SAYI 16 - NİSAN 2016
www.teknoblog.com
MY TV EPISODES
HTC 10 vs. LG G5
Yabancı dizi sevenler mutlaka yüklemeli
İki gözde Android telefonu karşı karşıya
GELECEK DALGA Kazananlar hangi şirketler olacak?
2016 model MacBook çıktı, 2015 model ile karşılaştırdık
iPHONE SE KÜÇÜK GÖVDESİNDE BÜYÜK GÜÇ BARINDIRAN APPLE’IN YENİ AKILLI TELEFONUYLA İLGİLİ TÜM DETAYLAR İNCELEMEMİZDE
VESTEL VENUS V3 5020 4.5G deneyimini uygun fiyatlı bir Android telefonla yaşayın
İÇİNDEKİLER
3
7
HABER
Apple Watch uygulamaları artık yerel olmak zorunda Google’ın geleceği bulut ve yapay zekada iOS Android’e göre daha fazla para getiriyor
3 5 9
EDİTÖRDEN
20
Bir sonraki büyük dalganın üstünde kim olacak?
vs
23
YEPYENİ
17
20
HTC One S9
KARŞILAŞTIRMA HTC 10 vs. LG G5
23
DOSYA
Apple MacBook 2016 ve MacBook 2015 karşı karşıya
UYGULAMALAR My TV Episodes Square Jump
24
27 30
NASIL YAPILIR?
34
44
Apple Watch kayışları nasıl değiştirilir?
İNCELEMELER iPhone SE Vestel Venus V3 5020
TEKNOBLOG DERGİ
Genel Yayın Yönetmeni Sabri KÜSTÜR
Editörler Sinan KÜSTÜR Grafik - Tasarım Oya KÜSTÜR
-2 -
33
34 42
Adres:
Küçükbakkalköy Mah. Derebey Sok. Dumankaya Flex 13/44 34750 Ataşehir / İSTANBUL
Telefon:
0850 223 19 17 0532 453 02 94
E-posta:
dergi@teknoblog.com
HABER
Apple Watch uygulamaları 1 Hazirandan itibaren yerel olmak zorunda Tüm yeni Apple Watch uygulamalarının 1 Haziran tarihinden itibaren akıllı saat üstünde bağımsız şekilde çalışıyor olması zorunlu olacak. Apple dün yazılım geliştiricilere yaptığı duyuruyla bu önemli değişikliği ilan etti. Bu demek oluyor ki, bundan böyle bu şarta uyum sağlamayan Apple Watch uygulamaları geri çevrilecek.
Geliştiriciler geçtiğimiz eylül ayında watchOS 2 çıktığından beri doğrudan yerinde çalışan Watch uygulamalarını yayınlayabiliyordu. Bunun öncesinde tüm Apple Watch uygulamaları Watch’un bağlı olduğu iPhone üzerinden çalıştırılıyordu. iPhone tüm işlemleri yapıyor ve gösterilmesi gereken her şeyi Watch’a ışınlıyordu. Bu durum Watch’un pil ömrünün korunmasını sağlıyor, ancak uygulamaların daha yavaş işlemesine neden oluyor; çünkü tüm bilgilerin sürekli Watch ve iPhone arasında taşınması gerekiyor.
Yerel nitelikli uygulamalar henüz watchOS ekosisteminde büyük bir farklılık yaratmadı. Apple Watch uygulamalarının kullanımı konusunda kullanıcıların fazla aktif davranmaması geliştiricileri Watch uygulamaları geliştirme konusunda daha fazla düşünmeye sevk ediyor, bu da daha fazla uygulamanın gelmesini engelliyor. Yine de, Apple’ın getireceği zorunluluğun tüm watchOS uygulamalarının eskiden daha hızlı çalışmasını sağlayacağını söyleyebiliriz.
-3 -
HABER
Spotify müzikal tercihleriniz doğrultusunda Game of Thrones karakterinizi söyleyecek
Popüler dizi Game of Thrones’un altıncı sezonu, geçen pazarı pazartesiye bağlayan gece yayınlanacak ilk bölümle başladı. İnternet dünyası, şimdiden Game of Thrones rüzgarından faydalanmak için çeşitli hamleler yapıyor. Dizinin gücünü arkasına alanlardan birisi de çevrim içi müzik servisi Spotify oldu.
kullanıcılarına bir Game of Thrones karakteri verirken, bir de çalma listesi önerisinde bulundu. Spotify Game of Thrones işbirliğinde, kullanıcılarla dizi karakterleri arasında eşleştirme kullanıcıların sıklıkla dinledikleri müzik türlerine göre yapılıyor. Örneğin, öncelikli tercihi gotik rock veya indie olanlara Stannis Baratheon gibi bir karakter önerilebiliyor. Tarz olarak elektroniğe yakın duranlar ise Lord Varys ile eşleştirilebiliyor. Akıbeti en çok merak edilen Game of Thrones karakteri olan Jon Snow ise ağırlıklı olarak rock dinleyenlerle eşleştiriliyor.
Spotify Game of Thrones için özel site oluşturdu Çevrim içi müzik servisi, Star Wars: The Force Awakens’ın vizyona girdiği dönemde yaptığı gibi özel bir site oluşturdu. Bu sitede kullanıcılarının tercihlerini analiz eden Spotify; söz konusu tercihler doğrultusunda
-4 -
HABER
Google’ın geleceği bulut ve yapay zekada yatıyor Google arama işinin ötesine geçerek teknoloji endüstrisinin en kazançlı ve gelecek vadeden alanlarına el atmaya başlıyor; söz konusu alanlar yapay zeka ve bulut bilişim. Arama ve reklam gelirlerinin yavaşlamaya başladığı bir ortamda Google’ın yeni arayışlara girmesi kaçınılmazdı ve seçilen alanlar da Google’ın elindeki potansiyeli kullanması için epey uygun görünüyor.
büyüdükçe veri merkezi yatırımlarını işleme ve bunların kullanımını ölçekleme konusunda gerçekten olgunlaştıklarını, dışarıdaki müşterilere gerçek anlamda hizmet edebilecek şekilde çizginin öteki tarafına geçtiklerini kaydetti.
Bulut sayesinde şirket veri merkezleri içindeki sunucu alanlarını ve yazılımlarını şirketlere kiralayarak veya satarak onların yararlanmasını mümkün kılabilir Bu tarz servis odaklı işler giderek teknoloji endüstrisinde gelir elde etmek için gözde bir yöntem hâline geliyor.
kullanmak için önemli miktarlarda ödeme yapıyor. Microsoft ise Azure ürün paketiyle hızlı şekilde büyüyor. İşte arama devi şimdi böyle bir pazarda büyük isimlerle rekabet edecek. Şirket 2020 yılına gelindiğinde bulut işinin reklam gelirlerini yakalamasını istiyor ve bu hedef de şirketin kurumsal servis sağlayıcısı olma yolundaki dönüşümünün merkezinde yer alıyor.
Şu anda Netflix ve Spotify gibi büyük müşteriler Amazon’un AWS bulut platformunu
Google CEO’su Sundar Pichai, her zaman bulut işiyle uğraştıklarını, ancak sadece şirket içinde tüketmekle yetindiklerini söyledi. Ancak
-5 -
HABER
Turkcell Dört Dörtlük Paketler ile mobil ve sabit hizmetleri birleştiriyor belirterek, “Fiyatı 79 TL’den başlayan paketlerimizde sabit ve mobil internetin yanı sıra BiP ile Akıllı Depo gibi popüler Turkcell servisleri de yer alıyor. Turkcell Platinum faydası içeren büyük kotalı paketlerimizde ise Turkcell TV+ ve Fizy mobil uygulamalarımızı da paketlerimizin yanında sunuyoruz. İnternet bağlantısı için kurulum ücreti alınmayan bu paketleri tercih edenleri sabit internetleri bağlanana kadar internetsiz de bırakmıyor, cep telefonlarına bir ay boyunca geçerli 4.5GB hediye internet yüklüyoruz.” dedi. Entegre telekom şirketi olarak müşterilere bütün hizmetleri tek elden bütünleşik sunmayı hedeflediklerini kaydeden Erkan sahada, çağrı merkezimizde ve dijital kanallarda yakınsanmış müşteri deneyimi için planlarımızı hayata geçirmeye başladıklarını, bunun en büyük adımının ise bugün sunmaya başladıkları Dört Dörtlük Paketleri olduğunu belirtti. Erkan “Bu sayede telekomünikasyon pazarının kurallarını yeniden yazarak, müşterilerimize tek çatı altında ihtiyaç duydukları hizmetleri birlikte sunuyoruz. Mobil ve sabitteki gücümüzle müşterilerimize fark yaratan ve sektörde örneği olmayan bir deneyim yaşatacağız.” şeklinde sözlerine ekleme yaptı.
Turkcell hizmetlerini tek çatı altında birleştirmeyi sürdürüyor, müşterilerine mobil ve sabit hizmetlerinin birleştiği tek paketler sunuyor. Bugün itibarıyla Dört Dörtlük Paketleri’ni lanse eden Turkcell, müşterilerinin ihtiyaçlarına göre farklılaşan yeni teklifler geliştirdi.
Turkcell Grup tarafından verilen hizmetlerin tamamı için tek bir aramada müşterilerin Turkcell’e ulaşmaları ve tüm sorunlarının çözülmesini çok önemsediklerini ve bu hizmetin de tek çatı altında yer alacağını ifade eden Erkan, “Diyelim ki cep telefonunuzun kotasıyla ilgili öğrenmek istediğiniz bir şey var. Aynı zamanda evinizdeki internet için de sormak istediğiniz bir sorunuz var. Artık 0532 532 00 00’ı arayarak tek numaradan ulaşabileceğiniz müşteri hizmetlerimiz ile telefonu kapattığınızda bütün sorunlarınız çözülerek, tüm ihtiyaçlarınızı tek bir numaradan karşılayabileceksiniz.” açıklamasını yaptı.
Dört Dörtlük Paketler ile Turkcell müşterileri hem evlerinde 50 Mbps hızında sınırsız internet hem de cep telefonlarından kullanabilecekleri 4 GB internetle birlikte 500 dakika her yöne görüşme ve 1000 SMS’i ayda 79TL’ye satın alabilecek. 109 liralık teklifte ise 1000 dakika cepten konuşma ve 10 GB cepten internet ile 50 Mbps hızındaki sınırsız ev interneti tek pakette yer alıyor. 129 liralık bir diğer teklifte ise 1000 dakika cepten konuşmaya ilave olarak 15 GB cepten internet hizmeti yine 50Mbps hızında sınırsız ev interneti ile birlikte bulunuyor. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, müşterilerine mobil sabit birleşik paketlerde birbirinden cazip teklifler sunduklarını
-6 -
HABER
Opera VPN desteğini yerleşik olarak sunan ilk büyük web tarayıcısı Twitter, YouTube ve benzeri sosyal medya servislerine ve çeşitli web sitelerine gelen erişim engellemeleri nedeniyle ülkemizde VPN, Türkçe açılımıyla sanal özel ağ kullanımı epey yaygın sayılır. Kullanıcılar genellikle üçüncü taraf uygulama veya istemci yükleyerek VPN işini çözmeye çalışıyor, ancak şimdi Opera onlar için biraz daha kullanışlı bir seçenek sunuyor.
Ön izleme versiyonunda VPN için sadece üç adet konum (ABD, Kanada ve Almanya) üzerinden bağlantı kuruluyormuş gibi destek sunuluyor. İnternet tarayıcısının söz konusu versiyonu son hâlini aldığında daha fazla VPN noktası görebiliriz. Bu arada Opera’nın VPN hizmeti ücretsiz. Eğer yasaklı bir servise veya bulunduğunuz ülkeden erişime kapalı olan bir içerik hizmetine erişmek istiyorsanız, ya da internet aktivitenizi izlenmesi zor hâle getirmeyi amaçlıyorsanız, Opera’nın internet tarayıcısı en kolay ve makul seçenek gibi görünüyor.
Opera’nın geliştirici sürümünü yayınladığı masaüstü web tarayıcısının yeni versiyonu yerleşik VPN desteğine sahip. Kullanıcılar sadece tek bir düğmeye tıklayarak 256-bit korumayla şifrelenmiş bağlantıya sahip oluyor, bağlantı detaylarını saklıyor, devlet kuruluşları tarafından erişimi kısıtlanmış web sitelerine girme fırsatı elde edebiliyor.
Aşağıdaki kaynak bağlantısını takip ederek Opera VPN özellikli sürümün geliştirici versiyonunu indirebilirsiniz.
