®
SAYI 4 - OCAK 2012 TEKBİR GİYİM’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR.
7
Yaşam www.tekbir.com.tr
HAFTANIN
GÜNÜ
ŞIK VE UYUMLU
GİYİNMEK
Cezayİr de Tekbİr Müdavİmİ Oldu
Nurettin SEVİLMİŞ anlattı:
BETÜL BOZDOĞAN
MEDYADA
ALTERNATİF BİR DİL
ERKEK GİYİMDE TEKBİR İMZASI
TEKBİR’DE KALİTENİN
SIRRI
LONDRA Modanın Kalbi
®
Yaşam
EDİTÖR’DEN
Tekbir Giyim A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Haber Editörü Kezban KARAGÖZ Moda Editörü Esra KARADUMAN Grafik Tasarım Gülizar AŞIK Katkıda Bulunanlar Fethiye İNAL Yapım Metam Medya Abbasağa Mahallesi Yıldız Cad. No: 53 Nil Apartmanı BEŞİKTAŞ-İSTANBUL Tel: 0212 258 04 94 Faks: 0212 258 85 65 www.metammedya.com Baskı SCALA BASIM Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT - İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 5.000 Adet basılmaktadır. Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr ••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya
Yeni Sezona Merhaba
4.sayısıyla 1 yaşını dolduran Tekbir Yaşam Dergisi’nden tüm okuyucularımıza selamlar. Renkli ve çeşitli bir içerik oluşturmaya çalıştığımız kış sayımızda nelerden bahsettiğimize değinmek istiyorum. Soğuk kış günlerinde giyebileceğiniz birbirinden şık ve kullanışlı ürünler almanın tam da zamanı… Mağazalarımızda görebileceğiniz modellerden sizin için seçimler yaparak alışverişlerinizi kolaylaştıracak kombinler hazırladık. Sizin de bildiğiniz gibi Tekbir, geniş ürün yelpazesiyle her zaman aradığınızı bulabileceğiniz bir marka… Yaşam Dergimiz ile; keyifli alışverişlerinizin daha da renkli hale gelmesini hedefliyoruz. Aradığınız her şeyi bulabildiğiniz mağazalarımızda neyi ne ile giyebileceğinizi, hangi renklerin birbiriyle uyumlu olduğunu göstermeye çabalıyoruz. Sizlerden gelen olumlu dönüşler de bu amacımızda başarılı olduğumuzu gösteriyor. Bu sayımızda sizlerden gelen yoğun istek üzerine kombinasyon sayfalarını çoğalttık. Hem çalışan bayanların hem de ev hanımlarının tercih edebilecekleri kombinasyonlar hazırladık. Hem de haftanın yedi günü için… Pazartesi günü haftanın ilk iş günü, ciddi giyinmek gerekebilir. Salı günü toplantı gününüz mü? Şık bir takım kurtarıcınız olabilir. Çarşamba günü iş çıkışı arkadaşlarınızla mı buluşacaksanız? Hem şık hem de rahat olmalısınız. Perşembe akşamı bir komşunuza ev gezmesine, cuma akşamı ise önemli bir davete gitmeniz gerekiyor. Hafta sonu geldi bile, biraz da kendinize zaman ayırmalısınız. Mesela cumartesi günü alışverişe gitmek iyi bir fikir olabilir. Pazar günü de haftanın yorgunluğunu atmak için tiyatroya gidebilirsiniz. Haftalık programınızı yaptık, neler giyebileceğinizi de sunmaya çalıştık. Alternatifleri çoğaltmak mümkün, mağazalarımız siz değerli müşterilerimizi bekliyor, bu kış da bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bir sonraki sayıda görüşünceye dek hoşça kalın!
Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Kurumsal İletişim Müdürü
Tekbir Yaşam Dergisi, Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir. Tekbir Giyim, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
3
BİZ’DEN
TEKBİR GİYİM FİNLANDİYA TELEVİZYONUNDA Tasarladığı modellerle, düzenlediği defilelerle dünya basınının gündeminden düşmeyen bu sayede tesettürü de dünyaya tanıtmayı görev bilen Tekbir Giyim ekim ayı içerisinde Finlandiya Devlet Televizyonu’nu ağırladı. Tekbir Giyim uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye’deki tekstil ve tesettür giyim konulu haber, makale ve araştırmaları için kapsını ilk çaldıkları firmalardan biri. Yabancı basının Tekbir Giyim’i neden tercih ettikleri sorusunun cevabı
markanın gücünü de bir kez daha vurguluyor. Tekbir’in hem üretim yapması hem de toptan ve perakende satış yapması Türkiye’de sektör adına referans marka olarak görülmesinin nedenlerinden bazıları. Tekbir Giyim’in yerli üretimi destekleyen bir firma olması, bayi ve şubeleriyle birlikte dünyanın en çok satış noktası bulunan tesettür firması olması doğru ve kapsamlı bilgi alma noktasında yabancı basının seçiminde oldukça etkili. Finlandiya Televizyonu kalabalık bir ekip ile ziyaret ettiği Tekbir Giyim fabrika binasında markanın bütün üretim aşamalarını bizzat inceleyerek sorularını yöneltti. Gazeteciler, markanın dünden bugüne aldığı yolu, gösterdiği gelişmeyi ve başarılı çalışmalarının detaylarını ilk ağızdan markanın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karaduman’ın kendisinden dinlediler. Finlandiya Devlet Televizyonu
Tekstil Sektöründe Yabancı Basının İlk Adresi Tekbir Giyim
Dünya ekonomisi önemli bir dar boğazdan geçiyor. Özellikle tekstil üretimi rotasını sürekli değiştiriyor. Önemli bir tekstil üretim coğrafyası olan Türkiye bu değişimde en fazla rol oynayan ülkelerden. Zira teknik olarak oldukça fazla yol alınmasına rağmen birçok firma üretimlerini ucuz işçilik vadeden ülkelere kaydırmış durumda. Tekbir Giyim bu açıdan bakıldığında tesettür giyimde en fazla üretime sahip öncü bir marka fakat öne çıkan bir diğer özelliği ise üretimini hala Türkiye’de yapıyor olması. Bu durumun, bugün bütün dünyaya mağaza açarak hizmet veren markalara bakıldığında oldukça büyük bir ayrıcalık olduğu görülmekte. Geçtiğimiz günlerde Tekbir Giyim’e gelen 9 kişilik önemli bir gazeteci heyetin ziyareti de bu gerçeğin bir sağlaması gibi değerlendirilebilir. İstanbul’da Political Tours adlı önemli bir ajansın öncülüğünde Ekrem Eddy Güzeldere, Times Gazetesi muhabiri Political Tours ajansının kurucusu Nick Wood yanında Avustralya, ABD, Polonya, Kanada ve İngiltere’den 7 önemli gazeteci ve araştırmacı ile Tekbir Giyim’de tekstil sektörü ve ekonomik gelişmeler adına güzel bir buluşma gerçekleşti. Tesettür giyim sektörü ve Türkiye’deki sektörün gelişmeleri hakkında detaylı sorular da soran gazeteciler 4
markanın bütün üretim süreçlerini bizzat görerek bilgiler aldı. Mustafa Karaduman ile de özel bir toplantı yapan gazeteciler firmanın markalaşma süreçlerini ilk elden öğrenme imkanı buldular.
Yurtdışı Basın Grup Toplantısı
Tekbir Giyim’in Başarısı Tesettür Moda Dergilerinde Moda dergileri yıllardır belli bir segmentte yayın yapıyor. Türkiye’de belli bir giyim tarzı dışında stiller benimseyenlere hitap eden bir yayın yoktu. 2011 yılında dergicilik farklı bir yenilikle tanıştı. Tesettür tasarımlarının kendine yer bulduğu yeni bir dergicilik anlayışı başladı. Bu anlamda tesettürlü müşterilerin giyim kuşam zevklerine hitap eden bu dergilerin ilk aklına gelen markalardan biri Tekbir Giyim oldu. Tekbir Giyim Tasarımcısı Esra Karaduman ile özel röportajlar yapan Âla, Hesna Türkiye ve Gönül Dergisi markanın başarı öyküsünü, Esra Karaduman’ın tasarım kültürünün markaya nasıl yansıdığını detaylı bir biçimde sayfalarına taşıdı. Markanın üretim tasarım ve mağazacılık başarısını detaylı olarak yöneticilerden dinleyen dergiler aldıkları bilgileri sayfalarına geniş bir biçimde yansıttılar. Özellikle genç
hedef
dergiler Tekbir Giyim’in yeni nesile yeniden anlatılması adına güzel bir çalışma olarak değerlendiriliyor.
kitlenin yakından takip ettiği
Tesettür Moda Haberleri
Tekbir Giyim Deri Koleksiyonu Zaman Gazetesi’nde Uzun yıllar özellikle Orta Asya ve Kuzey Avrupa ülkelerine deri görünümlü manto ve pardösü ihraç eden, birkaç yıldır da iç piyasa deri tasarımlar sunan Tekbir Giyim 2011 Kış sezonuna da geniş bir koleksiyonla merhaba dedi. Tekbir Giyim 50 parçadan oluşan bu geniş deri koleksiyonunu yazın düzenliği görkemli defilede görücüye çıkardı ve büyük alkış aldı. Dünyanın lüks giyim markalarının da yer verdiği deri kıyafetler Türkiye’de de oldukça beğeni ile takip ediliyor. Tekbir Giyim koleksiyonunun önemli bir farkı ise özellikle tesettür giyim kullanıcısına özel modeller tasarlayarak bir çalışma sunması. Normalde deriye odaklanmış markalarda ve deri kullanan diğer global markalarda deri kıyafetleri en fazla trençkot olarak bulma imkanına sahip olabiliyorsunuz. Fakat tesettür giyim müşterisi için hem kesimler yeterince istendiği gibi olmuyor hem de ürünlerin boyları konusunda her tüketici memnun kalmıyor. Tekbir Giyim özellikle uzun boy ürettiği ve giyildiğinde ağırlık yapmayan deri tasarımları ile müşterilerin büyük beğenisini toplamış durumda. Sektörün lider markası olan Tekbir’in bu koleksiyon çalışması başka tesettür giyim markalarına da yol göstermiş diyebiliriz. Koleksiyonun gördüğü ilgi basının da dikkatini çekti. Sadece mont ve pardösü değil etek, ceket ve farklı tasarımların da detaylarında deriler kullanılan Tekbir Giyim’in deri koleksiyonu farklı açılardan Zaman Gazetesi’nde ele alındı.
