Teknoblog Dergi: Sayı 17 - Mayıs 2016

Page 1

SAYI 17 - MAYIS 2016

www.teknoblog.com

OPERA VPN

iPAD PRO vs. GALAXY TABPRO S

Mobil cihazınız için ücretsiz VPN çözümü

İki iddialı “PRO” tablet karşı karşıya

TURKCELL T70 Turkcell yeni akıllı telefonunu tablet ile birlikte tanıttı

iPhone’unuzun pil ömrünü artırmak için 13 farklı ipucu

SAMSUNG GALAXY S7 2016 MODEL AMİRAL GEMİSİ TELEFONLA İLGİLİ TÜM DETAYLAR İNCELEMEMİZDE

SAMSUNG GEAR VR Sanal gerçeklik gittiğiniz her yerde


İÇİNDEKİLER

HABER

3 6 17

Philips AmbiLux HDR+ Android TV Türkiye’ye geliyor WhatsApp video görüşme özelliğini test ediyor Google Fotoğraflar’da paylaşılan albümlere yorum özelliği geldi

YEPYENİ KARŞILAŞTIRMA

vs

8 14

17

Turkcell T70

21

3

iPad Pro vs. Galaxy TabPro S

20

DOSYA iPhone’a pil ömrü artışı için 13 farklı ipucu

UYGULAMALAR Türk Telekom Müzik Opera VPN

22

27 31

NASIL YAPILIR? Google Now nasıl aktif edilir ve kullanılır?

33

İNCELEMELER

35

43

TEKNOBLOG DERGİ

Genel Yayın Yönetmeni Sabri KÜSTÜR

Editörler Sinan KÜSTÜR Grafik - Tasarım Oya KÜSTÜR

-2 -

Samsung Galaxy S7 Samsung Gear VR

35 43

Adres:

Küçükbakkalköy Mah. Derebey Sok. Dumankaya Flex 13/44 34750 Ataşehir / İSTANBUL

Telefon:

0850 223 19 17 0532 453 02 94

E-posta:

dergi@teknoblog.com


HABER

Philips AmbiLux HDR+ Android TV Türkiye’ye geliyor gerçek bir dönüm noktasında bulunduğumuzu söyleyebiliriz.

Philips TV’nin televizyon izleme deneyimini kökten değiştireceği iddiasını ortaya koyduğu yeni televizyon modeli Philips AmbiLux’ın Türkiye lansmanı perşembe akşamı İstanbul Beykoz Kundura Fabrikası’nda düzenlenen özel bir etkinlikte gerçekleştirildi. Etrafında bulundurduğu ve TV ekranındaki renkleri televizyonun etrafına yansıtmaya yarayan 9 adet projektörle TV izleme deneyimini kökten değiştirmeyi hedefleyen Philips AmbiLux modelinde Philips Ambilight projeksiyon sistemi bulunuyor. Bu sistem görüntüyü TV setinin tüm kısıtlamalarından kurtarıyor. Philips’in belirttiğine göre ekrandaki renk ve aksiyon TV’yi saran duvarın üzerinde yeniden hayat buluyor. Ekrandaki görüntüyü yüksek detay ve kontrast ile genişleten dokuz projektör sayesinde, Ambilight teknolojisi yepyeni bir düzeye taşınıyor ve bugüne kadar eşine rastlanmamış bir TV deneyimi sunuluyor. AmbiLux serisi TV Android TV işletim sistemi ile Ambilight performansını buluşturuyor. HDR görüntü kalitesi ve Avrupai tasarımı unsurlarını da eklediğinizde, yeni Philips TV yelpazesinde

Philips’in belirttiğine göre, Ambilight projeksiyon teknolojisinde, her biri AmbiLux TV’nin arkasında hassas şekilde konumlandırılan dokuz minik piko projektörü ile görüntüler setin kısıtlamalarından kurtuluyor. Intelligent overlap teknolojisi, ekran üzerindeki görüntü, hareket ve rengin seti çevreleyen arka duvara kusursuz şekilde yansıtılmasına imkan veriyor. TV izlemenin sınırlarını tam anlamıyla yıkan sarmalayıcı bir deneyim yaratmak için Ambilight projeksiyon sisteminin görüntüleri üstün netlik, canlı renkler ve en üst düzey kontrast ile birleşiyor. Diğer yandan yeni Ambilight Müzik Modu, ister Spotify, ister USB, isterse de bir müzik kanalı, TV üzerinden çalınan her türlü müziğin dinamiklerini takip ederek bunlara tepki verebilen renkli bir ışık halesi yaratıyor. Tüketiciler, bir dizi renkli ön ayar arasından seçim yapabildikleri gibi şarkıların rastgele seçildiği parti moduna da geçebiliyorlar. Philips AmbiLux 4k Ultra HD TV’de geleneksel bir Full HD TV’nin dört katı çözünürlük bulunurken eşsiz Ultra Resolution yükseltme teknolojisi de orijinal kaynak ne olursa olsun, tüm görüntülerin orijinal Ultra HD ile aynı detay ve netlik ile yeniden üretilebilmesini mümkün kılıyor. 65 inç Philips AmbiLux’un tavsiye edilen satış fiyatı 17 bin 999 TL olarak belirlendi.

-3 -


HABER

Instagram yeni logo ve tasarımı çıktı Instagram kuruluşundan bu yana kullandığı klasik logosunu, daha modern ve renkli bir ikonla değiştiriyor. Fotoğraf paylaşım servisi, destekçi uygulamaları Hyperlapse, Layout ve Boomerang’ın logolarını da yeni yaklaşımı çerçevesinde güncelledi. Instagram yeni logo ile birlikte bir süre önce testlerine başladığı yeni tasarımını da kullanıma sundu. Fotoğraf ve videolar üzerine daha fazla odaklanılmasını amaçlayan yeni tasarımda kullancılara sadeleştirilmiş siyahbeyaz bir arayüz sunuluyor. Oldukça sade gözüken yeni tasarımda fotoğrafların renkleri göze daha çok çarpıyor. Ancak lacivert ve tonlarının hakim olduğu klasik tasarımın ardından yeni arayüze uyum sağlamanın biraz zaman alacağı söylenebilir. Instagram yeni logo ve tasarımı ilk olarak iOS’e getiriyor

Instagram yeni tasarımını ve logosunu ilk olarak iOS’teki kullanıcılarıyla buluşturuyor. Android cihaz sahiplerinin de bugün içinde yeni Instagram logosu ve tasarımıyla buluşması bekleniyor. Güncelleme: Instagram yeni logo ve tasarımını Android işletim sistemli cihazlara da dağıtmaya başladı.

Twitter karakter sınırı fotoğraf ve bağlantıları kapsamayabilir Twitter 140 karakter kısıtlamasında vazgeçmiyor, ancak kullanıcılara birtakım esneklikler sağlama yoluna gidiyor. Bundan böyle tweet içinde yer alan fotoğraf ve bağlantılar 140 karakter sınırı içinde değerlendirilmeyecek.

Bloomberg tarafından yayınlanan habere göre bu önemli değişiklik ilerleyen haftalarda kullanıma sunulacak. Böylelikle yıllar boyunca Twitter’da en çok şikayet edilen hususlardan bir tanesi giderilecek. Fotoğrafların ve bağlantıların her biri ortalama 20 ile 25 karakter arasında tüketime neden oluyor. Bu

-4 -


HABER da insanların kısıtlı karakterle anlatmak istediklerini daha da sınırlandırmasına neden oluyor. Bir yandan bir şeyler anlatıp bir yandan da bunu fotoğraf veya bağlantıyla destekleme isteyenlerin kendilerini biraz daha zorlamaları gerekiyor.

görüntüsünü alıp bunu tweetlediklerini gördüklerini belirtmişti. Bunun yerine aranabilir, işaretlenebilir şekilde gerçek metnin kullanılmasının nasıl olacağı sorusunu sormuş, bunun daha fazla işlevsellik ve güç getireceğine dikkat çekmişti.

Söz konusu değişiklik en çok gazetecileri ve kurumsal hesapların yöneticilerini sevindirecek gibi görünebilir. Ancak Twitter kullanıcılarının platform üzerindeki iletişimlerini daha verimli hâle getirme noktasında bu değişiklik büyük önem taşıyor. Twitter son zamanlarda servisini daha erişilir ve anlaşılır kılmak konusunda sıkıntı yapıyor. Özellikle yeni kullanıcılar için, dertlerini Facebook’ta 500 kelime ve onun yanına ekleyecekleri birçok fotoğraf ve bağlantı ile paylaşmak varken Twitter’da sadece 140 karakter kullanarak anlatmaya çalışmak pek ideal görünmüyor.

Kısacası Dorsey şirketin karakter sınırlaması ve kompozisyon üzerine getirdiği kuralları yeniden değerlendirmeye başlayabileceğinin işaretini vermişti. Aslına bakarsanız, 140 sayısı Twitter’da mesajların genellikle SMS üzerinden paylaşıldığı zamanlardan kalma bir özellik. Yapılacağı söylenen bu en son değişiklik yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor olabilir.

Geçtiğimiz aylarda Twitter’ın tweetlerdeki karakter sınırını 140’tan 10 bine çıkaracağı yönünde haberler çıkmış, Jack Dorsey de bu söylentilere hazırladığı bir metnin ekran görüntüsüyle cevap vermişti. Söz konusu metinde insanların Twitter üzerinde neler yaptıklarını gözlemlemek için fazla zaman harcadıklarını, birçok kullanıcının metnin ekran

Twitter Periscope’tan canlı yayın butonunu Android uygulamasına getiriyor Periscope ile entegrasyonu artırılan Twitter Android uygulamasının kullanıcıları yeni bir tweet yazmak istediklerinde “canlı yayına geç” butonunu da seçenekler arasında görecekler.

canlı yayın yapmaya başlayabilecekler. Periscope uygulamasının henüz yüklememiş kullanıcılar ise Google Play Store’a yönlendirilecekler.

Bugün itibarıyla kısıtlı sayıda kullanıcı Twitter Android uygulaması içinde söz konusu butonu görecek ve buna tıkladıklarında Periscope uygulamasına yönlendirilecekler. Buradan da

Bu entegrasyon ile birlikte Twitter kullanıcı deneyimi bakımından Facebook’a biraz daha yaklaşmış oluyor. Facebook, uygulaması içinde yer alan durum güncellemesi bölümünden canlı

-5 -


HABER zamanda Twitter’ın kendi uygulamasına canlı video özelliklerini entegre etmesini Facebook’ta olduğu kadar hızlı yapmıyor. Twitter’dan canlı yayın yapmayı başlatmak için Periscope uygulamasını indirmenin gerekli olması birçok kullanıcı için göze almayacakları bir zahmet olabilir. Halbuki Facebook’ta canlı yayını doğrudan uygulamanın kendisi içinden başlatmak mümkün oluyor. Belki de bu sadece bir başlangıçtır. Geçen hafta sürekli saklanan canlı yayın ve içerik arama gibi özelliklerin sunulduğunu düşündüğümüzde, Twitter ve Periscope’un birlikte hızlı şekilde hareket edebildiklerini göstermek istediklerini söyleyebiliriz.

yayına geçme imkanını kullanıcılara bir süredir sunuyor. Twitter, konuyla ilgili olarak yayınladığı açıklamada “Canlı Yayına Geç” butonunu küçük bir kullanıcı yüzdesine sunmaya başladıklarını, zamanla tüm kullanıcıların Twitter üzerinden Periscope yayını başlatma imkanına sahip olacağını kaydetti. Geçen yıl Twitter tarafından satın alınmış olan Periscope ana şirketten bağımsız gibi görünmeyi sürdürüyor. Bu durum Periscope’un kendi kimliğini ve kullanıcı kitlesini inşa etmesine izin veriyor. Ancak bu durum aynı

iOS 9.3.2 güncellemesi iPhone ve iPad için yayınlandı Eğer son birkaç yıl içinde çıkmış bir iPhone veya iPad sahibiyseniz, o hâldeApple‘ın yeni yayınladığı iOS 9.3.2 güncellemesi sizi yakından ilgilendiriyor demektir. Apple bir süredir beta sürümleri yayınlanan iOS 9.3.2’nin final sürümünü kablosuz bağlantı ya da iTunes üzerinden yayınladı. Son sürümle birlikte çeşitli yeni özellikler, iyileştirmeler ve hata düzeltmeleri getiriliyor. Apple’ın yayınladığı güncelleme notlarına göre aşağıdaki iOS 9.3.2 yenilikleri geliyor:

-6 -


HABER • Bazı Bluetooth aksesuarlarının, iPhone SE ile eşlendiğinde ses kalitesi problemleri ile karşılaşabilmesi sorununu giderir. • Sözlük tanımı aramanın başarısız olabildiği bir sorunu giderir. • Mail ve Mesajlar uygulamasında Japonca Kana klavyesi kullanıldığında e-posta adreslerinin yazılmasını engelleyen bir sorunu ele alır. • Alex sesini kullanan VoiceOver kullanıcıları için aygıtın noktalama işaretlerini veya boşlukları duyurmak için başka bir sese geçiş yaptığı bir sorunu giderir.

