et ew e.
co m
karkeren hemü welatan ü gelen ~indest yekbin 1
X E BAT
bo
rizgariya
Kurdistan
ww
w. n
ji
kürd is ta n _ Ey ı ii ı
- ı ea o
özel
3.-DM
, Slil-
el<
=
4
e.
te w
ne
w.
ww co m
.c om
Türkiye ve Kürdi s tan 12 Eylül 1980 günü K.Evren'in başkanlığında bir a s keri darbeye s ahne oldu. Bu askeri da rbe,K.Evren ve yandaşlarının belirttiği gibi "Demokrasiyi yaşatma" (?) hart:;ketimidir? Yoksa faşist bir diktatörlüğe yöneliş midir? Konuya bu aşamada bir açıklık getirebilmek için,dünyanın,Orta Doğu'nun,Türkiye ve Kürdistan'ın içinde bulundukları şartları değer lendirip öylece tahlil etmek gerekir. DÜNYADA DURUM
w. ne te
we
Dünyanın içinde bulunduğu bugünkÜ süreç emperyalizmin geriledi~i, sosyalist sistem,ulusal kurtuluş hareketleri ve uluslararası işçi sınıfının teşkil ettiği üç devrimci bileşen gücün,hergün yeni yeni mevziler kazandığı,emperyalizme,sömürgeciliğe(Klasik ve yeni sömürgecili~e) ve faşizme karşı ileri mevziler elde ettiği bir süreçtir. Emperyalizm dünyanın her tarafında şamar üstüne şamar yemekte ve her yediği şamarla sarsılmaktadır.Bu sarsıntı emperyalizmi ıçın den çıkılınası zor yeni bunalımıara i tmektedir. !şte bu bunalımdl.r·_ ki emperyalizmi saldırganlaştırmaktadır. Saldırganlaşan ernperyalizm(Başta ABD olmak üzere) kaybetti~i alanları elde etmek,eldekilerini korumak ve yeni yeni mevzilere sız mak için her yolu denemekten geri kalmamaktadır.Ancak tüm oyunları na ve çirkef manevralarına rağmen gerilemekte,mevzilerini peşpeşe keybetmekten başka hiç bir şey yapamamaktadır.
ORTA-DO~U'DA
Dünyanın
DURUM
birçok bölgelerinde o bölgelerin kahraman
halkları
ta-
rafından kovulan ABD ve diğer emperyalist güçler,(Özellikle Çinbin-
di ve Afrika'daki yenilgiden sonra) tüm güçleri ile
Orta-Doğu'ya
bölgelerinden onlar(emperyalistler) için çok ö-
yönelmiş bulunuyorlar.Orta-Do~u'nun dünyanın diğer
ww
bir takım ayrıcalıkları vardı.Bu nemli idi. Herşeyden önce Orta-Doğu yer altı ve yerüstü kaynakları bakımın dan çok zengin idi ve bu zenginlik emperyalistlerin can damarına hitap ediyordu.Ayrıca Orta-Doğu bol hammadde kayna~ına,tüketim malların satışına,bol ve ucuz işgücüne sahipti.Bütün bunların yanısıra Orta-Doğu Sovyetlere komşu idi ve Sovyetlerin nüfuz alanı olabilirdi. !şte saydığımız bu ve buna benzer nedenler,ABD ve diğer emperyalistlerin Orta-Doğu'ya daha fazla eğilmelerine,Orta-Doğu'yu ne olursa olsun elde tutmak için serüvenlere girmesine neden olmuştur.(Bi lindiği gibi emperyalizm kardan başka hiçbir şey düşünmez.Kar için ı
.c om
de sömürü gerekmektedir .Ve sömürü için de halkların köleleştirilmesi esastır.Demek ki emperyalizm halkla r ı köleleştirmekten başka hiçbir amaca hizmet etmemektedir. ) ABD ve diğer emperyalist güçler Orta-Doğu'daki alanlarını koruyabilmek için hiçbir fedakarlıktan çekinmediler.Faşist Şah diktatörlüğünü,!srail siyonistlerini,işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisini
ve gerici arap yönetimlerini her halükarda desteklediler.A BD ve diğer emperyalist güçler mevcut gerici ve faşist iktidarları korumakla,onları desteklemekle yeti~ediler.Onlar(emperyalistler) kendilerine bağli olmayan veya tümüyle denetimleri altında olmayan iktidarıara karşı da zaman zaman komplolar düzenlediler.Orta-Doğu'da u-
nin
duvarlarında
we
lusal - ve sınıfsal kurtuluş hareketlere karşı~ (Öz~llikle Filistin ve Kürdistan kurtuluş hareketlerine karşı) da en amansızca saldırdı lar,imhaya yöneldiler.Bu gün de aynı tavırları daha şiddetli bir şe~ kilde devarn etmektedir.An cak ABD ve diğer tüm emperyalist g~çlerin gerici ve faşist işbirlikçi uşaklarının her türlü çirkef oyunlarına rağmen halkların direnişi durmaksızın yükseldi ve emperyalist kaleonarılınası
çok güç yaralar
açtı.
İran'da faşist Şah diktatörlüğünün yıkılışı
emperyalistle re,ö-
olmuştu.Faşist Şah diktatörlüğünün
w. ne te
zellikle ABD'ye,büyük bir darbe takiben Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a askeri müdahalesi de genel olarak değerlendirildiğinde ABD ve diğer emperyalist-
yıkılışını
lere yine
aynı
şekilde
indirilmiş
bir darbedir.
