Teknoblog Dergi: Sayı 9 - Haziran 2015

Page 1

SAYI 9 -­‐ HAZİRAN 2015

www.teknoblog.com

ANDROID M Bir sonraki sürüme ait ilk detaylar açıklandı

SONY XPERIA Z3+ vs. XPERIA Z3 Sony’nin iki amiral gemisi karşı karşıya

GOOGLE FOTOĞRAFLAR Google’ın yeni fotoğraf servisi detaylı incelemede

LENOVO VIBE Z2 PRO

ULTRA YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ PHABLET ARAYANLARA DETAYLI İNCELEMEDE

SONY XPERIA E4g Uygun fiyatlı 4G telefonu arayanlar için ideal


İÇİNDEKİLER

3

8

vs

18

HABER

Google Android M’i duyurdu, yılın ikinci yarısında gelecek Apple iPhone’un Mesajlar uygulamasını çökerten açık için resmi çözüm sunuyor 2015’in sonunda 3.2 milyar kişi çevrim içi olacak

YEPYENİ

21

KARŞILAŞTIRMA Sony Xperia Z3 vs. Xperia Z3+

UYGULAMALAR

41

Google Fotoğraflar Apple Store Memorado Hooks Ball King

İNCELEMELER Lenovo Vibe Z2 Pro Sony Xperia E4g

TEKNOBLOG DERGİ

Genel Yayın Yönetmeni Sabri KÜSTÜR

Editörler Sinan KÜSTÜR

14

17

22 26 28 30 32 34 41

Adres:

Küçükbakkalköy Mah. Derebey Sok. Dumankaya Flex 13/44 34750 Ataşehir / İSTANBUL

Telefon:

0850 223 19 17 0532 453 02 94 -2 -

9

18

Sony Xperia Z3+

34

3

E-­‐posta:

dergi@teknoblog.com


HABER

Google Android M’i duyurdu, yılın ikinci yarısında Google Android’in gelecek nesil versiyonunu duyurdu. Google I/O 2015 açılış toplantısında duyurulan yeni sürüm Android M kod adını taşıyor ve bu yılın sürümü olan Android Lollipop’u takip edecek.

B

ugün itibarıyla ön izleme sürümü yayınlanan Android M, Google’ın söylediğine göre birçok yeni işlev ve performans iyileştirmesini beraberinde getirecek. Bununla birlikte Google yöneticisi Sundar Pichai’nin söylediğine göre, şirket köklerine geri dönüyor ve platformun kalitesini iyileştiriyor. Google Android M’in versiyon numarasını ve adını henüz açıklamadı, ancak

bu güncellemeyle gelecek önemli yenilik ve gelişmelerden bahsetti. Google’ın mühendislikten sorumlu başkan yardımcısı Dave Burke, şirketin cihaz üreticilerinin Android’e neler eklediğini izlediğini ve bütün bu fikirleri sistemin temeline eklediğini kaydetti. Google’ın Android M ile odaklandığı altı temel nokta bulunuyor, bunlar yeni özelliklerden geliştirilmiş performans ve verimliliğe kadar uzanıyor.

-3 -


HABER

Android M’in en önemli noktalarından bir tanesi uygulama izin sisteminin yeniden elden geçirilmesi. Kullanıcılar kamera veya konum erişimi gibi güvenlik izinlerini onaylayabilecek veya reddebilecek. Şu anda sadece sekiz farklı kategoride uygulama izinleri kategorisi bulunuyor ve uygulamalar izin duydukları zaman sizin izninizi soracak. Bu, Android’in şu anki çalışma mantığından tamamen farklı görünüyor; şu anda bir Android uygulaması yüklerken uygulamanın ihtiyaç duyacağı bütün izinlere daha en baştan toptan izin veriyorsunuz. Android M ile birlikte gelecek yeni düzen Apple’ın iOS’te yıllar boyunca sunduğu uygulama izinleri prosedürüne daha çok benziyor. Bununla birlikte uygulamaların her bir güncellemeyle birlikte yeniden izin isteği göndermeleri de gerekmeyecek. Android M için Google Chrome internet tarayıcısıyla web’de gezinme deneyimini de elden geçiriyor. “Özelleştirilmiş Chrome Sekmeleri” olarak çevirebileceğimiz bir özellik geliştiricilere uygulamalarına web görünümlerini doğrudan ekleme fırsatı

verecek, böylelikle kullanıcılara uygulamalar arasında geçiş yapmak zorunda bıraktırmadan Chrome’un bütün gücünü uygulama içinde sunabilecekler. Otomatik kullanıcı girişi, kaydedilen şifreler, otomatik tamamlama, çok süreçli güvenlik gibi Chrome işlevleri de uygulama geliştiricilerine, uygulamalarına eklemeleri için açılacak. Android’in dahili uygulama bağlantı sistemi de güncellemeden geçecek, kullanıcılar her seferinde bağlantıyı hangi uygulamayla açacaklarına dair bir pencereyle karşılaşmak yerine bir içeriği önceden belirlenmiş uygulama yardımıyla açabilecekler. Örneğin bir e-posta iletisinde yer alan Twitter bağlantısı, size sorulmadan doğrudan Twitter uygulaması tarafından açılacak. Android M ile birlikte Android Pay adlı yeni bir ödeme sistemi geliyor. NFC ve Host Card Emulation sistemlerini kullanarak temasla ödeme servisleri desteklenecek, mevcut Google Wallet uygulamasının yerini alacak. Geliştiriciler uygulamalarını Android Pay’e entegre edebilecekler, uygulama içi ödeme ve

-4 -


HABER satın alma için Android Pay’i kullanabilecekler. Google Android Pay’in ABD’de AT&T, Verizon ve T-Mobile tarafından satılacak cihazlarda ön yüklü olarak geleceğini ve ABD’deki 700 bin mağazada kullanılacağını kaydetti. Android Pay, Samsung Galaxy S6 gibi cihazlarda bulunan parmak izi okuyucularını doğal olarak destekleyecek, destekleme işlevini cihaz üreticilerine bırakmayacak. KitKat ve üstü sürümle çalışan cihazlarda Android Pay kullanılabilir olacak. Google Android’in her yeni versiyonunda daha iyi pil ömrü ve verimlilik sunuyor. Android M’de de durum farklı değil. M’de Doze adı verilen yeni bir özellik gelecek. Bunun sayesinde sistem arkaplan süreçlerini daha iyi yönetecek. Hareket algılama sistemini kulanarak birisinin cihazı kullandığı zamanı anlayacak, belirli bir süre boyunca herhangi bir kullanım durumu söz konusu olmadığını algıladığında açık süreçleri kapatacak. Burke’ün söylediğine göre bu özellik sayesinde Nexus 9 tabletinin bekleme modunda çalışma süresi, Android Lollipop ile çalışan Nexus 9 tabletine göre iki kat artırılmış. Ayrıca Android M ile doğal USB Type-C desteği

geliyor, bunun sayesinde daha hızlı ve kolay şarj imkanı sunulacak. Kullanıcılar Android telefonlarıyla diğer cihazlarını da şarj edebilecek. Ayrıca Google M ile birlikte Android’in yıllar boyunca muzdarip olduğu bazı kullanışlılık sorunlarından da kurtulacak. Sesk kontrolü, kopyala yapıştır gibi küçük ama önemli unsurlar iyileştiriliyor. Burke’ün söylediğine göre M şimdiye kadarki en gösterişli Android sürümü olacak. Ancak açıkça görülüyor ki, Android M henüz tamamen hazır değil. Geçen yılki Android L sürümü gibi, Google M sürümünü de geliştirici ön izleme sürümü olacak şekilde Nexus 5, 6, 9 ve Nexus Player cihazları için dağıtıma sunuyor. Final

-5 -

sürüm yılın ikinci yarısında, muhtemelen sonbaharda yayınlanacak. Şirket geliştiricilerin ve hevesli kullanıcıların önümüzdeki birkaç ay boyunca sistemi test etmelerini, hataları bulmalarını ve kararlılığı artırmaya yardımcı olmalarını umuyor. Google ön izleme süreci boyunca daha fazla bilgi ve güncellemenin geleceğini söylüyor. Google Android M ile birçok şey vadediyor. Görünüşe göre, Google bu sefer yeni özellikler ve kararlılık arasında doğru dengeyi buldu ve oradan ilerlemeyi sürdürüyor. Android M’in final sürümü çıktığında, Android gerçek anlamda olağanüstü bir mobil platform olabilir.


HABER

Google yeni mobil ödeme sistemi Android Pay’i duyurdu Google, mobil ödeme pazarında şansını bir kez denemeye hazırlanıyor. Şirket yazılımcı konferansı I/O’da yeni mobil ödeme sistemi Android Pay’i resmen duyurdu.

A

ndroid Pay, Android akıllı telefonlarda Google Wallet uygulamasının yerini alacak. Android Pay ile uygulama içi satın almalar veya dokunma yoluyla yapılan ödemeler mobil cihazlar üzerinden gerçekleştirilecek. Google Wallet uygulaması Play Store’daki varlığını sürdürecek olsa da, bu uygulamayla Android dışındaki platformlarda ödeme yapılacak. Örneğin Gmail aracılığıyla arkadaşına para göndermek isteyenler Google Wallet’tan faydalanacak. Google’ın mobil ödeme çalışmalarının tarihine bakıldığında hırslı başlangıcın işin uygulama kısmında yerini hayal kırıklığına bıraktığı görülüyor. Android akıllı telefonlarda NFC ve kart emülasyonu gibi özellikler yıllardır bulunuyor. Ancak cihaz üreticileri ve mobil operatörlerle olan anlaşmazlıklar, Google Wallet gibi servislerin gerçek potansiyellerine ulaşmalarını engellerken, internet devinin bankaları ve kredi kartı şirketlerini ikna etmekte

zorlanması da bir diğer problem olarak ön plana çıktı. Google’ın yaşadığı bu sıkıntılar, Apple’ın geç girdiği mobil ödeme pazarında büyük ivme kazanmasında önemli rol oynadı. Google bu sefer işlerin farklı bir seyir izleyeceği konusunda oldukça umutlu. Android Pay’i ön yüklü şekilde sunacak olan şirket, İngilizcede “ödemek” anlamına gelen “pay” sözcüğünü servis adında geçirerek, Android telefon sahiplerine cihazlarıyla ödeme yapabileceklerini de hatırlatıyor. Ödül programlarıyla Android Pay’in cazibesini artırmayı planlayan şirket, bu sefer önemli finans kurumlarının desteğini de yola çıkarken almayı başarmış durumda. Parmak izi tanıma özelliği bulunan telefonlarda, Android Pay’in kilidi bu özellik üzerinden

-6 -

kaldırılabilecek. Parmak izi tarayıcısı barındıran Samsung Galaxy Note 4 ve Galaxy S6 gibi cihazlarda Android Pay uygulamasının nasıl işleyeceği ise merak ediliyor. Çünkü en büyük Android cihaz üreticisi konumunda olan Samsung’un da kendi mobil ödeme sistemini geliştirmek için çalıştığı biliniyor. Bu durumun Google ve Samsung arasında yine bir gerilime yol açması sürpriz olmayacaktır. Google, 10 Android cihazından 7’sinin Android Pay’e hazır olduğunu açıklarken, 700 bin mağazada Android Pay ile ödeme yapılabileceğini duyurdu.


HABER

Google microSD kart biçimindeki Project Vault ile verilerinizi koruyacak Telefonunu, tabletini veya bilgisayarını daha güvenli hâle getirmek isteyenler için Google ATAP ekibi I/O 2015 geliştirici etkinliğinde microSD karta benzeyen küçük bir cihaz tanıttı.

P

roject Vault olarak adlandırılan bu donanım mobil cihazınıza ek depolama alanı sağlamaktan daha fazlasını yapıyor. Aslında Project Vault’un amacı ek güvenlik katmanı eklemekten ibaret, bu özellikle kişisel verilerini korumak isteyenler için oldukça önemli olmalı. Google’ın gösterdiği Project Vault prototipinde düşük güçlü ARM işlemci, NFC yonga, 4 GB dahili hafıza ve gerçek zamanlı işletim sistemi bulunuyor. Arama devi içeride 500 kadar ürünün testine çoktan başlamış, ancak hedef Project Vault’u mümkün olan en kısa zamanda piyasaya sürmek. Öncelikle kurumsal ürün olarak çıkacak bu aygıt daha sonra bireysel tüketicilere ulaşacak. Project Vault gerçek anlamda kuvvetlendirilmiş bir microSD kart olduğu için, bunu microSD kart yuvası barındıran herhangi bir cihaza takabilirsiniz. Cihaz bunu tanıyacak ve çıkarılabilir sürücü olarak gösterecektir. Ancak Project Vault telefonunuza bağlandığında verileri şifreleme imkanına kavuşacaksınız. Google, I/O etkinliğinde Project Vault barındıran iki cihaz gösterdi ve bunların uzak sunucu üzerinden birbirleriyle iletişim kurmasını, mesaj göndermesini sergiledi. Her iki uçtaki cihaz da mesajları, araya girme problemi olmaksızın görüntüleyebiliyor, sohbet sunucusunun alması gereken tek şey ise şifrelenmiş metin oluyor. Project Vault bozma, imzalama ve bunun gibi diğer şifreleme işlemlerini yerine getiriyor. Buna ek olarak, telefonun işletim sistemine bile

verilerinize erişim izni doğrudan verilmiyor. Aslında telefon veya tabletiniz Project Vault’un gerçek anlamda orada olduğunu bilmiyor, bütün işlemler Vault’un bünyesi altında gerçekleştiriliyor. Project Vault aralarında Android, Windows ve Linux’un da bulunduğu çeşitli işletim sistemleriyle uyumlu şekilde çalışabiliyor. Google Project Vault ile ilgili yazılım ve donanım araçlarına erişim için gerekli kaynağı yayınladı.

