®
SAYI 2 - HAZİRAN 2011 TEKBİR GİYİM’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR
Yaşam
www.tekbir.com.tr
2011
yaz
GÜNLERİNDE
NE GİYSEK?
AMASRA
Ceşm-İ Cİhan şehİr
Fatih KARADUMAN Yenİ nesİl
mağazacılık anlayışı
Tekbir’in Başarısı
Japon MEDYASI’NDA
Mahİnur
ÖZDEMİR Belçİka meclİsİ’nde başörtülü bİr
vekİl Sibel ERASLAN Edebİyat dünyasının
duyarlı kalemİ
速
®
Yaşam
EDİTÖR’DEN
Tekbir Giyim A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU Haber Editörü Kezban KARAGÖZ Moda Editörü Esra KARADUMAN Yapım Metam Medya Abbasağa Mahallesi Yıldız Cad. No: 53 Nil Apartmanı BEŞİKTAŞ-İSTANBUL Tel: 0212 258 04 94 Faks: 0212 258 85 65 www.metammedya.com Baskı SCALA Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 Katkıda Bulunanlar Gülcan TEZCAN (Mahinur ÖZDEMİR fotoğraf) ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 10.000 Adet basılmaktadır.
Başlamak, işin yarısıdır.
Bu derginin bizlere çok büyük faydalar sağlayacağını biliyordum. Öyle de oldu. Desteğiniz sayesinde çabalarımızın sonucunu görebiliyoruz. Diktiğimiz ağacın meyve verdiğini görmek bizleri çok mutlu etti. “İki günü birbirine eşit olan, ziyandadır” demiş Efendimiz… Biz de ilk sayımızın üzerine yeni tecrübelerimizi ekledik. Ufkumuzu biraz daha genişlettik. Tatile çıkarken neleri giyebileceğinizden tutun, aldığınız bir takımı farklı kıyafetlerle nasıl kombinleyebileceğinize kadar geniş bir çalışma yaptık. Sizler için yepyeni bir sayı hazırladık. Umarım bu sayıyı önceki sayıdan daha çok seversiniz. Sizlerin daha iyisini hak ettiğinizi biliyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz. Bizleri destekleyen yönetim kurulu üyelerimize, şirketimizi ziyaret eden İran Başkonsolosu Mahmut Haydari ve eşi hanım efendiye, Japonya’dan bizimle röportaj yapmak için gelen NHK Ekibi’ne, bizimle röportaj yapmak için zaman ayıran Belçika Parlamentosu’nda Milletvekilliği yapan Mahinur Özdemir Hanım’a ve çok değerli edebiyatçımız Sibel Erarslan’a, yarışmamız için resim gönderen müşterilerimize ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletmek isterim.
Merve MÜCAVİROĞLU Kurumsal İletişim Müdürü
Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr ••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya Tekbir Yaşam Dergisi, Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir. Tekbir Giyim, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
3
212 Power Outlet’te Tekbir Defilesi ile Yaza Merhaba İstanbul alışveriş dünyasının en hareketli merkezlerinden biri olan 212 Power Outlet Alışveriş Merkezi geçtiğimiz günlerde beğeniyle izlenen bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 25-26 Mart 2011 tarihlerinde 212 Power Outlet Mağazaları koleksiyonlarını bir defile ile tanıttı. 212 Power Outlet’de oldukça başarılı bir mağazacılık yürüten Tekbir Giyim de bir güneş gözlüğü markasıyla 2011 İlkbahar /Yaz Koleksiyonuna ait ürünlerini podyumda tanıttı. Tekbir Giyim 2011 Yaz Koleksiyonu’ndaki renklerin ve modellerin yakından görüldüğü defilede, Tekbir Eşarp Koleksiyonu da podyuma taşındı. Tekbir Giyim defilesi, AVM ziyaretçileri tarafından yoğun ilgiyle takip edildi.
Tekbir Eşarplar Bir Tık Kadar Yakın Açtığı mağazalar zinciriyle, tesettür giyim alanında önemli bir ihtiyaca cevap veren Tekbir Giyim şimdi herkese çok daha yakın. Tekbir tasarım ekibinin, tasarım dünyasındaki eğilimleri dikkate alarak hazırladığı şık ve kaliteli eşarp koleksiyonunu, www.tekbir.com.tr ve www.tekbiresarp. com web sitelerinden bizzat inceleyebilirsiniz. Beğendiğiniz ürünü ve renk seçeneklerini belirleyerek, güvenli bir şekilde satın aldığınız eşarbınız, kargo ile adresinize teslim ediliyor. Artık, Tekbir şıklığını dileğiniz her an yanınızda bulma imkanınız var.
4
BİZ’DEN
Tekbir 2011 Yaz Koleksiyonu
Bayilerden Tam Not Aldı Tekbir Giyim’in 2011 yazı için hazırladığı koleksiyon; kumaş seçimi, sezonun temalarıyla uyumlu geliştirilen desen seçenekleri, detaylarda bile mükemmeliyetçiliği yansıtan bir çalışmanın ürünü olarak orta çıktı. Tekbir Giyim’in kalitesine ve tasarım prensiplerine sadık kalınarak hazırlanan koleksiyon şehir dışı ve yurt dışı Tekbir bayilerine tanıtıldı. Bayilerin her sezon büyük ilgiyle takip ettiği koleksiyon tanıtımı Tekbir Giyim’in Mahmutbey’deki fabrika binasında gerçekleşti. Toplantıya katılan bayiler, Tekbir 2011 Yaz Koleksiyonu’nda yer alan bütün ürünleri uzun uzun inceleme imkanı bularak ürün hakkında Tekbir yetkililerinden detaylı bilgi aldılar. Tekbir 2011 Yaz Koleksiyonu’nda yer alan ürünler bayilerden olumlu yorumlar aldı.
Tekbir Eşarplar’da Metal Logo Devri Kullandığı desen seçenekleri ve renkleri ile kıyafetlerin şıklığını pekiştiren Tekbir yeni uygulamalar geliştirmeye devam ediyor. Tekbir Eşarp’ın geliştirdiği son uygulama yine çok orijinal. Diğer eşarp markalarında yazı olarak yer alan logolar Tekbir Eşarp’larda küçük metal bir aparat olarak eşarpların kenarında yer alıyor. Sadece Tekbir’e özel geliştirilen bu uygulama müşteriler tarafında da büyük ilgi görüyor. Eşarbın ucunda bir ağırlık noktası oluşmasını sağlayan metal logo uygulaması sayesinde rüzgardan dolayı uçan eşarplara çözüm bulunmuş oldu. Bu küçük ayrıntı ile eşarplar bağlandığında kendine has bir şıklık kazanmış oluyor. Hem desenleri hem ipek kalitesi ile eşarp sektörüne öncülük eden Tekbir Eşarp yenilikçi uygulamalar geliştirmeye devam edecek…
5
BİZ’DEN
TEKBİR’İN BAŞARISI JAPON MEDYASI’NDA Asya’nın en büyük resmi kanalı olan ve yurtdışına da yayın yapan NHK’nın, Türkiye Temsilcisi Yasuko Nitahara 1997’den bu yana “Moda Devi Tekbir” konulu bir dizi program yapıyor. Programların gördüğü ilgiden dolayı NHK Ekibi geçtiğimiz günlerde başka bir çekim için yeniden Tekbir Giyim’i ziyaret etti. Birçok belgesel çekimi yaparak Türkiye’nin tanıtımına da katkıda bulunan NHK; tesettür giyimin öncüsü olan Tekbir ile bu yıl mayıs ayı içerisinde yaptıkları belgeselle 5. seriyi tamamlamış oldu. Bu yıl özellikle 2. kuşak yönetici adayları üzerinde yoğunlaşan NHK, Tekbir Giyim’in 2. kuşak yöneticileri ile organizasyon yapısı ve yenilikler konusunda özel bir program gerçekleştirdi. Televizyon ekibi, Tekbir Mağazalar Koordinatörü Fatih Karaduman ve Tekbir Giyim Tasarım Yöneticisi Esra Karaduman ile yeni nesil yöneticilerin Tekbir’de nasıl bir etki oluşturduğunu detaylı bir şekilde ele aldı. 1997 2011
Tasarımcı Esra Karaduman ile özel bir röportaj da gerçekleştiren televizyon ekibi; tesettür giyimde yaşanan gelişmeleri, bunların Tekbir Giyim tasarımlarına olan yansımalarını derinlemesine işledi.
