aşk&aşk

Page 1

Aşk&aşk


Aşk&aşk

Öyle Çok Seviyorum ki Karşımdasın. Elimi uzatıp dokunabiliyorum sana. Ne büyük mutluluk bu... Gördüğüm en güzel şeysin. Senden öte tanımladığım başka hiçbir şey yok. Her şey senin adınla anılıyor benim dünyamda. Bütün çiçekler sen, bütün yıldızlar sen... Bir sanat eserisin, bakmaya doyamadığım. Tanrının bana armağanısın, ve artıyor her geçen gün sana hayranlığım. Yüzünde kuşlar, gözlerinde hayatın ta kendisi var. Öyle gerçeksin ki... Gözümü açıyorum sen, kapıyorum sen... Hiç bitmeyen serüven... Günümün en keyifli anı, uykumun en tatlı rüyası... Seni soluyorum, havadasın. Seni kokluyorum, doğadasın. Hele şimdi sonbaharsın. Ya da sonsuz bahar. Seni yaşıyorum, canımdasın. Canımsın... Sarılsam sana, bin yıl geçse, bir an bile ayrılmasak... Ten tene, yürek yüreğe sonsuz baharın en aşk dolu iki yaprağı olsak... Ağaç ağaç gezip, yeşersek, açsak. Yere düşsek, kalksak... Seni bilsem, bir tek seni. Seni görsem, bir tek seni... Sesin sarhoş etse beni... Öyle içimdesin ki... Bir saniye iste benden sensiz geçirdiğim, veremem. Sensiz geçecekse geçmesin zaman, istemem. Seninle yeniden doğdum, yeniden doğuşun kanıtıyım ben. Senden önce geçen zamanı, sana ulaşmak için yürüyerek geçirmişim, kimmişim bilememişim. Şimdi başımı çevirip geriye bakmıyorum bile. O yol yüründü ve bitti, artık seninle yürünecek bambaşka bir yol var önümde. Yorgunluk nedir bilmeyeceğim, hiç şikayet etmeyeceğim ve bir tek adımda bile tökezlemeyeceğim uzun, aşk dolu bir yol... Öyle aklımdasın ki... Ah, sensiz kalmıyor muyum bazen yıkasım geliyor gördüğüm bütün

duvarları. Ardında seni bulurum sanıyorum. Ne ayrı koyduysa bizi, zaman ya da yollar, bir kalemde silesim geliyor. Sana dokunmamı engelleyen ne varsa, bir kadehi yere çarpıp tuzla buz eder gibi parçalamak istiyorum. İsyanım taşıyor, kendi öfkemden korkuyorum. Ve kavuşmak... Bunu düşünmek içimde kırılmış bütün aynaları tamir ediyor. Mavi bir yağmur başlıyor, ıslanıyorum. Maviye boyanıyorum. Öyle özlüyorum ki... Sen ol, hep ol, benimle ol, bende ol... Sendeyim ben, yüreğimi koydum yüreğinin üzerine. Aşk bu, başka isim arama. Hem de en koyu, en deli, en tutkulu... Öğreneceğim çok şey var sana dair. Bilmediğim çok şey var. Ama bir şeyi öyle iyi biliyorum ki... Seni öyle çok seviyorum ki...


Aşk&aşk

Kavuşmanın Alfabesi Öylesine bir gündü, yeni değil de sanki geçmiş günlerden biriydi, öyle gibiydi... Kaç gece beklemiştim seni. Kaç gece koynuma hasretini alıp uyumuştum. Kaç gece yalnızlık sancısıyla kıvranıp durmuştum. Öyle acımasızdı ki geceler, gökteki yıldızlar yüreğime atılan birer taş gibi gelmişti bana. Yine de her şeye değerdi bekleyişim. Bütün yollar sana çıkıyordu ama ben asıl senin yolunun benimkiyle kesişmesini bekliyordum.

Aylar geçmişti hep vardın ama bir tek o an yanımdaydın. Biraz yabancıydın bana, biraz da tanıdık. Şaşkındık, şaşkınlığımız çok fazla yansıyordu yüzümüze. Göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Bir bakıştan bin anlam çıkarmak buna denirdi işte. Yüzümüzde birbirimize ait izler arıyorduk bakarken. Ne çok duymuştum sesini ama sanki sen ilk kez konuşuyordun. İlk kez söylediğin cümleler sahibiyle bütünleşiyordu. Düştükçe gülüşün yüzüne, sessiz olan her şey konuşmuştu içimde. Yine de sözler bir türlü çıkmıyordu ağzımdan. Oysa boynuna sarılıp "Sen aylardır beklenen, sen yıllardır özlenensin" demek istiyordum. Hava serin değildi ama ben titriyordum. Kelimeler hiç bu kadar zor olmamıştı bana. Ne zaman bir şey söylemeye

