ÇOCUK, OYUN VE OYUNCAKLAR ÜZERİNE YAZILMIŞ OSMANLICA KİTAPLARIN İNCELENMESİ

Page 1

ÇOCUK, OYUN VE OYUNCAKLAR ÜZERİNE YAZILMIŞ OSMANLICA KİTAPLARIN İNCELENMESİ

Azize UMMANEL Lefke Avrupa Üniversitesi, aummanel@eul.edu.tr

GİRİŞ Bilgiyi aktarma araçlarından birisi de şüphesiz kitaplardır. Yetişkinlerin olduğu kadar çocukların yaşamında da önemli bir yere sahip olan kitaplarla erken yıllarda tanışmak, erken okuryazarlık becerilerinin kazanılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Dünyada çocuk edebiyatı ile ilgili akla gelen ilk eserler La Fontaine’in masalları, Güliver’in Gezileri, Grimm Kardeşler’in Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Rapunzel, Parmak Çocuk, Bremen Mızıkacıları ve Kırmızı Başlıklı Kız gibi birçok eseri, Oliver Twist, Üç Silahşörler, Lewis Carroll’un kaleme aldığı Alice Harikalar Diyarında, Mark Twain’den Tom Sawyer ve Huckleberry Finn, Jules Verne’den Dünyanın Merkezine Yolculuk, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve 80 Günde Devr-i Alem olarak sıralanabilir. Bu eserlerin birçoğunun 19. yüzyılda ortaya çıktığı görülmektedir. Batı edebiyatı bu tür eserler üretirken Türk dünyasında da Batılılaşmanın ilk adımları göze çarpmaktadır. Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile makale, tiyatro, roman, eleştiri gibi yeni edebiyat türleri geliştirilmiş, Batı edebiyatında var olan eserler Osmanlı Türkçesi’ne çevrilmeye başlanmıştır. Osmanlı Türkçesi’ne çevirisi yapılan eserler arasında çocuklar için yazılmış hikaye kitapları ve masalların yanı sıra, eğitim alanında çığır açan eğitim ve bilim insanlarından Jean Jacque Rousseau’nun çocuk doğası ve çocuğun yetiştirilmesini anlatan Emile adlı eseri, anaokullarının babası sayılan Fredrich Fröbel’in eğitim kitapları ve devamında okul öncesi eğitim ve eğitim materyallerinin geliştirilmesi alanında önemli bir role sahip olan Maria Montessori’nin eserleri yer almaktadır. Jean Jacque Rousseau’nun 1762 yılında yayınladığı Emile adlı eseri dünyada erken çocukluk eğitimi ile ilgili önemli gelişmelerden birisi sayılmakta ve çocukların eğitimi ile ilgili o günün koşullarına göre çağdaş bir eğitim yaklaşımı önermektedir. Bu kitap Ziya Paşa tarafından Osmanlı Tükçesi’ne çevrilmiştir. Bunun yanı sıra Froebel ve Montessori teknikleri de Türk eğitim sisteminin içerisinde yer almaya başlamış; Montessori eğitim anlayışı ile ilgili çeviri eserler raflarda yerlerini alırken, Froebel tekniğinden esinlene Satı Bey İstanbul’da bir çocuk yuvası açmış (Köksalan, 2012), Froebel tekniği Ana Öğretmen Okulu’nda açılan dersler arasına girmiş, Froebel terbiye usulleri ve Bahçe Okulu gibi uygulamalara önem verilmeye başlanmıştır (Güler ve Öztürk, 2003). Osmanlı’da yenilenme sadece Batı dünyasından çevirisi yapılan eserlerle değil, Osmanlı aydınlarınca üretilmiş eserlerle ve bir takım girişimlerle de kendini göstermektedir. Dönemin dikkat çeken eserleri arasında Ali Ulvi Elöve ve Ali Ekrem Bolayır tarafından yayınlanan çocuk şiir kitapları, Ahmet Mithat Efendi’nin Anne Babanın Evlat Üzerindeki Hukuk ve Vezaifi, İbrahim Edhem Paşa’nın Terbiye ve Talim-i Âdâp ve Nesâyihü’l-Etfal, devam eden yıllarda