-7 -
HABER
Corning sağlam cam tabakanın üstüne baskı tekniği geliştirdi
M
Corning, sağlamlaştırılmış dokunmatik yüzeylerin kullanımına yönelik yeni bir yöntem duyurdu. Vibrant Gorilla Glass olarak adlandırılan bu yeni yöntem sayesinde üreticiler materyal üstüne yüksek çözünürlüklü görseller basabilecek. Gorilla Glass Innovations direktörü Scott Forester’ın Engadget’a verdiği demece göre, bu yeni yöntem geleneksel ekran baskı süreçlerinin sağlamadığı kadar geniş aralıkta renk yelpazesini kullanıcılara sunacak. Camın getirdiği en büyük zorluklardan bir tanesi bileşenlerin atıl durumda olması, ancak baskı malzemesinin cama nasıl yapıştırılacağı da ayrı bir soru işareti. Corning süreç ve teknoloji hakkında fazla detay vermiyor, ancak mürekkepler ve akışkanları anlamak için biraz zaman harcadıklarını ve bunları cama nasıl yapıştıracaklarını öğrendiklerini söylüyor. Ekipman ve mürekkep formülüyle ilgili birçok fikri hakkın söz konusu olduğunun altını çizen
Forester, görülenden çok daha farklı bir baskı teknolojisinin kullanıldığına dikkat çekiyor. Corning iPhone ekranlarına fotoğraf damgalamayı planlamıyor, ancak şirket özellikle ön plakaların yeni geliştirdikleri yöntem için elverişli bir kullanım sunacağını düşünüyor. Örneğin dizüstü bilgisayarların dış kapakları veya akıllı telefonların arka yüzleri Vibrant Gorilla Glass için epey elverişli görünüyor. Forester cihazlarına renkli logolarını eklemek isteyen şirketlerden fazlasıyla ilgi gördüklerini vurguluyor. Dahası, Corning bu teknolojiyi reklamcılara ve pazarlamacılara sunma fikrine de açık. Ayrıca tüketiciler de üreticilerden yeni bir cihaz satın alırken bu teknolojiyi kullanarak cihazlarını daha fazla özelleştirebilirler. Örneğin cihazın arkasındaki üretici logosunu kaldırıp yerine kendi seçtikleri veya tasarladıkları bir görsel, işaret veya logo yerleştirebilirler.
-8 -
HABER
iOS Android’e göre daha fazla para getiriyor iOS Android uygulama platformları savaşı hiçbir zaman bitmedi. Her ne kadar geliştiricilerin hem iOS hem de Android platformlarına yöneldiğini görsek de, söz konusu uygulamaların sayısı ve kalitesi olduğunda iki platform arasındaki fark hiçbir zaman kapanmadı. App Annie’nin 2016 birinci çeyrek pazar raporu da durumun neden böyle devam edeceği konusunda ipuçları veriyor. Google Play Store’daki uygulama indirme sayıları Apple App Store’u epeye geride bırakıyor, neredeyse ikiye katlıyor. Ancak iOS mağazası Android mağazasına göre hemen hemen iki kat daha fazla gelir getiriyor. Rakamlara bakıldığında geliştiricilerin neden iOS’i öncelikli olarak tercih ettiği, hatta bazen ona imtiyaz tanıdığı anlaşılıyor, ne de olsa para önemli. Yüksek indirme sayıları görülebilirlik ve reklamlar için mükemmel bir ortam oluşturabilir, ancak geliştiriciler için gelirler de önemli. App Annie, iOS gelirlerinin 2015’in aynı dönemine göre 2.2 kat artış gösterdiğinin altını çiziyor. Tüm bu gelirlerin temel kaynağını mobil oyunlardaki uygulama içi satışlar oluşturuyor. Bu satın almaların istenmeden yapılıp yapılmadığını, ebeveynlerin rızasının olup olmadığını bilemeyiz, ancak uygulama içi satın almaların mobil uygulamalar, özellikle de oyunlar için yeni bir gelir kaynağı oluşturduğu açık şekilde görülüyor. Eğlence ve müzik uygulamaları, daha doğrusu video ve müzik dinleme uygulamaları da yükselişte görülüyor. Bunların gelirleri tek seferlik uygulama içi satışlardan daha çok aboneliklerden
geliyor. Pazar yaygınlığına bakıldığında ABD hâlâ en önde yer almaya devam ediyor, ancak uygulama gelirlerinde Çin Japonya’yı geride bıraktı. Bu demek oluyor ki, mobil pazarın parlayan yıldızı mobil uygulama gelirleri oluşturmakta da ikinci sıraya yerleşti. Gelecekte Çin’in daha büyük ataklar yapmasını bekleyebiliriz. İndirme performansı içinde yer alan ilginç rakamlar da Vietnam, Arjantin, Mısır gibi ülkelerin, en azından Google Play Store tarafında yükselişte olduğunu gösteriyor. Google Play Oyunlar’ın bu ülkelerde faaliyette olmasının önemli rolü bulunuyor. Android fanatikleri duymaktan nefret etse de, rakamlar gösteriyor ki, iOS Android’e göre daha fazla para ediyor. Aslında burada tavukyumurta hikayesi var. Android kullanıcıları uygulamalar için para verme konusunda iOS kullanıcıları kadar istekli olmadığı takdirde, geliştiriciler de kendilerine para getirecek kaynağa yöneliyor, para getirmeyen platforma olan ilgileri doğal olarak düşüyor. Öte yandan gerçekten kaliteli uygulamalara para ödemek isteyen Android kullanıcıları da aradıklarını bulamıyor.
-9 -
HABER
Intel düşen PC satışları nedeniyle 12 bin kişiyi işten çıkarıyor
Intel, küresel işgücünde yüzde 11’lik bir kesintiye gideceğini ve 12 bin çalışanıyla yollarını ayıracağını açıkladı. Şirketin duyurusunda “yeniden yapılanma girişimi” olarak değerlendirilen kararda, Intel’in veri merkezleri ve Nesnelerin İnterneti gibi daha fazla büyüme potansiyeli bulunan işlere odaklanmayı tercih etmesinin önemli rol oynadığı ifade edildi. Şirket, söz konusu birimlerin başka birimlerin de desteğiyle 2015’te 2.2 milyar dolar gelir büyümesi getirdiğini ve toplam gelirlerin yüzde 40’ını oluşturduğunu belirtti. Intel, bir süredir PC pazarındaki küçülmeden kendisini korumak için bazı hamleler gerçekleştiriyor. Şirket, 2014’te de benzer amaç ve gerekçelerle 5 bin çalışanıyla yollarını ayırmıştı.
Intel yeniden yapılanma kararı çerçevesinde gerçekleştireceği işten çıkarmaların bazılarının gönüllülülük esasına dayanacağını, bazılarının ise zorunluluktan ötürü gerçekleşeceğini açıkladı. İşten çıkarılacak 12 bin kişinin büyük kısmına önümüzdeki iki ay içinde bildirim yapılacağı belirtilirken, sürecin tamamlanmasının 2017’nin ortalarını bulabileceği ifade edildi. Şirket, işten çıkarmalar sayesinde 2016’da 750 milyon dolar tasarruf etmeyi öngörüyor. Intel CEO’su Brian Krzanich tarafından çalışanlara gönderilen e-postada, söz konusu kararın Intel’i akıllı ve bağlı dünyadaki liderliğini uzun soluklu hâle getirmek amacıyla alındığı belirtildi. Krzanich, Intel’in daha üretken bir şirkete dönüşeceğine, daha geniş bir kitleye ulaşacağına ve daha keskin bir yürütme mekanizmasına kavuşacağına inandığını sözlerine ekledi.
- 10 -
HABER
Galaxy S7 ve S7 edge için yeni bir renk seçeneği Samsung neden pembe altın rengi seçtiği konusunda; S7 ve S7 edge için var olan diğer renk seçenekleri gibi pembe altının da rahatlık hissini sağlayan doğal bir renk olduğunun altını çiziyor. Renk tonlarının sanki cam yüzeylerinin içinden aydınlatılıyormuş gibi parıldadığını ve ışıldadığını söylüyor.
Samsung Galaxy S7 ve S7 edge akıllı telefonları için mevcut renk seçeneklerinin arasına beşinci bir renk daha eklendi, o renk “pembe altın”.
Rafine edilmiş ve cilt tonundan ilham alan Pembe Altın renk düzeninin akıllı telefonlarının tasarımının nezaketini, parlaklığını ve çok yönlülüğünü birleştirmeyi amaçladığını da ekliyor. S7 ve S7 edge’in yeni renk seçeneği Güney Kore’de satışa sunuldu, çok yakında diğer ülkelere de gelmesi bekleniyor.
Apple QuickTime Windows yazılımının desteğini bitirdiğini doğruladı Bir zamanlar Windows bilgisayarına iTunes kuranların sistemlerine otomatik olarak Apple‘ın QuickTime yazılımı da eklenirdi. Ancak uzun zamandır ne web ne de iTunes için bu yazılım bir gereksinim değil. Üstelik Apple da bu yazılımın Windows versiyonu için çok fazla uğraşmıyor, belki de bu durum QuickTime’ın Windows sistemlerinde bir güvenlik endişesi yaratmasına neden oldu.
Wall Street Journal’ın haberine göre Apple bundan böyle Windows için QuickTime 7 yazılımını ne güncelleyeceğini ne de destekleyeceğini resmen duyurdu. Daha önce de Apple’ın bu yazılımı desteklemeyi bıraktığına dair haberler çıkmıştı. Eğer sisteminizde bu
Geçtiğimiz hafta içinde ABD Ulusal Güvenlik Bakanlığı Windows kullanıcılarına potansiyel güvenlik açıkları nedeniyle QuickTime’ı sistemlerinden kaldırmalarını tavsiye etmişti. Şimdi Apple da aynı tavsiyeyi resmen tekrarlıyor.
- 11 -
HABER
yazılım varsa, buradaki adımları takip ederek kaldırmanız mümkün oluyor.
hakimiyet kurmasıyla birlikte yazılımın bu alanda da bir etkinliği kalmadı.
Apple’ın destek sayfasında belirtildiği gibi, QuickTime uzun zamandır iTunes’un çalışması için gerekli değil. Bu durum Ekim 2011’de, iTunes 10.5 sürümü yayınlandığında değişti. QuickTime kullanıcılara web tabanlı videoları sunarken kullanılmaya devam edildi, ancak HTML5 gibi teknolojilerin web’de video işinde
Bu nedenle çoğu kullanıcının QuickTime’ı sistemlerinde tutmaları için geçerli bir neden bulunmuyor. Potansiyel güvenlik tehditlerinin olduğunu ve Apple’ın da bundan böyle hiçbir güncelleme sunmayacağını düşündüğümüzde, Windows bilgisayar sahiplerinin bu yazılıma elveda demesi en güzeli olacaktır.
PS4 Neo ile daha hızlı ve yüksek çözünürlüklü oyun keyfi gelecek Sony’nin yakında çıkması beklenen 4K PlayStation 4 konsolu NEO adıyla anılıyor ve bu konsol şu anda mevcut olan standart PS4’e göre daha yüksek işlemci hızı, daha fazla bellek bant genişliği ve grafik yetenekleri gibi özelliklerle gelecek. Giant Bomb tarafından verilen habere göre, ekim ayından itibaren oyun yayıncılarının PS4 oyunlarını hem normal PS4 konsolunda oyun oynanmasını sağlayacak temel mod ile hem de grafiksel kalite ve çerçeve hızı artışı gibi
donanım iyileştirmelerinin avantajlarından yararlanabilen Neo moduyla sunmaları istenecek. Yükseltilen konsol 4K çözünürlüklerde görüntü çıkşı verebilecek, Giant Bomb’un sızan dokümanlardan alıntıladığına göre oyunların doğal 4K çözünürlükte olması gerekmiyor. PS4.5 adıyla da anılan güncellenmiş konsolla ilgili haberler bir süredir ortalıkta dolaşıyor. Sony henüz böyle bir proje üzerinde çalıştığını doğrulamadı, ancak haberler ekim ayında PS VR sanal gerçeklik başlığı çıkmadan önce yeni bir konsolun gelebileceğini işaret ediyor. PS4.5 konsolla birlikte artan güç sayesinde sanal gerçeklik özellikli oyunları konsolda oynamak daha kolay olacaktır. Bu arada kod adlarının da birbirine uyduğunu söylemek gerekiyor. PS VR daha önce Morpheus kod adıyla anılıyordu, PS4.5 de Neo adıyla biliniyor. Bu iki karakterin birbirine olan yakınlığını Matrix üçlemesinden biliyoruz. Her ne kadar bu iki cihaz birbiri için tasarlanmış gibi görünse de, PS4 Neo sahipleri özel VR modlarına erişmek gibi bir ayrıcalığa sahip olmayacak. Çünkü eğer bir oyunun temel
- 12 -
HABER versiyonunda VR desteği yoksa, Neo versiyonunda da bu destek bulunmayacak. Oyun yayıncılarının her iki oyun modu için de aynı temel nitelikleri sağlaması gerekiyor.