kalksam, her seferinde bir şey oluyordu, sözcükler ağzımda donuyordu. Sıcaktın, dokunmasan da yansıtıyordun. Biraz önce titreyen ben artık terliyordum. Aşktı bu biliyordum ama bunu kendime bile itiraf edemiyordum. Farkında değildin belki, belki ben belli etmiyordum ama yıllardır koruduğum, yıllardır kimseye açmadığım topraklarımı çoktan teslim almıştın bile. Sınırlarımdan içeri girmiştin bir kere. Yüreğimin en gizli, en kuytu köşelerinde sen vardın artık. İtirazsızdım, belli ki mutluydum. Belli ki beni şaşırtan mutluluğun ta kendisiydi. Harfleri tükenmez bir kavuşmanın alfabesindeydim. Ve ben okumayı sanki yeniden öğreniyordum. Şimdi bu sevdayı bana yaşattığın için kendimi şanslı hissediyorum. "Ya sen olmasaydın" diye düşünmüyorum çünkü sen varsın. Çünkü sen içimdesin. Çünkü sen benim hayat kaynağımsın. Biliyor musun, çölde bulabildiğim bir avuç su olsan, bitmeyesin diye içmem seni. Nerede olursan ol benimle kal. Ben, bu yürek attığı sürece seninleyim


Aşk&aşk

Öyle Seviyorum Ki Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle.

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok...


Aşk&aşk

Sana Akıyorum Kaygısızca Sana akıyorum, hiçbir şey bu akışı geri çeviremiyor. Çünkü sen her taraftasın. Sağımda, solumda, arkamda, karşımda. Ne yana dönsem, ne yana yol almaya kalksam ulaşılacak her noktada sen duruyorsun. Sana akıyorum, çünkü senin yolunda yürüyorum. Önüme çıkan hiçbir sapak, hiçbir kavşak ilgilendirmiyor beni. Yürümenin en zor olduğu yol bu belki de. Ama tozundan, toprağından, çakılından, çalısından şikayetçi değilim ben bu yolun. Sana ulaşmak için attığım her adımla mutlu oluyorum. Sana akıyorum, çünkü hayatın akışı kadar doğal sana akışım. Doğa, her cinsin yaşayabilmesi için nasıl kurallar koymuşsa, benim yaşamamın da var olmamın da kuralı sensin. Sana akıyorum, çünkü sesin de cismin de kuşatmış durumda beni. Senin kuşatmana karşı savunma yapmıyorum. Kalemin bütün kapıları açık. Yıkıcı bir kuşatma olmadığını biliyorum. Böyle bir teslimiyet rahatsız etmiyor beni.

Sana akıyorum, çünkü yüzüne, gözlerine, ellerine baktıkça kendimi görüyorum. Sesine yüklediğin gizli anlamları çözerken hep kendimden bir şey buluyorum. Sana akıyorum, çünkü paylaşacak daha çok şeyimiz var. Bugüne kadar paylaştığımız her şey, daha sonra paylaşacaklarımızın da habercisi. Hayatın herhangi bir yerinde bir çiçeği birlikte tutup, birlikte koklamak, sonra o kokunun bize verdiği hazla sıkı sıkı sarılmak istiyorum sana. Sana akıyorum, çünkü bir insanı tutkuyla, beklentisiz, delice sevmenin ne anlama geldiğini biliyorum. Birini böyle seveceksem, bu sadece sen olmalısın. Sana akıyorum, çünkü seninle yaşamak sonu hiç gelmeyecek bir şölene benziyor. Bu şölenin tadını çıkarıyorum. Böylesine keyifli, böylesine eğlenceli bir şöleni yarıda bırakıp gitmek istemiyorum. Sana akıyorum, çünkü 'hayatın uslanmaz ruhusun' sen. İşte ben bu ruha aşığım aslında. Seninle yenileniyorum, seninle yüreğime çöreklenmiş ne kadar kötülük varsa arınıyorum. Sana akıyorum. Bütün coşkumla... Aşka dair ne varsa benimle birlikte onlar da akıyor sana. Benim gibi coşkun bir denizi aktığı yolu çok iyi bilen bir ırmağa çevirebilecek tek güç sendin. Orada kal. Ayrılma yolumun üzerinden. Sana ulaşamasam da bu yolda olmak bile yeterli bana.


Aşk&aşk


Aşk&aşk

Öyle bir aşk yaşamalıyız, öylesine ben olmalısınki o aşkta, bittiğini söylememeliyim senin gitmen için.. Islığa, ismime ve nefesime ihticacın olmamalı geri dönmen için, öylesine yüzsüzleşmelisin severken beni.. Git desem de gelmeli, beni inadına sevmelisin.. Aramanı beklememeliyim ben, tam sen aklıma düşünce çalmalı

telefon.. Beni görmek istediğinde elindeki fotoğraflar az gelmeli, kapının önüne çöp dökmeye indiğimde, seni aniden görüvermeliyim karşımda.. Sen benim pejmurdeliğime gülerken, ben de kendi pejmurdeliğime gülmeliyim.. Bir şey söylemek isterken birbirimize, ikimizde aynı anda söze başlamalıyız..