Dünya Basınında Tekbir’e İlgi Büyük
Reuters Haber Ajansı, ZDF, The National, Deutsche Welle TV, BBC, Schweizer Fernsehen, Abu Dhabi Media Company vb. gibi birçok basın yayın kuruluşu Türkiye ve Dünya’da büyük bir pazar payı olan, “tesettürün mimarı” Tekbir Giyim’i konu ediyor.
İran Başkonsolosu Mahmut Haydari Tekbir’i Ziyaret Etti Tekbir Giyim geçtiğimiz günlerde önemli ve değerli misafirler ağırladı. İran Başkonsolosu Mahmut Haydari ve eşi 13 Mayıs günü Tekbir Giyim’in İstanbul’daki üretim tesislerini ziyaret ettiler. Tekbir Giyim hakkında uzun uzun bilgi alan Başkonsolos ve eşi tesislerdeki üretimi yerinde inceledi. Tekbir yönetimi, Başkonsolos ve eşine Tekbir koleksiyonlarının hazırlanış süreçlerini bir sinevizyon gösterisi ile aktardı. Mağazalar pazarlama koordinasyon merkezinde gerçekleştirilen bir diğer sunumda ise Konsolos ve heyeti mağazalardaki kameralardan Tekbir Mağazaları’nı incelediler. Tekbir Giyim’in Kurucusu Mustafa Karaduman, İran Başkonsolosu Mahmut Haydari ve eşine markanın gelişimini ve üretim süreçlerini bizzat anlattı. Tekbir Giyim hakkında detaylı bilgiler, yönetim ekibi eşliğinde, adım adım tüm fabrika gezdirilerek aktarıldı. Başkonsolos Haydari ve eşi Tekbir Yaşam Dergisi’ni de detaylı bir şekilde inceleyerek olumlu görüşlerini paylaştılar. 6
Konsolos ve Eşi Tekbir Yaşam Dergisini ilgiyle inceledi
MAĞAZA
212 AVM’DE TEKBİR İLE ALIŞVERİŞ KEYFİ Tekbir’in 212 Power Outlet AVM’deki mağazası alışveriş merkezlerinde açtığı mağazalar zincirinin ilk halkası olması sebebiyle önemli bir yere sahip. Mağazacılık uygulamaları açısından da yeniliklerin ilk olarak uygulandığı 212 Power Outlet Tekbir Mağazası’nı daha yakından tanıyalım istedik. İşte 212 Power Outlet Tekbir’deki gelişen mağazacılık anlayışı… AVM’lerde Tekbir Giyim gibi firmaları görmek çok mümkün değildi. Çünkü AVM yönetimleri yıllarca tesettür giyim firmalarına veto uyguluyordu. Zaman içinde şartlar değişti. Artık AVM yönetimleri tesettür giyim markalarının kapılarını çalıyor. Bunda en büyük etkenlerden biri de AVM’lerde mağaza açan firmaların başarısı. 212 Power Outlet Tekbir Giyim hem vitrin tasarımı hem de mağaza dizaynı ile AVM’lere yepyeni bir soluk getirdi. Şehirli ve mütedeyyin insanlara, değerlerine uygun giyinme imkan sağlayan Tekbir Giyim, mağazacılık anlayışındaki başarılı uygulamalarla, tesettür giyime yönelik ön yargıları da çoktan kırdı. Şehirli muhafazakar kesim, haftasonlarını geçirdiği; alışverişin ve yaşamın bir parçası haline gelen AVM’lerde Tekbir Giyim’i görmek istiyor.
8
Sadece Tesettürlüler Gelmiyor 212 Power Outlet’teki Tekbir Mağazası’nın göz dolduran dizaynı, kendini belli etmeyi başardı. Tesettürlü müşterilerinin bakmadan geçmediklerini gözlemlediğimiz mağazanın müşteri profilini sadece tesettürlü hanımlar oluşturmuyor. Çok farklı giyim stillerini benimsemiş, şehirli kadınlar da Tekbir 212 Power Outlet Mağazası’nın ilgili birer müşterisi. Zira sezonun öne çıkan trendleri Tekbir koleksiyonlarında değerlerimiz muhafaza edilerek uygulanıyor. Bu başarılı birliktelik, sadece tesettürlü bayanların değil, her kesimden bayanın mağazada kendine yakışacak ürünler bulmasını sağlıyor.
Tepeden Tırnağa Tekbir Tekbir 212 Power Outlet Mağazası’na gelen müşteriler burada, tepeden tırnağa giyinme imkanı buluyor. Pardesü, günlük giyim gibi temel parçalarını; ayakkabılar, çantalar, kemerler ile tamamlama fırsatınız var. Başka hiç bir mağazayı dolaşmak zorunda kalmadan tıpkı diğer Tekbir Mağazaları’nda olduğu gibi 212 Power Outlet’teki Tekbir Mağazası’ndan da tepeden tırnağa giyinebilirsiniz.
Vitrinler Göz Dolduruyor Mağazacılık denince ilk akla gelen konulardan biri şüphesiz vitrinler. Önce onlar bizi davet eder mağazaya. 212 Power Outlet’teki Tekbir Mağazası da vitrin tasarımı ile oldukça şık ve naif bir davet mesajı gönderiyor adeta müşterilerine. Işıktan dekorasyona kadar hemen her detayın düşünüldüğü 212 Power Outlet’teki Tekbir Giyim’de konseptler ise özel olarak hazırlanıp vitrine yerleştiriliyor.
Tekbir Eşarp’ın zengin desenleriyle kıyafetlerinizi şıklığınızdan ödün vermeden tamamlayabilirsiniz.
9
RÖPORTAJ
Tekbir Giyim Mağazalar Koordinatörü
Fatih Karaduman “Yeni nesil mağazacılık anlayışı ile yolumuza devam ediyoruz.”
Tekbir Giyim, dünyanın dört bir yanına açtığı mağazalarla kalitesini geniş kitlelere ulaştırmaya devam ediyor. Bu başarının arka planını Mağazalar Koordinatörü Fatih Karaduman ile konuştuk. 10
Hedefimiz; günün şartlarına göre mağazacılıkta fiziksel ve görsel alan olarak, sadelikle beraber, açık renk tonlarının hakim olduğu, aydınlatmada elektrik tasarrufunun hiç düşünülmediği, geniş ve tek katlı ferah mağazalar oluşturmak.
Öncelikle bize kendinizden söz eder misiniz? Özellikle mağazacılık konusunda çalışmalarınıza ne zaman ve nasıl başladınız? Karaduman ailesinin 2. Kuşak bireylerindenim. Mağazacılık konusunda çalışmalarıma akademik olarak başladım. 2000 ile 2008 yılları arasında İngiltere’de işletme bölümünde lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim aldım. Eğitimim ağırlıklı olarak mağazacılık konusuna odaklıydı. Bu süreçte İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki zincir mağazalar üzerine uzun zaman inceleme yaparak kendimi geliştirme fırsatına sahip oldum. Türkiye’ye döndüğüm ilk yıllarda ise şubelerimizde kısa süreli çalışmalarım oldu. İlerleyen yıllarda proje oluşturabilecek fikirlere sahip olmam sebebiyle, 2. nesle görev devirleri başlarken mağazalarımızda görevlendirilmeye uygun bulundum. Kaç kişilik bir görsel ekiple çalışıyorsunuz? Görsel ekibin yaptığı çalışmalar içinde bizzat kendim de bulunuyorum, dışarıdan da yardım alıyoruz ve uzun yıllardır beraber çalıştığımız görsellik hususunda profesyonel bir arkadaşımız ve moda tasarımı, kombinasyon çalışmalarını da takip eden ve bunları mağaza içi ve vitrin düzenlemelerine uygulamada yardımcı olan 3. bir arkadaşımız daha var.