-7 -


HABER

Google Nesnelerin İnterneti için Brillo işletim sistemini duyurdu

G

oogle, Nesnelerin İnterneti alanına gerçek anlamda girişini Google I/O konferansıyla birlikte ilân ediyor. Brillo adlı, nesnelerin interneti için temel işletim sistemi olarak adlandırdığı platformunu duyuran Google, geliştirici ön izleme sürümünü bu yılın üçüncü çeyreğinde yayınlayacak. Brillo Android’den türetildi, ancak alt katmanlara kadar ayıklanıp cilalandı. Wi-Fi, Bluetooth Low Energy ve diğer Android unsurları destekleniyor. Buna ek olarak Brillo cihazlarının, telefonların ve internetin birbiriyle iletişim kurmasını sağlayacak ortak dil olan Weave de bu yılın dördüncü çeyreğinde çıkacak. Android cihazları Brillo ve Weave cihazlarını otomatik olarak algılayacak.

Facebook nihayet GIF animasyonları destekliyor

İ

nanması güç, ancak Facebook şimdiye kadar GIF animasyonları desteklemiyordu. Daha önce Google+ ve Twitter gibi sosyal ağlarda gördüğümüz animasyonları bundan böyle Facebook’ta da göreceğiz. Bundan böyle haber kaynağınız içinde birbirinden farklı GIF animasyonları görürseniz

şaşırmayın. Eğer siz de zaman tünelinizde bir GIF animasyon paylaşmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey Giphy, Imgur, vb. sitelerden GIF animasyon bağlantılarını durum güncellemesine eklemek. Eklediğiniz GIF animasyon haber kaynağında görüntülenmesini istediğiniz gibi görünecektir. GIF animasyonlar bağlantı olarak paylaşıldığında görüntüleniyor, ancak Facebook’a fotoğraf yükler gibi bir GIF animasyon yüklemek isterseniz, henüz istediğiniz sonucu alamıyorsunuz gibi görünüyor.

-8 -


HABER

Apple iPhone’un Mesajlar uygulamasını çökerten açık için resmi çözüm sunuyor

A

iPhone sahipleri, geçtiğimiz günlerde iMessage üzerinden gönderilen bir yazılı karakterler dizisinin telefonun Mesajlar uygulamasını çökerttiğini ve gelen mesajların okunmasını engellediğini ortaya çıkarmıştı. Apple, resmi sitesinde yayınladığı destek dokümanıyla açığın kapatılması için kullanıcılarına detaylı bir çözüm sunuyor. Şirket, söz konusu yazılı karakterler dizisi nedeniyle Mesajlar uygulamasına erişemeyenlere Siri üzerinden uygulamayı açmalarını tavsiye etti. Siri’ye “okunmamış mesajları oku” komutunun verilmesinin ardından yazılı karakterler dizisini barındıran mesaja Siri aracılığıyla cevap veriliyor.

Cevaplamanın ardından Mesajlar uygulamasına normal yoldan erişmek tekrar mümkün hâle geliyor. Kullanıcılardan uygulamayı açtıktan sonra söz konusu zararlı mesajın bulunduğu konuşmanın tamamını silmeleri isteniyor. Apple’ın önerdiği çözüm, iPhone sahiplerinin el yordamıyla geliştirdiği çözümlere bir hayli benziyor. Bazı iPhone sahipleri de Siri veya Mac’teki Mesajlar uygulamasının yardımıyla sorunu çözmeyi başarmıştı. Apple, Mesajlar uygulamasının kilitlenmesine karşı bir çözüm geliştirse de, kilitlenmeye sebep olan açığı ortadan kaldırmak için henüz somut bir girişimde bulunmadı.

-9 -


HABER

Apple’ın artırılmış gerçeklik şirketi Metaio’yu satın aldığı söyleniyor Apple’ın zaman zaman gelecek vadeden küçük şirketleri satın aldığı biliniyor. Techcrunch’ta yer alan habere göre, Apple son olarak artırılmış gerçeklik teknolojileri üzerine çalışan Metaio’yu bünyesine kattı.

T

echcrunch satışa ilişkin resmi belgelere ulaşırken, Apple henüz iddiaya ilişkin bir açıklama yapmadı. Kendisini artırılmış gerçeklik ve bilgisayar vizyonunda öncü olarak niteleyen Metaio, Ferrari ve Ikea gibi şirketler için hazırladığı projelerle dikkat çekmişti. Metaio, Ferrari galerisindeki otomobilleri farklı renkte görmeyi sağlayan bir uygulama geliştirmişti. Şirket, aynı reçeteyi Ikea’nın kataloguna da uygulamıştı. Söz konusu projeler artırılmış gerçekliğin en heyecanlı uygulamaları olmasa da; Apple Metaio’yu satın alarak Facebook, Microsoft, Google ve Sony gibi şirketlerle artırılmış ve sanal gerçeklik alanında mücadeleye hazırlandığını göstermiş oldu. Apple daha önce de verdiği iş ilanlarıyla sanal gerçeklik konusunda çalışmalar yapacağını belli etmişti. Şirket aynı zamanda iPhone ile uyumlu Cardboard benzeri bir sanal gerçeklik başlığının patentini almak için başvuruda bulunmuştu.

Yine de Apple gibi büyük şirketlerin sürekli patent geliştirdiğini unutmamak gerekiyor. Yeni bir pazara adım atmadan önce genellikle koşulların netleşmesini bekleyen Apple, daha sonra pazarın çıtasını farklı bir yere çekmeyi başarıyor.

Jony Ive Apple’ın ilk şef tasarım yöneticisi oldu

A

pple’ın donanım ve yazılım tasarımından sorumlu isim olan Jony Ive, daha öncesinde bu görevi “endüstriyel tasarımdan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı” unvanıyla yürütüyordu. The Telegraph gazetesinde oyuncu Stephen Fry’ın imzasıyla yayınlanan özel profil yazısıyla Ive’ın Apple’ın ilk “şef tasarım yöneticisi” unvanını aldığı ortaya çıktı. Ive, Fry’a halen Apple’ın endüstriyel tasarım ve kullanıcı arayüzü

- 10 -


HABER

birimlerinden sorumlu olduğunu belirtirken, söz konusu birimlerin yönetiminin uzun süredir Apple’da görev yapan donanım tasarımcısı Richard Horwath ve arayüz tasarımcısı Alan Dye tarafından yürütüleceğini ifade etti. Ive yeni yapılanma sayesinde idari ve yönetimsel sorumluluklarının bir kısmından kurtulduğunu belirtti. 9to5Mac sitesiyse yeni yapılanmayla ilgili olarak Apple CEO’su Tim Cook’un çalışanlara gönderdiği e-postaya yer verdi. Söz konusu epostada Jony Ive’ın tüm tasarım işlerinden sorumlu olacağı vurgulanırken, yeni görevinde hem mevcut projelere hem de geleceğe dair fikirlere odaklanacağının altı çizildi. Cook’un e-

postasında Ive’ın 1 Temmuz itibarıyla günlük yönetimsel sorumluluklarını Richard Horwath ve Alan Dye’a devredeceği belirtildi. 20 yıl önce Apple’a katılan Jony Ive; iMac, iPod ve iPhone gibi ikonik Apple ürünlerinin tasarımında önemli rol oynamıştı. 2012’de donanım tasarımına ek olarak yazılım tasarımının da başına geçen Ive, 2013’te yayınlanan iOS 7 ile birlikte işletim sisteminin çehresini değiştirmişti. Jony Ive, yeni göreviyle birlikte daha fazla seyahat etmeyi ve şirketin perakende mağazalarına daha çok zaman ayırmayı planladığını dile getirmeyi de ihmal etmedi.

Lenovo çift ekranlı akıllı saat ve lazer projektörlü telefon konseptlerini sergiledi Tesla Energy Powerwall adını verdiği yeni bir ev batarya sisteminin duyurusunu gerçekleştirdi.

L

enovo dünyanın en büyük PC satıcısı, ancak sadece dizüstü bilgisayarlarla ilgilenmiyor. Çin’in başkenti Pekin’de düzenlediği Lenovo Tech World etkinliğinin açılışını gerçekleştiren şirket çift ekranlı akıllı saat ve lazer projektörlü akıllı telefon gibi konseptlerini sergiledi, şu anda Apple gibi şirketlerin göz diktiği yeni tüketici teknolojileri pazarında gözü olduğunu belli etti. Magic View akıllı saatin iki prototip içerisinde en tuhaf görünümlü olarak nitelendirilebilir. Etkinliğin açılış toplantısında gösterilen bu giyilebilir üründe ikinci bir küçük ekran daha bulunuyor. Bu ikinci ekran yuvarlak ekranın altında, kayışın üst kısmına yerleştirilmiş. Lenovo ekranın saati takanlara görüntüleri normal bir saat yüzünde mümkün olandan 20 kat daha büyük boyutta görme fırsatı veriyor, böylelikle sürece mükemmel gizlilik katıyor.

Küçük ekranlı bir cihazda görüntüleri daha büyük gösterme yolunda bu ikinci ekrana biçilen görevin alışılmamış bir çözüm olduğu gerçek, ancak henüz geliştirme çalışmalarının erken aşamasında olan bu saat fazla estetik

- 11 -


HABER

görünmüyor ve konsept ürün de mükemmel bir pratiklikte görünmüyor. Kullanıcıların ikinci ekranda büyütülmüş görüntüleri görmeleri için gözlerini ekrana epey bir yakın mesafede tutmaları gerekiyor. Lenovo’nun ikinci yeni konsepti de Smart Cast adını taşıyor. Dünyanın ilk lazer projektörlü akıllı telefonu olan bu model lazer projeksiyon teknolojisini kullanarak video, fotoğraf ve dokunmatik ekran klavyelerini duvara, yere veya herhangi bir yüzeye yansıtıyor. Şirket bu özellik sayesinde akıllı telefonların daha kullanışlı olacağını ve PC’ye daha fazla benzeyen bir deneyim sunacağını dile getiriyor. Kullanıcılar aynı anda iki farklı videoyu Smart

Cast sayesinde görüntüleyebilecek. Duvara farklı video yansıtılırken, telefonun ekranında da diğer video oynayacak. Oyunlar da masaya çizilen el hareketleri yardımıyla oynanabilecek. Smart Cast Lenovo’nun projektörleri tüketici elektroniği cihazlarına yerleştirdiği ilk cihaz değil. Lenovo ürün mühendisi Ashton Kutcher’ın da katkılarıyla geliştirilen Yoga 2 Tablet Pro tablet cihazında dahili piko projektör bulunuyordu. Ancak piko projektörler artık dünün teknolojisi oalrak nitelendiriliyor; pili fazla tüketen bu teknoloji ortam tam karanlık olmadıktan sonra iyi bir görüntü sunmuyor. Halbuki

- 12

Lenovo’nun lazer projektör donanımlı Smart Cast cihazı normal bir akıllı telefon kadar ince ve zarif görünüyor. Üstelik cihazı iyi aydınlatılmış ortamlarda da kullanmak mümkün oluyor. Lenovo Smart Cast’in yeteneklerini sergilemek amacıyla Çinli piyanist Lang Lang’i sahneye çıkardı ve piyanist telefondan yansıtılan sanal klavyenin tuşlarına parmaklarıyla dokunarak izleyenlere bir dinleti sundu. Lenovo CEO’su Yang Yuangin, teknoloji ve inovasyon lideri olarak görülen Lenovo’nun dünya çapında iyi kabul gören bir tüketici markası olmasını istediğini belirtti. Yüksek profilli akıllı saatlerin ve akıllı telefonların gösterimi, PC üreticisi olarak çıkış yapan ve bulunduğu noktaya kadar gelen şirketin Apple ve Samsung gibi tüketici elektroniği devlerine kafa tutmaya niyetli olduğunu gösteriyor. Tabii ki, bunun için Lenovo’nun ürünlerinin sadece görünürde değil, pratikte de ilgi çeken ve memnuniyet veren nitelikte olması gerekiyor. Bu noktada konseptlerin üstünde iyi çalışmak, pratikte de güçlü oldukları noktasında tüketicileri ikna etmek gerekiyor.