Tam sana bir süpriz yapmayı düşünürken ben, sen hep daha önce davranmalısın, ve ben her defasında ”kahretsin” demeliyim.. Bu oyun böyle sürüp gitmeli bir zaman.. Ve bir gün çekip gitmelisin, gitmenle anlamalıyım.. Kızdığın zamanların sesi olmalı kulaklarımda ve kendimle hesaplaşma fırsatı verişlerin.. Kızmaların ardından bağışlayan yanlarını özlemeliyim, affetmeni özlemeliyim, ”affet çocukluktu” diyebilmeliyim.. Ve bir gün ansızın demli bir çay kokusuyla

gelmeliyim aklına, geri dönmek istediğinde, olduğum yerde dizlerimin üstüne çöküp, gözlerimi kapatıp kollarımı açıp, kim gelmiş oyunu gibi beklemeliyim seni.. Farkındaysan bitti artık.. Bu kadar çabuk olmasını istememiştim.. Ama üzülme.. biz değil, sadece şiir bitti sevgilim..


Aşk&aşk

insan var ki, sevginin kölesi olur, insan var ki hışmına uğrar sevginin; ve yine insan var ki hiçbir şeyden haberi yoktur.... zaman olur ki sevilmenin anlamını tersine işleyen bir zamanla alzheimer hastası gibi hatırlarsınız, sevilmenin ne demek olduğunu.... hani insan vardır; geçmiş zamanın birinde sevilir. verdiği bir gülücükle dahi o kişinin mutlu olmasına vesile olur. ama bunu ondan mahrum eder, uzaklaşır.

ve zaman gelir ki o kişiyi mutlu eden o küçük gülümsemenin başkaları için hiçbir anlam ifade etmediğini öğrenir, çözülür. tam her şeyi anladım derken; ölümün tekelindeki o hayatın, yoksun bir içleniş gibi anlama dair her şeyi alıp götürdüğünü görür, kahrolur. yazılır... ölümün adeletini sorgulamaya başlar, çarpılır.... ben aşka inanmıyorum; ama sevgiye, vefaya, fedakarlığa ölüm kadar inancım var. bunu ondan öğrendim. geriye bakıp kaybettiklerimi anarak her defasında; gelmeyeceğini bilerek yine de ona ...


Aşk&aşk

Vazgeçilmezim İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında, seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın, dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam... Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam... Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp, bana baktığını hissediyorsam... Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa... İçtiğim çayın şekeri, sigaramın dumanı, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan... Sokakta bana bakan her insan, yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa... Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam... O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam... Yüzlerce kişinin arasında bile kadehimi sadece senin şerefine kaldırıyorsam... Başımı döndüren şeyin aslında içki değil, sana olan aşkım olduğunu biliyorsam... Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle, bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam... Ve o enerjiyle hiç uyumadan günlerce çalışabileceğimi duyumsuyorsam... Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp 'Neden geçmiyor bunlar' diye hayıflanıyorsam... Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam... Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam... Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam... Seninle ilgili planlar yapıyorsam...

Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzerinde dakikalarca düşünüyorsam... İzlediğim filmdeki başrol oyuncularının yerine kendimizi koyup 'Biz olsaydık böyle yapardık' diyorsam... Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam... Yine de bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam... Aşkımın coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam... Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı, yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, içkinin en keyiflisini seninle içeceğimi düşünüyorsam... 'Hayatının en anlamlı şeyi ne' diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam... Sen benim için vazgeçilmez olmuşsun demektir...


Aşk&aşk

Kimin V ar ki !!! kimi bekliyorsun hala, evinden kitaplarindan uzakta misin arada bir telefon et kendine kendine mektuplar yaz yanit

inince trenden ya da uçaktan yalnizligin sevinçle kaşsila yanlizligini garlarda hava alanlarinda ayrilislarda sarilip öpüş yalnizliginla ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara bekle kendini uzak yolculuklardan kendinleysen yetmelisin kendine çogaltip yalnizligini konus bir çok kendinle kaldir içki bardagini kendi serefine aglaşarak gülüşerek tartişarak kendinle senin senden başka kimin var ki bulasin

beklemeden kartlar gonder kendine her gittigin uzaklardan sevgilim diye baslayip öperim diye biten senin senden baska kimin var ki arasin

ölünce senin bile haberin olmayacak öldügünden haber ver kendine ki öldügünü bilesin kimin var ki senin sana oldugunu söylesin

kendi kendinin hem konugu hem ev sahibisindönersin diye icki masasinda bir başina misin

düşmanlarin saldirilarindan yuvarlandikça yerlere tutup kendi saçlarından kaldır kendini seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden

zamanın varken agirla kendini sarilip öperek biliyorsun nasil olsa yakın o gelecek kimileri "yaa öyle mi ne zaman vah vah" diyecek daha şimdiden sev kendini sev kendini sev kimin var ki seni senden başka sevecek...


