl›s›nda zorland›kça, meflruiyet zeminleri sars›ld›kça özde bir de¤ifliklik yaflamadan kendilerine yeni meflruiyet zeminleri ve kavramlar› arama çabas›na girmektedirler. Bu yeni kavram› kullanmas› hareketimizin geliflmesinin ve ideolojik hâkimiyetinin kitleler üzerindeki meflruiyetini tasfiyeye ve Kürdistan halk›n› yeniden hareketin ideolojik, kültürel ve sosyal etkisinden kurtarmaya dönük bir giriflim oldu¤u aç›kt›r.

ew e. c

¤in baflta kadrolar olmak üzere tüm topluma yans›t›lmas›nda yaflad›¤›m›z eksiklikten kaynaklanmaktad›r. Dolay›s›yla bu sald›r›lara karfl›l›k vermek için ilk önce Önderli¤in kitaplar›n›n h›zla çevirilerini yap›p yayg›n olarak da¤›tmak gerekmektedir. Bunun yan›nda Önderli¤in ideolojik ve teorik düflüncelerinin baflta bas›n-yay›n araçlar› olmak üzere tüm araç ve yöntemler kullan›larak topluma tafl›r›lmas› görevi vard›r. Ancak Önderli¤e lay›k olmak ve sald›r›lara verilecek en iyi cevap, kadrolar›n Önderli¤in görüfllerini derinlemesine özümsemesi ve temsilini hayat›n her alan›nda yapmas›ndan geçmektedir. ‹deolojik hâkimiyet olmaks›z›n Kürdistan’da politik ve askeri hâkimiyeti sürdürmek, kal›c› k›lmak mümkün de¤ildir. Bu nedenle de Türk sömürgecili¤i baflta olmak üzere di¤er sömürgeci güçler de ülkemiz üzerinde ve halk›m›z içinde yo¤un bir ideolojik sald›r› yürütmektedirler. Bu ideolojik mücadele sadece e¤itim kurumlar›nda yürütülmekle s›n›rl› de¤ildir. Film, dizi film, tiyatro ve müzik baflta olmak üzere sanat›n her dal› yo¤un ve yayg›n bir biçimde devlet deste¤inde sürdürülmektedir. Yo¤un bir asimilasyon eflli¤inde sürdürülen bu ideolojik sald›r›n›n özü, ülke ve halk› ret, mücadeleyi ret, kendini ret, gelece¤ini Türkleflmede ara! biçiminde formüle edilebilir. Türk sömürgecileri Kürt toplumu üzerindeki ideolojik egemenli¤ini 70’li y›lara kadar son derece sistemli bir politikayla harekete geçirmifltir. Hareketimizin ortaya ç›k›fl›yla birlikte bafllat›lan ideolojik mücadele, Türk devletinin resmi ideolojisini anlams›zlaflt›rm›fl, alay konusu haline getirmifltir. Art›k hiçbir sömürgeci devletin Kürdistan üzerinde dini istismar etmenin d›fl›nda, sömürgecili¤i sürdürecek ideolojik meflruiyet olanaklar› kalmam›flt›r. Tek vatan, tek ulus, tek bayrak, tek dil, tek kültür biçiminde özetlenen ulus-devlet resmi ideolojisi ciddi bir bocalamadan sonra son süreçte daha önceden yine Baflbu¤’un dile getirdi¤i “Türkiye halk›” gibi bir kavram çok yeni bir fleymifl gibi sunularak hareketimizin mücadelesine karfl› yeni

ne t

Tüm bu sorunlara çözüm olacak olgu ise siyasettir. Nas›l ki ahlaki ve politik toplum insanl›¤›n ilk dönemlerde huzurlu yaflam›n› ortaya ç›karm›flsa, bugün de huzur ve istikrara yol açacak fley politikad›r. Bugün biz buna demokratik siyaset ve tabandan gelifltirilen do¤rudan demokrasi diyoruz. Ekonomik krizin ve tüm sorunlar›n kayna¤› kesinlikle siyasetin demokratik olmamas›n›n sonucudur. Demokratik siyaset yerine üst toplum siyaseti bugün dünyaya egemendir. Bu siyasi anlay›fl›n demokrasi anlay›fl› da üst toplum demokrasisi ya da devlet örtüsü demokrasisidir. Toplumlar›n yönetimi üstten dayatmay› aflmad›¤›ndan, devletler ve halklar aras› iliflkide hemen bir hiyerarfliyi ortaya ç›karmaktad›r. E¤er toplum demokratik siyasetle örgütlenir, demokratik konfederal bir modelle ahlaki ve politik toplum gerçe¤i a盤a ç›kar›l›rsa, bunun halklar aras› iliflkisi de demokratik konfederal biçimde olur. Bu demokratik siyaset anlay›fl› da toplumlar›n ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlar›n› do¤ru bir temelde çözecektir. Bunun bölgesel ve uluslararas› alanda yans›mas› da ahlaki ve politik olarak adil, eflit ve demokratik bir dünya düzeni olacakt›r.

om

22

Hareketimizin ve halk›m›z›n duruflu ideolojik sald›r›lar› bofla ç›karm›flt›r

Bu ideolojik sald›r›n›n hareketimize ve halk›m›za karfl› 29 Mart yerel yönetim seçimlerinden sonra gelifltirilmesi de anlaml›d›r. Çünkü seçim öncesi Kürt halk›n›n ulusal, kimliksel, kültürel haklar›n›n inkar›, AKP ve Fethullah Gülen cemaati taraf›ndan Türk-‹slam sentezi, ideolojik yörüngesi içinde bir oldu-bittiye getirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu kesim son bir y›ldan bu yana Ergenekon operasyonu ve davas› sürecinde Hareketimizi bu kontra yap›lanma ile iliflkilendirmek için onlarca TV kanal›, dergi, gazete ve internet sitesini harekete geçirmifltir. Özellikle M‹T taraf›ndan yönlendirilen ve tam bir psikolojik savafl kapsam›nda yürütülen bu sald›r› hemen hemen her gün AKP ve Fethullah Gülen cemaatine ba¤l› medya gruplar› taraf›ndan bir biçimde gündemlefltirilmektedir. Çeflitli dönemlerde hareketin içine s›zd›r›lm›fl, ama hareket taraf›ndan deflifre edilen ve kamuoyuna aç›klanan baz› unsurlara dayand›r›lmaya çal›fl›lan ve bunun d›fl›nda hiçbir temeli bulunmayan bir iftira kampanyas› yürütülmektedir. Ancak hareketimizin AKP’nin Türk ‹slam sentezine dayal› ulus devleti restore etmeye dönük giriflimlerini ve Ergenekon oyununu deflifre ederek ideo-


May›s 2009

SERXWEBÛN

“Türkiyeli sol güçlerle ortak demokrasi cephesi oluflturularak, her türlü darl›ktan uzak durulmal› ve uzun vadeli bir mücadele stratejisi gelifltirilmeli, milliyetçi bo¤azlaflmalar karfl›s›nda halklar›n kardeflli¤i öne ç›kar›lmal›d›r. Bu yaklafl›m sadece

ne te we .c om

lojik olarak a盤a ç›karmas›, politik teflhirini güçlü bir biçimde yapmas› ve Kürdistan halk›n›n da bu temelde seçim sand›klar›nda tüm bu oyunlar› bozan tarzda iradesini ortaya koymas›yla birlikte art›k bu ideolojik sald›r›lar›n ve oyunlar›n tutmayaca¤› anlafl›lm›flt›r. Bundan sonra, yani hemen seçimin ertesinde ‹lker Baflbu¤’un adeta önümüzdeki dönemin ideolojik, politik, askeri stratejisini içeren uzun aç›klamas› tümüyle mücadelemize karfl› yeni bir ideolojik sald›r› olmaktad›r. Kürdistan’da ideolojik hâkimiyetini ve sömürgecili¤ini meflrulaflt›rma olanaklar›n› sadece Türk devleti kaybetmemektedir. Di¤er sömürgeci güçler de Kürdistan üzerindeki egemenliklerinin ideolojik ve politik dayanaklar›n› önemli oranda kaybetmifltir. Örne¤in ‹ran tüm parçalara yönelik yo¤un bir kitap da¤›tma çal›flmas› yürütmektedir. Son süreçte de a盤a ç›kt›¤› gibi, Önderli¤in kitaplar› üzerinde, özellikle dine yaklafl›m konusunda tahrifat yaparak piyasaya sürme gibi çok kirli bir oyun dahi sergilenmektedir.

23

Klasik sol burjuva ve modernist yaklafl›mlardan uzak durulmal›d›r

mücadelemizin bir parças› haline getirmek için de gereklidir”

mektedir. Hem mücadelemizin Kürdistan’da yaratt›¤› devleti geriletme olanaklardan yararlanmakta, hem de harekete karfl› bir alternatif gibi, yani bir Kürt Hamas› yaratmaya çal›flmaktad›r. Bu güçlerin geçmiflte J‹TEM taraf›ndan nas›l desteklendi¤i ise bilinen bir durumdur. Bu güçler bugün de devletin çeflitli kesimleri taraf›ndan korunup-kullan›lmaktad›rlar. ‹ran ‹slam cumhuriyetinin de Kürdistan’da ve baflta Güney olmak üzere Kuzey ve Güneybat› Kürdistan’da di¤er ‹slami ak›mlarla birlikte Arap ve Fars sömürgecili¤ini meflrulaflt›rma ve derinlefltirme mücadelesi yürütece¤i aç›kt›r. Özellikle Güney Kürdistan’da ‹ran rejiminin bu yönde yo¤un bir ideolojik mücadele yürüttü¤ü ortadad›r. Dinin sömürgeci emeller için kullan›lmas› siyasetini bofla ç›karmak mücadelemiz aç›s›ndan çok önemli bir hedef olmal›d›r. Kürdistan’da din devletin bir siyasi malzemesi olarak kullan›lmas›n›n önüne geçilmeksizin, sömürgecili¤i Kürdistan’da köklü olarak etkisizlefltirmek mümkün de¤ildir. Bunun için de dine do¤ru yaklafl›m çok önemlidir. Bu konuda klasik sol, burjuva ve modernist yaklafl›mlardan uzak durulmal›d›r. Dinin metafizik olan insan gerçe¤inin tarihsel bir gerçe¤i oldu¤u bilinerek do¤ru yaklafl›lmal›d›r. Dinsel dogma ve geriliklerin burjuva ya da klasik sol yaklafl›mlarla b›rakal›m giderilmesi, daha da kat›laflmas›na yol açaca¤› bilinmelidir. Dinin siyasi ve ekonomik ç›karlara alet edilmesine karfl› ç›karken, ‹slam’›n kültürel yan›n› anlayan, de¤er veren, inançlara sayg› gösteren bir yaklafl›m içinde olmal›y›z. Önderli¤imizin siyasal ‹slam’a hay›r, kültürel ‹slam’a evet yaklafl›m›n› do¤ru bir pratik yaklafl›mla toplumda temsil edebilmeliyiz.

ww

w.

Dolay›s›yla bugün Türk devleti esas olarak Türkiye halk› tan›m› üzerinden bir ideolojik sald›r› bafllat›rken, siyasal ‹slamc›lar› ise kendilerini ve argümanlar›n› yeniden gözden geçirerek yenileme aray›fl› içindedirler. 1990’l› y›llarda binlerce yurtseverin kan›na giren Hizbullah’›n bugün tekrar Kürdistan’da hem seçim sürecinde hem de sonras›nda adeta ortaya sal›nmas› bunu iflaret etmektedir. Kendi halk› en vahfli bir sömürgeci bask› alt›nda iradesizlefltirilmeye çal›fl›l›rken, buna iliflkin do¤ru ve cesaretli tek bir söz söylemeyip Hamas ve Lübnan Hizbullah’›n›n bayraklar›n› ve liderliklerinin posterlerini sallamalar› anlaml›d›r. Önümüzdeki süreçte böyle bir ideolojik e¤ilimin Kürdistan’da gelifltirilece¤ini öngörmek gerekir. Bu kesimlerin art›k salt dinle sonuç alamayacaklar›n› gördüklerinden dolay› art›k, bunun içine biraz da Kürtçülük sosu koyacaklar› görül-

Türkiye aç›s›ndan de¤il, Kürdistan’da yaflayan di¤er halklar›

Üzerinde durulmas› gereken di¤er bir konuysa CHP’nin adeta yeniden suni teneffüsle gündeme tafl›nmas›d›r. CHP de daha çok Kürt halk›n› bölüp parçalamaya dönük bir politikay› ve ideolojik yönelimi iflleyecektir. Daha çok da gerek metropollere göçertilmifl gerekse de Kuzey Kürdistan’›n Kuzey-Bat› kesimlerinde bulunan Alevi kitlesini Harekete kapatma gibi bir rol üstlenmektedir. Bununla hem mezhep çeliflkisini demokratik ulusal birli¤i parçalamada kullanma hem de Hareketi bir s›n›rda tutma gibi bir amaç tafl›nmaktad›r. ‹deolojik mücadele yürütülmesi gereken di¤er bir kesim de, Türk soludur. Türk solu öteden beri, Kürdistan ulusal sorununa yetersiz yaklaflmaktad›r. Bugün de kabaran flovenizm ve ›rkç› dalgan›n hedefi olmamak için hareketimizle iliflkilenmede tereddütlü yaklafl›mlarda bulunmaktad›r. Bu geri anlay›flla bir ideolojik mücadele yürütülmeksizin Türkiye’de güçlü, örgütlü mücadele gelifltirmek mümkün de¤ildir. Bu güçlerle ortak demokrasi cephesi oluflturularak, her türlü darl›ktan, ufuksuzluktan uzak durulmal› ve k›sa vadeli ç›karlar yerine uzun vadeli bir mücadele stratejisi gelifltirilmeli, milliyetçi bo¤azlaflmalar karfl›s›nda halklar›n kardeflli¤i öne ç›kar›lmal›d›r. Bu yaklafl›m sadece Türkiye aç›s›ndan de¤il, Kürdistan’da yaflayan di¤er halklar› mücadelemizin bir parças› haline getirmek için de gereklidir. Seçim sonuçlar› bu gerçe¤i de önemli düzeyde dikkate almam›z gerekti¤ini ortay koymufltur. Kürdistan’da ulus-devlet peflinde koflan özgüçten yoksun, egemen s›n›fa dayanan, sonuçta uluslararas› güçlere dayanmaya götüren, halihaz›rda da böyle yürüyen bir ideolojik ak›m olan


SERXWEBÛN May›s 2009

ne t

Partileflme sorunlar›m›z

çimlerin tersi bir sonuç yaratmas› karfl›s›nda ise, kapsaml› operasyonlarla tasfiye plan›n› harekete geçirdi¤i görülmektedir. Sadece DTP’ye yönelmemektedir, öte yandan gerilla sahalar›na karfl› da yo¤un operasyonlar düzenlenmektedir. Suriye rejimi de bir süredir yo¤un tutuklamalara yönelmektedir. ‹ran’›n zaten uzun süredir halk üzerinde yo¤un bir bask› ve sindirme politikas› uygulad›¤› bilinmektedir. ‹dam baflta olmak üzere, cezaevlerinde a¤›r iflkence ile kadrolar› sindirmek ve hareketi etkisizlefltirmek için çok yönlü sald›r›lar›n› sürdürmektedir. Avrupa ise bu sald›r›y› daha farkl› yol-yöntemlerle yapmaktad›r. Bir taraftan tutuklamakta, öte yandan imza sürecine tabi tutarak, kadroyu ifllevsiz-etkisiz ve denetim alt›nda bir kiflilik haline getirmeye çal›flmaktad›r. Almanya’n›n izledi¤i bu politikay› Fransa da uygulamakta ve giderek yayg›nl›k kazanaca¤› anlafl›lmaktad›r. Mücadele edilmedi¤i taktirde bu politika gelifltirilecek, yayg›nlaflt›r›lacak ve böylece sonuç almak isteyeceklerdir. Tüm bu sald›r›lara karfl› geçen y›l Zap direnifli, temelde yo¤un gerilla eylemlilikleriyle birlikte, halk›m›z›n yükseltti¤i serh›ldanlar ve seçim sürecinde de elde edilen baflar› ile önemli bir geliflme düzeyi a盤a ç›kar›lm›fl bulunulmaktad›r. Çok genel olarak ortaya koydu¤umuz bu sald›r›lar› bofla ç›karmak ve geliflmelere do¤ru-yetkin bir biçimde öncülük etmek, mücadeleye ivme kazand›rmak, Önderli¤in özgürlü¤ü baflta olmak üzere, özgür kimlik ve demokratik özerklik hedeflerine ulaflabilmek için kesinlikle net bir durufla ihtiyaç vard›r. Aç›kt›r ki öncelikle bu sald›r›lar› derinlemesine fark eden, kendisini tüm sald›r›lar› karfl›layacak tarzda örgütlemifl, kararlaflm›fl, hayat›n her alan›nda temsil ölçülerine ulaflan kadronun bu düzeyi prati¤inde yaflatmas› gerekmektedir. Bu, her bak›mdan bireyin partiye do¤ru kat›l›m›n› ve partileflmeyi do¤ru ele almas›yla mümkündür. Partileflme ve militan ölçüleri do¤ru temsil edilmezse, görev ve sorumluluklar da yerine getirilemez.

ww

w.

Önder Apo’nun ‹mral›’daki duruflu baflta olmak üzere flehitlerimizin yol göstericili¤inde Partimiz özgürlük mücadelesinin önemli bir aflamas›na girmifl bulunmaktad›r. PKK öncülü¤ündeki Kürdistan halk› önemli siyasi, askeri ve toplumsal kazan›mlarla bir geliflmeyi, yükselmeyi yaflamaktad›r. Hareketimizin ulaflt›¤› durum karfl›s›nda ise düflman›n çok yönlü sald›r›lar› sürmektedir. Uluslararas› komplo mücadelemizin ulaflt›¤› düzeyi göz önüne alarak, kendisini yeniden örgütlemeye ve Hareketimizi ulaflt›¤› siyasi, askeri, toplumsal ve kadrosal bak›mdan geriye çekmeye, zay›flatmaya ve tasfiye etmeye çal›flmaktad›r. Kapitalist modernite, ideolojik, felsefi, kültürel ve yaflam tarz›yla bir bütün olarak sald›r› yürütmektedir. 29 Mart yerel yönetim seçimlerine Türk sömürgecili¤inin, uluslararas› güçlerin yükledi¤i anlam bilinmektedir. Seçim zemini Hareketi tasfiye etme zemini haline getirilmek istenmiflti. Se-

De¤erli Yoldaflflllar, Her bak›mdan önemli bir geliflme sürecine girilmifltir. Bu geliflme ayn› zamanda bir tehlikeyi de ba¤r›nda tafl›maktad›r. Önderlik “ya beni b›rak›lar ya da imha ederler” demifltir. Bu, hem geliflmeye hem de tehlikeye iflaret etmektedir. Yaflanan seçim sürecinden ve sonuçlar›ndan Kürdistan’›n tüm parçalar› ve yurtd›fl› sahalar› derinden bir etkilenmeyi yaflam›flt›r. Seçim sonuçlar› ulusal düzeyde olumlu anlamda bir etki yaratm›flt›r. Bu etkiyi gündemde tutmak önemli olmaktad›r. Süreci daha ileriye götürecek olan ise kadronun netleflme ve kararlaflma düzeyidir. E¤er dönemi karfl›layacak kadro netli¤i, parti disiplini ve yaflam tarz›n›, ölçülerini gelifltiremezsek süreç ciddi tehlikelere de kap›y› aralayabilir. Bu sald›r›lar› k›saca da olsa yukarda belirtmeye çal›flt›k. E¤er halk›m›z›n her alanda yükseltti¤i mücadele ve kat›l›mlara do¤ru ve yetkin öncülük edilemezse mücadele tarihimizde yaflad›¤›m›z yetersizlikleri tekrarlama gibi bir olas›l›k ve tehlike bulunmaktad›r. 1979 örgütsel krizi de aya¤a kalkan halk› örgütlemede yaflanan sorunlardan kayna¤›n› alm›flt›r. Ayn› fley 1990’l› y›llar için de geçerlidir. Bunun mücadelemize faturas› ise a¤›r olmufltur. Fakat 2000’li y›llarda bunu tekrarlamak, mücadele tarihimizden hiç ders ç›karmamak anlam›na gelecektir. Onun için tarihin kritik aflamas›ndan mutlaka ve mutlaka sürece do¤ru öncülük edecek ve tüm kitlelerin taleplerine yan›t olacak kadroyu nicelik ve nitelik olarak da gelifltirme gibi bir görevle karfl› karfl›ya bulunmaktay›z. Kadrolar›n da böyle bir görev ile karfl› karfl›ya oldu¤unu bilmesi önemlidir. Yakalanan kitlesel düzey göz önüne getirildi¤inde kadroda niteliksel zay›fl›klar›n yan›nda niceliksel bir yetersizlik de söz konusudur. Art›k milyonlarla ifade edilebilecek bir kitle vard›r. Yine Kürdistan’da yaflayan nüfusun ezici ço¤unlu¤unu etkileyen, harekete geçiren bir konum yakalanm›flt›r. Sömürgeci partilerden önemli bir kopufl yaflanmaktad›r. Kürdistan’da bulunan di¤er partilerin etkisinde olan kesimler

ew e. c

milliyetçilikle mücadele edilerek, öz güce ve halka dayal› demokratik konfederalizmi gelifltirmek gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde partimiz PKK’nin kapitalist modernitenin yan› s›ra g›das›n› kapitalist moderniteden alan ve bu ufku aflamayan di¤er ideolojik versiyonlara karfl› da sistemli bir ideolojik mücadelenin hem kadrolar içerisinde gelifltirilmesi hem de toplumun bu konularda duyarl› k›l›nmas› için mücadele gelifltirmesi önemlidir. ‹deolojik mücadele yürütebilmek için ise, ideolojik kadrolara, yani Önder Apo’nun ideolojik, felsefik do¤rultusunu derinlemesine kavram›fl, özümsemifl ve yaflam›n her alan›nda temsil edebilecek niteli¤e kavuflmufl ideolojik, örgütsel ve yaflam ölçüleri yüksek kadrolara ihtiyaç vard›r. Belki de her zamankinden daha çok böyle, netleflmifl kadrolara ve bu kadrolardan oluflan örgütlenmelere ihtiyaç vard›r. Ancak bu konuda üzerinde durularak giderilmesi gereken ciddi sorunlar›n var oldu¤unu öncelikle belirtmek gerekmektedir.

om

24


May›s 2009

SERXWEBÛN ç›kararak karfl›lamak gerekmektedir. Bir taraftan bu yo¤un kabar›fl› ideolojik çal›flmalarla doyurmak, di¤er taraftan örgütlemek gerekmektedir. ‹deolojik çal›flmalarla doyurulmayan, bu temelde örgütlenmeyen kitlelerin kabarmas›n›n geri çekilme ve sistem içinde erime tehlikesi vard›r. Bu aç›dan bu tür dönemlerde zaman geçirmeden ideolojik çal›flmalarla bu kitleleri doyurmak, ideolojik çal›flmalarla nitelikleflmifl olanlar› örgütlemek en temel görev olarak bilinmelidir. Özellikle geçen dönem birçok kadronun y›pranmas›, tasfiyeci e¤ilim ve sistemden etkilenerek ölçülerin zay›flamas› mücadelemiz aç›s›ndan ciddi bir sorun olmufltur. Bu aç›dan do¤ru yaflam ölçüleriyle yeni kadrolar yaratmak çok çok önemlidir. Bir daha vurgulamal›y›z ki Kürdistan Özgürlük mücadelesi gibi zorlu bir mücadele ancak do¤ru yaflam ölçüleriyle donat›lm›fl kadrolarla yürütülebilir. Do¤ru yaflam ölçüleri bulunan kadrolar ancak bu mücadeleyi karfl›layabilir ve öncülük rolünü oynayabilir. Militan yaflam› kendinde gelifltirmeyen kiflilerin bu mücadelede ömürleri k›sa olur. Militan yaflama sahip, kararl›, do¤ru bir kat›l›m› sa¤lam›fl kadro sonuna kadar mücadele eder. Yaflam›nda militan ölçüleri geri olan kadro ise mücadelenin zorluklar› karfl›s›nda geri ad›m ataca¤› gibi, ne zaman ne yapaca¤› belli olmayan bir duruflu yaflar. Do¤ru yaflama sahip, kararl› militan kadro, Önderli¤e, de¤erlere ve mücadeleye çok ba¤l› oldu¤undan onu hiçbir durum geriye çekemez. Yaflam›nda militan ölçüleri egemen k›ld›rm›fl kadrolar her koflulda mücadeleyi yürütürken, yaflam ölçüleri yüksek olmayan kadrolar›n her an kayma durumlar› bir olas›l›kt›r. Bu konuda yak›n zamanda Avrupa’da kanser hastal›¤›ndan flehit düflen Y›lmaz arkadafl, do¤ru yaflam ölçülerine

sahip kadroya bir örnektir. Yine fiehit Yasin arkadafl 5. Kongrede yetersizlikleri elefltirildi¤inde “ben kendi partimi feshediyor, PKK’ye kat›l›yorum” diyerek, kap›dan kovsan›z bacadan girerim diyerek de¤erlere ba¤l› kadronun partiye yaklafl›m›n› ortaya koymufltur. Bu aç›dan yanl›fll›klara karfl› mücadele etmek, geriye çeken ölçüleri kabul etmemek, yüksek ölçüleri olan kadrolar yaratmak önemlidir. Geri ölçüleri kabul ederek, geri ölçülerle yan yana yaflayarak hiçbir kadro bu örgütte tutulamaz. Kadroyu uzun soluklu mücadele içinde tutman›n do¤ru yolu, onda var olan eksiklikleri gidermek ve do¤ru yaflam ölçüleri olan kadrolar haline getirmektir. Geçmifle oranla önemli bir geliflme olsa da hala kadrolar›n ölçülerini yükseltme sorunumuz vard›r.

ne te we .c om

de Önderli¤in ‹mral› duruflu, gerillan›n direnifli ve halk serh›ldanlar› ile Hareketin izledi¤i do¤ru politika ve prati¤i nedeniyle Önderli¤e ve Harekete yaklaflmaktad›rlar. Di¤er önemli bir veri de, özellikle Kuzey’de tüm hilelere, entrikalara, bask›lara ve psikolojik savafl bombard›man›na ra¤men halk›m›z›n yurtsever demokratik adaylara oy vermifl olmas›d›r. A¤›r bask›lar alt›nda oyunu vermek, güven duymak, politikalar› onaylamak ve beklentilerini ortaya koymak anlam›na gelmektedir. fiimdi bu halk›n umutlar› ve talepleriyle karfl› karfl›ya olundu¤u unutulmamal›d›r. Bu sadece niteliksel olarak kadronun ölçülerini yükseltmeyi gerektirmiyor, ayn› zamanda kadronun say›sal olarak da ço¤alt›lmas› gerekmektedir. Öyle ki birçok alanda hala ciddi kadro boflluklar› bulunmaktad›r ve hemen hemen her alan parti yönetiminden kadro talebinde bulunmaktad›r.

25

Özgürlük mücadelesi ancak do¤ru yaflam ölçüleriyle donat›lm›fl kadrolarla yürütülebilir

ww

w.

Kad›n ve gençlikte önemli bir kabar›fl ve kitleselleflme vard›r. Bu konuda belli bir geliflme de vard›r. Bu kat›l›m düzeyini mutlaka yeni kadrolar ortaya

Musa Günay/Y›lmaz

Kad›n hareketinde yaflanan öncülük ve kadro sorunlar› giderilmelidir

Önderli¤in demokratik devrim tan›mlamas› kad›n›n bu y›¤›nsal kalk›fl›n› ifade etmektedir. Ancak kad›n›n ayn› ölçüde örgütlü oldu¤unu ve ölçüleri yükselten bir mücadele duruflu gösterildi¤ini söyleyemeyiz. Ciddi öncülük ve kadro sorunlar› bulunmaktad›r. Süreci karfl›layacak, kitleselleflen kad›n gücünü örgütleyecek ve örgütlülükle kad›n›n enerjisini daha fazla devrime ak›tacak yeterli, yetkin bir öncülük ve onun sistemi hala yeterince kurulamam›flt›r. Kad›n hareketinde öncülük ve kadro sorunlar›n›n üzerinde durulmas› ve giderilmesi gerekmektedir. Aksi durumda bu büyük kad›n devrimini örgütlü hale getirmek söz konusu olmaz. Gençli¤in durumu da kad›ndan çok farkl› de¤ildir. Gençlik de özünde örgütsellik, öncülük ve kadro bak›m›ndan benzer bir durumla yüz yüze bulunmaktad›r. Sistemin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda gençli¤i koruyacak ideolojik doyurma ve örgütleme düzeyi zay›ft›r. Bu aç›dan sistemin bireyci ve modernist yaklafl›mlar›na aç›k bir gençlik gerçe¤i bulunmaktad›r. Sistemin gençlik üzerinde özel bir çabayla durdu¤u dikkate al›n›rsa bu konuda yap›lmas› gerekenler daha iyi görülür.


SERXWEBÛN May›s 2009

Yanl›fl namus anlay›fllar›na müdahale etmek zorunludur

Tüm mücadelelerin kadro kayna¤› gençliktir Mücadelenin öncü güçlerinden olan gençlik belli bir mücadele yürütmekle birlikte, asl›nda mücadelenin de kadro kayna¤› oldu¤unu ve esas olarak buradan partileflmenin-öncüleflmenin geliflece¤ini yeterince gündemine almamas› ve kendini herhangi bir örgütlenmeden öte bir rolle sorumlu k›lmamas› elefltirilmifltir. Her ne kadar gençli¤in mücadeledeki rolü bilinse ve baz› çal›flmalar yap›lsa da ancak hareketimizin öncülük sorunlar›n› ve ihtiyac›n› karfl›lamada yetersiz kald›¤› kapsaml›ca de¤erlendirilmifltir. Mücadelemizin kaderini belirleyecek böyle bir çal›flman›n daha ciddi, örgütlü ve kapsaml› ele al›nmas› gerekti¤i vurgulanm›flt›r. Bunun için gerekli olan örgütlenme ve mücadele tarz›nda baz› de¤iflikliklere gitmesi gerekti¤i üzerinde durulmufltur. Hem kabaran büyük gençlik kitlesini örgütleme, do¤ru-yetkin öncülük etmek için gerekli kadroyu yaratma, öte yandan da hem kat›l›m hem de mücadelenin genel kadro ihtiyaçlar›n› karfl›layacak bir görev ile karfl› karfl›ya oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda gençlik hareketinin önümüzdeki dönemde h›zla kendisini bu yetersizliklerden kurtararak dönemin gerektirdi¤i öncülü¤ü mutlaka yaflamas› gerekir. Gençli¤in genel mücadelenin ve halk›n tüm sorunlar›n›n yükünü omuzunda hissederek bu konudaki görevlerinin bilincinde olarak yeni dönemde kendini daha iyi örgütlemesi ve harekete geçirmesi gerekmektedir. Tüm mücadelelerin kadro kayna¤› gençliktir. Bu durum partimiz için daha fazla geçerlidir. Gençlik mücadeleye her bak›mdan kadro kayna¤› olma rolünü yeterli oynamas› gerekmektedir. Gençli¤in meclis tarz›nda örgütlenmesi de tart›fl›lm›flt›r. Meclis bilindi¤i gibi bir tart›flma ve karar alma yeridir. Politik

ww

w.

ne t

“Namusumuz Özgürlü¤ümüzdür, Kimsenin Namusu De¤iliz” kampanyas›nda da görüldü¤ü gibi kullan›lan argümanlar›n ve sloganlar›n içi doldurulmad›¤›nda yanl›fl alg›lamalara yol açacak durumlar ortaya ç›kmaktad›r. Küçük burjuva feminist yaklafl›mla komünal demokratik sistemin özgürlükçü kad›n yaklafl›m› aras›ndaki ayr›mlar ortadan kalkmakta, kavramlar›n içini küçük burjuva bak›fl›yla anlama yaflanmaktad›r. Bu aç›dan “Namusumuz Özgürlü¤ümüzdür” kampanyas›ndaki “Kimsenin Namusu De¤iliz” kavram› farkl› alg›lamalara aç›k hale gelmifltir. Bu da kampanyan›n haz›rl›¤›n›n iyi olmad›¤›n›, içeri¤inin iyi doldurulamad›¤›n› göstermektedir. Bu kampanya hem zamanlama olarak, hem Önderli¤in özgürlü¤ünün gündemde oldu¤u bir dönemde, Önderli¤in özgürlü¤üyle ba¤lant›s› yeterince kurulmadan yürütülmesi bir yetersizlik olmufltur. fiüphesiz ki temel toplumsal bir sorun olan kad›n›n yaflad›¤› köklü tarihsel sorunlara e¤ilmek, yanl›fl namus anlay›fllar›na müdahale etmek zorunludur. Ancak bunun tek do¤ru ifadesi ya da bunun tek do¤ru ele al›n›fl› söz konusu sü-

reçte kullan›lan argümanlar de¤ildir. Bu konuda Önderlik baflta olmak üzere yap›lan elefltiri ve de¤erlendirmeleri zaman›nda dikkate alarak an›nda gerekli de¤iflikliklere gitmemek bir elefltiri konusu olmufltur.

yönü ön planda olan bir sahad›r. fiüphesiz gençlik tart›flmal› ve karar almal›d›r, ancak çok fazla içe dönük tart›flmalar ve politize olmaya yatk›n biçimde her yerde meclisleflmenin, mücadele tarz›n› hantallaflt›rmaya yol açabilece¤i belirtilmifltir. Gençlik hareketinin en üst organ› olarak bir meclisin bulunmas› anlafl›l›rd›r, ancak her alandaki örgütlenmesini böyle ele almak, gençli¤in rolü ve mücadele tarz›na pek uygun düflmemektedir. Gençli¤in enerjisi, coflkusu dar polemik, çekiflme ve biraz da içe dönük politize olma havas› veren meclis çal›flmalar›nda tüketilmemelidir. Gençli¤in görevi; h›zla örgütlenmek, pratik karar alma mekanizmalar›n› yaratmak ve sözü çok fazla dolaflt›rmadan eylemi örgütleyip öncülük yapmakt›r. Yoksa kötü bir parlamentarizm taklitçili¤ini yapmak de¤ildir. Bu kadar geliflme ve baflarma imkân› ortaya ç›km›flken bunu lay›k›yla de¤erlendirememek ve yukarda belirtti¤imiz y›llar›n tekrar›n› yaflamak kabul edilemez bir durumdur. Çünkü art›k neyin nas›l kazan›ld›¤›n› ve nas›l kaybedildi¤ini tasfiyecilik süreci ve bunun yaratt›¤› kadro özellikleri nedeniyle çok iyi biliyoruz. Özellikle Hareketimizin kadrolar› hangi tarz›n örgüt ve yaflam anlay›fl›n›n kaybettirdi¤ini çok iyi ö¤renmifl olmal›d›r. Yine son birkaç y›l içinde ortaya ç›kan geliflmelerin baflta Önderlik ve büyük kahramanl›k abideleri olan dönem flehitleri flahs›nda nas›l kazan›ld›¤›n› da çok iyi biliyoruz. Onun için de kaybettireni tekrarlamak, bile bile böyle bir konuma gelmek anlam›na gelmektedir ki bu; Önderlik, halk, flehitler ve tarih karfl›s›nda bir suçu ifade etmektedir. Üzerinde durulmas› ve mutlaka afl›lmas› gereken bir sorun da; önündeki büyük geliflme olanaklar›n› görmeme, görse de, var olan ya da çok az bir geliflmeyle yetinme, tatmin olma gibi yetinmeci bir yaklafl›md›r. Özünde kendini yormamay› ifade eden bu yaklafl›m devrimci ve at›l›mc› de¤ildir. Dar ufukludur. Gelece¤e dönük de¤ildir. Önderli¤in, Partinin ve halk›n gücünü, geliflme, büyüme kapasitesini yeterince görmemeyi ifade etmemektedir. Oysa Önderlik ufku sonsuz ve

ew e. c

Kad›n, paradigmam›z içerisinde öncülük konumunda tan›mlanm›flt›r. Dolay›s›yla en fazla bütünlüklü geliflmelere bakmas› gereken ve yine bütüne karfl› sorumlu davranmas› gereken bir konumu ifade etmektedir. Fakat kad›n hareketinde bu yönlü elefltirilmesi gereken yönler bulunmaktad›r. Genele karfl› sorumluluk duymada, genelle bütünlüklü bir yaklafl›m içinde olmada sorunlar devam etmektedir. Öncelikle parti konferanslar›na, kadronun netlefltirilmesi çal›flmalar›na yaklafl›mda bu aç›kça görülmüfltür. Partimizin kadroyu netlefltirme ve öncülük sorunlar›n› giderme konular› baflta olmak üzere toplumsal hassasiyetleri yeterince göz önüne almayan, cins mücadelesini yanl›fl alg›lamalara yol açacak tarzda ifade etme gibi durumlar yaflanmaktad›r.

om

26


May›s 2009

SERXWEBÛN lik çizgisinde ideolojikleflme düzeyindeki yetersizlikten almaktad›r. Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahas›nda yaflanan 29 Mart yerel seçimleri öncesi çal›flmalar ve seçimde ortaya ç›kan sonuç önemli bir düzeyi a盤a ç›karm›flt›r. Önemli olanaklar da ortaya ç›km›flt›r. Nitekim Önderli¤imiz seçim sonuçlar›n› zay›f yönleri olan bir baflar› ve demokratik devrim olarak de¤erlendirmifltir. Bu, ulafl›lan düzeyi ortaya koymaktad›r. Ancak bu geliflmeyle birlikte örgütsel durumda ayn› düzeyin oldu¤u belirtilemez. Bu konuda özellikle belirtti¤imiz hususlar temelinde üzerinde önemle durulmas› gereken ciddi sorunlar vard›r. Partimiz yürütme toplant›s›nda seçim sürecini de kapsaml› olarak de¤erlendirmifltir. Halk›m›z bu seçimlerde sorunun çözümünün Önderlik gerçe¤i ve partide oldu¤unu aç›kça ortaya

zam bir geliflme potansiyelinin oldu¤unu; ancak örgütlülükte ve öncülükte yaflanan kimi yetersizlikler nedeniyle daha ileri bir baflar›n›n ve zaferin gerçekleflmedi¤inin alt›n› çizmifltir. Bu seçim kampanyas› ve sonuçlar› ortaya koymufltur ki örgütlü çal›flman›n bulundu¤u yerlerde baflar› daha fazla olmufl, kadro yetersizli¤inin ve örgütsel zay›fl›¤›n oldu¤u yerlerdeyse istenen sonuçlar al›namam›flt›r. Bu gerçeklik bile baflar› aç›s›ndan öncülük ve kadro gerçe¤inin ne anlama geldi¤ini aç›kça göstermifltir. E¤er bu yetersizlikler de olmasayd› daha fazla geliflme ve ilerleme olanaklar›n› somut bir biçimde yakalamak mümkündü. Ancak kadro birçok alanda kitlenin gerisindedir. Geliflmeleri karfl›layacak, ilerletecek bir durumda de¤ildir. Bu konuda ciddi bir yetersizlik söz konusudur. Belki bugüne kadar gelindi, ancak geliflmeler ve geliflme potansiyeli göz önüne al›nd›¤›nda bu duruflun yetersiz oldu¤u ortadad›r. Kitlelerin ideolojik ihtiyaçlar›n› karfl›lamak ve örgütselli¤ini gelifltirmek için kadronun bu zay›f duruflunu h›zla aflmas› gerekmektedir.

ne te we .c om

geliflkindir. Azla yetinmez, gözleri hep ileriye bakar. Gidilen yola da bakar ancak, daha çok önünde, gidilmesi gereken yola bakar. Bu nedenle Önderlik tarz› hep baflar›l› olmufltur. Azla yetinen, memurvari, kendine göre çal›flma tarzlar›ysa düflman sald›r›lar› karfl›s›nda gerileme ve tasfiyeye götüren yaklafl›mlar› ifade etmektedir. Kendini geriye çeken, böyle de olur diyen yaklafl›mlar ve çal›flma tarzlar› özü itibariyle tasfiyeci ve tüketici duruflu ifade etmektedir. Geçen dönemde bu tür durufllar harekete çok zarar vermifltir. Hareketin ve kadronun potansiyelini at›l b›rakarak, hatta geriye çekerek sald›r›lar karfl›s›nda tehlikeli durumlar› yaflatm›flt›r. Bu tür durufllar›n neler kaybettirdi¤ini Hareketimizin karakterinin nas›l afl›nd›rd›¤›n› her arkadafl yaflad›klar›yla, gördükleriyle bilmektedir.

27

“Bu seçim kampanyas› ve sonuçlar› ortaya koymufltur ki örgütlü çal›flman›n bulundu¤u yerlerde baflar› daha fazla olmufl, kadro yetersizli¤inin ve örgütsel zay›fl›¤›n oldu¤u yerlerdeyse istenen sonuçlar al›namam›flt›r. Bu gerçeklik bile baflar› aç›s›ndan öncülük ve kadro gerçe¤inin ne anlama geldi¤ini aç›kça göstermifltir” Önderli¤imiz seçim sonuçlar›n› demokratik devrim olarak de¤erlendirmifltir

ww

w.

Önderli¤imiz, demokratik konfederalizm temelinde dünyan›n tüm temel sorunlar›n› çözebilecek inanç ve kararl›l›¤›n› tafl›maktad›r. Sistemin tüm özel çabalar›na ra¤men Önderli¤in ‹mral› duruflunu destans› bir biçimde sergilemesinin nedeni, tümüyle böyle bir kavray›fl derinli¤i içerisinde bulunmas›d›r. Ancak baz› kadrolar›m›zda hala bu kadar geliflmeye ra¤men kendine güvensiz, daha büyük kazanaca¤›na olan inançs›zl›k ve büyük kazanma için kendini güçlü ve haz›rl›kl› tutmama durumu belirgin bir biçimde kendisini a盤a ç›karmaktad›r. Bu da kadronun çal›flma motivasyonunu zay›flatmaktad›r. Di¤er tüm sorunlarda oldu¤u gibi bu sorun da kayna¤›n› özünde Önder-

koymufltur. Halk›m›z, Özgür Önderlik, Özgür Kimlik ve Demokratik Özerklik hedefiyle sand›klara gitmifltir. Parti ve Önderliksiz çözümün olamayaca¤›n› kesin bir dille ortaya koymufltur. DTP bile oyunu yükseltmeyi ve halkla bütünleflmeyi bu sloganlara sahiplenmede görmüfltür. Bu yaklafl›m temelinde seçimleri kazanman›n büyük bir siyasi de¤eri vard›r. Özellikle kad›nlar›n da önemli oranda yerel yönetimlerde yer almas› bu siyasal de¤eri daha da büyütmüfltür. Hem seçim öncesi süreç hem de seçim sonuçlar› dikkate al›nd›¤›nda gerçekleflen baflar›n›n ne anlama geldi¤i daha iyi anlafl›l›r. Kuzey Kürdistan ve Türkiye sahas›nda yap›lan 29 Mart yerel yönetim seçimlerinde büyük bir halk kalk›flmas› yaflanm›fl ve Kürdistan halk› büyük bir moral kazanm›flt›r. Bu durumu de¤erlendiren Yürütme Komitesi, muaz-

Dine yanl›fl yaklafl›mlar düflmana ucuz baflar› imkân› vermektedir

Üzerinde durulmas› gereken di¤er bir husus: dine yaklafl›mda yaflanan yetersizliklerdir. Gerçekten de rejimin dini siyasal amaçlar için kullanmas› göz önüne al›nd›¤›nda bunu bofla ç›karman›n önemi kendili¤inden a盤a ç›kmaktad›r. Ancak bu konuda hala yaflanan yetersizlikler vard›r. Biraz modernizmin etkisi biraz da reel sosyalizmin etkisi nedeniyle yer yer ciddi yetersizlikler ortaya ç›kabilmektedir. Oysa Önderli¤imizin ‘Dine Devrimci Yaklafl›m’› ortadad›r. Bu konuda dinler gerçe¤ine çok güçlü bir çözümleme gelifltirmifltir. Ortado¤u tarihi, toplumsall›¤› ve kiflili¤i çok kapsaml› ele al›nm›flt›r. Dinin siyasete alet edilmemesi gerekti¤ini, ancak kültürel ‹slam’›n yan›nda oldu¤unu ortaya koymufltur. Ortado¤u, di¤er bir deyimle Mezopotamya tarihi bir tür dinler tarihidir. Burada yaflanan kültürü görmezden gelmek, yüzeysel yaklaflmak olsa olsa mo-


SERXWEBÛN May›s 2009

w.

Toplumun hassasiyetlerini ve özgünlüklerini gözetmeliyiz

ww

Önderli¤in ortaya koydu¤u ahlaki ve politik toplumu gelifltirmek, dini siyaset arac› olarak kullananlar› bofla ç›karmak için en temel yoldur. Önderlik, ahlak›n ve toplumun ilk önce dinle flekillendi¤ini söylemektedir. Dolay›s›yla kapitalist sistem karfl›s›nda ahlaki ve politik toplumu gelifltirmeliyiz. Böylelikle sistem içinde erimenin önü de al›nabilir. Yani toplumumuz da kadrolar›m›z da ahlaki ve politik toplum gerçe¤ini yaflayarak sistem içinde erimemeli-

boflaltmaya çal›flan iflbirlikçi kesimlere karfl› da ideolojik ve politik bir mücadeleyle Alevili¤i özüne uygun bir biçimde demokrasi ve özgürlük mücadelesinin güç kayna¤› haline getirmeliyiz.

Kürdistan’da aile kurumu uzun y›llar özel savafl mevzisi rolü oynad›

Kürdistan’da demokratik devrimin içinde bulundu¤u aflama, özgür birey ve özgür toplum yaklafl›m›n› esas alan bir çal›flma yürütmeyi gerekli k›lmaktad›r. Uzun y›llar Kürdistan’da aile kurumu bir tür özel savafl mevzisi gibi bir rol oynad›. Ancak kad›nda ortaya ç›kan özgürleflme düzeyi ve kat›l›m›, aileyi bu konumdan ç›karma konusunda önemli geliflmeler sunmaktad›r. Fakat hala erkek egemenli¤ine dayal› kad›n› bir irade olarak görmeyen, sayg›l› olmayan, fliddet kullanan yaklafl›mlar yaflanabilmektedir. Aile içi iliflkilerin demokratiklefltirilerek ahlaki ve politik toplumun temeli yapma perspektifiyle yürütülecek çal›flmalarla hem kad›n gerçekten irade kazanm›fl, hem de erkekte egemenlikli zihniyet afl›lm›fl hem de çocuklar e¤itilerek gelecek kazan›lm›fl olur. Aile konusunda da dar, sekter, kaba retçi yaklafl›mlara düflmeden bilimsel yöntemlerle yürütülecek bir çal›flma ile sonuç al›naca¤› kesindir. Var olan› elbette kabul etmiyoruz, ama ham yaklafl›mlarla ele al›nmamal›; do¤ru bir yaklafl›mla ele al›n›p de¤iflime u¤ratma mücadelesi verilmelidir. Kürdistan’›n di¤er alanlar›nda ve yurtd›fl›nda da Önderlik duruflunu, gerillan›n direniflini ve halk›n serh›ldanlaflan yürüyüflünün aratt›¤› olumlu etkiyi yeterince örgütlülü¤e dönüfltürmeme, yeni kitlelere aç›l›m, yeni kadro adaylar›n› tespit etme, e¤itme kat›l›m› güçlendirme yönünde kullanmama gibi bir yetersizlik bulunmaktad›r. Örne¤in Do¤u, Bat›, Güney Kürdistan’da ve yurtd›fl›nda halk›m›z› demokratik konfederal temelde örgütlemenin imkânlar› çok fazla olmakla birlikte bunun çok iyi de¤erlendirildi¤i söylenemez. Bu konuda alandaki komitelerin öncülük rollerini yeterince oynad›klar› söylenemez. Ortaya ç›kan olanaklara ra¤men, bu olanaklar› yeterince de¤erlendire-

ew e. c

dir. Oysa saflar›m›zda bile ahlaki ve politik toplumu esas almak yerine, hala modernist yaflama karfl› bir özenti olabilmektedir. Buna karfl› kadroyu ve toplumu duyarl› k›lmak önemli olmaktad›r. Kapitalizm duygulara, güdülere hitap ederek kad›n› ve insanlar› düflürüyor. Bunun karfl›s›nda ahlaki ve politik toplum gerçe¤ine ulaflarak mutlaka güçlü bir karfl› koyufl gelifltirilmelidir. Özgür yaflam ancak böyle sa¤lan›r. Bu, moral ve manevi de¤erlerin yükseltilmesine ve kendi özümüzle buluflmay› gerektirmektedir. Önderlik bu kadar zorlu koflullara ra¤men direnifl sergileyebiliyorsa ve bu temelde bir ideolojik durufl ve felsefe gelifltiriyorsa bunun üzerinde durmak gerekir. Art›k Hareketimiz ad›na söylenen her sözün muhatab› dar bir çevre de¤ildir, toplumdur. Dolay›s›yla tüm toplumun hassasiyetlerini, özgünlüklerini gözetmek durumunday›z. Çünkü biz dar bir çevreyle s›n›rl› olan ve sorunlar›yla ilgilenen bir hareket de¤iliz; biz tüm toplumu kazanmay› hedefleyen bir hareketiz. Ahlaki ve politik toplum kültürünü esas alan Ekolojik, demokratik toplum felsefesinin fethetmeyece¤i, ikna etmeyece¤i hiçbir birey ve toplum felsefesi yoktur. Dine do¤ru yaklafl›m konusunda üzerinde durulmas› gereken di¤er bir konu da Alevili¤e yaklafl›md›r. Türk devleti sadece AKP eliyle suni mezhep üzerinden Kürdistan’› yeniden fethetmeye çal›flmamaktad›r. CHP ve cumhuriyet tarihinde hakim olan Kemalist ideolojik etkileri yaflayan iflbirlikçi ve milliyetçi sol çevreler de Alevi halk›m›z›n yo¤un olarak yaflad›¤› illerde öteden beri derinlikli bir çal›flma yürütmüfllerdir. Kuzey Kürdistan’daki kuzey-bat› alanlar›n›n nas›l derin bir çal›flma ile adeta Kürdistan’dan kopart›lmaya çal›fl›ld›¤› bilinen bir gerçekliktir. Alan› Hareketimize kapatmakla asl›nda Kürdistan halk›n›n birli¤i bir de bu biçimiyle parçalanmak istenmektedir. Bu oyunun da bofla ç›kar›lmas› gerekmektedir. Bu konuda da Önderli¤imizin daha önce önerdi¤i baflta akademiler olmak üzere, daha birçok tedbir almak ve bu temelde mücadele yürütmek gerekmektedir. Alevili¤i devlete ve sisteme eklemleyerek özünden

ne t

dernizm ve Bat› kültürünün gözlü¤üyle ya da reel sosyalizmin bak›fl aç›s›yla meseleye bakmak anlam›na gelir. Dine do¤ru yaklaflmak; üsluptan, giyim-kuflama, yaflam tarz› gibi birçok alan› kapsar. Bizim co¤rafyam›zda ve kültürümüzde ve bu topraklarda toplumsall›¤› esas alarak ortaya ç›kan dinlerde Ahlak, maneviyat, ruhsall›k daha fazla vurgulanan bir gerçeklik olmaktad›r. Elbette bunu politik toplumu kurma, gelifltirme temelinde de¤erlendirmek gerekir. Yoksa günümüzdeki Kemalizmin bir din haline getirdi¤i laisizm ile soruna yaklaflmak sadece köklü Mezopotamya uygarl›¤› karfl›s›ndaki yüzeyselli¤i, ›srar› halinde ise cahilli¤i ifade eder. Bu konuda yaflanan sorun, kadronun Önderlik ideolojisi, felsefi ve din gerçe¤ine yaklafl›m›ndaki derinli¤i yakalamamas›ndan kayna¤›n› almaktad›r. Yaflanan ve bize kaybettiren, düflman›n üzerinde politika yapt›¤› kimi yetersizliklerin h›zla afl›lmas› gerekir. Dine yanl›fl yaklafl›mlar düflmana ucuz baflar› imkân› vermektedir. Kültürel ‹slam’› anlamak ve düflman›n dini kullanmas›na f›rsat vermemek aç›s›ndan bu konuda gerekli olan bilinçlenme gelifltirilmeli, kadro ve sempatizanlarda bir duyarl›l›k oluflturulmal›d›r. Bir kültür ve yaflam konusu oldu¤u için, bu konuda paradigmam›z›n öncü güçlerinden birisi olan kad›n›n daha hassas ve duyarl› yaklaflmas› önem kazanmaktad›r. Çünkü dine yaklafl›mda yaflanan yetersiz çarp›k yaklafl›mlar din kisvesine bürünen kesimleri güçlendirmekten baflka bir ifle yaramamaktad›r.

om

28


May›s 2009

SERXWEBÛN erimeyle yüz yüze gelen halk›m›z› mutlaka kazanmal›y›z. Bunun için dil ve kültürü koruma yan›nda, sosyal ve ekonomik dayan›flma projeleri temelinde demokratik ulusal toplumsall›¤› gelifltirmeliyiz. Bunlar gelifltirilmedi¤i taktirde metropollerin potalar›nda erimekle yüz yüze kal›n›r. Öte yandan bir toplum içinde yaflam›yormufluz gibi ayr›ks› marjinal durufllar› kesinlikle kabul etmemeliyiz. Din ve ulusal konularda hassasiyetler göstermek gerekir. Mücadelemizin ortaya ç›kard›¤› de¤erleri ve kültürü yeni kutsall›k olarak ele almak, korumak ve gelifltirmek çok önemlidir. Bunun için kadrolar›m›z›n Önderli¤imizin belirtti¤i gibi, aziz ve azizeler, dervifller, sahabeler gibi yaflamas› önemlidir. Politik ve ahlaki toplumun toplumsal iliflkileri öncelikle kadrolar flahs›nda temsil edilmelidir. Bunun için bas›n ve kültür sanat alan›ndaki yanl›fl yetersiz yaklafl›mlar›n, kadro tan›m› ve benzeri anlay›fllar›n mutlaka ciddi bir ideolojik mücadeleyle afl›lmas› gerekir. Bas›n kadrosu, kültür kadrosu gibi dayatmalar adeta parti içerisinde kendisine dokunulmayan, adeta parti içerisinde kendine görelili¤i k›flk›rtan anlay›fllar derinlikli olarak çözümlenip afl›lmal›d›r. Bu her iki alan mutlaka en ideolojik sahalar›m›z oldu¤unun bilinciyle hassas davranmak durumundad›rlar. Kapitalist modernitenin ve sistemin sald›r›lar› göz önüne al›nd›¤›nda önümüzdeki dönemde yo¤un bir ideolojik mücadelenin yürütülmesi gerekti¤i aç›kt›r. Bu ideolojik mücadele belki de en çetin bir biçimde kültür ve sanat alan›nda yürütülmektedir. ‹deolojik ve felsefi bir hamleyle kültür sanat alan›ndaki yanl›fl anlay›fllar› düzeltmek, yeni kadrolaflma temelinde do¤ru bir kültür sanat hareketini ortaya ç›karmak, toplumsallaflan mücadelemizin gelece¤i aç›s›ndan yaflamsal önemdedir.

oluflturmufltur. Yürütme Komitesi toplant›s›nda bu çal›flmalar› da de¤erlendirilmifl, konferanslarda a盤a ç›kan yetersizlikler ve kadrolarda yaflanan zay›fl›klar üzerinde durulmufltur. Bu konferanslara yüklenen anlam önemliydi. Süreci karfl›layacak parti ve kadronun a盤a ç›kar›lmas› dönemi zaferi getirecek bir tarz›n a盤a ç›kar›lmas›yd›. Bunun için de kadrolar›n her bak›mdan netlefltirilmesi, kat›l›m konusundaki yanl›fl, yetersiz, yüzeysel kat›l›m biçimlerini aflarak tam kat›l›m› gerçeklefltirmesiydi. Bizi yetersiz yoldafll›k konumundan ç›kar›p Önderlikle do¤ru yoldafll›¤a tafl›yacak olan, ancak do¤ru bir kat›l›m olabilirdi. Bu süre içerisinde Önderli¤in 10. Kongre çizgisi ve parti yönetiminin talimat ve perspektifleri temelinde geliflen konferanslarda baz› alanlarda kadrolar›n çözümlenmesinde ve netlefltirilmesinde belli bir düzey yakalanm›fl, önümüzdeki dönem planlanm›fl, kararl›l›k ve netlik sa¤lanm›flt›r. Bu olumlu geliflmeyle birlikte, birkaç yerde ise “örgüt söylüyor biz de yap›yoruz” biçiminde konferans›n içini boflaltan, hatta anlams›zlaflt›ran s›radan bir toplant› derekesine indirgeyen zay›f yaklafl›mlar da görülmüfltür.

ne te we .c om

meyen alan komiteleri olmaktad›r. Her alan komitesi bir kez daha süreci ve süreç karfl›s›ndaki konumlar›n› bir kez daha göz önünde bulundurmal› ve kendilerini sürecin gerisinde seyreden konumdan ç›kararak geliflmelerin önlerine koydu¤u görevleri zaman›nda yerine getirmelidirler.