Zaman Gazetesi Deri Haberi
5
TEKBİR MAĞAZALARI CEZAYİR TOPRAKLARINDA Cezayir Afrika’nın en büyük ülkelerinden biri. Başkenti ise Cezayir. Bizans’tan, Endülüs’e Osmanlı’dan Fransa’ya kadar birçok kültürün izlerini taşıyan ülke bugün Afrika’nın giriş kapısı sayılmakta. Bugün Afrika ve Arap yarım adası en çok büyüyen pazarlardan biri. Tekstil açısından ise gelecek vadeden bir coğrafya. Tekbir Giyim yurt dışında da mağazalaşarak tesettür giyim konusunda bir dünya markası olma yolunda yürüyor. Bu açıdan Afrika’nın değerli ve önemli ülkesi
Zouar Local. Çünkü havaalanına çok yakın hatta yürüme mesafesinde diyebiliriz. Cezayir’de Tekbir’in müşteri portföyünün %70’i tesettürlü bayanlardan %30’u ise mütevazı giyimi tercih eden bayanlardan oluşuyor. Mağaza yetkililerinin amacı ise; %30’luk kesimi de tesettür ile buluşturmak. Cezayir’de de mağazacılık yapılıyor. Cezayir’in Tekbir ile ilk buluşması 2009’da gerçekleşmiş.Tekbir’in
Yetkililer Cezayir halkının, rahat giyinmek isterken bir yandan da şık olmak istediğini belirtiyor. Bu yüzden en çok; takım, tunik, pantolon, ferace tercih ediliyor.
CEZAYİR BAYİSİ DJOUADJ MOHAMED BEY İLE SATIŞ VE PAZARLAMA KOORDİNATÖRÜ ŞABAN KARADUMAN
mağazacılık standartlarının tümüyle uygulandığı Cezayir Mağazaları oldukça ilgi görüyor. Cezayir’deki mağaza yetkilileri daha önce Cezayir’de tek tük Mısır’lı tesettür firmaları olduğunu ama Türk tesettür firması olmadığını ifade ediyor. Şuan ülkede Rouiba, Bab El Zouar Local, Tlemcen ve Cezayir Merkez olmak üzere toplam 4 Tekbir mağazası var, Tekbir büyüdükçe diğer markaların Cezayir piyasasındaki payları ise küçülüyor. Tekbir’in 4 mağazasının da bulundukları yerler, şehrin en işlek ve en lüks caddeleri. En çok ziyaret edilen Tekbir Mağazası ise “Misafir kapısı” anlamına gelen Bab El 6
Cezayirli hanımlar, Tekbir’den aldıkları kıyafetlerle Milano, Paris, New York gibi dünyanın moda merkezlerine yaptıkları seyahatlerde kendilerini ifade edebildiklerini bu nedenle Tekbir’i tercih ettiklerini söylüyorlar. Bunu dile getirenler sadece tesettürlü bayanlar değil. Yani Tekbir’i tesettürlü bayanların markası olarak görmüyorlar, tamamen kalitesi ve modernliğinden dolayı tercih ediyorlar. Cezayir temsilciliği 2014 yılına kadar Cezayir’deki Tekbir sayısını 14’e çıkarmayı hedefliyor. Bayii Tanıtımı
BİZ’DEN
TEKBİR’DE BAYRAMLAŞMA Kurban Bayramı, İslam Dünyası için yılın en önemli dini günlerinden biridir. Yüz yıllardır hiç aksatılmadan eda edilen ve her yıl bereketiyle gelen kurban, ülkemizde de heyecanından hiçbir şey kaybetmeden eda ediliyor. İlk kurbandan bu yana insanı Rabbine ve diğer insanlara yaklaştıran yakınlaştıran bir zamanın adı ola gelmiştir kurban. Kurumsal değerlerini inandığı değerler ile birlikte kurgulayan Tekbir Giyim’de Kurban Bayramı öncesi sıcak bir bayramlaşma etkinliği yaşandı.
Tekbir Giyim Fabrika Binası’nda gerçekleşen bayramlaşma toplantısında Tekbir Giyim Genel Müdür’ü anlamlı bir konuşma yaptı ve bütün çalışanlarla ayrı ayrı bayramlaştı.
Bir aile şirketi olarak aile bağlarının getirdiği enerjinin değerini bilen Tekbir Giyim Yöneticileri; Tekbir kalitesinin gizli kahramanları sayılan çalışma ekibiyle tek tek bayramlaştılar. Tekbir’in büyük bir aile olduğunu yeniden hatırlatan bu özel bayramlaşma anı Kurban Bayramı’nın adına yakışır bir atmosfer yaşattı. Tekbir Giyim Fabrika Binası’nda gerçekleşen bayramlaşma toplantısında Tekbir Giyim Genel Müdür’ü anlamlı bir konuşma yaptı, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler bütün çalışanlarla ayrı ayrı bayramlaştılar.
Tekbir Giyim’den Van’a Yardım Seferberliği 23 Ekim’de bütün Türkiye’yi hüzne boğan bir acı yaşandı. Önemli bir deprem kuşağında yer alan Van 7.2 gibi oldukça şiddetli bir depremle yıkıldı. Deprem’in gündüz olması ölüm sayısını düşürmüş olsa da depremde Van ve Erciş tabir yerindeyse alt üst oldu. Birçok kamu binası çöktü. Kışın başında Van’daki insanlar yazlık çadırlara sığınmak zorunda kaldı. Evi yıkılmayanlar da sürekli devam eden artçı depremler yüzünden evine giremez oldu. Milletçe büyük bir yardım seferberliği başlaması ise yaralara bir nebze merhem oldu. Ateş düştüğü yeri değil bütün Türkiye’yi yaktı. Kar yağışı altında yakınlarının enkazdan çıkmasını bekleyen Vanlı depremzedeleri gördükçe bütün Türkiye’nin içi üşüdü. Bu topraklarda üretim yapan sayılı markalardan olan Tekbir Giyim de Van’da yaşanan acıya duyarsız kalmadı. Tekbir Giyim, kışın en sert geçtiği şehirlerden biri olan Van’daki depremzedelere Cansuyu Derneği vasıtası ile kışlık giyecek yardımı ulaştırdı. En basit ihtiyaçların bile elzem olduğu bu gibi zamanlarda sorumluluk sahibi firma olarak gerekli yardımları yapmaya çalışan marka çeşitli konularda da toplumdaki ihtiyaçların giderilmesi için yardım elini uzatıyor.
Tekbir Giyim, kışın en sert geçtiği şehirlerden biri olan Van’daki depremzedelere Cansuyu Derneği vasıtası ile kışlık giyecek yardımı ulaştırdı.
7
MÜŞTERİLERİNİ DİNLEYEN MARKALAR BÜYÜR Tekstil sektöründe taşların yeri değişiyor. Talebin çok fakat arzın kısıtlı olduğu dönemlerde üretim kavramı başarının anahtarıydı. Üretebilmeyi başaranlar pazarda ipi göğüslüyordu. Klasik pazarlama yılları dediğimiz bu dönem sermayenin güçlenmesiyle geride kalmış durumda. Yeni dönem, pazarlama kavramını öne çıkarmış durumda. Üretebildiğini satabilmek şirketlerin yeni odağı olmuş durumda. Kaliteli üretim yapmak bir zorunluluk halini aldı. Kalitesi olmayanın zaten pazarda yerini koruması mümkün değil. Ürünleri en doğru biçimde müşteriye ulaştırmak konusunda ise son yıllarda giderek öne çıkan kavramlardan biri müşteri odaklı iletişim. Müşterilerini dinleyen firmalar üretimi de müşterinin beklentilerine göre adapte ediyor. Üretilen tasarımlar, müşterinin beklentilerinden, ihtiyaçlarından bağımsız olmuyor. Müşteri odaklı bu yeni dünyada müşteri iletişimi, müşteri ilişkileri kavramı giderek daha değerli bir hal alıyor.