Mustafa Rahmi’nin Çocuklar Cenneti ve Visit Raşit’in Çocuğun Vaziyet-i Hukukiyesi ile Eğitim Bakanlığı onayı ile basılmış kitaplar yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı çocuk, oyun ve oyuncaklar üzerine yazılmış Osmanlıca kitapların incelenmesi ve o günün koşulları kapsamında değerlendirilmesidir. YÖNTEM Çalışma kapsamında incelenen kitaplar amaçlı, benzeşik örnekleme yöntemi ile belirlenmiş; 1876 ve 1928 yılları arasında basılmış çeviri ve özgün olmak üzere toplamda beş kitap incelenmiştir. Çalışmanın materyalini oluşturan kitaplar Çocuklara Hediye, Çocuklara İlk Bilgiler, Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar, Kumlarda Çocuk Oyunları ve Çocuğun Vaziyet-i Hukukiyesi adlı eserlerdir. Nitel bir yaklaşımla yapılandırılmış olan bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Kitaplar Osmanlı Türkçesi’ne hakim bir uzman tarafından araştırmacıya okunmuş, elde edilen veri içerik analizi ile çözümlenerek kategoriler oluşturulmuştur. BULGULAR VE TARTIŞMA Çalışma kapsamında incelenen kitaplar Çocuğa Bakış, Eğitim, Oyun Alanları ve Oyuncaklar olmak üzere toplamda dört kategori altında irdelenmiştir. Çocuğa Bakış Bu kategori altında incelenen kitap Çocuğun Vaziyet-i Hukukiyesi adlı çalışmadır. Kitap 1926 yılında Vasfi Raşit tarafından yayınlanmıştır. Akademik bir dille yazılmış olup 119 sayfadan oluşmaktadır.

Resim1. Çocuğun Vaziyet-i Hukukiyesi adlı kitabın ön kapağı.


Vasfi Raşit, Paris Hukuk Fakültesi ve Almanya mahkemelerinde eğitim görmüş birisidir. Modern hukuku öğrenmek ve gözlemler yapmak amacı ile Almanya’ya gönderildiği düşünülmektedir. Yazar bu kitapta Fransa, İsviçre ve Almanya kanunlarına göre çocuğun hukuktaki yeri hakkında incelemeler yapmış ve aldığı notlarını paylaşmıştır. Notlar, 1924 yılı Mart ayında Dresden’de tamamlanmış ve Türkiye’ye gönderilmiş, 1926 yılında da kitapçık şeklinde basılmıştır. Kitabın girişinde Büyük Gazi Mustafa Kemal’e minnet ve şükran sunulmuş ve kitap, O’na ithafen yazılmıştır. Yazar, kitabın ön sözünde küçükken annesi ile İmam-ı Azam (Sünnilerin en büyük üstadı) hakkında yaptığı bir konuşmadan bahsediyor ve yıllar sonra Avrupalı bilginlerin O’na halkın ve halk liderlerinin de bir kanunu olduğunu; halkın, toplumların hukuksuz yaşayamayacağını anlattığından bahsediyor. Bu bilgiye göre herkesi kanun önünde eşit yapan hukuktur. Ardından hukukun ne olduğu ve neden önemli olduğu hakkında bilgi veriyor ve Almanya’da adalet ve hukuk dairelerinde hukuk üzerine aldığı notları sunuyor. Yazar, kitapta özellikle yetim çocuklarla ilgili alınan kararlar ve hukuksal düzenlemelerden bahsediyor, ve Almanya’da izlediği davalar hakkında bilgi veriyor. Örneğin velayetle ilgili bir davada iki çocuğunun velayetini almak isteyen bir annenin mahkemeye yaptığı gelir beyanına yer veriyor (şu kadar param, şu kadar kıyafetim, şu büyüklükte evim var vb.); babanın iflas etmesinde çocuğun ne tür haklardan faydalanmaya devam edebileceği üzerine davalardan örnekler sunuyor. Kitabın devam eden sayfalarında genel olarak İsviçre, İtalya ve Almanya’nın kanunları anlatılıyor; Alman medeni hukukunda çocuğun velayeti, velayeti alan anne babanın yükümlülükleri, velayetin kapsamı, çocuğun içinde bulunduğu psikolojik süreç ve anne babanın velayetle ilgili sınırları konularına yer veriliyor. Çocukların Vaziyet-i Hukukiyesi, yeni kurulan bir cumhuriyetin modern hukukla ilgili araştırmaları ve modern hukukun Türkiye’de yerini alması ile ilgili yapılan çalışmalara örnek oluşturabilecek bir eserdir. Cumhuriyet öncesinde özellikle yetim mallarının korunması ve kimsesiz çocuklarla ilgili düzenlemeler yapılsa da çocuklar ve haklarından cumhuriyetle birlikte sık sık bahsedilmeye başlanmış; bu bağlamda Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin çeşitli çalışmaları olduğu bilinmektedir. Bir ülkenin geleceğini sağlıklı nesillere emanet etmek adına Gürbüz Türk Çocuğu Projesi başlatılmış, sağlıklı çocuklar yetiştirerek bebek ölümlerinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir. İşte böyle bir zamanda çocuğun hukuktaki yeri ve haklarının yasallaştırılması ile ilgili böyle bir çalışma yapıldığı görülmektedir. Dolayısı ile bu çalışmanın çocuk hakları ve çocuk hukukunu ele alan ilk özgün eserlerden birisi olduğu söylenebilir. Bu bağlamda önemli bir eserdir. Eğitim Eğitim kategorisi altında alınan kitaplar Çocuklara Hediye ve Çocuklara İlk Bilgiler adlı kitaplardır. Çocuklara Hediye adlı kitap Eğitim Bakanlığı tarafından 1876 yılında yayınlanmış, resimli ve 59 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın yazarı bilinmemekle beraberi, dil ve üslubu açısından çeviri