TÜRKİYE' DE DURUM
l.Emperyalist paylaşım savaşına Alman emperyalistle rin deneti~ minde katılan Osmanlılar yenildiler.Osmanlı ve Osmanlı sömürgecilerinin işgalindeki topraklar emperyalistle rce işgal edildi. Bu emperyalist işgale karşı Türk ticari burjuvazisini n önderliğinde başlatılan ulusal direniş hareketi Lozan konferansında noktalandı.Lozan konferansı esas olarak bir emperyalist anlaşmaydı.Bu anlaşma Kürdistan'ı dört parçaya bölmüş ve herbir parçası ayrı bir
ww
emperyalist ve sömürgeci gücün denetimine bırakılmıştır. Lozan emperyalist anlaşmasından sonra kurulan TC devleti,Osmanlı devleti gibi,feodal bir devlet değildi artık.TC siyasi yönde bağım sız ulusal devlet olarak varlJ_ğ ını kurtarmıştı. Ve yeni kurulan TC her ne kadar emperyalist işgale karşı direnerek kurulmuş ve siyasi bağımsızlığı var idi ise,ekonomik olarak o (gerek Osmanlılar döne-
minde gerekse TC döneminde) emperyalistle re bağımlılıktan kendini kurtaramadı.Ulusal kurtuluş savaşına önderlik eden Türk ticaret burjuvazisi TC kurulduktan sonra(özellik le !zmir iktisad kongresin2
den sonra) biçimsel anti emperyalist niteliğini kaybederek kompradörleşme uşaklık
sürecine
girmiştir.Bu
edebilmek için tüm
ko mp r adör burjuvazi emperyalistlere
enerji s in~
sarfetmekten geri iktidarını
TC,kurulduktan ve kompradör burjuvazi
sonra gerek Türkiye işçi sınıfına karşı,gerekse Kürdistan güçlerine karşı imha hareketine yöneldi.
kurtuluş
.c om
dıktan
ulusal
kalmadı.
sağlarulaştır
Özellikle Kürdistan ulusal güçlerine karşı kazandığı her mevziden sonra Kürdistan'daki işbirlikçi feodal ve cılız da olsa varolan ~şbirlikçi ticaret burjtivazisi ile uzlaşmaya,onları aya~ta tutmaya, onlar vasıtasıyla Kürdistan'ı daha rahat denetim altında tutmaya yöneldi.Bu durum aynı zamanda emperyalist güçlerden soyut olarak da gerçekleştirilmiyor,ayn~
onların
zamanda
izniyle
Kürdistan'da gerici kemalist diktatörlükle
onun dikta-
gerek ulusal nitelikte ve gerekse nüfuz a~anlarını korumaya yönelik olarak direnenlere karşı amansızca saldırılar oldu ve
onları
imhaya yöneldi.Ancak onlara(kemalistlere) ve egemen
diktatörlüğünün
juva
güçlerine
uşaklık
yapan-
ödüllendirildi.Varlıklarına dokunulmadı.Gittikçe
lar her dönemde palazlanmalarına
luş
ew e
törlüğüne karşı
yapılıyordu.Yani
uzlaşmayan
karşı
olmalarına
Türkiye
yönettiği
işçi
olanak
tanıdı.Gerici
Türk bur-
sınıfı
ve Kürdistan ulusal kurtubu baskılar 2.emperyalist savaştan
sonra da yeni boyutlarda devam etti.
et
2.emperyalist savaştan sonra dünya gericiliğinin jandarmalığinı üstlenen ABD,Orta-Doğu'ya ve Türkiye'ye özel önem verdi. 2.emperyalist savaştan sonra Türkiye'de kapitalist zunu biraz daha arttırarak yoğunluk kazanıyordu.ABD'ye
ilişkiler bağımlılık
doda
.n
o denli artıyordu.Çok partili sisteme geçiş ve l950'lerde DP'nin iktida r a gelişi ABD'nin Türkiye'deki egemenliğinin ilk adımı oluyordu.
ww w
Halk kitlelerini büyük bir yoksulluğa iten DP iktidarı Türkiye' de gittikçe büyüyen ve tekelleşmeye aday büyük burjuvazi ve büyük toprak ağalığına hizmet ediyordu.DP'nin izlediği ekonomik politika ·halk kitleleri(başta Türkiye işçi sınıfı olmak üzere geniş · halk yı ğınları
ve
~ürdistan kurtuluş
güçleri)
tarafından
tepkiyle
karşıla
nıyer
ve yer yer ~irenişler gözleniyordu. Amerika emperyalistlerinin uşaklığını yapan ve işbirlikçi(komp
rador) Büyük burjuvazinin temsilcisi DP
iktidarı tarafından
her ha-
reket en acımasız bir şekilde bastırılıyord~.A~rıca DP döneminde g erek liberal burjuvazi ve gerek orta burjuvazi de hoşnut değildi. Nitekim 27
juvazinin,geniş
Mayıs
1960 tarihi n de liberal burjuvazi ve orta burhalk yığınlarının da desteğini alarak iktidarı ele
geçirmesi,liberal burjuvazi ile
işbirlikçi
büyük burjuvazinin döne-
mindeki çelişkilerinin bir ürünüdür.Ancak liberal burjuvazi askeri
3
darbeyle elde ettiği iktidarı koruyamadı,ki korumasına ve tümüyle egemen Olmasına zaten olanak yoktu.ÇünkÜ liberal burjuvazi Avrupa'
1960 darbesinden sonra
.c om
daki emperyalist güçlerin desteğine dayanmaya çalışıyordu.Avrupa'da bulunan _emperyalist güçler ise ABD karşısında zaten varlık göstermiyor.Hatta bir ölçüde onun denetimi altında idiler. oluşturulan
ve nisbeten demokratik içe-
rikli olan 1961 Anayasası pratikte pek uygulanamadı.ABD'ye bağlı iş birlikçi büyük burjuvazi kendi örgütsel yapısını dahada sağlamlaş tırmaya önem verdi.Ve AP'sini oluşturdu. AP,daha ilk günden DP'nin mıyor
