SER XWEBÛN
om
JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 330 / Hezîran 2009
ew e. c
TARİHİ 1 HAZİRAN ATILIMININ 6. YILINDA
ww w
.n et
Ya Onurlu Barış Ya Onurumuz için Savaş
RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR
Siyasi olarak da güçlü olman›n nas›l oldu¤unu ortaya koymufltur. Küçük amaçlar için de¤il, büyük amaçlar için yaflaman›n nas›l oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Bu kadar flehidin an›s›na ba¤l› olanlar a¤lamaz, ve içinizde en zorda olan benim. Benim tek üzüntüm daha fazla acaba nas›l yapabilirim diye. Endiflem, telafl›m bu yüzden. Sizden daha fazla k›s›tl› ortamday›m. Benim yaflama karfl› böyle çeliflkili, böyle yaramaz, yetmez konumda olmam imkans›z, “kolay ölmem” imkans›z. Ad›n›za üzülüyorum. Fakat verece¤iniz bir karfl›l›k elbette ki olmal›. Kesinlikle basit ve flehitlerini bir tarafa iten bir yaklafl›m› kabul edemeyiz. Anlam›n› kat be kat kendimizde somutlaflt›rarak, bütün yönleriyle hakk›n› verece¤iz. Yüzlerce genç kad›n›m›z›n, k›z›m›z›n kendini teslim olmamak u¤runa “kül” etmesini s›radan bir olay olarak geçifltiremeyiz. Bu kadar genç delikanl›m›z›n bir özgür yaflam u¤runa kendini feda etmesini basite alamay›z. Kald› ki, halk›m›z›n da kesinlikle çok zorda olan bir durumu var ve baflar› istemi vard›r. Onu bir tarafa itemeyiz. Öyle biz ortaya ç›km›fl›z. Komutay› bizim temsil edece¤imize inan›yorum. O zaman bütün yönleriyle bunun hakk›n› vermek bir görevdir. ‹nsanl›k ad›na, ulusall›k ad›na, s›n›fsall›k ad›na, hak ad›na bir görevdir. Güzellik ad›na da bir görevdir. Bir aflk görevidir ayn› zamanda. Çok net. Ve bana göre biraz bu yükün alt›ndan ç›kt›k. Bu görevlere biraz karfl›l›k verebildik. Sözümüz her zaman söz. Daha fazla yaflamak bizim için daha fazla baflar› demek! fiimdiye kadar bunun gereklerine nas›l ulaflm›flsak, bundan sonras› için de tek bir flart› “ben yafl›yorsam bu sözün de¤eri kesin zafer” demektir. Ve sizin için de e¤er sözün gerçek bir anlam› olacaksa, bundan sonras› için en az›ndan, isterse tek bir kifli kals›n, onun eyleminde “zaferi yakalamak” demektir. Bize karfl› kimse baflka söz veremez! Nas›l bu flehitler kendilerini bize vasiyet ettilerse, -ki biz yaflarken onlar›n hakk›n› verdik- içinizden de art›k baz›lar›na veya sa¤ kalan›n, o sözün zafer anlam›na geldi¤ini bilmesi gerekir. Bunun eskisiyle art›k k›yaslanmayacak kadar imkanlar› da do¤mufltur. Gerekti¤i kadar yürek, gerekti¤i kadar beyninizi konuflturabilirsiniz!
ww
w.
ne t
ew e. c
PKK tarihindeki flahadetleri de¤erlendirdi¤imizde, dönemlere göre kifliliklerin özgünlü¤üne anlam vermeye çal›fl›rken, bugün en az bunu yaflayanlar kadar bir irade ve düflünce yo¤unlu¤unun gerekli oldu¤unu, bu konuda unutkanl›k, gaflet gibi durumlar›n asla kabul göremeyece¤ini, as›l yaflayan de¤erlerin bu kifliliklerin flahs›nda temsil edildi¤ini, onlar›n manevi komutalar› alt›nda ifllerin yürütüldü¤ünü vurgulamaya çal›flt›k. fiahadetlerin çizgisinde yürümesini bilmeyenlerin eylemleri ve hatta zaferleri fazla anlaml› olamaz, tehlike içerir. fiahadetin yükünü kald›rmak, en a¤›r ifllerden biridir. fiahadetin gereklerine göre yaflayabilmek ise yaflamlar›n en zorudur. Hat›rl›yorum, Haki Karer yoldafl›n flahadetinin yak›c›l›¤›n›n o ilk y›l›nda, bütün sorun buna anlam verebilmek için gerekeni yapmakt›. Manevi etkisi alt›ndan nas›l kalkabiliriz diye, gecemizi gündüzümüze kat›yorduk. Yan›lsayd›k, gereklerinden uzak düflmüfl olsayd›k ortada PKK diye bir geliflme olamazd›. Buna benzer önemli flahadetlere hep anlam vermeye çal›flt›m. Mazlumlar›n flahadetini; ülkeye kesin inançl› ve baflar›l› yürüyüflün emredici ifadesi olarak de¤erlendirdik. Girifl kesin olacak, sonuna kadar gerekenler yap›lacak. Ve bilindi¤i üzere 15 A¤ustos At›l›m›’n›n bununla da ba¤lant›s› vard›r. Diyarbak›r zindanlar›ndaki bask›lar ve ona karfl› flahadetler olmasayd› belki de biz bu çarp›c›l›kta ülkeye yönelmezdik. Yönelifl bu kadar kesin olamazd›. Agit’in flahadetinden sonra da, asl›nda beklenen tamamen bir çözülüfltü ve gerillan›n tasfiyesiydi. T›pk› Mazlum’un flahadetinde oldu¤u gibi, Diyarbak›r zindan›n çözülüflü, teslimiyetiydi. Ama bunlara karfl› zaman›nda ve yerinde verilen karfl›l›klar, tarihin seyrini çarp›c› bir biçimde de¤ifltirebildi. Demek ki, flahadetlere do¤ru anlam vermek ve en önemlisi de, ne kadar zor da olsa, kat be kat eylemi gelifltirerek cevap olabilmek en do¤rusudur. Ve baflka türlü flahadetlerin gereklerine ulafl›lamaz. Bugün birinci y›ldönümünde Zilan flahadeti için de çok fleyler söylenebilir. Genelde gerilla ve kad›n ordulaflmas› üzerinde onun eyleminin etkileri ideolojik, siyasi, askeri boyutlar›yla rahatl›kla ortaya konulabilir. Yine Dersim özgülünde olup bitenler dile getirilebilir. Bu hususlarda oldukça al›flagelmifl bir de¤erlendirme yapmay› fazla anlaml› bulmuyorum. Asl›nda Dersim’de gösterilmesi gereken kiflilik Zilan kiflili¤idir. Zilan’da insanlar›m›z›n beynini, yüre¤ini açan, bencilli¤i y›kan, ideolojik etkileri çok çarp›c› ve ulusal düzeyde olan bir ufuk vard›r.
om
Zilan bir özgürlük istemi bir yaflam aray›fl›d›r
* Bu yazı Reber Apo’nun ‘97 yılı çözümlemesinden alınmıştır
‹çindekiler Apocu çizgide partileflmede ›srar halk›m›z ve Önder Apo’nun özgürlü¤ünün garantisidir
ne te we .c om
PKK’nin yeniden kuruluflundan bu yana gerçeklefltirdi¤i 7. E¤itim devresi olan Önderli¤e Özgürlük Devresi’ni önemli bir yo¤unlaflma ve derinleflme ard›ndan bitiriyoruz. Her devre bir rol üstleniyor ve her devrenin bir... (14’te)
Ak›lc›l›k
Reber Apo
Kapitalizmin do¤uflunda ak›lc›l›k etkenine baflat rol tan›n›r. Bat› düflünce tarz› diye bir kategoriye de tan›k oluyoruz. Ak›lc›l›k sanki Bat› toplum biçiminin ay›rt edici bir özelli¤iymifl gibi sunulur. Di¤er toplumlar›n tarih boyunca ak›ldan yeterince...((27’de)
Koruculu¤un tasfiyesi Kürt sorununun çözümü için önemli bir ad›md›r
Mardin Maz›da¤›’n›n Kerte (Bilge) köyünde tüm dünyan›n tan›k oldu¤u bir katliam yafland›. Ayn› aileden say›labilecek (amca, day›, teyze, çocuk ve kad›nlar olmak üzere) tam 44 insan katledildi... (37’de)
Demokratik siyasi çözüm güçlü bir meflru savunma mücadelesinden geçer
E¤er soruna do¤ru yaklafl›l›r demokratik çözüm geliflirse bar›fl sa¤lanabilir Reber Apo
Son dönem operasyonlar› devlet içinde bir kesim yap›yor. Ergenekon’un iflidir. Bunlar›n resmi devlet oldu¤unu söylemiyorum ama devlet içinde etkili bir “Öncelikle tüm arkadafllar›n 1 Haziran Öz- kesimdir. AKP demokratik ad›mlar› atmazsa s›k›fl›r. Bunlar taraf›ndan s›k›flt›r›l›r. Bunlar›n vatan... (40’da)
ww
w.
gürlük At›l›m› günlerini kutluyoruz. 1 Haziran daha çok halk›n at›l›m›, dolay›s›yla siyasi bir at›l›md›r. 15 A¤ustos’a göre, önderliksel do¤ufla göre daha çok halk›n kat›l›m›yla, halk taban›na dayal› olarak, halk›n örgütlülü¤ü ve eylemi temelinde yürütülen bi...” (2’de)
Demokratik siyasi mücadeleyle zafere ulafl›lacakt›r
1 Haziran Özgürlük At›l›m›m›z›n alt›nc› y›l›na girerken, öncelikle bu at›l›m›n haz›rlay›c›s› ve yarat›c›s› olan Önder Apo’yu selaml›yor, tüm at›l›m flehitlerimizi sayg› ve minnetle an›yoruz. ‹ç ve d›fl... (55’te)
Tamil Eelam Kurtulufl Kaplanlar› hak ettikleri zaferi mutlaka yakalayacakt›r
Tamil halk›n›n de¤erli savaflç› ve liderlerinin flahadetleri önünde sayg›yla e¤iliyoruz. Bu de¤erli devrimcilerin yaflam›n› yitirmesi mücadeleye bir süreli¤ine ara vermeye yol açm›fl olabilir, ama... (63’te)
Türk medyas› AKP ve ordu kadar çözümsüzlükten sorumludur Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n 29 Mart seçimleri öncesinde Kürt sorununa iliflkin aç›klamalar› oldu. Daha sonra da benzeri aç›klamalar› devam etti. Ancak Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n yapm›fl oldu¤u... (76’da)
Jinda ad› gibi yaflam verecektir bize Gerçe¤in aray›flç›s›yd› Jinda yoldafl. Bir Gever k›z› olarak topra¤›nda mayalanan asili¤in ve sevdan›n kad›n›yd›. Erken yaflta afliretin tanr› kelam› olan yasalar›yla yüzleflir. Oramari derler onlara, s›n›rlar›n insanlar› s›n›rlarla kuflat›lm›flt›r... (79’da)
SERXWEBÛN
2
Haziran 2009
om
Demokratik siyasi çözüm güçlü bir meflru savunma mücadelesinden geçer
dan 1 Haziran At›l›m›’na gerillan›n ve halk›n ortak at›l›m› diyebiliriz. Partinin ilk do¤uflu bir Önderlik do¤ufluydu, Önderlik at›l›m›yd›. Önder Apo “bir kifli olarak, bir kelimeyle yola ç›kt›k” dedi, her fleyin s›f›rdan bafllanarak büyük bir düflünsel ve pratik çabayla gerçeklefltirildi¤ini söyledi. Dolay›s›yla ilk ç›k›fl, ilk parti hamlesi kuflkusuz bütünüyle bir Önderliksel do¤ufl ve Önderlik hamlesi olma özelli¤i tafl›yor. Önderliksel hamlenin kendini felsefik, ideolojik, politik çizgi haline getirmesi ve partilefltirmesini ifade ediyor. Özgürlük ve demokrasi mücadelemizin öncü gücü olarak partinin, partileflmenin yarat›lmas›n› temsil ediyor.
ne t
Öncelikle tüm arkadafllar›n 1 Haziran Özgürlük At›l›m› günlerini kutluyoruz. 1 Haziran daha çok halk›n at›l›m›, dolay›s›yla siyasi bir at›l›md›r. 15 A¤ustos’a göre, önderliksel do¤ufla göre daha çok halk›n kat›l›m›yla, halk taban›na dayal› olarak, halk›n örgütlülü¤ü ve eylemi temelinde yürütülen bir mücadele hamlesi olma özelli¤i tafl›yor. Fakat böyle de olsa, sadece, kendili¤inden halk›n örgütlenip mücadeleye kalkma durumu söz konusu de¤ildir. Kürdistan’da hiçbir fley kendili¤inden olmuyor. Her fley büyük bir çabayla, emekle, bilinçle, ayd›nlatmayla oluyor. Bunu herkesten önce ve herkesten çok kuflkusuz Önder Apo yap›yor. Her fley önderliksel çal›flma temelinde gerçeklefliyor. Yine Önderlik düflüncesini, Önderli¤in ayd›nlatt›¤› gerçekleri herkesten önde ve herkesten fazla büyük bir cesaret ve fedakarl›kla hayata geçiren bir militan mücadele var, parti öncülü¤ü söz konusu. Her fley Önderlik çizgisinin cisimleflti¤i, örgütleflti¤i parti öncülü¤ünde gerçeklefliyor, militan kadronun mücadelesiyle hayat buluyor. Parti öncülü¤ümüz de kendisini çok büyük ölçüde gerillada temsil ediyor, hayata geçiriyor. Gerilla öncülü¤ü biçiminde ortaya ç›kar›yor, pratiklefltiriyor. Dolay›s›yla bu büyük mücadele at›l›m›, her zamankinden fazla halk›n omuzlay›p yürüttü¤ü at›l›m, elbette Önder Apo’nun yönlendirmesiyle, öncülü¤üyle, ayd›nlatmas›yla ve partinin, patiyi temsil eden gerillan›n öncü mücadelesiyle gerçeklefliyor. Bu bak›m-
ew e. c
“1 Haziran At›l›m›n›n alt›nc› y›l›, ilk befl y›l kadar, hatta daha fazla kritik özellikler taflfl››yor. Fakat biz de hareket olarak bütün y›llardan daha büyük bir geliflflm me düzeyiyle, iddiayla, umutla, inançla, güçle bu alt›nc› y›la giriyoruz. Baflflaarma azmimiz, kendimize güvenimiz her zamankinden fazla. 1 Haziran Özgürlük Hamlesi kuflflk kusuz Önder Apo'ya özgürlük, Kürt halk›na, Kürdistan'a özgürlük, her türlü köleli¤in y›k›l›p özgür kad›n çizgisinde toplumsal özgürlük hedefine ulaflflm mak demektir. Böyle özgür ve demokratik bir yaflflaam› yaratmak için bu 2009 y›l›na her zamankinden daha duyarl›, dikkatli, bilinçli ve örgütlü bir biçimde yaklaflfl››m gösteriyoruz ve baflflaar› elde edece¤imize inan›yoruz”
ww
w.
15 A¤ustos At›l›m› yeni bir yaflflaam›n baflflllang›ç ad›m› olarak tan›mland›
‹kinci büyük at›l›m›m›z 15 A¤ustos At›l›m›d›r. Bu büyük gerilla at›l›m›, silahl› direnifl hamlesi olma özelli¤i tafl›yor. 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl›, ilk hamleyle ortaya ç›kan önderliksel do¤ufl ve parti öncülü¤ünün halk› bilinçlendirmek, uyarmak, e¤itmek, örgütlemek ve harekete geçirmek üzere gelifltirdi¤i hamleyi temsil ediyor. 15 A¤ustos için çok fley söylendi asl›nda, daha çok fley de söylenebilir. Bir direnifl hamlesi, dirilifl hamlesi, gerilla hamlesi denildi. Köleli¤in y›k›l›p özgür yaflam›n bütün köleci zincirleri k›rma temelinde bafllang›c› olarak ifade edildi. Kölelik alt›nda yok olufla, bafl afla¤›ya gidifle son verilerek özgürlük ve de-
mokrasi çizgisinde yeni bir yaflam›n bafllang›ç ad›m› olarak tan›mland›. Bu temelde 15 A¤ustos, önderliksel do¤ufl ve PKK biçiminde Kürt toplumunun köleli¤e son vererek özgür yaflama yürüyüflünü ifade eden milad›n en belirgin ad›m› olma özelli¤ini tafl›d›. Bu at›l›m tümüyle öncü militan›n, kadronun at›l›m›yd›. Kuflkusuz ayd›nlat›c›, yol gösterici, yönlendirici olan Önderlikti; prati¤i yürüten, mücadeleyi gelifltiren, Önderlik düflüncesini silahl› direnifl temelinde halka tafl›yan ise kadro gücüydü, öncü militand›, gerillayd›. Dolay›s›yla ikinci at›l›m olan 15 A¤ustos At›l›m› bir parti at›l›m›, gerilla at›l›m› oldu. Üçüncü büyük at›l›m›m›z ise, 1 Haziran 2004 Hamlesi’dir. Buna Halk›n Özgürlük At›l›m› diyebiliriz. Bu esas olarak halk›n örgütlü gücüne dayanan, halk›n demokratik siyasi eylemi temelinde yürütülen bir at›l›m, hamle olma özelli¤i tafl›yor. Kuflkusuz Önderlik çizgisinde, meflru savunma temelinde gerçeklefliyor; Kürdistan’da özgür yaflam›n ekonomisi, siyaseti, kültürü, sosyalitesi, her fleyi meflru savunma temelinde oluyor. Kendini savunmayan›n özgürlü¤ü olamaz. O bak›mdan da halk›n özgürlük at›l›m› meflru savunmas›z baflar›ya ulaflamaz, gerçekleflemez. Demokratik siyasi mücadele meflru savunma temeli olmadan yürütülemez. Dolay›s›yla 1 Haziran At›l›m› öncekilerden farkl› olarak bir siyasi at›l›m, bir halk özgürlük at›l›m› olma özelli¤i tafl›yor. Siyasi yan› a¤›r basan bir at›l›m oluyor. Elbette gerillan›n meflru
Haziran 2009
SERXWEBÛN ve gençlik olmak üzere Kürt halk›n›n Kürdistan’›n dört parças›nda ve yurt d›fl›nda bulunan tüm kesimlerinin büyük bir cesaret ve fedakârl›kla gelifltirdi¤i direniflle gerçekleflmifl olsa da, yine gerillan›n meflru savunma direnifli, savafl› böyle bir halk direniflinin temeli, savunma gücü ve ön aç›c›l›¤› rolünü oynasa da, böyle bir mücadele iradesini, cesaretini, fedakârl›¤›n›, iddias›n› yaratmada her zamankinden fazla Önderlik gerçe¤ine dayanm›flt›r. En az önceki iki hamle döneminde oldu¤u kadar, hatta onlardan daha fazla 1 Haziran At›l›m›nda Önder Apo’nun hem ayd›nlat›c›l›¤›, hem de on birinci y›l›nda olan o tarihi büyük ‹mral› direniflinin bütün zorluklar› yenen, sorunlar› çözen gerçe¤i bu at›l›ma yön vermifl, öncülük etmifltir. 1 Haziran At›l›m›m›z da böyle bir at›l›md›r. Her zamankinden fazla prati¤ini Önder Apo’nun yürüttü¤ü bir at›l›md›r.
de¤erlendirmeler görülebiliyor. Bu tür düflünceler yanl›flt›r, tehlikelidir ve büyük yan›lg› ifade ediyor. Öyle de¤erlendiren gerçe¤i göremeyece¤i gibi, yüz yüze bulundu¤u görev ve sorumluluklar›n gere¤ini de do¤ru anlama ve yerine getirme gücünü gösteremez. Yan›lg›lar, yanl›fllar, do¤ru taktik ve tarz haline gelememe, prati¤i baflar›yla yürütememe veya kendine göre görüfller oluflturma vs birçok hatal› ve yanl›fl düflünce esas olarak kayna¤›n› buradan al›yor. Bu gerçe¤i bilmemiz, düzeltmemiz gerekiyor. Bu yaklafl›m kendini esas alma, kendini merkeze koyma oluyor. Önderlik parti, gerilla ve halk mücadelesinin do¤ru s›ralamas›n› yapamama, bütünlü¤ünü görememeyi ifade ediyor. Bu yanl›flt›r, tehlikelidir; yan›lg›lara götürür. Bu tarzda kimse yaklaflmamal›. O bak›mdan da 1 Haziran At›l›m›m›z›n ‘yenili¤i ne’ dendi¤inde flu iki fleyi sayaca¤›z: Bir, ‹mral› direnifli gibi tarihte eflit bulunmayan bir özgür insan direnifline sahip olmas›, öyle bir direnifl taraf›ndan yönlendirilmesi; ‹ki, halk›n örgütlü mücadelesi ile yürütülüyor olmas›, bir halk at›l›m› olmas›d›r. 1 Haziran At›l›m›m›z›n bundan önceki süreçlerden ay›rt edici özelli¤i, fark› bunlar oluyor. Bunun d›fl›nda, karakter bak›mdan farkl›l›klar› var. Birinci hamle, önderliksel do¤ufl Hamlesi, bir ideolojik hamleydi, ideolojik do¤ufltu. Bunun sonucunda Parti çizgisi ortaya ç›kt›, Parti öncülü¤ü yarat›ld›. ‹kinci hamle, 15 A¤ustos At›l›m›, bir gerilla hamlesiydi, askeri at›l›md›. Gerilla örgütlülü¤ü ve
ne te we .c om
savunma duruflu, eylemi de var. Onunla birlikte gerçekleflen Önderlik, gerilla ve halk›n birlikte direnifli temelinde gerçekleflen gerçek bir toplumsal özgürlük hamlesi, halk özgürlük hamlesi olma özelli¤i tafl›yor. Bunu böyle görmemiz anlamam›z yerindedir. Birincisine önderliksel do¤ufl ç›k›fl›, ikincisine gerillalaflma, gerillasal ç›k›fl diyorsak, üçüncüsüne de özgür halk ç›k›fl› dememiz hatal› de¤ildir, yerindedir. Bu temelde 15 A¤ustos At›l›m›’ndan tam yirmi y›l sonra gerçekleflen bu 1 Haziran At›l›m› da üçüncü önderliksel do¤ufl temelinde böyle büyük bir at›l›m, yeni bir stratejik bafllang›ç, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü hedefine ba¤l› olarak gerçekleflen bir özgürlük at›l›m› olma özelli¤i tafl›yor.
3
1 Haziran At›l›m›m›z da Önder Apo’nun yürüttü¤ü bir at›l›md›r
1 Haziran At›l›m›m›z siyasi a¤›rl›kl› bir at›l›md›r
Niye bunu böyle daha baflta vurgulama gere¤i duyduk? Çünkü flöyle bir görüfl, düflünce söylenebiliyor içimizde ve bu düzeltilmezse yan›lg› oluyor. “1 Haziran mücadelesini biz yürütüyoruz, halk yürütüyor, gerilla yürütüyor, parti yürütüyor, Önderlik bunun d›fl›nda kald›, veya Önderlik uzakta kald›” gibi düflünceler, anlay›fllar ortaya ç›kabiliyor. Bunu bu biçimde söyleyenler de oluyor. Bu tarz düflünceler, geçmifli bu biçimde ele alma, alg›lama,
ww
w.
Bu büyük at›l›m›n alt›nc› y›l›na girdik. Bu befl y›lda büyük bir direnifl, gerilla ve halk mücadelesi yafland›. Bu direnifle Önder Apo’nun ayd›nlat›c›l›¤› ve ‹mral› direnifli yol gösterdi, öncülük etti, her zamankinden daha kapsaml› olarak Önderlik öncülü¤ü asl›nda bu üçüncü at›l›mda gerçekleflti. Birincisi do¤rudan Önderli¤in do¤uflunu ifade ediyor, önderlik gerçe¤ine dayan›yor. ‹kincisi, gerilla at›l›m›d›r. Bu at›l›m› elbette parti militanlar› yürüttüler, ama flunu çok iyi biliyoruz ki en az birinci do¤ufl kadar bu at›l›mda da önderlik yönlendirmesi, haz›rl›¤›, yürütücülü¤ü esast›r. Gerilla at›l›m›n›n her ad›m›; haz›rlan›fl›, 15 A¤ustos’a yürüyüfl, 15 A¤ustos direniflinin devam ettirilmesi, onun önünde ortaya ç›kan her türlü engellin ve zorlu¤un yenilmesi, düflman sald›r›lar›n› bofla ç›kartacak bir gerilla bilincinin ve örgütlülü¤ünün yarat›lmas›, her fley Önderlik çabas›yla, Önderlik ayd›nlat›c›l›¤›yla, Önderli¤in çözümleyicili¤iyle gerçekleflmifltir. Üçüncü at›l›m›m›z da her ne kadar gerilla ve halk›n birlikte gelifltirdi¤i bir özgürlük at›l›m› olarak ifade edilse de, gerçekten de befl y›ll›k bir halk direnifliyle, bu süre içerisinde gece-gündüz demeyen, durmayan, dinlenmeyen, yemeyen, içmeyen; baflta kad›nlar
SERXWEBÛN
Kürdistan’da iflflller böyle hamlelerle yürüyor
Partileflflm meyi ve halklaflflm may› sa¤latan temel de¤erler flfleehitler gerçe¤idir
15 A¤ustos At›l›m›n› Önder Apo zaten Halk Kahramanl›¤› Dönemi olarak de¤erlendirdi. Bu at›l›m bafllang›çtan itibaren hep fedai çizgisinde büyük cesaret ve fedakârl›kla, insan üstü bir direniflle yürütüldü. Yüzlerce, binlerce flehit verdik. Befl y›ll›k 1 Haziran At›l›m›m›zda, her ne kadar siyasi a¤›rl›kl› mücadele desek de, meflru savunma savafl› temelinde geliflti. Günümüze kadar da böyle geldi. Bu mücadele, büyük cesaretle ve fedakârl›kla fedai çizgisinde yürütülen bir direniflle günümüze kadar getirildi. Burada da büyük bedeller verdik, kan döktük, yüzlerce flehit verdik. 1 Haziran At›l›m›m›z›n sekiz yüzü aflan bir flehitler ordusu var. Dolay›s›yla Haki Karer yoldafltan bafllayarak en son flehit verdi¤imiz Bêrîtan, Ali, Rizgar ve fiervan arkadafla kadar on befl bini aflan flehitler gerçe¤i, flehitler ordusu, öncülü¤ü, önderli¤i bu üç büyük at›l›m› da yaratan, gelifltiren, önderliksel do¤uflu, partileflmesini ve halklaflmas›n› sa¤latan temel gerçeklik ve de¤erler oldu. Bunu böyle anlamam›z, bilmemiz, ele almam›z yerindedir. Do¤ru olan budur ve olan› kendi do¤rulu¤u içerisinde yeterince anlayabilmek gereklidir. Buradan bakt›¤›m›zda, Önderlik direnifli, halk ve gerilla direnifli, savafl, flehitler ordusu ve ortaya ç›kan örgütsel, siyasi, askeri geliflmeler, hepsi birden ele al›nd›¤›nda art›k beflinci y›l›n sonunda alt›nc› y›la girerken 1 Haziran için de büyük bir at›l›m deme gücünü, hakk›n› kendimizde buluyoruz.
ww
w.
ne t
Bu hedefler: Bir, demokratik özerklik çizgisinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü sa¤lamak, ‹ki, Kürt halk›n›n kad›nlar ve gençlik öncülü¤ünde demokratik konfederalizm sistemi içerisindeki özgür ve demokratik yaflam›n› sürdürece¤i bir örgütlülü¤e kavuflturulmas›n› sa¤lamak. Bu üçüncü do¤ufl hamlesi de bu temelde gerçeklefliyor. Hepsi at›l›md›r, hamlesel ç›k›fllard›r. Kürdistan’da ifller böyle hamlelerle yürüyor. Yeni bafllang›çlarla ilerliyor. Önder Apo, partilili¤inin temel ölçülerden biri olarak “her gün yeni bafllang›çlar yapabilmeyi” öngörmüfltü. Kürdistan’da özgürlük ve demokrasi hareketi de somut ay›rt edici özellikler tafl›yan dönemlerde stratejik at›l›mlar, hamleler yaparak ilerliyor. Stratejik ç›k›fl, bafllang›çlar yapmayla yürüyor. Dolay›s›yla 1 Haziran At›l›m› üçüncü büyük hamle olma özelli¤ini tafl›yor. Bunun d›fl›ndaki fleyleri ortakt›r, benzerdir. Üç at›l›m da Önderlik öncülü¤ünde gerçeklefliyor, hepsi büyük bir direnifli, mücadeleyi içeriyor, hepsi a¤›r bedeller temelinde büyük cesaret ve fedakârl›kla, fedai çizgisinde yürütülen bir mücadeleyle geliflme sa¤l›yor, ilerliyor, sonuç al›yor. Dolay›s›yla bütün mücadele; ideolojik olan› da, askeri a¤›rl›kl› olan› da, si-
yasi a¤›rl›kl› olan› da fedai çizgisinde direnerek, mücadele ederek, savaflarak, flehitler vererek gerçeklefliyor. fiahadet çizgisinde iflleri ele al›p yürütme mücadeleyi her zaman baflar›ya götürüyor. Bunun baflka bir ölçüsü, çizgisi yoktur. ‹deolojik do¤ufl, önderliksel do¤ufl, ideolojik mücadele, partileflme de flehitler verme pahas›na gerçekleflmifltir. PKK, bir flehitler partisi, flehitlerimizin an›lar›n›n örgütlenip mücadeleye dönüfltü¤ü bir temel alan olarak ortaya ç›km›fl, hayat bulmufltur.
Geçen befl y›ll›k süre içerisinde gösterilen mücadele gerçe¤i, uygulanan çizgi, ortaya konan cesaret ve fedakârl›k, gerçekleflen ‹mral› direnifli ve sekiz yüzü aflan flehitlerin direnifli ve bugün yarat›lm›fl olan siyasi-örgütsel düzey bizi 1 Haziran’›n da t›pk› önderliksel do¤ufl gibi, 27 Kas›m’lar gibi, 15 A¤ustos gerillasal hamle gibi büyük bir direnifl hamlesi olma özelli¤i tafl›d›¤› görüflüne götürüyor. Bunu bu alt›nc› y›la girerken aç›kça söyleyebiliyor ve ifade edebiliyoruz. 1 Haziran’› da art›k parti do¤uflu, gerilla geliflimi, 15 A¤ustoslarla birlikte ele alabiliyor, de¤erlendirebiliyoruz. Çizgi bak›m›ndan bütün bu süreçlerin devam› ve gelifltirilmesi oluyor. Sonuçlar bak›m›ndan onlarla birlikte an›lmay› hak edecek geliflmeler ortaya ç›kartm›fl bulunuyor. Bu bak›mdan da flimdiye kadar ancak böyle anlamaya çal›flt›¤›m›z, daha çok gerilla cephesinde tan›mlay›p de¤erlendirmek istedi¤imiz bu 1 Haziran gerçekli¤i, flimdi yeni strateji temelinde üçüncü büyük hamle olma özelli¤ini tafl›yan bir at›l›m olarak ifade edebiliyoruz. Uygulanan çizgiyi, yarat›lan cesaret ve fedakârl›k ve al›nan sonuçlarla birlikte de¤erlendirdi¤imizde 1 Haziran’› da t›pk› 15 A¤ustos gibi, 27 Kas›m gibi büyük bir ideolojik ve stratejik ç›k›fl, büyük bir at›l›m bafllang›c›, dolay›s›yla Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi mücadelesinde belirgin yeri olan bir tarihsel kesit olarak tan›mlayabiliyoruz. Befl y›ll›k 1 Haziran At›l›m prati¤inin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar bizi art›k böyle de¤erlendirmeler yapmaya, 1 Haziran’› bu biçimde tan›mlamaya, bir bayram günü olarak ele alma ve kutlamaya götürüyor. Bunu flimdi daha güçlü ve net bir biçimde bu beflinci y›l dönümü sürecinde parti olarak, hareket olarak, halk olarak daha fazla idrak ediyoruz, daha net ifade ediyoruz, tan›ml›yoruz ve anlamland›r›yoruz. ‹nan›yoruz ki, bundan sonraki geliflim süreci de flimdiye kadar geçen befl y›ll›k sürecin ilerletilmesi, büyütülmesi, devam ettirilip sonuca götürülmesi biçiminde olacakt›r. Her hangi bir gerilemeye, ezilmeye, tasfiyeye u¤ramayacakt›r. Yine içten zay›flat›lmaya, bölünüp parçalanmaya, sapt›r›lmaya u¤ra-
ew e. c
öncülü¤ü bu direnifl içerisinde ortaya ç›kt›. Parti kendisini gerilla öncülü¤ü biçiminde flekillendirdi ve Önderlik çizgisini böyle bir gerilla mücadelesiyle topluma tafl›d›, örgüte ve eyleme dönüfltürdü. Üçüncü hamle, 1 Haziran At›l›m›m›z, siyasi a¤›rl›kl› bir at›l›md›r. Halk özgürlük hamlesi oluyor. Halk›n demokratik konfederalizm sistemi içerisindeki özgür ve demokratik örgütlülü¤ünü ve yaflam›n› yaratmay› öngören bir halk at›l›m›d›r. Önderlik ve parti öncülü¤ünde, gerilla öncülü¤ünde demokratik halk örgütlülü¤ünü ve yaflam›n› yaratmay› hedefliyor. Bu da elbette demokratik özerklik çizgisinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü gerçeklefltirmeyi somut program ve hedefi olarak önüne koyuyor.
Haziran 2009
om
4
Haziran 2009
SERXWEBÛN
Çizgimizin Ortado¤u toplumunun yüzde doksan›n›n ç›kar›n› “Ç ma götürmez bir gerçektir. Bir avuç yans›tt›¤›, ifade etti¤i tart›flflm az›nl›¤a, bugün hâkim olan az›nl›¤a zarar veriyoruz, bu bir gerçek, ama büyük ço¤unlu¤un da ç›karlar›n› temsil ediyoruz.
ne te we .c om
t›lmayacakt›r. Bunlar olmad›¤› ve mevcut befl y›lda yarat›lanlar do¤ru kavran›p, özümsenip ve do¤ru bir biçimde temsil edilerek bundan sonras›n›n prati¤i gelifltirildi¤i ölçüde 1 Haziran At›l›m›n›n önüne koydu¤u somut amaç ve hedefleri daha büyük oranda baflarabilece¤ini rahatl›kla söyleyebiliyoruz. Alt›nc› y›la girerken, befl y›ll›k mücadele içerisinde ortaya ç›kan geliflme düzeyi, onun bize verdi¤i bilinç, irade, iddia, azim, cesaret bundan sonras› için bunlar› bize söyletiyor. Dolay›s›yla, alt›nc› y›la girerken iddiam›z daha büyük, kendimize güvenimiz daha fazla, hareket olarak, halk olarak örgütlülü¤ümüz, bilincimiz, tecrübemiz daha güçlü, dolay›s›yla baflar›ya inanc›m›z da kendimize güvenimiz de her zamankinden fazlad›r.
5
Siyaset gündemini çok büyük bir ölçüde yönlendiriyoruz
savunucusu, örgüte ve eyleme dönüflflttürücüsü oluyoruz”
yorlar. Bu iyi bir durumdur. Hareketin büyüklü¤ünü gösteriyor. Düflman›na bile gerçekleri itiraf ettiren bir harekete ve mücadeleye büyük hareket ve mücadele denir. Tarih böyle tan›ml›yor ve bizim de hareket ve mücadele olarak flimdi böyle bir düzeye gelmifl olma durumumuz söz konusu. Yaflanan gerçek budur. Henüz tam bir sonucu ifade etmese de, e¤er çizgi sapt›r›lmadan, kayd›r›lmadan ve durdurulmadan bu mücadele yürütülürse sonuca do¤ru baflar›yla gidilece¤ini gösteriyor. ‹nkâr ve imha sisteminin da¤›t›lmas›, eritilmesinde tam bir sonuç gerçekleflmemifl olsa da, inkâr ve imha zihniyetinde ciddi bir k›r›lman›n ortaya ç›kart›ld›¤›, inkâr ve imha siyasetinin hem küresel düzeyde hem de bölgesel ve ulusal düzeyde ciddi biçimde zorland›¤›, kilitlendi¤i, ç›kmaz ve çözümsüzlük içine sokulmufl oldu¤u da bir gerçektir. Bunu Güney Kürdistan hükümeti de itiraf ediyor, Türk genelkurmay›, hükümeti, siyasi çevreleri de söylüyorlar, ‹ran da, Suriye de söylüyor, ABD ve AB de söylüyor. Dikkat edilirse, flu an geldi¤imiz noktada inkâr ve imhaya dayal› siyasi planlar ifllemiyor, uygulanam›yor. Ne ABD onu yürütebiliyor, ne Türkiye yürütebiliyor, ne de ‹ran, Suriye, KDP ve YNK yürütebiliyor. Hepsi ç›kmaz ve çözümsüzlük içine sokulmufltur. Tümüyle bu politikalar› eritilip da¤›t›lmam›fl olsa da, kendi hükümlerini icra edemeyecek bir ç›kmaza sokulduklar› da tart›flma götürmezdir. ABD siyasetinin durumu böyle. Aç›ktan söylüyorlar ve bundan kendilerini kurtarmaya çal›fl›yorlar. Yeni yönetimin bütün çabas› bu yönlüdür. AB’nin durumu da ayn› biçimdedir. Türkiye yönetiminin durumu da böyledir. Kendine göre çeflitli aray›fllar› var. Bu anlamda büyük bir tart›flma, de¤i-
ww
w.
Alt›nc› y›la girerken siyasal gündemde yaflanan tart›flmalar var. Herkes tart›fl›yor; dünya tart›fl›yor, bölge tart›fl›yor, Kürdistan’›n dört parças› tart›fl›yor, biz tart›fl›yoruz. Siyaset gündemini çok büyük bir ölçüde yönlendiriyoruz. Bu önemli bir durum, bir geliflmeye iflaret ediyor. Bir sonuç de¤il, kal›c› bir durum de¤il, ama süreci yönlendirebilen, gündemi belirleyebilen bir gücün ortaya ç›km›fl olmas›n› da netçe gösteriyor. Bunu daha farkl› bir biçimde ele almak, de¤erlendirmek kuflkusuz gerçekçi olmaz. Herkes de bu biçimde de¤erlendiriyor. Dostlar›m›z, halk bu duruma bakarak moral ve güç al›yor, cesaret kazan›yor, daha fazla mücadele etme istemi, arzusunu yarat›yor. Düflmanlar›m›z da bu gerçe¤e bakarak ciddi bir zorlanmay› yafl›yorlar. Mevcut geliflme düzeyini hiç istemeseler de itiraf etmek zorunda kal›yorlar. Henüz kendi amaçlar›n›, iddialar›n› tümden kaybetmemifl olsalar da, hala inkâr ve imhada flu ya da bu oranda ›srarl› olmaya, diretmeye çal›flsalar da, befl y›ll›k mücadelede kazanan›n, geliflme yaratan›n PKK ve Kürt halk›n›n oldu¤unu, Özgürlük hareketimizin bugün her zamankinden güçlü oldu¤unu itiraf etmek zorunda kal›-
Onlar›n özgürlük, eflfliitlik, demokrasi istemlerinin temsilcisi,
flim süreci, aray›fl durumu yaflan›yor. Tarihin en büyük tart›flmalar›ndan birinin yafland›¤› inkâr edilemez, görmezden gelinemez bir gerçek. Bunlar›n hepsi Kürt sorunu, Kuzey Kürdistan’daki durum etraf›nda oluyor. Bu da tabi özgürlük mücadelemizin geliflimiyle yaratt›¤› sonucu ifade ediyor. Baflka her hangi bir etkene, fluna buna dayanm›yor. Bu net bir olgudur.
Görevlerimiz her zamankinden daha fazla a¤›r ve büyüktür
fiimdi bu biçimde biz süreci mümkün oldu¤u kadar halklar›n yarar›na, özgürlük ve demokrasi çizgisinde ilerletmek ve sonuca götürmek istiyoruz. Belki bu çizgimiz, siyasetimiz floven, faflist çevreleri korkutuyor, ürkütüyor; bask›c›, sömürücü, yiyici çevreleri telafla düflürüyor, yani bir avuç az›nl›¤› tehdit ediyor, bu bir gerçek; fakat baflta Kürt toplumu olmak üzere, Türkiye, ‹ran, Irak, Suriye toplumlar›n›n, tüm Ortado¤u toplumunun yüzde doksan›n›n ç›kar›n› yans›tt›¤›, ifade etti¤i de tart›flma götürmez bir gerçektir. Bir avuç az›nl›¤a, bugün hâkim olan az›nl›¤a zarar veriyoruz, bu bir gerçek, ama büyük ço¤unlu¤un da ç›karlar›n› temsil ediyoruz. Onlar›n özgürlük, eflitlik, demokrasi istemlerinin temsilcisi, savunucusu, örgüte ve eyleme dönüfltürücüsü oluyoruz. Ne yapal›m, koflullar bunu gerektiriyor. Dünya sistemi terstir, küçük az›nl›klar›n büyük ço¤unluklar›n üzerindeki hâkimiyetine dönüflmüfl bask›, sömürü, kölelik, s›n›fl› cinsiyetçi toplum gerçe¤i böyle ortaya ç›km›fl. Buna do¤ru diyemeyiz, bunu kabul edemeyiz. Bunun do¤al bir sonuç oldu¤unu kimse söyleyemez, biz de do¤ru bulamay›z. Dolay›s›yla ters yüz edilmifl insan ve toplum yaflam›n›,
SERXWEBÛN
w.
Bu süreci siyasi mücadeleyi dayatma temelinde yürütme azmindeyiz
ww
fiimdi yüz yüze bulundu¤umuz durum bu. Bu çerçevede de alt›nc› at›l›m y›l›m›z› da geçen befl y›ldaki baflar›lar›n, geliflmeleri devam ettirecek, hatta daha da ilerletip kal›c› sonuçlara dönüfltürecek bir mücadele y›l› haline getirmeye çal›fl›yoruz. Özellikle son iki y›l boyunca, 2007-2008 y›llar› sürecinde yürüttü¤ümüz büyük direniflin oraya ç›kard›¤› askeri, ideolojik ve siyasi sonuçlara dayanarak, yine 29 Mart yerel seçim sonras›nda bu sonuçlar›n ortaya ç›kard›¤› siyasi düzeyi prati¤e dönüfltürerek, kal›c› siyasi baflar›lara dönüfltürmek için çaba harc›yoruz. Bütün yo¤unlaflmam›z
Önderlik olarak, halk olarak imha amaçl› sald›r›lar gelifltirilirse elbette ortaya ç›kan o duruma göre gerekli direnifl mücadelesi içinde olaca¤›z. Öyle bizi ba¤layan, elimizi kolumuzu ba¤lam›fl olan bir durum söz konusu de¤il, ama mevcut koflullar sürdü¤ü ölçüde siyasi mücadeleyi iyi dayatan, meflru savunma temelinde siyasi mücadele yöntemlerini gelifltirerek süreci yürütmeye çal›flan bir politik tutumu daha do¤ru, bizim için kazand›r›c› bir tutum olarak de¤erlendirdik. Bu de¤erlendirme temelinde bu süreci böyle yürütmek istiyoruz. fiartlar› var, mevcut durum bu flartlara uygun oldu¤u sürece bu devam eder, karfl› taraflar bunu de¤ifltirirse biz de tutumumuzu gözden geçirir ve de¤ifltiririz.
ew e. c
bu temeldedir. Bunun nas›l›n›, tarz›n›, yöntemini tart›fl›yoruz. Görev ve sorumluluklar›m›z›n bu çerçevede nas›l oldu¤unu belirlemeye çal›fl›yoruz. Buna göre de pratik yürütme çabam›z var. Bu süreci 1 Haziran At›l›m›m›z›n stratejik özüne uygun olarak siyasi mücadeleyi dayatma temelinde yürütme çabam›z, azmimiz kesindir. Bu temelde uygun mücadele yöntemlerini gelifltirerek, dayatarak sürecin baflar›yla yürüteni olma çabas› içindeyiz. Bunu herkes görüyor, anl›yor. Koflullar bunu gerektiriyor. Böyle bir mücadele yürütme aç›s›ndan kendimize güvenimiz, gücümüze güvenimiz var. Elbette tehlikeler, riskler var, ama o tehlikeleri ve riskleri de ak›ll›, yöntemli bir mücadele yaklafl›m›yla aflarak bu temelde baflar› elde edece¤imize inan›yoruz. Bunun için 13 Nisan’da yapt›¤›m›z aç›klamayla 1 Haziran’a kadar ilan etti¤imiz çat›flmas›zl›k karar›n›, çat›flmas›zl›k temelinde süreci yönlendirme, mücadeleyi gelifltirme karar›m›z› Temmuz ortas›na kadar uzatt›¤›m›z› ilan etmifl bulunuyoruz. Yönetimimiz böyle bir karar aç›klad›. Önderli¤imiz daha önceden sürecin bu biçimden götürülmesinin zorunluluk oldu¤u yönünde görüfller belirtmifl, de¤erlendirmeler yapm›flt›. Tabi bunun tehlikelerine, risklerine de her zaman dikkat çekmiflti. Böyle bir mücadelenin baflar›ya gitmesi için baz› flartlar›n yerine getirilmesi gerekti¤ini her zaman söylemiflti. Yönetim olarak tüm bunlar› de¤erlendirme, yine birçok örgütümüzün, kurumumuzun görüfllerini alma temelinde ve Önder Apo’nun de¤erlendirmelerini esas alarak böyle bir taktik yürütmeyi, bu süreçte mücadeleyi çat›flmas›zl›k diye tan›mlad›¤›m›z biçimde yürütmeyi uygun gördük. Sonras› için de, e¤er geliflmeler olumlu olursa, pratik süreci baflar›yla yürütürsek elbette bunu devam ettirece¤iz, derinlefltirece¤iz. Elbette ki farkl› durumlar geliflirse ona göre hareket edece¤iz. Farkl› durumlar ortaya ç›kt›¤›nda Temmuz ortas›n› bekleyece¤iz diye bir kay›t da yoktur. fiartlar›m›z var, ona göre hareket ediyoruz. Mevcut durum de¤ifltirilir, bize dönük; gerilla olarak,
ne t
tarih ve tarihsel gerçe¤i düzeltmek, do¤ruya çekmek; yaflanabilir, katlan›labilir bir hale getirmek gerekiyor. Bu da bizim görevimiz. Hareket olarak yürüttü¤ümüz tarihsel görev, Önderlik gerçe¤imizin tarihsel anlam›, insanl›k aç›s›ndan, tarih aç›s›ndan tafl›d›¤› anlam da bu oluyor. Bunu elbette yürütüyoruz, yürütmek durumunday›z. Bu aç›dan da zorluklar var, riskler çoktur, görevler daha a¤›rd›r. Öyle ifller hafiflemifl, bu tür geliflmeler olmufl, böyle bir düzey kazanm›fl›z diye her fleyi sonuçland›rm›fl›z, görev ve sorumluluklar›m›z ortadan kalkm›fl de¤ildir. Böyle düflünmek kesinlikle do¤ru de¤ildir. Tersine görevlerimiz daha büyüktür, daha a¤›rd›r. Süreç daha karmafl›k, riskler daha çoktur. Bu karmafl›k ve riskli bir süreçte halklar›n yarar›na olan özgürlük ve demokrasi mücadelesini baflar›yla yürütmeye çal›fl›yoruz. Önderlik olarak, parti olarak, gerilla olarak, halk olarak bütün yo¤unlaflmam›z, dikkatimiz, çabam›z bunun üzerindedir. Bunu en az›ndan makul baflar›l› sonuçlara götürebilmek için gayret ediyoruz, elbette ki daha fazla da edece¤iz. Baflka çare yoktur, bunun d›fl›nda bir do¤ru yoktur. Mademki do¤ru budur, tarihi süreç bizden bunu yapmam›z› istiyor, o zaman tarihle, do¤ayla, insan›n sosyal gerçe¤iyle uyumlu olmak için bu görevleri baflar›yla yürütmek zorunday›z.
Haziran 2009
om
6
Her zamankinden daha duyarl› örgütlü bir çal›flflm ma ve mücadele gerekiyor
Bu anlamda karfl› taraf için flartlar›m›z var veya karfl› taraflar için flartlar›m›z var. Bir de bunun baflar›s›n›n kendimiz için de flartlar› var. Bu, böyle kendili¤inden baflar›ya gidecek mücadelesiz, çal›flmas›z bir süreç de¤il, tam tersine ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri, bütün alanlarda her zamankinden daha fazla duyarl›, örgütlü bir çal›flmay› ve mücadeleyi gerektiren bir süreç oluyor. Ancak böyle yaparsak bu süreç devam edebilir ve biz baflar› elde edebiliriz. Psikolojik savafl› yenecek düzeyde bir ideolojik mücadele, teorik çal›flma, propaganda-ajitasyon faaliyeti yürütebilirsek, düflman›n bütün siyasi oyunlar›n› bofla ç›kartacak ve onun inkâr ve imha siyasetini kuflat›p daraltacak düzeyde bir siyasi faaliyet yürütebilirsek, düflman›n bütün provokasyonlar›n›, böl-parçala tutumlar›n› bofla ç›kartacak bir örgütsel çal›flmay› gelifltirebilirsek; halk›n demokratik komünal örgütlülü¤ünü, Kürt ulusal siyasetini, Türkiye demokrasi hareketini gelifltirebilirsek ve bütün bunlar› da gerillan›n sa¤lam, taktik bak›mdan her an direnifle haz›r, stratejik olarak kendini sürekli güçlendiren, haz›rlayan, yani bu süreci gerillan›n nicel ve nitel büyütülmesi hamlesi temelinde yürütebilirsek bu siyaset baflar›l› sonuç verecek. Biz
Haziran 2009
SERXWEBÛN rev ve sorumluluklar›n› baflar›yla hayata nas›l geçirecek, hangi tarzla, yöntemle, üslupla hayata geçirecek, bunlar› anlamaya ve anlatmaya çal›fl›yoruz. Belli bir de¤erlendirme ortaya ç›kard›¤›m›za da inan›yoruz. Neden böyle bir siyaset izliyoruz, baflka tür siyasetler izleyebilir miydik, izlersek ne olurdu, bu siyaseti izlersek ne tür baflar› imkânlar›, f›rsatlar› içinde tafl›yor, buna karfl›l›k ne tür risklerle, tehlikelerle önü kapal›, bu riskleri, tehlikeleri nas›l ortadan kald›rabiliriz, bize yükledi¤i görev ve sorumluluklar› nas›l hayata geçirebiliriz, baflar›yla yürütebiliriz? ‹flte tart›flt›¤›m›z konular, 1 Haziran At›l›m›n›n alt›nc› y›l›na girerken temel gündemimiz bundan olufluyor. Bu temelde biz bir tart›flma yürüttük ve belli bir politik karar düzeyi ortaya ç›kard›k. Elbette mevcut befl y›ll›k mücadelenin yaratt›¤› geliflmeler üzerinde bu karar düzeyini ortaya ç›kard›k. Bu temelde de yeniden kendimizi kararlaflt›r›p süreci ilerletmek üzere böyle bir politik karar ilan›nda bulunduk. Yank›lar› olumludur, tart›fl›l›yor. Yani genelde olumlu yank›lar ald›¤›n› insan hissedebiliyor. Baz› tart›flmalar, görüfller, baz› çevrelerin tutumlar› böyle bir etkide bulundu¤unu aç›kça gösteriyor.
arenada hareketimizin sa¤lad›¤› geliflme düzeyi ve izledi¤i politikalar önemli etkide bulunuyor. Bunu insan net ifade edebilir. Di¤er yandan, Türkiye siyaseti içindeki tart›flmalar da benzerdir. Birçok bas›n-yay›n organ›, yine çeflitli yazarlar, daha çok liberal çevreler diye tan›mlayabilece¤imiz politik çevreler, biraz kendilerine göre elefltirmeye çal›flsalar, az bulsalar da, bu ad›m›n ciddi ve önemli oldu¤unu, devlet de buna göre davran›rsa bundan sonraki sürecin geliflimi aç›s›ndan yeni bir bafllang›ç oluflturabilecek bir ad›m oldu¤unu, biraz yetersiz bulsalar da PKK’nin bu anlamda gerekli ad›mlar› att›¤›n›, art›k görev ve sorumlulu¤un Türkiye’yi yöneten sivil ve askeri yöneticiler üzeride oldu¤unu söylüyorlar. Bunlar önemlidir. fiöyle sorguluyorlard›: PKK’de, Kürt taraf›nda orkestra flefi bellidir, Türkiye’nin orkestra flefi kimdir, kim politikalar› belirliyor, yürütüyor belli olsun? diyorlar. fiunu görmüfller, Türkiye her ne kadar tarihi f›rsat dese, bilmem devlet yönetimi ilk defa böyle bir görüfl birli¤i oluflturdu aç›klamalar›nda bulunsa da, hala toplumu ikna edecek bütünlüklü bir siyaset izleyemiyor. Önderlik de geçmiflte s›kça bu duruma iflaret etmiflti. Bunu muhataps›zl›k olarak tan›mlam›flt›. Türkiye siyaseti aç›s›ndan özellikle son bir iki y›ld›r iradesizlik olarak da ifade ediyor ve bir demokratik iradenin Türkiye’de oluflmas›n›, ortaya ç›kmas›n› çok gerekli görüyor. Bunun için tüm gücüyle çaba harc›yor. Asl›nda iflin gerçe¤i bu. Bu, Özgürlük hareketimizin, Kürt taraf›n›n ne kadar somut, net, örgütlü ve kendine güvenli oldu¤unu ortaya koyarken, di¤er yandan inkâr ve imha cephesinin da¤›n›k, örgütsüz, ne yapaca¤› konusunda çok birleflememifl, karar verememifl bir durumda oldu¤u gerçe¤ini de gösteriyor. Bunu art›k birçok çevre Türkiye yönetiminden istiyorlar. Liberalleri öyle bir duruma getirmifl olmam›z önemli bir siyasi geliflmeye iflaret ediyor. Liberal demokrat diyebilece¤imiz kesimleri de kendi taraf›m›za çekmeyi ifade ediyor. Di¤er kesimler böylece daha fazla d›fltalanabilir, daralt›labilir.
ne te we .c om
böyle bir siyasetle baflar› kazanaca¤›z. Bunlar› yerinde, zaman›nda do¤ru yöntem ve tarzla yapamazsak tabii ki baflar›l› olamayaca¤›z. Yani izledi¤imiz siyaset kendili¤inden baflar› ortaya ç›kartmayacak. Ancak baflar› elde edecek düzeyde bir mücadeleyi, çal›flmay› ideolojik, siyasi, örgütsel ve askeri alanda yürütürsek sonuç alaca¤›z. Bu bak›mdan da bize daha a¤›r görev ve sorumluluklar yüklüyor. Belirledi¤imiz siyasetin hem inkâr ve imha cephesinde yer alan taraflar için flartlar› var, hem de hareketimiz ve halk›m›z için flartlar› var. Bu mücadeleyi örgütleyip yürüten güçler için flartlar› var.
7
Çat›flflm mas›zl›k karar›m›z baz› çevrelerde olumlu yank›lar yaratt›
Türk devleti hala toplumu ikna edecek bütünlüklü bir siyaset izleyemiyor
Örne¤in Türkiye Genelkurmay Baflkan›’n›n Amerika’daki yapt›¤› görüflmeler, oradaki sözleri, çabalar› bizim karar›m›z›n uluslararas› politika düzeyinde oldukça etkili oldu¤unu ve Türk genelkurmay›n›n yürütmeye çal›flt›¤› “PKK’yi imha ve tasfiye plan›”n› ciddi biçimde zorlad›¤›n› aç›kça gösterir nitelikteydi. Bütün görüflmeleri PKK’ye karfl› ABD’den destek alma üzerindedir. PKK karfl›s›nda ne kadar s›k›flt›¤›n›, yürüttü¤ümüz mücadelenin, izledi¤imiz politikalar›n düflman karargâh›n› ne kadar zorlad›¤›n› bu ifadeler, onun yürüttü¤ü çabalar net gösterir niteliktedir. Adeta izledi¤imiz politikalar›n etkisini d›fl politik çevrelerden silebilmek için her türlü çabaya, çarp›tmaya baflvuruyordu. Bu flunu gösteriyor ki, uluslararas› politik
ww
w.
Çat›flmas›zl›k bir mücadele biçimidir. Son olaylar bize gösterdi ki bu gerçeklik yeterince anlafl›lm›yor. Hatal›, yetersiz anlay›fllar, kavray›fllar var. Bu durum Önderli¤i de zorlad›. Son görüflmelerde Önderlik bunun üzerinde yo¤unca durdu. Daha do¤ru ve yeterli anlafl›lmas›n› istedi. Birçok yetersizli¤in ve kayb›n, çat›flmas›zl›k diye tan›mlanan mücadele tarz›n› do¤ru ve yeterli anlamamaktan, ona göre bir tutum, tarz gelifltirememekten kaynakland›¤›n› biz de gördük. Bunu gidermek üzere son dönemde bir mücadele gelifltirdik, giderek daha fazla gelifltiriyoruz, derinlefltiriyoruz da. Çat›flmas›zl›¤›n nas›l bir siyaset oldu¤unu, bize ne tür görev ve sorumluluklar yükledi¤ini, nas›l anlamam›z ve uygulamam›z gerekti¤ini, mümkün oldu¤u oranda anlatmaya, aç›kl›¤a kavuflturmaya çal›fl›yoruz. Biz de daha fazla bu hususlar üzerinde duruyoruz. Gerçekten izledi¤imiz politikalar nedir, ne de¤ildir, çat›flmas›zl›k denen politik durufl neyi ifade ediyor, taktik durufl ne anlam tafl›yor, bunun bize yükledi¤i görevler, karfl› taraflara yükledi¤i sorumluluklar neler, anlam› nedir, yöntemleri nelerdir, de¤iflik alanlarda; ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri alanda uygulanma esaslar› nelerdir, esas olarak neyin üzerinde gelifliyor, gerillaya hangi tür görev ve sorumluluklar yüklüyor, gerilla bu gö-
SERXWEBÛN
8
Haziran 2009
ew e. c ¤er yandan özel savafl›n bizi tecrit etmek üzere bir iflbirlikçi-ajan Kürt siyaseti oluflturma çabalar›n› engelleyecek, onlar› daraltacak, s›n›rland›racakt›r. Bu da iyi bir durum olur. Bütün bunlar›n hem gerçekleflmesi, hem de süreklilik kazanmas› hiç kuflkusuz halk›n örgütlülü¤üne ba¤l›d›r. Halk›n demokratik komünal örgütlülü¤ünü her yerde, sokakta, köyde, mahallede, okulda, iflyerinde, evde, yaflam›n her yerinde yaratmak çok çok önemlidir. Demokratik konfederalizm sistemini Kürdistan’›n dört parças›nda ve yurtd›fl›nda tabandan örgütlü hale getirebilmek bu dönemin vazgeçilmez görevidir. Bunu gerçeklefltirdi¤imiz ölçüde ulusal konferans› dayat›p ortaya ç›kartabilece¤imiz, bunu gerçeklefltirdi¤imiz ölçüde Türkiye’de demokrasi konferans›n› daha çok gündemlefltirip yapt›rtaca¤›m›z, her türlü sald›r› karfl›s›nda sürekli direnme gücü bulabilece¤imiz ve böyle bir direnifl temelinde gerillan›n nitel ve nicel büyütülmesi hamlesini baflar›yla yürütece¤imiz bir gerçek. Bu bak›mdan da tabi içinde bulundu¤umuz süreç kuflkusuz bir mücadele süreci, ideolojik olarak, siyasi olarak, diplomatik olarak, askeri olarak çok yönlü bir mücadele sürecidir. Ama daha da ötesi ve daha önemlisi, bir örgütsel hamle sürecidir. Bu hem gerillan›n örgütlenmesi aç›s›ndan böyle, hem de demokratik halk örgütlülü¤ünün gelifltirilmesi, gerçeklefltirilmesi aç›s›ndan böyledir. Hareketin örgütsel büyütülmesi görevinin hamlesel düzeyde gelifltirilip gerçeklefltirilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz.
ww
w.
ne t
Biz iyi biliyoruz ki, özel savafl bunun tersini yapmak istiyordu. Liberalleri kendi yan›na alarak bizi siyaseten tecrit etmeyi ve marjinal k›lmay› hedefliyordu. 29 Mart yerel seçiminde AKP’nin seçim baflar›s›na ba¤lanan siyasi hesaplar böyleydi. Ba¤dat plan› diye, PKK’yi dört aflamal› tasfiye plan› olarak tan›mlanan plan›n esas› buydu. PKK’yi siyaseten tecrit edip marjinal duruma düflürmek için elbette ki liberalleri kendi cephelerine çekmifl olmalar› gerekirdi. Oysa tart›flmalarda, en son günde bile söylenen sözlerde netçe görüyoruz ki, liberaller inkâr ve imhada ›srarl› olan o milliyetçi floven, faflist zihniyeti ve siyaseti sorgulamaya çal›fl›yorlar. Elbette kendi çizgilerinde, kendi üsluplar›yla yap›yorlar, ama onlardan uzakt›rlar, kopukturlar. Biraz oray› da elefltiriyorlar, oradan de¤iflim, çözüm istiyorlar. Bu iyi bir duruma iflaret ediyor. Bu anlamda mevcut haliyle etkisi iyidir. Fakat bu duruma bak›larak flöyle bir fley san›lmamal›: Bu herkesi etkileyecek, bir düflünce de¤iflimine götürecek, ondan sonra da oturup masa bafl›nda uzlaflma oluflacak, sorunlar çözülecek. Hay›r, bu tür anlay›fl yanl›fl, böyle bir durumu biz öngörmüyoruz, olmas› da çok çok zay›f bir ihtimaldir. En önemlisi, böyle bir tart›flman›n geliflmifl olmas›d›r. Buradan bizim amaçlad›¤›m›z, bu tart›flmalar›n en genifl demokratik güçlerin bir ittifak›na, birli¤ine ulaflmas›d›r. Önderlik bunu ‹spanya’daki duruma benzetti. Anayasac› demokratlar hareketi gelifltirilebilir dedi. Muhafazakâr, liberal ve radikal demokratlar›n “anayasac› demokratlar” ad› alt›nca en genifl bir ittifaka ulaflarak Türkiye’deki demokratik dönüflümü demokratik anayasa de¤iflimiyle bafllat›p gerçeklefltirebileceklerini ortaya koydu ve bunu bir kez daha önerdi. Böyle bir geliflmeye do¤ru gidilirse iyidir, yerindedir. Di¤er yandan bunu Kürt cephesinden bir ulusal konferansa tafl›rsak, o da önemli bir geliflmeye iflaret edecektir. Bir yandan bizim ulusal siyaset üzerindeki etkimizi artt›raca¤› gibi, di-
om
Liberaller milliyetçi flflo oven zihniyet ve siyaseti sorgulamaya çal›flfl››yor
Mücadeleyi baflflaar›yla yürütebilmenin tek yolu örgütlenmektir
Her alandaki mücadeleyi baflar›yla yürütebilmenin, yine bize her yerden gelen sald›r›lar› bofla ç›kartabilmenin, oyunlar› bozup, provokasyonlar› etkisiz k›labilmenin temel yolu, tek yolu asl›nda örgütlenmektir; örgütlenmek, örgütlenmek, örgütlenmek! Gerilla olarak örgütlenmek, halk olarak örgütlenmek, bütün bunlara öncülük eden parti olarak örgütlenmek. Yeniden partileflme hamlesini, üçüncü önderliksel do¤ufl çizgisi temelinde gerilla ve halk örgütlenmesini baflar›yla gerçeklefltirecek flekilde yürütmek. ‹çinde bulundu¤umuz dönemin en temel görevi budur. Bu görevleri gerçeklefltirirsek, a盤a ç›k›yor ki izledi¤imiz politikalar›n d›fl›m›zdaki etkisini kal›c› siyasi geliflmelere dönüfltürebiliriz. Yani d›fl›m›zdaki tart›flmalar, siyasi etkilenmeler ancak bizim örgütlenme ve mücadele görevlerimizi baflar›yla yerine getirdi¤imiz ölçüde bir anlam bulur, de¤er ifade eder, sonuç verir. Yoksa onun d›fl›nda bir sonuç olmaz. Örgütsüz ve mücadelesiz ya da bunlar› sürekli k›lmaks›z›n sonuç al›naca¤›, uzlaflma ve anlaflma olaca¤›, Kürt sorununun o temelde çözülece¤i görüflleri do¤ru görüfller de¤ildir. O tür görüfller somut gerçeklere uygun de¤il, yanl›flt›r. ‹çinde bulundu¤umuz koflullar ve yine içinde seyretti¤imiz siyasi yap› buna izin vermiyor, böyle bir özellik tafl›m›yor. Biz de ise bu tür fleyler, beklentili olma durumu var. Hep bir pazarl›k olacak, anlaflma ve çözüm olacak beklenti-
Haziran 2009
SERXWEBÛN bir beklentili bir durufl var. Hay›r öyle de¤il. Belki anlaflmalar da olabilir, uzlaflmalar olabilir, ama bütün bunlar hep karfl›l›kl› bir mücadeleyi ifade eder. Karfl›tlar karfl› taraf› nas›l etkiler de çözeriz diye siyaset yaparlar. Biz acaba bu özel savafl sistemini, inkâr ve imha zihniyetini, politikalar›n› küçük küçük yerlerden parçalay›p, çözüp da¤›tamaz m›y›z diye o tür çabalara bafl vururuz, onlar da acaba bu PKK’yi, onun gerillas›n› oyuna getiremez miyiz yanl›fla götürüp yanl›fl karar ald›rt›p zay›flatamaz m›y›z, çözemez miyiz, marjinal k›lamaz m›y›z diye yaparlar. Onlar›n amac› da o olur. Kim burada usta davran›rsa o sonuç al›r. Usta davranmak ne demektir? Yerinde zaman›nda yap›lmas› gereken ifli yapmak, söylenmesi gereken sözü söylemek, esas olarak da halk içinde örgütlü olmak, halk taraf›ndan sürekli örgütlü destek alan bir güç konumunda bulunmakt›r. Kim bunu yaparsa, halka dayan›rsa, kitleleri örgütlerse, halk› bilinçlendirir, kendi siyasetleri taraf›ndan ikna ederse o kazan›r. Ona dayanamayan kazanamaz.
ma bir müzakereyi ifade ediyor. Biz sürekli görüfl belirtiyoruz, karfl› taraf belirtiyor. Önderlik her hafta görüfl ve proje ortaya koyuyor ve siyasi olarak, askeri olarak, ideolojik olarak sürekli mücadele halindeyiz. Bu da bir mücadele ve müzakere tarz›d›r. Bir anlamda diyalog var zaten. Dikkat edilirse bu sürüyor. Baz› noktalarda bazen anlafl›yoruz, benzer fleyler söylüyoruz, bazen çok sert vurufluyoruz. ‹kisi de birlikte devam ediyor. Bu böyle sürecek. Önemli olan stratejik hata yapmamakt›r. O çok tehlikeli. Kendi stratejimize asla ters düflmemeliyiz. 93’te niye iflleri yürütemedik? Stratejik de¤iflim çizgisini sürdüremedi¤imiz, stratejik de¤iflimi yapacak bir taktik duruflu sa¤layamad›¤›m›z, ortam› buna uygun k›lamad›¤›m›z için yapamad›k. Önderlik hep böyle de¤erlendirdi. fiimdi de stratejik hata yapmamak, stratejiyi do¤ru, asla sa¤a sola savrulmadan, geriye düflmeden etkili bir biçimde yönetmek ve yürütmek, stratejiyi baflar›ya götürecek taktik ad›mlar› ve tarz›, üslubu her alandaki mücadelede hâkim k›lmak baflar›n›n esas›d›r. Biz bunlar› yapmaya çal›flaca¤›z. Böyle olursa, stratejik hata yapmazsak, stratejiyi baflar›ya götürecek taktik ve tarz› genelde hâkim k›larsak, iflte o zaman diyalogun olmas›, çeflitli tart›flmalar, baz› uzlaflmalar, hatta karfl› taraftan özel savafl› baflar›ya götürmek için at›lacak ad›mlar›, verilecek tavizleri de¤erlendirerek inkâr ve imha sistemini çözülüfle götürmek mümkün olacak. Bizim bunu de¤erlendirmemiz gerekiyor. Bunun için de daha kapsaml› ve çok yönlü bir bak›fl aç›s›na, her türlü mücadeleyi yürütecek bir örgütsel sa¤laml›¤a, yine anl›k durumu do¤ru de¤erlendirerek o anda bizi baflar›ya götürecek taktik ve tarz› yaratmaya ve uygulamaya önem vermeliyiz. Do¤ru olan bu, gerekli olan bu, bizi baflar›ya götürecek olan da budur. Bir di¤er husus, biz çat›flmas›zl›¤a iliflkin yaz›l› olarak belgeler sunduk. Arkadafllar tart›fl›yor, tart›flmal›d›rlar da. Biz görüfllerimizi de¤iflik dönemlerde ifade ettik ve etmeye devam ediyoruz. Seçim öncesi Aral›k’tan itibaren Mart’a kadar dört ay tart›flt›k, kararlar ald›k ve
ne te we .c om
si var. Siyasi karar al›rken, taktik, tarz gelifltirirken hep bunu hesap ediyor arkadafllar. fiöyle yanl›fl anlamalar var “Önderlik ve örgüt böyle karar al›yorsa, anlaflmalar var, sonuç al›nm›flt›r” hesab› yap›l›yor. Bu ne anlama geliyor? Bize ne tür görev ve sorumluluklar düflüyor, bunlar›n gere¤ini nas›l yerine getirece¤iz diye düflünmek yerine, karfl›laflt›¤›m›z arkadafllar “nas›l gidiyor ifller, neler var, neler oluyor” diye soruyorlar. Yanl›flt›r o tür görüfller. Farz edelim ki baz› görüflmeler de oluyor olsun. Yani bir tane floven milliyetçi, gerici, ya da M‹T ajan› gitti Önderlikle bir görüflme yapt›ysa her fley çözüldü mü? Niçin gider görüflür? Önderli¤i kendine hizmet ettirmek için. Onun baflka bir amac› olur mu? Elbette olmaz. Baflka amaç beklemek büyük bir yan›lg›d›r.
9
Karflfl››tlar karflfl›› taraf› nas›l etkiler de çözeriz zay›flat›r›z diye siyaset yaparlar
Halka dayanmadan onu örgütlemeden herhangi bir politik geliflflm me olmaz
Bak›n, seçimlerde ortaya ç›kan sonuçlar AKP’yi nas›l s›rt üstü düflürdü, kendini dünyan›n fatihi sanan Tayyip Erdo¤an iki ayd›r yeni yeni biraz konuflmaya bafllar hale gelmifl durumda. Neredeyse milletin karfl›s›na ç›kam›yordu. A¤z›ndan sözler ç›kmaz hale gelmiflti. Oysa iki sene önce, 22 Temmuz seçimi ard›ndan nas›l gururlu duruyordu, nas›l yüksek perdeden konufluyordu, bütün Türkiye’ye hitap etmekten öteye, kültürleri kurtaracak lider pozisyonuna kendini getirmifl, bir sürü öyle sahte projeler ortaya koymaya çal›flm›flt›. De¤iflen ne oldu? Halk deste¤inde azalma oldu. De¤iflen budur. Demek ki topluma, halka dayanmad›kça, onu örgütlemedikçe her hangi bir fley yapamay›z, öyle bir politik geliflme olmaz. Bir de çözüm elbette ki zor, öyle kolay de¤il. Her fley bir mücadele ifli. Esas olan da uzlaflma, tart›flma, diyaloglarla yarat›lacak olan da bir diplomatik mücadeledir. Mevcut olan bu kadar tart›fl-
ww
w.
O zaman demek ki siyaseti, karfl›tl›¤› anlam›yoruz. Hele bir de askeriz diyoruz, düflman diyoruz, a¤z›m›zdan ç›k›yor, ama ne anlama geldi¤ine dair hiçbir bilgimizin olmad›¤› ortaya ç›k›yor. Düflman öyle olmaz, düflmanlar da birbirleriyle görüflürler, ama ne amaçla görüflürler? Karfl› taraf› yenilgiye u¤ratmak için görüflürler. Yoksa karfl› taraf zafer kazans›n, beni s›rt üstü düflürsün diye hiç kimse karfl›t› olanla görüflmez. Yan›lmayal›m, böyle yanl›fl hesaplar olmas›n. Süreci kavramamaktan kast›m›z birazda budur. Yanl›fl anlay›fllar, beklentiler var. Bunu derken, hiç diyalog olmaz m›, tart›flma olmayacak m›, gerçekten hiç karfl› karfl›ya gelinmez, görüflme, uzlaflma, anlaflma olmaz m›? Elbette olur, olmaz demiyoruz, öyle de anlafl›lmamal›; fakat Kürt sorununun çözümü yöntemi olarak “masa bafl›nda oturaca¤›z, anlaflma olacak, devlet art›k milliyetçi-floven, gerici, ›rkç› düflüncelerden uzaklafl›p demokrat olacak ve herkese demokratik ve özgür bir yaflam verecek, Kürtlere de her fleyi verecek, biz de elbiseyi, silah›, hepsini kald›r›p at›p yan gelip yataca¤›z, bedavadan yiyip içece¤iz” olarak sanmak yan›lg›d›r. Böyle bir yaflam olmaz, bu tür beklentiler yanl›flt›r. Sanki böyle olacakm›fl gibi
SERXWEBÛN
10
Baflflaar›l› olmak için koflflu ullar her zamankinden fazlad›r
w.
ww
om
getirilmesi. ‹ki, Kürt ulusal konferans›n›n gerçeklefltirilmesi. Bu çok önemlidir. Ulusal iradenin bizimle birlikte olmas›, onun nabz›n› elimizde tutabilmemiz, her türlü düflman oyununu bozman›n ve Kürt halk›n›n ulusal demokratik stratejisini ve kurumlaflmas›n› yaratarak toplu yürüyüflünü sa¤lamam›z aç›s›ndan önemlidir. Üç, Türkiye demokrasi hareketini ortaya ç›karmak. Hem Kürt sorununun demokratik çözümünün program›n› ortaya ç›kartmak, hem de bir demokrasi hareketi gelifltirmek. Türkiye’yi demokratiklefltirecek, demokratik dönüflüme u¤ratacak bir hareketi ortaya ç›kartmak. Dikkat edilirse, Türkiye demokratikleflmeden Kürt sorununun demokratik çözümü de olmaz. Kürt sorununun demokratik çözümü olmadan Türkiye de demokratikleflmez. Bunlar etle t›rnak gibi birbirine ba¤l›, iç içe geçmifl gerçeklerdir. O zaman demek Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü gerçekleflecekse, bu ayn› zamanda Türkiye’nin demokratikleflmesi demektir. O zaman bunu sa¤latacak bir demokrasi hareketinin gelifltirilmesi zorunlu. Bu olmadan di¤eri olmaz. Biz de bu görevleri pratikle yürütmeye çal›flaca¤›z. fiöyle bir beklenti içinde olmak da yanl›flt›r: Önderlik bir yol haritas› koyacak, her fley çözülecek. Bu yanl›fl, biz öyle beklersek Önderli¤i bofla ç›kartm›fl oluruz. Önderlik flimdiye kadar yüz sefer yol haritas› belirledi zaten. Dikkat edilirse birço¤u uygulanmad›. Niye uygulanm›yor? Çünkü uygulayacak ortama, güce ihtiyaç var. Uygulanmas›, bizim onlar›n uygulanmas›n› sa¤latacak koflullar› yaratmam›za ba¤l›. Bu da iyi mücadele etmemiz, kendimiz ve halk› güçlü örgütlememiz demektir. Bunlar olmazsa Önderli¤in ortaya koyaca¤› yol haritas› sa-
ne t
Bundan dolay›d›r ki karfl›tlar›m›z buna karfl› engeller gelifltirmeye çal›flt›lar. Halka dönük, DTP’ye dönük bask›lar hep buna dönüktür. Hem siyaset yapmam›z› önlemeye, hem halk› örgütleme çal›flmalar›m›z› zay›flatmaya dönük karfl› taraf›n sald›r›lar› oldu. Bizi de onlar› etkisiz k›lmaya çal›fl›yoruz, çal›flaca¤›z. ‹mkânlar, f›rsatlar var. Tabi riskler ve zorluklar da var. Ama zorluklar› yener, riskleri ortadan kald›r›rsak f›rsat ve imkânlar› iyi de¤erlendirirsek biz baflar›l› olabiliriz. Baflar›l› olmak için koflullar her zamankinden fazla. Önderlik çözüm sürecinin ilkelerini belirleyecek bir yol haritas› haz›rlamak çal›flmas›nda oldu¤unu söyledi ve herkesten görüfl istiyor. Bu yönlü çal›flmalar yürütülecek. Biz de hareket olarak, halk olarak 5 May›s’ta yay›mlad›¤›m›z bildiride ortaya koydu¤umuz görüflleri baflarmak için çal›flaca¤›z. Bu çok önemlidir. Tekrarl›yoruz bunu, bu konuda kimse yan›lmamal›. Yapmam›z gereken temel görevler: Bir, halk›n örgütlülü¤ünü gelifltirmek. Ne kadar bask›, sald›r› olursa olsun KCK sisteminin tabanda toplum nezdinde örgütlü hale
“Öyle anlaflfl››l›yor ki, gerilla ne kadar sa¤lam, etkili durursa, nitel ve nicel büyüme hamlesi dedi¤imiz iflflii baflflaar›yla gerçekleflflttirirse, hem bizim siyasi mücadeleyi derinleflflttirip yürütmemiz o oranda imkân dahilinde olacak, hem de karflfl›› taraflar üzerinde bu durum cayd›r›c› etkide bulunarak Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünü açacak siyasi diyaloglar ortaya ç›kacakt›r”
dece birer ilkeler olarak kal›r; iyi, güzel istekler, talepler, arzular olarak ortada kal›r. Onun için de flimdi acaba Önderlik ne diyecek diye hep beklemekten ziyade -tabi onu da anlamaya çal›flmal›y›z, de¤erlendirmeliyiz- Önderli¤in flimdiye kadar söylediklerini, yol haritas›yla da ortaya koyacaklar›n› prati¤e geçirecek bir güce, düzeye kendimizi ulaflt›rmam›z, örgütlü k›lmam›z, siyasi ortam› buna uygun hale getirmemiz, yol haritas›n›n hayata geçirilece¤i pratik zemini yaratmak için çal›flmam›z gerekir. Do¤ru ve esas olan budur. Bunu yaratmaya çal›fl›yoruz, çal›flaca¤›z.
ew e. c
pratik yürüttük. Seçim sonras›ndan bu yana da iki ayd›r hep toplant› ve tart›flma halindeyiz. Süreç öyle kolay yürütülmüyor ve yönetimimiz böyle çal›fl›yor. fiimdi bu duruma göre bütün alanlardaki çal›flmalar› daha örgütlü, planl› hale getirmek ve bu temelde yürütmek istiyoruz. Bizimki buradan ulaflt›¤›m›z sonuçlar› di¤er alana tafl›mak, hareketimizin ideolojik, siyasi merkezlerinin yürüttü¤ü tart›flmalar›, ortaya ç›kard›¤› görüflleri esas alarak gerilla cephesine tafl›y›p askeri faaliyetlerimizi daha planl›, örgütlü ve etkili yürütülür hale getirmek için çal›flmakt›r. Buna göre hareket ediyoruz. Yoksa di¤er planda arkadafllar günlük geliflmeleri de¤erlendirme temelinde çal›fl›yorlar. Böyle çal›flmak durumundalar da. Bizim bu izleyece¤imiz politikay› e¤er do¤ru tarzla, taktikle bu yaz boyu etkili pratiklefltirirsek baflar›l› olaca¤›m›za inan›yoruz. Bunu çok önemli görüyoruz.