olma ihtimalinin de düşük olduğu söylenebilir. Kitap, doğrudan çocuklara yönelik yazılmış, onlara okumanın ve eğitimin öneminden bahsetmektedir.

Resim2. Çocuklara Hediye adlı kitabın ön kapağı.

Eser bir ön söz ile başlamakta ve ön sözde yerküre, kitap ve benzeri eşyalar birarada sunulmaktadır. Ön sözde Tanrı’ya insana akıl ve kuvvet verdiği için teşekkür edip ibadet etmek gerektiği belirtilmektedir. Akıl ve kuvvet kavramların kullanılması dikkat çeken bir durumdur. 19. yüzyılın ilk yarısında yazılan eserlerde akıl ve kuvvet, yani irade belirten sözcükler üzerinde durulmamakta, bu kavramlar küçümsenmektedir. Tanzimat döneminin aydın şair ve gazeticisi İbrahim Şinasi Efendi yazılarında aklı yüceltiyor ve Tanrı’nın varlığını akıl yolulya bulduğunu söylüyordu. Bu bağlamda ön sözde Tanrı’ya akıl ve kuvvet verdiği için teşekkür edilmesi bir yeniliktir. Burada akıl ve eğitim üstün tutuluyor, dolayısı ile kitap çağdaş bir kitaptır.

Resim3. Çocuklara Hediye adlı kitabın ön söz girişi.


Kitabın devamında anne babasını dinlemeyen, öğütlerine dikkat etmeyen çocukların dünya yüzünde rahat yaşayamayacağı, okula başlayan bir çocuğun yaramazlığı bir kenara bırakıp aklını ve fikrini okuyup yazmaya vermesi gerektiği belirtilmektedir. Çünkü okuma yazma bilmeyen bir çocuk kimsenin yanında değer görmez, arkasından “bu çocuk tembeldir, yazıklar olsun, sonu fena olacak” derler. Osmanlı’da eğitimli olmak Kur’an-ı Kerim’i bilmekle ilgiliydi. Kur’an-ı Kerim’i hatmeden bir çocuk artık cahil değildir. Oysaki bu kitapta okuma yazma bilmenin önemi anlatılmakta; çocuk okumaya heveslendirilmektedir. Öyleki, “okuma yazmaya hevesli çocuğu herkes sever ve övgüler düzer. Ne mutlu o çocuğa, herkesten aferin işiterek okuldan çıkar” yazmaktadır.