29

‹deolojik ve politik mücadeleyi iç içe yürütmeliyiz

ww

w.

Bu süreçte halk özgürlük e¤ilimi gerçekten de güçlenmifltir. 29 Mart seçimleri bir yönüyle de halk özgürlük e¤iliminin zaferidir. Kuzey Kürdistan’da halk özgürlük e¤ilimi orta s›n›f› bu mücadelenin hizmetine sokacak bir durufl ve mücadele düzeyi ortaya koymufltur. Ancak sömürgeci güçler ve uluslararas› sermaye güçleri Partimizin temsil etti¤i halk özgürlük e¤ilimini zay›flatma ve bir kez daha yine orta s›n›f e¤ilimini güç haline getirme aray›fl›nda oldu¤u bilinmektedir. Aç›kça belirtelim ki, e¤er Kürdistan’da bu süreç do¤ru yönetilmez ve de¤erlendirilemezse, toplumun tabandan örgütlenmesine a¤›rl›k verilmezse orta s›n›flar bir kez daha süreci geriye çekici, kazan›mlar› tehlikeye sokucu bir e¤ilim haline gelebilirler. Çünkü orta s›n›flar mücadeleyi ve örgütlenmeyi gevfleten bir tarz› dayat›rlar. Bu kesimlerden mücadelede tutarl›k ve örgütlenmede toplumu esas alma beklenmemelidir. Bu geriye çekici olumsuz özellikler elbette bu kesimlerle bir çat›flma ya da karfl›tlaflma anlam›nda belirtilmemektedir. Öncülü¤ün do¤ru gelifltirilmesinin gereklili¤ini vurgulamak aç›s›ndan dile getirilen bir olas› gerçeklik olmaktad›r. Kürdistan’›n tüm parçalar›nda ve yurtd›fl›nda parti komiteleflmelerini gelifltirip yayg›nlaflt›rmak mücadelenin baflar›s› için temeldir. ‹deolojik ve politik mücadeleyi iç içe yürütmeliyiz. Apocu hareketin bir tarz› vard›r. Biz tüm halk›m›z› kazanmak isteyen bir partiyiz. Bir PKK’li nas›l yafl›yor, nas›l giyiniyor buna dikkat edilmelidir. Baflkas›n› taklit edemeyiz. Do¤al toplumu, kendi köklü ulusal kültürel de¤erlerimizi topluma sevdirmeliyiz. Metropollerde asimilasyon politikas› içerisinde

De¤erli yoldaflflllar, Son dört ay içerisinde parti çal›flmam›z›n esas›n› 10. Kongremizin belirtti¤i çerçevede tüm kadrolar›n bulunduklar› alanda Parti konferanslar›na kat›lmalar›n› sa¤lamak, elefltiri-özelefltiri temelinde bir netleflmeyi sa¤lamak

Her kadro Önderlik flehitler halk ve tarih huzurunda kat›l›m›n› yenilemeli

Konferanslarda görülen di¤er bir yetersizlik de birkaç alan›m›zda kad›n yoldafllar›n öncelikle kendi özgünlü¤ünde platformlar›n› yapmalar› ve parti konferanslar›na ise sadece “tutum” tak›nmakla yetinmeleri olmufltur. Bu durum, elefltiri-özelefltiri düzeyini oldukça düflürmüfl, çözümleme düzeyini geriye çekmifltir. Oysa resmi konferans platformunda herkesin özelefltiri raporunu sunarak Önderlik, flehitler, halk, tarih ve platform huzurunda PKK’ye kat›l›m›n› yenilemesi ve sözünü vermesi gerekiyor. Bunun böyle yap›lmad›¤› yerlerde konferans›n verim düzeyini, yo¤unlu¤unu ve netlefltirme düzeyini zay›flatt›¤› gibi sadece tutum belirleyen arkadafllar›n da yeniden kat›l›m› resmileflmemifl olmaktad›r. Bu konuda bayan arkadafllar›n böyle yapmas› bir yetersizlik olmufltur. Mevcut konfe-


SERXWEBÛN May›s 2009

ne t

Elefltiri-özelefltiriyi anlams›zlaflt›ran bencil yaklafl›mlar terk edilmelidir

Di¤er önemli bir konu da elefltiriözelefltiriye yaklafl›m konusudur. Hala baz› konularda rahat olamama durumu vard›r. Kayg›lar vard›r. Bu da sorunlar›n sürüncemede kalmas›na yol aç›yor ki, en ciddi tahribatlar bu sürüncemede kalan sorunlar üzerinden ortaya ç›kmaktad›r. Rahat ve yoldaflça elefltiri-özelefltiri gelifltiremezsek sorunlar›m›z› da köklü çözemeyiz. Öyle ki baz› arkadafllar s›n›rl› bir elefltiri karfl›s›nda dahi k›r›ld›m, zorland›m diyebilmektedir. Bu tür yaklafl›mlar halka, Partiye ve de¤erlere karfl› ciddi bir sorumluluk duymamaktan ileri gelmektedir. Elefltiri-özelefltiriyi anlams›zlaflt›ran bu bireyci ve bencil yaklafl›mlar terk edilmelidir. Sorunlar› ele al›flta ve çözmede yöntem ve sonuç al›c›l›k önemlidir. Yaflanan mücadele yöntemlerinden birisi de ya kaçamak mücadele ya da mücadeleyi bafllat›p daha sonra sona götürmeme biçiminde adeta hastay› ameliyat edip dikiflleri atmay›p sonraki tedavisini sürdürmemek gibi bir durum ortaya ç›k›yor ki, bu da hareketi güçsüz b›rakmaktad›r. Elbette sorunlarla mücadele bafllat›lmal›d›r, ama bir kez bafllat›l›nca da giderilmelidir. Bu konuda zamana yaymak, savsaklamak, yar›da b›rakmak kesinlikle olmamal›d›r. Bu, çeflitli tasfiyeci geri yaklafl›mlar› cesaretlendirmektedir. “Söylerler, ama yapmazlar, bafllat›rlar, ama bitirmezler, biz bildi¤imizi yapal›m” gibi cesaretlendirici bir duruma yol açmaktad›r ki buna zemin sunmamak hayati derecede önemli bir konudur. Baz› yerlerde yap›lan bir

ww

w.

Yürütülen konferanslarda kadrolar›m›z flahs›nda önemli ve ciddi yetersizlikler tespit edilmifl ve çal›flmalar›m›za verdi¤i zarar çözümlenmifltir. 2003-2004 y›llar›nda ortaya ç›kan tasfiyeci-çeteci ihanetçi grupla ve onlar›n yaratt›¤› tahribatlarla önemli bir mücadele yürütülmüfl, belli bir militan ve örgütsel düzey a盤a ç›kar›lm›flt›r. PKK 10. Kongresi bu mücadelenin zirvesi olmufltur. Ama hala üzerinde durulmas› gereken ideolojik örgütsel sorunlar vard›r. Geçmiflte bireycilik ve parti karfl›tl›¤› de¤er görüyordu. Bunlar önemli ölçüde afl›ld›, ama hala baz› yerlerde ve -etkisi azalm›fl olsa da- bireyler flahs›nda yaflanmaktad›r. Ortam›n› bulunca parti temsiliyetinde zay›fl›klar ortaya ç›k›nca kendisini ortaya koymaktad›r. Onun için bu anlay›fl ve durufllara karfl› dikkatli olunmal›, yanl›fl anlay›fllara karfl› mücadele derinlefltirilmeli ve süreklilefltirilmelidir.

yanl›fll›k konusunda rapor al›n›yor, ama bu rapor çerçevesinde bir tutum gelifltirilmiyor. Yaklafl›m yeterli olsa da olmasa da raporla yetiniliyor. Bu tür yaklafl›mlarla örgüt tarz› oturtulamaz ve örgütsel ciddiyet sa¤lanamaz. Örgütsel sorunlarda kesinlikle ölçülere ba¤l›l›k temelinde tutumlar ortaya koyabilmeliyiz. E¤er bir soruflturma ve rapor süreci varsa, bunu PKK tarz›nda netlefltirip sonuca götürmeliyiz. Bu nedenle de tarz olarak bafllat›lan bir iflin mutlaka sonuca götürülmesi olumlu veya olumsuz sonuçlar›n ortaya ç›kar›lmas›nda önemlidir. Aksi taktirde her fley yar›m-yamalak ve belirsiz kal›r.

ew e. c

ranslar bir PKK platformudur. Dolay›s›yla konferans öncesi özgün platformlar›n yap›larak konferans›n atmosferini bir biçimde zay›flatmaya yol açmak do¤ru de¤ildir. Temel olarak bir özelefltiri platformlar› olan PKK konferanslar› öncesinde özelefltiri platformlar› gelifltirildikten sonra tekrardan PKK platformuna özelefltiri vermek de düzeyi düflürdü¤ü pratikte görülmektedir. Bu nedenle bir özelefltiri platformu olan kadro konferanslar›na daha içerikli yaklaflmak ve onu güçlendiren tarzlar› esas almak gerekmektedir. Tümüyle diyalogsuzluktan ve biraz da eflgüdüm içerisinde çal›flmalar› yürütme konusundaki yetersizlikten kaynaklanan bu durumun yaratt›¤› olumsuzluklar olmufltur. Baz› bireylerin kendisini bu ortamda adeta sorun ve yetersizlikleriyle yaflamas›na zemin sunmufltur. Suni çeliflki ve gündem yaratma yaklafl›mlar› da tek tek bireyler baz›nda da olsa görülebilmifltir. Bu durumun giderilmesi için çözümleyici ve sorunlar› giderici bir tutumun zaman geçirilmeden gösterilmesi gerekmektedir.

om

30

Kadrolardaki maddiyatç› bencil halklaflmayan orta yolcu yaklafl›mlara karfl› mücadele etmeliyiz

A盤a ç›kan en temel sorunun kadrolarda yaflanan bireycilik ve bunun bir d›fla vurumu biçiminde kendisini gösteren, liberalize eden yaklafl›mlar› ve kendine göre olan prati¤idir. Yürütülen mücadele ile serh›ldanlarda da görüldü¤ü gibi halk›m›zda giderek toplumsall›k geliflirken, kadrolarda bireycili¤in geliflmesi tam bir çeliflkiyi ifade etmektedir. Bu durum kadrolar›n ne kadar kapitalist modernitenin etkisi alt›nda oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Kadrolardaki bireyci, maddiyatç›, bencil, halklaflmayan, bürokratik, orta yolcu tüm yaklafl›mlara karfl› mücadele etmeliyiz. Yine erkekten gelen egemenlikçi cinsiyetçi yaklafl›mlarla kad›nda


May›s 2009

SERXWEBÛN r› zorlayabilmektedir. Buna özel bir dikkat gösterilmelidir. Parti temsili ve yaflam› çekicidir. Çekici bir yaflamdan da kimsenin kaçmas› düflünülemez. Her bak›mdan parti yaflam ölçülerini gelifltirmek vazgeçemeyece¤imiz bir özgürlük ilkesidir. Baz› yerlerde ise kad›n-erkek çeliflkisini suni bir biçimde gündemlefltirme, cins mücadelesi ad› alt›nda kutuplaflt›rma ve kad›n üzerinde adeta hâkimiyetini kurarak bir yönetim ve mülk sahas› haline getirecek yaklafl›mlar da görülebilmektedir. Yani önce z›tlaflt›r›yor, çeliflkiyi derinlefltiriyor, sonra kad›n üzerinde egemenlik kuruyor. Bu, bizim anlad›¤›m›z anlamda bir cins mücadelesi ya da geri erkekten ve bunun zihniyetinden kopufl de¤ildir. Geriliklerden kopuflu de¤il de suni çekiflmeleri yaratan bu durum saflardaki kad›n› veya erke¤i özgürlefltirmemekte, ölçü kazand›rmamaktad›r. Kad›n olsun, erkek olsun baz›lar› da kendisini bu çeliflki ortam›nda gizleyebilmektedir. ‹hanete giden Melsa Malatya prati¤i bu konuda örnektir. Sanki çok fazla cins mücadelesi yürütüyor, sanki çok fazla kad›nda özgür cins bilincini gelifltiriyormufl gibi davranmas›na ra¤men özünde kendisini bu çeliflki üzerinde yaflatan, yaflatamayaca¤›n› anlad›¤› yerde de ihanete giden bir kifliliktir. Ne erkek yoldafllarda kad›n yoldafllar› zorlayan, dar cinsiyetçi ve egemenlikçi yaklafl›mlar olmal› ne de kad›n yoldafllar erkek yoldafllara karfl› karfl›tlaflt›r›c› ve dar cinsiyetçi bir yaklafl›m içinde olmal›d›r. Tabii ki erkek egemenlikli zihniyetlere ve bu yönlü geri yaklafl›mlara karfl› bir tutum ve mücadele olmal›d›r. Bu anlamda do¤ru çizgide cins mücadelesi yürütmek varken böyle yaklafl›mlar sergilemek, cins mücadelesini sabote etmekten baflka bir anlama gelmemektedir. Bu durum kadroyu netlefltirmedi¤i gibi, kadronun yanl›flta ve olumsuzlukta derinleflmesini ve kötü al›flkanl›klar edinmesini sa¤lamaktad›r. Öte yandan bu duruma girmifl kadro, Önderlik ve parti gündem ve do¤rular›ndan da uzaklaflm›fl olmaktad›r. Erkek egemenlikli zihniyete karfl› mücadele etmek, eflit-özgürlükçü yaflam tarz›n›

gelifltirmek partimizin temel amac›d›r. Feodal ya da kapitalist modernite mant›¤› ile kad›na yaklafl›m afl›lmadan, özgür, eflit bir yaflam› gelifltirmek de mümkün de¤ildir. Bu nedenle öncelikle erkek egemenlikli zihniyet ile köleci klasik kad›n zihniyetinin afl›lmas› temelinde özgür, demokratik militan yaflam tarz›n› gelifltirmek mümkün olacakt›r. Bu aç›dan her PKK’li militan›n öncelikli görevi, böyle bir mücadeleyi yürütmek ve do¤ru cins mücadelesi anlay›fl›na ulaflmakt›r. Baz› alanlar›m›zda ise yönetim tarz›ndan ve öncülükte yaflanan yetersizlikten kaynakl› olarak suni bir biçimde yönetim-yap› karfl›tlaflmas› yaflanabilmektedir. Adeta tüm enerji dikkat ve yo¤unlu¤unu bir biriyle didiflmeye ay›ran bir yaklafl›m sergilenmektedir. Gündemi sapt›ran bu yaklafl›mlar kabul edilmemeli ve h›zla giderilmelidir. Kimsenin yap›y› savunuyorum ad›na yetersizlikleri meflrulaflt›rma ve parti temsilini zay›flatma hakk› yoktur. Ama bir yönetim de e¤er kendisini bu duruma getirmiflse, esas olarak sorunun kayna¤›n› kendisinde aramal›, bunun nedenlerini kendisinde a盤a ç›kar›p, köklü bir özelefltiriyle de gidermelidir. Yönetimin yetersizlikleri kimseye dedikodu yapma, çekifltirme hakk› vermez. Partimizin terbiye, ahlak ve gelene¤inde böyle bir durum yoktur. Bu tür yetersizlikler esas olarak birçok alanda da görüldü¤ü gibi, yönetimlerimizin esas almalar› gereken kadroyu e¤itmek, yeni sürece haz›rlamak ve yaflad›¤› sorunlar›n› çözen, yeni kadro adaylar›n› haz›rlayan bir yönetim gerçe¤ine ulaflamamaktan kaynaklanmaktad›r. Yap›lmas› gereken, bu temel görevlerin yerine getirilmemesinin a盤a ç›kard›¤› bu ve benzeri sorunlar›n h›zla afl›lmas›d›r.

ne te we .c om

ortaya ç›kan dar cinsiyetçi yaklafl›mlara karfl› mücadele etmeliyiz. Bireyci, bencil bir zihniyetle demokratik komünalizmi örgütlemek ve geliflme olanaklar›n› de¤erlendirmek mümkün de¤ildir. Bireyci kendisini çok fazla yormadan, ruhunu katmadan, s›n›rl› bir çal›flma ile kendisini yeterli görür ve be¤enir. Hep kendini düflünür, herhangi bir çal›flmada ve tav›rda partiyi, mücadeleyi de¤il öncelikle kendisinin durumunu gözetir. Bireysel olarak zarar görmemeye çal›fl›r. Bireycilikte fedai ruhu olmaz. Kolektif olmayan›n kendini topluma feda etmesi mümkün de¤ildir. ‹deallerimizle de çeliflir. Bütün bu nedenlerden hareketle her arkadafl öncelikle kendisindeki bireycili¤i çözümlemeli ve yol açt›¤› sonuçlarla yüzleflmeli ve ortamdaki bireyciliklerle bu temelde bir mücadele yürütmelidir. S›n›rl› kolektif bir durufl ve çal›flma, asgari bir örgütlenme düzeyi bile e¤er bu kadar geliflmeye yol aç›yorsa, kadrolarda yaflanan bu bireyciliklerin afl›lmas› halinde daha büyük kazan›mlar›n sa¤lanaca¤› aç›k ortadad›r.

31

Her yerde parti yaflam ölçülerini gelifltirmek temel özgürlük ilkemizdir

ww

w.

Üzerinde durulmas› gereken di¤er bir durum da hala mücadele saflar›ndan baz›lar› kaçabilmektedir. Biz bunu tümüyle bireylerin karars›zlaflmas›na ba¤lam›yoruz, bu olsa bile, bireyde mücadele kararl›l›¤›n›, istemini, arzusunu yaratacak olan parti ortam›m›zd›r. Özellikle kaç›fllar›n yaflanmas›nda kad›nlar›n da olmas› üzerinde yo¤unca düflünülmesi gereken bir durumdur. Sistemin kad›na yönelik politikalar› ve Önderli¤imizin kad›n› nas›l yüceltti¤i ve irade haline getirdi¤i bilinmektedir. Buna ra¤men kaç›fllar oluyorsa, kaçt›, ihanete gitti, demekle durum izah edilmifl olmamaktad›r. Bu sadece kendini rahatlatmakt›r. Aç›kt›r ki, saflardaki kadrolar› Önderlik ideolojisi, felsefesi ve yaflam tarz›yla yeterince ikna etmeme vard›r. Bunun kayna¤›nda ise, bireylerin partiyi temsil etmedeki yetersizli¤i bulunmaktad›r. Yetersiz temsil, özellikle genç insanla-

De¤erli yoldaflflllar, Önümüzdeki dönemde düflman›n ideolojik-politik- kültürel ve askeri sald›r›lar›n›n yönü belirlenmifltir. Önderli¤imizin ve Hareketimizin özellikle seçimden önce bafllatt›¤› ve seçimden sonra da demokratik çözüme ve bar›fla imkân yaratmas› için 1 Haziran’a kadar uzatt›¤› çat›flmas›zl›k


SERXWEBÛN May›s 2009

Kürt sorununu çözme anlay›fl›m›z halklar›n kardeflli¤i ve demokratik birlik temelindedir

w.

Belediyeler özgür kimlik ve hizmet siyasetini iç içe yürütmelidir

ww

Halka dayal› bir yönetim gerçekli¤iyle özgür demokratik belediyecili¤in oturtulmas› hedeflenmelidir. Halk bu konuda yo¤unca e¤itilmelidir. Demokratik özerklik de ancak bu temelde infla edilebilir. Belediyeler özgür kimlik ve hizmet siyasetini birlikte, iç içe yürütmelidir. Çünkü bunlar birbirine tercih edilecek konular de¤ildir. Her ikisi de hayati önemdedir. Di¤er taraftan sa¤l›k ve e¤itim baflta olmak üzere, kad›n ve çocuklara yönelik çal›flmalar yürütülmelidir. Halk›m›z›n hiçbir hastas› ortada kalmamal›, muayene ve tedavi olma imkânlar›n› baflta yerel yönetimler çerçevesinde ol-

ma olarak görülmelidir. Türkiye’de koflullar›n elveriflli olmas› nedeniyle önümüzdeki dönemde bir demokrasi konferans›n› geciktirmeden toplamak önemli olmaktad›r. Buna gelmeyen, sosyal-floven tutum ve davran›fllarda ›srar edenlere karfl› da uygun bir biçimde ideolojik mücadeleyi yürütmek gerekmektedir. Düflman›n tasfiye etme yönündeki hesap ve planlamalar›n› göz önüne alarak önümüzdeki dönemde Meflru Savunma Stratejimizi daha güçlü hayata geçirmek için ideolojik e¤itimin yan› s›ra, gerillac›l›¤› her türlü düflman tekni¤ini bofla ç›karan düzeyde gelifltirmek gerekmektedir. Bunun için gerekli yo¤unlaflma, derinleflme sa¤lanmal›d›r. Di¤er taraftan da, gerillaya kat›l›mlar› artt›rmak dönemin en önemli görevi olarak görülmelidir. Serh›ldan›n kal›c› ve süreklili¤inin sa¤lanmas› için de, halk örgütlülü¤ü, meclisleflme ve öz savunma örgütlülü¤ünü oturtma tarz›nda gelifltirilmelidir. Serh›ldan ve gerilla birbirini tamamlayan tarzda gelifltirilmelidir. Tüm bu görevler ise ancak ve ancak Partileflme temelinde militan ölçülerinin yükseltilmesi ve temsiliyetinin güçlü k›l›nmas› temelinde baflar›labilir. Parti öncülü¤ü güçlü biçimde sa¤lanmadan hiçbir çal›flmada baflar›l› olmak mümkün de¤ildir. Partileflme birliktir, ilkeli durufltur, birbirini tamamlamakt›r. Her türlü kendine göreli¤e, ayr›ks› durmaya, özerk davranma ve yaflmaya son vermektir. Düflman›n en fazla üzerinde durdu¤u ve parçalamaya çal›flt›¤› da partimizin 10. Kongre ile sa¤lad›¤› en ileri düzeydeki birliktir. Bunun için bu konuda olabildi¤ince sorumlu davranmak, dönemin en temel sorumlu militan durufludur. Bunun her alanda gelifltirilmesi gerekir. Bunun için de henüz konferans›n› yapmam›fl olan alanlar konferans›n›, belirtilen yetersizlikleri tekrarlamama temelinde tamamlamal›d›rlar. Süreci baflar›yla karfl›laman›n yolu partileflmekten ve netleflmekten geçti¤inin bilinciyle tüm yoldafllar›n gerekli duyarl›l›¤› göstereceklerine olan inanc›m›z› belirtiyor, çal›flmalar›nda üstün baflar›lar diliyoruz.

ew e. c

mak üzere bulmal›d›r. Halk›m›z›n bu sa¤l›k sorunlar›n› çözmeyen hiçbir örgütlenme ve yerel yönetimin toplumda kal›c› etkiler sa¤lamas› düflünülemez. En önemlisi de her türlü rantç›l›¤›n önü ne pahas›na olursa olsun mutlaka al›nmal›d›r. Hareketimizin etkisindeki hiçbir yerel yönetimde rüflvetçilik, rantç›l›k ve kay›rma olmamal›d›r. Bu tür suç iflleyenler Hareketimize ve halk›m›za ihanet etmifl olanlar olarak de¤erlendirilmelidir. Ulusal konferans partimizin öteden beri savundu¤u bir hedeftir. Seçimler öncesinde ulusal konferans da partimizin tasfiyesi temelinde kullan›lmak istenmifltir. Ancak seçimlerin a盤a ç›kard›¤› irade sonucunda ulusal konferans›n Kürdistan halk›n›n ulusal-demokratik birli¤ine ve sorunun demokratik çözümüne hizmet etmesinin zemini ortaya ç›km›flt›r. Bu nedenle de ulusal konferans›n Önderli¤in perspektifine uygun bir içerikle toplanmas› için gerekli ideolojik-politik yaklafl›mlar gelifltirilmelidir. Ulusal konferansa en baflta da bizler sahip ç›kmal›y›z ve böyle bir konferans› halk›m›z›n özgürlük ve demokrasi mücadelesine güç katacak bir platformu haline getirebilmeliyiz. Böyle bir konferans›n gerçeklefltirilmesi bütün parçalardaki halk›m›z›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinin baflar›yla yürütülmesi aç›s›ndan acil bir görev haline gelmifltir.

ne t

durumu karfl›s›nda Türk devleti bir taraftan askeri operasyonlar›n› artt›rm›fl, öte yandan DTP’ye karfl› yo¤un tutuklamalara yönelmifl ve bunun karfl›s›nda önümüzdeki dönemde izlememiz gereken politik hatt› ve örgütsel çizgiyi de belirginleflmektedir. Öncelikle Özgür Önderlik, Özgür Kimlik ve Demokratik Özerklik fliar›n› gündemde tutmak gerekmektedir. Art›k Önderli¤in özgürlü¤ünü sa¤lamak imkân dâhiline girmifltir. Bu nedenle de Önderli¤in özgürlü¤ünü esas alan bir mücadele yürütülmelidir. Bu konuda genel olarak belli bir kabul de söz konusudur. Bu konuda gevfleme ve gevfletme yönlü yaklafl›mlara izin verilmemelidir. Yerel yönetim seçimlerinde ortaya ç›kan sonuçlara ba¤l› olarak demokratik konfederalizmi hayat›n her alan›nda örgütlemek, yetersizlikleri gidermek gerekmektedir. Toplumsal kabar›fl tüm kadrolar›m›z önüne demokratik konfederal sistemini örgütleme görevini koymufltur. Art›k halk›m›z›n kendi kendini yönetme sistemi olan demokratik konfederal sistemi bir kampanya biçiminde komünlerden, kooperatiflerden bafllayarak örmek Önderli¤imize ve halk›m›za karfl› sorumlulu¤un gere¤idir. ‹deolojik ve politik çizgimize ba¤l›l›k ve bunun pratikleflmesi de ancak bu çabalar›n yürütülmesi ve sonuç almas›yla mümkündür.

om

32

Baflta Türkiye’deki demokrasi ve sosyalist güçler olmak üzere, Fars, Arap demokrasi ve sosyalist güçleriyle ortak örgütlenmelere gitmenin zeminini yaratmak gerekmektedir. Kürt sorununu halklar›n kardeflli¤i ve demokratik birlik temelinde çözme anlay›fl›m›z›n gere¤i bölge halklar›yla demokratik hareketler yaratmak gerekmektedir. Bunu günlük ve taktik bir olgu olarak de¤il de stratejik bir yaklafl›m olarak ele almak ve gereklerini yerine getirmek önemli bir çal›fl-


May›s 2009 SERXWEBÛN

33 Abdullah Öcalan

ne te we .c om

Demokratik çözüm yönünde ad›mlar at›l›rsa iki halk kardeflfllleflfliir

man olmamas› için elimden gelen çabay› Halklar›n birbirlerine düflflm “H gösterdim. Türkiye’de bu çabay› gösteren yok. Türkiye’de demokrasi çerçevesinde politika geliflflttirecek siyasi bir irade yok. AKP’de de hiçbir siyasi irade yok. Bunlar neden anlam›yorlar? Kürtler olmadan Türkiye kaybeder. Kürtler olmadan Türkiye nefes dahi alamaz. Yavuz Selim’i bile örnek alsalar bu iflflii çözebilirler”

ratik siyaset hareketidir. Tabii ki, yap›lan bu operasyon demokratik siyasetin tasfiyesine yöneliktir. PKK bunlar› nas›l de¤erlendiriyor? E¤er böyle de¤erlendiriliyorsa, do¤rudur.

Türkiye Suriye ve ‹ran iliflflkkileri geliflfliiyor

Türkiye, Suriye ile iliflkilerini gelifltiriyor, flört yap›yor, ortak tatbikat yap›yor. ‹ran ile iliflkilerini gelifltirmeye çal›fl›yor. Ermenistan’la aralar›n› düzeltmeye çal›fl›yor. Amerika’n›n bölgeden çekilmesi sonras›nda ‹ran ve Suriye ile birlikte Kürtlerin üzerine gitmeyi planl›yor. Bu devletlerle birlikte Kürtleri ezebileceklerini düflünüyor. DTP’ye iliflkin bu tutuklamalar› da buna bir haz›rl›k olarak yap›yor. Siz neden anlam›yorsunuz. Siz derken, DTP de dâhil herkesi kastediyorum. Çok dar bir politik alg›lay›fl›n›z var. Ben sizi anlam›yorum. Erbakan da ‹ran’a gidiyor. ‹ran’la yeni iliflkiler gelifltiriyor. Amerika sonras› oluflacak bofllu¤u herkes kendine göre politika gelifltirerek doldurmaya çal›fl›yor. Burada herkes flunu bilmeli ki, bölgede yeni bir Hizbullah örgütlenmesi do¤uyor, böyle bir örgütlenme yaratacaklar. ‹ran güvenlik zirvesini de toplad›¤›na göre yeni bir derin örgütlenmeye haz›rl›k yap›yor. Derin bir örgütlenmeyi devreye sokacaklar. Yeni bir Hizbullah oluflturacaklar. ‹ran bu konuda çok korkunçtur. Derin bir tarihi tecrübeye

ww

w.

KCK örgütlemesini ben daha önce mahkemeye de yazd›m. Farkl› bir fley yok. Mahkemeye sundu¤um savunmada-124 Sayfal›k verilmeyen savunma- KCK’ye yönelik ne ifade ettiysem, ne dile getirmiflsem burada da KCK’yi o çerçevede ele ald›m. KCK için buraya Mudanya’dan bir savc› da geldi. KCK sistemiyle ilgili görüflüme baflvurdular. Yeni de¤il, çok eskiden gelmiflti. Savc›ya da KCK sistemini anlatt›m. KCK meflrudur, savunulmal›d›r. Tutuklananlar da KCK sistemini sahiplenebilirler. Bu çerçevede savunma da yapabilirler. KCK, öyle bir örgüt de¤ildir. Siyasi alanda bir örgütlenme tarz›d›r. KCK Kürtçe bir kavramd›r. Türkçesi, Demokratik Siyaset Yönetimi’dir. KCK, Kürdistan’da demokratik yönetimin di¤er bir ad›d›r. Bu örgüt olarak ele al›nmamal›. Onlar (savc›lar) örgüt olarak ele alm›fllar. Böyle de¤erlendirmifl olabilirler ancak ben daha önce mahkemede de bunun ne anlama geldi¤ini ifade etmifltim. Burada da, bu çerçevede KCK ile ilgili aç›klamalar yapt›m. KCK, sivil toplum örgütlerinin bir çeflit demokratikleflmesidir. Kürtlerin sivil toplum ve birçok alanda örgütlenmesinin biçimidir. Buna demokratik komünalite de denilebilir. Farkl› kavramlar kullan›labilir. Kürtlerin demokratik siyaseti yürütümüdür. Siz bunun anlam›n› anlatmal›s›n›z. Bunu anlatamad›n›z, Türkiye’deki demokratik kurumlar da bunu anlamad› ve anlatamad›lar. KCK, demok-

sahiptir. Bu konuda çok yetkindir, geliflmifltir. ‹ran bundan sonra Lübnan’la iliflkilerini daha da gelifltirecek. Lübnan Hizbullah’›n› daha da geniflletecek. Afganistan’a da a¤›rl›k verecek, Afganistan’la iliflkilerini daha da gelifltirecek. Suriye ve Pakistan’la ve di¤er devletlerle Rusya’yla hatta Çin’le iliflkilerini daha da gelifltirecek. Buradan Türkiye Baflbakan›’na, yetkililerine sesleniyorum. ‹ran, sizi oyuna getiriyor, sizinle oynuyor. Suriye sizinle oynuyor. Öyle ‹ran deyip geçmemek laz›m. ‹ran, bu konuda büyük bir tecrübeye, devlet gelene¤ine sahiptir. Öyle sizin istedi¤iniz tarzda hareket etmez. Türkiye bütün bunlar› göremiyor. Amerika’n›n bölgeden çekilmesinden sonra ‹ran, Suriye ile bir olup Kürtleri ezmeyi planl›yor. Ben Baflbakan’a son bir kez sesleniyorum. Bu oyuna gelmeyin. Bunu baflaramazs›n›z. Bu çok riskli bir yoldur. Bunlar kendilerini çok güçlü hissediyorlar, her fleyi yapabileceklerini san›yorlar. Tutar m›? Tutmaz. Bunu baflaramazs›n›z. Öyle bildik birkaç klasik söylemlerle iflte “ordumuz güçlüdür, silahlar›m›z var” söylemleriyle hareket ediyorlar. Sorunu bu kadar basit görüyorlar. Hay›r, Say›n Baflbakan! Bu ça¤, Ortaça¤ de¤il, Yeniça¤ de¤il, Yak›nça¤ de¤il Yepyeni bir ça¤day›z. Bu yol maceral›d›r. Riskli ve çok tehlikeli bir yoldur. Kürtlere de sesleniyorum. ‹ran’› çok iyi tan›malar› laz›m. ‹ran öyle di¤er devletler gibi de¤il. ‹ran’›n ideoloji-


SERXWEBÛN May›s 2009

ABD ve ‹srail AKP üzerinden ‹ran ise Saadet Partisi üzerinden bölgeye yönelik planlar yap›yor

ww

w.

Kürt bölgesine yönelik yeni planlamalar yap›l›yor. Amerika ve ‹srail, AKP üzerinden; ‹ran ise, Saadet üzerinden bölgeye yönelik planlar yap›yor. Yani burada Amerika’n›n ve ‹ran’›n plan› var. Suriye’nin de plan› var. Say›n Baflbakan, Suriye sizi kullanacak. Say›n Baflbakan, ‹ran sizi kullanacak. ‹ran, kendine göre yeni planlar üzerinde duruyor. Geçmiflte de biliyorsunuz Hizbullah’› devreye soktular. Hizbullah’›n yüzde ellisi J‹TEM, yüzde ellisi ‹ran kaynakl›yd›. ‹ran flimdi çok daha büyü¤ünü devreye sokacak. ‹ran’da Kürt bölgesinin baz› yerlerinde Sümer Rahip Devleti kitab›m›n baz› yerleri de¤ifltirilerek, din karfl›t› gibi gösteriliyormufl. Din karfl›t› gibi gösterilmesi ilginç bir çarp›tmad›r. Bunlar her fleyi yapabilir.

halde. Benim de aç›klamalar›m oldu. Befl ilke dört pratik önerim oldu. Herhalde aç›klamalar›m da etkili olmufltur. Seçim sonuçlar› halk›n demokratik bir tavr›d›r. Çok önemli sonuçlar› olacakt›r. Olumsuz fleyler olsa da siyasi mücadele bundan sonra daha da geliflecektir. Talabani ve Barzani’ye benim bu görüfllerimi iletirsiniz. Bundan sonra Kürtler kendi aralar›nda bir Konferans düzenleyebilirler. En az›ndan Kürtler kendi aralar›nda KNK-KONGRA GEL tarz›nda kendi örgütlenmesini ilan edebilir. Ve ç›kacak örgütlemeden bir temsilcilik oluflturabilirler. Bu temsilcilik Kürtlerin istemlerini, taleplerini

ew e. c

Ben burada Talabani ve Barzani’ye de sesleniyorum. Hatta bu kendilerine mektup fleklinde yaz›labilinir. Bunlar (Türkiye-Suriye-‹ran) Amerika’n›n çekilmesinden sonra ilk f›rsatta size de yönelecekler. Bunu göremiyorlar m›? En geç üç y›l içinde size de yönelecekler. Bunlar korkunç faflist katliam planlar›d›r. Katliam planlar›ndan ilkini de Güney’de size yönelik yapacaklar. Bu yüzden Kürtler aras›ndaki birlik önemlidir. Konferans’ta benim befl ilke ve dört pratik önerimi de tart›fls›nlar. Talabani, Barzani bu konuda ne diyorlar? Son yaklafl›mlar› ne? Konferans ertelenmifl. Seçim sonuçlar› planlar› bozdu. Yeniden gözden geçirecekler her-

ne t

si ciddi bir ideolojidir. Kürtlere çok büyük yönelebilirler. Büyük katliamlar yaflanabilir. Kürtlere karfl› ‘bunlar dinsizdir’ deyip, bir fetva ç›kar›p, büyük katliamlar yapabilirler. Dinsizdirler der, dinsiz diye fetva ç›kar›r sald›r›rlar. Korkunç bir ideoloji. Bunlar geçmiflte de yafland›. ‹ran’› iyi tan›mak laz›m. ‹ran’da tek bir solcu b›rakt›lar m›? Tek bir demokrat› b›rakt›lar m›? Hay›r. Hepsine yöneldi ve hepsini yok ettiler. Hobsbawn’› da okudu¤umda ayn› fley görülüyor. Hobsbawn Ortado¤u milliyetçili¤ini ele ald›¤›nda ayn› sonucun, faflizmin ortaya ç›kaca¤›n› tespit ediyor. DTP siyasi dili kullanamaz, demokratik örgütlülüklerini derinlefltiremezse ve ideolojik-siyasi yeterliliklere sahip olamazlarsa DTP’de bu sürecin alt›nda kal›r ve kald› da, daha çok da kal›r. DTP, bu dönemde kapat›labilir. Haz›rl›klar›n› daha da derinlefltirerek yeni bir fleye de gidebilir, e¤er kapat›l›rsa. Ben bu nedenle siyaset akademilerini önemsiyorum. Bunu muhakkak yapmal›lar. Çat› Partisi hususunda da defalarca söylememe ra¤men halen yol al›namad›.

om

34


May›s 2009

SERXWEBÛN Mustafa Kemal, Kürtlerle ittifak yapman›n ne kadar önemli oldu¤unun yeteri kadar bilincindedir. Son Selçuklu hükümdar› Sancar da Kürdistan kelimesini ilk kullanan hükümdard›r. Bunlar hiçbir siyasi politik çözüm gelifltiremiyorlar. Türkiye’de siyasi-ideolojik aç›l›m yok. Bu konuda siyasi-ideolojik darl›k var. Kimse çözüm üretemiyor, bilmiyorlar da. Deniz Baykal, zerre kadar bir fley anlam›yor. Devlet Bahçeli bir fley anlam›yor. AKP de hiçbir fley bilmiyor, çözüm üretemiyor. Kendini Menderes dönemi gibi çok güçlü hissediyor. Menderes de kendisini çok güçlü hissetmiflti ama as›ld›! AKP de kendisini çok güçlü hissediyor ama sizin çözüm için söyleyece¤iniz bir fley yoksa siyasi çözüm üretemiyorsan›z, siyasi-ideolojiniz yoksa sizin de sonunuz Menderes gibi olur. Bunu göremiyorsunuz. Bunlar›n hepsi ittihatç› zihniyetteler. ‹ttihatç›lar bir imparatorlu¤un çökmesine neden oldular. Bunlar da devletin parçalanmas›na neden olacaklar. Salim Derviflo¤lu’nun röportaj›n› okudum. Çok önemli fleyler söylüyor. Salim Derviflo¤lu’nun dili çözümleyicidir, dili çözüm dilidir. Derviflo¤lu k›yamet kopar›yor, çözümün geliflmesini istiyor. Çözümün geliflmemesi halinde tehlikeleri görüyor. Hepsi de yüksek görevlerde bulunmufl insanlar. ‹çlerinde bürokrat, büyükelçi gibi flahsiyetler var. Bu bilge adamlar ifli biliyor, iyi anl›yor. Bunlar›n anlamas› önemlidir. Peki, Erdo¤an anl›yor mu? Hay›r anlam›yor. Ordunun bile flu an durdu¤u noktay› görseler, ordunun çözüm önünde engel olmad›¤› bu dönemde çözüm gelifltirseler, yol kat edilebilir. Hilmi Özkök, ‘siyaset rolünü oynamal›d›r’ diyordu. Buradan flunu anlamak laz›m: Siyaset çözüm üretemiyor. Siyasi irade yok. ‹lker Baflbu¤ da benzer flekilde ‘siyaset rolünü oynamal›d›r’ diyor. Ancak siyasilerin hiç biri çözüm üretemiyor. ‹nisiyatif al›p çözüm için ad›m atm›yor. Hepsinde bir körlük var, siyasi körlük var. Günlük olarak ayakta kalman›n hesaplar›n› yap›yorlar. ‹ktidar›n etraf›nda dolan›yorlar, köfle bafllar›n› tutmakla meflguller. Bununla bir devleti yöneteceklerini san›yorlar. Evet, AKP sadece para ve iktidarla meflgul. Ergenekon meselesinde de

durum epey kar›fl›k. Kimin Ergenekon kimin Kemalist oldu¤u belli de¤il. ‹flin içinde Amerika, Rusya, ‹ngiltere, ‹srail var. Kemalistler de zor durumda. Kimin kimi ne kadar destekledi¤i belli de¤il. Ben bugünkü durum 1920’lere benziyor deyince bunu kastediyorum. Erdo¤an bunlar› çok iyi bilmiyor. Siz bunlara güvenip ifl yaparsan›z, ipin ucunun nereye gidece¤ini kestiremezsiniz. Siz kendinizi güçlü hissediyorsunuz ama Amerika’n›n size karfl› baz› fleyleri kullanmayaca¤›, baz› güçleri kullanmayaca¤›, yönlendirmeyece¤i ne malum! ‹flte Çömez onlar ‹ngiltere’de, Dalan onlar Amerika’da. Amerika yeni tezgâhlar oluflturabilir. Bunlar› AKP’ye karfl› kullanabilirler. Diyor ki, ‘AKP’nin içinde de 60-70 Ergenekon yanl›s› milletvekili var. ‹pin bir ucu senin partinin içine uzanm›fl. ‹flin içinden ç›kamazs›n. Sen tam kontrol edemezsin, bir ucu d›flar›da. Herkesin farkl› plan› var. Mesela Urfa bölgesinde ‹srail AKP üzerinden, Araplar da Saadet üzerinden bölgede güç kazan›yor. Farkl› bir politika yürütüyor. Bunlarda para çok, asl›nda bunlar›n Urfa üzerinde çok ciddi hesaplar›, tehlikeli oyunlar› var. ‹srail için Kudüs neyse Araplar için de Urfa öyledir. Dikkat edin burada Türkler ve Kürtler yok. Herkes var ama Kürtler ve Türkler yok. Ben bu nedenle tarihe bakal›m diyorum. ‹ran-fiii ideolojisini de beraber durdural›m diyorum.

ne te we .c om

ortaya koyar, devletlerle bunu konuflur. Bunu durumun aciliyetini bildi¤im için söylüyorum. Geliflebilecek katliamlara karfl› flimdiden bunlar› dile getiriyorum. Talabani ve Barzani de asl›nda bu durumu en iyi bilenlerdendir. Ulusal birli¤in olmamas› halinde Filistinliler üzerinde uygulanan katliamlar›n çok daha afl›r›s›n› Kürtler üzerinde uygulama planlar› yap›l›yor. Kürtlerin kendi aralar›nda birli¤i flimdiden sa¤lamalar› gerekiyor. Ayn› flekilde Araplar da Kürtlere yönelecekler. Katliamlar› geçmiflten daha ac›mas›z olacak. Verilen fetvalarla Kürtleri bo¤azlayacaklar. Dinsizdir deyip fetva verirler veya baflka bir flekilde fetva verirler. Araplar›n yönelimi de korkunç olur. Bunu en iyi Barzani, Talabani bilir. Halepçe küçük bir örnektir. Çok daha büyü¤ünü yapabilirler. Bunu görsünler. Bunun için sesleniyorum.

35

Türkiye’de siyasi bir irade yok

ww

w.

Ben bugüne kadar elimden gelen her fleyi yapt›m. Halklar›n birbirlerine girmemesi için, düflman olmamas› için elimden gelen çabay› gösterdim. Türkiye’de bu çabay› gösteren yok. Türkiye’de demokrasi çerçevesinde politika gelifltirecek siyasi bir irade yok. AKP’de de hiçbir siyasi irade yok. Bunlar neden anlam›yorlar? Kürtler olmadan Türkiye kaybeder. Kürtler olmadan Türkiye nefes dahi alamaz. Bu tarihi de mi bilmiyorlar? Yavuz Selim’i bile örnek alsalar bu ifli çözebilirler. Alparslan, Anadolu’ya hâkim olmadan önce Kürtlere ihtiyaç oldu¤unu, Kürtlerle ittifak ihtiyac›n› biliyordu. Anadolu’ya yapaca¤› seferin karar›n› Silvan’da ald›lar. Oradan Ahlat’a gittiler. Ahlat’tan da Kürtlerle beraber harekete geçtiler. Yavuz Selim de ‹dris-i Bitlisi’ye mühürlü bofl sayfalar gönderdi. O’na “siz kendi aran›zda bir yönetici seçin, iki krall›k olufltural›m” diyordu. Yavuz Selim, Kürtlerle ittifak yapman›n önemini çok iyi biliyordu. Kürtlerle ittifak yapt›ktan sonra Safeviler’e karfl› savafla girdi. Mustafa Kemal de, “Ey Kürtler” diye mektup yaz›yor. Kürtlere; “Kürdistan’›n varl›¤› bizimle ittifak yapmakla sa¤lanabilir” diyor.

Siyasi diyalog ve çözümün yolu vard›r ‹lker Baflbu¤ konuflurken bir yan›nda K›vr›ko¤lu bir yan›nda da Karaday›’n›n oturmas›n›n bir mesaj› oldu¤unu düflünüyorum. Benim flahsi yorumum fludur; K›vr›ko¤lu ve Karaday› bir yönüyle Amerika’ya mesaj veriyor. ‘Biz çözümü Amerika’da, flurada burada de¤il, kendi içimizde ar›yoruz’ mesaj› veriyor. Planlara dâhil olmad›klar› mesaj›n› veriyorlar. Yine flahsi fikrimce bunlar Ergenekon yap›lanmas›n›n d›fl›nda olduklar› mesaj›n› da veriyorlar. Karaday› döne-


SERXWEBÛN May›s 2009

ler. Benim devletle iflim yok. Bana devlet kurma imkân› verilse bile ben devlet kurmam. Devletle iflim olmaz. Ben yine de bu bir ay içerisinde istenirse çözüm yönünde baz› geliflmeler olabilir, diyorum. Ümitsiz de¤ilim. Bu sorun günceldir, yak›c›d›r. Tedirginim ama baz› olumlu fleyler de umar›m geliflir. Bundan sonra Türkiye’de ya demokrasi geliflir ya da faflizm geliflir. Ortas› olmaz demokratik çözüm yönünde ad›mlar at›l›rsa iki halk kardeflleflir.