Aşk&aşk

26 ocak bugün bugünün yıllar önceki bugünleri geldi aklıma, özlem içinde bekliyordum bana özlemle yazılmış satırları, günler geçmek bilmiyordu içinde sen olmayınca sesini duymayınca... şimdi farklımı hayır zaman bedenimizi yaşlandırsada ruhumuz halen genç ve güzel... hayat yaşamaktan ibaret ya,, seni yaşattığı için hayata teşekkür ediyorum, seni tanıdığım için allaha şükür ediyorum... iyiki girmişsin gönlümün kapısında içeri... şiirde diyor ya hoş geldin gülüm su gibi ömrün olsun.... hoş geldin gülüm...

hoş geldin....

Hep kendi düşlerimden vuruluyorum. Uzak bir coğrafyadasın biliyorum. Bu konuştuğum, yabancılaştığım hangi yanın acaba? Bu olsa gerek diyorum hayatın en düş yanı. Seni düşlerimde çoğaltıyorum. O kadar çoksun ki bende,..


Aşk&aşk

- Sen geceye inat bütün bir geceyi sevgilinin hayaliyle geçire bilirmisin ? gelmeyeceğini bile bile sanki heran kapıdan girecekmiş gibi gözünü kırpmadan bekleye bilirmisin ? bügüne kadar ne yaşadıysan yasadın bunların hepsinden sıyrılıp özünü yitirmeden benimle başka dünyalar kura bilirmisin ? gece yarısı ıssız kaldırımlarda yağmur’da dolaşıp aklında sevdiğin, dudağında onu anlatan bir şarkıyla saatlerde ıslana bilirmisin ? seni

BENİ GÜZEL HATIRLA

Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından Yada bir yağmr sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim Beklide bir rüyaydım Senin için.. Uyandın ve ben bittim Beni güzel hatırla Çünkü sevdim seni ben her şeyini Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini Beni üzdün kınamadım Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım Beni güzel hatırla Sayfalarca mektup bıraktım sana Şiirler yazdım her gece Çoğunu okutmadım Sakladım günahını sevabını içimde Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın Beni güzel hatırla Sana unutulmaz geceler bıraktım

ıslatanın aslında yağmur değilde aşk olduğunu anlaya bilirmisin ? haykır göklere veya fısılda kulağıma sessizce nasıl istersen öyle söyle yeterki sevdiğini söyle …!

Sana en yorgun sabahlar Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye Vedalar bıraktım duraklarda Ne arasan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda Beni güzel hatırla Dizlerimde uyuduğunu düşün Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne Anlından öptüğüm dakikaları Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün Şaşırtmayı severim biliyorsun Bu da sana son sürprizim olsun Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum Beni güzel hatırla GİDİYORUM …


Aşk&aşk

Gittin Gittin Ben arkandan sadece baktım Oysa söylenecek o kadar çok şeyim vardı ki "Gidersen,iyiye dair ne varsa yitireceğim hepsini Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana;konuşamadım Gittin Gidisini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdı ki içim;tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım Acım yas olup akmalıydı gözlerimden;ağlayamadım Gittin Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı,tutkum teninde erimek,tutkum hayati seninle,sadece seninle paylaşmaktı;anlatamadım Gittin Gidisini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperirdin yine biliyorum Bir kez dokunsam,bir kez tutsam ellerini,gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu;tutamadım Gittin Bir yıkım gibiydi gidisin Sen adim adim uzaklaşırken benden,çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edilişlere dayanan bu yürek bu sefer yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben,kalkmalıydım;kalkamadım Gittin Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum;hazırdım gidisine

Kacak zamanları yasıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense gidisinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım;başlayamadım Gittin Bir şey söyledin mi giderken? "Kal" dememi istedin mi? Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi? "Bekle beni,Döneceğim" diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyordu k;dayanamadım Gittin Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan,iki metre ötemde de fark etmiyordu Artık yoktun Asil bu düşünce beni felç ediyordu Kurtulmalıydım senden,bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım;kurtulamadım Gittin Unutulanların arasına katılmalıydın Anıları bir sandığa koyup hayati bir yerinden yakalamalıydım Bu aşk noktalanmalıydı,bu sevdadan vazgeçmeliydim;yapamadım Gittin Bir okyanusun ortasında,tek küreği kaybolmuş sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim simdi Bil ki sevmekten vazgeçmedim seni,bil ki seninle birlikte sevdanı taşıyacağım yüreğimde Bil ki seni unutamadım


Aşk&aşk

Ayrılığın İlanı Gidiyor musun diye sorma bana Gönderen sensin Ne terk etmeyi istedim seni, Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi Senin kadar öfkeliyim ben de Senin kadar endişeli Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana Ama inandıramadım seni Sen, sorgularken beni kafanda Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla Bir tek sözün bağlardı beni sana, Oysa sen hep susmanın koynunda Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku, Teslim alır bedenleri de Sütten çıkmış ak kaşık değildim Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza O dünya ki bazen minicik bir odada Bazen kentin ortasında şekillendi Nasıl da güzeldi Zaten varsın diye her şey güzeldi ama Sen buna inanmadın Ah bu sorular