Müşteri Kahvaltıları
Tekbir Giyim de sadece modayı müşterilerine sunan firma olmaktan ziyade müşteri beklentilerini ve zamanın trendlerini en iyi şekilde bir araya getirmeyi amaçlayan üretim anlayışına odaklanmış durumda. Müşterilerine satış yapmak kadar müşterilerinin beklentilerine cevap veren üretim anlayışını önemsiyor. Bu anlamda Tekbir Giyim mağazalarında tatlı bir telaş var. Tekbir Giyim’in 42 mağazasında eş zamanlı olarak “Müşteri Kahvaltıları” düzenleniyor. Bir aile şirketi olan marka, müşterilerini de bu ailenin birer üyesi olarak gören bir bakış açısıyla hizmet veriyor. Bu anlamda müşterilerinin bakış açısını, görüşlerini ve beklentilerini ilk ağızdan dinlemek için kahvaltı buluşmalarında bir araya geliniyor. Kahvaltı etkinliğinde Tekbir Giyim müşterileri koleksiyon ve marka hakkında yorumlarını, fikirlerini samimi bir ortamda paylaşma imkanı buluyorlar. Mağaza yetkilileri de müşterilerden gelen talepleri, koleksiyon hakkındaki yorumları ciddiyetle dinleyerek bunların üretim konusunda yol haritası çizmesine katkı sağlamak için değerlendirmeye alıyor.
Kahvaltı etkinliğinde Tekbir Giyim müşterileri koleksiyon ve marka hakkında yorumlarını, fikirlerini samimi bir ortamda paylaşma imkanı buluyorlar.
8
BİZ’DEN
TEKBİR GİYİM MAĞAZALAR TOPLANTISI bunu yurt dışına pazarlayabilen bir tesktil sektörü ile karşı karşıyayız.
Türkiye’de tekstil sektörü son yıllarda önemli bir yol katetmiştir. Avrupa’nın üreticisi olmaktan çıkıp kendi tasarımcılarını yetiştiren, kendi ürünlerini tasarlayan ve
Tekbir Giyim ilk kurulduğu günden itibaren tasarım, üretim ve pazarlamasını bizzat kendi koordine eden nadir firmalardan biri. Üretim kadar, ürünün nerde ve nasıl satılatacağı konusunun da pazarda rekabetin en belirleyici unsur olduğu bugün daha fazla öne çıkıyor. Tekbir Giyim mağazacılık konusunda sadece mağazalarla müşterisine yakın olmanın dışında mağazada verilen hizmetin de standartlaşması için çaba harcıyor. Bu anlamda Tekbir Giyim’de mağazalar arası koordinasyonu sağlamak, satışların değerlendirilmesi ve müşteri beklentilerinin gerçekleştirilmesi adına detaylı toplantılar yapılıyor. Yeni açılan mağazaların durumları, kampanyaların geri dönüşleri ve ürün satışları üzerine mağaza müdürlerinden alınan bilgiler birebir değerlendiriliyor.
Tekbir Bayileri Antalya’da Buluştu Tekbir Giyim sadece tesettür giyimdeki kaliteli ve tasarıma dayalı ürünleri ile değil Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına açtığı konsept mağazaları ile de başarısını pekiştiriyor. Bu konuda bayileri ile sürdürdüğü profesyonel ama samimi iletişim de başarının önemli bir parçası. Markanın yeni sezon için hazırladığı koleksiyonlar bayilerle keyifli bir ortamda detaylı bir şekilde paylaşılıyor.
RIM
SA z TA a Y r-
aha
İlk b
Son olarak Tekbir Giyim 2012 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nu Antalya’da organize edilen büyük bir toplantıda bayilerine tanıttı. Tekbir Giyim’in Tasarımcısı Esra Karaduman tarafından hazırlanan özel bir sunum eşliğinde yapılan tanıtımın ardından, bayiler koleksiyona ait parçaları birebir incelediler. Yeni sezon ürünlerde kullanılan yeni kumaşlar, aksesuarlar ve kesim biçimleri konusunda da detaylı bilgiler alan bayiler organizasyondan oldukça memnun kaldıklarını ifade ettiler.
Esra
MAN
K
DU ARA
2011 Sonbahar’ını geride bırakıp soğuk kış günlerine girerken dünya modasında defileler son hızla devam ediyor. Önümüzdeki yaz bizi ne tarz kıyafetlerin beklediği, hangi renklerin kullanılacağı, hangi detayların öne çıkacağı şimdiden belli diyebiliriz. Tesettür giyim koleksiyonları ile hem Türkiye’de hem de dünyada yakından takip edilen Tekbir Giyim de kış sezonu sürerken 2012 Yaz koleksiyonunun temalarını hazırlamış durumda. Tekbir Giyim 2012 İlkbabar- Yaz koleksiyonu Tasarımcı Esra Karaduman’ın ekibiyle birlikte hazırladığı özel bir sunumla Tekbir Giyim ekibiyle paylaşıldı. 9
BİZ’DEN
Tesettürde Ölçüye Sadık Kalmak
n insanTesettürü benimseye madığı lar yıllarca üretim yapıl i olduiçin terzilerin müdavim bekleme lar. Ama provalar, hayatını süreleri insanların dikilen zorlaştırıyordu. Ayrıca törü geürünlerde tasarım fak lıyordu. nelde geri planda ka da bir ilki Tekbir Giyim bu konu imi hazır başlatarak tesettür giy tık inangiyime adapte etti. Ar için daha dığınız gibi giyinmek Hem de çok alternatif vardı. beğeni ürünler tasarımları ile pazarı topluyordu. Zamanla bu da arttı. fark edenlerin sayıları k tekstil Tesettürlü müşteri birço u. Fakat üreticisinin gözdesi old ip adıson yıllarda modayı tak inçsizce na birçok konuda bil tarzları tasarımlar ve giyim mkün. oluştuğunu görmek mü yim duBu konuda Tekbir Gi ri elden yarlılığını ilk günden be rı fazlabırakmıyor. Etek boyla da öyle. sıyla uzun, kol boyları
Tesettür ürünler satan mağazalarda uzun kollu ürün bulmak zorlaştı.
Eğer boyunuza göre olmasını istiyorsanız terzilik hizmeti sayesinden güzel sonuçlar alınıyor. Hazırlanan kataloglarda da eğer şal eşarp bağlanıyorsa bu kesinlikle boyun gözükmeden yapılıyor. Sorumluluk sahibi olmak kar etmekten her zaman bir adım önde olmalı. Tekbir bu sorumluluğu her zaman taşıyor. Müşteri de değişti şüphesiz ama yine de üretim konusunda bu değişime yön vermek mümkün. Örneğin midi boy etekler, fakir kol bluzlar, gereğinden kısa tunikler… Tesettür ürünler satan mağazalarda uzun kollu ürün bulmak zorlaştı. 10
11
MAĞAZA
Tekbir Giyim Beylikdüzü mağazasını en yeni haliyle görmek için siz de mağazaya konuk olabilirsiniz. Hem koleksiyonları yakından görürebilir hem de Tekbir Giyim’in değerli müşterileri ile aile ortamında vakit geçirebilirsiniz.
TEKBİR Mağazalarında Yenilik Devam Ediyor Beylikdüzün’de Tekbir Şıklığı Tekbir Giyim tesettür giyime yönelik tasarımlarını müşterisine en iyi şekilde ulaştırma gayreti ile mağazalaşmayı önemseyen bir marka. Beylikdüzü de Tekbir Giyim’in önemli mağazalarından birine ev sahipliği yapıyor. Mağazanın ilk açıldığı günden itibaren beklenenin üstünde bir alaka gördüğünü firma yetkililerinden öğreniyoruz. Hızla şehirleşen bölge, İstanbul’un merkeze uzak bir kesiminde olmasına rağmen şimdiden kent kültürünün cazibe noktalarından biri oldu bile. 12
Mağaza hizmetini her zaman bir adım ileri taşımayı önemseyen marka Beylikdüzü’nde önemli bir hedef kitleye hitap eden mağazasında bir takım değişiklikler yaptı. Yapılan değişiklikler, Tekbir Giyim müdavimlerinin daha kaliteli bir mağazacılık hizmeti almasına vesile olacak türden. Yenilenme aslında Tekbir Giyim’in tüm mağazaları için başlatılmış bir süreç. Fakat Beylikdüzü sıralama konusunda ilklerden biri. Mağazanın yenilenme sebeplerinden biri, Tekbir Giyim müşterisinin İstanbul’un merkez noktalarına nazaran uzak bir şubesine gösterdikleri sadakat denilebilir. Mağazaya gösterilen alaka sürekli ve artarak devam edince yetkililer müşterilere Tekbir Giyim marka ruhuna yakışan bir dekor ve yenilenme ile hizmet vermeye karar vermiş.
Ne tür değişiklikler yapıldı? Birçok Tekbir Yaşam okurunun aklına gelen sorulardan biri şüphesiz yapılan değişikliklerin ne tür değişiklikler olduğu. Bu konuda Mağazalar Koordinatörlerinden Fatih Karaduman birebir bilgi verdi. Beylikdüzü mağazasındaki en önemli değişiklerden biri mağaza alanının genişletilmesi. Bir diğer önemli değişiklik ise mağazacılığın en önemli detaylarından biri olan ışık kullanımı. Mağazanın iç kısmında gözü yormayan ama kıyafetlerin şıklığını da fark etmeyi sağlayan bir ışık sistemi kullanılmış.
Vitrin ise daha ağırlık kazanan altın yaldızlı detaylar ile zenginleştirilmiş. Tekbir Giyim zengin koleksiyonu ile diğer markaların aksine tüm segmentlere hitap edebilecek çeşitliliğe sahip bir marka. Şehir kültürünün yüksek seviyede olduğu Beylükdüzü’nde başarılı bir mağazacılık yapılmasının sebepleri; her sosyal sınıfın ihtiyacına cevap verebilecek, ayrı ayrı zengin koleksiyonlar oluşturarak modanın takipçisi olan genç yaş, orta yaş ve üzeri yaş gruplarına hitap edecek ve 36-56 beden aralığında tüm ürün gruplarında hizmet verilmesi. Tekbir Giyim Beylikdüzü Mağazası’ndaki yenilikler müşterilerle birebir paylaşılıyor. Belirli vakitlerde organize edilen kahvaltı programlarında mağazada müşteriler misafir ediliyor. Hem markanın getirdiği yenilikler, hem koleksiyon hakkında detaylı bilgiler paylaşılıyor.