Siyasi ideolojik alg›n›z yoksa hiçbir flfleeyi çözemezsiniz

DTP, siyasi-ideolojik yönünü çok gelifltirmelidir. Ben defalarca Akademilerin kurulmas› gerekti¤ini söylemifltim. DTP kendini kand›rmas›n. Bunlar› bir an önce yapmal›d›r. Bunu neden anlam›yorsunuz? Siyasi-ideolojik alg›n›z yoksa hiçbir fleyi çözemezsiniz, hiçbir fleyiniz yok demektir. Kendinizi çok iyi gelifltirmeniz gerekiyor. Çözüme iliflkin politika gelifltirebilmeniz gerekiyor. Siyasi-ideolojik gücünüzü tamamlaman›z gerekiyor. Söylem gücünüzü muazzam gelifltirmeniz gerekir. Sözleriniz kurflun gibi tesir edebilmelidir. Konufltu¤unuz zaman sözlerinizin, kelimelerinizin anlam› olmal›. Dakikada binlerce fley söyleyebilmelisiniz. Siyasi-ideolojik alg›n›z yoksa hiçbir fleyi çözemezsiniz, hiçbir fley yapamazs›n›z. Akademiyi de dergi’yi de bunun için söyle-

w.

ww

dim. Siyasi-ideolojik çözümlemeniz geliflmemiflse ekonominiz de geliflmez. Kendinizi de koruyamazs›n›z. Eflinizi ve çocuklar›n›z› bile koruyamazs›n›z. Ben sizi anlam›yorum. Ben siyasi-ideolojik alg›lay›fl›m› çok gelifltirdim. ‹deoloji nedir, siyasal teori nedir, bunlar› çok iyi biliyorum. Kendimi muazzam gelifltirdim. Her konuda çözüm gücümü çok gelifltirdim. ‹nsanl›¤›, dünyay› avucumda tutuyorum. Her konuda de¤erlendirme yapabilecek güçteyim, derinleflebiliyorum. Ekonomi konusunda da kendi geçimimi de yapabilirim. fiu an kap›dan d›flar›ya ç›ksam, beni d›flar›ya ç›karsalar kendi geçimimi kendim sa¤layabilirim, milyonlarca para kazanabilirim. Buna gücüm var. Çünkü bunun nas›l oldu¤unu biliyorum. Bu vesileyle bir an›m› da size anlatay›m. Bana burada bir yetkili, bir an›m› hat›rlatt›, sordu; “senin baban, sana ‘senin aln›nda zafer iflareti var’ demifl, do¤ru mu?” dedi. Ben hayret ettim, bu an›m› nerden biliyor diye. Hâlbuki ben onu sadece bir yerde anlatt›¤›m› hat›rl›yorum. Pek bir yerde de anlatmad›m. Nerden biliyor, hayret ettim. Hat›rl›yorum bir keresinde küçükken f›st›klar›n orada çok çal›flm›flt›k babamla oturmufltuk. Herhalde çok iyi çal›flm›fl›m, babam, çal›flmam› çok be¤enmifl olacak ki elini aln›ma koyarak bana; “senin aln›nda zafer var” demiflti. Ben, köyde çal›fl›rken de çok iyi çal›fl›yordum. Her ifle koflturuyordum. Her ifli çok da iyi yap›yordum. Zeytin, f›st›kta çal›flt›m. Yolma yap›yorduk. Bütün bu iflleri de gayet iyi yap›yordum. Herhalde bunun için, bunu gördü¤ü için söylemiflti. DTP de demokratik belediyecili¤i gelifltirebilir. Buna de¤inece¤imi söylemifltim. Yeri geldikçe de¤inirim. Belediyelerle ilgili, kentlerin nas›l kuruldu¤una, ifllevine iliflkin savunmalar›mda çok detayl› bahsettim. Belediyecilikte her fley para demek de¤ildir. Bütün kararlara halk dâhil edilmelidir. Halk belediyenin kararlar›na ve çal›flmalar›na dâhil edilerek çal›flmalar, projeler yap›lmal›d›r. Belediyeler siyasi-ideolojik anlamda kendilerini gelifltirsinler. Halkla da ancak bu fle-

ew e. c

Çat›flflm malar ve operasyonlar “Ç için derin ac› duyuyorum. Diyalog ve çözüm yolu varken bu kadar operasyonlar›n yap›lmas›n› anlam›yorum. Neden bu kadar operasyon yap›l›yor? Bunu anlamak laz›m, AKP’nin de bunu iyi anlamas› laz›m. Operasyonlar›n yap›lmas› demek, sorunun askeri yöne havale edilmesi demek”

ne t

minde ordudan bana bilgi notu geldi. K›vr›ko¤lu döneminde de temsilcisi buraya geldi, benimle görüfltü. Bir fleyler yapmak istiyordu ama Ergenekon onu tutuyordu. Ergenekon’un gücünü bildi¤i için çekiniyordu. Yine de bir fleyler yapmak istedi ama MHP, K›vr›ko¤lu’nu engelledi. Ecevit’i de engellediler. Hatta Ecevit’in ölmedi¤i, öldürüldü¤ü söyleniyor. Ben, kendi içimizde demokratik bir çözüm bulal›m diyorum. Siyasi diyalogun ve kanal›n aç›lmas› laz›m. Bunun yolu vard›r. PKK ‘1 Haziran’a kadar süre var’ diyor. Bugün Lice’de de patlama olmufl. Bir ay sonra ne olaca¤› belli de¤il. Benim kontrolümde de de¤il. Baz› fleyleri engelleyemeyebilirim. Ç›lg›nca fleyler bile olabilir. Ben bunlar›n önüne geçmek istiyorum. Bunu ‘90’lardan beri söylüyorum. Ben tarihe not düflmek ad›na söylüyorum. Sonra ‘Apo söylemedi’ denilmesin istiyorum. Siyasi diyalog ve çözümün yolu vard›r. Bunun için Ahmet Türk ile görüflebilirler. Benimle de görüflebilirler. Ben, ille de Baflbakan gelsin de demiyorum, bir temsilcisini de gönderebilir. Bunlar konuflulur, baz› ilkeler üzerinden konuflulur, anlafl›l›r. Buna göre de pratik önlemler al›nabilir. Biz de pratik önlemleri al›r›z, alabiliriz. Bu çat›flmalar ve operasyonlar için de derin ac› duyuyorum, üzülüyorum. Ben ölümlerin önüne geçmeye çal›fl›yorum. Diyalog ve çözüm yolu varken bu kadar operasyonlar›n yap›lmas›n› anlam›yorum. Neden bu kadar operasyon yap›l›yor? Bunu anlamak laz›m, AKP’nin de bunu iyi anlamas› laz›m, operasyonlar›n yap›lmas› demek, sorunun askeri yöne havale edilmesi demek. Operasyonlar›n yap›lmas› demek HPG’nin inisiyatif almas› demektir. Her iki taraf da karfl›l›kl› birbirlerine sald›r›rlarsa her iki tarafta da silah›n dili geliflir. Ben de bunun önüne geçemem. Herkes bundan kaybeder. Siyaset ve çözüm geliflemez. Biz, çözüm geliflsin diyoruz. Ben flimdiye kadar sürekli somut çözümler, öneriler sundum. Söylediklerimi uygulas›nlar, bir denesinler e¤er çözüm olmazsa o zaman gelip beni imha etsin-

om

36


May›s 2009

SERXWEBÛN celerini merak etti¤imi ve önemsedi¤imin belirtilmesi iyi olur.

Politika asla bilgisiz ve teorisiz olamaz

KCK demokratik çal›flmad›r. Bu çal›flma yasa ve anayasalara ayk›r› de¤ildir. Benim KCK sistemim, demokratik yasal bir örgütlenmedir, yap›lanmad›r. Kürtlerin demokratik örgütlenmesidir. KCK, demokrasinin oturtulmas›d›r. KCK bir örgüt ya da bir örgütün yan ürünü de¤ildir. Kaç defa söyledim, anayasal ve yasal çerçeveleri dikkatlice incelenmelidir diye. DTP benim KCK sistemimi yasal hale getirmede yetersiz kald›. Çal›flm›yor demiyorum onlara, iyi niyetlidirler, kendilerince bir fleyler yapmaya çal›fl›yorlar ama bu yeterli de¤il. Siyaset teori gerektirir. Güçlü bir teori yap›ld›ktan sonra en güçlü bir irade ile pratikleflir. Teori olmadan pratik olmaz. Bunu beceremezseniz sizi havada kaparlar, Yar› yolda kal›rs›n›z, sizin bafl›n›za çorap örerler. Bu örülen çorab› y›rtabilmeniz için güçlü bir siyasal teoriye sahip olmak gerekir. Siyasette teori, bilgiyi; bilgi gücü getirir. DTP bunu beceremedi. Politika asla bilgisiz ve teorisiz olamaz, alt› bofl kal›r. Bafltan bütün üyelere kadar politik e¤itimin olmas› gerekir. Demokratik Siyaset Akademisi’ni daha önce söylemifltim, bunun için önermifltim. DTP’de bu baflar›lamad› flimdiye kadar. Bu bir e¤itim iflidir. Ben asl›nda k›z›yorum. Ben k›z›yorum derken bunu oturtamad›lar, yani bu önerimi AKP hayata geçirdi ama DTP geçiremedi. Demokrasi iyi anlafl›lmal›d›r. Demokrasi bir bilinç iflidir, bir kültürdür. Ben bunun için demokratik siyaset akademilerini önemsiyorum. ABD ve ‹ngiltere bunu çok iyi uygulad›klar› için baflar›l› oldular, ilerideler. Baflar›lar› demokrasiyi uygulama güçlerinden yat›yor.

ne te we .c om

kilde bütünleflilebilir. Halk da kendi kentini, oturdu¤u yeri güzellefltirmek için çal›flmalara kat›labilmelidir. DTP’nin Kürt siyasi mücadelesinde yer alan herkese ça¤r›da bulunarak yeni dönemde sorumluluk almalar›n› istemeleri do¤ru bir fleydir. Hatta Elçi onlar bile gelebilirdi. Bu yeni dönemde herkes yer almal›d›r. Bu önemlidir. Radyoyu zorlukla dinleyebiliyorum. Haber özetlerini dinliyorum. Ben Günlük Gazetesi’nden bir adet ald›m. Wallerstein’in röportaj›n›n bir bölümünü okudum. Wallerstein Türkiye’ye gelmifl. Türkiye’ye geldi¤i bana söylenmedi, önemliydi. Okumad›¤›m di¤er bölümünde ne diyor? Kriz, devrevi krizlerden bahseden bölümü okudum, onun d›fl›nda bizimle ilgili bir fleyler söylüyor mu? O’na selamlar›m› söyleyin. Beni takip ediyor. O’na yeni savunmam›n ‹ngilizcesini vermek iyi olur. O’na benim ad›ma selamlar›m› da ileten bir mektup yaz›labilinir. Ve benim ad›ma ona flu sorulabilinir: Kendisinin çok önemli ve dünya için gelifltirdi¤i befl yüz y›ll›k kapitalist dünya sistemini bir de befl bin y›ll›k Mezopotamya-Sümer medeniyeti aç›s›ndan da de¤erlendirirse nas›l bir sonuç ortaya ç›kar? Bir de bu aç›dan de¤erlendirsin. Bu konudaki düflüncesini merak ediyorum. San›yorum çok ilginç olacak. Buna iliflkin görüfllerini uzun bir metin veya k›sa bir makale olarak yaz›p bana gönderirse çok memnun olurum. Kendisine bu konudaki düflün-

37

ww

w.

Kürt Konferans›yla ilgili olarak daha önce befl ilke flart› ve dört pratik öneri sunmufltum, tart›fl›l›yor mu? Bunlar› tekrarlamayaca¤›m, biliniyor. Toplanacak Kürt Konferans›nda bu flart ve önerilerim çerçevesinde de¤erlendirme yap›lmal›d›r. Kürt Konferans›’na ‹ran, Suriye, Türkiye, Irak’taki tüm kesimler kat›labilir, çözüm üretebilirler. Konferans›n genifl kat›l›ml› olmas›nda büyük fayda vard›r. Ahmedinejad önümüzdeki günlerde hangi amaçla Suriye’ye gidiyor, bas›na yans›yan bir fley var m›? Amac›n› biliyorum. ‹ran’› biliyorum; Türkiye’yi kullan›yor, PKK’ye karfl› yirmi bin kiflilik operasyonlar yap›yor. Suriye’yi de kullanmak, Beflar Esat’› yan›na almak istiyor. Ama Beflar Esat’›n pek destek verece¤ini sanm›yorum, belki k›smen olabilir ama Beflar Esat onlar ak›ll›d›r bunu fazla ileriye götürmez. Türkiye, Suriye ile ortak tatbikat yaparak, Sadr’› buraya getirerek, Putin’le görüflerek, AB deste¤iyle, arkas›na da Obama’y› alarak, beni de buraya t›kayarak, iflte biz operasyon yapt›k, bitirdik, baflard›k diyor. Bu kadar kolay m›? Bu politikalarla baflarmak mümkün de¤il. Bu flekilde Kürt sorununu çözemezler.

Vicdan sahibi olsayd›n›z bu insanlara silah vermezdiniz Mardin olay› koruculuk sisteminin ürünüdür. Bu sistem derhal gözden geçirilmelidir. Bu sistemle, devletin silah›yla bu zavall› köylüleri fliddet makinesine çevirip, vahflilefltirdiler. Yüz bin katil ortaya ç›kard›lar, ortal›kta dolafl›yorlar. Sorumlu ne ölenler ne de öldürenlerdir. Burada ilan edi-


SERXWEBÛN May›s 2009 c›lar nerede? Bu konuyu sadece biraz Taraf Gazetesi iflledi.

Namus kesinlikle cinsellik de¤ildir

w.

ww

y›nca kendisini da¤lardan afla¤› att›. As›l aflk budur. Kendi halk› ve ülkesi için çaba ve emek içermeyen bir aflk ve sevgi anlam ifade etmez. Befl bin y›ll›k erkek egemen kültürünü savunmalar›mda çok genifl açm›flt›m. E¤er öz bilinç geliflmezse ve güçlü irade olmazsa erkek egemen kültürün tecavüzünden kurtulamazlar. Özel evler genel evler fark etmez, hepsi tecavüz evleridirler. Kad›nlara sesleniyorum, öz bilinçlerini gelifltirsinler ve özgürlükleri için çal›fls›nlar. Biz, erkek egemen kültürün y›k›lmas› konusunda k›smen baflar›l› olduk. ‹flte belediye baflkan› da oldular, milletvekili de oldular, umar›m baflar›l› olurlar. Bunun için demokratik belediyecilik iflleyiflinden bahsetmifltim. Halen tam anlamad›klar›n› da biliyorum, inflallah baflar›l› olurlar.

ew e. c

Mardin olay›, bir yönüyle de kad›n tecavüzü olay›d›r, bas›nda bu katliamdan önce yaflanan bir tecavüzden, bir k›z›n i¤falinden de bahsediliyor. Kad›nlara sesleniyorum; kad›nlar öz bilinç ve güçlü irade ile kendilerini koruyabilirler. Ben, yedi yafl›ndan beri kad›n sorunuyla ilgileniyorum. Hatta bana kad›n düflkünü dediler! Saflar›m›za kat›lan kad›nlarla ilgilendim, hatta onlara bu mücadelenin zor oldu¤unu, yapam›yorsan›z kat›lmay›n dedim. Benimle yol alan kad›nlarla ilgilendim, top oynad›m, yüzdüm. Ben kad›nlara befl bin y›ll›k erkek egemen kültürünün k›r›lmas›n›n kolay olmad›¤›n›, derinlikli bir mücadele gerektirdi¤ini hep anlatt›m. Ben olmasayd›m, benim etki gücüm olmasayd›, kad›nlar› bilinçlendirmeseydim orda da tecavüzler olabilirdi. Ben bir yere kadar onlar› korudum ve kollad›m ancak en çok onlar kendilerine sahip ç›kmal›, kendilerini koruyabilmelidirler. Ben buraya geldikten sonra Nizamettin, Osman gibiler aflk maflk diyerek kad›nlar›, birbirlerini kaç›rd›lar ve tecavüze u¤rad›lar, “piçleri” de oldu. Bunu yapan kad›n orospudur, erkekse alçakt›r, flerefsizdir. O bir zavall›d›r, ben i¤reniyorum. Ben asl›nda ac›yorum. Bunlar›n bir maafllar› da yok. Irakl›lar da onlara bakamaz. Namus kesinlikle cinsellik de¤ildir. Namus, öz bilinç ve güçlü iradedir. Kendinize, ruhunuza ve bedeninize sahip ç›k›n. Kapitalist aflk iliflkisinde emek yoktur, gerçek sevgi, aflk yoktur. Sevgi, aflk, emek ister. Ferhat ile fiirin buna örnektir. Orda Kandil bölgesinde olan bir olayd›r. Tarihsel bir olayd›r. Ferhat, fiirin’e ulaflmak için, aflk› için bin bir emek vererek, eziyet çekerek da¤lar› deler. Hatta aflk› için ‹ran fiah›’n›n egemenli¤ini ve iktidar›n› y›kmas› gerekiyordu. Bunu baflaramay›nca, ‹ran iktidar›n› y›kama-

ne t

yorum; bunun sorumlusu bunlar›n eline silah verenlerdir, bu da Hükümettir. Cahilin eline silah (yetki) verirsen ya adam öldürür ya da kad›n kaç›r›r. Cahilin eline silah vermezsen adam öldürmeyi bilmez, adam öldürmeyi bofl ver bir sinek dahi öldüremez. Ben o köylüleri biliyorum, karakol deste¤i olmazsa bir sine¤i dahi öldüremezler. Bas›nda iflte çoluk çocuk öldürüp PKK’ye mal etmeyi düflünüyorlard› deniliyor de¤il mi? Bunlardan iki kifliyi de PKK içine s›zd›rarak da bu katliam› yapt›rm›fl olabilirlerdi. O zaman da bu katliam› PKK mi yapm›fl olacakt›! Daha önce de Mardin Peçenek’te çocuk, kad›n katliam› yapt›lar. Bunu da bize mal etmifllerdi. PKK’ye s›zd›r›lan Hogir ismini de sonradan ö¤rendim Cemil Ifl›k bunu yapm›flt›. Cemil Ifl›k’›n Ergenekon s›zmas› oldu¤u bugün ortaya ç›km›flt›r. Ayn› flekilde Kör Cemal, fi›rnakl› Metin ve fiemdin dörtlü çete vard›. Bunlar beni de öldürmeye çal›flt›lar ama önce yetkilerimi alarak bunu yapmaya çal›flt›lar. Ben k›l pay› kurtuldum. Bunlar kendilerine ekmek veren köylüleri dahi öldürdüler. Bu son olayda da görüldü¤ü gibi bunu yapan biz de¤il, Ergenekon’dur. Ergenekon yapm›flt›r. Bilindi¤i gibi 33 asker olay›, Bahtiyar Ayd›n’›n öldürülmesi, R›dvan Özden olay› var. Ve Mufl-Lice-Kulp üçgeninde yaflananlardan daha önce de bahsetmifltim. Bu iflleri de bize mallettiler, bizimle ilgisi olmad›¤› a盤a ç›km›flt›r. Bas›ndan duydu¤um kadar›yla Erdo¤an, bunu yapanlar için vicdan sahibi de¤iller demifl. Vicdan sahibi olsayd›n›z bu insanlara silah vermezdiniz; “sen nerde vicdan nerde?” Baflta Hürriyet Gazetesi olmak üzere Ertu¤rul Özkök, bana iftira etti, beni “bebek katili” ilan etti! Yaflanan durumlar görülüyor, bugün bir bir a盤a ç›k›yor. Tüm bu kad›n çocuk katliamlar›n› yapanlar devletin bir yap›lanmas›d›r. Avukatlar›m benim ad›ma bunlar› anlatmal›. Bu konuda benim ad›ma Ertu¤rul Özkök’e mektup yaz›labilir. E¤er Ertu¤rul Özkök sözünü geri almazsa ben burada onu müfteri ilan ederim. Ayd›nlar nerede, roman-

om

38

Kürt sorununu kendi aram›zda çözmemiz gerekiyor

Cumhurbaflkan› Say›n Abdullah Gül daha önce ‘herkes üstüne düflen sorumlulu¤unun gere¤ini yerine getirmelidir’ demiflti. Bu benimle ilgilidir. Ben bu mesaj› do¤ru alg›l›yorum ve sorumlu davran›yorum. Ben hep tek tarafl› yapmaya çal›flt›m. Politika tek tarafl› olmaz. Politika çift tarafl›d›r, en az iki tarafl›d›r. Politika müzakeredir. Beni hep tek b›rakt›lar. Daha önce Ecevit’in temsilcisi oldu¤unu söyleyenler gelmiflti. Asker ve siviller gelmiflti. O zaman ben demokratik çözümü kabul etmifltim. Ama onlar› uyarm›flt›m. Demokrasi ciddi bir ifltir, ciddi olunmal›d›r. Ben onlara bunun gere¤ini yapamazsan›z afl›l›rs›n›z demifltim. Demokrasi oyuna gelmez. Hatta baz› il’ler için bana bir fleyler söylediler. Ben, hele sizi bir görelim, dedim. Demokrasi çift tarafl› bir ifltir, u¤rafl gerektirir, ciddi bir ifltir, beni oyuna getiremezsiniz, bunun gere¤ini yapmazsan›z siz kaybedersiniz. 2002’den beri bu kesildi. Bu hükümet hiçbir fley yapmad›. 2002’den sonra bunu tek bafl›ma götürdüm. Çeflitli kesimler, dolayl› olarak sorunun çözümü için, hangi çözüm paketine sa-


May›s 2009

SERXWEBÛN diyalog ve çözüm yolunu açmazsa ben diyece¤im Ergenekon’u baflka bir yerde aramay›n, Ergenekon’un ta kendisi AKP’dir. 2002’den beri Kürt sorunun çözümü konusunda AKP, oyal›yor, bir fley yapm›yor. Ben buradan bir kez daha Hükümete sesleniyorum; diyalog ve çözüm yolunu açmal›d›r. 1 Haziran’dan sonra akacak tek damla kan›n sorumlusu ben de¤ilim, AKP sorumlu olacakt›r. Lice’de yaflanan olayda 9 asker, bir asker de baflka yerde toplam on asker öldü. Bunu kontrol etmek kolay de¤ildir. Ahmet Türk tek bafl›na hâkim olamaz. Murat Karay›lan tek bafl›na Kandil’de hâkim olamaz. Ben burada bu halimle, bu konumumla tam yapamam, kimse tam yapamaz. PKK’de otonom yap›lar vard›r. Demokratik çözüm olmad› m›, savunmalar› konusunda bu yap›lar bildi¤ini uygularlar. Birkaç PKK ç›kar, bir fley yapamazs›n›z.

E¤er 1 Haziran’a kadar diyalog “E baflflllamazsa PKK de üç seçenek iflflller. Birincisi pasif savunma, ki flfliimdiki durum budur. ‹kincisi aktif savunma. Yani planl› ve düzenli eylemler. PKK’de aktif savunmad›r. Üçüncüsü topyekûn direniflflttir. Bugün DTP’ye yönelik tutuklama ve bask›lar benzeri üst boyuta ç›karsa bu durumda topyekûn direnifl gerçekleflfliir”

ne te we .c om

hip oldu¤umuzu ö¤renmek istiyorlar. Hem devlet kesimi hem de PKK’den, Kürt çevrelerinden. Bu konuda sorumlulu¤um gere¤i çözüm paketim vard›r. Üzerine çal›fl›yorum. E¤er Haziran’›n bafl›na kadar Devletin yani Hükümetin temsilcisi gelirse aç›klayabilirim. Bu konuda kamuoyuna yans›yan Salim Derviflo¤lu, Hüseyin K›vr›ko¤lu, Karaday›, ‹lter Türkmen’in verdikleri mesajlar› okudum, ak›ll› adamlard›r, ak›ll›ca konufluyorlar. Kürt sorununu d›flar›ya havale etmememiz, bu sorunu kendi aram›zda çözmemiz gerekti¤ini anlam›fllar. Ben de böyle düflünüyorum. Kürt sorununu kendi aram›zda çözmemiz gerekiyor. Do¤ru olan budur.

39

AKP günlük siyaset yap›yor ve s›n›fta kal›yor

Demokratik çözüm ve bar›fl konusunda umutluyum

Sa¤l›¤›m iyi. fiifllikler zaten al›nd›. fiimdilik iyi. Tekrar ç›kar m› bilemiyorum. Zamanla görece¤iz. Ancak vücudumun s›rt bölgesi uzan›nca sanki bat›yor. Özellikle bel k›sm›nda sürekli kafl›nt› var, Doktor, ‘cilt kurulu¤u var’ diyor. Doktor, bunun için ilaç verdi, geçer diyor. Doktora bir sormak gerekir. Ayr›ca flunu da sorun; ilaç içince vücudumda büyük bir gevfleme, kas gevflemesi oluyor. Böyle kalkmakta güçlük çekiyorum. Oturunca zor kalk›yorum. Bu ilaç, Xatral. Yaklafl›k 8-9 ayd›r bu ilac› kullan›yorum. ‹lac› içtikten sonra vücuduma çok etki ediyor. Bir daha sorars›n›z. Bo¤az›mdaki ak›nt› neyse onlar devam ediyor. Yeni bir fley yok. Bafl›mdaki fleyi de görüyorsunuz. Vücudumdaki kafl›nt› devam ediyor, bunun için merhem kullan›yorum, önemli de¤il, iyiyim. Seçimlerde Baflkale de al›nm›flt›, büyük bir ilçe mi, nüfusu ne kadar? Van’da dört ilçe, iki beldenin al›nmas› iyi olmufl. Evet, Van, iyi bir ç›k›fl yapt›. ‹yi geliflme var herhalde. Mufl’ta da herhalde epey bir geliflme var. Evet,

ww

w.

E¤er Hükümet 1 Haziran’a kadar böyle bir diyalog yolunu açmazsa, burada ilan edece¤im. Ben burada kamuya rapor veriyorum. ‹çinde kald›¤›m için biliyorum. Bunu sorumlulu¤um gere¤i yap›yorum. PKK 1 Haziran’a kadar süre vermifl! Ben anl›yorum onlar›. Hasan Cemal’in röportaj›nda da yay›nland›¤› gibi Cemal bunlardan bahsediyor. PKK’yi biliyorum, güçleri vard›r. E¤er 1 Haziran’a kadar diyalog bafllamazsa PKK de üç seçenek ifller. Birincisi pasif savunma -ki flimdiki durum budur. Mesela Cudi’de onlar› kovalamaya çal›fl›yorlar, onlar da saklanmaya çal›fl›yor. ‹kincisi aktif savunma, aktif gerilla savafl›. Yani planl› ve düzenli eylemler PKK’de aktif savunmad›r. Aktif savunmada sald›r› durumuna geçme var. Üçüncüsü topyekûn direnifltir. Bugün DTP’ye yönelik tutuklama ve bask›lar benzeri üst boyuta ç›karsa bu durumda topyekûn direnifl gerçekleflir. CHP ve MHP Ergenekon’un siyasi temsilcileridir. AKP çözüm konusunda hiçbir fley yapmam›flt›r, yapm›yor, günü kurtarmaya çal›fl›yor. Benim gözümde AKP, bir hiçtir, günlük siyaset yap›yor ve s›n›fta kal›yor. Kürt sorunu günlük siyasetle çözülecek bir sorun de¤ildir. E¤er AKP 1 Haziran’a kadar

do¤ru bir çal›flmayla daha fazla yer al›nabilir. Bir sonraki seçimlerde do¤ru bir çal›flmayla silme al›nabilir. Halfeti ve Hilvan’da birtak›m oyunlar oynanm›fl. Asl›nda buralar da al›nabilinirdi, ama vermediler. Urfa’da ne kadar oy oran›? Son seçimlerde hemen hemen her yerde ciddi oy art›fllar› var. Bulan›k, yurtsever bir yerdir. Bulan›k Belediyesi de DTP’nin de¤il mi? Van’› almak bizim için önemliydi. Demokratik belediyecilik anlay›fl› çerçevesinde çal›flmalar›n› sürdürsünler, bu anlay›fl› yerlefltirsinler. Savunmalar›mda da belirtmifltim, ondan da yararlanabilirler, bunlar› kendileri de gelifltirebilirler, kendi fikir ve çabalar›n› da katabilirler. Tekelcili¤e karfl› halk belediyecili¤ini uygularlar. Halk› kats›nlar, halkla beraber yaps›nlar. H. Cemal röportaj› konusunda neler söyleniyor? ‹lginç olan ne var? Cumhurbaflkan›, Baflbakan ve ‹çiflleri bakanl›¤›n›n aç›klamalar›n› radyodan dinledim. ‹smet Berkan’›n Baflbakanla ilgili yazd›klar›n› da. Bunlar yap›l›r, bunlar olacak. ‹lter Türkmen’in görüfllerini biliyorum. Cevat Önefl ne diyor? Kürt sorunundaki bu yaklafl›mlar›n ABD’nin Obama dönemi politikalar›ndan kaynakland›¤›n› söylüyormufl. Yans›mas›d›r. Ordunun yeni geliflim dinamiklerini gördü¤ünü mü söylüyor. Cumhurbaflkan› ve Baflbakan da baz› fleyleri görüyorlar, mesajlar veriyorlar. Ama öyle kolay de¤il. Tabi 60


SERXWEBÛN May›s 2009

Benim geliflflttirmek istedi¤im gerilla savaflfl›› bu de¤ildi

ne t

fi›rnak’ta ve Siirt fiirvan’daki olaylar› HPG üstlenmedi yani. Üstlenmemiflse onlar yapmam›flt›r. Ben bu Maz›da¤› olay›na da biraz de¤inmek istiyorum. Biliniyor, bu olay› yapanlar, bunu PKK’nin üzerine y›kmaya çal›flt›lar. Köyün eski muhtar› ölmeden k›sa bir süre önce, “kimsenin bafl›n› yakmay›n, bu olay› PKK yapmad›” demifltir. Asl›nda PKK’nin üzerine atacaklard› ama beceremediler. Bu olay› yapan devlet içindeki bir kesimdir. Hatta ‹çiflleri Bakan›’n›n da bunu PKK’nin yapmad›¤› yönünde aç›klamas› oldu. Bas›n anlam›yor, töre cinayeti, namus cinayeti, para cinayeti deniliyor. Bas›n da anlam›yor, arka plan›n› göremiyor. Bu namus, töre, para cinayeti ile aç›klanamaz. Bu bir tesadüf de¤ildir, çok bilinçli yap›lan bir fleydir. Bu fliddet ve cinayet kültürü, Ergenekon zihniyeti ve kültürüdür. Baflbakan, Ergenekon zihniyeti ve topluma yayd›¤› fliddet kültürüyle ilgili bir aç›klamas› olmufltu. Ben bu aç›klamay› daha çok önemsiyorum. Bu çok planl› bir cinayettir. Kürtlerde böyle bir töre, namus kültürü yoktur. Kürtler bu flekilde adam öldürmeyi, cinayet ifllemeyi bilmezler. Bu büyük bir katliamd›r. Korucular direktif almadan bir tavuk bile öldüremezler. PKK’de böyle bir fliddet ve cinayet kültürü yoktur. Bu, Ergenekon tarz›d›r. Kesinlikle talimatla ifllenmifltir. Bu süreçte buna benzer olaylar olabilir, dikkat etmek gerekir. Diyarbak›r olay› vard›, Güngören’deki olay vard›. Bunlar da Maz›da¤›’ndaki olayla benzerdir. Bunlar her zaman iki bilinçsiz PKK’liyi de bulup kullanabilirler. Daha önce 1984’te Mardin Peçe-

nek Köyü’nde de benzer bir olay olmufltu. Ergenekon iddianamesinde bu olaylardan k›smen bahsediliyor. Hogir yapm›flt› onu. Tamam, gerilla mücadelesini ben planlad›m, gerillalar› ben gönderdim ama benim gelifltirmek istedi¤im gerilla savafl› bu de¤ildi. Böyle bir eylem yapacaklar›ndan haberim yoktu. Hogir (Cemil Ifl›k) kendi inisiyatifiyle yapm›fl. Cemil Ifl›k’›n Ergenekon s›zmas› oldu¤u Ergenekon iddianamesinde de geçiyor. Cemil Ifl›k (Hogir), Metin (fiahin Baliç), Kör Cemal, fiemdin, daha sonra Çürükkayalar bunlar›n hepsi Ergenekon s›zmas›. Bunlar›n amac› PKK’yi yozlaflt›r›p ele geçirmekti, özellikle Çürükkayalar. Baz›lar› bilinçli olarak baz›lar› da kariyer ve iktidar h›rs›yla yapm›fllard›r. Bu tür kifliliklere büyük menfaatler temin edilmifl. Özellikle kad›n, evlilik, büyük paralar, ameliyat gibi imkânlar da vermifller. fiemdin Sak›k’› bilemiyorum, bilerek mi bilmeyerek mi içinde yer ald›. Kariyer ve iktidar h›rs› gözlerini bürümüfl veya bilinçli olarak s›zd›r›lm›fl kiflilikler, büyük bir emek ve çabayla kurup gelifltirdi¤im PKK’yi ve mücadeleyi yozlaflt›rmaya, ele geçirmeye çal›flt›lar. Bunlar (Ergenekon) bu flekilde PKK’yi yozlaflt›rd›klar›n› ve ele geçirdiklerini san›yorlard›. Öyle olmad›¤›n› görünce de bana yöneldiler, beni ald›lar.

Bugünkü laiklik ilkesi de Mustafa Kemal’e ait de¤ildir

w.

ww

ki’den beri vard›rlar. Bunlar›n tek derdi iktidard›r. Yanl›fl anlafl›lmas›n ben anti Semitist de¤ilim. Osmanl›’da Yahudiler hatta yaln›z Yahudiler de de¤il, Ermeniler, Rumlar, Kürtler, Araplar’dan oluflan bir az›nl›klar sermayesi vard›, bunlar Osmanl› ekonomisine hâkimdi. Bunlar kendi iktidar ve ekonomik ç›karlar› için Türk olmad›klar› halde Türkçülü¤e sar›ld›lar, Türkçülü¤ü gelifltirdiler, Türk olmayan bir Türk burjuvazisi yaratt›lar. Asl›nda bunlar Türk olmayan Türkçü kesimlerdir. Bunlar bu zihniyetle Osmanl›’y› da çözülüfle götürdüler. Biliyorsunuz ittihat terakkiyi kuranlardan ikisi Kürt, biri Arnavut, biri Arap’t›r. ‹lginçtir bunlardan hiç biri Türk de¤il, Türklük ideolojisini oluflturdular. Bunlar bir çeflit süper Türkçülük, Beyaz Türklük yaratt›lar. Hatta bunun içinde Türkmenler de yok, Anadolu Türkü de yok. Bir çeflit devlet Türkü, devlet zümresidirler. Gerçek Türklükle hiçbir alakalar› yoktur. Bunu bir kuflak öncesinden Almanlar denediler. Vard›klar› sonuç Hitler’dir. Bu zihniyet Osmanl›’y› bitirdi, Ermenileri bitirdi, Rumlar› bitirdi, bugün de Kürtleri bitirmek istiyor. Tekeller sermayeyi bir kontrol ediyor ise Ergenekon iki kat kontrol ediyor hatta toplumu on kat daha fazla etkisine ald›lar. Bunlar toplumun çok derinlerine nüfuz ediyorlar. Bunlar devletin her kesiminde de varlar. Ordu, bas›n, partilere, sivil topluma kadar varlar, kontrol ediyorlar. Toplumda san›ld›¤›ndan çok daha derin ve yayg›n örgütlenmifller. Bunlar baz› Kürt ailelerini hala sermaye ve tarikatlarla kontrol ediyorlar. Bu ailelerden kimilerini kuflaklar boyunca Beyaz Türklefltirdiler, kimilerini de tarikatlarla ba¤lad›lar. Diyarbak›r’dan baz› aileler, Bitlis’te Kamuran ‹nan ailesi, Urfa’daki Cevheri ailesi-fiexan aflireti ve di¤er bölgeye yay›lm›fl aileler gibi, bunlar gerçekte Kürt olduklar› halde bir Türk’ten daha çok Türkçüdürler, kraldan daha çok kralc›d›rlar. Bunlar hala çok etkililer. Seçimdeki e¤ilimleri de bunlar kontrol ediyor. Halfeti’deki seçimi bunlar kaybettirdiler. Sand›klar› alm›fllar komple de¤ifltirmifller, bu fle-

ew e. c

y›ll›k bir kültür var. Ben birazdan aç›klayaca¤›m. 1921 Anayasas›’n› esas alaca¤›m. Burada demokratik çözüm ve bar›fl raporu haz›rlay›p devlete sunaca¤›m. Daha do¤rusu demokratik çözüm ve bar›fl›n yol haritas›n› haz›rlayaca¤›m. Bu süreçte avukatlar›m bana öneriler getirebilirler.

om

40

Yine idam gündeme getirildi. Burada çok ilginç bir olay› anlatay›m, bu tesadüf de¤ildir. fieyh Sait, Diyarbak›r’a girmeden önce Diyarbak›r’› talan ediyorlar. Bu talan olay›ndan sonra Diyarbak›r halk›n›n fieyh Said’e deste¤ini kestiler. Maz›da¤›’ndaki gibi olaylarla da halk›n PKK’den deste¤ini çekmesini amaçlad›lar. Çok ilginçtir fieyh Said’in al›n›fl› da 15 fiubat, benim de 15 fiubat. Ona da 29 Haziran’da idam bana da 29 Haziran’da idam karar› verdiler. Ayn› zihniyetin ürünüdür, devam›d›r. Bunlar›n (Ergenekon’un) yüz y›ll›k bir tarihleri vard›r. ‹ttihat ve Terak-


May›s 2009

SERXWEBÛN iliflkilenerek onlar› ayaklanmaya ikna ediyorlar ve bu provokasyon sonucu Musul ve Kerkük’ü al›yorlar. Bu olaylardan sonra Mustafa Kemal, muhtariyet fikrinden vazgeçirmeye zorluyorlar veya vazgeçmek mecburiyetinde kal›yor. Yani Mustafa Kemal mecburen vazgeçti; ‹ngiliz oyunlar›, suikastlar ve isyanlarla muhtariyet fikrinden vazgeçirildi. fieyh Sait kendisini idama götüren oyunlar›n fark›nda bile de¤ildi. Bugünkü Laiklik ilkesi de Mustafa Kemal’e ait de¤ildir. Laiklik ve di¤er fleyler Mustafa Kemal’in de¤il 1937’de Recep Peker, ‹nönü, Fevzi Çakmak onlar taraf›ndan getirilmifltir. Mustafa Kemal ‹ngiliz yanl›s› bu kifliler taraf›ndan kuflat›lm›flt›.

provokasyonlar yapabilir. Hatta bunlar hala orduyu büyük oranda kontrol ediyorlar. K›vr›ko¤lu ve Karaday› için de Ergenekon diyorlar ama ben öyle oldu¤unu sanm›yorum. K›vr›ko¤lu ve Karaday› biraz bu oyunlar› biliyor, kendilerini Ergenekon d›fl›nda tutuyorlar. K›vr›ko¤lu ve Karaday›’n›n belli güçleri, etkileri var. Yeni Genelkurmay Baflkan›’n›n, K›vr›ko¤lu ve Karaday›’y› yan›na almas› Ergenekon d›fl›nda kald›¤› mesaj›n› veriyor. Ergenekoncular eskisi kadar d›fl destek bulam›yorlar. ‹flte Levent Ersöz Rusya’ya gitti, Rusya destek vermedi. Yine Çin’e, Amerika’ya gidiyorlar. Amerika da 5 Kas›m’a kadar bunlara k›smen göz yumuyordu. Fakat 5 Kas›m 2007’de Bush-Erdo¤an görüflmesinde bunlara dur denildi. Ama içeride hala çok güçlü olduklar›n› düflünüyorum. AKP, bir fleyler yapmak istiyor ama ne kadar güçlüler, güçleri yeter mi bilemiyorum. Hatta yüzde yetmifl Ergenekon’un hala etkili oldu¤unu düflünüyorum. Do¤rusunu söylemek gerekirse ben Erdo¤an’› tam olarak çözemedim, halen çözmeye çal›fl›yorum, kendilerine yard›mc› da olmak istiyorum. Erdo¤an bir ad›m ileri iki ad›m geri, hatta on ad›m geri at›yor. Gül, Erdo¤an ve Beflir Atalay’›n aç›klamalar› var. Ben, bir iki aya kadar demokratik çözüm ve bar›fl için bir yol haritas› aç›klayaca¤›m. Bunun için benim avukatlar›mdan bir ricam var. Bana d›flar›dan çeflitli çevrelerden Temmuz’un sonuna kadar bu konuda yaz›l› veya sözlü olarak görüfl ve öneriler getirip aktarabilirler. Kendi görüfl ve önerilerini de sunabilirler. Avrupa’da, Irak’ta çal›flan avukatlar da görüfl ve önerilerini sunabilirler. Hatta bir gazeteci gidip Kandil’de röportaj yapabiliyorsa bunun bir sak›ncas› yok bir avukat da gidip orada görüflebilir. Onlar›n da görüfl ve önerileri al›nabilir. Burada ‹ran, Irak, Suriye KCK’lerinin de görüfl ve önerileri ö¤renilebilir. Avrupa’dan, cezaevlerinden, Türkiye’deki KCK’den görüfl ve öneriler al›nabilir. Demokratik Toplum Kongresi, Leyla ve Hatiplerin öncülü¤ünde gerçeklefltirilir, onlar›n da görüfl ve önerileri al›nabilir. Yine Diyarbak›r önemlidir,

ne te we .c om

kilde seçimleri DTP’ye kaybettirmifller. A¤r›’da da öyle, 3 bin oy yak›lm›fl. Bunlar için varsa yoksa iktidard›r. Ben radyodan grup toplant›lar›n› dinledim. Bahçeli’nin ses tonundan s›k›flt›klar›n› ç›kar›yorum. Bahçeli’nin kulland›¤› “ihanet” kelimesini ona geri yutturacaklar. 1921 anayasas›nda Kürtler için muhtariyet vard›r, bugünkü anlamda bir çeflit demokratik özerkliktir. Kurtulufl savafl› bu çerçevede verilmifltir. Ama daha sonra 1925 fieyh Sait ayaklanmas› bundan geri ad›m at›lmas›na sebep oluyor. Asl›nda bu, Ocak 1924’te bafllayan bir süreçtir. Asl›nda fieyh Sait isyan› bir provokasyondur. ‹ngilizler daha önceden Seyit Abdulkadir ve di¤erleriyle

41

Ergenekoncular eskisi kadar d›fl destek bulam›yorlar

ww

w.

iliflkiye geçiyor; “Siz ayaklan›n, arkan›zday›z” diyor. Misak-› Milli, Irak ve Suriye Kürtlerini de içine al›yordu. fieyh Sait ayaklanmas›yla Musul ve Kerkük ‹ngilizlere b›rak›lmak zorunda b›rak›l›yor. O zamanki Kürt parlamenterler Mustafa Kemal’e MusulKerkük’ü b›rakmay›n diyor. Mustafa Kemal, mecburum diyor. Bu flekilde Musul-Kerkük’e karfl› Kuzey Kürtleri feda ediliyor. Muhtariyet 1921 Anayasas›’nda anayasal bir hüküm olarak var ama 1924 anayasas›nda yok. Bu ‹ngiliz plan› 1920 Kahire Konferans›’nda kararlaflt›r›lm›flt›. ‹ngilizler daha önce 16 Mart’ta Yunanl›lar› Anadolu’ya sürmüfllerdi. Daha sonra Seyit Abdulkadir ve fieyh Sait onlarla

Ergenekon 1950’lerde anti komünist, anti Kürt, anti ‹slamist’ti. Devletin baflbakan› Menderes idama götürülüyor, kimin, niye idam ettirdi¤inin fark›nda de¤il. Ayn› fley Denizler için de söylenebilir. Deniz Gezmifl, idam sehpas›nda dahi ölüme götüren oyunlar›n fark›nda de¤ildi. Deniz Gezmifller iktidara yürüdüklerini zannediyorlard›. Onlar da bunlar› kimin yapt›¤›n› göremiyorlard›. Bunun için yenildiler. Bütün bunlar› görmezsen, çözemezsin. Ben bunlar› görüyorum, çözüyorum. Tabi do¤ru söylüyor, Aygan onlar› biliyor. Bunlar bu dönemde de çeflitli


SERXWEBÛN May›s 2009

Çözüm konusunda görüfl ve öneriler al›n›p bana iletilebilir

ww

w.

ne t

Mihri Belli, Haluk Gerger’le hatta Yalç›n Küçük ile de görüflülebilir. Yalç›n Küçük zeki insand›r, ilginç fikirleri var. Ona da gidilebilir. Onun da görüfl ve önerileri al›nabilir. O’na flu soru sorulabilir; “olup bitenler hakk›nda ne düflünüyorsunuz?” Hasan Cemal, Taraf Gazetesiyle de görüflülebilir. Di¤er ilgili ayd›n ve yazarlarla da görüflülebilir. Benim bu söylediklerim ve daha önceki demeçlerim onlara iletilebilir. Onlar›n çözüm konusundaki görüfl ve önerileri al›n›p bana iletilebilir. Hatta bugünkü ve daha önceki söylediklerim derlenerek bir bas›n toplant›s› yap›labilir. Bizim bas›n yay›n›m›z vard›r. Bunlar demeç fleklinde parça parça özgür politikada yay›nlanabilir. Günlük ç›k›yor mu? Orada da yay›nlanabilir. Ben demokratik çözüm ve bar›fl yol haritas›n› kendim de haz›rlar›m ama madem demokratik çözüm diyoruz o zaman yöntem de demokratik olmal›d›r. Bu nedenle tüm bu bah-

setti¤im önerileri ald›ktan sonra demokratik çözüm ve bar›fl›n yol haritas›n› aç›klayaca¤›m. Bunun için en geç Temmuz’un sonuna kadar bu görüfl ve öneriler yaz›l› veya sözlü olarak bana getirilebilir. Ben de bu önerileri dikkate alarak A¤ustos’un sonlar›nda demokratik çözüm ve bar›fl için yol haritas›n› aç›klayaca¤›m. Ben görüfl ve önerilerimi 2000’lerde yapmak istedim. Devlet o zaman ciddiye almad›, yaln›z b›rak›ld›m. fiu anda devlet de iflin ciddiyetinin fark›na varm›fl görünüyor. Ben bu süreçte bunu yapabilecek güçteyim. Bu sürece ciddi katk›m olacakt›r. Tarihi bir sorumluluktur. Benden baflka yapabilecek kimse de yoktur. DTP, Ahmet Türk onlar bu süreci iyi okuyam›yorlar. Yorum güçleri zay›ft›r. Ben bunun için Demokratik Siyaset Akademileri kurun demifltim. Murat Karay›lan’›n röportaj›nda da geçiyor, Konferans yapacaklarm›fl herhalde, yapabilirler. Daha önce belirtti¤im befl ilke ve dört pratik öneriler çerçevesinde Kürt Konferans› yap›labilir. Bu çerçevede Talabani ve Barzani’nin de görüflleri ve önerileri al›n›r. Tüm Kürt kesimlerinin kat›l›m› sa¤lanabilmelidir. ‹ran’daki sürgünler için Bradost bölgesinde bir kamp kurulabilir. Bu konuda Kürt yönetiminden de talepte bulunabilinir. Burada, sürgün edilenler toplan›r. ‹ran’a karfl› ‹ran Kürtleri mücadelelerine devam edebilirler.

Kurulacak Kad›n Akademisinde ne yap›labilir? Diye soruyorlar. Öncelikle kad›n› bir bilinç olgusu olarak ele al›p anlamam›z gerekir. Bunu yapabilirsek bütün dinlerin, felsefelerin, kültürlerin temelindeki fleyi anlayabiliriz. Kad›n› bir duygu, arzu, aflk, tutku nesnesi olarak ele almamal›lar. Bilinçli bir varl›k, bir s›n›f, bir ulus gibi ele almal›lar. Böyle yaparsak birbirimizi daha iyi anlar›z, tabii öncelikle kad›nlar kendi kendilerini anlamal›lar.

Demokratik çözüm ve bar›fl konusunda umutluyum

ew e. c

Diyarbak›r’la birlikte di¤er yerlerin de görüfl ve önerilerini al›p yaz›l› veya sözlü olarak aktar›labilir. Talabani ve Barzani’yle de görüflülebilir, görüfl ve önerileri al›nabilir. Türkiye Solu’nun hatta radikal solun da önerileri al›nmal›. Apo kendi bafl›na hareket ediyor, devletle görüflüyor demesinler.

om

42

Asker operasyon yap›nca do¤al olarak gidip may›na bas›yorlar. Aktif olarak bir çat›flma yoktur. Asl›nda Lice’deki 9 askerin ölümü, operasyon olmasayd› bu olay olmazd›. Çat›flmas›zl›k karar›na uyuluyor. Ama üzerlerine gidiliyor, misilleme yapmaya zorlan›yorlar. Ben burada kesin bir flekilde söylüyorum. KCK operasyonu devlet içindeki bir kesimin onay›yla yap›lm›flt›r. Ergenekon’a karfl› KCK operasyonu. ‹stanbul’daki savc›lara karfl› Diyarbak›r savc›lar›; ‹stanbul savc›lar› anti Ergenekoncu, Diyarbak›r savc›lar› ise Ergenekon operasyonuna karfl› KCK operasyonunu yapm›flt›r. Tutuklu avukat arkadafllardan fiinasi’nin notunu ald›m. Savunmas›n› KCK’nin yasall›¤› çerçevesinde yap›labilir. KCK, biliyorsunuz demokratik yasal bir yap›lanmad›r. Ben de bu konuda yard›mc› olaca¤›m, savunmam› bu yönde gelifltirece¤im. Yabanc› gazetecilerin makalelerinden oluflan Kürt Sorunu ve ODTÜ yay›nlar›ndan Do¤u’ya Bak›fl kitaplar›yla Newsek Dergisi’nin 17. Say›s› ve Do¤uBat›’n›n vb vermiyorlar. Amargi Dergisi’nin son say›s›nda geçen Bekaretin Tarihi adl› kitap ile Eric Hobsbawm’›n Tarih Üzerine, Eflk›yalar ve Devrimciler adl› kitaplar›n›, daha do¤rusu Hobsbawm’›n getirilemeyen bütün kitaplar› getirilebilir. Baflka ilginç kitaplar da getirilebilir. Tekrar cezaevindeki bütün arkadafllara, kad›nlara da selamlar›m› iletiyorum, tüm halk›m›za selamlar›m› söylüyorum. Demokratik çözüm ve bar›fl konusunda umutluyum.


May›s 2009 SERXWEBÛN

43

ne te we .c om

fiehitlerimiz halk›m›z›n ve gerillan›n özgürlük mücadelesinde yafl›yor

“Bize sald›r›lmad›¤› müddetçe biz sald›ran konumda olmayaca¤›z. Ancak her türlü sald›r› karfl›s›nda da kendimizi savunmak için gerekli haz›rl›¤›, donan›m›, mevzilenmeyi her zaman sa¤lam tutaca¤›z. Bunlar temelinde siyasi sürece iliflkin hareketimizin ve Önderli¤imizin yaklafl›mlar›n› baflar›yla prati¤e geçirerek Önder Apo’ya Özgürlük Hamlesini gerilla cephesinden çok güçlü ve baflar›l› bir biçimde yürütece¤iz. Bunu baflarmada temel güç kayna¤›m›z Önderlik çizgimiz ve kahraman flehitlerimizdir. Önder Apo’ya Özgürlük Hamlesini kahraman flehitlerimizin izindeki bir mücadeleyle yürüttü¤ümüz ölçüde baflar› elde edece¤imiz kesindir” De¤erli Yoldafllar!

di¤er yoldafllar›n an›lar›n› bugün gibi yafl›yoruz. 2 May›s 1983’te Kandil’de flehit düflen büyük komutan›m›z Mehmet Karasungur’u flahadetinin 26. y›ldönümünde yine sayg›yla an›yoruz. Türk ve Kürt halklar›n›n de¤erli evlatlar› Deniz Gezmifl, Hüseyin ‹nan ve Yusuf Aslan’›n 6 May›s’ta idam edilifllerinin 37. y›ldönümünü yaflad›k ve onlar› sayg›yla anarak an›lar›na ba¤l›l›¤›m›z› bir kere daha dile getirdik. Yine Türkiye devrimci hareketinin seçkin önderlerinden ‹brahim Kaypakkaya’n›n 18 May›s 1973’te Amed zindan›nda “ser verip s›r vermeyerek” her türlü iflkenceye karfl› kahramanca direnifl içinde flehit düflüflünü 36. y›ldönümünde sayg›yla an›yoruz. 11 May›s’ta flehit verdi¤imiz ozan Mizgîn yoldafl›, 17 May›s’ta zindanda kendilerini atefl topu yapan Ferhat Kurtay ve arkadafllar›n›, 19 May›s 1978’te Hilvan’da fiehit düflen Halil Çavgun yoldafl› ve bunlar flahs›nda tüm May›s ay› özgürlük flehitlerimizi sayg› ve minnetle an›yoruz. Onlar›n an›lar› her zaman özgürlük mücadelemize ve yaflam›m›za yol gösterecektir diyoruz.

ww

w.

‹lk Apocu büyük militan Haki Karer yoldafl›n 18 May›s 1977’de Antep’te katlediliflinin 32. y›ldönümünü yafl›yoruz. 18 May›s Önderli¤imiz ve partimiz taraf›ndan Kürdistan flehitler günü olarak ilan edilmifltir. Bu 18 May›s flehitler günümüzde baflta Haki Karer yoldafl olmak üzere on befl bine ulaflan kahraman flehitlerimizi hareket ve halk olarak sayg› ve minnetle an›yoruz. Bu kahraman flehitler ordusunu yaratan, onlar›n temsilcisi ve sözcüsü olan Önder Apo’yu flehitler günümüz vesilesiyle bir kez daha sayg›yla selaml›yoruz. Kahraman flehitlerimizin an›lar› bugün partileflen, gerillalaflan ve halklaflan özgürlük mücadelemizde yafl›yor. Onlar özgür ve demokratik Kürdistan’da özgürlük sembolleri k›z›l güller olarak her zaman dipdiri yaflayacaklard›r. Partimiz, 18 May›s flehitler günümüz dolay›s›yla ve her gününe onlarca flehidi s›¤d›rm›fl oldu¤umuz için May›s ay›n› flehitler ay› olarak ilan etmifl bulunuyor. Dolay›s›yla içinde bulundu¤umuz May›s flehitler ay›n› Önderlik ve flehitler çizgisinde kendimizi sorgulayarak yafl›yoruz. May›s aylar› özgürlük ve demokrasi mücadelemizin en yo¤un ve kapsaml› yaflanm›fl oldu¤u aylardan birisidir. Her gününde onlarca büyük devrimci militan›n flahadeti bulunuyor. 1 May›s 1977 Taksim Katliam›’n›n flehitleri hala Türk ve Kürt halklar›n›n belle¤inde capcanl› olarak yafl›yor. Yine 1 May›s 1985’te Garzan’da flehit düflen büyük militanlar Ramazan Kaplan ve

De¤erli Yoldafllar! Çok iyi biliyoruz ki, Hareket ve halk olarak en büyük gerçe¤imiz kahraman flehitlerimizdir. Onlar her zaman bize do¤ru yolu gösteren ve güç veren kaynaklar›m›zd›r. Geçmiflimiz, bugünümüz ve özgür gelece¤imizdir. Önder Apo, “do¤ru yaflam flehitlerin kendileridir” diyordu. fiehitleri “PKK biçiminde capcanl› yaflayan gerçekler”” olarak ifa-

de ediyordu. Hep PKK biçiminde yaflad›klar›n› ve mücadeleye önderlik ettiklerini söylüyordu. “fiehitler PKK’lidir” diyordu. Kürt halk›n›n, gençli¤inin ve kad›nlar›n›n özgürlük için mücadele ettiklerinin ve büyük bedeller ödediklerinin kan›tlar› olan kahraman flehitlerimiz her zaman özgürlük ve demokrasi mücadelemizi yaflatan en büyük de¤erlerimizdir. Hepimize her yerde ve her koflulda do¤ru yolu gösteren ve zorluklar› yenip engelleri aflma gücü veren büyük kuvvetlerdir. Kahraman flehitlerimiz hepimizin büyük güç kayna¤› oldu¤u gibi, dürüst ve tutarl› bir özgürlük militan› olmam›z›n da temel ölçü ve özelliklerini veren do¤rultu durumundad›r. Dolay›s›yla May›s flehitler ay›m›z vesilesiyle her zamandan daha fazla bu büyük gerçeklik temelinde, Önderlik ve flehitler çizgisinde kendimizi sorgulamam›z gerekmektedir. fiehitler ay›nda Onlarla çeliflen yanlar›m›z varsa, pratikte hata ve eksikliklerimiz ortaya ç›k›yorsa bunlar› tespit ederek flehitler gerçe¤ine ba¤l› olma temelinde giderip kendimizi kahraman flehitlerimizin baflar›l› ard›llar› olan tutarl› militanlar haline getirmeliyiz.