• MDM sunucularının Özel B2B uygulamalarını indirmesini engelleyen bir sorunu giderir. Gördüğünüz gibi, sorun gidermeler en son iOS sürümünün başlıca getirdikleri arasında bulunuyor. Ayrıca çeşitli iyileştirmeler de geliyor. Buna ek olarak Apple’ın güvenlik tarafındaki düzeltmelerini almak için her zaman en son iOS sürümünü yüklemelisiniz. Bu arada iOS 9.3.2 ile birlikte Düşük Güç Modu ile Night Shift’i aynı anda etkinleştirmek mümkün hâle geliyor ki, bu imkan birçok kullanıcı tarafından talep ediliyordu.

ASUS ROG G752 oyun canavarı haziran ayında ASUS’un 6. nesil Intel Core i7 işlemci ve NVIDIA GeForce GTX 980M ekran kartı ile donattığı ROG G752 dizüstü bilgisayarı haziran ayında Türkiye’deki oyuncular ile buluşuyor. Agresif hatların ön plana çıktığı tasarımı ile dikkatleri üzerine çeken G752 Zırh Titanyumu renge sahip. Daha verimli soğutma ve stabilite için ROG serisine özel mobil 3D Vapor Chamber (buhar haznesi) soğutma sistemine de sahip olan bu yeni dizüstü, 30

tuşa aynı anda basılmasına imkân veren arkadan aydınlatmalı anti-ghosting oyuncu klavyesi ile oyunlarda en üst deneyimi sunuyor. ROG G752 aynı zamanda daha hızlı bir performans ve verimli enerji için 64GB DDR4 RAM’e kadar da yükseltilebiliyor. Windows 10 işletim sistemi ön yüklemeli olarak gelen ve gücünü 6. nesil Intel Core i7 işlemciden alan ROG G752, NVIDIA GeForce GTX 980M ekran kartı ile oyunlarda keskin, net ve detaylı görüntüler ortaya koyuyor. Bir önceki DDR3 bellek teknolojisine kıyasla yüzde 30 daha verimli ve yüzde 20 daha hızlı çalışan DDR4 bellekleri destekleyen dizüstünde bulunan dört adet DDR4 slotu RAM’lerin 64GB’ye kadar yükseltilmesini mümkün hale getiriyor. ROG G752, altıgen tasarımlı bileşenler ve açılı kenarları ile geçmişteki ROG serisi dizüstülerini ve ROG tasarımının geldiği son noktayı aynı anda yansıtıyor. Yeni Zırh Titanyumu renk bilgisayarın modern görünümünü ve açısal hatlarını daha da belirginleştiriyor.

-7 -


HABER Bilgisayarlarda uygun sıcaklığı sağlayan buhar hazneleri, yüksek voltaj ihtiyacı duyan yüksek performanslı ekran kartlarının verimli soğutma için yaygın olarak kullandığı bir teknoloji. ASUS ROG G752, buhar haznesini soğutma sistemine entegre eden dünyanın ilk dizüstü bilgisayarıdır. ROG serisine özel geliştirilmiş buhar haznesi 3D Vapor Chamber, bakır ısı borusu ile bir araya gelerek akıcı ve stabil oyun performansı için GPU’nun performansını artıran verimli ve etkili bir soğutma sistemi sunuyor. Benzersiz bir termal tasarıma sahip olan ROG G752, tozları toz çıkış kanalına yönlendirerek dâhili bileşenlerden uzaklaştırıyor. Bu da donanım bileşenlerinin ömrünü uzatırken dizüstünün stabilitesini de artırıyor. Buna ek olarak soğutma modülleri ile CPU ve GPU ayrı olarak soğutuluyor. Ayrıca arkada yer alan sıcaklık çıkış kanalı sayesinde rahat oyun deneyimi kullanıcılara sunuluyor.

makro tuşları, kompleks çoklu tuş komutlarının programlanmasını da mümkün hale getiriyor. ASUS ROG G752 fiyatı nedir? Haziran ayının başında Türkiye’de satışa sunulması beklenen bu dizüstünün tavsiye edilen satış fiyatı ise 9 bin 999 TL olarak belirlendi.

ASUS ROG G752’de yer alan ergonomik tasarıma sahip klavyenin 2,5mm tuş aralığı sağlam ve hızlı tepkime sağlarken arkadan aydınlatmalı anti-ghosting özelliği 30 tuşa aynı anda basılmasına imkân veriyor. Ayrıca klavyede bulunan özel kayıt tuşu ve ROG

WhatsApp video görüşme özelliğini test ediyor Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp video görüşme özelliğini test ediyor. Fonearena’da yer alan habere göre, uygulamanın Android versiyonu için hazırlanan son beta sürümünde bazı kullanıcılara video görüşme seçeneği de sunuluyor. WhatsApp kullanıcıları, bir yılı aşkın süredir uygulama üzerinden sesli görüşme gerçekleştirebiliyor.

muhtemel gözüküyor. WhatsApp’ın mevcut kullanıcı sayısı 1 milyarın üzerine çıkmış durumda. Görünen o ki, video görüşme özelliği şu an için WhatsApp’ın sunucuları üzerinden aktif hâle getirilebiliyor veya kapatılabiliyor. Bu da şirketin özelliği belli bir kullanıcı grubuyla test edebilmesini mümkün kılıyor. WhatsApp, sesli görüşme özelliğini de ilk olarak Android kullanıcılarına kademeli biçimde sunmuş ve ardından tüm kullanıcılarının özellikten faydalanmasını sağlamıştı.

Video görüşme özelliğinin listeye eklenmesiyle birlikte WhatsApp’ın Skype, FaceTime, Hangouts ve Facebook Messenger gibi servisler için daha da ciddi bir tehdite dönüşmesi

-8 -


HABER WhatsApp video görüşme özelliğine ilişkin haberler hakkında henüz bir açıklama yapmazken, test edilen özelliğin sesli aramaya benzer biçimde dağıtılması muhtemel gözüküyor. WhatsApp’ın QR kodları, bağlantılar ve NFC etiketleri aracılığıyla da grup davetiyeleri dağıttığı söyleniyor.

Google Chrome Flash içeriklerini engellemeye hazırlanıyor Yavaş ve acılı biçimde ölen Flash’ın tabutuna bir çiviyi de Google çakıyor. Google Chrome Flash içeriklerinin önemli bir kısmını engellemeye hazırlanıyor. Değişimin bu yılın sonlarına doğru uygulamaya geçmesi öngörülüyor. Mevcut vizyon çerçevesinde neredeyse tüm web sitelerindeki Flash içeriklerin engellenmesi planlanıyor. Ziyaretçiler diledikleri takdirde Flash içeriklerini her sitede tek tek aktif hâle getirebilecek. Chrome bunun için kullanıcılara Flash içerik barındıran siteleri açtıklarında hızlı tercih yapma imkanı sunacak. Eğer kullanıcılar bir sitedeki Flash içeriklerini görüntülemek için onay verirse Google Chrome bu tercihi sürekli olarak uygulayacak.

içeriklerini varsayılan olarak engelleyerek zararlı ve istenmeyen yazılımların engellenmesini de amaçlıyor. Şirket, web sitelerini HTML5’e geçiş yapmaları konusunda da teşvik ediyor. Bunun için Flash desteğini tamamen ortadan kaldırmak yerine Flash’ı görmezden gelme gibi bir yolu tercih eden Chrome, bilgisayarlarda Flash yokmuş gibi davranacak ve HTML5 tabanlı yedek oynatıcısı olan sitelerde bu oynatıcıyı tercih edecek. Google’ın planlarına ilişkin detayların önümüzdeki süreçte değişebileceği belirtilse de, alınan kararın ruhunda herhangi bir farklılaşmanın yaşanmayacağı vurgulanıyor.

Google’ın aldığı bu karardan ise imtiyazlı olarak nitelenebilecek 10 internet sitesi bir yıl süreyle etkilenmeyecek. YouTube, Facebook, Yahoo, Twitch ve Amazon gibi siteler söz konusu 10 sitenin içinde yer alıyor. Bu değişim Flash’ın Chrome’dan tamamen çıkarıldığı anlamına gelmiyor. İnternet tarayıcısında Flash desteği varolmaya devam edecek, ancak bunun için insanların izin vermesine ihtiyaç duyulacak. Google, Flash

-9 -


HABER

Google iOS klavye uygulaması Gboard yayınlandı Apple, iOS 8’in çıkışıyla birlikte iPhone ve iPad’lerde üçüncü tarafların geliştirdiği klavyelerin kullanılmasının önünü açmıştı. Microsoft ve diğer geliştiriciler, Apple’ın açtığı bu kapıdan girmiş ve kullanıcılara kendi klavye çözümlerini sunmuşlardı. iOS için çok sayıda uygulama geliştiren Google da “Gboard” adını taşıyan iPhone klavyesiyle kervana katılıyor. Google iOS klavye uygulaması üzerinde çalışıldığına dair ilk haberler, birkaç ay önce gündeme gelmişti. Gboard, görüntü itibarıyla iOS’in standart klavye uygulamasına fazlasıyla benziyor. Dolayısıyla klavyeyi kullananların aşina oldukları bir deneyim yaşayacakları söylenebilir. Gboard’u farklı bir yere yerleştiren ise Google’ın en belirgin yeteneklerinden biri olan “arama” oluyor. Üçüncü taraf klavyelere tüm uygulamalar üzerinden erişilebiliyor ve Gboard, Google Arama özelliğine doğrudan klavye aracılığıyla

ulaşma fırsatını veriyor. Böylelikle kullanıcıların WhatsApp, Facebook veya Twitter gibi uygulamaları kullanırken uygulamadan çıkmadan Google’da arama yapması mümkün hâle geliyor. Google, uygulamalar arasında gezinme gereksinimini minimuma indirmeyi amaçlıyor ve bilginin toplanmasında kopyalayapıştır özelliğinden faydalanmayı planlıyor. Gboard’da kullanıcılar parmaklarını klavye üzerinde sürükleyerek yazı yazabiliyor. Swype gibi üçüncü taraf klavyelerde de kullanıcılara bu imkan sunuluyor. Klavyede bulunan tam teşekküllü GIF arama motoru ise kullanıcılara mesajlarına veya yazılarına kolaylıkla GIF animasyonu ekleme fırsatını veriyor. Google iOS klavye uygulaması Gboard, henüz iTunes App Store Türkiye mağazasına giriş yapmış değil. Türkçe desteğinin gelişiyle birlikte Gboard klavyenin Türkiye’den indirilebilir hâle gelmesi muhtemel gözüküyor.

- 10 -


HABER

Periscope DJI drone üzerinden canlı yayın imkanına kavuşuyor Periscope, geçtiğimiz ocak ayında GoPro üzerinden canlı yayın yapabilme özelliğini sunmaya başlamıştı. Böylelikle drone sahiplerinin araçlarına bir GoPro kamera yerleştirerek Periscope üzerinden yayın yapabilmesi mümkün hâle gelmişti. Uygulama için yayınlanan son güncelleme, yeni model DJI markalı drone’lar ile ekstra bir donanıma ihtiyaç duymadan Periscope üzerinden yayın yapabilme özelliğini getiriyor.

güncelleme, kullanıcılara etraflarında yapılan yayınları daha kolay keşfetme fırsatını veriyor. Yayınlar için kullanılan konuların bulunabilmesi de güncellemenin getirdiği yenilikler arasında bulunuyor. Şu an için sadece Periscope’un iOS uygulamasına gelen güncellemeye iTunes App Store üzerinden erişilebiliyor.

Güncelleme ile kullanıcılar drone kamerası ile iPhone kamerası arasında geçiş yapabiliyor ve görüntüde dikkat çekilmek istenen noktalar yuvarlak içine alınabiliyor. Twitter, söz konusu özelliği birkaç hafta içinde kullanıma sunacağını kısa bir süre önce duyurmuştu. Periscope DJI drone entegrasyonunu getiren güncelleme, başka yenilikleri de kullanıcılarına sunuyor. Arama özelliğini yenileyen

Euro 2016 maçlarının bir kısmı sanal gerçeklik kamerasıyla kaydedilecek 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası, ya da kamuoyunda sıklıkla kullanılan ismiyle Euro 2016, 10 Haziranda başlayacak. UEFA, Fransa’da düzenlenecek turnuva kapsamında oynanacak bazı maçların sanal gerçeklik kameralarıyla kaydedilecek.The Daily Mirror gazetesinde yer alan habere göre; UEFA, Nokia’nın 360 derece görüntü kaydı yapabilen 60 bin dolarlık OZO kameralarından 12 adet satın aldı. Söz konusu kameralarla stadyumlarda kaydedilecek görüntülerin hangi amaçla kullanılacağı ise şu an için bilinmiyor.