Tekbir mağazalarından kıyafetinizi her şeyiyle tamamlama fırsatınız var. Sadece eşarp değil, ayakkabı, çanta gibi önemli aksesuarları da kıyafetinize uyumlu bir şekilde Tekbir Giyim mağazalarında bulabilirsiniz.
13
RÖPORTAJ
Tekbir Giyim Üretim Müdürü Nurettin SEVİLMİŞ Tasarımları ile Türkiye’de tesettür giyime yön veren Tekbir, kalitesiyle de adından fazlasıyla bahsettiriyor. Bu kalitenin ilk günden beri hiç değişmeden artarak devam etmesinin arka planını Tekbir Giyim Üretim Müdürü Nurettin SEVİLMİŞ anlattı. Ne zaman sektörde çalışmaya başladınız? 1980’de bu işe başladım. Konfeksiyonun birçok farklı alanında çalıştım. Bayan hazır giyimin her alanında İstanbul piyasasında çalıştım. Bunun yanında 2 yıl modelistlik ve kalıp eğitimi aldım. Tekbir Giyim’de çalışmaya ne zaman başladınız peki? 2000 yılından beri Tekbir Giyim’de çalışıyorum. Farklı çalışma disiplinlerini gören biri olarak Tekbir Giyim’in diğer çalıştığınız yerlerden farkı nedir? Kıyaslar mısınız? Tekbir Giyim imalatçı bir firma. İmalatında kaliteye her zaman karlılıktan daha fazla önem veriyor. Kumaşa göre iplik dokutuyoruz. Kumaşına göre likrasına poliviskonuna göre iplik üretiyoruz. Üretim bandında bütün makinelerimiz mevcut. Piyasada kalite bakımından çok öndeyiz teknoloji açısından özellikle de. Nasıl takip ediyorsunuz yeni teknolojileri? Firma olarak her sene fuarlara gider ve bakarız. Bizde olmayan yeni makine ve teknolojileri kendi parkurumuza katarız. Çalışanlar yeni teknolojilere nasıl adapte oluyor? Kendi teknisyenimiz var. Teknisyenimize eğitim aldırıyoruz. Teknisyenimiz de elemanlarımıza özel olarak eğitim veriyor. Zaten belli bir aşinalık oluyor. 2-3 günde adapte olunuyor. Tekbir Giyim’in bünyesinde kaç kişi çalışıyor? Üretim açısından… Yalnızca makine ve ütü bölümünde 450 kişi kapasitemiz var. Tekbir Giyim üretiminin tamamını kendi bünyesinde mi yapıyor? 14
Yüzde 95’i burada yapılıyor. Küçük bir kısmını dışarıdan yaptırıyoruz. Fakat ana kalemler kesinlikle sadece bizim tarafımızdan üretiliyor. Neler o kalemdeki ürünler? Mesela pardösü, kaban, takım kıyafet gibi parçaları Tekbir olarak mutlaka kendi bünyemizde üretiyoruz. Üretimin yoğun olduğu zamanlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Tekbir Giyim’de 1.-4. aylar ve 9.-11. ay arası çok yoğun geçiyor diyebiliriz. Sezon dönemleri en yoğun dönemlerimiz oluyor. Fakat belli bir düzende 12 aya yayılmış bir üretim yapıyoruz. Modeller çok farklı her sezon yeni modeller detaylar geliyor. Burada çalışanlar nasıl adapte oluyor yeni modellerdeki bu hızlı değişime? Buna model değişimi diyoruz. Bizimle çalışan insanlar uzun vadeli çalışıyor bu da beraberinde tecrübe birikimi getiriyor. Bunun dışında her üretim bandının başında ustalar var. Birlikte çalıştığımız insanlara bu konuda sürekli bilgilendirme yapıyoruz. Bu denli hızlı bir değişime kaliteden ödün vermeden uyum sağlamak büyük bir başarı...
Bizimle çalışan insanlar uzun vadeli çalışıyor bu da beraberinde tecrübe birikimi getiriyor. Bunun dışında her üretim bandının başında ustalar var. Birlikte çalıştığımız insanlara bu konuda sürekli bilgilendirme yapıyoruz. Her kumaşı çalışıyoruz. Bu kumaşlar doku açısından çoğu zaman birbirinden çok farklı yapıda oluyor. Şifondan tutun kota kadar çalışıyoruz. Tekbir Giyim imalatında kardan çok müşteri ihtiyaçlarını ve memnuniyetini gözetiyor. Ticari olarak yapılsa bu başarılı sonuçları elde edemeyiz. Marka olarak kendi ürünümüzü kendimiz yaptığımız için bunu başarabiliyoruz.
Dikkat edilen detaylar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biz ilk olarak kumaşları ele alıyoruz. Kumaşlarımızın tamamına yakını doğal elyaflardan oluştuğu için yıkama esnasında mutlaka çekme payları oluyor. Bu kumaşları öncelikle presten geçerek çekme paylarını ortadan kaldırıyoruz. Böylece müşteri ürünü yıkadığında üründe çekme olmuyor. Önlemini önceden alıyoruz bu anlamda. Tabi onun ardından ceket pardesü kabanlarda kumaşı geniş kesiyoruz. Presten geçince 2. bir kez keseriz. Bunun bize bir maliyeti var çünkü 2. bir işçilik gerektiriyor. Ürünlerin içindeki etiketler aslında önemli uyarılar değil mi?
Özellikle kullanma ve yıkama talimatları çok önemli. Kumaş çok hoş görünür fakat bayan çantasını koluna takınca yıpranabiliyor. Bu talimatlarda bütün bilgiler vardır. Buna dikkat edilirse çok uzun süre ürün kullanabilirsiniz. Biz, bir adım ileri gittik ve kitapçık ürettik. Amaç müşterinin aldığı ürünü kaliteli bir biçimde giyebilmesi.
Tekbir’deki ürünlere baktığımızda astarından cep dikişine kadar birçok ayrıntıya dikkat edildiğini görüyoruz. Bu da ayrı bir emek, işçilik istiyor galiba?
Bunlar sadece makinelerle olmuyor tabi. Makinalara ek aparatlar kullanıyoruz. Kendi teknisyenimizle birlikte farklı aparatlar geliştiriyoruz. Telaları bile özel olarak seçiyoruz. Müşteri memnuniyetine odaklanarak ürünlerin malzemesine özelikle dikkat ediyoruz.
Yeni ürünlerde yeni talimatlar var mı ? Bu tamamen kumaşla alakalı. Bizim mağazalarımıza bakınca 100’ün üzerinde kumaş çeşidi var. Bazı kumaşları makineye atarsanız sorun olmaz bir diğerinde ise aksine bozulma olur. Talimatlara uyulduğu sürece sıkıntı olmaz. Tüketici farklı mı? Çok farklı. Artık tüketici inceliyor. Detayına kadar hem de. Ne aldığını önemsiyor. Mesajlar da geliyor. Biz de
15
RÖPORTAJ verilir. Haftada bir, ayda bir toplantı yaparız ama sabahtan akşama kadar da üretim sürecini takip ederiz.
bu detayları önemsiyoruz. Üretim anlamında nasıl geliştiriyorsunuz ekibi? Kaliteye odaklanmış bir firma olsanız da çalışana yayılmalı bu, yoksa mümkün değil. Bu nasıl sağlanıyor? Bir fabrikanın müdürünün bir bilgisi vardır. Bir eleman çalıştırma tarzı vardır . Kendi altında ustaları vardır. Onun altında da bant şefleri vardır. Siz önce kendi ustalarınızı, bant şeflerinizi yetiştirmelisiniz. Makineleri parkur parkur eğitirsiniz. Bizim kurumumuzda ben kendi tecrübeme göre yetiştiririm çalışanlarımızı. Her hafta her ay eğitim verilir. Farklı ürünler için ayrı eğitimler
16
Çalışan memnuniyetini sağlayan bir firmasınız. İnsanlar düşük maliyet için, merdiven altlarında çalıştırılıyor. Burada insanlar çalışıyor ama bunu insani koşullarda yapıyor bu durum üretime nasıl yansıyor? İnsanların huzurlu olması motivasyonu artıyor. Firma olarak İstanbul’da bütün fabrikaları gezdim diyebilirim. Temiz ve hijyenik bir ortam sağlıyoruz, çalışanlarımıza biz ne yersek patronlarımız da onu yer. Kimsenin birbirinden farkı yoktur. Çay saatlerimizde tüm personele poğaça ya da kek ikramlarımız mutlaka olur, sabahları da çorba saatimiz vardır. Bunlar sadece Tekbir’e özgü durumlar. Bunlar artı değerler aslında. Firmanın kendi tarzı. Türkiye’de üretim yapmak da ciddi bir fedakarlık artık değil mi? İstanbul’da üretim yapmak da ciddi bir fedakarlık, sadece Türkiye’de değil. Firmalar Anadolu’ya kayıyorlar. İstanbul’da elemanlar memnun olmuyor şartlardan çünkü şehirde yaşamanın bedeli çok ağır. İstanbul’da imalat yaparak Tekbir Giyim önemli bir maliyeti göğüslüyor.