De¤erli Yoldafllar! Önder Apo hep PKK’nin flehitler partisi oldu¤unu söyledi. Haki Karer yoldafl›n an›s›n›n PKK olarak örgütlendi¤ini ve somutlaflt›¤›n› ifade etti. PKK’yi bir flehitler partisi olarak tan›mlad› ve PKK’nin kahraman flehitlerimizin an›lar›n›n somutlaflm›fl ifadesi oldu¤unu


SERXWEBÛN May›s 2009

44

Zindan direnifli Apocu çizginin yenilmezli¤ini kan›tland›

om De¤erli Yoldafllar!

Çok iyi biliyoruz ki, Kürdistan’da ikinci büyük partileflme hamlesi 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl› 15 A¤ustos 1984 gerilla at›l›m› temelinde geliflti. Büyük komutan›m›z Agit yoldafl öncülü¤ünde geliflen bu kahramanl›k at›l›m›, bu büyük gerilla hamlesi, zindan direniflinin ideolojik zaferini da¤a ve gerillaya tafl›d›. Bu temelde 12 Eylül faflist askeri rejimine ve onun flahs›nda inkâr ve imha sistemine öldürücü darbeler vurarak 1990’lar›n bafl›ndaki Ulusal Dirilifl Devriminin zaferini yaratt›. PKK militanl›¤› bu büyük ulusal direnifl mücadelesi içerisinde ve gerilla çizgisinde yeniden partileflme gerçe¤ini yaflad›. Bu büyük direnifl, yani gerillada partileflme hamlesi 12 Eylül faflist karanl›¤›n› y›rtarak Kürdistan’a ayd›nl›k getirdi. Kürt halk›na özgür ve de-

ww

w.

Yine çok iyi biliyoruz ki, flehitlerin an›lar›na ba¤l›l›k ve onlar› yaflatma temelinde gelifltirilen bu büyük direnifl bizi 12 Eylül askeri faflist rejimine karfl› zindanlarda ve yurt d›fl›nda sürdürülen büyük direnifller içine soktu. Kendini 12 Eylül faflist askeri rejimi

yürütüp baflar›ya götürdü. Özgürlük mücadelemizin yurtd›fl›ndan beslenerek 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl› bir at›l›m yapacak güce ulaflmas› da büyük zorluklar yenilerek, engeller afl›larak, onlarca flehit verilerek gerçeklefltirildi. Sonuçta 18 May›s 1977’de Haki Karer yoldafl›n flahadetiyle bafllayan bu büyük partileflme hamlesi 1982’de zindan ve yurtd›fl› direniflinin zaferiyle baflar›ya ulaflt›. Mücadelesiyle, Önderli¤iyle, örgütüyle, teorisi ve takti¤iyle, program› ve tüzü¤üyle Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesine öncülük etme iddias›nda ve gücüne sahip olarak bir öncü parti, önder parti, yani PKK flekillendi. Partileflme hamlesi bu kahraman flehitlerimizin büyük direniflleriyle ve yine onlar›n an›s›na yürütülen büyük mücadelelerle baflar›ya ulaflt›.

ew e. c

biçimde yeniden harekete geçiren inkâr ve imha sistemine karfl› ilk büyük direnifl, ideoloji ve inanç kavgas›, baflta Amed zindan› olmak üzere Kürdistan’›n ve Türkiye’nin zindanlar›nda geliflti. Amed zindan›nda Ça¤dafl Kawa Mazlum Do¤an’›n öncülü¤ünde 1982 Newroz’unda bafllat›lan büyük zindan direnifli, 17 May›s’ta Ferhat Kurtay ve arkadafllar›n›n kendilerini atefl topu yapmas›yla geliflerek Kemal Pir ve Hayri Durmufl yoldafl öncülü¤ünde gerçekleflen 14 Temmuz büyük ölüm orucu direnifliyle en büyük zafere ulaflt›. Mazlumlar›n, Kemallerin, Hayrilerin öncülü¤ünde geliflen büyük zindan direnifli 12 Eylül faflist askeri rejimine ve onun flahs›nda Kürt halk›na dayat›lan inkâr ve imha sistemine en büyük ideolojik yenilgiyi yaflatt›. Bafl düflman› olan Kenan Evren’e bile büyüklü¤ünü kabul ve itiraf ettiren zindan direnifli, Apocu çizginin yenilmezli¤inin ve zafer kazanma gücünün kan›tlanmas› oldu. Bu direnifl ayn› zamanda zor koflullara mücadeleyi gerektiren Kürdistan devriminin tarz›n›n zindanda somutlaflm›fl hali oluyordu. Ayn› y›llarda yurtd›fl›nda LübnanFilistin sahas›nda da Önder Apo öncülü¤ünde 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl› büyük bir mücadele içinde olundu. Her türlü zorluk ve engel afl›larak bölge halklar›n›n özgürlük mücadeleleriyle dayan›flma içerisinde emperyalizme, Siyonizme ve her türlü gericili¤e karfl› PKK ve Kürt halk› büyük bir direnifl gösterdi. Bu zorlu mücadele içerisinde Abdullah Kumral baflta olmak üzere 10’un üzerinde flehit verdi. Yine onlarca arkadafl›m›z esir düfltü. Yurtd›fl› direniflini de büyük flehitler vererek

ne t

söyledi. Dolay›s›yla flehitler gerçe¤imiz PKK’de canl› olarak yafl›yor ve her gün mücadelemize öncülük ediyor. fiehitlerimiz mücadele s›ralar›ndan ç›k›p en öne geçen yoldafllar›m›zd›r. Parti tarihimiz ve özgürlük mücadelemiz flehitlerimizin an›lar›n›n cisimleflmifl ifadesi oluyor. fiehitlerimizin an›s›na sahip ç›kma ve yaflatma mücadelesi partileflmeyi sa¤lam›fl bulunuyor. Önder Apo, Haki Karer yoldafl›n flahadeti üzerine, O büyük insan›n an›s›n› yaflatabilmek için partileflme karar› verdi¤ini ve bu büyük çabay› yürüttü¤ünü her zaman söyledi. Haki Karer’in an›s›na yürütülen örgütlenme çal›flmalar› ve gelifltirilen mücadele 19 May›s 1978’de Hilvan’da Halil Çavgun yoldafl›n flahadetine ulaflt›. Bu büyük flahadete sahip ç›kma gere¤i olarak gelifltirilen büyük Hilvan direnifli bizi Siverek direnifli ile birlikte PKK’nin kurulufluna ve Kürt halk›n› uyar›p her alanda direnifle götürdü. Böylece 1978-80 y›llar› aras›nda ilk büyük halk özgürlük direnifli ortaya ç›kt›. Salih Kandallar›n, Cuma Taklar›n, Ahmet Kurtlar›n öncülük etti¤i bu ilk büyük direnifl süreci Kürt halk›n›n özgürlük direnifline kalkmas›na ve bizi böyle bir direnifl için PKK öncülü¤ünü yaratmas›na götürdü.

Haki Karer

Mehmet Karasungur

‹brahim Bilgin

Halil Çavgun


May›s 2009

SERXWEBÛN

“Son on y›ld›r Önder Apo flahs›nda hareketimize ve halk›m›za

yöneltilen uluslararas› komploya karfl› da fedai çizgisinde kahramanca flehitler vererek direndi¤imiz bir gerçektir. ‹nkâr ve imha sisteminin ABD, ‹ngiltere ve ‹srail öncülü¤ünde

ne te we .c om

mokratik yaflam iradesi verdi, inanç kazand›rd›; ulusal ruh, bilinç ve kimlik gelifltirdi. Böylece de Kürt halk›n›n kahraman gerilla direnifli temelinde ve özgür demokratik yaflam çizgisinde yeniden diriliflini sa¤lad›. Kuflkusuz bu, en zor koflullarda, en karanl›k ortamda, bask› ve sald›r›n›n en a¤›r ve vahfli yöntemlerle sürdürüldü¤ü bir dönemde bilinç ve inanc›ndan baflka dayanacak hiçbir imkâna sahip olmadan yürütülen bu büyük gerilla direnifli elbette kolay olmad›, bedelsiz geliflmedi. Büyük kahramanlar›n cesur ve fedakâr direniflleri temelinde a¤›r bedeller ödenerek baflar›ya ulaflt›.

45

Serh›ldanlar Kürt halk›na ulusal bilinç kimlik ve ruh kazand›rd›

flehit verilen direnifl temelinde k›r›lm›fl ve bofla ç›kart›lm›flt›r”

türlü korkuyu aflarak örgütlenip aya¤a kalkmas›n› sa¤latan bu büyük serhildan hareketinin baflta Amed’in yi¤it evlad› Vedat Ayd›n olmak üzere yüzlerce ve hatta binlerce flehidinin oldu¤unu biliyoruz. Kürt halk serh›ldan› da kahramanca flehitler vererek geliflmifl ve halk›m›z›n özgür ve demokratik yaflama ulaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Partimizin ve mücadelemizin halklaflmas› ve en genifl kitlelere ulaflmas› da büyük bedeller ödenerek, flehitler verilerek sa¤lanm›flt›r. Elbette bir de bu sürecin devam› vard›r. Büyük gerilla ve halk kahramanl›¤›yla gerçeklefltirilen ulusal dirilifl devrimimizin yaratt›¤› de¤erleri yok etmek üzere Türk devletinin tüm gücünü ortaya koyarak topyekûn savafl kapsam›nda yürüttü¤ü sald›r›lara karfl› 1992-1998 aras›ndaki dönemde partimizin öncülü¤ünde halk›m›z›n ve gerillam›z›n gerçeklefltirdi¤i büyük kahramanca bir direnifl gerçe¤i söz konusudur. Kürdistan, yeniden PKK öncülü¤ündeki direnifl temelinde büyük bir savafla kalk›flm›flt›r. Parti ve mücadele tarihimizin en büyük savafllar› bu dönemde verilmifltir. Öyle ki, topyekûn savafl kapsam›nda Türk sömürgecili¤inin her türlü ulusal demokratik de¤eri yok etmek üzere gelifltirdi¤i sald›r›lar, ancak her y›l binden fazla flehit vermeyi göze alan büyük kahramanca bir direniflle bofla ç›kart›lm›flt›r. Ulusal dirilifl devrimimizin özgürlükçü ve demokratik de¤erleri böyle bir direniflle sahiplenilmifl, korunmufl, yaflat›lm›fl ve bugüne tafl›nm›flt›r. Hiç kuflkusuz Kürt halk›, Kürt gençli¤i, kad›n› ve partimiz en büyük flehitlerini bu zorlu mücadele dönemi içerisinde vermifltir. Partimizin ve halk›m›z›n büyük flehitler ordusu bu direnifl içerisinde binleri afl›p on bin s›n›r›na dayanm›flt›r. Bu binlerle

ww

w.

Kürt halk›n›n kahramanl›k ça¤› da diyebilece¤imiz bu döneminde en baflta büyük gerilla komutan›m›z Agit yoldafl olmak üzere yüzlerce de¤erli komutan ve savaflç› yoldafl› flehit verdik. Erdallar, Mehmet Sevgatlar, Seyfettinler, fiahin K›lavuzlar, ‹dris Ökmenler, Ozan Sefkanlar, Hüseyin Sar›çiçekler, ‹smailler, Mervanlar ve daha yüzlerce büyük kahraman parti militan› flehit düflerek bu büyük mücadeleyi baflar›ya götürdü. Yine bu büyük direnifl içerisinde Han›m Yaverkaya, Rahime Y›ld›r›m ve Çiçek Selcan yoldafllar flahs›nda özgür kad›n militanl›¤› da ilk büyük flehitlerini verdi. Kad›n-erkek Kürt halk›n›n en yi¤it evlatlar›n›n gerillalaflarak gelifltirdikleri bu büyük mücadele gerilla direniflinde partileflmemizi sa¤layarak Kürt halk›n› ulusal dirilifl devrimine ve bu temelde aya¤a kalk›fla ulaflt›rd›. Bu temelde 1990’lar›n bafl›ndan itibaren gerilla direnifline bir de büyük halk kahramanl›¤›n›n eklendi¤ini biliyoruz. Kürt kad›n›n›n ve halk›n›n serhildan öncülerinden olan Bêrîvan ve Y›lmaz yoldafllar›n büyük çabalar›yla geliflen, Nusaybin-Cizre’den bafllayarak bütün Kürdistan’a yay›lan bu büyük serhildan hareketi de a¤›r bedeller ödenerek baflar›ya ulaflt›. Kürt halk›na ulusal bilinç, kimlik ve ruh kazand›ran, her türlü köleli¤i y›karak özgürleflme ad›m›n› atmas›n› sa¤latan, büyük zulüm karfl›s›nda her

gelifltirdi¤i bu uluslararas› sald›r› on y›l boyunca yüzlerce

ifade edilen flehitler ordumuz, partimizin merkezi yönetim üyelerinden Kemal, Cemal, Halil yoldafllar baflta olmak üzere binlerce ARGK’nin kahraman komutan ve savaflç›s›n›n fedai çizgisindeki direnifliyle gerçekleflmifltir. Bu büyük direnme süreci Kürdistan tarihinde ilk defa kad›n gerilla ordulaflmas›n›n da yarat›lmas›na ve özgür kad›n militanl›¤›n›n Bêrîtanlar, Zilanlar Zeynepler, Azimeler, Zelaller, Meryemler öncülü¤ünde kahramanca yarat›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Bêrîtan’lar ve Zilan’lar komutas›nda geliflen özgür kad›n gerilla birlikleri hem gerilla direniflimizin fedai çizgisinin derinleflip yenilmezli¤ine, hem de Kürt halk›n›n kad›n özgürlük çizgisinde her türlü köleli¤e karfl› durma temelinde özgürlük mücadelesine kalk›fl›na yol açm›flt›r.

De¤erli Yoldafllar!

Son on y›ld›r Önder Apo flahs›nda Hareketimize ve halk›m›za yöneltilen uluslararas› komploya karfl› da fedai çizgisinde kahramanca flehitler vererek direndi¤imiz bir gerçektir. ‹nkâr ve imha sisteminin ABD, ‹ngiltere ve ‹srail öncülü¤ünde gelifltirdi¤i bu uluslararas› sald›r› on y›l boyunca yüzlerce flehit verilen direnifl temelinde k›r›lm›fl ve bofla ç›kart›lm›flt›r. Önder Apo’nun yaflam› baflta olmak üzere özgürlük mücadelemizin yaratt›¤› bütün de¤erler böyle bir direnifl temelinde korundu¤u gibi, ideolojik yenilenme, stratejik de¤iflim ve örgütsel yeniden yap›lanma temelinde gelifltirilen 1 Haziran At›l›m süreciyle de bu de¤erlere yenileri kat›l›p özgürlük ve demokrasi mücadelemiz daha güçlü bir konuma getirilmifltir. Uluslararas› komploya karfl› Önder Apo’yu savunma ve sahiplenme temelinde geliflen özgürlük ve demokrasi mücadelemi-


Eflref Any›k

timiz ve halk›m›z taraf›ndan büyük bir direnifl gelifltirilmifltir. Her fleyden önce Önder Apo, komplocu güçlerin bütün dayatmalar›n› bofla ç›kartm›fl, umut ve hesaplar›n› bozmufl, yani ‹mral› iflkence sistemi içinde bile çal›flma, düflünme ve üretme gücünü göstererek üçüncü önderliksel do¤uflu gerçeklefltirmeyi baflarm›flt›r.

Önderlik üçüncü do¤uflla tüm ezilenlere ve kad›na hitap eden bir özgürlük ideolojisini gelifltirmifltir

Önder Apo üçüncü do¤ufl temelinde bir elefltiri-özelefltiri düzeyinde ele al›nabilecek kapsamda bir ideolojik yenilenmeyi sosyalist harekette sa¤layarak bütün insanl›¤a, ezilenlere, en çok da ezilen olarak kad›na hitap eden bir özgürlük ideolojisini gelifltirmeyi baflarm›flt›r. Sosyalist ideolojide paradigma de¤iflimini içeren bu köklü yenilenme, Hareketimizin uluslararas› komploya karfl› baflar›yla mücadele etmesini sa¤layan bir stratejik de¤iflimi gerçeklefltirmesini ve bu temelde kendini yeniden yap›land›rmas›n› sa¤lam›flt›r. Tarihsel toplumu kapsaml› de¤erlendirme temelinde dünyan›n bugünkü durumu kapsaml›ca çözümlenip eski strateji afl›larak dünyada ve Kürdistan’da ortaya ç›kan geliflmeler cevap olacak yeni bir strateji; demokratik siyasi mücadele stratejisi olarak tan›mlan›p esas al›nm›flt›r. Meflru savunma çizgisi temelinde gelifltirilen bu stratejiye dayal› olarak PKK’nin yeniden inflas›, gerillan›n yeniden yap›lanmas› sa¤lanm›fl ve kad›n ve gençlik öncülü¤ünde Kürt hal-

ww

w.

ne t

zin bu dönemi de büyük kahramanl›klar içeren direnifllerle baflar› kazand›¤› çok iyi bilinmektedir. En baflta bu direnifl Önder Apo’yu imhaya yönelen uluslararas› komplocu sald›r›ya karfl› “Güneflfliimizi Karartamazs› n›z” kampanyas› temelinde geliflmifltir. Önder Apo’nun, komployu bofla ç›kartmak amac›yla gösterdi¤i büyük çaba ve Semalar›n, Taylanlar›n, Rojbinlerin, Ferhatlar›n öncülü¤ünde geliflen fedai direnifl hareketi Önder Apo’nun etraf›nda ateflten bir çember oluflturup uluslararas› komplonun imha amac›n› bofla ç›kartmay› baflarm›flt›r. Partimiz ve halk›m›z, birazda gaflet içinde oldu¤umuz bir dönemde gerçekleflen bu büyük imha sald›r›s› karfl›s›nda Önder Apo’yu kahramanca savunan “Güneflimizi Karartamazs›n›z” direnifl kampanyas›n›n büyük flehitlerini her zaman belle¤inde taze tutacak, an›lar›na sahip ç›kacak ve onlar› yaflatacakt›r. Uluslararas› komplocular›n Önderli¤imizi idam yöntemiyle imha etme temelinde Hareketimizi tasfiyeye u¤ratma politikalar› bofla ç›kar›lm›fl olsa da, komplocular Hareketimizi tasfiyeye yönelik sald›r›lar›ndan vazgeçmemifllerdir. ‹mral› sistemine dayal› olarak ideolojik ve siyasi imha amac›n› güden yeni bir çürütme politikas›n› devreye koymufllard›r. ‹mral› iflkence sistemi içinde Önder Apo’yu çal›flamaz, düflünemez, üretemez k›lmaya çal›flarak ve buna paralel olarak d›flar›da da partimizi bölüp parçalamaya ve da¤›t›p imha etmeye dönük sald›r›lar› gelifltirerek sonuç almak istemifltir. ‹flte bu sald›r›lara karfl› da baflta Önder Apo olmak üzere tüm Hareke-

Mahmut

Zengin

Necmi Ömer

k›n›n demokratik örgütlülü¤ünün demokratik konfederalizm sistemi biçiminde gelifltirilmesi süreci bafllat›lm›flt›r. Böylece çok zor koflullarda yürütülen bir çal›flma ve mücadele ile gerçeklefliyor olsa da, Hareketimiz Önder Apo’nun büyük çabalar›yla kendini ideolojik yenileme, stratejik de¤iflim ve örgütsel yeniden yap›lanmay› baflar›yla gerçeklefltirerek uluslararas› komploya karfl› özgürlük ve demokrasi mücadelesini baflar›yla yürütme gücüne ulaflm›flt›r. Her türlü çal›flma ve mücadele, ‹mral›’da iflkenceye karfl› direnifl, d›flar›da ise inkâr ve imha sisteminin topyekûn savafl›na karfl› direnme ve mücadele etme temelinde baflar›lm›flt›r. Bu büyük mücadele de her dönemde fedai çizgisinde gerçekleflmifl ve a¤›r bedeller ödenerek baflar›ya ulaflt›r›lm›flt›r. Daha çürütme politikas›n›n yeni bafllad›¤› süreçte Hareketimizi kuflat›p teslim almay› ve imkânlar›n› kullanmay› öngören ‹ran-YNK planl› sald›r›s›na karfl› Kandil Direnifli 2000 y›l› güzünde yaflanm›fl, baflta Zagroslar›n de¤erli evlad› Rüstem yoldafl olmak üzere yüz civar›nda flehit verilerek bu tehlikeli plan›n bofla ç›kart›lmas› ve yenilgiye u¤rat›lmas› sa¤lanm›flt›r. Kandil direnifli de t›pk› Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas› direnifli gibi Önder Apo’yu sahiplenme ve savunman›n her koflulda sürdürülece¤inin, Güneflimizi Karartamazs›n›z kampanyas›n›n durdurulamayaca¤›n›n, Önder Apo’nun ve Kürdistan’›n özgürlü¤ü sa¤lanana kadar bu özgürlük direniflinin devam edece¤inin en somut göstergesi olmufllard›r.

ew e. c

Ferhat Kurtay

om

SERXWEBÛN May›s 2009

46


May›s 2009

SERXWEBÛN

47

Bölge halklar› Kürt halk›n›n mücadelesinden güç al›yor bilinç ve tecrübe kazan›yor

baflta fiilan, Nucan, Viyan, Y›ld›z, Sorxwîn, Munzur, Hüseyin, Tekoflin, Serkeft, Orhan, Medeni ve Serxwebûn yoldafllar olmak üzere yüzlerce HPG komutan ve savaflç›s›n›n, parti militan›n›n kahramanca flehit düflerek verdikleri mücadeleyle gerçekleflmifltir. Yine bu büyük direnifl son y›lda, PKK’nin 30. direnifl y›l›nda F›rat, Kahraman, Dicle, Sidar, Adil, Gülbahar, Kurtay, Ekin, Ferhat, Nuda ve Akif yoldafllar öncülü¤ünde baflta kahraman Bêzelê flehitlerimiz olmak üzere yüzden fazla flehidimizin direniflleriyle baflar›lm›flt›r. T›pk› 15 A¤ustos kahramanl›k at›l›m›n›n Agit yoldafl öncülü¤ündeki kahramanl›k ordusu gibi, 1 Haziran At›l›m flehitlerimiz de Adil’lerin ve Nuda’lar›n komutas›nda halk›m›za ve Hareketimize özgürlük mücadelesinde yol gösterip önderlik edecek yeni bir kahramanlar ordusunu ortaya ç›karm›flt›r.

De¤erli Yoldafllar!

Buraya kadar ifade ettiklerimiz çok aç›kça gösteriyor ki, Hareketimiz bir flehitler hareketidir; partimiz bir flehitler partisidir. Gerillam›z bir kahramanlar ordusudur. Halk›m›z büyük flehitler ordusunun önderli¤inde aya¤a kalkm›fl olan büyük bir özgürlük halk›d›r, Serkeftin ve Newroz halk›d›r. Önder Apo öncülü¤ünde gerçekleflen bu büyük bilinç ve inanç hareketi, bu büyük cesaret ve fedakârl›k düzeyi Kürdistan’da yeni bir yaflam›, özgür insan ve toplum yaflam›n› ve duruflunu ortaya ç›karm›flt›r. Bütün bunlar burada ismini verdi¤imiz ve veremedi¤imiz on befl bin civar›ndaki kahraman flehidimizin büyük cesareti, fedakârl›¤›, zor ortamlarda ve koflullarda kendilerini feda eden

ww

w.

ne te we .c om

Bunlar ard›ndan yeni bir strateji temelinde uluslararas› komploya karfl› çok yönlü bir mücadeleye yönelirken, uluslararas› komployu teflhir edip yenilgiye u¤ratacak bir mücadeleye haz›rlan›rken verdi¤imiz kahraman flehitler vard›r. Provokatif-tasfiyeci e¤ilimin ortam› mu¤lâklaflt›rd›¤›, bulan›klaflt›rd›¤›, çürütme politikas›n›n amaçlar› do¤rultusunda Hareketimizi içten bölüp parçalamaya ve eritmeye çal›flt›¤› bir ortamda Önderlik çizgisini ve gerçe¤ini sahiplenmenin, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik yaflam›na sonuna kadar ba¤l›l›¤›n sembolleri olarak geliflen bu büyük direnifl gerçekleri de daha sonraki mücadelenin baflar›s›nda önemli rol oynam›fllard›r. Özellikle Gulan, Erdal, Munzur yoldafllar öncülü¤ünde onlarca flehit verilerek gelifltirilen bu çizgiye ba¤l›l›k, direnifli gelifltirme kararl›l›¤› ve tasfiyecili¤e karfl› durufl eylemi çürütme politikas›n›n yenilgiye u¤rat›lmas›nda ve 1 Haziran At›l›m›n›n baflar›yla gelifltirilmesinde tayin edici rol oynam›flt›r. Böyle büyük netlik, kararl›l›k, cesaret ve fedakârl›k temelinde yürütülen direnifl mücadelesiyle tasfiyeci amaçlar bofla ç›kart›lm›fl, düflman sald›r›lar› etkisiz k›l›nm›fl, 1 Haziran 2004 siyasi direnifl at›l›m› gittikçe güçlenen bir çizgide bafllat›l›p gelifltirilmifltir. 1 Haziran 2004’ten günümüze kadar meflru savunma temelinde halk›m›z›n kahramanca bir siyasi direnifl yürüttü¤ü tart›flmas›zd›r. Bu direnifl ki, bugün yediden yetmifle herkesi et-

kileyip mücadeleye çekti¤i gibi, baflta Türkiye kamuoyu olmak üzere bölgede ve dünyadaki tüm demokratik insanl›¤›n dikkatini çeken, onlar için coflku, heyecan ve ilham kayna¤› olan bir düzeyi yakalam›flt›r. Gerçekten de 1 Haziran At›l›m› temelinde yaflanan befl y›ll›k gerilla ve halk direnifli PKK’nin yeniden inflas›n›, gerillan›n meflru savunma stratejisinde yeniden yap›lanmas›n› ve Kürt halk›n›n demokratik konfederalizm çizgisinde örgütlenmesini gerçeklefltirerek demokratik insanl›¤a ruh, coflku ve heyecan veren bir halk gerçe¤ini ve özgürlük mücadelesini ortaya ç›karma baflar›lm›flt›r. Bu gerçe¤i bugün herkes görüyor ve teslim ediyor. Bölge halklar› ve demokratik insanl›k PKK’yle Kürt halk›n›n ulaflt›¤› mücadele ve direnifl düzeyini art›k çok iyi tan›yor, izliyor ve ondan güç al›yor, bilinç ediniyor, tecrübe kazan›yor. Kürt halk› bu direniflle 21. yüzy›l›n bafl›nda insanl›¤a yeniden bir özgürlük ve demokrasi umudu veren, özgürlük bilinci tafl›yan bir noktaya gelmifl bulunuyor. Üçüncü partileflme hamlemiz temelinde geliflen bu özgürlük mücadelesi, halk direnifli bugün kad›n özgürlük çizgisinde tüm insanl›k ve ezilenler için yeniden bir kurtulufl umudu ve iradesi yaratm›fl durumdad›r. Hiç kuflkusuz uluslararas› komplo gibi azg›n bir gericili¤e karfl› direnerek yarat›lan bu geliflme düzeyine ulaflmak kolay olmam›flt›r. Her zamanki gibi bu da zorlu bir mücadele içerisinde a¤›r bedeller ödenerek gerçeklefltirilmifltir. 800 civar›nda flehit ve yüzlerce yaral› vererek gerilla ve halk olarak yeniden kahramanca bir direnifl yürüttü¤ümüz somut bir gerçektir. Bu büyük direnifl

Ekin Ceren Do¤ruak

Deniz Gezmifl

Hüseyin ‹nan

Yusuf Aslan


SERXWEBÛN May›s 2009

48

“2009 y›l› mücadelemize flehitler gerçe¤imiz ›fl›k tutuyor. 2009 y›l›

mücadelesini de flehitlerimiz ve onlar›n an›s›na ba¤l›l›k temelinde yürütecek ve kazanaca¤›z. 2009 y›l› mücadelesinde de flehitler çizgisinde ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri bütün alanlarda özgürlük mücadelesine yürüyüflümüz daha kararl›, planl› ve güçlüdür” De¤erli Yoldafllar!

sonuçlar›n ölçülmesini ifade eden bir siyasi final gibiydi. Bu bak›mdan da adeta savafl gibi zorlu bir mücadele olarak gerçekleflti. Bu seçim mücadelesinde partiler aras›nda k›smi bir yar›fltan söz edilse de, Kürdistan’da yaflanan savafl›n ortaya ç›kard›¤› ittifaka dayal› iki taraf›n oluflmas› ve mücadelesi söz konusuydu. Bir taraf AKP’nin baflar›s› üzerinde kendi siyasetini infla ederken, di¤er taraf ta DTP’nin baflar›s› üzerinde siyaset yapmay› esas ald›. Deyim yerindeyse, 29 Mart yerel seçimleri özellikle Kürdistan’da AKP ile DTP aras›nda bir düello biçiminde yafland›.

ew e. c

Bugüne kadar oldu¤u gibi bundan sonras›na da, 2009 y›l› mücadelemize de flehitler gerçe¤imiz ›fl›k tutuyor. 2009 y›l› mücadelesini de flehitlerimizin an›s›na ba¤l›l›k ve onlar›n gere¤ini yerine getirme temelinde yürütece¤iz ve kazanaca¤›z. 2009 y›l› mücadelesinde de flehitler çizgisinde direnmeye ve gerekti¤i kadar bedel ödemeye, flehitler vermeye haz›r olaca¤›z. K›saca 2009 y›l› mücadelesini de flehitlerimiz ve onlar›n an›s›na ba¤l›l›k temelinde yürütülecek çabalar›m›z kazanacakt›r. 2009 May›s ortas›ndayken bu bilincimiz, irademiz daha kesin ve keskindir. Bu temelde ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri bütün alanlarda özgürlük mücadelesine yürüyüflümüz daha kararl›, planl› ve güçlüdür. Çok aç›k ki, 2009 y›l› prati¤i 29 Mart yerel yönetim seçimlerinin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar temelinde geliflmektedir. Bu seçimler ki, gerçekten de yerel yöneticileri seçmekten çok öteye bir siyasal anlam ifade etti. 29 Mart seçimlerinin bir referandum de¤erinde oldu¤unu seçimlerden çok önce Önderli¤imiz de, Hareketimiz de söyledi. Birçok çevre taraf›ndan da bu de¤erlendirmeye benzer görüfller ileri sürüldü. Buna denk düflen seçim mücadelesi de yafland›. Sadece flehir, kasaba ve köylerdeki idarecileri seçmekten çok öteye, 29 Mart seçimleri difle difl bir siyasi mücadele olarak gerçekleflti. Daha da ötesi, savafl gibi bir seçim oldu. Zaten böyle olmas› da do¤ald›. Çünkü 1 Haziran 2004 meflru savunma at›l›m› temelinde gerçekleflen befl y›ll›k büyük mücadelenin ard›ndan yaflanan bir seçimdi. Dolay›s›yla do¤rudan do¤ruya bu savafl gerçe¤ine ba¤l›yd›. Befl y›ll›k direnifl mücadelesinin ortaya ç›kard›¤› siyasi

w.

ww

om

direnmeye ve gerekti¤i kadar bedel ödemeye haz›r olaca¤›z. Bu temelde

ne t

direniflleriyle gerçekleflmifltir. Kuflkusuz bütün bunlar› halk›m›z›n ve Hareketimizin bütünlüklü mücadelesi ve çabas› yaratm›flt›r. Ancak flunu hiçbir zaman unutmayaca¤›z: tüm bu direnifl gerçe¤ini temsile eden, ayakta tutan, gelifltiren, Hareketimizi ve halk›m›z› böyle bir direnifle çeken, direnifl çizgisinde tutan, onlara öncülük eden kahraman flehitlerimizdir. Bu büyük mücadelenin ve bu temelde yarat›lan de¤erlerin esas sahibi, temsilcisi, say›lar› on befl bine ulaflan bu kahraman flehitler ordumuzdur. Onlar›n sözcüsü ve temsilcisi olan Önderlik gerçe¤imizidir. Bu gerçe¤i böyle ele almak, de¤erlendirmek, Önderlik, parti ve mücadele gerçe¤imize böyle bir çizgi temelinde yaklaflarak kendini katmak do¤ru kat›l›m›n, baflar› sa¤latacak militanl›¤›n esas›d›r. Bütün yoldafllar, HPG’nin tüm komuta ve savaflç› gücü herkesten çok bu gerçe¤i bilmek, anlamak, Önderlik ve flehitler çizgisine bu temelde kat›l›p sahip ç›kmak, bu çizginin y›lmaz savaflç›lar› olarak flehitlerimizin izinde yürüyen büyük militanlar olarak kat›l›m gösterip mücadele etmek durumundad›rlar. Do¤ruyu bu temelde yakalayacaklar› gibi, baflar› için gerekli olan bilinci ve gücü de bu temelde elde edeceklerdir. Bunun d›fl›nda Apocu militanl›k için baflka bir bilinç ve güç kayna¤› yoktur. Bu kaynaktan beslenmeyi bilenler Apocu çizginin önümüzdeki süreçte de kahramanca direnen ve baflaran militan› olacaklar› gibi, bu kaynaktan beslenmeyi bilemeyenler veya bunu do¤ru ele alamayanlar da her zaman zay›f kalacaklar, hatan›n ve baflar›s›zl›¤›n sahibi olacaklard›r. Bu tart›flmas›z gerçe¤i tüm yoldafllar›n iyi bilerek, anlayarak, Önderlik ve flehitler çizgimize do¤ru temelde kat›lma, onlar› do¤ru anma, sahiplenme, izleme ve Önderlik çizgisine ulaflma temelinde tüm yo¤unlaflmalar›n› ve çabalar›n› sürdürmeleri gerekti¤ini flehitler günümüz vesilesiyle bir kere daha ifade ediyoruz. Bunun, partinin, çizginin ve halk›n baflaran öncü militan› olabilmek için zorunlu oldu¤unu belirtiyor, tüm yoldafllar›n bu temelde hareket edeceklerine dair inanc›m›z› yeniden ifade ediyoruz.

Güney Kürdistan yönetimi seçimlerde AKP’ye destek verdi

AKP’nin arkas›nda küresel sermaye güçleri vard›. ABD’den Avrupa’ya kadar tüm güçler bizzat Ankara’ya gelerek AKP’ye aç›ktan destek verdiler. Yine AKP’nin arkas›nda bölgenin ulus devlet statükosu vard›. ‹ran, Suriye, Irak baflta olmak üzere bölge devletleri AKP’ye destek verdiler. Irak devlet baflkan› Celal Talabani, Ba¤dat’taki propagandas› yetmedi¤i gibi, bizzat ‹stanbul’a kadar gelerek AKP hükümetine destek vermeye çal›flt› ve Kürtleri AKP’ye oy vermeye ça¤›rd›. Güney Kürdistan’daki bas›n›n tümü TRT-6’n›n büyük bir aç›l›m oldu¤unu belirterek AKP propagandas› yapt›lar. Hewler’de Fethullahç›lar›n Abant toplant›s›na ev sahipli¤i yap›ld›. Güney Kürdistan yönetiminin de en az›ndan bu biçimde AKP’ye destek verdi¤i görüldü. Türkiye içinde de AKP etraf›nda bir cephe olufltu. Genelkurmay baflkanl›¤›, sermaye çevreleri, CHP, MHP, herkes AKP etraf›nda birleflti. Ordu yöneticilerinden valilere, kaymakamlara kadar


SERXWEBÛN

49

ne te we .c om

May›s 2009

‹brahim Kaypakkaya

Sinan Cemgil

devlet bürokrasisi AKP’nin baflar›s› için çal›flt›. Sermaye çevreleri para musluklar›n› açarak -hiçbir seçimde görülmeyen bir biçimde- adeta oy pazarlar› kuruldu. Dünyada örne¤i görülmemifl bir biçimde seçimde her türlü bask›, oyun, hile yap›ld›¤› gibi, birçok yolla oy sat›n al›nmaya çal›fl›ld›. Öyle ki, kanun ve kurallara riayet edilmedi¤i gibi, AKP’ye seçim kazand›rma cephesi tüm ahlaki ölçüleri bir tarafa b›rakt›.

Seçim düellosunun kaybedeni AKP kazanan› DTP olmufltur

mokratik Özerklik” slogan›yla yürüttü¤ü bu seçimde baflar› kazanm›flt›r. Bu seçim sonuçlar› ne anlama gelmektedir? AKP’nin Türkiye çap›nda seçim kaybetmifl olmas›, art›k iktidar›n›n sonunun bafllad›¤›n› göstermektedir. 2002’den bu yana yükselifl konumunda olan AKP, 29 Mart seçimi itibariyle düflüfle geçmifl durumdad›r. Yani AKP iktidar› erimekte ve sona do¤ru gitmektedir. Bu da Türkiye’de yeni bir siyasi iktidar aray›fl›n› gündeme getirmifl durumdad›r. Deniz Baykal baflkanl›¤›ndaki CHP’nin iktidar alternatifi olamamas›, Türkiye toplumu için kapsay›c›l›k oluflturamayan MHP’nin de en az›ndan tek bafl›na iktidar için yeterli görülmemesi, mevcut muhalefet partilerinin halk›n gözünde bir alternatif olmad›¤›n› göstertmifltir. Asl›nda alternatif bir parti olsayd› AKP’deki oy kayb› daha da artard›. Dolay›s›yla iktidar›n yenilgi ald›¤›, muhalefetin iktidara alternatif olamad›¤› mevcut Türkiye ortam›nda yeni parti ve lider aray›fllar›, dolay›s›yla yeni bir siyasi mücadele dönemi ortaya ç›km›fl durumdad›r. 29 Mart seçimleriyle birlikte ciddi bir siyasi boflluk ortaya ç›km›flt›r. Bu siyasi bofllu¤u baflka güçler doldurabilece¤i gibi, Türkiye demokrasi hareketi de bu bofllu¤u doldurmaya aday güçlerden birisidir. Referandumu kaybetmifl olmas›na ra¤men AKP halen iktidardaysa da dikkat edilirse Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n art›k sesi solu¤u ç›kmaz hale gelmifltir. Hükümet üyelerinin yar›s› de¤ifltirilmifltir. Genelkurmay’a siyasetin önü tümüyle aç›lm›flt›r. Bu biçimde bir AKP hükümetinin devam› söz konusudur ki, bunun da ne kadar hükü-

ww

w.

Buna karfl› DTP’nin, 35 y›ll›k Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesiyle yaratt›¤› birikimlere dayand›¤›, çok cüzi miktarda Türkiye demokrasi güçleriyle ittifak yapt›¤›, esas olarak Kürt halk›n›n özgücüne dayanarak seçim çal›flmas› yürüttü¤ü bir gerçektir. Bu kadar dengesiz, eflitsiz ortamda gerçekleflen bu seçim düellosunun kaybedeninin AKP oldu¤u, DTP’nin ciddi bir seçim baflar›s› kazand›¤› tart›flma götürmez bir gerçekliktir. Türkiye genelinde yüzde sekiz oy kayb›yla AKP, seçim yenilgisi yaflam›fl bir parti durumuna düflmüfltür. Kürdistan’da ise AKP-DTP seçim düellosunda AKP kaybetmifl, DTP bu düellonun kazanan› olmufltur. Yüzde on befllik oy kayb›yla AKP kaybeden olurken, yüzde ellinin üzerinde oy alarak DTP referandumu kazanan taraf olmufltur. Kürt halk› referandum de¤erinde say›lan bu seçimde yüzde elliden fazla bir oranla DTP’ye oy vererek, Kürt sorununda demokratik özerklik çözümünü destekledi¤ini ortaya koymufltur. DTP, “Özgür Kimlik, Özgür Önderlik ve De-

‹smet Baycan

Murat Demirhan

met olup olmad›¤› belli de¤ildir. fiu haliyle kim baflbakand›r tart›flma konusudur. Türkiye siyasetini Tayyip Erdo¤an ve hükümet mi belirliyor, yoksa Genelkurmay m› belirliyor, bu tart›flmal› hale gelmifltir. Bu durumun nereye gidece¤i, AKP’nin hükümette ne kadar kal›p kalamayaca¤› da henüz belli de¤ildir. Türkiye siyasi ortam› yeni aray›fllar içinde belirsiz bir durumu yaflamaktad›r.

PKK’yi dört aflamal› tasfiye plan› olan Ba¤dat plan› suya düflmüfltür

Bununla birlikte Kürdistan’daki seçim sonucuna gelince, AKP etraf›nda birleflen ve hesab›n› AKP’nin baflar›s› üzerinde yapan bütün siyasi çevreler ciddi bir yenilgi yaflam›fllard›r. Bu siyasi çevrelerin ç›kar ve hesaplar›n› 2008 Ekim sonunda ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak› taraf›ndan Ba¤dat’ta yap›lan toplant›lar sonucunda oluflturulan PKK’yi dört aflamal› tasfiye plan›na ba¤lam›fl olduklar› bilinmektedir. Asl›nda dört aflamal› PKK’yi tasfiye plan›n›n birinci aflamas›, AKP’nin seçimi kazanmas›yd›. Bu biçimde PKK siyaseten tecrit edilecek, halk deste¤i olamayan marjinal bir örgüt durumuna düflürülerek tasfiye plan›n›n ikinci aflamas›na geçilecekti. Bu nedenle böyle bir plana kat›lan ve umut ba¤layan herkes seçimde AKP’nin kazanmas› için elinden gelen tüm çabay› harcad›. Ancak ortaya ç›kan sonuç, AKP’nin kaybetmesi olmufltur. AKP’nin kaybetmesini içeren seçim sonucu ile PKK’yi dört aflamal› tasfiye plan› olan Ba¤dat plan› suya düflmüfltür. AKP’nin baflar›s›yla yü-


SERXWEBÛN May›s 2009

Uluslararas› komployu da aflan bir ittifakla PKK’yi tasfiye plan› haz›rlanm›flt›

ww

w.

ne t

Bu plan›n ana aflamalar› neydi? Hem Celal Talabani’nin, hem de Tayyip Erdo¤an’›n aç›klamalar›ndan anlad›k ki, birinci aflamas›, PKK’nin siyaseten tecrit edilmesiydi. Yani dünya demokratik kamuoyundan tecrit edilecek, Kürt ulusal bütünlü¤ünden tecrit edilecek, Türkiye demokrasi hareketinden tecrit edilecek, en son 29 Mart yerel seçiminde DTP’nin seçimi kaybetmesi ile Kürt halk›ndan tecrit edilecek, böylece PKK halktan da tecrit edilmifl marjinal bir örgüt durumuna düflürülecekti. E¤er bu baflar›lsayd›, ikinci aflama olarak, seçim öncesi çokça dillendirilen Kürt konferans› ismiyle bir konferans toplanacakt›. ‹kinci aflama bu konferansla tayin edilecekti. Bu konferansa PKK’yi silahs›zland›rma rolü vermifllerdir. PKK gerillas›n›n büyük bölümünün piflmanl›k kanununun de¤ifltirilmesi temelinde da¤dan indirilmesi, yönetimin baflka ülkelere gönderilmesi, Önder Apo’nun yap›lan yeni cezaevine tafl›narak koflullar›n›n k›smen düzeltilmesi biçimindeki bir proje bu konferansta PKK’ye dayat›lacakt›. PKK bunu kabul ederse hem örgütsel yap›s›n›, hem de silahl› gücünü kaybetmifl olarak teslim olmufl, tasfiyeyi yaflam›fl bir konuma düflecekti. E¤er kabul etmez de reddederse, o zaman plan›n üçüncü aflamas› gündeme gelecekti. Bu üçüncü aflama da, Kürt konferans›n›n kararlar›n› reddetmifl olan PKK’ye karfl› hem küresel sermaye güçleri, hem bölgenin ulus devlet gericili¤i, hem de Kürt konferans›nda bir araya gelmifl güçler Türkiye siyaseti do¤rultusunda birleflip birlikte hareket ederek PKK’yi ezici bir askeri-siyasi sald›r› yürütecek-

lerdi. ‹lker Baflbu¤’un Genelkurmay baflkan› olduktan hemen sonra Terörle Mücadele Kurulunu toplayarak tampon bölge yaratma temelinde haz›rlad›¤› k›smi katliam ve tehcir planlar› böyle bir süreçte uygulamaya konacakt›. Uluslararas› komplo ayar›nda, hatta onu daha aflan bir ittifakla PKK’nin askeri ve örgütsel gücüne sald›r›larak ezilip imha edilecek, art›k PKK’nin tasfiyesi sa¤lanm›fl olacakt›. Böylece AKP’nin seçim baflar›s› ile geliflen süreç PKK’nin gücünün ezilip tasfiye olmas›yla sonuçlanacakt›. ABD ve Avrupa Birli¤i çevreleri böyle bir süreçte PKK’nin silahl› gücünün ve örgütsel direncinin k›r›lmas›na dayal› olarak PKK’ye bir teslimiyet anlaflmas› dayat›p, t›pk› FKÖ’ye yapt›klar› gibi Kürt direniflini de kendi sistemleri içine çekip eriterek kullanmaya çal›flacaklard›. 2007 bafl›ndan beri yürüttükleri politika önünde PKK engel olarak görülüyordu. ABDTürkiye-Irak üçlü ittifak›n› yaratma ve ona Kürtleri dahil etmede tek engel PKK kalm›flt›. PKK de bu biçimde eritilirse, ABD politikalar› önünde engel kalmayacak, dolay›s›yla yeni ABD yönetimi Ortado¤u’da yürütmek istedi¤i politikay› daha etkili gelifltirecek, bu politika çerçevesinde Türk ordusunu ve Kürtlerin gücünü daha yo¤un kullanabilecekti. Güney Kürdistan yönetimi de flunu hesap ediyordu: seçimde zay›flam›fl bir PKK varl›¤› temelinde bir Kürt konferans› ABD deste¤inde toplan›rsa, hem PKK’ye, hem de Türk yönetimine baz› flartlar› dayatabileceklerdi. Kürt politikas›nda kendilerini öne ç›karacak baz› kararlar› bu konferansta ald›racaklard›. Böylece Güney Kürdistan yönetiminin bütün Kürdistan üzerinde etkinli¤inin geliflti¤i bir Kürt duruflu ortaya ç›karacaklard›. Böylece Türkiye, ‹ran ve Suriye’den bu yönetime dönük tehditlerin gelmedi¤i, Kuzey, Do¤u ve Bat› Kürdistan’da halk›n ve siyasi çevrelerin Güney Kürdistan yönetimini destekledi¤i bir siyasi durum yaratmay› hesapl›yorlard›. Bunun için ABD ve AB’nin tutumunda ortaya ç›kt›¤› gibi Güneyli güçler de seçimi AKP’nin kazanmas›n› isteyen cephe içinde yer alm›fllard›.

ABD PKK’nin cepheden karfl›ya al›narak tasfiye edilemeyece¤ini görünce politika de¤ifltirdi 29 Mart seçim sonuçlar› tüm bu hesaplar› bozdu. Bu hesaplar bozuldu¤u içindir ki, seçim öncesinde DTP’yi tasfiye etmek için gizli-aç›k bir dizi siyasi çal›flma yürüten, diplomatik görüflme içinde olan ABD yönetimi, daha seçim üzerinden bir hafta bile geçmeden, hem de baflkanl›k düzeyinde DTP ile görüflme yapmak zorunda kald›. ABD PKK’nin tecrit edilemedi¤i, dolay›s›yla cepheden karfl›ya al›narak tasfiye edilecek bir konumda olmad›¤›n› görünce politika de¤ifltirerek DTP’yle uzlaflma temelinde PKK’nin Ortado¤u’daki politikalar› önünde engel olmaktan ç›kart›lmas› yolunu tercih etmeye bafllad›. H›zla bir politika de¤iflikli¤i yaparak seçim sonuçlar›n› kendi lehine kullanmak istedi. Di¤er yandan Güney Kürdistan yönetiminin öncülü¤ünde gerçeklefltirilece¤i söylenen Kürt konferans›n›n art›k sözü edilmez hale geldi. Seçim öncesinde Kürt konferans› olacak, PKK’yi silahs›zland›rma temel gündemi oluflturacak, flu flu karalar al›nacak diyen çevreler, seçim sonras›nda sanki bunlar› hiç söylenmemifl gibi bir sessizli¤e büründüler. Oysa konferans›n hemen seçim ard›ndan Nisan ortas›na kadar yap›laca¤›n› yaz›p çiziyor ve söylüyorlard›. Ne var ki seçimden sonra bu tür tart›flma ve söylem içinde olan çevreler sanki hiç bunlar› söylememifl gibi bir tutum içine girdiler. Güney Kürdistan yönetimi ise gündemlerinin 25 Temmuz’da gerçekleflecek seçim oldu¤unu aç›klayarak böyle bir konferansa dair her hangi bir aç›klama ortaya koymad›. Daha do¤rusu konferans› ortaya ç›kacak geliflmeler ve Güney Kürdistan’daki seçim çerçevesinde yeniden ele almay› hesaplamaktad›rlar. Seçim sonuçlar›ndan en çok hesab› bozulan ‹lker Baflbu¤ baflkanl›¤›ndaki Türk genelkurmay› oldu. Dikkat edilirse, Kürdistan’daki AKP’nin seçim yenilgisi ard›ndan ilk tepkiyi onlar gösterdiler. “Bu sonuçlar oldukça düflündürücü” dedi. Onunla kalmad›lar 30 Mart’tan itibaren Kürdistan genelinde bugüne kadar devam eden askeri ope-

ew e. c

rütülmek istenen Ba¤dat plan›n›n tümüyle baflar›s›z kald›¤›, dolay›s›yla ç›kar›n› bu plana ba¤layan, hesab›n› AKP’nin seçim baflar›s›na göre yapan siyasi çevrelerin de umutlar›n›n k›r›l›p hesaplar›n›n bofla ç›km›fl oldu¤u tart›flma götürmezdir.

om

50


May›s 2009

SERXWEBÛN taya koymufltur. Dolay›s›yla Genelkurmay cephesinde yeni bir fley yoktur.