UEFA’nın sanal gerçeklik kameralarıyla kaydedilen görüntüleri özel bir YouTube kanalı aracılığıyla futbolseverlere ulaştırması ihtimaller arasında sayılıyor. Ancak henüz bu konuda somut bir kararın bulunmadığı vurgulanıyor. The Daily Mirror’a konuşan UEFA TV birimi yöneticisi Bernard Ross, UEFA’nın nihai amacının günün birinde maçların tamamen sanal gerçeklik içinde seyredilebilmesi olduğunu dile getirdi. Ross, bu amacın belirlenmesinde insanların ekran başında da

- 11 -


HABER stadyumdaymış gibi hissetmeleri yönündeki isteğin önemli bir rol oynadığını ifade etti. Futbolu yöneten kurumlar, teknolojik imkanları oyuna adapte etme konusunda pek hızlı hareket etmiyor. FIFA’nın gol çizgisi teknolojisini uygulamaya başlaması oldukça uzun zaman almıştı. Günümüzde halen pek çok ligde gol çizgisi teknolojisinden faydalanılmıyor. Euro 2016, sanal gerçeklik konusunda somut çalışmaların gerçekleştirileceği ilk büyük futbol turnuvası olacak olması nedeniyle teknolojik açıdan

Opera dizüstü bilgisayarların pil ömrünü yüzde 50 artırmayı vadediyor Opera web tarayıcısının geliştirici versiyonu için hazırladığı güç koruma modu ile dizüstü bilgisayar kullanıcılarına çok ilginç bir vaatte bulunuyor. Şirket, yeni güç koruma modu sayesinde Windows işletim sistemli bilgisayarlarda Google Chrome’a kıyasla yüzde 50 daha uzun bir pil ömrü sunacağını iddiasını öne sürüyor. Opera’nın yeni güç koruma modunu aktive etmek için dizüstü bilgisayar güç kaynağından çıkarıldığında ekranın sağ üst kısmında beliren küçük ikona tıklamak gerekiyor. Şirket, yeni güç koruma modunun arka plandaki sekmelerin bellek tüketimini azaltma, kullanılmayan eklentilerin durdurulması ve video yürütme işleminde yapılan optimizasyon sayesinde hayata geçtiğini belirtiyor.

Opera’nın vadettiği performans etkileyici olsa da, bunun gerçek hayattaki yansımalarını görmek için beklemek gerekiyor. Şirketin paylaştığı rakamlar, Core i7 işlemci ve 16 GB RAM barındıran Windows 10 işletim sistemli Lenovo X250 dizüstü bilgisayarla gerçekleştirilen testler sonucunda elde edildi. Test sırasında aralarında YouTube’un da bulunduğu 11 popüler web sitesi tarayıcıda açıldı ve her birinde sayfa 5 kez aşağıya sürüklendi, bir dakika boyunca açık tutuldu ve ardından kapatıldı. Söz konusu işlem, dizüstü bilgisayarın şarjı tamamen bitene kadar tekrarlandı.

- 12 -


HABER Söz konusu testin tam anlamıyla eksiksiz olmadığını ve Opera’nın özelliği farklı işletim sistemlerinde test etmediğini belirtmek gerekiyor. Opera tarafından The Verge sitesine yapılan açıklamada testin üç kez tekrarlandığı ve üç tekrardan çıkan ortalama değerin esas alındığı belirtildi. Şirket, güç koruma modunun reklam engelleyicileri de kapsadığını, ancak bunun karşılaştırma rakamlarına dahil olmadığını da vurguladı. Dolayısıyla reklamların engellemesi de, her ne kadar hesaba dahil edilmese de, pil ömrünün uzamasında etkili olmuş olabilir.

İ

Opera’nın pek çok dizüstü bilgisayar kullanıcısının rahatsız olduğu bir problemin çözümü için girişimde bulunmasını iyi bir hamle olarak nitelemek mümkün. Google Chrome’un dizüstü bilgisayar pillerinin hızla tükenmesine yol açması pek çok kişiyi rahatsız etmiş, Google da bunun üzerine geçtiğimiz eylül ayında tarayıcının performansını artıracak bazı değişiklikler gerçekleştirmişti. Opera web tarayıcısı için geliştirilen güç koruma modunun kısa süre içinde geliştirici modundan ana versiyona aktarılması bekleniyor. Opera’nın test ettiği özellikleri ana sürüme getirme konusunda ne denli hızlı hareket ettiği biliniyor.

Facebook 360 derece fotoğrafları desteklemeye başlıyor Facebook önümüzdeki haftalara kullanıcılara mobil ve web üzerinden 360 derece fotoğraflar yükleme ve görüntüleme imkanı sunacağını açıkladı. Bu işlev 360 derece videolarda olana benzer şekilde çalışacak, böylelike kullanıcılar masaüstü bilgisayarlarında fare imlecini istedikleri yöne doğru sürükleyerek ya da akıllı telefonlarını sanki bir fotoğraf çekecekmiş gibi istedikleri noktaya doğru doğrultarak bir ortamda gezinme fırsatı bulacaklar.

Facebook platformunu fotoğraflar için de daha kullanışlı hâle getiriyor. Böylelikle pahalı bir video ekipmanı yerine akıllı telefonla çekilen 360 derece fotoğrafları başkalarıyla kolaylıkla paylaşmak mümkün olabilir. Sonuç olarak hem profesyonel seviyede hem de normal kullanıcılar tarafından çekilmiş 360 derece içeriklerde artış görebiliriz. Güncelleme kullanıcılara akıllı telefon kameralarıyla çekilmiş panorama fotoğrafları veya üçüncü taraf uygulamalarla oluşturulmuş 360 derece

Bu yeni işlev Facebook’un kullanıcılara uzaktaki yerleri keşfettirmeye yönelik büyük misyonunun bir parçası olma özelliğini taşıyor. Bu işlevin Facebook’un sahibi olduğu Oculus VR’ın Gear VR ve Rift aygıtlarıyla elde edilen canlı aksiyon fotoğraf ve video deneyimini daha da artırmakla yakından ilgili olduğunu da belirtmek gerekiyor. Her iki cihaz da sosyal ağı üzerinden paylaşılan fotoğrafları ve videoları gösterebiliyor. 360 derece video geçen yılın eylül ayından beri Facebook üzerinde sunulmakla birlikte, kullanıcılar ve içerik üreticileri yeni formatı yavaş yavaş kucaklamaya başlıyor. Şimdi

- 13 -


HABER fotoğraf kürelerini ve ayrıca özel 360 derece çekim ekipmanlarıyla elde edilen fotoğrafları yüklemelerine izin verecek. Facebook kullanıcıların mümkün olduğu kadar çok fotoğraf ve video oluşturmasını istiyor. Bunun için kendisi bile bir kamera sistemi geliştirdi. ŞirketF8 geliştiriciler konferansında

İ

Facebook Surround 360 olarak adlandırdığı, 17 kameralık referans tasarımını göstermişti. Şirket üçüncü taraf üreticilerin bu tasarıma ait taslakları kullanarak kendi 360 derece kameralarını geliştirmelerini istiyor. Ne de olsa, daha fazla fotoğraf ve video Facebook’ta paylaşıldıkça, insanlar sosyal ağ üzerinde daha fazla zaman geçirecek.

Google Fotoğraflar’da paylaşılan albümlere yorum özelliği geldi Google Fotoğraflar’a geçtiğimiz aralık ayında paylaşılan albümler özelliği gelmişti, ancak kimseye bu paylaşılan albümler veya albümler içindeki fotoğraflara yorum bırakma imkanı tanınmamıştı. Yaklaşık beş ay sonra bu iki imkan da kullanıcılara tanınmaya başladı. Gelen son güncellemeyle birlikte Android, iOS ve web üzerinden paylaşılan albümlerde gezinenler albümlere veya albümler içindeki her bir fotoğrafa yorum yapma fırsatına sahip oluyor. Google’ın paylaşılan albümlerinde hâlâ bir beğen düğmesi bulunmuyor, bu da arkadaşlarınızın unutulmaz bir anınız hakkında düşüncelerini öğrenmeniz için yorum yapmalarını gerekli kılıyor. Günümüzde beğeni işlevine sahip olmayan bir sosyal ağa rastlamak zor, ancak Google hâlâ bu özelliği sunmamakta ısrarcı görünüyor.

Bu arada Google paylaşılan albümlere eklediği akıllı tavsiyeler ile kullanıcılara neler eklemek isteyebileceklerine yönelik önerilerde bulunuyor. Bu tavsiyeler fotoğrafların çekim zamanı ve mekanına göre belirleniyor, tabii ki konum bilgisi için çekilen ve Google Fotoğraflar’a yüklenen fotoğraflarda konum etiketinin de bulunması gerekiyor. Tavsiyeler sadece sizinle paylaşılmış bir albümdeki fotoğraflarla ilişkili herhangi bir fotoğrafın sizin kütüphanenizde bulunması durumunda gösteriliyor. Paylaşılan albümler 2012 yılından beri iOS’te mevcutken Google’ın Fotoğraflar servisine 2015 Aralık ayında geldi. Bu da Google’ın söz konusu özellikte epey arkadan geldiğini gösteriyor. Ancak Google’ın hizmeti platformlar arasında çalıştığı için Apple‘ınkine göre biraz daha önde görünüyor.

- 14 -


HABER

SanDisk’in Western Digital’a satışı tamamlandı

Dünyanın en büyük depolama çözümleri üreticisi, artık biraz daha büyük. Western Digital, daha önce duyurduğu SanDisk satın almasının resmiyet kazanması için tüm mevzuatsal koşulların yerine getirildiğini açıkladı. 19 milyar dolar karşılığında SanDisk Western Digital çatısı altına girmiş olacak. SanDisk’in SSD pazarındaki hatırı sayılır payı da Western Digital’in yönetimi altına girecek. Şirket flaş hafıza kartları ve USB depolama çözümleriyle ün kazanmış olsa da, son zamanlarda kurumsal dizüstü bilgisayarlar için sabit disk üretimi konusunda da ciddi adımlar atıyor.

Buna ek olarak, SanDisk Apple ve Nvidia gibi şirketler için de bellek bileşenleri hazırlıyor. SanDisk kurucusu Dr. Eli Harari, 2014’te “Flaş depolama endüstrisindeki devrime öncülük ettiği” için ABD Başkanı Barack Obama tarafından ABD Ulusal Teknoloji ve İnovasyon Madalyası ile ödüllendirilmişti. Hem Western Digital’ın hem de SanDisk’in merkezleri ABD’nin Kaliforniya eyaletinde olsa da, anlaşma için gerekli son onay Çin Ticaret Bakanlığı’ndan geldi. SanDisk CEO’su Sanjay Mehrotra, lider depolama çözümleri şirketine dönüşen Western Digital’ın başarısına katkı sağlamayı istediklerini dile getirdi.

- 15 -


TEKNOBLOG MOBİL UYGULAMALARIYLA GÜNDEMİ HER AN HER YERDE TAKİP EDİN


YEPYENİ

TURKCELL T70 Şimdiye kadar 2 milyon 500 bin T serisi Android cihazı satışı gerçekleştiren, aynı zamanda bu seriyle birlikte veri kullanımını 13 kat artıran Turkcell, yeni akıllı telefonu Turkcell T70 ile birlikte bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyor. Bir süredir beklenen bu yeni T serisi akıllı telefonu İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikte tanıtıldı.