İ
Sony’nin sızan dokümanlarına göre sadece Neo konsollarına özel oyunlar olmayacak. Her iki konsol versiyonuna sahip olanlar aynı PlayStation Store mağazasından içerik almaya devam edecekler, geliştiriciler de sadece bir tür konsola sahip olanlara has özellikler veya indirilebilir içerikler sunamayacaklar. Hem orijinal PS4 hem de PS4 Neo oyuncuları birbirleriyle karşılıklı olarak PlayStation Network üzerinden oyun oynayabilecekler. Ekim ayından itibaren yayınlanacak oyunlarda Neo modunun bulunması gerekecek. Ancak
yayıncılar ve geliştiriciler daha eski oyunlarını da yamalar sayesinde güncelleyebilecekler, bu da onların yeni donanımlarda daha iyi şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Eylül sonunda yayınlanan oyunların da daha ilk günden hazır edilmiş yamalarının olması gerekecek ki, bu sayede Neo seviyesine çıkmaları mümkün olsun. Giant Bomb, yeni Neo kurallarının gelişi için ekim ayını işaret etse de, yeni konsolun çıkışı o zamanda gerçekleşmeyebilir. Ancak Neo gelinceye kadar oyunlar bu yükseltilmiş konsola hazır hâle gelmiş olacak. Yeni PS4’ün fiyatıyla ilgili herhangi bir bilgi verilmedi, ancak daha önce çıkan haberler bu konsolun 399 dolar gibi, orijinal PS4’ün başlangıçtaki ABD fiyatına eşdeğer bir fiyattan
Apple WWDC 2016 açılış tarihini doğruladı Siri Apple‘ın Dünya Çapında Geliştiriciler Konferansı (WWDC) etkinliğinin tarihini daha önce sızdırmıştı, şirkete de bu tarihi doğrulamak kaldı. Gerçekten de bu yılın WWDC etkinliği 13 Haziran tarihinde San Francisco’da düzenlenecek ve 17 Hazirana kadar sürecek. Bir hafta içi boyunca devam edecek olan etkinliğin takvimi, canlı yayın planı ve daha birçok bilgi Apple’ın WWDC’ye özel sitesinde yayınlandı. Bu arada WWDC 2016 bilet fiyatı da açıklanmış oldu. 1599 dolarlık WWDC 2016 biletleri geçen yıllarda olduğu gibi yine bilet için kayıt yaptıran kişiler arasından çekilişle belirlenecek.
görüşmeler yapılacak; ayrıca misafir konuşmacıların katılacağı oturumlar da bulunacak. Geçen yıl WWDC etkinliğinde Apple Music tanıtılmış, ayrıca hem iOS hem de OS X’in şu anda en güncel durumda olan yeni sürümleri ilk kez gösterilmişti. Bu yıl Apple’ın neler göstereceğini şu an için bilmiyoruz, ancak geçen yıl gibi bu yıl da iOS ve OS X, ya da iddia edilen yeni adıyla MacOS hakkında epey bilgi duyabiliriz.
Bu yılın etkinliği de her zaman olduğu gibi Apple’ın açılış toplantısıyla başlayacak. Apple heyecan verici açıklamalar yapacağının, geliştiricilerin dünyanın en yenilikçi uygulamalarını üretmeye devam etmesi için yeni fırsatlar ve ilham kaynakları sağlayacağının taahhüdünü veriyor. Haftanın geri kalanı boyunca Apple’ın yeni teknolojilerine dair detayları veren gösterimler, laboratuvar çalışmaları ve Apple mühendisleriyle birebir
- 13 -
HABER
Samsung Galaxy TabPro S hibrit Windows 10 tablet Türkiye’de Samsung’un Windows 10 işletim sistemiyle çalışan, CES 2016’da resmi tanıtımı gerçekleştirilmiş olan ürünü Galaxy TabPro S, Türkiye’de satışa sunuldu. Notebook ve tabletlerin en popüler özelliklerinin bir araya geldiği Galaxy TabPro S kullanıcılara, hafif bir tabletle bilgisayar işlevselliğine erişebilme imkanı sunuyor.
İ
Galaxy TabPro S, Samsung’un altını çizdiği ileri teknolojisiyle en yüksek düzeyde performans ve enerji verimliliği sunuyor. Windows ile çalışan cihaz, LTE Kategori 6 desteği sayesinde yüksek hız potansiyeli de sağlıyor. Bu sayede kullanıcıların en iyi 4.5G deneyimini elde etmesi için güçlü bir iletişim performansı veriyor.
Samsung’un belirttiğine göre, Galaxy TabPro S evde, işyerinde ya da seyahatte maksimum üretkenlik arayışında olan kullanıcılara hitap ediyor. Tablet, Windows 10 Home ya da işe yönelik Windows 10 Pro ile gerçek bir bilgisayar işlevselliği sunuyor. Böylece kullanıcılar, Windows 10 işletim sisteminin tüm özelliklerinden ve fonksiyonlarından yararlanabilecekler. Galaxy TabPro S’in mevcut BT altyapısına uyumluluğu da kullanıcı avantajlarından bir diğeri.
Geliştirilmiş hızlı şarj özelliğiyle, 2,5 saatte tamamen şarj olan cihaz, 10.5 saatlik şarj ömrü sunarak gün boyu kullanım avantajı sağlıyor. Güç kaynağına dayalı performans için fansız, ikisi bir arada tablete yönelik tasarlanmış Intel’in son nesil Core M (skylake) işlemcisiyle donatılan Galaxy TabPro S, ses bozulmalarını ortadan kaldırmak ve verimliliği en yüksek düzeye çıkarmak için sadece 4,5 W enerji tüketiyor. Üretkenliği arttırmak için çoklu bağlantı noktasına sahip adaptör (HDMI, USB Type A & C) ve Bluetooth Pen de ayrı ayrı satışa sunuluyor. Galaxy TabPro S, Türkiye’de 2 bin 999 TL’den başlayan tavsiye edilen kullanıcı fiyatıyla raflardaki yerini aldı.
6,3 millimetre kalınlığındaki ve 693 gram ağırlığındaki gövdesiyle Galaxy TabPro S tüm gün boyunca kolayca taşınabilir. Cihaz ile birlikte sunulan, tablet boyutundaki, aynı zamanda kılıf olarak da kullanılan klavyesi, tableti daha da kullanışlı hale getiriyor. Ek olarak Galaxy TabPro S’in klavyesi üzerinde bulunan Pogo pin, cihazı bağımsız olarak eşleştirme ya da şarj etme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Windows’a yönelik ilk Super AMOLED ekranlı tablet olarak sunulan Galaxy TabPro S, çoklu dokunmatik ekranın yanı sıra yüzde 94 gerçeğe en yakın renklerle daha derin bir renk kontrastı ve sınıfının en iyisi görüntüleme deneyimi için daha keskin detaylar içeriyor. Enerji verimliliği sağlayan, 12 inçlik Süper AMOLED ekran sayesinde kullanıcılar; oyunları, filmleri ve diğer popüler içeriği doğru renkler ve benzersiz bir netlikle görüntüleyebiliyorlar.
- 14 -
HABER
iPhone ekran kilidi günde ortalama 80 kez açılıyor Apple iPhone ile ilgili bazı ilgi çekici istatistikler yayınladı. Buna göre iPhone sahipleri cihazlarının ekran kilitlerini günde ortalama 80 kez açıyorlar. Şirket müşterilerini her türlü ihlâl ve izlemeden korumak için yararlandığı iPhone güvenlik katmanlarıyla ilgili konuştuğu bir basın bilgilendirme toplantısında söz konusu rakamları açıkladı. Apple’ın söylediğine göre iPhone sahiplerinin yüzde 89’u ekran kilitlerini açmak için Touch ID parmak izi okuyuculu cihazlarında parmak izlerini ya da çok haneli sayısal parolalarını kullanıyor. Bu da iPhone kullanıcılarının siber güvenliğe oldukça ciddi şekilde yaklaştıklarını gösteriyor.
Apple’ın açıkladığı istatistikleri başka türlü de okuyabilirsiniz. Tüketicilerin biyometrik kimlik doğrulama sistemlerini veya tahmin edilmesi daha zor olan parolaları tercih etmesi siber güvenlik uzmanları için bir zafer anlamına geliyor, ancak bununla birlikte insanların telefonlarına ne kadar bağlı olduklarını ve ekrana bakma işini neredeyse bir hastalık hâline getirdiklerini de gösteriyor. Yine de iyi tarafından bakalım; insanlar, en azından açıklanan istatistiklere göre iPhone kullanıcıları güvenlik konusunda epey hassas görünüyor.
2013 yılında girişim sermayedarı Mary Meeker’ın yayınladığı internet eğilimleri raporunda insanların telefonlarını günde en fazla 150 kez kontrol etme ihtiyacı hissettikleri; bunun içinde kilit ekranındaki bildirimlere bakmak, herhangi bir mesaj veya ileti gönderen kişiyi ekranın kilidini açmadan görmek gibi işlerin de bulunduğu belirtiliyordu. Bu durumda bir cihazın ekran kilidinin günde ortalama 80 kez açılması çok da mantıksız bir istatistik gibi durmuyor.
General Mobile GM 5 Plus Türkiye’de satışa sunuldu General Mobile’ın geçtiğimiz şubat ayındaki MWC 2016’da resmi tanıtımını gerçekleştirdiği yeni Android One telefonu GM 5 Plus bugün itibarıyla satışa sunuluyor. İnce ve metal çerçeveli tasarımı en güncel Android versiyonuyla sunan General Mobile GM 5 Plus, kullanıcılara uygun fiyatta yüksek ve güncel bir Android deneyimi yaşama fırsatı sunacak.
GM 5 Plus 5.5 inç, 1920 x 1080 piksel IPS LTPS ekran, 2.5D Gorilla Glass ekran camı, yüzde 79’luk ekran-yüzey oranı, Qualcomm Snapdragon 617 işlemi, 3 GB RAM, 32 GB dahili hafıza, 128 GB’ye kadar kapasiteye sahip kartları destekleyen microSD kart yuvası, 3100 mAh kapasiteli pil, GM Turbo Charge ile hızlı şarj özelliği gibi başlıca teknik özellikleri bünyesinde barındırıyor. Sadece 7.9 mm.
- 15 -
HABER kalınlıklı gövdesiyle ergonomik bir telefon olan GM 5 Plus’ın arkasında 13 megapiksel, otomatik odaklı, Sony IMX258 görüntü sensörlü, çift LED flaşlı kamera, önünde de yine 13 megapiksel, otomatik odaklı ve LED flaşlı kamera yer alıyor. GM 5 Plus’ın en önemli özelliklerinden bir tanesi Android One telefonu olması. Google’ın bizzat desteklediği bu telefon Android 6.0.1 Marshmallow gibi en güncel Android sürümüyle sunuluyor. Gelecekte de Google’ın çıkardığı Android sürümlerini ilk olarak bu telefonun almasını bekleyebilirsiniz.
- 16 -
EDİTÖRDEN
Bir sonraki büyük dalganın üstünde kim olacak? Teknoloji dünyasının bugününden geçmişine doğru baktığımızda yeni bir çığır açan dalgalarla sıklıkla karşılaşırız. Microsoft Windows ile PC döneminin kralı olmuştu, Google ise arama pazarının tartışmaz devi. Apple ise iPhone ile mobil pazarın kazananlarınan bir tanesi oldu. Google, ARM, Qualcomm gibi şirketleri de içinde bulunduğumuz mobil çağın kralları arasında sayabiliriz.
teknolojilerinde önemli bir şirket hâline gelmeyi hedefliyor. Öte yandan Microsoft’un büyük dalgalardan biri olarak nitelendirilen bulut bilişim tarafında da önemli hamleleri gerçekleştirdiğini görüyoruz. Örneğin Azure platformuyla şirketlere esnek bir çözüm sunuyor. Office 365’i de unutmamak gerekiyor. Microsoft, Office yazılımlarını, OneDrive alanını ve diğer avantajları aylık ödemelerle işleyen abonelik modelleriyle sunuyor; kullanıcılara sadece Windows cihazlarından değil, iOS ve Android ile çalışan cihazlarından da her yerden erişim şansı tanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Microsoft’un en fazla gelecek vadettiği alan burası gibi görünüyor ve özellikle Office tarafında adımlarını doğru atıyor.