Yaşamak varken sevdayı delice, Niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin Ben, seninleyim dedikçe Sen, hayır dedin Zaten az konuşan sen Olumsuz ne kadar sözcük varsa Bulup çıkardın ortaya Bense hiç bir şey diyemedim Ne kadar zarar vermişim sana meğer Nasıl değiştirmişim seni Oysa hiç böyle düşünmemiştim Kimseye zarar vermek istemem ben Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem

Ama öyle oldu işte Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan Biliyor musun bir tanem! Gidişim yürekten değil, zorunluluktan Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım Seni de götürürüm yüreğimde Her zaman yokluğunu taşırım Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını Ne yazık ki, kalamadın bana Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın


Aşk&aşk

Sen Git Aşk Bana Kalsın Her gidişine ayrı anlam yüklüyorum, yapma allah aşkına! Ya hep kal benimle yada söz etme gidişlerden, yada silinsin isminde cismin de Oynama benimle, dengemi bozuyorsun Aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda, böyle değildin sen Bittiyse heyecanın bileyim ben de 'seni çok seviyrum' diye başlayan ve 'Ama ' ile devam eden cümleleri duymakan bıktım Seviyorsan seviyorsundur, aması olmaz bu işin Üstelik bir cümlede 'Ama' varsa bir önceki yargının hiç bir hükmü yoktur 'Seni çok seviyorum ;ama, birlikte olmamız imkansız İmkansız diyebiliyorsan eğer sevmiyorsun demektir Bahanelerin arkasına sığınma İnsanların hayatına sorgusuz sualsiz girip, darmadağın eden, sonra da hiçbir şey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum Böylemisin sen de? Gerçekten gitmek mi istiyorsun? Yürekli ol biraz, hadi konuş Söylemek istediğin ne varsa İki çift sözü haketmedimi bu aşk? Yaşanılan bunca şeye hiç mi saygın yok?

Ah ben, niye yanılıyorum hep? Niye tam "işte bu" dediklerim sömürüyor aşkımı? Biraz daha mı katı olmalıyım? Biraz daha mı kapalı tutmalıyım kapılarımı? Bazen bu dünyadan olmadığımı düşünüyorum Bu devrin insanı değilim ben

Oyun çeviremiyorum,hesap yapamıyorum Ban ait olmayan kişilere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum İnsanız biliyorum, hepimizin zaafları var, ve hepimiz egolarımıza boyun eğebiliyoruz İyide hep beni mi bulacak bunlar? Hiçbir kaygıya yer vermeden, hiç bir hesabı düşünmeden açsaydın bana yüreğini işte o zaman görürdün bir aşkın nasıl efsaneye dönüşe bileceğini Sen gözlerini kapıyorsun, sen varsın, başka hiç kimseye bakmıyorsun Her şey senin çevrende şekillenmeli, ve herşey sana göre düzenlenmeli Beceremiyorum, kusura bakma Aşk, tam teslimiyet ister, Kendini aşkın kollarına ya bırakırsın ya da bırakmazsın "Bir yanım dışarda kalsın" dediğin noktada aşkı boğarsın Yok edersin o güzelim duyguyu Bu yüzden hep cesurların işidir aşk Kaşışları, yalanları, aptalca oyunları kabul etmez Aşk; saf, duru insanları sever Kafasında binbir tilki dönenler aşkı yaşayamaz Arınmalısın En saf, en duru halinle dönmelisinki yaşaya bilesin aşkı Kısacası sevgilim, sana göre değil bu iş SENİN YOLUN AÇIK OLSUN, BIRAK AŞK BANA KALSIN


Aşk&aşk

Kavuşmanın Alfabesi Öylesine bir gündü, yeni değil de sanki geçmiş günlerden biriydi, öyle gibiydi Kaç gece beklemiştim seni Kaç gece koynuma hasretini alıp uyumuştum Kaç gece yalnızlık sancısıyla kıvranıp durmuştum Öyle acımasızdı ki geceler, gökteki yıldızlar yüreğime atılan birer taş gibi gelmişti bana Yine de her şeye değerdi bekleyişim Bütün yollar sana çıkıyordu ama ben asıl senin yolunun benimkiyle kesişmesini bekliyordum Aylar geçmişti hep vardın ama bir tek o an yanımdaydın Biraz yabancıydın bana, biraz da tanıdık Şaşkındık, şaşkınlığımız çok fazla yansıyordu yüzümüze Göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı Bir bakıştan bin anlam çıkarmak buna denirdi işte Yüzümüzde birbirimize ait izler arıyorduk bakarken