T

urkcell T70’in 649 TL gibi bir fiyatı olacak, aynı zamanda Turkcell Finans AŞ ile bu telefonu 36 ay taksitle ayda 25 TL karşılığında edinmek mümkün olacak. İlk 3 ay boyunca aylık 1 GB internet de Turkcell T70’i satın alanlara hediye ediliyor. Turkcell T70’e sunulan fırsatlar arasında 36 boyunca her ay 5 GB BiP veri kullanımı, ilk 3 ay 5 GB Turkcell TV+ kullanım hakkı, 36 ay boyunca aylık 50 GB Turkcell Akıllı Depo kullanım hakkı ve ilk 3 ay boyunca Fizy aboneliği bulunuyor. Turkcell T70’de 5.2 inç, 1280 x 720 piksel çözünürlüklü ekran bulunuyor. Dört çekirdekli Qualcomm işlemci, 2 GB RAM, 16 GB dahili hafıza ve 32 GB’ye kadar destekli microSD kart yuvası diğer donanım bileşenleri arasında yer alıyor. 8 megapiksel arka kamera, 5 megapiksel ön kamera, HD video kayıt özelliği, otomatik netleme ve flaş, farklı çekim modları, sesli komutla selfie çekebilme de başlıca kamera özellikleri

- 17 -


YEPYENİ

TURKCELL T70

Ekran

5.2 inç, 720 x 1280 piksel dokunmatik ekran

İşlemci

1.3 GHz dört çekirdekli Qualcomm işlemci

RAM

2 GB RAM

Dahili Hafıza

16 GB, 32 GB’ye kadar destekli microSD kart yuvası

Kamera

8 MP, 720p HD video kayıt, otomatik netleme, flaş, çekim modları (arka) 5 MP (ön)

Android 6.0 Marshmallow İşletim Sistemi

Turkcell’e özel uygulamalar Kolay Kullanım Arayüzü

arasında bulunuyor. T70’te Android 6.0 Marshmallow çalışıyor. Android N sürümü çıktığında bu yeni sürüme geçiş imkanı sunacak. Turkcell’in BiP, Turkcell TV+, Fizy, Turkcell Akademi, Akıllı Depo, Goller Cepte, Hesabım gibi uygulamaları da yüklü olarak gelecek. Bazı Turkcell uygulamaları silinebilirken Fizy ve benzeri bazı uygulamalar sistemden silinemiyor. 10 saate kadar konuşma imkanı sağlayan 2540 mAh kapasiteli bir pil de telefonda bulunuyor. Ayrıca Kolay Arayüz adı verilen özel bir arayüz sayesinde Turkcell T70’i özellikle orta yaşlılar ve yaşlılar daha iyi şekilde kullanabilecekler. Turkcell T70 Kategori 4 LTE desteğine sahip bir cihaz. Bu da saniyede 150 Mbit’e varan indirme ve 50 Mbit’e varan yükleme hızlarına erişilebileceği anlamına geliyor. Telefonun VoLTE desteğinin bulunmadığını da belirtelim. Turkcell’in geçen yıl çıkardığı T60 modeli teknik özellikler bakımından T70’den daha üstte bir çizgiye sahipti. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, T60’ı getirdikleri zamanlarda 900 TL seviyesi fiyat bandının boş olduğunu ve bunu T60 profilinde bir modelle doldurduklarını, daha sonra da arkalarından diğer üreticilerin geldiğini söyledi. Turkcell T70 ile birlikte, müşteri talepleri doğrultusunda farklı bir fiyat segmentini doldurmayı amaçladıklarını, açtıkları bu yoldan diğer üreticilerin de geleceğini düşündüklerini kaydetti. Turkcell geçtiğimiz ay içinde Vestel ile ortak bir lansman gerçekleştirmiş, Venus V3 5020 gibi benzer fiyat noktasından satılan bir telefonu lanse etmişti. Bu iki telefonun birbirini baltayıp baltalamayacağına dair bir soruya Murat Erkan, aslında T70’in ekran büyüklüğü ve RAM bakımından daha üstün olduğunu, ayrıca fiyatının da biraz daha yukarıda olduğunu kaydetti. Kısacası her iki telefon farklı fiyat segmentlerinde ve farklı kullanıcılara hitap ediyor.

- 18 -


YEPYENİ

TURKCELL T TABLET Turkcell T Tablet, 349 TL’lik satış fiyatıyla kullanıcılara çok uygun fiyattan tablet deneyimi yaşatıyor. 36 ay boyunca ayda 19 TL’lik ödeme fırsatıyla da elde edilebilecek bu tableti satın alanlara ilk 6 ay boyunca her ay 1 GB internet elde ediliyor. Ayrıca Turkcell T70 ve T Tablet’i birlikte satın almak isteyenler için Turkcell Finans A.Ş. desteğiyle 36 ay boyunca ayda 39 TL’lik ödemelerle ikisine birden sahip olma fırsatı sunulacak.

T

urkcell T Tablet 8 inç, 800 x 1280 piksel çözünürlüklü, Miravision ile daha canlı görüntüler sunan bir ekran bulunuyor. Dört çekirdekli MediaTek işlemci, 2 GB RAM, 16 GB dahili hafıza, 32 GB’ye kadar destekli microSD kart yuvası bulunuyor. Kamera tarafında 5 MP arka, 2 MP ön

- 19 -


YEPYENİ

Turkcell T Tablet kamera, flaş, otomatik netleme, HD video çekimi gibi özellikler mevcut. Ayrıca 3800 mAh civarında kapasiteye sahip bir pili bulunuyor.

geliyor. Tablette 4.5G desteğinin bulunduğunu belirtmeden geçmeyelim. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, 2013’te çıkardıkları ilk tabletin 10 bin civarında satıldığını, yeni T Tablet için ilk etapta 20 bin sipariş alındığını kaydetti. Erkan, bu yeni Android tabletin 50 binlik satış seviyesine yaklaşacağına inanıyor.

Turkcell T Tablet’te de Turkcell uygulamaları önemli bir yer tutuyor. BiP, Turkcell TV+, v.b. uygulamalar Turkcell T Tablet’te yüklü olarak

TURKCELL T TABLET Ekran

8 inç, 800 x 1280, Miravision destekli dokunmatik ekran

İşlemci

1 GHz dört çekirdekli Mediatek işlemci

RAM

2 GB RAM

Dahili Hafıza

16 GB, 32 GB’ye kadar destekli microSD kart yuvası

Kamera

5 MP, 1080p HD video kayıt, otomatik netleme, flaş, çekim modları, dokunmadan selfie çekme (arka) 2 MP (ön)

İşletim Sistemi

Android 5.1 Lollipop Turkcell’e özel uygulamalar Kolay Kullanım Arayüzü

- 20 -


KARŞILAŞTIRMA

APPLE iPAD PRO vs. SAMSUNG GALAXY TABPRO S Büyük ekrana sahip olan üretkenlik odaklı iki tablet karşı karşıya

Yorum

Ekran

12.9 inç, 2048 x 2732 piksel, LED arka aydınlatmalı IPS LCD kapasitif dokunmatik

12 inç, 2160 x 1440 piksel, Super AMOLED dokunmatik ekran

iPad Pro’da daha büyük ve yüksek piksel yoğunluklu bir ekran mevcut. TabPro S ise Super AMOLED teknolojisiyle avantajlı.

İşlemci

Apple A9X

Intel Core m3

Her iki tablet de tatmin edici performans sağlamalarını mümkün kılan işlemciler barındırıyor.

RAM

4 GB

4 GB

Her iki tablet de aynı RAM miktarına sahip.

128 GB

Her iki tablette de genişleme imkanı yok.

5 MP (Arka) 5 MP (Ön)

Kameralar bakımından iPad Pro’nun arka kamerası daha üstün görünüyor. Ön kamerada ise ibre Samsung’un tabletinden yana.

Depolama Alanı 32 / 128 / 256 GB

Kamera

8 MP, f/2.4, otomatik odak, HDR,1080p video (Arka) 1.2 MP, 720p video (Ön)

Batarya

10307 mAh

5200 mAh

Pil kapasitesi bakımından iPad Pro daha önde. Ancak daha yüksek çözünürlüklü ve büyük bir ekranı var.

Boyut ve Ağırlık

305.7 x 220.6 x 6.9 mm.

290.3 x 198.8 x 6.3 mm. 693 gr.

iPad Pro daha büyük ekran barındırdığı için biraz daha geniş yüzey alanına sahip. İncelikte TabPro S avantajlı.

713 gr. (Wi-Fi) / 723 gr. (LTE)

İşletim Sistemi

iOS 9

Windows 10

iPad Pro uygulamalar bakımndan güçlü. TabPro S geleneksel masaüstü uygulamalarını çalıştırabilir.

Türkiye Fiyatı

2999 TL’den başlayan fiyatlarla

2999 TL

Aynı depolama kapasitesine sahip iki tabletten Apple’ın olanı daha yüksek fiyatlı.

- 21 -


DOSYA

iPhone’a pil ömrü artışı için 13 farklı ipucu Akıllı tasarımlar tasarım, işlevsellik ve bunun gibi unsurlar bakımından sürekli gelişiyor ve daha iyi noktaya geliyor. Bugün sadece akıllı telefonlarımızı kullanarak fotoğraflar çekebiliyor, gelen e-posta iletilerini cevaplayabiliyor, internette gezinebiliyor veya gelen mesajlara cevap verebiliyoruz. Ancak tüm bunları yapmak için akıllı telefonlarımızı çoğunlukla her gün şarj etmemiz gerekiyor.

Yaptığımız akıllı telefon incelemelerinde genellikle bir telefonun sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkaracak performansı sunmasını yeterli olarak görüyoruz, ancak mesainin uzadığı, şarj cihazının unutulup

seyahatlere çıkıldığı durumlarda akıllı telefonun pilini daha idareli şekilde kullanmak büyük önem kazanıyor. Eğer bir iPhone sahibiyseniz, aşağıdaki ipuçlarını dikkate alarak telefonunuza biraz daha çalışma imkanı sunabilirsiniz.

- 22 -


DOSYA

1) Ekran parlaklığını azaltın

kalmasını engelleyebilir, ekranın kısa süre sonra kapanmasının sağlayabilirsiniz. Otomatik Kilit özelliğini ayarlamak için Ayarlar -> Genel -> Otomatik Kilit yolunu takip edin, açılan sayfada 30 Saniye seçeneğini tercih edin.

Bazen ekranın parlaklığının sonuna kadar açılması güzel görünür, gözleriniz daha rahat eder. Ancak ışık şiddetinin çok yüksek olmadığı kapalı ortamlarda ekran parlaklığının sonuna kadar açılmış olması çok da önemli sayılmaz. Parmağınızı iPhone’un ekranının alt kısmından ortaya doğru sürükleyerek Denetim Merkezi’ni açabilirsiniz. Burada ekran parlaklığını ayarlamayı sağlayan bir ayar bulunuyor. Bunu sola doğru sürükleyip ekran parlaklığını kısabilirsiniz. Eğer isterseniz, aynı yolu deneyerek parlaklığı tekrar artırmanız mümkün.

4) Ekranı sürekli açma alışkanlığını bırakın Yukarıda da söylediğimiz gibi, çoğu kullanıcının telefon ekranını herhangi bir mesaj veya çağrı bildirimi olmasa bile açmak gibi bir alışkanlığı bulunuyor. Kendimizi çoğunlukla her iki dakikada bir ekranı açıp ne olup bittiğini veya saati kontrol ederken buluyoruz.

2) Arkaplanda uygulama yenilemelerini kapatın iPhone’unuza indirdiğiniz her uygulamanın arkaplanda veri alışverişi yapması ve kendisini, kullanılmadığı durumlarda bile güncellemesine gerek yoktur. İhtiyaç duymadığınız uygulamalar için bu özelliği kapatarak pilden tasarruf edebilirsiniz. Her uygulama için arkaplanda yenileme özelliğini kapatabileceğiniz gibi, sadece istediğiniz uygulamalar için bu özelliği tek tek kapatabilirsiniz. Bunun için Ayarlar -> Genel -> Arkaplanda Uygulama Yenile yolunu takip etmelisiniz.

3) Ekran için Otomatik Kilit süresini 30 saniyeye ayarlayın Birçok kullanıcı iPhone’un güç butonuna gelen bildirimleri veya saati kontrol etmek için basar, ancak daha sonra güç butonuna tekrar basarak ekranı kapatmayı çoğunlukla unutur. Otomatik Kilit özelliğini mümkün olan en kısa süreye ayarlayarak ki, bu 30 saniyedir, ekranın gerektiğinden fazla süre boyunca açık

- 23 -


DOSYA En güzeli bu kötü alışkanlığı bırakmaya çalışın, gerekli olmayan durumlarda telefonu biraz uzağınıza koyun, elinizin güç butonuna gitmesini engelleyin. Böylelikle ekranın gereksiz yere açılıp güç tüketiminde bulunmasını da engelleyeceksiniz.

çağrı veya mesaj alamazsınız, telefonunuzun hücresel veri iletişimi devre dışı kalır. Ancak bu yolla pilden tasarruf edebilirsiniz. Uçak modunu açmak için parmağınızı ekranın altında ortasına doğru sürükleyerek Denetim Merkezini açın ve uçak işaretine tıklayarak bu modu açın. Aynı yolla yeniden kapatabilirsiniz.

5) Sinyal zayıf olduğunda uçak modunu açın Bir akıllı telefon en çok gücü bulunulan bölgede sinyal çok zayıf ya da hiç olmadığında harcar; çünkü algılanan sinyali yakalayıp şebekeye bağlanmak için daha fazla güç tüketiminde bulunur. Bu gibi durumlarda hiç uğraşmayın, uçak modunu açın ya da hücresel veri özelliğini kapatın. Uçak modu aslında en ideal çözüm sayılmaz, çünkü bunu açtığınız takdirde herhangi bir

iPhone’da hücresel veri özelliğini kapatmak da pil tüketimi konusunda önemli katkılarda bulunabilir. Hücresel veri özelliğini kapatmak için Ayarlar -> Hücresel yolunu takip edin ve Hücresel Veri özelliğini açık hâle getirin.

6) Konumu izlemeyi kapatın Konum izleme özelliği iPhone’un Wi-Fi şebekelerini, Bluetooth ve dahili GPS’i sürekli kullanarak nerede olduğunuzu anlık olarak

- 24 -


DOSYA

belirlemeyi sağlayan bir özelliktir. Bu da pil tüketimini önemli ölçüde artırır. Eğer konum izleme özelliğine ihtiyaç duyan iPhone’u Bul veya Arkadaş Bul gibi belirli bir uygulama kullanmıyorsanız, bunu tamamen kapatabilirsiniz. Ayarlar -> Gizlilik -> Konum Servisleri yolunu takip edin. Bu sayfada aşağı doğru kaydırarak Sistem Servisleri sayfasına girin. Sık Kullanılan Konumlar özelliğine girerek bunu kapatın.