Haziran 2009
Zay›f bir meflflrru savunma ortam›nda Kürt sorununun çözümü geliflflm mez
Bu çerçevede flunun bilinmesinde yarar var: Bütün bunlar›n baflar›yla yürütülebilmesi askeri alanda, meflru savunma alan›nda do¤ru ve sa¤lam durufla ba¤l›d›r. Gerilla ne kadar sa¤lam, etkili durursa, nitel ve nicel büyüme hamlesi dedi¤imiz ifli baflar›yla gerçeklefltirirse, öyle anlafl›l›yor ki hem bizim siyasi mücadeleyi derinlefltirip yürütmemiz o oranda imkân dahilinde olacak, hem de karfl› taraflar üzerinde bu durum cayd›r›c› etkide bulunarak Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünü açacak siyasi diyaloglar ortaya ç›kacakt›r. Nicel ve nitel bak›mdan zay›f bir meflru savunma ortam›nda Kürt sorununun çözümü diye bir fley olmaz. Bunu herkes iyi bilisin. Demek ki siyasi mücadeleyi yürütmek gerillan›n durufluna ve askeri çal›flmalara ba¤l›. Çünkü demokratik siyaset meflru savunma temelinde gelifliyor, önünü meflru savunma aç›yor, gerilla siyasi süreç üzerinde çok büyük bir etki yap›yor. Bu konuda gösterece¤imiz zay›fl›k, etki-
SERXWEBÛN
11 çukurca olay› buna biraz zemin oluflturdu. Bunu insan rahatl›kla söyleyebilir. Do¤rular nedir, yanl›fllar nedir onun anlafl›lmas› aç›s›ndan bu önem tafl›yor. Yoksa son dönemlerde niye bu sald›r›lar bu kadar geliflti, Genelkurmay askeri operasyonlara bu kadar önem verdi? Bizi zorlamak içindir. Bizi böyle bir karar al›rken irade k›r›lmas›na u¤ratmak içindir. Karar›m›z› aç›klamam›z›n bizi ideolojik olarak k›r›lmaya götürmesi içindi. Öyle anlafl›ld› ki, birçok birimimiz, birçok alan denetim alt›nda asl›nda. Düflman istedi¤i zaman vuruyor. Öyle gerilla yaflam› olmaz. Önderlik çizgisinin baflar›yla pratikleflmesi için taktik aç›l›m, taktik uygulama yapmak yerine, düflman›n taktiklerini istedi¤i gibi baflar›yla hayata geçirmesi için zemin olmak demek kötü bir durum demektir. A¤›r bir durum ama bunlar var. Son dönemlerde yaflanan olaylarda bu görülüyor. Hiç kimse baflka türlü de¤erlendiremez. O tür yaflama do¤ru yaflam diyemeyiz. O gerillac›l›¤a do¤ru gerillac›l›k kesinlikle diyemeyiz. O gerillac›l›k de¤il, düflmana zemin olma durufludur. Çünkü bizim çizgimizin strateji ve taktiklerimizin hayata geçirilmesine hizmet etmiyor, imkân ve f›rsat sunmuyor. Düflman›n provokasyonlar›na zemin sunuyor. Bundan kendimizi kurtaraca¤›z. Gerillan›n bu durufltan kendini mutlaka kurtarmas› laz›m. Bu zor olabilir. Karfl› taraf sald›r›yor, buna f›rsat, imkân vermek istemiyor. Do¤ru, o da olabilir, vermek istemez tabi, ama biz de bir gücüz, akl›m›z var, bilincimiz var, stratejiyle, taktikle çal›fl›yoruz, bilimsel yaklafl›mlar›m›z var, biz de düflman› bofla ç›kartabilen bir güç olmal›y›z. Yoksa düflman böyle yapm›yor diye biz flu an elinde bir oyuncak gibi olamay›z, onun istedi¤ini yapt›¤› bir zemin konumunda olamay›z. Bunu
do¤ru anlamam›z gerekir. Zordur, sürekli bilinci, duyarl›l›¤›, kendini bilmeyi, örgütlemeyi gerektiriyor. Öyle sürekli bir direnifl istiyor, dayanma istiyor. Kolay de¤il, zorluklar› var; fakat olmaz, yap›lamaz da de¤il. Onun için kendimizi sorgulamam›z, düzeltmemiz çok çok önem tafl›yor. E¤er bu ifli yapacaksak do¤ru yapaca¤›z. Baflkas›n› elefltirmeden, sa¤dan soldan medet beklemeden, fayda öngörmeden esas görev ve sorumlulu¤un bizde oldu¤unu bilerek ona göre hareket edece¤iz. Gerillan›n böyle bir bilince ulaflmas› çok çok önemlidir.
ne te we .c om
Haziran 2009
ww
w.
sizlik hem bizi, hem de Önderli¤i zorluyor. O duruma kesinlikle düflmemek laz›m. Hem siyasi mücadeleyi gelifltirebilmek, hem de Kürt sorununun çözümünün önünü açabilmek tümüyle gerillan›n sa¤lam durufluna, çat›flmas›zl›¤› do¤ru uygulamas›na ba¤l›d›r. Her fleyden önce de kendini büyütmesine ba¤l›d›r. Kendisini nicel bak›mdan çok büyütmesi, nitel olarak kendini sa¤lamlaflt›rmas› laz›md›r. Yani ideolojik ve askeri bak›mdan e¤itimini çok güçlü hale getirmesi gerekiyor. Öyle ki hata yapmamal›, provokatörlerin, katliamc›lar›n, floven milliyetçilerin oyununa gelmemeli. Her türlü oyunu bozacak, her türlü sald›r›y› k›racak bir yaflam ve hareket tarz›na, savunma sistemine sahip olmal›. Bu çok önemlidir.
Gerillan›n duruflflu u düflflm man›n provokasyonlar›na zemin sunmamal›
Mevcut durumda dikkat edilirse ciddi zay›fl›klar var. Son dönemde yaflanan birçok olay bu konuda ciddi zay›fl›k içerdi. Savunma tedbirleri zay›f, hareket zay›f, bir iki provokatör ortam› neredeyse provoke edecekti, neredeyse 1 Haziran karar›m›z› ilan bile edemeyecektik. Misilleme anlam›nda geliflen
93 ateflflkkesinde gerilla düflflm man sald›r›lar›n› boflflaa ç›kartan bir tarza ulaflflaamad›
Asl›nda zorlay›c›l›k gerillan›n duruflunda oluyor. ‘93’te süreci kaybetmek oradan kaynakland›. Gerilla her gün befl-on yerde çat›flmaya girdi. Her gün onlarca flehit verdik. Öyle bir durumda Önderlik ateflkesi yürütemedi, yürütemezdi tabi. Böylesi bir durumda Önderlik ateflkes var diyebilir miydi? Sanki ateflkes varm›fl gibi teorik çal›flma yapmaya, stratejik de¤iflim üzerinde derinleflmeye yönelebilir miydi? Öyle yapsayd›, direnifli biraz zay›flatsayd› düflman vurur, ezer götürürdü. Öyle olmad›, düflman› bofla ç›kartamad›k. Gerilla düflman sald›r›lar›n› bofla ç›kartan bir tarza ulaflamad›, ama flimdi ulaflmak zorunda. ‘93 gibi olmas›n› istemiyorsak, demokratik siyasi mücadele sürecini derinlefltirmek ve böyle bir mücadeleyle inkâr ve imha sistemini daralt›p kuflat›p siyaset de¤iflikli¤ine zorlamak istiyorsak, biz düflman sald›r›lar›n› bofla ç›kartman›n yolunu, yöntemini, tarz›n› bulmak zorunday›z. Gerilla bunu yapabilmelidir. Düflman sald›r›lar›n› bofla ç›kartacak bir hareket tarz›n›, yaflam tarz›n›, üslenme taz›n› sa¤layabilmelidir. Son dönemde yaflanan kimi durumlar ciddi bir duyars›zl›¤›n, rehavetin, keyfiyetin, tedbirsizli¤in var oldu¤unu gösterdi. Böyle tedbirsizlikler olur da gerilla ‘93’teki gibi her yerde çat›flmaya girer ve kay›plar verilirse biz bu siyaseti izleyemeyiz. “Bu siyaseti izlemeyelim, zaten biz buna karfl›y›z” diyen
SERXWEBÛN
Mevcut siyaseti yürütebilmek aç›s›ndan gerillan›n duruflflu u önemlidir
ww
w.
ne t
fiunu anlatmak istiyorum: Özellikle HPG cephesinden arkadafllar anlafl›l›r bir biçimde zorluklar› var diyorlar, bu siyasete itiraz edenler epeyce vard›r. Kayg› duyuyoruz deniliyor. Bunlar bir zay›fl›¤›n ürünüdür. Çok duyarl›, örgütlü, kendine güvenen bir tutumun ve yaklafl›m›n sonucu de¤il. ‹yi, güzel, kayg› duymak iyidir. Kayg›n örgütsel ise e¤er sürecin do¤ru yürütülmesini de, sabote edilmesini de sa¤layacak olan gerillan›n durufludur. Sa¤lam dur, süreç do¤ru yürüsün, bakal›m baflar›l› olacak m›, olamayacak m›? Gerilla sürecin do¤ru ve baflar›l› yürütülmesine zemin olsun, onu korusun, ondan sonra baflar› olmazsa yakas›n› tutal›m di¤er alanlar›n; ideolojik merkezin yakas›n› tutal›m, siyasi merkezin, örgütsel merkezin yakas›n› tutal›m. Önderlik bize bunu söyledi: görüfllerinizi söyleyin, beni de elefltirin. Ama bunlar› hiç yapmadan, bu politika sonuç vermez demek do¤ru de¤ildir. Elbette politikan›n uygulanmas›n›n gerekleri yerine getirilmezse, zemini sa¤lam k›l›nmazsa, politikan›n her alanda yürütülmesi için f›rsat ve imkânlar yarat›lmaz, korunmazsa bu politika baflar› getirmez, sonuç vermez. Gerilla zemini oluflturmazsa demokratik siyasetin temeli nas›l olacak? Demokratik siyasetin korunmas›n›, savunmas›n› nas›l yapacak, demokratik siyasetin önünü nas›l açacak? Dikkat edilirse, gerilla duruflu demokratik siyaseti savunan, temel olan, önünü açan de¤il, demokratik siyasetin iflleme zeminini kurutan, demokratik siyasetin karfl›tlar›na f›rsat veren, zemin oluflturan bir pozisyonda oluyor. Mev-
cut siyaseti yürütebilmek aç›s›ndan gerillan›n duruflu önemlidir. Önderli¤in son iki görüflmesi kesinlikle bunun önemi üzerinedir ve arkadafllar›m›z, hepimiz bunu iyi anlamal›, iyi kavramal›y›z. Önderlik ne demifl, ne demek istiyor ve biz bundan hangi sonucu ç›kartmal›y›z? O zaman günlük duruflumuz, yaflam›m›z, çal›flmam›z nas›l olmal›? Bunu do¤ru anlamal›y›z. Baflka türlü olmaz, baflka türlü kendimizi kand›rm›fl oluruz. Söz söyleriz, ama sözümüzün bir anlam› olmaz. Kayg›l›y›z deniliyor, ama kayg›n›n ne de¤eri olabilir ki. Örgütsel kayg›lar ve pratikte gerekleri yap›lan kayg›lar de¤erlidir. Yoksa sadece zay›fl›¤› ifade eden kayg›lar›n örgüt ve mücadele aç›s›ndan bir anlam› yoktur. Yan›ltmayal›m kendimizi. Önderlik Önderlik deriz, güya Önderlik ad›na ifl yap›yor deriz, ama pratikte Önderli¤i bofla ç›kartan konumda olduktan sonra bizim Önderlik militanl›¤›m›z diye bir fley kalmaz. O bak›mdan flunu herkes bilmeli: Mevcut belirledi¤imiz siyaset demokratik siyasi mücadele olarak adland›r›l›yor, o halde HPG’ye görev düflmüyor diye kimse sanmas›n. Tersine daha a¤›r görev gerillaya düflüyor. Savafl yap›n demekle yüklenen görevden daha fazlas›, daha a¤›r›, daha zoru flimdi bu biçimde gerillaya veriliyor, düflüyor. Gerilla böyle görecek, böyle anlayacak. Tam tersine her fley gerillan›n iflleri do¤ru ele almas›na, do¤ru bir anlay›fl ve tarzla yürütmesine ba¤l›. Bizim bu politikay› baflar›yla uygulay›p uygulayamayaca¤›m›z, süreci bu temelde inisiyatifle yürütüp yürütemeyece¤imiz gerillan›n bu durumu do¤ru anlay›p bunu uygun bir tarzla, üslupla hayata geçirmesine ba¤l›d›r. E¤er gerilla böyle yaparsa biz bu süreci baflar›yla yürütürüz. Gerilla yapamazsa, çat›flmas›zl›k sürecinin sürdürülmesini sa¤layamaz, onun kendi üzerine yükledi¤i görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pratikte baflar›yla yürütemez, tersine özel savafl merkezinin provokasyonuna, komplolar›na alet ve zemin olursa, iflte o zaman süreç ‘93’teki gibi yeniden sabote olur ve biz kaybederiz. ‘93 ateflkesini çetecilik sabote etti, bozdu, sürecin kaybedilmesini sa¤latt› diyoruz, bunu bu nedenle diyoruz. E¤er bu sefer de baflar›l› sonuç
al›nmazsa geliflen prati¤e çetecilik denilir. Demek ki o zaman gerilla yine çetecili¤i tam aflamam›fl olacak, çeteci etkileri içinde tafl›yor olacak, yani düflman›n tarz›n›, takti¤ini bofla ç›kartacak bir gerilla düzeyine ulaflamam›fl olacak. Oysa görevimiz kesinlikle ulaflmakt›r. Arkadafllar›m›z böyle anlas›nlar, bu sonucu ve dersi ç›karts›nlar. Böyle olursa, gerilla sa¤lam durursa, bu, ideolojik, siyasi ve örgütsel çal›flmalar için güçlü bir zemin olacak demektir. O alanlar›m›z da baflar›yla çal›flmalar› sürdürürse, iflte o zaman böyle bir siyasetten biz baflar›yla ç›kar›z. Sonunda düflman›n bütün hileleri, oyunlar› bofla ç›kar, biz kazan›r›z.
ew e. c
varsa, o tehlikelidir, çizgiye karfl› demektir. Yeter art›k. Bu tür sert kafalar ç›k›yor içimizde ve kendilerini örgüte çok dayatt›lar. Art›k bu dayatmaya bir son verelim. ‹ki kelimeyi bile arka arkaya getirip konuflamayacak, ne anlama geldi¤ini bilemeyecek haldeyken, kendini her fleyi bilen konumuna kimse sokmas›n. Bu tür kendini kaybetmifl durumdan, tarzdan, komuta gerçe¤inden kendimizi kurtarmam›z gerekiyor.
Haziran 2009
om
12
E¤er biz süreci iyi yürütemezsek onlar kazan›r
Öte yandan bu çat›flmas›zl›k karar› çerçevesinde düflman›n hesaplar› da vard›r ve onlarda kazanmay›, bu süreci kendi lehlerine de¤erlendirmeyi hesap etmektedirler. ‹lker Baflbu¤’un hesaplar›, kitaplar› da bunun üzerindedir. Herkes bunu bilsin. Arkadafllar “oyun olabilir” diyorlar, oyun de¤il, zaten düflman›n amac› budur. Adam›n düflüncesi, çizgisi odur ve onu uygulamaya çal›fl›yor. Ona oyun denmez ki. Bizi yan›ltmak, y›kmak, vurup kafam›z› ezmek istiyor. Bu oyun mudur? Bu düflman olman›n gere¤idir. Kimse oyun demesin, oyun yok, tamamen özel savafl kapsam›nda yaklafl›m vard›r. F›rsat bulup bizi geriletip, zay›flat›p, vurup ezmek istiyorlar. E¤er biz süreci iyi yürütemezsek onlar kazan›r. fiöyle yapar›z, böyle yapar›z, biraz gevfletiriz, biraz aldat›r›z, yaz› böyle geçirtiriz, ekonomik kriz geçer, siyasetimizi düzeltiriz, yar›n Amerika’yla yeniden ittifak yapar›z, ‹ran’›, Suriye’yi, Ortado¤u’yu arkam›za al›r›z, Kürtleri d›fltalar›z, eski politikay› devam ettiririz diyorlar. E¤er yapabilirlerse böyledir. Onlar›n amac› bu, planlar› kesinlikle böyledir ve bunu anlamak çok zor de¤ildir. Buna karfl› biz de diyoruz ki, yap›lamaz, onlar onu umarken, biz de flimdi bu biçimde hem kendimizi iyi örgütleriz, halk› örgütleriz, Kürt ulusal siyasetini örgütleriz, Türkiye demokrasisini örgütleriz, uluslara-
Haziran 2009
SERXWEBÛN
bu durumdalar, ama geçen iki senede de PKK ortak düflmand›r diye sald›r› yürüttüler. 2007-2008 plan›n hiç küçümsemeyelim. ABD-Türkiye-‹ran birleflti. Bu ne demektir? Bu dünyan›n tümü demektir. Dünyan›n bir taraf› ABD’nin arkas›nda, bir taraf› da ‹ran’›n arkas›nda. Baflka hiçbir güç kal›yor mu onlar›n d›fl›nda? Yok, hepsi birleflti ve her cepheden sald›r› yürüttüler. Büyük bir direniflti 20072008 direnifli. Öyle basit bir durum de¤ildi. Askeri olarak, ideolojik olarak, siyasi olarak sald›rd›lar ve art›k Türkiye yönetimi, Tayyip Erdo¤an, Yaflar Büyükan›t, ‹lker Baflbu¤ baflar›l› olacaklar›na çok fazla inan›yorlard›. PKK art›k bu k›skaçtan asla kurtulamaz diyorlard›. Ama gördüler ki öyle de¤il. Her alanda yenilgi ald›lar; askeri olarak planlar› bofla ç›kt›, ideolojik olarak yenilgi yaflad›lar, siyasi olarak planlar›
1 Haziran At›l›m›n›n alt›nc› y›l›n› Önder Apo’ya özgürlük y›l›na dönüflflttürelim Sonuç olarak, 1 Haziran At›l›m›n›n alt›nc› y›l›, ilk befl y›l kadar, hatta daha fazla kritik özellikler tafl›yor, her y›ldan daha çok karmafl›kt›r. Fakat biz de hareket olarak bütün y›llardan daha büyük bir geliflme düzeyiyle, iddiayla, umutla, inançla, güçle bu alt›nc› y›la giriyoruz. Baflarma azmimiz, kendimize güvenimiz her zamankinden fazla. 1 Haziran Özgürlük At›l›m›n› alt›nc› y›l›nda ‘Önder Apo’ya Özgürlük’ hedefi temelinde yürütüp kal›c› sonuçlara götürme umudumuz, inanc›m›z, iddiam›z her zamankinden daha güçlüdür. 1 Haziran Özgürlük Hamlesi kuflkusuz Önder Apo’ya özgürlük, Kürt halk›na, Kürdistan’a özgürlük amac›na, her türlü köleli¤in y›k›l›p özgür kad›n çizgisinde toplumsal özgürlü¤e ulaflmak demektir. Böyle bir özgür ve demokratik yaflam› yaratmak, sonuçlar› elde etmek için bu 2009 y›l›na her zamankinden daha duyarl›, dikkatli, bilinçli ve örgütlü bir biçimde yaklafl›m gösteriyoruz, göstermemiz gerekiyor. Bunu ne kadar yaparsak o kadar çok baflar› elde edece¤imize inan›yoruz, güveniyoruz. Bunlar temelinde arkadafllar›n yeterli bir de¤erlendirme, tart›flma içerisinde olup daha güçlü, derin sonuçlar ç›kartarak bu alt›nc› y›l mücadelesine her zamankinden daha güçlü kat›lacaklar›na, Önder Apo’ya özgürlük hedefinin gerçeklefltirmeye çal›flt›¤›m›z bu hamlesel mücadeleye tüm güçleriyle kat›l›m göstereceklerine dair inanc›m›z güçlüdür. Yeniden partileflme hamlemiz böyle bir bilincin, sorumluluk duygusunun, duyarl›l›¤›n, örgütlü ve disiplinli bir yaflam›n ve mücadelenin gelifltirilmesi anlam›na geliyor. Bunu gelifltirdi¤imiz ölçüde de bu özgürlük hamlesini baflar›yla yürütece¤imize inan›yoruz. Bu temelde biz böyle önemli bir y›lda, yeni bir mücadele sürecine, uluslararas› komploya karfl› Önder Apo’ya özgürlük çizgisinde yeni bir mücadele y›l›na yönelirken tüm arkadafllara bu alt›nc› y›l mücadelesinde üstün baflar›lar diliyoruz.
ne te we .c om
ras› siyaseti yönlendirir hale geliriz, karfl› taraf› siyasi tecride u¤rat›r kuflat›r›z, güçlü ç›kacakken onu ekonomik olarak da, askeri olarak da, siyasi olarak da daha da zay›flat›r ve çözeriz. ‹nkâr ve imha sistemi böyle çözülüfle gider. Böylece Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü gerçekleflir diyoruz. Bu da bizim plan›m›zd›r. Biz böyle hesap yap›yoruz, o da öyle hesap yap›yor. Bu hesaplar aç›kt›r ve anlafl›lmayan bir yan› da, oyun da yok. Kim ak›ll› olur baflar›yla bunlar› uygularsa o kazanacakt›r. Filan kazan›r, filan kaybeder diye bir kay›t bafltan yoktur. Fakat sadece flunu söylüyoruz: fiu an biz çok avantajl›y›z, baflarmak için çok güçlü durumday›z. Ciddi hatalar yapmaz, iflleri biraz do¤ru yürütürsek, bizim kazanma imkân›m›z yüzde yetmifltir. Karfl› taraf yüzde otuza düflmüfltür. Ama yüzde yetmifl kendi bafl›na bir kazan-
13
“Biz mevcut siyasi sonucu de¤erlendiriyor, buna göre bir siyasi hamle yürütmeye çal›flfl››yoruz. Onu yürüterek iki y›ld›r düflflm man›n yaflflaad›¤› zay›fl›klar›, bizim elde etti¤imiz kazan›mlar› de¤erlendirmek istiyoruz. Düflflm man zay›fl›klar›n› daha çok artt›racak, bizim kazan›mlar›m›z› ise daha da büyüterek kal›c› hale getirecek bir siyasi hedef temelinde mücadele ediyoruz”
bofla ç›kt›. 29 Mart seçimleri bunu netçe gösterdi. Sonunda böyle önemli bir siyasi durum olufltu. fiimdi biz bu siyasi sonucu de¤erlendiriyor, buna göre bir siyasi hamle yürütmeye çal›fl›yoruz. Yapt›¤›m›z fley durumu idare etmek de¤ildir, siyasi hamle yürütmeye çal›flmakt›r. Onu yürüterek iki y›ld›r düflman›n yaflad›¤› zay›fl›klar›, bizim elde etti¤imiz kazan›mlar› de¤erlendirmek istiyoruz. Düflman zay›fl›klar›n› daha çok artt›racak, bizim kazan›mlar›m›z› ise daha da büyüterek kal›c› hale getirecek bir siyasi hedef temelinde mücadele ediyoruz. Bu politikam›z›n esas› budur. Bunun da her alanda çal›flmalar› do¤ru ve baflar›yla yürütmekle olaca¤› aç›k, ama hepsinin temelinde de gerillan›n çizgiye uygun, do¤ru, baflar›l› bir meflru savunma duruflunu gösterebilmesi var. Gerilla bunu gösterirse biz kesinlikle baflar›l› oluruz.
w.
ma getirmez. Biz hata yapar ve karfl› taraf do¤rular› yaparsa bir bakar›z yüzde elliyi de aflarlar, kazanan onlar olur, kaybeden biz oluruz. ‹flin esas› budur. Bu esaslar dahilinde süreci anl›yoruz. Bu çat›flmas›zl›k sürecine, bu temelde izledi¤imiz siyasetlere buna göre yaklafl›m gösteriyoruz, göstermeliyiz de.
ww
Gerilla do¤ru meflflrru savunmay› geliflflttirirse kesinlikle kazanan biz oluruz
Seçimden sonra iyi bir durum da olufltu. Bu sonuçlar› de¤erlendirmek zorunday›z. Stratejimiz bunu gerektiriyor. Amerika’yla Türkiye’nin, AB ile Türkiye’nin iliflkileri kopuktur. Bize karfl› ittifak parçalanm›fl durumda. Daha dün ABD, Genelkurmay Baflkan› “‹lker Baflbu¤ bana PKK’yi dayat›yor, ben de ona Pakistan’› dayat›yorum ve birbirimizi zorluyoruz” diyordu. Yani
SERXWEBÛN
14
Haziran 2009
Apocu çizgide partileflmede ›srar halk›m›z
om
ve Önder Apo’nun özgürlü¤ünün garantisidir
“Biz, öyle kendili¤inden ve kolayca bu günlere gelmedik; büyük zorluklarla bo¤uflflaa bo¤uflflaa bu noktaya geldik, çok bedel ödedik, a¤›r süreçler yaflflaad›k, ard›m›zda büyük bir direnifl tarihinin ve siyaset yo¤unlaflflm mas›n›n geliflflm mesi temelinde bu
noktaya gelmifl bulunuyoruz. Bu nedenle hiç kimse bizim kolay aldanaca¤›m›z› sanmas›n. Basit yaklaflflaaca¤›m›z› beklemesin. Biz, Kürt halk›n›n iki yüz y›ll›k direniflfliini bugünkü ça¤daflfl--bilimsel temsilcileriyiz. Herhangi bir biçimde yan›lg›ya düflflm mek,
ew e. c
kaybetmek de¤il, kazanmak ve baflflaarmak için çok güçlü verilere sahip bulunuyoruz. Bu yüzden içinde bulundu¤umuz süreci ve gerçekli¤imizi herkesin iyi anlamas›n› önemle ve ›srarla vurgulamaktay›z” yanl›fl ele al›nmakta, hem de bar›fl ve demokratik çözüm için gelifltirdi¤imiz eylemsizlik karar› yanl›fl ele al›nmakta ve do¤ru de¤erlendirilmedi¤i görülmektedir. Aç›kça belirtelim ki, yaratt›¤›m›z geliflmeler karfl›s›nda Türk devleti bir politikas›zl›k, çözümsüzlük ve yanl›fll›k içerisinde bulunmaktad›r.
Kürtlerle bar›fl de¤il köleleflflttirme
politikas›nda ›srar edecekleri anlaflfl››l›yor
ne t
PKK’nin yeniden kuruluflundan bu yana gerçeklefltirdi¤i 7. E¤itim devresi olan Önderli¤e Özgürlük Devresi’ni önemli bir yo¤unlaflma ve derinleflme ard›ndan bitiriyoruz. Her devre bir rol üstleniyor ve her devrenin bir görevi var. Bu devrenin de rolü, Önderli¤in özgürlü¤ü kararlaflmas›na pratikte öncülük düzeyinde cevap olmakt›r. PKK Oca¤›’n›n 5. E¤itim Devresi’nin ö¤rencilerinden fiervan Sason arkadafl içinde olmak üzere bu eylemsizlik süreci içerisinde yaklafl›k otuz befl arkadafl flehit düfltü. fiehit fiervan Sason, Celal Çukurca, Canxurt Afrin, Beritan fiemzinan, Ali Gever, Serdar fiitilay gibi çok de¤erli parti militanlar› ve komutanlar bu flehit kervan› içinde bulunmaktad›rlar. Biz bu devreyi, bu kahraman arkadafllar›m›z›n an›s›na ba¤l›l›k sözümüz temelinde sonuçland›r›yoruz. Özgürlük mücadelemiz çok önemli bir süreci yaflamaktad›r. ‹çinde bulundu¤umuz günler ve y›l kritik, hassas ve nihai baflar›y› zorlayan bir süreçtir. Hareketimiz yapt›¤› aç›klama ile eylemsizlik sürecini 15 Temmuz’a kadar uzatt›. Mücadelemizin yaratt›¤› geliflmeler Kürt sorununda demokratik çözüm sürecinin geliflmesi için ciddi bir gündem oluflturmufltur. Bu gündem, elbette ki yaflanan askeri ve siyasi geliflmelere dayanarak gerçekleflmektedir. fiimdiye kadar mücadelemizin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar sürekli Türk devleti taraf›ndan yanl›fl de¤erlendirilmifltir. Bugün de ele al›fl tarzlar›n›n yanl›fl oldu¤unu görüyoruz. Bugün hem yerel seçim sonuçlar›
ww
w.
Bilindi¤i gibi 2006 Ekim’inde de bir ateflkes sürecini gelifltirmifltik. Tek tarafl› olarak ilan etti¤imiz bu ateflkes asl›nda çeflitli güçlerin istemi üzerine gündeme gelen ciddi bir ateflkes durumuydu. Ancak bunun karfl›s›nda dönemin Kara Kuvvetler Komutan› ‹lker Baflbu¤, “da¤da tek bir terörist kal›ncaya kadar operasyonlar sürecektir” demiflti. Bir dönem durduktan sonra dönemin Genelkurmay baflkan› Yaflar Büyükan›t Amerika’ya gitti, görüflmeler yapt›. Ard›nda orada düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda, “PKK’nin siyasallaflmas› büyük bir tehlikelidir” dedi. Hatta “Türkiye 1919 y›l›ndakine benzer bir tehlikeyle karfl› karfl›yad›r. Tek bir PKK ferdi kalana kadar da askeri mücadelemiz sürecektir” dedi. fiimdi de bizim ilan etti¤imiz eylemsizlik sürecine dönük adeta bir senaryonun tekrar› gibi yine, ‹lker Baflbu¤ Amerika’ya gitti ve farkl› kültürler zenginliktir, biz buna karfl› de¤iliz, sorunlar bireysel haklar çerçevesinde çözülebilir, ama Kürt sorunu –ki kendi-
si buna terör diyor- salt ekonomi ve sosyo-kültürel tedbirlerle çözümlenemez. Askeri tedbirler de gereklidir. PKK’nin tasfiyesi için Kuzey Irak’tan (Güney Kürdistan) ç›kar›lmas› flartt›r, biçiminde sözler sarf ederek, “arar, bulur, yok ederim” tarz›nda zihniyetini ortaya koymufl ve eylemsizlik sürecimizin reddi anlam›na gelen bir tutum sergilemifltir. Bu, resmen sürece bir müdahaledir. 13 Nisan’dan itibaren ilan etti¤imiz eylemsizlik sürecinin yaratt›¤› olumlu tart›flma ortam› hareketimizin ve Önderli¤imizin demokratik çözüme iliflkin aç›klamalar›, hatta TC Cumhurbaflkan›n›n da baz› olumlu aç›klamalar› orduyu ve ordunun dayand›¤› güçleri rahats›z etti¤i ve bunlar›n Kürtlerle bar›fl de¤il, Kürtleri kölelefltirme politikas›nda ›srar edecekleri anlafl›l›yor. Nitekim sürece sivil, siyasal alana karfl› yap›lan operasyonlar, tutuklamalar ve gerillaya karfl› gelifltirilen operasyonlar zaten süreci zorlamaktayd›. Ama buna ra¤men olumlu tart›flma ortam› vard›. Genelkurmay›n bu müdahalesiyle birlikte birkaç günden beri bu olumlu ortam›n giderek daralmakta oldu¤unu görüyoruz. Ayn› zamanda ABD genelkurmay baflkan› da ‘Türk genelkurmay baflkan› için PKK sorundur, benim içinde Afganistan sorundur” dedi. Anlafl›l›yor ki bir pazarl›k meselesi var. PKK ve Afganistan üzerine tart›fl›lm›fl ve bir pazarl›k yap›lm›flt›r. Görülüyor ki Türk devleti ve ordusu 2006 sürecinden sonraki gibi, bugün de bar›flç›l çözümü ret ederek hareketimize karfl› bir askeri hamle gelifltirmenin planlar› peflindedir.
Haziran 2009
SERXWEBÛN
Kürt sorunu ulusal demokratik bir sorundur bireysel haklar derekesine indirgenemez
için Türk devleti imha ve inkâr siyasetinde ›srar etmekte ve halk›m›z›n özgürlük mücadelesine karfl› durmaktad›r. Böyle olmazsa, bu siyasetinde ›srar edemez, devam edemez. Bu nedenle tekrar Amerika’ya gittiler ve “biz de sizin gibi düflünüyoruz, baz› haklar verilmeli ama PKK tehlikesini ortadan kald›rmal›y›z” diyorlar. Böylece bize karfl› yeni bir hamle bafllatmak istemektedirler. Bütün bu durumlar› göz önüne al›nd›¤›m›zda, sürecin ne kadar kritik oldu¤unu görürüz. Onun için önümüzdeki süreçte bir bar›fl ve demokratik çözüm sürecinin gözüktü¤ünü belirtemiyoruz. Biz, bar›fl sürecinin geliflmesini istiyoruz. Bu sorun diyalog, bar›flç›l ve demokratik yollarla çözülebilir. Bunun yolu aç›lm›flt›r, biz Önderlik ve hareket olarak demokratik çözümde ›srarl›y›z. Ama bizim karfl›m›zdakiler her zaman çeflitli hile, entrika ve oyunlarla bar›flç›l süreci bozarak, sorunu çözmek istemiyorlar. Belki Türk devletinin bir bütünen yaklafl›mlar› böyle de¤ildir. Onlar›n içerisinde de sorunu çözmek isteyen bir kesim var. Ama Genelkurmay baflkan› gibi düflünenler ve farkl› fliddet yöntemleriyle bu sorunu ortadan kald›rmak isteyenler az de¤ildir. Bu gerçek de a盤a ç›km›fl ve gözler önündedir. Onun için bizim de bunu dikkate almam›z gerekiyor. Çünkü Türkiye’de siyaseti belirleyen as›l güç hâlâ ordudur. O aç›dan sorunun çözümünü isteyen kesimin de kendi görüfllerindeki tutarl›l›¤› ortaya ç›karmalar› ve göstermeleri gerekiyor. Biz Kürt taraf› olarak bu sorunu bar›flç›l yollarla çözmekten yanay›z. Türk devleti içerisinde de bir kesimin bu yönlü e¤ilimleri var. O zaman onlar da iradelerini ve yaklafl›mlar›n› net bir flekilde ortaya koymal›d›rlar. Böyle üstü kapal› konuflarak süreç ilerletilemez. Bar›fl süreci sadece bizim çabalar›m›zla ilerleyemez ve sonuç al›c› olamaz. Bu bak›mdan Türk devleti içinde de bu sorunun bar›flç›l yollarla çözümünü isteyen, samimi olanlar varsa, o zaman riskleri göze almalar› ve siyasi iradelerini ortaya koymalar› gerekir. Böyle yapmazlarsa bu rantç› ve fliddet yanl›s› kesimler gündemi doldururlar ve tehlikeli bir sürecin yeniden bafllat›lmas› pratikleflecektir.
Önder Apo’nun öncülü¤ünde çözüm süreci gündeme girmifl durumdad›r Biz, sorunu demokratik, bar›flç›l yollarla çözmek isterken kendimizi savunmas›z b›rakamay›z. Meflru savunma çizgimiz çerçevesinde her türlü haz›rl›klar›m›z› yapmak zorunday›z. Çünkü biz halk›m›z için yaflamsal bir konuyu ve kaderini baz› ihtimallere b›rakamay›z. Kürt halk›n›n stratejik bir yönetimi olarak, bütün ihtimalleri göz önünde bulundurmak ve her türlü ihtimale karfl› gerekli tedbirleri almam›z gerekiyor. Bu konuda hareketimizin tarihsel sorumluluklar› vard›r. Hiçbir fley tesadüflere b›rak›lamaz. Böylesi önemli bir süreçte bu hareket hata yapamaz. Hem asla böyle bir lüksü olamaz, hem de hareketin tarihten gelen ve yo¤unlaflan bir tecrübesi vard›r. Önderli¤imizde ve hareketimizde derinleflen bilinç, geliflen tecrübe yo¤unlu¤u hatalara yer vermez ve Kürdistan tarihinde çokça görülen kand›r›lma, düflürülme gibi hatalar art›k tekrarlanmayacakt›r. Karfl›m›zdaki güçler baz› oyunlar oynamak, bizi kand›rmak, oyalamak ve u¤raflt›rmak istiyor olabilirler. Yaklafl›mlar›nda dürüstlük ve samimiyet olur veya olmayabilir. Bütün bunlar› bilerek hareket etmemiz, politika gelifltirmemiz, uyan›k ve duyarl› olmam›z gerekmektedir. Biz, öyle kendili¤inden ve kolayca bu günlere gelmedik; büyük zorluklarla bo¤ufla bo¤ufla bu noktaya geldik, çok bedel ödedik, a¤›r süreçler yaflad›k, ard›m›zda büyük bir direnifl tarihinin ve siyaset yo¤unlaflmas›n›n geliflmesi temelinde bu noktaya gelmifl bulunuyoruz. Bu nedenle hiç kimse bizim kolay aldanaca¤›m›z› sanmas›n. Basit yaklaflaca¤›m›z› beklemesin. Biz, Kürt halk›n›n iki yüz y›ll›k direniflini bugünkü ça¤dafl-bilimsel temsilcileriyiz. Herhangi bir biçimde yan›lg›ya düflmek, kaybetmek de¤il, kazanmak ve baflarmak için çok güçlü verilere sahip bulunuyoruz. Hakl› bir davaya, do¤ru bir çizgiye, de¤erli bir halka ve yi¤it militanlar toplulu¤uyla kahraman flehitlerimizin yaratt›¤› destans› tarihe dayanan Önder Apo’nun felsefesinde piflen bu hareket ve hareket yönetimi baflar›y› ve zaferi kesinlefltirmek zorundad›r. Bu yüzden içinde bulundu¤umuz süreci ve
ww
w.
ne te we .c om
Ekim 2006 sürecinden farkl› olarak “bu sorun bireysel haklar çerçevesinde çözülür. Sadece ekonomik, ve sosyokültürel aç›dan karfl› tedbir almakla bu sorun çözülmez, onun için askeri olarak da mücadele edilmesi gerekiyor” denilmektedir. Yani bir kez daha fliddet politikas›n› gündeme koymaktad›r. Öyle görülüyor ki, uluslararas› güçlere “biz de bu sorunu çözmek istiyoruz. Bireysel haklar vererek, çözmek istiyoruz ama PKK’yi fliddet yoluyla ortadan kald›rmal›y›z. Sizin için de bizim için de bu PKK çizgisi tehlikelidir” diyorlar. Bugün bunlar yaflan›yor. Onun için biz bu dönemin hassas ve kritik oldu¤unu söylüyoruz. Belki biz bir eylemsizlik süreci ilan ettik, ama önümüzdeki süreç geliflmelerin nas›l yaflanaca¤›n› ortaya koyacak ve netlefltirecektir. Kimsenin kendini kand›rmas›na gerek yoktur. Sorun çok çetrefilli. Türk devletinin samimi bir biçimde sorunu bar›flç›l yöntemlerle çözme niyeti henüz a盤a ç›kmam›flt›r. Biz bugün zay›f de¤il, güçlü bir pozisyonday›z ve yaflanan geliflmeler daha fazla önümüzü açmakta, geliflmemize, ilerlememize imkân sunmaktad›r. Çözüme gelmeyen, çözümsüzlükte ›srar eden karfl›m›zdaki güçler ise politikalar›nda bir t›kanmay› ve bir gerilemeyi yaflamaktad›rlar. fiimdi Türk devleti bu durumu de¤ifltirmek için çaba harcamaktad›r. Çünkü içinde bulundu¤umuz bu pozisyon yani ilan etti¤imiz eylemsizlik süreci onlar›n siyasetlerini bofla ç›kar›yor. Bizi ilerletiyor, onlar› geriletiyor. O aç›dan onlar bu süreci sabote etmek ve geriye çekmek istiyorlar. Türk devleti hiçbir zaman bizim mücadelemize karfl› Amerika’n›n deste¤i olmadan tek bafl›na savaflmad›. Türk devleti Amerika olmazsa bir ay bile savaflamaz. NATO’nun, Güneyli güçlerin deste¤i olmazsa Türk devleti Kürdistan özgürlük hareketine karfl› bir ay bile savaflamaz, direnemez. Kürdistan özgürlük mücadelesinde Türk devletinin sald›r›lar›na karfl› mücadele edecek, savaflacak öz vard›r. Ama onlar›n arkas›nda hep uluslararas› güçler, diplomatik, ekonomik anlamda destek var. Onun
15
SERXWEBÛN
Özgürlük Hareketi ça¤c›l bilimsel
ve ulusal bir harekettir bast›r›lamaz
Kürt özgürlük mücadelesi öncülü¤ündeki Kürt isyan› yeni bir isyand›r. 15 A¤ustos isyan› ça¤a uygun bir isyand›r. Türkiye devleti “bu isyan 29. isyand›r, bunu da ezece¤iz, bast›raca¤›z” diyor. Ancak yan›l›yorlar. Belki sen 28. isyan› bast›rabildin ama bunu bast›ramazs›n. Ça¤a uygun, siyasal, ulusal ve toplumsal bir isyand›r, onun için bast›ramazs›n, ezemezsin. Di¤er isyanlarda bu yön olmad›¤› için yani dar olduklar›, ulusal olmad›klar› ve ça¤a uygun olmad›klar› için bast›rabildin, onun için tasfiye edebildin. Ama bugünkü isyanda bu yönler mevcuttur. Ça¤c›l, bilimsel ve ulusal bir harekettir. ‹deolojik, siyasi ve toplumsal bir gücü var. Sen nas›l böyle-
w.
ww
si bir hareketi tasfiye edebilirsin? Nas›l ki biri bugün Ortado¤u’da Araplar› yok edece¤im, diyemezse sen de Kürt halk›n› tasfiye ederim diyemezsin. Bu halk art›k özgürlü¤ünü ar›yor. Özgürlü¤ü, onuru için karar alm›fl. Sizin art›k bunu görmeniz gerekiyor. Bu Kürt halk gerçekli¤ini direnifliyle kan dökerek adeta kurumufl a¤aca kan›yla su vererek yeniden canland›ran PKK gerçekli¤inden koparamazs›n›z. Nas›l ki et ve t›rnak birbirinden kopart›lamazsa, Kürt ve PKK de birbirinden kopart›lamaz. Çünkü bugün Kürtlü¤ü yaflatan, Kürt’ü Kürt yapan, onu özgürlük aflk›yla donatan PKK’dir. Bu nedenle PKK’yi ayr›, Kürt halk›n› ayr› ele alamazs›n›z. 15 A¤ustos isyan› kendisiyle beraber birçok de¤ifliklik yaratt›. Bir dirilifl devrimi yaratt›, yeni bir toplum a盤a ç›kartt›. Ama onlar bu gerçe¤i kabul etmeyip, görmek istemiyorlar. Bu nedenle sömürgecilik için Önder Apo çizgisinde geliflen bu özgür Kürt isyan› bir tehlike ve korku yaratt›. Özgürlük mücadelesi önce Kuzey Kürdistan’da geliflti, daha sonra di¤er parçalar› etkiledi ve tüm parçalara da yay›ld›. Bu geliflme karfl›s›nda Kürdistan’› egemenli¤i, sömürüsü alt›na alanlar ve dört parçaya bölenler tav›r ald›lar. Bunlar bölgesel ve uluslararas› güçlerdi. Çünkü Kürdistan sadece bir devlet taraf›ndan sömürgelefltirilmemifltir. Hatta sadece bölgedeki dört devlet taraf›ndan da sömürgelefltirilmemifltir. Kürdistan’daki sömürgecilik uluslararas› sistemin gelifltirdi¤i ve dayand›¤› bir politikad›r. Birinci Dünya Savafl› ard›ndaki geliflen dünya sistemi, Kürt halk›n›n inkâr›, parçalanmas› ve yok say›lmas› üzerine kurulmufltur. Onun için öncelikle uluslararas› sistem özgür Kürt’ü temsil eden yeni Kürt isyan›n› kendi ç›karlar› için tehlikeli görmüfltür. Bu güçler ‘80’li y›llardan itibaren hareketimize karfl› tav›r ald›lar. NATO taraf›ndan görevlendirilmifl çevreler devreye girdiler. Bir Kürt dostu olan ‹sveç baflbakan› Olof Palme cinayetini üzerimize y›kmaya çal›flarak, daha bafltan bizi uluslararas› düzeyde teflhir ve tecrit etmeye çal›flt›lar. Almanya 1987 y›l›nda tav›r alarak, hareketimizi yarg›lamaya bafllad›. Uluslararas› güçler 1992 y›l›nda bu ta-
ew e. c
yasal bir çözüm üretemezler. Çünkü bu bir hakikattir, bu hakikati görmezlerse siyaset gelifltiremezler. Bugün Türkiye siyasetçilerinin t›kand›¤› nokta da buras›d›r. Onlar bu ak›llar›yla ne kadar çaba harcasalar da Kürt sorununda bir yere varamazlar. Yani kendi siyasetlerine göre olsa da bir çözüm üretemezler. Onlar, “biz kendi bak›fl aç›m›z ve siyasetimizle sorunu çözece¤iz” diyorlar, ama onlar bu gerçekli¤i görmeden sorunu çözemezler. Bugün bu gerçe¤i görmek istemedikleri için bütün konufltuklar› ve yapt›klar› anlams›z, gerçe¤e temas etmeyen, çözüm üretmeyen, çözüm ad›na çözümsüzlü¤ü derinlefltiren palavralar olmaktad›r.
ne t
gerçekli¤imizi herkesin iyi anlamas›n› önemle ve ›srarla vurgulamaktay›z. Hareket olarak bu eylemsizlik sürecini öylesine gelifltirmedik. Baz› fleyler var, bir zemin var ki bu süreci ilan ettik. Bir ülke var. Bir dava var. ‹ki yüz y›ld›r Kürdistan özgürlük mücadelesi sürdürülmektedir. Bugün de Önder Apo’nun öncülü¤ünde çözüm süreci gündeme girmifl durumdad›r. Biz bir halk›z ve bugün bu halk kendisini örgütlemifl durumdad›r. Bu halk bir güçtür, ideolojik, toplumsal, kültürel ve askeri gücü vard›r. Art›k Ortado¤u halklar› ve uluslararas› güçlerin bu gücü tan›mas› gerekmektedir. Ancak mevcut yaklafl›mlar ve politikalar bu duruma göre de¤ildir. “PKK bar›fl istiyorsa, o zaman gereklerini tek yanl› yapmal›d›r, Güney’e çekilmelidirler” deniliyor. Bu, Kürt halk gerçekli¤ini tan›mamakt›r, iradelerini ciddiye almamakt›r. Gerilla Kürdistan’da bir gerçekliktir art›k. Gerilla çeyrek as›rd›r bu topraklarda ve bu da¤larda bulunmaktad›r. Kimse art›k bu gücü buradan ç›karamaz ve tasfiye edemez. Uluslararas› ve bölgesel komplolar oldu. Siyasi, askeri, diplomatik, ekonomik sald›r›lar oldu ve hala da devam ediyor. Peki, Kürdistan’dan gerillay› ç›karabildiler mi? Ç›karamad›lar ve bundan sonra da ç›karamayacaklard›r. Çünkü gerilla art›k Kürdistan halk›n›n bir gerçekli¤idir ve muazzam co¤rafyas›n›n afl›lamaz bir gücüdür. Önder Apo Kürdistan’da bir gerçekliktir. ‹deolojik, felsefi, siyasal ve örgütsel bir güçtür. Bu gerçeklikleri görmeyenler Kürt sorununda bir çözüm de gelifltiremezler. Si-
Haziran 2009
om
16
Haziran 2009
SERXWEBÛN
17
“1 Haziran Hamlesi uluslararas› komplo sistemine ve tasfiyecili¤e karflfl›› bir direnifl niteli¤indeydi. Uluslararas› komplo içte ve d›flfltta hareketimizi yok etmek, tasfiye etmek istiyordu. Kürdistan halk›n›n özgürlük umutlar›n› k›rmak ve köleleflflttirmek
1 Haziran Hamlesi bir ikinci 15 A¤ustos hamlesi gibi mücadele tarihimizdeki yerini alm›flt›r. Biz, 15 A¤ustos’a benzer yönlerini, karfl› güçleri fazla tahrik etmemek için ön plana çok fazla ç›karmad›k. Ama bu at›l›m hem içerik, hem de gerçekte yol açt›¤› sonuçlar itibariyle böyle bir konuma sahiptir. 15 A¤ustos Hamlesi bir dirilifl devrimi, Kürtlerin köleli¤ine karfl› bir isyan, kölelik zincirlerini y›rtan bir devrim niteli¤indeydi. 1 Haziran Hamlesi ise uluslararas› komplo sistemine ve tasfiyecili¤e karfl› bir direnifl niteli¤indeydi. Uluslararas› komplo içte ve d›flta hareketimizi yok etmek, tasfiye etmek istiyordu. Kürdistan halk›n›n özgürlük umutlar›n› k›rmak ve kölelefltirmek istiyordu. Onun için uluslararas› komplo sald›r›lar›n› devam ettirdi. Bu bak›mdan 1 Haziran Hamlesi, uluslararas› komplo güçlerine karfl› da direniflin örgütlenip sürdürülebilece¤ini ortaya koyan yeni bir isyand›. Baz›lar› kimsenin bu Yeni Dünya Düzenine ses dahi ç›karamayaca¤›n› söylüyordu. Ama o koflullarda Önder Apo’nun Bir Halk› Savunmak kitab›ndaki perspektiflerine dayanarak, Apocu hareket PKK’nin yeniden infla süreci perspektifiyle yeni bir sürece girdi ve bu karar› ald›. Bu karar›n al›nd›¤› süreçte birçok çevre ve kifli bu kararlaflmaya tutum ald›. Sadece d›flar›da de¤il, hareket içinde de baz› arkadafllar bu süreci anlamam›fllard›. Bu nereden ç›kt›, neden böyle oldu diyen ve anlam veremeyen kifliler vard›, süreci kolay kolay kabullenmemifllerdi. Yani sadece tasfiyeci-ihanetçi çizgide olanlar bunu söylemediler. Çünkü flu veya bu düzeyde herkesin üzerinde uluslararas› komplonun etkileri vard›. Hem ihanetçi çizginin etkisi hem de neo-liberalizmin yürüttü¤ü propaganda etkileri az de¤ildi. 15 A¤ustos Hamlesi bafllat›ld›¤›nda o zaman on bir örgüt bir bildiri yay›nlayarak, “bu at›l›m yerinde de¤il ve sorumsuzcad›r” demifllerdi. Asl›nda 1 Haziran hamlesinde kimse öyle bildiri da¤›tmad› ama daha fazla say›da kiflinin bu ad›m› kabul etmedi¤i aç›kt›r. Kimileri bize sözlü de söylediler, bas›nda da
ne te we .c om
istiyordu. Onun için komplo sald›r›lar›n› devam ettirdi. Bu bak›mdan
Süreci belirleyecek olan 1 Haziran Hamle ruhu ve kararl›l›¤›d›r
1 Haziran Hamlesi, uluslararas› komplo güçlerine karflfl›› da direniflfliin örgütlenip sürdürülebilece¤ini ortaya koyan yeni bir isyand›”
leri vard›. 2004 y›l›n›n bafllar›nda sonuç ald›klar›n› söylüyorlard›. Amerika D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n 2004 y›l›nda yay›nlad›¤› raporda art›k PKK’nin savafl gücünün kalmad›¤›n›, savaflamayaca¤›n› ve art›k devre d›fl› edildi¤ini yazm›fllard›. Çünkü içeride operasyon, d›flar›da da bir kuflatma süreci vard›. Bununla birlikte askeri sald›r›lar da yo¤unlaflm›flt›. O süreçte Mahir arkadafl›n grubu Befliri ovas›nda flehit düfltü, yine fievger arkadafl›n grubu Erzurum’da flahadete ulaflt›. Askeri sald›r›lar yo¤undu. Sald›r›lar tek yönlü de¤ildi, çok yönlüydü. Kongra Gel Kurulufl Kongresinde s›rt›n› uluslararas› komplo güçlerine dayayan ihanetçi-tasfiyeci çete art›k baflard›¤›n› san›yordu. Bu durumlar›n k›smen Önderli¤e yans›mas›yla beraber, Önderli¤in sürece müdahalesi gerçekleflti. Bu temelde, PKK’nin yeniden infla süreci ve Önderli¤in müdahalesi gündeme girdi. PKK’yi Yeniden ‹nfla Komitesi oluflturuldu. Ondan sonra ihanet çizgisine karfl› mücadele gelifltirildi. Önderli¤in Bir Halk› Savunmak adl› eseri ihanet çizgisinin ideolojik gerçekli¤ini a盤a ç›kard›. Böylece Kongra Gel 2. Genel Kurulunda bir y›l gecikmeli de olsa 1 Haziran Hamle karar› al›nd›. Böyle bir hamle çerçevesi zaten Önderlik perspektiflerinde vard›. Ayr›ca HPG meclisinin fiubat toplant›s›nda belli bir plana kavuflturulma durumu vard›. Dolay›s›yla tasfiyecilik tahribat›n›n yaratt›¤› olumsuz zemin olsa da kararlaflman›n zemini oluflmufltu. Böyle bir kararlaflma ç›k›fl›n›n zaman›nda gerçekleflmemesi bizler için bir özelefltiri konusudur. Ama gecikmeli de olsa sürecin bafllat›lmas›, mücadele tarihimizde yeni ve tarihsel bir sürecin bafllang›c›n› ifade ediyordu.
ww
w.
v›rlar›n› daha ileri bir düzeye ç›kararak Özgürlük Hareketini tasfiye etmek istediler. NATO etkili bir biçimde devreye girdi. Kürtlerin de kullan›ld›¤› operasyonlar yap›ld›. Bu tür sald›r›larla sonuç almayacaklar›n› görünce do¤rudan hareketin Önderli¤ini hedefleyerek esir ald›lar. Önderli¤in esaretinden sonra hareketimizi kesin bir biçimde yok etmeyi planlad›lar. Önderli¤in esaretinden sonra hareketimizin bitece¤ini ve bitti¤ini düflündüler. Önderli¤imiz 2 A¤ustos 1999’da güçlerimizi Türkiye s›n›rlar› d›fl›na çekmesine ra¤men sald›r›lar durmad›. Hiçbir silahl› faaliyetimizin olmad›¤› befl y›ll›k süreç içerisinde hareketimize dönük sald›r›lar durmad›. Bu befl y›ll›k süreç içerisinde ideolojik, psikolojik, diplomatik, kültürel ve askeri sald›r›lar devam etti. Örne¤in, 2002 y›l›nda AB, hareketimizi terörist örgütler listesine ald›. Silahl› mücadeleyi yürüttü¤ümüz dönemde de¤il de, silahl› mücadeleyi b›rakt›¤›m›z dönemde terör listesine al›nm›fl olmam›z birçok gerçe¤i a盤a vuran önemli bir durumdur. Neden böyle yapt›lar? Çünkü bizi tamamen tecrit ve tasfiye etmek istiyorlard›. Biz, daha sonra uluslararas› komplocu güçlerin bizi tasfiye etmede neden bu kadar kendine güvenerek konufltuklar›n› anlad›k. Çünkü bizim içimizde bir ihanetçi grup vard› ama bizim bundan haberimiz yoktu. Ama onlar›n hareket içinde ayr› bir e¤ilim olarak örgütlendiklerini d›fl›m›zdaki güçler, özellikle uluslararas› komplo güçleri biliyorlard›. Nitekim bu grup kendine göre koflullar› uygun görünce 2003 y›l›nda varl›¤›n› ve gerçek niyetini a盤a vurdu. Hareketimize karfl› sald›r›lar›n sonuç almas› ve hareketin Önderlik çizgisinden kopart›larak tasfiye edilmesi için güçlü bir biçimde yürütüldü. Sonuç alma yolunda oldukça bir ilerleme-
SERXWEBÛN
HPG meflflrru savunma stratejisini yeni bir performansla uygulad›
ww
w.
ne t
2005 Newroz’unda Önderli¤imiz taraf›ndan Koma Komelên Kürdistan ilan edildi. O zaman sistemimizin ad› Koma Komalên Kürdistan’d›, flimdi ise sistemimizin ad› Koma Civaken Kürdistan’d›r. Ayn› zamanda gerçekleflen Yeniden Kurulufl Kongresi ile 4 Nisan 2005’te PKK yeniden kuruluflunu gerçeklefltirdi. Yine ayn› kapsamda KJB, yani özgür kad›n sistemi gerçeklefltirdi¤i genel kurulla kendi örgütlülü¤ünü ilan etti. Bu flekilde 1 Haziran Hamlesi ideolojik, siyasal, örgütsel ve askeri olarak genifl bir hamle oldu. Demokratik-ekolojik paradigma bu flekilde kendisini pratiklefltirmifl ve sisteme kavuflturmufl oldu. 1 Haziran Hamlesi demokratik-ekolojik ve cins özgürlü¤üne dayal› bir hamleydi. Demokratik- ekolojik toplum paradigmas›n›n stratejisi meflru savunma stratejisiydi. Paradigma kendisini ideolojik, örgütsel, sistemsel ve savunma gücü olarak nas›l örgütleyecek, nas›l yeni bir toplum yaratacakt›? Sorun buradayd›. ‹flte 1 Haziran hamlesi bütün bunlar›n ifadesi ve pratiklefltirmesinin zeminini oluflturmufl oldu. Süreç böyle geliflmeye bafllay›nca Türk devleti ve Kürdistan üzerindeki egemen devletler bunu anlad›. 2005 y›l›na kadar içimizde de tereddüt vard›, d›fl›m›zda da böyle olmayaca¤›na dönük görüfller vard›. Ancak HPG, meflru savunma stratejisini taktik plan›, de¤iflik ve yeni bir performansla uygulad›. Bu durum Türk ordusunu flafl›rtt›. Bu çok ciddi
bir geliflmeydi. Yani eskiden HPG 2000’lerden önce kendisini tekrar eden bir durumdayd›. Bu süreçle birlikte HPG kendisinde yeni bir taktik aç›l›m yapt› ve karfl›t güçler bu durum karfl›s›nda flafl›rd›lar. Yine 2005 y›l›nda ilan edilen demokratik konfederal sistem halk›m›z taraf›ndan çok büyük bir coflkuyla karfl›land›. Newroz kutlamalar›na kat›l›m daha da büyüdü. Ama egemenler bu kadar›n› tahmin etmiyordu. Bu dönemde yayg›n olarak devlet taraf›ndan dolayl› olarak tart›flt›r›lan temel konu, Kürt sorununun çözümü önünde ‹mral›’n›n engel oldu¤u, sorunu Önder Apo’yu d›fl›nda b›rakarak tart›flmak gerekti¤i yönünde bir kamuoyu yarat›lmaya çal›fl›l›yordu. De¤iflik alternatifler yaratma politikas› daha yayg›n bir biçimde bu dönemde gündeme sokulmufltur. Yine birçok de¤iflik örgüt ve flahsiyetleri gündeme tafl›ma durumlar› vard›. Habire ihanetçi kiflilikleri öne sürüyor, her gün bas›na ç›kar›yorlard›. O dönemde HPG’nin böylesi bir performansla ç›k›fl yapmas› ve halk›m›z›n büyük kitlelerle süreci karfl›lamas› karfl›s›nda flaflk›na u¤rad›lar ve bu tür projeler tümüyle etkisiz k›l›narak devre d›fl› kald›lar. Giderek ad›m ad›m iflin ciddiyeti herkes taraf›ndan anlafl›lma süreci bafllad›, yeni dönemin yaratt›¤› geliflmeler eski teorileri, masa üstünde kurulmufl senaryolar› yerle bir etti. Tam da bu süreçte Erdo¤an bar›flç›l giriflimlerde bulunan baz› ayd›n çevrelerle görüflerek, yeni bir sürecin bafllat›labilinece¤ini ve Amed’e gidip, bu do¤rultuda konuflma yapaca¤›n› belirtmiflti. Bütün bunlar bizimle de irtibatl› olarak yürütülmekteydi. Erdo¤an Amed’te bu konuya iliflkin bir konuflma yapm›flt›. Fakat tek bir konuflmayla her fleyin duraca¤›n› hesaplam›fl olacaklar ki bu konuflma ard›ndan baflka bir fley gelmedi. Ama biz demokratik çözüme imkân sunmak için bir ayl›k k›sa süreli bir eylemsizlik sürecini ilan ettik. Erdo¤an Amed’te 10 A¤ustos’ta konuflmufltu. Ard›ndan MGK 23 A¤ustos’ta toplanarak, savafl karar› ald›. Hâlâ birçok kifli Erdo¤an’›n Amed’teki konuflmalar›n› olumlu buluyor, iyi konufltu ama devam› gelmedi. Hemen ard›ndan MGK
toplanarak “tek bir PKK’li fert kalana kadar savafl›lacakt›r” karar› al›nd›. Bugün hâlâ Türk devleti bu 23 A¤ustos’ta ald›klar› karar çerçevesinde sald›r›lar›n› sürdürmektedir. Bu da gösteriyor ki Erdo¤an’›n ç›k›fl› tamamen alt› bofl, içeri¤i olmayan salt ajiteye dayal› bir ç›k›fl olup, çözüm de¤il tasfiyeye zemin haz›rlama amac›n› tafl›yordu.
Önderlik bar›fl için çal›flfl››rken onlar Önderli¤i katletmek istediler
ew e. c
gündeme koydular. Bizim içimizde de bu yönlü görüfller vard›. Ama Hareketimiz 1 Haziran Hamlesi’nin amac›n› öncelikle kendi içimizde anlafl›l›r k›lmaya çal›flt›. ‹lk y›lda bizim örgütsel çal›flmalar›m›z›n ana ekseni 1 Haziran Hamlesi’ni yapma gerekçelerini kavratma oluflturuyordu. Çünkü bu kavrat›lamaz ve anlafl›l›r k›l›namazsa, ilerlemek mümkün de¤ildi. Bunun için de 1 Haziran Hamlesi’nin gereklili¤ini kavratmam›z gerekiyordu. Çünkü beyinlerde, durufllarda, yaflamda tahribatlar vard›. Onun için böyle bir çaba harcand›.
Haziran 2009
om
18
Yukar›da da belirtti¤imiz gibi daha sonra 2006 y›l›nda baz› güçlerin devreye girmesi ve ateflkes ça¤r›lar›n›n yap›lmas› sonucu Önderli¤imiz 1 Ekim 2006’tan itibaren süresiz bir ateflkes sürecini ilan etmiflti. Ama buna karfl› Türk devletinin yapt›¤›, uluslararas› deste¤e dayal› bir sald›r› dalgas›n› gelifltirerek Önderli¤imize karfl› ‹mral›’da kimyasal bir sald›r› gerçeklefltirmek oldu. Önderlik bar›fl için çal›fl›rken, onlar Önderli¤i katletmek istediler. Çünkü Türk devleti Kürt iradesini kabul etmiyor, onun için Kürt bar›fl›n› da istemiyordu. Bu nedenle Önderlik bar›fl için çal›fl›rken onlar hem yeni yasalar ç›kararak ‹mral›’da dünyada bir efli benzeri olmayan bir tecrit ve psikolojik iflkence sistemini kurdular, hem de bilimsel yöntemlerle kimyasal zehirleme girifliminde bulundular. Hareketin bunu fark etmesi sonucu uluslararas› düzeyde deflifre edilmesiyle bu tehlikeli giriflimin önüne geçilmifltir. Ard›nda 2007 y›l› bafl› itibariyle hareketimize karfl› son y›llar›n en kapsaml› operasyonel sald›r›lar›n› gerçeklefltirdiler. Art›k sald›r› sadece Kuzey Kürdistan’da de¤il, ‹ran ve Suriye’nin de anti-Kürt ittifak›na kat›lmalar› temelinde Do¤u Kürdistan’da ve Bat› Kürdistan’da da bu hareketin çizgisini temsil eden örgütlere karfl› yo¤un sald›r›, bask› ve iflkence süreci artarak devam etmifltir. Önderli¤imiz, gerillam›z ve halk›m›z üzerindeki sald›r›lara karfl›, hareketimiz Êdi Bese hamlesi ile cevap vererek her alanda kapsaml› bir direnifl sürecini bafllatt›. Bu dönem, büyük komutan Adil yoldafl›n komutas›nda Gabar eylemiyle bafllayarak, Oramar’la devam etti
Haziran 2009
SERXWEBÛN f›ndan protesto edildi, kitle içine girmesine f›rsat verilmedi. Kürdistan’da bafltanbafla bir savafl durumu yafland›. Erdo¤an o zaman “ya sev ya terk et” anlam›na gelen sözler kulland›. Böylelikle 2007’de bafllat›lan Êdi Bese hamlesi pratik sonuçlar›n› verdi ve süreç bu temelde kazan›ld›. Kürt halk›n›n 2008 y›l› sonunda verdi¤i cevaplar böyle oldu ve sald›r›lara Êdi Bese dedi. Hem gerillan›n eylemlilikleri hem de Kürt halk›n›n duruflu bunu gösterdi. Yani askeri hamle böyle geliflti ve siyasal hamle üzerinde büyük etkide bulundu. 29 Mart yerel seçimleri bütün bu geliflmelerin bir sonucu olarak halk›m›z taraf›ndan kazan›ld›. fiu anda gelifltirmeye çal›flt›¤›m›z demokratik çözüm ve siyasal hamle Kuzey Kürdistan’da 29 Mart seçimlerinin sonuçlar› üzerinden geliflmektedir. Türk sömürgecili¤i AKP’nin Kürdistan’da kazanmas› için elinden gelen bütün imkânlar› kulland›. DTP’ye bask› uygulad›, hileler yapt›, parayla-pulla ve halk›m›z›n dini duygular›n› istismar ederek seçimlerde kazanmak istedi. Ama bütün bunlara ra¤men Kürt halk› yine de kendi iradesini a盤a ç›kard›. Bu durum onlar› floke etti. K›saca askeri hamlenin yan›nda böylelikle siyasal hamle de zirveye ulaflt›.
Sadece 2006 Amed serh›ldan›nda bir hafta içinde çocuklar›n da oldu¤u 14 flehit verildi. Yine Do¤u Kürdistan'da Makü serhildanlar› vard›. Burada da on flahadet gerçekleflti. Çok say›da yaral› oldu ve Do¤u Kürdistan’›n birçok yerinde halk›m›z flehitler verdi. Yani Kürdistan halk› hem gerilla hem de serhildan alan›nda direndi, emek verdi. Kürt halk Önderi ola¤anüstü bir duruflla psikolojik ve fiziki iflkenceye karfl› büyük bir direnifl sergiledi. Bu befl y›ll›k süreç içerisinde askeri ve siyasal alanlar›m›zda yaklafl›k bine yak›n flehit verdik. Özellikle bu hareket içerisinde öncü ve misyon sahibi olan arkadafllar›m›z büyük destanlar yaratarak, kahramanca flehit düfltüler. Adil, fiilan, Nuda, Viyan ve Akif yoldafllar bizim ulusal sembollerimiz oldular. Yine bu arkadafllar›n ard›llar› olan birçok kahraman flehidimiz var. Yani bu süreç emek, çaba ve kanla yarat›lm›flt›r. Bunun anlam›n› bilmemiz gerekiyor. E¤er biz bugün yarat›lan geliflmelere dayanarak siyasal çal›flmalar› gelifltiriyor ve bu eylemsizlik karar›n› al›yorsak bu temelde bu sonuçlara ulaflt›¤›m›z› iyi bilmemiz gerekiyor. Kimse sürdürmeye çal›flt›¤›m›z bu sürece öyle basit yaklaflamaz. Çünkü Kürt halk› büyük bir fedakârl›kla gelifltirdi¤i bu yeni isyansal ç›k›fl›yla uluslararas› komployu önemli oranda bofla ç›karm›flt›r. Özgürlük Hareketimizi bo¤mak isteyen politikalar› bofla ç›karm›fl ve sonuç almas›n› engellemifltir. Kürt halk›n›n iradeleflmesini a盤a ç›karm›flt›r. Bu çok önemli, de¤eri büyük ve kutsal bir geliflmedir. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi bütün sald›r›lara ra¤men tasfiye olmam›flt›r, bunu herkesin bilmesi gerekmektedir. Bu temelde flekillenmifl ve bugün göz önünde bulunan bir güç ve irade vard›r. Her koflul alt›nda bu güç ve irade olacakt›r, kimse bunu engelleyemez, halk›m›z›n yaflad›¤› bu büyük toplumsal geliflmeyi ve bu gerçekli¤i göz ard› edemez. Onun için bugün Önderli¤imizin ve Hareketimizin sözleri gündeme oturmaktad›r. Çünkü bir güç a盤a ç›kt›. Kürt halk› Kuzey, Güney ve Do¤u Kürdistan'da askeri, toplumsal, kültürel ve birçok aç›dan direnifl sergiledi. ‹flte bunun için Hareketimizin yönetimi
ne te we .c om
ve Zap direniflfliiyle zirveye ulaflt›. Kürdistan halk› da 4 fiubat Botan yürüyüflüyle yeni dönemi büyük bir serh›ldan ç›k›fl›yla karfl›lama sürecini bafllatt›. 2008 y›l›n›n bahar aylar›na bu flekilde girildi. Bu temelde bir toparlanma, netleflme ve güçlenme durumu oldu. Hem ideolojik, örgütsel hem askeri ve hem de siyasal aç›dan geliflmeler yafland›. Bu süreçte Dr Ali ve Dicle flahs›nda yaflanan bir tasfiyecilik prati¤i ortaya ç›kt›. Bu durum meflru savunma alan›nda hareketi u¤raflt›rd›, zorlad›, Botan sahas›n› ciddi anlamda etkiledi, flahadetlere neden oldu ama sürecin ilerlemesinde engel olamad›, ilerleme devam etti. Ayn› y›l içinde hem bu tasfiyeci anlay›fla karfl›, hem de Avrupa’da dört y›l boyunca hareketi u¤raflt›ran tasfiyeci durufla karfl› yürütülen ideolojik mücadele etkili bir düzeye ç›kar›larak sonuç al›c› k›l›nd›. Bir bütün olarak düflman karfl›s›ndaki direnifl ve tasfiyecili¤e karfl› yürütülen mücadele temelinde PKK’nin 10. Kongresi gerçekleflti. Bu zirvesel düzey Önderli¤in ‹mral›’daki direnifli ve gelifltirdi¤i çizgi ile gerilla ve halk›m›z›n kahramanl›k direnifli temelinde yakaland›. 10. PKK Kongresinin etkisiyle hareketimizin ve halk›m›z›n mücadelesi yükselerek devam etti. Gerillada sadece Botan ve Za¤ros’ta de¤il, Kürdistan’›n bütün eyaletlerinde çok ciddi eylemler gelifltirildi. Belki bu son dönemde Bezele eylemi çok gündeme girdi ama bu dönemde yi¤itçe gerçekleflen Erzurum, Dersim, Amed, Serhat vb alanlardaki fedaice eylemler de çok önemliydi. Bu alanlarda gerçekleflen eylemler bas›nda yeterince gündem oluflturmamakla birlikte esas a¤›rl›¤›n› koyan eylemler olmufllard›r. Hemen hemen bütün eyaletlerde bu dönemde çok ciddi askeri ad›mlar at›ld›. Ayn› zamanda serhildanlarda da çok önemli geliflmeler yafland›. Özellikle 2008 20 Ekim’de Önderli¤imize karfl› gelifltirilen fiziki sald›r›lar›n duyulmas› üzerine halk›m›z›n, baflta Amed olmak üzere tüm Kürdistan’da gelifltirdi¤i serh›ldan süreci tarihsel bir anlam ifade etmekteydi. Buna karfl› ç›k›fl yapmak isteyen Baflbakan›n Kürdistan seferi Türkiye tarihinde benzeri hiç bulunmayan bir biçimde Erdo¤an Kürdistan halk› tara-
19
Kimse sürdürmeye çal›flfltt›¤›m›z
eylemsizlik sürecine basit yaklaflflaamaz
ww
w.
Bu geliflmeler temelinde siyasal süreci ilerletmek ve gelifltirmek istiyoruz. Elbette bunlar kendili¤inden geliflmedi. 1 Haziran süreci Kürdistan Özgürlük Mücadelesi aç›s›ndan çok önemli bir yere, dönemece sahiptir ve tarihe de öyle geçecektir. Bu süreç emekle, kanla, büyük fedakârl›k ve kahramanl›klarla gerçekleflti. Sadece bir alanda de¤il, bütün alanlarda öyle oldu. Siyasal ve askeri alanlarda flahadetler yafland›. Baflta Qam›fllo serhildan› olmak üzere Bat› Kürdistan’›n tüm flehirlerinde serh›ldanlar geliflti ve flahadetler yafland›. Halk›m›z çok anlaml› direnifller gerçeklefltirdi. Yine Kuzey Kürdistan’da baflta Amed olmak üzere halk›m›z serh›ldan meydanlar›nda büyük kahramanl›klar sergiledi, her yerde flahadetler verdi.
SERXWEBÛN tespit etmifl ve yönetimimiz de bunu güçlü bir biçimde benimsemifltir.