Ne çok duymuştum sesini ama sanki sen ilk kez konuşuyordun İlk kez söylediğin cümleler sahibiyle bütünleşiyordu Düştükçe gülüşün yüzüne, sessiz olan her şey konuşmuştu içimde Yine de sözler bir türlü çıkmıyordu ağzımdan Oysa boynuna sarılıp "Sen aylardır beklenen, sen yıllardır özlenensin" demek istiyordum Hava serin değildi ama ben

titriyordum Kelimeler hiç bu kadar zor olmamıştı bana Ne zaman bir şey söylemeye kalksam, her seferinde bir şey oluyordu, sözcükler ağzımda donuyordu Sıcaktın, dokunmasan da yansıtıyordun Biraz önce titreyen ben artık terliyordum Aşktı bu biliyordum ama bunu kendime bile itiraf edemiyordum Farkında değildin belki, belki ben belli etmiyordum ama yıllardır koruduğum, yıllardır kimseye açmadığım topraklarımı çoktan teslim almıştın bile Sınırlarımdan içeri girmiştin bir kere Yüreğimin en gizli, en kuytu köşelerinde sen vardın artık İtirazsızdım, belli ki mutluydum Belli ki beni şaşırtan mutluluğun ta kendisiydi Harfleri tükenmez bir kavuşmanın alfabesindeydim Ve ben okumayı sanki yeniden öğreniyordum Şimdi bu sevdayı bana yaşattığın için kendimi şanslı hissediyorum "Ya sen olmasaydın" diye düşünmüyorum çünkü sen varsın Çünkü sen içimdesin Çünkü sen benim hayat kaynağımsın Biliyor musun, çölde bulabildiğim bir avuç su olsan, bitmeyesin diye içmem seni Nerede olursan ol benimle kal Ben, bu yürek attığı sürece seninleyim


Aşk&aşk Aralıkta Yağmur Yağdığında Sana sımsıkı sarılmak istiyordum… Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek… Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim… "Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile… " Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek… Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum. Yine senden habersiz… Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz… Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim.

Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen… Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni, Sen bir tanem din! Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel’din…

Aşk Özel’di…. "Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye… Önce aldırmadım seninle güzelleşen her şeye… Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi… Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın… Ve ben her seferinde en baştan başladım… Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok… Ben senden vazgeçmek istiyorum! Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum… Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duyduğumda içimin titreyip, gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum… Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen… Zaten kolay olan ne vardı ki benim için;

Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu…. Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım… Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek, yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,


Aşk&aşk sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "bir taneydin"! İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım! Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda, sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum… Bu yüzden yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı. Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi… Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdimden hiç bahsetmeseydim Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum! Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum. Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum… Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum! Ne zaman Aralık’ta bir yağmur yağsa, ben geceler’de ıslanıyor olacağım, Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım, Ne zaman bir havuz görsem, kenarında oturup seni bekliyor olacağım demiştim… Başaramadım… Ben Kaybettim… Sen Kazandın! Artık sesimi duymayacaksın… Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak

istiyordum…. Gelmedin! Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum… Ben artık gidiyorum.. Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen, bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile… Ve Lütfen, Aralık’ta yağmur yağdığında sakın İstiklale gelme.


Aşk&aşk

aşk nedir???? Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir Beklentidir Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir Saygidir Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir Kabullenmektir Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir Sabirdir Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir Kesiftir Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir Anlasmaktir Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir Inceliktir Aşk, korumaktir Sorumluluktur Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir Mizahtir Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir Şehvettir Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir Teslimiyettir Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir Gerçektir Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir Nesedir Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir Mutluluktur Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir Sicakliktir Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir Tazeliktir Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir Düslerin gerçek olmasidir Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir Yakinliktir Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir Güvendir yatagin üçte birine sikismaktir Yakinliktir Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir Güvendir Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar

karsilasacagini bilmektir Kaderdir Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir Derstir Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir Uyumdur Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir Kaderdir Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir Derstir Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir Uyumdur Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir Düsüncedir Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir Yalnizliktir Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir Özeldir

Kalmasın Senden Bana, Bir tek Hatıra..

Ne kadar çok sevmiştim seni Birde sen göre bilsen.. Sevğime birazcık, Bir değer vere bilsen. Acıya büründüm


Aşk&aşk

Göz yaşı döktüm Sen giderken... Buna nasıl tahammül edecek bedenim Her an, her saniye Sana kavuşmayı beklerken. Bunun adına; hasretde Bunun adına; ayrılıkde sen buna. Beklemek kolaymı sandın Dayanırmı can buna.. Göz yaşlarım, kirpiklerime dizilir, Hayallerim, duygularımla çizilir Gerçeklerle dolu saydıklarım Avuntudan ibaret kaldı Yüreğime koydukların..

Giderken, Gönlümde senden bir şey bırakma Allah aşkına Huzur bulacaksa bedenin Huzur bulacaksa yüreğin Yüreğimi de al götür yanına İstersen, bir hançer sapla istersen, bir ok.. Kalmasın senden bana Bir tek hatıra...

kendine iyi bak

“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...

"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“ “Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.” Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."" " Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar… Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler.


Aşk&aşk

Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. Kendine iyi bak derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler. Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye unutulmayan nağmeler. Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler,

çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler. Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma. Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?……….