HABER

Microsoft Office Lens uygulaması Android’e geldi

M

icrosoft’un mobil cihazlara özel taşınabilir belge tarayıcısı ve en etkileyici Office uygulamalarından bir tanesi olan Office Lens’in Android versiyonu nihayet ön izleme sürecinden çıktı ve Google Play Store’da yayınlandı. Uygulama kullanıcıların herhangi bir dik açılı belge veya materyalin fotoğrafını çekmesine ve daha sonra bunun kolaylıkla paylaşılabilir, barındırdığı yazıların dijital ortamda aranabilir olduğu Word, PowerPoint veya PDF formatındaki dosyalara dönüştürülmesine izin veriyor. Aslında bu işlevi gerçekleştiren çeşitli tarama uygulamaları hâlihazırda bulunuyor, ancak Microsoft’un Office paketiyle var olan sıkı bağları ve ücretsiz olması Office Lens’i epey cazip kılıyor. Office Lens iPhone için geçtiğimiz ay çıkarılmıştı, ayrıca aynı zamanda Android için de ön izleme versiyonu yayınlanmıştı. Nihayet

Office Lens’i bekleyen Android kullanıcıları bu uygulamaya kavuşmuş oldu.

Bing’in görüntü arama özelliğine “Kaç yaşında?” aracı eklendi

M

icrosoft’un geliştirdiği “Kaç yaşında?” isimli görüntü tanıma aracı ve bu aracın bulunduğu how-old.net sitesi, mayıs ayının ilk günlerinde pek çok sosyal paylaşıma kaynaklık etmişti. Türkiye’deki kullanıcıların da büyük ilgi gösterdiği aracın oluşturduğu ilk rüzgarın yavaşladığının farkına varan Microsoft, Bing üzerinden gerçekleştirilen görüntü aramalarının yerleştirildiği sonuç sayfasına da benzer işlevi gören bir araç ekledi. Bu araç fotoğraftaki kişinin yaşını tahmin etmekle yetinmeyecek, aynı zamanda cinsiyet konusunda da tahminde bulunacak.

Yeni yaş tanıma aracı ilk kez Microsoft’un geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği Build konferansında görücüye çıkarmıştı. Aracı

- 13 -


HABER

kullanmak için kullanıcıların Bing’in arama kutusuna bir isim yazmaları ve sonuçları Görüntüler sekmesinde görmeleri yeterli oluyor. Yaş tahmininin yapıldığı görüntünün üstünde ise gri renkle yazılmış “#HowOldRobot” etiketini taşıyan bir buton bulunuyor.

Söz konusu butona tıklandığı zaman Bing’in yaş ve cinsiyet tahmini ortaya çıkıyor. Microsoft tarafından yapılan açıklamada özelliğin geliştirme çalışmalarının devam ettiği belirtildi ve meydana gelebilecek hatalardan dolayı özür dilendi.

2015’in sonunda 3.2 milyar kişi çevrim içi olacak

U

luslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2015’in sonu itibarıyla 3.2 milyar kişi internetin nimetlerinden faydalanacak. Her yıl düzenli olarak yayınlanan rapor, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki büyüme trendlerini ve dünya genelinde kalan bağlantı boşluklarını detaylandırıyor. Bu yılki rapor 2000’den bu

yana somut bir ilerleme kaydedildiğini ortaya koyarken, gelişmekte olan ülkelerin önünde halen uzun bir yol olduğunu gösteriyor. 2015’in sonu itibarıyla internet erişimi olması beklenen 3.2 milyar kişinin 2 milyarının gelişmekte olan ülkelerden gelmesi öngörülüyor. Yıl sonuna dair projeksiyonlar ışığında gelişmekte olan ülkelerde 4

- 14 -

milyar kişinin halen internete bağlanamadığı belirtildi. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne göre, 2015’in sonu itibarıyla dünya genelinde aktif hücresel bağlantı sayısı 7 milyarı aşacak. Bu rakamın 2000’de 738 milyon olduğu belirtilirken, 2G ağların halihazırda nüfusun yüzde 95’ini kapsadığını ifade etti. 3G bağlantısında bu oran yüzde 69’a gerilese de, kırsal bölgelerdeki genişlemenin devam ettiği vurgulandı. Avrupa kıtasında nüfusun yüzde 82.1’lik kısmının evinde internet bağlantısına sahip olduğu belirtilirken, Amerika kıtasında bu oran yüzde 60’a düşüyor. İnternet bağlantı hızının 2014’e kıyasla dramatik bir artış kaydetmemesi de raporun en ilginç yönlerinden birini oluşturuyor. Güney Kore internet bağlantı hızı konusunda zirvedeki yerini bırakmazken; Fransa, İrlanda, Danimarka Güney Kore’yi takip ediyor. Listenin sonundaysa Zambiya, Pakistan ve Senegal bulunuyor.


HABER

Samsung Türkiye’den sosyal medyada yayılan videolarla ilgili açıklama geldi Son günlerde sosyal medyada dolaşan bazı videolarda Samsung mobil cihazlarının pillerinin ortam dinlemesine imkan sağlayacak düzenek barındırdığı iddia ediliyor.

H

albuki durum iddia edildiği gibi değil, Samsung’un çoğu akıllı telefonunda NFC özelliği var ve NFC yongası da cihazın piline entegre edilmiş durumda. Aslında videoyu çekenlerin pilden çıkardıkları düzenek ortam dinlemesi amacıyla yerleştirilmiş bir düzenek değil, basit bir NFC anteni. Videoyu hazırlayanlar belki bilerek, belki de bilmeyerek telefonlarının NFC özelliğini kaldırmış oluyorlar. Ne var ki, bu videolar sosyal medya kullanıcıları tarafından o kadar çok paylaşılmaya başladı ki, Samsung Türkiye de Facebook hesabı üzerinden bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Samsung’un mesajında NFC antenini cihazdan sökmeye yönelik, cihazın piline veya diğer aksamlarına bir müdahalede bulunulması durumunda, pilin ve telefonun garanti kapsamı dışında kalabileceği; ayrıca NFC ile ilgili fonksiyonlarının çalışmamasına da neden olabileceği belirtiliyor. Bu tür uygulamalardan uzak durulması tavsiye ediliyor. Samsung’un açıklamasının tam metnini aşağıda bulabilirsiniz: Sosyal medyada bir kullanıcımızın paylaştığı videoda görülen, Samsung mobil cihazının pilinin üzerinden sökülen parça “NFC anteni”dir. NFC (Near Field Communication) yakın alan iletişimi için kullanılan bir haberleşme teknolojisidir. Tüm dünyada giderek yaygınlaşan NFC teknolojisinin hiçbir şekilde takip ve/veya dinleme benzeri bir amaçla kullanılması/kullanılabilmesi mümkün değildir. NFC özelliğini destekleyen cihazlarda “NFC anteni”, genellikle telefonun arka kısmına yakın, cihazın diğer cihazlarla kısa mesafede haberleşmesini mümkün kılacak/

kolaylaştıracak şekilde, batarya veya arka kapak iç yüzeyine gömülü olarak yerleştirilmektedir. Bu durum, NFC’yi destekleyen cihazınızın kullanım kılavuzunda da belirtilmektedir. Özelliğin kullanılabilmesi için telefonun bağlantı ayarları menüsünden NFC başlığının aktive edilmesi gerekir, aktive edilmezse özellik kullanılamaz. NFC teknolojisi, bu özelliği destekleyen cihazların birbirine 10 cm veya altı bir mesafede, âdeta dokunacak kadar yaklaştıkları zaman etkin olmakta; cihazların birbiriyle konuşabilmeleri ancak bu şartlar altında sağlanmaktadır. “NFC anteni”ni cihazınızdan sökmeye yönelik, cihazın piline veya diğer aksamlarına bir müdahalede bulunmanız, pilinizi ve telefonunuzu garanti kapsamı dışında bırakabilir; ayrıca NFC ile ilgili fonksiyonlarının çalışmamasına da neden olabilir. Bu yüzden kullanıcılarımıza bu tür uygulamaları tavsiye etmiyoruz.

- 15 -


HABER

Android Auto’lu Hyundai Sonata yollara çıkmaya hazırlanıyor

G

oogle, akıllı telefonların yeteneklerini sürücülerin dikkatini en az dağıtacak biçimde otomobillere taşıyan Android Auto’yu yaklaşık bir yıl önce duyurmuştu. Sistem geçtiğimiz aylarda üçüncü taraf navigasyon sistemleri aracılığıyla otomobillere taşınsa da, ilk kez 2015 model Hyundai Sonata ile fabrika çıkışlı olarak sunuluyor. Hyundai distribütörleri Android Auto paketli otomobilleri bugünden itibaren sipariş edebilecek. Android Auto paketli Hyundai Sonata modellerinin satışı ise önümüzdeki yaz mevsiminde başlayacak. Android Auto, Hyundai’nin mevcut araç içi navigasyon sisteminin üstünde bir arayüz işlevi görecek. Android Auto sayesinde sürücüler Google Haritalar uygulamasına, sesli arama imkanına kavuşabilecek. Mesaj gönderimi ve alımı, telefon görüşmesi yapabilme, Spotify ve Pocket Casts gibi üçüncü taraf uygulamalar üzerinden müzik ve podcast dinleme gibi imkanlar da Android Auto ile sürücülere sunuluyor. Android Auto’nun imkanlarından faydalanmak için sürücülerin Android 5.0 Lollipop veya üstü işletim sistemi yüklü bir akıllı telefona sahip olması gerekiyor. USB aracılığıyla Hyundai Sonata’ya bağlanan

telefonlar, Sonata’nın direksiyonu veya dokunmatik ekranı üzerinden kontrol edilebilecek. Hyundai, portföyündeki diğer modellerin de yıl içinde Android Auto paketine kavuşacağını açıkladı. Şirket aynı zamanda Apple’ın CarPlay programının destekçileri arasında yer alsa da, bu desteğin ne zaman aktive edileceği konusunda henüz bilgi verilmedi. Android Auto için 30’a yakın otomobil üreticisiyle işbirliğine giden Google, 2015 içinde sistemin yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Iron Man temalı Samsung Galaxy S6 edge resmiyet kazandı

M

arvel Sinema Evreni’nin en son filmi “Yenilmezler: Ultron Çağı” geçtiğimiz ay vizyona girmişti. Filmin vizyona girişinden kısa bir süre sonra ise Samsung’un yeni amiral gemisi telefonlarından Galaxy S6 edge’in Iron Man temalı bir versiyonunun görücüye çıkacağına dair haberler gündeme gelmişti. Bu dedikodu nihayet gerçeğe dönüştü ve Iron Man temalı

- 16 -


HABER

Samsung Galaxy S6 edge resmen duyuruldu. Cihazın kablosuz şarj ünitesinin de Iron Man’in ana kahramanı Tony Stark’ın reaktörlerini hatırlatması ayrıca göze çarpıyor. Samsung’un yeni gözde telefonu için Iron Man’in doğru bir süper kahraman olduğu rahatlıkla söylenebilir. Hem Samsung Galaxy S6 edge hem de Tony Stark tarzları, canlılıkları

ve sahip oldukları kapsamlı teknolojik yeniliklerle dikkat çekiyor. Iron Man temalı Samsung Galaxy S6 edge’de hakim renk olan kırmızıya altın rengi eşlik ediyor. Akıllı telefonun arkasına ise Iron Man’in yüzü işlenmiş. İlk etapta Çin, Hong Kong ve Güney Kore’de piyasaya sürülecek akıllı telefonun diğer pazarlardaki satışa sunulup sunulmayacağı henüz bilinmiyor.

BiTaksi Apple Watch uygulamasını yayınladı

A

pple Watch henüz Türkiye pazarında satışa sunulmasa da, Türk şirketleri Apple Watch uyumlu uygulama geliştirme konusunda oldukça hızlı davranıyor. Akbank ve Yapı & Kredi’nin ardından şimdi de BiTaksi, iOS uygulamasını Apple Watch’a uyumlu hâle getirdi. Taksi arayan yolcular ve yolcu arayan taksicileri buluşturan BiTaksi’nin Apple Watch uygulaması sayesinde akıllı saat üzerinden

taksi çağırmak ve taksinin gelişini takip etmek mümkün olacak. Apple Watch’un Türkiye’de satışa sunulacağı tarih henüz resmen açıklanmış değil. Ancak beklentiler akıllı saatin önümüzdeki aydan itibaren Türkiye’de piyasaya sürüleceği yönünde. Apple Watch’un çıkışıyla birlikte Türkiye’de Apple Watch uyumlu uygulama sayısının artacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

- 17 -


YEPYENİ

Sony Xperia Z3+: Xperia Z3’ün “premium” hâli Haftalar boyu süren sızdırma ve ipuçlarının ardından LG nihayet yeni nesil amiral gemisi LG G4’ü aralarında İstanbul’un da bulunduğu, dünyanın dört bir yanında düzenlediği küresel lansman etkinlikleriyle birlikte tanıttı.