Hepimizin bildiği gibi Tekbir dünyada ve Türkiye’de çizgisinden ödün vermeyen bir mağazalar zinciri. Mağazacılık konusunda da kendinize ait belli prensipleriniz var mı? Bildiğiniz üzere gelişen teknolojiyi tanımlarken global olarak “nesil” kavramını kullanıyoruz, örneğin; 3. nesil iletişim teknolojisi v.s. gibi. Aile bireyleri olarak Tekbir işletmemizin her bölümünde olduğu gibi mağazacılıkta da en önemli prensibimiz, günün şartlarına en uygun olan hızlı bir adaptasyon süreci oluşturmak. Dolayısıyla Tekbir; yeni nesil teknoloji ve yeni nesil yaşam tarzına yüksek tecrübeli 1. nesil 8 yönetim kurulu üyesine ilaveten yeni nesil yönetim kadrosu ile adapte olma sürecini başlattı. Bu sayede, başarılı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz. Tekbir’in görsel mağazacılık konusunda titizlikle üstünde durduğu kuralları var mı? Mağazaların görselliği ne olmalı örneğin? Günün şartlarına göre mağazacılıkta fiziksel ve görsel alan olarak, sadelikle beraber; açık renk tonlarının hakim olduğu, aydınlatmada elektrik tasarrufunun hiç düşünülmediği, geniş ve tek katlı ferah mağazalar oluşturmak bizim için bir prensip. Bu ferah ortamlarda kombinasyon çalışmalarını müşterilerimize sunmak çok daha kolay. Çünkü, aynı ürünle beraber bekli de 10 farklı ürünü kombine edebiliyoruz. Dolayısı ile fiziksel alan olarak geniş, 11
ferah mağazalar kaçınılmaz oluyor. Bu yıl açacağımız yeni mağazalarımızda mutlaka bu gerçekler göz önüne alınarak projelendirme yapacağız. Yurtdışında da başarılı mağazacılık adımları atıyorsunuz şuan hangi ülkelerde Tekbir Mağazalar’ı var? Yurt dışında franchising sistemi ile çok hızlı bir mağazacılık ağı oluşturduk ve partnerlerimiz bizim Türkiye’de yaptığımız gibi artık franchising aldıkları ülke için ülkenin her şehrinde mutlaka mağaza açmayı hedefliyorlar ve inanılmaz bir hızda hedeflerine ulaşmak üzereler. İngiltere, Almanya, Fas, Cezayir, Lübnan, Bosna Hersek, Irak, örnek ülkelerden bazıları… Önümüzdeki günlerde Tekbir’in yeni mağazalar açmak istediği ülkeler hangisi? Fransa ve Kanada’dan çok yoğun talep var. Biz Tekbir olarak, daha yakın olması bakımından öncelikle Fransa’dan başlamayı planlıyoruz. Tesettür giyim markası olarak Tekbir, bugün değeri daha iyi anlaşılan mağazacılığı çok daha erken keşfetti. Bunu nasıl gerçekleştirdiniz? Sektörde öncü olmanın getirdiği bir zorunluluktur ki her şeyi önce keşfetmek kaçınılmaz bir durum. Sadece mağazacılıkta değil; moda tasarımında, üretimde, depo sistemlerinde de örnek oluşturacak bir işletme sistemine sahibiz. Mağazacılığı erken keşfedip en iyi noktaya getirmekteki gayemiz; müşterilerimizin hakettiğine inandığımız, onların memnuniyetini kazanabileceğimiz, en iyi servis alabilecekleri mağazacılık sistemini oluşturmak. Görsel olarak, ürün sunumu olarak, sunumu gerçekleştiren satış danışmanı arkadaşlarımızın seçiminde, eğitimlerinde ve diğer bir çok hususta çalışmalarımızı büyük 12
titizlikle yürütüyoruz. Mağazaların görselleri de mağaza satışlarını etkileyen bir sebep. Tekbir Mağazacılık ekibi bu konuda nasıl bir faaliyet yürütüyor? Önümüzdeki günlerde müşterilerimizin; Osmanlı ve Avrupa mimarisinin yansımalarını göreceği dış cephe ve iç dekorasyon tasarımları yaptık. Her zamanki gibi günün mağazacılık anlayışını yansıtacak düzeyde tüm şubelerimizi kapsayan projemize ilk olarak Fatih’te bulunan mağazalarımızla start verdik. Bununla beraber mağaza içinde sergilenen ürünler mutlaka renk kombinasyonuna uygun ve renk geçişleri de çok uyumlu bir şekilde zaten üretim planlamasında da belirlendiği gibi raflarda yerlerini buluyorlar. Düzenli periyodlarla da içerideki renk ahengini bozmadan yeni gelen ürünlerimizle sürekli bir değişiklik yapıyoruz. Vitrin dekorasyonumuzda da, tamamen modellerimizin tasarım amaçlarını ve onlara yüklemek istediğimiz manaları anlatan objelere yer veriyoruz. Geçmiş yıllarda AVM’lerin tesettür giyim mağazalarına bir kota koyduğunu biliyoruz ama Tekbir’in şuan AVM’lerde olduğunu görüyoruz. Bu nasıl aşıldı? Türkiye’de tesettür kaçınılmaz bir gerçeğimizdir. AVM yöneticileri müşteri portfolyalarındaki segmentleri tanımaya başladıktan sonra simültane olarak Tekbir AVM’lerde aranan bir marka pozisyonuna zaten gelmiş oldu. Bundandır ki, birçok AVM proje aşamasındayken dahi bizimle sözleşme imzalamak için fırsat kolluyor. Mağazacılık konusunda özellikle tesettür giyim açısından nasıl gelişmeler olacak? İsterseniz gelişmeleri teori olarak değil de uygulamalı bir şekilde Tekbir Giyim’i takip ederek beraber izleyelim…
SAĞLIK
Bebeğinizi Güneşten Koruyun Bebeğin güneşle buluşmasında dikkat edilmesi gereken önemli diğer nokta ise pencere camlarının yararlı güneş ışınlarını kırmasıdır. Bu durumda D vitamini yapılması için gerekli dalga boyundaki güneş ışınları camdan geçemez. Bu yüzden güneşlenme açık havada yapılmalıdır. Bebeğiniz için güneş kremi seçiminiz çok önemli. Yaz tatili vakti geldi. Anneler, bebeğinizin cildine ve tenine göre özel formüle edilmiş güneş kremlerinden birini seçebilirsiniz.
Bebeklerin cildinde, cildi güneşe karşı koruyan “melanin” adlı doğal koruyucu yapılar henüz oluşmamış olur. Bu yüzden özellikle 1 yaşın altındaki bebekleri doğrudan güneş ışığından korumak gerekir. Korurken aşırıya kaçmak ise, güneşin yararlı ve bebekler için gerekli D vitamini metabolizması üzerindeki etkisinden faydalanmasını önler ve bu da bebeği raşitizme kadar götürebilir. Bu nedenle el, ayaklar ve yanaklar güneş görecek şekilde, yüksek koruma faktörlü güneş bakım ürünleri sürerek, kumsalda şemsiye altında, denizden ve kumdan yansıyan ışınlarla güneşin yararlı ışınlarından bebeği faydalandırmalıyız.
Bebekler için güneş kremi kaç faktör olmalı?
• Bebekler için en az 40 faktörlü koruma kullanın. • Tatilde çocuğunuzu güneşin zararlı ışınlarından korumak istiyorsanız; onu güneş ışınlarının dik geldiği 10.0016.00 saatleri arasında dışarı çıkarmayın, en az 40 koruma faktörlü bir koruma ürünü kullanın.