ve mutlak iktidar
olmayı
devamı
olduğunu
istiyordu.l965
söylemekten geri kal-
yılında
iktidara otu-
ladığı
olanakları
ew e
ran AP,ABD ile olan ilişkilerini gittikçe büyük bir hızla geliştir di.ABD'nin egemenliğini pekiştirmesinde aslı görevini üstlendi. Komprador nitelikli ·Türk büyük burjuvazisi DP iktidarının sağ değerlendirerek
ve emperyalist efendileve 1946 yıllarından itib.aren başlayan ve 1960 lardan sonra adım adım hızla tekel l eşmeye doğru yol aldı.Türk tekelci burjuvazisi hiç bir zaman kendi iç dinamizmi ile ve rekabetçi kapitalizmi yaşayarak kapitalizme doğru yol almadı.Yu rinin
desteğiyle
çok iyi
git~ikçe
palazıandı
et
karda belirttiğimiz gibi Türk tekelci burjuvazisi dış dinamiklerin bir ürünüdür ve işbirlikçi karakterdedir. ABD'ye bag;lı Türk tekelci burjuvazisinin temsilcisi ve .onun siyasal plandaki örgütü olan AP iktidar vazinin
Çıkarlarını
en iyi
işçi
.n
halk kitlelerine,Türkiye
şekilde
dönemde tekelci burju-
sınıfına
ve Kürdistan
kurtuluş
güçle-
bir şekilde saldırıdan kaçınmadı.AP vasıtasıyla işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisi halk kitlelerine karşı saldır ganlaştı,diğer taraftan faşist MHP'nin örgütlenmesi için olanaklar
amansız
ww w
rine
karşı
olduğu
koruyabilmek için sürekli olarak
yarattı.Yaratılan
olanaklardan faydalanan MHP,tekelci burjuvazinin en gerici kesimini iktidara getirmek ve faşist bir diktatörlüğü te-
sis etmek için her türlü çabanın ~zamisini sarf etti. Türkiye'de tekelci burjuvazi yanlızca AP'de örgütlenmedi.ABD'ye bağlı olan ve.feodal kurumların (Kürdistan'da) ayakta kalmasında ısrarlı
olan kesim AP'den nispetende liberal olan ve uygun bir or-
tamda feodal yapının (Kürdistan ' da) çözülmesinden yana olan ve AET ile ilişkilere öncelik tanıyan kesim CHP de,çözümü faşist b i r dik-
tatörlükte gören tüm orta burjuvazinin tasfiyesinden yana hatta diğer tekellerinde etkisiz hale getirmeye çalışan ve ABD'·y e· bağlı olan tekelci burjuvazide MHP'de yerini sel
kılıfla
ortaya
çıkan
bulmuş
ve orta burjuvazinin
ve
örg~tlenmiştir~Din
çıkarlarını
daha faz4
la kollayan MSP ise,tekelc i burjuvazin in bu çeşitli kanatları araiktidar kavgasından yararlanara k esas olarak varlığını belli bir dBn e m koruyabilmiştir. sındaki
Tekelc i burjuvazin in değişik kiye gibi emperyalizm in denetimi
kanatları
arasındaki mücade le Türbulunan devletlerde,deği şik emperyalis t güçlere bağlı olan kesimler arasında daha şiddetli dir.Ve her kesim kendisinin iktidar olmasını ister.Ancak bugünkü ortamda en güçlü emperyalis t olma vasfını ABD koruduğuna gBre,hiç kuşku yok ki ona bağlı olan kesim egemen olacaktır.Demek ki herhangi bir ülkede tekeller arası (emperyaliz me bağımlı olan) çelişkile rin yoğunlaşmas1 ve darbelere kadar varması emperyalizm den soyut
.c om
altında
değildir.
eğer ülkede işçi sınıfının ve geniş emekçi yığınla mücadelesi ni veya çok uluslu ülkelerde ezilen,sBmü rge yada bağımlı ulusun mücadelesi. iktidardak i temsilcisi tarafından engellenmiyor veya denetlenmi yorsa,o iktidarı bir darbe ile devirir ve
Emperyalizm
we
rının
!şte rına
te
yeni bir iktidarla (kendisini barış ve demokrasi havarisi gBstererek) ortaya çıkar.Eğer yeni iktidar da çBzüm getirmezse tümüyle faşist bir diktatBrlüğü gündemleştirir.Bu da yetmese kendisi müdahaleyi gBze alacaktır.Tarihte ve günümüzde bunun sonsuz Brnekleri vardır. 12 Mart 1970 tarihine gelindiğinde AP iktidarının haskıla gelişen halk muhalefeti ni bastırmak,Kürdistan'daki ulusal güçlerini etkisiz hale getirmek ve Türkiye işçi sınıfının potansiyel ini dağıtmak için ABD destekli militarist Türk
karşı
gelişmiş
ne
kurtuluş
w.
ordusu tekelci burjuvaziye olan uşaklık gBrevini yerine getirerek bir muhtıra ile iktidarı ele geçirmiş,yıpranmış ve nisbeten teşhir olmuş Demireli tasfiye ederek henüz teşhir olmamış uşaklara iktidarı teslim etmiştir.l2 Mart muhtırası tekelci burjuvazin in en gerici kesiminin diktatBrlüg ünü getirmiştir.l2 Mart Türkiye'de faşizmi kurumlaştırmaya çalışan
faşist diktatBrlüğü
bir
diktatBrlüğün
Türkiye' de
ilk
adımıdır.Ancak
12 Mart
faşizmi kurumlaştırmadan · ,faşist
ww
bir devlet yaratmadan gBçüp gitmiştir.Ne var ki,l2 Mart Türkiye'de tekelci burjuvazin in büyük Blçüde egemenliğini de beraberinde getir-
miştir.l2
Mart
laştıramadı?
faşist
diktatBrlüğü
Ya da 12 Mart neden
Türkiye'de
faşist
faşizmi
bir devlete
neden kurum-
geçişi
sağlıya
madı?