7) Titreşimi kapatın Uyarı titreşimleri özellikle iPhone sessizde olduğunda fazlasıyla kullanışlıdır. Ancak bu, titreşim motorunun kullanımını, sonuç olarak pilden tüketimde bulunulmasını gerektirir. Titreşimi kapatmak için Ayarlar -> Sesler sayfasına girin, Titreşim sayfasında bulunan Çaldığında Titret ve Sessizken Titret seçeneklerini kapalı duruma getirin.

8)Bildirimleri kapatın Olup biten her şey hakkında bildirim almaya ihtiyacınız olmaz. WhatsApp ve iMessage için gelen bildirimleri veya e-posta ileti bildirimlerini bir kenara bıraktığımızda; örneğin bir alışveriş uygulamasının bildirimi sizin için çok da gerekli olmayabilir. iPhone’unuza gelen bildirimlerin sayısını kısıtlamak pil ömrünü uzatmakta yardımcı olabilir. Arkaplanda uygulama yenilemelerinde olduğu gibi her bir uygulama için bildirimleri tek tek kapatabilirsiniz. Ayarlar -> Bildirimler yolunu takip ederek bildirimlerini kapatacağınız uygulamaları tek tek seçebilirsiniz.

9) E-posta iletilerini elle alın E-postaları gönderildiği anda almak çoğu zaman epey işe yarar, ancak e-posta iletilerini

- 25 -


DOSYA anında almak onları anında okuyacağınız garantisini vermiyor. Bu nedenle e-posta iletilerini belirli aralıklarla elle almayı neden düşünmüyorsunuz?

çeşitli düzenlemeler yapmaya karar verebilirsiniz.

E-posta ayarlarınızı değiştirerek iPhone’unuzun gelen e-posta iletilerini otomatik olarak almak yerine sizin tetiklemenizle almasını sağlayabilirsiniz. Eğer elle alma fikri kulağınıza pek hoş gelmiyorsa, o hâlde alım aralığını artırabilir, örneğin her 15 dakika yerine birer saat aralığa çıkararak iPhone’unuzun e-posta alımı için daha az uğraşmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için Ayarlar -> Mail, Kişiler, Takvimler yolunu takip edin daha sonra Yeni Verileri Al seçeneğinde ilerleyerek her bir hesap için gerekli ayarlamayı yapın. Sayfanın en altında bulunan Al başlığı altında anında ilet seçeneği kapalı olduğunda yararlanabileceğiniz alım seçenekleri de bulunuyor.

Hücresel şebeke sinyali zayıf olduğunda uçak modunu açmanın veya hücresel veriyi kapatmanın işe yarayacağını söylemiştik. Bluetooth’u kapatmak da pil tüketimine olumlu etkide bulunacak yöntemler arasında yer alıyor. Parmağınızı ekranın altından ortasına doğru sürükleyerek Denetim Merkezini açabilir ve buradan Bluetooth’u kolaylıkla kapatabilirsiniz. Ayrıca Ayarlar -> Bluetooth yolunu izleyerek de Bluetooth’u kapatabilirsiniz.

12) Bluetooth’u kapatın

10) Hey Siri’yi kapatın Siri’nin bazı iPhone ve iPad modellerinde bulunan Hey Siri özelliği, Siri’nin sürekli dinlemede kalmasına neden olur. Bu da Siri’nin sürekli pil tüketiminde bulunması anlamına gelir. Eğer Hey Siri’yi kapatırsanız, pilden önemli oranda tasarrufta bulunabilirsiniz. Bunu yapmak için Ayarlar -> Genel -> Siri yolunu izleyin ve İzin Ver: “Hey Siri” seçeneğini kapalı duruma getirin.

11) Hangi uygulamaların pili aşırı tükettiğini kontrol edin

13) Düşük Güç Modu’nu açın Apple iOS 9 ile birlikte güç tüketimini mümkün olduğu kadar azaltan Düşük Güç Modu adlı yeni bir özelliği de getirdi. Bu mod açıldığında arkaplanda uygulama yenileme, Hey Siri, epostaların anında iletimi, otomatik indirmeler ve görsel efektlerin azaltılması gibi özellikleri kapatır. Düşük Güç Modu’nu açmak için Ayarlar -> Pil yolunu takip edin ve açılan sayfanın başında bulunan Düşük Güç Modu özelliğini açık duruma getirin. Pil seviyesi yüzde 20’nin altına düştüğünde de Düşük Güç Modu’nun açılmasına dair bildirim ekranda görünür ve böylelikle pil seviyesi azaldığında Düşük Güç Modu’nu kolaylıkla açabilirsiniz.

Bazı uygulamalar pili düşündüğünüzden daha fazla kullanır. Hangi uygulamanın pil ömrünü olumsuz yönde etkilediğini görmek işinize fazlasıyla yarayabilir. Ayarlar -> Pil yolunu takip edin, daha sonra Pil Kullanımı bölümü altından uygulamaların son 7 günde veya son 24 saatte tükettikleri pil yüzdelerini görebilirsiniz. Bu bilgilere göre uygulamaları kullanıp kullanmamaya veya

- 26 -


UYGULAMA

Türk Telekom Müzik: Müziğe dair her şey burada

M

iOS

Android

obil cihazların gelişimi, günlük hayatımızdaki pek çok aktivitenin de değişime uğramasına neden oldu. Müzik dinlemek, rahatlıkla bu değişimin etkilerinin hissedildiği ilk alanlar arasında sayılabilir. İnternetten müzik indirme alışkanlığının hayatımıza girmesiyle ortaya çıkan taşınabilir medya oynatıcılar, modern akıllı telefonların ön plana çıkmasına da vesile olmuştu. Modern akıllı telefonlar ve mobil teknolojilerin gelişimi ise müzik dinleme alışkanlıklarını bir kez daha değiştirmiş ve çevrim içi müzik servislerinin doğuşuna aracılık etmişti. Mevcut müzik platformları da, zamanın ruhuna göre değişiyor. Başlangıçta internetten yasal yollarla şarkı indirmek için hazırlanan bir platform olan Türk Telekom Müzik, artık komple bir çevrim içi müzik servisi ve kapsamlı bir müzik portalı olarak işliyor. Türk Telekom

- 27 -

bünyesindeki entegrasyondan sonra yenilenen Türk Telekom Müzik mobil uygulamaları da, değişimle birlikte kazanılan gücün etkin biçimde yansıtılmasını sağlıyor. Türk Telekom Müzik’te kullanıcılar üye olmadan veya üye girişi yapmadan müzik dinleyebiliyor. Ancak servisten tam anlamıyla verim almak için üye girişi yapmanın hatta Premium paketine geçmenin yerinde olduğunu belirtmekte fayda var.Türk Telekom Müzik, Premium abonelik paketini üye olan herkese ilk 1 ay boyunca ücretsiz olarak sunuyor. İlk ayın sonundan itibaren ise aylık ücret 4,99 TL’ye çıkıyor. Premium pakete geçmekTürk Telekom Müzik abonelerine önemli avantajlar getiriyor. Premium kullanıcılar çevrim dışı olsalar bile müzik keyfi yaşayabiliyor, daha yüksek ses


UYGULAMA kalitesinin keyfini sürebiliyor, diledikleri kadar şarkı indirebiliyor ve sınırsız sayıda şarkı atlayabiliyor. Premium paketin ücreti aktivasyon kodu, mobil ödeme, kredi kartı veya Türk Telekom Evde İnternet faturasıyla birlikte ödenebiliyor.Türk Telekom Müzik’e Tek Şifre kullanarak giriş yapılabildiği gibi, Facebook aracılığıyla da giriş yapılabiliyor. Türk Telekom Müzik’in yenilenen mobil uygulamaları başlatıldığında kullanıcıları bir tür keşif ekranı karşılıyor. Bu ekranın üst kısmında platforma yeni eklenen albümler slaytlar halinde gösteriliyor. Bu slaytlardan birine dokunulduğunda ilgili albümlere hızlı biçimde erişiliyor. Slaytların altında ise platformda en çok dinlenen şarkılar gösteriliyor. Ana ekranda sadece listenin ilk beş şarkısı görülebiliyor, ancak “Tümünü Gör” seçeneği işaretlendiğinde 50 şarkının tamamına erişilebiliyor. En popüler şarkılar listesininin altında ise en yeni albümler sergileniyor. Listeler ve radyolar ise ana ekranın diğer unsurlarını oluşturuyor.

Listeler ve radyoların şekillendirilmesi de, modern çevrim içi müzik servislerinin ruhuna uygun biçimde gerçekleştirilmiş. Şarkı keşfini kolaylaştırma gibi bir misyon da üstlenen listeler “Haftalık Keşif”, “Editörün Seçtikleri”, “Dünya Müziği”, “Zamanda Yolculuk” ve “Yörelere Göre Müzik” gibi kategoriler altında sıralanıyor. Listeler için seçilen “Ofisteyken”, Bir Harmanım Bu Akşam”, “Roma’da Aşk, “Kafam Hep Duman” gibi isimler ise kulağa oldukça ilginç geliyor. Bunlara ek olarak,Türk Telekom Müzik’te müzik dünyasının ünlü isimlerinin seçtikleri şarkılardan oluşan listelere de erişilebiliyor. Radyolar ise moda, sanatçıya ve türe göre olmak üzere üç farklı kriter üzerinden oluşturuluyor. Radyolar ve listeler arasındaki temel farkı, şarkıların önceden belirlenmemiş olması şeklinde nitelemek yanlış olmayacaktır. Türk Telekom Müzik uygulamasında farklı bölümler arasında gezinmeyi sağlayan dolaşım panellerine ekranın sol ve sağ üst köşesinde

- 28 -


UYGULAMA

yer alan ikonlar üzerinden ulaşılıyor. Sol üstte bulunan liste ikonuna dokunulduğunda açılan panelde bulunan arama çubuğu ile Türk Telekom Müzik üzerinde şarkı, albüm veya sanatçı araması gerçekleştirilebiliyor. Yine aynı panel üzerinden en popüler şarkılara, listelere ve radyolara erişim mümkün oluyor. Panelde bulunan güncel sekmesi ise güncel müzik haberlerini Türk Telekom Müzik abonelerine getiren bir portal işlevi görüyor. Bu portalda haberlerin yanı sıra özel röportajlar ve etkinlik bilgileri de yer alıyor. Ekranın sağ üst kısmında bulunan ikon ise Türk Telekom Müzik abonelerini “Müziğim” bölümüne yönlendiriyor. Bu bölüm üzerinden müzikal tercihler yönetiliyor. “Son Dinlediklerim” sekmesinde tahmin edilebileceği üzere Türk Telekom Müzik’te dinlenen en son şarkılar yer alıyor. “Çevrimdışı Şarkılarım” bölümünde ise internet bağlantısının olmadığı zamanlarda bile dinlenilmesi mümkün kılınan

şarkılar gösteriliyor. “Favorilerim” sekmesi, kullanıcıların beğendiği ve yanına “Kalp” işareti koyduğu şarkılar sıralanıyor. Listelerim bölümü ise Türk Telekom Müzik abonelerinin bizzat oluşturduğu müzik listelerini gösteriyor. Söz konusu kontrol panellerine ana ekran üzerinde sola veya sağa doğru sürükleme hareketi yapıldığında da erişilebiliyor. Türk Telekom Müzik’in yenilenen müzik çalar bölümü de oldukça şık gözüküyor. Albümün görseli ekranın ortasını kaplarken, kontrol araçları da hemen aşağıda konumlandırılmış. En altta bulunan tırnağa dokunulduğunda şarkılara çevrimdışıyken de erişilebilir hâle geliyor. Ekranın sağ alt kısmında bulunan üç nokta ikonu ise ekstra erişim seçeneklerini ortaya çıkarıyor. Bu seçenekler arasında şarkı sözleri de bulunuyor. Şarkı sözlerine mobil uygulamada erişim imkanı verilmesi, Türk Telekom Müzik’in en güzel yönlerinden birini oluşturuyor. Böylelikle abonelerin sevdikleri bir

- 29 -


UYGULAMA

şarkının sözlerine bakmak için başka bir kaynağa başvurmasına gerek kalmıyor. Spotify’ın şarkı sözlerini sadece masaüstü uygulamalarında gösterdiği göz önüne alınınca Türk Telekom Müzik’in sunduğu bu imkan biraz daha değer kazanıyor. Şarkı sözlerine ulaşma imkanı veren sekme üzerinden sanatçının veya albümün sayfasına da erişilebiliyor ya da şarkı bir çalma listesine eklenebiliyor. Çevrim içi müzik servisleri arasındaki rekabetin dozu oldukça yüksek. Spotify veApple Music gibi uluslararası oyuncuların büyük hedefler belirledikleri bu pazarda, Türk Telekom Müzik de çıtayı fazlasıyla yükseğe koyuyor. Çevrim içi müzik deneyiminin bel kemiğini oluşturan iOS

ve Android uygulamalarının kullanışlı ve şık tasarımıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başaran TTNET Müzik, katalogunda yabancı menşeili rakiplerinde bulunmayan bazı “niş” Türkçe şarkılar barındırmasıyla da değerine değer katıyor. HD kalitesinde müzik dinleme deneyimi, aylık abonelik bedelinin uygunluğu ve ödeme araçlarının çeşitliliği de platforma avantaj kazandıracak unsurlar arasında bulunuyor. Bir çevrim içi müzik servisi olmanın ötesinde bir tür müzik portalı olarak da nitelenebilecek TTNET Müzik, yenilenen yüzüyle müzik severlerin gözündeki popülaritesini biraz daha artırıyor.