Resim4. Çocuklara Hediye adlı kitaptan bir sayfa örneği

Devam eden sayfalarda dünyadan; yer kürenin özelliklerinden; kara ve denizlerden; okyanus, göl, çay, dere, pınar gibi kavramlardan; yönlerden ve beş kıtadan bahsedilmekte ve ön söz sonlandırılmaktadır. Devam eden konular Türk tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu, başkentler, fen (bitkiler), hayvanlar, makineler, tarım, matbaa, ulaşım araçları ve ahlak bilgisi olarak sıralanmaktadır. Son sözde ise çocuklara faydalı olabilecek öğütlere yer verilmektedir (ör: mideyi şişirecek kadar yemek yeme, su içme; üstünün başının temizliğine dikkat et; kötülük yapma, iyiliği esirgeme vb.). Günah sayılan resim, 1989 Tanzimat Fermanı’nın ardından yeniden gündeme gelmiştir. 1870’lerden itibaren resimli edebiyat, fen, coğrafya ve eğitim dergileri ile kitapları basılmaya başlanır. Osmanlı aydınları birçok alanda olduğu gibi eğitim anlamında da yaşanan teknoloji ve uygarlık çağının farkına varır ve gelişmişlik farklarını kapatmak amacıyla resimli ve yeni tarzda kitaplar basarlar.1876 tarihli Çocuklara Hediye adlı kitap, bu bağlamda yenilikçi bir kitaptır. Çocuklara İlk Bilgiler, 1890 yılında Ali Nazima tarafından Batı dillerinden birinden Osmanlı Türkçesi’ne çevirilmiştir. Resimli tasvirlerin de yer aldığı kitap, 63 sayfadan oluşmaktadır.


Resim5. Çocuklara İlk Bilgiler adlı kitabın ön ve arka kapağı.

Kitabın ilk sayfalarında eğitim ve öğretimle ilgili sorular yer almakta, eğitim ve öğretimin başlıca amacının zihinleri doldurarak din sevgisi olan faydalı kişilerin yetiştirilmesi olduğu belirtilmektedir. Takip eden sayfalarda soru cevap yöntemi kullanılarak sırası ile din bilgisi, beş duyu organı, insan vücudu, doğa bilimi, çevre bilimi, hayvanlar, bitkiler, madenler, çevremizdeki eşyalar, Arap ve Latin harfleri ve sayıları, zıt kavramlar, matematik ve para birimi konuları anlatılmaktadır (Ummanel, 2018). Dinî bilgilerin yer aldığı sayfalarda Allah, Allah’a karşı olan vazifelerimiz ve bu vazifelerin nasıl yerine getirileceğine dair açıklamalar yer almaktadır. Kitaba göre yeri ve göğü yaratan Allah’tır; O kalbimizi okur, yaptığımız işlerin farkındadır, büyük ve korkulması gerekendir. Bu bilgilerin ardından beş duyu organımız, insan vücudundaki uzuvlar, doğa, aylar, günler, mevsimler, güneş sistemi, ay ve bulutun ne olduğu, şimşek, rüzgar, yağmur, sis, yeryüzü, akarsular, adalar, göller, hayvanlar, bitkiler, çiçekler, madenler ve günlük hayatta kullandığımız eşyalar basit bir dille fakat ayrıntılı bir şekilde tasvir edilmiş ve resimlerle desteklenmiştir.

Resim6. Çocuklara İlk Bilgiler adlı kitaptan sayfa örnekleri


Son olarak Arap rakamlarının Romen rakamları ile karşılaştırılması, Latin ve Arap harfleri, zıt kavramlar, basit hesaplamalar ve çarpım tablosu konuları işlenmiş; konular, para birimlerinin anlatıldığı “Kuruş nedir?” sorusu ile sonlandırılmıştır.