12 Mart faşizminden sonra Türkiye'de sol Bnemli Blçüde darbeler yemesine rağmen varlığını koruyabilmiş,zaman zaman direnişlerini sürdürebilmişti.Türkiye işçi sınıfını tümüyle susturamamış,i şçi sı
nıfının tavrı faşist
li bir etken
diktatBrlüğÜ ürkütmüş,geri adım atmasına
olmuştur.Kürdistan'daki
ulusal
kurtuluş
Bnemgüçlerinin halk
5
arasındaki çabaları
kitleleri
yo 6 unlaşarak
devam
etmiş,işbirlikçi
.c om
tekelci burjuvaziyi telaşlandırmaya dolayısıyla geri adım atmasında etkileyici bir faktör olmuştur.Faşist bir diktatörlüğe karşı olan tekelci burjuvazinin reformist kanadının gösterdiği tepki ve tekel dışı kalmış burjuvazinin hoşnutsuzluğu ABD ve AET ülkelerinin faşizmden bir adım geri atması yönündeki tavrı 12 Mart faşist diktatümüyle Türkiye'de faşizmi kururulaştırmadan gitmesine neden olan etkenlerden biri olmuştur. . !şte yukarda saydığımız tüm etkenlerden dolayı 12. Mart faşistle ri faşizmi kurumlaştırmadan iktidardan uzaklaşmışlardır.l2 Mart faşistlerinin iktidardan uzaklaşmalarını müteakiben iktidar tekelci törlüğünü
başarmıştır.MHP
we
liberal burjuvazi ile ABD yanlısı tekelci burjuvazi arasında .süre~ li el değiştirdi. Gerek faşist ~lliP ve gerekse gerici MSP bu dönemde iktidara altern~tif olarnamakla birlikte iktidarın oluşmasında önemli bir yere sahip oldular.He~ ikisi de iktidar kavgasında anahtar rolüne geldiler.Tekelci burjuvaziden,özellikle MSP,çeşitli tavizler koparınayı ise elindeki
olanakları
oldukça iyi
değerlendirdi
te
ve hergün yeni yeni mevziler elde etti.Öyle ki her alanda örgütlenmeye gittiği faşist örgütlenmenin gereği olarak askeri kanada özel önem verdi ve devletin geniş olanaklarını da kullanarak süre kli dev-
ne
rimci demokrat ve sosyalistlere en acımasız bir biçimde _ saldırıları na hız kazandırdı.Yarattığı terör ortamıyla halk kitleleri arasında korku salan MHP giremediği alanlara devlet terörü ile girdi. 12 Mart faşistlerinin iktidarından sonra özellikle 1973 seçimlerini müteakip yaratılan ortamdan yararlanan devrimciler büyük bir sürede büyük bir potansiyele sahip oldular.Ancak işçi örgütleyecek bir düzeye ulaşamadılar.Çeşitli siyasi guruplar halinde ve büyük ölçüde küçük burjuvanın içinde kaldı.Bu da kuş kusuz çeşitli provakasyonlara açık bir ortam hazırlıyordu.Bu zaaf, işbirlikçi tekelci burjuvazi t~rafından oldUkça iyi değerlendirildi. Türkiye'deki siyasi hareketlerin durumu Kürdistan'da da yaşandı.
hızla kısa
ww
w.
sınıfını
Kürdistan ·işçi sınıfı örgütlenemedi.Kürdistan ulusal kurtuluş hareketine önderlik edecek ideolojik politik ve örgütsel güç yaratılama dı.Ve gerek Türkiye'de ve gerekse Kürdistan'da siyasi hareketler arası
çatışmalar
ve sürekli
sürekli devam
işbirlikçi
etti.Kuşkusuz
bu
çatışmaları
Türk tekelci burjuvazisinin
yaratan
uşaklığını
yapan
ajan provakatörlerdir. Türkiye ve Kürdistan'da sol siyasi hareketlerin bölünmüşlüğüne, zaman zaman aralarında çatışmalarına ve çeşitli provakasyonlara açık olmalarına rağmen
önemli bir güç
oluşturmaktan
ve ilerici mevziler
6
ww
w.
ne
te
we
.c om
elde etmekte~ geri kalmadılar.Halk için umudun ancak devrim olabilecegini önemli ölçüde kavrattılar. Gerek Türkiye'de gerekse Kürdistan'da zaman zaman sömürgeci iş birlikçi Türk tekelci burjuvazinin baskılarına karşı halk kitlelerine parça parça da olsa önderlik ettiler. Solun Türkiye'de ve Kürdistan'da halk kitleleri arasında ve işçi sınıfının örgütlenmesinde elde etti~i mevzileri esas olarak işbir likçi Türk tekelci burjuvazinin uyguladı~ı ve her gün emekçi halk kitlelerini biraz daha yoksullaştıran ekonomik·politikası ile devlet terörünün halk kitleleri üzerindeki barbarca baskılarına karşı olarak gelişti. 1977 yılında iktidara gelen CHP,halk kitl~lerine vaat etti~i hiç bir şeyi yerine getirmedi.Faşist MHP'nin kahraman Maraş katliamına sessiz kalan CHP iktidarı MHP'nin yapmak istedi~ini kendisi yaptı.Türkiye'nin dört,Kürdistan'ın da 16 iline sıkıyönetimi getirerek halklarımızı biraz daha ezdi. CHP,Türkiye i~çi sınıfı ve Kürdistan kurtuluş güçlerine karşı gösterdi~i sert tepki,esas olarak onun işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcisi vasfından ve gerici niteli~inden kaynaklanmaktadır. Ve yine 1974 yılında'Kıbrıs'ı işgal ettiren CHP dir. CHP'nin faşist bir parti olmayışı onu kurtaramaz,CHP'nin tüm yönleri ile değerlendirilip teşhir edilmesi esas olarak gerekmektedir. !şbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcisi(reformist-kemalist) olan CHP,emperyalistlerin iste~i do~rultusunda hareket ederek uyguladı~ı ekonomik politika,hergün yeni zamlar yeni devalüasyonlar emekçi halk yı~ınlarının yoksullaşmasına,dolayısıyla gerek Türkiye'de gerekse Kürdistan'da sert tepkilere neden oldu. Hergün Türkiye ve Kürdistan'da onlarca yurtseverin katledilmesine seyirci kalan ve sıkıyönetim cellatlarının işkencehanelerindeki uygulamaları onaylayan CHP,iktidarı gerici ve faşist güçlere t~rk ederek Türkiye ve Kürdistan'da var olan baskılara bir yenisinin eklenmesine neden oldu. Kuşkusuz CHP'nin iktidarı MHP ve MSP destekli AP azınlık iktidarına terk edilmesine neden yanlızca Türkiye ve Kürdistan'daki gelişen ulusal ve sosyal muhalefet değildir. !şbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin değişik kanatları arasın daki çelişik durumu da buna etken olmuştur.Gerici ve faşist koruyucusu AP azınlık hükümeti iktidara gelir gelmez devrimci,demokrat ve sosyalistlere yörtelik yeni bir imha hareketine yöneldi. Faşist MHP'ye ba~lı köpekleri halk kitlelerine saldırttı~ı gibi
7
devletin resmi kolluk kuvvetl erin i daha geçirtti.