Bu süreç birçok aç›dan 93 y›l›ndaki koflfluullara benziyor
bu süreçte siyasal ve demokratik çözümü ön plana ç›karmam›z gerekiyor. Önderlik, “ben daha önce de siyasal süreci gündeme koymufltum ama devlet ciddiye almad›, fakat flimdi dikkate al›nd›¤›n› görüyorum” dedi. Dikkate almas›n›n nedeni de güç oluflumuzdan dolay›d›r. Önderlik Kürdistan’›n dört parças›nda, bütün kurum-kurulufllar›ndan, KCK sisteminden, de¤iflik birçok kurumdan ve çevreden avukatlar› arac›l›¤›yla görüfllerinin al›nmas›n› istedi ve tüm çevrelerden görüfl ald›ktan sonra “haz›rl›k yap›p, A¤ustos’un sonlar›nda demokratik çözümün yol haritas›n› sunaca¤›m” dedi. Demek ki çok ciddi hususlar tespit edilmifltir. Önderlik tüm ulus ad›na kapsaml›, kesin ve net bir çözüm formülünü sunmak
w.
ww
istiyor. Biz sadece Önderli¤imiz böyle istiyor demiyoruz. Bu ayn› zamanda bizim de görüflümüz ve kat›ld›¤›m›z hususlard›r. Mücadelemizin geldi¤i bugünkü koflullarda dünya ve bölge durumuna bakt›¤›m›zda, Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin bu aflamada siyasal çözümü bütün boyutlar›yla dayatmas›n› do¤ru ve yerinde buluyoruz. Ama baz› arkadafllar bu tür süreçleri çok dar ele al›yorlar, adeta bir afliret davas›ym›fl gibi ele al›yorlar, devletlerin bizi kand›racaklar›n› ve bofllu¤a düflüreceklerini düflünüyorlar. Sorun belirtildi¤i gibi dar ele al›namaz, salt iki gücün çarp›flmas› veya birbirine karfl› ayak numaralar›yla yan›ltma yöntemi olarak da bak›lamaz. Öncelikle günümüzü do¤ru yorumlamak, siyasal süreci do¤-
ew e. c
Önderli¤imiz bu tespitlerden hareketle bu y›l› 1993 y›l›na benzetti. Yani bu süreç birçok aç›dan 93 y›l›ndaki koflullara benziyor. Biz o süreçte siyasal koflullar› de¤erlendirmedik, o süreç sabote edilmiflti. Onun için bu süreçte geliflecek olan sabote giriflimlerine dikkat etmemiz gerekiyor. Önderlik bu tespitlerini Mart ay›nda gelifltirdi, Nisan ay›nda da buna bir flekil verdi. Bu dönemde de görüflme notlar›nda baz› hususlar› gündeme koydu. Bu yüzden
ne t
Kuzey Kürdistan'da gerçekleflen 29 Mart seçim sonuçlar›n› olumlu de¤erlendirdi ve Kürt sorununun çözümünün bar›flç›l yollarla çözümünü öngördü. Hareketimiz de onun için 13 Nisan’da eylemsizlik bildirisini yay›nlad›. Bilindi¤i gibi biz bu bildiriyi yay›nlad›ktan sonra onlar da siyasal ve askeri alanda operasyon bafllatt›lar, sonra daha da derinlefltirdiler. 2009 Newroz’undan itibaren toplam 35 arkadafl›m›z flehit düfltü. Eylemsizlik karar›n› almam›za ra¤men bize dönük sald›r›lar durmad›. Siyasal alanda yaklafl›k üç yüz Kürt siyasetçisi tutuklanarak bir tür rehin gibi tutulmaktad›r. Bütün bunlar›n yan›nda, Cumhurbaflkan› ve daha baflka baz› yetkili kesimlerden olumlu yorumlanabilecek mesajlar da verildi. K›saca, olumlu ve olumsuz geliflmeler yafland›. ‹flte Önderli¤imiz bu durumlar›n hepsini göz önünde bulundurdu. Bu temelde siyasal sürecin derinlefltirilmesini ve gelifltirilmesini do¤ru ve yerinde buldu. Buras› çok önemli bir sonuçtur. Bütün arkadafllar›m›z›n bunu çok iyi ve do¤ru anlamalar› gerekmektedir. ‹flte baz› devletler veya Türk devleti bize bir söz mü vermifl, bir fleyler mi olmufl, ya da bilinmeyen bir geliflme mi var gibi düflüncelere kimse kap›lmamal›d›r. Çünkü öyle bir fley yoktur. Genel olarak siyasal çözüm sürecinin gelifltirilmesinin zaman› geldi¤ine inan›yoruz. Bu, bizim kanaatimizdir. Bu yüzden mevcut siyasal konjonktürel durumda siyasi çözüm sürecini gelifltirmemiz bizi hedefe daha fazla yak›nlaflt›racakt›r. Türk devleti ister cevap versin, ister vermesin biz fluna inan›yoruz; bu aflamada siyasal çözüm sürecini gelifltirmemiz, siyasal çözüm imkânlar›n› sonuna kadar zorlamam›z, sonuç al›c› olmazsa bile bizim lehimize geliflmeler yaratacakt›r. Biz bundan kaybetmeyiz. Demokratik çözüm hedefine daha çok yak›nlaflm›fl oluruz. Ama durum böyle olmas›na ra¤men, yani tamamen bir siyasal de¤erlendirmeye dayanarak süreci gelifltirmemiz ve bir mücadele olarak ön görmemize ra¤men, alt›nda farkl› durumlar› aramak yanl›flt›r. Bu bir mücadele sürecidir, bu dönemde siyasal aç›l›m› gelifltirmemizin gerekli oldu¤unu Önderli¤imiz
Haziran 2009
om
20
ru okumak ve bu eksende dünya, bölge ve ulusal durumu iyi görmek gerekiyor. Böyle bir dönemde hangi ad›m daha do¤ru olur ve sonuç al›c› olabilir, bunun do¤ru tespiti önemlidir. Sorun bizim özgürlük ve demokrasi hedefine do¤ru ilerlememiz sorunudur. Hedefimiz; Kürt sorununun çözümü, Önder Apo ve Kürdistan’›n özgürlü¤üdür. Bu dönemde hangi yaklafl›m ve tutum bizi hedefe do¤ru götürecek? Bu dönemde askeri mücadele mi yoksa siyasal mücadele mi bizi hedefe ve zafere götürecek? Sorun budur. Sorun birileri böyle ya da flöyle demifl sorunu de¤ildir. Birileri zaten bizi hep kand›rmak veya oyalamak isteyecektir. Önemli olan bizim kendimizi kand›rmamam›zd›r. Sen kendini kand›rmazsan kimse seni kand›ramaz. Sen
Haziran 2009
SERXWEBÛN
Baflflaar› umudu k›r›lan halk›m›z
ve kadrolar›m›z de¤il Türk Genelkurmay› ve siyasetçileridir
mazs›n! Önder Apo’nun ideolojisi, özgürlük felsefesi bu kadro ve bu halk içinde bir kültüre dönüflmüfltür. Öyle yap›lacak askeri sald›r›larla, ça¤ d›fl› yöntemlerle bizim irademizi ve inanc›m›z› hiç kimse k›ramaz. Bu, imkâns›z› dayatmak ve imkâns›zl›kta diretmekten baflka bir fley de¤ildir. Kimsenin elikolu ba¤l› de¤il ki arar, bulur, yok edebilesin! Yok etmek isterken kendin de yok olabilirsin! Sen vurursan senin karfl›ndaki de seni vurur. Bizim arkadafllar›m›z flehit düfltüklerinde alk›fl çal›yorlar, ama kendilerinden biri vuruldu¤u vakit k›yameti kopar›yorlar. Öyle fley olmaz! Kürtler de art›k kendilerini savunacak konumdad›rlar. ‹deoloji, siyaset, örgüt ve güç sahibidirler. Kürt halk› art›k kendi onuruyla yaflamak durumundad›r. Bu kadar flehidi var. Hakiler, Mazlumlar, Agitler, Zilan, Beritan, Adil ve Nudalara kadar birçok kahraman› kendi ba¤r›ndan ç›karm›fl bir halkt›r. Bu nedenle Kürt halk› bu topraklarda kendi onuruyla yaflamay› hak etmifl bir toplumsal gerçekliktir. Evet, biz Kürt sorununu siyasal yollarla çözmek istiyoruz. Ama biz kendimizi kand›rmak durumunda de¤iliz. Bu dönemdeki siyasetimizi do¤ru anlamak gerekiyor. Eylemsizlik karar›n› uzatmam›z gerçekleri a盤a ç›karacak, kimin savafltan, kimin bar›fltan yana oldu¤unu herkese gösterecek ve onlar reddetse de biz kazanaca¤›m›z› ve baflaraca¤›m›z› biliyoruz. Türk devleti e¤er olumlu cevap verirse pekala iyidir, böyle olursa süreç devam eder, sonuçlar elde edilir, kal›c› bir bar›fl sürecine dönüflebilir. Ama olumsuz cevap verilirse -ki flimdi olumsuz olaca¤› görülüyor- dünya kamuoyunda kimin ne oldu¤u en iyi bir biçimde a盤a ç›km›fl olur, hem halk›m›z, hem de bizzat Türk halk› ve demokratlar› savafl rantç›lar›n›n gerçekli¤ini daha yak›ndan tan›m›fl olur. Bu politikam›z karfl›s›nda Türk devleti ciddi bir biçimde s›k›flm›fl durumdad›r, bu sürecin böyle devam etmesini istememektedirler. Bu nedenle çok çeflitli yöntemlerle süreci sabote etmeye çal›fl›yorlar ve askeri sald›r›lar gelifltiriyorlar. ‹lker Baflbu¤’un Amerika’da dile getirdikleri onlar›n niyetlerini a盤a vuruyor. Onlar, Özgürlük Hare-
ketini DTP üzerinden son seçimlerde yenilgiye u¤ratmak istediler. Özgürlük Hareketini siyasal alanda tasfiye ederek, ard›nda askeri bir konseptle imha ve katliam sürecini dayatmak istiyorlard›. “Kürt halk› bizimledir, Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vard›r, onun için de bu sorunu fliddet yoluyla ortadan kald›rmam›z gerekir” diyeceklerdi. Ama seçim sonuçlar› onlar›n istedi¤i gibi olmad›. Onun için Kürt halk›n›n siyasi kadrolar›n› tutuklad›lar, Kürt Özgürlük Hareketini siyasal alanda bitirmeye çal›flarak, askeri operasyonlarla yok etmek istediler. Bir tasfiye hareketi bafllatmak istediler. Ama biz bunun karfl›s›nda siyasal hamle gelifltirdik. fiimdi onlar ne kadar sald›rsalar da siyasetten sonuç alamazlar. Çünkü biten, sonuçsuz kalan ve gelece¤i olmayan bir siyasette ›srar etmektedirler.
ne te we .c om
sa¤lam dur, siyasetini do¤ru belirle ve ona göre yürü! Dönem politikas›n› bütün koflullar› gözeterek gelifltir! Böyle olursa kimse seni kand›ramaz. Sen kendini kand›r›rsan, yanl›fl ad›mlar atarsan senin karfl›ndaki en az›ndan bundan yararlan›r ve elbette ki seni kand›r›r. Onun için, iflte bizi kand›racaklar m›, bizi u¤raflt›r›yorlar m›, demek de çok do¤ru de¤il. Elbette bu yönleri de var ve buna göre de tedbir gelifltirmek gerekir. Bu, bir mücadele sorunudur. Bunu do¤ru ele almazsan kendini siyasetsiz, taktiksiz ve eylemsiz b›rak›rs›n.
21
ww
w.
fiu da bir gerçektir ki, bugün siyasal ve demokratik bir süreçten ne biz ne de Türk devleti kaçabilir. Belki bugün gidip Amerika’dan izin isteyerek, bize karfl› yeni baz› askeri sald›r›lar gelifltirmek isteyebilirler, sald›rabilirler, ama bu anlams›z, sonuçsuz ve bofl bir çabad›r. Art›k sonuç alamazlar. 5 Kas›m 2007’de Erdo¤an-Bush görüflmesi oldu. O zaman PKK’yi “ortak düflman” ilan ederek, do¤ru istihbarat, do¤ru zamanlama ve ileri teknoloji ile PKK’yi bitirece¤iz dediler. Birçok operasyon da yapt›lar. Biz bittik mi? Tersine en çok güçlendi¤imiz dönem, bu dönem olmad› m›? Yani Amerika’n›n deste¤i ve yüksek teknolojiyle bize dönük gelifltirdikleri sald›r›lar karfl›s›nda biz daha da güçlendik. Êdi Bese hamlesini bu dönemde gelifltirdik ve bu dönemde daha fazla güçlendik. Uluslararas› komplonun geliflmesi ard›ndan kadromuzda adeta gizli bir k›r›lma vard›. Biz bunu bu dönemde aflt›k, flimdi güçlü bir durumday›z ve baflarma imkânlar›m›z çok daha fazlad›r. ‹lker Baflbu¤ yine her y›l oldu¤u gibi bu y›l da “zafer umutlar›n› k›rmam›z gerekiyor” diyor. Ama sonuçlar ortadad›r, bizim umudumuz k›r›lmad›. ‹ki y›ld›r inanc›m›z› k›rmak istiyorsun, ama Kürt halk›n›n umudu ve inanc› daha da güçlendi. Sokaklarda, meydanlarda ve gerilla alanlar›nda da bu a盤a ç›kt›. Kimsenin umudunu ve inanc›n› k›ra-
Onlar ne yapsalar da yenilecekler ve boflflaa ç›kacaklar
Baflar›, karfl›s›ndaki gücü bofla ç›karmakt›r. Biz bu bahar aylar›nda özellikle de bu ay içerisinde onlar› bofla ç›kard›k. Onlar ne yapsalar da yenilecekler ve bofla ç›kacaklard›r. Çünkü biz bir askeri hamle baflar›s› gösterdik, daha sonra siyasal alanda baflar›l› bir düzey geliflti. Bugün de yeni bir siyasal çözüm sürecini öne sürüyoruz. Bunun karfl›s›nda onlar›n siyaseti ve sald›rganl›¤› sonuç almayacakt›r. Belki sald›r›rlar, çat›flma da olur ama bu siyasetlerinin sonu yoktur. Onun için arkadafllar›n bu durumlar› çok iyi anlamalar› ve ak›ll›ca davranmalar› gerekiyor. Yani Önderli¤in gelifltirdi¤i süreç tek yönlü de¤il, çok yönlüdür, çok önemli bir süreç ve ad›md›r. Bu bizi baflar›ya götürecektir. Ama bar›fl süreci bafllad›, savafl duracak, art›k her fley tamam gibi bir durum söz konusu de¤ildir. Sürece böyle yaklaflmak yanl›flt›r, kendini kand›rmakt›r. Bu gibi yaklafl›mlardan hareketle asla bir gevflekli¤e ve kendini b›rakmaya izin verilmemelidir. Rehavete hiçbir biçimde yer yoktur. Kald› ki bu da bir mücadele biçimidir. Onun için böylesi dar yaklafl›mlardan kendimizi kurtarmam›z gerekiyor. Meflru sa-
SERXWEBÛN
Temel görev partileflflm me dönem gerillas›n› yaratma ve demokratik konfederalizmi inflflaa etmektir
Kürt Konferans›n› gerçeklefltirmek gerekiyor
Bunlar›n yan›nda siyasal hamleyi gelifltirmek ve herkesi de bu sürece dahil etmek istiyoruz. Onun için bu çerçevede demokratik bir ulusal konferans›n demokratik çözüm sürecinin geliflmesinde önemli bir rol oynayabilece¤ini düflünüyoruz. Tüm Kürdistani güçlerin bir araya gelerek, bir konferans platformunda birleflmesinin art›k gerekli oldu¤unu tespit etmifl bulunuyoruz. Kürtlerin kendi aralar›nda ortak bir strateji gerçeklefltir-
siyasal yollarla çözmek ve tart›flflm mak istiyorlar. Tüm Kürdistani güçlerin bir
araya gelerek, bir konferans platformunda birleflflm mesinin art›k gerekli oldu¤unu tespit etmifl bulunuyoruz. Kürtlerin kendi aralar›nda ortak bir strateji
gerçekleflflttirmeleri yan›nda komflfluu halklarla ve devletlerle iliflflkki tarzlar›n› netleflflttirece¤i böyle bir toplant›n›n sürece hizmet edece¤i aç›kt›r”
teknolojiye karfl› insan teknolojisini gelifltirmeli, kaliteli insan yaratmal›d›r. Savunma savafl›nda zenginlik, taktik derinlik gelifltirmeli. Bu görevlerini yapacak düzeyi mutlaka yakalamal› ve bu konudaki çal›flmalar›n› tamamlamal›d›r. Bunun yan›nda niceli¤i de gelifltirmelidir. Bu dönemde savunma güçlerinin niteli¤i ve niceli¤i güçlendirmesi gerekmektedir. Nicelik hem savunma güçlerini hem de genel hareketi ilgilendiriyor. Özellikle nitelik HPG’yi ilgilendiriyor. E¤itimi güçlendirmeli, yeniden yap›land›rma projesini gündeme kapsaml› bir biçimde koyarak ifllemelidir. Yüzeysel yaklafl›lmamas› önemlidir. Planlaman›n özü, meflru savunma stratejisi temelinde güçleri sa¤lamlaflt›rmak ve her ihtimale haz›rlamakt›r. Bugün de, yar›n da her türlü olas›l›¤a göre savunma güçleri haz›r olmal›d›r. Bar›fla da savunma savafl›na da haz›r
w.
ww
olan bir savunma gücü ayn› zamanda demokratik sürecin geliflmesi için de bir teminat olma gücü haline gelecektir. Bu temelde HPG’de partileflme ve dönem gerillalaflmas›n›n gelifltirilmesi bu sürecin temel hedefi olmal›d›r.
“Kimsenin Kürtler’den korkmas›na gerek yok. Kürtler, sorunu demokratik ve
ne t
Bu yeni dönemde biz yeni bir planlama gelifltirmek durumunday›z. Kimse bu yeni dönem ne kadar sürecek, ne kadar sürmeyecek, dememelidir. E¤er karfl›m›zdaki güçler bu süreci do¤ru de¤erlendirir ve olumlu yaklafl›mlar olursa süreç uzayacakt›r. Ama do¤ru yaklaflmazlarsa bizim tedbirlerimiz vard›r ve olmas› da gerekmektedir. Her fleyden önce biz, partileflme hamlesini derinlefltirme sürecindeyiz. PKK 10. Kongresinin ald›¤› karar çerçevesinde bütün Kürdistan'da, yurtd›fl›nda ve çal›flmalar›m›z›n oldu¤u her yerde PKK’nin kadro konferanslar› yap›lmaktad›r. PKK’nin gerçeklefltirdi¤i bu konferanslar ayn› zamanda ideolojik mücadele ve partileflme hamlesidir. Bu konferans sürecinin gerçeklefltirdi¤i elefltiri-özelefltiri platformlar› önemli bir düzey kazanarak, baflar›yla geliflmekte ve sonuca do¤ru gitmektedir. Yani PKK kendisini sorguluyor, kendisini gözden geçiriyor. PKK, yeni paradigmas› çerçevesinde kendisini yeniden yarat›yor, gelifltiriyor. Ancak ideolojik netleflme as›l olarak kadronun prati¤inde ve yaflam tarz›nda somutlaflmal›d›r. Bu çok önemli bir hamledir. Biz 1992 y›l›nda da Güney savafl›ndan sonra yarg›lama sürecinin gelifltirilmesiyle bunu yapmak istedik. O zaman Önderlik kapsaml› çözümlemeler de yapt›. Fakat kadro o dönemde bugünkü gibi yaklaflmad›. Eyaletlerde erken iktidar hastal›¤›, tekleflme, dengecilik, idarecilik vard›. Onun için o zaman fazla sonuç al›c› tarzda yürümedi. Ama bugün bütün alanlarda kadrolar aylarca kendilerini bu konferanslara haz›rlad›lar. On gün süren konferanslar oldu. Gaziler konferans› on bir gün sür-
dü. Bu bir partileflme hamlesidir ve flimdiye kadar baflar›l› bir biçimde geliflmektedir. Bu, gerçek bir ideolojik mücadele ve kadrolar›n netlefltirilmesi hamlesidir. Hamle bu düzeyde yürütülüyor. Önümüzdeki dönemde de bu düzeyi derinlefltirerek devam ettirmeli ve pratiklefltirmeliyiz. Bu eylemsizlik sürecinde bunu daha fazla ilerletmeliyiz. Bu dönemde yürütülmesi gereken di¤er önemli bir çal›flma, meflru savunma alan›nda yürütülecek çal›flmalard›r. Meflru savunma güçlerinin esas almas› gereken bir projesi vard›. Bu proje HPG’nin gerçeklefltirdi¤i Ocak ay› toplant›s›nda kabul edilen bir projedir. HPG’nin kendisini yenilemesi ve derinlefltirmesi projesidir. Bu proje temelinde HPG kendisini yeniden infla etmelidir, nicelik olarak büyümeyi, niteli¤i güçlendirmeyi baflarmal›d›r. Yüksek
ew e. c
vunma stratejisini do¤ru anlayanlar Önderli¤imizin perspektifleri temelinde hareketimizin gelifltirdi¤i bu süreci daha iyi anlayacaklard›r. Bu stratejide bazen siyaset, bazen savunma savafl› öne ç›kabilir. Bu stratejide mücadele, sonuna kadar tek yönlü gelifltirilecek bir mücadele de¤ildir.
Haziran 2009
om
22
meleri yan›nda komflu halklarla ve devletlerle iliflki tarzlar›n› netlefltirece¤i böyle bir toplant›n›n sürece hizmet edece¤i aç›kt›r. Kürdistan’›n bütün parçalar›nda nas›l bir örgütlenme ve çal›flma, oradaki devletlerle nas›l al›p-verebiliriz, bar›fl koflullar› ve savunma koflullar› nelerdir? Kültürel, demokratik, toplumsal ve ekonomik ilkelerimiz neler olacakt›r? Bunlar› ve Ortado¤u’da geliflecek olan çözümün nas›l olmas› gerekti¤ini netlefltirmemiz gerekiyor. Bu temelde aç›k, güncel bir siyaset ve gündem yaratmak bölgede bar›fl ve demokratik çözüm aç›s›ndan önemli olacakt›r. Kimsenin Kürtler’den korkmas›na gerek yok. Kürtler, sorunu demokratik ve siyasal yollarla çözmek ve tart›flmak istiyorlar. Onun için böylesi bir konferans›n bu siyasal hamle sürecinde gerçekleflmesi bir hedeftir.
Haziran 2009
SERXWEBÛN
Türkiye’de bir demokrasi konferans›n›n geliflflttirilmesi çok gereklidir
memiz gerekiyor. Bu çal›flmay› sadece Kürdistan'da de¤il, Kürdistan d›fl›nda da sürecin gereklerine göre daha etkili ve güçlü yürütmek önemli olacakt›r. Bir di¤er husus, KCK sisteminin gelifltirilmesine ve örgütlenmesine gereken önemin her koflul alt›nda verilmesi ve bu dönemde de öncelikli bir görev olarak ele al›nmas›d›r. Yani KCK sistemini toplum içerisinde daha etkili bir biçimde gelifltirmeliyiz. Hemen her yerde belli ad›mlar at›lm›fl ve bir zemini oluflturulmufl bulunmaktad›r, flimdi daha da güçlendirilmelidir. Halk›m›z› iradesizlefltirmek isteyen egemen güçler en çok da halk›m›z›n demokrasisini ve iradeleflmesini gelifltiren bu sistemden korkmaktad›r. Bu nedenle son dönemde hemen herkesi KCK sisteminin bir kadrosu olmakla suçlama durumlar› gelifliyor. Oysa KCK sistemi halk demokrasisini gelifltirme sistemidir. Egemenler halk›m›z›n bu sisteminden korktu¤u için KCK olmayan örgütlenmelere de KCK sistemi demektedirler. KCK’nin demokratik konfederal sistemini bu dönemde daha da güçlendirmeliyiz. Halk meclislerini oluflturmal›, akademileri gelifltirmeli, kooperatif sisteminin gelifltirilmesiyle toplumsal dayan›flma ve ekonomik sorunlar›n› çözecek modelin oturtulmas› için gerekli çal›flmalar› yetkinlefltirmek gerekiyor. Yani sistemin örgütsel, toplumsal, siyasal, ekolojik ve ekonomik ayaklar›n› art›k gelifltirmelidir. Halk›m›z›n kendi kendisine yeterli olacak düzeyin geliflmesi için bu tür sistemsel çal›flmalar› gelifltirmek önemli bir hedefimizdir. Halk›m›z sorunlar›n› art›k çözebilecek örgütlenme düzeyine kavuflmal›d›r. Demokratik konfederal sistemin geliflmesi Kürt halk›n› güçlendirilmesi demektir. Bu sistem geliflince halk›m›z her koflul alt›nda kendisini yenileyebilir, iradeleflebilir, iradesini temsil edebilir. Onun için de demokratik konfederal sistemin inflas›na ciddiyetle bir yönelim olmal›d›r. Bu bak›mdan bizim gelifltirdi¤imiz eylemsizlik sürecinde gevfleklik kesinlikle olmamal›d›r. Bafllatt›¤›m›z bu süreç, görevlerimizi de netlefltirmifl oluyor. Önderli¤imizin büyük emeklerle ve zor koflullarda haz›rlad›¤› her üç savunmas›n›n üzerinde durur ve pratik-
lefltirirsek yukar›da belirtti¤imiz çerçeve pratikleflmifl olacakt›r.
PKK Oca¤› felsefesinde herkes birbirinin baflflaar›s› için çaba harcamaktad›r
ww
w.
ne te we .c om
Bununla ba¤lant›l› olarak birlikte yaflad›¤›m›z komflu halklarla eflit-özgür koflullarda birlikte yaflama projesini gelifltirmek önem tafl›maktad›r. Türkiye, Kuzey Kürdistan ve k›smen de Irak, Güney Kürdistan’da böylesi bir zemin vard›r. Bu temelde Türkiye’de bir demokrasi konferans›n›n gelifltirilmesi çok gereklidir. Türkiye demokrasi güçleriyle ortaklaflma amac›yla bu eksende çal›flmalar›n gelifltirilmesi en önemli bir faaliyet durumundad›r. Ayn› flekilde Kürt halk› bunu bölgede yaflayan Arap halk›yla, Fars halk›yla ve Asuri halk›yla yapabilir. Önemli olan ortak örgütlenmelerin gelifltirilmesidir, ad› önemli de¤il. Çat› Partisi, platform vb olabilir. Komflu halklarla eflit-özgür temellerde demokrasi ve kardefllik ekseninde bir arada yaflama çizgisinin do¤ru uygulanmas› ancak böyle olabilir. Halklar aras› bölücülük de¤il, gönüllü birli¤in ve kardeflli¤in gelifltirilmesinin zemini bu tür ortak örgütlenmelerle güçlendirilebilir. Bu dönemde gelifltirilmesi gereken siyasal çal›flmalar›m›z›n amac› da, bu temelde ulusal-demokratik birlik ile komflu halklarla ortak örgütlenme ve birlik çal›flmalar›n›n gelifltirilmesidir. Di¤er önemli bir konu da, her fleyden önce partimizin yapt›¤› bu çal›flmay› halka kavratmam›z sorunudur. Öncelikle arkadafllar›m›za kavratmam›z, anlatmam›z ve e¤itim-tart›flma konusu yapmam›z gerekmektedir. Kürt halk›na ve daha sonra da bütün dünya kamuoyuna izahat›n› iyi yapabilmeliyiz. Do¤ru propaganda yapmam›z, iyi izahatlar gelifltirmemiz gerekmektedir. Bunun için elimizde küçümsenmeyecek imkânlar mevcuttur. fiimdi bu imkânlar› en örgütlü, verimli ve üretken bir biçimde kullanmal›y›z. Bu temelde iç ve d›fl diplomasiyi iyi yürütmeliyiz. Halk›m›z›n hakl› davas›n›, uluslararas› kamuoyunda iyi izah etmeli ve do¤ru temsil etme olanaklar›n› gelifltirmeliyiz. Hareketimizin bar›flç›l demokratik çizgisini ve meflru savunma çizgisindeki mücadele anlay›fl›n› do¤ru tan›tan ve iyi diplomasi yapan bir süreci gelifltir-
23
Mücadelemizin bu denli önemli bir aflamada bulundu¤u tarihin bu günlerinde PKK Oca¤›’n›n “Önder Apo’un Özgürlü¤ü” ad›yla gelifltirdi¤i 7. devresi bitiyor. O zaman bu devre Önderli¤imizin özgürlü¤ü aç›s›ndan belirtti¤imiz görevler üzerinde durmal› ve bu görevleri yerine getirme temelinde bu çal›flmalara güç katmal›d›r. Devre genel anlamda baflar›l› bir devredir. Çünkü yo¤unlaflmas›n›n temelinde yeni savunmalar var. Kuruldaki arkadafllar›n öncülü¤ünde bir çal›flma yürütülmüfl ve sona ermifltir. Yine en son elefltiri-özelefltiri platformlar› olmufl. Elefltiriler bizi güçlendirmelidir. ‹yi bir arkadafl olmak ve rol oynamak için elefltiri yap›l›r. Elefltiri bu anlama geliyor. Biz bu e¤itim ortam›nda kadrolar›m›z› güçlendirmek istiyoruz. Düzen içerisinde kimse kimseyi güçlendirmek istemez, aksine zay›flatmak ister. Düzen içerisinde de e¤itim var ama herkes sadece kendi bireysel ç›karlar› için e¤itim görür ve çal›fl›r. PKK Oca¤› felsefesinde herkes birbirinin baflar›s› için çaba harcamaktad›r ki yar›n prati¤e gidildi¤inde baflar›l› olunsun diye. Çünkü PKK içerisinde ç›kara dayanmayan, dayan›flmaya dayanan bir yaflam söz konusudur. Burada gelifltirdi¤imiz elefltiriler bireycili¤in afl›lmas› içindir. Bu elefltiri ve çözümlemeler sistemdeki üniversitelerde yoktur. Olamaz da. Onun için PKK Oca¤›ndaki elefltiriler önemli ve anlaml›d›r. Bu elefltirilerin temelinde birbirini yüceltme, yoldafll›¤› ve kolektif ruhu gelifltirmek vard›r. Hiçbir sistemde kay›ts›z, flarts›z ve bedelsiz birbirini yüceltme yoktur. Her fley ç›karlar temelindedir. Belki biraz insani yönler de vard›r ama temelinde bireycilik vard›r. Ama bu okulda ana eksen demokratik komünalizmdir, kollektivizmdir, eflit-özgür bir ortamda tart›flma, yo¤unlaflma, dayan›flma, birbirini güçlendirme ve yüceltmedir.
SERXWEBÛN
Ulusal ç›karlar neyi gerektiriyorsa onu yapmak temel bir görevdir
Birkaç y›l içerisinde e¤er Kürt halk› birlik, örgütlülük yönünde ad›m atabilir, bu süreci yeni bir ç›k›fl›n zemini haline getirir ve inkâr-imha politikas›n› aflarsa baflar›r ve özgür-demokratik bir yaflama kavuflabilir. Ama e¤er bu süreci aflmaz ve kendisini bu süreçle u¤raflt›r›rsa tehlike sadece Kuzey için de¤il, bütün Kürtler için geçerli olacakt›r. Çevremizdeki baz› devletler, ulus-devlet ve milliyetçilikte ›srar ederek Kürt Özgürlük Mücadelesini t›katmak ve bast›rmak istiyorlar. F›rsat›n› bulurlarsa kendi aralar›nda birleflerek Kürt halk›na yeni bir katliam sürecini dayatmaktan çekinmeyeceklerdir. Onlar aç›s›ndan birkaç y›l içerisinde böyle bir f›rsat do¤abilir. E¤er biz bir ad›m atmaz, yeni bir ç›k›fl gerçeklefltiremezsek, yani bu riskli merhaleyi aflamazsak, onlar aç›s›ndan bast›rma ve katliam gelifltirme f›rsat› do¤abilir. Her zaman Ortado¤u’daki dengeler böyle kalmaz, uluslararas› güçler ç›karlar›na göre yaklaflarak bu dengeleri aflacak yaklafl›mlar sergileyebilirler. Uluslararas› güçler bugün bu dengeleri koruyor, ama yar›n AB ve ABD farkl› politikalara yönelebilirler. O aç›-
w.
ww
dan öncelikle Güney Kürdistan ve di¤er parçalar aç›s›ndan bir tehlike durumu yaflanabilir. Çok uzak de¤il, önümüzdeki süreçte uluslararas› konjonktürün el vermesi halinde bölge güçlerinin yeniden Kürtler’e karfl› birleflerek, bast›rma hareketini gündemlefltirme olas›l›¤› vard›r. Bu konuda özellikle Güney Kürdistan’da yaflanan afl›r› rehavet, dar parçac› yaklafl›m›n bu tür tehlikelere kap› aralad›¤› aç›k ortadad›r. Bu zeminde büyük bir gafletin yafland›¤› bilinmektedir. Dar bak›fl aç›s›, parçac›l›k anlay›fl› ve iflbirlikçilikle ifli kurtarma politikas› bu tür süreçlerin önüne geçemeyecektir. Bu aç›dan bizlere önemli görev ve sorumluluklar düflmektedir. Bu hareketin kadrolar› halk›m›z›n gelece¤i aç›s›ndan sorumlu davranmay› bilen kadrolar olarak tarihin dayatt›¤› görevlerin üstesinden gelmek için üstüne düflen sorumluluklar›n gere¤ini yerine getirmek zorundad›r. Tüm Özgürlük hareketinin kadrolar› ve Kürdistanl› siyasetçileri, kendini sorumlu gören tüm çevreler aç›s›ndan tarihi görevler vard›r. Bu aç›dan süreci do¤ru okumak, dar parti, bölge ve sadece parça ç›karlar›n› esas almamak gerekiyor. Ulusal ç›karlar› her fleyin üstüne koymak ve ne gerekiyorsa bu konuda onu yapmak temel bir görevdir. Demokratik ulusal birli¤i gelifltirmek ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesini zafere ulaflt›rmak için ortak bir mücadele stratejisi temelinde zaman›nda ad›mlar atmak, geç kalmamak gerekiyor. Geç kal›n›rsa ulusal düzeyde kaybetme ve yenilme gündeme gelebilir. Bu herkes için geçerlidir. Bizim d›fl›m›zdaki parti ve hareketler de bu sorumlulu¤u duymal› ve buna göre hareket etmelidir. Ama biz PKK olarak ve bu Ocaktan ç›kan arkadafllar olarak herkesten çok kendimizi sorumlu görmeliyiz. Bu sorumluluktan dolay› flunu söylüyoruz; e¤er biz görevlerimize sahip ç›karsak baflar›r›z. Çünkü PKK kadrolar›n›n duruflu Kürdistan halk›n›n gelece¤i aç›s›ndan stratejik bir yere sahiptir. Bugün üslenme itibariyle de adeta Kürdistan’›n tepecileri konumunday›z ve Kürdistan halk›n› gelece¤ini teminat alt›na almada, kazan›mlar›n› korumada önemli bir ifllev görmekteyiz. Bunu dost
ew e. c
revlerini yerine getirirlerse baflar› bizim için kesin olacakt›r. Çünkü 1 Haziran’dan itibaren yürüttü¤ümüz mücadele art›k bir baflar› sürecini yaratm›flt›r. Ama ulaflmam›z gereken nihai baflar› yolunda hâlâ birçok ciddi engel bulunmaktad›r. Düflmanlar›m›z›n çabalar› yo¤undur. Süreç ola¤anüstü bir süreçtir. Böylesi ola¤anüstü süreçlerde sürprizler çok oluyor. Önümüzdeki süreçte bizim için olumlu da olumsuz da diyebilece¤imiz sürprizler olabilir. Hareketimiz üzerindeki tehlikeler hâlâ bitmifl de¤il. Bizim üzerimizde hâlâ planlar yapmaktad›rlar.
ne t
PKK bu temelde bütün kadrolar aç›s›ndan bir elefltiri ve özelefltiri süreci bafllatm›fl durumdad›r. Buradaki arkadafllar da PKK aday› olmak için söz vermifl durumdalar, bu hareketin bütün kadrolar› da bu sözü vermifllerdir, hâlâ da veriyorlar. Bu çok kutsal ve anlaml› bir husustur. Bugün bunun anlam› bilinmezse, gerekleri de pratikte yap›lamaz. Kapitalist modernitenin ve sömürgecili¤in sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›klar› böylesi bir dönemde bu ruhu yüceltmek çok anlaml›d›r. Demokratik ve özgür bir toplumu yaratmak için çok kutsal ve anlaml›d›r. Basit de¤il yücedir, bu fedai ruh öyle basit de¤il, çok büyük bir ruhtur. Onun için bizim daha da ruhumuzu temizlememiz, ar›nd›rmam›z gerekiyor. Buradaki yo¤unlaflma da bu eksendedir. PKK Oca¤›ndaki e¤itim, ruhunu ve nefsini temizlemeyi ifade etmektedir. PKK böyle dervifller yaratmak istiyor. Halk için, demokrasi, eflitlik ve bar›fl için samimi, dürüst kadrolar yarat›yor. Önderlik bizi böyle gelifltirdi. Önderli¤in bize verdi¤i felsefenin özü budur. ‹çinde bulundu¤umuz dönemde e¤er askeri, siyasal, diplomatik, kültürel, legal ve di¤er bütün alanlarda Kürdistan Özgürlük Mücadelesi karfl›s›nda Apocu kadrolar böylesi tarihi bir dönemde gö-
Haziran 2009
om
24
Haziran 2009
SERXWEBÛN vard›r. Ve tüm kadrolar birer adayd›r. Bu konuda Ocakta e¤itim görenlerin bir fark› yoktur. Buras› Önder Apo’nun okuludur. Her parçada ve her yerde e¤itim merkezleri var. Fakat bu e¤itimin yeri daha farkl›d›r. Ama buradan ç›kan arkadafllar›n kendilerini büyük görmemeleri gerekiyor, öncelikle her koflul alt›nda mütevazi olmalar› felsefemizin öncelikli bir flart›d›r. Çünkü Apocu militan›n en temel özelli¤i mütevaziliktir. Duyguyla, felsefeyle, yaflama bak›flla Önderli¤e daha yak›n yaflamak için sözleflmeyi bizzat yapm›fl olmaktad›r. Onun için buradan ç›kan arkadafllar›n mütevazi, alçak gönüllü olmalar› ve hiçbir biçimde yetkici olmamalar› gerekiyor. Çünkü PKK iktidara karfl›d›r, iktidar› ve hiyerarflizmi esas alm›yor. Bir de PKK reel sosyalist partiler gibi iktidar olmak için bir mücadele yürütmüyor. PKK öncülük yap›yor. Toplumcu ahlak ve siyaseti temsil ederek, toplumun demokratiklefltirilmesini esas al›yor. Bu amac› do¤rultusunda yaflam›yla, düflüncesiyle, fedakârl›¤›yla, alçak gönüllü¤üyle, mütevazili¤iyle Apocu felsefeyi esas alarak görevlerini yerine getiriyor. PKK’nin öncülü¤ü yetkiyle, iktidarla de¤il, ideoloji, felsefe, dürüstlük ve do¤al özlü bir yaflam kültürüyle yap›yor. Demokratik otoritenin geliflmesi bu temelde gelifliyor. Yine bu konuda ahlak çok önemlidir. Ça¤dafl toplumsal politik ve ahlaki görevleri yerine getiriyor bu hareket. PKK, kendi felsefesine dayal› ahlak›yla ve toplumcu politik gücüyle öncülük yap›yor. Bu okuldan ç›kan arkadafllar›n bu ölçüleri esas almalar› gerekiyor. Buradaki arkadafllar›n ço¤u geldikleri alanda ya komutan ya da örgütsel sorumluluk düzeyinde görev yapm›fl arkadafllard›r. Ama bugün buradan ç›kt›ktan sonra öyle eskisi gibi yaklaflamazlar. Bizim yetkimiz var, bizim düzeyimiz var, onun için biz farkl›y›z diyerek, kimse kendisine biçim vermemeli. Herkes do¤al olmal›d›r. Arkadafllar komutanl›k görevi alabilirler. Ama prati¤inde görülebilir bir de¤iflim yaratabilmelidir. Arkadafllar, PKK e¤itimiyle bu arkadaflta mütevazi yaflam biçimi geliflmifl, kolektivizm geliflmifl, ahlaki ve insani yönler geliflmifl, disipline olmufl diyebilmelidirler. PKK okulundan gelmifl
diye herkese talimat veren, yetkiyle ifl yapan kimse olmamal›d›r. Arkadafllar Önderli¤in ideolojisinde derinleflmifl, bir bilinç edinmifl, ahlaki ve politik ölçüler edinmifl, disiplinli, iddial› ve kararl›d›r, demelidirler. Bir sistem olmal›d›r, kabul ve ret ölçüleri olmal›d›r. Kadroya yaklafl›m›, kad›na yaklafl›m› Apocu felsefe temelinde olmal›d›r. Hem kad›n, hem erkek militan özgürlük ölçülerini kendisinde gelifltirmeli, cins mücadelesini vermelidir. Köle kad›n, köle erkek iliflkisi olmamal›d›r. Kad›n› köle gibi ele almamal›, erkek egemenlikli bir yaklafl›m sergilememelidir. Demokratik, eflitlikçi yaklafl›lmal›d›r. Yine bu okuldan ç›kan arkadafllar kendilerini üstten göstermemek ad›na ve hiyerarflik yaklaflmayal›m, farkl› bir yaklafl›m sergilemeyelim ad› alt›nda kendilerini etkisiz k›lmalar› da do¤ru de¤ildir. Bir yönüyle iyidir ama sen bir yönetimsin, komutans›n, gerekirse talimat da verirsin. Koflullar olmad›¤›nda tek bafl›na karar verir, öyle de yürürsün. Onun için sivil toplumculu¤un etkisiyle ifller yürütülmemelidir. PKK sivil toplumu gelifltiriyor ama kendisi sivil toplumcu bir yap›lanma de¤ildir, PKK gerçekçidir. Bir taburu, bir gücü nas›l yürütecek, koruyacak, bunu bilmelidir. Ben eskiyim, yan›mdaki yenidir, dememeli, onunla beraber eflit koflullarda yaflamal›d›r. Ama gerekirse talimat da verir. Kararl›l›k gelifltirmelidir ki, hiçbir güç o kararl›l›¤› aflmamal›, suiistimal etmemelidir. PKK’lilerin kararl›l›¤›, disiplini, iddias› vard›r. Mütevaz›l›k her fleyi esneten de¤il, kararl› ve ilkeli oland›r.
ne te we .c om
da, düflman da herkes görüyor. O zaman rolümüzü en etkin ve sonuç al›c› tarzda oynama gibi bir sorumlulu¤umuz vard›r. Yani PKK kadrolar›n›n oldu¤u her alanda çal›flmalar baflar›l› bir biçimde yürütülürse baflar› halk›m›z›n olacakt›r. Ülkemiz üzerindeki karanl›k amaç ve politikalar› bofla ç›kar›lacakt›r. Bahsetti¤imiz tehlike ve kritik eflik böylece afl›lm›fl olur. Bu aç›dan PKK kadrolar›n›n rolü çok önemlidir. PKK Oca¤›nda görülen e¤itimlerin temel amac› bu rollerini lay›k›yla oynayabilecek kadroyu yetifltirmek ve flekillendirmektir. Bu bak›mdan bu Oca¤›n her ö¤rencisi gitti¤i her yerde ve her zaman bir Önderlik ö¤rencisi ve uygulay›c›s› olarak kendisini herkesten daha çok sorumlu görmeli ve bu tarihi süreçte rolünü daha fazla oynamal›d›r. ‹deolojik, siyasal, meflru savunma, diplomatik, örgütsel, kültürel, propaganda ve KCK sisteminin gelifltirilmesinde önümüzdeki hamle sürecinin baflar›l› olmas› için tüm gücünü ortaya koymal›d›r. Önderli¤e Özgürlük devresindeki ö¤rencilerin herkesten çok kendilerini sorumlu görmeleri ve mücadelede Önderli¤imizin özgürlü¤üne kilitlenmeleri en temel görevlerdir.
25
Her koflfluul alt›nda PKK çizgisini temsil büyük baflflaarman›n temelidir
ww
w.
Devreye kat›lan her arkadafl birbirinin tecrübesinden yararland›. Önderli¤in perspektifleri do¤rultusunda bir yo¤unlaflma oldu ve hareketin verece¤i perspektifle de pratik sürece girilecektir. Prati¤e gidecek olan arkadafllar›n PKK çizgisini temsil etmeleri gerekiyor. Görev budur. Arkadafllar burada söz verdiler, eskisi gibi yaklafl›lmamas› gerekiyor. Geçmiflte normal bir kadro olma durumu vard›. Ama bugün PKK Oca¤›n›n bir üyesi olma gibi bir durum var. Bu aç›dan rol biraz daha farkl›laflt›. Bu Ocaktan ç›kan kadrolar›n di¤er kadrolara göre görev ve sorumluluklar› daha fazlad›r. Ama PKK e¤itimini gören arkadafllar›n kendilerini farkl› görmemeleri gerekiyor, yanl›flt›r. Herkes PKK’li olmaya adayd›r ama bu Ocakta e¤itim görüp söz verenlerin sorumluluklar› daha da artm›fl olmaktad›r. fiüphesiz ki, hareketimizdeki tüm kadrolar›n sorumlulu¤u
PKK içerisinde küçük büyük her iflflee haz›r olunmal›d›r E¤er bunlar yerine getirilirse pratikte baflar›l› olunur. PKK içerisinde yetki ve kariyer hevesi olmamal›d›r. Mütevaz› olunmal›, küçük, büyük her ifle haz›r olunmal›d›r. ‹nisiyatifli, ifl yapan, öncü olan ve karar alabilen bir militan durufl olmal›d›r. Her fley yetkiyle yürütülmemelidir. Yetki daha fazla hizmet içindir, kendini yetkiyle konuflturmak için de¤ildir. Özetle Önderli¤in de belirtti¤i gibi derviflane bir kat›l›m bizim kat›l›m biçimimizin esas›d›r.
SERXWEBÛN
PKK’nin kadrolar› flfleehitlere
ve Önderli¤e lay›k olacaklard›r
Çünkü flehitlere söz verilmifltir. Bu okul flehitler okuludur. Onun için bizim flehitlere, Önderli¤e, halka verdi¤imiz sözleri dürüstçe yaflamsallaflt›rmak için burada e¤itim görüyoruz. E¤er arkadafllar prati¤e sorumlu yaklafl›rlarsa önleri aç›lacak ve baflaracaklard›r. Çünkü sorumlu yaklafl›m sergilenirse yap›m›z olumlu karfl›layacakt›r. Belki baz› alanlarda engeller ç›kabilir. Ama genel olarak kimse engel olamaz. E¤er böyle bir durum olursa parti buna izin vermez, kimse engel de olamaz. Arkadafllar›n objektif yaklaflmalar› gerekiyor. Neyi ne zaman ve nerede söylemeyi bilmesi gerekmektedir. Yani üslup, tarz ve tempo olmal›d›r. Makul düflünceler makul süreçlerde dile getirilmelidir. Yine arkadafllar›n görevinde parti ölçülerini esas almalar› gerekmektedir. Her yerde parti konferanslar› oldu. Önümüzdeki süreçte bu konferanslarda ortaya ç›kan ve mahkûm edilen yanl›fl anlay›fl ve pratiklere karfl› tav›r ve tutum sahibi olunmal›, partileflme görevi yerine getirilmelidir. Yanl›fll›klara karfl› militan durufl esas al›nmal›d›r. Tasfiyecili¤e, yaflam› bozan, militan ölçüleri afl›nd›ran, belirsizlefltiren yaklafl›mlara,
w.
ww
bireycili¤e, kolektivizmin önünde engel olunan yaklafl›mlara karfl› liberal, esneten, normallefltiren de¤il, tav›r sahibi olunmal›d›r. Bütün kadrolar›m›z›n görevi bu iken buradan ç›kan kadrolar›n en temel görevleri budur. Arkadafllar bu bilinçle prati¤e gitmelidirler. Bizim buradan ç›kan arkadafllar aç›s›ndan umudumuz ve inanc›m›z vard›r. Bir yo¤unlaflma oldu, bir samimiyet var. Herkes yüzde yüz ayn›d›r demiyoruz ama genel olarak baflar›l› bir devre oldu. 1 Haziran sürecinden bugüne kadar do¤rultunun netlefltirilmesinde ve kadroya biçim verilmesinde bu Oca¤›n ciddi bir rolü olmufltur. Çünkü e¤er bir inanç olmasayd›, ideolojik netleflme olmasayd› bu geliflmeler olmazd›. Di¤er akademilerin ve e¤itim merkezlerinin önemli rolleri oldu ama bu okulun rolü daha farkl›d›r. Çünkü bu okul do¤rultuyu belirledi. PKK 1. Devresi fiehit Viyan ve fiehit Nuda arkadafllar öncülü¤ünde gerçekleflti. Bu arkadafllar›n ikisi de birinci devrenin, yani ‹nfla devresinin kurulu idiler. Hem devreyi yürüttüler hem de PKK’nin yeniden infla kongresini haz›rlad›lar. Kadrolar›n›, komisyonlar›n› haz›rlad›lar. Hatta kongre salonunu bile kendileri haz›rlad›lar. Bu arkadafllar çok mütevaziydiler. Bu okul onlar›n öncülü¤ünde pratiklefltirilmifltir. Biz onlar›n takipçisiyiz. Onlar bizim komutanlar›m›zd›rlar. PKK’lilikte örnek al›nmas› gereken arkadafllard›r ve biz onlar›n birer dürüst takipçisi olaca¤›z. Onlara verdi¤imiz söze ba¤l› kalaca¤›z. PKK ö¤rencileri bu kahramanlar›n izledi¤i yolda samimi olacaklar ve baflar›ya ulaflacaklard›r. PKK’nin kadrolar› flehitlere ve Önderli¤e lay›k olacaklard›r. Bu devre Önderli¤e özgürlük devresidir. Bu nedenle bu okuldaki kadrolar, tüm çal›flmalar›n›n merkezine Önderli¤in özgürlü¤ünü almal› ve bu bilinçle prati¤e at›lmal›d›rlar. Unutulmamal› ki, önümüzdeki sürecin hayati görevlerini baflarmam›z halinde ancak Önderlik özgürlefltirilebilecektir. PKK yönetimi olarak bütün arkadafllar›n bu bilinç ve ruhla sürece yüklenerek baflaracaklar›na olan inanc›m›z› ve umudumuzu belirtiyor ve bu temelde baflar›lar diliyoruz.
ew e. c
lü yaflam›n düflman› oldu¤u bilinmelidir. Çizgi d›fl› anlay›fl ve durufllarla bir mücadele yürütülmeli. Kayg›l›, hesapç›, bireyci, kendini korumac› yaklafl›mlar terk edilmelidir. Bu Oca¤a da zaten bu tür yaklafl›mlar yak›flmaz. Bu temelde parti yaflam›na sahip ç›k›lmal›d›r. Ama bu çizgiyi temsil ederken de her fleyi yapmay›, elefltirmeyi kimse kendisinde hak görmemelidir. Her arkadafltan daha fazla ideolojik sorunlar üzerinde durulmal›d›r. Bu bak›mdan di¤er arkadafllara göre öyle dar sorumluluk ve dar pratikçilik durumu olmamal›d›r. ‹deolojik mücadeleyi ön planda tutmal›y›z. Bu ölçüyü esas almal›y›z. Do¤al sorumlulukla bu yap›lmal›d›r. Salt komutan ve sorumlu olunacak diye çizgi temsili yapmak do¤ru de¤ildir, do¤al olmal›d›r, devrimci sorumluluk gösterilmelidir.
ne t
Bu yaflam› esas al›p, yürütmek iflin özüdür. Gönülden olmal›, flekli olunmamal›d›r. Her fley do¤al olmal›d›r. Kürtçe dilini kullanmak do¤al olmal›d›r, giyilecek elbiseler do¤al olmal›d›r. Kapitalist moderniteye özenme, taklitçilik olmamal›d›r. Kendi yaflam felsefemize, tarihimize ve kültürümüze uygun bir estetik anlay›fl›m›z da olmal›d›r. PKK’lilik moday› baflkas›n›n taklitçili¤i olarak görür ve esas almaz. Biçime çok önem verilmemeli ama biçimin özün yans›mas› oldu¤u da bilinmelidir. Baz› arkadafllarda flekilcilik var. Öz önemlidir ama biçimin de önemli oldu¤u unutulmamal›d›r. Yani kald›¤›n yerin örgütlü k›l›nmas›, temiz, düzenli olmas› gerekmektedir. Da¤›n›kl›k olmamal›d›r. Biçim özsüz olmamal›d›r. Biçim özün yans›mas› olmal›d›r. Böyle olursa do¤al olunur. Özü olmayan biçimin içi bofltur, baflkalar›na göre ayarlanan biçim, özünde kendini reddetmektir. Kim nas›lsa öyle olunmal›d›r, dürüstlük budur. O zaman baflar›l› olunur. PKK kadrolar›nda baflar› böyle olur. Dört dörtlük olunmaz ama her geçen gün var olan yetersizlikler afl›l›r ve geliflme sa¤lan›r. PKK Oca¤› ö¤rencilerinin Önder Apo’nun felsefesini, ideolojisini temsil etmeleri ve esas almalar› gerekiyor. Burada bu söz verildi. Biz Önder Apo’nun düflüncelerini temsil etmek için söz verdik. Genel-geçer ve yar›m bir kat›l›m olmamal›d›r. Zaten yar›m kat›l›m tarz› bizi bugüne kadar çok zorlad›. Tam PKK’li olunmal›, özlü yaklafl›lmal›. Yo¤unlaflmalar temelinde söz verildi ve buradan prati¤e gidilecek. O zaman art›k sorumluluk alt›nda olunuyor. ‹flte PKK e¤itimini görmüfl ve görmemifl arkadafllar aras›ndaki fark budur. Birinin genel sorumluluklar› var ama di¤erinin direkt sorumlulu¤u var. Dolays›zd›r, çünkü söz vermifltir. Yani bu okulda e¤itim gören herkes sorumluluk alt›na girmifl oluyor. Onun için arkadafllar daha fazla temsil etmede kendilerini sorumlu görmelidirler. ‹deolojik, yaflamsal ve hareketin çizgisini temsil etmede kendilerini sorumlu görmelidirler. Art›k kendine görelikler, liberal yaklafl›mlar olmamal›d›r. Liberalizmin, örgüt d›fl›l›¤›n temeli ve disiplinli örgüt-
Haziran 2009
om
26
PKK Yürütme Komitesi
Haziran 2009 SERXWEBÛN
27
ne te we .c om
A k › lc› l › k “Yaşamın olmazsa olmazı duygusal zekâdır. Bu zekâ türünden kopuldukça, yaşamın anlamı giderek silinir. Ekolojik felaketler yaşam üzerindeki tehlikeyi bir nevi kıyamet haberi gibi vermektedir. Bunun sorumlusu çarpık kullanılan kurgusal zekânın dil, iktidar, kent, devlet, bilim ve sanatla
beslene beslene küresel Leviathan (küresel sermayenin dünya imparatorluğu) haline gelmesidir. Bu canavarı durdurmak, çok kapsamlı duygusal zekâ çabasını gerektirir. Onu zararsız hale getirmek için özgür yaşam üzerindeki baskısını püskürtmek gerekir”
Reb ber Ap po’nun Ka apita alist Uy yga arl››k kita ab›nda an al››nm››flt››r
flünülemeyecek kadar küçük bir mekân içinde ve yine düflünülemeyecek kadar büyük h›zlar içinde sürekli birbirine dönüflen parçac›k ve dalga hareketleri olanca çeflitlili¤i içindeki geliflmeye yol açmaktad›r. Sadece fiziki âlemlerde de¤il, biyolojik âlemlerde de çeflitlilik olarak geliflme bu kapsamda vuku bulmaktad›r. Metafizik s›n›rlarda gezindi¤imize dikkat edelim.
Atom-altıyla evren-üstü aynı bütünlüğün temel diyalektik ikilemidir
Benzer bir kurgulamay› makro evrene iliflkin olarak da yapabiliriz. Evrenin kendisi canl›-cans›z, sonlusonsuz, benzer-farkl›, madde-enerji, çekim-itim gibi temel kategorik varolufllar›n varolufludur. Yani bir bütündür. Atom alt›yla evren üstü ayn› bütünlü¤ün temel diyalektik ikilemidir. Zaman derinli¤in, mekân geniflli¤in birlikteli¤i olarak gerçekleflmekte veya kendisini anlafl›l›r, görünür k›lmaktad›r. Evren niçin vard›r sorusu tam bir metafizik anlay›fl› ça¤r›flt›r›r, ama yersiz oldu¤u söylenemez. Fakat unutmayal›m, soruyu soran insand›r, o da toplumsald›r. Fenomenoloji duyumsad›klar›m›zdan ötede bir varolufla pek inanmaz. Ne kadar duyumsuyor, hissediyor, hatta düflünüyorsak o kadar›z. Tersine, materyalizm histe ve düflüncede yans›yan varolufllar›n kendisidir. Bu ikilemin bafltan ç›kar›c›l›¤›n›n fark›nday›m ve afl›lmas› gerekti¤ini önemle belirtirim. Bu iki-
ww
w.
Kapitalizmin do¤uflunda ak›lc›l›k etkenine baflat rol tan›n›r. Bat› düflünce tarz› diye bir kategoriye de tan›k oluyoruz. Ak›lc›l›k sanki Bat› toplum biçiminin ay›rt edici bir özelli¤iymifl gibi sunulur. Di¤er toplumlar›n tarih boyunca ak›ldan yeterince nasiplenmedi¤i, bu varsay›m›n de¤er yarg›s›d›r. Akl›n› kullanarak bilimi yaratt›klar› söylenir; bilimin de güç oldu¤u kan›tlan›nca, sistemin hegemonikleflmesi kaç›n›lmaz olur. Nitekim günümüzde bu ak›ldan kaynaklanan dört bafl› mamur bir hegemonik sistemle kuflat›lm›fl bulunmam›z iddian›n ciddiyetini gösterir. Ancak nükleer dehflet politikas›yla kendini ayakta tutan bu sistemin ak›l tarz›n› tan›mlayabilmek için akl›n kendisini, dolay›s›yla biyolojik tür olarak insan› ay›rt edici özellikleriyle tan›mlamak gerekir. Soruna iki yoldan yaklaflmak mümkündür: Biyolojik tür ve toplumsal geliflme olarak. Birbirini tamamlayacak tarzda iki yolu da kesifltirerek tan›mlamaya ulaflal›m. 1- Biyolojik tür olarak insan›n zihniyetinden bahsetmek mümkündür. Konuya hâkim olabilmek için canl›lar sisteminde, hatta mikro ve makro ölçülerde, evrensel boyutlarda akl›n ne anlam tafl›yabilece¤ini sormal›y›z. Atom alt› parçac›klar üzerinde yap›lan düflünce kurgulamalar› çeflitlili¤i, farkl›l›¤›, bunlarla birlikte geliflmeyi aç›klayabilmek için bir tür ak›ldan bahsetmeyi kaç›n›lmaz k›lmaktad›r. Evrendeki tüm geliflmelerin ana motoru, atom çap›nda dü-
lemlerle evreni anlamak mümkün görünmemektedir. Düflünce-beden ayr›m› yaflam›n inkâr›na en çok yol açan felsefi, hatta dini sapt›rmad›r. Evrenin böyle bir sorunu yoktur. En ilkel canl›n›n örgütlenmesinde bile müthifl bir zekâ unsurunu yakalamaktay›z. ‹lk özelli¤i olarak, bu zekân›n kendini çok anl›k süreler dahilinde bölerek sonsuzlaflma e¤ilimine kat›ld›¤›n› görmekteyiz. ‹lk kendini var k›lan hiçbir canl› yok olmam›flt›r. Bu canl›n›n kendini var k›lan ortamda direnifli, en son insan türündeki zekâ potansiyeline kadar bir geliflmeye yol açm›flt›r. Canl›l›¤›n tek bir hücrede gerçekleflmesindeki potansiyel, nas›l oldu da insan gibi müthifl bir zekâ canl›s›na kadar çeflitlenerek geliflebildi? Belki de sadece canl› hücre için, en mikro evrenler için bile kendini ço¤altma, bunun için ortamdan beslenme, bunun için de yeterince korunma esast›r. Atom alt› parçac›klar yok olmayacak denli çoklaflma, beslenme ve korunma sorunlar›n› belki de ancak bu mikro evren tarz›nda gerçeklefltirebilirler. Dayand›klar› s›n›rlar sonsuz ço¤alma, beslenme ve güvenlik s›n›rlar›d›r. Evrensel zekâ aray›fl›m›z›n cevab›n› burada bir nebze yakalayabiliriz. Bu evreni kendi d›fl›m›zda saymayal›m. Her taraf›m›z bunlarla sar›l› ve doludur. Belki de ço¤alma, beslenme ve güvenlik aray›fl›m›z bu dünyan›n (mikro evrenin) birleflik yans›m›fl bir ifadesidir. Belki makro evren de ayn› varolufltad›r. Za-
SERXWEBÛN
28
Haziran 2009
om
man ve mekân› zorlayarak sonsuzluk s›n›rlar›nda büyüme ve güvenli bir zekâ duruflunda mukarrerdir (kararlaflm›flt›r). Makro evrenin de insan zekâs›nda yans›mas› bir ihtimaldir.
lefltirirler. Bu da cehennem tasavvuruna benziyor. Kurgulaman›n bu biçiminin dayand›¤› argümanlar da vard›r. Fakat yaflam› çözmek ideas› en k›s›r kurgulamad›r. Ne tam evreni biliyoruz, ne de yaflam›n yetkin anlam›n›. Bu tür kurgulamalar için gerekçeler pek güçlü de¤ildir. Dünyam›z bile yeterince ortam› olmayan bir yaflama geçit vermedi¤i gibi, vakti gelen her canl›ya da potansiyeli kadar yaflam ortam›n› sunacak kadar adeta canl› ve adildir. ‹nsan türünün olufl öyküsünü benmerkezli k›lmamak önemli oldu¤u kadar, s›radanlaflt›rmak da evrenin müthifl döngüsüne sayg›s›zl›k olmaktad›r. En kötü metafizik, insan olgusunu tüm evrenden soyutlayarak anlatma durumuna düflen pozitivizmdir. En kaba materyalizm olarak pozitivizmin kapitalizmle ba¤›n› ortaya koydu¤umuzda, yaflama daha anlaml› oldu¤u kadar sayg›yla yaklaflaca¤›m›z kan›s›nday›m. Sonuç olarak, biyolojik bir tür olan insanda evrenin en yetkin fark›na varma flans›na sahip gibiyiz. Bu potansiyelin fark›nda olmak ayr›, gerçeklefltirmek çok daha ayr› aflamalard›r. Do¤u düflüncesindeki ‘ne varsa insanda’ söylemi bu gerçekli¤i fark etmifl gibidir. Tekrar belirtmeliyim ki, insanmerkezcili¤e kaym›fl bir düflünce, canl›-cans›z di¤er tüm do¤alar› insan›n hizmetinde görür ki, hiyerarflik otoriter ve total iktidar anlay›fl›n›n felsefi zemini olan bu anlay›fl, aç›k ki yaflamdan en uzak kurgusal akla götürür. Daha do¤rusu, bu akl›n ürünüdür. Tersi gibi gözüken, insan› tüm do¤a-
ww
w.
ne t
Afl›r› bir kurgulama içinde oldu¤umuzun fark›nday›m. Fakat insandaki potansiyel zekâl› durumu gökten zembille düflmüfl gibi yorumlayamayaca¤›m›z da anlafl›l›rd›r. Varolufltan, evrimden soyut bir zekâ ne kadar düflünülebilir? Zekâl›l›¤› yaln›z insana özgü olarak düflünmek ne kadar gerçekçidir? Ölüm bile yaflam›n, dolay›s›yla varoluflun anlafl›labilmesi için zorunlu görünmektedir. Ölüm olmasayd› yaflam› fark edemeyece¤imizi kestirebiliyoruz. De¤iflmeden sonsuza kadar yaflamak, özünde yaflamamakt›r. Çünkü hiç fark etmenin olmad›¤› bir ortam, hiçbir fleyin olmad›¤› bir ortamd›r. Bu durumda bile ölüm, asl›nda yaflam›n gerçekleflmesi için kaç›n›lmaz gözükmektedir. O halde bir nimet olarak de¤erlendirilmesi gerekirken, neden sanki yaflam›n sonuymufl gibi ondan korkuyoruz? Ondan korkaca¤›m›za, onun mümkün k›ld›¤› yaflam› anlamak, oradan sonuca gitmek, bana göre evrensel kat›l›ma daha uygun gibi gelmektedir. Nas›l ölümün elinden kaç›n›lmazsa, yaflamdan da kaç›n›lamaz. Daha do¤rusu, evrenin s›rr›n› bu ikilemin çözümünde bulmam›z yegâne amaç gibi gözükmektedir. Peki, bu ikilemin çözümü gere¤i, en yetkin yaflam anlam›na eriflmekle gerçekleflen nedir? Bu soru bana hem yersiz, hem çok gerekli gibi gelmektedir. Evrenin s›rr›na vak›f olmak gibi tam bir bilme durumuna yaflam›n sonul zaferi diyebiliriz. ‹ster kutsal kitaplardaki cennet, ister Budizm’deki nirvana durumu, ister tasavvuftaki tam vecd hali yaflam›n kutsanmas› ve sürekli bayramlaflma olarak yorumlanabilir. Baz› Bat›l› düflünürler, bilinen gözlemlerle ancak gezegenimizle s›n›rl› bir yaflam ortam›n›n tam bir tesadüf sonucu oldu¤unu ve günefl sisteminin tükenmesiyle hiç anlam› olmayan bir kozmogoni içinde yitilece¤ini söylem-
ew e. c
Değişmeden sonsuza kadar yaşamak özünde yaşamamaktır
n›n bafl›na bela gibi gören ekolojik baz› felsefeler de ayn› kap›ya ç›kar. ‹nsan›n tür olarak gerçekleflmesini do¤an›n bafl›na bela olarak görmek, çok k›s›r ve yaflamla ba¤› zay›f kurgulanm›fl bir felsefenin ürünüdür. ‹nsana kadar varm›fl bir evrime yetkin de¤er vermemek, yaflamla ba¤› ya çok zay›f, ya afl›r› sömürü temelinde kurgulanm›fl sistemlerle ba¤lant›l›d›r.
İnsan hiçbir canlıda gözükmeyen bir toplumsallığa icbar edilmiştir
‹nsan s›n›r›na varm›fl bir evrim, önümüze çok ciddi ahlaki sorunlar koyar. Buna geçmeden akl›n toplumla ba¤›n› da tan›mlayabilmeliyiz. 2- ‹nsan türü, zekâ potansiyelini ne denli toplumsallaflt›r›rsa, o denli a盤a ç›karma özelli¤indedir. Daha da önemlisi, insan›n biyolojik yap›s› toplumsall›¤› zorunlu k›lmaktad›r. ‹nsan hiçbir canl›da gözükmeyen bir toplumsall›¤a icbar edilmifltir. Bir insan yavrusu ancak on befl yafllar›ndan sonra çocukluktan tam ç›kabilir ki, bu süre toplum olmadan yaflanamayacak bir zaman dilimidir. Çocuk ana karn›ndan çok zay›f olarak do¤maktad›r. Di¤er tüm hayvan yavrular› günlük sürelerle yaflamlar›n› olanakl› k›labilirler. ‹nsan toplumsall›¤› çok karmafl›kt›r ve derinli¤ine kavranmay› gerektirir. Toplumsall›¤›n› yitirmifl insan türü ya maymun türüne yak›n bir tür olarak kendini yeniden evrimlefltirir; bu geriye do¤ru bir evrimlefltirmedir ki, mümkündür; ya da yok olur. Tüm canl›lar
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“Duygusal zekânın en önemli özelliği yaşamla bağlantısıdır. Yaşamı korumak temel işlevidir. Yaşamı koruma konusunda çok gelişmiştir. Sıfır hatayla çalışır. Bunu anında cevap verme anlamında belirtiyorum. Bu zekâ türünden yoksunluk, yaşamın tehlikelere alabildiğine açık hale gelmesidir”
‹nsan›n toplumsal yaflam›n›n çok büyük bölümünün avc›l›k ve toplay›c›l›k biçiminde geçti¤ini, kendine yak›n türlere benzeyen bir iflaret diliyle iletiflim sa¤lad›¤›n› mevcut antropolojik bilgilerimizden ç›karabiliyoruz. Bu aflamada toplumsal kaynakl› ciddi bir sorundan bahsedemeyiz. Do¤al evrim halen hükmünü icra etmekte ve dengesini sa¤layabilmektedir. Zekâ seviyesi duygusald›r. Daha do¤rusu, zekân›n duygusal karakteri hâkimdir. Duygusal zekân›n temel özelli¤i reflekslerle çal›flmas›d›r. ‹çgüdüsellik de duygusal zekâd›r. Ama en eski (ilk canl› hücreye kadar gidilebilir) zekâ türüdür. Çal›flma tarz›, uyar›lara karfl› ani tepki göstermesi biçimindedir. Adeta otomatik bir çal›flma düzeni geçerlidir. Bu tarz, korumay› en iyi gerçeklefltirme ifllevini yerine getirir. Bitkilerde bile bunu rahatl›kla gözlemleyebiliriz. En geliflkin biçimine insan türünde eriflir. Befl duyulu bir zekâ eriflimi, aradaki koordinasyonla birlikte hiçbir varl›kta insan kadar geliflmemifltir. fiüphesiz ses, görme, tat gibi duyular birçok canl›da insandan çok geliflmifltir. Ama befl duyulu komple ve koordineli bir duruma eriflmekte insan türü baflatt›r. Duygusal zekân›n en önemli özelli¤i yaflamla ba¤lant›s›d›r. Yaflam› korumak temel ifllevidir. Yaflam› koruma konusunda çok geliflmifltir. Bu yönü asla küçümsenmemelidir. S›f›r hatayla çal›fl›r. Bunu an›nda cevap verme anlam›nda belirtiyorum. Bu zekâ türünden yoksunluk, yaflam›n tehlikelere alabildi¤ine aç›k hale gelmesidir. Yaflama sayg› ve de¤er verme, duygusal zekân›n geliflmifllik seviyesiyle ba¤lant›l›d›r. Do¤a dengesini gözetir. Do¤al yaflam› mümkün k›lan zekâ da diyebiliriz. His dünyam›z› tamam›yla bu zekâ türüne borçluyuz. ‹nsan türünde duygusal zekân›n komple geliflmesi, duyular aras›nda ba¤lant› kurma flans›n› artt›r›r. Ses, görme, tat duyular› baflta olmak üzere, aralar›nda ça¤r›fl›m kurarak zekâl› hareketleri gelifltirirler. ‹flaret diliyle uzun süre idare eden insan topluluklar›, konuflman›n fizyolojik koflullar›n›n geliflmesiyle ba¤lant›l› ‘simge’ diline eriflebilmifltir. Simge dilinin esas› kelimeler-
ne te we .c om
hem tür olarak, hem de türler bütünü olarak kendilerine özgü bir aradal›¤a ihtiyaç duyarlar. ‹nsan türüne özgü olan toplum, bir aradal›¤›n çok üstünde varoluflsal nitelik tafl›r.
29
Toplumsal gelişme esas olarak düşüncenin gelişmesidir
numland›rmak, bana insana özgü tüm hatal› gidifllerin ve ac›s› çekilen tüm toplumsal süreçlerin temeli gibi gelmektedir. Bu mant›k sistemi (düflünce al›flkanl›¤›) kapitalist sistemle tüm toplumu esaret ve sömürü alt›na al›r. Daha da vahimi, ayn› bask› ve sömürü mant›¤›n› tüm birinci do¤a unsurlar›na karfl› yaymaktan çekinmez. ‹nsan türünün trajik konumuna bir çözüm olarak devreye giren toplumsall›k, kat etti¤i geliflmenin belirgin aflamalar›nda hem toplum bünyesinde hem de do¤al çevre üzerinde sorunlafl›r. Sorunlar›n baflta ekonomi olmak üzere di¤er belli bafll› etkenlerini daha sonra tan›mlamaya çal›flaca¤›m›z› belirterek, zihniyet boyutundaki geliflmeleri yorumlayal›m.
Zihniyeti geliştiren esas etken aktif toplumsal yaşamdır
ww
w.
Toplumun ikinci do¤a olarak kavramlaflt›r›lmas› daha derinlikli bir yaklafl›md›r. Toplumsall›¤›n kendisi zekân›n potansiyel olmaktan ç›k›p aktifleflme sürecine etkince girmesidir. Topluluk sürekli düflünceyi gerektirir. Toplumsal geliflme esas olarak düflüncenin geliflmesidir. Onunla olanakl› hale gelmedir. Beslenme, ço¤alma ve güvenlik, artan toplumsall›kla daha çok geliflir. Daha aç›kl›kla belirtmeliyim ki, tüm canl›lara özgü beslenme, ço¤alma ve güvenlik unsurlar› bir nevi ak›ld›r. Ö¤renmenin en kat› içgüdüsel tarz›d›r. Canl› hareketleri ö¤renme hareketleridir. Genellefltirirsek, tüm evrensel geliflim zekâ ve ö¤renmeyi ça¤r›flt›r›r. ‹kinci do¤a olarak toplum, bir nevi birinci do¤an›n üst aflamas›, onun yans›m›fl halidir. ‹kinci do¤a olarak toplumsall›¤› çözmeden, birinci do¤aya öncelik veren düflünce ve eylem yap›s›nda riskli bir sapma oldu¤u kan›s›nday›m. Madem insan ikinci do¤an›n bir ürünüdür, o halde öncelik o do¤an›n kavranmas›na verilmelidir ki, insan› anlayabilelim. Bu nedenle birinci do¤aya özgü bilimin objektifli¤ine ve ikinci do¤adan ba¤›ms›z gerçeklefltirilebilece¤ine ikna olmufl de¤ilim. Bu bana hep bir sapma gibi geliyor. Fizi¤in, kimyan›n, hatta biyolojinin bilimi ikinci do¤a ve insana özgü bilimden ba¤›ms›z olamazlar diye düflünüyorum. Dinsel yasac›l›¤›n k›y›lar›nda gezindi¤imin fark›nday›m. Fakat aç›kl›¤a kavuflturulmas› gereken temel sorun, birinci do¤aya özgü tüm yasalar ikinci do¤a arac›l›¤›yla insanda dile geliyor iken, acaba özne-nesne ayr›m›n›n bir anlam› var m› sorusudur. Bilenle bilinen ne kadar ayr›flt›r›labilir? Daha da yak›c› soru, bilenle bilineni öznenesne biçiminde ikilemlefltirmek en temel sapma olmuyor mu? Birinci ve ikinci do¤ay› özne ve nesne olarak ko-
Biyolojik evrimle insan beynine eriflen zihniyet gücünün toplumsal evrimle hem aktifleflti¤ini hem de ayr›flt›¤›n› tespit etmek önemlidir. Toplumsall›¤›n kendisinin adeta uykudan uyanan ve sürekli çal›flan bir zihniyet durumunu mümkün k›ld›¤›n› belirtmifltim. Zihniyetteki sürekli çal›flma halinin karfl›l›kl› olarak beyinsel geliflmeye de yol açmas› evrimsellik gere¤idir. Uzun süre gerektirse de, aktif toplumsal yaflam, zihniyeti gelifltiren esas etkendir. Kiflisel deha aç›klamalar› pek inand›r›c› de¤ildir. Her zekâ durumunun temelinde toplumsal özgünlük yatar.
SERXWEBÛN
Toplumsal ahlak olmadan analitik zekâyla baş edilemez
Güçlü adam karşısında ilk kurban kadın olmuştur
Fakat toplumun bu hal çaresi mutlak bir önleyici güce bir türlü eriflemez. Toplumsal yar›klarda her zaman kurnazlar, tuzak ve komplo peflinde koflanlar olacakt›r. Kald› ki, bunda temelde rol oynayan çok eski bir kültür de vard›r: Avc›l›k. Avc›l›k kültürünün ilkesi, di¤er canl›lara karfl› tuzak ve komplodur. Hayvanlar, hatta bitkiler âleminde bile kökleri olan bir kültürdür bu. Bu kökler ayn› zamanda analitik zekân›n da biyolojik kökleridir; insan toplumunda daha farkl› olan bu avc›l›k kültürünün analitik zekân›n geliflmesiyle birleflerek, sentezlenerek, toplumsal bünyede ve çevre ekolojisinde erkenden bir katman, hiyerarfli oluflturma yetene¤ini veya gücünü kazanmas›d›r. Felaket böyle bafllam›flt›r. Cennet-cehennem ayr›m› analitik zekân›n toplumsal hiyerarfli kurma gücüyle el ele gider. Hiyerarflik toplumda bir avuç ‘güçlü erkek adam’ toplumun üstünde kurulup cennetsel yaflam tahayyülüne yol açarken, alttaki toplum için gittikçe derinleflen, nedeni ve ç›k›fl› anlafl›lamayan cehennemin yolu aç›l›r. Güçlü adam karfl›s›nda ilk kurban kad›n olmufltur. Yaflamla ba¤›n›n daha güçlü olmas›, kad›nda do¤al duygusal zekây› daha geliflkin k›lar. Çocuklar›n anas› olarak ac›yla yo¤rulu bir emekle toplumsal yaflam›n esas sorumlusudur. Yaflam›n fark›nda olmas› kadar, nas›l sürdürüldü¤ünü de daha çok bilmektedir. Toplay›c›d›r; toplay›-
ww
w.
ne t
Bu yeni bir düflünce biçimi demektir. Kelimeleri zihne yerlefltirmek, nesneler ve olaylar olmadan da haklar›nda düflünmeyi mümkün k›lar. Kurgusal veya teorik zekân›n bafllang›c›nday›z. Bu muazzam bir geliflmedir. Beynin yan›lm›yorsam sol ön lobundaki k›s›m tamamen bu zekâ türüyle ilgili olarak ihtisaslafl›r. Faydas› kadar çok tehlikeli, zararl› durumlara da yol açabilecek zekâ türüyle karfl› karfl›yay›z. Duygulardan kopuk çal›flmas› temel özelli¤idir. Kurgusal veya ‘Analitik düflünce’ye yol açan zekâ olarak da tan›mlanabilir. Analitik zekâ veya akl›n en önemli avantaj›, kendini fazla yormadan, gerekti¤inde tüm evren hakk›nda düflünmesidir. S›n›rs›z hayal kurma yetene¤idir. Analitik zekâ müthifl bir imgeler dünyas› oluflturur. Plan, tuzak, komplo kurma yetene¤i geliflmifltir. Do¤ay› taklit ederek her tür icad› gelifltirebilir. Planl› tuzak ve her çeflit komployla istedi¤ine ulaflabilme yetene¤i, toplum içinde ve d›fl›nda sorunlar›n temel kayna¤› olmas›na neden olur. Zekân›n analitik ve duygusal boyutlar›n›n iç içelik kazanmas›, kendilik olarak insana özgü büyük bir erdemdir. Fakat daha da önemli olan, hangi amaçla kullan›laca¤›d›r. Toplum daha ilk aflamalarda bu ikilemi fark etmifltir. Buna verdi¤i yan›t, temel örgütlenme ilkesi olarak ‘Ahlak’› esas almad›r. Toplumsal ahlak olmadan, analitik zekâyla bafl edilemez. Örne¤in k›zg›nl›k hissine kap›lan biri, biraz analitik zekâs›n› çal›flt›rarak istemedi¤i, karfl› ol-
du¤u her canl›y›, insan toplulu¤unu imha edebilir. Toplum iflte bu tehlikeye karfl› ahlak› olmazsa olmaz bir toplum ilkesi haline getirerek bafl etmek istemifltir. Her topluluk üyelerini müthifl ahlakl› yetifltirmeyi ilk görevi bellemifltir. Ahlaktaki temel ikili olan ‘iyi ve kötü’ bu analitik zekân›n iflleviyle ilgilidir. Faydal› çal›fl›rsa iyilik ahlak› taraf›ndan ödüllendirilir. Zararl› olmaya çal›fl›rsa kötülük ahlak› olarak mahkûm edilir. Daha do¤rusu, kötülük her ahlakta olmamas› gereken fley olarak bast›r›l›r, cezaland›r›l›r. Ta ki iyilik ahlak› baflat hale gelene kadar.
c›l›¤› hem duygusal zekân›n bir sonucu, hem de do¤adan ö¤renmifl olmas›n›n bir gere¤idir. Toplumsal birikimin uzun bir tarihi boyunca ana-kad›n etraf›nda gerçeklefltirildi¤i, ana-kad›n›n bir nevi zenginlik, de¤er merkezi rolü oynad›¤› antropolojik verilerdendir. Art›k-de¤erlerin de anas› oldu¤u kestirilebilir. Esas rolünü avc›l›k olarak belirleyen güçlü erkek adam›n bu birikime göz koymas› anlafl›l›rd›r. Hâkimiyet kurmas› halinde yüklü avantajlar sa¤layabilecek durumdad›r. Kad›n›n cinsel obje durumundan tutal›m çocuklar›n babal›¤›na, bir nevi efendili¤ine geçifl, di¤er maddi ve manevi kültürel birikimler üzerinde söz sahibi olmas› hayli ifltah kabart›c›d›r. Avc›l›kla kazand›¤› gücün örgütlülü¤ü, ona egemen olma, ilk toplumsal hiyerarfliyi kurma flans›n› tan›maktad›r. Analitik zekân›n toplumsal bünyede ilk kötücül amaçla kullan›m›n› ve sistematik hale gelmesini bu tip olgu ve olaysal geliflmelerde gözlemleyebiliriz. Kutsal ana kültünden baba kültüne geçifl, kurgusal zekân›n kutsall›k z›rh›na bürünmesini de sa¤lar. Ataerkil sistemin bu biçimde kök ba¤lad›¤› güçlü bir varsay›m olarak ileri sürülebilir. Ataerkil zihniyetin olanca görkemli ç›k›fl›n› Dicle-F›rat havzas›nda güçlü kan›tlar›yla tarihen de tespit edebiliyoruz. Yaklafl›k M.Ö. 5500-4000’lerde Afla¤› Mezopotamya ç›k›fll› olarak tüm Mezopotamya’da yay›ld›¤›n›, baflat toplumsal kültür haline geldi¤ini görüyoruz. Bu kültüre geçmeden, daha çok Yukar› Mezopotamya’n›n da¤-ova eteklerinde ürün bitekli¤ine dayal› bir anaerkil toplumun milattan önce tüm mezolitik ve neolitik evrelerde baflat oldu¤unu da özellikle arkeolojik kay›tlardan ç›karsamak mümkündür. Yaz›l› kültürde de bunun birçok ipucuna rastl›yoruz. Kad›na dayal› din ve dil ö¤eleri hayli geliflkindir. Toplumsal sorunun ilk defa ciddi boyutlarda güçlü erkek adam›n etraf›nda giderek kültleflen ataerkil topluluklarda boy gösterdi¤ini söylemek mümkündür. Kad›n köleli¤inin bu bafllang›c›, çocuklardan bafllamak üzere erke¤in de köleli¤ine zemin haz›rlar. Kad›n ve erkek köleler baflta art›k-
ew e. c
le soyut düflünceye geçifltir. ‹flaret yerine kavramlarla anlaflabilme, insanl›k tarihinde büyük bir devrimdir. Art›k yap›lmas› gereken, en zorunlu ihtiyaçlar›n› gideren nesne ve olaylara ad vermektir. Ad verme büyük bir aflamad›r. Çeflitli adlar aras›ndaki iliflkilerin de kavramlaflmalar› beraberinde geliflir. Gerek adlar›n temsil etti¤i nesnenin özellikleri, gerek aralar›ndaki ifllevler fiil ve ba¤laçlara yol açar. Cümle düzenine geçiflle dil devrimi baflar›lm›fl olur.