MODA
Tasarımlar Nakışla Zenginleşiyor Tekbir Giyim, Türkiye’nin başarılı olduğu noktalardan biri olan nakışları, tasarımlarında en güzel haliyle kullanıyor. Doğru kumaşın doğru tekniklerle işlendiği Tekbir Giyim tasarımları bu anlamda özel bir ilgi görüyor. Yazın tuniklerde ve kaplarda gördüğümüz ve kıyafetlere naif bir şıklık katan nakış detaylar kış sezonunda trikolarda hat-
Türkiye, yıllarca el emeği göz nuru nakışların beşikliğini yapmış bir bölge olarak nakış konusunda oldukça zengin bir yelpazeye sahip.
fazla yer alamaya başladı. Etnik kumaşlar ve işleme teknikleri bu açıdan oldukça öne çıkıyor.
ta bazen kaşelerde önümüze çıkıyor. Kışın soğuk ve durağan yapısına nakışlarla detaylandırılmış tasarımlar şıklıktan ödün vermeyen bir hareket katıyor. Nakışların modelleri kadar renklerin kumaşlarla uyumu da önemli. Ayrıca teknik olarak yüksek bir işçilik ile ele alınan nakış detaylar Tekbir Giyim’i muadillerinden de ayırıyor. Son yıllarda etnik öğeler modanın gündeminde daha
Türkiye, yıllarca el emeği göz nuru nakışların beşikliğini yapmış bir bölge olarak nakış konusunda oldukça zengin bir yelpazeye sahip. Lüks markaların defilelerinde kıyafetleri tamamen özel kılan detaylardan birinin nakışlarla biçimlenen kumaşlar olduğunu da görüyoruz.
17
ŞAL
Şal eşarpların yazın başlayan saltanatı kış mevsiminde de devam ediyor. Bu kış renkler geçtiğimiz kış modasından biraz daha farklı. Sıcak ve koyu renkler kıyafetlerde oldukça ön plana çıkmış durumda. Kışın öne çıkan renk ve trendlerine uyumlu şallarını Tekbir Giyim mağazalarındaki eşarp reyonlarında bulabilirsiniz. İpek tuşeli bu şık şallar ile kışın soğuk günleri artık daha konforlu ve sıcak.
Tekbir logolu şal eşarplar en pırıltılı hali ile bu kış sizlerle. Özel gün ve davetlerde kıyafetinize artı bir pırıltı katmak için Tekbir’in taşlarla işlenmiş şallarını tercih edebilirsiniz.
Son yıllarda genelde canlı renk ve modeller baskın görünse de hemen her zevke hitap edecek tasarımlara ve tonlara da yer veriliyor. Toprak ve doğal renkler de canlı ve koyu renkler kadar tercih ediliyor. Kış mevsiminde artık açık ton giyinmek bir trend. Sizin tercihiniz daha doğal ve nötr tonlar ise kıyafetinize uyacak Tekbir şalları tercih edebilirsiniz.
18
EŞARP
2011 -2012 kışı canlı renkleriyle alıştığımız kış anlayışını değiştirdi. Kıyafetlerdeki canlı renkler ve desen patlaması eşarplara da taştı. Dantel motifler, puantiyeler kışın yegane desenleri. Haliyle bu desenleri eşarplarda da bir arada görüyoruz. Bu yıl bir de geometrik desenler öne çıkıyor Eşarplar da buna uyumlu bir şekilde tasarlanıyor. Çiçek desenleri ise bu kış yazdan kalmış kadar canlı.
Şık olmanın keyfini yaşayın
Tekbir’in özel koleksiyonu olan ipek ve yün karışımlı bu doğal şalları mutlaka görmelisiniz.
Tekbir Giyim’de son zamanlarda şallar özellikle gençlerin ilgisini toplasa da ipek eşarplar da güncelliğini hiç bir zaman yitirmiyor. Hala giysi dolaplarında kendilerine hatrı sayılır bir yer edinmeye devam ediyorlar. Neden derseniz? Sadece güzel eşarp yapmanın ötesinde o sezon öne çıkan desen ve renklerle uyum için desen çalışmalarının yapıldığı ipek eşarplar her yaş grubundan hanımın beğenisini kazanıyor.
Tekbir, eşarp desenlerine özen gösterdiği kadar, bu desenleri farklı renk versiyonlarla zenginleştirmeyi de önemsiyor. Bir desenin birçok farklı rengini bulabilmek kıyafetlerinize yakışan eşarbı alabilmek adına önemli bir faktör. 19
RÖPORTAJ
BETÜL BOZDOĞAN Kanal
24’ÜN
yeni
yayın
döneminde ekrana taşıdığı iddialı yapımlardan ha-
ber - aktüalite programı ‘24 Dakika’nın hem hazırlayıcısı
ve hem de sunucusu Betül Bozdoğan, medyada alternatif bir dil oluşturmaya çalıştığını söyledi.
Daha önce farklı kanallarda ‘Lila ve Mor’ ve ‘Özne Kadın’ ile ilgiyle takip edilen başarılı televizyoncu, bir hobi olarak başladığı radyoculuktan televizyon ekranına geçişinin hikayesini ve 3 çocuklu bir anne olarak medyada var oluşunu paylaştı.
20
Sizin hikayenizde nerde, ne zaman başlıyor? İstanbul’a gelmeden evvel neler yapıyordunuz, neredeydiniz? Hikayem İstanbul’da başlamıyor. Ben siyaseti yaşam tarzı olarak benimsemiş bir anne babanın çocuğu olarak; 8 yaşında mikrofonla tanıştım. Ortaokul, lise döneminde hobi olarak konferans , defile, tiyatro gibi organizasyonlarda görev alan, şiirler okuyan sunuculuk yapan biriydim. Hikayem bu anlamda Gaziantep’te başlıyor. Gençliğe adım attığım yıllardan beri kesifleşmiş bir yaşam tarzım oldu. Yoğunluktan beslenen biriyim. Lise çağlarında radyo programına başladım. Okulum zamanımın çoğunu alsa da organizasyonları ve radyoyu da bir şekilde kotarıyordum. Nasıl geldiniz İstanbul’a?
18 yaşında evlendim. Evliliğim nedeni ile İstanbul’a geldim.
Anadolu’dan nasıl görünüyor medya? Ben büyük şehirden metropole geldim. Gaziantep’e bakınca özellikle 90’lı yıllar çok coşkulu, yoğun milli manevi duyguların yaşandığı bir dönemdi. Şu an o coşku yok sanki. O zaman lise döneminde üniversite sınavlarına hazırlanıyordum, hem radyo programı yapıyordum hem de konferans veriyordum. Daha o yaşta milli manevi değerleri anlatan konferanslar veriyordum. İlk deneyimim Kilis’te gerçekleşti. Aileniz nasıl bakıyordu sizin bu yoğun temponuza? Annem hep destekçim oldu. Babam kesinlikle set kurmadı. Medya ile tanışmama babam vesile oldu aslında. Bir pazar günü radyo dinliyoruz. Radyodaki ses bir arkadaşımındı. Babam “kızım sen de yapabilirsin” dedi. Bunun üzerine radyoya gittik, babam beni oradaki insanlarla tanıştırdı ve bir şekilde başladım. Normalde anneler karşı çıkar çocuklarsa savaşır idealleri için savaşır öyle değil mi? Ailem çok destek oldu. Babam o zamanlar Refah Partisi’nin Teşkilat Başkanı, annemse G.Antep Kadın Kolları Başkanı idi. Annem yaptığı organizasyonlarda; defile, konferans, tiyatrolarda perdenin arkasından beni sahneye atan kişi olmuştur. Peki bunu meslek olarak düşünüyor muydunuz? Hayır hayır … Tamamen hobiydi. Ben sayısal öğrencisiydim. Hekim olmak istiyordum. Evlenip İstanbul’a gelince çalışma hayatı konusu gene de çok kafamda oturmuş değildi. Evlendikten sonra 2 çocuğum oldu. Küçük çocuğum 3, büyüğü ise 5 yaşına gelince ben üniversite okumaya karar verdim. Dil okullarına gittim. Hala işlerimi planlarken çocuklarıma kapıyı açan anne olmayı önemserim. Onların yuva saatlerine okul saatlerine göre kendi iş hayatımı planladım. Genelde part time çalıştım. Hem çocuklarımı büyüttüm hem dil okuluna gittim hem üniversitemi okudum. Kadınlar idealleri ile hayatın gerçekleri arasında sıkışıp kalıyor? O idealler güzel bir vazo gibi kalıyor. Siz erken yaşta aile kurmanıza rağmen ideallerinizden kopmamışsınız. Bunu nasıl izah edersiniz?