hızlı
bir
şekilde
harekete
.c om
Yüzde Yüz,kimi mallara yüz de üçyüz ve hatta yüzde sek izyüze varan zamlarla halk kitlelerinin ellerindekini de bir çırpıda aldı. Orta burjuvaziyi iflas ettirecek duruma getirdi.Eperyalist efendilerinin emirlerine uyarak Türkiye işçi sınıfına ve Kürdistan kurtuluş güçlerine yeni baskılar ve gelişen muhalefeti bastırmak yeni oyunlar tezgahlamaya yöneldi.Günde ortalama yirmiyi aşkın (resmi makamlar yirmi diyor) ancak gayrı resmi makamlara göre ortalama 30-40 civarında yurtsever,devrimci demokrat ve sosyalistlerin kanı aktı. Ancak tüm bu baskılara ve uygulanan emperyalist patentli oyunlara,halk kitlelerini yoksullaştıran ekonomik politikaya ra~men,gerek Türkiye işçi sınıfının ve gerekse Kürdistan ulusal kurtuluş güçleri-
we
nin mücadelesini durdurmaya,işbirlikçi tekelci burjuvazinin girdi~i siyasi ve ekonomik bunalımdan kurtulmasına yetmedi. Yoksul halk kitleleri Türkiye işçi sınıfının yi~it militanları devrimci önderler ve Kürdistan kurtuluş güçlerinin kahraman savaş kan öncüleri her türlü barbarlı~a,katliama ve emperyalist oyunlara yılınadan direndi. Gerici ve faşist destekli AP azınlık iktidarı tüm baskılarına tüm oyun ve emperyalist direktiflere ra~men siyasi ekonomik ve sos-
te
karşı
kendini,daha doğrusu tekelci burjuvaziyi kurtaramadı. Elbette ki AP azınlık iktidarını bunalıma(siyasi-ekonomik) sokan etken yanlızca Türkiye işçi sınıfı ve Kürdistan Ulusal Kurtuluş güç. lerinin devrimci muhalefeti de~ildir.Yukarıda belirttiğimiz gibi tekelci burjuvazinin çeşitli kanatları arasındaki(çeşitli emperyalist bunalımdan
ne
yal
w.
güçlere ba~lı olan) çelişkiler ve tekelci burjuvazinin temsilcisi rolündeki ve her an AP azınlık iktidarını düşürebilecek ve tekelci burJuvazi için ayakba~ı olmuş MSP'nin varlı~ı da önemli bir etken olarak
durmaktadır.
tekelci burjuvazinin çeşitli kanatlarını teşkil eden siyasi örgüt liderleri halk kitleleri içerisinde belirli oranda teş hir edilmişlerdi.Türkiye'de tekelci burjuvazinin çıkarlarını koruyacak,emperyalist sömürünün devamını sa~lıyacak,tekel dışı kalmış ama
ww
Ayrıca
cılızda olsa belli bir güce sahip olup zaman zaman anahtar olabilecek muhalefeti tasfiye edecek,Türkiye işçi sınıfının ve Kürdistan Kurtuluş güçlerinin önderlik etti~i ulusal ve sosyal kurtuluş hareketlerini imha edebilecek yeni ve teşhir olm am ış bir iktidara ihti-
yaç
vardı.
Bunudaancak halk yapabilirdi.Gerçi
arasında
sıkıyönetim
yeterince
teşhir olmamış
orduyu büyük olcüde
türk . ordusu
yıpratmıştı
8
ancak,
göstermiştir.
12 EYLÜL 1980 ASKER!
e. co m
iktidarın ve faşi s t I·'JIP' nin yarattı ğ ı terör orduyu halk ki tleleİ·i nin belli kesiml e r i arasında bir umut ol a rak daha gösteriyordu. ! ş te empe ryal i zm(ABD emp e rya lizmi),s on çare olarak Türkiye'de böyle bir yolla(b~r umut ol a rak) kurtul m ası gerektiğine olan inancını Kenan Evre n'in önderliğinde ge rçekl e şti ğ i 12 Eylül darbesi ile
DARBENİN SINIFSAL N!TEL!(i! NEDİR?
ww
w. ne
te w
Askeri darbenin sınıfsal niteliğine değinmeden evvel devlet ve ordunun ne olduğunu ve kısaca kime hizmet ettiğini görelim. Bilindiği gibi devlet,sınıfların ortaya çıkmasıyla ve sınıf mücadelesinin keskinleşmesiyle(köleci toplumda) var olmuştur ve sınıfla rın yok olmasıyla da varlığı ortadan kalkacaktır.Devlet tarihin her döneminde hakim sınıfların elinde bir baskı aracı olmuştur.Yani devlet,köleci,feodal ve kapitalist toplumda köle sahiplerine,feodal beylere ve burjuvaziye,sosyalist toplumda ise işçi sınıfına hizmet etmektedir.Kıs a ca devletin ne anlama geldiğini ve kime hizmet etti~ ğini böylece gördükten sonra,ordunun ne anlama geldiği ve hangi sı nıfın çıkarlarını korumaya hizmet ettiğine bakalım. Egemen sınıfların örgütlenmesinin baskı aracı devlet,olduğu gibi egemen sınıfların tüm çıkarlarını ve devletin varlığının idamesi için s i lahlı baskı gücüne de ihtiya ç vardır.!şte egemen sınıfların tüm çıkarlarını korumak,ona bekçilik yapmak ve egemen sınıfların dışındaki sınıf ve tabakalar üzerinde baskı uygulamayı esas gö:ev bilen örgütlenmiş silahlı güç ordudur.Şimdi devlet ve ordunun ne olduğunu kısaca kime hizmet ettiğini gördükten sonra,Türkiye devletine ve ordusunun sınıfsal niteliğine dönelim. Türkiye emperyalizme yarı-bağımlı kapitalist bir devlettir.Türkiye'de bugün egemen olan sınıf tekelci burjuvazidir.Türkiye devleti de tekelci burjuvazinin baskı aracıdır.Ve ona hizmet etmektedir. Tekelci burjuvazinin baskı aracı olan devletin varlığını korumak ve tekelci burjuvazinin çıkarlarını savunup ona hizmet etmek görevi de Türk ordusuna verilmiştir.Her nekadar ordu kendi başına bir sınıf değilse de yukarıda belirttiğimiz gibi belli bir sınıfın çıkarlarını korumakla yükümlüdür.Bu sınıf Türkiye'de anlatmaya çalıştığımız gibi tekelci burjuvazidir . Türk ordusunun Türk i ye · tekelci burjuvazisinin hizmetinde · ve onun çıkarlarını korumak için varoldu ğ unu belirttikten sonra onun(Türk ordusunun) Türk tek e lci b ur j uvazisi ve Türk devletiyle birlikte emperyalizmden soyut olarak el e al am ayız.O(ordu),aynı zamanda emperyalistlerin de vurucu gücü olarak örgütlenmiştir.Emperyalist güç o-
9
. lan Nato'nun dünya
halkları
üzerindeki
baskı
nında,dünya halklarının karşısında nasıl
ve
saldırılarının
saldırgan
olduğunu
ya-
bilme-
miz gerekecektir.