Bir de önümüzdeki maçlara bakmaya başlayanlar var. Örneğin Intel’i ele alalım. PC’lerin hakim olduğu dönemde Intel de PC’lerin büyük çoğunluğuna yerleştirdiği işlemcileriyle pazarın lideriydi. Ancak şirket mobil cihazlara ayak uydurmakta zorlandır ve bu alandaki hakimiyeti ARM’a ve onun mimarisini baz alarak üretim yapan Qualcomm, MediaTek gibi şirketlere kaptırdı. Şirket şu anda “bir sonraki dalganın” arayışında ve özellikle gömülü sistemlere büyük yatırım yapıyor, geleceğin en büyük dalgalarından bir tanesi olacağı söylenen “Nesnelerin İnterneti”nde her bir nesnenin Intel tabanlı işlemci barındırarak çalışmasını arzuluyor. Microsoft da masaüstü ve dizüstü bilgisayarların hakim olduğu yıllarda Windows işletim sistemiyle altın yıllarını yaşıyordu. Ne var ki, mobil çağa Microsoft da tam anlamıyla ayak uyduramadı, elindeki değeri mobile yansıtmayı beceremedi. Geldiğimiz noktada Windows 10 Mobile diye bir işletim sistemi var, ancak geri plana atılmış durumda. Microsoft da gözünü yapay zeka teknolojilerine dikmişe benziyor. Özellikle en son gerçekleştirilen Build 2016 etkinliğinde yeni bot, yani otomatik sohbet robotu platformunu açıklayan Microsoft, gelecekte yapay zeka
Şu anda kaybedenler gibi görünen şirketlerin gelecek için gösterdikleri çaba dikkat çekiyor. Ancak mevcut oyuncular da herhalde boş durmuyordur. Mesela Facebook boş durmadığını gösteriyor, özellikle Messenger platformu etrafında yeni bir bot mekanizması kurmak için çalışıyor, yapay zeka teknolojileri için boş durmadığını gösteriyor. Gelecekte Microsoft ve Facebook bu alanda kıyasıya rekabete girişecek gibi görünüyor. Bir sonraki önemli akımlardan biri olarak görülen sanal gerçeklik konusunda da Facebook’un Oculus ile attığı ciddi adımlar var. Google ise bulut bilişim ve yapay zeka teknolojilerine daha fazla odaklanacağını açıkladı; şirket bu yolla artık büyümesi
- 17 -
EDİTÖRDEN
yavaşlayan reklam gelirlerini gelecekte kompanze etmeyi planlıyor. Google’ın yapay zeka alanında önemli çalışmaları olduğunu biliyoruz, AlphaGo en yakın örneklerden bir tanesi. Apple ise çalışmaları en çok merak edilen şirketlerden bir tanesi. Malum, şirket iPhone, iPad, vb. ürünlerle mobil dalganın üstünde sörf yapmanın keyfini çıkaran şirketlerin başında geliyor. Ancak son zamanlarda Apple’dan yeni ve heyecan verici şeyler yapmasını bekleyenler çok. Apple’dan bu konular hakkında pek fazla açıklama gelmiyor, dışarıya da pek fazla bilgi sızmıyor. Ne var ki, şirketin otomobil, sanal gerçeklik, vb. alanlarda çalıştığı biliniyor. Başlıktaki soruya gelecek olursak… Bulut bilişim, yapay zeka, sanal gerçeklik, nesnelerin
interneti… Bunlar gelecekte çığır açacak teknolojiler arasında başta geliyor ve en büyük dalgalar olarak nitelendiriliyor. Bu dalgaların tepesinde sörf yapmanın keyfini çıkaracak olanlar arasında şansı en yüksek olanlar ise şu anki dalganın keyfini çıkaranlar olacaktır. Apple, Google, Facebook gibi şirketler şu anda büyük momentum yakalamış durumdalar, eğer bu momentumu doğru şekilde yönetebilirlerse, geleceğin çığır açan teknolojilerinde de onların hakimiyeti söz konusu olacaktır. Şu anda dalgayı kaçırmış görünenlerin ise gelecek için çok daha fazla çalışması gerekiyor.
- 18 -
TEKNOBLOG MOBİL UYGULAMALARIYLA GÜNDEMİ HER AN HER YERDE TAKİP EDİN
YEPYENİ
HTC ONE S9 HTC One serisinin en yeni akıllı telefonu HTC One S9’un tanıtımını gerçekleştirdi. Öne S9 tek parça metal gövde tasarımına ve HTC’nin belirttiğine göre, son teknoloji akıllı telefon deneyimini sağlayacak çok sayıda gelişmiş özelliğe sahip.
H
TC One S9 kamera ihtiyaçları ne olursa olsun kullanıcılara gelişmiş özellikler sunuyor. 13MP arka kamerası, loş ışık altında veya hareketli anlarda dahi keskin, dengeli ve son derece net fotoğraflar elde etmeye yardımcı olmak üzere, 0,125 milisaniye içinde el hareketini tespit edebilen, bugüne kadarki en gelişmiş OIS teknolojisini içeriyor. HTC UltraPixel ön kamera her ortamda detaylı selfie?ler çekmenize imkan vermek üzere piksel başına 3 kata kadar daha fazla ışık yakalayarak arka kamerayı iyi şekilde tamamlıyor. HTC One S9 ultra geniş açılı objektifiyle manzarayı her yönüyle yakalamaya imkan veriyor. Kolay kullanılabilen düzenleme araçları ile fotoğrafları doğrudan telefon üzerinde düzenleme mümkün oluyor. Dinamik Algılama Motoru
- 20 -
YEPYENİ
HTC ONE S9
Ekran
5.0 inç, 1080 x 1920 piksel, Super LCD kapasitif dokunmatik
İşlemci
Sekiz çekirdekli MediaTek MT6795 Helio X10
RAM
2 GB RAM
Dahili Hafıza
16 GB, 200 GB’ye kadar destekli microSD kart yuvası
Kamera
13 megapiksel, f/2.0, otomatik odak, optik görüntü sabitleme, çift renkli LED flaş, 1080p video (arka) 4 MP, f/2.0, UltraPixel kamera, 1080p video (ön)
Boyutlar
144.6 x 69.7 x 10.1 mm.
Ağırlık
158 gr.
İşletim Sistemi
Android 6.0 Marshmallow
HTC Sense
en iyi çekimi ilk seferinde yapabilmek için renk tonlarını otomatik olarak dengeliyor. Deneyimli fotoğrafçılar, pozlama düzeylerinden beyaz dengesine kadar, fotoğrafları düzenlemeyi kolaylaştıran RAW görüntü işleme yoluyla profesyonel bir dokunuş ekleyebiliyorlar. Bu özellik, görüntülerin neredeyse gerçek yaşamdaki kadar canlı renklere sahip olduğu daha keskin ve daha net fotoğraflar sunuyor. Video çekimlerinde ise geçmişe bakıp önemli anları hatırlayabilmek için Hyperlapse?i kullanmak mümkün. Bu özellik görüntüleri 12 kata kadar hızlandırmaya imkan vererek profesyonel görünümlü hızlandırılmış videolar yaratmaya imkan veriyor. Üstelik, Hyperlapse özelliği kamera yazılımı ile dahili geldiğinden, kullanıcılar her yerde, her an hızlı işleme ve sorunsuz videoların keyfini çıkartabiliyor. HTC One serisinin tasarımının izinden giden telefon, kurşun gri, gümüş altın ve altın altın gibi üç seçenekte çift renkli ve tek parça metal gövde sayesinde kullanıcılara şık, sağlam ve rahat kullanımlı bir yapı sunuyor. 5 inç Full HD ekranın etrafını ince bir çerçeve çevrelersen Corning Gorilla Glass ekran camı da çizilmelere ve çatlamalara karşı dayanıklılık sağlıyor. Telefonun içine baktığımızda MediaTek’in Helio X10 yongasetini görüyoruz. 2 GB RAM, 16 GB dahili hafıza ve 200 GB’ye kadar kapasiteye sahip bellek kartlarını destekleyen genişleme yuvası da diğer teknik özellikler arasında bulunuyor. One S9 Kategori 4 LTE desteğini de sunuyor. Dolby Audio Surround Sound özellikli HTC BoomSound hoparlörler 5.1 surround ses efekt özelliği sayesinde film izlerken veya müzik dinlerken kulaklıklı veya kulaklıksız olarak sinematik kalitede ses sağlıyor. Tüm bu özellikler ele rahatça oturan 10.09 mm kalınlığındaki gövdeye sığıyor. HTC One S9, HTC Sense’in zengin işlevlerini ve Google?ın Android 6.0 Marshmallow ile sunduğu yeniliklerle birleştiriyor ve HTC’nin deyimiyle kullanıcı kimliğini tam olarak
- 21 -
YEPYENİ yansıtan bir akıllı telefon yaratmaya imkan veriyor. HTC Sense Giriş, ofisteyken iş ile ilgili uygulamalara anında ulaşmanız, evdeyken de en sevdiğiniz oyun ve uygulamaların parmaklarınızın ucunda olabilmesi için bu uygulamaları bulunduğunuz yere göre otomatik olarak gösteriyor. Bu kişiselleştirilebilen deneyim, HTC Blinkfeed ile daha da zenginleştirilerek her yerde ve her zaman en son haber ve olayları, sosyal mesajları, yemek
tavsiyelerini ve daha fazlasını sunuyor. Bu kişiye özel deneyim, akıllı telefonun merkezine en sevdiğiniz fotoğrafı yerleştirmenize imkan veren popüler HTC Temalar uygulaması ile tamamlanıyor. Tek yapılması gereken, fotoğrafı seçmek; HTC Temalar, duvar kağıdından renk yelpazesine, fontlardan uygulamalara kadar akıllı telefonunuzun görünümünü buna uyacak şekilde akıllıca dönüştürüyor. HTC One S9’un çok yakında Türkiye’de de satışa sunulması bekleniyor.
- 22 -
KARŞILAŞTIRMA
HTC 10 vs. LG G5 Türkiye piyasasına yeni giriş yapacak iki amiral gemisi karşı karşıya
Yorum
Ekran
5.2 inç, 1440 x 2560 piksel, Super LCD 5 kapasitif dokunmatik
5.3 inç, 1440 x 2560 piksel, IPS LCD kapasitif dokunmatik ekran
Aynı çözünürlükteki ekranlar hemen hemen aynı büyüklüğe sahip. Piksel yoğunluğu bakımından HTC 10 biraz daha avantajlı.
İşlemci
Snapdragon 820
Snapdragon 820
Her iki telefon da Qualcomm’un en yeni ve güçlü işlemcisiyle çalışıyor.
RAM
4 GB
4 GB
Her iki telefon da aynı RAM miktarına sahip.
Depolama Alanı
32 / 64 GB microSD kart yuvası (200 GB’ye kadar)
32 GB microSD kart yuvası (128 GB’ye kadar)
Her iki telefonda da microSD kart yuvasının bulunması büyük avantaj.
Kamera
12 MP, f/1.8, OIS, lazer otomatik odak, çift renkli LED flaş, 4K video (Arka) 5 MP, f/1.8, 1080p video (Ön)
16 MP, f/1.8 + 8 MP, f/2.4 çift kamera, OIS, LED flaş, 4K video (Arka) 8 MP, f/2.0, 1080p video (Ön)
LG G5’in çift arka kameralı yapısı özellikle geniş açılı çekimlerle fark yaratıyor. Ön kamerada ise düşük çözünürlüğe rağmen HTC 10 avantajlı olabilir.
2800 mAh
LG G5 biraz daha düşük kapasiteli bir pile sahip olsa da, pilin değiştirilebilir olması büyük avantaj.
149.4 x 73.9 x 7.7 mm. 159 gr.
G5 biraz daha büyük ekranı nedeniyle daha geniş yüzey alanına sahip, ancak HTC 10 da daha kalın. Ağırlık açısından arada pek fark yok.
Batarya
Boyut ve Ağırlık
3000 mAh
145.9 x 71.9 x 9 mm. 161 gr.
İşletim Sistemi
Android 6.0 Marshmallow
Android 6.0 Marshmallow
Her ikisi de en güncel Android sürümüyle çalışıyor. Özelleştirmeler açısından HTC 10 daha sade.
Türkiye Fiyatı
2999 TL
2799 TL
HTC 10’a sahip olmak isteyenlerin bütçelerini biraz daha zorlamaları gerekiyor.
- 23 -
DOSYA
Apple MacBook 2016 ve MacBook 2015 karşı karşıya 12 inç Retina ekranlı Apple MacBook, geçtiğimiz yılın nisan ayında piyasaya çıkmıştı. Pek çok kişideki yaygın beklenti, Cupertino merkezli şirketin bilgisayarı yenilemesi yönündeydi. Bu beklentiyi boşa çıkarmayan Apple, yenilenen 12 inç MacBook’u görücüye çıkardı. Apple MacBook 2016 ve MacBook 2015 arasındaki benzerlik ve farkları sizler için sıraladık.
Tasarım Fiziksel olarak 2016 model MacBook ile 2015 çıkışlı versiyon arasında fark bulunmuyor. Aynı renkli versiyonlar yan yana geldiğinde, iki model arasında bir fark görmek mümkün olmayacaktır. 2016 versiyonu da, 2015 versiyonu gibi, 131 x 280.5 x 196.5 mm.’lik
boyutlara sahip. Yükseklik en ince kenarda 35 mm.’ye kadar iniyor. Bilgisayar tartıda 0.92 kilogram çekiyor. İki versiyon arasındaki en önemli görsel fark ise Apple’ın iPhone ve iPad’de kullanmaya başladığı roze altın renk seçeneğini yeni modelle birlikte MacBook’a da getirmesi oluyor.
- 24 -
DOSYA
İşlemci Apple MacBook 2016 ve 2015 arasındaki temel farklar işlemciyle birlikte görülmeye başlıyor. Geçtiğimiz yılki serinin giriş seviyesi ürününde 1.1 GHz çift çekirdekli Intel Core M işlemci bulunuyordu. Apple’ın Turbo Boost teknolojisiyle bu işlemcinin hızı 2.4 GHz’ye yükseliyordu. Yenilenen giriş seviyesi modelde ise işlemci olarak 1.1 GHz Intel Core M3 işlemci yer alıyor. Turbo Boost ile bu işlemcinin hızının 2.2 GHz’ye çıkması ise garip bir tercih olarak dikkat çekiyor. Bir üst kademeye çıkıldığında ise geçtiğimiz yılki seride bulunan ve Turbo Boost ile hızı 2.6 GHz’ye yükselen 1.2 GHz çift çekirdekli Intel Core M işlemcili modelin yerini 1.2 GHz çift çekirdekli Intel Core M5 işlemciye sahip modele bırakıyor. Turbo Boost bu işlemcinin hızını 2.7 GHz’ye çıkarıyor.