- 30 -


UYGULAMA

Opera VPN: Engellerin etrafından zorlanmadan dolaşın

W

iOS

eb tarayıcılarıyla tanınan Opera, son zamanlarda gizlilik ve reklam engelleme araçlarının gelişimine de ekstra mesai harcıyor. Şirket, kısa bir süre önce masaüstü web tarayıcısının geliştirici versiyonuna ücretsiz ve sınırsız VPN hizmetini entegre etmiş; bu hamleyi masaüstü ve mobil tarayıcılara eklenen reklam engelleme hizmeti izlemişti. Gizlilik odaklı adımların en sonuncusu ise Opera VPN adını taşıyan yeni uygulama oldu. Söz konusu uygulama sayesinde kullanıcılar, sınırsız veri iletişimi için özel ağ desteğinin yanı sıra reklam ve izleyici engelleme gibi özelliklerden de faydalanabiliyor. Opera VPN iOS uygulaması başlatıldığında ilk olarak kullanıcılara uygulamanın yetenekleri hakkında kısa bilgiler veriliyor.

- 31 -

Burada ön plana çıkarılan ilk nokta, VPN sayesinde güvenlik duvarlarının aşılabilmesi ve engelli içeriklere de erişilebilmesi oluyor. Ardından sırayı günümüzün popüler özelliklerinden biri alan reklam engelleme alıyor. Opera, reklam engelleme sayesinde tarama deneyiminin hızlandığını ve veri tasarrufunun sağlandığını vurguluyor. Kullanıcılara web’de kendilerini takip eden çevrim içi izleme araçlarından kurtuluşu da vadeden uygulama, sonrasında hizmetlerinden faydalanılabilmesi için atılması gereken adımları sıralıyor. İlk adım olarak kullanıcılardan Opera VPN bildirimlerini etkinleştirmeleri isteniyor. Bu bildirimler sayesinde kullanıcılar uygulamanın mevcut işleyiş durumundan haberdar olabiliyor. İkinci aşamada ise


UYGULAMA

Opera’nın cihaza VPN profili yüklemesi için izin isteniyor. Bu izin verilmediği takdirde uygulamayı amacı doğrultusunda kullanmak pek de mümkün olmuyor. VPN aktifleştirilmediği takdirde reklam ve izleyici engelleme araçlarından da faydalanılamıyor.

Kullanıcılar diledikleri takdirde sadece VPN’i aktif hâle getirip reklam ve izleyici engelleme araçlarını isteğe bağlı olarak çalıştırabiliyor. Reklam ve izleyici engelleme araçları, sadece iOS’in yerleşik tarayıcısı Safari’de değil,

- 32 -


UYGULAMA Chrome ve Firefox gibi üçüncü taraf tarayıcılarda da çalışıyor. Bilgilendirme yapılmasının ve gerekli izinlerin sağlanmasının ardından sıra Opera VPN uygulamasının nasıl kullanılacağını anlatmaya geliyor. Uygulamada durum ve ayarlar olma üzere iki sekme bulunuyor. VPN ayarlar sekmesi üzerinden aktif ediliyor. VPN aktif hâle geldiğinde ekranın sağ üst kısmında bölge değişikliği yapmayı sağlayan bir ikon beliriyor. Opera VPN uygulaması, ilk etapta sanal erişim için kullanıcıya en yakın bölgeye bağlanıyor. Ancak kullanıcılar diledikleri takdirde ABD, Almanya, Hollanda, Kanada ve Singapur’dan birini sanal erişim noktası olarak seçebiliyor. Reklam ve izleyici engelleme araçlarının çalıştırılması da ayarlar sekmesi üzerinden gerçekleştiriliyor. Uygulamanın

istatistikler sekmesinde ise Opera VPN tarafından engellenen reklamlar ve izleyicilerin istatistikleri gösteriliyor. Uygulama genel rakam verdiği gibi, engellenen reklam ve izleyici sayılarına dair günlük ortalamaları da gösteriyor. Kullanıcılar diledikleri takdirde bu istatistikleri de paylaşabiliyor. VPN ayarlarını yapmak, ortalama kullanıcılar için kimi zaman zorlayıcı olabiliyor. Opera VPN uygulaması, iOS cihaz sahiplerinin karşılarına çıkan erişim engellerinin etrafından rahatlıkla dolaşmasını mümkün kılıyor. Uygulamanın sunduğu VPN hizmeti karşılığında ücret talep etmemesi de, Opera VPN’i değerli kılan noktalar arasında bulunuyor. Şirket, kullanıcılara hizmet karşılığında reklam gösterme gibi bir planının olmadığını vurgulamaktan da geri kalmıyor.

- 33 -


NASIL YAPILIR?

Google Now nasıl aktif edilir ve kullanılır?

G

oogle’ın sanal asistan servisi olan Google Now, çıkışından yıllar sonra nihayet Türkiye’ye de geldi. Konumu ve dili Türkiye ve Türkçe olarak seçilmiş olan Google hesapları üzerinden Google Now’ı kullanmak artık mümkün. Bir Android telefonunda Google Now’ın nasıl etkinleştirildiğini ve kullanıldığını hazırlamış olduğumuz özel videoda anlatıyoruz. Google Asistan özelliğini etkinleştirmek için öncelikle Google uygulamasını açmalısınız. Eğer varsa ana ekran tuşuna basılı tutarak veya sanal ana ekran ikonuna dokunup parmağı 1-2 saniye bekleterek bu uygulamayı açabilirsiniz. Açılışta size Now’ı etkinleştirmek isteyip istemediğiniz

- 34 -

sorulacak. Bu soruya olumlu cevap vererek Google’ın Asistan servisini etkinleştirebilir ve hemen kullanmaya başlayabilirsiniz. Now’ı elinizi telefona değdirmeden, “Ok Google” diyerek de kullanabilirsiniz. Bunun için Google uygulamasının sağ üst köşesindeki menü ikonuna dokunmanız, Ayarlar -> Ses bölümüne girerek Ok Google sayfası altından bu özelliği etkinleştirmelisiniz. Bu ayar altında yer alan her zaman dinleme özelliğini açtığınız takdirde telefonun herhangi bir ekranındayken “Ok Google” diye seslenerek Google Now’a hemen soru sorabilir veya sesli komut verebilirsiniz. Söz konusu özellik Samsung Galaxy S7’de çalışırken LG G5’te çalışmadığını gördük.


İNCELEME

Şimdi suya da dayanıklı

Samsung Galaxy S7

S

amsung’un geçen yılın başlarında çıkardığı amiral gemisi telefonları S6 ve S6 edge’in ekran büyüklükleri aynıydı, aradaki fark bir tanesinin kavisli ekrana sahip olmasıydı. Halbuki Samsung bu yıl iki amiral gemisinde aradaki farkı sadece kavisli yapıyla sınırlamamış, işin içine bir de boyut farkını katmış. Böylelikle büyük ekranlı telefon isteyenler için Galaxy S7 edge, daha küçük ekranla idare edenler için de

Galaxy S7 seçeneğini sunmuş oldu. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de satışa sunulan bu iki telefondan daha büyük ekranlı ve yüksek fiyatlı olanını, diğer bir deyişle Galaxy S7 edge’i detaylı şekilde incelemiştik. Şimdi elimizde Galaxy S7 var. İki telefonun teknik özellikleri hemen hemen aynı olduğu için performans açısından sundukları farklı sayılmaz. Bu nedenle incelememizde daha çok bu iki telefonun arasındaki farklara

- 35 -

odaklanıyoruz ve hangi telefonu seçeceklerine karar veremeyenlere biraz daha yardımcı olmaya çalışıyoruz. Geçen yılın başarılı bulunan amiral gemisi Galaxy S telefon tasarımını koruyan Samsung, ufak tefek değişikliklerle biraz daha iyi kullanım sunan, ergonomik telefonlar ortaya çıkarmaya çalışmış ve bunda başarılı olmuş. 142.4 x 69.6 x 7.9 mm.’lik boyutlarla epey kompakt bir telefon formunda


İNCELEME

olan, aynı zamanda 152 gr. ile makul ağırlık sınırları içinde bulunan Galaxy S7’yi elde tutması ve kullanması epey kolay. Telefonun kenarlara doğru kavis yapan tasarımı, ince kenar profili ve fazla geniş olmayan ekran çerçevesi bu telefonu rahat bir şekilde kullanmaya imkan tanıyor. Ayrıca önü ve arkayı kaplayan Gorilla Glass 4 camın yüzey sürtünmesi biraz daha artırılmış. Bu da telefonun kullanım sırasında elden kayıp gitmesini önlüyor. Ek olarak cam yüzeyin çiziklere karşı epey dayanıklı olduğunu söylememiz gerekiyor. Dikkatli şekilde bakmamıza rağmen hemen hemen hiç çiziğe rastlamadık, ışıkta belli olan küçük çiziklerin bile olmadığını söylesek yanlış yapmış olmayız. Şık görünmesine karşın bir o kadar sağlam bir telefon var karşımızda. Buna bir de IP68 sertifikasıyla belgelenen suya ve toza dayanıklılığı ekleyin. Önümüz yaz, suyla epey haşır neşir olacağımız zamanlar geliyor ve Samsung Galaxy S7 ile deniz veya havuz kenarında rahatlıkla zaman geçirebilirsiniz.

Telefon 1.5 metre derinlikteki suda 30 dakika boyunca hiçbir şey olmadan dayanabiliyor. Galaxy S7’nin tuş, giriş, çıkış dizilimleri Galaxy S7 edge ile hemen hemen aynı. Ekranın altında parmak izi sensörlü ana ekran tuşu var. Parmak izi okuyucusu epey hızlı çalışıyor, eğer güvenliğe önem verenlerden, ekran kilidini sık kullananlardansanız, parmak izi işlerinizi epey hızlandıracaktır. Ana ekran tuşunun her iki yanında kapasitif dokunmatik navigasyon tuşlarını görüyoruz. Ekranın üstünde ahize hoparlörü ve 5 megapiksel çözünürlüklü kamera mevcut. Sol kenarda ses tuşları, sağ kenarda da güç butonu mevcut. Altta microUSB portu, 3.5 mm. kulaklık jakı, hoparlör ve ana mikrofon varken, üstte de ikinci mikrofonu, microSD ve nanoSIM kart yuvasını görüyoruz. Galaxy S7’nin selefine göre en önemli farklarından bir tanesi suya ve toza dayanıklı gövde ise, diğeri de microSD kart yuvası barındırması. Günümüzde oluşturduğumuz veri miktarının ne kadar arttığını düşündüğümüzde, microSD kart

- 36 -


İNCELEME

yuvasının ne kadar önem kazandığını anlıyoruz. Arka tarafa baktığımızda 12 megapiksel kamerayı görüyoruz. Geçen yılın telefonları Galaxy S6 ve S6 edge’de kamera dışa doğru epey çıkıntı yapıyordu. Bu yıl çıkıntının epey azaltıldığını görüyoruz ki, bu da kullanıcılar için epey memnun edici. Böylelikle telefonu bir yüzeye koyup bir köşesinden bastırdığınızda hareket etmesi gibi bir durum söz konusu olmayacak. Kameranın yanında LED flaş ve kalp hızı ölçer bulunuyor.

videonun sesini dış ortama verecekseniz, fiyatları iyice ucuzlayan kaliteli bir Bluetooth hoparlör tercih etmeniz yerinde olabilir. Kutudan çıkan kulaklıklar ise kaliteli, topuzlu yapısı sayesinde kulak yolunu kapatarak sizi ortamdan soyutluyor ve sese daha iyi şekilde odaklanmanızı sağlıyor. S7’nin S7 edge ile arasındaki temel farklardan biri ekran büyüklüğünden kaynaklanan

Galaxy S7’nin altında yer alan küçük hoparlör ızgarasının ses bakımından fazla tatmin edici olmadığını belirtmemiz gerekiyor. Ses seviyesini en yükseğe çıkardığınızda makul karşılanabilir seviyede ses çıkışı alınıyor, ancak ses oldukça düz, tizler yüksek, bas düşük, çevresel etki zayıf. Eğer müziği veya