e. co m
Türk ordusunun günümüzde tekelci burjuvazinin ve emperyalist saldırganların çıkarlarını koruduğunu belirttik.Şimdi 12 Eylül 1980 askeri darbesine dönelim. Türk i.şbirlikçi tekelci burjuvazisi Türkiye ve Kürdistan' da gelişen ulusal ve sınıfsal muhalefeti bastırmak,girdiği siyasi ve ekonomik bunalımdan kurtulmak ve emperyalist efendisini tatmin edip onların sömürüsünün devamını sağlamak için emperyalist efendilerinden aldığı destekle Türk ordusunu harekete geçirip iktidarı daha önce Demirel ve Türkeş'ten geri almıştır. Bugün darbe yapıp iktidarı zorla gaspeden Kenan Evren önderliğindeki ordu,Türkiye tekelci burjuvazisinin en gerici kesiminin çı karlarını korumak için hareket etmektedir. Hernekadar MGK yayınladığı bildirilerle ve düzenlediği basın toplantısıyla "Demokrasiyi kurtarmak için harekete geçtik" deyip, kendilerini sınıflar üstü bir olgu ve sınıflar arası dengeyi sağla mayı hedeflemiş gibi göstermeye çalışıyorsa da bu esas olarak gerek
te w
teşhir olmuş
w. ne
Türkiye ve Kürdistan'da ve gerekse dünya kamu oyu önünde çirkefliklerini gizlerneye ve zaman kazanmaya yöneliktir.Fakat gerçekte ise Türk ordusu ne sınıflar arası dengeyi korumaya ve ne de sınıflar üstüdür.O tamamen işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin en geriçi kesiminin çıkarlarından başka hiç bir amaca hizmet etmemektedir.Ve görülen odur ki faşist bir diktatörlüğÜn Türkiye'de hakim kılınması ve faşist
bir devlete
geçişin hazırlığıdır yapılan •••
12 EYLÜL ASKER! DARBES! FAŞ!ST B!R DARBEMİDİR?
ww
12 Eylül askeri darbesi ne işçilere,ne köylülere ve ne de tüm ezi~ , lenlere hizmet etmektedir.Keza ne de burjuva demokrasisini tesise yöneliktir.l2 Eylül askeri darbesi tüm yalan ve demogıjisine rağmen, yukarda da belirtti~imiz gibi işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisine hizmet etmektedir.Bize göre 12 Eylül 1980 askeri darbesi Türkiye'de tekel dışı kalmış burjuvaziyi tasfiye edip tekelci burjuvazinin mutlak egemenliğini sağlayacak,emperyalizme bagımlılığı daha da arttı racaktır.Bu darbe emperyalist(ABD) patenlidir ve emperyalizmin özellikle Orta-Doğu'daki egemenliğini teşhise yöneliktir. 12 Eylül askeri darbesinin niteliğini pratikteki uygulamaların da da görmemiz mÜmkÜn. Darbeyi gerçekleştiren K.Evren ve yan d aşları,darbeyi gerçekleş tirip iktidarı gasp ettikten sonra Türkiye'nin ilerici sendikal ör10
gütü olan D!SK'i kapattı ve tüm yöneticilerin i tutuklattı.Tutuklaya da g iyabi tutukl a ma kararı almışlardır. Tüm yurt se ver ilerici d e vrimci de mokrat ve so s yalistlere karşı en acım a sızca saldırılar düzenliyen askeri diktatörlük,T ürkiye'de madıkları hakkında
kısıtlı
om
da olsa varlıklarını sürdürmeye çalışan sosyalist partileri (legal) kapattı ve (ilerici demokrat yayınların faaliyetlerin e son verip yöneticilerin i ya tutuklattı ya da haklarında giyabi tutukl~ ma kararı aldı).Hatta Türk-!ş bünyesinde sosyal demokrat nitelikli sendikaların
tümünü dahi kapatmaktan, yöneticilerini tutuklatmakta n Türkiye ölçüsünde onbinleri aşkın ilerici demokrat ve yurtsever insanı adi işkencelerden geçirerek stadlara doldurdu. Parlementoyu ve mevcut anayasayı fesh ederek göstermelik olarak Demirel,Tü~keş ve Ecevit'i tutuklattı. M!SK,ve Hergün gazetesini de kapatarak,güy a d enge sa~lamaya çalıştı~ını
ve
faşistlere
di.