Roze altın dışındaki altın rengi, uzay grisi ve gümüş renk seçenekleri MacBook2015’te de mevcut. Her iki versiyonda da cihazın üstünde sadece USB Type-C girişi bulunuyor. Ethernet, microSD ve USB için kullanıcıların faydalanabileceği çok sayıda üçüncü taraf aksesuar bulunuyor.
Ekran Tıpkı tasarım gibi, ekran da 2015 ve 2016 çıkışlı MacBook’ların ortak noktaları arasında yer alıyor. Her iki modelde de, IPS teknolojisine sahip 12 inç LED arkadan aydınlatmalı ekran bulunuyor. 2304 x 1440 piksel çözünürlüğündeki ekran 226 ppi piksel yoğunluğu sunuyor. Görüntü oranı ise 16:10.
Kullanıcılara Apple.com üzerinden oluşturacakları özel konfigürasyonlu MacBook’lar için bir işlemci seçeneği daha sunuluyor. Geçtiğimiz yıl, bu amaç doğrultusunda hızı Turbo Boost ile 2.9 GHz’ye yükselen 1.3 GHz çift çekirdekli Intel Core M işlemci seçenekler arasına eklenmişti. Bu yıl ise Turbo Boost ile hızı 3.1 GHz’ye yükselen 1.3 GHz çift çekirdekli Intel Core M7 işlemci, özel konfigürasyon isteyenlerin karşısına çıkıyor. Bu noktada Skylake mimarisiyle geliştirilen yeni işlemcilerin sadece performans değil, pil ömrü gibi konularda da daha iyi sonuçlar verdiğini belirtmekte fayda var.
Grafikler Yeni MacBook, grafik konusunda da dikkatten kaçmayacak bazı yenilikler getiriyor. Geçtiğimiz yılki modelde Intel HD Graphics 5300 grafik işlemcisi bulunuyordu. Apple MacBook 2016
- 25 -
DOSYA ise Intel HD Graphics 515 grafik işlemcisi barındırıyor. Şirket, yeni grafik işlemcisinin yüzde 25 oranında daha hızlı çalıştığına dikkat çekerken, H.265/HEVC videoların yonga üzerinde çözülebilmesi de önemli bir ilerleme niteliği taşıyor. Böylelikle yüksek çözünürlüklü videoların daha sorunsuz biçimde oynatılabilmesi amaçlanıyor.
Bellek ve Depolama İki modelde sunulan depolama seçenekleri arasında herhangi bir fark bulunmuyor. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da giriş seviyesi model 256GB of PCI-e flaş depolama alanıyla geliyor. Üst sınıf MacBook’ta ise depolama alanı 512 GB’ye çıkıyor. RAM’deki değişim ise operasyon hızını etkileyecek olması açısından önem taşıyor. 8 GB olan RAM boyutu değişmese de, hızın 1600 MHz’den 1866MHz’ye yükseltilmesi performansı artıracak bir değişim olarak ön plana çıkıyor.
Pil Apple, yeni MacBook’un selefine kıyasla daha uzun bir pil ömrüne sahip olmasına da özellikle vurgu yapıyor. Şirket, geçtiğimiz yıl çıkan modelde 9 saat olan web’de gezinme süresini 2016 model MacBook’ta 10 saate çıkarıyor. Geçtiğimiz yılki modelde 10 saat olan iTunes üzerinden film oynatma süresi de yeni modelde 11 saate yükseliyor. Bu durumda birincil etken olarak yerleşik batarya kapasitesinin 39.7 watt – saatten 41.2 watt-saate çıkması göze çarpıyor. Gelişmiş pil yönetimi ve iyileştirilmiş bileşenleri de diğer faktörler arasında değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
Sonuç Apple MacBook 2016’nın geçtiğimiz yılki modele kıyasla daha iyi olduğu bir gerçek. Ancak aradaki farkın çok büyük olmadığını ve bazı noktalarda hiçbir farktan söz edilemeyeceğini unutmamak gerekiyor. Uygulamalarda ve yazılımlarda hız artışını hissetmek ve bazı oyunları daha hızlı çalıştırmak mümkün. Ancak bu değişimin çok ufak kapsamlı kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. 5 bin 199 TL başlangıç fiyatında herhangi bir değişiklik yapılmazken, 512 GB depolama alanına sahip model için fiyat 6 bin 299 TL’de kalıyor. Ancak özel konfigürasyon seçenekleri doğrultusunda bu rakamın daha da üstüne çıkılabileceğini hatırlatmakta fayda var. Hali hazırda MacBook 12 inç sahibi olanlar için Apple MacBook 2016, pek mantıklı bir alışveriş hamlesi gibi gözükmüyor. MacBook satın almayı düşünenler içinse daha fazla hız getiren yeni versiyon, eski versiyona kıyasla daha cazip gözüküyor.
- 26 -
UYGULAMA
My TV Episodes: Sevdiğiniz dizileri kaçırmayın
Y
iOS
Android
üksek hızlı internetin günlük hayatın bir parçası haline gelmesi, televizyon izleme alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirdi. İnternetin hızlanmasıyla birlikte başka ülkelerde yayınlanan dizileri, neredeyse eş zamanlı olarak, izlemek mümkün hâle geldi. Böylelikle pek çok kişi, “Hangi dizileri izliyorsunuz?” sorusuna yabancı dizilerle cevap vermeye başladı. Ancak söz konusu dizilerin yayın tarihini takip etmek pek kolay olmayabiliyor. Süreci kolaylaştırma konusunda imdada ise mobil uygulamalar yetişiyor. My TV Episodes, kullanıcılarının favori dizilerinin yayın tarihlerini akıllı telefonları üzerinden rahatlıkla takip etmelerini mümkün kılıyor. Uygulama, kullanıcılara bölümlerin konularına dair detayları sunmanın yanı sıra, hangi bölüm ve sezonları izlediklerini kayıt altına almalarını sağlıyor.
- 27 -
Uygulama başlatıldığında kullanıcıları “Favoriler” sekmesi karşılıyor. Favoriler sekmesi ise “Önceden” ve “Gelecek” adını taşıyan iki bölüme ayrılıyor. Ancak uygulama yeni kullanılmaya başlandığında herhangi bir bilgi girişi gerçekleştirilmediği için iki bölüm de boş kalıyor. Ekranın sağ üst kısmında bulunan “+” ikonuna dokunarak listeye yeni dizi ve TV programları eklenebiliyor. Dizi ve TV programlarının listeye eklenmesiyle birlikte favoriler sekmesinin her iki bölümü de dolduruluyor. “Önceden” sekmesinde favori dizi ve TV programları, en son bölümlerinin yayın tarihlerine göre sıralanıyor. Kullanıcılar, dizinin yanında bulunan göz ikonuna dokunarak yayınlanan son bölümü izlediklerini kayıt altına alabiliyor.
UYGULAMA
“Gelecek” sekmesinde ise favori dizi ve programlar gelecek bölümlerinin yayın tarihlerine göre sıralanıyor. Programların yeni bölümlerinin yayınlanmaları için kalan gün sayısı da dizilerin yanında gösteriliyor. Yeni bölümünün yayın tarihi belli olmayan programlar ise “Duyurulacak” başlığı altında gösteriliyor. My TV Episodes; yayın hayatının tamamlamış, henüz geleceğine karar verilmemiş ve ön prodüksiyon süreci devam eden dizileri de favoriler listesine eklemeye izin veriyor: Böylelikle proje aşamasındaki dizilerin olası yayın tarihlerini de en çabuk biçimde öğrenmek mümkün hâle geliyor. My TV Episodes’un takvim görünümü ise oldukça etkileyici. Kullanıcılar, favoriler listesine ekledikleri programların yeni bölümlerinin yayın tarihlerini takvim üzerinde afişleriyle birlikte görebilecek. Dizi ve programların takvim üzerinde afişleriyle gösterilmesinin
görsel anlamda epey şık bir imaj verdiği söylenebilir. Dizinin afişi üzerine tıklandığında yayınlanacak bölüme ait bir fotoğraf ve kısa bilgiler görülebiliyor. Sadece sıradaki bölümlerin takvime eklenmesi, gereksiz bir kalabalığın oluşmasını engelliyor. Uygulamanın “Top Ten” adını taşıyan sekmesi üzerinde ise verilerin çekildiği TV Maze sitesinde son günlerde en çok konuşulan, en sık aranan ve en yüksek notları alan diziler listeleniyor. Bu sıralamanın oluşturulmasında kullanıcı notlarından başka kriterlerin de dikkate alınması, listenin daha güncel bir yapıda olmasını sağlıyor. Top Ten sekmesi, yeni programları keşfetmeyi kolaylaştıracak bir araç niteliği taşıyor. Bu arada listenin sadece 10 dizi veya programla sınırlı olmadığını ve aşağıya doğru inilebildiğini belirtmekte fayda var.
- 28 -
UYGULAMA
Uygulamanın ayarlar bölümünde ise bildirim ve zaman dilimine ilişkin seçenekler arasında tercih yapılabiliyor. Kullanıcılar, diledikleri takdirde uygulamada bildirimleri aktif hâle getirerek favori dizilerinin yayın zamanından önce veya sonra haberdar olabiliyor. Özellikle yayın zamanından sonra bildirim gönderilebilmesi, dizileri daha sonra internet üzerinden izleyenler için daha uygun bir hatırlatma aracı gibi gözüküyor. Zaman dilimi düzeltme seçeneği ise dizilerin yayın saatinin kullanıcının bulunduğu konumdaki yerel zamana göre gösterilmesini sağlıyor.
Uygulamanın iOS versiyonunda 5,29 TL karşılığında reklamlar kaldırılabiliyor. Android versiyonunda ise böyle bir seçenek sunulmuyor. My TV Episodes, beğenerek izlediği yabancı dizi ve programları düzenli biçimde takip etmek isteyenlere ihtiyaç duydukları bilgileri son derece net ve düzenli biçimde aktarıyor. Uygulama, iTunes App Store ve Google Play Store üzerinden indirilebiliyor.
- 29 -
UYGULAMA
Square Jump: Kare jölelerle eğlence zamanı
M
iOS
obil oyun pazarında popülariteye ulaşan oyunların başka oyunlara da ilham kaynağı olması sıklıkla rastlanan bir durum. Bu esinlenmelerin önemli bir kısmı başarısızlıkla sonuçlanırken, bazıları da en az çıkış noktası kadar eğlenceli bir deneyim yaşatabiliyor. Square Jump da çıkış noktası kadar eğlenceli ve daha az yıpratıcı bir oyun olarak ön plana çıkıyor. Square Jump, temel oyun deneyimi bakımından Flappy Bird ve türevleri hatırlatırken, görsel unsurları konusunda akıllara Crossy Road geliyor. Oldukça popüler olan iki oyunun bir araya gelişi, ortaya keyifli bir deneyim koyuyor. Square Jump’ın söz konusu oyunların aksine çok oyuncuyla oynanması da farklı yerde konumlanmasını sağlayan faktörler arasında bulunuyor.
- 30 -
Oyunda oyuncular kontrol ettikleri jöle kıvamındaki karakterleri, yine gerçek kişiler tarafından yönetilen başka jöle karakterlerine karşı yarıştırıyor. En uzun mesafeyi kat eden oyuncu, ikili düellodan galip olarak ayrılıyor. Düellodan galip ayrılmak, oyunculara oyun içinde yükselme fırsatını veriyor. Seviye yükseldikçe karşılaşılan rakiplerin yeteneği de önemli ölçüde artıyor. Düelloda rakip oyuncunun karakteri şeffaf bir biçimde gösteriliyor. Square Jump’da oyun kontrollerini sağlamak pek zor değil. Ekran üzerine dokunulduğunda karakter yukarıdaysa aşağıya iniyor, aşağıdaysa yukarıya çıkıyor. Bunun dışında oyunda ekstra bir kontrol bulunmuyor. Ancak bu ilerleme esnasında karşılaşılabilecek engellere dikkat etmek gerekiyor. Bir engele
UYGULAMA
çarpıldığı takdirde yarış sona eriyor. Oyuncular diledikleri takdirde reklam izleyerek yarışa kaldıkları yerden devam edebiliyor. Yarış esnasında toplanan ve belli zaman aralıklarıyla hediye edilen altınlar, oyuncuların
karakter kütüphanelerini genişletmelerine yardımcı oluyor. Normalde uygulama içi satın alma özelliğiyle sahip olunabilecek karakterlere 150 altın karşılığında makineye kol daldırarak erişilebiliyor.
- 31 -
UYGULAMA
Square Jump, çıkış noktası olarak seçtiği oyunların keyifli yönlerini alarak ortaya eğlenceli bir şeyler çıkarmayı başarıyor. Çok oyunculu deneyimin temelde yer alması da,
oyunun rakiplerinden ayrı bir yerde konumlanmasını mümkün kılıyor. Oyun iTunes App Store üzerinden indirilebiliyor.
- 32 -
NASIL YAPILIR?
Apple Watch kayışları nasıl değiştirilir?