Seçimde yenemedikleri DTP’yi tutuklamalarla ezmek istiyorlar

çözümü için bir flans olufltu¤u yönündeki karar›na karfl› gelifltirilmifltir. Hareketimizin bu tutumunun baflta ABD olmak üzere baz› d›fl çevrelerce de belli ölçüde benzer tutumla desteklenece¤i, yani ABD ve AB çevreleri taraf›ndan DTP’nin muhatap al›naca¤› hissedilince, mevcut Türkiye yönetimi sivil ve asker kanatlar›yla DTP’yi hedef alm›fl, kendi inisiyatifi d›fl›nda böyle bir çözüm sürecinin geliflmesi ihtimalini DTP’yi tasfiye ederek ortadan kald›rmak istemifltir. 28 Nisan tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplant›s›n›n seçim sonras›nda özgürlük mücadelemize karfl› Türk devletinin politikalar›n›n nas›l olaca¤›na dönük ald›¤› kararlar›n bu biçimde oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Yani seçimde baflar›lamayan, bask›, tutuklama ve iflkenceyle gerçeklefltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Sand›kta yenilemeyen DTP polis marifetiyle ezilmeye çal›fl›lmaktad›r. Seçimle, siyasi yöntemle tecrit edilemeyen PKK, DTP ve demokratik siyasi hareket yarg› ve polis terörüyle ezilerek tecrit edilmek istenmektedir. DTP’ye ve Kürt halk›na dönük sald›r›lar›n temel amac› budur. Kürt sorununun siyasi çözüm süreci engellenmeye, Kürt sorununa siyasi çözüm aray›fllar›n›n önü bu biçimde t›kat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Siyasi çözüm güçleri tutuklanarak, ezilerek, tasfiye edilerek siyasi çözüm aray›fllar› engellenmekte, siyasi çözüm imkânlar› ortadan kald›r›lmak istenmektedir. DTP’ye ve Kürt halk›na dönük bask›lar bu temelde geliflmifltir. Nitekim DTP’ye dönük sald›r›lar› protesto eden Kürt gençlerine, kad›nlar›na, taflla direnen Kürt çocuklar›na karfl› en vahfli sald›r›lar yap›lm›fl, ço¤u yaralan›rken, baz›lar›n›n kafas› parçalan›rken, bir çocuk da bu sald›r›lar sonucu flehit düflmüfltür. Özellikle 23 Nisan’da Hakkâri’de Kürt çocuklar›na dönük polis ve özel tim sald›r›lar› vahflet düzeyindedir. Kürt’e karfl› duyulan kin ve nefreti yans›tmaktad›r. Güya dünya çocuklar›n› toplay›p çocuk bayram›n› kutlamaya çal›flan Türkiye Kürt çocuklar›na dönük gerçeklefltirdi¤i sald›r› mevcut Türk yönetiminin ne kadar ikiyüzlü, sahtekâr ve dünya kamuoyunu aldat›c› karakterde oldu¤unu a盤a ç›karm›flt›r.

ne te we .c om

rasyonlar› bafllatt›lar. Oysaki seçim öncesinde operasyonlar› en alt düzeye indirmifllerdi. Seçim sonuçlar›n› hazmetmemenin en aç›k göstergesi olarak askeri operasyonlarla yeni bir çat›flma ortam› yaratt›lar. Ordu yönetimi bununla da s›n›rl› kalmad›, 14 Nisan’da kameralar›n karfl›s›nda geçen Genelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤; sadece komutan de¤il, Türkiye’nin felsefecisi, düflüncesini belirleyen ideolojik önderi ve siyasi yönetimi de oldu¤unu herkese hissettirmeye ve göstermeye çal›flt›. T›pk› 27 Nisan 2007 tarihli Genelkurmay muht›ras›na benzer bir muht›ra durumu da 14 Nisan tarihli Genelkurmay tutumuyla yafland›. Bununla da yetinilmedi, 28 Nisan Milli Güvenlik Kurulu toplant›s› ard›ndan 29 Nisan’da kameralar›n karfl›s›na geçerek MGK toplant›s›n›n sonuçlar›n› kamuoyuna kendisi aç›klad›. Hükümet hiç aç›klama yap-

51

Seçim sonuçlar›na AKP’nin ve hükümetin tavr› da Genelkurmaydan çok farkl› olmam›flt›r. Baflbakan Tayyip Erdo¤an sadece 29 Mart gecesi, üzüntülerini belirten bir konuflma yapmakla yetinmifl, ondan sonra kamuoyuna seçim sonuçlar›na iliflkin hiçbir fley söylememifltir. Yard›mc›s› Cemil Çiçek ise, “Ermenistan s›n›r›na dayand›lar” diyerek Hareketimizi ve halk›m›z› yeniden sald›r› hedefi haline getirmifltir. Nitekim t›pk› seçim sonras›nda geliflen askeri operasyonlara benzer biçimde, hükümete ba¤l› olan emniyet kuvvetleri, yani polis güçleri bir amaç dâhilinde ve planl› biçimde DTP’ye ve Kürt

“23 Nisan’da Hakkâri’de Kürt çocuklar›na dönük polis ve özel tim

sald›r›lar› vahflet düzeyindedir. Kürt’e karfl› duyulan kin ve nefreti

yans›tmaktad›r. Güya dünya çocuklar›n› toplay›p çocuk bayram›n›

kutlamaya çal›flan Türkiye Kürt çocuklar›na dönük gerçekleflterdi¤i

sald›r›, mevcut Türk yönetiminin ne kadar ikiyüzlü, sahtekâr ve dünya kamuoyunu aldat›c› karekterde oldu¤unu a盤a ç›karm›flt›r”

halk›na karfl› adeta topyekûn bir sald›r›ya geçirilmifltir. A¤r›’da seçim sonuçlar›na itiraz eden halk üzerinde vahfli polis bask›s› uygulanm›flt›r. 4 Nisan’da Amara’ya yürüyen halka karfl› efli görülmemifl bir polis sald›r›s› yürütülmüfl, iki Kürt genci vahfli sald›r›yla katledilmifltir. Bütün bunlarla da yetinilmeyerek 14 Nisan tarihinden itibaren DTP yöneticilerine dönük çok kapsaml› bir tutuklama operasyonu bafllat›lm›flt›r. Bu operasyon günümüze kadar gelifltirilerek devam ettirilmektedir. DTP, örgütlülü¤ü da¤›t›larak çal›flamaz ve ifllev göremez bir duruma düflürülmek istenmektedir. Seçimde yenilgiye u¤rat›lamayan DTP, polis bask›s›yla ve tutuklamalarla ezilmek, etkisiz k›l›nmak istenmektedir. Bu sald›r› Hareketimizin seçim sonras›nda DTP’nin ald›¤› oy oran›yla Kürt sorununun demokratik siyasi yollarla

ww

w.

mazken, Milli Güvenlik Kurulu Sekreterli¤i genel birkaç cümleyle durumu geçifltirirken, Genelkurmay baflkan› üç saati aflk›n bir bas›n aç›klamas›yla adeta herkese her fleyin belirleyeninin Genelkurmay baflkanl›¤› oldu¤unu göstermeye çal›flt›. Ortaya koydu¤u tutum klasik inkâr ve imha zihniyetinin devam ettirilmesi, yeni imha ve tasfiye planlar›yla bu politikan›n hayata geçirilmesi oldu. Hareketimizi ve halk›m›z› tehdit ederek Türkiye siyasi çevrelerini ve ayd›nlar›n› adeta uyard›. 2009 y›l›n› PKK’yi tasfiye y›l› olarak ilen ederek, yürüttükleri savaflta herkesin rol almas› gerekti¤ini, birlik içinde olmas›n› söyleyerek Türkiye’nin tüm düflünce ve siyaset güçlerini farkl› tutum gelifltirmemeleri, Genelkurmay›n yürüttü¤ü savafl› desteklemeleri noktas›nda uyard›. Bu aç›klamalarla Türk genelkurmay› geleneksel darbe tutumunu bu biçimde or-


SERXWEBÛN May›s 2009

De¤erli Yoldafllar!

Görülmektedir ki, Türk yönetimi 29 Mart yerel seçim sonuçlar›n› hazmetmemifltir. Yerel seçim sonuçlar›n›n a盤a ç›kard›¤› Kürt sorununa demokratik siyasi çözüm imkân›n› de¤erlendirmek istememekte, bunu tasfiye etmeyi bir politika haline getirmifl bulunmaktad›r. Adeta 29 Mart seçim sonuçlar›n›n intikam›n› al›rcas›na hareket etmektedir. DTP’yi etkisizlefltirerek ve Kürt halk› üzerinde bask›, iflkence ve tutuklama gelifltirerek seçim sonras›nda oluflan Kürt sorununa bar›flç›l-demokratik siyasi çözüm imkânlar›n› ortadan kald›rmaya ve tasfiye etmeye çal›flmaktad›r. Seçimlerin ortaya ç›kard›¤› ve son iki y›ll›k mücadeleyle Hareketimize dayat›lan planlar›n bofla ç›kart›lmas›n›n yaratt›¤› siyasi sonuçlardan duydu¤u korkuyla Hareketimizi tasfiye edebilmek için daha aç›k ve yeni oyunlar, imha ve sald›r› yöntemleri gelifltirmeye çal›flmaktad›r. Asl›nda befl y›ll›k 1 Haziran At›l›m› temelinde geliflen mücadeleyle Türk yönetiminin iradesi k›r›lm›flt›r. PKK’nin imha ve tasfiyesine dönük planlar› bofla ç›kart›lm›flt›r. Gerillay› ez-

ww

w.

ne t

Bu politika sonras›nda da devam etmifltir. 1 May›s öncesi ‹stanbul’da yürütülen operasyonlar bununla ba¤lant›l›d›r. Güya Milli Güvenlik Kurulu toplant›s› öncesinde ‹stanbul’da genifl operasyonlar yap›larak terörün ne kadar büyük tehlike oldu¤u Milli Güvenlik Kurulunun önüne bir kere daha getirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu süreçte Bostanc›’da Orhan Y›lmazkaya isimli Devrimci Karargâh Örgütü militan›n›n direnifli tarihi bir önem arz etmektedir. Ucuz kahramanl›k gösterisiyle operasyonlar yaparak Milli Güvenlik Kurulunun önüne terör tehdidinin büyük oldu¤unu göstermeye çal›flan ‹stanbul polisi ve Türk içiflleri bakanl›¤›, Orhan Y›lmazkaya flahs›nda devrimci militanl›¤›n 1971 devrimci direnifl ruhuyla karfl›laflm›flt›r. Denizler, Mahirler ve Kaypakkayalar›n Devrimci Karargâh direniflçili¤inin Orhan Y›lmazkaya flahs›nda bir kere daha canlanmakta oldu¤uyla karfl›lafl›nca adeta floke olmufllard›r. Bu direnifl, ‹stanbul polisine ucuz kahramanl›klar yap›lamayaca¤›n› göstermifltir. Genelkurmay baflkan› da 29 Nisan’da muzaffer komutan edas›yla yapmak istedi¤i bas›n aç›klamas›na giderken Lice’deki gerilla eyleminin flok edici darbesiyle karfl›lafl›nca, o da ucuz kahramanl›kla Türkiye’de ifllerin yap›lamayaca¤›n› bir kere daha görmüfltür. Polisin ve Genelkurmay›n hesaplar›n› bozan bu direniflleri kuflkusuz selaml›yoruz. Onlar Türk ve Kürt halklar›n›n kardeflli¤ini, özgür ve demokratik yaflam birli¤ini ve gelece¤ini temsil ediyorlar. Türkiye’de 12 Eylül faflist askeri darbesi temelinde oluflan gerici, faflizan, despotik, oligarflik diktatörlü¤e karfl› Türk ve Kürt halklar›n›n devrimci demokratik direniflini temsil ediyorlar. Türk devleti bu devrimci direnifller karfl›s›nda klasik yaklafl›mla sald›r›lar›n› sürdürmektedir. 1 May›s’ta iflçilere ve devrimci demokratlara yine sald›rd›lar. Taksime ç›kan sendikac›lar flahs›nda bu sald›r›lar›n› örtmeye çal›flsalar da, 2009 1 May›s’›ndaki sald›r›lar›n›n 2008 1 May›s’›ndaki sald›r›lardan daha fazla oldu¤u aç›kça görülmüfltür.

5 May›s’ta Maz›da¤› katliam›yla bir kere daha 1993’tekine benzer bir provokasyonu gerçeklefltirmek istediler. Ortada öyle töre katliam› yoktur. Sorun korucular aras›ndaki etkinlik ve mülk çat›flmas› da de¤ildir. Bu nedenle meseleyi sadece koruculuk sistemi olarak de¤erlendirmek de do¤ru de¤ildir. Asl›nda bununla yap›lmak istenen; gizli bir biçimde yap›lacak bu katliam› PKK’ye mal etemek, iç ve d›fl kamuoyunda PKK’yi tecrit edip üzerine gitmektir. Böylece 13 Nisan tarihli çat›flmas›zl›k karar› bofla ç›kart›l›p PKK’yi olumsuz siyasi koflullar ortam›nda yersiz ve zamans›z sert bir mücadele içerisine çekmek istedikleri anlafl›lmaktad›r. 93’te Bingöl’deki 33 asker olay› nas›l ki Türk yönetimini tahrik ederek ateflkes sürecinin sabote edilmesine ve bozulmas›na yol açt›ysa, flimdi Maz›da¤› katliam›yla da PKK tahrik edilerek 29 Mart seçim sonras› ortaya ç›kan Kürt sorununa siyasi çözüm ihtimali yok edilmek, süreç yeniden provoke edilmek istenmektedir.

meye dönük 2007-2008 k›fl sürecinde gelifltirdi¤i sald›r› da Zap direnifliyle baflar›s›z k›l›nm›flt›r. Türk yönetiminin askeri planlar› Zap’ta yenilgi alm›flt›r. Önder Apo üzerinde gelifltirilen bask›lar flahs›nda gelifltirilmek istenen tasfiye hareketi Önderli¤imizin, gerillan›n ve halk›n direnifliyle bofla ç›kart›lm›flt›r. Hareketimizi tasfiye etme aç›s›ndan 29 Mart seçimlerinden alacaklar› sonuçla yaratacaklar› iç ve d›fl tecrit plan›na çok umut ba¤lam›fllard›. Bu da mevcut seçim sonucuyla baflar›s›z k›l›nm›flt›r. Bu durumda ABD ve ‹ran deste¤ini alarak 2007 y›l›ndan bu yana Türk yönetiminin PKK’yi imha ve tasfiye amaçl› sald›r›lar›n tümünün bofla ç›kt›¤› anlam›na gelmektedir. Türk devleti askeri olarak da, siyasi olarak da, ideolojik olarak da yenilmifltir. Bu yenilgi sonucunda mevcut Türkiye yönetimi asl›nda ordusuyla da, siyasi çevreleriyle de PKK’yi imha ve tasfiye edemeyece¤i konusunda kendi içinde bir k›r›lmay› yaflamaktad›r. PKK’yi imha ve tasfiye amaçlar›nda baflar›s›z kald›klar›n› kendileri de görmüfllerdir. Ancak bu gerçe¤i söylemeye ve buna göre hareket etmeye cesaret eden bir irade ortaya ç›kmamaktad›r. Baz› ayd›nlar, yazarlar tart›flmalarda bunu söyleseler de, bu durum bir siyasi iradeye dönüflememektedir. Ortaya ç›km›flt›r ki, siyasi ve askeri çevreler böyle bir ç›k›fl yapma, irade gösterme gücüne sahip de¤ildir. Asl›nda sorun buradan kaynaklanmaktad›r. Kendi çözümsüzlükleri ortam›nda Hareketimiz ve halk›m›z bar›flç›l-demokratik siyasi çözümü dayatt›kça ve d›fl çevreler de bu çözüme siyaseten biraz daha yaklaflt›kça mevcut Türkiye yönetimi ç›kmaz içerisine girmekte; ‹lker Baflbu¤’un flahs›nda görüldü¤ü gibi sa¤› solu suçlayan, tehdit eden, kuru baflar› edebiyat› yapan bir yolu seçmektedirler. Böyle bir ortamda hala 2009 y›l›n›n PKK’nin tasfiye y›l› olaca¤›n› söyleyecek kadar gerçekten uzak, kendi yenilgisini bu tür yalan sözlerle gizlemeye çal›flan bir yönetim Türkiye’nin bafl›nda vard›r. Oysaki herkesten çok kendisi biliyor ki, 2009 y›l›nda PKK tarihinin en güçlü dönemini yafl›yor. 2009 y›l›nda PKK her türlü hamleyi en güçlü yapacak durumdad›r. Kürt Öz-

ew e. c

Orhan Y›lmazkaya flahs›nda 1971 devrimci direnifl ruhu canlanm›flt›r

om

52


May›s 2009

SERXWEBÛN kabul edip çözüm üretece¤ine, Kürt halk›na ve DTP’ye sald›rarak kendi gerçe¤ini gizlemeye çal›fl›yor. Asl›nda bu sald›r›larla Özgürlük hareketimizin daha güçlü siyasi ç›k›fl yapmas›n›, hamlesel mücadeleye yönelmesini engellemeye çal›fl›yorlar. Kendileri de biliyorlar ki, art›k PKK tasfiye edilemez. Bu d›fl ve iç koflullarda PKK’nin imha ve tasfiyesi imkâns›zd›r. Bunu bildikleri halde halen DTP’ye ve Kürt halk›na sald›rmalar›n›n esas amac›, Hareketimizin daha güçlü siyasi ç›k›fl yapmas›n› engellemeye dönüktür.

land›¤›m›z, zay›f kald›¤›m›z ortaya ç›k›yor. Asl›nda biraz geç kald›k. Fakat yine de 13 Nisan tarihli Yürütme Konseyi Baflkanl›¤›m›z›n yapt›¤› aç›klama sürece önemli bir siyasi müdahale olmufltur. 1 Haziran’a kadar çat›flmas›zl›k karar›n› yönetimimizin alm›fl olmas› ve bunu ilan etmesi DTP’ye ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünden yana olan güçlere önemli bir destek vererek siyasal geliflme yaratacaklar› f›rsat ve imkân› sunmufltur. Bu tutumumuz ayn› zamanda seçim sonuçlar›n› tasfiye etmek için sald›r› plan› içinde olan Türk genelkurmay›n› ve AKP hükümetini de suçüstü yakalay›p teflhir etmifltir. Nitekim 13 Nisan’da yönetimimizin çat›flmas›zl›k karar›n› aç›klamas›n›n hemen ard›nda, 14 Nisan’da Genelkurmay›n yeni bir sald›r›dan söz etmesi, hükümetin DTP’ye dönük operasyon bafllatmas› mevcut Türkiye yönetiminin nas›l bir inkâr ve imha zihniyetinde oldu¤unu, Kürt sorununun çözümünden yana olmad›¤›n›, savafl› dayatan konumunda bulundu¤unu aç›kça ortaya ç›karm›flt›r. Hem Türkiye’nin demokratik siyasi çevreleri, hem de uluslararas› demokratik güçler, tüm siyasi çevreler bu gerçe¤i aç›kça gördüler. Kim bar›fltan ve demokratik siyasi çözümden yana, kim çözümsüzlü¤ü, savafl› dayat›yor, çat›flmay› gündeme getiriyor netçe a盤a ç›km›flt›r. Teröristin ve terör uygulayan›n kim oldu¤u DTP’ye dönük operasyonla herkes taraf›ndan bir kere daha görülmüfltür.

ne te we .c om

gürlük Hareketi 2009 y›l›na askeri olarak, ideolojik ve siyasi olarak kazanm›fl olarak giriyor. Önder Apo’ya özgürlük hamlesini bu baflar›lar temelinde en güçlü bir biçimde yürütecek ve bu hedefi en az›ndan yar› yar›ya gerçeklefltirecek bir güce ve haz›rl›k düzeyine sahiptir. Bunu bilmesine ra¤men hala Türkiye kamuoyunu ve d›fl demokratik çevrelerini Türkiye’nin imkânlar›n› pazarlayarak, gerçekleri gizleyerek aldatmaya, inkâr ve imha siyasetini bu biçimde ayakta tutmaya çal›fl›yorlar.

53

Türkiye yönetiminin siyasi gücü zay›flam›fl ve daralm›flt›r

Biz seçim sonras›nda asl›nda daha mütevaz› davranmaya çal›flt›k. Biraz da seçim baflar›s›n›n rehaveti diyebilece¤imiz bir durufl k›smen yafland›. Özellikle operasyonlar karfl›s›nda DTP çevrelerinin ve halk›n yaflad›¤› flaflk›nl›k durumu bunu gösteriyor. Oysaki DTP’nin ald›¤› seçim sonucu bir baflar›yd›, ama tam bir baflar› de¤ildi. Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan kal›c› sonuç do¤uran bir baflar› de¤ildi. Üzerinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için mücadele edilebilecek bir baflar›y› ifade ediyordu. Bu demektir ki, seçimden sonra da mücadele karmafl›k bir biçimde ve geliflerek devam edecekti. ‹flte bunu tam yeterli anlayamad›¤›m›z görülüyor. Yine böyle bir mücadeleyi erkenden aktif olarak yürütmekte zor-

ww

w.

Asl›nda Baflbu¤’un f›rsat dedi¤i geliflmeler 29 Mart seçimleriyle birlikte ortadan kald›r›lan planlar› ifade etmektedir. ‹lker Baflbu¤’un sözünü etti¤i seçimle yenilgiye u¤rat›p paramparça edilen Ba¤dat plan›d›r. O zaman ABD-Türkiye-Irak ittifak› vard›. Türkiye’ye ABD deste¤i 2007 ve 2008 y›l›nda zirveye ulaflt›. ‹ran deste¤i en üst düzeye ç›kt›. Türkiye içinde de Genelkurmay ve AKP uzlaflmas› sonucu 22 Temmuz seçimleri temelinde en güçlü siyasi yönetimi ortaya ç›kard›lar. Ne var ki ortaya ç›kan sonuç askeri, ideolojik ve siyasi her üç cepheden de bu yönetimin yenilgi almas›, planlar›n›n bofla ç›km›fl olmas› gerçe¤idir. Bundan sonra Türkiye’ye ne ABD, ne de ‹ran eskisi gibi destek verebilir. Hele hele Güney Kürdistan yönetiminin ‹lker Baflbu¤’un söyledi¤i gibi, PKK’ye karfl› savafl yapmas›n› gerektirecek hiçbir durum yoktur. Güney Kürdistanl› siyasi güçler neden PKK’ye karfl› savafla girsinler ki? Kald› ki onlar da savafl›n baflar›l› olmad›¤›n› aç›kça söylüyorlar. Türkiye kendisi bu savaflta baflar›l› olamam›fl; o zaman yenilgi getirecek bir savafl›n yükünü Güney Kürdistan yönetimi niye üstlensin? Deli midirler? Siyaset yapmas›n› m› bilmiyor? Yoksa Türk ordusunu kurtarmak KDP ve YNK’nin sorumlulu¤u dâhilinde midir? Hay›r. Bütün bunlar›n hiçbirisi geçerli olmad›¤› gibi, bugün Türkiye’de d›fl deste¤i en çok daralm›fl, içte siyasi gücü en aza inmifl, zay›flam›fl bir yönetim gerçe¤i bulunmaktad›r. Mevcut yönetim bu gerçe¤i

Çat›flmas›zl›k karar› Genelkurmay ve AKP’nin plan›n› teflhir etmifltir

Orhan Y›lmazkaya


SERXWEBÛN May›s 2009

54

c›yla güçlü bir demokrasi hareketinin birlikte örgütlenmesi için ça¤r› yapm›flt›r. Böyle bir konferansta Türkiye demokrasi hareketinin asgari ilkelerini, siyasi amaçlar›n› ve kurumlaflmas›n› oluflturarak siyasi bofllu¤u demokratik siyasi hareketi gelifltirme temelinde doldurmay› öngörmüfltür. Bu da önemli bir aç›l›md›r, ça¤r›d›r. Di¤er yandan, seçim sonuçlar›n›n Kürt halk›n›n demokratik konfederalizm çizgisinde örgütlülü¤ünü gelifltirebilmek için oldukça imkân sundu¤u görüflündedir. Bunun için de Kürdistan’›n tüm siyasi güçlerini, demokratik siyasi çevreleri, ayd›nlar› tabanda demokratik komünalizm çizgisinde halk›n örgütlülü¤ünü gelifltirmeye ça¤›rm›flt›r. Seçim sonuçlar›n›n verdi¤i imkânlarla da demokratik halk örgütlülü¤ünün yarat›lmas›n› hem Kürt sorununun demokratik çözümü aç›s›ndan, hem de Kürt demokrasisinin gelifltirilmesi aç›s›ndan hayati önemde görmüfltür. Bu önümüzdeki sürecin temel bir çal›flmas›n›n da böylece halk›n demokratik komünal örgütlülü¤ünü köyde, mahallede, sokakta, her türlü yaflam ve yerleflim yerinde gelifltirmek ve gerçeklefltirmek olarak öngörmektedir. Sonuç olarak Hareketimiz, bütün iç ve d›fl çevreleri içinde bulundu¤umuz sürecin özelliklerini do¤ru okumaya, 29 Mart seçim sonuçlar›n› do¤ru de¤erlendirmeye, bar›fltan ve demokratik siyaseten yana tutum almaya ça¤›rm›fl ve bu noktada Kürt sorunuyla ilgili ve iliflkili herkesi uyarm›flt›r. Herkese siyasi sorumluluk dâhilinde bu sürece yaklaflmak gerekti¤i konusunda sorumluluklar›n› hat›rlatm›flt›r. Çünkü süreç kritik bir süreçtir. E¤er do¤ru de¤erlendirilmezse tehlikeli geliflmeler böyle bir süreçte de ortaya ç›kabilir. 2009 y›l›n› PKK’yi tasfiye etme y›l› ilan

w.

ww

om

sald›r›y› bofla ç›kartacak, yenilgiye u¤ratacak bir güce ve haz›rl›¤a da sahip bulunmaktay›z. Bize dönük politikalar nas›l olursa, biz de bu haz›rl›klar›m›z temelinde buna göre hareket edece¤iz. Bu çerçevede tüm gerilla güçlerimizin geliflmeleri izlemesi ve ona göre hareket etmesi gerekmektedir”

ne t

Hareketimiz bu süreçte çeflitli yönetim toplant›lar›n› gerçeklefltirerek 29 Mart yerel seçim sonuçlar›n›n ifade etti¤i siyasi anlam› de¤erlendirerek buna göre yeniden özgürlük mücadelemizin kararlaflma ve planlama durumunu ortaya ç›kard›. fiimdi çal›flmalar›m›z böyle bir yeni kararlaflma ve planlama temelinde sürüyor. Dikkat edilirse, süreç karmafl›kt›r. Dolay›s›yla mücadele edilerek geliflmeler sa¤lanacakt›r. Yoksa öyle dura¤an, mücadele etmeden bir sonuç alma, Kürt sorununun çözümünü sa¤lama gibi bir durum söz konusu de¤ildir. Mevcut durumda mücadelenin de çok daha karmafl›k ve derin yöntemlerle yürütülmesi gerekti¤i seçimlerden bu yana yürütülen pratik içinde netçe a盤a ç›km›flt›r. Hareketimiz bu gerçekleri görerek çal›flmalar›n› yürütmektedir. 1 Haziran’a kadar ald›¤› çat›flmas›zl›k karar›na uymaktad›r. Bu temelde 5 May›s’ta yay›nlad›¤› demokratik çözüm bildirgesiyle seçim sonuçlar›n›n demokratik siyaset taraf›ndan nas›l de¤erlendirilmesi gerekti¤ini ortaya koymufltur. Yürütme Konseyimiz bütün Kürt siyasi güçlerini bir Kürdistan ulusal konferans›n› gecikmeden ve Önder Apo’nun öngördü¤ü befl ilke ve dört görev temelinde toplanmaya ça¤›rm›flt›r. Ulusal konferans› toplamak için flimdi uygun bir zemin mevcuttur. Hareketimiz böyle bir konferans›n toplanarak Kürt ulusal demokratik stratejisinin belirlenmesini ve ulusal demokratik kurumlaflman›n oluflmas›n› istemektedir. Di¤er yandan, DTP’nin ald›¤› seçim sonuçlar›n›n Türkiye demokrasisinin bir dayana¤› oldu¤unu de¤erlendirerek Türkiye’de ortaya ç›kan siyasi bofllu¤u demokratik güçlerin doldurmas› için birleflik bir demokrasi hareketinin gelifltirilmesini istemektedir. Bunun gerçeklefltirilmesinin yolu olarak da, acilen Türkiye’de bir demokrasi konferans›n›n yap›lmas›n› öngörmüfltür. Bu temelde Türkiye’nin tüm demokratik güçlerini böyle bir konferansta birleflerek mevcut siyasi ortama demokrasi cephesinden aktif bir müdahalede bulunabilmek ama-

“Demokratik çözümü fazlas›yla arzulad›¤›m›z gibi, her türlü

eden anlay›fl›n çat›flmalar› fliddetlendirecek bir tutum gösterece¤i flimdiden anlafl›lmaktad›r. Bu yönlü her türlü tehlikeli geliflmenin önlenmesi, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü temelinde herkese yarar getirecek bir siyasi sürecin gelifltirilmesi için ça¤r›da bulunulmufltur. Hareketimiz buna göre mücadelesini sürdürecektir. 1 Haziran’a kadarki çat›flmas›zl›k durumunu devam ettirecek, öngördü¤ü siyasi aç›l›mlar›n gerçekleflmesi için çal›flacak, ortaya ç›kacak geliflmelere göre de karar al›p tutumunu belirleyecektir.

ew e. c

Ulusal konferans› toplamak için zemin uygundur

Meflru savunma çizgisinde sonuna kadar direnme gücümüz vard›r

Ulusal konferans›n toplanmas›n›n savafl ve bar›fl konusunda karar alacak bir merci ortaya ç›karaca¤›n› Önderli¤imiz de öngörmüfltür, Hareketimiz de bu görüfltedir. Ancak 1 Haziran’a kadar ulusal konferans›n toplanmas› zor görünmektedir. Bu durumda Hareketimiz kendi karar organlar›n› toplayarak geliflmeleri de¤erlendirip 1 Haziran’dan sonra süreci nas›l devam ettirece¤ine karar verecek ve ona göre mücadelesini sürdürecektir. Bu noktada hiçbir tahrike gelmeyecek, geri ad›m atmayacak, meflru savunma temelinde sürdürdü¤ü demokratik siyasi mücadele stratejisini yeni taktik ve tarzlarla derinlefltirerek uygulamaya devam edecektir. Yönetimimiz birçok kez kamuoyuna flunu netçe aç›klam›fl bulunmaktad›r: Biz sorunlara demokratik siyasi yöntemlerle çözüm bulunmas›ndan yanay›z. Kürt sorunu baflta olmak üzere Türkiye’nin ve Ortado¤u’nun demokratikleflme sorunlar›n›n bu temelde çözülmesini istiyoruz. Fakat böyle bir çözüme yaklafl›lmazda bize imha ve tasfiye planlar› temelinde sald›r›l›rsa, o za-


May›s 2009

SERXWEBÛN laya kat›l›fl› engelleyerek Hareketimizi tasfiye etmek istemektedir, o halde biz de da¤a ç›k›fl ve gerillaya kat›l›fl› en az dört-befl kat att›rarak bu Genelkurmaya karfl› mücadele edece¤iz. Mademki mevcut Genelkurmay da¤daki gerillay› kaç›rtarak Özgürlük hareketimizi tasfiye etmek istemektedir; o zaman biz de, da¤da özgürlük direnifli içinde olmakta daha ›srarl›, bilinçli, kararl› hale gelerek daha çok kendimizi e¤iterek ve örgütlülü¤ümüzü daha çok gelifltirerek düflman›n bu umut ve hesaplar›n› bozaca¤›z. Hem gerekti¤inde savafl cephesinde direnifli gelifltirerek düflman politikalar›n› yenilgiye u¤rataca¤›z, hem de gerillay› daha çok büyüterek ve e¤iterek mevcut Genelkurmay›n tasfiye stratejisini bofla ç›kart›p bu inkâr ve imha siyasetini yenilgiye u¤rataca¤›z.

baflar›l› bir biçimde yürütece¤iz. Bunu baflarmada temel güç kayna¤›m›z Önderlik çizgimiz ve kahraman flehitlerimizdir. Önder Apo’ya özgürlük hamlesini kahraman flehitlerimizin izindeki bir mücadeleyle yürüttü¤ümüz ölçüde baflar› elde edece¤imiz kesindir. Bu temelde diyoruz ki, iddiam›z büyük, amac›m›z büyük, bu amac› baflarmak için dayanaklar›m›z, güç kaynaklar›m›z büyüktür. Önderlik çizgimizden ve kahraman flehitlerimizden güç almay› bu 2009 y›l› mücadelesinde her zamankinden daha fazla sa¤layaca¤›z. Bunu da Önderlik gerçe¤imizi daha iyi anlayarak, savunmalar temelindeki parti e¤itimimizi daha çok güçlendirerek, yine kahraman flehitler gerçe¤imizi her zamankinden daha çok inceleyip onlar›n an›s›na do¤ru sahip ç›kman›n gereklerini her zamankinden daha fazla temsil ederek sa¤layaca¤›z. Bütün bunlar da bizi 2009 y›l› prati¤inde daha duyarl› ve dikkatli hareket etmeye, daha haz›rl›kl› olmaya, üzerimize düflen görevleri yerinde ve zaman›nda do¤ru yol ve yöntemlerle ve kesin bir baflar› temelinde yürütmeye götürecektir. Bu çerçevede de genelde hareket ve halk olarak tafl›d›¤›m›z iddian›n daha büyü¤ünü gerilla cephesi olarak tafl›yaca¤›z ve 2009 Önder Apo’ya Özgürlük Hamlesine gerilla cephesi olarak yürütece¤imiz baflar›l› mücadelelerle en büyük katk›y› yapaca¤›z. Bütün bunlar temelinde tüm HPG komutan ve savaflç› yap›s›na 2009 y›l› Önder Apo’ya özgürlük mücadelesinde tüm yönetimimiz ad›na üstün baflar›lar diliyor, bir kez daha flu sloganlar›m›z› hayk›r›yoruz:

ne te we .c om

man da meflru savunma çizgisinde sonuna kadar direnmeye ve meflru savunma savafl› vermeye gücümüz vard›r. Özcesi demokratik çözümü fazlas›yla arzulad›¤›m›z gibi, her türlü sald›r›y› bofla ç›kartacak, yenilgiye u¤ratacak bir güce ve haz›rl›¤a da sahip bulunmaktay›z. Bize dönük politikalar nas›l olursa, biz de bu haz›rl›klar›m›z temelinde buna göre hareket edece¤iz.

55

Önderli¤imiz ve halk›m›za dönük sald›r›lar karfl›s›nda gerilla her zaman haz›r olmal›d›r

De¤erli Yoldafllar!

Görülüyor ki, 2009 y›l› mücadelesine her zamankinden daha çok haz›rl›kl› ve güçlü giriyoruz. ‹ddiam›z büyük, amac›m›z büyüktür. 2009 y›l› prati¤i ve mücadelesi en baflta da Önder Apo’ya özgürlük mücadelesidir. 2008 A¤ustos’undan itibaren bafllatt›¤›m›z Önder Apo’ya özgürlük hamlesini 2009 y›l›nda tüm cephelerde gelifltirece¤iz. Çünkü Önderli¤imizin özgürlü¤ü ile Kürdistan’›n özgürlü¤ü birbirlerinden kopart›lamaz olgulard›r. Bu temelde Kuzey’de Türkiye’ye karfl› meflru savunma çizgisinde gerilla olarak en sa¤lam duruflu gösterece¤imiz gibi, Medya Savunma Alanlar›m›z› da her türlü sald›r›ya karfl› sa¤lam bir biçimde tahkim edece¤iz. Do¤u Kürdistan’da ‹ran karfl›s›nda meflru savunma stratejisine uygun duruflumuzu ve konumlanmam›z› sa¤lam tutaca¤›z. Kuzey’de oldu¤u gibi Güney’de de, Do¤uda da kimseye sald›rma diye bir düflünce ve niyetimiz yoktur. Bize sald›r›lmad›¤› müddetçe biz sald›ran konumda olmayaca¤›z. Ancak her türlü sald›r› karfl›s›nda da kendimizi savunmak için gerekli her türlü haz›rl›¤›, donan›m›, mevzilenmeyi her zaman sa¤lam tutaca¤›z. Bunlar temelinde siyasi sürece iliflkin Hareketimizin ve Önderli¤imizin yaklafl›mlar›n› baflar›yla prati¤e geçirerek Önder Apo’ya Özgürlük Hamlesini gerilla cephesinden çok güçlü ve

ww

w.

Bu çerçevede tüm gerilla güçlerimizin sürecin temel özelliklerini do¤ru anlayarak geliflmeleri izlemesi ve ona göre hareket etmesi gerekmektedir. Süreç öyle düz ve tek yanl› yaklafl›mlarla yürütülecek bir süreç de¤ildir. Oldukça karmafl›k ve çok yönlü bir yaklafl›m› ve mücadeleyi gerektirmektedir. Dolay›s›yla Hareketimiz de buna göre yaklafl›m gösterecektir. Gerilla güçlerimiz bu önümüzdeki süreçte her zamankinden daha fazla siyasi çizgimizin ve kararlar›m›z›n gereklerine göre ve siyasi yönetimimizin kararlar› do¤rultusunda hareket edecektir. Bu temelde her zamankinden daha çok örgütlü, haz›rl›kl› ve disiplinli olacak, Ana karargâh›n verdi¤i talimatlar do¤rultusunda hareket etmeyi esas alacakt›r. Bu çerçevede de siyasi süreci yak›ndan izlemek, her zamankinden çok örgütlü olmak, haz›rl›klar›m›z› buna göre yapmak, topyekûn sald›r› karfl›s›ndaki topyekûn direnifl de dahil Hareketimize, Önderli¤imize ve halk›m›za dönük sald›r›lar karfl›s›nda meflru savunma çizgisinde üzerine düflen direnme görevini baflar›yla yerine getirmek için gerilla her zaman haz›r olmal›d›r. Böyle bir haz›rl›k durumunu derinlefltirmenin temel ilkesi olarak ideolojik ve askeri e¤itimini sürekli derinlefltirmelidir. Bu çerçevede gerillay› büyütmek için herkes elinden gelen çabay› harcamal›d›r. ‹lker Baflbu¤’un stratejisine karfl› biz de diyoruz ki: 2009 y›l› gerillan›n en az üç-dört kat büyütülece¤i bir y›l olacakt›r. Mademki mevcut Türk genelkurmay› da¤a ç›k›fl› ve geril-

-Êdî Bese, Önder Apo’ya Özgürlük! fiaahadet Gerçe¤ini -fi fieehitler Ay›nda fi Derinden Anlayal›m ve Do¤ru Sahip Ç›kal›m! -Kürdistan Özgürlük Mücadelesi fieehitlerinin An›lar› Ölümsüzdür! fi -Kahrolsun ‹nkârc› Sistem ve Her Türden Gericilik! -Yaflflaas›n Özgürlük ve Demokrasi Mücadelemiz! -Bijî Rêber Apo! Halk Savunma Merkezi


SERXWEBÛN May›s 2009

56

om

PKK Haki Karer’in yaflamsal k›l›nmas›d›r

Asl›nda bu örgüt M‹T taraf›ndan kurulmufltu. Özünde M‹T bu örgüte dayanarak Hareketimizi ezmeyi, etkisizlefltirmeyi amaçl›yordu. O nedenle de Stêrk a Sor kurulur kurulmaz bu do¤rultuda harekete geçmifl ve tek amac› ise Hareketimizi ezmek ve kadrolar›n›, taban›n› ele geçirmek olmufltur. Bunun için de Hareketimizin önder kadrolar›n› tasfiye etmeyi kendine bir hedef olarak belirlemifltir. Haki Karer’i de bunun için katletmifllerdir. Stêrk a Sor bu hedefine ulaflmak için içimizde kendisiyle iflbirli¤i yapan, devletin s›zd›rd›¤› ajanlarla iliflkilenmifl ve bunlarla birlikte de Haki Karer arkadafl›n katlini planlam›flt›r. Haki Karer arkadafl›, tart›flma amac›yla Tepenuri bafl›nda bir yere ça¤›rm›fllar ve orada katletmifllerdir. Olay›n gerçe¤inin anlafl›lmamas› için de arkadafl›m›z›n cenazesinin üzerine daha önce devletle çat›flmada flehit düflen THKO’lu bir devrimcinin kimli¤ini atm›fllard›r. Bununla da hedef flafl›rtmak istemifllerdir. Çünkü o süreçte Ayd›n Gül yoldafl›n flahadetiyle birlikte THKO kökenli olan Halk›n Kurtuluflu grubuyla aram›zda sorunlar ve yer yer çat›flmalar yaflan›yordu. ‹flte THKO’dan katledilen bir devrimcinin kimli¤inin arkadafl›n üzerine at›lmas›yla bu cinayet, bu katliam Halk›n Kurtuluflu grubuna mal edilmek ve dikkatlerimiz o yöne çekilmek istenmiflti. Bu hedef flafl›rtma takti¤i ile Halk›n Kurtuluflu grubu ile aram›zdaki çat›flma derinlefltirilmeye çal›fl›l›yordu. Böylelikle olay›n gerçekli¤i perdelenerek, anlafl›lmas› engellenmek isteniyordu.

ne t

18 May›s 1977 günü Haki Karer arkadafl›n flahadeti hem içimizdeki ve hem de d›fl›m›zdaki baz› ajan iflbirlikçilerin el ele vermesiyle gerçekleflmifltir. Özellikle içimizde Haki Karer arkadafl›n katledilmesi görevini yüklenenler kendilerini daha sonra "Hakiciler" olarak adland›rm›fllar ve bu flahadeti kullanarak örgütü ele geçirme planlar› yapm›fllard›r. Bu hain plan ortaya ç›kar›l›nca, bu tarzda örgütü ele geçiremeyeceklerini görünce bunlar kaçm›fl ve d›flta iflbirli¤i yapt›klar› çevrelerle birleflerek; harekete d›fltan sald›rmaya bafllam›fl ve bu flekilde hareketi tasfiye etmek istemifllerdir.

ew e. c

“Büyük komplolar, büyük flahadetler e¤er do¤ru de¤erlendirilir, bunlardan do¤ru sonuçlar ç›kar›l›r ve baflar›n›n gerekçesi olarak ele al›n›rsa ve de bu temelde bir pratikleflme içine girilerek, baflar›l› olunursa bu komplolar büyük geliflmelerin yarat›c›s› haline getirilebilirler. Haki Karer’in katlinden sonra da gerçeklefltirilen bu olmufltur. Bu büyük kayb›n mutlaka telafi edilmesi, do¤an bofllu¤un giderilmesi ve bu komplonun karfl›l›¤›n›n düflmana büyük ödettirilerek intikam›n›n al›nmas› gerekmifltir. Haki Karer’e ba¤l›l›k da bunu gerektirmifltir. Ve öyle de olmufltur, intikam› al›nm›flt›r”

Haki’nin katledilmesinin arkas›ndaki gerçekler

ww

w.

Bu hain güruh, o zaman “biz Apoculara karfl›y›z” diyerek, bu tasfiye planlar›n› gerçeklefltirmeye çal›flm›flt›r. Haki Karer’in katliam›nda rol alan örgütün ad› “Stêrk a Sor”du. Bu örgüt ad›na Haki Karer yoldafl katledilmiflti. Bu örgütü oluflturanlar ise; Türkiye KDP’sinden ayr›lan, yine Türk sol hareketi olan Halk›n Kurtuluflu’ndan ve THKO’dan ayr›lan baz› kiflilerdi. Stêrk a Sor, kendini Kürt görünümlü, sosyalist bir örgüt olarak lanse etmiflti ve Kürdistan'›n ba¤›ms›zl›¤› için savaflt›¤›n› söylüyordu. Kürdistan'›n 4 de¤il de 5 parça oldu¤unu, Ermenistan’daki parçay› da bir parça olarak ele ald›¤›n›, dolay›s›yla Kürdistan’›n 5 parça olarak gördü¤ünü söylemekteydi. Bunun için 5 parçac›lar olarak da bilinmekteydiler.

Olay, Hareketimiz taraf›ndan ayd›nlat›ld›. Bu olay›n gerçekli¤i, bizzat Stêrk a Sor içinde yer alan, yine Haki arkadafl›n katledilmesi s›ras›nda orada bulunan, ama katliamdan sonra piflmanl›k duyan bir kiflinin bize anlatmas› ve bütün bilgileri vermesiyle ortaya ç›kt›. Olay›n bütün yönleri ayd›nlat›ld›. Olaydan sonra da Stêrk a Sor’un üzerine gidildi, bu katliama kar›flanlardan tek tek hesap soruldu, katliamda yer alanlar›n hepsi cezaland›r›ld›, Stêrk a Sor yaflayamaz hale getirildi, da¤›t›ld›. Çünkü Apocu hareket, daha ç›k›fl›nda bir adalet hareketi olarak ortaya ç›km›flt› ve hesap sorma hareketiydi. Adaleti gerçeklefltirme hareketiydi. Yine bu hareketin ç›k›fl›nda bir ilkesi vard›; o da kendisine zarar vereni asla affetmemeydi. Ortada büyük bir katliam vard›, büyük bir flahadet gerçekleflmiflti, hem de bu komplo tarz›nda gerçeklefltirilmiflti. Arkas›nda devlet vard›, M‹T vard›, mutlaka bu gerçe¤in ortaya ç›kar›lmas› ve yapanlardan da hesap sorulmas›, adaletin yerine getirilmesi gerekiyordu. PKK bunu gerçeklefltirdi. Haki arkadafl›n an›s›na ba¤l› kal›nd›. Hesap büyük soruldu. Çünkü Apocu hareketin ajanlardan, iflbirlikçilerden, hainlerden hesap sorma gibi bir ilkesi vard› ve bu ilkenin gerekleri yerine getirildi. Stêrk a Sor yaflayamaz duruma getirildi¤i ve da¤›t›ld›¤› için daha sonra bunun kal›nt›lar› üzerinden, yine baflka örgütlerden kopan, kendisini Tekoflin olarak adland›ran bir hareket gelifltirilmek istendi. Bu örgüt de Stêrk a Sor’u farkl› bir ad alt›nda yeniden diriltilme çabas›ndan baflka bir fley de¤ildi.


May›s 2009

SERXWEBÛN çok c›l›z kalm›flt›r. Bunun karfl›s›nda egemen olan tutum ve düflünce; bu katliama karfl› büyük bir kin ve öfke duyulmas› biçiminde geliflmifl ve bunun mutlaka intikam›n›n al›narak, hesab›n›n sorulmas›n›n gerekti¤i yönünde belirlenmifltir. Bu katliam, hareket aç›s›ndan “tamam m›, devam m›” noktas›na gelindi¤ini göstermifltir. Bu noktada hareket bu gerçekli¤i yaflarken, kendini keskin bir kararlaflma ile karfl› karfl›ya bulmufltur. Böyle bir anda Önder Apo “tamam” dememifl, “yola devam” diyerek tarihsel bir tutum belirlemifl ve bir kararlaflma içerisine girmifltir. Bunun gereklerini yerine getirmek için de, sadece bu do¤rultuda karar vermekle kalmam›fl ve yola devam edilebilmesi için gerekli olan bütün çal›flmalar› yaparak, tedbirlerini gelifltirmifltir. E¤er, Önder Apo bu dönemde böyle bir karar› vermemifl ve bu karar›n gerekliliklerine göre bir çal›flma ve mücadeleyi gelifltirmemifl olsayd›, hareket Haki Karer arkadafl›n katlinden sonra yarat›lmak istenen öylesi bir ortam içerisinde “buraya kadar” denilerek bir da¤›lmay› yaflayacakt›. E¤er hareket böyle bir hüsran› yaflamam›fl ve da¤›lmam›flsa, aksine geliflimini sürdürerek kendisini bir üst aflamaya tafl›rm›flsa, bu tamamen Önder Apo’nun bu do¤rultuda ald›¤› karar ve çal›flmalar›yla gerçekleflmifltir. Haki Karer’in flahadeti baflka bir gerçe¤i daha ortaya ç›kartm›flt›r. Bu da meflru savunman›n öneminin anlafl›lmas› ve Kürdistan'da meflru savunma ör-

gütlendirilmeden, gelifltirilmeden b›rakal›m siyaset yapmay›, fiziki olarak bile yaflanamayaca¤› gerçe¤ini bizzat gruba kavratm›fl olmas›d›r. Bu flekilde, Haki Karer’in flahadeti; art›k bir dönemin sona erdi¤ini; kendini savunman›n ve mekanizmalar›n›n ertelenmeden mutlaka gelifltirilmesi gerekti¤ini ortaya ç›karm›fl ve kavratm›flt›r. O zamana kadar hareket meflru savunmay› düflünmüyordu, gündemine almam›flt›; son derece bar›flç›l, siyasal bir çal›flmay› kendisi için esas alm›flt›. fiiddete baflvurmadan, buna ihtiyaç duymadan varl›¤›n›, çal›flmalar›n› sürdürmeyi düflünüyordu. Ama Haki Karer’in flahadetiyle, art›k bu anlay›fl›n geride kald›¤›, bunda ›srar etmenin; de¤il çal›flma yürütme, varl›¤›n› bile koruyamaya yetmeyece¤i a盤a ç›kt›.

ne te we .c om

Tekoflin'in de amac› hareketin önder kadrolar›n› tasfiye edip hareketin kitlesini, taraftarlar›n›, olanaklar›n› tümüyle ele geçirmekti. O süreçte içimizde olup da Stêrk a Sor’la iliflki içerisine girerek Haki Karer’in katlediliflinde yer alanlar›n bir kesimi de daha sonra Tekoflin’le birleflerek harekete sald›rm›fllar ve sonuç almak istemifllerdir. Ama bunda da baflar›l› olamam›fllard›r. Tekoflin de daha sonra Stêrk a Sor’la ayn› ak›beti paylaflmaktan kurtulamam›flt›r.

57

Haki Karer'in Kürt hareketine miras›

ww

w.

Haki arkadafl›n katledilmesi Hareketimiz aç›s›ndan çok önemli bir dönüm noktas›n› teflkil etmifltir. Art›k Hareketimiz üzerine devlet gelmeye bafllam›flt›r. Belki devlet aç›ktan gelmiyordu, ama kurdurttu¤u örgütlerle, ajanlar›yla, faflistlerle hareketin üzerine geliyor ve onlara dayanarak sonuç almak istiyordu. Devlet öyle bir süreçte aç›ktan hareketin üzerine gelmeyi kendi ç›karlar› aç›s›ndan do¤ru da görmüyor ve yaflananlar› devletle Hareketimiz aras›nda yaflanan bir çat›flmaym›fl gibi yans›tmak istemiyordu. Bunu da o süreçte yaflanan ve bugün bir kontrgerilla oyunu oldu¤u a盤a ç›kan görünümlerle örtbas etmeye çal›fl›yordu. Bu flekilde Haki Karer’in flahadeti “devrimciler aras›”, “örgütler aras›”, hatta “Kürtler aras› bir çat›flmaym›fl” gibi yans›t›lmak istenmifl ve böylece de sald›r›n›n as›l niteli¤i gizlenmeye çal›fl›lm›flt›. Haki Karer’i katledenler, bu cinayeti ifllerlerken kendilerine göre böyle bir taktik belirlemifl olsalar da, asl›nda bu flahadetle verilen mesaj çok aç›kt›. Bu cinayetle; kadroya “ancak, bu iflten vazgeçerek yaflayabilirsiniz”, “›srar ederseniz, siz de Haki gibi katledilirsiniz” denilmifltir. Mesaj son derece aç›k verilmifltir. Bu mesaj etkili de olmufltur. Baz› kadrolar “bu mesaja uyay›m m›, uymayay›m m›”, “hareket devam edecek mi, etmeyecek mi” biçiminde tereddüt içerisine girerek, ürkmüfller ve bir karars›zl›k yaflam›fllard›r. Hatta bunlar içerisinden kaçanlar bile ç›km›flt›r. Ancak bu karars›z ve ikircikli yaklafl›mlar


SERXWEBÛN May›s 2009

ne t

Haki Karer'in hedeflenmesi son derece bilinçlidir

katledilmeyip Kürdistan'da katledildiyse, yine Kürt ve sosyalist görünümlü bir örgüt taraf›ndan katledildiyse, bunun da nedenleri ve amaçlar› vard›r. Mutlaka Kürdistan'da ve Kürt görünümlü bir örgüt taraf›ndan katledilmesi gerekiyordu ki bu katliamla amaçlanan gerçekleflebilsin. Ankara’da ya da Adana’da katledilseydi bu katliamla hedeflenenlerin hiçbirine ulafl›lamazd›. Çünkü Kürt görünümlü bir örgüt taraf›ndan Haki Karer’in Kürdistan'da katledilmesi haz›rlanan senaryoya en uygun olan›yd›. Haki Karer Kürdistan’da katledilmeliydi ki, Türk halk› ve gençli¤i üzerinde amaçlanan hedefe ulafl›labilsin ve etkisi k›r›labilsin, gelifltirilen süreç tersine çevrilebilsin, Kürtlerde ve Türk gençli¤inde Kürtlere ve PKK'ye düflmanl›k gelifltirilebilsin. Haki Karer’in katliyle nas›l ki Kürt gençlerine, Kürdistanl›lara "vazgeçmezseniz hepinizin sonu Haki Karer gibi olacak" denilmiflse, Türk halk›na ve Türk gençli¤ine verilen mesaj da; "e¤er siz Kürtlere sahip ç›karsan›z, gidip Kürtler için mücadele ederseniz bak›n Kürtler taraf›ndan bafl›n›za getirilecek olan budur. Bundan ibret al›n, böyle bir yanl›fll›k yapmay›n, kendinize ihanet etmeyin, Kürtlere hizmet etmeyin! Kürtler sizi anlamaz, size de¤er vermez. Kürtler sizi düflman görüyor, sizin de ayn› flekilde onlar› düflman görmeniz gerekiyor. E¤er düflman görmezseniz, onlar›n hizmetine girerseniz, bak›n Haki Karer girdi ne oldu? Hiçbir Kürt’ün cesaret edemeyece¤i bir dönemde Kürtlere sahiplik yapt›, hizmet etti, her fleyini ortaya koydu, can›n› ortaya koydu, bak›n sonuç ne? Kürtler onu katletti. Bundan ders ç›kar›n, böyle bir yanl›fll›k yaparsan›z sizlerin de sonu böyle olur Kürtler taraf›ndan ayn› ak›bete u¤rat›l›rs›n›z" fleklinde bir mesajd›r. Haki Karer’in katliyle Türkiye halk›n›n, gençlerinin bu harekete kat›l›m ve ilgisi k›r›lmak istendi. Haki Karer ve Önder Apo flahs›nda somutlaflan iki halk›n özgürlük temelindeki birli¤i y›k›lmak, Türk düflmanl›¤› gelifltirilmek istendi. Yine Haki yoldafl›n ailesi harekete karfl› k›flk›rt›lmaya çal›fl›ld›. Bu aile k›flk›rt›larak di¤er Türk ailelerinin de hareketten uzaklaflmas› hedeflendi. Haki Karer bu

ww

w.