karşı
e. c
kalmadı.Tüm
oldu~u
imajini yaratmaya özen göster-
te w
geri
Hatta,bu durum birçok alanda kuşkuların do~masına da neden oldu. Acaba bu askeri darbe gerçekten burjuva demokrasisini mi getirecektir? Ya da gerç e kt e n bu operasyon Demirel,Türkeş,Ecevit ve benzerlerine y önelik midir?Bizce bunların tüm manevraları gerek Türkiye ve Kürd istan, g ere k s e dünya ölçüsünde yaptıklarını gi z leyebilmek için yapı l mıştır
ne
ve zaman kazanmaya yöneliktir.Bu a ske ri d arbe Erbakan'ın t e kel dışı kalmış burjuvaziye karşıdır ve. Erbakan'ın yargılanması yönünd edir.Darbe Demirel.Türkeş vb. sözcülü~ünü yaptı~ı önderlik
etti~i
tekelci(işbirlikçi)
burjuvaziye k arşı de~ildir,olamaz da.Bizzat ondesteklemesiy le ayaktadır. Ecevit'in temsil etti~i işbirlikçi tekelci burjuvazi ile uzlaş maya yönelik çabalara girecek olan bu ~ske~ diktatörlü~gerekti~in de ona da dayanabilece ktir.
w.
ların
ww
Ancak şu hususu da belirtıneden geçemiyece~iz~ İktidarı gaspetmiş askeri diktatörlük,g erek Türkiye ve Kürdistan gerekse dünya kamu oyu önünde sıkıştı~ı ve çirkin yüzünün açı~a çık tı~ı bir anda Demirel,Türkeş ve Ecevit'i harcamaktan,h atta onları idam ettirmekten çekinmiyecekt ir.Çünkü emperyalistle r için sömürü
esastır.Bu amaca yönelik hizmetlerini aksatan ya da olursa o lsun (kişiler) harcamak t an kurtul amaz.
teşir
eden kim
12 Eylül ~i darbes~ge rç e kl eş mesini ist e yen,direktif veren ve d e st e kl ed i ~i ni a ç ı k la y an ABD, NATO ve y a ndaş güçleri,bu arada felc olmuş ve bir daha girilmesi çok zor olan ekonominin güçlenmesi için tüm gücünü sarf edecektir. Ancak,ABD ve di~er emperyalist güçlerin ekonomik
yardımları
ll
Tür-
kiyenin girdiği siyasi ve eY.:onomik bunalıma bir çare olacak m:.ı.dır? Kısa vadede belki,ama uzun vadede asla.Çünkü emperyalizmin kendisi de kendi bunalımını yaşıyor ve Türkiye'deki siyasi ekonomik ve sosyal bunalımı yaratmaktadır. çabalarına rağmen
yenilgile-
om
Bu yüzden emperyalist güçlerin tüm
ri kaçınılmaz olacaktır.Ve bu yüzdendir ki işbirlikçi tekelci burjuvazi de emperyalist bunalımın yaşandığı Türkiye'de siyasi-sosyal ve ekonomik çıkınaza çare olarak halk kitlelerini ezmek ve bunalımdan kurtulmadığı
şartlarda faşist
gidecektir.Başka
muhalefetini getirecek ve giderek emperyalizmin gerek-
e. c
yığınlarının
bir diktatörlüğü tesis etmek yoluna gidecek bir yeri yoktur.Tabii ki bu da geniş halk
se işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin sonu kumuz yoktur.
olacaktır.Bundan kuş
KÜRD!STAN'DA DURUM
te w
1923 Lozan emperyalist paylaşımından sonra ~ parçaya bölünen Kürdistan' ın büyük parçası Türk sömürgecilerinin işgaline terk edil'di.Sömürgeci Kemalist burjuvazi Kürdistan'da denetimi sağlıyabilmek ve tümüyle egemen olabilmek için dozunu hergün 'biraz daha arttırara~ saldırılarını
yoğunlaştırdı.Her direnişi
(Koçgiri,Şeyh Sait,Ağrı,
Dersim) kanla bastırdı.Sürgünler,katliamlar ve mecburi iskan kanunlarıyla ulusun birliğini tehdide yöneldi.Direnenleri imhaya yönelen Kemalist diktatörlük teslim
olanları
ödüllendirdi.Ve Kürdistan için
ne
yeni tehdit unsurları,Kürdistan'ın içinden yaratarak sistemli bir yozlaşmanın temellerini attı. !kinci emperyalist paylaşım savaşından sonra tüm Türkiye'de kapitalist ilişkilerin yoğunlaşmasıyla birlikte Kürdistan daha fazla alanı
haline getirildi.Daha önce Kürdistan ulusal dire-
w.
bir tüketim niş
hareketinin
gelişmesi
karşısında,karşı
devrimci bir güç olarak
ww
öne sürülen Kürdistan ticaret burjuvazisi(kompradör) ile feodal beyler çok partili sisteme geçişten sonra hem ulusal kurtuluş hareketine karşı bir karşı-devrimci güç ve hem de sömürgeci burjuvazi için bir oy deposu olarak görev yaptı. 1956 yılında kurulan Bağdat paktı (ilk başlarda SADABAD olan ve sonradan da CENTO olarak ismi Doğu halklarına
değişen
askeri pakt) genel olarak Orta
özel olarak Kürdistan ulusal
kurtuluş
nelikti. Gerek 1960 askeri darbesi,gerekse 12 Mart 1970
hareketine yö-
muhtırası
ve ge-
rekse ~Eylül l98~~sk~ri_darbesinde fazla zararlı çıkan ve barbarca baskılara maruz kalan Kürdistan olmuştur.Elbetteki Kürdistan'ın ' daha fazla
baskılara
maruz
kalması
onun Türk
işbirlikçi
tekelci bur12
w. ne te
we .c om
juvazisinin bir sömürgeci olmasından ve Kürdistan ulusal kurtuluş hareke tinin gündernde bulunrnasındandır. ~ ül 1980 as ~ ri ~ a ~e~ tüm Türkiye şartlarında baskıları beraberinde getirdiği gibi,Kürdistan'da da şiddetli bir şekild-e - ken~ disini hissettirdi.Ve bunun daha da saldırganlaşıp devam edeceği kesindir. l~askeri. dar.b_esind_~n sonra Kürdistan' da gerek D1SK'e bağlı,gerekse Türk-1ş'e ve gerekse diğer konfederasyonlara bağlı ve tüm bağımsız sendikaları kapatmış,yöneticileri ya tutuklanmış ya da tutuklanmalarına çalışılmaktadır. Kürdistan'da tüm ilerici demokrat yurtsever ve sosyalistlere en acımasızca saldırılar devam etmektedir.Bu da yetmediği gibi Kürdistan'ın yirmi iline hergün yapılan barbarca saldırılar sonucu bugüne kadar on bini aşkın yoksul halk kitlesi rnilitarist köpeklerin işken cehanelerinde çile doldurmaktadırlar. Kürdistan'da kırsal alanlarda Helikopterlerle askerler indiren ~~ diktatörl_iik,yoksu l Kürdistan kadınlarün meydanı·arda t'oplayıp en adi,en çirkin ve ahlaksızca ~uamelelere tabi tutmaktadırlar. !şte sömürgeci işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin uşaklığını yapan bugünkü askeri diktatörlük için iyimser konuşmak ve "burjuva demokrasisini tesis edecek" dernek saçmalik olmuyor mu? Fakat şu bilinmelidir ki,hiçbir baskı ve kıyım halklar~n hür iradesi karşısında varlık gösteremez.Mutlak olarak yıkılınaya mahkumdur.Marksiz m-leninizmin evrensel gerçeği olan ileriye yönelik tarihin çarkları hiçbir zaman geriye döndürülemiyecekt ir.Zulüm edenler zulüm bataklığında boğulacaktır.