Haziran 2009
om
30
Haziran 2009
SERXWEBÛN ve dini, felsefi, etik, sanatsal birçok biçimde karfl›m›za ç›kan olgu ve olaylar›n kökenine böyle varabiliriz. Mitoloji ve dinlerde bolca rastlad›¤›m›z çat›flmalar, özünde bir ekonomik ve politik mücadeledir. Kapitalist zihniyete kadar ekonomik ve siyasi iktidar savafllar› hep mitolojik ve dini görüngüler örtüsü içinde kendilerini yans›t›rlar. Devlet hiyerarflik yap›lar›n kal›c› kurumlaflmas›n› temsil eder. ‹ktidar yap›lar›n›n bireysel temsilinin kurumsal temsile dönüflümü, tarihte uygarl›k dedi¤imiz kentleflmeyle geliflen s›n›fsal toplumla ba¤lant›l›d›r. Kent ve s›n›fsall›k daha çok kapitalist sistemle birlikte kavramsallaflt›r›l›r. Fakat kökenlerinin izah› daha önemlidir. Ç›k›fl veya kökenleri aç›k-
Mitolojik ve dinsel dünyan›n daha da ak›lc›laflmas›, bilimi h›zland›rmas› kadar çarp›tmas›, beraberinde felsefeye yol açmas› gibi tarihsel geliflmeleri h›zland›ran iliflki ortam›d›r. Daha çok analitik zekâyla ifl yapar.
lanmayan hiçbir toplumsal iliflki yeterince anlamland›r›lamaz. Kent oluflumu halen tam çözümünü bulan bir iliflki yo¤unlu¤u olmaktan uzakt›r. En az kapitalizmin ç›k›fl› kadar önemlidir ve aç›klanmay› gerektirir. fiahsen kente ön, proto-kapitalistik demenin yanl›fl kaçmayaca¤› kanaatindeyim. Nas›l ki pazar kapitalizmin üzerinde beslendi¤i, vücut buldu¤u bir iliflki alan›ysa, kent de pazar›n geliflmifl ve kal›c›laflm›fl mekân› olarak tan›mlanabilir. Konumuzla ilgisi ise, kurgusal zekân›n en geliflkin mekân›, pazar› olmas›na dayan›r. Kentin kendisi, pazar niteli¤inden ötürü analitik, soyut zihni gerektiren ve daha çok da ortaya ç›karan çok yo¤un toplumsallaflt›rma arac› olan bir kurulufltur.
Ayd›nl›¤› m›, karanl›¤› m› daha çok gerçeklefltirir? Bu sorulara henüz tam do¤ru cevaplar verilmemifltir. Savafl ve sömürü, iktidar ve s›n›flaflma kent toplumunu üreten baflat iliflki yuma¤›d›r. Kendi içinde toplumun ezici ço¤unlu¤u olan s›n›f düflkünlerine yol açt›¤› kadar, çevreye yönelik de tam bir soyk›r›m yap›lanmas›d›r. K›rsal temele dayal› topluluklar›n mitolojik ve dinsel ifadeleri analitik zekâyla iliflkili olsa da, daha çok pozitif rol oynarlar. Tanr›lar› baflta olmak üzere, inanç dünyalar› duygu yüklü samimi dünyalar›n› yans›t›r. Dost, rahman, gafur ve merhametlidirler. Ac›lar› azaltan, zorluklar› kolaylaflt›rand›rlar. Mitolojik ve dinsel formlar kentlefltikçe, tanr›lar› da soyut, s›nayan, cezaland›ran,
ne te we .c om
ürün olmak üzere ne kadar de¤er biriktirme tecrübesi kazan›rlarsa, o denli kontrol ve hâkimiyet alt›na al›n›rlar. ‹ktidar ve otorite giderek önem kazan›r. Ayr›cal›kl› bir kesim olarak güçlü adam + tecrübeli yafll› erkek + flaman›n iflbirli¤i, karfl› konulmas› zor bir iktidar oda¤› oluflturur. Bu odakta kurgusal zekâ, zihni hâkimiyeti için ola¤anüstü mitolojik bir anlat›m gelifltirir. Sümer toplumunda tarihen de tan›d›¤›m›z bu mitolojik dünya, tanr›laflt›r›lan erkek etraf›nda yeri-gö¤ü yaratanl›¤a kadar yüceltilir. Kad›n tanr›sall›¤› ve kutsall›¤› alabildi¤ine alçalt›l›r ve silinirken, erkek egemen mutlak güç sahibi olarak belletilir ve muazzam bir mitolojik efsane a¤›yla her fley hükmeden-hükmedilen, yaratan-yarat›lan iliflkisine bürünür. Tüm topluma ezici bir biçimde özümsetilen bu mitolojik dünya, temel anlat›m de¤eri kazanarak giderek dinselleflir. Art›k s›n›r tan›mayan bir kurgusal ve kurumsallaflm›fl zihniyet biçimiyle karfl› karfl›yay›z.
31
Savaş ve sömürü iktidar ve sınıflaşma kent toplumunu üreten başat ilişki yumağıdır
Kavramlar›n soyut dünyas›, sanata yans›mas› kenti daha da görkemlilefltirir. Toplumun zihniyetine, duygusal zekâdan soyutlanm›fl, s›n›r tan›mayan bir spekülatif iliflki ortam›nda her tür tuzak ve komployla cirit atan imgeler dünyas› enjekte eder. Kent ortam›nda ak›l geliflir. Ama niteli¤i nedir?
Baskı ve sömürüyü mümkün kılan zekâ duygusal olamaz
ww
w.
Ortaya ç›kan bu hiyerarflik iliflki düzeni ataerkil kökenli mitolojik zekân›n ve ondan kaynaklanan zihniyet kal›plar›n›n tam bir meflruiyet kazand›rarak baflard›¤› ilk sömürü, bask› ve kurumsal otorite düzenidir. Çeflitli aflamalarda birçok toplulukta bu geliflmeye tan›k oluyoruz. De¤iflik yo¤unluk ve biçimlerde de olsa. Bask› ve sömürüyü mümkün k›lan zekâ duygusal olamaz. Analitik düzeye gelmedikçe ve avc›l›k kültüründeki tuzak oyunlar›yla bütünleflmedikçe, toplumsal soruna yol açabilecek bir zihniyet düflünülemez. Bu zihniyet esas ifllevini gizlemek için sahte efsaneler üretmek zorundad›r. fiüphesiz kurgusal zekân›n duygusal zekâyla iç içe çok olumlu düflünce gelenekleri ve kurumsall›¤›n› yaratt›¤›n› da söylemek mümkündür. Tüm zihniyet dünyas›n› hiyerarflik iktidarlara atfetmek do¤ru olmaz. Bu nedenledir ki, ç›plak kavgalar kadar amans›z zihniyet kal›plar› ve düflünce savafllar›n› da bu süreçlerde yo¤unca gözlemleyebilmekteyiz. ‹deolojik savafl dedi¤imiz
SERXWEBÛN
Zihniyetten yoksun olma toplum içinde en olumsuz durumu ifade eder
Din felsefe mitoloji toplumun hafızası kimliği ve zihnen savunma gücüdür
ne t
S›n›fsall›k üst iktidar hiyerarflik gruplar›n kendilerine baflta kan ba¤lar›yla olmak üzere ba¤l› olan klan, kabile ve aile-afliret iliflkilerinin parçalanmas›yla geliflir. Üst gruplar devletleflirken, alt gruplar yönetilen gruplara dönüflür. Bu da ac›mas›z ve yabanc›laflt›r›c› bir süreçtir. Duygusal zekân›n gerilemesiyle ba¤lant›l›d›r. Ezilen s›n›flar yönetici s›n›f gruplar›na ba¤l› olduklar› oranda, zihniyet egemenliklerini de meflrulaflt›rarak kendi düflkünlüklerini onaylam›fl olurlar. Ezilenlerin en lanetli duruma düflme an›d›r bu. Kendi müstebit sömürüsünü onaylama, her iki zekâdan yoksunlu¤un dip noktas›d›r. Zihniyetten yoksun olma toplum içinde en olumsuz, deklase durumu ifade eder. Tepede ne kadar soyut bir kurbanlaflt›ran ve kullaflt›ran kurgusal zekâ varsa, dipte de o kadar ak›l yoksunu al›k, dilenci, köle oluflmufl demektir. Tarihi zihniyet aç›s›ndan dönemsellefltirdi¤imizde, mitoloji ve dinsel aflaman›n a¤›rl›kta oldu¤u ilk ça¤lar (M.Ö. 5000-M.S. 500’ler), din ve felsefenin sentezi olan teolojik ortaça¤ (M.S. 5001500’ler), felsefe ve bilimin ayr›flt›¤› modern ça¤ (M.S. 1500 - günümüze kadar) biçiminde bir ayr›ma gidebiliriz. Mitolojinin dogmalaflmas› dini oluflturur. Mitolojiye tam din denilemez. Din de¤iflmez inanç ve tap›nma biçimlerini gerektirir. Tamamen kurgusald›r. Kurgulara inanmak dinin temelidir. Tek olumlu yan›, soyut düflünceye geçiflte toplumda derin bir yar›lmaya yol açarak bilimsel ve felsefi düflünceye zorlamas›, istemese de ona ortam haz›rlamas›d›r. Felsefe ve bilim düflüncesi dinsel düflünceyle diyalektik ba¤ içinde geliflirler. Dinin derin izlerini tafl›rlar. Felsefe kurgusal yan› a¤›r basan zekâ kaynakl› olsa da, somutu gözle-
meyle sürekli ba¤lant›land›r›r. Duygusal zekâyla ba¤›n› hepten kopartmaz. Soyutlama gücü en yüksek düflünce biçimidir. Bilime katk›s› dinden daha önceliklidir. Bilimin asl›nda felsefeden fazla fark› yoktur. Bilim deney temeli daha geliflkin felsefe olarak da yorumlanabilir. Her iki do¤ay› gözlem ve deneyle anlamland›rmaya çal›fl›rlar. Do¤rusu da budur. Fakat dinin sordu¤u niçin sorusuna yan›tlar›n›n olmamas› en önemli eksikli¤idir. Do¤an›n nas›l›n› cevapland›rmak, yaflam›n yeterli yan›t› olamaz. Koca bir evreni niçinsiz, nedensiz, amaçs›z varsaymak pek arzuya flayan bir yaklafl›m olamaz. Yaflam›n ‘niçin’ine yan›t› olmayan bilim, sonuçta kölelefltirici iktidara araç olmaktan kurtulamaz. Bilimin felsefe ve dinden (niçin ve amaç sorunsall›¤›na iliflkin) ayr›flt›r›lmas›n›n kapitalistik zihniyetle çok yak›ndan ba¤lant›l› oldu¤unu güçlü bir tez olarak ileri sürmek durumunday›m.
fiöyle kan›tlayabilirim: Din ve felsefe, hatta mitoloji toplumun haf›zas›, kimli¤i ve zihnen savunma gücüdür. Çokça çarp›t›lsa, kendine karfl›t k›l›nsa da, sosyolojik bir gerçekliktir. Tarihle, haf›zas›yla ba¤› kopart›lm›fl bir toplum ve böylesi bir toplumun bilimi ancak güncel iktidara hizmete koflturur ki, bu da kapitalizmdir. Kapitalizmde mitoloji, din ve felsefe neredeyse befl para etmez bir duruma indirgenmifltir. Neden? Cevap aç›kt›r. Binlerce y›l din, felsefe, efsane toplumun yar›klar›nda pusuya yatm›fl kapitalist unsurlar› (tefeci, dengesiz fiyat fark›n› kullanan spekülatörler) hep d›fllad›klar›, kendilerine meflruiyet tan›mad›klar› için. Din, felsefe ve efsane toplum düflüncesinde yerini korudukça, duygusal zekâ toplumda a¤›rl›¤›n› sürdürdükçe, kapitalizmin baflat hale gelmesi olanaks›zd›r. Hiçbir iktidar bu zihniyet -dolay›s›yla ahlak- ortam›nda kapitalizme meflruiyet kazand›ramaz. Dayand›¤› bir sosyo ekonomik düzen halinde savunamaz.
w.
ww
Sosyolog Max Weber, H›ristiyanl›¤›n Protestan mezhebini kapitalizme zihinsel ortam haz›rlayan, ahlaki olarak kapitalizme geçit veren bir zihniyet dünyas› olarak tan›mlar. Gerçek pay› olan bu de¤erlendirmeyi iki yönden elefltirmek mümkündür.
Bilimi kapitalistik gelişmenin bir ürünü olarak görmüyorum
a- Protestanl›¤›n kendisi en zay›f din demektir. Kapitalizm tarz› bilime de çok yak›nd›r. Daha da önemlisi, milli dinler ça¤›n› bafllat›r. Milliyetçili¤in bir nevi ön aflamas›d›r. Milliyetçilik ise, kapitalizmin halis bir ideolojisidir. Avrupa’daki büyük din savafllar›na bu aç›dan bakmak daha da tamamlay›c› bir anlama yol açar. Kapitalistler dinselli¤in en zay›f oldu¤u veya Protestanl›¤a yeni geçen co¤rafyada (Hollanda, ‹ngiltere, ABD) ilk defa zafer kazanma imkân› bulmufllard›r. Bu ülkeler ayn› zamanda her tür mezhep sapk›nl›¤›n›n s›¤›nd›¤› mekânlard›r. Burada dinin ortodoksisini savunmuyorum. Belirtmek istedi¤im, Protestan ahlak› H›ristiyanl›¤›n en zay›f ahlak› oldu¤u için kolay geçit olmufltur. Weber’den fark›m bu noktadad›r. Onun olumlu dedi¤ini, ben olumsuzluk olarak yorumluyorum. b- Paradoks gibi gelse de, kapitalist zihniyet genelde dinsel zihniyetin uzun tarihsel yürüyüflünün sonul veya en zay›flat›lm›fl bir aflamas›nda meflruiyet kazanm›flt›r. Ben bilimi kesinlikle kapitalistik geliflmenin bir ürünü olarak görmüyorum. Olan, talihsiz bir geliflme aflamas›na denk gelmedir. O da bilimsel devrimle kapitalist ekonomik devrimin Bat› Avrupa’da neredeyse ayn› yüzy›lda gerçekleflmesidir. Bu zamandafll›k, kapitalist zihniyet inflac›lar› taraf›ndan kapitalizmin bilimi do¤urdu¤u biçiminde çok büyük bir yalan› gerçek yerine koymalar›yla sonuçlanm›flt›r. Bilime katk›s› olan bireyler elbette kapitalizmin h›zl› geliflme içinde oldu¤u ayn› toplumlarda yafl›yorlard›. Fakat bu husus, bilim adamlar›n› kapitalizm ortaya ç›kard› gibi bir totolojiye kesinlikle yol açmaz. Bilim adamlar›n›n
ew e. c
hep kendine yalvartan s›fatlara bürünürler. Ac› çektirir, daha çok hükmetmekten hofllan›rlar. Esasta pazarda dolafl›ma giren mal dünyas›n›n bafl›na gelenler yans›t›lmaktad›r. Pazar ve kent tanr›lar› iç içedir.
Haziran 2009
om
32
Haziran 2009
SERXWEBÛN Öncelikle flunu belirtmeliyim ki, kapitalizmin tek boyutlu tan›mlamalar› sistemin a¤›r etkisi alt›ndaki zihniyet çal›flmalar›n›n bir sonucudur. En anti-kapitalistler olan ve bilimsel sosyoloji yapt›klar›n› idea eden Marksistler ve anarflistlerde de bu tür yorumlar› görmek mümkündür. Marks’›n bizzat kendisinin ekonomik altyap›y› tüm hukuki, siyasi ve ideolojik formlar›n izah›n›n kayna¤›na yerlefltirmesi, belki de u¤runa çok büyük savafllar verilen sosyalizmin baflar›l› olamay›fl›n›n temel nedenlerinin bafl›nda gelmektedir. fiu hususu iyi bilmek gerekir ki, hiçbir insan toplulu¤u zihniyet formunu uzun süre tan›madan, denemeden, maddi hayat (ekonomik yaflam) tarz›n› infla edip sistemlefltiremez. Zih-
te al›r) gelir. Asl›nda Karl Marks da paradoksal gözükse de bu çizgiyi proleter, anti-kapitalist sistem ad› alt›nda sürdürmüfltür. Sonuç, Alman ideolojisinin (zihniyetinin) faflizmle ve Hitler tarz› önderliklerle sonuçlanmas›d›r.
ne te we .c om
dinsel düflünceyle çeliflkileri vard›. Ama ço¤unlu¤u kapitalist zihniyete de tenezzül etmez konumdayd›. Söylenmesi gereken, kapitalizmin tüm düflünce biçimlerinden t›pk› mal, para spekülasyonundan kâr-sermaye sa¤lamas› gibi istifade etmesidir. Tüm düflünce formlar›n› tart›ya vurarak ç›kar›na olanlar› yeni felsefe veya din okullar› biçiminde istifleyip, liberalizm ve pozitivizm ad› alt›nda piyasaya yeniden sürmüfltür. Daha hazin olan›, yeni bir kumafl gibi müthifl bir kâr oran›yla satmay›, yani hâkim zihniyet durumuna getirmeyi, tafl›rma ustal›¤›n› veya kurnazl›¤›n› sergilemeyi baflarm›flt›r.
33
Hiçbir dini zihniyet kapitalizm zihniyeti kadar savaş baskı işkence doğurmadı
“Eğer günümüzde tarihsel bütünlüğü içinde uygarlığın son evresi kapitalizme ve tarihsel dayanaklarına karşı başarılı bir alternatif sisteme ulaşılmak isteniyorsa, tam bir bütünlük içinde zihniyet çalışmalarının yol göstericiliğinde siyaset felsefesi, siyaset kurumlaşması ve maddi hayat eylemleri iç içe aşkla döşenmek durumundadır”
niyet geliflimini karanl›kta b›rakarak yap›lan sistem analizleri, bizzat bu sistemlerin hegemonyas›na hizmet etmekten kurtulamaz. Çok karfl›t temelde oluflturulsa da böyledir. Verili hâkim sistemler öncelikle bu hâkimiyetlerini zihniyet ve siyasi kurumlaflmayla garantiye al›rlar. Maddi hayat ancak bu çerçevede düzenlenebilir. Marks’›n “Hegel diyalekti¤ini do¤rultuyorum” ideas›, san›ld›¤›n›n aksine kendisinin do¤rulanmas› de¤il, vahim yan›lg›s›d›r. Art›k iyice anlafl›lm›flt›r ki, metafizik düflüncenin doruk noktas› olarak Hegel idealizmi, Alman ulus-devletine giden yolda temel kilometre tafllar›ndan biridir. Daha öncesinde Luther (Protestan ideolojik inflac›s›), E. Kant (kat› nesnelcili¤e karfl› öznelli¤i, k›smen ahlakili¤i dikka-
ww
w.
Kapitalizmin zihniyet tan›mlanmas› çeflitli aç›lardan yap›labilir. Baflta yap›lmas› gereken eklektik, her kal›ba giren, aldat›c› riski yüksek, bir yandan en kat› dinsel dogmalardan daha dogmatik, en soyut felsefelerden daha saçma, spekülatif, putçulu¤un bile asla düflmedi¤i kadar s›¤ putçuluk olan pozitivizm ve liberalizm olarak tan›mlamakt›r. Pozitivizmle bilimi i¤difl edip inanç ve ahlak dünyas›na karfl› ç›kar›rken, liberalizmle de toplumun can›na okuyan bireycili¤i soyk›r›ma kadar t›rmand›ran ulus-devletçi tanr›ya dönüfltürmüfltür. Hiçbir dini zihniyet kapitalizm zihniyeti kadar savafl, bask› ve iflkence do¤urmad›. Hiçbir toplum bireyi kapitalizmin zafer kazand›¤› toplumdaki birey zihni kadar sorumsuz, ç›kar düflkünü, zalim, soyk›r›mc›, asimilasyonist, diktatör do¤urmad›. Mal ve para dünyas› üzerine kurulan tekel sistemi olarak kapitalizm, günümüzdeki finansç› zihniyetini infla ederken, insan toplumunu hiçbir Nemrut veya Firavunun yapmay› akl›ndan geçiremeyece¤i zihniyet kal›plar›na ba¤lar ve en afla¤›l›k putlar› karfl›s›nda küresel insanl›¤› secdeye kapand›r›rken, sadece zihinsel iflas ve çürümeden bahsedilebilir. Kapitalizmin zihniyet içeri¤ini biraz daha yak›ndan gözlemlemek büyük önem arz etmektedir.
Proudhon da kapitalizme ideolojik meta olmaktan kurtulamamıştır
Bu tehlikeyi zihniyet sorununda en iyi fark eden de Alman Filozof Nietzsche olmufltur. Nietzsche tarz› zihniyet çal›flmalar› gerçek bir kapitalist modernite karfl›tl›¤›d›r. Gelifltirilip siyaset felsefesi ve prati¤ine dönüfltürülememesi büyük bir eksikliktir. Gecikmifl olarak Frans›z filozoflar›n (Deleuze, Guattari, M. Foucault, vb), ‹talyan Gramsci’nin çabalar› çok yetersizdir ve siyasi kurumlaflmaya dökülmemifltir. Reel sosyalizmle zaten baflar›lan, kapitalist modernizmin sol ad› alt›nda en az›ndan yüz elli y›ll›k objektif suç ortakl›¤›d›r. Sovyet Rusya ve Çin deneyimi bu yarg›m›z›n çarp›c› do¤rulanmas›d›r. ‹lgili bölümlerde bu konuyu kapsaml›ca ele almay› umuyorum. Anarflistlerden özellikle ilk klasikler olan Proudhon, Bakunin ve Kropotkin baflta olmak üzere, kapitalizmin do¤ufluna yönelik elefltirileri birçok noktada daha ayd›nlat›c›d›r. ‹deolojik ve siyasi boyutu daha iyi görebiliyorlard›. Fakat do¤ru bir siyasi felsefe ve kurumlaflmay› baflaramay›fllar›, ahlak ve tarih konusundan bihaber olmalar› onlar› da son tahlilde kapitalizme bir ideolojik meta olmaktan kurtaramam›flt›r. Yine flunu belirtmeliyim ki, bir zihniyet çal›flmas› yetkin siyaset, ahlak, tarih ve pratik çal›flmayla bütünlefltirilmedikçe, karfl›t› taraf›ndan kullan›lmaktan, ya yok edilerek ya da asimile edilerek etkisizlefltirilmekten kurtulamaz. Ne ac›d›r ki, anti-kapitalist zihniyet çal›flmalar›n›n bafl›na gelen de, tarihte çok örne¤ini gördü¤ümüz (baflta H›ristiyanl›k, Budizm, Zerdüfltlük, Manicilik) ayn› kaderi paylaflmak olmufltur. Hemen belirtmeliyim ki, bu ö¤retilerin bofla gitti¤ini, kaderden kurtulunamayaca¤›n› iddia etmiyorum. Böyle olsayd›, zaten ne bu sat›rlar yaz›l›rd›, ne de özgürlük ahlak›na anlam verilirdi. Yapt›¤›m bir elefltiridir.
SERXWEBÛN
İnsanlar başarıyı seks gücünde arar hale sokulmuştur
ne t
Kapitalist sistem hegemonyac›l›¤›nda siyasi ve askeri zorun yeri önemli olmakla birlikte, esas ayakta tutan› toplumun kültür endüstrisiyle teslim al›nmas›, hatta felçli hale getirilmesi-
rek, gösteri (temafla eden) toplumunun zihniyet fethi tamamlanm›flt›r. Bu toplum, teslim al›nmaktan da daha kötü, sistemin diledi¤i gibi sevk ve idare etti¤i toplumdur. Asl›nda faflizmin ilk gösteri toplum deneyimi yenilmedi. Elebafllar› tasfiye edildi. Fakat sistem so¤uk savafl ve sonras›nda tüm topluluklara ulus-devletle ve küresel finans flirketleriyle egemen k›l›nd›. Yaflan›lan dönem Sümer, M›s›r, Hint, Çin ve Roma baflta olmak üzere, güçlü imparatorluk sistemlerinin toplumlar üzerindeki fethini katbekat geride b›rakm›flt›r. Kapitalizmin imparatorluk aflamas› hegemonyas›n›n (daha önceki sömürgecilik ve emperyalizm aflamalar›) zirvesi olup, her ne kadar objektif olarak
kaotik ve çürüme belirtilerini yo¤unca yaflasa da, sistemin toplumla çok oynayarak, yani zihni hegemonyay› içinden ç›k›lmaz hale getirerek bu gerçekli¤i telafi etmek istedi¤i çok iyi anlafl›lmak durumundad›r. Bu noktaya gelinmesinde, de¤inildi¤i gibi cinselli¤in (seksin) endüstrileflerek sunulmas› belirleyici etkenlerdendir. ‹nsanlar baflar›y› seks gücünde arar hale sokulmufltur. Hâlbuki cinsellik tüm canl›larda yaflam› fark etmede ve onu sonsuzlaflt›rmada ö¤retici bir etkinlik ifllevindedir. Tek hücreli canl›lardan tutal›m insan türüne kadar cinselli¤in ifllevini bu biçimde tan›mlamak mümkündür. Dolay›s›yla anlaml› ve hatta kutsald›r. ‹nsan top-
ww
w.
dir. Denilebilir ki, sistemin etkisindeki topluluk zihniyetleri insana yak›n maymunlardan daha geri ve oynat›lmaya müsait hale getirilmifltir. Hayvanat bahçelerindeki düzen, asl›nda tüm toplumun hayvanat bahçesi tarz›nda düzenlendi¤ine dair çok ayd›nlat›c› bir örnektir. Nas›l hayvanat bahçesindeki hayvanlar seyirlikse (gösteri unsurlar›), toplumun da bir gösteri toplumuna dönüfltü¤ü birçok filozofça tespit edilmifltir ve dillendirilmektedir. Baflta üç S’ler; seks endüstrisi, pefli s›ra ve iç içe spor ve sanat-kültür endüstrileri genifl bir medyatik reklam kampanyas›yla yo¤un ve sürekli olarak duygusal ve analitik zekây› bombalayarak, tamamen ifllevsizlefltire-
luluklar› da tarih boyunca bu tarz bir yorumu esas alm›fllard›r. Tüm antropolojik araflt›rmalar bu yorumu do¤rulamaktad›r. E¤er metalaflt›r›lamayacak (endüstrilefltirilemeyecek) bir iliflki veya iliflkiler varsa, bunlar›n baflta geleni cinsel iliflki olmak durumundad›r. Çünkü yaflam›n kutsall›¤›yla, yüceli¤iyle, süreklili¤iyle ilgilidir. Daha çok da sapt›r›l›p di¤er yaflamlar› tehdit etmeme sorumlulu¤uyla bezelidir.
Kutsal aile ocağı bir seks dergâhına dönüştürülmüştür
ew e. c
E¤er günümüzde, daha do¤rusu tarihsel bütünlü¤ü içinde uygarl›¤›n son evresi (tan›mland›¤› flekliyle) olan kapitalizme ve tarihsel dayanaklar›na karfl› baflar›l› bir alternatif sisteme ulafl›lmak isteniyorsa, tam bir bütünlük içinde zihniyet çal›flmalar›n›n yol göstericili¤inde siyaset felsefesi, siyaset kurumlaflmas› ve maddi hayat eylemleri iç içe aflkla döflenmek durumundad›r.
Haziran 2009
om
34
Cinsel istismar, denilebilir ki, sistemin en temel hegemonik araçlar›ndand›r. Sadece metalaflt›r›larak dev bir endüstriye dönüfltürülmemifltir; toplumda Hint fallus tanr›sall›¤›n› hem yozlaflt›r›p hem de k›rk kat geride b›rakan bir erkek egemen cinsiyetçilik dini haline getirilmifltir. Özellikle her erkekte bu yeni dini gösterge baflta edebiyat olmak üzere sanat›n bafl köflesine oturtularak tam bir uyuflturucu araca dönüfltürülmüfltür. Kimyasal uyuflturucular bu yeni cinsellik dini karfl›s›nda solda s›f›r gibi kalm›flt›r. Tüm toplum bireyleri medyatik reklam (sadece alelade reklam de¤il) kampanyalar›yla bir cinsel sap›k haline getirilmifltir. Genç, yafll›, hatta çocuk fark etmiyor; herkes kullan›l›yor. Kad›n en geliflkin seks nesnesine dönüfltürülmüfltür. Her zerresi seks ça¤r›flt›rmasa sanki para etmeyecekmifl gibi bir zihniyete mahkûm edilmifltir. Kutsal aile oca¤› bir seks dergâh›na dönüfltürülmüfltür. Kutsal ana ve tanr›çal›ktan geriye ifle yaramaz, bir köfleye at›lan ‘kocakar›lar’ kalm›flt›r. Çok hazin ve ac› verici bir durum. Suni döllenmeyle kad›n›n tam bir seks arac› olma süreci zirveye t›rmand›r›lm›flt›r. Tersi bir konum da sistem gere¤i varl›¤›n› dayan›lmaz boyutlara tafl›m›flt›r. Özünde bir ataerkil toplum gelene¤i olan baflta erkek olmak üzere çok çocuklu olma, sa¤l›k tekniklerinin devreye sokulmas›yla alt tabaka kad›nlar›nda çocuk do¤um makinesi rolüne indirgenmifltir. Böylelikle zor olan çocuk yetifltirilmesi de yoksullara yüklenerek, bir yandan genç iflçi
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“Kültürel hegemonyacılığa karşı mücadele en zorlu zihniyet mücadelesini gerektirir. Bu sistemin fetih, asimilasyon ve
kündür. Dolay›s›yla kültürel hegemonyac›l›¤a karfl› mücadele en zorlu zihniyet mücadelesini gerektirir. Bu sistemin fetih, asimilasyon ve endüstrilefltirerek yürüttü¤ü kültürel savafl›na karfl› mücadele hem içerik hem form olarak gelifltirilip örgütlendirilmedikçe, hiçbir özgürlük, eflitlik ve demokrasi mücadelesinin baflar› flans› yoktur. Bu yönlü sorunlar› da kapsaml› olarak Özgürlük Sosyolojisi’nde tart›flmaya çal›flaca¤›m.
ne te we .c om
ihtiyac› gideriliyor, di¤er yandan içinden ç›k›lmaz bir aile yozlaflmas› yarat›l›yor. Bir taflla birkaç kufl vuruluyor. Üst tabaka kad›n ve erke¤i art›k suni bebek, üvey evlat ve hayvan beslemeyle evlat kavram›n› yozlaflt›rarak eksikli¤ini giderirken, sonuna kadar seksi kalmaya çal›fl›p yeni seks dinini ritüellefltirerek bayg›nlafl›yorlar. Sonuç, alt›ndan ç›k›lamaz anlams›z bir nüfus, tarihin hiçbir döneminde görülmemifl bir iflsizlik ve çevre bunal›m›n›n insan yükünü tafl›yamaz bir konuma getirilmifl bulunmas›d›r. Bu sorunla nas›l bafl edilmesi gerekti¤ini daha çok ‘Özgürlük Sosyolojisi’nde ifllemeyi düflündü¤ümü belirtmeliyim.
35
Kültürel hegemonya olmazsa ekonomik ve iktidar tekellerini yönetemezler
kültürel savaşına karşı mücadele hem içerik hem form olarak
geliştirilip örgütlendirilmedikçe, hiçbir özgürlük, eşitlik ve başarı şansı yoktur”
Spor oyunları yaşama başarıyla katılım için düzenlenir
bilim, felsefe, sanat›n di¤er alanlar›, tarih, din ve hukuk gibi belli bafll› alanlar objelefltirilerek metalaflt›r›l›r. Kitap, film, gazete, TV, internet, radyo gibi araçlar bu endüstrinin metalar› olarak ifllev görürler. Burada kültürel metalar dev bir maddi kazanca yol açmakla birlikte, esas tahripkâr ifllevlerini zihinsel tutsakl›¤› tarihte efli görülmemifl boyutlarda gerçeklefltirip, s›¤›rdan beter s›n›f, ulus, afliret ve her tür cemaat, anlam›n› yitirmifl, özce amorf, flekilsiz ve maymun ifltahl› bir ‘kitle’ oluflturarak oynarlar. Bafl mimarlar› ulus-devletler, küresel flirketler ve medya tekelleridir. Para kazanmak ve tüketmek d›fl›nda toplumun hiçbir fleyi onlar› esas olarak ilgilendirmemektedir. En yoksullaflt›r›lm›fl kesimler bile bir gün çok kazanarak diledi¤ince yaflama amac› d›fl›nda düflünemez k›l›nm›fllard›r. Yoksullaflt›r›lman›n bir kültürel olgu olarak kullan›ld›¤›na dikkat edelim. Be¤enmedi¤imiz ortaça¤lar bile yoksullaflmay› isyan nedeni bellerken, resmi kültürel hegemonya alt›nda ücrete kavuflmay› amaç haline getirme sistemin kültürel zaferini gösterir. Kültürel endüstrinin iç içe oldu¤u seks endüstrisiyle birlikte sa¤lad›¤› egemenli¤in, dolay›s›yla tutsakl›¤›n en vahim yan› gönüllüce yaflanmas›, hatta özgürlük patlamas› olarak adland›r›lmas›d›r. Bunun yönetimin en güçlü dayana¤›, meflruiyet arac› oldu¤u kesindir. Kapitalizmin imparatorluk aflamas› ancak kültürel endüstriyle müm-
Spor toplumlarda bafllang›c›ndan beri kat›l›m için bir haz›rl›k oyunu olarak ifllev kazanm›flt›r. Spor oyunlar› yaflama baflar›yla kat›l›m için düzenlenir. Bir nevi toplumsall›¤a al›flt›rma rolünü oynarlar. Özellikle Roma ‹mparatorlu¤unun çürüme aflamas›ndan itibaren sporun yeni yeni endüstrileflti¤ini görüyoruz. Gladyatörlük kurumu böyledir. Kapitalizm bafltan itibaren sporu da iktidarla bütünlefltirip (profesyonelleflme) amatör özünü y›karak endüstrileflmeyi dayatm›flt›r. Metalaflt›r›lan di¤er önemli bir uyuflturma alan›d›r. Topluma üstün moralli ve fiziki dayan›kl›l›k temelinde kat›l›m yerine, para kazanma, bunun için rekabeti ç›lg›nca körükleme, toplumu pasif seyirciye dönüfltürme geçerli k›l›nm›flt›r. Arena kültürü (aslanlara yem olma ve gladyatör cinayetleri) tüm spor alanlar›na yay›lm›flt›r. Rekor ve alk›fl iki hâkim imgedir. Tak›m› olmak, dini ve felsefesi olmaktan daha önemli hale gelmifltir. Tak›m tutma tam bir hastal›k haline gelmifltir. Böylelikle yönetimler için kolay yönetmenin yetkin bir arac›na daha ulafl›lm›flt›r. Örne¤in futbolun yönetimler için oynad›¤› rolü hangi din veya felsefe oynayabilir? Kaba bir de¤erlendirmeyle üç (S)’ler endüstriye dönüfltürülerek yönetim sanat›n›n zirvesine ulafl›lm›flt›r. Küresel sermaye yönetimi, ulus-devlet iktidar› üç (S) endüstri haline getirilmeden gerçeklefltirilemez. Tekrar belirtmeliyim ki, olgu olarak cinsellik, kültür ve spor kendi bafl›na kötülenip elefltirilmiyor.
demokrasi mücadelesinin
ww
w.
Kültürün endüstrileflmesi, di¤er bir deyiflle yayg›n metasal üretimi de köleli¤in en etkin araçlar›ndan ikincisidir. Kültür dar anlam›yla toplumlar›n zihniyet dünyas›n› ifade eder. Düflünüfl, be¤eni ve ahlak üç temel konusudur. Kültür unsurlar›n›n sistem dahilinde siyasi ve ekonomik iktidar taraf›ndan kuflat›l›p sat›n al›nmalar› yüzy›llar›n iflidir. Tüm uygarl›k tarihinde kültür unsurlar›n› ba¤lamak meflruiyetleri aç›s›ndan vazgeçilmezdir. Ekonomik ve iktidar erkleri erkenden bu hususu fark edip tedbir almakta asla gecikmezler. Kültürün iktidarca asimilasyonu, hiyerarflilerin kurulufl dönemlerine kadar gider. Esas yönetim araçlar›d›r. Kültürel hegemonya olmazsa, ekonomik ve iktidar tekelleri yönetemezler. Zora ve sömürüye dayal› sistemler zorla olsa olsa k›sa süreli talanlarla varl›klar›n› ayakta tutabilirler ki, talan edilecek bir fley kalmay›nca ya birbirlerine girerler ya da y›k›l›p da¤›l›rlar. Kapitalist uygarl›kta kültürün rolü hayatidir. Tüm toplumsal alanlar›n zihniyet toplam› olarak kültür, önce asimile edilip (ekonomik ve siyasi iktidara uyarlama) sonra da yayg›nca ve yo¤unca tüm dünya topluluklar›na (uluslar, halklar, ulus-devletler, sivil toplum ve flirketler) tafl›r›lmas› için bir endüstri haline getirilir. Edebiyat,
endüstrileştirerek yürüttüğü
SERXWEBÛN
Finans çağı sanal yaşam olmadan yaşayamaz
Yönetmek için özne olmak gerekir
ne t
Kapitalizmin zihniyet hegemonyas›nda temelde medya organlar›nca yürütülen sanal dünya, di¤er çok önemli bir zihinsel araçt›r. Yaflam›n sanallaflmas›, analitik akl›n en uç s›n›rlara varmas›d›r. Savafl gibi en dehfletli bir olay bile sanal olarak sunuldu¤unda, ahlak› tek bafl›na y›kmas› iflten bile de¤ildir. ‹nsan beden ve zihninin deneyimlemedi¤i yaflama eskiden beri sahte yaflam denirdi. Sanal ismi tak›lmakla yaflam sahte olmaktan kurtulamaz. Sanal yaflam› olanakl› hale getiren teknik geliflim kendi bafl›na suçlanm›yor. ‹stismar› bir kere daha karfl›m›za ç›kar›p, bireyin zihnini felç eden özelli¤iyle de¤erlendiriliyor. Bafl›bofl teknoloji en tehlikeli silaht›r. Kapitalizmin tekni¤e hâkimiyeti ve milyarlar› yönetme ihtiyac› sanal yaflam› zorlayan esas etkendir. Yaflam art›k yaflanm›yor. Sürekli sanallafl›yor. Bir nevi ayakta ölüm oluyor. Simülakrlar sanal yaflam›n en somut halidir. Her olay›, iliflkiyi, eseri simüle etmekle insan bilgilenmez. Aptallaflt›r›l›r. Tüm uygarl›k eserlerinin taklidi yap›lmakla bir geliflme sa¤lanm›yor; taklit kültürünün hegemonyas› gerçeklefltiriliyor. Yaflam›n özünde yatan farkl›laflma asla tekrara dayanmaz. Tarih bile tekerrür etmez. Taklit, geliflmenin z›dd›d›r. Sanal yaflam ise s›n›rs›z taklide dayan›r. Herkes birbirini taklit ederek birbirine benzetilir. Böylelikle koyun sürüleri yarat›l›r. Finans ça¤› sanal yaflam olmadan yaflayamaz. Ancak s›n›rs›z aptallaflmayla yürüyebilir ki, o da sahte, sanal yaflamla gerçeklefltirilir. Buna karfl›l›k vermek, özgür yaflam›n en temel görevidir. Özgür yaflam› tan›mlamak, örgütlemek, toplumlar›n ayakta durmalar› için olmazsa olmazlardand›r. Özgürlük sosyolojisinin en çok cevapland›rmas› gereken sorunlar bu sahadad›r.
Sistemin bu baflar›s›n› birkaç yönden yorumlayabiliriz. Birincisi, toplumun ahlak ve dinle ifllevsel ba¤l›l›¤›n› gevfletmesi, laik hukukla ikinci plana indirip kendine tabi k›lmas›d›r. Din ve ahlak sisteme hizmet etti¤i oranda b›rak›l›yor. Hukuk ve laiklik özünde toplumsal denetimin kapitalist iktidara geçifl araçlar›d›r. Eski toplumun hem aristokratik kesimlerini, hem serflerini sermaye ve iflgücüne alan, rezerv oluflturmak için hukuk ve laiklik silahlar›yla tasfiye ediyor. Tümüyle ortadan kald›rm›yor. Uygarl›k taraf›ndan oldukça kullan›lan araçlar olduklar› için, uygarl›¤›n son sözü olarak kendisine de çok laz›md›r. Fakat ekonomik ve siyasi iktidar›na ortak olmamak, engel koymamak kayd›yla. Dinde reform ve hukuk devleti, bu ifllevle kapitalist modernitenin temel göstergeleri haline geliyor. Kapitalist ekonomi ve toplum haline geçiflin iki temel arac› olmak gibi asli rollerini oynuyorlar. Sistemin zihniyet problemlerinin çözüm arac›d›rlar ayn› zamanda.
‹kincisi, ‘bilimsel yöntem’dir. Nesne-özne ayr›m› zihniyet hegemonyas›n›n adeta kilididir. Görünüflte bilimsel yöntemin vazgeçilmezi olan nesnellik ilkesi, asl›nda öznelcili¤in hâkimiyeti için gerekli bir ön aflamad›r. Yönetmek için özne olmak gerekir. Do¤al olarak yönetilenlere düflen rol nesne olmakt›r. Nesne olmak eflyalaflmak, eflya gibi yönetilmektir. Eflya, dolay›s›yla do¤a olarak nesne, öznenin diledi¤i gibi yönetme erki haline geliflinin yöntemsel ifadesidir. Hem de bilimin amentüsü olarak. Özne-nesne ayr›m›n›n Eflatun’a kadar giden bir kökeni vard›r. Eflatun’un ünlü ‘idea’lar dünyas›yla basit yans›malar ikilemi benzer tüm ayr›mlar›n temelidir. Bunun mitolojik temelini ise harikulade biçimde Sümer ve M›s›r toplumlar›nda gözlemliyoruz. Üst hiyerarflinin tanr›sal yükselifli, yüceltilifli, alt›ndakilerin ise kullaflt›r›lmalar› asli kökenidir. Yaratan-yarat›lan, yöneten-yönetilen ikileminin zihinsel ifadesi tanr›-kul, kelam-eflya,
w.
ww
mükemmel idealar-basit yans›malar biçiminde gelifle gelifle özne-nesne ayr›m›na var›yor. Ruh-beden ayr›m› da bu kapsamdad›r. Bunun siyasi anlam› demokrasinin inkâr›, oligarfli ve monarflinin önünün aç›lmas›d›r.
Kapitalizmin kâr uğruna çiğnemeyeceği hiçbir insanlık değeri yoktur
Kapitalizmle analitik zihnin en hilekâr ve komplocu biçimlere büründü¤ünü iyi anlamak gerekir. Borsa bu gerçekli¤in en çarp›c› ifadesidir; spekülatif (kurgusal) zekân›n müthifl kâr getiren alan›d›r. Spekülasyon ve kurgusal zekâ sistemde ikiz kardefl haline gelirler. Politika ve askeri alanda da öyledir. Savafl hilekârl›k ve kurnazl›k üzerine kuruludur. Avc› kültürünün zirvesi oluyor. Kurgusal zekâ borsa, politika ve askeri alanlarda hiç olmad›¤› kadar manipülasyon ve komplo arac› haline gelmifltir. Vicdan ve duyguya zerre kadar yer vermez. Bir anda nükleer ve di¤er dehflet bombalar›yla canlar kavrulurken, di¤er bir alanda birkaç günde ter dökmeden milyarlar kazan›labilir. Denilebilir ki, kapitalizm bütün ç›plakl›¤›yla borsa, politika ve savaflta zihniyetini a盤a vurur. Kapitalizmin kâr u¤runa çi¤nemeyece¤i hiçbir insanl›k de¤eri ve duygusu yoktur. Hâlbuki yaflam›n olmazsa olmaz› duygusal zekâd›r. Bu zekâ türünden kopuldukça, yaflam›n anlam› giderek silinir. Ekolojik felaketler yaflam üzerindeki tehlikeyi bir nevi k›yamet haberi gibi vermektedir. Bunun sorumlusu çarp›k kullan›lan kurgusal zekân›n dil, iktidar, kent, devlet, bilim ve sanatla beslene beslene küresel Leviathan (küresel sermayenin dünya imparatorlu¤u) haline gelmesidir. Bu canavar› durdurmak, çok kapsaml› duygusal zekâ çabas›n› gerektirir. Onu zarars›z hale getirmek için özgür yaflam üzerindeki bask›s›n› püskürtmek gerekir. Gezegeni yaflanmaz hale getirmeden, onu yaflayamaz hale getirmek gerekir. Özgürlük sosyolojisinin temel görevi bu yaflamsal eylemin teorik bak›fl›na eriflmek ve do¤ru yap›lanmas›n› baflarmak olacakt›r.
ew e. c
Toplumsal oluflum ve süreklili¤in en hayati alanlar› olarak yozlaflt›r›l›p endüstrileflmeleri elefltiriliyor.
Haziran 2009
om
36
Haziran 2009 SERXWEBÛN
37
ne te we .c om
Koruculu¤un tasfiyesi Kürt sorununun çözümü için önemli bir ad›md›r Koruculu¤u kabul etmedi¤i için binlerce yurtsever katledildi. Birço¤u zorla göçertildi ve göç etmek zorunda “K
kalanlar›n köylerine ve mallar›na zorla el konuldu. Koruculuk sonuçta bir sistem biçimde örgütlendirildi. Öyle ki,
70 bini aflflaan bir silahl› güç ortaya ç›kar›ld›. Bunlar g›rtla¤›na dek suça bulaflfltt›r›ld›lar. Koruculuk adeta bir sektör, bir rant kap›s› haline getirildi. Uyuflfltturucu satmaktan tutal›m, silah kacakç›l›¤›na, halk›n mal›na zoraki el koymaktan,
h›rs›zl›k, çapulculuk vb birçok kirli, yüz k›zart›c› suça kadar her türlü suçu iflflllediler. Kürdistan’da art›k özel bir statüdür koruculuk. Her biri bir kontra halini alm›flfltt›r. Binlerce faili meçhul olay›n arkas›nda kesinlikle korucular vard›r” fl›r biçimde rollerini oynasalar, koruculu¤un tasfiyesiyle birlikte Kürt sorununun çözümü, demokrasi ve bar›fl yolunda küçümsenmeyecek anlamda bir ad›m da at›lm›fl olacakt›r.
‹hanetçisi iflflbbirlikçisi ajan› olmayan hiçbir halk yoktur
Biz de bu vesileyle koruculuk sistemini bir kez daha gündemimize al›p de¤erlendirmeyi, gerekli ve anlaml› bulmaktay›z. Tarihe bak›ld›¤›nda ihanetçisi, iflbirlikçisi, ajan›, muhbiri olmayan bir halk, neredeyse yok gibidir. Hemen hemen tüm halklar›n direnifl ve özgürleflme tarihlerinde, bu gibi kavramlara s›kça rastlan›l›r. En direniflçi ve yurtseverlik bilinci ya da duygusu güçlü olan Vietnam halk›n›n kurtulufl mücadelesinde bile Vietkonga karfl› mücadele eden ve “Da¤l›lar” diye bilinen bir kesimin, ABD emperyalizmiyle iflbirli¤i içinde oldu¤u biliniyor. Yine Latin Amerika’da iflbirlikçi iktidarlar›n kulland›¤› kelle avc›lar›, Afrika’da benzer çete ve ihanet örgütleri hep olmufltur. Fakat söz konusu olan Kürt halk›ysa ihanetin ve kahramanl›¤›n, iflbirlikçili¤in ve yurtseverli¤in, teslimiyetin ve direniflin boyutlar›, çok daha çarp›c› olmaktad›r. Bunun kuflkusuz tarihsel ve toplumsal bir çok nedeni vard›r. Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesinden önceki tarihte sömürge statüsüne nas›l getirildi¤i biliniyor. Ortaya ç›kan sonuç özetle fludur: Kürt, kendisi olmaktan
ww
w.
Mardin Maz›da¤›’n›n Kerte (Bilge) köyünde tüm dünyan›n tan›k oldu¤u bir katliam yafland›. Ayn› aileden say›labilecek (amca, day›, teyze, çocuk ve kad›nlar olmak üzere) tam 44 insan katledildi. Trajik oldu¤u kadar ayn› zamanda oldukça düflündürücü bir katliam. Bu olay da, daha önceki, benzerleri gibi yine PKK’ye mal edilmek istendi. Ancak katliamda yaralanan bir kifli, son nefesini vermek üzereyken, bu katliam› PKK’nin gerçeklefltirmedi¤ini, korucu olan akrabalar› taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini belirtti. Yine bu katliamda yak›nlar›n› kaybeden köylülerden Osman Çelebi, sald›rganlar›n ablas›n›n çocuklar› oldu¤unu belirterek, kendilerini tamamen ortadan kald›rmay› hedef ald›klar›n› söyledi. Çelebi, “Onlar›n amac› bizi tamamen silmek ve olay› PKK’ye mal etmekti. Ye¤enim olay yerinden kaçmay› baflard›. Baflka yaral›lar da var, her fley a盤a ç›kt›” dedi. Maz›da¤›’n›n Bilge köyünde ifllenen katliam›n PKK’ye mal edilmesi yönünde, en ufak bir ip ucu olmad›¤› için sömürgeci devlet bunda fazla diretmeyip geri ad›m att›. Konumuz flüphesiz Mardin’in Bilge köyündeki katliam› de¤erlendirmek de¤ildir. Ancak bu katliam›n, en az›ndan ad›na “köy koruculu¤u” denilen bu hain ve kirli sistemin tasfiye edilmesi için yeterli bir vesile teflkil etti¤ini belirtmek istiyoruz. ‹nsan haklar› ve demokrasiden yana, çözüm ve bar›fl› isteyen herkes ve tüm güçler, bu konuda gerçekten sorumluklar›na yak›-
ç›kar›lm›flt›r. Ne tek bafl›na ezilen bir ulus ne de sadece sömürge bir halk kavram›yla tan›mlanacak bir durumdad›r. Ne siyasi bilim ne sosyolojik terim ve argümanlarda buna bir isim bulmak, bir tan›mlaman›n içerisine al›p da anlamaya çal›flmak mümkündür. Kürdistan, insanl›¤›n en düflürüldü¤ü ve bitirilmek istendi¤i bir saha, Kürt ise kendisi olmayan bir halk durumundad›r. Bu nedenle ihanet ve kahramanl›k örnekleri bak›m›ndan, hiç bir halkla k›yaslanamayacak bir özgünlük ve özelli¤e sahiptir. Tarihinde ihaneti ve kahramanl›¤› bu kadar bol olan baflka bir halk yoktur. ‹haneti, düflürülmüfllü¤ü ve teslimiyeti ne kadar bol ve adeta s›n›r tan›maz bir düzeyde ise kahramanl›¤›, özgürlü¤e yürüyüflü ve yükselifli, fedakarl›¤›, fedaili¤i ve direnifli de o denli yüce olmufltur. Koruculuk sistemi denilen iç ihanet ve ajanlaflt›r›lm›fl kurumu da bu perspektifle de¤erlendirmek, yerinde ve do¤ru bir yaklafl›m olacakt›r. Tarihin farkl› dönemlerinde ve farkl› toplumsal koflullarda da olsa ihanetin ve iflbirlikçili¤in kökü derinlerdedir. Önderlik, bunu ta G›lgamefl’tan bafllat›r. Yine Med tarihinde Harpagos’un, biraz daha farkl› bir minvalde de olsa ‹dris-i Bitlisi süreci, fiêx Said isyan›nda Binbafl› Kas›m, Seyit R›za’da Rayber Kop, Bedirxan isyan›nda Yezdan fier, Güney’de cahfllar gibi, bu yönlü daha bolca örnek s›ralanabilir. Görülmektedir ki tarihin tüm aflamalar›nda, sömürgecili¤e ve iflgale
SERXWEBÛN
Özel savaflfl››n özel bir takti¤i olarak koruculuk sistemi geliflflttirildi
ww
w.
ne t
Di¤er yandan bilindi¤i üzere halk›m›z›n tarihinde kapsam› ve süreklili¤i bak›m›ndan en büyük isyan, PKK önderli¤inde gelifltirilenidir. Bundan dolay› Türk sömürgecili¤inin, tarihsel tecrübeleri kadar, genel insanl›k tarihinde görülen benzer uygulamalardan alm›fl oldu¤u gücü de arkas›na alarak, Özgürlük hareketine bu denli vahflice yönelmesi anlafl›l›rd›r. PKK, daha bir grup olarak ortaya ç›kt›¤›nda bir flermuhbir a¤› ile kuflat›l›p bo¤durulmaya çal›fl›ld›. Grubu içten fethetmek için grubun içinde inançs›zl›¤›, sevgisizli¤i ve karars›zl›¤› gelifltirmeyi hedefledi. Daha sonra Pilot Necati örne¤inde görüldü¤ü gibi s›zma yaparak, denetim alt›na almaya çal›flt›lar. Yönelimleri, Önderli¤in derin öngörüsü, sezgileri ve gelifltirdi¤i pratik önlemlerle bofla ç›kar›l›nca, bu kez aç›ktan yönelmeye bafllad›lar. Befl Parçac›lar ve Stêrka Sor harekete geçirildi. Alaattin Kapan denilen unsurun, Hakki Karer yoldafl› flehit etmesiyle Önderli¤in flahs›nda Kürdistan devrimcili¤ine, Apocu harekete “siz devletle bafl edemezsiniz, adeta yol yak›nken bu sevdadan vazgeçin” mesaj›n› vermek istediler. Önderlik ise
art›k kan akm›flt›r. Sorumluluk alt›na girilmifltir. Bu ciddi bir karard›r. Örgütlenerek hareketi büyütmekten baflka bir seçenek yoktur” diyerek partileflmeyi esas alm›flt›r. Grubun partileflmesiyle birlikte Kürdistan’da iflbirlikçi feodal komprador güçlere karfl› fliddetli bir mücadele gelifltirilmifltir. Sömürgecilik, daha o y›llarda, Süleymanlar çetesi ve Bucaklar gibi güçleri adeta bugünkü köy koruculu¤u tarz›nda örgütleyerek, iç ihanet rolünü oynatm›fl ve savafl›, bu flekilde Kürt iç savafl›na sürüklemeyi hedeflemifltir. Köy koruculu¤unu, flüphesiz özel savafl kapsam›nda görmek gerekir. Özel savafl hiç bir kural tan›mayan, halk›n inanç ve moral de¤erlerini istismar etmekten tutal›m her fleyi mubah gören, esas olarak da savafl› Kürdistanlaflt›rma takti¤idir. Öncesinde oldu¤u gibi Özgürlük mücadelesi tarihi boyunca da kirli, ac›mas›z ve ak›l almaz yöntemlerle zenginlefltirilerek, halk›m›za karfl› gelifltirilen bir savafl tarz›d›r. Özel savafl›n özel bir takti¤i olarak gelifltirilen koruculuk sistemi, as›l olarak 1985’lerde örgütlendirilmeye çal›fl›ld›. Koruculuk sistemiyle bir taflla bir kaç kuflu vurma misali, birden fazla amaçl› bir yönelim içerisine girildi. Her fleyden önce tarihsel zemini güçlü olan ihanet ve iflbirlikçilik, yeniden örgütlendirilip hortlat›lacakt›. Kürt’ün Kürt’e k›rd›rt›lmas›, en iyi koruculuk sistemiyle baflar›lacakt›. Feodal ve afliretsel yap› diri tutulacak, Kürdistan halk› yorgun, inançs›z ve hayalsiz b›rak›lacakt›. En önemlisi de
Kürdistan halk› kendi içinde on y›llar, belki de yüz y›llar boyu sürecek olan çat›flma ve düflmanl›k tohumlar›yla karfl›laflacakt›. Bunun için kimileri bilinçsiz oldu¤u için kimileri adeta açl›kla terbiye edilme biçiminde asgari bir maddi gelir karfl›l›¤›nda, kimileriyse ekonomik ve sosyal ç›karlar› için bu sisteme dahil edilip örgütlendirilecekti. Direnen, onurunu koruyan yurtseverlerin ise evi bafllar›na y›k›lacak, tutuklan›p iflkence edilecek ve katledilecekti. S›rf Özgürlük hareketine düflman olmad›¤›, onursuzlu¤un ad› olan koruculu¤u kabul etmedi¤i için binlerce yurtseverin katledildi¤i, zorla göçertildi¤i, köylerine ve mallar›na el konuldu¤u bilinmektedir.
ew e. c
karfl› baflkald›r› ve direniflin nitelik ve boyutlar› ne olursa olsun, sömürgeci ve iflgalci güçler; katliam, sürgün ve dara¤açlar›yla bast›rma ve yok etmek için içten çökertme, yani Kürt’ü Kürt’e karfl› kullanma yoluna baflvurmufllard›r. Bu, daha özelde aileyi aileye, aflireti aflirete, mezhebi mezhebe düflman hale getirecek denli, ac›mas›z bir flekilde uygulana gelmifltir. Art›k öyle ki, ihaneti içte örgütlemek, Kürt halk›n› esaret alt›nda tutman›n en kolay yolu olmufltur. ‹ç ihanet Kürt halk› için her zaman ba¤r›na saplanan bir hançer ve bünyeye yerlefltirilmifl bir ölüm mikrobu olmufltur. Her iflgalci gücün baflvurdu¤u bu yöntem, Kürdistan’da en ac›mas›z ve s›n›rs›z bir biçimde uygulanm›flt›r. Bir Kürt atasözü olan “Kurmê darê ne ji darê be zewel darê nabe” bundan dolay› söylenmifltir.
Haziran 2009
om
38
Temel politika koruculu¤u tasfiye etmek olmal›d›r
Koruculuk sonuçta gerçekten bir sistem biçiminde örgütlendirildi. Öyle ki, 70 bini aflan bir silahl› güç ortaya ç›kar›ld›. Bunlar g›rtla¤›na dek suça bulaflt›r›ld›lar. Her türlü gayr› ahlaki ve hukuk d›fl› ifllere bulaflt›lar. Koruculuk adeta bir sektör haline getirildi. Uyuflturucu ve esrar satmaktan tutal›m, silah kaçakç›l›¤›na, halk›n mal›na ve zenginliklerine zorla el koyma, h›rs›zl›k, çapulculuk vb birçok kirli, yüz k›zart›c› suça kadar her türlü rant kap›s› haline getirildi. Ad›na “Kelleciler” denildi. Halk›n namusuna yönelmeye bafllad›lar, k›z kaç›rd›lar. Koruculuk Kürdistan’da art›k özel bir
Haziran 2009
SERXWEBÛN yacak kadar farkl›d›r. Bir kere sömürgeci devlet ve iflgalci Türk ordusu bile PKK hareketine karfl› baflaramayaca¤›n› aç›kça itiraf etmektedir. Özgürlük mücadelesi, tarihinin en güçlü noktas›nda bulunmaktad›r. Kürdistan halk› yek vücut ayakta Önderli¤inin ve hareketinin etraf›nda kenetlenmifltir. Koflullar art›k çözüm sürecini zorlamaktad›r. Korucular›n devlet nezdinde bile güvenirlikleri kalmam›fl, oldukça teflhir ve deflifre olmufllard›r. Çünkü her biri, art›k devlet taraf›ndan bile savunulmayacak düzeyde, g›rtla¤›na dek suçlu ve suça bulaflm›fl durumdad›r. Devletin bile bafl›na bela olacak bir duruma gelmifllerdir. Koruculuk sistemi art›k miad›n› doldurmufltur. Tam bir suçlular toplulu¤u olmufllard›r. Her türlü bireysel hesap ve ç›karlar›n› -devletin bile kontrol etmekte güçlük çekti¤i bir düzeyde- korumaya ve gelifltirmeye çal›flmaktad›rlar. Eskinin kan davalar›, k›z kaç›rma, arazi anlaflmazl›klar› vb kullanmakta, birbirine yönelmektedirler. Ça¤›m›zda ve Özgürlük mücadelesinin gelmifl oldu¤u böyle bir süreçte, devletin dahi çaresizli¤ini gizleyemedi¤i bir dönemde, hala koruculuk sisteminde ›srar etmek beyhude bir çabad›r. Korucular› örgütleyen ve sistemini kuran güçlerin, halleri zaten ortadad›r. Ergenekon, sadece bunun küçük bir örne¤ini teflkil etmektedir. Gelinen noktada geliflmelerin neresinden bakarsak bakal›m, art›k bu hain ve u¤ursuz sistem çözülüp da¤›lmak, tasfiye olmak zorundad›r. Ancak bunun için iki fley oldukça önemlidir. Birincisi, Özgürlük hareketinin bundan sonraki politikalar›n›n daha çok sonuç al›c› düzeyde olmas›; ikincisi de, Kürdistan ve Türkiye’de siyasi ve toplumsal bir duyarl›l›k ve mücadelenin gelifltirilmesidir.
meye dönük her zamankinden daha fazla gayret sahibi olunmal›d›r. b) Belli bafll› kifli ve çevrelerle iliflkilenilip, ikna çabalar› artt›r›larak gelifltirilmelidir. Bu konuda ayr›ca DTP, Bar›fl Meclisi ve Sivil Toplum Örgütlerine büyük görev ve sorumluluk düflmektedir. Gerekirse özel baz› komisyon ve komiteler oluflturup, sorunun üzerinde önemle durmak gerekir. c) Özel savafl ve koruculuktan kaynakl› yönelimlerden dolay› ma¤dur olan halk›m›z›n, her türlü imkanlar› kullanarak hukuki ve yasal yollarla hesap sorma mücadelesini gelifltirmesi gerekiyor. Bunun için ‹HD, Mazlum-Der vb kurumlar daha da aktifleflmedir. d) Özgürlük hareketi bir taraftan bütün bu çal›flmalar› örgütlerken, di¤er yandan sadece aç›kça bilinen, teflhir ve deflifre olan kontralaflan kiflileri hedeflemelidir. e) Operasyonlara kat›lmayanlar›n ise hedeflenmemesi, bunun için yo¤un bir propaganda, anlat›m, ayd›nlatma, ikna çabas› içerisinde olunmas› önemlidir.
ww
w.
ne te we .c om
statüdür. Her biri bir kontra halini alm›flt›r. Binlerce faili meçhul olay›n arkas›nda kesinlikle korucular vard›r. Kürt yurtseverlerin evlerinden, iflyerlerinden, sokak ortas›nda kaç›r›l›p cesetlerinin yol kenarlar›, köprü altlar› ve bugün “ölüm kuyular›” denilen yerlere at›lmas›nda, korucular s›n›rs›z biçimde kullan›ld›. Özgürlük hareketi, bu iflbirlikçi, ihanetçi çete güruhuyla 27 y›ld›r savaflmaktad›r. Koruculuk sistemi, Özgürlük mücadelesinin geliflmesini engellemeye yetmemifl olsa da en az›ndan yavafllatm›flt›r. Çünkü koruculuk sistemine karfl› verilen mücadelede, harcanan zaman, enerji, güç ve olanaklar do¤rudan sömürgecili¤e karfl› kullan›lsayd›, çoktan sömürgecili¤e son verilmifl olacakt›. Korucular›n rolleri, halk›m›z›n özgürlük tarihi aç›s›ndan, bu denli kirli ve u¤ursuzdur. Yine bu denli suça bulaflm›fl suçlu ve günahkard›rlar. Bu nedenle Özgürlük hareketi, koruculuk sistemini sürekli gündeminde tutmufltur. Koruculu¤un ne kadar tehlikeli ve haince bir sistem oldu¤u konusunda, bafltan beri izah ve ça¤r›lar yap›lm›flt›r. Pratik yönelimlerde zaman zaman isabetsiz ve yöntemsiz yaklafl›mlar olsa da temel politika, bu sistemin bofla ç›kart›lmas› ve çökertilmesi olmufltur. Özgürlük hareketinin koruculuk sistemine karfl› gelifltirdi¤i temel politikay›, k›saca flöyle özetlemek mümkündür: a) Geçici köy koruculu¤unun örgütlendirildi¤i 1985 dönem; siyasi teflhir, psikolojik mahkumiyet ve Kürdistan halk›n›n ihanet ile kahramanl›k konular›nda bilinçlendirilerek, ayd›nlat›lmas›. b) 1993’e kadar ki dönem; koruculuk sisteminde yer alan tüm iflbirlikçi ve hainlerin hedeflenmesi. c)1993’ten 1999’a kadar ki dönemde, hedefler aras›nda seçim yapmak. d)1999 dönemde ise do¤rudan ve fiilen suç ifllemeyen ve operasyonlara kat›lmayanlar›n hedeflenmemesi. e) Çeflitli tarihlerde ç›kar›lan birçok af vb ça¤r› ve giriflimler. Koruculuk sistemi geçmiflte oldu¤u gibi, bugün de Özgürlük mücedelesinin gündeminde bulunmaktad›r. Ama koflullar hiçbir dönemle k›yaslanma-
39
Halk›m›z›n yüre¤ine saplanan ihanet hançeri ç›kar›l›p yok edilmelidir Bu konuda Özgürlük Hareketi aç›s›ndan a) Koruculuk sistemini sürekli gündemde tutularak teflhir, psikolojik bask› ve toplumsal duyarl›l›k gelifltir-
Toplumsal mücadele konusundaysa
a)Toplumun art›k bu koruculuk sistemine karfl› aktif bir mücadele içine çekilmesi, b)Bafl›ndan günümüze dek ifllenen suçlar›n belgeleriyle birlikte toplumun gündemine tafl›r›lmas›, c) Sorunun soru önergeleri biçiminde parlamentoya tafl›r›lmas›, d) Bir çok parti, STÖ, sendika vb kesimlerle görüflüp koruculuk sisteminin la¤vedilmesine dönük bir kampanyan›n gelifltirilmesi, e) Bilge köyünde gerçekleflen katliam›n mutlaka ayd›nlat›lmas› ve koruculuk sistemin çözülmesine vesile yap›lmas› için tüm bar›flsever, demokrat, ilerici, insan haklar› savunucusu güçlerin harekete geçirilmesi gerekmektedir. Bu temelde ancak halk›m›z›n yüre¤ine saplanan bu ihanet hançeri art›k ç›kar›l›p, bünyeyi zehirleyen mikrop yok edilebilecektir. Böylece Kürdistan ve Kürt halk› flahs›nda, yenilen ve kaybeden ihanet; kazanan kahramanl›k ve direnifl olacakt›r.
SERXWEBÛN
40
Haziran 2009
Abdullah Öcalan
om
E¤er soruna do¤ru yaklafl›l›r demokratik çözüm geliflirse bar›fl sa¤lanabilir “Meflru savunma çok önemlidir. Bir böcek bile kendini savunmak için
ç›rp›n›r. Sadece gerilla için söylemiyorum, gerilla sivil ayr›m› yapm›yorum herkese söylüyorum. DTP için de söylüyorum. Bir gül dahi kendini
savunmak için etraf›nda dikenler oluflturur. Do¤ru anlafl›lmal›. Ben meflru
ew e. c
savunma derken kendilerini savunmas›nlar demiyorum, hatta kendi savunmalar›n› k›rk kat daha da büyütebilirler”
Çözüm olacaksa 1921 Anayasas› esas al›nmal›d›r
ww
w.
ne t
Son dönem operasyonlar› devlet içinde bir kesim yap›yor. Ergenekon’un iflidir. Bunlar›n resmi devlet oldu¤unu söylemiyorum ama devlet içinde etkili bir kesimdir. AKP demokratik ad›mlar› atmazsa s›k›fl›r. Bunlar taraf›ndan s›k›flt›r›l›r. Bunlar›n vatandan anlad›¤› siyaset ve rantt›r. Bunlar›n iktidardan ve devletten anlad›¤› kendilerine ve kendi yarenlerine devlet imkânlar›n› peflkefl çekmektir. Bunlar›nki tekel ve talan ekonomisidir. Mehmet Ali fiahin, Adalet Bakanl›¤›’ndan ayr›lmadan önce bunlar için; ‘bu zihniyet ‹ttihat Terakki Komitac›l›¤› zihniyetidir’ demiflti. Bunlar› biliyor, onlar› iyi tan›yor. Bu sözü bofluna söylemiyor. ‹ttihat Terakki zihniyeti gücünü hala koruyor. Ergenekon bir k›sm› cezaevinde olsa da zihniyeti halen iflbafl›ndad›r. Ergenekoncular halen güçlüdür. Bunlar›n yüzy›ll›k bir geçmifli var. Bu ‹ttihat Terakki Komitac›l›¤› zihniyeti bu dönemde her fley yapabilir. Bilge Köyü, Diyarbak›r olay›, ‹ttihat Terakki Komitac›l›¤›n›n devam› olan Ergenekon’un iflidir. Bunun gibi yüzlerce, binlerce eylem gerçeklefltirdiler. ‹ttihat ve Terakki ilk ifl olarak 1908’de Dr. Naz›m’› öldürdü. Sonra Sultan Abdulhamit’e Meflrutiyet ad› alt›nda müdahale ettiler. Bab-› Ali’ye bask›n düzenlediler. Sultan Abdulhamit ile Mustafa Kemal’i mukayese etti¤imizde; Sultan Abdulhamit Padiflaht›. Padiflah demek, sözü kanun demektir, bü-
tün yetkileri elinde bulunduran tek yetkili kifli demektir. Sultan Abdulhamit’i enterne ettiler. Sürgün ettiler. Sonra Sultan Abdülhamit’e ne oldu, bilinmiyor. Sultan Abdülhamit’i enterne eden zihniyet Mustafa Kemal’i de enterne etti, yapanlar ‹ngilizler ve ‹ngilizlerin iflbirlikçileridir. Bu aç›dan Abdülhamit ile Mustafa Kemal’i birbirine benzetiyorum. Bunu asl›nda tarihçiler Mustafa Kemal ile Abdülhamit’i karfl›laflt›rabilirler. Mustafa Kemal üzerinde bu arada biraz daha yo¤unlaflt›m. Mustafa Kemal’i nereye oturtabiliriz diye düflünüyorum. Mustafa Kemal, Kürtlerle iflbirli¤i yaparak bu mücadeleye bafllad›. 1921 Anayasas› Kürtlerle iflbirli¤ini esas alarak haz›rlanm›flt›r. Kürtler Kürdistan Mebusu olarak Meclis’te yer ald›lar. Mustafa Kemal, Cumhuriyet kurulduktan sonra da Kürtlere iliflkin düflüncesinden vazgeçmemifltir. Ocak 1924’te de Kürtlere Muhtariyet verilmesi fikrini dile getirmifltir. Resmi belgelerde de var, görmüyorlar m› bunu? Bu tarihten sonra Mustafa Kemal’i kuflatt›lar. Mustafa Kemal de bu fikrinden vazgeçmek zorunda b›rak›ld›. Kürtler o dönemde Mustafa Kemal’i tam olarak anlayamad›lar. Sonra isyanlar oldu. Menderes niçin idam edildi¤ini bilmiyordu. O¤ul Menderes Demokrat Parti’den istifa etmifl, bu önemli bir noktad›r. fiöyle diyor; “Cindoruk, Demirel’in hukuki temsilcisidir.” Cindoruk hukuki, Demirel fiili baflkand›r. Menderes niçin istifa ediyor? Çünkü bunlar›n babas›n›n ölümünde rolleri vard›r. Bunlar o za-
man Menderes’le birlikte olmalar›na ra¤men Menderes’in idam›nda pasif kalm›fllard›r. O¤ul Menderes, Demirel, Cindoruk onlar› babas›n›n ölümünden dolayl› olarak sorumlu tutuyor. Nesnel olarak idam edenlerle birlikte hareket etmifllerdir. 6-7 Eylül Olaylar›, K›br›s’taki katliamlar ve Rumlar›n sürülmesi gibi olaylar Gladionun iflidir. Amerika’da Rum lobisi çok güçlüdür. Menderes’i o zaman 6-7 Eylül Olaylar›, K›br›s’taki katliamdan sorumlu tutarak Ergenekonculara idam ettirdiler. O¤lu, babas›n›n ölümünü bence iyi çözmüfltür. Turgut Özal’›n ailesi, o¤lu, ‘babam öldürüldü’ diyor. Bunu kimin yapt›¤›n› söylemiyorlar! Bunu onlar›n söylemeleri çok daha önemlidir ama aile bunu söylemiyor, demokrat ayd›nlar söylüyor! Kardefli Bakan oldu, bunu söylüyor, o¤lu bunu söylüyor ama bir türlü bunu yapanlar› aç›klamaya cesaret edemiyorlar. Bu dönemde beli bir ayr›flma olacakt›r. CHP ve MHP Ergenekon’un sivil kanad›d›r, Baykal Ergenekon’un avukat› oldu¤unu söylüyor. Ben eskiden beri Baykal’a flüpheyle bak›yorum. Bu dönemde ayr›flma daha da olacakt›r. MHP de tamamen Ergenekon içindedir. Baykal ve Bahçeli rollerini çok iyi oynuyorlar. Her alanda yap›lanmalar› var; askeri, sivil her alanda. Birçok alan› örgütlemifller. Bunlar araflt›r›l›rsa çok daha büyük fleyler ortaya ç›kar. Bu öldürülen Rus milletvekili Gallina ile Foruhar –‹ran’da Millet Partisi’nin baflkan›yd›- benim gidebilece¤im yerlerle ilgili çal›flmalar yapm›fl. 20 Kas›m’da öldü-
Haziran 2009
SERXWEBÛN yeni fleyler yapmak isteyebilir. Cumhurbaflkan› Gül’e de bu nedenle dava aç›yorlar? Bu dava açan hâkim, hâkim bile de¤il. E¤er ba¤lant›lar› araflt›r›l›rsa bu davan›n Ergenekon ifli oldu¤u ortaya ç›kacakt›r. Cumhurbaflkan›’na dava aç›lmas› tam bir kepazeliktir. Asl›nda Abdullah Gül’ün o trilyonluk davada suçu da yok, o paralarla bir ilgisi de yoktur. Cumhurbaflkan›’na dava aç›l›yorsa, her fleyi yapabilirler demektir. Bu dönemde Cumhurbaflkan› ve AKP, demokratik ad›mlar atmak zorundad›r. Cumhurbaflkan›’n›n bunu dile getirmesi de bofluna de¤ildir. E¤er ad›mlar atmazsa onu da tasfiye edecekler. Ya Abdullah Gül, ad›mlar att›rarak onlar›n gücünü azaltacakt›r ya da onlar Abdullah Gül’ü enterne edecektir. Abdullah Gül de çok zavall› görünüyor. Bilemiyorum belki de bilerek öyle görünüyordur. Çözüm olacaksa 1921 Anayasas› esas al›nmal›d›r. Ben bundan baflka bir belge tan›mam. Bu tarihi bir belgedir. Bunun üzerine yo¤unlaflaca¤›m. 1921 Anayasas› ayr›l›kç› bir anayasa de¤ildir, birlefltiricidir, Misak-› Milli s›n›rlar›n› kapsar, ayr›flma yoktur. Kürdistan milletvekilli¤i vard›r, Kürtler için muhtariyet vard›r. 1921 Anayasas› demokratik çerçevede bir anayasad›r; Kürtlerle Türklerin ortak ulusal kurtulufl belgesidir. Bu anayasa Kürtlerle Türklerin ortak anayasas›d›r. ‹çinde Kürtlere muhtariyet vard›r. Musul-Kerkük’ü de içine al›yor, Suriye ve Irak’taki Kürtleri de içine al›yor hatta Türkmenleri de içine al›yor. Ben bugün bu bölgeleri içine als›n demiyorum ama diyalog olmal›d›r ve oradaki Kürtler için bir çözüm gündeme gelmelidir.