Haki Karer’in Önder Apo ile birlikte olmas›, Kürdistan'a, Kürt halk›n›n özgürlük talebine sahiplik etmesi, hem Kürt halk› ve gençli¤i üzerinde etkide bulunmufl hem de Türk gençlerinin harekete kat›lmas›na yol açm›flt›r. Bununla da kalmayarak, Türk halk› üzerinde de etki yaratm›fl, Türk devletinin inkâr ve imha politikas›na darbe vurmufltur. Böylece, Kürt halk›na Türkiye’den destek sa¤lam›fl, Kürt inkâr›n›n, imhas›n›n gerçeklefltirilmesi amac›yla gelifltirilen tecridi k›rm›fl, Kürt özgürlük mücadelesinin meflrulu¤unu ortaya ç›karm›flt›r. Haki Karer’in katledilmesinde hedef olarak seçilmesinin as›l nedeni bu gerçekliklerdi. Bununla hem Haki Karer’e onlar aç›s›ndan “Türklü¤e ihanetin” bedeli ödettirilmifl, hem Önder Apo’ya ilk yoldafll›k yapan militan imha edilerek, bir kolu k›r›lmak istenmiflti. Haki Karer Ankara veya Adana’da da katledilebilirdi. E¤er oralarda

amaçlar do¤rultusunda Kürdistan'da ve bir Kürt görünümlü örgüt taraf›ndan katledildi. Bununla Kürt-Türk birlikteli¤i engellenerek Türk-Kürt çat›flmas› bafllat›lmak istendi. Bu aç›dan da Haki Karer’in flahadeti oldukça önemli bir anlam ifade etmektedir. Önder Apo, katliam›n gerçeklefltirilmesiyle ulafl›lmak istenen amaçlar› iyi görmüfl ve yap›lmak istenenleri bofla ç›karm›flt›r. Kürt-Türk çat›flmas› do¤mam›flt›r. Haki Karer’in flahadetinin ard›ndan an›s›na ba¤l› kal›narak bu flahadet üzerinden gelifltirilmek istenen komplolar etkisizlefltirilmifl ve hareketin amaçlar› ve çizgisi üzerinden yola devam edilmifl ve bu yürüyüflü güvence alt›na alan tedbirler gelifltirilmifltir. Tüm bunlar› sa¤layan da Önder Apo olmufltur. Onun için Türk devleti Haki Karer'in katliyle hedeflerine ulaflamam›flt›r. Haki yoldafl›n katledilmesinin hemen ard›ndan Tuzluçay›r’da ve Türk-ifl bloklar›nda Önder Apo’ya yönelik bir suikast gerçeklefltirilmek istenmifl ama bu suikastlar baflar›l› olamam›flt›r. Haki Karer’in katlediliflinin, ard›ndan Önderlik de katledilerek tamamen hareketin da¤›t›lmas› amaçlanm›flt›. Ancak al›nan tedbirlerle böyle bir amaca ulaflmalar› engellendi. Böylece, Önder Apo’ya karfl› düzenlenen suikast ile ulafl›lmak istenen tasfiye plan›n›n önüne geçilmifl oldu. Önder Apo yaflanan geliflmeleri ve süreci de¤erlendirerek, al›nmas› gereken tedbirleri ald› ve gelifltirilmek istenen provokasyonlar› bofla ç›kard›. Böylece hareket yürüyüflüne devam etti.

ew e. c

Büyük bir flahadetle tüm bu gerçeklikler görülebildi ve a盤a ç›kar›lm›fl oldu. Neden Haki Karer hedef olarak seçildi? Neden bu cinayet Ankara’da, Adana’da de¤il de Kürdistan'da ifllendi? Neden, Stêrk a Sor örgütü taraf›ndan, kendine hem sosyalist hem Kürt kimli¤ini takan, bu görünümle kendini ortaya koyan bir örgüt taraf›ndan gerçeklefltirildi? Bunlar oldukça önemli ve cevaplanmas› gereken sorulard›r. Haki Karer’in böyle bir katliam›n hedefi haline getirilmesinin as›l nedeni; onun hem Önder Apo’ya ilk yoldafll›k yapan, hem bunu bir Kürdistanl› olarak de¤il de bir Türkiyeli olarak gerçeklefltiren hem de Önderli¤i en iyi anlayan, pratiklefltiren bir militan olmas›d›r. Tüm bu özellikleri nedeniyledir ki, Haki Karer 1976 y›l›nda Ankara-Dikmen toplant›s›nda Önder Apo’nun resmen yard›mc›s› olarak görevlendirilmifltir. Haki Karer’in ilk hedef olarak belirlenmesi ve katledilmesi alt›nda yatan gerçeklik de budur. Çünkü, Haki Karer Kürt ve Kürdistanl› de¤il, bir Türkiyeliydi. Türk devletinin mant›¤›na göre; o, Türk devletine ve Türklü¤e ihanet etmiflti. ‹hanetin cezas› da ölümdü.

om

58

Önder Apo tasfiye plan›n› bofla ç›kard› E¤er Önder Apo o yaflanan süreci do¤ru de¤erlendirmemifl, geliflen tehlikeyi ve gelifltirilmek istenen provokasyonlar› görmemifl ve tedbirlerini almam›fl olsayd›, hareket geliflimini sürdüremeyecek, da¤›lacak ve bitecekti. Böyle bir durum yaflanmam›flsa, tam tersine yola devam edilerek ideolojik bir gruptan partileflmeye do¤ru bir ad›m at›lm›flsa, bu tamamen Önder Apo’nun çabalar›yla gerçekleflmifltir. Bu aç›dan Kürdistan tarihinde ilk kez bir provo-


May›s 2009

SERXWEBÛN zenlenen suikast giriflimi, sürecin nas›l planland›¤›n›, devletin neyi amaçlad›¤›n› çok net ortaya koymufltu. Önder Apo, tüm bunlar›n yafland›¤› bir süreçte; Haki Karer’in flahadetinin nas›l bir kalk›fla dönüfltürülebilece¤i ve düflman›n geliflen imha planlar›n›n nas›l bofla ç›kar›labilece¤inin aray›fl› içerisine girerken, art›k Ankara’da kal›namayaca¤› ve buradan hareketin yönetilemeyece¤i, çal›flmalar›n sürdürülemeyece¤i sonucuna vard›. Çünkü gelinen aflamada hareket “ya tamam; ya devam” demekle karfl› karfl›ya gelmiflti. Burada söylenecek söz ve belirlenecek tav›r çok netti. Mutlaka, hareketin devam ettirilmesi gerekiyordu. Hem de daha üst düzeye ç›kar›larak yola devam edilmeliydi. Önderlik bunun karar›n› verdi. Bu temelde de yoldafllara, halka, ülkeye, özgürlü¤e, demokrasi ve özgürlük de¤erlerine ba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak hareketi ideolojik grup aflamas›ndan partileflme aflamas›na do¤ru götürdü. O süreçte hareket ideolojik grup aflamas›n› baflar›yla gerçeklefltirmifl, politik bir gruplaflma dönemine girmiflti. Haki Karer’in katledilmesi tam da bu dönemde, hareketin ideolojik bir grup olmaktan ç›k›p kitleselleflmeye do¤ru geliflti¤i bir dönemde gerçekleflmiflti. Hareketin h›zla kitleselleflmesi, partileflmesi kaç›n›lmaz görünüyordu. Devlet bunu gördü ve bunun önünü almak için Haki Karer’i katletti. Bunun karfl›s›nda yap›lmas› gereken ise, hem ortaya ç›kan bu tehlikeyi gidermek hem de hareketi daha da ileri bir düzeye götürmekti. Bunun için de hareketin partilefltirmesi gerekiyordu. Bunu yapmak için de içerisine girilen süreç Haki Karer’in flahadet gerçekli¤ine göre ele al›nmal›yd›. Sömürgecili¤in yaflanan bu yönelimleri sonucunda; Kürdistan'da yaflaman›n, siyaset yapman›n meflru savunmay› örgütlemekten

geçti¤i ortaya ç›km›flt›. Meflru savunma da ancak öncü bir örgütlenmeye gidilirse gelifltirilebilirdi. Bunun için de hareketi partileflmeye götürmek, öncülü¤e ulaflt›rmak ve öncülü¤e kavuflan hareketin meflru savunmay› örgütlendirmesini gerçeklefltirmek gerekiyordu. Öncü örgüt oluflturulmadan, hareket bu düzeye ç›kar›lmadan, hareketin meflru savunmas›n› örgütleyemeyece¤i biliniyordu. Meflru savunma örgütlendirilmeden de hareketin kendisini koruyamayaca¤›, geliflimini sürdüremeyece¤i a盤a ç›km›flt›. Burada yap›lmas› gereken öncü örgütlenmeyi h›zla gelifltirmek, bununla birlikte bu baflar›ld›¤› oranda da, buna paralel olarak da meflru savunma örgütlenmesini de oluflturmakt›. Önder Apo bu amaçla Antep’e gitmifltir. 1977’nin sonbahar›nda burada, Hoflgörü mahallesindeki kiral›k evimizde, parti program›n›n yaz›m›na bafllam›flt›r. Bu program yaz›ld›ktan sonra da bunun bütün alanlara da¤›t›lmas›, kadrolarca okunup üzerinde tart›fl›lmas› ve bu tart›flmalar›n do¤ru yönlendirilerek sonuçlar›n›n toplanmas› gerekti¤ini söylemifltir.

ne te we .c om

kasyon, bir komplo, bir flahadet bu flekilde tersine çevrilerek hedeflenenin aksine sonuçlar›n ortaya ç›kmas›na neden olmufltur. Kürdistan tarihine bak›ld›¤›nda bütün komplolar sonuç vermifl ve sömürgeciler bu temelde amaçlar›na ulaflm›fllard›r. ‹lk kez Haki Karer’in komployla katledilmesinin ard›ndan gelifltirilmek istenen komplolarla sonuç al›nmak istenmesi çabas› sonuç vermemifl, aksine bu komplo büyük bir geliflmenin ve tarihi bir aflaman›n gerekçesi haline getirilmifltir. Bu temelde büyük komplolar, büyük flahadetler e¤er do¤ru de¤erlendirilir, bunlardan do¤ru sonuçlar ç›kar›l›r ve baflar›n›n gerekçesi olarak ele al›n›rsa ve de bu temelde bir pratikleflme içine girilerek, baflar›l› olunursa bu komplolar, bu flahadetler büyük geliflmelerin yarat›c›s› haline getirilebilirler. Haki Karer’in katlinden sonra da gerçeklefltirilen bu olmufltur.

59

Haki’nin flahadetinin ard›ndan çizilen yol

ww

w.

Haki yoldafl›n katlediliflinin ard›ndan Ankara Türk-‹fl bloklar›nda Önderli¤e karfl› -baflar›s›zl›kla da sonuçlansa- dü-

Partileflme Haki'nin flahadetine verilen karfl›l›kt›r

Önder Apo’nun Haki Karer’in flahadetine verdi¤i cevap bu flekilde gerçekleflmiflti. Önder Apo, daha ilk ç›k›fl›nda asla yoldafll›¤a ters düflmeyece¤ini, ihanet etmeyece¤ini yoldafll›k için yaflayaca¤›n› söylemiflti. Önder Apo’ya ilk yoldafll›k yapan Haki Karer’di. Haki Karer, Önder Apo’nun deyimiyle yar›m saatlik konuflmayla kendisiyle yoldafl olmaya karar vermiflti. O konuflmadan sonra flehit düflünceye kadar da tereddüt etmeden Önder Apo’ya yoldafll›k yapm›flt›r. En zor günlerinde Önder Apo’ya en büyük deste¤i, O sa¤lam›flt›r. Hiç kimsenin Kürdistan'a sahiplik yapmaya cesaret etmedi¤i bir dönemde, Önder Apo tek bafl›nayken, hiçbir olanak yokken, hiçbir geliflme belirtisi görülmezken, O tereddütsüz bir flekilde Önder Apo’nun yoldafll›¤›n› seçmifl ve flehit düflünceye kadar da Önder Apo’nun gerçek yoldafl› olmak için bü-


SERXWEBÛN May›s 2009

60

ww

w.

ne t

ew e. c

om

yük bir çaba sergilemiflti. Önder rak da yarat›lan partileflmeyle ölümsüz hareketin militanl›¤›n›n temeline koyApo’nun deyimiyle “gizli ruhu”, gözü, k›l›nm›flt›r. Bu anlamda da PKK, eflittir mufltur. PKK'yi, onun çizgisini, militanl›¤›n›, ölçülerini ve yaflam anlay›fl›n› kula¤›, beyni, yüre¤i olmufltu. Sürekli Haki Karer’in yaflamsal k›l›nmas›d›r. bir flekilde Önder Apo’yu en iyi anlaÖnder Apo hareketi oluflturma yö- flekillendirirken bu iki yoldafl›n özellikyan ve pratiklefltiren bir arkadafl ola- nünde daha ilk ad›m›n› atarken, ken- lerini oldu¤u gibi esas alm›flt›r. Bu aç›rak da görev ve sorumluluklar›na sa- disine yoldafll›k yapan Haki Karer ve dan PKK'nin do¤up flekillenmesi, geliflhip ç›km›flt›. Bu nedenledir ki, düfl- Kemal Pir yoldafllard›. Bu her iki yol- mesi ve baflar›s›nda Önder Apo’nun çaman bir komployla onu katletmifltir. dafl ne Kürdistanl› ne de Kürt’tüler. balar›n›n yan› s›ra Haki Karer ve KeBöyle bir yoldafl›n ve yoldafll›¤›n Her ikisi de Türkiyeliydiler. Haki Ka- mal Pir’in çabalar› ve pratikleflmeleri an›s›na ba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak Ha- rer ve Kemal Pir büyük bir yoldafll›k oldukça önemlidir. Önder Apo’yu, taki Karer’i yaflatmak gerekiyordu. örne¤i, ba¤l›l›k, dürüstlük ve fedakar- mamlayan bu çaba ve pratiklerdir. Önder Apo her zaman yoldafllar›na, Onun içindir ki, Önder Apo Haki Ka- l›k sergilemifllerdir. Hiç kimsenin cerer’i ölümsüz k›lmak ve yoldafll›¤›n› saret etmedi¤i bir dönemde Önder Apo en çok da bu yoldafllara karfl› kendisini borçlu hissetmifltir. Onlar›n flahs›nda yaflatmak için hareketi partileflme ile yoldafll›k yapm›fllard›r. aflamas›na ulaflt›rmay› esas alm›fl ve Baflka ülkelerde de devrimciler mü- Türkiye halk›na ve halklara kendisini hareketi ideolojik grup aflamas›ndan cadeleye kat›lm›fllard›r. Ama bunlar borçlu kabul etmifltir. Daima da bu parti aflamas›na tafl›yarak an›s›na an- daha çok da var olan bir mücadeleye, borcunu ödemeye çal›flm›flt›r. E¤er laml› ve büyük bir cevap vermifltir. onu geliflkinlik ve imkânlar›na kat›la- PKK'de, Kürt halk›nda Türkiye halk›na Önder Apo’da flehit, kavga gerekçesi- rak devrimcilik yapm›fllard›r. Haki karfl› bir düflmanl›k, sayg›s›zl›k gelifldir, mücadeleyi büyütme gerekçesidir, Karer ve Kemal Pir tam da bu noktada mediyse, bunun temelinde Önder Apo’nun Haki Karer ve örgütü büyütme geKemal Pir’le geliflrekçesidir. fiehidi “Haki Karer yoldafl›n kiflili¤i, bütün yönleriyle anlafl›lmal›d›r. tirdi¤i birliktelik yaflatma gerekçesiHaki Karer’ anlamak; PKK'yi, Önder Apo’yu ve kendini anlamakt›r. esas role sahip oldir. Önderli¤in flehiÖnder Apo, PKK için yapt›¤› tan›mlamada, Haki Karer kiflili¤ini mufltur. Haki Kade yaklafl›m› tamamen bu tarzdad›r. anlatmaktad›r. Haki Karer ‘benim gizli ruhumdu’, ‘yüre¤im, beynim, rer ve Kemal Pir’in Önder Apo ile yolfiehit nas›l yaflat›laelim, kolum, gözüm, kula¤›md›’ derken bu gerçe¤i kastetmifltir ” dafll›k yapmas›d›r. cakt›r? Nas›l ölümBu yoldafll›¤› en süzlefltirilecektir? fiehidin an›s› nas›l temsil edilecektir? farkl›l›klar›n› ortaya koymufllard›r. üst düzeyde gerçeklefltirmifl olmalar›Elbette tüm bunlar, ancak her flehit; Önder Apo ile yoldafll›¤a bafllad›klar› d›r. Haki Karer yoldafl›n kiflili¤i, bütün örgütü, mücadeleyi ilerletmenin, bafla- dönemde ortada ne bir örgüt, ne bir yönleriyle anlafl›lmal›d›r. Haki Karer’i r›n›n bir gerekçesi haline getirildi¤i za- mücadele ne de bir olanak vard›r. Mü- anlamak; PKK'yi, Önder Apo’yu ve kenman baflar›lm›fl olacakt›r. fiehidin yol- cadelenin geliflip-geliflmeyece¤i, bafla- dini anlamakt›r. Önder Apo, PKK için dafl› olmak, flehidin u¤runa flehit düfl- r›ya gidip gitmeyece¤i ise belli de¤il- yapt›¤› tan›mlamada, Haki Karer kiflilitü¤ü de¤erleri, mücadeleyi, örgütü, çiz- dir. Böylesi bir ortamda en zor koflul- ¤ini anlatmaktad›r. Haki Karer “benim giyi yenilmez k›lmak demektir. O ne- larda Önder Apo ile Kürdistan halk›na gizli ruhumdu”, “yüre¤im, beynim, denledir ki, her flehidin an›s›na bir ba- ve onun özgürlük davas›na öncülük elim, kolum, gözüm, kula¤›md›” derken flar›y› s›¤d›rmak gerekmektedir. Bu an- yapm›fllard›r. Bu özellikleri, bu yol- bu gerçe¤i kastetmifltir. Bu ayn› zalamda PKK'nin geliflim tarihinde her za- dafllar›n gerçekli¤ini ve büyüklü¤ünü manda PKK'nin de PKK militanl›¤›n›n da tan›m›d›r. Haki Karer, Önder Apo’man flahadet önemli bir yeri teflkil et- göstermektedir. nun pratikleflen, yaflayan kiflili¤idir. mifl, her flahadet bir sonraki aflaman›n Haki Karer’de gerçekleflen Önder Apo basama¤›, köprüsü haline getirilmifltir. Haki'yi anlamak kiflili¤idir. Onun zihniyetidir, tarz›d›r, Haki Karer’in flahadeti de hareketin Önderli¤i anlamakt›r kültürü, ahlak› ve ölçüleridir. Onun yaideolojik grup aflamas›ndan partileflmeBu her iki yoldafl flahs›nda somutla- flam ve mücadele anlay›fl›d›r. Bu aç›dan ye tafl›r›lmas›n›n, bunun partiyle tamamlanmas›n›n temel bir halka ve flanlar sadece bunlar da de¤ildir. Haki Haki Karer kiflili¤ini tan›mak, Önder köprüsüdür. Hareket, gelifliminin teme- Karer ve Kemal Pir yoldafllar Kürt ve Apo’yu ve PKK'yi tan›makt›r. Önder Apo line bu büyük flahadeti koyarak, parti- Türk halklar›n›n özgür, eflit, demokra- ve PKK'yi tan›mak Haki Karer’i tan›leflmeyi gerçeklefltirmifltir. PKK demek, tik temelde en üst düzeyde birli¤ini de makt›r. Haki Karer demek, büyük bir Haki Karer ve Haki Karer’in flahadeti ifade etmifllerdir. Önder Apo, bu aç›- moral, inanç sahibi olmak, büyük fedademektir. PKK'nin temelinde bu büyük dan da Haki Karer ve Kemal Pir yoldafl- karl›klarda bulunmak, dürüst ve aç›k yoldafl›n, bu büyük flahadeti vard›r. l›¤›na her zaman büyük de¤er vermifl- yürekli olmak demektir. Her koflul alHaki Karer, partileflme do¤rultusunda tir. Onlar›n yoldafll›¤›n› bu hareketin t›nda Önderli¤e, çizgiye, yoldafll›¤a, örat›lan ad›mla ve bunun bir sonucu ola- yoldafll›¤›n›n; onlar›n militanl›¤›n› bu güte, halka, de¤erlere ba¤l› olmakt›r.


May›s 2009

SERXWEBÛN mektir. Haki Karer demek, büyük örgütlenmek, eylem yapmak, eylemle örgütü, örgütle eylemi büyütmek demektir. Örgütsüzlü¤e ve eylemsizli¤e asla yaflam hakk› tan›mamak ve bunlara yaflam›nda yer vermemek dememektir. Hiçbir yetersizlikle, yanl›flla, çirkinlikle yaflamamak, bundan taviz vermemek, idare etmemek demektir. Yoldafl›n›, iliflkilendi¤i insan› oldukça etkilemek, harekete geçirmek, güçlendirmek, baflar›l› k›lmak demektir. Yoldafl›n›, örgütünü her türlü tehlikeye karfl› korumak, e¤er tehlike varsa onu öncelikle gö¤üslemek, tehlike yaflanacaksa onu bizzat yaflamak ve bunu örgüte, yoldafllar›na yaflatmamak ve tehlikeyi en önde karfl›lamak demektir. Haki Karer demek; en ufak bir bi-

bul etmesi ve kendisine çal›flma olana¤› istememesidir. Örgütün kendisini kabul etmesi ve kendisine çal›flma olana¤› vermesidir. Bunun d›fl›nda örgütten hiçbir fley istememedir. Örgütün, halk›n, özgürlü¤ün, yoldafllar›n ihtiyaç duydu¤u ne varsa onu yaratman›n çabas› içerisinde olmak ve mutlaka yaratmak demektir.

reyselli¤i, kendine görelili¤i, bencilli¤i yaflamamak demektir, bununla mücadele etmek demektir, tamamen komün yaflam›n›, demokratik yaflam›, özgür yaflam› esas almak demektir. Haki Karer demek, zorluklarla mücadele etmek ve baflarmak demektir. Zorluklara teslim olmamak, mutlaka baflar›da ›srarl› olmak ve baflar›y› gerçeklefltirmek demektir. Hiçbir zaman basiti, kolay›, haz›r› istememek demektir, bundan nefret etmek demektir. Her fleyi bizzat mücadeleyle, emekle yaratmak demektir. Yoksa var etmek, varsa var olan› daha da büyütmek, olanla yenisini kazanmak demektir. Haki Karer yoldafltaki parti anlay›fl›, örgüt anlay›fl›, Önder Apo’nun örgüt anlay›fl›d›r. Örgütün kendisini ka-

Haki Karer demek, her koflulda Önderli¤e, partiye, yoldafll›¤a, halka, özgürlü¤e ba¤l› olmak, özgürlükten taviz vermemek, özgürlük için her fleyini ortaya koymak demektir. Önderlik için, partisi için, yoldafllar› ve halk› için, bu halk›n, bu örgütün ve halk›n de¤erleri için gerekti¤inde can›n› ortaya koymak demektir. Haki Karer demek, kendine ait olmaktan ç›kmak, kendini aflmak, toplumsall›¤› kendinde yaratmak, özgürlü¤e kilitlenmek, bütün yaflam›n› özgürlük için düzenlemek, bunun d›fl›ndaki yaflam› kendine haram etmek ve baflar›da ›srar etmek demektir. Haki Karer’de dile gelen, bir örgütün, halk›n, özgürlü¤ün, demokrasinin gerçekleflmesidir. Bunun için hareketin do¤uflunda flekillenmesinde,

ne te we .c om

Haki Karer kiflili¤i; büyük duygular›n düflünceye, bu düflüncelerin duyguya dönüfltürüldü¤ü, duygu ve düflüncenin anlam buldu¤u, bunun ise örgüte ve eyleme dönüfltürüldü¤ü bir kifliliktir. Haki Karer, büyük duygular›n ve düflüncelerin örgütlenme ve eylem kiflili¤idir. Haki Karer kiflili¤i, düflünce gücüyle prati¤i birlefltiren, düflünce ile prati¤i ayn› anda, birlikte gerçeklefltiren kifliliktir. Ne düflünceyi prati¤in ne de prati¤i düflüncenin önüne koymayan bir kifliliktir. Haki Karer kiflili¤i Önderli¤i sürekli izleme, onu sürekli esas alma, kavrad›¤› oranda gerekliklerini an›nda yerine getirme kiflili¤idir. Haki Karer kiflili¤i; örgütçülü¤ü, örgütselli¤i, ölçüleri, disiplini esas almad›r. Örgütsüzlü¤e, disiplinsizli¤e, keyfili¤e, ölçüsüzlü¤e karfl› savaflt›r. Haki Karer kiflili¤i demek, üretmek, emekçi olmak, de¤erleri ve yaflam› yaratmak, yaflam› ve de¤erleri sürekli büyütmek, hiç kimsenin yaratt›klar› üzerinde, eme¤i üzerinde yaflamamak demektir. Yaflam›, yaflam ve de¤er yaratma olarak görmektir, bunun kavgas›n› yürütmektir.

61

Haki'nin intikam› büyük al›nd›

Haki Karer'in bulundu¤u yerde yaflam, örgütlü yaflamak demektir. Haki Karer demek; oldu¤u yerde sürekli büyük duygu, düflünce ve ruh birli¤i yaflamak, bu temelde örgütlenmek, eyleme girmek ve baflar›l› olmak demektir.

Haki olumsuzlu¤u kabul etmezdi

ww

w.

Haki Karer kiflili¤i demek; oldukça mütevazi yaflamak demektir. Her türlü yetkiden ve kariyerizmden uzak, tamamen yoldafl›na, hareketine, halk›na hizmet etmek demektir. Bir lokma, bir h›rkayla yaflamak demektir. Bir dervifl gibi, bir peygamber gibi, bir melek gibi yaflamak demektir. Kendini ve yan›ndakini sürekli e¤itmek, zay›fl›klar›n›, geriliklerini, yanl›fll›lar›n› gidermek, sürekli kendinde çözüm gücü yaratmak demektir. Hiçbir zay›fl›kla, gerilikle, yanl›fll›kla, çirkinlikle yaflamamak demektir. Haki Karer’in yan›nda hiçbir kifli yanl›fll›kla, olumsuzlukla, çirkinlikle yaflayamazd›. Haki Karer asla bunu kabul etmezdi. Mutlaka ya ondan ç›kar›r, ona çözüm gücü kazand›r›r ya da iflah olmuyorsa yan›nda tutmazd›. O nedenledir ki, Haki Karer kendini e¤iterek e¤itmenin, e¤itti¤i kiflide kendini e¤itmenin, baflar›n›n yolunun buradan geçti¤inin bilincinde olmak de-


SERXWEBÛN May›s 2009

“Haki arkadafl›n flahadetine verilen karfl›l›k, tarihsel önemde geliflmelere yol açm›flt›r. Kürt halk›n›n kaderi de¤iflmifltir. Baflar›y› garantileyen bir örgütlülü¤e, önderli¤e ve mücadeleye kavuflmufltur. Bu aç›dan Haki Karer’in flahadeti Kürdistan tarihinde yeni bir dönemin bafllang›c› haline dönüfltürülmüfltür”

ew e. c

yük bir komplo büyük bir baflar›ya dönüfltürülmüfl, büyük bir tarihi geliflme ortaya ç›kar›lm›flt›r. Bu flekilde Haki Karer’in flahadeti büyük bir tarihin yaz›lmas›na, büyük bir kalk›fla, de¤erlerin yarat›lmas›na yol açm›flt›r. Haki’nin flahadetine verilen karfl›l›k, tarihsel önemde ele alabilece¤imiz geliflmelere yol açm›flt›r. Kürt halk›n›n kaderi de¤iflmifltir. Kürt halk› o çokça bilinen ayaklan›p yenilgiye u¤rayan tarihini y›km›flt›r. Baflar›y› garantileyen bir örgütlülü¤e, önderli¤e ve mücadeleye kavuflmufltur. Bu aç›dan Haki Karer’in flahadeti Kürdistan tarihinde yeni bir dönemin bafllang›c› haline dönüfltürülmüfltür. Bu temelde yeni bir geliflmeye, yeni bir toplum ve bireyin ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r. An›lar›na ba¤l› kal›nd›¤›nda büyük flahadetlerin böylesine büyük sonuçlar yaratmas› kaç›n›lmazd›r. Önder Apo bu büyük flahadetin etkisini iliklerine kadar yaflam›fl, bunu nas›l anlamland›raca¤›n›n mücadele ve kavgas›na girmifl ve bu temelde PKK'yi yaratarak Kürdistan halk›n› büyük bir örgütlülü¤e, öncülü¤e ve eylem gücüne kavuflturup yenilmez k›lm›flt›r. PKK kiflili¤i de; duygu, düflünce, ruh ve tarz birli¤i olarak bu temelde flekillenmifltir. Bu da Haki kiflili¤inin, militan kifliliklerde temsilini bulmas› anlam›na gelmektedir. Sistemin yaratt›¤›, flekillendirdi¤i kiflili¤i aflarak, kendinde yeni bir kiflilik ve toplum yaratmay› baflaran ender yoldafllardan biri Haki Karer yoldafl olmufltur. Bu özellikleriyle de Haki Karer; bütün insanl›¤›n demokrasi, özgürlük, eflitlik, adalet de¤erlerini, yine Kürt halk›n›n bu temeldeki de¤erlerini, Önder Apo’nun PKK'de sentezleyerek ve bu de¤erlere anlam kazand›rd›¤› de¤erleri kendi yüre¤ine ve beynine s›¤d›rm›flt›r. Bu büyük özellikler üzerinde gelifltirilip flekillendirildi¤i için de PKK'nin gerçekleflmesi büyük olmufl-

ww

w.

ne t

geliflmesinde çok büyük yeri olan, belirleyici yeri olan bir yoldafl olmufltur. Hareketimiz, Haki Karer’e birçok fleyini borçludur ve bunu sürekli olarak da ödemeye çal›flmaktad›r. Bunun için Haki Karer yoldafl; PKK'de, PKK militanlar›nda, halk›m›z›n gönlünde silinmemecesine taht kurmufltur. PKK yaflad›kça, PKK militanl›¤› ve Kürdistan halk› yaflad›kça Haki Karer yoldafl da yaflayacakt›r. Haki Karer, Kürt halk›n›n beynine ve yüre¤ine ifllemifltir. PKK'nin, PKK militanlar›n›n en küçük hücresine kadar ifllemifl ve nüfuz etmifltir. Haki Karer bu aç›dan ölümsüzleflmifltir. Haki Karer ölmemifltir ve hala bugün yaflamaktad›r. PKK olarak yaflamaktad›r. Bunlar PKK'nin kimli¤i, kiflili¤i ve özellikleridir. PKK militanl›¤›n›n kimli¤i ve özellikleridir. Bu büyük bir gerçekleflme biçimdir. Tarihteki insanl›¤›n özünü, ütopyalar›n› yaflamak demektir. Bu aç›dan Haki Karer demek, insanl›¤› yaflamak, insanl›¤›n özünü, aray›fllar›n›, hedeflerini, amaçlar›n›, hayallerini yaflamak, onlar›n gerekliliklerini pratikte yerine getirmek için büyük bir moral, inanç ve fedakarl›kla mücadele etmek demektir. Haki Karer'in flahadeti, büyük bir kay›pt›r. Bu büyük kayb›n mutlaka telafi edilmesi, do¤an bofllu¤un giderilmesi ve bu komplonun karfl›l›¤›n›n düflmana büyük ödettirilerek intikam›n›n al›nmas› gerekmifltir. Haki Karer’e ba¤l›l›k da bunu gerektirmifltir. Öyle de olmufltur. Haki Karer’i katledenlerin üzerine gidilmifl ve intikam al›nm›flt›r. Esas büyük intikam ise, hareketi ideolojik aflamadan partileflme aflamas›na tafl›rarak, partileflerek Haki Karer ölümsüz k›l›narak al›nm›flt›r. Haki Karer’in an›s›na verilen bu karfl›l›k ile bu hareketin ve halk›n yenilmezli¤i sa¤lanm›flt›r. Böylece, bir daha eskiyi yaflamamacas›na Kürdistan halk›n›n tarihinde bü-

tur. PKK bu kadar büyük olarak gerçekleflmifl ve yenilmez k›l›nm›flsa, Kürdistan toplumunda büyük alt-üst olufllara yol açm›flsa, büyük geliflmeler yaratm›flsa bunun temelinde Haki Karer kiflili¤i yatmaktad›r. Gruplaflman›n ülkeye tafl›r›lmas›nda, ülkede köklefltirilmesinde, yenilmez k›l›nmas›nda ve bu temelde partileflmenin, kiflilik bulman›n, kimlik bulman›n gelifltirilmesinde Haki Karer kiflili¤inin büyük bir rolü vard›r. Bütün bu geliflmelerin temelinde Haki Karer'in düflünce ve pratikleflmesinin eme¤i vard›r.

om

62

Haki’ye olan borcumuz ve görevlerimiz

Haki Karer partimizin kurulufl döneminin en iyi öncü militan›d›r, rolünü eksiksiz yerine getiren ender yoldafllardan biridir. E¤er bizler bugüne, bu de¤erlere, bu olanaklara ulaflt›ysak bunun temelinde Haki Karer yoldafl›n çabalar›n› görmek gerekir. Onun için de sürekli kendimizi bu de¤erli yoldafla borçlu hissetmek, bu borcumuzu her koflul alt›nda hem Kürdistan halk›na hem de di¤er halklara ödemek gerekmektedir. Bu da Önder Apo’nun ortaya koydu¤u hedefleri gerçeklefltirmek için büyük çaban›n sahibi olmak demektir. PKK'de e¤er hiçbir zaman milliyetçilik, dar ulusçuluk geliflmediyse, PKK'de tüm halklara sevgi, ba¤l›l›k, hizmet anlay›fl› gelifltiyse bu Haki ve Kemal yoldafllar›n Önder Apo ile ilk ad›mlar› atm›fl olmalar› ve flehit düflünceye kadar da Önder Apo’ya ba¤l› kalmalar› nedeniyledir. E¤er PKK bu kadar temiz kald›ysa, yürekleri fethettiyse, bugün birçok devrimci, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren kifli ve güçler taraf›ndan önemseniyor ve bu güçler PKK'den ilham al›yorlarsa bu da tamamen Haki ve Kemal yoldafllar›n Önder Apo’ile birlikte bu hareketin gelifltirilmesinde, flekillendirilmesinde oynam›fl olduklar› rol ile ba¤lant›l›d›r. Haki Karer yoldafl› böyle anlar ve bunun gerekliliklerini pratikte zaman›nda yerine getirirsek hem Haki Karer’i do¤ru hem de PKK'yi ve Önder Apo’yu do¤ru anlam›fl ve yaflam›fl olaca¤›z.


May›s 2009 SERXWEBÛN

63

ne te we .c om

Ekoloji ve sistemin yap›sal dönüflümü

“Genelde uygarl›k tekelleri özelde kapitalist tekeller tarih boyunca tüm ekonomik çarp›tmalar›n, bunal›mlar›n, sorunlar›n, açl›k ve yoksulluklar›n, çevre felaketlerinin temel etkenidir. Bu temel etken üzerinde ayr›ca her tür sosyal, siyasal s›n›flaflmalar, iktidarlar, afl›r› kentleflmeler, ideolojik sapt›rmalar, çirkinlikler ve kötülükler yükselir. Toplum do¤as› bu olgulara dayanamaz. Bu anlamda sistemin yap›sal dönüflümü gereklidir. Ekolojik hareket de bu çerçevede ideolojik birli¤ini sa¤lamal›d›r”

Reber Apo’nun çözümlemelerinden al›nm›flt›r

Toplumun ekolojik sorunu

ww

w.

Endüstriyalizm sorunu hem ekolojik sorunun bir parças›, hem en temel nedenidir. Ekoloji, endüstriyalizmden daha fazla anlam ifade eden toplumsal ve sorunlu olan bir konudur. Kavram çevrebilim anlam› tafl›sa da esas olarak toplumsal geliflimle çevresi aras›ndaki s›k› iliflkiyi çözümleme bilimidir. Çevre sorunlar› felaket alarm› verince a¤›rl›kl› olarak gündemleflti. Sak›ncal› anlamlar tafl›sa da ayr› bir inceleme dal› haline getirildi. Çünkü o da endüstriyalizm gibi toplumun yaratt›¤› bir sorun olmay›p uygarl›k tekellerinin son marifeti olarak en kapsaml› sorun biçiminde tarih, dünya ve toplum gündemine oturmufltur. Belki de hiçbir sorun ekolojik olanlar kadar kâr-sermaye düzenlerinin gerçek iç yüzünü bütün insanl›k gündemine oturtacak önem ve a¤›rl›kta olmam›flt›r. Kâr ve sermayenin tarih boyunca tüm askeri, ekonomik, ticari, dini tekellerin toplam› olarak uygarl›k sisteminin bilânçosu sadece toplumun her yönden çözülüflü (ahlaks›zl›k, politikas›zl›k, iflsizlik, enflasyon, fuhufl vs) de¤il çevrenin de tüm canl›lar›n yaflam›yla birlikte tehlike alt›na girmesi olmufltur. Tekelcili¤in toplum karfl›tl›¤›n› bu gerçeklerden daha çarp›c› olarak neyle kan›tlayabiliriz ki? ‹nsan toplumu zeka ve esneklik pay› di¤er tüm canl›lara göre en yüksek

bir do¤a olarak tan›nsa da son tahlilde o da bir canl› varl›kt›r; dünyal›d›r. Çok hassas düzenlenmifl bir iklim atmosferi, bitki ve hayvanlar dünyas›n›n evriminin ürünüdür. Dünyam›z›n, atmosfer ve ikliminin, bitki ve hayvanlar âleminin ba¤l› oldu¤u düzenlilikler hepsinin toplam› olmas› itibariyle insan toplumu içinde geçerlidir. Bu düzenlilikler çok hassast›r. Birbirine çok s›k› ba¤l›d›rlar. Adeta bir zincir olufltururlar. Zincirin bir halkas› koptu¤unda nas›l ifllevsiz durumu ortaya ç›karsa, evrim zincirinin ciddi bir halkas› koparsa, tüm evrimin etkilenmesi kaç›n›lmaz olur. Ekoloji bu geliflmelerin bilimidir. Bu nedenlerle de çok önemlidir. Toplumun iç düzenlili¤inin

herhangi bir nedenle k›r›lmas› insan eliyle yeniden düzenlenebilir. Nihayetinde toplumsal gerçeklilik insan eliyle infla edilen gerçekliktir. Fakat çevre böyle de¤ildir. Toplum kaynakl›, daha do¤rusu toplumdan ç›k›p üstünde kâr-sermaye tekeliyle örgütlenen baz› gruplar marifetiyle çevre halkalar›ndan ciddi kopufllar olursa evrimsel felaketler zincirlemesine tüm çevreyi bu anda toplumu da k›yametle karfl› karfl›ya b›rakabilirler. Unutmamak gerekir ki çevre halkalar› milyon y›llar›n evrimiyle oluflmufltur. Genelde son befl bin y›ll›k, özelde son iki yüz y›ll›k tahribatlar milyonlarca y›l›n evrim halkalar›ndan binlercesini daha k›sa say›labilecek bu zaman diliminde ger-


SERXWEBÛN May›s 2009

w.

ww

Düz bir anlay›flla kent=s›n›f=devlet formülleri basitlefltirici olabilir. Ama anlam›n derinli¤ini ve çok yönlülü¤ünü körlefltirir. ‹nsan, köy infla etmek kadar kent infla etmeyi toplumunun do¤as›na uygun düflünmüfl ve uygulam›flt›r. Toplumsal zekân›n yo¤unlaflt›¤› mekânlar›n bafl›nda gelir. Kent insandaki zekâ yetene¤ini tahrik eder, a盤a ç›kar›r. Ak›l kentle oldukça ba¤lant›l› bir geliflim seyri izlemifltir. ‹nsan›n gücünü, neye kadir olabilece¤ini fark etti¤i mekând›r kent. Güvenlik getirir. Kendine güvenen daha rasyonel düflünür. Düflünce yeni bulufllara yol açar. Üretim art›fl›n›n yöntem ve tekniklerini gelifltirir. Bunlar› deneyimleyen insan kenti ›fl›k kayna¤› gibi bilmifl ve hep oraya koflmak istemifltir. Kentin tap›nak etraf›nda geliflimi, döneminde tap›naklar›n kutsal ak›l ve ruhlar›n topland›¤› yer olmalar›yla ba¤lant›l›d›r. Toplum ak›l ve kimli¤ini orada daha çok keflfediyor, yarat›yor. Kentin lehine güçlü varsay›mlard›r bahsettiklerimiz. Her gerçekte oldu¤u gibi kentin baflka bir yüzü de do¤ufluyla birlikte kendini gösterecektir. S›n›flaflma ve devletleflme. S›n›flaflman›n maddi temeli flüphesiz artan üretkenliktir. Kentin geliflen ak›l sahiplerinden baz›lar› e¤er insan say›s›n› ço¤alt›p verimli topraklarda çal›flt›r›rlarsa katbekat insan› doyurabileceklerini deneyimlemifllerdir. Geriye bu düzene¤i kurmak kalm›flt›r. Düzen bir nevi tekel olan devlettir. fiehir çap›nda da olsa bu yeni düzen örgütü aç›k ki tar›m tekeli olarak do¤mufltur. Sümer flehirleri bu konuda her fleyi aç›kl›yor. M›s›r, Harapa vb ço¤u uygarl›k, do¤ufllar›nda tar›m tekelleridir. Üretimi düzenleme ayg›tlar›d›r. Yeterince üretim, en az›ndan çal›flanlar›n bir kat fazlas›na ilave art›k-ürün sunabilecek seviyeye gelince devletin maddi temeli do¤mufl demektir. Devlet denilen olay asl›nda fazla üretimden geçinenlerdir. Fazlay› derleme örgütü demek daha anlaml› olabilir. fiehir buna da uygun mekând›r. Kabile ve köy toplumunda son derece güçtür bu tür iliflkiler. Kabile ve köy yap›s› buna el vermez. Devletin flehirde do¤uflunun alt›nda

ew e. c

sanl›k eski ça¤larda birkaç Nemrut ve Firavunun a¤›rl›¤›n› çekemedi. Bu kadar inledi durdu. Peki, tüm çevre ve toplumu çözülüfle u¤ratan yüz binlercesinin a¤›rl›¤›n› daha ne kadar çekecek? Yol açt›klar› bunca savafl›n, iflsizli¤in, açl›¤›n, yoksullu¤un verdi¤i ac› ve ahlar›n› nas›l dindirecek? Tarihsel-toplum bir bütündür derken bir de evrimin ›fl›¤›nda bu gerçekleri dile getirmek istedik. Kapitalist modernitenin bilimi pozitivist yap›s›yla kendisine çok güvenirdi. Büyük olgusal keflifleri her fley sand›. Mutlak hakikati olgular›n yüzeysel bilgisinden ibaret sayd›. Sonsuz ilerleme sürecine girildi¤ine emindi. Fakat burnunun dibindeki çevre felaketini öngörmemesi neye yorumlanabilir? Son dört yüz y›l›n tüm tarihi aflan savafl baflta olmak üzere tüm toplumsal felaketler hakk›nda köklü çare öngörmemesi, pratiklefltirmemesi neye yorumlanabilir? Toplumun tüm gözeneklerine iktidar olarak s›zm›fl savafl› b›rakal›m engellemesini, do¤ru tespit etmemesine ne demeli? Aç›k ki tekel egemenli¤inin azami hegemonik ça¤›nda bilim, san›ld›¤›n›n aksine ideolojik kuflatmay› en çok yaflayan ve sistemin hizmetine en iyi uyum sa¤layan yap›s›yla bu sorulara cevap veremezdi. Yap›s›, hedefi, tarz› sistemi meflrulaflt›rma amaçl› olarak ilan edilmifl, düzenlenmifl bilim; dinler kadar bile etkili olamad›¤›n› göstermifltir. Fakat ideolojik olmayan bilim olmad›¤›n› da anlamak gerekir. Önemli olan hangi toplumun, s›n›f›n ideolojisi olarak bilme ve bilimi fark edip ona göre konumunu belirlemektir. Ekoloji en yeni bilimlerden biri olarak bu çerçevede konumunu belirlese sadece çevrenin de¤il, toplumsal do¤an›n da ideal› çözüm gücü olabilir

ne t

çeklefltirmifllerdir. K›r›l›fl reaksiyonu bafllam›flt›r. Nas›l durdurulaca¤› kestirilememektedir. Atmosferdeki baflta karbondioksit oran› ve di¤er gazlar›n yaratt›¤› kirlenmenin mevcut haliyle ancak yüzlerce, hatta binlerce y›l temizlenemeyece¤i öngörülmektedir. Bitki ve hayvan dünyas›ndaki y›k›mlar›n sonucu belki de tam anlam›yla ortaya ç›km›fl de¤ildir. Ama en az atmosfer kadar S.O.S verdi¤i aç›kt›r. Deniz ve ›rmaklar›n kirlili¤i, çölleflme daha flimdiden felaket s›n›rlar›na dayanm›flt›r. Tüm belirtiler k›yametin mevcut gidiflatla do¤al dengesizlik sonucu de¤il, topluma bir k›s›m flebekeler halinde örgütlenmifl gruplar eliyle yaflat›laca¤›n› göstermektedir. Elbette bu gidiflata do¤an›n verece¤i yan›tlar da olacakt›r. Çünkü tahammül gücünün s›n›rlar› vard›r. Direnmesini yerinde ve zaman›nda gösterecektir. Ama o yer ve zaman geldi¤inde insanlar›n gözyafl›na bakmayacakt›r. Çünkü kendilerinin yeteneklerine, bahfledilen de¤erlere ihanet etmekten hepsi sorumlu tutulacakt›r. K›yamet de böyle öngörülmüfl de¤il miydi? Burada amac›m felaket senaryolar›na yenilerini eklemek de¤ildir. Fakat toplumun mutlaka sorumlu olmas› gereken her üyesi gibi gereken sorumlulukla ve varl›k nedenimiz olan ahlaki politik görev anlay›fl›m›zla yeteneklerimiz oran›nda gerekeni söylemek ve yapmakt›r. ‹nsanl›k tarihinde kale ve piramitlerine çekilen Nemrut ve Firavunlar›n ak›betine iliflkin çok fley anlat›l›r. Nedeni aç›kt›r. Ne de olsa Nemrut ve Firavunlar da gerek kifli, gerek düzen olarak tanr›sal idealar tafl›yan birer tekeldiler. Evet, hep kâr peflinde koflan sermaye tekellerinin ilkça¤da en görkemli örnekleriydiler. fiimdiki kentlerde plazalara çekilen tekellere nas›l da benziyorlar. Arada tabii ki özde olmasa da biçimde farklar var. Kale ve piramitler tüm görkemliliklerine karfl›n günümüz plazalar›yla yar›flamazlar. Kald› ki say› olarak hiç yar›flamazlar. Tüm Firavun ve Nemrutlar›n say›lar›n› toplasan birkaç yüzü geçmez ama ça¤dafl Firavun-Nemrutlar›n say›s› flimdiden herhalde yüz binleri geçmifltir. ‹n-

om

64

Toplumun kentleflme sorunu Uygarl›¤›n di¤er ad› medenileflme Arapça kentleflme anlam›ndad›r. Kentleflme kaynakl› sorunlar ekolojik sorunlardan daha az ve önemli de¤ildir. Günümüzde toplumsal yaflam›n temel tehdit kaynaklar›ndan biri durumundad›r. Nedir kenti bu hale getiren?


SERXWEBÛN

65 ve d›fltan dalgalar halinde kentin sonunu getireceklerdi. M.S 476 tarihi sadece bir kentin Roma’n›n y›k›l›fl tarihi de¤il, 3500 y›ll›k ilk ve antik ça¤ uygarl›¤›n›n bir kentin flahs›nda çürümesi, çöküflü ve y›k›l›fl› tarihidir. Ortaça¤ olarak adland›r›lan dönem kentleflme itibariyle hiçbir zaman antik ça¤a eriflemedi. Kale ve surlar›yla ortaça¤ kenti yeknesak ve çok küçük bafllad›. Bir nevi derebeylik ve emirliklerin karargâhlar›yd›. Etrafta biraz zanaatkâr ve saray hizmetkârlar›n toplanmas›yla geniflleme potansiyeli tafl›yordu. Tüccar s›n›f› büyüme ve görkemlilik için ilk h›z› verse de Roma, ‹skenderiye, Antakya, Dara-Nusaybin, Urfa-Edes, daha eskiden bu örneklerini yakalayacak kent inflalar›na rastlamak zordur. Say›sal büyüklükte aflsalar da mimarl›k ve ifllevsellikte (tap›nak, tiyatro, meclis, agora, hipodrom, amfiteatr, hamam, kanalizasyon, ifllik vs binalar›) ihtiflam›na hiç eriflemediler. Ortaça¤ ilk ça¤ ve antikça¤›n enkaz› üzerine kurulan çad›r uygarl›¤› ve kentleri gibi bir fleydi. Kent henüz k›ra, köye üstünlük sa¤layacak konumdan uzakt›. Bir nevi köy oluflum okyanusunda adac›klar durumundayd›. Bünyelerinde iktidar ve s›n›f çeliflkilerini tafl›salar da çevre sorun arz edecek durumda de¤illerdi. Genel olarak uygarl›k sistemi sermaye tekelleri nedeniyle yavafl yavafl çevreyi kemiriyordu. Toprakta tuzlanma tar›m tekelleriyle ilgiliydi. Bu durum 18. yüzy›l sorunlar›na kadar tafl›nd›.

ne te we .c om

May›s 2009

etraf›nda infla ediliyor. Özellikle Roma garnizonlar› birer flehir çekirde¤idir. Tarihçiler bu dönemde en az 10 köye 1 flehir düfltü¤ünden bahseder. Yani aralar›nda simbiotik (karfl›l›kl› yarar) iliflkisi vard›r. Demek ki henüz kent-köy aras›nda da sorun yok.

Roma örne¤i

Antik ça¤›n son görkemli kenti Roma belki de ça¤›n›n tüm sorunlar›n› ba¤r›na tafl›m›flt›. Uygarl›¤›n hem en görkemli hem en sorunlu kenti haline getirmiflti. Bütün s›n›flara ve topluluklara (aristokrasi, burjuvazi, köleler, lümpen proleterler, her tür etnik grup, her tür inanç grubu, her tür ›rk) rastlamak mümkündür. Eski s›n›flar ve topluluklar kal›nt› halinde, yenileri rüfleym halinde temsil ediliyorlard›. Öte yandan her tür ahlak, politika ve idare biçimine de rastlamak mümkündü. Krall›klar, cumhuriyet ve demokrasilerin tüm örnekleri (imparatorluk çap›nda) deneniyordu. Bilim, sanat, felsefe ve dinlerin bütün kal›nt› ve rüfleym haliyle örneklerine de rastlanabilirdi. Roma gerçekten ekümenik (evrensel) kentti. Bütün yollar›n Roma’ya gitmesinin bir anlam› da bu gerçeklikti. 3500 y›ll›k merkezi uygarl›¤›n zirvesini yans›t›yordu. Y›k›l›fl› da görkemine lay›k bir flekilde oldu. Uygarl›¤›n bafl›na bela olan iki büyük güç olan yoksullar s›n›f› H›ristiyanlar ile etnisitenin henüz güçlerini koruyan gruplar› (barbarlar demek uygarl›k terminolojisine aldanmak demektir.) içten

ww

w.

bu gerçeklik yat›yor. Böylece insanl›k kentte sömürü olgusuyla karfl›lafl›yor. Tan›mad›¤› bir iliflki biçimiyle tan›fl›yor. Yeni sanat›n ad› art›k “devletçilik” oluyor. Onu elinde bulunduran neye kadir olmaz ki! Muazzam bir ç›kar kap›s› oluyor. Köle emekçi bile devlet iflsizli¤inde eskisinden daha rahat ve güvenceli oldu¤unu anlam›flt›r. Çal›flmas›n› tümüyle zora ba¤lamak abartmac›l›k olur. Kentin do¤ufl öyküsü afla¤› yukar› böyle. Baz› sorunlar› (sömürü ve güçlüler örgütü) olsa da toplumun rasyonel gelifliminde devrimsel bir ad›m teflkil etti¤i aç›kt›r. Aristo kent büyüklü¤ü için ideal nüfusu 5000 olarak düflünür. Kurulufl döneminin kentleri de ço¤unlukla bu nüfustad›r. Yeni insan bileflimi söz konusudur. Kabile toplumu afl›lm›flt›r. Farkl› kabile, soydan gelenler flehir vatandafll›¤› dedi¤imiz ba¤la birbirine ba¤lan›yorlar. “flehir halk›” “hemfleriler” “bajariler” olufluyor. Toplumun zenginleflti¤ini gösterir. fiehir bu haliyle geliflmenin arac›d›r. Ciddi bir sorun kayna¤› de¤ildir. Tüm ilk ça¤da ara s›ra Babil ve Roma hariç nüfus problemi olan kent pek gözlemlenmiyor. Toplumsal üstünlü¤üyle cazibesini sürekli pekifltiriyor. Sümer modeli kendini 盤 gibi artt›r›rken M›s›r az ve öz flehir infla ediyor. Asl›nda M›s›r uygarl›¤› yar›-kent ve köylü uygarl›¤› olarak tarihte benzersizdir. Ticaret ve zanaatkârl›k çok gelifliyor. Yollar, mimari, spor, sanat, saray yap›lar›yla tap›na¤›n etraf›ndaki yap› yeni dokulaflmalara do¤ru genifllemifl oluyor. Ço¤u kent de askeri garnizon

Sanayi toplumu ve kentleflme As›l kentleflme bunal›m› 19. yüzy›l sanayi devriminin, endüstriyalizmin eseri olarak ç›kt›. Bu tesadüf de¤ildi. Endüstriyalizmin anti-toplumsal do¤as›yla ilgilidir. Kentin ekolojik aç›dan sorun teflkil eden en önemli yönü çevreden kopuk bir diyalekti¤i yaflamas›d›r. Köy çevreyle birebir yaflar. Her fleyiyle ona ba¤l› ve onun ürünü oldu¤unu bilir. Hayvan ve bitkileriyle çevre diliyle konuflarak adeta yaflam›n› sürdürür. Ortak bir dil, tar›m dili oluflturulmufltu. Toplumun kuruluflu bu dilin a¤›r etkisini tafl›maktayd›. Kentte durum tersinedir. Giderek tar›m ve çevreden


SERXWEBÛN May›s 2009

66

“21. yüzy›l›n emperyalizmi onun sömürgecili¤i art›k ülkelerin d›fl›nda de¤il içindedir. Sadece sermaye tekelleri küreselleflmedi. ‹ktidar ve aidiyetinin de hiç önemi yoktur. Hepsi ortakt›r. Askeri, ekonomik, kültürel ayr›m›n da anlam› kalmad›. Ortak dil ‹ngilizce, kültür

Anglo-Sakson, askeri örgüt NATO, uluslararas› teflkilat› BM’dir”

digmatik dünyas›n›n baflat rolünü kapitalist kentsel paradigma al›yordu. Kent art›k sadece ticaret, finans ve sanayi merkezi de¤ildi. Tüm bir dünya görüflünün hegemonik merkeziydi. Baflta üniversite ve akademik bilim yuvalar›yla, hastane ve hapishaneleriyle, s›n›f ve bürokrasisiyle kurumlaflan bu paradigma eski eskatoloji (ahiret, uhrevilik) merkezli dünya görüflünün yerine kat› pozitif bak›flla kendini egemen k›lmaya çal›fl›yordu. Asl›nda pozitivizm yeni burjuva s›n›f diniydi. Fakat “bilimcilik” maskesi (önemi ola¤anüstü artm›fl olan bilimlerden yararlanarak) kendini sunmay› daha pratik ve baflar›l› buluyordu.

ew e. c

malar yaklafl›k dört yüz y›l sürdü. Çok kanl› bir süreçten sonra bu ilk kent ve k›r demokratik konfederalizm deneyimleri çeflitli nedenlerle (ideolojik, örgütsel, öndersel) merkeziyetçi monarfli ve ulus-devlet e¤ilimine yenik düfltü. Yenik düflmeselerdi Avrupa’n›n tarihi farkl› yaz›labilirdi. Bugünkü federal Almanya burjuva ulus-devlet faflizminden bu eski modele evrimsel olarak çok yavafl bir dönüflüm yaflamaktad›r. Ama demokratik konfederalizm olarak de¤il burjuva federalizmi olarak.