ÖZETL1YECEK OLURSAK :
ww
12 Eylül 1980 askeri darbesi işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin girdiği siyasi ve ekonomik bunalımdan kurtulmak,Türkiye ve Kürdistan'da gelişen ulusal ve sosyal kurtuluş hareketlerini bastır mak ve emperyalist sömürünün devamını sağlamak için emperyalistlerin (ABD başta olmak üzere) direktiflertyle gerçekleştirilmiştir.Adım adım faşist diktatörlüğe do~ru yol almış bullinan bir darbedir. 12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştiren K.Evren ve yandaş- . ları,işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin en gerici kesiminin çı karlarını korurnaktadır.Onların diktatörlüklerini pekiştirmey~ yöneliktir•i2-Eyilii askeri darbesi _tekel dışı kalmiş burjuvazisinin e~----rnekçi halk kitleleri ile Türkiye ve Kürdistan'daki tüm ulusal ve sosyal güçleri hedeflemiş bulunmaktadır. ,Demirel,Ecevit,Türkeş ve Erbakan'ın tutuklanmaları ile M1SK ve Hergün gazetesinin kapatılması bir aldatmacadır.Diktatörlüğün çirkin
13
we .c om
yüzünü gizlerneye ve zaman kazanmaya yöneliktir . Askeri diktatö ~ çeşitli sınıfların çıkarlarını korudug;u imabulunmuş "Demokrasi yi yaşatmaya jını yara tarak zaman tasarufunda dünya kamuoyunu yanıltınaya kullanarak ni· demagojisi ve yalan geldik" çocuklarımızın haberi ve "Karımızın diktatörlük gitmiştir.~skeri saldırganları gizlerneye t emperyalis diyerek bile hareketten yoktur" da bunu başaramamıştır. Sınıf bilinçli Türkiye proleteryası Türkiye'nin devrimci demokratik güçleri ! !şbirlikçi Türk tekelci burjuvazis i girdiiSi siyasi ve ekonomik efenbunalımdan kurtulmak,s ömürüsüne devam edebilmek ve emperyalis t dilerinin çıkarlarını koruyabilme k için gerçekleştirdiiSi ~ ~,başta Türkiye işçi sınıfı ezilen Türkiye halkları -ve Kürt ulusuna ve onun kurtuluş güçlerine yöneliktir . iHalkımızın kurtuluşu ve özgürlüg;ü için Türk tekelci burjuvazis ve oyun türlü r e h· faşizmin na saldırıları birlikte le emperyalizm ni entrikalarına karşı direnme gücümüzü muhafaza edelim. Türkiye proleteryasının sınıfsal iktidarı için Türkiye halkları için nın özgürlüg;ü ve Kürt ulusunun kendi kaderini tayın etme hakkı irn. güçlendirel enternasyo nalist dayanışrnamızı Tüm Türkiye ve Kürdistan safında güç ve eylem birlikleri bugün hergünden daha acil olarak önümüzde durmaktadır. Bugün güç ve eylem birlikleri için ileri!
w. ne te
çalışmışsa
YURTSEVER KURD!STAN HALKLARI !
Sömürgeci işbirlikçi Türk tekelci burjuvazis i kendi sınıfsal çı için gerçekleştirdiiSi bu darbe,esas olarak Türkiye işçi sınıfı Türkiye emekçi halkları ve Kürt ulusuna karşı yapılmış bir darbedir. Bu emperyalis t sömürüsünün devarnı için işbirlikçi Türk tekelci burjuvazisinin girdiiSi siyasi ve ekonomik bunalımdan kurtulmak ve gerek Türkiye ve gerekse Kürdistan halklarını köleleştirmek için gerçekkarı
leştirilmiştir.
uzanan bu aske:i diktatörlü g;e karşı Türkiye proleteryası,devrimci demokrat Türkiye kamu oyu ile gücünüzü birleştiriniz.Bilinçli örgütlü bir güç oluşturulmadan halklar arasında ciddi ve güvenli birlikler oluşturulmadan yenilgi heran
ww
~Faş~t diktatörl~e
dog;ru
adım adım
gündemdedi r. ve askeri diktatörlüg ;e ve sömürgeci yapının güç ve eylem birligi gereklidir. Bu güç ve eylem birligi Kürdistan temelinde gerçekleştiiSi gibi, Kürdistan temelindek i güç ve eylem birliiSinin Türkiye proleteryası, Emperyalizme,faşizme
varlıgına karşı
14
Türkiye'nin devrimci demokratik güçleriylede enternasyonalist dayanışm~sı gerekmektedir.~tiyaç vardır ve bu ertelenemez bir gBrevdir. Hiçbir şey bağımsızl~k ve Bzgürlükten daha değeTli olamaz.
KÜRD1STAN DEMOKRAT
PARTİSİ-
om
TÜRKİYE
ww
w.
ne
te
we .c
(K.U.K)
15
om we .c te ne w.
ww
BOX 273 s- 751 05 Uppsala 1 SWEDE N
Postgirokonto
431 60 94-4
.n
ww w we .c om
et e
.n
ww w we .c om
et e