Ordu içinde de farkl› düflünenler var Orduda da herkes ayn› düflünmüyor. Baz› yerlerde yo¤un çat›flmalar yaflan›yor, baz› yerlerde de yaflanm›yor ya da az yaflan›yor. Bu da flunu gösteriyor; ordudaki yerel birimler kendi inisiyatiflerini kullanabiliyorlar. Ordunun merkezi de bu operasyonlar› yap›yor olabilir. Ama biliniyor, ordu içinde de farkl› düflünenler var. Hilmi Özkök dört tane darbeyi kendisine dayat›lmas›na ra¤men engelledi. Darbe yap›lmas›n› kabul etmedi. Her alanda bu böyledir. Seçime de müdahale ettiler. A¤r› ve Halfeti’deki seçim sonuçlar›na da müdahale ettiler. Ben her yerde bunlar müdahale ediyorlar demek istemiyorum ama güçlü olduklar› yerlerde inisiyatiflerini kullan›yor, müdahale ediyorlar. AKP de bu dönemde belki ad›mlar atabilir. Bülent Ar›nç gibiler demokratik ad›mlara h›z kazand›rabilir. Çünkü onlar da kendi aralar›nda yo¤un olarak tart›fl›yorlar. Ergenekon AKP’nin içinde
ne te we .c om
rülmüfller. Bu öldürme olay› Gafur ad›nda birisinin vas›tas›yla Mustafa Özbek’e rapor ediliyor. Mustafa Özbek, bir sendikan›n baflkan›d›r. Hâlbuki bir sendika baflkan›n›n bu ifllerle ne ilgisi olabilir? Ama asl›nda bu bir sendika de¤il, sendika ad› alt›nda örgütlenmeler yap›yorlar. Ergenekon yurt içinde de yurt d›fl›nda da hukuk tan›m›yor. Bu raporda beni 98’de etkisizlefltirmek için ‹talya’ya 26 kifliyi nas›l soktuklar›n› anlat›yor. Onlar› nas›l etkiledi¤ini anlat›yor. Kald› ki bu öldürme olaylar›, bu olaylar sadece bir ayl›k programlar›d›r. E¤er araflt›r›l›rsa çok kapsaml› olaylar a¤› ortaya ç›kar. Baflka sendikalar da iflin içinde var. TÜRK-‹fi bunun derin bir aya¤›n› oluflturuyor. K›br›s’taki seçimlerine kadar müdahale ediyorlar. Ergenekon büyük bir kapand›r. Bu kapandan ç›kmak öyle kolay de¤ildir. Buradan ç›kmaya çal›flan› öldürüyorlar. Gazetelerde Muhsin Yaz›c›o¤lu’nun efli, Yaz›c›o¤lu’nun telefonun haf›zas›n›n kendisine teslim edilmeden önce silindi¤ini söylüyor. Bunu efli söylüyor!
41
Bilge Köyü’ndeki katliam› bize mal edeceklerdi
ww
w.
Bilge Köyü’ndeki katliam› kimse tam olarak bilmiyor, ben de tam olarak bilmiyorum niçin yapt›klar›n›? Bilge Köyü’ndeki katliam›n nedenini bas›n ortaya ç›karamad›. Bizim ad›m›za gazetecilik yapan kifliler de bu olay›n üzerine gitmediler. Niye gitmediler, çünkü çizgiyi takip etmiyorlar. E¤er çizgiye ba¤l› kalsalard› gerçekleri ortaya ç›kar›rlard›. Bu katliam› yapt›ktan sonra bize mal edeceklerdi. E¤er o muhtar ölmeden önce konuflmasayd› olaylar ortaya ç›kmayabilirdi, üzerimize y›kabilirlerdi. Bu konuda herkes dikkat etmelidir. Diyarbak›r’daki olay› da bizim üzerimize y›kmaya çal›flt›klar› biliniyor. Bu Ergenekon operasyonunda yakalananlar Ergenekon’un sadece bir k›sm›, devede kulak bile de¤il, devede k›l bile diyemeyece¤imiz kadard›r. Ergenekon’un büyük k›sm› daha d›flar›dad›r. AKP, Erdo¤an’a suikast plan› ortaya ç›k›nca alelacele Ergenekon için dü¤meye bast›lar. Ergenekon çözüm önünde engel olmak istiyor. Çözümü engellemek için
SERXWEBÛN
w.
ww
Kendilerini savunamazlarsa avukatl›k da yapamazlar. Çünkü hukukun siyasi temelleri vard›r, hukuk siyasete dayan›r, hukukun arkas›nda siyaset vard›r. Hukuku bilmek için siyaseti bilmek gerekir. Siyaseti bilmek, siyaset yapmak için de ideolojiyi çözmek gerekir.
Meflru müdafaay› kimse yanl›fl anlamas›n savunma eksiksiz uygulans›n
Ben Cuma ve Cemal’in dürüstlüklerinden, iyi niyetinden flüphe etmiyorum. Murat Karay›lan iyi niyetli bir arkadafl›m›zd›r. Örgütün bafl›ndad›r. Cevap da olmak istiyor, bunun için çaba sarf ediyor. Ancak ne kadar›n› çözebilir, ne kadar›n› yerine getirebilir, buradan bilemiyorum. Ayn› flekilde Avrupa’daki arkadafl, çal›flmalar yap›yor. Ancak çözüm gücü ne kadar derindir, ne kadar›n› yerine getirebilir buradan bilemiyorum. DTP’nin bafl›ndaki Ahmet Türk de ayn› flekilde ne kadar baflar›l›, ne kadar anl›yor, yafl itibariyle de söylüyorum ne kadar yürütebilir, buradan bilemiyorum. Bunlar›n bilinç düzeyleri ne kadar yeterli olabilirler, buradan bilemiyorum. Hepiniz ciddiyetsiz yaklafl›yorsunuz. Ben bu ciddiyetsiz kiflili¤i daha önce çözümlemifltim. Bu ifllerle u¤rafl›yorsan›z çok ciddi olmak zorundas›n›z. Mahkemeye verdi¤im savunmalar›mda gül örne¤ini vermifltim. Bir bitki bir böcek kendini savunuyorsa bir insan tabi ki kendini savunacakt›r. Bir da¤ kuflat›l›yorsa bu kuflatmay› kald›rmak için ne gerekiyorsa yapacakt›r. Hatta daha fazlas›n› yapmal›d›r. Bunlar ciddi olmazsa yüzlerce uçakla bafllar›na bomba ya¤d›rabilirler. Meflru savunma eksiksiz uygulanmal›d›r. Meflru savunma için orada herkes kendi tedbirini kendisi al›r. Da¤daki gruplar hepsi otonomdur. O anda çekilmesi gerekiyorsa ne yap›lmas› gerekiyorsa kendi karar›n› kendisi verir. Kandil bile müdahale edemez. Ne ben ne Kandil bunlara yol gösteremez. DTP milletvekillerini de zorla ifadeye ça¤›r›yorlar. Bu hukuksuzluktur. Asl›nda bu bir kuflatmad›r. Birkaç y›ld›r onlar› içeri almak istiyorlar. Kuflatarak bo¤mak istiyorlar, onlar› teslim
ew e. c
meflru savunma ile ilgili görüfllerim buradan DTP’den Kandil’e kadar hiç kimse yanl›fl anlamamal›d›r. Do¤ru anlafl›lmal›. Ben meflru savunma derken kendilerini savunmas›nlar demiyorum, hatta kendi savunmalar›n› k›rk kat daha da büyütebilirler. Ben bar›fl, diyalogdan bahsederken, meflru savunmadan bahsederken kendi tedbirlerini almas›nlar fleklinde söylemiyorum. Böyle de¤erlendirilmemelidir. Biliniyor, daha önce bu konuda söyledi¤im fley yanl›fl anlafl›lm›flt›. Gerillalar s›n›r d›fl›na çekilsin derken yüzlerce arkadafl›m›z flehit olmufltu. Ama ben kendi tedbirlerini almas›nlar demedim. Kendi lojistik ve ideolojik çal›flmalar›n› yapabilirler, tedbirlerini alabilirler. Konumlamalar›n› iyi yapabilirler. Ayn› flekilde meflru savunma derken kendi tedbirlerini almas›nlar fleklinde de¤erlendirilmemelidir söylediklerim. Mesela bir çat›flmas›zl›k ortam› olur, art›k asker bize sald›rm›yor denilir, a盤a ç›karlar. O an asker de onlar› tespit eder ve imha etmek için operasyon yapar, oray› bombalarlar, kafana bindirirler. Hiçbir fleyden haberin yokken bir anda tepende k›rk uçak seni bombal›yor ve imha ediyor. Bunlara dikkat edilmelidir. Meflru savunmay› herkes yapar. Ben öz savunma kavram›n› bunun için gelifltirdim. Her grubun herkesin, kad›nlar›n, özellikle kad›nlar›n kendilerini savunmalar› gerekti¤inden bahsetmifltim. Kendi öz savunmalar›n› gelifltirmeleri gerekti¤ini söylemifltim. Ayn› fley DTP için de geçerlidir. Herkes bilinç ve iradeleriyle kendilerini korumalar›n› bilmelidirler. Kad›nlar için de daha önce kendilerini korumalar›n› bilmelidirler demifltim. ‹lginçtir, savunma yapmalar› gerekenleri de ben savunmak durumunda kal›yorum. Her grup, herkes kendi bulundu¤u alanda kendi savunmas›n› yapar. Ben illahi herkes ayn› savunmay› yaps›n demiyorum. Diyarbak›r Barosu bölgedeki binlerce faili meçhulü araflt›rmal›, bu konuda bunlar›n a盤a ç›kar›lmas› için çal›flmalar yapmal›d›r. Mesela bir hukukçu avukat o alanda binlerce fley ortaya ç›kar›r. Bu konuda çok önemli büyük savunmalar haz›rlar. Son DTP operasyonunda içeri al›nanlar var. Biliniyor, iki yüz tutuklu içinde avukatlar da var.
ne t
de önemli ölçüde vard›r. Bunlar aras›nda fikri uzlaflmazl›k olacakt›r. Bu dönemde ayr›flacaklard›r. Bülent Ar›nç da söylüyor, ‘biz muhafazakâr demokrat›z’ diyor. Türkiye’deki demokrasi blo¤unu üçe ay›r›yorum. Birincisi muhafazakâr demokratlar, AKP içindeki baz›lar›. ‹kincisi Liberal demokratlar; Taraf çevresi ve di¤er birçok ayd›n. Üçüncüsü Radikal demokratlar. Ben kendimi ve DTP’yi bu flekilde de¤erlendiriyorum. Bir de bu blokta yer alan demokratik solu da bu grupta de¤erlendiriyorum, yani radikal demokratik sol. Kaçt›r söylüyorum bu Ergenekoncu sol ile Radikal Demokratik Sol kesin olarak ayr›flmal›d›r. Daha önce aray›fl konferanslar› yap›ls›n demifltim. Bu konular konferanslarda derinli¤ine tart›fl›l›r. Çat› örgütlenmesi tamamlanmal›. Buna kat›lanlarla devam edilmeli. Kat›lmayanlar zaten Ergenekoncu soldur. E¤er Türkiye’de bar›fl ve demokrasinin gelmesini istiyorsak muhafazakâr, liberal ve radikal demokratlar bir araya gelmeli ve birlikte hareket etmeliler. Bu üçü birlikte demokrasi blo¤unda bir araya gelmelidirler. Yoksa Ergenekon’a karfl› baflar›l› olamazlar, baflar› flans›n› bulamazlar. Hangi blok kazanacak? Bunu çal›flmalar belirleyecek. Burada AKP’ye ça¤r›da bulunuyorum, ne yapacaklarsa aç›k olarak halk›n önünde yapmal›d›rlar. Kendi çözüm önerilerini ortaya koymal›d›rlar. Ben burada Baflbakana da sesleniyorum. E¤er Menderes ve Özal gibi olmak istemiyorlarsa demokratik siyasetin önünü açs›n. Bu çok önemlidir. Mesela bu konuda ‹talya’y› örnek alabilirler. ‹talya bu konuda biraz baflar›l› oldu ama tam de¤il. Onlar›n halen Berlusconi’leri var. Ama ‹spanya daha demokratik hale geldi, daha geliflti. Zapetero demokratik siyasetin önünün aç›lmas› konusunda baflar›l› oldu. Birçok operasyonlar yap›l›yor. Meflru savunma çok önemlidir. Bir böcek bile kendini savunmak için ç›rp›n›r. Bütün herkes, bütün gruplar için geçerlidir. Sadece gerilla için söylemiyorum, gerilla sivil ayr›m› yapm›yorum herkese söylüyorum, DTP için de söylüyorum. Bir gül dahi kendini savunmak için etraf›nda dikenler oluflturur. Ben daha önceki savunmalar›mda da söylemifltim. Benim
Haziran 2009
om
42
Haziran 2009
SERXWEBÛN Anayasas›n› esas al›p buradan bafllataca¤›m. Devlet içinde bu güne kadar çözümün önünde engel olan kimdir? Diye soraca¤›m. Bugüne kadar devlet içinde monolitik, flovenist, faflist kesimler çözümün önünde engel oldu. Ben bunlar› aç›klarken aç›kça söylüyorum; o tarihten bugüne kadar çözüme engel olanlardan hesap soraca¤›m. Bunu burada aç›kça söylüyorum. Bu aç›klayaca¤›m yol haritas›ndan sonra baz› ad›mlar herhalde at›l›r. E¤er at›lmazsa demokratik çözüm geliflmezse ben Kürtlere diyece¤im ki olmad›. Bunlar çözüm istemiyorlar. Bunlar bugüne kadar sorunu çözmediler, bundan sonra da monolitik, flovenist, faflist politikalar›na devam edecek. AKP’yi de deflifre edece¤im. Kürtlere de siz bunlara karfl› ne yapacaksan›z kendiniz yapars›n›z, kendi karar›n›z› kendiniz al›rs›n›z, diyece¤im. Ben burada bu koflullarda kimseyi yönetemem. Ondan sonras› için ben sorumlu de¤ilim. Kendi direnifllerini ne kadar geniflletirler bilemem. Bundan ben sorumlu de¤ilim. Kimse bundan dolay› da benden karar ald›rmas›n. Biliniyor, daha önce de baz› kararlar› benim almam istendi. Benim üzerime kald›. Hay›r, ne yap›lacaksa ne karar verilecekse kendileri karar verir. Daha önce bir geri çekilme karar› alm›flt›m, yüzlerce arkadafl›m›z flehit düflmüfltü. Kimse benden böyle bir fley beklemesin. Çat›flmas›zl›k sürecinde en iyi nas›l konumlanacaklar›na kendileri karar verir. Ben burada manevi bir flahsiyetim. On bir y›ld›r bar›fl için çal›fl›yorum. Bana çok misyon biçiyorlar, biraz da abartarak önder oldu¤umu söylüyorlar. Benim burada içinde bulundu¤um koflullar› bilmiyorlar m›? Ben burada yönetemem, onlar kendi çal›flmalar› için önderlerini belirlerler. Bu A¤ustos’a kadar bu iki üç ayl›k süre içinde Demokratik Toplum Kongresi de Diyarbak›r’da sürekli hareket halinde olur. Sürekli toplant›lar yapar, kararlar al›r, aç›klamalar yapar. Sürekli çal›flmal›d›r. Belki bir iki hafta ara vermeler olabilir ama bu sürede de komisyonlar çal›fl›r. Evet, sürekli hareket halinde olmal›d›r. Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Herkes sorumlu davranmal›d›r. Bir iki hafta ara verilse bile bu arada da komisyonlar fleklinde çal›flmalar›n› sür-
dürürler. Diyarbak›r halk›n›n da görüflleri al›n›r. Madem ki orada yüzde yetmifl oy al›nm›fl, Belediye sende di¤er kurumlar her fley sende o halde kendi görüflünü de aç›klars›n, karar alt›na al›rs›n. Demokratik Toplum Kongresi, di¤er illerden, di¤er kurumlardan görüfl al›r, hepsinin görüflünü al›r. Demokratik Toplum Kongresi’ni bir bayan bir erkek yürütebilir. Diyarbak›r’a gidilir Leyla ve Hatip’le konuflulur. Leyla ve Hatip Demokratik Toplum Kongresi’ni toplar, toplayabilir, çal›flmalar›n› yürütebilirler. Ben onlara rica mihnette etmiyorum, illa onlar olsun da demiyorum. Neden Hatip ve Leyla diyorum? Çünkü halk onlardan bir sorumluluk bekliyor. Onlar olursa halk moralize olur. E¤er yapmayacaklarsa, olmuyorsa bu ifli yapabilecek bir bayan ve bir erkek yürütür. Devlet kat›nda baz›lar›n›n dedi¤i gibi ‘e¤er bir çözüm olacaksa da muhataps›z bir çözüm geliflmeli’ yaklafl›m› olmaz. Olmaz öyle bir fley, o flekilde bar›fl geliflmez. Ben CHP’nin tamam› karfl›d›r demiyorum. CHP içinde bu sorunun çözümünü isteyen kesimler de var. Bu dönemde ayr›flma olacakt›r. Ergenekon’u savunanlar ile demokrasiyi savunanlar aras›nda bir ayr›flma olacak. MHP içinde de çözümü destekleyenler olabilir. Irak ve Suriye’deki Kürtler de KCK tipi yap›lanmalar›n› demokratik örgütlülüklerini gelifltirebilirler. Ermeni ve Süryanilere de sesleniyorum, onlar da demokratik örgütlenmelerini, demokratik komünlerini gelifltirebilirler. ‹ran’daki idamdan kaçanlar, sürgünler için Bradost Bölgesinde bir kamp kurulabilir. Bunu daha önce belirtmifltim.
ne te we .c om
almak istiyor. DTP’li milletvekilleri bunlar› iyi görmelidir, bu oyunlara gelmemelidir. E¤er ifade vermeye gitselerdi onlar› içeri al›rlard› ve bu onursuzluk olurdu. Onlar› da Leyla onlar gibi içeri almak istiyorlar. DTP milletvekillerinin dokunulmazl›klar› var, bunu da kullanarak her türlü tedbirini als›n. Teslimiyeti kabul etmek alçakl›kt›r. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, “herkes üzerine düfleni yapmal›d›r” diyor. Cumhurbaflkan› olarak bunu söyledi¤ine göre bildi¤i baz› fleyler var. Bu ifller öyle basit de¤il. Benim burada böyle dar bir hareket alan›m var. Ama yürümesini biliyorum. Ama sizin çok genifl hareket alanlar›n›z var, imkânlar›n›z çok ama yürümesini bilmiyorsunuz. Biz bugüne kadar bir çat›flmas›zl›k sürecini gelifltirdik. Daha önce çat›flmas›zl›k için ça¤r› yapm›flt›m. A¤ustos’un sonuna kadar ben de bir yol haritas› aç›klayaca¤›m. Ama ben çat›flmas›zl›k derken meflru savunmay› yapmay›n demiyorum.
43
Çözüm ve bar›fl için bir yol haritas› aç›klayaca¤›m
ww
w.
A¤ustos’un sonlar›na do¤ru çözüm ve bar›fl için bir yol haritas› aç›klayaca¤›m› söylemifltim. Bunun için avukatlar›m da genifl bir flekilde haz›rlanmal›. Bana her kesimden görüfl getirilmeli. KCK’lerden, Avrupa’dan görüfl istenmeli, gerekirse oraya gidilir. Bir iki cümlelik bile olsa yeterlidir. Bu konuda Demokratik Toplum Kongresi’nin görüflleri çok önemlidir. Diyarbak›r’›n da görüflleri al›nabilir. Ayd›nlara, yazarlara, her kesime gidilir. Onlara “Öcalan bir yol haritas› aç›klayacak. Siz bu konuda ona ne diyorsunuz? Ondan ne yapmas›n› bekliyorsunuz?” diye sorulur. Belki içlerinde önemli mesajlar veren ç›kar. Talabani ve Barzani’ye benim bu görüfllerim bir mektup haline getirilip iletilebilir. Onlar›n da görüflleri al›nmal›. Avukatlar›m bu iki ayda çok kapsaml› çal›flmalar yapmal›. Temmuz’un ortalar›na kadar olsa veya sonlar›na kadar beni bilgilendirseler iyi olur. Ben, çözüm ve bar›fl için bir yol haritas›n› aç›klayaca¤›m, bu kamuoyuyla paylafl›l›r. Bas›n toplant›s› yap›l›r, görüfllerim aktar›l›r. Bu görüfllerimi devlete de sunaca¤›m. Ben bunlar› yaparken ta 1921
fieyh Sait provokasyonuyla birlikte Kürtleri de tasfiye ettiler Kurtulufl Savafl› s›ras›nda üç kesim vard›. Bir kesim Solcular-Komünistler, bir kesimi ‹slamc›lar, di¤er kesimi de Kürtlerdi. Komünistler, Kurtulufl Savafl›’na destek verdiler. Mustafa Suphi, arkadafllar›yla Türkiye’ye destek için geldiler. Said-i Nursi, Mehmet Akif onlar Kurtulufl Savafl›n› desteklediler. Kürtler de Kurtulufl Savafl›’nda aktif rol oynad›lar. Mustafa Kemal Diyarbak›r Silvan’a gidip
SERXWEBÛN
Türkiye’de Ergenekon halen güçlüdür
Burada anlafl›lmas› gereken fludur; 1925-45 aras› ‹ngiltere’nin mutlak hakimiyeti geçerlidir Türkiye üzerinde. 1945’ten sonra Amerika ve ‹ngiltere’nin ortak hâkimiyeti kurulmufltur. Ta 5 Kas›m 2007’ye kadar. 1940’larda baz› paflalar Alman yanl›s› kanatt›. 1944’te Almanya’n›n savafl› kaybedece¤i anlafl›l›nca 16 subay Amerika’ya e¤itim için gönderildi. Amerikan hâkimiyeti geliflti. 1952’de de Türkefl Amerika’ya Özel Harp e¤itimi için gönderildi. Amerika’ya gönderilen özel harpç›lar›n hepsinin e¤itim masraflar› Amerika taraf›ndan karfl›land›. Bu özel harpç›lar, 6-7 Eylül olaylar›n› provoke ettiler. Menderes de gösteri düzenlenmesini istiyordu ama kontrolden ç›kt› ve provoke edildi. Menderes de daha sonra biliyorsunuz idam edildi ama niçin idam edildi¤ini bile bilmiyordu. Talat Turhan’›n birkaç kitab› var bu özel harpç›larla ilgili. Bunlar›n geçmiflinin derin oldu¤unu belirtiyor. Amerika, birçok ülkede Rusya’daki komünizm tehlikesine karfl› kurdurdu¤u bu özel harp dairelerini 1980’lerde tasfiye etti. Yunanistan’›nkini tasfiye etti. ‹talya’dakini k›smen tasfiye etti. ‹talya’daki özel harpç›lar içerisinde Cossiga, Andronico onlar vard›. ‹talya, k›smen temizlendi bunlardan. Halen Berlusconi’leri var. ‹spanya’da da temizlendi. Türkiye’de de bunlar, özel harpç›larErgenekon, halen de güçlüdür. Yüzde yetmifl halen ordu içerisinde ve bürokraside güçlüdür deniliyor. Do¤rudur, Hil-
w.
ww
mi Özkök dört tane darbeyi önlemifltir. Hilmi Özkök kendi döneminde kendi yeme¤ini kendi evinden getiriyordu zehirlenmeye karfl›. Uça¤a ve denizalt›ya tek bafl›na binerek cesaret gösterisi yap›yordu. Mustafa Balbay’›n günlüklerinde Hilmi Özkök için “biz doksan dokuzuz o bir, bize karfl› ne yapabilir, dayanamaz” diyordu. Burada herkes Hilmi Özkök’e karfl›, Hilmi Özkök tek bafl›nad›r. Ayn›s›n› Mustafa Kemal’e de yapt›lar, o da tek bafl›nayd›. Hilmi Özkök’ün bu tutumu, 60 y›ll›k darbe gelene¤inin bozulmas› demektir. Hilmi Özkök, burada “siyaset rolünü oynamal›d›r” diyordu. Orduyu siyasete kar›flt›rtmayaca¤›m, diyordu. Yani Hilmi Özkök burada hukuk ve siyaset rolünü oynamal› diyor, ordu siyaset ayr›m›n› yap›yor. Mustafa Kemal de siyaset ve orduyu birbirinden ay›rm›flt›. Ama siyaset rolünü oynamad›, oynam›yor. AKP ilk befl y›l›nda Hilmi Özkök’ün bu tutumundan yararlanarak onu istismar etti. Ancak Ergenekon kendisine dokununca Amerika’ya fluraya buraya kofltu. Yard›m istedi. Sonra Ergenekon’a yöneldi. Karaday›’n›n sözleri var, “ben Mesut Y›lmaz’a iktidar› alt›n tepside teslim ettim ama de¤erlendiremediler”. Benzer flekilde K›vr›ko¤lu da ayn› fleyi Ecevit’e yapm›flt›r. Karaday› ve K›vr›ko¤lu da baz› fleyleri biliyordu. Onlar da k›smen ad›m at›lmas›ndan yanayd›. Onlar Hilmi Özkök’ten hemen önceydi, onlar›n tavr› olmasayd›, yol açmasalard› Hilmi Özkök de bu flekilde davranamazd›.
ew e. c
dular. Mustafa Kemal, bunlara, Kemalizm’e de karfl›yd›. Aynen Marks’›n kendi dönemindeki Marksizm’e karfl› olmas› gibi. Bunlar kendi d›fl›ndaki herkesi, birçok kültürü, dili, az›nl›klar›, tarihi yok ettiler. Kendilerinden baflka her fleyi düflman gördüler. Recep Peker, o dönemde Mussollini ‹talya’s›n›n kanunlar›n› çevirtip getirdi. Mustafa Kemal bunu istemiyordu ama gücü yetmedi, bunlar karfl›s›nda baflaramad›. ‹nönü ald› götürdü. ‹nönü baflbakand›. Onlardan birisini d›flifllerine atad›. Fevzi Çakmak’›n da bu kadar süre görev bafl›nda kalmas›n›n nedeni bundand›r. Böylece kontrolü sa¤lad›lar.
ne t
orada bir müddet kald›. Koçgiri isyan› pek sorun olmad›, uzlafl› oldu. Sonra fieyh Sait provokasyonu oldu. Bu kesimler hep birlikte Kurtulufl savafl›n› yürüttüler. Mustafa Kemal de Kurtulufl Savafl›’nda önderdir. Mustafa Kemal bu üç kesim aras›nda uzlafl› ve dengeyi sa¤lam›flt›r. Kurtulufl Savafl›’nda bütün bu kesimler uzlaflma halindedir. Bu uzlafl›n›n metni de 1921 Anayasas›d›r. Mustafa Kemal, Kürtlere karfl› de¤ildi. Kürtlere muhtariyetin verilmesi fikrindeydi. ‹ngilizler, Mustafa Kemal’i, Türkiye’yi kendi çizgisine getirmek, kendi kontrolünde tutmak için, bu üç kesimin de daha sonra tasfiyesini sa¤lad›. Said-i Nursi, Mehmet Akif onlarla, baz› provokasyonlarla ‹slamc›lar› tasfiye ettiler. Menemen Olay›, daha sonra ikinci aflama olaylar›ndand›r. Mustafa Suphileri denizde bo¤dular. ‹slamc›lar› tasfiye ettiler. fieyh Sait provokasyonuyla birlikte Kürtleri de tasfiye ettiler. Anti Komünizm, anti ‹slamc›, anti Kürtlü¤ü gelifltirdiler. fieyh Sait olay›nda Fethi Okyar baflbakand›. “Ben Kürtlerin üzerine yürümem” dedi¤i için hemen baflbakanl›ktan düflürdüler, yerine ‹nönü’yü getirdiler. Böylece Mustafa Kemal’in etraf›n› kuflatt›lar. ‹zmir suikast›nda Mustafa Kemal, generalleri sorumlu tuttu. Mareflal Fevzi Çakmak vard›. ‹dam verilece¤i gün bütün paflalar sivil k›yafetlerini giyerek mahkemeye gittiler. Bu, Mustafa Kemal’e büyük bir mesajd›; “Sen bizi asarsan, yok edersen biz de seni yok ederiz” diyorlard›. Tabi bu arada karfl›l›kl› birkaç idam gerçekleflti; Cavit, Behice Ariç onun en yak›n ve çocukluk arkadafl›yd›. Mustafa Kemal’in etraf›n› iyice kuflatarak onu Çankaya’ya hapsettiler. Mustafa Kemal, onlar›n gücünü gördükten sonra onlarla uzlaflt›. Mustafa Kemal’in iki önemli denemesi var. ‹kisinde de baflar›l› olamad›. Kürtlere muhtariyet vermek istedi, bir de bir parti denemesi yapt›. Serbest Cumhuriyet F›rkas›n› biliyorsunuz Fethi Okyar’a kurdurttu, içinde Mustafa Kemal’in k›z kardefli de bulunuyordu. Menemen olay›yla birlikte denemesi de baflar›s›z oldu. Bunlar ‹ngiltere’nin etkisiyle hareket ediyorlard›. ‹çinde Almanc› kanat da vard›. Bunlar laikli¤i de yanl›fl yorumlad›lar. Kemalizm’i anayasaya koy-
Haziran 2009
om
44
Türkiye’de Demokratik Anayasac›lar olarak bir giriflim bafllat›labilir ‹spanya’da demokrasi karfl›t› rejime karfl› mücadele edenler kendilerini ne olarak adland›rm›fllar biliyor musunuz? Demokratik Anayasac›lar olarak. Türkiye’de de buna benzer Demokratik Anayasac›lar olarak bir giriflim bafllat›labilir. ‹spanya’da bu mücadele sayesinde ‹spanya’da demokrasi geliflti. Zapatero ile birlikte daha da derinleflti. ‹spanya Avrupa’n›n en demokratik ülkelerinden biri haline geldi. Kürtler, DTP, sosyalistler; bu üç grup bir araya gelip Demokratik Cephe’yi oluflturabilir. T›pk› ‹spanya’daki gibi. Kendilerini Anayasal Demokratlar olarak nitelendirip bir demokrasi gi-
Haziran 2009
SERXWEBÛN Baflbakan, bu sorunu çözebilirsiniz. Tayin edici kritik rol alabilirsiniz. 1 Haziran’a kadar çat›flmas›zl›k karar› al›nm›flt›. Bu PKK’nin kendi karar›yd›. Bu dönemde yo¤un operasyonlar yap›l›yor. Meflru müdafaay› kimse yanl›fl anlamas›n. E¤er kendinizi koruyam›yorsan›z neden da¤a ç›kt›n›z, ne ifliniz var? E¤er kendini koruyamazsan böyle ölüp gidersin. Ama kendini savunmas›n› biliyorsan üstüne geleni sen yok edersin, bu da senin bilece¤in ifl. Her gerilla grubu otonom bir birimdir. ‹nisiyatif almal›d›r, o anda ne yapaca¤›na kendisi karar verir. Kimse bu konuda beni yanl›fl anlamas›n. Biliniyor, daha önce yanl›fl anlam›fllard›. 2002’de ‹smail Beflikçi onlar benim için “Apo teslim olmufl” diyorlard›. Tabi onlar anlam›yorlard›. Ben meflru müdafaa derken hiç kimse savunmas›z kals›n demiyorum. Meflru savunma evrensel bir hukuk ilkesidir. Da¤da bir kuflatma oldu¤u zaman sen de bu kuflatmay› da¤›tmak için her türlü savunmay› yapars›n. Hatta sen de sald›r›rs›n. Bana burada görevliler belirtti, hatta biz d›flar›dayken de bize bu yönlü dolayl› yoldan mesaj ilettiler. Burada benimle görüflen bir yetkili; “bizim içimizde de süreci provoke etmek isteyenler ç›kabilir. Gerçek bir bar›fl niyeti olduktan sonra sizler sonuna kadar meflru müdafaa hakk›n›z› kullanabilirsiniz.” dedi. Bana bunu burada rütbeli bir asker söyledi. Demokratik Toplum Kongresi’nin Daimi ‹cra Kurulu kurulabilir. Sürekli hareket halinde olur. Bu aral›ks›z çal›fl›r. Onlarca komisyon kurulur. Tutuklamalar olunca yerini yenileri doldurur.
Befl kifli tutuklan›rsa yerine on kifli gelir. On kifli tutuklan›rsa yerine yirmi kifli gelir. Yine tutuklan›rlarsa yerlerine yüzlercesi binlercesi gelir. Süreç halka iyi anlat›lmal›. Ayr›ca halk›n aras›na bolca kadro gönderilebilir. Hem bar›fla iliflkin çal›flmalar› anlat›rlar hem de bar›fl sürecini provoke edecek oyunlara gelmemelerini anlatmal›lar. Demokratik Toplum Kongresi’ne herkes kat›ls›n; fierafettin Elçi, Melik F›rat, hatta Sertaç Bucak onlar kat›ls›n. Altan Tan ve onun gibi di¤erleri de kat›ls›n. Aleviler kurultay yap›yormufl, tart›fl›yorlarm›fl, bu yetmez. Gelip orada görüfllerini dile getirsinler. Onlara kat›lmalar› için gidilip ça¤r› yap›l›r. Öyle gidip sa¤da solda ne idü¤ü belirsiz konuflmalar yapacaklar›na gelip ne söyleyeceklerse burada halk›n içinde söylesinler. ‹smail Beflikçi’ye de gidilip ça¤r›labilir; “bu sorun hakk›nda çözüm önerin nedir ‹smail?” diye sorulur. Çözüm projeleri ne ise onlar› söylesinler. Bunlar›n bana Temmuz ortalar›na do¤ru sonuçlar› iletilmeli.
ne te we .c om
riflimi bafllatabilirler. Bunlar›n karfl›s›ndakileri de ulusalc›, milliyetçi, faflist çizgi olarak nitelendiriyorum. Bunlar› bürokratlar, askerler, CHP ve MHP temsil ediyor. Ulusalc›lar bugün beyaz Türkler dedi¤imiz kesimdir. Ulusalc›, milliyetçi, faflist çizgi askeriyede, bürokraside ve sivil alanda çok güçlüdür. En çok sivil alanda örgütlenmifller. fiu an bunlar›n bir k›sm› tutuklanm›fl olsa da gücünü koruyor. ‹flte Dalan onlar Amerika’da. Bunlar zemin yokluyorlar. F›rsat›n› bulurlarsa iktidar› ele geçirirler. ‹ktidar› ele geçiremeyeceklerini anlad›klar› zamanlarda da kaos olufltururlar. Demokratik Cephe baflar›l› olursa ulusalc›, milliyetçi, faflist cephe zay›flar. Aksi halde Amerika biraz destek verirse bunlar darbe de yaparlar. Ben, orduda herkes böyledir demiyorum. Orduda bunlar› bilen, çözüm isteyen kifliler var. ‹flte Hilmi Özkök, siyasi alan aç›ls›n diyor. Deniz Kuvvetlerinden emekli Salim Derviflo¤lu onlar konuyu biliyorlar, anl›yorlar. Ama bunlar zay›f. Özellikle bu son dönemde Almanlar›n CHP üzerinde çok etkili olduklar›n› da unutmamak gerekir.
45
Meflru savunma evrensel bir hukuk ilkesidir
w.
Baflbakan’a söylüyorum; siz her türlü yetkiyle donat›lm›fls›n›z. Elinizde her türlü yetki var. Ben daha önce de size mektup göndermifltim. Burada çözüm için elimden geleni yap›yorum. Siz, e¤er bu sorunu çözemezseniz sonunuz di¤erleri, Menderes, Özal gibi olur. Say›n
ww
Gandhi
Demokratik Siyaset Akademileri mutlaka kurulmal›
Daha önce de söylemifltim, Demokratik Siyaset Akademileri mutlaka kurulmal›d›r. AKP’nin bile üç yüz tane var. Siz bir tane kurmay› bile beceremiyor musunuz? Bunlar anlam›yor ya da anlamak istemiyor. Bölgede baflka sorunlar da var. DTP bunlar› da çözmelidir. Siyasetçinin bir görevi de toplumdaki sorunlar› çözmektir. Toplumdaki mikro sorunlara karfl› mikro çözümler üretmektir. DTP bunlara dikkat etmeli, bunlarla ilgilenmelidir. Sorunlar›n çözümü için onlarca heyet falan gönderilebilir. Bu tip sorunlarda bar›fl arac›l›¤› yapmal›d›rlar. Hatta bizim köyde bile komflu aileler aras›nda birbirine düflen birçok aile var. Gidip bunlar› gidermeliler. Ben savunmamda on iki tane toplumsal sorundan bahsettim. Bunlar önemli tespitlerdir. Bunlar toplumda kangren haline gelmifl ve çözülmesi gereken sorunlard›r. Bunlar tart›fl›lmal› ve bunlara çözümler üretilmelidir. Ben söylüyorum anlam›yorsunuz, bir fley bilmiyorsunuz, beceremiyorsunuz. E¤er siyaset yapmas›n› bilmiyorsan›z siyaset yapmayacaks›n›z.
SERXWEBÛN
Bar›fla bir flans tan›
Türkiye’nin Irak’la ve Güneylilerle iyi iliflki gelifltirmesi her taraf› rahatlat›r. 1 Haziran’a kadar PKK bir çat›flmas›zl›k karar› alm›flt›. Bu PKK’nin kendi karar›yd›. Sürekli bilerek operasyonlar yap›l›yor. Yapma bu operasyonlar›, üzerlerine gitme, senin da¤da ne iflin var? Bar›fla bir flans tan›. Bu kadar gencin bu flekilde ölümüne sebebiyet veriyorsun. Bir yandan ‹ran’› üzerlerine sald›rt›yorlar bir yandan Irak’la iflbirli¤i yap›yorlar. Bir yandan operasyon yap›yorlar. Üzerlerine gelirlerse her türlü meflru savunmas›n› yapacakt›r. Sana sald›rana, seni imha edene sen de sald›racaks›n sen de imha edeceksin. ‹ster ‹ran, ister Suriye ister Türkiye kim olursa olsun seni yok etmek isteyeni sen de yok edeceksin. Siz bu kadar üzerlerine giderseniz onlar da sald›racakt›r bu da onlar›n bilece¤i ifl. PKK’ye de flunu söylüyorum: Durumu iyi de¤erlendirebilirler, meflru müdafaalar›n› sonuna kadar yapabilirler. Gerilla her türlü meflru müdafaas›n› yapar. Nicel, nitel bütün haz›rl›klar›n› yapar. Kendini haz›rlar. Bu tip fleyler geliflebilir. Bu Zaman gazetesi çevresi süreci provoke etmek istiyor. Çünkü kendini tehlikede hisse-
w.
ww
diyor, çözüm geliflirse elindeki fleylerin gidece¤ini düflünüyor. Bu tarz engeller ç›kar. Beni de biliyorsunuz burada zorla yere çökerttiler. Mahkeme karar›yla bana on bir defa hücre cezas› verdiler. Bar›fl ve çözüm geliflirse Cumhuriyet demokratikleflir, demokratik cumhuriyete dönüflür. O zaman faziletli bir cumhuriyet olur. Türkiye bundan kaybetmez, hiç kimse bundan kaybetmez. Bilakis Türkiye büyük kazan›r. Türkiye kendi Kürt sorununu çözerse Ortado¤u’da bir model haline gelir. Türkiye’de Kürt sorunu çözülürse bu di¤er devletlere de örnek olur. Çünkü sorunun ve çözümün kökü buras›d›r.
ew e. c
baflkan› bu kadar iflin içinde tek bafl›na senin sorununu çözemez ki! Cumhurbaflkan›’n›n yetkileri s›n›rl›d›r. Sen yard›mc› olmal›s›n. As›l görev baflbakan›nd›r. Sen çözümüm budur, diye sunacaks›n ki onlar da de¤erlendirsinler. Yoksa kimse bir fley yapamaz, sen yapacaks›n. Ben burada üzerime düfleni yap›yorum. On befl y›ld›r çözüm için elimden geleni yap›yorum. Ama benim burada imkânlar›m s›n›rl›d›r. Cevat Önefl, Cumhurbaflkan›’n›n aç›klamalar›n›n bir konsept dahilinde söylendi¤ini, Say›n Öcalan’›n da bu ortam› iyi de¤erlendirebilece¤ini, yönlendirebilece¤ini, gerillalar› s›n›r d›fl›na çekerek bundan yararlanabilece¤ini belirtmifl. S›n›r d›fl›na çekmek, olmaz!! Böyle fley olmaz. Ben bar›fl için daha ne yapay›m? Daha önceki geri çekilmede yüzlerce arkadafl›m›z› kaybettik. Bu ifller böyle geliflmez. Ben çözüm için gerekli fleyleri sunuyorum zaten.
ne t
Cumhurbaflkan›’na yarg› yolunu açanlar, milletvekillerini çok rahat tutuklayabilirler, hapse atabilirler. Cumhurbaflkan›’na yarg› yolunun aç›lmas› da öyle tek kiflinin ifli de¤il. Haso, Hüso’nun ifli de¤ildir. Cumhurbaflkan›’na dava açan kifli bunu göze al›yorsa bu öyle tek bafl›na yapt›¤› bir ifl de¤ildir. Arkas›nda çok büyük bir güç var. Bunu iyi anlay›p iyi anlatmak gerekir. Siyaset soluk solu¤a yap›lmas› gereken bir ifltir, öyle Haso, Hüso’nun ifli de¤ildir. Bir yandan operasyonlar yap›l›yor. Bir yandan DTP’yi bo¤mak istiyorlar; dokunulmazl›¤› olan milletvekillerini bile tutuklamaya çal›fl›yorlar. Bir yandan Cumhurbaflkan›’na yarg› yolu aç›l›yor. Ben burada elimizi çabuk tutmam›z gerekti¤ini söylüyorum. Madem tarihi bir süreçten geçiyoruz o halde herkes üzerine düflen sorumlulu¤u yerine getirmelidir. Ama bir yandan operasyonlar yap›l›r, da¤dakileri imha etmeye çal›fl›rsan›z, bir yandan da DTP’nin üzerine gidilirse bu ifli çözemezsiniz. Siz milletvekilini bile tutuklamaya kalkarsan›z o milletvekili de ya yurt d›fl›na gider ya da da¤a gider. Bunu ben söylemiyorum Ahmet Türk onlar kendileri söylüyor. Siz Kürtlerin siyasi alan›n› bile k›s›tlarsan›z, operasyonlar da devam ederse, halk›n üzerine bu kadar giderseniz, zaten iki yüz kifliyi tutuklad›n›z, Kürtler de kendilerini savunmak için genel savunma’ya giderler. O zaman her taraf kan içinde kal›r. Say›n Baflbakan biz bölgeye iki milyar yat›r›m yapt›k diyor. Siyasi sorun çözülmeden ekonomik sorun çözülmez, o paraya da yaz›k. Önce siyasi sorunun çözülmesi laz›m. Türkiye’de iki yol var: Ya demokratik çözüm geliflir ya da mevcut çat›flmal› durum devam eder. Kürtler gayet tabi bar›fla haz›rd›r, Kürtler bar›fl istiyor, devlet bir fleyler yapm›yor de¤il, yap›yor, yapmaya çal›fl›yor. Cumhurbaflkan› “herkes üzerine düfleni yapmal›” diyorsa, bunlar› bofluna söylemiyor. Herkes bunlar› iyi anlamal›. Yol haritas› bunun için önemli. DTP hemen bir çözüm paketi haz›rlay›p Cumhurbaflkan›’na sunabilmeliydi. De¤iflik çevrelerin herkesin görüfllerini de alarak Cumhurbaflkan›’na sunabilmeliydi. Cumhurbaflkan›’na ancak bu flekilde yard›mc› olunabilir. Cumhur-
Haziran 2009
om
46
GAP ‹srail projesidir
Baflbakan hakk›nda çok fazla konuflmak istemiyorum asl›nda. Ama bu yap›lan monarflide bile –ki tek kiflinin yönetimidir- oligarfli de bile yap›lamaz. Sen, halk›n seçti¤i parlamentoyu hiçe say›yorsun. ‹ki kifli oturup bütün bu iradeleri hiçe sayarak halk›n kaderi hakk›nda karar veriyorsunuz. Bu diktatörlüktür. Bunu bana yutturamazs›n›z. Bunu hiçbir fleyle aç›klayamazs›n›z. “Tarihi bir dönüm noktas›d›r” diyor Erdo¤an, bunu halk›na aç›klamak zorundad›r. Bunun sorumlulu¤u alt›ndad›r. Kendi hükümetini ve parlamentoyu hiçe sayarak oturup kararlar alamazs›n. Bu diktatörlükte bile yoktur. Ben orada ne konufluldu¤unu tahmin ediyorum, büyük bir s›r da de¤il bizim için. O görüflmede Kürtleri pazarl›k konusu yapt›lar. Erdo¤an Kürtleri pazarl›k konusu haline getirdi ve Kürtlere operasyon yapabilirsin, dedi. Benim üzerimden pazarl›k yürütüyorlar. Öyle san›ld›¤› gibi ba¤›ms›z falan da de¤iller. Bu ülkede insanlar pek çok fleyi anlayam›yorlar. Anlayamay›nca da çözemeyince de do¤ru mücadele veremiyorlar. Ergenekon’un geçmifli asl›nda çok eskilere gider. Üç ayr› dönemi var: Biri 1905’ten 1918”e kadar olan dönem. Bu dönemde ‹ttihat Terakki var, ard›ndan 1920-25 aras›nda Cumhuriyetin kuruldu¤u dönemde bir özgürlük ihtimali vard›. Kurtulufl Savafl› dönemidir. 1921 Anayasas› vard›r. Ancak Mustafa Kemal’in etraf›n› kuflatt›lar. ‹kinci dönem
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“Siyasal çözüm için yapt›¤›m›z bir sürü fley var. Gandhi Gandhi diyorlar ama Gandhi’nin bar›fl için yapt›¤›n›n on kat›n› Kürtler ve bar›fl için biz burada yapt›k. Ben burada bar›fl›n yolunu açmak için nefes nefese bir mücadele yürütüyorum. Bunun büyük bask›s› alt›nday›m. Neredeyse geceleri uyuyamaz oldum. Halk›n çok çal›flmas› ve uyan›k olmas› gerekiyor”
r›n geleneksel ‹slamiyetidir ve bu ‹slamiyet biraz ötelenmifl, d›fltalanm›flt›r, flu an kabul görmüyor. Saadet Partisi’nin Müslümanl›¤› bu nedenle biraz kenara itildi. AKP’nin ‹slamiyeti ‹srail ve ABD taraf›ndan onay görmüfl evangelist bir ‹slamiyet anlay›fl›d›r. Ama her ikisi de Kürtlere karfl›d›r, ikisi de Kürtlerin topraklar›n› ellerinden almaya çal›fl›yor.
ne te we .c om
1925’ten 1944’e kadarki dönemdir. ‹ki Dünya Savafl› dönemi de yafland›. Bu dönemde ABD ve ‹ngiltere politikalar› izlendi. Üçüncü Ergenekon 1944’lerden 2007’ye kadar geldi. Erdo¤an’›n ABD görüflmesi ard›ndan ABD Ergenekon’dan deste¤ini çekti. Bütün ülkelerde özel harp daireleri tasfiyeye gitmiflti ama Ergenekon’un tamamen tasfiye edildi¤ini düflünmek yanl›fl. Asl›nda AKP’nin de Ergenekon’u vard›r. CHP’nin de MHP’nin de Ergenekon’u vard›r. Kürtlerin de Ergenekon’u vard›r. Ergenekon san›ld›¤› gibi sadece ordunun içinde de¤il, sivil Ergenekon da vard›r ve san›ld›¤›ndan daha güçlüdür bu adamlar. Türkiye’de Adnan Menderes niye as›laca¤›n› bilmiyordu. Deniz Gezmifller as›ld› ama neden as›lacaklar›n› tam olarak bilmiyorlard›. Muhsin Yaz›c›o¤lu da öldü, niye öldürüldü¤ü de bilinmiyor. Bunlar› çok ustaca yap›yorlar. En az on kez bana da suikast planlar› yapt›lar. Asl›nda beni de ortadan kald›rmak istiyorlard›. Benim ölümüm onlar için yaflam›mdan daha tehlikelidir. Bu yüzden bugün buraday›m. Bunlar›n arkas›nda ‹ngiltere ve ‹srail sermayesi var. ‹srail, ç›k›fl›ndan beri bizimle u¤rafl›yor. Beni, kendi ç›karlar›na karfl› bir ç›k›fl olarak görüyorlar. 1980’lerde Kenan Evren bir röportaj›nda ‘iflte bizim GAP projemiz var, Apo’nun nesi var?” diyordu. Ben o dönem GAP projesini inceledim. Buradan bir kanalla suyu direk Harran’a götürüyorlard›. Ben o zaman düflünüyordum. Etraf bu kadar kurakken niye Suruç, Bozova, Viranflehir hatta Mardin de¤il de suyu tek bir kanalla Harran’a götürüyorlar. Biliyorsunuz Harran Yahudiler için önemlidir. ‹brahim’in kardefli Harun’un isminden geliyor. GAP, ‹srail projesidir. Onu direk Do¤ufl Grubu’na yapt›rd›lar. Arkas›nda Yahudi sermayesi vard›. Citibank, Garanti. Enka Koç grubu daha önce orda genifl topraklar alm›flt›. Topraklar›na her y›l yeni topraklar kat›yor. ‹flte o k›rk dört y›ll›k s›n›r-may›n meselesinde de kim ne derse desin bunlar›n istedi¤i olacak. Hiç öyle muhalefet falan demesinler. Topraklar› Kürtlerin ellerinden alacaklar. Bunlar halklara hep böyle yap›yor. Halklar› dilenci durumuna düflürüyorlar. Namus, töre falan diyorlar asl›nda en büyük namussuzluk budur. Kürtleri Tür-
47
kiye’nin dört bir yan›nda on dört yafllar›ndaki k›zlar›n› ›rgatl›¤a mahkûm ediyorlar, ›rgatl›¤a da raz›lar o bile ellerine geçmiyor. Biz bütün bunlar› a盤a ç›kar›yoruz. Onun için beni sevmiyorlar.
‹srail daha bafltan beri kendisi için beni bir tehdit ve tehlike gördü
ww
w.
Bunlar AKP ile mutabakata varm›fllar, müthifl bir flekilde planl› gelifltiriyorlar. ‹flte Arap emirlikleri de büyük topraklar sat›n al›yor petrol sermayesi üzerinden. Onlar Saadet Partisi üzerinden etkili olamaya çal›fl›yorlar. Bu flirketlerin ismi Türk, sermaye Türk gibi görünüyor, her fley yüzde yüz yerli görünüyor ama tamamen yabanc› sermayeye ba¤l›lar, bugün de bunlar görünüyor. Binlerce dönüm araziyi bu flirketler asl›nda onlar ad›na kapatt›lar. Benim Urfal› oluflum, mücadeleyi bu bölgede 1980’lerde gelifltirmemiz üzerine iki taraftan hem ‹srail hem de Araplar üzerimize geldiler. ‹srail daha bafltan beri kendisi için beni bir tehdit ve tehlike gördü. Urfa seçimleri, Urfa’n›n bu periflan hali de bu yüzdendir. Geleneksel Araplar Saadet Partisi üzerinden Urfa Belediyesi’ni kazand›lar, etkili olmaya çal›fl›yorlar. Bu son seçimde de bu geliflme kendini gösterdi. AKP öyle san›ld›¤› gibi ‹slami bir parti de de¤il. AKP Müslümanlar›n Evangelist’idir; H›ristiyanl›¤›n kabul etti¤i ‹slamiyet anlam›nda söylüyorum. Biliyorsunuz Avrupa ve Amerika’da da Evangelistler var. Saadet Partisinin Müslümanl›¤› Arapla-
Bar›fl için mücadele etmek zordur
Bar›fl mücadelesi çok ciddiyet ister, eylemlilik ister. Yaln›z teorik yaklafl›mlar yetmez. Ben buna iliflkin son çözüm önerisi üzerinde yo¤unlafl›yorum. Bunu yak›nda büyük bir h›zla yazmaya bafllayaca¤›m. Bunu hem hükümete, hem orduya hem KCK’ye ve Kürt halk›na sunaca¤›m. fiimdi çok fazla söylemek istemiyorum ama tarihi sorumlulu¤um gere¤i son bir çaba olarak bunu hayata geçirece¤im. Asl›nda ben bu bar›fl mücadelesini on befl y›ld›r üzerimdeki bütün bask›ya ra¤men soluk solu¤a sürdürüyorum. Özal’›n cesaretine cevap olmaya çal›flt›m. O dönem biraz bunlar› anlamaya çal›flt›m. Asl›nda sadece Özal de¤il ordu içinde de bize birtak›m haberler geliyordu. ‹flte “çat› çökerse hepimiz alt›nda kal›r›z, herkes bar›fl›yor, dünya bar›fl›yor biz niye bar›flmayal›m. Türkler ve Kürtler tarih boyunca bir arada yaflam›fllar, bin y›ll›k bir kardefllik var, bunu yok etmeyelim. Her fleye ra¤men halklar karfl› karfl›ya gelmedi.” Ben bütün bunlar› önemsedim. Ben bu savafl› on befl y›ld›r s›n›rl›yorum. Asl›nda ‘93’lerden beri ateflkes süreçleriyle bunu yapt›k. Yoksa gerilla çok farkl› eylem ve savafl gelifltirebilirdi. Asl›nda ordu içinde de Karaday›, K›vr›ko¤lu ve Özkök’ün yaklafl›mlar› siyasetin önünü açmak yönündeydi. Biz buna hep flans verdik, üzerimize düfleni yapt›k. Bugün de flans veriyoruz. Ancak e¤er bunu do¤ru de¤erlendirmez, bunu tasfiye için bir araç haline getirir, yeniden iflte bunlar güçsüz düflüyor, çözülüyor, flöyle ezeriz, bitiririz, “bulup yok ederiz” derlerse ben de Kürt halk›na diyece¤im ki; “bafl›n›z›n çaresine bak›n, bar›fl olmuyor. Bundan sonra buradan benim yapabilece¤im bir fley yok. Fiziksel olarak da koflullar›m uygun de¤il,
SERXWEBÛN dar yol haritas›n› çizece¤im. Bunu hem Hükümete hem de PKK’ye sunaca¤›m, ondan sonra çekilece¤im. Beni ilahlaflt›rman›n anlam› yok, ben tanr› de¤ilim. Apollon var, savafl tanr›s›. Ben Apo’yum Apollon de¤il. Ben siyaseten ve hukuken buradan pratik önderlik yapamam. Ben çözüm önerilerimde Kürtlerin özgürlük alan›n› tart›flaca¤›m.
As›l provokatör Hakkari’de çocu¤un bafl›na dipçikle vurand›r
w.
ww
operasyonunun yap›lmas›n› istemeyenler de vard›. Ama yap›ld›. 9 askerin may›na basarak ölümünden sorumlu olan onlar› may›na basmaya gönderenlerdir. Asl›nda bu dönem bu tür provokasyonlara karfl› dikkatli olmak gerekiyor. ‹ki ay sonra neler olaca¤› belli de¤il.
Tek bafl›na çat›flmas›zl›k karar› yetmez
Ordunun içinde de tam olarak hâkim olamayabilirler. Yerelde komutanlar›n askerleri gece vakti örne¤in d›flar› ç›karmamas› bile ölmelerini engelleyebilir. Bu konuda Genelkurmay’›n bu tür davran›fllara karfl› dikkatli olmas› gerekiyor. Tek bafl›na çat›flmas›zl›k karar› yetmez. Tek tarafl› olarak bunu engellemek mümkün de¤il. Geçmiflte de bu durumlar yafland›. PKK, ilk Mardin’e girdi¤i zaman Peçenek Köyü’nde yap›lan bir eylem vard›. Ben o zaman bu nas›l gerillac›l›kt›r, bu nas›l eylem anlay›fl›d›r diyordum. Bu yüzden günlerce uyuyamad›m. Sonra araflt›rd›m, bu katliam› bizim ad›m›za Cemil Ifl›k, Hogir yapm›flt›! Sivas da benzer provokatif katliamlard›r. ‹nan›lmaz geliyor ama Mardin Bilge Köyü’nde yap›lan müthifl bir provokasyondur. ‹çlerinden biri ölü numaras› yapm›fl, bakm›fl kendisini tarayan flah›s, bir gün önce Diyarbak›r’da birlikte kebap yedi¤i akrabas›d›r. ‹kisi de Çelebidir. Bunun d›fl›nda Muhtar da ölmeden önce “PKK’nin vebalini almay›n bizi tarayan akrabalar›m›zd›r” diyor. Bu flekilde provokasyon a盤a ç›kmasayd› bunu PKK’ye mal edeceklerdi. Halen de bizim ad›m›za buna benzer provokasyonlar yapabilirler. Bunlara karfl› dikkatli olmak gerekir. Asl›nda, ABD ve AB çok onaylamasa da, Türkiye, Suriye ve ‹ran Kürtlere karfl› üçlü gizli bir ittifak içindeler. Irak Baflbakan› Maliki de buna dâhildir, hatta Maliki Kürtlere karfl› Saddam’dan bile daha kötüdür. Kürtlerin bu büyük tehlikeyi görmesi gerekiyor. E¤er bu devletler Kürtlere yönelirlerse sadece PKK’yi de¤il tüm Kürtlerin sosyal ve siyasal varl›¤›n›, Kürt varl›¤›n› da¤›tmak isteyecekler. Barzani ve Talabani bunu anlam›yor. Onlar› fliddetle uyar›yorum. Benim ad›ma onlara bu uyar›y› da içeren bir mektup da iletilebilir. E¤er bu
ew e. c
Bu süreçte politikay› çok büyük bir ciddiyetle yürütmek gerekiyor. ‹flte Erdo¤an, Ahmet Türk’e niye randevu vermiyor? Ahmet Türk ile görüflmesini 9 askerin may›n patlamas› sonucu ölümü nedeniyle yapmad›¤›n› söylüyor. Ahmet Türk’ün bu olanlardan haberi bile yoktur. Sen Ahmet Türk’le görüflmeyerek Ahmet Türk’ü siyaseten bitirmek istiyorsun. Ahmet Türk’ü ezmeye çal›fl›yorsun. Ahmet Türk’ü ezerek ne kazanacaks›n? Erdo¤an bütünlüklü demokratik bir tav›r göstermiyor, günübirlik ad›mlar at›yor. Bar›fl mücadelesi ciddi bir ifltir. Ben bunu sadece say›n Baflbakan’a de¤il herkese söylüyorum; Ahmet Türk’e de söylüyorum, DTP’ye, ayd›nlara, KCK’ye de söylüyorum. Günü birlik davranmaktan vazgeçmeliler. Bar›fl ciddi bir ifltir, öyle günü birlik ad›mlarla, bu ifl olmaz. Ben on befl y›ld›r büyük bir ciddiyetle bar›fl mücadelesi yürüttüm. Erdo¤an provokasyon diyor. As›l provokatör, Hakkari’de çocu¤un bafl›na dipçikle vurand›r. Biliyorsunuz komando üniformas› giymifl bir polisti bunu yapan. As›l Ergenekon budur. O flahs›n komando elbisesi giydi¤ini, provokasyonu anlayan Asayifl kolordu komutan›, çocu¤u gidip hastanede ziyaret etti. Asl›nda bunu onlar da biliyorlar ama aç›klam›yorlar. O çocu¤un kafas›na dipçikle vuran emniyet içindeki Ergenekon’dur. ‹flte bunu a盤a ç›karacaks›n as›l provokatör odur. DTP’ye de operasyon yap›ld› ayn› gün, Genelkurmay “Türkiye halk›” deyimi kulland›; “Bizim için onlar düflman de¤il suçludur” diyordu. Diyarbak›r savc›lar›n›n Genelkurmay’›n aç›klama yapt›¤› ayn› gün böyle bir operasyon yapmalar› manidard›r. Asl›nda devletin içinde DTP
ne t
hukuki olarak da siyasi olarak da buradan bir örgütü yönetmem mümkün de¤il. ‹flte 1 Eylül’den sonra hala “giderim, arar, bulurum, yok ederim” dersen bu savafl geliflir. Bunun art›k kenti k›r›, ovas›, da¤›, s›n›r›n ötesi berisi kalmaz. Ben PKK için de o zaman flunu söyleyece¤im. Kendi kararlar›n›z› kendiniz al›n. Örgütünüz, yönetiminiz var, nas›l bir savafl gelifltirece¤inize kendiniz karar verirsiniz. Diyarbak›r’da da toplan›yorlar. Bundan sonra kendi karar›n›z› kendiniz al›rs›n›z. E¤er farkl› bir bar›fl çözümünüz varsa bunu da kendiniz yapars›n›z. Bunu bir sosyolog olarak söylüyorum, bir sosyal bilimci olarak tespit yap›yorum. Bu bilimsel bir tespittir. Ben neler geliflebilece¤ini söylüyorum. Tamamen yok da edebiliriz, iflte Tamiller gibi bunlar› ortadan kald›raca¤›z da diyebilirler, böyle de olabilir. Ama aksine gerillaya güçlü kat›l›mlar olur, say›lar› elli bine var›r. Eski kadrolar› vard›r, orta dereceli kadrolar› vard›r, genç kadrolar› vard›r. Güçlü bir ç›k›fl gerçeklefltirirler. Ben bunu daha önce de sorgudaki generallere de ifade etmifltim. Böyle de olabilir öyle de olabilir. Gerillaya da söylüyorum. Da¤a ç›karsan savaflmay› bilmiyorsan ölürsün, bundan tamamen sen sorumlusun. On befl y›ld›r Gandhi’yi solda s›f›r b›rakacak flekilde bar›fl mücadelesi veriyorum, ama olmazsa sizler de varl›¤›n›z› ve özgürlü¤ünüzü koruma mücadelesini vermelisiniz. Vermezseniz ölürsünüz. Amaç varl›klar›n› ve özgürlüklerini koruma olmal›d›r. Bu art›k Kürtler için bir varolufl ve öz savunma savafl›d›r. Ben 1 Eylül’e iliflkin çözüm önerilerimde yo¤unlafl›yorum. Buna yönelik yazd›klar›m› bar›fl›n geçmiflini de tart›flarak ele alaca¤›m. Daha önce mahkemeye sundu¤um ve avukatlar›ma verilmeyen 125 sayfal›k savunmamda da bütün bunlar› tart›flm›flt›m. Bizim s›n›rlarla bir sorunumuz yok. Biz ulus-devlete, tek devlete, tek bayra¤a, üniter yap›ya bir fley demiyoruz, üniter yap›lar›na kar›flm›yoruz. Burada Kürtler için demokratik alan aç›lmas›n› isteyece¤im. Sadece Kürtlerin serbest örgütlenme haklar›na, seçimle kendilerinin belirleyece¤i alanlar, yönetimlerine müdahale edilmemelidir. Ben A¤ustos sonuna ka-
Haziran 2009
om
48
Haziran 2009
SERXWEBÛN partileri de katmak laz›m diyor. Ertu¤rul Özkök gelmek istiyor, gelebilir tabii. Bu Ufuk Uras onlar, onun partisi ne yap›yorlar? Solcular, Demokratik Sosyalizm Partisi ne yap›yor? Sol desen hala yüzde birlerde. Sol, kendi halk gerçekli¤ini tan›m›yor, analiz edemiyor. Türkiye’de siyasetçi, ayd›n, devlet adam›, politika adam›, gerçek demokrat yok. Ben burada konufluyorum. Demek ki konuflmam› istiyorlar. Ama ben de konuflunca mahkemelere veriyorlar, cezalar veriyorlar. DTP siyaset yapmas›n› bilmiyor. Ben olmasam tek bir belediye bile alamazlard›. Siyasi derinlikleri yok. Siyasi bilinçleri yok. Ben on y›ld›r buradan söylüyorum; siyaset böyle yap›lmaz diye. Siyaset ciddi ifltir. Siyasi güçlerinin fark›nda de¤iller. Arkalar›nda muazzam bir siyasi güç var. Bunca y›ld›r bu siyasi gücü ekonomik güce de dönüfltüremediler. Bunun sanat›n›, siyasetini, felsefesini hatta ve hatta esteti¤ini ç›karamad›lar. Kad›nlar›n› e¤ittin mi? Kad›n e¤itimi, çocuk e¤itimi, spor nedir, buna iliflkin politikan var m›? Daha önce belirtmifltim savunmamda toplumun on iki temel sorunu var. Savunmalar›mdan da faydalanabilirler. Bunlara iliflkin politikalar›n var m›? Ankara’da yap›lacak olan bir Kongre’de de D‹SK’i, ÖDP’si, solcular, ayd›nlar ve Kürtlerin dostlar› birlikte Türkiye’nin tüm sorunlar›n› konuflsunlar, tart›fls›nlar, çözüm önerilerini sunsunlar. Kendi anayasalar›n› önersinler. Kürtlere iliflkin çözüm önerilerini, projelerini sunsunlar. Kürt sorunu Türk sorunudur. Kürdistan sorunu Türkiye sorunudur. Anlam›yorlar Türklü¤ü Anadolu’ya hapsedecekler, Kürtlerle Türkleri çat›flt›racaklar. Bu çat›flma üzerinden tarihin intikam›n› alacaklar. Alparslan, Malazgirt Fatihi Alparslan’dan bahsediyorum. Kürtlerle ittifak yaparak Anadolu’ya girdi. Bugünkü durum Yavuz Sultan Selim’in Bitlis fierefhan beyleriyle olan durumuna benziyor. Biliyorsunuz ‹ranl›lar Yavuz Selim’i s›k›flt›rm›fllard›. Yavuz Selim, Bitlis beyi fierefhan ile ittifak yaparak bundan ç›km›fllard›. Mustafa Kemalin durumu da öyledir. Alparslan, Yavuz Selim ve Mustafa Kemal’in o dönem konuflmalar›ndan da faydalan›labilinir. Projelerini haz›rlarlar ve çözüm projemiz bu diye
aç›klarlar. Bunu s›k s›k ifllerler, ben savunmalar›mda da zaten dile getirmifltim. Savunmalar›mdan da faydalanabilirler.
Ulus-devlet projesi ‹ngiltere ve ‹srail’in projesidir
w.
ne te we .c om
tehlikeyi göremezseniz ne Güney ne Kuzey ne Suriye ne de ‹ran’da Kürtlerin elinde hiçbir fley kalmaz. Irak’taki mevcut kazan›mlar›m›z diyorsunuz o da elinizden gider. Mesele sadece Kerkük de¤il, Kerkük deniliyor ama böyle giderse mevcut her fley elinizden gider. Ben bunun için Kürtlere Kürt Konferans› yaps›nlar, Kürtlerin birli¤ini sa¤las›nlar demifltim. Bu konuyu daha önce formüle etmifltim, befl ilke dört pratik öneri demifltim. Bunu tekrar etmeyece¤im. ‹ran, Türkiye, Suriye ittifak›na karfl› Kürtlerin birli¤i sa¤lanarak bu tehlike afl›labilir. Demokratik özerklik projesi bütün parçalardaki Kürtlerin bu bölgede yaflayan Süryanilerin ve di¤er halklar›n özgürlük sorunlar›n›n çözümünü sa¤layacakt›r. Bunu hayata geçirebilmek için bir an önce bir Kürt Konferans› yap›lmal›d›r. TRT–6 üzerinden sahte bir Kürtlük yarat›lmak isteniyor. ‹flte Rojin TRT6’ten ayr›lm›fl. Bir kad›n›n bile özgürce bir iki haber verip program yapmas›na tahammül edemeyenler, Kürtlü¤ün özgür hiçbir alan›n› tan›m›yorlar. Bununla sen Kürtlere ne verebilirsin? Bununla ancak sahte bir Kürtlük yaratmaya çal›fl›yorsun. Bu televizyonun bafl›ndaki adam fiexan Afliretindendir. Evet, birkaç dil biliyor, ‹braniceyi de çok iyi biliyor, Kürtlükle bir ilgisi yok asl›nda. Geçmiflte milliyetçi fleyleri de vard›. fiimdi Kürtlükle hiçbir ilgisi olmayan bu adamlarla sahte bir Kürt yaratmaya çal›fl›yorlar. Nas›l Türklükle hiçbir alakas› olmayan sahte Türk yarat›ld›ysa, sahte bir Kürtlük yarat›lmaya çal›fl›l›yor.
49
Tarihi bir sorumlulu¤um var
ww
Galiba Avni Özgürel’ Öcalan Kuzey Kürtlerinin lideridir, be¤enseniz de be¤enmeseniz de durum budur. Öcalan’›n infaz flartlar›nda iyilefltirme yap›lmas› sorunun çözümünü kolaylaflt›r›r, demifl. Sadece Kuzey Kürtlerinin de¤il, Kürtlerin. Eksik de¤erlendirme olmufl. Tabii tarihi bir sorumlulu¤um var. Murat Yetkin “Henüz bir çözüm plan› yok. Ama bir çözüm süreci var” diyor. Ha tamam, çözüm plan› yok. Fehmi Koru “AKP, CHP ve DTP bir uzlafl› zemini içindeler. Bu zemini geniflletmek, di¤erlerini de katmak laz›m” demifl, yani di¤er
Ben hep diyorum, siyaseti yapmak ciddi ifltir, bilinç gerektirir, ciddiyet gerektirir, derinlikli tarihi analizleri gerektirir. O Kürt Konferans› vard›, niye olmad› biliyor musunuz? Çünkü Barzani’ye yapt›rmad›lar, ‹srail yapt›rmad›. PKK’nin silahs›zlanmas›n› istemezler. ABD’de istemez, ‹srail de istemez. Bunlar “tavflana kaç taz›ya tut” derler. ‹ran da istemez, hatta Talabani Barzani de istemez. Bunlar bir taraftan Türkiye ile anlafl›rlar. Alttan alta da PKK’yle iliflkilenirler. Suriye’si de ‹ran’› da, Talabani Barzani’si de bunu yapar. Hatta ‹ran bu konularda çok tecrübelidir. fiimdi bu may›n iflini tart›fl›yorlar, iflin içinden ç›kam›yorlar. Benim buna iliflkin bir tespitim var. ‹çinde Amerika’n›n da oldu¤u, ‹ngiltere ve ‹srail’in üç tane projesi var: Bir; ulus-devletçik projesi. ‹ki; GAP projesi. Üç; may›nl› arazi projesi. Ulus-devlet projesi ‹ngiltere ve ‹srail’in projesidir. Sonradan Amerika da buna kat›ld›. Ulus-devlet üzerinde birçok kifli, düflündü, çal›flt›. Dostoyoveski ve Nietzche de çal›flt› ama bu iflin içinden ç›kamad›lar. Marks da iflin içinden ç›kamad›. ‹ngiltere’nin ulus-devlet oyununu çözemedi. Lenin de aflamad›. Çin’de Mao da bu tuza¤a düfltü. fiimdi Amerikan emperyalizminin en büyük destekçisi Çin’in kendisidir. Yüz elli y›ld›r kapitalizmi ayakta tutan, dogmatik sosyalizm, reel-sosyalizm olmufltur. Marks, Lenin, Mao ‹ngilizlerin ulus-devlet tuza¤›na düfltüler. Ben, bu tuza¤a düflmedim. Ben bunun alternatifini oluflturdum. Bunlara karfl› Demokratik Ortado¤u projesini oluflturdum. Biliyorsunuz ‹ttihat ve Terakki’yi kuran dört kifliden hiç biri Türk de¤ildir. fiimdi buna Beyaz Türklük diyorlar, daha do¤rusu Beyaz Türklük dedikleri budur. ‹ngiliz Yahudi iflbirli¤iyle Türk ulus-devletini kurdurttular. Bunu Mustafa Kemal’e dayatt›lar. fiimdi de Kürtlere ulus-devletçik kurdurtacaklar. Ben buna “devletçik” diyorum, devlet
SERXWEBÛN
w.
Silah b›rakmak demek bar›fl demektir müzakere demektir
ww
Ben flimdi sürece iliflkin de¤erlendirmelerde bulunaca¤›m. Bunlar önemli Hükümetin çözüm plan› yok. Bunlar›n siyasi cesareti yok. Hükümet tasfiyeyi planl›yor. Siyasi ciddiyeti yok. Özal cesurdu. Erbakan da bir fleyler yapmak istedi. Hilmi Özkök, siyasetin önünü açmak istiyordu. Bununla siyasetin önünü açmak istiyordu, cesur davran›yordu. Sivillerin cesareti yok. Baflbu¤ silah b›raks›nlar diyor, nas›l olacak bu? Silah b›rakmak demek bar›fl demektir, müzakere demektir. Baflbu¤ üniter devlet, ulus-devlet diyor. Ulus-devlet konusunda onlar kendi bildiklerini söylerler biz de kendi bildi¤imizi söyleriz.
dar bu netleflir. Benim bu görüfllerim derlenmeli, manflet yap›lmal›, bas›nda yay›nlanmal›. Bundan sonra savafl olacaksa öyle eski tarz olmaz. Tekrar söylüyorum kimse yanl›fl anlamas›n; ben d›flar›dayken de bunlar›n mücadele tarz›n› hep elefltirirdim. 15 A¤ustos’tan önce asl›nda konuflmam gerekiyordu bilerek konuflmad›m. K›vr›ko¤lu ad›na gelen biri vard›. Bana diyordu; “Apo, sen 15 A¤ustos öncesi çözüm konusunda neden bizi uyarmad›n?”. fiimdi 15 A¤ustos öncesi uyar›yorum. E¤er çözüm süreci baflar›l› olmazsa 15 A¤ustos’tan kat be kat daha büyük yeni bir süreç bafllar. KCK, PKK eskisinden daha güçlü savafl›r. Teknikleri de var, silahlar› da var. Kurnaz savaflmas›n› da bilirler. Eski yeni bir sürü kadro vard›r. Birço¤u tecrübeli, benim gibi altm›fl›na dayanm›fl. Bunlar› iyi tan›yorum, teslim olmazlar. Bunlar iradelidir; bu arkadafllar bana bile karfl› ç›km›fllard›r. Osman, Botan olay›nda da bu arkadafllar direnmifllerdi. Savunman› tam yapars›n pasif savunman› da, aktif savunman da hatta üst aflamas›n› da. Ama bu eski tarz olamaz. Y›llard›r tecrübe edinmifller. Eski, yeni ve orta kadrolar› bir araya getirirler. Israrla söylüyorum. Ben buradan savafl yürütmem, yürütemem. Devlet yürüt dese de yapmam, yapamam. Ben burada tutsa¤›m. Ben buradan savafl› yönetemem, yönetebilmek için savafl›n içinde olmak gerekir. Savafl› yürütmek için gerillan›n içinde olmak gerekir. Peki, ne olur 1 Eylül’e kadar? Hala tasfiye denirse yeni muazzam bir süreç bafllar. Bu 15 A¤ustos’tan elli kat daha güçlü olur, her yerde olur. Ben bundan sadece Türkiye kaybeder demiyorum Kürtler de kaybeder. Bir on y›l daha kaybederler. Ama eninde sonunda emperyalizm kaybedecek halklar kazanacak.
ew e. c
Asker bu noktaya kolay gelmedi. Ben Cumhurbaflkan› Gül’e mektup yazm›flt›m. Çok aç›k bir flekilde olabilecekleri anlatm›flt›m. Tehlikelerden söz etmifltim. Çözümden söz etmifltim. San›r›m Gül bunu anlam›fl. Bugün konufltuklar› bunu anlad›¤›n› gösteriyor. Ama Özal kadar cesareti yok. Bir söylüyor sonra geri ad›m at›yor. Erdo¤an’›n da bir çözüm plan› yok. ‘93’ten bu yana on alt› y›ld›r çözüm için çaba sarf ediyorum. Binlerce insan öldü. Befl yüz milyar dolar gitti. Bunlar ekonomiden de anlam›yorlar. Bunlar ekonomik reçeteleri de d›flar›dan al›yorlar, IMF’den al›yorlar. Çözüm olmazsa devlet, arkas›na ABD ve di¤er güçleri al›r. KCK, PKK de sonuna kadar savafl›r. Herkes sorumlu davranmal›d›r. Savaflta da bar›flta da ciddi olunmal›d›r. 1 Eylül’den sonra kendi bilecekleridir, kendi kararlar›d›r. Ben köfleme çekilirim. Hiçbir fleye müdahale etmem. Ne savafl›n derim ne de savaflmay›n. Zaten buradan da böyle bir fley demem, diyemem. 1 Eylül sonras› çözüm geliflmezse tarafs›z kalaca¤›m. Otuz y›ld›r ben bunlar›n savafl›n› elefltirdim. Ben bu arkadafllar›n savafl›n› da anlayamad›m siyasetini de anlayamad›m. Ben bunlar› istedi¤im savafl çizgisine çekemedim. On y›ld›r ben burada nas›l siyaset yap›l›r diye anlat›yorum. Yirmi y›l d›flar›da on y›l burada otuz y›ld›r ben bunlara nas›l siyaset yap›l›r, nas›l savafl›l›r, nas›l mücadele edilir anlatmaya çal›flt›m. Onlar› elefltirmek için söylemiyorum, onlar›n do¤as› öyle. Ben d›flar›dayken de elefltirdim; gerilla siz bize kar›flmay›n, siz savafl›n içinde de¤ilsiniz, diyordu. Asl›nda haklar› da vard›, do¤ru da söylüyorlard›. Ben Cemal, Abbas ve di¤erlerini, onlar› iyi tan›r›m; iradeli adamlard›r, kararl› adamlard›r, teslim olmazlar öyle. Devlet birkaç›n› öldürse bile yenisiyle yola devam ederler. Gerillalar dâhil Kürt halk› her alanda kendi liderlerini seçerler. Ben buradan fluna dikkat çekiyorum. Tasfiye mi? Çözüm mü? Bunu 15 Temmuz’a kadar biraz anlar›z. E¤er çözüme dönükse 1 Eylül’e kadar gider. Yok de¤ilse 1 Eylül’den sonra karar kendilerinindir. fiimdi buras› çok önemli, aç›k söylüyorum, Savafl m›? Bar›fl m›? 1 Eylül’e ka-
ne t
de de¤il. Hatta biraz da geniflletecekler. Bu, ‹ngiliz, ‹srail, ABD projesidir. ‹srail Siyonizmi diyorlar. Ahmedinejad’›nki de fiii Siyonizmidir. Arap milliyetçili¤i BAAS siyonizmidir. Türkiye’deki mevcut ‹slamc›l›k da onun karfl›t› olan laiklik de bir tür siyonizmdir. Bunlar›n hepsi çat›flma, kavga üretir. Talabani, Barzani kendi ulus-devletlerini kurarlar, ben ona kar›flamam, kendileri bilirler. Onlar arkalar›na baflka güçleri alm›fllar. Bizim gücümüz onlara yetmez. Bu may›n temizleme meselesi; k›rk dört y›ll›¤›na ‹srail flirketlerine verecekler. Bunu kimse engelleyemez. Erdo¤an ç›rp›n›yor, mecburum, diyor. Çünkü vermezse baflbakanl›¤› tehlikeye girer. Bu may›n meselesini Erdo¤an’a yapt›racaklar. Onun için baflbakan olmas›na f›rsat verdiler. Baykal onlar da bunu biliyorlar. Baykal’›n, Bahçeli’nin sözleri, sözde muhalefettir, oy toplamaya yöneliktir. Suriye s›n›r› boyunca uzanan 800 km uzunlu¤undaki aland›r. O topraklar› alacaklar, bakir topraklard›r, verimlidir. Organik tar›mda kullanacaklar. O topraklar› Kürtlerin elinden alacaklar. Kürtleri iflsiz güçsüz b›rak›yorlar. Kürtlerin 18 ve 20 yafllar›ndaki genç k›zlar›n› Karadeniz’e, Marmara’ya Ege içlerine gönderiyorlar. Her tarafa da¤›t›yorlar. Namus cinayetleri diyorlar esas namus cinayeti budur, esas namussuzluk budur. Bu bin defa daha namussuzluktur.