- 37 -

boyut farkıysa, diğeri de S7’nin kavisli ekrana sahip olmaması. Kavisli ekran S7 edge’e farklı bir deneyim katıyor, bununla birlikte telefonu tek elle tutarken istenmeyen hareketlerin oluşmasına neden olabiliyor. Aslında istenmeyen dokunmalara Galaxy S7’nin ekranında da rastladık, ancak çok daha az miktarda olduğunu belirtmek gerekiyor. S7 edge ile birlikte yenilenen Edge panelleri ve uygulamaları oldukça kullanışlı, ancak çok da gerekli sayılmayabilir. Galaxy S7 de mevcut yüksek çözünürlüklü ekranıyla iyi bir görsel deneyim sunuyor. Üstelik Galaxy S7’nin 5.1 inç Super AMOLED ekranı, 2560 x 1440 piksel çözünürlüğü daha küçük boyutlu bir ekranda sunduğu için 577 ppi ile daha yüksek piksel yoğunluk değerine de sahip. Ne var ki, S7 ve S7 edge’in ekranlarını yan yana getirdiğinizde keskinlik


İNCELEME

açısından fazla fark algılamıyorsunuz. Super AMOLED ekran renk canlılığı ve siyah derinliği bakımından oldukça iyi seviyede. Ekrana bakmak gerçekten büyük zevk veriyor, kullanması da aynı oranda zevkli. 5.1 inç’lik büyüklük oyun, film, fotoğraf, web gibi farklı alanlar için yeterli alanı sunuyor. Yine de, biraz daha büyüğünü isteyenler varsa, onları Galaxy S7 edge tarafına almak daha doğru olacaktır. Samsung, Super AMOLED ekranın güç tasarrufu özelliğinden yararlanarak “Always on display” olarak adlandırılan bir ekran özelliğini de sunuyor. Daha önce Nokia’nın bazı telefonlarında gördüğümüz, şimdilerde LG G5’te de olan bu özellikte ekranın sadece görüntü gösterimi yapılan bölümlerindeki pikseller aydınlatılıyor. Ekranın geri kalan kısımları güç harcamıyor, bu da söz konusu özelliğin kullanımı sırasında aşırı güç

kullanımının önüne geçiyor. LG G5’in aynı özelliğiyle karşılaştırdığımızda, Samsung Galaxy S7’in Always on ekranı daha parlak ve okunaklı şekilde saati ve tarihi gösteriyor. İçerideki donanım bileşenleri bakımından S7 ve S7 edge arasında hemen hemen hiçbir fark bulunmuyor. S7’de de sekiz çekirdekli Exynos 8890 Octa işlemci, 4 GB RAM, 32 ve 64 GB dahili depolama alanı seçenekleri, 200 GB’ye kadar kapasiteye sahip kartları destekleyen microSD kart yuvası bulunuyor. Bu donanım paketi doğal olarak Galaxy S7’nin S7 edge ile aynı benchmark sonuçlarını vermesini sağlıyor. Pratikte de arada bir fark gözlenmiyor. Her iki telefon da hızlı, uygulamalar ve oyunlar hızlı şekilde açılıyor, web’de gezinmek; sayfaları büyütmek, küçültmek, ekrana sığacak şekilde yazıları işlemek gayet akıcı şekilde

- 38 -


İNCELEME

gerçekleşiyor. Telefonun ısınma sorununa sahip olmadığını, ağır yük altında bile sıcaklığın optimum değer aralığında kaldığını görüyoruz. Yani oyun oynarken veya 4K video çekerken elinizde bir ateş kütlesi tutmuyorsunuz. Pil tarafına baktığımızda Galaxy S7’nin 3000 mAh kapasiteli pil barındırdığını görüyoruz. Geçen yılın S6 modelinde pil en büyük baş ağrılarından bir tanesiydi, ancak Samsung bu yıl hem pil kapasitesini artırarak hem de donanım optimizasyonunu düzgün şekilde yaparak normal yoğunlukta bir günün üstüne rahatlıkla çıkan bir iki şarj arası kullanım ömrü sergileyen telefona ulaşmayı

başarmış. Hızlı şarj özellikli şarj adaptörü sayesinde yüzde 30-40 arası bir şarja sadece yarım saatte ulaşması da önemli artılardan bir tanesi. Kablosuz şarj özelliğini de unutmayalım. Giderek daha fazla ortamda kablosuz şarj desteğini görüyoruz, aksesuarların sayısı da artıyor. Eğer Galaxy S7 satın alacaksanız, kablosuz şarjın rahatlığını yaşamanızı sağlayacak bir aksesuar satın almanızı öneririz. Samsung’un 2016 model amiral gemisi kablosuz bağlantılar tarafında da şanına yakışır niteliklere sahip. 802.11a/b/g/n/ac WiFi, Bluetooth 4.2 + LE, GLONASS ve BDS destekli

- 39 -

GPS, NFC gibi kablosuz bağlantı özelliklerini görüyoruz. 4.5G tarafında ise Kategori 9 LTE desteği mevcut. Bu, saniyede 450 Mbit indirme ve 50 Mbit indirme hızlarına teorik olarak ulaşmanın mümkün olduğu anlamına geliyor, yani sınır orası. Diğer bir deyişle, mevcut 4.5G şebekelerinden en üst düzeyde hizmet alabilirsiniz. Ayrıca Türk Telekom abonesiyseniz, bu telefon GİGA 4.5G olarak adlandırılan özelliği de destekliyor. Böylelikle Wi-Fi ve 4.5G’yi birlikte kullanarak daha da yüksek hızlara çıkmak mümkün hâle geliyor. VoLTE desteği de mevcut, yani telefon görüşmeleri 2G veya 3G şebekeleri üzerinden değil, 4.5G üzerinden


İNCELEME

gerçekleştirilebiliyor. Ancak bunun için şebekenin VoLTE desteğini sunması gerekiyor. Galaxy S7’de Galaxy S7 edge gibi Android 6.0 Marshmallow ile yüklü olarak geliyor. Samsung bunun üstünde TouchWiz kullanıcı arayüzünü sunuyor, ancak geçen yıllara göre arayüzün daha da sadeleştirildiğini, Google’ın saf Android arayüzüne daha yakın bir havanın yakalandığını görüyoruz. Yine de, Galaxy S7’de işlev bakımından birbirini tekrarlayan birçok uygulama var; örneğin Chrome ve İnternet, Google Fotoğraflar ve Galeri, Google Play ile Galaxy Apps bunlardan ilk akla gelenler. Bunun dışında Samsung telefonlarına özel

çeşitli uygulamaları da Galaxy S7’de görüyoruz. Microsoft’un Word, Excel, PowerPoint, Skype, OneDrive gibi uygulamaları da yüklü olarak sunuluyor.

gerçekleştirebilirsiniz. Game Tools oyunlar dışında bazı uygulamalarda da otomatik olarak görünüyor ki, Samsung bu durumu güncellemelerle çözecektir.

Game Launcher adı verilen oyun odaklı portal Galaxy S7’de mevcut. Bu portalı açtığınızda oyunlar otomatik olarak buraya ekleniyor ve buradan oyunları başlatabiliyorsunuz. Game Tools olarak adlandırılan araç ise oyun sorasında ekranın bir köşesinde ikon olarak duruyor, buna tıkladığınızda ekran görüntüsü almadan ekran görüntüsü kaydetmeye, rahatsız etme özelliğini açmadan donanım ve geri gibi tuşları kitlemeye kadar farklı işleri

Galaxy S7, Galaxy S7 edge’de yer alan Edge panelleri ve uygulamaları dışında aynı deneyimi sunuyor. Galaxy S7 edge inceleme yazımızda yazılım deneyimiyle ilgili çok daha fazla ayrıntıyı bulmanız mümkün olacaktır.

- 40 -

Kamera tarafında da Samsung’un iki amiral gemisi ortak özellikler taşıyor. Arkada 12 megapiksel, f/1.7 diyafram açıklıklı, optik görüntü sabitleme sistemli ve LED flaşlı bir kamera


İNCELEME açıdan çok hoş durmasına rağmen doğallıktan uzaklaşmış görüntüler elde ediliyor. Sonuç olarak Galaxy S7 ile çekeceğiniz fotoğraflardan oldukça memnun kalacağınızı söylememiz gerekiyor. Video tarafında yine 4K video kayıt özelliğini görüyoruz. Çift mikrofonun etkisiyle ortam sesleri gayet kaliteli şekilde kayıt altına alınıyor. Saniyede 60 kare hızında 1080p video kayıt çekimini de boş geçmemenizi tavsiye ederiz. Bunun yanı sıra video çekimi sırasında fotoğraf çekimi de gerçekleştirebilirsiniz. bulunuyor. Bu kamera Auto HDR, panorama gibi yazılım tabanlı özelliklere sahip. Önde de 5 megapiksel, f/1.7 diyafram açıklıklı ve yine arkadaki gibi Auto HDR özellikli ikinci bir kamera bulunuyor. Kamera uygulaması yine ekranın altındaki tuşa iki kez art arda basıldığında hızlı şekilde açılıyor ve çekime hazır hâle geliyor. Kullanıcı arayüzü oldukça sade, fotoğraf ve video çekim tuşları bir arada yer alıyor, MOD tuşu üzerinden de otomatik, elle çekim ve benzeri çekim modlarına kolayca ulaşmak mümkün oluyor. Sezgisel arayüz sayesine Kamera uygulamasına kolaylıkla alışabilir, fotoğraf ve video çekimini daha da kolay hâle getirebilirsiniz.

Galaxy S7’nin 5 megapiksel çözünürlüklü ön kamerası belki çözünürlük değeriyle bazı telefonların gerisinde kalıyor olabilir. Ancak f/ 1.7 diyafram açıklığı değeriyle öne çıkıyor, loş ışıkta gayet aydınlık, detayların anlaşıldığı fotoğrafların çekilmesini sağlıyor. Auto HDR’nin ön kamera için de sunulması önemli artılardan bir tanesi. Akıllı telefon tercihini Samsung’dan yana kullananların önünde iki tercih var; onlar Galaxy S7 ve S7 edge. Galaxy S7 edge büyük ekran deneyimini, normale göre daha kompakt

Çekilen fotoğrafların kalitesi ve nitelikleri bakımından S7’nin S7 edge’den doğal olarak bir farkı bulunmuyor. Işığın yeterli olduğu ortamlarda gayet net, detayları bol kareler yakalamak mümkün. Düşük ışıkta da gayet aydınlık fotoğraflar elde ediliyor, hatta bazen parlaklık o kadar abartılmış ki; görsel

- 41 -


İNCELEME

boyutlarda sunuyor ve bu açıdan büyük keyif veriyor. Kavisli kenar ekranları çok gerekli değil, ancak normal bir akıllı telefona göre farklı deneyim sunduğu bir gerçek. Galaxy S7 büyük ekranlı kardeşine göre biraz daha sıradan görünen bir telefon. Aslında Galaxy S7 ve S7 edge’in MWC 2016’daki tanıtımları sırasında bu iki telefonu ilk kez gördüğümüzde S7 edge’in gerçek bir üst sınıf Android telefonu gibi durduğunu, Galaxy S7’nin ise biraz daha

orta üst segment telefon havası taşıdığını düşünmüştük. Ancak Galaxy S7’yi belirli bir süre boyunca kullandığımızda onun gerçekten de güçlü, aynı zamanda gerçekten de üst sınıf Android telefon havasını kullanıcısına hissettiren bir telefon olduğunu gördük. Sonuç olarak, bütçenizden sapmak istemiyor, daha küçük ekranlı bir telefonla kendinizi daha rahat hissedeceğinizi düşünüyorsanız, o hâlde seçiminizi S7’den yana kullanın.