A
pple Watch için onlarca farklı kayış seçeneği sunuluyor. Bu kayışlar sayesinde akıllı saatinizi farklı kıyafetlerle kombinleyebilir, böylelikle akıllı saatinizi hayatınızın her yerinde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Apple Watch kayışlarını değiştirmek oldukça kolay ve kısa sürede gerçekleştirilebiliyor. Bu videoda söz konusu işlemin nasıl yapıldığını anlatıyoruz.
- 33 -
Apple Watch kayışları nasıl değiştirilir? 1. Öncelikle eski kayışı yerinden çıkarmalısınız. Bunun için saat kasasının arkasını çevirin, üstte ve altta ince ve uzun düğmeler göreceksiniz. Bu düğmelere basılı tutarken kayışı sağa veya sola doğru çekin. Kayışları bu şekilde yerinden çıkarabilirsiniz. 2. Kutusundan çıkardığınız kayış parçalarını, parçalar üzerindeki yazılar iç tarafta kalacak şekilde yuvalarına yerleştirin. Her bir parçayı yuvaya iterek yerleştirdiğinizde “çıt” sesini duyacaksınız, böylelikle kayışlar yuvasına sağlam şekilde oturmuş olacaktır.
İNCELEME
Küçük, ama çok güçlü
iPhone SE
A
Apple, söz konusu ekran olduğunda muhafazakar davranmayı tercih eden bir şirket olarak nitelendirilebilir. Rakiplerinin büyük ekranlı telefonlara yöneldiği bir ortamda O’nun uzun süre 3.5 inç ekranda direndiğini görmüştük. Hatırlayın, bundan yaklaşık dört yıl önce Apple, 4 inç ekranlı iPhone 5’i çıkardığında büyük olay olmuştu. Bu olayın üstünden
iki yıl geçirin, büyük ekranlı telefonların hayatın sıradan birer unsuru hâline geldiği ortamda Apple da eğilimlere kayıtsız kalamamış, iPhone’u daha büyük ekranlara sahip iki farklı seçenek hâlinde çıkarmaya başlamıştı. 4.7 inç ve 5.5 inç ekranlı iPhone’ların piyasada olduğu bir ortamda Apple, 4 inç ekranlı iPhone 5s ve 5c’yi uzun süre piyasada tutmaya
- 34 -
ve bunları akıllı telefon deneyimini küçük ekranlı telefonlarla yaşamayı tercih edenlere hitap etmeyi sürdürdü. Ancak zaman geçiyor, teknoloji ilerliyor ve bu cihazlar yeni bir telefon satın almak isteyenler için çekiciliğini kaybediyor. İşte Apple, hâlâ müşterisi olduğunu bildiği bu segmenti yepyeni bir 4 inç ekranlı iPhone’la, nam-ı diğer iPhone SE ile dolduruyor. Aylardır
İNCELEME arka yüzeylerle buluştuğu hatlar üzerinde yivlenmiş metal kullanımı dikkat çekiyordu. Apple zamanında bu yapıyı epey övmüş, bunun ince bir işçiliğin eseri olduğunu söylemişti. Parlak yüzeyiyle gövdenin geri kalanından kolaylıkla ayırt edilen ve telefona değerli bir görünüm katan bu tıraşlanmış yüzeyin iPhone SE’de olmadığını, kenarların ön ve arka yüzlerle buluştuğu bölümde de kenarlarda kullanılan metal yüzeyin devam ettiğini görüyoruz. iPhone 5S’te yivlenmiş hat çizik ve aşınmalara karşı epey hassastı, belki SE’deki kullanım bunların önüne geçebilir. İlginçtir ki, iPhone SE’de parlak hatların kullanılmamış olması telefona sanki biraz daha ince olduğuna yönelik bir hava kazandırmış, göz ister istemez böyle algılıyor.
dedikodularını haberleştirdiğimiz yeni Apple telefonuyla geçen ay düzenlenen etkinlikte tanışmıştık. Bu yeni Apple telefonu fazla bekletmeden Türkiye’ye de giriş yaptı. Bu iPhone SE inceleme yazısında iPhone SE ile ilgili çarpıcı detayları, aynı zamanda hangi iPhone’un sizin için uygun olacağına dair görüşleri bulacaksınız.
iPhone SE ve 5S’i birbirinden ayıran bir diğer önemli nokta da arkadaki Apple logosu. 5S’te kullanılan Apple logosu gövdeden ayıran hatlar belirgin değildi ve biraz daha mat görünüyordu. SE’de ise paslanmaz çelikten yapılmış ve tıpkı iPhone 6S’te olduğu gibi telefonun içine yerleştirilmiş bir Apple logosunun kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca altta, iPhone yazısının altında da SE logosuyla bunun bir iPhone SE olduğu belli ediliyor. Tabii ki, iPhone SE’yi seleflerinden ayıran bir diğer önemli nokta da yeni bir renk seçeneğinin eklenmesi. Apple daha önce iPhone 6s ve 6s Plus’ta ilk kez sunduğu roze altın rengini iPhone SE’ye de sunuyor. Eğer roze altın renkli
iPhone SE inceleme: Tasarım Apple zaten tutmuş, başarılı olmuş tasarımda hiç oynama yapmayarak iPhone SE’yi iPhone 5 ve 5S ile aynı görünümde sunuyor. iPhone SE de selefi gibi 123.8 x 58.6 x 7.6 mm.’lik boyutlara sahip. Ancak 113 gr. ağırlık ile ondan 1 gr. daha ağır geliyor. Kompakt boyutlar ve hafiflik iPhone SE’nin en önemli artılarından. Böylelikle iPhone SE’yi tek elinizde rahatlıkla kavrayabilir, düşürme derdi yaşamadan, baş parmağınız ekranın en uzak köşesine bile rahatlıkla ulaşacak şekilde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Cepte veya çantada taşıma konusunda herhangi bir sıkıntı da söz konusu değil. Elimizde hem iPhone SE’nin hem de iPhone 5S’in altın renkli seçenekleri olunca, karşılaştırmak da daha etkili ve sağlıklı oluyor. Yukarıda her iki telefonun tasarım açısından herhangi bir farkı olmadığını söyledik, ancak detaylara inildiğinde ufak tefek farklar göze çarpıyor. Örneğin iPhone 5S’te kenarların ön ve
- 35 -
İNCELEME bir SE’yi seçerseniz, elinizdeki 4 inç ekranlı telefonun bir iPhone SE olduğunu herkes rahatlıkla anlayacaktır. Yukarıda dile getirdiğimiz farklılıklar dışında iPhone SE ile 5S’in tuş ve diğer bileşen yerleşimleri aynı. Önde 4 inç ekranın altında Touch ID parmak izi okuyucusunun entegre edildiği ana ekran tuşu bulunuyor. Apple iPhone 6s’te yer verdiği ve daha hızlı çalışan Touch ID sensörünün yerine 5S ve 6 modellerinde kullandığı birinci nesil sensöre yer veriyor. Bunun da fena çalışmadığını, işini iyi şekilde yaptığını söyleyebiliriz. Tabii ki, 6s ve 6s Plus’taki anında tepki yok, o telefonlardakine göre çok çok az da olsa beklemeniz gerekiyor. Ekranın üstünde 1.2 megapiksel FaceTime kamerasını, çevresel ışık sensörünü ve ahize hoparlörünü görüyoruz. Sol kenarda ses kapatma anahtarı ve ses tuşları yer alıyor. Altta 3.5 mm. kulaklık
jakı, Lightning portu, hoparlör ve mikrofon ızgaraları bulunurken sağ kenarda nanoSIM kart tepsisini görüyoruz. Üstte de güç butonu var. Her bir tuş, ızgara, vb. unsurun tasarımı 5S’tekiyle aynı, ancak güç butonu SE’de daha mat bir yüzeye sahip. Arkaya baktığımızda sol üst köşede 12 megapiksel iSight kamerayı, onun hemen yanında ikinci mikrofonu ve Dual Tone, yani çift renkli
- 36 -
flaşı görüyoruz. Kenarlarda anten şeritleri dikkat çekerken üstte ve altta da camdan yapılmış plakalar tasarımı tamamlıyor. iPhone SE inceleme: Donanım ve Performans iPhone SE, Apple’ın bundan iki yıl öncesine kadar bir simgesi olan 4 inç, 1136 x 640 piksel çözünürlüklü Retina ekranı barındırıyor. Bu ekran 324 ppi gibi yeterli bir piksel yoğunluğuna sahip. Bu değer kullanıcılar için tatmin edici keskinliği sunuyor, çok yakından baksanız bile pikselleri fark etmeniz söz konusu değil. 5S’teki ekran herhangi bir müdahale olmaksızın SE’ye taşınmış. Yine LED arka aydınlatmalı IPS LCD ekranın tercih edildiğini görüyoruz. Bu ekran parlaklık açısından tatmin edici, görüş açıları yüksek, dış ortamda da rahat bir kullanım sunuyor.
İNCELEME
Büyük ekranlı akıllı telefonlara iyice alıştığımız, hatta bugünün 5 inç ekranlı telefonlarının kompakt telefon olarak nitelendirildiği bir ortamda iPhone SE’nin 4 inç ekranlı telefonu biraz garip durmuyor değil. iPhone SE test için elimize geldiğinde, kutusundan açıp kullanmaya başladığımızda iPhone 5S ve 5 ile geçirdiğimiz günleri nasıl da unuttuğumuzu, iPhone 6S ve 6S Plus’ın büyük ekranlarına nasıl alıştığımızı fark ettik. 4 inç ekran, yukarıda da belirttiğimiz gibi büyük bir kullanım kolaylığı sunuyor, telefonu elinizde oynatmadan, sadece baş parmağınızla bütün ekrana hükmetmeniz mümkün oluyor. Ancak bununla birlikte içerik için var olan alan epey kısıtlı ve daha önce büyük ekranlı telefon kullanmış olanların tekrar geri dönüp 4 inç ekrana alışması biraz zaman gerektirir gibi görünüyor. iPhone SE’yi test ettiğimiz süre boyunca yanımızdan iPhone 6S’i ayırmadık. Fotoğraf ve video çekimlerinde küçük boyutu ve pratikliğiyle iPhone SE işimizi epey gördü, ancak özellikle e-posta yazışmaları için iPhone
6S’in büyük ekranına geri dönme ihtiyacını sıklıkla hissettik. iPhone SE’nin ekranındaki önemli bir ayrıntı da 3D Touch desteğinin olmaması. iPhone 6S ve 6S Plus telefonlarında yer alan, ekranın farklı basınç seviyelerini algılamasını sağlayan teknoloji sayesinde çeşitli Hızlı Aksiyonları kullanmak, uygulamalar içinde çeşitli işlevleri (Peek ve Pop) daha hızlı şekilde gerçekleştirmek mümkün oluyor. iPhone SE sahipleri 3D Touch’ın bu imkanlarından yararlanamıyor. Yukarıda iPhone SE ile 5S arasındaki görsel farklılıkları saydık, ancak bunların çok fazla olmadığını gördük. Ne var ki, durum içeride oldukça farklı. iPhone SE, Apple’ın amiral gemisi akıllı telefonu 6S’ten epey bileşen barındırıyor. Bununla birlikte 6’dan da bazı teknolojileri aldığını biliyoruz. Apple bu telefona A9 gibi şu an için en güncel durumda olan ve 6S’te de kullandığı işlemciyi yerleştirmiş. Bu işlemciye M9 yardımcı hareket
- 37 -
İNCELEME söyleyebiliriz. Telefonun üstüne oldukça yüklenen AnTuTu Benchmark testi bittiğinde telefon hissedilecek şekilde sıcaktı, ancak bu sıcaklığın makul sınırlar içinde olduğu, aşırı olarak nitelendirilemeyeceğini söylemek gerekiyor.
işlemcisi eşlik ediyor. Her ne kadar Apple resmen açıklamıyor olsa da, sonradan yapılan gayriresmi saptamalar ve açıklamalar iPhone SE’de 2 GB RAM olduğunu gösteriyor. Bir Apple klasiği olarak 16 GB’yi yine giriş seviyesi depolama seçeneği olarak görüyoruz. 1999 TL’nin üstüne 400 TL kadar eklemeyi tercih edenler için 64 GB’lık depolama kapasitesi de mevcut durumda. En iyi deneyim için tabii ki, 64 GB’lık kapasiteyi tercih etmeniz öneririz. Bu şekilde çekeceğiniz yüksek çözünürlüklü fotoğraflar ve videolar için telefonda yeterli alanınız olacaktır.
Benchmark testleri de iPhone SE’nin beklenen gücünü ortaya koyuyor. Geekbench 3 benchmark testinde iPhone SE’nin elde ettiği puanlar iPhone 6S ve 6S Plus’ınkilerin önüne geçmeyi bile başarıyor. AnTuTu Benchmark testinde de iPhone SE 130 bin seviyesine yaklaşan puanıyla tüm telefonlar içinde performans açısından önde gelen cihazlardan bir tanesi oluyor. Isınma konusunda da iPhone SE’nin rahatsız edici bir durum yaratmadığını
Apple’ın bu telefona 6S’teki donanım bileşenlerini yerleştirmesi doğal olarak yüksek performans olarak geri dönüyor. Telefonun kullanıcı arayüzünde seri şekilde gezinebilir, uygulamaları ve oyunları hızlıca açabilirsiniz.