Haziran 2009
om
50
Kürtlerin Gandhisi Var Diyorlar ki Kürtlerin Gandhi’si yok mu? Ben on y›ld›r burada bu koflullarda bar›fl için çözüm için kafa patlat›yorum. Manflet at›l›r “Kürtlerin Gandhi’si var” denilir. Gandhi benim yan›mda solda s›f›r kal›r. Gandhi’nin kendisi de terörizme kurban gitmifltir. Kurdu¤u
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“Ben burada do¤al olarak ölsem
de devletten bilirler. Benim halk›m beni buraya koyanlar›, tutanlar› sorumlu bilir. Öyle benim infaz
s›kmas› çok önemlidir, bunun bir anlam› vard›r. Mustafa Kemal Kürtlerin deste¤ini almadan Cumhuriyeti kuramayaca¤›n›, baflar›l› olamayaca¤›n› biliyordu. Bu yüzden Kürtlerin deste¤ini ald›. Bir de o dönemde ‹slami ak›m çok güçlüydü. Deste¤i al›nmadan baflar›l› olmak mümkün de¤ildi. Mustafa Kemal ‹slami kesimin deste¤ini ald›. Said-i Nursi aktif destek verdi Cumhuriyete. Mehmet Akif’in rolü biliniyor. Yine Komünistlerin deste¤ini ald›. Yani o süreçte Mustafa Kemal üç siyasal grupla Cumhuriyeti kurdu. Bunlar Kürtler, ‹slamc›lar, M.Akif, Said-i Nursi onlar ve üçüncüsü Komünistler. Kürtler olmadan Cumhuriyet kurulamazd›, ‹slami kesim olmadan cumhuriyet kurulamazd›, Lenin’in yard›m› olmadan Cumhuriyet kurulamazd›, Kurtulufl Savafl› kazan›lamazd›. Lenin’in deste¤i olmadan asla baflar›l› olunamazd›. Ama ‹ngiltere ve büyük devletler birçok önlem alm›fllard›. Cumhuriyeti kapitalistlefltirmek için tüm önlemleri alm›fllard›. Cumhuriyeti kapitalistlefltirdiler. Mustafa Kemal’i kuflatt›lar. Kürtler tasfiye edildi. Kürtler de o süreci tam anlayamad›. ‹slami kesim tasfiye edildi, Said-i Nursi sürgüne gönderildi, Mehmet Akif’in durumu biliniyor. Komünistler tasfiye edildi, Mustafa Suphilerin durumu biliniyor. Mustafa Suphi ile ilgili ileride genifl de¤erlendirmeler yapaca¤›m. Sahte bir Türkçülük yarat›ld›. Bu Türkçülü¤ün sosyolojik olarak Türklükle bir alakas› yok. Tarihteki Türk ulusuyla bir alakas› yoktur. Bunlar›n gerçek Türklükle Türk ulusuyla bir alakalar› yok hatta bunlar›n ço¤u Türk bile de¤il. Yanl›fl anlafl›lmas›n ben Türk yok demiyorum, Türk ulusu, Kürt ulusu tabii ki var. Hatta birkaç Türk kültürü var. Benim bahsetti¤im bu sahte Türkçülük ittihatç› anlay›flt›r. Türkçülük bir din haline gelmifltir. Bunlar›n arkas›nda sadece Yahudiler de de¤il baflka güçler de var. Öyle dünyada her fleyin nedeni Yahudilerdir gibi bilinen teoriyi dillendirmiyorum. Burada farkl› bir fley söylüyorum. Yahudiler her yerde çok iyi örgütlenmifller. Hitler’in bile yüz eli tane Yahudi yard›mc›s› vard›. Bunlar tüm her yere yöneldiler. Benim söylemek istedi¤im fludur; Yahudilerin
ne te we .c om
ülke Hindistan-Pakistan flimdi ne halde bellidir. Kan gölüne dönüflmüfl. Avukatlar›n, biraz insani yönü vard›r. Ben on y›ld›r buraday›m, sesim, nefesim kesildi. Ben geceleri uyuyam›yorum. Art›k yeni ölüm haberleri duymak istemiyorum. Her iki taraftan da flehit haberleri geliyor, duymak istemiyorum. Ben vicdanl› biriyim, insafl› biriyim, her fleyden önemlisi sorumlu biriyim. Bu sorumluluk çok a¤›r, daha fazla tafl›yam›yorum. Beni niye anlam›yorsunuz. Ben de normal bir insan›m, beni niye bu kadar ilahlaflt›r›yorsunuz? Beni bu kadar ilahlaflt›rmaya gerek yok. Ben art›k neredeyse ölmek istiyorum diyece¤im, diyemiyorum. Ben art›k zihinsel ve fiziksel olarak rahatlamak istiyorum. Benim de yaflamaya hakk›m var demiyorum ama benim durumum da ortada. Sa¤l›¤›n nas›l, diye soruluyor. Ben burada deprem olsa ölsem devletten bilirler. Do¤al olarak ölsem de devletten bilirler. Benim halk›m beni buraya koyanlar›, tutanlar› sorumlu bilir. Avni Özgürel onlar bofluna konuflmuyor. Benim önemimden bahsediyorlar. Onlar devletten bilgi al›yorlar. Öyle benim infaz flartlar›m› de¤ifltirmekle, bir iki bina yap›p befl alt› kifli getirmekle olmaz. Bu sorunun çözümüne katk› sunabilmem için önümün aç›lmas› laz›m. ‹flimin kolaylaflt›r›lmas› laz›m. Biz alt› yüz y›ll›k sorunu çözece¤iz. Bu ciddi bir ifltir. Benim katk›m al›nacaksa benim önüm aç›lmal›d›r. Benim tarihi bir sorumlulu¤um var. Say›n yarg›ca da söyledim; “Parlamento bir alt komisyon kurar. Ben o komisyona konuflurum. Çözüm önerilerimi söylerim. E¤er be¤enmezlerse veya ikna olmazlarsa beni öldürsünler” dedim. Erbakan onlar için milli görüfl, millici diyorlar ama millici de de¤iller. Burada Bahçeli’nin Türklü¤ü konusunda da bir de¤erlendirme yapmak istiyorum. Bahçeli’nin Türklü¤ü nas›l bir Türklüktür? Yedi tane Türkî cumhuriyet on befl tane de özerk Türkî bölgeler var. Ben bu önerilerimi bu Türkî cumhuriyetlerden hangisine söyleyecek olsam kabul ederlerdi. Kazakistan, K›rg›zistan, Aliyev bunlardan hangisine bu öneriyi götürecek olsam kabul ederlerdi. ‹flte bu kadar Kürt var, Türklerle birlikte yaflamak istiyor, derdim onlar da kabul ederdi. Ben Türk-
51
flartlar›m› de¤ifltirmekle, bir iki
bina yap›p befl alt› kifli getirmekle olmaz. Sorunun çözümüne katk› sunabilmem için önümün
aç›lmas› laz›m. Biz alt› yüz y›ll›k
sorunu çözece¤iz. Bu ciddi bir ifltir. Benim tarihi sorumlulu¤um var”
menleri, Türkleri biliyorum. Türk halk› vicdanl›d›r. Soyk›r›m yapmaz.
E¤er demokratik çözüm geliflirse bar›fl sa¤lan›r
ww
w.
‹lk defa Cumhuriyetin demokratiklefltirilmesi süreciyle karfl› karfl›yay›z. Türkiye’yi demokratiklefltirmek gerekiyor. Türkiye’yi demokratiklefltirmek için tarihi bir zemin var. Bunu de¤erlendirmek gerekiyor. Türkiye’yi demokratiklefltirmek ve Kürtlerin kendi iradelerini ortaya koyup nas›l örgütleneceklerini tart›flmalar› ve bu konuda bir sonuca gitmeleri aç›s›ndan önemlidir. Ben burada Türkiye’nin demokratikleflmesi gerekti¤ini hep söyledim. Asl›nda Cumhuriyet 1925’te dondurulmufltur. Biz, dondurulan bu Cumhuriyeti yeniden demokratik temelde canland›ral›m diyoruz. Mustafa Kemal Cumhuriyeti kurarken Kürtlerin rolü ve katk›s› en az Türklerin rolü ve katk›s› kadar önemlidir. Kürtler Cumhuriyetin asli kurucu unsurudur. Mustafa Kemal de bunun fark›ndayd› ve bu yüzden Kürtlerin deste¤ini ald›, Kürtlere en genifl muhtariyet verilmesinden bahsediyordu. Öyle zannedildi¤i gibi engel Mustafa Kemal, Kemalistler de¤ildir. Ama ittihatç› kadrolarla Mustafa Kemal’i kuflatt›lar. Mustafa Kemal, Kürtler olmadan kurtulufl savafl›n›n kazan›lamayaca¤›n› çok iyi biliyordu. Bu yüzden gidip Diyap A¤a’n›n elini s›km›flt›, onun gibi 60 önemli Kürt flahsiyetin deste¤ini ald›. Mustafa Kemal’in Diyap A¤a’n›n elini
SERXWEBÛN
Do¤ru demokratik ad›m atmazsan›z her fleyinizi kaybedersiniz
Faflizmden uzak dursunlar sürecin önünü kapatmas›nlar
Ortal›kta bir belge var. Bu belge yüzünden birbirlerine girdiler. Genelkurmay da flaflk›n, belge onun ayaklar›na doland›. Bu belgenin nereden ç›kt›¤›n› çözmeden bu sorunu da çözemezler. Bütün bunlar› çözmeden bu belgenin nereden ç›kt›¤›n› da bilemezler. DTP bunu çözebilir mi? Çözemez. Baflbakan, hükümet bunu çözebilir mi? Çözemez. Genelkurmay çözebilir mi, çözemez. Bu belge bafllar›nda dolan›yor, sonu nereye varacak bilemiyorum. Bilge Köyü olay›n› iyi anlamak gerekir. Mutlaka roman› yaz›lmal›. Bas›na yans›yan iddianamede iki cümle olarak geçiyor; orada olay›n içinde olan koruculardan biri örgütten iki kifliyi ar›yor, onlarla irtibatta. Her fley ayarlanm›fl. Olay olduktan sonra suçu örgüte atacaklar, örgütten iki kifli de ayarlanm›fl, haz›r. Evet, her fleyi haz›rlam›fllar, örgüte y›kacaklar, olay› örgütün üzerine atacaklar. Ben Baflbakan’a söylüyorum, Say›n Baflbakan, bu sorunu çözmek istiyorsan›z, olay› tüm yönleriyle ayd›nlatmal›s›n›z. Örgütten bu iki kifli kim? Daha önce yine Mardin Peçenek Köyü’nde yaflanan olaydan bahsetmifltim. O korkunç olay› PKK anlay›fl›n›n yapmas›
ww
w.
ne t
‹flçiler bugün kapitalizmin en büyük destekçileridirler. Kapitalizmi besleyen en büyük, en önemli unsurdur. fiuras› çok trajiktir ki, Marksistler taraf›ndan kapitalizmin düflman› olarak nitelendirilen iflçiler bugün kapitalizmin can dostudur. Bugün tek bir ifl için, iyi bir ifl için, iyi bir maafl için iflçi arkadafl›n› ezmeyen, satmayan, yolda b›rakmayan bir iflçi var m›d›r? Kürtlere karfl› fieyh Sait’ten beri hep ayn› güçler ayn› oyunlar› oynuyor. fieyh Sait olay› 15 fiubat’ta bafll›yor. Bana iliflkin uluslararas› komplo da 15 fiubat tarihlidir. fieyh Sait 29 Haziran’da idam edildi, benim hakk›mdaki idam karar› da 29 Haziran’da verildi. Bunun ayn› tarihlere denk getirilmesinin anlam› vard›r. Bunlar tesadüfî fleyler de¤il. Ayn› tarihlere denk getirilmesi bilinçlidir. Bunlar› yapanlar›n hepsi ayn› zihniyettir. Bu anlay›fl sadece askeriyede de¤il sivil, bürokraside, ticari ve her alanda örgütlüdür. Baflbakan’a buradan tekrar sesleniyorum. Türkiye’yi demokratiklefltirelim diyorum. Ben Baflbakan kötü niyetlidir demiyorum, iyi niyetlidir. Ama onun dan›flmanlar› ona yanl›fl ve eksik bilgi veriyorlar. Biz kendisine do¤ru bilgi vermeye haz›r›z. Bu nedenle ben burada direk Baflbakan’a sesleniyorum. E¤er siz do¤ru ad›m atmazsan›z, demokratik ad›mlar atmazsan›z her fleyinizi kaybedersiniz. Türkiye’de de bu sorunu çözmek isteyenler var. Cumhurbaflkan› samimidir ve bu sorunu çözmek istiyor. Baflbakan duruma göre tav›r alacak herhalde. Ordudan anlad›¤›m kadar›yla ordu, bu savafl› s›n›rland›rmak istiyor. Genelkurmay Baflkan›n›n konuflmas› bunu gösteriyor. Üç genelkurmay baflkan› Karaday›, K›vr›ko¤lu ve Özkök demokratik alan›n aç›lmas›n› istiyordu. K›vr›ko¤lu “biz Mesut Y›lmaz’a iktidar sunduk ama de-
¤erlendiremediler” diyordu. Yine Özkök, “siyasi alan›n geniflletilmesi gerekti¤ini” söylüyordu. Bunun için oldukça cesur davran›yordu. Yüzde 99’a karfl› tek bafl›na mücadele veriyordu. fiimdiki Genelkurmay Baflkan› da siyasi alan›n rolünü oynamas›ndan bahsediyor. Hükümet, ordudan destek mi istiyor, al sana destek. Bütün bunlar destektir. E¤er Hükümet siyasi alanda rolünü oynamazsa biter. Ecevit Hükümeti bir fleyler yapmak istiyordu ama MHP engelledi onu, rolünü oynamad›. Benim o dönemdeki konuflmalar›m› aç›n bak›n, ben “Hükümet siyasi ad›m atmazsa da¤›l›r, gider” demifltim. Ecevit Hükümeti siyasi ad›mlar› atamad›, nitekim da¤›ld›, bitti. fiimdi de ayn› fleyi söylüyorum, e¤er Hükümet demokratik ad›mlar atmaz, Türkiye’yi demokratiklefltirmezse, bu sorunlar› çözmezse k›sa sürede da¤›l›r, biter.
mümkün de¤ildi. Ben PKK’nin yapt›¤›n› rüyamda görsem inanmazd›m. Araflt›rd›m Mufllu bir genç olan Hogir onlar yapm›flt›. Yafll› çocuk demeden öldürmüfllerdi. Dehflet içinde kald›m. Ergenekon nas›l her tarafa bulaflm›flsa PKK içinde de baz› kiflilere uzanm›fl olabilir. Hatta baz› yabanc› güçler de PKK içinde baz› kiflileri kontrol ediyor olabilir. Say›n Baflbakan, siz PKK diyorsunuz, ben de soruyorum hangi PKK? Öyle siz PKK deyip genellefltiriyorsunuz, bu do¤ru de¤il. Hangi PKK’den bahsediyorsunuz? ‹liflkide olan örgüt içindeki iki kifliyse bunlara ben de karfl›y›m. Bu PKK’ye ben de karfl›y›m. Ama demokrasiyi esas alan, demokratik çözümü isteyen, silahl› mücadeleye son vermek isteyen bir PKK var. Bununla neden diyalog kurmuyorsun? Gel beraber Türkiye’deki Ergenekon’u da PKK’nin içinde çözümü istemeyenleri de ortaya ç›karal›m. Benim s›n›rl› da olsa bir gücüm var. Genelkurmay’›n konufltu¤u gün 14 Nisan’da DTP operasyonu oldu, bu manidard›r. Genelkurmay›n konuflmas›n› sabote etmek, etkisiz k›lmak için yap›lm›fl bir operasyondur. Ben ilk baflta onlar›n bilgisi dâhilinde yürütüldü¤ünü san›yordum, sonra anlad›m ki olay baflkad›r. Bu operasyondan Genelkurmay’›n, Baflbakan’›n sorumlu oldu¤unu söyleyemem. Bu Türkiye’de halen etkin olan ittihatç› kadrolar›n iflidir. Genelkurmay›n da haberi olmayabilir, Baflbakan’›n bu operasyondan haberi bile yoktur. Baflbakan’›n imzas›yla yap›lan bir operasyon oldu¤unu zannetmiyorum. Genelkurmay Baflkan›’n›n ikinci konuflmas›n› yapt›¤› tarihten, 29 Nisan’dan bir gün önce may›n patlad›. Bu olay›n çok iyi araflt›r›lmas› gerekiyor. Oradaki arkadafllar›m›z› suçlam›yorum. O askerleri oraya kim gönderdi? Böylesine büyük bir patlay›c› oraya nas›l yerlefltirildi? O üçgende daha önceki y›llarda da anlayamad›¤›m›z birtak›m kuflkulu eylemler, olaylar oluyordu. Nas›l oldu¤u anlafl›lmayan patlamalar oluyor, baz› arkadafllar›m›z bulundu¤u yerden bomba patlat›larak havaya uçuruluyordu. Baflbakan DTP’ye “PKK’ye terör örgütü demeden görüflmem” diyor. Böyle fley olmaz. Sorunu çözmelidir Baflbakan. Herkesle müzakere etmelidir. Hegemon-
ew e. c
bir Hitlerist taraf› vard›r. Hitler’in kapitalizm içindeki rolü halen ayd›nlat›lmam›flt›r, karanl›kta kalm›fl bir olgudur. Halen Hitler’in ne anlama geldi¤i tam olarak anlafl›lm›fl de¤ildir. Yahudiler sadece Mustafa Kemal’i de¤il, Marks’› Lenin’i bile çarp›tt›lar, yönlendirdiler.
Haziran 2009
om
52
Haziran 2009
SERXWEBÛN rini daha önce söylemifltim. Muhafazakâr demokratlar, bir kesimi, bir kültürü temsil ediyor ama flu an yapt›klar› ‹slami de de¤il. Ben ‹slamiyet’i biliyorum, ‹slamiyet’in özü, muhafazakâr demokratlar›n yapt›klar› ifllerle bir ilgileri yoktur. Liberal demokratlar da hep var olmufltur ancak de¤iflimi gerçeklefltirebilecek güçleri yoktur. As›l de¤iflimi dönüflümü gerçeklefltirebilecek güç radikal demokratlard›r. Radikal demokratlar bu gücünü iyi kavramal›d›r. Onlar de¤iflime, demokratikleflmeye öncülük yapmal›d›r. Bu üç grup da demokrasi prensipleri çerçevesinde bir araya gelebilirler. ‹spanya’daki gibi demokratik bir anayasay› gerçeklefltirebilirler. Diyarbak›r’da oldu¤u gibi bir de Ankara’da Demokratik Cumhuriyet Kongresi yap›lmal›d›r. Kürtler ve demokratlar buna aktif destek olmal›d›r. Türkiye’nin demokrasi güçleri harekete geçirilebilir, bu Kongre’ye yönlendirilebilir. Bu öncelikle Kürtlerin kendi demokratik toplum kongrelerinin baflar›l› olmas›na ba¤l›d›r ve her iki Kongre paralel yürütülmelidir. Her ilde, ilçede ve beldelerde Kent Konseyleri kurulmal›d›r. Zaten bu yasada da vard›r. Büyük flehirlerde üç yüz kiflilik, di¤er flehirlerde iki yüz kiflilik, ilçelerde ve beldelerde ise elli veya yüz kiflilik Kent Konseyleri oluflturulabilir. Bu kent konseyleri derhal kurulmal›d›r. Toplumun sorunlar› ve çözümü için bunlar›n kurulmas› önemlidir. Belediyeler de bu Kent Konseyleriyle birlikte demokratik bir iflleyifle ve çal›flmaya kavuflturulabilir. Belediyelerimiz do¤ru temelde ve halka dayanarak demokratik bir flekilde büyük bir h›zla çal›flmalar›n› yürütmelidirler. Öyle kapitalizme dayanarak, kredilerle, kredi peflinde koflmakla bu ifli baflaramazlar. Halka dayanarak, halk gücünü harekete geçirerek ancak baflar›l› olabilirler. Siz nas›l bir yaflam istedi¤inizi biliyor musunuz? Siz bu mevcut kokuflmufl yaflamdan kurtulmak için ne yapman›z gerekti¤ini biliyor musunuz? Siz Kültürel soyk›r›m›n tarihte ne anlama geldi¤ini biliyor musunuz? Siz kültürel soyk›r›m›n fiziksel soyk›r›mdan daha tehlikeli oldu¤unu biliyor musunuz? Siz kültürel soyk›r›mla nas›l mücadele
edilece¤ini biliyor musunuz? Siz dostunuz kim düflman›n›z kim biliyor musunuz, tan›yor musunuz? Siz toplumunuz için halk›n›z için gerekli olan demokratik anayasan›n, yasalar›n nas›l olmas› gerekti¤ini biliyor musunuz? Bu konuda çal›flma yapabiliyor musunuz? Siz demokratik anayasan›n hangi yöntemlerle haz›rlanaca¤›n› biliyor musunuz? Siz toplumsal haklar›n›z›n hangi yöntemlerle kazan›laca¤›n› biliyor musunuz? Siz tek bir dürüst yurtsever çocuk yetifltirebiliyor musunuz? Siz tek bir çocu¤unuzu dahi anadilinde yetifltirebiliyor musunuz? Siz bütün bunlar› bilmiyorsan›z, çözüm üretemiyorsan›z ben de diyece¤im ki bunlar bilmiyorlar, yapam›yorlar üzerlerini çizece¤im, dikkate de almayaca¤›m, almad›¤›m gibi.
w.
ne te we .c om
yac› davranmamal›d›r, demokratik güçlerin geliflmesi ve kendini ifade etmelerine imkân tan›mal›d›r. Ben burada yedi y›ld›r tahammül ettim. Sorunun demokratik çözümü için onlara önerilerde bulunuyorum. En son Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’e on alt› sayfal›k bir mektup göndermifltim. Orada da sorunun çözümüne iliflkin görüfl ve önerilerimi sunmufltum. Say›n Baflbakan’›n süreci olumlu yönde ilerletmemesi ve operasyonlar› durdurmamas› durumunda onun iyi niyetinden flüphe ederim. Genelkurmay Baflkan› operasyonlar› s›n›rland›rmay› istiyor gibi ama onu da aflan fleylerin oldu¤u anlafl›l›yor. Yedi y›ld›r sabrediyorum. ‹ki ay daha süreci izleyece¤im. E¤er çözüm için önüm aç›lmazsa benim yapabilece¤im baflka bir fley yok diyece¤im, çekilece¤im. E¤er ad›m atmazsa Baflbakan› buradan Ergenekon’un bir numaras› olarak ilan edece¤im. Baykal ve Bahçeliye fazla söylenecek bir fley yok. Ancak kendilerine flunu söylemek istiyorum; faflizmden uzak dursunlar, sürecin önünü kapatmas›nlar. Say›n Baflbakan Erdo¤an tüccar mant›¤›yla yaklafl›yor. Yüzde on ithalatla ve baz› ihalelerle para pul peflindeler. Yüzde on ithalatta korkunç paralar kazan›yorlar. Bu nedenle halk› falan düflündü¤ü de yok, Türk halk›n› da düflündükleri yok. Hatta Türk iflçilerini uluslararas› ucuz piyasalara mahkûm etmifller. Kürtlerin de Türklerin de 85 y›ld›r eflek gibi s›rtlar›na biniyorlar, kullan›yorlar.
53
As›l de¤iflimi gerçeklefltirebilecek güç radikal demokratlard›r
ww
Ben muhafazakâr demokratl›¤a destek verdim. Bunun olabilece¤ini belirttim, olabilir de, hatta onlar› anlamaya da çal›fl›yorum. Ama tüm toplumu etkisi alt›na alan hegemonik bir yap› kurmalar›na da karfl›y›m. Türkiye’de Liberal demokratlar da var, her zaman da oldu. Liberal demokratlar, tarihin her döneminde var olmufllar. Bir de Radikal demokratlar var. Radikal demokratlar toplumda ve siyasette rolünü çok iyi kavramal› ve oynamal›d›r. Muhafazakâr, liberal ve radikal demokratlar›n bir demokrasi paydas›nda buluflabilecekle-
Ülkelerine kültürlerine yönelik bir aflklar› heyecanlar› çabalar› yok
Seni yok say›yorlar, dilin, kültürün yok. Hiçbir fleyin yok. Ama çocuk yapmay› biliyorlar! Aflk, sevgiden bahsediyorlar! Ama bir tek çocuklar›na anadillerini do¤ru dürüst ö¤retemiyorlar, bir tek çocuklar›n› iyi yetifltiremiyorlar. Ülkelerine, dillerine, kültürlerine yönelik bir aflklar›, heyecanlar›, çabalar› yok, ülke sevgisi yok, bunun için büyük mücadele yok. Ben Yahudileri çok elefltiriyorum ama sevdi¤im yönleri de vard›r. Örne¤in kendilerine iliflkin bir felaket oldu¤unda kendilerini çamura at›yorlar, üstlerini bafllar›n› her taraf›n› çamura bat›r›yorlar, her taraflar› kapkara oluyor, dünyay› velveleye veriyorlar, böylece o olay› unutmuyorlar ve intikam›n› alana kadar hat›rda tutuyorlar. Aflk ve sevgi varsa bu, ülkeye, halka dönük olmal›d›r. Nas›l bir toplum istiyorlar? Nas›l bir sanat, kültür, nas›l bir yaflam istiyorlar? Buna dönük büyük çabalar olmal›. Ben burada pratik önderlik yapamayaca¤›m›, pratik önder olmad›¤›m› söylüyorum. Kendi kararlar›n› kendileri als›nlar. Ben sadece düflüncelerimi ifade edebilirim. Kendilerine savunma yapmay›n diyemem. Örgütlülüklerinden vazgeçin diyemem. Bu, en büyük alçakl›k olur. Kararlar›n› kendileri almal›lar. Kürtler kendi savunmalar›n› kendileri yaparlar.
SERXWEBÛN
Çat› Partisi gibi bir oluflum Türkiye’nin demokratikleflmesi için gereklidir
Halklar çat›fl›rsa herkes ac› çeker bundan hiç kimse kârl› ç›kmaz
ne t
Ufuk Uras, istifa etmifl. Yeni bir hareketten bahsediyor. Bu olumlu ve gereklidir. Ben bunlar› destekliyorum. 10 Aral›k Hareketi içinde birçok isim var, milliyetten Derya Sazak gibi baz› isimler de var. Bunlar da olsun hatta daha genifl kesimler de içinde yer als›n. TKP e¤er demokrasiyi savunuyorsa, içinde demokrat kesimler de yer alabilir. E¤er Mustafa Suphilerin an›s›na ba¤l›ysalar demokratik bir flekilde içinde yer al›rlar. Sol, kendini Ergenekoncu soldan ar›nd›rarak bu temelde demokratik sol olarak Türkiye toplumunda kendilerini örgütlemeliler. Böyle bir olufluma ihtiyaç var. Çat› Partisi gibi bir oluflum Türkiye’nin demokratikleflmesi için gereklidir. Çat› Partisi Girifliminin yapaca¤› Konferansla daha genifl bir kesime ulaflabilirler. Her kesim kat›labilmeli, yüzlerce de¤iflik düflünce kendini ifade edebilmeli, Alevilere kadar de¤iflik inanç gruplar›, az›nl›klar, etnik gruplar, çevrecilere kadar yer alabilmeli. Türkiye’deki tüm demokratik çevreler katk›lar›n› sunmal›d›rlar, içinde yer almal›d›rlar. Kongreye Yaflar Kemal, Vedat Türkali, Mihri Belli -gerçi çok yafll›d›r-
onlar› ça¤›rmak gerek. Hepsine özel selamlar›m› yolluyorum. Gelip Kongre’de düflüncelerini ifade etsinler. Kürtlerle dayan›flmas›n› göstersin. Benim ad›ma Yaflar Kemal Van’› ziyaret etsin. Van muazzam bir geliflme, demokratik bir geliflme içerisindedir. Van’daki kurumlar›m›z› ziyaret etsin, onlara, belediyeye düflüncelerini aktars›n. Kürtlerle olan dostlu¤unu, dayan›flmas›n› göstersin. Kongre’ye de düflüncelerini sunsun, denilebilir. Efli de Babanzadelerdendir, selamlar›m› iletiyorum. Babanzadeler, ilk Kürt isyan›n› bafllatanlardand›r. Atalar›n›n an›s›na da Kürtlerle diyaloglar›n› gelifltirsin. Bireysel haklar toplum haklar›d›r, toplumsal haklard›r. Toplumsal haklar bireysel haklard›r. Bunlar birbirlerinden ayr›lamaz. Bireysel haklar toplumsal haklarla anlam kazan›r. Bu flu demektir; Kürt var Kürt toplumu yok. Böyle bir fley olamaz. Siz bunlar› birbirinden ay›ramazs›n›z. Birey toplumla anlam kazan›r, toplum da bireylerden oluflur.
‹ran’da da ifller kar›flm›fl. Ahmedinecad’› Hitler’e benzetiyorlar. Do¤rudur benzer yanlar› vard›r fakat Hitler de¤ildir. Hitler’e benzetmeleri ilginçtir. Niye benzettiklerini de bilmek gerekir. ‹ran’›n da oradaki halk›m›z›n demokratik haklar›n› tan›mas› gerekiyor. Kürt sorununu kim çözerse, sadece Türkiye’de de¤il tüm Ortado¤u’da hatta Avrupa’da
w.
ww
etkin olur. Türkiye’deki hegemonyalar çat›rdamaya bafllam›flt›r. Bundan sonra eski tarz hegemonya anlay›fl› zor. Say›n Erdo¤an’a, say›n Gül’e bir kez daha ça¤r›da bulunuyorum. Korkmalar›na gerek yok. Bu iki halk, Kürt ve Türk halk› birbirine girmezse hiç kimse bize bir fley yapamaz. Bu sorunu iki halk olarak çözersek Türkiye’nin önü aç›l›r, Türkiye f›rlar, Ortado¤u’nun lider ülkesi haline gelir. Avrupa bunu istemiyor, bozgunculuk yap›yor. E¤er Türkiye’de bu sorun çözülürse zengin, refah içinde, sorunlar›n› çözmüfl bir ülke olur. Hepimizin istedi¤i bu de¤il mi? Ben burada karfl›l›ks›z, yurtseverli¤in gere¤i olarak bunun için çabal›yorum. Ben vicdanl› davran›yorum. Vicdans›zl›k yaparsam ben de topluma deli gömle¤i giydirebilirim, milyonluk ordu ç›karabilirim. Beni de dinlerler çat›fl›rlar. Her iki taraftan da çat›flma oldu diyelim, bir milyon insan öldü, bundan kim kazanacak? Halklar çat›fl›rsa herkes ac› çeker, bundan hiç kimse bir fley elde edemez. ‹ki ay daha müddet var. E¤er soruna do¤ru yaklafl›l›r, demokratik çözüm geliflirse bar›fl sa¤lanabilir. Ancak bu bir oyunsa, bofla ç›karmaysa kaybederler. Bunlar PKK prati¤ini bilmiyorlar, yerle bir ederler. Erdo¤an süreci do¤ru ele almal›d›r. Biz gereken katk›y› sunar›z. Ama benim önümü açmalar› gerekir. Ben bu flartlarda pratikpolitik önderlik yapamam. E¤er çözüm yönünde ad›m at›lmazsa ben halk›m›za da buradan pratik ve politik önderlik yapamayaca¤›m› aç›klayaca¤›m. Bar›fl olmuyor, savafl m› bar›fl m› kendi kararlar›n›z› kendiniz vermelisiniz diyece¤im. Misilleme eylemlerinin ordunun siyasetteki a¤›rl›¤›n› artt›rd›¤› iddias› do¤ru de¤il. Öyle de¤il. Çok basit ele al›yor. Ben politikay› bilirim. Ahmet Altan bu kadar basit ele almamal›d›r. Bana politika ö¤retmeye kalkmas›n. Kürtlerin direncini k›rmak istiyorlar. Kürtlerin direnci k›r›l›rsa Avrupa, Türkiye, ABD, ‹srail aç kurtlar gibi pusuda bekliyorlar, bizi bitirirler, Kürtleri bitirirler. Bar›fl niyeti olursa biz bunlar›n önüne geçeriz, o basittir. PKK içerisinde de, devlet içerisinde de bar›fl› istemeyen kesimler ortaya ç›kar›l›r, uzlaflma sa¤lan›r.
ew e. c
Ben herkesin kendi savunmas›n› yapmas› gerekti¤ini her zaman söyledim. Savunma iki türlü yap›l›r. Bir; kendi varl›klar›n› korumak amac›yla yap›lan meflru savunma. ‹ki; kendi özgürlükleri için yap›lan savunma ve mücadele.
Haziran 2009
om
54
Haziran 2009 SERXWEBÛN
55
ne te we .c om
DEMOKRAT‹K S‹YAS‹ MÜCADELEYLE ZAFERE ULAfiILACAKTIR “Oldukça önemli, tarihi geliflflm melere aç›k, fakat tehlikeler de ihtiva eden kritik bir süreçte oldu¤umuz ortad›r. Süreci do¤ru ve yeterli anlar, üzerimize yüklenen görevleri etkili bir biçimde ve do¤ru bir tarzla baflflaar›l› olarak harekete geçirirsek biz kazanaca¤›z. Bugün özel savafl kapsam›nda tavizler vermek zorunda kalan inkâr ve imhac› güçler, karflfl››t yönetimler giderek tavizlerini artt›ra artt›ra, zorlana zorlana daha ileri kabullere, çözümlere raz› olacaklar. Kürt sorununun çözümü biraz da böyle geliflfleecek. Yani öyle birden bire yüzde yüz çözüm, masa baflfl››nda oturup anlaflflm mal› çözüm olma ihtimali azd›r” Önderlik çizgimizin, Apocu çizginin baflar›l› bir uygulamas› oldu. Önder Apo her zaman flunu söyledi, “PKK’li olmak her gün yeni bafllang›çlar yapabilmektir” dedi. Kürt halk› taktik plânda her gün yeni yeni eylem biçimleri, tarzlar› ortaya ç›kard›¤› gibi, stratejik plânda da 1 Haziran At›l›m›yla her türlü imha ve tasfiye amaçl› konseptlere karfl› yeni bafllang›ç yapabilece¤ini netçe ortaya koydu. Dolay›s›yla Önderlik çizgimiz hem mevcut geliflmeleri bir kere daha yönlendiren oldu, hem de bu pratikle do¤rulu¤u bir kez daha kan›tland›.
Birinci önderliksel do¤ufl Kürt halk tarihinin en büyük özgürlük ç›k›fl›yd›
Parti ve mücadele tarihimizin genelde üç büyük ç›k›fl› var: Birincisi, ideolojik ç›k›flt›. Buna önderliksel do¤ufl da diyoruz. ‹nkâr ve imha sistemine karfl› Kürdistan üzerinde hüküm sürdüren, askeri iflgal, ekonomik-siyasi sömürgecilik ve kültürel soyk›r›ma karfl› özgür ve demokratik yaflam için direnme bilincinin, ruhunun, bilgisinin ve örgütünün ortaya ç›kart›ld›¤› süreçti. Kürt halk tarihinin belki de en büyük özgürlük ç›k›fl›yd›. En zor koflullarda, herhangi bir f›rsata, imkâna dayanmak bir yana, ciddi bir tarihsel mirasa sahip olmadan, koflullar›n genel planda hemen hemen bütünüyle olumsuz oldu¤u bir ortamda, sadece insan bilincinin, erdeminin gücüne, gerçe¤ine dayanarak büyük bir düflünsel ve pratik emekle yarat›lan bir ç›k›fl oldu. Bunun
ww
w.
1 Haziran Özgürlük At›l›m›m›z›n alt›nc› y›l›na girerken, öncelikle bu at›l›m›n haz›rlay›c›s› ve yarat›c›s› olan Önder Apo’yu selaml›yor, tüm at›l›m flehitlerimizi sayg› ve minnetle an›yoruz. ‹ç ve d›fl gericili¤in birleflerek sald›rd›¤› ve art›k Kürdistan özgürlük hareketini yok edece¤ine dair kendini inand›rd›¤› bir ortamda büyük bir ç›k›fl yaparak bu befl y›ll›k süreçte önemli sonuçlar ortaya ç›kartan direnifli yaratan tüm özgürlük mücadelesi güçlerini, halk›, gençleri, kad›nlar› baflar›lar›ndan dolay› kutluyoruz, selaml›yoruz. Gerçekten de onlar bütün hesaplar› bozdular. En zor ortamlarda yeniden bafllang›ç yapma ve mücadeleyi gelifltirme gücünü gösterdiler. Kürt halk›n›n mevcut inkâr ve imha sistemi temelinde yok edilemeyece¤ini, özgürlük ve demokrasi hareketimizin tasfiye edilemeyece¤ini, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik yaflamdan baflka her hangi bir yaflam› kabul etmeyece¤ini herkese gösterdiler. Bu yeniden büyük bir ç›k›fl oldu. Özgürlük mücadelemizin bir kere daha kendini güçlü bir biçimde kan›tlamas› oldu. 1 Haziran 2004 At›l›m›, Özgürlük hareketimizin genel plânda bu üçüncü büyük ç›k›fl›, pratik direnifl anlam›nda ise 15 A¤ustos At›l›m›ndan sonra ve onun yirmi y›l sonras› gerçekleflen ikinci büyük direnifl hamlesi olarak halk tarihimizde, mücadele tarihimizde yer ald›. Kürdistan’daki koflullar›n öngördü¤ü geliflme tarz›n› ve diyalekti¤ini bu durum bir kere daha bize gösterdi. Bütün eksiklikleri ve hatalar›na ra¤men bu at›l›m
1970’lerde gerçekleflti¤ini biliyoruz. Önderliksel çizginin uzun ve çeliflkili bir mücadele ve haz›rl›k süreci içerisinde 1970’ler bafl›ndaki Türkiye ve Kürdistan’›n çok çat›flmal›, çeliflkilerinin derinleflti¤i bir ortamda olufltu¤unu, do¤ufl yapt›¤›n›, Kürdistan’› ayd›nlatarak Türkiye ve bölgedeki gerçe¤i daha do¤ru ve anlafl›l›r bir duruma getirdi¤ini biliyoruz. Bu büyük ç›k›fl bir ayd›nlanma hareketiydi. Kürdistan gerçe¤ini ayd›nlatt›, Kürdistan üzerinde oluflan gericilik yuma¤›n› çözümledi. Bu temelde bu gericili¤e karfl› duracak, onun d›fl›nda yaflayacak, ona karfl› mücadele edecek insan› ve örgütü yaratt›. Büyük bir devrim hareketi olarak do¤up geliflme sa¤lad›. ‹nsan› ruhuyla, duygusuyla, bilinciyle, davran›fl›yla bir yaflamdan baflka bir yaflama çekerek yeniden yaratt›. Kürt toplumunu iflgal ve sömürgecilik alt›nda oluflan de¤er ölçülerinden, yarg›lar›ndan tamamen ç›kartarak özgür ve demokratik yaflam›n ölçü, anlay›fl ve yarg›lar›yla donat›p yeniden yaratt›. Gerçek anlamda özgür toplum diriliflini sa¤lad›. Bunun sonuçlar› felsefi, ideolojik ve siyasi çizgi olarak önderliksel do¤uflun gerçekleflmesi oldu. Bu temelde bir ideolojik gruplaflmadan giderek halk›n özgürlük mücadelesine öncülük eden bir partileflmenin yarat›lmas› sa¤land›. Önderlik ve parti öncülü¤ünde Kürt halk› ‘70’lerin sonunda Önderlik ça¤r›s›na olumlu yan›t vererek bir kitlesel baflkald›r› sürecine girdi. K›saca bu ilk ç›k›fl bütün zorluklara, zay›fl›klara, engellere, olumsuz koflullara ve bunla-
SERXWEBÛN mücadele gerçe¤imizi, Önderlik gerçe¤imizi do¤ru ve yerinde de¤erlendirmemiz herkesten çok bizim için gerekli oluyor.
‹kinci büyük ç›k›fl›n askeri yan› baflat bir gerilla ç›k›fl›d›r
w.
ww
çizginin topluma ulaflt›r›lmas›n›n baflka her hangi bir yol ve yöntemi kalmam›fl olmas›yla iliflkilidir. fiunu çok iyi biliyoruz, baflka bir yol ve yöntemle Apocu ideolojik-politik çizgi Kürt insan›na, toplumuna ulaflt›r›labilse, insanlar bu temelde bilinçlendirilip, e¤itilip örgüt ve mücadeleye çekilebilseydi, inkâr ve imha sisteminin yaratt›¤› rejim buna izin ve f›rsat verseydi elbette o zaman silahl› direnifl hiçbir flekilde gündeme gelmeyebilirdi. 15 A¤ustos, gerilla at›l›m› biçiminde bir direnifl olmayabilirdi. Baflka yol ve yöntemlerle bu ikinci büyük hamle yürütülebilirdi. Önderlik çizgimiz buna aç›kt›. Parti örgütlenmemiz böyle bir çizgi temelinde gelifltirilmiflti. Fakat çok iyi biliniyor, Birinci Dünya Savafl› ard›ndan Kürdistan üzerinde oluflan inkâr ve imha sistemi normalde ideolojik, siyasi çal›flma yürütmeye fazla aç›k olmad›¤› ve izin vermedi¤i gibi, bir de 12 Eylül 1980 faflist askeri darbesi bu koflullar› tümden ortadan kald›rm›flt›. 12 Eylül faflist askeri rejimi koflullar›nda ulusal demokratik düflünceyi, bilinci, anlay›fl›, yaflam› temsil edebilmek, yaflatabilmek, ve bunlar› topluma tafl›yabilmek, örgütleyebilmek için, 15 A¤ustos At›l›m›nda oldu¤u gibi, silahl› gerilla direniflinden baflka her hangi baflka bir yol kalmam›flt›. Bu gerçe¤i de bütün yönleriyle ve çok ayr›nt›l› bir biçimde Önder Apo de¤erlendirdi. Asl›nda herkes görüyordu; art›k 1980’ler ortam›nda Kürdistan üzerindeki sömürgeci egemenli¤in karakteri de, Kürdistan’›n, Kürt halk›n›n, Kürt toplumunun içinde bulundu¤u durum da ç›plak göz-
ew e. c
Mücadele tarihimizin, Özgürlük hareketimizin ikinci büyük ç›k›fl› bilindi¤i üzere 15 A¤ustos 1984 Gerilla At›l›m›d›r. Birinci ç›k›fl›n ideolojik esaslar› üzerinde olmas› yan›nda, bu ikinci büyük ç›k›fl›n askeri yan› baflatt›r, öndedir, esast›r. Bir gerilla ç›k›fl›d›r. Birinci partileflme hamlesinin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar› ezip tasfiye edebilmek için inkâr ve imha sisteminin gelifltirdi¤i 12 Eylül faflist askeri darbesine karfl› Kürt halk›n›n özgürlük ve demokrasi çizgisinde gerilla direnifli gelifltirme sürecidir. Evet, bir askeri direnifltir, ama birinci ç›k›flla, yani ideolojik do¤uflla bütünüyle iç içe geçmifl, onun pratiklefltirilmesi olan bir ç›k›flt›r. Yani dar, baflka ülkelerde, toplumlarda gerçekleflti¤i gibi sadece askeri boyutlar› olan bir ç›k›fl de¤ildir. 15 A¤ustos At›l›m›, gerilla temelinde Önderlik çizgisinin, onun içerdi¤i felsefenin, ideolojinin, siyasetin, örgüt ve yaflam tarz›n› Kürt halk›na, emekçisine, kad›n›na, gencine, gerilla tarz›yla ulaflt›r›lmas›n›, dolay›s›yla ulusal demokratik devrimin birey ve toplum flahs›nda derinli¤ine gelifltirilmesini öngören, ifade eden ve gerçeklefltiren bir ç›k›flt›r. Askeri boyut sald›r›lar› önlemeye ve kendini savunmaya dönüktür. Önder Apo’nun gelifltirdi¤i ideolojik ve politik
ne t
r›n yaratt›¤› hatalara, eksikliklere ra¤men baflar›l› sonuçlar veren bir ç›k›fl oldu. Burada flunu bir kere daha ve aç›k söylemekte yarar var. Önder Apo hep bu döneme dikkat çekti. Önderlik gerçe¤ini, PKK gerçe¤ini, Kürt özgürlük ve demokrasi mücadelesini anlamak isteyenler için do¤ru bilince ulaflman›n yeri olarak bu dönemin anlafl›lmas›na dikkatleri çekti. ‹lk do¤uflu, bafllang›c›, Kürdistan’da özgür ve demokratik insan ve toplum duruflunun ilk ç›k›fl›n› do¤ru anlamay›, bugün yaflanan mücadelenin do¤ru ve yeterli anlafl›lmas› aç›s›ndan önemli gördü. fiimdiye kadar yaflanan bütün geliflmelerin temelinde esas itibariyle bu bafllang›c›n yatt›¤›n› hep vurgulad›. Bunu bizim için söyledi; bu mücadelenin sahipleri, militanlar›, fedaileri olmak isteyenler için böyle bir anlam derinli¤ine ulaflman›n baflar› için flart oldu¤unu ifade etti. Yine dostlar›m›z için, halk için söyledi; Önderlik ile PKK gerçe¤inin do¤ru ve yeterli anlafl›lmas›n›n, dolay›s›yla onunla do¤ru dostluk, sempatizanl›k, taraftarl›k iliflkisi içine girilmesinin, bu dönemin yeterli anlafl›lmas›ndan geçti¤ini ifade etti. Ayn› fleyi Önderlik ve PKK düflmanlar› için de söyledi; bize karfl› düflmanl›k yapmak isteniyorsa bunun da do¤ru yap›labilmesinin koflulunu bu ilk do¤ufl sürecinin do¤ru, gerçekçi, hiçbir çarp›tmaya ve kendini aldatmaya yer vermeden anlafl›lmas› gerekti¤ini Önder Apo her zaman belirtti. Bu nokta önemlidir. Bugün üçüncü büyük at›l›m›n alt›nc› y›l›na girerken, elbette bütün süreçlere yön veren bu ilk bafllang›ç ç›k›fl›d›r. Hala kendini yenileyip somut koflullara göre yeniden flekillendirerek bugünün mücadelesinin geliflmesini canl› olarak yönlendiriyor. Bundan asla kuflku duymamak, bu gerçe¤i do¤ru anlamak, mevcut durumu böyle bir bak›fl aç›s›yla ele almaks›z›n de¤erlendirmeye çal›flmamak laz›m. Çünkü öyle yap›l›rsa gerçek çarp›t›l›r, olgu tersyüz edilmifl olur. Bu da gerçekleri do¤ru ve yeterli bir biçimde ele almay›, anlamay›, dolay›s›yla do¤ru yaklafl›m gelifltirmeyi önler. Hata, yanl›fl ve yan›lg› yarat›r. Bu nedenle Önderli¤imizin bu vurgusunu her zaman hat›rlamam›z, öngördü¤ü biçimde parti ve
Haziran 2009
om
56
Haziran 2009
SERXWEBÛN gücünü, cesaretini, fedakârl›¤›n› Önder Apo gösterdi. Dolay›s›yla PKK hareketi 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl› 15 A¤ustos flanl› gerilla at›l›m›n›n bafllat›lmas› ve yürütülmesi gücünü ortaya ç›kard›. PKK’nin ilk ç›k›fl hamlesinden ve onu zirveye tafl›yan büyük zindan direniflinden ald›¤› güçle inkâr ve imha rejimine karfl› 15 A¤ustos büyük at›l›m›n› gerçeklefltirme gücünü gösterdi. T›pk› ilk felsefik, ideolojik çizgi do¤uflu, önderliksel do¤ufl gibi, Kürdistan’da 12 Eylül faflist askeri rejimine karfl› gerilla hamlesini yürütmenin de ciddi zorluklar›, engelleri, zay›fl›klar› söz konusuydu. Gerilla direnifli de öyle çok imkânlar ortam›nda, birçok güce, f›rsata dayanarak, içten ve d›fltan çok fazla destek alarak yürütülen bir direnifl olmad›. Belki ilk önderliksel do¤ufla göre biraz daha avantajl›yd›. Çünkü koflullar› ayd›nlatan, yol gösterici olan bir felsefik, ideolojik, politik çizgi vard›, bu çizgi etraf›nda oluflmufl bir parti vard›. Önderliksel do¤ufl gerçekleflmiflti. Kürdistan koflullar› bir kere daha 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde netçe ayd›nlat›lm›flt›. Bu durum insana bilinç, güç, cesaret veriyordu; iddia ve irade kazand›r›yor, bir çekim merkezi olma rolü oynuyordu. Do¤ru ile yanl›fl›n, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, özgür yaflam ile köleli¤in ne olup olmad›¤›n›n netçe ayr›flt›r›lmas› ve anlafl›lmas› bu temelde a盤a ç›km›fl ve mümkün hale gelmiflti. Bunlar› küçümsememek laz›m. Dolay›s›yla gerilla at›l›m›n›n elbette en zor olan ayd›nlatman›n gerçekleflmifl olmas›na dayanma, ondan güç alma durumu vard›r ve bu da önemli bir güçtür. Bu bak›mdan gerilla kendi bafl›na, bask› ve katliamlar, zulüm ve iflkence var diye ona bir tepki olarak ortaya ç›km›fl de¤ildir. Kürdistan’da iflkence, bask› ve katliamlar karfl›s›nda tepki hareketleri Birinci Dünya Savafl› ard›ndan geliflen süreçte, 20. yüzy›l›n ortalar›nda yafland›. Önce Kuzey’de, Do¤u’da, sonra Güney’de bu tepkiler Kürdistan’›n bütün parçalar›nda ortaya ç›kt› ve bunlar ezildiler, imha edildiler, katledildiler. Art›k 1970-80’ler Kürdistan’›nda inkâr ve imha sisteminin gelifltirdi¤i katliam ve bask›ya, iflkenceye karfl› tepkisel ç›k›fl yapman›n maddi koflullar› tümüyle ortadan kalkm›fl, yok
olmufl durumdayd›. Bu bak›mdan flunu bilmek laz›m: 15 A¤ustos At›l›m› da t›pk› ilk önderliksel do¤ufl gibi, kendili¤inden veya baz› zorlamalar›n sonucunda sadece bask› ve katliamlara karfl› tepki biçiminde ortaya ç›kan bir geliflme ve hareket de¤ildir. Tersine ideolojik-politik ç›k›fl gibi, gerilla ç›k›fl› da büyük bir bilince, cesarete, fedakârl›¤a dayanan, insan›n düflünsel ve maddi eme¤inin ve çabas›n›n ürünü olan bir ç›k›flt›r.
ne te we .c om
le görülebilecek kadar aç›k ve ayd›nl›k hale getirilmiflti. Belki 1970’lerin bafl› bu bak›mdan bulan›kt›, mu¤lakt›, sömürgeci terör ve soyk›r›m rejimi kendisini demokrasi söylemiyle gizlemeye, baz› sivil kurumlaflmalarla maskelemeye çal›flm›flt›. Bu bak›mdan karanl›k durum, maskelilik, mu¤lakl›k, örtbas etme o zaman önemli ölçüde vard›. Fakat bu durumu birinci partileflme hamlesi, yani önderliksel do¤ufl süreci giderdi. Karanl›klar› ayd›nlatt›, çarp›tmay› düzeltti, mu¤lakl›¤› ortadan kald›rd›, büyük bir ayd›nlanma devrimi yapt›. Tersyüz edilmifl durumlar›, bafl afla¤› edilmifl durumlar› aya¤› üzerine dikerek gerçekleri netçe ortaya ç›kard›.
57
Zindan direniflinden al›nan güçle 15 A¤ustos At›l›m› gerçeklefltirildi
ww
w.
‘80’ler sürecine gelindi¤inde öyle çok görünmeyen, bilinmeyen, halen maskeli, örtülü olan pek fazla bir fley kalmam›flt›. Buna bir de 12 Eylül faflist askeri darbesi ve bu temelde geliflen katliam rejimi eklenince, art›k Kürdistan’da yaflananlar› da, onun karfl›s›nda ulusal kimli¤iyle özgür ve demokratik yaflaman›n nas›l olaca¤› da çok büyük ölçüde aç›kl›k ve netlik kazanm›flt›. Bunu herkes görüyordu. Asl›nda 12 Eylül sonras›n› anlamak, de¤erlendirmek öyle çok zor de¤ildi. Gerçekler kendisini çok yal›n bir biçimde insan›n gözüne sokacak denli aç›k ve sald›rgand›. Fakat bir nokta önem tafl›yordu; gerçekler böyle yal›n olmas›na ra¤men, o gerçekleri oldu¤u gibi görmek, sahiplenmek, ifade etmek, o gerçeklere göre kendini aldatmadan tutum ve tav›r gelifltirebilmek ve bunun cesaretini, yüreklili¤ini, fedakarl›¤›n› gösterebilmek önemliydi. ‹flte burada birçok yanl›fl ortaya ç›kt›. Kendini aldatanlar, çok ç›plak gözle görülebilecek kadar yal›n hale gelmifl gerçekleri yok saymaya çal›flanlar, bile bile olay ve olgular› tersyüz etmeye çal›flanlar oldu. ‹flte böylelerinin çok oldu¤u bu ortamda, bu yal›n gerçe¤i kapsaml› de¤erlendirmelere tabi tutma, onu çözümleme kadar, onun karfl›s›nda özgür ve iradeli insan duruflunun nas›l olmas› gerekti¤ini ortaya koyma ve bunu temsil etme
Özgürlük için direnen yeni bir halk ortaya ç›kart›lm›flt›r
Bu ikinci hamlenin de sonuç itibariyle yaflanm›fl olan a¤›r zay›fl›klara, hata ve eksikliklere ra¤men, bunlar› yol açt›¤› kay›plara ra¤men, esas itibariyle baz› amaçlar›, hedefleri gerçeklefltirdi¤i, büyük ve ciddi, kal›c› baflar›lar› Kürdistan’da yaratt›¤› tart›flmas›zd›r. 15 A¤ustos At›l›m›yla birlikte Önderlik ve Parti çizgisi Kürt halk›na, kad›n›na, gencine, emekçisine, Kürdistan’›n dört parças›nda ve yurtd›fl›nda bulunan tüm Kürt insanlar›na tafl›nm›flt›r. 15 A¤ustos Direnifl mücadelesinin etkisiyle nerede olursa olsun bütün Kürt insanlar›n›n bilinci, duygusu, ruhu, düflünce sistemi, yaflam ölçüleri ciddi de¤ifliklikler yaflam›flt›r. Yani ilk at›l›mda, ilk hamlede bir parti düzeyinde, kadrolar düzeyinde yarat›lan, sa¤lanan yeniden yaratma, yeni insan ve bu temelde parti toplulu¤u oluflturma düzeyi 15 A¤ustos gerilla at›l›m›yla halklaflmaya dönüflmüfl, benzer bir biçimde ruhuyla, duygusuyla, bilinciyle, eylemiyle özgürlük için direnen ve özgür yaflamdan baflka hiçbir fley kabul etmeyen yeni bir halk ortaya ç›kart›lm›flt›r. 1990’lar›n bafl›ndan itibaren geliflen serh›ldan hareketi, bunun temsil etti¤i ulusal dirilifl devrimi böyle bir halk gerçe¤inin oluflmas› ve geliflmesini ifade ediyor. Bu tamamen önderliksel ç›k›fla ba¤l›, parti öncülü¤ünün yaratt›¤› bir sonuç, gerillasal geliflmeyle gerçekleflen bir düzeydi. Demek ki bu ikinci hamlede de özgürlük için temel savunma ve direnme kuvveti olarak gerillan›n geliflmesi ve bu temelde özgür yaflam için direnen halk gerçe¤ine ulafl›lmas› sa¤lanm›flt›.
SERXWEBÛN
58
fazla imkâna ve avantaja sahip olan bir at›l›md›r. Ancak her ne kadar önemli bir birikime, geliflflm meye dayal› olarak ve engellerle bo¤uflflaarak, onlara karflfl›› mücadele ederek gerçekleflflttirilen bir at›l›m olmuflflttur” iki hamle döneminde önemli geliflmeler, birikimler sa¤land›, dolay›s›yla 1 Haziran At›l›m› çok rahat bir ortamda, imkânlar dahilinde kolayl›kla gerçekleflen bir at›l›m oldu. Hay›r. Böyle de¤erlendirmek kesinlikle yanl›flt›r. Kuflkusuz imkâns›zl›klar, zorluklar bafllang›çta daha fazlad›r. Bunu her zaman böyle bilmeliyiz. Onun için de 1970’lerin bafl›ndaki önderliksel do¤ufl en zor koflullarda, en a¤›r imkâns›zl›klar alt›nda gerçekleflen bir do¤ufltur. Fakat bir de flu gerçek var: Bafllang›çtaki do¤ufllar imkâns›zl›klar ve a¤›r zorluklar ortam›nda olur, ama ortada her hangi bir birikim olmad›¤› için de tehlikeler ve tehditler daha sonraki süreçlerde ortaya ç›kt›¤› kadar fazla de¤ildir. Buradan bakt›¤›m›zda 1 Haziran At›l›m› elbette daha önceki hamlelere göre daha fazla imkâna ve f›rsata sahipti. Önderliksel do¤ufl vard›, partileflme, gerillalaflma vard›, özgürlü¤ü için direnen halk vard›, otuz y›l› bulan bir mücadele deneyimi, tecrübesi, onun ifade etti¤i dersler vard›. K›saca düflünce vard›, örgüt vard›, tecrübe vard›, maddimanevi imkânlar vard›, bir miras ortaya ç›km›flt›. Dayan›lacak, çözümlendi¤inde do¤rular›n bulunmas›na hizmet edecek, do¤ru yolu bize gösterecek ve o yolda yürümek için güç verecek bir tarihsel mücadele miras› ortaya ç›kart›lm›flt›.
w.
ww
om
gerçekleflflsse de, zor koflflu ullarda ortaya ç›kan, büyük zorluk
ne t
1 Haziran At›l›m› diye tan›mlad›¤›m›z üçüncü büyük ç›k›fl bu geliflmeler üzerinde gerçekleflmifl bulunuyor. Büyük bir halk özgürlük ç›k›fl› olma gerçe¤ini ifade ediyor. Birinci ç›k›fl›n ideolojik karakteri, ikincisinin ise gerilla ve direnifl karakterine karfl›n, bu üçüncü at›l›m›m›z, yani 1 Haziran Özgürlük At›l›m›m›z esas olarak siyasi a¤›rl›kl›d›r. Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü gerçeklefltirmeyi ve bu temelde baflta Türkiye olmak üzere ‹ran, Irak, Suriye ve tüm Ortado¤u’nun demokratik devrimi yaflamas›n› öngören ve hedefleyen bir büyük siyasi mücadelenin gelifltirilmesini ifade ediyor. ‹deolojik-politik çizgi öncülü¤ünde ve meflru savunma temelinde Kürt toplumunun özgür ve demokratik yaflama kavuflmas›n›, bunun için en baflta Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün gerçeklefltirilmesini hedefliyor. Elbette birinci ve ikinci hamle dönemlerindeki mücadelelerin yaratt›¤› büyük birikime ve güce dayal› olarak geliflmifl bulunuyor. Böyle s›f›rdan bafllayan, yeni ortaya ç›kan bir durum de¤ildir. Bu anlamda nas›l ki önderliksel do¤uflla 15 A¤ustos At›l›m› etle t›rnak gibi iç içe geçmifl bir bütünü ifade ediyorsa, 1 Haziran At›l›m› da bütün bu kendinden önceki iki büyük ç›k›flla etle t›rnak gibi iç içe geçmifl bütünü ifade etmektedir. Fakat süreç farkl›d›r, koflullar farkl›d›r, dolay›s›yla mücadelenin karakteri ve hedefleri farkl›d›r. Birincisinin ideolojik, ikincisinin askeri karakterine karfl›n, üçüncü at›l›m sürecimiz siyasi karakterlidir. Buna göre de kendi özelliklerini, ölçülerini, sistemini yaratm›flt›r. Böyle bir at›l›m›n gerçekleflebilmesi için gerekli olan bütün ideolojik yenilenme, paradigma de¤iflimi, yine stratejik de¤iflim ve örgütsel yeniden yap›lanma gerçeklefltirilmifltir. 1 Haziran Özgürlük At›l›m›, siyasi mücadele ve demokratik çözüm at›l›m› böyle bir geliflme, yenilenme, de¤iflim ve yeniden yap›lanma temelinde geliflmifl ve gerçeklefltirilmifl bir at›l›md›r. Fakat bu flu anlama gelmiyor: bu at›l›m di¤er at›l›mlar›n üzerinden geliflti, o zaman ilk
“1 Haziran At›l›m› daha önceki at›l›mlara göre elbette daha
gündeme getirmektedir. Bu bak›mdan da bask› ve sald›r› anlam›nda yaflananlar ilk iki dönemdekinden hiç de az de¤ildir, dolay›s›yla tehdit ve tehlike bafllang›çtakine göre hiç de zay›f veya az bir durumda olmam›flt›r. Bafllang›çta her hangi bir imkân yok, dolay›s›yla onu ele geçirmek ve kendi ç›kar›na kullanmak için her hangi bir sald›r› da söz konusu de¤ildir, ama üçüncü hamle sürecinde, 1 Haziran At›l›m›na giderken var olan, gerçekleflmifl olan birikimleri ele geçirmek, kendi ç›karlar› için kullanmak üzere çok yönlü, çok kapsaml› müdahalelerin, sald›r›lar›n oldu¤u, bunun da büyük bir emekle, çabayla, kanla, terle yarat›lm›fl olan de¤erlerin tümden heba edilmesi, yok edilmesi riskini, tehlikesini içinde tafl›d›¤› tart›flma götürmez bir gerçektir. Dolay›s›yla 1 Haziran süreci de her ne kadar önemli bir birikime, geliflmeye dayal› olarak gerçekleflse de, zor koflullarda ortaya ç›kan, büyük zorluk ve engellerle bo¤uflarak, onlara karfl› mücadele ederek gerçeklefltirilen bir at›l›m olmufltur. Bu gerçe¤i de böyle bilmemiz ve görmemiz laz›m. Böyle ele almazsak 1 Haziran Özgürlük At›l›m›n› bu güne bakarak flu kadar geliflme var, düflman bu kadar geriletilmifl, örgüt, mücadele, halk böyle bir etkinlik kazanm›fl, o zaman demek ki ifller iyi gidiyor, ciddi bir tehdit, tehlike olmam›fl, zorluklarla, zay›fl›klarla mücadele edilmemifl, her fley imkânlar ortam›nda rahatl›kla yürütülmüfl san›r›z ki; bu san›, içinde girilebilecek en büyük hata ve yan›lg› olur. Gerçek öyle de¤ildir, o yaklafl›m gerçe¤in sapt›r›lmas›n› ifade eder. ‹kincisi, böyle sanmak, kendini gerçeklerden kopartmay›, yan›ltmay› ifade eder ki, flimdi koflullar elveriflli, imkânlar fazla, güç büyük de olsa, bu koflullar›, imkânlar›, gücü do¤ru de¤erlendirmeme-
ew e. c
1 Haziran Özgürlük At›l›m›m›z esas olarak siyasi a¤›rl›kl›d›r
Haziran 2009
1 Haziran At›l›m› sürecinde imkânlar ve avantajlar daha fazlad›r Bütün bunlar do¤rudur. 1 Haziran At›l›m› bu bak›mdan daha önceki at›l›mlara göre elbette daha fazla imkâna ve avantaja sahip olan bir at›l›md›r. Ancak burada da flöyle bir tehdit ve tehlike var: Bu geliflmeler ve birikim, çeflitli yönlerden onu etki alt›na almak için daha fazla sald›r›y› ortaya ç›kartmakta,
Haziran 2009
SERXWEBÛN befl y›l, art›k sonucun az çok ne olaca¤›n›n belirlenmifl oldu¤u bir süreci içeriyor. Bafllang›çtaki gibi diyemeyiz art›k, daha zaman var, yeni bafllad›k, gelece¤in nas›l olaca¤› konusunda flimdiden çok fazla bir fley söylenemez. Befl y›l› tamamlanm›fl bir mücadele hakk›nda konuflmak, de¤erlendirmek, hem varsa hata ve eksikliklerini bütünüyle bulup, onlar› giderecek bir yaklafl›m gelifltirmek, hem de gidiflat›n derecesini, düzeyini, nereye var›p varmayaca¤›n› tart›flmak, bu konuda az çok görüfl oluflturmak gereklidir. Zaman bunun için yeterlidir; böyle yapmak, bundan sonras›n› baflar›yla yürütmek aç›s›ndan zorunludur. ‹flte biz de flimdi bu süreçte, 1 Haziran Özgürlük At›l›m›m›z›n beflinci y›l dönümü sürecinde hareket olarak bunu yapmaya çal›fl›yoruz. Dikkat edilirse, her zamankinden farkl› bir yaklafl›m gösteriyoruz. Daha genifl üzerinde duruyoruz, tart›fl›yoruz, çeflitli toplant›lar, de¤erlendirmeler yapmaya çal›fl›yoruz. Ne yapt›¤›m›z›, dolay›s›yla bundan sonra neler yapabilece¤imizi anlama çabas› yürütüyoruz. Bu zorunludur. Yan›lmamak için, gerçekleri do¤ru anlamak için, önümüzdeki imkânlar› ve f›rsatlar› iyi görebilmek için, onlar› do¤ru ve baflar›l› de¤erlendirmenin yöntemini, tarz›n› do¤ru bulabilmek için, en önemlisi de bizi bu temelde yürütmekten al› koyacak engellerle, baflar›ya götürecek temel dayanaklar›, güçleri do¤ru tespit edip bu temelde kendimizi yan›ltmamam›z için önemli bir çaba harc›yoruz. Bu gereklidir, çünkü en büyük engeli yan›lg› ve hata oluflturuyor. Bütün zay›fl›klar, baflar›s›zl›klar ve kay›plar hata ve eksikliklerden kaynaklan›yor. Bütün hata ve eksikliklerin arkas›nda da yeterince anlamama, kendini aldatma vard›r. Yanl›fl ve yetersiz anlay›fl, yaklafl›m, düflünce vard›r. Buradan kaybediyoruz. Kay›p etkenlerimizi azaltmak, baflar› etkenlerimizi ço¤altmak için de süreci do¤ru ve yeterli anlamam›z gerekiyor. Gelece¤i do¤ru kestirip, de¤erlendirip ona göre hareket etmemiz kadar, bizi gelecekte baflar›yla yürütecek tarz›, üslubu, tempoyu ve geçmiflin kapsaml› de¤erlendirmesini, irdelenmesini elefltiri-özelefltirisiyle ortaya ç›karmam›z da gerekiyor.
Sadece gelece¤e iliflkin görüfller oluflturmak, varsay›mlarda bulunmak fazla bir fleyi ifade etmez. E¤er onlar› hayata geçirecek bir durufl, örgütlülük, irade ve iddia var olursa, bu, öngörüler bir perspektif olarak ön aç›c›l›k ifade eder, yön verir, kolayl›k sa¤lar, baflar›n›n bir etkeni haline gelir. Elbette yürüme iradesi, iddias›, gücü de geçmiflin kapsaml› de¤erlendirmesi, analizi, elefltiri ve özelefltirisiyle ortaya ç›kart›l›r, prati¤in tecrübesinden edinilir. Bu nedenle de elbette bu süreci bu dönemde kapsaml› de¤erlendirmeye al›yoruz, alaca¤›z ve de alm›fl durumday›z. Bütün hareket olarak, özelde de bu üçüncü at›l›ma da temel bir güç olarak kat›lm›fl olan gerilla hareketimiz olarak bu befl y›l›n meflru savunma duruflu, prati¤i, mücadelesi neydi, ne de¤ildi, neyi içerdi, hangi dersleri ç›kard›, ne tür baflar›lar yaratt›, ne tür kay›plara yol açt›, do¤rusu neydi, yanl›fl› neydi, bunlar› derinli¤ine sorgulad›¤›m›z, çözümledi¤imiz ve derslerini ç›kard›¤›m›z bir süreç oluyor ve daha çok da böyle olacakt›r. Bu konuda engeller ve zorluklar var. Bunlar a¤›rl›kl› olarak bizden kaynaklan›yor, ama onun yan›nda büyük imkânlar, f›rsatlar var, ciddi ve tarihsel geliflmeler ortaya ç›kart›lm›flt›r. Bunlar› da do¤ru ele al›p yürütmemiz gerekiyor. Bunlar› yaratan, ortaya ç›kartan temel de¤erler, güçler var. Onlar› iyi görmemiz laz›m. Her fleyden önce bunlar› do¤ru gördü¤ümüz ölçüde bu günü do¤ru anlar, yar›n› do¤ruya yak›n öngörür, bir de güçlü yürüme konumuna kendimizi ulaflt›r›r›z. Yoksa gerçe¤imizi do¤ru göremezsek en büyük hatay› yapar›z. Alevilik diyor ya “asl›n› inkâr eden haramzadedir” diye, kendi gerçe¤ini do¤ru çözümleyemeyen, yeterli gelecek öngöremeyece¤i gibi, güçlü ve etkili de yürüyemez. Baz› öngörülerde bulunsa da onlar› prati¤e geçirme gücünü bulamaz.
ne te we .c om
ye götürür. Onlar› do¤ru anlamamak, do¤ru de¤erlendirmemek, dolay›s›yla çarçur etmek, heba etmek, kazanma sürecine girilmifl bir durumdayken kaybetmek gibi bir riski ve tehlikeyi beraberinde getirir. Bu duruma da kesinlikle düflmemeliyiz. Bu bak›mdan 1 Haziran At›l›m›n›n da, pratik olarak ikinci büyük at›l›m, genel mücadele tarihimiz olarak üçüncü ç›k›fl, üçüncü at›l›m diye tan›mlad›¤›m›z bu büyük at›l›m›n›n da do¤ufl koflullar›n›, önünde var olan zorluklar›, engelleri, bunlar› afl›p gideren mücadele gerçekli¤ini ve bugüne kadar nas›l bir direnifl ve mücadeleyle, ne tür bir cesaret ve fedakârl›klar yarat›ld›¤›n› iyi görmemiz, anlamam›z, de¤erlendirmemiz gerekli.
59
At›l›m›n befl y›l› mücadelede önemli bir kesiti ifade ediyor
ww
w.