Resim7. Çocuklara İlk Bilgiler adlı kitaptan sayfa örnekleri

Ali Nazima, Çocuklara Malumat-ı Evveliye adlı kitabı Batı dillerinden birinden Osmanlı Türkçesine çevirmiştir. Kitabın özgün halinde Hristiyanlığa ait bilgilerin yer alması olasıdır. Ali Nazima ona uygun bir çeviri yapmış veya eğitime henüz çağdaşlık ve laiklik anlayışının yansımadığı Osmanlıda geleneksel anlayışa uygun dinî bilgilerle bir giriş yapmayı tercih etmiş olabilmektedir. Kitabın son bölümünde para ve maddi unsurlarla ilgili bilgilere yer verilmiştir. 19. yüzyıl maneviyattan materyalizme doğru geçişin olduğu bir yüzyıldır ve bu durumun çocuklar için hazırlanan eğitim kitaplarına da yansıdığı görülmektedir (Karakartal, 1995). Öte yandan kitabın resimli olması, resmin bir günah unsuru olarak görülmediği ve bu anlamda çağdaş adımların atıldığı anlamına gelmekte, kitabı yazıldığı dönem bağlamında çağdaş kılmaktadır. Oyun Alanları Bu kategori altında incelenen kitaplar Kumlarda Çocuk Oyunları ile Oyun ve Oyuncaklar adlı kitaplardır. Oyun ve Oyuncaklar adlı kitap başka bir kategoride de incelendiği için burada kitapla ilgili yer verilen bilgi oyun alanları ile ilgili önermelerin olduğu sayfalarla sınırlıdır. Kumlarda Çocuk Oyunları adlı kitap 1909 yılında Danimarkalı eğitimci Hans Dragehjelm tarafınadan yazılıp 1928’de dönemin maarif müfettişi Ahmet Hilmi bey tarafından Osmanlı Türkçesi’ne çevirisi yapılmıştır. Yazınsal ve resimli tasvirlerin bir arada bulunduğu kitap toplamda 80 sayfadan oluşmaktadır. Kitapta yer alan bilgiye göre 1890 yılında Alman İmparatoru ve Prusya Kralı Kaiser II. Wilhelm, Berlin’de düzenlenen bir eğitim kongresinde “Biz kutlu bir nesile sahip olmak istiyoruz” demiş, büyük yankı uyandıran bu sözler üzerine gençlerin oyun ve spor ile yetişebilmesi için ülke genelinde çalışmalara başlanmış, bu çalışmalar içerisinde de kum oyun alanlarına büyük önem verilmiştir. Kitabın bu çalışmalar üzerine yazıldığı düşünülmektedir. Ummanel (2017), bir çalışmasında incelendiği kitabın,


Çocuğa Bakış, Eğitim Aracı Olarak Kum, Dışarı Oyun Alanlarının Düzenlenmesi ve Farklı Ülkelerde Kum Oyun Alanları konuları ile ilgili bilgi verdiğini belirtmektedir.

Resim8. Kumlarda Çocuk Oyunları adlı kitabın ön kapağı

Kitabın ilk beş sayfasında Vakit Gazetesi’nin 23 Nisan 1927 yılına ait sayısından yapılan alıntıya yer verilmiştir. Alıntı, Cenap Şehabettin’in Yoksul Çocuklar ve Hakkı Süha’nın Unutmayınız, Hudutlar Cesur ve Kuvvetli Çocuklar İster adlı yazılarını içermektedir. Cenap Şehabettin, Türk çocuğuna yardım etmenin bir hayat borcu olduğunu; bir çocuğu kaybetmenin ise toplumsal bir umudu yitirmekle aynı anlama geldiğini belirtmektedir. Benzer bir şekilde Hakkı Süha da çocukların bir milletin geleceği olduğunu belirtmiş, fiziksel ve bilişsel gelişimi sağlıklı olmayan çocuklar yetiştiren toplumların aslında kendi geleceklerini baltaladıklarını savunmuştur. Takip eden sayfalarda Dr. Schmid’in çocuklar hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Schmid’e göre çocuklar, bir ülkenin geleceğidir; dolayısı ile çocuk ölümlerini azaltmak için politikalar geliştirilmelidir. Bu bağlamda anneler çocuklarını beslemeleri konusunda eğitilmeli, ihtiyaçlı olan çocuklara ücretsiz süt dağıtımı yapılmalı, çocuk muayeneleri ücretsizleştirilmelidir. Böylelikle çocukların temel besin ihtiyaçları karşılanacak ve çocuk ölümlerinin önüne geçilebilecektir. Daha büyük çocuklar için Schmid, okulların amacının onlara oyun imkanı sunmak, bedeni ve aklı eğitmek; bununla beraber muhtaç çocuklara da bu fırsatları sağlamak olduğunu belirtmiştir. Her üç yazar da çocuğu toplumun geleceği ve geleceğin de umudu olarak görmekte; bir çocuğun sağlıklı yetişebilmesi için sağlıklı alanlarda büyümesi, temel bakım hizmetlerinden yararlanması ve açık havada oyun oynaması; oyun alanlarının ise çocuklara yönelik düzenlenmesi gerektiği üzerinde durmuşlardır. Kitabın yazarı Hans Dragehjelm kumu, çocuğu eğlendiren, kendine çeken ve onda oynama arzusu uyandıran bir oyuncak olarak nitelendirmektedir. Kumlarla oynayan çocuğun, oyun sırasında yeni fikirler ürettikçe ve uygulamaya koydukça zihinsel becerileri de desteklenmektedir. Öte yandan kum çocuğa hem tek başına hem de başkaları ile oynama fırsatı verir. Çocuk hem kendi kendine oynayarak küçük kas becerilerini hem de diğer çocuklarla birlikte oynayarak yardımlaşma gibi sosyal becerilerini geliştirir. Dolayısı ile kum