• Açık renkli, bol kıyafetler giydirin ve geniş kenarlı şapkalar takın…
MODA
2011 Yazında Öne Çıkan Stiller Tek Dokunuşta Asalet: Dantel
2010 kışında başlayan dantel trendinin en güzel yansıması şüphesiz ayakkabılarda oldu. Dantel kıyafetler giyme konusunda tereddütleriniz varsa ama yine de dantelin zerafetini kıyafetlerinize taşımak istiyorsanız dantel ayakkabılar bir anda kıyafetinizin havasını değiştirebilir. Kıyafetinizde danteli tercih ediyorsanız ayakkabınızı daha sade seçmeye çalışın. Örneğin; saten ayakkabılar bu yaz oldukça şık alternatifler sunuyor. Puantiye yeniden 2011 yazında puantiye desenler yine bizlerle. 50’lerin yeniden stillere yansıdığı 2011 yazında çantadan ayakkabıya, eşarptan elbiseye hemen her yerde karşımıza çıkıyor. Siyah - beyaz birlikteliği ise; puantiyeye en çok yakışan ikili. Buna bu yaz kırmızıyı da ekleyebiliriz. Büyük puantiyeler ise; puantiye modasının yeni trendi. Denize açılma vakti: Marin Yaz sezonu demek tatil demek, aklımıza hemen deniz gelir. Bu yaz başörtülerde yine marin temalı desenler oldukça şık kullanılmış. Pardesülerde de denizci düğmeleri, beyaz ve lacivertler temanın şık birer uygulaması. 2011 yazından ipler ve püsküller ise; marin temasını tamamlayan detaylar. Toprak tonlarla doğallığa doğru Safari etkisi altındaki 2011 yazının kıyafetlere yansıması toprak tonlu doğal kumaşlar oldu. Özellikle trençkotlar ve pardesülerde açık tonları tercih edebilirsiniz. Toprak tonlu kıyafetlerinizi parlak renklerle bütünleştirebilirsiniz. Kahve ve toprak tonlarla turkuvaz renklerini bir arada kullanabilirsiniz. Beyaz bir sayfa açın Yaza en yakışan renklerden biri şüphesiz beyaz. Güneş ışıklarıyla en barışık renk olduğu için mi yoksa saflığı temsil ettiği için mi bilinmez hemen herkesin beyazla arası iyidir. Bu yıl farklı olarak beyaz özellikle davetlerin de vazgeçilmez rengi olarak kendini gösteriyor. Beyazın en güzel örneklerini ise örgü ve dantel kıyafetlerde görüyoruz. Volanlarla gelen şıklık Volanlar 2011 yazında öne çıkmaya devam ediyor. Elbise, gömlek yakalarında görmeye alışık olduğumuz volanları, pardesülerde ve ceketlerde de görmeye başlıyoruz. Uzun elbiseler ise; volanların en çok kullanıldığı kıyafetlerden.
14
KOMBİNASYON
STİL
Yarısması
Tekbir Yaşam Dergisi’nin ilk sayısında duyurduğumuz kombinasyon yarışmasının kazananları belli oldu. Gelen birçok güzel kombinasyon arasında seçim yapmak çok da kolay olmadı. Bizimle kombinasyonlarını paylaşan herkese teşekkür ederiz. İşte kazanan kombinasyonlar...
1. Yarışmacımız Ayşegül DEMİR (Satış Temsilcisi) 21 Yaşında
2. Yarışmacımız Müjde OKUDAN (Avukat) 46 Yaşında
3. Yarışmacımız Aysel DEMİRBAŞ (Ev Hanımı) 44 Yaşında
YARIŞMA
Başarılı kombinasyonları ile dereceye giren yarışmacılarımıza Tekbir Giyim’den kazandıkları ödüller bizzat takdim edildi.
Size en yakın Tekbir mağazalarında beğendiğiniz stili giyin ve fotoğraflayın. Moda editörümüz ve ekibi tarafından seçilecek olan stillerden, ilk üçe giren yarışmacılara sürpriz hediyelerimiz olacak. Çektiğiniz fotoğrafları, esrakaraduman@tekbir.com.tr adresine yollayabilirsiniz.
15
GÜZELLİK
EŞARP SANATA DÖNÜŞTÜĞÜNDE TEKBİR Şehir Desenli Eşarplar 2011 Yaz Koleksiyonu’nda Tekbir Eşarp’larında şehir temalarına fazlasıyla yer ayrıldı. İstanbul’un şehir olarak marka değerinin giderek yükselmesinden ilham alan eşarplarda İstanbul’un alameti farikası manzaralar bir tablo inceliğinde eşarplara yansımış durumda.
Çiçekler Bu Yaz Daha Moda Eşarplarda yıllardır görmeye alıştığımız çiçek desenlerini 2011 yazında hemen her kıyafette hatta aksesuarda bile görüyoruz. Çiçek desenler kimi zaman şal desenlerle bir araya geliyor kimi zaman da geometrik şekillerle iç içe geçiyor. Çiçeklerin naif hali eşarpların ayrılmaz deseni oluyor. Renk seçenekleri ise oldukça fazla.
Denizden Kopup Gelen Eşarplar 2011 yaz sezonunda kıyafetler yine marin temasından izler taşıyor. Lacivert, kırmızı, beyaz renklerin bir arada kullanıldığı koleksiyonları Tekbir Eşarp’larla bütünleştirebilirsiniz. Yazın en rahat kumaşı kot kumaşlar da marin temalı eşarplarla çok güzel bir ikili oluşturacak. Denizci halatları, gemi dümenleri, desen olarak marin temasının en şık temsillerini eşarplarda sunuyor.
Eşarplarınız Kırışmasın Eşarplarınızı sürekli ütüleyerek yıpratmak istemiyorsanız onları kırışmadan düzenlemeye çalışın. Bu konuda ev dekorasyon ürünleri satan marketlerde birçok seçenek bulabilirsiniz. Hem eşarplarınızı bir arada görüp kıyafetinize en uygun eşarbı seçebilirsiniz hem de yıpranmaktan kurtarmış olursunuz.
Eşarp Bakımının Püf Noktası Yıkarken, ütülerken ipek eşarbınıza zarar vermemeniz için, • Kuru temizleme (varaklı eşarplar hariç) tercih edilmelidir. • Elde yıkama yapacaksınız; Tekbir Eşarp Şampuanı kullanabilirsiniz. • Soğuk suda çok çitilemeden yıkamalı, iyi durulamalısınız. • Güneş görmeyen bir yerde yatay bir şekilde kurutmalısınız. • Ütüleme (varaklı eşarplar hariç) yapacaksınız; çok hafif ısıda tersten, kenar dikişlerini ezmeden ütülemelisiniz. 16
RÖPORTAJ
MAHİNUR ÖZDEMİR
Belçika Parlamentosu’nda Başörtülü Bir Vekil
Belçika bölgesel seçimlerinde milletvekili olan Türk asıllı Mahinur Özdemir Avrupa’nın ilk ve tek başörtülü milletvekili olarak Brüksel Parlamentosu’nda görevine başladı ve halen bu görevi sürdürüyor. Mahinur Özdemir’le siyasetten Avrupa’daki başörtüsü algısına kadar birçok konuyu konuştuk… Sizin hikayeniz nasıl başlıyor? Brüksel’de, Türkler’in yoğun olarak yaşadığı Schaerbeek Belediyesi’nde başlıyor. Mahinur Özdemir, üç kuşak önce Belçika’ya göç etmiş bir Türk ailesinin 30 torununun en büyüğü. Eğitiminin tamamını Belçika’da tamamlamış, Türk mahallesinde yetişmiş, aile işlerinde çalışmış ve aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında aktif görev almış Türk asıllı bir Belçikalı’dır. Çok başarılı bir eğitim kariyeriniz olduğunu biliyoruz. Avrupa’da Türkler eğitim konusunda sizce yeterli ivmeyi yakaladı mı? Sizin bu konuda katkı sağladığınız projeler var mı? Avrupalı Türkler yaklaşık 50 yıl önce göç etmeye baş18
lamış. İlk kuşak ekonomik şartlardan dolayı göç ettikleri için eğitime yoğunlaşmak gündemlerinde olmadı.İkinci kuşak bilinçlenme sürecine girmekle beraber uyum sağlamakta zolandı, birçoğu erken yaşta iş hayatına atıldı. Aralarında bazıları çok önemli yerlere geldi, bir kısmı ise zor şartlara rağmen eğitimlerini tamamladı. Benim gibi üçüncü kuşak Avrupalı Türkler, hem Avrupalı hem Türk kimliklerini daha iyi taşıyor. Şu anda eğitim konusunda yeterli ivmeyi yakalayamasalar da, üçüncü kuşak gençlerin bu konuda sorunları daha rahat aşabildiğini görmekteyiz; çünkü daha bilinçliler, daha eğitimliler, yaşadıkları ülkenin mevzuatına, kişisel haklarına vakıflar, farkındalıkları daha fazla ve yaşadıkları ülkenin dilini de iyi kullanabiliyorlar. Üniversiteye başladığım yıllarda, çok sayıda olmayan Türk kökenli öğrencilerin kaynaşmakta zorlan-
dığını farkettik. Kendi üniversitemde, kardeşim ve birkaç arkadaş ile bu eksiği gidermek adına ilk Belçikalı Türkler Öğrenci Derneği’ni kurduk. Dernek sayesinde üniversitede üst sınıflardaki öğrenciler, alt sınıflara yardımcı oluyor, ortak projeler yürütülüyor. Bu da başarıyı kolaylaştırıyor. Derneğimiz diğer üniversitelere de örnek oldu, oralarda da öğrenci dernekleri kuruldu. Şu anda Belçika’da benim bildiğim 6 tane Türk öğrenci derneği var. Bunlar ortak hareket etmek adına bir platform oluşturdular. Siyaset fikri ilk ne zaman dünyanıza girdi? 2004 yılı Belçika bölgesel seçimler öncesi. Tamamen yurttaşlık bilinciyle başlayan bir süreçti. İnsan hayatında ya aktördür ya da figürandır, inancındayım. Ben de yaşadığım, gözlemlediğim toplumda şikâyetçi vatandaş modundan çıkıp sorumlukların içinde çözümün bir parçası olmak istedim ve bunun için en doğru kapının siyaset olduğuna karar verdim. Siyasete ilk adımınızı attığınızda bir gün meclise de gireceğinizi hayal etmiş miydiniz? Siyasete girme amacım sorunlara benim bakış açıma göre de bir çözüm sunabilmekti. Statüleri degil sorunları hedefledim. Bir baktım ki çalışmalarım beni siyasetin içinde daha aktif bir role taşıdı.