Teknoblog.com’dan Sony Xperia Z3+

G

eçtiğimiz ay Japonya’ya özel olarak Xperia Z4 modelini duyuran Sony Mobile, bu telefonu ana vatanı dışında Xperia Z3+ adıyla pazarlamaya karar vermişe benziyor. Aslında şirketin bu kararı alması çok da mantıksız sayılmaz, ne de olsa işlemcisi ve

ön kamerası dışında Xperia Z3 ile Xperia Z3+ birbirinden farksız görünüyor. 5.2 inç Full HD ekrana sahip olan Sony Xperia Z3+, Triluminos, Live Colour LED, XReality gibi özelliklerle kullanıcılara daha keskin ve canlı renklerle desteklenmiş bir

- 18 -


YEPYENİ

Sony Xperia Z3+

Ekran

5.2 inç, 1080 x 1920 piksel, IPS LCD kapasitif dokunmatik Triluminos

İşlemci

Sekiz çekirdekli Qualcomm Snapdragon 810

RAM

3 GB RAM

Dahili Hafıza

32 GB

Kamera

Arka: 20.7 megapiksel, otomatik odak, LED flaş, 4K video kaydı Ön: 5.1 megapiksel, 1080p

Boyutlar

146 x 72 x 6.9 mm.

Ağırlık

144 gr.

İşletim Sistemi

Android 5.0 Lollipop Xperia UI kullanıcı arayüzü

görsel deneyim sunuyor. Ses tarafında da High-Res Audio ve DSEE HX gibi özellikleri görüyoruz, böylelikle MP3 veya AAC parçaların ses kalitesi High-Res Audio seviyesine yükseltiliyor. Remote Play özelliği sayesinde PlayStation 4 oyunlarını Wi-Fi bağlantısı aracılığıyla evin her yerinden oynamak da mümkün oluyor. Xperia Z3+’ın en önemli artılarından bir tanesi sahip olduğu Snapdragon 810 işlemci.

- 19 -


YEPYENİ

Sekiz çekirdekli 64-bit işlemci sayesinde daha yüksek performans ve optimum grafik deneyimi sağlanıyor. Hem Wi-Fi hem de 4G şebekeleri üzerinden hızlı veri iletişimini sağlamasını sırasıyla Wi-Fi MIMO ve LTE Cat 6 desteklerine borçlu. Sahip olduğu pil sayesinde iki gün tek şarjla çalışma imkanına sahip olan bu telefon, UCH10 şarj aleti sayesinde sadece 45 dakikalık şarj ile bir günlük pil ömrüne ulaşabiliyor. Kamera tarafında Xperia Z3+’ın Xperia Z3’ten farkı yok gibi görünüyor. Xperia Z3+?ın ana kamerasında, 20.7 megapiksel Exmor RS mobil görüntü sensörü, BIONZ mobil işlemci ve 25mm geniş açılı G lens bulunuyor. Ayrıca “Superior Auto” özelliği 52 farklı ortam otomatik olarak tanımlanarak ayar yapabiliyor. Yeni eklenen Gourmet Mod ise, yemeklerinizi

en güzel görünümleriyle fotoğraflara yansıtabilmenize olanak sağlıyor. Ayrıca Xperia Z3+’ın ISO 12800 hassasiyet ve 1/ 2.3 ölçüsündeki geniş görüntü sensörü sayesinde düşük ışık şartlarında bile en etkileyici ayrıntıları yakalamanıza imkan veriyor. Xperia Z3+’ın fotoğraf ve video için HDR özelliği ile arkadan güçlü bir ışık gelse bile harika çekimler yapabilir, 4K çözünürlükteki video kayıt ve çıkış kapasitesi sayesinde değerli anlarınızı yüksek kaliteyle kaydedebilir ve izleyebilirsiniz. Exmor R mobil görüntü sensörüne sahip yeni 5megapiksel ön kamera sayesinde, artık her ışıkta daha iyi selfie’ler çekebilirsiniz. 25mm geniş açılı lens grup selfie’leri için mükemmel bir tasarım olarak ön plana çıkıyor. Superior Auto modu ise fotoğraf ortamını analiz ederek otomatik ayarlarla her fotoğrafta harika görünmenizi sağlıyor. 6.9 mm. kalınlıklı ve 144 gr. ağırlıklı gövdesi siyah, beyaz, bakır ve su yeşili gibi renk seçenekleriyle sunulan Xperia Z3+ Temmuz 2015’ten itibaren satışta olacak.

- 20 -


KARŞILAŞTIRMA

SONY XPERIA Z3 vs. XPERIA Z3+ Sony’nin son iki amiral gemisi karşı karşıya!

Yorum

Ekran

5.2 inç, 1080 x 1920 piksel IPS LCD Triluminos

5.2 inç, 1080 x 1920 piksel IPS LCD Triluminos

Her iki telefon da aynı görsel deneyimi sunuyor.

İşlemci

Dört çekirdekli Qualcomm Snapdragon 801

Sekiz çekirdekli Qualcomm Snapdragon 810 (1.5 GHz dört Cortex A53, 2 GHz dört Cortex A57 çekirdek)

Xperia Z3+ daha güncel ve yüksek performanslı işlemcisiyle daha hızlı bir deneyim vadediyor.

RAM

3 GB

3 GB

Her iki telefon da aynı RAM miktarına sahip.

Depolama Alanı

16/32 GB microSD kart yuvası

32 GB microSD kart yuvası

Xperia Z3+ sadece 32 GB dahili depolama alanı seçeneğiyle birlikte sunuluyor.

Kamera

20.7 MP , otomatik odak, LED flaş, 4K video (Arka) 2.2 MP, 1080p video (Ön)

20.7 MP , otomatik odak, LED flaş, 4K video (Arka) 5 MP, 1080p video (Ön)

Arka kameralar aynı nitelikte, ancak Xperia Z3+’ın ön kamerası daha yüksek çözünürlüğe sahip.

Batarya

3100 mAh

2930 mAh

Xperia Z3+’ta pil kapasitesi biraz azalmışa benziyor.

Boyut ve Ağırlık

146 x 72 x 7.3 mm. 152 gr.

146 x 72 x 6.9 mm. 144 gr.

Xperia Z3+ biraz incelmiş ve hafiflemiş.

İşletim Sistemi

Android 4.4 KitKat Android 5.0 Lollipop’a güncellenebilir.

Android 5.0.2 Lollipop

Her ikisinde de Lollipop var. Bunun üstünde TouchWiz ve Sense 7 kullanıcı arayüzleri geliyor.

Henüz belli değil.

Xperia Z3+ henüz piyasaya çıkmadı, ancak fiyatının 2500 TL’nin üstünde olmasını bekleyebiliriz.

Türkiye Fiyatı

2099 TL

- 21 -


UYGULAMA

Google Fotoğraflar: Fotoğrafa dair her şey burada

G

iOS

Android

oogle, geleneksel yazılımcı konferansı I/O’nun açılış etkinliğinde ürün ve servislerine ilişkin pek çok yeniliğin duyurusunu gerçekleştirmişti. Şirketin fotoğraf servisinde yaptığı yenilikler de, yeni gelişmeler arasında ön plana çıkıyor. Fotoğraf temelli araç ve özelliklerini bugüne kadar Google+ çatısı altında sunan Google, artık bağımsız Google Fotoğraflar servisiyle geniş çaplı fotoğraf düzenleme ve depolama tekliflerini kullanıcılarına ulaştıracak. Google Fotoğraflar uygulaması başlatıldığı zaman uygulamanın özellikleri ve yetenekleri kısa bir animasyon eşliğinde kullanıcılara anlatılıyor. Bilgilendirmenin ardından kullanıcılardan uygulamayla eşleştirecekleri Google

- 22 -

hesaplarını seçmeleri isteniyor. Cihazda başka bir Google uygulamasının bulunması durumunda, Google Fotoğraflar gerekli hesap bilgilerini bu uygulamalardan çekiyor. Uygulamada kullanılacak Google hesabının seçimi esnasında cihaz sahiplerine fotoğraflarını yedeklemeyi ve senkronize etmeyi isteyip istemedikleri soruluyor. Yedekleme işleminin hangi bağlantı koşulları altında gerçekleştirileceğine de bu ekranda karar verilebiliyor. Hesap seçiminin tamamlanması ve yedekleme işleminin onaylanması ardından sıra fotoğraf ve videoların hangi boyutta yükleneceğine geliyor. Google Fotoğraf, yedekleme konusunda Yüksek Kalite ve Orijinal olmak üzere iki farklı boyut seçeneği sunuyor. Yüksek kaliteli


UYGULAMA

yedekleme için kullanıcılara sınırsız depolama alanını ücretsiz olarak sağlayan Google Fotoğraflar, orijinal boyutla yedeklemeyi ise Google Drive’ın varsayılan depolama alanı üzerinden gerçekleştiriyor. Daha yüksek kaliteli yedeklemenin ücretsiz olarak sunulması kulağa garip gelse de, şirketin yeni uygulamasının kullanımını teşvik adına böyle bir yol izlediği düşünülüyor. Yedekleme boyutu konusunda seçimin yapılmasının ardından Google Fotoğraflar, uygulama içi dolaşım konusunda kullanıcılara yardımcı olacak bazı ipuçlarını aktarıyor. İpucu aktarımından sonra kullanıcılar Google Fotoğraflar’ın ana sayfasına yönlendiriliyor. Fotoğraflar sekmesi uygulamanın ana sayfası olarak işlev görüyor. Bu sekmenin görünümü içinse kullanıcılara Normal, Kompakt, Gün ve Ay olmak üzere dört farklı seçenek sunuluyor. Google Fotoğraflar’da ana ekranın sağ üst kısmında yer alan üç nokta ikonuna dokunulduğunda görünüm seçenekleri

arasında giriş yapılabiliyor. Normal görünümde fotoğraflar gerçek boyutlarına yakın olarak, kareli bir tasarım eşliğinde gösteriliyor. Kompakt görünümünde ise kareler küçültülüyor. Fotoğraflar küçük resimler halinde kullanıcıların karşısına çıkıyor. Gün görünümünde de küçük karelere yer veriliyor, ancak fotoğraflar çekildikleri tarihlere göre sınıflandırılıyor. Ay görünümündeyse küçük resimler iyice küçülüyor ve fotoğraflar aylara göre sınıflandırılıyor. Bir ay seçildiğinde ise fotoğraflar biraz daha büyüyor. Google Fotoğraflar’ın ana ekranında sol üstte bulunan liste ikonuysa kontrol panelini ortaya çıkarıyor. Kontrol paneli uygulama içi dolaşım konusunda birincil araç işlevi görüyor. Google Fotoğraflar’ın tüm bölümlerine bu panel üzerinden erişilebiliyor. Google Fotoğraflar uygulamasının en etkileyici yönlerinden birisi de Asistan özelliği. Google Fotoğraflar üzerinden gerçekleştirilen yedekleme sürecinin izlenmesini sağlayan

- 23 -


UYGULAMA

Asistan, uygulamanın animasyon ve kolaj oluşturma gibi yeteneklerinin de örneklerini sergiliyor. Kullanıcılar Google Fotoğraflar tarafından otomatik olarak hazırlanan kolaj ve animasyonları diledikleri takdirde cihazlarına kaydedebiliyor ve farklı mecralar üzerinden paylaşabiliyor. Google Fotoğraflar’da daima ekranın sağ üst kısmında bulunan + ikonuna dokunulduğunda yeni Albüm, Film, Hikaye, Animasyon ve Kolaj oluşturma seçenekleri kullanıcıların karşısına çıkıyor. Albüm oluşturma özelliğiyle kullanıcılar seçtikleri fotoğrafları bir araya toplayabiliyor. Oluşturulan albümlere özelleştirilmiş isimler de verilebiliyor. Google Fotoğraflar ile oluşturulan albümlere daha sonra başka fotoğraflar eklemek veya albümü başkalarıyla paylaşmak da mümkün. Google Fotoğraflar’ın ilginç yönlerinden birisi de film oluşturma özelliği. Kullanıcılar Google Fotoğraflar ile senkronize ettikleri ögelerin maksimum 50 tanesini seçerek kısa bir video hazırlayabiliyor. Google