çocukların zihinsel, bedensel ve sosyal becerilerini destekleyen bir eğitim aracı olarak kullanılabilmektedir. Dragehjelm, çocuğun bedeni, ruhu ve sosyal gelişimini destekleyen kumun önemi ile ilgili halkı bilgilendirmek gerektiğini, belediyelerin çocukların koşup oynamaları için korunaklı alanlar yaratmaları ve dışarı oyun alanlarına önem verilmesi gerektiğini söylemektedir. Bu tür alanlar yaratarak çocukların beden eğitimlerini desteklemiş oluruz. Bu bağlamda genel kullanım alanları, park ve bahçelerde kum oyun alanlarına yer verilmesinin gereği üzerinde durmuştur. Kitap, farklı ülkelerde yer alan kum oyun alanlarına verilen örneklerle sonlandırılmıştır. Bu ülkeler arasında Almanya’da yapılan çalışmalar emsal teşkil ettiği için bu ülkeye ayrıca değinilmiş ve Almanya’daki farklı şehirlerden de örnekler verilmiştir.

Resim9. Kumlarda Çocuk Oyunları adlı kitaptan sayfa örnekleri

Gerek Avrupalı aydınlar gerekse Osmanlı aydınları çocukluğu yaşamın ayrı bir kutbu ve geleceğin umudu olarak görmüşler, çocukların sağlıklı yetiştirildiği takdirde topluma faydalı insanlar olacaklarını, bu nedenle yatırım yapılması gereken varlıklar oldukları fikrini savunmuşlardır. Öte yandan çocukların kendi haklarının olduğunu ve bu haklar arasında sağlıklı beslenme, temel bakım hizmetleri, korunma, temiz hava ve oyunun da yer aldığını belirtmiş; bu konularda birtakım politikalar geliştirilmesi gereği üzerinde durmuşlardır. Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar, Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti Çocuk Küllüyatı’na ait eserlerden birisidir. Batı dillerinden birisinden Sabiha Zekeriya, Belkıs Halim ve Mehmet Zekeriya tarafından Osmanlı Türkçesi’ne çevirisi yapılmış ve 1927 yılında yayınlanmıştır. Annelere yönelik hazırlanan kitap, onların ev ortamında çocuklarını nasıl eğitebilecekleri ile ilgili önermelerde bulunmakta ve yapılabilecek etkinlikleri resimlerle tasvir etmektedir. Kitabın yazıldığı dönemde Türkiye’de anaokulları yaygın olmadığı için çocukları eğitmek konusunda anneler doğrudan hedef alınmıştır.


Resim10. Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar adlı kitabın ön kapağı

Kitabın girişinde oyunun çocuklar üzerindeki olumlu etkisi anlatılmaktadır. İlk eğitimini evde almaya başlayan bir çocuk için ev, onun ilk ve en fazla vakit geçireceği oyun alanıdır. Çocuğun ev ortamında nitelikli zaman geçirmesi annesinin onu nasıl yönlendirdiği ile de ilgilir. Dolayısı ile evde çocuğa oyun oynayabileceği bir ortam sağlanması gerekmektedir. Fakat bu illa ki ona ayrılacak özel bir oyun alanı değil, oyun etkinliklerini yerine getirebileceği aynı zamanda da becerilerini geliştirebileceği bir alan olmalıdır. Örneğin, bahçede çocuğa özel bir alan verilirse, çocuk bu alanı ekip biçmesi için yönlendirilebilir; böylece hem çocuğu meşgul edecek bir aktivite yaratılmış olur hem de çocuğu tohumun filizlenmesi ile birlikte onun nasıl bir şeye dönüşebileceği konusunda keşifler yapmaya iteriz. Benzer bir şekilde açık alanda tahta ve odun parçaları ile oynayan çocuğu binaları taklit edecek inşaalar yapmaya; mutfakta hamurla oynayan çocuğu ise ileride ekmek yapmak için girişimlerde bulunmaya itebiliriz.