Hem Müslüman hem de Türk kökenli bir vekil olarak Avrupa’da siyaset yapmak nasıl bir tecrübe? Tabi ben toplumun her kesimini temsil etmeyi amaçlayan bir siyaset hedefi ile yola çıktım ve bunu konuda hassas davranmaya özen gösteriyorum. Elbette ki geldiğim topluma ve içinde yaşanılan sorunlara da vakıfım ve bu konu ile ilgili çalışmalar yürütüyorum. Fakat ne kendimi ötekileştiriyorum, ne de kültürel kimliğimden dolayı ötekileştirilmeme izin veriyorum. Mecliste yemin etmeniz Türk medyası tarafından da çok yakından takip edildi. Hatta belki kendi ülkenizden daha yoğun bir polemik konusu oldu. Açıkçası yemin edemeyeceğiniz yönünde programlarda görüşler bildirildi. Sorunsuz bir şekilde vekilliğe adım atmanız bizim ülkemizde sürpriz oldu. Siz bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Vekil sayısından çok uluslararası basın mensubunun yer aldığı bir yemin töreni gerçekleşti. Bu parlamentonun tarihindeki en kalabalık ve medyatik yemin töreniydi. Avrupa basınında bu durum olduğu gibi, objektif yansıtılırken Türkiye’deki bazı basın kuruluşlarının yemin törenini canlı yayında vermekle birlikte, bunu gerçeğe aykırı bir şekilde “Türban Krizi” olarak yorumlayıp duyurmalarına çok şaşırdım. 19
Millet vekili olduğunuzda Türk siyasetçilerden ya da siyasetçi eşlerinden nasıl tepkiler aldınız?
Avrupa giderek İslamafobik bir güdüyle hareket ediyor. Bu tabloda başörtülü kadınlara yaklaşım nasıl? İslamafobia birçok zaman kendini gösteriyor ve İslam’ı hedef alıyor. Başörtü de zaman zaman hedef noktası olabiliyor maalesef. Sizin siyasete girmeniz içinde bulunduğunuz Türk toplumunda siyasete olan ilgiyi artırdı mı? Gençlerin ilgisini daha çok arttırdı. Mahinur yaptıysa, biz de yapabiliriz diyenler oluyor, bu da beni mutlu ediyor.
Fotoğraf: Gülcan TEZCAN
Bazı tebrik mesajları aldım.
Temsil noktasında bir kadın olarak kıyafet seçimlerinizi nasıl yapıyorsunuz? Renk uyumuna çok dikkat ediyorum. Bir kıyafet aldığımda, renklerin, tenime ve yaşıma uygun olması da önemli. Gösterişten uzak, daha sade kıyafetleri tercih ediyorum. Vekil olduktan sonra giyim kuşam tarzınızda değiştirdiğiniz şeyler oldu mu? Sayısı artan kıyafetleriniz oldu mu? Örneğin daha çok ceket gibi? Tarzımda çok büyük değişiklik olmadı. Tarzıma uygun takım elbiseler, gömlekler ve başörtü sayıları çoğaldı.
Türkiye’de bayan vekiller neredeyse mecliste katkıda bulunduğu yasalardan çok kıyafetleri ile gündeme geliyor. Aynı ceketi giymiş bayan bakanları medya diline dolayabiliyor ya da saçı ve bakımı yeterli bulunmayan vekilleri irdeleyebiliyor. Avrupa’da bu tarz yaklaşımlar var mı? Hayır yok. Meclise kot pantolon, kazak ile gelen birçok vekil var. Avrupa’daki siyasilerin bu konuda oldukça mütevazi olduklarını düşünüyorum. Her kadının hayatını kolaylaştıran kıyafetler vardır. Sizin can kurtaran kıyafetiniz hangisi? Spor tarzdaki rahat fakat şıklıktan geri kalmayan ceketetek takımlarım kurtarıcı kıyafetlerim. Ayrıca seyahatlerde en az buruşan elbiseleri yanıma almaya özel gösteririm. Belçika’da değerlerinize uygun kıyafet bulabiliyor musunuz? Çok değil. Genellikle İstanbul’da daha rahat ve daha çabuk istediğim kıyafeti bulabiliyorum. Son olarak birkaç röportajınızda olaylara duyarlığı ile bilinen Çarşı Grubu’nun sizi tebrik etmediğini belirtmiştiniz. Bir gelişme oldu mu ? Çarşı Grubu ile iletişimim eskiye nazaran çok daha iyi …
20
DAVET
Soft tonlar işlemeler ile zenginleşiyor…Gümüş renkli çanta ve ayakkabı ile bu şıklığınızı pekiştirin.
Yaz düğünlerinde bu siyah beyaz taş işlemeli kıyafetle zarif bir şıklık elde edebilirsiniz… Aksesuarlarınızda gümüş detaylarla bu şıklığı vurgulayın.
Toprak tonlu kıyafetleri leopar desenli eşarbınızla tamamlayarak güçlü bir etki oluşturabilirsiniz.
2011 yazı çiçek desenlerle geçecek. Nar çiçeği elbisenizle düğünlere rekli bir şıklık katın.
Daha resmi davetler için bu siyah beyaz takımı tercih edebilirsiniz.
21
TATİL
YAZ Tatili Kot kumaşlar 2011 yazının en favori seçimi. Tatilinizde rahat bir şıklık için ideal…
Tatile marin teması yakışır… Bu çıpa desenli etek yaz tatilinize çok yakışacak... Bir akşam gezintisinde giyilebilecek bu beyaz kap size rahat bir şıklık sağlar… 2011 yazının trend renklerinden…
Tatilde rahatlık ön planda ama şıklıktan da vazgeçemiyoruz… Dantel bir tunik, beyaz bir etek ile tatil şıklığınızı yaşayın.
22
Amasra, nam-ı diğer Çeşm-i cihan… İkiz limanları, Karadeniz’e nazır muhteşem sahilleri, tablo güzelliğindeki kalesi, camiye çevrilmiş kiliseleriyle doğa ve tarih meraklılarını kendisine davet ediyor. Bartın sahillerinde serin bir yaz havası almaya ne dersiniz?