Fotoğraflar videoya otomatik olarak müzik ekliyor. İsimlendirmeyse yine kullanıcılara bırakılıyor. Hikaye oluşturma da Google Fotoğraflar uygulamasının çarpıcı yeteneklerinden biri. Kullanıcılar en az beş fotoğrafla bir hikayeyi görsel olarak anlatabiliyor. Fotoğrafların altına açıklama eklenebilmesi sayesinde hikayenin aktarımı mümkün hâle geliyor. Hikayeler mesaj, e-posta gibi araçlarla veya sosyal medya yoluyla paylaşılabiliyor. Google Fotoğraflar uygulaması otomatik olarak animasyon ve kolaj oluşturabiliyor. Kullanıcılar da diledikleri takdirde bu eylemleri manuel olarak gerçekleştirebiliyor. Animasyon oluşumu için Google Fotoğraflar 2 ila 50 fotoğraf arasından tercih yapılmasını istiyor. Fotoğrafların seçilmesinin ardından birleştirme işlemini yapan Google Fotoğraflar, daha sonra GIF animasyonunu kullanıcıların gözleri önüne seriyor. Kolaj özelliğindeyse maksimum dokuz fotoğraf seçilebiliyor ve seçilen fotoğraflar

- 24 -


UYGULAMA

uygulama tarafından otomatik olarak birleştiriliyor. Kolajlar üzerinde de tıpkı uygulamadaki diğer fotoğraflarda olduğu gibi düzenleme yapılabiliyor. Google Fotoğraflar ile oluşturulan Albümler, Filmler ve Öykülere Koleksiyonlar sekmesi üzerinden erişilebiliyor. Koleksiyonlar sekmesinin kısa yolu ise Google Fotoğraflar’ın kontrol panelinde bulunuyor. Kontrol panelinde bulunan Paylaşılan bağlantılar sekmesi, paylaş komutu verilen unsurların eklendiği bir pano vazifesi görüyor. Çöp kutusu ise isminden de anlaşılacağı üzere silinen fotoğrafları saklıyor. Ayarlar ekranındaysa yedekleme, Google Drive entegrasyonu ve coğrafi etiketleme gibi ayarlar değiştirilebiliyor. Asistan özelliğinin önerdiği kolaj ve animasyonları kapatmak isteyenler de bu değişikliği ayarlar ekranı üzerinden yapabiliyor.

Google’ın büyük umutlarla faaliyete geçirdiği sosyal ağı Google+, istenilen etkiyi yaratamamıştı. Google+’ın geniş kitleye ulaşamaması, servisin etkileyici fotoğraf özelliklerinin de göz ardı edilmesine sebep olmuştu. Bu durumu ortadan kaldırmak için fotoğraf servisini Google+’tan ayıran Google, doğru bir hamle yapmışa benziyor. Google Fotoğraflar etkileyici prodüksiyon ve düzenleme araçları ve geniş kapsamlı yedekleme imkanıyla uyumlu tüm akıllı telefonlarda bulunmayı hakediyor.

- 25 -


UYGULAMA

Apple Store: iPhone ve iPad’den alışveriş yapın

i

iOS

Phone ile birlikte Türkiye’de ciddi bir popülarite yakalayan Apple, ülkemizdeki varlık sahasını düzenli olarak genişletti. 2012’nin aralık ayında iTunes’un Türkiye mağazasını açan şirket, Kasım 2013’te de Apple Online Store’u Türkiye’ye getirmiş ve çevrim içi ortamda fiziksel ürün satışına başlamıştı. Apple Online Store’u 5 Nisan 2014’te Zorlu Center’a ve 25 Ekim 2014’te Akasya Acıbadem’e açılan iki fiziksel mağaza izlemişti. Apple, Türkiye’deki perakende satış hamlesini şimdi de mobil uygulamasıyla iPhone ve iPad’e taşıyor. Apple Store uygulaması başlatıldığında kullanıcıları Öne Çıkanlar sekmesi karşılıyor. Bu sekmeyi Apple Online Store’un ana sayfasının mobil versiyonu olarak görmek mümkün. Bu sekmede Apple Watch, iPhone 6, yeni MacBook, iPad Air 2 gibi pek çok Apple cihazı gösteriliyor. Ürünlerden biri seçildiği

- 26 -

zaman ise kullanıcılar ürünün sayfasına yönlendiriliyor, detaylı bilgiler ve satın alma seçenekleri sunuluyor. Aksesuarlar ve Apple uzmanlarıyla görüşme yolları da Öne Çıkanlar sekmesinde gösterilen diğer unsurlar arasında bulunuyor. Alışveriş Yapın sekmesindeyse Apple Online Store’da bulunan tüm ürün kategorileri ızgara görünümünde listeleniyor. Mac, iPhone, iPad, iPod modelleri, Apple TV ve aksesuarlara bu sekme üzerinden erişilebiliyor. Kullanıcılar satın almak istedikleri ürünü seçtikten sonra, diledikleri konfigürasyon ayarlarını Apple Store uygulaması üzerinden yapabiliyor. Bunun için ürün sayfasına gittikten sonra sayfanın sağ üst kısmında bulunan “Hemen Satın Alın” ikonuna dokunmak gerekiyor. Kullanıcılara satış sayfasında ürünün detaylı fotoğraflarını ve 360 derecelik görünümünü inceleme fırsatı veriliyor.


UYGULAMA

Cihazın teknik özellikleri ve kutusundaki diğer aksesuarlar da, bu sayfada yer alan sekmeler aracılığıyla görülebiliyor. Konfigürasyonun yapılmasının ve ürünün sepete eklenmesinin ardından kullanıcılar “İlgili Konular” başlıklı bir sekmeye yönlendiriliyor. Bu sekmede alınan cihaza uygun aksesuar önerileri kullanıcılara sunuluyor. Ürün seçimlerini tamamlayan kullanıcıların bir sonraki durağı Apple Store’un Sepet sekmesi oluyor. Sepet sekmesinde kullanıcılar siparişlerini tamamlamadan önce bir kez daha gözden geçirebiliyor. Ödeme komutunun verilmesinden önce ise kullanıcılardan Apple ID’lerinin şifresini girmeleri isteniyor. Böylelikle satış için bir ön doğrulama yapılmış oluyor. Apple Store uygulamasının mağazalar sekmesindeyse Apple’ın Akasya ve Zorlu Center’daki fiziksel mağazalarına dair bilgilere erişilebiliyor. Bu sekmedeki mağaza sıralaması coğrafi yakınlık kriteri çerçevesinde yapılıyor. Apple mağazalarında verilen Genius Bar, One

to One gibi hizmetler için Apple Store uygulaması aracılığıyla randevu alınabiliyor. Mağazalarda düzenlenen atölye ve etkinliklere katılım kaydı oluşturmak ve etkinlik programını görmek için de Apple Store uygulamasına göz atmak yeterli oluyor. Apple Store’un Hesap sekmesindeyse kullanıcılar siparişlerini, rezervasyonlarını ve hesap ayarlarını görüntüleyebiliyor. Fatura ve teslimat adresleri, uygulamanın hesap ayarları sekmesi aracılığıyla düzenlenebiliyor. Sipariş durumu ve randevu anımsatıcıları gibi bildirimlerin aktifleştirilmesi de Hesap sekmesi üzerinden gerçekleştirilebiliyor. Türkiye perakende sektöründeki varlığını düzenli olarak artıran Apple, şimdi bu etkisini mobil cihazlarına taşıyor. Apple Store uygulaması; mevcut Apple cihazını değiştirmek isteyenlere, yeni bir aksesuar arayanlara veya Apple’ın servislerinden faydalanmayı isteyenlere büyük kolaylık sağlıyor.

- 27 -


UYGULAMA

Memorado: Günlük beyin jimnastiğinizi telefondan yapın

A

iOS

kıllı telefonların insan hayatından büyük yük aldığı yadsınamaz bir gerçek. Bu cihazların günlük hayattaki rolünün artması nedeniyle insanların akıllarını daha az kullandığı söylense de, akıllı telefonlar kapsamlı zihni alıştırma imkanını da sunuyor. Geliştirilen özel uygulamalar sayesinde beyin kaslarını güçlendirmek mümkün hâle geliyor. Söz konusu uygulamalar arasında en kapsamlı olanlardan birisi de Memorado. Memorado başlatıldığında kullanıcıları “Güçlü Beyin. Güçlü Hayat.” mottosu karşılıyor. Beyin jimnastiği konusunda bilimsel açıklamaları paylaşan Memorado, kullanıcıların uygulamadan beklentilerini ölçmek için çeşitli sorular soruyor ve alınan cevaplardan hareketle egzersiz programını kişiselleştiriyor.

- 28 -

Kişiselleştirmenin ardından Memorado, üç aşamadan oluşan ilk egzersiz paketini kullanıcılara sunuyor. Egzersizlerde kullanıcıların konsantrasyonlarının, planlama yeteneklerinin ve görsel bilgiyi öğrenme yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Memorado, egzersiz sonlarında kullanıcılarına egzersiz yapmanın erdemlerinden bahseden küçük bilgi kırıntıları sunmayı ihmal etmiyor. Uygulama zihnin farklı alanlarını geliştirmek adına farklı egzersiz formatlarından faydalanıyor. Ancak bu formatların tamamına erişmek ise mümkün değil. Memorado’nun tüm egzersiz formatlarından faydalanmak için uygulamanın Premium paketini aktive etmek gerekiyor. Premium paketin


UYGULAMA

aktivasyon bedeliyse süreye bağlı olarak 8,49 TL ila 129,99 TL arasında değişiyor. Memorado’nun eğitim çalışmalarında insan beyninin farklı alanlarının gelişimine odaklanılıyor. Mantık ve matematik gibi alanlar da bu egzersizler esnasında boş geçilmiyor. Egzersizlerin hem sayıca çeşitli olması hem de zevkli bir yapıda olmaları Memorado’nun cazibesini artırıyor. Memorado türünün ilk örneği değil. Elevate gibi uygulamalar daha önce Apple’ın “En İyiler”

listesine girmiş ve “beyin jimnastiği” konseptinin popülarite kazanmasını sağlamıştı. Memorado da bu popülaritenin büyümesine katkıda bulunacağa benziyor. Desteklediği diller arasında Türkçenin de olması Memorado’nun değerini artırıyor.

- 29 -


UYGULAMA

Hooks: Unutkanlığa karşı önlem alın

M

iOS

odern zamanlarda özellikle metropol insanlarının günlük rutinlerinin oldukça yoğun hâle geldiği pek çok kişi tarafından kabul edilen bir gerçek. Günlük hayatın koşuşturması içinde pek çok şeyi unutmak artık doğal karşılanıyor. Ancak bu unutkan tavır kimi zaman insanların başına beklenenden büyük sıkıntılar açabiliyor. Bu noktada devreye hayatın her noktasına sirayet etmiş akıllı telefon uygulamaları giriyor. Artık mobil cihazlardaki özel hatırlatma ve alarm uygulamaları sayesinde unutkanlığı hayattan neredeyse tamamen çıkarmak mümkün. Hooks da söz konusu hatırlatma uygulamaları içinde kapsamlı bir hizmeti sade biçimde vermesiyle ön plana çıkıyor. Son derece yalın bir tasarımla kullanıcıların karşısına çıkan Hooks, mobil

- 30 -

cihaz sahiplerine unutabilecekleri şeyleri hatırlatma misyonuyla yola çıkıyor. Hatırlatılacak şeyler konusunda Hooks’un önceden hazırlanmış bir listesi bulunuyor ve bu listeye dışarıdan ekleme yapılamıyor. Listeye ekleme yapılamaması ilk etapta can sıkıcı bir şey gibi gözükse de, Hooks ekibi tarafından oluşturulan kategorilerin sayıca ne kadar fazla olduğu görülünce bu sıkıntının yersiz olduğu anlaşılıyor. Hooks ile popüler bir TV programının yeni bölümünden yağmur yağıp yağmayacağına, bir internet sitesinin yayınladığı haberden sosyal ağlarda gerçekleştirilen paylaşımlara kadar pek çok şeyden haberdar olunabiliyor. Söz konusu listenin uzunluğu karşısında kafası karışanlar, Kategoriler görünümü altında listeyi daha rahat biçimde inceleyebiliyor.


UYGULAMA

Kullanıcılar hatırlatma istedikleri kategoriyi seçtikten sonra karşılarına çıkan ekranda kategoriye göre değişen bilgi alanlarını dolduruyor. Bildirim zamanı ve türü gibi ayarların da tamamlanmasının ardından ekranın sağ üst kısmında yer alan yazıya dokunuluyor ve alarm oluşturuluyor. Alarmın oluşturulmasının ardından kullanıcılara alarmlarını başkalarıyla paylaşma imkanı da veriliyor. Aynı alarmı oluşturan diğer kişilerin sayısı da Hooks tarafından gösteriliyor. Bu aşamaların geçilmesinin ardından kullanıcılar, uygulamanın ana ekranı vazifesini de gören Inbox isimli bölüme yönlendiriliyor.