Hayata tersten başladım galiba. 18 yaşında evlendim’ memnun musun’ sorusu çok soruluyor... Elbette bu kadar genç yaşta evlilik tavsiye edilir bir şey olmasa gerek. Ancak ben doğru bir evlilik yaptım. Ve eşim hayata dair hedeflerim söz konusu olduğunda her zaman önümü açmıştır. İlk cep telefonu çıktığında hemen almıştır. İmkanı olduğunda araç almıştır. Bunlar bir kadını özgürleştiren şeyler. Aynı zamanda kadının sosyal hayatla ilişkisine dair olumlu alt mesajlar taşıyor. Evet, eşim birçok imkan tanıdı bana ama ben de o dönemde tüm imkanlarımı eğitimime aktardım. Sonrasında, hedefleriniz kariyer anlamında sığ hedefler olursa, yetmiyor uzun süre koşmaya. Uzun yol koşucusu olmak istiyorsanız ideallerinizin yüksek olması lazım. İnancınızın peşinde koşan bir kişiliğiniz olmalı aynı zamanda. Sadece kariyer için olursa çabalarınız çok yıpratıcı. Ama yüksek idealler olursa o yıpratıcı tarafı minimalize edebiliyorsunuz. Gaziantep’te oldukça tanınan bir simaydınız. İstanbul’a geldiğinizde ise yepyeni bir ortamla karşılaştınız. Çevrenizi nasıl oluşturdunuz? Çok ilginç. Takdir-i İlahi diye düşünüyorum. Evimiz Türkiye’nin siyasi tarihine iz bırakan insanların oturduğu bir apartmanda bulunuyor. Halen Gaziantep’ten İstanbul’ a geldiğim apartmanda oturuyorum. Bahsettiğim insanlarla iletişimde olmak benim zihnimi açık tuttu. Komşuluk ilişkilerimde, Gaziantep’ten getirdiğim siyasi kültürün bir uzantısıydı. Sonra eğitim ve iş hayatım geldi zaten. Hayatınızdaki dönüm noktaları neler? Gaziantep’teki ilk radyo maceram, Radyo Vahdet’teki ilk programım benim için çok önemlidir. İkincisi televizyonculuk kariyerimde TV5’te Yusuf Kaplan ile tanışmam. TVNET ekranlarındaki, Lila ve Mor programı da kesinlikle önemli bir dönemeç. 21
İçerikli programların da ilgi gördüğünü kanıtlamış oldu galiba Lila ve Mor değil mi? Kadın başlığını medya çok farklı dolduruyordu biz çok farklı doldurduk. Çok farklı hayat formlarını ortaya koyduk orada. Alternatif bir dil oluşturma adına önemli bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. Medyanın akışına kendini kaptıran da çok insan olabiliyor. İdealist başlayan birçok insanın zamanla farklı çizgilere kaydığını görebiliyoruz… Ben Radyo Vahdet’te hangi amaçla çıktıysam yola, bugün hala aynı amaçla yürüyorum. Onu koruyorsanız yolunuzu kaybetmezseniz . Hedefler sadece kariyer hedefleri ise sistemin insanı olursunuz ve kaybolur gidersiniz.
Televizyona iş yapmak, özel hayatı sabote ediyor. Saatler çok değişken. O açıdan çocuklarla iletişiminize nasıl bakıyorsunuz? Çalıştığım kurumlarda anne olmam hasebiyle hep pozitif ayrımcılık gördüm. Çocuklar küçükken program saatlerini ona göre ayarladık. Çocuklarımla duygusal doyum konusunda ise bir sıkıntı yaşamadığımı düşünüyorum. Davranış Bilimciyim. Bu anlamda doğru davranmaya gayret ettim. Teori hayatta her zaman yeterli olmuyor. Pratikte karşılaştığım zor zamanlarımda ise psikolog arkadaşlarımdan destek aldım. Ufak tiyolarla sorunlar büyümeden çözüldü çok şükür.
Artık daha kalabalık bir ailesiniz 3. bir çocuğunuz da oldu… 30’lu yaşlarda kendimi çok sorguladım. Hobileriniz nedir
Medyadaki kadınların çocuk sahibi olması bir eksiklik gibi mi? Profesyonel iş yaşamında kadınlar çocuk sahibi olmak-
diye sorulunca bebek büyütmek diyorum ve çok şaşırıyorlar. Özelikle 30’lu yaşlardan sonra yeniden anne olmak istedim. Tamamen bir duygu patlamasıydı bu. Medyada sadece iş tatmini kadını memnun edemiyor. Kariyer kavramını, hayatı sorguluyorsunuz. Beni en çok mutlu eden yuvam ve çocuklarım oldu.
tan çok korkuyorlar. Bu bir dezavantaj gibi algılanıyor. Anne olmayı hep öteliyorlar. Medyada çalışan kadına ve aslında tüm kadınlara ertelediği ya da arka plana attığı “annelik” duygusunu ve donanımını gururla taşıması gereken en önemli rollerinden olması gerektiğinin mesajlarını hem ekrandan izleyiciye hem de kadın çalışanlarına hissettiren kurumlarda görev aldım. Benim çalıştığım kurumlarda anne olmanın kadına kattığı artılar önemsendi. Alternatif medya dili oluşturmak isteyen isimlerle çalıştım. Bu iddia bir söylem olarak kalmadı. Yusuf Kaplan’la çalışmam benim için büyük şanstı.
Radyocular son zamanlarda televizyoncu oluyor. Radyocu ama tanınmayan simalar bir anda programcı oldular. Sizce iki alan açısından farklar nedir? Vaktiniz az olsa hangi alana kendinizi yakın hissederdiniz? Radyo benim için bir tutku . Ama televizyonda da kendimi bulduğumu düşünüyorum. İkisinden de kendimi ayıramıyorum. Radyoculuktan gelenler sanki daha başarılı? Kesinlikle... Programcı olmak veya haber sunmak; her iki alanda da bir konudan bahsetmek ya da etkili soru sorabilmek için doğaçlama kabiliyetiniz olması gerekiyor. 22
Bu anlamda yeteneği geliştirmek için radyo elverişli bir ortam sunuyor bu işin taliplilerine.
Tek çocuklu dönemlerdeyiz. Çocuk başa çıkılması gereken bir durum gibi. İki çocuk isterim dediğinizde insanlar şaşırıyor. Sizin 3. çocuğu yapmanız ve işten kopmamanız sıra dışı bir durum gibi. Profesyonel olarak bu işi yapmaya başladığımda 2 çocuğum vardı. Avrupa’da yeni bir trend var. İnsanlar okullarını okuyunca evlenip çocuk sahibi oluyor. Anne olup sonrasında iş hayatına başlıyor. Böylece kariyerleri
RÖPORTAJ bölünmüyor. Bu da farklı bir bakış açısı. Ben varsayımlar üzerinden hayatımı planlamayı hiç tercih etmedim. Hayalleri olan ve hedeflerinin de peşinden koşan biriyim. Hayatımın her alanında cesur davrandım. Başarılı mıyım? Bu sorunun cevabı benim için çok önemli değil. Ama çalışkan biri olduğumu açıkça ve gururla söyleyebilirim. İnsanlar zamanın yetersizliğinden ve imkanların darlığından bahsederek çocuk sayısını çok sınırlı tutuyorlar. Oysa “zamanı da imkanları da bereketlendirecek Allah’tır” diyerek yola çıkmak, bana çok daha mutlu ve paylaşımcı bir hayatı vadediyor. Bu anlamda inanç, azim ve tevekkül benim iç dinamiklerimi oluşturuyor. Mükemmel çocuk yetiştirmek kavramına nasıl bakıyorsunuz? Benim çocuğumun dünya çapında bir eğitim alması benim için çok fazla değerli değil açıkçası. Ben çocuğumun erdemli, ahlaklı, dürüst, iyi insan olmasını amaçlıyorum. Öyle proje çocuklar var ki canavarca hislerle insan katlediyorlar. Daha evvel çalıştığınız kanalların duruşu sizin hayattaki duruşunuza benzer. 24 kesinlikle etik değerleri çok önemseyen bir kurum. 24’teki kitle biraz daha geniş. Nasıl oldu, nasıl gelişti bu süreç? Esma ve Berin’den sonra ailemize katılan Mustafa için TVNET’teki işimden ayrılmıştım. Sonrasında aktif iş yaşamına dönmeye karar verdiğimde 24 TV’ye özgeçmişimi yolladım. 3 ay sonra beni davet ettiler. Bir demo çektik ve sonrasında program hayata geçti. 24 benim için önemli bir kilometre taşı diyebilirim. Farklı bir hedef kitleye hitap ediyorsunuz. Belki bu yüzden sizi başörtülü biri olarak konuk değil programcı olarak görünce şaşırdım açıkçası. Artık normalleşiyoruz. Şahsi düşünceme göre; 24 TV’nin kriterleri arasında ehliyet ve liyakat öncelikli... Tepkiler nasıl oldu? Tepkiler çok olumlu. Toplumun her kesiminden olumlu tepkiler aldığımızı söyleyebiliriz.
Modayla ilgili biri olarak sizin giyim kuşamınızı da takip ediyorum. Tv görsel bir alan normalde renkli bir başörtü takabiliyorsunuz ama televizyonda tek renk takılıyor. Siz mi belirliyorsunuz kanal mı? Kanalın gömlek ceket kuralı var. Onun dışında kendi tarzınıza göre seçimlerinizi yapabiliyorsunuz. Giyilen kombinleri size kostüm sorumluları mı belirliyor sizin seçiminiz mi? Hayır tamamen benim seçimim. Kanalda haliyle çok klasik giyiniyorsunuz. Özellikle haberciler kanal dışında çok daha rahat şeyler giyiyor. Sizin dolabınızı etkiledi mi yaptığınız iş? Yaptığınız iş dolabınızı etkiliyor. Günlük hayatta yerine göre giyinmeyi seviyorum. Kendi tarzıma inancıma göre giyinmeye çalışıyorum. Belirtmeden geçmeyeyim son zamanlarda kadın modasında etkili bir akım olan Uniseks giyinmeyi hiç sevmem. Medya erkek egemen bir sektör. Kadınlar yönetici olduğunda ise bir erkek gibi davranıyor. Kadın merhametinden tenzih ediliyor. Kadınsı özeliklerinizi korumak ciddi bir gayret değil mi? Kadın fıtratının artılarını işimize aktarabildiğimiz derecede “değerli işler” üretmiş olabileceğimize inanıyorum. Değilse iş yaşamındaki varlık sebebimizi sorunsallaştırmamız gerekir diye düşünüyorum.