- 38 -
Apple’ın iPhone SE’de 5S’e göre iyileştirme yaptığı bir başka alan da pil olmuş. iPhone 5S’te yer alan 1560 mAh kapasiteli pile karşılık iPhone SE’de 1624 mAh’lik bir pil bulunduğunu görüyoruz. Apple’ın aynı hacme biraz daha yüksek kapasiteli pili sığdırmasını bir başarı olarak görebilirsiniz. Buna bir de ekranın daha küçük boyutlu ve çözünürlüklü olduğu için daha az güce ihtiyaç duymasını, yüklü gelen iOS 9’un güç verimliliğine yönelik özelliklerini ekleyin. Sonuç tablosuna baktığımızda ortada epey ilginç bir resim görüyoruz.
İNCELEME
Katalog değerlere göre iPhone SE tek şarjda 14 saate kadar 3G üzerinde konuşma ve 50 saate kadar ses çalma, 13 saate kadar video oynatma imkanı sunuyor. Bunları iPhone 5S’in katalog değerleriyle karşılaştırdığımızda rakamlarda önemli farklılıklar olduğunu görüyoruz. Örneğin 5S tek şarjda 10 saate kadar konuşma imkanı sunuyor. Pratikteki duruma baktığımızda da iPhone SE’nin normal yoğunluklu, içinde uzun süreli oyun oynama, film izleme veya uzun süre 4K video çekimi yapma gibi ekstrem işlerin bulunmadığı bir kullanımda tek bir şarjla sabahtan akşama bir günü rahatlıkla
çıkardığını, hatta ikinci günde de öğle veya öğleden sonraya kadar kullanım imkanı sunduğunu görüyoruz. Bu da iPhone için, bu kapasitede pile sahip bir cihaz için hayli etkileyici görünüyor. Kablosuz bağlantı tarafına baktığımızda, iPhone SE’nin a/b/g/n gibi artık standartlaşmış Wi-Fi protokollerinin yanında 802.11ac protokolünü de desteklediğini görüyoruz. Ayrıca telefonda her ne kadar sadece Apple Pay için de olsa, NFC modülü de bulunuyor. Bluetooth 4.2 + LE, A-GPS ve GLONASS destekli GPS gibi kablosuz bağlantı desteklerini de unutmamak gerekiyor.
- 39 -
4.5G desteğiyle ilgili konuşacak olursak, iPhone SE’nin iPhone 6 ile aynı radyo modülüne sahip olduğunu biliyoruz. Bu demek oluyor ki telefon Kategori 4 LTE desteğine sahip; saniyede 150 Mbit indirme ve 50 Mbit yükleme hızlarına kadar çıkabiliyor, tabii ki teoride. Günümüzdeki 4.5G şebekelerini düşündüğümüzde iPhone SE mevcut hızlardan fazlasıyla yararlanmanıza olanak sağlayacaktır, hız bakımından sizi tatmin edecektir. 3G tarafında da 42Mbps HSDA ve 5.76 Mbps HSPA desteklerini görüyoruz.
İNCELEME iPhone SE inceleme: Yazılım
klasör altında yüklü geliyor. Apple Watch sahipleri için de eşleştirme ve kurulum işlemlerini yapabilecekleri, iPhone SE ile akıllı saatlerinin anlaşmasını sağlayan uygulama yüklü şekilde bulunuyor. App Store’dan istediğiniz oyunu veya uygulamayı iPhone SE’ye indirebilirsiniz. Ekran büyüklüğü ve çözünürlüğü geleneksel nitelikte olduğunda uygulamaların ekrana uyumluluğu konusunda iPhone SE sahipleri herhangi bir sıkıntı yaşamayacaklardır.
Yazılım tarafında diğer Apple telefonlarından çok farklı bir şey olmadığını görüyoruz. iOS 9 ile, daha doğrusu iOS 9.3 ile yüklü gelen telefon Apple’ın iOS ekosisteminden sonuna kadar yararlanma fırsatı sunuyor. Bir panelde beş satır uygulama kısayolu yerleştirmeye izin veren düzeni unutmuşken iPhone SE ile yeniden hatırlama fırsatı bulduk. Ekranı kaplayan büyük ikonlar, büyük yazılar iPhone SE’yi görsel açıdan epey kullanışlı kılıyor. Bu durum ekranın küçüklüğüyle tezat oluşturuyor gibi görünse de, durum böyle.
iPhone SE inceleme: Kamera
3D Touch destekli ekran bulunmadığı için iOS’in bu donanımsal işleve bağlı özellikleri, Live Photo haricinde bulunmuyor. Live Photo’ya Kamera bölümünde daha detaylı değineceğiz. Bunun dışında Apple’ın Hesap Makinesi, iPhone’u Bul, Arkadaş Bul, İpuçları gibi uygulamaları İzlenceler olarak adlandırılan bir
Apple’ın iPhone SE’yi iPhone 6S’in özelliklerinden mahrum etmediği alanlardan bir tanesi de arkadaki iSight kamera. iPhone 6s’te yer alan 12 megapiksel, f/2.2 diyafram açıklıklı, faz algılamalı otomatik odak barındıran, 1/3″ sensör boyutlku ve 1.22 mikron piksel boyutlu, yanında bir de Dual Tone çift renkli LED flaş barındıran kamerayı
- 40 -
İNCELEME
iPhone SE’de de olduğu gibi görüyoruz. Üstelik 6S’te olduğu gibi herhangi bir kamera çıkıntısı olmadan. Tabii ki iPhone SE, 6S’ten daha kalın bir telefon, böylelikle Apple için kamerayı yerleştirecek yeterli alan olmuştur. Apple sadece kamerayı yerleştirmekle kalmamış, yine bir iPhone 6S yeniliği olan Live Photos özelliğini de eklemiş. Kamera uygulamasında ekranın sol tarafındaki sütunda, en ortada yer alan ikonla simgelenen bu özellik, sizin çekim tuşuna bastığınız anın sadece sabit görüntüsünü almakla kalmıyor, aynı zamanda 2-3 saniyelik sesli ve görüntülü kaydını da yapıyor. Çekilen Live fotoğrafları izlemek için parmağınızı ekrana bastırmak yerine dokundurup bekletmeniz gerekiyor.
iPhone SE’nin güzel tarafı hem kompakt boyutlarda olduğunu hem de iyi çekim yaptığını bilmek. Bunun bilinciyle iPhone SE kullandığımız süre boyunca birincil kamera aygıtımız oldu. Işık koşulları ideal olduğu durumlarda iPhone SE doğal olarak canlı, aydınlık renk bakımından doyurucu ve zengin fotoğraflar üretmeyi başarıyor. Makro çekimlerde de iPhone SE’nin epey başarılı olduğu, renk doğruluğunu ve detayları yansıtmada başarılı olduğunu görüyoruz. Gece çekimlerinde de iPhone SE’nin fena iş çıkarmadığını, gürültü bakımından düşük seviyede kaldığını söyleyebiliriz. Loş ortamlarda da iPhone SE epey iyi iş çıkarıyor, hatta iPhone 6S ile aynı ortamda gerçekleştirdiğimiz çekimlerin sonuçlarını karşılaştırdığımızda iPhone SE ile çekilen
- 41 -
İNCELEME edilebilir bir durum değil, artık durum böyle. Yine de, iPhone SE’ye 5 ve 5S gibi telefonlardan geçiş yapacaklar için durumun pek değişmeyeceğini söyleyebiliriz. Hatta Retina flaş sayesinde gece yapacakları selfie çekimlerinde biraz daha aydınlık çıkmaları mümkün olabilir. Video tarafında da Apple’ın 6S gücünü SE’ye yansıttığını görüyoruz. 4K video kaydı yapabilen iPhone SE’de aynı zamanda 1080p/ 60fps video kayıt özelliğini, saniyede 120 kare hızında 1080p ağır çekim ve yine saniyede 240 kare hızında 720p ağır çekim video desteklerinin bulunduğunu görüyoruz. Video çekimi konusunda iPhone’ların epey yüksek performans gösterdiğini biliyoruz, iPhone SE’de de bu durum değişmiyor. Üstelik kompakt boyutları sayesinde iPhone SE’yi çekim sırasında elde daha rahat kontrol etmek, yorgunluk hissini daha geç yaşayıp el titremelerinin daha aza indirgemek de mümkün olabilir. iPhone SE inceleme: Sonuç
fotoğrafların biraz daha aydınlık ve tercih edilir olduğunu görüyoruz. Ne var ki, Apple arka kameraya yaptığı güzelliği ön kameraya pek yapmamış. iPhone 6S’teki 5 megapiksel çözünürlük desteği SE’nin ön kamerasında yok. SE’de 1.2 megapiksel, 720p video destekli, f/2.4 diyafram açıklıklı bir kamera bulunuyor. Apple’ın neden böyle bir tercihte bulunduğu bilinmiyor, ancak bazı yerlerde okuduğumuz ve dinlediğimiz kadarıyla bunun temel nedeni 6S’teki kamera modülünün SE’nin gövdesine sığdırılmamış olması. Yine de Apple, 6S’teki Retina flaş özelliğini ekleyerek selfie tutkunu SE sahiplerinin gönlünü almaya çalışıyor gibi görünüyor. Bu arada Live Photo’nun ön kamera için de çalıştığını belirtelim. Düşük çözünürlük selfie çekmeyi sevenler için tabii ki tercih
Apple 2015 yılında 30 milyon adet 4 inç ekranlı iPhone sattığını açıklamıştı. Bu durum Apple’ın küçük ekranlı akıllı telefonu için hâlâ yüksek talep olduğunu gösteriyor. Ancak bu telefonların teknik özellikleri zamanın gerisinde kalmaya başlamıştı. 2013 yılından kalma teknik özelliklere sahip telefonları 2016’da da satmak kolay değil, her ne kadar Apple markası taşısa da, durum böyle. Bu nedenle Apple için yeni bir 4 inç ekranlı telefon üretmek zorunluluktu, şirket de bunu şartlar elverdiği şekilde yapmaya çalıştı. Ortaya çıkan sonucun 4 inç ekranlı telefon kullanmayı sevenler için memnuniyet verici derecede olduğunu söyleyebiliriz. Eğer bir iPhone 5, 5s, 5c kullanıcısıysanız ve bu telefonlardaki ekran boyutu sizin için yeterliyse, daha fazlasını istemiyorsanız, o hâlde alışkanlıklarınızı değiştirmeden iPhone
- 42 -
İNCELEME
SE’ye geçiş yapabilirsiniz. Fazla para ödemeden daha yüksek profilli teknik bileşenlere ve özelliklere de sahip olursunuz. Bir iPhone 6S veya 6S Plus’a sahip olan kullanıcının daha elindeki telefon eskimemişken bir iPhone SE’ye geçiş yapmasını beklemeyiz. Belki iPhone 6 veya 6 Plus sahibi olanlar için geçiş imkanı mantıklı görünebilir. Ancak bu kullanıcıların da kendilerine küçük ekrana ne oranda veya ne kadar çabuk şekilde alışabileceklerini sormaları gerekiyor. Bir kere daha büyük ekranlı telefon kullanmış olan iPhone kullanıcılarının iPhone SE ile daha küçük ekrana dönüş yapmaları pek kolay görünmüyor. Daha önce hiç iPhone deneyimi yaşamamış olanlar için iPhone SE’nin makul seçenekler
arasında olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki, büyük ekranlı Android telefonu kullanmış olanlar SE’nin küçük ekranına alışmakta zorluk çekecektir. Ancak şunu belirtmekte fayda var. Bugün Android pazarında paranın döndüğü segment giriş ve orta segment. Hatta yavaş yavaş fiyatı 1500 TL ile 2000 TL arasındaki orta üst segment Android telefonlar da epey ilgi görmeye başladı. İşte Apple şimdi iPhone SE ile bu segmentteki Android telefonların karşısına ciddi bir rakip olarak dikilmiş oldu. Her ne kadar 4 inç gibi günümüzün şartlarında “çok küçük” olarak nitelendirilebilecek bir ekrana sahip olsa da, iPhone SE daha önce hiç iPhone deneyimi yaşamamış olanlara uygun fiyattan, hem de güçlü ve güncel özellikler eşliğinde bu deneyimi yaşatma fırsatı sunuyor.