AMASRA F
atih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden 6 yıl kadar sonra, Amasra’ya hareket eder fethetmek üzere. Bartın’ın Orduyeri Mahallesi’nde karargâh kurar. Bu sırada yanına bir grup asker alarak Amasra’ya doğru yola çıkar. Amasra’nın balkonu sayılan Bakacak’ta tam tepede durup aşağıya baktığında yanındaki lalasına “Lala, Lala! Çeşm-i Cihan bura mı ola (dünyanın gözbebeği burası mı)?” demekten alamaz kendini. O günden sonra çeşm-i cihan dendiğinde Amasra, Amasra dendiğinde çeşm-i cihan tanımlaması gelir hatırlara. Amasra Bartın’a bağlı küçücük ama bir o kadar da şirin bir ilçe. Kuruluşu MÖ 12. yüzyıla kadar uzar Sesamos adı ile. İranlı Prenses Amastrist, Büyük İskender’in baldızı olarak önce Karadeniz Ereğlisi’ne (Herakliu) gelin gelmiş; kocası
24
ölünce oğullarıyla geçinemeyerek Sesamos’a çekilmiştir. Amasra’nın yeniden kurulması ve kent halini alması Amastrist zamanında olmuştur. Prenses Amastrist, burayı 14 yıl bağımsız bir şehir devleti olarak yaşatmayı başarmış MÖ 286’da bir cinayete kurban gitmiştir. Yıllar yılları kovalamış, zaman hızla akıp geçmiş ve burası Amastrist’e ithafen Amasra olarak anılmaya başlanmıştır. Zaman yolcuğumuzu hızlandırıp fethe yeniden dönelim 1459 yılına... Fatih Sultan Mehmet, kale komutanına kan dökülmeden, kalenin teslimini istediğini ileten bir heyet yollar önce. İstanbul Fatihi ile savaşmayı göze alamayan kale komutanı ise, anahtarları kendi elleriyle teslim etmiştir Osmanlı Sultanı’na.
MAHARETLİ ROMALI TAŞ USTALARI
Amasra M.Ö. 15’inci yüzyılda kurulmuş, kısa zamanda Semaso ismini alıp bir Fenike kolonisine dönüşmüştür. Zaman içinde Yunan ve Makedonlar’ın eline geçen şehir, ardından Romalılar’ın hakimiyetine girmiş. Bizanslılar önce iki liman arasındaki burnu ve Romalılar zamanından beri ana karaya Kemere Köprüsü ile bağlanan küçük bir adayı korumaya almışlar. Cenovalılar bu surları 14 ve 15’inci yüzyıllarda daha da uzatmıştır. Bugüne ulaşan kale, bütün ihtişamıyla limanın üzerinde dimdik yükselmektedir. Surların restore edilip, bir de yürüme yolunun yapılması ise Romalılar zamanındaki taş işçiliğinin değerini anlamamızı yardımcı oluyor. Romalılar’ın yaptığı kale Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine de tanıklık etmiş. İki ana bölüm-
GEZİ
den oluşan yapıda; Zindan ve Somagir kaleleri yer almaktadır. Kemere Köprüsü’nden geçip kaleye zindan tarafından girerken sizi saran muhteşem manzarayı aklınıza kazıyın. Dünyadaki cenneti hatırlamak için kullanabilirsiniz. Bir kısmı yıkık olan kalede Fatih Camii ve Kültür Sanat Evi’ni görmeyi de ihmal etmeyin. Akşam aydınlatıldığında etkileyici bir atmosfere bürünüyor. KALENİN EN İHTİŞAMLI KISMI Şehrin görülmeye değer yapısı Kemerdere Köprüsü, Roma dönemine ait bir eser. Köprünün ayaklarında, Pontus-Roma savaşlarını anlatan kabartmaları bugün bile görmek mümkün. Kaleyi gezenlere göre, en etkileyici kısım Kemere Köprüsü’nden geçerek ulaşılan Boztepe. Tabelaları Ağlayan Ağaç Cafe’ye kadar takip edin, kendinizi Tavşan Adası ve “sonu olmayan deniz”in kıyısında bulacaksınız. Roma döneminden bugüne gelebilmiş eserlerden biri de Bedesten. Eğer grup olarak giderseniz mutlaka bir vapur kiralayarak Amasra’yı bir de denizden gezin görün. Amasra’nın en görkemli yapılarından biri olan Ethem Ağa Konağı 19’uncu yüzyılda Karadağ Prensi Nikola’nın sarayı örnek alınarak yapılmış.
Hıristiyan ve Paganlar arasında süren kıyasıya mücadelenin göstergesi. Koleksiyonun en özel parçası ise Roma zırhı giymiş imparator heykeli. Zırhı süsleyen tasvirler başlı başına incelenmeyi hak ediyor. Zemindeki Roma ve Bizans dönemi heykelleri arasında Cenevizliler’e ait kalıntılar yer alıyor. Kentte iki heykel dikkatinizi çekecek. Biri bütün bölgenin (özellikle hemen yakınlardaki Zonguldak’ın) kömür bakımından çok zengin olduğunu hatırlatan maden işçisine, diğeri trafik kazasında hayatını yitiren sanatçı Barış Akarsu’ya ait. Nasıl gidilir? Amasra’ya ulaşmak için önce Bartın’a gitmek gerekiyor. Otogardan Bartın’a her gün belirli saatlerde otobüsler kalkıyor. Otobüs yolculuğu İstanbul’dan yedi, Ankara’dan dört buçuk saat sürüyor. Bartın otogarından kalkan minibüslerle yaklaşık 20 dakikada Amasra’ya geçilebiliyor. Amasra Salatası Karadeniz’in bu güzide sahil kasabasında balık yemek tabi ki ilk akla gelecek deneyimlerden biri olacak. Ama Amasra’daki bu balık zevkini unutulmaz kılacak önemli bir ayrıntıyı kesinlikle atlamayın. Artık Amasra ile özdeşleşen salata. Öyle ki bu salataya Amasra Salatası diyoruz. Salatalık-domates-havuç-kuru ve yeşil soğan-marulkırmızı lahana-yeşil biber-piyaz-maydanoz-roka-terebrokoli-semizotu-dereotu-nane-beyaz turp-haşlanmış veya fresh mısır-karışık turşu (içinde mutlaka lahana turşusu ve kırmızı pancar kökü turşusu olmalı)-limonelma sirkesi -tuz-zeytinyağı.
BAŞSIZ HEYKELLERİN SIRRI Amasra’nın küçük müzesi Romalılar’dan kalan eserleri muhafaza ediyor. Özellikle bir temel kazısında ortaya çıkan, ikinci yüzyıldan kalma başsız heykellerin kasten gömüldüğü düşünülüyor. İddiaya göre bu, o zamanlarda 25
MODA
Ekose: 2011 yazında ekose ve çizgili gömlekler erkek giyimin öne çıkan parçalarından. İster iş günlerinde ister haftasonlarında, rahatlığı ve şıklığı yakalayabileceğiniz ekose gömlekleri, tek renk yazlık ceketlerle bir arada kullanabilirsiniz.
Beyaz Etki: İster kanvas ister kumaş, bu sezon alacağınız beyaz pantolon tercihiniz olsun. Beyaz pantolonları iş günlerinde kullanırken marin temalı ceketlerle bir arada kullanabilirsiniz. Polo shirtler de beyaz pantolonları en iyi tamamlayan parçalardan. Polo yaka t- shirtler ceketlerin içinde de kullanılıyor.
Serin yaz akşamlarında beyaz pantolonlarınızı canlı renklerden oluşan yazlık trikolarla birlikte kullanabilirsiniz.
Püf Noktası: Beyaz pantolonunuzu yine beyaz bir üst ile kombinlediğinizde koyu renk ayakkabı ile modern bir görüntü elde edebilirsiniz. Kemer seçimini de aynı şekilde yapabilirsiniz. 26
RÖPORTAJ
Sibel ERASLAN
Fotoğraf: Gülcan TEZCAN
Edebiyat Dünyamızın Duyarlı Kalemi
Sibel Eraslan ismi kitap raflarında görmeye aşina olduğumuz isimlerden. Ama o kendine ait bir odaya çekilip dünyaya dışarıdan bakıp yazan yazdıktan sonra da yeniden odasına kapanan yazarlardan değil. Sibel Eraslan derdi olan yazarlardan. Vicdanı ile kalemi at başı giden bir edebi şahsiyet. Türkiye kritik günlerden geçerken o hep mağdurun sesi olmak için sesini çıkardı. Romanları ise; bildiğimiz ama sanki unuttuğumuz kimlikleri kulağımıza fısıldadı. Çöl ve Deniz ile Hz. Hatice’yi ne kadar az bildiğimizi fark ettik. Sireti Meryem ise; Hz. Meryem’i, o biricik kadını bize yeni baştan tanıttı. Son olarak Kadın Sultanlar kitabında ise; televizyonlarda sadece entrikalarıyla, süsleri, kıyafetleri ile bildiğimiz hanım sultanlarımızın ilmine ve şahsi değerlerine yeniden merhaba dedik… Sibel Hanım sizin hikayeniz nerde başlıyor? Nasıl bir aile? Nasıl bir düzen? İstanbul’da 1967 yılında Zeynep Kamil Hastanesi’nde başlıyor. Zeynep Sultan’ın müşfik kollarının beni hala tuttuğunu ve yazım serüvenimi de etkilediğini düşünüyorum. Büyükannelerimin haminneleri Selanik ve Makedonya üzerinden gelmişler İstanbul’a. Üsküdarlıyız. Üsküdar Kız Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunuyum. Üç oğlum ve bir kedim var.