Hooks ile oluşturulan, aktif veya eski, tüm alarmların listesi bu bölümde görülüyor. Sadece aktif alarmların listesini görmek içinse ekranın sağ üst kısmındaki zil ikonuna dokunmak gerekiyor. Modern insanın zihni fazlasıyla yoğun. Bu yoğunluğun sorumlularından biri olarak gösterilen teknoloji, sunduğu farklı çözümler sayesinde sorumluluğunu üzerinden kısmen de olsa atmayı başarıyor. Hooks, geniş ölçekli hatırlatma kapasitesiyle teknolojinin insana yaptığı çağdaş ve faydalı kıyaklar arasına girmeyi başarıyor.

- 31 -


UYGULAMA

Ball King: Basketbol sahasındaki yeteneğinizi gösterin

F iOS

Android

lappy Bird’ün mobil oyun deneyimini önemli ölçüde geliştirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hem kullanılan tasarım dili hem de oynanabilirlikteki farklılık, pek çok oyuna ilham vermiş durumda. Flappy Bird’e benzer yapıda oyunlar arasında Crossy Road son dönemde öne çıkarken, Crossy Road’a benzer unsurlar barındıran oyunlar da uygulama mağazalarında boy göstermeye başladı. Bu oyunlardan birisi de Ball King. Ball King’in senaryosu ve amacı itibarıyla Crossy Road ile bir ilgisi olmasa da, gerek tasarım dili gerek oyun dışı bölümleri fazlasıyla Crossy Road’u hatırlatıyor. Ball King başlatıldığında oyunun nasıl oynandığı birkaç saniyede oyunculara anlatılıyor. Temel oyun deneyimine

- 32 -

bakıldığında bu anlatımın neden birkaç saniye sürdüğü de daha iyi anlaşılıyor. Ball King’de iki farklı mod ile oyunun keyfi sürülüyor. “Challenge” adını taşıyan modda oyunu sürdürmek için topu sürekli olarak çemberden geçirmek gerekiyor. Atışın isabetli olmaması durumunda Challenge modunda daha fazla ilerlemek mümkün olmuyor. “Time Trial” adını taşıyan diğer modda ise oyunculardan 60 saniye içinde maksimum isabet oranına erişmeleri isteniyor. Bu modda isabetsiz atışlar, toplam puanın düşmesine neden oluyor. Ball King’de potanın yüksekliği atıştan atışa değişiyor. Özellikle Time Trial modundaki başarısız atışların ardından pota yüksekliği genellikle aşağıya çekiliyor. Oyuncular parmaklarıyla atış


UYGULAMA

yapacakları noktayı belirleyebiliyor. Topun izleyeceği rota ise beyaz noktaların yardımıyla oluşturulabiliyor. Topun rotasındaki sarı şekiller ise uygulama içi para işlevi görüyor. Toplanan paralar oyun içinde çekiliş hakkı kazanmak için kullanılıyor. Çekilişler sonucunda oyuncular farklı topların veya şutörlerin kilidini kaldırabiliyor. Çekilişler dışında uygulama içi satın alma yoluyla da farklı karakterlerin kilidini kaldırmak mümkün. Oyun içinde kullanılacak parayı kazanmak için, Ball King oyuncularına farklı seçenekler sunuluyor. Belli aralıklarla oyunculara oyun parası ücretsiz olarak sunulurken, video

reklamlar aracılığıyla da hazine genişletilebiliyor. Oyun sürecinin kaydedilip yayınlanabilmesi de Ball King’in Crossy Road’a benzer yönleri arasında bulunuyor. Ball King, tasarım dili ve oyun dışı unsurlarıyla Flappy Bird ve Crossy Road gibi oyunları fazlasıyla hatırlatıyor. Temel oyun deneyimine gelindiğinde ise Ball King, oyuncuları Flappy Bird ve Crossy Road kadar yıpratmıyor. Son dönemin hakim tasarım dilinin keyfini sportif biçimde sürmek isteyenler için Ball King en uygun seçim gibi gözüküyor.

- 33 -


İNCELEME

Daha uygun fiyata “premium” deneyim

Lenovo Vibe Z2 Pro

Akıllı telefon satın almak için belli miktar bir parayı gözden çıkarmaya karar verenler ilk olarak Samsung, LG, HTC, Sony gibi markaların seçeneklerine bakıyor. Halbuki bu markaların ürünlerinden biraz daha aşağı fiyat noktalarında, yine onların ürünleriyle boy ölçüşecek seviyede teknik özelliklere sahip alternatifler görmek mümkün. Lenovo Vibe Z2 Pro da bunlar arasında bulunuyor.

G

eçtiğimiz yılın ikinci yarısında yurt dışında piyasaya çıkan bu 6 inç ekranlı “phablet” cihazı, Lenovo’nun akıllı telefonlarının 2015 başı itibarıyla Türkiye piyasasına giriş yapmasıyla birlikte nihayet ülkemizde de satışa sunuldu. Lenovo Vibe Z2 Pro sahip olduğu 6 inç ekranıyla epey büyük görünüyor. Ancak Lenovo ekran çerçevesini oldukça dar tutarak telefonun boyutunun makul sınırlar içinde olmasını sağlıyor. 156 x 81.3 x 7.7 mm.’lik boyutlara sahip olan Lenovo Vibe Z2 Pro’nun ergonomisinde ince profili oldukça önemli bir yer tutuyor. Ayrıca kenarların arka yüzeyle buluştuğu çizginin kavisli şekilde tasarlanması da telefonun kavranmasını kolaylaştırıyor. 179 gr. ağırlığıyla Lenovo Vibe Z2 Pro bir süre elinizde tuttuktan sonra yorgunluk hissi vermeye

- 34 -


İNCELEME

başlayabilir. Telefonu, büyük boyutlarına karşın cepte rahatlıkla taşıyabildiğimizi belirtelim. Ses ve güç tuşları tek elle kullanımda parmakların herhangi bir zahmet göstermeden rahatlıkla erişebileceği noktalara yerleştirilmiş. Sadece baş parmakla ekranın bütün noktalarına erişmek ise ne yazık ki mümkün değil. Vibe Z2 Pro’nun 6 inç ekranı 1440 x 2560 piksel QHD çözünürlüklü gerçekten keskin yazı ve grafikler sunuyor. 490 ppi’lik piksel yoğunluk değeriyle bu ekran web sitelerini, fotoğrafları, videoları gayet düzgün şekilde görüntülüyor. Ekranın siyah renk derinliği iyi seviyede, kontrast ve renk canlılığı da gayet memnun edici. IPS LCD ekran geniş görüş açıları sunarken güneş ışığı altında da telefonu rahatlıkla kullanmayı

sağlayacak parlaklığı sunuyor. Dokunmatik ekranın tepkiselliği de memnun edici, dokunmalar, sürüklemeler ve geçişlerde herhangi bir ağırlık hissedilmiyor. 6 İNÇ EKRAN QUAD HD ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ KESKİN YAZI VE GRAFİKLER SUNUYOR

- 35 -

Ekranın altında kapasitif dokunmatik navigasyon tuşları var, ancak Android 5.0.2 Lollipop güncellemesinin ardından bunların arka aydınlatmaları çalışmaz oldu. Ancak el yordamıyla menü, ana ekran ve geri tuşlarının işlevlerini gerçekleştirebilirsiniz. Ekran üstünde sanal navigasyon kontrolleri bulunmuyor. Ekranın üstündeki dar alanda ahize hoparlörü, 5 megapiksel kamera, sensör ve LED durum ışığını görüyoruz. Ön yüz Corning Gorilla Glass 3 ekran camıyla koruma altına alınıyor. Lenovo Vibe Z2 Pro’nun metal gövdesinde uzun olan sağ ve sol kenarlarda hafif eğim dikkat çekiyor. Bu eğim de telefonun rahat şekilde tutulmasına katkıda bulunuyor. Sağ kenarda SIM kart yuvasını görüyoruz. Bu yuva kutunun içinden çıkan ince uçlu cisim yardımıyla açılıyor. Lenovo Vibe Z2 Pro


İNCELEME çift SIM kart destekli olduğu için bu yuva iki microSIM kart yerleştirilecek şekilde tasarlanmış. SIM kart yuvasının altında da güç butonunu görüyoruz. Karşı tarafta da ses tuşunu görüyoruz. Alt kenarda hoparlör, microUSB portu ve mikrofon, üst kenarda da 3.5 mm. kulaklık jakı bulunuyor. VIBE Z2 PRO’NUN ÇİFT SIM KART DESTEĞİ BARINDIRMASI İKİ FARKLI HATTA SAHİP OLANLARI CEZBEDECEKTİR Lenovo Vibe Z2 Pro’nun metal gövdesi siyah, beyaz ve altın olmak üzere üç farklı renkle sunuluyor. Oldukça sağlam bir telefon olan Vibe Z2 Pro’nun herhangi bir

çıkarılabilir kapağı veya parçası bulunmuyor. Telefonun alt ve üst kenarlarında bir süre sonra kullanıma bağlı olarak ufak tefek aşınmalar görebilirsiniz, ancak bunlar iPhone, HTC

- 36 -

One M9, Galaxy S6 gibi metal gövdeli telefonlarda da görülebiliyor. 16 megapiksel kamera, çift LED flaş ve ikinci mikrofon arka yüzeyde, siyah renkli şeritle sınırları çizilmiş bir bölümde yer alıyor.


İNCELEME Lenovo yazısı da bir aşağıda, ortaya doğru olacak şekilde konumlandırılmış. Vibe Z2 Pro geçen yılın ağustos ayında duyurulan bir akıllı telefon. O zaman bu telefon üst sınıf bir telefon olarak duyurulmuştu, aslında Snapdragon 801 işlemci barındırması dışında bütün teknik özelliklerinin bugünlerde üst sınıf Android telefonlarda gördüğümüz teknik özellikler olduğunu söyleyebiliriz. 2.5 GHz dört çekirdekli Snapdragon 801 yongaset, Adreno 330 GPU, 3

geride kalıyor. Lenovo Vibe Z2 Pro genellikle 2014’ün ilk yarısında çıkan Snapdragon 801 işlemcili telefonlarla aynı seviyede puanlar alıyor.

GB RAM, 32 GB dahili hafıza Lenovo Vibe Z2 Pro’nun başlıca teknik özellikleri arasında bulunuyor. Bu donanım paketi benchmark testlerinde ortalamanın üstünde sonuçlar veriyor, ancak bu yılın ilk yarısında gördüğümüz HTC One M9, Samsung Galaxy S6 veya LG G4 gibi amiral gemilerinden

sunduğu özelleştirilmiş kullanıcı arayüzünde rahat şekilde gezinti yapılabiliyor, takılma veya gecikme gözlenmiyor. Web siteleri de hızlı şekilde yükleniyor, kaydırma, yakınlaştırma gibi işlerde Lenovo Vibe Z2 Pro sorun çıkarmıyor. Oyun konusunda da Lenovo Vibe Z2 Pro’nun fazlasıyla yeterli

SNAPDRAGON 801 GEÇEN YILIN İŞLEMCİSİ OLABİLİR, ANCAK VIBE Z2 PRO’NUN HIZLI ŞEKİLDE İŞLEMESİ İÇİN GEREKLİ GÜCÜ SAĞLIYOR Yine de, bu durumun pratikteki kullanıcı deneyimine olumsuz bir etkisi bulunmuyor. Lenovo’nun

- 37 -

olduğunu, Google Play’de bulunan yüksek profilli oyunları bile rahatlıkla oynatabileceğini söyleyebiliriz. 4000 mAh kapasiteli pili Lenovo Vibe Z2 Pro’nun en güçlü noktalarından bir tanesi. Normal yoğunluklu bir kullanımda Vibe Z2 Pro’nun pili iki gün boyunca şarj etmede kullanmanıza olanak sağlıyor. Bunun dışında çeşitli pil tasarruf araçlarını kullanarak bu süreyi daha da yukarılara çıkarabilirsiniz. Lenovo Vibe Z2 Pro’yu yoğun şekilde kullansanı da, bu telefon sabahtan akşama bir günü tek bir şarjla götürebilir gibi görünüyor. Kablosuz bağlantı tarafında Lenovo Vibe Z2 Pro’nun 802.11a/b/g/n Wi-Fi, Bluetooth 4.0, A-GPS ve GLONASS destekli GPS, FM radyo, NFC gibi özellikleri barındırdığını görüyoruz. HSPA ve LTE gibi mobil geniş bant destekleri de mevcut. 4G’nin 2016 yılında Türkiye’de faaliyete geçmesi bekleniyor. O zaman Lenovo Vibe Z2 Pro ile de 4G servislerinden yararlanma fırsatı bulacaksınız. Lenovo Vibe Z2 Pro elimize ulaştığında Android 4.4 KitKat çalışıyordu, ancak geçtiğimiz günlerde Android 5.0.2 güncellemesi geldi. Lollipop güncellemesiyle birlikte Lenovo Vibe Z2 Pro’nun kullanıcı arayüzü daha canlı hâle geldi, kullanma isteğimiz arttı. Android 4.x sürümlerinin sıkıcı görünüme


İNCELEME sahip menülerinin yerini Lollipop’un renkli ve canlı menüleri aldı. Ayrıca klavye de daha kullanışlı hâle geldi. Tabii ki, Lollipop’un üstünde Lenovo’nun özel kullanıcı arayüzü yine mevcut. Bu kullanıcı arayüzünde uygulama menüsü yok, her şey ana ekrana yerleştirilmiş, uygulama kısayolları, klasörler ve bileşenler bir arada bulunuyor. Burayı ihtiyaçlarınız doğrultusunda düzenleyebilir, sık kullandığınız uygulamaları ve araçları bir araya toplayarak düzenli bir kullanım alanı oluşturabilirsiniz.