Aşk&aşk

SENSİZLİK En acı yalnızlık, senin verdiğin yalnızlık oluyor.sen yokken birşey düğümleniyor boğazıma,yutkunamıyorum.nefes alamıyorum,sıkışıyor kalbim.bulunduğum yerde yığılıp kalacakmışım ve birdaha hiç kalkamayacakmışım gibi geliyor bana. Oysa senden öncede yalnız kaldı bu yürek.gidenlerin bıraktığı tortuyu taşımayı bildi.bir tek sen böyle çaresiz bırakıyorsun beni.bir tek sen yokluğunla beni ölüme taşıyorsun. Ama elini uzattığında değişiyor herşey. Yokluğunun dilimde bıraktığıo acı tat, kalbimdeki o ağrı,yüzümdeki o üzgün tavır kayboluyor. yüreğim deli bir ırmak gibi çağlamaya başlıyor.hiç bitmeyene bir çoşkunun içinde buluyorum kendimi. bakşa hiç bir duygu sana yakın olmanın,seninle olmanın verdiği hazzı vermiyor bana. Gördüğümde seni titriyorum.bir yaprak gibi sallanmaya başlıyorum.saklayamıyoum güşülerimi.sevinç duygusu yüzümden bütün hücrelerime yayılıyor."ne güzel" diyorum.."yaşamak ne güzel"...

Gerçektende öyle... seninleyken hiçbirşeyden korkmuyorum.her zorluğu yenebilecek gücü sen veriyorsun bana...yetersiz kalıyorum,bu aşkı anlatacak kelime bulamıyorum. Yaptığım herşeyde,gittiğim heryerde sen de oluyorsun.... yinede seni sana şikayet etmekten başka çarem yok. zamansız gidişlerin felç ediyor ben,yapma... böylesine severken seni,yokluğunun acısına dayanmak kolay olmuyor.hani sen varken tıkır tıkır işleyen zaman, yokluğunda duruyor.ne geceler geçiyor, ne gündüz.... ne içtiğim suyun tadı var,ne yediğim yemeğin. Sitemimdir,doğru. Yokluğunun bu kadar dayanılmaz olduğunu söylemeyip de saklasam kime faydası olacak? Bunu anlatabilirmiyim ki sana ? Gitme yar, sensizliğin o korkunç girdabında tek başıma bırakma beni.seni yaşamak istiyorum, seni ve senden başka kimse kandırmayacak beni...


Aşk&aşk

BUZ TUTAR İÇİN...

O gidecek ve sen bakacaksın. Kimse olmayacak yanında, acını yalnız yaşayacaksın. Aşkı tek kişilik yaşamanın mevsimidir şimdi. Bahar da olsa yaz da, kış hüküm sürecektir sende. Buz tutacaksın… Herkesin buram buram terlediği güneşli bir günde üşümenin ne demek olduğuınu öğreneceksin. Tüm renkler, dönüş tarihinin belli olmadığı bir yolculuğa çıkmıştır. Baktığın her şey ya gri. Ya siyahtır.hayata dair hiçbir şey ilgi alanına girmez. Öylece bir köşede, sessizce, gözyaşlarını içine akıta akıta oturup durursun.Ne dostlarını görmek istersin, ne de söylenecek bir tek sözü bile duymayı. [ Neden ben? ] diye bin kere soracaksın kendine. [ Hak etmedim bunu ] diye hayıflanacaksın. Merak etme, her terk edilen hak etmediğini düşünmüştür. Hiçbir farkın yok onlardan; ama, sen, terk edildiğini de kabul etmiyorsundur. [ Neden gitti? ] sorusu gelecek ardından.Bulduğun yanıtları beğenmeyip gidişine bir başka bahane arayacaksın. Hiçbir bahane gerçek nedeni anlatmayacak.Çünkü aslında başından beri gördüğün; ama, bir türlü kabullenemediğin o gerçeği bir kez dile getirirsen, zaten buz tutmuş bedenin, parça parça dağılacak.Bunu bildiğin için bahanelerin arkasına saklanacaksın. Sevmemiştir seni. Sevmişse de, senin onu sevdiğin kadar sevmemiştir. Suçlayabilir misin onu? Sen sevdin diye sevmelimiydi seni? Şart mı bu? Değil elbette; ama, gel de bunu yüreğine anlat. Anlatamayacaksın.