Bu at›l›m›m›z alt›nc› y›l›na giriyor. Befl y›ll›k büyük bir mücadele süreci var. Befl y›l bir devrimci hareketin, mücadelenin tarihi aç›s›ndan az bir süreç de¤ildir. Belki toplum tarihi bak›m›ndan dar bir süreçtir, çok uzun bir mesafe olarak görülemez, ama hem insan yaflam›nda, hem de bir mücadele tarihinde, devrimci hareket tarihinde az›msanacak bir süre kesinlikle de¤ildir. Belki her türlü sonucun al›nabilece¤i bir süreçtir demek hatal› olur, abart› ifade eder, onun için az bir süreç say›labilir, ama sonucun nas›l olaca¤›n›n belirlenmesi, az çok gidiflat›n hangi yönde oldu¤u ve hangi sonuca var›laca¤›n›n görülmesi aç›s›ndan da yeterli bir süreçtir. Gerçeklerin görülmesi, gidiflat›n anlafl›lmas›, sonuçlar›n nas›l olaca¤›n›n az çok belirlenmesi aç›s›ndan kesin sonuçlar› ortaya ç›kartabilecek düzeyde bir süreçtir. Bu bak›mdan önemlidir. Bir y›l, iki y›l, üç y›l bafllang›çt›r, yeni ad›m at›yoruz, eksikli¤i, hatas› çok olur, telafi ederiz, geliflme sa¤lar›z, ilerletiriz, önümüzde daha zaman var dedik, ama beflinci y›l dönümü öyle de¤ildir. Beflinci y›l dönümü önemli bir kesiti ifade ediyor. ‹lk büyük de¤erlendirme yapma dönemini içeriyor asl›nda. Dönüp toplu bir de¤erlendirme yapmay› kesinlikle gerektiriyor. fiimdi biz bunu yap›yoruz. Çünkü
Üçüncü büyük hamle de Önderlik taraf›ndan haz›rlan›p yürütüldü Buradan bakt›¤›m›zda tabi bütün Parti tarihi boyunca bu büyük üç ç›k›fla öncülük eden, yön gösteren temel de¤erlerimiz var. Her fleyden önce Önderlik gerçe¤imiz var. Bütün bu süreç,
SERXWEBÛN
15 A¤ustos’la Kürt halk›n›n büyük kahramanl›klar› ortaya ç›km›flt›r
‹kinci at›l›m, 15 A¤ustos at›l›m›, Agitlerin, Bêrîtanlar›n, Zilanlar›n dönemi Önder Apo taraf›nda halk kahramanl›¤› dönemi olarak tan›mland›. Gerçekten de Kürt halk›n›n büyük kahramanlar›n›n, gözü pek komutanlar›n›n, fedailerinin ortaya ç›kt›¤› bir dönemdir. Kürt halk› örgütlü, bilinçli ve planl› olarak askeri kurallara uygun bir biçimde verdi¤i en büyük savafl› 15 A¤ustos At›l›m›nda gerçeklefltirdi. Bu geliflmeleri 1980’lerin o karanl›k ortam›nda gözünü k›rpmadan, hiçbir bireyci, bencil ç›kar öngörmeden öne at›lan ve kendini feda eden kahraman flehitlerimiz yaratt›. Karanl›klar› ayd›nlatt›. 1990’l› y›llarsa gerçekten de her yönüyle büyük bir savaflt›. Binden fazla flehit verdi¤imiz büyük savafl y›llar›yd›. Gerilla gerçe¤inin, ölçülerinin, özelliklerinin, savafl›n›n, dolay›s›yla Kürdistan’da savunma anlay›fl›n›n ve askeri bilincin derin bir tecrübeyle en çok ortaya ç›kt›¤› dönem bu dönemdir.
w.
ww
Gerilla Önderlik çizgisinde büyük bir direnifl yürüttü fiimdi 1 Haziran at›l›m›m›z da bu çizgi temelinde geliflti ve yürümeye devam ediyor. Büyük flehitler vererek bu at›l›ma haz›rland›k. Haz›rl›k sürecinde Erdallar, Mahirler flehit düfltüler. Bafltan itibaren de her he kadar siyasi temelde geliflen bir at›l›m olarak tan›mlasak da, bütünüyle meflru savunma savafl›na dayal› olarak ve meflru savunma temelinde geliflen ve bugüne kadar gelen bir at›l›m oldu. Bu süreçte de gerilla kendisini Önderlik çizgisi temelinde yenileyip yeniden yap›land›rarak büyük bir direnifl yürüttü. Halk direndi, hem gerilla, hem halk flehitler verdi. 1 Haziran At›l›m›, daha önceki at›l›mlardan ayr› olarak gerilla ve halk›n iç içe geçme temelinde birleflik olarak direnifli sürdürdü¤ü bir at›l›m oldu. Gerilla büyük flehitler verdi, halk serh›ldanlarda flehitler verdi. Bu befl y›ll›k mücadele içerisinde sekiz yüz civar›nda flehit verdik. Ki bunlar›n her biri gerçekten de büyük bir bilincin, birikimin, tecrübenin sahibiydiler, cesaret ve fedakârl›k küpüydüler. Her hangi bir bireysel aray›fl, tutum, ç›kar içinde de¤ildiler. ‹nsan yüceli¤ini en üst düzeye ç›karan, s›n›fl› ve cinsiyetçi toplum düzeninin kirletip bitirme noktas›na getirdi¤i insan› özgürlük, eflitlik, demokrasi, paylafl›m ilkeleri temelinde yeniden kendi do¤al-komünal özüne yaklaflt›rmay› temsil eden bilinç ve ölçünün temsilcileriydiler. 2004 y›l›ndan itibaren bu temelde Botan’dan Dersim’e, Do¤u Kürdistan’a kadar birçok alanda büyük flehitler verdik. Kürdistan’›n dört parças›nda flehit verdik. Bugün de bu durum devam ediyor. ‹flte son geliflmeler görüfieerlüyor. Botan’da Gar›sa komutan› fi van arkadafl baflta olmak üzere çok say›da flehit verdik. Amed’de Ali, Bêrîtan, Rizgar arkadafllar›n içinde oldu¤u a¤›r flehitler verdik. Mücadelenin her an› bu temelde yaflan›yor. Her türlü geliflme bu temelde gerçeklefliyor. Bunu görmemiz, de¤erlendirmemiz, anlamam›z, geliflmeleri yaratan de¤erleri, gerçekleri do¤ru tan›mlay›p sayg›yla yaklaflmay›, do¤ru anmay›, sahiplenmeyi
ew e. c
terdi, kay›plar yaflad›, a¤›r iflkencelerden, eziyetlerden geçti, imkâns›zl›klar ve ac›lar yaflayarak böyle bir mücadeleyi gelifltirdi. Bu temelde direnen bir halk var. Bunlar içerisinde elbette flehitler gerçe¤imizi iyi görmemiz laz›m. Önder Apo her zaman ifade etti, “PKK bir flfleehitler partisidir” dedi. PKK’yi Haki Karer’in an›s›na oluflan bir partileflme süreci olarak tan›mlad›. fiehitlerin an›lar›n›n canl› olarak yaflay›p halka ve mücadeleye önderlik etti¤i zemini partileflme olarak tan›mlad›. Öyle iddial›, iradeli ç›k›fllar olmasa, cesur ve fedakâr bir direnifl içine girilemeseydi, elbette ki ortada ne bu kadar güçlü söylenmifl bir söz, ne de bu düzeyde yarat›lm›fl bir parti söz konusu olabilirdi. Haki Karer’le bafllayan, Halil Çavgun, Cuma Tak, Salih Kandallarla devam eden, zindanlarda Mazlum, Kemal, Hayri, Ferhat yoldafllarla büyük bir direnme ve kazanma gücüne dönüflen flehitler gerçe¤i asl›nda bu geliflmeyi ortaya ç›kard›.
ne t
ç›k›fllar her zaman Önderlik taraf›ndan haz›rland›, çözümlendi, örgütlendirildi ve yürütüldü. Her zamankinden daha çok bu üçüncü büyük hamle Önderlikçe haz›rlan›p yürütüldü. Burada yan›lg›ya düflmemek gerekiyor. Bu yönlü baz› yetersiz, hatal› yaklafl›mlar ortaya ç›kabiliyor. Bu kesinlikle yanl›flt›r. Kuflkusuz zor olan, ilk ç›k›flt› ve tümüyle Önderlik taraf›ndan gerçeklefltirildi. Bu do¤al bir durumdu da. Baflka türlü zaten olamazd›. Bir önderliksel do¤ufl oluyordu, bunun baflka bir biçimde gerçekleflmesi de zaten mümkün de¤ildi. Asl›nda olmas› gerekenden çok daha fazla Önderlik çabas›yla, Önderli¤in üzerinde gerçekleflti. 1 Haziran Özgürlük At›l›m›, bu üçüncü büyük ç›k›fl da, t›pk› ilk iki büyük ç›k›fl gibi, hatta daha fazla bir önderliksel ç›k›fl› ifade ediyor. Bütünüyle Önderlik gerçe¤imiz taraf›ndan haz›rlanan, örgütlenen, yönlendirilen, ayd›nlat›lan, yönetilen, yürütülen, en büyük zorluklar› yenen mücadelenin bizzat Önderlik taraf›ndan gerçeklefltirilmesi oluyor. 1 Haziran At›l›m› her zamankinde daha fazla bir Önderlik at›l›m›d›r; Önderli¤in yürüttü¤ü, gelifltirdi¤i bir at›l›md›r. Zorluklar›n› her zamankinden fazla Önderli¤in yaflad›¤›, geliflmelere her zamankinden fazla Önderli¤in yön verip yaratt›¤› bir at›l›md›r. Öyle baz› mekansal durufllar yan›lt›c› olmas›n. Çünkü böyle görüfller olabiliyor. Bunlar yanl›flt›r, büyük hatad›r. Gerçe¤i do¤ru ve bütünlüklü ele almamay› ifade ediyor ki, sonunda kesinlikle yanl›fl de¤erlendirmeye, yan›lg›ya götürüyor. Önemli bir kendini yan›ltma noktas› buras›d›r. Kendimizi yan›ltmak istemiyorsak, do¤ru anlamak, do¤ru kat›lmak ve baflar›yla yürümek istiyorsak her fleyden önce bu gerçe¤i do¤ru ve yeterli anlamam›z, derinden bilince ç›kart›p özümsememiz ve bütün düflüncemizi ve prati¤imizi bu temelde gelifltirmemiz gerekir. Her fleyden önce yine Önderlik gerçekleflmesini sa¤layan, önderliksel geliflmeyi oluflturan büyük de¤erlerimiz, kahraman flehitlerimiz var. Tüm bu mücadele boyunca yaralanm›fl, gazi olmufl çok say›da arkadafl›m›z var. Halk büyük cesaret ve fedakârl›k gös-
Haziran 2009
om
60
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“1 Haziran At›l›m› her flfleeyden önce, küresel sermaye ad›na Büyük Ortado¤u Projesiyle Ortado¤u’yu fethetmek isteyen ABD müdahalesine karflfl››, Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde Demokratik Ortado¤u
ne te we .c om
ve onlar›n do¤ru izleyicisi olmay› becermemiz gerekiyor. Genel bir de¤erlendirme olarak 1 Haziran At›l›m› parti ve mücadele tarihimizde neyi ifade ediyor hususunda bunlar› belirtebiliriz.
61
1 Haziran At›l›m› tasfiyecili¤i tasfiye etme hamlesiydi
olma özelli¤ini taflfl››d›”
l›m› bu koflullarda gerçekleflti. Bütün bu müdahalelere karfl› devrimci bir müdahaleydi, bir Önderlik müdahalesiydi. Her fleyden önce, küresel sermaye ad›na Büyük Ortado¤u Projesiyle Ortado¤u’yu fethetmek isteyen ABD müdahalesine karfl›, Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde Demokratik Ortado¤u Birli¤i projesiyle gelifltirilen bir devrimci müdahale olma özelli¤ini tafl›d› 1 Haziran At›l›m›. Di¤er yandan, AKP ç›k›fl›na, AKP’nin iktidara getirilifline karfl›, AKP eliyle ideolojik, siyasi imhay› gerçeklefltirmeyi ve çürütme politikas›n› baflar›ya götürmeyi öngören plana karfl› bir direnme ç›k›fl›yd›. Öte yandan 1 Haziran At›l›m› bu iki iç ve d›fl gücün örgütleyip haz›rlayarak içten dayatt›¤› provokatif-tasfiyeci sald›r›lara karfl› Önderlik çizgisinde hareketin yenilenme, yeniden yap›lanma sürecini baflar›yla gerçeklefltirmeyi öngören bir ç›k›flt›. Yani tasfiyecili¤i tasfiye etme hamlesiydi. ‹deolojik, örgütsel cepheden hareketi tasfiye etmek üzere gelifltirilen sald›r›ya karfl› büyük bir ideolojik ve örgütsel çizgi mücadelesiydi. Bütün bunlar› do¤ru ve yeterli de¤erlendiremeyen, bunlara karfl› örgütlü, etkin tav›r ve mücadele gelifltiremeyen, görev ve sorumluluklar›na yeterince sahip ç›k›p gere¤ini yapamayan bireyci, örgütsüz, geri çekilmeci, tepkici, dar yönetim ve kadro yaklafl›mlar›na karfl›, zay›f ve iddias›z insan durufluna karfl› büyük bir bilinç, irade ve iddia ç›k›fl›yd›. Dikkat edilirse, her ne kadar önemli bir güce, imkâna, f›rsata dayansa da, zor ve a¤›r koflullarda gerçekleflmifl bir at›l›md›r. Öyle çok iyi haz›rlan›lm›fl, planlanm›fl ve o temelde gerçekleflmifl bir at›l›m de¤ildir. Tam tersine sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤›, a¤›r zararlar verdi¤i, hareketin ideolojik, örgütsel ve pratik bak›mdan bir dalgalanma, savrulma, parçalanma, eri-
ww
w.
Güncel siyasi planda neyi ifade etti, ne tür geliflmeler yaratt› ve bugünkü durum nedir, sat›r bafllar› halinde onlara da de¤inirsek: 1 Haziran At›l›m› bölgeye ve Kürdistan’a dönük baz› müdahalelere karfl› 1 Haziran At›l›m› devrimci, özgürlükçü bir müdahale olma gerçe¤ini ifade etti. Neydi bu müdahaleler? Birincisi, ABD’nin Ortado¤u’ya dönük Üçüncü Dünya Savafl› denen müdahalesiydi. Afganistan ve Irak savafl›yla geliflen bu müdahalenin bütün Ortado¤u’ya yönelik oldu¤u ve bunun içerisinde Kürdistan’›n da bulundu¤u, dolay›s›yla müdahalenin Kürt özgürlük hareketini de içerdi¤i tart›flma götürmezdi. ‹kincisi, 3 Kas›m 2002 seçimleriyle siyasi ‹slam’a dayal› AKP’nin iktidara getirilmesi durumudur. Bu da uluslararas› komplonun baflar›yla yürütülmesi için komplo yönetiminin bir müdahalesi olma durumunu ifade ediyordu. Çünkü ‹mral› çürütme politikas›n› yürüten Ecevit baflkanl›¤›ndaki koalisyon hükümetinin yenilgisi ard›ndan AKP hükümete getirildi. Ecevit hükümetinin baflar›s›zl›¤›n›, yenilgisini önleyerek, siyasi ‹slam’a dayal› bir çabayla Önderlik ve Özgürlük hareketi karfl›s›nda uluslararas› komployu baflar›ya götürme göreviyle hükümete getirilmifl bir partiydi AKP. Di¤er yandan, bu iki geliflmeye dayanarak, onlar›n amaçlar›n› yürütmek üzere ve onlar taraf›ndan planlan›p yürütülen ve içten dayat›lan provokatif-tasfiyeci sald›r› vard›. Bu e¤ilim de tamamen ABD müdahalesine ve AKP hükümetinin Türkiye’de yaratt›¤› duruma kendini dayand›r›yordu. Güney Kürdistan’daki ortaya ç›kan durumdan, milliyetçi-devletçi çizgiden güç al›yordu. Bu temelde hareketi içten bölüp parçalamay›, eritmeyi öngören bir sald›r›, müdahale vard›. 1 Haziran At›-
Birli¤i projesiyle geliflflttirilen bir devrimci müdahale
me yaflad›¤›, tasfiye olmakla yüz yüze geldi¤i, ciddi tehditlerin, sald›r›lar›n, engellerin var oldu¤u bir ortamda, bunlar› yenmek üzere gelifltirilen, gerçeklefltirilen bir mücadele at›l›m› oldu.
At›l›m temelinde mücadele a¤›r a¤›r ad›m ad›m geliflerek büyüdü
Bütün zorluklara, zay›fl›klara ra¤men, Önder Apo’nun büyük çabas›yla bütün bu müdahalelere karfl› güçlü bir direnifli gerçeklefltirdi ve önemli sonuçlar kazand›. Bafllang›çta belirsizlikler çoktu, ad›mlar zay›ft›, pratik etkisizdi, tehlike ve tehdit çoktu, onun için mücadele a¤›r a¤›r, ad›m ad›m geliflerek büyüdü, ilerledi. Netsizli¤i, mu¤lakl›¤› giderdi. Yere daha sa¤lam basan ve daha planl› hareket eden, daha örgütlü ve genifl bir cephede mücadeleye geçen bir düzey kazand›. Y›l y›l önemli görevler baflararak beflinci y›l›n sonunda önemi bir geliflme düzeyi ortaya ç›kart›ld›. Bütün bu sald›r›lara karfl› direnerek baflar›l› olan, kazanan›n 1 Haziran At›l›m› oldu¤u gerçe¤ini bugün bu alt›nc› y›la girerken netçe ortaya ç›kard›. Birinci y›lda provokatif tasfiyeci e¤ilimi tasfiye etti. ‹çten ve d›fltan sald›r›lar›n önünü ald›. Üçüncü önderliksel do¤ufl temelinde hareketi yeni ideolojik çizgide kendini yeniden yap›land›rma, örgütleme, toparlama, stratejik de¤iflim temelinde yeni bir mücadele sürecine girme, demokratik konfederalizm sistemi içerisinde halk›n özgür demokratik yaflam›n›n örgütlenme sürecini bafllatma gibi önemli geliflmeleri yaratt›. ‹kinci y›lda, “Önder Apo Siyasi ‹rademdir” referandumunu baflar›yla yürüttü. Hareketin kendini toparlay›p ideolojik yenilenmesi, stratejik de¤iflim ve örgütsel yeniden yap›lanma temelinde gelifltirdi-
SERXWEBÛN
ew e. c lim. ‹deolojik, siyasi, örgütsel, diplomatik, askeri her türlü mücadele vard›r bu befl y›ll›k prati¤in içinde. ‹mha ve tasfiye planlar› düflman taraf›ndan defalarca haz›rlan›p uygulamaya konmufltur. Bu planlar ki, bir yere, bir alana özgün de¤il, ideolojik, felsefik, psikolojik, askeri, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel boyutu var. Bunlar› Türk Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤ çok iyi ifade ediyor. PKK’ye karfl› mücadelenin çok genifl, zengin bir mücadele olmas› gerekti¤ini defalarca söylemifl bulunuyor, kendi savafl planlar›n› ona göre oluflturuyorlar. Düflman karargâh› bu temelde çal›fl›yor ve bunlar› ifade ediyor. Demek ki, çok yönlü bir mücadele süreci yafland›. Özgürlük mücadelesi tarihimizin en kapsaml›, en genifl, en zengin, çok yönlü prati¤inin yafland›¤› dönem, 1 Haziran At›l›m› temelinde geçen bu befl y›ll›k dönemdir. Bunu böyle bilmemiz, görmemiz, de¤erlendirmemiz gerekir. Bu bak›mdan öyle basite al›nacak, dar yaklafl›lacak, küçümsenecek bir süreç de¤ildir. Zengin dersleri olan, büyük bir birikimi ifade eden bir mücadele sürecidir. Bütün bu zengin, kapsaml›, amans›z mücadelenin sonuçlar› nas›l olmufltur? 29 Mart yerel seçimleri ard›ndan ortaya ç›kan siyasi durum asl›nda bu sonuçlar› böyle bir adaletsiz terazide tartarak ortaya ç›kard›. Terazi demek bile zor asl›nda, çünkü adalet, eflitlik, demokratik yaklafl›m yok. Bir taraf a¤›r bask› ve sald›r›yla, asl›nda hak etmedi¤i sonuçlar› alm›fl gibi kendini kamuoyuna göstermek istedi, ama bütün buna ra¤men yine de baflaramad›. Her türlü imkân›,
ne t
¤i yeni mücadelenin Önderlikle kenetlenme düzeyini ortaya ç›kard›. Üçüncü y›l›nda, Önder Apo dahil bütün harekete dönük topyekûn sald›r› konsepti temelindeki imha operasyonunu k›rd›. Bu operasyon ki, Önder Apo’ya zehirleme dayatm›flt›. Yönetimimizi çeflitli komplolarla, ajan faaliyetleriyle katletmeyi öngörmüfltü. Gerillay› ezmek için büyük bir askeri sald›r› planlam›flt›. Halka dönük tutuklama, eziyet, iflkenceyi had safhaya ç›karm›flt›. Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n a¤z›ndan, “kad›n da olsa, çocuk da olsa özgürlük isteyenlere gereken yap›lacak” dedirtecek kadar bir sald›rganl›k düzeyi ortaya ç›km›flt›. Bütün bunlara karfl› bir büyük direnifl oldu ve bu sald›r›lar k›r›ld›. Dördüncü y›lda, ABD-Türkiye-‹ran ittifak›na dayal› olarak gelifltirilen ve askeri planda gerillay› ezerek siyaseten PKK’yi teslim almak isteyen plan› yenilgiye u¤ratt›. En son Zap direnifliyle bu askeri sald›r› plan› yerle bir edilmifl oldu. Beflinci y›l›nda da, önce Önder Apo’ya dönük ‹mral›’da gelifltirilen bask›yla ideolojik planda hareketi geriletip teslim almay› öngören sald›r›lar› bofla ç›kart›p büyük bir ideolojik zaferi-1982 Amed zindan zaferinde oldu¤u gibi- yaratarak önemli bir geliflme sa¤lad›. Sonunda 29 Mart yerel seçimi etraf›nda örgütlenen, PKK’yi siyasi olarak tecrit etmeyi ve bu temelde tasfiyeyi öngören plan›n baflar›s›z k›l›n›p bofla ç›kart›lmas› sa¤land›.
w.
Bu befl y›ll›k süreçte her alanda komple bir mücadele yürütüldü
ww
Dikkat edilirse, befl y›l gerçekten de dopdolu geçti. Öyle dar, s›n›rl›, içeriksiz bir mücadele süreci kesinlikle de¤ildi. Hemen hemen her türlü yol yöntemin denendi¤i, her türlü takti¤in gündeme geldi¤i, her alanda komple bir mücadelenin yürütüldü¤ü dopdolu bir mücadele sürecidir bu. Dolay›s›yla dersleri çoktur, zengin bir pratik tecrübeyi içeriyor. Do¤ru ele al›n›r, iyi çözümlenir ve dersleri iyi ç›kart›larak anlafl›l›rsa bir toplumu, bir hareketi baflar›dan baflar›ya yürütecek kadar büyük bir birikimi kesinlikle içinde tafl›yor. Hiç hafife almayal›m, küçümsemeyelim, basit görmeye-
Haziran 2009
om
62
bask›y› kullanmas›na ra¤men gerçekleri çarp›tamad›, tersyüz edemedi. Halk› aldatamad›, sat›n alamad› ve korkutamad›. Sonunda yeterli olmasa bile belli bir sonuç ortaya ç›kt›. Nedir bu sonuç? Elbette ki AKP’nin yenilgi almas› gerçe¤idir. AKP’nin baflar›s›na ba¤lanan bütün siyasi hesaplar bozuldu, siyasi umutlar k›r›ld›. Kimdi AKP’nin baflar›s›na umut ba¤layanlar, hesap yapanlar? ABD, AB, Genelkurmay Baflkanl›¤›, Irak, ‹ran, Suriye, Güney Kürdistan yönetimiydi; iflbirlikçilerdi, ajanlard›, hainlerdi. Kim yoktu ki içinde! Bilcümle gericili¤in hepsi de vard›. Sonuçta hepsinin hesaplar› yerle bir oldu. 29 Mart akflam› sand›klar aç›ld›¤›nda, referandum düzeyinde dedi¤imiz seçimlerin sonuçlar› belirginleflti¤inde bu gerçek ortaya ç›kt›. Referandumu DTP kazand›, DTP’nin temsil etti¤i Kürt sorununa demokratik özerklik çözümü kazand›. Kürt halk› bu kadar bask›ya ra¤men yüzde ellinin üzerinde bir oyla bu durumu ortaya koydu. DTP’nin demokratik özerklik projesini destekledi¤ini gösterdi.
29 Mart seçim sonuçlar› meflru savunma savafl›yla direniflle yarat›ld› Asl›nda biraz demokratik bir seçim olsayd› bu sonucun yüzde yetmifl-seksenin üzerinde olaca¤› tart›flma götürmezdi. Bunu sadece biz söylemiyoruz, herkes söylüyor. Ama bütün engellemelere ra¤men sonuç bu oldu. Referandumda kazanan Kürt sorununa demokratik özerklik çözümü oldu; kaybeden, Ba¤-
Haziran 2009
SERXWEBÛN siyasi sonuç ortaya ç›kt›. Yani bu siyasi sonuç sand›ktan ç›kmad›, meflru savunma savafl›n›n yenilmezli¤iyle ç›kt›. ‹mral›’da kazan›lan ideolojik zaferle ç›kt›. Siyasi mücadelede halk›n gösterdi¤i birlik ve bütünlükle ç›kt›. Bütün bunlar birlefltiler 29 Mart seçimi sonras›ndaki siyasi durumu oluflturdular.
gelifltirebilir. Bunu herkes görüyor ve de¤erlendiriyordu. Türkiye yönetimi bundan ciddi bir korku duydu. Buna bir de ABD’nin DTP’yle görüflen, dolay›s›yla siyasi uzlaflmaya aç›k bir politik yaklafl›ma yöneldi¤i gerçe¤i ortaya ç›k›nca Türkiye yönetiminin korkular› daha çok artt› ve seçim ard›ndan bafllay›p iki ay boyunca gelifltirilen yo¤un askeri ve siyasi sald›r›, bask› politikas›n› gündeme getirdi. ‹ki ayd›r ordu operasyon halindedir, gittikçe bu operasyonlar›n› t›rmand›r›yor. Bu iki ay boyunca halka sert ve vahfli yönelimler oldu, A¤r›’dan Amara’ya, Hakkari’den Gever’e, Cizre’ye kadar, ‹stanbul’a, Sakarya’ya kadar birçok alanda aç›k katliamlara, linç giriflimlerine varan sald›r› düzeyleri ortaya ç›kt›. Bütün bunlara bir de 14 Nisan’da bafllayan DTP operasyonu eklendi. DTP’lileri tutuklama operasyonu bafllat›ld› ve halen devam ediyor.
ne te we .c om
dat plan› temelinde PKK’yi siyasi tecride u¤rat›p marjinallefltirerek imha ve tasfiye etmeyi hesaplayan siyasetler oldu. Bu, kapsaml› bir ittifakt›. Uluslararas› komplo ittifak›n›n neredeyse yeniden canland›r›lm›fl, diriltilmifl haliydi. Bu ittifak›n hesab›, AKP’nin yenilgisiyle netçe bir kere daha bozulmufl oldu. Bu önemli bir sonuçtu. Asl›nda “bir seçimden de bu kadar siyasi sonuç ç›kar m›, çok abart›l› de¤erlendirme olmuyor mu” diyenler, ya da demeseler de içten içe böyle düflünenler var. ‹çimizde de, d›fl›m›zda da var. Bu düflünce kendi bafl›na ele al›nsa do¤ru olabilir, ama seçimi önünden ve sonundan kopartarak de¤erlendirirsek böyle olabilir; oysa gökten düfler gibi yaln›z bir olay de¤ildi 29 Mart yerel seçimi. Befl y›ll›k 1 Haziran At›l›m› temelinde geliflen mücadelenin ve meflru savunma savafl›n›n sonucunda ortaya ç›km›flt›. Biz daha bafltan 29 Mart seçiminin befl y›ll›k mücadelenin, meflru savunma savafl›n›n siyasi finali olaca¤›n› ifade ettik. Gerçekten de seçim böyle bir siyasi final oldu. Befl y›ll›k mücadele içerisinde kimin kazand›¤›n›, kimin kaybetti¤ini seçim terazisinde tartarak ortaya ç›kard›. Yani öyle sadece oyla yarat›lan siyasi sonuç de¤ildi. Savaflla yarat›ld›, meflru savunma savafl›yla yarat›ld› bu. Büyük bir ideolojik mücadeleyle, direniflle yarat›ld›; ‹mral› direnifliyle, büyük bir siyasi mücadeleyle oldu. Gece gündüz demeden, halk gözünü k›rpmadan, yiyip içmeden hep serh›ldan halinde bulundu. Bütün bu mücadelelerin sonucu birleflti 29 Mart seçimi sonras›ndaki siyasi durumu yaratt›. Her fleyden önce ABD-Türkiye-‹ran ittifak›n›n askeri olarak hareketimizi ezip tasfiye etme isteyen plan› Zap direnifliyle bofla ç›kart›l›nca, bu askeri sonucun siyasi anlam› 29 Mart seçimi sonras›na tafl›nd›. Yine bu siyasi sonucun arkas›nda ‹mral› direnifli vard›r. ‹mral›’da Önder Apo’ya dayat›lan bask›, iflkence, tehdit ve bu temelde hareketi teslim almak amac›na karfl› Önderli¤in, halk›n, hareketimizin gelifltirdi¤i direniflle kazan›lan ideolojik zaferin sonuçlar› vard›r. O sonuçlar da 29 Mart yerel seçim sonras›ndaki siyasete tafl›nd›. En son seçim üzerinde yürütülen siyasi mücadelede sand›ktan bilindi¤i gibi ç›k›nca, iflte böyle etkili bir
63
Türkiye yönetimi seçim sonras›nda geliflen siyasi ortamdan rahats›z
ww
w.
Bu sonuç temelinde flimdi iki ayl›k bir dönem geçmifl de bulunuyor. Bu iki ay boyunca seçim sonuçlar›n› ifade eden bir mücadele yafland›. Dikkat edilirse, ilk elden Ba¤dat plan› bofla ç›kt›. O plana umut ba¤layan, plan içine giren ittifak da¤›ld›. ABD hemen seçim ard›ndan baflkanl›k düzeyinde DTP Eflbaflkan› ile görüflerek politika de¤ifltirdi¤ini ortaya koydu. Seçime kadar PKK’yi ve DTP’yi cepheden karfl›s›na alarak tasfiye etme mücadelesi yürüten ABD, seçimde DTP’nin baflar› kazand›¤›n›, ideolojik ve askeri mücadelede de PKK’nin baflar› kazand›¤›n› görünce bir hafta içerisinde politika de¤ifltirip bu kez DTP ile görüflerek uzlaflma temelinde Kürt özgürlük hareketini Ortado¤u politikalar› önünde engel olmaktan ç›kartma siyaseti izlemeye yöneldi. Bu önemli bir de¤ifliklikti. ABD’nin Kürt politikas›n›n sadece Güney Kürdistan’la s›n›rl› kalmad›¤›n›, Kürdistan’›n di¤er parçalar›na taflt›¤›n› da gösterdi. ABD’nin Ortado¤u’da zor durumda oldu¤unu, art›k bir gün bile erteleyecek durumda olmad›¤›n›, s›k›fl›k bir halde oldu¤unu gösterdi. Yine Türkiye politikas›n›n aksine Kürt özgürlük hareketinin zorla tasfiye edilemeyece¤ini de¤erlendirerek uzlaflmayla yol alma e¤ilimine yöneldi¤ini gösterdi. Türkiye yönetiminin bask› ve fliddet politikas›na, DTP’yi reddeden yaklafl›m›na karfl›n ABD, görüflme yaparak Türkiye’yle ayr› bir politikada oldu¤unu ortaya koydu. Bunun sonucunda Türkiye yönetiminin refleksleri, tepkileri geliflti. Bir yandan görüldü ki, seçim sonuçlar› önemli bir siyasi mücadele zeminini ifade ediyor. PKK buna dayanarak Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü yönünde önemli bir siyasi mücadele hamlesi
Maz›da¤› katliam› çok iyi planlanm›fl bir kontrgerilla marifetidir
Bütün bu sald›r›lar neyi içeriyor? Türkiye yönetiminin 29 Mart seçim sonras›nda oluflan siyasi ortamdan büyük bir korku ve endifle duydu¤unu gösteriyor. Dolay›s›yla o siyasi zeminin yok edilmesi, eritilmesi, ortadan kald›r›lmas›n› gerçeklefltirmeye dönük sald›r›lar oluyor. Türkiye yönetimi bu temelde sald›r›yor. PKK Kürt sorununun siyasi mücadelesini mi dayatacak, ABD siyasi uzlaflmaya aç›k bir yaklafl›m m› gösteriyor, bütün bunlar Kürt halk›n›n direnifliyle mi ortaya ç›kt›, bu noktada çözüm argüman› DTP mi oluyor, iflte Türkiye yönetimi bu iki gücü hedefliyor. Halka öfkeyle, kinle, nefretle sald›r›yor, ezmeye, katletmeye çal›fl›yor. DTP’yi tutukluyor, etkisizlefltirmeye, tasfiye etmeye çal›fl›yor. Seçimde, sand›kta yapamad›¤›n›, tutuklayarak, polis bask›s›yla, hukuku kullanarak yapmak istiyor. Seçimde DTP karfl›s›nda yaflad›¤› yenilgiyi, hukuka dayanarak, polisi kullanarak zafere dönüfltürmek istiyor. Aç›kça yap›lan budur. Bu konuda her türlü provokasyon, terör, bask›, oyun gündemdedir. Bu bask› sürecini Maz›da¤› katli-
SERXWEBÛN
ABD geçmifl iki y›lda PKK’yi tasfiye etmeyi denedi ama baflaramad›
w.
AKP seçim yenilgisi al›nca Kürt ulusal konferans› gündemden düfltü
ww
Hareketimiz, Türk devleti daha bu duruma ad›m atmadan, 13 Nisan’da 1 Haziran’a kadar süren bir çat›flmas›zl›k ilan›nda bulunarak adeta Türkiye yönetiminin planlar›n› bofllu¤a düflürdü, deflifre etti, siyasi çözüm aray›flç›lar›na büyük güç ve destek verdi. Türkiye yönetiminin bu sald›r› plan›n› suçüstü yakalar bir durum yaratt›. Ard›ndan 5 May›s’ta aç›klad›¤›m›z demokratik siyasi çözüm bildirisi bu konuda Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için yap›lmas› gereken, kendi cephemizden daha çok yapmam›z gereken görevleri net ortaya koydu. Halk›n ve siyasi güçlerin izlemesi gereken politikalar› belirledi. Seçim öncesi çok tart›fl›lan ve seçimden
bilmifl de¤ildir. Henüz Afganistan’da ciddi bir savafl yürütemiyor. Pakistan’da baz› operasyonlar gelifltirdi, ama çok sonuç verdi¤i söylenemez. Bu konuda her halde en büyük ç›kmaz Türkiye ve Kürdistan’da yaflan›yor. Türk ordusunu ve Kürtlerin gücünü bu politika do¤rultusunda kullanmak istiyor, ama henüz PKK sorununu çözemedi¤i için ikisini de kullanam›yor. Türkiye, ABD’nin izledi¤i politikay› kabul etmiyor. Görüflme ve uzlaflma e¤iliminde de¤ildir. PKK’nin tasfiyesini gerçeklefltirmek istiyor. Bunu da ABD geçmifl iki y›lda denedi ve baflaramad›.
ew e. c
sonra AKP yenilince gündemden kalkan Kürt ulusal konferans›n›n yap›lmas›n› gündemlefltirdi. E¤er seçimde AKP kazansayd› en geç Nisan ortas›na kadar böyle bir konferans olacakt›. Hiç haberimiz ve haz›rl›klar›m›z yok deniliyor, ama öyle de¤il, haz›rl›klar tamd›. Ama seçim AKP’nin yenilgisiyle sonuçlan›nca bu da ortadan kalkt›. ABD plan› bozulmufl oldu, dolay›s›yla ABD plan› temelinde Güney Kürdistan yönetimine oynat›lmak istenen rolün oynanma zemini yok oldu. fiimdi biz bu politikay›, çal›flmay› yürütmeyi gündeme ald›k. Olgunlaflan siyasi zemine dayanarak böyle bir ulusal siyasi durum ortaya ç›karmak istedik. Di¤er yandan, Türkiye’de demokratikleflme, Kürt sorununun çözümü tart›fl›l›yordu, tart›fl›lacakt›. Onlara çözüm üretmek, proje sunmak, demokrasi hareketi yaratmak üzere bir demokrasi konferans›n› gelifltirmeyi öngördük. Tabii bir de demokratik konfederalizm sistemi içersinde, tutuklamalar ne olursa olsun, halk›n tabandan demokratik komünal örgütlülü¤ü mutlaka gelifltirmek ve bu dönemin seçim sonuçlar›n›n imkânlar›na da dayanarak bu temelde de¤erlendirilmesi gerekti¤ini belirledik. Bunlar önemli aç›l›mlard›. Bizim bu çabalar›m›z, gerillan›n, halk›n, DTP’nin direnifli, hareketimizin bu yönlü çabalar› Türkiye yönetiminin provokasyonlar›n›n bir k›sm›n›n da bofla ç›kmas›yla birleflince son tart›flma süreci gündeme geldi.
ne t
am›na kadar tafl›d›lar. O da bu geliflmelerle ba¤l›yd› ve flunu ifade ediyordu: Halk üzerinde bask› olmufl, gerillaya dönük operasyonlar var, DTP operasyonu bafllat›lm›fl, tutuklan›yor, çeflitli yönlerden darbe vurulmufl, sonuçta bir de Maz›da¤› katliam›yla PKK aleyhine kullan›lacak bir ortam yarat›l›rsa, Türkiye yönetimi buna dayanarak bir siyasi sald›r› gelifltirmeyi hesap ediyordu. Bu bak›mdan Maz›da¤› katliam› çok iyi örgütlenmifl, planlanm›fl bir kontrgerilla marifetidir. Bundan kuflku duymamak laz›m. E¤er gizli olarak yap›lmas› baflar›lsayd›, ard›ndan Türk yönetimi PKK katliam› diye içte ve d›flta yo¤un bir propaganda, psikolojik savafl gelifltirecekti. DTP tutuklanm›fl, halk üzerinde bask› var, gerillaya karfl› operasyon var, PKK’ye karfl›da böyle bir propaganda ve psikolojik savafl gelifltirilirse, iflte o zaman 29 Mart seçiminin ortaya ç›kard›¤› siyasi sonuçlar eritilmifl olacakt›. Zemin yok edilecek, gündem de¤ifltirilecek, böylece Türkiye yönetimi seçimde yaflad›¤› yenilgiyi gidermifl olacakt›. Hesap, umut buydu, fakat dikkat edilirse bunlar tam tutmad›. Maz›da¤› katliam›, provokasyonu, komplosu a盤a ç›kt›. Halk bask›lar karfl›s›nda direndi, y›lmad›, DTP sald›r›lar karfl›s›nda direniyor, gerilla sald›r›lar karfl›s›nda direniyor, dolay›s›yla oyunlar önemli ölçüde bozuldu.
Bunlar›n yan›nda bir de ABD bask›s› var. Bunu da bilmemiz, dikkate almam›z laz›m. Bu süreçte ABD’nin de kendi politikalar› do¤rultusunda Türkiye yönetimi üzerinde belli bir bask›s›n›n oldu¤u anlafl›l›yor. Çünkü Obama yönetimi Ortado¤u’da öngördü¤ü siyasetleri mevcut durumda uygulayam›yor. Asl›nda seçimde Bin Ladin’i yakalama sözü vermiflti. Seçimi bu temelde kazanm›flt›. Seçim ard›ndan hemen Afganistan savafl›n› t›rmand›rmak istiyordu. Onun için Türkiye ve Irak’a geldi, NATO’ya gitti. Buralardan alaca¤› askeri destekle Afganistan’da savafl bafllatmay› umut ederken, dikkat edilirse bu deste¤i ala-
Haziran 2009
om
64
Türkiye’de üç e¤ilim gittikçe belirginlik kazan›yor ve ayr›fl›yor
Mevcut durumda Cumhurbaflkan› da, Baflbakan da Kürt sorunundan ve çözümünün gere¤inden söz ettiler. Türkiye’de çok yönlü tart›flmalar var. Üç e¤ilim gittikçe belirginlik kazan›yor ve biraz da ayr›fl›yor. Bunlardan birincisi, bildi¤imiz kat› klasik inkâr ve imha e¤ilimi. Bunu savunanlar var ve hiçbir tart›flmay› bile gündeme getirmek istemiyorlar. Ordu içinde, sivil bürokrasi içinde, CHP ve MHP içinde varlar. Bunlar faflist-floven milliyetçi çevrelerdir. ‹kincisi, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleflmesini esas alan bir e¤ilim gittikçe gelifliyor. Çeflitli çevreler, ayd›nlar, yazarlar, sanatç›lar, siyasetçilerin içinde var. Baz›lar› demokrat oldu¤u için bu düflüncededir, baz›lar› da flimdiye kadar yürütülen mücadeleyle sonuç al›namad›, Kürt özgürlük hareketi imha ve tasfiye edilemedi¤i için art›k çaresiz kalarak bir çözüm üretmek gerekti¤ini dile getiriyor. Böyle olanlar da var. Üçüncü e¤ilim, bu ikisinin aras›ndad›r. Buna daha çok da özel savafl e¤ilimi de diyebiliriz. Yani esas yürürlükte olan, Türkiye yönetiminin siyaseti de budur. Mevcut kat›, bask›c›, ideolojik, askeri, siyasi yöntemlerle sonuç al›nam›yor, PKK imha ve tasfiye edilemiyor. Özellikle son iki y›lda bu konuda çok yo¤un ve planl› bir çaba harcand›, ama baflar›l› olunamad›. Art›k özel savafl yöntemlerini deneyerek, daha ince yak-
Haziran 2009
SERXWEBÛN liflmeleri iyi takip etmeden hemen flöyledir diye bir karar almak ve siyasi süreci öyle tan›mlamak mümkün de¤il. Her gün yeni politikalar ortaya ç›k›yor, çok yo¤un ve kapsaml› bir siyasi mücadele yaflan›yor. Anl›k olarak bu geliflmeleri izleyen, de¤erlendiren, karfl› politikalar oluflturarak uygulamaya koyan bir siyasi yönetim ve mücadeleye ihtiyaç var. Böyle yürütmeye çal›flt›k, çal›fl›yoruz da. Eksikliklerimiz oldu, inisiyatif gelifltirmede geç kald›k. Durum nedir, ne de¤ildir biraz a盤a ç›ks›n, anlayal›m diye ihtiyatl›, tedbirli yaklafl›rken- çünkü riskler vard›, böyle olmak gerekiyordu, Önderlik de bu riskleri bir çok defa ifade etti- bu durum bazen geç kalmaya, dolay›s›yla baflka güçlerin müdahale ederek gündemi kendi eksenlerinde yönlendirmelerine yol açt›. Biz zaman zaman siyasi süreci yönlendirmede, tart›flmalar içine girmede de zorland›k. Bunlar› flimdiye kadar hep tart›flt›k. Çeflitli toplant›larla sürekli bir de¤erlendirme ve tart›flma içinde olduk.
mu ya da en az›ndan bizim mücadele etme koflullar›m›z ne kadar iflliyor, imkânlar›m›z ne kadar elveriflli oluyor, onlar› görmek istiyoruz. E¤er olumlu bulursak, en az›ndan biraz topyekûn imhayla, aç›k oyunla, faflist sald›r›larla üzerimize gelinmezse, sonras›n› da bu temelde de¤erlendirip devam ettirebiliriz. Fakat öyle olmazsa, durumu yeniden de¤erlendirece¤iz. Böyle bir yaklafl›m Önder Apo’nun de¤erlendirmeleriyle, planlamas›yla çeliflmiyor. Ona ba¤l›y›z ve sonuna kadar a盤›z. Fakat tabii karfl› tarafa öyle istedi¤i, kullanaca¤› peflin bir taahhüt de vermek istemiyoruz. Çünkü tutarl› de¤ildir, çok fazla bir dürüstlük yok. Son dönemde geliflen operasyonlar, hem DTP’ye karfl› sald›r›lar›n kesintisiz sürdürülmesi, hem de gerilla üzerindeki imha operasyonlar›n›n yayg›nlaflt›r›larak sürdürülmesi bunu aç›kça gösteriyor. Durum böyle olunca biz de tabi ihtiyatl› yaklaflma gere¤i duyduk, duyuyoruz. Bu konuda baz› arkadafllar “bir çeliflki olamaz m›” diye endifle duyuyorlar. Hay›r. Öyle bir çeliflki olmaz, endifle duymaya gerek yoktur. Önderlik yaklafl›mlar›n› anlayabilecek gücümüz var. Elbette her zaman süreci Önderlik yönlendirdi, yönetti, yönetiyor, böyle olmaya da devam edecek. Fakat karfl› taraf›, inkâr ve imha politikalar›n› çözüp demokratik siyasi geliflmeler yaratmak için de mücadele etmemiz gerekiyor. Ona uygun yol ve yöntem gelifltirerek mücadeleyi ilerletmemiz, bask›lar›m›z› artt›rmam›z gerekli.
ne te we .c om
laflarak tasfiyeyi gerçeklefltirmek istiyorlar. Mesela seçim öncesinde de AKP seçimi kazanabilmek için TRT-6 diye yirmi dört saat Kürtçe yay›n yapan bir TV kanal› ortaya ç›kard›. Bir özel savafl yöntemiydi. fiimdi bu tür yöntemi artt›rarak, TV kanallar›n› artt›rarak, radyo kanallar› gelifltirerek, Kürtçe bas›na izin vererek, Kürtçe konuflma ve ö¤renmede baz› kolayl›klar getirerek, baz› çözümler üretti¤ini söyleyip ayr› bir Kürt siyaseti oluflturarak Kürt özgürlük hareketi d›fllan›p tecrit edilmek ve tasfiye edilmek isteniyor. Böyle bir politika izlenmeye çal›fl›l›yor. Özel savafl›n geldi¤i nokta budur. Mevcut tart›flmalar bu tür tavizler vererek asl›nda demokratik siyasi çözümü tasfiye etmeyi amaçl›yor. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün “tarihsel f›rsat” dedi¤i herhalde budur. Genelkurmay Baflkan› da buna aç›k oldu¤unu, bu tür politikalar› destekledi¤ini birçok kez ifade etti. Cumhurbaflkan›, sorunu biz çözece¤iz derken de bunu kastediyor herhalde. Zaten halk üzerindeki bask›, DTP’ye dönük operasyonlarda esas yaklafl›m›n bu oldu¤unu gösteriyor. Yoksa karfl›l›kl› diyaloga ve uzlaflmaya dayal› çözüm aransa her halde bunu DTP’yle yapmalar› gerekirdi, onu için de DTP operasyonu sürmezdi.
65
Günlük olarak siyasi geliflmeleri izlemek de¤erlendirmek gerekiyor
Sonuçta 1 Haziran süreci geldi. Hem tarihi at›l›m›m›z›n, üçüncü partileflme ve direnifl hamlemizin alt›nc› y›l›na giriyoruz, hem de öngördü¤ümüz süreç tamamland›. Bunlar› de¤erlendirdik, tart›flt›k. Çok yönlü görüfller al›nd› tart›flmalar oldu. Önderlik bilgiler toplad›, de¤erlendirmeler yapt› ve bir süreç tan›mlad›. Önderli¤imiz, mademki Cumhurbaflkan›, Baflbakan Kürt sorunundan ve çözümünden söz etti, o zaman ben de yol haritas› haz›rlar›m, diyerek kamuoyuna taahhütte bulundu. Herkesten görüfl istiyor ve görüfl belirtmeyeceklerin daha sonra elefltiri yapma haklar›n›n olmayaca¤›n› söylüyor. Bu sürecin bu biçimde de¤erlendirilmesini öngördü. Biz de yönetim olarak çeflitli biçimlerde bunu tart›flt›k. Mevcut durumuyla bu sürecin Temmuz ortas›na kadar, çat›flmas›zl›k diye tan›mlad›¤›m›z sürecin uzat›lmas›n› öngörüyoruz. Ondan sonras› için bu sürede yaflanacak geliflmelere bakaca¤›z. Geliflme olacak m›, olmayacak m›, bir fley var m›, yok
ww
w.
fiimdi tart›flmalar›n düzeyi böyledir. Mevcut durumu bu boyutlar›yla iki ayd›r de¤erlendiriyor ve tart›fl›yoruz. Çünkü askeri alan bu dönemde çok daha hassas ve dakik olmaya ihtiyaç duyuyor. Boflluk b›rakmak tehlikeli oluyor ve kay›p veriyoruz. Küçük bir boflluk a¤›r sonuçlar veriyor. O nedenle boflluk b›rakmamak, sürekli planl› ve örgütlü hareket etmek zorunday›z. Onun için biz öncelikle bafllad›k, çok de¤iflik toplant›lar yapt›k. Askeri yönetimimiz tart›flt› görüfllerini oluflturdu, siyasi yönetim toplant›s› yapt›k, parti yönetimiyle topland›k, tart›flt›k, kad›n ve gençlik hareketi topland› ve tart›flt›. Sonuçta flöyle bir durum ortaya ç›kt› ki, günlük olarak siyasi geliflmeleri de¤erlendirmek, tart›flmak, izlemek gerekiyor. Ge-
Çat›flmas›zl›k karar›n› devletin yaklafl›mlar› belirleyecektir
Karfl› tarafta ana e¤ilimin özel savafl kapsam›nda oldu¤u tart›flmas›zd›r Di¤er yandan, baz› arkadafllar “oyun var, hile yap›l›yor, her hangi bir olumlu geliflme yoktur, biz bofla ç›kart›lmak isteniyoruz” diyorlar. Bu e¤ilim HPG’de çok daha güçlü. Hakl› olarak arkadafllar askeri cepheden bak›yor ve bu sonuca ulafl›yorlar. Ulaflmalar› anormal de¤il, anlams›z da de¤ildir. Biz bunlar› da ele ald›k, de¤erlendirdik. Yönetimimizin çeflitli kademeleri bütün bunlar› dikkatle inceliyor, de¤erlendiriyor. Öyle flu do¤ru flu yanl›fl diye kestirip atan bir tutum kesinlikle yoktur. Bu anlamda baz› yönetimlerimizin, arkadafllar›n kayg› ve
SERXWEBÛN mifl düflüncesiyle, böyle de¤erlendirerek bu karar› alm›yoruz. Bunu bilelim. Çeflitli olas›l›klar› tart›flt›k, de¤erlendirdik, bütün verileri ortaya koyduk, izlenebilecek bütün politik ihtimalleri; ne kazand›r›r, ne kaybettirir, bizi nereye götürür, nereye götürmez, hepsini hesaplad›ktan sonra böyle bir politika izlemenin bu koflullarda daha do¤ru olaca¤› kanaatine vard›k. Baflka politikalar›n zorlay›c› ve yanl›fl olaca¤›n› de¤erlendirdik.
Örne¤in, kuflkular, kayg›lar var, karfl› taraf›n oyunlar› var diye siyasi mücadeleyi biraz geriye çeken, daha çok fliddeti öne ç›kartan bir mücadelenin bu süreçte bize kazand›rmaktan çok kaybettirece¤i kanaati bizde hakim oldu. fiöyle ki, karfl› taraf son iki y›lda, 2007 ve 2008 y›l›nda iç içe geçmifl bir sürü ittifak oluflturmufltu. Birincisi, ABD-Türkiye-‹ran ittifak›, fiili- askeri ittifak›. ‹kincisi, ABD-Türkiye-Irak ittifak›. Bu, Ortado¤u’da ABD politikalar›n›n yürütülmesi için oluflan ittifakt›. Üçüncüsü, ‹ran-Suriye-Türkiye ittifak›. Buna Irak’› da katmaya çal›fl›yorlard›. Bu tamamen PKK’ye karfl› bir mücadele ittifak›yd›. Son iki y›lda bu tür ittifaklar›n en ileri düzeyde oldu¤u bir sald›r›yla yüz yüze geldik ve bunlara karfl› mücadele ettik. fiimdi geldi¤imiz noktada bu ittifaklar en zay›f durumunu yafl›yor. ABD-‹ranTürkiye ittifak› zay›flam›flt›r. Türkiye ABD iliflkileri, Türkiye ‹ran iliflkilerinde
w.
ww
zay›fl›klar var. ABD-Türkiye-Irak ittifak› PKK’yi ezmeyi esas alan bir ittifakt›, fakat bu gerçekleflmemifltir. PKK’yle uzlaflarak ittifaklar oluflturma e¤ilimi gibi bir sonuç seçimden sonra ABD’de biraz daha a¤›rl›k bas›yor. ABD, PKK’nin ezilerek tasfiye edilece¤ine inanm›yor. Eskiden de bunu söylüyordu, 2007-2008 y›llar›nda Türkiye’yle birlikte “PKK ortak düflman” diyerek her türlü askeri sald›r›y› yürüttü, fakat sonuç alamad›. Bu anlamda Türkiye ile ABD politikalar›nda de¤ifliklikler oldu. fiimdi aralar›nda çeliflkiler var. Avrupa ile çeliflkiler var. Türkiye ‹ran iliflkileri geçen iki y›ldaki kadar iyi de¤ildir. ‹ran da Türkiye’nin duruflundan kuflku duyuyor, ABD politikalar› kendisini zorluyor. fiimdi bütün bunlar› bizim de de¤erlendirip yararlanmam›z gerekiyor. Mevcut durumda siyasi avantajlar›m›z varken, onu kullanmadan yaln›zca fliddet içeren bir politika dayat›rsak, bu, karfl›m›zdaki güçlerin mevcut durumunu de¤ifltirebilir, yeniden bize karfl› de¤iflik ittifaklar›n güçlenmesini gündeme getirebilir. Bu da aleyhimize olan bir durum olur.
ew e. c
ABD-Türkiye-Irak ittifak› PKK’yi ezmeyi gerçeklefltirememifltir
ne t
kuflkular›n›n oldu¤unu ifade etme durumlar› söz konusudur. Kayg›l›y›z, kuflkuluyuz, düflman oyun yap›yor olabilir, diyorlar. fiimdi örgütsel-siyasi kayg› ve kuflku, kuflkusuz olmal›, çok daha derin de olmal›. Onsuz olunursa do¤ru olmaz zaten. Fakat onun d›fl›nda, politik de¤erlendirme yerine, kayg›lar›m›z var, oyuna m› geliyoruz, oyuna gelmemek için o zaman dümdüz yaklaflmam›z gerekir biçiminde de ele al›namaz. Kayg›dan öteye, gerçekler ortada zaten. Öyle a盤a ç›km›fl, netleflmifl, karfl›l›kl› anlay›fla dönüflmüfl her hangi bir fley söz konusu de¤il ki. Böyle bir kayg› belirtirken arkadafllar, karfl› taraf›n niyeti bizi tasfiye etmektir, diyorlar. Niyeti de¤il, politikas›, plan› ve bütün çal›flmalar› bu temeldedir. Bunu görmeyen göz kördür. Bunun ötesinde bir fley yok ki, kim böyle olmad›¤›n› söylüyor? Biz bu gerçeklerle hareket ediyoruz. Türkiye yönetimindeki genel e¤ilim, yönlendirici e¤ilim kesinlikle budur. Böyle olmad›¤›n› sanan varsa yan›l›yor, düflüncesini düzeltsin. ‹çlerinde farkl› düflünceler, farkl› e¤ilimler de var. Çözüm e¤ilimleri de gelifliyor. Tart›flma var, tart›fl›l›yor. Biz bunlar› dikkate al›yoruz. Bunlar da var, ama henüz tart›flmalar sonuçlanm›fl de¤il. Bir çözüm projesi oluflmufl de¤il. Çözümü taahhüt eden bir durum söz konusu de¤il. Ana e¤ilimin özel savafl kapsam›nda oldu¤u tart›flma götürmezidir. Bunlara ra¤men, bunlar› bilerek biz bu politikay› izlemeyi kararlaflt›rd›k, do¤ru bulduk ve uygulamak istiyoruz. Yoksa düflman oyun yapmaz, tasfiyeden vazgeçmifl, Kürt sorununa çözüm kabul et-
Haziran 2009
om
66
Demokratik siyasi mücadele stratejimiz var olan siyasi imkânlar› de¤erlendirmeyi gerekli k›l›yor
Ayn› fley Türkiye halk› içinde geçerlidir. AKP oyun yap›yor, hile yap›yor, ama flimdi geliflimini tamamlam›fl, inifle geçmifl bir AKP var, zay›f bir durumda. Genelkurmay ile uzlafl›yor, ama MHP ve CHP ile çeliflkilidir. Toplum içerisinde bir taraf oluflturuyor. Gücü zay›flam›fl ve eskisi kadar bütünlüklü politika yürütemiyor. Biz fliddetle üzerlerine gidersek karfl›m›zdaki yönetim daha despotik ve bütünlüklü bir yönetim haline gelebilir. Örne¤in MHP’yi bile iktidara tafl›yabilirler. Yani flunu de¤erlendiriyoruz: fiu an Türkiye yönetimi zor durumdad›r. Bu tespiti yapmak hatal› de¤ildir. Ekonomik kriz var, askeri olarak baflar›s›z kalm›fl, gerillay› ezememifl, dünyadan destek al›p taahhüt etmesine ra¤men siyasi olarak seçimde umut ba¤lad›¤› iktidar, yani AKP darbe yemifl, zay›flam›fl, yenilgi alm›fl. Siyasi ve ekonomik olarak kriz var, askeri olarak baflar›s›z, ideolojik olarak yenilgi alm›fl bir Türkiye yöne-
Haziran 2009
SERXWEBÛN
“Gerilla nicelik olarak kendini büyütecek. Gelece¤in kazan›lmas› için bu gereklidir. Gerillaya kat›l›mlar artt›r›lacak. Yine komutan›n, savaflflçç›n›n ideolojik ve askeri e¤itimi geliflflttirilecek. Meflflrru savunma stratejisini do¤ru anlayan, onun takti¤ini, tarz›n› kavrayan, özümseyen,
ne te we .c om
timi var. Biz bu yönetimi zorlayabiliriz, fliddetle üzerine gidebiliriz de, fakat sonras›nda ortaya ne ç›kar fazla belli de¤ildir. Di¤er yandan, hareket olarak bir stratejik de¤iflim yaflad›k. Mevcut stratejimizde zaten ona el vermiyor. Çünkü demokratik siyasi mücadele stratejisi, siyasi imkânlar var oldu¤u ölçüde onlar› kullanma ve de¤erlendirmeyi gerekli k›l›yor. Bütün bunlar› de¤erlendirerek flimdilik üzerimize topyekûn imha sald›r›s›yla gelinmedikçe öyle bir fliddetli direnifle geçmenin, fliddeti öne ç›karman›n do¤ru ve gerekli olmad›¤› kanaati, görüflü bizde hakim oldu. Buna karfl› çeflitli riskler, tehlikeler, oyunlar var olsa da, demokratik siyasi mücadeleyi dayatmak, süreci böyle bir mücadeleyle kazanmay› öngörmek daha do¤ru, koflullara daha uygun, ak›ll› bir politika olaca¤› kanaatine vard›k. Çat›flmas›zl›k diye tan›mlad›¤›m›z, ifade etti¤imiz iflte böyle bir politika oluyor. Öyle bir kelimede gelip dü¤ümleniyor ve bir askeri deyimmifl gibi oluyor; öyle de¤ildir, o, bir politik duruflun bir kelimede izah›, ifadesidir. Neden çat›flmas›zl›kta bu kadar öne ç›k›yor, ifade ediliyor? Demek ki, her fley hala meflru savunma temelinde oluyor, meflru savunma çizgisine göre hareket ediyoruz. Meflru savunma savafl› içindeyiz asl›nda. Siyaseti bu temelde yap›yoruz, demokratik siyasi mücadeleyi buna göre yürütüyoruz. Onun için politikan›n ifadesi çat›flmas›zl›k gibi bir askeri deyimde kilitleniyor, gerçeklefliyor. Bu da anlafl›l›r bir durumdur.
67
örgütsel sistemini buna göre kuran, günlük prati¤ini bu temelde yürüten bir HPG gerçe¤i, gerilla gerçe¤i ortaya ç›kart›lacak”
w.
ki siyasetle çözüm dendi¤i zaman öyle oldu¤unu sanma e¤ilimi var. Hay›r. Biz bir mücadele yürütmek istiyoruz. Çat›flmas›zl›k, bir mücadele durufludur. Bunu pasif savunmayla aktif savunma aras›ndaki bir durufl olarak tan›mlayabiliriz. Ne tam pasif, ne de tam aktif bir savunmad›r. ‹kisi aras›nda bir yerde durma ve bu temelde siyasi mücadeleyi gelifltirmeyi ifade ediyor. Kesinlikle bir mücadele durufludur, bir mücadele tarz›d›r ve riskleri vard›r. E¤er biz do¤ru ve tam alamaz, onun gerektirdi¤i mücadeleyi ideolojik, siyasi, diplomatik, örgütsel, askeri alanda planlay›p baflar›yla hayata geçirmez, bu anlamda geliflme sa¤lamazsak, sa¤lam bir meflru savunma duruflumuz, gerillan›n güçlü haz›rl›klar› olmazsa, siyasi aç›l›mlar diye öngördü¤ümüz ulusal konferans, demokrasi konferans›, demokratik konfederalizmin inflas› gibi görevleri baflar›yla yürütemezsek kaybederiz. Bu mücadelenin flartlar› var. Yani böyle bir siyaset izlendi¤inde oturdu¤umuz yerde baflar› kazanaca¤›z diye bir ölçü yoktur. Ancak biz baz› çal›flmalar› bütün sald›r› ve oyunlar› bofla ç›kartarak baflar›l› bir biçimde yürütürsek kazan›r›z. Nedir bu koflullar? Askeri alanda yap›lmas› gerekenler olarak: Bir, gerilla sa¤lam duracak. Meflru savunmas›n› sa¤lam yapacak, sald›r›lar karfl›s›nda ezilmeyecek, kay›p vermeyecek, sald›r›lara an›nda cevap verecek, misilleme hakk›n› kullanacak, savunma pozisyonunda olacak, sald›r›y› derhal karfl›l›k vererek cevaplayacak. ‹ki, kendini nicel ve nitel olarak büyütecek, gelifltirecek. Gerilla nicelik olarak kendini büyütecek. Gelece¤in kazan›lmas› için bu gereklidir. Gerillaya kat›l›mlar artt›r›lacak. Nitel olarak büyütülecek; yani komutan›n, savaflç›n›n ideolojik ve askeri e¤itimi gelifltirilecek. Meflru savunma
Çat›flmas›zl›k pasif savunmayla aktif savunma aras›ndaki bir durufltur
ww
Böyle bir politikan›n riskleri yok mudur? Vard›r, hem de ciddi biçimde vard›r. Bu bir mücadele durumudur; öyle müzakere, diyalog durumu de¤ildir, bir anlaflmaya kesinlikle dayanm›yor. Bizde demokratik siyasi çözüm denilince flöyle alg›lan›l›yor: Bir yere oturulacak, masan›n bafl›nda tart›fl›lacak, maddeler belirlenecek, anlaflma imzalanacak, böylece bu ifl bitecek. Bu yanl›flt›r. Demokratik siyasi çözüm bu de¤il. Bu, program›m›z› da, izledi¤imiz stratejiyi ve siyaseti de anlamamak oluyor. Böyle bir müzakere belki hiç olmaz. Ama san-
stratejisini do¤ru anlayan, onun takti¤ini, tarz›n› kavrayan, özümseyen, örgütsel sistemini buna göre kuran, günlük prati¤ini bu temelde yürüten bir HPG gerçe¤i, gerilla gerçe¤i ortaya ç›kart›lacak. Bunlar olur ve yap›l›rsa, çat›flmas›zl›k durumu askeri alanda bize zarar vermez, tersine biz kârl› ç›kabiliriz. Zaten mevcut Genelkurmay savaflmay› hiç düflünmüyor asl›nda. Savafl ve çat›flma üzerine kurdu¤u bir plan› yoktur. Sadece gerillan›n varl›¤› üzerinde plan kuruyor ve stratejik baflar›s›n› iki fleye dayand›r›yor: Bir, da¤a ç›k›fllar› engellemek, iki, da¤a ç›km›fl olanlar› çeflitli yöntemlerle kaç›rtmak. ‹lker Baflbu¤ yönetiminin stratejisi bu temeldedir. Bu alanda mücadele ederek bu strateji bofla ç›kart›labilir. Da¤a ç›k›fllar› artt›r›rsak, da¤dakilerin kaç›fllar›n› önlersek, demek ki biz baflar› kazanabilir, Genelkurmay› stratejik yenilgiye u¤ratabiliriz. Bunun için de kat›l›mlar› artt›rmak ve ideolojik askeri e¤itimi derinlefltirmek temel yöntem oluyor. Yani bunu HPG’nin nicel ve nitel olarak büyütülmesi hamlesi olarak da tan›ml›yoruz. Askeri alan›n buna göre bir çal›flma yürütmesi gerekiyor.
Siyasal alandaki mücadele halk örgütlülü¤üne dayand›r›lmal›d›r Siyasi alanda yap›lmas› gerekenler olarak: Bir, sald›r›lara karfl› halk serhildan duruflunu gösterecek, direnecek. Teslim olmayacak, tedbirsiz davranmayacak. ‹ki, her koflulda demokratik halk örgütlülü¤ü sürdürülecek. Demokratik konfederalizmin inflas›n› tabanda gelifltirece¤iz. Bu flartt›r. Halk› örgütlemezsek hangi siyaseti izlersek izleyelim baflar›s›z kal›r›z, ama halk› örgütlü hale getirirsek her türlü düflman
SERXWEBÛN
Görevlerimizi yerine getirirsek bu siyaset bize kazand›r›r
Çat›flmas›zl›k do¤ru anlafl›lmal› ve ona göre bir yaklafl›m sergilenmeli
Öte yandan, son yaflanan olaylar sonucunda içimizde çat›flmas›zl›¤›n do¤ru anlafl›lmad›¤› gerçe¤i ortaya ç›kt›. Yine Önderlik çok sert elefltiriler ortaya koydu. Önderlik o koflullarda o elefltirileri söyleyebiliyorsa, yaflanan bu son olaylar›n ne kadar sert elefltiri konumunda oldu¤unu anlamam›z gerekiyor. O kadar anlay›fls›z olamay›z, yani. Fakat baz› olaylar sürecin anlafl›lmamas›ndan kaynaklan›yor gibi geliyor bize. Çat›flmas›zl›¤› yanl›fl anlamalar var. Çift yanl› ateflkesmifl gibi, anlaflmaym›fl gibi görenler var. Oysa dikkat edilirse biz ateflkes bile demiyoruz, çat›flmas›zl›k diyoruz. Yani flunu ifade ettik: Biz, sabit hedeflere, askeri hareketlilik içerisinde olmayan, gerillaya sald›rmak üzere harekete geçmeyen, ana yollardaki hareketler, sabit hedefler, karakollarda olan düflmana sald›rmayaca¤›z. Çat›flmas›zl›k bu kadard›r. Bunun d›fl›nda bizi tasfiye etmek için askeri çal›flma yapan, hareket halinde olan, operasyona ç›kan, bize sald›ran tüm güçlere karfl› bizim de mücadele etmek hakk›m›z ve de görevimiz var. O seni imha etmek istiyorsa, sen de onu imha edeceksin. Bu sadece Türkiye’den de de¤il, ‹ran’dan da gelse, Irak’tan, Suriye’den, kimden gelirse gelsin onu yapacaks›n. Sadece askeri boyutlu da de¤il; siyasi olarak, ideolojik olarak yapacaks›n. fiimdi çat›flmas›zl›k bunu ifade ediyor. Bu anlamda biraz yanl›fl ve yetersiz anlama-
ww
w.
Çözümü mevcut devletle oturup anlaflmak, yada bunu herkesi demokratik düflünceli yapmak olarak görmek yanl›flt›r. Mücadele ederek mevcut oyun yapan siyasetleri, özel savafl siyasetlerini daraltaca¤›z, kuflataca¤›z, etkisizlefltirece¤iz, ona karfl› demokratik siyasi hareketi gelifltirece¤iz, bu güçlenecek, etkili hale gelecek ve Türkiye’nin, Ortado¤u’nun demokratikleflmesi Kürt sorununun demokratik çözümüyle iç içe bu biçimde geliflecek ve gerçekleflecek. Bunlar birbirine çok ba¤l› ve iç içe geçmifl süreçlerdir. Bu koflullar yerine getirilirse siyasi alanda da biz kazan›r›z diyoruz. ‹deolojik mücadeleyi bu çerçevede planlay›p yürütmek gerekiyor. Propaganday›, sanat-edebiyat çal›flmalar›n› çok daha boyutlu gelifltirmemiz gerekiyor. Biz onlar› da epeyce tart›fl›p planlam›fl durumday›z. Diplomatik faaliyetler,
lar var. Çat›flmas›zl›k tam anlafl›lm›yor ve bir mücadele biçimi olarak kabul edilip ona göre bir yaklafl›m gelifltirilmiyor. Ret var, bafltan anlamaya çal›flmamak var. Bu zordur veya anlad›¤›m›z mücadele biçimlerine uygun düflmüyor, onun için kabul etmeyiz demek do¤ru de¤ildir. Kabul etmemiz gerekiyor. Anlad›¤›m›z mücadele biçimleri gibi olmaz, ama bir mücadele biçimidir, Önderlik ve yönetim önümüze koyuyor, o zaman anlayaca¤›z ve onun gereklerine göre hareket edece¤iz. Öyle olmazsa siyaset yapamay›z.
ew e. c
yani di¤er bütün faaliyetlerin bu temelde yürütülmesi gerekiyor. E¤er bu görevler yerine getirilirse o zaman siyasi mücadeleyle çat›flmas›zl›k temelinde yürüttü¤ümüz siyasetle biz kazan›r›z diyoruz. Plan›m›z ve hesab›m›z budur. Bu bir mücadeledir. Mücadeleden kim kazançl› ç›kacak? Bu görevleri yerine getirirsek bu siyaset bize kazand›r›r diyoruz. Kazand›rma flans› ve imkân› daha fazlad›r. Di¤er siyasi olas›l›klara göre bunun bize kazand›rma ihtimali daha fazlad›r. Onun için böyle bir siyaseti yürütmeyi uygun gördük. Bir kere bunun böyle ele al›n›p, do¤ru anlafl›lmas› laz›m.
ne t
oyununu bofla ç›kartacak bir halk duruflu ortaya ç›kar. Üçüncüsü, Ulusal konferans›n gerçeklefltirilmesidir. Bu konferans önem tafl›yor. Mevcut yönetim özel savafl kapsam›nda baz› tavizler vererek ayr› bir Kürt politika alan› yarat›p Özgürlük hareketini tecrit, teflhir ve tasfiye etmek istiyor. fiimdi ulusal konferans demek, Türkiye yönetiminin bu politikas›n› bofla ç›kartmak, Türkiye yönetimini kullanaca¤› bir Kürt siyasetine izin vermemek demektir. E¤er bütün Kürt siyasi gücü ortak bir ulusal konferansla toparlan›rsa, o zaman Türkiye yönetiminin istedi¤i gibi kullanaca¤› bir Kürt siyaseti kalmaz. Dördüncüsü, demokrasi konferans›d›r. Demokrasi konferans› iki bak›mdan önemlidir. Birincisi, Kürt sorununun siyasi çözümüne dönük yanl›fl yaklafl›mlar› ortadan kald›rabilirdi. ‹kincisi, bir demokrasi hareketi gelifltirebilirdi. Koflullar uygun, boflluk var, imkânlar oluflmufltur. Demokrasi hareketinin geliflmesi sürecin demokratik güçler lehine, Türkiye’nin demokratikleflmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü lehine ifllemesi için flartt›r. Asl›nda çözümden biraz da bunu anlamam›z gerekiyor.
Haziran 2009
om
68
Bizim görevimiz düflman› bofla ç›kartmakt›
‘93 ateflkes sürecini gerillan›n ateflkesi yürütemeyen konumu süreci sabote etti. Bingöl 33 asker olay›n› böyle sorguluyoruz. Her gün befl-on çat›flma olursa, befl-on gerilla flehit olursa bir yönetim ateflkes içindeyiz diyebilir mi? Dolay›s›yla Önderlik bunu diyemedi. O kadar sürdürmek istedi, ama sürdüremedi. Elbette ‘93 ateflkes sürecinde komplolar vard›, düflman sald›rd› ve sonuç böyle oldu. Bu do¤ru, bunu düflman yapt›, ama bizim görevimiz de düflman› bofla ç›kartmakt›. Düflman ne yap›yorsa ona ön açmak, düflman›n istedi¤ine yol vermek de¤ildir. Onun zemini olmak de¤il, onu bofla ç›kartmak, etkisiz k›lmakt›r. Gerillan›n görevi budur. Yoksa düflman bizi yönlendirmifl olur. Demek ki görevimizi baflar›yla yerine getirememifliz. fiimdi de öyledir. Gerilla do¤ru durufl gösteremezse, çat›flmas›zl›k do¤ru anlafl›lmaz, uygulanamazsa, biz demokratik siyasi mücadeleyi bu sürece dayatamay›z. Dayatmaya kalkarsak kaybederiz, baflar›s›z oluruz. Aksine düflman baflar›l› olur. Bunu kesinlikle bilelim. Onun için anahtar gerillan›n elinde. Gerillan›n bunu do¤ru anlay›p sa¤lam yürütmesi ancak siyasi alana, sosyal, ekonomik, ideolojik alana çal›flma yapma imkân› veriyor. Zaten meflru savunma temelinde çal›flmak, mücadele etmek, siyaset yapmak da buna deniyor. Meflru savunma siyasi mücadeleye zemin sunamazsa, imkân yaratamazsa siyasi mücadele de baflar›yla yürümez.
Haziran 2009
SERXWEBÛN güçler, karfl›t yönetimler giderek tavizlerini artt›ra artt›ra, zorlana zorlana daha ileri kabullere, çözümlere raz› olacaklar. Kürt sorununun çözümü sanki biraz da böyle geliflecek. Yani öyle birden bire yüzde yüz çözüm, masa bafl›nda oturup anlaflmal› çözüm olma ihtimali azd›r. Küçük küçük tavizler ortaya ç›kararak, giderek onu büyütme temelinde bir inkârc›, imhac› sistemin çözülmesi temelinde gerçekleflecek bir demokratikleflmeye ulafl›labilir.
recin militan› olmak, komutan› olmak bunu gerektirir. Yeniden partileflme böyle bir militan haline gelmek demektir. Yoksa ben partiye bağl›y›m diye yemin etmek partileflmek değildir. Partileflmek demek, bu gerçekleri görmek, anlamak, ideolojik, siyasi, örgütsel, askeri bak›mdan stratejimizin, taktiklerimizin gereklerini daha doğru anlama, özümsemek, onlar›n gereklerini pratikte baflar›yla yerine getirecek bir kiflilik kazanmak demektir. Anlay›fl›m›z›, ölçülerimizi buna ulaflt›rmak, kifliliğimizi böyle bir mücadeleyi baflar›yla yürütür hale getirmek demektir. HPG’nin ideolojik-askeri eğitiminden kast›m›z buydu. Baflta komuta olmak üzere bütün savaflç› güçlerinin bu süreçte bir hamle halinde kendini bu temelde eğitmesini öngörüyoruz. Bunu daha güçlü planlamaya çal›flacağ›z. Bu kapsamda daha fazla kararlar alacağ›z. Akademik eğitimleri en baflta böyle bir düzeye ç›kartmaya çal›flacağ›z. Yani komutay› meflru savunma stratejisini, onu taktiklerini ve tarz›n› doğru ve yeterince özümseyen ve kifliliğini ona göre flekillendiren bir konuma getirtecek bir tarza, düzeye ç›kartacağ›z. Akademik eğitimlerin bu konuda önemli görev ve sorumluluklar› var. Onlar yeterli olursa ve sonuçlar›n› bütün HPG yap›s›na tafl›r›rlarsa gerilla süreci doğru ve yeterli anlayan ve gereklerini baflar›yla yerine getiren hale gelebilir. Gerilla konumunu sağlam tutturursa o zaman Önderlik ve yönetimimiz siyasi mücadele taktiğini doğru ve etkili bir biçimde uygulayabilir, çat›flmas›zl›k sürecini baflar›yla yürütür, yönetir ve kesinlikle kazan›r›z. Umudumuz bu, inanc›m›z bu temeldedir. 1 Haziran At›l›m›n›n alt›nc› y›l›nda da bunun gereklerini baflar›yla yerine getirip alt›nc› y›l› en kazan›mc› y›l haline getirmeyi umut ediyoruz. Hesab›m›z, karar›m›z, inanc›m›z bu temeldedir, çabam›z da buna göre olacak. Bütün arkadafllar, HPG’nin her düzeydeki tüm komuta yap›s› ve savaflç› gücü bunu iyi anlayarak bu sürecin en etkili, baflar›l› yürüten gücü olacak. Bu temelde biz bir kere daha, 1 Haziran At›l›m›n›n beflinci y›l dönümünün bütün mücadele güçlerimize kutlu olmas›n› diliyoruz.
ne te we .c om
fiimdi gündemimiz budur, bunlar› tart›fl›yoruz. Zor bir ifltir, karmafl›kt›r. Düz ve kolay yürütülecek bir mücadele biçimi değildir. Kürdistan’›n koflullar› bizden bunu istiyor. Bu zor, karmafl›k mücadele biçimini baflar›yla hayata geçirmemizi gerektiriyor. Bu konuda gerillan›n duruflu gerçekten belirleyicidir.
69
93 provokasyonu bizi uluslararas› komploya götürdü
Gerilla konumunu sa¤lam tutturursa çat›flmas›zl›k sürecini baflar›yla yürütür yönetir ve kazan›r›z
Birçok alanda da böyle oldu. Güney Afrika ve benzeri yerlerde bu tür rejimler böyle çözüldüler. Onun için de küçük tavizler, özel savafl kapsam›nda da olsa düflman›n inkâr ve imha güçlerinin att›ğ› ad›mlar› da küçümsememek laz›m. Bu süreçte ciddiye almal› ve dikkatle yaklaflmal›y›z. Cumhurbaflkan› ve Baflbakan Kürt sorunu ve çözümünden söz etti, Kürtlüğü kabul etti, aç›kça herkes de tart›fl›yor. Bu Kürtlüğü ve Kürt sorununu en üst düzeyde bir kabuldür. ‹nkârc›l›k k›r›l›yor, y›k›l›yor. ‹stediğinden ve demokrat olduğundan değil, mecbur kald›ğ›ndan y›k›l›yor ve art›k yeni bir düflünce olufluyor. Bunu devam ettirdikçe, giderek daha derinlefltirip ad›m ad›m Kürt sorununu da siyaseten çözen, Türkiye’yi ve ‹ran, Suriye, Irak gibi ülkeleri de demokratiklefltiren bir siyasi geliflmeye dönüfltürebiliriz. Mücadeleyi de böyle anlamam›z gerekir. Bunu anlad›ğ›m›z ve pratiğe geçirdiğimiz ölçüde kazanacağ›m›z› da bilmeliyiz. Mevcut koflullar böyle mücadele etmeyi gerektiriyor. Bunun d›fl›nda baflka yol yoktur. Bizim için baflka yollar olsa diye beklemek değil, niye böyle oluyor, zorluklar› var diye yak›nmak değil; somut koflullar›m›zdan ç›kan bu gerçeği doğru ve derinliğine anlayarak, bunun gerektirdiği bir üslubu, tarz›, tempoyu, örgütsel sistemi, stratejik ve taktik anlay›fl› edinmemiz ve bunun gereklerine göre bir çal›flma, yaflam ve mücadele içinde olmam›z gerekiyor. Doğru tutum budur, sü-
ww
w.