Lenovo tek elle kullanmayı kolaylaştıracak bir ekran aracı sunuyor. Geniş dokunuş olarak adlandırılan bu araç bildirim çubuğunda veya ekranın sol kenarında bulunuyor. Tek elle rahatlıkla erişilebilecek ve

Ayarlar uygulamasında gezinirseniz, kullanımı kolaylaştırıcı birçok özelliğin ve ayarın karşınıza çıktığını göreceksiniz. Google’ın Gmail, Play Kitaplar, Play Gzetelik, Drive, Fotoğraflar, Hangouts gibi

kullanılabilecek bir konumda olan bu araçta Lenovo Vibe Z2 Pro’nun en çok kullanılabilecek bileşenleri ve uygulamaları bulunuyor. Öte yandan parmağınızı ekranın sağ kenarından yarım daire yapacak şekilde hareket ettirirseniz, kullanıcı arayüzünü tek elle kullanılabilecek şekilde mikro ekrana sığdırabilirsiniz. Bu özelliği Samsung’un büyük ekranlı Galaxy Note telefonlarında da görüyorduk. Eğer Lenovo Vibe Z2 Pro’nun

servislerine ait uygulamaları, Google adlı bir klasör altında yüklü olarak görüyoruz. Lenovo’nun SHAREit, SYNCit gibi araçları, WPS Office ve UC Browser gibi uygulamalar, Gezinti adlı navigasyon uygulaması; Asphalt 8, Green Farm, Real Football 2014 ve Spider-Man gibi oyunlar da Lenovo Vibe Z2 Pro’da yüklü olarak geliyor. Google Play Store’dan daha fazla oyun ve uygulama indirebilirsiniz. Kameralar bakımından Lenovo Vibe Z2 Pro’nun

ANDROID 5.0 LOLLIPOP GÜNCELLEMESİYLE BİRLİKTE VIBE Z2 PRO BAMBAŞKA BİR TELEFONA DÖNÜŞTÜ Tema Merkezi bölümünde Lenovo’nun sunduğu çeşitli tema seçenekleri bulunuyor. Ayrıca kilit ekranı, duvar kağıdı, kilit ekranı ve son görevler listesi gibi bölümlerin görünümü de değiştirilebiliyor. İnternet üzerinden doğrudan tema indirme seçeneği yok, ancak SD karttan tema aktarma gibi bir seçenek var. Lenovo Vibe Z2 Pro’da SD kart yuvası yok, ancak dahili belleğe transfer edeceğiniz tema dosyasını buradan açarak içe aktarabilir ve sunulanlardan farklı bir temayı kullanabilirsiniz. Büyük ekranlı bir telefon olan Vibe Z2 Pro’yu tek elle yönetmek oldukça zor. Ancak

- 38 -


İNCELEME yeteri kadar güçlü bir telefon olduğunu görüyoruz. Arkada 16 megapiksel, otomatik odaklı, çift LED flaşlı ve optik görüntü sabitlemeli kameranın bulunduğunu görüyoruz. Bu kamera coğrafi etiketleme, dokunarak odaklama, yüz algılama, panorama ve HDR gibi özellikler de bulunuyor. Kamera uygulaması kullanışlı arayüzüyle fotoğraf ve video çekimini kolaylaştırıyor, fotoğraf ve video çekim tuşları aynı ekranda bulunuyor. Ekranın bir köşesinde ön ve arka kameralar arasında geçiş düğmesi bulunurken, bir köşede yer alan dişli ikonu

yardımıyla da ayarlara erişim mümkün oluyor. Ayarlar menüsü kadran görünümlü yapısıyla biraz fotoğraf makinelerini andırıyor, bu arayüz sayesinde ayarları kolaylıkla değiştirebilirsiniz. VIBE Z2 PRO’NUN HEM ÖN HEM DE ARKA KAMERASI FAZLASIYLA REKABETÇİ, ÇEKİMLERİ DE MEMNUN EDİCİ Vibe Z2 Pro’nun genel olarak tatmin edici sonuçlar verdiğini görüyoruz. Kapalı havalarda çekilen dış ortam fotoğrafları biraz karanlık görünüyor, ayrıca ışığın fazla olduğu açık ortam

- 39 -

fotoğraflarında da hafif solgunluk gözleniyor. Renklerde de biraz aşırı doygunluk gözlemleniyor. Bütün bunlara rağmen Lenovo Vibe Z2 Pro’nun kamerasından memnun kaldık. Gece çekimlerinde elde edilen sonuçlar da fena sayılmaz, ancak gece çekimlerinde daha iyi sonuçlar elde etmek için Akıllı Sahne modunu kapatmanızda fayda olacaktır. Önde yer alan 5 megapiksel kamera tabii ki yüksek çözünürlüklü selfie fotoğraflar için düşünülmüş. Ön kamerayı etkinleştirdiğinizde sesle çekim, dokunarak çekim, yüz hareketi


İNCELEME yakalama, 3 saniye gecikme, göz kırpma yakalama gibi çeşitli selfie çekimini tetikleyici, kolaylaştırıcı modlar bulunuyor. Yüz güzelliği aracıyla çektiğiniz selfie fotoğraflarda yüzünüzün ne kadar pürüzsüz görüneceğini de ayarlayabilirsiniz. Video tarafında Lenovo Vibe Z2 Pro’nun zamanın ruhunu yakaladığını görüyoruz. Arka kamerayla 4K Ultra HD video kaydı yapılabiliyor. Optik görüntü sabitleme sistemi videolarda titreşimin azaltılmasına katkıda bulunuyor. Öndeki 5 megapiksel kamera da 1080p Full HD video kayıt imkanı sunuyor. Lenovo Vibe Z2 Pro ihtiyaç duyduğunuzda, özel günlerinizde video çekim işleri için size fazlasıyla yetecektir. Üst sınıf Android telefonlarının fiyatları genellikle 2000 TL’nin üzerinde. Halbuki Lenovo Vibe Z2 Pro’nun 1800 TL gibi bir fiyatı var. İçinde Snapdragon 801 gibi, geçen yılın işlemcisi olan bir işlemci bulunması dışında Vibe Z2 Pro’nun özellikleri kağıt üstünde epey iyi duruyor. Pratikte de bu telefonun fazlasıyla memnun edici olduğunu söyleyebiliriz. Snapdragon 801 optimum performansı elde etmemizde fazla sorun çıkarmıyor, ne de olsa, her ne kadar geçen yılın

işlemcisi olsa da, Snapdragon 801 hâlâ hızlı ve güçlü bir işlemci. 4000 mAh kapasiteli pil barındırması da Vibe Z2 Pro’nun en güçlü tarafları arasında bulunuyor. 6 inç ekranın Full HD’nin ötesine geçip Quad HD desteği sunması da kaliteli

görüntülerin, fazlasıyla tatmin edici bir görsel deneyimin kullanıcıları beklediği anlamına geliyor.

Teknoblog.com’dan Lenovo Vibe Z2 Pro incelemesi

- 40 -


İNCELEME

Giriş seviyesi 4G telefonu arayanlara:

Sony Xperia E4g Sony’nin giriş seviyesi Android telefonlarını barındıran Xperia E serisinin belirli bir ilgi gördüğünü biliyoruz. Sony de bu ilgiden aldığı güvenle Xperia E serisine bu yılın başında bir değil, iki ürün birden ekledi. Xperia E4 ve E4g adını taşıyan bu telefonlardan birincisi sadece 3G desteği barındırırken, diğeri 3G’nin yanı sıra 4G desteğine sahip olmasıyla daha çekici görünüyor.

A

yrıca teknik özellikler bakımından da Xperia E4g tartıda daha ağır geliyor. Sony bu iki telefonu da Türkiye’de satışa sunacağını web sitesi aracılığıyla işaret etmişti ve her ikisi de geçtiğimiz ayın sonlarında piyasaya sunuldu. Bu ikiliden Xperia E4g ile bir süredir beraberiz, onu kullanıyoruz. Şimdi sıra giriş seviyesi Android telefonuna dair detayları aktarmaya geldi. Sony Xperia E4g’nin tasarım bakımından fazla göz alıcı bir telefon olmadığını baştan söylememiz gerekiyor. Aslında Xperia E serisinin daha önceki ürünleri de böyleydi, bu nedenle ortada şaşırtıcı bir durum yok. 133 x 7.1 x 10.8 mm.’lik boyutlarıyla bu telefon kaba duruyor. Ancak 135 gr. ağırlığa sahip olan Xperia E4g’nin rahat şekilde kavrandığını ve biraz da 4.7

- 41 -


İNCELEME inç ekranı sayesinde fazla sorun çıkarmadan kullanıldığını söylemek gerekiyor. Xperia E4g’nin arka kapağı yerinden çıkarılabiliyor, ancak buna rağmen pili değiştirilemiyor, kasaya sabitlenmiş durumda. Ancak arka kapağı çıkararak microSIM ve microSD kart yuvalarına erişebilirsiniz. Sağ kenarda Sony’nin Xperia telefonlarının klasiği hâline gelen küçük güç butonu, onun hemen altında da plastikten yapılmış ve yine epey küçük ve ince olan ses tuşları bulunuyor. Sol kenarda ise microUSB portunu

görüyoruz. Alt kenarda herhangi bir giriş-çıkış veya tuş yer almazken 3.5 mm. kulaklık jakı üst kenara yerleştirilmiş. Xperia E4g’nin önünde herhangi bir fiziksel tuş görmüyoruz. Android’de gezinme amacıyla kullanılan navigasyon tuşu ekranın alt kısmına yerleştirilen sanal kontroller aracılığıyla sağlanıyor. Mikrofon ve hoparlör ızgaraları alt ve üst kenarlarda simetrik şekilde bulunuyor. Ekranın üstünde Sony logosunu görüyoruz. Bu logonun sol tarafında 2 megapiksel kamera, onun yanında da durum gösterge

- 42 -

ışığı bulunuyor. Arka tarafa baktığımızda 5 megapiksel kamera, LED flaş ve ikinci mikrofonun yan yana yerleştirildiği dikkatimizi çekiyor. Bu grubun altında NFC logosuyla gösterilen NFC alanı, daha altta Sony ve XPERIA logoları, en altta da hoparlör ızgarası mevcut. Hem Xperia E4 hem de Xperia E4g’de qHD, yani 540 x 960 piksel çözünürlüklü ekranlar bulunuyor. Artık giriş seviyesi Android telefonlarında bile HD ekranları görmeye başladığımız bir ortamda Sony bize qHD çözünürlüğü yeniden hatırlatmış oluyor.