28
Kaplan, Ahmet Kabaklı gibi yıldızlara son ucuyla tanıklık edişimiz sanırım yol serüvenimi çizdi. Dergah Edebiyat ve Hocamız Mustafa Kutlu ile devam eden bir seyirle, bugünlere geldik diyebilirim. Yazmak, içimde çocukluğumdan bu yana yatışmayan yalnızlık ve korku hisleriyle alakalı sanırım.
Hem medyada hem de edebiyat dünyasında hukuk geleneğinden gelen birçok yazar var? Sizin sebebiniz ne oldu yazmak için?
Edebiyat dünyasında bazı yazarların sadece eseriyle meşgul olduğunu görüyoruz. Suya sabuna bulaşmadan kendine ait bir köşede yazmayı tercih edenler var. Sibel Eraslan ise; bir taraftan tekrar tekrar okunacak eserler ortaya koyarken bir taraftan da toplumun kanayan yaralarını dile getirmeye çalışan aktivist gibi. Bu bir tercih mi?
Okumak konusunda ilk öğretmenim annemdir. Onun çizdiği disiplinli okuma haritası ve ardından babamın kütüphanesi, eski para, pul ve plak merakı gibi yollarla liseye taşıdı beni. Lisede Türk Edebiyatı Dergisi çevresi ile tanışmak, rahmetli Necip Fazıl, Cemil Meriç, Mehmet
Tercihten ziyade kader diyebilirim. Yolunuz acıdan geçiyorsa şayet, diğer acılar ve kederler de dilinize tanıdık kelimler olarak oturup yerleşebiliyor. Acı çekmenin yol açtığı konuksever dil diyorum ben buna. Savaş, işgaller, yoksulluk ve adaletsizlik her ne kadar hoyratlaşsa da
ruha, kalbe ve vicdana dair ciddi bir dikkat kesilme de var. Umutluyum ben. Türkiye’de başörtüsü maalesef yasakların gölgesinde yaşanan bir gerçek oldu hep. Üniversitelerde bir adım da olsa ileri gittik sayılır. Fakat yasağın başladığı yıllardaki başörtülüler ile bugün üniversitede gördüğümüz başörtülüler arasında oldukça büyük farklar var. İnsanlarda da acaba değerlerin içi mi boşalıyor kaygısı oluşuyor. Siz nasıl bakıyorsunuz bu duruma? Yaşınız ilerledikçe, daha kalendermeşrep oluyorsunuz. Yani dünyanın da tıpkı sizin gibi bir talihi kaderi var. Başörtüsü tek başına bir değer değildir. Ona sizin verdiğiniz mana ile anlam kazanır duruşunuz. Güzel ahlak olan İslam’ın medeni, toplumsal hallerinden bir haldir bu duruş. Yani bütünler, değerler sistemi içinde Allah rızasına dayalı bir ibadettir tesettür. Alçak gönüllü müyüz mesela, insanlar bizden ne kadar emin, ahiret ve ölüm hakkında neler düşünüyoruz? Bunlar önemli sorular. İslam dininin kadını hayattan koparmadığını Hz. Hatice’yi derinlemesine anlattığınız Çöl ve Deniz’de bir kez daha görüyoruz. Kitaplarınızda ismini bildiğimiz ama şahsiyetini çok da bilmediğimiz numune kadınlara yer veriyorsunuz. Kadınlar olarak sizce rol modellere daha mı çok ihtiyaç duyuyoruz özellikle bu dönemde? “Rol model” değil de Kitap’ta geçtiği gibi: “güzel örnek” demek daha hoşuma gidiyor. Hz. Fatma, Hz. Meryem, Hz. Hatice ve Hz. Asiye bu dört büyük kadın, dünya medeniyet atlasını tutan dört uzun sütundur. Dünya yolculuğuna çıkmış tüm kadınların yol haritası, bir şekilde bu dört büyükannemizle çizilir. Hangi dinden, hangi milletten
olursanız olun, bir pusula gibi tüm yönler, bu dört uzun kader çizgisiyle ilintilidir. Osmanlı kadın tarihini de önemsiyorum. Çünkü kadınlar, tarihin nesneleri değil, özneleridir… Kadın Sultanlar Kitabı’nda, sivil edebiyatın özneleri olabileceklerini tecrübe ettim onların da… Eskiden örtünmek tek bir görüntüden ibaretti. Şuanda çok fazla alternatif olduğunu görüyoruz. Gençlerin de örtünmesi belki bunda etkili. Örneğin; başörtülerde şehir temaları, eskiden görmeye alışık olmadığımız dünya haritaları, kalem cetvel gibi simgeler yer alıyor. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz? Geleneksel İslami eğitim alma şansım olmadı maalesef. Bu yüzden ilk örtündüğüm günlerde, sadece arkadaşlarımın örtündüğü şekildedir tesettür diye düşünürdüm. Sonra 1999’da umreye gittiğimde çok şaşırdım. Dünyada o kadar farklı kültürler ve rengarenk tarzlar vardı. Şimdiki gençler, çok daha şanslı, pek çok seçenek var. Adana’da bir üniversitelinin başında Rosa Parks imzalı bir örtü görünce çok heyecanlanmıştım. Rosa Parks’ı tanıyor musun diye sorduğumda aynı öğrencinin, “bu bir eşarp markası” cevabına epey gülmüştüm… Tesettüre anlamını veren şey, ruhumuzdur. Son olarak Türkiye’de birçok kritik dönemi gözlemlemiş ve bizzat yaşamış biri olarak geleceğe nasıl bakıyorsunuz? Sevgili Efendimiz yağmur yağdığı zaman sarığını çıkarır, saçlarının ıslanması için dışarı çıkarmış. Sebebini soranlara da “az evvel husule geldi bu yağmur daneleri” dermiş. Yağan her yağmur, doğan her çocuk, henüz vaktimizin olduğunu söyler. Umudumuzu yenik düşürmeyelim zamana… 29
KOMBİNASYON
ANAHTAR PARÇAM: Takım İiste, bir takım elbiseyi farklı parçalarla uyum içinde kullanarak yeni kombinasyonlar elde etmenin formülü...
Kahve Beyaz Uyumu
Beyaz eteğinizi kahve tonlarla kullanarak sofistike bir şıklık elde edebilirsiniz. Eşarp ve ayakkabılarınızı bu şekilde kombinleyebilirsiniz.
Mercan avı: Kombinasyon Sırrı
Nar çiçeği ceketiniz lacivert balon etek ile çok şık bir ikili olacak.
2011 yaz sezonun en çok öne çıkan renklerinden biri şüphesiz mercan. Yazın enerji dolu günleri için tercih edilebilecek en iyi renklerden biri diyebiliriz mercan için. Mercan parlaklığını natural renklerle dengeleyerek enerji dolu bir şıklık elde edebilirsiniz.
Renkleri dengeli kullanmayı bilmek çok önemli. Nar çiçeği gibi baskın renkleri kullanmaktan çekiniyorsanız işe, aksesuarlarınızda kullanmakla başlayabilirsiniz…
Aksesurları Unutmayalım
Mercan rengine yakışan bir diğer renk ise kuşkusuz beyaz. Sade renkler giymeyi tercih ediyorsanız mercan rengi, eşarp ve çanta gibi aksesuarlar kullanarak kıyafetinize enerji katabilirsiniz.