Resim11. Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar adlı kitaptan sayfa örnekleri

Kitap, oyun alanları ile ilgili olarak evdeki alanların değerlendirilmesi yönünde önermeler sunmaktadır. Bununla beraber çocukların açık havada ve doğa ile içiçe bulunması gerektiğini


belirtmekte, çocukların sık sık açık havaya çıkartılmalarını, bahçede meyve ve sebze yetiştirmeye yönlendirilmeleri, hayvanları daha yakından tanımak için onları beslemeleri, sağmaları yönünde teşvik edilmelerini, ev işlerini oyun haline getirerek annelerine yardım etmelerini, açık havada çamur ve kum alanlarında bu doğal malzemelerle oynamalarını annelere öğütlemektedir. Son olarak, farklı ülkelerdeki çocukların ne tür meşguliyetleri olduğundan, ne tür oyunlar oynadıkları ve açık havada yerine getirdikleri etkinlikler hakkında bilgi vermektedir.

Resim12. Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar adlı kitaptan sayfa örnekleri

Oyuncaklar Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar adlı kitap bu kategori altında, çocuklara önerilen oyuncaklar bağlamında da değerlendirilmiştir. Kitap, henüz okula başlamamış çocukların evde annelerinin rehberliğinde ne tür oyuncaklarla meşgul olabilecekleri hakkında bilgi vermektedir. Kitapta oyuncakların yadsınamaz özelliklerinden birisinin de çocukları oynamaya teşvik ederek temel bir takım becerileri öğrenmeleri konusunda destek sağlamalarıdır. Öyleki oyuncaklar, çocukların var olan yeteneklerini ortaya çıkarmaya yarayan araçlar olarak tasvir edilmiştir. Bunun yanı sıra çocuklarla birlikte oyuncak yapmanın da onlara sağlayacağı yarardan bahsedilmektedir. Kitaba göre günlük malzemelerden çocuklarla beraber oyuncaklar, bebekler, bebek elbiseleri yapmak onların yaratıcılıklarını artırmakla beraber el becerilerini geliştirecek ve ileride birer mucit olmalarına katkı koyabilecektir. Öte yandan evde yapılan oyuncakların mağazalardan alınan oyuncaklardan daha kıymetli olduğu ve çocuklara daha fazla zevk verebileceği de belirtilmiştir. Bu bağlamda annelere çocukları meşgul edecek el işleri kitap aracılığı ile öğretilmeye çalışılmıştır. Çocukların oynayabilecekleri oyuncaklar arasında kağıtlar ve kağıttan yapılabilecek el işleri, örgü, dikiş, ipler, boncuklar, ev işlerine yardımcı olabilecekleri malzemeler, bebek evleri, resim defterleri, toplar, çubuklar, tahtalar ve saman ve yapraklardan yapılabilecek bebekler örnek olarak verilmekte, bu oyuncakların nasıl geliştirilebileceği veya anneler eşliğinde bu oyuncaklarla nasıl oynanabileceği tek tek anlatılmaktadır. Öte yandan bitki bakımı,


hayvanlarla ilgilenme (inek sağma, tavuk yedirme, gölde ördek besleme vb.), taklit oyunları, mevsimine göre oynanabilecek oyunlar (kızakla kaymak vb.), hikaye ve masallar da önerilen oyunlar arasındadır.

Resim13. Evde Mektep: Oyun ve Oyuncaklar adlı kitaptan sayfa örnekleri

Kitabın son kısmında annelerin çocukları ile evde kaliteli vakit geçirebilmeleri için her ay ne tür etkinlikler yapabileceklerine dair bir programa yer verilmektedir. Bu program belki de oyun temelli bir anaokulu müfredatının temellerini oluşturmuştur. Çocuk için ister iş olsun isterse oyun, bunun neşe içerisinde yapılması gerektiği üzerinde önemle durulmuştur. Çünkü oyun zamanı eğlenceli olmalı ve anne çocuk ile neşe içerisinde zaman geçirmelidir. Çocukla ancak bu şekilde sağlıklı bir ilişki kurulabilir. Öte yandan her iş çocuklara oyun gibi gösterilmeli ve ne kadar zor olursa olsun kahkahalarla karışık olmalıdır.