İNCELEME

Xperia E4g’nin ekran büyüklüğü 4.7 inç, bu açıdan 5 inç ekranlı Xperia E4’e göre dezavantaja sahip gibi görünüyor. Ancak aynı çözünürlükte Xperia E4g’nin daha küçük ekranı daha yoğun piksellere, dolayısıyla biraz daha keskin yazı ve grafiklerin elde edilmesine imkan sağlıyor. DAHA KÜÇÜK BİR EKRAN BARINDIRMASI SONY XPERIA E4G’YE PİKSEL YOĞUNLUĞU AVANTAJI OLARAK GERİ DÖNÜYOR Xperia E4g’nin IPS ekranı çözünürlüğüyle yüzleri güldürmeyebilir. Ancak telefonu kullandığımız süre boyunca bu düşük çözünürlük rahatsız edici olmadı. Gözünüz bir kere alıştıktan

sonra okunabilirliği nispeten zor olan küçük yazılar, pikselleri belli olan yazı ve grafikler fazla sorun teşkil etmiyor. Çözünürlüğün dışında diğer kriterler açısından Xperia E4g yeterli ve memnun edecek gibi görünüyor. Renklerin gösterimi bakımından ortalama tutturuluyor, ancak sıcaklığın biraz daha ılık tarafa doğru kaçtığını söylemeliyiz. Parlaklık açısından da Xperia E4g’nin ekranı yeteri kadar tatmin edici, 508 nit gibi yüksek bir en yükseklik parlaklık seviyesine sahip. Ayrıca geniş görüş açıları sayesinde aynı anda ekrana bakan iki kişi aşağı yukarı aynı görsel deneyimi elde edebiliyor. Sonuç olarak ekran çözünürlüğü dudakların

- 43 -

bükülmesine neden olsa da, bu 4.7 inç qHD ekran parlaklık, renk ve görüş açısı gibi diğer kriterler açısından beklentilerin üstüne çıkıyor. Giriş seviyesi Android telefonlarında MediaTek’in işlemcilerini sıklıkla görüyoruz. Sony’nin hem Xperia E4 hem de Xperia E4g’de MediaTek’in işlemcilerine yer veriyor, ancak elimizdeki Xperia E4g’de yer alan MediaTek MT6752 işlemci 1.5 GHz sekiz Cortex-A53 çekirdeği ve 64bit mimarisiyle kağıt üstünde epey güçlü görünüyor. Bu işlemci Mali-T760 GPU grafik işlemci birimini de barındırıyor. İşlemci bakımından Xperia E4g’nin nispeten göz alıcı olduğunu görüyoruz, ancak diğer unsurlar aynı çekiciliği göstermiyor. Xperia E4g sahipleri 1 GB RAM ve 8 GB dahili hafıza ile yetinmek zorundalar. Üstelik dahili hafızanın sadece 4.8 GB’lık bölümü kullanıcıların dosyaları, fotoğraflar, videoları ve şarkılarına ayrılıyor. Sonuç olarak Xperia E4g’nin 32 GB’ye kadar bellek kartlarını destekleyen microSD kart yuvasını değerlendirmekte fayda var. SEKİZ ÇEKİRDEKLİ MEDIATEK İŞLEMCİYLE XPERIA E4G SEGMENTİNİN ÜSTÜNDE BİR PERFORMANS SERGİLİYOR


İNCELEME

Xperia E4g’nin benchmark testlerinde biraz karmaşık sonuçlar elde ettiğini görüyoruz. AnTuTu Benchmark testinde elde edilen 32 bin seviyesindeki puan bu telefonu geçen yılın amiral gemileriyle boy ölçüşebilecek noktaya koyuyor. Ancak GeekBench 3’te ise daha düşük, ancak 2012 sonu veya 2013’ün başında çıkan üst sınıf Android telefonlarıyla aynı seviyede sonuçların elde edildiğini görüyoruz. Aslında bu durum testlerin pil seviyesinin yüksek ve düşük olduğu farklı zamanlarda yapılmasından kaynaklanıyor gibi görünüyor. Pratikteki duruma bakarsak, bu iki sonucun arasında, karışımı şeklinde nitelendirebileceğimiz bir deneyimle karşılaşıyoruz. Xperia E4g’nin kullanıcı arayüzünde gezinirken hafif takılmalar, uygulamaları

açarken az da olsa beklemelerle karşılaşıyoruz. Ancak genel olarak Xperia E4g’nin akıcı bir kullanıcı deneyimi sağladığını söyleyebiliriz. Tabii ki, 1 GB gibi, artık düşük miktar olarak sayılan RAM’in varlığı büyük boyutlu uygulamaların

- 44 -

açılışını veya bunlara geçişi yavaşlatıyor. İnternet deneyimi açısından Xperia E4g’nin sorun çıkarmadığını söyleyebiliriz. Web sayfaları makul sürede açılıyor, yüklü olan varsayılan internet tarayıcısı Chrome’un dikkate değer takılmalar veya beklemelere yol açmadığını görüyoruz. Üstelik yoğun içeriğe sahip web sayfalarında bile olumsuzluk gözlenmiyor. Sayfa içinde kaydırma, yakınlaştırma, gezinme gibi işler de yeterli akıcılıkta. Xperia E4g’nin kablosuz bağlantı tarafındaki en büyük avantajı tabii ki sahip olduğu 4G modem. Gelecek yıl 4G şebekeleri faaliyete geçtiğinde Xperia E4g ile zaten hazır olacaksınız, 4G’den yararlanmak için yeni bir telefon satın alma durumu söz konusu olmayacak. 4G


İNCELEME

desteğinin yanı sıra 42.2 Mbps HSPA+ mobil geniş bant desteği de mevcut. Yani Xperia E4g ile pratikte 20 Mbps’ye varan hızlarda veri indirebilirsiniz. Mobil geniş bant desteklerinin yanı sıra Wi-Fi, Bluetooth 4.1, A-GPS ve GLONASS destekli GPS, RDS destekli FM radyo, DLNA ve NFC gibi kablosuz bağlantı unsurlarının bulunduğunu görüyoruz. Bunlara ek olarak Sony Miracast desteğini de eklemiş. Böylelikle Xperia E4g’nin ekranını harici monitör veya TV’lere yansıtabilir, filmleri Miracast sayesinde kabloya ihtiyaç duymadan TV’den izleyebilirsiniz.

Sony Xperia E4g’nin 2300 mAh kapasiteli pili fazlasıyla yeterli görünüyor. Sony bu telefonun tek bir şarjla iki güne kadar çalışabileceğini belirtiyor. Pratikteki durum şirketin haklı olabileceğini gösteriyor, ancak STAMINA, Ultra STAMINA gibi pil seviyesinin azaldığı durumlarda güç tasarrufunu etkinleştiren, telefonun sadece temel özelliklerini açık bırakan pil tasarruf özelliklerinden yararlanmak gerekiyor. Ancak normal yoğunluklu bir kullanımda, bu telefonun sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarabileceğini söyleyebiliriz. Yani sabah işe gitmeden önce

- 45 -

prizden tam dolu şekilde aldığınız Xperia E4g’yi gün boyunca, yeniden şarj etme ihtiyacı duymadan kullanabilirsiniz. Bunun da çoğu tüketici için kabul edilebilir bir kriter olduğunu düşünüyoruz. Yazılım tarafında Xperia E4g’nin diğer Xperia telefonlarından fazla farkı yok. Android 4.4.4 KitKat ile çalışan Xperia E4g’de Sony’nin yoğun özelleştirmeler içeren Xperia UI kullanıcı arayüzü mevcut. Xperia UI kullanıcı arayüzüne daha önce incelediğimiz diğer Xperia telefonlarından aşinayız ve Xperia E4g’de de farklı bir şey görmüyoruz.


İNCELEME Değiştirilebilir renkteki temalar, çeşitli ana ekran bileşenleri, kamera özelliklerini bir çubuk içinde sunan özel ana ekran bileşeni, Sony’nin Müzik, Albüm ve Video adlı multimedya uygulamaları aynı şekilde karşımızda. Bunun dışında Google’ın çeşitli servislerine ait uygulamalar ve Google Play Store da Xperia E4g’de mevcut. Office Suite, Garmin’in sunduğu Navigasyon uygulaması, Çizim, AVG Protection gibi uygulamaları da Xperia E4g’de yüklü olarak görüyoruz. Xperia E4g’nin son görevler arayüzünden ulaşılan Küçük Uygulamalar paketi içinde ekranın en üst katmanında sürekli açık hâlde kullanılabilen, ayarlanabilir ve hareket ettirilebilir pencereli beş farklı uygulamasını görüyoruz. Bu da daha önceki Xperia telefonlarında mevcut olan bir özellik. Xperia Z3’te de gördüğümüz PlayStation entegrasyonunu bu giriş seviyesi telefon için farklılık olarak değerlendirebiliriz. Uzaktan Oyun desteği sayesinde PlayStation 4 oyunlarını doğrudan Xperia E4g üzerinden oynamanız mümkün oluyor. Buna ek olarak PlayStation uygulaması sayesinde PlayStation Network hesabınıza erişebilir, oyunları Xperia E4g’den satın alarak

siz eve gitmeden PlayStation 4’ünüze indirilmesini sağlayabilirsiniz. Kameralar bakımından Xperia E4g’nin tatmin edicilikten uzak olduğunu söylememiz gerekiyor. Ancak karşımızda giriş seviyesinde bir Android telefonu var ve bunu bilen kullanıcılar için de 5 megapiksel arka kamera ve 2 megapiksel ön kameranın da yeterli olacağını düşünüyoruz. Arkada yer alan 5 megapiksel ana kamera f/2.8 diyafram açıklığıyla ışık geçirgenliği bakımından biraz geride kalıyor, ancak LED flaş ile düşük ışıklı ortamda durumu bir nebze olsun idare edebilirsiniz. Telefon HDR fotoğraf çekim desteği ve 1080p video kayıt

- 46 -

seçeneklerini de sunuyor. Bunların giriş seviyesi telefonlarda sık karşılaşılan özellikler olmadığını söylemek gerekiyor. Önde yer alan 2 megapiksel kamera ise 720p video kayıt yeteneğine sahip. Günümüzde 5 megapiksel ve üstü çözünürlüğe sahip ön kameraları barındıran telefonları gördüğümüz ortamda 2 megapiksel kulağa pek hoş gelmiyor, ancak Xperia E4g ile de idare edecek nitelikte selfie fotoğraflar çekebilirsiniz. Sony’nin son 1-2 yıldır çıkardığı akıllı telefonlarında gördüğümüz Kamera uygulaması Xperia E4g’de de karşımıza çıkıyor. Kolay kullanıma sahip olan bir arayüz barındıran bu uygulamada yer alan


İNCELEME

Otomatik mod içinde, adından da anlaşılacağı üzere bütün ayarlar otomatik olarak yapılıyor ve size sadece çekim tuşuna basmak kalıyor. Elle moduna geçiş yaparak ayarlar üzerinde daha fazla söz sahibi olabilirsiniz. Genel olarak Otomatik modda kalmak yeterli olacaktır, ancak çözünürlüğü değiştirmek veya sahneyi isteğinize göre farklılaştırmak için Elle moduna geçiş yapmanız yerinde olacaktır. Xperia E4g ile çekilen fotoğraflarda az bir miktarda da olsa doğal olmayan renkler görünüyor, sarı ve kırmızı gibi tonların biraz daha yoğunlaştırılmış olduğu hissediliyor. Ancak dış ortamda, yeterli ışık altında çekilen fotoğraflar iyi olarak değerlendirilebilir. 5 megapiksel çözünürlükteki fotoğraflarda bile detayların miktarı düşük görünüyor. Bunun dışında beyaz dengesi veya dinamik alan gibi unsurlar bakımından 5 megapiksel kameranın makul sonuçlar gösterdiğini görüyoruz. Işık

şiddeti azalmaya başladığında çekilen karelerde keskinliğin azaldığına, çamurlaşmanın gözlendiğine tanık oluyoruz. Xperia E4g’nin Sony tarafından tavsiye edilen satış fiyatı, bu incelemeyi hazırladığımız zamanda 639 TL olarak veriliyor. qHD çözünürlükte ekranının bulunması bu telefona kafada soru işaretleri taşıyarak bakmaya neden oluyor. Ayrıca tasarım bakımından da Xperia E4g fazla çekici görünmüyor. Kameralar bakımından da Xperia E4g’nin ışıldamadığı da bir gerçek. Ancak özellikle işlemcisi ve 4G desteği barındırmasıyla Xperia E4g kağıt üstünde artı puan kazanmayı başarıyor. Pratikteki duruma baktığımızda ilk bakışta gözünüze hoş gelmeyebilecek tasarımın yeterli ergonomiye olanak sağladığını, telefonu kullanmanın ve cepte taşımanın kolay olduğunu görebilirsiniz. Düşük çözünürlüklü ekran belki yüksek seviyede görsel zevk

- 47 -


İNCELEME sunmuyor, ancak canlı renkleri, parlaklığı ve geniş görüş açılarıyla işinizi rahatlıkla görmenizi sağlıyor, film izlerken veya fotoğraflara bakarken canınızı sıkmamayı başarıyor. Sekiz çekirdekli MediaTek işlemcinin de performans bakımından bu fiyat çizgisindeki telefonda beklenenin üzerinde bir çizgiyi tutturduğunu görüyoruz. Kameralardan harika fotoğraflar ve videolar beklememeniz gerekiyor,

ancak ihtiyaç duyduğunuzda, elinizi cebinize attığınızda idare edecek seviyede fotoğraflar ve videolar çekecek bir telefonunuzun olacağını bilin. Piyasaya baktığımızda Android telefonlarının genellikle 600 TL civarında

Teknoblog.com’dan Sony Xperia E4g incelemesi

- 48 -

fiyatlardan başladığını görüyoruz. Xperia E4g bu açıdan fiyat çizgisinin epey başlarında bulunuyor, ancak sunduğu performans ve memnuniyetle çizgisini biraz olsun aşmayı başardığını söyleyebiliriz.


facebook.com/teknoblog

instagram.com/teknoblog

twi1er.com/teknoblog

youtube.com/teknoblog

google.com/+teknoblog

pinterest.com/teknoblog


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.