TEKBİR AVANTAJ KART İLE TAKSİTLİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE
TAKSİT
PARA PUANI
PEŞİN ALIŞVERİŞLERİNİZDE
PARA PUANI
23
23
ERKEK GİYİM
KONFORUNDAN VAZGEÇMEYENLERE
ŞIKLIĞINI ÖNEMSEYENLERE
Deriyi en iyi tamamlayan dokulardan biri kadifeler. Kadifenin rahatlığı derinin avangard stiliyle bir araya gelince tam bir uyum oluşuyor. Kış sezonu renkli bir tablo çiziyor. Bu durum erkek giyimde kendini hissettiyor. Kahve tonlarını, canlı tonlarda yeşil bir kazakla hareketlendirebilirsiniz.
Blazer ceketlerde ince deri detaylar sofistike bir hava kazandırıyor. İş yaşamında ise özellikle yaka detayları olan gömleklerle bir arada kullanmak farklılık katacaktır blazerlara. Davet ve özel toplantılarda ise şıklığınızı Tekbir’in özel hazırladığı kol düğmeleri ile pekiştirebilirsiniz. Ceketinizi çıkarıp, akşam bir arkadaş toplantısına katılmak için pratik çözüm ise ceket kadar şık ama konforu da olan hırkalar. 24
Tekbir Giyim erkek giyim koleksiyonu büyük bir defileyle görücüye çıktı. Yıllardır tesettür giyim alanında hazırladığı koleksiyonu ile büyük beğeni toplayan marka, erkek giyim koleksiyonu ile de alkış aldı. Koleksiyonda trençkottan, blazera, deri ürünlerden trikolara çok geniş bir ürün yelpazesi sunuldu.
Birbiriyle uyumlu bir şekilde kombine edilecek stilde geliştirilen tasarımlarda hem kategori sayısı fazla hem de renk ve kumaş çeşitliliğine sahip ürünler mevcut. Kalite ve şıklığı giyimine taşımak isteyen beylerin; farklı alternatifler sunan bu koleksiyonu daha yakından görmek için Tekbir Giyim mağazalarını bizzat ziyeret etmesini tavsiye ederiz.
25
LONDRA
Dünyanın en ünlü kraliyetinin başkenti, dünyanın
en önemli merkezlerinden biri ve Avrupa gençliğinin gözdesi, tezatlar şehri
Farklı tatlar ve farklı insanlar, farklı kültürlerle iç içe beraber olmak isteyenlerin Avrupa’daki birinci tercihi senelerden beri hep Londra olmuştur. Sebepsiz yere değil; 2000 yıl önce bir kaç bin kişilik Roma şehri olarak kurulan Londra bugün yedi milyon insanın yaşadığı, her yıl milyonlarcasının ziyaret ettiği kozmopolit bir şehir. Pek çok dilin konuşulup pek çok milletin beraber yaşadığı bir dünya şehri.
26
GEZİ 2000 yıl önce Romalılar tarafından kurulan Londra, Londonuim ismini milattan önce 43 yılında Roma İmparatorluğu’nun Britanya’yı işgal etmesi sonucunda almıştır. Bu isimin tam olarak nerden geldiği bilinmese de bazı kaynaklar “Akan nehir” anlamına geldiğini savunmaktadır. Dünyanın en eski kentlerinden biri olan Londra buram buram tarih kokmakta ve birçok tarihi eseri de müzelerinde bulundurmaktadır. Kraliyetin merkezi Londra, yüzyıllardır İngiliz Kraliyet ailesine başkentlik yapmış bir şehir olmasından ötürü bugün Kraliyet hazinelerinin en önemlilerine de ev sahipliği yapmaktadır. Kraliçe’nin evi olan Bukingham Sarayı’nın (AğustosEkim ayları arası kısmen ziyarete açık) yanı sıra Kraliyet hazinelerinin sergilendiği London Tower, Lady Diana’nın evi Kensington Palace şehrin Kraliyet ile ilgili bir kaç tacından bir kaçı sadece. Kraliyet ailesinin hayatı da Londra’nın dünya gündemine oturmasını sağlayan bir başka sebep. Prens William’ın görkemli düğünü hem dünya basınını hem de moda dünyasını Londra’ya sevk etmişti. Kraliyet geleneği Londra yaşam kültüründe önemli bir öğe. Ülke her ne kadar bugün demokrasi ile yönetiliyor olsa da Kraliyet günlerinden kalan gelenekler hala turistlerin ve Londra halkının ilgisini çekmeye devam ediyor. Nezaketin bir temsili olarak da kabul edilen Kraliyet yaşamı Londra’ya kendine has bir atmosfer katan değerler arasında. Kültür Şehri Londra dünyanın en önemli sanat eserlerini ve tarih ka-
lıntılarına ev sahipliği yapan bir kültür kenti aynı zamanda. Klasik resimlerin sergilendiği Tate Gallery, modern sanat eserlerinin sergilendiği Tate Gallery Of Modern Arts ve National Gallery eşsiz tabloları ile ziyaretçileri büyülerken British Museum, Türkiye dahil pek çok ülkeden gelmiş olan tarihi eserleri ile her gün binlerce misafirini büyüleyen kültür merkezlerinden. Çağdaş müzikallerin yanı sıra Shakspeare meraklıları için şehrin güney yakasında döneminin en önemli oyunlarının sergilendiği (ve yaz aylarında halen sergilenmekte olduğu) tiyatroya bir gezi ve burda bir tur gerçekleştirmek, arzu ederseniz oyun izlemek mümkün.
The London Eye British Airways London Eye, Londra semalarının önemli bir parçasıdır. Dünyanın en büyük dönme dolabıdır ve binenler, Londra’da bulunan 55’in üzerindeki ünlü yerin muhteşem manzaralarının hemen hepsini yalnızca 30 dakikada görebilirler. Müzeler Londra, müzeleri ile hem sayıca hem de kalite açısından dünyanın en önde gelen şehirlerinden biri. Kültür müzelerinin yanı sıra canlandırma müzelerini gezerken son derece etkileyici ortamlara girecek ve yeni tecrübeler yaşayacaksınız. Londra müzeleri denince ilk akla gelen tabii ki canlandırma müzelerinin en ünlüsü Madame Tussaud. Pek çok ülkenin politikacı ve sanatçılarının mumyasının yer aldığı bu müzeye girişte her zaman uzun kuyruklar oluşur. Oxford Circus metro istasyonundan önceden bilet almak sureti ile kuyrukta beklemekten kurtulabilirsiniz. Londra Kulesi Dünyanın en meşhur müstahkem binalarından birini, Özel Muhafızlar rehberliğinde gezin! Zaman içinde kraliyet sarayı ve kale, hapishane ve idam yeri, darphane, silah deposu, vahşi hayvan sergisi ve mücevher evi olarak kullanıldığı 900 yıllık tarihini keşfedin. 27
Londra’nın Müslüman Simaları Yusuf İslam: Yusuf İslam, müzik kariyerine Cat Stevens ismiyle başladı. 1970’de “Lady D’Arbanville” isimli şarkısı yıllarca bir klasik olarak dillerden düşmedi. Müzik dünyasına adını altın harflerle yazdırdı. 1976 yılında bir kaza sonrası boğulmak üzere olan Cat Stevens, yıllar sonra o gün yaşadıklarını bir televizyon kanalında, “Bir anda kendimi tuttum ve ‘Tanrım eğer beni kurtarırsan senin için çalışacağım’ dedim” sözleriyle anlattı. Bu olay sonrası ruh halinin değiştiğini belirten Stevens, bir süre sonra kardeşi David’in bir Kur’an-ı Kerim hediye ettiğini söyledi. Kur’an ile tanışmasının ardından İslamiyet’i seçen Stevens, 1977 yılında Müslüman olarak ‘Yusuf İslam’ adını aldı.
Yıllar sonra ilahilerle sahneye çıkan sanatçı, Yusuf İslam adıyla 1995 yılında çıkardığı albümde milyonları hayran bırakan İngilizce ilahiler seslendirdi. Cat Stevens adıyla 14 albümü bulunan sanatçı Yusuf İslam adıyla da 5 albüm çıkardı. Evli ve 5 çocuk babası olan Yusuf İslam, yaşamını hala Londra’da sürdürüyor. Sami Yusuf 1980 yılında Londra’da doğan Sami Yusuf, aslen İran Azerileri’nden olan müzisyen bir ailenin oğlu. 18 yaşındayken dünyanın en prestijli müzik kurumları arasında 28
gösterilen Londra Kraliyet Müzik Akademisi’nden (Royal Academy of Music in London) burs kazanan Yusuf, kısa sürede sesi ve güçlü yorumu ile başta İngiltere olmak üzere Avrupa ve Uzakdoğu’da ciddi bir dinleyici potansiyeline sahip oldu. Sarah Joseph Sarah Joseph (39), İngiltere’de muhasebeci bir baba ve modellik ajansı olan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Katolik Hıristiyan bir ailede büyüdü. Askew Modellik Ajansı’nın sahibi olan annesi Valerie Askew, Naomi Campbell gibi modellerin kariyerlerini başlatmıştı. Joseph, Londra’da King’s College’in Teoloji ve Dini Çalışmalar bölümünde okudu ve 16 yaşında Müslüman oldu. Power 100 adlı bir İngiliz topluluk tarafından İngiltere’deki en güçlü 100 Müslüman’dan biri seçildi. Aynı zamanda Ürdün’deki the Royal Islamic Strategic Studies Center, bir İslami strateji çalışmaları merkezi ve Washington’daki Georgetown Üniversitesi tarafından dünyadaki en etkili 500 Müslüman arasında gösterildi. 2000’de İslami hayat tarzı dergisi Emel Magazin’i kurdu. Dergi 62 ülkede yayımlanıyor. Avrupa’nın En Büyük Camii Londra’da Batı Avrupa’nın en büyük camii olduğu belirtilen Beytülfutuh Camii, Londra’nın Surrey bölgesindeki Morden semtinde açıldı. Londra’daki Ahmedi toplumunun lideri Refik Ahmed Hayat’ın açtığı cami, aynı anda 10 bin kişinin ibadetine imkân sağlıyor. Batı ve Doğu mimari özelliklerinin bir sentezi olan caminin çelikten yapılan kubbesi 21 metre yüksekliğinde. Caminin 36 ve 23 metre yüksekliğinde iki minaresi var. Cami aynı zamanda TV stüdyosu ve toplantı salonları gibi birçok bölümü içeriyor.