Yürek bunu kabul etmez çünkü. Sen [Seni benim kadar kimse sevemez] diye sayıklarken ya da [Benim kıymetimi bilemedin] diye suçlarken onu, o, senin ne halde olduğunu bilmeden, bilse bile umursamadan, [ Her seçim bir vazgeçiştir ve her seçim bir başlangıçtır ] sözünü kanıtlarcasına yeni bir menzile doğru yol almaya başlamıştır bile. Senin seçiminse _kış_ı yaşamaktır, o zaman yaşayacaksın. Hiçbir kış, yaşanmadan bitmez. Kışı atlayıp bahara, ondan sonra da yaza ulaşamazsın. Birçok kez donarak öleceğini düşünerek, gözyaşların buz kristallerine dönüşerek, soğuğun verdiği acıdan nefesin kesilerek, ılık bir rüzgarı sarı sıcak güneşi düşleyerek dibine kadar, titreye titreye yaşayacaksın. Sonra bir gün pencereden güneşin girdiğini, yanaklarında donan gözyaşlarının eridiğini, içindeki titremenin hafiflediğini, renklerin gittikleri yerden döndüğünü, susturduğun tüm dostlarının yeniden konuşmaya başladığını göreceksin. Bir gülümseme yayılacak yüzüne, oturduğun o köşeden kalkacaksın ve baharın kokusunu içine çeke çeke, güneşin ve sıcağın keyfini çıkaracaksın…Bir başka kış-a kadar…


Aşk&aşk

Kadın Melek Bir melek gibi,sevgi vermek için gönderilmiş dünyaya.Karşılık beklemeden sevmenin,fedakarlık yapmanın,şefkatin ne demek olduğunu öğretmek için.Bıkmadan anlatmak üzere,sabretmek üzere,her türlü kabalığa,aşağılanmaya,alay edilmeye,yalanlara,ikiyüzlülüğe dayanmak üzere gönderilmiş.Dayanıklılığı, ne kadar anlayışlı olduğu ve kararlılığı test edilsin diye dünyada kadın. Bu melek,aşkın kılığına bürünüp gelmişse kapınıza,dünyada sizden daha şanslı bir erkek olamaz.Ama görmeniz gerekiyor,anlamanız gerekiyor.Kapıya gelen herhangi biri gibi davrandığınız an meleği küstüreceğinizi ve onun bir başka kapıya doğru yola çıkacağını bilmeniz gerekiyor.O melek,aşkı sunmaya bu kadar hazırken siz burun kıvırırsanız,bir başka meleğin de kapınıza uğrama olasılığını yok denecek kadar azaltırsınız. Kapınıza gelen o kadını,hayatınızın sonuna kadar bir melek olarak yaşatmayı başarırsanız ne mutlu size.Ama bu hiç de kolay değil.Kırılgan,alıngan,ilgisizliğe tahammül edemeyen,dünyanın merkezi olmak isteyen,sevgiye her daim aç,zaman zaman yırtıcı bir kaplan gibi saldırgan olduğunu unutmamalısınız.O,size her şeyini vermeye hazır ya,sizden de aynı şeyi bekleyecektir.Bir erkeğin bunu yapabileceğini de bilir.Yapamayacağınız şeyi istemez zaten.Ama yapabilecekken yapmamanız halinde er ya da geç size bunu ödetecektir.

Hayır,klasik bir intikamdan söz etmiyorum.Bir kadının hesap sorma yöntemi ya da öç alma yöntemi erkeklerinki gibi dümdüz bir şey değildir.Onların her şeyi ince ince hesaplayan,planlayan beyinleri öyle kusursuz bir kurgu yapar ki, siz bir şeylerin değiştiğini anladığınızda ne yazık ki çok geç olur.Kadının,isteyip de elde edemeyeceği hiçbir şey yoktur dünyada.Hayatınızı isterse,onu da ele geçirir.Direnemezsiniz bile. Bir melek,kötülük yapamaz bilirsiniz.Kadının yaptığı da kötülük değildir aslında.Ama nasıl ki kendisi,dünyada çok şey için sınava giriyor,sizden de beklediği onun için bazı sınavlar vermeniz ve o sınavlardan da başarıyla çıkmanızdır.Bir kadının koşulsuz desteğini alan erkeğin sırtının yere gelmesi mümkün değil.Emin olun,hayatınız hep iyi yönde değişecektir.Onun zengin ruhu,yaratıcılığı,hayal gücü,size,tahmin edemeyeceğiniz dünyaların kapısını açacaktır.Bir melek varsa hayatınızda onu melek olarak yaşatmak için çaba gösterin.


Aşk&aşk

Her Şey Sende Gizli

bir gün yalan söyleyeceksen eğer

yerin seni çektiği kadar ağırsın

bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

kanatların çırpındığı kadar hafif..

ay ışığındadır sevgiliye hasret

kalbinin attığı kadar canlısın

ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... sevdiklerin kadar iyisin

unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın

nefret ettiklerin kadar kötü..

güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

ne renk olursa olsun kaşın gözün

kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın

karşındakinin gördüğüdür rengin.. yaşadıklarını kar sayma: yaşadığın kadar yakınsın sonuna,ne kadar yaşarsan yaşa, sevdiğin kadardır ömrün.. gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin sakın bitti sanma her şeyi,sevdiğin kadar

ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..işte budur hayat! işte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir

sevileceksin.

kuşlar ötebildiği kadar sevimli

güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

bebek ağladığı kadar bebektir ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Sevdiğin kadar sevilirsin...


Aşk&aşk


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.