Amsterdam ve Londra devrimsel süreçlerin önder kentleridir

As›l patlamay› Hollanda ve ‹ngiltere kentleri yapt›lar. Bunda üç devrimin merkezili¤ini birlikte ve yo¤un yaflamalar› rol oynad›. Ticaret, finans ve sanayi devrimleri as›l olarak Amsterdam ve Londra’da zafere ulaflt›. Komünal federalizm her iki ülkede de kolayca bast›r›ld›. Di¤er kent ve k›r halk› merkeze ve ulus-devlete kolay teslim olmad›. Bunun için Hollanda ve ‹ngiltere 16. ve 17. yüzy›l devrimleri gerekti. Amsterdam 17. ve 18., Londra 19. ve 20. yüzy›llar bu devrimsel süreçlerin önder kentleridir. Yeniça¤ dünyas›n›n merkezleridir. Büyük dönüflüm geçiren dünya merkezi uygarl›k sistemini yönetiyorlard›. Hegemonik güç merkezleriydi. Nüfuslar› ve çeliflkileri h›zla büyüdü. Kentin as›l kanserolojik yap›s› bu dönemde bafllad›. S›rayla Fransa, ABD, Do¤u Avrupa, Rusya, Uzak Do¤u, Latin Amerika, Ortado¤u ve Afrika’ya hastal›kl› yap›lar›yla tafl›nd›lar. 20. yüzy›l kentin tarihte kesin üstünlük kazanmaya bafllad›¤› ‘süre’ydi. Eski uygarl›kla birlikte, komünal k›r dünyas›n›n 12.000 y›l süren para-

w.

ww

om

devlet de küreselleflti. Küresel iktidar›n içi d›fl› da kalmad›. Ulusal

ne t

kopar. Yeni bir dil, kent dilini gelifltirir. Ayr› bir rasyonalitesi vard›r. Çevre ak›ll›l›¤›yla ilgisi giderek zay›flamaktad›r. Ticaret, zanaat, sanayi, para iflleriyle ilgili bir dildir kent dili. Bunlar›n akl›n›, bilimini teflkil eder. Bunlarca teflkil edilir. Dilin yeni diyalektiksel geliflimi böyledir. Aç›k ki çeliflkili yabanc›laflmayla yüklü bir dil ve zihniyet söz konusudur. Eski k›r toplumuyla onun gerek yayg›n klan, kabile, afliret, kavim ve köy topluluklar›n› temsil eden lehçelerini, kültürlerini ifade eder. Kendine özgü bir bilim, sanat, din ve felsefe dili de oluflturmufltur. S›n›fsal aç›dan aristokrasi ve ötekiler ad›na iki ana kategori daha oluflmufltu. fiehircilik, bajarilik henüz kiflilik kazanmam›flt›. Genel toplumun bir uzant›s› durumundayd›. 19. ve 20. yüzy›l bu tarihsel dengeyi tamamen bozmufltur. Bu duruma flüphesiz aniden gelinmemiflti. ‹talyan yar›madas›nda 1016. yüzy›llar›nda kentin yeniden yükselifli (Venedik, Cenova, Floransa, Milano vd) ticaret devriminin 13. yüzy›lda ‹talya yoluyla Avrupa’ya tafl›nmas›n› ifade eder. ‹talyan kentleri sürece öncülük eder. Rönesans’la tekrar Roma’n›n izinde büyümek ister. Kentler içinde ve kentler aras›nda çok fliddetli bir rekabet yaflan›r. Uygarl›¤›n yeni aflamas›n›n öncülük kavgas›d›r. Tüm eski yaflam adeta yeniden canlan›r. Ama yeni koflullar onu dönüfltürecektir. Roma taklitle yarat›lamayacakt›r. Ancak silik kopyalar durumuna eriflilecekti. Merkezi krall›k ve ulus-devlet deneyimi de baflar›ya ulaflmayacakt›. Ama ‹talyan kentlerinin 10-16. yüzy›llarda Avrupa uygarl›¤›na Rönesans arac›l›¤›yla önderlik ettikleri tart›flmas›zd›r. Hem kilise olarak (ekümen Katolik) hem laik, seküler e¤ilim olarak bu rol oynanm›flt›r. Alman kent devrimi ilk aflamada Hansatik kentler birli¤i (yaklafl›k M.S 1250-1450) ile bafllam›fl, kendi ticari devrimlerini gerçeklefltirmifllerdir. ‹kinci dönem (M.S 1400) manufaktörel aflama ile belirginleflir. Merkezileflmeye karfl› kent konfederalizmi yo¤un bir mücadele verir. Birçok köylü, yar›-iflçi gruplar›n rol oynad›¤›, esas zanaatkâr tak›mlar›n›n rol oynad›¤› bu mücadele ve ayaklan-

Sosyal kanserleflme ve kent Kentlerin bu yap›s›yla toplum gerçekten sosyal kansere yakalanm›flt›. Aristo bile on bin nüfuslu kenti tahayyül etmemiflti. Yüz bin, bir milyon, befl milyon, on milyon, on befl milyon, yirmi milyon ve hedef yirmi befl milyon kiflilik kent! Bu gerçek bir kanserolojik büyüme de¤il de nedir? Böyle bir kenti sadece beslemek için orta boy bir ülkeyi çevresiyle k›sa sürede yok etmek mümkündür. Bu büyümenin hiçbir mant›¤› yoktur. Toplumun, kentin do¤as›yla birlikte Birinci Do¤a’y› tahrip etmekten baflka bir sonuç vermeyece¤i aç›kt›r. Hiçbir ülke ve çevre halk›yla birlikte bu büyüklükleri uzun süre tafl›yamaz. Çevrenin gerçek y›k›m nedeni bu kanserolojik büyümedir. Art›k bir kent kendi ülkesini halk›yla birlikte iflgal, istila, tahrip edip adeta sömürgelefltirmektedir. Yeni sömürgeci güç kenttir. Kentlerdeki küresel ticaret, finans ve sanayi tekelleridir. Onlar›n plaza üsleridir. Bu plazalar›n eski kale


May›s 2009

SERXWEBÛN ratt›. Tümüyle kent halk›n›n, toplumunun sorumlu tutulamayaca¤› aç›k. Ama kurunun yan›nda yafl da yan›yor. Varofllar, kentin yeni H›ristiyanlar› bir yol bulmak zorundalar. Yoksa Neronlardan daha tehlikeli binlerce Neron taraf›ndan yanmaktan beter halleri yaflamaya mahkûmlar. S›n›rl› kalm›fl kent güzelli¤ini, ahlak ve akl›n› kurtarmay› düflünmek gerekir. Her toplumsal proje merkezine art›k kent kay-

rulmas› tam bir ironidir. Gerçek toplumsal do¤a çizgisinde yaflayan topluluklara “vahfli” “barbar” denmesi ise yavuz h›rs›z misalini hat›rlat›r. Gerçek barbarl›k, vahflet, toplumsal do¤an›n talan› ve tahribidir ki bunu yapan kent-s›n›f-devlet üçlüsünün ittifak›ndan, yekvücut halli kentinden ileri gelmektedir. ‹deolojik hegemonyan›n gerçekleri ters yüz göstermesinin önemini bir kez daha bu ironik durumda net

nakl› sorunlar› almak durumundad›r. Tüm toplumsal ve ekolojik sorunlara ancak bu çerçevede anlaml› çözümler gelifltirebilece¤imiz asla göz ard› edilemez. Dünyan›n ve toplumun çöküflü için baflka neden aramayal›m, yaln›z kent kaynakl› olanlar daha flimdiden bu rolü fazlas›yla oynuyorlar. Demokratik uygarl›k perspektifinde (paradigmas›nda) köy ve kentin anlam› de¤iflir. Nas›l ki tar›m ve endüstri toplum do¤as›nda birbirine gerekli iki üretim alan›ysa köy ve kent de birbirlerini gereksindiren iki yerleflim birimidir. Aralar›nda mutlaka korunmas› gereken bir denge vard›r. Bu denge afl›l›nca ekolojik felaketin, s›n›f, devlet uzmanlaflmas›n›n, sermaye tekelleflmesinin yolu aç›lm›fl olur. Ticaret gayri-meflru (fiyat fark›n› istismar ederek) yola girer. Kente evet ama s›n›f-devletsermaye tekelleflmesine hay›r noktas› önemlidir. Tarihi, kent ve köy geliflimi aç›s›ndan yorumlamak için bu temel kriterler esas al›nmal›d›r. Kent-s›n›fdevlet üçlüsüne “uygarl›k” yaftas› vu-

olarak görebilmekteyiz. ‹deoloji, hem hakikate yaklaflt›rmada hem de uzaklaflt›rmada tarih boyunca önemini sürdürmüfltür, sürdürmektedir. Demokratik uygarl›k kent-s›n›f-devlet üçlüsünün birleflik hareketini gerçek barbarl›k, bunun karfl›s›nda olanlar›n› ise gerçek ahlaki ve politik toplumu ifade etti¤ini varsayar, ideolojiklefltirir.

w.

ne te we .c om

ve surlar› aratmayan güvenlik tedbirleri bu gerçe¤i do¤rulamaktad›r. 21. yüzy›l›n emperyalizmi onun sömürgecili¤i art›k ülkelerin d›fl›nda de¤il içindedir. Sadece yabanc›lar de¤il, daha çok ortaklar›d›r. Sadece sermaye tekelleri küreselleflmedi. ‹ktidar ve devlet de küreselleflti. Küresel iktidar›n içi d›fl› da kalmad›. Ulusal aidiyetinin de hiç önemi yoktur. Hepsi ortakt›r. Askeri, ekonomik, kültürel ayr›m›n da anlam› kalmad›. Ortak dil ‹ngilizce, kültür AngloSakson, askeri örgüt NATO, uluslararas› teflkilat› BM’dir. Art›k bir, iki de¤il birçok Newyork (ABD’nin hegemonik merkezi 1930’larda nöbet Londra’dan devral›nd›) Londra vard›r. Küresel kentler ça¤›n› yafl›yoruz. Küresel ça¤›n kentleri sadece çevreyi kanser hücrelerinin h›z›yla yok etmiyor, zihniyet ve yaflam tarz›yla da yok ediyor. Kentlinin zaten pek geliflmeyen asaleti, do¤madan kadükleflti. Modernlik, modal›k gösterimleriyle gerçek canavarl›¤›n› gizlemek istiyor. As›l barbar (faflizm, soyk›r›m, s›n›rs›z kültür k›r›m, nihayet toplum k›r›m), kenttir. Eski barbar› (göçmen kabilelerin barbar oldu¤una hiç inanm›yorum) aratmayan her tür barbar kifli ve grup (spor fanati¤inden, A‹DS’liye, ç›lg›n partilerden, içi bofl müzik gruplar›na, imhac› bürokrasiden, piyasa vurguncular›na, ahlak›n hiçbir ilkesine ba¤l› olmayanlardan, robotlaflm›fl olanlara kadar sanal, simülaki hayalet ç›lg›nlar›, medyakefl toplum) art›k k›r merkezli de¤il kent merkezli, bizzat kentin kendisidir.

67

Köy ve kent unsurlar›

ww

Sonu nas›l gelecek, kestirilemez. Ama gezegenimizin bu dünyay› (kendisine ihanet eden, dünya ekolojisini imha etmekte kararl›) tafl›yamayaca¤›n› tüm bilimsel veriler göstermektedir. Tekrar k›ra tafl›nsalar da her yere kadar, hem de çok hastal›kl›lar. Kentin toplumunun “toplum k›r›m” s›n›r›nda seyretti¤ini çok iyi kavramak gerekir. Hiç flüphesiz kentin bu durumundan s›n›fsal, iktidar ve devletsel yap›lar sorumludur. Müthifl kent rant› onlar› amans›z barbar haline getirip kent canavarl›¤›n› (yeni, yeni Leviathan›) ya-

Köy toplumu kültürün temel kayna¤›d›r Köy toplumu ilk yerleflim olgusu olarak önemlidir. Endüstri ça¤›nda yenilenerek sürdürülmesi ekolojik yaflam›n vazgeçilmez gere¤idir. Köy, sadece bir fiziki olgu de¤ildir, kültürün temel kaynaklar›ndand›r. Toplumun aile gibi temel birimlerindendir. fiehrin, endüstrinin, burjuvazinin s›n›f ve devlet olarak sald›r›s› bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Ahlaki ve politik toplumun en uygun uygulanma birimi olarak da büyük önem tafl›r. Kent ise köyle yeniden dengelenmesi aç›s›ndan hem nüfus, hem


SERXWEBÛN May›s 2009

lemeye çal›fl›rlar. Baflta ekonomi-politik olmak üzere birçok sözde bilimsel disiplinlerle hakikatin kendisiymifl gibi kendilerini sunarlar. Muazzam bir ideoloji ve zordan örülü z›rh olmazsa varl›klar›n› bir gün bile sürdüremezler. Bu yap›sall›klar›yla toplumun temel varoluflu olan çevre anlam›n› da içeren ekonomik eylemini (ahlaki ve politik toplumun temel faaliyet biçimi) bask› ve sömürü alt›na alarak hem geliflmesini önlerler, hem de bir avuç az›nl›¤›n mutluluk kayna¤›na dönüfltürürler. Fernand Braudel’in ekonomi tan›mlamas›nda temel insan ihtiyaçlar›n› zemin kat, tekel ve fiyat istismar›n› içermeyen pazar etraf›ndaki meta faaliyetlerinin esas ekonomi alan›n› belirleyen birinci kat ve bu iki kat›n üzerindeki tekel a¤lar› ve fiyat istismar›yla oluflan üst kat› as›l kapitalizm alan› olarak belirlemesi ve pazar karfl›t› saymas› (‹. Wallerstein bu sap-

ww

w.

konumundad›r. Klasik uygarl›¤›n iflas›n› kan›tlayan en sa¤lam belgelerdir. Roma tekti ve tüm ilk ça¤d›. Çöküflü de tekti ve ilkça¤d›. Günümüz kentleri ise tüm toplum yutum (k›r ve köy dâhil) merkezleri olarak kanserolojik toplumun ço¤ul ve nerdeyse her fleyidir. ‹nsan toplum olarak bu hale düflmüfl kentten kurtulmad›kça kentin onu toplumsal do¤a olmaktan ç›karaca¤›ndan kuflku duyulmamal›d›r! Demokratik uygarl›k sistemati¤inde köy ve kentin uyumsal birli¤i ideolojik ve yap›sal olarak temel öneme haizdir. Toplumsal do¤a ancak bu uyum temelinde varoluflunu güvence alt›nda sürdürebilir.

Ekolojik endüstriyel toplum

Demokratik modernitenin ekonomik ve endüstriyel boyutunun temeli ekolojiktir. Ekonominin özellikle tan›m›n› do¤ru yapmak önemlidir. Bu ko-

tamay› çok önemli bulur) büyük bir ö¤retici de¤ere sahiptir. Liberalizmin ›srarla kapitalizmi, piyasa-pazar ekonomisi saymas›n›n bu tan›mlama ›fl›¤›nda tam bir safsata oldu¤u aç›kt›r. Kapitalizmin pazarla iliflkisi ancak fiyat oyunlar›yla tekel kâr› elde etmek ve bunun için gerekirse savafllar, bunal›mlar ç›kartmaktan tutal›m tüm ekonomiyi temel ihtiyaçlar› karfl›layan bir faaliyet olmaktan ç›kar›p en çok kâr getiren alanlara (azami kâr kanunu) kayd›rmas›na kadar her türlü ç›lg›nl›¤› oynamaktan çekinmeyen vahfli bir oyun sistemidir. Oyun diyoruz, yani insan toplumunu temel varolufl nedenlerinden kopartacak kadar yaflam karfl›t› bir eylem, sald›r› tarz› olarak oyundur. Genelde uygarl›k tekelleri özelde kapitalist tekeller (tar›m, ticaret, finans, iktidar ve ulus-devlet ayg›tlar›) tarih boyunca tüm ekonomik çarp›tmalar›n, bunal›mlar›n, sorunlar›n, açl›k ve yoksulluklar›n, çevre felaketlerinin temel etkenidir. Bu temel etken üzerinde ayr›ca her tür sosyal-siyasal s›n›flaflmalar, iktidarlar, afl›r› kentleflmeler (bunlara dayal› tüm hastal›klar) ideolojik sapt›rmalar (her tür dini metafizik ve bilimci dogmalar), çirkinlikler (sanat›n çarp›t›lmas›) ve kötülükler (ahlaki yoksulluk ve bozulmalar) yükselir. Kapitalist modernitenin son dört yüz y›l› bu saptamalara iliflkin say›s›z örnek sunmaktad›r.

ew e. c

nuda ekonomi-politi¤in muazzam bir sapt›rma ve köreltme arac› oldu¤unu kavramak öncelik tafl›r. Özellikle “kapitalist ekonomi” kavram› tam bir propaganda oyunu ve safsatad›r. Kapitalizmin kendisi ekonomi olmay›p, ekonominin can düflman›d›r. Tekel kâr› için yeryüzünü yaflanmaz hale getiren ve özünde toplumsal de¤erleri talana dayal› sistemli flebeke örgütlenmesidir. K›rk Haramiler ve korsanlardan fark› kendilerine çok yönlü bir ideolojik meflruiyet, yasal k›l›f ve iktidarsal dayanaklar oluflturmalar›d›r. Bu araçlarla kendi gerçek yüzlerini ve özlerini giz-

ne t

ifllevsellik anlam›nda kesin dönüflüm sa¤lanmas› kofluluyla gereklidir. Sömürü ve bask› çark›n›n merkezi olmaktan ç›kar›lmas›, toplumsal geliflmenin geliflkin bir boyutu olarak rol oynayabilmesi ancak köklü dönüflümle mümkündür. Orta s›n›f›n ve sermayenin hem devlet hem flirket bürokrasileri olarak kanserolojik büyümesinin mekân› olmaktan ç›kar›lmas› ça¤›m›z toplumunun kurtuluflunda merkezi bir anlama sahiptir. Mevcut halleriyle kentler kapsam ve anlamlar›yla gerçekten toplumu h›zla tüketen (ekolojik ve toplum k›r›m olarak) ana merkezler

om

68

Ekonominin gerçek anlam› Demokratik modernitede ekonomi gerçek anlam›na kavuflur. Hem zemin kat›n›n temel ihtiyaçlar› olarak kullan›m de¤erleri (en önemli ihtiyaçlar› giderme özelli¤i) hem gerçek bir piyasapazar ekonomisi olarak de¤iflim de¤erini (metalar›n bir biriyle de¤iflim oranlar›) ortaya ç›karan anlaml› sistematik yap›y› ifade eder. Ekonomi üzerinde kâr hesaplar› yap›lan bir alan olmaktan ç›kar. Temel ihtiyaçlar›n s›n›f ayr›m›na yol açmadan ve ekolojiye zarar vermeden nas›l ve hangi yöntemlerle en verimli k›l›naca¤› bir toplumsal eylem alan› olarak ekonomi gerçek anlam›na kavuflur. Ahlaki ve


May›s 2009

SERXWEBÛN nucudur. Demokratik modernitenin ekonomik boyutunda bu çarp›kl›¤a yer yoktur. ‹flsizlik en insanl›k d›fl› bir toplumsal durumdur. Fazla ve eksik üretim de yine kâr amaçl› ekonomik yap›n›n çarp›kl›¤›n›n sonucudur. Temel ihtiyaçlar dururken ve endüstri bu kadar geliflmiflken ne eksik üretimin, ne fazladan üretimin bir anlam› vard›r. ‹klimsel, do¤al koflullar d›fl›nda insan eliyle eksik ve fazla üretimin en az iflsizlik kadar insanl›k d›fl› bir durumu ifade etti¤ini önemle belirtmek durumunday›m. Az veya çok geliflmifl ülkeler ve bölgeler meselesi de yine ayn› kâr amaçl› ekonominin oluflturdu¤u insanl›k d›fl› durumun baflka bir ifadesidir. Böylelikle ülkeler ve bölgeler aras›ndaki her türlü çat›flman›n tohumlar›n› ekerek bitmez tükenmez yerel, ulusal ve uluslararas› bunal›m ve savafllara yol açar. ‹nsan toplumu hizmetindeki bir ekonominin asla bu durumlara yol açmayaca¤›, açmamas› gere¤i aç›kt›r.

tekelcilik taraf›ndan sömürgelefltirilmesi ve talan› yatmaktad›r. Demokratik modernite ekonomiyi bu karfl› e¤ilimlerden kurtarmakla kalmaz. Daha geliflmifl koflullarla iflsizli¤i ve yoksullu¤u tan›mayan, fazla ve eksik üretime yer vermeyen, az ve çok geliflmifl ülke ve bölge farkl›l›klar›n› asgariye indiren, köy-kent çeliflkisini birbirini besleyen iliflkilere dönüfltüren sistemati¤e sahiptir. Kendi sistemati¤i içerisinde toplumsal ve ekonomik farkl›l›klar s›n›fsal sömürü boyutlar›na tafl›nmaz. S›n›fsal geliflmeler derinleflmez. Bunal›m ve savafl nedeni olabilecek ekonomik sömürü ve sosyal çeliflkiler boyutlanmaz. Endüstriyalizm ve kentleflmenin sadece köy ve tar›m› de¤il gerçek yaflan›r boyutlu kent ve endüstri faaliyetlerini yutmas›na da demokratik modernite sistemi izin vermez. Bunun mekanizmas› demokratik modernitenin temel boyutlar›nda bütünsellik halinde verilidir. Tüm topluluklar ekonomik faaliyetlerinde ahlaki ve politik boyutla ba¤lant›l›, ekolojik ve endüstriyel unsurlar›n bütünlük içinde ele al›r. Birbirlerinden kopmaz ba¤larla ba¤lant›l›d›r. Bireycilik ve tekelcili¤in parçalay›c› pençelerine bir fley b›rak›lmaz. Eko-ekonomik ve eko-endüstri tüm toplumsal faaliyetlerde göz önünde tutulur. Bu temelde sadece çevreyi yeniden onarma ve tar›m› canland›rma, köyü en sa¤l›kl› çevreye sahip yaflam alan›na çevirme projeleri bile tek bafl›na tüm iflsizli¤i ve yoksullu¤u ortadan kald›rma potansiyeline sahiptir. ‹flsizlik insan›n do¤as›na ayk›r›d›r. Bu kadar geliflmifl bir zekâya sahip insano¤lunun, k›z›n›n iflsiz kalmas› ancak insan›n zoraki eli ile mümkündür ve nitekim öyle olmaktad›r. Bir kar›ncan›n bile iflsiz görünmedi¤i do¤a, nas›l en geliflmifl varoluflunu iflsiz ve çaresiz b›raks›n. ‹nsan prati¤inin harika ürünü olan teknoloji ve ona dayal› endüstri ça¤›nda nas›l yoksulluk kader olsun. Aç›k ki gerekli olan sistemik yap›sal dönüflümdür. Demokratik modernitenin hem tarihsel hem güncel gerçekli¤i insan› kendi prati¤ine, eme¤ine yabanc›laflt›rmayan özelliktedir. Endüstri devrimi bu prati¤in en büyük aflamalar›ndan biri olarak toplum ve

ne te we .c om

politik toplumun hem üzerinde geliflece¤i, hem gelifltirece¤i temel faaliyet biçimi olarak anlam kazan›r. Marksist ekonomi-politik de dâhil modernitenin ekonomi anlay›fl›, s›n›fsal bak›fl aç›s›ndan (burjuvazinin hegemonik bak›fl aç›s›) kurtulamam›fllard›r. De¤eri, iflçi ve patron ikilisine ba¤layarak tüm tarihsel-toplum zeminini ihmal ve örtbas durumunda kalm›fllard›r. De¤er tarihsel toplumun bir ürünüdür. Patron ve tavizci iflçi bu ürünün b›rakal›m sa¤lay›c›s› olmalar›n› temelde gaspç›s› konumundalar. Bunun kan›t› çok aç›kt›r. Ücretsiz kad›n eme¤i olmadan bir tek patron ve tavizci iflçisi karn›n› bile doyuramaz. Günlük yaflam›n› çeviremez. Bu örnek bile kapitalizmin gayri-ekonomik çehresini netçe göstermektedir. Kald› ki tarihsel-toplum olmadan genelde uygarl›¤›n özelde resmi modernitenin varl›k kazanamayaca¤›n› kapsaml›ca göstermifl bulunuyoruz.

69

Yap›sal dönüflüm gereklidir

Demokratik modernitenin ekonomik boyutunda kullan›m ve de¤iflim de¤erlerinin endüstriyel ve ekolojiksel bütünlü¤ü esast›r. Endüstrinin s›n›r› ekolojiye ve temel ihtiyaçlar›n s›n›r›na dayan›r. Bu iki s›n›r› aflamaz. Bu durumda ortaya ç›kacak endüstri eko-endüstridir. Ekolojik olmayan endüstri ekonomik olmayan endüstridir. Ekoloji ile ba¤›n› yitiren endüstrinin makineleflmifl bir canavardan (sürekli çevreyi yiyerek imha eden) fark› yoktur. Yine temel ihtiyaçlar ekonomisiyle ba¤›n› yitiren bir endüstrinin kâr amac›ndan baflka bir de¤eri yoktur. Eko-endüstri bu gerekçelerle temel ilke durumundad›r. Tüm ekonomik faaliyetlerin ba¤l› olmas› gereken ana ilkedir. Bu durumda ekonomik eylem gerçek anlam›n› bulur; iflsizlik, fazla ve eksik üretim, az ve çok geliflmifl ülke ve bölgeler, köykent z›tl›¤›, s›n›f uçurumlar›, ekonomik bunal›m ve savafllar›n toplumsal zemini de ortadan kalkm›fl olur. ‹flsizlik tamamen kâr amaçl› ekonomik yap›lanma çarp›kl›¤›n›n bir so-

Tarihsel-toplum boyunca bir uyumun ve iflbölümünün üzerine kurulu köy-kent iliflkilerinin gittikçe derinleflen çeliflkilere dönüflmeleri ve köy-tar›m toplumunun aleyhine bozulmas› yine temelde ekonominin kâr amaçl› düzenlemelere tabi tutulmas›yla ba¤lant›l›d›r. Kent ve köyün, tar›m, zanaat ve endüstrinin bir birilerini beslemeye dayal› iliflkilerinin yerini; bir birilerini tasfiye eden iliflkilere b›rakmas› azami kâr kanunun vahim sonuçlar›ndan bir baflkas›d›r. Köy ve tar›m toplumu adeta tasfiyenin efli¤ine getirilirken, kent ve endüstri kanserolojik bir büyüme sürecine girmifltir. Sadece ekonomi de¤il, tarihsel-toplumun kendisi tasfiye ile yüz yüze b›rak›lm›flt›r. Azami kâr kanuna dayal› ekonominin bu yönlü çarp›tmalara u¤rat›lmas› beraberinde s›n›flaflmay›, politik çat›flmay›, yerel, ulusal ve uluslararas› her tür savafla yol açm›flt›r. Uygarl›k anlat›lar›nda sanki insanl›¤›n kaderiymifl gibi sunulan tüm bu olumsuzluklar›n temelinde aç›k ki ekonominin ekonomi karfl›t› kapitalist bireycilik ve

ww

w.

‹flsizlik afl›r› kâr amaçl› ekonominin ürünüdür


SERXWEBÛN May›s 2009

“Ekonomi teknik bir alt yap› sorunu de¤ildir. ‹nsan›n ekonomiden kopart›lmas› bütün yabanc›laflt›r›lmalar›n temelidir. Bunun

önlenmesi flartt›r. Ekonomi mutlaka topluluk eksenli, ekolojik ve

verimlilik esaslar›na ba¤l› olarak örgütlenmesi gereken, toplumun temel varolufl kofluludur. Ekoloji eksenli kent planlamas›nda ekonomi genel bütünlü¤ün bir parças› olarak düzenlenir”

çekli¤ini yitirmifltir. Ekolojik ölçekte tar›m birlikleri oluflturularak gerçeklefltirilecek eko-topluluklar köy modernitesinin de temelidir. Yani köy veya modern köy bir eko-topluluk olarak, ekolojik ölçekli ekonomik birimler olarak varoluflunu yeniden kazanabilir. fiehirlerde de benzer eko-topluluklar oluflturulabilir. Ekoloji eksenli kent planlamas›nda ekonomi genel bütünlü¤ün bir parças› olarak düzenlenir. T›pk› kenti yutan bürokrasi olmamas› gerekti¤i gibi, Kenti yutan ekonomi olamaz. Her kentin do¤as›na uygun ekonomik faaliyetler, kâr amaçl› olmayan flehir halk›n›n iflsizli¤ini, yoksullu¤unu ortadan kald›rmay› hedefleyen, optimal büyüklükte birimler olarak örgütlenir. Nüfus yap› ve yeteneklerine uygun olarak bu birimlere da¤›t›labilir. Belki de sosyalist planl› bir ekonomiden bahsediyoruz gibi gelebilir. Fakat bahsetti¤imiz model farkl›d›r. Merkezi planlama, kumanda ekonomisiyle alakas› olmad›¤› gibi vahfli kâr amaçl› ekonomi d›fl› sözde ekonomik flirketlerle de alakas› yoktur. Yerel ahlaki ve po-

w.

Eko-topluluk ekonomisi

ww

Ekonomi, tarih boyunca hep hassas bir konu olarak ahlaki ve politik toplumun bafl kayg›s›n› teflkil etmifltir. ‹flin ucunda k›tl›k, açl›k, ölüm gibi toplumu topyekûn tehdit eden olgular vard›r. Kâr, birikim gibi hiçbir zaman toplumlarca meflru kabul edilmemifl, hep kötülüklerin, h›rs›zl›klar›n kayna¤› olarak görülmüfl ve f›rsat bulundukça müsadere edilmekten çekinilmemifltir. Böyle bir amaca ba¤l› olarak ekonominin infla edilemeyece¤i çok aç›kt›r. Zaten aç›kland›¤› gibi özü gere¤i ekonomi

litik toplumun karar ve eylemini gerçeklefltirdi¤i bir yap›d›r. Elbette ulusal, bölgesel hatta uluslararas› koflullar› göz önüne getiren bir koordinasyon her zaman gereklidir. Ama bu karar›n ve eylemin yerel toplumun inisiyatifinde oldu¤unu ortadan kald›rmaz. Tekrarlamal›y›m ki ekonomi teknik bir alt yap› sorunu de¤ildir. Toplumlar›n temel varolufl yap›s› olarak toplumun tümünün görüfl, tart›flma, karar ve örgütsel eylemiyle, çal›flmas›yla gerçeklefltirilen bir faaliyettir. ‹nsan›n ekonomiden kopart›lmas› bütün yabanc›laflt›r›lmalar›n temelidir. Bunun önlenmesi flart oldu¤u gibi yegane yolu da ekonomiyi tüm

ew e. c

karfl›t› bir faaliyet için ekonomiden bahsetmek çeliflkinin ta kendisidir. Bu çeliflkiden kurtulman›n yegâne yolu eko-topluluk ekonomisidir. Binlerce eko-toplum koflullar gere¤i bir ekonomik birim olarak kendini örgütleyebilir. Tar›mda aileler taraf›ndan parçalana parçalana birim özelli¤ini kaybetmifl topraklar›n eko-endüstri ilkesi de göz önüne al›narak yeniden örgütlenmesi çoktan ivedilik kazanm›fl bir sorundur. Tar›mda eko-topluluklar›n oluflturulmas› demokratik modernitenin en esasl› ekonomik ilkelerinden biridir. Bununla ba¤lant›l› serflik ve kölelikten kalma çiftlik anlay›fllar› da ger-

ne t

ekonomisi için bir zaferdir. Sorun kapitalist modernitenin bu efli görülmemifl zaferi daha bafl›ndan itibaren kendi kâr kanunun hizmetine koymas›d›r. Bunun için efli görülmemifl bir bireycilik ve tekelcilik (ticari, s›naî, finans, iktidar ve ulus-devlet) infla ederek tarihsel toplumu tasfiyenin efli¤ine getirmesidir. Demokratik modernite bir anlamda bu çarp›k modernite anlay›fl ve uygulamalar›nda sistematik ve yap›sal devrimin ad›d›r. Eko-endüstri bu devrimin en temel boyutlar›ndan biridir. Yaln›z bafl›na bu gerekçe bile demokratik modernitenin hayatiyetini kan›tlar. Resmi modernitenin klasik ekonomik birimi aile ve profesyonel yap›l› flirketler olarak sunulsa da amac› kâr olan birimlerdir. Hiçbirinin kâr d›fl›nda temel bir kayg›s› yoktur. Dünya çap›nda ahtapot gibi kollar›n› yaymad›klar› bir ekonomik alan b›rakmamalar›na karfl›n ilgilendikleri tek sorun azami kâr›n nas›l sa¤lanaca¤›na iliflkindir. ‹flsizli¤in devasa boyutlara ulaflmas›, yoksullu¤un ve gelir uçurumunun 盤 gibi büyümesi, bir yandan açl›k içinde yüzen yüz milyonlarca insan k›r›l›rken muazzam üretim potansiyelinin bofl b›rak›lmas›, fazla ve eksik üretimli bunal›mlara yol aç›lmas›, tar›m›n iflas ettirilmesi ve köy toplumunun tasfiyesi hep azami kâr kanununa dayal› flirketleflme, ekonomik –daha do¤rusu ekonomi d›fl›- birimlerin faaliyetleri sonucudur. Demokratik modernitenin temel ekonomik birimi zihniyet ve yap› olarak elbette bu kâr amaçl› flirket birimlerine karfl›t olacakt›r.

om

70

topluluklara mal etmekten geçer. Biri yer, biri bakardan k›yamet koptu¤u gibi biri çal›fl›r, biri boflta gezerden de k›yamet kopar. Ekonomi mutlaka topluluk eksenli, ekolojik ve verimlilik esaslar›na ba¤l› olarak örgütlenmesi gereken, toplumun temel varolufl kofluludur. Toplumdan, topluluklardan baflka hiç kimse bu varolufl hakk›na ne sahip olabilir ne de ortadan kald›rabilir. Birimler ister ticari, ister s›naî, ister tar›m hatta sadece arac› rol oynamak kayd›yla finansal olsun, bu temel ilkelere uymak durumundad›r. Devasa bir fabrikan›n da bir köy-tar›m biriminin de temelinde bu ilkeler olmal›d›r.

Yeni sistemin mülkiyet sorunu Demokratik modernitede ekonomik birimlerin mülkiyeti önemini yitirir ve ikinci planda kal›r. Mülkiyet elbette ilkelere uygun tasarrufta bulunan topluluklara ait olacakt›r. Ne aile mülkiyeti, ne devlet mülkiyeti modern ekonomiye yan›t oluflturamaz. Hiyerarfliden kalma devlet ve aile mülkiyeti ka-


SERXWEBÛN

71 garl›k sistemi ve daha çok da günümüz tekelci, tahakkümcü modernitedir. ‹ktidar gücü haline gelen orta s›n›f›n kanser türü büyümesi, temel yaflam alanlar› olan kentlerin benzer tarz da kanserojik büyümesi, dünyan›n ulus-devlet zincirine ba¤lanmas›, çevre üzerindeki y›k›m›n gerçek toplumsal nedenleridir. Hem toplumsal do¤an›n en esnek zekâ yüklü yap›lanmalar›na karfl›, hem de çevreyle simbiotik iliflkilerini, tahakküm ve sömürgeci iliflkilere dönüfltürerek bu y›k›mlara yol açar. Toplumsal krizle (daha do¤rusu toplum k›r›mla) ekolojik kriz aras›da bu nedenle çok s›k› bir ba¤ vard›r. ‹ki alandaki krizler birbirilerini sürekli besler. Tekel kâr›, zorunlu olarak nüfus art›fl›, iflsizlik, açl›k ve yoksullu¤a yol açarken, ayn› nüfus patlamas› iflsizlik, yoksulluk ve açl›¤›n› gidermek için çevreyi tahribe yönelmek zorunda kal›r. Ormanlar, bitkiler, hayvanlar dünyas› büyük tehlike alt›na girer. fiüphesiz bu durum tekellere daha fazla kâr olarak geri döner. Döngü devam ettikçe (örne¤in nüfus 10 milyar› buldukça ve daha çok büyüdükçe) dünyan›n kald›rma dengesi tamamen çözülür. Beklenen k›yamet böyle gerçekleflir. Büyümenin sa¤l›kl› biçimiyle kanserli biçimi hücre düzeyinde nas›l flafl›rarak kansere, ölüme yol açarsa benzer tarzda tekel kâr büyümeleri sa¤l›kl› büyümeyi engelleyerek toplumsal ve çevresel kanserolojik geliflmeyi tetiklemifl olur. Kald› ki insan türünde biyolojik kanser hastal›klar›n›n da bu toplumsal kanserlerin bir sonucu olarak geliflti¤i t›bben izah edilebilmektedir. ‹nsan türü gibi esnek zekâ düzeyi en yüksek olan bir varoluflun özgürlük ve seçim kabiliyeti her halde bir kar›ncadan az de¤ildir. Kar›ncalar›n iflsiz kald›¤› görülmüfl müdür ki insanlar mevcut zekâ halleriyle iflsiz kals›nlar. Ekolojik amaçl› istihdamlar bir yandan çevreyi kurtar›rken iflsizli¤e de temelli son verebilir. Böylesi yüzlerce saha bulmak mümkündür. Fakat azami kâr kanununa göre kârl› olmad›klar›ndan istihdamdan yoksun k›l›n›rlar. Ekolojik k›lma-sistem aras› iliflki aç›k ve sürdürülemez niteliktedir.

ne te we .c om

May›s 2009

çac›klar›, paketleri) makro alem (Astronomik büyüklükte madde ve enerji adalar›) benzer sistemle çal›fl›r. Farkl›l›klar› gerçeklefltiren iliflki tarzlar›n›n nedenselli¤i soruflturulamamaktad›r. fiimdilik “öyle olduklar› için öyledir” demekle yetiniyoruz. Belki de bilgi yetersizli¤imiz ve yanl›fl bilim anlay›fl›m›z gerçe¤i kavramaktan acizdir.

Kanserleflme ve k›yamet

‹nsan›n toplumsal do¤as› çevreyle iliflkilerinde bu evrensel kurala tabidir. Ayn› zamanda en esnek zekâ yüklü do¤as› nedeniyle özgürlük ve seçim kabiliyeti en geliflkin türdür. Kapitalizmin anti-ekonomik tekelleri bu kuralla çeliflir. Simbiotik iliflkiyi toplumun iç yap›s›nda azami egemenlik ve iktidar, tahakküm iliflkisine dönüfltürdü¤ü gibi çevreyle ekolojik ba¤lar› da do¤aya hükmetme, sömürgelefltirme iliflkisine dönüfltürür. T›pk› katil yosunlar ve ya herhangi baflka benzer bir türde görüldü¤ü gibi tüm çevreyi ve toplumu tek tarafl› hâkimiyeti alt›na alarak azmanlafl›r. Dev cüsseli bir dev (Leviathan) haline gelir. Sadece kâr-sermaye birikimine dayal› bir sistem baflka türlü davranamaz. Aksi davran›rsa, yani simbiotik iliflki tarz›n› al›rsa kâr kanunu çal›flmaz. Sistem dönüflmek zorunda kal›r. San›ld›¤›n›n aksine do¤a, çevre kendi öz mant›k sistemleriyle dengededir. Kör kuvvetlerin esareti yanl›fl bir de¤erlendirmedir. Bu hassasiyeti y›kan uy-

ww

w.

pitalist modernitede bile varl›¤›n› sürdüremez durumdad›r. Hatta flirketler bile ekonomik gerekçelerin zorlamas› nedeniyle gittikçe çal›flanlar›n ortak mülkiyetine girmektedir. T›pk› iki uygarl›k sistemi iç içe yaflad›klar› gibi mülkiyet sistemleri de uzun süre iç içeli¤i koruyacakt›r. Topluluk mülkiyetinde bile aile mülkiyeti varl›¤›n› korudu¤u gibi devletin de varl›¤› etkisini, pay›n› sürdürecektir. Önemli olan çevreye, üretkenli¤e, iflsizli¤e yan›t olabilecek esnek mülkiyet normlar›na aç›k olmakt›r. Topluluksuz bu de¤erler oluflamayaca¤›na göre yine optimal s›n›rlarda sorunlar› çözmek en do¤rusudur. Demokratik modernite; tarih boyunca komünal varl›¤›n› hiçbir zaman yitirmemifl topluluk temelli mülkiyeti, modern koflullarda yeniden ahlaki ve politik toplumun temeline yerlefltirerek tarihsel rolünü bu konuda da baflar›yla oynayabilecek durumdad›r Ekolojik krizin modernite döneminde patlak vermesi tesadüf de¤ildir. Sistemin ekonomik karfl›tl›¤›yla ilgilidir. Yap›sall›k tafl›r. Biyolojik denge esas olarak türlerin simbiotik (karfl›l›kl› birbirini besleyerek sürdürme) iliflkileriyle sa¤lan›r. Evrensel zekân›n biyoloji pay›na düfleni böylesi bir düzenlemeyi sa¤lam›flt›r. Yaflam› farkl›l›klar›n gerçekleflimi ve geliflimi olarak tan›mlamaya çal›flm›flt›k. Biyolojik denge bu kurala ba¤l›d›r. Farkl›l›k oluflumunun özgürlük, seçim kabiliyetiyle ba¤›na da de¤inmifltim. Mikro alemle (en küçük enerji ve madde par-


SERXWEBÛN May›s 2009

Uygarl›k sisteminin yol açt›¤› temel sorunlardan biri, toplum-çevre iliflkisindeki kritik dengenin bozulmas›d›r. Toplumsal do¤a yaflam› ve gelifliminin uzun evresinde çevre ile uyumunda kritik dengeye hep ba¤l› kald›. Kendinden geliflimin dengeyi köklü de¤ifltirecek sapmalar›n görülmemesi do¤al geliflmenin de bir gere¤idir. Sistemler esas olarak birbirini y›karak de¤il, besleyerek geliflirler. Sapmalar olufltu¤unda sistem mant›klar› taraf›ndan afl›lmak durumundad›r. Uygarl›k bu anlamda toplumsal do¤a sisteminde bir sapma olarak karfl›m›za ç›kar. Her ne kadar uygarl›k sistemi diyorsak da, bu deyimin ancak propagandif bir de-

Toplumsal do¤a yaklafl›k üç milyon y›ld›r devam ede gelen yaflam sürecinde bu tip felaketlere yol açmad›. Toplumla çevre sistemleri birbirini besliyordu. Uygarl›¤›n k›sa olan tarihinde patlak veren ekolojik krizler kâr amaçl› y›k›msal özüyle ilgilidir. Sadece kapitalist kâr de¤il, tüm uygarl›k süreçlerindeki afl›r› de¤er birikimleri her iki do¤an›n y›k›m›yla el ele yürümüfltür. Piramitler de bir birikimdir. Ama ne tür toplumsal y›k›mlar pahas›na gerçekleflti¤i az çok tahayyül edilebilir. Buna benzer say›s›z birikim çevre üzerine sürekli ilave yükler bindirdi. Toplumsal çöküfl çevresel çöküflleri beraberinde getirdi. Kapitalist modernitenin s›n›rs›z tekelci kâr yap›lanmalar› toplumun ve çevre ile dengesinin kald›ramayaca¤› a¤›rl›klar› biriktire biriktire sonunda ekolojik kriz

“Ekolojik hareketin feministlerde oldu¤u gibi ideolojik netli¤e ihtiyac› vard›r. Örgüt ve eylemlili¤ini dar kent sokaklar›ndan tüm topluma kayd›rmas› gerekir. Ekoloji esas olarak k›r›n, köy-tar›m

toplumunun, tüm konup, göç edenlerin, iflsizlerin, kad›nlar›n eylem k›lavuzudur. Demokratik modernitenin yeni infla çal›flmalar›nda

ne t

ekolojinin önemli rol oynayaca¤›n› bütün aç›kl›¤›yla göstermektedir”

ça¤›na girmifl olduk. Bunda endüstriyalizmin stratejik rolü belirleyici olmufltur. Fosil yak›tlara dayal› endüstrileflme ve modernizm bu belirleyicilikte esas etkendir. Ayr›ca fosil yak›tlar›n otomobildeki kullan›m› dolayl› olarak trafik felaketlerini, o da beraberinde zincirleme y›k›mlara götürebilmektedir. Böylece çevre felaketleri toplumsal felaketlere o da tekrar çevre felaketlerine dönüflerek zincirleme reaksiyon oluflmaktad›r. Kapitalizm ça¤›na rasyonalizm ça¤› denilmesi bu nedenle yanl›flt›r. Birikimin gözü kördür. Tüm birikim, tarihi boyunca çevre-toplum rasyonalitesiyle de¤il, bilakis körlükle hareket etti¤i sonuçlar›yla ortadad›r. Belki analitik olarak rasyonel olabilir. Ama çevrenin biricik zekâs› olan duygusal zekâ aç›s›ndan da analitik zekân›n tam bir körlük ve y›k›m zekâs› oldu¤u yeterince a盤a ç›km›fl durumdad›r. Daha önceki aç›l›mlar›m›za dayanarak, kent ve orta s›n›f›n iktidar oda¤› ol-

ww

w.

¤eri vard›r. Kendini gerçek toplumsal do¤a sisteminin yerine ikame etmek için uydurulmufltur. Sistem olana barbarl›k, göçerler, marjinal gruplar denilirken, toplumsal de¤erlerin s›rt›ndan asalakça beslenen flebekelere de uygarl›k sistemi ad› yak›flt›r›lm›flt›r. Nerden bak›l›rsa bak›ls›n savafllar, talanlar, y›k›mlar, k›r›mlar, tekeller, haraç ve vergiler uygarl›ksal geliflmenin ana belirtileri olup, gerçek barbarl›k olarak de¤erlendirmeyi hak ederler. Sürekli köy ve flehir y›k›mlar›, milyonlarca insan›n katledilmesi toplumun büyük ço¤unlu¤unun sömürü sistemi alt›na al›nmas› toplumsal do¤a sisteminin do¤al bir gere¤i olmay›p, ancak sapmas› olarak de¤erlendirilebilir. 5000 y›ll›k uygarl›k tarihi ayn› zamanda bu sapman›n geliflme ve büyüme tarihidir. Ekolojik felaketlerin en çok uygarl›¤›n geliflti¤i iddia edilen kapitalizm ça¤›ndaki patlamalar› bu sapma gerçe¤inin ret edilemez kan›t›d›r.

malar›yla ivme kazanan afl›r› nüfus ve kent büyümeleri çevrenin kald›raca¤› olgular de¤ildir. Toplum do¤as› da bu olgulara dayanamaz. ‹ktidar ve devletin sermaye biriktirme süreciyle iç içe büyümeleri hiçbir toplum ve çevre dengesinin kald›rabilece¤i hacimler, a¤›rl›klar de¤ildir. Çevre ve toplumsal krizlerinin de iç içe ve süreklilik kazanmas› her iki alandaki tekelci büyümeyle ilgilidir. ‹ki kriz sistemi olarak birbirini beslemektedir. Tüm bilimsel tespitler bu sarmal›n elli y›l daha devam› halinde çöküflün sürdürülemez boyutlarda seyredece¤i konusunda hem fikirdir. Görülüyor. Fakat sermaye iktidar tekellerinin kör ve y›k›m karakteri, görmüyor, duymuyor, özü gere¤i böyle oluyor.

ew e. c

Toplumsal çöküfl çevresel çöküflü beraberinde getirdi

om

72

Yeni hareketin ideolojik sorunlar›

Çevre bilimci ve hareketinin nispeten yeni olan tarihi gün geçtikçe gelifliyor. Kad›n gerçe¤inde oldu¤u gibi olguya iliflkin bilim gelifltikçe bilinç, bilinç gelifltikçe hareket gelifliyor. Sivil toplumun en yayg›n hareket alan›d›r. Reel-sosyalistleri ve anarflistleri de gittikçe daha çok çekiyor. Sistem karfl›tl›¤›n› en çok hissettiren hareket konumundad›r. Tüm toplumu ilgilendirdi¤i için kat›l›mlar s›n›flar ve uluslarüstü bir nitelik kazanm›fl durumdad›r. Burada da hareket üzerindeki liberalist ideolojik hegemonyan›n izlerini yo¤unca görmek mümkündür. Liberalizm her toplumsal konuda oldu¤u gibi ekolojik sorunda da yap›sal özüyle ilgili yan› bast›r›p, teknolojiyi, fosil yak›tlar›, tüketim toplumunu sorumlu göstermeye çal›fl›yor. Halbuki tüm bu yan olgular kendi modernite sisteminin (sistemsizli¤inin) ürünüdür. Dolay›s›yla ekolojik hareketin feminist harekette oldu¤u gibi ideolojik netli¤e büyük ihtiyac› vard›r. Örgüt ve eylemlili¤ini dar kent sokaklar›ndan tüm topluma özellikle k›rsal köy-tar›m toplumuna kayd›rmas› gerekir. Ekoloji esas olarak k›r›n, köy-tar›m toplumunun, tüm konup, göç edenlerin, iflsizlerin, kad›nlar›n eylem k›lavuzudur. Demokratik modernitenin de temelini oluflturan bu gerçeklikler; yeni infla çal›flmalar›nda ekolojinin ne denli önemli rol oynayaca¤›n› bütün aç›kl›¤›yla göstermektedir.


May›s 2009 SERXWEBÛN

73

ne te we .c om

Kültür toplumun kimli¤idir “Kimi dönemlerde toplumsal de¤iflim ve dönüflüm kendisini çok acil, fliddetli bir flekilde dayatt›¤› halde, yeni ihtiyaçlar›n güçlükle karfl›lanmas›n›n ve yeni ürünlerle buna cevap oluflturamaman›n nedeni, geçmifl kültürün direnifl göstermesidir. Dolay›s›yla en iyi ve do¤ru biçimde yeni ihtiyaçlar›

karfl›lama temelinde gelece¤i kurmak, de¤iflim ve dönüflüm yaratmak, kendi geçmiflini do¤ru bir sorgulamaya tabi tutmak temelinde geliflir” mu yoksa geliflmeye aç›k m›, yeni yarataca¤› fleyler ait oldu¤u toplumun karakterine ve özüne uygun mu, yoksa de¤il mi? Tüm bu sorunlar›n yukar›da belirtti¤imiz gerçeklikle do¤rudan ba¤› vard›r. Bu kültürel de¤iflim ve yeniden yarat›m aç›s›ndan son derece önemlidir. Bu konuda bilimsel olmayan geçmifle inkârc›l›k biçimindeki yaklafl›mlara ra¤men, geçmifl günümüzde kendini dayat›yor, yaflat›yor. Kimi dönemlerde toplumsal de¤iflim ve dönüflüm kendisini çok acil, fliddetli bir flekilde dayatt›¤› halde, yeni ihtiyaçlar›n güçlükle karfl›lanmas›n›n ve yeni ürünlerle buna h›zla cevap oluflturamaman›n nedeni, geçmifl kültürün direnifl göstermesidir. Dolay›s›yla en iyi ve do¤ru biçimde yeni ihtiyaçlar› karfl›lama temelinde gelece¤i kurmak, de¤iflim ve dönüflüm yaratmak,

ww

w.