Son iki üç görüflmedir Önderliğin ne kadar zorlanm›fl durumda olduğunu her halde herkes anl›yor, görüyor. Daha fazla yanl›fl ve yetersiz yaklafl›mlar ve sonuçlar yaflan›rsa art›k bu durumu yürütemez duruma gelebilir. ‘93’teki duruma düflebiliriz. Önderlik baflta ‘93 uyar›s›n› bunun için yapm›flt›. Önderlik ‘93 sürecini niye söyledi diye birkaç defa tart›flma gündemine geldi. Bunu söylemek istedi Önderlik. Buna f›rsat verilmemeli, provokasyonlara alet olmamal›, dolay›s›yla stratejik değiflimden geri ad›m atmamal›yd›k, derinlefltirmeliydik dedi. Öyle olsayd› uluslararas› komployu da önlerdik. Önleyememek bizi uluslararas› komploya kadar götürdü. fiimdi de Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm mücadelesi bu temelde gelifliyor. Bunun gerillac›l›ğ› bu temeldedir. Herkesten önce ve en çok gerillan›n bu gerçeği görmesi, anlamas›, kendini buna göre eğitmesi, örgütlemesi ve bir tarz haline getirmesi gerekiyor. Tarz›n›, üslubunu, temposunu yaflamda, harekette, çal›flmada, üslenmede, mevzilenmede buna göre oluflturmas› laz›m. Eksiklerimiz buradad›r, zorluklar burada ortaya ç›k›yor. Biz bu eksiklikleri giderdiğimiz ölçüde bu mücadele sürecini baflar›yla yürüteceğimize inan›yoruz. Sonuç olarak, oldukça önemli, tarihi geliflmelere aç›k, fakat tehlikeler de ihtiva eden kritik bir süreçte olduğumuz ortad›r. Süreci doğru ve yeterli anlar ve üzerimize yüklenen görevleri etkili bir biçimde ve doğru bir tarzla baflar›l› olarak harekete geçirirsek biz kazanacağ›z. Süreç kesinlikle demokratik siyasi çözüme doğru ilerleyecek. Bugün özel savafl kapsam›nda tavizler vermek zorunda kalan inkâr ve imhac›
SERXWEBÛN
70
Haziran 2009
Tamil Eelam Kurtulufl Kaplanlar›
om
hak ettikleri zaferi mutlaka yakalayacakt›r
Sömürgeci politikalara karflfl›› her alanda direnifl geliflflttirilmeli
S›n›fl› toplum uygarl›¤›n›n yaratt›¤› eflitsiz ve zulme dayal› zihniyetin bir sonucu olarak hala kimlik, kültürel hak ve özgürlükten yoksun b›rak›lan halklar bulunmaktad›r. Bu inkârc›l›¤a karfl› da özgürlük mücadeleleri biny›llard›r aral›ks›z devam etmektedir. ‹nkârc› zihniyete karfl› eflitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren halklardan biri de Tamil halk›d›r. Sri Lanka devletinin ›srarla iradesini yok sayd›¤›, kabul etmedi¤i Tamil halk›, uzun y›llardan beri kendi öz gücüyle özgürlük mücadelesi yürütmektedir. Özgürlük de¤erlerine ba¤l›, inkâr ve imha zihniyetiyle donanan devletlerin egemenli¤inde bulunmalar› itibariyle Kürt ve Tamil halk›n›n kaderi birbirine benzemektedir. Bu anlamda Tamil halk›na karfl› yürütülen kirli ve özel savafl yöntemleri Türk devletinin Kürt halk›na karfl› uygulad›¤› yöntemleri aratmamaktad›r. Tamil halk›na karfl› fliddet, bask› ve asimilasyon politikalar› ‹kinci Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› daha katmerleflerek devam etmifltir. Hindistan’›n güneyinde yer alan 65.000 km2 yüzölçümü ve yaklafl›k 25 milyon nüfusa sahip olan Sri Lanka, eski ad›yla Seylan, stratejik bir konuma sahip. Nüfusunun ço¤unlu¤u Singallerden, yüzde 25’i (5 milyon) ise adan›n do¤u ve kuzeyinde yafla-
ww
w.
ne t
Tamil halk›n›n de¤erli savaflç› ve liderlerinin flahadetleri önünde sayg›yla e¤iliyoruz. Bu de¤erli devrimcilerin yaflam›n› yitirmesi mücadeleye bir süreli¤ine ara vermeye yol açm›fl olabilir, ama halklar›n özgürlük mücadelesi uygun zaman ve koflullarda yine bafllayacakt›r. Bu anlamda; Tamil Eelam Kurtulufl Kaplanlar›’na (LTTE) de¤erli lideri Vellupillai Prabhakaran’›n ve siyasi kanat lideri S.P. Tamilchelvan’›n yaflam›n› yitirmeleri büyük bir kay›p olmufltur. Özgürlük mücadelesi sürecinde verdi¤i binlerce flehit, Tamil halk›n›n gelece¤ini ayd›nlataca¤› gibi halk›n özgürlük aray›fllar›n› daha da yükseltecektir. Tamil halk›n›n özgürlük mücadelesinde yaflad›¤› bu a¤›r kay›p nedeniyle baflta Vellupillai Prabhakaran’›n lideri oldu¤u Tamil Kaplanlar› örgütünün militanlar› olmak üzere, tüm Tamil halk›na baflsa¤l›¤› diliyoruz. Vellupillai Prabhakaran’›n yetifltirdi¤i ard›llar›n›n özgürlük mücadelesini zafere tafl›yaca¤›na dair olan inanc›m›z› da bu vesileyle tekrar belirtiyoruz. Sayg› de¤er, halk›n›n özgürlü¤üne tutkun ve bar›flç›l özelliklerle donanm›fl bir lider olan Vellupillai Prabhakaran’›n yürüttü¤ü özgürlük mücadelesi, Tamil halk›n›n özgürlü¤üne olan ba¤l›l›¤› Sri Lanka devletinin azg›n sald›r›lar› sonucunda verdi¤i binlerce kay›pla ufak bir kesintiye u¤rasa da, Tamil halk› hak etti¤i zaferi yakalayacakt›r. Bundan hiç flüphe duyulmamal›d›r.
ew e. c
“SSri Lanka devletine karflfl›› Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar› (LTTE) en uzun süreli silahl› ve siyasal mücadeleyi yürüten bir örgüttür. Tamiller, 1972 y›l›nda Tamil Birleflfliik Cephesini (TUF), 1976 y›l›nda ise Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar› (LTTE) örgütünü kurdular. Marksist ideoloji ile beslenen ve ö¤rencilerin kurdu¤u, Tamillerin ba¤›ms›zl›¤›n› savunan LTTE, kuruluflfluu ile birlikte silahl› propaganda dönemini baflflllatarak Sri Lanka devletine karflfl›› küçük çapl› sald›r›lar düzenlemeye baflflllad›. Tamillerin yaflflaad›¤› bölgelerde halk, LTTE ile birlikte inisiyatifini geliflflttirerek okul, hastane, yarg› sistemi, altyap›, savunma ve güvenlik gibi çok say›da alanda geliflflm meler sa¤lad›”
yan Hindistan'dan göç eden ve Hindu dinine mensup Tamillerden olufluyor. Tarihi MÖ. 2000’li y›llara kadar uzanan Tamiller ayn› zamanda Hindistan’›n büyük bir bölümünde de yaflamaktad›rlar. Tarihin kadim halklar›ndan olan Tamiller, 13. yüzy›lda AryaChakavarthi Hanedanl›¤› ile Sri Lanka’dan ba¤›ms›z bir krall›k olarak varl›¤›n› sürdürdü. Daha sonra 17. yüzy›l ile birlikte sömürgecilikle tan›flan Tamil ülkesinin büyük k›sm› 1619’da Portekizlerce ele geçirildi. Daha sonra Hollanda Sri Lanka’y› Portekiz’den devir alarak aday› H›ristiyanlaflt›rma çabalar›na devam etmifltir. Hollanda 1792 y›l›na kadar Sri Lanka’y› sömürge olarak elinde tutmufltur. Yaklafl›k 130 y›l süren egemenliklerine ‹ngilizler son vermifltir. Bu kez ‹ngilizler adan›n tümünü iflgal ederek hakimiyetlerini ilan ederler. ‹ngiliz sömürgecili¤i ba¤›ms›zl›k sonras› dönemin toplumsal çat›flma ve gerginliklerin tohumlar›n› ekmifltir. Öyle ki adada Tamiller az›nl›kta olmas›na ra¤men, ‹ngiliz sömürgecili¤i en fazla Tamil halk›yla iflbirli¤i yapm›flt›r. Ayr›ca ‹ngilizler sömürgelefltirdikleri Seylan’da çay üretimine bafllam›fl ve bunun için ihtiyaç duyduklar› ifl gücünü Hindistan’›n güneyindeki Tamil Nadu bölgesinden getirdikleri 1 milyon Tamilliyle karfl›lam›fllard›r. Kast sisteminin en alt›nda yer alan Tamiller adan›n orta bölgesindeki plantasyonlarda çal›flt›r›lmak üzere yerlefltirilmifllerdir.
SERXWEBÛN
71 birine yaklaflt›r›r ve Tamil olma ve kimliklerinin fark›na vararak toplumsal birlikteliklerini gerçeklefltirirler. Resmi devlet politikas› haline getirilen inkâr, imha ve böl- yönet politikalar› ayn› zamanda Tamil halk›nda ulusal bilincin geliflmesine yol açar. 1960’l› y›llarla birlikte Tamil ulusal bilinci üniversitelerde e¤itim gören ö¤renciler aras›nda geliflmeye bafllar. Ö¤renciler, Tamil halk›na uygulanan bu bask›lara karfl› üniversitelerde baflta bar›flç›l eylemler gelifltirmenin yan› s›ra hükümete karfl› örgütlenme aray›fl›na da girerler. Bilindi¤i gibi, 1960’l› y›llar, dünyada toplumsal ve ulusal kurtulufl mücadelelerinin ve ö¤renci hareketinin geliflip boy verdi¤i y›llard›r. Bu dönemde Tamil halk›n›n haklar› için mücadele eden onlarca grup oluflur. Bunlardan en geliflkini flu anda Tamil halk›n›n özgürlük mücadelesine damgas›n› vuran ve Sri Lanka devleti ile en uzun süreli silahl› ve siyasal mücadeleyi yürüten Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar› (LTTE) örgütüdür. Zamanla ö¤renci gruplar›ndan veya ö¤renci hareketlerinden uzak duran LTTE, yüzünü halka dönerek, silahl› gerilla savafl›n›n kitle gücünü oluflturmak için örgütlenmeye bafllar. Örgütlemelerini gelifltirmeye bafllayan Tamiller, 1972 y›l›nda Tamil Birleflik Cephesini (TUF), 1976 y›l›nda ise Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar› (LTTE) örgütünü kurar. Marksist ideoloji ile beslenen ö¤rencilerin kurdu¤u ve Tamillerin ba¤›ms›zl›¤›n› savunan LTTE, kuruluflu ile birlikte silahl› propaganda dönemini bafllatarak küçük çapl› sald›r›lar düzenlemeye bafllar. Tamillerin yaflad›¤› bölgelerde halk, LTTE ile birlikte inisiyatifini gelifltirerek okul, hastane, banka, yarg› sistemi, altyap›, savunma ve güvenlik gibi çok say›da alanda geliflmeler sa¤lar. Tamil ülkesi, bu çal›flmalarla sistem içinde özerk bir bölge durumuna gelir. Gençlerden oluflan ve LTTE’nin tepkisi alt›nda isim de¤iflikli¤ine giden Liberal Sosyalist TUF, 1977 y›l›nda Tamil Birleflik Kurtulufl Cephesi (TULF) ad›n› alarak bölgesel seçimlerde büyük bir ç›k›fl yapar. Ancak TULF, 1982 y›l›nda parlamento tara-
ne te we .c om
Haziran 2009
Velupillai Prabhakaran
yapt›¤› görüflmeler sonucu 450 bin Hint Tamil’ini, Tamil Nadu federal devletine göndermifltir. Singallerin Tamilleri devlet içinde etkisizlefltirme politikalar›n›n en iyi örne¤i ordudaki Tamil oran›n % 40’tan % 1’e indirilmesidir. Ayr›ca Singal hükümetleri özel politikalarla Tamil bölgelerini ekonomik olarak geri b›rakt›rm›flt›r. Ülkenin ba¤›ms›zl›¤›yla birlikte k›rsal alanda yaflayan Tamil halk›n›n seçme ve seçilme haklar› da ellerinden al›nm›flt›r. 1950'li y›llarla birlikte ülkeyi Singallefltirmeyi hedefleyen yasalar devreye konulmufl ve Tamillerin varl›¤› inkâr edilerek, asimilasyon politikas› uygulanmaya bafllanm›flt›r.
Tamillerin ba¤›ms›zl›k özgürlük ve ayr› devlet kurma aray›flfl››
ww
w.
Sri Lanka 1948’de ba¤›ms›zl›¤a kavufltu¤unda Singaller ço¤unlukta olmas›na ra¤men, sosyal yaflamda ‹ngiliz politikalar›ndan dolay› haks›zl›¤a u¤rad›klar›n› ve kendilerine karfl› ayr›mc›l›k yap›ld›¤›n› öne sürerler. 1972 y›l›nda ise Seylan ad›ndan vazgeçerek sömürge olmadan önceki ad› olan Sri Lanka’y› al›rlar. Hindistan’daki federal yönetimden farkl› olarak bölünmez tek ulusu esas alan, cumhuriyeti yönetim flekli seçen Sri Lanka devletinde ço¤unluk olan Singaller siyaset, ekonomi, adalet, idare ve orduya hakim olurlar. Halbuki Sri Lanka 2000 y›ldan fazla bir süredir farkl› etnik yap›lardan oluflan ve bir arada yaflayabilen bir sisteme sahipti. ‹ngiliz sömürgecili¤i döneminde bask›ya maruz kald›klar›n› savunan Singaller ba¤›ms›zl›k sonras›nda, Singal ›rk›n›n üstünlü¤ünü Budizm ve Singal diline dayand›rarak Tamiller üzerinde sistematik bir flekilde bask› kurmaya bafllar. 1956’da iktidara gelen Sri Lanka Özgürlük Partisi Singal dilini resmi dil, Budizm’i resmi din ilan eder. Siyasi sistem Budizm’in hiyerarflik yap›s› üzerine infla edilirken, ‹ngilizler taraf›ndan adaya yerlefltirilen 1 milyon dolay›ndaki da¤l› Tamil olarak adland›r›lan Hint Tamillerine vatandafll›k vermezler. Singal yönetiminin bafll›ca korkusu, Hindistan’›n güneyinde bulunan Tamil Nadu federal devletinin Sri Lanka müdahalesi oldu¤undan adadaki Tamil nüfusunu azaltmak için her türlü politikaya baflvurmufltur. Singal hükümetleri Hindistan ile
Bu ayr›mc›l›k ve d›fllanma durumu, Tamilleri 1970’li y›llara gelindi¤inde ayr› ba¤›ms›z bir devlet olma ve “kendi kaderini tayin hakk›” aray›fllar›na yönlendirir. Sri Lanka’da yaflayan Tamiller iki grup halinde karakterize edilir. Birinci grup Seylan Tamilleri: Sri Lanka’n›n kuzeyi ve do¤usunda yaflamaktad›r. ‹kinci grup yüksek ülke olarak adland›r›lan Hindistan’da yaflayan Tamillerdir. Söz konusu grup, ‹ngiliz sömürgecili¤i döneminde çay üretiminde çal›flt›r›lmak üzere götürülen Tamillerdir. Singallerin, Tamilleri bask› alt›na almas›, ayn› kültür ile beslenen bu iki halk grubunu bir-
SERXWEBÛN
ww
siyasal alanda süren mücadelesi
Baz› kaynaklara göre LTTE'nin giriflimleri, baz› kaynaklara göre ise Sri Lanka hükümetinin dolayl› giriflimleri sonucu 1997 y›l›nda Norveç ile baflta gizli olmak kayd›yla iliflki sa¤lan›r ve bar›fl süreci için 'güven ortam›' oluflturma süreci bafllat›l›r. 2000’li y›llarda çat›flmalar›n fliddetlenmesi ve Sri Lanka hükümetinin gerillalar karfl›s›nda üst üste ald›¤› yenilgiler sonucu ara-
Katliam ve Böl-Yönet süreci
ABD bu aç›klamadan iki y›l önce, Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar›n›n (LTTE)’nin AB ‘terörist örgütler’ listesine al›nmas› için büyük u¤rafllar içe-
“55 Ocak 2008 tarihinde Baflflbbakan Mahinda Rajapaksa ateflflkkesi tek tarafl› olarak bozduklar›n› flfluu sözlerle aç›klar: ‘Tamil denilen topluluk, Singallerdir. Ülkemizi bölmek isteyenlere müsamaha göstermeyece¤iz ve onlara do¤ru yolu gücümüzle gösterece¤iz.’ Rajapaksa'n›n inkâr ve imha sürecini yeniden devreye sokmas›, emperyalist güçlerden ald›¤› onay ve güvenle yak›ndan ba¤lant›l›d›r”
ham, 16 Eylül 2002 tarihinde Tayland’daki Sattahip Deniz Üssü’nde bir araya gelirler. Görüflmelerin bafllamas› ard›ndan Balasingham bas›na LTTE’nin ‘ba¤›ms›z bir devlet’ düflüncesiyle hareket etmedi¤ini aç›klayarak, “LTTE, Tamillerin yaflad›klar› yerlerde genifl özerklik ve kendi kaderini tayin etme hakk› için savafl›yor” demifltir. LTTE'nin bu politika de¤iflikli¤ini dillendirmesini beklercesine Sri Lanka hükümeti, bar›fl görüflmeleriyle varmak ve duymak istedi¤i noktaya geldi¤ine kanaat getirerek kendisinden beklenen reformlar ve çözüm ad›mlar› atmak yerine bar›fl görüflmelerini sürüncemeye b›rakmaya bafllar. Bunu takiben de 2005 y›l›n›n sonlar›nda yap›lan seçimler ard›ndan ateflkesi tek tarafl› olarak ask›ya ald›¤›n› aç›klar. Böylece hükümet, 'bar›fl' yerine ‘savafl’ demifl olur. Rajapaksa'n›n bafla gelmesi ile birlikte hem Ta-
w.
Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar›’n›n
mil halk› hem de Sri Lanka halk› için karanl›k ve kanl› bir sürecin bafllayaca¤› kendisini hemen a盤a vurdu. Nitekim 5 Ocak 2008 tarihinde Baflbakan Mahinda Rajapaksa ateflkesi tek tarafl› olarak bozduklar›n› flu sözlerle aç›klar: “Tamil denilen topluluk, Singallerdir. Ülkemizi bölmek isteyenlere müsamaha göstermeyece¤iz ve onlara do¤ru yolu gücümüzle gösterece¤iz.” Rajapaksa'n›n inkâr ve imha sürecini yeniden devreye sokmas›, emperyalist güçlerden ald›¤› onay ve güvenle yak›ndan ba¤lant›l›d›r.
ew e. c
buluculara daha s›cak bakmas› üzerine, Norveç arabuluculu¤uyla sürece resmen müdahil olur ve iki taraf›n da kat›ld›¤› karfl›l›kl› görüflme safhas›na geçilir. Buna ra¤men, her iki taraf birbirine güvenmedikleri ve en ufak bir f›rsatta savafla geri döneceklerini hesaplad›klar› ve savafl ile var›lmas› gereken yere daha var›lmad›¤› inanc›n› tafl›d›klar› için arac›lar›n zay›f olmas›n› ye¤lemifllerdir. Yani daha fazla yapt›r›m gücüne sahip bir arabulucudansa, Norveç gibi rolünü: 'kolaylaflt›r›c›gözlemci ve lojistikçi' olarak tan›mlayan bir ülke olmas›na öncelik tan›d›lar. Norveç'in devreye girmesiyle 2001 y›l›nda LTTE'nin tek tarafl› olarak ilan etti¤i ateflkes 2002 y›l›nda karfl›l›kl› ateflkese dönüfltürüldü. Çift tarafl› ateflkesi takiben, hükümet yetkilileriyle LTTE’yi temsilen Anton Balasing-
ne t
f›ndan yasad›fl› ilan edilir. Bu özellikle kuzey bölgesindeki Tamil halk›n›n büyük tepkisine ve kitlesel sokak gösterilerine neden olur. Sri Lanka Hükümeti bölgede kontrolü sa¤lamak üzere ordu güçlerini bölgeye sevk eder. Halk›n eylemlerinin kanla bast›r›lmas›, Tamil Kaplanlar›’n›n 1983 y›l›nda Jaffna kentinde 13 askerin ölümüyle sonuçlanan bir eylemle gerilla savafl›n› bafllatmas›na yol açar. Hükümet güçlerinin buna tepkisi ise ordu güçlerinin yan›s›ra milliyetçi Singalleri de devreye sokarak, sivil Tamillerin üzerine sald›rtmak olur. Sri Lanka devlet güçleri, Tamil halk› üzerine bir katliam sald›r›s›na giriflir. Binlerce Tamil katledilir. On binlerce Tamil ise Hindistan’a göç etmek zorunda b›rak›l›r. Ard›ndan bafllayan savaflta Tamil Kaplanlar› gerilla savafl yöntemleriyle, Tamillerin yaflad›¤› bölgelerin kontrolünü ele geçirerek yar› ba¤›ms›z bir yönetim kurar. 1995-2002 y›llar› aras› 3. Eelam Savafl› olarak bilinen süreç, Tamil Eelam Özgürlük Kaplanlar›-LTTE'nin en büyük askeri baflar›lar›n› kazand›¤› dönem olur. Do¤u bölgesinin tamam›n›n LTTE taraf›ndan kontrol alt›na al›nmas›yla sonuçlan›r. Bu, ayn› zamanda ordulaflma ve kurtar›lm›fl alanlar› koruma mecburiyetini de beraberinde getirir. Halk ile iç içe geçen bu tarz kendisi ile beraber baz› olumlu geliflmeler yaratm›flsa da bir nevi rehavetin de yaflanmas›na neden olur. ‹flte tam bu dönemde Norveç hükümeti arabuluculu¤u ile 1997’den beri var olan iliflkiler bir üst aflamaya ç›kar›larak bar›fl görüflmeleri süreci bafllat›l›r.
Haziran 2009
om
72
risine girer. ABD’nin Güney ve Merkez Asya yetkililerinden Donald Camp, Sri Lanka’ya yapt›¤› ziyareti s›ras›nda Avrupa Birli¤i’nden LTTE’nin ‘terörist örgütler’ listesine al›nmas›n› istediklerini belirtir. Camp, “LTTE’nin bunu hak etti¤ini düflünüyoruz ve bu giriflimin LTTE’yi silah temini ve finansal destekten yoksun b›rakmaya yard›m edece¤ini düflünüyoruz” ifadelerini kullan›r. Bu aç›klama, daha do¤rusu talimattan birkaç ay sonra AB, LTTE’nin de listeye al›nmas›n› ciddi bir flekilde öngördüklerini aç›klar, AB'ye üye ülkeler Tamil gerillas› delegasyonu ile görüflmeyi ret eder. Ayn› TC hükümeti gibi, Sri Lanka hükümetinin savafl› yeniden t›rmand›rmas›na cesaret ve destek veren ABD öncülü¤ünde geliflen 'teröre karfl› uluslararas› savafl' ilan etmesi ve bu konuda kendisine yard›mc› olacak tüm kesimlere her türlü yard›m› yapmay›
Haziran 2009
SERXWEBÛN Karuna'n›n ihaneti ile birlikte LTTE büyük bir askeri güç kaybetmekle kalmad›, halk nezdinde bölünmüfllük ve iç çat›flma görüntüsü yarat›lm›fl oldu. Durumu gören Sri Lanka egemen güçleri bu bölünmenin ard›ndan her türlü uzlaflma giriflimini rafa kald›ran ve topyekûn imhaya yönelen bir çizgi izledi. 2004 y›l›na kadar sürekli yükselen örgüt, 2006 y›l›ndan bugüne kadar süren 4. Eelam Savafl› denilen bir imha savafl›yla karfl› karfl›ya kald›. LTTE art›k bir yandan kendi iç sorunlar›yla bir yandan Sri Lanka devletiyle savafl›yordu. Hain Karuna milislerinin aktif olarak hükümetin para-militer güçlerine kat›lmas›yla ve ön saflarda savaflmas›yla 2007 y›l›nda Do¤u bölgesi tamamen hükümet kuvvetlerinin eline geçti.
silah b›rakmalar›n› istedi. Ancak hükümet, ateflkes ça¤r›lar›n› reddederek operasyona devam edece¤ini ilan etti. LTTE örgütü ise, ‹ngiltere, ABD, AB, Japonya ve Norveç yönetimlerine bir mektup göndererek, uluslararas› toplumun istedi¤i ateflkese haz›r olduklar›n›, ancak silahlar›n› b›rakmayacaklar›n› duyurdu. Mektupta sözkonusu ülkelerin, Colombo hükümetine uzlaflma için bask› yapmalar› istendi. Ancak Colombo hükümeti, bar›fl yapmak yerine savaflmaya devam edeceklerini duyurdu. Di¤er taraftan Bat›l› devletlerin bu göstermelik bask›s›na karfl›n Sri Lanka hükümeti operasyonlar›n› nas›l bu denli uzun ve fliddetli bir flekilde sürdürebildi¤ini Daily Telegraph'›n diplomasi editörü David Blair, Çin'den ald›¤› deste¤e ba¤lad›. David Blair; “E¤er Çin'in deste¤ini al›rsan›z, di¤er bask›lar› gözard› edebilme olana¤›n›z olabilir. Mahinda Rajapaksa hükümeti, Çin'in mali, askeri ve diplomatik deste¤ini sa¤lad›ktan sonra Bat›’n›n protestolar›n› bafl›ndan savma flans›na sahip oldu. Çin konunun güvenlik konseyi gündemine gelmesini ve tart›fl›lmas›n› bile engelledi'' diyor. Daily Telegraph'›n editörü Blair, Pekin yönetiminin Sri Lanka'ya savafl uçaklar› ve 1 milyar Dolar’a yak›n maddi destek sa¤lad›¤›n›, karfl›l›¤›nda da Hint Okyanusu'nda stratejik öneme sahip bir müttefik kazand›¤›n› belirtiyor. Öyle anlafl›l›yor ki Tamil özgürlük hareketine karfl› Çin'in de içinde oldu¤u egemen güçler taraf›ndan dan›fl›kl› bir dövüfl sergilenmekte ve emperyalist
ne te we .c om
taahüt etmesi, AB'nin terör listesinden ald›¤› cesarettin sonucudur. Bilindi¤i üzere Türk devleti de ayn› Sri Lanka devletinin mant›¤›yla hareket etmiflti. Hareketimizin büyük fedekârl›klara ve kay›plara ra¤men 1998 y›l›nda ilan etti¤i tek tarafl› ateflkes ça¤r›lar›na uymayarak 2004 ile birlikte sald›r›lar›n› yeniden fliddetlendirmiflti. Hareketimiz taraf›ndan kendisine sunulan 6 y›l› bar›flç›l ve domakratik çözüm için de¤erlendirmeyerek askeri olarak bitirme mant›¤›n› yine esas alm›flt›. Hatta bununla da s›n›rl› kalmayarak içimizde iflbirlikçi, ihanetçi çizgiyi gelifltirerek hareketimizi tasfiye etmek istemifltir. ‹lginçtir ki, ayn› zaman diliminde Sri Lanka hükümeti de Tamil Kaplanlar›n› zay›flatmak için hareket içerisinde zay›f ve iflbirlikçili¤e yak›n kifliliklerle iliflki gelifltirerek sonuç almak istemifltir. Türk devletinin gelifltirdi¤i bu yöntemlere karfl›l›k Önderli¤imizin öngörüsü, hareketimizin sa¤lam duruflu ve Parti tarihimize ikinci 15 A¤ustos At›l›m› olarak geçen 1 Haziran 2004 askeri hamlemiz ile cevap verilmifl ve sömürgeci devletin sonuç almas› engellenmifltir. Ancak Tamil Kaplanlar› bu konularda ciddi bir öngörüde bulunamam›fl ve buna göre de kendilerini mevzilendirememifllerdir. Nitekim LTTE saflar›nda Albay Karuna olarak tan›nan Vinayagamoorthy Muralitharan, 2004 y›l›nda Tamillerden ayr›larak hükümet saflar›na geçer ve bakan olur. Bu ihanetin güçlü bir biçimde teflhir edilmemesi Tamil Kaplanlar› aras›nda olumsuzluklar›n ve Do¤u Tamiller aras›nda çeliflkilerin yaflanmas›na neden oldu. Bu ihanetçi kiflilik de LTTE liderli¤ine karfl› bölgeci bir söylemi kullan›yordu. Örgüt liderli¤i taraf›ndan atanan yöneticilerin Kuzeyli olduklar›ndan yak›n›yor, Do¤u'yu kendisinin ve Do¤ulu kadrolar›n yönetmesi gerekti¤ini söylüyordu. Hareketin lideri Velupillai Prabhakaran'›n sa¤ kolu olan Karuna, hemen itirafç›l›¤a bafllayarak LTTE hakk›ndaki bütün bilgisini Sri Lanka devletinin hizmetine sundu. Bu hain kiflilik Muralitharan, hükümet saflar›na geçerken 4 bini deneyimli 6 bin savaflç›y› da yan›nda götürmüfltür.
73
Bat› katliam›n zeminini haz›rlad›¤› gibi sessiz kalarak onaylad›
ww
w.
Böylelikle Sri Lanka’da Tamil halk›n›n haklar›n› tan›mayan hükümet 2008 bafl›nda Norveç’in öncülü¤ünde yap›lan 6 y›ll›k ateflkese resmen son vermifl ve en az 20 bin kiflinin katledildi¤i ve on binlerce sivilin zorla göç ettirilmesiyle sonuçlanan sald›r›lar› bafllatm›fl oldu. Hemen her sorunda oldu¤u gibi bu olayda da önce katliamc›lara cesaret veren, onu teflvik eden ve böylece kendisine muhtaç eden bat›l› devletler, ABD, Japonya, Norveç ve Avrupa Birli¤i kamuoyu nezdinde 'bar›fl sever' görünmek için sözümona çift tarafl› ateflkes ça¤r›s› yapt› ve Tamillerden de
SERXWEBÛN
74
“TTamil halk› için Mücadele Koordinasyonu Sekreteri Katpagam Sangunathan, ‘Say›n Öcalan, bizim için halk› hücrelere bölen ve onda yeni ve onurlu bir insan yaratan liderdir. Yükseltti¤i mücadele ve bar›flflaa olan inanc› ile bize kayg›land›r›yor. Öcalan’›n flfliimdi içeride de¤il dünya halklar› için d›flflaar›da
seminerler, sempozyumlar vermesi gerekirdi.’ flfleeklinde aç›klamada bulundu”
ww
aras›ndaki fark ve benzerlikler
Baflta Türk yazar ve çizerleri olmak üzere baz› kesimler Sri Lanka devletinin Bat›’n›n ekonomik, askeri, diplomatik ve 'terör listesi' destekli katliam›n›n ayn›s›n›n Kürt özgürlük hareketine karfl› da uygulanmas› gerekti¤ini savunmaktad›rlar. Yani yine katliam, imha ve inkâr politikas›n› devreye sokal›m demektedirler. Bu kesimler daha da ileri gitmekte Sri Lanka devletinin katliamlar›n› örnek al›p LTTE ve PKK
ni Tamil halk›na anlatt›k. Düflürülen ve kimli¤ini inkâr eden, devlete veya sisteme kendi kimli¤i ile yaranmak isteyen ve LTTE’nin silahl› mücadelesi ile Tamil halk›na zarar verdi¤i propogandas› yapan karfl›t bir Tamilli ile ayn› ölçülerde kifliliksiz bir Kürt’ü yan yana getirin, bunlar›n hangi halka ait bireyler oldu¤unu seçemezsiniz.” Bütün bu benzerliklerden dolay› Önderli¤imizin çözümlemelerinin kendilerine ›fl›k oldu¤ununun alt›n› çizen Sangunathan, “Say›n Öcalan, bizim için halk› hücrelere bölen ve onda yeni ve onurlu bir insan yaratan liderdir. Yükseltti¤i mücadele ve bar›fla olan inanc› ile bize ilham kayna¤› olmufltur. Esareti en az Kürt kardefllerimiz kadar bizi de kayg›land›r›yor. Öcalan’›n flimdi içeride de¤il dünya halklar› için d›flar›da seminerler, sempozyumlar ve paneller vermesi gerekirdi. O’na ve yoldafllar›na selam ve sayg›lar›m›z› iletiyoruz” fleklinde düflünce ve duygular›n› dile getirmifltir.
ew e. c
aras›nda paralellik kurarak Kürtlerin sonunun Tamiler gibi olaca¤›n› dillendirmektedirler. Evet, halklar›n özgürlük, demokrasi, onur mücadelesi ve eflitlikçi bir yaflam aray›fl› bak›m›ndan paralellikler var. Yine sosyal, adil, cinsiyet özgürlükçü ve ekolojik bir sistem için mücadelemizde birbirine benzeyen çok yanlar oldu¤u da do¤ru. Nitekim Tamil halk› için Mücadele Koordinasyonu Sekreteri Katpagam Sangunathan, Sri Lanka’n›n Tamillere yönelik politikas› ile Türkiye’nin Kürtlere yönelik politikas›n›n ikiz kardefl gibi oldu¤unu, Kürt ve Tamil halklar›n›n da çok önemli ölçüde sosyal ve siyasal benzerlikler içinde oldu¤unu belirtmektedir. Sangunathan devamla: “Kürtlere dayat›lan inkâr, imha, sürgün, asimilasyon ya da böl-yönet politikalar›n›n ayn›s› hatta yöntemleri bile o kadar benzerlik tafl›yor ki; aram›zda ç›kan iflbirlikçiler, ajanlar ya da bize karfl› oldu¤unu belirten bir tak›m gruplar›n söylemleri bile birbirine çok benzer” diyor. Yine Katpagam Sangunathan, özellikle 1990’l› y›llarla birlikte Önder Apo'nun, yapm›fl oldu¤u ‘kiflilik çözümlemeleri’nden faydaland›klar›n› da söylemektedir. Kiflilik çözümlemelerinin ses kay›tlar›n›n çevirisini yaparak LTTE gerillalar›na ve Tamil halk›na dinlettiklerini belirten Sangunathan, “Sars›c› çözümlemelerdi. Öcalan’›n gerek gerilla, gerek Kürt halk›na karfl› yapt›¤› elefltiri ya da baflar› için verdi¤i anahtarlar bizde flok etkisi yaratt›. Hatta, halk›m›z espirisini bile yaratm›flt›: ‘Öcalan, Kürt devriminden sonra Tamil devrimi için de buraya gelecek’ deniyordu”. Sangunathan, devamla Kürtleri tan›ma süreciyle ilgili flunlar› söyledi: “Bu süreç, PKK’yi ve Kürtleri yak›ndan tan›ma f›rsat› yaratt›. Mütevazi iliflkiler gelifltirdik ve Kürt halk›n›n mücadelesi-
w.
Tamil ve Kürt halklar›n›n mücadeleleri
om
ilham kayna¤› olmuflflttur. Esareti en az Kürt kardeflflllerimiz kadar bizi de
ne t
güçlerin egemenliklerini devam ettirmek ve hakimiyetlerini kaybetmemek için dünya bir kez daha özgürlük hareketini ve mazlum halk›n› feda etmesine flahit oldu. Nitekim, bu emperyalist devletler Sri Lanka hükümetinin orant›s›z güç kullanarak ve sivilleri hedef alarak, hastaneleri vurarak savafl suçu ifllemesinin zeminini haz›rlam›fllard›r. Uluslararas› insan haklar› örgütleri Sri Lanka devletinin savafl suçu iflledi¤ine dair aç›klamalarda bulunmas›na ve acil müdahale ça¤r›lar›na ra¤men hiçbir güç harekete geçmedi. Birleflmifl Milletler (BM) -kendi verileri bile aç›k katliam› gözler önüne sermesine ra¤men- her hangi bir yapt›r›m uygulamad›. Sadece son sald›r›da hemen hemen hepsinin sivil oldu¤u 20 bin insan›n yaflam›n› yitirmesi ve genelde de 70-80 bin insan›n katledilmesi tüm dünyan›n gözleri önünde gerçekleflti. Bu durumu Tamil halk› ‹çin Mücadele Koordinasyonu Sekreteri Katpagam Sangunathan Özgür Politika gazetesine Tamil Bölgesi’nde yaflanan katliama iliflkin verdi¤i özel demeçte çok iyi bir flekilde izah etti. Sangunathan, hiçbir halk›n hakl› mücadesininin katliamlarla bast›r›lamayaca¤›n› belirterek, “Dünya bu katliama seyirci kald›. Emperyal güçler, LTTE’nin mücadelesini k›rmak için önce Sri Lanka Hükümeti’ne operasyonel ve siyasal destek verdi, sonra ise oturup bu katliam› izledi” dedi. Sangunathan, Tamil Bölgesi’nde yaflanan katliamlar›n çok büyük boyutta oldu¤unu, bu katliamlar›n çok k›s›tl› bir boyutunun bas›na yans›d›¤›n› belirtmekteydi.
Haziran 2009
Tamillerin yaflflaad›¤› sürecin benzerini PKK’nin de yaflflaayaca¤›n› sananlar var Görüldü¤ü gibi; teorik olarak benzer yanlar› çok ama hareketin uygulama ve kendisini yenileme konular›nda büyük farkl›l›klar içerdi¤i de ortaya ç›kmaktad›r. Tüm bu gerçekli¤in yan›nda mücadele yöntemleri, somut koflullar›n somut tahlili ve ülkemizin jeo-stratejik konumunun farkl› olmas› da di¤er önemli bir ayr›nt›d›r. Bu farkl›l›klar o kadar belirleyici ki sonucu tayin edecek nitelik tafl›maktad›r. Bundan dolay› Tamil halk›n›n ve onun örgütü LTTE'nin mevcut durumda geçici olarak yaflad›¤› durumu PKK'nin de sonunun öyle olaca¤›na yormak, Ortado¤u'dan, Kürdistan co¤rafyas›ndan, ulusal ve uluslararas› si-
Haziran 2009
SERXWEBÛN Hilelerle dolu olan böylesi süreçlerde bu tür durumlar› daha bafl›ndan hesaplamak çok önemli olmaktad›r. Böyle durumlar› di¤er birçok hareketin tarihinde de görmek mümkündür. Örne¤in Filistin-‹srail bar›fl sürecinin baflar›ya ulaflmamas› sebebinin böylesi bir hilenin Filistinlere kafl› kullan›lmas›nda yatt›¤› bugün genel kabul gören bir gerçekliktir. ‹srail hükümeti 'Oslo anlaflmas›na' Filistinlilerin kula¤›na hofl gelen 'Toprak için bar›fl' flart›n› koyarak asl›nda hiç bir zaman bar›fl olmamas›n›n zeminini haz›rlam›flt›. Böylelikle 'bir kar›fl toprak benim bir kar›fl senin' kavgas› yürütülecek ve istenilen bar›fl sa¤lanamayacakt›. Buna benzer baflka örnekleri ço¤altmak mümkündür. Tabii durum böyledir diye bu sahadaki mücadeleye girilmeyecek mi? Tam tersine, böyle bir sürece girmeninde mücadelenin baflka sahalarda da yürütülmesi oldu¤u bilinciyle hareket etmek ve karfl› taraf›n gerçek niyetini a盤a ç›karmak için de¤erlendirmek önemli olmaktad›r. Burada önemli olan böyle süreçlere girerken haz›rl›kl› olmak ve nereye nas›l ulaflmak istedi¤inin bilincinde olmakt›r. Bar›fl süreçleri güçlü liderlikler, zaman›n uygunlu¤u, denge durumu (yeniflememe) kat›l›m›c›l›k, sorunun do¤ru teflhisi ve uluslararas› deste¤in oldu¤u dönemlerde baflar›ya daha erken ulaflabilirler. Yukarda bahsetti¤imiz endiflelere ancak, Tamil Kaplanlar›n›n karfl› taraf›n niyetini bilmesine ra¤men, 'bar›fl sürecini' mümkün mertebe uzatma politikas› karfl›s›nda içine düfltü¤ü
yanl›fll›k konusunda hak verebiliriz. Oysa böylesi süreçlerde süreci k›sa tutmak, bar›fla ulaflma konusundaki ciddiyetini ve kararl›l›¤›n› tart›flmas›z bir flekilde ortaya koymak ve düflman›n rahat bir flekilde tasfiye planlar›n› yürütmesine zemin olmamak önemli olmaktad›r. Bugün hareketimize dayat›lan tasfiye sürecine bakarsak bunu daha iyi anlamak mümkündür. Önderli¤imiz böylesi süreçlerin ne tür oyun ve hilelerle dolu oldu¤unu bildi¤i için; karfl› taraf›n gerçek niyetini a盤a ç›karmak ve varsa bar›fl yanl›s› kesimleri cesaretlendirmek için sürekli somut öneri ve pratik giriflimler yapmaktad›r. Yani insiyatifi elden b›rakmamak böylesi süreçlerin hilelerini bertaraf etmenin temel kofluludur.
ww
w.
ne te we .c om
yasetten, diplomasiden, gerillan›n mücadele tarz›ndan ve y›llard›r verilen mücadelenin prati¤i ve yaratt›¤› tecrübeden en önemlisi Önder Apo'nun yaratt›¤› halk ve örgüt gerçekli¤inden hiç anlamamak demektir. Di¤er taraftan böyle bir sürecin sadece Kürtlere zarar verece¤ini hesaplamak; her yerde ve her alanda örgütlü olan ve nüfusunun büyük bölümünün Türkiye'nin bat›s›nda yaflayan örgütlü Kürtleri hesaba katmamak gibi bir politik öngörüsüszlük olur. Böyle bir sürecin sadece TC‘nin istikrar›n› de¤il, baflta Ortado¤u dengeleri ve istikrar›n› büyük ölçüde etkileyece¤i, dünyada ilgili tüm kesimleri onar›lmas› güç durumlarla karfl› karfl›ya getirece¤i de ayr› bir gerçekliliktir. Tamil Özgürlük Hareketinin dönemsel gerilemesi ile birlikte gündeme getirilen ve sorgulanan di¤er bir husus da, bar›fl süreçlerinin karekterine iliflkin oland›r. Tamil Kaplanlar›n›n Sri Lanka ile bafllatt›klar› müzakere sürecinin böyle bir sonucu haz›rlad›¤› da bu aralar s›k s›k dillendirilmektedir. Bu konuda bilinmesi gereken; karfl› taraf›n bar›fl süreçlerini 'gerçek bar›fl›' oluflturmak kadar, 'düflman›n› tasfiye' etmek için kullanmas› mant›¤›n› da sürekli ba¤r›nda tafl›d›¤› gerçeklili¤idir. Bu sürece tasfiye mant›¤› ile yaklaflt›¤› a盤a ç›kan Sri Lanka hükümetinin amac›: Bar›fl süreciyle hareketi beklentiye sokmak, suni çeliflkiler yaratmak, çürütmeyi esas almak, iç çeliflki ve ayr›l›klar› körüklemek, amac›ndan sapt›rmaya çal›flmak, sürekli taviz veren konuma getirmek olmufltur.
75
Sonuç olarak
Önder Apo'nun dedi¤i gibi: 'Halklar›n özgürlük mücadelesi ve toplumu infla etme gerçeklili¤i süreklidir'. Yine Lenin'in dedi¤i gibi: 'iki ad›m ileri bir ad›m geri' ilkesi gere¤i Özgürlük hareketi zaman zaman dönemsel gerilemeler yaflayabilir ama mücadele ve de¤iflim dura¤an olmad›¤› için azimli, güçlü ve kararl› bir duruflla kendisini hemen toparlayabilir. Önemli olan somut koflullara göre ve amaca ulaflmak için ilk ç›k›flta kullan›lan yöntemleri zaman›nda ve gerekti¤inde de¤ifltirerek buna göre yeni paradigma, örgütleme modeli, yöntem ve e¤itim perspektifi oluflturmakt›r. Tamil Kaplanlar›n›n elefltirilmesi gereken bir yan› da askeri olarak bafllatt›klar› mücadelenin kazan›mlar›n› güçlü bir flekilde siyasal zeminin hizmetine sokacak de¤iflimi çok yavafl yapmalar›d›r. Oysa zaman› geldi¤inde esas amaca ulaflmak için de¤iflimi, zaman›nda ve kararl› bir flekilde yapmak kaç›n›lmaz olmaktad›r. Güçlü liderlerin ve ideolojilerin yapabilece¤i bu de¤iflim zaferin de garantisidir. Y›llarca sürdürülen mücadele sonucu kitlelerde oluflan yeni kültür, toplum refleksleri ve örgütlülü¤ü en ufak bir k›v›lc›mda yeniden ç›k›fl yapacakt›r. Tamil halk›n›n özgürlük mücadelesi de yaflad›¤› bu dönemsel gerilemeden en k›sa sürede kurtulaca¤› eflyan›n tabiat› gere¤idir.
SERXWEBÛN
76
Haziran 2009
om
Türk medyas› AKP ve ordu kadar çözümsüzlükten sorumludur
ne t
Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n 29 Mart seçimleri öncesinde Kürt sorununa iliflkin aç›klamalar› oldu. Daha sonra da benzeri aç›klamalar› devam etti. Ancak Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n yapm›fl oldu¤u aç›klamalar› ucu aç›k, farkl› yorumlara kap› aralar bir biçimde gerçekleflti. ‹steyenin, istedi¤i gibi yorumlad›¤› bir ortam olufltu. Türkiye Cumhurbaflkan› ‹ran’a giderken “iyi fleyler olacak” demiflti. 29 Mart’tan sonra da “tarihi f›rsat” söyleminde bulunmufltu. Hangi konuda nas›l “iyi fleyler olacak”, hangi anlamda “tarihi bir f›rsat” gibi cevaps›z kalan bu söylemler tart›flmalara da neden oldu. En iyimser yorumlarda bulunanlardan, temkinli davrananlara, sessiz kalmay› tercih edenlere var›ncaya kadar birçok kesim görüfl belirtme gere¤ini duydu. Yaflanmaya bafllayan bu tart›flmalar Türkiye’den çok Kürdistan’da yürütüldü ve etkili k›l›nmaya çal›fl›ld›. Türkiye’de ise bar›fltan ve Kürt sorununun demokratik çözümünden çok milliyetçili¤in körüklenmesine hizmet edecek flekilde ele al›nd›, kullan›ld›. Bu flekilde Kürt ve Türk illerinde farkl› alg›lara dönüfltürülmek istenen Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n aç›klamalar› k›sa bir süre siyaset gündemini belirlemifl oldu. Yaflanan siyasal geliflmeler, Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n neden oldu¤u tart›flmalar bir noktan›n konulmas›na neden olurken, bu söylemlerin ne anlama geldi¤i ve neyin amaçland›¤› da böylece a盤a ç›km›fl oldu. Türkiye Cumhurbaflkan›’n›n söylemlerinin alt›nda yatan gerçe¤i çözen
ew e. c
“Demokratik bir çözüm gerçekleflecekse bunda bafl rolü oynamas› gereken medyad›r. Türk medyas› bunu yapamad›¤› müddetçe daha çok kan ve gözyafl› akacakt›r. Bunun en temel sorumlular› asker ve AKP kadar da Türk medyas› sorumludur. Gerçekten çözüm isteniyorsa medya baflta olmak üzere tüm demokrat, devrimci çevrelerin üzerine düflen görevi yapmas› gerekmektedir. Ayr›ca Türk medyas›n›n da ›rkç› ve rantç› tutumunu b›rakmas› savafl yanl›lar›n›n diline vurdu¤u kelepçeden bir an önce kurtulmas› gerekmektedir”
ww
w.
ise Kürt özgürlük mücadelesi oldu. Çat›flmas›zl›k karar›n›n önce 1 Haziran’a, ard›ndan da 15 Temmuz’a kadar uzat›lmas› ve Kürt sorununun demokratik çözümü için yay›nlanan deklarasyon bunu sa¤lad›. Kürt özgürlük güçlerinin atm›fl oldu¤u ad›mlar karfl›s›nda Türk devletinin ad›m atmamas›, aksine operasyonlar› t›rmand›rmas›, demokratik siyasal kurumlaflma ve güçlerine karfl› bask›lar›, gözalt›lar ve tutuklamalar› gerçeklefltirmesi bunun en somut bir göstergesi oldu. Türk cumhurbaflkan›n›n aç›klamalar› da bu gerçeklik içerisinde yerini buldu.
‹yi fleyler olacaktan kas›t hareketin tasfiyesidir Türkiye Cumhurbaflkan› “iyi fleyler olacak” derken de “tarihi bir f›rsat” söylemini kullan›rken de ayn› fleyi kastetmiflti. Burada kastedilen Kürt
sorununun demokratik çözümü için kal›c› bir bar›fl›n sa¤lanmas› de¤ildi. Kürt özgürlük güçlerinin tasfiye edilmesi idi. Türkiye Cumhurbaflkan›, yaratt›¤› ilizyon alt›nda sömürgeci inkâr ve imhaya dayal› politikalar›n› gerçeklefltirmek için bölgesel ve uluslararas› aras› güçlerden ald›¤› deste¤e dayal› olarak bu sözleri sarfetmiflti. Türk Genelkurmay Baflkan›n›n ABD’de yapt›¤› aç›klama ile birlikte de bu tart›flmalar bir kenara b›rak›larak, kaskat› sömürgeci inkâr ve imha politikas›nda olan ›srar siyasal gündeme as›l rengini verdi. fiimdi Türkiye’de Cumhurbaflkan›n›n yapt›¤› aç›klamalar›n gerçek anlam›n›n bu oldu¤una dair görüfller daha çok dile getirilir hale geldi. Cumhurbaflkan›n›n yapm›fl oldu¤u aç›klamalara dayal› toplumsal alanda bir iliz yonun oluflmas›nda Türk bas›n-yay›n organlar›n›n rolü ise san›ld›¤›ndan daha çok belirleyici oldu. Türk
Haziran 2009
SERXWEBÛN baz› tart›flmalar›n yaflanmas›na bile tahammül gösteremeyerek, yay›nlar›nda a¤›rl›kl› olarak PKK’nin tasfiye edilmesini ve teslimiyetin dayat›lmas›n› öne ç›karm›flt›r. Kürt özgürlük güçlerinin Kürt sorununun demokratik çözümüne iliflkin att›¤› ad›mlar baflta Fethullahç› bas›n olmak üzere ço¤u medya organlar›nca görmezden gelinmifltir. Çözüm konusunda yürütülen tart›flmalar ise a¤›rl›kl› olarak Kürt özgürlük mücadelesinin kendini tasfiye etmesi, gelip teslim olmas›, güçlerin s›n›r d›fl›na çekilmesi, bir irade olarak kendini ortaya koymamas› vb k›sacas› Kürt taraf›n›n teslimiyetten yana ad›m atmas› üzerine kurulu bir yay›nc›l›k gelifltirilmifltir. Türkiye Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün taktiksel bir muhtevaya sahip olan sözlerini de bu temelde kullanm›fllard›r. Türk medyas›nda süren tart›flmalar› izleyen Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un Amerika’dan yapt›¤› aç›klama da bu anlamda tamamlay›c› bir rol oynam›flt›r. Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤ “arar, bulur ve yok ederiz” diyerek, Kürt özgürlük mücadelesini yok etmekte kararl› olduklar›n›, psikolojik, sosyal, ekonomik ve askeri olarak tüm olanaklar›n›n buna seferber edilmesini emrederek tüm çabalar›n›n tasfiye etmek amaçl› oldu¤unu kesin bir flekilde aç›klam›flt›r. Bu aç›klamalardan sonra Türk medyas› haz›r ola geçmifltir. Tek ses ve yaklafl›m hâkim hale gelmifltir. Kürt özgürlük güçlerinin ilan etti¤i çat›flmas›zl›k sürecinde yaflanan kay›plar savafl 盤›rtkanl›¤› içersinde ele al›nmaya bafllanm›fl, özel-kirli savafl tamtamlar› çal›nmaya bafllan›lm›flt›r. DTP, KESK vb baflta olmak üzere tüm demokratik kurum ve çevrelere yönelik operasyonlar düzenlenmifltir. Türk medyas› Kürt halk›na ve temsilcilerine yönelik bu sald›r›lar› ya görmezden gelmifl ya da çarp›tarak yans›tmay› kendi ç›kar›na görmüfltür. On-
ne te we .c om
medyas›, siyasal alanda oldu¤u gibi kendi içlerinde parçal› da olsa, Kürt sorunu karfl›s›nda ortak hareket etmekten geri kalmamaktad›r. Fethullahç› bas›n ile di¤er bas›n gruplar› aras›nda yaflanan farkl›l›k ve benzerli¤in merkezinde yatan da bu gerçekliktir. Türk medyas› içerisinde etkili olan bu gruplar, Ergenekon tutuklamalar› ve mahkemeleri s›ras›nda birbirleriyle kanl›–b›çakl› hale gelmifllerdi. Bu gerçe¤e ra¤men Kürt sorunu karfl›s›nda Genelkurmay›n söylediklerinin d›fl›na ç›kmam›fllard›r. Kürt özgürlük güçlerinin çat›flmas›zl›k halini uzatmas› karar›, Kürdistan da süren operasyonlar, gözalt› ve tutuklamalar karfl›s›nda içerisine girdikleri sessiz tutum bunun bir kan›t›d›r. Asl›nda Türk medyas›n›n içerisine girdi¤i bu tutumu sözcüklerle de ifade etmek olanaks›z hale gelmifltir. Bu anlamda sözcüklerin gücü, Türk medyas›n› anlatmaya yetmemektedir. Türk medyas›na oportünist de denilebilir, floven, sosyal-floven olarakta adland›r›labilir, ikiyüzlü olarak da nitelendirilebilir. Tabii bu sözler yan›nda burjuva, boyal› bas›n vb sözler çok hafif kalmaktad›r.
77
Türk medyas› tasfiyeyi ön plana ç›kard›
ww
w.
Türk bas›n› y›llard›r, Kürt özgürlük güçlerini savafl yanl›s› olarak göstermifltir. Sadece bununla da kalmam›fl, Türkiye’nin demokratikleflmesi önünde engel olarak göstermeye çal›flm›flt›r. Y›llarca bu temelde yapt›¤› propagandalar ile Türkiye’de özel savafl rejiminin ayakta kalmas›na hizmet etmifltir. Türk toplumunda flovenizmin geliflmesinde rol sahibi olmufl ve Kürtleri iradesiz k›lmaya çal›flm›flt›r. Geride kalan süreçte de ayn› rolü oynamaya devam etmifltir. Kürt özgürlük güçlerinin seçimler öncesi ilan etti¤i ve 15 Temmuz’a kadar uzatt›¤› eylemsizlik karar›yla birlikte Kürt sorununun çözümü do¤rultusundaki tüm iyi niyetli çabalar› karfl›s›nda Türk devleti ile ortak hareket etmifltir. Türk medyas› kendi içersinde, Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda çok c›l›z da olsa ve
larca gerillay› katleden Türk ordusuna tek kelime bile söylenmemifl, adeta zafer naralar› at›larak, Türk ordusunun ne kadar baflar›l› oldu¤u palavralar›na sar›lmaya bafllan›lm›flt›r.
Süreç 1990’lardaki topyekûn yönelimi hat›rlatmaktad›r
Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un imhada ›srarl› olundu¤una dair aç›klamas› ard›ndan, Türk medyas›n›n ›rkç›-floven, kraldan daha çok kralc› yaklafl›m› kendini çok net bir flekilde bir kez daha a盤a vurmufltur. Bir nevi 1990’lar›n ilk y›llar›nda oynam›fl oldu¤u rolü yeniden oynamaya bafllam›flt›r. 1990’lar›n bafl›nda Kürt özgürlük mücadelesi büyük geliflmeler kaydetmiflti. Gerilla nicelik ve nitelik olarak büyüme yaflarken, halk hareketleri de önemli at›l›mlar kaydetmiflti. Yaflanan bu geliflmeleri de demokratik siyaset kurumlar›n›n oluflmaya bafllamas› tamamlam›flt›. Böyle bir süreçte kaybetmeye bafllad›¤›n› anlayan Türk özel savafl rejimi bir bütün olarak halka karfl› savafl ilan etmiflti. Hizb-i
SERXWEBÛN
Türk medyas› yaflanan can kay›plar›ndan sorumludur
Bu anlamda Türk medyas› ciddi bir suç ortakl›¤› içerisine girmifl bulunmaktad›r. Türk medyas›n›n görevi bu olmamal›d›r; Kürt özgürlük güçlerine “s›n›r d›fl›na ç›k” demek olmamal›d›r. 1999 sürecini iyi hat›rlamal›d›rlar. O süreçte s›n›r d›fl›na ç›k›lm›flt›r. Ne olmufltur? Kürt sorunu mu çözülmüfltür? Hay›r yüzlerce gerilla yaflam›n› kaybetmifltir. Türk medyas›, bu insanlar›n yaflam›n› kaybetmesinden de sorumludur. fiimdide benzeri bir rol oynamaya çal›flmaktad›r. As›l görevi Türk halk›n› objektif bir flekilde bilgilendirmek ve ayd›nlatmak olan Türk medyas› bu görevi yerine getirmek flurada dursun tam tersi bir görev üstlenmifltir. ‹çerisine girilen böyle bir süreçte Türk medyas›n›n en temel görevi Kürt halk›n› iradesiz k›lmak ve göstermek, Türk halk›n› k›flk›rtmak, savafl› körüklemek ve çözümün önünü t›kamak olarak belirlenmifltir. Ona, bu görev Türk devleti taraf›ndan verilmifltir. O da
ne t
Kirli savaflta Türk medyas›n›n rolü belirleyicidir
karfl›s›nda kendilerini savunmalar›na bile tahammül gösterememifllerdir. Bu çerçevede yaflanan çat›flmalardan ve meydana gelen can kay›plar›ndan meflru savunma güçlerini sorumlu gösterme hafifli¤ine düflmüfller ve Kürt özgürlük güçlerinden s›n›rlar›n d›fl›na ç›kmalar›n› isteyebilmifllerdir. Türk medyas›n›n bu giriflimiyle yap›lmak istenenler, anlafl›lmaz de¤ildir. Amaç Kürt özgürlük güçleri üzerinde bask› oluflturmakt›r. Bu bask›ya dayanarak da Meflru savunma güçlerinin s›n›r d›fl›na ç›kmas›n› sa¤layarak, belirli merkezlerde toplanmaya yöneltmek ve aç›k-toplu imhaya haz›r hale gelmesinin olanaklar›n› yaratmakt›r.
ww
w.
Günümüzde de benzer bir rol oynamaya haz›rlanmaktad›r. Türk özel savafl rejimi Kürt sorunu karfl›s›nda inkâr ve imha siyasetini pratiklefltirmede kendisi için “tarihsel bir f›rsat” yakalad›¤›n› iddia etmifltir. Bu konuda bölgesel ve uluslararas› güçlerin deste¤ini arkas›na ald›klar›n› da aç›klam›flt›r. Bu, sömürgeci politikay› pratiklefltirmek için Kürt özgürlük güçlerinin çat›flmas›zl›k karar›n› da f›rsat olarak kullanmak istemektedir. Türk medyas› da özel kirli savafl›n bu oyunu içersinde rolünü oynamaya çal›flmaktad›r. Kürt özgürlük güçleri daha eylemsizlik karar› almadan, böyle bir karar›n al›nmas› yönünde yayg›n bir flekilde kamuoyu oluflturmaya çal›flm›fllard›r. Kürt özgürlük güçleri böyle bir karar ald›¤›nda da kendi görüfllerine bile sahip ç›kmam›fllard›r. Hatta bununla da yetinmeyerek, Kürt özgürlük güçlerine yap›lan sald›r›lar
bunu gerçeklefltirmek için elinden geleni yapmaktad›r. E¤er bugün Kürt sorununun demokratik bir çözümü olmuyorsa, bu yolda ad›mlar at›lm›yorsa bunun sorumlusu ordu ve AKP’den fazla Türk medyas›d›r. fiu çok iyi bilinmelidir ki bugün demokratik bir çözüm gerçekleflecekse bunda baflrolü oynamas› gereken medyad›r. Türk medyas› bunu yapamad›¤› müddetçe daha çok kan ve gözyafl› akacakt›r. Bunun en temel sorumlular› asker ve AKP kadar da Türk medyas›d›r. Kürt özgürlük mücadelesinin çözüme yönelik stratejik yaklaflt›¤›n› eylemsizlik karar› ve ard›ndan aç›klad›¤› deklarasyon net bir flekilde ortaya koymufltur. Yine Türk ordusunun ard› arkas› kesilmeyen operasyonlar›nda onlarca flehit verilmesine ra¤men bu karara uyan HPG gerillalar› ne kadar çözüm konusunda ciddi yaklaflt›klar›n› ortaya koymufllard›r. Gerçekten çözüm isteniyorsa medya baflta olmak üzere tüm demokrat, devrimci çevrelerin üzerine düflen görevi yapmas› gerekmektedir. Ayr›ca Türk medyas› da ›rkç› ve rantç› tutumunu b›rakmas› savafl yanl›lar›n›n diline vurdu¤u kelepçeden bir an önce kurtulmas› gerekmektedir.
ew e. c
kontra devreye sokulmufl, J‹TEM infazlara bafllam›flt›. Binlerce köy boflalt›l›rken, binlerce insan kaybedilmifl, faili belli cinayetler ard arda yaflanmaya bafllam›flt›. Bas›n-yay›n kurumlar› kapat›l›rken, çal›flamaz k›lmaya yönelik sald›r›lar ard arda gelifltirilmiflti. Denilebilir ki, o sürecin en kapsaml› sald›r›lar› yaflanmaya bafllam›flt›. Tüm bu sald›r›lar da ulusal mutabakat alt›nda gerçeklefltirilmiflti. Türk medyas› da ulusal mutabakat sald›r›lar› içerisinde en aktif bir flekilde yerini alm›flt›. O nedenle, o süreçte Türk bas›n› için “Mehmetçik bas›n” tabiri kullan›lmaya bafllan›lm›flt›. Mehmetçik bas›n Türk özel kirli savafl›n›n t›rmand›r›ld›¤› bir süreçte üzerine düflenleri fazlas›yla yerine getirmifltir. Tamamen özel savafl k›flk›rt›c›l›¤› yapm›flt›r. Kürdistan’da ifllenen özel savafl›n kirli suçlar›n› örtmüfltür. Bununla da yetinmeyerek Türk halk› içersinde faflizmin, ›rkç›l›¤›n geliflmesine katk› sunmufltur. Hatta daha da ileriye giderek bunlar›n önünü açm›flt›r. Bu anlamda da tamamen bir suç bata¤›na batm›flt›r.
Haziran 2009
om
78
Haziran 2009 SERXWEBÛN
79
ne te we .c om
Jinda ad› gibi yaflam verecektir bize
“Ölüm beklenmeyen bir konuk gibidir ço¤u kez, bir beklenmedik konuk daha kanatt› yüreklerimizi mavi düflflllerin mekân› Kelaflfliin’de. Ölüm yokluksa bizde bunun ad› ve yeri yoktur. Ölümleri öldüren bir
gerçekliktir bizimkisi, yaflfla am›n yeniden filizlendi¤i. Jinda ad› gibi yafla flam olacakt›r, yafla flam verecektir.
am olacakt›r bizde. Kelaflfliin rüzgârlar› hafif ve derin eser, Yafla flam›yla da, beklenmedik gidiflfliiyle de yaflfla am›nda. A¤ustos’un s›cakl›¤›nda esen bir yel olur Jinda, hem de 14 A¤ustos akflfla Sözleflflm miflfltti Agitlerle, Erdallarla yol al›nacakt› sonsuzlu¤a” Bir gün komiteler Jinda arkadafl›n k›z›na süt vermedi¤ini, kesti¤ini söyleyince ça¤›r›p, kendisiyle konufltuk. Neden böyle bir yaklafl›m gösterdi¤ini ö¤renmek istedik; “Ben onunda kendimi de al›flt›r›yorum” dedi. Neye diye sordu¤umuzda, “ben ayr›laca¤›m, flimdiden baflka sütleri emsin” dedi. Neye, niçin ayr›laca¤›n› sordu¤umuzda, Heval “ben hep burada kalacak de¤ilim ki, ben da¤lara gidece¤im, da¤ gerillas› olaca¤›m” dedi. Ve gece yar›s›na varan tart›flmalar›m›zla ikna edemedik. Biz D›lmal dedikçe o da da¤, ülke dedi. “‹leride olabilir” diyerek ertelemek istedik. Çad›r kentte kat›l›m ve durufluyla genç, herkesin ilgisini, sevgisini kazanan biriydi. Her zaman onun çal›flt›¤› semt, toplant›lara düzenli gelirdi. Uzun s›rmal› iki örü¤üyle çad›r kenti dolafl›rd›. Ne ya¤mur ne de kar hiç bir fley çal›flmas›nda al›koyamazd› onu. Akflamlar› kurumda buluflur tüm komiteler olarak tart›fl›rd›k. Evine zorla ikna edip gönderirdik. Bir akflam gelmemiflti normalde hiç yapmad›¤› bir fleydi, hepimiz biraz ona tak›ld›k. Saat, gecenin on birine geliyordu ki, ç›k›p geldi periflan bir halde. Evde yine kavga ç›km›flt›, dayak yemiflti, hem a¤l›yordu, hem de “ben kesinlikle gidece¤im kalmayaca¤›m” dedi. Sakinlefltirmeye çal›flt›k, s›rma saçlar›n› taray›p örerken çirkin ve yalanc› erkekli¤in de bir gün afl›laca¤› sözünü de katt›k bir bir örü¤üne. Akflam gelip ça¤›rd›lar b›rakmad›k. Kaç gün yan›m›zda kald›, çok tart›flt›k kalmas› için ama ikna edemedik, “ben art›k yaflayamam, ya gönderirsiniz ya da intihar ederim” dedi. Boynuna takt›¤› çok sevdi¤i bir k›rm›z›
ww
w.
Gerçe¤in aray›flç›s›yd› Jinda yoldafl. Bir Gever k›z› olarak topra¤›nda mayalanan asili¤in ve sevdan›n kad›n›yd›. Erken yaflta afliretin tanr› kelam› olan yasalar›yla yüzleflir. Oramari derler onlara, s›n›rlar›n insanlar› s›n›rlarla kuflat›lm›flt›r. Çepeçevre sar›nca s›n›rlar kad›nlar, yüzlerini döner da¤lara, yüceliklere buralarda yanan özgürlük atefline. Jinda daha on dördüncü yafl›na yeni yeni ad›m atarken duymufltu da¤dakileri. Sümbül’ü belki de bunun için çok seviyordu. Nice çocukluk hayalleriyle süslemiflti bafl›n›, t›pk› bir gelin gibi. Bir gün birileri, onun bafl›n› süslediklerinde ne oldu¤unu anlayamam›flt›, bir evcilik oyunu muydu hayat? Ya da lanetli gerçekli¤in yaflam tan›mayan gerçekli¤i midir? Evlendi¤inde daha on dört yafl›ndayd› Jinda yoldafl. On dördünde kaç›r›larak zorla evlili¤e maruz kalan Jinda yoldafl gelece¤in neler getirece¤inden habersiz tanr› kelam›na boyun e¤er. Ancak küçük yürek isyanlara gebe büyür. ‹syan›na sürgünlük de eklenince, hangi topraktan geldi¤ini anlamaya çal›fl›r. Bu nedenle Çad›r Kente gelirken tüm efendi yasalar›na ra¤men çal›flmalara kat›larak art›k yaflam› solumaya bafllar. Hem ö¤renmeye bafllar, hem de ö¤retmeye. Ac›mas›z çeliflkilerin yuma¤›nda ilerlerken kendini çal›flmalara daha çok vermeye çal›fl›r. Her gün kavga, dayak olmas›na ra¤men çal›flmalardan geri kalmaz. Tek bir kayg›s› vard›r o da D›lmal, daha küçüktü ve o olmad›¤›nda kimse bakm›yordu. D›lmal, yani yürek evi demiflti k›z›na, tüm yüre¤ini D›lmala ve onu da da¤lara nakfledecekti…
kefiyesi vard›, “bak bak bununla asar›m kendimi, ya gönderirsiniz ya da yar›n cesedimle karfl›lars›n›z” diyerek uzaklafl›p gitti. D›lmal daha iki buçuk yafl›ndayd›, kayg›m›z bir tek oydu. D›lmal ne olacakt›! Zalim babaya b›rakamazd›k. Komitelerin baz›lar› biz bakar›z deyince, karar al›p onu e¤itime gönderdik. Acele etmemesini, e¤itimden sonra karar›n› vermesi gerekti¤ini belirttik. Ç›kaca¤› gece Etrufl’un fukaral›¤›nda, yürek zenginli¤iyle bir gece haz›rlad›k. Son konuflmas›nda, “arkadafllar beni gönderirken çok kayg›land›lar, en çok k›z›m için ancak ben bu hareketi, Önderli¤i, tan›d›ktan sonra kalamazd›m, bu yaflam beni her geçen gün bo¤uyordu, nefesi burada, sizlerle al›yorum. D›lmal hepinizin k›z›, sadece ben de¤il birçok ana ayr›ld› k›z›ndan, belki bir gün bulufluruz da¤larda” diyerek hepimizi k›l›ç keskini sözleriyle derinden etkileyerek, gece içerisinde da¤lara uzanan bir y›ld›z oldu. Ertesi sabah kampta bir kalabal›k hâkimdi, herkes Jinda yoldafl›n kat›l›m›n› tart›fl›yordu. Jinda arkadafl›n efli akflama do¤ru kampa geldi, gelir gelmez YAJK kurumumuza bask›n düzenledi. Sorun ç›kar›nca asayifl müdahale etti. Birkaç gün sonra kendisiyle konuflmaya gittik, çad›r› b›rak›p gitti. Birkaç gün sonra bize bir rapor yazd›, raporunda “madem kar›m› götürdünüz o zaman bana bafll›k paras›n› verin, ben onun için bu kadar bafll›k paras› vermiflim. Siz de verin ben bir fley demiyorum” Erke¤in tüm çirkefli¤inin yans›d›¤› bu sözler bizi çok etkilemiflti. Yapt›¤›m›z toplant›larda bu yaklafl›m› mahkûm ederek, tav›r belirledik.
SERXWEBÛN
ww
w.
ne t
Jinda yoldafl›n kat›l›m› bin y›ll›k gelenekleri yerle bir etti¤i için, büyük bir etki yaratm›flt›. Buna dönük tepkiler ço¤ald›kça kad›nlar›m›z›n mücadelesi büyüyordu. Kad›nlar›m›z her biri isyan parças›, bir kere bir atefl düflsün yüre¤e, imkân› yok durduramazs›n. Kad›nlar›m›z ac›lardan süzülüp gelen yüreklerin türküsüyle resmederdi yaflam›. Jinda yoldafl bu yürekleri bilerek ilerledi. Yaflam olacaksa anlam›, bir de¤eri olmal›yd›, bu temelde yola koyulan Jinda yoldafl uzun ve zorlu geçen mücadele sürecinde her zaman bunun bilinci ve çabas›yla yol ald›. ‹lk kat›l›m yeri Gareydi. E¤itime, yaflama kat›l›m›yla yaflam ve yoldafllarla erken kaynaflt›. Zeynep yoldafl (Gurbetelli Ersöz) yazd›¤› bir mektubunda, “bu k›z tam militanlaflacak bir k›z” diye söz etmiflti. Onunla epey ilgilenmiflti. Bu nedenle Jinda yoldafl ilk komutan› olan Zeynep yoldafltan çok etkilenmifl, yaflama kat›l›m ve duruflunda da onu örnek alm›flt›. Behdinan’›n de¤iflik alanlar›nda kalan Jinda yoldafl için Za¤roslar›n farkl› bir yeri vard›. Neden bu kadar ba¤l› k›lar sevdiklerini kendine Za¤ros? Neden âfl›k ettirir? Çarçella salk›mlar›yla bir kad›n›n s›rma saçlar› olur, eteklerinde büyüttü¤ü k›r çiçekleriyle sevda tac› oluflturur bafl›na, Cilo selama durur, her zaman ki ma¤rurlu¤uyla ve
Jinda’n›n yüre¤indeki asili¤e uzan›r. Ve Avaflin bir kad›n›n yüre¤i kadar derin ve nazl› akar. Derinliklerinde büyütür ac›lar›n›, ac›lardan sevdalar›n›, sevdas›nda kavgas›n›… Basya kad›n›n yitik kalan özlemi gibi gizemli akar, durur. Bir kad›n resmidir Za¤ros, köklerinde tanr›çalar›n bereketi, erdemi ve eme¤i vard›r. Damarlardan gelen bu hayat kan›d›r, topra¤›na, suyuna her bir doru¤una anlam katan. Govende Leyla’lar›n özgürlük atefli olur, Çiçeklerin, Sozdarlar›n, Dilovanlar›n, Hevidarlar›n mekân› olur. Ana tanr›çan›n soylu k›zlar› olan Rojbinlerin, Berwarlar›n zirveleflen yüreklerinin ad› olur. Yürekten yüre¤e akan bir sevda ve isyan seli olarak Jinda yoldafl›n da yüre¤indeki ateflin ad› olur Za¤ros. Bu topraklar›n k›z› bu yüceltilere dönük büyüdü, yaflad› ve savaflt›. Bir intikam yemini olarak soylu insan gerçe¤ine ba¤l›l›¤› her ortam ve koflulda esas ald›. Yaflam› bu temelde ele alan Jinda yoldafl bulundu¤u her ortamda özgürlük ö¤retisine ba¤l› kalarak bir kat›l›m› gösterdi. Duruflunda sadeli¤i her zaman koruyarak Nucanlar›n ilkeli bir takipçisi olarak ilerledi. Bu gerçeklik karfl›s›nda tek tek düflerken maskeler, gerçek tüm yal›nl›¤› ve yak›c›l›¤›yla kendini d›fla vuruyordu. Anlam› yitiriyordu gerçek ad›na sunulan tüm sahtelikler. Ve yaflam yeniden sevdayla örülüyordu. Jinda yoldaflta ilmek ilmek dokurken yeni yaflam›, kendisinden de yola ç›karak yaflamsallaflt›rma mücadelesini süreklilefltiren biriydi. Her kald›¤› mekânda hesaps›z kat›l›m›yla ilkeli yaflam›n ölçüsü oluyordu. Militan kat›l›mdan kendinden ne bitiyorsa veren biridir. Tüm zamanlarda esas ald›¤› ruh ve kararl›l›kla militan olman›n gereklerine sahip ç›km›flt›r. En son kat›ld›¤› fiehit Beritan Kad›n Akademisinde yeni paradigma temelinde kendisini daha da güçlendirmeyi esas alarak, bu zemini en özlü de¤erlendiren biri oldu. Uzun süredir e¤itim zemininde kalmayan Jinda yoldafl bunu hiçbir zaman bir hakka dönüfltürmeden her zaman örgütsel gereklilikler te-
melinde hareket etti. Kendi ihtiyaçlar›n› öne ç›karmaz, örgütsel ihtiyaçlar› öncelikli ele al›rd›. Kendini davaya adayanlar›n sadece kendilerine ait bir gerçeklikleri olamaz. Dava insan› olduktan sonra tüm bireycilikler anlams›zl›¤›n s›n›r›nda afl›lmayla yüz yüze kal›r. Bu nedenle mücadelemizin en kritik süreçlerinde hiçbir flekilde bir ikircikli¤e düflmeden zamana ve görevlerine yüklendi. Bir görev kad›n› olarak sorumluluklar›n›n bilincindeydi. E¤itim zemininden ayr›l›rken bunu bir kez daha derinden hissederek kat›l›m gösterdi. Xakurke yeni görev sahas›yd›. Beritan’lar›n mekân›yd› bunu bilerek yaklaflt›. Bu mekânlarda özgürlü¤ü daha derinden duyumsayarak, soluyarak bir yaklafl›m içinde oldu. Karma bölük komutan› olarak görevlendirildi. Kat›l›m›nda e¤itim yönü a¤›rl›ktayd›. K›sa sürede kat›l›m›yla arkadafl yap›s›nda önemli bir etkilenmeyi yaratt›. Yaflam›n tüm alanlar›nda yap›s› ile birlikteydi. Alanda en moralli, disiplinli bir güç olarak bölü¤ü örnek gösterilirdi. fiüphesiz bunu onun bu kat›l›m›ndan ve duruflundan kopuk ele alamay›z. Her zaman bir militan olman›n gerekleri neyse o temelde yaklafl›m gösteren Jinda yoldafl, yaflamsal öncülü¤üyle yoldafllarla olan yürek ve beyin ba¤›n› daha çok güçlendirdi. Ölüm beklenmeyen bir konuk gibidir ço¤u kez, bir beklenmedik konuk daha kanatt› yüreklerimizi mavi düfllerin mekân› Kelaflin’de. Ölüm yokluksa bizde bunun ad› ve yeri yoktur. Ölümleri öldüren bir gerçekliktir bizimkisi, yaflam›n yeniden filizlendi¤i. Jinda ad› gibi yaflam olacakt›r, yaflam verecektir. Yaflam›yla da, beklenmedik gidifliyle de yaflam olacakt›r bizde. Kelaflin rüzgârlar› hafif ve derin eser, A¤ustos’un s›cakl›¤›nda esen bir yel olur Jinda, hem de on dört A¤ustos akflam›nda. Sözleflmiflti Agitlerle, Erdallarla yol al›nacakt› sonsuzlu¤a. Bir ard›llar›, yoldafl› olarak nas›l ki yaflad›ysa, böyle anlaml› bir buluflmay› da yaratacakt›. A¤ustos’un k›z›ll›¤›nda Kelaflin’in benzeri görülmemifl k›r bahçesinde açan en güzel k›r çiçe¤i oldu. Ve yüreklerimizde açan binlerce k›r çiçe¤i olarak yaflayacakt›r Jinda yoldafl...
ew e. c
Kad›nlar›m›z›n her biri isyan parças›
Haziran 2009
om
80
Bitimsiz sevgi ve özlemimizle Xakurke YJA STAR Güçleri
ne te we .c om Ad›, soyad›:Mehmet Sö¤üt Kod ad›:R›zgar Derxust Do¤um yeri-tarihi:Lice/Dibek köyü 1977 fiehadet tarihi:10 May›s 2009 Akda¤ alan›/Amed
Ad›, soyad›:Niyazi Ak›n Kod ad›:fiervan Sason Do¤um yeri-tarihi:Sason/Batman 1975 fiehadet tarihi:17 May›s 2009 fi›rnak/Besta
Ad›, soyad›:Abdurrahman Erkan Kod ad›:Koçer Kurdo Do¤um yeri-tarihi:‹skenderun 1984 fiehadet tarihi:17 May›s 2009 fi›rnak/Besta
Ad›, soyad›:Semir fiex ‹sa Kod ad›:Canxort Afrin Do¤um yeri-tarihi:Halep 1978 fiehadet tarihi:17 May›s 2009 fi›rnak/Besta
Ad›, soyad›:Abdulgani Ayar Kod ad›:Celal Çelê Do¤um yeri-tarihi:Çukurca 1979 fiehadet tarihi:17 May›s 2009 fi›rnak/Besta
w.
Ad›, soyad›:Muharrem Dülge Kod ad›:... Do¤um yeri-tarihi:Amed 1975 fiehadet tarihi:23 Nisan 1997 fiele m›nt›kas›/Hani
Ad›, soyad›:Settar Alizade Kod ad›:Rustem Erdal Do¤um yeri-tarihi:Selmas 1982 fiehadet tarihi:22 May›s 2009 Lice/Amed
Ad›, soyad›:Zübeyde Çetinkaya Kod ad›:Sema Mabata Do¤um yeri-tarihi:Siirt 1984 fiehadet tarihi:22 May›s 2009 Lice/Amed
ww
Ad›, soyad›:Leyla fianl› Kod ad›:Beritan Hevi Do¤um yeri-tarihi:fiemdinli 1978 fiehadet tarihi:22 May›s 2009 Lice/Amed
Ad›, soyad›:Ali ‹hsan ‹ke Kod ad›:Ali Gever Do¤um yeri-tarihi:Gever 1973 fiehadet tarihi:22 May›s 2009 Lice/Amed
Ad›, soyad›:Tayfun O¤ul Kod ad›:Çekdar Kartevin Do¤um yeri-tarihi:Tutak 1985 fiehadet tarihi:24 May›s 2009 Malazgirt/Mufl
Ad›, soyad›:‹kram Kabiflen Kod ad›:Sidar V‹yan Do¤um yeri-tarihi:Malazgirt 1984 fiehadet tarihi:24 May›s 2009 Malazgirt/Mufl
Ad›, soyad›:R. Adnan Hawavra Kod ad›:Kamuran Afrin Do¤um yeri-tarihi:Afrin 1990 fiehadet tarihi:13 Haziran 2009 Yüksekova/Hakkari
ew e. c
ne t
w.
ww Mehmet Sö¤üt (R›zgar)
om