GEZİ zi kılıyor. Örneğin Londra’nın dünyanın pek çok ülkesinden tasarımcı çeken okulu Saint Martins Londra Moda Koleji öğrencileri, moda haftası çerçevesinde düzenledikleri bir defileyle tasarımlarını sergileme şansı buluyor. Saint Martins’den mezun olup, bu defilelerden birinde ilk koleksiyonunu sergilemeyi başaran Türk tasarımcı Bora Aksu gibi bazı ‘parlak’ öğrenciler ise profesyonel hayata ilk adımlarını atarken ‘Yeni Nesil’ ödülüyle teşvik ediliyor. Bu yaşlı şehir, dünyanın dört bir tarafından gelen çiçeği burnunda tasarımcıları ve kanı kaynayan moda takipçileriyle genç kalmayı başarıyor. Unutmadan aktaralım; modanın başkenti Londra’da Birchington Yolu üzerinde Tekbir Bayisi de bulunmaktadır.
Londra’deki Diğer Camiiler • Abbey Mills Camii • Tablighi Jamaat Fazl Camii • Fazl Camii (Londra’daki ilk cami: 1924) • Londra Merkez Camii • Kuzey Londra Merkez Camii • Süleymaniye Cami • Wood-Green Fatih Cami • Valide Sultan Cami • Greenwich Cami • Aziziye Cami • Mevlana Rumi Cami • Muradiye Mescidi
Müslüman Modacıların Başkenti Müslüman topluluğun yoğun yaşadığı şehirlerden biri şüphesiz Londra. Çok kültürlü yaşamı besleyen Londra’da müslüman modacıların belki doğal bir sonuç olarak öne çıktığını görüyoruz. Uzun yıllar kendi dini seçimlerine yönelik kıyafet bulmakta zorlanan müslüman modacılar artık kendi söküğünü kendi dikiyor diyebiliriz. Müslüman blogerlar ise tabi yine burada oldukça öne çıkan başka bir moda unsuru. Ortadoğulu önemli tasarımcılarda buradaki Müslüman kitleye ulaşmak için özel defileler gerçekleştiriyor. Rabia Zargarpur
Ø Meridyeni Londra’nın hemen doğu kıyısında yer alan Greenwich’te ise Denizcilik Müzesi’nin yanı sıra Greenwich Rasathane müzesini, sıfır meridyen çizgisini ve bütün bunların içinde yer aldığı yemyeşil Greenwich Parkı’nı ziyaret edebilirsiniz. Açık havada Greenwich’e tekne ile yapılacak tam günlük bir ziyaret her Londra gezgininin gerçekleştirmesi gereken bir gezinti. Charing Cross iskelesinden hem gidiş dönüş tekne biletini hem de Greenwich müze biletlerini daha ekonomik olan paket fiyatlarla almanız mümkün. Modanın Başkenti Moda başkentleri listesinde kimilerine göre Paris, Milano ve New York’tan sonra gelse de, Londra hakkında moda otoritelerinin fikir birliği yaptığı nokta: “Başına buyruk bir şehir” oluşu. Tıpkı trafiği, sterlini, aksanı ve havası gibi, modasının da kendine özgü ve başına buyruk bir hali söz konusu. Belki de Londra Moda Haftası’nı diğer moda haftalarından farklı kılan da bu esnek kuralları ve özgür duruşu. Londra’nın dinamik ve enternasyonal yapısı ile İngiliz Moda Konseyi’nin gençlere verdiği destek, bu şehri özellikle yeni tasarımcılar için vazgeçilmez bir çekim merke-
bu anlamda ilk akla gelen isimlerden biri. Sokak modasının başkenti “Sokak modası” olarak adlandırılan ve pek çok tarzın karıştırılarak eklektik ve kişisel bir stile dönüşmesi olarak tanımlanabilecek akımın başkenti olarak Londra’yı göstermek hiç de yanlış olmaz. Londra, doğası gereği multi-kültürel bir şehir; üstelik burada yaşayan kültürler, asimile edilmiş kültürler de değil. Herkes istediği kıyafette özgürce dolaşıyor bu şehirde. Bir şekilde sokakta görülen her kültür Londra’daki tasarımcılar için ilham kaynağı oluyor. 29
30
31
32
33
KOMBİNASYON
NeGiysek? Pazartesi
Bu bölümde sizin için haftalık plan yaptık ve bu planıza uygun kombinasyonlar hazırladık.
Haftanın ilk iş günü önemlidir. İyi bir başlangıç için kendinizi rahat ve uyumlu hissedeceğiniz kıyafetleri seçebilirsiniz. Bu kış gömlekler hiç olmadığı kadar ön planda. Hem rahat hem de şık kıyafetlerin başında gelen gömlek uzun kumaş eteklerle oldukça uyumlu görünüyor. Deri ürünlerin de vitrinlerde en parlak günlerini yaşadığı bu kış, pazartesi şıklığınızı elegan görünümlü deri bir pardösü ile bütünleştirebilirsiniz. Deri firmalarında yaşanan boy ve beden sorunları ise Tekbir tasarımlarında çözüme kavuşmuş durumda. Deri pardösüler hem tesettür giyime uyumlu hem de sezonun trendlerine... 34
Salı NeGiysek? İş hayatının ayrılmaz parçalarından biri de şüphesiz toplantılar. Şirketler için önemli karar alma anları olan toplantılarda giyiminiz de bu duruma uygun olsun isterseniz şık bir etek ceket giyebilirsiniz. Siyah beyaz renklerdeki bu takımı siyah bir trençkot ile bütünleyebilirsiniz.
Haftanın ortası çarşam günü hızlı devam eden iş temposundan kendinize biraz vakit ayırmak iyi bir fikir olabilir. Hem iş hayatının ciddiyetine uygun hem de iş çıkışı vakit geçirirken rahat edeceğiniz leopar desenli tunik ve pantolon güzel bir alterbatif olabilir. Havanın giderek soğuduğu bu günlerde uzun kaşe mantonuzu da unutmayın. Bu yıl açık tonlar ön planda ve mantolarda da uzun boylar bütün dünyanın tercihi.
NeGiysek? Çarşamba
35
NeGiysek? Perşembe
Cuma günü haftanın en keyifli günlerden biri şüphesiz. Genelde de davet günü gibidir cumalar. Davet demek,şık ve zarif olmak demek. Tesettür giyimde de davet şıklığını tek kalemde sağlayabileceğiniz Tekbir davet koleksiyonunda siyah saten bir elbiseyi kışın asil kumaşlarından dantel bir ceketle tamamlayarak şıklığınızı güncelleyebilirsiniz.
36
Haftasonuna doğru işler biraz daha yoğunlaşır. Daha hızlı bir tempoda çalışılan günlerde trikolar kışın soğuk günlerine çok uygun. Tekbir’deki trikolar ise özel nakışlarla işlenerek daha özel bir hal alıyor. İş çıkışı bir ev gezmesinde de kendinizi triko bir bluz ve kumaş bir etekler rahat hissedersiniz. Hava soğuk deri trençkotunuzu almayı unutmayın... Yakasında kürk kullanılan bu modelin kürkü dilerseniz çıkabiliyor.
Cuma NeGiysek?
KOMBİNASYON
NeGiysek? Cumartesi
Pazar günü sakin geçsin ama yine de keyifli olsun istediğimiz günlerden. Güzel bir tiyatro iyi bir alternatif olabilir. Bu keyifli günde çiçek açmış bir tunik takım tercih edebilirsiniz. Hava soğuk kaşe mantonuzu da almayı ihmal etmeyin. Gri tonlar bu kışın en moda renklerinden. Dingin bir pazar günene de oldukça yakışır. Ne dersiniz?
Haftanın ilk tatil günü herkesin aradığı şeylerden biri rahatlık. Hafta içi yoğunluktan vakit bulamadığınız alışverişi de yapmanın tam sırası. Aradığınız rahatlığı Tekbir’in örme tunik takımında bulabilirsiniz. Mantonuz ise uzun süre dışarda kalacaksanız kaşe olsun. Bu yıl özellikle yaka ve kol detaylarında kürk detaylı mantolar oldukça gündemde aklınızda bulunsun.
Pazar NeGiysek?
37
速
38
速