30
DEKORASYON
EVİN MASALSI KÖŞESİ BALKON
Balkonlar evlerin masalsı köşeleridir. Hem dışarıda hem içeride, hem saklı hem ortada, bir açık hava bahçesi gibidirler. Dört mevsimin en güzel halinin yaşandığı ülkemiz için de balkon zengini desek yeridir. Peki ya balkonlarımızın kıymetini biliyor muyuz? İkinci bir buzdolabı, eve sığmayan eşyalar, erzak dolabı... Bu kadar çok balkonu olan, fakat balkonları bir o kadar da ‘hor kullanan’ başka bir ülke var mı bilmiyoruz. Aslında balkonların güzelleştirilmesi ne çok zor ne de çok maliyetli bir şey. Büyük ya da küçük, her balkon kolayca minyatür bir bahçe ya da evinizin bir parçası haline gelebilir. Balkonunuzun vazgeçilmezi; alan ne kadar küçük olursa olsun, çiçeklerdir. Çiçek seçerken en çok dikkat etmeniz gereken kural, balkonun ne kadar güneş aldığı. Daha çok yeşil, balkonunuzu daha “bahçe” havasına sokacaktır. Balkonunuz küçükse, dekorasyon mağazalarında bulabileceğiniz duvar çiçekliklerinin yanı sıra tavandan sarkıtılabilecek versiyonlar da iyi bir
çözüm. Evinizde eskimiş olan birçok mobilyayı, elden geçirilerek balkonda kullanılabilirsiniz. Ama balkonunuzun genel ambiansına “uydurmadan” kullanmayın Balkonlarda artık duvar kağıdı da bir dekorasyon unsuru olarak kullanılıyor. Bu dış cepheye uyumlu kağıtlar balkonlara, binaların cephelerine ve hatta adında dış mekan olmasına rağmen evlerin duvarlarına farklı bir alternatif sunuyor. Balkon güzelleştİrmenİn püf noktaları İşe balkonunuzun zemini ile başlayın. Zemine ahşap karolar döşeyebilir ya da renkli kilimler serebilirsiniz. Balkon demirlerini renkli desenli kumaşlarla örtebilirsiniz. Küçük balkonlarda masa yerine küçük sehpalar kullanarak yerden kazanabilirsiniz. Balkonda da konforundan vazgeçmek istemeyenler küçük koltuklar kullanabilirler. Ayaklı çiçeklikler ise hem çok şık hem de daha az yer kaplıyor. Çiçekler balkonun vazgeçilmezleri. Çiçeklerle doğayı evinize taşıyabilir, balkonunuza renk katabilirsiniz.
Da Dstluk e Himetinie Tai...
® MAĞAZALARIMIZ MERKEZ Atlas Cad. No:18 Mahmutbey – İstanbul Tel: 0212 444 0 393 Fax: 0212 446 43 15 OSMANBEY Baytar Ahmet Sok. No:18-1 Osmanbey İstanbul Tel: 0212 296 90 51 Fax: 0212 296 90 52 FATİH – CENTER Tel&Fax: 0212 635 70 99 FATİH – PLAZA Tel: 0212 533 17 79 FATİH – MEGA Tel: 0212 621 41 87 BAĞCILAR Tel: 0212 462 42 18 ŞİRİNEVLER Tel: 0212 654 40 91 KADIKÖY Tel: 0216 449 45 12 ÜSKÜDAR Tel: 0216 495 81 10 ÜMRANİYE Tel: 0216 521 46 27-28 MALTEPE Tel: 0216 352 85 94 - 95 PENDİK Tel: 0216 491 91 93 BAKIRKÖY Tel: 0212 572 60 95 HAZNEDAR Tel: 0212 644 77 80 SULTANBEYLİ Tel: 0216 398 18 83 -84 BEYLİKDÜZÜ Tel: 0212 875 85 45 ZEYTİNBURNU -EŞARP Tel: 0212 679 94 99 ZEYTİNBURNU Tel: 0212 546 52 04 ANKARA Kızılay Tel &Fax: 0312 435 76 28 ANKARA Ulus Tel: 0312 309 70 08 KONYA Tel: 0332 353 51 87 KAYSERİ Tel: 0352 222 96 40-41 ADAPAZARI Tel: 0264 281 69 31 İZMİT Tel: 0262 321 29 84 ADANA Tel&Fax: 0322 363 36 17 İZMİR Tel: 0232 446 72 12 GAZİANTEP -1 Tel: 0342 220 63 17 GAZİANTEP -2 Tel: 0342 230 15 63 ANTALYA Tel: 0242 243 38 60 MALATYA Tel: 0422 324 24 28-29 KAHRAMANMARAŞ Tel: 0344 223 10 14 - 0344 223 11 14
34
ESKİŞEHİR Tel: 0222 230 03 08
NİĞDE Tel: 0388 232 68 56
MANİSA Tel: 0236 232 39 51
SAFRANBOLU Tel: 0370 737 22 76
SİVAS Tel: 0346 224 83 59 -92
KARAMAN Tel: 0338 213 27 92
ERZURUM Tel: 0442 213 16 26 – 24
MARDİN/NUSAYBİN Tel: 0482 415 51 46
ELAZIĞ Tel: 0424 212 67 33
MARDİN/MİDYAT Tel: 0482 462 45 38
DENİZLİ Tel: 0258 242 65 93
MERSİN Tel: 0324 336 32 38
ÇORUM Tel: 0364 224 37 88
MERSİN/TARSUS Tel: 0324 624 00 58
SAMSUN Tel: 0362 43162 79
NEVŞEHİR Tel: 0384 213 27 70
TRABZON ATAPARK AVM Tel: 0462 229 61 58 - 0462 230 61 59
OSMANİYE Tel: 0328 812 90 20
ADAPAZARI ADAPARK AVM Tel: 0264 242 12 17
ORDU Tel: 0452 212 12 48
BURSA KENT MEYDANI AVM Tel: 0224 255 91 34
SAMSUN/BAFRA Tel: 0362 532 09 61
BURSA AS MERKEZ OUTLET Tel: 0224 261 28 48
URFA/SİVEREK Tel: 0414 552 03 43
İSTANBUL 212 AVM Tel: 0212 602 35 15 – 0212 602 35 16
VAN Tel: 0432 216 02 58
İZMİT N City AVM Tel: 0262 324 61 51
YALOVA Tel: 0226 811 19 84
BAŞAKŞEHİR OLİMPA AVM Tel: 0212 488 40 95
YOZGAT Tel: 0354 314 37 02
YOZGAT NEHİR AVM Tel: 0 354 217 10 56 - 59
ZONGULDAK Tel: 0372 252 09 28
ADIYAMAN Tel: 0416 214 34 66
ZONGULDAK/ÇAYCUMA Tel: 0372 615 22 12
ANTALYA/ALANYA Tel: 0242 513 67 87
YURT DIŞI MAĞAZALARIMIZ
ANTALYA/MANAVGAT Tel: 0242 746 22 43
AZERBAYCAN/BAKÜ 00994 124 080 279
BATMAN Tel: 0488 213 11 38
BOSNA HERSEK/SARAYOVA 00387 61161 044
BİTLİS/TATVAN Tel: 0434 827 20 21
BOSNA HERSEK/ZENİSA 0038 761 452 016
BURSA/ORHANGAZİ Tel: 0224 573 43 54
CEZAYİR 00213 770 31 67 90
DİYARBAKIR Tel: 0412 223 44 66
ÇEÇENİSTAN 0079 288 877 187
DİYARBAKIR/BİSMİL Tel: 0412 415 02 25
FAS/RİBAT 00212 537 673 618
GİRESUN/BULANCAK Tel: 0454 318 50 51
FAS/KAZABILANKA 00212 522 250 103
GÜMÜŞHANE Tel: 0456 213 29 91
LÜBNAN 00 96 116 661 00
HATAY Tel: 0326 215 59 39
SUDAN 00249 123 100 900
IĞDIR Tel: 0476 227 22 25
ÜRDÜN 00962 779 666 666
ISPARTA Tel : 0246 232 37 85
MISIR 00201 010 008 48
İZMİR/TORBALI Tel: 0232 856 05 46
IRAK/SÜLEYMANİYE 00964 770 151 72 56
K.MARAŞ/ELBİSTAN Tel: 0344 415 25 95
İNGİLTERE/LONDRA 0044 207 604 3111
KARABÜRK Tel: 0370 424 22 77
MAKEDONYA 00389 754 78 901
速