Teknoblog.com’dan iPhone SE
- 43 -
İNCELEME
4.5G deneyimini çok uygun fiyata sunan telefon
Vestel Venus V3 5020
V
estel, Venus serisi akıllı telefonlarıyla Türkiye mobil cihaz pazarında kendisine hatırı sayılır bir yer edinmeyi başarmış durumda. Seride üçüncü nesile gelen şirket, bir süre önce tanıttığı Venus V3 ailesine Turkcell işbirliğiyle yeni bir model daha ekledi. Vestel Venus V3 5020, giriş seviyesi model olma özelliğini Venus V3 5040’tan devraldı. Uygun bir fiyat karşılığında
4.5G deneyimini yaşamak isteyenler için hazırlanan Venus V3 5020’yi sizler için inceledik. 145 x 73 x 8.6 mm.’lik ölçülere sahip olan Venus V3 5020, tartıda 158 gram çekiyor. Boyutları 5 inç ekranlı telefonların standartlarına uygun olan Venus V3 5020 ele biraz ağır gelse de, bunun kullanım esnasında fazla yorucu
- 44 -
olmadığını belirtmek gerekiyor. V3 ailesinin diğer üyelerinde görülen yuvarlatılmış köşeler, Venus V3 5020’de de fark ediliyor. Böylelikle telefonun görünümünün biraz daha yumuşak hâle gelmesi sağlanmış. Kenarların da yuvarlatılmış olması ise ergonomik açıdan olumlu katkı sağlıyor ve akıllı telefonun avuç içine oturması kolaylaşıyor. Akıllı telefonun
İNCELEME Telefonun ekranını dış mekanlarda ve parlak ışık altında kullanmakta bir sıkıntı yaşanmıyor.
kenarlarını saran metal görünümlü çerçeve, cihazın arka kısmında pürüzlü bir desene sahip arka kapakla birleşiyor. Dışarıdan bakıldığında Vestel Venus V3 5020’nin kasası dayanıklı bir imaj çiziyor. Çerçevenin sadece görüntü itibarıyla metali hatırlatması, olası çizilmelere karşı endişelenenleri rahatlatacak bir unsur olarak nitelenebilir. 5 inç ekranlı bir cihaz olduğu için Venus V3 5020’nin yüzey alanı pek fazla değil. Ancak yine de ekranın üst ve alt kısmında hatırı sayılır boyutta alanlar olduğunu belirtmek gerekiyor.
yanlış olmayacaktır. 720p çözünürlük tatmin edici keskinlikteki yazı ve grafikler için yeterli. Ancak renklerin çok canlı olmadığını ve ortada hafif bir solgunluk gözlemlendiğini belirtmek gerekiyor. Parlaklık konusunda ise Venus V3 5020’nin ekranı tatmin edici bir performans sergiliyor.
Venus V3 5020’de 1280 x 720 piksel çözünürlüğünde 5 inç IPS LCD ekran bulunuyor. Söz konusu değerler çerçevesinde ekranın sunduğu görüntü kalitesini “makul” olarak tanımlamak
- 45 -
Vestel Venus V3 5020’de ekranın üst kısmında ahize hoparlörü ve 5 megapiksel çözünürlüklü ön kamera yer alıyor. Ekranın alt kısmında ise sadece Venus yazısı bulunuyor. Vestel, Venus V3 serisinin diğer üyelerinde olduğu gibi, V3 5020’de de tercihini kapasitif veya fiziksel tuşlar yerine sanal tuşlardan yana kullanmış. Sanal tuşların solda olanı geri gitmeyi, ortadaki ana ekrana dönmeyi, sağdaki ise çoklu görev fonksiyonlarından faydalanmayı sağlıyor. Venus V3 5020’nin sağ kenarına güç butonu yerleştirilmiş. Sol kenarda ise ses kontrol butonları bulunuyor. Alt kenarda sadece mikrofon bulunuyor. Kulaklık girişi ve microUSB
İNCELEME portu ise üst kenarda konumlandırılmış. Venus V3 5020’nin arka panelinde sol üst kısımda 8 megapiksel çözünürlüklü arka kamera yer alıyor. Kameranın hemen altına ise flaş yerleştirilmiş. Panelin orta üst kısmında Venus serisinin logosu olarak kabul edilebilecek “V” harfi bulunuyor. Daha aşağıya doğru inildiğinde ise panele işlenmiş Venus yazısı ve hemen altına yerleştirilen hoparlör ızgarası bulunuyor. Hoparlörün arka panele yerleştirilmiş olması, telefon bir yüzey üstüne koyulduğunda ses çıkışını biraz olsun etkiliyor. Arka kapak ve alt kenarın
buluştuğu noktadaki küçük boşluk ise arka kapağın yerinden çıkarılmasını sağlıyor. Bu kapak açıldığında kullanıcıların karşısına 3140 mAh kapasiteli pil ile microSIM ve microSD yuvaları çıkıyor. Bu noktada Venus V3 5020’nin pilinin yerinden çıkarılamadığını belirtmek gerekiyor. Vestel Venus V3 5020 gücünü dört çekirdekli, 64-bit, 1.0 GHz MediaTek MT6735P işlemciden alıyor. Bu işlemciye 1 GB RAM ve 16 GB dahili hafıza eşlik ediyor. microSD kart desteği sayesinde cihaza 32 GB daha depolama alanı eklenebiliyor. Giriş seviyesinde konumlanan telefondan performans bakımından çok fazla şey beklememek gerekiyor. Beklentiler makul seviyede tutulduğu takdirde, Venus V3 5020’nin performansından memnun kalmak pek zor
- 46 -
gözükmüyor. Dolayısıyla Venus V3 5020’nin performansının segmentindeki diğer cihazlarla örtüşen bir çizgide seyrettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Akıllı telefon yüksek işlem gücü gerektiren bazı oyun ve uygulamalarda biraz fazla ısınıyor, ancak bu ısınma cihaz sıcaklığının normal değerlerin üstüne çıkması gibi bir probleme yol açmıyor. Cihaz AnTuTu benchmark testinde 17000 civarında bir puan alıyor. Bu puanın giriş segmenti için normal olduğunu belirtmek gerekiyor. 3140 mAh kapasiteli pil ise Vestel Venus V3 5020’nin en güçlü yönü olarak ön plana çıkıyor. Serinin daha önceki giriş seviyesi modeli V3 5040’a kıyasla yüzde 50 oranında pil performansı artışı sunan Venus V3 5020, diğer donanım özelliklerinin
İNCELEME
de katkısıyla tek bir şarjla iki günü çıkarabiliyor. Daha düşük yoğunluklu kullanım senaryolarında söz konusu sürenin biraz daha uzayabileceğini de belirtmek gerekiyor.
işlemini Venus V3 5020’de de gerçekleştirdiği görülüyor.
Turkcell ile işbirliği içinde geliştirilen Vestel Venus V3 5020, ülkemizde 1 Nisan itibarıyla faaliyete geçen 4.5G şebekesini destekliyor. Akıllı telefonun hazırlanmasındaki temel amaçlardan birisinin de 4.5G deneyimini uygun fiyat karşılığında daha geniş bir kitleyle buluşturmak olduğunu hatırlatmakta fayda var. Vestel Venus V3 5020, aynı serideki diğer telefonlar gibi, kutusundan Android 5.1 Lollipop işletim sistemiyle çıkıyor. Özellikle Ayarlar menüsü, telefon uygulaması gibi yerlerde ham Android deneyimine büyük ölçüde sadık kalınıyor. Ancak Vestel’in yerleşik Android uygulama ikonlarını özelleştirme
Ana ekranın ilk sayfasında Turkcell uygulamalarının hakimiyeti göze çarpıyor. BiP, Turkcell Müzik ve Turkcell TV+ uygulamaları ana ekranda kullanıcıları karşılıyor. Turkcell Akıllı Depo, App Market ve Hesabım uygulamaları ise yine ana ekranda bulunan Turkcell klasörünün içine yerleştirilmiş. Google’ın cihazda yerleşik olarak sunduğu uygulamalar ise farklı klasörler altında gruplanmış. “Yarat” adını taşıyan klasörde Dokümanlar, E-Tablolar, Slaytlar, Drive ve Keep gibi üretkenlik temelli uygulamalar bulunuyor. Play klasörü ise Play Müzik, Oyunlar, Kitaplar ve Gazetelik gibi servislere erişim fırsatı veriyor. İkinci ana ekran sayfasına yerleştirilen Google klasöründe ise Gmail, Haritalar, Google Arama, YouTube, Hangouts ve Fotoğraflar gibi uygulamalar yer alıyor. Google Chrome’un
- 47 -
İNCELEME
Vestel Venus V3 5020’nin varsayılan internet tarayıcısı olduğunu belirtmekte fayda var.
klavyenin Venus V3 5020’nin varsayılan klavyesi olması da, yerinde bir tercih olarak göze çarpıyor.
Venus V3 5020’de bulunan V Market isimli özel mağaza, kullanıcılara çok sayıda uygulama sunuyor. Mağazada Vestel Cloud, Canlı Destek, Vestel Mobil Asistan, Yandex Browser, Tivibu gibi uygulamalar yer alıyor. Venus V3 serisinin daha önce piyasaya sürülen modellerinde söz konusu mağazada yer alan uygulamaların önemli bir kısmı ön yüklü olarak kullanıcılara sunulmuştu. Venus V3 5020’de ise sadece Vestel Cloud ve Vestel Mobil Asistan uygulamaları ön yüklü biçimde yer alıyor. Ön yüklü uygulamaların sayısının azaltılmasında Turkcell ile gidilen işbirliği sonucunda Turkcell uygulamalarının cihaza dahil olmasının önemli bir rol oynadığını söylemek, yanlış olmayacaktır. SwiftKey
Venus V3 serisinin daha önce piyasaya çıkan versiyonlarındaki “yerelleştirme”
- 48 -
dokunuşlarının Venus V3 5020’ye de uygulandığı görülüyor. Buğday Başak, Buram Buram, Kapadokya adını taşıyan zil seslerinin yanı sıra; ünlü müzisyen Cenk Erdoğan tarafından Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesini temsil edecek şekilde düzenlenmiş zil sesi melodileri, kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Bildirim sesleri konusunda da aynı yaklaşımı koruyan telefonda kullanıcılar gelen bildirimlerden simitçi veya bozacı nidaları, çay karıştırma veya tavla sesi ya da zurna ve ney nağmeleriyle haberdar olabiliyor. Venus V3 5020’nin yerelleştirilmiş bildirim seslerinin bakışları üstünüzde toplamanıza neden
İNCELEME kamerasıyla 720p video kaydı gerçekleştirilebiliyor. Vestel Venus V3 5020’nin önünde ise 5 megapiksel çözünürlüklü ön kamera yer alıyor. El sallama, göz kırpma ve gülümseme gibi modların varlığı sayesinde Venus V3 5020’de selfie yakalamak önemli ölçüde kolaylaşıyor. Kamera uygulaması oldukça sade bir arayüze sahip. Deklanşör tuşuna dokunduktan sonra fotoğraf ve video çekimlerinin başlaması fazla uzun sürmüyor. Kısacası kameranın bekleme süresinin epey düşük olduğu söylenebilir. olabileceğini belirtmekte fayda var. Vestel Venus V3 5020’nin arkasında 8 megapiksel çözünürlüklü kamera bulunuyor. Kamerada HDR, panoramik çekim, hızlı otomatik odaklama gibi standart olarak nitelenebilecek özellikler yer alıyor. Buna el olarak; gülümseme ve el hareketlerini algıladığında otomatik olarak çekim yapabilme, yüz güzelleştirme, canlı fotoğraf, hareket izleme gibi modlar sayesinde kameranın yapabileceği şeylerin sayısı biraz daha artıyor. Böylelikle 8 megapiksel çözünürlüklü kamera sensörünün açıkları da biraz olsun kapatılmış oluyor.
8 megapiksel çözünürlüklü arka kameranın gece çekimlerinin kalitesini “ortalama” şeklinde tanımlamak mümkün. Gece yakalanan karelerde gürültü oranı biraz yüksek oluyor. Düşük ışıklı ortamlarda ise kameranın yakaladığı kareler yeterli netliği sağlıyor. Vestel Venus V3 5020’nin arka
- 49 -
Venus V3 5020, Vestel ve Turkcell’in yıllardır devam eden yakın çalışmalarının en yeni ürünü olma niteliğini taşıyor. Hem özellikleri hem de fiyatı itibarıyla giriş seviyesinin tipik örneklerinden biri olarak tanımlanabilecek Vestel Venus V3 5020, nisan ayı
İNCELEME itibarıyla faaliyete geçen 4.5G şebekesinden faydalanmak isteyenler için oldukça uygun bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Venus V3 5020, serinin daha önce tanıtılan telefonlarına büyük ölçüde benzer olsa da, arada bazı küçük farklar bulunuyor. Yazılımsal anlamda da akıllı telefonda Turkcell etkisi ön plana
çıkıyor. Turkcell, akıllı telefonu satın alanlara BiP, Turkcell TV+, Turkcell Muzik ve Akıllı Depo gibi servislere de kısa yoldan erişim imkanı veriyor. Uygulamaların varlığı dışında ham Android deneyimine fazla dokunulmamış olması da telefonun olumlu noktaları arasında bulunuyor. Vestel Venus V3 5020’yi peşin satın almak isteyenlerin 649
TL ödemesi gerekiyor. Bu kadar uygun bir fiyatla 5 inç ekranlı ve 4.5G bağlantı özelliği barındıran bir telefona sahip olmak, önemli bir fırsat şeklinde tanımlanabilir. Giriş seviyesi bir telefon arayanlar için Venus V3 5020, fiyatı ve temel performansı sayesinde dikkate değer bir cihaz niteliği taşıyor.
Teknoblog.com’dan Vestel Venüs V3 5020
- 50 -
facebook.com/teknoblog
instagram.com/teknoblog
twiWer.com/teknoblog
youtube.com/teknoblog
google.com/+teknoblog
pinterest.com/teknoblog