Teknoblog.com’dan Samsung Galaxy S7

- 42 -


İNCELEME

Sanal gerçeklik deneyimini her yere taşıyın

Samsung Gear VR

V

Sanal gerçeklik, teknoloji dünyasında son zamanların en sıcak gündem maddeleri arasında yer alıyor. Söz konusu konseptin önümüzdeki dönemde de bu sıcaklığını koruyacağını görmek pek zor değil. Sanal gerçekliği son kullanıcıyla buluşturan sanal gerçeklik başlığı ise farklı kategorilerde boy gösteriyor. Akıllı

telefonlardan faydalanarak sanal gerçeklik teknolojisini sunan cihazlar arasında ise Samsung’un Oculus ile birlikte geliştirdiği Gear VR ön plana çıkıyor. Samsung’un IFA 2014’te duyurduğu Gear VR, 1 yılı aşkın bir süre boyunca devam eden bir geliştirme sürecinin ardından geçtiğimiz yılın sonları itibarıyla yurt dışında piyasaya çıkmaya

- 43 -

başlamıştı. Bu gelişim sürecinde yenilenen sanal gerçeklik başlığı, MWC 2015’te yeni yüzüyle boy göstermişti. Güney Koreli şirket, 2016 model amiral gemileri Galaxy S7 ve Galaxy S7 edge’in çıkışıyla birlikte Gear VR’ı da daha geniş bir kitleyle buluşturdu. Piyasadaki benzer ürünlere kıyasla çok daha iyi bir performans sergileme


İNCELEME mesafesini belirlemek ve odaklama yapmak için kullanılıyor. Gear VR ile net bir görüntü kalitesine ulaşmak için odaklama ayarını düzgün biçimde yapmak büyük önem taşıyor. Gear VR’ın yüzle temas eden kısımlarının iki sünger katmanıyla kaplanmış olması ise sanal gerçeklik başlığının yüzde herhangi bir acı oluşturmasını engelliyor. Yine de, sanal gerçeklik başlığını uzun süre takanların yüzünde bazı izlerin oluştuğunu belirtmek gerekiyor. potansiyeli taşıyan Samsung Gear VR, yine Güney Koreli elektronik devinin imzasını taşıyan Galaxy S6, Galaxy S6 edge, Galaxy S6 edge+, Galaxy Note 5, Galaxy S7 ve Galaxy S7 edge modelleriyle birlikte çalışıyor. Gelişmiş donanımsal özellikler barındırmayan ve gücünü bağlandığı akıllı telefondan alan Gear VR, Samsung ile Oculus arasındaki işbirliği çerçevesinde Oculus’un imzasını taşıyan sanal gerçeklik teknolojisiyle birlikte çalışıyor. Son zamanların en ilgi çekici ürünlerinden biri olan Samsung Gear VR’ı sizler için mercek altına aldık. Daha önce başka sanal gerçeklik başlıklarıyla haşır neşir olanlar için Gear VR, sıra dışı bir konsept olmayacaktır. Sanal gerçeklik başlığının ana kısmı, görüntüsü itibarıyla yüksek

teknolojili bir şnorkeli hatırlatsa da, kullanıcıları sanal gerçekliğin büyüsüyle tanıştırıyor. Bu bölümde yer alan lensler, uyumlu Galaxy telefonlarının ekranı üzerinde sanal gerçeklik deneyimi yaşatıyor. Başlığın üst kısmında bulunan kaydırıcı ise lenslerin göze olan

- 44 -

Samsung Gear VR’ın yüzde oluşturduğu ağırlıkta kullanılan telefon modelinin ağırlığının da önemli bir faktör olduğunu vurgulamakta fayda var. Örneğin, sanal gerçeklik başlığını 152 gram ağırlığındaki Galaxy S7 ile kullananlar, 171 gram ağırlığındaki Galaxy Note 5 ile


İNCELEME kullananlara kıyasla daha az yorulacaklardır. Söz konusu ağırlık farkları temelde oldukça küçük olsa da, uzun süreli sanal gerçeklik deneyimlerinde beklenmeyen farklar oluşturabiliyor. Samsung Gear VR, iki kayış aracılığıyla kullanıcıların başına yerleştiriliyor. Bu kayışlardan biri başın arka kısmını dolaşırken, diğer kayış da arka başın üst kısmından arka kayış ve cihazın üst kısmı arasında bir köprü vazifesi görüyor. Başlığın ana kısmının sağ tarafında dokunma uyumlu panel ve bir bir önceki ekrana dönmeyi sağlayan bir tuş bulunuyor. Bu kontrol araçlarının biraz önünde ise ses kontrol butonları yer alıyor. Bu araçların varlığı, sanal gerçeklik deneyimi içinde gezinmeyi ve deneyimi kontrol etmeyi kolaylaştırıyor. Başlığın ön kısmında bulunan siyah panel ise bir tür

koruyucu kapak işlevi görülüyor. Akıllı telefonu başlığa monte etmek için bu paneli yerinden çıkarmak gerekiyor. Telefon takıldıktan sonra ise bu panel yeniden yerine takılıyor. Tüm bu işlemler oldukça rahat ve sorunsuz biçimde gerçekleştiriliyor.

akıllı telefonun jakına kulaklık bağlamak mümkün oluyor. Böylelikle sanal gerçeklik deneyimi, daha kapsayıcı biçimde yaşanabiliyor. Bu tarz küçük tasarım dokunuşlarının Gear VR’ı kullanışlı ve kullanıcı dostu bir ürün haline getirdiği rahatlıkla söylenebilir.

Koruyucu panelde bulunan küçük bir boşluk sayesinde

Samsung Gear VR, 96 derecelik bir görüş açısı sunuyor. Söz konusu açı, daha gelişmiş sanal gerçeklik başlıklarınınki kadar yüksek olmasa da, 360 derecelik baş takibiyle birleştiğinde ortaya çok etkileyici ve sarmalayıcı bir deneyim çıkıyor. Başlığa yerleştirilen ivmeölçer ve jiroskop da gözün önüne gelen görüntünün baş hareketleriyle uyumlu olmasını sağlıyor. Gear VR’ın başlangıçtaki kurulumu oldukça açık olsa da, yüklenmesi gereken ekstra içerik ve uygulamaların varlığı nedeniyle biraz fazla zaman

- 45 -


İNCELEME alabiliyor. Kullanıcıların Gear VR için hazırlanan özel Oculus uygulamasını cihazlarına önceden yüklemeleri ve gerekli giriş işlemlerini yapmaları, kurulum esnasında zaman kazandırabiliyor. Akıllı telefonu Gear VR’a takmak için koruyucu siyah paneli yerinden çıkarmak gerekiyor. Panel açıldığında telefonun USB girişine yerleşecek olan microUSB ucu, cihaz tutucunun altına gizlenmiş de olsa görülüyor. Cihaz tutucu hafifçe ittiriliyor ve böylelikle kullanılacak akıllı telefonun boyutuna uygun biçimde ayarlanabiliyor. Galaxy Note 5, Galaxy S6 edge+ ve Galaxy S7 edge sahiplerinin cihaz tutucuyu A konumuna getirmesi gerekiyor. Galaxy S6, Galaxy S6 edge ve Galaxy S7’yi yerleştirmek içinse cihaz tutucu B konumuna getiriliyor.

Telefon, Gear VR’ın cihaz tutucusuna yerleştirildikten sonra telefonun üst kısmı da başlığa monte ediliyor ve kullanıcılar siyah paneli yeniden kapatıp cihazı başlarına geçirdikten sonra sanal gerçeklik deneyimini yaşamaya başlayabiliyor. Sanal gerçeklik dünyasının kapılarını ilk kez açanlara kullanıma dair çeşitli uyarılarda bulunuluyor. Başlığın kullanımına her 15 ila 20 dakikada bir ara verilmesi gibi öneriler, daha yolun başında kullanıcılara sunuluyor. Oculus uygulaması, Gear VR’ın desteklediği diğer uygulamalara da yol açan bir merkez niteliği taşıyor. Oculus uygulamasının arayüzünde dolaşmak oldukça kolay. Bu dolaşım kolaylığı, Gear VR’ın da sıkıntı yaşamadan kullanılmasını sağlıyor. Oculus uygulaması kullanıcılara sanal bir evin içinde olduklarını hissettiriyor. Panoramik pencereleri ve büyük bir koltuğun bulunduğu

- 46 -


İNCELEME kütüphane için yazılı bağlantılar ise ekranın alt kısmında bulunuyor.

ev, oldukça konforlu gözüküyor. Sanal gerçeklik uygulamasının menüsü, kareler halinde havada asılı biçimde kullanıcıların karşısına çıkıyor. Kullanıcılar başlarıyla gözlerinin önündeki imleci hareket ettirebiliyor. İmleç, hedeflenen menünün veya uygulamanın sekmesinin üstüne geldiğinde ise cihazın sağ kısmında bulunan dokunma uyumlu alana dokunarak ilgili menünün veya uygulamanın açılması sağlanıyor. Bu ekranda kullanıcıların daha önceden indirdiği uygulamaların yanı sıra, Samsung’un önerdiği uygulamalar da görüntüleniyor.

Geri Dön butonuna biraz uzun süre basıldığında ise kullanıcılar seçenekler menüsüne yönlendiriliyor. Bu menü üzerinden telefonun pil durumunu kontrol etmek, ekran parlaklığını ayarlamak, “Rahatsız Etme” modunu aktif hâle getirmek veya gerçek görüş kamerasını çalıştırmak mümkün oluyor. Gerçek görüş kamerasından görüntü alabilmek için başlığın ön kısmındaki koruyucu siyah paneli çıkartmak gerekiyor. Bu özelliğe pek fazla ihtiyaç duyulmayabilir, ancak gerektiğinde başlığı tamamen çıkarmak yerine sadece gerçek görüş kamerasını çalıştırmak daha kolay olabilir. Samsung ve Oculus, sanal gerçeklik deneyimini daha cazip hâle getirmek için hem oyun geliştiricileriyle hem de diğer büyük platformlarla işbirliğine gidiyor. Bütün bu çalışmaların sonunda Samsung Gear VR üzerinde erişilebilen uygulamaların sayısı ve kalitesi sürekli olarak artış gösteriyor.

Ana menü üzerinden farklı uygulama mağazalarına erişilebiliyor. Bu mağazalardan birisi, ana Oculus mağazası işlevini görüyor. Diğerindeyse sadece Samsung’un geliştirdiği uygulamalar bulunuyor. Kullanıcılar ana ekranın sağ tarafında bulunan bağlantı üzerinden daha önce satın aldıkları uygulama veya içeriklerin listesine erişebiliyor. Ana ekran, mağaza ve

- 47 -


İNCELEME

Netflix’in Gear VR uygulaması, söz konusu çalışmaların önde gelen örnekleri arasında sayılabilir. Uygulamada kullanıcılar kendilerini bir dağ evinde büyükçe bir televizyonun karşısında, kırmızı bir koltukta otururken buluyor. Kafa hafif sola çevrildiğinde ise karlı dağların manzarası görülüyor. Netflix Gear VR uygulaması üzerinde içerik taraması yapmak pek kolay olmasa da, önceden listeye alınan bir içeriğe rahatlıkla erişiliyor. Sanal gerçeklik başlığı, izlenilen içeriğe daha kolay konsantre olmasını kolaylaştırıyor. Ancak bu noktada 20-25 dakikada bir başlığı çıkartmakta fayda olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Samsung Gear VR ile uyumlu oyun ve uygulamaların sayısı sürekli olarak artıyor. Bazıları sadece Gear VR’a özgü olan bu içeriklerden bazıları için “cüzi” olarak nitelenebilecek ücretler ödemek gerekebiliyor. Ancak ücretsiz uygulama sayısının da oldukça makul bir seviyede olduğu rahatlıkla söylenebilir. Omega Agent, Temple Run ve Minecraft, Gear VR ile oynanabilen ilgi çekici

- 48 -

oyunlar listesinin üst basamaklarında yer alıyor. Samsung Gear VR, sadece oyun oynamaya yarayan bir cihaz niteliği taşımıyor. Cihazla Netflix’in ötesinde bir multimedya deneyimi yaşanabiliyor. Kullanıcılar hem 2D hem de 3D videoları başlıkla görüntüleyebiliyor. Sanal gerçeklik başlığı ile Cirque du Soleil gösterisi çok daha farklı bir açıdan izlenebiliyor. Buna ek olarak, 360 derecelik fotoğraflar sayesinde dünyanın farklı noktalarını sanki oradaymış gibi keşfetmek de mümkün oluyor. Samsung Gear VR’ın uyumlu olduğu telefonların hem donanım hem de ekran kalitesi bakımından güçlü olduğu bir gerçek. Donanımın kuvveti, sanal gerçeklik platformunun sorunsuz biçimde işletilmesini sağlıyor. Görüntü kanadında ise ekran çözünürlüğü iki telefon arasında paylaştırıldığı için kalite biraz düşüyor. Yazılım ise sanal gerçeklik yolculuğunun başlangıcından bu yana önemli ölçüde gelişmiş durumda. Bu gelişim


İNCELEME sayesinde Oculus uygulamasının içinde gezinirken veya diğer uygulamaları çalıştırırken ciddi sorunlar yaşanmıyor. Sanal gerçeklik başlığındaki en önemli problem olarak ise lenslerin buğulanması ön plana çıkıyor. Samsung tasarım sisteminin buğulanmayı engellediğini iddia etse de, başlık takıldığında bu sorun sıklıkla görülüyor. Lensler yüzle aynı sıcaklığa gelene kadar, silme ve yeniden ayarlama işlemi yapılması gerekebiliyor.

Tamamen kablosuz olması, baş takip yeteneğinin gelişmişliği ve içerik kütüphanesinin rakiplerine kıyasla büyüklüğü, Gear VR’ın en önemli artı noktaları olarak ön plana çıkıyor. Çözünürlüğün düşük olması, oyunlarda tam içeriğe erişmek için biraz fazla para ödemek gerekmesi ve sadece bazı Galaxy modelleriyle uyumlu olması ise Samsung Gear VR’ın eksiler hanesinin ilk sıralarına yazılabilir.

Uyumlu Galaxy modellerine sahip olanlar için Samsung Gear VR, sanal gerçeklik ile tanışmak ve multimedya içerik tüketimini çok daha derinlemesine biçimde deneyimlemek adına uygun bir araç niteliği taşıyor. Oyun konusunda da farklı kapıları açan Gear VR’a 300 TL civarında rakamlar karşılığında sahip olunabilmesi de, ürünün çekiciliğini artırıyor.

Teknoblog.com’dan Samsung Gear VR

- 49 -


facebook.com/teknoblog

instagram.com/teknoblog

twiWer.com/teknoblog

youtube.com/teknoblog

google.com/+teknoblog

pinterest.com/teknoblog


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.