Annelere yapılan bir diğer öneri ise çocuklarla beraber zaman geçirmek için fırsatlar yaratmaları ve oyunlarında onlara rehberlik etmeleridir. Günlük işleri dahi oyunla yapan çocukların, bilgi ve becerilerini artıracakları ve bu becerilerin ileride günlük hayatlarında ihtiyaç duyacakları işler için gerekli olacağı belirtilmiştir. Nitekim oyun ve oyuncakların çocuğu hayata hazırlayan araçlar olduğu da sonsözde vurgulanmıştır. Oyunun ve oyuncakların önemi yaklaşık 100 yıl öncesinde vurgulanarak bu kitapta belirtilmiş, çocuklar üzerindeki etkileri üzerine dikkat çekilmiştir. Ev işlerinin dahi oyun yoluyla yapılmasının önerilmesi günümüz Montessori eğitim anlayışını hatırlatmaktadır. Bu bağlamda yaparak-yaşayarak öğrenme anlayışının temellerinin bu yıllarda atılmaya başlandığını söyleyebiliriz. Öte yandan annelere çocuklarına uygulayabilecekleri oyun temelli etkinlikler önerilmiş ve bu etkinliklerin aylara bölünerek nasıl uygulanabileceği de anlatılmıştır. Bu uygulama günümüz oyun temelli eğitim müfredatının ilk örnekleri arasında sayılabilir, belki de Türkiye’deki okul öncesi programlarının ilk örnekleri arasında sayılabilir. İncelenen kitaplar yayımlandıkları yıllar kapsamında ilerici kitaplar olarak nitelendirilebilmektedir. Çöküş içerisinde bulunan Osmanlı İmparatorluğu, bu çöküşü eğitim yolu ile aşabileceğini düşünmekte ve bu bağlamda yenilikçi adımlar atmaktadır. Öte yandan sağlıklı nesiller yetiştirmek adına çocuğun eğitimi, sağlıklı büyümesi ve ihtiyaçları doğrultusundan da ilerici adımlar atıldığı gözlenmektedir. Şüphesiz bir ülkenin kalkınması eğitime ve ülkenin geleceği olan çocuklara verilen önemle sağlanabilir. Gelişen ve değişen dünyada eğitime ve bireye verilen önem arttıkça o ülkede ilerlemenin de devam edeceği söylenebilmektedir. Günümüz Türkiyesinde yeni bir eğitim vizyonunun ortaya konması bu ilerici adımlardan birisi sayılabilir. Öneriler Osmanlıca eserlerin gizli ve değerli bilgiler taşıdığı, bu eserler günümüz Türkçesine çevrildikçe ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de eğitim ve bilim alanında yapılan yenilikler cumhuriyet öncesine de dayanmaktadır. Cumhuriyet öncesi yayınlanan eserlerin gün yüzüne çıkartılması ve bu eserlerle ilgili araştırmalar yapılması, geçmişimizin devrimsel yeniliklerle dolu olduğunu da araştırmacılara gösterecektir. Bu bağlamda yapılacak çalışmaların artırılması önerilmektedir.

Kaynaklar Güler, D. S. ve Öztürk, F. (2003). Türkiye’de okul öncesi öğretmeni yetiştirmeye dönük ilk program ve uygulamalar. Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 2(4), 261-275. Karakartal, O. (1995). Türk Edebiyatında Para (1870-1970) (Doktora tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. Köksalan, B. (2012). Okul öncesi eğitimin tarihi gelişimi. F. Gülaçtı ve S. Tümkaya (Ed.) Erken çocukluk eğitimi (s. 75-89) içinde. Ankara: Pegem Akademi.


Ummanel, A. (2017). Kum ve oyun alanları üzerine bir inceleme. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 17(3), 1539-1566. Ummanel, A. (2018). Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olan “Çocuklara İlk Bilgiler” adlı kitabın erken çocukluk eğitimi açısından incelenmesi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19(2), 53-66.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.