Günümüzde e¤er bir de¤ifliklik gerekiyorsa, bir de¤iflim ihtiyac› fark ediliyorsa, burada en önemli husus insan›n geçmifline nas›l bakt›¤›d›r. Bu hususta insan›n kültürel geçmiflini nas›l ele ald›¤› çok önemlidir. Çünkü mutlak, s›f›rdan veya durup dururken bir yarat›m mümkün de¤ildir. ‹htiyaç dedi¤imiz fleyler bile geçmiflin çeliflki ve çat›flmalar›n›n günceldeki yans›mas›d›r. Bu aç›dan kültürel kimlik de¤ifliminde en etkileyici, en belirleyici olan fley geçmifl, gelenek, tecrübe ve birikim dedi¤imiz olgulard›r. Bu olgular insan yaflam›nda belirleyici rol oynuyor. Bu gerçeklik insanda kendi geçmiflini inkâr m› ediyor, yoksa tümüyle kabul mü ediyor, kendi geçmifline bilimsel bir yaklafl›m sergileyerek olumsuzluklar› aflmak istiyor mu, istemiyor mu realitesini ortaya ç›kar›r. Bir insan tutucu

kendi geçmiflini do¤ru bir sorgulamaya tabi tutmak temelinde geliflir. E¤er bu olmaz ve inkâr edilirse, yarat›lacak fleyler çok fazla köklü olmazlar, fazla kal›c› olamazlar, sorunlar› çözemezler. Bu konuda çok tutucu bir yaklafl›m gelifltirilirse ihtiyaçlar karfl›lanmaz. Örne¤in günümüz Ortado¤u toplumsal gerçekli¤ine bakt›¤›m›zda, toplumsal de¤iflimin kendisini çok fliddetli bir flekilde dayatt›¤›n› görürüz. Ama Ortado¤u toplumlar› kendi geçmifllerini do¤ru bir tahlile tabi tutmad›klar›ndan ya da kendi geçmifl kültürlerini sadece ‹slamiyet ile s›n›rland›rd›klar›ndan ve bu noktada çok tutucu olduklar›ndan, bu fliddetli de¤iflim istemine ra¤men, de¤iflim oldukça zor gerçeklefliyor.

Geçmifli ele al›fl tarz› kendi kültürünü ifade eder

Avrupa toplumlar›nda da de¤iflime geçmifli inkâr temelinde yaklafl›ld›¤› için sürekli bir de¤iflim yaflanm›fl, ama bu de¤iflim toplumu çok monotonlaflt›rm›fl, çok köksüzlefltirmifl, ruhsuz bir topluluk haline getirmifltir. Yani kültürel üretimler yapar ya da kültürel de¤erleri yarat›rken insana do¤ru yaklafl›lmas›, sa¤lam bir toplumsal yaflam için kaç›n›lmaz olmaktad›r. Bu anlamda bir toplum kendi geçmiflini nas›l ele al›yor, nas›l de¤erlendiriyor ve onun e¤itimini nas›l veriyorsa, bu durum hem bugün hem de gelecekte yarataca¤› kültürel ürünleri ve kültürel kimli¤ini de di-


SERXWEBÛN May›s 2009

“Düflüncenin felsefi ve ideolojik boyut kazanmas› insanlarda program›n ve tasar›n›n geliflmesine yol aç›yor. Bu düzeyde düflünce kabiliyeti kazanmak öngörüyü de beraberinde getiriyor. Bu aflamadan sonra art›k insanlar çok vasat, dura¤an ya da çok yavafl, salt duyumsad›klar› ve gördükleri ihtiyaçlar›na cevap verme temelinde geliflmiyorlar”

ew e. c

öngörüyü de beraberinde getiriyor. Bu aflamadan sonra art›k insanlar çok vasat, dura¤an ya da çok yavafl, salt duyumsad›klar› ve gördükleri ihtiyaçlar›na cevap verme temelinde geliflmiyorlar. Düflüncenin sistem kazanmas›yla toplumsal ihtiyaçlar kendisini fliddetli bir flekilde hissettirmeden bile, insanlar olas› ya da olabilecek ihtiyaçlar›n› tan›ml›yor ve bunlara cevap vermek için u¤rafl içine giriyorlar.

Kal›c›laflmak için toplumsall›¤a ihtiyaç vard›r

Toplumsal de¤iflimde bu aflama, insan›n ak›l yap›s›ndaki de¤iflim ve dönüflümün kökleflmesiyle gelifliyor. Toplumsal yaflam› organize etmede ideoloji bu evrede devreye girer. Bu daha çok toplumsal gerçeklik aç›s›ndan devletçi topluma tekabül eden bir süreçtir. Daha do¤rusu, akl›n yaflad›¤› geliflmenin toplumu daha geliflkin bir özgürlük sistemine götürebilece¤i, bunun imkânlar›n› yakalad›¤› bir aflamada ak›l devletlefltiriliyor. Burada da kültür için ikinci bir olgu devreye giriyor. Kültür yaratmada ilk aflama, do¤an›n zorluklar›na ra¤men yaflama çabas› ve yaflama isteminin pratik sonuçlar›n›n ortaya ç›kard›klar›yd›. Kültür yaratmada ikinci bir aflama da bilinçli toplumsall›k gelifltikten sonra, toplumsal iliflkilerin kendisiyle birlikte insan düflüncesinde, yaflam tarz›nda ve iliflkilerinde yaratt›¤› yeni ihtiyaçlara verilen cevaplar›n yol açt›¤› geliflmedir. ‹nsan toplumsallafl›p toplumsal iliflkiler içerisine girdikten sonra, toplumsal yap›n›n özelliklerinden kaynaklanan ihtiyaçlarla karfl›lafl›r. Toplumsal yaflam› devam ettirmek ve çeliflkilerini çözmek, bu aflamayla birlikte do¤aya

ww

w.

ne t

rekt etkiliyor. Bu anlamda kültürel de¤iflim aç›s›ndan de¤iflimin okunmas›, de¤iflimin yorumlanmas›, de¤iflimin sorgulanmas›, giderek de¤iflimin yarat›lmas› çok önemli bir kültürel yarat›m olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bu da elbette kendi bafl›na bir kültürdür. ‹nsanlar›n kendi geçmifllerini ele al›fl tarzlar›n›n kendisi de onlar›n kültürünü ifade ediyor. Bu noktalarda da daha çok etkileyici olan fley zihniyet yap›s› oluyor. ‹nsanlar nas›l düflünüyorlar, mant›klar› nas›l çal›fl›yor, sorgulama biçimleri nas›ld›r, kabul ve ret ölçüleri nelerdir, bir fleyi niye kabul ediyorlar, niye reddediyorlar biçiminde tan›mlayabilece¤imiz düflünüfl yöntemi, yani insanlar›n zihniyet düzeyleri, kendi kültür ürünleri ve kültürel de¤iflimleri üzerinde etkide bulunuyor. Kültürel yeniden yarat›m aç›s›ndan belirtebilece¤imiz önemli bir husus da budur. Dikkat edilirse, bütün bunlar insan›n toplumsal gerçeklik içerisinde yaflad›¤› özellikleridir. Bu özellikler bir flekilde kiflilikte somutluk kazan›yor, yani kiflide kendisini d›fla vuruyor. Böylelikle insan›n kimli¤i haline gelmifl oluyor. Olumlu ya da olumsuz, insanlar bunlar› bir flekilde yaflam pratiklerinde somutlaflt›r›yorlar. Onun üzerinden kendilerini tan›ml›yorlar. ‹nsanlar›n kendi emekleriyle ortaya ç›kard›klar› temelinde tan›mlama yapmalar›n› sa¤layan en önemli kültürel de¤er manevi kültür ve giderek maddi bir olguya dönüflecek olan ideolojidir. Bu asl›nda eylemleri adland›rma, ölçü koyma ve insan›n kendisiyle ürünü aras›nda ba¤ kurma iflidir. Çünkü düflüncenin felsefi ve ideolojik boyut kazanmas› insanlarda program›n ve tasar›n›n geliflmesine yol aç›yor. Bu düzeyde düflünce kabiliyeti kazanmak

cevap vermek kadar gerekli hale gelmifl oluyor. Çünkü toplum insan›n aynen do¤a gibi içinde ve üzerinde kendini yaflatt›¤› aland›r. ‹nsan›n do¤a karfl›s›ndaki duruflu -özellikle tarihin ilk süreçlerinde- daha çok hayvanidir. Beslenme ve korunma, a¤›rl›kta hayvanlar› taklit etme biçiminde giderilmifltir denilebilir veya hayvanla insan aras›nda belirgin bir farkl›l›k henüz oluflmufl de¤ildir. Kuflkusuz bu süreçteki duruflun içinde de insana has fleyler vard›r. Hayvanlarda olmayan insan toplumuna has özellikler oluflmufltur. Ancak bu pek çarp›c› ve belirgin de¤ildir. Fakat insanlar "Biz toplum biçiminde yaflamaya mecburuz" duygusunu fark ettiklerinde ve bunda yol ald›klar›nda, insan bir varl›k haline geliyor ve gerçek kültür dedi¤imiz olgu da böylece ortaya ç›k›yor. ‹flte tam olarak kültür derken, toplumsal bir varl›k olarak insan›n do¤a üzerinde yaratt›¤› maddi ve manevi her fleydir ilkesi böylece ortaya ç›k›yor. Zaten kal›c›laflan de¤erler de bu biçimde ortaya ç›k›yor. Çünkü kal›c›laflmak için toplumsall›¤a ihtiyaç vard›r. Neden? Çünkü toplum bellek yaratarak kal›c›laflmay› sa¤l›yor. Toplumsall›kla kültürel de¤erler insanlar›n duygu ve düflüncelerine nakfloluyor. Buna maddi de¤erlerin maneviyata, manevi de¤erlerin de maddi birer olguya dönüflmesi de diyebiliriz. Yani düflünce-pratik-düflünce diyalekti¤i toplumsall›kla birlikte yaflamdaki yerini sa¤lam kuruyor. Toplumun kal›c›laflmay› ve devaml›l›¤› sa¤lamas› insanl›¤› yaratmas›ndan ileri geliyor. Örne¤in flu an bir toplulu¤uz, Kürt toplulu¤uyuz. Bizim Kürt toplumu içerisinde ald›¤›m›z zihniyet, Kürtlerin binlerce y›ld›r yaflad›klar› zihniyetin bir devam›d›r. Onun için on binlerce y›l önce yaflanm›fl olan fleyler bir flekilde bizim bir arada olmam›zdan kaynakl› olarak bizde de yaflan›yor. Toplumsal kal›c›laflma kendisini bu biçimde devam ettiriyor. Yani insan bir toplum içerisinde do¤uyor, o toplum içerisinde bilinç kazan›yor, o toplum içerisinde tecrübe ediniyor. O toplumun yaflam tarz›na göre

om

74


May›s 2009 SERXWEBÛN bir ayr›flmaya tabi tutuyoruz. Bunlar hakk›nda da yine çözümlemeler yap›lm›flt›r. Önder Apo, demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigmas› ile bunlar› daha net bir flekilde ifadeye kavuflturmufltur. Bunlar bilinen fleylerdir. Bizim burada kültür aç›s›ndan belirtece¤imiz fley, kültürün insanla olan direkt iliflkisinden ötürü, kültürün kimlikle iliflkisi, kültürün toplumsal varl›kla iliflkisi, toplumsal varl›¤a dönüflmüfl insan ürünlerinin toplumsal sistemler de¤iflince buna ba¤l› yaflad›klar› konusudur.

bu zaaflar›n› araç yaratarak aflm›flt›r. Dolay›s›yla insan›n bütün yarat›mlar› ayn› zamanda insan›n kendisiyle do¤a aras›na koydu¤u araçlardan oluflmufltur dersek yan›lm›fl olmay›z. Bütün insan üretimleri ya da ürünleri ayn› zamanda insan›n kendisiyle do¤a aras›na koydu¤u araçlardan faydalanarak gelifltirdikleridir de. Hangi ürün ve yarat›m› ele al›rsak alal›m, her ürün veya yarat›m insan aç›s›ndan mutlaka bir araç da gerektiriyor. Örne¤in düflünce bu anlamda insan›n do¤ay› okumas›n› sa¤layan bir araçt›r; dil insanlar›n kendi aralar›ndaki iliflkilerini gelifltirebilmesi için baflvurdu¤u bir araçt›r. Yine insan, çok teknik bir üretim olarak tan›mlayabilece¤imiz ekonomik faaliyeti için bir sürü araç gelifltirmifltir. Kendisini korumak için gelifltirdi¤i ve deste¤ine baflvurdu¤u bir y›¤›n araç vard›r. Bar›nak anlam›nda insan›n kendisini yaflatabilmek için gelifltirdi¤i korunak biçimleri vard›r. Bu anlamda kültür ürünleri içerisinde insanlar›n gelifltirdi¤i, de¤ifltirip dönüfltürdü¤ü araçlar›n da önemli bir yeri söz konusudur. Kültür ürünleri içerisinde en çok de¤iflim ve dönüflüme u¤rat›lan, insanlar›n ihtiyaçlar›n› gidermek için gelifltirdi¤i bu araçlard›r. Özellikle teknik araçlar dedi¤imiz araçlarda sürekli bir de¤iflim ve dönüflüm yaflanmaktad›r. Her arac›n de¤iflim ve dönüflümü insanda yeni bir düflünce ve prati¤e yol aç›yor. Bu da kendisiyle yeni bir tan›mlamay› getiriyor. Her tan›mlama kendisiyle birlikte yeni bir anla-

ne te we .c om

bir kimlik kazan›yor. Böylelikle geçmifl ve gelecek aras›nda bir köprü kurarak bir devaml›l›k sa¤l›yor. Bu temelde kültürle kimlik kazanma ya da kültürün bir yaflam tarz›na dönüflmesi de gerçekleflmifl oluyor.

75

Kültür toplumsallaflman›n kökleflmesiyle ortaya ç›k›yor

Her kültürel de¤er yarat›ld›¤› dönemin ruhunu içinde tafl›r

‹nsan›n komünal toplum döneminde bir fleyler yaratmas›, komünal demokratik yaflam›n devam› için bir fleyler yaratmas› demektir. Devletçi toplum döneminde de bir fleyler yarat›l›yorsa, bu yarat›mlar›n önemli bir k›sm› bu yaflam›n devam ettirilmesine dönük bir yarat›m› ifade eder. Çünkü her kültürel de¤er yarat›ld›¤› dönemin ruhunu kendi içinde tafl›r. Bir ürünün ruhu, yani ifllevselli¤i de¤iflik olsa da, kullan›m biçimi içinde bulundu¤u dönemin karakterinden uzak olamaz. Yani her ürün belli bir amaç için iflletilir. Kültür için belirtebilece¤imiz önemli bir husus da, insan›n do¤ayla olan iliflkisinde, kendisiyle do¤a aras›na araç koymas›d›r. ‹nsan biyolojik yap›s› ve fiziki gücü itibariyle direkt do¤ayla karfl› karfl›ya geldi¤inde ciddi zaaflar yaflayan bir durufltad›r. ‹nsan

ww

w.

Toplumsal bir varl›k olarak insan›n hayat içindeki iliflkilerinde yaflad›¤› çeliflkilerini gidermesi ve bir insan olarak kendisini bir topluluk içerisinde ifade etmesi için gerekli her yöntem de kültürleflmede önemlidir. Burada da farkl› bir durum ortaya ç›k›yor. ‹nsan›n yaflam›nda güdülere cevap vermesinin hayvansal tarzda oldu¤u bir dönem vard›r. Bu sürecin de insanlaflman›n devam› için önemli etkileri olmufltur. Ama birebir insan yarat›m› olarak kültür, toplumsallaflman›n kökleflmesiyle birlikte devam eden sürecin sonucu olarak ortaya ç›k›yor. Bu anlamda da biz kültürü toplumun d›fla yans›mas› ya da kimli¤i olarak ifade ediyoruz; toplumsallaflmayla birlikte insanl›¤›n yaratt›¤› fleyler olarak ele al›yoruz. Böyle bir tan›mlama daha çok kültürü ifade ediyor. Bu son vurgular Önderlik tan›mlamalar›n›n bizde yaratt›¤› yo¤unlaflmalara daha yak›n durdu¤u için, kültürü tan›mlarken daha fazla bizim kendi tan›m›m›zd›r diyebiliriz. Toplumsallaflma gerçeklefltikten sonra, toplumsal yaflam›n kal›c›l›¤› içinde kültür ürünlerini, kimli¤ini ve yarat›mlar›n› zaten çok rahatl›kla ele alabiliyoruz. ‹nsanlar hangi süreçte neyi yaratm›fllar, nas›l yaratm›fllar, düflünceleri neymifl? Hangi dili kullanm›fllar, hangi sanat› gelifltirmifller, nerede gelifltirmifller? Hangi süreçte hangi tarz üretim ve düflünce, hangi yaflam biçimi daha çok ön plandaym›fl? Bunlar zaten genel hatlar›yla bilinen fleylerdir ve di¤er derslerin de konusudur. Genel olarak biz toplumu komünal demokratik toplum ve devletçi toplum olarak bir ayr›flt›rmaya tabi tutuyoruz. Devletçi toplumu da kendi içerisinde köleci dönem, feodal dönem, kapitalist dönem biçiminde


SERXWEBÛN May›s 2009

76 ma gücünü yarat›yor. Her anlam gücü de kendisiyle birlikte hem toplumsal yaflam içerisinde, hem de yaratt›¤› ürünlerde yeniliklerin ortaya ç›kmas›na neden oluyor.

“Genel bir insanl›ktan bahsediyorsak, insanlar aras›nda da bu kadar köklü bir benzerlikten bahsediyorsak, bu farkl›l›k ya da de¤ifliklik nas›l ortaya ç›k›yor? Bu, kültür

Bir kültür hangi koflullarda flekillenmiflse onun üzerinde geliflim sa¤lar

kaynakland›¤›n› da anlamak gerekir. ‹nsanlar neden kültürel bir farkl›l›k yaratma gere¤i duymufllard›r”

w.

ww

ne dayanarak giderilmesi gerekir. Do¤ada bir canl› olarak ölmeden yaflamak isteyecekse, bunun için insan›n do¤an›n dayatt›¤› zorluklara çare bulmas› ilk ad›md›r dedik.

ew e. c

yoruz. O zaman neden tüm insanlar birbirine benzer düflünmüyorlar? Bütün insanlar aç›s›ndan söylüyoruz: Neden tek bir düflünce yok, neden tek bir biçimde köy kurma yok, neden tek bir biçimde ziraat yapma yoktur? Neden bütün insanlar ayn› dilde konuflmuyorlar, yani neden bu kadar farkl›l›k oluflmak zorunda kalm›flt›r? Bu biraz özgün bir konudur. Bilindi¤i gibi, burada flöyle bir durum söz konusudur: Bir kültür nerede, hangi koflullarda, hangi temeller üzerinde flekillenmiflse, onun üzerinden bir geliflimi yaflar. Burada bizim dikkat çekece¤imiz ya da göz önünde bulundurmam›z gereken nokta, insan›n co¤rafyayla olan iliflkisidir. ‹nsan elde etti¤i ürünlerin tümünü do¤adan devfliriyor. O zaman insanlar›n üzerinde yaflad›klar› co¤rafya parças›nda kendileriyle do¤a aras›nda kurduklar› iliflkiler çok önemli oluyor. Co¤rafyan›n insana sundu¤u imkânlar ve o co¤rafyan›n biçimi, çok somut bir flekilde düflünce ve dil üzerinde etkide bulunuyor. Bu da insanlar›n farkl›laflmas›nda köklü bir rol oynuyor. Bunu biraz daha somutlaflt›r›rsak, Kürdistan'daki köy yaflam›, evlerin biçimi ve ev say›s›n›n çoklu¤u veya azl›¤›, köydeki tar›m biçimi, ürün zenginli¤i, ürünlerin ortaya ç›kar›lmas› için baflvurulan yöntemler ve bu yöntemlerin pratikleflmesi için Kürt köyünün ilk süreçlerden beri kulland›¤› araçlar Hindistan'daki köy kültüründen ya da Nil vadisindeki bir köyünkinden farkl›d›r. Çünkü kültür konusunda do¤ayla iliflki ve çeliflki dedik, insanlar›n ihtiyaçlar›ndan bahsettik. ‹htiyaçlar›n giderilmesi için, önce do¤an›n insana sunduklar› var, insan›n bunlar› tan›mas› gerekir. Ya da ihtiyaçlar›n do¤an›n özellikleri-

ne t

Ana bafll›klar biçiminde kültür derken neyi kastetmeye çal›flt›¤›m›z, kültürden neyin anlafl›lmas› gerekti¤i konusunda dile getirebilece¤imiz noktalar bunlard›r. Somut olarak kültürleflmede bu noktalar çok önemlidir. fiimdi bunlar genel tan›mlamalar›m›z oluyor. Bütün toplumlar için herkesin bir flekilde yapt›¤› fleylerdir bunlar. Bu çok genel bir çerçevedir, fakat biz biraz daha özgünleflmifl noktalara e¤ilelim. Bunu yapmam›z için kültürel farkl›l›klardan bahsetmemiz gerekiyor. ‹nsanlar biyolojik olarak birbirine benzerler. Yani insanlar aras›nda herhangi bir fark yoktur. Temel güdülerin karfl›lanmas› noktas›nda bütün insanlar›n baflvurdu¤u yöntemler üç afla¤› befl yukar› birbirine benzerken, farkl›l›klar görülmeyecek kadar azd›r. Bütün insanlar düflünür ve konuflurlar. Bütün insanlar yaflamlar›n› bir flekilde idame ettirmek için toplumsallaflm›fllar ve bu biçimde kendilerini var etmifllerdir. Fakat bu benzerli¤e ra¤men, biz günümüzden hareketle yaflam içinde bir sürü farkl›l›¤›n gerçekleflmifl oldu¤unu biliyoruz. Örne¤in bir sürü düflünce sistemi, dil, kültür ve kimlik vard›r. Bir ifl çok çeflitli biçimlerde ve tarzda yap›l›yor. Bunlar nas›l gelifliyor? Genel bir insanl›ktan bahsediyorsak, insanlar aras›nda da bu kadar köklü bir benzerlikten bahsediyorsak, bu farkl›l›k ya da de¤ifliklik nas›l ortaya ç›k›yor? Bu, kültür aç›s›ndan özgün bir durumdur. Kültürel farkl›l›¤›n neden kaynakland›¤›n› da anlamak gerekir. ‹nsanlar neden kültürel bir farkl›l›k yaratma gere¤i duymufllard›r? Madem hepimiz düflünüyoruz, düflünce de akl›n bir ürünüdür diyoruz, her insan›n duygu ve düflünceleri var di-

om

aç›s›ndan özgün bir durumdur. Kültürel farkl›l›¤›n neden

Kültürel farkl›l›klar›n oluflmas› insan›n do¤ayla kurdu¤u iliflki biçiminden do¤ar Co¤rafi farkl›l›k, her alanda iklimsel koflullara ba¤l› olan insanlara imkân sunuyor ya da zorluk ç›kart›yor. Örne¤in Hindistan'da bir köyün çamurdan yap›lmas› fazla mant›kl› olmaz. Yani Hindistan'da ev yap›l›rken, köy infla edilirken çamurdan kerpiçle yap›lmaz. Çünkü Hindistan'›n iklimi tropikal bir iklimdir ve sürekli ya¤murlu bir hava vard›r. O zaman bu ya¤mur karfl›s›nda kendisini korumaya alacaksa, bir insan›n önce ya¤murdan etkilenmeyecek bir madde bulmas› gerekir. Mezopotamya co¤rafyas› s›cak, ayn› zamanda so¤uk bir co¤rafyad›r. O zaman buradaki insanlar›n kendilerini so¤u¤a ve s›ca¤a karfl› koruyabilece¤i bir ürünü, do¤ada bu ürünün yap›lmas›na imkân sunan maddeyi tan›malar› gerekecektir. Her iki insan da ayn› ihtiyaca cevap veriyor. Ama do¤an›n dayatt›¤› sorun farkl›d›r: Bir yerde ya¤mur, bir yerde de s›cak ve so¤uk vard›r. Onun için Mezopotamya'da insanlar›n buldu¤u yöntem çamurdan ev yapmak olmufltur. Bunun için kerpiç icat edilmifltir. Hindistan'dakiler de kam›fltan ve yapraktan ev yapm›fllard›r. Hindistan'›n co¤rafi koflullar›nda yerleflik yaflam›n geliflmesi için insanlar›n kesinlikle a¤açlardan, yapraklardan ve kam›fllardan ev yapmalar› gerekecektir. Çünkü çamurdan bar›nak ya¤mura dayanmaz.


May›s 2009 SERXWEBÛN lar gerekiyor. Çamurdan kerpiç, kerpiçten ev yapman›z için farkl› araçlara ihtiyac›n›z vard›r. Kam›fltan, yapraktan, a¤açtan ev yapman›z için farkl› araçlara ihtiyac›n›z vard›r.

¤imiz örnekle devam edelim. Hindistan için testere ya da benzer kesici bir alet çok önemli bir araçt›r. Kürtler ya da Mezopotamya haklar› için de kürek çok önemli bir araca dönüflmüfl oluyor. Kürek bir Mezopotamya köylüsü için vazgeçilmez bir araçt›r. Testere de Hindistan'daki bir köylü için vazgeçilmez bir yaflam arac›d›r. Bunu biraz daha derinlefltirelim. Bir Mezopotamya köylüsü için testereyi k›rmak çok fazla önemli de¤ildir. Çünkü bu alete çok fazla ihtiyac› yoktur. Ama bir küre¤i k›rarsan›z, bu durum çok farkl› bir duyguya neden olur. Çünkü burada ev onunla yap›l›yor. Bir de koruma güdüsü temelinde olaya bakal›m. Hindistan'da y›lanlar ve maymunlar çoktur; Mezopotamya topraklar›nda ise kurt ve ay› gibi vahfli hayvanlar daha çoktur. Her hayvan›n insan karfl›s›nda bir refleksi vard›r. Her hayvan insanla karfl›lafl›nca bir pozisyona girer. Her hayvan›n sald›rganl›¤›n›n yol açt›¤› bir çat›flma biçimi vard›r. Mezopotamya topraklar›nda yaflayan bir insan için kobra y›lan› çok fazla bir fley ifade etmez. Çünkü kobray› bilmiyordur. Ama kurt ve ay› için ayn› fley geçerli de¤ildir. Bunlara karfl› kendisini korumas›n› ö¤renir. Bunlardan korkar. Bir Mezopotamya köylüsünün kobray› gördü¤ünde korku duygusu baflka olur, kurt ve ay› karfl›s›nda baflka olur. Bütün bunlar› yaflam›n her alan›na uygulad›¤›m›z zaman ne olur? Kültürel yaflam›n çeflitlili¤i, zenginli¤i ortaya ç›kar. Bu da dile yans›r, türküler ve masallara yans›r, halk danslar›na yans›r, atasözlerine yans›r.

ne te we .c om

Bu, do¤a ile insan aras›nda kurulmufl harika bir iliflki biçimidir. ‹lk insanl›k dönemlerini düflündü¤ümüzde, bunun basit bir yarat›m olmad›¤›n› anlar›z. Bugün nanoteknoloji dedikleri fley günümüz insan› için neyse, do¤an›n dilinden anlayarak yaflamay› baflarmak da asl›nda ayn› fleydir; hatta toplumsal yaflam›n ilk dönemleri aç›s›ndan ikincisi bundan daha büyük bir yarat›md›r. Nanoteknolojiyi üst üste birikmifl tecrübelere dayanarak yap›yorlar. O dönemlerde yap›lan her fley ilktir. Bunun için insan›n toplumsal karakteri ve düflüncenin geliflim seyri düflünüldü¤ünde, Mezopotamya topraklar›nda yap›lm›fl kerpiçten bir kulübe bugünün gökdelenlerinden kültürel olarak daha anlaml›d›r, daha de¤erlidir. Kültürel farkl›l›klar›n oluflmas›, insan›n do¤ayla kurdu¤u iliflki biçiminden do¤ar. Yani farkl› toplumlar, bu toplumlar›n farkl› kültürel de¤erlere sahip olmas› birilerinin can› istedi¤i için de¤il, do¤a ana emretti¤i için öyle oluflmufltur. ‹flte tam da bu noktada egemenlerin toplumsal farkl›l›klara yaklafl›mlar›n›, bu farkl›l›klar› ele al›fl biçimlerini hat›rlayal›m. Örne¤in dinler "Tanr› böyle istedi" diyorlar, kapitalistler "Ulusu ve ulus de¤erlerini biz gelifltirdik" diyorlar. Ne kadar büyük bir yalan, de¤il mi? Biraz önce verdi¤imiz örne¤imizi biraz daha irdeleyelim. Çamurdan ev yapmak için bir sürü aflama gerekiyor. A¤açtan, yapraktan ya da kam›fltan ev yapabilmek için de farkl› bir süreç ve aflama-

77

Pratik insanlar› düflündürür

ww

w.

Bu basit bir örnek gibi gelebilir, ama bunu yaflam›n her alan›na yayal›m. Bu sadece bar›nak aç›s›ndan dile getirdi¤imiz basit bir örneklendirmedir. ‹nsanlar›n bunlar› yaparken, kendi aralar›nda kurduklar› iliflkileri, bu emek sürecinde gereksinim duyduklar› araçlar› yaparken baflvuraca¤› farkl› yöntemler gibi. Bütün bunlar köklefltikçe, insan düflüncesinin diyalekti¤ine ba¤l› çok de¤iflik anlamlar ortaya ç›km›fl oluyor. Pratik insanlar› düflündürür. Düflünce prati¤e neden olur. Bir de böyle zincirleme bir diyalektik vard›r. ‹nsan›n geliflimi aç›s›ndan bir kere bu diyalektik ifllemeye bafllad›ktan sonra bunun önü al›namaz. Bu derinlefltikçe co¤rafyayla olan iliflki, köklü ba¤lanma, co¤rafyayla insan aras›ndaki bu diyalektik birliktelik her co¤rafyan›n kendi koflullar› içinde farkl› bir kültürel yap›lanman›n ortaya ç›kmas›na neden olur. Duyguda bunun yans›mas› yurtseverliktir. Yurtseverlik, toplumlar›n yaflad›klar› topraklarda do¤an›n kendilerine sunduklar› imkânlara minnet borçlar›d›r ve oldukça insani olan bir kültürdür. Mezopotamya ve Hindistan co¤rafyalar› karfl›laflt›rmas› temelinde verdi-

Do¤a ile iliflkilerin gücü toplumsal zenginli¤in kayna¤›d›r Kültürel farkl›l›k toplumsal yaflam gelifltikçe, ihtiyaçlar karfl›land›kça, bu ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› amac›yla insanlar araç yapt›kça köklefliyor. Mezopotamya köylüsü ilk etapta testereyi bilmez, bu yüzden ona isim koyma gere¤i de duymaz. Hindistan köylüsü de belki küre¤i bilmez, küre¤e isim koyma ihtiyac› duymaz. O zaman Mezopotamya dillerinde küre¤in


SERXWEBÛN May›s 2009

ew e. c yatmada bulunuyorsa, do¤ay› hangi alanda ve nas›l aflmak gerekiyorsa, toplumun ihtiyac› neyse ve bu ihtiyaçlar›n giderilmesi için ne gerekiyorsa onlara cevap olmak kültürleflmektir; kültürel yarat›ma kat›lmakt›r. Bu, temel bir toplumsal kanundur ve her zaman da böyle olacakt›r. Kültürel farkl›l›¤›n oluflmas›nda toplum-do¤a iliflkisi belirleyicidir. Bu kültürel zenginli¤in oluflmas›nda di¤er önemli faktör ise, toplumsal yap›n›n maddi ve manevi alanlarda kapsam›n›n büyümesidir. Toplumsal yap›n›n içinde oluflan düflünceler, gelenek ve görenekler de kültürel zenginli¤in oluflmas›nda önemli rol oynarlar. Ancak kültürel zenginli¤in temeli toplum-do¤a iliflkisi ile start alm›flt›r.

ne t

bir ismi olur. Hindistan dillerinde ise testerenin bir ismi olur. Bu diyalektik dilde kendisini yans›t›r. Hindistan'daki bir insan, bir topluluk kobra y›lan›yla iliflkisini anlat›rken bir davran›fl, bir dans, bir figür ortaya ç›kar›rken, Mezopotamya köylüsü de kurda ve ay›ya karfl› benzer bir pratik sergiler. Onun masallar›nda, türkülerinde kobra geçer, bunun masallar›nda, türkülerinde kurtla ay› geçer. Yani bunlar çok iyi bildi¤imiz örnekler oldu¤u için veriyoruz. Bizim burada anlatmaya çal›flt›¤›m›z fley yaflam, toplum, ihtiyaç, de¤iflim, dönüflüm, k›saca zenginli¤imizde co¤rafyan›n etkisidir. ‹nsanlar›n kökleri üzerinden nas›l bir yaflam yaratt›klar› iyi anlafl›lmal›d›r. Toplumlar aras›nda köklü ayr›flmalar›n nas›l oldu¤u konusudur önemli olan. Bu diyalektikten ötürü toplumlar giderek birbirinden farkl›lafl›yor, ama özde ayn› fleyi yap›yorlar. Birileri ya¤murdan kendisini koruyor. Birileri so¤uktan ve s›caktan kendisini koruyor. Yap›lan, özünde yaflamak için kendini korumaya almakt›r, biyolojik ölümü engellemektir. Fakat bunun için kullan›lan yöntemlerin çok de¤iflik oldu¤unu gördük. Ama bu yöntemleri de kendisinden yaratm›yor, do¤a ile iliflkisinden bunlar› ç›kart›yor. Bu zenginli¤in toplumsal yaflam içindeki ifl bölümlerine dile düflünceye ve davran›fllara yans›mas›yla ve bu yans›malar›n anlama kavuflturulmas›yla her toplumun kendi kimli¤ini oluflturmas› gerçeklefliyor. Do¤a ile iliflkilerin gücü toplumsal zenginli¤in de kayna¤›d›r. Do¤adan kopmak bu zenginli¤in öldürülmesi demektir. Bu konuda hemen flunu söylemek gerekir: Günümüzde yaflanan sorunlar›n bir nedeni de do¤a ile toplumsal yarat›m aras›nda yaflanan kopukluktur. Demek ki, kültürel yarat›m derken, öyle gelifligüzel fleylerden bahsetmiyoruz. "Benim gönlüm böyle istiyor, ben bunu yapaca¤›m, bu da kültürdür" denilemez. ‹nsan yarat›mlar›n›n özünde böyle bir fley yoktur. Böyle olsayd›, insan o zaman insan olmazd›. Böyle olsayd›, zaten insan yaflamay› baflaramazd›. ‹htiyaç neyse, do¤a hangi da-

om

78

ww

w.

Günümüzün sorunu özgürlük eflitlik ve adalet sorunudur Verdi¤imiz örneklerimizle devam edersek, belki günümüzde insanlar aç›s›ndan temel sorun kobra y›lan›na, kurda, ay›ya karfl› kendini korumak ya da kürek yapmak de¤ildir. Ama bugünün daha de¤iflik toplum sorunlar› vard›r. Nas›l ki bir dönemler bu hayvanlara karfl› kendini korumak ve basit bir kulübe yapmak en temel sorun olduysa, bugün de ismi, çap› ve niteli¤i de¤iflmifl sorunlar›m›z bulunmaktad›r. Geçmiflte kurt insan› yerdi, y›lan zehiri öldürürdü. fiimdi bunlar yoktur veya çok azalm›flt›r diye sorun yok mu diyece¤iz? Tabii ki hay›r. Kobra y›lan›ndan daha zehirli ve kurttan daha

vahfli vakalar vard›r. Örne¤in Irak'ta olup bitenleri dünyadaki tüm kurtlar ve kobra y›lanlar›n› toplay›p sald›rtsan›z yapamazlar. Kürt halk›na uygulanan asimilasyonun uygulay›c›lar›n›n yol açt›¤› parçalanmay› -ki, bunlar kendilerini kurt soyundan biliyorlarhiçbir kurt sürüsü yapamaz. fiunu demek istiyoruz: Zaman ve mekân de¤iflmifl olsa da, her mekân›n ve zaman›n y›lan› ve kurdu vard›r. Önemli olan bunlar› tan›mak, kendini bunlara karfl› koruyacak yöntemler -kültür ürünleri- gelifltirmektir. Günümüzün temel sorunu özgürlük, eflitlik ve adalet sorunudur. Çünkü insan bilinci toplumsal geliflmifllik düzeyi, tecrübesi, araçlar›, yani teknolojik geliflme durumu, toplumsal yaflam›n esenli¤i için do¤an›n yaratt›¤› zorluklar› bir noktaya kadar sorun olmaktan ç›kartm›flt›r. Bu sözler yanl›fl anlafl›lmas›n; özünde toplumla do¤a aras›nda bildik anlamda sorunlar yoktur. Karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k biçiminde bir iliflkilenmenin oldu¤unu belirtmek daha do¤rudur. Do¤a toplumsal yaflam için mutlak anlamda gerekli olan mekând›r, insan do¤an›n düflünen akl›d›r. Eldeki araçlar, bilim ve teknolojiyle insan bir flekilde yaflamaya çal›fl›yor. Hatta öyle bir noktaya gelinmifltir ki, neredeyse insanlar ölümü bile durdurabilecek aflamaya varm›fllard›r. Ama toplum sadece maddi kültüre dayal› olarak yaflayabilecek bir varl›k olamad›¤› için, günümüzde de farkl› toplumsal sorunlar› oluflmufl durumdad›r.


May›s 2009 SERXWEBÛN

79

ne te we .c om

Ö l ü m ü t e b e s s ü m l e k a r fl › l a m a k “Seninle ayr›l›¤›m›z›n 13. y›l›n› geride b›rak›rken Z›narin, sensizli¤e hiçbir zaman al›flflaamad›m, al›flflaamad›k. Özgürlük da¤lar›nda att›¤›m her ad›mda, darac›k patikalar›ndan her geçti¤imde, akan so¤uk sular›n› her içti¤imde, soludu¤um her havada ve yakt›¤›m›z her gerilla ateflfliinde benimleydin, bizimleydin. Melik Ahmet yollar›ndan Marmara'n›n mavili¤ine, Amed'den Botan'a, Behdinan'a ve Kandil'e uzanan yollarda olgunlaflfltt›¤›m an'lar›mdas›n”

je ç›?" diye yine soruyorum sana. "haydi çabuk ol, okula geç kal›yoruz." Ve kap› önünde beklerken ki k›zg›n halin. Her sesini duydu¤umda birbirine dolanan ayaklar›mla, gelip elini s›k›ca tutunca rahatl›yorum. El ele geçerken bak›rc›lar çarfl›s›ndan, koflarak geçerken ana caddeyi, Palanc›lar soka¤›na nefes, nefese yetifliyoruz. Kan-ter içinde kendimizi evde buluyoruz. Kumbaram›z dolsun diye harçl›¤›m›z› kullanmay›p, bir simiti paylaflt›¤›m›zdaki a¤›z dolusu gülüfllerimiz. Ve bir de ödevlerimi yapt›¤›nda Meryem ö¤retmen anlayacak diye yaflad›¤›m›z korkular›m›z. K›sac›k, düz, siyah saçlar›na takt›¤›n beyaz kurdelelerin esmer tenine ne kadar yak›flt›¤›n›, bir de uzun, k›v›rc›k saçlar›m›n ars›zl›¤›ndan ne kadar ac› çekti¤imi an›ms›yorum.

ww

w.

Yavafl ad›mlarla ilerlerken deniz k›y›s›nda, gün bat›m›n›n serin k›z›ll›¤›nda durup adalara, adalardan da öte ufuklara tak›l›yor gözlerim. Kayal›klardan izlerken h›rç›n dalgalar› öfkem de kabar›yor. Düflündükçe geçmifli, an›msay›nca siman›, duyar gibi olunca sesini kulaklar›mda kar beyazl›¤›nda ürperen öfkem, 盤l›klara dönüflüyor. Tan›d›k melodileri m›r›ldan›rken, tatl› bir tebessümle gözlerim doluyor. Uzaklardan yak›nlaflan gemilerin, sahil sessizli¤inde, yeflilli¤in mavili¤e kar›flan anlarda yaflayaca¤›m, senden uzaklarda ve sana sen kadar yak›n›nda. Paylafl›rken ayn› s›ralarda oldu¤u gibi yine her sözcük Kürtçe olacakt›. Koflmak, hayk›rmak, sahilin sessizli¤inde 盤l›k olmak istiyorum. Ama hay›r! A¤lamayacakt›m. T›pk› sen gibi canl› ve güleç olacakt›m. Yürüdü¤ün patikalarda yürüyecek, uyudu¤un a¤aç diplerinde uyuyacak, içti¤in so¤uk sulardan tadacak, serin esen yellerde ilerleyecektim. Ve yine seni anlatacaklard› bana, moralinle, sevecenli¤inle, kayg›s›z kat›l›m›nla... Y›llarca yaflad›¤›m koca ‹stanbul, flimdi bana dar geliyor. Korna sesleri ile insan kalabal›¤› ise bo¤uyor. Sensizli¤in sessizli¤inde seni yafl›yorum ZINAR‹N! S›cakl›¤›n› hissediyorum, oturdu¤um minibüs koltu¤undan gözlerime tak›lan çocuklar›n gözbebeklerinde. ‹lerlerken caddelerden dar sokaklara, evin sessizli¤i karfl›l›yor beni. ‹çte kopan f›rt›nalarla yine seninle karfl›lafl›yorum. "NONE! mamoste d›be

Esmer yüzündeki tebessümün yaflam›m›n bir parças› olmufltu

Y›llarca el ele yürüdü¤ümüz Melik Ahmet'ten, Ulu Camii'nin içinden gidegele büyüdük ZINAR‹N! Ayr›l›¤›n izleri derinlere inerken, birbirinden habersizce ayr› yerlerde, ayn› sevdalara tutulduk. Tutkunduk sevdam›za, yellerin so¤uklu¤una ve yoldafll›klar›n s›cakl›¤›na. Oturdu¤um koltukta bakarken gülümseyen resmine bilinmeyen bir gücün büyüklü¤ü beni sana çekiyor. Ve düflen her gözyafl›mda ilk de¤ildi, duydu¤um ac›! Ancak ilk kez ay-

r›l›¤›n ac›s›n› derinden hissediyordum. Ac›n›n hüzne dönüfltü¤ü, anlat›lamayan duygularla salonun penceresinden Marmara'n›n mavili¤inden, da¤ doruklar›nda gülümseyen esmer yüzünde yeni bir sayfaya aç›l›yordu yaflam, NUPELDA s›cakl›¤›yla... Ve NUPELDA s›cakl›¤›n›n yoldafll›¤a büründü¤ü an'da, yükselen gerilla ateflinin etraf›nda yine yaflam›mda, yaflam›m›zda sen vard›n Z›narin. So¤uk Befliri suyundan Mava alan›nda bafllayan, Gabar'dan Herekol'a uzanan yolculu¤uma benden habersizce yoldafl olmufltun. Bafltanbafla dolafl›rken özgür Botan topraklar›nda seninle gerillay›, Amed'i yaflad›m. Yine Akda¤'da, Newroz atefli yükseldi¤ini izlerken buluyorum kendimi. Êkro'dan Lice'ye uzanan an›lar tufan›ndan senden bana akan zaman›n kesitinde esmer yüzündeki tebessümün yaflam›m›n bir parças› olmufltun. Sözcükler sözcükleri kovalarken yükselen ateflin k›v›lc›mlar›nda seni dillendirdi Rojbin Piran "yeni yaralanm›flt›m. Elimi rahat kullanam›yordum. Saçlar›m› taramaktan y›kanmaya kadar günlük yaflam›m› yürütmemde yard›m›n› hiçbir zaman unutmad›m. Kendinden önce beni ve yoldafllar›n›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamay› düflünürdü. Ona bakt›¤›mda yoldafll›¤›n derinli¤ini hissederdim. Karfl›l›ks›z vermeyi bilen bir komutand›. Siyah saçlar›, esmer teni ve gülen yüzü. Bir de silah›. Bir uyum içinde olur, Z›narin'le bütünleflirdi."


SERXWEBÛN

80

May›s 2009

ew e. c k›m›n›n d›fl görevlerde yer almas› planlanm›flt›. Gözcüler, keflifçiler, tepeciler ve mutfakç› kad›n arkadafllardan ç›kar›lm›flt›. Sabah›n erken saatinde gözcülerimizin patlatt›¤› mermi sesleriyle yatt›¤›m›z yerden irkilerek uyand›k. Kobra helikopterlerinin taramas› içinde kendimizi Gorton tepesinin yamac›na b›rakt›k. Beritan arkadafl bixsiyi kullan›yordu. Bixsinin hala çal›fl›yor olmas› arkadafllar›n iyi oldu¤unu gösteriyordu. Telsizden Rojhan arkadafl›n sesi geliyordu. Ferhat arkadaflla muhabere yap›yordu. Çat›flma gün boyu devam etti. Tepenin düflmedi¤inin anlafl›lmas›yla kobra helikopterleri durmadan roket at›fllar›na devam ettiler. Tek tek mevzilerin düflmesiyle Beritan arkadafl›n yerini Rojhan arkadafl al›p Bixsinin bafl›na geçip, sakin ve mesafeli mermilerini at›yordu. Son mermi sesini duyduk. Ve telsizden ses kesilmiflti. ‹çimizde büyük bir ac› ile Akda¤ alan›ndan manevra yaparak ç›kt›k"

ww

w.

ne t

Akflamüstü gökyüzünde toplanan bulutlar› da¤›tan dolunay, etrafa anason kokusunu b›rakan havada ak›p giden sözcükler gözlerde bu¤ulu bir an b›rakt›. Rojbin arkadafl›n seni anlatt›¤› titrek sesi güçlü bir militan kararl›l›¤›na dönüflerek devam ediyordu. Verdi¤i k›sa nefes aras›nda rüzgar›n havaya savurdu¤u k›v›rc›k saçlar›n› kulaklar›n›n arkas›na hafifçe koydu. Bu¤ulu gözler keskin bak›fllara dönüflürken, Sana olan ba¤l›l›¤› güçlü militan kararl›l›¤›yla "Z›narin'i hiçbir zaman unutmad›m. Birlikte kurdu¤umuz hayalleri gerçeklefltirmeye söz verdim. An›s›na ba¤l›l›¤›m›n yeminini ettim" diyerek devam etti Rojbin arkadafl. Rojbin arkadafl, sana olan ba¤l›l›¤›n› güçlü bir kararl›l›kla dile getirebiliyordu. Evet Z›narin sana dair kurdu¤um, kurdu¤umuz her cümlede ba¤l›l›k var, mücadele kararl›l›¤› var ve düflmana kin var. Gelece¤e dair umutlar›m›zdas›n Z›narin. Hüznün ba¤l›l›¤a ve kararl›l›¤a dönüfltü¤ü an'da fiorefl Amed kuca¤›nda odunlarla yan›m›za geldi. Sessizce bir yere iliflerek devam etti. "Ortaokuldayken tan›flt›k. Birlikte folklor dersi al›yorduk. Çok güzel halay tutard›. Bunu ö¤renen arkadafllar sürekli bizi morallerde sahneye ç›kar›rd›. Amed, Ad›yaman akl›na hangi yöre geliyorsa halay›n› tutmam›z› isterlerdi. Var olan morale ayr›ca bir moral katard›k. Yine y›llar sonra karfl›laflt›¤›m›zda çok sevinmifltim. Düzen arkadafll›¤›ndan gerilla yoldafll›¤›na giden derin mutlulu¤u yaflad›m" diyordu. Oturdu¤um yerden kalk›p fiorefl arkadafl›n getirdi¤i odunlar› atefle att›m. Bir kez daha ateflin k›v›lc›mlar› havada halaya durmufllard›. T›pk› fiorefl arkadaflla 27 Kas›m moralinde tutu¤unuz halayda uçarcas›na, içten ve samimiydi. Sessizce Rojbin arkadafl›n yan›na yeniden oturdum. fiorefl arkadafl›n anlat›mlar›nda sözcükler havadaki atefl k›v›lc›mlar›yla sanki yar›fla duruyordu. "Ve çat›flma bafllam›flt›" dedi fiorefl arkadafl "‹lginç bir tesadüf olmufltu. O gün Rojhan arkadafl›n ta-

om

Gelece¤e dair umutlar›m›zdas›n

Ölümü s›cak tebessüm ile karfl›layarak duruyordu Senin bizlerden ayr›l›fl›n›, yeniden yükselen ateflin alevlerinde tak›l› kalan gözleriyle dillendirmiflti. Ve Z›narin, flimdi s›ra veda an'›ndan geriye kalan son bak›fllar›n anlat›lmas›na gelmiflti. fiorefl arkadafl›n gözleri hala yanan ateflteydi. Sözcükler flekilden

flekile girerken kendili¤inden manaya dönüflüyordu. "aradan aylar geçti. Tepelerdeki karlar›n erimesiyle bir grup arkadafl cenazelerini gömmek üzere yeniden Gorton Tepesine gittik. Benden önce Z›narin'in cenazesine ulaflan arkadafllar, yan› bafl›nda en sevdi¤i can yoldafl› silah› birlikte buldular onu. Yüzündeki tebessümü hala s›cac›k, sanki birazdan oturdu¤u yerden kalkacak gibiydi. Uzun simsiyah saçlar› rüzgarda aç›lm›fl, havada halaya durmufltu. Yaflama olan sevgisi, mücadeleye olan ba¤l›l›¤› ve kararl›¤›la aylar sonra hala mevzisinde ölümü s›cak tebessüm ile karfl›layarak duruyordu" cümlesini tamamlayan fiorefl arkadafl usulca yan›m›zdaki sessizli¤in içindeki kalabal›¤a kar›flt›. Seninle ayr›l›¤›m›z›n 13. y›l›n› geride b›rak›rken Z›narin, sensizli¤e hiçbir zaman al›flamad›m, al›flamad›k. Özgürlük da¤lar›nda att›¤›m her ad›mda, her darac›k patikalar›ndan geçti¤imde, akan so¤uk sulardan içti¤imde, soludu¤um her havada ve yakt›¤›m›z her gerilla ateflinde benimleydin, bizimleydin. Melik Ahmet yollar›ndan Marmara'n›n mavili¤ine, Amed'den Botan'a, Behdinan'a ve Kandil'e uzanan yollarda olgunlaflt›¤›m anlar›mdas›n. Evet, yaflam›m›n yeni bir sayfaya dönüfltü¤ü anlardan ç›k›p, NUPELDA s›cakl›¤›nda gerçe¤imdesin ZINARIN...

Mücadele arkadaflfl››


ne te we .c om Ad›, soyad›:Mehmet Ali Kaçar Kod ad›:Ciwan Jiyan Çelenk Do¤um yeri-tarihi:Hakkari 1979 fiehadet tarihi:30 Nisan 2009 Zagros

Ad›, soyad›:U¤ur Karabo¤a Kod ad›:Bager Bagok Do¤um yeri-tarihi:Van 1984 fiehadet tarihi:30 Nisan 2009 Zagros

Ad›, soyad›:Hüseyin Bilir Kod ad›:Serdar Mazlum Do¤um yeri-tarihi:Batman 1984 fiehadet tarihi:30 Nisan 2009 Zagros

Ad›, soyad›:Hediye Cuma Kod ad›:Necbir Kahraman Do¤um yeri-tarihi:Derik 1974 fiehadet tarihi:30 Nisan 2009 Zagros

Ad›, soyad›:Onur Y›lmaz Kod ad›:Mehmet Do¤um yeri-tarihi:Erzincan 1983 fiehadet tarihi:11 May›s 2009 Esendere

Ad›, soyad›:Hasan Sayar Kod ad›:Mirza Yusuf Do¤um yeri-tar:Kozluk 1988 fiehadet tarihi:11 May›s 2009 Esendere

Ad›, soyad›:Tacettin Taflar Kod ad›: fiahin Amanos Do¤um yeri-tarihi:Amed 1987 fiehadet tarihi:11 May›s 2009 Esendere

Ad›, soyad›:Hayrullah Alphan Kod ad›:Hogir Merwani Do¤-yeri-tarihi:Silvan 1980 fiehadet tarihi:11 May›s 2009

Ad›, soyad›:Sait Soylu Kod ad›:Berxwedan Amed Do¤um yeri-tarihi:Bismil 1988 fiehadet tarihi:11 May›s 2009

Ad›, soyad›:Vesile Altürk Kod ad›:Hebun Garzan Do¤um yeri-tarihi:Uludere 1984 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar

Ad›, soyad›:Siham Hannan Kod ad›:Sarya Afrin Do¤um yeri-tarihi:Halep 1983 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar

Ad›, soyad›:Sad›k Dulekan Kod ad›:Azad Kurd Do¤um yeri-tarihi:Mingol 1984 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar

Ad›, soyad›:Ahmet fierif Karakaya Kod ad›:Roni Do¤um yeri-tarihi:Bingöl 1987 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar

Ad›, soyad›:Ahmet Atefl Kod ad›:Cigerxwin Atefl Do¤um yeri-tarihi:Hakkari 1986 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar

ww

w.

Ad›, soyad›:Cuma fiex Kod ad›:fiiyar Afrin Do¤um yeri-tarihi:Afrin 1982 fiehadet tarihi:21 Nisan 2009 Dersim/Zenk köyü

Ad›, soyad›:Hamit Ersan Kod ad›:Kemal Makü Do¤um yeri-tarihi:Makü 1980 fiehadet tarihi:15 May›s 2009 Ç›rav/Gabar


ew e. c

ne t

w.

ww om


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.